You are on page 1of 98

MYCOBACTERIACEAE

Prof. Dr. Mehmet KIYAN


Mycobacterium cinsi
Takım: Actinomycetales
Aile : Mycobacteriaceae
Mikobakteri cinsindeki bir türde bulunması
gereken minimal standartlar:
 Aside dirençlilik
 Hücre duvar yapısında mikolik asit bulunması
 G+C / DNA oranının % 61-71 mol olması

Tip tür: Mycobacterium tuberculosis


 Aside dirençlilik
 İntrasellüler
 Jenerasyon süresi diğer bakterilerden daha uzun
 Üreme özellikleri
 Isı
 Pigment
 Süre
 Yavaş ilerleyen granülomatöz inflamasyon
Granulomatous inflamasyon
 Kronik inflamasyonun Non-infeksiyöz
subtipidir İnorganik materyaller
 Granulom formasyonu ile  Silica
karakterizedir
 Berylium
İnfeksiyöz  Asbestozis
 Tüberküloz  Pneumoconiosis
 Lepra  Talk
 Sifiliz  Zirconium
 Brusellozis Sistemik hastalıklar:
 Kedi tırmığı hastalığı  Sarcoidozis
 Granuloma inguinale  Romatoid artrit, romatoid nodüle
 Schistosomiasis sebep olan
 Cryptococcus neoformans  Wegener hastalığı
 Chron hastalığı
Mikobakteriler neden yavaş ürer?

 Hücre duvar yapıları kalındır ve bol lipid içerir


 Besin maddelerinin hücre içine taşınması güç
 Lipid üretimi için besin ve enerji ihtiyaçları fazla
 Solunum enzimleri, enerji üretimlerinde önemli
farklılıklar
 DNA dependent RNA polimeraz enzim defekti
 Nükleik asit sentez oranları az
 Ribozomal RNA genleri az
Mikobakteriler intrasellüler bakterilerdir.
İntrasellüler yaşam mekanizmaları
 Fagositer hücrelerin oksidatif fosforilazyonunun
engellenmesi
 Fagozom-lizozom füzyonunun inhibisyonu
 Lizozomal enzimlere direnç
 Peroksit veya oksijen radikalleri gibi bakterisidal
madde inaktivatörleri veya inhibitörlerinin
salınımı
 Bakterisidal ajanların hedefe ulaşmasının
engellenmesi
 Fagozomdan sitoplazmaya kaçış
Mycobacterium cinsi

 80’den fazla tür


 30 tür insan infeksiyonlarında rol oynar

 M. tuberculosis ve M. lepra’da tek kaynak insan

 Diğer türler doğada (toprak, su, hayvan) yaygın


Mycobacterium türleri
Patojen türler Non-patojen türler
Yavaş üreyen Hızlı üreyen Yavaş üreyen Hızlı
üreyen
(n:25) (n:6) (n:7) (n:33)

M.africanum M. abcessus M.cooki M.agri


M.avium M. chelonae M.gastrii M.alvei
M.bovis M. fortuitum M.gordonae M.fallax
M.kansasii M. peregrinum M.hiberniae M. phlei
M.leprae M. porcinum* M. terrae M. smegmatis
M.marinum M. senegalense* M. triviale M.tokaiensis
M.microti* M. vaccae
M.tuberculosis M. yunnamense
M.xenopi .......
Tüberküloz bakterilerinin tarihçesi:

 Vesalius (1478): İlk klinik ve patolojik gözlemler


 Sylvius: Tüberküllerin tanımı
 Marton (1689): Bitme, tükenme (verem) tabiri
 Fracastorius: Bulaşıcı özellik
 Willemin (1865): İnsandan hayvana geçiş deneyleri
 Robert Koch:  Calmette-Guerin (1921):
 (1882): Bakterinin BCG aşısı
mikroskopta  Siebert-Glenn (1939):
gösterilmesi
PPD
 (1884): Koch
postulasının tarifi  Waksman (1944):
 (1890): Old tüberkülin Streptomisin
 Lehmann-Newmann
(1886): M. tuberculosis
M. tuberculosis complex

 M. tuberculosis: (% 97)
 M. bovis: Sıklıkla akciğer dışı organ tüberkülozu
 M. africanum: Batı Afrika’da nadiren

*M. microti: Kemirici hayvanlar için patojen


Bu bakteriler arasında DNA homolojisi % 85-100
M. tuberculosis ile M. bovis arasında % 100 benzerlik
M. tuberculosis genom yapısı

 Tek, geniş ve sirküler bir DNA


 Genomunda 4.411.527 baz çift nükleotid
 G+C / DNA oranı % 65.6
 Tekrarlayan DNA elementleri
 Tek kopya rRNA genine sahip
 Yeryüzünün değişik bölgelerinden izole
edilen suşlar sürpriz biçimde çok az
varyasyon gösterir.
Morfolojik özellikler
 Alışılmış bakteriyolojik boyalarla zor boyanan
 Aside dirençli boyanma özelliğine sahip
 Uçları yuvarlak
 Düz veya hafifçe kıvrık
 Hareketsiz
 Sporsuz
 Kapsülsüz
 basil şeklindeki bakteriler
Aside dirençli boyanan
mikroorganizmalar
 Nocardia spp
(N. asteroides, N. brasiliensis, N. otitidiscaviarum)
 Legionela micdadei,
 Rhodococcus aurantiaca,
 Isospora spp.,
 Microsporidia spp.,
 Cryptosporidium ookistleri,
 Echinococcus granulosus protoskolekslerinin dikenleri
 Bakteri sporları
Üreme Şartları

 İlk izolasyonda
* M. tuberculosis; zorunlu aerob
* M. bovis; mikroaerofil
 % 5 - 10 CO2 üremeyi arttırır.
 Bazı özel şartların yerine getirilmesi halinde
oksidatif metabolizmalarını minimal düzeye
indirip, düşük O2 konsantrasyonlarında ve
anaerob şartlarda üremeden yaşamlarını
devam ettirirler.
Metabolizma
 Öncelikli olarak

EMP yolunu

 Gerekli olduğu zaman

Pentoz fosfat
Trikarboksilik asit (TCA)
Karbon kaynağı

 Gliserol
 organik asitler
- kısa zincirli: piruvik asit, sitrik asit, asetik asit
- uzun zincirli: palmitik asit, oleik asit
 karbonhidratlar: glikoz, fruktoz, sukroz, mannoz
trehaloz, inositol, mannitol
 gerekirse CO2 içeren basit karbon kaynakları
Nitrojen kaynağı
 Asparajin*
 Glutamin*
 Amonyum tuzları
 Amidler
 Aminler
 Aminoasitler
 Nükleozid
Elementler

☻ Eser ☻ İnorganik
Elementler Elementler
* Demir, * Sodyum,
* Çinko, * Potasyum,
* Manganez * Sülfür,
* Fosfor
Demir nakli

* Demir; üreme için esansiyel elementtir.


* Mikobakteriler gelişmiş demir yakalama,
bağlama ve taşıma sistemlerine sahiptirler.
1. Ekzoşelin - ferrik iyon - ferriekzoşelin -
reseptör
2. Mikobaktin - ferriekzoşelin & serbest ferrik
iyon
* Ferriekzoşelin veya ferrimikobaktine bağlanan
ferrik iyonlar NADH-bağımlı redüktaz enzimi
ile ferröz iyonuna redüklenir, hücre içine
taşınır ve serbest hale geçer.
Mikobakterilerin üretilmesinde
kullanılan besiyerleri

Besiyeri İçindekiler Malaşit yeşili


(gr/100ml)
Lowenstein- Taze tam yumurta,patates unu, 0.025
Jensen gliserol, mineraller
Petragnani Taze tam yumurta, yumurta sarısı, 0.052
tam süt, patates, patates unu,
gliserol
American Taze yumurta sarısı, patates unu, 0.02
Thorasic Society gliserol
Middlebrook- Vitaminler,kofaktörler, oleik asit, 0.00025
7H10 albumin, katalaz,glikoz,gliserol,
mineraller
7H 11 7H 10’a ilave olarak kazein 0.0025
hidrozilat
Mikobakterilerin üretilmesinde
kullanılan besiyerleri
1. Organik maddeler içeren 3. Yarı sentetik besiyerleri:
besiyerleri:  - Lowenstein- Jansen besiyeri
 Lowenstein- Jansen (LJ)
besiyeri (LJ)  - Middlebrook besiyeri
 Modifiye OGAWA besiyeri  - Youmans besiyeri
 Petregnani besiyeri  - Dubos besiyeri
 Trudeau besiyeri:  - Kischner besiyeri
Besiyerlerinin karışımı, tüplere
dağılımı, koagulasyon işlemleri
4. Yumurtasız besiyerleri:
özellik isteyen işlemlerdir.  Middlebrook 7H9 besiyeri
(Sıvı)
3. Sentetik besiyerleri:
 Middlebrook 7H10 -7H11-7H12
 PPD ve BCG
(Katı)
hazırlanmasında kullanılır.
Besiyerleri

 İlk izolmanda kompleks besiyerleri


 İnhibitör ajan olarak Malaşit yeşili
 Rutin uygulamalarda: ilk izolman, koloni
morfolojisi, biyokimyasal özellikler,
antitüberküloz ajanlara duyarlılığın
belirlenmesinde:
* Lowenstein-Jensen
* Middlebrook 7H 9
* Middlebrook 7H 10 ve 7H 11
M. tuberculosis
M. bovis

İlk izolmanda:
 M. tuberculosis : mecburi aerob
 M. bovis : mikroaerofil
 M. tuberculosis : ögonik
 M. bovis : disgonik
Bazı özelliklerine göre tüberküloz
basillerinin ayrımı

Özellik M.tbc M.bovis BCG M. africanum


Koloni morfolojisi
L-J R S R R
Middlebrook R R R R
Niasin + - - -
Nitrat redüksiyonu + - - -
Tween 80 hidrolizi +/- - +/- -
Ureaz +/- + + +
TCH üreme + - - V
PZA üreme - + + -
Nonkromojen mikobakteriler

• M. avium - intracellulare
• M. xenopi
• M. ulcerans
• M. gastri
• M. terrae
• M. malmoense
Fotokromojen mikobakteriler

 Işıklı ortamda sarı-portakal renkli pigment


oluşturan karanlıkta oluşan kolonileri renksiz
mikobakteriler:
 M. kansasii
 M. marinum
 M. simiae
Skotokromojen mikobakteriler

 Hem karanlık hemde ışıklı ortamda pigment


oluştururlar.
 Karanlıkta sarı veya açık turuncu renkteki
koloniler ışığa maruz kalınca koyulaşır.
• M. scrofulaceum
• M. szulgai
• M. gordonae
• M. flavescens
Dirençlilik

 M. tuberculosis complex üyeleri kuruluğa ve


kimyasal dezenfektanlara çoğu sporsuz
bakteriden daha dirençlidir:
* Kültür ortamında besiyeri içinde...... 12 yıl
* Kurutulmuş halde...............................6-8 ay
* Toprak ve suda................................... 5 ay
* Balgam içinde.....................................20-30
saat
* Tozların içinde....................................10 gün
Duyarlılık

 Pastörizasyon (Isı ve neme çok hassastır.)


*** % 70-95’lik alkol ile 5-10 dakika
*** Aseton ve tentürdiyot ile derhal ölürler
 % 3-8 formaldehit ile 10-25 dakika
 % 5 NaOH ile 10-25 dakika
Her bulaş infeksiyon ve hastalık ile
sonuçlanır mı?

• Virulans, infeksiyon, infeksiyon hastalığı

• Basillerin ilk yerleştikleri doku ve organlar farklı da olsa


meydana gelen patolojik olaylar aynıdır.

• Bulaş sonrası infeksiyon oluşup oluşmaması veya


hastalık meydana gelip gelmemesi konağın direnci ile
virulans arasındaki dengeye bağlıdır.
Hücresel immünite daha baskın
Fagozom - lizozim füzyonu

Proteolitik enzimler Radyolojik bulgu yok


(PPD -)

Basil öldürülür İnfeksiyon oluşmaz


Bakterinin virulansı daha baskın
Fagozom-lizozom füzyonunun inhibisyonu,
Basilden yüksek konsantasyonda NH4 & cAMP salınımı
Fagozomun tahrip olması Vücuda yayılım
Sitoplazmaya kaçış (Simon, Rich, Weigert odakları)

Kana geçiş
Makrofaj içinde yavaş üreme
(İnfeksiyon)
Hiler lefadenopati
(Radyoloji +)
(PPD +)

A.C’de vazodilatasyon, ödem,


PNL ve fibrinöz eksuda Lenf yolu
Sitoplazmik membran

 Asimetrik yapıda
 İki elektron yoğun tabaka, arada transparan bölüm
* Fosfatidil inositol mannosid (PIM)
* Lipoarabinomannan (LAM)
* Diğer (kardiolipin, fosfotidil etanolamin,
monofosfoinositol)
Fosfatidil inositol mannosid (PIM)

 Sitoplazmik zar ile hücre duvarı arasındaki


bağlantıyı sağlar.
 Hapten özelliğine sahiptir.
 Çapraz koruyucu immünitede rolü ?
 Peptidoglikan ve polisakkarid sentezinde rol
oynar.
 Arabinogalaktan ve lipoarabinogalaktan
yapımında lipidlerin taşınmasına yardımcı
olur.
Lipoarabinomannan (LAM)

 İnterferon gama aracılı makrofaj aktivasyonunu


inhibe eder.
 T hücre proliferasyonunu engeller.
 Toksik oksijen radikallerinin temizlenmesinde
rol oynar.
Hücre duvarı

İçten dışa doğru:


 Elektron yoğun tabaka
 Elektron transparan tabaka
 Elektron opak tabaka
Peptidoglikan tabaka

*N asetil - glukozamin
* N glikolil - muramik asit
(Lizozomal enzimlere direnç)

asetil
Yağ asitleri

* Duvar ağırlığının % 60
* Hidrofobisite
* Hücre içi canlılığın sürdürülmesi
* Lizis işlemlerine karşı direnç
* Bakteriye granüler veya kord formunda
üreme özelliği kazandırır.
Kord faktör
(Trehaloz dimikolat : TDM)
 Konak hücre oksidatif fosforilasyonunda
hasar oluşumu
 Sistemik toksisite (farelerde)
 Antitümör aktivite
 Granülom oluşumu
 Sitokin indüksiyonu
 Kemotaktik faktörlerin salınımı
 PNL göçünün engellenmesi
 Alternatif yoldan kompleman aktivasyonu
Sulfolipidler: Fenolik glikolipidler:
 Fagozom-lizozom  Fagolizozom içinde
füzyonunu engeller. oluşan toksik oksijen
metabolitlerini
detoksifiye eder.
Mikolipenik asit: Wax D:
• Lökositlerin göçünü
engeller.
• Freund’s adjuvanının
etkisini arttırır.
• BCG’nin belli
tümörlerdeki
immünoteropatik
etkisinden sorumlu
yapıdır.
Protein ve Antijenler

 Tüberkülinler
* Old tüberkülin (32 kda.)
* Saflaştırılmış protein derivesi (2 ve 9 kD.)
 Lipoproteinler
 Isı şoku proteinleri
 Salgısal proteinler
 Enzimler
Tüberkülin Deri Testi

 Tüberkülin testi PPD solüsyonuyla sol önkolun 2/3 üst iç


kısmına, mümkün olduğunca kılsız ve venlerden uzak bir
bölgeye yapılmalıdır. Solüsyondan 5 TÜ eşdeğer olan
0.1 ml'si insülin enjektörüyle (27 gauge iğne) deri içine
(intrakutan) olarak verilmelidir.
 Bu yönteme Mantoux yöntemi denir. Enjeksiyon
yapılırken iğnenin kesik ucunun yukarı gelmesine özen
gösterilmelidir.
Tüberkülin Deri Testi
 Enjeksiyondan sonra test  PPD solüsyonunun
deri içine yapıldıysa 6-10 enjekte edilmesiyle
mm'lik beyaz renkli bir bellek hücreleri ortama
kabarcık oluşur. Bu gelir.
oluşmadıysa hemen  Ortama lenfokinler
ikinci test dozu birkaç cm salgılanmaya başlar. Bu
uzak bir yere lenfokinler o bölgede
yapılmalıdır. vazodilatasyona, ödeme,
 Test yapıldıktan sonra fibrin birikimine ve diğer
gecikmiş tip hücresel inflamatuar hücrelerin
yanıtın tetiği çekilmiş toplanmasına yol açar,
olur.  Bu olaylar deride kendini
 Tüberküloz basilleri ile endürasyon olarak
daha önce karşılaşan gösterir.
kişide bellek T hücreleri
oluşmuştur.
Tüberkülin Deri Testi
 Reaksiyon ortalama 5-6 saatte başlar ve 48-72
saatte maksimuma ulaşır.
 Kaybolması günler alır. İlk 24 saatte ortaya
çıkan reaksiyonlar aşırı duyarlılık reaksiyonu
olarak algılanmalı geç tip yanıtla
karıştırılmamalıdır.
 İlk 24 saat içinde ortaya çıkan aşırı duyarlılık
reaksiyonu kendini deride kızarıklık olarak
gösterir.
Tüberkülin Deri Testi
 TDT, okunurken oluşan  Endürasyon sınırına
kızarıklık dikkate gelindiğinde kalem ucu
alınmamalı sertlik deriye takılır. Bu nokta
(endürasyon) endürasyon sınırı olarak
incelenmelidir. kabul edilir. Test
 Endürasyonun varlığı çevresinde bu işlem
inspeksiyon ve tekrarlanır. Şeffaf bir
palpasyonla saptanabilirse cetvelle kalemin takıldığı
de kalem ucuyla noktalar ölçülerek TDT
endürasyonun sınırlarının sonucu milimetre
belirlenmesi daha duyarlı cinsinden rapor edilir.
bir yöntemdir. Kalem
deriye 45 derece açıyla
test yapılan bölgeye doğru
ilerletilir.
Tüberkülin Deri Testi
 Endürasyon çevresinde ölçülen kola göre dikey ve yatay
çapların rapor edilmesi önerilmektedir.
 Testin ideal olarak 48 - 72 saatte değerlendirilmesi
önerilmektedir.
 Eğer bu süre içinde ölçülemediyse 96 saate kadar ölçüm
yapılabilir. Endürasyon oluşmadıysa "negatif" yerine "
sıfır mm" olarak rapor edilmesi daha doğrudur.
Tüberkülin Deri Testi

 Test yerinde bül, vezikül vb lezyonlar


oluşabilir. Bunların klinik önemi yoktur. Lokal
tedavi gerektirmez. Ağrı olursa oral yoldan
antiinflamatuar ilaçlar önerilir.
Tüberkülin Deri Testi
 BCG aşısı yapılanlarda  Tüberküloz ile enfekte
pozitif PPD deri testinin şahıslarda BCG aşısının
aşıya mı yoksa cevabı da farklıdır.
Mikobakteriyel  Bu kişilerde genelde 1-2 gün
infeksiyonuna mı bağlı içinde 5 mm’nin üstünde
olduğunu tam olarak endürasyon, 5-7 gün içinde
söylemek mümkün püstül ve 10-15 gün içinde
değildir. de skar ve iyileşme görülür.
 Normal şahıslarda bu cevap
2-3 hafta içinde skar, 3 ay
içinde de iyileşme şeklinde
oluşmaktadır.
TBC düşündüren durumlar:
 tüberküloz ile uyumlu  daha önceden yapılmış BCG
şikayet ve bulgular aşısının üzerinden uzun bir
 TBC hastası ile yakın temas süre geçmiş olması
öyküsünün varlığı,  deri testinin endürasyon
yanıtının beklenenden fazla
olması sayılabilir.
Ülkemizde TDT Reaksiyonunu
Değerlendirme Kriterleri
BCG'lilerde BCG' sizlerde

 0 - 5 mm Negatif  0 - 5 mm Negatif
 6 - 14 mm Şüpheli BCG  6-9 mm Şüpheli reaksiyon;
pozitifliği 1 hafta sonra test
tekrarı,
 15 mm ve üzeri Pozitif,
Test tekrarında:
infeksiyon (+)  6-9 mm Negatif
 >10 mm Booster fenomeni
***Bağışıklığı baskılanmış
kişilerde 5 mm ve üzeri  10 mm ve üzeri Pozitif
pozitif kabul edilir
Booster Fenomeni
(Hatırlatma fenomeni):

 Uzun süre tüberküloz antijeni ile


karşılaşmayan bellek hücreleri antijeni
unutur.
 Yapılan ilk TDT antijeni hatırlatır. Bir hafta
sonra yapılan TDT gerçek reaksiyonun
oluşmasına neden olur.
 Konversiyon olarak kabul EDİLMEMELİDİR.
Tüberkülin Deri Testi
 PPD testi epidemiyolojik  PPD testinin en büyük
olarak latent M. dezavantajı PPD
tuberculosis antijenlerinin M.
infeksiyonunun tuberculosis, M. bovis BCG
taranması ve kliniklerde ve MOTT bakterileri ile
aktif tuberküloz ortak antijenler içermesi ve
infeksiyonunun tanısında BCG aşı uygulamasının ve
yardımcı olarak tüberküloz dışı mikobakteri
kullanılmaktadır. infeksiyonlarının yaygın
olduğu yerlerde
özgüllüğünün azalmasıdır.
Tüberkülin Deri Testi
 Aktif tüberkülozlu  Bu nedenlerle BCG ile
hastalarda PPD duyarlılığı çapraz reaksiyon
%75- 90 iken yaygın vermeyecek antijenlerin
hastalıkta bu oran %50’ arayışına gidilmiştir.
ye kadar düşmektedir.  Latent M. tuberculosis
 Dünya nüfusunun çoğu infeksiyonunda humoral
BCG ile aşılıdır ve BCG immun cevap genellikle
aşısının etkisi uygulama zayıf olduğundan, hüresel
yapılmasından 15 yıl immun cevabın hedefi
sonrasına kadar devam olabilecek antijenler
edebilmektedir. araştıurılmıştır.
İnterferon Gamma Salınım Testleri
(IGST)
ESAT-6 (Eary Secretory Antigenic Target)
 M. tuberculosis H37Rv ,  Andersen ve ark. 1995
M. bovis ve BCG suşlarının yılında M. tuberculosis
genomlarının kıyaslanması kompleks bakterilerinin
ile RD (region of difference) RD1 bölgesinde kodlanan
şeklinde tanımlanan 16 farklı düşük molekül ağırlıklı iki
bölge belirlenmiştir . antijen tanımlamışlardır.
 M. bovis’deki RD1 bölgesi  ESAT-6
1921 tarihindeki in vitro (Eary Secretory Antigenic
kültürlerde kaybolmuştur. Target)
 RD1 bölgesi BCG aşı suşu ve  CFP-10
çoğu çevresel (Culture Filtrate Protein).
mikobakterilerde bulunmazken
M. tuberculosis kompleks
bakterilerinde bulunmaktadır.
ESAT-6
(Eary Secretory Antigenic Target)
 Bu antijenler M. tuberculosis  Tüberküloz
kültür filtratlarından saflaştırılmış oluşturulmuş hayvan
olup M. tuberculosis kompleks modellerinde interferon
bakterileri gamma salgılayan
 M. tuberculosis, CD4+ T hücrelerinin
 M. bovis, hedefinin ESAT-6
 M. africanum proteini olduğu
bazı atipik mikobakteri gösterilmiştit.
 M. kansasii,  Tüberkülozlu hastaların
 M. marinum,
 M. szulgai,
periferik kandaki
 M. flavescens,
mononükleer
hücrelerinin ESAT-6 ile
suşlarında eksprese edilmekte, uyarılması sonucunda
ancak M. bovis’in BCG ELISA testi ile
suşlarında ve çevreden izole saptanabilen interferon
edilen mikobakterilerin çoğunda gamma düzeyleri tespit
bulunmamaktadır. edilmiştir.
ESAT-6
(Eary Secretory Antigenic Target)
 Bu veriler kanda dolaşan  Dr. Lalvani ve ark. (2001)
ESAT-6’ ya özgü T ELISPOT testi ile
hücrelerinin M.  aktif tüberkülozlu hastaların
tuberculosis infeksiyonunu % 96’sının pozitif,
işaret edebileceğini  kontrol grubunun % 92’sinin
düşündürmüştür. negatif
 ELISPOT (enzim-bağlı  BCG ile aşılanmış kontrol
immunospot) yöntemi ile grubunun tümünün negatif
periferik kanda interferon olduğunu göstererek
gamma salgılayan T hücre  ELISPOT testinin BCG
sayısının belirlenmesinin aşılaması ile M. tuberculosis
tuberkülozda tanı infeksiyonunun ayırt
koydurucu olabileceği edilmesinde kullanılabilecek
hipotezini akla getirmiştir. bir yöntem olduğunu ileri
sürmüştür.
ESAT-6 ve CFP-10 antijen testleri
 Ticari olarak iki interferon  Yeni kuşak Quantiferon-
gamma testi bulunmaktadır; TB gold testi ile tam
kanda ESAT-6 ve CFP-10
 Quantiferon-TB testi (Cellestis
antijenleri kullanılarak
Limited, Victoria, Avusturalya)
interferon gamma yanıtı
 T SPOT-TB testi (Oxford gösterilmekte,
Immunotec, Oxford, İngiltere)
 ELISPOT testinde de aynı
 Bu yöntemlerde ELISA ve antijenler kullanılmakta,
ELISPOT teknikleriyle T ancak test için tam kan
hücrelerinden salınan değil periferik kan
interferon gamma mononükleer hücreleri
gösterilerek hücresel gerekmekte ve interferon
bağışıklık gamma üreten T hücre
değerlendirilmektedir. sayısı belirlenmektedir.
ESAT-6 ve CFP-10 antijen testlerinin
Dezavantajlar Avantajları
 İmmün sistemi  Testin referans
baskılanmış hastalarda,
çocuklarda, akciğer dışı laboratuvarlarında
ve çoklu ilaca dirençli yapılması durumunda daha
tüberkülozlu hastalarda, hızlı ve güvenilir sonuçlar
sağlık personeli gibi sık alınması mümkün olduğu
temas öyküsü olanlarda
testin kullanılabilirliğinin gibi, yanlış pozitif veya
detayları ile tanımlanması negatiflikleri ortadan
gerekmektedir. kaldıran bir test tüberküloz
 PPD deri testine göre gibi çok önemli bir sağlık
ELISPOT testinin sorunun tanısına büyük
 maliyeti yüksektir
 laboratuvar deneyimi
katkıda bulunacaktır.
gerektirmektedir.  PPD deri testinde sonuç 2-3 gün iken
IGST’ de bir gün
TEST SEÇİMİNDE CDC
ÖNERİLERİ
 BCG’li kişiler veya bir  Hem IGST hemde TDT
günde sonuç alınması birlikte yapılması gerekenler
gerekenler  İlk test negatif ise
 IGST tercih edilmeli TDT’de  Aktif Tb şüphesi olanlar
kabul edilebilir  TB enfeksiyon riski artarsa
 5 yaş altı çocuklar  İlk testi pozitif ise:
 TDT tercih edilmeli IGST de
 Sağlık ve enfeksiyon riski
düşük olanlar
kabul edilebilir
 Enfekte olduğuna dair ek delil
 Yeni temaslılar ve Yüksek gerekenler (BCG’li
mesleki risk taşıyanlar  IGST tekrarı yada TDT
 Her ikisi de (TDT ve IGST) yapılması gerekenler
kabul edilebilir  Belirsiz, sınırda geçersiz veya
sıra dışı değerler,
Polisakkaritler

 Deney hayvanlarında anaflaksi


 Konak hücre makrofajlarında TNF-a
salınımı
 Damardan dokulara nötrofil geçişi
 İltihabi reaksiyon oluşumu
 Lipopolisakkarite karşı antikor oluşumu
Salgısal proteinler

Antijen 85 kompleksi
*Fibronektine bağlanma özelliğindedir.
*Konak hücre içine giriş hızlanır böylece bakteri
ekstrasellüler savunma mekanizmalarından
kaçar.
* T hücre ve makrofaj aktivasyonunu engeller.
Fagosite edilen antijenin sindirilmesi
sırasında rol oynayan faktörler
1. Reaktif oksijen metabolitleri
2. Peroksidaz ve katalaz etkisi ile hidrojen
peroksit’ten oluşan toksik halit’ler
3. Nitrik oksit
4. Nötral pH’da aktif katyonik proteinler ve
defensinler
5. Asit pH’da aktif lizozomal enzimler
6. Laktoferin ve arginaz gibi büyüme inhibitörleri
Antijen Sunumu
 Dışarıdan alınarak sindirilen veya aslında
küçük bir molekül olduğu için işlenmesine
gerek olmayan yabancı antijenlerin
lenfositlere sunulmasıdır.
 Bu sunuşta rol oynayan en önemli yüzey
molekülü HLA antijenidir.
 Yüzeyinde HLA antijeni taşıyan tüm hücreler
antijen sunabilirler.
Hücresel İmmün Yanıtta Antijenin
Tanınması

 Antijenin lenfositler tarafından özgül olarak


tanınması hücre membranında bulunan
reseptörlerle (TCR) sağlanır.
 Antijen sunan hücrelerce işlenmiş antijenlerden
* 8-12 aa. içeren epitoplar Class I
* 12-24 aa. içeren epitoplar Class II bağlanır.
Antijen Sunan Hücreler

 Profesyonel Antijen  MHC Class I


Sunucu hücreler:
antijenleri çekirdekli
MHC class II antijenleri:
* monosit / makrofaj
tüm hücrelerde
yüzeyinde, (eritrosit) bulunur.
* dendritik hücrelerde ve Antijeni CD8 T
* uyarılmış B hücrelerinin lenfositlerine
yüzeyinde bulunur. sunarlar.
Antijeni CD4 T lenfositlerine
sunarlar.
GENEL BİLGİ
TH Lenfositleri üç farklı immün yanıt
mekanizmasını etkinleştirir
1. Makrofaj aktivasyonu ve geçikmiş tip aşırı
duyarlılık reaksiyonu
2. Antikor salgılanması, mast hücresi ve
eosinofil aktivasyonunun olduğu immün yanıt
3. CD8 sitotoksik T (Tc) lenfosit ağırlıklı immün
yanıt
Antijene Karşı TH lenfosit Yanıtı

 Antijen üzerindeki epitoplardan hangisini


tanıyacağını ayırt eder (özgül yanıt)
 Seçilen hedef epitopa karşı oluşacak immün
yanıt mekanizmasını belirler
 Seçilen hedef epitopa karşı oluşacak immün
yanıtta rol oynayacak olan diğer hücreleri uyarır
 Fagositik hücrelerin ve diğer effektör hücrelerin
fonksiyonel kapasitesini arttırır.
TH lenfositleri antijenik uyarım sonucu
TH1 ve TH2 lenfositlerine dönüşürler

 Antijenik uyarım sonucu


- TH1 lenfositlerinden IFNγ
- TH2 lenfositlerinden ise daha çok IL - 4 ve IL - 10
salgılanır.
 Genel olarak IL-2 salgılanması;
* IFNγ salgılayan hücrelerde devam etmekte
* IL - 4 oluşturanlarda ise engellenmektedir.
Tüberküloz basilleri
insan vücuduna:
• Solunum
• (Pflugge damlacıkları)
• Sindirim
• Deri
• Konjunktiva

*** Her bulaş sonucu infeksiyon oluşur mu?


*** İnfeksiyon nedir?
*** İnfeksiyon hastalığı nedir?
Pflugge damlacıklarının sağlıklı kişiler
tarafından solunması

Büyük partiküller burun ve bronş


siliaları

Küçük partiküller alveoler


makrofajlar
Hücresel immünite baskın
Fagozom lizozim füzyonu

Proteolitik enzimler Radyolojik bulgu yok

Basil öldürülür İnfeksiyon oluşmaz


Bakterinin virulansı daha baskın
Fagozom-lizozom füzyonunun inhibisyonu,
Basilden yüksek konsantasyonda NH4 & cAMP salınımı
Fagozomun tahrip olması Vücuda yayılım
Sitoplazmaya kaçış (Simon, Rich, Weigert odakları)

Kana geçiş
Makrofaj içinde yavaş üreme
(İnfeksiyon)
Hiler lefadenopati
(Radyoloji +)
(PPD +)

A.C’de vazodilatasyon, ödem,


PNL ve fibrinöz eksuda Lenf yolu
Tüberküloz İnfeksiyonu ve
Hastalığın Gelişimi
Ekzojen yeni
infeksiyon

İnf. Yok Primer veya


Progresif HASTALIK
Primer hastalık

%5 % 5 Reaktivasyon

Bulaştırıcı % 95 % 95 Hastalık
TB hastası İnf. Latent inf. gelişmez
Primer ve Reinfeksiyon
tüberkülozu arasındaki farklar
Özellik Primer TBC Reinfeksiyon TBC
Görülme yaşı Çocukluk dönemi Erişkin dönem
Yerleşim Daha çok alt ve orta Apikal ve subapikal
loblar bölgeler
,% 85 subplöral
Yayılım Lenfohematojen Bronkojen
Hiler lenf bezi Büyür, kazeifikasyon Büyümez, reaktif
Kaviteleşme Nadir Sık
Milier TBC % 1-3 Çok daha az
gelişimi
İyileşme Spontan (kalsifikasyon) Tedavi ile (fibrozis)
Tanı
 Günümüzde çocuklarda Tbc  DSÖ tanımlamasına göre;
tanısını mikrobiyolojik olarak (şüpheli tüberküloz
doğrulamada hala sorunlar enfeksiyonunun tanı
vardır. kriterleri)
 Tbc hastalığı olan çocukların %
50’sinden az bir kısmında alınan
örneklerden basil izole edilebilir. 1- Akc. Tbc.li biri ile temas
 Çocuk Tbc’unda tanı öyküsü olan
epidemiyolojik, klinik ve 2- Kızamık ya da boğmaca
radyolojik verilere göre yapılır. sonrası normal sağlığına
 Hastalığın tanısında en önemli dönemeyen
kanıtlar; 3- Antibiyotik tedavisine yanıt
 Enfekte olgu ile temas vermeyen öksürük, kilo kaybı,
öyküsünün varlığı hırıltı ya da yüzeyel lenf
nodlarında ağrısız büyüme olan
 PPD pozitifliği
her çocukta tbc den
 Pozitif radyolojik bulgular şüphelenilmeli
Radyolojik tanı
 Akciğer tüberkülozunun oluşum yeri % 95 akciğer
parankimidir.
 Tüberkülozdan şüphelenilen çocuklara mutlaka ön-arka
ve yan akciğer grafileri çekilip primer odak veya
lenfadenopati açısından incelenmelidir.
 Çocuklarda bronşlar daha küçük çaplı olduğundan
büyümüş lenf nodlarıyla daha kolay basıya uğrar.
 Lokalize havalanma fazlalıkları, atelektaziler görülebilir
Tanı
 Ayrıca kalsifikasyonlar,  Tanıda; basilin gösterilmesi en
alveolar konsalidasyon, önemli bulgudur.
interstisiyel dansite artışı,  Balgam çıkaramayan
miliyer opasifikasyon çocuklarda yayma ve kültür için
nadiren fokal kitle izlenebilir. en iyi örnek gastrik aspirattır.
 Tüberkülin reaksiyonu  Örnekler yaymada görülme ve
geliştikten sonra; GHON kültürde üreme olasılığını
kompleksi artırmak için en az 3 kez
 küçük parankimal infiltratlar gönderilmelidir
 hiler lenfadenopati  Gastrik aspirat için sabah, 8-10
görülür hale gelmektedir. saatlik açlıktan sonra, çocuk
 Bazen bilgisayarlı tomografi, hareketlenmeden ve gece
düz grafilerde görülemeyen boyunca yutulan akciğer
parankimal nodülleri ve sekresyonlarını mideden
lenfadenopatileri boşaltan hareketler başlamadan
yakalamada önce örnek alınması gerekir.
kullanılabilmektedir.
 Tanıda; basilin gösterilmesi en önemli
bulgudur.
 Çocuklarda gastrik lavajla alınan aspiratta
basil gösterilme oranı % 28-40 arasındadır.
 1 yaş altı çocuklarda yapılan bir çalışmada; bu
yaş grubundaki çocuklarda basil görülme
oranının daha yüksek olduğu (% 75)
gösterilmiştir.
 Son yıllarda; balgam indüksiyonu ve
nazofarengeal aspirasyon yöntemiyle alınan
örneklerin basil saptanmasında, gastrik
aspirata göre daha etkili olduğu gösterilmiştir.
Homojenizasyon-Dekontaminasyon-
Konsantrasyon
 Tüberküloz etkeni  Homojenizasyon-
bakterilerin izolasyonu için dekontaminasyon-
konsantrasyon işleminde en
klinik örneklere lökosit,
sık N-Asetil L-Sistein (NALC)
eritrosit, vücut sıvıları ve
+ Sodyum hidroksit (NaOH)
doku gibi organik ve NaOH (%3-4) gibi
kalıntılardan arındırmak yöntemler kullanılmakla
amacı ile homojenizasyon birlikte;
dekontaminasyon ve  zefiran-trisodyum fosfat,
örnekteki bakteri  oksalik asit,
yoğunluğunu artırmak için  setilpridinyum klorid -sodyum

konsantrasyon işlemi klorid


uygulanır. gibi farklı yöntemlerden de
yararlanılabilir.
N-Asetil L – Sistein (NALC)
+
Sodyum hidroksit (NaOH) yöntemi

 NALC mukolitik, NaOH  NALC oksijene duyarlı


dekontaminan ve olduğu için bu karışım
sodyum sitrat klinik hazırlandıktan sonra 24
örnekte bulunabilecek saat içinde
ağır metal iyonlarını kullanılmalıdır.
bağlayarak NALC’ın
inaktive olmasını
önlemek amacıyla
kullanılır.
N-Asetil L – Sistein (NALC)
+
Sodyum hidroksit (NaOH) yöntemi
 Klinik örnek 50 ml’lik  Örnek + NALC-NaOH
polipropilen, dibi konik, karışımını içeren tüpler 30
burgulu kapaklı steril saniyeyi geçmeyecek
tüplere (Falkon tüpü) şekilde vortekslenir. Tüpler
aktarılır ve üzerine klinik
oda ısısında ara sıra elle
örneğin miktarı kadar
çalkanarak 15 dakika
NALC-NaOH solüsyonu
ilave edilir. bekletilir. Bu süre
 Örnek 10 ml’den fazla ise en aşılmamalıdır.
pürülan, mukoid ve kanlı  Dekontaminasyon işlemini
kısmından 10 ml alınmalıdır.
Mukoid olmayan örnekler takiben yapılacak her
santrifüjde çevrildikten sonra işlemde asepsi-antisepsi
elde edilen sediment kurallarına uyulmalıdır.
dekontamine edilir.
N-Asetil L – Sistein (NALC)
+
Sodyum hidroksit (NaOH) yöntemi
 Süre tamamlandığında  Süpernatant, içinde 1/10-1/50
nötralizasyon amacı ile dilüe edilmiş NaOH bulunan
Falkon tüpünün 50 ml bir kaba boşaltılır.
işaretine kadar 0,067 M fosfat  Sedimente 1-2 ml steril fosfat
tamponu (pH 6.8) ilave edilip, tamponu (pH 6.8) veya %
karışım el yardımı ile alt-üst 0.2’lik sığır albumin fraksiyon
edilir ve dekontaminasyon V ilave edilir.
işlemi durdurulur.  Re-süspanse işlemi uygulanır
 Fosfat tamponu ilave edilmiş ve kullanılan kültür yöntemine
tüpler, bakteri yoğunluğunu uygun olarak besiyerine ekilir.
artırmak için 3000 x g’de 15-
20 dakika santrifüj edilir.
N-Asetil L - Sistein(NALC)+Sodyum
hidroksit (NaOH) yöntemi
 Ayrıca direkt mikroskopik  Bu örnekler santrifüj
inceleme için lam üzerine edildikten sonra
yayma işlemi yapılır. besiyerlerine ekimleri
 Normalde steril olduğu yapılır. Ancak örnek alımı
düşünülen BOS, vücut ve transportu esnasında
sıvıları ve kan gibi asepsi antisepsi
örneklere kurallarına uyulmamış ise
dekontaminasyon işlemi bu örneklere de
uygulanmaz. dekontaminasyon işlemi
uygulanır.
Tanı
1. Kültür : 2. BACTEC
Loewenstein-Jensen Radyometrik teknoloji aisteminde
besiyerinde mikobakterilerin 14C işaretli palmitik asit içeren
üremesi 6-8 haftayı bazen 10 ortamda mikobakteriler,
haftayı bulabilmektedir. palmitik asidi metabolize edip
14CO2 oluştururlar ve bu da

şişenin üstünde birikir.


 Radyoaktivitenin ölçümüyle
tanı konur.
 Bu yöntemle üreme olursa
ortalama 2 haftada saptanır
Tanı
3. Mikobakteriyofajlar 4. PCR:

Lusiferaz enzim geni taşıyan Klinik örneklerden mikobakterileri


mikobakteriyofajlarla enfekte direkt olarak belirleyen DNA
mikobakteriler ortama amplifikasyon yöntemidir.
lusiferin eklenince görülür  Bu teknikte pozitif sonuç için
hale gelmektedirler. örnek en az 10 mikobakteri
içermeli
 Pahalıdır
 Kontaminasyona bağlı yanlış
pozitif sonuç riski yüksek
 Klinik veya epidemiyolojik
olarak kolay tanı konamayan
belirgin akciğer hastalığı olan
çocuklarda, immun yetmezlikli
hastalarda ve ekstrapulmoner
tüberkülozda faydalı
BCG Aşısı
 1908 yılında Pasteur  Daha sonraki 13 yıl boyunca,
Enstitüsünde (Lille) üç haftalık periyotlarla
Calmette ve Guerin isimli toplam 230 kez seri
araştırıcılar M. bovis ile pasajlarını yapmışlar ve
infekte mastitli bir virulansı zayıflatılan bu
sığırdan aldıkları örneği bakteriyi 1921 yılında
gliserinli sığır eti, safra insanlarda tüberküloza karşı
sıvısı ve patatesten aşı olarak kullanılmaya
oluşturdukları besiyerine başlamışlardır.
ekip Bacille-Calmette
Guérin (BCG) adını
verdikleri basili üretmişler
BCG Aşısı
 BCG ile ilgili uluslararası  Aşı ile ilgili bu iyi sonuçlar
kontrollü çalışmaların ilki 1952’de İngiltere’deki okul
1935 yılında Phipps çocuklarında yapılan
(ABD’nde) tarafından araştırmalar la da
yapılmış ve çok iyi desteklenmiş
sonuçlar alınmış:  Aşının etkinliği % 77-84
 Aşının etkinliği % 75 olarak bulunmuş
 Mortalitede azalma % 82  BCG aşısının ülke çapında
yaygın şekilde kullanıma
girmesi kararlaştırılmıştır.
BCG Aşısı
 Bu umut verici sonuçlar  1969 yılında Hindistan’ın
Porto Rico, Hindistan ve güneyinde 265.172 kişi ile
ABD’nin Illinois yapılan ünlü Madras
eyaletindeki çalışmalardan (Chingleput) çalışmasında
gelen sonuçlar ile yerini BCG aşının çocukluk çağı
karamsarlığa bırakmıştır. TBC menenjit ve milier TBC
gibi ağır formları dışında
koruyuculuğunun olmadığı
görüşü ortaya atılmıştır.
BCG Aşısı
ANCAK  BCG’nin
BCG aşısının çocuk ve  Erişkinlerde
 TB’a yakalanma riskini %
erişkinlerde akciğer TB’na 50,
karşı etkinliğinin  ölüm riskini % 71,
olmadığını gösteren bu  menenjite yakalanma riskini
% 64 oranında azalttığını,
çalışmaların aksine 1995  Yenidoğan ve bebeklik
yılında bir çok çalışmalar döneminde
dikkate alınarak sunulan  % 52-74 oranında
iki adet meta-analiz raporu hastalıktan,
 % 65 oranında ölümden,
yayınlanmış  % 64 oranında ise
menenjitten
koruduğu belirtilmiştir.
BCG Aşısı
 Hastalığın en yaygın formu olan erişkin akciğer TB’da
BCG aşısının koruyuculuğunun
 İngiltere’de ~ % 80
 Hindistan’da ise % 0
olmasının teorik olarak nedeni:

1. Ilıman ve tropikal iklim altında çevresel


mikobakterilere yoğun şekilde maruz kalan insanlarda
BCG aşısının koruyuculuğunun azalması
2. Helmintik enfeksiyonlar gibi diğer patojenler ile ko-
enfeksiyonların varlığı
3. Aşının genetik değişikliğinden kaynaklanabileceği
sanılmaktadır.
BCG Aşısı
 İlginç olan diğer bir konu  Sağlık çalışanlarına
aşıya bağlı oluşan deri testi eskiden olduğu gibi artık
reaktivitesinin derecesi ile BCG aşısı önerilmemekte
hastalığa karşı aşının onun yerine PPD deri testi
koruyuculuğu arasında ile ara ara kontrol
korelasyonun olmadığıdır. edilmelerini, deri testinin
 Bu sonuçlar yeni, etkili, pozitif olduğu ve TB
ucuz ve uzun süre hastalığı ile yakın teması
koruyuculuğu olan yeni bir olan veya diabet, dializ ve
aşının ne kadar gerekli immün yetmezlikli
olduğunu göstermektedir. hastalarla ilgilenen yüksek
 Etkinliği % 50 oranlarında riskli sağlık çalışanlarına
izoniazid proflaksisi
bile olsa bugün için TB’a önerilmektedir.
karşı yeni bulunacak bir
aşının 2030’larda beklenen
yaklaşık 9 milyon insanın
hastalığa bağlı ölümünü
önleyeceği tahmin
edilmektedir.
BCG Aşısının Yan Etkileri
 Aşının ciddi komplikasyonları  Yan etki riski, diğerlerine
oldukça nadirdir. göre daha güçlü olan aşı
suşlarında daha fazla
 Farklı aşı suşuna bağlı yan görülmektedir.
etkiler değişmekte hatta aynı 
Daha çok immün
suşa bağlı yan etkiler zamanla yetmezliği olan hastalarda
yapılan pasajlardan sonra görülmesine rağmen
farklı olabilmektedir. aşıya bağlı
 En sık görülen yan etki % 1-10  osteomyelit yaklaşık
oranında aşı yerinde görülen 1 milyonda bir,
 ölümcül dissemine TB
ve uzun süren 10 milyonda bir
 ülserasyon,
vakada görülmektedir.
 lenfadenit
 lupus vulgaris
BCG Aşısının
Kontrendikasyonları
 Konjenital immün yetmezliği  Hamileler
olanlar  Fetus üzerinde olumsuz bir
 Semptomatik HIV enfeksiyonlular yan etki gösterilmemekle
 Lösemi ve lenfomalı hastalar beraber BCG aşısının
 Bazı özel durumlar: hamilelere yapılması tavsiye
edilmemektedir
 Steroid tedavisi gören
 Antineoplastik ilaç kullanan
 Radyasyon tedavisi alan hastalar
Klinik önemi olan Mikobakteriler
 Patojen  M. tuberculosis, M. bovis, M. ulcerans
 Sıklıkla patojen  M. kansasii, M. marinum

 Potansiyel  M. avium-intracellulare, M. fortuitum,


patojen M.chelonea, M. simiae, M. scrofulaceum,
M. szulgai, M. xenopi, M. malmoense,
M. asiaticum, M. abscesus,
M. haemophilum, M. genavense,

 Saprofit  M. gordonae, M. flavescens, M. vaccae,


(nadiren patojen) M. terrae, M. trivale, M. phlei, M.gastri ,
M. smegmatis, M. thermoresistigle
MOTT ile oluşan bazı infeksiyonlar
Hastalık Sıklıkla Nadiren
Kr. Bronkopulmoner MAC, M.kansasii M. xenopi, M. szulgai,
hastalık M. scrofulaceum
M. fortuitum, M. chelonae
Lenfadenit MAC, M.kansasii, M. fortuitum
M.scrofulaceum M. chelonae

Deri ve yumuşak doku -


infeksiyonları

Yüzme havuzu M. marinum


granulomu
Sporotrichoid M. marinum M.kansasii, M. fortuitum
M. chelonae
Abse ve ülser M. fortuitum, M. M. haemophilum
chelonae
Buruli ülseri M. ulcerans -

Kemik, eklem ve tendon MAC, M.kansasii M. marinum


infeksiyonları M. fortuitum, M. M. scrofulaceum
chelonae
Klinik örneklerden izole edilen MOTT
türleri hastalık etkeni midir?
1. Hastada MOTT ile ilgili bir veya daha fazla hastalık
bulunmalı
2. Diğer hastalık etkenleri (M. tuberculosis, mantar
vb.) ekarte edilmeli
3. İzole edilen MOTT türlerinin hangi hastalıkta hangi
sıklıkta infeksiyona sebep oldukları iyi bilinmeli
4. Materyalin alındığı yer dikkate alınmalı
5. Balgam, idrar, dışkı gibi kontamine örneklerde
koloni sayısı önemlidir.
6. Vücut sekresyonlarının en az 3 kez tekrarlanan
kültürlerinde aynı tür bakteri üremelidir.

You might also like