You are on page 1of 17
JAPONYA’NIN MODERNLESME DENEMESi (*) Yazan: Ozer OZANKAYA Sosyoloji Asistant Sizlere, Asya kitasmin sanayilesmis tek toplumu olan Japon- ya'nin modernlesme denemesini anlatmak istiyorum. Konusmam tig biliimden kurulu olacaktr: énce medernlesme kavraminin neleri ifade ettigini kisaca belirtecegim. Ikinci olarak Japonya’nm modernlesme denemesini bu genel cerceve iginde anla- tacatim. Son olarak da Japon modernlesme denemesiyle Tiirk modernlesme denemesi arasindaki benzerlikleri ve farkliiklar: be- lirtmege calisacazim Son yillarda «modernlesme> terimi toplumbilimciler tarafin- dan. sik sik kullanilmaktadir. Bu terimle bu bilim adamlari, Orta- cats sonlarindan itibaren Batt Avrupa'da basliyan ve bugiin ise diin- yanin her yaninda etkilerini duyuran biiytik degismeleri ifade et- mektedirler. Modernlesmenin iktisadi alandaki girtiniisii sanayiles- me, siyast alandaki gdriiniisii ise halk kitlelerinin idaveye gittikee artan 6l¢tide katilmale dir, Ashnda «sanayilesme» ve «halkin ida- reye katilmasi» terimleri de cok genis toplumsal degisme olaylarm1 ifade etmektedirler. Bu bakimdan modernlesme kayraminm mub- tevasini belirtmemiz, gerekiyor. I. Her «degisme» incelemesinde oldugu gibi, modernilesme te- rimi ile ifade edilen cok yénlii degismelerin incelenmesinde de bir baslangig durumu, bir varis durumu bir de ikisi arasindaki gecis safhas: bulunmasi gerekir. Ancak her toplum, her zaman, canii ve dinamik bir dzellikte oldugundan «baslangic¢» ve «varis» donem- lerinin tesbitinde bir dereceye kadar itibarilik bulunacagi unutul- -mamalidir. (*) Bu yazt, Amerika Birlesik Devletleri’nde, cuse Universitesi‘nin Sosyoloji Bi Viimilnde Raasladigna “larkive ve Japonya’da Sosyal Degigme vo thtisadi Golig: me» konulu Master tezimin bir béliimii olup, Tiirk Siyasi [imler Derneii’nin 27 Kasim 1964 tarthinde diizenledigi kenferansta sunulmustur. 294 O28 OZANKAYA Modernlesme hareketinin baslama noktasindaki bir toplum «ge. Jeneksel toplum», «varig» noktasindaki bir toplum ise «sanayi top- lumu» olarak nitelenmekte ve geleneksel ve sanayilesmis toplum modelleri, ideal tipleri cizilmektedir, Gelencksel bir toplumun dzellikleri siylece tesbit edilmektedir: topraga, yani tarima dayali bir ekonomi; ilkel bir teknoloji ve za- yif tiretim; toprak sahibi seckinlere ve bélgecilige dayali bir siyast yapt; hiyerarsik ve iki Sgeli bir sosyal sinif yapist : en tistte nisbeten dar bir yOnetici seckinler grubu, altta ve seckinlerden cok asate da ise idare edilen «basit» halk kitleleri; genis aile diizeni ve ailenin ayn. zamanda bir uretim birimi olmasi; yaygn bir cehalet ve ka derei bir hayat géri toplum iginde statii ve rollerin, insanlann ne yapabildiklerine gére degil, kim olduklarina gére dagilmasi; ka pun ve kurallarin kisiye gore degisen sekillerde uygulanmasi ve gé« rev ve haklarm sinirlarinda belirs x. Boyle bir toplumsal gevre iginde tesekktil eden insan Kisiligi de «otoriter insan kisiligivdir, Oloriter insan Kisiliginin bashica ézellikleri, kendisinden yasca, ya da mevkice daha biiytik olanlara karst sorgu - sualsiz bir itaat bes- lemeleri, kendisinden daha kiiciik olanlardan da aym sekilde- bir itaat - beklemeleri; fertlerarasi miinasebetlerde daima tavaflardan birinin kuvvetli, 6tekinin de zayif olacagimi diisiinmeleri, ve uymaz- h8: (non - conformism’i) asla hos gérmemeleridir. Sanayilesmis toplumun Gzelliklerini de yine bir kag cizgiyle be lirtelim: yalniz taruma degil, daha neml} olarak sanayi ve hizmet sektérlerine dayah bir iktisadi yapi; yuksek bir iktisad? verimli- lik; tarmmin ticaretlesmesi: yani ii in degil, pazar icin tire stim. i tim, ve para ekonomisinin kurulmus clmasy; iki égeli toplumsal simf yapisi yerine, genis yatay ve dikey toplumsal hareketlilik; aile: iktisad? bir birim olmaktan cikmis olan dar aile; niifusun tarim sek: i6ttinden, schir ve sanayi merkezlerine gécmesi sonucu olarak bit yiik niifuslar barindiran sehirlerin yayem olmasi; insan: — tablata hakim insan; etrafindaki tabii gevrenin kendisi tarafindan anlasila- bilir ve kontrol edilebilir bir takim fizik kanunlarma tabi oldugunu bilen insan; etrafindaki toplumsal gevrenin de izahim yapabilen, yeteneklerini gelistirmek hususunda smuirsiz, bir potansiyeli oldu: Bunu bilen ve bu yiizden, kendinden asa%idakine bakip ‘teselli bul- may1 degil, kendisinden yukaridakileri Grnek edinmeyi tercih eden insan. Siyasi yapinin ézellikleri: siyast iktidarm layiklesmesi; hii- ktimet gdrevlerinin farklilasmasi, yani meslcki bir biirokrasinin ortaya ¢ikmasi. JAPONYA'NIN MODERNLESME DENEMEST 295 Modellerini cizdigimiz geleneksel toplumdan sanayilesmis top- luma gecmegie yol acan toplumsal degisme faktrlerine gelince, bu- rada toplumsal degigmenin faktérleri konusunu genis bis sckilde im- celememize imkan olmadigmdan, su kadarmi séylemekle “yetinmek istiyorum: toplumlarm degisme tariblerinde, kurulu diizenden yaygin bir memnuniyetsizligin ve baska tophum ve kiiltiirlerle te masin, defismenin ana faktérleri Gneminde olduklarm: goriyoruz. Il — Simdi, modernlesme kavrammm bu genel _izahina bail kalarak, Japonya’nin medernlesme denemesini girelim: Once J pon toplumunun geleneksel durumunu; sonra da bu gelenekse rumda de&ismelerin nasil ortaya ciktfini gdrelim. | dw Japon toplumunda, geleneksel toplumun biraz Snce’ saydigimiz dzelliklerinin. birarada bulundugu bir durumu, bu iilkenin 14. yi yildan Snceki tarihi iginde bulabiliyoruz. Gerg munda‘ bugiin bile geleneksel unsurlara sik sik rastlanmakla bir likte, geleneksel unsurlari yrkan bir gelisme siireci, 14. yiizyildan buyana siiregelmistir. Bu yiizdendir ki, Japon toplumu iizerine yazr Jan her inceleme eseri «fakat, ayni zamanda» seklindeki ihtirazi ka: yitlarla doludur. Ornegin, Japon toplumu sanayilesmis bir toplum- dur; fakat ayni zamanda niifusunun yiizde 40 1 tarim dalinda calis- maktadir, Bu gercek, diger bir cok ihtirazi kayitlarm kaymuni tes- kil etmektedir: genis aile diizeni, hiyerarsik bir toplumsal yap1 ve otoriter fertlerarasi miimasebetler, statiiniin do3umla kazanilmasi, ibi geleneksel unsurlar, bugiinkii Japon toplumunun sik sik goriilen tezahiirleridir ve tarima dayanan kiictik yerlesme _yerleri- nin yaygm’ olmasindan ileri gelmektedir. reekten, Japon: toplu Geleneksel unsurlari yikagelen olaylar ise, demin belirttigimiz gibi 14. yildan. baslar. Ashikaga Devri diye adlandirilan 1333 - 1568 tarihleri arasindaki dénem icin, Japon tetkikeileri, Ingiltere’deki sa- nayi inkalabinin bashca unsurlarmin gerceklestizi bir donem demek- tedirler. (1) Bu dénemde, tarim metotlarindaki reformlar sayesinde (ciftciye giibre dagstilmasi, iyi ckin ve ajag tiirleri verilmesi, vs.) de- kar bagina tiretim 2, hatta 3 misli artmastir. (2) Bunun yanimda el- sanatlar: sanayisi eldukea gelismis, béylece hem teknik ilerlemis, (1). Everett E. Hagen, On the Theory of Social Change, How Economic Growth Be. gins (Homewood, Illinois: The Dorsey Press, Inc. 1962), s. 330, (2) Edwin 0, Reischauer and John K, Fairbank, Bast Asia) The Great Tradition (A History oa East Asian, Civilization, Vol. 1.) (Boston: Honghton Mifflin Co., 1958), s, 55° 296 OZER OZANKAYA hem de gelirler artmistir. Ticaret geligmis, toptanci ve perakendeci bir tticear simifi ortaya gikmistir. 15. yiizyildan basliyarak parariun kullanilmas: son derece yayginlagrms ve bir para ekonomisi ger coklesmistir. 15. yiizyilda, Japonya'daki Kore elcisi, hatiralarinda, bu iilkede paranm ne genis bir kullaniima. giicti oldugunu hayranlikla kaydediyor ve «paray1 herkes kabul ederdi; dilenciler ve prostitiit- ler ise paradan baska bir sey kabul etmezlerdi» diye yazivordu (3). Yine Ashikaga devrinde dig alemle miinasebetler de hayli sik- lagmiy, Cin ve Koreyle ticaret ‘gelismig bulunuyordu, Japon gemici- ler Malaya yarimadasina kadar gidiyorlardi, Batiyla temaslan ve Batt halkinda bilgi edinmeleri de buralarda karsilastiklary Porte- kizliler aracihZiyla oldu, Onlardan edinlilleri yeni bilgiler, yeni ima- lat tekniklori, atesli silablar, vs. Japon iktisadi hayatinda de¥isme- leri byzlandiran unsurlar oldular. Japonlarm, cok eski zamanlardan beri baska toplumlardan kil tiir ithalinde bulunduklari bilinen bir husustur, 14. yiizyila kadar dzellikle Cin’den, 14 ve 15. yiizyillardan bashyarak da Portekizliler ve ézellikle Hollandalilar aracihgiyla Bats Avrupa’dan kiiltiirel ik: tibaslarda bulunmuslardir. Japonya’m siyast yapisi ise, 17. yizyila kadar, bazan_ biitiin iilkeye samil merkezi bir idare, bazan feodal beyliklerin hakimiye- ti siklari arasinda bir sarkac¢ hareketi g6stermistir. Bu. hareket tig defa tekerriir etmistir. Ancak merkezi idarenin kuruldugu her de- fasinda, temelleri daha sailam kurulmus, yetkileri daha genis ol- mustur, (4) 4 Feodal siyasi diizenin sonuncusu olan Ashikaga devri (1333- 1568) sonlarma yaklasirken, beylikler arasindaki ic savaslar salgin halini almis bulunuyordu. 30 yil kadar siiren bu diizen dénem sonunda, Tokugawa ailesinden Bityiik leyasu biitiin rakiplerini ye- nerek Sogun, yani Japonya tizerinde hakim siyasi iktidar sahibi li- der haline geldi. Tokugawa devri diye adlandirilan ve — ikibucuk yizyil siiren bu dénem, Japon toplumunun inceden inceye hazirlan- mus bir kalip icinde dondurulmak istendigi bir dénem olmustur. Ger- cekten, tekrar bélgecilige dintilmemesi icin, Tokugawa idaresi biitiin toplumsal hayati kapsami icine alan bir bicim getirmisti. Elcinin hauralarndan nakleden : Thomas C, Smith, The Agrarian Origins of Modern Japa, (Stanford, California: Stamford University Press, 1959), s. 72. (4) Everett E, Hagen, On the Theory of Social Change, op, cit., ss, 310-313: JAPONYA'NIN MODERNLESM® DENEMESiL 297 Bir merkezi idare kurulmustu; fakat bu, daimyo denilen feodal beylerin bertaraf edilmesi yoluyla olmamisti. Bu beylerin isyanlar1- na yol acmamak icin, yasamakta devam, etmelerine miisaade edil- misti, Fakat bir cok ince tedbirlerle bu beylerin niifuz, servet ve kudretlerini anturamamalan, bir araya gelip Sogun’a, yani merkezi idareye karsi harekete gegememeleri saglanmistt. Japon toplumu kastlara béliinmiistii. En yukarida Imparator ve saray asilleri bulunuyordu. Fakat imparator, siyasi iktidar: Inulla- . Namuyacak gekilde tecrit edilmisti. imparator ve saray asillerinden sonra sirasiyla feodal beyler ve Samuri denilen muharipler sinaf1, ciftciler, sanatkarlar ve tiiccarlar geliyordu, Ciftciler, hemen sa- murai'dan sonraki sirayi tutuyodu, ciinkii tamm toplumun iktisa: di temeli sayiltyordu, Ticaret ise en asati sinifi teskil ediyordu, ciinkii ticaret verimli bir faaliyet sayilmryordu. Ayrica miireffeh bir tiiccar sinifinin dogusunu kendi otoritesine karsi bir tehlike go- ren Tokugawa idaresi, ticareti smirlryan tedbirler aldi: biitiin Ja: ponya'y1 dis alemden tecrit etti: Acik denize cikabilecek gemi in- saatm éliim cezas1 koyarak yasaklach. Ingasina miisaade edilen kiigiik gemilerin ise Asya kitasma cikmalarina, ya da ticart mal tasimalarina, aymi ceza ile miisaade edilmiyordu. Japonya’nin i de de ig - ti¢aret simirlar ve kayitlar altina alinmisti. Her beyli3in suurlarinda giimriik idareleri kurulmus ve mallarin girip cikmasi cok sik: kontrole tabi tutulmustu. (5) Her tiirlii degisme ihtimalini 6nlemek iizere yabancilarla te mas yasaklanmisti. Hristiyan misyonerler smir - disi_ edilmis ve hristiyanlik yasaklanmusti. Birka¢ Cinli ve Hollandali ticaret adam harig, biitiin yabancilar smir - dist edilmisti, Hollandalilarin kal Masina miisaade etmekten amac. Bati hakkinda bilgi edinmekti. Bir Japon idarecisi: «Barbarlara karsi kendimizi koruyabilmek icin hem onlar, hem de kendimizi tanimahyiz. Barbarlari tanimanin yo- lu, Hollandaca eserleri takip etmektirs diyordu, (6) Sogun’un baslica idari meselesi, daimyo denilen feodal beyleri kontrol etmekti, Bu amacla her beyligin smirmda pasaport ve giim- rik memurlar: bulunduruluyor, béylece ticaret sinurlandirildit gi- (5) Rath Benedict, The Chrysenthemun and she Sword, (Boston: Houghton Mifflin Co., 1944), ss. 61+ (6) Nakleden: Thomas C. Smith, Political Change and Industrial Development in Jopan: Covernmens Enterprise, (Stanford, California; Stanford University Press, 1955), s. 2. ss 298 OZER OZANKAYA. |, feodal beylerin silah biriktirmeleri de dnlenmis oluyordu. $o- gun'un miisaadesi olmadan feodal beyler evlenemiyorlardi; doyle ce Sogun isin tehlikeli olabilecek ittifaklar onlenmis oluyordu. Bu tedbirlerin, en meshuru ise, her feodal beyin yilin yarism1 baskent dlan Kyote’da gecirmeye ve yilin ikinci yarisinda beyligine diner kon, Karisin ve cocuklarim baskentte, bir nevi rehine olarak birak- maga mecbur tutulmalanydi. Sankin Kotai adi verilen bu sistem sayesinde Sogun, kontrolii elinde bulunduruyor ve biyerarsinin en yiiksck kademesindeki yerini korumus oluyordu. (7) Ancak, toplumu dondurmak ameciyla alinan bu tedbirler, ger- cekte i deSismelere yol acan faktérler oldular. Séyle ki, bu ted- birle kasta, mensup insanlar arasinda hosnutsuzluk yaratt1. Or: nein Litcear sinifi, dzellikle feodal dénemde, hayli miireffeh bir du- mi ruma gelmisti. Ama servetleri ne kadar bityiik olursa olsun, simf sistemi onlara en asa sinif olarak muamele ediyor, giymek zorunda olduklari elbiseler, tasimak zorunda olduklar1 isaretler, bu asaii statiilerini gézle goriiniir kihyordu. Samurai (Mubaripler) sinifi, Tokugawa idaresinin getirdigi iki: yiiz yillk uzun bars dénemi iginde varlik sebeplerini kaybolmus buldular, Bu gérev kaybi, toplumdaki statiilerinin de. Kaybolmasi- na_yol aemusti. Bir baska memnuniyetsizlik Kaynagi, Sogun’un- imparatora karsi olan tutumu idi. Tamamen tecrit edilmis olan Imparator, say- gyla muamele gérmekle bi-likte, tilkenin yénetiminde hig bir rol ve etkiye sahip defildi, Bu arada, Sankin Kotai denilen rehine sistemi, bélgeler arasm- da ticaret’ ve seyahati genis Glctide arttiurken Kyoto, Edo, Osaka gibi biiyiik sehirler ortaya cikiyordu. Bu sehirlerden her biri, da: ha 1725’de 300.000 in iizerinde miifus barmdirryorlardi. 10.000 den fazla niifuslu bir diizine sehir vardi. (8). Sankin Kolai sistemi, feodal beylerin mascaflarimt artturarak fakirlesmelerine yol agmisti, Artan masraflarint karsilamak icin bu beyler, bir yandan tiiccarlara borclamyor, bir yandan emirlerindeki muhariplerin (samurai) tahsisatlarint kistyor, bir iiciineti yandan da ciftcinin vergi i arttiriyorlard:, Alacakl. tiiccar Kast dii- (2) Ruth Benedict, The Chrysenthemum and the Sword, op. cit. s. 61. (8) Thomas €, Smith, Political Change and Industrial Development in Japan, op. cit, 5.13, JAPONYA'NIN MODERNLESME DENEMESt .299 zeninde gedikler agavak yiikselme cabalarma girisiyor, samurai ve koyliiler ise gittikce kétiilesen mali ye toplumsal durumlar dolayisiy- Ja teblikeli sekilde memnuniyetsizlixe kapilmis’ bulunuyorlardi, Koylii isyanlari, Tokugawa devrinin son clli yilmda salgin hastahk halini almis bulunuyordu. Béylece askerler, tiiccarlar ve kéyliiler, Tokugawa idar sisina gegmis bulunuyorlardi. Bu memmuniyetsizlik doneminde bir yandan biiyiik sehirlerde eglence yerlerine, medaya, tiyatro ve giizel sanatlara ragbet artar ve insanlar bu yolla hayatin sikintilarmdan uzaklasmaya caligwken, bazi daha diisiinceliler, eski kutsal yazila- ra dénerek, sikintilarina.careyi bu yazilarda bulmaya calisti- lar. (9) Bu cabalarin bir sonucu, dini inanclarin yeni bir yoruma ta- bi tutulmas: oldu, Rahip Ishida Baigan’m Zen Buddihsm ve Kon- fucytis dinine verdigi yeni yorum, cok galigmay1, cok _kazanmay1 ve tasarruf etmegi tesvik ediyor, dzellikle tiiccarlar ve kéyliiler ara- sinda genis kabul gériiyordu. Bu gelismelerin Japonya'da, Protestan ahl4kinm Avrupa’da oynadigi role benzer bir rol oynadigimi ileri siiren sosyologlar olmustur, (10). Bu cabalarm ikine? sonucu Japon tarihi iierinde yoSunlasan calismalar olmusiur.. Bu calismalar Japon tarihinde Imparator’un iilkeyi dogrudan, doSruya yénetti#i devirler bulundugunu eriaya cr kardi ve tmparatora kars: baglilik ve sevgi mistik bir sekil aldi. Sinto dini seklini alan bu baghhk, imparator’un gercek iktidar sa- hibi oldugu inancmt yayarak Tokugawa idaresinin mesrulugunu siipheli kild:. Bir baska grup, ézelikle samurai sinifindan olanjar, Hollan- daca yazilmis eserler yoluyla teknik ve iktisadi alanlara yéneldiler. Bati Avrupa'daki gelismeler ve Bati'nm® giiclii durumu, bu ¢alis- malarin hem 6nemini, hem de yoSunlugunu arttirdi, Artik Hollan- daca 6gretiliyor, fizik, matematik, Jeoloji, cogratya, astronomi, de nizcilik, madencilik, mithendislik, askeri taktikler, tip, idare... ilah (9) BE. 0. Reischeuer, East Asia: The Groat Tradition, op. cit., Boliim X11, G. B. Sansom, The Western World and Japan, (New York; Allred A. Knopf, Tho. 1950), Biliim IX ve X. / (40) Japonya’nm iktisad? gelismesinde dint dejerlerin rolii konusunda Robert N, Bel i The Tokugawa Religion _(Gle Press of Gleneoe, Tne., 1957). Ayrica bknz,: Eliezer B. Ayal, «Value Systems Economie Development in Japan and Thailand, The Journal of ‘ Yo! XIX, No. 1, 1963, ss. 35-51, i Jah’nm degerli incelem coe, TMlinvis: ‘cial Issues, 300 OZER OZANKAYA gibi alanlarda Hollanda dilinden eserler Japoncaya cevriliyordu. «Barbar Bilimleri Okullari> acilyor, tereiime biirolar: kuruluyordu; kitaplarda yazih bilimsel deneyleri yapmak icin laboratuarlar kw ruluyordu. Bunlan takiben demir dékiifnhaneleri, firmlar, vs. ku: ruldu, Ticari karakterde tesebbiislerde de bulunulmakla birlilte, mandencilik ve silah sanayiine bashea énem verilmekteydi. (11). iceride az nce saydigimiz toplumsal céziilme olaylari gittikge siddetlenerek devam ederken, 1853 de Amerikalt Amiral Commodo- re Perry birkac Amerikan gemisiyle gelip, iki lima, Amerikan tica- retine acan ve Japonyanin kendi ticaretini diizenlemek hususunda- ki hiikiimranhgim smrhyan bir anlasma imzalatu. Tokugawa ida- resi buna karsi koyacak giigten mahrumdu. 1857 de yeni bir andlas- mayla, Amerikayla ticaret genisletiliyor ve Amerika’ya Japon top- raklari iizerinde baz1 hiikiimranbk haklar tanmryordu. Kisa za- manda Oteki Bati tilkeleri de benzer haklar elde ettiler. Ancak 1850 - 1870 arasindaki dzel diinya sartlart, yani A. B. D. -harplerle mesgul olmasi, Fransa'nin giiglenen bir Almanya a kalinasi, Ingiltere’nin ise Hint isyamyla mesgul ol- smiirgelesmek sonucundan kurtarmis, bu zaman- dan faydalanarak bu yabanci tehlikesinin nasil savusturabilece’i ko- nusunda genis a devri gecirmistir. Tokugawa yéneticileri, «Kapilari agin ve Tokugawa’ya yardim edin,» diye yalvariyordu. Biliyordu ki yabanci taleplerine karsi koyabilecek duruma gelmek, toplumun yapisinda, kendisinin kabul edemiyece$i degisikliklerin yapilmasiyla miimkiindiir. Onun igin kendi iktidarim devam ettir- mek amaciyla, limanlam ve ic - pazarlan Batililara acmay: teklif ediyordu. Fakat Tokugawa’ya kars: olan giigler (baslarinda tiyeleri oldugu halde) «Imparatoru hakki olan mevkiye get barbarlar: da kovalim» diye haykiriyerdu. Bu, teplumda kéklii re- formlar yapalim, demekti. (12) Bu siddetli tatisma dénemi iginde Tokugawa’nm yénetim giicii de azaldikca azaldi ve en sonunda, 1867 yiinda Sogun, yénetimi imparatora geri vermek zorunda Kaldi. ig tartis Ovellikle orta ve asaii kademe samurai tiyelerden kurulu olan yeni yéneticiler, hemen biitiin gruplarm destegine sahiptiler, Giin- (11) Thomas €. Smith, Political Change and Industrial Development, op 9-11; Chitoshi Y pany, 1959). (12) Thomas C. Smith, Political Change and..., op. cit., ¢. 15; Everett E, Hagen, On the Theory of Social Change, op. cit. s: 345, YAPONYA’NIN MODERNLESME DENEMESi 301 kii Tokugawa idaresinden memnuniyetsizlik, biitiin topluma yayil: mis bulunuyordu. Cok giiclii olan yeni yéneticiler merkezi bir idare kurarak, coktanberi ihtiyag duyulan kékli toplumsal reformlan gerceklestirmese: koyuldular. Yeni liderlerin takip edecekleri_ temel ilkeler, 1868 yilinda imparator Meiji tarafindan Bes Maddelik yemininde siyle ifade edilmisti: 1 — Istisart meclisler toplanacak ve her mesele kamu oyun- ca kararlastirilacaktir; 2 — Deylet islerinin ilmesinde biitiin millet birlesecektir; 3 — Her sahis istedigji meslefe girmek hakkina sahip lalinacak- tr; 4. — Sacma adetler ve uygulamalar terkedilecektir; 5 — Bilgi, diinyanin her yamnda aranacaktr: (13). Goriildiigii tizere bu bes maddelik yemin, modernlesme kavra- rimin ifade ettigi temel degismelere isaret etmekteydi: bolgecilige degil, milli biitiinliige dayal. bir siyasi yap1; insanlarin statiilerini dogumla deSil, basari esasina gore edinmeleri; bilgi digi, batil inang- larin terki ve cevresinde cereyan eden tabii ve sosyal olaylarin iza- Inni yapabilen. insanlarin yetistirilmesi; nihayet halkin idareye ka- tilmasi. Meiji devri reformlarm: burada ancalé saymakla yetinebiliriz: 1 — Reformlarm ilki, bin yldan beri baskent olan Kyoto’nun yerine Tokte’nun baskent yapilmasidir. Bu, gecmisle baglarin kesin olarak koparilmasi amacini tasryordu (1868), 2 — Merkezi bir hiikiimetin kurulmasi ve yeni bir idare siste- minin ihdast : 1871 de feodal beylikler ilga edilerck, yerine valilikler kuruldu, Feodal toprak miilkiyeti ilga edildi ve toprak vergisinin, ayni degil, ancak nakdi olarak ddenebilecegi esas: kondu. Tamm topraklarmm miilkiyeti satilabilir ve devredilebilir kilindi. 3 — Ueiincii olarak, 1869 da kati sosyal sinif sisteminin ilgasi- nm anabiliriz; her ferde istedifi meslefe girme hakki tanmiyordu. (13) Chitoshi Yanaga, «Adjustment to A New Technology: Japan in the Meiji Res torationyy Yearbook of Education, 1954, s, 229, 302 Ozn ozANKAYA Bunu tamambyan bir tedbir de, herkese esit imkén veren bir mec: buri egitim sisteminin kabul edilmesiydi (1872). Aynt yil din hitrri yeti veriliyor, Hristiyanhii yasakhyan. kanun hikiimleri kaldithyor- du. 4 — Bir baska cok énemli tedbir de, feodal askeri diizenin sona ermesi, o zamana kadar samurai sinifinin tekelinde olan orduya, ge- nel asker alma sisteminin getirilmesiydi (1873). 1880 lerde Batihlasma cabalari o dereceyi buldu ki, bazi Japon liderleri, ciddi olarak, ingilizeeyi ulusal dil yapmayi ve Kafkas wrkin- dan faydalamp plan. bir miscegenation yaparak «klar islah et: meBi» diistintiyorlardi, Ancak bir Amerikal dil bilginiyle bir Ingiliz sosyologunun aleyhie miitaléa vermeleri tizerine bu diisiincelerin- den vaygecmislerdir. Yine bu reformlar ciimlesinden olarak, kélelik yasaklanryor, kadinlar ilk defa olarak, kocalari aleyhine bosanma davasi aema hak- kina sahip alimiyordu (1873). 1872 de lazlar icin ilk ilkokul, 1882 de de ilk lise aciyordu. Universiteler ancak 1913 de kapilarini ka- dinlara actilar. 1873 de 1200 yildanberi kullaniimakta olan Cin ay takvimi terkedilerek yerine Batmm Gregorien takvimi birakiliyor ve 1876 da da Pazar giinleri resmi tatil giinii yapilryordu. Bat etkisi yemek rejimine ve giyime kadar, her alanda giriiliiyordu. Ancak belirtilmek gerekir ki, biitiin bu tedbirlere ra&men, Japon tophmmunda, Gzellikle fertlerarasi miinasebetlerle, fert’— devlet, ya- hut fert— idare arasindaki miinasebetlerde gcleneksel dzellikler yalniz yasamakta devatn, etmekle kalmamis, ayn. zamanda yeni lider- lerce tesvik edilmis ve sanayi mesini sa3lamak amaciyla istismar edilmistir. Gercekten, en yi sek yeri tutan, bir kusaklik zaman icginde sanayilesmek amacimin, Gnemli toplumsal ve okolojik yer degistirmeleri, psikolojik sikinti- Jan, kurulu menfaatlerin sarsilmasin1 gerektirecegi acikt1. Oysaki sanayilesme amacmin gerceklestirilmesi icin, aymi halkin destegine kaginilmaz ihtiyag vardi. Fakat feodal diizenden daha yeni cikmak- ta olan bir tarimei topluluga sanayilesmeden, ulusal giicten, ege- menlikten nasil s6z edilebilirdi? Yeni liderler bunun yolunu, sanayi- lesme, modermlesme ve ulusal prestij amaclarm1 geleneksel bir ifa- de tarzina basvurarak, sadakat ve mikellefiyet kavramlarma irca etmekte buldular. Yerinde yorumlamalarla aileye, kéye, vs. ye kar- gi duyulan biitiin kiigtik sadakat duygular, imparator’un sahsmda JAPONYA'NIN MODERNLESME DENEMESL 303 tek bir baglih¥a yoneltildi ve béylece gerekli fedakarlike saglanmis oldu. (14) : 19, yiizyilm ortasinda Japonya, Bati'min en giiclii uluslarimi, hic bir miittefiki clmakswzin, modern bir ordusu bulunmaksiin, mali buhranlar icinde karsilamak zorunda kalan zayif bir iilkeydi; sana- yisi hala el-sanatlarma dayal: olup, dis ticareti pek simirliydi. 1858 ve 1866 tarihli ticari anlasmalarla Japonya yabanci ticaretine apa- ik bir duruma diismiisiti. Giimriik tarifeleri uluslararasi kontrol altina alnmus ve geri ekonomisini sanayilesmis tilkelerin yikict et kilerine tamamen tabi tutacak sekilde diisiik bir seviyede tesbit edilmisti. Bu sartlar alimda, ticaret, sanayilesmis ekonomilerin s6- miirge veya yarisimiirge tilkelerdeki etkilerini Japonya'da da do- ¥urdu: sanayi mamulleriyle rekabet edemiyen el-sanatlan yikilds; bunu mali buhranlar takip etti; mali buhranlar ise yabanci miidahe- lesini davet ediyordu. iste Meiji hiikiimetlerinin sanayilesme poli- tikasi bu sartlar altinda sekillendi. Sanayilesmis iilkelere karsi ba- gimsizligim koruyabilecek giicte bir orduya sahip olmak, sanayiles- me pelitikasina yén veren baslica saik idi. (15) Hiiktimetin iktisadi faaliyetleri iki tiirlii oldu: birincisi, iktisa- di gelismeye engel olan“toplumsal kurumlarin reformlarla bertaraf edilmesiydi. Bu yénde alinan tedbirler sunlardi: lonca sisteminin ilgast, her tiirlii mesleklere girmedie hiirriyet taninmasi, dahili giim- rik resimlerinin ilgasi, arazinin satilmasi ve béliinmesini dnliyen yasaklarin kaldirilmasi, kéyliilerin feodal beylere ayni olarak jde- mek zorunda olduklari mjikellefiyetlerin kaldirilarak yerine, dogru- dan dofruya htikiimete ve yalniz nakdi olarak tdiyecelderi, miktari ekine tabi olmiyan, belirli bir verginin birakilmasi ikinci tir faaliyetler ise, devletin dogrudan dogruya iktisadi faaliyetlere girismesi, iktisadi alt yapi denilen sabit sermaye yati- runlar1 ile sinai tesebbiisler ve bankalar, sermaye pazarlari vs. gibi kurumlarin kurulmasi idi. Hiikiimetin dogrudan dogruya ik faaliyetlerde bulunmasi baslica su sebeplerden ileri gelmisti: dzcl miitesebbisler simfinin bulunmayisa; baslangictaki teknik ve teski- Jatla ilgili giigliikler. Gergekten de hiikiimet Gnce, teknik yardim, stibvansiyon, ucuz ve kolay kredi gibi tiirlii devlet yardimlari yoluy- Ja Szel tegebbiisti tesvik politikas: uyguladi. Fakat kisa zamanda (4) ‘Thomas C. Smith, The Agrarian. Origins of Modern Japan, op. cit., 5. 205 (15) H. E. Norman, Japan's Emergence as A Modern State, (New York: Institute of Pacific Relations, 1964), s, 50, 304 OZER OZANKAYA uzun yol almak amac¢ ve kararmda olan hitkiimet, bu yoluni cok ya- vag isledigini gordii. Sonunda demiryollar, balikcihk, demir -¢elik uretimi, gemi insaati ve madencilik alanlarina cok genis yatirimlara giristi, (16). 1868 - 1880 yillari arasinda hiiktimetin sanayilestirme faaliyetle- vi, daha sonraki gelismeler icin gerekli temeli saglamis bulunuyor du. Teknik eleman ve bir sinai is - giicii yetigmis bulunuyordu; yeni pazarlar bulunmustu. Gergekten Japonya, kendi topraklarmda ya- banc: imtiyazlar daha devam ederken, yabanct iilkelerde benzer im- tiyazlar edinmisti. Bu sartlar altinda bashyan sai gelisme, giinit- miize kadar durmadan devam etmistir. Meiji reformeular, teknolojik alanda, bankacilikta, askerlik ve egitim sistemlerinde, Bati'dan cok genis iktibaslarda bulunmakla birlikte, gok yakin bir gecmise kadar siiregelmis olan feodal diize- nin, Japonya’nin siyasi ve sosyal hayati iizerindeki derin, izlerinin ki- sa zamanda kaybolmasi miimkiin olmad:, Gercekten, yeni bir hayat tarzi demek olan sinai medeniyetin kiiltiirel ve psikolojik yonleri- nin, teknik alandaki iktibaslar kadar cabuk yerlesemiyece$i acik bir gercektir, Gelencksel degerlerin, hiikiimstin amaclarima hizmet edebile- cek giicte yasamakta devam edebilmesinin nedeni, Japonya’n zirai temellerinde bulunmaktadir. Bu temeller, deSismiyen tarm hayat- nin 6nemli unsurlaridir; gok kiiciik toprak parealan, tiretimin aile iginde teskilatlanmasi ve elle calismanin cok yaygin ve youn olusu. Bu unsurlarda devambihk, ailenin bir iinetim birimi olmaktan gik- masina ve sosyal karakterinin degismesine imkan vermemistir, Aile- nin refaht en yiiksek Gnemi tasimakta ve yeleri tizerindeki otorite- si de smmirsiz olmakta devam etti. Dolayisiyla dayanisma ve itaat, yasamanin gartlan olmakta devam, etti. (17). Birgok sanayi memloketinde sanayilesme, kéyleri dajitmus, hig degilse kéylii niifus arasindaki dayanismay cok zayiflatmist, Bun- Jardan hicbiri Japonya’da gdriilmedi. Japon kéyliilerinin iki ézelli- 8i vardi: bunlar bir yandan giindelik icin cahgem sanayi iscisi du- +8 112-114; Thomas €. Smith, Political and Industrial Development, op. 1 $8 36-41, ~ (17) ‘Japon toplumunda geleneksel amsurlarm ya amakta devam edegelmes; ile Japon tarmr arasindaki iliskiler konusunda bknz.; Thomas C. Smith, The Agrarian Origins of Modern Japan, op. ei JAPONYA'NIN MODERNLESME 0! pst 305 rumundaydilar,, ¢tinkii miilkiyetleri ellerinden cikmug ve tarim isci- si durumuna diismiislerdi; fakat 6te yandan da toprak sahibiyle aralarmda fecdal miinasebetlerin bulundugu bir kiraci, ya da yari- ci durumunda bulunuyorlardi: kiralar ekin tizerinden ve ayni clarak ddeniyordu. Sehirde yasiyan kéyliiler de her zaman icin kéylerine dénebilirlerdi, Gériildiigti tizere feodal bir ekonomik diizenden ka- pitalist bir-ekonomik diizene gecis, tarum sektiriindeki toplumsal miinasebetlerde kayda deger hicbir de’isme olmadan cereyan etti. Koy, kiiciik tarim isletmesi sorualariyla bawli olan ve cemaatin kuy- vetli otoritesi altmmda yasiyan Kiigiik ciftgilerden kurulu olmakta de- vam etti, (18) Niifusun sehir ve kéylere dagilis oranlari da, baska sanayiles- mis tilkelerde olduSundan tamamen farkli kalmistir: entansif tarm yapulmasi dolayisiyla, tarum alaninda yasryan niifus, 1868 den 1940 a kadar hemen hig degigmemistir. 1930’da tarimda calisan niifusun biitiin calisan niifusa cram yiizde 50.3 idi (19). If. Diinya Savasi 6ncesi ve sonrasi Japonyasmin geleneksel Gzellileri konusuhda, tanmmis Japon sosyologu Tadashi Fukuta- ke, Gzet olarak sunlari yazmaktadir (20): Japonya’da bugiin stati, toplumsal hayatta hala énemli bir rol oynamaktadir. Bir Japon, ailesi icinde ve genel olarak teplum igin- de, kendisinden iistiin stattiye sahip olanlara karsi kendisini asaii gorecek ve bunu, kendinden asagi stattiye sahip insanlar karsisin- daki iistiin durumuyla telafi edecek sekilde yetistirilmektedir. Bu siizden Japen hayat felsefesinin ilk 6nemi verdigi husus, «kendin- den yukanya degil, daima kendinden asaiiya bakmak» ur. insanla- rin calisma yerlerindeki mevkileri arasindaki farklarin da, o kimse- lerin sahislarinin farkh degerde clmasindan ileri geldigine inamilir ve ona gore hareket edilir. Ornegin, kendinden yukari mevkideki bi- risiyle onun esitiymis gibi hareket eden kimse, isinde giiven’ icinde clamryacagi gibi, terfi etmegi de iimit edemez. imparatorluk dev- rindeki egitim sistemi de, umumun kabul eitisi fikirlesi veya uygu- lamalari tenkit etmegi, hatta in herhangi bir hatasim diizelt- mete kallasmay1 bile iiste kars1 meydan okuma sayan insanlar ye- tistirmistir. \ (18) Hi. E. Norman, Japan’s Emergence as A Modern State, op. cit., 69-70. ve 153154, (19) Thomas €, Smith, The Agrarian Origins... op. cit. s. 210 (20) Tadashi Fnkutake, Man and Society in Japan, (Tokyo: Press, 1962), niversity of Tokyo 306 OZER OZANKAYA Bu durumu anhyabilmek icin, tekrar etmek gerekir ki egitim Japonya’da insanlari, etraflarindaki sosyal cevreyi kériikériine, oF du8u gibi kabul edecek sekilde yetistirmistir. Toplumsal cevreyi tenkit etmege muktedir insanlar yetistirmegi hedef edinmemistir. Meiji devrinin yarilarindan sonra ise, bilingli bir sekilde hallan ten- kit giictinden mahrum birakilmasm amag edinmistir. Mecburi efi. tim politikas: bu okur-yazarhgi hiikiimet politikasin yaymak us runda istismar etmistir, Ikinci Diinya Savasmi takip eden dénem bu durumda ban de 8ismeler getirmis bulunuyor; her ne kadar 20 yil gibi kisa bir siire iginde Japon toplumunun tamamen degismesi beklenemezse de, bir cok dnemli degigmeler olmustur. Once gelencksel degerlerde bir G6. ziilme oldugunu gériiyoruz, Savastan sonra, demokrasi denilen yeni bir siyasi diizen ve onun, degerleri Batililar tarafimdan zorla Japon- yaya kabul ettirildi. Arik yammaz Imparator'a’ kars. sorumlu bir Diyet devil, dogrudan doSruya halka kars: sorumlu bir hiikiimet vardir. Bu disardan zorla kabul ettirilen demokrasi bai asiniiikdara da yol agtysa da, toplum icinde ferdin de yerinj almasina hizmet etmistir. Insanlar artik meveut durumlariyla yetinmek hususunda kendilerini baski altina almamakta, stati ve cemaat baglamyla daha az bagh bulunmakta ve hergeyden dnce kendi kisisel ilgi ve eikarla vin gdzetmektedirler, Yeni anayasa kadin- erkek esitligi ilkesini getirmis, yeni Mede- ni kanun aile miinasebetlerini yeni Anayasaya gire diizenlemistir. Primojenitiir (mirasin en biiyiik erkek cocuga birakilmasi usulii) kaldirilarak, her cocugun mirasa esit hakki oldugir kabul edilmis- tir. Ozellikle tarim alaninda yeni kusaklar modern tarim teknikle niyle miicebher oldukea, alle icinde babann ve diger biiyiiklerin Cioritesi Snemli dlctide azalmaktadir. Kitle haberlesme araclan da, genel olarak tarim niifusunun, 6zel olarak da kadinlarin uyanmasm- da dnemli rol oynamustir, a ILI. Sézlerimi, Japon modernlesme tect besiyle, hepinizin ya- kindan bildigi Tiirk modernlesme tecriibesi arasindaki benzer ve fark noktalar1-belirtmekle bitirmek istiyerum. Benzer noktalan, genel olarak modernlesme kavramimin tazaminun ettigi dedisme- lerde buluyoruz: milli bilince ulasmak, milli devletin kurulmasi; modernlestirici bir grubun ortaya cikmast ve sivas} iktidan elde et. ™esi; siyast ve kurumsal refermlar yapilmasi: drnegin feodal yapr nin tasfiyesi, modern bir idari teskilatm kurulmasi, bankalar, ser- Maye pazarlari, sabit sermaye yatirimlari gibi iktisadi kurumlann JAPONYA'NIN MODERNLE: 307 kurulmasi, vs. Japonya ve Tiirkiye’de yapilan siyasi ve yapisal reform- lar arasindaki paralellik acikca goriilmektedir: maziyle badla- ri koparmak igin, yiizyillarca baskentlik yapmis sehirlerin (Kyoto ve istanbul’un) baskentlikten crkarilmasi, kati ve kapali simf sis- teminin (Japonya’da cok daha katryd:) ilgasi, kad haklari, devle- tin iktisadi faaliyetlere, hemen tamamiyle aym nedenlerle girisme- si, kayafet vs. gibi konulardaki reformlar, bu paralelligin drnekleri- dir. Farklihklara gelince, bunlar, Tiirkiye’de modernlesme siireci- nin daha gee baslamasi ve hala Japonya’nin ulasti’i seviyeye bir gok bakimlardan ulasiimamis olmasinda ézetliyebiliriz. Gercekten sehirlesme, okur - yazarlik, kitle haberlesme araclarindan faydalan- ma, ve ntifusun tarim, sanayi ve hizmet sektdrleri arasinda dagilist gibi baz: medernlesme indeksleri bakimmdan 1960 Tiirkiye’sinin, 1920 Japonya’st seviyesinde bile olmadigini gériiyoruz. (21) Bu du- rumun nedenlerini iki iilkenin Jeo - politik durumlar, modernles- me hareketinin basladigi tarihi dénem ve tevariis ettikleri sosyal yapi ve ktilttir. arasmdaki farkliklarda buluyoruz. Jeo - politik bakimdan. Japonya, modernlesmenin ilk sart: éne- minde olan milli bir devletin kurulmasima cok daha elverisli bir (21) Bari Modernlesme indeksleri > Japonya 1920 Tiirkiye 1960 1. 20.000 veya daha cok niifusla yer. lerde_yasryan niifusun toplam niifusa orant % 23.1 % 2. Okul agmdaki cocuklann okula kaydolna orant % 98 (1) % 3. 1000 kisiye diisen siinlitk gazete niis- hast sayist 3 107 (3) 45 4. Universite SZroncisi orani % 3.9 % 0.23 Iggiiciiniin sektérler arasmda dafilisi; Tarim soktérit % 53 % 68 Sanayi soktdrii % 21 % 14 Hizmet sektérii % 26 % 17 (1) 1918 de. (2) 1959 da. (3) 1924 de. Bn gizelge, R. E, Ward ve D, A. Rustow (Der.) Political Modernization in Japan and Turkey, “(Princeton, N. J.: Princeton University Press, 1964), s. 437%den alinmnstir, 308 OZER OZANKAYA durumdaydi, Gercekten, tabii simrlarla cevrili bir ada olmasi, etnik bakimdan, din ve dil bakimlarmdan miitecanis bir durumda olma- si dolayisiyla modern milli devletin kurulmas: icin ideal elverisli- likte olan bir ortama sihipti. Cumhuriyet incesi Tiinkiye ise tig kata: ya dagilmis topraklar,, cok cesitli etnik, din ve dil gruplarmdan ku- rulu halka ve pek az tabii simrlanyla, modern millt devletin kurul masma en az elverisli sartlarda bulunuyordu. Japonya, Bati'nm sa nayi iilkelerinin en gec ulasabildikleri ve tarihi sartlar dolayisiyla hig bir zaman sémiirgelestiremedikleri bir tilke olmasma karsibk, Osmanh Imparatorlugu, Batt sanayi mamullerinin ve Ban siyasi mii dahelesinin en dnce ulashtt iilkele-den biri olmustu. Iki iilkenin toplumsal yapisi ve kiiltiirii ile ilgili farkhbklara gelince: Japonya’da her zaman yerli bir tiiccar ve sanatkar simifimm bulundugunu, Miisliiman Tiiklerin ise tari adamhi1, idarecilik ve ciftcilik alanlarinda faaliyet géstermis oldu. Sunu, bu yiizden sanat ve ticaretin, zamanla devlete karsi sadakatlan- nt da kaybetmis olan azinliklar clinde kaldiim gériiyoruz. Japonya’- da dini degerler zamanla yeni yorumlamalara tabi tutulur ve cok calismak, ck kazanmak, tasarruf etmek dinin makbul gérdiigii de- ferler arasina girerken, Tiirkiye'de din donmus sekil ve kalyplardan ibaret kalmisur. Nihayet modernlesmenin cereyan ettii tariht dénemden ileri gelen farkhlklar vardir: Bir defa Japonya'nm iktisadi gelismesi, doz rudan dogruya Meiji hiikiimetlerinin sanayilestirme faaliyetlerinin bir sonucu sayilarhaz. Japonya’da tarim, ticaret ve elsanatlarinm ge- lismesi 14. yiizyildan baslamis, Tokugawa devrinde bile devam etmis- tir, Buyiik sehirler kurulmus, para ekonomisi yerlesmistir, Sanay lesme faaliyetlerinin basanh olmass, her seviyede miitesebbis ve ye- nilikgi insanlarin nisbeten bolca bulunmasiyla miimkiin olmustur, Tkinci olarak Japonya, 20. yiizyilda ar, - gelismis toplumlarin karsilasuga sorunlarla karsilagmamis, karsilasmak zorunda kal- mamnstir. Gergekten, hizh bir niifus artisi, kitle haberles- me ve ulagtirma araclarimn hallm geni Je sesini duyurmasim saglamasi, halkin istek ve arzularinm hula artmasina yol agmasi, sosyal adalet ve sosyal refah telakkilerinin yayilmasi, bugiin az - ge- lismis toplumlarm gelisme politikalarim sekillendiren bashea olgu- Tardir. Oysaki Japonya bu sorunlarla karsilasmamus, sanayilesme- nin gerektirdigi fedakarliklart ve sikintilar genis kéylii kitlesine yliklemesi miimkiin clmustur, ih boyunca askerlik, din — JAPONYA'NIN MODERNLESME D: 309 Sonuce olarak, Isvigreli ProfesGr Hansjorg Sicgenthaler'in dedi- #i gibi, cher toplumun iktisadi geliymesini tek bir model icinde gor- mee caligmak, Gzellikle siyasi alanda siiphe gétiiren bir cabadzr. Ciinki,, farkh iktisadi gelisme seviyesinde olsalar bile, aym tarihi dénemde yasyan toplumlarda cereyan eden olaylar, Bismarck Al- manyas ve Nasir Misir’i gibi benzer iktisadi. gelisme seviyelerini farkl tarihi dénemlerde yasiyan toplumlarda cereyan eden olay- Jardan daha fazla biribiriyle ilgilidirler. (22) Bu uzun ifadeyi, ko- numuz acisindan gu sekilde ézetliyebiliriz: Japonya, sosyal adalet iginde kalkinmak zorunda kalmamisti; oysaki Tiirkiye, 20. ytizyilin ikinci yarisinda sosyal adalet iginde kalkmma zorundadir. (22) Mansjirg Sicgenthaler, Walt W. Rustow'un Istisadi Kalkinmanm Safhalan adi Kitabinm clestirisi: Schweizerishe Zeitschrift fiir Volkswirtschafe, Journal of Economie Abstracts'den almmisur, (July 1963, Vel I, No. 3, =. 365).

You might also like