You are on page 1of 29

Türkiye’de Sosyal Hizmetin

Tarihsel Gelişimi II
Dr. Öğretim Üyesi: Zeynep ACA
Cumhuriyet Döneminden 1950’li Yıllara
Kadarki Süreç
Türkiye’de Sosyal 1950’li yıllardan 1980’li yıllara kadarki
Hizmetlerin
Dönemselleştirilmesi Süreç
1980 ve sonrasındaki Süreç
Ülkenin Sanayisi: Türkiye Cumhuriyetine
Osmanlı İmparatorluğu’ndan çökmüş bir
ekonomi devralmıştı. Uzun süre (1940’lara
kadar) İmparatorluktan devralınan borçlar
Ülkenin (Duyunu Umumiye) ödenmesi gerekmişti.
Ekonomik olarak ülke tarıma dayalı bir
İçinde ekonomiydi. Üretim geleneksel tekniklerle
Bulunduğu gerçekleştiriliyordu. Osmanlı Devleti Birinci
Ekonomik Dünya Savaşına girdiği dönemde sanayide
çalışanların sayısı 16 bin civarındaydı. Sanayi
Durum olarak ülkede; tersanecilik, kömür başta olmak
üzere madencilik, savaş sanayisi, halıcılık ve
dokumacılık işlerinden oluşmaktaydı.
Bunların bir bölümünde özellikle halıcılık ve
madencilikte yabancı sermaye egemendi.
Yeni devlet, İmparatorluktan çok geri kalmış
bir ekonomik yapı devralmıştı. Ekonomik
alanda bir atılım gerçekleştirme yeni devletin
Ülkenin en temel hedeflerinden biriydi. Yeni Türkiye
İçinde devletinin doğduğu yıllarda 11-12 milyon
Bulunduğu civarında olan nüfusun yüzde 80’ni köylerde
yaşıyordu ve tarımsal kesimde istihdam
Ekonomik edilmekteydi. Tarımdaki üretim pazara yönelik
Durum değildi, halkın eğitim seviyesi oldukça
düşüktü. Halk yoksuldu ve uzun süren savaşlar
halkı daha da yoksullaştırmıştı. Yeni Türk
devleti bu koşullar altında vücut bulmuştu.
• Türkiye Cumhuriyetinin doğuşundan
itibaren sanayileşmeyi sağlamak ve dengeli
bir ekonomik yapı oluşturmak için farklı
ekonomi politikaları izlenmiştir. Bunlar;
özendirme ve kredi verme, gümrük
Ülkenin korumacılığı, taşıma indirimleri, sanayi
kuruluşlarına yer sağlanması gibi devlet
İçinde kolaylıkları sağlama şeklinde olmuştur. Özel
girişimcilik kanalıyla ulusal sanayi kurma
Bulunduğu çabalarına girişilmiştir. Esasında
Ekonomik kapitülasyonların 1928’de tamamen ortadan
kaldırılmasına kadar ulusal ekonomiler
Durum oluşturmak bakımından tam anlamı ile
özgür olunamamıştır. Fakat, 1923-1932
arasındaki dönemi liberal devlet anlayışının
hakim olduğu bir dönem olarak görebiliriz
• 1927’de çıkarılan Teşviki Sanayi Kanunu
mevcut dönemin sanayileşme politikasının
simgesidir. 1932’e kadar devam eden 10 yıllık
süreçte sanayileşme konusunda devletin
doğrudan etkisi ve rolü çok az olmuştur. Kıt olan
kaynakların daha çok kimi alt yapıların
Ülkenin oluşmasına, yabancı sermaye elinde bulunan ve
toplumun ortak gereksinimlerinin
İçinde karşılanmasında kullanılan kuruluş ve tekellerin
Bulunduğu satın alınıp devletleştirilmesine ayrılmıştır. Bu
dönemde devlet, demiryolu yapımını
Ekonomik hızlandırmıştır. Yabancı şirketlerin denetiminde
olan elektrik santrali, havagazı, tramvay,
Durum havagazı, telefon ve rejiler gibi kurumlar satın
alınmıştır. Bu bağlamda, 1932’e kadar izlenen
ekonomi politikasının bir ölçüde liberal,
koruyucu ve özendirici bir nitelik taşıdığı
söylenebilir.
• 1929 ekonomik bunalımı Türkiye’nin
sanayileşme yolundaki çabalarına, politikalarına
devletçilik doğrultusunda önemli katkılar
sağladı. Devlet sanayileşme hareketi içinde
1930’lardan başlayarak gittikçe artan bir rol
oymamaya başladı. Planlama ve devlet
Ülkenin ekonomik kuruluşları sanayileşmenin başlıca
İçinde araçları olarak doğdu. 1930-1950 dönemindeki
sanayileşme çabalarının başlıca amacı, temel
Bulunduğu tüketim mallarının ülkede üretilmesi ve toplam
gereksinimin yerli üretimle karşılanabilmesi idi.
Ekonomik Devletin katkıları ile bu konuda önemli atılımlar
gerçekleştirildi. Bu dönemin ana niteliği devletin
Durum ekonomik yaşamdaki rolünün ağır basması yani
devletçiliktir. Sümerbank ve Etibank’tan
başlayarak pek çok devlet işletmesi bu
devletçilik politikalarının ürünü olmuştur.
• Sosyal yardım ve sosyal hizmet anlayışını
aynı anda hayat bulduğu bir kuruluştur.
Cumhuriyet’in ilanından
önce ilk sosyal hizmet • Amaç:
düzenlemesi • i) Muhtaç çocukların muayene ve
tedavilerini gerçekleştirme,
• ii). Para yardımı, yiyecek ve süt dağıtımını
6 Mart 1917 Himaye-i Etfal Cemiyeti yürütme,
(SHÇEK) (Sosyal Hizmet ve Çocuk
Esirgeme Kurumu) Not: Kurumun finansmanında bağışlar önemli
bir yer bulmuştur kendilerine,
Bolu Milletvekili Fuat Umay Cemiyet Başkanı
sıfatı ile ABD’de yaşayan Türkler ’den yardım
toplamak üzere ABD’ye gitmiştir.
• SHÇEK (Sosyal Hizmet ve Çocuk
Cumhuriyet’in ilanından Esirgeme Kurumu) Cumhuriyet’in ilk
önce ilk sosyal hizmet yıllarından yakın zamana kadar, önce
düzenlemesi sivil sonra resmi kimliği ile devletin en
önemli sosyal nitelikli hizmet sunan
kurumlarının başında varlık göstermiştir.
6 Mart 1917 Himaye-i Etfal Cemiyeti Özellikle çocuklara ve yaşlılara yönelik
hizmet sunumunda önemli aktör olan
SHÇEK, uzmanlaşmasını sağlayarak
tüm Türkiye’de kısa sürede
örgütlenmiştir. Türkiye Çocuk Esirgeme
Kurumu başlangıçta gönüllü bir
örgütlenmeydi.
• Daha önce bahsedildiği gibi çocuklara
Cumhuriyet’in ilanından yönelik olarak kurulan Darülhayr-ı Ali
önce ilk sosyal hizmet (yetimlere meslek edindiren ilköğretim
düzenlemesi seviyesinde yatılı bir okul) 1903
tarihinde oluşturulmuştu. Daha sonra
Meşrutiyet döneminde kimsesiz
6 Mart 1917 Himaye-i Etfal Cemiyeti çocuklar sorununa çözüm amacıyla
Darüleytam (yetimhane) merkezleri
açılmıştır. Bu iki kurumun da
yetersizlikleri nedeniyle kapanmaları
sonucunda yeni arayışlara girilmiş ve
1917 tarihli İstanbul Himaye-i Etfal
Cemiyeti (HEC) meydana getirilmiştir
Cumhuriyet’in ilanından
önce ilk sosyal hizmet • Osmanlının, son dönemlerindeki
düzenlemesi
savaşlar sonrasında erkek nüfusu hızla
azalmış, parçalanmış aileler artmış,
işsizlik ve ekonomik nedenli sorunlarla
6 Mart 1917 Himaye-i Etfal Cemiyeti korunmaya muhtaç çocuk sorunu da
kendini daha fazla hissettirmişti.
Öncelikle bu sorunlara çözüm üretmek
amacıyla HEC oluşturulmuştu.
• Himaye-i Etfal Cemiyet-i kurumun
Cumhuriyet’in ilanından faaliyetleri olarak fakir ve hasta çocukların
tedavi edilmelerinin sağlanması, çocukların
önce ilk sosyal hizmet
zararlı maddelerden korunması, onlara eziyet
düzenlemesi
edilmemesi, okul tatil zamanı boş vakitlerinin
değerlendirilmesinin sağlanması, hizmetçi,
besleme ve evlatlıklara kötü muamele
6 Mart 1917 Himaye-i Etfal Cemiyeti edilmemesi yine bu çocuklara kütüphane
kurulması ve oyun alanları tahsis edilmesi
gibi hükümler getirildi. Tüm bu görevlerinden
dolayı kurum kamuya yararlı bir dernek
niteliği kazandı. Daha sonra çocuklara açılan
yurtta bakım ve koruma hizmeti verilerek,
beceri ve nitelik kazandırma amacıyla kurslar
açılıp dersler verildi.
• I. Dünya Savaşı’nın bütün şiddetiyle sürdüğü bir
dönemde 28 Kasım 1917’de savaş bölgesinden
toplanan çocuklar için Firuz Ağa’da Çocuk
Cumhuriyet’in ilanından Misafirhanesi açılmış, 100 kapasiteli olarak açılan
önce ilk sosyal hizmet misafirhaneye çok sayıda çocuk gelmesi üzerine
düzenlemesi evlatlık, çıraklık, uygulamaları yapılmıştır. Ailelerin
yanına öğrenci yerleştirmelerine de başlanmıştı.
Misafirhanede 1917-1922 yılları arasında ise 2.027
6 Mart 1917 Himaye-i Etfal Cemiyeti
çocuğa bakım ve koruma hizmeti verilmişti. Himaye-i
Etfal Cemiyeti, çocukları çiftçilik ve hayvancılığa
yönlendirmek amacıyla Kalender’de Ziraat Yurdu
açmıştı. Açılan bu yurtta çocuklara, yatak yapmak,
yemek pişirmek, çamaşır yıkamak, genel temizlik,
hayvan yemlemek, tımar etmek, saman çekmek, gübre
kaldırmak, çift sürmek, harman dövmek, meyve
budamak, tohum atmak, yağ yapmak gibi işler
öğretildi.
• Kurum, ikinci çalışmasını anne-çocuk sağlığına
yönelik olarak başlatmıştı. Şehzadebaşı,
Cumhuriyet’in ilanından
önce ilk sosyal hizmet Kadıköy, Bakırköy ve daha sonra Üsküdar
düzenlemesi semtlerinde açılan Dispanserler ile hastaları
muayene ederek, ücretsiz ilaç dağıtımına
başlanmıştı. İstanbul Himaye-i Etfal Cemiyeti
çalışmalarını yürütürken, 30 Haziran 1921
6 Mart 1917 Himaye-i Etfal Cemiyeti
tarihinde, Büyük Millet Meclisi’nin bazı
üyelerinin de girişimiyle Ankara’da yeni bir
Himaye-i Etfal Cemiyeti kurulur. 1917 yılında
İstanbul’da kurulan Himaye-i Etfal Cemiyeti
1923 yılındaki genel kurulundan sonra, yeni bir
genel kurul yapmayarak tarihe karışmıştır.
Cumhuriyet’in ilanından
önce ilk sosyal hizmet • 1923 tarihinde Ankara Himaye-i Etfal
düzenlemesi Cemiyetinin kurulup güçlenmesi
nedeniyle İstanbul HEC çalışmalarına
son verdi. İstanbul dışına da hitap
6 Mart 1917 Himaye-i Etfal Cemiyeti edecek bir kurum olarak Himayeyi Etfal
cemiyeti hedeflenmişti. İstanbul HEC’le
paralellik arz eden görevleri yeniden
oluşturulmuştu. Böylece Cemiyetin
görevleri:
• Çocuklara eziyet edilmemesi,
• Anne ve babaları dâhil, hiç kimse tarafından, çocukların
Cumhuriyet’in ilanından bedeni ve ruhsal durumlarını tehlikeye düşürecek hizmetlerin
önce ilk sosyal hizmet gördürülmemesi,
düzenlemesi • Fakir, hasta çocukların tedavilerinin sağlanması,
• Çocukların tütün ve bağımlılık yaratacak maddelerden
korunması,

6 Mart 1917 Himaye-i Etfal Cemiyeti


• Okulların tatil zamanlarında fakir çocukların kırlara ve
yazlıklara gönderilmesinin sağlanması,
• Hizmetçi, besleme ve evlatlıklara kötü muamele edilmemesi,
• Himaye-i Etfal'e ilişkin kütüphane kurulması,
• Anne ve babaları tarafından terbiye edilemeyen veya
mahkûm olan çocuklar için ıslahhaneler kurulması,
• Çocukların sağlıklı bir şekilde yetiştirtmeleri için oyun
alanlarının kurulması, olarak belirtilmiştir.
Cumhuriyet Dönemi ve
Yoksulluğa bakış açısı Bu dönemde hayata geçirilen Düzenlemeler
• Topraksız Köylüler için toprak reformu
(1924 tarihli Teşkilatı Esasiye)
 Cumhuriyet Döneminde köylüler • 1930 tarih ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha
muhtaç kimseler olarak kabul edilirdi Kanunu
ve köylüyü toprağında tutma anlayışı
egemendi, • 11 Ağustos 1941 tarih ve 4109 sayılı Asker
 Osmanlı’dan gelen vakıf geleni ve Ailelerinden Muhtaç Olanlara Yardım Hakkında
hayırseverlik fikri yaygındı Kanun’dur
Dolayısıyla yoksul bir devletin muhtaçlıkla
mücadele etkin bir rol üstlenmeyeceği fikri
içselleştirilmişti.
• İlk sistemli Anayasa olan 1924 tarihli Teşkilatı
Esasiye’ye 1937’de eklenen 74. maddesi ile;
Cumhuriyet Dönemi topraksız köylülerin toprak sahibi yapma
kamusal sosyal yardım amaçlanmıştır.
düzenlemeleri Atatürk 1929 yılında TBMM’nin açılışında
Atatürk şunları dile getirmekteydi; “….çiftçiye
• Topraksız Köylüler için toprak vermek de hükümetin sürekli izlemesi
gereken bir durumdur. Çalışan Türk köylüsüne
toprak reformu (1924
işleyebileceği kadar toprak sağlamak, ülkenin
tarihli Teşkilatı Esasiye) üretimini zenginleştirecek başlıca çarelerdendir.»
(Talas, 1992: 66).
Atatürk’ün vefatından sonra reformun hayata
geçirilmesi İsmet İnönü tarafından (1938-1950)
devam ettirilmiş, fakat bu reform
gerçekleştirilememiştir.
Toplam 309 maddelik kanunun sadece 3 maddesinde
sosyal yardımlara ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.
Cumhuriyet Dönemi Bunlar;
kamusal sosyal yardım i) Kuduz köpek tarafından ısırılan muhtaç
düzenlemeleri vatandaşların yol masraflarının karşılanması (m. 75)
ii) Şifa niyetine kaplıcalardan yararlanmak
• 1930 tarih ve 1593 sayılı isteyenlerden alınan resimlerin muhtaç kimselerden
Umumi Hıfzıssıhha Kanunu alınmaması (m. 210) ve muhtaç kadınların
doğumları esnasında hükümet, belediye doktorları
ve ebeler karşılıksız yardım yapmakla sorumlu
kılınmıştır.
iii) Bulaşıcı ve salgın hastalıklara yakalanan kişilerin
muhtaç kimseler olması halinde iş göremedikleri
sürece kendilerinin ve ailelerinin iaşelerinin
hükümet tarafından karşılanması (m. 83).
1950-1960 Arası
dönem
• 1950’den 1960’a kadar olan dönem yeni
bir dönem olarak kabul edilir. Bu dönem
gen olarak liberal bir dönem olarak kabul
Ekonomi
edilir ancak tam anlamıyla bir liberallikten
bahsetmek mümkün değildir. Bu yeni
dönemin siyasal düşüncesi hükümet
programında ifade bulmuştur.
• İktisadi alanda boşluğu doldurma ve iş
1950-1960 Arası Dönem hacmini genişleterek vatandaşların geçim ve
(Çok Partili Hayata Geçiş) sosyal refah seviyesini yükseltmek için
devletin ekonomik faaliyetlere girişmesi ve
devletin düzenleyici olarak görev
üstlenerek, özel girişim ve sermayeye ilişkin
Demokrat parti başa geldi ve düzenlemeleri bizzat kendisinin
devletçiliği ilke olarak gerçekleştirmesidir. Maddenin devamında
benimsedi. ise devletçilik ilkesinin sınırlarını belirleyen
Demokrat parti, parti çizginin ekonomik şartlar ve ihtiyaçlar
programında devletçilik olduğu belirtilmiştir (m. 17)
ilkesini;
Ne var ki, program yansıyan düşünceler, çoğu
1950-1960 Arası Dönem zaman, ülke koşullarının baskısı ile gerçek
(Çok Partili Hayata Geçiş) yaşama aktarılmakta güçlüklerle
karşılaşılmıştır. Ancak 1933-1938 yılları
arasında planlı sanayileşme çabaları ile doğup
gelişmeye başlayan dokumacılık, demir-çelik,
selüloz sanayi, madencilik, porselen, şişe-cam,
çimento, şeker ve kimya gibi sanayi dalları
gelişmiştir. Bunun yanında 1950’lilerde kimi
yapısal gelişmelerde olmuştur. Özellikle
dayanıklı tüketim sanayisindeki gelişmeler
hızlanmıştır. 1950’li yıllarla birlikte özel kesim
sanayileşme çalışmaları içindeki payı sürekli
artmıştır.
1950-1960 Arası • Muhtaç kadınların doğurmuş oldukları
çocuklar için hastanelerce bir takım
Dönem kundak verilebileceği (m. 4/1-a)
• Muhtaç olanların tedavisinin ‘fakrühal
1955 tarihli Hastaneler kâğıdı’ (yoksulluk belgesi) ile
Talimatnamesi yapılabileceği, bu belgeye sahip
olmayan muhtaçların tedavisinin yapılıp
yapılamayacağına karar vermede yetkili
kişilerin hastane başhekimleri olduğu
(m. 4/1-c)
• Korunmaya muhtaç çocukların korunup bakılması ve
yetiştirilmesine yönelik 1949 yılında çıkarılan özel bir
kanunla bu görev Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı
1950-1960 Arası ile Millî Eğitim Bakanlığı arasında pay edilmiştir.
Dönem 1957 yılında ise yürürlüğe giren 6972 Sayılı Kanunla
bu sistem değiştirilmiş, korunmaya muhtaç çocukların
korunması, bakılması ve yetiştirilmesi görevi illerde
kurulan ve yerel nitelikli olan Korunmaya Muhtaç
Çocukları Koruma Birliklerine verilmiş, Sağlık ve
Sosyal Yardım Bakanlığı ile Millî Eğitim
Bakanlığının bu birliklere personel ve parasal açıdan
yardımda bulunması öngörülmüştür. 1959 yılında ise
7355 Sayılı Sosyal Hizmetler Enstitüsü Kurulmasına
Dair Kanunla tüm alanlarda sosyal hizmetlere öneriler
getirmek, bu alanda eğitim ve araştırma yapmak
amacıyla Sosyal Hizmet Enstitüsü kurulmuştur.
• 1960’dan sonraki planlı dönemde sanayinin yurt
içi ulusal gelirdeki payı sürekli büyüme eğilimi
1960-1980 Arası içine girmiştir. Sanayi üretimin büyüme hızı
Dönem genellikle planların hedeflerinin gerisinde
kalmakla birlikte, sağlanan yıllık 12 büyüme
Ekonomi ortalaması ile birçok ülkeden yüksek olmuştur.
1950’li yıllarla birlikte özle kesimin sanayileşme
çalışmaları içindeki payı sürekli artmıştır. Bu
eğilim, planlı gelişme politikalarının son derece
zayıflamış olması ile 1980’li yıllara kadar
sürmüştür. 1970’li yıllarda sanayinin yurtiçi
ulusal gelirdeki payı yaklaşık olarak yüzde 24
dolayına ulaşmıştır.
1960-1965 yılları Türkiye
açışından sık sık hükümet
değişimlerinin yaşandığı
istikrarsız bir dönem
. 1961 Anayasası ile devletin niteliklikleri arasında
1961 Anayasası yürürlüğe
“sosyal bir hukuk devleti” (md. 2) ilkesine yer
konmuştur.
verilerek sosyal yardımlara ve sosyal hizmetlere
ilk kez anayasal bir nitelik kazandırılmıştır.
• Sosyal hizmetler alanında profesyonel elemanlar
yetiştirmek üzere 1961 yılında bugün Sosyal
1960-1980 Arası Hizmetler Akademisi açılmış ve sosyal hizmet
eğitimi verilmeye başlanmıştı.
Dönem
• 1963 yılında 225 Sayılı Kanunla Sağlık ve
Sosyal Yardım Bakanlığı bünyesinde her türlü
Düzenlemeler sosyal yardım ve sosyal hizmetleri düzenlemek
ve yürütmek amacıyla Sosyal Hizmetler Genel
Müdürlüğü kurulmuştu.
• Ankara’da kurulan Himayey-i Etfal Cemiyet,
1980 darbe dönemine kadar çalışmalarını
sürdürmüş, fakat bu darbeden sonra tüm şubeleri
kapatılmıştır. Görevleri Sağlık ve Sosyal Yardım
Bakanlığına devredildi.
1960-1980 Arası
Dönem • 2022 sayılı Kanunla sadece yaşlı ve engelli
vatandaşlar kapsama alınmıştır.

• Düzenlemeler Kanun dar kapsamlı bir kamusal sosyal yardım


• 01.07.1976 tarih ve 2022 sayılı düzenlemesi olmuştur. Kanunun bu dar kapsamlı
65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, şekillenmesinde ise Kalkınma Planının sosyal
Güçsüz Ve Kimsesiz Türk yardımlara ilişkin içerdiği anlayış etkili olmuştur.
Vatandaşlarına Aylık
Bağlanması Hakkında Kanun
Kaynakça
• Bu ders sunusu: Cahit Talas, Türkiye’nin Açıklamalı Sosyal Politika Tarihi, Ankara:
Bilgi Yayınevi, 1992,
• Bedrettin Keskin, Sosyal Hizmet Mevzuatı,
https://cdn-acikogretim.istanbul.edu.tr/auzefcontent/20_21_Bahar/sosyal_hizmet_mevz
uati/index.html
ve
• Zeynep ACA, Türkiye’de Kamusal Sosyal Yardımların Yapabilirlik Yaklaşımı
Çerçevesinde Etkinliği Analizi: Bursa Örneği. Yayımlanmamış Doktora Tezi, Bursa
Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa’ 2018’den yararlanılarak
oluşturulmuş bir ders notu niteliğindedir. Bu amaç dışında başka bir amaçla
kullanılamaz.

You might also like