You are on page 1of 7

AIKLAMA [ng. explanation; Fr. explanation; Al.

erklaerung] En genel anlamda, aklama, bir olgunun, bir olayn neden yle olduunu anlama iidir. Aklama kuram ile aklamann doasna ilikin kuram ayrm Yunallara kadar geri gider. rnein Thales, Empedocles, Anaxagoras ve dierleri doal olgular aklamaya alrken, Plato, dealar kuramyla hem eylerin dizgesel aklamsn hem de aklamann epistemelojisini kurmay amalar. Bununla birlikte nedenselliin doasn, neyin, neye neden olduunu aka ilk soruturan Aristotales, bir olgunun aklanmasnn, o olgunun dayand drt nedenin aklanmasn gerektirdiini syler. Biimsel neden; bir eyin biimini borlu olduu nedendir. Maddi neden; bir eyin yapld maddedir. Etken neden; bir eyi yaplmasn salan eydir. Ereksel neden; bir eyin yaplmasndaki amatr. Otaa filozoflar genellikle Aristotales'in aklama anlayn izlediler. Aristotalesin ereksel (teleological) neden kavram, zellikle ortaan dinsel teolojisi iin olduka elverili bir kavramsal ereve oluturmutur. Teleolojik aklama temel olarak olaylar, olgular, eyleri, zellikleri onlarn amalarna, bir btnn ya da dizgenin iindeki yerlerine, ilevlerine bakarak aklama abasdr. Teleolojik aklama, aklamann doasyla ilgili bir yaklamdr. rnein Platonun, eyleri idealarna (yiye) ulama abas iinde aklayan yaklam, Arstotalesin, eyleri onlarn ereksel nedenine gre aklama yaklam, aklamann doasna ilikindir. Ortaa filozoflari, eyler arasindaki dzenlilik, nedensellik gibi ilikileri aciklamada, salt gzleme, neden-sonua dayanan aklamalarn yeterli olmadigini savundular. rnein, gne nn canllarin yaamasini saladiini pek ok gzlem, neden gstererek aklayabiliriz, ama btn bunlarin niye byle olduunu, bu dzenliin kendisin aklami olmayiz. Ortaa filozoflari btn bu dzenliliklerin, durumlarin stn bir yaratc tarafndan belirli bir erek iin tasarlandn ileri srdler. Dolayisiyla eyleri bu ereksellii ierisinde, bu ereksellii yerine getirme surecinde ele alip aklamaya alitilar. Ortaa filozoflarinin zaman kavrami, tarih kavrami da bu ereksel aklama anlayiina bali olarak gelimitir.

Btn teleolojik aiklama biimleri stn bir yaratc varsaymazlar rnein biolojik aiklama, ekonomik aklama gibi aklama biimlerinde stn bir yaratcya bavurmayan teleleolojik aklama biimleri vardir. Bu tr teleolojik aklama biimleri genellikle aklanacak eyin ilevsellii ile sebeplerini (aetiologic) bir arada gz nne alr. Bir organizmanin ilevini ele aldmzda, o organizmanin bir alt parasi, o organizmanin btnn iindeki ilevine bali olarak aklanr. Ornein kan dolaimi sisteminin bir alt parasi olarak kalbin ilevi, kan dolamnn salamaya yardmc olmaktir. Ancak ilevsel aklama tek bana bir zelliin neden bulunduunu aklamaya yetmez. rnein biolojideki doal-seim aklamas, bir yandan genetik aktarim yoluyla zelliklerin bir kuaktan dierini getiini, te yandan seim yoluyla belirli zellikleri gsteren canlilarin, gstermeyenlere oranla yaamda kalma anslarnn yksek olduunu dile getiren iki sebep gz nnde bulundurur. Teleolojik aklamn, sosyoloji (sosyo-biyoloji), ekonomi, antropoloji, bilim felsefesi alanlarindaki biimleri, u ya da bu ekilde bu mekanizmalara benzer mekanizmalar varsayarlar. Tarihsel olarak teolojik aklamay bilimsel aklamadan kesin bir biimde ayrmaya alan Francis Bacon oldu. Bacon olgularin gzlemlenebilir zellikleri arasndaki gl ilikileri bir yasa gibi ele ald. Bir yasann aklama kapsam arttkca kesinliinin de artacan gzeterek bu yasalar arasnda bir sradzen varsayd. Hume, olgular arasnda bir dzenlilik ilikisi, bir neden-sonu ilikisi olduunu ve zihnimizde olgular arasnda bir zorunluluk ilikisi kurduumuzu belirtir. Ancak, Hume olgular arasnda kurduumuz bu zorunluluk ilikisinin mantksal zorunluluk olmadn ileri srmtr. Bir olgunun ortaya kmasn belirten bir nerme () ile o olguyu izleyecek olgunun ortaya kacan belirten bir nerme (S) arasnda mantksal bir zorunluluk kurulamaz. Neden ile sonu olduuna inandmz iki olguyu ne kadar yakndan incelersek inceleyelim, ne kadar zmlersek zmleyelim, kesinlikle aralarnda her hangi bir zorunlu iliki kuramayz. Humea gre zorunluluk kavram (ideas) gzlemden kmaz. Gzlem bize ancak bir olgunun dzenli olarak bir baka olguyu izlediini gsterir.

Hume, bu trl nedensel yasalarin yanlzca belirli bir gzlemlenebilir olgunun baaka bir gzlemlenebilir olguyu izlemesinden baka bir ey olmadn ileri srerek eletirir. Bir gzlemlenebilir olgunun baka bir gzlemenebilir olguyu izlemesinin zorunlu sanlmasna yol aan eyin, bir olgunun ideas ile o olguyu izleyen baka bir olgunun ideasnn zihnimizde kurdugumuz ilikisinden baka birey deildir. Hume gre olgular arasinda zorunluymu gibi grnen ilikiler, yaammz srdrmemizi salayan alkanlklarmzn tesinde birey deildir. Olgularn aklanmasn temele alan her trl yaklam iin Humeun geleneksel nedensel aklama anlayna yneltii bu eletirinin ya da nedenselik ile zorunluluk arasndaki bu ayrmnn zel bir nemi vardr. Ancak, aklama kavram yirminci yzylda dil felsefesi ile bilim felsefesinin ne kmasyla ayr bir nem kazanmtr. Bilim felsefesinde baskn olan Mantk Olguculuk yaklam, modern mantn gelimi teknik ve kavramlarna dayanarak kuramsal bilimin doasn deneycilik ilkeleri zerinde ussallatrmaya almtr. Mantk Olgucular Humeun eltirisini her trl olgucu aklamann ussallna nemli bir tehdit olarak grp, zmne uzun aba harcadlar. Hemen hemen mantkc olgucularn tm, bilimsel aklamann bir olgunun dzenliliini gstermek ii olduunu kabul ederler. Aklamann temel yapsnn da dedktif olduu konusunda uzlarlar. Olgucular ayrca bu dedktif aklama modelinin u bilimsel aklama alannda da uygulandn ileri srmektedirler: olgularn yasalar yoluyla, yasalarn kuramlar yoluyla, kuramlarn da daha kapsayc kuramlar yoluyla aklanmas. Genel olarak Covering Law ya da Deductive-Nomological (D-N) model olarak bilinen bu aklama biiminin en nde gelen savunucusu C.G.Hempeldir. Aristotelese kadar geri giden bir gelenei izleyen mantkc olgucu aklama anlayna gre, bir olguyu aklamak, o olguyu dile getiren nermenin (A), yasalar betimleyen bir nerme (Y) ile bilinen olgular betimleyen nermeden (K) elde edilmesidir. D-N aklama modeli ya da Hempel aklama modeli olarak bilinen bu aklama modeli temel olarak yledir:
nclle r: Aklayanlar :

likin Koullar (Bilinen Olgular)


Sonu: Aklanan:

Olgu

Y temel yasalar, K ilikin koullar, A da aklanacak olguyu gsterir. Bu modelde gerekli olan yasa nermesi, Eer x olursa, y olacak. trnden koullu nermedir. likin koullar ya da bilinen olguyu dile getiren nerme xin olduunu dile getirir. likin koul bize xin olduunu syler. Bir yasa nermesi u trden bir rnee benzer. Eere bir insan belli bir sre oksijen almazsa lr. likin koul Bir insann belirli bir sre oksijen almad. olabilir. Bu o insann neden ldn aklayacaktr. Dedktif nitelikte olan bu aklama biiminde, aklamann kendisi bir mantksal karm olarak ele alnr. Bir aklamann yeterli olabilmesi, mantksal biri de olgusal olan drt koula baldr. Mantksal koullar: Birinci koul, aklanan, aklayanlarn mantksal sonucu olmaldr. kinci koul, aklayanlar arasnda, aklanann dedktif olarak elde edilmesi iin en az bir yasa nermesi (evrensel genelleme) olmaldr. nc koul, aklayanlarn olgusal ierikli nermeler iermesi gereklidir. Olgusal koul olarak adlandrlan drducu koula gre, aklayanlar oluturan nermelerin, mantksal olsun olgusal olsun, doru olmas gerekir. Bu genel aklama emasnn iki zelliini belirtmek gerekir. lkin, mantk olguculara gre bir olguyu aklamak iin o olguya etki eden nedeni belirtmek yeterli deildir. Birinin bir ta attn belirtmek camn neden krldn aklamak iin yeterli deildir. Genel yasalardan, bilinen olgulardan tam olarak tretilmi bir aklama gereklidir. Aklamalarda temel rol yasalar, evrensel genel nermeler, oynar. kincileyin, mantk olguculara gre aklama ile kestirim arasnda bir simetri vardr. Kestirim ile aklamann mantksal yaplar benzerdir. Aklama iin gereken karsama tr, olguyu kestirmede de kullanlr. Ayrm yalnzca zamanla ilgilidir. Kestirimler olgunun gereklemesinden nce yaplrken, aklamalar gereklemi olgular iin yaplr. Ayrm mantksal deil, yanlzca karmn ynndedir. Aklamada, aklanacak olgudan ya da gzlemden yola kp, bu olguyu ya da gzlemi ortaya kartan aklayanlar bulununca, aklama tamamlanr. Kestirimde ise, var olan ilk

Yasalar (Genellemeler)

koullar ile bu ilk koullar baka bir olguyu ya da gzlemi bekleyiimizin dayana klan genellemelerden yola karz. Bu simetriyi sezgiye aykr bulanlar olmutur. rnein, Sylvain Bromberger aklama ile kestirim arasnda ileri srlen simetri ilikisine u trden bir rnekle kar kar; Y: Ne zaman barometrenin gstergesi hzla dse, bir frtna kyor. K: Barometreni gstergesi hzla dyor. ________________________________ A: Frtna kyor. Barometrenin gstergesinin hzla dmesi bir frtnann kacan gvenilir bir belirtisi olmasna karn, barometrenin gstergesinin hzla dmesinin frtnann kmasn akladn sylemek sezgimize aykrdr. Baz durumlarda kestirim yapamyacamz olgular aklayabiliriz. rnein, olgudan sonra olgunun ilikin koullaryla ilgili hi bir bilgi olmakszn trafik kazalarn aklayabiliriz. Ya da trafik kazalarnn ne zaman olabileceini kestirecek yasalar gelitirebiliriz. Bir trafik kazasna bir trafik hatasn ykleyebiliriz, ancak kazann ne zaman olacana ilikin, aralarn hareketleriyle ilgili yeterli bilgimiz yoktur. Buna ramen olgucular bu simetriyi savunup, ne kazas olacan belirlemek iin yeterli bilgimiz olmasa bile olguyu aklam olacamz savn kabul etmezler. Eer elimizde yeterli bilgi varsa hem belirli bir kazann neden olduunu hem de onu kestirebiliriz. Dedktif aklama modeli deterministik bir aklama biimidir: Yasa nermesinin ilikin koullar yerine getirildiinde, bunu yasa nermesinin sonucu kanlmaz olarak izler. Baz olgucular bu modeli olaslk yasalarn ierecek biimde geniletmilerdir. Inductive-Statistical (I-S) model olarak adlandirlan, bu acklama biiminin D-N aklama biiminden fark, D-N aklama biiminde yasalar evrensel genellemeler iken, I-S aklama biiminde yasann yerini tutanlar istatiksel genellemelerdir. Olaslk yasalarna gre belirli bir koul kmesi verildiinde belirli bir trden etkinin ortaya kma olasl vardr. Dedktif aklamadan farkl olarak, istatiksel aklamada aklanan olgu nermesi (A) zorunlu olarak aklayan nermelerden (Y, K) kmaz, aklanan olgu nermesinin kmas, belirli olaslk ierir. Bu

olaslk, yzde olarak belitilebilecei gibi, yksektir, dktr, gibi nitelemelerle de belirtilebilir. Olasla gre, olan olguyu belirleyen kat bir dedksiyon nermesinden deil, belirli bir trden olgunun olas olduunu gsteren daha zayf bir nermeden sz ederiz. rnein bir ila bir hastal ou kez tedavi edebilir, ama her zaman tedavi ettiini syleyemeyiz. Bu durumda istatistisel ilikilere bakarak hastann ila aldn da gz nne olarak tedaviyi aklayp, kestirim yapabiliriz. Hempel D-N modelinde, bir olgunun olma olaslnn yksek olduunu karsayabileceimiz aklamaya izin verecek biimde iyiletirme yapmay nermitir. Ancak bu yaklam, olasln ilikin koullar ile istatiksel skl yksek olan olgular iin uygulanabilir. Bu yaklama gre, birbirini greceli olarak daha az sklkta izleyen olgular iin ne bir aklama ne de kestirim yapabiliriz. rnein sigarann kanserle olan ilikisi gibi. Deterministik yasalar balamna yeniden dnersek, D-N aklama modelinin karm sayd ey, eer aklamada kullanlan yasalar doruysa bir aklama saylacaktr. D-N aklamalarda gerekli yasa nermeleri potansiyel olarak snrsz sayda olguyu kapsayan genellemelerdir. Onlar u trden nermelerdir: Eer bir ey metal ise, iletkendir. [x (FxGx)] Bu tr nermelerin potansiyel olarak snrsz sayda duruma uygulanabilir olmas her eyden nce bu nermelerin dorulanamaz olduklarn gsterir. Bu da, dolaysyla, dorulanabilir anlam kuramn anlamszlatrr. Olgucularn D-N aklamalarda kullanlan dedktif ilikiyi yasa nermelerini anlamlandrmak iin kullandlar. Dahas yasalar tarafndan aklanan olgular, yasalarn doruluuna kant olarak grdler. Dolaysyla yasa nermesindeki ncl nerme belirli bir olguyla dorulanm olarak deerlendirilir. Olgucular, bilimsel yasa gelitirme srecinin, hypothetico-deductive (H-D) ynteme dayandn ileri srmlerdir. Bu ynteme gre bilim adamlar aklama gerekiren bir olguyla ie balar, sonra da ndeyi (hipotez) gelitirirler. Bir ndeyi gelitirildikten sonra (unutmayalmki olguculara gre bir ndeyinin nasl olturulduu mantksal bir inceleme konusu deildir) i artk bu ndeyinin doru olup olmadn gstermektir. Eer ndeyi doruysa olguyu aklamak iin gereken yasay salayacaktr. Hem D-N aklama modeli hem de aklama iin H-D modeli baz durumlarda

uygundur. Ne varki olgucularn kendilerinin de ayrdna vard ibi her iki model de baz zorluklarla karlamtr. D-N aklama modeli bir olgunun dedktif aklanmasnda ncllerden birinin yasa olmasn gerektirir. Olgucularn dayand sembolik mantn aralaryla bir nermenin yasaya nasl dontrleceini aklamak zordur. Bir yasa nermesinin u trden doru genel bir nerme olmas gerektii aktr: Btn x ler iin, x, F ise, x Gdir. [x (FxGx)] Bununla birlikte bunun yetersiz olduu aktr. Btn doru genel nermelerin yasa olduunu syleyemeyiz. rnein czdanmda yalnzca 1 dolar olduu doru ise bu doru genel bir nerme olacaktr. Btn xler iin eer x czdanmda 1 dolar ise o 1 dolardr. Ancak bunun bir yasa olmad sezgisel olarak aktr. nk czdanmda 1 dolar tamamn tasadf ya da benim alkanlmn dnda bir nedeni yoktur. Yasalarn doru olan genel nermelerden daha baka bir ey olmas gerekir. Yasalarn, eylerin olmak zorunda olduklar snrlara ilikin bir eyler dile getirmesi beklenir. Baz olgucular bu tr sorunlarn stesinden gelebilmek iin genellikle modal mantk olarak bilinen bir dizi mantk nermilerdir. Bu trden mantkta, neyin zorunlu neyin olanakl olduunu gsteren operatorler vardr. Carnap ve Reichenbach gibi baz olgucular bu abay gelitirdiler. Bununla birlikte kat olgucular dorulanabilir anlam kuramna olan ballklar nedeniyle modal mant kullanmamlardr. Dolaysyla olguculara ak olan tek kap, kuramlarn nermeleri nasl ele aldna bakarak yasa nermelerini, salt doru genellemelerden ayrdetmeye almaktr. Kuramlar tarafndan desteklenen genellemelerin daha ok deneysel destei vardr. Bu bakmdan yeni durumlarda doru olmaya daha yakndrlar. Burada not edilmesi gereken ey udur: bir kuram tarafndan aklanmak, olgucularn yasalar evrensel genellemelerden ayrd edebilmek iin bavuracaklar tek faktrdr. Sembolik mantn kullanm ndeyi gelitirirken hipotetik-dedktif zmleme yapmada da sorunlar karr. Hume, indktif kantn herhangi bir genel savn doruluunu hi bir zaman salayamayacan gstermiti. Genel bir sava kar henz kefedilmemi bir kar kant olmas olasl her zaman vardr. Ancak olgucularn bir ndeyiyi dorulayan kantlar oaltarak o ndeyinin doruluuna olan gvenimizin artacan gstermek istediler. Bunun nedeni

belli: H-D modelinin, ndeyilerin ya da yasalarn doruluklar iin kant olarak tand tek ara dorulanm kestirimlerdir. Ancak, dorulayc kantlarn belirli bir ndeyiye gvenimizi glendirecei varsaymna kar ok sayda paradoks gsterilmitir. Bu paradoxlardan bir tanesi, yagn olarak Raven Paradoksu olarak bilineni u duruma dayanr: Btn x ler iin, x, F ise, x Gdir. Yasa nermesi mantksal nermeye edeerdir: olarak u

Btn x ler iin, x, G deilse, x F deildir. F kuzgunu, G de siyah gsterecek olursa Btn kuzgunlar siyahtr. yasas (rnein, Btn xler iin x kuzgunsa, x siyahtr.) mantksal olarak Siyah olmayan ey kuzgun deildir. nermesine edeer olacaktr. lk nermeyi sinamak iin H-D modeline gre kuzgunlarn siyah olup olmadna bakmak gerek. Ne kadar ok siyah kuzgun saptarsak yasa da o kadar ok desteklenmi olacak (siyah olmayan kuzgun grmediimiz srece). Ancak, yasa nermesinin edeeri olan nermeye gre yalnzca siyah olmayan eylere bakp bu eylerin kuzgun olmadn belirten kestirmi sinamamz gerek. Kuzgun olmadn saptadmz her siyah olmayan ey, varsaylan yasay dorulayacaktr. yleki oturduumuz yerden siyah olmayan eylerin kuzgun olmadn gstererek Btn kuzgunlar siyahtr. yasasn snayabiliriz. Buna benzer mantksal tuhaflklarla karlaan olgucularn kantlarn ndeyileri nasl dorulamas gerektii grlerini inceltmeye baladlar. Bu sorunlarn temelinde olgucularn sembolik manta, zellikle de yasalarn evrensel genellemeler olduu dncesine ballklar yatyordu. Olgucularn aklamay, mantksal bir karm gibi ele alp zmlemelerinin yol at nemli sorunlar vardr. rnegin, hem D-N modelinde hem de I-S modelinde bir olgunun ortaya kmas ile o olgunun neden ortaya ktnn aklanmasndaki beklentimizi birbirinden ayrdetme olanamz yoktur. Olgucu aklama anlayna gre, aklamay oluturan

ncller bize yanlzca, belirtikleri olgunun ortaya ktna ya da kacana inanmamz iin doru nedenler salarlar. Aklayan ncller bize o olgunun neden ortaya ktn ya da kacan anlatmak zorunda deildir. Ne varki bir olgunun ortaya kmasn beklemek ile o olgunun niin ortaya ktna ilikin nedensel bir aklamann verilmesi ayn ey deildir. Belirmek gerikir ki, bilimsel yasalarn ya da evrensel genellemelerin gerekliine ilikin sorun dorudan aklamann rasyla ilgilidir. Olgucu aklama modeline pek ok eletiri yneltilmitir. Bu eletiriler, aklamann, yasalar ile balang koullarndan karm yapmann dnda baka bir ey olduunu ileri srerler. Olgucular bilimsel aklamay mantksal bir karm gibi ele alarak, olgular arasndaki nedensel zorunulu ilikinin varlna Hume izleyerek kar kmlardr. Gerekiler, zellikle de bilimsel gerekciler olgucu D-N aklama modelini temel olarak bu noktada eletirirler: Sonucun doruluunun ncllerden zorunlu olarak kartlabileceini gstermek, doadaki olgular arasnda zorunlu balantnn yerine konamaz. rnegin, gereki bir bak asndan Rom Harr, D-N aklama modeliyle yaplan, aklayanlar ile aklanan nermeler arasnada mantksal zorunluluk ilikisi kurmak yerine, olgusal dnyada var olan doal zorunluluk ilikilerini bulmak gerektiini ileri srer. Nedenlerin aklama olarak deerlendirilmesi ksmen olgucu erevede istatiksel aklamalarn doyurucu olmamasndan kaynaklanr. Daha nce ollgucularn D-N modelini bir istatiksel aklamada sz konusu durumun olma olasln gsteren istatiksel aklamay kullanacak biimde genelletirilebileceini ileri srdklerini sylemitik. Bu yaklama bir itiraz udur. Bu aklama biimi ancak olgunun olma olasl .5den byk olduunda uygulanabilir. Bize rnein hayat boyu sigara imenin kansere yol at trnden grece olarak daha dk durumlar aklamaya olanak salamaz. Bazen ama dk olaslkl durumlar aklamaktr. Salmon, eer aklamay nedenlerle zdeleletirirsek bu gibi durumlar kolayca aklayabileceimizi syler. Genel olarak bu tr nedenleri bir perdeleme sreci ile zdeletirebileceimizi syler. Perdeleme dncesini aklamak iin, n kaynan aradmz bir durum benzetmesi yapar. Eer n geliini

engeleyecek yeri bulup perde ekersek, n geldii yeri belirlemi oluruz. Genelletirecek olursak, Salmonun dncesi yledir; eer bir sonucu kesecek bir yol bulursak zincirleme nedeni bulmu oluruz. Kesintiye urattmz ey nedensel zincirin bir paras olabilir ve nedensel zinciri reten kaynaa ulaabiliriz. Perdeleme dncesi deterministik durumlarda olduu kadar olaslk durumlarnda da iyi iler. Eer etki populasyonun %10da grlyor ise, biz de nedensel zinciri kesecek birey yaparsak, etkinin populasyondaki orann azaltabiliriz. Bylelikle balangta populasyonun %10nun ektii hastaln nedeninin bulabiliriz. Bununla birlikte bu yaklam kismi neden durumuna da uygulanabilir. Eer yzdeyi 0a deil de %5e drrsek, hastala yol aan nendenlerin hepsini deil de birini engellediimizi karabiliriz. Bu gibi durumlarda neler olduunu tesbit etmek iin Salmon istatiksel iliki kuramn kullanr. likili olmayan durumlarda, meydana gelen her iki olgunun olasl, yalnz her olgunun olma olaslln sonucudur (toplamdr). Her iki olgunun birlikte olma olasl, bu olgularn ayr ayr olmas durumunun toplamndan yksek ise Salmon bu her iki olgunun istatiksel olarak ilikili olduunu syler. Bu tr bir istatiksel ilikiye rnek sigra ime durumudur. Sigara iip ve 70 yandan nce lme olaslnn, 70 yandan nce lme olaslnn sigara ime olasln artrmasndan daha yksektir. Bu gibi durumlarda Salmon bir olgunun dierinin nedeni olduunu ya da her iki daha genel bir nedenin sonucu olduunu syler. Bir kere genel bir neden durumunun varln belirledikten sonra, perdelem teknikleri gibi teknikler kullanarak bu genel nedeni bulabiliriz. Salmonun akmay ele alnda kayda deer nokta udur; aklama olgucularn ileri srd gibi aklanaak olan olgudan bir nerme karm geretiktirmez. Aklama kesinlikle yasalar ile olgu nermeleri arasnda bir iliki deildir; aklama, bir olgudan nedensel olarak sorumlu olan eyi ya da olguyu dile getiren neden sorusunun yantdr. Salmon yalnzca bilim dilini ele alan olgucu yaklama kar kar. Dnyadaki olgular, bu olgularn etkileimini gz nne alr. Salmonun yaklam nedensellie temel bir ilev ykleyerek olgucu aklama anlayndan ayrlr. Olgucu yaklamda neden kavramnn zel bir konumu yoktur; bir olguyu onun nedenini bilmeseniz de aklayabilirsiniz. Aklamada kullanlan baz

yasalar nedensel ilikiler ifade edebilirle, ancak bu gerekli deildir. Aslnda olgucularn bir kuramn axiomatik yapsnn iine gml dier genellemelerden nedensel yasalar ayrt edecek her hangi bir dayanaklar yok. Salmon sreleri ele alp nedensel zinciri kesintiye uratarak, nedensel ilikiyi belirler, ve bu nedensel ilikileri aklamalarda temel bir yere koyabileceimizi ileri srer. D-N aklama modeline baka bir eletiri de insanlarn aklama aradklar balamlarla ilgilidir. Hem Bromberger hem de Scriven aklamann, bir insanin yoksun olduu baz bilgileri elde etmek iin soru sorduunda baladn dnyor. Aklama saylacak ey bir insann gereksindii bilgiye dayanr. rnein birisi bir camn neden krldn bilmek isteyebilir. Bu kii cama bir basket topunun arptn bilmiyor olabilir. Bu durumda bu kiiye cama neyin arptn sylemek aklama iin yeterli olacaktr. Baka balamda kii cama bir basket topunun arptn biliyor olabilir, ama neden basket topunun cama arpmasnn camn krlmasna yolatn renmek isteyecektir. Dolaysyla bu durumda kii neden cama belirli nesneler arptnda krldn, dier nesneler arptnda krlmadn aklayacak camn yapsyla ilgili bilgiyi aratracaktr. Aklama sorununu, soruyu yantlama balamna yerletirmenin bir nedeni, aklama yapmann her zaman eylemle ayn ey olmayabileceindendir. Bir aklama istemek, farkl balamlarda farkl eyler sormay gerektirebilir. Bazen aklama, eylerin nasl olduu konusunda bir bilimsel kuram ve bilimsel aklamay gerektirebilir, ama her zaman deil. Bazen aklama bilinmeyen bir nedenin belirlenmesini isteyebilir. Bununla birlikte genel olarak, eletiriler bir insan bir aklama istedii zaman, o insanin, olgunun, genel bir yasa ile balangi koullar nermesinden elde edilmi bir betimlemeye dayanarak bir tretime gerek duymayacan ileri srer. Olguculardan kopma tam da bu noktada ortaya kar, nk olgucular eer elimizde dedktif bir yap yoksa bir aklama da yaplamayacan ileri srdler. Olgucular pratikte bir bilim adamndan aklama istendiinde bilim adamnn dedktif sistemi btnyle gsteremeyeceini ancak sistemin bir ksmn gsterebileceklerin kabul ederler. Olgucular durumun pratikte byle olduunu aslnda aklamann rasn aa karmak iin btn bir dedktif sistemi sunmak gerektiine inanrlar. Bununla birlikte eletiriler gerekli grlen byle bir

dedktif sistemin, yeterli bir aklamada rtk olarak bile gsterilemiyeceini syler. Bromberger ve Scriven kuramsal aklamalar iin de durumun benzer olduunu belirtmilerdir. Olguculara gre bir kuramsal aklama, belirli bir yasann daha temel axiomlardan tretildii axiomatik yapnn geliimin kapsar. Hem Bromberger hem de Scriven, istenen kavramsal aklamann, axiomatik yapy gerektirmeyebileceini ileri srer. Aslnda pek ok durumda byle bir axiomatik yap retmek, daha geni bir aklamaya engel olacaktr. Aklama isteyen kii sunulan axiomatik yapnn iinde tretim yapmay becerebilir, ama olguyu hala anlamam olabilir. Olguyu bu kiiye aklamak, szkonusu olgunun bir modelini sunmay gerektirebilir. Bu yolla kii, axiomatikletirilmi kuramdaki denklemle tanlanm olan farkl etkenlerin birbirleriyle nasl etkileim iinde olduunu grebilir. van Frassen Neden sorusuna ve Bayesci olasilik yorumuna dayanan bir aklama anlay gelitirmitir. van Frassen de Hempel gibi aklamay salt bir mantik karm olarak ele alr. Ancak van Frassen, Hempelin ncllerden sonuca varma ilikisi yerine, Brombergeri izleyerek sorudan yanta varma ilikisi kurar. van Frassenin Soru-Yanitlama modelinde, aklamann yeterlilii, soruyu soran kiinin ilgisiyle belirlenir. rnein bir uak kazasnn aklanmasn isteyen birisi, kazann insan hatasindan kaynaklandna inanyorsa, yanlzca kt hava koullarna dayanan bir aklamay kabul etmeyecektir. van Frassenin aklama kuramna gre, farkl varsayimlardan hareket eden kiilerin birisi iin ok iyi saylabilecek bir aklama, dieri iin kt sayilabilir. van Frassenn aklama yaklam, aklamay kiinin ilgisiyle snrlayarak hem oznelci hem de pragmatik bir zellik kazanr. van Frassenin aklama modeli, aklamay bir iletiim sreci gibi ele alsa da, aslnda bu aklama anlaynda aklama iki insan arasndaki bir iletiim sureci olarak dail, soru-yant arasndaki mantiksal bir iliki sreci olarak ele alnr. Peter Achinstein aklama kavramn gndelik dilin bir paras olarak ele alan bir yaklam ileri srer. Salmon gibi, Achinstein da aklamay bir anlama ii olarak ele alr. Achinstein aklama edimini, bir insann belirli biimlerde belirli sorular yantlayarak bir baskasnn bir eyi anlamas olarak tanimlar. Bu bakmdan Achinstein, Salmonun

anlamay dar nedensellie indirgemesini ve va Frassenin salt neden sorularnn zmlemesine indirgemisini eltirir. Achinsteina gre gndelik konuma ierisinde bir eyi anlamak iin kullandmz kim, ne, nerede, ne zaman gibi pek ok soru eidi vardr. Bu tr sorulara yanit vermek aklama iin yeterli saylr. Achinstein dier aklama yaklamlar gibi, aklamnn mantn gstermeye deil, aklama srecenin kendisini betimlemeye alr. Achinsten her aklamann, soruyu soran kiinin ynlendirmesine bal bir grecelie sahip olduun ileri srer. Dolaysyla Achinstenn aklama yaklam da van Frassenin yaklam gibi pragmatik bir zellie sahiptir. Ancak Achinstein, anlamay, belirli bir ierie sahip doru nermelerin bilgisiyle bir tutarak van Frassenin yaklamndaki znellikten saknr. Achinstein, Evliler bekar deildir. Trnden totolojik nermeleri aklama olarak kabul etmez. Yine, insanin bilisel olarak kavramasnn olanakl olmad, ok byk ya da ok kk deerleri ieren nermeleri de aklama olarak kabul etmez. rnein, In boluktaki hz nedir? sorusuna verilecek, Saniyede 300 milyon metredir. Yant, insanin bu hz kavramsnn snrlar dnda olduundan, aklama deildir. Ancak bu, n hznn aklanamayaca, ya da sorunun aklama saylacak bir yantn olmad anlamna gelmez. rnein, n saniyede dnyann etrafnda ka defa dneceini sylemekle n hzn bilisel olarak anlalabilir bir biimde aklayabiliriz. Aklama konusu yanlzca doa bilimlerinde deil ayn zamanda tarih, toplumbilimleri gibi insan bilimleri alanlarnda da nemli bir tartma konusudur. nsanbilimleri alannda aklamann doasna ilikin iki baat gr vardr. Bir yanda insan bilimlerinde doa bilimlerindeki aklama modelinin rnek alnmas gerektiini savunan dier yanda da insan bilimlerinin konusu ve nesnesi bakmndan doa bilimlerinden ulamsal olarak ayr olduunu dolaysyla insan bilimlerindeki aklama biiminin doa bilimlerindekinden ayr olmas gerektiini savunan gr. nsan bilimlerinde doa bilimlerinin aklama biimini savunan yaklam temel olarak D-N modelini (Covering Law Modelini) onerir. Bu yaklama gre, tarinsel bir olayn aklanmas, evrensel tarihsel genellemeler ya da tarihsel yasalar ile balang

koullarndan ya da bilinen tarihsel olaylardan karm yapmak demektir. Tarihsel olaylarn genel ve evrensel olmayp, zel ve tekil olduklar dolaysyla D-N modeliyle aklanamayaca ileri srlmtr. Ancak, tarih ve toplumbilim alanlarnda D-N modelini savunanlar, tarihsel olaylarn tekil ya da zel olmasnn, hatta biricik (unique) bile olmasnn, D-N aklama modelinin gerektirdii genel nerme ynnden sorun karmayacan, nk, aklanacak olay iin, aklayanlarn ierisinde sz konusu duruma uygulanabilecek belirli olaylar belirten nermeleri yasa ya da genel nermeler gibi ele alabileceimizi ileri srmtr. nsan bilimlerinde D-N aklama modelinin kullanmasna yneltilen baka bir eletiri de, D-N aklama modelinin tarihcinin ya da toplumbilimcinin, nesnesine yaklamnda kanlmaz olarak var olan deerleri grmezden geldiidir. nsan bilimleri, insan eylemleriyle ilgilendiinden, bu eylemlerde etkili olan, inan, ynelim, isten gibi eyler D-N aklama modelinin kapsam dnda kalr. Genel olarak bu eletiri, insan eylemlerinin aklanmas ile doa olaylarnn aklanmasn birbirinden ulamsal olarak ayr olduu, insan bilimlerine zg aklama yaklamlarnn doa bilimlerindekinden hem ussalk bakmndan hem de yntem bakmndan ayr olduunu dile getirir.
Achinstein, Peter (1983) The Nature of Explanation. New York: Oxford University Press. Bromberger, Sylvain (1966) "Why-Questions," In Baruch A. Brody, ed., Readings in the Philosophy of Science, 66-84. Englewood Cliffs: Prentice Hall, Inc.. Harr, Rom. (1986) Varieties of Scientific Thinking. Oxford: Blackwell, Hempel, Carl G. (1965) Aspects of Scientific Explanation and other Essays in the Philosophy of Science. New York: Free Press. Hempel, Carl G. and Oppenheim, Paul (1948) "Studies in the Logic of Explanation." Brody, Baruch A. (1970) Readings in the Philosophy of Science. Englewood Cliffs, N.J.: Prentice Hall p. 8-38. Salmon, Wesley (1984) Scientific Explanation and the Causal Structure of the World. Princeton: Princeton University Press. Salmon, Wesley (1990) Four Decades of Scientific Explanation. Minneapolis: University of Minnesota Press. Scriven, M (1959) "Explanation and Prediction in Evolutionary Theory." Science, 130:477-482. van Fraassen, Bas C. (1980) The Scientific Image. Oxford: Clarendon Press. Yldrm, Cemal, (1979) Bilim Felsefesi. stanbul: Remzi Kitabevi

Hasan ASLAN

You might also like