You are on page 1of 2

Mektûbât-î

Hulûsî-i Dârendevî
Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi (k.s)
Otuzuncu Mektup

4 Ağustos 2008
Gurbetteki Bir Çâresizden Bir Çâresize
Hasret ateşiyle yanan yürek, sizin derdinizi asla unutmayan bir gönül ve yaşlar döken bir göz sizin
içindir.

Ey garip babacığım! Sen nasıl evimizin içinde yalnızsan, ben de askerî bölüğümün içinde yalnızım.
Ne hâlimi bilen bir dostum ne de sohbet edebileceğim, sırlarımı açacağım bir yakınım var. İçten sami-
mi arzum budur ki, bir an beni hatırlamandan ben mutluluk duyarım. Ben de seni hatırlar sevinçle do-
larım. Bu geçici fani imtihan dünyasında sizin gönül huzurunuzu hissettikçe benim de burada gönlüm
cilâlanır. Tatil günlerinde çarşı iznine çıktığım zaman siyah sakallarını günlük sıkıntıların beyazlaştır-
dığı ihtiyarları gördükçe kalbim sızlar, gözlerim yaşla dolar. Yüzlerine bakmadan göz yumup geçerim.
Korkarım ki, kararı olmayan gönül, kendi düşüncelerimle hareket etme kabiliyetimi elimden alıp bir
ayrılık hastası olan garibin üzüntülü halini aşkın seliyle veya çeşitli sebeplerle vefasız dostlarıma bir
haber ulaştıra…

Ezelî sohbetleri gönülde karar tutmuş olan yârâna selamlar.

Saygıyla eylerem hitâb


Arzum bu ey âlî cenâb
Yakdı cânı kıldı kebâb
Başdan ayağa derd ü gam

Yetmiş yaşında bir peder


Başında onbir baş nefer
Kim olsa olmaz derbeder
Başdan ayağa derd ü gam
...
***

Ol gonca-leb dilber-i dil-sitânlar ne oldu kim bilir


Ol demde nevreste gül fidânlar ne oldu kim bilir

Bir pîre benzetdi kaddimi âlâm-ı iftirâkları


Ol sebz-bahar gül-sitânlar ne oldu kim bilir
...

Bir kez dahi Hulûsî’nin görmeğe ümîdi yok


Bilmemki o âşiyandaki pîr ü civânlar ne oldu kim bilir

Günümüz Türkçesine Aktaran:


Yrd. Doç. Dr. Cemil GÜLSEREN

You might also like