Professional Documents
Culture Documents
Yazı 1 Noropazarlamaya Giriş
Yazı 1 Noropazarlamaya Giriş
Son dönemde yeni bir moda oluştu: “nöro modası” diyorum ben buna.
Başında “nöro” olan sözcükler ayrı bir ilgi çeker oldu. Bu ilginin bir boyutu
kelimenin tam anlaşılmamasından ama gösterişli havasından kaynaklanıyor
sanki. Bu kelimeyle daha çok haşır neşir olanlar için ise farklı bir açılım, farklı
yaklaşımlar, daha fazla araştırma ve makale anlamına gelebiliyor. (Daha fazla
makale yazma üzerine kurulu/endeksli bir akademik düzende çok da tuhaf
olmasa gerek!) Nöro’lu söz öbeklerini anımsayacak olursak: nöroetik,
nöroiktisat veya nöroekonomi, nörofelsefe ve son olarak daha fazla ilgi
çekmeye başlayan nöropazarlama. Peki nöropazarlama nedir, ne ifade eder?
En basit tabirle, sinirbilim ve pazarlamanın kesişim noktasıdır. Daha geniş bir
çerçeve çizmemiz gerekirse: pazarlama konusunda sinirbilimsel çalışmalar
nazarında farklı perspektif ve açılımlar sunmaktır. Daha da somutlaştırmamız
gerekirse sinirbilim ve pazarlama uzmanlarının katılımıyla insanların nasıl
karar verdiğini, alış-verişte, satın almalarda, siyasi tercihlerde kararlarını
hangi yönde kullandığı araştıran yepyeni ve önü oldukça açık olan bir alandır.
Yani bizim Coke Cola mı, Pepsi Cola mı yoksa Cola Turca mı içtiğimiz (ve
bunu neden yaptığımız) bu alanın temel derdidir.
Emekleme Dönemi
Görsel sistem üzerine yapılan birçok çalışma bilinç (özel olarak görsel bilinç)
hakkında çok önemli ipuçları veriyor. Bu çalışmaların sonuçları ve yorumları
itibariyle en çarpıcı olanlarından biri Güven Güzeldere ve ark. (3) tarafından
yapılan “The Nature and Function of Consciousness: Lessons from Blindsight”
başlıklı çalışmadır. Görsel sistemindeki bir sorundan dolayı sol görsel alanı
bilinç seviyesinde algılayamayan denekler üzerinde çalışılan bu deneylerde
görmenin sandığımız gibi görmek ya da görmemek kadar basit bir kalıpta ele
alınamayacağını bir kere daha ortaya koymuştur. Bu denekler, sol görsel
alanlarında ne olduğunu isimlendirememelerine ve verilen bir zarf koyma
görevini bile yerine getirememelerine karşın yine de görevi yerine getirmeleri
istendiğinde bunu oldukça yüksek bir oranda yaptıkları fark edilmiştir.
Oldukça enteresan sonuçlara varabilmeyi sağlayan bu çalışmaya göre görsel
sistem diğer birçok sinir sistemi gibi birden fazla yolaktan (yoldan) oluşuyor.
Görüntüleme çalışmalarının ortaya koyduğuna göre bu denekler, beynin
evrimsel olarak daha gelişmiş serebral korteks kısmında bir hasar olması
sebebiyle bu alanda görsel bilince sahip değiller. Ancak daha alt kısımda yer
alan (korteks altı) yine görsel sistemden beslenen yolaktan alınan bilgiler
sayesinde bilinç düzeyinde olmadan “içgüdüsel” olarak davranabilmekteler.
Bu örneği niye verdim? Beynimiz dışarıdan bakıldığında belirli eğilimlere sahip
yaklaşık 1,5 kg ağırlığında bir organımız. Biz her ne kadar onun kontrolünde
iddiasında olsak da durum aslında o kadar da basit değil. Bizim mi beynimizin
kontrolünde olduğu yoksa beynimizin mi bizim kontrolünde olduğu ayrı bir
tartışma konusu ama yapılan bu ve benzeri bilimsel çalışmaları göz önünde
tutarak beynimizin kontrolünde olduğumuz konusunda çok da iddialı
olmamamızda fayda var.
Sonuç Yerine
Esenlikle,
Tuna Çakar
Kaynaklar:
http://www.martinlindstrom.com/index.php/cmsid__buyology_what_is_neur
omarketing