You are on page 1of 16

POTLAÇ (POTLATCH)

POTLAÇ NEDİR

• Potlaç; Kuzey Batı Amerika’daki kabile içi veya kabileler


arasında hediye vermenin törensel olarak uygulandığı
geleneğe verilen isimdir. Bu şölenlerde kullanımdan arta
kalan ürünler tüketilmektedir ve ‘fazlayı şenliksel biçimde
yok ederek ekonomik birikimi de, özel mülkiyeti de,
dolayısıyla sosyoekonomik eşitsizliği de engellemektedir.
(Tezcan, 1989: 31).
• “Armağanlar köleler yaratır, tıpkı kırbaçların köpekler yaratması
gibi”

• (Eskimo atasözü, aktaran; Harris, 1995, 110)


Potlaç esnasında yapılan dans Tsimshian tribe(kabilesi)
• 19. yüzyılın ortalarından 20. yüzyılın ikinci çeyreğine kadar
yoğun biçimde sürdürülen bu törenlerde, topluluk içerisindeki
belirli soy gruplarında ya da belirli kişilerin elinde fazlasıyla
biriken geçim ürünleri yahut prestij nesneleri, toplu törensel bir
tüketimle dağıtılırdı. Bu sayede alt üst ilişkileri oluşmamış artı
ürün her zaman potlaç ile bölüşülmüştür.
• Potlaç’ta alınan armağanın karşılığını vermek ne kadar
gecikirse, o kadar iyidir, çünkü erteleme borçta oransal artış
demektir. Anında karşılık vermek, kendini borcun ağırlığından
sıyırma, borcu üstlenememekten korkma, yükümlülükten ve
bağlayıcı türde bir nezaketten kaçınmaya çalışma ve karşıdaki
kadar cömert olamamaktan korkulması yüzünden sosyal
bağları pekiştirmekten vazgeçme anlamına gelmektedir
(Godbout, 2003: 158).
Kanolarla Potlaç yapma

Potlaç yapan Kwakwakw'wakw Kabilesi(Kanada)


• Potlaç, harcamaya dayalı itibar ve saygınlık kazanma edimi
olduğu kadar bünyesinde karşılıklı yardımlaşmayı da barındırır.
Kuzey Batı Amerika’da hem deniz kıyısında yaşayan hemde daha
iç bölgelerde yaşayan kabileler bulunmaktadır. Kıyıdaki köyler
hiçbir zaman sebze bulamazken, iç bölgeler her zaman balığa
gereksinim duymaktadırlar. Törenlerde yiyecek dağıtımı, arkaik
toplumsal hayatta önemlidir. İç bölgelerde yaşayan kabilelerin
törenlerinde sunulan yiyecekler sadece sebzeleri içerirken, kıyı
bölgede oturan kabilelerin törenlerinde ise, yiyecek olarak
genelde balık sunulmaktadır. İç bölgede yaşayan kabile, kıyıda
yaşayan bir kabileye Potlaç vererek, karşı Potlaç’ ta balık almayı
ummaktadır. Böylece Potlaç, bir grubun diğerinden
vazgeçemeyeceği bir adet halini almaktadır. Potlaçlar sayesinde
yiyecek değişimi yapan kabilelerden biri, karşı Potlaç görevini
yerine getirmesse, er ya da geç bundan pişman olacağına
inanılmaktadır (Malinowski, 1999: 22).
Türklerde ve Osmanlıda Potlaç (Han-ı Yağma)

Potlaça özgü geleneksel Türk yaşam biçiminde verilen şölenlerde,


aşırı ölçüde bir yiyecek sunma yanında şölenden sonra kişiye ait
eşyaların, giyecek ve bakır kaplarla birlikte götürülmesinin istendiği
görülmektedir. (And, 1982, s.2)

Kençliyü: Hanların düğünlerlnde veya bayramlarda yağma


edilmek üzere yapılan sofra ve eldeki mal birikiminin yağmaya
bırakılarak yok edilmesidir.
• Sencer Divitçioğlu, Dede Korkut hikâyelerinden yola çıkarak,
göçebe kabile konfederasyonların yağma/ülüş kurumunu,
Potlaç ritüelleriyle kıyaslamıştır. Yağmanın bölüşüm
biçimlerinin yanı sıra göçebe Türk topluluklardaki kimi
ritüellerin Potlaçla olan benzerlikleri Ziya Gökalp gibi toplum
bilimcilerin de ilgi alanına girmiştir. Örneğin Dede Korkut
hikâyelerinden “Salur Kazan’ın Evi Yağmalanması” nda geçen
ziyafet ve dağıtım, Potlaç örneği olarak değerlendirilmiştir
(Aydın ve Emiroğlu, 2003).
Ayrıca bayramlarda ve yüksek statülü kişilerin/yöneticilerin
(hakanların) düğünlerinde, halkın yağma edilmesi için hazırlanan
yığınsal sofralar da bu örnekler arasındadır. Osmanlıcada geçen
“Han-ı Yağma”, Osmanlı padişahlarının kurdurduğu sofralara
halkın akın etmesi, “yağmalaması” anlamı içermektedir. Hatta
Osmanlı’da uygulanan bir başka gelenek olan “diş hakkı”
uygulamasının, yani Osmanlı zenginlerince yoksullara verilen
yemek sonrasında bireylere dağıtılan paranın dahi, eski Potlaç
uygulamalarının kalıntıları olduğu tartışılmıştır. Bu meyanda,
günümüzdeki şatafatlı sünnet ya da evlilik düğünleri, “hayır”
yemekleri yahut bu maksatla yapılan çeşitli davetler ve etkinlikler
de “prestij rekabeti nin bir parçası olarak değerlendirilebilir.
Potlaç günümüzde birçok alanda görülmektedir gerek
atasözleriyle gerek özel günler Örneğin: ‘El elden üstündür’
‘14 Şubat sevgililer günü’ gibi özel günler postmodern potlaç
örneğidir.

Değişen sosyokültürel şartlara göre tüketim toplumu bağlamında


çiçek göndermek de kuşkusuz bir hediyeleşme şeklidir (Demez
2011: 87-103).

Armağan sisteminden kopuşun ilk adımı ise ticaret ve paranın


kullanımı. Asıl kopuş noktası ise, manifaktür ile başlayan kapitalist
sistemdir.

Arkaik dönemde armağanın bir ruhu vardır bu paranın ortaya


çıkışı yani üretilen satım amaçlı meta armağanı bitirmiş toplumsal
yapı büyük oranda değişime uğramış tamamen ticarete yani
ekonomik boyuta çevirmiştir.
Kapitalist ekonomi aramağnın toplumsal bağ yaratmasını bozuntuya
uğratmıştır. Potlaç ile alınan armağanın hemen karşılığı verilmesi hoş
görülmüyorken. Günümüzde borçluluk hoş görülmemektedir alıcının satıcı
o an ile alınan metanın değerini vermesi gerekir.

Günümüzde alınan metanın değeri verilmezse yükümlülük hissedilir


bireyler mutlu dahi olamaz.

Bazen hediye veya armağan edilmesini istemeyiz çünkü kimseye karşı


borçlu olmak istemeyiz.

Armağan ekonomisinde biri sizden yardım istediğinde hayır


diyemessiniz, o kişi ve bütün toplum üstü örtülü olarak ‘hey senin için
yaptığımız iyiliği unuttun mu? Bebeklerine baktığımı hatırlasana.
Yangından sonra evini yeniden inşa ettiğimizi hatırlasana. Bize borcun var’
der. Günümüzde ise, bebek bakıcılığının karşılığını ödedim. Benim için
yaptığın herşeyin karşılığını ödedim. Sana ihtiyacım yok diyebiliriz’
(Eisenstein, 2012: 288,289).
Kapitalist zihniyetin biriktirme modeli, armağanın en önemli özelliği
olan toplumsallığı bireyselliğe indirgemekte ve insanların birbirlerine
ihtiyaç duyma özelliğini ortadan kaldırarak, şeylere bağımlılığı
artırmaktadır. Kişiyi sosyal bağlardan özgürleştirerek, üretmiş olduğu
nesnelere karşı savunmasız ve bağımlı hale getirmektedir (Godbout,
2003: 319).

Godbout’un açıklamaları, arkaik dönemdeki toplumsal yapının


modern dönemde nasıl değişime uğradığını açığa vurmaktadır. Buna
göre, kabileler halinde yaşayan topluluklardaki yüzyüze ve sıcak
ilişkilerin yerini , modern dönemle birlikte insanların birbirlerine karşı
temkinli oldukları ve ilişkilerin niceliksel boyuta dönüştüğü bir süreç
almıştır.
KAYNAKÇA
• And, Metin, Osmanlı Şenliklerinde Türk Sanatları, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara–

1982

• Aydın, Suavi ve Kudret Emiroğlu. 2003. Antropoloji Sözlüğü. Bilim ve Sanat Yayınları: Ankara.

• Godbout, Jacques T. (2003). Armağan Dünyası. (Çeviren: Dilek Hattatoğlu). İstanbul: İletişim

Yayınları.

• DEMEZ, G. (2011). Armağanın Değişen Sosyo-Kültürel Anlamları: Tüketim Toplumu Bağlamında

Bir Hediyeleşme Örneği Olarak Çiçek Gönderme. Mediterranean Journal of Humanities, 1(2), 87-103.

ISSN 2146-4812 - e-ISSN 2148-144X.

• Eisenstein, Charles. (2012). Kutsal Ekonomi Geçiş çağında Para, Armağan ve Toplum. (Çeviren:

Sinem Gül). İstanbul: Okyanus Yayıncılık.

• Malinowski, Bronislaw. (1999). İlkel Toplum. (Çeviren: Hüsen Portakal). Ankara: Öteki Yayınevi.

• Tezcan, Mahmut. (1989). Folklorik ve Antropolojik Yönleriyle Hediye Geleneği ve Türk

You might also like