You are on page 1of 184

KUMARBAZDostoievski Kumarbaz eviren: Nesrin ALTINOVA 2. Basm BEYAZIT DEVLE T KTPHANES Tasnif No. Demirba No. 891.

733 327855 Remzi Kitabevi Ankara Caddesi, 93 istanbulMICHEL BUTOR'UN NSZ 2. Basm: Temmuz 1993 ISBN975-14-0399-5 KTB 93.34.Y.0030.0600 Remzi Kitabevi A.. Selvili Mescit S.3 Caalolu-Istanbul, 1993 Tel. 522 0583 - 522 7248 Evrim Matbaaclk Ltd. ti. Selvili Mescit S.3 Caalolu-Istanbul, 1993 Dostoievski Bat'ya ilk kez 1862 ylnn haziran balarnda gitti. Planlad ilk ura Paris'tir ama, o gnlerde Alman kaplcalarndan Baden-Baden, Hombourg ye Ems gibi, Avrupann kumar bakentlerinden biri olan Wiesbadenden geerken, trenden iner, Rus gazetelerinde okuduu ve kahramannn daha sonra ac ac yaknaca, betimlemelere aldanarak rulette ansn denemeye gider. ' Kahraman yle der ya: Btn dnya gazetelerinin, zellikle de bizim Rus gazetelerinin, ve hemen hemen her yln ilkbahar balarnda makale yazarlarmzn gnlk yazlarnda daima iki konuyu ele almalarndaki o kle ruhlulua dayanamyorum: nce Rhin' in kaplca kentlerindeki oyun salonlarnn grkem ve lks, ikinci olarak da, szmona masalarn zerine ylan altn kmeleri. Oysa onlara bunun iin para da denmiyor: Onlar sadece kar gtmeyen bir dostluk kant veriyorlar. Bu berbat salonlar her trl ihtiamdan yoksundurlar ve altn oralarda masalarn zerine ylmad gibi. ucundan kysndan ya grnr, ya grnmez. Bir sre geince, sara nbetleri gitgide sklaan Dostoievski hekimin tleri zerine yeniden Avrupa gezisine kmaya karar verir. Verem olan kars lmek zeredir, yazar da Paris' te dostu Pauline Souslova'nn yanna gitmek zorundadr. Yolculuk hep ertelendiinden Pauline sabrszlanr ve bir spanyol renciye k olur. Fena halde fkelenen Dostoievski yola koyulur ama, VViesbaden'den geerken, yeniden gidip rulette ansn denemekten kendini alamaz. Parise geldiinde onu mutlu bir srpriz bekler: spanyol renci, Paulineden ayrlmtr. Bylece, kazanma baarsn gsterdii btn paray ok doaldr ki yitirdii Wiesbaden ve Baden-Baden'den geerek, birlikte talya'ya gidebileceklerdir. 6 " KUMARBAZ ite o zaman kumar konusunda bir roman yazmay dnr. 18 Eyll 1863'de Roma'dan arkada Strakhov'a unlar yazar: imdilik elimde hazr hibir ey yok ama, (bana gre) olduka mutlu bir yk plan tasarladm. Byk blmn kt paralarnn zerine not ettim. Hatta yazmaya bile baladm. Ama, nce buras ok scak: kincisi de, Romada ancak sekiz gn kalabileceim; insan Roma gibi bir kentte bir hafta geirecekse, roman yazmay dnebilir mi? Btn bu gidi geliler beni son derece yoruyor. Konu u: Bir tip, gurbetteki Rus. Biliyorsunuz, geen yaz, bizim gazetede yabanc lkelerde yaayan Ruslardan sk sk sz edildi. Romana btn bunlar da alnacak. Yurt ii yaammzn bugnk halinin olabildiince oraya yansdn grmeleri gerek. Apak karakterli bir adam iziyorum, pek ok konuda yetenekli ama, her

eyde yarm kalm bir adam bu. Btn inancn yitirmi, ayn zamanda da, imansz, inansz olmaya cesaret edemiyor. Yetkiye kar hem isyan ediyor, hem de onun karsnda korkuyor. Rusyada kendisi iin yapacak hibir ey bulunmadn dnerek avunuyor, bu yzden de yabanc lkelerde yaayan Ruslar vatanlarna geri armak isteyen herkesi acmaszca mahkm ediyor. Ama, sana hepsini burada anlatamam. Asl kahraman ok canl, onu karmda grr gibiyim. ykm bittii zaman okunmaya deecektir. Temel nokta u ki, btn yaamsal zsuyunu, taknln, btn cretini rulet sourmu. Bu bir kumarbaz ama, Pouchkine'in Cimri valyesi alelade bir cimri olmad gibi, bu da sradan bir kumarbaz deil. Kendimi Pouchkine'le karlatrmak istediimi sanma sakn, bu karlatrmay sadece olay daha iyi aydnlatmak iin yaptm. Kahraman kendine gre bir ozan ama, bayaln derinlemesine hissettii bu iirden utanyor. Bununla birlikte, bir eyleri tehlikeye atma gereksinimi onu kendi gznde ykseltiyor. yk sadece rulet oynad yl ileyecek. ller Evi, daha nce hi kimsenin gzyle grp de anlatmad forsalarn bir resmi gibi halkn dikkatini ek-tiyse. bu yk de hi kukusuz ruletin gzle grldkten sonra, ayrntl anlatlmas olarak dikkati ekecektir. Bu tr yklerin bizde her zaman iyi karlandn saymazsak, u da MICHEL BUTOR'UN NSZ var ki, kumar sahneleri bir yabanc lkenin kaplca kentinde geiyor ve yabanc bir lkede yaayan bir Rus sz konusu ediliyor. Bu ayrntnn, evet dorudur, ikinci derecede ama, gerek bir nemi vardr. Ksacas, ite ilgin eyler. Duygu ve aklla, fazla 'uzatmadan, bunlar izmeyi baaracam umabilirim. Ola ki romanm ok iyi olur. Benim ller Evi gerekten ilginti. Krek mahkmluu etv trnden bir eit cehennemin tarifi bu. Btn bunlara arpc bir biim vermeye alacam. Dostoievski bunu ancak yllar sonra, d lkelere bir hayli gidip geldikten, Almanya'daki kumar masalarnda bir hayli zaman geirdikten, karsnn ve erkek kardeinin lmnden sonra gerekletirebildi. Alacakllar sktrnca, yaymcs Stel-lowski'yle tm yaptlarnn yaynlanmas iin anlama imzalayarak, henz baslmam bir roman l kasm 1866'dan nce vermek zere anlat tersi bir durumda bu basm zerindeki btn haklarm yitirecekti ve ald paralarn da hepsini geri deyecekti. Oysa, Su ve Ceza iin baka bir yaymcdan avans ald iin, her iki kitab da en ksa srede tamamlamak zorunda kalyordu. te o zaman 17 Haziran 1866'da Bn. Corvine-Kroukovskaia' ya unlar yazar: ok garip ve imdiye kadar hi grlmemi bir ey yapacam. Tam drt ayda, birini sabah, brn akam yazacam iki ayr roman iin otuz bask provas yazacam; ancak bylelikle zamannda bitirmi olabileceim... Eminim ki gemi ve imdiki yazarlarmzdan hibiri benim srekli iinde yaadm koullarda yazmamtr; bunun sadece 'dncesi bile Tourgueniev'i ldrrd. Ama, iinizde doan, sizi cokuyla, heyecanla dolduran dnceyi batan savma yapp berbat etmek bilseniz ne kadar zcdr... Onun gzel olduunu biliyorsunuz... ve onu bile bile berbat etmek zorundasnz. Dostoievski, bu akl almaz lgnca iin altndan kalkabilmek iin, arkadalarnn tleri zerine, bir stenograf tutmaya karar verir: Anna Grigorievna Snitkine. Kumarbaz'n kesin metnini ona 4-29 Ekim 1866'da yazdrr. Yaync Stel8 KUMARBAZ lowski yolculua ktndan, yaz polis komiserine teslim edilir, o da bu verili tarihini belgelerle dorular. 8 kasmda Dostoievski, Anna Snitkine'e evlenme teklifinde bulunur, 15 ubat 1867'de evlenirler.

Demek ki, Dostoievski yksn en sonunda yazmaya koyulduunda, son kozunu oynuyordu. Eer bu metni yazma bahsini kazanamazsa, her eyi yitiriyordu. Onun iin ele ald tema yazma koullaryla ok iyi uyum salyordu. Bylesine bir konuyu ele almay uzun yllardan beri tasarlyordu, bunu da salt biraz para kazanma umuduyla deil de asl para yitirmeye son vermek umuduyla yapyordu: nk bu kitap bir beladan kurtulma yoluydu. Geri bu tecimsel bir dnyd. Rus halknn holanaca bir dn. Dostoievski bu dny anlatrken kendisini srkleyen kumar tutkusunu felce uratmaya, etkisiz hale getirmeye abalyor. Bizim iin bu sayfalarda yaamadan nce yazar iin ylesine gl biimde yaayan (onu karmda gryor gibiyim) kiilii, kendisininkinden ayrmak istiyor, onu kemiren, onu mahveden bu kopyadan, tpatp benzerden kurtulmak istiyordu. Elbette ki konuan kendisidir ama, kahramann saknanla ayrt edecektir, onu belirleyecek, kendinden ayracak pek belirgin durumlarla evreleyecektir, yle ki, kitabn son satrlarnda, yky askda brakarak, bize: Yarn, yarn, her ey bitmi olacak!.. diyecektir, bu szcklerin Piodor Dostoievski iin gerek olacan umut edebilir, yani o andan sonra, nihayet bir daha kumar oynamama akllln gsterecektir, oysa, o ana kadar kurtulmak iin bo yere abalad ruletin btn uursuzluu o zavall vur abalya Alexis Ivanovitch'in zerine yklmtr. nk o szckleri yazarken kendini aldattndan emin olabilirsiniz; o her zamankinden daha bamldr, daha aldanmtr. Demek ki, Dostoievski. Kumarbaz' yazarken kumar oynuyor, kumardan kurtulmak i4n kumar oynuyor, iindeki kumarbaz yattrmak iin, susturmak iin kumar oynuyor. O da bunu ok iyi biliyor. Deimek iin insann kendini sulamas yeterli deildir. inizdeki br bylece daha glenmek, sizin nedenlerinizle alay etmek olanan bulur. Onun hakkm teslim etmek, yaknmalarn, sitemlerini btn gleriyle aklamasna izin vermek gereklidir. Doal olarak buMICHEL BUTOR'UN NSZ 9 nn sonucunda da sulu, sulayc kimliine brnr ve en sonunda kanlmaz olarak zerine yklenecek olan mahkmiyette, bizler hepimiz bir para mahkm olacaz, yani biraz maskeleri decek olan btn namuslu kiiler, ve sz konusu edilip sarslacak olan iinde bulunduumuz durum mahkm olacak. Kurtulma bizi iblisten ancak bunun aklanmasn bulduumuz oranda kurtaracaktr. Ykmnda yanlsamalarmzn kimi krpntlarn da srkleyerek kaybolacaktr ancak. Dostoievski iin sz konusu olan, kumarbazn deneysel grnn, yksek sosyetedeki kiilerin, onun deyimiyle centilmenlersin deer vermek istemedikleri ve varl kendilerine pek yz kzartc grndnden olabildiince kltmek istedikleri bu kahramann katksn gzlerimizin nne sermektir: Elbette ya, btn bu ayak takmnn iinde rpnd amuru ve dekoru bilmezlikten gelmek son derece soylu bir davrantr. Bununla birlikte, kart davran da kimi zaman onun kadar kibardr: Fark etmek, yani cep drbnnn ucuyla da olsa, btn bu haarata bakmak ve hatta onu incelemek ama, btn bu kalabal ve btn bu amuru bir eit elence gibi, centilmenlerin dinlenmesi iin dzenlenmi bir temsil gibi grerek. nsan kendisi de bu kalabala karabilir ama, orada bir seyirci olarak bulunduu ve onun bileimine zerre kadar katlmad kesin inancyla evresine bakabilir. Zaten, ar srarla incelemek de uygun dmez: Bu da gene bir centilmene yakmaz, nk her ne olursa olsun, bu gsteri srekli bir dikkate demez. Elbette ki sylemeye bile gerek yok: Alexis Ivanovitch, ya da Dostoievski, tamamiyle farkl bir kan belirtir: Oysa bana yle geliyordu ki, tam tersine, btn bunlar son derece srarl bir dikkate deerdi, zellikle de sadece incelemek iin deil de, kendisi de itenlikle ve iyi niyetle btn bu ayak takmna katlmaya gelen bir kimse iin.

Az sonra yazarmz iin onun kumarbaz yaamn tantlayan u olgudur: Bu. onun bir gn kumarbazn romann yazmasn salayacaktr ama, bu geiimi ancak, kumarda insan yaamnn ayrcalkl bir eretileme bulabilecek hale geldii, kumarbazn kumarbaz olmayan ortaya kardn fark ettii, birini incelerken brnn gizlediini ortaya karmaya . balad andan itibaren gerekletirebildi.10 KUMARBAZ MICHEL BUTOR'UN NSZ 11 Centilmenler kumarbazn kendilerinden tamamiyle, dipten dorua farkl bir kii olduunu ileri srerler, o kadar apayr, o kadar uzaktr ki bir temsil gibi onunla elenebilirler, hatta hibir bulama tehlikesiyle kar karya kalmadan onun hareketlerine ve davranlarna yknebilirler. te Dostoievski dikkati ekecek etkin bir sahne dzenlemesiyle bu kkten ayrln yalann aka ortaya serecektir. Ruletin bilyesinin zellii, onu btn gzlerin hedefi haline getirecek olan ey, hareketinin kesinlikle nceden kestirilemez olmasdr. Oysa, kii bu fikre alamaz, gereklie kar dnmekten kendini alamaz, kanlmaz olarak hie inecek yntemler hazrlamaktan kendini alamaz. O kadar ki, o kck nesne byledii gzlere durmadan bitmez tkenmez bir ac alay frlatr. Kitabn balangcnda bu alalmalara aka boyun eenlerle, kumarbazlarla bu alalmann kendilerine ulaamayacam iddia edenler, centilmenler arasndaki ayrm son derece belirgindir. Kumar salonuna ilk kez girdiinde Alexis Ivanovitch'i en ok etkileyen bu oldu ite., O srada, kendi iin deil, generalin vey kz Pauline Alexandrovna iin oynuyordu. Kuramsal olarak, o anda tanmlad ve kar gtmeden kumar oynayan o centilmenler durumundadr. Ne var ki, gen kzn kazanaca paraya ne kadar nem verdiini ok iyi bildiinden, o da bulac kumar hastalna yakalanr. Hizmet ettii ve kendisini sinsice .yetkilendiren o aile iinde ona kumarbaz, dolaysyla da kukulu yoldan km bir insan gzyle baklyor. O aile ki aslnda tpk onun gibi yapyor, istencinin tamamiyle dnda bir olaydan, bir bykannenin lmnden para bekleyen, bu bekleyite paray tehlikeye atan, her eyi o iskambilin zerine oynayan o aile tpk onun gibi davranyor. nce general ve onun evresindekiler ho grnmeyi, akl banda insanlar gibi davranmay baarrlar. Oysa, hi umulmadk ama, yine de ruletin kararndan ok daha az nceden kestirilemeyen bir olay gelip btn hesaplar altst eder: Bykanne hi haber vermeden kagelir ve yapacak baka ii yokmu gibi, alelacele koup kumar oynar. O andan sonra ve btn orada kald srece onu o tutkusundan ayrmak olanaksz hale gelir, btn aile bireylerinin ayn doymak bilmeyen gzlerle, masalarnn evresindeki kumarbazlarla ayn korkularla izledii davranlarm nceden kestirmek olanaksz hale gelir. Sehpann zerinde dnen kk bilyenin bir ac alay olduu gibi, bykanne de bir ac alaya dnr. Onun geliiyle kumar masasnn insanlar generalin ailesini tamamiyle ele geirir. Kumarbazlarla kumarbaz olmayanlar arasndaki fark artk yok olmutur. Gazinoda yal hanma elik eden Alexis, saknml olmas iin onu hl inandrmaya alr ama, o hep aklna eseni yaptndan, Alexis'nin btn tlerine karn, bir kez daha sfrn zerine koyar ve hi umulmad halde kazanr. Nesnede bulunan ac alay imdi kendini duyurmak iin bir ses sahibidir: Bykanne utkulu ve saldrgan bir halle bana doru dnerek: Bak, grdn m! dedi. O da unu belirtir: Ben bir kumarbazdm: Bunu tam o anda kesinlikle hissettim. Grp iittii eyler yznden, koullarn oluturduu surat yznden, tutkusunun domasna engel olan btn kar kmalar arlklarn yitirirler.

nk Dostoievski, Alexis'sini hemen kumarbazlar takmna katmaktan kanr. Gerekten de, generalin ailesinin btn br bireylerinin sinsi sinsi yaptn onun herkesin iinde, aka, kumar salonunun iddetli altnda ve kaba topluluu altnda yaptn, gazino masasnda olup bitenlerin, miraslar ve ileriyle, korkun aynasnn karsnda gzlerini kapatan bu yksek sosyetenin dayand sistemin plak simgesi olduunu gstermek ona yetmez, stelik de bize falan, ya da filan kiinin, Alexis, ya da Fiodor'un rahat karanlktan o mahvolma aydnlna nasl getiini de gstermek ister. Sorumluluk tamamiyle paylalmtr, nk kumar ancak kendini ona kaptran ihtiya iinde olduu zaman, sefalet iinde, ya da sefaletin tehlikesi altnda bulunduu zaman ciddi ve korkun bir hal alr, gerekten kumara dnr ve ite kumarn yzkaras vurgulad bu sefaletten gelir. Kumar, saygyla para arasndaki ilikiyi, bu parann ou zaman evrelendii akla aykr gelen karanlk en kuvvetli k altnda ortaya serer. Alexis'nin gerekten kumar oynamas, mah12 KUMARBAZ cubiyettendir, general tarafndan kovulmu olmasndandr ve kk bilyenin kararlatrd byk paralar sayesinde saygnn kumar masas evresinde nasl hzla elde edildiini grmesindendir. Servetle birlikte saygnln da yklmasnda ve anssz kumarbazn talihsizliine kar artk gene ruletten baka are blamamasndandr. Kendisini mahcubiyetten kurtaracak paray yeteri kadar abucak elde etmek iin bir tek aresi vard: Son meteliine kadar ansn denemek. Kumarn kendini ona kaptrmaya balayan bir kimse iin uursuz hale gelmesi, birka saat iinde toplumsal konumu deitirdiini gz kamatrc bir gereklikle saptam olmasdr, yitirdiine, ya da kazandna gre onun gazinodan kna bakanlar iin artk gerekten ayn insan olmamasndandr. Saygnln, parann nereden geldii sorulmadan, bu derece paraya bal olan bir toplumda, kumar masas ok ksa bir zamanda ok para kazanlan tek yer olduundan, onuru krlan, aalanan bir kimse iin bavurulacak tek yer olduu sylenebilir. Centilmerlerse, onlar bu ekilde oynamadklarndan (onlar ancak servetleri tehlikeye dt zaman gerekten kumar oynamaya balarlar) durumlarn yitirenleri, sefalete doru yuvarlanmalarnn ierdii o utancn yaklatn hissedenleri sayglarn yeniden kazanmalar iin beenme-yip knadklar ve asla dikkate almak istemedikleri bu kar yola sapmaya zorlarlar. Ama, bu kar yol bir tuzaktr, bir lgm batakldr ki bu rahatsz ediciler iine batp gmlrler. Dostoievski iin ruletle krek mahkmluu arasndaki karlatrma ite bunun iin zorunlu hale gelir. Kumarbazlar, gerek kumarbazlar oraya asla kendi istekleriyle gelmemilerdir, onlar oraya btn bunlarda bir elenceden baka bir ey grmeyen o centilmenler getirmitir, talihleri ters dnme suunu iledikleri iin onlar o ikence arkna zincirle balayan o centilmenler. Kumar oynuyorsa, bir oyuncak olduu iin oynuyordur. Onunla oynarlar, onunla alay ederler ve oru oynatrlar. Alexis gazinoya sadece, generalin vey kz Pauline'in eer gerekten kendisi oynarsa utanca gmleceinden kendi yerine oynamakla onu grevlendirdii iin gider, sonra da bykanneye elik ettii iin ve bylece de o canl ruletin karsnda geneM1CHEL BUTOR'UN NSZ 13 ralin btn ailesinin delegesi haline gelir. Artk kazansa bile bir trl paasn kurtaramayaca o arka herkes onu itmiti, nk bu haksz, para, nk ona onca saygnlk kazandran o para onu eski kiiliinden tamamiyle koparr, alalmann, mahcubiyetin balatt o.kopmay bu para tamamlar. Byle sayg gsterilen kii kendisi deildir, sadece en ufak yknn, en ufak bir ilintinin, en ufak bir gerek sahip kma onu kendisine balamaksmn. rastlantyla gkten, ya da cehennemden den o byk parann taycsdr. Demek ki, kendini glendirmek iin, kiiliini salamlatrmak iin, yksek sosyetenin

iinde yer alabilmek iin o paradan yararlanmay baaramaz, nk kapsn at o yksek sosyetes>nin hi mi hi nem vermedii o parann kkeni, btn bu yksek sosyetenin gzden geirilmesi ve mahkm edilmesidir ona gre. istencinin bir bakma boynu vurulmutur, kendisi kendi iin hareketi nceden kestirilemeyen bilyeye dnmtr. Generalin dairesine gider. O blmeye yerleeceini herkes dnebilirdi, kendisi de bunu dnyor: Ama... o zaman bama dnyann en garip ve en aptal serveni geldi. Acele acele generalin dairesine giderken, anszn onlarn dairesinin hemen yaknnda bir kap ald ve birisi bana seslendi. Dul Bayan Cominges'di bu. Mile Blanche'm emri zerine beni armt. Gen kadnn dairesine girdim. Bilye yandaki blmeye yerleti ve bunu kendisine frlatan toplumun suratna frlatmaktan baka bir ey yapamayaca bir paray gidip o Fransz kadnyla har vurup harman savurdu. Yaamm ikiye paralanyordu ama, bir gn nceden beri, bir kt zerine oynamaya almtm. nk kumar, Dostoievski'y e gre yalnzca parasal ilikilerle saygnlk ilikilerinin bir yansmas deildir; Bat Avrupa'da ise bu ilikiler yalnzca parasal ilikilere indirgenmitir. Kumar aydnlatc gcn genel olarak insan ilikilerine, zel olarak da erkeklerle kadnlar arasndaki ilikilere yayar ve Dostoievski'de de son aklamasn akn eretilemesi olarak bulur. Demek ki, kumar masas bahsinin yerine bir glgesi olduu evlilik bahsini koyarak paasn kurtarmay umabilir. Aslnda, Alexis her eyden nce Pauline kendisiyle oyna-14 KUMARBAZ d iin kumar salonuna doru gidiyor. Yaamm Pauline zerine oynamtr; ister istemez makul btn tahminleri aan bir eylemdir bu. Geen gn bana, Schlangenberg'de benim bir tek szm zerine kendinizi tepetaklak aa atmaya hazr olduunuzu sylediniz ve biz de yle bir bin ayak ykseklikte bulunuyorduk. Sadece sylediklerinizi gerekletirip gerekletirmediinizi grmek iin, bu sz bir gn size syleyeceim ve emin olun ki yrekli davranacam. ite verilen bu sz nedeniyle, oyun olsun diye, Alman barona hakaret etmesini istedii zaman ona boyun eer, bu da onun byk mahcubiyetine, onurunun krlmasna neden olur. Kumar hapishanesinin kilidini onun zerine kapatan Pauline'dir. kendisi de kumar oynad, kk Franszdan, ngiliz centilmenine getiinden, kendisi de onu irkeften kurtaracak durumda deildir. Alexis bu kumarda yitirdi, onu brne mahkm eden de budur ite. Dostoievski'nin kz Aimee, anlarnda, babasnn yaamnda kumar tutkusuyla gerek Pauline arasnda var olan yakn ilikiyi vurgular: Dostoievski daha ilk Avrupa yolculuunda ruletle tanmt, hatta pek nemli bir para da kazanmt. Balangta kumar onu pek ekmiyordu. Ancak, Pauline'le birlikte yapt ikinci yolculukta kumar tutkusu onu kskvrak yakalad. Eer Alexis kitabn sonunda kurtulmadysa, kumar cehennemine gmldyse, Pauline'in kendisine hl gsterdii kaprisli ve uzak balla karn yapayalnz olmasndandr. Dostoievski, yazy tamamlarken, baka bir kadn zerine oynad, kendisine stenograftk eden ve ay sonra evlenecei u Anna zerine oynad. Son noktay koyduu, el yazmalarn polis komiserine emanet ettii zaman, bahtsz kopyasn ona kurduu kafes iinde hapis braktn ve kendisinin kurtulacan umar. MICHEL BUTOR'UN NSZ 15 mekten kendini alamaz ve bylece kumarbaz yaam yeniden balar. 1871 ylna kadar srer bu. 28 Nisanda, Wiesbaden' de, kendisine gnderdii btn paray yitirdikten sonra karsna unlar yazar.

Ania, Ania, namussuz alan biri olmadm, kumar tutkusunun kemirdii bir adam olmadm iyice aklna koy; ama, bu lgmn imdi artk kesinlikle daldn, yok olduunu da aklndan karma... O diten kurtulduumu hissediyorum... Gerekten de bir daha kumar oynamayacaktr. Beladan kurtulma yolu en sonunda etkisini gstermiti. MICHEL BUTOR * ** Bununla birlikte, evlendiinden iki ay sonra, bor yznden hapisle tehdit edilince, Rusya'dan kamak zorunda kald. Hasta, zavall ve srgn olduu Dresden'den Hombourg'a git-BRNC BLM Neyse, on be gn ayrlktan sonra ite dndm. Bizimkiler Roulettenbourg'a (1) geleli gn oldu bile. Beni byk bir sabrszlkla beklediklerini sanyordum ama, yanlmm. Generalin son derece rahat, serbest bir hali vard; tepeden bakarak, byklenerek konutu benimle, sonra da kz-kardeine gnderdi. dn para almann bir yolunu bulduklar aka belli. General benim varlmdan rahatsz oluyormu gibi geldi bana. Maria Philippova telal, ok huzursuzdu; bana birka szck ya syledi, ya sylemedi ama, hemen paray ald, sayd ve sylediklerimi sonuna kadar dinledi. Me-zelzov', kk Fransz ve bir de ngiliz! akam yemeine bekliyorlard. Her zamanki gibi, ellerine para geer gemez hemen onu-bunu yemee arrlar: Moskova alkanlnca. Paulinc Alexandrovna beni grnce, neden o kadar uzun zaman ortalarda olmadm sordu ve yantm beklemeden ekilip gitti. Elbette ki bunu bilerek yapt. Bununla birlikte bir hesaplamamz gerek. nk yreime oturdu bu. Otelin drdnc katnda bana kk bir oda verdiler. GENERALN MAYETNDE olduumu biliyorlar burada. Dikkati ekmeyi baarmlar, apak belli. Burada herkes generali altn babas zengin bir Rus soylusu sanyor. Yemekten nce, daha baka bir sr i arasnda, bozdurmam iin (1) Dostoievski nce balk olarak: Roulettenbourg' semiti, yaymcsnn srar zerine bunu deitirdi. F. 218 KUMARBAZ KUMARBAZ 19 bin franklk iki banknot verdi. Onlar otelin brosunda bozdurdum. imdi artk, hi deilse, tam bir hafta bize milyoner gzyle bakacaklar. Gezmeye gtrmek iin gidip Micha'yla Nadia'y aldm ama, tam merdivendeyken, general beni artt; ocuklar nereye gtrdm renmesinin uygun olduunu dnmt. Hep sylerim ya, bu adam dosdoru yzme bakamaz; bunu o da isterdi ama, her seferinde ona ylesine srarl, yani kstah bir bakla yant veririm ki, soukkanlln yitirir, eli ayana dolar. Tumturakl, parantezlerle dolu, sonunda iyice Arap sana dndrp bir trl iinden kamad bir konumayla, ocuklar gazinodan olduka uzakta, parkta gezdirmem gerektiini anlatt. En sonunda da, fkelendi ve sert bir sesle bana: Yoksa, onlar belki de rulete gtrrdnz. dedi. Sonra da: Balayn beni ama, diye ekledi, henz pek aklnz yerinde deil de oyun sizi ekebilir, kendinizi kap-trabilirsiniz. Her ne kadar, sizin akl hocanz deilsem, byle bir rol stlenmeye de hi niyetli olmasam da, gene de beni lekelememenizi istemek hakkmdr, hani dilim varp da sy-leyebilsem... Ama, pekl biliyorsunuz ki param yok benim diye yant verdim sakin sakin; kumarda yitirebilmek iin insann paras olmal. Hafife kzaran general:

Size hemen para veririm diye yantlad; bir sre ekmecelerini kartrd, defterine bakt: Bana yz yirmi rubleye yakn borcu olduu ortaya kt. Bu hesab nasl kapatacaz? diye srdrd. Bunlar "taler"e (1) evirmeli. Bakn, imdilik u yz taleri aln, yuvarlak bir hesap olur bylece; gerisini daha sonra veririm. Tek sz sylemeden paray aldm. Sakn benim szlerimden alnmayn, rica ederim, o kadar alngansnz ki... Size bu uyarda bulmdumsa, bu, denebilir ki, dikkatli olmanz salamak iindi; buna da biraz hakkm vardr... Akam yemeinden az nce, ocuklarla dnerken atl, arabal bir kafileye rastladm. Bizimkiler bilmem hangi reni gezmeye gidiyorlard. ahane iki araba, grkemli atlar! Madenoiselle Blanche (1), Marie Philippovna ve Pauline'le birlikte arabalarn birindeydi; kk Fransz, ngiliz ve bizim general atla onlara elik ediyorlard. Yoldan gelip geenler onlara bakmak iin duruyorlard; byk etki yapmlar, dikkatleri zerlerine ekmilerdi; ne var ki bu general iin kt sonu verecek. Ben hesapladm: Benim getirdiim drt bin franga, dn almay baardklar aka belli olan paray da ekleyerek imdi yaklak yedi, sekiz bin franklar vard; Madenoisellc Blanche iin bu ok azd. Mile Blanche annesiyle birlikte, bizim kaldmz otele indi; bizim kk Fransz da orada kalyor. Garsonlar ona Sayn Kont diyorlar; Mile Blanche'n annesi kendine Sayn Kontes dedirtiyor. Sonunda, kimbilir, belki gerekten de kont ve kontestirler, belli olmaz. Yemekte bir araya geleceimiz zaman Sayn Kont'un beni tanmayacandan kesinlikle emindim. Elbette ki, general tanmamz, ya da en azndan beni ona tantmay aklnn ucuna bile getirmeyecekti; Sayn Kont Rusya'da yaamt, orada (1) Eski bir gm Alman paras. (eviren) (1) Konumalarn akna bal kalarak, yabanc dilden szckleri italik olarak belirttik. Yazarn vurgulamak istedii kesimler byk hamilerle belirtilmitir. (eviren)20 KUMARBAZ dedikleri gibi, bir "otchitel'in (1) e nemsiz bir kii olduunu bilir. Hem zaten, .beni ok iyi tanr. Ama, uras bir gerek ki, beni yemee beklemiyorlard; general hi kukusuz emir vermeyi unutmutu, yoksa beni mutlaka otelin tabldotuna gnderirdi. Ben kendiliimden geldim ve generalin hi de honut olmayan bakyla karlatm. Zavall Marie Philip-povna bana hemen bir yer gsterdi; ne var ki B. Astley'le karlamam beni bu kt durumdan kurtard, olaylarn zoruyla, ben de onlarn toplumuna katlmak zorunda kaldm. Bu garip adamla ilk kez Prusya'da karlatm; bir kompartmanda karlkl oturuyorduk; arkadalarmn yanna gidiyordum; sonra onu Fransz snrnda, sonra da svire'de gene grdm: Demek ki on be gnde iki kez, ite imdi de Roulettenbourg'da onu yeniden bulmutum! Ben mrmde onun kadar utanga bir adam grmedim; aptalla vardracak derecede utangatr, bunu da ok iyi bilir, nk hi de aptal deildir. Zaten son derece sakin huylu ve pek sevimlidir. Prus-ya'daki ilk karlamamzda onu konuturmutum. Bana o yaz Kuzey Burnu'nu gezdiini ve Nijni-Novgorod fuarn grmeyi pek arzu ettiini sylemiti. Generalle nasl iliki kurduunu bilmiyorum; Paulinc'e deliler gibi k olduunu sanyorum. Paline ieri girince adam pancar gibi kpkrmz oldu. Sofrada benim yanmda oturmaktan pek memnun ve yle sanyorum ki daha imdiden beni yakn bir dostu gibi gryor. Yemek srasnda kk Fransz an derecede kaslp kurumland. Herkese kar horgryle ve saygszca davranyor. ok iyi anmsarm, Moskova'da gz boyamaktan pek holanrd. Rus maliyesi ve siyasas zerine bitmez tkenme/, konumalar yapt. General bir-iki kez ona kar kmaya yel(1) Olchitel: Evlerde eskiden genleri yetitiren retmen ve eitici. (eviren) KUMARBAZ 21

tendi ama, onun gzndeki saygnln bsbtn yitirmemek iin pek ekinerek ve belli belirsiz bir biimde. ok garip bir ruh durumu iinde bulunuyordum. Sylemeye gerek yok: Daha yemein ortasna varmadan kendi kendime u allm ve ezeli soruyu sormutum bile: u generalin peinden ne diye srklenip duruyorum, kuzum? Bit hayli zaman var ki onlardan ayrlm olmalydm! Arada srada Pauline Alexandrovna'ya bir gz atyordum; onun benimle zerre kadar ilgilendii yoktu. En sonunda, sabrm tat, tepemin tas att, bir saygszlk yapmaya karar verdim. nce, pat, diye tepeden inme bir biimde, bana soru yneltilmeden, avaz avaz konuarak syleiye katldm. zellikle de kk Franszla dalamaya alyordum. Generale doru dndm ve bir giri yapmadan, yksek ve anlalr bir sesle (hatta yle sanyorum ki onun szn bile kestim), ona bu yaz Ruslarn hemen hemen tabldotta yemek olanandan yoksun bulunduklarn belirttim. General akn baklarn bana dikti. Eer kendinize u kadarck saygnz varsa diye srdrdm, kanlmaz biimde hakaretlere urarsnz, ak ak hakaretlere katlanmalsnz. Paris'te, Rhin kylarnda ve hatta svire'de, lokanta masalarm Polonyallar ve tpatp onlarn benzeri olan kk Franszlar ylesine kapmlar ki, eer Rssanz, bir tek szck syleme olanan bulamazsnz bile. Bunlar Franszca sylemitim. General arp kalm bir durumda bana bakyordu, kzmas m, yoksa sadece bu derece kendimden gemi olmama amas m gerektiini bilemiyordu. Hi kukusuz, birisi size bir ders vermi olmal! dedi kk Fransz horgren ve ilgisiz bir tavrla. Paris'te nce bir Polonyalyla, sonra da Polonyaly destekleyen bir Fransz subayyla kavga ettim diye yant ver-22 KUMARBAZ dini. Sonra da, bir monsignor'un kahvesine tkrmeme ramak kaldm anlatnca Franszlarn bir blm benden yana oldu. General azametli bir aknlkla: Tkrmek mi? diye sordu; hafta baklarn odann evresinde dolatrd. Kk Fransz kukulu bir gzle beni szd. Elbette ya diye yant verdim. Krk sekiz saat sresince, bizim olay iin belki de Roma'ya bir sramam gerekeceini sandm, bu nedenle de pasaportumu vize ettirmek amacyla Paris'teki Papalk bykeliliine gittim. Orada, sska m sska, ellisine merdiven dayam don ya suratl kk bir papaz karlad beni. Beni dinledikten sonra, terbiyeli ama, son derece souk ve sert bir sesle beklememi rica etti. Acelem vard ama, elbette ki oturdum, cebimden "Opinon nationale" gazetesini karp, Rusya aleyhine zehir zemberek bir eletiriyi okumaya baladm. Bu arada, birisinin yandaki odadan monsignor'un yanna gittiini iittim; benim rahibin ona kandilli temennalar yaptn grdm. steimi yineledim; daha da sert bir sesle, bana beklememi rica etti. Bir sre sonra ieri bir ziyareti girdi, bu bir Avusturyalyd; onu dinledikten sonra, hemen, hi bekletmeden yukar gtrdler. O zaman sinirlendim; ayaa kalktm, rahibe yaklap, itiraz gtrmez bir sesle mademki monsignor gelenleri kabul ediyordu, benim de iimi yapverir, dedim. Bunun zerine, rahip sonsuz bir aknlk haliyle dnd. Be para etmez bir Rus nasl olur da kendini monsignor'un konuklaryla bir tutar, ite adamn akl bunu bir trl almyordu. Daha kstah bir sesle ve bana hakaret edebilmekten zevk alyormu gibi, beni tepeden trnaa szd ve: Monsignor'un sizin hatrnz iin kahvesinden vazgeeceini sanmyorsunuzdur, herhalde? diye diye haykrd. Bunun zerine ben de bardm, hem de ondan daha da yksek sesle: Bilin ki sizin monsignor'unuzun kahvesinin iine tkrrm ben! Umrumda bile deil! Eer beKUMARBAZ 23 nim pasaport iini bir an nce bitirmezseniz, onu kendim gidip grrm!

Nasl! Tam da bir kardinali huzuruna kabul ettii anda m! diye ciyak ciyak baran rahip dehetle yanmdan uzaklat; hemen kapya kotu ve beni ieri brakmaktansa lmeyi yelediini anlatmak iin kollarn ha gibi iki yana at. O zaman ben de sapkn mezhepli ve barbar olduumu, btn piskoposlar, kardinalleri, monsignor'lar gecelik kavuuma dinletmesini haykrdm yzne kar. Ksacas, boyun emediimi gsterdim. Rahip bana sonsuz kin dolu bir bak frlatt, pasaportumu kapt, yukar gtrd. Bir dakikaya kalmadan, vizemi almtm. urada, yanmda, grmek ister misiniz? Pasaportumu karp papalk vizesini gsterdim. Bununla birlikte... diye balad general. Sizi asl kurtaran, sapkn mezhepli ve barbar olduunuzu sylemenizdir dedi kk Fransz hafif bir glmeyle. Bu hi de aptalca deildi. Canm, elbette ki dut yemi blbl gibi duran, daha da olmazsa, vatanlarn yadsmaya hazr, dikilip kalan u sizin Ruslar gibi yapamam ya. Hi deilse Paris'te, rahiple dalamalarm kendilerine anlattmda, benim oteldeki kimseler bana daha da fazla sayg gsterdiler. Otelin lokantasnda bana kar en sevimsiz davranan kii, am yarmas Polonyal, arka planda kayboldu. Bir Fransz avcsnn sadece tfeini ateleyip kurunlan boaltmak amacyla 1812'de silah ektii bir adam iki yl nce grdm sylediim zaman Franszlar gk bile diyemediler. Bu adam o zamanlar on yanda bir ocukmu; ailesi Moskova'dan ayrlmaya vakit bulamamt. Olmaz yle ey! diye patlad kk Fransz; bir Fransz askeri bir ocua ate etmez. Ama, yine de byle bir ey oldu diye yantladm, bunu24 KUMARBAZ KUMARBAZ 25 bana saygdeer bir emekli binba anlatt, yanandaki yara izini de kendi gzmle grdm. Fransz az kalabalyla konumaya balad. General onu desteklemek istedi ama, bir rnek olarak, 1812'de Franszlar tarafndan tutsak edilen General Perovski'nin (1) Anlarn okumasn tledim ona. Sonunda, Marie Philippovna konumay evirmek amacyla baka bir konuya geti. General bana fena halde fkelenmiti, nk Franszla ben neredeyse avaz avaz barmaya balyorduk. Buna karlk, kavgamz B. Astley' in pek houna gitmie benziyordu; sofradan kalknca kendisiyle birlikte bir kadeh iki ime nerisinde bulundu bana. Gece, Pauline Alexandrovna'yla istediim gibi on be dakika konuabildim. Syleimizi gezinti srasnda yaptk. Herkes parktan geerek gazinoya gitmiti. Pauline fskiyenin karsndaki sraya oturdu, Nadia'nn da gidip biraz uzakta br ocuklarla oyun oynamasna izin verdi. Ben de Micha'y havuzun yanna gnderdim, bylece en sonunda yalnz kalabildik. Balangta, elbette ki, ilerden sz ettik. Kendisine topu topu yedi yz florin verince, Pauline bir iyice kzd. Paris' te elmaslarna karlk en azndan iki bin florin dn alabildiime kesinlikle inanmt. Her ne pahasna olursa olsun, paraya ihtiyacm var* dedi. Ne yapp edip, mutlaka para bulmal, yoksa mahvolurum. Yokluum srasnda nelerin olup bittiini sordum ona. Hibir ey olmad, sadece Petersburg'dan iki haber aldk: nce, bykannenin ar hasta olduunu, iki gn sonra da, belki lm olduunu. Bunlar Timothee Petrovitch'den (1) Dorodino savandan sonra Franszlara tutsak dmt, An-hin o sralarda Moskova'da yaynlanmt. rendik diye ekledi Pauline, yalan yanl konumayan bir adamdr o. Haberin dorulanmasn bekliyoruz. Demek ki burada herkes bekleyi iinde? dedim. Evet, her ey ve herkes; alt aydan beri bundan baka umudumuz kalmad. Siz de mi bunu umuyorsunuz? diye sordum.

Oh! Ben onun akrabas filan deilim ki, generalin vey kzym ben. Ama, eminim, vasiyetnamesinde beni unutmaz. yle sanyorum ki elinize byk bir miktarda para geecek, dedim destekleyici bir sesle. Evet, beni ok severdi ama, bu gvence nereden geliyor, kuzum? Buraya bakn diye sorusunu soruyla yantladm. Bana yle geliyor ki, markimiz sizin btn aile gizlerinizi biliyor, ne dersiniz? Bu sizi ilgilendiriyor mu? diye soran Pauline bana souk ve fkeli bir halle bakt. Elbette ilgilendirir; eer yanlmyorsam, general ondan dn para almann bir yolunu buldu bile. Tahminleriniz doru. Eer bykanne yksn bilmeseydi, ona para verir miydi? Sofrada farkna vardnz m? Bykanneden sz ederken tam kez ona babounka (1) dedi. Ne sevimli bir itenlik, ne yaknlk! Evet, hakknz var. Benim de mirasa konacam renir renmez bana evlenme nerisinde bulunacak. renmek istediiniz buydu, deil mi? Henz size evlenme nerisinde bulunma aamasnda m? Uzun zamandan beri bu ie aday olduunu sanyordum. Pauline: Byle olmadn siz de pekl biliyorsunuz! diye kar(1) Bykannenin sevecen kltlm. 26 KUMARBAZ lk verdi fkeyle. Bir dakika suskunluktan sonra: Bu n-gilize nerede rastladnz? diye srdrd. Bu soruyu bana soracanza kesinlikle emindim. B. Astley'le, yolculuk srasnda, daha nceki karlamalarm ona anlattm. ok ekingen ve duygusaldr, elbette ki size de deli gibi k. Pauline: Evet, bana k diye yant verdi. 'stelik Franszdan da on kez daha zengin. Hem bakalm Franszn gerekten serveti var m? Bu hi de kuku d deil. Kesinlikle. Bir atosu var. General dn bunu bana dorulad. Eh, yleyse, bu size yeterli mi? Sizin yerinizde olsam, ngilizle evlenirdim. Neden? diye sordu Pauline. Fransz daha yakkl bir gen ama, soysuz kopuun biri; oysa ngiliz drst bir adam, stelik de on kez daha zengin dedim kesin bir sesle. Oras doru ama, Fransz marki, daha da kafal diye karlk verdi sakin sakin. Buna kesinlikle emin misiniz? diye srdrdm ayn tonla. Kesinlikle eminim. Sorularm Pauline'in hi houna gitmiyordu, yantnn tonu ve garipliiyle beni fkelendirmek istediini anlyordum; bunu hemen ona syledim. Doru, sizi kudurtmak houma gidiyor. Sadece btn bu sorular ve varsaymlar bana yneltmekte bir saknca grmemi olmanzla bana bir dn vermeniz gerekiyor. te ben de istediim btn sorulan size sorma hakkn kendimde gryorum diye karlk verdim sakin sakin, nk onlara istediiniz fiyat demeye hazrm ve nk artk kendi yaamma hi mi hi nem vermiyorum. KUMARBAZ 27 Pauline kahkahayla gld:

Geen gn bana, Schlangenberg'de, benim bir tek szm zerine kendinizi tepetaklak aa atmaya hazr olduunuzu sylediniz ve biz de yle bir bin ayak ykseklikte bulunuyorduk. Sadece sylediklerinizi gerekletirip gerekletirmediinizi grmek iin, bu sz bir gn size syleyeceim ve emin olun ki yrekli davranacam. te tam da size onca eye izin verdiim iin sizden nefret ediyorum, bir de bana kanlmaz derecede gerekli olduunuz iin daha da nefret ediyorum. Ama, size gene ihtiyacm var. Demek ki sizin cannz balamalym. Pauline ayaa kalkt. Pek fkelenmie benziyordu. Son zamanlarda konumalarmz hep bu fke ve kin, yapmacksz kin havasyla noktalyordu. Durumu akla kavuturmadan gitmemesi isteiyle ona: Mile. Blanche'm kim olduunu sormama izin verir misiniz? dedim. Bunu pekl biliyorsunuz. Yeni hibir ey yok. Mile. Blanche hi kukusuz generalle evlenecek, elbette ki bykannenin lm dorulanrsa. nk hem Mile Blanche, hem annesi, hem de karde torunu olduu marki, hepsi ifls ettiimizi pekl biliyorlar. General de ona lgnlar gibi k, deil mi? imdi sz konusu olan o deil. Beni dinleyin ve unu iyice aklnzda tutun: u yedi yz florini aln, gidip kumar oynayn; rulette benim iin elinizden geldiince kazann; imdi her ne pahasna olursa olsun bana para gerek. Bu szlerden sonra, Pauline, Nadia'y ard ve btn bizim kumpanyann bulunduu gazinoya gitti. Ben soldaki ilk patikaya saptm. Dalgndm, aknlktan bir trl kendimi kurtaramyordum. Bu gidip rulet oynama buyruu beni adeta ser-semietmiti. Garip ama, dnecek onca konu varken, kendimi btnyle Pauline'e kar olan duygularmn incelenme-30 KUMARBAZ KUMARBAZ 31 Oyun salonuna girdiim zaman (mrmde ilk kez), oynamaya karar veremeden bir sre kalakaldm. stelik, kalabalk da beni durduruyordu. Ama, kimse olmayp da yalnz bama kalsaydm bile, yle sanyorum ki oyuna balayacak yerde ekilip giderdim. Yreim arpyordu, itiraf ediyorum, soukkanllm da yitirmitim. Uzun zamandan beri inanm ve karar vermitim ki Roulettenbourg'a geldiim gibi oradan gitmeyecektim; yazgmda kanlmaz olarak kkten ve kesin bir olay meydana gelecekti. Bu gereklidir ve yle de olacak. Rulete baladm bu umut ne kadar gln olursa olsun, kumardan herhangi bir ey beklemeyi sama bulan o genellikle kabul edilen kany daha da gln buluyorum. Neden kumar para bulmann herhangi bir baka yolundan, szgelimi ticaretten, daha kt, daha beter olacakm? Yz kiiden birinin kazand bir gerek. Ama, btn bunlar benim umurumda m, kuzum! Her ne olursa olsun, o akam nce iyice gzleyip incelemeye, ciddi hibir giriimde bulunmamaya karar vermitim. Eer bir ey olursa, bu sadece rastlantyla, ayakst geerken olabilirdi, umduum buydu benim. stelik de, asl oyunu incelemem gerekiyordu; nk ruletin saysz tanmlamalarna karn bunlar her zaman yle byk bir doymazlkla okumuumdur ki, kendi gzlerimle grmeden kullanlndan hibir ey anlayamazdm. lk anda, her ey bana pis, tinsel olarak pis ve iren grnd. Kumar masalarna onlarca, hatta yzlerce saldran o agzl ve kaygl suratlardan sz etmek istemiyorum. Dorusu ya, en ksa zamanda ve olabildiince ok kazanma isteinde kirli hibir ey grmyorum. Kendisine kk paralarla kumar oynadklarn syledikleri zaman: Bu daha da beter, nk bu aalk bir doymazlktan gelir yantn veren o karn tok srt pek ahlaknn fikrini hep aptalca bulmutm-dur. Sanki aalk doymazlkla, stn doymazlk tek ve ayn ey deilmi gibi! Bu bir orant sorunudur. Rothschild'in gznde aalk ve adi olan benim gzmde byk zenginliktir, kazanlarla yitiklere gelince de, kiilerin, sadece rulette deil ama, her yerde, bir tek nedeni vardr: Kazanmak, ya da bakasndan bir ey almak. Kazan ve

karn kendisi iren midir? Bu da baka bir sorun. Bunu burada zmleyecek deilim. Ben kendim de kazanma isteine en stn derecede tutkun olduumdan, btn bu agzllk, ya da isterseniz agzlln btn o irenlii, alakl, daha kumar salonuna adm attm anda, denebilir ki, bana daha yakn, daha ainayd. Bakalarnn nnde sklp rahatsz olmadan, aka ve lszce davranmaktan daha gzel bir ey yoktur. Kendi kendini aldatmak neye yarar ki? te bu uralarn en yararsz, en yersizidir. Btn bu ayak takm arasnda ilk bakta en hoa gitmeyen ey arballk, ciddiyet, hatta kumar masalarn evrelemekte btn bu insanlarn gsterdikleri saygyd. te bu yzdendir ki burada kt trden kumarla, rabtal bir adam iin sakncas bulunmayan kumar arasnda pek belirli bir ayrm vardr. ki tr kumar vardr: Centilmenlerin kumaryla halk tabakasnn kumar, ayak takmna yaraan agzl kumar. Burada snr izgisi pek belirlidir, temelde o kadar da iren ve utan vericidir ki! Szgelimi, bir centilmen be, ya da on altn srebilir, pek ender olarak daha fazlasn oynar; eer ok zenginse bin franga kadar kabilir ama, bu sadece kumar iindir, elenmek iin, kazan, ya da yitik srecini izlemek iindir; asl kazanma olgusuyla zerre kadar ilgilenmez. Eer kazanrsa, szgelimi, kahkahayla glmeye, evresinde bulunanlardan birine dncelerini sylemeye, ya da hatta srlen paray iki katna kararak bir kez daha oynamaya balayabilir ama, sadece merak ettii iin, anslar gzlemek iin, hesaplar yapmak iindir, adi bir kazanma isteiyle deil. Ksacas, rulette, ya da otuz ve krk'ia, btn kumar masalarn sadece kendi keyfi iin dzenlenmi bir elence 32 KUMARBAZ KUMARBAZ 33 gibi grr. Bankonun dayand istekleri ve tuzaklar aklna bile getirmiyordur. Hatta btn br kumarbazlarn, bir tek florin iin tirtir titreyen btn o cebi delik insanlarn kendisi gibi zengin olduklarn ve sadece oyalanmak ve vakit geirmek iin oynadklarn dnmek onun iin ok k olurdu. Gerein bu kesin bilisizlii, insanlar konusunda bu yaln grler, kukusuz ki en soylu grler ve dnceler olurdu. Kzlarn, on be, on alt yalarnda dal gibi narin, masum ocuklar, ne doru iten, elerine birka altn sktrp* onlara kumarn gidiini reten anneler gryordum. Kk hanm kazanyor, ya da yitiriyordu ve sevinten etekleri zil alarak, dudaklarnda hep glmsemeyle ekiliyordu. Bizim general salam gereklere dayanan bir gvenle kumar masasna yaklat; kendisine bir sandalye uzatmak iin bir uak atld ama, aldr etmedi; ar ar para kesesini kard, iinden ar ar yz frank tutarnda altn alp karann zerine koydu ve kazand. Kazancn toplamad, masada brakt. Yeniden kara kt; bu kez de gene srd paray brakt ve nc seferinde krmz knca, bir rpda bin iki yz frank yitirdi. Kendine son derece hakim, glmseyerek ekildi. Kesinlikle eminim ki yrei allak bullakt ve srlen para iki, ya da katna km olsayd buna dayanamaz, heyecanm belli ederdi. Zaten, benim yanmdaki bir Fransz dingin bir yzle, kl bile kprdamadan yaklak otuz bin frang nce kazand, sonra da yitirdi. Gerek bir centilmen btn servetini yitirse bile, kesinlikle heyecanlanmamaldr. Para centilmenin o kadar altnda kalmaldr ki bununla ilgilenmeyi hemen hemen dnmez bile. Elbette ya, btn bu ayak takmnn iinde rpnd amuru ve dekoru bilmezlikten gelmek son derece soylu bir davrantr. Bununla birlikte, kart davran da kimi zaman onun kadar kibardr: Fark etmek, yani cep drbnnn ucuyla da olsa, btn bu haarata bakmak ve hatta onu incelemek ama, btn bu kalabal ve btn bu amuru bir eit elence gibi, centilmenlerin dinlenmesi iin dzenlenmi bir temsil gibi grerek. nsan kendisi de bu kalabala karabilir ama, orada bir seyirci olarak bulunduu ve onun bileimine zerre kadar katlmad kesin inancyla evresine bakabilir. Zaten, ar srarla incelemek de uygun dmez: Bu da gene bir centilmene yakmaz, nk her ne olursa olsun,

bu gsteri srekli bir dikkate demez. Genellikle de, bir centilmen iin fazla srekli bir dikkate deer pek az gsteri vardr. Oysa, bana yle geliyordu ki, tan tersine, btn bunlar son derece srarl bir dikkate deerdi, zellikle de sadece incelemek iin deil de kendisi de itenlikle ve iyi niyetle btn bu ayak takmna katlmaya gelen bir kii iin. Benim en gizli tinsel inanlarma gelince, szn ettiim inanlar iinde elbette ki onlarn yeri yok. Kabul; bunu vicdanm rahatlatmak iin sylyorum. Ama, unu belirteceim: u son zamanlarda, dncelerimle eylemlerimi herhangi bir tinsel lte uydurmakta iddetli bir isteksizlik duyuyordum. Baka bir yne srkleniyorum... Ayak takm gerekten de pek ahlaksz biimde oynuyor. Hatta kumar masasnn evresinde en adi gizli kk hrszlklarn sk sk meydana geldiini dnmekten bile geri kalmyorum. Masann ularnda oturan krupiyeler srlen paralar gzetiyorlar ve hesaplar yapyorlar, ezici bir alma iindeler. te .bunlar da esiz ahlakszlardandr! ounluu Fran-szdr bunlarn. Hani bu gzlemleri yapyorsam, ruletin bir tanmlamasn vermek iin deil; gelecekte nasl davranacam bilmek iin ortama uymaya alyorum. Szgelimi, bir elin masann zerinden anszn uzanp sizin kazandklarnz kendine mal ettiini grmekten daha olaan bir eyin bulunamayacam fark ettim. Ardndan 'bir kavga kyor, ou zaman da lklar kopuyor ve... siz siz olun sakn tank filan gstererek parann size ait olduunu kantlamaya kalkmayn, sonra karmam haa! F. 334 KUMARBAZ KUMARBAZ 35 Balangta btn bu komedi benim iin anlalmaz, iinden klmaz bir eydi; sadece iyi kt anladm ki, saylarn zerine, tek ve iftlerin zerine, bir de renklerin zerine para konuyordu. O akam Pauline Alexandrovna'nm parasndan aldm yz florini srmeye karar verdim. Kumara kendimden bakalar iin yaklatm dncesi beni akna eviriyordu. Bu son derece can skc bir duyguydu, bundan bir an nce kurtulmak istiyordum. Her an, Pauline iin balamakla kendi ansm baltaladm izlenimine kaplyordum. Hemencecik bo inan salgnna yakalanmadan kumar masasna yaklamak gerekten de olanaksz myd, kuzum? lk olarak, be frederik, yani elli florin karp ift saynn zerine koydum. Sehpa dnd ve on kt... yitirmitim. Acl bir duygunun penesinde kvranarak, sadece bu ii bir an nce bitirip de ekilip gitmek amacyla krmznn zerine gene be frederik koydum. Krmz kt. On frederik koydum... Gene krmz kt. Btn paray braktm... Gene krmz kazand. Krk frederik aldm, bunlardan yirmi tanesini ne kacan bilmeden, ortadaki on iki numarann zerine koydum. Bana katn dediler. Benim on frederik anszn seksen oluvermiti. Ama, o zaman ylesine dayanlmaz garip bir duyguya kapldm ki, hemen oradan ayrlmaya karar verdim. Kendim iin oynaan byle oynamazdm gibi geliyordu bana. Bununla birlikte seksen frederikimi gene ift saynn zerine koydum. Bu kez drt kt: Bana gene seksen frederik verdiler, ben de yz altm frederiki cebime koyarak Pauline Alexandrovna'y aramaya gittim. Hepsi parkta geziniyorlard, Pauline'i ancak akam yemeinde grebildim. Bu kez Fransz orada yoktu, general de rahat rahat keyfine bakabildi; bu arada, beni kumar masasnda grmek istemediini bana bir kez daha belirtmeyi gerekli grd. Ona gre, eer byk para yitirirsem saygnl ar ekilde lekelenirdi. ok kazansaydnz, ben gene lekelenirdim diye ekledi byk bir ciddiyet havas taknarak. Elbette ki, ilerinize karmaya hakkm yok ama, kabul edin ki... Her zaman yapt gibi, tmceyi havada brakt. Ona sert bir ekilde ok az param olduunu, bu nedenle de, kumar oynamaya balasam bile, yle gsterili biimde yitiremeyeceimi syledim. Odama, karken, kazand paray

Pauline'e verme frsatn buldum ve bir daha onun iin kumar oynamayacam kendisine bildirdim. Kaygl bir sesle: Neden, a canm? diye sordu. Ona aknlkla bakarak: nk kendim iin oynamak istiyorum diye karlk verdim, hem de bu beni rahatsz ediyor. Demek ki ruletin sizin tek kurtulu areniz olduuna inanmakta ayak diriyorsunuz, yle mi? diye sordu alayc bir halle. Ben de ona byk bir ciddiyetle, bunun gerek olduunu syledim; benim kesinlikle, amaz bir biimde kazanma inancma gelince, bunun gln grneceini kabul ediyordum, ama, beni rahat braksnlar, kuzum! Pauline Alexandrovna o gnn kazancn benimle blmek iin direndi ve bu koullar altnda kumar oynamay srdrmemi nererek bana seksen frederik uzatt. Kesinlikle reddettim ve ona aka anlattm ki, bakalar iin oynayamadm istemediimden deil de yitireceimden emin olduum iindi. Oysa, ben de ne kadar aptal olursam olaym, artk ruletten baka hibir umudum yok dedi dnceli bir halle. te bu yzden mutlaka kumar srdrmelisiniz, benimle ortaklaa oynarsnz, bunu elbette ki yapacaksnz. Bu szler zerine, itirazlarm dinlemeden, yanmdan ayrld.36 KUMARBAZ NC BLM Bununla birlikte, dn, kumardan bana tek sz bile etmedi. Genellikle de benimle konumaktan kand. Bana kar tutumunu deitirmedi. Karlatmz zaman hor gren ve kinci, bilmem nasl bir eyle kark hep o ayn mutlak patavatsz, beni adam yerine koymayan davran. Ksacas, bana kar duyduu tiksintiyi gizlemeye bile uramyor, bunu ok iyi gryorum. Buna karn, bana ihtiyac olduunu ve bilmediim bir amala beni elinin altnda bulundurduunu da gizlemiyor. Aramzda garip ilikiler kuruldu, herkese kar gsterdii kendini beenmilik ve hor grme gz nne alnrsa, bu ilikilerin ouna hibir anlam veremiyorum. Szgelimi, kendisini lgnlar gibi sevdiimi ok iyi biliyor; hatta kendisine yakc tutkumdan sz etmeme bile izin veriyor; ona sevgimden serbeste ve hibir engelsiz sz etmeme izin vermekle de beni adam yerine koymadn, hor grdn pek gzel belli ediyordu. Senin duygularna o kadar nem vermiyorum ki, btn sylediklerin, btn hissettiklerin umurumda bile deil der gibiydi. Eskiden de bana . ilerinden sz ederdi ama, hibir zaman btnyle ak yrekli deildi. Dahas, bana olan hor grsne u trden incelikler de katard: Szgelimi, yaamndaki filan olaydan, ya da kendisine ciddi korkular veren bir durumdan haberim olduunu bilirdi; eer amacna ulamak iin beni tutsak, ya da ulak olarak kullanma gereksinimini duyarsa bu olaylarn bir blmn kendisi anlatrd bana. Ama, bana sadece ulak gibi kullanlan bir adamn bilmesi gereken kadarn aklyordu, olaylarn btn balantsn henz bilmiyorsam, onun skntlar ve kayglaryla zlp tasalandm grse de dosta bir ak szllkle beni tamamiyle rahatlatma tenezzlnde bulunmazd hibir zaman. Oysa, bana sk sk nazik ve hatta tehlikeli grevKUMARBAZ ler yklediine gre, bana kalrsa, benimle ak szl olmalyd. Ama, benim duygularm, onun korku ve telalarna yrekten katlman, onun tasa ve baarszlklarnn bana belki de onunkinin katn ektirdii kayglar onun umurunda myd! Onun rulet oynama tasarsn reneli hafta olmutu. Hatta kendi yerine oynamam gerektiini bana bildirmiti, nk bunu onun yapmas uygun dmezdi. Sesinin tonundan sadece kumar oynama istei deil de ciddi kimi kayglar bulunduunu fark etmitim. Aslnda para onu hi ilgilendirmez. Bunun iinde tahmin edebileceim ama, henz bilmediim bir ama, ayrntlar var. Kukusuz ki, beni iinde tuttuu kk dme ve tutsaklk durumlar ona dolaysz ve ekinmeden soru yneltme olanan verebilirdi (sk sk da verir). Mademki ben onun iin bir tutsam, mademki onun gznde bir hiim, ne kabalm, ne de merakm onu

incitebilir. Ama, gerekte, ona soru sormama izin vermekle birlikte, sorularma karlk vermiyor. Kimi zaman da bunlara hi dikkat bile etmiyor! te bizim ilikilerimiz bu durumda! Dn, drt gn nce Petersbourg'a ekilen ve karlksz kalan bir telgraftan ok sz edildi. Generalin heyecanl ve dnceli olduu aka grlyor. Bu hi kukusuz bykanne konusuyla ilgili. Fransz da heyecanl. Szgelimi, dn, yemekten sonra, uzun bir sre byk bir ciddiyetle konutular. Fransz bize kar akl almaz derecede gururlu, azametli ve umursamaz havalar taknyor. Hani atasznn dedii gibi: Dadan gelen, badakini kovar. Hatta Pauline'e kar bile patavatszl kabala kadar varyor. Bu arada, gazinonun parkndaki aile gezintilerine, dolaylardaki at ve kr gezintilerine seve seve katlyordu. Generalle Fransz birbirine balayan olaylarn bir blmn bir hayli zamandr biliyorum: Rusya'da, birlikte bir fabrika kurmaya niyetlenmilerdi; bu tasan yzst brakld m, yoksa ondan hl sz ediliyor38 KUMARBAZ mu, bilmiyorum. Bundan baka, onlarn aile gizlerinden bir blmn yakaladm: Fransz gerekten de, geen yl grevinden istifa ettii zaman ar'a borlu olduu miktar tamamlamas iin generale otuz bin ruble dn vererek onu skntdan kurtarm. Ve ite general onun ellerinde; ama, imdi btn bu oyunda ba rol Mile Blanche'da, bunu ileri srerken yanlmadmdan kesinlikle eminim. Bu Mile Blanche kim? Burada, bizde, onun annesiyle yolculuk eden ve hesapsz bir servete sahip olan soylu bir Fransz hanm olduu syleniyor. Bizim markinin uzak bir akrabas olduu da biliniyor; karde torunlar gibi bir ey hani. Anlattklarna gre, benim Paris yolculuumdan nce Fran-szla Mile Blanche'n ilikileri daha trensel ve daha incey-mi; oysa imdi, dostluklar ve akrabalklar daha dolaysz biimde ve daha yakn ve teklifsiz gibi grnyor. Belki de ilerimiz onlara o kadar kt durumda grnyordur ki, artk bundan byle yapmackl olmay ve bizlere saygl davranmay gereksiz buluyorlardr, kimbilir. nceki gn, B. Astley' in Mile Blanche'la annesine bak biimini fark ettim. O ikisini tanyormu gibi geldi bana. Hatta bizim Franszn da B. Astley'e daha nce rastlam olduunu anlar gibi oldum. B. Astley ylesine ekingen, utanga ve sessizdir ki, insan ondan bir ey koparmay hi mi hi umamaz: Yine ba krlr fes iinde, kol krlr yen iinde deyimince iler srp gidecekti. Bu arada, Fransz ona yle bir isteksizce selam veriyor, hemen hemen yzne bile bakmyordu. Demek oluyor ki ondan bir korku'su yoktu. Gene bu anlalabilir; ama, neden Mile Blanche da onu bilmezlikten geliyor? stelik de marki dn kendini ele verdi: Konuma srasnda, anszn, imdi anmsayamadm bir konuda, B. Astley'in son derece zengin olduunu, bunu ok iyi bildiini syleyiverdi. Mile Blanche ite o zaman B. Astley'e bakmalyd! Szn ksas, general kaygl. Teyzesinin lmn bildiren bir telgrafn imdi onun iin ne nem tayaca iyice anlalyor! Pauline'in benimle bir konumadan bilerek kandna kesinlikle emin olmakla birlikte, souk ve ilgisiz bir hava takndm: Anszn gelip beni bulmaya karar vereceini dnyordum. Bylece, dn ve bugn btn dikkatimi Mile Blanche'a ynelttim. Zavall general, gerekten de mahvoldu demektir! nsann elli be yanda bylesine iddetle k olmas, hi kukusuz byk bir felakettir. Bir de buna dul oluunu, ocuklarn, iflas durumunu, borlarn, en sonunda da tutulduu kadn ekleyin. Mile Blanche son derece gzel. Ama,, insana korku veren o yzlerden birine sahip dersem, bilmem ne dediimi anlatabilir miyim? Hi deilse ben, bu tr kadnlardan hep korkmuumdur. Yaklak yirmi be yalarnda. Uzun boylu, ahane omuzlar var, grkemli bir boynu ve gsleri, esmer bir teni, abanoz gibi kapkara ve gr (hemen hemen iki baa yetecek kadar gr) salar vard. Kapkara gzleri, gzlerinin beyaz sarmtrakt, kstah bir bak, prl prl dileri, hep boyal dudaklar var; misk kokuyor. arpc ve zengin biimde ama, byk bir zarafet ve zevkle

giyiniyor. Elleri ve ayaklar harikulade. Sesi bouk bir kontralto. Kimi zaman btn dilerini gstererek kahkahayla gler ama, ounlukla kstah bir halle hi deilse Pauline'le Marie Philippovna'nn yannda suskun durur. (Ortalkta garip bir sylenti dolayor: Maria Philippovna Rusya'ya dnyormu.) Bana yle geliyor ki, Mile Blanche hibir eitim grmemi, hatta belki aptal da ama, buna karlk kukulu, gvensiz ve hilekrd. Yaamnn olduka servenli getiini sanyorum. Yani ksacas, belki de marki akrabas filan deildi, annesi de gerekten annesi deildi. Ama, gya kendilerine rastladmz Berlin'de, onun ve annesinin rabtal birka ahbaplar varm. Markiye gelince, imdiye kadar onun markiliinden kukulanm olmama karn, bizde, szgelimi Moskova'da olduu40 KUMARBAZ KUMARBAZ 41 kadar Almanya'da da yksek sosyeteden olduu kukusuz gibi grnyor. Fransa'da durumun ne merkezde olduunu bilmiyorum. Bir atosu olduu syleniyor. yle sanyorum ki u on be gn iinde kprlerin altndan ok sular akacak ama, gene de Mile Blanche'la generalin kesin szleri syleyip sylemediklerini hl tam olarak bilemiyorum. Sonunda, imdi her ey durumumuza, yani generalin onlarn nnde parldatabilecei parann miktarna bal. Eer, szgelimi, bykannenin hl hayatta olduunu renirlerse, hi kukum yok Mile Blanche hemen ortadan yok olur. Bu kadar dedikoducu olduuma ben bile hem ayorum, hem de bunu pek gln buluyorum, dorusu ya. Ah, bilseniz btn bunlardan ne kadar ireniyorum! Btn bu insanlardan ve btn bunlardan ne byk bir sevinle ayrlrdm, bir bilseniz! Ama, Patline' den ayrlabilir miyim, evresini ispiyonlamadan durabilir miyim? spiyonlamak aalk, iren bir ey hi kukusuz ama, umurumda bile deil! Dn ve bugn, B. Astley de bana bir garip grnd. Evet, kesinlikle inanyorum ki Pauline'e k! k, ekingen ve hastalk derecesinde utanga bir adamn tam da bir szck, ya da bir bakla kendini ele vermektense yz ayak yerin altnda olmay yeleyecei bir anda bu adamn baknn kimi zaman ifade ettii ey pek acayip ve glntr. Gezintide sk sk B. Astley'le karlayoruz. Muhakkak ki bize katlma isteiyle yanp tutuarak, apkasn karyor ve yolunu srdryor. Ve eer birlikte gezinmek ricasnda bulunulursa, hemen neriyi reddediyor. Gazinoda, konserde, ya da fskiyenin nnde dinlenilen yerlerde, hep bizim srann yaknlarnda duruyor. Nerede olursak olalm, parkta, ormanda, Schlangenberg'in zerinde, en yakn patikada, ya da bir alln ardnda B. Astley'in karaltsnn kanlmaz biimde belirdiini grmek iin insann gzlerini evresinde gezdirmesi yeterliydi. Bana yle geliyor ki, benimle zel olarak konumak iin frsat aryor bu adam. Bu sabah karlatk ve bir iki sz konutuk. Kimi zaman, kesik tmcelerle konuuyor. Daha bana gnaydn bile demeden, hemen: Ah, Mile Blanche!.. diye haykrd. Mile Blanche gibi ok kadn grdm! Bana anlaml bir bak ynelterek sustu. Bu szlerle ne demek istiyordu, bilemiyorum, nk benim: Ne demek istiyorsunuz? diye sormam zerine ok bilmi bir glmsemeyle ban sallayarak unlar ekledi: te byle. Mile Pauline iekleri ok mu sever? Hi bilmiyorum diye karlk verdim. Nasl! Bunu bilmiyor musunuz? diye haykrd aknlktan neredeyse kk dilini yutarak. Hayr, hibir .fikrim yok, hi dikkat etmedim diye yineledim, glerek. Hmmm! Bu aklma bir fikir getirdi. Bunun zerine, bana bir ba iareti yapp yolunu srdrd. Zaten pek honut bir hali vard. kimiz de berbat bir Franszca konuuyoruz. DRDNC BLM O gn pek gln, rezil ve samayd. Akamn saat on biri. Kk odamda oturmu, anlarm dzene sokmaya alyorum. Her ey bu sabah balad: Pauline Alexandrovna adna

oynamak zere rulete gitmem gerekti. Onun yz altm frederikini aldm ama, iki koulla: Birincisi, yar yarya, ortaklaa oynamay kabul etmiyordum, bylece de eer kazanrsam kendim iin hibir ey almayacaktm; ikincisi de, akama, 42 KUMARBAZ KUMARBAZ 43 Pauline neden kazanmaya bu kadar ihtiyac olduunu ve tam ne kadar para gerektiini bana anlatacakt. Bunun sadece para iin olduunu dnemezdim. vedi bir ihtiyac olduu aka belliydi ama, hangi amala olduunu bilmiyordum. Aklama yapacana sz verdi, ben de gittim. Kumar salonlarnda herkes birbirini iniyordu. Hepsi de ne kadar kstah ve agzl! Kalabal yardm ve krupiyenin yanma yerletim. Sonra da, her seferinde sadece iki altn srerek, ekine ekine baladm. Bu srada inceliyordum ve gzlemlerde bulunuyordum. Bana yle geliyor ki, btn bu hesaplarn pek bir anlam yok, pek ok kumarbazn onlara verdii nemden de yoksundurlar. Orada oturmular, ellerinde saylarla kapl ktlar, notlar alyorlar, hesaplyorlar, anslar kestirmeye alyorlar, son bir ilem daha yapp en sonunda paralarn sryorlar... ve yitiriyorlard tpk hibir hesap yapmadan oynayan fani kullar gibi. Buna karlk, doruya benzeyen bir sonu elde ettim: Gerekten de, beklenmedik anslarn ard arda geliinde bir sistem deilse de bir eit dzen var; bu elbette ki'ok garip. Szgelimi, ortadaki on iki saydan sonra son on iki saynn kt oluyordu; diyelim ki, iki kez bu son on iki say kyor ve ilk on ikiye geiyor. lk on ikinin zerine dtkten sonra, yeniden ortadaki on ikiye dnyor; , drt kez st ste ortadaki saylar kyor, sonra yeniden son on iki kyor; iki turdan sonra, yeniden ilk saylara dnlyor, bunlar sadece bir kez kyorlar, ortadakiler ise kez st ste kyor. Bu bylece bir buuk, iki saat kadar sryor. Bir, ve iki; bir, ve iki. ok garip bir ey. Falan le sonrasnda, ya da filan sabah, siyah hemen hemen dzensiz bir biimde ve her an krmzyla nbetlee geliyor; her renk st ste sadece iki, ya da kez kar. Ertesi gn, ya da akam, szgelimi, st ste yirmiye kadar sadece krmz kar ve bu bylece bir sre, kimi zaman btn gn boyu srer gider. Bu gzlemlerin nemli bir blmn, leye kadar btn zamann hi para srmeden kumar masalarnn yannda geiren B. Astley'e borluyum. Bana gelince, hepsini son metelie kadar ve pek ksa bir zamanda yitirdim. nce ift sayya yirmi frederik koydum ve kazandm; bunlar yeniden koydum ve gene kazandm, bu bylece iki kez srd. yle sanyorum ki elimdeki paramn miktar bir be dakikann iinde drt yz frederike ykseldi. te o anda gitmem gerekirdi ama, iimde garip bir duygu uyand: Yazgya meydan okumak, ona bir imdik atmak, dilimi karmak, nanik yapmak istei kabard. zin verilen en yksek paray srdm: Drt bin florin ve yitirdim. Sonra da iyice coarak, elimde kalann hepsini kardm, bir nceki gibi yerletirdim ve yeniden yitirdim. Bunun zerine, adeta sersemlemi bir halde masadan ayrldm. Bama geleni anlayamyordum bile, talihsizliimi ancak yemekten nce Pauline Alexandrovna'ya bildirdim. O zamana kadar parkta dolanp durdum. Yemekte, gene gn nceki gibi comutum. Fransz-la Mile Blanche gene bizimle yemek yiyorlard. O sabah Mile Blanche da gazinodayd ve benim gsterilerimi seyretmiti. Bu kez, daha saygl bir biimde konutu benimle. Fransz daha bir kestirmeden giderek yitirdiimin kendi param olup olmadn sordu. Galiba Pauline'den kukulanyor. Ksacas, iin iinde i vard. Hemen bir yalan uydurdum ve bunun kendi param olduunu syledim. General son derece armt: Bu kadar paray nereden bulmutum? On frederikle baladm, alt yedi kez st ste iki katna kararak be, alt bin florine kadar ykseldiimi ve hepsini iki elde yitirdiimi anlattm.

Elbette ki btn bunlar akla yaknd. Bu aklamay yaparken Pauline'e bakyordum ama, yznden hibir ey oku-yamadm. Bununla birlikte, hi szm kesmedi, ben de konumam srdrdm. Bundan, yalan sylemem ve onun adna 44 KUMARBAZ KUMARBAZ 45 oynadm gizlemem gerektii sonucunu kardm. Her ne olursa olsun, diyordum iimden, bu sabah sz verdii aklamay mutlaka yapmal. yle sanyorum ki, general biraz bana kacakt ama, sesini karmad. Ama, ben gene de yznden onun heyecanl ve kaygl olduunu anladm. Belki de u iinde bulunduu skntl durumda olduka hatr saylr bir altn ynnn, kala gz arasnda, benim gibi bylesine ihtiyatsz bir sersemin elinden akp gittiini iitmek onu zyordu. Galiba dn akam Franszla olduka iddetli bir az dala yaptlar. Uzun zaman hararetli hararetli konutular; kapy da kilitlemilerdi. Fransz ktnda pek fkeliydi; bu sabah erkenden gelip generali buldu... hi kukusuz dnk konumay srdrmek iin. Kumarda yitirdiimi renince, Fransz alayc bir sesle, birazck da kt yreklilikle, daha makul davranmam gerektiini belirtti. Ardndan da bilmem neden, Ruslarn genellikle kumarbaz olmakla birlikte, onun grne gre, kumar oynama yeteneinden bile yoksun, olduklarn ekledi. Bana kalrsa, rulet zellikle Ruslar iin icat edildi diye karlk verdim. Franszdan hor gren kk bir kahkaha ykselince, gerein muhakkak ki benden yana olduunu belirttim, nk Ruslarn kumarbaz olduklarn sylerken onlar vmekten daha da ok yeriyordum; demek ki szme inanlabilirdi. Dncenizi neye dayandryorsunuz? diye sordu Fransz. una dayandryorum ki, tarih boyunca anamal edinme zgrl uygar Batl insann erdem ve saygnlk kutsal kitabna girmitir; hatta belki de bunun en nemli blmn oluturur. Oysa Rus sadece anamal edinme yeteneinden yoksun olmakla kalmaz, ayn zamanda da eline geeni dncesizce geliigzel arur eder. Her ne olursa olsun, biz Ruslarn da paraya ihtiyac vardr diye ekledim. Bylece de, almadan, iki saat iinde anszn byk servetler kazamla-bilen rulet gibi yntemlere susamzdr. Bu bizi hayran eder, kendimizi zora sokmadan, geliigzel oynadmz iin de, yitiriyoruz! Ksmen doru diye kabul etti Fransz kendini beenmi bir tavrla. Hayr, yanl, lkeniz hakknda byle konutuunuz iin utanmalsnz diye kt general fkeli ve kasntl bir ciddiyetle. Ben de ona: zin verirseniz diye karlk verdim, kularn yakksz davranlar m, yoksa drst bir almayla dm stne dm atp para biriktirmekten ibaret olan Alman sisteminin mi daha iren olduu henz sylenemez. Ne yakksz bir dnce! diye haykrd general. Ne kadar da tam Ruslara yarar dnce! diye haykrd Fransz da. Glyordum; onlar inelemek iin yanp tutuuyordum. Alman tanrsna tapmaktansa, btn mrmce bir Krgz adrnda gebe yaam srmeyi yelerim! diye bardm. Ne tanrsym o? diye baran general bu kez ciddi alarak fkelenmeye balyordu. Almanlarn servet biriktirme biimi. Buraya geleli pek oldu ama, yapmak ve dorulamak zamann bulduum gzlemler benim Tatar kanm isyan ettiriyor. Vallahi, byle er-iemleri istemem ben! Dn, evrede on verst kadar dolatm. Tpk o resimli kk Alman ahlak kitaplar gibi: Burada, her evin korkun derecede erdemli ve olaanst biimde namuslu Vater' var. O kadar namuslu ki, insan yaklamaya korkuyor. nsann yaklamaya korktuu

namuslu kiilere dayanamam ben. Her Vater'm bir ailesi var, akam olunca da hepsi yksek sesle eitici kitaplar okuyorlar. Minik evin ze46 KUMARBAZ KUMARBAZ 47 rinde karaaalar ve kestane aalan hrdyor. Gnein ba* ts, damn stnde bir leylek... Btn bunlar son derece iirsel ve dokunakl... fkelenmeyin general, izin verin de ackl biimde konuaym. lm babamn, akamlar kk bahemizin hlamur aalar altnda annemle bana buna benzer kitaplar okuduunu anmsyorum. Demek ki bu konuda ne dediimi bilecek durumdaym. Burada, her aile tamamiyle Va-ier'in kulu klesi. Hepsi kzler gibi alyorlar, Yahudiler gibi de para biriktiriyorlar. Diyelim ki baba bir miktar para biriktirdi de, mesleini, ya da topram byk oluna devretmek istiyor: eyiz paras vermeyecei iin kz evlenemez. Kk olan uak, ya da asker olarak satarlar, paray da baba malna katarlar. Bu gerek, burada yaplageliyor; sorup rendim. Btn bunlarn bir tek kayna var: Drstlk, ar dereceye vardrlan bir drstlk, yle ki, satlan kk olan, kendisini drstlk uruna sattklarna kesinlikle inanyor. te ideal bu, kurban bile kendisini sunaa gtrdkleri iin seviniyor! Peki, sonra? Eh, ne olsun, byk olann da yaam pek yle gllk glistanlk deil: Orada bir Amalchen'i, gnlnn bir arkada var ama, onunla evlenemez ki, nk henz yeteri kadar florin biriktiremediler. Onlar da, erdemle, itenlikle beklerler ve glmseyerek sunaa giderler. Amalchen'in yanaklar ukurlar, kz kurur kalr. En sonunda, yirmi yldan sonra, varlklar artar, florinler namuslu ve erdemli biimde birikmitir... Vater krkna merdiven dayam byk olunu kutsar, otuz be yan sren Amalchen'in de gs prsmtr, burnu kpkrmzdr... Yal adam bu frsatla alar, ahlak dersi verir ve lr. Bu kez de byk olan erdemli Vater'o, dnr ve yk yeniden balar. Elli ya da yetmi yl sonra, ilk Vater'm torunu gerekten de nemli bir anamal gerekletirir, onu oluna, o da kendi oluna brakr, be alt kuak sonra da Rothschild baronu, ya da Hoppe ve rt., ya da eytan bilir kim ortaya kar. Bu gerekten de grkemli bir gsteri deil mi? ki, yzyllk aba,' sabr, emek, zek, drstlk, enerji, metanet, ileri grlk, damn stnde leylek! Daha fazla ne istersiniz? Bundan daha yce bir ey olamaz: Bu bak asndan, btn dnyay yarglamaya ve sulular, yani az buuk onlardan farkl olanlar cezalandrmaya balarlar. te byle: Ben Rus yntemince sefahata dalmay, ya da rulette servet kazanmay yelerim! Be kuak sonra Hoppe ve rt. olmaya hi de niyetim yok! Kendim iin paraya ihtiyacm var, kendimi hibir anamala bal hissetmiyorum. Bir sr samalklar sylediimi biliyorum ama, bana ne. Benim inanlarm bu. Sylediklerinizde byk bir gerek pay var m bilmem ama dedi general dnceli bir halle, kesinlikle1 bildiim bir ey var, o da banz biraz bo braktlar myd, dayanlmaz derecede kurumlanyorsunuz... Her zamanki alkanlyla, gene tmcesini tamamlamad. Bizim general alelade konumann snrlarn birazck aan bir konuya yaklat zaman tmcelerini hi tamamlamaz. Fransz gzlerini faita gibi aarak, gevek bir durula dinliyordu. Pauline azametli bir ilgisizlik havas taknmt. Bu kez sofrada konuulanlardan hibir ey iitmemi gibi grnyordu. BENC BLM Pauline her zamankinden daha dalgnd ama, sofradan kalkar kalkmaz, gezintiye kendisiyle birlikte gelmemi syledi. ocuklar aldk, parkta fskiye ynne gittik. Ben zellikle pek heyecanl olduumdan, damdan der48 KUMARBAZ

KUMARBAZ 49 cesine, aptalca ve pek kaba bir biimde neden bizim De Grieux Markisi kk Franszn artk onunla dar kmadn ve gnler boyunca bir tek sz sylemediini sordum. Pauline de bana garip bir sesle: Kaba adamn biri de ondan! diye karlk verdi. Onun De Grieux'den bu biimde sz ettiini imdiye kadar hi iitmemitim, bu fkeyi anlama korkusuyla, sustum. Bugn generalle hi anlaamyor, fark ettiniz mi? Pauline kuru bir sesle, fkeyle: Neyin sz konusu olduunu renmek istiyorsunuz? diye karlk verdi. Biliyorsunuz ki, btn varlnn ipoteine karlk generale bor para verdi; eer bykanne lmezse, Fransz hemen btn rehinlerin sahibi olacak. Her eyin ipotek edildii doru mu, kuzum? Sylemilerdi ama, bu kadar kesin olduunu bilmiyordum. Elbette ya! yleyse, elveda Mile Blanche! dedim. General ei olamayacak! Biliyor musunuz, general o kadar k ki, eer Mile Blanche onu brakrsa canna kyar gibi geliyor bana. Onun yanda bylesine lgnca tutulmak tehlikelidir. Pauline Alexandrovna da dalgn bir halle: Ben de bana bir eyler geleceini sanyorum dedi. Ne harikulade, deil mi? diye haykrdm. Onunla para iin evlenmeye raz olduu bundan daha arpc bir biimde gsterilemezdi. Kurallara bile uyulmad, trenlerden bsbtn vazgeildi. Harikulade! Bykanne konusuna gelince, ld m? Gerekten ld m? diye sormak iin telgraf stne telgraf ekilmesi kadar gln ve aalk bir ey olabilir mi? Evet, bu konuda siz ne dnyorsunuz, Pauline Alexandrovna? Btn bunlar sama eyler dedi szm keserek nefretle. Ben asl sizin pek neeli olmanza ayorum. Sizi bu kadar sevindiren nedir kuzum? Belki de benim param yitirmi olmanz? Yitirmem iin neden paranz bana verdiniz? Bakalarnn adna kumar oynamayacam syledim size, zellikle de sizin adnza. Her ne olursa olsun btn buyruklarnza uyuyorum; ama, sonu benim elimde deil. Yararl hibir ey olamayacan ben size haber vermitim. Buraya bakn, bu kadar para yitirmek sizi sarst m? Kazanm olsaydm, ne iinize yarayacakt bu? Neden btn bu sorular? yi ama, bana anlatacanz sz vermitiniz ya... Bakn dinleyin: Kendi adma oynamaya baladm zaman (on iki frederikim var) kazanacama kesinlikle inanyorum. Bylece, size istediiniz kadar para veririm. Kmseyerek dudak bkt. Canm, diye srdrdm, size byle bir neride bulunduum iin bana hemen kzmayn. Sizin gznzde bir hi olduum bilinci iime ylesine kk salmtr ki, benden para bile kabul edebilirsiniz. Size bir armaan versem gceemez-siniz. stelik de sizin paranz yitirdim. abucak bana bir gz att, alayc bir sesle ve fkeyle konutuumu fark edince, konumann konusunu bir kez daha deitirdi. Benim ilerimde sizi ilgilendirecek hibir ey yok. Eer renmek istiyorsanz, syleyeyim: Borcum var. Bor para aldm, bunu demek istiyordum. Burada kumarda kazanacan fikrine kapldm, lgnca ve pek garip bir dnceydi bu. Neden byle dndm? Hi bilmiyorum ama, buna inanyordum. Kimbilir, belki de hibir seeneim bulunmadndan ve bunun son ansm olduundan bu umuda yaptm. Ya da her ne pahasna olursa olsun, mutlaka kazanmanz GEREKYORDU. Tpk denize denin ylana sarld F. 4 50

KUMARBAZ KUMARBAZ 51 gibi. Kabul edin ki, eer boulmak zere bulunmasayd, aa kk diye ylana sarlmazd. Pauline ard: Nasl? diye sordu. Siz de ayn umudu beslemiyor musunuz? On be gn nce bana burada rulette kazanacanza kesinlikle inandnz uzun uzun anlattnz ve size deli gzyle bakmamam rica ettiniz benden. O zaman aka m yapyordunuz yani? Oysa, ok iyi anmsyorum, o kadar ciddi konuuyordunuz ki, bunun aka olduuna dnyada kimse inanmazd. Doru diye karlk verdim dalgn dalgn. Gene bugn de kazanacama kesinlikle inanyorum. Hatta size unu itiraf edeyim ki, imdi kendi kendime u soruyu yneltme zorunda braktnz beni: Neden bugnk o aptalca, rezil yitiim, ruhuma kuku drmedi? Kendi hesabma oynarsam mutlaka kazanacama kesinlikle inanyorum. Neden bundan o kadar eminsiniz? renmek istiyorsanz syleyeyim: Ben de bilmiyorum. Sadece kesinlikle kazanman GEREKTN, benim iin de tek kurtulu yolunun bu olduunu biliyorum. Belki de bunun iin kesin olarak kazanmam gerektii duygusuna kaplyorum. u halde siz de her ne pahasna olursa olsun kazanmalsnz, bu kadar kr krne bir inancnz olduuna gre! Bahse girerim ki benim bylesine ciddi bir zorunluluk duyabileceimden phe ediyorsunuz. Pauline sakin ve ilgisiz bir sesle: Btn bunlar umurumda bile deil yantn verdi. Mademki sordunuz, evet, herhangi bir eyin sizi ar derecede kayglandrabileceinden kuku duyuyorum. zlebilirsiniz ama, pek yle ciddi ekilde deil. Siz dzensiz ve kararsz bir adamsnz. Paraya neden ihtiyacnz var? Geen gn bana gsterdiiniz btn nedenlerde ben nemli hibir ey gremedim. Durun bakaym diye szn kestim, sylediniz de aklma geldi, bir borcu demek zorunda olduunuzu sylemitiniz bana. ok nemli bir bor olmal bu, bana yle geliyor! Fransza, deil mi? Ne demek oluyor bu? Bakyorum da bugn pek kstahsnz! tiniz mi yoksa? Bilirsiniz ki ben her eyi sylerim, hatta kimi zaman da dolambasz, pat diye sorular sorarm. Bir kez daha yineliyorum, sizin tutsanzn! ben; bir tutsak sizi artamaz, bir tutsak incitemez, onurunuzu kramaz. Nedir btn bu samalklar, kuzum! Sizin u "tutsaklk" kuramnza dayanamyorum ben. Dikkat ederseniz, sizin tutsanz olmay istediim iin tutsaklmdan sz ediyor deilim, sadece istencimin tama-miyle dnda bir olgu olarak sz ediyorum ondan. imdi bana aka syleyin: Neden paraya ihtiyacnz var? Peki, ya siz, neden bunu renmek istiyorsunuz? Cannz isterse diye karlk verdi azamet dolu bir ba hareketiyle. Tutsaklk kuramna dayanamyorsunuz ama, insan tutsanz olmaya zorluyorsunuz: "Tartmadan yant verin!" Pekl, yle olsun. Neden paraya ihtiyacm olduunu soruyorsunuz bana. Ne soru! Para... Her ey demektir! Anlyorum ama, bunu isterken insan byle bir lgnla dmemeli! nk siz ii kendinden gemeye kadar, yazgcla kadar vardryorsunuz. Burada bir i var, kesin bir ama var. Kem km etmeden, ak ak konuun, yle istiyorum. Sanrsnz ki fkelenmeye balyordu. Hiddetli bir sesle bana sorular sormay srdrmesi beni pek sevindiriyordu. Elbette ki bir amacm var, dedim, ama, bunun ne olduunu size anlatamam. Sadece u var ki, parayla ben bs-52

KUMARBAZ btn baka bir adam olacam, hatta sizin gznzde bile, bylece de tutsak olmaktan kurtulacam. Peki, nasl? Bunu nasl baaracaksnz? Nasl m baaracam? Beni bir tutsaktan baka trl grebileceiniz bir duruma ulaabileceimi bile anlayamyorsunuz! te benim asl hi istemediim de bu, bu aknlklar ve bu anlayszlar istemiyorum artk. Bu tutsakln size byk zevk verdiini sylyordunuz. Ben de bunun byle olduunu sanyordum. Garip bir zevkle: Sanyordunuz diye haykrdm. Ne saflk bu byle!, Pekl, evet, sizin urunuza katlandm tutsaklk benim iin bir zevktir. Alalmann ve kk dmenin en son derecesinde insan byk bir tat bulur! diye samalamay srdrdm. Kimbilir, topuz ulu krba da srtnza inip etinizi paralad zaman da belki bu zevki duyuyordur insan... Ama, ben belki de baka zevkler duymak istiyorum. Demin, sofrada, general sizin nnzde belki de hibir zaman alamayacam yllk yedi yz ruble iin beni azarlad. De Grieux Markisini sizin nnzde burnundan yakalamak iin iddetli bir istek duyuyorum, kim bilir? Toy delikanl zrvalar! Bizim durumumuzda insan onurlu davranabilir. Savam yceltir, alaltmaz. z deyilerle konuuyorsunuz! Siz sadece benim saygnlk gstermesini bilmediimi sanyorsunuz. Saygn bir kii olmakla birlikte saygnlkla davranmasn bilmediimi sanyorsunuz. Byle olabileceini anlyor musunuz? Ama, btn Ruslar byledir, nedenini biliyor musunuz? nk Ruslar, kendilerine uyan bir biimi abucak bulabilmek iin pek bol ve pek deiik yeteneklere sahiptirler. Burada, nemli olan biimdir. Biz Ruslar ounlukla yle bol yeteneklere sahibiz ki, kendimize uygun bir biim bulabilmemiz iin deha gerektir. ou zaman da dehadan yoksunuzdur, nk bu genellikle pek KUMARBAZ 53 ender rastlanan bir eydir. Franszlarda, belki de daha baka kimi Avrupallarda biim o kadar iyi belirlenmitir ki, insan dnyann en alak adam olduu halde son derece saygn halleri olabilir. te bu nedenle biim onlar iin son derece nemlidir. Bir Fransz bir hakarete, derin ve gerek bir hakarete katlanr da, kabul edilen grg ve terbiye kurallarna ve geleneksel biime uymad iin burnunun zerine kk bir fiskeye katlanamaz. Fransz erkeklerinin kzlarmzn yannda o kadar baar salamalarnn nedeni, gzel bir biimleri olmasdr. Bana gelince, ben zaten bunda hibir biim grmyorum, sadece bir horoz, galya horozu gryorum. Aslnda ben bunu anlayamam, kadn deilim ki. Kim bilir, belki horozlarn da iyi yan vardr. Aman canm, ben de tutmu bir yn samalar sylyorum, beni durdurmuyorsunuz. Beni daha sk durdurun, sizinle konuurken, iimde ukde olan ne varsa hepsini, hepsini sylemek istiyorum. Biimi filan yitiriyorum. Sadece biimin olmadn deil, her trl deerden de yoksun okluumu kabul ediyorum. Bunu size aka bildiriyorum. Hatta hibir deer umurumda bile deil. imdi, bende her ey aklp kald, kmldamaz halde. Bunun nedenini biliyorsunuz. Kafamda artk bir tek dnce var. Uzun zamandan beri dnyada, Rusya'da da, burada da, neler olup bittiinden haberim yok. Szgelimi, bakn, Dresden'den getim ama, bu kentin neye benzediini unuttum gitti bile. Kafam neyin kurcaladn biliyorsunuz. Sizin gznzde bir hi olduumdan ve hibir umudum da olmadndan, ak ak konuuyorum: Her yanda sizi gryorum, geri kalan umurumda bile deil. Sizi neden ve nasl sevdiimi bilmiyorum. Biliyor musunuz, belki de hi gzel deilsiniz? Dnn bir kere, sadece yznzn bile gzel olup olmadn bilmiyorum. Yreiniz kukusuz ktdr, ruhunuz byk bir olaslkla soyluluktan yoksundur.

Belki de benim soyluluuma inanmadnz iin beni parayla satn almay tasarlyorsunuz?54 KUMARBAZ KUMARBAZ 55 Sizi satn almay ne zaman tasarladm ki? diye haykrdm. ardnz ve ipin ucunu kardnz. Beni deilse bile sevgimi, saygm satn almay umuyorsunuz. Hayr, tam olarak bu deil. Ne demek istediimi anlatmann ok zor olduunu sylemitim size. Beni eziyorsunuz. Gevezeliime kzmayn. Bana neden kzmamak gerektiini anlyorsunuz: Deliyim ben, sadece. Aslna bakarsanz umurumda bile deil ya, cannz istiyorsa kzn. Yukarda, o kk odamda parmaklarm srmaya hazr olmam iin elbisenizin fsrtsn anmsamam, ya da dnmem yetiyor bana. Bana neden kzyorsunuz? Tutsanz olduumu sylediim iin mi? Yararlann, tutsaklmdan yararlann! Bir gn sizi ldreceimi biliyor musunuz? Kskanlktan deil, artk sizi sevmeyeceim iin de deil; hayr, sadece sizi tr tr yemek istediim gnler var da onun iin sizi ldreceim. Glyorsunuz... Hayr, hi de glmyorum dedi fkeli bir sesle. Size susmanz emrediyorum. fkeden boularak sustu. Tanr tanmdr ki gzel mi deil mi, bilmem ama, karmda byle durduu zaman ona bakmaktan ok holanyorum, ite bu yzden de onun fkesini kkrtmaktan zevk alyorum. Kimbilir, belki o da bunun farkna varmt da bile bile kzmt. Bunu ona syledim. Ne alaklk bu byle! diye haykrd nefretle. Hi nemi yok, diye srdrdm. Bir de unu bilin ki, birlikte gezinmemiz tehlikeli: Sk sk sizi dvmek, yznz gznz paralamak, grtlanz skmak iin kar konulmaz bir istek duyuyorum. Bunun oraya kadar varmayacan sanyorsunuz, deil mi? Beni kudurtuyorsunuz. Kukusuz bir rezalet karmaktan ekinirim, deil mi? Sizin hiddetiniz mi? Ama, sizin fkeniz zerre kadar umurumda deil! Sizi umutsuz bir akla seviyorum, bundan sonra da sizi bin kez daha fazla seveceimi biliyorum. Eer bir gn sizi ldrrsem kendimi de ldrmem gerekir; pekl ama, bu dayanlmaz acy siz olmadan hissetmek amacyla kendimi olabildiince ge ldrrm! Size inanlmaz bir ey syleyeyim mi? Sizi her gn daha fazla seviyorum, oysa bu hemen hemen olanaksz bir ey. Bundan sonra da yazgc olmaz mym ben! Anmsyor musunuz: nceki gn, Schlangenberg'in zerinde, beni kkrttnz zaman size alak sesle: "Bana bir tek szck syleyin, kendimi uuruma ataym" dedim. O szj c syleseydiniz, atlardm. Buna inanyorsunuz, deil mi? Ne sama sapan gevezelik! diye haykrd. Sama olup olmamas umurumda bile deil! diye haykrdm ben de. Bildiim bir tek ey var, siz burada olduunuz zaman konumak, konumak, konumak ihtiyacn duyuyorum... ve konuuyorum. Karnzda btn zsaygm yitiriyorum, butta da metelik bile vermiyorum! Pauline souk ve zellikle krc bir sesle: Neden sizi Schlangenberg'in tepesinden atlamaya zor-layacakmm? dedi. Tamaniyle yararsz bu. Mkemmel! diye haykrdm. u harikulade "yararsz" szcn srf beni mahvetmek iin kullandnz. yznz anladm imdi. Yararsz dediniz, deil mi? Ama, zevk her zaman yararldr ve snrsz, mutlak bir etki, bir sinek ze-rinde bile olsa, bir eit zevktir. nsan, yaradltan zorbadr: Ac ektirmeyi sever. Bunu siz her eyden fazla seviyorsunuz. Beni zel bir dikkatle incelediini ok iyi anmsyorum. Yzm o anda hi kukusuz duyduum btn o akl almaz, ipe sapa gelmez hisleri yanstyordu. imdi ok iyi anmsyo-irum, konumamz hemen hemen u anlattm szcklerle ge-ti. Gzlerim kan ana gibiydi. Dudaklarmdan kpkler salglyordu. Schlangenberg konusuna gelince, u anda bile na-56

KUMARBAZ KUMARBAZ 57 muum zerine yemin ederim ki, eer o anda kendimi aa atmam emretseydi, hemen atardm! Hatta hakaretle, suratma tkrerek, aka olsun diye de syleseydi, gene atlardm! Yo, neden, kuzum? Size inanyorum dedi. Ama, bunu ancak onun yapabilecei yle bir tonla, yle bir hor grme ve ktlkle, yle bir kstahlkla syledi ki, Tanr bilir onu o anda ldrebilirdim. Byle bir tehlikeyle burun burunayd. Ve bunu ona sylerken hi de yalan sylememitim. Anszn bana: Korkak deil misiniz siz? diye sordu. Bilmem, belki de yleyimdir, bilmiyorum... Uzun zaman var ki bu soruyu kendime yneltmedim. Size: "u adam ldrn!" desem... ldrr mydnz onu? Kimi? Kimi istersem. Fransz m? Bana soru sormayn da yant verin. Kimi gsterirsem. Demin sylediklerinizin ciddi olup olmadn renmek istiyorum. Yantm yle bir ciddiyet ve sabrszlkla bekliyordu ki bana garip grnd bu. Sonunda burada neler olup bittiini syleyecek misiniz bana, kuzum! diye haykrdm. Yoksa benden korkuyor musunuz? inde rpndnz btn skntlar gryorum. flas etmi, lgn, u iblisin... Blanche'm tutkusuyla mahvolmu bir adamn vey kzsnz; sonra sizin zerinizdeki o gizemli etkisiyle Fransz da var; en sonunda da, u anda bana bu soruyu soruyorsunuz. Hi deilse bileyim, yoksa imdi he- ' men ldracam ve beklenmedik herhangi bir davranta bulunacam. Belki de akszllnzle beni onurlandrmaktan utanyorsunuzdur? Aman canm, benim karmda utana-fmazsnz. Ben hi de size bundan sz etmiyorum. Size bir soru sordun ve yantn bekliyorum. Elbette diye haykrdm, bana gstereceiniz kimse-lyi ldrrm ama, acaba siz bunu yapabilir misiniz... byle bir eyi bana emredebilir misiniz? Sizi byle bir eyden saknacam sanmazsnz, inal-Slah? Size bir emir vereceim ve ben bir kenarda kalacam. Buna katlanabilir misiniz? Yok canm, ama, sonra da sizi bir cinayet ilemeye gnderme cretinde bulunduum iin gelip beni ldrrdnz. Bu szler zerine beynime bir balyoz yemi gibi oldum. Elbette ki o zaman bile sorusunu yar aka, yar kkrtma Solarak kabul etmitim, oysa Pauline ok ciddi konumutu. Bu ekilde konumu olmasna, zerimde byle bir hak id-idiasnda bulunmu olmasna, byle bir gce sahip olduunu sanp bana aka: Git kendini mahvet, ben kenarda kala-Icam demi olmasna ayordum. Bu szcklerde yle bir hayaszlk, yle akszllk vard ki, benim grme gre, Pauline ly ayordu. Peki, ondan sonra bana kar na-isl davranacakt acaba? Tutsakln ve alalmann btn s-Inrlarn ayordu bu. Bu gr tarz beni onun dzeyine kadar ykseltiyordu. Konumamzn btn samalna ve ina-Inlmazlna karn, yreim eziliyordu. Pauline anszn bir kahkaha kopard. Oynayan ocuklarn karssnda, arabalarn yolcularn gazinoya giden yolun azna brakmak iin durduklar yerin tam karsnda, bir spada oturuyorduk. Pauline: u iman baronesi gryor musunuz? diye haykrd. Wurmerhelm Baronesi. Buraya geleli henz gn oldu. Kocasna bakn: Bastonunu elinde tutan u sska, sarsak y-58 KUMARBAZ ryl Prusyal. nceki gn bize nasl bakmt, anmsyor musunuz? Hemen baronese yetiin, apkanz karp, ona Franszca bir eyler syleyin.

Neden? Schlangenberg'in tepesinden kendinizi aa atacanza yemin ettiniz bana; size emredecek olsam, adam ldrmeye hazr okluunuza da yemin ediyorsunuz. Btn bu cinayetler ve trajediler yerine, canm sadece bir para elenmek istiyor. Karlk vermeden sz dinleyin. Baronun sizi bastonla dvdn grmek istiyorum. Beni kkrtyorsunuz; yapmayacam m sanyorsunuz? Evet, sizi kkrtyorum. Hadi, gidin, istiyorum. Pekl, ite gidiyorum ama, pek garip bir heves bu, dorusu ya. nallah bu olay generalin bana, dolaysyla da sizin banza dert amaz. Tanr adna, ben kendim iin kayglanmyorum, sizi... ve generali dnyorum. Ne garip bir fikir gidip de bir kadna hakaret etmek! Pauline kmseyerek bana: Pekl, grdme gre, sadece gevezenin birisiniz siz dedi. Demin gzleriniz kan ana gibiydi... zaten, kimbilir, bu belki de yemekte ok imi olmanzdan geliyordu. Bunun sama ve adi bir ey olduunu, generalin de pek kzacan biliyorum. Ben sadece elenmek istiyorum. Hepsi bu. Bir kadna hakaret etmenize gerek kalmaz. Daha nce size bir temiz sopa ekerler. Ayaa kalktm ve tek sz sylemeden grevimi yapmaya gittim. Kukusuz sama bir eydi bu, kanmasn becere-memitim ama, baronese yaklatm srada, bir haarlk yapma isteiyle srklendiimi hissettim. Zaten, sarho olduum kadar da comutum. KUMARBAZ ALTINCI BLM 59 Aradan iki gn geti bile. u aptalca gn yok mu! Ne lk, ne grlt, ne amata, ne uluorta konumalar! Ve btn bu hayhuyun, btn bu karkln, btn bu aptalln ve adiliin nedeni benim! Gerisi, hi deilse benim grme gre, zaman zaman gln geliyor. Neyin olup bittiini kavrayamyorum: Acaba ar bir cokunluk dneminde miyim, yoksa sadece aklm m kardm da beni kapatacaklar ana kadar densizlikler mi yapyorum? Kimi zaman gerekten aklm karr gibi oluyorum. Kimi zaman da, ocukluktan, okuldan henz kmm da, kabaca okul yaramazlklar yap-yormuum gibi geliyor bana. Btn su Pauline'de, hep onun suu. Belki de o orada olmasa ocuka haarlklar yapmay aklma bile getirmezdim. Kimbilir, belki de btn bunlar umutsuzluktan yaptm (byle dnmenin aptalca bir ey olduunu biliyorum y) ve anlyorum, hayr, gerekten de Pauline'in ne gibi iyi bir yan olduunu anlamyorum. Gzel, daha dorusu, ben yle sanyorum. lgna dndrd de yalnz ben deilim. Uzun boylu, gzel endaml. Ama, ok zayf. Bana yle geliyor ki insan onu dmleyebilir, ya da ikiye katlayabilir. Ayann izi dar ve uzun... kvrandrc. Kvrandrc, bu tam deyimi. Salarnn kzl prltlar var. Gzlerine gelince, gerek kedi gzleri bunlar, onlara yle bir azamet ve kstahlk katmasn biliyor ki! Aa yukar drt ay nce, bunlarn hizmetine yeni girdiim sralarda, salonda De Grieux ile uzun bir konuma yapmt; her ikisi de iyice heyecanlydlar. Ve Pauline adama yle bir bak bakyordu ki... daha sonra yatmaya yukar ktmda, adama bir tokat attn, -az nce onu tokatladn ve karsna dikilip suratna baktm dndm... Ve ite o akam ona k oldum.60 KUMARBAZ Biz gene de konumuza dnelim. Byk yola ulaan patikaya saptm, byk yolun ortasnda durup baronla baronesi bekledim. Aramzda be admlk bir mesafe kalnca, apkam karp onlar selamladm. ok iyi anmsyorum, baronesin srtnda ak kuruni ipekliden, alacak kadar bol, krmalarla, bir sepet-eteklikle ve bir de kuyrukla sslenmi, elbise vard. Ksa boylu, ok imand, dolgun ve ieri ekik, hemen hemen yanaklaryla birlemi bir enesi vard. Kpkrmz bir yz, kt bakl, kstah minicik gzleri vard. Yry alakgnlllk

doluydu. Barona gelince, kupkuru, upuzun boyluydu. Yampiri surat saysz minicik krklarla oyulmutt: Almanya'daki alkanla uyarak, gzlk de takyordu; krk be yandayd. Ba-caklar neredeyse gsnden balyordu. Soyluluk simgesi. Bir tavus kuu kadar kendini beenmitir. Biraz da ardr. fadesinde koyunsu bir ey ona gre derinlik yerine geerdi. Btn bunlar kala gz arasnda, birka saniye iinde fark ettim. Selamn ve elimdeki apkam nce dikkatleri pek ekmedi bile. Baron hafife kalarm atmakla yetindi. Barones, azametli bir yryle zerime doru geldi. Ben, her hecenin zerine basarak, tane tane, yksek ve iyice anlalr bir sesle. Sayn Barones, kulunuz olmak onuruna eritim dedim. Sonra, apkam bama geirdim, sevimli bir glmsemeyle yzne bakarak, yanndan getim. Pauline apkam karmam buyurmutu ama, bel krarak temennalarla marklklar benim buluumdu. Beni iten neydi, Tanr bilir. Yce bir dan tepesinden dermiim gibi geliyordu bana. Baron fkeli bir aknlkla bana doru dnerek: Haaa! diye bard, daha dorusu ciyaklad. KUMARBAZ 61 Ben dndm, hep glmsemeyle ona bakarak, saygl bir bekleyile durdum. Ne yapacan ard aka belliydi, ncc plus ultra (1) kalarn atmt. Yz gitgide kararyordu. Barones de fena halde fkeli bir aknlk durumuyla benden yana dnd. Gelip geenler bizi incelemeye balamlard. Hatta kimisi durdu bile. Baron bu kez .iki kat daha crlak, iki kat daha fkeli bir sesle: Haaa? diye yeniden ciyaklad. Ben de szcklerimi srkleyerek ve hep doruca onun gzlerinin iine bakarak: Ja woll (2) dedim. Sind Sie rasend? (3), diye bard bastonunu sallayarak. Galiba tir tir titremeye balyordu. Belki de onu heyecanlandran benim giysilerimdi. Pek uygun bir biimde, hatta yksek sosyeteden birisi gibi, pek zarif giyinmitim. Anszn btn gcmle: Ja wo-o-ohl! diye bardm, Berlinlilerin yapt gibi oyu uzatarak. Berlinliler konuma srasnda her an bu ja wohl!u kullanrlar, hem de u veya bu dnceyi, ya da duygu ayrmn belirtmek istedikleri zaman o harfini az-ok uzatrla. Baronla barones birdenbire arkalarn dndler ve hemen hemen koarak uzaklatlar. Pek korkmulard. Orada biriken halk arasnda kimileri konumaya baladlar, daha bakalar akn akn bana bakyordu. Zaten aslna bakarsanz, pek iyi anmsamyorum. (1) Latince: Daha tesi olamaz, yani, son derece. (eviren) (2) Vurgulannca, evet canm, elbette anlamna gelen evet. (3)' Deli misiniz, siz?64 KUMARBAZ KUMARBAZ 65 olamyorum. Gerekten de, defalarca De Grieux Markisine sert bir sz sylemek iin iddetli bir istek kaplad iimi ve... Aman canm, srdrmek yararsz: Belki de bundan alnr. Ksacas, btn bunlar bir hastalk belirtileri. Kendisinden zr dilediim zaman Wurmerhelm Baronesi bunlar dikkate alr m bilmem ama, byle bir niyetim var. Bu durumu gz nn-de bulundurmayacak gibi geliyor bana, nk bildiim kadaryla u son gnlerde adliye evresinde bu durumu smrmeye, ktye kullanmaya baladlar bile: Avukatlar, ar ceza davalarnda, mvekkillerinin cinayeti iledikleri anda bilinlerini yitirdiklerini ve bunun bir hastalk okluunu ileri srerek onlar aklamaya alyorlar. "Vurdu ama, artk hibir ey

anmsamyor" diyorlar. Ve dnn general, tp da onlarla az birlii ediyor... ve byle bir hastaln bal gibi bulunduunu, adna geici cinnet dediklerini ve buna yakalanan kimsenin o anda hibir eyi anmsamadn, ya da yarm yamalak anmsadn destekliyorlar. Ne var ki, baronla barones eski kuaktan insanlar; stelik bunlar Prusyal toprak aalan ve kk kasaba soylulardr. Adli tptaki bu gelimeden kukusuz ki haberleri yoktur, bu yzden benim aklamalarm kabul etmeyeceklerdir. Siz ne dersiniz, general? General anszn, zor zaptettii bir fkeyle: Yeter, efendi, yeter! dedi. Sizin yaramaz ocuk haylazlklarnzdan kesin olarak kendimi korumaya alacam. Baronla baronesten zr dilemenize gerek yok. Sizinle her trl iliki, sadece zr dilemenizle snrlansa bile, onlara pek yz kzartc gelecektir. Benim maiyetimde olduunuzu rendii zaman baron gazinoda benimle konutu ve size itiraf ederim ki, beni delloya armasna neredeyse ramak kald. Beni ne zor bir duruma soktuunuzu, nelere zorladnz anlyor musunuz, efendi? Barondan zr dilemek ve hemen bugn maiyetimden ayrlacanza sz vermek zorunda kaldm... zr dilerim, zr dilerim, general ama, sizin devimlinizle maiyetinizden ayrlmam o mu istedi? Hayr ama, ben bu onarm ona sunmak zorunda his-Isettim kendimi ve elbette ki baron buna pek sevindi. Artk ayrlyoruz, aziz Baym. Drt frederik ve florin alacanz [kalyor. le paranz, ve ile hesabnz: Doru olup olmadna [bakabilirsiniz. Elveda; bundan byle artk iki yabancyz. Ba-ia hep sknt ve dert getirdiniz. imdi garsonu arp yarndan itibaren sizin otel harcamalarnzdan sorumlu olmadm syleyeceim. Gle gle, Baym. Paray, kurunkalemle hesabmn yazld kd aldm, generali selamladm ve ok ciddi bir sesle ona: General, bu byle sonulanlmaz dedim. Baronun k-rc eletirileriyle karlam olmanza ok zldm, beni balayn ama, bu sizin suunuz. Neden benim yerime barona yant vermeyi stlendiniz? Sizin maiyetinizde olmam deyimi ne anlama geliyor? Ben ocuklarnzn retmeniyim, hepsi bu kadar. Ne sizin olunuzum, ne siz benim vasimsiniz, benim davranlarmdan da siz sorumlu deilsiniz. Tzel bir kiiliim var benim. Yirmi be yandaym, niversite rencisiyim, soylu bir kiiyim, sizin tamamiyle yabancnzn Sadece size olan sonsuz saygm benim yerime. karlk verme hakkn kendinize mal ettiiniz iin sizi delloya zorlamaktan beni alkoyuyor. General yle ard ki, kollar iki yanna dt; sonra birdenbire Fransza doru dnd ve ona ksaca kendisini hemen hemen delloya davet ettiini anlatt. Fransz grltl bir kahkaha kopard. Ama, baron bu kadarla kurtulduunu sanmasn diye konumam byk bir soukkanllkla srdrdm. B. De Gricx'nn kahkahalar beni hi de heyecanlandrp artmamt. Mademki bugn baronun yaknmalarn dinlemeye raz olup, onun tarafn tutarak bir bakma bu ie burnunuzu F. 5 66 KUMARBAZ KUMARBAZ 67 soktunuz, size unu bildirmekle onur duyarm, general: Yarndan tezi yok, benimle ii olduu halde, sanki davranlarmn hesabn veremezmiim, ya da buna layk deilmiim gibi, beni bilmezlikten gelip de onu bir nc kiiye bavurmaya iten nedenlerin kesin bir aklamasn kendi adma, barondan isteyeceim. Dndm gibi oldu. Bu yeni samalklar iitince general korkuya kapld. Nasl, bu lanet ii srdrmeye niyetli deilsiniz ya, inallah! diye haykrd. Kendinizi ok g durumlara sokuyorsunuz. Ah! Tanrm! Sakn yapmayn, Baym, sakn byle bir ey

yapmayn, yoksa, erefim zerine sylyorum ki... Burada da yetkililer var ve ben... ben... ksacas... Benim mev-kmi... baronunkini de elbette... gz nne alarak... Ksacas, sizi tutuklarlar ve bir rezalet karmanza engel olmak iin sizi polis marifetiyle lkeden kovarlar! Bunu iyice aklnzda tutun, sakn demediydi, demeyin! fkeden boulur gibi olmasna karn, son derecede korkuyordu. nsan ldrtan bir soukkanllk ve skunetle: General diye karlk verdim, bir insan rezalet meydana gelmeden rezalet yznden tutuklayamazlar. Ben henz baronla kozumu paylamadm, bu konuya ne ekilde ve hangi temellere dayanarak yaklamak niyetinde olduumu da henz hi bilmiyorsunuz. Ben sadece, benim iin aalayc olan, czi irademe bask yapacak nitelikte bulunan bir kimsenin vesayeti altnda bulunduum varsaymn ortadan kaldrmak istiyorum. Siz bo yere telalanp kayglanyorsunuz. Tanr adna, Alexis Ivanovitch, Tanr adna, bu sama sapan tasardan vazgein! diye kekelemeye balayan general, birdenbire o azametli havalarn brakp yalvaran bir tavr taknd, halta ellerimi bile tuttu. Canm, bunun ne gibi sonular douracan bir dnsenize, kuzum! Bamza yeniden bir sr dert alacak! Siz de kabul edersiniz ki, ben zellikle imdi, pek bambaka bir biimde davranmalym!.. Ya, zellikle imdi! Btn durumu bilmiyorsunuz! Buradan gider gitmez sizi yeniden yanma almaya hazrm. Ama, bugn, sadece det yerini bulsun diye, yani, ksacas... Beni buna srkleyen nedenleri anlyorsunuz, elbette! diye haykrd umutsuz bir zntyle. Alexis Ivanovitch, Alexis Ivanovitch! Ltfen! Yanndan ayrlrken, ona bir kez daha kayglanmamasn srarla rica ettim, her eyin yolunda gideceine sz verdim ve alelacele odadan ktm. Yabanc lkelerde Ruslar kimi zaman ar derecede korkak olurlar; kendileri hakknda neler syleneceinden, kendilerine ne gzle baklacandan dehetli korkarlar, muaeret kurallarnda kusur etmekten dleri patlar! Ksacas, sanrsnz ki smsk bir korse iindedirler, zellikle nemli kii olma savnda olanlar. Otellerde, gezintilerde, toplantlarda, yolculukta, nyargya dayal ve kesin olarak yerlemi bir biimi kr krne benimsemeye nemle zen gsterirler... Ama kimi durumlarn, kendisini zel bir biimde davranmaya zorladn general azndan karmt. te bu yzden anszn ,kor-kuya kaplm ve bana olan tavrn deitirmiti. Bunu iyi bir iaret olarak kabul ettim. Yetkililere bavuracak kadar aptald, ok saknml davranmam gerekiyordu. Aslna bakarsanz, generali kzdrmaya hi de niyetim yoktu; imdi asl Pauline'i fkelendirmek houma gidecekti benim. Bana yle acmaszca davranm, yle sama, iinden klmaz bir yola itmiti ki, durmam iin bana yalvar yakar olmasn, ayaklarma kapanmasn istiyordum. ocuka davranlarm sonunda onu da lekeleyebilirdi. stelik de, yeni duygular, yeni istekler uyanyordu iimde: Szgelimi, onun nnde seve seve kendimi kltyorsam da, hi de bakalarnn karsnda korkak davrandm anlamna gelmezdi bu ve el68 KUMARBAZ belle ki beni krbalatmak baronun haddine dmemiti. Btn bu insanlarla alay etmek ve bu iin iinden de yzmn akyla kmak istiyordum. Greceklerdi gnlerini onlar. Korkulacak hibir ey yok! Pauline rezaletten korkup beni gc-ri aracaktr. Beni geri armasa bile, hi de korkak olmadm pekl grecekti..! artc bir haber: Marie Philippovna'nn bugn yalnz bana akam treniyle Carlsbad'a kuzininin yanna gittiini merdivende rastladm ocuklarn dadsndan rendim. Ne demek oluyor bu byle? Dad uzun zamandan beri gitmeye niyetlendiini syledi; peki, nasl oluyordu da hi kimse bunu bilmiyordu? Zaten kimbilir, bunu bilmeyen bir bendim belki de. Daddan st kapal biimde rendiime gre, Marie Philip-povna nceki gn generalle

iddetli bir az dala yapmt. Anladm. Hi kukusuz... Mile Blanche. Evet, kesin bir ey olacaa benziyor, bir eyler hazrlanyor. YEDNC BLM Bu sabah garsonu arp, benim hesabm ayr tutmalarn syledim. Odam korkup bsbtn otelden ayrlmam gerektirecek kadar pahal deildi. On alt frederikim vard ve orada da... orada, belki, bir servet! Garip bir ey, henz kazanmadm ama, sanki zengin birisiymiim gibi davranyorum, hissediyorum, dnyorum, kendimi baka trl gremiyorum. Vaktin ok erken olmasna karn, hemen B. Astley'e, bizimkinin pek yaknnda bulunan ngiltere Oteli'n gitmeyi tasarlarken odama anszn De Grieux giriverdi. O ana kadar KUMARBAZ 69 byle bir eyi hi yapmamt, stelik de u son gnlerde bu efendiyle ilikilerim son derece mesafeli ve son derece gergindi. Adam sadece beni aktan aa kmseyip hor grmekle kalmyor, bunu dobra dobra herkese gstermeye de alyordu; benim de... onu sevmemek iin nedenlerim var-d. Ksacas, ondan lesiye nefret ediyordum. Odama gelii jeni ok artt. Hemen garip bir eyler olduunu tahmin ettim. Pek sevimli davrand, odam iin beni kutlad. apkamn elimde olduunu grnce, bu kadar erken saatte gezintiye git-Imeme at. Baz iler iin B. Astley'i grmeye gideceimi syleyince, bir sre dnd, yzn tasal bir ifade brd. De Grieux btn Franszlar gibiydi, yani gerektii ve bunun kendisine yararl olduu zaman nazik, tatl dilli ve neseliydi, sevimli ve neeli olma zorunluluu ortadan kalknca da dayanlmaz derecede can skc. Fransz pek ender olarak ilk bakta sevimlidir; onun her zaman buyruk zerine, hesaplayarak sevimli olduu sylenebilir. Eer her zamankinin tersine, maymun itahl, acayip grnmek zorunluluunu duyarsa, geici hevesin en akl almaz, en yapmac onda nceden kabul edilmi ve uzun zamandan beri alelade eyler dzeyine getirilmi biimlere brnr. Fransz doal halinde, pozitivizmin (olguculuk) eri tutucusuna, en bayasna, en onursuzuna baldr. Ksacas, dnyann en can skc yaratdr. Bana kalrsa, acemiler, Hanya'y Konya'y bilmeyenler, zellikle de Rus kzlar Franszlarn bysne kaplabilir. Akl banda her adam salon nezaketinin, rahat davranlarn ve neenin kesinlikle saptanan biimlerinin bir dizi halindeki yineleniini hemen fark eder ve nefret eder. De Grieux nazik olmakla birlikte rahat bir halle: iin sizi grmeye geldim diye balad. Elci, ya da arabulucu niteliiyle, general tarafndan geldiimi sizden gizleyecek deilim. Rusay pek iyi bilmediim iin, dn hemen70 KUMARBAZ KUMARBAZ 71 hemen hibir ey anlamadm ama, general btn ayrntlaryla her eyi anlatt, itiraf ederini ki... Dinleyin, Bay De Grieux diye szn kestim, yani bu olayda da da m arabulucu roln siz zerinize alyorsunuz? , Elbette ki ben olup olaca bir "outchitel"\m, hibir zaman da ne bu ailenin,, ne de zellikle yakn ahbaplarnn teklifsiz bir dostu oldum, bu nedenle bilmediim pek ok durum vardr ama, bir eyi bana aklar msnz, ltfen: Acaba imdi siz tamamiyle aileden saylabilir misiniz? nk en sonunda, her eye artk yle yakn bir ilgi duyuyorsunuz ki, her yana arabulucu olarak giriyorsunuz ki... Sorum hi houna gitmedi. Fazlasyla saydamd, beriki de her ne olursa olsun, kendini ele vermek istemiyordu. Souk bir sesle: Generale ksmen iler nedeniyle, ksmen de baz zel durumlar nedeniyle yakndan balym dedi serte. General beni dnk tasarlarnzdan vazgemenizi rica etmem iin gn derdi. Kukusuz ki btn tasarladklarnz ok ince dnceli ama, general hibir sonuca

ulaamayacanz size bildirmemi rica etti; stelik de... baron sizi kabul etmeyecek, bir de' her ne olursa olsun, daha sonra sizden gelecek skntlardan korunma olanaklarna sahip. Siz de kabul edin bunu. Ayak diremek neye yarar ki, syler misiniz? General durum elverdii zaman sizi hemen yanna alacana, o zamana kadar da aylnz, deneinizi size vereceine sz veriyor. Olduka krl, ne dersiniz? Son derece sakin bir sesle ona biraz yanldn, belki de baronun beni kovdurmayacan, tam tersine dinleyeceini bildirdim ona. Tam olarak nasl davranacam renmeye geldiini itiraf etmesini rica ettim. Aman canm, mademki general bu olayla bu kadar ilgileniyor, neler yapmaya kalkacanz renmek elbette ki houna gider. Bu ok doaldr! Anlatmaya baladm; bir koltua ylm, ba hafife benden yana eilmi, gzlerinde gizlemeye gerek grmedii bir alayla beni dinliyordu. Ksacas, bana pek bir kendini beenmilikle davranyordu. Elimden geldiince bu olaya byk bir nem verirmi gibi yapmaya alyordum.' Baron, sanki ben generalin uaymm gibi, beni onu ikyet etmesi, nce beni iimden etmiti, ikincisi de, bana davranlarnn sorumluluunu yklenme yeteneinden yoksun, kendisiyle konumaya bile gerek olmayan bir kimse muamelesi yapmt. Demek ki hakl olarak kendimi hakarete uram kabul ediyordum; bununla birlikte, aramzdaki ya farkna, toplum iindeki mevkiine vb., vb... sayg duyduumdan, yeniden bir dncesizlie kalkmayacaktm, baka bir deyimle, baronu aka delloya zorlamayacaktm (bunlar sylerken glmekten kendimi zorla alkoyuyordum). Ama, her ne olursa olsun, kendisinden (zellikle de baronesten) pekl zr dileyebileceimi syledim, nk gerekten de, u son zamanlarda kendimi rahatsz ve bitkin, bir bakma ne yapaca belli olmayan bir kimse gibi hissediyordum vb., vb. Bu arada, asl baron benim iin o kadar kk drc olan bu giriimde bulunup, generalin beni iten karmas iin srar etmekle beni yle bir duruma sokmutu ki, artk ne ondan, ne de baronesten zr dileyebilirdim. nk, hem kendisi, hem barones, hem de herkes korkudan ve yeniden ie alnmak, isteiyle gelip zr dilediimi dnrlerdi. Btn bunlarn sonucu olarak, imdi artk barondan, nce kendisinin, en lml szcklerle, szgelimi, bana asla hakaret etmek istemediini syleyerek benden zr dilemesini istemek zorunda kalmtm. Baron benim isteimi yerine getirince, ben de ellerim serbest, itenlikle ve btn yreimle ondan zr dilerim. Ksacas, dedim son olarak, benim btn istediim, baronun ellerimi zmesi. Tuh, yazklar olsun! Ne alnganlk, ne incelik! Peki, ne diye zr dileyeceksiniz? Hadi bakalm. Baym... Baym...72 KUMARBAZ Siz btn bunlar generali zor duruma drmek iin dzenlediniz... kimbilir, belki de kiisel amalarnz bile vardr... Azizim huy... zr dilerim, adnz unuttum, Hay Alexis, deil mi? yi ama, izin verirseniz, azizim Marki, bu neden sizi ilgilendiriyor? Ama, general... Generalin ne stne vazife, efendim? Dn bana belirli bir tutum taknmak zorunda olduunu syledi... pek kaygl bir hali vard... ama, hibir ey anlamadm ben. De Grieux kzgnln gitgide kendini belli ettii yal-varc bir sesle karlk verdi: te tam da burada ze! bir durum bulunuyor. Mademoi-selle de Cominges'i tanyorsunuz, deil mi? Mile Blanche m demek istiyorsunuz? Pekl, evet, Mile Blanche de Comingcs... ve saygdeer annesi... Siz de kabul edersiniz ki general... Ksacas, general k ve hatta... hatla dn belki de burada olacak. Dnn bir kez, bu frsatla, rezaletler, dedikodular... Bu evlilikle ilgili hibir rezalet, hibir dedikodu gremiyorum ben. Ama, baronun yle fkesi burnunda ki. Prusyal tabii, biliyorsunuz, ksacas bir Alnan kavgas karr.

Artk iten ktma gre, sizinle deil, benimle kavga edecek demektir. (Elimden geldiince aptal grnmeye alyordum.) Ama, izin verirseniz, u halde kesin karar verildi, Mile Blanche, generalle evleniyor, yle mi? Peki, ne bekliyorlar, kuzum? Yani demek istiyorum ki, neden bunu gizli tutuyorlar, hi deilse bizlerden, evin insanlarndan? Olmaz, bunu size... Zaten, henz tamaniyle... Bununla birlikte... biliyorsunuz ki Rusya'dan haber bekliyorlar; generalin ilerini dzene koymas gerek... Aa, yaa! Baboulinka! Des Grieux kin dolu bir bak frlatt bana. KUMARBAZ 73 Ksacas diye szm kesti, sizin zeknza, sezginize, yaradltan inceliinize kesinlikle gveniyorum... Sizi bir akraba gibi barna basan, sevip sayan bu aileye bunu mutlaka yaparsnz... zr dilerim, beni kovdular! imdi bunun det yerini bulsun diye yapldn ileri sryorsunuz ama, kabul edin ki bu tpk: "Elbette canm, kulaklarn ekmek istemiyorum ama, izin ver de det yerini bulsun diye onlar ekeyim..." demek gibi bir ey. Hepsi ayn kapya kmaz m? Eer durum byleyse, hibir rica sizi etkileyemiyorsa diye srdrd kstah bir sesle, unu size kesinlikle syleyebilirim ki, gerekli nlemler alnacaktr.' Burada da yetkililer var, bugnden tezi yok sizi kovarlar... Aman canm! Sizin gibi bir zibidi bir de kalkm da baron gibi nemli bir kiiyi delloya davet ediyor! Sanyor musunuz ki sizi rahat brakrlar! una iyice emin olun ki, burada hi kimse sizden korkmuyor! Size bu ricada bulunuum kendi dncem, nk generali kayglandrdnz. Baronun sizi dpedz bir uayla kovdurmayacan nasl bilebilirsiniz? Son derece sakin bir sesle: yi ama, gidip onu kendim grecek deilim ki diye karlk verdim. Yanlyorsunuz, Bay De Grieux, btn bunlar sizin sandnzdan ok daha uygun bir biimde olacak. Bakn, imdi hemen B. Astley'e gidip aracm, ksacas, sadcm olmasn rica edeceim. Bu adam beni sever; eminim ki reddetmez. Gidip baronu bulur, baron da onu kabul eder. Ben bir ontclitel olabilirim, maiyette bir kimse, savunmasz bir yaratk grnnde olabilirim ama, B. Astley bir lordun, gerek bir lordun, Lord Peabroke'un yeeni, bunu herkes biliyor, o lord da burada. Emin olun ki baron, B. Aslley'e kibar davranacaktr, onu dinleyecektir. Eer dinlemeyecek olursa, B. Astley buma kiisel bir hakaret olarak kabul edecektir, ngilizlerin ne kadar dik kafal olduklarn bilirsiniz; arkada-74 KUMARBAZ KUMARBAZ 75 farndan birini barona gnderir, pek ok yakn arkada da var. imdi gryorsunuz ya, sonu belki de sizin dndnzden baka trl olacaktr. Fransz lam olarak dehete kapld; gerekten de, btn bunlar geree pek yaknd, ben de sahiden bir rezalet karacaa benziyordum. Tamamiylc yalvaran bir sesle: ok rica ederim diye srdrd, brakn btn bunlar! Sanki bir rezalet karmak hounuza gidecekmi gibi davranyorsunuz! Size gereken bir dello deil, bir rezalet! Size syledim, btn bunlar pek elenceli, hatta nkteli de olabilir, belki de bu amaca ularsnz ama... szn ksas diye konumasn sonulandrd apkam alp ayaa kalktm grnce, size birisinin su pusulasn vermek iin geldim... Okuyun... Yant beklememi rica ettiler de. Bu szler zerine, cebinden katlanm, mhrl kk bir pusulay karp uzatt. Pauline'in eli buna unlar yazmt:

Sylediklerine baklrsa, u yky uygulamay ta-sarlyonnusunuz. Kzdnz ve arsz ocuk gibi davranmaya balyorsunuz. Ama, zel durumlar var, bunlar belki bir gn size anlatrm; ok rica ederim, vazgein, aklnz banza toplayn. Ne sama btn bunlar! Siz bana gereklisiniz, bana itaat edeceinize de sz verdiniz. Schlangenberg'i anmsayn. Sizden uysal olmanz istiyorum, bu gerekiyor da, bunu size emrediyorum. Sizin P. H. Dn olanlar iin bana kzdnzsa, balayn beni. Bu satrlar okurken her eyin dndn grdm. Dudaklarm soldu, tir tir titremeye baladm. Lanet olasca Fransz saygl davranr grnerek gya heyecanm grmemek iin gzlerini eviriyordu. Suratma kar kahkahalarla glmesini yelerdim. Pekl dedim, Kk hanma gnlnn rahat etmesini syleyin. Bununla birlikte, izin verirseniz size unu soraym diye srdrdm anszn, bu pusulay bana vermek iin neden o kadar beklediniz? Bir sr samalklar syleyecek yerde, ie buradan balamanz gerekirdi gibime geliyor... eer gerekten de buraya bunun iin geldiyseniz... Oo! stiyorum ki... Szn ksas, btn bu olup bitenler o kadar garip ki pek doal olan sabrszlm balarsnz. Tasarlarnz kendi aznzdan bir an nce duymak istiyordum. Zaten bu pusulada yazlanlar bilmiyorum ve ne zaman olsa size verebileceimi dnyordum. Anlyorum, size sadece bunu baka are kalmad zaman bana vermeniz, olay konuarak yoluna koyarsanz bundan hi sz etmemeniz emredildi. yle deil mi? Bana aka yant verin, B. De Grieux. Belki dedi garip bir halle bana bakp ve ok byk bir saknm iinde grnerek. apkam aldm: bana bir ba iareti yapt, kt. Dudaklarnda alayc bir glmseme grr gibi oldum. Baka trls olabilir miydi? Daha grlecek hesabmz var, seni kk acemi apkn, boy leceim seninle diye mrldandm merdivenleri inerken. Hl dncelerimi toparlayamyordum, adeta tepeme balyoz yemi gibiydim. Serin hava iyi geldi. ki dakika sonra, biraz kafam toparlamaya balaynca, iki dnce aka belirdi; birincisi uydu: Dn bir ocuun laf olsun diye syledii akl almaz birka tehdit, ocuka bir elence evrensel bir korku ve tela yaratmt! kincisi: Bu Franszn Pauline zerinde ne gibi bir etkisi vard? Adamn bir tek sz... Ve Pauline gerekli olan her eyi yapyor, bir pusula yazyor, bana rica etmeye kadar varyor. Kukusuz,76 KUMARBAZ onlar tandm andan beri ilikileri benim iin hep bir muamma olmutu ama, gene de u son gnlerde Pauline'de adama kar gerek bir tiksinme ve hatta hor grme fark etmitim. Fransza gelince, Pauline'in yzne bile bakmyordu ve ona kar sadece kaba davranyordu. Bu da pekl hi gzmden kamamt. Ondan nefret ettiini Pauline kendi azyla bana itiraf etmiti; son derece anlaml itiraflar karmt azndan... Demek ki, adam onu avularnn iinde tutuyor, Pauline onun sultas altnda... SEKZNC BOLUM Burada dedikleri gibi, "gezinti"de, kestane aalarnn yolunda benim ngilize rastladm. Beni grr grmez: Oh! Oh! diye balad. Ben size gidiyorum, siz de bana geliyorsunuz! Demek arkadalarnzdan ayrldnz, yle mi? nce syler misiniz, kuzum, olup bitenleri nereden rendiniz? diye sordum hayretle. Herkes biliyor demek ki? Yoo! Hayr, herkes deil, bu kadarna demez, hi kimse bundan sz etmiyor. Peki, siz nereden biliyorsunuz? Biliyorum, ya da daha dorusu renme frsatn- buldum. imdi nereye gideceksiniz? Size kar bir sevgim var, ite bunun iin size geliyordum.

Siz mert bir insansnz, B. Astley dedim. Dorusu pek armtm, nasl haber almt acaba? Ben henz kahvemi imediime gre, siz de kukusuz yalan yanl kahvalt ettiKUMARBAZ 77 inizden, gazinoya gidelim; birer sigara ieriz, her eyi size anlatrm... sizin de bana anlatacak bir eyleriniz olur herhalde. Kahve yz adm tedeydi. Ismarladmz eyleri getirdiler, rahata yerletik, ben bir sigara yaktm. B. Astley sigara imiyordu, gzlerini bana dikmi, syleyeceklerimi dinlemeye hazrlanyordu. Hibir yere gitmiyorum, burada kalyorum diye baladm. B. Astley onaylayc bir sesle: Burada kalacanzdan emindim dedi. M. Astley'e giderken ona, Pauline'e olan sevgimden sz etmeye hi de niyetim yoktu. Hatta bu konudan kanmak bile istiyordum. u son gnlerde ona bundan tek szck bile sylememitim. stelik de ok utangat zaten. Pauline'in onu ok etkilediini hemen fark etmitim ama, adn hi azna almyordu. Garip ey, daha oturur oturmaz, donuk ve srarl baklarn zerime dikince, Tanr bilir neden, ona her eyi, yani btn ayrntlaryla sevgimi anlatmak isteini duydum. Tam yarm saat konutum, bu bana ok iyi geldi: Bu konuyu ilk kez birisine ayordum! B. Astley'in zellikle can alc blmlerde heyecanlandn fark edince, anlatmn ateini bilerek artrdm. Piman olduum bir ey vard: Belki de Fran-szdan fazlasyla sz etmitim... B. Astley, kmldamadan, tek szck sylemeden, bir tek ses bile karmadan, gzlerini bana dikmi, karmda oturup beni dinliyordu. Ama, Fransza antrmada bulununca, beni birdenbire durdurdu ve sert bir sesle ikinci derecedeki ayrntdan sz etmeye hakkm olup olmadn sordu. B. Astley'in her zaman ok garip bir soru sorma biimi vardr. Haklsnz, korkarm ki hayr diye karlk verdim. Bu markiyle Bayan Pauline konusunda, basit varsaymlar dnda, kesin hibir ey syleyemez misiniz? 78 KUMARBAZ KUMARBAZ 79 Hayr, kesin hibir ey syleyemem elbette ki diye karlk verdim. Eer yleyse, sadece bundan bana sz etmekle deil, bunu dnmekle bile hata ettiniz. Pekl, pekl! Kabul ediyorum, diye szn kestim iimden ararak. Ama, imdi sz konusu olan bu deil. Bunun zerine ona, dnk olay btn ayrntlaryla anlattm, Paulinc'in lgnlklarn, baronla olan servenimi, kovulmam, generalin olaanst korkakln, en sonunda da De Grieux' nn ziyaretini en ince ayrntlarna varncaya kadar, bir bir anlattm, sonunda da. pusulay ona gsterdim. Bundan ne sonu karyorsunuz? diye sordum. te ben tam da sizin dncenizi sormak iin geldim. Bana gelince, o kk acemi Fransz apknn seve seve ldrrdm, belki de bunu yaparm. Ben de ayn eyi yapardm dedi B. Astley. Bayan Pauline'e gelince... Bilirsiniz, insan zorunluluk karsnda, nefret ettii kimselerle de iliki 'kurar. Burada ikinci derecede ayrntlara bal, sizin bilmediiniz uygunluklar bulunabilir. Bana yle geliyor ki, gnlnz rahat tutabilirsiniz... elbette, ksmen. Dnk davranna gelince, ok garip dorusu, sadece sizi baronun bastonu altna gndererek sizden kurtulmay istemesi deil ama, baronun da baston' elinin altnda bulunduuna gre neden ondan yararlanmadn bir trl anlayamyorum ya, neyse, bu biim bir lgnlk onun "kadar fevkalde bir gen kz iin hi

de yakk alr bir ey deil. Tabii ki sizin, muzip isteini harfi harfine uygulayacanz aklna getiremezdi... Dikkatle B. Astley'e bakarak birdenbire haykrdm: Buraya bakn, bana yle geliyor ki siz btn bunlardan sz edildiini daha nce iittiniz, hem de kimden biliyor musunuz? Tam da Bayan Pauline'in azndan! B. Astley akn akn yzme bakt. Gzleriniz parlyor, onlarda kuku ve gvensizlik okuyorum: dedi hemen sakinliine kavuarak. Kukularnz gstermeye hi hakknz yok. Size bu hakk tanyamam, sorunuzu yantlamay da kesinlikle reddediyorum. Pekl, geelim! Zaten, hi yarar yok! diye haykrdm. Garip ekilde heyecanlanm!un, neden bu dncenin kafama takldn da bir trl bilemiyordum. Sonra Pauline, B. Astley'i ne zaman, nerede ve nasl srda olarak seebilirdi ki? Zaten u son gnlerde B. Astley'i biraz gzden yitirmitim; Pauline ise benim iin hep bir muamma olmutu. O kadar ki, szgelimi, B. Astley'e btn ak ykm anlatmaya kararlyken, imdi anlatmaya tam balayacan srada, onunla olan ilikilerim konusunda olumlu hemen hemen hibir ey syleyemeyeceime ayordum. Tam tersine, her ey dsel, garip, kararszd ve hibir eye benzemiyordu. Pekl, pekl; iin ucunu kardm, henz dnecek durumda bulunmadm daha pek ok ey de var diye karlk verdim adeta soluk solua. Siz zaten iyi bir insansnz. imdi baka bir konuya geelim: Sizden bir t deil, dncenizi isteyeceim. Bir sre sustum, sonra konumam srdrdm: Sizin grnze gre, general neden o kadar korktu? Benim gln ocukluumu neden bir facia haline getirdiler? O kadar ki, De Grieux bile araya girmesinin zorunlu olduunu sanm (hem de en ciddi durumlarda araya girdi); beni grmeye geldi evet ya!, bana rica etti, yalvard, o, De Grieux! Bir de, iyi dikkat edin, saat dokuzdan az nce geldi ve Bayan Pauline'in pusulas elindeydi bile. Bu pusula ne zaman yazlmt? nsan bunu aklna getirebilir. Belki de Bayan Paline'i zellikle uyandrmlardr? Benden zr dilediine gre, Bayan Pauline'in onun tutsa olduu sonucuna vardmdan baka, onun kiisel olarak bu iin iinde ne aradn dnyorum. Neden bununla bu kadar ilgileniyor? Neden 80 KUMARBAZ KUMARBAZ 81 nlerine kan ilk barondan bylesine korktular? Generalin Mile Blanche de Cominges'le evlenmesinden ne kar ki? Bu durum nedeniyle zel biimde davranlmas gerektiini sylyorlar ama, bu siz de kabul edersiniz ki, fazlasyla zel. Ne dersiniz? Bu konuda da benden ok bildiinizi gzlerinizden okuyorum. B. Astley glmsedi ve ban sallad: Evet, gerekten de yle sanyorum ki bu konuda da sizden daha fazla ey biliyorum dedi. Btn olay sadece Mile Blanche' ilgilendiriyor ve bunun mutlak gerek olduuna kesinlikle inanyorum. Sabrszlkla: Mile Blanche'n burada ne ii var imdi? diye haykrdm. Anszn Bayan Pauline konusunda bir eyler bulacam ummutum. yle sanyorum ki, Mile Blanche'n u srada baron ve baronesle her ne olursa olsun karlamaktan kanmakta zel bir kar var; byle olunca, sevimsiz, daha da beteri, utan verici bir karlamadan haydi haydi kanr. Hadi canm, amma da yaptnz! Mile Blanche iki yl nce, mevsim srasnda, gene burada, Roulettenbourg'dayd. Ben de burada bulunuyordum. O zaman ad Mile de Cominges deildi, annesi, dul Bayan Co-minges

de o dnemde ortada grnmyordu. Hi deilse sz konusu edilmiyordu. Des .Grieux de buralarda yoktu. Onlarn akraba deil, ancak pek ksa bir zamandan beri tantklar inancn besliyorum. De Grieux'nn markilii daha pek yeni, bunu bir vesileyle rendim. Hatta De Grieux adm pek uzun zamandan beri tamad da dnlebilir. Ona bir baka ad altnda rastlam olan birisini tanyorum burada. Bununla birlikte, gerekten de. salam temellere dayanan bir ahbap evresi var. Oo, bu hibir anlam tamaz ki. Mile Blanche'n bile ahbaplar olabilir. Ama, iki yl nce. Mile Blanche gene bu ayn baronesin ikyetleri zerine polis tarafndan kenti terk etmeye davet edildi, o da bunu hemen yerine getirdi. Nasl yani? nce burada bir talyanla, tarihsel adl bir prensle, Bar-berini prensi, ya da ona benzer biriyle grnd, gerek prlantalar ve yzkler iinde bir adamd. Akllar durduracak gzellikte bir arabayla dolarlard. Mile Blanche oluz. ve krk oynard. nce kazand, sonra ans dnd, anmsayabildiim kadaryla. Hi unutmam bir gece, inanlmaz miktarda yitirdi. Ama, daha da beteri u oldu, gnn birinde prensi ortadan yok oluverdi, atlar, araba, hepsi yok oldu, sanki yer yarld yere battlar. Otele muazzam borcu vard. Mile Zelma Bar-berini'den anszn Mile Zelma'ya dnvermiti umutsuzluun doruundayd. Hkra hkra alyor, btn otelde lklar koparyor, fkesinin iinde giysilerini yrtyordu. O sralarda otelde bir Polonyal kont vard yolculukta btn Polonyallar konttur, giysilerini yrtan, o gzel ve mis kokulu elleriyle kedi gibi suratn trmalayan Mile Zelma, onu bir hayli etkiledi. Bir sre konutular, akam yemeinde Mile Zelma avunmutu bile. Gece, kontun kolunda gazinoda grnd. Mile Zelma, her zamanki gibi, kahkahalarla glyordu, hareketlerinde de biraz daha fazla kendini koyuverme gsteriyordu. Onu hemen, kumar masasna doru kendine yol aarken, bir yer edinmek iin omzuyla bir kumarbaz iten o rulet masas mdavimi hanmlar takmna yerletirdiler. Buradaki hanmlara zg bir ustalktr bu. Kukusuz, siz de fark etmisinizdir. Aa! Evet ya. Bu kadar zahmete demez. Rabtal halkn fkesine kar-m, bunlara, hi deilse her gn bin franklk banknotlar bozduran kadnlara katlanyorlar. Ama, bin franklk banknotlar bozdurmaz oluverince, uzaklamalarn rica ederler kendilerinF. 6 82 KUMARBAZ KUMARBAZ 83 den. Mile Zelma binlikleri bozdurmay srdrd ama, kumarda ans daha da kapand. Dikkat ederseniz bu tr hanmlarn ounlukla kumarda ok anslar vardr; olaanst derecede kendilerine egemendirler. Zaten, benim ,ykm de bitti. Gnn birinde, kont da prens gibi, ortadan yok oldu. Mile Zclma akam kumara yalnz geldi. Bu kez hi kimse kp da ona kolunu uzatmatnt. ki gn iinde btn elin-dekini, avcundakini yitirmiti. Son altn da srp yitirince, evresine baknd, yanndaki Wurmerhelm baronu gzne arpt, adam son derece fkeli bir halle, dikkatle ona bakyordu. Ne var ki, Mile Zelma fkeyi fark etmedi, hibir kukuya yer brakmayan bir glmsemeyle barona dnerek, kendisi iin krmznn zerine on altn koymasn rica etti. te bundan sonra, baronesin bir ikayetiyle, bir daha gazinoda grnmemeye davet ettiler onu. Bu kadar aalk ve son derece uygunsuz btn bu ayrntlar bilmem sizi artyorsa, unu bilin ki bunlar akraban B. Fieder'den rendim. B. Fieder hemen o aksam Mile Zelma'y kendi arabasyla Spa'ya gtrr. imdi iyice anlamsnzdr: Mile Blanche kukusuz gelecekte bir daha buna benzer davetlerle karlamamak iin generalin ei olmak istiyor. Artk kumar oynamyor ama, btn belirtilere gre, imdi buradaki kumarbazlara faizle dn verdii bir anamal var da ondan. Bu ok

daha saknml. Halta zavall generalin de onun borlular arasnda olmasndan kukulanyorum. Belki De Grieux'nn de ona borcu vardr. Ya da onunla ortak olabilirler. Kabul edersiniz ki, hi deilse evlenineeye kadar baronla baronesin dikkatlerini zerine ekmeyi hi islemiyor. Szn ksas, iinde bulunduu durumda bir rezalet ona en byk kll yapar. Siz onlarn yanndasnz, Mile Blancle, generalin, ya da Bayan Pauline' in kolunda her gn orlalkta grndke, sizin davranlarnz bir rezalete yol aabilir. imdi durumu anladnz m? Hayr, anlamadm! diye haykrrken masaya yle bir iddetle vurmuum ki, garson korkarak koup geldi. Bir fke cokunluuyla: Bana bakn, B. Astley diye szlerimi srdrdm, btn bu yky daha nceden biliyordunuz ve Mile Blanche' m kim olduundan pekl haberiniz vard da, nasl oldu da beni, generali, zellikle de, evet zellikle de Mile Blanche' in kolunda her gn burada, gazinoda halk iinde grnen Bayan Paulinc'i neden uyarmadnz? Olacak ey mi bu? Sizi uyaramazdm, nk elinizden hibir ey gelmezdi, bir ey yapamazdnz ki diye karlk verdi B. Astley sakin sakin. Hem zaten sizi neye kar uyaracaktm ki? General, Mile Blanche konusunda belki de benden daha fazlasn biliyordur ama, bu onunla ve Bayan Pauline'le gezinmesine engel olmuyor. General anssz bir adam. Dn Mile Blanche' B. De Grieux ve u kk Rus prensiyle birlikte ahane bir at srtnda drtnala giderken grdm, general de bir al atla onlar izliyordu. Sabahleyin bacaklarnn arsndan ya-knmt, bununla birlikle al stnde pekl duruyordu. te tan o anda, onun kesinlikle mahvolmu bir adam olduu fikri birdenbire akma geliverdi; hem zaten btn bunlar beni ilgilendirmez, Bayan Pauline'i lamna erefine ereli de pek az bir zaman oldu. Bir sre sonra B. Aslley anszn: Size iten bir dostluk duymama karn, daha nce de sylediim gibi, bana kimi sorular yneltme hakkn size tanyamazdm ki... Burada keselim dedim ayaa kalkarak; imdi artk Bayan Pauline'in de Mile Blanche konusunda iyice fikir sahibi olduunu ama, Franszndan ayrlamad iin onunla dolamay kabul ettiini aka gryorum. Emin olun ki baka hibir g onu Mile Blanche'la gezinmeye ve barona dokun-nanam iin o pusulada bana yalvarmaya zorlayamazd. Karsnda her eyin boyun edii o etki ite tam da burada ara84 KUMARBAZ ya giriyor! Bununla birlikte, beni baronun zerine o saldrt-t! Hey Tanrm, hibir ey anlalr gibi deil! 'Siz bir kere bu Bayan de Cominges'in generalin nianls olduunu, ikincisi, generalin vey kz olan Bayan Pauline' in generalin ocuklar olan, o dncesizin lamamiyle yzst brakt ve hi kukusuz be parasz da kalan biri kz, biri erkek iki kk kardei olduunu unutuyorsunuz. Evet, evet, ok doru, o ocuklardan ayrlmak onlar bsbtn yzst brak anlamna gelir; kalmak, onlarn karn savunmak, belki de servetlerinden birka krnty kurtarmak demektir. Evet, evet, btn bunlar gerek ama, gene de, gene de! Ah! imdi hepsinin bykanneyle neden bu kadar ilgilendiklerini ok iyi anlyorum! Kiminle? diye sordu B. Astley. Bir trl lmeye karar veremeyen u Moskova'deki ihtiyar bycyle; lmn -bildiren telgraf bekliyorlar drt gzle. Elbette ki, btn ilgi onun zerinde younlam, ok iyi anlyorum. Her ey mirasa bal. Vasiyetname alnca, general evlenir; Bayan Pauline'in de elini kolunu balayan kal-rraz, tam zgrle kavuur, De Grieux de... Nasl, De Grieux m? De Grieux'nn alacaklar denmi olur; onun btn bekledii bu.

Btn beklediinin bu olduunu mu sanyorsunuz? Daha fazlasn bilmiyorum diye karlk veren B. Astley inat bir suskunluun iine kapand. Ama, ben biliyorum, ben biliyorum! diye haykrdm fena halde fkelenerek. O da miras bekliyor, nk Pauline de eyiz paras alacak bundan, onu elde eder etmez de hemen De Gricux'nn boynuna atlacak. Btn kadnlar bir rnektir! En gururlular en aalk tutsak haline dnrler! Pauline ancak tutkuyla sevebilir, isle hepsi bu! Benim dnKUMARBAZ 85 cem bu!.. Ona bir bakn hele, zellikle yalnz bana, dnceli oturduu zaman: Yaamn ve tutkunun btn irenliklerine, btn zulmlerine nceden hazrlanm, mahkm edilmi, adanma benzer!.. O... O... Ama, kim aryor beni? diye haykrdm anszn. Kim baryor? Rusa "Alexis Ivanovitch!" diye barldn iittim. Bir kadn sesiydi. Bakn, dinleyin, dinleyin! O srada otelimize yaklayorduk. Hemen hemen hi farknda olmadan kahveden ayrlal bir hayli zaman olmutu. Bir kadnn bardn iittim ama, kimi ardn bilmiyorum, Rusa konuuyordu. imdi bunun nereden geldiini anlyorum diyen B. Astley elini uzatt. Seslenen btn u uaklarn az nce taraaya tadklar kocaman bir koltukta oturan u kadnd. Ardndan da bavullar tayorlar, demek ki tren az nce gelmi. yi ama, neden beni aryor? Yeniden barmaya balad: Bakn,' bize iaret ediyor. Gryorum dedi B. Astley. Alexis Ivanovitch! Alexis Ivanovitch! Ah, Tanrm, ne sersem ey! Tiz bir sesle sylenen bu haykrmalar otelin ta-raasndan bize kadar geliyordu. Merdivene kadar hemen hemen koarak gittik. Sahanla ktm... aknlktan kollarm iki yanma dt, ayaklarm yere mhland. DOKUZUNCU BLM Geni merdivenin st sahanlnda, koltuunu tadklar yerde, evresinde uaklar, hizmetiler, otelin saylamayacak kadar kalabalk, yaltaklanp duran, dalkavuk uak takm, adam-86 KUMARBAZ lan ve saysz bavulu ve sandklaryla bylesine grltl bir biimde otele inen bu sekin konuu bizzat karlamaya gelen metrdotel... Tm bunlarn arasnda BYKANNE kurulmu oturuyordu! Evet ta kendisiydi, korkun, zengin Antonine Vassilievna Tarassevitch, yetmi be yanda, mal mlk sahibi ve Moskova'nn soylu hanmefendisi, baboulinka, btn o telgraflarn gidi gelilerinin konusu, ld lecek derken, hl canl,'sapasalam, birdenbire, haber vermeden kalkp kendisi gelmi, aramzda ortaya kvermiti. Be yldan beri hep olduu gibi, ayaklarn kullanamadndan, koltukla dolatrlyordu ama, gene her zamanki alkanlyla, hl diri, evik, saldrgan, kendinden memnun, dimdik oturuyor, yksek sesle konuuyor, buyurgan bir sesle baryor, herkesi halyordu. Ksacas, tpk generalin ocuklarnn retmeni olarak yanlarna girdiimde iki kez kendisini grme onuruna eritiim zamanki gibiydi. Onun karsnda aknlktan ta kesilip kalmam pek doald. Koltukla kendisini karrlarken o pek keskin gzleriyle yz adm teden beni fark etmi, tanm, her zaman olduu gibi, kesinlikle aklna aklan adm ve soya-dmla armt. ld lecek diye bekledikleri, mezarda grmeyi umduklar ve mirasna konmay tasarladklar byle bir kadn myd? diye aklmdan geirdim. Aman kuzum, o bizim hepimizi, otelin adamlar da dahil, hepimizi gmer! Tanrm, imdi brleri ne olacak, imdi general ne yapacak? Evin altn stne getirecektir!

Ee, azizim, nedir o, gzlerini falta gibi ap da orada neden dikilip duruyorsun? diye bana haykrmay srdryordu bykanne. Selam vermesini, ho geldiniz demesini bilmiyor musun, ha? Belki de byle davranmayacak kadar gururlusun? Yoksa beni. tanmadn m? Gryor musun, Po-tapytch, dedi beyaz sal, frakl ve beyaz kravatl, tepesinin dazlakl pespembe kck bir ihtiyara, yolculukta hep yaKUMARBAZ 87 nnda bulundurduu sofracbasna dnerek, gryor musun, bizi tanmyor! Beni oktan gmmlerdi bile! "ld m, daha lmedi mi?" diye telgraf telgraf stne gnderiyorlard. nk ben her eyi biliyorum! Bak, gryorsun ya, henz damarlarmda kan var! Biraz aklm bama toplaynca, neeli bir sesle: Ltfen, Antonine Vassilievna, neden sizin ktlnz isteyeyim ben? diye karlk verdim. Ben... sadece armtm... armamak elde mi?.. O kadar beklenmedik bir anda... Bunda seni artan ne var ki? Trene bindim ve yola ktm. Trenler pek rahat, hi sarsnt filan yapmyorlar. Gezinmeye mi gitmitin? Evet, gazinoda yle bir dolatm. Buras ok gzel dedi bykanne evresine bakna-rak. Hava scak, aalar da gz kamatrc. te ben bunu severim! Bizimkiler dairelerinde mi? Ya general? Oh! General dairesinde, , bu saatte hepsi buradadrlar. Ya! Demek burada da saatlerini ayarlyorlar, pozlar taknyorlar. Demek herkese rnek oluyorlar. Rus senyrlerinin bir de arabalar varm, bana sylediklerine baklrsa! Servetlerini arur edip savurduktan sonra, yabanc, lkelere svtlar. Prascovia da onlarla birlikte mi? Evet, Pauline Alexandrovna da burada. Ya kk Fransz? Aman canm, hepsini kendim grrm. Alexis Ivanovitch, beni generalin dairesine gtr. Ya sen, burada rahat msn? yle byle, Antonine Vassilievna. Potapytch, sen de u hantal garsona syle de bana birinci katta, rahat, gzel bir daire versinler, eyalarm da hemen oraya gtrsnler. yi ama, beni tamak iin neden hepsi birden saldryorlar? Ne var hu kadar tela edecek, ku-88 KUMARBAZ KUMARBAZ 89 zum? Bu ne dalkavukluk, bu nasl yaltaklanma! Yanndaki kim? diye sordu bana doru dnerek. B. Astley diye yantladm. Hangi B. Astley? Bir yolcu, benim yakn bir dostum; generali de tanyor. Bir ngiliz. te onun iin azn ap tek szck sylemeden, 'gzlerini dikmi bana bakyor. Zaten ngilizleri severim. Eh, hadi bakalm, beni yukar gtrn, hemen generalin dairesine gidelim. Nereye yerletiler? Bykanneyi yerden kaldrdlar. Ben ne atlp otelin merdivenlerini kmaya balamtm. Bizim kafile byk heyecan yaratyordu. Karlatmz herkes durup gzlerini fal-ta gibi aarak bize bakyordu. Bizim otelimiz kentin en gzel, en pahal, en soylu oteli olarak kabul edilir. Merdivende, koridorlarda insan her zaman gzel hanmlara, azametli ngilizlere rasttar. Bunlarn pek ou hemen aa koup metrdotelden bir eyler renmeye altlar, aslnda o da pek etkilenmi, pek heyecanlanmt. Kendisine btn soru soranlara elbette ki gelenin sekin bir yabanc olduunu, bir Rus, bir kontes, soylu bir hanmefendi olduunu, bir hafta nce N. grandesinin kald daireye yerleeceini sylyordu. zellikle de koltuuna kurulan bykannenin buyurgan ve egemen halleri dikkati ekiyordu. Birisiyle karlatmzn her seferinde kl krk yaran bakyla hemen lp biiyor ve bana herkesle

ilgili yksek sesle sorular yneltiyordu. Bykannenin ok salam bir bnyesi vard, artk koltuundan hi kalkmamasna karn, ok uzun boylu olduu bir bakta anlalyordu. Hibir zaman koltuun arkalna yaslanmadan, direk gibi dimdik dururdu. Kaln ve belirgin izgili, ak sal geni ban hep dik tutard. Size azametli, hatta kkrtc bir biimde bakard; baknn ve hareketlerinin tamamiyle doal olduu grlrd. Yetmi be yana karn, yz taptazeydi, hemen hemen btn dileri de sapasalam yerindeydi. Srtnda siyah ipekliden bir giysi, banda beyaz balk vard. Benim yanm sra yukar kan B. Astley bana: Beni son derece ilgilendirdi, diye mrldand. Telgraflardan haberi var diye geiriyordum aklmdan. De Grieux'y tanyor ama, Mile Blanche' henz bilmiyor gibi grnyor. Dndklerimi hemen B. Astley'e de bildirdim. Utanarak itiraf edeyim ki, ilk aknlk durumum getikten sonra, hemen imdi generale indireceimiz darbeden sonsuz bir sevin duydum. Bu bende uyarc bir ila etkisi yapyordu, byk bir neeyle nden yryordum. Bizimkiler nc kata yerlemilerdi; haber vermeden, hatta kapy bile vurmadan, kapnn iki kanadn da ardna kadar atm, bykanne de pek grkemli bir giri yapt. Sanki zellikle yaplm gibi, hepsi generalin alma odasnda toplanmlard. Saat on .ikiydi ve grne gre, kimi arabayla, kimi atla, birlikte bir gezinti tasarlyorlard; konuklar da vard. General, Pauline, ocuklar ve dadlarndan baka odada, De Grieux, gene binici giysileri iinde Mile Blanche, annesi dul Bn. Cominges, kk prens, daha nce bir kez gene onlarn dairesinde grdm bir Alman bilgini bulunuyordu. Bykannenin koltuunu odann ortasna doru, generalin adm, yaknna kadar getirdiler. Ulu Tanrm, o ifadeyi mrm olduka unutamam! Biz ieri girdiimizde general bir eyler anlatyordu, De Grieux eksiklerini tamamlyordu. unu belirtmek gerekir ki, Mile Blanche'la De Gricux zavall generalin gznn nnde, iki gnden beri kk prensin evresinde pervane gibi dnyorlard. Bylece topluluk belki yapma ama, neeli, iten ve teklifsiz bir havay benimsemiti. Bykanneyi grnce, general szcn tamam-layamadan, az bir kar ak kalakald.. Baklaryla insan 90 KUMARBAZ KUMARBAZ 91 ldren bir masal ejderinin grnyle bylenmicesine, gzleri yuvalarndan frlam, ona bakyordu. Bykanne de hibir ey sylemeden ona bakyordu, hi kmldamyordu ama, yle bir utkulu, meydan okuyucu ve alayc bak vard ki! Genel sessizlik iinde bylece bir on saniye kadar baktlar. De Grieux nce ard ama, hemen sonra yznde sonsuz bir kayg belirdi. Mile Blanche kalarn kaldrmt, az aralk, aptal aptal bykanneye bakyordu. Prensle bilgin, bu tabloyu byk bir ilgiyle seyrediyorlard. Pauline'in baklarnda sonsuz bir aknlkla ne yapacan bilmezlik okunuyordu, sonra anszn kt gibi bembeyaz oldu; ksa bir sre sonra da yzne kan hcum etti, yanaklar kpkrmz oldu. Evet, bu herkes iin byk bir felaketti! Ben sadece gzlerimi bykanneden orada bulunanlara ve onlardan bykanneye gtrp getiriyordum. B. Astley, her zamanki gibi, vakur ve sakin, geride duruyordu. Eh, ite byle, geliverdim! Telgramn yerini ben aldm! diye en sonunda patlayveren bykanne, sessizlii bozdu. Beni beklemiyordunuz, deil mi? Antonine Vassilievna... Benim iyi teyzeciim... hangi rzgr sizi... diye bir eyler kekeledi, zavall general. Eer bykanne birka saniye daha konumasayd, belki de bir yerine inme inecekti.

Ne demek, hangi rzgr? Trene bindiim gibi yola ktm! Demiryollar ne ie yaryor, kuzum? Siz hepiniz ayaklarm nde, drt kolluyla kp, mirasm size brakacam dnyordunuz, deil mi? nk, telgraf stne telgraf gnderdiinizi ok iyi biliyorum. Bu sana pek pahalya patlamtr. Buradan oraya, ucuz olmamal. Ama, btn cesaretimi topladm ve ite karnzdaym. Bu, Fransz deil mi? B. De Grieux'ydu galiba? .Evet, Hanmefendi diye yantlad De Grieux, inann kadar sevindim ki... Salnz Bu bir mucize... Sizi burada grmek... Pek sevimli bir srpriz... Sevimli olmasna, sevimli de; seni iyi tanyorum, zirzop soytar ve sana u kadar bile (ve ona kk parmann ucunu gsterdi) inanmyorum. Sonra da Mile Blanche' gstererek: Bu kim, bu? diye szlerini srdrd. Binici giysili, elinde kam, gsterili haliyle, cafcafl Fransz onun iikkatini ekmiti besbelli. Bu hanm buralardan m? Mile de Cominges, bu da annesi Bn. de Cominges; bu otele indiler diye akladm. Evli mi bu? diye sordu yal hann patavatszca. Hayr, evli deil diye karlk verdim elimden geldiince saygl davranmaya alarak ve bilerek sesimi alaltarak. Neeli mi bari? Soruyu kavrayamadm. nsann onunla can sklr m sklmaz m? Rusa biliyor mu? Moskova'da De Grieux birka szck geveliyordu. Ona, Mile de Cominges'in Rusya'ya hi gitmediini anlattm. Bykanne bir giri yapmadan serte Mile Blanche'a pat diye: Gnaydn! dedi. Gnaydn, efendim diyen Mile Blanche da tumturakl ve zentili, hesapl bir reveransla yerlere kadar eildi, derin bir nezaket perdesi altndan yznn btn ifadesiyle, byle bir sorudan ve bu biim davrantan duyduu aknl belli etti. Ah! Gzlerini indiriyor, cilveler yapyor: nsann ne gibi bir kula kar karya bulunduu hemen belli oluyor: Sapma kadar oyuncu, ya da ona benzer bir ey bu. Bu otele 92 KUMARBAZ KUMARBAZ 93 indim, aa katta kalyorum dedi anszn generale doru dnerek; komu olacaz. Buna sevindin mi, sevinmedin mi? Ah! Teyzeciim, iten... memnunluk duygulanma inann, diye yant verdi general. Kendini biraz toparlamt bile. Ve frsat dtnde, duruma uygun den ciddi deyimleri bulmasn ok iyi bildiinden, hemen parlak szlere balad: Rahatszlnz haber alnca o kadar telalandk, o kadar merak ettik ki... yle umutsuz telgraflar alyorduk ki, bir de anszn... Yalan sylyorsun, yalan sylyorsun diye hemen onun szn kesti bykanne. General de sesini ykseltip iitmemezlikten gelerek onun szn kesti: Ama, nasl oldu da byle bir yolculua karar verebilirsiniz? Siz de kabul edersiniz ki, sizin yanzda ve sizin salk durumunuzda... hi deilse, btn bunlar o kadar beklenmedik eyler ki, ne diyeceimizi bilemiyoruz, aknlmz pek akla yakn. Ama, bilseniz ne kadar memnunum... Hepimiz (burada, duygulu bir sevin ifadesiyle glmsemeye balad) burada kaldnz srece size en gzel. gnleri geirtmek iin elimizden gelen abay gstereceiz... Hadi, hadi,'bu kadar yeter, yararsz gevezelikler btn bunlar. Sen her zamanki gibi sama sapan eyler sylyorsun. Zaman nasl geireceimi ben kendim pekl bilirim. Zaten size kzgn deilim, kinci deilim ben. Bu yolculua girimeye nasl karar verdiimi soruyorsun bana? En yaln biimde. Ne oluyor da herkes ayor buna? Gnaydn, Pras-covia (1), ne yapyorsun burada?

(1) ou zaman Fransz ya da ngiliz eitimi gren ocuklara kendi adlarna yaklaan, Fransz, ya da ingiliz adlar takarlar. Burada Prascovia da Pauline'e dnyor. Gnaydn, Bykanne, dedi Pauline yaklaarak. Siz yola kal ok oldu mu? te, btn o ahlar, oh!har yerine hi deilse, akllca bir soru. Pekl, ite byle, pek uzun zamandan beri yataktaydm, tedavi gryordum. Bunun zerine, btn hekimleri kovdum, Saint-Nicolas'nn papazn getirttim. Daha nce de saman tozuyla bir kadncaz ayn hastalktan iyiletirmiti. Beni de rahatlatt. ki gn sonra, her yanmdan dereler gibi ter dktm ve ayaa kalktm. Bunun zerine, benim Almanlar yeniden gene kafa kafaya tarttlar, gzlklerini taktlar ve u karar bildirdiler: "imdi gidip yabanc lkelerdeki bir kaplcada kr yaparsanz, tkanma tamamiyle geer" dediler. "Neden olmasn?" diye dndm. Dour-Za-jiguine'ler avaz avaz kyameti kopardlar: "Oraya kadar gitmek deliliktir!" dediler. Hadi canm! Yirmi drt saat iinde knlarm hazrlattm, geen hafta da yanma bir oda hiz-metisiyle. Potapytch'i, bir de Berlin'e geri gnderdiim (nk ona ihtiyacm olmadn, yalnz bama da pekl yolculuk edebileceimi grdm) Fedor'u aldm... zel bir kompartman kiraladm. Her istasyonda, yirmi kpek karlnda sizi istediiniz yere gtren hamallar var. Gzel bir daireniz var diye szlerini tamamlad evresine bakarak. Paray nereden buluyorsun, azizim? Yanlmyorsam, her eyi ipotek ettin. Sadece u kk Fransza bir yn borcun var! Darlma ama, her eyi biliyorum, her eyi! aknln, mahcubiyetin doruuna ulaan general: Teyzeciim diye balad, ardm dorusu... yle sanyorum ki, hi kimsenin kontrol olmakszn... Zaten harcamalarm gelirimi amyor ve biz burada... Gelirini gemiyormu, dorusu pek de yzszsn ya! yleyse, ocuklarnn son meteliine kadar hepsini ellerinden aldn, sen, onlarn vasisi olan sen!94 KUMARBAZ KUMARBAZ 95 Bundan sonra, byle szlerden sonra... diye srdrd general fkeyle. Bilmem... Neyi bilmiyorsun? yle sanyorum ki rulet masasndan kalkmyorsun! yice bataa saplandn! General utancndan yerin dibine ylesine geti ki, heyecandan az kalsn boulacakt. Rulet masasndan m? Benim gibi nemli bir kimse!.. Kendinize gelin, teyzeciim, henz iyilememisiniz... Btn bunlarn hepsi yalan! Bahse girerim ki seni oradan ekip alamyorlardr! Sayklayp duruyorsun sen.! Bugnden tezi yok, gidip u rulet denen eyin ne mene bir ey olduunu greceim. Prascovia, anlat bana bakaym, burada grlecek neler var? Aleixis Ivanovitch beni oraya gtrr. Sen de Potapytch, grp gezilecek yerlerin listesini kar. Pauline'e dnerek: Burada grlecek neler var? diye yineledi. evrede, bir atonun ykntlar var, bir de Schlangen-berg var. Nedir bu Schlangenberg? Orman m? Hayr, bir da; orada bir de zirve var... Hangi zirve?.. Dan en yksek yeri. Orasn bir itle evirdiler. Esiz bir manzaras var. Koltuumu oraya karmak m gerekecek? Yaplabilir mi bu? Oo! Merak etmeyin, efendim, hamal bulunabilir diye yant verdim. Bir aralk dad Fedossia gelip bykanneyi selamlad. Ona generalin ocuklarn getirmiti. Yoo! Kucaklap pmek yok. ocuklar pmesini hi sevmem. Hepsi de smkldr. Burada rahat msn, Fedossia? Burada ok iyiyiz, iyi yrekli Antonine Vassilievna karln verdi Fedossia. Ya siz, benim sevgili Hanmcm, siz naslsnz? Sizi o kadar ok merak ettik ki!

Biliyorum; sen hi deilse, saf bir cansn. Btn bu insanlar sizin konuklarnz m? diye sordu yeniden Pauline'e dnerek. u gzlkl sska kim? Pauline alak sesle: O prens Nilski, bykanne dedi. Ya, Rus demek ki? Ben de onun konutuklarmz anlamadn sanyordum! Belki de iitmemitir! B. Astley'i daha nce grdm. te gene burada dedi bykanne -, onu grr grmez. Gnaydn! diye sesleniverdi B. Astley'e anszn. B. Astley tek sz sylemeden eildi. Hadi bakalm, bana ne gibi gzel eyler syleyeceksiniz? Bir eyler syleyin. Pauline bunu ona eviriyor. Pauline konumay evirdi. Astley de ciddi bir sesle ama,' son derece itenlikle: Sizi byk bir zevkle seyrettiimi, salnzn yerinde olmasna pek sevindiimi syleyeyim diye karlk verdi. Bu szleri bykanneye evirdiler, pek houna gittii aka belliydi. u ngilizler nasl da her eye bir yant bulurlar! dedi. Neden bilmem, ngilizleri hep sevmiimdir; Franszlarla aralarnda dalar kadar fark vardr! Gene B. Astley'e: Beni grmeye gelin, emi? dedi. Sizi fazla skmamaya gayret ederim. Bunu ona eviriver ve birinci katta kaldm syle. Birinci katta, anlyor musunuz? Aada, diye yineledi B. Astley'e parmayla demeyi gstererek. B. Astley bu ardan pek memnun oldu. Yal kadn, Pauline'i tepeden trnaa dikkatli ve honut bir bakla sard. Seni ok sevebilirim, Prascovia dedi birdenbire. Sen 96 KUMARBAZ iyi bir kzsn, hepsinin en iyisisin ama, yle bir huyun var ki!.. Ho, ben de yleyimdir ya... Dn bakaym biraz; bandakiler takma sa deil ya? Hayr, bykanne, kendi salarm. Allahtan, yoksa bu aptalca modadan nefret ediyorum. ok gzel bir kzsn. Eer gen bir erkek olsam, sana k olurdum. Neden evlenmiyorsun? Aman, artk gitmeliyim. Trende geen o uzun gnlerden sonra gezinmek istiyorum... Ee, ne haber, hl kzgn msn? dedi generale. ok rica ederim, teyzeciim, brakn bunlar! dedi general de gnl rahatlayarak. Tabii anlyorum, sizin yanzda... Bu kocakar bunam diye fsldad De Grieux. Burada her eyi grmek istiyorum. Alcxis Ivanovitch'i bana brakrsn, deil mi? diye generale sordu bykanne. Oo! Laf m olur, istediiniz kadar ama, ben de... Paulinc de, hatta Bay De Grieux de... size elik etmekten byk bir zevk duyarz. Aman, Hanmefendi, bu byk bir zevktir... diye atld De Grieux gz boyayc bir glmsemeyle. Hmmm, bir zevkmi! Beni gldryorsun, azizim. Sonra da generale dnerek-anszn: Zaten sana para filan vermeyeceim diye ekledi. Beni daireme gtrsnler, nce oraya bir gz ataym, sonra her yere gideriz. Gtrn beni. Bykanneyi yeniden kaldrdlar, hepimiz kafile halinde, koltuunun ardnda, merdivenden aa indik. General bana inen bir balyozla sersemlemi gibi yryordu. De Grieux dnyordu. Mile Blanche nce kalmak istedi, sonra da bizi izlemeyi yeledi. Onun hemen ardndan prens geliyordu; generalin dairesinde sadece Almanla dul Bayan Cominges kald. KUMARBAZ ONUNCU BLM 97

Kaplcalarda, byk bir olaslkla da btn Avrupa'da, yneticilerle metrdoteller bir mteriye bir daire verirken, onun zevk ve isteklerinden ok, kendilerinin onun hakknda edindikleri kanya gre davranrlar. Ve kabul etmek gerekir ki, bu konuda pek seyrek olarak yanlrlar. Ama, bykanneye, Tanr bilir neden, yle debdebeli, atafatl bir daire verirler ki bu kez snn iyice aarlar: Grkemli eyalarla denmi banyolu drt oda, uaklar iin mtemilt, oda hizmetisi iin ayr oda, vb., vb... Gerekten de bu odalarda bir hafta nce bir grandes kalmt ve telala bunu, oralarn deerini daha da artrmak amacyla hemen yeni gelenlere bildirmekten geri kalmadlar. Bykanneyi btn odalara tadlar, daha dorusu gtrdler, o da her yeri dikkatli ve sert bir gzle inceledi. Orta yal, dazlak kafal bir adam olan metrdotel daire gezilirken hep kibarca ona elik etti. Bunlarn hepsi bykanneyi kim sanyorlard bilmem; besbelli ok soylu ve kibar, zellikle de pek zengin birisi sanyorlard. Otel defterine hemen: Bayan General, Tarassevitcheva prensesi yazdlar, oysa bykanne mrnde prenses olmamt. Uaklar, zel vagon, yararsz bir yn paket, bavullar, hatta sandklar yal hanmla birlikte gelmiti, kukusuz bunlar onun saygnlna basamak oluturmutu. Bykannenin koltuu, kestirip atan tonu, sesi, tamamiyle patavatsz bir halle sorulan ve en kk bir karla katlanamayan garip sorular, ksacas, bykannenin dimdik, sert, buyurgan kiilii ona genel sevgi ve saygy salamay tamamlad. Dairesini denetimden geirirken, yal hanm anszn koltuunu durdurtuyor. herhangi bir eyay gsteriyor ve metrdotele beklenmedik so- ' rulan yneltiyordu, o da saygl saygl glmsyordu ama, titremeye balyordu bile. Adama sorular Franszca soruyordu F. 7 98 KUMARBAZ KUMARBAZ 99 ki bu dili iyi konuamadndan ou zaman sylediklerini evirmek zorunda kalyordum. Metrdotelin yantlan ounlukla houna gitmiyor ve ona yetersiz grnyordu. Zaten her trl anlamdan yoksun, yle rasgele aklna esen sorular yneltiyordu. Szgelimi, anszn bir tablonun karsnda duruyordu: Mitolojik konulu, nl aslnn olduka zayf bir kopyas. Bu resim kimin? Metrdotel, bunun muhtemelen bir kontesin resmi olduunu sylyordu. Nasl, bilmiyor musun? Burada yayorsun da bilmiyorsun! Neden bu tablo burada? Neden kontesin gzleri a? Btn bu sorulara metrdotel tatmin edici karlklar veremeyince bir hayli utand. Ne sersem' ey bu! dedi bykanne Rusa. Kendisini daha uzaa gtrdler. Ayn ey kk bir Saksonya heykelcikle yeniden meydana geldi: Yal hanm bunu uzun uzun seyrettikten sonra, neden bilinmez, alp gtrmelerini buyurdu. En sonunda, metrdoteli soru yamuruna tuttu: Yatak odasndaki hal ka paraya mal olmutu, bunlar nerede dokuyorlard? Metrdotel hepsini sorup reneceine sz verdi. Bykanne: Ne eek eyler! diye homurdand ve btn dikkatini karyolann zerine younlatrd. te ahane bir cibinlik tavanl! An unu. Yata atlar. Daha, daha, hepsini an. Yastklar kaldrn, klflar, kuty yatak rtsn kaldrn. Hepsinin altn stne getirdiler. Bykanne dikkatle inceledi. Bereket versin ki tahtakurusu yok. Btn araflan, amarlar gtrn. Kendi araflarm, yastklarm koyarlar. Zaten btn bunlar ar derece lks; benim yaamda, byle bir daireye ne gerek var. nsan yalnz bana sklr. Alexis Iva-novitch, sk sk beni grmeye gel emi, ocuklarn dersini bitirir bitirmez gelirsin.

Dnden beri generalin hizmetinde deilim artk diye yant verdim. Otelde kendi hesabma kalyorum. O da neden yle? nceki gn Berlin'den sekin bir Alman, bir baron geldi eiyle. Dn, gezintide ona, Berlin ivesini gzetmeden Almanca bir sz syledim. Ee, ne varm bunda? O, bunu bir terbiyesizlik, saygszlk olarak kabul etmi ve gidip generale yaknm. O da hemen beni kovdu. Ne yani, u barona hakaret mi ettin? yle bir ey yapsan bile, bunda bir ktlk yok ki, dnya yklmaz ya! Yoo, hayr! Tersine, asl o bana bastonunu kaldrd. Sen de, smkl, ocuklarnn retmenine bu ekilde davranlmasma izin verdin dedi anszn generale dnerek sert bir sesle, stelik de onu kovdun! Grdm kadaryla, hibiriniz bir ie yaramazsnz. Hi merak etmeyin, teyzeciim, diye karlk verdi general kendini beenmi bir teklifsizlik tonuyla, kendi ilerimi kendim yrtmesini bilirim. stelik de, Alexis Ivanovitch olay size tam olarak anlatmad. Sen buna nasl katlanabildin? diye bana sordu. Ben de dnyann en alakgnll ve en sakin haliyle: Baronu delloya davet etmek istiyordum diye karlk verdim, ama, general buna engel oldu. Neden? diye srdrd bykanne. Sonra da metrdotele: Sen, azizim, hadi git, seni ardklar zaman gelirsin" dedi. Bu Nuremberg'li patates surata dayanamyorum! Beriki, elbette ki bykannenin iltifatm anlamadan, selam verip kt. General kk bir glle: 100 KUMARBAZ zin verirseniz, teyzeciim, dedi, dellolar yaplabilir mi? Neden yaplmasn? Erkekler hep horozlar gibidir; dvrlerdi, hepsi bu. Hepiniz korkaksnz, aka grlyor, mal meydanda, lkenizin onurunu korumaktan acizsiniz. Hadi bakalm, gtrn beni! Potapytch, syle de her zaman emrimde iki hamal bulundursunlar. Adamlar tut, koullar sapta. ki tane yeter. Beni sadece merdivenlerden indirip karmalar gerekecek; dz yolda, sokakta, beni iterler, bunu onlara anlat. Adamlara bir de avans ver, daha terbiyeli davra-nrlar. Sen hep benim yanmda kalacaksn, sen de Alexis Iva-novitch, gezintide bana u baronu gster: u "von Baron" ne menem eymi hele bir greyim. Hadi bakalm, nerede kuzum u rulet? Ruletlerin gazino salonlarnda bulunduunu anlattm. Ardndan da sorular yamaya balad: ok rulet var m? Kumar oynayan ok kimse var m? Btn gn kumar oynanyor mu? Nasl ey bu? Ben de en iyisinin gidip hepsini kendi gzleriyle grmesi olacan, onlar anlatmann ok zor olduunu syledim. Pekl, yleyse beni hemen oraya gtrsnler! Alexis Ivanovitch, sen ne geip yol gster! General byk bir ilgiyle zerine titreyerek: Aman teyzeciim, nasl olur, biraz dinlenmeden mi? diye sordu. Biraz heyecanlya benziyordu; zaten, hepsi skntl grnyordu, srekli birbirlerine bakyorlard. Besbelli bykanneyle birlikte gazinoya gitmekten ekiniyorlar ve belki de utanyorlard: Hi kukusuz yal hanm, hem de bu kez herkesin iinde gene acayiplikler yapmaya kalkacakt. Bununla birlikte, ona elik etmek amacyla atldlar. Neden dinlenecekmiim, kuzum? Hi yorgun deilim ki; tam be gndr kmldamadan durdum. Sonra da gidip kayKUMARBAZ

101 naklar, kaplcalar greceiz. Daha sonra da... u... ad ne demitin sen Pascovia? u zirve'y, hah, tamam deil mi? Evet, bykanne. Hadi zirve olsun. Burada daha baka ne var? Pek ok ey var, bykanne, dedi Paulinc skntyla. yi, iyi, senin pek bir ey bildiin yok! Marthe, sen de benimle gel, dedi oda hizmetisine. General anszn kayglanarak: Onu neden gtrmek istiyorsunuz, teyzeciim? dedi. Olanaksz bir ey bu; hatta Polapytch'in bile gazinonun iine girmesine izin vereceklerini sanmyorum. Sama! Yani bu bir hizmeti olduu iin darda m brakacaklar! Oysa o da canl bir yaratk; tam bir haftadr yollarda srtyoruz, onun da can elbette bir eyler grmek isler. Benimle olmazsa, kiminle gidebilir ki? Yalnz bana sokakta bir adm atmaya bile cesaret edemez o. Ama, bykanne.. Belki de benimle gelmekten utanyorsundur? yleyse kal burada, senden bir ey isteyen yok ki. Bir general, aman sevsinler! Ben de general karym. Hem zaten btn bu kafileyi peimde tamaya hi de gerek yok! Her eyi Alexis Iva-novitch'le grrm... Ama, De Grieux herkesin sefere katlmasnda ayak di- i'edi, onunla birlikte gitmenin zevkini yle bir ballandra ballandra vd ki, herkes yrye geti. De Grieux, generale: Bunams zavall diye yineledi. Yalnz gitse, kimbilir ne samalklar yapar... Ben daha fazlasn iitemedim ama, hi kukusuz kafasnda bir dnce vard, hatta belki de yeniden umuda bile kaplmtr. Gazinoya kadar yaklak be yz metre vard. Kestane aal yoldan evresinde bir tur attmz alana kadar gitlik, doruca gazinoya girdik. Generalin gnl biraz rahatlamt,102 KUMARBAZ KUMARBAZ 103 nk bizim kafile, olduka acayip olmakla, hi de saygnlktan yoksun deildi. Hasta, zayf, bacaklarn kullanamayan bir kimsenin kaplcalara gelmesinde alacak hibir ey yoktu. Ama, aka grlyordu ki, general gazinodan korkuyordu; sakat, stelik de yal bir kadn neden rulete gidiyordu? Pauline'le Mile Blanche tekerlekli koltuun iki yannda yryorlard. Mile Blanche glyor, ekingen bir nee gsteriyor, hatta arada srada, bykanneyle akac bir iki szck konuuyordu, o kadar ki, yal kadn sonunda ona vc szler syledi. br yandaki Pauline, yal kadnn bitip tkenmek bilmeyen saysz sorularna yant vermek zorundayd. Szgelimi: Demin yanmzdan geen kimdi? Arabadaki u kadn kim? Kent byk m? Bahe geni mi? Bunlar ne aalan? u dalarn ad ne? Buralarda kartal var m? Ne garip at bu byle! Yanmda yryen B. Astley bugnden ok ey umduunu fsldad bana. Potapytch'le Marthc arkada, hemen koltuktan sonra yryorlard. Potapytch frakl ve beyaz kravatlyd ama, banda kasket vard, krk yalarnda al yanakl, kr sal bir kz olan Marthe'n da banda balk, srtnda alacal basmadan entari, ayaklarnda gcrdayan olak derisi pabular vard. Bykanne onlara bir eyler sylemek iin sk sk arkasna dnyordu. De Grieux ile general biraz geride kalmlar, hararetli hararetli konuuyorlard. General bitkindi; De Grieux kararl bir halle konuuyordu. Belki de arkadan cesaretlendirmeye alyordu; ona tler verdii aka belli oluyordu. Ama', bykanne o uursuz tmceyi sylemiti bir kere: Sana para vermeyeceim. Bu haber belki de De Grieux'ye inanlmaz gibi grnyordu ama, general, teyzesini iyi tanrd. Bu arada De Grieux ile Mile

Blanche'n birbirlerine gz krpp durduklarn fark ettim. Yolun ta ucunda prensle Alman gzme iliti: Bizi ne geirmilerdi, kendileri baka bir yne gittiler. Gazinoya grkemli bir giri yaptk. svireli kapcyla uaklar da oteldeki uak takmyla ayn candan yaknl gsterdiler. Bununla birlikte bize merakla bakyorlard. Bykanne nce kendisine salonlar gezdirmelerini buyurdu. Kimi zaman iltifat ediyordu, kimi zaman ilgisiz kalyordu ama, her eyi sorup reniyordu. En sonunda, kumar salonuna ulatk. Kapal kapnn nnde nbet tutan uak, sanki arp kalm gibi, hemen iki kanad birden ardna kadar at. Bykannenin rulet salonunda belirii kalabaln zerinde derin bir etki yaratt. Rulet masalarnda ve otuz ve krk masasnn bulunduu salonun br ucunda, birok sra halinde, yz elli, iki yz kadar kumarbaz ylyd. Masaya kadar sokulmay baaranlar, her zaman olduu gibi, durumlarn zerre kadar bozmuyorlard ve ancak btn paralarn yitirdikten sonra yerlerinden kmldayp ayrlyorlard. nk orada sadece seyirci olarak kalmaya ve bir oyuncunun yerini bedavadan igal etmeye izin verilmiyordu. Masann evresinde sandalyeler bulunmasna karn, oturan pek azd, zellikle de kalabalk younlat zaman, nk ayakta durunca insan daha az yer kaplar, sonra da para srmek iin bylesi daha rahattr. kinci, nc sralarda bulunanlar sralarn bekleyerek, ilk sradakilerin arkasna ylrlar. Ama, kimi zaman kumarbazlarn arasndan ellerini kaydrp paralarn ortaya srerler. nc srada mizalar yeil uhaya ulatrmak iin de ayn biimde paralanrlar. Bu yzden her on, ya da hatta be dakikada bir masann bir ucundan bir itiraz ykselirdi. Gazinonun gvenlii zaten olduka iyi dzenlenmiti. Elbette ki itiip kakmay, hay huyu nleyemezler ama, kalabalk t zaman memnun olurlar, nk bundan onlar kazanl kar; ama, masann evresinde oturan sekiz kru-piye, mizalar byk bir dikkatle gzlerler; deyen onlardr ve bir anlamazlk kt zaman bunu zmleyen de onlardr. Ar durumlarda, polis arlr, olay da o anda ka-104 KUMARBAZ KUMARBAZ 105 panr. Gvenlik grevlileri sivil olarak salonda, halk arasndadr, yle ki onlar hi kimse tanyamaz. Bunlar zellikle kk hrszlarla, hnerlerinin uygulanmas zellikle pek kolay olan rulette ok rastlanan profesyonel hrszlar gzetlerler. Gerekten de, her yerde, cepleri kartrmak, ya da kilitleri krmak gerekir, baar salanamad zaman da, bu insann bana dert aar. Oysa burada sadece rulete yaklamak, kumara balamak yeterlidir. Sonra da anszn, saklanp gizlenmeden, herkesin gzleri nnde bir bakasnn kazancna el koyup bunu cebe indirmek iten bile deildir; bir tartma kt zaman hrsz yksek ve anlalr bir sesle bu parann kendine ait olduunu haykrr. Eer darbe ustaca indirildiy-se, tanklar da kararszlkla duraksyorsa, hrsz, ou zaman paray alkoymay baarr. Btn bunlar elbette ki para pek nemli miktarda deilse yrr, yoksa byk bir paray krupiyeler, ya da bir baka kumarbaz fark etmi olabilir. Eer .miktar pek yksek deilse, parann gerek sahibi kimi zaman kavgay srdrmekten kendiliinden vazgeer ve bir rezalet korkusuyla ekilir. Ama, eer hrszn kimlii ortaya karlrsa, hi gznn yana bakmadan hemen kovarlar. Bykanne btn bunlar uzaktan, doymak bilmeyen bir agzllkle seyretti. Bir hrsz kovulduu zaman pek seviniyordu. Otuz ve krk onun pek merakn ekmedi; rulet houna gitmiti, zellikle de bilye dnd zaman. En sonunda oyunu daha yakndan grmek istedi. Bilmem nasl oldu ama, garsonlarla yaltaklanan birka kii (ou zaman, kumarda kazananlara ve btn yabanclara hizmetlerini sunan kumarda iflas etmi Polonyallar) masann ortasna doru, birinci krupiyenin yannda abucak ona bir yer atlar ve kalabala karn koltuunu oraya srdler. Oynamayp da sadece bakan (zellikle aileleriyle gelmi ngilizler) kalabalk bir ziyareti topluluu kumarbazlarn arkasndan bykanneyi seyretmek amacyla masaya doru tler. Krupiyeler umuda kapld-

lar: Bu kadar garip bir kumarbaz kadn elbette ki olaanst bir eyler vaat ediyordu. Yetmi be yanda, sakat bir kadn kumar oynamak istiyordu... Bu yle her gn rastlanan bir olay deildi. Ben de ne yapp edip masann yanna szldm ve bykannenin yanna yerletim. Potapytch'le Marthe bir kenarda, kalabaln iinde kaldlar. General, Pauline, De Grieux, Mile Blanche da seyircilere katldlar. Bykanne, nce evresindeki oyuncular seyretti. Alak sesle bana abucak sorular yneltiyordu: u adam kim? Bu kadn kim? Masann ucunda bulunan, byk kumar oynayan, binlerce frank sren gencecik bir adam zellikle ilgisini ekti. Gen adam yanmzdakilerin fsldatklarna gre yaklak krk bin frank kazanmt, bunlar altn ve banknot ynlar halinde nnde duruyordu. Yz sapsaryd; gzleri parlyor, elleri titriyordu; paralan avu avu alarak hi hesaplamadan ortaya koyuyordu, bununla birlikle de durmadan kazanyordu, nndeki altn yn kabardka kabaryordu. Garsonlar evresinde pervane gibi dnyorlar, ona bir koltuk getiriyorlar, daha geni bir yeri olmas ve halkn kendisini sktrmamas iin yanndakileri uzaklatryorlard. Btn bunlar elbette ki ykl bir bahi umuduyla yaplyordu. Kazanan kimi kumarbazlar arada srada paray avularyla ceplerinden kararak hi hesaplamadan onlara verirler. Gen adamn yanna bir Polonyal yerlemiti bile, yerinde duramyordu, saygl bir halle her an kulana bir eyler sylyordu, hi kukusuz ona t veriyor ve oyununu ynetiyordu: Btn bunlar elbette ki bir bahi koparmak iindi. Ama, kumarbaz ona hemen hemen hi aldr etmiyordu, geliigzel, rasgele para koyuyor ve durmadan nndeki altn ynn kabartyordu. Besbelli akln karrnt. Bykanne bir sre onu inceledi. Anszn telalanarak dirseimi drtt ve: Syle ona da braksn artk dedi. abucak parasn106 KUMARBAZ KUMARBAZ 107 toplasn ve svsn. Yitirecek, bir saniye iinde hepsini yitirecek diye kaygland adeta heyecandan boularak. Potapytch nerede? Ona Potapytch'i gndersinler! Canm, sylesene una, diyordu habire brm dirsekleyerek. Potapytch nerede, kuzum? kn! kn! diye gen adama barmaya balad. Kendisine doru eildim ve buyurgan bir sesle, yavaa, burada byle barmann uygun olmadn, hatta yksek sesle deil de, sadece alak sesle konumaya izin verildiini syledim; nk hesaplarn engelliyordu, byle srerse bizi karacaklarn da ekledim. ok yazk! Bu adam mahvoldu! Hi kukusuz byle olmasn istiyor... im altst oldu, ona bakamyorum. Ne sersem ey! Ve bykanne hemen baka bir yana dnd. Orada, solda, kumarbazlar arasnda, yannda bir eit cce bulunan gen bir hanm grnyordu. Bu cce kimdi, bilmiyorum: Kadnn bir akrabas myd, yoksa ilgi uyandrmak iin mi getirmiti? Bu gen kadn daha nce de fark etmitim; her gn, leden sonra saat birde gazinoya geliyor, tam ikide gidiyordu. Her gn bir saat sresince oynuyordu. Onu tanyor ve kendisine hemen bir koltuk getiriyorlard. Kadn cebinden birka altnla binlik birka banknot kard, acele etmeden, heyecanlanmadan, soukkanllkla ortaya para srmeye balad, bir yandan da bir kdn zerine numaralan yazyor, anslarn belirli bir anda toplanmasn salayan sistemi kefetmeye alyordu. Byk paralar tehlikeye atyordu. Her gn en fazla bin, iki bin, bin frank kazanyordu, daha fazla deil, bunlar kazanr kazanmaz da hemen oyundan kalkyordu. Bykanne uzun bir sre onu inceledi. Bak syleyeyim, bu kadn yitirmeyecek! Bu kadn yitirmeyecek! Kim, biliyor musun? Bir Fransz, besbelli o biimlerden biri diye fsldadm kulana. Ya! Ku, uuundan bellidir! Keskin peneleri olduu grlyor. Her turun ne anlama geldiini ve nasl para srleceini anlat bakaym imdi bana.

Ortaya konan parann saysz bileimlerinin anlamn elimden geldiince bykanneye anlattm: Krnz ve kara, tek ve ift, eksik ve pas, en sonunda numaralar sisteminin kimi ayrntlarn akladm. Yal hanm beni dikkatle dinliyor, aklnda tutuyor, yeni sorular yneltiyor ve reniyordu. Ona her para srme sisteminden orackta bir rnek gsterilebilirdi, bylelikle de ders daha kolay aklda kalyordu. Bykanne pek sevindi. Peki, sfr ne anlama geliyor? uradaki, hani kvrck sal krupiye sfr diye bard. Ve masann zerindekilerin hepsini neden toplad? O ynla paray kendine ald! Ne demek oluyor bu? Bykanne, sfr bankonun kr. Eer bilye sfrn zerine derse, masann zerindekilerin hepsi, ayrm gzetmeden, bankoya aittir. Gerei sylemek gerekirse, demek iin bir tur daha yaplr ama, banko hibir ey demez. Aa, olur ey deil, dorusu! Ve ben bir ey almyorum! Hayr; eer daha nce sfrn zerine para koydunuz da ktysa, size koyduunuzun otuz be katn veriyorlar. Nasl, otuz be katn m! Peki, sk sk kar m bu? yleyse neden bu sersemler sfra para koymuyorlar? nk otuz alt kar ans var da ondan, bykanne. Ne sama eyler! Ptapytch! Potapytch! Dur bakaym, yanmda para var... te, ite! Cebinden ikin bir kese kard, iinden bir frederik ald. Al, bunu hemen sfrn stne koy. Bykanne, sfr az nce kt dedim, onun iin uzun zaman kmaz artk. An tehlikeye atlyorsunuz: Biraz bek- leyin. Hayr, samalyorsun, koy unu!108 KUMARBAZ KUMARBAZ 109 zr dilerim ama, bin kez de koysanz, belki akama kadar kmaz; ok grlmtr bu. Sama, sama btn bunlar, kurttan korkan ormana gitmez. Ne? Vitirdin mi? Gene koy! kinci frederiki de yitirdik; bir ncsn koyduk. Bykanne yerinde duramyordu; dnen tablann blmeleri arasnda zplayan bilyeyi parlak gzleriyle yiyecek gibi bakyordu. nc frederiki de yitirdik. Bykanne kendinden gemiti; bir trl rahat duramyordu, hatta krupiye beklenen .-fr yerine otuz alt'y bildirince yumruuyla masaya vurdu. Eh, hadi bakalm! diye kzd bykanne, u lanet olasca sfr yaknda kacak m, kmayacak m? Eer sfr kncaya kadar buradan Kalkarsam leyim daha iyi. Btn kabahat u kvrck sal krupiye dzenbaznda, onunla, hi kmyor bu sfr! Alexis vanovitch iki altn birden koy! O kadar az para koyuyorsun ki, sfr ksa hibir ey kazanamayacaz. Bykanne! Koy dedim, koy! Senin paran deil ya. ki frederik koydum. Bilye tablann zerinde uzun zaman yuvarland ve en sonunda blmelerin stnden zplamaya balad. Bykanne kendinden geerek kolumu skyordu ve anszn tok! Sfr! diye bildirdi krupiye. Grdn m, bak grdn m! dedi bykanne hzla bana doru dnerek. Ben sana sylemitim, ben sana sylemitim! ki altn koymay bana Tanr esinlendirdi! imdi ne kadar alacam? Neden paray demiyorlar? Potapytch, Marthe, nerede bunlar, kuzum? Ya btn bizimkiler, nereye gittiler? Potapytch, Potapytch! Daha sonra, bykanne, birazdan diye fsldadm. Po-lapytch kapda, onu buraya geirmezler. Bakn, bykanne, paranz dyorlar, aln!

Bykanneye, koyu mavi kdn iine sarl, damgal, elli frederiklik ar bir deste attlar, bir de kda sarlmam yirmi frederik saydlar. Ben de bir krekle hepsini bykannenin nne ektim. Oyun balyor, baylar! Oyun balyor, baylar! diye baran krupiye para koymaya davet ederek bilyeyi atmaya hazrland. Tanrm, ge kaldk! Hemen balayacaklar! Koy, koy! diye rpnd bykanne, abuk, zaman yitirme dedi, kendinden geip brme iddetli dirsekler vurarak. yi ama, nereye, bykanne? Sfrn stne! Sfrn stne! Gene sfrn stne! Olabildiince ok koy! Topu* topu ka paramz var? Yetmi frederik mi? Cimrilik etmenin yaran yok, bir rpda yirmi tane koy! Makul olun, bykanne! Kimi zaman tam iki yz tur geer de gene kmaz! Yalvarrm size, varnz, younuzu burada brakacaksnz! Sama, sama, abuk koy paralar! te, eki indi! Ne yaptm biliyorum ben diyen bykanne sinirden tirtir titriyordu. Kurallar/ sfr zerine on iki frederikten fazlasnn konmasn yasaklyor. te ben de onlar koydum. O da ne demek yle? Doru mu bu? Sol yannda oturan ve bilyeyi atmaya hazrlanan krupiyeyi dirseiyle iterek: Ms! Ms! dedi. Sfr ka tane? On iki? On iki? Ben atlp hemen aceleyle soruyu Franszca anlattm. Krupiye de: Evet, Hanmefendi diye yantlad terbiyeli terbiyeli. Son-'ra da bilgi vermek amacyla: Kiisel hibir miza da drt bin florini amamaldr; kural byle diye ekledi. Pekl, yapacak bir ey yok, yleyse, on. iki koyalm. 110 KUMARBAZ Oyun balad! diye bard krupiye. Tabla dnd ve on kt. Yitirmitik! Hadi gene! Gene! Koy gene! diye haykryordu bykanne. Bu kez ona hi kar kmadm ve omuzlarm sil-kerek gene on iki frederik koydum. Sehpa uzun zaman dnd. Bykanne gzleriyle izlerken tirtir titriyordu. Hayretle ona bakarak:. Acaba sfrn kacana gerekten inanyor mu? diye geiriyordum aklmdan. Yznde kazanacann mutlak inanc, az sonra: Sfr! diye barldn iiteceinin kesin umudu parlyordu. Bilye bir blmeye zplad. Sfr! diye bard krupiye. Bykanne utkulu ve saldrgan bir halle bana doru dnerek: Bak, grdn m! dedi. Ben bir kumarbazdm: Bunu tam o anda kesinlikle hissettim. Kollarm, bacaklarm titriyordu, akaklarm zonkluyor-du. Elbette ki, on oyunda sfr'n kez kmas ok enderdi ama, bunda zellikle alacak hibir ey yoktu. Ben de nceki gn sfr'm st ste kez ktn grmtm ve bu frsatla, kan numaralan zenle bir kda yazm olan kumarbazlardan biri daha bir gn nce, bu ayn sfr'n yirmi drt saatte sadece bir kez ktn yksek sesle belirtmiti. Bykanneye parasn en byk kazanc gerekletiren kimseye gsterilmesi gereken zel sayg ve zenle verdiler. Kuruu kuruuna tam drt yz yirmi frederik, yani drt bin florin ve yirmi frederik. Yirmi frederiki altn olarak, drt bin florini de banknot olarak dediler. Ama, bu kez bykanne artk Potapytch'i armad; kafasnda ok baka eyler vard! Artk rpnmyordu, eli aya titremiyordu. Ama, deyim yerindeyse, iten ie titriyordu. Btn dikkati bir tek noktada toplanmt, sanki bir tek hedefi amalyormu gibi: Alexis Ivanovitch, bir seferde sadece drt bin florin koKUMARBAZ 111 nabileceini sylemiti, deil mi? Hadi bakaym, al da u drt bini krmznn zerine koy! diye karar verdi.

Onu kararndan dndrmeye almak yararszd. Sehpa dnmeye balad. .Krnz! diye bard krupiye. Yeniden drt bin florin daha kazanmt, bylece hepsi sekiz bin florin olmutu. Drt binini burada bana brak, geri kalann gene krmznn zerine koy! diye buyurdu bykanne. Bir kez daha drt bin florini tehlikeye attm. .Krnn! diye yeniden bildirdi krupiye. Toplam on iki! Hepsini ver bana. Altnlar kesemin iine dk, banknotlar topla. Bu kadar yeter! Hadi gidelim! Koltuumu itin. ON BRNC BLM Koltuu salonun br ucundaki kapya doru srdler. Bykanne sevinten uuyordu. Btn bizimkiler, onu kutlamak iin hemen evresine tler. Bykannenin davran ne kadar garip olursa olsun, baars pek ok eyi rtyordu, general de bylesine garip bir kadnn akrabalyla kendini halk iinde lekelemekten artk korkmuyordu. Alakgnll bir glmsemeyle ve teklifsiz bir neeyle bykanneyi kutlad, tpk bir ocuu elendirirken yapld gibi. Zaten o da, btn br seyirciler gibi, aktan aa heyecanlanmt. Olay yorumlanyordu, herkes bykanneyi birbirine gsteriyordu. Pek ok kimse, onu daha yakndan grebilmek iin yanndan geiyordu. B. Astley bir kenarda arkadalarndan iki ngilizle on-116 KUMARBAZ KUMARBAZ 117 de hoa gitmeye uramasn bilen kibirli Pauline'in tam tersine, uhluunun btn ekiciliklerini kullanacakt. Ama, imdi, bykanne rulette byle baarlar gerekletirdii u srada, kiilii (inat, otoriter ve buam bir ihtiyar kadn) karlarnda byle bir belirlilikte ortaya kt u anda belki de her ey yitirilmiti. nk her eyle btn balarn koparm bir kolej rencisi gibi mutluydu ve kumarda kanlmaz olarak yolunacakt. Tanrm! diye dnyordum (Tanr beni balasn, kt bir sevinle!) Tanrm! Demin bykannenin tehlikeye att her frederik altn generalin yreini deliyordu, De Grieux'y kudurtuyor, dolu kan burnunun ucundan getiini gren Mile de Cominges'i lgna dndryordu! Bir baka olgu: Kazanm olmann sevinciyle bykanne herkese para datrken, gelip geen herkesi dilenci sanp eline bir eyler sktrrken bile generale: Ama, sana zrnk, bile vermeyeceim! demekten kendini alamamt'. Demek oluyor ki, bu fikirde kesin kararlyd, bunda direniyor, bunu kendi kendine sz vermiti; bu tehlikeliydi, tehlikeli!.. Bykanneden ayrlp atafatl merdivenden en st kattaki kk odama karken btn bu dnceler kafamda kaynayordu. Btn bunlar beni son derece ilgilendiriyordu; gzmn nndeki aktrleri birbirine balayan en salam ipleri nceden talimin edebilmeme karn, bu oyunun gizli nedenlerini ve gizlerini bilmiyordum. Pauline hibir zaman bana tam bir gven gstermemiti. Kimi zaman, gerekten de, adeta elinde olmadan, bana yreini amt ama, ou zaman ve halta hemen hemen, her zaman, bu i dkmelerden sonra, ya btn syledikleriyle alay ediyordu, ya da her eyi kartryor ve her eyi bile bile yanl bir k altna tutuyordu! Oh! Pe'k ok eyi benden saklyordu! Her ne olursa olsun, btn hu gizemli ve gergin durumun son perdesinin yaklatn seziyordum. Bir darbe daha ve her ey bitecek, maskeler decekti. Benim yazgma gelince, o da btn bunlarla ilgiliydi biliyorum ama, onu hemen hemen hi dert edinmiyordum. Garip bir ruh hali benimki de: Cebimde olsun lsn sadece yirmi frederik; isiz gsz, geim olanaklarndan yoksun, umutsuz, tasarsz, vb. lkemden pek uzaklardaydm... Ama, hi umursamyordum! Pauline'i dnmesem, kendimi sadece pek yakndaki sonucun gln ilginliine brakr, kahkahalarla glerdim. Ama, Pauline beni heyecanlandryor; onun yazgs kararlatrlacak bunu ok iyi hissediyorum, bununla birlikte itiraf edeyim ki, beni

dndren hi de bu deil. Onun btn gizlerini renmek isterdim; bana gelip de: Seni sevdiimi pekl biliyorsun demesini isterdim, yoksa, bu delilik gereklecmeyecekse... o zaman neyi istemeli? Neyi istediimi biliyor muyum ben? lgn gibiyim; btn istediim, ;onsuza dek, btn mrmce onun yannda kalmak, onun ay-jlasnda, prltsnda kalmak. Baka hibir ey biliniyorum! On-jdan uzaklaabilir miyim? nc katta, onlarn koridorunda aniden bir ey hissettim. Dndm ve yirmi adm tede, koridora kan Pauline'i grdm. Beni bekliyor, beni gzctliyormua benziyordu, bana hemen yaklamam iaret etti. Pauline Alexandrovna... Daha yava! diye tembih etli. Dnn ki dedim alak sesle, bir saniye nce sanki brme bir darbe inmi gibi geldi bana: Dndm, sizdiniz! Sanki sizden bir akm yaylm gibi! Pauline kaygl ve dnceli bir halle: u mektubu aln dedi, kukusuz ne dediimi iyi iit-emiti, hemen elden onu B. Astley'in kendisine verin. Eli-izi abuk tutun, rica ederim. Yant beklenmeyecek. O... Szlerini tamamlamad. Ben hayretle: B. Astley'e mi? .diye yineledim. Ama, Pauline gzden kaybolmutu bile.112 KUMARBAZ dan sz ediyordu. Gsterili iki hanm azametli bir hayretle ona bakyordu, acayip bir eymi gibi. De Grieux kutlama ve glckler sayordu. Ne zafer! dedi. Aman, Hanmefehdiciim, harikulade bir ey bu! diye ekledi Mile Blanche byleyici bir glmsemeyle. , Evet ya, bir iki demeden, kala gz arasnda on iki bin florin kazandm! On iki bin ne demek, bir de altn paralar var! Hepsi birden yaklak on bin florin ediyor. Rubleye evirirsek, ne eder? Alt bin filan m? Ben de ona yedi binden fazla ettiini, hatta gncel kurla belki de sekiz bin bile ettiini bildirdim. Sekiz bin mi, aka m ediyorsun! Nedir o' yle, hepiniz cini kpek heykelcikleri gibi kaklp duruyorsunuz! Potapytch, Marthe, grdnz m? Ah, benim iyi yrekli hanmcm, nasl yaptnz bunu byle? Sekiz bin ruble! diye haykrd Marthe yaltaklanarak. Aln, bakaym, her birinize beer altn, aln hadi! Polapytch'le Marthe ellerini pmek iin atldlar.' Hamallarn her birine birer frederik verilsin. Her birine bir frederik ver, Alexis Ivanovitch. Ne oluyor bu garsona da byle kandilli temennalar yapyor yere kapanrcasna, ya teki? Beni kutlamak iin mi bunlar? Onlara da birer frederik ve-river. Sayn prenses... zavall yoksul bir srgn... srekli felaket... Rus prensleri yle cmerttir ki... diye yalvar yakar dileniyordu koltuun hemen yan banda ypranm, hav dklm redingotlu, alacal yelekli, bykl, aalk bir glmsemeyle kasketini kalkk tutan birisi. Ver una da bir frederik. Hayr, ona iki tane ver; tamam, artk yeter, yoksa bunun sonunu dnyada alamayz. Kaldrn beni, gtrn beni! Prascovia dedi Pauline Alexan-drovna'ya, yarn sana bir elbise alacam, Mile... neydi onun KUMARBAZ 113 ad canm, Mile Blanche, deil mi? Ona da elbise alacak bir eyler vereceim. Bunu ona evir, Prascovia! Teekkr ederim, Hanmefendi, dedi Mile Blanche derin bir reverans yapp De Grieux'den ve generalden yana alayc bir glmsemeyle. General biraz sklmt, yola ulatmz zaman byk bir rahatlama duydu.

Ya Fedossia, Fedossia! Kulaklarna inanamayacak! dedi bykanne anszn ocuklarn dadsn anmsayarak. Ona bir elbise alacak bir eyler vermeli. Hey, Alexis Ivanovitch, Alexis Ivanovitch, u dilenciye bir ey ver. Bize bakarak, yrtk prtk giyinmi, srt kamburlam biri geiyordu yoldan. Belki bir dilenci deil, haarnn biridir, bykanne. Ver! Ver! Bir florin ver ona! Adama yaklap paray uzattm. akn akn suratma bakt ama, hi sesini karmadan paray ald. arap kokuyordu. Ya sen Alexis Ivanovitch, henz ansn denemedin mi? Henz denemedim, bykanne. Gzlerin parlyordu, grdm. Hi kukusuz deneyeceim, bykanne ama, daha sonra. Ve hi korkmadan sfrn zerine koy. Bak greceksin! Ne kadar paran var? Yirmi frederik, bykanne. Pek fazla deil. Eer istersen, sana elli frederik bor veririm. Hadi al bakaym u desteyi... Sana gelince, azizim, sakn dlere kaplma, sana zrnk bile vermeyeceim! dedi sert bir sesle generale. Beriki allak bullak olmu grnd ama, sustu. De Grieux kalarn att. Th, Allah kahretsin, korkun bir ihtiyar bu! diye fsldad generale dilerinin arasndan. Bir dilenci, bit dilenci, bir dilenci daha! diye haykrd F. 8114 KUMARBAZ KUMARBAZ 115 bykanne. Alexis Ivanovitch, u adama da bir florin ver. Bu kez ak sal, bir baca tahtadan, srtnda lacivert. bir eit uzun pelerin, elinde kocaman bir sopayla yal bir adam bize doru geliyordu. Yal bir askere benziyordu. Ona bir florini uzatnca geriye doru ekildi, korkutucu bir halle yzme bakt: Was ist's, der Tefel! (1) diye bard buna bir dizi de kfr ekleyerek. Ne sersem ey! diye haykran bykanne eliyle ona hor gren bir iaret yapt. Beni daha uzaa gtrn! Alktan lyorum! Hemen yemek yiyeceim, sonra biraz dinlenip gene oraya dneceim. Gene mi oynamak istiyorsunuz, bykanne? diye haykrdm. Ne sanyordun ya? Siz burada dur,up ryorsunuz diye, benim de sizi seyretmem mi gerekiyor yani? De Grieux yaklaarak: Ama, Hanmefendi! dedi, anslar dnebilir, bir tek kt ans, her eyi yitirirsiniz, zellikle de sizin oyununuzla... Korkuntu! .Mutlaka yitirirsiniz dedi yayvan yayvan Mile Blanche. Sizin ne stnze vazife, kuzum? Yitireceim sizin paranz deil, benim param! yi ama, B. Astley nerede? diye sordu bana. Gazinoda kald, bykanne. Yazk, gerekte ok iyi bir ocuk o. Otele dndmzde, bykanne merdivende metrdotele rastlaynca, yanma ard, kazancyla vnd; sonra Fedossia' yi artt, ona frederik verip kendisine yemek getirmesini buyurdu. Fedossia'yla Marthe btn yemek boyunca sevin lklar kopardlar. (1) Almanca: Hay eytan! Nedir bu byle? Hep gzm sizdeydi, sevgili hanmcm diyordu Marthe, ve Potapytch'e: "Bizim hanm ne yapmak istiyor, kuzum?" diyordum. Masann zerinde ne kadar da ok para vard! Ey cennetin melekleri! Ben mrmde o kadar ok paray bir arada grmemitim! .Ve epeevre

beyefendiler, sadece beyefendiler! "Btn bu beyefendiler nereden geliyor ki, Potapytch?" diyordum. "Ulu Tanrm, ona yardm eder inallah!" diye dnyordum. Hep sizin iin dua ediyordum, hanmcm; yreim duruyordu adeta, tpk kuru bir yaprak gibi titriyordum. "Tanrm, ona yardm et!" diyordum hep, eh ite, Tanr da sizi korudu! Hl elim ayam tirtir titriyor, sevgili hanmcm, hl tirtir titriyorum! Alexis Ivanovitch, yemekten sonra, hazrlan. Saat drde doru gene oraya gideceiz. O zamana kadar, hoakal ve u doktor haytalarndan birini bana gndermeyi unutma sakn; kaplcalara da gitmem gerek. Unutabilirdin. Bykannenin yanndan sersemlemi gibi ayrldm. Btn bizimkilerin ne olacan ve ilerinin hangi ekle gireceini gzmn nne getirmeye alyordum. Aka gryordum ki, daha ilk etkiden bile kurtulamamlard (zellikle de general). Her saat beklenen ve lmn (dolaysyla vasiyetnamesinin aln) bildiren telgraf yerine bykannenin kagelmesi, kurduklar btn tasar ve kararlar yle bir sfra indirmiti ki, yal hanmn daha sonraki ruletteki baarlarn gerek bir aknlkla izliyorlard. Bununla birlikte, bu ikinci olgu belki de birincisinden daha da nemliydi, nk bykanne her ne kadar generale zrnk bile vermeyeceini iki kez bildirdiyse de, kimbilir, belli olmaz ki, henz btn umudu yitirmemeliydiler. Generalin btn ilerine karan De Grieux, muhakkak ki vazgemiyordu. Eminim ki bu ilerle pek ilgili olan Mile Blanche da (nasl olmasn, hem general ei olacakt, hem de gzel bir miras elde edecekti!) umudunu yitirmeyecekti ve bykanneyi etkilemek iin, ne boyun emesini, ner 118 KUMARBAZ u ie bakn hele siz, demek ki mektuplayorlar! Elbette ki, ben hemen B. Astley'i aramaya kotum. nce oteline gittim, orada yoktu, sonra gazinoya koup btn salonlar dolatm, yoktu. En sonunda kzgn, hemen hemen zgn otele dnerken, bir rastlant sonucu, kadnl erkekli ngiliz atllarnn arasnda onu grdm. Ona iaret ettim; durdu, ben de mektubu verdim. Birbirimize bir gz atmaya bile vakit bulamadk. Ama, yle sanyorum ki B. Astley bile bile atn hzlandrd. Kskanlk m kvrandryordu beni? Tamamiyle bitkin haldeydim. Mektuplamalarnn konusunu renmek bile istemiyordum. Demek byle, onun gvendii adam oydu! Dostu, yleydi, bu aka belliydi (acaba ne zamandan beri?) ama, acaba iin iinde ak var myd bakalm? Elbette ki hayr diyordu mantm. Ama, byle bir durum karsnda sadece mantk pek ar basmaz. Ne olursa olsun, bu ii aydnlatmam gerekiyordu. Durum tatsz biimde karmaklayordu. Otele admm atar atmaz beni karlamaya gelen kapcyla metrdotel, beni istediklerini, beni aradklarn, kez gelip nerede olduumu sorduklarn, en ksa zamanda generalin dairesine gitmemi rica ettiklerini bildirdiler. Suratmdan den bin parayd. Generali alma odasnda De Grieux ve Mile Blanche'la birlikte buldum. Mile Blanche yalnzd, annesi yoktu. Dedim ya, bu anne yararl roller oynuyordu ve sadece gsteri iin, mostra olarak kullanlyordu; gerek bir i sz konusu olduu zaman Mile Blanche yalnz alyordu. Hatta o kadnn szm ona kznn ilerinden haberdar olduundan bile kukuluyum. babaa vermi ateli ateli tartyorlard, hatta alma odasnn kaps kilitlenmiti, bu da hi yaplmayan bir eydi. Yaklanca, "barmalar, De Grieux'nn kstah ve alayc sesini, Mile Blanche'n fkeli ve kaba lklarn, grne gre kendini aklamaya alan generalin alamakl sesiKUMARBAZ 119 ni iittim. Ben ieri girince, kendilerini toparladlar, davranlarn dzelttiler. De Grieux sam dzeltti, glmseyen bir yz taknd: Nefret ettiim o kibar ve resmi Fransz glmsemesi. Bitkin, perian bir halde olan general doruldu ama. hemen hemen bilinsiz bir

biimde. Sadece Mile Blanche fkeli ifadesini,hemen hemen deitirmedi ve sabrsz baklarn bana dikerek sustu. unu belirtmek isterim ki, imdiye kadar bana kar inanlmaz bir aldrmazlkla davranrd, selamlanma karlk bile vermezdi, ksacas beni bilmezlikten gelirdi. General sevecen bir kma tonuyla: Alexis Ivanovitch diye balad, izin verirseniz unu belirteyim ki garip, son derece garip... ksacas, sizin bana ve aileme kar davrannz... tek szckle, son derece garip. Eh! Bu da deil diye onun szn hor gren bir fkeyle kesen De Grieux (dedim ya, her yere burnunu sokuyor!) konumasn yle srdrd: 'Aziz Beyim, sevgili generalimiz bu tonla konumakla yanlyor, demek istiyor ki... yani sizi uyarmak, ya da daha dorusu, kendisini mahvetmemenizi sizden srarla rica ediyor, evet, kendisini mahvetmemenizi! Bu deyimi kesinlikle kullanyorum... yi ama, nasl, nasl yani? diye onun szn kestim. zin verin, u yal hanmn, u zavall korkun ihtiyarn klavuzluunu stlendiniz diye ne diyeceini bilemeden kekeleyip duruyordu De Grieux, ama, ihtiyar yitirecek, son meteliine kadar yitirecek! Nasl oynadn kendi gzlerinizle grdnz, tank oldunuz!Eer yitirmeye balarsa, inattan, fkeden kumar masasndan dnyada kalkmaz, her eyini oynar, her eyini oynar! Bu durumda da, dnyada ak kapanmaz, o zaman da... o zaman da... O zaman da diye destekledi general, o zaman da btn aileyi mahvedersiniz! Ailem ve ben onun varisleriyiz, bizden daha yakn akrabas yok. Bakn, size aka sylyorum:120 KUMARBAZ lerim bozuk, son derece bozuk. Bunlar ksmen biliyorsunuz... Eer byk bir para yitirirse, ya da hatta btn servetini yitirirse (Tanr korusun!, ocuklarmn gelecei ne olur! (general, De Grieux'ye bir gz att), benim halim ne olur! (kmseyerek bam eviren Mile Blanche'a bakt). Alexis Ivanovitch, kurtarn bizi! yi ama, general, nasl, bunu nasl yapabileceimi syleyin bana... Onun yannda benim ne saygnlm var ki? Reddedin, reddedin, ayrln ondan! O zaman bakas bulunur! diye haykrdm. Hay Allahn cezas, o deil, o deil! diye yeniden konumay kesti De Grieux. Hayr, ondan ayrlmayn ama, hi deilse, onu tevik edin, t verin ona, onu dndrn... Ksacas, fazla yitirmesine izin vermeyin, herhangi bir ekilde oyalayn onu. 'yi ama, bunu nasl yapabilirim? Bu ii siz zerinize alsanz ya, Bay De Grieux? diye ekledim en saf halimle. , Burada, Mile Blanche'n De Grieux'ye hzl, yakc, soruturan bir bakn yakaladm. Adamn yz bir saniye iin gizleyemedii garip, itenlikli bir ifadeye brnd. imdi artk beni kabul etmez ki, btn felaket ite burada! diye haykrd De Grieux eliyle bir gszlk hareketi yaparak. Eer... Daha sonra... De Grieux, Jvllle Blanche'a anlaml bir bak frlatt. Ah, azizim Bay Alexis, ne olur bir iyilik edin dedi Mile Blanche kendiliinden, byleyici bir glmsemeyle bana doru gelerek. ki elimi tuttu, avularnn iinde skt. Hay Allah! Bu eytans surat bir an iinde deimesini biliyordu. O anda ocuksu, hatta- muzip bir glmsemeyle yle yalva-rc, yle zarif bir hal ald ki! Tmcenin sonunda, gizlice, bana apknca bir gz krpt: Hemen o anda beni fethetmek mi istiyordu, nedir? Hi de kt davranmyordu ama, yntem fazlasyla kabayd! KUMARBAZ 121 General onun arkasndan frlad (frlad, tam deyimi):

Alexis Ivanovitch, az nce yle konutuum iin beni balayn, tam olarak yle demek istemiyordum... Rica ederim, yalvarrm, nnzde Rus yntemince bel krar, eilirim; sadece siz, sadece siz bizi kurtarabilirsiniz! Bayan de Cominges ve ben, size yalvaryoruz; anlyorsunuz, anlyorsunuz, deil mi? diye yalvaryordu gzyle bana Mile Blanche' gstererek. Gerekten acnacak haldeydi. Tam o srada, kapdan hafif ve saygl vuru iitildi. Kanat ald, kat garsonuydu; onun . arkasnda, birka adm geride, Potapytch duruyordu. Onlar bykanne gndermiti. Onlara beni aramalarn ve hemen kendisine getirmelerini bu-' yurmutu. Kzyor diye belirtti Potapytch. Ama, saat daha buuk! Uyuyamad, saa sola dnp durdu, sonra birdenbire kalkt, benden koltuunu istedi, bizi de sizi aramaya gnderdi. Merdivenin bana vard bile. Ne cad! diye haykrd De Grieux. Gerekten de, bykanneyi benim yokluuma fkelenmi Alarak, sahanlkta buldum. Saat drde kadar dayanamamt. Hadi bakalm, gtrn beni! diye bard yeniden fulete gidiyoruz. ON KNC BLM Bykanne sinirli, fkeliydi; kafasna ruletin sapland belliydi. Artk hibir eye nem vermiyor, genellikle ok dalgn grnyordu. Szgelimi, yol boyunca, sabahleyin yapt gibi sorular sormuyordu. nmzden hzla geen ahane bir 122 KUMARBAZ arabay grnce, eliyle yle bir harekette bulundu ve bana sahibini sordu ama, yantm iitmedi bile. Dalgnl srekli olarak kesik, sabrsz el hareketleriyle, sert klarla blnyordu. Gazinoya yaklarken, ona uzaktan Wurmerhelm baron ve baronesini gsterdiim zaman, onlara dalgn ve tama-miyle ilgisiz gzlerle bakt ve: Ya! diyerek hemen biraz geriden gelen Potapytch'Ie Marthe'a dnp, onlara: Ee, ne diye eteime yapyorsunuz byle? Her seferinde sizi de gtrecek deilim ya! abuk geri dnn! brleri selam verip aceleyle geriye ark ettikleri zaman da bana dnp: Sen bana yetersin diye ekledi. Gazinoda bykanneyi bekliyorlard bile. Ona hemen krupiyenin yanndaki ayn yeri ayrdlar. Her zaman pek rabtal olan, bankonun kazanmasyla yitirmesini umursamayan basit grevliler gibi grnen krupiyeler hi de bankonun yaz-gsyla ilgisiz deillermi gibi geliyor bana. Kukusuz kumarbazlar ekmek ve vergi dairesinin karlarn gzetmek iin ynerge almlardr, bu da onlara prim ve ikramiye salyordun Hi deilse, bykanneye bir kurban gzkle bakyorlard bile. Ardndan, bizimkilerin tahmin ettikleri oldu. Bakn nasl: Bykanne hemen sfra gz dikti ve oraya on iki fre-derik birden koymam buyurdu. Bir kez, iki kez, kez koyduk... Sfr kmyordu. Devam et! Devam et! diye yineliyordu bykanne, sabrszlkla beni dirseiyle iterek. Sz dinledim. En sonunda, fkeden dilerini gcrdatarak bana: Ka kez oynadk? diye sordu. On iki kez, bykanne. Yz krk drt frederik yitirdik. Size yineliyorum, belki de akama kadar... Kes sesini! diye-szm kesti. .Sfr'a koy, krmznn zerine hemen bin florin koy. Al, ite bin banknot. KUMARBAZ 123 Krmz kt ama, sfr gene bu kez de kmad; bin florin aldm.

Grdn m, bak grdn m! dedi bykanne alak sesle, hemen hemen hepsini geri aldk. Gene sfr'm zerine koy; on tur daha, sonra gideriz. Ama, beinci turda yal hanm usand. Gnder cehennemin dibine u lanet olasca sfr'. Al, krmzya drt bin florin koy! diye buyurdu. Bykanne! Bu kadar oktur,' ya bir de krmz kmazsa? diye yalvardm; ama umurunda bile deildi, az kalsn beni dvecekti. Zaten indirdii dirsekler iddetli yumruklar gibiydi. Yaplacak hibir ey yoktu. Sabahleyin kazanlan drt bin florini krmznn zerine koydum. Sehpa dnmeye balad. Bykanne sakindi, kazanacandan emin, gururlu bir halle dikiliyordu. Sfr! diye barmaz m krupiye. Bykanne nce anlamad ama, krupiyenin masann stnde bulunanlarn hepsiyle birlikte kendi drt bin florinini de krekle ektiini grp de, o kadar uzun zaman kmayan ve zerine iki yz florine yakn para koyduumuz sfr' in inadna yapar gibi, tam da ona hakaret edip brakt anda ktn renince, bir lk kopard, grltyle ellerini birbirine vurmaya balad. evresindekiler gltler. Hey Ulu Tanrm! Durdu durdu da, namussuz, imdi kt! diye ciyak ciyak baryordu bykanne. Ah! Alak sefil! Senin kabahatin! Btn bunlar, senin kabahatin! diyerek fkeyle zerime atlp beni yumruklad. Beni ondan sen, sen caydrdn. Bykanne, ben sizi mantkl olmaya davet etmek istiyordum, her ansa da ben kefil olamam ya. ans gsteririm ben sana diye homurdand tehdit edici bir sesle. Defol!124 KUMARBAZ KUMARBAZ Elveda, bykanne! dedim ve gidecekmi gibi, arkam dndm. Alexis Ivanovitch, Alexis Ivanovitch, dur, gitme! Nereye gidiyorsun? Hadi, hadi! te imdi de kzyor! Sersem! Dur, dur, yanmda biraz daha dur, hemen kzma canm, asl aptal benim! Syle bakalm bana, imdi ne yapmamz gerekiyor? Size artk t vermek istemiyorum, bykanne, sonra bana kzarsnz. Kendiniz bildiiniz gibi oynayn, siz syleyin, ben paray koyarm. Pekl, pekl: Gene krmznn zerine drt bin florin koy! Al, ite czdanm. Cebimden czdann kard, bana uzatt. abuk ol, orada yirmi bin ruble var. Bykanne, diye mrldandm, bu kadar byk paralar... Eer zararm karmazsam, beni assnlar. Koy dedim! Koyduk ve yitirdik. Gene, gene! Bir rpda sekiz bin koy! Olanaksz, bykanne, en yksek miza drt bin! yleyse drt bin koy! Bu kez kazandk. Bykanne cesaretlendi. Bak, grdn m, grdn m! dedi gene beni dirse-iyle iterek. Gene drt bin koy! Koyduk... ve yitirdik; yeniden koyduk... ve yeniden yitirdik. Bykanne, on iki bin florin gitti diye haber verdim ona. Gittiklerini pekl gryorum diye karlk verdi bana deyim yerindeyse adeta duygusuz, kat bir eit fkeyle. Pekl gryorum, azizim, gryorum diye mrldand gzlerini krpmadan ve sanki bir eyler dnrm gibi. Hey! lsem ekilmem, umurumda bile deil! Gene drt bin florin koy! Hi paramz kalmad, bykanne; czdannzda sadece 125 yzde be faizli Rus tahvilleriyle birka da polie var ama, para yok. Peki, ya para kesemde? Biraz bozuk para var, bykanne.

Sarraf yok mu burada? Bizim btn tahvillerimizi bozabileceklerini sylemilerdi bana diye sordu bykanne kararl bir tonla. Oo, elbette, istediiniz kadar bozarlar! Ama, bu ite siz zararl karsnz... Bir Yahudi bile bundan rperirdi! Sama eyler bunlar! Param geri almak istiyorum ben. Gtr beni. ar bakaym bana u namussuzlar! Koltuu yrttm, hamallar yanmza geldi ve gazinodan ayrldk. Daha abuk, daha abuk, daha abuk! diye emrediyordu bykanne. Sen yolu gster bana, Alexis Ivanovitch, en yakn olanna gidelim... ok uzak m? ki adm tede, bykanne. Ama, dnemete, alandan ayrlp da aal yola saparken, bizim btn kumpanyayla karlatk: General, De Grieux, Mile Blanche ve annesi. Pauline Alexandrovna onlarla birlikte deildi, B. Astley de yoktu. Hadi, hadi! Durmayalm! diye haykrd bykanne. Ne istiyorsunuz? Sizinle uraacak vaktim yok! Ben arkadan yryordum. De Grieux yanma geldi. Bu sabah kazandklarnn hepsini yitirdi, on iki bin florinden fazla. Yzde be faizli tahvillerini bozdurmaya gidiyo-az dedim abucak alak sesle. De Grieux ayan yere vurdu, koup haberi generale bildirdi. Biz hep bykannenin koltuunu itiyorduk. Tutun onu! Tutun onu! diye fkeyle fsldad general. Kendiniz denesenize! diye yant verdim ben de. Teyzeciim dedi general yaklaarak, benim iyi teyze-ciim... imdi... imdi... (titreyen sesi kslverdi) at kiralayp126 KUMARBAZ KUMARBAZ 127 krlarda bir gezinti yapacaz... harikulade bir grnm... Zirve... Biz de sizi almaya geliyorduk! Cehennem ol bamdan sen zirve'nle! dedi bykanne sabrsz bir el hareketiyle onu iterek. General bu kez iyice umutsuz, yeniden srdrd: Orada bir ky var... ay ieriz... Yemyeil ayrlarn zerinde taze st ieriz. diye ekledi De Grieux de korkun derecede dmanca bir tonla. Taze st, yemyeil ayrlar, bir Paris kentsoylusu iin bundan daha gzel bir kr yaam olamazd; onun, bilindi.] gibi, btn doa ve gerek anlay ve gr ile buydu. Umurumda bile deil senin stn. Onu sen kendin i bol bol, benim midemi artr. Ne diye srar ediyorsunuz, kuzum? Zamanm olmadn sylyorum size! te geldik, bykanne! diye haykrdm. Buras. Sarraf dkknnn bulunduu eve kadar bykanneyi ittik. Tahvili bozdurmak iin ben gittim: Bykanne kapnn yannda kalp beni bekledi. De Gricux, general, Mile Blanche ne yapacaklarn bilemeden, geride duruyorlard. Bykanne fkeli bir gzle onlara baknca, dnp gazinonun yolunu tuttular. Tahvilleri ylesine zararna bozmaya kalktlar ki, danmak iin bykannenin yanma dndm. Ah, haydutlar! diye bard ellerini birbirine vurarak. Olsun varsn, ne yapalm, kabul et! dedi buyurgan bir sesle. Dur, dur, sarraf ar bana! Daha dorusu ktiplerden birini, bykanne! Hadi, ktip olsun, bana gre hepsi bir. Ah, haydutlar!

Grevli, kendisini arann halsiz, sakat yal bir kontes olduunu renince dar kmaya raz oldu. Bykanne fkeyle, kendisinin bir dolandrc olduunu syleyerek, sk bir pazarla girdi, uzun uzun konutu; istediklerini Rusa, ngilizce ve Almanca karmyla anlatt, ben de tercmanlk grevini yklenmitim. Sert yzl grevli her ikimize bakyor, hi sesini karmadan bam sallyordu. Hatta terbiyesizlie varan srarl bir merakla bykanneyi szyordu; en sonunda glmsemeye balad. Pekl, pekl, defol karmdan! diye bard bykanne. Param seni bosun, inallah! Bunda bozdur, AIexis Ivanovitch, vaktimiz yok, yoksa baka sarrafa gitmemiz gerekecek... br sarraflarn daha da az vereceklerini sylyor. Tahvilleri kaa bozdurduumuzu imdi anmsamyorum ama, felaket bir eydi. Altn ve banknot olarak on iki bin florin verdiler, makbuzu da aldm, .hepsini getirip bykanneye verdim. Pekl, pekl! Saymaya gerek yok! dedi kollarn sallayarak. abuk, abuk! O lanet olasca sfrn zerine de, krmznn zerine de bir daha dnyada para koymam diye mrldanyordu gazinoya yaklarken. Bu kez olabildiince kk paralar koymaya onu ikna etmek iin btn gcmle rpndm, eer ans dnerse, ne zaman olsa byk para kazanabileceine inandrmaya alyordum onu. Ne var ki, ok sabrszd ve nce sylediklerime hak vermekle birlikte, oyun srasnda onu tutamadm. On, yirmi frederik kazanmaya balar balamaz, bana dirsek vurmaya balad. Grdn m, bak grdn m! diyordu, kazandk ite. On yerine drt bin florin koymu olsaydk, drt bin kazanacaktk, oysa imdi! Hep senin kabahatin! Onun oynamasn grdke iimi kaplayan fkeye karn en sonunda susup ona hibir tte bulunmamaya karar verdim. Anszn De Grieux kageldi. Her de o yaknlarda bulunuyorlard. Mile Blanche, annesiyle birlikte biraz geride 128 KUMARBAZ KUMARBAZ 129 duruyor, kk prense cilveler yapyordu. Generalin gzden dt aka grlyordu, hemen hemen onu srgn etmilerdi. General evresinde pervane gibi dnmesine karn, Mile Blancle ona bakmak bile istemiyordu. Zavall general! Sara-ryor, kzaryor, rperiyor, bykannenin oyununu bile artk gzleyemiyordu. En sonunda Mile Blancle'la kk prens dar ktlar; general de pelerinden kotu. De Grieux tatl bir sesle bykannenin kulana: Hanmefendi, Hanmefendi... diye fsldad. Hammefcn-diciim, bu miza olmaz... hayr, hayr, olanaksz... diyordu berbat bir Rusayla, hayr. yleyse, nasl olacak? Ne yapmak gerektiini syle bana! dedi bykanne. De Griex az dolusu, cokuyla Franszca konumaya balad; tler veriyor, rpnyor, ansn gelmesini beklemek gerektiini sylyordu, hesaplar yapyordu... Bykanne hibir ey anlamyordu. Beriki her an bana doru dnyordu szleri evirmem iin; bykanneye gstermek iin parman masaya doru uzatyordu; en sonunda kalemi alp kdn zerine saylar yazd. Bykannenin sabr tkendi. Hadi bakalm, defol, defol! Zrvalayp duruyorsun sen. "Hanmefendi, Hanmefendi!" dediklerinden sen bile bir ey anlamyorsun. Git hadi! De Grieux yeniden gsterip anlatmaya balayarak: Ama, Hanmefendi diye kekeledi. Fena halde gcen-miti. Pekl, pekl, bir kez de onun dedii, gibi koy bakalm diye buyurdu bykanne. Belki de baarl olur.

De Grieux sadece onun byk oynamasna engel olmak istiyordu: Seri halinde ve ayr saylar zerine oynamasn neriyordu. Onun tleri zerine ilk on ikinin iinde bir dizi tek say zerine birer frederik koydum, be frederik de on ikiden on sekize, on sekizden yirmi drde kadar bir saylar topluluuna koydum: Toplam olarak on alt frederiki tehlikeye atmtk. Sehpa dnmeye balad. Sfr! diye bard krupiye. Hepsini yitirmitik: Ne sersem ey! diye baran bykanne, De Grieux' ye doru dnd. Pis kk Fransz seni! u eci bc ey kalkm da bir de bize t veriyor! Defol, defol! Hibir eyden anlad yok, bir de kalkm burnunu sokuyor her yere! Fena halde krlan De Grieux omuzlarn silkti, bykanneye kmseyen bir bak frlatt ve ekilip gitti. Onunla grmekten utanyordu, ne var ki kendini tutamamt. Bir saat sonra, umutsuz abalara karn, her eyi yitirmitik. Dnelim! diye haykrd bykanne. Aal yola kadar tek szck sylemedi. Aal yola sapnca, tam otele yaklarken, lklar koparmaya balad. Kaz kafal! Sersem! Koca aptal, sen de, koca aptal! Dairesine girer girmez, bard: ay getirin! Ondan sonra da hemen hazrlanalm! Gidiyoruz! Nereye gitmek istiyorsunuz, hanmcm? diye korkarak sordu Marthe. Senin stne vazife mi? Sen kendi ilerine bak! Po-tapytch, btn eyalar hazrla. Moskova'ya dnyoruz! On be bin gm ruble yitirdim! On be bin mi, hanmcm! Ulu Tanrm! diye haykran Potapytch, besbelli hanmna, yaranacan sanarak, szlanan bir halle ellerini birbirine vurmaya balad. Hadi, hadi, sersem sen de! te imdi de zrlamaya balad! Sus bakaym! Hazrlk yap! Hesabm en ksa zamanda karp getirsinler bana! Ben de onun fkesini yattrmak amacyla: lk tren saat dokuz buukta kalkyor, bykanne de-I dim. F. 9 136 KUMARBAZ abucak Moskova'mza dnelim! Bizim oralarda nemiz eksik, ne yok ki bizde? Bahe, iek dersen, burada bile grlmeyenler var, hava, zsuyu yryen elma aalan, aklk, nemiz eksik... Hayr... lle de el memleketlerine gidilecek! Ah! Ah! Ah! ON NC BLM Dzensiz ama, iddetli duygularn etkisiyle balam olduum notlara, hemen hemen bir aydr hi el srmedim. Yaklatn nceden sezdiim felaket geldi ama, benim dndmn yz kez daha iddetli ve daha ani bir biimde. Btn bunlar, hi deilse beni ilgilendiren konularda, garip, utan verici ve hatta feci oldu. Bama hemen hemen mucizevi birok serven geldi; daha dorusu, bir baka gr asndan ye zellikle de o zaman iinde srklendiim kasrga dnlecek olursa bunlarn olaanst olmasna karn, ben onlar yle gryorum. Ama, benim iin mucize, o olaylarn ortasnda benim davran biinimdi. Kendimi hl anlamyorum! Ve btn bunlar, hatta akm bile, bir d gibi geti; oysa tutkum gl ve itenlikliydi ama... O imdi ne oldu? Gerekten de, arada srada aklma anszn bir dnce geliyor: Acaba o zaman deli miydim ben? Btn o zaman acaba bir akl hastanesinde mi geirdim? Belki de hl oradaym, belki de btn bunlar sadece bir grnt, belki hl da yledir...

Notlarm bir araya getirip yeniden okudum, kimbilir, belki de onlar bir akl hastanesinde yazmadma kendimi inandrmak iin. imdi, dnyada yapayalnzm. Sonbahar yaklayor, yapraklar sararyor. Bu alam suratl kk kentteKUMARBAZ 137 yim, ah! Bilseniz kk Alman kentleri ne kadar yrek karartc olabilirler! Ben de gelecei dnecek yerde, henz belli belirsiz silinen duygularn, izlenimlerin, pek yeni anlarn etkisi altnda, evrintisinde bir sre beni srkleyip sonra da atan daha pek yakn btn o frtnann etkisi altnda yayorum. Zaman zaman gene o kasrgaya kapldm, frtnann patlayacan, geerken beni kanadna alacan ve 'dengeyi, l bilincini yitirip, ben de dnmeye, dnmeye, dnmeye, balayacam sanyorum... Zaten eer bu ay btn olup bitenleri olabildiince doru ve kesin bir zetini yapabilirsem, belki dururum ve dnmeyi brakrm. Yeniden kalemi elime almak istiyorum; kimi zaman akamlar yapacak hibir eyim olmuyor. Garip bir ey, oyalanmak iin burann pek clz olan kitaplndan hi sevmediim Paul de Kock'un Alrnancaya evrilmi kitaplarn alyorum; ama, bunlar okuyorum ve kendim de buna ayorum: Sanki ciddi bir okumayla, ya da bir. ile dalacak bir sihiri bozmaktan korkuyor gibiydim. Sanki bu tutarsz d ve bende brakt btn izlenimler benim iin pek de-erliymi de, duman olup dalacaklar korkusuyla her trl yeni temastan ekiniyordu m! Btn bunlar bu kadar m iime ilemiti, kuzum? Evet, elbette ya; bunlar belki krk yl sonra da anmsayacam... te bylece, yeniden kalemi elime aldm. Zaten, imdi artk btn bu olup bitenler ksaca anlatlabilir: Duygularm artk hi de ayn deil... Her eyden nce bykannenin yksn bitirelim. Ertesi gn, her eyi yitirmiti. Bunun byle olmas gerekiyordu: Onun'gibi, o yola sapan bir kimse sanki karl bir dan tepesinden kzakla kayyormu gibi, gitgide daha hzla aa iner. Akamn sekizine kadar, btn gn boyu oynad; ben orada yoktum, btn bildiklerim de ortalarda dolaan sylentilerden derlenmedir.130 KUMARBAZ KUMARBAZ 131 Peki, imdi saat ka? Yedi buuk. Ne fena! Aman, ne yapaym! Alexis Ivanovitch, tek "meteliim kalmad. Al, ite iki tahvil daha, oraya koup bunlar bana bozduruver. Yoksa, dnmek iin yol param bile kalmayacak. ktm. Yarm saat sonra geri dndmde, dostlarmz bykannenin dairesinde buldum. Bykannenin Moskova'ya kesin dn haberi onlar kumardaki kayplarndan ok daha fazla etkilemie benziyordu. Bu gidiin servetini kurtardm kabul etsek bile, general ne olacakt? De Grieux'ye olan borlan kim deyecekti? Mile Blanche, bykannenin lmn beklemeyecek ve hi kukusuz kk prensle, ya da bir bakasyla kaacakt. Orada yle durmu, bykanneyi avutmaya ve ikna etmeye alyorlard. Pauline hl ortalarda yoktu. Bykanne hepsine kaba kaba svp sayyordu. Ykln karmdan, iblisler! Siz ne karyorsunuz, kuzum? Bu teke sakall ne diye gelip bana srtnyor? diye bard De Grieux'ye. Ya sen, alene geveze, sen ne istiyorsun? diye haykrd Mile Blanche'a. Ne diye tepinip duruyorsun? Vay canna! diye mrldand gzlerinde fke imekleri akan Mile Blanche;' ama, anszn bir kahkaha kopararak odadan kt. Kapnn eiinden generale: Yz yl yaar bu! diye bard.

Ya! Demek ki sen benim lmme gveniyorsun, ha? diye ciyak ciyak bard bykanne generale dnerek. Defol! . Alexis Ivanovitch, unlarn hepsini kap dar at! Sizin ne stnze vazife? Yitirdiim kendi param, sizinki deil! General omuzlarn silkti, belini krd ve kt. De Grieux onun peinden gitti. Bykanne, Marthe'a: Prascovia'y ar! diye buyurdu. Be dakika sonra, Marthe, Pauline'le birlikte dnd. Btn bu sre iinde Pauline ocuklarla birlikte odasnda kalmt (kukusuz, bile bile btn gn dar kmamaya karar vermiti). zgn ve tasal grnyordu. Bykanne: Prascovia diye sze balad, demin dolayl olarak rendiklerim doru mu? Senin sersem vey baban u frldakla, u Fransz kadnyla, bir aktris, ya da daha beteri olan u kadnla evleniyormu? Syle, doru mu.bu? Kesin hibir ey bilmiyorum, bykanne diye yant verdi Pauline, ama, gizlemekte artk hibir yarar grmeyen Mile Blanche'n szlerinden, yle anlyorum ki... Bykanne enerjik bir sesle onun szn kesti: Yeter! Her eyi anlyorum! Bu adamn byle bir sonuca ulaacan hep dnmtm ve onu dnyann en bo, en havai insan olarak grmmdr. General rtbesiyle vnyor, onu da albay olarak emekliye ayrlrken ykselttiler, bir de kalkm byk byk havalar taknyor. Ama, ben her eyi biliyorum, gzelim, Moskova'ya telgraf telgraf stne gnderdiinizi biliyorum. "htiyar bykanne yaknda br yana atlayacak m?" te onlarn anlam buydu. Mirasm bekliyordunuz; o para olmazsa, bu yaratk (neydi ad onun: de Cominges'di galiba?) onu o takma dileriyle kapsna uak bile' almazd. Faizle bor verdii bir yn paras olduunu sylyorlar, kendisine bir anamal edinmi. Ben seni sulamyorum, Prascpvia, telgraflar sen yollamadn ki, zaten gemie dnmek istemiyorum. Kt huylu olduunu bilirim... Akrep gibisindir! Soktuun zaman ier! Ama, sana acyorum, nk lm annen Catherine'i ok severdim. Bak dinle beni, eer istersen, btn bunlardan ayrl, benimle gel. Gidecek hibir yerin yok, imdi de onlarn yannda kalman 'hi yakk almaz. Dur, bekle! diye haykrd bykanne bir karlk ver132 KUMARBAZ meye hazrlanan Pauline'e. Daha bilirmedim. Senden hibir ey istemiyorum. Moskova'daki evimi biliyorsun, bir saray gibi. Eer istersen btn bir kat sana veririm, huyumdan holanmyorsan, haftalarca gelip beni grmeyebilirsin. Kabul ediyor musun, etmiyor musun? nce izin verirseniz size bir ey sormak istiyorum: Gerekten de hemen gitmek istiyor musunuz? Yavrucuum, aka edermi gibi bir halim var n benini? Gideceimi syledim ve gidiyorum. kere lanet olasca ruletinizde bugn tam on be bin ruble yitirdim! Be yl nce, Moskova'daki maliknemin yaknlarndaki ahap kiliseyi yeniden tatan yaptrmak iin adakta bulunmutum, burada kumarda her eyimi yitirdim. te imdi, gzelim, kilisemi ina etmeye gidiyorum. Ya kaplcalar, bykanne? Kaplcalar iin gelmitiniz ya! Rahat brak beni o kaplcalarla! fkelendirme beni, Prascovia; bilerek mi yapyorsun? Daha bakalm, geliyor musun, gelmiyor musun? Bykanne, bana nerdiiniz barnak iin size ok, ok minnettarm diye sze balayan Pauline pek heyecanlyd. Durumumu ksmen tahmin ettiniz. Size o kadar minnettarm ki, inann bana, belki de pek yaknda gelip sizi bulacam; ama, imdilik ciddi... nedenlerim var... hemen karar veremem. Siz hi deilse on be gn kalabilseydiniz... Demek ki, istemiyorsun? Yapamam. stelik de, kardelerimden ayrlamam, yalnz kalabilecekleri iin de... Eer beni ocuklarla birlikte kabul etseydiniz, bykanne, elbette size gelirdim ve inann, buna layk

olmasn bilirdim! diye ekledi cokun bir itenlikle. Ama, ocuklar olmazsa, yapamam, bykanne. Pekl, pekl, prlama! (Pauline zrlamay aklna bile getirmiyordu, zaten o bir damla gzya dkmezdi ki.) CivKUMARBAZ 133 civlere de bir yer buluruz: Kmes nasl olsa yeteri kadar byk. stelik de, okula balamalarnn zaman geldi. Demek, imdi gitmiyorsun, yle mi? Dikkatli ol, Prascovia! Senin iyiliini istiyorum, imdi neden gitmediini de biliyorum! Her eyi biliyorum, Prascovia! O berbat kk Franszdan sana hibir iyilik gelmez. Pauline kpkrmz oldu. Ben rperdim. (Hepsi biliyorlard! Bilmeyen bir bendim!) Hadi, hadi, surat asma. Bu konuda fazla almayacan. Ama, dikkat et de bana bir felaket gelmesin... Dediimi anlyor musun? Akll bir kzsn; buna ok zlrm. Hadi bakalm, bu kadar yeter. Sizi bir daha gzm grmesin. Elveda! Sizi geiririm, bykanne dedi Pauline. Yarar yok, beni rahatsz edersin, hem de hepinizden pek bktm, burama geldi artk. Pauline, bykannenin elini pt ama, beriki elini ekti, gen kzn yanan pt. Pauline, nmden geerken hzla bana bir gz att ve hemen baklarn evirdi. Sana da elveda diyorum, Alexis Ivanovitch! Trenin kalkmasna sadece bir saat kald. Senin de benden usandn sanrm. Al u elli frederiki, al. Size ok teekkr ederim, bykanne ama, cesaret edemem... Pekl, pekl! diye bard bykanne, sesi' yle sert ve korkutucuydu ki reddetmeye cesaret edemedim, paray aldm. Eer Moskova'da isiz kalrsan, gel beni bul. Sana tavsiye mektuplar veririm. Hadi, git artk! Odama kp, yatama uzandm. Kollarm bamn arkasnda kavuturup, srtst yaklak yarm saat kadar yatm olmalym. Felaket patlak vermiti, dnmeye deerdi. Ertesi gn Paulinc'le ciddi ekilde konumaya karar verdim.134 KUMARBAZ Hey, kk Fransz! Demek doruydu ha? Ama, neler gemi olabilirdi? Pauline ve De Grieux! Ulu Tanrm, ne yaknlama, ne koutluk! Btn bunlar tam anlamyla inanlmaz eylerdi. Kendim den geerek, anszn ayaa kalkarak, hemen koup B. Astley'i aramaya ve her ne pahasna olursa olsun onu konuturmaya karar verdim. Bu konuda da, hi kukusuz, benden daha fazlasn biliyordu. B. Astley mi? te bir muamma daha! Ama, anszn kapm vuruldu. Gidip baktm: Potapytch'ti. Alexis Ivanovitch, iyi yrekli beyciim, Hanmefendi sizi istiyor. Ne oldu? Gidiyor mu? Tren saatine daha yirmi dakika var. ok heyecanl, beyciim, yerinde duramyor: "abuk! abuk!" diyor. Sizi istiyor. Tanr akna, sakn gecikmeyin! Hemen aa indim. Bykanneyi koridora karmlard bile. Para czdan elindeydi. Alexis Ivanovitch, sen nden yr, oraya gidiyoruz! Nereye, bykanne? lsem bile, param geri alacam! Hadi bakalm, yr, soru sormak yok! Gece yarsna kadar kumar oynanyor, deil mi? Ta kesilmi gibi donakaldm, dndm, hemen bir karara vardm. Siz nasl isterseniz, Antonine Vassilievna ama, ben gitmem. O da neden yle? Gene ne oldu? Ne oluyor hepinize birden byle?

Siz nasl isterseniz yle yapn. Sonra ilerde ben kendi kendimi sularm, istemiyorum! Ne tank olmak istiyorum, ne de ortak: Beni mazur grn, Antonine Vassilievna. te elli frederikiniz de,j elveda! Ve bykannenin koltuunun hemen KUMARBAZ 135 yannda bulunan sehpann zerine altn destesini brakarak selam verip gittim. Ne sersemlik! diye arkamdan bard bykanne. Cann isterse, sen gelmezsen gelme, ben pekl kendi bama yolu bulurum. Potapytch, yanmdan ayrlma. Hadi bakalm, gtr beni! B. Astley'i bulamadm ve otele dndm. Ge vakit, sabahn birine doru, bykannenin gnnn nasl sona erdiini Potapytch'den rendim. Onun adna bozdurduklarmn hepsini, yani yirmi bin ruble daha yitirmiti. ki frederik verdii o Polonyal onun peine taklp hep oyununu ynetmiti. Bykanne nce Potapytch'e bavurmutu ama, onu hemen geri gndermiti; ite o zaman Polonyal ortaya kmt. Sanki bilerekmi gibi, Rusa anlyordu, iyi kt dili birbirine kartrarak bam gzn yara yara konuuyordu, bylece de sonunda anlaabiliyorlard. Beriki, hanmn ayaklarnn dibinde srnd halde bykanne hi acmadan ona hep sert davranmt. Sizinle onun arasnda dalar kadar fark vard, Alexis Ivanovitch diyordu Potapytch. Size bir beyefendi gibi davranyordu, oysa br, urada Tanr'nn gazabna uraya-ym ki, kendi gzlerimle grdm! hanmn gznn iine baka baka parasn alyordu. Hatta bir iki kez hanm onu sust yakalad ve her trl ad yzne syleyerek ona hakaret etti; hatta adamn salarn bile ekti. Doruyu sylyorum, yalanm varsa Tanr arpsn, bu.da herkesi gldrd. Ah, beyciim, hanm hepsini yitirdi: Ne kadar paras varsa, btn sizin bozdurduklarnz da yitirdi. Sevgili hanmcm buraya getirdik. Sadece bir bardak su istedi, istavroz kard ve gidip yatt. Besbelli iyice yorulmu, tkenmiti, nk ban yasta koyar koymaz uyudu. Tanr ona meleksi dler gndersin! Ah! El memleketleri! diye srdrd Potapytch, bundan yararl hibir ey. kmayacan ona pekl sylemitim ben!138 KUMARBAZ Potapytch btn gn gazinoda onun yannda nbet tutar. Bykanneyi yneten Polonyallar defalarca yer deitirirler. nce, san ektii o bir gn nceki Polonyaly yanndan kovar, bir bakasn alr ama, bu ikincisi ilkinden daha da baskn kar. Bunu savdktan sonra gene ilkini alr, zaten o da oralardan ayrlmam, btn gzden dt srece, her an omuzunun zerinden ban uzatarak, koltuunun arkasnda dolanp durur. En sonunda, bykanne gerek bir umutsuzlua kaplr. kinci Polonyal da dnyada yerinden kprdamak (istemez: Bylece, biri yal hanmn sana, br de soluna yerleir. Ortaya konan paralar ve oyunun gidii konusunda durmadan kavga edip birbirlerine kfr ederler, birbirlerine aza alnmaz iltifatlarda bulunurlar, sonra barrlar ve paray geliigzel atarlar. Kavga ettikleri zaman, her biri kendi keyfince para koyuyordu, szgelimi, biri krmznn zerine, br karann zerine koyuyordu. En sonunda, bykannenin yle akln bandan alrlar ki, neredeyse gzlerinden yalar boanarak yal bir krupiyeden kendini korumasn ve Polonyallar kovmasn ister. Berikilerin barmalanna ve itirazlarna karn, bunu hemen yerine getirirler. Her ikisi, de, bykannenin kendilerine borlu olduunu, kendilerini aldattn, onlara ok ahlakszca davrandn iddia ederek avaz avaz barrlar. Zavall. Potapytch btn bunlar alayarak hemen o akam anlatmt bana ve berikilerin ceplerini doldurduklarn, utanmadan para arp bunlar ceplerine tktklarn gzleriyle grdn syleyerek itiraz ediyordu. lerinden biri, szgelimi, bykanneden zahmetine karlk be frcderik istiyordu ve bunlar bykannenin mizasnn yanna koyuyordu. Eer bykanne kazanjr!sa, adam kendisinin kazandm ve onun yitirdiini sylyordu avaz avaz bararak. Polonyallar kovarlarken, Potapytch araya girip ceplerinia altnlarla dolu olduunu bildirir. Bykanne nlem almas iin hemen krupiyeye rica eder ve

KUMARBAZ 139 Polonyallarn keskin lklarna karn, polis gelir, adamlarn cepleri bykanne yararna boaltlr. Paras olduu srece yal hanm gerek krupiyelerden, gerek gazino ynetiminden byk sayg grr. Yava yava n btn kente yaylr. Btn lkelerden kaplcaya gelenler, en basitinden en nlsne kadar imdiye kadar milyonlar yitiren bunam yal bir Rus kontesini grmek iin akn akn koup gelirler. Ama, bykanne, Polonyallardan kurtulmakla pek, pek az kazanl kar. Bir ncs atlp hemen onlarn yerine ona hizmetlerini sunar: Bu nc Polonyal ok gzel Rusa konuuyordu, bir uaa benzemesine karn, centilmenler gibi giyinmiti; kocaman bir by ve pek ok zsaygs vard. O da hanmefendinin ayaklarnn izini pyordu ve ayaklarnn dibinde srnyordu ama, evrede bulunan herkese kstaha davranyor, herkese bir zorba gibi buyruklar veriyordu. Ksacas, adam ortalarda uak gibi deil de bykannenin efendisi gibi salnyordu. Her an, her oyundan sonra, bykanneye doru . dnyor, en korkun yeminleri ederek namuslu bir insan olduunu, onun bir tek meteliini bile almayacana ant iiyordu. Bu gvenceleri yle sk sk yinelemeye balar ki, bykanne gerekten korkmaya balar. Ne var ki, balangta bu efendi oyununu dzeltir ve kazanr gibi grndnden, bykanne onu bandan atmaya bir trl karar veremez. Bir saat sonra, gazinodan kovulan iki Polonyal, bykannenin koltuunun arkasnda belirip ona yeniden hizmetlerini sunarlar, hatta ufak tefek ilerini de greceklerini bildirirler. Potapytch o namuslu efendinin berikilerle ka gz iareti yaptn, hatta elden ele onlara bir' ey geirdiini de yemin billah ederek bana syledi. Bykanne yemek yemediinden, koltuundan da hemen hemen hi kalkmadndan, Polonyallardan biri gerekten yararl olabilirdi: Gazinonun bfesine koup ona bir kse et suyu, sonra da140 KUMARBAZ KUMARBAZ 141 cay getirir. Zaten oraya da ikisi birden koarlar. Ama, akama doru, bykannenin son banknotunu yitirdiini herkesin grebildii bir srada, koltuunun arkasnda daha nce hi kimsenin grmedii tam alt kadar Polonyal vard. Bykanne son paralarn da yitirdiinde, berikiler onun sylediklerini dinlemedikleri gibi, artk ona kulak da asmyorlard bile, omuzunun zerinden masaya doru eiliyorlar, paralan topluyorlar, buyruklar veriyorlar, para sryorlar, kavgaya tutuuyorlar, namuslu efendiye teklifsizce, laubali bir ekilde sesleniyorlard. Ona gelince, o .bykannenin varln unutmutu bile. Ve bykanne her eyini iyice batrdktan sonra, akamn saat sekizine doru otele' dndnde, drt Polonyal bir trl onun yanndan ayrlamyorlard; bykannenin kendilerini aldattn, kendilerine borcu olduunu avaz avaz bararak kantlamaya alarak, koltuunun yannda kouyorlard. Otele ite bu ekilde dnerler, orada onlar tekme tokat, zor bela kovarlar. Potapytch'in hesabna gre, bykanne o gn, bir gn nce yitirdiinden baka, seksen alt bin ruble yitirmiti. Yanndaki yzde be faizli btn devlet tahvillerini birbiri ardndan bozdurmutu. Onun yedi sekiz saat sreyle, masann bandan ayrlmadan koltuunda oturmasna ayordum ama, Potapytcl bana onun iki kez gerekten byk kazanlar elde etmeye baladn anlatt. Yeniden umuda kaplarak, ekilip gitmeye cesaret edememiti. Zaten, kumarbazlar bir adamn yirmi drt saat boyunca, elinde iskambiller, gzlerini saa sola bile oynatmadan ayn yerde oturabileceklerini ok iyi bilirler. Bununla birlikte, o gn, bizim otelde de kesin sonuca gtren olaylar meydana geliyordu. Sabahleyin, saat on birden nce, bykanne daha dairesindeyken, bizimkiler, yani general, De Grieux, son bir giriimde bulunmaya karar verirler. Bykannenin gitmek yle dursun, tam tersine, yeni-

den gazinoya dneceini renince, onunla kesin olarak ve itenlikle grmek zere topluca (Pauline'in dnda) gelirler. Kendisi iin bundan kacak korkun sonular dnerek tir tir titreyen ve adeta baygnlklar geiren general dozu artrr bile: Yarm saat rica ve yalvarmalardan sonra, hatta Mile Blanche'a olan tutkusunu bile itiraf ettikten sonra (tamamiyle akln yitirmiti), general anszn tehdit edici bir tonla, ayan yere vurarak barp armaya bile balar; avaz avaz bararak btn ailenin erefini lekelediini, btn kentte bir rezalet konusu olduunu ve en sonunda... en sonunda da: Siz Rus szcn kirletiyorsunuz, Hanmefendi! diye barr. Bunun iin gvenlik rgt vardr! En sonunda da bykanne (szcn tam anlamyla) onu bastonla dverek kap dar eder. Generalle De Gricx leye kadar bir iki kez daha grrler. zellikle de gerekten polise bavurup vuramayacak-lann dnyorlard. Bunam, zavall ama, saygdeer yal bir hanmn kumarda btn parasn yitereciini vb., syleyerek, yle ya da byle bir gzetim, ya da bir yasaklama elde edemezler miydi acaba? Ama, De Grieux omuzlarn silker ve generalle aka alay eder, o da ne syleyeceini, ne yapacan bilemeden alma odasnda bir aa bir yukar gidip gelir. En sonunda, De Grieux eliyle hor gren bir hareket yapar, bir daha da onu grmez. Akam, Mile Blanche'ia kesin ve gizemli bir konuma yaptktan sonra otelden bsbtn ayrldn renirler. Mile Blanche'a gelince, o daha sabahtan kesin nlemler almt: Generali kesin olarak bandan savmt, onu karsnda grmeye bile dayanamyordu. General peinden gazinoya koup da onu kk prensin kolunda grnce, ne kendisi, ne de dul Bayan Cominges onu tanrlar. Kk prens bile ona selam vermez... Btn gn Mile Blanche, duygularn en sonunda kesinlikle aa vurmas iin kk prensin nabzn yoklar, manevralar evirir.142 KUMARBAZ KUMARBAZ 143 Ama, ne yazk ki, Mile Blanche hesaplarnda korkun ekilde yanlyordu. Bu kk felaket ancak akam zeri patlak verdi; anszn kk prensin be parasz bir dilenci gibi yoksul olduunun ve rulet oynamak iin emre muharrer bir senet karlnda bor para almay dndnn farkna varrlar. Mile Blanche fkeyle onu kovar ve odasna kapanr. Ayn gn sabah, B. Astley'e gittim, ya da daha dorusu B. Astley'i aradm ama, ne yazk ki bulamadm. Ne odasnda, ne gazinoda, ne de parktayd. Bu kez otelde yemek yememiti. Saat bete, onu birdenbire istasyondan ngiltere Oteli'ne giderken grdm. Acelesi vard, yznden ka-- fasn kurcalayan dnce, ya da herhangi bir sknt belirtisi okumak olanaksz olmasna karn, kayglya benziyordu. O her zamanki haykryla: Ah! diyerek bana itenlikle elini uzatt ama, durmad ve hzl admlarla yoluna devam etti. Hemen peinden yetitim, ne are k bana yle bir karlk verdi ki, ona herhangi bir ey sormaya vakit bulamadm. stelik de konumay Pauline'e getirmekte korkun derecede bir glk ekiyordum. B. Astley onu da merak etmedi. Ben ona, bykannenin bana gelenleri anlattm: Beni dikkat ve ciddiyetle dinledi, sonra omuzlarn silkti. Ben, ona: Hepsini yitirecek! dedim. Evet, ya! diye karlk verdi. Ben giderken o kumara balamt bile, yitireceinden emindim. Vakit bulursam, bir ara gazinoya urayp, onu grrm, nk ok ilgin bir ey... Soruyu henz kendisine yneltmediime kendim de aarak: Siz nereye gittiniz, kuzum? diye haykrdm. Frankfurt'a. iin mi? Evet. Ona daha fazla ne sorabilirdim ki? Zaten, ben hep onun yanndan yryordum ama, o anszn yol stnde bulunan Quatre-Saisons Oteli'ne doru kvrld, bayla beni selamlayp gzden kayboldu. Dnerken yava yava bir kesinlie ulatm: Onunla iki saat boyunca konumu

olsaydm bile; hibir ey renemezdim, nk... ona soracak hibir eyim yoktu! Evet, tam da byleydi ite! Hibir ekilde ona sorumu ynel-temezdim. Pauline'btn gn ocuklar ve dadlaryla parkta gezin di, ya da ierde kald. Bir hayli zamandan beri generalden kayordu, pek nemli eyler dnda da onunla hemen hemen artk hi konumuyordu. Bir sreden beri bunun farkmday-dm. Ama, generalin bugn ne durumda, bulunduunu bildiimden, gen kzdan kanamadn, baka bir deyile, aralarnda mutlaka nemli ailevi tartmalar getiini dnmtm. Bununla birlikte, B. Astley'le yaptm konumadan sonra otele dndm zaman, Pauline'le ocuklara rastladm. Gen kzn yznde derin bir sakinlik ve huzur okunuyordu, sanki aile frtnalar sadece onu esirgemi gibi. Selamma bir ba hareketiyle karlk verdi. fkeyle odama ktm. Elbette ki, onunla konumaktan kandm, Wurmerhelm olayndan beri onunla bir kez bile karlamamtm: Bunu bir onur.konusu yapyordum. Ama, zaman getike, iimdeki fke daha ok kabaryordu. Beni hi sevmese bile, duygularm ayaklar altna alamazd, itiraflarm byle bir hor grmeyle karlayamazd. Kendisini gerekten sevdiimi biliyordu; onunla yle konumama katlanmt, buna izin vermiti! Bunun, aramzda pek garip bir biimde balad bir gerektir. Bir sre nce (bir hayli oldu bile, tam iki ay!) onun benimle dost olmak, bana iini dkmek isteini ve hatta bu ynde giriimlerde bulunduunu fark etmitim. Ne var ki, bu baarl olmad; onun yerine, acayip ilikiler srdrdk; 144 KUMARBAZ 145 ite bu yzden onunla o ekilde konumaya baladm. yi ama, mademki sevgimden holanmyordu, neden kendisine ondan sz etmeme dpedz engel olmuyordu? Oysa, bu konuda hibir ey yapmyordu; h'atta kimi zaman beni konumam iin kkrtyordu bile... elbette benimle alay etmek iindi bu. Bundan kesinlikle eminim, nk bunu ok iyi hissettim: Beni dinledikten ve ac ektiresiye kadar beni ileden kardktan sonra, apak herhangi bir hor grme, ya da ilgisizlik belirtisiylc. anszn keyfimi karmaktan pek holanyordu. Bununla birlikte onsuz yaayamayacam da ok iyi biliyor. Bylece, baron olay geceli gn oldu, ayrlmza artk dayanamyorum. Demin gazinonun yaknlarnda ona rastladm zaman, yreim yle iddetle arpmaya balad ki, yzm sapsar kesildi. Aslna bakarsanz, o da bensiz yaayamaz! Ben, onun iin zorunluyum... Beni sadece soytar olarak dnebilmesi olas mdr? Onun bir gizi var... Aka belli oluyor bu! Bykanneyle aralarnda geen konuma yreimi paralad. nk ona benimle akyrekli ve akszlii olmasn bin kez rica ettim, onun uruna gerekten canm vermeye hazr olduumu ok iyi biliyor. Ama, beni hep hor grerek uzaklatrd, ya da kendisine sunduum yaammn feda edilmesi yerine beni, geen gn baronla olduu gibi, ipe sapa gelmez, deli samas eylemlere zorlad. syan ettirici deil midir bu? O zibidi Fran-szn onun iin her ey olmasn akl alr myd? Ya B. Astley? Dorusu ite burada olay iinden klmaz hale geliyordu ve bununla birlikte... Tanrm, ne ikenceler ekiyordum! Odama dnnce, bir fke nbetine kaplarak, hemen kalemi yakaladm ve u satrlar karaladm: Pauline Alexandrovna, sonun pek yaklatn aka gryorum; bunun ucu elbette ki size de dokunacaktr. Size son kez yineliyorum: Yaamma gereksinim duyuyor musunuz? Herhangi bir eye yararm, beni kullann: imdilik adamdaym, hi deilse, ou zaman oradaym; hibir yere gittiim yok. Gerekirse, bana bir iki satr yazn, ya da beni artn. Pusulay nhrlcdim ve elden vermek emriyle kat hiz-netisiyle gnderdim. Yant beklemiyordum ama, dakika sonra garson dnd ve bana teekkr ettiklerini bildirdi.

Saat yediye doru beni generalin yanna ardlar. alma odasndayd ve sanki dar kmaya hazrlanyormu gibi giyinmiti. apkasyla bastonu divann zerindeydi. eri girince, onu odann ortasnda bacaklar ayrlm, ba anne eik, kendi kendine konuur halde grr gibi oldum. 3eni fark edince adeta bir lk kopararak zerime atld: ilimde olmadan geriye doru bir adm altm ve odadan kmak istedim ama, general iki elimi yakalad ve beni divana loru ekti. Kendisi oraya oturdu, beni de tam karsndaki coltua oturttu ve ellerimi brakmadan, gzlerinde yalar parlarken, dudaklar titreyerek, yalvaran bir sesle bana unlar syledi: ' Alexis Ivanovitch, kurtarn beni, kurtarn beni, acyn jana! Uzun bir sre hibir ey anlayamadm; general hi durmadan konuuyor, her dakika da: Bana acyn! diye yine-.liyordu. En sonunda benden t gibi bir eyler beklediini, ya da daha dorusu herkes tarafndan terk edilince, kayg ve umutsuzluun penesinde kvranrken beni anmsadn ve sadece konumak, konumak, konumak iin beni arttn tahmin ettim. Artk akl banda deildi, ya da en azndan iyice soukkanllm yitirmiti. Ellerini kavuturuyordu, neredeyse ayaklarma kapanacakt (ne iin hem de bilir misiniz?) hemen F. 10 146 KUMARBAZ KUMARBAZ 147 Mile Blanche'a gidip, ona yalvarmam, kendisine geri dnp evlenmeye ikna etmem iin. zr dilerim, general ama, diye haykrdm, Mile Blanche beni bugne kadar belki fark etmedi bile? Ben ne yapabilirim ki? tiraz etmek yararszd, kendisine sylenenleri anlamyor-du bile. Tutarsz szler syleyerek bykanne konusunda da konumaya balad; polise bavurma fikrinden bir trl vazgemiyordu. Bizde, bizde diye balad anszn .fkeyle kprerek, ksacas... bizde, yetkililerin bulunduu iyi dzenlenmi bir Devlette, bu tr ihtiyar kadnlar da vesayet altna alrlard! Evet, azizim, evet diye srdrd anszn ayaa kalkp oday arnlayarak. Bilgi bir sesle konuuyordu: Siz daha bunu bilmiyordunuz, azizim diyordu bir kedeki hayali bir muhataba seslenerek, yleyse renin ki... evet... bizde, bu tr yal kadnlar bkerler, bkerler... ta ki dize getirinceye kadar... evet, Baym... Ah! Nedir bama gelen felaket! Kendini yeniden divana att ve bir saniye sonra, hemen hemen hkrklarla alayarak, soluk solua. Mile Blanche'n kendisiyle evlenmek istemediini anlatt: nk telgrafn yerine bykanne kagelmiti -ve imdi artk mirasa konamayaca da aka ortaya kmt. Henz bunlardan hi haberim olmadn sanyordu. Ona De Grieux'den sz etmek istedim ama, bir el hareketiyle beni durdurdu. O gitti! Btn mal varlm, ona rehinli, bir solucan gibi rplak kaldm! Sizin getirdiiniz u para var ya... Hani u para... Zaten ne kadar olduunu bilmiyorum, galiba yedi yz frank, ite elimde avucumda kalan hepsi o kadar, imdi de, bilmiyorum, bilmiyorum!.. Otelin hesabn nasl deyeceksiniz? diye haykrdm dehetle, ya... sonra? General dnceli bir halle bana bakt ama, besbelli szlerimden hibir ey anlamamt, sylediklerimi iyi duyamamt bile. Konumaya Pauline Alexandrovna'yla ocuklara getirmeye altm, bana acele acele: Evet, evet! diye karjlk verdi ama, gene Mile Blanche'la gitmeye hazrlanan, prensten sz etmeye balad hemen ve o zaman... ve o zaman... Benim halim ne olacak, Alexis Ivanovitch? dedi anszn bana doru dnerek; Tanr adna, benim halim ne olacak? Sylesenize, nankrlk deil mi bu, nankrlk deil mi, ne dersiniz?

En sonunda da kanl gzyalaryla alamaya koyuldu. Byle bir adama yaplacak hibir ey yoktu. Onu yalnz brakmak da bir o kadar tehlikeliydi: Bana bir ey gelebilirdi. yi kt onu bamdan savdm ama, ne halde olduuna bakmak iin arada srada uramasn da dadya tembih ettim; ayrca, ok akll bir delikanl olan kat garsonuyla da konutum, o da gz kulak olacana sz verdi bana. Generalin yanndan henz ayrlmtm ki Potapytch gelip, bykannenin dairesine gitmemi rica etti. Saat sekizdi ,ve bykanne son meteliine kadar yitirdii gazinodan henz dnmt. Aa indim: Yal hann yorgun, bitkin, grne gre hasta, koltuunda oturuyordu. Marthe ona neredeyse zorla iirdii bir bir fincan ay getirdi. Bykannenin sesi de, tonu da aka deimiti. Gnaydn, sevgili Alcxis Ivanovitch, dedi ar ar ve ciddi bir halle ban eerek. Sizi bir kez daha rahatsz ettiim iin balayn ama, yal bir kadn ho grrsnz. Dostum, her eyi orada braktm, yaklak yz bin ruble. Dn benimle gelmemekte haklymsn. imdi artk hibir eyim yok, meteliksiz kaldm. Bir saniye bile -gecikmek istemiyorum, saat dokuz buukta gidiyorum. Senin ngilizi, Astley'di galiba, arttm; bir hafta iin ondan bin frank dn almak istiyorum. Aklna bir eyler esip de beni reddetmemesini syle148 KUMARBAZ ona. Ben hl olduka zengin bir kadnm, azizim, kym, iki evim var, daha param da var, hepsini getirmemitim. Btn bunlar kayglanmamas iin sylyorum... Aa! te geldi! Mert bir insan olduu belli. B. Astley, bykannenin ilk arsna hemen koup gelmiti. Hi duraksamadan, lzumsuz konumalara kalkmadan, bykannenin imzalad bir kt karlnda hemen onun avucuna bin frang p diye sayverdi. Bu i bittikten sonra, selam verip kt. imdi artk beni yalnz brak, Alexis Ivanovitch, bir saatten biraz fazla zamanm var: Biraz uzanacam, kemiklerim szlyor. Sakn bana kzma, ihtiyar bdr aptalm ben. imdi artk genleri hafiflikle sulamayacam. Hatta u sizin zavall generali knamaya ekineceim. Ama, hi kusura bakmasn, ona be para bile vermeyeceim, nk grme gre, son derece kaz kafal bir adam, ho bende, sersem tavuk, ondan daha akll deilim ya, neyse. Aslna bakarsan, Tanr kendini beenmilii er ge cezalandryor. Eh, hadi bakalm, elveda. Marthe, kaldr beni! Oysa bykanneyi uurlamaya niyetleniyordum. Bundan baka da, bekleyi iindeydim; her an bir ey olacakm gibi geliyordu bana. Odamda duramadm. Koridora ktm, gidip bir sre aal yolda gezindim. Pauline'e yazdm mektup ak ve kesindi, varolan felaket de kesindi. Otelde De Grieux' nn gidiinden sz edildiini iittim. Ksacas, Pauline beni dost olarak geri itse bile, belki de uak olarak kabul ederdi. nk ona gerekliyim, ilerini grmek 'iin bile olsa! Evet, bana ihtiyac var, bu besbelli! Trenin hareket saatinde istasyona kotum ve bykanneyi kompartmana yerletirdim. Hepsi zel kompartmana yerletiler. kar gtmeyen yaknln iin sana teekkr ederim, dosKUMARBAZ 149 tm, dedi veda ederken. Dn ona sylediklerimi Prascovia' ya yinele. Onu bekleyeceim. Odama dndm. Generalin dairesinin nnden geerken, dadyla 'karlatm, ona efendisini sordum. Fena deil, Bcyciim diye karlk verdi zgn bir 'halle. Bununla birlikte ieri girdim ama, alma odasnn kapsnda, ararak durdum. Mile Blanche'la general kahkahalarla glyorlard. Dul bayan ominges de oradayd, divanda oturuyordu. Grne gre, sevinten lgna dnen general bir sr sana sapan eyler sylyordu, yzn bin bir krkla buruturan ve gzlerini kapatan sinirli ve .uzun kahkahalarla glyordu.

Olanlar daha sonra bizzat Mile Blancle'n azndan rendim: Prensi kovduktan sonra generalin umutsuz zntsn ' renince, onu avutmak istemi ve gelip ona kk bir ziyarette bulunmutu. Ama, zavall general o anda yazgsnn kesinletiinden ve Mile Blanche'n ertesi sabah ilk trenle Paris'e gitmek zere eyalarn toplamaya bile baladndan habersizdi. alma odasnn eiinde bir dakika durduktan sonra, ieri girmekten vazgetim ve grnmeden ekilip gittim. Odama ktm. Kapy anca, alacakaranlkta, pencerenin yannda, bir kede iskemlede oturan bir karalt gzme arpt. Ben ieri girince karalt ayaa kalkt. abucak yaklap baktm ve... .soluum kesildi: Pauline'di bu! ON DRDNC BLM Azmdan bir lk kat. Pauline, bana: Ne o, neniz var? diye sordu garip bir sesle. Yz sapsaryd ve zntl grnyordu.150 KUMARBAZ KUMARBAZ Neyim mi var? Siz! Burada, benim odamda! Ben gelirsem, toptan gelirim. Bu benim huyumdur. Bunu hemen greceksiniz; bir mum yakn, dedi. taat ettim. Pauline ayaa kalkt, masaya yaklat, nme alm, bir mektup koydu. Okuyun! diye de buyurdu. De Grieux'nn yazs bu! diye haykrdm mektubu. alrken. Ellerim titriyordu, satrlar gzlerimin nnde dans ediyordu. Mektuptaki szleri tam olarak unuttum ama, szck szck deilse de,- en azndan dnce olarak yleydi: Kk hamn diye yazmt De Grieux, pek zc olaylar beni hemen gitmek zorunda brakt. Kukusuz siz de fark etmisinizdir ki, her ey iyice aydnlanmadan sizinle kesin bir aklamadan bilerek kandm. Akrabanz olan o yal hanmn gelii, akl almaz davran duraksamalarma son verdi. Benim kendi ilerimin dzensizlii elbette ki, bir sreden beri kendimi kaptrdm tatl umutlar beslemekten beni engelliyor. Olanlara zlyorum ama, davranmda bir centilmene ve drst bir adama yakmayan hibir ey bulmayacanz umarm. Hemen hemen btn param vey babanzn borlarm demek iin yitirdiimden, elimde kalanlar kullanmak zorunda kaldm. Bana rehin edilen mallarn satna hi gecikmeden girimelerini Petersborg'daki dostlarma bildirdim bile. Bununla birlikte, sizin dncesiz, uar vey babanzn btn servetinizi har vurup harman savurduunu bildiimden, ona elli bin frank balamaya karar verdim ve bu miktar tutarndaki senetlerin bir blmn ona geri veriyorum; bylece imdi malnzn hukuk yoluyla geri verilmesini isteyerek yitirdiklerinizi yeniden elde edebilirsiniz. lerinizin bugnk durumuyla giriimimin size yararl olacan umarm. Bu davranla da erefi bir adamn grevlerini yerine getirdiimi umarm. Emin olun ki annz ebediyen kalbimde kazl kalacak. Pekl, her ey ak dedim Pauline'e doru dnerek. Gerekten de baka bir ey mi bekliyordunuz? diye srdrdm fkeyle. Pauline de grnte sakin bir halle: Hibir ey beklemiyordum diye karlk verdi ama, sesinde belli belirsiz bir titreme vard. Uzun zamandan beri ne dneceimi biliyordum: Dncelerini okuyordum onun. O aradm... srar edeceimi... sanyordu... Durdu ve tmcesinin ortasnda dudaklarn srarak sustu. Ona kar bilerek hor grmemi ve nefretimi artrdm diye srdrd; ne yapacan bekliyordum. Telgraf gelseydi, o sersemin (vey babamn) ona borlu olduu paray kafasna frlatp onu kovacaktm! Bir hayli, oh! Bir hayli zamandan beri ona tahamml edemiyordum. Ah! Eskiden bambaka bir adamd, bambaka! imdiyse, imdi!.. O elli bin frang, stelik de yzne tkrerek, ne byk bir sevinle imdi kafasna frlatrdm!

Ama, o kt, geri verdii o elli bin franklk senet generalin elinde deil mi? Onu alp De Grieux'ye geri gnderin. Oo! Bu ayn ey deil ki! Ayn ey deil! Evet, doru! imdi general ne ie yarar ki? diye bardm anszn. Pauline dalgn ve sabrsz bir halle yzme bakt. Neden bykanne? dedi fkeyle. Onun evine gidemem... Hi kimseden de zr dilemek istemiyorum diye ekledi hiddetli bir sesle. Ne yapabiliriz? diye haykrdm. Ama, De Grieux'y nasl, nasl sevebildiniz! Alan biri, alan! Onu delloda ldrmemi ister misiniz? Nerede imdi? 152 KUMARBAZ Frankfurt'ta, orada gn kalacak. Siz bir tek sz syleyin, yarn ilk trenle giderim! dedim aptal bir cokuyla. Glmeye balad. Evet ve belki de size: "nce bana elli bin frang geri verin" der.-Sonra da ne diye dello etsin? Ne aptallk! . yi ama, u elli bin frang nereden bulmal, nereden? diye yineleyip duruyordum dilerimi gcrdatarak, sanki o paray anszn yerden toplamak olasym gibi. Bana bakn, ya B. Astley? diye ona sordum: Tam .o srada aklma garip bir fikir gelmiti. Pauline'in gzleri parlamaya balad. Demek ki u ngiliz iin senden ayrlmam istiyorsun, yle mi? dedi ac bir glmsemeyle, ie ileyen baklarn bana dikerek. lk kez bana 'sen' diyordu. Hi kukusuz o anda heyecandan ba dnd: Birdenbire divana oturdu. Btn gc tkenmie benziyordu. Sanki bir imek akm gibi gzlerim kamat; gzlerime ve kulaklarma inanamadan, orada ylece dikilip duruyordum! Demek beni seviyordu! B. Astley'e deil, bana gelmiti! O, bir gen kz, bir bana otelde, benim odama gelmiti. Bylece herkesin gznde kendini lekeliyordu, ben de orada yle karsnda hibir ey anlamadan kazk gibi dikilmi duruyordum! Beynimde lgn, bir fikir parlad. Pauline! Bana sadece bir saat izin ver! Sadece bir saat burada bekle ve... hemen dneceim! Bu... bu zorunlu! Bak greceksin! Dur burada, dur bekle! Ve koarak odadan ktm, soruturan baklarna yant bile vermedim. Arkamdan bir eyler bard ama, ben geri dnmedim. Evet, kimi zaman en lgn, grnte en olanaksz dnce kafamza yle kuvvetle saplanr ki, en sonunda onun gerKUMARBAZ 153 ekleebileceine inanrz... Dahas: Eer bu dnce iddetli, tutkulu bir istekle balantlysa, en sonunda onu kanlmaz, zorunlu, nceden saptanm, alnmza yazlm bir ey gibi, var olmamas, oluamamas olanaksz bir ey gibi kabul ederiz! Belki burada daha fazla bir ey vardr: Bir nseziler bileimi, istencin olaanst bir abas, imgeleme yetisiyle bir kendi kendini zehirleme, ya da daha baka bir ey vardr, kim-bilir... Ne olduunu bilmem ama, o akam (p akam mrm olduka unutamam) bama mucizevi bir serven geldi. Her ne kadar aritmetikle mkemmelen aklanabilirse de, benim gzmde gene de mucizedir o serven. Peki, bu kesin gven o kadar uzun zamandan beri neden bu -kadar derin, bu kadar salam biimde, o kadar kk sald bende? nk, size bir kez daha sylyorum, olas bir ihtimal gibi (dolaysyla da belirsiz) deil de, bama gelmemezlik edemez bir ey gibi dnyordum bunu!

Saat onu eyrek geiyordu; gazinoya sarslmaz bir umutla, ayn zamanda da o ana kadar hi hissetmediim bir heyecanla girdim; Sabahkinden iki kat daha az olmakla birlikte oyun salonlarnda hl kalabalk vard. Saat on birde masalarn evresinde sadece gerek kumarbazlar kalr, kendileri iin kaplcada ruletten baka bir ey bulunmayan kaarlanm kumarbazlar kalr. Onlar buraya salt rulet iin gelmilerdir, evrelerinde olup bitenleri fark etmezler bile ve btn mevsim boyunca kumardan baka hibir eyle ilgilenmezler; sabahtan akama kadar kumar oynarlar, eer olanak bulabilseler, btn gece afak sknceye kadar da oynarlard. Bunlar, gece yars olup da gazino kapand zaman hep istemeye istemeye, ayaklan geri geri giderek dalrlar. Ve krupiyelerin en kdemlisi kapantan nce, yani gece yarsndan az nce: Son oyun, Beyler! diye bildirdiinde kimi zaman bunlar ceplerindekinin hepsini bu son oyunda ortaya srmeye hazrdrlar, gerekten de154 KUMARBAZ KUMARBAZ 155 en byk paralar bu saatte yitirilir. Doruca bykannenin oturmu olduu masaya yneldim. Pek fazla kalabalk yoktu, onun iin az sonra masann yannda, kendime ayakta bir yer bulabildim. Tam nmde, yeil uhann zerinde: Pas szc izilmiti. Pas.se, on dokuzdan otuz altya kadar bir saylar dizisidir. Birden on sekize olan ilk dizinin ad Manque'tr; ama, umurumda m benim? Ben hesap kitap yapmyordum, kan son numaray bile iitmemitim; en saknmz kumarbazn yapaca gibi, balarken bunu sorup renmedim bile. Yirmi frederikimi karp pas'm zerine attm. Krupiye: Yirmi iki! diye bard. Kazanmtm. Yeniden hepsini srdm: Hem ilk mizam, hem de kazancm. Otuz bir! diye haykrd krupiye. Yine kazanmtm! Bylece toplam seksen frederik ediyordu! Hepsini ortadaki on iki saynn zerine koydum ( kat kazan ama, iki kart ans); sehpa dnmeye balad ve yirmi drt kt. Bana elli frederiklik desteyle on da altn verdiler; imdi toptan iki yz frederikim olmutu. Adeta 'ateli bir kendimden gemeyle, btn bu paray krmznn zerine ittim... ve anszn, aklm bama geldi! Btn gece boyunca korkunun beni dondurduu bu tek seferde ilerim, ayaklarm tir tir titriyordu. Bir bilin imei iinde, o anda yitirmenin benim iin ne anlam tayacan dehetle hissettim! Sz konusu olan btn yaammd! , Krupiye: Krmz! diye bard. Geni bir soluk aldm: Btn vcudumda kzgn karncalar dolayordu. Bana banknotla deme yaptlar; bu kez drt bin florin ve yirmi frederik olmutu (hl hesaplayabiliyordum). Ondan sonra, ortadaki on iki saynn zerine iki bin florin koyup yitirdiimi anmsyorum; altnmla seksen frederikimi oynadm ve yitirdim. imi fke kaplad: Kalan iki bin florini aldm ve ilk on iki saynn zerine koydum... yle,' rastlantyla, kararlamadan, hesaplamadan! Zaten bir bekleme an, belki de, Bn. Blanchard'n (1), Paris'te balonundan yere frlatld zaman duyduuna benzer bir heyecan oldu. Drt! diye bard krupiye. Bir nceki mizayla birlikte, peniden alt bin florinim oldu. Muzaffer havalar taknmaya balamtm bile ve artk hibir eyden korkum kalmamt. Karann zerine drt bin florin attm. On kadar oyuncu aceleyle benim gibi karann zerine para koydular. Krupiyeler baktlar ve aralarnda konutular. epeevre herkes konuuyor ve bekliyordu. Kara kt. O andan sonra, artk ne, ne kadar kazandm, ne de srdm paralarn miktarn anmsyorum. Sadece, adeta 'dte gibi, yaklak on alt bin florin kazandm anmsyorum. Anszn, anssz oyun bana on iki bin yi-irtti; bunun zerine, son drt bini passe'n zerine koydum ma, o anda hibir ey hissetmedim; hibir'ey dnmeden, bilinsizce bekliyordum. Yeniden kazandm, drt oyun st s-:e kazandm. Sadece florinleri binlerle topladm

anmsyo-um; bir de pek balandm o ortadaki saylarn daha sk ktn anmsyorum. Dzenli olarak, hep drt kez st ste kyorlard, sonra iki tur iin ortadan siliniyorlard, sonra gene drt kez pepee, geliyorlard. Bu alacak dzenlilie zaman zaman rastlanr, kalem elde, hesap kitap yapan profesyonel kumarbazlarn kafalarn kartran da ite budur. Burada yazgnn nasl korkun cilveleri ortaya kmaz ki? Gazinoya geldiimden beri galiba yarm saatten fazla olmutu. Anszn, krupiye bana otuz bin florin kazandm, bankonun bir seansta sadece bu kadarn karladn ve by(1) Paratn mucidi havacnn kars olan Bn. Blancharcl, 1819'da havai fiei att balon patlaynca Paris'te ld.156 KUMARBAZ KUMARBAZ 157 lece ruleti yarn sabaha kadar kapatacaklarn syledi. Btn altnm aldm, ceplerime tktm, banknotlarm aldm ve hemen bir baka rulet bulunan bir baka salona gittim; kalabalk peimden koutu. Orada, bana hemen bir yer atlar, ben de yeniden hesaplamadan, kararlamasna, geliigzel para srmeye baladm. Beni neyin kurtardn bir trl anlayamyorum! Zaten arada srada hesaplama fikri aklma geliyordu. Kimi saylara, kimi anslara balanyordum ama,' az sonra onlar brakyordum ve gene hemen hemen bilinsiz biimde oynamaya balyordum. Kukusuz ok dalgndm; krupiyelerin birok defa oyunumu dzelttiklerini ok iyi anmsyorum. Akl almaz hatalar yapyordum. akaklarm nemlenmiti, ellerim titriyordu. Polonyallar hemen koup bana hizmetlerini sundular ama, benim kimseyi dinlediim yoktu. ans beni brakmyordu! Anszn, evremde haykrmalar ve kahkahalar ykseldi. Bravo, bravo! diye bariyorlard; hatta birka kii alklad bile. Ben yeniden otuz bin florini cebe indirmitim ve bankoyu -yarn sabaha kadar kapatyorlard. Sa yanmdan biri: Gidin, gidin! diye fsldad bana. Frankfurt'lu bir Yahudiydi bu; yanmdan hi ayrlmamt ve galiba bir iki kez de bana yardm etmiti. Tanr akna, gidin! diye fsldad bu kez de baka bir ses sol kulama. abucak bir gz attm. Mtevazi ama, rabtal biimde giyinmi, otuz yalarnda kadar bir hanmd bu; yorgun yz, hastalkl solukluu gene de vaktiyle son derece gzel olduunu belli ediyordu. O srada ben banknotlar buruturarak ceplerime dolduruyordum ve masann zerinde kalan altnlar topluyordum. Elli frederiklik son desteyi aldm ve hi kimseye belli etmeden, soluk yzl hanmn avu-cuna sktrdm. Bunu yapmay iddetle istemitim, onun ince uzun parmaklarnn, byk bir minnetle elimi sktn anmsyorum. Btn bunlar ancak bir saniyenin iinde olup bitmiti. Hepsini topladktan sonra, hemen-otuz ve krk'a gittim. Otuz ve krk'a soylu kiiler sk gider. Bu artk rulet deil, bir iskambil oyunudur. Orada, banko yz bin taleri karlar. En byk miza burada da drt bin florindir. Oyunun nasl bir ey olduunu hi bilmiyordum, gene burada da bulunan krmz ve karann dnda hemen hemen hibir mizay bilmiyordum. Onun iin, ben de onlara balandm. Btn gazino evreme toplanmt. Btn o gece sresince Pauline'i bir tek kez olsun dndm hi anmsamyorum. nme ylan banknotlar yakalamaktan, kendime ekmekten korkun ve karkonulmaz bir zevk hissediyordum. Gerekten de yazgnn beni ittii sylenebilir. Sanki bile bile yaplm gibi, gene bu kez de, kumarda sk sk yeniden meydana gelen bir durum belirdi. ans, szgelimi, krmzya yapr ve on, hatta on be tur boyunca onu brakmaz. nceki gn, krmznn bir hafta nce pe pee tam yirmi iki kez ktn iitmitim; buna benzer bir olay rulette hi kimse anmsamyordu ve herkes hayretle bundan sz ediyordu. Elbette ki, herkes hemen krmzy brakyor, szgelimi, on turdan sonra hi kimse onun zerine para koymaya cesaret edemiyor. Ama, o zaman deneyimli hibir kumarbaz, krmznn kart karaya oynamayacaktr. Alkn bir

kumarbaz rastlantnn kaprisinin ne anlama geldiini bilir. Szgelimi, sanlabilir ki on alt oyundan sonra, on yedinci kanlmaz biimde karann zerine decektir. Acemiler sr gibi bu ansn zerine atlrlar, mizalarn iki katna, katna karrlar ve korkun yitiklere urarlar. Tersine, garip bir kaprisle, krmznn yedi kez st ste ktn grnce, ben ona balandm. Bunda yar yarya zsaygnn rol oynadna kesinlikle eminim; akl almaz bir tehlikeye girerek seyircileri artmak istiyordum ve (garip duy-158 KUMARBAZ gu!) anszn, zsaygnn hibir drts olmakszn, tehlikenin susuzluuna kapldm belirli bir biimde anmsyorum. Belki de, ruh o kadar ok sayda duygudan getikten sonra doymuyor da sadece bundan sinirleniyor ve ta ki kesin bitkinlie varncaya kadar gitgide artan iddette yeni duygular istiyor. Ve gerekten de, yalan sylemiyorum, eer ynetmelik bir seferde elli bin florin srmeme izin verseydi, onlar tehlikeye atardm. evremde, bunun mantksz bir ey olduu, krmznn tam on drdnc kez ktn barp duruyorlard! Yanmda biri: Beyefendi .imdiye kadar yz bin florin kazand dedi. Anszn uyamverdim. Nasl? Bir gecede yz bin florin kazanmtm! Ama, daha fazlasna ihtiyacm yoktu ki! Hemen banknotlarn zerine atldm,'bunlar saymadan geliigzel ceplerime tktm, hepsi deste halindeki altnlarm aldm ve aceleyle gazinodan dar frladm. Azna kadar dolduundan ak duran ceplerim ve altnn arl yznden dengesiz yrymle kumar salonlarndan getiimi gren herkes halime glyordu. Galiba zerimdeki yk sekiz kilodan fazlayd. Bana doru birka el uzand; paray elimin alabildiince, avu avu dattm. k kapsnn yaknnda iki Yahudi beni durdurdu. Bana: Cretlisiniz, ok cretlisiniz! dediler. Ama, yarn sabah, olabildiince erken saatte gidin, yoksa hepsini yitirirsiniz... Onlar dinlemedim bile. Aal yol o kadar karanlkt ki burnumun ucunu gremiyordum. Otele kadar da yarn verst kadar mesafe vard. ocukluumda bile hibir zaman ne hrszlardan, ne de haydutlardan korkardm; o anda da bundan kayglanmadm. Zaten yol boyu ne dndm de anmsamyordum; kafam bombotu. Sadece iddetli bir zevk duyuyordum, baarnn, utkunun, gl olmann zevkini; nasl anlatacam bilemiyorum. Pauline'in hayali gzlerimin nnKUMARBAZ 159 den geiyordu, onun yanna gideceimi, srekli olarak onu bulacam, olup bitenleri ona anlatacam, ona param gstereceimi dlyordum... Ama, demin bana sylediklerini, gazinoya gidiimin nedenini, belli belirsiz anmsyordum ve ancak bir buuk saat nce duyulan btn o taptaze duygular gelmi gemi, hatta artk hi antrmada bulunmayacamz bir gemie aitmi gibi geliyordu bana, nk her ey yeniden balayacakt. Ancak hemen hemen aal yolun ucuna geldiim zaman iimi bir korku kaplad: Ya imdi beni ldrp de param alarlarsa! Her admda .korkum daha da artyordu. Kouyordum adeta. .Anszn yolun ucunda, bizim otelin bin bir kla parldayan nyz l ! beliriverdi. Tanr'ya krler olsun,, gelmitim! Merdivenleri drder drder atlayarak benim kata ktm, birdenbire kapy atm. Pauline ellerini kavuturmu, yanan mumun kacsnda, divann zerinde oturuyordu. Hayretle yzme bakt, kukusuz o anda pek garip bir suratm olmalyd. Onun karsnda durdum ve btn param masant zerine attm. . ON BENC BLM Hi kmldamadan, oturuunu bile deitirmeden, gzleini bana dikmi, bakyordu. Cebimden son altn destesini de kararak, ona: ki yz bin frank kazandm! diye bardm.

Bir yn banknot ve altn para btn masay kaplyordu. Gzlerimi oradan ayramyordum;, zaman zaman Pauline'i ta-mamiyle unutuyordum. Kimi zaman tomar halinde bir araya160 KUMARBAZ KUMARBAZ 161 getirerek banknotlar dzene koymaya balyordum, kimi zaman altnlar ayr bir yana yyordum, kimi zaman da hepsini datp sayor ve derin derin kendi dncelerime dalarak, hzl admlarla oday arnlamaya balyordum; -yahut da anszn masaya geri dnp param saymaya balyordum. Bir ara aklm bama gelince, birdenbire kapya atlp anahtar kilitte iki kez evirdim. Daha sonra kararsz bir halde, kk bavulumun nnde durdum. Birden Pauline'in varln anmsayp anszn ona doru dnerek: Acaba yarn sabaha kadar bavula m koysam bunlar? diye sordum. Pauline hi kprdamadan hep ayn yerde oturuyordu ama, gzlerini de benden ayrmyordu. Hi de houma gitmeyen garip bir ifadesi vard. Orada kin okunduunu sylersem hi de yanlm olmam. abucak ona yaklatm: Pauline, ite yirmi be bin florin, bu elli bin frank, hatta daha da fazla eder. Onlar aln ve yarn gidip onun suratna atn. Hi karlk vermedi. Eer isterseniz, yarn sabah ben kendim gtrrm ona. Olur mu? Pauline birden glmeye balad. Uzun bir sre gld. zntl bir aknlkla ona bakyordum. Bu gl benim en ateli ak ilanlarm sk sk (ve daha pek yaknda) karlad o alayc gle pek benziyordu. En sonunda glmeyi kesti ve kalarn att. Bana sert sert bir yan bak frlatt. Sizin paranz almam dedi kmseyerek. Nasl? Ne oldu ki? diye haykrdm. Pauline, bu da ne demek oluyor? Karlksz para kabul etmem. Bunu size bir arkada olarak veriyorum, size canm ve-Irrim. Sanki ruhumu okumak istermi gibi, aratrc gzlerle bana uzun uzun bakt. Kk bir glle: ok cmertsiniz dedi. De Grieux'nn metresi elli bin frank etmez. Pauline, benimle nasl byle konuabilirsiniz? diye ba-| girdim karak. Ben De Grieux deilim! Sizden nefret ediyorum! Evet... Evet!.. Sizi de, De |Grieux'y sevdiimden fazla sevmiyorum! diye bard, ve gzlerinde imekler akmaya balad. Yzn ellerinin arasna gizledi ve bir sinir krizi geirdi. Ben, ona doru atldm. Benim yokluumda bandan bir eyler getiini anladm. Akl tam olarak yerinde deilmi gibiydi. Beni satn al, ister misin? ster misin? De Grieux gibi, elli bin franga, ha? diye haykrd meydan okurcasna sarsn-jtl hkrklar arasndan. Pauline'i kucakladm, ellerini, ayaklarn ptm, kar-jsnda diz ktm. Sinir krizi geiyordu. Ellerini omuzlarma koyup beni dik-katle seyretti. Sanki yzmden bir ey okumak istermi gibiydi. Beni dinliyordu ama, grne gre sylediklerimi iitmiyordu bile. Yznde tasal, dnceli bir ifade belirdi. Ben kayglydm; dorusu ya, onun ldrdn sanyordum. Beni usulca kendine doru ekti, dudaklarnda gven dolu bir glmseme dolayordu; sonra, anszn beni geri itiyor ve ka-jranlk bir ifadeyle yzm incelemeye balyordu. Birdenbire beni kucaklad: Beni seviyorsun, deil mi, beni seviyor musun? di-' yordu. Mademki... Mademki... benim uruma baronla dello etmek istiyordun! F. 11

162 KUMARBAZ KUMARBAZ 163 Sonra anszn, sanki gln ve, ho bir an aklna gelmi gibi, bir kahkaha att. Hem glyor, hem de alyordu. Ne yapabilirdim ki, elimden ne gelirdi? Ben de ateliydim. Benimle konumaya baladn ok iyi anmsyorum... Ama, hemen hemen hibir ey anlayamadm, bu bir eit sayklama gibi bir eydi: Sanki abuk abuk bana bir eyler anlatmak istermiesine kekeleyip duruyordu; bu sayklama arada srada, beni iyiden iyiye korkutmaya balayan neeli bir kahkahayla kesiliyordu. Hayr, hayr, kibarsn, naziksin! diye yineliyordu, sen benim sadk dostumsun! Ve yeniden ellerini omuzlanma koyup gene beni seyretmeye koyuluyordu, bir yandan da durmadan: Beni seviyorsun... Beni seviyorsun... Beni sevecek misin? diye yineliyordu. Gzlerimi ondan ayrmyordum; onu imdiye kadar byle sevecenlik ve ak taknlklar iinde hi grmemitim; bunlarn sayklama olduu bir gerekti ama... benim tutkulu bakm grr grmez, dudaklarnda kt bir glmseme belirdi; damdan dercesine, B. Astley'den sz etmeye balad. Zaten, konumay durmadan B. Astley zerine getiriyordu (zellikle de demin, bana bir eyler anlatmaya alt srada) ama, bunun ne anlama geldiini bir trl kavrayam-yordun. Hatta onunla alay ettiini sanyorum. Her dakika onun beklediini... belki de penceremin altnda beklediini bilmediimi yineliyordu. Evet, evet, pencerenin altnda, a da bak, bak, orada! Beni pencereye doru itiyordu ama, ben oraya gitmek iin bir hareket yapar yapmaz, lgnca bir kahkaha kopar-yordu, ben de onun yanndan ayrlamyordum; o zaman, zerime atlyor, beni kollarnn arasnda skyordu. Gidecek miyiz? Yarn, gider miyiz?.. Bu dnce anszn onu kayglandrma benziyordu. Ve (dnceli bir hal alyordu) bykanneye yetiiriz, ne dersin? Onu Berlin'de yakalayacamz sanyorum. Ona yetiip de bizi karsnda grnce ne der acaba, sen ne dnyorsun bu konuda? Ya B. Astley?.. Bak o Schlangenberg' in tepesinden kendini aa atmazd, deil mi? Bir kahkaha alt. Bak dinle: Gelecek yaz nereye gidecek biliyor musun? Bilimsel aratrmalar yapmak iin Kuzey Kutbu'na gidecek, beni de davet etti... Hah! Hal! Hay! Avrupallar olmasa biz Ruslarn hibir ey bilmeyeceimizi ve hibir ie yaramadmz sylyor... Ama, bak o da iyidir! Biliyor musun, generali ho gryor, balyor; Blanche'n... tutkunun... Her neyse, bilmiyorum, bilmiyorum diye yineledi, sanki arm da ne diyeceini bilemezmi gibi. Zavalllar, onlara o kadar acyorum ki, bykanneye de acyorum... Bak, bak dinle. De Gricux'y nasl ldrebilirdin? Ama, sen baronu bile ldremezdin! diye ekledi yeniden glmeye balayarak. Geen gn, baronla, o kadar glntn ki! Oturduum sradan ikinize de bakyordum; seni yolladm zaman oraya gitmek sana ne kadar da zor geliyordu! O kadar gldm, o kadar gldm ki! diye ekledi yeniden kahkahalar kopararak. Yeniden beni kucaklayp gsnde skmaya, tutkulu bir sevecenlikle yzm yzne bastrmaya balad. Artk hibir ey dnmyordum, hibir ey duymuyordum, bam dnyordu... Aklm bama toparladmda saat sabahn yedisi olmalyd; gne oday aydnlatyordu. Pauline yanma oturmu, garip bir halle gzlerini evrede dolatryordu sanki karanlktan km da, anlarn toparlyormu gibi. O da uyanm ve gzlerini masaya ve paraya dikmiti. Bam kurun gibi ar ve sanclyd. Pauline'in elini tutmak istedim: Beni itip birdenbire

divandan kalkt. Balayan gn karanlkt; afaktan az nce yamur yamt. Pauline pencereye yaklat, kanad at, yar beline kadar aa sarkt ve dirseklerini pe164 KUMARBAZ KUMARBAZ 165 vaza dayayarak, dnp bana bakmadan, kendisine sylediklerimi dinlemeden, birka dakika ylece kald. Aklma korkun bir dnce geldi: imdi ne olacakt, btn bunlar nasl sonulanacakt? Pauline anszn pencereden ayrlp masaya geri geldi ve sonsuz bir kin ifadesiyle bana bakt ve dudaklar fkeden titreyerek: Eh, hadi bakalm, imdi elli bin frangm ver bana! dedi. Pauline, yeniden mi balyorsun! dedim. Yoksa fikir mi deitirdin? Hah! Hah! Hay! Belki piman bile olmusundur? Bir gn nce saylan yirmi be bin florin masann zerinde duruyordu: Onlar alp ona uzattm. Yani, imdi bunlar benim mi? yle mi? yle mi? diye sordu hrn bir sesle paray eline alarak. Onlar hl senin dedim ben de. yi, pekl, al bakalm, elli bin frangn! Kolunu kaldrp paralan suratma frlatt. Suratma arpan tomar demeye sald. Ondan sonra da Pauline koarak odadan kt. O anda bilincinin tam olarak yerinde olmadn biliyorum ama, gene de bu geici lgnl bir trl anlayamyorum. Hl hasta olduu bir gerek ve aradan da henz bir ay geti. Bununla birlikte, bu halin nedeni neydi, zellikle de o kn nedeni neydi? Hi anlayamyorum. Gururu mu yaralanmt? Yoksa gelip beni bulmaya karar vermesi mi onu bu umutsuz zntye itmiti? Ben de mutluluumla bbrlenmie, tpk De Grieux gibi, eline elli bin frank vererek bamdan savma benzememi miydim? Oysa, aka sylemek gerekirse, hi de yle deildi. yle sanyorum ki, kabahatin bir blm onun bo gururundayd; btn bunlar, kukusuz, ona , pek bulank biimde grnm olmasna karn, bana gvenmemesine ve beni krmasna onun o bo gururu neden oldu. Bu durumda, ben elbette ki De Grieu'n cezasn ektim belki de, benim pek fazla suum olmamakla birlikte sulu durumda kaldm. Doruyu sylemek gerekirse, btn bunlar sadece sayklamayd, benim de onun saykladn bildiim ve... benim de bu ayrntya dikkat etmediim bir gerektir. Belki le imdi bu hatam balamayacaktr? Evet ama, bu imdi, ya geen gn, geen gn? Sayklamas ve hastal, De Grieux' nn mektubuyla gelip beni bulurken ne yaptn unutturacak kadar iddetli deil miydi? Demek ki, ne yaptn pekl biliyordu. Btn banknotlarm ve ynla altnm, abucak, geliigzel yatamn iine tktm, zerine de rty ekip, Pauline* len yaklak on dakika sonra,. odadan ktm. Kendi odasna 'satndan kesinlikle emindim, onun iin sessizce onlarn dairesine szlp sofada, daddan Kk hanmn saln sormak istiyordum. Merdivende rastladm dad, Pauline'in he-lz dnmediini, onu benim odamda aramaya gittiini syle-iii zaman ne kadar ardm bilemezsiniz. Az nce ayrld dedim, on dakika ya oldu ya olmad, bereye gitmi olabilir acaba? Dad knayan bir gzle bana bakt. Bu arada, yk btn otele yaylmt bile. Kapcnn blmesinden metrdotele kadar Fraulein'in sabahn saat altsnda, yamur altnda koarak kt ve ngiltere Oteli'ne doru gittii anlatlyordu alak sesle. Konumalarndan ve antrmalarndan, btn geceyi benim odamda geirdiini oktan rendiklerini anladm. Zaten, generalin ailesi zerine ykler dzmeye balamlard bile; generalin bir gn nce akln oynattn ve btn otelden iitilecek biimde hkra h-kra aladn biliyorlard. Bu frsatla, bykannenin onun annesi olduunu, olunun Mile de Cominges'le evlenmesine engel olmak ve sz dinlemedii

takdirde onu mirasndan karmak iin zel olarak Rusya'dan geldiini anlatyorlard. General boyun emeyi reddettii iin de kontes, onun gzleri166 KUMARBAZ KUMARBAZ 167 nin nnde, ona hibir ey brakmamak iin, kasten rulette varn younu yitirmiti. Diese Russen! (1) diye yineliyordu metrdotel fkeyle, ban sallayarak. brleri glyorlard. Metrdotel hesab hazrlyordu. Benim kumarda kazandm renmilerdi bile: Kari, benim katn garsonu, beni ilk kutlayanlardand. Ama, benim aklm baka yerdeydi. ngiltere Ote-li'ne kotum. Vakit henz erkendi; B. Astley hi kimseyi kabul etmiyordu. Bununla birlikte gelenin ben olduunu renince, beni karlamak zere koridora kt ve ne syleyeceimi bekleyerek, donuk bakn bana dikerek, karmda dikilip kald. Ona hemen Pauline'in nasl .olduunu sordum. Rahatsz diye karlk verdi B. Astley hep dosdoru gzlerimin iine bakarak. Demek ki gereklen de sizin yannzda? Evet, burada. , Peki, ya siz, onu alkoyma niyetinde misiniz? Evet. B. Astley, bu bir rezalete neden olur; olmaz yle ey. stelik, ar hasta, bunu belki fark etmediniz. Yoo! Fark ettim, hasta olduunu daha nce size sylemitim. Hasta olmasa, geceyi odanzda geirmezdi. Ya, bunu da m biliyorsunuz? Evet. Dn bana gelecekti, onu akrabalarmdan bir hanmn yanna gtrecektim ama, hasta olduu iin ard ve size gitti. u ie bakn siz! Eh, pekl,-B. Astley, sizi candan kutlarm. Sahi, dediniz de aklma geldi: Btn geceyi penceremin altnda geirmediniz mi? Bayan Pauline her an pencereyi a(1) Almanca: Ah! u Ruslar! mam ve sizin orada olup olmadnza bakmam sylyordu; bu, onu pek gldryordu. Olacak ey mi hi? Hayr, pencerenin altnda deildim; ama, koridorda bekliyordum, oralarda gidip geliyordum. Onu tedavi etmek gerek, B. Astley. Evet, bir doktor arttm bile. Eer lrse, lmnn hesabn vereceksiniz bana. arp kaldm. Rica ederim, B. Astley, ne demek istiyorsunuz siz? Dn kumarda iki yz bin taler -kazandnz gerek mi? Sadece yz bin florin. Bakn, grdnz m? Ve az sonra Paris'e gideceksiniz, deil mi? Neden? Btn Ruslar, ceplerine para doldurdular myd, soluu Paris'te alrlar diye aklad B. Astley, bu szleri sanki bir kitapta okumu gibi sylyordu. imdi bu Allann yaznda Paris'te ne yapaym? B. Astley, onu seviyorum! Bunu siz de biliyorsunuz! Gerekten mi? Ben tersine inanyordum. stelik, burada kalrsanz, elinizdeki, avucunuzdakinin hepsini kesinlikle yitirirsiniz ve Paris'e gidecek paranz kalmaz. Hadi, gle gle, bugnden tezi yok, gideceinize kesinlikle inanyorum.

Pekl, elveda ama, gitmeyeceim. B. Astley, neler olup biteceini siz dnn!.. Ksacas, general... imdi de Bayan Pauline'le bu olay... Btn kentin azna decek. Evet, btn kent bundan sz edecektir ama, generalin buna pek kulak ast yok gibime geliyor, onun dnecek ok daha baka eyleri var. Ayrca, Bayan Pauline istedii yerde oturma hakkna kesinlikle sahiptir. Ailesi konusuna gelince, hakl olarak, artk ailesi bulunmad sylenebilir. Oradan uzaklarken, Paris'e gideceimi ileri sren u 168 KUMARBAZ KUMARBAZ 169 ngilizin garip gvenine glyordum. Bununla birlikte, eer Bayan Pauline lecek olursa, bu beni delloda ldrmek istiyor, diye dnyordum, bu da gene bir ey! Yemin ederim ki Pauline'e acyordum ama, garip ey, dn kumar masasna yaklatm ve banknot destelerini toplamaya baladm o belirli andan beri, akm bir bakma ikinci plana dmt. Bunu imdi sylyorum; o anda bunu kesin olarak hissetmemitim. Ben gerekten de kumarbaz mydm? Pauline'i bu kadar... garip biimde mi seviyordum, kuzum? Hayr. Tanr tanmdr ki onu hl seviyorum! B. Astley'in dairesinden ayrldm zaman gerekten ac ekiyordum, odama dnerken de her eyden kendimi suluyordum. Ama... o zaman bama dnyann eri garip ve en aptal serveni geldi. Acele acele generalin dairesine giderken, anszn onlarn dairesinin hemen yaknnda bir kap ald ve birisi bana seslendi. Dul Bn. Cominges'di bu. Mile Blanche'n emri zerine beni armt. Gen kadnn dairesine girdim. ki odal kk bir daireleri vard. Yatak odasnda Mile Blanohe'n kahkahalar ve yksek sesle konumalar iitiliyordu. Yataktan kalkyordu. Ya, o mu! Gel buraya, koca sersem! Da gibi altnla gm kazandn doru mu? Ben altn yelerim. Evet, kazandm dedim glerek. Ne kadar? Yz- bin florin. Ben de ne aptalm ya! Girsene ieri, hibir ey iitmiyorum. Bol bol yiyip bir iyice eleniriz, deil mi? Girdim. Yuvarlak, esmer harikulade omuzlarn akta brakan pembe atlastan bir arafn altnda yatyordu: Ancak dte grlebilen, yank tenini artacak derecede ortaya koyan gz 'kamatrc beyazlktaki dantellerle ssl patiska bir geceliin hafife rtt omuzlar. .Olum, yrekli misin? (1) diye haykrd beni grnce l ve ardndan da bir kahkaha att. Hep neeyle, hatta kimi za-I man da ak yrekle glerdi. Babamdan baka biri... diye baladm Corneille'i sr-drerek. Bak grdn m, grdn m? diye gevezelie balad; j nce git oraplarm getir ve onlar giymeme- yardm et; sonra da, eer pek fazla aptal deilsen, seni Paris'e gtrrm. Biliyorsun ki hemen gidiyorum. Hemen mi? Yarm saat sonra. ' Gerekten de, her ey paketlenmiti. Eyalar hazrd. Kah-jvalt oktan bitmiti. te, byle, eer istersen, Paris'i grrsn. Buraya bak, \outchitel nedir, kuzum? Sen autchitel'ke pek aptaldn! o-jraplarm nerede? Giydir unlar ayama, canm! Gerekten taplacak kadar gzel kk bir ayak uzatt: i Esmer, minicik, potinlerin iinde o kadar sevimli grnen hemen hemen btn o kk ayaklar gibi asla biimsizleme-mi bir ayak. Glmeye baladm ve ipek orab bacanda iyice gerdim. Bu arada, Mile Blanche, yatanda oturmu, ge-Jvezelik ediyordu. Syle bakalm, .seni yanma alrsam, ne yaparsn? nce, ben elli bin frank isterim. Onlar bana Frankfurt'ta verirsin, j Paris'e gideriz; orada birlikte yaarz ve gn ortasnda sana yldzlar gsteririm. mrnde hi grmediim trden kadnlar (gsteririm sana. Dinle...

Dur hele! Sana elli bin frank verirsem, bana ne kalr? Peki, ya unuttuun yz elli bin frank? stelik de, e(1) nl Fransz trajedi yazar Corneille'in (XVII. yy.) yapt Le Cidin kahraman Cid'n babasnn bit sorusu. (eviren) 170 KUMARBAZ KUMARBAZ 171 ninle, ne bileyim, bir iki ay yaamaya raz oluyorum! Elbette ki, o iki ayda bu yz elli bin frang yer bitiririz. Gryor musun, iyi insanm, sana haber veriyorum; ama, yldzlar greceksin! Nasl? Hepsi iki ayda m? Ne? Seni korkutuyor mu bu! Ah! Sefil tutsak! Ama, biliyor musun ki bu yaamn bir ay senin btn mrnden daha iyidir? Bir ay... ve sonra, tufan! Ama, sen bunu anlayamazsn ki, canm! Hadi, hadi, sen buna layk deilsin! Ayy, ne yapyorsun? Onun br orabn giydirmeye alyordum ama, kendimi tutamadm ve ayan ptm. Hemen ekti ve ayann ucuyla yzme vurmaya balad. En sonunda beni savd. te byle, ontchitel'im, eer istersen, seni bekliyorum; bir eyrek saat sonra gidiyorum! diye haykrd arkamdan. Odama dndmde, adeta bam dnyordu. Eh, ne yani, Bayan Pauline banknot tomarlarn suratma atp da, hemen o akam B. Astley'i yelediyse, benim suum deildi ya! Demenin zerinde hl birka banknot srnyordu. Onlar yerden aldm. Tam o srada, kap ald ve (daha nce yzme bile bakmak istemeyen) metrdotel ieri girdi ve beni aada, V... Kontu'nun kt ahane daireye yerlemeye davet etti. Bir sre dndkten sonra: Hesabm verin! diye haykrdm, on dakika sonra Paris'e gidiyorum. Haydi, Paris olsun dedim iimden. Hi kukusuz, yazgmda bu da vard! Bir eyrek saat sonra, gerekten de mz bir aile kompartmannda oturuyorduk: Mile Blanche, dul Bayan Cominges ve ben. Mile Blanche bana bakarak kahkahalarla glyordu. Dul Bayan Cominges de ona katlyordu. Neeli olduumu syleyemem. Yaamm ikiye paralanyordu ama, bir gn nceden beri, bir kt zerine oynamaya almtm. Belki de paraya dayanamadn ve aklmn bamdan gittii bir gerekti. Belki de canma minnetti, benim de istediim buydu, kimbilir. Bana yle geliyordu ki, bir an iin ama, sadece bir an iin, dekor deimiti. Ama, bir ay sonra dnm olacam, o zaman... ve o zaman, B. Astley'Ie benim gene paylaacak kozumuz olacak! Evet, anmsayabildiim kadaryla, bu Blanche sersemiyle kahkahalarla glerken korkun derecede zgndm. Blanche glmeyi kesip beni ciddi ekilde azarlamaya balayarak: yi ama, ne istiyorsun? Ne kadar aptal eysin! diye baryordu. Ah, ne kadar da aptalsn! Evet, evet, iki yz bin frang harcayacaz ama, sen kk bir kral kadar mutlu olacaksn; kravatlarn ben kendi elimle balayacam ve seni Hortense'la tantracam. Btn paramz har vurup harman savurduktan sonra, sen gene buraya gelirsin, yeniden bankolar iflas ettirirsin. Ne dedi Yahudiler sana? nemli olan crettir, o da sende var, daha defalarca Paris'e bana para getireceksin sen. Bana gelince, ben elli bin franklk bir gelir istiyorum ve o zaman... Peki, ya general? diye sordum. General mi? Biliyorsun ki, her gn bu saatte bana iek almaya gider. Bu kez ona mahsustan en nadir ieklerden almasn syledim. Zavallck, dndnde bir de bakacak ki, ku umu! Peimizden koacaktr, bak grrsn. Hah! Hah! Hay! Pek sevineceim. Paris'te ok iime yarayacaktr; B. Astley burada onun cezasn ekecek...

Ve ite Paris'e byle gittim... 172 KUMARBAZ ON ALTINCI BLM KUMARBAZ 173 Paris, onun iin ne diyebilirim? Btn bunlar, elbette ki, samalkt, lgnlkt. Orada haftadan fazla kalmadm, bu srenin sonunda, yz bin frangm uup gitmiti. Sadece yz bin frank diyorum; br yz bin frang Mile Blanche'n hesabna aktardm: Elli binini Frankfurt'ta, gn sonra, Paris'te de, zaten onun bir hafta iinde paraya evirdii emre muharrer senet halinde elli bin frank daha verdim. Elimizde kalan yz bin frang da benimle birlikte yi-. yeceksin, outchitel'im! Bana hep bu ad veriyordu. Kendi paralarn ilgilendiren konularda, Mile Blanche trnden insanlardan daha kukulu, daha gvensiz, daha cimri, daha pinti bir ey dnmek zordur. Benim yz bin franga gelince, daha sonra, Paris'te ev ap yerlemek iin bu paraya ihtiyac olduunu bana aka syledi. te imdi artk kesin olarak lks bir ekilde yerletim, uzun zaman kimse beni buradan koparamaz; hi deilse gerekli nlemleri aldm diye ekledi. Zaten, o yz bin frangn rengini bile grmedim: Kesenin az onun elindeydi, her gn denetledii para czdanmda hibir zaman yz franktan fazla olmazd, hemen hemen hep daha azd. En saf haliyle: Paraya ne ihtiyacn var? diyordu bana kimi zaman, ben de tartmyordum. Buna karlk, o parayla ok gzel bir apartmana yerleti ve beni yeni konutuna gtrdnde, oray gezdirirken, bana: En kk olanaklarla bile tutumluluk ve ince zevk bak neler yapabiliyor dedi. Bu nemsiz olanak, net olarak tam elli bin frank ediyordu. Geriye kalan elli bin frankla kendine arabayla atlar ald; sonra iki balo verdik, yani pek ok bakmdan nl, stelik de iyi kzlar olan Hortense'n, Lisette'in ve Cleoptre'n da katldklar iki suare. Bu iki suare boyunca ben o sama evin efendisi roln oynamak, yeni zengin tccarlarn o son derece dar grl, grgsz elerini, dayanlmaz derecede bilgisiz ve kaba kk rtbeli askerleri, son moda giysilerle, gcr gcr eldivenlerle, bizim oralarda, Petersbourg'da kimsenin aklnn ucuna bile gelmeyen, bu da hani, az ey deildir-,, bir kendini beenmilik ve kaslmayla gelen iler acs kt yazarlar, deersiz gazetecileri kabul etmek ve konumak zorunda kaldm. Hatta bunlarn aklna benimle alay etmek bile geldi ama, ben ampanyayla iyice sarho olarak, gidip yandaki odada bir gzel uyudum. Btn bunlar beni son derece irendiriyordu. Bir outchitel diyordu Mile Blanche, kumarda iki yz bin frank kazand, ben olmasam onlar nasl harcayacan bilemezdi. Daha sonra, yeniden mesleine dnecek; bo bir yerden sz edildiini iiteniniz var m aranzda? Onun iin bir eyler yapmalyz. ampanyaya ok sk bavuruyordum, nk hep zgndm, korkun derecede de canm sklyordu. Dnyann en baya, en paragz ortamnda yayordum, orada her metelik hesaplanp tartlyordu. lk on be gnde Blanche benden nefret etti, bunu pekl fark ettim; beni ok k giydirdii, kravatm her gn kendi elleriyle balad gerekti ama, aslnda beni btn gcyle hor gryordu. Ben buna zerre kadar aldr etmiyordum. zgn ve tasal, sokaa kmaya baladm; ounlukla Chteau de Fleurs'e gidiyordum, orada her akam dzenli biimde sarho oluyor ve son derece ak sak biimde oynadklar kankan dansn reniyordum, daha sonralar bu trde bir ne bile kavutum. En sonunda Blanche kiminle ii olduunu anlad: Btn iliki174 KUMARBAZ

miz sresince, ben elimde kalem ktla, ne harcadn, benden ne aldn, daha ne harcayacan, ya da benden daha ne alacan hesaplayarak peinden gideceimi dnmt. Her frang benden boua boua almak zorunda kalacana emindi. Varsayd saldrlarmn her biri iin bir karlk hazrlamt; ben saldrya gemediim iin, nden davranmak istedi. Kimi zaman kplere biniyor, dalamaya balyordu ama, benim sustuumu grnce, ounlukla ezlongun zerine ylyor ve gzlerini tavana dikerek, sonunda kendi de ap kalyordu. Balangta benim sadece bir sersem, bir outchitel olduumu sanyordu ve besbelli: Aman canm, sersemin biri, eer kendiliinden anlamazsa, imdi oturup da kulana kar suyu karmann hi gerei yok diye dnerek, aklamalarn yarda kesmekle yetiniyordu. Kimi ,zaman, sokaa kyor, on dakika sonra dnyordu, bu en lgn harcamalar, olanaklarmzn elvermedii harcamalar yapt zaman oluyordu: Szgelimi, atlarn on alt bin frank deerindeki bir ift atla deitirdiinde yle yapmt. Ee, nono, kzmadn, deil mi? dedi bana yaklaarak: Yoo! Haa-yr! Can-nm skyorsun! dedim elimle onu iterek. Ama, bu ona o- kadar ilgin grnd ki, hemen yanma oturuverdi. Bak canm, onlar o kadar pahalya satn almaya karar verdim, nk bu bir frsatt. Satmaya kalksak, su iinde yirmi bin frank ederler. Sana inanyorum, inanyorum; gerekten ok gzel atlar, ite imdi artk ahane bir arabayla atlarn var. Bu sana ok yararl olacaktr, artk bunun szn etmeyelim. Demek ki, kzmadn, yle mi? Neden kzacakmm ki? Sana zorunlu olanlar edinmekte ok haklsn. Btn bunlar daha sonra sana ok yararl olacak. Gerekten, lks iinde yerlemenin senin iin gerekli olduunu gryorum; yoksa dnyada milyona erieKUMARBAZ 175 mezsin. Bizim yz bin frangmz burada sadece bir balang, umman iinde bir damla su. Bu tr dncelerden baka her eyi, daha dorusu barmalar ve kmalar bekleyen Blanche, aknlktan donup kald. te... te, sen bylesin ite! Ama, anlamak iin akln var senin! Bak, biliyor musun, olum, outchitel olmana karn, sen prens domu olmalsn! Demek ki, paramzn bu kadar abuk uup gitmesine zlmyorsun, yle mi? Hayr canm, parann can cehenneme, istedii kadar abuk uup gitsin. Ama... Biliyor musun ki... Ama, buraya baksana sen, yoksa zengin misin sen? Ama, biliyor musun, sen paray fazlasyla hor gryorsun. Sonra ne yapacaksn, syler misin, kuzum? Ben mi? Sonra Hombourg'a giderim, orada gene yz bin frank kazanrm. Evet, evet, ok doru, harikulade bir ey bu! Kazanacana ve paray buraya bana getireceine yzde yz eminim. Buraya bak, yle davranacaksn ki, en sonunda seni gerekten seveceim! Pekl, mademki sen bylesin, btn bu sre iinde ben de seni severim, bir kez bile seni aldatmam. u son gnlerde seni sevmiyordum, nk senin sadece bir outchitel olduunu sanyordum (uak gibi bir ey bu, deil mi?) ama, gene de sana sadk kaldm, nk ben iyi yrekli bir kzm. Gecelik klahma anlat sen onu! Ya Albert'le, hani u kk zenci subay, geen sefer grmedin mi sanyorsun? Oo! Oo! Ama, sen... Yalan sylyorsun, yalan sylyorsun ama, bunun beni kzdrdn dnmeye kalkma sakn. Umurumda bile deil; genliin de srasn savmas gerek. imdi, elbette ki tutup176 KUMARBAZ KUMARBAZ 177

onu kovacak deilsin, nk benden nce vard, nk de sen onu seviyorsun, yalnz sakn ona para verme, anladn m? Yani. buna da m kzmadn sen imdi? Ama, biliyor musun, sen gerek bir filozofsun! Gerek bir filozof! diye haykrd cokuyla. Eh, pekl, seni seveceim, seni seveceim... Bak grrsn, memnun olacaksn! Ve gerekten de, o gnden sonra bir bakma bana baland, bana yaknlk bile gsterdi; son on gnmz ite byle geti. Sz verdii yldzlar! grmedim ama, kimi konularda szn tuttu. stelik, beni Hortense'la, kendi trnde son derece ilgin bir kadn olan ve bizim evrede Filozof Therese ad verilen Hortense'la tantrd. Hem zaten, bunun zerinde uzun uzun durmaya gerek yok; btn bunlar bu ykye vermek istemediim zel bir renklilikte ayr bir yknn konusu olabilir. Gerek u ki, btn bunlarn en ksa zamanda sona ermesini btn gcmle istiyordum. Ama, daha yukarda da sylediim gibi, bizim yz bin frank hemen hemen bir ay dayand, buna ben de itenlikle pek atm; Blanche en azndan seksen bin franklk alveri yapmt; biz topu topu yirmi bin frank harcamtk ve... bu da yeterliydi. Sonlarna doru benimle gerekten akszl davranan (ya da daha dorusu, tamamen yalan sylemiyordu) Blanche, her ne olursa olsun, yapmak zorunda kald borlan karlamak zorunda kalmayacam kabul etti. Bana: Sana imzalaman iin ne fatura verdim, ne de bono dedi, nk acdm sana; benim yerimde bir bakas olsa, bunu mutlaka yapard ve seni cezaevine gnderirdi. Gryor musun, gryor musun bak, seni ne kadar sevdim, ne kadar da iyi yrekliyim! Sadece bu Allahn cezas evlenme bana korkun bir paraya patlayacak! Gerekten de bir dn yapld, birlikte geirdiimiz ayn ta sonunda oldu bu i ve yle sanyorum ki, benim yz bin frangn son krntlar da byle uup gitti. yk, yani demek istiyorum ki, ortak yaammz byle sona erdi; ondan sonra ben resmen emekliye ayrldm. ler u ekilde geliti: Paris'e yerlememizden sekiz gn sonra general kageldi. Trenden iner inmez doruca Blanche'a geldi ve daha ilk ziyarette, az kalsn oraya yerleecekti. Doruyu sylemek gerekirse, bir yerlerde kk bir dairesi vard. Blanche onu lklar gibi kahkahalarla, neeyle karlad, hatta boynuna bile sarld; iler o hale geldi ki Blanche, generali alkoydu. General her yere onunla gitmek zorunda kald: Bulvarlara, gezintilere, tiyatrolara, arkadalarn evine. General bu iin hl stesinden gelebilecek durumdayd; gerektii gibi heybetli, uzun boyluydu, boyal byklar ve yan sakallan (zrhl svari alaynda hizmet yapmt), biraz ypranm olmakla birlikte, gzel bir yz vard. Davranlar, nezaketi kusursuzdu. Her giydiini pek yaktrrd. Paris'te madalyalarn takard. Byle bir erkekle bulvarlarda gezinmek sadece olas deil, ayn zamanda da, deyim yerindeyse, salk da verilebilirdi. Saf ve ahmak generalin ayaklan yere basmyordu artk; Paris'e geldii zaman, evimizin kapsn aldnda bu kadarn hi ummuyordu. Blanche'n lklar kopararak kendisini kap dar edeceini sanarak, adeta korkudan titreyerek gelmiti. Olaylarn ald ekil onu pek sevindirdi ve btn o ay mutlu bir kendinden geme iinde geirdi. Ondan ayrldmda ayn durumdayd. Biz anszn Roulettenbourg'dan ayrldktan sonra, hemen o sabah onun bir kriz geirdiini ancak buraya geldikten sonra rendim. Kendini kaybederek dmt; btn bir hafta, adeta deli gibi olmu, ipe sapa gelmez, sama sapan eyler sylemi. Onu tedavi ediyorlarm ama, birdenbire her eyi orada yzst brakp trene atlad gibi doruca Paris'e kamt. Sylemeye hi gerek yok: Blanche' m onu karlay biimi ona en iyi ila yerine gemiti. Ama, F. 12 l178 KUMARBAZ

bu mutlu ruhsal duruma karn hastalnn belirtileri uzun zaman varln srdrd. Bundan byle dnmek, ya da biraz ciddi bir konumay bile izlemek yeteneinden yoksundu; byle hallerde her szckte sadece: Humm! diye eklemek ve ban sallamakla yetiniyordu. Ancak bylelikle iin iinden kabiliyordu. Sk sk glyordu ama, kesik, sinirli, hastalkl bir glle glyordu. Kimi zaman, kaln kalarn atarak, zifiri bir gece gibi kapkaranlk, saatlerce yle oturuyordu. Tamamiyle unuttuu pek ok ey vard. Saygszla varacak kadar dalgnlat ve kendi kendine konuma alkanln edindi. Sadece Blanche, onu yaama dndrebiliyordu; bir keye oturduu zamanki huysuzluu, neesizlii sadece ya Blanche' uzun zamandr grmediindendi, ya da Blanche, onu da gtrmeden sokaa ktndand, yahut da gitmeden nce onu okamay unuttuu iindi. Byle anlarda ne istediini sylemesini bilemezdi, zgn ve tasal olduunu kendi bilmiyordu ki. Bir, iki saat hi kmldamadan oturunca (Blanche hi kukusuz Albert'le bulumaya gittii zamanlarda, bunu birka kez gzledim), birdenbire evresine baknmaya, kprdanmaya, saa sola dnmeye balyordu, bir eyi anmsamaya, birisini bulmak istermie benziyordu; ama, hi kimseyi gremeyince, neyi sormak istediini anmsayamaynca, Blanche kahkahalarla glerek, iki dirhem,bir ekirdek, neeli, canl geri . dnnceye kadar yeniden uyuukluuna gmlyordu. Blanche hemen ona kouyor, onu azarlyor, ona bu ltf pek ender gstermesine karn, boynuna sarlp pyordu bile. Bir keresinde general, onu grnce o kadar mutlu oldu ki, hngr hngr alamaya balad; buna ap kaldm. Blanche, general gelir gelmez, davasn savunmaya balad. Hatta byk byk szler etti, benim yzmden ona ihanet ettiini, hemen hemen onunla nianl olduunu, ona sz verdiini, generalin kendisi uruna ailesini braktm, en sonunda da onun hizmetinde olduumu ve anlay gstermem KUMARBAZ 179 gerektiini anmsatt... Vicdan azab da m ekmiyordum... filan falan... O bir yn ey sylerken, ben azm bile amyordum. En sonunda bir kahkaha kopardm, her ey de orada kald, yani nce beni bir sersem sand, benim mert, iyi huylu bir ocuk olduum fikrinde karar kld. Ksacas, sonuna doru bu saygdeer kzn (nk, gerekten de Blanche iyi bir kzd... kendi trnde elbette ki! Balangta onun deerini tam olarak anlayamamtm) btn tevecchn kazanmtm. Sonuna doru, bana: Sen akll ve iyi yreklisin diyordu, ve... ve... bu kadar aptal olmak ok yazk! Gerek bir Rus, bir Kalmuk! Kpeine hava aldrmas iin uan gnderecei gibi, beni birka kez generali gezdirmeye gnderdi. Ben de onu tiyatroya, Bal Mabille'c, lokantalara gtryordum. Generalin paras olmasna ve herkesin iinde czdann karmaktan pek holanmasna karn, bu gezintiler iin Blanche, bana para veriyordu. Bir gn, generalin Palais-Royal'de grp beendii ve her ne pahasna olursa olsun, Blancle'a armaan etmek istedii yedi yz franklk bir ineyi almasna engel ol-mak iin adeta zor kullanmam gerekti. Yedi yz franklk bir ine Blanche iin neydi ki? Generalin olup olaca sadece bin frang vard. Bunun ona nereden geldiini bir trl renemedim. yle sanyorum ki, bunu ona B. Astley vermiti, stelik otel hesaplarn da o demiti. Btn bu sre iinde bana gsterdii ilgiye gelince, yle sanyorum ki, general, Blanche'la ilikilerimi anlamad bile. Kumarda bir servet kazandmdan sz edildiini yle belli belirsiz iitmiti ama, Blancle'm yannda kukusuz zel sekreter, hatta belki de uak sfatyla bulunduumu sanyordu. Hi deilse bana emir verircesine, yksekten alarak konumay srdryordu, hatta arada srada beni azarlamakta bile saknca grmyordu. Bir sabah kahvalt yaparken, Blanche'la beni pek elendirdi. Alngan deildi; benim varlm birden180 KUMARBAZ

KUMARBAZ 181 bire neden onu incitti acaba? Bunu hl bilmiyorum. Kukusuz kendisi de nedenini bilmiyordu. Szn. ksas, dereden tepeden konuarak, ba sonu olmayan bir syleve giriti, benim haylaz bir sokak ocuu olduumu, bana yaamasn reteceini... bana dnyann ka bucak olduunu... vb., vb., reteceini syledi avaz avaz bararak. Ama, szlerinden hi. kimse bir ey anlamad. Blanche glmekten katlyordu; en sonunda generali iyi kt yattrdk, sokaa karp biraz gezdirdik. Birok defalar zntye kapldn, birini, ya da bir eyi zlediini, Blanche'n varlna karn birisinin eksikliini hissettiini fark ettim. Bir iki kez bana iini dkt ama, ondan hibir zaman kesin bir ey renemedim: Askerlikten, lm einden, maliknesinden, servetinden sz ediyordu bana. Houna giden bir szce rastlad zaman, duygularn ve dncelerini yanstmamasna karn, onu gnde yz kez yineliyordu. Konumay ocuklarna getirmek istiyordum ama, o zaman da, tpk eskiden yapt gibi, az kalabalna getiriyor ve hemen konuyu deitiriyordu. Evet, evet, ocuklar, haklsnz, ocuklar ya! Yalnz, bir kez tiyatroya giderken duyguland: Bahtsz ocuklar, onlar diye balad anszn, evet, Baym, evet, bahtsz ocuklar! O akam artk defalarca: Bahtsz ocuklar! diye yineledi. Pauline'den sz etmek istediim zaman fena halde fkelendi. Nankr bir kz o! diye bard. Kt yrekli ve nankr bir kz! Ailemizi lekeledi! Burada da yasalar olsa, ben onu yola -getirirdim! Evet, evet! De Grieux'ye gelince, onun adnn anldn iitmeye bile dayanamyordu: O, beni mahvetti dedi, beni soydu soana evirdi, varm youmu elimden ald, grtlam kesti! Tam iki yl boyunca benim karabasanm oldu! Aylarca dlerime girdi o adam! O... O adam... Yoo, sakn bana ondan sz etmeyin! Bu ikisinin arasnda bir iliki bulunduunu gryordum ama, her zamanki alkanlmla, susuyordum. Olup bitenleri ilk olarak Blanche'tan rendim: Ayrlmamzdan tam bir hafta nceydi. Talihi varm diye tp duruyordu; .babuka gerekten hasta ve her an lebilir. B. Astley bize bir telgraf gnderdi; sen de kabul edersin ki, her eye karn onun varisi. Olmasa bile, hibir konuda beni rahatsz etmezdi. nce, emekli maa var, sonra da son derece mutlu olaca o arka odada-oturacak. Ben general ei olacam. Yksek sosyeteye rahata girebileceim (Blanche'n en byk dyd bu), sonra da, bir Rus toprak aas olacam, bir atom, mujiklerim olacak, daha sonra da nasl olsa milyonumu elde ederim! Ya kskanla, huysuzlua balarsa... Tanr bilir neleri... ille de tutturmaya balarsa?.. Anladn m ne dediimi? O mu? Aa, yoo! O olmaz! Buna cesaret edemez! Ben nlemlerimi aldm, sen hi merak etme! Albert adna ona birok nama muharrer senetler imzalattm bile. En ufak bir karardan dnmede... Hemen cezalanacak... Ama, buna cesaret edemez! yleyse, evlen onunla... zel trenlere kalkmadan, aile arasnda sade bir dn yapld. Albert'le birka yakn dost arlmt. Hortense, Cleoptre ve brleri kesinlikle uzaklatrldlar. Damat aday durumunu pek ciddiye alyordu. Blanche, onun kravatn kendi elleriyle balad, salarna pomatlar srd; frak ve beyaz yelekle gerekten, pek rabtal bir hali vard. Sanki bu fikir onu artyormucasna: Dorusu, pek rabtal dedi. Blanche, generalin odasndan knca. Ayrntlara girmediim ve btn bunlara sadece ilgisiz bir seyirci gibi katldm iin, o zaman olup bitenlerin pek 182 KUMARBAZ

ounu unuttum bile. Sadece, Blanche'n soyadnn Cominges deil, du Placet olduu, dul Bayan Cominges'in de annesi olmad aklmda kald. Neden o ikisi o gne kadar o ad almlard... hi bilmiyorum. Ama, general bundan pek memnun grnd, hatta du Placet ad de Cominges'den daha ok houna gitti. Dn sabah, giyinip kuanm, hem salonu arnlyor, hem de son derece ciddi bir halle, durmadan: Madernoiselle Blanche du Placet! Blanche du Placet! Du Placet! Mademouazelle dio Placette! diye yineleyip duruyordu ve yznde belirli bir kendini beenmilik parlyordu. Kilisede, belediyede ve evdeki yemek srasnda, sadece mutlu deil, ayn zamanda da gururlu grnd. Blanche da saygn havalar taknmaya balad. Byk bir ciddiyetle, bana: imdi artk tamamiyle baka trl davranmalym dedi. Ama, biliyor musun, daha nce hi aklma bile gelmeyen pek sevimsiz bir ey var: Dn bir kere, yeni soyadm bir trl anmsamay baaramyorum! Zagorianski, Zagorianski, Sayn Bayan General de Sago... Sago... u kahrolasca Rus adlar yok mu! Her neyse, on drt sessiz harfli Sayn Bayan General! Ne kadar ho, deil mi? En sonunda, ayrldk ve hatta Blanche, o Blanche aptal, veda ederken birka damla gzya bile dkt. Burnunu eke eke alayarak: yi bir insandn dedi. Seni aptal sanyordum, senin de yle bir halin vard ama, bu sana yakyor. Elimi son bir kez daha sktktan sonra, birdenbire: Dur, bekle! diye haykrd. Hemen kk salonuna kotu, bir dakika sonra bin franklk iki banknotla dnd. Byle bir ey yapacan dnyada sanmazdm! Al, bu senin iine yarar; bir outchitel olarak belki ok bilgilisin ama, erkek olarak, ok aptalsn. Sana daha fazlasn vermiyorum, nk nasl olsa yitireceksin. Hadi, hoa kal! KUMARBAZ 183 Hep iyi dost olarak kalacaz; eer gene kazanrsan, mutlaka beni grmeye gel, mutlu olursun! Cebimde daha be yz franga yakn para vard; ayrca bin frank kadar eden ok gzel bir saatimle prlanta kol dmelerim var; demek ki hi kayglanmadan, hibir eye kulak asmadan olduka uzun bir sre yaayabilirim. Dncelerimi bir araya getirmek, zellikle de B. Astley'i beklemek iin bu berbat kk kente yerletim. Buradan mutlaka geeceini ve i iin yirmi drt saat kalacan gvenilir bir kaynaktan rendim. Bylece, her eyi renebileceim... sonra da... sonra da dosdoru Hombourg'a gideceim. Roulettenbour'a dnmeyeceim, hi deilse gelecek yldan nce deil. Ayn masada ans iki kez aramann kt bir hesap olduunu sylyorlar, Hombourg'da da, gerekten kumar oynanyor. ON YEDNC BLM Bu notlara bakmayal tam yirmi ay oldu. Ancak bugn, kayglarmdan ve zntmden kendimi avutabilmek iin onlar yeniden okumak aklma geldi. Hombourg'a gidiimde kalmm. Ulu Tanrm! Karlatrarak sylersek, son satrlar ne kadar da gnl rahatlyla yazmm! Ya da, gnl rahatlyla deilse bile, ne kendini beenmilikle, ne sarslmaz umutla! u kadar olsun kendimden kuku ediyor muydum? imdi on sekiz aydan fazla geti ve kendi grme gre, dilenciden daha beter bir durumdaym! Peki, neden bir dilenci? Dilencilik umurumda bile deil! Ben dpedz kendimi yitirdim, mahvoldum! Zaten bu hemen hemen hibir eyle karlatrlamaz, oturup da kendime ahlak dersi verecek de184 KUMARBAZ deilim! Byle bir durumda ahlak dersinden daha sama, daha mantksz bir ey olamaz! Ah! O kendinden memnun insanlar! Bu aleneler nasl da bbrlenen bir kendini beenmilikle cevherlerini yumurtlamaya hazrdrlar! inde bulunduum durumun berbatlnn ne derece

bilincinde olduumu bilseler, bana ders vermek iin sz bulamazlard. Zaten benim bilmediim yeni neyi syleyebilirler ki bana? te asl sz konusu olan bu! Kesin olan bir ey varsa o da... bir tekerlek dnyle her ey deiebilir ve o ayn ahlak hocalar o zaman dosta akalaarak beni kutlamaya ilk koanlar olacaktr, bundan kesinlikle eminim. O zaman imdi yaptklar gibi, beni grnce artk arkalarn dnmezler. Ama, ben btn bu insanlarn kafasna tkryorum! Ben imdi neyim? Bir sfr. Yarn ne olabilirim? lleri diriltip, yeniden yaamaya balayabilirim! Bsbtn kaybolmadan nce, iimdeki insan bulabilirim! Gerekten de Hombourg'a gittim ama... daha'sonra Rou-lettenbourg'a da, Spa'ya da gittim, hatta, burada efendim olan bir alan, meclis yesi Hinze'nin, ua olarak Baden'e de gittim. Evet, tam be ay uaklk ettim! Bu, cezaevinden hemen sonra oldu. nk Roulettenbourg'daki borlarm iin hapse de girdim. Bir yabanc benim yerime borlarm dedi. Kimdi bu? B. Astley mi? Pauline mi? Bilmiyorum ama, borcum dendi: Topu topu iki yz talerdi, sonra beni salverdiler. Nereye gidebilirdim ki? te o zaman Hinze'nin hizmetine girdim. Tembellik etmesini seven gen dncesizin biridir, ben de dilden'okuyup yazmasn biliyorum. Balan-gta otuz florin aylkla sekreter gibi bir eydim; ama sonunda, gerekten onun ua oldum: Bir sekreter tutacak olana yoktu artk bu yzden .maam azaltt; benim de gidecek hibir yerim yoktu, onun iin kaldm ve bylece kendi kendimi uak olarak deitirdim. Onun yannda doyasya ne yiyebiliyor, ne de iebiliyordum ama, buna karlk be ayda KUMARBAZ 185 yetmi florin biriktirdim. Baden'de, bir akam ondan ayrlmak istediimi bildirdim. Ve hemen o akam rulete gittim. Ah! Bilseniz yreim nasl arpyordu! Hayr, paraya nem verdiim yoktu. Ben sadece ertesi gnden tezi yok, Baden' deki btn bu Hinze'lerin, btn bu metrdotellerin, btn bu gzel hanmlarn benden sz etmesini, ykm anlatmasn, beni kutlamasn Ve kumardaki yeni ansm karsnda yerlere kadar eilmesini istiyordum. Bunlar hep ocuka dler ve dncelerdi ama... kimbilir? Belki Pauline'e de rastlardm, ona servenlerimi anlatrdm ve btn bu sama'yazg', oyunlarnn zerinde olduumu grrd... Yoo! Hayr! Benim paraya nem verdiim yoktu! Kesinlikle inanyorum ki, paray ka-zansam gene har vurup harman savurmas iin herhangi bir Blanche'a verirdim ve on alt bin franga satn alnan bir ift atn ektii arabada, yeniden tam hafta Paris'te boy gsterirdim. Cimri olmadm ok iyi biliyorum; hatta eli ak, savurgan bir insan olduumu bile sanyorum... Bununla birlikte, krupiyenin bildirilerine ne heyecanla, ne yrek daral-malaryla kulak kabarttm bir bilseniz: Otuz bir, krmz, tek ve pas, ya da: Drt, kara, ift ve eksik! Krupiyenin krei altnda kor gibi parldayan ynlar halinde ken st ste ylm altn paralarn, lui altnlarnn, frederiklerin ve talerlerin sald kumar masasna, ya da uzun gm tomarlarnn evreledii sehpaya nasl bir doymazlkla baktm bilseniz. Daha kumar salonuna bile ulamadan, altn ve gm paralarn krdadn iitir iitmez, adeta baygnlklar geiriyorum. Kumar masasna yetmi florinimi gtrdm gece gerekten harikulade oldu. Pas'm zerine koyduum on florinle baladm. Pas iin benim olumlu bir nyargm vardr. Yitirdim. Gm para olarak altm florinim kalmt. Dndm... S-fr'a gz koydum. Sfr zerine bir- kerede be florin koyuyordum; nc oyunda sfr kt. Yz yetmi be florini alrken sevinten leceimi sandm; yz bin florin kazandm186 KUMARBAZ zaman bu kadar mutlu olmamtm. Hemen krmz'nn zerine yz florin koydum... ve kazandm; krmz'nn zerine iki yz florin... Kazandm; kara'mn zerine drt yz florin... kazandm, eksik zerine sekiz yz florin... kazandm. Toplam bin yedi yz florinim vard... Ve btn bunlar be dakikadan daha ksa bir zamanda gereklemiti! Byle anlarda insan btn gemi baarszlklarm unutuyor! nk yaammdan fazlasn tehlikeye atarak bunu

elde etmitim, bir tehlikeyi gze almaya cesaret etmitim ve... ite gene insan srasna girmitim! Bir otelde oda tuttum, kapm anahtarla kilitleyip ieri kapandm ve tam saat e kadar param saydm. Uyandmda artk uak deildim. Hemen o gn Hombourg'a gitmeye karar verdim: Orada ne kimsenin hizmetinde almtm, ne de hapishanede yatmtm. Trenin hareketinden yarm saat nce, yeniden gidip kumar oynadm, sadece iki oyun, daha fazla deil ve bin be yz florin yitirdim. Gene de Hombourg'a gittim, iki aydan beri de oradaym. Srekli bir yrek sknts ve korku iinde yayorum; az para srerek oynuyorum ve bekliyorum, hesaplar yapyorum; gnlerce kumar masasnn yannda gzlemler yapyorum, dlerimde bile kumar gryorum... Ama, bu arada kaarlanmm, irkefe bulanmm gibi geliyor bana. B. Astley'le karlamamn bende yapt etkiden bu sonucu kardm. oktandr birbirimizi grmemitik, bir rastlantyla karlatk. Bakn nasl oldu: Bahede yryordum ve hemen hemen be parasz olduumu, sadece elli florinim kaldn hesaplyordum, stelik de kaldm kk otel odasnn hesabn da iki gn nce demitim. Demek ki gidip rulette bir el daha oynayacak olanaa sahiptim; eer kazanrsam, kumar srdrebilirdim; yitirirsem... Beni retmen olarak hemen yanna alacak bir Rus ailesi bulamazsam, yeniden birinin yanna uak olmam gerekecekti... Btn bu dnceleri kafamda evirip eKUMARBAZ 187 virerek komu eyalette, park ve ormanda her gnk gezintimi yapmaya gidiyordum. Kimi zaman byle tam drt saat yryordum ve Hombourg'a yorgun ve a dnyordum. Tam parka girdiim anda, anszn bir srann stnde oturan B. Astley gzme akt. O da beni grmt, bana seslendi. Yanna oturdum. Yzn olduka ciddi grnce, ben de hemen neemi azalttm; onu grdme pek sevinmitim. Demek, buradasnz siz de? Sizinle karlaacam dnmtm dedi. Olup bitenleri bana anlatma zahmetine katlanmayn, biliyorum, hepsini biliyorum. u son yirmi ay iindeki btn yaamnz biliyorum. Ya! Bakn hele! Demek ki eski dostlarnz byle gzetletiyorsunuz! diye karlk verdim ben de. Bu size onun kazandrr, dostlarnz unutmuyorsunuz... Durun bakaym, aklma bir ey getirdiniz: ki yz florinlik bir bor yznden girdiim Roulettenbourg cezaevinden beni karan siz deil miydiniz? Bilinmeyen biri borcumu dedi. Hayr, hayr, ben deilim ama, bor yznden Rouletten-bourg'da hapse girdiinizi biliyorum. yleyse beni kurtaran da biliyorsunuzdur? Hayr, bildiimi syleyemem. ok garip, dorusu; buradaki Ruslarn hibirini tanmyorum, zaten tansam da bana byle bir iyilikte bulunmazlard; bizim oralarda, Rusya'da, ancak Ortodokslar kardelerini kurtarrlar. Onun iin ben, tuhaflk olsun diye, bunun herhangi acayip bir ngiliz olduunu dnmtm. B. Astley beni az ok bir aknlkla dinliyordu. Hi kukusuz beni zgn ve bitkin bulacan dnmt. Her neyse, sizi btn fikir zgrlnzle ve hatta neenizle yeniden grdme ok sevindim dedi olduka hrn bir halle. Yani demek oluyor ki, beni bitkin ve mahcup olmu188 KUMARBAZ gremediiniz iin iten ie fkeden. kuduruyorsunuz dedim glerek. Szlerimi hemen kavrayamad ama, anlad zaman glmsemeye balad. Eletirileriniz houma gidiyor. Bu szlerde gemi gnlerdeki cokulu, akll ve ayn zamanda da edepsiz eski dostumu buluyorum. Bunca elikiyi ancak Ruslar ayn zamanda kendilerinde toplayabilirler. Kiinin en iyi dostunun nnde mahcup olduunu grmekten

holand bir gerektir: Dostluk ou zaman ite bu mahcubiyetin zerine oturur; btn akll kiilerin bildii ok eski bir gerektir bu. Ama, u iinde bulunduumuz durumda, size kesinlikle syleyeyim ki, sizi bitkin grmediime itenlikle memnunum. Buraya baksanza, kumardan vazgemeye hi niyetiniz yok mu? Oo! Kumarn can cehenneme! Hi dnmeden hemen brakrdm eer... Eer imdi paranz yeniden kazansaydnz, deil mi? Ben de aynen byle dnmtm, sonunu getirmeyin... biliyorum... bunu hi dnmeden sylediniz... yleyse gerei sylediniz. Bana bakn, kumardan baka bir eyle ilgilenmiyor musunuz? Hayr... Beni bir snavdan geirdi. Hibir ey bilmiyordum, u son gnlerde ancak gazetelere yle bir gz atmtm, bir tek kitabn kapan bile amamtm. Katlamsnz diye belirtti, sadece yaamdan, kendi kiisel karlarnzdan ve toplumunkilerden, insanlk ve yurttalk grevlerinizden, dostlarnzdan (nk, dostlarnz vard) uzaklamamsnz, sadece kazan dnda her trl amatan uzaklamamasnz, siz ayn zamanda kendi anlarnzdan da uzaklamsnz... Ben sizi yaamnzn tutkulu ve youn bir zamannda anmsyorum ama, kesinlikle eminim ki siz o dnemdeki btn en iyi izlenimlerinizi, duygularnz unutKUMARBAZ 189 musunuzdur; dleriniz, gnlk istekleriniz imdi artk ift ve tek, krmz, kara, ortadaki on iki say, vb., vb., ileri git-miyordur. Buna kesinlikle inanyorum. Yeter, B. Astley, rica ederim, rica ederim, bana gemiten sz etmeyin! diye haykrdm kzgnlkla, adeta fkeyle. unu iyi bilin ki, ben hibir eyi unutmu deilim; ama, bir sre iin btn bunlar, hatta anlarm bile kafamdan kovdum... ta ki durumumu iyice dzeltinceye kadar, te o zaman... o zaman, greceksiniz, lleri dirilteceim! On yl sonra da siz burada olacaksnz dedi. Bahse girerim ki, eer yaarsam, size bunu yine bu srann zerinde anmsatrm. Pekl, pekl, bu kadar yeter diye szn festim sabrszlkla. Pek de o kadar unutkan olmadm size kantlamak iin, izin verin de Bayan Pauline'in imdi nerede olduunu soraym size? Borlarm deyen siz deilseniz, mutlaka odur. Ondan hi haber alamadm. Hayr, yoo, hayr! Borlarnz deyenin o olduunu hi sanmyorum. imdi svire'de bulunuyor, Bayan Pauline zerine soru sormamakla da beni pek memnun edersiniz dedi buyurgan ve hatta fkeli bir sesle. Demek ki sizi de son derece yaralad,, yle mi? dedim elimde olmadan glmeye balayarak. Bayan Pauline dnyann en saygn kiilerinin en iyisidir ama, size bir kez daha sylyorum, onun hakknda soru sormay kesmekle beni ok memnun edersiniz. Siz, onu hi tanmadnz, onun adn sizin aznzdan iitince, bunu kendi ahlak anlayma bir hakaret olarak kabul ediyorum. Sahi mi? Hata ediyorsunuz; nk bir dnsenize, sizinle baka neden sz edebilirim ki? Btn anlarmz hep onunla ilikili. Hi korkmayn, sizin mahrem yklerinizi renmeye hi de merakl deilim. Ben, eer deyim yerindeyse, sadece Bayan Pauline'in d durumuyla, imdi iinde bulun-190 KUMARBAZ d d koullarla ilgileniyorum. Bu da iki szckle anlat-labilir. Pekl, yle olsun; ama, bu iki szckten sonra kesmek kouluyla. Bayan Pauline uzun zaman hasta yatt, imdi de hasta saylr. Bir sre, ngiltere'nin kuzeyinde, annemle kzkardeimin yannda kald. Alt ay nce, bykannesi (anmsarsnz, hani u tamamiyle akln karan yal kadn), srf Bayan Pauline'in kendisine yedi bin lira brakarak ld. imdi de 'Bayan Pauline evlenen kzkardeimle birlikte yolculuk yapyor. Bykannenin vasiyetnamesi

kzkardeiyle erkek kardeinin geleceini de gvence altna alyor, onlar da Londra'da okuyorlar. Generale, vey babasna gelince, bir ay nce beyin kanamasndan Paris'te ld. Mile Blanche ona ok iyi bakt ama, bykannenin generale braktklarnn hepsini zerine e-virtmeyi baard. Sanrm hepsi bu kadar. Peki, ya De Grieu*? O da svire'de yolculuk yapmyor mu? Hayr, De Grieux svire'de yolculuk yapmyor, nerede olduunu da bilmiyorum. stelik de, bir daha byle antrmalar ve yaklatrmalar yapmamanz kesinlikle neririm, yoksa vay halinize, elimden ekeceiniz var demektir. Nasl? Krk yllk dostluumuza karn m? Evet... Bin kez zr dilerim, B. Astley. Ama, bununla birlikte izin verirseniz unu belirteyim: Bunda krc, ya da yersiz hibir ey yok ki. Bayan Pauline'i hibir eyle sulamyorum ki ben. Bundan baka da... Genel olarak ele alrsak, bir Fran-szla bir Rus kk hanm, bu ne sizin, ne de benim ne aydnlatabileceimiz, ne de iyice anlayabileceimiz bir yaknlamadr. De Grieux'nn adn bir baka adla birlikte anmasay-dnz, 'bir kk Franszla bir Rus kk hanm deyimiyle ne anlatmak istediinizi sorardm size. Burada ne gibi bir KUMARBAZ 191 yaklam var? Neden tam da bir Franszla bir Rus kk hanm? Bakn, grdnz m, bu sizi ilgilendiriyor. Ama, bu uzun bir ykdr, B. Astley. Daha nce bilinmesi gereken pek ok ey var. Zaten, bu nemli bir sorundur, o kadar da gln ki daha ilk bakta gze' arpyor. B. Astley, Fransz eksiksiz ve zarif bir biimdir. Bir ngiliz olarak siz belki ayn kanda deilsiniz; bir Rus olarak, ben de ayn kanda deilim, kskanlk nedeniyle olsa bile. Ama, bizim Rus kzlar belki de baka trl dnyorlardr. Siz Racine'i yapmackl, zentili, mis kokulu bulabilirsiniz, belki onu elinize alp okumazsnz bile. Ben de onu yapmackl, zentili, mis kokulu, hatta belirli bir bak asndan gln bile bulurum. Ama, Racine gene de sevimlidir, B. Astley, zellikle de, biz istesek de istemesek de, byk bir airdir. Franszn, yani Parislinin ulusal biimi, biz daha ayyken zarif bir kalba dkld. Fransz Devrimi soylulua varis oldu. Bugn, kk Franszlarn en adisinde bile, giriiminin, ruhunun, ya da yreinin en ufak bir katks olmakszn son derece zarif tavrlar, davranlar, ifadeler ve hatta dnceler bulunabilir. Btn bunlar miras yoluyla ona gemitir. Kendileri kiisel olarak dnyann en bo, en adi, en aalk yaratklar olabilirler. Balem,1 B. Astley, size bir ey syleyeyim mi, dnya yznde iyi yrekli, akll ve fazla yapmackl olmayan bir Rus kzndan daha gvenen ve daha ak bir yaratk olamaz. Herhangi bir rolde bir maske altnda beliriveren bir De Grieux inanlmaz bir kolaylkla onun gnln fethedebilir; zarif bir ekli vardr, B. Astley, kk hanm da bu ekli kaltm yoluyla ona geen bir giysi gibi deil de, onun ruhu, ruhunun ve yreinin doal ekli sanr. Hi hounuza gitmese de, size unu itiraf etmek zorundaym ki, ngilizler ounlukla, skc biimde dzenli ve zarafetten yoksundurlar. Oysa, Ruslar gzellii igdyle ayrdetmesini bilirler ve buna susamlardr. Ama, ruh gzel-192 KUMARBAZ ligini ve kiiliini zgnlklerini ayrt etmek iin bizim kadnlarmzda, haydi haydi gen kzlarmzda bulunandan ok daha fazla bamszlk ve zgrlk, zellikle de ok daha fazla deneyim gerektir. Bayan Pauline, (zr dilerim, ad azmdan kat), sizi bir De Grieux alana yelemeye karar vermek iin daha ok zaman bekleyecektir. Size ok saygs var, arkadanz olur, size btn yreini aar; ama, bu yrekte gene de o nefret edilen alak hkm .srecektir, o De Grieux adndaki aalk ve adi tefeci egemen olacaktr... Hatta bu inattan, bir bakma da, zsaygdan 'srp gidecektir, nk o ayn De Grieux bir gn ona, zarif bir marki, d krklna uram bir liberal, ailesine ve bu dncesiz generale yardm etmek istedii, iin, szmona mahvolmu biri olarak ortaya kt. Btn dzenler sonradan

ortaya kt. Ama, i iten gemiti artk, imdi hibir ey umurunda deil: Ona eski gnlerin De Grieux'sn geri verin, btn istedii ite bu! Bugnn De Grieux'snden nefret ettii oranda, sadece onun hayalinde yaam olmasna karn, eskisini zlyor. Artmevi sahibisiniz, deil mi, B. Astley? Evet, byk Lowel ve rt. artmevinin ortaym. Ya, grdnz m, B. Astley. Bir yanda, bir artmevi sahibi... br yanda Belvedere'in Apollon'u; ikisi birlikte gitmez. Ya ben, ben bir artmevi sahibi bile deilim: Sadece kk bir rulet oyuncusuyum, uaklk bile yaptm, kukusuz Bayan Pauline'in bundan da haberi vardr, nk iyi kurulmu bir polisi var gibi grnyor. Hrn olmusunuz, ite bunun iin btn bu samalklar sylyorsunuz dedi B. Astley souka, bir sre dndkten sonra. stelik szleriniz zgnlkten de yoksun. Bunu kabul ediyorum! Ve ite asl korkun olan da u ki, benim soylu dostum, benim sulamalarm ne kadar yrrlkten dm, yavan ve vodvillere yarar trden olursa KUMARBAZ 193 olsunlar, gene de gerektirler! Bakn grdnz, siz ve ben hibir ey elde edemedik! ok iren ve aptalca bir ey bu... nk... nk... unu iyi bilin ki diye haykran B. Astley'in sesi titriyor, gzleri parlyordu, unu iyi bilin ki, nankr, kt, deersiz ve zavall adam, Hombourg'a onun emriyle, sizi grp, sizinle ak yrekle uzun uzun konumak ve btn... duygularnz, dncelerinizi, umutlarnz ve... anlarnz ona anlatmak iin geldim! Olur ey deil! Olur ey deil! diye haykrdm ve gzlerimden yalar boand Onlar tutamamtm ve yle sanyorum ki mrmde ilk kez byle bir ey bama geliyordu. Evet, zavall adam, sizi seviyordu, mahvolmu bir adam olduunuza gre bunu size aklayabilirim! Dahas da var, sizi hl sevdiini sylesem bile, siz... gene de burada kalrsnz! Evet, kendi kendinizi mahvettiniz. Kimi yetenekleriniz, canl bir yaradlnz vard, hi de kt bir insan deildiniz; hatta, insana onca gereksinimi olan lkenize yararl bile olabilirdiniz ama... siz burada kalacaksnz, sizin yaamnz bitti. Sizi sulamyorum. Dnceme gre, btn Ruslar byledir, ya da byle olma eilimindedirler. Rulet olmazsa ona yakn baka bir ey olur. Ayrklklar (istisnalar) ok ender. almann, emein deerini bilmeyen ilk siz deilsiniz (sizin milletinizden sz etmiyorum). Rulet zellikle bir Rus kumardr. imdiye kadar drst ve namuslu kaldnz, almaktansa uakl yelediniz... Ama, gelecekte neler olabileceini dndke tir tir titriyorum. Eh, bu kadar yeter, elveda! Paraya ihtiyacnz vardr, elbette deil mi? te aln, size on lui altn. Daha fazlasn vermiyorum, nk nasl olsa yitireceksiniz. Aln unu ve elveda! Alsanza canm! Hayr, B. Astley, btn o sylediklerinizden sonra... A-ln! diye haykrd. Sizin hl soylu bir kii olduuF. 13194 KUMARBAZ nuza kesinlikle inanyorum ve bu paray size bir dostun gerek bk dosta verebilecei gibi veriyorum. Kumardan ve Hom-bourg'dan' vazgeip de lkenize geri dneceinize emin olabilseydim, yepyeni bk meslee balamanz iin size imdi hemen bin ngiliz liras vermeye hazrm. Ama, bin ngiliz liras yerine sadece on altn veriyorum, nk sizin iin bugn artk bin lirayla on altnn pek bir fark yok: Onlar yitireceksiniz. Aln ve hoa kaln. Eer sizi kucaklamama izin verirseniz, kabul ederim. Memnuniyetle! tenlikle kucaklatk ve B. Astley gitti. Hayr, yanlyor! Pauline'le De Grieux konusunda sert ve ahmaka konutuysam, o da Ruslar konusunda sert ve ahmaka konutu. Beni ilgilendiren konuya gelince, ben bir ey demiyorum. Zaten... zaten, u anda sz konusu olan hi de bu deil: Btn bunlar sadece sz,

sz ve sz, oysa eylem gerek! nemli olan imdi svire! Yarndan tezi yok... Ah! Hemen yarn gidebilseydim! Yeniden domak, dirilmek! Onlara kantlamak gerek... Benim hl bir erkek olabileceimi Pauline mutlaka bilmeli. Yeter ki... Zaten imdi artk ok ge ama. yarn... Ah! ime douyor, baka trls olamaz! imdi on be lui altnm, on be florinle balamtm! nsan saknmla balarsa... Minicik bir ocuk muyum ben? Mahvolmu bir adam olduumu anlamyor muyum yani ben? Evet! mrmde bir kez, saknml ve sabrl olmam'yeter... Ve hepsi bu kadar ite! Bir kez olsun karakter sahibi olmam yeter, bir saatte btn yazgm deitirebilirim. nemli olan karakterdir. Sadece, yedi ay nce, Roulettenbourg'da kesinlikle mahvolmadan nce, bama neler geldiini bir anmsamam yeter. Oo! Olaanst bir kararllk rnei olmutu bu: Her eyi yitirmitim, her eyi... Gazinodan ktm, bakndm... Yeleimin cebinde hl bir florin dolayordu: Aa! Yemek yiyecek param varm hl! dedim kendi kendime ama, yz adm kadar gitKUMARBA.Z 195 tikten sonra, kararm deitirip geri dndm. O bir tek florini manque'm zerine koydum (bu kez, manque zerine koymutum) ve, gerekten de, insan yabanc bir lkede, yapayalnz, vatanndan, dostlarndan uzakta, o gn ne yiyeceini bile bilmeden, son, son, en son florinini tehlikeye att zaman zel bir duyguya kaplr! Kazandm ve yirmi dakika sonra, cebimde yz yetmi florinle gazinodan ktm. Bu bir olgudur! te kimi zaman son florin bu anlama gelir! Ya ben umutsuzlua kaplsaydm, bir trl karar verme cesaretini gs-teremeseydim?.. Yarn, yarn, her ey bitecek!..KUMARBAZDostoievski Kumarbaz eviren: Nesrin ALTINOVA 2. Basm BEYAZIT DEVLE T KTPHANES Tasnif No. Demirba No. 891.733 327855 Remzi Kitabevi Ankara Caddesi, 93 istanbulMICHEL BUTOR'UN NSZ 2. Basm: Temmuz 1993 ISBN975-14-0399-5 KTB 93.34.Y.0030.0600 Remzi Kitabevi A.. Selvili Mescit S.3 Caalolu-Istanbul, 1993 Tel. 522 0583 - 522 7248 Evrim Matbaaclk Ltd. ti. Selvili Mescit S.3 Caalolu-Istanbul, 1993 Dostoievski Bat'ya ilk kez 1862 ylnn haziran balarnda gitti. Planlad ilk ura Paris'tir ama, o gnlerde Alman kaplcalarndan Baden-Baden, Hombourg ye Ems gibi, Avrupann kumar bakentlerinden biri olan Wiesbadenden geerken, trenden iner, Rus gazetelerinde okuduu ve kahramannn daha sonra ac ac yaknaca, betimlemelere aldanarak rulette ansn denemeye gider. ' Kahraman yle der ya: Btn dnya gazetelerinin, zellikle de bizim Rus gazetelerinin, ve hemen hemen her yln ilkbahar balarnda makale yazarlarmzn gnlk yazlarnda daima iki konuyu ele almalarndaki o kle ruhlulua dayanamyorum: nce Rhin' in kaplca kentlerindeki oyun salonlarnn grkem ve lks, ikinci olarak da, szmona masalarn zerine ylan altn kmeleri. Oysa onlara bunun iin para da denmiyor: Onlar sadece kar gtmeyen bir dostluk kant veriyorlar. Bu berbat salonlar her trl ihtiamdan yoksundurlar ve altn oralarda masalarn zerine ylmad gibi. ucundan kysndan ya grnr, ya grnmez.

Bir sre geince, sara nbetleri gitgide sklaan Dostoievski hekimin tleri zerine yeniden Avrupa gezisine kmaya karar verir. Verem olan kars lmek zeredir, yazar da Paris' te dostu Pauline Souslova'nn yanna gitmek zorundadr. Yolculuk hep ertelendiinden Pauline sabrszlanr ve bir spanyol renciye k olur. Fena halde fkelenen Dostoievski yola koyulur ama, VViesbaden'den geerken, yeniden gidip rulette ansn denemekten kendini alamaz. Parise geldiinde onu mutlu bir srpriz bekler: spanyol renci, Paulineden ayrlmtr. Bylece, kazanma baarsn gsterdii btn paray ok doaldr ki yitirdii Wiesbaden ve Baden-Baden'den geerek, birlikte talya'ya gidebileceklerdir. 6 " KUMARBAZ ite o zaman kumar konusunda bir roman yazmay dnr. 18 Eyll 1863'de Roma'dan arkada Strakhov'a unlar yazar: imdilik elimde hazr hibir ey yok ama, (bana gre) olduka mutlu bir yk plan tasarladm. Byk blmn kt paralarnn zerine not ettim. Hatta yazmaya bile baladm. Ama, nce buras ok scak: kincisi de, Romada ancak sekiz gn kalabileceim; insan Roma gibi bir kentte bir hafta geirecekse, roman yazmay dnebilir mi? Btn bu gidi geliler beni son derece yoruyor. Konu u: Bir tip, gurbetteki Rus. Biliyorsunuz, geen yaz, bizim gazetede yabanc lkelerde yaayan Ruslardan sk sk sz edildi. Romana btn bunlar da alnacak. Yurt ii yaammzn bugnk halinin olabildiince oraya yansdn grmeleri gerek. Apak karakterli bir adam iziyorum, pek ok konuda yetenekli ama, her eyde yarm kalm bir adam bu. Btn inancn yitirmi, ayn zamanda da, imansz, inansz olmaya cesaret edemiyor. Yetkiye kar hem isyan ediyor, hem de onun karsnda korkuyor. Rusyada kendisi iin yapacak hibir ey bulunmadn dnerek avunuyor, bu yzden de yabanc lkelerde yaayan Ruslar vatanlarna geri armak isteyen herkesi acmaszca mahkm ediyor. Ama, sana hepsini burada anlatamam. Asl kahraman ok canl, onu karmda grr gibiyim. ykm bittii zaman okunmaya deecektir. Temel nokta u ki, btn yaamsal zsuyunu, taknln, btn cretini rulet sourmu. Bu bir kumarbaz ama, Pouchkine'in Cimri valyesi alelade bir cimri olmad gibi, bu da sradan bir kumarbaz deil. Kendimi Pouchkine'le karlatrmak istediimi sanma sakn, bu karlatrmay sadece olay daha iyi aydnlatmak iin yaptm. Kahraman kendine gre bir ozan ama, bayaln derinlemesine hissettii bu iirden utanyor. Bununla birlikte, bir eyleri tehlikeye atma gereksinimi onu kendi gznde ykseltiyor. yk sadece rulet oynad yl ileyecek. ller Evi, daha nce hi kimsenin gzyle grp de anlatmad forsalarn bir resmi gibi halkn dikkatini ek-tiyse. bu yk de hi kukusuz ruletin gzle grldkten sonra, ayrntl anlatlmas olarak dikkati ekecektir. Bu tr yklerin bizde her zaman iyi karlandn saymazsak, u da MICHEL BUTOR'UN NSZ var ki, kumar sahneleri bir yabanc lkenin kaplca kentinde geiyor ve yabanc bir lkede yaayan bir Rus sz konusu ediliyor. Bu ayrntnn, evet dorudur, ikinci derecede ama, gerek bir nemi vardr. Ksacas, ite ilgin eyler. Duygu ve aklla, fazla 'uzatmadan, bunlar izmeyi baaracam umabilirim. Ola ki romanm ok iyi olur. Benim ller Evi gerekten ilginti. Krek mahkmluu etv trnden bir eit cehennemin tarifi bu. Btn bunlara arpc bir biim vermeye alacam. Dostoievski bunu ancak yllar sonra, d lkelere bir hayli gidip geldikten, Almanya'daki kumar masalarnda bir hayli zaman geirdikten, karsnn ve erkek kardeinin lmnden sonra gerekletirebildi. Alacakllar sktrnca, yaymcs Stel-lowski'yle tm yaptlarnn yaynlanmas iin anlama imzalayarak, henz baslmam bir roman l kasm 1866'dan nce

vermek zere anlat tersi bir durumda bu basm zerindeki btn haklarm yitirecekti ve ald paralarn da hepsini geri deyecekti. Oysa, Su ve Ceza iin baka bir yaymcdan avans ald iin, her iki kitab da en ksa srede tamamlamak zorunda kalyordu. te o zaman 17 Haziran 1866'da Bn. Corvine-Kroukovskaia' ya unlar yazar: ok garip ve imdiye kadar hi grlmemi bir ey yapacam. Tam drt ayda, birini sabah, brn akam yazacam iki ayr roman iin otuz bask provas yazacam; ancak bylelikle zamannda bitirmi olabileceim... Eminim ki gemi ve imdiki yazarlarmzdan hibiri benim srekli iinde yaadm koullarda yazmamtr; bunun sadece 'dncesi bile Tourgueniev'i ldrrd. Ama, iinizde doan, sizi cokuyla, heyecanla dolduran dnceyi batan savma yapp berbat etmek bilseniz ne kadar zcdr... Onun gzel olduunu biliyorsunuz... ve onu bile bile berbat etmek zorundasnz. Dostoievski, bu akl almaz lgnca iin altndan kalkabilmek iin, arkadalarnn tleri zerine, bir stenograf tutmaya karar verir: Anna Grigorievna Snitkine. Kumarbaz'n kesin metnini ona 4-29 Ekim 1866'da yazdrr. Yaync Stel8 KUMARBAZ lowski yolculua ktndan, yaz polis komiserine teslim edilir, o da bu verili tarihini belgelerle dorular. 8 kasmda Dostoievski, Anna Snitkine'e evlenme teklifinde bulunur, 15 ubat 1867'de evlenirler. Demek ki, Dostoievski yksn en sonunda yazmaya koyulduunda, son kozunu oynuyordu. Eer bu metni yazma bahsini kazanamazsa, her eyi yitiriyordu. Onun iin ele ald tema yazma koullaryla ok iyi uyum salyordu. Bylesine bir konuyu ele almay uzun yllardan beri tasarlyordu, bunu da salt biraz para kazanma umuduyla deil de asl para yitirmeye son vermek umuduyla yapyordu: nk bu kitap bir beladan kurtulma yoluydu. Geri bu tecimsel bir dnyd. Rus halknn holanaca bir dn. Dostoievski bu dny anlatrken kendisini srkleyen kumar tutkusunu felce uratmaya, etkisiz hale getirmeye abalyor. Bizim iin bu sayfalarda yaamadan nce yazar iin ylesine gl biimde yaayan (onu karmda gryor gibiyim) kiilii, kendisininkinden ayrmak istiyor, onu kemiren, onu mahveden bu kopyadan, tpatp benzerden kurtulmak istiyordu. Elbette ki konuan kendisidir ama, kahramann saknanla ayrt edecektir, onu belirleyecek, kendinden ayracak pek belirgin durumlarla evreleyecektir, yle ki, kitabn son satrlarnda, yky askda brakarak, bize: Yarn, yarn, her ey bitmi olacak!.. diyecektir, bu szcklerin Piodor Dostoievski iin gerek olacan umut edebilir, yani o andan sonra, nihayet bir daha kumar oynamama akllln gsterecektir, oysa, o ana kadar kurtulmak iin bo yere abalad ruletin btn uursuzluu o zavall vur abalya Alexis Ivanovitch'in zerine yklmtr. nk o szckleri yazarken kendini aldattndan emin olabilirsiniz; o her zamankinden daha bamldr, daha aldanmtr. Demek ki, Dostoievski. Kumarbaz' yazarken kumar oynuyor, kumardan kurtulmak i4n kumar oynuyor, iindeki kumarbaz yattrmak iin, susturmak iin kumar oynuyor. O da bunu ok iyi biliyor. Deimek iin insann kendini sulamas yeterli deildir. inizdeki br bylece daha glenmek, sizin nedenlerinizle alay etmek olanan bulur. Onun hakkm teslim etmek, yaknmalarn, sitemlerini btn gleriyle aklamasna izin vermek gereklidir. Doal olarak buMICHEL BUTOR'UN NSZ 9 nn sonucunda da sulu, sulayc kimliine brnr ve en sonunda kanlmaz olarak zerine yklenecek olan mahkmiyette, bizler hepimiz bir para mahkm olacaz, yani biraz maskeleri decek olan btn namuslu kiiler, ve sz konusu edilip sarslacak olan iinde bulunduumuz durum mahkm olacak. Kurtulma bizi iblisten ancak bunun aklanmasn

bulduumuz oranda kurtaracaktr. Ykmnda yanlsamalarmzn kimi krpntlarn da srkleyerek kaybolacaktr ancak. Dostoievski iin sz konusu olan, kumarbazn deneysel grnn, yksek sosyetedeki kiilerin, onun deyimiyle centilmenlersin deer vermek istemedikleri ve varl kendilerine pek yz kzartc grndnden olabildiince kltmek istedikleri bu kahramann katksn gzlerimizin nne sermektir: Elbette ya, btn bu ayak takmnn iinde rpnd amuru ve dekoru bilmezlikten gelmek son derece soylu bir davrantr. Bununla birlikte, kart davran da kimi zaman onun kadar kibardr: Fark etmek, yani cep drbnnn ucuyla da olsa, btn bu haarata bakmak ve hatta onu incelemek ama, btn bu kalabal ve btn bu amuru bir eit elence gibi, centilmenlerin dinlenmesi iin dzenlenmi bir temsil gibi grerek. nsan kendisi de bu kalabala karabilir ama, orada bir seyirci olarak bulunduu ve onun bileimine zerre kadar katlmad kesin inancyla evresine bakabilir. Zaten, ar srarla incelemek de uygun dmez: Bu da gene bir centilmene yakmaz, nk her ne olursa olsun, bu gsteri srekli bir dikkate demez. Elbette ki sylemeye bile gerek yok: Alexis Ivanovitch, ya da Dostoievski, tamamiyle farkl bir kan belirtir: Oysa bana yle geliyordu ki, tam tersine, btn bunlar son derece srarl bir dikkate deerdi, zellikle de sadece incelemek iin deil de, kendisi de itenlikle ve iyi niyetle btn bu ayak takmna katlmaya gelen bir kimse iin. Az sonra yazarmz iin onun kumarbaz yaamn tantlayan u olgudur: Bu. onun bir gn kumarbazn romann yazmasn salayacaktr ama, bu geiimi ancak, kumarda insan yaamnn ayrcalkl bir eretileme bulabilecek hale geldii, kumarbazn kumarbaz olmayan ortaya kardn fark ettii, birini incelerken brnn gizlediini ortaya karmaya . balad andan itibaren gerekletirebildi.10 KUMARBAZ MICHEL BUTOR'UN NSZ 11 Centilmenler kumarbazn kendilerinden tamamiyle, dipten dorua farkl bir kii olduunu ileri srerler, o kadar apayr, o kadar uzaktr ki bir temsil gibi onunla elenebilirler, hatta hibir bulama tehlikesiyle kar karya kalmadan onun hareketlerine ve davranlarna yknebilirler. te Dostoievski dikkati ekecek etkin bir sahne dzenlemesiyle bu kkten ayrln yalann aka ortaya serecektir. Ruletin bilyesinin zellii, onu btn gzlerin hedefi haline getirecek olan ey, hareketinin kesinlikle nceden kestirilemez olmasdr. Oysa, kii bu fikre alamaz, gereklie kar dnmekten kendini alamaz, kanlmaz olarak hie inecek yntemler hazrlamaktan kendini alamaz. O kadar ki, o kck nesne byledii gzlere durmadan bitmez tkenmez bir ac alay frlatr. Kitabn balangcnda bu alalmalara aka boyun eenlerle, kumarbazlarla bu alalmann kendilerine ulaamayacam iddia edenler, centilmenler arasndaki ayrm son derece belirgindir. Kumar salonuna ilk kez girdiinde Alexis Ivanovitch'i en ok etkileyen bu oldu ite., O srada, kendi iin deil, generalin vey kz Pauline Alexandrovna iin oynuyordu. Kuramsal olarak, o anda tanmlad ve kar gtmeden kumar oynayan o centilmenler durumundadr. Ne var ki, gen kzn kazanaca paraya ne kadar nem verdiini ok iyi bildiinden, o da bulac kumar hastalna yakalanr. Hizmet ettii ve kendisini sinsice .yetkilendiren o aile iinde ona kumarbaz, dolaysyla da kukulu yoldan km bir insan gzyle baklyor. O aile ki aslnda tpk onun gibi yapyor, istencinin tamamiyle dnda bir olaydan, bir bykannenin lmnden para bekleyen, bu bekleyite paray tehlikeye atan, her eyi o iskambilin zerine oynayan o aile tpk onun gibi davranyor.

nce general ve onun evresindekiler ho grnmeyi, akl banda insanlar gibi davranmay baarrlar. Oysa, hi umulmadk ama, yine de ruletin kararndan ok daha az nceden kestirilemeyen bir olay gelip btn hesaplar altst eder: Bykanne hi haber vermeden kagelir ve yapacak baka ii yokmu gibi, alelacele koup kumar oynar. O andan sonra ve btn orada kald srece onu o tutkusundan ayrmak olanaksz hale gelir, btn aile bireylerinin ayn doymak bilmeyen gzlerle, masalarnn evresindeki kumarbazlarla ayn korkularla izledii davranlarm nceden kestirmek olanaksz hale gelir. Sehpann zerinde dnen kk bilyenin bir ac alay olduu gibi, bykanne de bir ac alaya dnr. Onun geliiyle kumar masasnn insanlar generalin ailesini tamamiyle ele geirir. Kumarbazlarla kumarbaz olmayanlar arasndaki fark artk yok olmutur. Gazinoda yal hanma elik eden Alexis, saknml olmas iin onu hl inandrmaya alr ama, o hep aklna eseni yaptndan, Alexis'nin btn tlerine karn, bir kez daha sfrn zerine koyar ve hi umulmad halde kazanr. Nesnede bulunan ac alay imdi kendini duyurmak iin bir ses sahibidir: Bykanne utkulu ve saldrgan bir halle bana doru dnerek: Bak, grdn m! dedi. O da unu belirtir: Ben bir kumarbazdm: Bunu tam o anda kesinlikle hissettim. Grp iittii eyler yznden, koullarn oluturduu surat yznden, tutkusunun domasna engel olan btn kar kmalar arlklarn yitirirler. nk Dostoievski, Alexis'sini hemen kumarbazlar takmna katmaktan kanr. Gerekten de, generalin ailesinin btn br bireylerinin sinsi sinsi yaptn onun herkesin iinde, aka, kumar salonunun iddetli altnda ve kaba topluluu altnda yaptn, gazino masasnda olup bitenlerin, miraslar ve ileriyle, korkun aynasnn karsnda gzlerini kapatan bu yksek sosyetenin dayand sistemin plak simgesi olduunu gstermek ona yetmez, stelik de bize falan, ya da filan kiinin, Alexis, ya da Fiodor'un rahat karanlktan o mahvolma aydnlna nasl getiini de gstermek ister. Sorumluluk tamamiyle paylalmtr, nk kumar ancak kendini ona kaptran ihtiya iinde olduu zaman, sefalet iinde, ya da sefaletin tehlikesi altnda bulunduu zaman ciddi ve korkun bir hal alr, gerekten kumara dnr ve ite kumarn yzkaras vurgulad bu sefaletten gelir. Kumar, saygyla para arasndaki ilikiyi, bu parann ou zaman evrelendii akla aykr gelen karanlk en kuvvetli k altnda ortaya serer. Alexis'nin gerekten kumar oynamas, mah12 KUMARBAZ cubiyettendir, general tarafndan kovulmu olmasndandr ve kk bilyenin kararlatrd byk paralar sayesinde saygnn kumar masas evresinde nasl hzla elde edildiini grmesindendir. Servetle birlikte saygnln da yklmasnda ve anssz kumarbazn talihsizliine kar artk gene ruletten baka are blamamasndandr. Kendisini mahcubiyetten kurtaracak paray yeteri kadar abucak elde etmek iin bir tek aresi vard: Son meteliine kadar ansn denemek. Kumarn kendini ona kaptrmaya balayan bir kimse iin uursuz hale gelmesi, birka saat iinde toplumsal konumu deitirdiini gz kamatrc bir gereklikle saptam olmasdr, yitirdiine, ya da kazandna gre onun gazinodan kna bakanlar iin artk gerekten ayn insan olmamasndandr. Saygnln, parann nereden geldii sorulmadan, bu derece paraya bal olan bir toplumda, kumar masas ok ksa bir zamanda ok para kazanlan tek yer olduundan, onuru krlan, aalanan bir kimse iin bavurulacak tek yer olduu sylenebilir. Centilmerlerse, onlar bu ekilde oynamadklarndan (onlar ancak servetleri tehlikeye dt zaman gerekten kumar oynamaya balarlar) durumlarn yitirenleri, sefalete doru yuvarlanmalarnn ierdii o utancn yaklatn hissedenleri sayglarn yeniden kazanmalar iin beenme-yip knadklar ve asla dikkate

almak istemedikleri bu kar yola sapmaya zorlarlar. Ama, bu kar yol bir tuzaktr, bir lgm batakldr ki bu rahatsz ediciler iine batp gmlrler. Dostoievski iin ruletle krek mahkmluu arasndaki karlatrma ite bunun iin zorunlu hale gelir. Kumarbazlar, gerek kumarbazlar oraya asla kendi istekleriyle gelmemilerdir, onlar oraya btn bunlarda bir elenceden baka bir ey grmeyen o centilmenler getirmitir, talihleri ters dnme suunu iledikleri iin onlar o ikence arkna zincirle balayan o centilmenler. Kumar oynuyorsa, bir oyuncak olduu iin oynuyordur. Onunla oynarlar, onunla alay ederler ve oru oynatrlar. Alexis gazinoya sadece, generalin vey kz Pauline'in eer gerekten kendisi oynarsa utanca gmleceinden kendi yerine oynamakla onu grevlendirdii iin gider, sonra da bykanneye elik ettii iin ve bylece de o canl ruletin karsnda geneM1CHEL BUTOR'UN NSZ 13 ralin btn ailesinin delegesi haline gelir. Artk kazansa bile bir trl paasn kurtaramayaca o arka herkes onu itmiti, nk bu haksz, para, nk ona onca saygnlk kazandran o para onu eski kiiliinden tamamiyle koparr, alalmann, mahcubiyetin balatt o.kopmay bu para tamamlar. Byle sayg gsterilen kii kendisi deildir, sadece en ufak yknn, en ufak bir ilintinin, en ufak bir gerek sahip kma onu kendisine balamaksmn. rastlantyla gkten, ya da cehennemden den o byk parann taycsdr. Demek ki, kendini glendirmek iin, kiiliini salamlatrmak iin, yksek sosyetenin iinde yer alabilmek iin o paradan yararlanmay baaramaz, nk kapsn at o yksek sosyetes>nin hi mi hi nem vermedii o parann kkeni, btn bu yksek sosyetenin gzden geirilmesi ve mahkm edilmesidir ona gre. istencinin bir bakma boynu vurulmutur, kendisi kendi iin hareketi nceden kestirilemeyen bilyeye dnmtr. Generalin dairesine gider. O blmeye yerleeceini herkes dnebilirdi, kendisi de bunu dnyor: Ama... o zaman bama dnyann en garip ve en aptal serveni geldi. Acele acele generalin dairesine giderken, anszn onlarn dairesinin hemen yaknnda bir kap ald ve birisi bana seslendi. Dul Bayan Cominges'di bu. Mile Blanche'm emri zerine beni armt. Gen kadnn dairesine girdim. Bilye yandaki blmeye yerleti ve bunu kendisine frlatan toplumun suratna frlatmaktan baka bir ey yapamayaca bir paray gidip o Fransz kadnyla har vurup harman savurdu. Yaamm ikiye paralanyordu ama, bir gn nceden beri, bir kt zerine oynamaya almtm. nk kumar, Dostoievski'y e gre yalnzca parasal ilikilerle saygnlk ilikilerinin bir yansmas deildir; Bat Avrupa'da ise bu ilikiler yalnzca parasal ilikilere indirgenmitir. Kumar aydnlatc gcn genel olarak insan ilikilerine, zel olarak da erkeklerle kadnlar arasndaki ilikilere yayar ve Dostoievski'de de son aklamasn akn eretilemesi olarak bulur. Demek ki, kumar masas bahsinin yerine bir glgesi olduu evlilik bahsini koyarak paasn kurtarmay umabilir. Aslnda, Alexis her eyden nce Pauline kendisiyle oyna-14 KUMARBAZ d iin kumar salonuna doru gidiyor. Yaamm Pauline zerine oynamtr; ister istemez makul btn tahminleri aan bir eylemdir bu. Geen gn bana, Schlangenberg'de benim bir tek szm zerine kendinizi tepetaklak aa atmaya hazr olduunuzu sylediniz ve biz de yle bir bin ayak ykseklikte bulunuyorduk. Sadece sylediklerinizi gerekletirip gerekletirmediinizi grmek iin, bu sz bir gn size syleyeceim ve emin olun ki yrekli davranacam. ite verilen bu sz nedeniyle, oyun olsun diye, Alman barona hakaret etmesini istedii zaman ona boyun eer, bu da onun byk mahcubiyetine, onurunun krlmasna neden olur. Kumar

hapishanesinin kilidini onun zerine kapatan Pauline'dir. kendisi de kumar oynad, kk Franszdan, ngiliz centilmenine getiinden, kendisi de onu irkeften kurtaracak durumda deildir. Alexis bu kumarda yitirdi, onu brne mahkm eden de budur ite. Dostoievski'nin kz Aimee, anlarnda, babasnn yaamnda kumar tutkusuyla gerek Pauline arasnda var olan yakn ilikiyi vurgular: Dostoievski daha ilk Avrupa yolculuunda ruletle tanmt, hatta pek nemli bir para da kazanmt. Balangta kumar onu pek ekmiyordu. Ancak, Pauline'le birlikte yapt ikinci yolculukta kumar tutkusu onu kskvrak yakalad. Eer Alexis kitabn sonunda kurtulmadysa, kumar cehennemine gmldyse, Pauline'in kendisine hl gsterdii kaprisli ve uzak balla karn yapayalnz olmasndandr. Dostoievski, yazy tamamlarken, baka bir kadn zerine oynad, kendisine stenograftk eden ve ay sonra evlenecei u Anna zerine oynad. Son noktay koyduu, el yazmalarn polis komiserine emanet ettii zaman, bahtsz kopyasn ona kurduu kafes iinde hapis braktn ve kendisinin kurtulacan umar. MICHEL BUTOR'UN NSZ 15 mekten kendini alamaz ve bylece kumarbaz yaam yeniden balar. 1871 ylna kadar srer bu. 28 Nisanda, Wiesbaden' de, kendisine gnderdii btn paray yitirdikten sonra karsna unlar yazar. Ania, Ania, namussuz alan biri olmadm, kumar tutkusunun kemirdii bir adam olmadm iyice aklna koy; ama, bu lgmn imdi artk kesinlikle daldn, yok olduunu da aklndan karma... O diten kurtulduumu hissediyorum... Gerekten de bir daha kumar oynamayacaktr. Beladan kurtulma yolu en sonunda etkisini gstermiti. MICHEL BUTOR * ** Bununla birlikte, evlendiinden iki ay sonra, bor yznden hapisle tehdit edilince, Rusya'dan kamak zorunda kald. Hasta, zavall ve srgn olduu Dresden'den Hombourg'a git-BRNC BLM Neyse, on be gn ayrlktan sonra ite dndm. Bizimkiler Roulettenbourg'a (1) geleli gn oldu bile. Beni byk bir sabrszlkla beklediklerini sanyordum ama, yanlmm. Generalin son derece rahat, serbest bir hali vard; tepeden bakarak, byklenerek konutu benimle, sonra da kz-kardeine gnderdi. dn para almann bir yolunu bulduklar aka belli. General benim varlmdan rahatsz oluyormu gibi geldi bana. Maria Philippova telal, ok huzursuzdu; bana birka szck ya syledi, ya sylemedi ama, hemen paray ald, sayd ve sylediklerimi sonuna kadar dinledi. Me-zelzov', kk Fransz ve bir de ngiliz! akam yemeine bekliyorlard. Her zamanki gibi, ellerine para geer gemez hemen onu-bunu yemee arrlar: Moskova alkanlnca. Paulinc Alexandrovna beni grnce, neden o kadar uzun zaman ortalarda olmadm sordu ve yantm beklemeden ekilip gitti. Elbette ki bunu bilerek yapt. Bununla birlikte bir hesaplamamz gerek. nk yreime oturdu bu. Otelin drdnc katnda bana kk bir oda verdiler. GENERALN MAYETNDE olduumu biliyorlar burada. Dikkati ekmeyi baarmlar, apak belli. Burada herkes generali altn babas zengin bir Rus soylusu sanyor. Yemekten nce, daha baka bir sr i arasnda, bozdurmam iin (1) Dostoievski nce balk olarak: Roulettenbourg' semiti, yaymcsnn srar zerine bunu deitirdi. F. 218 KUMARBAZ KUMARBAZ 19

bin franklk iki banknot verdi. Onlar otelin brosunda bozdurdum. imdi artk, hi deilse, tam bir hafta bize milyoner gzyle bakacaklar. Gezmeye gtrmek iin gidip Micha'yla Nadia'y aldm ama, tam merdivendeyken, general beni artt; ocuklar nereye gtrdm renmesinin uygun olduunu dnmt. Hep sylerim ya, bu adam dosdoru yzme bakamaz; bunu o da isterdi ama, her seferinde ona ylesine srarl, yani kstah bir bakla yant veririm ki, soukkanlln yitirir, eli ayana dolar. Tumturakl, parantezlerle dolu, sonunda iyice Arap sana dndrp bir trl iinden kamad bir konumayla, ocuklar gazinodan olduka uzakta, parkta gezdirmem gerektiini anlatt. En sonunda da, fkelendi ve sert bir sesle bana: Yoksa, onlar belki de rulete gtrrdnz. dedi. Sonra da: Balayn beni ama, diye ekledi, henz pek aklnz yerinde deil de oyun sizi ekebilir, kendinizi kap-trabilirsiniz. Her ne kadar, sizin akl hocanz deilsem, byle bir rol stlenmeye de hi niyetli olmasam da, gene de beni lekelememenizi istemek hakkmdr, hani dilim varp da sy-leyebilsem... Ama, pekl biliyorsunuz ki param yok benim diye yant verdim sakin sakin; kumarda yitirebilmek iin insann paras olmal. Hafife kzaran general: Size hemen para veririm diye yantlad; bir sre ekmecelerini kartrd, defterine bakt: Bana yz yirmi rubleye yakn borcu olduu ortaya kt. Bu hesab nasl kapatacaz? diye srdrd. Bunlar "taler"e (1) evirmeli. Bakn, imdilik u yz taleri aln, yuvarlak bir hesap olur bylece; gerisini daha sonra veririm. Tek sz sylemeden paray aldm. Sakn benim szlerimden alnmayn, rica ederim, o kadar alngansnz ki... Size bu uyarda bulmdumsa, bu, denebilir ki, dikkatli olmanz salamak iindi; buna da biraz hakkm vardr... Akam yemeinden az nce, ocuklarla dnerken atl, arabal bir kafileye rastladm. Bizimkiler bilmem hangi reni gezmeye gidiyorlard. ahane iki araba, grkemli atlar! Madenoiselle Blanche (1), Marie Philippovna ve Pauline'le birlikte arabalarn birindeydi; kk Fransz, ngiliz ve bizim general atla onlara elik ediyorlard. Yoldan gelip geenler onlara bakmak iin duruyorlard; byk etki yapmlar, dikkatleri zerlerine ekmilerdi; ne var ki bu general iin kt sonu verecek. Ben hesapladm: Benim getirdiim drt bin franga, dn almay baardklar aka belli olan paray da ekleyerek imdi yaklak yedi, sekiz bin franklar vard; Madenoisellc Blanche iin bu ok azd. Mile Blanche annesiyle birlikte, bizim kaldmz otele indi; bizim kk Fransz da orada kalyor. Garsonlar ona Sayn Kont diyorlar; Mile Blanche'n annesi kendine Sayn Kontes dedirtiyor. Sonunda, kimbilir, belki gerekten de kont ve kontestirler, belli olmaz. Yemekte bir araya geleceimiz zaman Sayn Kont'un beni tanmayacandan kesinlikle emindim. Elbette ki, general tanmamz, ya da en azndan beni ona tantmay aklnn ucuna bile getirmeyecekti; Sayn Kont Rusya'da yaamt, orada (1) Eski bir gm Alman paras. (eviren) (1) Konumalarn akna bal kalarak, yabanc dilden szckleri italik olarak belirttik. Yazarn vurgulamak istedii kesimler byk hamilerle belirtilmitir. (eviren)20 KUMARBAZ dedikleri gibi, bir "otchitel'in (1) e nemsiz bir kii olduunu bilir. Hem zaten, .beni ok iyi tanr. Ama, uras bir gerek ki, beni yemee beklemiyorlard; general hi kukusuz emir vermeyi unutmutu, yoksa beni mutlaka otelin tabldotuna gnderirdi. Ben kendiliimden geldim ve generalin hi de honut olmayan bakyla karlatm. Zavall Marie Philip-povna

bana hemen bir yer gsterdi; ne var ki B. Astley'le karlamam beni bu kt durumdan kurtard, olaylarn zoruyla, ben de onlarn toplumuna katlmak zorunda kaldm. Bu garip adamla ilk kez Prusya'da karlatm; bir kompartmanda karlkl oturuyorduk; arkadalarmn yanna gidiyordum; sonra onu Fransz snrnda, sonra da svire'de gene grdm: Demek ki on be gnde iki kez, ite imdi de Roulettenbourg'da onu yeniden bulmutum! Ben mrmde onun kadar utanga bir adam grmedim; aptalla vardracak derecede utangatr, bunu da ok iyi bilir, nk hi de aptal deildir. Zaten son derece sakin huylu ve pek sevimlidir. Prus-ya'daki ilk karlamamzda onu konuturmutum. Bana o yaz Kuzey Burnu'nu gezdiini ve Nijni-Novgorod fuarn grmeyi pek arzu ettiini sylemiti. Generalle nasl iliki kurduunu bilmiyorum; Paulinc'e deliler gibi k olduunu sanyorum. Paline ieri girince adam pancar gibi kpkrmz oldu. Sofrada benim yanmda oturmaktan pek memnun ve yle sanyorum ki daha imdiden beni yakn bir dostu gibi gryor. Yemek srasnda kk Fransz an derecede kaslp kurumland. Herkese kar horgryle ve saygszca davranyor. ok iyi anmsarm, Moskova'da gz boyamaktan pek holanrd. Rus maliyesi ve siyasas zerine bitmez tkenme/, konumalar yapt. General bir-iki kez ona kar kmaya yel(1) Olchitel: Evlerde eskiden genleri yetitiren retmen ve eitici. (eviren) KUMARBAZ 21 tendi ama, onun gzndeki saygnln bsbtn yitirmemek iin pek ekinerek ve belli belirsiz bir biimde. ok garip bir ruh durumu iinde bulunuyordum. Sylemeye gerek yok: Daha yemein ortasna varmadan kendi kendime u allm ve ezeli soruyu sormutum bile: u generalin peinden ne diye srklenip duruyorum, kuzum? Bit hayli zaman var ki onlardan ayrlm olmalydm! Arada srada Pauline Alexandrovna'ya bir gz atyordum; onun benimle zerre kadar ilgilendii yoktu. En sonunda, sabrm tat, tepemin tas att, bir saygszlk yapmaya karar verdim. nce, pat, diye tepeden inme bir biimde, bana soru yneltilmeden, avaz avaz konuarak syleiye katldm. zellikle de kk Franszla dalamaya alyordum. Generale doru dndm ve bir giri yapmadan, yksek ve anlalr bir sesle (hatta yle sanyorum ki onun szn bile kestim), ona bu yaz Ruslarn hemen hemen tabldotta yemek olanandan yoksun bulunduklarn belirttim. General akn baklarn bana dikti. Eer kendinize u kadarck saygnz varsa diye srdrdm, kanlmaz biimde hakaretlere urarsnz, ak ak hakaretlere katlanmalsnz. Paris'te, Rhin kylarnda ve hatta svire'de, lokanta masalarm Polonyallar ve tpatp onlarn benzeri olan kk Franszlar ylesine kapmlar ki, eer Rssanz, bir tek szck syleme olanan bulamazsnz bile. Bunlar Franszca sylemitim. General arp kalm bir durumda bana bakyordu, kzmas m, yoksa sadece bu derece kendimden gemi olmama amas m gerektiini bilemiyordu. Hi kukusuz, birisi size bir ders vermi olmal! dedi kk Fransz horgren ve ilgisiz bir tavrla. Paris'te nce bir Polonyalyla, sonra da Polonyaly destekleyen bir Fransz subayyla kavga ettim diye yant ver-22 KUMARBAZ dini. Sonra da, bir monsignor'un kahvesine tkrmeme ramak kaldm anlatnca Franszlarn bir blm benden yana oldu. General azametli bir aknlkla: Tkrmek mi? diye sordu; hafta baklarn odann evresinde dolatrd. Kk Fransz kukulu bir gzle beni szd. Elbette ya diye yant verdim. Krk sekiz saat sresince, bizim olay iin belki de Roma'ya bir sramam gerekeceini sandm, bu nedenle de pasaportumu vize ettirmek amacyla

Paris'teki Papalk bykeliliine gittim. Orada, sska m sska, ellisine merdiven dayam don ya suratl kk bir papaz karlad beni. Beni dinledikten sonra, terbiyeli ama, son derece souk ve sert bir sesle beklememi rica etti. Acelem vard ama, elbette ki oturdum, cebimden "Opinon nationale" gazetesini karp, Rusya aleyhine zehir zemberek bir eletiriyi okumaya baladm. Bu arada, birisinin yandaki odadan monsignor'un yanna gittiini iittim; benim rahibin ona kandilli temennalar yaptn grdm. steimi yineledim; daha da sert bir sesle, bana beklememi rica etti. Bir sre sonra ieri bir ziyareti girdi, bu bir Avusturyalyd; onu dinledikten sonra, hemen, hi bekletmeden yukar gtrdler. O zaman sinirlendim; ayaa kalktm, rahibe yaklap, itiraz gtrmez bir sesle mademki monsignor gelenleri kabul ediyordu, benim de iimi yapverir, dedim. Bunun zerine, rahip sonsuz bir aknlk haliyle dnd. Be para etmez bir Rus nasl olur da kendini monsignor'un konuklaryla bir tutar, ite adamn akl bunu bir trl almyordu. Daha kstah bir sesle ve bana hakaret edebilmekten zevk alyormu gibi, beni tepeden trnaa szd ve: Monsignor'un sizin hatrnz iin kahvesinden vazgeeceini sanmyorsunuzdur, herhalde? diye diye haykrd. Bunun zerine ben de bardm, hem de ondan daha da yksek sesle: Bilin ki sizin monsignor'unuzun kahvesinin iine tkrrm ben! Umrumda bile deil! Eer beKUMARBAZ 23 nim pasaport iini bir an nce bitirmezseniz, onu kendim gidip grrm! Nasl! Tam da bir kardinali huzuruna kabul ettii anda m! diye ciyak ciyak baran rahip dehetle yanmdan uzaklat; hemen kapya kotu ve beni ieri brakmaktansa lmeyi yelediini anlatmak iin kollarn ha gibi iki yana at. O zaman ben de sapkn mezhepli ve barbar olduumu, btn piskoposlar, kardinalleri, monsignor'lar gecelik kavuuma dinletmesini haykrdm yzne kar. Ksacas, boyun emediimi gsterdim. Rahip bana sonsuz kin dolu bir bak frlatt, pasaportumu kapt, yukar gtrd. Bir dakikaya kalmadan, vizemi almtm. urada, yanmda, grmek ister misiniz? Pasaportumu karp papalk vizesini gsterdim. Bununla birlikte... diye balad general. Sizi asl kurtaran, sapkn mezhepli ve barbar olduunuzu sylemenizdir dedi kk Fransz hafif bir glmeyle. Bu hi de aptalca deildi. Canm, elbette ki dut yemi blbl gibi duran, daha da olmazsa, vatanlarn yadsmaya hazr, dikilip kalan u sizin Ruslar gibi yapamam ya. Hi deilse Paris'te, rahiple dalamalarm kendilerine anlattmda, benim oteldeki kimseler bana daha da fazla sayg gsterdiler. Otelin lokantasnda bana kar en sevimsiz davranan kii, am yarmas Polonyal, arka planda kayboldu. Bir Fransz avcsnn sadece tfeini ateleyip kurunlan boaltmak amacyla 1812'de silah ektii bir adam iki yl nce grdm sylediim zaman Franszlar gk bile diyemediler. Bu adam o zamanlar on yanda bir ocukmu; ailesi Moskova'dan ayrlmaya vakit bulamamt. Olmaz yle ey! diye patlad kk Fransz; bir Fransz askeri bir ocua ate etmez. Ama, yine de byle bir ey oldu diye yantladm, bunu24 KUMARBAZ KUMARBAZ 25 bana saygdeer bir emekli binba anlatt, yanandaki yara izini de kendi gzmle grdm. Fransz az kalabalyla konumaya balad. General onu desteklemek istedi ama, bir rnek olarak, 1812'de Franszlar tarafndan tutsak edilen General Perovski'nin (1) Anlarn okumasn tledim ona. Sonunda, Marie Philippovna konumay evirmek amacyla baka bir konuya geti. General bana fena halde fkelenmiti, nk Franszla ben neredeyse avaz avaz barmaya balyorduk. Buna karlk, kavgamz B. Astley' in pek houna gitmie benziyordu; sofradan kalknca kendisiyle birlikte bir kadeh iki ime nerisinde bulundu bana.

Gece, Pauline Alexandrovna'yla istediim gibi on be dakika konuabildim. Syleimizi gezinti srasnda yaptk. Herkes parktan geerek gazinoya gitmiti. Pauline fskiyenin karsndaki sraya oturdu, Nadia'nn da gidip biraz uzakta br ocuklarla oyun oynamasna izin verdi. Ben de Micha'y havuzun yanna gnderdim, bylece en sonunda yalnz kalabildik. Balangta, elbette ki, ilerden sz ettik. Kendisine topu topu yedi yz florin verince, Pauline bir iyice kzd. Paris' te elmaslarna karlk en azndan iki bin florin dn alabildiime kesinlikle inanmt. Her ne pahasna olursa olsun, paraya ihtiyacm var* dedi. Ne yapp edip, mutlaka para bulmal, yoksa mahvolurum. Yokluum srasnda nelerin olup bittiini sordum ona. Hibir ey olmad, sadece Petersburg'dan iki haber aldk: nce, bykannenin ar hasta olduunu, iki gn sonra da, belki lm olduunu. Bunlar Timothee Petrovitch'den (1) Dorodino savandan sonra Franszlara tutsak dmt, An-hin o sralarda Moskova'da yaynlanmt. rendik diye ekledi Pauline, yalan yanl konumayan bir adamdr o. Haberin dorulanmasn bekliyoruz. Demek ki burada herkes bekleyi iinde? dedim. Evet, her ey ve herkes; alt aydan beri bundan baka umudumuz kalmad. Siz de mi bunu umuyorsunuz? diye sordum. Oh! Ben onun akrabas filan deilim ki, generalin vey kzym ben. Ama, eminim, vasiyetnamesinde beni unutmaz. yle sanyorum ki elinize byk bir miktarda para geecek, dedim destekleyici bir sesle. Evet, beni ok severdi ama, bu gvence nereden geliyor, kuzum? Buraya bakn diye sorusunu soruyla yantladm. Bana yle geliyor ki, markimiz sizin btn aile gizlerinizi biliyor, ne dersiniz? Bu sizi ilgilendiriyor mu? diye soran Pauline bana souk ve fkeli bir halle bakt. Elbette ilgilendirir; eer yanlmyorsam, general ondan dn para almann bir yolunu buldu bile. Tahminleriniz doru. Eer bykanne yksn bilmeseydi, ona para verir miydi? Sofrada farkna vardnz m? Bykanneden sz ederken tam kez ona babounka (1) dedi. Ne sevimli bir itenlik, ne yaknlk! Evet, hakknz var. Benim de mirasa konacam renir renmez bana evlenme nerisinde bulunacak. renmek istediiniz buydu, deil mi? Henz size evlenme nerisinde bulunma aamasnda m? Uzun zamandan beri bu ie aday olduunu sanyordum. Pauline: Byle olmadn siz de pekl biliyorsunuz! diye kar(1) Bykannenin sevecen kltlm. 26 KUMARBAZ lk verdi fkeyle. Bir dakika suskunluktan sonra: Bu n-gilize nerede rastladnz? diye srdrd. Bu soruyu bana soracanza kesinlikle emindim. B. Astley'le, yolculuk srasnda, daha nceki karlamalarm ona anlattm. ok ekingen ve duygusaldr, elbette ki size de deli gibi k. Pauline: Evet, bana k diye yant verdi. 'stelik Franszdan da on kez daha zengin. Hem bakalm Franszn gerekten serveti var m? Bu hi de kuku d deil.

Kesinlikle. Bir atosu var. General dn bunu bana dorulad. Eh, yleyse, bu size yeterli mi? Sizin yerinizde olsam, ngilizle evlenirdim. Neden? diye sordu Pauline. Fransz daha yakkl bir gen ama, soysuz kopuun biri; oysa ngiliz drst bir adam, stelik de on kez daha zengin dedim kesin bir sesle. Oras doru ama, Fransz marki, daha da kafal diye karlk verdi sakin sakin. Buna kesinlikle emin misiniz? diye srdrdm ayn tonla. Kesinlikle eminim. Sorularm Pauline'in hi houna gitmiyordu, yantnn tonu ve garipliiyle beni fkelendirmek istediini anlyordum; bunu hemen ona syledim. Doru, sizi kudurtmak houma gidiyor. Sadece btn bu sorular ve varsaymlar bana yneltmekte bir saknca grmemi olmanzla bana bir dn vermeniz gerekiyor. te ben de istediim btn sorulan size sorma hakkn kendimde gryorum diye karlk verdim sakin sakin, nk onlara istediiniz fiyat demeye hazrm ve nk artk kendi yaamma hi mi hi nem vermiyorum. KUMARBAZ 27 Pauline kahkahayla gld: Geen gn bana, Schlangenberg'de, benim bir tek szm zerine kendinizi tepetaklak aa atmaya hazr olduunuzu sylediniz ve biz de yle bir bin ayak ykseklikte bulunuyorduk. Sadece sylediklerinizi gerekletirip gerekletirmediinizi grmek iin, bu sz bir gn size syleyeceim ve emin olun ki yrekli davranacam. te tam da size onca eye izin verdiim iin sizden nefret ediyorum, bir de bana kanlmaz derecede gerekli olduunuz iin daha da nefret ediyorum. Ama, size gene ihtiyacm var. Demek ki sizin cannz balamalym. Pauline ayaa kalkt. Pek fkelenmie benziyordu. Son zamanlarda konumalarmz hep bu fke ve kin, yapmacksz kin havasyla noktalyordu. Durumu akla kavuturmadan gitmemesi isteiyle ona: Mile. Blanche'm kim olduunu sormama izin verir misiniz? dedim. Bunu pekl biliyorsunuz. Yeni hibir ey yok. Mile. Blanche hi kukusuz generalle evlenecek, elbette ki bykannenin lm dorulanrsa. nk hem Mile Blanche, hem annesi, hem de karde torunu olduu marki, hepsi ifls ettiimizi pekl biliyorlar. General de ona lgnlar gibi k, deil mi? imdi sz konusu olan o deil. Beni dinleyin ve unu iyice aklnzda tutun: u yedi yz florini aln, gidip kumar oynayn; rulette benim iin elinizden geldiince kazann; imdi her ne pahasna olursa olsun bana para gerek. Bu szlerden sonra, Pauline, Nadia'y ard ve btn bizim kumpanyann bulunduu gazinoya gitti. Ben soldaki ilk patikaya saptm. Dalgndm, aknlktan bir trl kendimi kurtaramyordum. Bu gidip rulet oynama buyruu beni adeta ser-semietmiti. Garip ama, dnecek onca konu varken, kendimi btnyle Pauline'e kar olan duygularmn incelenme-30 KUMARBAZ KUMARBAZ 31 Oyun salonuna girdiim zaman (mrmde ilk kez), oynamaya karar veremeden bir sre kalakaldm. stelik, kalabalk da beni durduruyordu. Ama, kimse olmayp da yalnz bama kalsaydm bile, yle sanyorum ki oyuna balayacak yerde ekilip giderdim. Yreim arpyordu, itiraf ediyorum, soukkanllm da yitirmitim. Uzun zamandan beri inanm ve karar vermitim ki Roulettenbourg'a geldiim gibi oradan gitmeyecektim; yazgmda kanlmaz olarak kkten ve kesin bir olay meydana gelecekti. Bu gereklidir ve yle de

olacak. Rulete baladm bu umut ne kadar gln olursa olsun, kumardan herhangi bir ey beklemeyi sama bulan o genellikle kabul edilen kany daha da gln buluyorum. Neden kumar para bulmann herhangi bir baka yolundan, szgelimi ticaretten, daha kt, daha beter olacakm? Yz kiiden birinin kazand bir gerek. Ama, btn bunlar benim umurumda m, kuzum! Her ne olursa olsun, o akam nce iyice gzleyip incelemeye, ciddi hibir giriimde bulunmamaya karar vermitim. Eer bir ey olursa, bu sadece rastlantyla, ayakst geerken olabilirdi, umduum buydu benim. stelik de, asl oyunu incelemem gerekiyordu; nk ruletin saysz tanmlamalarna karn bunlar her zaman yle byk bir doymazlkla okumuumdur ki, kendi gzlerimle grmeden kullanlndan hibir ey anlayamazdm. lk anda, her ey bana pis, tinsel olarak pis ve iren grnd. Kumar masalarna onlarca, hatta yzlerce saldran o agzl ve kaygl suratlardan sz etmek istemiyorum. Dorusu ya, en ksa zamanda ve olabildiince ok kazanma isteinde kirli hibir ey grmyorum. Kendisine kk paralarla kumar oynadklarn syledikleri zaman: Bu daha da beter, nk bu aalk bir doymazlktan gelir yantn veren o karn tok srt pek ahlaknn fikrini hep aptalca bulmutm-dur. Sanki aalk doymazlkla, stn doymazlk tek ve ayn ey deilmi gibi! Bu bir orant sorunudur. Rothschild'in gznde aalk ve adi olan benim gzmde byk zenginliktir, kazanlarla yitiklere gelince de, kiilerin, sadece rulette deil ama, her yerde, bir tek nedeni vardr: Kazanmak, ya da bakasndan bir ey almak. Kazan ve karn kendisi iren midir? Bu da baka bir sorun. Bunu burada zmleyecek deilim. Ben kendim de kazanma isteine en stn derecede tutkun olduumdan, btn bu agzllk, ya da isterseniz agzlln btn o irenlii, alakl, daha kumar salonuna adm attm anda, denebilir ki, bana daha yakn, daha ainayd. Bakalarnn nnde sklp rahatsz olmadan, aka ve lszce davranmaktan daha gzel bir ey yoktur. Kendi kendini aldatmak neye yarar ki? te bu uralarn en yararsz, en yersizidir. Btn bu ayak takm arasnda ilk bakta en hoa gitmeyen ey arballk, ciddiyet, hatta kumar masalarn evrelemekte btn bu insanlarn gsterdikleri saygyd. te bu yzdendir ki burada kt trden kumarla, rabtal bir adam iin sakncas bulunmayan kumar arasnda pek belirli bir ayrm vardr. ki tr kumar vardr: Centilmenlerin kumaryla halk tabakasnn kumar, ayak takmna yaraan agzl kumar. Burada snr izgisi pek belirlidir, temelde o kadar da iren ve utan vericidir ki! Szgelimi, bir centilmen be, ya da on altn srebilir, pek ender olarak daha fazlasn oynar; eer ok zenginse bin franga kadar kabilir ama, bu sadece kumar iindir, elenmek iin, kazan, ya da yitik srecini izlemek iindir; asl kazanma olgusuyla zerre kadar ilgilenmez. Eer kazanrsa, szgelimi, kahkahayla glmeye, evresinde bulunanlardan birine dncelerini sylemeye, ya da hatta srlen paray iki katna kararak bir kez daha oynamaya balayabilir ama, sadece merak ettii iin, anslar gzlemek iin, hesaplar yapmak iindir, adi bir kazanma isteiyle deil. Ksacas, rulette, ya da otuz ve krk'ia, btn kumar masalarn sadece kendi keyfi iin dzenlenmi bir elence 32 KUMARBAZ KUMARBAZ 33 gibi grr. Bankonun dayand istekleri ve tuzaklar aklna bile getirmiyordur. Hatta btn br kumarbazlarn, bir tek florin iin tirtir titreyen btn o cebi delik insanlarn kendisi gibi zengin olduklarn ve sadece oyalanmak ve vakit geirmek iin oynadklarn dnmek onun iin ok k olurdu. Gerein bu kesin bilisizlii, insanlar konusunda bu yaln grler, kukusuz ki en soylu grler ve dnceler olurdu. Kzlarn, on be, on alt yalarnda dal gibi narin, masum ocuklar, ne doru iten, elerine birka altn sktrp* onlara kumarn gidiini reten anneler gryordum. Kk hanm kazanyor, ya da yitiriyordu ve sevinten etekleri zil alarak, dudaklarnda hep

glmsemeyle ekiliyordu. Bizim general salam gereklere dayanan bir gvenle kumar masasna yaklat; kendisine bir sandalye uzatmak iin bir uak atld ama, aldr etmedi; ar ar para kesesini kard, iinden ar ar yz frank tutarnda altn alp karann zerine koydu ve kazand. Kazancn toplamad, masada brakt. Yeniden kara kt; bu kez de gene srd paray brakt ve nc seferinde krmz knca, bir rpda bin iki yz frank yitirdi. Kendine son derece hakim, glmseyerek ekildi. Kesinlikle eminim ki yrei allak bullakt ve srlen para iki, ya da katna km olsayd buna dayanamaz, heyecanm belli ederdi. Zaten, benim yanmdaki bir Fransz dingin bir yzle, kl bile kprdamadan yaklak otuz bin frang nce kazand, sonra da yitirdi. Gerek bir centilmen btn servetini yitirse bile, kesinlikle heyecanlanmamaldr. Para centilmenin o kadar altnda kalmaldr ki bununla ilgilenmeyi hemen hemen dnmez bile. Elbette ya, btn bu ayak takmnn iinde rpnd amuru ve dekoru bilmezlikten gelmek son derece soylu bir davrantr. Bununla birlikte, kart davran da kimi zaman onun kadar kibardr: Fark etmek, yani cep drbnnn ucuyla da olsa, btn bu haarata bakmak ve hatta onu incelemek ama, btn bu kalabal ve btn bu amuru bir eit elence gibi, centilmenlerin dinlenmesi iin dzenlenmi bir temsil gibi grerek. nsan kendisi de bu kalabala karabilir ama, orada bir seyirci olarak bulunduu ve onun bileimine zerre kadar katlmad kesin inancyla evresine bakabilir. Zaten, ar srarla incelemek de uygun dmez: Bu da gene bir centilmene yakmaz, nk her ne olursa olsun, bu gsteri srekli bir dikkate demez. Genellikle de, bir centilmen iin fazla srekli bir dikkate deer pek az gsteri vardr. Oysa, bana yle geliyordu ki, tan tersine, btn bunlar son derece srarl bir dikkate deerdi, zellikle de sadece incelemek iin deil de kendisi de itenlikle ve iyi niyetle btn bu ayak takmna katlmaya gelen bir kii iin. Benim en gizli tinsel inanlarma gelince, szn ettiim inanlar iinde elbette ki onlarn yeri yok. Kabul; bunu vicdanm rahatlatmak iin sylyorum. Ama, unu belirteceim: u son zamanlarda, dncelerimle eylemlerimi herhangi bir tinsel lte uydurmakta iddetli bir isteksizlik duyuyordum. Baka bir yne srkleniyorum... Ayak takm gerekten de pek ahlaksz biimde oynuyor. Hatta kumar masasnn evresinde en adi gizli kk hrszlklarn sk sk meydana geldiini dnmekten bile geri kalmyorum. Masann ularnda oturan krupiyeler srlen paralar gzetiyorlar ve hesaplar yapyorlar, ezici bir alma iindeler. te .bunlar da esiz ahlakszlardandr! ounluu Fran-szdr bunlarn. Hani bu gzlemleri yapyorsam, ruletin bir tanmlamasn vermek iin deil; gelecekte nasl davranacam bilmek iin ortama uymaya alyorum. Szgelimi, bir elin masann zerinden anszn uzanp sizin kazandklarnz kendine mal ettiini grmekten daha olaan bir eyin bulunamayacam fark ettim. Ardndan 'bir kavga kyor, ou zaman da lklar kopuyor ve... siz siz olun sakn tank filan gstererek parann size ait olduunu kantlamaya kalkmayn, sonra karmam haa! F. 334 KUMARBAZ KUMARBAZ 35 Balangta btn bu komedi benim iin anlalmaz, iinden klmaz bir eydi; sadece iyi kt anladm ki, saylarn zerine, tek ve iftlerin zerine, bir de renklerin zerine para konuyordu. O akam Pauline Alexandrovna'nm parasndan aldm yz florini srmeye karar verdim. Kumara kendimden bakalar iin yaklatm dncesi beni akna eviriyordu. Bu son derece can skc bir duyguydu, bundan bir an nce kurtulmak istiyordum. Her an, Pauline iin balamakla kendi ansm baltaladm izlenimine kaplyordum. Hemencecik bo inan salgnna yakalanmadan kumar masasna yaklamak gerekten de olanaksz myd, kuzum? lk olarak, be frederik, yani elli florin karp ift saynn zerine koydum. Sehpa dnd ve on kt... yitirmitim. Acl bir duygunun penesinde kvranarak, sadece bu ii bir an nce

bitirip de ekilip gitmek amacyla krmznn zerine gene be frederik koydum. Krmz kt. On frederik koydum... Gene krmz kt. Btn paray braktm... Gene krmz kazand. Krk frederik aldm, bunlardan yirmi tanesini ne kacan bilmeden, ortadaki on iki numarann zerine koydum. Bana katn dediler. Benim on frederik anszn seksen oluvermiti. Ama, o zaman ylesine dayanlmaz garip bir duyguya kapldm ki, hemen oradan ayrlmaya karar verdim. Kendim iin oynaan byle oynamazdm gibi geliyordu bana. Bununla birlikte seksen frederikimi gene ift saynn zerine koydum. Bu kez drt kt: Bana gene seksen frederik verdiler, ben de yz altm frederiki cebime koyarak Pauline Alexandrovna'y aramaya gittim. Hepsi parkta geziniyorlard, Pauline'i ancak akam yemeinde grebildim. Bu kez Fransz orada yoktu, general de rahat rahat keyfine bakabildi; bu arada, beni kumar masasnda grmek istemediini bana bir kez daha belirtmeyi gerekli grd. Ona gre, eer byk para yitirirsem saygnl ar ekilde lekelenirdi. ok kazansaydnz, ben gene lekelenirdim diye ekledi byk bir ciddiyet havas taknarak. Elbette ki, ilerinize karmaya hakkm yok ama, kabul edin ki... Her zaman yapt gibi, tmceyi havada brakt. Ona sert bir ekilde ok az param olduunu, bu nedenle de, kumar oynamaya balasam bile, yle gsterili biimde yitiremeyeceimi syledim. Odama, karken, kazand paray Pauline'e verme frsatn buldum ve bir daha onun iin kumar oynamayacam kendisine bildirdim. Kaygl bir sesle: Neden, a canm? diye sordu. Ona aknlkla bakarak: nk kendim iin oynamak istiyorum diye karlk verdim, hem de bu beni rahatsz ediyor. Demek ki ruletin sizin tek kurtulu areniz olduuna inanmakta ayak diriyorsunuz, yle mi? diye sordu alayc bir halle. Ben de ona byk bir ciddiyetle, bunun gerek olduunu syledim; benim kesinlikle, amaz bir biimde kazanma inancma gelince, bunun gln grneceini kabul ediyordum, ama, beni rahat braksnlar, kuzum! Pauline Alexandrovna o gnn kazancn benimle blmek iin direndi ve bu koullar altnda kumar oynamay srdrmemi nererek bana seksen frederik uzatt. Kesinlikle reddettim ve ona aka anlattm ki, bakalar iin oynayamadm istemediimden deil de yitireceimden emin olduum iindi. Oysa, ben de ne kadar aptal olursam olaym, artk ruletten baka hibir umudum yok dedi dnceli bir halle. te bu yzden mutlaka kumar srdrmelisiniz, benimle ortaklaa oynarsnz, bunu elbette ki yapacaksnz. Bu szler zerine, itirazlarm dinlemeden, yanmdan ayrld.36 KUMARBAZ NC BLM Bununla birlikte, dn, kumardan bana tek sz bile etmedi. Genellikle de benimle konumaktan kand. Bana kar tutumunu deitirmedi. Karlatmz zaman hor gren ve kinci, bilmem nasl bir eyle kark hep o ayn mutlak patavatsz, beni adam yerine koymayan davran. Ksacas, bana kar duyduu tiksintiyi gizlemeye bile uramyor, bunu ok iyi gryorum. Buna karn, bana ihtiyac olduunu ve bilmediim bir amala beni elinin altnda bulundurduunu da gizlemiyor. Aramzda garip ilikiler kuruldu, herkese kar gsterdii kendini beenmilik ve hor grme gz nne alnrsa, bu ilikilerin ouna hibir anlam veremiyorum. Szgelimi, kendisini lgnlar gibi sevdiimi ok iyi biliyor; hatta kendisine yakc tutkumdan sz etmeme bile izin veriyor; ona sevgimden serbeste ve hibir engelsiz sz etmeme izin vermekle de beni adam yerine koymadn, hor grdn pek gzel belli ediyordu. Senin duygularna o kadar nem vermiyorum ki, btn sylediklerin, btn hissettiklerin umurumda bile deil der gibiydi. Eskiden de bana . ilerinden sz ederdi ama, hibir zaman btnyle ak yrekli deildi. Dahas, bana olan hor grsne u trden

incelikler de katard: Szgelimi, yaamndaki filan olaydan, ya da kendisine ciddi korkular veren bir durumdan haberim olduunu bilirdi; eer amacna ulamak iin beni tutsak, ya da ulak olarak kullanma gereksinimini duyarsa bu olaylarn bir blmn kendisi anlatrd bana. Ama, bana sadece ulak gibi kullanlan bir adamn bilmesi gereken kadarn aklyordu, olaylarn btn balantsn henz bilmiyorsam, onun skntlar ve kayglaryla zlp tasalandm grse de dosta bir ak szllkle beni tamamiyle rahatlatma tenezzlnde bulunmazd hibir zaman. Oysa, bana sk sk nazik ve hatta tehlikeli grevKUMARBAZ ler yklediine gre, bana kalrsa, benimle ak szl olmalyd. Ama, benim duygularm, onun korku ve telalarna yrekten katlman, onun tasa ve baarszlklarnn bana belki de onunkinin katn ektirdii kayglar onun umurunda myd! Onun rulet oynama tasarsn reneli hafta olmutu. Hatta kendi yerine oynamam gerektiini bana bildirmiti, nk bunu onun yapmas uygun dmezdi. Sesinin tonundan sadece kumar oynama istei deil de ciddi kimi kayglar bulunduunu fark etmitim. Aslnda para onu hi ilgilendirmez. Bunun iinde tahmin edebileceim ama, henz bilmediim bir ama, ayrntlar var. Kukusuz ki, beni iinde tuttuu kk dme ve tutsaklk durumlar ona dolaysz ve ekinmeden soru yneltme olanan verebilirdi (sk sk da verir). Mademki ben onun iin bir tutsam, mademki onun gznde bir hiim, ne kabalm, ne de merakm onu incitebilir. Ama, gerekte, ona soru sormama izin vermekle birlikte, sorularma karlk vermiyor. Kimi zaman da bunlara hi dikkat bile etmiyor! te bizim ilikilerimiz bu durumda! Dn, drt gn nce Petersbourg'a ekilen ve karlksz kalan bir telgraftan ok sz edildi. Generalin heyecanl ve dnceli olduu aka grlyor. Bu hi kukusuz bykanne konusuyla ilgili. Fransz da heyecanl. Szgelimi, dn, yemekten sonra, uzun bir sre byk bir ciddiyetle konutular. Fransz bize kar akl almaz derecede gururlu, azametli ve umursamaz havalar taknyor. Hani atasznn dedii gibi: Dadan gelen, badakini kovar. Hatta Pauline'e kar bile patavatszl kabala kadar varyor. Bu arada, gazinonun parkndaki aile gezintilerine, dolaylardaki at ve kr gezintilerine seve seve katlyordu. Generalle Fransz birbirine balayan olaylarn bir blmn bir hayli zamandr biliyorum: Rusya'da, birlikte bir fabrika kurmaya niyetlenmilerdi; bu tasan yzst brakld m, yoksa ondan hl sz ediliyor38 KUMARBAZ mu, bilmiyorum. Bundan baka, onlarn aile gizlerinden bir blmn yakaladm: Fransz gerekten de, geen yl grevinden istifa ettii zaman ar'a borlu olduu miktar tamamlamas iin generale otuz bin ruble dn vererek onu skntdan kurtarm. Ve ite general onun ellerinde; ama, imdi btn bu oyunda ba rol Mile Blanche'da, bunu ileri srerken yanlmadmdan kesinlikle eminim. Bu Mile Blanche kim? Burada, bizde, onun annesiyle yolculuk eden ve hesapsz bir servete sahip olan soylu bir Fransz hanm olduu syleniyor. Bizim markinin uzak bir akrabas olduu da biliniyor; karde torunlar gibi bir ey hani. Anlattklarna gre, benim Paris yolculuumdan nce Fran-szla Mile Blanche'n ilikileri daha trensel ve daha incey-mi; oysa imdi, dostluklar ve akrabalklar daha dolaysz biimde ve daha yakn ve teklifsiz gibi grnyor. Belki de ilerimiz onlara o kadar kt durumda grnyordur ki, artk bundan byle yapmackl olmay ve bizlere saygl davranmay gereksiz buluyorlardr, kimbilir. nceki gn, B. Astley' in Mile Blanche'la annesine bak biimini fark ettim. O ikisini tanyormu gibi geldi bana. Hatta bizim Franszn da B. Astley'e daha nce rastlam olduunu anlar gibi oldum. B. Astley ylesine ekingen, utanga ve sessizdir ki, insan ondan bir ey koparmay hi mi hi umamaz: Yine ba krlr fes iinde, kol krlr yen iinde deyimince iler srp gidecekti. Bu arada, Fransz ona yle bir isteksizce selam veriyor, hemen hemen yzne bile bakmyordu. Demek oluyor ki ondan bir korku'su yoktu. Gene bu

anlalabilir; ama, neden Mile Blanche da onu bilmezlikten geliyor? stelik de marki dn kendini ele verdi: Konuma srasnda, anszn, imdi anmsayamadm bir konuda, B. Astley'in son derece zengin olduunu, bunu ok iyi bildiini syleyiverdi. Mile Blanche ite o zaman B. Astley'e bakmalyd! Szn ksas, general kaygl. Teyzesinin lmn bildiren bir telgrafn imdi onun iin ne nem tayaca iyice anlalyor! Pauline'in benimle bir konumadan bilerek kandna kesinlikle emin olmakla birlikte, souk ve ilgisiz bir hava takndm: Anszn gelip beni bulmaya karar vereceini dnyordum. Bylece, dn ve bugn btn dikkatimi Mile Blanche'a ynelttim. Zavall general, gerekten de mahvoldu demektir! nsann elli be yanda bylesine iddetle k olmas, hi kukusuz byk bir felakettir. Bir de buna dul oluunu, ocuklarn, iflas durumunu, borlarn, en sonunda da tutulduu kadn ekleyin. Mile Blanche son derece gzel. Ama,, insana korku veren o yzlerden birine sahip dersem, bilmem ne dediimi anlatabilir miyim? Hi deilse ben, bu tr kadnlardan hep korkmuumdur. Yaklak yirmi be yalarnda. Uzun boylu, ahane omuzlar var, grkemli bir boynu ve gsleri, esmer bir teni, abanoz gibi kapkara ve gr (hemen hemen iki baa yetecek kadar gr) salar vard. Kapkara gzleri, gzlerinin beyaz sarmtrakt, kstah bir bak, prl prl dileri, hep boyal dudaklar var; misk kokuyor. arpc ve zengin biimde ama, byk bir zarafet ve zevkle giyiniyor. Elleri ve ayaklar harikulade. Sesi bouk bir kontralto. Kimi zaman btn dilerini gstererek kahkahayla gler ama, ounlukla kstah bir halle hi deilse Pauline'le Marie Philippovna'nn yannda suskun durur. (Ortalkta garip bir sylenti dolayor: Maria Philippovna Rusya'ya dnyormu.) Bana yle geliyor ki, Mile Blanche hibir eitim grmemi, hatta belki aptal da ama, buna karlk kukulu, gvensiz ve hilekrd. Yaamnn olduka servenli getiini sanyorum. Yani ksacas, belki de marki akrabas filan deildi, annesi de gerekten annesi deildi. Ama, gya kendilerine rastladmz Berlin'de, onun ve annesinin rabtal birka ahbaplar varm. Markiye gelince, imdiye kadar onun markiliinden kukulanm olmama karn, bizde, szgelimi Moskova'da olduu40 KUMARBAZ KUMARBAZ 41 kadar Almanya'da da yksek sosyeteden olduu kukusuz gibi grnyor. Fransa'da durumun ne merkezde olduunu bilmiyorum. Bir atosu olduu syleniyor. yle sanyorum ki u on be gn iinde kprlerin altndan ok sular akacak ama, gene de Mile Blanche'la generalin kesin szleri syleyip sylemediklerini hl tam olarak bilemiyorum. Sonunda, imdi her ey durumumuza, yani generalin onlarn nnde parldatabilecei parann miktarna bal. Eer, szgelimi, bykannenin hl hayatta olduunu renirlerse, hi kukum yok Mile Blanche hemen ortadan yok olur. Bu kadar dedikoducu olduuma ben bile hem ayorum, hem de bunu pek gln buluyorum, dorusu ya. Ah, bilseniz btn bunlardan ne kadar ireniyorum! Btn bu insanlardan ve btn bunlardan ne byk bir sevinle ayrlrdm, bir bilseniz! Ama, Patline' den ayrlabilir miyim, evresini ispiyonlamadan durabilir miyim? spiyonlamak aalk, iren bir ey hi kukusuz ama, umurumda bile deil! Dn ve bugn, B. Astley de bana bir garip grnd. Evet, kesinlikle inanyorum ki Pauline'e k! k, ekingen ve hastalk derecesinde utanga bir adamn tam da bir szck, ya da bir bakla kendini ele vermektense yz ayak yerin altnda olmay yeleyecei bir anda bu adamn baknn kimi zaman ifade ettii ey pek acayip ve glntr. Gezintide sk sk B. Astley'le karlayoruz. Muhakkak ki bize katlma isteiyle yanp tutuarak, apkasn karyor ve yolunu srdryor. Ve eer birlikte gezinmek ricasnda bulunulursa, hemen neriyi reddediyor. Gazinoda, konserde, ya da fskiyenin nnde dinlenilen yerlerde, hep bizim srann yaknlarnda duruyor. Nerede olursak olalm, parkta, ormanda, Schlangenberg'in zerinde, en yakn patikada, ya da bir alln ardnda B. Astley'in karaltsnn

kanlmaz biimde belirdiini grmek iin insann gzlerini evresinde gezdirmesi yeterliydi. Bana yle geliyor ki, benimle zel olarak konumak iin frsat aryor bu adam. Bu sabah karlatk ve bir iki sz konutuk. Kimi zaman, kesik tmcelerle konuuyor. Daha bana gnaydn bile demeden, hemen: Ah, Mile Blanche!.. diye haykrd. Mile Blanche gibi ok kadn grdm! Bana anlaml bir bak ynelterek sustu. Bu szlerle ne demek istiyordu, bilemiyorum, nk benim: Ne demek istiyorsunuz? diye sormam zerine ok bilmi bir glmsemeyle ban sallayarak unlar ekledi: te byle. Mile Pauline iekleri ok mu sever? Hi bilmiyorum diye karlk verdim. Nasl! Bunu bilmiyor musunuz? diye haykrd aknlktan neredeyse kk dilini yutarak. Hayr, hibir .fikrim yok, hi dikkat etmedim diye yineledim, glerek. Hmmm! Bu aklma bir fikir getirdi. Bunun zerine, bana bir ba iareti yapp yolunu srdrd. Zaten pek honut bir hali vard. kimiz de berbat bir Franszca konuuyoruz. DRDNC BLM O gn pek gln, rezil ve samayd. Akamn saat on biri. Kk odamda oturmu, anlarm dzene sokmaya alyorum. Her ey bu sabah balad: Pauline Alexandrovna adna oynamak zere rulete gitmem gerekti. Onun yz altm frederikini aldm ama, iki koulla: Birincisi, yar yarya, ortaklaa oynamay kabul etmiyordum, bylece de eer kazanrsam kendim iin hibir ey almayacaktm; ikincisi de, akama, 42 KUMARBAZ KUMARBAZ 43 Pauline neden kazanmaya bu kadar ihtiyac olduunu ve tam ne kadar para gerektiini bana anlatacakt. Bunun sadece para iin olduunu dnemezdim. vedi bir ihtiyac olduu aka belliydi ama, hangi amala olduunu bilmiyordum. Aklama yapacana sz verdi, ben de gittim. Kumar salonlarnda herkes birbirini iniyordu. Hepsi de ne kadar kstah ve agzl! Kalabal yardm ve krupiyenin yanma yerletim. Sonra da, her seferinde sadece iki altn srerek, ekine ekine baladm. Bu srada inceliyordum ve gzlemlerde bulunuyordum. Bana yle geliyor ki, btn bu hesaplarn pek bir anlam yok, pek ok kumarbazn onlara verdii nemden de yoksundurlar. Orada oturmular, ellerinde saylarla kapl ktlar, notlar alyorlar, hesaplyorlar, anslar kestirmeye alyorlar, son bir ilem daha yapp en sonunda paralarn sryorlar... ve yitiriyorlard tpk hibir hesap yapmadan oynayan fani kullar gibi. Buna karlk, doruya benzeyen bir sonu elde ettim: Gerekten de, beklenmedik anslarn ard arda geliinde bir sistem deilse de bir eit dzen var; bu elbette ki'ok garip. Szgelimi, ortadaki on iki saydan sonra son on iki saynn kt oluyordu; diyelim ki, iki kez bu son on iki say kyor ve ilk on ikiye geiyor. lk on ikinin zerine dtkten sonra, yeniden ortadaki on ikiye dnyor; , drt kez st ste ortadaki saylar kyor, sonra yeniden son on iki kyor; iki turdan sonra, yeniden ilk saylara dnlyor, bunlar sadece bir kez kyorlar, ortadakiler ise kez st ste kyor. Bu bylece bir buuk, iki saat kadar sryor. Bir, ve iki; bir, ve iki. ok garip bir ey. Falan le sonrasnda, ya da filan sabah, siyah hemen hemen dzensiz bir biimde ve her an krmzyla nbetlee geliyor; her renk st ste sadece iki, ya da kez kar. Ertesi gn, ya da akam, szgelimi, st ste yirmiye kadar sadece krmz kar ve bu bylece bir sre, kimi zaman btn gn boyu srer gider. Bu gzlemlerin nemli bir blmn, leye kadar btn zamann hi para srmeden kumar masalarnn yannda geiren B. Astley'e borluyum.

Bana gelince, hepsini son metelie kadar ve pek ksa bir zamanda yitirdim. nce ift sayya yirmi frederik koydum ve kazandm; bunlar yeniden koydum ve gene kazandm, bu bylece iki kez srd. yle sanyorum ki elimdeki paramn miktar bir be dakikann iinde drt yz frederike ykseldi. te o anda gitmem gerekirdi ama, iimde garip bir duygu uyand: Yazgya meydan okumak, ona bir imdik atmak, dilimi karmak, nanik yapmak istei kabard. zin verilen en yksek paray srdm: Drt bin florin ve yitirdim. Sonra da iyice coarak, elimde kalann hepsini kardm, bir nceki gibi yerletirdim ve yeniden yitirdim. Bunun zerine, adeta sersemlemi bir halde masadan ayrldm. Bama geleni anlayamyordum bile, talihsizliimi ancak yemekten nce Pauline Alexandrovna'ya bildirdim. O zamana kadar parkta dolanp durdum. Yemekte, gene gn nceki gibi comutum. Fransz-la Mile Blanche gene bizimle yemek yiyorlard. O sabah Mile Blanche da gazinodayd ve benim gsterilerimi seyretmiti. Bu kez, daha saygl bir biimde konutu benimle. Fransz daha bir kestirmeden giderek yitirdiimin kendi param olup olmadn sordu. Galiba Pauline'den kukulanyor. Ksacas, iin iinde i vard. Hemen bir yalan uydurdum ve bunun kendi param olduunu syledim. General son derece armt: Bu kadar paray nereden bulmutum? On frederikle baladm, alt yedi kez st ste iki katna kararak be, alt bin florine kadar ykseldiimi ve hepsini iki elde yitirdiimi anlattm. Elbette ki btn bunlar akla yaknd. Bu aklamay yaparken Pauline'e bakyordum ama, yznden hibir ey oku-yamadm. Bununla birlikte, hi szm kesmedi, ben de konumam srdrdm. Bundan, yalan sylemem ve onun adna 44 KUMARBAZ KUMARBAZ 45 oynadm gizlemem gerektii sonucunu kardm. Her ne olursa olsun, diyordum iimden, bu sabah sz verdii aklamay mutlaka yapmal. yle sanyorum ki, general biraz bana kacakt ama, sesini karmad. Ama, ben gene de yznden onun heyecanl ve kaygl olduunu anladm. Belki de u iinde bulunduu skntl durumda olduka hatr saylr bir altn ynnn, kala gz arasnda, benim gibi bylesine ihtiyatsz bir sersemin elinden akp gittiini iitmek onu zyordu. Galiba dn akam Franszla olduka iddetli bir az dala yaptlar. Uzun zaman hararetli hararetli konutular; kapy da kilitlemilerdi. Fransz ktnda pek fkeliydi; bu sabah erkenden gelip generali buldu... hi kukusuz dnk konumay srdrmek iin. Kumarda yitirdiimi renince, Fransz alayc bir sesle, birazck da kt yreklilikle, daha makul davranmam gerektiini belirtti. Ardndan da bilmem neden, Ruslarn genellikle kumarbaz olmakla birlikte, onun grne gre, kumar oynama yeteneinden bile yoksun, olduklarn ekledi. Bana kalrsa, rulet zellikle Ruslar iin icat edildi diye karlk verdim. Franszdan hor gren kk bir kahkaha ykselince, gerein muhakkak ki benden yana olduunu belirttim, nk Ruslarn kumarbaz olduklarn sylerken onlar vmekten daha da ok yeriyordum; demek ki szme inanlabilirdi. Dncenizi neye dayandryorsunuz? diye sordu Fransz. una dayandryorum ki, tarih boyunca anamal edinme zgrl uygar Batl insann erdem ve saygnlk kutsal kitabna girmitir; hatta belki de bunun en nemli blmn oluturur. Oysa Rus sadece anamal edinme yeteneinden yoksun olmakla kalmaz, ayn zamanda da eline geeni dncesizce geliigzel arur eder. Her ne olursa olsun, biz Ruslarn da paraya ihtiyac vardr diye ekledim. Bylece de, almadan, iki saat iinde anszn byk servetler kazamla-bilen rulet gibi yntemlere susamzdr. Bu bizi hayran eder, kendimizi zora sokmadan, geliigzel oynadmz iin de, yitiriyoruz!

Ksmen doru diye kabul etti Fransz kendini beenmi bir tavrla. Hayr, yanl, lkeniz hakknda byle konutuunuz iin utanmalsnz diye kt general fkeli ve kasntl bir ciddiyetle. Ben de ona: zin verirseniz diye karlk verdim, kularn yakksz davranlar m, yoksa drst bir almayla dm stne dm atp para biriktirmekten ibaret olan Alman sisteminin mi daha iren olduu henz sylenemez. Ne yakksz bir dnce! diye haykrd general. Ne kadar da tam Ruslara yarar dnce! diye haykrd Fransz da. Glyordum; onlar inelemek iin yanp tutuuyordum. Alman tanrsna tapmaktansa, btn mrmce bir Krgz adrnda gebe yaam srmeyi yelerim! diye bardm. Ne tanrsym o? diye baran general bu kez ciddi alarak fkelenmeye balyordu. Almanlarn servet biriktirme biimi. Buraya geleli pek oldu ama, yapmak ve dorulamak zamann bulduum gzlemler benim Tatar kanm isyan ettiriyor. Vallahi, byle er-iemleri istemem ben! Dn, evrede on verst kadar dolatm. Tpk o resimli kk Alman ahlak kitaplar gibi: Burada, her evin korkun derecede erdemli ve olaanst biimde namuslu Vater' var. O kadar namuslu ki, insan yaklamaya korkuyor. nsann yaklamaya korktuu namuslu kiilere dayanamam ben. Her Vater'm bir ailesi var, akam olunca da hepsi yksek sesle eitici kitaplar okuyorlar. Minik evin ze46 KUMARBAZ KUMARBAZ 47 rinde karaaalar ve kestane aalan hrdyor. Gnein ba* ts, damn stnde bir leylek... Btn bunlar son derece iirsel ve dokunakl... fkelenmeyin general, izin verin de ackl biimde konuaym. lm babamn, akamlar kk bahemizin hlamur aalar altnda annemle bana buna benzer kitaplar okuduunu anmsyorum. Demek ki bu konuda ne dediimi bilecek durumdaym. Burada, her aile tamamiyle Va-ier'in kulu klesi. Hepsi kzler gibi alyorlar, Yahudiler gibi de para biriktiriyorlar. Diyelim ki baba bir miktar para biriktirdi de, mesleini, ya da topram byk oluna devretmek istiyor: eyiz paras vermeyecei iin kz evlenemez. Kk olan uak, ya da asker olarak satarlar, paray da baba malna katarlar. Bu gerek, burada yaplageliyor; sorup rendim. Btn bunlarn bir tek kayna var: Drstlk, ar dereceye vardrlan bir drstlk, yle ki, satlan kk olan, kendisini drstlk uruna sattklarna kesinlikle inanyor. te ideal bu, kurban bile kendisini sunaa gtrdkleri iin seviniyor! Peki, sonra? Eh, ne olsun, byk olann da yaam pek yle gllk glistanlk deil: Orada bir Amalchen'i, gnlnn bir arkada var ama, onunla evlenemez ki, nk henz yeteri kadar florin biriktiremediler. Onlar da, erdemle, itenlikle beklerler ve glmseyerek sunaa giderler. Amalchen'in yanaklar ukurlar, kz kurur kalr. En sonunda, yirmi yldan sonra, varlklar artar, florinler namuslu ve erdemli biimde birikmitir... Vater krkna merdiven dayam byk olunu kutsar, otuz be yan sren Amalchen'in de gs prsmtr, burnu kpkrmzdr... Yal adam bu frsatla alar, ahlak dersi verir ve lr. Bu kez de byk olan erdemli Vater'o, dnr ve yk yeniden balar. Elli ya da yetmi yl sonra, ilk Vater'm torunu gerekten de nemli bir anamal gerekletirir, onu oluna, o da kendi oluna brakr, be alt kuak sonra da Rothschild baronu, ya da Hoppe ve rt., ya da eytan bilir kim ortaya kar. Bu gerekten de grkemli bir gsteri deil mi? ki, yzyllk aba,' sabr, emek, zek, drstlk, enerji, metanet, ileri grlk, damn stnde leylek! Daha fazla ne istersiniz? Bundan daha yce bir ey olamaz: Bu bak asndan, btn dnyay yarglamaya ve sulular, yani az buuk onlardan farkl olanlar cezalandrmaya balarlar. te byle: Ben Rus

yntemince sefahata dalmay, ya da rulette servet kazanmay yelerim! Be kuak sonra Hoppe ve rt. olmaya hi de niyetim yok! Kendim iin paraya ihtiyacm var, kendimi hibir anamala bal hissetmiyorum. Bir sr samalklar sylediimi biliyorum ama, bana ne. Benim inanlarm bu. Sylediklerinizde byk bir gerek pay var m bilmem ama dedi general dnceli bir halle, kesinlikle1 bildiim bir ey var, o da banz biraz bo braktlar myd, dayanlmaz derecede kurumlanyorsunuz... Her zamanki alkanlyla, gene tmcesini tamamlamad. Bizim general alelade konumann snrlarn birazck aan bir konuya yaklat zaman tmcelerini hi tamamlamaz. Fransz gzlerini faita gibi aarak, gevek bir durula dinliyordu. Pauline azametli bir ilgisizlik havas taknmt. Bu kez sofrada konuulanlardan hibir ey iitmemi gibi grnyordu. BENC BLM Pauline her zamankinden daha dalgnd ama, sofradan kalkar kalkmaz, gezintiye kendisiyle birlikte gelmemi syledi. ocuklar aldk, parkta fskiye ynne gittik. Ben zellikle pek heyecanl olduumdan, damdan der48 KUMARBAZ KUMARBAZ 49 cesine, aptalca ve pek kaba bir biimde neden bizim De Grieux Markisi kk Franszn artk onunla dar kmadn ve gnler boyunca bir tek sz sylemediini sordum. Pauline de bana garip bir sesle: Kaba adamn biri de ondan! diye karlk verdi. Onun De Grieux'den bu biimde sz ettiini imdiye kadar hi iitmemitim, bu fkeyi anlama korkusuyla, sustum. Bugn generalle hi anlaamyor, fark ettiniz mi? Pauline kuru bir sesle, fkeyle: Neyin sz konusu olduunu renmek istiyorsunuz? diye karlk verdi. Biliyorsunuz ki, btn varlnn ipoteine karlk generale bor para verdi; eer bykanne lmezse, Fransz hemen btn rehinlerin sahibi olacak. Her eyin ipotek edildii doru mu, kuzum? Sylemilerdi ama, bu kadar kesin olduunu bilmiyordum. Elbette ya! yleyse, elveda Mile Blanche! dedim. General ei olamayacak! Biliyor musunuz, general o kadar k ki, eer Mile Blanche onu brakrsa canna kyar gibi geliyor bana. Onun yanda bylesine lgnca tutulmak tehlikelidir. Pauline Alexandrovna da dalgn bir halle: Ben de bana bir eyler geleceini sanyorum dedi. Ne harikulade, deil mi? diye haykrdm. Onunla para iin evlenmeye raz olduu bundan daha arpc bir biimde gsterilemezdi. Kurallara bile uyulmad, trenlerden bsbtn vazgeildi. Harikulade! Bykanne konusuna gelince, ld m? Gerekten ld m? diye sormak iin telgraf stne telgraf ekilmesi kadar gln ve aalk bir ey olabilir mi? Evet, bu konuda siz ne dnyorsunuz, Pauline Alexandrovna? Btn bunlar sama eyler dedi szm keserek nefretle. Ben asl sizin pek neeli olmanza ayorum. Sizi bu kadar sevindiren nedir kuzum? Belki de benim param yitirmi olmanz? Yitirmem iin neden paranz bana verdiniz? Bakalarnn adna kumar oynamayacam syledim size, zellikle de sizin adnza. Her ne olursa olsun btn buyruklarnza uyuyorum; ama, sonu benim elimde deil. Yararl hibir ey olamayacan ben size haber vermitim. Buraya bakn, bu kadar para yitirmek sizi sarst m? Kazanm olsaydm, ne iinize yarayacakt bu? Neden btn bu sorular? -

yi ama, bana anlatacanz sz vermitiniz ya... Bakn dinleyin: Kendi adma oynamaya baladm zaman (on iki frederikim var) kazanacama kesinlikle inanyorum. Bylece, size istediiniz kadar para veririm. Kmseyerek dudak bkt. Canm, diye srdrdm, size byle bir neride bulunduum iin bana hemen kzmayn. Sizin gznzde bir hi olduum bilinci iime ylesine kk salmtr ki, benden para bile kabul edebilirsiniz. Size bir armaan versem gceemez-siniz. stelik de sizin paranz yitirdim. abucak bana bir gz att, alayc bir sesle ve fkeyle konutuumu fark edince, konumann konusunu bir kez daha deitirdi. Benim ilerimde sizi ilgilendirecek hibir ey yok. Eer renmek istiyorsanz, syleyeyim: Borcum var. Bor para aldm, bunu demek istiyordum. Burada kumarda kazanacan fikrine kapldm, lgnca ve pek garip bir dnceydi bu. Neden byle dndm? Hi bilmiyorum ama, buna inanyordum. Kimbilir, belki de hibir seeneim bulunmadndan ve bunun son ansm olduundan bu umuda yaptm. Ya da her ne pahasna olursa olsun, mutlaka kazanmanz GEREKYORDU. Tpk denize denin ylana sarld F. 4 50 KUMARBAZ KUMARBAZ 51 gibi. Kabul edin ki, eer boulmak zere bulunmasayd, aa kk diye ylana sarlmazd. Pauline ard: Nasl? diye sordu. Siz de ayn umudu beslemiyor musunuz? On be gn nce bana burada rulette kazanacanza kesinlikle inandnz uzun uzun anlattnz ve size deli gzyle bakmamam rica ettiniz benden. O zaman aka m yapyordunuz yani? Oysa, ok iyi anmsyorum, o kadar ciddi konuuyordunuz ki, bunun aka olduuna dnyada kimse inanmazd. Doru diye karlk verdim dalgn dalgn. Gene bugn de kazanacama kesinlikle inanyorum. Hatta size unu itiraf edeyim ki, imdi kendi kendime u soruyu yneltme zorunda braktnz beni: Neden bugnk o aptalca, rezil yitiim, ruhuma kuku drmedi? Kendi hesabma oynarsam mutlaka kazanacama kesinlikle inanyorum. Neden bundan o kadar eminsiniz? renmek istiyorsanz syleyeyim: Ben de bilmiyorum. Sadece kesinlikle kazanman GEREKTN, benim iin de tek kurtulu yolunun bu olduunu biliyorum. Belki de bunun iin kesin olarak kazanmam gerektii duygusuna kaplyorum. u halde siz de her ne pahasna olursa olsun kazanmalsnz, bu kadar kr krne bir inancnz olduuna gre! Bahse girerim ki benim bylesine ciddi bir zorunluluk duyabileceimden phe ediyorsunuz. Pauline sakin ve ilgisiz bir sesle: Btn bunlar umurumda bile deil yantn verdi. Mademki sordunuz, evet, herhangi bir eyin sizi ar derecede kayglandrabileceinden kuku duyuyorum. zlebilirsiniz ama, pek yle ciddi ekilde deil. Siz dzensiz ve kararsz bir adamsnz. Paraya neden ihtiyacnz var? Geen gn bana gsterdiiniz btn nedenlerde ben nemli hibir ey gremedim. Durun bakaym diye szn kestim, sylediniz de aklma geldi, bir borcu demek zorunda olduunuzu sylemitiniz bana. ok nemli bir bor olmal bu, bana yle geliyor! Fransza, deil mi? Ne demek oluyor bu? Bakyorum da bugn pek kstahsnz! tiniz mi yoksa?

Bilirsiniz ki ben her eyi sylerim, hatta kimi zaman da dolambasz, pat diye sorular sorarm. Bir kez daha yineliyorum, sizin tutsanzn! ben; bir tutsak sizi artamaz, bir tutsak incitemez, onurunuzu kramaz. Nedir btn bu samalklar, kuzum! Sizin u "tutsaklk" kuramnza dayanamyorum ben. Dikkat ederseniz, sizin tutsanz olmay istediim iin tutsaklmdan sz ediyor deilim, sadece istencimin tama-miyle dnda bir olgu olarak sz ediyorum ondan. imdi bana aka syleyin: Neden paraya ihtiyacnz var? Peki, ya siz, neden bunu renmek istiyorsunuz? Cannz isterse diye karlk verdi azamet dolu bir ba hareketiyle. Tutsaklk kuramna dayanamyorsunuz ama, insan tutsanz olmaya zorluyorsunuz: "Tartmadan yant verin!" Pekl, yle olsun. Neden paraya ihtiyacm olduunu soruyorsunuz bana. Ne soru! Para... Her ey demektir! Anlyorum ama, bunu isterken insan byle bir lgnla dmemeli! nk siz ii kendinden gemeye kadar, yazgcla kadar vardryorsunuz. Burada bir i var, kesin bir ama var. Kem km etmeden, ak ak konuun, yle istiyorum. Sanrsnz ki fkelenmeye balyordu. Hiddetli bir sesle bana sorular sormay srdrmesi beni pek sevindiriyordu. Elbette ki bir amacm var, dedim, ama, bunun ne olduunu size anlatamam. Sadece u var ki, parayla ben bs-52 KUMARBAZ btn baka bir adam olacam, hatta sizin gznzde bile, bylece de tutsak olmaktan kurtulacam. Peki, nasl? Bunu nasl baaracaksnz? Nasl m baaracam? Beni bir tutsaktan baka trl grebileceiniz bir duruma ulaabileceimi bile anlayamyorsunuz! te benim asl hi istemediim de bu, bu aknlklar ve bu anlayszlar istemiyorum artk. Bu tutsakln size byk zevk verdiini sylyordunuz. Ben de bunun byle olduunu sanyordum. Garip bir zevkle: Sanyordunuz diye haykrdm. Ne saflk bu byle!, Pekl, evet, sizin urunuza katlandm tutsaklk benim iin bir zevktir. Alalmann ve kk dmenin en son derecesinde insan byk bir tat bulur! diye samalamay srdrdm. Kimbilir, topuz ulu krba da srtnza inip etinizi paralad zaman da belki bu zevki duyuyordur insan... Ama, ben belki de baka zevkler duymak istiyorum. Demin, sofrada, general sizin nnzde belki de hibir zaman alamayacam yllk yedi yz ruble iin beni azarlad. De Grieux Markisini sizin nnzde burnundan yakalamak iin iddetli bir istek duyuyorum, kim bilir? Toy delikanl zrvalar! Bizim durumumuzda insan onurlu davranabilir. Savam yceltir, alaltmaz. z deyilerle konuuyorsunuz! Siz sadece benim saygnlk gstermesini bilmediimi sanyorsunuz. Saygn bir kii olmakla birlikte saygnlkla davranmasn bilmediimi sanyorsunuz. Byle olabileceini anlyor musunuz? Ama, btn Ruslar byledir, nedenini biliyor musunuz? nk Ruslar, kendilerine uyan bir biimi abucak bulabilmek iin pek bol ve pek deiik yeteneklere sahiptirler. Burada, nemli olan biimdir. Biz Ruslar ounlukla yle bol yeteneklere sahibiz ki, kendimize uygun bir biim bulabilmemiz iin deha gerektir. ou zaman da dehadan yoksunuzdur, nk bu genellikle pek KUMARBAZ 53 ender rastlanan bir eydir. Franszlarda, belki de daha baka kimi Avrupallarda biim o kadar iyi belirlenmitir ki, insan dnyann en alak adam olduu halde son derece saygn halleri olabilir. te bu nedenle biim onlar iin son derece nemlidir. Bir Fransz bir hakarete, derin

ve gerek bir hakarete katlanr da, kabul edilen grg ve terbiye kurallarna ve geleneksel biime uymad iin burnunun zerine kk bir fiskeye katlanamaz. Fransz erkeklerinin kzlarmzn yannda o kadar baar salamalarnn nedeni, gzel bir biimleri olmasdr. Bana gelince, ben zaten bunda hibir biim grmyorum, sadece bir horoz, galya horozu gryorum. Aslnda ben bunu anlayamam, kadn deilim ki. Kim bilir, belki horozlarn da iyi yan vardr. Aman canm, ben de tutmu bir yn samalar sylyorum, beni durdurmuyorsunuz. Beni daha sk durdurun, sizinle konuurken, iimde ukde olan ne varsa hepsini, hepsini sylemek istiyorum. Biimi filan yitiriyorum. Sadece biimin olmadn deil, her trl deerden de yoksun okluumu kabul ediyorum. Bunu size aka bildiriyorum. Hatta hibir deer umurumda bile deil. imdi, bende her ey aklp kald, kmldamaz halde. Bunun nedenini biliyorsunuz. Kafamda artk bir tek dnce var. Uzun zamandan beri dnyada, Rusya'da da, burada da, neler olup bittiinden haberim yok. Szgelimi, bakn, Dresden'den getim ama, bu kentin neye benzediini unuttum gitti bile. Kafam neyin kurcaladn biliyorsunuz. Sizin gznzde bir hi olduumdan ve hibir umudum da olmadndan, ak ak konuuyorum: Her yanda sizi gryorum, geri kalan umurumda bile deil. Sizi neden ve nasl sevdiimi bilmiyorum. Biliyor musunuz, belki de hi gzel deilsiniz? Dnn bir kere, sadece yznzn bile gzel olup olmadn bilmiyorum. Yreiniz kukusuz ktdr, ruhunuz byk bir olaslkla soyluluktan yoksundur. Belki de benim soyluluuma inanmadnz iin beni parayla satn almay tasarlyorsunuz?54 KUMARBAZ KUMARBAZ 55 Sizi satn almay ne zaman tasarladm ki? diye haykrdm. ardnz ve ipin ucunu kardnz. Beni deilse bile sevgimi, saygm satn almay umuyorsunuz. Hayr, tam olarak bu deil. Ne demek istediimi anlatmann ok zor olduunu sylemitim size. Beni eziyorsunuz. Gevezeliime kzmayn. Bana neden kzmamak gerektiini anlyorsunuz: Deliyim ben, sadece. Aslna bakarsanz umurumda bile deil ya, cannz istiyorsa kzn. Yukarda, o kk odamda parmaklarm srmaya hazr olmam iin elbisenizin fsrtsn anmsamam, ya da dnmem yetiyor bana. Bana neden kzyorsunuz? Tutsanz olduumu sylediim iin mi? Yararlann, tutsaklmdan yararlann! Bir gn sizi ldreceimi biliyor musunuz? Kskanlktan deil, artk sizi sevmeyeceim iin de deil; hayr, sadece sizi tr tr yemek istediim gnler var da onun iin sizi ldreceim. Glyorsunuz... Hayr, hi de glmyorum dedi fkeli bir sesle. Size susmanz emrediyorum. fkeden boularak sustu. Tanr tanmdr ki gzel mi deil mi, bilmem ama, karmda byle durduu zaman ona bakmaktan ok holanyorum, ite bu yzden de onun fkesini kkrtmaktan zevk alyorum. Kimbilir, belki o da bunun farkna varmt da bile bile kzmt. Bunu ona syledim. Ne alaklk bu byle! diye haykrd nefretle. Hi nemi yok, diye srdrdm. Bir de unu bilin ki, birlikte gezinmemiz tehlikeli: Sk sk sizi dvmek, yznz gznz paralamak, grtlanz skmak iin kar konulmaz bir istek duyuyorum. Bunun oraya kadar varmayacan sanyorsunuz, deil mi? Beni kudurtuyorsunuz. Kukusuz bir rezalet karmaktan ekinirim, deil mi? Sizin hiddetiniz mi? Ama, sizin fkeniz zerre kadar umurumda deil! Sizi umutsuz bir akla seviyorum, bundan sonra da sizi bin kez daha fazla seveceimi biliyorum. Eer bir gn sizi ldrrsem kendimi de ldrmem gerekir; pekl ama, bu dayanlmaz acy siz olmadan hissetmek amacyla kendimi olabildiince ge ldrrm! Size

inanlmaz bir ey syleyeyim mi? Sizi her gn daha fazla seviyorum, oysa bu hemen hemen olanaksz bir ey. Bundan sonra da yazgc olmaz mym ben! Anmsyor musunuz: nceki gn, Schlangenberg'in zerinde, beni kkrttnz zaman size alak sesle: "Bana bir tek szck syleyin, kendimi uuruma ataym" dedim. O szj c syleseydiniz, atlardm. Buna inanyorsunuz, deil mi? Ne sama sapan gevezelik! diye haykrd. Sama olup olmamas umurumda bile deil! diye haykrdm ben de. Bildiim bir tek ey var, siz burada olduunuz zaman konumak, konumak, konumak ihtiyacn duyuyorum... ve konuuyorum. Karnzda btn zsaygm yitiriyorum, butta da metelik bile vermiyorum! Pauline souk ve zellikle krc bir sesle: Neden sizi Schlangenberg'in tepesinden atlamaya zor-layacakmm? dedi. Tamaniyle yararsz bu. Mkemmel! diye haykrdm. u harikulade "yararsz" szcn srf beni mahvetmek iin kullandnz. yznz anladm imdi. Yararsz dediniz, deil mi? Ama, zevk her zaman yararldr ve snrsz, mutlak bir etki, bir sinek ze-rinde bile olsa, bir eit zevktir. nsan, yaradltan zorbadr: Ac ektirmeyi sever. Bunu siz her eyden fazla seviyorsunuz. Beni zel bir dikkatle incelediini ok iyi anmsyorum. Yzm o anda hi kukusuz duyduum btn o akl almaz, ipe sapa gelmez hisleri yanstyordu. imdi ok iyi anmsyo-irum, konumamz hemen hemen u anlattm szcklerle ge-ti. Gzlerim kan ana gibiydi. Dudaklarmdan kpkler salglyordu. Schlangenberg konusuna gelince, u anda bile na-56 KUMARBAZ KUMARBAZ 57 muum zerine yemin ederim ki, eer o anda kendimi aa atmam emretseydi, hemen atardm! Hatta hakaretle, suratma tkrerek, aka olsun diye de syleseydi, gene atlardm! Yo, neden, kuzum? Size inanyorum dedi. Ama, bunu ancak onun yapabilecei yle bir tonla, yle bir hor grme ve ktlkle, yle bir kstahlkla syledi ki, Tanr bilir onu o anda ldrebilirdim. Byle bir tehlikeyle burun burunayd. Ve bunu ona sylerken hi de yalan sylememitim. Anszn bana: Korkak deil misiniz siz? diye sordu. Bilmem, belki de yleyimdir, bilmiyorum... Uzun zaman var ki bu soruyu kendime yneltmedim. Size: "u adam ldrn!" desem... ldrr mydnz onu? Kimi? Kimi istersem. Fransz m? Bana soru sormayn da yant verin. Kimi gsterirsem. Demin sylediklerinizin ciddi olup olmadn renmek istiyorum. Yantm yle bir ciddiyet ve sabrszlkla bekliyordu ki bana garip grnd bu. Sonunda burada neler olup bittiini syleyecek misiniz bana, kuzum! diye haykrdm. Yoksa benden korkuyor musunuz? inde rpndnz btn skntlar gryorum. flas etmi, lgn, u iblisin... Blanche'm tutkusuyla mahvolmu bir adamn vey kzsnz; sonra sizin zerinizdeki o gizemli etkisiyle Fransz da var; en sonunda da, u anda bana bu soruyu soruyorsunuz. Hi deilse bileyim, yoksa imdi he- ' men ldracam ve beklenmedik herhangi bir davranta bulunacam. Belki de akszllnzle beni onurlandrmaktan utanyorsunuzdur? Aman canm, benim karmda utana-fmazsnz. Ben hi de size bundan sz etmiyorum. Size bir soru sordun ve yantn bekliyorum. Elbette diye haykrdm, bana gstereceiniz kimse-lyi ldrrm ama, acaba siz bunu yapabilir misiniz... byle bir eyi bana emredebilir misiniz?

Sizi byle bir eyden saknacam sanmazsnz, inal-Slah? Size bir emir vereceim ve ben bir kenarda kalacam. Buna katlanabilir misiniz? Yok canm, ama, sonra da sizi bir cinayet ilemeye gnderme cretinde bulunduum iin gelip beni ldrrdnz. Bu szler zerine beynime bir balyoz yemi gibi oldum. Elbette ki o zaman bile sorusunu yar aka, yar kkrtma Solarak kabul etmitim, oysa Pauline ok ciddi konumutu. Bu ekilde konumu olmasna, zerimde byle bir hak id-idiasnda bulunmu olmasna, byle bir gce sahip olduunu sanp bana aka: Git kendini mahvet, ben kenarda kala-Icam demi olmasna ayordum. Bu szcklerde yle bir hayaszlk, yle akszllk vard ki, benim grme gre, Pauline ly ayordu. Peki, ondan sonra bana kar na-isl davranacakt acaba? Tutsakln ve alalmann btn s-Inrlarn ayordu bu. Bu gr tarz beni onun dzeyine kadar ykseltiyordu. Konumamzn btn samalna ve ina-Inlmazlna karn, yreim eziliyordu. Pauline anszn bir kahkaha kopard. Oynayan ocuklarn karssnda, arabalarn yolcularn gazinoya giden yolun azna brakmak iin durduklar yerin tam karsnda, bir spada oturuyorduk. Pauline: u iman baronesi gryor musunuz? diye haykrd. Wurmerhelm Baronesi. Buraya geleli henz gn oldu. Kocasna bakn: Bastonunu elinde tutan u sska, sarsak y-58 KUMARBAZ ryl Prusyal. nceki gn bize nasl bakmt, anmsyor musunuz? Hemen baronese yetiin, apkanz karp, ona Franszca bir eyler syleyin. Neden? Schlangenberg'in tepesinden kendinizi aa atacanza yemin ettiniz bana; size emredecek olsam, adam ldrmeye hazr okluunuza da yemin ediyorsunuz. Btn bu cinayetler ve trajediler yerine, canm sadece bir para elenmek istiyor. Karlk vermeden sz dinleyin. Baronun sizi bastonla dvdn grmek istiyorum. Beni kkrtyorsunuz; yapmayacam m sanyorsunuz? Evet, sizi kkrtyorum. Hadi, gidin, istiyorum. Pekl, ite gidiyorum ama, pek garip bir heves bu, dorusu ya. nallah bu olay generalin bana, dolaysyla da sizin banza dert amaz. Tanr adna, ben kendim iin kayglanmyorum, sizi... ve generali dnyorum. Ne garip bir fikir gidip de bir kadna hakaret etmek! Pauline kmseyerek bana: Pekl, grdme gre, sadece gevezenin birisiniz siz dedi. Demin gzleriniz kan ana gibiydi... zaten, kimbilir, bu belki de yemekte ok imi olmanzdan geliyordu. Bunun sama ve adi bir ey olduunu, generalin de pek kzacan biliyorum. Ben sadece elenmek istiyorum. Hepsi bu. Bir kadna hakaret etmenize gerek kalmaz. Daha nce size bir temiz sopa ekerler. Ayaa kalktm ve tek sz sylemeden grevimi yapmaya gittim. Kukusuz sama bir eydi bu, kanmasn becere-memitim ama, baronese yaklatm srada, bir haarlk yapma isteiyle srklendiimi hissettim. Zaten, sarho olduum kadar da comutum. KUMARBAZ ALTINCI BLM 59 Aradan iki gn geti bile. u aptalca gn yok mu! Ne lk, ne grlt, ne amata, ne uluorta konumalar! Ve btn bu hayhuyun, btn bu karkln, btn bu aptalln ve adiliin nedeni benim! Gerisi, hi deilse benim grme gre, zaman zaman gln geliyor. Neyin olup bittiini kavrayamyorum: Acaba ar bir cokunluk dneminde miyim, yoksa sadece aklm m kardm da beni kapatacaklar ana kadar densizlikler mi yapyorum? Kimi zaman gerekten aklm karr gibi oluyorum. Kimi zaman da, ocukluktan, okuldan henz kmm da, kabaca okul yaramazlklar yap-yormuum gibi geliyor bana.

Btn su Pauline'de, hep onun suu. Belki de o orada olmasa ocuka haarlklar yapmay aklma bile getirmezdim. Kimbilir, belki de btn bunlar umutsuzluktan yaptm (byle dnmenin aptalca bir ey olduunu biliyorum y) ve anlyorum, hayr, gerekten de Pauline'in ne gibi iyi bir yan olduunu anlamyorum. Gzel, daha dorusu, ben yle sanyorum. lgna dndrd de yalnz ben deilim. Uzun boylu, gzel endaml. Ama, ok zayf. Bana yle geliyor ki insan onu dmleyebilir, ya da ikiye katlayabilir. Ayann izi dar ve uzun... kvrandrc. Kvrandrc, bu tam deyimi. Salarnn kzl prltlar var. Gzlerine gelince, gerek kedi gzleri bunlar, onlara yle bir azamet ve kstahlk katmasn biliyor ki! Aa yukar drt ay nce, bunlarn hizmetine yeni girdiim sralarda, salonda De Grieux ile uzun bir konuma yapmt; her ikisi de iyice heyecanlydlar. Ve Pauline adama yle bir bak bakyordu ki... daha sonra yatmaya yukar ktmda, adama bir tokat attn, -az nce onu tokatladn ve karsna dikilip suratna baktm dndm... Ve ite o akam ona k oldum.60 KUMARBAZ Biz gene de konumuza dnelim. Byk yola ulaan patikaya saptm, byk yolun ortasnda durup baronla baronesi bekledim. Aramzda be admlk bir mesafe kalnca, apkam karp onlar selamladm. ok iyi anmsyorum, baronesin srtnda ak kuruni ipekliden, alacak kadar bol, krmalarla, bir sepet-eteklikle ve bir de kuyrukla sslenmi, elbise vard. Ksa boylu, ok imand, dolgun ve ieri ekik, hemen hemen yanaklaryla birlemi bir enesi vard. Kpkrmz bir yz, kt bakl, kstah minicik gzleri vard. Yry alakgnlllk doluydu. Barona gelince, kupkuru, upuzun boyluydu. Yampiri surat saysz minicik krklarla oyulmutt: Almanya'daki alkanla uyarak, gzlk de takyordu; krk be yandayd. Ba-caklar neredeyse gsnden balyordu. Soyluluk simgesi. Bir tavus kuu kadar kendini beenmitir. Biraz da ardr. fadesinde koyunsu bir ey ona gre derinlik yerine geerdi. Btn bunlar kala gz arasnda, birka saniye iinde fark ettim. Selamn ve elimdeki apkam nce dikkatleri pek ekmedi bile. Baron hafife kalarm atmakla yetindi. Barones, azametli bir yryle zerime doru geldi. Ben, her hecenin zerine basarak, tane tane, yksek ve iyice anlalr bir sesle. Sayn Barones, kulunuz olmak onuruna eritim dedim. Sonra, apkam bama geirdim, sevimli bir glmsemeyle yzne bakarak, yanndan getim. Pauline apkam karmam buyurmutu ama, bel krarak temennalarla marklklar benim buluumdu. Beni iten neydi, Tanr bilir. Yce bir dan tepesinden dermiim gibi geliyordu bana. Baron fkeli bir aknlkla bana doru dnerek: Haaa! diye bard, daha dorusu ciyaklad. KUMARBAZ 61 Ben dndm, hep glmsemeyle ona bakarak, saygl bir bekleyile durdum. Ne yapacan ard aka belliydi, ncc plus ultra (1) kalarn atmt. Yz gitgide kararyordu. Barones de fena halde fkeli bir aknlk durumuyla benden yana dnd. Gelip geenler bizi incelemeye balamlard. Hatta kimisi durdu bile. Baron bu kez .iki kat daha crlak, iki kat daha fkeli bir sesle: Haaa? diye yeniden ciyaklad. Ben de szcklerimi srkleyerek ve hep doruca onun gzlerinin iine bakarak: Ja woll (2) dedim.

Sind Sie rasend? (3), diye bard bastonunu sallayarak. Galiba tir tir titremeye balyordu. Belki de onu heyecanlandran benim giysilerimdi. Pek uygun bir biimde, hatta yksek sosyeteden birisi gibi, pek zarif giyinmitim. Anszn btn gcmle: Ja wo-o-ohl! diye bardm, Berlinlilerin yapt gibi oyu uzatarak. Berlinliler konuma srasnda her an bu ja wohl!u kullanrlar, hem de u veya bu dnceyi, ya da duygu ayrmn belirtmek istedikleri zaman o harfini az-ok uzatrla. Baronla barones birdenbire arkalarn dndler ve hemen hemen koarak uzaklatlar. Pek korkmulard. Orada biriken halk arasnda kimileri konumaya baladlar, daha bakalar akn akn bana bakyordu. Zaten aslna bakarsanz, pek iyi anmsamyorum. (1) Latince: Daha tesi olamaz, yani, son derece. (eviren) (2) Vurgulannca, evet canm, elbette anlamna gelen evet. (3)' Deli misiniz, siz?64 KUMARBAZ KUMARBAZ 65 olamyorum. Gerekten de, defalarca De Grieux Markisine sert bir sz sylemek iin iddetli bir istek kaplad iimi ve... Aman canm, srdrmek yararsz: Belki de bundan alnr. Ksacas, btn bunlar bir hastalk belirtileri. Kendisinden zr dilediim zaman Wurmerhelm Baronesi bunlar dikkate alr m bilmem ama, byle bir niyetim var. Bu durumu gz nn-de bulundurmayacak gibi geliyor bana, nk bildiim kadaryla u son gnlerde adliye evresinde bu durumu smrmeye, ktye kullanmaya baladlar bile: Avukatlar, ar ceza davalarnda, mvekkillerinin cinayeti iledikleri anda bilinlerini yitirdiklerini ve bunun bir hastalk okluunu ileri srerek onlar aklamaya alyorlar. "Vurdu ama, artk hibir ey anmsamyor" diyorlar. Ve dnn general, tp da onlarla az birlii ediyor... ve byle bir hastaln bal gibi bulunduunu, adna geici cinnet dediklerini ve buna yakalanan kimsenin o anda hibir eyi anmsamadn, ya da yarm yamalak anmsadn destekliyorlar. Ne var ki, baronla barones eski kuaktan insanlar; stelik bunlar Prusyal toprak aalan ve kk kasaba soylulardr. Adli tptaki bu gelimeden kukusuz ki haberleri yoktur, bu yzden benim aklamalarm kabul etmeyeceklerdir. Siz ne dersiniz, general? General anszn, zor zaptettii bir fkeyle: Yeter, efendi, yeter! dedi. Sizin yaramaz ocuk haylazlklarnzdan kesin olarak kendimi korumaya alacam. Baronla baronesten zr dilemenize gerek yok. Sizinle her trl iliki, sadece zr dilemenizle snrlansa bile, onlara pek yz kzartc gelecektir. Benim maiyetimde olduunuzu rendii zaman baron gazinoda benimle konutu ve size itiraf ederim ki, beni delloya armasna neredeyse ramak kald. Beni ne zor bir duruma soktuunuzu, nelere zorladnz anlyor musunuz, efendi? Barondan zr dilemek ve hemen bugn maiyetimden ayrlacanza sz vermek zorunda kaldm... zr dilerim, zr dilerim, general ama, sizin devimlinizle maiyetinizden ayrlmam o mu istedi? Hayr ama, ben bu onarm ona sunmak zorunda his-Isettim kendimi ve elbette ki baron buna pek sevindi. Artk ayrlyoruz, aziz Baym. Drt frederik ve florin alacanz [kalyor. le paranz, ve ile hesabnz: Doru olup olmadna [bakabilirsiniz. Elveda; bundan byle artk iki yabancyz. Ba-ia hep sknt ve dert getirdiniz. imdi garsonu arp yarndan itibaren sizin otel harcamalarnzdan sorumlu olmadm syleyeceim. Gle gle, Baym. Paray, kurunkalemle hesabmn yazld kd aldm, generali selamladm ve ok ciddi bir sesle ona: General, bu byle sonulanlmaz dedim. Baronun k-rc eletirileriyle karlam olmanza ok zldm, beni balayn ama, bu sizin suunuz. Neden benim yerime barona yant vermeyi stlendiniz? Sizin maiyetinizde olmam deyimi ne anlama geliyor? Ben ocuklarnzn retmeniyim, hepsi bu kadar. Ne sizin olunuzum, ne siz benim vasimsiniz,

benim davranlarmdan da siz sorumlu deilsiniz. Tzel bir kiiliim var benim. Yirmi be yandaym, niversite rencisiyim, soylu bir kiiyim, sizin tamamiyle yabancnzn Sadece size olan sonsuz saygm benim yerime. karlk verme hakkn kendinize mal ettiiniz iin sizi delloya zorlamaktan beni alkoyuyor. General yle ard ki, kollar iki yanna dt; sonra birdenbire Fransza doru dnd ve ona ksaca kendisini hemen hemen delloya davet ettiini anlatt. Fransz grltl bir kahkaha kopard. Ama, baron bu kadarla kurtulduunu sanmasn diye konumam byk bir soukkanllkla srdrdm. B. De Gricx'nn kahkahalar beni hi de heyecanlandrp artmamt. Mademki bugn baronun yaknmalarn dinlemeye raz olup, onun tarafn tutarak bir bakma bu ie burnunuzu F. 5 66 KUMARBAZ KUMARBAZ 67 soktunuz, size unu bildirmekle onur duyarm, general: Yarndan tezi yok, benimle ii olduu halde, sanki davranlarmn hesabn veremezmiim, ya da buna layk deilmiim gibi, beni bilmezlikten gelip de onu bir nc kiiye bavurmaya iten nedenlerin kesin bir aklamasn kendi adma, barondan isteyeceim. Dndm gibi oldu. Bu yeni samalklar iitince general korkuya kapld. Nasl, bu lanet ii srdrmeye niyetli deilsiniz ya, inallah! diye haykrd. Kendinizi ok g durumlara sokuyorsunuz. Ah! Tanrm! Sakn yapmayn, Baym, sakn byle bir ey yapmayn, yoksa, erefim zerine sylyorum ki... Burada da yetkililer var ve ben... ben... ksacas... Benim mev-kmi... baronunkini de elbette... gz nne alarak... Ksacas, sizi tutuklarlar ve bir rezalet karmanza engel olmak iin sizi polis marifetiyle lkeden kovarlar! Bunu iyice aklnzda tutun, sakn demediydi, demeyin! fkeden boulur gibi olmasna karn, son derecede korkuyordu. nsan ldrtan bir soukkanllk ve skunetle: General diye karlk verdim, bir insan rezalet meydana gelmeden rezalet yznden tutuklayamazlar. Ben henz baronla kozumu paylamadm, bu konuya ne ekilde ve hangi temellere dayanarak yaklamak niyetinde olduumu da henz hi bilmiyorsunuz. Ben sadece, benim iin aalayc olan, czi irademe bask yapacak nitelikte bulunan bir kimsenin vesayeti altnda bulunduum varsaymn ortadan kaldrmak istiyorum. Siz bo yere telalanp kayglanyorsunuz. Tanr adna, Alexis Ivanovitch, Tanr adna, bu sama sapan tasardan vazgein! diye kekelemeye balayan general, birdenbire o azametli havalarn brakp yalvaran bir tavr taknd, halta ellerimi bile tuttu. Canm, bunun ne gibi sonular douracan bir dnsenize, kuzum! Bamza yeniden bir sr dert alacak! Siz de kabul edersiniz ki, ben zellikle imdi, pek bambaka bir biimde davranmalym!.. Ya, zellikle imdi! Btn durumu bilmiyorsunuz! Buradan gider gitmez sizi yeniden yanma almaya hazrm. Ama, bugn, sadece det yerini bulsun diye, yani, ksacas... Beni buna srkleyen nedenleri anlyorsunuz, elbette! diye haykrd umutsuz bir zntyle. Alexis Ivanovitch, Alexis Ivanovitch! Ltfen! Yanndan ayrlrken, ona bir kez daha kayglanmamasn srarla rica ettim, her eyin yolunda gideceine sz verdim ve alelacele odadan ktm. Yabanc lkelerde Ruslar kimi zaman ar derecede korkak olurlar; kendileri hakknda neler syleneceinden, kendilerine ne gzle baklacandan dehetli korkarlar, muaeret kurallarnda kusur etmekten dleri patlar! Ksacas, sanrsnz ki smsk bir korse iindedirler, zellikle nemli kii olma savnda olanlar. Otellerde, gezintilerde, toplantlarda, yolculukta,

nyargya dayal ve kesin olarak yerlemi bir biimi kr krne benimsemeye nemle zen gsterirler... Ama kimi durumlarn, kendisini zel bir biimde davranmaya zorladn general azndan karmt. te bu yzden anszn ,kor-kuya kaplm ve bana olan tavrn deitirmiti. Bunu iyi bir iaret olarak kabul ettim. Yetkililere bavuracak kadar aptald, ok saknml davranmam gerekiyordu. Aslna bakarsanz, generali kzdrmaya hi de niyetim yoktu; imdi asl Pauline'i fkelendirmek houma gidecekti benim. Bana yle acmaszca davranm, yle sama, iinden klmaz bir yola itmiti ki, durmam iin bana yalvar yakar olmasn, ayaklarma kapanmasn istiyordum. ocuka davranlarm sonunda onu da lekeleyebilirdi. stelik de, yeni duygular, yeni istekler uyanyordu iimde: Szgelimi, onun nnde seve seve kendimi kltyorsam da, hi de bakalarnn karsnda korkak davrandm anlamna gelmezdi bu ve el68 KUMARBAZ belle ki beni krbalatmak baronun haddine dmemiti. Btn bu insanlarla alay etmek ve bu iin iinden de yzmn akyla kmak istiyordum. Greceklerdi gnlerini onlar. Korkulacak hibir ey yok! Pauline rezaletten korkup beni gc-ri aracaktr. Beni geri armasa bile, hi de korkak olmadm pekl grecekti..! artc bir haber: Marie Philippovna'nn bugn yalnz bana akam treniyle Carlsbad'a kuzininin yanna gittiini merdivende rastladm ocuklarn dadsndan rendim. Ne demek oluyor bu byle? Dad uzun zamandan beri gitmeye niyetlendiini syledi; peki, nasl oluyordu da hi kimse bunu bilmiyordu? Zaten kimbilir, bunu bilmeyen bir bendim belki de. Daddan st kapal biimde rendiime gre, Marie Philip-povna nceki gn generalle iddetli bir az dala yapmt. Anladm. Hi kukusuz... Mile Blanche. Evet, kesin bir ey olacaa benziyor, bir eyler hazrlanyor. YEDNC BLM Bu sabah garsonu arp, benim hesabm ayr tutmalarn syledim. Odam korkup bsbtn otelden ayrlmam gerektirecek kadar pahal deildi. On alt frederikim vard ve orada da... orada, belki, bir servet! Garip bir ey, henz kazanmadm ama, sanki zengin birisiymiim gibi davranyorum, hissediyorum, dnyorum, kendimi baka trl gremiyorum. Vaktin ok erken olmasna karn, hemen B. Astley'e, bizimkinin pek yaknnda bulunan ngiltere Oteli'n gitmeyi tasarlarken odama anszn De Grieux giriverdi. O ana kadar KUMARBAZ 69 byle bir eyi hi yapmamt, stelik de u son gnlerde bu efendiyle ilikilerim son derece mesafeli ve son derece gergindi. Adam sadece beni aktan aa kmseyip hor grmekle kalmyor, bunu dobra dobra herkese gstermeye de alyordu; benim de... onu sevmemek iin nedenlerim var-d. Ksacas, ondan lesiye nefret ediyordum. Odama gelii jeni ok artt. Hemen garip bir eyler olduunu tahmin ettim. Pek sevimli davrand, odam iin beni kutlad. apkamn elimde olduunu grnce, bu kadar erken saatte gezintiye git-Imeme at. Baz iler iin B. Astley'i grmeye gideceimi syleyince, bir sre dnd, yzn tasal bir ifade brd. De Grieux btn Franszlar gibiydi, yani gerektii ve bunun kendisine yararl olduu zaman nazik, tatl dilli ve neseliydi, sevimli ve neeli olma zorunluluu ortadan kalknca da dayanlmaz derecede can skc. Fransz pek ender olarak ilk bakta sevimlidir; onun her zaman buyruk zerine, hesaplayarak sevimli olduu sylenebilir. Eer her zamankinin tersine, maymun itahl, acayip grnmek zorunluluunu duyarsa, geici hevesin en akl almaz, en yapmac onda nceden kabul edilmi ve uzun zamandan beri alelade eyler dzeyine getirilmi biimlere brnr. Fransz doal halinde, pozitivizmin (olguculuk) eri tutucusuna, en bayasna, en onursuzuna baldr. Ksacas, dnyann en can skc yaratdr. Bana kalrsa, acemiler, Hanya'y Konya'y

bilmeyenler, zellikle de Rus kzlar Franszlarn bysne kaplabilir. Akl banda her adam salon nezaketinin, rahat davranlarn ve neenin kesinlikle saptanan biimlerinin bir dizi halindeki yineleniini hemen fark eder ve nefret eder. De Grieux nazik olmakla birlikte rahat bir halle: iin sizi grmeye geldim diye balad. Elci, ya da arabulucu niteliiyle, general tarafndan geldiimi sizden gizleyecek deilim. Rusay pek iyi bilmediim iin, dn hemen70 KUMARBAZ KUMARBAZ 71 hemen hibir ey anlamadm ama, general btn ayrntlaryla her eyi anlatt, itiraf ederini ki... Dinleyin, Bay De Grieux diye szn kestim, yani bu olayda da da m arabulucu roln siz zerinize alyorsunuz? , Elbette ki ben olup olaca bir "outchitel"\m, hibir zaman da ne bu ailenin,, ne de zellikle yakn ahbaplarnn teklifsiz bir dostu oldum, bu nedenle bilmediim pek ok durum vardr ama, bir eyi bana aklar msnz, ltfen: Acaba imdi siz tamamiyle aileden saylabilir misiniz? nk en sonunda, her eye artk yle yakn bir ilgi duyuyorsunuz ki, her yana arabulucu olarak giriyorsunuz ki... Sorum hi houna gitmedi. Fazlasyla saydamd, beriki de her ne olursa olsun, kendini ele vermek istemiyordu. Souk bir sesle: Generale ksmen iler nedeniyle, ksmen de baz zel durumlar nedeniyle yakndan balym dedi serte. General beni dnk tasarlarnzdan vazgemenizi rica etmem iin gn derdi. Kukusuz ki btn tasarladklarnz ok ince dnceli ama, general hibir sonuca ulaamayacanz size bildirmemi rica etti; stelik de... baron sizi kabul etmeyecek, bir de' her ne olursa olsun, daha sonra sizden gelecek skntlardan korunma olanaklarna sahip. Siz de kabul edin bunu. Ayak diremek neye yarar ki, syler misiniz? General durum elverdii zaman sizi hemen yanna alacana, o zamana kadar da aylnz, deneinizi size vereceine sz veriyor. Olduka krl, ne dersiniz? Son derece sakin bir sesle ona biraz yanldn, belki de baronun beni kovdurmayacan, tam tersine dinleyeceini bildirdim ona. Tam olarak nasl davranacam renmeye geldiini itiraf etmesini rica ettim. Aman canm, mademki general bu olayla bu kadar ilgileniyor, neler yapmaya kalkacanz renmek elbette ki houna gider. Bu ok doaldr! Anlatmaya baladm; bir koltua ylm, ba hafife benden yana eilmi, gzlerinde gizlemeye gerek grmedii bir alayla beni dinliyordu. Ksacas, bana pek bir kendini beenmilikle davranyordu. Elimden geldiince bu olaya byk bir nem verirmi gibi yapmaya alyordum.' Baron, sanki ben generalin uaymm gibi, beni onu ikyet etmesi, nce beni iimden etmiti, ikincisi de, bana davranlarnn sorumluluunu yklenme yeteneinden yoksun, kendisiyle konumaya bile gerek olmayan bir kimse muamelesi yapmt. Demek ki hakl olarak kendimi hakarete uram kabul ediyordum; bununla birlikte, aramzdaki ya farkna, toplum iindeki mevkiine vb., vb... sayg duyduumdan, yeniden bir dncesizlie kalkmayacaktm, baka bir deyimle, baronu aka delloya zorlamayacaktm (bunlar sylerken glmekten kendimi zorla alkoyuyordum). Ama, her ne olursa olsun, kendisinden (zellikle de baronesten) pekl zr dileyebileceimi syledim, nk gerekten de, u son zamanlarda kendimi rahatsz ve bitkin, bir bakma ne yapaca belli olmayan bir kimse gibi hissediyordum vb., vb. Bu arada, asl baron benim iin o kadar kk drc olan bu giriimde bulunup, generalin beni iten karmas iin srar etmekle beni yle bir duruma sokmutu ki, artk ne ondan, ne de baronesten zr dileyebilirdim. nk, hem kendisi, hem barones, hem de herkes korkudan ve yeniden ie alnmak, isteiyle gelip zr dilediimi dnrlerdi. Btn bunlarn sonucu olarak, imdi artk barondan, nce

kendisinin, en lml szcklerle, szgelimi, bana asla hakaret etmek istemediini syleyerek benden zr dilemesini istemek zorunda kalmtm. Baron benim isteimi yerine getirince, ben de ellerim serbest, itenlikle ve btn yreimle ondan zr dilerim. Ksacas, dedim son olarak, benim btn istediim, baronun ellerimi zmesi. Tuh, yazklar olsun! Ne alnganlk, ne incelik! Peki, ne diye zr dileyeceksiniz? Hadi bakalm. Baym... Baym...72 KUMARBAZ Siz btn bunlar generali zor duruma drmek iin dzenlediniz... kimbilir, belki de kiisel amalarnz bile vardr... Azizim huy... zr dilerim, adnz unuttum, Hay Alexis, deil mi? yi ama, izin verirseniz, azizim Marki, bu neden sizi ilgilendiriyor? Ama, general... Generalin ne stne vazife, efendim? Dn bana belirli bir tutum taknmak zorunda olduunu syledi... pek kaygl bir hali vard... ama, hibir ey anlamadm ben. De Grieux kzgnln gitgide kendini belli ettii yal-varc bir sesle karlk verdi: te tam da burada ze! bir durum bulunuyor. Mademoi-selle de Cominges'i tanyorsunuz, deil mi? Mile Blanche m demek istiyorsunuz? Pekl, evet, Mile Blanche de Comingcs... ve saygdeer annesi... Siz de kabul edersiniz ki general... Ksacas, general k ve hatta... hatla dn belki de burada olacak. Dnn bir kez, bu frsatla, rezaletler, dedikodular... Bu evlilikle ilgili hibir rezalet, hibir dedikodu gremiyorum ben. Ama, baronun yle fkesi burnunda ki. Prusyal tabii, biliyorsunuz, ksacas bir Alnan kavgas karr. Artk iten ktma gre, sizinle deil, benimle kavga edecek demektir. (Elimden geldiince aptal grnmeye alyordum.) Ama, izin verirseniz, u halde kesin karar verildi, Mile Blanche, generalle evleniyor, yle mi? Peki, ne bekliyorlar, kuzum? Yani demek istiyorum ki, neden bunu gizli tutuyorlar, hi deilse bizlerden, evin insanlarndan? Olmaz, bunu size... Zaten, henz tamaniyle... Bununla birlikte... biliyorsunuz ki Rusya'dan haber bekliyorlar; generalin ilerini dzene koymas gerek... Aa, yaa! Baboulinka! Des Grieux kin dolu bir bak frlatt bana. KUMARBAZ 73 Ksacas diye szm kesti, sizin zeknza, sezginize, yaradltan inceliinize kesinlikle gveniyorum... Sizi bir akraba gibi barna basan, sevip sayan bu aileye bunu mutlaka yaparsnz... zr dilerim, beni kovdular! imdi bunun det yerini bulsun diye yapldn ileri sryorsunuz ama, kabul edin ki bu tpk: "Elbette canm, kulaklarn ekmek istemiyorum ama, izin ver de det yerini bulsun diye onlar ekeyim..." demek gibi bir ey. Hepsi ayn kapya kmaz m? Eer durum byleyse, hibir rica sizi etkileyemiyorsa diye srdrd kstah bir sesle, unu size kesinlikle syleyebilirim ki, gerekli nlemler alnacaktr.' Burada da yetkililer var, bugnden tezi yok sizi kovarlar... Aman canm! Sizin gibi bir zibidi bir de kalkm da baron gibi nemli bir kiiyi delloya davet ediyor! Sanyor musunuz ki sizi rahat brakrlar! una iyice emin olun ki, burada hi kimse sizden korkmuyor! Size bu ricada bulunuum kendi dncem, nk generali kayglandrdnz. Baronun sizi dpedz bir uayla kovdurmayacan nasl bilebilirsiniz? Son derece sakin bir sesle: yi ama, gidip onu kendim grecek deilim ki diye karlk verdim. Yanlyorsunuz, Bay De Grieux, btn bunlar sizin sandnzdan ok daha uygun bir biimde olacak. Bakn,

imdi hemen B. Astley'e gidip aracm, ksacas, sadcm olmasn rica edeceim. Bu adam beni sever; eminim ki reddetmez. Gidip baronu bulur, baron da onu kabul eder. Ben bir ontclitel olabilirim, maiyette bir kimse, savunmasz bir yaratk grnnde olabilirim ama, B. Astley bir lordun, gerek bir lordun, Lord Peabroke'un yeeni, bunu herkes biliyor, o lord da burada. Emin olun ki baron, B. Aslley'e kibar davranacaktr, onu dinleyecektir. Eer dinlemeyecek olursa, B. Astley buma kiisel bir hakaret olarak kabul edecektir, ngilizlerin ne kadar dik kafal olduklarn bilirsiniz; arkada-74 KUMARBAZ KUMARBAZ 75 farndan birini barona gnderir, pek ok yakn arkada da var. imdi gryorsunuz ya, sonu belki de sizin dndnzden baka trl olacaktr. Fransz lam olarak dehete kapld; gerekten de, btn bunlar geree pek yaknd, ben de sahiden bir rezalet karacaa benziyordum. Tamamiylc yalvaran bir sesle: ok rica ederim diye srdrd, brakn btn bunlar! Sanki bir rezalet karmak hounuza gidecekmi gibi davranyorsunuz! Size gereken bir dello deil, bir rezalet! Size syledim, btn bunlar pek elenceli, hatta nkteli de olabilir, belki de bu amaca ularsnz ama... szn ksas diye konumasn sonulandrd apkam alp ayaa kalktm grnce, size birisinin su pusulasn vermek iin geldim... Okuyun... Yant beklememi rica ettiler de. Bu szler zerine, cebinden katlanm, mhrl kk bir pusulay karp uzatt. Pauline'in eli buna unlar yazmt: Sylediklerine baklrsa, u yky uygulamay ta-sarlyonnusunuz. Kzdnz ve arsz ocuk gibi davranmaya balyorsunuz. Ama, zel durumlar var, bunlar belki bir gn size anlatrm; ok rica ederim, vazgein, aklnz banza toplayn. Ne sama btn bunlar! Siz bana gereklisiniz, bana itaat edeceinize de sz verdiniz. Schlangenberg'i anmsayn. Sizden uysal olmanz istiyorum, bu gerekiyor da, bunu size emrediyorum. Sizin P. H. Dn olanlar iin bana kzdnzsa, balayn beni. Bu satrlar okurken her eyin dndn grdm. Dudaklarm soldu, tir tir titremeye baladm. Lanet olasca Fransz saygl davranr grnerek gya heyecanm grmemek iin gzlerini eviriyordu. Suratma kar kahkahalarla glmesini yelerdim. Pekl dedim, Kk hanma gnlnn rahat etmesini syleyin. Bununla birlikte, izin verirseniz size unu soraym diye srdrdm anszn, bu pusulay bana vermek iin neden o kadar beklediniz? Bir sr samalklar syleyecek yerde, ie buradan balamanz gerekirdi gibime geliyor... eer gerekten de buraya bunun iin geldiyseniz... Oo! stiyorum ki... Szn ksas, btn bu olup bitenler o kadar garip ki pek doal olan sabrszlm balarsnz. Tasarlarnz kendi aznzdan bir an nce duymak istiyordum. Zaten bu pusulada yazlanlar bilmiyorum ve ne zaman olsa size verebileceimi dnyordum. Anlyorum, size sadece bunu baka are kalmad zaman bana vermeniz, olay konuarak yoluna koyarsanz bundan hi sz etmemeniz emredildi. yle deil mi? Bana aka yant verin, B. De Grieux. Belki dedi garip bir halle bana bakp ve ok byk bir saknm iinde grnerek. apkam aldm: bana bir ba iareti yapt, kt. Dudaklarnda alayc bir glmseme grr gibi oldum. Baka trls olabilir miydi? Daha grlecek hesabmz var, seni kk acemi apkn, boy leceim seninle diye mrldandm merdivenleri inerken. Hl dncelerimi toparlayamyordum, adeta tepeme balyoz yemi gibiydim. Serin hava iyi geldi.

ki dakika sonra, biraz kafam toparlamaya balaynca, iki dnce aka belirdi; birincisi uydu: Dn bir ocuun laf olsun diye syledii akl almaz birka tehdit, ocuka bir elence evrensel bir korku ve tela yaratmt! kincisi: Bu Franszn Pauline zerinde ne gibi bir etkisi vard? Adamn bir tek sz... Ve Pauline gerekli olan her eyi yapyor, bir pusula yazyor, bana rica etmeye kadar varyor. Kukusuz,76 KUMARBAZ onlar tandm andan beri ilikileri benim iin hep bir muamma olmutu ama, gene de u son gnlerde Pauline'de adama kar gerek bir tiksinme ve hatta hor grme fark etmitim. Fransza gelince, Pauline'in yzne bile bakmyordu ve ona kar sadece kaba davranyordu. Bu da pekl hi gzmden kamamt. Ondan nefret ettiini Pauline kendi azyla bana itiraf etmiti; son derece anlaml itiraflar karmt azndan... Demek ki, adam onu avularnn iinde tutuyor, Pauline onun sultas altnda... SEKZNC BOLUM Burada dedikleri gibi, "gezinti"de, kestane aalarnn yolunda benim ngilize rastladm. Beni grr grmez: Oh! Oh! diye balad. Ben size gidiyorum, siz de bana geliyorsunuz! Demek arkadalarnzdan ayrldnz, yle mi? nce syler misiniz, kuzum, olup bitenleri nereden rendiniz? diye sordum hayretle. Herkes biliyor demek ki? Yoo! Hayr, herkes deil, bu kadarna demez, hi kimse bundan sz etmiyor. Peki, siz nereden biliyorsunuz? Biliyorum, ya da daha dorusu renme frsatn- buldum. imdi nereye gideceksiniz? Size kar bir sevgim var, ite bunun iin size geliyordum. Siz mert bir insansnz, B. Astley dedim. Dorusu pek armtm, nasl haber almt acaba? Ben henz kahvemi imediime gre, siz de kukusuz yalan yanl kahvalt ettiKUMARBAZ 77 inizden, gazinoya gidelim; birer sigara ieriz, her eyi size anlatrm... sizin de bana anlatacak bir eyleriniz olur herhalde. Kahve yz adm tedeydi. Ismarladmz eyleri getirdiler, rahata yerletik, ben bir sigara yaktm. B. Astley sigara imiyordu, gzlerini bana dikmi, syleyeceklerimi dinlemeye hazrlanyordu. Hibir yere gitmiyorum, burada kalyorum diye baladm. B. Astley onaylayc bir sesle: Burada kalacanzdan emindim dedi. M. Astley'e giderken ona, Pauline'e olan sevgimden sz etmeye hi de niyetim yoktu. Hatta bu konudan kanmak bile istiyordum. u son gnlerde ona bundan tek szck bile sylememitim. stelik de ok utangat zaten. Pauline'in onu ok etkilediini hemen fark etmitim ama, adn hi azna almyordu. Garip ey, daha oturur oturmaz, donuk ve srarl baklarn zerime dikince, Tanr bilir neden, ona her eyi, yani btn ayrntlaryla sevgimi anlatmak isteini duydum. Tam yarm saat konutum, bu bana ok iyi geldi: Bu konuyu ilk kez birisine ayordum! B. Astley'in zellikle can alc blmlerde heyecanlandn fark edince, anlatmn ateini bilerek artrdm. Piman olduum bir ey vard: Belki de Fran-szdan fazlasyla sz etmitim... B. Astley, kmldamadan, tek szck sylemeden, bir tek ses bile karmadan, gzlerini bana dikmi, karmda oturup beni dinliyordu. Ama, Fransza antrmada bulununca, beni birdenbire durdurdu ve sert bir sesle ikinci derecedeki ayrntdan sz etmeye hakkm olup olmadn sordu. B. Astley'in her zaman ok garip bir soru sorma biimi vardr. Haklsnz, korkarm ki hayr diye karlk verdim.

Bu markiyle Bayan Pauline konusunda, basit varsaymlar dnda, kesin hibir ey syleyemez misiniz? 78 KUMARBAZ KUMARBAZ 79 Hayr, kesin hibir ey syleyemem elbette ki diye karlk verdim. Eer yleyse, sadece bundan bana sz etmekle deil, bunu dnmekle bile hata ettiniz. Pekl, pekl! Kabul ediyorum, diye szn kestim iimden ararak. Ama, imdi sz konusu olan bu deil. Bunun zerine ona, dnk olay btn ayrntlaryla anlattm, Paulinc'in lgnlklarn, baronla olan servenimi, kovulmam, generalin olaanst korkakln, en sonunda da De Grieux' nn ziyaretini en ince ayrntlarna varncaya kadar, bir bir anlattm, sonunda da. pusulay ona gsterdim. Bundan ne sonu karyorsunuz? diye sordum. te ben tam da sizin dncenizi sormak iin geldim. Bana gelince, o kk acemi Fransz apknn seve seve ldrrdm, belki de bunu yaparm. Ben de ayn eyi yapardm dedi B. Astley. Bayan Pauline'e gelince... Bilirsiniz, insan zorunluluk karsnda, nefret ettii kimselerle de iliki 'kurar. Burada ikinci derecede ayrntlara bal, sizin bilmediiniz uygunluklar bulunabilir. Bana yle geliyor ki, gnlnz rahat tutabilirsiniz... elbette, ksmen. Dnk davranna gelince, ok garip dorusu, sadece sizi baronun bastonu altna gndererek sizden kurtulmay istemesi deil ama, baronun da baston' elinin altnda bulunduuna gre neden ondan yararlanmadn bir trl anlayamyorum ya, neyse, bu biim bir lgnlk onun "kadar fevkalde bir gen kz iin hi de yakk alr bir ey deil. Tabii ki sizin, muzip isteini harfi harfine uygulayacanz aklna getiremezdi... Dikkatle B. Astley'e bakarak birdenbire haykrdm: Buraya bakn, bana yle geliyor ki siz btn bunlardan sz edildiini daha nce iittiniz, hem de kimden biliyor musunuz? Tam da Bayan Pauline'in azndan! B. Astley akn akn yzme bakt. Gzleriniz parlyor, onlarda kuku ve gvensizlik okuyorum: dedi hemen sakinliine kavuarak. Kukularnz gstermeye hi hakknz yok. Size bu hakk tanyamam, sorunuzu yantlamay da kesinlikle reddediyorum. Pekl, geelim! Zaten, hi yarar yok! diye haykrdm. Garip ekilde heyecanlanm!un, neden bu dncenin kafama takldn da bir trl bilemiyordum. Sonra Pauline, B. Astley'i ne zaman, nerede ve nasl srda olarak seebilirdi ki? Zaten u son gnlerde B. Astley'i biraz gzden yitirmitim; Pauline ise benim iin hep bir muamma olmutu. O kadar ki, szgelimi, B. Astley'e btn ak ykm anlatmaya kararlyken, imdi anlatmaya tam balayacan srada, onunla olan ilikilerim konusunda olumlu hemen hemen hibir ey syleyemeyeceime ayordum. Tam tersine, her ey dsel, garip, kararszd ve hibir eye benzemiyordu. Pekl, pekl; iin ucunu kardm, henz dnecek durumda bulunmadm daha pek ok ey de var diye karlk verdim adeta soluk solua. Siz zaten iyi bir insansnz. imdi baka bir konuya geelim: Sizden bir t deil, dncenizi isteyeceim. Bir sre sustum, sonra konumam srdrdm: Sizin grnze gre, general neden o kadar korktu? Benim gln ocukluumu neden bir facia haline getirdiler? O kadar ki, De Grieux bile araya girmesinin zorunlu olduunu sanm (hem de en ciddi durumlarda araya girdi); beni grmeye geldi evet ya!, bana rica etti, yalvard, o, De Grieux! Bir de, iyi dikkat edin, saat dokuzdan az nce geldi ve Bayan Pauline'in pusulas elindeydi bile. Bu pusula ne zaman yazlmt? nsan bunu aklna getirebilir. Belki de Bayan Paline'i zellikle uyandrmlardr? Benden zr dilediine gre,

Bayan Pauline'in onun tutsa olduu sonucuna vardmdan baka, onun kiisel olarak bu iin iinde ne aradn dnyorum. Neden bununla bu kadar ilgileniyor? Neden 80 KUMARBAZ KUMARBAZ 81 nlerine kan ilk barondan bylesine korktular? Generalin Mile Blanche de Cominges'le evlenmesinden ne kar ki? Bu durum nedeniyle zel biimde davranlmas gerektiini sylyorlar ama, bu siz de kabul edersiniz ki, fazlasyla zel. Ne dersiniz? Bu konuda da benden ok bildiinizi gzlerinizden okuyorum. B. Astley glmsedi ve ban sallad: Evet, gerekten de yle sanyorum ki bu konuda da sizden daha fazla ey biliyorum dedi. Btn olay sadece Mile Blanche' ilgilendiriyor ve bunun mutlak gerek olduuna kesinlikle inanyorum. Sabrszlkla: Mile Blanche'n burada ne ii var imdi? diye haykrdm. Anszn Bayan Pauline konusunda bir eyler bulacam ummutum. yle sanyorum ki, Mile Blanche'n u srada baron ve baronesle her ne olursa olsun karlamaktan kanmakta zel bir kar var; byle olunca, sevimsiz, daha da beteri, utan verici bir karlamadan haydi haydi kanr. Hadi canm, amma da yaptnz! Mile Blanche iki yl nce, mevsim srasnda, gene burada, Roulettenbourg'dayd. Ben de burada bulunuyordum. O zaman ad Mile de Cominges deildi, annesi, dul Bayan Co-minges de o dnemde ortada grnmyordu. Hi deilse sz konusu edilmiyordu. Des .Grieux de buralarda yoktu. Onlarn akraba deil, ancak pek ksa bir zamandan beri tantklar inancn besliyorum. De Grieux'nn markilii daha pek yeni, bunu bir vesileyle rendim. Hatta De Grieux adm pek uzun zamandan beri tamad da dnlebilir. Ona bir baka ad altnda rastlam olan birisini tanyorum burada. Bununla birlikte, gerekten de. salam temellere dayanan bir ahbap evresi var. Oo, bu hibir anlam tamaz ki. Mile Blanche'n bile ahbaplar olabilir. Ama, iki yl nce. Mile Blanche gene bu ayn baronesin ikyetleri zerine polis tarafndan kenti terk etmeye davet edildi, o da bunu hemen yerine getirdi. Nasl yani? nce burada bir talyanla, tarihsel adl bir prensle, Bar-berini prensi, ya da ona benzer biriyle grnd, gerek prlantalar ve yzkler iinde bir adamd. Akllar durduracak gzellikte bir arabayla dolarlard. Mile Blanche oluz. ve krk oynard. nce kazand, sonra ans dnd, anmsayabildiim kadaryla. Hi unutmam bir gece, inanlmaz miktarda yitirdi. Ama, daha da beteri u oldu, gnn birinde prensi ortadan yok oluverdi, atlar, araba, hepsi yok oldu, sanki yer yarld yere battlar. Otele muazzam borcu vard. Mile Zelma Bar-berini'den anszn Mile Zelma'ya dnvermiti umutsuzluun doruundayd. Hkra hkra alyor, btn otelde lklar koparyor, fkesinin iinde giysilerini yrtyordu. O sralarda otelde bir Polonyal kont vard yolculukta btn Polonyallar konttur, giysilerini yrtan, o gzel ve mis kokulu elleriyle kedi gibi suratn trmalayan Mile Zelma, onu bir hayli etkiledi. Bir sre konutular, akam yemeinde Mile Zelma avunmutu bile. Gece, kontun kolunda gazinoda grnd. Mile Zelma, her zamanki gibi, kahkahalarla glyordu, hareketlerinde de biraz daha fazla kendini koyuverme gsteriyordu. Onu hemen, kumar masasna doru kendine yol aarken, bir yer edinmek iin omzuyla bir kumarbaz iten o rulet masas mdavimi hanmlar takmna yerletirdiler. Buradaki hanmlara zg bir ustalktr bu. Kukusuz, siz de fark etmisinizdir. Aa! Evet ya.

Bu kadar zahmete demez. Rabtal halkn fkesine kar-m, bunlara, hi deilse her gn bin franklk banknotlar bozduran kadnlara katlanyorlar. Ama, bin franklk banknotlar bozdurmaz oluverince, uzaklamalarn rica ederler kendilerinF. 6 82 KUMARBAZ KUMARBAZ 83 den. Mile Zelma binlikleri bozdurmay srdrd ama, kumarda ans daha da kapand. Dikkat ederseniz bu tr hanmlarn ounlukla kumarda ok anslar vardr; olaanst derecede kendilerine egemendirler. Zaten, benim ,ykm de bitti. Gnn birinde, kont da prens gibi, ortadan yok oldu. Mile Zclma akam kumara yalnz geldi. Bu kez hi kimse kp da ona kolunu uzatmatnt. ki gn iinde btn elin-dekini, avcundakini yitirmiti. Son altn da srp yitirince, evresine baknd, yanndaki Wurmerhelm baronu gzne arpt, adam son derece fkeli bir halle, dikkatle ona bakyordu. Ne var ki, Mile Zelma fkeyi fark etmedi, hibir kukuya yer brakmayan bir glmsemeyle barona dnerek, kendisi iin krmznn zerine on altn koymasn rica etti. te bundan sonra, baronesin bir ikayetiyle, bir daha gazinoda grnmemeye davet ettiler onu. Bu kadar aalk ve son derece uygunsuz btn bu ayrntlar bilmem sizi artyorsa, unu bilin ki bunlar akraban B. Fieder'den rendim. B. Fieder hemen o aksam Mile Zelma'y kendi arabasyla Spa'ya gtrr. imdi iyice anlamsnzdr: Mile Blanche kukusuz gelecekte bir daha buna benzer davetlerle karlamamak iin generalin ei olmak istiyor. Artk kumar oynamyor ama, btn belirtilere gre, imdi buradaki kumarbazlara faizle dn verdii bir anamal var da ondan. Bu ok daha saknml. Halta zavall generalin de onun borlular arasnda olmasndan kukulanyorum. Belki De Grieux'nn de ona borcu vardr. Ya da onunla ortak olabilirler. Kabul edersiniz ki, hi deilse evlenineeye kadar baronla baronesin dikkatlerini zerine ekmeyi hi islemiyor. Szn ksas, iinde bulunduu durumda bir rezalet ona en byk kll yapar. Siz onlarn yanndasnz, Mile Blancle, generalin, ya da Bayan Pauline' in kolunda her gn orlalkta grndke, sizin davranlarnz bir rezalete yol aabilir. imdi durumu anladnz m? Hayr, anlamadm! diye haykrrken masaya yle bir iddetle vurmuum ki, garson korkarak koup geldi. Bir fke cokunluuyla: Bana bakn, B. Astley diye szlerimi srdrdm, btn bu yky daha nceden biliyordunuz ve Mile Blanche' m kim olduundan pekl haberiniz vard da, nasl oldu da beni, generali, zellikle de, evet zellikle de Mile Blanche' in kolunda her gn burada, gazinoda halk iinde grnen Bayan Paulinc'i neden uyarmadnz? Olacak ey mi bu? Sizi uyaramazdm, nk elinizden hibir ey gelmezdi, bir ey yapamazdnz ki diye karlk verdi B. Astley sakin sakin. Hem zaten sizi neye kar uyaracaktm ki? General, Mile Blanche konusunda belki de benden daha fazlasn biliyordur ama, bu onunla ve Bayan Pauline'le gezinmesine engel olmuyor. General anssz bir adam. Dn Mile Blanche' B. De Grieux ve u kk Rus prensiyle birlikte ahane bir at srtnda drtnala giderken grdm, general de bir al atla onlar izliyordu. Sabahleyin bacaklarnn arsndan ya-knmt, bununla birlikle al stnde pekl duruyordu. te tan o anda, onun kesinlikle mahvolmu bir adam olduu fikri birdenbire akma geliverdi; hem zaten btn bunlar beni ilgilendirmez, Bayan Pauline'i lamna erefine ereli de pek az bir zaman oldu. Bir sre sonra B. Aslley anszn: Size iten bir dostluk duymama karn, daha nce de sylediim gibi, bana kimi sorular yneltme hakkn size tanyamazdm ki... Burada keselim dedim ayaa kalkarak; imdi artk Bayan Pauline'in de Mile Blanche konusunda iyice fikir sahibi olduunu ama, Franszndan ayrlamad iin onunla dolamay

kabul ettiini aka gryorum. Emin olun ki baka hibir g onu Mile Blanche'la gezinmeye ve barona dokun-nanam iin o pusulada bana yalvarmaya zorlayamazd. Karsnda her eyin boyun edii o etki ite tam da burada ara84 KUMARBAZ ya giriyor! Bununla birlikte, beni baronun zerine o saldrt-t! Hey Tanrm, hibir ey anlalr gibi deil! 'Siz bir kere bu Bayan de Cominges'in generalin nianls olduunu, ikincisi, generalin vey kz olan Bayan Pauline' in generalin ocuklar olan, o dncesizin lamamiyle yzst brakt ve hi kukusuz be parasz da kalan biri kz, biri erkek iki kk kardei olduunu unutuyorsunuz. Evet, evet, ok doru, o ocuklardan ayrlmak onlar bsbtn yzst brak anlamna gelir; kalmak, onlarn karn savunmak, belki de servetlerinden birka krnty kurtarmak demektir. Evet, evet, btn bunlar gerek ama, gene de, gene de! Ah! imdi hepsinin bykanneyle neden bu kadar ilgilendiklerini ok iyi anlyorum! Kiminle? diye sordu B. Astley. Bir trl lmeye karar veremeyen u Moskova'deki ihtiyar bycyle; lmn -bildiren telgraf bekliyorlar drt gzle. Elbette ki, btn ilgi onun zerinde younlam, ok iyi anlyorum. Her ey mirasa bal. Vasiyetname alnca, general evlenir; Bayan Pauline'in de elini kolunu balayan kal-rraz, tam zgrle kavuur, De Grieux de... Nasl, De Grieux m? De Grieux'nn alacaklar denmi olur; onun btn bekledii bu. Btn beklediinin bu olduunu mu sanyorsunuz? Daha fazlasn bilmiyorum diye karlk veren B. Astley inat bir suskunluun iine kapand. Ama, ben biliyorum, ben biliyorum! diye haykrdm fena halde fkelenerek. O da miras bekliyor, nk Pauline de eyiz paras alacak bundan, onu elde eder etmez de hemen De Gricux'nn boynuna atlacak. Btn kadnlar bir rnektir! En gururlular en aalk tutsak haline dnrler! Pauline ancak tutkuyla sevebilir, isle hepsi bu! Benim dnKUMARBAZ 85 cem bu!.. Ona bir bakn hele, zellikle yalnz bana, dnceli oturduu zaman: Yaamn ve tutkunun btn irenliklerine, btn zulmlerine nceden hazrlanm, mahkm edilmi, adanma benzer!.. O... O... Ama, kim aryor beni? diye haykrdm anszn. Kim baryor? Rusa "Alexis Ivanovitch!" diye barldn iittim. Bir kadn sesiydi. Bakn, dinleyin, dinleyin! O srada otelimize yaklayorduk. Hemen hemen hi farknda olmadan kahveden ayrlal bir hayli zaman olmutu. Bir kadnn bardn iittim ama, kimi ardn bilmiyorum, Rusa konuuyordu. imdi bunun nereden geldiini anlyorum diyen B. Astley elini uzatt. Seslenen btn u uaklarn az nce taraaya tadklar kocaman bir koltukta oturan u kadnd. Ardndan da bavullar tayorlar, demek ki tren az nce gelmi. yi ama, neden beni aryor? Yeniden barmaya balad: Bakn,' bize iaret ediyor. Gryorum dedi B. Astley. Alexis Ivanovitch! Alexis Ivanovitch! Ah, Tanrm, ne sersem ey! Tiz bir sesle sylenen bu haykrmalar otelin ta-raasndan bize kadar geliyordu. Merdivene kadar hemen hemen koarak gittik. Sahanla ktm... aknlktan kollarm iki yanma dt, ayaklarm yere mhland. DOKUZUNCU BLM

Geni merdivenin st sahanlnda, koltuunu tadklar yerde, evresinde uaklar, hizmetiler, otelin saylamayacak kadar kalabalk, yaltaklanp duran, dalkavuk uak takm, adam-86 KUMARBAZ lan ve saysz bavulu ve sandklaryla bylesine grltl bir biimde otele inen bu sekin konuu bizzat karlamaya gelen metrdotel... Tm bunlarn arasnda BYKANNE kurulmu oturuyordu! Evet ta kendisiydi, korkun, zengin Antonine Vassilievna Tarassevitch, yetmi be yanda, mal mlk sahibi ve Moskova'nn soylu hanmefendisi, baboulinka, btn o telgraflarn gidi gelilerinin konusu, ld lecek derken, hl canl,'sapasalam, birdenbire, haber vermeden kalkp kendisi gelmi, aramzda ortaya kvermiti. Be yldan beri hep olduu gibi, ayaklarn kullanamadndan, koltukla dolatrlyordu ama, gene her zamanki alkanlyla, hl diri, evik, saldrgan, kendinden memnun, dimdik oturuyor, yksek sesle konuuyor, buyurgan bir sesle baryor, herkesi halyordu. Ksacas, tpk generalin ocuklarnn retmeni olarak yanlarna girdiimde iki kez kendisini grme onuruna eritiim zamanki gibiydi. Onun karsnda aknlktan ta kesilip kalmam pek doald. Koltukla kendisini karrlarken o pek keskin gzleriyle yz adm teden beni fark etmi, tanm, her zaman olduu gibi, kesinlikle aklna aklan adm ve soya-dmla armt. ld lecek diye bekledikleri, mezarda grmeyi umduklar ve mirasna konmay tasarladklar byle bir kadn myd? diye aklmdan geirdim. Aman kuzum, o bizim hepimizi, otelin adamlar da dahil, hepimizi gmer! Tanrm, imdi brleri ne olacak, imdi general ne yapacak? Evin altn stne getirecektir! Ee, azizim, nedir o, gzlerini falta gibi ap da orada neden dikilip duruyorsun? diye bana haykrmay srdryordu bykanne. Selam vermesini, ho geldiniz demesini bilmiyor musun, ha? Belki de byle davranmayacak kadar gururlusun? Yoksa beni. tanmadn m? Gryor musun, Po-tapytch, dedi beyaz sal, frakl ve beyaz kravatl, tepesinin dazlakl pespembe kck bir ihtiyara, yolculukta hep yaKUMARBAZ 87 nnda bulundurduu sofracbasna dnerek, gryor musun, bizi tanmyor! Beni oktan gmmlerdi bile! "ld m, daha lmedi mi?" diye telgraf telgraf stne gnderiyorlard. nk ben her eyi biliyorum! Bak, gryorsun ya, henz damarlarmda kan var! Biraz aklm bama toplaynca, neeli bir sesle: Ltfen, Antonine Vassilievna, neden sizin ktlnz isteyeyim ben? diye karlk verdim. Ben... sadece armtm... armamak elde mi?.. O kadar beklenmedik bir anda... Bunda seni artan ne var ki? Trene bindim ve yola ktm. Trenler pek rahat, hi sarsnt filan yapmyorlar. Gezinmeye mi gitmitin? Evet, gazinoda yle bir dolatm. Buras ok gzel dedi bykanne evresine bakna-rak. Hava scak, aalar da gz kamatrc. te ben bunu severim! Bizimkiler dairelerinde mi? Ya general? Oh! General dairesinde, , bu saatte hepsi buradadrlar. Ya! Demek burada da saatlerini ayarlyorlar, pozlar taknyorlar. Demek herkese rnek oluyorlar. Rus senyrlerinin bir de arabalar varm, bana sylediklerine baklrsa! Servetlerini arur edip savurduktan sonra, yabanc, lkelere svtlar. Prascovia da onlarla birlikte mi? Evet, Pauline Alexandrovna da burada. Ya kk Fransz? Aman canm, hepsini kendim grrm. Alexis Ivanovitch, beni generalin dairesine gtr. Ya sen, burada rahat msn? yle byle, Antonine Vassilievna.

Potapytch, sen de u hantal garsona syle de bana birinci katta, rahat, gzel bir daire versinler, eyalarm da hemen oraya gtrsnler. yi ama, beni tamak iin neden hepsi birden saldryorlar? Ne var hu kadar tela edecek, ku-88 KUMARBAZ KUMARBAZ 89 zum? Bu ne dalkavukluk, bu nasl yaltaklanma! Yanndaki kim? diye sordu bana doru dnerek. B. Astley diye yantladm. Hangi B. Astley? Bir yolcu, benim yakn bir dostum; generali de tanyor. Bir ngiliz. te onun iin azn ap tek szck sylemeden, 'gzlerini dikmi bana bakyor. Zaten ngilizleri severim. Eh, hadi bakalm, beni yukar gtrn, hemen generalin dairesine gidelim. Nereye yerletiler? Bykanneyi yerden kaldrdlar. Ben ne atlp otelin merdivenlerini kmaya balamtm. Bizim kafile byk heyecan yaratyordu. Karlatmz herkes durup gzlerini fal-ta gibi aarak bize bakyordu. Bizim otelimiz kentin en gzel, en pahal, en soylu oteli olarak kabul edilir. Merdivende, koridorlarda insan her zaman gzel hanmlara, azametli ngilizlere rasttar. Bunlarn pek ou hemen aa koup metrdotelden bir eyler renmeye altlar, aslnda o da pek etkilenmi, pek heyecanlanmt. Kendisine btn soru soranlara elbette ki gelenin sekin bir yabanc olduunu, bir Rus, bir kontes, soylu bir hanmefendi olduunu, bir hafta nce N. grandesinin kald daireye yerleeceini sylyordu. zellikle de koltuuna kurulan bykannenin buyurgan ve egemen halleri dikkati ekiyordu. Birisiyle karlatmzn her seferinde kl krk yaran bakyla hemen lp biiyor ve bana herkesle ilgili yksek sesle sorular yneltiyordu. Bykannenin ok salam bir bnyesi vard, artk koltuundan hi kalkmamasna karn, ok uzun boylu olduu bir bakta anlalyordu. Hibir zaman koltuun arkalna yaslanmadan, direk gibi dimdik dururdu. Kaln ve belirgin izgili, ak sal geni ban hep dik tutard. Size azametli, hatta kkrtc bir biimde bakard; baknn ve hareketlerinin tamamiyle doal olduu grlrd. Yetmi be yana karn, yz taptazeydi, hemen hemen btn dileri de sapasalam yerindeydi. Srtnda siyah ipekliden bir giysi, banda beyaz balk vard. Benim yanm sra yukar kan B. Astley bana: Beni son derece ilgilendirdi, diye mrldand. Telgraflardan haberi var diye geiriyordum aklmdan. De Grieux'y tanyor ama, Mile Blanche' henz bilmiyor gibi grnyor. Dndklerimi hemen B. Astley'e de bildirdim. Utanarak itiraf edeyim ki, ilk aknlk durumum getikten sonra, hemen imdi generale indireceimiz darbeden sonsuz bir sevin duydum. Bu bende uyarc bir ila etkisi yapyordu, byk bir neeyle nden yryordum. Bizimkiler nc kata yerlemilerdi; haber vermeden, hatta kapy bile vurmadan, kapnn iki kanadn da ardna kadar atm, bykanne de pek grkemli bir giri yapt. Sanki zellikle yaplm gibi, hepsi generalin alma odasnda toplanmlard. Saat on .ikiydi ve grne gre, kimi arabayla, kimi atla, birlikte bir gezinti tasarlyorlard; konuklar da vard. General, Pauline, ocuklar ve dadlarndan baka odada, De Grieux, gene binici giysileri iinde Mile Blanche, annesi dul Bn. Cominges, kk prens, daha nce bir kez gene onlarn dairesinde grdm bir Alman bilgini bulunuyordu. Bykannenin koltuunu odann ortasna doru, generalin adm, yaknna kadar getirdiler. Ulu Tanrm, o ifadeyi mrm olduka unutamam! Biz ieri girdiimizde general bir eyler anlatyordu, De Grieux eksiklerini tamamlyordu. unu belirtmek gerekir ki, Mile Blanche'la

De Gricux zavall generalin gznn nnde, iki gnden beri kk prensin evresinde pervane gibi dnyorlard. Bylece topluluk belki yapma ama, neeli, iten ve teklifsiz bir havay benimsemiti. Bykanneyi grnce, general szcn tamam-layamadan, az bir kar ak kalakald.. Baklaryla insan 90 KUMARBAZ KUMARBAZ 91 ldren bir masal ejderinin grnyle bylenmicesine, gzleri yuvalarndan frlam, ona bakyordu. Bykanne de hibir ey sylemeden ona bakyordu, hi kmldamyordu ama, yle bir utkulu, meydan okuyucu ve alayc bak vard ki! Genel sessizlik iinde bylece bir on saniye kadar baktlar. De Grieux nce ard ama, hemen sonra yznde sonsuz bir kayg belirdi. Mile Blanche kalarn kaldrmt, az aralk, aptal aptal bykanneye bakyordu. Prensle bilgin, bu tabloyu byk bir ilgiyle seyrediyorlard. Pauline'in baklarnda sonsuz bir aknlkla ne yapacan bilmezlik okunuyordu, sonra anszn kt gibi bembeyaz oldu; ksa bir sre sonra da yzne kan hcum etti, yanaklar kpkrmz oldu. Evet, bu herkes iin byk bir felaketti! Ben sadece gzlerimi bykanneden orada bulunanlara ve onlardan bykanneye gtrp getiriyordum. B. Astley, her zamanki gibi, vakur ve sakin, geride duruyordu. Eh, ite byle, geliverdim! Telgramn yerini ben aldm! diye en sonunda patlayveren bykanne, sessizlii bozdu. Beni beklemiyordunuz, deil mi? Antonine Vassilievna... Benim iyi teyzeciim... hangi rzgr sizi... diye bir eyler kekeledi, zavall general. Eer bykanne birka saniye daha konumasayd, belki de bir yerine inme inecekti. Ne demek, hangi rzgr? Trene bindiim gibi yola ktm! Demiryollar ne ie yaryor, kuzum? Siz hepiniz ayaklarm nde, drt kolluyla kp, mirasm size brakacam dnyordunuz, deil mi? nk, telgraf stne telgraf gnderdiinizi ok iyi biliyorum. Bu sana pek pahalya patlamtr. Buradan oraya, ucuz olmamal. Ama, btn cesaretimi topladm ve ite karnzdaym. Bu, Fransz deil mi? B. De Grieux'ydu galiba? .Evet, Hanmefendi diye yantlad De Grieux, inann kadar sevindim ki... Salnz Bu bir mucize... Sizi burada grmek... Pek sevimli bir srpriz... Sevimli olmasna, sevimli de; seni iyi tanyorum, zirzop soytar ve sana u kadar bile (ve ona kk parmann ucunu gsterdi) inanmyorum. Sonra da Mile Blanche' gstererek: Bu kim, bu? diye szlerini srdrd. Binici giysili, elinde kam, gsterili haliyle, cafcafl Fransz onun iikkatini ekmiti besbelli. Bu hanm buralardan m? Mile de Cominges, bu da annesi Bn. de Cominges; bu otele indiler diye akladm. Evli mi bu? diye sordu yal hann patavatszca. Hayr, evli deil diye karlk verdim elimden geldiince saygl davranmaya alarak ve bilerek sesimi alaltarak. Neeli mi bari? Soruyu kavrayamadm. nsann onunla can sklr m sklmaz m? Rusa biliyor mu? Moskova'da De Grieux birka szck geveliyordu. Ona, Mile de Cominges'in Rusya'ya hi gitmediini anlattm. Bykanne bir giri yapmadan serte Mile Blanche'a pat diye: Gnaydn! dedi. Gnaydn, efendim diyen Mile Blanche da tumturakl ve zentili, hesapl bir reveransla yerlere kadar eildi, derin bir nezaket perdesi altndan yznn btn ifadesiyle, byle bir sorudan ve bu biim davrantan duyduu aknl belli etti.

Ah! Gzlerini indiriyor, cilveler yapyor: nsann ne gibi bir kula kar karya bulunduu hemen belli oluyor: Sapma kadar oyuncu, ya da ona benzer bir ey bu. Bu otele 92 KUMARBAZ KUMARBAZ 93 indim, aa katta kalyorum dedi anszn generale doru dnerek; komu olacaz. Buna sevindin mi, sevinmedin mi? Ah! Teyzeciim, iten... memnunluk duygulanma inann, diye yant verdi general. Kendini biraz toparlamt bile. Ve frsat dtnde, duruma uygun den ciddi deyimleri bulmasn ok iyi bildiinden, hemen parlak szlere balad: Rahatszlnz haber alnca o kadar telalandk, o kadar merak ettik ki... yle umutsuz telgraflar alyorduk ki, bir de anszn... Yalan sylyorsun, yalan sylyorsun diye hemen onun szn kesti bykanne. General de sesini ykseltip iitmemezlikten gelerek onun szn kesti: Ama, nasl oldu da byle bir yolculua karar verebilirsiniz? Siz de kabul edersiniz ki, sizin yanzda ve sizin salk durumunuzda... hi deilse, btn bunlar o kadar beklenmedik eyler ki, ne diyeceimizi bilemiyoruz, aknlmz pek akla yakn. Ama, bilseniz ne kadar memnunum... Hepimiz (burada, duygulu bir sevin ifadesiyle glmsemeye balad) burada kaldnz srece size en gzel. gnleri geirtmek iin elimizden gelen abay gstereceiz... Hadi, hadi,'bu kadar yeter, yararsz gevezelikler btn bunlar. Sen her zamanki gibi sama sapan eyler sylyorsun. Zaman nasl geireceimi ben kendim pekl bilirim. Zaten size kzgn deilim, kinci deilim ben. Bu yolculua girimeye nasl karar verdiimi soruyorsun bana? En yaln biimde. Ne oluyor da herkes ayor buna? Gnaydn, Pras-covia (1), ne yapyorsun burada? (1) ou zaman Fransz ya da ngiliz eitimi gren ocuklara kendi adlarna yaklaan, Fransz, ya da ingiliz adlar takarlar. Burada Prascovia da Pauline'e dnyor. Gnaydn, Bykanne, dedi Pauline yaklaarak. Siz yola kal ok oldu mu? te, btn o ahlar, oh!har yerine hi deilse, akllca bir soru. Pekl, ite byle, pek uzun zamandan beri yataktaydm, tedavi gryordum. Bunun zerine, btn hekimleri kovdum, Saint-Nicolas'nn papazn getirttim. Daha nce de saman tozuyla bir kadncaz ayn hastalktan iyiletirmiti. Beni de rahatlatt. ki gn sonra, her yanmdan dereler gibi ter dktm ve ayaa kalktm. Bunun zerine, benim Almanlar yeniden gene kafa kafaya tarttlar, gzlklerini taktlar ve u karar bildirdiler: "imdi gidip yabanc lkelerdeki bir kaplcada kr yaparsanz, tkanma tamamiyle geer" dediler. "Neden olmasn?" diye dndm. Dour-Za-jiguine'ler avaz avaz kyameti kopardlar: "Oraya kadar gitmek deliliktir!" dediler. Hadi canm! Yirmi drt saat iinde knlarm hazrlattm, geen hafta da yanma bir oda hiz-metisiyle. Potapytch'i, bir de Berlin'e geri gnderdiim (nk ona ihtiyacm olmadn, yalnz bama da pekl yolculuk edebileceimi grdm) Fedor'u aldm... zel bir kompartman kiraladm. Her istasyonda, yirmi kpek karlnda sizi istediiniz yere gtren hamallar var. Gzel bir daireniz var diye szlerini tamamlad evresine bakarak. Paray nereden buluyorsun, azizim? Yanlmyorsam, her eyi ipotek ettin. Sadece u kk Fransza bir yn borcun var! Darlma ama, her eyi biliyorum, her eyi! aknln, mahcubiyetin doruuna ulaan general: Teyzeciim diye balad, ardm dorusu... yle sanyorum ki, hi kimsenin kontrol olmakszn... Zaten harcamalarm gelirimi amyor ve biz burada... Gelirini gemiyormu, dorusu pek de yzszsn ya! yleyse, ocuklarnn son meteliine kadar hepsini ellerinden aldn, sen, onlarn vasisi olan sen!94 KUMARBAZ KUMARBAZ 95

Bundan sonra, byle szlerden sonra... diye srdrd general fkeyle. Bilmem... Neyi bilmiyorsun? yle sanyorum ki rulet masasndan kalkmyorsun! yice bataa saplandn! General utancndan yerin dibine ylesine geti ki, heyecandan az kalsn boulacakt. Rulet masasndan m? Benim gibi nemli bir kimse!.. Kendinize gelin, teyzeciim, henz iyilememisiniz... Btn bunlarn hepsi yalan! Bahse girerim ki seni oradan ekip alamyorlardr! Sayklayp duruyorsun sen.! Bugnden tezi yok, gidip u rulet denen eyin ne mene bir ey olduunu greceim. Prascovia, anlat bana bakaym, burada grlecek neler var? Aleixis Ivanovitch beni oraya gtrr. Sen de Potapytch, grp gezilecek yerlerin listesini kar. Pauline'e dnerek: Burada grlecek neler var? diye yineledi. evrede, bir atonun ykntlar var, bir de Schlangen-berg var. Nedir bu Schlangenberg? Orman m? Hayr, bir da; orada bir de zirve var... Hangi zirve?.. Dan en yksek yeri. Orasn bir itle evirdiler. Esiz bir manzaras var. Koltuumu oraya karmak m gerekecek? Yaplabilir mi bu? Oo! Merak etmeyin, efendim, hamal bulunabilir diye yant verdim. Bir aralk dad Fedossia gelip bykanneyi selamlad. Ona generalin ocuklarn getirmiti. Yoo! Kucaklap pmek yok. ocuklar pmesini hi sevmem. Hepsi de smkldr. Burada rahat msn, Fedossia? Burada ok iyiyiz, iyi yrekli Antonine Vassilievna karln verdi Fedossia. Ya siz, benim sevgili Hanmcm, siz naslsnz? Sizi o kadar ok merak ettik ki! Biliyorum; sen hi deilse, saf bir cansn. Btn bu insanlar sizin konuklarnz m? diye sordu yeniden Pauline'e dnerek. u gzlkl sska kim? Pauline alak sesle: O prens Nilski, bykanne dedi. Ya, Rus demek ki? Ben de onun konutuklarmz anlamadn sanyordum! Belki de iitmemitir! B. Astley'i daha nce grdm. te gene burada dedi bykanne -, onu grr grmez. Gnaydn! diye sesleniverdi B. Astley'e anszn. B. Astley tek sz sylemeden eildi. Hadi bakalm, bana ne gibi gzel eyler syleyeceksiniz? Bir eyler syleyin. Pauline bunu ona eviriyor. Pauline konumay evirdi. Astley de ciddi bir sesle ama,' son derece itenlikle: Sizi byk bir zevkle seyrettiimi, salnzn yerinde olmasna pek sevindiimi syleyeyim diye karlk verdi. Bu szleri bykanneye evirdiler, pek houna gittii aka belliydi. u ngilizler nasl da her eye bir yant bulurlar! dedi. Neden bilmem, ngilizleri hep sevmiimdir; Franszlarla aralarnda dalar kadar fark vardr! Gene B. Astley'e: Beni grmeye gelin, emi? dedi. Sizi fazla skmamaya gayret ederim. Bunu ona eviriver ve birinci katta kaldm syle. Birinci katta, anlyor musunuz? Aada, diye yineledi B. Astley'e parmayla demeyi gstererek. B. Astley bu ardan pek memnun oldu. Yal kadn, Pauline'i tepeden trnaa dikkatli ve honut bir bakla sard. Seni ok sevebilirim, Prascovia dedi birdenbire. Sen 96 KUMARBAZ

iyi bir kzsn, hepsinin en iyisisin ama, yle bir huyun var ki!.. Ho, ben de yleyimdir ya... Dn bakaym biraz; bandakiler takma sa deil ya? Hayr, bykanne, kendi salarm. Allahtan, yoksa bu aptalca modadan nefret ediyorum. ok gzel bir kzsn. Eer gen bir erkek olsam, sana k olurdum. Neden evlenmiyorsun? Aman, artk gitmeliyim. Trende geen o uzun gnlerden sonra gezinmek istiyorum... Ee, ne haber, hl kzgn msn? dedi generale. ok rica ederim, teyzeciim, brakn bunlar! dedi general de gnl rahatlayarak. Tabii anlyorum, sizin yanzda... Bu kocakar bunam diye fsldad De Grieux. Burada her eyi grmek istiyorum. Alcxis Ivanovitch'i bana brakrsn, deil mi? diye generale sordu bykanne. Oo! Laf m olur, istediiniz kadar ama, ben de... Paulinc de, hatta Bay De Grieux de... size elik etmekten byk bir zevk duyarz. Aman, Hanmefendi, bu byk bir zevktir... diye atld De Grieux gz boyayc bir glmsemeyle. Hmmm, bir zevkmi! Beni gldryorsun, azizim. Sonra da generale dnerek-anszn: Zaten sana para filan vermeyeceim diye ekledi. Beni daireme gtrsnler, nce oraya bir gz ataym, sonra her yere gideriz. Gtrn beni. Bykanneyi yeniden kaldrdlar, hepimiz kafile halinde, koltuunun ardnda, merdivenden aa indik. General bana inen bir balyozla sersemlemi gibi yryordu. De Grieux dnyordu. Mile Blanche nce kalmak istedi, sonra da bizi izlemeyi yeledi. Onun hemen ardndan prens geliyordu; generalin dairesinde sadece Almanla dul Bayan Cominges kald. KUMARBAZ ONUNCU BLM 97 Kaplcalarda, byk bir olaslkla da btn Avrupa'da, yneticilerle metrdoteller bir mteriye bir daire verirken, onun zevk ve isteklerinden ok, kendilerinin onun hakknda edindikleri kanya gre davranrlar. Ve kabul etmek gerekir ki, bu konuda pek seyrek olarak yanlrlar. Ama, bykanneye, Tanr bilir neden, yle debdebeli, atafatl bir daire verirler ki bu kez snn iyice aarlar: Grkemli eyalarla denmi banyolu drt oda, uaklar iin mtemilt, oda hizmetisi iin ayr oda, vb., vb... Gerekten de bu odalarda bir hafta nce bir grandes kalmt ve telala bunu, oralarn deerini daha da artrmak amacyla hemen yeni gelenlere bildirmekten geri kalmadlar. Bykanneyi btn odalara tadlar, daha dorusu gtrdler, o da her yeri dikkatli ve sert bir gzle inceledi. Orta yal, dazlak kafal bir adam olan metrdotel daire gezilirken hep kibarca ona elik etti. Bunlarn hepsi bykanneyi kim sanyorlard bilmem; besbelli ok soylu ve kibar, zellikle de pek zengin birisi sanyorlard. Otel defterine hemen: Bayan General, Tarassevitcheva prensesi yazdlar, oysa bykanne mrnde prenses olmamt. Uaklar, zel vagon, yararsz bir yn paket, bavullar, hatta sandklar yal hanmla birlikte gelmiti, kukusuz bunlar onun saygnlna basamak oluturmutu. Bykannenin koltuu, kestirip atan tonu, sesi, tamamiyle patavatsz bir halle sorulan ve en kk bir karla katlanamayan garip sorular, ksacas, bykannenin dimdik, sert, buyurgan kiilii ona genel sevgi ve saygy salamay tamamlad. Dairesini denetimden geirirken, yal hanm anszn koltuunu durdurtuyor. herhangi bir eyay gsteriyor ve metrdotele beklenmedik so- ' rulan yneltiyordu, o da saygl saygl glmsyordu ama, titremeye balyordu bile. Adama sorular Franszca soruyordu F. 7 98 KUMARBAZ KUMARBAZ 99

ki bu dili iyi konuamadndan ou zaman sylediklerini evirmek zorunda kalyordum. Metrdotelin yantlan ounlukla houna gitmiyor ve ona yetersiz grnyordu. Zaten her trl anlamdan yoksun, yle rasgele aklna esen sorular yneltiyordu. Szgelimi, anszn bir tablonun karsnda duruyordu: Mitolojik konulu, nl aslnn olduka zayf bir kopyas. Bu resim kimin? Metrdotel, bunun muhtemelen bir kontesin resmi olduunu sylyordu. Nasl, bilmiyor musun? Burada yayorsun da bilmiyorsun! Neden bu tablo burada? Neden kontesin gzleri a? Btn bu sorulara metrdotel tatmin edici karlklar veremeyince bir hayli utand. Ne sersem' ey bu! dedi bykanne Rusa. Kendisini daha uzaa gtrdler. Ayn ey kk bir Saksonya heykelcikle yeniden meydana geldi: Yal hanm bunu uzun uzun seyrettikten sonra, neden bilinmez, alp gtrmelerini buyurdu. En sonunda, metrdoteli soru yamuruna tuttu: Yatak odasndaki hal ka paraya mal olmutu, bunlar nerede dokuyorlard? Metrdotel hepsini sorup reneceine sz verdi. Bykanne: Ne eek eyler! diye homurdand ve btn dikkatini karyolann zerine younlatrd. te ahane bir cibinlik tavanl! An unu. Yata atlar. Daha, daha, hepsini an. Yastklar kaldrn, klflar, kuty yatak rtsn kaldrn. Hepsinin altn stne getirdiler. Bykanne dikkatle inceledi. Bereket versin ki tahtakurusu yok. Btn araflan, amarlar gtrn. Kendi araflarm, yastklarm koyarlar. Zaten btn bunlar ar derece lks; benim yaamda, byle bir daireye ne gerek var. nsan yalnz bana sklr. Alexis Iva-novitch, sk sk beni grmeye gel emi, ocuklarn dersini bitirir bitirmez gelirsin. Dnden beri generalin hizmetinde deilim artk diye yant verdim. Otelde kendi hesabma kalyorum. O da neden yle? nceki gn Berlin'den sekin bir Alman, bir baron geldi eiyle. Dn, gezintide ona, Berlin ivesini gzetmeden Almanca bir sz syledim. Ee, ne varm bunda? O, bunu bir terbiyesizlik, saygszlk olarak kabul etmi ve gidip generale yaknm. O da hemen beni kovdu. Ne yani, u barona hakaret mi ettin? yle bir ey yapsan bile, bunda bir ktlk yok ki, dnya yklmaz ya! Yoo, hayr! Tersine, asl o bana bastonunu kaldrd. Sen de, smkl, ocuklarnn retmenine bu ekilde davranlmasma izin verdin dedi anszn generale dnerek sert bir sesle, stelik de onu kovdun! Grdm kadaryla, hibiriniz bir ie yaramazsnz. Hi merak etmeyin, teyzeciim, diye karlk verdi general kendini beenmi bir teklifsizlik tonuyla, kendi ilerimi kendim yrtmesini bilirim. stelik de, Alexis Ivanovitch olay size tam olarak anlatmad. Sen buna nasl katlanabildin? diye bana sordu. Ben de dnyann en alakgnll ve en sakin haliyle: Baronu delloya davet etmek istiyordum diye karlk verdim, ama, general buna engel oldu. Neden? diye srdrd bykanne. Sonra da metrdotele: Sen, azizim, hadi git, seni ardklar zaman gelirsin" dedi. Bu Nuremberg'li patates surata dayanamyorum! Beriki, elbette ki bykannenin iltifatm anlamadan, selam verip kt. General kk bir glle: 100

KUMARBAZ zin verirseniz, teyzeciim, dedi, dellolar yaplabilir mi? Neden yaplmasn? Erkekler hep horozlar gibidir; dvrlerdi, hepsi bu. Hepiniz korkaksnz, aka grlyor, mal meydanda, lkenizin onurunu korumaktan acizsiniz. Hadi bakalm, gtrn beni! Potapytch, syle de her zaman emrimde iki hamal bulundursunlar. Adamlar tut, koullar sapta. ki tane yeter. Beni sadece merdivenlerden indirip karmalar gerekecek; dz yolda, sokakta, beni iterler, bunu onlara anlat. Adamlara bir de avans ver, daha terbiyeli davra-nrlar. Sen hep benim yanmda kalacaksn, sen de Alexis Iva-novitch, gezintide bana u baronu gster: u "von Baron" ne menem eymi hele bir greyim. Hadi bakalm, nerede kuzum u rulet? Ruletlerin gazino salonlarnda bulunduunu anlattm. Ardndan da sorular yamaya balad: ok rulet var m? Kumar oynayan ok kimse var m? Btn gn kumar oynanyor mu? Nasl ey bu? Ben de en iyisinin gidip hepsini kendi gzleriyle grmesi olacan, onlar anlatmann ok zor olduunu syledim. Pekl, yleyse beni hemen oraya gtrsnler! Alexis Ivanovitch, sen ne geip yol gster! General byk bir ilgiyle zerine titreyerek: Aman teyzeciim, nasl olur, biraz dinlenmeden mi? diye sordu. Biraz heyecanlya benziyordu; zaten, hepsi skntl grnyordu, srekli birbirlerine bakyorlard. Besbelli bykanneyle birlikte gazinoya gitmekten ekiniyorlar ve belki de utanyorlard: Hi kukusuz yal hanm, hem de bu kez herkesin iinde gene acayiplikler yapmaya kalkacakt. Bununla birlikte, ona elik etmek amacyla atldlar. Neden dinlenecekmiim, kuzum? Hi yorgun deilim ki; tam be gndr kmldamadan durdum. Sonra da gidip kayKUMARBAZ 101 naklar, kaplcalar greceiz. Daha sonra da... u... ad ne demitin sen Pascovia? u zirve'y, hah, tamam deil mi? Evet, bykanne. Hadi zirve olsun. Burada daha baka ne var? Pek ok ey var, bykanne, dedi Paulinc skntyla. yi, iyi, senin pek bir ey bildiin yok! Marthe, sen de benimle gel, dedi oda hizmetisine. General anszn kayglanarak: Onu neden gtrmek istiyorsunuz, teyzeciim? dedi. Olanaksz bir ey bu; hatta Polapytch'in bile gazinonun iine girmesine izin vereceklerini sanmyorum. Sama! Yani bu bir hizmeti olduu iin darda m brakacaklar! Oysa o da canl bir yaratk; tam bir haftadr yollarda srtyoruz, onun da can elbette bir eyler grmek isler. Benimle olmazsa, kiminle gidebilir ki? Yalnz bana sokakta bir adm atmaya bile cesaret edemez o. Ama, bykanne.. Belki de benimle gelmekten utanyorsundur? yleyse kal burada, senden bir ey isteyen yok ki. Bir general, aman sevsinler! Ben de general karym. Hem zaten btn bu kafileyi peimde tamaya hi de gerek yok! Her eyi Alexis Iva-novitch'le grrm... Ama, De Grieux herkesin sefere katlmasnda ayak di- i'edi, onunla birlikte gitmenin zevkini yle bir ballandra ballandra vd ki, herkes yrye geti. De Grieux, generale: Bunams zavall diye yineledi. Yalnz gitse, kimbilir ne samalklar yapar... Ben daha fazlasn iitemedim ama, hi kukusuz kafasnda bir dnce vard, hatta belki de yeniden umuda bile kaplmtr. Gazinoya kadar yaklak be yz metre vard. Kestane aal yoldan evresinde bir tur attmz alana kadar gitlik, doruca gazinoya girdik. Generalin gnl biraz rahatlamt,102

KUMARBAZ KUMARBAZ 103 nk bizim kafile, olduka acayip olmakla, hi de saygnlktan yoksun deildi. Hasta, zayf, bacaklarn kullanamayan bir kimsenin kaplcalara gelmesinde alacak hibir ey yoktu. Ama, aka grlyordu ki, general gazinodan korkuyordu; sakat, stelik de yal bir kadn neden rulete gidiyordu? Pauline'le Mile Blanche tekerlekli koltuun iki yannda yryorlard. Mile Blanche glyor, ekingen bir nee gsteriyor, hatta arada srada, bykanneyle akac bir iki szck konuuyordu, o kadar ki, yal kadn sonunda ona vc szler syledi. br yandaki Pauline, yal kadnn bitip tkenmek bilmeyen saysz sorularna yant vermek zorundayd. Szgelimi: Demin yanmzdan geen kimdi? Arabadaki u kadn kim? Kent byk m? Bahe geni mi? Bunlar ne aalan? u dalarn ad ne? Buralarda kartal var m? Ne garip at bu byle! Yanmda yryen B. Astley bugnden ok ey umduunu fsldad bana. Potapytch'le Marthc arkada, hemen koltuktan sonra yryorlard. Potapytch frakl ve beyaz kravatlyd ama, banda kasket vard, krk yalarnda al yanakl, kr sal bir kz olan Marthe'n da banda balk, srtnda alacal basmadan entari, ayaklarnda gcrdayan olak derisi pabular vard. Bykanne onlara bir eyler sylemek iin sk sk arkasna dnyordu. De Grieux ile general biraz geride kalmlar, hararetli hararetli konuuyorlard. General bitkindi; De Grieux kararl bir halle konuuyordu. Belki de arkadan cesaretlendirmeye alyordu; ona tler verdii aka belli oluyordu. Ama', bykanne o uursuz tmceyi sylemiti bir kere: Sana para vermeyeceim. Bu haber belki de De Grieux'ye inanlmaz gibi grnyordu ama, general, teyzesini iyi tanrd. Bu arada De Grieux ile Mile Blanche'n birbirlerine gz krpp durduklarn fark ettim. Yolun ta ucunda prensle Alman gzme iliti: Bizi ne geirmilerdi, kendileri baka bir yne gittiler. Gazinoya grkemli bir giri yaptk. svireli kapcyla uaklar da oteldeki uak takmyla ayn candan yaknl gsterdiler. Bununla birlikte bize merakla bakyorlard. Bykanne nce kendisine salonlar gezdirmelerini buyurdu. Kimi zaman iltifat ediyordu, kimi zaman ilgisiz kalyordu ama, her eyi sorup reniyordu. En sonunda, kumar salonuna ulatk. Kapal kapnn nnde nbet tutan uak, sanki arp kalm gibi, hemen iki kanad birden ardna kadar at. Bykannenin rulet salonunda belirii kalabaln zerinde derin bir etki yaratt. Rulet masalarnda ve otuz ve krk masasnn bulunduu salonun br ucunda, birok sra halinde, yz elli, iki yz kadar kumarbaz ylyd. Masaya kadar sokulmay baaranlar, her zaman olduu gibi, durumlarn zerre kadar bozmuyorlard ve ancak btn paralarn yitirdikten sonra yerlerinden kmldayp ayrlyorlard. nk orada sadece seyirci olarak kalmaya ve bir oyuncunun yerini bedavadan igal etmeye izin verilmiyordu. Masann evresinde sandalyeler bulunmasna karn, oturan pek azd, zellikle de kalabalk younlat zaman, nk ayakta durunca insan daha az yer kaplar, sonra da para srmek iin bylesi daha rahattr. kinci, nc sralarda bulunanlar sralarn bekleyerek, ilk sradakilerin arkasna ylrlar. Ama, kimi zaman kumarbazlarn arasndan ellerini kaydrp paralarn ortaya srerler. nc srada mizalar yeil uhaya ulatrmak iin de ayn biimde paralanrlar. Bu yzden her on, ya da hatta be dakikada bir masann bir ucundan bir itiraz ykselirdi. Gazinonun gvenlii zaten olduka iyi dzenlenmiti. Elbette ki itiip kakmay, hay huyu nleyemezler ama, kalabalk t zaman memnun olurlar, nk bundan onlar kazanl kar; ama, masann evresinde oturan sekiz kru-piye, mizalar byk bir dikkatle gzlerler; deyen onlardr ve bir anlamazlk kt zaman bunu zmleyen de onlardr. Ar durumlarda, polis arlr, olay da o anda ka-104 KUMARBAZ KUMARBAZ

105 panr. Gvenlik grevlileri sivil olarak salonda, halk arasndadr, yle ki onlar hi kimse tanyamaz. Bunlar zellikle kk hrszlarla, hnerlerinin uygulanmas zellikle pek kolay olan rulette ok rastlanan profesyonel hrszlar gzetlerler. Gerekten de, her yerde, cepleri kartrmak, ya da kilitleri krmak gerekir, baar salanamad zaman da, bu insann bana dert aar. Oysa burada sadece rulete yaklamak, kumara balamak yeterlidir. Sonra da anszn, saklanp gizlenmeden, herkesin gzleri nnde bir bakasnn kazancna el koyup bunu cebe indirmek iten bile deildir; bir tartma kt zaman hrsz yksek ve anlalr bir sesle bu parann kendine ait olduunu haykrr. Eer darbe ustaca indirildiy-se, tanklar da kararszlkla duraksyorsa, hrsz, ou zaman paray alkoymay baarr. Btn bunlar elbette ki para pek nemli miktarda deilse yrr, yoksa byk bir paray krupiyeler, ya da bir baka kumarbaz fark etmi olabilir. Eer .miktar pek yksek deilse, parann gerek sahibi kimi zaman kavgay srdrmekten kendiliinden vazgeer ve bir rezalet korkusuyla ekilir. Ama, eer hrszn kimlii ortaya karlrsa, hi gznn yana bakmadan hemen kovarlar. Bykanne btn bunlar uzaktan, doymak bilmeyen bir agzllkle seyretti. Bir hrsz kovulduu zaman pek seviniyordu. Otuz ve krk onun pek merakn ekmedi; rulet houna gitmiti, zellikle de bilye dnd zaman. En sonunda oyunu daha yakndan grmek istedi. Bilmem nasl oldu ama, garsonlarla yaltaklanan birka kii (ou zaman, kumarda kazananlara ve btn yabanclara hizmetlerini sunan kumarda iflas etmi Polonyallar) masann ortasna doru, birinci krupiyenin yannda abucak ona bir yer atlar ve kalabala karn koltuunu oraya srdler. Oynamayp da sadece bakan (zellikle aileleriyle gelmi ngilizler) kalabalk bir ziyareti topluluu kumarbazlarn arkasndan bykanneyi seyretmek amacyla masaya doru tler. Krupiyeler umuda kapldlar: Bu kadar garip bir kumarbaz kadn elbette ki olaanst bir eyler vaat ediyordu. Yetmi be yanda, sakat bir kadn kumar oynamak istiyordu... Bu yle her gn rastlanan bir olay deildi. Ben de ne yapp edip masann yanna szldm ve bykannenin yanna yerletim. Potapytch'le Marthe bir kenarda, kalabaln iinde kaldlar. General, Pauline, De Grieux, Mile Blanche da seyircilere katldlar. Bykanne, nce evresindeki oyuncular seyretti. Alak sesle bana abucak sorular yneltiyordu: u adam kim? Bu kadn kim? Masann ucunda bulunan, byk kumar oynayan, binlerce frank sren gencecik bir adam zellikle ilgisini ekti. Gen adam yanmzdakilerin fsldatklarna gre yaklak krk bin frank kazanmt, bunlar altn ve banknot ynlar halinde nnde duruyordu. Yz sapsaryd; gzleri parlyor, elleri titriyordu; paralan avu avu alarak hi hesaplamadan ortaya koyuyordu, bununla birlikle de durmadan kazanyordu, nndeki altn yn kabardka kabaryordu. Garsonlar evresinde pervane gibi dnyorlar, ona bir koltuk getiriyorlar, daha geni bir yeri olmas ve halkn kendisini sktrmamas iin yanndakileri uzaklatryorlard. Btn bunlar elbette ki ykl bir bahi umuduyla yaplyordu. Kazanan kimi kumarbazlar arada srada paray avularyla ceplerinden kararak hi hesaplamadan onlara verirler. Gen adamn yanna bir Polonyal yerlemiti bile, yerinde duramyordu, saygl bir halle her an kulana bir eyler sylyordu, hi kukusuz ona t veriyor ve oyununu ynetiyordu: Btn bunlar elbette ki bir bahi koparmak iindi. Ama, kumarbaz ona hemen hemen hi aldr etmiyordu, geliigzel, rasgele para koyuyor ve durmadan nndeki altn ynn kabartyordu. Besbelli akln karrnt. Bykanne bir sre onu inceledi. Anszn telalanarak dirseimi drtt ve: Syle ona da braksn artk dedi. abucak parasn106 KUMARBAZ KUMARBAZ 107

toplasn ve svsn. Yitirecek, bir saniye iinde hepsini yitirecek diye kaygland adeta heyecandan boularak. Potapytch nerede? Ona Potapytch'i gndersinler! Canm, sylesene una, diyordu habire brm dirsekleyerek. Potapytch nerede, kuzum? kn! kn! diye gen adama barmaya balad. Kendisine doru eildim ve buyurgan bir sesle, yavaa, burada byle barmann uygun olmadn, hatta yksek sesle deil de, sadece alak sesle konumaya izin verildiini syledim; nk hesaplarn engelliyordu, byle srerse bizi karacaklarn da ekledim. ok yazk! Bu adam mahvoldu! Hi kukusuz byle olmasn istiyor... im altst oldu, ona bakamyorum. Ne sersem ey! Ve bykanne hemen baka bir yana dnd. Orada, solda, kumarbazlar arasnda, yannda bir eit cce bulunan gen bir hanm grnyordu. Bu cce kimdi, bilmiyorum: Kadnn bir akrabas myd, yoksa ilgi uyandrmak iin mi getirmiti? Bu gen kadn daha nce de fark etmitim; her gn, leden sonra saat birde gazinoya geliyor, tam ikide gidiyordu. Her gn bir saat sresince oynuyordu. Onu tanyor ve kendisine hemen bir koltuk getiriyorlard. Kadn cebinden birka altnla binlik birka banknot kard, acele etmeden, heyecanlanmadan, soukkanllkla ortaya para srmeye balad, bir yandan da bir kdn zerine numaralan yazyor, anslarn belirli bir anda toplanmasn salayan sistemi kefetmeye alyordu. Byk paralar tehlikeye atyordu. Her gn en fazla bin, iki bin, bin frank kazanyordu, daha fazla deil, bunlar kazanr kazanmaz da hemen oyundan kalkyordu. Bykanne uzun bir sre onu inceledi. Bak syleyeyim, bu kadn yitirmeyecek! Bu kadn yitirmeyecek! Kim, biliyor musun? Bir Fransz, besbelli o biimlerden biri diye fsldadm kulana. Ya! Ku, uuundan bellidir! Keskin peneleri olduu grlyor. Her turun ne anlama geldiini ve nasl para srleceini anlat bakaym imdi bana. Ortaya konan parann saysz bileimlerinin anlamn elimden geldiince bykanneye anlattm: Krnz ve kara, tek ve ift, eksik ve pas, en sonunda numaralar sisteminin kimi ayrntlarn akladm. Yal hanm beni dikkatle dinliyor, aklnda tutuyor, yeni sorular yneltiyor ve reniyordu. Ona her para srme sisteminden orackta bir rnek gsterilebilirdi, bylelikle de ders daha kolay aklda kalyordu. Bykanne pek sevindi. Peki, sfr ne anlama geliyor? uradaki, hani kvrck sal krupiye sfr diye bard. Ve masann zerindekilerin hepsini neden toplad? O ynla paray kendine ald! Ne demek oluyor bu? Bykanne, sfr bankonun kr. Eer bilye sfrn zerine derse, masann zerindekilerin hepsi, ayrm gzetmeden, bankoya aittir. Gerei sylemek gerekirse, demek iin bir tur daha yaplr ama, banko hibir ey demez. Aa, olur ey deil, dorusu! Ve ben bir ey almyorum! Hayr; eer daha nce sfrn zerine para koydunuz da ktysa, size koyduunuzun otuz be katn veriyorlar. Nasl, otuz be katn m! Peki, sk sk kar m bu? yleyse neden bu sersemler sfra para koymuyorlar? nk otuz alt kar ans var da ondan, bykanne. Ne sama eyler! Ptapytch! Potapytch! Dur bakaym, yanmda para var... te, ite! Cebinden ikin bir kese kard, iinden bir frederik ald. Al, bunu hemen sfrn stne koy. Bykanne, sfr az nce kt dedim, onun iin uzun zaman kmaz artk. An tehlikeye atlyorsunuz: Biraz bek- leyin. Hayr, samalyorsun, koy unu!108 KUMARBAZ KUMARBAZ 109

zr dilerim ama, bin kez de koysanz, belki akama kadar kmaz; ok grlmtr bu. Sama, sama btn bunlar, kurttan korkan ormana gitmez. Ne? Vitirdin mi? Gene koy! kinci frederiki de yitirdik; bir ncsn koyduk. Bykanne yerinde duramyordu; dnen tablann blmeleri arasnda zplayan bilyeyi parlak gzleriyle yiyecek gibi bakyordu. nc frederiki de yitirdik. Bykanne kendinden gemiti; bir trl rahat duramyordu, hatta krupiye beklenen .-fr yerine otuz alt'y bildirince yumruuyla masaya vurdu. Eh, hadi bakalm! diye kzd bykanne, u lanet olasca sfr yaknda kacak m, kmayacak m? Eer sfr kncaya kadar buradan Kalkarsam leyim daha iyi. Btn kabahat u kvrck sal krupiye dzenbaznda, onunla, hi kmyor bu sfr! Alexis vanovitch iki altn birden koy! O kadar az para koyuyorsun ki, sfr ksa hibir ey kazanamayacaz. Bykanne! Koy dedim, koy! Senin paran deil ya. ki frederik koydum. Bilye tablann zerinde uzun zaman yuvarland ve en sonunda blmelerin stnden zplamaya balad. Bykanne kendinden geerek kolumu skyordu ve anszn tok! Sfr! diye bildirdi krupiye. Grdn m, bak grdn m! dedi bykanne hzla bana doru dnerek. Ben sana sylemitim, ben sana sylemitim! ki altn koymay bana Tanr esinlendirdi! imdi ne kadar alacam? Neden paray demiyorlar? Potapytch, Marthe, nerede bunlar, kuzum? Ya btn bizimkiler, nereye gittiler? Potapytch, Potapytch! Daha sonra, bykanne, birazdan diye fsldadm. Po-lapytch kapda, onu buraya geirmezler. Bakn, bykanne, paranz dyorlar, aln! Bykanneye, koyu mavi kdn iine sarl, damgal, elli frederiklik ar bir deste attlar, bir de kda sarlmam yirmi frederik saydlar. Ben de bir krekle hepsini bykannenin nne ektim. Oyun balyor, baylar! Oyun balyor, baylar! diye baran krupiye para koymaya davet ederek bilyeyi atmaya hazrland. Tanrm, ge kaldk! Hemen balayacaklar! Koy, koy! diye rpnd bykanne, abuk, zaman yitirme dedi, kendinden geip brme iddetli dirsekler vurarak. yi ama, nereye, bykanne? Sfrn stne! Sfrn stne! Gene sfrn stne! Olabildiince ok koy! Topu* topu ka paramz var? Yetmi frederik mi? Cimrilik etmenin yaran yok, bir rpda yirmi tane koy! Makul olun, bykanne! Kimi zaman tam iki yz tur geer de gene kmaz! Yalvarrm size, varnz, younuzu burada brakacaksnz! Sama, sama, abuk koy paralar! te, eki indi! Ne yaptm biliyorum ben diyen bykanne sinirden tirtir titriyordu. Kurallar/ sfr zerine on iki frederikten fazlasnn konmasn yasaklyor. te ben de onlar koydum. O da ne demek yle? Doru mu bu? Sol yannda oturan ve bilyeyi atmaya hazrlanan krupiyeyi dirseiyle iterek: Ms! Ms! dedi. Sfr ka tane? On iki? On iki? Ben atlp hemen aceleyle soruyu Franszca anlattm. Krupiye de: Evet, Hanmefendi diye yantlad terbiyeli terbiyeli. Son-'ra da bilgi vermek amacyla: Kiisel hibir miza da drt bin florini amamaldr; kural byle diye ekledi. Pekl, yapacak bir ey yok, yleyse, on. iki koyalm. 110 KUMARBAZ Oyun balad! diye bard krupiye. Tabla dnd ve on kt. Yitirmitik! Hadi gene! Gene! Koy gene! diye haykryordu bykanne. Bu kez ona hi kar kmadm ve omuzlarm sil-kerek gene on iki frederik koydum. Sehpa uzun zaman dnd. Bykanne

gzleriyle izlerken tirtir titriyordu. Hayretle ona bakarak:. Acaba sfrn kacana gerekten inanyor mu? diye geiriyordum aklmdan. Yznde kazanacann mutlak inanc, az sonra: Sfr! diye barldn iiteceinin kesin umudu parlyordu. Bilye bir blmeye zplad. Sfr! diye bard krupiye. Bykanne utkulu ve saldrgan bir halle bana doru dnerek: Bak, grdn m! dedi. Ben bir kumarbazdm: Bunu tam o anda kesinlikle hissettim. Kollarm, bacaklarm titriyordu, akaklarm zonkluyor-du. Elbette ki, on oyunda sfr'n kez kmas ok enderdi ama, bunda zellikle alacak hibir ey yoktu. Ben de nceki gn sfr'm st ste kez ktn grmtm ve bu frsatla, kan numaralan zenle bir kda yazm olan kumarbazlardan biri daha bir gn nce, bu ayn sfr'n yirmi drt saatte sadece bir kez ktn yksek sesle belirtmiti. Bykanneye parasn en byk kazanc gerekletiren kimseye gsterilmesi gereken zel sayg ve zenle verdiler. Kuruu kuruuna tam drt yz yirmi frederik, yani drt bin florin ve yirmi frederik. Yirmi frederiki altn olarak, drt bin florini de banknot olarak dediler. Ama, bu kez bykanne artk Potapytch'i armad; kafasnda ok baka eyler vard! Artk rpnmyordu, eli aya titremiyordu. Ama, deyim yerindeyse, iten ie titriyordu. Btn dikkati bir tek noktada toplanmt, sanki bir tek hedefi amalyormu gibi: Alexis Ivanovitch, bir seferde sadece drt bin florin koKUMARBAZ 111 nabileceini sylemiti, deil mi? Hadi bakaym, al da u drt bini krmznn zerine koy! diye karar verdi. Onu kararndan dndrmeye almak yararszd. Sehpa dnmeye balad. .Krnz! diye bard krupiye. Yeniden drt bin florin daha kazanmt, bylece hepsi sekiz bin florin olmutu. Drt binini burada bana brak, geri kalann gene krmznn zerine koy! diye buyurdu bykanne. Bir kez daha drt bin florini tehlikeye attm. .Krnn! diye yeniden bildirdi krupiye. Toplam on iki! Hepsini ver bana. Altnlar kesemin iine dk, banknotlar topla. Bu kadar yeter! Hadi gidelim! Koltuumu itin. ON BRNC BLM Koltuu salonun br ucundaki kapya doru srdler. Bykanne sevinten uuyordu. Btn bizimkiler, onu kutlamak iin hemen evresine tler. Bykannenin davran ne kadar garip olursa olsun, baars pek ok eyi rtyordu, general de bylesine garip bir kadnn akrabalyla kendini halk iinde lekelemekten artk korkmuyordu. Alakgnll bir glmsemeyle ve teklifsiz bir neeyle bykanneyi kutlad, tpk bir ocuu elendirirken yapld gibi. Zaten o da, btn br seyirciler gibi, aktan aa heyecanlanmt. Olay yorumlanyordu, herkes bykanneyi birbirine gsteriyordu. Pek ok kimse, onu daha yakndan grebilmek iin yanndan geiyordu. B. Astley bir kenarda arkadalarndan iki ngilizle on-116 KUMARBAZ KUMARBAZ 117 de hoa gitmeye uramasn bilen kibirli Pauline'in tam tersine, uhluunun btn ekiciliklerini kullanacakt. Ama, imdi, bykanne rulette byle baarlar gerekletirdii u srada, kiilii (inat, otoriter ve buam bir ihtiyar kadn) karlarnda byle bir belirlilikte ortaya kt u anda belki de her ey yitirilmiti. nk her eyle btn balarn koparm bir kolej rencisi gibi mutluydu ve kumarda kanlmaz olarak yolunacakt. Tanrm! diye

dnyordum (Tanr beni balasn, kt bir sevinle!) Tanrm! Demin bykannenin tehlikeye att her frederik altn generalin yreini deliyordu, De Grieux'y kudurtuyor, dolu kan burnunun ucundan getiini gren Mile de Cominges'i lgna dndryordu! Bir baka olgu: Kazanm olmann sevinciyle bykanne herkese para datrken, gelip geen herkesi dilenci sanp eline bir eyler sktrrken bile generale: Ama, sana zrnk, bile vermeyeceim! demekten kendini alamamt'. Demek oluyor ki, bu fikirde kesin kararlyd, bunda direniyor, bunu kendi kendine sz vermiti; bu tehlikeliydi, tehlikeli!.. Bykanneden ayrlp atafatl merdivenden en st kattaki kk odama karken btn bu dnceler kafamda kaynayordu. Btn bunlar beni son derece ilgilendiriyordu; gzmn nndeki aktrleri birbirine balayan en salam ipleri nceden talimin edebilmeme karn, bu oyunun gizli nedenlerini ve gizlerini bilmiyordum. Pauline hibir zaman bana tam bir gven gstermemiti. Kimi zaman, gerekten de, adeta elinde olmadan, bana yreini amt ama, ou zaman ve halta hemen hemen, her zaman, bu i dkmelerden sonra, ya btn syledikleriyle alay ediyordu, ya da her eyi kartryor ve her eyi bile bile yanl bir k altna tutuyordu! Oh! Pe'k ok eyi benden saklyordu! Her ne olursa olsun, btn hu gizemli ve gergin durumun son perdesinin yaklatn seziyordum. Bir darbe daha ve her ey bitecek, maskeler decekti. Benim yazgma gelince, o da btn bunlarla ilgiliydi biliyorum ama, onu hemen hemen hi dert edinmiyordum. Garip bir ruh hali benimki de: Cebimde olsun lsn sadece yirmi frederik; isiz gsz, geim olanaklarndan yoksun, umutsuz, tasarsz, vb. lkemden pek uzaklardaydm... Ama, hi umursamyordum! Pauline'i dnmesem, kendimi sadece pek yakndaki sonucun gln ilginliine brakr, kahkahalarla glerdim. Ama, Pauline beni heyecanlandryor; onun yazgs kararlatrlacak bunu ok iyi hissediyorum, bununla birlikte itiraf edeyim ki, beni dndren hi de bu deil. Onun btn gizlerini renmek isterdim; bana gelip de: Seni sevdiimi pekl biliyorsun demesini isterdim, yoksa, bu delilik gereklecmeyecekse... o zaman neyi istemeli? Neyi istediimi biliyor muyum ben? lgn gibiyim; btn istediim, ;onsuza dek, btn mrmce onun yannda kalmak, onun ay-jlasnda, prltsnda kalmak. Baka hibir ey biliniyorum! On-jdan uzaklaabilir miyim? nc katta, onlarn koridorunda aniden bir ey hissettim. Dndm ve yirmi adm tede, koridora kan Pauline'i grdm. Beni bekliyor, beni gzctliyormua benziyordu, bana hemen yaklamam iaret etti. Pauline Alexandrovna... Daha yava! diye tembih etli. Dnn ki dedim alak sesle, bir saniye nce sanki brme bir darbe inmi gibi geldi bana: Dndm, sizdiniz! Sanki sizden bir akm yaylm gibi! Pauline kaygl ve dnceli bir halle: u mektubu aln dedi, kukusuz ne dediimi iyi iit-emiti, hemen elden onu B. Astley'in kendisine verin. Eli-izi abuk tutun, rica ederim. Yant beklenmeyecek. O... Szlerini tamamlamad. Ben hayretle: B. Astley'e mi? .diye yineledim. Ama, Pauline gzden kaybolmutu bile.112 KUMARBAZ dan sz ediyordu. Gsterili iki hanm azametli bir hayretle ona bakyordu, acayip bir eymi gibi. De Grieux kutlama ve glckler sayordu. Ne zafer! dedi. Aman, Hanmefehdiciim, harikulade bir ey bu! diye ekledi Mile Blanche byleyici bir glmsemeyle. , Evet ya, bir iki demeden, kala gz arasnda on iki bin florin kazandm! On iki bin ne demek, bir de altn paralar var! Hepsi birden yaklak on bin florin ediyor. Rubleye evirirsek, ne eder? Alt bin filan m? Ben de ona yedi binden fazla ettiini, hatta gncel kurla belki de sekiz bin bile ettiini bildirdim.

Sekiz bin mi, aka m ediyorsun! Nedir o' yle, hepiniz cini kpek heykelcikleri gibi kaklp duruyorsunuz! Potapytch, Marthe, grdnz m? Ah, benim iyi yrekli hanmcm, nasl yaptnz bunu byle? Sekiz bin ruble! diye haykrd Marthe yaltaklanarak. Aln, bakaym, her birinize beer altn, aln hadi! Polapytch'le Marthe ellerini pmek iin atldlar.' Hamallarn her birine birer frederik verilsin. Her birine bir frederik ver, Alexis Ivanovitch. Ne oluyor bu garsona da byle kandilli temennalar yapyor yere kapanrcasna, ya teki? Beni kutlamak iin mi bunlar? Onlara da birer frederik ve-river. Sayn prenses... zavall yoksul bir srgn... srekli felaket... Rus prensleri yle cmerttir ki... diye yalvar yakar dileniyordu koltuun hemen yan banda ypranm, hav dklm redingotlu, alacal yelekli, bykl, aalk bir glmsemeyle kasketini kalkk tutan birisi. Ver una da bir frederik. Hayr, ona iki tane ver; tamam, artk yeter, yoksa bunun sonunu dnyada alamayz. Kaldrn beni, gtrn beni! Prascovia dedi Pauline Alexan-drovna'ya, yarn sana bir elbise alacam, Mile... neydi onun KUMARBAZ 113 ad canm, Mile Blanche, deil mi? Ona da elbise alacak bir eyler vereceim. Bunu ona evir, Prascovia! Teekkr ederim, Hanmefendi, dedi Mile Blanche derin bir reverans yapp De Grieux'den ve generalden yana alayc bir glmsemeyle. General biraz sklmt, yola ulatmz zaman byk bir rahatlama duydu. Ya Fedossia, Fedossia! Kulaklarna inanamayacak! dedi bykanne anszn ocuklarn dadsn anmsayarak. Ona bir elbise alacak bir eyler vermeli. Hey, Alexis Ivanovitch, Alexis Ivanovitch, u dilenciye bir ey ver. Bize bakarak, yrtk prtk giyinmi, srt kamburlam biri geiyordu yoldan. Belki bir dilenci deil, haarnn biridir, bykanne. Ver! Ver! Bir florin ver ona! Adama yaklap paray uzattm. akn akn suratma bakt ama, hi sesini karmadan paray ald. arap kokuyordu. Ya sen Alexis Ivanovitch, henz ansn denemedin mi? Henz denemedim, bykanne. Gzlerin parlyordu, grdm. Hi kukusuz deneyeceim, bykanne ama, daha sonra. Ve hi korkmadan sfrn zerine koy. Bak greceksin! Ne kadar paran var? Yirmi frederik, bykanne. Pek fazla deil. Eer istersen, sana elli frederik bor veririm. Hadi al bakaym u desteyi... Sana gelince, azizim, sakn dlere kaplma, sana zrnk bile vermeyeceim! dedi sert bir sesle generale. Beriki allak bullak olmu grnd ama, sustu. De Grieux kalarn att. Th, Allah kahretsin, korkun bir ihtiyar bu! diye fsldad generale dilerinin arasndan. Bir dilenci, bit dilenci, bir dilenci daha! diye haykrd F. 8114 KUMARBAZ KUMARBAZ 115 bykanne. Alexis Ivanovitch, u adama da bir florin ver. Bu kez ak sal, bir baca tahtadan, srtnda lacivert. bir eit uzun pelerin, elinde kocaman bir sopayla yal bir adam bize doru geliyordu. Yal bir askere benziyordu. Ona bir florini uzatnca geriye doru ekildi, korkutucu bir halle yzme bakt: Was ist's, der Tefel! (1) diye bard buna bir dizi de kfr ekleyerek.

Ne sersem ey! diye haykran bykanne eliyle ona hor gren bir iaret yapt. Beni daha uzaa gtrn! Alktan lyorum! Hemen yemek yiyeceim, sonra biraz dinlenip gene oraya dneceim. Gene mi oynamak istiyorsunuz, bykanne? diye haykrdm. Ne sanyordun ya? Siz burada dur,up ryorsunuz diye, benim de sizi seyretmem mi gerekiyor yani? De Grieux yaklaarak: Ama, Hanmefendi! dedi, anslar dnebilir, bir tek kt ans, her eyi yitirirsiniz, zellikle de sizin oyununuzla... Korkuntu! .Mutlaka yitirirsiniz dedi yayvan yayvan Mile Blanche. Sizin ne stnze vazife, kuzum? Yitireceim sizin paranz deil, benim param! yi ama, B. Astley nerede? diye sordu bana. Gazinoda kald, bykanne. Yazk, gerekte ok iyi bir ocuk o. Otele dndmzde, bykanne merdivende metrdotele rastlaynca, yanma ard, kazancyla vnd; sonra Fedossia' yi artt, ona frederik verip kendisine yemek getirmesini buyurdu. Fedossia'yla Marthe btn yemek boyunca sevin lklar kopardlar. (1) Almanca: Hay eytan! Nedir bu byle? Hep gzm sizdeydi, sevgili hanmcm diyordu Marthe, ve Potapytch'e: "Bizim hanm ne yapmak istiyor, kuzum?" diyordum. Masann zerinde ne kadar da ok para vard! Ey cennetin melekleri! Ben mrmde o kadar ok paray bir arada grmemitim! .Ve epeevre beyefendiler, sadece beyefendiler! "Btn bu beyefendiler nereden geliyor ki, Potapytch?" diyordum. "Ulu Tanrm, ona yardm eder inallah!" diye dnyordum. Hep sizin iin dua ediyordum, hanmcm; yreim duruyordu adeta, tpk kuru bir yaprak gibi titriyordum. "Tanrm, ona yardm et!" diyordum hep, eh ite, Tanr da sizi korudu! Hl elim ayam tirtir titriyor, sevgili hanmcm, hl tirtir titriyorum! Alexis Ivanovitch, yemekten sonra, hazrlan. Saat drde doru gene oraya gideceiz. O zamana kadar, hoakal ve u doktor haytalarndan birini bana gndermeyi unutma sakn; kaplcalara da gitmem gerek. Unutabilirdin. Bykannenin yanndan sersemlemi gibi ayrldm. Btn bizimkilerin ne olacan ve ilerinin hangi ekle gireceini gzmn nne getirmeye alyordum. Aka gryordum ki, daha ilk etkiden bile kurtulamamlard (zellikle de general). Her saat beklenen ve lmn (dolaysyla vasiyetnamesinin aln) bildiren telgraf yerine bykannenin kagelmesi, kurduklar btn tasar ve kararlar yle bir sfra indirmiti ki, yal hanmn daha sonraki ruletteki baarlarn gerek bir aknlkla izliyorlard. Bununla birlikte, bu ikinci olgu belki de birincisinden daha da nemliydi, nk bykanne her ne kadar generale zrnk bile vermeyeceini iki kez bildirdiyse de, kimbilir, belli olmaz ki, henz btn umudu yitirmemeliydiler. Generalin btn ilerine karan De Grieux, muhakkak ki vazgemiyordu. Eminim ki bu ilerle pek ilgili olan Mile Blanche da (nasl olmasn, hem general ei olacakt, hem de gzel bir miras elde edecekti!) umudunu yitirmeyecekti ve bykanneyi etkilemek iin, ne boyun emesini, ner 118 KUMARBAZ u ie bakn hele siz, demek ki mektuplayorlar! Elbette ki, ben hemen B. Astley'i aramaya kotum. nce oteline gittim, orada yoktu, sonra gazinoya koup btn salonlar dolatm, yoktu. En sonunda kzgn, hemen hemen zgn otele dnerken, bir rastlant sonucu, kadnl erkekli ngiliz atllarnn arasnda onu grdm. Ona iaret ettim; durdu, ben de mektubu verdim. Birbirimize bir gz atmaya bile vakit bulamadk. Ama, yle sanyorum ki B. Astley bile bile atn hzlandrd.

Kskanlk m kvrandryordu beni? Tamamiyle bitkin haldeydim. Mektuplamalarnn konusunu renmek bile istemiyordum. Demek byle, onun gvendii adam oydu! Dostu, yleydi, bu aka belliydi (acaba ne zamandan beri?) ama, acaba iin iinde ak var myd bakalm? Elbette ki hayr diyordu mantm. Ama, byle bir durum karsnda sadece mantk pek ar basmaz. Ne olursa olsun, bu ii aydnlatmam gerekiyordu. Durum tatsz biimde karmaklayordu. Otele admm atar atmaz beni karlamaya gelen kapcyla metrdotel, beni istediklerini, beni aradklarn, kez gelip nerede olduumu sorduklarn, en ksa zamanda generalin dairesine gitmemi rica ettiklerini bildirdiler. Suratmdan den bin parayd. Generali alma odasnda De Grieux ve Mile Blanche'la birlikte buldum. Mile Blanche yalnzd, annesi yoktu. Dedim ya, bu anne yararl roller oynuyordu ve sadece gsteri iin, mostra olarak kullanlyordu; gerek bir i sz konusu olduu zaman Mile Blanche yalnz alyordu. Hatta o kadnn szm ona kznn ilerinden haberdar olduundan bile kukuluyum. babaa vermi ateli ateli tartyorlard, hatta alma odasnn kaps kilitlenmiti, bu da hi yaplmayan bir eydi. Yaklanca, "barmalar, De Grieux'nn kstah ve alayc sesini, Mile Blanche'n fkeli ve kaba lklarn, grne gre kendini aklamaya alan generalin alamakl sesiKUMARBAZ 119 ni iittim. Ben ieri girince, kendilerini toparladlar, davranlarn dzelttiler. De Grieux sam dzeltti, glmseyen bir yz taknd: Nefret ettiim o kibar ve resmi Fransz glmsemesi. Bitkin, perian bir halde olan general doruldu ama. hemen hemen bilinsiz bir biimde. Sadece Mile Blanche fkeli ifadesini,hemen hemen deitirmedi ve sabrsz baklarn bana dikerek sustu. unu belirtmek isterim ki, imdiye kadar bana kar inanlmaz bir aldrmazlkla davranrd, selamlanma karlk bile vermezdi, ksacas beni bilmezlikten gelirdi. General sevecen bir kma tonuyla: Alexis Ivanovitch diye balad, izin verirseniz unu belirteyim ki garip, son derece garip... ksacas, sizin bana ve aileme kar davrannz... tek szckle, son derece garip. Eh! Bu da deil diye onun szn hor gren bir fkeyle kesen De Grieux (dedim ya, her yere burnunu sokuyor!) konumasn yle srdrd: 'Aziz Beyim, sevgili generalimiz bu tonla konumakla yanlyor, demek istiyor ki... yani sizi uyarmak, ya da daha dorusu, kendisini mahvetmemenizi sizden srarla rica ediyor, evet, kendisini mahvetmemenizi! Bu deyimi kesinlikle kullanyorum... yi ama, nasl, nasl yani? diye onun szn kestim. zin verin, u yal hanmn, u zavall korkun ihtiyarn klavuzluunu stlendiniz diye ne diyeceini bilemeden kekeleyip duruyordu De Grieux, ama, ihtiyar yitirecek, son meteliine kadar yitirecek! Nasl oynadn kendi gzlerinizle grdnz, tank oldunuz!Eer yitirmeye balarsa, inattan, fkeden kumar masasndan dnyada kalkmaz, her eyini oynar, her eyini oynar! Bu durumda da, dnyada ak kapanmaz, o zaman da... o zaman da... O zaman da diye destekledi general, o zaman da btn aileyi mahvedersiniz! Ailem ve ben onun varisleriyiz, bizden daha yakn akrabas yok. Bakn, size aka sylyorum:120 KUMARBAZ lerim bozuk, son derece bozuk. Bunlar ksmen biliyorsunuz... Eer byk bir para yitirirse, ya da hatta btn servetini yitirirse (Tanr korusun!, ocuklarmn gelecei ne olur! (general, De Grieux'ye bir gz att), benim halim ne olur! (kmseyerek bam eviren Mile Blanche'a bakt). Alexis Ivanovitch, kurtarn bizi! yi ama, general, nasl, bunu nasl yapabileceimi syleyin bana... Onun yannda benim ne saygnlm var ki?

Reddedin, reddedin, ayrln ondan! O zaman bakas bulunur! diye haykrdm. Hay Allahn cezas, o deil, o deil! diye yeniden konumay kesti De Grieux. Hayr, ondan ayrlmayn ama, hi deilse, onu tevik edin, t verin ona, onu dndrn... Ksacas, fazla yitirmesine izin vermeyin, herhangi bir ekilde oyalayn onu. 'yi ama, bunu nasl yapabilirim? Bu ii siz zerinize alsanz ya, Bay De Grieux? diye ekledim en saf halimle. , Burada, Mile Blanche'n De Grieux'ye hzl, yakc, soruturan bir bakn yakaladm. Adamn yz bir saniye iin gizleyemedii garip, itenlikli bir ifadeye brnd. imdi artk beni kabul etmez ki, btn felaket ite burada! diye haykrd De Grieux eliyle bir gszlk hareketi yaparak. Eer... Daha sonra... De Grieux, Jvllle Blanche'a anlaml bir bak frlatt. Ah, azizim Bay Alexis, ne olur bir iyilik edin dedi Mile Blanche kendiliinden, byleyici bir glmsemeyle bana doru gelerek. ki elimi tuttu, avularnn iinde skt. Hay Allah! Bu eytans surat bir an iinde deimesini biliyordu. O anda ocuksu, hatta- muzip bir glmsemeyle yle yalva-rc, yle zarif bir hal ald ki! Tmcenin sonunda, gizlice, bana apknca bir gz krpt: Hemen o anda beni fethetmek mi istiyordu, nedir? Hi de kt davranmyordu ama, yntem fazlasyla kabayd! KUMARBAZ 121 General onun arkasndan frlad (frlad, tam deyimi): Alexis Ivanovitch, az nce yle konutuum iin beni balayn, tam olarak yle demek istemiyordum... Rica ederim, yalvarrm, nnzde Rus yntemince bel krar, eilirim; sadece siz, sadece siz bizi kurtarabilirsiniz! Bayan de Cominges ve ben, size yalvaryoruz; anlyorsunuz, anlyorsunuz, deil mi? diye yalvaryordu gzyle bana Mile Blanche' gstererek. Gerekten acnacak haldeydi. Tam o srada, kapdan hafif ve saygl vuru iitildi. Kanat ald, kat garsonuydu; onun . arkasnda, birka adm geride, Potapytch duruyordu. Onlar bykanne gndermiti. Onlara beni aramalarn ve hemen kendisine getirmelerini bu-' yurmutu. Kzyor diye belirtti Potapytch. Ama, saat daha buuk! Uyuyamad, saa sola dnp durdu, sonra birdenbire kalkt, benden koltuunu istedi, bizi de sizi aramaya gnderdi. Merdivenin bana vard bile. Ne cad! diye haykrd De Grieux. Gerekten de, bykanneyi benim yokluuma fkelenmi Alarak, sahanlkta buldum. Saat drde kadar dayanamamt. Hadi bakalm, gtrn beni! diye bard yeniden fulete gidiyoruz. ON KNC BLM Bykanne sinirli, fkeliydi; kafasna ruletin sapland belliydi. Artk hibir eye nem vermiyor, genellikle ok dalgn grnyordu. Szgelimi, yol boyunca, sabahleyin yapt gibi sorular sormuyordu. nmzden hzla geen ahane bir 122 KUMARBAZ arabay grnce, eliyle yle bir harekette bulundu ve bana sahibini sordu ama, yantm iitmedi bile. Dalgnl srekli olarak kesik, sabrsz el hareketleriyle, sert klarla blnyordu. Gazinoya yaklarken, ona uzaktan Wurmerhelm baron ve baronesini gsterdiim zaman, onlara dalgn ve tama-miyle ilgisiz gzlerle bakt ve: Ya! diyerek hemen biraz geriden gelen Potapytch'Ie Marthe'a dnp, onlara:

Ee, ne diye eteime yapyorsunuz byle? Her seferinde sizi de gtrecek deilim ya! abuk geri dnn! brleri selam verip aceleyle geriye ark ettikleri zaman da bana dnp: Sen bana yetersin diye ekledi. Gazinoda bykanneyi bekliyorlard bile. Ona hemen krupiyenin yanndaki ayn yeri ayrdlar. Her zaman pek rabtal olan, bankonun kazanmasyla yitirmesini umursamayan basit grevliler gibi grnen krupiyeler hi de bankonun yaz-gsyla ilgisiz deillermi gibi geliyor bana. Kukusuz kumarbazlar ekmek ve vergi dairesinin karlarn gzetmek iin ynerge almlardr, bu da onlara prim ve ikramiye salyordun Hi deilse, bykanneye bir kurban gzkle bakyorlard bile. Ardndan, bizimkilerin tahmin ettikleri oldu. Bakn nasl: Bykanne hemen sfra gz dikti ve oraya on iki fre-derik birden koymam buyurdu. Bir kez, iki kez, kez koyduk... Sfr kmyordu. Devam et! Devam et! diye yineliyordu bykanne, sabrszlkla beni dirseiyle iterek. Sz dinledim. En sonunda, fkeden dilerini gcrdatarak bana: Ka kez oynadk? diye sordu. On iki kez, bykanne. Yz krk drt frederik yitirdik. Size yineliyorum, belki de akama kadar... Kes sesini! diye-szm kesti. .Sfr'a koy, krmznn zerine hemen bin florin koy. Al, ite bin banknot. KUMARBAZ 123 Krmz kt ama, sfr gene bu kez de kmad; bin florin aldm. Grdn m, bak grdn m! dedi bykanne alak sesle, hemen hemen hepsini geri aldk. Gene sfr'm zerine koy; on tur daha, sonra gideriz. Ama, beinci turda yal hanm usand. Gnder cehennemin dibine u lanet olasca sfr'. Al, krmzya drt bin florin koy! diye buyurdu. Bykanne! Bu kadar oktur,' ya bir de krmz kmazsa? diye yalvardm; ama umurunda bile deildi, az kalsn beni dvecekti. Zaten indirdii dirsekler iddetli yumruklar gibiydi. Yaplacak hibir ey yoktu. Sabahleyin kazanlan drt bin florini krmznn zerine koydum. Sehpa dnmeye balad. Bykanne sakindi, kazanacandan emin, gururlu bir halle dikiliyordu. Sfr! diye barmaz m krupiye. Bykanne nce anlamad ama, krupiyenin masann stnde bulunanlarn hepsiyle birlikte kendi drt bin florinini de krekle ektiini grp de, o kadar uzun zaman kmayan ve zerine iki yz florine yakn para koyduumuz sfr' in inadna yapar gibi, tam da ona hakaret edip brakt anda ktn renince, bir lk kopard, grltyle ellerini birbirine vurmaya balad. evresindekiler gltler. Hey Ulu Tanrm! Durdu durdu da, namussuz, imdi kt! diye ciyak ciyak baryordu bykanne. Ah! Alak sefil! Senin kabahatin! Btn bunlar, senin kabahatin! diyerek fkeyle zerime atlp beni yumruklad. Beni ondan sen, sen caydrdn. Bykanne, ben sizi mantkl olmaya davet etmek istiyordum, her ansa da ben kefil olamam ya. ans gsteririm ben sana diye homurdand tehdit edici bir sesle. Defol!124 KUMARBAZ KUMARBAZ Elveda, bykanne! dedim ve gidecekmi gibi, arkam dndm. Alexis Ivanovitch, Alexis Ivanovitch, dur, gitme! Nereye gidiyorsun? Hadi, hadi! te imdi de kzyor! Sersem! Dur, dur, yanmda biraz daha dur, hemen kzma canm, asl aptal benim! Syle bakalm bana, imdi ne yapmamz gerekiyor?

Size artk t vermek istemiyorum, bykanne, sonra bana kzarsnz. Kendiniz bildiiniz gibi oynayn, siz syleyin, ben paray koyarm. Pekl, pekl: Gene krmznn zerine drt bin florin koy! Al, ite czdanm. Cebimden czdann kard, bana uzatt. abuk ol, orada yirmi bin ruble var. Bykanne, diye mrldandm, bu kadar byk paralar... Eer zararm karmazsam, beni assnlar. Koy dedim! Koyduk ve yitirdik. Gene, gene! Bir rpda sekiz bin koy! Olanaksz, bykanne, en yksek miza drt bin! yleyse drt bin koy! Bu kez kazandk. Bykanne cesaretlendi. Bak, grdn m, grdn m! dedi gene beni dirse-iyle iterek. Gene drt bin koy! Koyduk... ve yitirdik; yeniden koyduk... ve yeniden yitirdik. Bykanne, on iki bin florin gitti diye haber verdim ona. Gittiklerini pekl gryorum diye karlk verdi bana deyim yerindeyse adeta duygusuz, kat bir eit fkeyle. Pekl gryorum, azizim, gryorum diye mrldand gzlerini krpmadan ve sanki bir eyler dnrm gibi. Hey! lsem ekilmem, umurumda bile deil! Gene drt bin florin koy! Hi paramz kalmad, bykanne; czdannzda sadece 125 yzde be faizli Rus tahvilleriyle birka da polie var ama, para yok. Peki, ya para kesemde? Biraz bozuk para var, bykanne. Sarraf yok mu burada? Bizim btn tahvillerimizi bozabileceklerini sylemilerdi bana diye sordu bykanne kararl bir tonla. Oo, elbette, istediiniz kadar bozarlar! Ama, bu ite siz zararl karsnz... Bir Yahudi bile bundan rperirdi! Sama eyler bunlar! Param geri almak istiyorum ben. Gtr beni. ar bakaym bana u namussuzlar! Koltuu yrttm, hamallar yanmza geldi ve gazinodan ayrldk. Daha abuk, daha abuk, daha abuk! diye emrediyordu bykanne. Sen yolu gster bana, Alexis Ivanovitch, en yakn olanna gidelim... ok uzak m? ki adm tede, bykanne. Ama, dnemete, alandan ayrlp da aal yola saparken, bizim btn kumpanyayla karlatk: General, De Grieux, Mile Blanche ve annesi. Pauline Alexandrovna onlarla birlikte deildi, B. Astley de yoktu. Hadi, hadi! Durmayalm! diye haykrd bykanne. Ne istiyorsunuz? Sizinle uraacak vaktim yok! Ben arkadan yryordum. De Grieux yanma geldi. Bu sabah kazandklarnn hepsini yitirdi, on iki bin florinden fazla. Yzde be faizli tahvillerini bozdurmaya gidiyo-az dedim abucak alak sesle. De Grieux ayan yere vurdu, koup haberi generale bildirdi. Biz hep bykannenin koltuunu itiyorduk. Tutun onu! Tutun onu! diye fkeyle fsldad general. Kendiniz denesenize! diye yant verdim ben de. Teyzeciim dedi general yaklaarak, benim iyi teyze-ciim... imdi... imdi... (titreyen sesi kslverdi) at kiralayp126 KUMARBAZ KUMARBAZ 127

krlarda bir gezinti yapacaz... harikulade bir grnm... Zirve... Biz de sizi almaya geliyorduk! Cehennem ol bamdan sen zirve'nle! dedi bykanne sabrsz bir el hareketiyle onu iterek. General bu kez iyice umutsuz, yeniden srdrd: Orada bir ky var... ay ieriz... Yemyeil ayrlarn zerinde taze st ieriz. diye ekledi De Grieux de korkun derecede dmanca bir tonla. Taze st, yemyeil ayrlar, bir Paris kentsoylusu iin bundan daha gzel bir kr yaam olamazd; onun, bilindi.] gibi, btn doa ve gerek anlay ve gr ile buydu. Umurumda bile deil senin stn. Onu sen kendin i bol bol, benim midemi artr. Ne diye srar ediyorsunuz, kuzum? Zamanm olmadn sylyorum size! te geldik, bykanne! diye haykrdm. Buras. Sarraf dkknnn bulunduu eve kadar bykanneyi ittik. Tahvili bozdurmak iin ben gittim: Bykanne kapnn yannda kalp beni bekledi. De Gricux, general, Mile Blanche ne yapacaklarn bilemeden, geride duruyorlard. Bykanne fkeli bir gzle onlara baknca, dnp gazinonun yolunu tuttular. Tahvilleri ylesine zararna bozmaya kalktlar ki, danmak iin bykannenin yanma dndm. Ah, haydutlar! diye bard ellerini birbirine vurarak. Olsun varsn, ne yapalm, kabul et! dedi buyurgan bir sesle. Dur, dur, sarraf ar bana! Daha dorusu ktiplerden birini, bykanne! Hadi, ktip olsun, bana gre hepsi bir. Ah, haydutlar! Grevli, kendisini arann halsiz, sakat yal bir kontes olduunu renince dar kmaya raz oldu. Bykanne fkeyle, kendisinin bir dolandrc olduunu syleyerek, sk bir pazarla girdi, uzun uzun konutu; istediklerini Rusa, ngilizce ve Almanca karmyla anlatt, ben de tercmanlk grevini yklenmitim. Sert yzl grevli her ikimize bakyor, hi sesini karmadan bam sallyordu. Hatta terbiyesizlie varan srarl bir merakla bykanneyi szyordu; en sonunda glmsemeye balad. Pekl, pekl, defol karmdan! diye bard bykanne. Param seni bosun, inallah! Bunda bozdur, AIexis Ivanovitch, vaktimiz yok, yoksa baka sarrafa gitmemiz gerekecek... br sarraflarn daha da az vereceklerini sylyor. Tahvilleri kaa bozdurduumuzu imdi anmsamyorum ama, felaket bir eydi. Altn ve banknot olarak on iki bin florin verdiler, makbuzu da aldm, .hepsini getirip bykanneye verdim. Pekl, pekl! Saymaya gerek yok! dedi kollarn sallayarak. abuk, abuk! O lanet olasca sfrn zerine de, krmznn zerine de bir daha dnyada para koymam diye mrldanyordu gazinoya yaklarken. Bu kez olabildiince kk paralar koymaya onu ikna etmek iin btn gcmle rpndm, eer ans dnerse, ne zaman olsa byk para kazanabileceine inandrmaya alyordum onu. Ne var ki, ok sabrszd ve nce sylediklerime hak vermekle birlikte, oyun srasnda onu tutamadm. On, yirmi frederik kazanmaya balar balamaz, bana dirsek vurmaya balad. Grdn m, bak grdn m! diyordu, kazandk ite. On yerine drt bin florin koymu olsaydk, drt bin kazanacaktk, oysa imdi! Hep senin kabahatin! Onun oynamasn grdke iimi kaplayan fkeye karn en sonunda susup ona hibir tte bulunmamaya karar verdim. Anszn De Grieux kageldi. Her de o yaknlarda bulunuyorlard. Mile Blanche, annesiyle birlikte biraz geride 128 KUMARBAZ

KUMARBAZ 129 duruyor, kk prense cilveler yapyordu. Generalin gzden dt aka grlyordu, hemen hemen onu srgn etmilerdi. General evresinde pervane gibi dnmesine karn, Mile Blancle ona bakmak bile istemiyordu. Zavall general! Sara-ryor, kzaryor, rperiyor, bykannenin oyununu bile artk gzleyemiyordu. En sonunda Mile Blancle'la kk prens dar ktlar; general de pelerinden kotu. De Grieux tatl bir sesle bykannenin kulana: Hanmefendi, Hanmefendi... diye fsldad. Hammefcn-diciim, bu miza olmaz... hayr, hayr, olanaksz... diyordu berbat bir Rusayla, hayr. yleyse, nasl olacak? Ne yapmak gerektiini syle bana! dedi bykanne. De Griex az dolusu, cokuyla Franszca konumaya balad; tler veriyor, rpnyor, ansn gelmesini beklemek gerektiini sylyordu, hesaplar yapyordu... Bykanne hibir ey anlamyordu. Beriki her an bana doru dnyordu szleri evirmem iin; bykanneye gstermek iin parman masaya doru uzatyordu; en sonunda kalemi alp kdn zerine saylar yazd. Bykannenin sabr tkendi. Hadi bakalm, defol, defol! Zrvalayp duruyorsun sen. "Hanmefendi, Hanmefendi!" dediklerinden sen bile bir ey anlamyorsun. Git hadi! De Grieux yeniden gsterip anlatmaya balayarak: Ama, Hanmefendi diye kekeledi. Fena halde gcen-miti. Pekl, pekl, bir kez de onun dedii, gibi koy bakalm diye buyurdu bykanne. Belki de baarl olur. De Grieux sadece onun byk oynamasna engel olmak istiyordu: Seri halinde ve ayr saylar zerine oynamasn neriyordu. Onun tleri zerine ilk on ikinin iinde bir dizi tek say zerine birer frederik koydum, be frederik de on ikiden on sekize, on sekizden yirmi drde kadar bir saylar topluluuna koydum: Toplam olarak on alt frederiki tehlikeye atmtk. Sehpa dnmeye balad. Sfr! diye bard krupiye. Hepsini yitirmitik: Ne sersem ey! diye baran bykanne, De Grieux' ye doru dnd. Pis kk Fransz seni! u eci bc ey kalkm da bir de bize t veriyor! Defol, defol! Hibir eyden anlad yok, bir de kalkm burnunu sokuyor her yere! Fena halde krlan De Grieux omuzlarn silkti, bykanneye kmseyen bir bak frlatt ve ekilip gitti. Onunla grmekten utanyordu, ne var ki kendini tutamamt. Bir saat sonra, umutsuz abalara karn, her eyi yitirmitik. Dnelim! diye haykrd bykanne. Aal yola kadar tek szck sylemedi. Aal yola sapnca, tam otele yaklarken, lklar koparmaya balad. Kaz kafal! Sersem! Koca aptal, sen de, koca aptal! Dairesine girer girmez, bard: ay getirin! Ondan sonra da hemen hazrlanalm! Gidiyoruz! Nereye gitmek istiyorsunuz, hanmcm? diye korkarak sordu Marthe. Senin stne vazife mi? Sen kendi ilerine bak! Po-tapytch, btn eyalar hazrla. Moskova'ya dnyoruz! On be bin gm ruble yitirdim! On be bin mi, hanmcm! Ulu Tanrm! diye haykran Potapytch, besbelli hanmna, yaranacan sanarak, szlanan bir halle ellerini birbirine vurmaya balad. Hadi, hadi, sersem sen de! te imdi de zrlamaya balad! Sus bakaym! Hazrlk yap! Hesabm en ksa zamanda karp getirsinler bana! Ben de onun fkesini yattrmak amacyla: lk tren saat dokuz buukta kalkyor, bykanne de-I dim.

F. 9 136 KUMARBAZ abucak Moskova'mza dnelim! Bizim oralarda nemiz eksik, ne yok ki bizde? Bahe, iek dersen, burada bile grlmeyenler var, hava, zsuyu yryen elma aalan, aklk, nemiz eksik... Hayr... lle de el memleketlerine gidilecek! Ah! Ah! Ah! ON NC BLM Dzensiz ama, iddetli duygularn etkisiyle balam olduum notlara, hemen hemen bir aydr hi el srmedim. Yaklatn nceden sezdiim felaket geldi ama, benim dndmn yz kez daha iddetli ve daha ani bir biimde. Btn bunlar, hi deilse beni ilgilendiren konularda, garip, utan verici ve hatta feci oldu. Bama hemen hemen mucizevi birok serven geldi; daha dorusu, bir baka gr asndan ye zellikle de o zaman iinde srklendiim kasrga dnlecek olursa bunlarn olaanst olmasna karn, ben onlar yle gryorum. Ama, benim iin mucize, o olaylarn ortasnda benim davran biinimdi. Kendimi hl anlamyorum! Ve btn bunlar, hatta akm bile, bir d gibi geti; oysa tutkum gl ve itenlikliydi ama... O imdi ne oldu? Gerekten de, arada srada aklma anszn bir dnce geliyor: Acaba o zaman deli miydim ben? Btn o zaman acaba bir akl hastanesinde mi geirdim? Belki de hl oradaym, belki de btn bunlar sadece bir grnt, belki hl da yledir... Notlarm bir araya getirip yeniden okudum, kimbilir, belki de onlar bir akl hastanesinde yazmadma kendimi inandrmak iin. imdi, dnyada yapayalnzm. Sonbahar yaklayor, yapraklar sararyor. Bu alam suratl kk kentteKUMARBAZ 137 yim, ah! Bilseniz kk Alman kentleri ne kadar yrek karartc olabilirler! Ben de gelecei dnecek yerde, henz belli belirsiz silinen duygularn, izlenimlerin, pek yeni anlarn etkisi altnda, evrintisinde bir sre beni srkleyip sonra da atan daha pek yakn btn o frtnann etkisi altnda yayorum. Zaman zaman gene o kasrgaya kapldm, frtnann patlayacan, geerken beni kanadna alacan ve 'dengeyi, l bilincini yitirip, ben de dnmeye, dnmeye, dnmeye, balayacam sanyorum... Zaten eer bu ay btn olup bitenleri olabildiince doru ve kesin bir zetini yapabilirsem, belki dururum ve dnmeyi brakrm. Yeniden kalemi elime almak istiyorum; kimi zaman akamlar yapacak hibir eyim olmuyor. Garip bir ey, oyalanmak iin burann pek clz olan kitaplndan hi sevmediim Paul de Kock'un Alrnancaya evrilmi kitaplarn alyorum; ama, bunlar okuyorum ve kendim de buna ayorum: Sanki ciddi bir okumayla, ya da bir. ile dalacak bir sihiri bozmaktan korkuyor gibiydim. Sanki bu tutarsz d ve bende brakt btn izlenimler benim iin pek de-erliymi de, duman olup dalacaklar korkusuyla her trl yeni temastan ekiniyordu m! Btn bunlar bu kadar m iime ilemiti, kuzum? Evet, elbette ya; bunlar belki krk yl sonra da anmsayacam... te bylece, yeniden kalemi elime aldm. Zaten, imdi artk btn bu olup bitenler ksaca anlatlabilir: Duygularm artk hi de ayn deil... Her eyden nce bykannenin yksn bitirelim. Ertesi gn, her eyi yitirmiti. Bunun byle olmas gerekiyordu: Onun'gibi, o yola sapan bir kimse sanki karl bir dan tepesinden kzakla kayyormu gibi, gitgide daha hzla aa iner. Akamn sekizine kadar, btn gn boyu oynad; ben orada yoktum, btn bildiklerim de ortalarda dolaan sylentilerden derlenmedir.130 KUMARBAZ KUMARBAZ 131

Peki, imdi saat ka? Yedi buuk. Ne fena! Aman, ne yapaym! Alexis Ivanovitch, tek "meteliim kalmad. Al, ite iki tahvil daha, oraya koup bunlar bana bozduruver. Yoksa, dnmek iin yol param bile kalmayacak. ktm. Yarm saat sonra geri dndmde, dostlarmz bykannenin dairesinde buldum. Bykannenin Moskova'ya kesin dn haberi onlar kumardaki kayplarndan ok daha fazla etkilemie benziyordu. Bu gidiin servetini kurtardm kabul etsek bile, general ne olacakt? De Grieux'ye olan borlan kim deyecekti? Mile Blanche, bykannenin lmn beklemeyecek ve hi kukusuz kk prensle, ya da bir bakasyla kaacakt. Orada yle durmu, bykanneyi avutmaya ve ikna etmeye alyorlard. Pauline hl ortalarda yoktu. Bykanne hepsine kaba kaba svp sayyordu. Ykln karmdan, iblisler! Siz ne karyorsunuz, kuzum? Bu teke sakall ne diye gelip bana srtnyor? diye bard De Grieux'ye. Ya sen, alene geveze, sen ne istiyorsun? diye haykrd Mile Blanche'a. Ne diye tepinip duruyorsun? Vay canna! diye mrldand gzlerinde fke imekleri akan Mile Blanche;' ama, anszn bir kahkaha kopararak odadan kt. Kapnn eiinden generale: Yz yl yaar bu! diye bard. Ya! Demek ki sen benim lmme gveniyorsun, ha? diye ciyak ciyak bard bykanne generale dnerek. Defol! . Alexis Ivanovitch, unlarn hepsini kap dar at! Sizin ne stnze vazife? Yitirdiim kendi param, sizinki deil! General omuzlarn silkti, belini krd ve kt. De Grieux onun peinden gitti. Bykanne, Marthe'a: Prascovia'y ar! diye buyurdu. Be dakika sonra, Marthe, Pauline'le birlikte dnd. Btn bu sre iinde Pauline ocuklarla birlikte odasnda kalmt (kukusuz, bile bile btn gn dar kmamaya karar vermiti). zgn ve tasal grnyordu. Bykanne: Prascovia diye sze balad, demin dolayl olarak rendiklerim doru mu? Senin sersem vey baban u frldakla, u Fransz kadnyla, bir aktris, ya da daha beteri olan u kadnla evleniyormu? Syle, doru mu.bu? Kesin hibir ey bilmiyorum, bykanne diye yant verdi Pauline, ama, gizlemekte artk hibir yarar grmeyen Mile Blanche'n szlerinden, yle anlyorum ki... Bykanne enerjik bir sesle onun szn kesti: Yeter! Her eyi anlyorum! Bu adamn byle bir sonuca ulaacan hep dnmtm ve onu dnyann en bo, en havai insan olarak grmmdr. General rtbesiyle vnyor, onu da albay olarak emekliye ayrlrken ykselttiler, bir de kalkm byk byk havalar taknyor. Ama, ben her eyi biliyorum, gzelim, Moskova'ya telgraf telgraf stne gnderdiinizi biliyorum. "htiyar bykanne yaknda br yana atlayacak m?" te onlarn anlam buydu. Mirasm bekliyordunuz; o para olmazsa, bu yaratk (neydi ad onun: de Cominges'di galiba?) onu o takma dileriyle kapsna uak bile' almazd. Faizle bor verdii bir yn paras olduunu sylyorlar, kendisine bir anamal edinmi. Ben seni sulamyorum, Prascpvia, telgraflar sen yollamadn ki, zaten gemie dnmek istemiyorum. Kt huylu olduunu bilirim... Akrep gibisindir! Soktuun zaman ier! Ama, sana acyorum, nk lm annen Catherine'i ok severdim. Bak dinle beni, eer istersen, btn bunlardan ayrl, benimle gel. Gidecek hibir yerin yok, imdi de onlarn yannda kalman 'hi yakk almaz. Dur, bekle! diye haykrd bykanne bir karlk ver132 KUMARBAZ

meye hazrlanan Pauline'e. Daha bilirmedim. Senden hibir ey istemiyorum. Moskova'daki evimi biliyorsun, bir saray gibi. Eer istersen btn bir kat sana veririm, huyumdan holanmyorsan, haftalarca gelip beni grmeyebilirsin. Kabul ediyor musun, etmiyor musun? nce izin verirseniz size bir ey sormak istiyorum: Gerekten de hemen gitmek istiyor musunuz? Yavrucuum, aka edermi gibi bir halim var n benini? Gideceimi syledim ve gidiyorum. kere lanet olasca ruletinizde bugn tam on be bin ruble yitirdim! Be yl nce, Moskova'daki maliknemin yaknlarndaki ahap kiliseyi yeniden tatan yaptrmak iin adakta bulunmutum, burada kumarda her eyimi yitirdim. te imdi, gzelim, kilisemi ina etmeye gidiyorum. Ya kaplcalar, bykanne? Kaplcalar iin gelmitiniz ya! Rahat brak beni o kaplcalarla! fkelendirme beni, Prascovia; bilerek mi yapyorsun? Daha bakalm, geliyor musun, gelmiyor musun? Bykanne, bana nerdiiniz barnak iin size ok, ok minnettarm diye sze balayan Pauline pek heyecanlyd. Durumumu ksmen tahmin ettiniz. Size o kadar minnettarm ki, inann bana, belki de pek yaknda gelip sizi bulacam; ama, imdilik ciddi... nedenlerim var... hemen karar veremem. Siz hi deilse on be gn kalabilseydiniz... Demek ki, istemiyorsun? Yapamam. stelik de, kardelerimden ayrlamam, yalnz kalabilecekleri iin de... Eer beni ocuklarla birlikte kabul etseydiniz, bykanne, elbette size gelirdim ve inann, buna layk olmasn bilirdim! diye ekledi cokun bir itenlikle. Ama, ocuklar olmazsa, yapamam, bykanne. Pekl, pekl, prlama! (Pauline zrlamay aklna bile getirmiyordu, zaten o bir damla gzya dkmezdi ki.) CivKUMARBAZ 133 civlere de bir yer buluruz: Kmes nasl olsa yeteri kadar byk. stelik de, okula balamalarnn zaman geldi. Demek, imdi gitmiyorsun, yle mi? Dikkatli ol, Prascovia! Senin iyiliini istiyorum, imdi neden gitmediini de biliyorum! Her eyi biliyorum, Prascovia! O berbat kk Franszdan sana hibir iyilik gelmez. Pauline kpkrmz oldu. Ben rperdim. (Hepsi biliyorlard! Bilmeyen bir bendim!) Hadi, hadi, surat asma. Bu konuda fazla almayacan. Ama, dikkat et de bana bir felaket gelmesin... Dediimi anlyor musun? Akll bir kzsn; buna ok zlrm. Hadi bakalm, bu kadar yeter. Sizi bir daha gzm grmesin. Elveda! Sizi geiririm, bykanne dedi Pauline. Yarar yok, beni rahatsz edersin, hem de hepinizden pek bktm, burama geldi artk. Pauline, bykannenin elini pt ama, beriki elini ekti, gen kzn yanan pt. Pauline, nmden geerken hzla bana bir gz att ve hemen baklarn evirdi. Sana da elveda diyorum, Alexis Ivanovitch! Trenin kalkmasna sadece bir saat kald. Senin de benden usandn sanrm. Al u elli frederiki, al. Size ok teekkr ederim, bykanne ama, cesaret edemem... Pekl, pekl! diye bard bykanne, sesi' yle sert ve korkutucuydu ki reddetmeye cesaret edemedim, paray aldm. Eer Moskova'da isiz kalrsan, gel beni bul. Sana tavsiye mektuplar veririm. Hadi, git artk! Odama kp, yatama uzandm. Kollarm bamn arkasnda kavuturup, srtst yaklak yarm saat kadar yatm olmalym. Felaket patlak vermiti, dnmeye deerdi. Ertesi gn Paulinc'le ciddi ekilde konumaya karar verdim.134 KUMARBAZ

Hey, kk Fransz! Demek doruydu ha? Ama, neler gemi olabilirdi? Pauline ve De Grieux! Ulu Tanrm, ne yaknlama, ne koutluk! Btn bunlar tam anlamyla inanlmaz eylerdi. Kendim den geerek, anszn ayaa kalkarak, hemen koup B. Astley'i aramaya ve her ne pahasna olursa olsun onu konuturmaya karar verdim. Bu konuda da, hi kukusuz, benden daha fazlasn biliyordu. B. Astley mi? te bir muamma daha! Ama, anszn kapm vuruldu. Gidip baktm: Potapytch'ti. Alexis Ivanovitch, iyi yrekli beyciim, Hanmefendi sizi istiyor. Ne oldu? Gidiyor mu? Tren saatine daha yirmi dakika var. ok heyecanl, beyciim, yerinde duramyor: "abuk! abuk!" diyor. Sizi istiyor. Tanr akna, sakn gecikmeyin! Hemen aa indim. Bykanneyi koridora karmlard bile. Para czdan elindeydi. Alexis Ivanovitch, sen nden yr, oraya gidiyoruz! Nereye, bykanne? lsem bile, param geri alacam! Hadi bakalm, yr, soru sormak yok! Gece yarsna kadar kumar oynanyor, deil mi? Ta kesilmi gibi donakaldm, dndm, hemen bir karara vardm. Siz nasl isterseniz, Antonine Vassilievna ama, ben gitmem. O da neden yle? Gene ne oldu? Ne oluyor hepinize birden byle? Siz nasl isterseniz yle yapn. Sonra ilerde ben kendi kendimi sularm, istemiyorum! Ne tank olmak istiyorum, ne de ortak: Beni mazur grn, Antonine Vassilievna. te elli frederikiniz de,j elveda! Ve bykannenin koltuunun hemen KUMARBAZ 135 yannda bulunan sehpann zerine altn destesini brakarak selam verip gittim. Ne sersemlik! diye arkamdan bard bykanne. Cann isterse, sen gelmezsen gelme, ben pekl kendi bama yolu bulurum. Potapytch, yanmdan ayrlma. Hadi bakalm, gtr beni! B. Astley'i bulamadm ve otele dndm. Ge vakit, sabahn birine doru, bykannenin gnnn nasl sona erdiini Potapytch'den rendim. Onun adna bozdurduklarmn hepsini, yani yirmi bin ruble daha yitirmiti. ki frederik verdii o Polonyal onun peine taklp hep oyununu ynetmiti. Bykanne nce Potapytch'e bavurmutu ama, onu hemen geri gndermiti; ite o zaman Polonyal ortaya kmt. Sanki bilerekmi gibi, Rusa anlyordu, iyi kt dili birbirine kartrarak bam gzn yara yara konuuyordu, bylece de sonunda anlaabiliyorlard. Beriki, hanmn ayaklarnn dibinde srnd halde bykanne hi acmadan ona hep sert davranmt. Sizinle onun arasnda dalar kadar fark vard, Alexis Ivanovitch diyordu Potapytch. Size bir beyefendi gibi davranyordu, oysa br, urada Tanr'nn gazabna uraya-ym ki, kendi gzlerimle grdm! hanmn gznn iine baka baka parasn alyordu. Hatta bir iki kez hanm onu sust yakalad ve her trl ad yzne syleyerek ona hakaret etti; hatta adamn salarn bile ekti. Doruyu sylyorum, yalanm varsa Tanr arpsn, bu.da herkesi gldrd. Ah, beyciim, hanm hepsini yitirdi: Ne kadar paras varsa, btn sizin bozdurduklarnz da yitirdi. Sevgili hanmcm buraya getirdik. Sadece bir bardak su istedi, istavroz kard ve gidip yatt. Besbelli iyice yorulmu, tkenmiti, nk ban yasta koyar koymaz uyudu. Tanr ona meleksi dler gndersin! Ah! El memleketleri! diye srdrd Potapytch, bundan yararl hibir ey. kmayacan ona pekl sylemitim ben!138 KUMARBAZ Potapytch btn gn gazinoda onun yannda nbet tutar. Bykanneyi yneten Polonyallar defalarca yer deitirirler. nce, san ektii o bir gn nceki Polonyaly yanndan kovar, bir bakasn alr ama, bu ikincisi ilkinden daha da baskn kar. Bunu savdktan sonra gene ilkini alr, zaten o da oralardan ayrlmam, btn gzden

dt srece, her an omuzunun zerinden ban uzatarak, koltuunun arkasnda dolanp durur. En sonunda, bykanne gerek bir umutsuzlua kaplr. kinci Polonyal da dnyada yerinden kprdamak (istemez: Bylece, biri yal hanmn sana, br de soluna yerleir. Ortaya konan paralar ve oyunun gidii konusunda durmadan kavga edip birbirlerine kfr ederler, birbirlerine aza alnmaz iltifatlarda bulunurlar, sonra barrlar ve paray geliigzel atarlar. Kavga ettikleri zaman, her biri kendi keyfince para koyuyordu, szgelimi, biri krmznn zerine, br karann zerine koyuyordu. En sonunda, bykannenin yle akln bandan alrlar ki, neredeyse gzlerinden yalar boanarak yal bir krupiyeden kendini korumasn ve Polonyallar kovmasn ister. Berikilerin barmalanna ve itirazlarna karn, bunu hemen yerine getirirler. Her ikisi, de, bykannenin kendilerine borlu olduunu, kendilerini aldattn, onlara ok ahlakszca davrandn iddia ederek avaz avaz barrlar. Zavall. Potapytch btn bunlar alayarak hemen o akam anlatmt bana ve berikilerin ceplerini doldurduklarn, utanmadan para arp bunlar ceplerine tktklarn gzleriyle grdn syleyerek itiraz ediyordu. lerinden biri, szgelimi, bykanneden zahmetine karlk be frcderik istiyordu ve bunlar bykannenin mizasnn yanna koyuyordu. Eer bykanne kazanjr!sa, adam kendisinin kazandm ve onun yitirdiini sylyordu avaz avaz bararak. Polonyallar kovarlarken, Potapytch araya girip ceplerinia altnlarla dolu olduunu bildirir. Bykanne nlem almas iin hemen krupiyeye rica eder ve KUMARBAZ 139 Polonyallarn keskin lklarna karn, polis gelir, adamlarn cepleri bykanne yararna boaltlr. Paras olduu srece yal hanm gerek krupiyelerden, gerek gazino ynetiminden byk sayg grr. Yava yava n btn kente yaylr. Btn lkelerden kaplcaya gelenler, en basitinden en nlsne kadar imdiye kadar milyonlar yitiren bunam yal bir Rus kontesini grmek iin akn akn koup gelirler. Ama, bykanne, Polonyallardan kurtulmakla pek, pek az kazanl kar. Bir ncs atlp hemen onlarn yerine ona hizmetlerini sunar: Bu nc Polonyal ok gzel Rusa konuuyordu, bir uaa benzemesine karn, centilmenler gibi giyinmiti; kocaman bir by ve pek ok zsaygs vard. O da hanmefendinin ayaklarnn izini pyordu ve ayaklarnn dibinde srnyordu ama, evrede bulunan herkese kstaha davranyor, herkese bir zorba gibi buyruklar veriyordu. Ksacas, adam ortalarda uak gibi deil de bykannenin efendisi gibi salnyordu. Her an, her oyundan sonra, bykanneye doru . dnyor, en korkun yeminleri ederek namuslu bir insan olduunu, onun bir tek meteliini bile almayacana ant iiyordu. Bu gvenceleri yle sk sk yinelemeye balar ki, bykanne gerekten korkmaya balar. Ne var ki, balangta bu efendi oyununu dzeltir ve kazanr gibi grndnden, bykanne onu bandan atmaya bir trl karar veremez. Bir saat sonra, gazinodan kovulan iki Polonyal, bykannenin koltuunun arkasnda belirip ona yeniden hizmetlerini sunarlar, hatta ufak tefek ilerini de greceklerini bildirirler. Potapytch o namuslu efendinin berikilerle ka gz iareti yaptn, hatta elden ele onlara bir' ey geirdiini de yemin billah ederek bana syledi. Bykanne yemek yemediinden, koltuundan da hemen hemen hi kalkmadndan, Polonyallardan biri gerekten yararl olabilirdi: Gazinonun bfesine koup ona bir kse et suyu, sonra da140 KUMARBAZ KUMARBAZ 141 cay getirir. Zaten oraya da ikisi birden koarlar. Ama, akama doru, bykannenin son banknotunu yitirdiini herkesin grebildii bir srada, koltuunun arkasnda daha nce hi kimsenin grmedii tam alt kadar Polonyal vard. Bykanne son paralarn da yitirdiinde, berikiler onun sylediklerini dinlemedikleri gibi, artk ona kulak da asmyorlard bile, omuzu-

nun zerinden masaya doru eiliyorlar, paralan topluyorlar, buyruklar veriyorlar, para sryorlar, kavgaya tutuuyorlar, namuslu efendiye teklifsizce, laubali bir ekilde sesleniyorlard. Ona gelince, o .bykannenin varln unutmutu bile. Ve bykanne her eyini iyice batrdktan sonra, akamn saat sekizine doru otele' dndnde, drt Polonyal bir trl onun yanndan ayrlamyorlard; bykannenin kendilerini aldattn, kendilerine borcu olduunu avaz avaz bararak kantlamaya alarak, koltuunun yannda kouyorlard. Otele ite bu ekilde dnerler, orada onlar tekme tokat, zor bela kovarlar. Potapytch'in hesabna gre, bykanne o gn, bir gn nce yitirdiinden baka, seksen alt bin ruble yitirmiti. Yanndaki yzde be faizli btn devlet tahvillerini birbiri ardndan bozdurmutu. Onun yedi sekiz saat sreyle, masann bandan ayrlmadan koltuunda oturmasna ayordum ama, Potapytcl bana onun iki kez gerekten byk kazanlar elde etmeye baladn anlatt. Yeniden umuda kaplarak, ekilip gitmeye cesaret edememiti. Zaten, kumarbazlar bir adamn yirmi drt saat boyunca, elinde iskambiller, gzlerini saa sola bile oynatmadan ayn yerde oturabileceklerini ok iyi bilirler. Bununla birlikte, o gn, bizim otelde de kesin sonuca gtren olaylar meydana geliyordu. Sabahleyin, saat on birden nce, bykanne daha dairesindeyken, bizimkiler, yani general, De Grieux, son bir giriimde bulunmaya karar verirler. Bykannenin gitmek yle dursun, tam tersine, yeniden gazinoya dneceini renince, onunla kesin olarak ve itenlikle grmek zere topluca (Pauline'in dnda) gelirler. Kendisi iin bundan kacak korkun sonular dnerek tir tir titreyen ve adeta baygnlklar geiren general dozu artrr bile: Yarm saat rica ve yalvarmalardan sonra, hatta Mile Blanche'a olan tutkusunu bile itiraf ettikten sonra (tamamiyle akln yitirmiti), general anszn tehdit edici bir tonla, ayan yere vurarak barp armaya bile balar; avaz avaz bararak btn ailenin erefini lekelediini, btn kentte bir rezalet konusu olduunu ve en sonunda... en sonunda da: Siz Rus szcn kirletiyorsunuz, Hanmefendi! diye barr. Bunun iin gvenlik rgt vardr! En sonunda da bykanne (szcn tam anlamyla) onu bastonla dverek kap dar eder. Generalle De Gricx leye kadar bir iki kez daha grrler. zellikle de gerekten polise bavurup vuramayacak-lann dnyorlard. Bunam, zavall ama, saygdeer yal bir hanmn kumarda btn parasn yitereciini vb., syleyerek, yle ya da byle bir gzetim, ya da bir yasaklama elde edemezler miydi acaba? Ama, De Grieux omuzlarn silker ve generalle aka alay eder, o da ne syleyeceini, ne yapacan bilemeden alma odasnda bir aa bir yukar gidip gelir. En sonunda, De Grieux eliyle hor gren bir hareket yapar, bir daha da onu grmez. Akam, Mile Blanche'ia kesin ve gizemli bir konuma yaptktan sonra otelden bsbtn ayrldn renirler. Mile Blanche'a gelince, o daha sabahtan kesin nlemler almt: Generali kesin olarak bandan savmt, onu karsnda grmeye bile dayanamyordu. General peinden gazinoya koup da onu kk prensin kolunda grnce, ne kendisi, ne de dul Bayan Cominges onu tanrlar. Kk prens bile ona selam vermez... Btn gn Mile Blanche, duygularn en sonunda kesinlikle aa vurmas iin kk prensin nabzn yoklar, manevralar evirir.142 KUMARBAZ KUMARBAZ 143 Ama, ne yazk ki, Mile Blanche hesaplarnda korkun ekilde yanlyordu. Bu kk felaket ancak akam zeri patlak verdi; anszn kk prensin be parasz bir dilenci gibi yoksul olduunun ve rulet oynamak iin emre muharrer bir senet karlnda bor para almay dndnn farkna varrlar. Mile Blanche fkeyle onu kovar ve odasna kapanr. Ayn gn sabah, B. Astley'e gittim, ya da daha dorusu B. Astley'i aradm ama, ne yazk ki bulamadm. Ne odasnda, ne gazinoda, ne de parktayd. Bu kez otelde yemek yememiti. Saat bete, onu birdenbire istasyondan ngiltere Oteli'ne giderken grdm.

Acelesi vard, yznden ka-- fasn kurcalayan dnce, ya da herhangi bir sknt belirtisi okumak olanaksz olmasna karn, kayglya benziyordu. O her zamanki haykryla: Ah! diyerek bana itenlikle elini uzatt ama, durmad ve hzl admlarla yoluna devam etti. Hemen peinden yetitim, ne are k bana yle bir karlk verdi ki, ona herhangi bir ey sormaya vakit bulamadm. stelik de konumay Pauline'e getirmekte korkun derecede bir glk ekiyordum. B. Astley onu da merak etmedi. Ben ona, bykannenin bana gelenleri anlattm: Beni dikkat ve ciddiyetle dinledi, sonra omuzlarn silkti. Ben, ona: Hepsini yitirecek! dedim. Evet, ya! diye karlk verdi. Ben giderken o kumara balamt bile, yitireceinden emindim. Vakit bulursam, bir ara gazinoya urayp, onu grrm, nk ok ilgin bir ey... Soruyu henz kendisine yneltmediime kendim de aarak: Siz nereye gittiniz, kuzum? diye haykrdm. Frankfurt'a. iin mi? Evet. Ona daha fazla ne sorabilirdim ki? Zaten, ben hep onun yanndan yryordum ama, o anszn yol stnde bulunan Quatre-Saisons Oteli'ne doru kvrld, bayla beni selamlayp gzden kayboldu. Dnerken yava yava bir kesinlie ulatm: Onunla iki saat boyunca konumu olsaydm bile; hibir ey renemezdim, nk... ona soracak hibir eyim yoktu! Evet, tam da byleydi ite! Hibir ekilde ona sorumu ynel-temezdim. Pauline'btn gn ocuklar ve dadlaryla parkta gezin di, ya da ierde kald. Bir hayli zamandan beri generalden kayordu, pek nemli eyler dnda da onunla hemen hemen artk hi konumuyordu. Bir sreden beri bunun farkmday-dm. Ama, generalin bugn ne durumda, bulunduunu bildiimden, gen kzdan kanamadn, baka bir deyile, aralarnda mutlaka nemli ailevi tartmalar getiini dnmtm. Bununla birlikte, B. Astley'le yaptm konumadan sonra otele dndm zaman, Pauline'le ocuklara rastladm. Gen kzn yznde derin bir sakinlik ve huzur okunuyordu, sanki aile frtnalar sadece onu esirgemi gibi. Selamma bir ba hareketiyle karlk verdi. fkeyle odama ktm. Elbette ki, onunla konumaktan kandm, Wurmerhelm olayndan beri onunla bir kez bile karlamamtm: Bunu bir onur.konusu yapyordum. Ama, zaman getike, iimdeki fke daha ok kabaryordu. Beni hi sevmese bile, duygularm ayaklar altna alamazd, itiraflarm byle bir hor grmeyle karlayamazd. Kendisini gerekten sevdiimi biliyordu; onunla yle konumama katlanmt, buna izin vermiti! Bunun, aramzda pek garip bir biimde balad bir gerektir. Bir sre nce (bir hayli oldu bile, tam iki ay!) onun benimle dost olmak, bana iini dkmek isteini ve hatta bu ynde giriimlerde bulunduunu fark etmitim. Ne var ki, bu baarl olmad; onun yerine, acayip ilikiler srdrdk; 144 KUMARBAZ 145 ite bu yzden onunla o ekilde konumaya baladm. yi ama, mademki sevgimden holanmyordu, neden kendisine ondan sz etmeme dpedz engel olmuyordu? Oysa, bu konuda hibir ey yapmyordu; h'atta kimi zaman beni konumam iin kkrtyordu bile... elbette benimle alay etmek iindi bu. Bundan kesinlikle eminim, nk bunu ok iyi hissettim: Beni dinledikten ve ac ektiresiye kadar beni ileden kardktan sonra, apak herhangi bir hor grme, ya da ilgisizlik belirtisiylc. anszn keyfimi karmaktan pek holanyordu. Bununla birlikte onsuz yaayamayacam da ok iyi biliyor. Bylece, baron olay geceli gn oldu, ayrlmza artk dayanamyorum. Demin gazinonun yaknlarnda ona rastladm zaman, yreim yle iddetle arpmaya balad ki, yzm sapsar kesildi.

Aslna bakarsanz, o da bensiz yaayamaz! Ben, onun iin zorunluyum... Beni sadece soytar olarak dnebilmesi olas mdr? Onun bir gizi var... Aka belli oluyor bu! Bykanneyle aralarnda geen konuma yreimi paralad. nk ona benimle akyrekli ve akszlii olmasn bin kez rica ettim, onun uruna gerekten canm vermeye hazr olduumu ok iyi biliyor. Ama, beni hep hor grerek uzaklatrd, ya da kendisine sunduum yaammn feda edilmesi yerine beni, geen gn baronla olduu gibi, ipe sapa gelmez, deli samas eylemlere zorlad. syan ettirici deil midir bu? O zibidi Fran-szn onun iin her ey olmasn akl alr myd? Ya B. Astley? Dorusu ite burada olay iinden klmaz hale geliyordu ve bununla birlikte... Tanrm, ne ikenceler ekiyordum! Odama dnnce, bir fke nbetine kaplarak, hemen kalemi yakaladm ve u satrlar karaladm: Pauline Alexandrovna, sonun pek yaklatn aka gryorum; bunun ucu elbette ki size de dokunacaktr. Size son kez yineliyorum: Yaamma gereksinim duyuyor musunuz? Herhangi bir eye yararm, beni kullann: imdilik adamdaym, hi deilse, ou zaman oradaym; hibir yere gittiim yok. Gerekirse, bana bir iki satr yazn, ya da beni artn. Pusulay nhrlcdim ve elden vermek emriyle kat hiz-netisiyle gnderdim. Yant beklemiyordum ama, dakika sonra garson dnd ve bana teekkr ettiklerini bildirdi. Saat yediye doru beni generalin yanna ardlar. alma odasndayd ve sanki dar kmaya hazrlanyormu gibi giyinmiti. apkasyla bastonu divann zerindeydi. eri girince, onu odann ortasnda bacaklar ayrlm, ba anne eik, kendi kendine konuur halde grr gibi oldum. 3eni fark edince adeta bir lk kopararak zerime atld: ilimde olmadan geriye doru bir adm altm ve odadan kmak istedim ama, general iki elimi yakalad ve beni divana loru ekti. Kendisi oraya oturdu, beni de tam karsndaki coltua oturttu ve ellerimi brakmadan, gzlerinde yalar parlarken, dudaklar titreyerek, yalvaran bir sesle bana unlar syledi: ' Alexis Ivanovitch, kurtarn beni, kurtarn beni, acyn jana! Uzun bir sre hibir ey anlayamadm; general hi durmadan konuuyor, her dakika da: Bana acyn! diye yine-.liyordu. En sonunda benden t gibi bir eyler beklediini, ya da daha dorusu herkes tarafndan terk edilince, kayg ve umutsuzluun penesinde kvranrken beni anmsadn ve sadece konumak, konumak, konumak iin beni arttn tahmin ettim. Artk akl banda deildi, ya da en azndan iyice soukkanllm yitirmiti. Ellerini kavuturuyordu, neredeyse ayaklarma kapanacakt (ne iin hem de bilir misiniz?) hemen F. 10 146 KUMARBAZ KUMARBAZ 147 Mile Blanche'a gidip, ona yalvarmam, kendisine geri dnp evlenmeye ikna etmem iin. zr dilerim, general ama, diye haykrdm, Mile Blanche beni bugne kadar belki fark etmedi bile? Ben ne yapabilirim ki? tiraz etmek yararszd, kendisine sylenenleri anlamyor-du bile. Tutarsz szler syleyerek bykanne konusunda da konumaya balad; polise bavurma fikrinden bir trl vazgemiyordu. Bizde, bizde diye balad anszn .fkeyle kprerek, ksacas... bizde, yetkililerin bulunduu iyi dzenlenmi bir Devlette, bu tr ihtiyar kadnlar da vesayet altna alrlard! Evet, azizim, evet diye srdrd anszn ayaa kalkp oday arnlayarak. Bilgi bir sesle

konuuyordu: Siz daha bunu bilmiyordunuz, azizim diyordu bir kedeki hayali bir muhataba seslenerek, yleyse renin ki... evet... bizde, bu tr yal kadnlar bkerler, bkerler... ta ki dize getirinceye kadar... evet, Baym... Ah! Nedir bama gelen felaket! Kendini yeniden divana att ve bir saniye sonra, hemen hemen hkrklarla alayarak, soluk solua. Mile Blanche'n kendisiyle evlenmek istemediini anlatt: nk telgrafn yerine bykanne kagelmiti -ve imdi artk mirasa konamayaca da aka ortaya kmt. Henz bunlardan hi haberim olmadn sanyordu. Ona De Grieux'den sz etmek istedim ama, bir el hareketiyle beni durdurdu. O gitti! Btn mal varlm, ona rehinli, bir solucan gibi rplak kaldm! Sizin getirdiiniz u para var ya... Hani u para... Zaten ne kadar olduunu bilmiyorum, galiba yedi yz frank, ite elimde avucumda kalan hepsi o kadar, imdi de, bilmiyorum, bilmiyorum!.. Otelin hesabn nasl deyeceksiniz? diye haykrdm dehetle, ya... sonra? General dnceli bir halle bana bakt ama, besbelli szlerimden hibir ey anlamamt, sylediklerimi iyi duyamamt bile. Konumaya Pauline Alexandrovna'yla ocuklara getirmeye altm, bana acele acele: Evet, evet! diye karjlk verdi ama, gene Mile Blanche'la gitmeye hazrlanan, prensten sz etmeye balad hemen ve o zaman... ve o zaman... Benim halim ne olacak, Alexis Ivanovitch? dedi anszn bana doru dnerek; Tanr adna, benim halim ne olacak? Sylesenize, nankrlk deil mi bu, nankrlk deil mi, ne dersiniz? En sonunda da kanl gzyalaryla alamaya koyuldu. Byle bir adama yaplacak hibir ey yoktu. Onu yalnz brakmak da bir o kadar tehlikeliydi: Bana bir ey gelebilirdi. yi kt onu bamdan savdm ama, ne halde olduuna bakmak iin arada srada uramasn da dadya tembih ettim; ayrca, ok akll bir delikanl olan kat garsonuyla da konutum, o da gz kulak olacana sz verdi bana. Generalin yanndan henz ayrlmtm ki Potapytch gelip, bykannenin dairesine gitmemi rica etti. Saat sekizdi ,ve bykanne son meteliine kadar yitirdii gazinodan henz dnmt. Aa indim: Yal hann yorgun, bitkin, grne gre hasta, koltuunda oturuyordu. Marthe ona neredeyse zorla iirdii bir bir fincan ay getirdi. Bykannenin sesi de, tonu da aka deimiti. Gnaydn, sevgili Alcxis Ivanovitch, dedi ar ar ve ciddi bir halle ban eerek. Sizi bir kez daha rahatsz ettiim iin balayn ama, yal bir kadn ho grrsnz. Dostum, her eyi orada braktm, yaklak yz bin ruble. Dn benimle gelmemekte haklymsn. imdi artk hibir eyim yok, meteliksiz kaldm. Bir saniye bile -gecikmek istemiyorum, saat dokuz buukta gidiyorum. Senin ngilizi, Astley'di galiba, arttm; bir hafta iin ondan bin frank dn almak istiyorum. Aklna bir eyler esip de beni reddetmemesini syle148 KUMARBAZ ona. Ben hl olduka zengin bir kadnm, azizim, kym, iki evim var, daha param da var, hepsini getirmemitim. Btn bunlar kayglanmamas iin sylyorum... Aa! te geldi! Mert bir insan olduu belli. B. Astley, bykannenin ilk arsna hemen koup gelmiti. Hi duraksamadan, lzumsuz konumalara kalkmadan, bykannenin imzalad bir kt karlnda hemen onun avucuna bin frang p diye sayverdi. Bu i bittikten sonra, selam verip kt. imdi artk beni yalnz brak, Alexis Ivanovitch, bir saatten biraz fazla zamanm var: Biraz uzanacam, kemiklerim szlyor. Sakn bana kzma, ihtiyar bdr aptalm ben. imdi artk genleri hafiflikle sulamayacam. Hatta u sizin zavall generali knamaya ekineceim. Ama, hi kusura bakmasn, ona be para bile vermeyeceim, nk grme gre, son derece kaz kafal bir adam, ho bende, sersem tavuk, ondan daha akll deilim ya, neyse. Aslna bakarsan, Tanr kendini beenmilii er ge cezalandryor. Eh, hadi bakalm, elveda. Marthe, kaldr beni!

Oysa bykanneyi uurlamaya niyetleniyordum. Bundan baka da, bekleyi iindeydim; her an bir ey olacakm gibi geliyordu bana. Odamda duramadm. Koridora ktm, gidip bir sre aal yolda gezindim. Pauline'e yazdm mektup ak ve kesindi, varolan felaket de kesindi. Otelde De Grieux' nn gidiinden sz edildiini iittim. Ksacas, Pauline beni dost olarak geri itse bile, belki de uak olarak kabul ederdi. nk ona gerekliyim, ilerini grmek 'iin bile olsa! Evet, bana ihtiyac var, bu besbelli! Trenin hareket saatinde istasyona kotum ve bykanneyi kompartmana yerletirdim. Hepsi zel kompartmana yerletiler. kar gtmeyen yaknln iin sana teekkr ederim, dosKUMARBAZ 149 tm, dedi veda ederken. Dn ona sylediklerimi Prascovia' ya yinele. Onu bekleyeceim. Odama dndm. Generalin dairesinin nnden geerken, dadyla 'karlatm, ona efendisini sordum. Fena deil, Bcyciim diye karlk verdi zgn bir 'halle. Bununla birlikte ieri girdim ama, alma odasnn kapsnda, ararak durdum. Mile Blanche'la general kahkahalarla glyorlard. Dul bayan ominges de oradayd, divanda oturuyordu. Grne gre, sevinten lgna dnen general bir sr sana sapan eyler sylyordu, yzn bin bir krkla buruturan ve gzlerini kapatan sinirli ve .uzun kahkahalarla glyordu. Olanlar daha sonra bizzat Mile Blancle'n azndan rendim: Prensi kovduktan sonra generalin umutsuz zntsn ' renince, onu avutmak istemi ve gelip ona kk bir ziyarette bulunmutu. Ama, zavall general o anda yazgsnn kesinletiinden ve Mile Blanche'n ertesi sabah ilk trenle Paris'e gitmek zere eyalarn toplamaya bile baladndan habersizdi. alma odasnn eiinde bir dakika durduktan sonra, ieri girmekten vazgetim ve grnmeden ekilip gittim. Odama ktm. Kapy anca, alacakaranlkta, pencerenin yannda, bir kede iskemlede oturan bir karalt gzme arpt. Ben ieri girince karalt ayaa kalkt. abucak yaklap baktm ve... .soluum kesildi: Pauline'di bu! ON DRDNC BLM Azmdan bir lk kat. Pauline, bana: Ne o, neniz var? diye sordu garip bir sesle. Yz sapsaryd ve zntl grnyordu.150 KUMARBAZ KUMARBAZ Neyim mi var? Siz! Burada, benim odamda! Ben gelirsem, toptan gelirim. Bu benim huyumdur. Bunu hemen greceksiniz; bir mum yakn, dedi. taat ettim. Pauline ayaa kalkt, masaya yaklat, nme alm, bir mektup koydu. Okuyun! diye de buyurdu. De Grieux'nn yazs bu! diye haykrdm mektubu. alrken. Ellerim titriyordu, satrlar gzlerimin nnde dans ediyordu. Mektuptaki szleri tam olarak unuttum ama, szck szck deilse de,- en azndan dnce olarak yleydi: Kk hamn diye yazmt De Grieux, pek zc olaylar beni hemen gitmek zorunda brakt. Kukusuz siz de fark etmisinizdir ki, her ey iyice aydnlanmadan sizinle kesin bir aklamadan bilerek kandm. Akrabanz olan o yal hanmn gelii, akl almaz davran duraksamalarma son verdi. Benim kendi ilerimin dzensizlii elbette ki, bir sreden beri kendimi kaptrdm tatl umutlar beslemekten beni engelliyor. Olanlara zlyorum ama, davranmda bir centilmene ve drst bir adama yakmayan hibir ey bulmayacanz umarm. Hemen hemen btn param vey babanzn borlarm demek iin yitirdiimden, elimde kalanlar kullanmak zorunda kaldm. Bana rehin edilen mallarn satna hi

gecikmeden girimelerini Petersborg'daki dostlarma bildirdim bile. Bununla birlikte, sizin dncesiz, uar vey babanzn btn servetinizi har vurup harman savurduunu bildiimden, ona elli bin frank balamaya karar verdim ve bu miktar tutarndaki senetlerin bir blmn ona geri veriyorum; bylece imdi malnzn hukuk yoluyla geri verilmesini isteyerek yitirdiklerinizi yeniden elde edebilirsiniz. lerinizin bugnk durumuyla giriimimin size yararl olacan umarm. Bu davranla da erefi bir adamn grevlerini yerine getirdiimi umarm. Emin olun ki annz ebediyen kalbimde kazl kalacak. Pekl, her ey ak dedim Pauline'e doru dnerek. Gerekten de baka bir ey mi bekliyordunuz? diye srdrdm fkeyle. Pauline de grnte sakin bir halle: Hibir ey beklemiyordum diye karlk verdi ama, sesinde belli belirsiz bir titreme vard. Uzun zamandan beri ne dneceimi biliyordum: Dncelerini okuyordum onun. O aradm... srar edeceimi... sanyordu... Durdu ve tmcesinin ortasnda dudaklarn srarak sustu. Ona kar bilerek hor grmemi ve nefretimi artrdm diye srdrd; ne yapacan bekliyordum. Telgraf gelseydi, o sersemin (vey babamn) ona borlu olduu paray kafasna frlatp onu kovacaktm! Bir hayli, oh! Bir hayli zamandan beri ona tahamml edemiyordum. Ah! Eskiden bambaka bir adamd, bambaka! imdiyse, imdi!.. O elli bin frang, stelik de yzne tkrerek, ne byk bir sevinle imdi kafasna frlatrdm! Ama, o kt, geri verdii o elli bin franklk senet generalin elinde deil mi? Onu alp De Grieux'ye geri gnderin. Oo! Bu ayn ey deil ki! Ayn ey deil! Evet, doru! imdi general ne ie yarar ki? diye bardm anszn. Pauline dalgn ve sabrsz bir halle yzme bakt. Neden bykanne? dedi fkeyle. Onun evine gidemem... Hi kimseden de zr dilemek istemiyorum diye ekledi hiddetli bir sesle. Ne yapabiliriz? diye haykrdm. Ama, De Grieux'y nasl, nasl sevebildiniz! Alan biri, alan! Onu delloda ldrmemi ister misiniz? Nerede imdi? 152 KUMARBAZ Frankfurt'ta, orada gn kalacak. Siz bir tek sz syleyin, yarn ilk trenle giderim! dedim aptal bir cokuyla. Glmeye balad. Evet ve belki de size: "nce bana elli bin frang geri verin" der.-Sonra da ne diye dello etsin? Ne aptallk! . yi ama, u elli bin frang nereden bulmal, nereden? diye yineleyip duruyordum dilerimi gcrdatarak, sanki o paray anszn yerden toplamak olasym gibi. Bana bakn, ya B. Astley? diye ona sordum: Tam .o srada aklma garip bir fikir gelmiti. Pauline'in gzleri parlamaya balad. Demek ki u ngiliz iin senden ayrlmam istiyorsun, yle mi? dedi ac bir glmsemeyle, ie ileyen baklarn bana dikerek. lk kez bana 'sen' diyordu. Hi kukusuz o anda heyecandan ba dnd: Birdenbire divana oturdu. Btn gc tkenmie benziyordu. Sanki bir imek akm gibi gzlerim kamat; gzlerime ve kulaklarma inanamadan, orada ylece dikilip duruyordum! Demek beni seviyordu! B. Astley'e deil, bana gelmiti! O, bir gen kz, bir bana otelde, benim odama gelmiti. Bylece herkesin gznde kendini lekeliyordu, ben de orada yle karsnda hibir ey anlamadan kazk gibi dikilmi duruyordum! Beynimde lgn, bir fikir parlad.

Pauline! Bana sadece bir saat izin ver! Sadece bir saat burada bekle ve... hemen dneceim! Bu... bu zorunlu! Bak greceksin! Dur burada, dur bekle! Ve koarak odadan ktm, soruturan baklarna yant bile vermedim. Arkamdan bir eyler bard ama, ben geri dnmedim. Evet, kimi zaman en lgn, grnte en olanaksz dnce kafamza yle kuvvetle saplanr ki, en sonunda onun gerKUMARBAZ 153 ekleebileceine inanrz... Dahas: Eer bu dnce iddetli, tutkulu bir istekle balantlysa, en sonunda onu kanlmaz, zorunlu, nceden saptanm, alnmza yazlm bir ey gibi, var olmamas, oluamamas olanaksz bir ey gibi kabul ederiz! Belki burada daha fazla bir ey vardr: Bir nseziler bileimi, istencin olaanst bir abas, imgeleme yetisiyle bir kendi kendini zehirleme, ya da daha baka bir ey vardr, kim-bilir... Ne olduunu bilmem ama, o akam (p akam mrm olduka unutamam) bama mucizevi bir serven geldi. Her ne kadar aritmetikle mkemmelen aklanabilirse de, benim gzmde gene de mucizedir o serven. Peki, bu kesin gven o kadar uzun zamandan beri neden bu -kadar derin, bu kadar salam biimde, o kadar kk sald bende? nk, size bir kez daha sylyorum, olas bir ihtimal gibi (dolaysyla da belirsiz) deil de, bama gelmemezlik edemez bir ey gibi dnyordum bunu! Saat onu eyrek geiyordu; gazinoya sarslmaz bir umutla, ayn zamanda da o ana kadar hi hissetmediim bir heyecanla girdim; Sabahkinden iki kat daha az olmakla birlikte oyun salonlarnda hl kalabalk vard. Saat on birde masalarn evresinde sadece gerek kumarbazlar kalr, kendileri iin kaplcada ruletten baka bir ey bulunmayan kaarlanm kumarbazlar kalr. Onlar buraya salt rulet iin gelmilerdir, evrelerinde olup bitenleri fark etmezler bile ve btn mevsim boyunca kumardan baka hibir eyle ilgilenmezler; sabahtan akama kadar kumar oynarlar, eer olanak bulabilseler, btn gece afak sknceye kadar da oynarlard. Bunlar, gece yars olup da gazino kapand zaman hep istemeye istemeye, ayaklan geri geri giderek dalrlar. Ve krupiyelerin en kdemlisi kapantan nce, yani gece yarsndan az nce: Son oyun, Beyler! diye bildirdiinde kimi zaman bunlar ceplerindekinin hepsini bu son oyunda ortaya srmeye hazrdrlar, gerekten de154 KUMARBAZ KUMARBAZ 155 en byk paralar bu saatte yitirilir. Doruca bykannenin oturmu olduu masaya yneldim. Pek fazla kalabalk yoktu, onun iin az sonra masann yannda, kendime ayakta bir yer bulabildim. Tam nmde, yeil uhann zerinde: Pas szc izilmiti. Pas.se, on dokuzdan otuz altya kadar bir saylar dizisidir. Birden on sekize olan ilk dizinin ad Manque'tr; ama, umurumda m benim? Ben hesap kitap yapmyordum, kan son numaray bile iitmemitim; en saknmz kumarbazn yapaca gibi, balarken bunu sorup renmedim bile. Yirmi frederikimi karp pas'm zerine attm. Krupiye: Yirmi iki! diye bard. Kazanmtm. Yeniden hepsini srdm: Hem ilk mizam, hem de kazancm. Otuz bir! diye haykrd krupiye. Yine kazanmtm! Bylece toplam seksen frederik ediyordu! Hepsini ortadaki on iki saynn zerine koydum ( kat kazan ama, iki kart ans); sehpa dnmeye balad ve yirmi drt kt. Bana elli frederiklik desteyle on da altn verdiler; imdi toptan iki yz frederikim olmutu. Adeta 'ateli bir kendimden gemeyle, btn bu paray krmznn zerine ittim... ve anszn, aklm bama geldi! Btn gece boyunca korkunun beni dondurduu bu tek seferde ilerim,

ayaklarm tir tir titriyordu. Bir bilin imei iinde, o anda yitirmenin benim iin ne anlam tayacan dehetle hissettim! Sz konusu olan btn yaammd! , Krupiye: Krmz! diye bard. Geni bir soluk aldm: Btn vcudumda kzgn karncalar dolayordu. Bana banknotla deme yaptlar; bu kez drt bin florin ve yirmi frederik olmutu (hl hesaplayabiliyordum). Ondan sonra, ortadaki on iki saynn zerine iki bin florin koyup yitirdiimi anmsyorum; altnmla seksen frederikimi oynadm ve yitirdim. imi fke kaplad: Kalan iki bin florini aldm ve ilk on iki saynn zerine koydum... yle,' rastlantyla, kararlamadan, hesaplamadan! Zaten bir bekleme an, belki de, Bn. Blanchard'n (1), Paris'te balonundan yere frlatld zaman duyduuna benzer bir heyecan oldu. Drt! diye bard krupiye. Bir nceki mizayla birlikte, peniden alt bin florinim oldu. Muzaffer havalar taknmaya balamtm bile ve artk hibir eyden korkum kalmamt. Karann zerine drt bin florin attm. On kadar oyuncu aceleyle benim gibi karann zerine para koydular. Krupiyeler baktlar ve aralarnda konutular. epeevre herkes konuuyor ve bekliyordu. Kara kt. O andan sonra, artk ne, ne kadar kazandm, ne de srdm paralarn miktarn anmsyorum. Sadece, adeta 'dte gibi, yaklak on alt bin florin kazandm anmsyorum. Anszn, anssz oyun bana on iki bin yi-irtti; bunun zerine, son drt bini passe'n zerine koydum ma, o anda hibir ey hissetmedim; hibir'ey dnmeden, bilinsizce bekliyordum. Yeniden kazandm, drt oyun st s-:e kazandm. Sadece florinleri binlerle topladm anmsyo-um; bir de pek balandm o ortadaki saylarn daha sk ktn anmsyorum. Dzenli olarak, hep drt kez st ste kyorlard, sonra iki tur iin ortadan siliniyorlard, sonra gene drt kez pepee, geliyorlard. Bu alacak dzenlilie zaman zaman rastlanr, kalem elde, hesap kitap yapan profesyonel kumarbazlarn kafalarn kartran da ite budur. Burada yazgnn nasl korkun cilveleri ortaya kmaz ki? Gazinoya geldiimden beri galiba yarm saatten fazla olmutu. Anszn, krupiye bana otuz bin florin kazandm, bankonun bir seansta sadece bu kadarn karladn ve by(1) Paratn mucidi havacnn kars olan Bn. Blancharcl, 1819'da havai fiei att balon patlaynca Paris'te ld.156 KUMARBAZ KUMARBAZ 157 lece ruleti yarn sabaha kadar kapatacaklarn syledi. Btn altnm aldm, ceplerime tktm, banknotlarm aldm ve hemen bir baka rulet bulunan bir baka salona gittim; kalabalk peimden koutu. Orada, bana hemen bir yer atlar, ben de yeniden hesaplamadan, kararlamasna, geliigzel para srmeye baladm. Beni neyin kurtardn bir trl anlayamyorum! Zaten arada srada hesaplama fikri aklma geliyordu. Kimi saylara, kimi anslara balanyordum ama,' az sonra onlar brakyordum ve gene hemen hemen bilinsiz biimde oynamaya balyordum. Kukusuz ok dalgndm; krupiyelerin birok defa oyunumu dzelttiklerini ok iyi anmsyorum. Akl almaz hatalar yapyordum. akaklarm nemlenmiti, ellerim titriyordu. Polonyallar hemen koup bana hizmetlerini sundular ama, benim kimseyi dinlediim yoktu. ans beni brakmyordu! Anszn, evremde haykrmalar ve kahkahalar ykseldi. Bravo, bravo! diye bariyorlard; hatta birka kii alklad bile. Ben yeniden otuz bin florini cebe indirmitim ve bankoyu -yarn sabaha kadar kapatyorlard. Sa yanmdan biri: Gidin, gidin! diye fsldad bana. Frankfurt'lu bir Yahudiydi bu; yanmdan hi ayrlmamt ve galiba bir iki kez de bana yardm etmiti. Tanr akna, gidin! diye fsldad bu kez de baka bir ses sol kulama. abucak bir gz attm. Mtevazi ama, rabtal biimde giyinmi, otuz yalarnda kadar bir hanmd bu; yorgun yz, hastalkl solukluu gene de vaktiyle son derece gzel olduunu belli ediyordu. O srada ben banknotlar buruturarak ceplerime dolduruyordum ve masann zerinde kalan altnlar

topluyordum. Elli frederiklik son desteyi aldm ve hi kimseye belli etmeden, soluk yzl hanmn avu-cuna sktrdm. Bunu yapmay iddetle istemitim, onun ince uzun parmaklarnn, byk bir minnetle elimi sktn anmsyorum. Btn bunlar ancak bir saniyenin iinde olup bitmiti. Hepsini topladktan sonra, hemen-otuz ve krk'a gittim. Otuz ve krk'a soylu kiiler sk gider. Bu artk rulet deil, bir iskambil oyunudur. Orada, banko yz bin taleri karlar. En byk miza burada da drt bin florindir. Oyunun nasl bir ey olduunu hi bilmiyordum, gene burada da bulunan krmz ve karann dnda hemen hemen hibir mizay bilmiyordum. Onun iin, ben de onlara balandm. Btn gazino evreme toplanmt. Btn o gece sresince Pauline'i bir tek kez olsun dndm hi anmsamyorum. nme ylan banknotlar yakalamaktan, kendime ekmekten korkun ve karkonulmaz bir zevk hissediyordum. Gerekten de yazgnn beni ittii sylenebilir. Sanki bile bile yaplm gibi, gene bu kez de, kumarda sk sk yeniden meydana gelen bir durum belirdi. ans, szgelimi, krmzya yapr ve on, hatta on be tur boyunca onu brakmaz. nceki gn, krmznn bir hafta nce pe pee tam yirmi iki kez ktn iitmitim; buna benzer bir olay rulette hi kimse anmsamyordu ve herkes hayretle bundan sz ediyordu. Elbette ki, herkes hemen krmzy brakyor, szgelimi, on turdan sonra hi kimse onun zerine para koymaya cesaret edemiyor. Ama, o zaman deneyimli hibir kumarbaz, krmznn kart karaya oynamayacaktr. Alkn bir kumarbaz rastlantnn kaprisinin ne anlama geldiini bilir. Szgelimi, sanlabilir ki on alt oyundan sonra, on yedinci kanlmaz biimde karann zerine decektir. Acemiler sr gibi bu ansn zerine atlrlar, mizalarn iki katna, katna karrlar ve korkun yitiklere urarlar. Tersine, garip bir kaprisle, krmznn yedi kez st ste ktn grnce, ben ona balandm. Bunda yar yarya zsaygnn rol oynadna kesinlikle eminim; akl almaz bir tehlikeye girerek seyircileri artmak istiyordum ve (garip duy-158 KUMARBAZ gu!) anszn, zsaygnn hibir drts olmakszn, tehlikenin susuzluuna kapldm belirli bir biimde anmsyorum. Belki de, ruh o kadar ok sayda duygudan getikten sonra doymuyor da sadece bundan sinirleniyor ve ta ki kesin bitkinlie varncaya kadar gitgide artan iddette yeni duygular istiyor. Ve gerekten de, yalan sylemiyorum, eer ynetmelik bir seferde elli bin florin srmeme izin verseydi, onlar tehlikeye atardm. evremde, bunun mantksz bir ey olduu, krmznn tam on drdnc kez ktn barp duruyorlard! Yanmda biri: Beyefendi .imdiye kadar yz bin florin kazand dedi. Anszn uyamverdim. Nasl? Bir gecede yz bin florin kazanmtm! Ama, daha fazlasna ihtiyacm yoktu ki! Hemen banknotlarn zerine atldm,'bunlar saymadan geliigzel ceplerime tktm, hepsi deste halindeki altnlarm aldm ve aceleyle gazinodan dar frladm. Azna kadar dolduundan ak duran ceplerim ve altnn arl yznden dengesiz yrymle kumar salonlarndan getiimi gren herkes halime glyordu. Galiba zerimdeki yk sekiz kilodan fazlayd. Bana doru birka el uzand; paray elimin alabildiince, avu avu dattm. k kapsnn yaknnda iki Yahudi beni durdurdu. Bana: Cretlisiniz, ok cretlisiniz! dediler. Ama, yarn sabah, olabildiince erken saatte gidin, yoksa hepsini yitirirsiniz... Onlar dinlemedim bile. Aal yol o kadar karanlkt ki burnumun ucunu gremiyordum. Otele kadar da yarn verst kadar mesafe vard. ocukluumda bile hibir zaman ne hrszlardan, ne de haydutlardan korkardm; o anda da bundan kayglanmadm. Zaten yol boyu ne dndm de anmsamyordum; kafam bombotu. Sadece iddetli bir zevk duyuyordum, baarnn, utkunun, gl olmann zevkini; nasl anlatacam bilemiyorum. Pauline'in hayali gzlerimin nn-

KUMARBAZ 159 den geiyordu, onun yanna gideceimi, srekli olarak onu bulacam, olup bitenleri ona anlatacam, ona param gstereceimi dlyordum... Ama, demin bana sylediklerini, gazinoya gidiimin nedenini, belli belirsiz anmsyordum ve ancak bir buuk saat nce duyulan btn o taptaze duygular gelmi gemi, hatta artk hi antrmada bulunmayacamz bir gemie aitmi gibi geliyordu bana, nk her ey yeniden balayacakt. Ancak hemen hemen aal yolun ucuna geldiim zaman iimi bir korku kaplad: Ya imdi beni ldrp de param alarlarsa! Her admda .korkum daha da artyordu. Kouyordum adeta. .Anszn yolun ucunda, bizim otelin bin bir kla parldayan nyz l ! beliriverdi. Tanr'ya krler olsun,, gelmitim! Merdivenleri drder drder atlayarak benim kata ktm, birdenbire kapy atm. Pauline ellerini kavuturmu, yanan mumun kacsnda, divann zerinde oturuyordu. Hayretle yzme bakt, kukusuz o anda pek garip bir suratm olmalyd. Onun karsnda durdum ve btn param masant zerine attm. . ON BENC BLM Hi kmldamadan, oturuunu bile deitirmeden, gzleini bana dikmi, bakyordu. Cebimden son altn destesini de kararak, ona: ki yz bin frank kazandm! diye bardm. Bir yn banknot ve altn para btn masay kaplyordu. Gzlerimi oradan ayramyordum;, zaman zaman Pauline'i ta-mamiyle unutuyordum. Kimi zaman tomar halinde bir araya160 KUMARBAZ KUMARBAZ 161 getirerek banknotlar dzene koymaya balyordum, kimi zaman altnlar ayr bir yana yyordum, kimi zaman da hepsini datp sayor ve derin derin kendi dncelerime dalarak, hzl admlarla oday arnlamaya balyordum; -yahut da anszn masaya geri dnp param saymaya balyordum. Bir ara aklm bama gelince, birdenbire kapya atlp anahtar kilitte iki kez evirdim. Daha sonra kararsz bir halde, kk bavulumun nnde durdum. Birden Pauline'in varln anmsayp anszn ona doru dnerek: Acaba yarn sabaha kadar bavula m koysam bunlar? diye sordum. Pauline hi kprdamadan hep ayn yerde oturuyordu ama, gzlerini de benden ayrmyordu. Hi de houma gitmeyen garip bir ifadesi vard. Orada kin okunduunu sylersem hi de yanlm olmam. abucak ona yaklatm: Pauline, ite yirmi be bin florin, bu elli bin frank, hatta daha da fazla eder. Onlar aln ve yarn gidip onun suratna atn. Hi karlk vermedi. Eer isterseniz, yarn sabah ben kendim gtrrm ona. Olur mu? Pauline birden glmeye balad. Uzun bir sre gld. zntl bir aknlkla ona bakyordum. Bu gl benim en ateli ak ilanlarm sk sk (ve daha pek yaknda) karlad o alayc gle pek benziyordu. En sonunda glmeyi kesti ve kalarn att. Bana sert sert bir yan bak frlatt. Sizin paranz almam dedi kmseyerek. Nasl? Ne oldu ki? diye haykrdm. Pauline, bu da ne demek oluyor? Karlksz para kabul etmem. Bunu size bir arkada olarak veriyorum, size canm ve-Irrim. Sanki ruhumu okumak istermi gibi, aratrc gzlerle bana uzun uzun bakt. Kk bir glle: ok cmertsiniz dedi. De Grieux'nn metresi elli bin frank etmez.

Pauline, benimle nasl byle konuabilirsiniz? diye ba-| girdim karak. Ben De Grieux deilim! Sizden nefret ediyorum! Evet... Evet!.. Sizi de, De |Grieux'y sevdiimden fazla sevmiyorum! diye bard, ve gzlerinde imekler akmaya balad. Yzn ellerinin arasna gizledi ve bir sinir krizi geirdi. Ben, ona doru atldm. Benim yokluumda bandan bir eyler getiini anladm. Akl tam olarak yerinde deilmi gibiydi. Beni satn al, ister misin? ster misin? De Grieux gibi, elli bin franga, ha? diye haykrd meydan okurcasna sarsn-jtl hkrklar arasndan. Pauline'i kucakladm, ellerini, ayaklarn ptm, kar-jsnda diz ktm. Sinir krizi geiyordu. Ellerini omuzlarma koyup beni dik-katle seyretti. Sanki yzmden bir ey okumak istermi gibiydi. Beni dinliyordu ama, grne gre sylediklerimi iitmiyordu bile. Yznde tasal, dnceli bir ifade belirdi. Ben kayglydm; dorusu ya, onun ldrdn sanyordum. Beni usulca kendine doru ekti, dudaklarnda gven dolu bir glmseme dolayordu; sonra, anszn beni geri itiyor ve ka-jranlk bir ifadeyle yzm incelemeye balyordu. Birdenbire beni kucaklad: Beni seviyorsun, deil mi, beni seviyor musun? di-' yordu. Mademki... Mademki... benim uruma baronla dello etmek istiyordun! F. 11 162 KUMARBAZ KUMARBAZ 163 Sonra anszn, sanki gln ve, ho bir an aklna gelmi gibi, bir kahkaha att. Hem glyor, hem de alyordu. Ne yapabilirdim ki, elimden ne gelirdi? Ben de ateliydim. Benimle konumaya baladn ok iyi anmsyorum... Ama, hemen hemen hibir ey anlayamadm, bu bir eit sayklama gibi bir eydi: Sanki abuk abuk bana bir eyler anlatmak istermiesine kekeleyip duruyordu; bu sayklama arada srada, beni iyiden iyiye korkutmaya balayan neeli bir kahkahayla kesiliyordu. Hayr, hayr, kibarsn, naziksin! diye yineliyordu, sen benim sadk dostumsun! Ve yeniden ellerini omuzlanma koyup gene beni seyretmeye koyuluyordu, bir yandan da durmadan: Beni seviyorsun... Beni seviyorsun... Beni sevecek misin? diye yineliyordu. Gzlerimi ondan ayrmyordum; onu imdiye kadar byle sevecenlik ve ak taknlklar iinde hi grmemitim; bunlarn sayklama olduu bir gerekti ama... benim tutkulu bakm grr grmez, dudaklarnda kt bir glmseme belirdi; damdan dercesine, B. Astley'den sz etmeye balad. Zaten, konumay durmadan B. Astley zerine getiriyordu (zellikle de demin, bana bir eyler anlatmaya alt srada) ama, bunun ne anlama geldiini bir trl kavrayam-yordun. Hatta onunla alay ettiini sanyorum. Her dakika onun beklediini... belki de penceremin altnda beklediini bilmediimi yineliyordu. Evet, evet, pencerenin altnda, a da bak, bak, orada! Beni pencereye doru itiyordu ama, ben oraya gitmek iin bir hareket yapar yapmaz, lgnca bir kahkaha kopar-yordu, ben de onun yanndan ayrlamyordum; o zaman, zerime atlyor, beni kollarnn arasnda skyordu. Gidecek miyiz? Yarn, gider miyiz?.. Bu dnce anszn onu kayglandrma benziyordu. Ve (dnceli bir hal alyordu) bykanneye yetiiriz, ne dersin? Onu Berlin'de yakalayacamz sanyorum. Ona yetiip de bizi karsnda grnce ne der acaba, sen ne dnyorsun bu konuda? Ya B. Astley?.. Bak o Schlangenberg' in tepesinden kendini aa

atmazd, deil mi? Bir kahkaha alt. Bak dinle: Gelecek yaz nereye gidecek biliyor musun? Bilimsel aratrmalar yapmak iin Kuzey Kutbu'na gidecek, beni de davet etti... Hah! Hal! Hay! Avrupallar olmasa biz Ruslarn hibir ey bilmeyeceimizi ve hibir ie yaramadmz sylyor... Ama, bak o da iyidir! Biliyor musun, generali ho gryor, balyor; Blanche'n... tutkunun... Her neyse, bilmiyorum, bilmiyorum diye yineledi, sanki arm da ne diyeceini bilemezmi gibi. Zavalllar, onlara o kadar acyorum ki, bykanneye de acyorum... Bak, bak dinle. De Gricux'y nasl ldrebilirdin? Ama, sen baronu bile ldremezdin! diye ekledi yeniden glmeye balayarak. Geen gn, baronla, o kadar glntn ki! Oturduum sradan ikinize de bakyordum; seni yolladm zaman oraya gitmek sana ne kadar da zor geliyordu! O kadar gldm, o kadar gldm ki! diye ekledi yeniden kahkahalar kopararak. Yeniden beni kucaklayp gsnde skmaya, tutkulu bir sevecenlikle yzm yzne bastrmaya balad. Artk hibir ey dnmyordum, hibir ey duymuyordum, bam dnyordu... Aklm bama toparladmda saat sabahn yedisi olmalyd; gne oday aydnlatyordu. Pauline yanma oturmu, garip bir halle gzlerini evrede dolatryordu sanki karanlktan km da, anlarn toparlyormu gibi. O da uyanm ve gzlerini masaya ve paraya dikmiti. Bam kurun gibi ar ve sanclyd. Pauline'in elini tutmak istedim: Beni itip birdenbire divandan kalkt. Balayan gn karanlkt; afaktan az nce yamur yamt. Pauline pencereye yaklat, kanad at, yar beline kadar aa sarkt ve dirseklerini pe164 KUMARBAZ KUMARBAZ 165 vaza dayayarak, dnp bana bakmadan, kendisine sylediklerimi dinlemeden, birka dakika ylece kald. Aklma korkun bir dnce geldi: imdi ne olacakt, btn bunlar nasl sonulanacakt? Pauline anszn pencereden ayrlp masaya geri geldi ve sonsuz bir kin ifadesiyle bana bakt ve dudaklar fkeden titreyerek: Eh, hadi bakalm, imdi elli bin frangm ver bana! dedi. Pauline, yeniden mi balyorsun! dedim. Yoksa fikir mi deitirdin? Hah! Hah! Hay! Belki piman bile olmusundur? Bir gn nce saylan yirmi be bin florin masann zerinde duruyordu: Onlar alp ona uzattm. Yani, imdi bunlar benim mi? yle mi? yle mi? diye sordu hrn bir sesle paray eline alarak. Onlar hl senin dedim ben de. yi, pekl, al bakalm, elli bin frangn! Kolunu kaldrp paralan suratma frlatt. Suratma arpan tomar demeye sald. Ondan sonra da Pauline koarak odadan kt. O anda bilincinin tam olarak yerinde olmadn biliyorum ama, gene de bu geici lgnl bir trl anlayamyorum. Hl hasta olduu bir gerek ve aradan da henz bir ay geti. Bununla birlikte, bu halin nedeni neydi, zellikle de o kn nedeni neydi? Hi anlayamyorum. Gururu mu yaralanmt? Yoksa gelip beni bulmaya karar vermesi mi onu bu umutsuz zntye itmiti? Ben de mutluluumla bbrlenmie, tpk De Grieux gibi, eline elli bin frank vererek bamdan savma benzememi miydim? Oysa, aka sylemek gerekirse, hi de yle deildi. yle sanyorum ki, kabahatin bir blm onun bo gururundayd; btn bunlar, kukusuz, ona , pek bulank biimde grnm olmasna karn, bana gvenmemesine ve beni krmasna onun o bo gururu neden oldu. Bu durumda, ben elbette ki De Grieu'n cezasn ektim belki de, benim pek fazla suum olmamakla birlikte sulu durumda kaldm. Doruyu sylemek gerekirse, btn bunlar sadece sayklamayd, benim de onun saykladn bildiim ve... benim de bu ayrntya dikkat etmediim bir gerektir. Belki le imdi bu hatam

balamayacaktr? Evet ama, bu imdi, ya geen gn, geen gn? Sayklamas ve hastal, De Grieux' nn mektubuyla gelip beni bulurken ne yaptn unutturacak kadar iddetli deil miydi? Demek ki, ne yaptn pekl biliyordu. Btn banknotlarm ve ynla altnm, abucak, geliigzel yatamn iine tktm, zerine de rty ekip, Pauline* len yaklak on dakika sonra,. odadan ktm. Kendi odasna 'satndan kesinlikle emindim, onun iin sessizce onlarn dairesine szlp sofada, daddan Kk hanmn saln sormak istiyordum. Merdivende rastladm dad, Pauline'in he-lz dnmediini, onu benim odamda aramaya gittiini syle-iii zaman ne kadar ardm bilemezsiniz. Az nce ayrld dedim, on dakika ya oldu ya olmad, bereye gitmi olabilir acaba? Dad knayan bir gzle bana bakt. Bu arada, yk btn otele yaylmt bile. Kapcnn blmesinden metrdotele kadar Fraulein'in sabahn saat altsnda, yamur altnda koarak kt ve ngiltere Oteli'ne doru gittii anlatlyordu alak sesle. Konumalarndan ve antrmalarndan, btn geceyi benim odamda geirdiini oktan rendiklerini anladm. Zaten, generalin ailesi zerine ykler dzmeye balamlard bile; generalin bir gn nce akln oynattn ve btn otelden iitilecek biimde hkra h-kra aladn biliyorlard. Bu frsatla, bykannenin onun annesi olduunu, olunun Mile de Cominges'le evlenmesine engel olmak ve sz dinlemedii takdirde onu mirasndan karmak iin zel olarak Rusya'dan geldiini anlatyorlard. General boyun emeyi reddettii iin de kontes, onun gzleri166 KUMARBAZ KUMARBAZ 167 nin nnde, ona hibir ey brakmamak iin, kasten rulette varn younu yitirmiti. Diese Russen! (1) diye yineliyordu metrdotel fkeyle, ban sallayarak. brleri glyorlard. Metrdotel hesab hazrlyordu. Benim kumarda kazandm renmilerdi bile: Kari, benim katn garsonu, beni ilk kutlayanlardand. Ama, benim aklm baka yerdeydi. ngiltere Ote-li'ne kotum. Vakit henz erkendi; B. Astley hi kimseyi kabul etmiyordu. Bununla birlikte gelenin ben olduunu renince, beni karlamak zere koridora kt ve ne syleyeceimi bekleyerek, donuk bakn bana dikerek, karmda dikilip kald. Ona hemen Pauline'in nasl .olduunu sordum. Rahatsz diye karlk verdi B. Astley hep dosdoru gzlerimin iine bakarak. Demek ki gereklen de sizin yannzda? Evet, burada. , Peki, ya siz, onu alkoyma niyetinde misiniz? Evet. B. Astley, bu bir rezalete neden olur; olmaz yle ey. stelik, ar hasta, bunu belki fark etmediniz. Yoo! Fark ettim, hasta olduunu daha nce size sylemitim. Hasta olmasa, geceyi odanzda geirmezdi. Ya, bunu da m biliyorsunuz? Evet. Dn bana gelecekti, onu akrabalarmdan bir hanmn yanna gtrecektim ama, hasta olduu iin ard ve size gitti. u ie bakn siz! Eh, pekl,-B. Astley, sizi candan kutlarm. Sahi, dediniz de aklma geldi: Btn geceyi penceremin altnda geirmediniz mi? Bayan Pauline her an pencereyi a(1) Almanca: Ah! u Ruslar! mam ve sizin orada olup olmadnza bakmam sylyordu; bu, onu pek gldryordu.

Olacak ey mi hi? Hayr, pencerenin altnda deildim; ama, koridorda bekliyordum, oralarda gidip geliyordum. Onu tedavi etmek gerek, B. Astley. Evet, bir doktor arttm bile. Eer lrse, lmnn hesabn vereceksiniz bana. arp kaldm. Rica ederim, B. Astley, ne demek istiyorsunuz siz? Dn kumarda iki yz bin taler -kazandnz gerek mi? Sadece yz bin florin. Bakn, grdnz m? Ve az sonra Paris'e gideceksiniz, deil mi? Neden? Btn Ruslar, ceplerine para doldurdular myd, soluu Paris'te alrlar diye aklad B. Astley, bu szleri sanki bir kitapta okumu gibi sylyordu. imdi bu Allann yaznda Paris'te ne yapaym? B. Astley, onu seviyorum! Bunu siz de biliyorsunuz! Gerekten mi? Ben tersine inanyordum. stelik, burada kalrsanz, elinizdeki, avucunuzdakinin hepsini kesinlikle yitirirsiniz ve Paris'e gidecek paranz kalmaz. Hadi, gle gle, bugnden tezi yok, gideceinize kesinlikle inanyorum. Pekl, elveda ama, gitmeyeceim. B. Astley, neler olup biteceini siz dnn!.. Ksacas, general... imdi de Bayan Pauline'le bu olay... Btn kentin azna decek. Evet, btn kent bundan sz edecektir ama, generalin buna pek kulak ast yok gibime geliyor, onun dnecek ok daha baka eyleri var. Ayrca, Bayan Pauline istedii yerde oturma hakkna kesinlikle sahiptir. Ailesi konusuna gelince, hakl olarak, artk ailesi bulunmad sylenebilir. Oradan uzaklarken, Paris'e gideceimi ileri sren u 168 KUMARBAZ KUMARBAZ 169 ngilizin garip gvenine glyordum. Bununla birlikte, eer Bayan Pauline lecek olursa, bu beni delloda ldrmek istiyor, diye dnyordum, bu da gene bir ey! Yemin ederim ki Pauline'e acyordum ama, garip ey, dn kumar masasna yaklatm ve banknot destelerini toplamaya baladm o belirli andan beri, akm bir bakma ikinci plana dmt. Bunu imdi sylyorum; o anda bunu kesin olarak hissetmemitim. Ben gerekten de kumarbaz mydm? Pauline'i bu kadar... garip biimde mi seviyordum, kuzum? Hayr. Tanr tanmdr ki onu hl seviyorum! B. Astley'in dairesinden ayrldm zaman gerekten ac ekiyordum, odama dnerken de her eyden kendimi suluyordum. Ama... o zaman bama dnyann eri garip ve en aptal serveni geldi. Acele acele generalin dairesine giderken, anszn onlarn dairesinin hemen yaknnda bir kap ald ve birisi bana seslendi. Dul Bn. Cominges'di bu. Mile Blanche'n emri zerine beni armt. Gen kadnn dairesine girdim. ki odal kk bir daireleri vard. Yatak odasnda Mile Blanohe'n kahkahalar ve yksek sesle konumalar iitiliyordu. Yataktan kalkyordu. Ya, o mu! Gel buraya, koca sersem! Da gibi altnla gm kazandn doru mu? Ben altn yelerim. Evet, kazandm dedim glerek. Ne kadar? Yz- bin florin. Ben de ne aptalm ya! Girsene ieri, hibir ey iitmiyorum. Bol bol yiyip bir iyice eleniriz, deil mi? Girdim. Yuvarlak, esmer harikulade omuzlarn akta brakan pembe atlastan bir arafn altnda yatyordu: Ancak dte grlebilen, yank tenini artacak derecede ortaya koyan gz 'kamatrc beyazlktaki dantellerle ssl patiska bir geceliin hafife rtt omuzlar.

.Olum, yrekli misin? (1) diye haykrd beni grnce l ve ardndan da bir kahkaha att. Hep neeyle, hatta kimi za-I man da ak yrekle glerdi. Babamdan baka biri... diye baladm Corneille'i sr-drerek. Bak grdn m, grdn m? diye gevezelie balad; j nce git oraplarm getir ve onlar giymeme- yardm et; sonra da, eer pek fazla aptal deilsen, seni Paris'e gtrrm. Biliyorsun ki hemen gidiyorum. Hemen mi? Yarm saat sonra. ' Gerekten de, her ey paketlenmiti. Eyalar hazrd. Kah-jvalt oktan bitmiti. te, byle, eer istersen, Paris'i grrsn. Buraya bak, \outchitel nedir, kuzum? Sen autchitel'ke pek aptaldn! o-jraplarm nerede? Giydir unlar ayama, canm! Gerekten taplacak kadar gzel kk bir ayak uzatt: i Esmer, minicik, potinlerin iinde o kadar sevimli grnen hemen hemen btn o kk ayaklar gibi asla biimsizleme-mi bir ayak. Glmeye baladm ve ipek orab bacanda iyice gerdim. Bu arada, Mile Blanche, yatanda oturmu, ge-Jvezelik ediyordu. Syle bakalm, .seni yanma alrsam, ne yaparsn? nce, ben elli bin frank isterim. Onlar bana Frankfurt'ta verirsin, j Paris'e gideriz; orada birlikte yaarz ve gn ortasnda sana yldzlar gsteririm. mrnde hi grmediim trden kadnlar (gsteririm sana. Dinle... Dur hele! Sana elli bin frank verirsem, bana ne kalr? Peki, ya unuttuun yz elli bin frank? stelik de, e(1) nl Fransz trajedi yazar Corneille'in (XVII. yy.) yapt Le Cidin kahraman Cid'n babasnn bit sorusu. (eviren) 170 KUMARBAZ KUMARBAZ 171 ninle, ne bileyim, bir iki ay yaamaya raz oluyorum! Elbette ki, o iki ayda bu yz elli bin frang yer bitiririz. Gryor musun, iyi insanm, sana haber veriyorum; ama, yldzlar greceksin! Nasl? Hepsi iki ayda m? Ne? Seni korkutuyor mu bu! Ah! Sefil tutsak! Ama, biliyor musun ki bu yaamn bir ay senin btn mrnden daha iyidir? Bir ay... ve sonra, tufan! Ama, sen bunu anlayamazsn ki, canm! Hadi, hadi, sen buna layk deilsin! Ayy, ne yapyorsun? Onun br orabn giydirmeye alyordum ama, kendimi tutamadm ve ayan ptm. Hemen ekti ve ayann ucuyla yzme vurmaya balad. En sonunda beni savd. te byle, ontchitel'im, eer istersen, seni bekliyorum; bir eyrek saat sonra gidiyorum! diye haykrd arkamdan. Odama dndmde, adeta bam dnyordu. Eh, ne yani, Bayan Pauline banknot tomarlarn suratma atp da, hemen o akam B. Astley'i yelediyse, benim suum deildi ya! Demenin zerinde hl birka banknot srnyordu. Onlar yerden aldm. Tam o srada, kap ald ve (daha nce yzme bile bakmak istemeyen) metrdotel ieri girdi ve beni aada, V... Kontu'nun kt ahane daireye yerlemeye davet etti. Bir sre dndkten sonra: Hesabm verin! diye haykrdm, on dakika sonra Paris'e gidiyorum. Haydi, Paris olsun dedim iimden. Hi kukusuz, yazgmda bu da vard! Bir eyrek saat sonra, gerekten de mz bir aile kompartmannda oturuyorduk: Mile Blanche, dul Bayan Cominges ve ben. Mile Blanche bana bakarak kahkahalarla glyordu. Dul Bayan Cominges de ona katlyordu. Neeli olduumu syleyemem. Yaamm ikiye paralanyordu ama, bir gn n-

ceden beri, bir kt zerine oynamaya almtm. Belki de paraya dayanamadn ve aklmn bamdan gittii bir gerekti. Belki de canma minnetti, benim de istediim buydu, kimbilir. Bana yle geliyordu ki, bir an iin ama, sadece bir an iin, dekor deimiti. Ama, bir ay sonra dnm olacam, o zaman... ve o zaman, B. Astley'Ie benim gene paylaacak kozumuz olacak! Evet, anmsayabildiim kadaryla, bu Blanche sersemiyle kahkahalarla glerken korkun derecede zgndm. Blanche glmeyi kesip beni ciddi ekilde azarlamaya balayarak: yi ama, ne istiyorsun? Ne kadar aptal eysin! diye baryordu. Ah, ne kadar da aptalsn! Evet, evet, iki yz bin frang harcayacaz ama, sen kk bir kral kadar mutlu olacaksn; kravatlarn ben kendi elimle balayacam ve seni Hortense'la tantracam. Btn paramz har vurup harman savurduktan sonra, sen gene buraya gelirsin, yeniden bankolar iflas ettirirsin. Ne dedi Yahudiler sana? nemli olan crettir, o da sende var, daha defalarca Paris'e bana para getireceksin sen. Bana gelince, ben elli bin franklk bir gelir istiyorum ve o zaman... Peki, ya general? diye sordum. General mi? Biliyorsun ki, her gn bu saatte bana iek almaya gider. Bu kez ona mahsustan en nadir ieklerden almasn syledim. Zavallck, dndnde bir de bakacak ki, ku umu! Peimizden koacaktr, bak grrsn. Hah! Hah! Hay! Pek sevineceim. Paris'te ok iime yarayacaktr; B. Astley burada onun cezasn ekecek... Ve ite Paris'e byle gittim... 172 KUMARBAZ ON ALTINCI BLM KUMARBAZ 173 Paris, onun iin ne diyebilirim? Btn bunlar, elbette ki, samalkt, lgnlkt. Orada haftadan fazla kalmadm, bu srenin sonunda, yz bin frangm uup gitmiti. Sadece yz bin frank diyorum; br yz bin frang Mile Blanche'n hesabna aktardm: Elli binini Frankfurt'ta, gn sonra, Paris'te de, zaten onun bir hafta iinde paraya evirdii emre muharrer senet halinde elli bin frank daha verdim. Elimizde kalan yz bin frang da benimle birlikte yi-. yeceksin, outchitel'im! Bana hep bu ad veriyordu. Kendi paralarn ilgilendiren konularda, Mile Blanche trnden insanlardan daha kukulu, daha gvensiz, daha cimri, daha pinti bir ey dnmek zordur. Benim yz bin franga gelince, daha sonra, Paris'te ev ap yerlemek iin bu paraya ihtiyac olduunu bana aka syledi. te imdi artk kesin olarak lks bir ekilde yerletim, uzun zaman kimse beni buradan koparamaz; hi deilse gerekli nlemleri aldm diye ekledi. Zaten, o yz bin frangn rengini bile grmedim: Kesenin az onun elindeydi, her gn denetledii para czdanmda hibir zaman yz franktan fazla olmazd, hemen hemen hep daha azd. En saf haliyle: Paraya ne ihtiyacn var? diyordu bana kimi zaman, ben de tartmyordum. Buna karlk, o parayla ok gzel bir apartmana yerleti ve beni yeni konutuna gtrdnde, oray gezdirirken, bana: En kk olanaklarla bile tutumluluk ve ince zevk bak neler yapabiliyor dedi. Bu nemsiz olanak, net olarak tam elli bin frank ediyordu. Geriye kalan elli bin frankla kendine arabayla atlar ald; sonra iki balo verdik, yani pek ok bakmdan nl, stelik de iyi kzlar olan Hortense'n, Lisette'in ve Cleoptre'n da katldklar iki suare. Bu iki suare boyunca ben o sama evin efendisi roln oynamak, yeni zengin tccarlarn o son derece dar grl, grgsz elerini, dayanlmaz derecede bilgisiz ve kaba kk rtbeli askerleri, son moda giysilerle, gcr gcr eldivenlerle, bizim oralarda, Petersbourg'da kimsenin aklnn ucuna bile gelmeyen, bu da hani, az ey deildir-,, bir

kendini beenmilik ve kaslmayla gelen iler acs kt yazarlar, deersiz gazetecileri kabul etmek ve konumak zorunda kaldm. Hatta bunlarn aklna benimle alay etmek bile geldi ama, ben ampanyayla iyice sarho olarak, gidip yandaki odada bir gzel uyudum. Btn bunlar beni son derece irendiriyordu. Bir outchitel diyordu Mile Blanche, kumarda iki yz bin frank kazand, ben olmasam onlar nasl harcayacan bilemezdi. Daha sonra, yeniden mesleine dnecek; bo bir yerden sz edildiini iiteniniz var m aranzda? Onun iin bir eyler yapmalyz. ampanyaya ok sk bavuruyordum, nk hep zgndm, korkun derecede de canm sklyordu. Dnyann en baya, en paragz ortamnda yayordum, orada her metelik hesaplanp tartlyordu. lk on be gnde Blanche benden nefret etti, bunu pekl fark ettim; beni ok k giydirdii, kravatm her gn kendi elleriyle balad gerekti ama, aslnda beni btn gcyle hor gryordu. Ben buna zerre kadar aldr etmiyordum. zgn ve tasal, sokaa kmaya baladm; ounlukla Chteau de Fleurs'e gidiyordum, orada her akam dzenli biimde sarho oluyor ve son derece ak sak biimde oynadklar kankan dansn reniyordum, daha sonralar bu trde bir ne bile kavutum. En sonunda Blanche kiminle ii olduunu anlad: Btn iliki174 KUMARBAZ miz sresince, ben elimde kalem ktla, ne harcadn, benden ne aldn, daha ne harcayacan, ya da benden daha ne alacan hesaplayarak peinden gideceimi dnmt. Her frang benden boua boua almak zorunda kalacana emindi. Varsayd saldrlarmn her biri iin bir karlk hazrlamt; ben saldrya gemediim iin, nden davranmak istedi. Kimi zaman kplere biniyor, dalamaya balyordu ama, benim sustuumu grnce, ounlukla ezlongun zerine ylyor ve gzlerini tavana dikerek, sonunda kendi de ap kalyordu. Balangta benim sadece bir sersem, bir outchitel olduumu sanyordu ve besbelli: Aman canm, sersemin biri, eer kendiliinden anlamazsa, imdi oturup da kulana kar suyu karmann hi gerei yok diye dnerek, aklamalarn yarda kesmekle yetiniyordu. Kimi ,zaman, sokaa kyor, on dakika sonra dnyordu, bu en lgn harcamalar, olanaklarmzn elvermedii harcamalar yapt zaman oluyordu: Szgelimi, atlarn on alt bin frank deerindeki bir ift atla deitirdiinde yle yapmt. Ee, nono, kzmadn, deil mi? dedi bana yaklaarak: Yoo! Haa-yr! Can-nm skyorsun! dedim elimle onu iterek. Ama, bu ona o- kadar ilgin grnd ki, hemen yanma oturuverdi. Bak canm, onlar o kadar pahalya satn almaya karar verdim, nk bu bir frsatt. Satmaya kalksak, su iinde yirmi bin frank ederler. Sana inanyorum, inanyorum; gerekten ok gzel atlar, ite imdi artk ahane bir arabayla atlarn var. Bu sana ok yararl olacaktr, artk bunun szn etmeyelim. Demek ki, kzmadn, yle mi? Neden kzacakmm ki? Sana zorunlu olanlar edinmekte ok haklsn. Btn bunlar daha sonra sana ok yararl olacak. Gerekten, lks iinde yerlemenin senin iin gerekli olduunu gryorum; yoksa dnyada milyona erieKUMARBAZ 175 mezsin. Bizim yz bin frangmz burada sadece bir balang, umman iinde bir damla su. Bu tr dncelerden baka her eyi, daha dorusu barmalar ve kmalar bekleyen Blanche, aknlktan donup kald. te... te, sen bylesin ite! Ama, anlamak iin akln var senin! Bak, biliyor musun, olum, outchitel olmana karn, sen prens domu olmalsn! Demek ki, paramzn bu kadar abuk uup gitmesine zlmyorsun, yle mi?

Hayr canm, parann can cehenneme, istedii kadar abuk uup gitsin. Ama... Biliyor musun ki... Ama, buraya baksana sen, yoksa zengin misin sen? Ama, biliyor musun, sen paray fazlasyla hor gryorsun. Sonra ne yapacaksn, syler misin, kuzum? Ben mi? Sonra Hombourg'a giderim, orada gene yz bin frank kazanrm. Evet, evet, ok doru, harikulade bir ey bu! Kazanacana ve paray buraya bana getireceine yzde yz eminim. Buraya bak, yle davranacaksn ki, en sonunda seni gerekten seveceim! Pekl, mademki sen bylesin, btn bu sre iinde ben de seni severim, bir kez bile seni aldatmam. u son gnlerde seni sevmiyordum, nk senin sadece bir outchitel olduunu sanyordum (uak gibi bir ey bu, deil mi?) ama, gene de sana sadk kaldm, nk ben iyi yrekli bir kzm. Gecelik klahma anlat sen onu! Ya Albert'le, hani u kk zenci subay, geen sefer grmedin mi sanyorsun? Oo! Oo! Ama, sen... Yalan sylyorsun, yalan sylyorsun ama, bunun beni kzdrdn dnmeye kalkma sakn. Umurumda bile deil; genliin de srasn savmas gerek. imdi, elbette ki tutup176 KUMARBAZ KUMARBAZ 177 onu kovacak deilsin, nk benden nce vard, nk de sen onu seviyorsun, yalnz sakn ona para verme, anladn m? Yani. buna da m kzmadn sen imdi? Ama, biliyor musun, sen gerek bir filozofsun! Gerek bir filozof! diye haykrd cokuyla. Eh, pekl, seni seveceim, seni seveceim... Bak grrsn, memnun olacaksn! Ve gerekten de, o gnden sonra bir bakma bana baland, bana yaknlk bile gsterdi; son on gnmz ite byle geti. Sz verdii yldzlar! grmedim ama, kimi konularda szn tuttu. stelik, beni Hortense'la, kendi trnde son derece ilgin bir kadn olan ve bizim evrede Filozof Therese ad verilen Hortense'la tantrd. Hem zaten, bunun zerinde uzun uzun durmaya gerek yok; btn bunlar bu ykye vermek istemediim zel bir renklilikte ayr bir yknn konusu olabilir. Gerek u ki, btn bunlarn en ksa zamanda sona ermesini btn gcmle istiyordum. Ama, daha yukarda da sylediim gibi, bizim yz bin frank hemen hemen bir ay dayand, buna ben de itenlikle pek atm; Blanche en azndan seksen bin franklk alveri yapmt; biz topu topu yirmi bin frank harcamtk ve... bu da yeterliydi. Sonlarna doru benimle gerekten akszl davranan (ya da daha dorusu, tamamen yalan sylemiyordu) Blanche, her ne olursa olsun, yapmak zorunda kald borlan karlamak zorunda kalmayacam kabul etti. Bana: Sana imzalaman iin ne fatura verdim, ne de bono dedi, nk acdm sana; benim yerimde bir bakas olsa, bunu mutlaka yapard ve seni cezaevine gnderirdi. Gryor musun, gryor musun bak, seni ne kadar sevdim, ne kadar da iyi yrekliyim! Sadece bu Allahn cezas evlenme bana korkun bir paraya patlayacak! Gerekten de bir dn yapld, birlikte geirdiimiz ayn ta sonunda oldu bu i ve yle sanyorum ki, benim yz bin frangn son krntlar da byle uup gitti. yk, yani demek istiyorum ki, ortak yaammz byle sona erdi; ondan sonra ben resmen emekliye ayrldm. ler u ekilde geliti: Paris'e yerlememizden sekiz gn sonra general kageldi. Trenden iner inmez doruca Blanche'a geldi ve daha ilk ziyarette, az kalsn oraya yerleecekti. Doruyu sylemek gerekirse, bir yerlerde kk bir dairesi vard. Blanche onu lklar gibi kahkahalarla, neeyle karlad, hatta boynuna bile sarld; iler o hale geldi ki Blanche, generali alkoydu. General her yere onunla gitmek zorunda kald: Bulvarlara, gezintilere, tiyatrolara, arkadalarn evine. General bu iin hl stesinden gelebilecek durumdayd; gerektii gibi heybetli, uzun boyluydu, boyal byklar ve yan sakallan (zrhl svari alaynda

hizmet yapmt), biraz ypranm olmakla birlikte, gzel bir yz vard. Davranlar, nezaketi kusursuzdu. Her giydiini pek yaktrrd. Paris'te madalyalarn takard. Byle bir erkekle bulvarlarda gezinmek sadece olas deil, ayn zamanda da, deyim yerindeyse, salk da verilebilirdi. Saf ve ahmak generalin ayaklan yere basmyordu artk; Paris'e geldii zaman, evimizin kapsn aldnda bu kadarn hi ummuyordu. Blanche'n lklar kopararak kendisini kap dar edeceini sanarak, adeta korkudan titreyerek gelmiti. Olaylarn ald ekil onu pek sevindirdi ve btn o ay mutlu bir kendinden geme iinde geirdi. Ondan ayrldmda ayn durumdayd. Biz anszn Roulettenbourg'dan ayrldktan sonra, hemen o sabah onun bir kriz geirdiini ancak buraya geldikten sonra rendim. Kendini kaybederek dmt; btn bir hafta, adeta deli gibi olmu, ipe sapa gelmez, sama sapan eyler sylemi. Onu tedavi ediyorlarm ama, birdenbire her eyi orada yzst brakp trene atlad gibi doruca Paris'e kamt. Sylemeye hi gerek yok: Blanche' m onu karlay biimi ona en iyi ila yerine gemiti. Ama, F. 12 l178 KUMARBAZ bu mutlu ruhsal duruma karn hastalnn belirtileri uzun zaman varln srdrd. Bundan byle dnmek, ya da biraz ciddi bir konumay bile izlemek yeteneinden yoksundu; byle hallerde her szckte sadece: Humm! diye eklemek ve ban sallamakla yetiniyordu. Ancak bylelikle iin iinden kabiliyordu. Sk sk glyordu ama, kesik, sinirli, hastalkl bir glle glyordu. Kimi zaman, kaln kalarn atarak, zifiri bir gece gibi kapkaranlk, saatlerce yle oturuyordu. Tamamiyle unuttuu pek ok ey vard. Saygszla varacak kadar dalgnlat ve kendi kendine konuma alkanln edindi. Sadece Blanche, onu yaama dndrebiliyordu; bir keye oturduu zamanki huysuzluu, neesizlii sadece ya Blanche' uzun zamandr grmediindendi, ya da Blanche, onu da gtrmeden sokaa ktndand, yahut da gitmeden nce onu okamay unuttuu iindi. Byle anlarda ne istediini sylemesini bilemezdi, zgn ve tasal olduunu kendi bilmiyordu ki. Bir, iki saat hi kmldamadan oturunca (Blanche hi kukusuz Albert'le bulumaya gittii zamanlarda, bunu birka kez gzledim), birdenbire evresine baknmaya, kprdanmaya, saa sola dnmeye balyordu, bir eyi anmsamaya, birisini bulmak istermie benziyordu; ama, hi kimseyi gremeyince, neyi sormak istediini anmsayamaynca, Blanche kahkahalarla glerek, iki dirhem,bir ekirdek, neeli, canl geri . dnnceye kadar yeniden uyuukluuna gmlyordu. Blanche hemen ona kouyor, onu azarlyor, ona bu ltf pek ender gstermesine karn, boynuna sarlp pyordu bile. Bir keresinde general, onu grnce o kadar mutlu oldu ki, hngr hngr alamaya balad; buna ap kaldm. Blanche, general gelir gelmez, davasn savunmaya balad. Hatta byk byk szler etti, benim yzmden ona ihanet ettiini, hemen hemen onunla nianl olduunu, ona sz verdiini, generalin kendisi uruna ailesini braktm, en sonunda da onun hizmetinde olduumu ve anlay gstermem KUMARBAZ 179 gerektiini anmsatt... Vicdan azab da m ekmiyordum... filan falan... O bir yn ey sylerken, ben azm bile amyordum. En sonunda bir kahkaha kopardm, her ey de orada kald, yani nce beni bir sersem sand, benim mert, iyi huylu bir ocuk olduum fikrinde karar kld. Ksacas, sonuna doru bu saygdeer kzn (nk, gerekten de Blanche iyi bir kzd... kendi trnde elbette ki! Balangta onun deerini tam olarak anlayamamtm) btn tevecchn kazanmtm. Sonuna doru, bana: Sen akll ve iyi yreklisin diyordu, ve... ve... bu kadar aptal olmak ok yazk! Gerek bir Rus, bir Kalmuk!

Kpeine hava aldrmas iin uan gnderecei gibi, beni birka kez generali gezdirmeye gnderdi. Ben de onu tiyatroya, Bal Mabille'c, lokantalara gtryordum. Generalin paras olmasna ve herkesin iinde czdann karmaktan pek holanmasna karn, bu gezintiler iin Blanche, bana para veriyordu. Bir gn, generalin Palais-Royal'de grp beendii ve her ne pahasna olursa olsun, Blancle'a armaan etmek istedii yedi yz franklk bir ineyi almasna engel ol-mak iin adeta zor kullanmam gerekti. Yedi yz franklk bir ine Blanche iin neydi ki? Generalin olup olaca sadece bin frang vard. Bunun ona nereden geldiini bir trl renemedim. yle sanyorum ki, bunu ona B. Astley vermiti, stelik otel hesaplarn da o demiti. Btn bu sre iinde bana gsterdii ilgiye gelince, yle sanyorum ki, general, Blanche'la ilikilerimi anlamad bile. Kumarda bir servet kazandmdan sz edildiini yle belli belirsiz iitmiti ama, Blancle'm yannda kukusuz zel sekreter, hatta belki de uak sfatyla bulunduumu sanyordu. Hi deilse bana emir verircesine, yksekten alarak konumay srdryordu, hatta arada srada beni azarlamakta bile saknca grmyordu. Bir sabah kahvalt yaparken, Blanche'la beni pek elendirdi. Alngan deildi; benim varlm birden180 KUMARBAZ KUMARBAZ 181 bire neden onu incitti acaba? Bunu hl bilmiyorum. Kukusuz kendisi de nedenini bilmiyordu. Szn. ksas, dereden tepeden konuarak, ba sonu olmayan bir syleve giriti, benim haylaz bir sokak ocuu olduumu, bana yaamasn reteceini... bana dnyann ka bucak olduunu... vb., vb., reteceini syledi avaz avaz bararak. Ama, szlerinden hi. kimse bir ey anlamad. Blanche glmekten katlyordu; en sonunda generali iyi kt yattrdk, sokaa karp biraz gezdirdik. Birok defalar zntye kapldn, birini, ya da bir eyi zlediini, Blanche'n varlna karn birisinin eksikliini hissettiini fark ettim. Bir iki kez bana iini dkt ama, ondan hibir zaman kesin bir ey renemedim: Askerlikten, lm einden, maliknesinden, servetinden sz ediyordu bana. Houna giden bir szce rastlad zaman, duygularn ve dncelerini yanstmamasna karn, onu gnde yz kez yineliyordu. Konumay ocuklarna getirmek istiyordum ama, o zaman da, tpk eskiden yapt gibi, az kalabalna getiriyor ve hemen konuyu deitiriyordu. Evet, evet, ocuklar, haklsnz, ocuklar ya! Yalnz, bir kez tiyatroya giderken duyguland: Bahtsz ocuklar, onlar diye balad anszn, evet, Baym, evet, bahtsz ocuklar! O akam artk defalarca: Bahtsz ocuklar! diye yineledi. Pauline'den sz etmek istediim zaman fena halde fkelendi. Nankr bir kz o! diye bard. Kt yrekli ve nankr bir kz! Ailemizi lekeledi! Burada da yasalar olsa, ben onu yola -getirirdim! Evet, evet! De Grieux'ye gelince, onun adnn anldn iitmeye bile dayanamyordu: O, beni mahvetti dedi, beni soydu soana evirdi, varm youmu elimden ald, grtlam kesti! Tam iki yl boyunca benim karabasanm oldu! Aylarca dlerime girdi o adam! O... O adam... Yoo, sakn bana ondan sz etmeyin! Bu ikisinin arasnda bir iliki bulunduunu gryordum ama, her zamanki alkanlmla, susuyordum. Olup bitenleri ilk olarak Blanche'tan rendim: Ayrlmamzdan tam bir hafta nceydi. Talihi varm diye tp duruyordu; .babuka gerekten hasta ve her an lebilir. B. Astley bize bir telgraf gnderdi; sen de kabul edersin ki, her eye karn onun varisi. Olmasa bile, hibir konuda beni rahatsz etmezdi. nce, emekli maa var, sonra da son derece mutlu olaca o arka odada-oturacak. Ben general ei olacam. Yksek sosyeteye rahata

girebileceim (Blanche'n en byk dyd bu), sonra da, bir Rus toprak aas olacam, bir atom, mujiklerim olacak, daha sonra da nasl olsa milyonumu elde ederim! Ya kskanla, huysuzlua balarsa... Tanr bilir neleri... ille de tutturmaya balarsa?.. Anladn m ne dediimi? O mu? Aa, yoo! O olmaz! Buna cesaret edemez! Ben nlemlerimi aldm, sen hi merak etme! Albert adna ona birok nama muharrer senetler imzalattm bile. En ufak bir karardan dnmede... Hemen cezalanacak... Ama, buna cesaret edemez! yleyse, evlen onunla... zel trenlere kalkmadan, aile arasnda sade bir dn yapld. Albert'le birka yakn dost arlmt. Hortense, Cleoptre ve brleri kesinlikle uzaklatrldlar. Damat aday durumunu pek ciddiye alyordu. Blanche, onun kravatn kendi elleriyle balad, salarna pomatlar srd; frak ve beyaz yelekle gerekten, pek rabtal bir hali vard. Sanki bu fikir onu artyormucasna: Dorusu, pek rabtal dedi. Blanche, generalin odasndan knca. Ayrntlara girmediim ve btn bunlara sadece ilgisiz bir seyirci gibi katldm iin, o zaman olup bitenlerin pek 182 KUMARBAZ ounu unuttum bile. Sadece, Blanche'n soyadnn Cominges deil, du Placet olduu, dul Bayan Cominges'in de annesi olmad aklmda kald. Neden o ikisi o gne kadar o ad almlard... hi bilmiyorum. Ama, general bundan pek memnun grnd, hatta du Placet ad de Cominges'den daha ok houna gitti. Dn sabah, giyinip kuanm, hem salonu arnlyor, hem de son derece ciddi bir halle, durmadan: Madernoiselle Blanche du Placet! Blanche du Placet! Du Placet! Mademouazelle dio Placette! diye yineleyip duruyordu ve yznde belirli bir kendini beenmilik parlyordu. Kilisede, belediyede ve evdeki yemek srasnda, sadece mutlu deil, ayn zamanda da gururlu grnd. Blanche da saygn havalar taknmaya balad. Byk bir ciddiyetle, bana: imdi artk tamamiyle baka trl davranmalym dedi. Ama, biliyor musun, daha nce hi aklma bile gelmeyen pek sevimsiz bir ey var: Dn bir kere, yeni soyadm bir trl anmsamay baaramyorum! Zagorianski, Zagorianski, Sayn Bayan General de Sago... Sago... u kahrolasca Rus adlar yok mu! Her neyse, on drt sessiz harfli Sayn Bayan General! Ne kadar ho, deil mi? En sonunda, ayrldk ve hatta Blanche, o Blanche aptal, veda ederken birka damla gzya bile dkt. Burnunu eke eke alayarak: yi bir insandn dedi. Seni aptal sanyordum, senin de yle bir halin vard ama, bu sana yakyor. Elimi son bir kez daha sktktan sonra, birdenbire: Dur, bekle! diye haykrd. Hemen kk salonuna kotu, bir dakika sonra bin franklk iki banknotla dnd. Byle bir ey yapacan dnyada sanmazdm! Al, bu senin iine yarar; bir outchitel olarak belki ok bilgilisin ama, erkek olarak, ok aptalsn. Sana daha fazlasn vermiyorum, nk nasl olsa yitireceksin. Hadi, hoa kal! KUMARBAZ 183 Hep iyi dost olarak kalacaz; eer gene kazanrsan, mutlaka beni grmeye gel, mutlu olursun! Cebimde daha be yz franga yakn para vard; ayrca bin frank kadar eden ok gzel bir saatimle prlanta kol dmelerim var; demek ki hi kayglanmadan, hibir eye kulak asmadan olduka uzun bir sre yaayabilirim. Dncelerimi bir araya getirmek, zellikle de

B. Astley'i beklemek iin bu berbat kk kente yerletim. Buradan mutlaka geeceini ve i iin yirmi drt saat kalacan gvenilir bir kaynaktan rendim. Bylece, her eyi renebileceim... sonra da... sonra da dosdoru Hombourg'a gideceim. Roulettenbour'a dnmeyeceim, hi deilse gelecek yldan nce deil. Ayn masada ans iki kez aramann kt bir hesap olduunu sylyorlar, Hombourg'da da, gerekten kumar oynanyor. ON YEDNC BLM Bu notlara bakmayal tam yirmi ay oldu. Ancak bugn, kayglarmdan ve zntmden kendimi avutabilmek iin onlar yeniden okumak aklma geldi. Hombourg'a gidiimde kalmm. Ulu Tanrm! Karlatrarak sylersek, son satrlar ne kadar da gnl rahatlyla yazmm! Ya da, gnl rahatlyla deilse bile, ne kendini beenmilikle, ne sarslmaz umutla! u kadar olsun kendimden kuku ediyor muydum? imdi on sekiz aydan fazla geti ve kendi grme gre, dilenciden daha beter bir durumdaym! Peki, neden bir dilenci? Dilencilik umurumda bile deil! Ben dpedz kendimi yitirdim, mahvoldum! Zaten bu hemen hemen hibir eyle karlatrlamaz, oturup da kendime ahlak dersi verecek de184 KUMARBAZ deilim! Byle bir durumda ahlak dersinden daha sama, daha mantksz bir ey olamaz! Ah! O kendinden memnun insanlar! Bu aleneler nasl da bbrlenen bir kendini beenmilikle cevherlerini yumurtlamaya hazrdrlar! inde bulunduum durumun berbatlnn ne derece bilincinde olduumu bilseler, bana ders vermek iin sz bulamazlard. Zaten benim bilmediim yeni neyi syleyebilirler ki bana? te asl sz konusu olan bu! Kesin olan bir ey varsa o da... bir tekerlek dnyle her ey deiebilir ve o ayn ahlak hocalar o zaman dosta akalaarak beni kutlamaya ilk koanlar olacaktr, bundan kesinlikle eminim. O zaman imdi yaptklar gibi, beni grnce artk arkalarn dnmezler. Ama, ben btn bu insanlarn kafasna tkryorum! Ben imdi neyim? Bir sfr. Yarn ne olabilirim? lleri diriltip, yeniden yaamaya balayabilirim! Bsbtn kaybolmadan nce, iimdeki insan bulabilirim! Gerekten de Hombourg'a gittim ama... daha'sonra Rou-lettenbourg'a da, Spa'ya da gittim, hatta, burada efendim olan bir alan, meclis yesi Hinze'nin, ua olarak Baden'e de gittim. Evet, tam be ay uaklk ettim! Bu, cezaevinden hemen sonra oldu. nk Roulettenbourg'daki borlarm iin hapse de girdim. Bir yabanc benim yerime borlarm dedi. Kimdi bu? B. Astley mi? Pauline mi? Bilmiyorum ama, borcum dendi: Topu topu iki yz talerdi, sonra beni salverdiler. Nereye gidebilirdim ki? te o zaman Hinze'nin hizmetine girdim. Tembellik etmesini seven gen dncesizin biridir, ben de dilden'okuyup yazmasn biliyorum. Balan-gta otuz florin aylkla sekreter gibi bir eydim; ama sonunda, gerekten onun ua oldum: Bir sekreter tutacak olana yoktu artk bu yzden .maam azaltt; benim de gidecek hibir yerim yoktu, onun iin kaldm ve bylece kendi kendimi uak olarak deitirdim. Onun yannda doyasya ne yiyebiliyor, ne de iebiliyordum ama, buna karlk be ayda KUMARBAZ 185 yetmi florin biriktirdim. Baden'de, bir akam ondan ayrlmak istediimi bildirdim. Ve hemen o akam rulete gittim. Ah! Bilseniz yreim nasl arpyordu! Hayr, paraya nem verdiim yoktu. Ben sadece ertesi gnden tezi yok, Baden' deki btn bu Hinze'lerin, btn bu metrdotellerin, btn bu gzel hanmlarn benden sz etmesini, ykm anlatmasn, beni kutlamasn Ve kumardaki yeni ansm karsnda yerlere kadar eilmesini istiyordum. Bunlar hep ocuka dler ve dncelerdi ama... kimbilir? Belki Pauline'e de rastlardm, ona servenlerimi anlatrdm ve btn bu sama'yazg', oyunlarnn zerinde olduumu grrd... Yoo! Hayr! Benim paraya nem verdiim yoktu! Kesinlikle inanyorum ki, paray ka-zansam gene har vurup harman savurmas iin herhangi bir Blanche'a verirdim ve on alt bin franga satn alnan bir ift atn ektii arabada, yeniden tam hafta Paris'te boy gsterirdim. Cimri olmadm ok iyi biliyorum; hatta eli ak, savurgan

bir insan olduumu bile sanyorum... Bununla birlikte, krupiyenin bildirilerine ne heyecanla, ne yrek daral-malaryla kulak kabarttm bir bilseniz: Otuz bir, krmz, tek ve pas, ya da: Drt, kara, ift ve eksik! Krupiyenin krei altnda kor gibi parldayan ynlar halinde ken st ste ylm altn paralarn, lui altnlarnn, frederiklerin ve talerlerin sald kumar masasna, ya da uzun gm tomarlarnn evreledii sehpaya nasl bir doymazlkla baktm bilseniz. Daha kumar salonuna bile ulamadan, altn ve gm paralarn krdadn iitir iitmez, adeta baygnlklar geiriyorum. Kumar masasna yetmi florinimi gtrdm gece gerekten harikulade oldu. Pas'm zerine koyduum on florinle baladm. Pas iin benim olumlu bir nyargm vardr. Yitirdim. Gm para olarak altm florinim kalmt. Dndm... S-fr'a gz koydum. Sfr zerine bir- kerede be florin koyuyordum; nc oyunda sfr kt. Yz yetmi be florini alrken sevinten leceimi sandm; yz bin florin kazandm186 KUMARBAZ zaman bu kadar mutlu olmamtm. Hemen krmz'nn zerine yz florin koydum... ve kazandm; krmz'nn zerine iki yz florin... Kazandm; kara'mn zerine drt yz florin... kazandm, eksik zerine sekiz yz florin... kazandm. Toplam bin yedi yz florinim vard... Ve btn bunlar be dakikadan daha ksa bir zamanda gereklemiti! Byle anlarda insan btn gemi baarszlklarm unutuyor! nk yaammdan fazlasn tehlikeye atarak bunu elde etmitim, bir tehlikeyi gze almaya cesaret etmitim ve... ite gene insan srasna girmitim! Bir otelde oda tuttum, kapm anahtarla kilitleyip ieri kapandm ve tam saat e kadar param saydm. Uyandmda artk uak deildim. Hemen o gn Hombourg'a gitmeye karar verdim: Orada ne kimsenin hizmetinde almtm, ne de hapishanede yatmtm. Trenin hareketinden yarm saat nce, yeniden gidip kumar oynadm, sadece iki oyun, daha fazla deil ve bin be yz florin yitirdim. Gene de Hombourg'a gittim, iki aydan beri de oradaym. Srekli bir yrek sknts ve korku iinde yayorum; az para srerek oynuyorum ve bekliyorum, hesaplar yapyorum; gnlerce kumar masasnn yannda gzlemler yapyorum, dlerimde bile kumar gryorum... Ama, bu arada kaarlanmm, irkefe bulanmm gibi geliyor bana. B. Astley'le karlamamn bende yapt etkiden bu sonucu kardm. oktandr birbirimizi grmemitik, bir rastlantyla karlatk. Bakn nasl oldu: Bahede yryordum ve hemen hemen be parasz olduumu, sadece elli florinim kaldn hesaplyordum, stelik de kaldm kk otel odasnn hesabn da iki gn nce demitim. Demek ki gidip rulette bir el daha oynayacak olanaa sahiptim; eer kazanrsam, kumar srdrebilirdim; yitirirsem... Beni retmen olarak hemen yanna alacak bir Rus ailesi bulamazsam, yeniden birinin yanna uak olmam gerekecekti... Btn bu dnceleri kafamda evirip eKUMARBAZ 187 virerek komu eyalette, park ve ormanda her gnk gezintimi yapmaya gidiyordum. Kimi zaman byle tam drt saat yryordum ve Hombourg'a yorgun ve a dnyordum. Tam parka girdiim anda, anszn bir srann stnde oturan B. Astley gzme akt. O da beni grmt, bana seslendi. Yanna oturdum. Yzn olduka ciddi grnce, ben de hemen neemi azalttm; onu grdme pek sevinmitim. Demek, buradasnz siz de? Sizinle karlaacam dnmtm dedi. Olup bitenleri bana anlatma zahmetine katlanmayn, biliyorum, hepsini biliyorum. u son yirmi ay iindeki btn yaamnz biliyorum. Ya! Bakn hele! Demek ki eski dostlarnz byle gzetletiyorsunuz! diye karlk verdim ben de. Bu size onun kazandrr, dostlarnz unutmuyorsunuz... Durun bakaym, aklma bir ey getirdiniz: ki yz florinlik bir bor yznden girdiim Roulettenbourg cezaevinden beni karan siz deil miydiniz? Bilinmeyen biri borcumu dedi.

Hayr, hayr, ben deilim ama, bor yznden Rouletten-bourg'da hapse girdiinizi biliyorum. yleyse beni kurtaran da biliyorsunuzdur? Hayr, bildiimi syleyemem. ok garip, dorusu; buradaki Ruslarn hibirini tanmyorum, zaten tansam da bana byle bir iyilikte bulunmazlard; bizim oralarda, Rusya'da, ancak Ortodokslar kardelerini kurtarrlar. Onun iin ben, tuhaflk olsun diye, bunun herhangi acayip bir ngiliz olduunu dnmtm. B. Astley beni az ok bir aknlkla dinliyordu. Hi kukusuz beni zgn ve bitkin bulacan dnmt. Her neyse, sizi btn fikir zgrlnzle ve hatta neenizle yeniden grdme ok sevindim dedi olduka hrn bir halle. Yani demek oluyor ki, beni bitkin ve mahcup olmu188 KUMARBAZ gremediiniz iin iten ie fkeden. kuduruyorsunuz dedim glerek. Szlerimi hemen kavrayamad ama, anlad zaman glmsemeye balad. Eletirileriniz houma gidiyor. Bu szlerde gemi gnlerdeki cokulu, akll ve ayn zamanda da edepsiz eski dostumu buluyorum. Bunca elikiyi ancak Ruslar ayn zamanda kendilerinde toplayabilirler. Kiinin en iyi dostunun nnde mahcup olduunu grmekten holand bir gerektir: Dostluk ou zaman ite bu mahcubiyetin zerine oturur; btn akll kiilerin bildii ok eski bir gerektir bu. Ama, u iinde bulunduumuz durumda, size kesinlikle syleyeyim ki, sizi bitkin grmediime itenlikle memnunum. Buraya baksanza, kumardan vazgemeye hi niyetiniz yok mu? Oo! Kumarn can cehenneme! Hi dnmeden hemen brakrdm eer... Eer imdi paranz yeniden kazansaydnz, deil mi? Ben de aynen byle dnmtm, sonunu getirmeyin... biliyorum... bunu hi dnmeden sylediniz... yleyse gerei sylediniz. Bana bakn, kumardan baka bir eyle ilgilenmiyor musunuz? Hayr... Beni bir snavdan geirdi. Hibir ey bilmiyordum, u son gnlerde ancak gazetelere yle bir gz atmtm, bir tek kitabn kapan bile amamtm. Katlamsnz diye belirtti, sadece yaamdan, kendi kiisel karlarnzdan ve toplumunkilerden, insanlk ve yurttalk grevlerinizden, dostlarnzdan (nk, dostlarnz vard) uzaklamamsnz, sadece kazan dnda her trl amatan uzaklamamasnz, siz ayn zamanda kendi anlarnzdan da uzaklamsnz... Ben sizi yaamnzn tutkulu ve youn bir zamannda anmsyorum ama, kesinlikle eminim ki siz o dnemdeki btn en iyi izlenimlerinizi, duygularnz unutKUMARBAZ 189 musunuzdur; dleriniz, gnlk istekleriniz imdi artk ift ve tek, krmz, kara, ortadaki on iki say, vb., vb., ileri git-miyordur. Buna kesinlikle inanyorum. Yeter, B. Astley, rica ederim, rica ederim, bana gemiten sz etmeyin! diye haykrdm kzgnlkla, adeta fkeyle. unu iyi bilin ki, ben hibir eyi unutmu deilim; ama, bir sre iin btn bunlar, hatta anlarm bile kafamdan kovdum... ta ki durumumu iyice dzeltinceye kadar, te o zaman... o zaman, greceksiniz, lleri dirilteceim! On yl sonra da siz burada olacaksnz dedi. Bahse girerim ki, eer yaarsam, size bunu yine bu srann zerinde anmsatrm. Pekl, pekl, bu kadar yeter diye szn festim sabrszlkla. Pek de o kadar unutkan olmadm size kantlamak iin, izin verin de Bayan Pauline'in imdi nerede olduunu soraym size? Borlarm deyen siz deilseniz, mutlaka odur. Ondan hi haber alamadm.

Hayr, yoo, hayr! Borlarnz deyenin o olduunu hi sanmyorum. imdi svire'de bulunuyor, Bayan Pauline zerine soru sormamakla da beni pek memnun edersiniz dedi buyurgan ve hatta fkeli bir sesle. Demek ki sizi de son derece yaralad,, yle mi? dedim elimde olmadan glmeye balayarak. Bayan Pauline dnyann en saygn kiilerinin en iyisidir ama, size bir kez daha sylyorum, onun hakknda soru sormay kesmekle beni ok memnun edersiniz. Siz, onu hi tanmadnz, onun adn sizin aznzdan iitince, bunu kendi ahlak anlayma bir hakaret olarak kabul ediyorum. Sahi mi? Hata ediyorsunuz; nk bir dnsenize, sizinle baka neden sz edebilirim ki? Btn anlarmz hep onunla ilikili. Hi korkmayn, sizin mahrem yklerinizi renmeye hi de merakl deilim. Ben, eer deyim yerindeyse, sadece Bayan Pauline'in d durumuyla, imdi iinde bulun-190 KUMARBAZ d d koullarla ilgileniyorum. Bu da iki szckle anlat-labilir. Pekl, yle olsun; ama, bu iki szckten sonra kesmek kouluyla. Bayan Pauline uzun zaman hasta yatt, imdi de hasta saylr. Bir sre, ngiltere'nin kuzeyinde, annemle kzkardeimin yannda kald. Alt ay nce, bykannesi (anmsarsnz, hani u tamamiyle akln karan yal kadn), srf Bayan Pauline'in kendisine yedi bin lira brakarak ld. imdi de 'Bayan Pauline evlenen kzkardeimle birlikte yolculuk yapyor. Bykannenin vasiyetnamesi kzkardeiyle erkek kardeinin geleceini de gvence altna alyor, onlar da Londra'da okuyorlar. Generale, vey babasna gelince, bir ay nce beyin kanamasndan Paris'te ld. Mile Blanche ona ok iyi bakt ama, bykannenin generale braktklarnn hepsini zerine e-virtmeyi baard. Sanrm hepsi bu kadar. Peki, ya De Grieu*? O da svire'de yolculuk yapmyor mu? Hayr, De Grieux svire'de yolculuk yapmyor, nerede olduunu da bilmiyorum. stelik de, bir daha byle antrmalar ve yaklatrmalar yapmamanz kesinlikle neririm, yoksa vay halinize, elimden ekeceiniz var demektir. Nasl? Krk yllk dostluumuza karn m? Evet... Bin kez zr dilerim, B. Astley. Ama, bununla birlikte izin verirseniz unu belirteyim: Bunda krc, ya da yersiz hibir ey yok ki. Bayan Pauline'i hibir eyle sulamyorum ki ben. Bundan baka da... Genel olarak ele alrsak, bir Fran-szla bir Rus kk hanm, bu ne sizin, ne de benim ne aydnlatabileceimiz, ne de iyice anlayabileceimiz bir yaknlamadr. De Grieux'nn adn bir baka adla birlikte anmasay-dnz, 'bir kk Franszla bir Rus kk hanm deyimiyle ne anlatmak istediinizi sorardm size. Burada ne gibi bir KUMARBAZ 191 yaklam var? Neden tam da bir Franszla bir Rus kk hanm? Bakn, grdnz m, bu sizi ilgilendiriyor. Ama, bu uzun bir ykdr, B. Astley. Daha nce bilinmesi gereken pek ok ey var. Zaten, bu nemli bir sorundur, o kadar da gln ki daha ilk bakta gze' arpyor. B. Astley, Fransz eksiksiz ve zarif bir biimdir. Bir ngiliz olarak siz belki ayn kanda deilsiniz; bir Rus olarak, ben de ayn kanda deilim, kskanlk nedeniyle olsa bile. Ama, bizim Rus kzlar belki de baka trl dnyorlardr. Siz Racine'i yapmackl, zentili, mis kokulu bulabilirsiniz, belki onu elinize alp okumazsnz bile. Ben de onu yapmackl, zentili, mis kokulu, hatta belirli bir bak asndan gln bile bulurum. Ama, Racine gene de sevimlidir, B. Astley, zellikle de, biz istesek de istemesek de, byk bir airdir. Franszn, yani Parislinin ulusal biimi, biz daha ayyken zarif bir kalba dkld. Fransz Devrimi soylulua varis oldu. Bugn, kk Franszlarn en adisinde bile, giriiminin, ruhunun, ya da yreinin en ufak bir katks olmakszn son derece zarif tavrlar, davranlar,

ifadeler ve hatta dnceler bulunabilir. Btn bunlar miras yoluyla ona gemitir. Kendileri kiisel olarak dnyann en bo, en adi, en aalk yaratklar olabilirler. Balem,1 B. Astley, size bir ey syleyeyim mi, dnya yznde iyi yrekli, akll ve fazla yapmackl olmayan bir Rus kzndan daha gvenen ve daha ak bir yaratk olamaz. Herhangi bir rolde bir maske altnda beliriveren bir De Grieux inanlmaz bir kolaylkla onun gnln fethedebilir; zarif bir ekli vardr, B. Astley, kk hanm da bu ekli kaltm yoluyla ona geen bir giysi gibi deil de, onun ruhu, ruhunun ve yreinin doal ekli sanr. Hi hounuza gitmese de, size unu itiraf etmek zorundaym ki, ngilizler ounlukla, skc biimde dzenli ve zarafetten yoksundurlar. Oysa, Ruslar gzellii igdyle ayrdetmesini bilirler ve buna susamlardr. Ama, ruh gzel-192 KUMARBAZ ligini ve kiiliini zgnlklerini ayrt etmek iin bizim kadnlarmzda, haydi haydi gen kzlarmzda bulunandan ok daha fazla bamszlk ve zgrlk, zellikle de ok daha fazla deneyim gerektir. Bayan Pauline, (zr dilerim, ad azmdan kat), sizi bir De Grieux alana yelemeye karar vermek iin daha ok zaman bekleyecektir. Size ok saygs var, arkadanz olur, size btn yreini aar; ama, bu yrekte gene de o nefret edilen alak hkm .srecektir, o De Grieux adndaki aalk ve adi tefeci egemen olacaktr... Hatta bu inattan, bir bakma da, zsaygdan 'srp gidecektir, nk o ayn De Grieux bir gn ona, zarif bir marki, d krklna uram bir liberal, ailesine ve bu dncesiz generale yardm etmek istedii, iin, szmona mahvolmu biri olarak ortaya kt. Btn dzenler sonradan ortaya kt. Ama, i iten gemiti artk, imdi hibir ey umurunda deil: Ona eski gnlerin De Grieux'sn geri verin, btn istedii ite bu! Bugnn De Grieux'snden nefret ettii oranda, sadece onun hayalinde yaam olmasna karn, eskisini zlyor. Artmevi sahibisiniz, deil mi, B. Astley? Evet, byk Lowel ve rt. artmevinin ortaym. Ya, grdnz m, B. Astley. Bir yanda, bir artmevi sahibi... br yanda Belvedere'in Apollon'u; ikisi birlikte gitmez. Ya ben, ben bir artmevi sahibi bile deilim: Sadece kk bir rulet oyuncusuyum, uaklk bile yaptm, kukusuz Bayan Pauline'in bundan da haberi vardr, nk iyi kurulmu bir polisi var gibi grnyor. Hrn olmusunuz, ite bunun iin btn bu samalklar sylyorsunuz dedi B. Astley souka, bir sre dndkten sonra. stelik szleriniz zgnlkten de yoksun. Bunu kabul ediyorum! Ve ite asl korkun olan da u ki, benim soylu dostum, benim sulamalarm ne kadar yrrlkten dm, yavan ve vodvillere yarar trden olursa KUMARBAZ 193 olsunlar, gene de gerektirler! Bakn grdnz, siz ve ben hibir ey elde edemedik! ok iren ve aptalca bir ey bu... nk... nk... unu iyi bilin ki diye haykran B. Astley'in sesi titriyor, gzleri parlyordu, unu iyi bilin ki, nankr, kt, deersiz ve zavall adam, Hombourg'a onun emriyle, sizi grp, sizinle ak yrekle uzun uzun konumak ve btn... duygularnz, dncelerinizi, umutlarnz ve... anlarnz ona anlatmak iin geldim! Olur ey deil! Olur ey deil! diye haykrdm ve gzlerimden yalar boand Onlar tutamamtm ve yle sanyorum ki mrmde ilk kez byle bir ey bama geliyordu. Evet, zavall adam, sizi seviyordu, mahvolmu bir adam olduunuza gre bunu size aklayabilirim! Dahas da var, sizi hl sevdiini sylesem bile, siz... gene de burada kalrsnz! Evet, kendi kendinizi mahvettiniz. Kimi yetenekleriniz, canl bir yaradlnz vard, hi de kt bir insan deildiniz; hatta, insana onca gereksinimi olan lkenize yararl bile olabilirdiniz ama... siz burada kalacaksnz, sizin yaamnz bitti. Sizi sulamyorum. Dnceme gre, btn Ruslar byledir, ya da byle olma eilimindedirler. Rulet olmazsa ona yakn baka bir ey olur. Ayrklklar (istisnalar) ok ender. almann, emein deerini

bilmeyen ilk siz deilsiniz (sizin milletinizden sz etmiyorum). Rulet zellikle bir Rus kumardr. imdiye kadar drst ve namuslu kaldnz, almaktansa uakl yelediniz... Ama, gelecekte neler olabileceini dndke tir tir titriyorum. Eh, bu kadar yeter, elveda! Paraya ihtiyacnz vardr, elbette deil mi? te aln, size on lui altn. Daha fazlasn vermiyorum, nk nasl olsa yitireceksiniz. Aln unu ve elveda! Alsanza canm! Hayr, B. Astley, btn o sylediklerinizden sonra... A-ln! diye haykrd. Sizin hl soylu bir kii olduuF. 13194 KUMARBAZ nuza kesinlikle inanyorum ve bu paray size bir dostun gerek bk dosta verebilecei gibi veriyorum. Kumardan ve Hom-bourg'dan' vazgeip de lkenize geri dneceinize emin olabilseydim, yepyeni bk meslee balamanz iin size imdi hemen bin ngiliz liras vermeye hazrm. Ama, bin ngiliz liras yerine sadece on altn veriyorum, nk sizin iin bugn artk bin lirayla on altnn pek bir fark yok: Onlar yitireceksiniz. Aln ve hoa kaln. Eer sizi kucaklamama izin verirseniz, kabul ederim. Memnuniyetle! tenlikle kucaklatk ve B. Astley gitti. Hayr, yanlyor! Pauline'le De Grieux konusunda sert ve ahmaka konutuysam, o da Ruslar konusunda sert ve ahmaka konutu. Beni ilgilendiren konuya gelince, ben bir ey demiyorum. Zaten... zaten, u anda sz konusu olan hi de bu deil: Btn bunlar sadece sz, sz ve sz, oysa eylem gerek! nemli olan imdi svire! Yarndan tezi yok... Ah! Hemen yarn gidebilseydim! Yeniden domak, dirilmek! Onlara kantlamak gerek... Benim hl bir erkek olabileceimi Pauline mutlaka bilmeli. Yeter ki... Zaten imdi artk ok ge ama. yarn... Ah! ime douyor, baka trls olamaz! imdi on be lui altnm, on be florinle balamtm! nsan saknmla balarsa... Minicik bir ocuk muyum ben? Mahvolmu bir adam olduumu anlamyor muyum yani ben? Evet! mrmde bir kez, saknml ve sabrl olmam'yeter... Ve hepsi bu kadar ite! Bir kez olsun karakter sahibi olmam yeter, bir saatte btn yazgm deitirebilirim. nemli olan karakterdir. Sadece, yedi ay nce, Roulettenbourg'da kesinlikle mahvolmadan nce, bama neler geldiini bir anmsamam yeter. Oo! Olaanst bir kararllk rnei olmutu bu: Her eyi yitirmitim, her eyi... Gazinodan ktm, bakndm... Yeleimin cebinde hl bir florin dolayordu: Aa! Yemek yiyecek param varm hl! dedim kendi kendime ama, yz adm kadar gitKUMARBA.Z 195 tikten sonra, kararm deitirip geri dndm. O bir tek florini manque'm zerine koydum (bu kez, manque zerine koymutum) ve, gerekten de, insan yabanc bir lkede, yapayalnz, vatanndan, dostlarndan uzakta, o gn ne yiyeceini bile bilmeden, son, son, en son florinini tehlikeye att zaman zel bir duyguya kaplr! Kazandm ve yirmi dakika sonra, cebimde yz yetmi florinle gazinodan ktm. Bu bir olgudur! te kimi zaman son florin bu anlama gelir! Ya ben umutsuzlua kaplsaydm, bir trl karar verme cesaretini gs-teremeseydim?.. Yarn, yarn, her ey bitecek!..KUMARBAZDostoievski Kumarbaz eviren: Nesrin ALTINOVA 2. Basm BEYAZIT DEVLE T KTPHANES Tasnif No. Demirba No. 891.733 327855 Remzi Kitabevi Ankara Caddesi, 93 istanbulMICHEL BUTOR'UN NSZ

2. Basm: Temmuz 1993 ISBN975-14-0399-5 KTB 93.34.Y.0030.0600 Remzi Kitabevi A.. Selvili Mescit S.3 Caalolu

You might also like