You are on page 1of 28

BİREYSEL MÜKKEMMELİK ANAHTARI NLP

NLP, insanların nasıl daha iyi performansa sahip olabileceğini bulmaya çalışarak kişinin bildiklerinden
daha fazla esneklik, yaratıcılık ve daha fazla özgür davranışlar kazanmalarını sağlayan bir teknik nöro-
linguistik programlama - NLP -, insanın "kendisinin en iyi versiyonu" olabilmesini hedefleyen kişisel
mükemmellik bilimidir .. Beyin dilini iyi programlamak, profesyonel yaşamda hayati avantajlar
sağlayacaktır.

Her insanın kendine özgü düşünme ve davranış biçimleri, duyguları, tutum ve inançları,değerleri
vardır. Dış dünyadan edindiğimiz deneyimler, beş duyumuzla bir süzgeçten geçirilir ve bu içsel
duygular sayesinde de hedeflerimizin şekillenmesine yansıtılır.

Anlama yeteneğimizle bilincimizin kapsamı içinde olan bütün algılar, beynimize sinir uçları ile ulaşır.
Dil ise gerek düşüncelerimizi denetlemede, gerekse diğer insanlarla iletişimimizde çok önemli bir rol
oynamaktadır. Beynimiz, bunların sonucu olarak kişisel tavırlarımızı bir bilgisayar gibi programlayarak
hayata geçirir.

Her insan anlama, düşünme, yorumlama ve davranma yeteneğiyle mükemmel olma ve mükemmel
olma ve gerçekleştirmek istedikleri hedeflerine ulaşma yönünde çaba sarf eder. Kişisel mükemmelliği
yakalamanın bilimi ve sanatı olarak NLP kavramının temeli, bireyin bazı sağduyu ilkelerinin yanı sıra,
"iyi yaptığım bir şeyi nasıl yapıyorum ?." ya da "onu nasıl daha iyi yapabilirim?" veya "başkalarında
hayranlık duyduğum becerileri nasıl kazanabilirim?" gibi soruları cevaplandırabilmesine
dayanmaktadır.

Amacı
Bilimin konusunu nesnel deneyimlerinsistematik doğası oluşturuyorsa, NLP tekniğinin konusunu da
öznel deneyimlerin sistematik doğası oluşturur. NLP, özet olarak insanları anlamayı ve etkilemeyi
amaç edinir. İnsanların dünyayı nasıl algıladıkları, nasıl hissettikleri, becerilerini ve davranışlarını nasıl
organize ettikleri konusunda bir model oluşturmaya çalışır ve bu modelden kalkarak insanların tutum,
bilgi ve becerilerinde değişimler yaratacak yol gösterici teknikler geliştirir. Kişisel mükemmelliğin
bilimi ve sanatıdır; insanın kendisinin en iyi versiyonu olabilmesini amaç edinmiştir.

İnsanlar şaşırtıcı bir potansiyele sahip olan beyinlere sahiptirler. NLP de bu şaşırtıcı potansiyelin
hayata nasıl geçilebileceğiyle ilgilenir. İç ve dış iletişimi daha efektif hale getirmeyi amaçlar; kişisel
değişimi, gelişimi ve öğrenmeyi kolaylaştırır. Daha fazla esneklik, daha fazla yaratıcılık ve daha özgür
davranışlar kazanması için öğrenim yaratır.

NLP'nin başlıca amacı, insanların daha etkili bir biçimde iletişim kurmasına yardımcı olarak, kişisel ve
kişiler arası iletişimde mükemmelliği yakalamaktır. Herhangi birinin iletişim, terapi, kişisel gelişim
veya zihinsel kontrol başarısını ve güçlü olmasını sağlar.

İşleyişi
Beş duyu organımız -NLP'de bunlara temsil sistemi denir- görme, hissetme, işitme, tat ve koku alma,
iç deneyimimizin yapıtaşlarıdır. Duyularımızla dış dünyada yapabileceğimiz her ayrımı, iç dünyamızda
da yapabiliriz. NLP'de modelleme, bir kimsenin bir işi nasıl yaptığını öğrenmek gelir. Mükemmelliği
süreci NLP'nin özüdür.

Duyguları, deneyimleri, davranışları, inanç ve değerleri de modelleyebiliriz. NLP mümkün olan her
şeyi modelleri. Başarılı kişileri modellemek, idealliğe götürür. Eğer bir insan bir şeyi yapabiliyorsa,
bunu modellemek ve başkalarına öğretmek mümkündür.

Bir beceriyi modellemek için üç mantıksal yoğunlaşmak gereklidir. Modelimizin yaptıkları -davranış
ve fizyolojileri-, nasıl yaptığı -düşünme şekilleri- ve neden yaptığı (-inanç ve değerleri..

NLP' nin ilkeleri, “ön varsayım" olarak adlandırılır; çünkü bunların önce doğru olduklarını var sayar,
daha sonra harekete geçeriz. NLP'de tek bir ön varsayım ilkesi yoktur. En yaygın olarak kullanılanlar:

 İnsanlar gerçekliğin kendisine değil, gerçekliğin haritasına tepki verirler.


 İnsan davranışı amaçlıdır.
 Tüm davranışların arkasında olumlu bir niyet bulunur.
 Bilinçdışı zihin faydalıdır.
 Seçeneğe sahip olmak, seçeneksiz kalmaktan daha iyidir.
 an için insanlar ellerindeki en iyi seçeneği kullanırlar.
 İnsanlar mükemmel çalışırlar.
 İletişimin anlamı, aldığınız tepkidir.
 İhtiyacımız olan tüm kaynaklara ya zaten sahibizdir veya onları yaratabiliriz.
 Zihin ve beden tek bir sistemdir.
 Bütün bilgiyi duyularımız aracılığıyla işleriz Başarılı performans modellenir.
 Anlamak istiyorsan harekete geç.

Hedefe ulaşmak için NLP yöntemi kullanırken aşağıdaki ki kriterler gerçekleştirilir :

 karar ver ...


 eyleme geç ..
 sonuçları değerlendir ...
 esnek ol ...

NLP'nin ilk ve en önemli ilkesi, ilişki, özellikle de karşılıklı güven ve saygıya dayanan, uyum içinde
bilinen ahenkli ve yüksek kaliteli ilişkidir. NLP, uyumu, insan ilişkilerinin temel taşı sayar. Uyum,
karşımızdaki dikkatini tuta-bilme ve güven duygusu yaratabilme yeteneğidir. Öğrenilerek kazanılan
her beceri gibi , uyum da öğrenilebilen ve geliştirilebilen bir beceridir.

Psikolog Phil mc Graw'a göre, tüm insanların on ortak özellikleri vardır:

1. Tüm insanların bir numaralı korkusu, reddedilme korkusudur.

2. Tüm insanların bir ihtiyacı, kabul görme ihtiyacıdır.

3. İnsanlar üzerinde etkin olabilmek için onların özsaygılarını koruyacak ya da geliştirecek şekilde
davranmak gerekir.

4. Herkes, ona "bunda benim için ne var?" Diye yaklaşır


5. İnsanlar ancak anladıkları şeyi işitir ve anlamlandırır

6. Herkes, kişisel olarak kendileri için önemli şeyler hakkında konuşmayı tercih eder

7. İnsanlar kendilerinden hoş insanlardan hoşlanır

8. İnsanlar genellikle görünen nedenlerin dışındaki nedenlerden başka yaptıkları şeyleri yaparlar

9. En olgun insan bilebasit davranışlarda bulunabilir

10. Herkesin toplumsal yüzünü görmek ve kişiyi görebilmek için ardına bakmak gerekir.

Yararları
NLP kişisel deneyimler sonucu elde edilen vasat ve mükemmel sonuçlar arasındaki farkın
anlaşılmasına yardımcı olan psikolojik bir tekniktir; bu anlamda başarıya ulaşmak ve kişisel
mükemmelliği yakalamak için kişinin tutum ve inançlarını değiştirmeyi amaçlar. NLP hem kişisel, hem
de profesyonel yaşamdaki olayları değerlendirmede son derece faydalıdır. Aynı zamanda yönetim ve
eğitim alanlarında da etkin olarak kullanılabilir.

NLP her şeyden önce iş yaşamındaki bireyin takım yönetme, sunum, liderlik yeteneği, görüşme ve
hedef geliştirme gibi becerilerine ulaşmasına katkıda bulunur.

Bilindiği gibi, insan beyninin sol tarafı “şey"leri ifade etme ve onları ayrıntılı olarak düşünebilmeyle -
dil, sayı vs.., sağ tarafı ise hayal gücü, sezgi ve canlandırmayla ilgili becerileri kontrol eder. NLP insan
beyninin her iki tarafının da etkin kullanılmasını sağlar.

Başarılı insanların önemli ortak özelliklerinden bir tanesi, başarılarını gerçekleştirmeden önce
zihinlerinde yaşatabiliyor olmalarıdır. NLP zihinsel imgelerden faydalanarak kişilerin meslekî olgularla
ilgili "zihinsel prova" yapabilmelerini sağlar.

NLP bir kişisel mükemmellik modeli yaratmaya çalıştığı için, kişilerin düşünce süreçlerinidaha iyi
anlayarak , alışkanlığa dayanan, çoğu zaman bilinçsiz olan davranışlarını kontrol altına
alınabilmelerini , buradan kalkarak da o ana kadar başarılması imkansız gibi görünen hedeflere
ulaşabilmelerini kolaylaştırır.

Potansiyelinizi geliştirmenize şunlar yardım edebilir:

1. Bir şeyi onu hedef yapabilecek kadar istemek...

2. Yapan insanların bunu nasıl yaptıklarıyla ilgili ulaşılabilir ve faydalı parçalar hâlinde yeterli bilgiye
ulaşmak...

3. Hedefinizi, şu anda yaptığınız şeylerle yapmak istediğiniz şeyler arasındaki uçurumu köprü
olabilecek bir dizi basamak hâlinde parçalamak...

4. İster dışarıdan gelen bir destek ya da rehberliklė olsun, ister kendi kendinize rehberlik yapmanız ve
kendi kendinizi cesaretlendirmenizle olsun, hedefinize doğru yürüdüğünüz yolda ilerlemeye devam
etmek...
5. Sürecin her aşamasını kendi içinde zevkli ve ödüllendirici yapmanın yollarını arayın. Yaptıkları şeyi
gerçekten mükemmel yapan insanlar genellikle onu görünürde çaba harcamaksızın ve kolayca
yaparlar..

Gerçekte ne istediğinizin farkında olmanızın ve kendi kendinizi sınırlamamanın önemidir. Kendi


kendinizi sınırlayıp sınırlamadığınızı test etmenin yollarından biri de daha fazlasını istemektir.
Tutkularınızın alanını genişleterek, istediğinizi düşündüğünüz şeyi gerçekten isteyip istemediğinizi test
edebilirisiniz. Bilinçaltınızda sizi sınırlayan şey hakkında da daha fazla şey öğrenebilirsiniz.

Deneyimlerimize göre, insanlar genellikle kendilerini engelleyen şeyin ne olduğunu biliyorlar; fakat
sebebi gözden kaçırıyorlar, ya da onu kendilerinden saklıyorlar. Bu iki soru, bizim için bir şeyleri daha
ilerilere götürmemenizi sağlayacak güçlü kaldıraçlar konumundadır.

Modelleme kullanmak

Model almak hem tarihî kökeni, hem de omuzladığı yük açısından NLP'nin kalbini oluşturmaktadır.
Anahtar konumundaki modelleme sorusu: "Bunu ben/ sen/ onlar nasıl yapabilirler?.." Böylece kendi
tarzınızı anlamaya başlamanız için kendi kendinizi modellemeye ihtiyacınız olacak. Hem bir gözlemci
olmanız, hem de bir şeyleri ele alış tarzınızı tarif etmeniz gerekecek. Kendinize özgü tarzınızın profilini
inşaa etmeye çalışıyorsunuz. Hem içsel, hem de dışsal olarak herkesin bir şeyleri yapış tarzı kendisine
özgüdür.

Kendiniz hakkında bazı notlar alın. Aşağıdaki liste başlangıç için size bazı fikirler verir:

…………………………..da gerçekten iyiyim.

………………………….yapmayı kolay buluyorum.

Yapılacak bir şey olduğunda ona yaklaşım şeklim ……………………….

…………………yi zor buluyorum.

…………………dan hoşlanıyorum.

………………..dan nefret ediyorum. konusunda endişeleniyorum.

……………….da iyi değilim.

………………….dan gurur duyuyorum.

Bu profili inşaa etmeye başladığınızda, artılarınız ve eksileriniz olduğunu düşündüğünüz şeylerle


karşılaşacaksınız. Onlar sıkça karşınıza çıkacaklardır fakat siz bu yargıları bir kenara bırakın.

Şaşırtıcı Ceviz
Nobel ödülü kazanmış psikolog Roger Sperry ve ekibi, mevcut anlayışımızın çoğunun beynin
fizyolojisinden kaynaklandığını belirtmişlerdir. Ünlü beyni ayırma çalışmaları, beyninin her iki yarısı
arasında iletişimi sağlayan ve iki yüz milyon sinir hücresi içeren corpus collosum'u ciddi bir cerrahi
müdahale geçirmiş olan bir hasta üzerinde yaptıkları deneye dayanmaktadır. Lifler arasında bağlantı
olmadığında araştırmacılar her bir 'zihnin' ayrı şekilde işlediğini ve onu eşi olan diğer yarıda neler olup
bittiğiyle ilgili diğerinin bilgisinin olmadığını keşfettiler. Böylelikle ilk kez tek bir insan beyni üzerinde
her iki parçanın da ayrı ayrı işleyişini inceleme imkânı elde ettiler. Sperry ve ekibi böylelikle hangi
fonksiyonun hangi kısımda gerçekleştiğini belirlemeye çalıştılar.

Beynin fonksiyonlarıyla ilgili ilginç örnekler bu araştırmalar sonucunda ortaya çıkmıştır. Örneğin bu ilk
ayrı beyinli hastanın filmleri, onun elleriyle ilgili bir deneyde hastanın iki eli arasında bir savaş
yaşandığını göstermektedir. Beynin her bir yarısı, kendi yaptığının diğerininkinden daha iyi olduğunu
düşünmektedir. Sağ beyin tarafından kontrol edilen sol el şekiller ve resimler içeren test ustayken, sol
beyin tarafından kontrol edilen bu konudaki yeteneği oldukça azdır. Fakat diğer tarafın bu konudaki
üstünlüğünü de kabul etmemektedir. Ne yaptığı işin farklı şekilde düşünüleceğini bilmektedir, ne de
bu işi daha iyi yapacak kapasiteye sahiptir. Peki o hâlde beynin hangi günlük işlerin yapılmasına dair
istekte bulunmaktadır? Sperry ve arkadaşları hemen tepki vermesi gereken bir deneyde, gereken
bölümün ilk olarak yerine getireceğini tespit ettiler.

"Hadi Yaa! .. Beyni Ayırma İşlemi mi Yaptılar?"

Bir başka ifadeyle, sağ beyin yüzlere ve görsel ifadelere daha hızlı tepki veriyordu, sol ise kelimelere
ve dile hızlı karşılık veriyordu. Zaman tanınıp herhangi bir ufak ayrıntı büyütüldüğünde ise pasif olan
diğer rahatlıkla bu işidiğerinin elinden almaya çalışıyordu. İdeal olarak bir kısım, işini en iyi şekilde
çalışacaktı. Gerçekte ise sadece en iyiyi yaptığını düşünecekti. Bu şekilde yanlış davranışlar olabildiği
için yanlış yarım kürede hakim doğru kabiliyetler ifade edilmeden engellenmektedir. Siz ve ben
beynin bu ikili işleyişini bilmeden bu şifresinde yanlış bir düşünceyi engelleyemez ve önüne
geçemeyiz. 1964'te Roger Sperry kesin olarak şu sonuca vardı:

"Şimdiye kadar incelendiğimiz şey, diğer iki farklı bilinç, yani iki farklı zihne böldü. Her bir yarım küre
kendine mahsus ayrı bir zihne sahip görünüyor."

Sperry'nin yapmış olduğu bu çalışmadan ayrı olarak bu hayret verici sonuçları desteklemek için başka
hastalar yapılan deneylerden de çıkarılan pek çok delil bulunmakta. Örneğin sabahları pantolonunu
giyerken sağ ve sol eli birbiriyle çatışmaya giren bir adam vardı. Aynı hasta, karısıyla bir tartışma
içerisindeyken bir eli onu tutmaya çabalarken diğeri ilk elini iterek onu kurtarmaya çalışmaktaydı.
Gardırobundan giysi seçmekte olan bir kadın ise bir eliyle bir şeyleri alırken, diğer eli de gelip başka
bir şeyleri seçmeye çalışmaktaydı! Peki raflara kutuları yığamayan dükkân işçisine ne demeli! Bir eliyle
kutuları raflara yerleştirirken diğer eli onları raflardan indirmeye uğraşıyordu!

Sizin ve benim hayatımızda böyle şaşırtıcı şeyler olmamasına, birbiriyle bağlantılı zihinlere sahip
olmamıza rağmen, bu örnekler farklı düşünme işlemlerinin aynı anda gerçekleşebildiğini ve iki yarım
kürenin taban tabana zıt iki komutu aynı anda verebildiğini göstermektedir. Hayatın nörolojik gerçeği
gibi görünen bu iç çatışmadan ayrı olarak, tüm bunların bir de olumlu yanı vardır. Problem çözmekte,
karar vermede ve günlük işlerinizi halletmede kullanabileceğiniz iki ayrı zihniniz bulunmakta. Bir
takımın güvenilir elemanları gibi, birlikte daha iyi düşünebilir, her bir kısım eşyaları daha farklı
açılardan görebilir. Kaliteli bir düşüncenin temeli, bu iki zihni bir kişide bütünleştirebilmektir.

Sol Ceviz:

Literal: Bu kısım, kelimeleri sadece ve sadece kelime anlamlarıyla anlar.


Sözel: Bu taraf konuşmayı kontrol eder ve okuyup yazabilmemizi sağlar. Olayları hatırlar, isimleri
hafızaya alır ve onları nasıl telaffuz edeceğimizi bilir.

Analitik: Burası mantıksal ve analitik kısımdır. Olaylara ait materyalleri rasyonel bir tarzda
değerlendirir.

Doğrusal: Bilgiler bu kısımda birbiri ardına dizilir.

Matematiksel: Numaraları ve sembolleri anlar; ileri düzeyde matematiksel ve hesaplamaya yönelik


işlemlere olanak verir. Vücudun sağ tarafındaki hareketleri kontrol eder.

Sağ Ceviz:

Sözel Olmayan: Bu sözcük sözcüklerden ziyade imajlarla, hayallerle çalışır.

Bütünsel: Bu kısım aynı anda pek çok bilgiyle işleyebilir, problemleri bütünsel olarak görebilir ve
büyük sezgi sıçrayışlarında bulunabilir. Bir anda büyük bir problemi değerlendirebilir. Sağ beyin
yüzleri hatırlayabilir, özellikleri "bir bütün olarak" görebilir.

Mekânsal: Yer ve mekânın algılanışı sağ beyin tarafından gerçekleştirilmektedir. Kesilmiş parçalarının
parçacıkları parçalanma, hatta evinizde kaybolmuş kasabada yön tayininiz gibi işlemler sağ beyne
aittir.

Müzikal. Doğuştan gelen müzikal yetenek ve müziğe tepki verebilme kabiliyeti -müziksel eğitimin
büyük bir kısmının çalışması sol beyinde gerçekleşmesine rağmen bir sağ beyin tahminidir.

Yaratıcı: Bu kısım fanteziler oluşturabilir, hikâyeler kurabilir ve nasıl rol yapacağını bilebilir.
"Farzedelim ki ..." diye davette bulunabilir

Ruhsal: Bu kısım ibadet, dua ve mistik şeylerle uğraşan taraftır

Rüya Görme: Rüyalar temel olarak sağ beynin bir fonksiyonudur Vücudunuzun sol taraf hareketlerini
kontrol eder.

3. Duyu ve Duygusallık
Hayatımızı devam ettirirken, durakta metroyu beklerken veya sabah kahvaltımızı yaparken kısa bir
sürede kolaylıkla bizi güçsüz kılan başlıklar -zihinsel programlar- edindiğimiz gibi, etkisiz düşünme
yollarına da kayabiliriz. Bu sebeple, nasıl düşündüğümüzü keşfetmeliyiz ki, düşünce hayatımızın
kontrolünü elde tutabilelim ve daha iyisi için bisiklet yapabilelim.

Bunun için, sadece ne gibi olaylar yaşadığımız önemli değildir. Aynı zamanda nasıl düşündüğümüz ve
hissettiğimizin temeli olan beş duyumuzla tanışmak iyi bir başlangıçtır. Bu duyular sayesinde hayatta
kalmayı öğreniriz. Şunu sakın unutmayın, güvenecek hiçbir şeyimizin olmadığı durumlarda bu
duyularımıza güvenmeli ve bize söylediklerine inanmalıyız.

Oysa iletişim problemleriyle karşılaşan insan çok iyi bilir ki, kişisel algılamalar oldukça farklı
olabilmektedir. Kimi zaman insanlar sadece gördüklerini ve duyduklarını şeyleri görür ve duyarlar ve
hiçbir tartışma hakkında onların düşüncelerini değiştiremez.Açıkcası, gözlerimizle görüp kulaklarımızla
işittiklerimzden ziyade , beynimizin bunları kaydediş şekli önemli olmaktadır.
Geçmişe Dönüş & Geleceğe Dönüş & Şimdi Olanlar

Gidebildiğiniz kadar geçmiş zamana gidin ve okul öğretmeninizin yüzünü hatırlamaya çalışın. Bu kişiyi
açık bir şekilde zihninizde görselleştirin... Şimdi de onun sesini, kara tahtadaki tebeşir sesini, okul
jimnastik salonunda yankılanan sesleri ve okulla ilgili anılarınızı yaşarken zihninizde canlanan tüm
sesleri hatırlamaya çalışın. Şimdi de duyguları, algıları, sıraların ahşap yüzeyini, karlı bir havadaki
hislerinizi hatırlamaya çalışın.

Hafızanızın ve düşüncelerinizin sizi içine çekmesine izin vermek, sizi bir içsel algıdan diğerine alıp
götürecektir ve geçmişteki gerçekliği yeniden yaşatacaktır. Bunu yaparak, milyonlarcası ile birlikte
dosyalanan hafıza kayıtlarından belirlilerini başarılı bir şekilde geri getirip bu geçmiş deneyimleri
zihinsel olarak yeniden yaşayacaksınızdır. Fakat zihin sadece geçmiş ya da şu anki gerçeklikle sınırlı
değildir.

Sevgiliniz kocaman bir gökdelen boyuna sahip olsaydı neye benzerdi? Şehir merkezinin ortasında
kocaman bir gözlük olduğunu hayal edin.

Her bir durumda da gerçek hayattaki bir durumu yansıtan algıları, düşünce süreçlerini uygulamaya
hazır durumdasınız. Bu içsel algılar hatırlatıcı, uzun uzun düşündüren ve hayal gücünüzü
zenginleştiren zihinsel güçlerdir.

Bazı şeyleri hatırladığınızda neler olmaktadır? Aslında siz, ilk deneyiminizde kaydedilen aynı duyusal
algıları yeniden hatırlamakta, beyninizin elektro kimyasal olarak kaydettiği enerji dalgalarına
ulaşmaktasınız.

Peki sizin geleceğinizin kimi zaman oldukça keskin bir şekilde hayalinizde canlanmasına ne demeli?
Aslında aynı içsel algıları resmetmekte veya neler olacağını duyup hissetmektesiniz. Her bir durumda
da kendi geleceğinizi oluşturmak için içsel duyularınızı kullanmaktasınız. Beyniniz dış dünyada var
olduğunu düşündüğünüz şeylerle, net bir şekilde hayal edilen imgeleri birbirinden ayırt edemez.
Beynin korteksindeki ufak elektro kimyasal kayıtlar, “bilinçlilik" dediğimiz durumu oluşturur. Bu, sizin
düşünce gücünüzü kullanarak önce içsel gerçekliğinizi ve ardından davranışınızı, başarılarınızı veya
hayatı nasıl değiştirmeye başlayacağınızı belirtir. Öğrenmeyle kendi gerçekliğinizi oluşturarak
geleceğinizi meydana getirebilirsiniz.

Düşüncelerinizi bu şekilde kontrol etmeyi öğrenmek, size olağanüstü faydalar sağlayacaktır. Öncelikle
ne düşüneceğinize siz karar verębilirsiniz. Objektif dış dünyanın aksine, sübjektif düşünceler sizin
kontrolünüz altındadır. Eğer geçmiş bir deneyim size zevk veriyorsa, bu deneyimi hatırlamak, aynı
zevk duygusunu beraberinde getirecektir. Hafıza, mümkün olduğu kadar çok sayıda algıyla ne kadar
çok birleştirilirse, insan o kadar fazla haz duygusu yaşar.

Bunu şimdi test edebilirsiniz: Bir arkadaşınızın size mutluluk veren bir durumunu gözlerinizi kapatıp
izleyin... Omuzlarınızın düştüğünü, daha rahat bir pozisyona geçtiğinizi ve hafif bir gülümsemenin
yüzünüze dalga dalga yayıldığını fark edeceksiniz. Tüm psikolojimiz, zihinde neler olduğuna cevap
verir. Tibbi testler de kan dolaşımında, nefes alma oranında ve tüm metabolizmadaki değişiklikleri
gösterecektir. Bu, suni uyarıcılar ve depresentler verilmeden ve şartlar ne olursa olsun sadece
düşünmeyle bir anda gerçekleşir.
Pozitif hatıraların anımsanmasının yani sıra, gelecekteki olayların hayal edilmesinden de
faydalanabilirsiniz. Eğer kolay olmadığını veya stresli olduğunu düşündüğünüz -ki bu sizi oldukça
rahatsız eden bir şey olabilir- bir iş almak zorundaysanız, kötüyü düşünmekten ziyade, olabileceklerin
en iyisini hayal etmeye çalışın. Pozitif düşüncenin terapatik etkisinden başka vücuda zarar veren
endişenin aksine şu anki mevcut performansınız üzerinde düzeltici etkisi olacaktır.

İster Bir Palyaço, İsterse Sirk Sahibi Olabilirsiniz

Çok etkili bir rüyadan aniden uyandığınızda, kimi zaman bunun bir rüya mi, yoksa gerçek mi olduğunu
ayırt edemediğiniz durumlar oluyor, değil mi? Her iki dünya da size eşit derecede gerçek görünür.
Neden böyle olmakta acaba? Bunun sebebi, beyin mevcut algıyla net bir şekilde hayal edilen veya
hatırlanan düşünceleri birbirinden ayırt edemez. Hissetme şeklinizde ve beyninizin kaydetmiş olduğu
deneyim arasında fark yoktur.

4. Yeni Senaryolar Üretmek Bakış Açınızı Değiştirmek


En çok kullandığımız duyumuz görmedir. Düşünürken, neler olduğunu tarif ederken zihinsel resimler
yoluyla düşünme sürecinin tamamının açıklandığı görülür ve biz zaten bunun sağ beyin düşünce
sisteminin bir özelliği olduğunu görmüştük. Fakat “görme" işlemini gerçekleştirmemizin başka yolları
da vardır. Gördüklerimizin yorumlanması yani onları anlamlandırmamız- sadece yorumlayana
özgüdür, her birimizin algılaması farklıdır. Hepimiz eşyayı farklı bir açıdan gördüğümüzü söyleriz ki,
aslında bu, görmenin sadece tek bir kişinin bakış açısı olduğunu belirten bir ifadedir. Bir problemin
çözümünü araştırırken başkalarının ne düşüneceğini, neler hissedeceğini, ya da ne yapacağını kendi
kendimize sorarız. Anlayışımızı arttıracak farklı bakış açılarını kendi alışkanlıklarımıza göre değil de,
başkalarının ne düşüneceğine göre belirleme tekniğine “yeniden çerçeveleme" adı verilmektedir.

Kimi zaman da beynimizin bir ürünü olan düşüncelerimizi başkalarının düşüncesiymiş gibi sunarız. Her
bir görüş tarzı, davranışlarımızı etkiler hâlde daha iyi bir “görüş", daha başarılı ve amaca yönelik bir
davranış anlamına gelmektedir. Bu tür bir yaklaşım da bizim başarıya ulaşmamızda temel adımdır.

Kameranın Çektikleri Gören Göz müdür, Yoksa Beyin midir?

Dünyayı olduğu gibi mi görürsünüz, yoksa olduğunuz gibi mi görürsünüz? Siz “gördüğünüze"
inandığınızı düşünebilirsiniz; fakat gözlerinizle gördükleriniz, gerçek dünyadaki görüntülerden,
anlamlardan oldukça farklı şeylerdir. Beynimize iletilen trilyonlarca şaşırtıcı, hayranlık verici elektro
manyetik enerjiden çok küçük bir kısmi gözde tutulur. Siz de aslında dünyanın çok az bir kısmini
görürsünüz. Bu enerjinin çok büyük bir kısmı henüz sinir sisteminize bile ulaşamadan atılır.

Yeni Filmler Yapmaya Ne Dersiniz?..

Yönetmen ve Senarist Olmanın Gücü Olayları Farklı Bir Açıdan Görmek

Adamın birinin fare korkusu vardır ve maddî imkânsızlıktan dolayı da yaşadığı yerde fareler kol
gezmektedir. Bu korku durumları ona hayatının zirvelere çıkmasının şansını verir ve farelerin
resimlerini kâğıda dökme fikri aklına gelir ve bu şekilde Disneyland’in de temelleri atılmış olur ve Walt
Disney efsanesi böyle doğar.
Yeniden Çerçeveleme:

Mevcut bir resmin etrafında bulunan çerçeveyi değiştirmektir. Yaratıcı düşünme sürecini harekete
geçirmektir. Yeni alternatifler bulabilmektir.. Ya da sorunu çözmek demektir.

Mevcut bir problemi farklı açılardan görebilmek size daha çok faydalar sağlar. Çerçeveleme demek,
her şeyi olduğundan daha iyi görmek demek değildir. Bu, pozitif düşün ya da kendi kendinize pozitif
telkinlerde bulunmanız da demek değildir. Her şeye farklı bir açıdan baktığınızda problem ortadan
kalkmaz -kimi zaman böyle de olabilmesine rağmen-, sadece çözüm bulabilmek için daha fazla şansa
sahip olunduğu görülür.

Yaratıcı düşünme ve yeniden çerçeveleme doğal bir süreçtir. Zihin, eşyayı yeni ve farklı bir açıdan
görebilme kabiliyetine sahiptir. Oysa bizler bunu kullanmayarak düşüncelerimizi sınırlarız. Herhangi
bir durumda çeşitli yaklaşımların araştırılmasını alışkanlık edinmek ve düşünce şansa becerilerini
geliştirmek, geleceğiniz için faydalıdır. Düşünme hem fiziksel, hem de algısal anlamda görmeyi kapsar.
Gördüğünüzü düşündüğünüz şey, sizin hafızanızdaki kavramlar, anlamlar, değerler, inançlar ve eşsiz
beyin yapınıza göre eşyayı algılayıp tarzımızla şekillenir. Gerçekte olayları gören, sizin beyninizdir ve
sağ beyninizi daha dolu dolu kullanarak bir başka dünyanın kapıları aralanır, imkânlar ve başarı dün-
yasına ulaşılır. Olayların farklı bir şekilde görülmesini sağlayan yeniden çerçeveleme tekniği ile ilk
olarak problem gibi görünen bir durumun süper bir fırsata dönüşmesini sağlayabilirsiniz.

Birkaç yıl önce Elkhart Kansas'ta, iki kardeş bir okulda çalışıyorlardı. Her sabah sınıftaki sobayı yakmak
onların göreviydi. Soğuk bir günün sabahı, kardeşler sobayı temizlediler ve odunla doldurdular. Birisi,
bir şişe gazı odunların üstüne döktü ve ateşe verdi. Öyle büyük bir patlama oldu ki, eski bina sallandı.
Patlama sırasında büyük kardeş öldü, diğerinin de bacakları feci şekilde yandı. Daha sonra, şişeye
yanlışlıkla benzin doldurulduğu ortaya çıktı. Yaralanan çocuğu tedavi eden doktor, çocuğun
bacaklarını kesmenin daha iyi olacağını söyledi. Anne ve babası yıkılmıştı. Zaten bir oğullarını
yitirmişlerdi. Şimdi de diğer oğulları bacaklarını kaybedecekti. Ama inançlarını kaybetmemişlerdi.

Doktora kesme işlemini ertelemesini rica ettiler. Doktor kabul etti. Çocuklarının bacaklarının iyileşmesi
için dua ediyorlar ve hergün doktordan kesmeyi bir gün daha ertelemesini istiyorlardı. Bu durum iki ay
sürdü. Doktorla hergün tartışıyorlardı. Bu arada da çocuklarını hergün tekrar yürüyeceğine
inandırıyorlardı. Çocuğun bacakları kesilmedi ama sargılar açıldığında, sağ bacağının diğerinden altı
santim daha kısa olduğu ortaya çıktı. Sol ayağındaki paramaklar da neredeyse yoktu. Ama çocuk yine
de kararlıydı. Acılar içinde kıvranmasına rağmen , her gün egzersiz yaptı ve nihayet bir-iki adım
atmayı başardı.Bu genç adam , daha sonra koltuk değneklerinden de kurtuldu ve yürümeye başladı .
Derken koşmaya….

Bu genç adam koştu , koştu ve koştu. Neredeyse kesilmek üzere olan bacaklar ona bir dünya rekoru
kazandırdı. Bu genç adam Glenn Cumingham’dı. ‘’Dünyanın En Hızlı İnsanı’ olarak tanınan gence
Madison Square Garden’da ‘yüzyılın sporcusu’ unvanı da verildi.

Değişen olaylar veya çevre değildir, değişim sizin bakış açınızda gerçekleşmiştir. Böylece geleceğiniz
şimdiyle şekillenir ve değişir. Neden siz de bir insan olarak sizi rahatsız eden durumları bir dünya
rekoruna dönüştürmeyesiniz ki? Sizin de bu tür yaratıcı çözümler üretip durumdan faydalanmanız
gerekmektir. Probleme farklı bir gözle bakın. Sürekli sizi meşgul eden ve zamanınızı alan kişiler veya
olaylar var ve siz bu durumdan oldukça rahatsız olmaktasınız. Elbette onların da sizi görmeleri
gereken durumlar ve zamanlar var ve size ulaşabilmeleri de oldukça önemli.

Peki kendinize bakanlık kapısı politikası uygulamaya ne dersiniz? Böylece sizinle görüşmek isteyen
herkes sizden izin alarak size gelmek isteyecektir. Lütfen kendinize bitirmeniz gereken hayatî işleriniz
için zaman ayırın. Bu tür bir yeniden çerçeveleme, sadece probleminizi çözmekle kalmaz, sizin bütün
etkinliğinizi de düzeltir ve zaman planlaması yapmanıza olanak sağlar ve bir insan olarak hayatınızı
aksatmazken insanlardan da daha fazla saygı görmeye başlayacaksınız. Bir fikre sahip olmak her
zaman için oldukça iyidir; fakat birkaç alternatifinizin olması daha da iyidir!

Yeniden Çerçeveleme Şekilleri

a. Yapının yeniden çerçevelenmesi.

b. İçeriğin yeniden çerçevelenmesi..

5. Güçlü Ruh Durumları Oluşturmak Şaşırtıcı Filmler Yapmak


Olayları nasıl gördüğünüz kendinizi mutlu veya mutsuz hissetmenize sebep olabilir. Bir şeyleri farklı
görebilmeyi öğrenmeniz, hayata karşı tutumunuzu tamamen değiştirebilir. Zihninizi açık hissettiğiniz
zaman, başarılı olmak istersiniz. Kendinizi yaratıcı hissettiğinizde, daha başarılı olursunuz. Işıkların,
seslerin ve dokunuşların, hepsinin içselleştirilmesi, zihnimizin daha iyi konuma gelmesine katkıda
bulunur.

Bazı özel deneyimlerle ilgili olarak hissettiğimiz acı veya mutluluk, düşüncemizin oluşturduğu bir
sorun değil, içimizde devam eden hisler, imajlar ve özel bir alt şeklidir. Karşılaştığımız bu alt şekiller
sebebiyle, benzer bir zihinsel yapı oluşturarak tamamen farklı olayların, hoşlanmadığımız iki kötü
hatırası kalmış olabilir.

Tam tersi olarak da farklı insanlarla iletişimler, aylık toplantılar gibi birbirine benzer içerikleri olan
olayları hatırlayabilirsiniz; bunların hepsinin farklı bir alt şekli vardır ve bunlar sizde çok farklı hisler
uyandırabilir. Bir kısmı hoşunuza giderken bir kısmı size acı verebilir.

Acıyla veya zevkle bağlanmış olarak yaptığınız her bu davranışın bir çağrışımıdır. Zevk almak
istediğiniz giderken, bir kısmi size acı verebilir. Acıları kendinizden uzaklaştırmak istediğiniz için ya da
ikisi için de yapmanız gereken şeyi yapın. Size veya sevinç vereceğine inandığınız şeylere bağlı
hareketlerinizin ve bu inancınızın, o güne kadar yaptığınız şeylerin algılanışı biçimine bağlı olduğuna,
yani zihinsel yapı veya hâl olarak kendinizde oluşturduğunuz çağrışımlara bağlı olduğuna dikkat edin.

Ne istediğinizi bilmek, ruh durumunuzdaki ve davranışlarınızdaki herhangi bir değişiklik için olması
gereken ilk şeydir. Farklı beyin dalgalarıyla ilgili gerek uyurken, gerek çeşitli bilinçlilik hâllerinde birçok
araştırma yapıldı.

Alfa Dalgaları: Rahat, dinlenmiş ve algılama gücü iyi olan bir ruh hâlindeyken beyin dalga boyuna
girer. Bu seviyede, genellikle zihnimiz sağ beyin lobuyla ilgili olan hayal edebilme ve bilinçaltının
yaratıcı kavranışına fazlasıyla açıktır.

Çok fazla bilinçli düşünce, baskın olarak yüksek frekanstaki sol beyni kullanır. Stres ve onun tüm
zararlı sonuçlarını beraberinde getirir. Fakat rahat, uyanık ve kavrayışı yüksek olan fiziksel ve zihinsel
hâl üzere olabilmek, her ne şekilde olursa olsun faydalıdır. Bu “hâl"de zihnimizin yaratıcı bölümü
kullanılabilir.

Alfa durumuna girmenin yolu

1. Rahatsız edilmeyeceğiniz bir yer bulun ve rahat bir şekilde oturun veya uzanan bir pozisyona geçin.

2. Derin ve yavaş yavaş nefes alıp verin. Bunu yaptıkça rahatlama ve huzur hissedeceksiniz.

3. Tüm dikkatinizi vücudunuza yoğunlaştırın ve buna alnınızdan başlayın; daha sonra gözlerinize,
yüzünüze ve tüm diğer parçalarınıza yönelebilirsiniz. Kendinizde hoş bir gevşeme hissedene kadar
vücudunuzla çalışmaya devam edin.

4. Çok derin bir şekilde gevşediğinizi hissettiğinizde, hislerinizde veya gerçekte bir titreme olduğunu
hissedebilirsiniz veya artık kollarınızın ve bacaklarınızın sizin bir parçanız olmadığını hissetmeyi
hissetmeye başlayabilirsiniz. Bütün bunlar dinlendiğinizin, içine düştüğünüz sübjektif durumun
göstergeleridir.

5. Vücudunuz dinlenmiş fakat kafanız hâlâ fazlasıyla meşgul ve alakasız bin bir şey düşünüyor olabilir.
Bu yüzden bedensel olduğu kadar zihinsel olarak da sakin ve dinlenmiş olmalısınız. Kendinizi
düşüncelerinizden kurtarın ve hoş bir yere, sevdiğiniz şeylerin başına dönün. Bu yer size huzuru,
güveni ve rahatlığı çağrıştırıyor olabilir. Bu yer gelecekte olmasını istediğiniz bir yer, durum veya
unutamadığınız bir yer, durum da olabilir; fakat tamamen sizi cezbedici bir yer olmalıdır. Her durum
için, bu yeri en küçük ayrıntısına kadar gözünüzde canlandırın. Bütün görüntüler, sesler ve hislerle tek
tek her birinin tadına varın. Sonra tüm zevk, güven ve rahatlık hislerinin zevkini yaşayın. Vücut bir"
olduğu zaman, bu zihinsel tasavvur daha sonra sizi fiziksel olarak da rahatlatacak ve iç dünyanıza
gireceksiniz. Burası fikirlerin ortaya çıktığı, problemlerin çözüldüğü yerdir ve özel bir görselleştirmeyle
onu isterseniz burada elde edebilirsiniz. Vücudun ve zihnin bu rahat hâli yavaş alfa beyin dalgalarıyla
ayrıca. Sürekli bir hareket, canlandırmakla beraberinde getirir. Bu anlarda yaratıcı sağ beyin devreye
girer.

6. Bu rahatlama süreci ne kadar sürer ve en iyi zaman zaman, en hızlı şekilde yapabileceksiniz.

Hayal gücü “sıradan" bir düşünceyle nasıl ayırt edilebilir?

Bazen, bu iki düşünce şeklinin zihnin çalışma yöntemlerinde siyah ve beyaz kadar farklılaştıkları
görülür. Eve geç kalan bir eşin hakkında çok endişelenen bir eş, olabilecek en kötü şeyleri düşünür.
Mantıklı düşünmek için çok üzgün olduğundan, bütün bu tasarladıkları şeyi gerçekten oluyor gibi
düşündüğünde o kişi çok hararetli ve aktif olan hayal gücünün pasif kurbanı olur. İşte böyle
durumlarda, sol beyin mantığı, endişeli insana bir şeyleri daha iyi değerlendirmesi için yardım
edebilir.

Bununla beraber, bazen sağ ve sol beyin düşünme şekilleri iyice birbirine geçmiş olabilir. Bir adam
Hawaii'nin topografik ve jeolojik yapısıyla ilgili bir bilimsel makale okuyor. Ve gerçeklere dayanan her
detayı dikkate alırken, zihinsel olarak da görüntüsünü oluşturuyor ve orada bulunmanın nasıl bir şey
olacağını hissetmeye çalışıyor. Hem bir bilim adamı gibi düşünüyor, hem de hayal gücüyle bunu
hayata, zevk alacağı bir şey olarak aktarıyor. Onun düşüncesiyle hayalî, mutlu bir şekilde farklı fakat
tamamlayıcı amaç için yan yana çalışıyor.
Başka bir örnek verirsek, bir tarihçi veya dedektif delil toplama işinde veya kronolojik detaylarda çok
dikkatli yan yana çalışıyor olmak zorundadır. Aynı zamanda, bütün bu parçaları bir araya getirebilmesi
ve bir sonuca ulaşabilmesi için yaratıcı hayal gücü ve sezgisel gücünün olması gerekir. Mantık ve aynı
araştırma sürecinin birer parçası olur. Detaylar hayal gücüyle analiz edilmek zorunda olurken, hayal
gücümüzle içimize değen kavrayışlarımız da mantık ve sağ duyuyla test edilmek durumundadır.

Mobilya endüstrisinin büyük şirketlerinden birinin genel müdürü olan bir yönetici, her gün üç saatini
düşünmeye ayırdığını söylüyor. Bu, onun söylediğine göre, başarısının kaynağı, görüşlerinin doğduğu
ve en iyi çözümleri ortaya çıkardığı zaman dilimidir. Onun seviyesindeki biri için bunun, işinin en can
alıcı noktalarından biri olduğunu söylüyor. Onun statüsü ve pozisyonu, bu vakti kullanmaya müsait
olduğu için şanslıdır. Hayal edebilme gücünün ve liderlik yeteneklerinin bir sonucu olarak hak ettiği
saygıyı görüyordur.

Felsefesi şu idi: İşi götürebilecek çok sayıda birinci sınıf elemanı vardı. Operasyonun her aşamasına
yerleştirilmiş birçok analiz, rasyonel karar verme ve yeterinden daha fazla sol beyin düşünce sistemi
vardı. Sadece farklı bir seviyede değil, aynı süreçte farklı bir şahsiyet olarak bir şeyler yapması
beklenen ve onun için kendisine para ödenen tek kişi, üst düzey yöneticiydi. O, geleceği düşünmek
zorunda olan kimseydi. Yarışı uzaklaştırmak ve yeni piyasalar oluşturmak için yeni stratejiler
geliştirmek zorunda olan kişi... Diğerleri yönetilirken onlara lider olmak zorunda olan birisi, daha alt
seviyedeki birçok yöneticinin günde üç saatini sadece düşünmeye ayırması pek karşılaştığımız bir şey
değil. Bu, her yöneticinin programında olması gereken düşünmenin küçümsenmesinden
kaynaklanmıyor; fakat birkaç şirketin bunun önemini daha yeni kavradıklarını ve sadece
elemanlarındaki potansiyel yaratıcı gücün dizginlerini koyuverdiklerini gösteriyor.

Bununla birlikte, yönetimsel aktiviteleri günü gününe düşünmenin başka birçok da yolu vardır. Birçok
yönetici zamanlarını işe veya işten sonra yaratıcı düşünme için randevuları arasında gelip
gitmelerinde kullanarak harcadıklarını söylüyor.

Bir "otomatik pilot" kullanarak -onu bilinçli bir şekilde düşünmeksizin- zihinlerinden olan şeye dalmayı
kolay buldular. İş ve ev arasında genellikle bitiş ve başlangıç vakitlerinde gidilip gelindiğinden,
işlerinde ve evlerinde en iyi olabilirlerdi.

Bazı durumlarda bu seyahatler, sağ beyin merkezli serbest düşünce için dikkatle düzenlenmiş bir
düşünme zamanı olabilir. Bir yoğurt fabrikasının genel müdürü, bana sistemlerini anlattı: O, haftada
bir yurt dışındaki fabrikayı ziyaret etmek zorundaydı. Bilinçli bir şekilde, daha hızlı olabilecekken, daha
rahat bir güzergâh olan üç saatlik yolu tercih ediyordu. Karşılaşacağını bildiği fakat tam
hazırlanamadığı birçok sorun ve kararı ortaya koyup düşünüyor ve yerel yöneticilere soracağı soruları
netleştiriyor, ortaya çıkacak birçok probleme çözüm buluyor ve uzun süreli tehditleri de
içselleştiriyordu. Bu uzun yolculuklar boyunca onun bilinçaltının derinliklerinden gelen şeyler,
fabrikanın yönetim takımına çok dikkatli araştırılmış ve analiz edilmiş sonuçlar gibi gelmeliydi. Ek
olarak, bu kurumlar doğru zamanlamayı kanıtlamış olmalıydılar.

Birçok insan hayal gücünü az kullandığı için onu kesintiye uğratmıştır. Zayıflayan bir kasımız veya
organımız gibi hayal gücümüzün de tekrar uyanması için hafif egzersizlere tabi tutulması gerekir.

A.

1) Vücudunuzun farklı kısımlarını çalıştırarak onları tek tek gevşetin ve hafif hafif nesef alıp verin.
2) Simdi gözlerinizi kapatın ve onları yirmi derece kadar yukarı kaldırıp tam gözlerinizin önüne
değilde,uzaklara bakın. Önünüzde sesli olarak söylenen isminizi bir ekranın üzerindeymişçesine
gözünüzde canlandırmaya çalışın. Onu bir yazı tahtasının üzerine yazılmış gibi görmeyi başarabildiniz
mi? Onun tahta üzerinden silindiğini görebildiniz mi?

3. Şimdi onu aynı tahta üzerine tebeşirle yazdığınızı düşünün. Bunu yapınca, yazılmış bir isimden
ziyade, elinizi ve hareketlerini de göreceksiniz. Tebeşirin gıcırtısını işitebildiniz mi? Tebeşir tozunun
kokusunu alabildiniz mi? Bu nasıl bir şey? Eğer bütün bunları yapamamışsanız, tekrar başlayın; fakat
iyi ve rahat olduğunuzdan ve tamamen konsantre olabildiğinizden emin olun.

B.

1. Şimdi basit bir şekli gözünüzde canlandırmayı deneyin. Bir kare, sonra bir üçgen, sonra da bir daire.
Eğer imajlar bulanıksa ve hemen kaybolup gidiyorlarsa, biraz ısrar edin ve daha iyisine ulaşana kadar
pratik yapmaya devam edin.

2. Şimdi de karşınıza oturduğunuzu evi alın ve onu gözlerinizin önünde döndürün, döndürün...

3. Daha sonra bunu insanlara uygulayın, onları hatırlayın ve bunu kullanın.

4. Hazır olduğunuz zaman kokuları ve tatları deneyin; kum kokusunu veya kolonya kokusunu
alabiliyor musunuz? Sıcak bir kahvenin tadına varabiliyor musunuz?

5. Bunları tüm duyularınızı işin içine katarak yapın. Yani gerçekte böyle bir şey olsaydı neler görür,
duyar, hissederdiniz ve neler tadıp neler koklardınız ?

Bu duyuları kolayca hayal edebiliyorsanız, zihninizi amaçlarınız için kullanabilecek seviyedesiniz


demektir. Düzenli kullanılırsa, hayal edebilme gücü günden güne güçlenecektir.

Pratik yapılarak, görselleştirmeyle elde ettiğimiz duyumlar neredeyse gerçeklerinden ayrılamayacak


seviyeye çıkabilir. Özellikle rahatlamış alıcı ‘alfa’ durumunda iseniz.

Uygulama:

Bir insan olarak, en büyük üç probleminizi düşünün. Daha sonra onların çözülmüş olmasının nasıl bir
şey olacağını hayal edin.

 Bununla ilgili olan insanların tutumu nasıl farklılaştı? S


 Sen kendin neler hissediyorsun?
 Yeni durumu bütün detaylarıyla hissetmek, işitmek ve görmek için hayal gücünüzü esnetin.

Bunu yaparak, içinizde yeni bir gerçek oluşturuyorsunuz ve işte burası değişikliklerin başladığı
yerdir.Zihnimizde yeni kararlara ve fırsatlara açmaya – sigarasız bir hayat , ideal kilonuza ulaşma,
sevdiğiniz insanlar birlikte olma , istediğimiz ekonomik durumu elde etme… - ne dersiniz ?

Her gün gevşeme, kendi dünyanızı araştırma ve düşüncelerinizi kontrol etme denemeleri
yapmalısınız. Sonra hayal gücünüzü kullanmaya başlayın ve hayalinize ve sezginize kişisel
hayatınızdan ve iş hayatınızda güvenmeyi öğrenin.

1. Kendinizi tarif eden kelimeler düşünmekle başlayın.


2. Bunlar 'onur', 'sabırsız', 'hırslı' vs. gibi basit kelimeler olacak. Sizin genelde yazı yazdığınız elinizle
aklınıza gelen kelimeleri yazın. Bu listeyi bir yana koyun. Başka bir şey okumaya ya da yapmaya
devam edin

3. Kısa bir süre sonra baskın olmayan elinizi kullanarak okumaya veya yapmaya devam edin. Başka bir
liste oluşturun. Yavaş olacağınız ve kelimelerin zar zor okunabilecek kadar yazılabildiği kesindir; fakat
sabırla yazmaya devam edin. Daha başka bir şey düşünemeyene kadar aklınıza ne gelirse yazın.

4. Daha sonra iki listeyi karşılaştırın. Bu ikinci liste bazen sizi şaşırtabilir. Çünkü baskın olmayan elle
yazdığınız için beyninizin daha az alışık olduğunuz kısmı tarafından yönetilmiştir ve farkında
olmadığınız özelliklerinizi ortaya çıkarabilir.

Danışmanlık alan birisi uygulama esnasında kendini kararlı olarak tarif ettiğini fark etti. Bu kelime
onun birinci listesinde yoktu ve de o kendisini asla bu şekilde tanımlamaya yanaşmıyordu. Bu tabir
onun yarım yamalak okunabilen sol elle yazdığı, neredeyse karalama durumundaki yazılarının
arasından çıktı! Bununla birlikte, onun yakın arkadaşları sağ beynin sürpriz tarifine katılıyorlardı. Diğer
durumlarda da iki liste arasında kelimelerin bazıları birbiriyle sanki farklı insanları tanımlıyormuş gibi
uyuşmuyordu.

Farklı bir bakış açısına sahip olmak istediğiniz zaman bu şekilde baskın olmayan yazıyı kullanabilirsiniz.
Bu yapılarak sol beynin çalıştığınız şablonları kılırı ve kendiniz hakkında daha derin doğrulara yol açan
zihinsel bir yapıya ulaşırsınız. O değişiklikler getiren görselleştirme tekniklerini kullanabildiğiniz, kendi
düşüncelerinizdir.

İlk adım , pozitif özgüveni tanımlamaktır. Pozitif özgüvene sahip olmak ;

 Kendinizi bilmeniz ve kendinizi olduğunuz gibi kabul etmeniz.


 Herhangi bir duruma bakmaksızın içinizdeki değere inanmanız.
 Pozisyonunuzu dünyada realistçe görmek fakat gelecek için iyimserliği unutmamak.
 Zayıflıklarınızı tanıyabilecek kapasitede olmak ve bunları daha iyiye dönüştürmek için istekli
olmak.
 Kendi özgürlüğünüzü tanımak ve sizi dünyada tek yapan kişisel özelliklerinizle gururlanmak.
 Kendi yeteneklerinize karşı sağlıklı bir hayran olma duygusu beslemek ve başardığınız şeylere
pozitif bakabilmek.
 Yeni bir şeyler denemek için istekli olmak ve başarısızlıktan korkmamak.
 Hayatınızı ellerinize alma ve hayatta istediğinizi yapabilme cesaretinizin olması.

Kendi özgüveninizi tanımanız için listeyi şöyle bir kontrol etmeniz size yardım edecektir. Aynı
zamanda nerede değişiklik yapmanız gerektiğini de göreceksiniz. Aşağıdakilerden size uyanlara işaret
koyunuz:

 İyimser bir insanım...


 İstediğim, dengeli bir hayatı yaşıyorum...
 Ben hayat dolu bir insanım…
 Pozitif bir özgüven yansıtıyorum…
 Yeni sosyal durumlarda rahatım..
 Başkalarındaki iyilikleri araştırırım…
 Samimi iltifatları kabul ve takdir ederim…
 İletişimlerimde göz diyaloğuna önem veririm…
 Hedefi olan bir insanım…
 Başkalarını ikna etmeyi önemsemem..
 Vücuduma bakarım ve iyi giyinmeye önem veririm...
 Hislerimi doğrudan gösterebilirim…
 Suçluluk duygusu hissetmeksizin yardım isteyebilirim…
 Başkalarının önünde konuşurken kendimi rahat hissederim...
 Engelleri bir meydan okuma olarak kabul ederim
 İyi bir dinleyiciyim..
 Bütün düşüncelerimde ve aksiyonlarımda sorumluluk kabul ederim...

İşaretli olan şıkların çokluğu, sizin özgüveninizin sağlıklı olduğunun göstergesidir. Bu, sizin kendinizi
pozitif gördüğünüzü ve iyi değerlendirdiğinizi gösterir. Kendinizin bu resmi, davranışlarınızı
düzenleyen bir 'termostať görünümündedir.

Hepimiz bu iç resme sahibiz ve herkeste kendine özgü olduğu kadar, açık ve detaylıdır da. Onu tarif
etmek -işte zorlanmış bile olsak ve hatta bilinçli düşündüğümüzde kafamızda şekillendirememiş de
olsak- bütün sözlerimizde ve tutumlarımızda hemen görülebilir.

Başka şeyler meydana geldiğinde veya farklı bir durumda olunduğunda, sonucun nasıl olacağını hayal
ederek genellikle zihinsel engellerin üstesinden gelebilirsiniz. Bu teknik, özgüveninizin düşük olması
sebebiyle performansınızın aşağılara çekildiği her durumda kullanılabilir.

 Toplantıyı şöyle şöyle yönetseydiniz ne olurdu?


 Astronomik ücretlerle çalışan profesyonel bir konuşmacı olarak bu konferansı vermiş
olsaydınız ne olurdu?
 Hemen karar vermek zorunda olsaydınız kararınız ne olurdu?
 Hoşlanmadığınız bu iş ay sonunda değil de bugün saat beşte bitiyor olsaydı,
 değişen ne olurdu?
 Onun üstesinden gelemez veya onun için daha iyi şeyler mi hissederdiniz?
 Grafikler ile çalışmayı seviyor olsaydınız aylık bütçe grafiklerini çıkarmak sizin için nasıl bir şey
olurdu?

Evet, onlardan nefret ediyorsunuz fakat onları sevmiş olmanın nasıl bir şey olacağını düşünebiliyor
musunuz?

Evet, bunu yapabilirsiniz. Kendiniz için oluşturabildiğiniz hayallerin sınırı yoktur. Eğer bir şeyi hayal
edebiliyorsanız, onu yapabilirsiniz de. Onu başarıyla tamamlayabilirsiniz ve olmasını istediğiniz şekilde
oldurabilirsiniz de...

Hayal etme işlemi, sağ beynin düşünmesini kullanarak içimizde oluşturduğumuz görselleştirme,
gerçekleştirmek istediğimiz hedefi belirler. Bu tarz değişiklik yapmak bazen korkunç olabilir. Öyle ki,
bilinmeze atlamak zorunda kaldığınızda, sağ beynin anlaşılması zor güçlerine tamamen
güvendiğinizde, belki de alışıldık desteklerden vazgeçtiğinizde tehlikelerle karşılaşabilirsiniz. Fakat size
mutluluk ve kişisel başarı getirecek bazı değişiklikler, hayatınız için yaptığınız bu değişiklikler bazı
zihinsel atlamalara değer. Negatif önyargılarınızın listesine uzun uzun ve dürüstçe bakın ve zamanında
karar verdiğiniz değişiklikleri uygulamaya başlayın.

Değişiklikler Yapma
Değişiklik yapma teknikleri: Bir şeyi gerçek dünyada olmadan önce kafamızda gerçekleştirmek üzerine
kurulmuştur. Yani daha önce yaptığınız görselleştirme çalışmaları, önyargınızda esaslı değişiklikler
yapabilmek için net bir görüntü oluşturmanıza yardımcı olacaktır.

Negatif önyargıyı düzeltmek için uygulanan teknik, bir randevu gibi zihinsel olarak özel bir olaya
hazırlanmakla karşılaştırıldığında, temelde bir farklılık vardır. Önyargınızı düzeltmek ve o tasarladığınız
insan olmak için yapmanız şeyleri düşünmekten ziyade, istediğiniz insan olmanın neye benzeyeceğini
hayal etmeye uğraşmanız gereklidir Eğer geçici tutumunuza odaklanırsanız, var olan imaj hala yeni
tutumun birbiriyle çatışan imajlarından daha ağırlıklı olarak varlığını koruyacaktır.

Alışkanlıkları Kırmak

Görselleştirme yaptığınız zaman birçok değişikliklerin olduğunu düşünün ve bunun sizde ne gibi bir his
uyandırdığını ve yeni bir insan olmanın doğal sonucu olan davranışlarınızı hayal edin. Bir bayan bana
mektup yazdı ve kişisel gelişim seminerinden sonra on iki yıldır tam bir tiryaki olduğu hâlde sigarayı
bırakabildiği için teşekkür etti. Şimdi bunu nasıl başardığına bakacağız. O, yukarıda verilen genel
öğütleri kendi özel durumuna uyarladı.

Kendini yaklaşmakta olan yeni yılda sigara kullanmayan biri olarak hayal etti. Görselleştirmesinde, o
zaten sigarayı bırakmıştı ve kendini sigara içmeyen biri olarak farklı bir aile ortamında, farklı bir tatil
ve farklı sosyal olaylar içinde gördü ve bu hâlini sevdi. Bu başarısından dolayı aldığı iltifatlardan zevk
aldı ve hâlâ bu alışkanlıktan kurtulamayan insanların ondan öğüt ve yardım istemeleri hoşuna gitti.
Görselleştirmesine sürekli ve canlı bir hayal olarak devam etti. Üzerinden haftalar geçtikçe, bu resim
daha bir gelişti ve netleşti. Mümkün olduğunca içindeki hisleri netleştirdi ve bu imajları daha da
gerçek ve güçlü kılan detaylarla kurgusunu destekledi. O an ve yeni yıl arasında, tutumdaki gerçek
değişiklik olduğunda, alışkanlığı yenmek için çok sıkıntılı ve zor şeyler yapmaya gerek kalmamıştı. Yeni
insan kolayca 'nöbeti devralmış', eskisi de artık emekliye ayrılmıştı. Yeni yıl onun hayal ettiği yeni
insanın yılı olmuştu. Onu başarmanın yollarından ziyade, hedefe vurgu yapıldığında sonuç sır değildi.
Aynı zamanda içinde yarattığı insanın yaptığı şeyleri, yeni hislerini görselleştirmek için birçok alana
zaman sahip olan yeni yıl periyoduna da odaklanabilmesi önemliydi.

Aynı görselleştirme süreci önyargılarımızın, takıntılarımızın olduğu herhangi bir olaya uygulanabilir.
Yapacağınız tek şey, kendinizi yeni konumunuzda yeni birisi olarak düşlemektir. İnançlarınızla
güreşmeyin. Kendinizi ne olmasını istiyorsanız onun olacağına inandırın. Sürekli hayalini kurmak, bu
inancı oluşturacaktır ve bu daha sonra gerçek bir davranış değişikliği olarak kendini gösterecektir.
Ayrıca hayalini kurduğunuz şeyin küçük, 'inanılabilir olması gerekmiyor. Bir şeyi hayal ettiğiniz zaman
en uç sınırlarda hayal edin ve ne olmak istiyorsanız o olun. Hayat niçin bir partinin ta kendisi olmasın
ki?!

Bununla birlikte, bu teknikleri hayata geçirme şansını yakaladığınız zaman önünüze gereksiz engeller
koymayın. Belki sizin bir sonraki sosyal durumunuz yakın arkadaşlar ve geniş bir aileyle ilgili olabilir.
Bir şeylerle uğraşırken acele etmeyin. Dönüşüm hemen de olabilir, biraz daha yavaş da olabilir.
Önemli olan şey, sibernetik olarak şu andan itibaren yeni konumunuza, görselleştirdiğiniz hedefinize
doğru sürekli hareket etmenizdir. Görselleştirdiğiniz hedefinizi, yani içinizde zaten var olan yeni insanı
sürekli tekrar etmeye ve onu rötuşlamaya devam edin.

Korkular
Bir başka kıdemli yönetici, bana özel olarak uçma korkusunun olduğundan bahsetti. İşinin doğası
düşünüldüğünde, ileri düzeyde bir negatif önyargı olan bu fobisi, kariyerini kolayca tehlikeye
atabilirdi. Daha önce tarif ettiğimiz teknikler uygulanabilirdi; fakat bu tür korkularda veya değiştirmek
istediğimiz kalıtsal alışkanlıklarımızda daha etkili olan daha çabuk sonuç veren başka teknikler de
vardır.

1. İlk önce fobileri düşünelim ve gerçekten bu deneyimi yaşadığımızda neler olacağını kafamızda
canlandıralım: Aynı görselleştirme sistemiyle çalışarak bunu yapmak size acı veriyor olsa da,
korktuğunuz hadiseyi tekrar yaşıyor gibi olana kadar görüntüleri, sesleri, o duyguları ve hatta uçak
yakıtının kokusu gibi kokuları hafızanızda canlandırın. Bu olayda size uçmayla ilgili her şeyin
hatırlatılabilmesi ve bunun maksatlı ve objektif bir şekilde korkunuzu anlama ve onu yenebilme
amacıyla yapılmış olması önemli bir aşamadır. Bu objektifliğin dışında, doğal hayal gücünüzü
kullanarak bir yolculuğa çıkmadan önce benzer bir tasayı çekeceksiniz ve bu da havaalanına
varmadan çok önce korkmanıza neden olacak. Fakat şimdi içinizde neler olduğunu düşünüyor
olacaksınız.

2. Aynı deneyimi hatırladıktan sonra her bir alt modeli tanımlamalısınız. Dışarıdan bakıldığında veya
kendinizi kendi gözlerinizle gördüğünüzde, kafanızdaki imaja uygun musunuz, yoksa değil misiniz?..
Özellikle odaklandığınız bir bölüm var mı? Sesler ne kadar uzağınızdan geliyor? Bu deneyimdeki
kendinize özel olan betimlemelerin muhtemel algılama yollarını size hatırlatacak olan daha önceki
listeyi kullanabilirsiniz.

3. Simdi uçmak size ne kadar sıkıntı veriyorsa, o kadar zevk aldığınız başka bir şey düşünün.
Detaylarıyla hatırlayabileceğiniz bir olay veya yaşadığınız, unutamadığınız bir şeyi seçin. Sonra aynı
şekilde süreci işletin. Yani net bir şekil- o hadiseyi gözünüzün önüne getirin ve farklı alt alanlarını
belirleyin.

4. Sonra zevk aldığınız ve acı çektiğiniz iki tecrübenizin hiçbirinden farklı olan alt alanlarının farkına
varacaksınız ve onların önemli farklılıklar olduğunu anlayacaksınız. Bu, yaratıcı bir iş yaptığınızı
gösterir. Zevk aldığınız aktiviteyi oluşturan alt alanları, mesela hoşlanmadığınız uçma olayında
uygulayın. Eğer bir imaj uyup diğeri uymadıysa, negatif olanı -uçma alt alanını- pozitif olanla yer
değiştirin. Sesleri, odaklandığınız şeyleri, ısıyı, büyüklüğü -yaşanılan şeyi tümüyle değiştirecek olan
bütün özellikleri- değiştirin ve hoşlanmadığınız şeylerin yerine hoşlandıklarınızı, pozitif olanları koyun.

5. Sonra tekrar hoşlanmadığınız şeyi tüm ayrıntılarıyla düşünün; fakat sizi kaygılandıran bu hadise
zevk aldığınız tüm özellikleri taşıyor olsun. Bu bütün ilgileri ve o yaşanmışlığın üzerinizde bıraktığı
tesirlerin hepsini tamamıyla değiştirir. 'Fobi'ye içimizdeki hislerin ve duyuların karışımıyla makyaj
yapılır. Onlar değiştiği zaman yaşanılan olay ve onun bağlantılı olduğu şeyler de değişir. Onlar
uzaklaştığı zaman korku da uzaklaşır.

Özellikle her uçuşunuzda, hatta uçağın motorlarının çalıştığını her duyduğunuzda aynı şekilde
yaşayacağınız uçak fobisinde, bunu bir adım daha ileriye götürebilirsiniz. Bunu yapmak için,
sevmediğiniz şeyi yaşamak zorunda kaldığınızda, hoşlandığınız şeylerden oluşan hafızanızı bağımsız ve
objektif bir şekilde bu olaya ekleyebilecek bir tetikçiye ihtiyacınız olacak. Bu, hoşlandığınız herhangi
bir etken olabilir; parmağınızı şıklatmak, size yalnızca sevdiğiniz bir şeyi hatırlatacak bir mimik olabilir.
Pozitif hafızanızı hatırladığınız her vakit bu başlatıcı en pozitif ve en çok hoşlandığınız anda yapın. Her
seferinde bu anı kesin olarak yakalayın ve kafanızda olayı zihinsel olarak canlandırın.

Sonra bütün bunlar, uçtuğunuz gibi önemli zamanlar.da başlatıcı bir etken veya demir atılacak bir şey
olarak kullanılmak üzere kalır. Yani hoşlandığımız şeylerle dolu olan mutluluk hafızanız ile hemen bir
bağlantı kurulur ve gerçek yazılı tüm görselleştirme yazılarının etkisi arttırılır ve tam zamanında
görülür.

Belki bu metodu öncelikle tam bir fobiden ziyade, daha hafif bir korkunuz üzerinde uygulamalısınız.
Gördüğünüz için sizden korkmanız beklenmediğinden mutluluk hisleriyle nasıl dolup taştığınızı
görmüş olursunuz. Hangi tekniği veya teknikleri kullanmış olduğunuz önemli değildir. Olması
gereken, içinizde bir gerçeklik oluşturabilmeniz için sağ beyninizin tasvir edilebilmesi tekniklerini ve
bununla objektif bir yapılabilir takip edebileceği sibernetik hedefler belirlemenizdir. Bazen hayal
gücünüzün daha alt daha iyi sonuç verebilir.

Uygulama:

Gerçek hayatta tam olarak istediğimiz gibi bir yere çok azımız sahibiz. Fakat böyle bir yeri kafamızda
oluşturabiliriz Herkesin bir bakıma inzivaya çekilebileceği güvenli ve sakin, tapınak gibi özel bir ihtiyacı
vardır. Öyle bir da problem çözmekten negatif önyargılarınızı değiştirmeye kadar ihtiyacınız olan her
türlü özel işinizi halledebilesiniz Eğer isterseniz, ihtiyacınız olduğunda elinizin altında olabilecek tüm
kaynakları içeren hem ofis, hem kütüphane, hem de laboratuvarında bir mekânınız olsun.

1)Eğer içinde bir oluşturabileceğiniz, çalışabileceğiniz ve üretken olabileceğiniz dünyanın en güzel


yerini size olacak olsalar, onun neresi olmasını isterdiniz? Ve bu yer nasıl bir yer olurdu. Böyle bir
yere sahip olduğunuzu hayal edin ve onu kafanızda oluşturmaya başlayın. Bu yer şehirde, kırda,
dünyanın içinde ve hatta istediğiniz herhangi bir mekân olabilir. Simdi o yerin neresi olabileceğini
dikkatli düşünün. En muhteşem manzaraları veya penceresinden bakınca size çok özel zevkler veren
istemekten kaçınmayın. Aynı zamanda yer ki, bu mekân bir tatilde ziyarette gerçek bir yer veya
çocukluk hafızınızın derinliklerinde kalan bir yer olabilir. Ya da bir kısmı hatırladığınız bir yer, bir kısmı
da kafanızda oluşturduğunuz bir yer olabilir. Kısacası bu mekânı istediğiniz gibi kurun.

2)Alfa durumunu kullanın ve hayal etmeyi deneyin. Bu çok eğlenceli bir deneyim olabilir. İlk evinizi
döşemenin size nasıl heyecan verdiğini veya bir odayı tamamen istediğiniz gibi düzenlemenin, sadece
size ait somut bir şeyler oluşturmanın sizi nasıl mutlu ettiğini biliyorsunuz. Sizin hayalî yerinizi de aynı
şekilde kurgulayın. Buna zaman ayırın. Acele etmenize gerek yok. Çünkü orası belki de bütün
gideceğiniz bir sığınak veya yaratıcılığınızı ortaya çıkaracak bir atölye olacaktır. Bu sebeple, zaman
ayırmaya değer. Bütün döşemesi, istediğiniz tüm araç-gereçleri, kitapları .. kısacası üretken, yaratıcı
ve dolu dolu yaşayabileceğiniz bir hayat için gerekli olan şeyi düşündürebilir.

3. Peki müzik istiyor musunuz? Ne gibi belki ihtiyacınız olabilir? Dünyada olan tüm bilgiler sizin için
ulaşılabilirdir ve sizin özel yerinizde bulunabilir.

4. Şimdi de bu özel yerinizde bulunmasını istemediğiniz şeylerin yerin yazın. Bunlar asla ihtiyaç
duymayacağınız şeyler olmalıdır. Gerçek hayatta mutluluğunuzu lekeleyen her şey, yasaklılar
listesinde olabilir. Hayalinizde ne zaman isterseniz bu odaya dönebilirsiniz. Favori sandalyenizde,
nereye oturacağınızı, kitaplarınızın, masanızın ve diğer eşyaların nerelerde bileceksiniz. Hiç kimse
davetiniz olmadan sizi ziyaret edemeyecek.

5. Fakat düzenli bir misafir olarak özel arkadaşa sahip olmak isteyebilirsiniz. Bu, gerçekte tanıdığınız
veya tanımadığınız, hayalî bir insan olabilir. Onun ne isterseniz, bu özel insan ile görüşebilirsiniz. O
boy tavsiyelerde bulunmak ve problemlerinizi çözmenize yardım etmek için her zaman hazır
bulunacaktır. Bunu nasıl yapacaksınız? Bir insanı hayalinizde bir sekme oluşturun ve ona ne
isterseniz sorun. Danışmanınızla çözümü hakkında hiçbir fikrinizin hakkında konular da dahil, her şeyi
tartışın. Verilecek olan cevabı düşünüyor. Eğer zorlanıyorsanız, size yardım ve öğüt için nelerin
söylenebileceğini hayal edin. Bunu yavaş yavaş çekingenlikten kurtulacaksınız ve size verilen öğüde
güvenmeyi öğreneceksiniz. Gayet tabi bu içinizdeki yaratıcılığı ortaya çıkaran bir yöntemdir; ama
onu çok saygı duyacağınız veya birini dinler gibi dinleyeceksiniz ve öyle hareket edeceksiniz. Tek
kelimeyle, sağ beyin fakültelerini daha aktif kullanacaksınız.

Böyle bir yer kurmak bilinçaltında nelerin olduğunu bilmek adına önemli bir adımdır. Bu sizin daha
uzun süreli isteklerinizi ateşleyebilir veya istediğiniz herhangi bir özel bir şeyi oluşturmanıza izin
verebilir. Aynı zamanda bu yöntemle önceliklerinizi tanıyabilirsiniz ve sizin için gerçekten önemli olan
şeylerle uğraşırsınız. Bu yeri bilmekle hislerinizin farkına varırsınız ve onları özel dünyanızda, nesnel
dünyada istediğiniz herhangi bir şeyi başarmak için çalışmaya başlayabilirsiniz.

Çok önemli yaratıcı bir adım attınız. Ne zaman isteriz, geriye sayarak özel yerinize, alfa durumunuza
girebilirsiniz. Bu, sizin gizli inziva köşenizdir. Orada onun zaman güvende olacaksınız. Nesnel
dünyanızda her ne olursa olsun her zaman mutlu olacak. Şimdi evde kendi iç dünyanızda olduğunuzu
hissetmeye başlayın. Bilge insana ve özel yerinize doğru. Ne isterseniz başarabilecek donanımınız
var. Şimdi her zaman olduğu gibi başarmak için uygulamalar uygulamasına başlayabilirsiniz.

Problem Çözme

Problem çözme onun yöneticinin sorumluluklarının geniş bir bölümünü oluşturur. Gerçekten de bu
alanda başarılı olmak yöneticilikteki her şeyi, yani insan problemlerini, iletişim problemlerini, müşteri
problemlerini kapsar… Bir yönetici öncelikli olarak bir problem çözücüdür.

Hayal ve sezgi üzerine olan bir bölümde problmelere cevap bulan birçok yöneticinin tuhaf
zamanlarda bu çözümleri üretebildiklerini göreceğiz. Mesela sabah uykudan kalktıklarında, arabayla
seyahat ederlerken, olurlarken veya duş alırken, ya da hayal kurarlarken bir problemin çözümü
akıllarına gelebilir. Maalesef bu tarzın, yapısallaştırılmamış bir problem çözümünün ortaya
çıkabileceğinden emin olamayız. En iyi tavsiyemiz, kendinize vakit ayırmanız ve özel yerinizde rahat
bir şekilde deneyimler yaşamanızdır. Bu sorunların cevaplarının zihninizde su yüzüne çıkmasına izin
verin. Her zaman yanınızda defteriniz ve kaleminiz de hazır bulunsun.

Uygulama:

Aynı zamanda sağ beynin kullandığımız bazı özel problem çözme stili vardır. Bunlardan biri 'zihinsel
ayna' olarak adlandırılır.

1. Bu kullanımı kullanmak için problemi büyük bir boy aynasındaymış gibi düşünmek ve değiştirmek
istediğiniz olayı yansıtan net bir imaj oluşturun.
2. Gözlerinizi yaklaştırarak ve onları bir parça yukarı kaldırarak, tam gözünüzün önünde olmayacak
şekilde aynadan uzakta durun. Böylece daha net bir resme sahip olabilirsiniz.

3. Sonra problemin cevabını, yani problem artık olmadığında neye benzediğini gözünüzde canlandırın.
Örneğin sorun aşırı stok seviyesiyle ilgiliyse, daha düşük bir seviyeyi gözünüzde canlandırın -depoda
daha az fizikî stok, daha düşük fiyatlar ..

4. Bu arada çözümün nasıl gerçekleşeceğini bilmiyor olabilirsiniz. Eğer problem evinizin


satılmamasıyla ilgiliyse, evinizi penceresinde satılık yazan levhasıyla gözünüzün önüne getirin.

5. Bunu rahat bir sekilde Alfa eyaletinizde 3-2-1 metodu kullanarak yapın. Aynayı problemi ne kadar
net görmesini istiyorsanız o kadar büyüklükte yapabilirsiniz.

6. 'Problem aynasına mavi bir çerçeve ekleyin. Ve her zaman, herhangi bir problemi bu mavi
çerçeveli aynayla aynayla ilişkilendirin. Şimdi çözümün resmi, problem aynasının hemen solunda
başka bir aynada olsun. Bu aynanın çerçevesi beyaz olsun ve ne zaman beyaz çerçeveli aynayı
zihninizde canlandırsanız, problemin çözümünü göreceksiniz.

7. İmajı olabildiğince net oluşturun; imajlar kadar, farklı açılardan odaklar, sesler ve hisleri de
kullanın. Ayna size istediğiniz çözümü gösterebilecek gerçek görüntüye açılardan bir panorama
gibidir.

8. Bu iki görüntüyü alfa durumunuzda istediğiniz kadar sık görselleştirin; fakat her zaman problem
aynasından çözüm aynasına geçerek -mavi çerçeveden beyaz çerçeveye problemi çözmek için güçlü
bir bağlantı oluşturun.

9. Bundan sonra bilinçsiz olarak problemi düşündüğünüz zaman beyaz çerçeveli çözüm gözünüzün
önüne gelecek. Ve bu sizin sibernetik olarak hedefine ulaşacağınıza göre. Bu teknik, çözümünü
bildiğiniz tüm problemlere uygulanabilir. Fakat nasıl başaracağınızı belirlemez. Hepsinde problemi
net bir şekilde belirlemeye ve aynı zamanda onun üstesinden gelindiğini görmeye ihtiyaç vardır.

10.Özel yerinizde bu aynalar için bir yer ayırmalısınız. Eğer probleminiz kişisel ilişkilerinizle ilgiliyse -
yani patronunuz, bir müşteriniz veya takımınızdaki bir üyeyle muhtemelen problemle ilgili durumu
durumunda aklınızda canlandırabilirsiniz. Fakat problem devam edebilecek kadar canlı mı? Ne kadar
net bir şekilde canlandırılabiliyor? Ve siz olacak şeyleri istiyor musunuz? O insan nasıl bakacak,
konuşacak ve hareket edecek? Bu problemi çözmenin diğer faydalarını düşünen. Onları kafanızda
canlandırın ve beyaz çerçeveli aynada görmekten mutluluk duyun. Bu yani aynı zamanda herhangi bir
negatif önyargı veya alışkanlığınızın üstesinden gelmek konusuna da adapte edebilirsiniz.

1. Öncelikle mavi çerçeveli aynada gibi görün.

2. Sonra soldaki beyaz çerçeveli aynada problemleri olarak, yani olmak istediğiniz gibi görün.

3. Ek olarak, bu aynalarınızı kariyerinizi ilerletmek için de kullanabilirsiniz. Bu durumda sizin


'probleminiz' şu anda kariyer istediğiniz yerde olamıyorsunuz. Basitçe nerede olmak istediğinize
karar verin ve onu araştırın.

4. Sonra da ortaya çıkan manzaranın zevkine varın. Bu, sizin çözüm aynanızdaki imajdır.
5. Problemin çözümünü bilmediğinizde -yani hayal edemediğinizde- ne olacak? Bu durumda,
uyumadan önce alfa durumda sorun şu şekilde bir üstünden geçin.

6. Kendinden anlatıldığı gibi, onu farklı açılardan görün. Bu, sadece rahatladığınız zaman problemi
bakış açınıza getirmez; bazen de problemin çözümünüze küçük görünür ve endişeye yer vermez.
Fakat problem üzerinde çalışması için bilinçaltınıza 'yönlendirmeler' verir. Öbür sabah uyandığınızda
hızlı bir şekilde alfa tekrar dönün ve birkaç dakika problemi var.

7. Bu sürede cevaplar, yeni bakış açıları veya soruyla ilgili bir dizi şey ortaya çıkacaktır. Eğer bu ortaya
çıkmıyorsa, olayı fazla zorlamadan sadece deneyin ve gün boyu yeni düşüncelere açık kalın. Eğer geri
sayım metodu ile alfa drumuna girmeniz mümkünse, daha başka öğrenmeyi bulmayı deneyin.

Farklı Düşünme Pencerelerinin Kaynakları

Doğallık: Eğer bir kişi, bilinen yaklaşımlardan, sıradan çözümlerden ve kullanılan kavramlardan
habersizse, yepyeni bir yaklaşımla meseleyi ele alabilir. Ayrıca bir konuda mevcut engelleri ve
imkânsızlıkları bilmeyen birisinin zihni ipotek altında kalmaz, böylelikle yeni bir bakış açısını çok daha
rahat bir şekilde tavsiye edebilir.

Mesela Montgolfier kardeşler sıcak hava balonuyla uçtuktan sonra, bu heyecan verici haber Fransa'ya
ulaştı. Paris'teki kral bu icadın askerî potansiyelini fark edip M. Charles adındaki bir bilim adamına
böyle bir balon yapmasını emretti. Bu bilim adamı da oturup bu işi nasıl becerdiklerini düşünmeye
başladı. Sonra birden şu sonuca vardı: “Balonda, yeni keşfedilen ve havadan daha hafif olan hidrojen
gazını kullanıyor olmalılar..." Hemen çalışmalara başlayıp hidrojen balonunu icat etti ki, bu balon
diğerlerinden tamamen farklıydı.

Bu tür bir doğallık, özellikle çocuklarda görülür. Bu yüzden orijinal fikirler üretmek isteyen insanlar,
çocuklardaki potansiyeli göz ardı etmemelidir. Bu konuyla ilgili başka bir husus da, okuma ve
araştırmadır. Belli bir sahada eserler okundukça, “doğallıktan" uzaklaşılır. Çünkü bu eserlerden elde
edilen bilgi doğal yetenekleri azaltabilir. Bu yüzden, eğer belli çevrelerle rekabet ediliyorsa her şey
okunmalı, her şeyden mümkün olduğunca haberdar olmalı fakat orijinallik isteniyorsa, bu doğal
yeteneklere sahip insanların her şeyi okumasına fırsat verilmemelidir. Genel olarak bu hususta şöyle
bir ölçüden bahsedilebilir:

1.Yeni bir konuda belli bir uzmanlık kazanıncaya kadar okuyun.

2. Sonra okumaya ara verip kendi fikirlerinizi üretin, şahsi yorumlarınızı yapın.

3. Okumaya devam edin.

4. Sonra yine durup görüşlerinizi gözden geçirin, yeni fikirler geliştirmeye çalışın ve okumanızı
tamamlayın.

Böylelikle orijinal olma şansınızı kaybetmeyeceksiniz.

Deneyim: Farklı düşünme pencerelerinin ikinci kaynağı, deneyimdir. Deneyim doğallığa zıttır. Ancak
bu zıtlık bir çelişki doğurmaz. Farklı düşünme pencereleri, çok kompleks bir durum olduğu için, farklı
yeteneklere sahip insanların farklı şekillerde yaratıcılık örneği sergilemeleri mümkündür. Deneyim
daha önce denenmiş şeylerin ileride başarılı olup olamayacağının tahmin edilmesine yardımcı olur.
Deneyim, özellikle ABD’de çok geçerli bir yaratıcılık kaynağıdır. Burada tecrübe edilen bir şeyin
başarılı olduğu görülürse, yeni deneme riskine girilmez. Çünkü hata maliyetleri çok bir şey yüksektir.

Deneyime dayanan yaratıcılık, riski düşük olan bir yaratıcılıktır ve çoğu yaratıcı düşünmede bu türde
şartlara tamamen ters bir orijinalliğin kabul edilmesi çok güçtür; çünkü başarıyı garanti edecek deliller
yetersizdir.

Belki de bu yüzden Sam Goldwyn şöyle demiştir: “Ger- çekten ihtiyaç duyduğumuz şeyler, yepyeni
klişelerdir."

Motivasyon: Motivasyon, farklı düşünme için önemli bir kaynaktır; çünkü çoğu farklı düşünme bu
kaynaktan beslenir. Motivasyon belli bir konu hakkında, başkaları haftada sadece on dakika ayırırken,
on saat ayırma arzusu taşımaktır; herkes mevcut alternatiflerden memnunken başka alternatifler
aramaktır; yeni izahlar bulma merakı taşımaktır. Motivasyon, yeni şeyler deneyerek yeni fikirler
peşinde olmaktır.

Çoğu insanın dikkate değer bulmadığı durumları tetkik etmek, motivasyonun önemli bir adımıdır.
Azimli insan meseleleri geçiştirmez, "daha zamanı gelmedi" gibi fikirleri bahane hâline getirip gücünü
söndürmez. Mutlak azmi yakalayan insan bilir ki, hedefe odaklanıp eylemlere hız verilirse, sonuca
ulaşmak kolaylaşır. Yaratıcılığın kaynakları bunlarla sınırlı değildir. Peşin hükümlerden sıyrılmak, esnek
bir düşünme kabiliyetine sahip olmak, ilhama açık bir beyin taşımak da yaratıcılığın önemli adımları
arasındadır.

Zihni, Öğrenmeye Yoğunlaştırmak İçin Ne Yapmalıyız?

Etkili Not Tutma Teknikleri

Dinlerken not tutmalıyız, öğretmenin anlattıklarının arkasındaki anlamları kavramaya çalışarak ön


tahminlerde bulunmalıyız. Bilgilerin anlamı ne kadar açıksa, zihinde kalma ve hatırlama olasılığı da o
kadar yüksektir. Özellikle ilgi duyulan şeyler daha çok hatırlanır. Belleğimizin bilinçli bir zorlama
olmadan, neyi alıp saklayacağını bizim özel ilgimiz belirliyor. Birbirine bağlı, çağrışım yaptıran ve
istisna olan şeyleri hâlâ iyi hatırlıyoruz. O hâlde, bir şeyi yeniden hatırlamak istiyorsak, her şeyden
önce onu doğru biçimde yerine yerleştirmeyi öğrenmeliyiz.

Öğrenme sürecinin başında ve sonunda daha çok şey hatırlarız. Fakat öğrenme sürecinin ortasında,
hatırlama konusunda bir düşme her zaman söz konusudur. Dinleme arası verilmediğinde bu düşüş
daha da fazla olmaktadır. Bir şeyin bellekte kalması, anlamıyla doğru orantılıdır.

Zihnimizde tutmak istediğimiz bir şey -ne olursa olsun- eğer anlamlıysa, daha kolay ve daha çabuk
kavranacaktır.

Zihnimizde tutmak zorunda olduğumuz ne varsa, bunların hepsine bir anlam kazandırabilirsiniz. Bu
anlam verme olayı kişiden kişiye farklılık gösterebilir.

Öğrenmeyi ya da Öğrenmemeyi Belirleyen Önemli Etken

1. Çalışmak

2. Tekrar
3. Sınamak

4. Dinlenmek

İnsan karşısında konuşanı otuz saniye kadar bilinçli olarak dinler, sonra bir veya iki saniyelik kopukluk,
dikkat dağılması olur. Hiç ara vermeden çalışmaya kalkarsanız, “algılama gücü" bir süre sonra
düşmeye başlar. Çok ara vererek çalışmaya devam etmeye kalkarsanız, bu kez de "hatırlama eğrisi"
hızla düşmeye başlar. Oysa çalışmayı kısa süren dinlenme aralıklarıyla sürdürmek hem öğrenilenlerin
sindirilmesi, hem de zihnin kendini toparlaması açısından son derece yararlıdır.

Sistemli Bir Tekrar Programı, Sizlere Şu Çok Önemli Üç Şeyi Kazandırır

1. Öğrenme

2. Düşünme

3. Hatırlama konularında birikim sağlama

Tekrarlar, notların gözden geçirilmesi yoluyla gerçekleşebileceği gibi, o konuyla ilgili testlerin
çözülmesiyle de yapılabilir.

İyi not tutma, bir beceri işidir.. Önce not tutmanın ne anlama geldiğini iyice anlamalısınız... Bu da
pratikle, pratik ise çabayla gelir. Derslerde iyi not tutmak zordur; çünkü konuşma dili daha belirsiz ve
karışık olabilir. Konuşmacının organizasyonu her zaman kolay anlaşılmayabilir ve anında geribildirim
sağlamak güçtür. Söylenen söz hemen uçar gider...

Not tutmanın dört hedefi:

1. Tekrar için yazılı kayıt sağlar..

2. Dinleyeni dikkat etmeye zorlar...

3. Dinleyenin duyduklarını organize ederek, yani düzenleyerek yazmasını ve aktif kalmasını sağlar..

4. Dinleyenin not tutarken özü çıkarmayı kısaltmasını ve kendi dilinde ifade etmesini sağlar ki, bu da
anlamaya yardım eder..

Fiziksel faktörler

 Oturma düzeni:
 Önde ve ortada görüş alanı daha iyidir
 Önde ve ortada daha iyi duyulur
 Kapı, pencere, göze yansıyan ışık ya da durmadan konuşan sınıf arkadaşları gibi dikkati
dağıtıcı faktörlerden uzak durmak, iyi not tutmaya yardımcı olur...

Gerekli malzeme:

 Yanınızda her zaman yedek kalem bulundurun...


 Kurşun kalemle tutulan notun sonradan okunması daha zordur...
 Çizgileri geniş aralıklı defterlerde not tutmak daha kolaydır.
 Dersin adı, tarihi ve konusu hemen yazılmalıdır...
 Defterinizde farklı dersler için farklı bölmeler yaratabilirsiniz...
 Yanınzda yedek boş beyaz kâğıt taşıyın

Not tutmadan önce:

 Kafanızda not tutmaya hazırlanın...


 Kendi hedefinizden ve konuşmacının hedefinden emin olun..
 bunlar aynı hedefler olmayabilir...
 Önceden notlarınızın ve ilgili materyallerin üzerinden geçin.
 Okuma ödevinizin üzerinden geçin...
 Okuma ödevi dersten önce yapılmalıdır..
 Daha önceki derslerde ne olduğunu hatırlayın.
 Derse karşı ilginizi ve heyecanınızı uyanık tutun..
 Bilginiz ne kadar artarsa ve dersin içine ne kadar girerseniz, ilginiz de o kadar artacaktır.
 Hedeflerinizin ne kadar farkında olursanız, ders de sizin için o kadar anlamlı olabilecektir..
 İlginizin dağıldığı gibi basit ilginiz devam ediyormuş davranmak işe yarar...
 Konuşmacının kişiliği ya da davranış biçimlerinden -negatif ise- çok fazla etkilenmeyin ...
İçerik, tarzdan daha önemildir
 Öğrenmeye hazır olun ... Geleceği tahmin etmeye çalışın ve ne kadar hazır olduğunuzu
düşünün ...

Not tutmanın ne kadar gerekli karar verin verin:

 Bu ders için not tutmanız ne kadar gerekli?


 İyi yapılmış bir sunu sizi etkileyebilir ve her şeyi çok iyi hatırlayabileceğinizi düşünebilirsiniz ..
 Bir şeyi bir kere duymak yetmez. Öğrenmek ve hatırlamak için etkili tekrar ve yeniden işleme
gerekir
 Aşağıdaki tekniği bütünüyle uygulayın :
 Kendinizi öğretmenin istasyonuna ayarlayın ...
 Dinlerken öğretmene bakın. Bu, odaklanmanızı ve konuyu daha iyi anlamanızı sağlar ...
 Soru sorun. Hiçbir şey yerinde sorulmuş bir soru kadar öğretici olamaz ..
 İyi dinleyin. Her şey aynı derecede önemli değildir. Seçici olun. Deneyimle önemlileri
önemsizlerden ayırmada ustalık kazanacaksınız ..
 Konuşmacının vurgulamalarını yorumlamaya çalışın ...
 Ses tonu ve beden dili ...
 Tekrar edilenler ...
 Buna dikkat edilmeli, en önemli nokta gibi işaretleyiciler..
 Sözel olarak anlatılanların görselleştirilerek açıklanması...
 Ders kitabına referans verme...
 Özellikle kullanılan yeni sözcükler ve kavramlar...
 Özellikle o ana kadarki görüşlerinizle çelişen yeni fikirlere dikkat edin, onları yakalamaya
çalışın..
 Değişik fikirler başta zor algılanır ve çaba gerektirirler..

Genellikle bildiklerimiz inandıklarımızla uyumlu olan şeyleri daha iyi hatırlarız, çelişkili olanları
unutma eğilimimiz vardır... Tekrar zaman zaman notlarınızın üzerinden geçerek bir alt şemanın
ortaya çıkıp çıkmadığına bir bakın. Mümkünse açıklık isteyen noktalara, derste ya da dersten
hemen sonra açıklık getirmeye çalışın. Öğretmeninize açıklama yapması için fırsat tanıyın. Ama
öğrnetmeni diğer ilgisiz konulara çekmeyin. Bu, sonunda size zarar verir.

Derste not tutarken..

Not tutarken öğretmenin ağzından çıkan her şeyi olduğu gibi yazmaya çalışmayın..

Temel noktaları yakalamaya çalışın. Bazı örnekleri ve açıklamaları sonradan hatırlayacağınız


biçimde not edin..

Duyduklarınızı kendi sözcüklerinizle yazmaya çalışın…

Duyduklarınızı önceden bildiklerinizle birleştirin. Ancak önyargıyla duyacağınız yeni fikirlere de


kapalı olmayın. Yeni duyduklarınızı eski bilgileriniz ışığında çarpıtmayın..

Notları yazış biçiminiz ve sayfa üzerindeki düzenle vurgulamayı deneyin. Altını çizme, daire içine
alma, yanına yıldız koyma, renkli kalem kullanma gibi..

Sonradan eklemeler yapabilmek için sayfada boş yer bırakın...

Konuşmacının konuyu ve fikirlerini nasıl organize ettiğine dikkat edin...

Organizasyon, hatırlamaya ve öğrenmeye yardımcı olur...

Organizasyon sayesinde eksik kalan alanları belirleyebilirsiniz.

Kesin ve dikkatli olun...

Söyleneni dikkatle dinleyin.

Bazen, genellikle, nadiren gibi belirleyicilere dikkat edin...

Fakat, diğer taraftan... gibi gidilen yönün değiştiğini gösteren belirleyicilere dikkat edin...

Pasif değil, aktif bir dinleyici olun...

Yerinde sorular sorun ve tartışma açın...

Soru sorma imkânı olmadıysa, sorularınızı not edin...

Duyduklarınızı yorumlayarak anlamlandırmaya çalışın. Duyduklarınızın uzantılarını düşünün...

Bir derste duyduklarınızı diğer derslerle ve hayatınızla bağdaştırmaya çalışın Not tutmak için
kendinize sistem geliştirin. uygun mekanik bir

Sözcük ve terimleri yazın, bütün cümleleri değil..

Kendinizin anlayacağı bir kısa yazma yöntemi geliştirin ve bunu tutarlı olarak kullanın... T

ek başına anlam taşımayan ara sözcüleri yazmayın...

Kısaltmalar kullanın... (+), (-) yukarıya doğru artan veya azalan ok gibi işaretler kullanın
Aynı zamanda hem dinlemeye, hem de yazmaya çalışın. Bu yapılabilir. Evde bir taraftan
televizyonda haberleri seyrederken bir taraftan not tutmaya çalışarak pratik yapabilirsiniz.

Not tuttuktan sonra:

Dersten sonra mümkün olan en kısa zaman içinde notlarınızı üzerinden geçin ve eksikleri
tamamlayın, notlarınıza eklemeler yapın. Duyduğunuz, hatırladığınız ama derste yazamadığınız
şeyleri notlarınıza ekleyin. Bir arkadaşınızla notlarınızı karşılaştırın. Açık kalmış sorularınızı
cevaplayın. Dersin kısa bir özetini yazın. Tuttuğunuz notlardan sınav sorusu çıkaracak olsanız,
hangi soruları çıkarırdınız.. düşünün.

 Notlarınızı öğrenme aracı olarak kullanın...


 Notlarınızı belli aralıklarla yeniden işleyerek tekrarlayın Arada zaman bırakarak tekrar,
hepsini sona bırakarak tekrardan daha etkilidir...
 Duyduklarımızın %50ʻsini hemen unuturuz. İki sonra diğer %25'i de unutulur. Düzenli
tekrar sayesinde yeniden öğreniriz.
 Notlarınızdaki bilgiyi kendi deneyimlerinizle karşılaştırın..
 Duyduğunuz her şeyi kayıtsız şartsız kabul etmeyin.
 Acayip ya da yanlış olabilecek gibi gözükeni hemen reddetmeyin. Araştırın...
 Aklınızda birtakım çelişkileri bir süre için de olsa barındırmayı deneyin..
 Bilgi parçalarını anlamlı şekilde ilişkilendirmeye çalışın.
 Sadece akılda tutulması gerekenleri akılda tutma yöntemleri geliştirin...

Not tutma yönteminizi arkadaşlarınızın notlarına bakarak geliştirebilirsiniz. Onların notları


sizinkilerden farklı mı? Nasıl? Geliştirmek istediğiniz becerileri pratik yaparak geliştirin.

Verimli Çalışmayı Engelleyen Tuzaklar


(LÜTFEN AZALTMAYA ÇALIŞIN!)

1. Gözlerinizi yapamadıklarınıza çevirmek..

2. Müzik eşliğinde çalışmak...

3. Zorlanılan derslerin dışlanması...

4. Aşırı kaygı -güvensizlik...

5. Yatarak -uzanarak- çalışmak..

6. Çalışma anında hayallere dalmak..

7. Uzayıp giden telefon konuşmaları yapmak..

8. Motivasyon noksanlığı, isteksizlik.

9. Günlük ayrıntılara boğulmak..


10. Çalışmayı tamamlamadan bırakmak...

11. Amaçların, önceliklerin belirlenmemesi...

12. Arkadaşlara “hayır" diyememek.

13. Televizyona takılıp kalmak ..

14. Dersler, konular hakkında yetersiz bilgi sahibi olmak ...

15. Düzenli tekrarlar yapmamak ...

16. Programsız, plansız çalışmak.

17. Kendinizi başkalarıyla kıyaslamak.

18. Zamanı denetleyememek ..

19. Çevrenizin sizden beklentilerinin yüksek olması ...

20. Sınav bilgi ve tekniklerini yeterince bilmemek ..

21. Çalışma anında uygun dinlenme aralıkları vermemek ...

22. Yanlışlardan ders almamak, noksanları gidermemek. ..

23. Çözümlenemeyen ailevî veya kişisel sorunlar içinde boğulmak…

24. Fazla dışa açık olmak ...

Son olarak ...


1. Bu kitabı birkaç gün bir kenara koyun, sonra onu tekrar okuduğunuz kısmını bir göz gezdirin.
Aklınıza birkaç gün istirahat verdiniz, bu da bildiğiniz zaman “anlamasına" olanak
sağlayacaktır.

Baştaki ölümleri ilk okuduğunuz zamana nazaran daha bütün bir bilgiyle okursunuz. Dolayısıyla bu
bölümleri anlamanız, algılamanız , takdir etmeniz ilk okuduğunuz seferkinden oldukça fazla
olacaktır; dişisel ilerlemeniz için yaratacağınız fikirler de artacaktır.

Örneğin ; beynin sağ ve sol tarafıyla ilgili ikinci kez okurken, beyin yaratıcı düşünme, özel bellek,
not tutma, matematiksel yetenekle ilgili bilgiler, beyinle ilgili bilgiyi birbirine bağlayacak,
öncekinden çok daha ilginç ve konuyla ilgili gelecektir.

Kitaba göz gezdirirken yapabileceğiniz şeylerden biri, çeşitli yeteneklerinizi egzersiz yapmak ve
geliştirmek için belirli öneriler verenleri işaretlemektir. Bu herhangi bir zaman kitaba dönerek
ekstra pratik yapmak istediğiniz ve kendinizi güçlendirmek istediğiniz kısımları hemen seçmenizi
sağlayacaktır.

2. Duyularınızın ince ayarını geliştirme pratiğine olanak varsa, hemen başlayın. Sahip olduğunuz
doğal yetenekleri, salt işitme ve görme değil, tatma, dokunma ve hissetmeyi de geliştirmek
için kitapta önerilen alıştırmaların pratiğini ve kendi alıştırmalarınızı yaratın.
3.Zihinsel yeteneklerinizi geliştirmeye daha çok çaba sarf ettikçe, kolaylaşacağı bilgisini sürekli
aklınızda tutun. İlk engel aşıldıktan sonra yol sürekli ilerlemek için daima açıktır. Şu anda nerede
değerlendirirseniz değerlendirin, basit programdan başlasanız dahi, ödülünüz garantidir.

4. Bellekle ilgili olan tekrar etmek,öğrenme işleminin gerekli bir parçasıdır. Vurgulamak
istediğiniz alanları kararlaştırın ve tekrarlama programınızın ölçülü emin olun; ne kadar otomatik
olursa o kadar iyi olur. Tekrarlamanın avantajı, ne kadar vurgulasak da abartmış olmayız, sadece
mevcut bilgi deponuzu muhafaza etmez, aynı zamanda beyninizde zaten var olan çeşitli bilgiler
arasında daha önce fark edilmeyen dış açıkça çıkarır.

5. Belki de, kendinize bir öğrenme programı programlayın. Bu, yerel kitapçıya veya kütüphaneye
giderek boyut her zaman ilginç gelmiş ancak hiçbir zaman için kendinize zaman ayırmadığınız bir
konuya giriş olabilecek beş tane kitap alarak yapılabilir.

Herhangi bir öğrenme planında tüm zihinsel yeteneklerinizi aklınızda tuttuğunuzdan emin olun,
edindiğiniz bilgide ilerletmeye ve o özümseme, akılda tutma yeteneklerinizi ilerletmeye zaman
çizelgesinde güdü edin. Böyle bir başlarken, kendinize öğrenme dönemleri organize etmeniz
yararlı olur.

Çalışacağınız konuya fazla derin dalmadan önce ana hatlarını gezdirmek başka yöntemler. Birden
dalıp en iyisini umut etmektense, başlamadan evvel var olan kaynakları kontrol edin.

Bu kaynaklar arasında, özellikle ilgilendiğiniz konuya ayrılmış ihtisas dengeli ve yayınlar; genel
hatları çok iyi veren, derinlemesine araştırmada da yararlı olan ansiklopediler ve referans
kitapları; büyüklük ilginç gelen konuyla ilgilenen insanların oluşturduğu grup ve dernekler; ve
yeni çalışma üretmeye başlatmaya yardımcı olmaya istekli halka açık bilgi ve haber servisleri
vardır.

6. Beyninizin bugüne kadar sanıldığından, hatta şu anda düşündüğümüzden daha dikkate değer
olduğunu anımsayın. İç hatların sayısı, yüksek akılda tutma kapasitesi, akademik ve sanatsal
faaliyetlerin eşit dengesi hakkındaki şaşırtıcı gerçekler ancak son yıllarda gün ışığına çıkmıştır.

7. Eğer beyin düzgün beslenir ve bakılırsa, yaşla ilerleyeceğini anımsayın. Şu anda sizinki hangi
durumda olursa olsun, geleceğine ilişkin beklentiler parlaktır, yeter ki siz onu aşağıda karar verin.

Ve işte, bu kararı vermenin tam zamanı…

You might also like