Professional Documents
Culture Documents
Terim Anlamı: Vahiy döneminde meydana gelen bir hadise veya Hz. Peygamber’e
sorulan bir soru sebebiyle Kur’ân’ın bir veya birkaç ayetinin yahut bir suresinin
inmesine yol açan şeye “sebeb-i nüzul” denir. Bu terim ayrıca “Kur’ân ayetlerinin
nerede, ne zaman, hangi olay veya kimler hakkında nazil olduğunu açıklayan
rivayet” şeklinde de tanımlanabilir. Esbâb-ı nüzûl sadece ayetlerle ilgili bir tabirdir
SEBEB-İ NÜZÛL KALIPLARI
Sebeb-i nüzûl ile ilgili rivayetlerde bazı özel lafızlar kullanılmaktadır. Âlimler bu
lafızları iki grupta incelemişlerdir. Bunlardan birincisi nüzûl sebebine ait olduğu
hususunda kesinlik olan rivayetler ve diğerleri de kesinlik ifade etmeyen
rivayetlerdir
2. Sebebi nüzûl ile ilgili olay anlatıldıktan sonra kullanılan هللا ف انز, نزلت آلية
ا ف
3.نزلت آلية
ا س ئلرسولهللا ص لىهللا عليه وسلم عنك ذا ف
4. ي ؤخذ منھا ك ذا، ت دلا آلية علىك ذا، مراد هللا منھذه ا آلية ك ذاgibi açık tefsir ibareleri
ESBÂBU’N-NÜZÛL’ÜN ÖNEMİ
Kur’ân’ın nüzûl ortamının asli bir unsuru olan sebeb-i nüzûl, İslam’ın başlangıcından beri bilinen,
bilinmesi istenen ve İslamî ilimlerin birçok alanında âlimlerce üzerinde durulan bir vakıa olagelmiş,
Kur’ân’ın anlaşılmasında gerekli bir bilgi olarak değerlendirilmiştir. Hatta Sahâbînin Kur’ân’ı en iyi bilen
insanlar olarak kabul edilmesi, sebeb-i nüzûlü bilmelerine bağlanmıştır. Onların döneminde Kur’ân’ı
anlama sebeb-i nüzûlü bilme ile özdeşleşmişti. Sahabi, tabiun ve tebe-i tabiun’dan olan müfessirler,
Kur’ân’ı özellikle sebeb-i nüzûl ile tefsir etmişlerdir. Hatta “başlangıçta tefsir ilmi esbab-ı nüzûlü
bilmekten ibaretti” denilmiş ve sebeb-i nüzûl Kur’ân’ı tefsir edecek müfessirin bilmesi gereken ilimler
arasında sayılmıştır. Bir ayetin ne zaman, nerede, hangi şartlar içinde ve hangi olayla ilgili olarak
indirildiğini bilmek ayetin ilahî maksada uygun şekilde yorumlanması, fıkhî hükümlerin çıkarılması, teşrî
hikmetinin kavranması, mübhemâtın, ayet ve sureler arasındaki tenasübün bilinmesi, ayette hasr veya
tahsisin bulunup bulunmadığının anlaşılması bakımından büyük bir önem arz eder. Bununla beraber,
ayetleri, sebeb-i nüzûl olarak kabul edilen özel olay ve tarihi şartlarla sınırlı olarak ele almanın, ilahî
mesajı genel ve ebedî maksatlarından uzaklaştıracağı, yorum zenginliğine engel olacağı şüphesizdir.
ESBÂBU’N-NÜZÛL’ÜN ÖNEMİ
Örnek 1: Hz. Peygamber’e içkinin haram olduğunu belirten ayetler nazil olunca
sahâbîler, bu ayetler inmeden önce içki içip de ölen Müslümanların durumunu
sordular. Bunun üzerine, “İman edip salih ameller işleyenlere; Allah’a karşı
gelmekten sakındıkları, iman ettikleri ve salih amel işledikleri, sonra Allah’a karşı
gelmekten sakındıkları ve iman ettikleri, sonra yine Allah’a karşı gelmekten
sakındıkları ve iyilik ettikleri takdirde, daha önce tatmış olduklarından dolayı bir
günah yoktur. Allah, iyilik edenleri sever. 5/el-Mâide, 93” ayeti nazil olmuştur.
Dolayısıyla bu ayet içki içmenin günah olmadığını değil, içki haram kılınmadan
önce içki içip de vefat edenlerin bunu yapmakla bir günah işlemediklerini
belirtmektedir. Bu manayı ise ancak sebeb-i nüzul sayesinde bilebiliyoruz.
ESBÂBU’N-NÜZÛL’ÜN ÖNEMİ
Örnek 2: "Ey Muhammed, de ki: Bana vahyolunanlar arasında, yiyen kimseye
haram kılınmış bir şey bulamıyorum. Yalnız murdar ölmüş hayvan eti veya akmış
kan yahut domuz eti ki, bu, şüphesiz pistir; yahut Allah'dan başkası adına bir fısk
olarak boğazlanan hayvan müstesnadır. Ancak kim darda kalırsa, aşırı gitmemek
ve zaruret miktarını aşmamak şartıyla yiyebilir. En'âm, 6/145 " Bu ayete bakıldığı
zaman haram kılınan yiyeceklerin dört şeyle sınırlandığı anlaşılır. Fakat sebeb-i
nüzule bakıldığı zaman müşriklerin bu ayette sayılan şeylerin helal olduğunu
ısrarla iddia etmeleri üzerine bu ayetin nazil olup ‘‘Haram olacak bir şey varsa o
da sizin helal kabul ettiğiniz yiyeceklerdir’’ şeklinde onlara cevap verdiğini
görürüz. Yoksa ayet, haramları burada sayılanlara indirgememektedir.
SEBEB-İ NÜZÛLÜ TANIMA YOLLARI
Sebeb-i nüzûl tarihi bir vakıadır. Yani Kur’ân’ın nüzûl asrında meydana
gelmiş bir hadisedir. Sebeb-i -nüzûlün bilinmesi ancak ayetin iniş
hadisesine şahit olmuş ve buna sebep olan durumu tespit etmiş bir
sahâbînin rivayetiyle bilinir. Çünkü sahâbî, bir sebep üzerine inen ayetin
iniş sebebinin ne olduğunu bilme gibi bir payeye sahiptir.
1. Sebeb-i nüzûl sahih ve muttasıl bir senetle gelmeli
2. Eğer her iki rivayet sahih ise bu durumda başka tercih sebepleri aranır. Örneğin: bir
müşahedeye dayanırken diğeri semâya dayanması durumunda müşahedeye dayananı
diğerine tercih edilir. Ya da biri Buharî’de diğeri başka bir hadis kaynağında ise Buharî
tercih edilir.
3. Bazen rivayetler sıhhat ve diğer şartlar açısından eşit olabilir. Bu durumda eğer
rivayetler zaman açısından birbirine yakın ise bu durumda rivayetlerin arası cem ve
te’lif edilir.
4. Bazen rivayetler sıhhat açısından eşit olduğu gibi aralarını cem eve te’lif etmek de
mümkün olmamaktadır. Bu durumda nüzulün tekerrür ettiği kabul edilir.
ESBÂBU’N-NÜZÛL’ÜN FAYDALARI
1. Nüzul sebeplerinin bilinmesi, Allah'ın Kur'an’da vazettiği hükümlerin hikmetlerini tanıma
ve anlamada yardımcı olur.
2. Nüzul sebepleri bilinince ayetlerden murad olunan manalar daha kolay anlaşılır; bu
husustaki şüphe ve güçlükler ortadan kalkmış olur.
4. Nüzul sebebinin bilinmesi, ayetin mana ve hükmünden istifade etmek isteyen kimsenin
vahyi tespitinde, hıfz ve anlayışında kolaylık sağlar.
5. Nüzul sebebinin bilinmesi, hakkında ayet inen kişinin kim olduğunun tespitine ve
başkasıyla karıştırılmamasına yarar.
6. Ayetlerin nüzul sebeplerine vakıf olunması, onlarda hedef alınan gayenin anlaşılması,
içine aldıkları sırların ve maksatların kavranması gibi hususlarda faydalı olur.
ESBÂBU’N-NÜZÛL’ÜN OLUMSUZ SONUÇLARI
1. İlahi mesajı esbâb-ı nüzul çerçevesinde anlatılan olay, zaman,
mekan, şart ve kişilere indirgeyerek ayetlerin geniş anlamını yok
etmek.
2. Yorum zenginliğini engellemek.