You are on page 1of 29

bn Haldun ve Weberde bilgi ve bilim sorunu

Nurullah ARDI

u yazda, Cemil Meriin dounun en orijinal mtefekkiri olarak niteledii bn Haldun (732-808/1332-1406) ile modern sosyolojinin (ve sosyal bilimlerin) nde gelen teorisyenlerinden Max Weberin (18641920) bilgi ve bilim anlaylar mukyese edilecektir. Aralarnda birtakm benzerlikler bulunmasna ramen, yaadklar sosyal ve fizik evre, kullandklar kavramlar ve terminolojiler, grlerini aklamak zere bavurduklar rnekler ve atfta bulunduklar kaynaklar, bilimsel faaliyetle itigal etmedeki amalar ile nihyet lem tasavvurlar asndan bu iki dnr arasnda nemli farkllklar bulunduu grlmektedir. bn Haldun btn bilgilerin kayna Allahtr1 biiminde ifade ettii ve hiyerari bakmndan tevhid anlayn temel alan bir bilgi tasarmna sahipken Weber, hi kimse bilimin din-d olduundan zerre kadar kuku duymaz2 diyerek bilgi tasavvurunda metafizik (ilh) olana ait herhangi bir alana yer olmadn ortaya koymutur. ki dnr arasndaki bu yaklam farkll, ait olduklar medeniyetlerin tarih sre iinde belirip sistemlemi olan epistemolojik bak alarnn (paradigma) farkllndan kaynaklanmaktadr. Bu itibarla, bu yazda bn Haldun ve Weberin bilgi ve bilim konusundaki yaklamlar srasyla slm ve Batl epistemolojik paradigmalar erevesinde karlatrlarak, aralarndaki benzer ve farkl ynler ortaya konulmaya allacaktr. Bu erevede ncelikle, her iki dnrn bilgi ve (b)ilim anlaylar ele alnacaktr.
1 bn Haldun, Mukaddimetu bn Haldun, nr. D. el-Cuveyd, el-Mektebetl-asriyye, Sayda-Beyrut 1415/1995, s. 38. 2 Max Weber, Science as a Vocation, Max Webers Science as a Vocation, ed. P. Lassman-I. Valodi-H. Martins, Unwin Hyman, London [1919] 1989, s. 17.

139
DVN lm Aratrmalar sy. 15 (2003/2), s. 139-167

Nurullah ARDI

I. Weberde Bilgi ve Bilim Sorunu Weber, bilgi ve bilim anlayn sistematik bir tarzda ortaya koymam, bu konudaki grlerini eitli eserlerinde dank olarak serdetmitir. Bunlarn banda 1919 ylnda verdii Bir Meslek Olarak Bilim balkl konferans gelmektedir. Bu konumada Weber, bilgi-toplum ilikisi, bilginin ilevleri ve uygulama alanlar, bilimsel bilginin ve sosyolojinin mhiyeti vs. gibi konulara deinmektedir. kinci olarak, nl eseri Protestan Ahlk ve Kapitalizmin Ruhunda,3 zellikle 1920 ylnda Din Sosyolojisi dizisi iin kaleme ald giri blmnde Weber, Bat bilimiyle Dou (Oriental) medeniyetlerinde mevcut olan bilim ve bilme tarzlarnn mukyesesini yapmaktadr. Weberin bilgi anlaynn kkleri Rnesansla beraber yeniden ekillenen entelektel ve felsef iklime kadar uzanmaktadr. Yaam olduu 19. yzyln dnsel ortamnda nceleri dealizm, daha sonra ise Marksizmin hkim olduu Alman felsefesi ve siyaset teorisi, faydaclk ve klasik siyas iktisadn hkm srd Britanyadaki mukbillerinden olduka farklyd.4 Bu evrede yetien Weberin epistemolojik yaklamnn temelleri Kant ve Yeni-Kantclara dayanmaktadr ve o, bu (felsef) anlamda bir idealist saylabilir. Ancak Hegel ve Marxn aksine btnc toplumbilim anlayna kar kt iin Weber, anti-idealist kabul edilmelidir.5 Bu balamda Weber, Spencer ve Durkheimn (ve bn Haldunun) aksine genel bir toplum teorisi ortaya koymam, modern iktisad gelimenin tarihi, dnya dinleri, hukuk, mzik, otorite ve liderlik, brokrasi ve sosyal rgtlenme biimleri gibi daha dar kapsaml ve nispeten zel konularla ilgilenmitir. Comteun pozitivizmi Almanyada hibir zaman yeerecek bir toprak bulamamken6 Weber Geistwissenschaften akmn (hermentik gelenei) takip etmi ve nedensel kanunlarla aklanabilen tabi hdiselerin aksine, insan fiillerinin izahnda anlamann (verstehen) merkez bir yer igal ettiini savunmutur. Ancak insan eyleminin anlaml tabiatnn tannmas, Weberin yaklamnda nedensel aklamalarn yerinin olmad mana-

140
DVN 2003/2

3 Max Weber, The Protestant Ethic and the Spirit of Capitalism, Routledge, London [1930] 1996. 4 A. Giddens, Introduction, Max Weber, The Protestant Ethic and the Spirit of Capitalism, Routledge, London 1996, s. viii. 5 erif Mardin, Max Weber zerine, Siyasal ve Sosyal Bilimler (Makaleler 2), letiim Yaynlar, stanbul 1994, s. 123. 6 Giddens, Introduction, s. viii.

bn Haldun ve Weberde Bilgi ve Bilim Sorunu

sna da gelmemektedir.7 Weberin epistemolojik yaklamn ekillendiren bu metodoloji anlay kendisini daha yakndan incelemeyi gerektirmektedir. A. Weberin Metodolojik Yaklam Gr ve teorik yaklamlar ile rettii kavramlar hem sosyolojinin ve hem de daha genel planda sosyal bilimlerin temel unsurlar arasnda yer alan Weberin toplumbilime en nemli katklar; kapitalizm, siyaset, rgt ve din sosyolojisi alannda olmutur. Bir sosyal bilimci olarak Weberin ayrc vasf bir yandan insan deerler, dier taraftan da iktidar (power) mefhumu zerinde nemle duran bir bak asna sahip olmasdr. Alman liberalizminin de genel zellii olan bu dalite, yaad ortamn, Weberin zihniyetine yapt etkiyle de yakndan ilgilidir.8 Almanyada yeni bir (sosyolojik) dil oluturmaya alan Weberin balca ilgi alanlar ok-sebeplilik (multicausality) ve toplumun eitli boyutlarnn birbirine bamll (interdependence) idi. Toplumu, siyaset, ekonomi, hukuk, din vs. gibi birbiriyle ilintili sistemlerin veya -kendi ifadesiyle- dzenlerin (order) bir yekunu olarak grmesi hasebiyle, incelemelerinde snf kavramn temel analiz birimi kabul eden Marxn aksine, bunlarn hibirine belirleyici bir g atfetmemitir. Bu parac yaklamn bir sonucu olarak Weber, sosyolojik analizin temel birimi olarak gruplar alm, snf kategorisini, topluluk iinde belirebilecek birtakm grup ekillerinden biri olarak kabul etmitir. Daha yakndan incelendiinde, Weberin metodolojisinin balca iki boyuttan olutuu grlr: Bunlardan birincisi, ideal tipleri ihtiva eden mukyese metodudur ki bu, kapsaml bir bak as salamak sretiyle, toplumsal olaylara yaklamda ona zel bir konum kazandrmtr. Toplumsal inceleme metodu konusunda nceleri Almanyada hkim olan tarihsel yntemi takip eden Weber (ki kendisi bu akmn en nemli temsilcisi olan Schmllerin mridiydi), daha sonra Mengerin iktisat teorisine dayanan yntemini izlemeye balamtr. Ancak Mengerin aksine Webere gre toplumsal olaylarda kanunlar deil, dzenlilikler szkonusudur. Bu dzenlilikleri ortaya karan ey de bireylerin deerleri ile bunlarn dourduu toplumsal ama trleridir. Topluluk ekilleri de bunlardan kaynaklanmaktadr ki
7 W.G. Runciman, A Critique of Max Webers Philosophy of Social Science, Cambridge University Press, Cambridge, Eng. 1972, s. 19. 8 Bkz. R. Bendix, Max Weber: An Intellectual Portrait, Doubleday, Garden City 1960, s. 32.

141
DVN 2003/2

Nurullah ARDI

yksek bir soyutlamay ihtiva eden ideal tipler bu gruplar incelemek iin olduka faydal birer ara olarak kullanlabilir.9 Weberin ideal tipleri somut gerekliin belli unsurlarnn mantk kesinlie ve btnle sahip kavramlar halinde ifade edilmesi fikrine dayanmaktadr. Dier bir ifadeyle ideal tip kavram, zellikle sosyal bilimler iin geerli olan, tikel fenomenlerle soyut kavramlar arasndaki balanty kurmaktaki zorluu ama abasn yanstmaktadr. Dolaysyla Weber yeni bir kavramsal ara nermemi, daha ziyade, sosyal bilimcilerin kullanageldii kapitalizm, brokrasi, karizmatik liderlik gibi kavramlarn zihn soyutlama srecinde daha ak olarak tanmlanmasn salamaya almtr. Ayrca, Weberin ideal tipleri evrensel karakterdedir; yani her ne kadar Bat toplumlar balamnda ortaya km olsalar da farkl toplumsal koullara da uygulanabilir nitelikte olup bu zellikleriyle Weberin mukyese metodunun en nemli unsurunu oluturmaktadrlar.10 Weber bu metodolojik aralar kullanarak farkl medeniyetlerdeki din, hukuk, eitim vs. gibi kurumlar karlatrmtr. Dier taraftan bu ideal tipler, ne Efltunun ayn ekilde evrensel karaktere sahip olan idealar, ne de Aristotelesin cevherleri ile zdetir. Bu sebeple felsef olarak Weberin nominalist ve enstrmentalist olduunu sylemek mmkndr.11 kinci olarak, verstehen (anlama) kavram Weberin metodolojik yaklamnda merkez bir konuma sahiptir. Niyet (intention) mefhumuna yapt vurguyla Weber, sosyolojik analizi hem znel anlama, hem de nedensel bir tarzda aklamaya dayandrmtr. Modern sosyolojiye hkim olan ve srasyla nesnelcilik (objectivism) ve znelcilik (subjectivism) akmlar tarafndan tartlan yap-eylem (structureagency) meselesinde znelcilie yakn bir tavr benimsemi olan Webere gre sosyoloji, bir toplumsal aktr olarak bireyin (madd ve sosyal) anlamlar anlama ve yorumlama yoluyla aklanmas gereken toplumsal eylemin (action) bilimidir.12 Bu anlama ve yorumlama faaliyeti9 S. Gordon, The History and Philosophy of Social Science, Routledge, New York-London 1993, s. 466, 470; Mardin, Max Weber zerine, s. 123124. 10 Ancak bu durum Bat-d toplumlardaki sosyal gerekliin anlalmas noktasnda eitli teorik amazlara yol aabilmektedir. rnein Weberin kad hukuku adn verdii ve bu ideal tip erevesinde inceledii Osmanl hukuk sistemine ynelik grleri byk de yanllklar iermektedir; bkz. M. Weber, Theory of Social and Economic Organization, Free Press, New York [1920-1922] 1947. 11 Gordon, The History and Philosophy of Social Science, s. 474. 12 Weber, Theory of Social and Economic Organization, s. 85.

142
DVN 2003/2

bn Haldun ve Weberde Bilgi ve Bilim Sorunu

nin toplumsal olaylarn bireysel bilin seviyesine indirilerek ele alnmas sretiyle f edilmesini savunan Weberin bu yaklam metodolojik bireycilik olarak adlandrlmaktadr. Onun sonradan izlemeye balad klasik iktisat teorisi ve faydac felsefe ile zdelemi olan bu metodolojik yaklam, bilimsel yntemin fenomenleri paralarna (components) ayrarak bireysel dzeyde incelemesini ngrmektedir. Sosyal bilimlerde nedensel aklamann ancak bireysel bilin dzeyindeki faktrlere dayandrlmasn ngren bu yntem-bilimsel anlay Weberin en temel metodolojik tezi olarak kabul edilmektedir.13 Weberin metodolojisi Avrupada ve bata Talcott Parsons olmak zere ABDdeki sosyoloji evresinde etkili olmusa da zellikle iktisat teorisinde pek fazla etkiye sahip olduunu sylemek mmkn deildir. Bunun dnda, siyaset biliminde, ideal tiplerin kullanlmasn ihtiva eden rasyonel seme (rational choice) teorisinde Weberin etkisi grlmektedir.14 B. Bilimsel Bilginin Mhiyeti ve ltleri Weberin epistemolojik yaklam onun -yukarda deindiimizparac metodolojik bak as dorultusunda ekillenmitir. Ona gre d dnyann alglanmas fenomenlerin iinden bir seme yapmakla gerekleir ve bu seme bir rnt (pattern) oluturur. Weber toplum hakknda elde edilen bilginin de ayn seme ilemi neticesinde hsl olacan savunmaktadr. Dolaysyla 19. yzyln birtakm kaba materyalist grlerini kabul etmeyen Weberi epistemolojik adan da idealist kabul etmek mmkndr. Zira eyann beyin zerinde bir damga bastnn Weber tarafndan iddetle reddedilmi olaca dorudur.15 Bilginin retim ilikileri sonucu hkim olan ideoloji erevesinde retildiini ve son tahlilde kaynann madd evre olduunu savunan Marxn aksine Weber madd lem ile deerlerin hkm srd insanlk lemini birbirinden ayrm, toplumsal artlarn bilginin vcuda gelmesindeki nemini gzard etmeyerek insann aktif roln ve toplumda cr olan fikirlerin ve insan deerlerin fonksiyonunu vurgulamtr. Weberin bu yaklamnn bir rnei onun Protestan Ahlk tezidir. Webere gre din, yalnzca bilgi retimine deil, toplumsal hayatn
13 Gordon, The History and Philosophy of Social Science, s. 473. 14 Weberin sosyolojik ynteminin ayrntlar iin bkz. Weber, Theory of Social and Economic Organization, s. 9 vd.; ayrca bkz. E.A. Shills-H.A. Finch (ed.), Max Weber on the Methodology of Social Sciences, Free Press, New York 1949. 15 Mardin, Max Weber zerine, s. 123.
DVN 2003/2

143

Nurullah ARDI

her vehesine kaynaklk eden deerleri ihtiva eden en nemli kurumlardan biridir. Bu erevede Protestanlk, tad deerler/ahlk vastasyla bir iktisad ve toplumsal sistem olarak kapitalizmin zuhrunda en nemli faktr olmutur. Bunun yansra Weber, psikolojinin de bilginin retimi ve kullanlmas da dhil olmak zere- insan fiillerini ve toplumsal olaylar anlamada nemli bir yeri olduuna deinmitir.16 Dier taraftan, bir 19. yzyl dnr olan Weber, Aydnlanma projesi ve onun ykselen deerleri olan rasyonalizm, ilerleme ve evrenselcilik (universalism) gibi mefhumlara derin bir inanla balyd. Bu sebeple din retilere dayanan bilginin modern, sekler bilim tarafndan yerinden edilmesini sevinle karlamtr. Ne var ki, Batl dnrlerce Bat biliminin temel zelliklerinden biri olarak savunulan evrensellik (universality) kavramn kendisi hemen hi kullanmad gibi, aada da ifade edilecei zere, Bat biliminin biriciklii zerinde srar etmi ve mtemdiyen Bat ve dier medeniyetler arasndaki farkllklar vurgulamaya almtr. Kanaatimizce bunun sebebi, onun evrensel bir bilim mefhumunun varln iddia etmeden nce bunun iin gerekli olan altyapy hazrlamak durumunda oluudur. Bir baka deyile, Weberin Batda retilen bilgi trlerini dier medeniyetlerde retilenlerden ayrtrmaya almas, bir evrensel bilim fikrini yerletirmeden nce gerekli olan bir adm olarak grlebilir. Neo-Marksist kavramlarla ifade edecek olursak, evrenin (periphery) var olabilmesi iin nce bir merkez gereklidir. Dolaysyla Bat biliminin evrenselleerek dier medeniyetleri de hkimiyetine alabilmesi iin kendi merkez konumunu salamlatrmas gerekmektedir ki bu durum daha sonra Heidegger gibi Batl filozof ve dnrlerce baarlacaktr.17 Weberin de iinde bulunduu kuak tarafndan 19. yzylda felsefeden bamszlaarak kurulan sosyal bilimlerin temel iddias olan evren16 Weberin Protestan Ahlk tezinin eitli yorumlar iin bkz. G. Marshall, In Search of the Spirit of Capitalism: An Essay on Max Webers Protestant Ethic Thesis, Columbia University Press, New York 1982; G. Poggi, Calvinism and the Capitalist Spirit: Max Webers Protestant Ethic, University of Massachusetts Press, Amherst 1983; R. OToole, Religion: Classic Sociological Approaches, McGraw-Hill-Ryersen, Toronto 1984. 17 Heideggerin bu balamdaki u szleri yn- dikkattir: Ska duyulan Bat Avrupa felsefesi tabiri gerekte bir totolojidir. Zira felsefe, tabiat icab sadece Yunana aittir. () Felsefenin aslnda Grek olduu ifadesi Bat ve Avrupann ve sadece bunlarn, en derin tarihsel srelerinde felsef olduklar anlamna gelir. Bilimlerin ykselip hkim olmas da buna hitlik eder. () Sonu olarak bilimler bugn btn yeryzndeki insanlk tarihine zel bir biim verme durumundadrlar; Martin Heidegger, What is Philosophy?, Vision, London 1958, s. 31-33.

144
DVN 2003/2

bn Haldun ve Weberde Bilgi ve Bilim Sorunu

sellik ilkesi, bu bilimlerin, bir yandan bilimsellik ad altnda toplum hakknda tek geerli bilgiyi retme hakkna sahip olduu eklindeki anlay merlatrmakta, dier taraftan da o dnemdeki siyas ve iktisad yaylmacl ngren doktrin ve politikalarla tam bir uyum gstermektedir. Bunun yansra szkonusu ilkeye gre Bat medeniyeti, dierleri iinde bu evrensel karakteri hiz olan tek medeniyettir ve bu ynyle de kendine zgdr. Buna ramen, Aydnlanma dncesine bal olan Weberin eserleri incelendiinde, onun bir bilgi trnn bilim adn haketmesi iin temel art ne srd grlmektedir: Rasyonellik, ilerleme ve uzmanlama. Rasyonellik (rationality) kavram, yeryznde retilmi olan bilginin nitelii hususunda meknsal (spatial) farkllklara, ilerleme (progress) kavram ise bilginin retimi konusunda tarih srece, yani zaman boyutuna atfta bulunurken, uzmanlama (specialization) kavram da Bat medeniyeti ierisinde retilmi bilgi trleri arasndaki farklla iaret etmektedir. Webere gre btn bunlar, tarih boyunca yalnzca Batda varolagelmilerdir. 1. Rasyonellik: Bat Biliminin zgnl Weber, rasyonellik tabirini, modern bilimi ortaa ve antik devirlerdeki bilimsel faaliyetlerden, fakat daha ok Bat bilimini dier medeniyet havzalarnda retilen bilgi trlerinden ayrmak iin kullanmakta ve rasyonellii Batya has bir zellik olarak grmektedir.18 Bilim veya bilginin sistematik retimi, Webere gre yukarda belirtilen dier baz unsurlar gibi, Batnn kendine zg hususiyetlerinden biridir. Weber, tarihte in, Babil, Hindistan ve Msr gibi Bat-d medeniyet havzalarnda da bilgi ve gzlemin var olduunu kabul etmekte fakat bunlarn Bat bilimini tarih boyunca esiz klan ve rasyonellik ad altnda toplanabilecek birtakm temel zelliklerden mahrum olduklarn ne srmektedir. ncelikle, kavramlatrma olgusu ilk defa Batda ortaya kmtr, zira bilimsel bilginin en nemli aralarndan biri olan kavram (the concept), ona gre Sokrates tarafndan kefedilmitir. Her ne ka18 Weber, rasyonellik kavramn eserlerinde en az anlamda kullanmaktadr. lk olarak rasyonellik, bireyin kapitalizmle beraber kavutuu formel zgrl ifade eder. kinci olarak Weber hukuk, din, mzik vs. gibi alanlarda rasyonelleme tabirini kullanr ki burada her alann zelliklerine gre kavram birtakm zel anlamlar kazanr. Son olarak, bilimler balamnda Weber rasyonellii aklk (clarity) ile ayn anlamda kullanr. Bu da szkonusu bilim erevesinde kavramsal ayrtrmalar yoluyla salanabilir ki burada kavram daha ok bu anlamyla kullanlmaktadr; bkz. Bendix, Max Weber: An Intellectual Portrait, s. 284, dipnot 5.

145
DVN 2003/2

Nurullah ARDI

dar Hindistanda Aristo mantna benzer bir mantn ilk nveleri bulunsa da mantk aratrmann ehemmiyeti Yunanistanda kefedilmitir ve baka hibir yerde onun nemine dair bir bilin yoktu.19 Keza astronomi de ilk olarak Babilde ortaya km olmasna ramen matematiksel bir temele sahip deildi. Geometri ve tp da dahil olmak zere tabi bilimler Hindistanda mevcuttu, ancak bunlar rasyonel ispat, deneysel metot ve biyolojik altyap gibi mefhumlara sahip deildi. Rasyonel bir kimya [da] Bat dnda hibir kltrde mevcut deildi.20 Ayn durum toplumsal bilimler iin de geerlidir. inde ortaya kan tarihsel almalar Thucydidesin metodunu, Hindistandaki siyaset dncesi de rasyonel metodu ihtiva etmiyordu; bu alanda rasyonel kavramlar ilk olarak Aristoteles tarafndan kullanlmaya balamt. Benzer ekilde Hint ve Yakn Dou geleneklerinde mevcut olmayan rasyonel hukuk ilk defa Roma hukukunda ortaya kmtr. rnein, Weberin kad hukuku (kadi justice) olarak adlandrd Osmanl hukuk sistemi irrasyonel, nceden tahmin edilemez (unpredictable) ve keyf (arbitrary) bir yapya sahiptir. Ayn ekilde, slm ve Hinduizmin ilahiyatlar sistematik olmaktan uzaktr, sistematik olan yalnzca Hristiyan teolojisidir. Bunun yansra, Webere gre Helenik akl tarafndan ortaya konmu olan Bat ilahiyat tarih boyunca bilimsellik asndan en byk nemi hizdi.21 Webere gre, Batnn dnyann dier blgelerinden farkllat taraf sadece bilim ve bilgi formlar deildir, ayn zamanda Batnn dier medeniyetlerden farkl olarak kendine has kurumlar da varolagelmitir. Bu erevede, kurumsal yaplanmadaki farkllklarn bir rnei eitimdir. slm ve in medeniyetlerinin eitime ilikin ynleri Bat biliminin temel zelliklerini -rasyonellik, ilerleme ve uzmanlama- ihtiva etmemektedir: Uzman bilim adamlaryla, rasyonel, sistematik ve uzmanlam bir bilimsel faaliyet sadece Batda ortaya kmtr.22 Ayrca szkonusu medeniyetler, Batnn btn varl, varoluunun siyas, teknik ve iktisad artlarnn bal bulunduu eitimli grevliler grubundan da mahrumdurlar. Buna ilaveten, rasyonel ve yazl bir ana-

146
DVN 2003/2

19 Weber, Science as a Vocation, s. 15. 20 Weber, The Protestant Ethic and the Spirit of Capitalism, Routledge, London [1930] 1996, s. 14. 21 Weber, Science as a Vocation, s. 28; Weberin din sosyolojisi iin bkz. Weber, Wirtschaft und Gesellschaft, 2. bsk., J.C.B. Mohr., Tbingen 19201921, c. I, s. 227-356. 22 Weber, The Protestant Ethic, s. 15-16.

bn Haldun ve Weberde Bilgi ve Bilim Sorunu

yasa ile rasyonel kurallar ve kanunlar ile eitimli grevliler temelinde ykselen bir devlet aygt da yalnzca Batda bilinmekteydi.23 Bunun yansra Weber, Batda gelien sanatn bile dier kltrel blgelerdekinden ok farkl bir tabiata sahip olduunu ileri srmektedir. rnein, kendine has tam ve yarm sesleriyle, orkestras, notalama sistemi, modern eserleri, sonatlar, operalar, senfonileri ve piyano, org, viyolin vs. gibi enstrmanlaryla rasyonel, ahenkli (harmonious) mzik Batya zgdr: Btn bunlar sadece Batda bilinmektedir.24 Ayn ekilde, ilk olarak inde icat edilmi olan matbaa, Batdakinin (Occident) aksine, basn ve sreli yaynlar iin deildi, tpk Douda (Orient) bir yazl literatrn domam olmas gibi. Benzer biimde Bat, mimaride de dier medeniyet havzalarndan, rasyonel Gotik stilini kullanmasyla ayrlmaktadr. Bu sitili kullanmak sretiyle Bat, kubbe problemine bir zm bulmu ve btn sanatn klasik rasyonalizasyonuna yol amtr25 ki bu durum baka hibir medeniyette mevcut deildir.26 Ancak Weber, dnyann efsununu kaybetmesine yol aan rasyonellemenin zellikle siyaset ve brokrasi zerindeki etkileri konusunda bir hayli karamsardr.27 Brokratikleme neticesinde rgtsel hayatn gittike mekanikleeceini ve rasyonelliin demir kafesinde bireyin zgrlnn kstlanacana inanan Weberin bu grlerinde Nietzschenin etkilerini grmek mmkndr. Dier taraftan Weberin rasyonellemeye yapt bu vurgu, daha sonraki teorisyenler, hatta Frankfurt Okulunun Eletirel Teorisi gibi Marksist eilimli yaklamlar zerinde de etkili olmutur.28 2. lerleme: Bilimsel Bilginin Tabiat Weber, ilerleme (progress) kavramn Batnn dier retimleri arasnda bilginin hususiyetini belirtmek zere kullanmakta ve bu ba23 Weber, The Protestant Ethic, s. 16. 24 Weber, The Protestant Ethic, s. 15. 25 Weber, The Protestant Ethic, s. 15. 26 Bat medeniyetinin zgnl fikri Webere has bir yaklam tarz deildir. zellikle 19. yzyln sonlar ile 20. yzyln ilk yirmi ylnda sosyal bilimciler arasnda bu eilimin olduka gl olduu grlmektedir. lkellikle mall bir teki fikrine dayanan ve bu dnemin aydnlarn toplumlarn kkenlerini aratrmaya (daha dorusu bu konuda speklatif yarglarda bulunmaya) ynelten bu temyl zellikle E. Durkheim ve H. Spencer gibi sosyologlar arasnda son derece yaygnd; bkz. R.W. Connell, Why is Classical Theory Classical? American Journal of Sociology, sy. CII/6 (1997), s. 1516-1517. 27 Weber, Theory of Social and Economic Organization. 28 Bkz. T. Adorno-M. Horkheimer, Dialectic of Enlightenment, Continuum, New York 1972.

147
DVN 2003/2

Nurullah ARDI

lamda meselenin zaman boyutunu gndeme getirmektedir. Bilim, rasyonellik ynnden Batya zg olmasnn yansra bu zellii dolaysyla Bat medeniyetinin dier kltrel retimlerinden farkllar ki bu fark Weberin bak asndan bilginin mhiyetine iaret etmektedir. Burada Weber, bilimin manasn belirgin bir biimde ortaya koyabilmek iin onu sanatla mukyese eder. Ona gre bilimsel ve sanatsal eserlerde tutku ve ilham gibi n-artlar ile rasyonellik ortak olsa da bu ortak noktalar psikolojik srelerin tesine geemezler. Bilimi sanat eyleminden aka farkl klan ey Webere gre ilerleme mefhumudur. Yapmnda yeni bir tekniin uyguland bir sanat eserinin daha nceki dnemlere ait baka bir sanat eserinden daha byk olduu iddia edilemez. Dier bir deyile, sanatsal yapp-etmelerin bir rn dier bir sanat eserini eskitemezken, bir bilimsel almann er veya ge modasnn gemesi onun kaderidir: Biz hepimiz biliriz ki bilim adamnn zerinde alt ey on, yirmi veya elli yl iinde ad olacaktr. Bu, bilimin kaderidir, haddiztnda bilimsel almann asl anlam da budur.29 Weber devamla eskimenin sadece bilimin kaderi deil, ayn zamanda bilimle itigal edenlerin ortak hedefi olduunu belirtmektedir: Bizim, birilerinin ileride bizi geeceini mit etmeden almamz mmkn deildir.30 Weber daha da ileri giderek bilimde ilerlemenin ilke olarak snrsz olduunu ne srmektedir. Ancak bu tr bir yaklam bilimin anlam meselesini gndeme getirmektedir: Snrszl bir n kabul olarak alnan bir faaliyete girimek anlaml veya rasyonel midir? Ya da daha ak ifade etmek gerekirse, bir kimse sonunun hi gelmeyeceini bildii halde niin bilgi daarcn geniletmeye alsn?31 Weberin bu soruya verdii cevap onun bilgi retiminin hedefine ilikin grn ortaya koymaktadr. Bilimsel bilginin ilk nemli aleti olan kavram kefeden Sokrates ve takipileri, iyinin, gzelin, dil olann vs. doru kavramlar bulunduunda bunlarn gerek znn kavranabileceine ve bylelikle ebed hakikate ulalabileceine inanmlard. Antik dnem filozoflar hayatta uygun davranlar renip retmeye ve devlet iin iyi birer vatanda olmaya alyorlard. Dolaysyla dnleri dorudan siyas idi ve sadece bu nedenle bilimle itigal etmekteydiler.32 Bugn ise bilimsel faaliyet yoluyla bilgi miktarn artrma iine

148
DVN 2003/2

29 Weber, Science as a Vocation, s. 12. 30 Weber, Science as a Vocation, s. 12. 31 Weber gibi Durkheim da sonsuza dek ilerlemeye mahkum olan bilim ve ksa zamanda sona erecek olan hayatn anlamn sorgulamaktadr. Mesela bkz. E. Durkheim, Suicide: A Study in Sociology, Free Press, New York 1997, s. 211-215. 32 Weber, Science as a Vocation, s. 16.

bn Haldun ve Weberde Bilgi ve Bilim Sorunu

pratik veya teknik nedenlerle giriilmektedir. Dier bir deyile, biz pratik faaliyetlerimizi bilimsel tecrbenin bize sunduu beklentilere doru ynlendirebilmek iin sonu gelmeyen bir ey yapmaya alrz. Bununla beraber, pratik amalar peinde komak bilimle, bakalar ticar veya madd baarlar elde etsin diye deil de srf bilim olduu iin itigal eden bilim adamnn mesleine ynelik kiisel tutumunu aklamak iin yeterli deildir.33 Bilime ynelik bylesi bir tavrn nemli bir vehesi, ilerleme mefhumunun bir baka zelliinden kaynaklanmaktadr: Bilimsel ilerleme binlerce yldr sregelen zihn (intellectual) rasyonalizasyon srecinin bir boyutunu tekil eder. Dnce, bilim ve teknoloji yoluyla gerekleen bu sreci, dnyann Bat yarmkresine has klan, onun bu ilerlemeci tabiatdr. Fakat bu entelektelleme sreci gerekte ne anlama gelmektedir? Webere gre bu, bugnn insanlar olarak bizim yaadmz durumlar gemiin vahi insanlarndan daha fazla anladmz manasna gelmemektedir. Aksine bu srecin iaret ettii ey dnyann bysnn bozulmas (Entzauberung) olgusu, veya Weberin ifadesiyle, istenildiinde, prensip olarak, dnyada etkili olan sihirli veya hesaplanamaz gcn var olmadn, tersine hesaplama (calculation) marifetiyle hereye hkim olunabileceine dair olan inan veya bilgidir.34 Bylece bu bilim anda yayor olmamz sayesinde, vahiler gibi sihre mracaat etme ve ruhlarla balant kurma trnden yollara bavurmaya ihtiyacmz yoktur. Bize bu zgrl baheden ey, Webere gre teknoloji ve hesaplamadr. Dahas, ona gre bilim, bu zihn rasyonalizasyon srecinin sadece bir boyutu olmakla kalmamakta, ayn zamanda onun itici gc ilevini grmektedir.35 Bilimi, sihirden kurtulma srecinin merkezine yerletiren Weber, Bat kltrnde binlerce yldr devam edegelen bu ilerlemenin mahz teknik veya pratik gyelerin tesinde bir anlam olup olmadn da sorar. Bu soruya cevap mhiyetinde Weber, lmn anlamn sorgulayan Tolstoy rneini verir. Tolstoy, gemite yaam insann aksine, ilerleme ve sonsuzlua dercedilmi meden (civilized) insan iin lmn bir anlamnn olmad sonucuna varmaktadr. Dolaysyla burada gemile imdi arasnda devs bir tezat ortaya kmaktadr:
brahim veya eski zamanlarda herhangi bir kyl, yal ve hayatla dopdolu bir halde lmt; zira canl bir hayat srmt, nk son gnlerinde hayat, ona vermesi gerekeni, tabiat gerei vermiti ve ha33 Weber, Science as a Vocation, s. 13. 34 Weber, Science as a Vocation, s. 13. 35 Weber, Science as a Vocation, s. 14.

149
DVN 2003/2

Nurullah ARDI

yatnda zmek isteyebilecei daha baka bilmece kalmamt; dolaysyla hayat ona yetmiti. Fakat medeniyetin zenginlemesi srecinde dnce, bilgi ve problemlerin tam ortasna atlm olan meden insan hayattan yorgun olabilir ama hayata doymu olamaz.36

Bilimsel almann ikinci byk aleti, Rnesans dneminde ortaya kan ve tecrbeyi (experience) kontrol arac durumundaki rasyonel deney idi ki o olmakszn bugnk tecrb (empirical) bilim mmkn olmazd. Daha nce yaplan deneyler rasyonel olmadklarndan gvenilir de deillerdi. rnein Hindistanda gerekletirilen deneyler Yoginin ruhn teknikleriyle balantlyd, Helenik Antik dnemde asker, ortaada ise madencilik amalyd. Ancak deneyi byle bir [bilimsel] aratrmann temeli klmak Rnesansn baarsyd.37 Webere gre rasyonel deneyciliin ncleri Leonardo da Vinci ve dier mzik deneycileri gibi sanat alanndaki yenilikilerdi. Bu sahalardan der Weber, deney Galileo vastasyla bilime, Bacon yoluyla da teoriye girmitir.38 Modernitenin eiinde duran sanat deneycileri ve mzik alanndaki yenilikilere gre bilim gerek sanata giden bir yol idi ki bu, bilim adamlar iin gerek tabiata gtren bir yol anlamna geliyordu. Sanat bilim, sanat da filozof-doktor mertebesine ykseltilmeliydi. Sonralar, tabi bilimler gelitiinde bilime ynelik beklentiler bir hayli artt ve Protestanlk ve Pritenliin de dolayl etkisiyle bilim Tanrya giden yol haline geldi. Weber sonunda ya bugn? diye sorar ve gemile imdi arasndaki bir farka iaret eder: Bugnn genlii Efltunun, yani Gnei/bilimin hakikatini grdkten sonra, maarada yalnzca glgeleri grmekte olan insanlar gerek varla (Being) gtren yola iletmek iin geri gelerek kendini feda eden filozofun hislerini paylamamaktadr. Aksine genlik bilimin dnsel sreleri beceremedii halde clz elleriyle, gerek hayatn zn kavramaya alan gerek-d ve sahte soyutlamalar dnyasndan baka bir ey olmadna inanmaktadrlar.39 Dolaysyla bilim ne gerek tabiata giden bir yol, ne de -inkr gayri kbil bir din-d g olmas hasebiyleTanrya giden bir yol anlamna gelmektedir: Gnmzde kabul etsin veya etmesin, hi kimse kalbinin en derininde bilimin din-d olduundan kuku duymaz, zira herkes kabul edecektir ki bilimin aklclndan ve zihn (intellectual) ynnden sapmak kutsala bal bir
36 37 38 39 Weber, Weber, Weber, Weber, Science Science Science Science as as as as a a a a Vocation, Vocation, Vocation, Vocation, s. s. s. s. 14. 16. 16. 17.

150
DVN 2003/2

bn Haldun ve Weberde Bilgi ve Bilim Sorunu

hayatn temel artdr.40 Weber ayrca Nietzscheden sonra profesrler arasnda fazla bym ocuklardan baka hi kimsenin, bilimin mutlulua gtren bir yol olduuna dair inancnn kalmadn belirtmektedir. Bilim-hayat ilikisi Aydnlanma dncesinin (zellikle Kantn) Weber zerindeki etkisinin aka grld bir husustur. Bilim adamlarnn kullanmas gereken metot hakknda Weber bilimin, hayatn anlam veya dnyann bir deerinin olup olmad gibi meselelerle ilgilenmeyecei grndedir; zira ona gre bu konular herhangi bir bilimsel yoldan ispatlamak mmkn deildir. Aksine btn tabi bilimler bize, eer hayat teknik olarak kontrol altna almak istersek ne yapmalyz? sorusunun cevabn verirler.41 Hayat teknik vastasyla kontrol etmenin gereklilii ise bir veri olarak kabul edilir ve sorgulanmaz. Bu itibarla, Webere gre bilimi n kabullerden arnm olarak ele almak yanl olur. Zira en azndan herhangi bir bilimsel almada mantk kurallarnn geerlilii, kullanlan metot ve bu dnyadaki ynelimimizin genel altyaplar birer varsaym olarak kabul edilir. Bunun yansra daha da ileri giderek bilim, bilimsel almayla retilen eyin bilmeye deer olma anlamnda nemli olduunu da varsayar.42 Dolaysyla, rnein estetik, bir sanat eserinin lzumlu olup olmadn sorgulamaz. Ayn ekilde, hukukun kanun ve kurallarn varln tartmasnn szkonusu olmamas gibi tarihsel ve kltrel bilimler de toplumsal olgularn var olmaya deer olup olmadklar sorusuna cevap aramazlar. Dolaysyla (sosyal) bilimler mevcut realiteyi btn unsurlaryla mer kabul etmek durumundadr. Dahas Webere gre bu n kabuller, zellikle doa bilimlerinde, apak ve ispatlanamazdr (self-evident). 3. Uzmanlama: Bilimsel Bilginin Almet-i Frikas Webere gre, ilerlemeyle de sk bir ba olan uzmanlama (specialization) kavram, Bat bilimini sadece dier medeniyetlerdeki mukbillerinden deil, Bat medeniyeti iinde eski zamanlardan bu yana retilen dier bilgi trlerinden de ayran bir olgudur. Daha nce de belirtildii gibi Weber, slm ve in medeniyetlerindeki bilgi retimi ve sonraki nesillere aktarlmas srelerinin, Batdaki bilim ve eitim iin merkez bir nemi hiz olan uzmanlamadan mahrum olduklarn ne srmektedir. Oysa Bat bilimi, ilerleme sayesinde tarihteki en
40 Weber, Science as a Vocation, s. 17. 41 Weber, Science as a Vocation, s. 19. 42 Weber, Science as a Vocation, s. 18.

151
DVN 2003/2

Nurullah ARDI

yksek uzmanlama seviyesini yakalamtr: Bilim daha nce hi bilinmeyen bir aamaya gelmitir ve bu [ilerleme] her zaman bu ekilde devam edecektir.43 Uzmanlama neticesinde elde edilen bilginin stnl sadedinde Weber, fikir (idea) ile bilgi (knowledge) arasnda Efltunun doxa ve episteme kavramlar arasndaki ilikiye benzer bir bant kurar. Bir fikir ile mukyese edildiinde, uzmanlam bir almann rn olan bilginin deeri, fikirde bulunmayan kesinliin (certainty) onda bulunmasnda yatar. Dier bir ifadeyle, bir amatrn fikri, bir uzmannkiyle eit nemde veya ondan daha mhim bile olsa amatrn bu fikre ulamak iin kulland metotlar, bilimsel metodun ayrlmaz bir paras olan kesinlikten uzaktr. Bu itibarla, uzman olmayan birinin ne srd bir fikir, nem derecesi ne olursa olsun, kesin metotlarla elde edilmi olan bilimsel bilginin ayarnda olamaz; zira bir fikir [bilimsel] almann yerini tutamaz.44 Bu sebeple, uzman olmayan birinin meydana getirdii eser, zorunlu olarak mkemmellikten uzaktr; bilgi sahasnda deerli bir eyi baarabilecek olan yalnzca mtehassslardr. Dolaysyla Webere gre gnmzde gerek ve kesin bir baar sadece bir uzman eseridir.45 Ayrca bu uzmanlam bilgi yalnzca Batda ortaya km olan bir toplumsal-ekonomik sistemin, yani kapitalizmin de nemli unsurlarndan biridir. C. Kapitalizm ve Bilgi retimi Webere gre bugn anlald ekliyle kapitalizm, yukarda zikredilen dier unsurlar gibi Batya hastr. Tarih boyunca, btn yeryznde var olmu olan para kazanma drtsnn kapitalizmle dorudan ilgisi yoktur. Bu irrasyonel drtnn aksine kapitalizm kr etme; srekli, rasyonel ve kapitalist giriimcilik yoluyla mtemdiyen yenilenen bir tarzda kr elde etmek demektir.46 Bu tarif Bat kapitalizmiyle dier ekonomik yaplar arasndaki farka, Weberin ifadesiyle, Batl (Occidental) kapitalizmin almet-i frikas olan emein rasyonel rgtleniine iaret etmektedir.47 Buna ilaveten, Batda vatandalk kavramyla burjuvazi ve proletarya snflarnn ortaya kmas da baka hibir yerde olmayan, grnte zgr olan emein rasyonel ve kapitalist tarzda rgtlenmesiyle yakndan ilgilidir. Ayn ekilde, kapiDVN 2003/2

152

43 44 45 46 47

Weber, Weber, Weber, Weber, Weber,

Science as a Vocation, s. 8. Science as a Vocation, s. 10. Science as a Vocation, s. 9. The Protestant Ethic, s. 17. The Protestant Ethic, s. 185.

bn Haldun ve Weberde Bilgi ve Bilim Sorunu

talist giriimciyle cretli emekiler arasndakine benzer bir snf atmas Bat dnda mevcut olmadndan sosyalizm benzeri problemler de ortaya kmaz.48 Dolaysyla birtakm toplumsal sistemler de Batya zgdr. Kapitalizm ve bilgi retimi arasndaki ilikiye gelince, Webere gre bu ikisi arasnda karlkl bir etkileim grlmektedir. Teknik imknlarn gelimesinden byk oranda etkilenmesi hasebiyle modern Bat kapitalizmi modern bilime, zellikle de matematik ile kesin (exact) ve rasyonel deney temeli zerinde ykselen doa bilimlerine tbidir.49 Dier taraftan kapitalizmin, modern Batl bilimlerin gelimesine ve hlihazrdaki durumlarna byk oranda etkide bulunduu da ak bir gerektir: Bu bilimlerin ve onlardan neet eden tekniin gelimesi, uygulamaya konuluunda kapitalist ilgi ve menfaatlerden nemli bir tevik grmektedir.50 Ancak, Bat biliminin ortaya kn tamamyla iktisad gerekliliklere balamak doru deildir. Yukarda da belirtildii gibi, Marxn aksine Weber ekonomiye belirleyici bir ilev yklememektedir. Bu balamda, ona gre matematik ve mekanikte olduu gibi doa bilimlerinin de kkeni kapitalist karlar tarafndan belirlenmemitir. Fakat insanlarn hayat artlar asndan ok nemli olan bilimsel bilginin teknik olarak kullanm, phe yok ki iktisad kayglarla tevik edilmitir.51 Weberin nazarnda rasyonel, kapitalist giriimciliin bilimsel bilginin gelimesini tevik etmesi, Batya zg toplumsal yaplardan kaynaklanmaktadr. Buna gre, Bat toplumlarnn iki nemli zellii olan rasyonel hukuk ve ynetim anlay hem bilimsel ve ekonomik, hem de sanatsal ve siyas alanlardaki gelimelerin Batya has olan rasyonelleme yoluna52 girmesini mmkn klmtr. II. bn Haldunda Bilgi Problemi bn Haldunun bilgi ve bilim konusundaki grlerini Mukaddimenin zellikle altnc blmnde bulmaktayz. Mukaddimenin szkonusu blmnde bn Haldun eitim, sanat, ilimler ve siyas kurumlar gibi slm medeniyetinin ilm retimlerinin tarihini ve kendi
48 49 50 51 52 Weber, Weber, Weber, Weber, Weber, The Protestant Ethic, The Protestant Ethic, The Protestant Ethic, The Protestant Ethic, The Protestant Ethic, s. s. s. s. s. 23. 24. 24. 25. 25.
DVN 2003/2

153

Nurullah ARDI

zamanna kadarki geliimlerini ksaca ortaya koymaktadr. bn Haldunun bilgi ve bilim kavramlarna yaklamn ele alrken konuyu zviyeden incelemeyi deneyeceiz: 1) bn Halduna gre bilginin mhiyeti ve trleri. 2) bn Haldunun metodolojisi (ya da bilginin doruluu iin ortaya koyduu ltler). 3) bn Haldunun ilimler tasnifi. Bylelikle bn Haldunun bilgi ve bilim anlay ile yaad dnemde cr olan anlaylara kar taknd tavr tespit etmeye alacaz. A. bn Halduna Gre Bilginin Mhiyeti ve Trleri bn Halduna gre bilgi, insan dier varlklardan ayran en nemli zelliklerinden birisidir.53 Bu ayr(ca)lk insann ontolojik konumundan kaynaklanmaktadr. Dolaysyla bn Haldunun bilgiye yaklamnn, onun lem tasavvuruyla yakndan ilgili olduu sylenebilir. Nitekim bn Haldunun ontoloji ve epistemoloji anlaylar bir parallellik arzetmektedir. Ona gre insan zihni ayr lemi kavrama yetisine sahiptir: 1. Madd lem (ansr- erbaadan oluan mahsst lemi) 2. Tekvn lemi (srasyla madenler, bitkiler, havyanlar ve insanlardan oluan olu lemi) 3. Melekut lemi (mahz idrk ve taakkulden mteekkil ulv lem) nsan bu lemin tam ortasnda yer aldndan, ruhunun kevn lemden syrlp ulv leme ykselme (ve oradan tekrar kevn leme geri dnme) istidad vardr.54 Bylece bn Haldun, slm kozmolojik yaklamn ngrd ekilde,55 kainatn kozmolojik bir hiyerariye dayandn ileri srmekte ve insan bu silsilenin tam ortasna yerletirmektedir. Bu ekilde insan, akl vastasyla duyular leminin bilgisine, ruhu veya nefsi araclyla da melekt lemine ynelerek bu stn lemden nur ve ilim alabilmektedir.56 Bu durumda ortaya iki bilme (idrk) tr kmaktadr:
53 bn Haldun, Mukaddime, ev. S. Uluda, Dergh Yaynlar, stanbul 1988, c. II, s. 401. 54 bn Haldun, Mukaddime, c. II, s. 438, 440-444. 55 bkz. Ahmet Davutolu, Alternative Paradigms: The Impact of Islamic and Western Weltanschauungs on Political Theory, University Press of America, Lanham-New York-London 1994; Seyyed Hossein Nasr, The Encounter of Man and Nature: The Spiritual Crisis of Modern Man, Allen & Unwin, London 1968. 56 F. Bedev, lmu ictimil-marife beynel-fikril-Haldn vel-fikril-Garb, y.y., ts., s. 31.

154
DVN 2003/2

bn Haldun ve Weberde Bilgi ve Bilim Sorunu

Akln d dnyann zhirine dair bilgisi ve nefsin ulv leme ynelmesiyle ulat btn bilgi. Ancak bn Halduna gre nefsin alt ve st lemlere eriebilme hususunda sahip olduu ftr meleke btn insanlarda ayn derecede mevcut deildir. Bu balamda bn Haldun grup nefs-i insn tespit etmektedir: 1. Tabiat itibariyle ruhn idrke ulamaktan ciz olanlar (ki bu gruba giren insanlar yalnzca duyu ve tecrbelerle bilgiye ulaabilirler). 2. Gayr-i cismn leme ulaabilen nefsler (ki btn mhedeleri idrk edebilen ehl-i tasavvuf ve khinler bu gruba dhildir). 3. Hibir vasta veya abaya ihtiya duymakszn melekt lemiyle irtibat kurabilenler (yalnzca nebler bu zellie sahiptirler).57 Bu tasniften yola karak bn Halduna gre tr bilginin mevcudiyetinden sz edebilebilir: a. Akl bilgi: nsann duyular lemiyle irtibat kurarak, dnme yoluyla elde ettii, kayna d lem ve tecrbe olan bilgidir. Akl bu bilgiyi merhalede idrk eder ve bu aamalara gre temyz akl, tecrb akl ve nazar akl eklinde farkl isimler alr. b. Nefsn bilgi: Nefsin riyzet, mchede ve en stn namaz olan zikirlerle veya slih rya vastasyla elde ettii bilgidir. Ancak bu nefsn bilginin doruluunun art gereklie uygun olmasdr (tetbuk maal-vki). Aksi halde bu bilgi edgsu ahlm (kark ryalar) snfna girer ve melekt leminden gelmediine hkmedilir. c. Nebev bilgi: Allahn insanlar ird iin ilerinden setii bir gruba bahettii bilgidir (vahy). Bu tr bilgi yine nefsn bilgidir; ancak kayna vahiydir ve yalnzca peygamberlere hastr, dolaysyla kesb ile elde edilmez.58 Bu tasniften kan netice, bn Halduna gre bilginin balca iki kaynann olduudur. Birincisi madd/grnen lemdir ki akl, sahip olduu melekelerle bu grngler leminden bilgiyi istihsl eder. kinci bilgi kayna ise ruhn/duyulara konu olmayan lem, ki bu boyuta ait bilgiye ulamay salayan da nefs veya ruhtur. nsan duyular vastasyla derece olarak aada bulunan olu leminde tesir icr eder, nefs ve ruh ile de bir st derecedeki lemden eitli etkiler alr.59 bn Haldunun, insan varlklar silsilesinin orta derecesine yerletirmesi, yaratlmlar iinde yalnzca insan varlnn her iki bilgi
57 bn Haldun, Mukaddime, c. II, s. 438-441. 58 bn Haldun, Mukaddime, c. II, s. 440-442. 59 Bedev, lmu ictimil-marife, s. 33.

155
DVN 2003/2

Nurullah ARDI

kaynana da ulama imknna sahip olmasn m etmektedir. bn Haldunun varlk tasavvuruyla belirlenen bu bilgi anlay, incelemelerindeki metodoloji anlayna da rengini vermitir. B. bn Haldunun Metodolojik Yaklam bn Haldun tarih aratrmasnn neyi ihtiva ettiini ve nasl yaplacan Mukaddimede slm tarihiliinin eletirisini ortaya koyarak izah etmektedir. Bir tarihi olarak bn Haldun, nceki byk Mslman tarihiler ve onlarn takipilerinin yapt gibi, kendinden nceki melliflerden nakillerde bulunmakta, senedin salamllna dikkat ederek eitli rivayetleri serdetmektedir. Ancak bu nakil ve rivayetlerin doru oluunun n art ona gre merv ve menkl haberin fiilen vki olma imkndr. bn Haldunun temyz ettii nokta da bu haberlerin geerliliini tevsk etme gayretidir. Bir baka ifadeyle, bn Haldunun ayrc vasf metin tenkidi diyebileceimiz, bir iddiay desteklemek zere nakledilen grlere/olaylara ynelik taknd eletirel tavrdr. Bu konu zerinde nemle duran bn Haldun, bu vurgunun bir gstergesi olmak zere, Mukaddimede bir blm (Mukaddeme) bu hususa hasretmi, ilk nesil slm tarihilerinden saygyla sz ederken sonraki nesilleri rivayetin shhati konusundaki tavrlarndan dolay tenkit etmitir.60 Bu erevede, bn Haldunun bilgiyi kullanrken takip ettii metodun zelliklerini be balk altnda toplayabiliriz. Bu bize, bilginin geerlilii konusunda ne srd ltleri tanma imknn da verecektir. 1. phecilik: Kaynaklarda zikredilen olaylar/haberleri eletirmeksizin nakletmeyen bn Haldun, nce bunlarn doruluundan phe etmi, sonra da akl, tecrbe ve vahye dayal kriterler nda deerlendirmek sretiyle bunlarn tahliline girimitir. Bu anlamda onun metodik phe anlayna sahip olduu sylenebilir. bn Haldunun metodu genel olarak orijinal olmakla beraber, onun phe anlay kendinden nceki iki byk slm liminin, akln da tpk duyular gibi hakikati kavramakta yetersiz kalacan savunan Gazzl ile akl klllerin dsal bir varla sahip olmayp ancak insanlarn zihinlerinde var olduklarna kil olan bn Teymiyyenin yaklamlaryla paralellik arzetmektedir.61
60 bn Haldun, Mukaddimetu bn Haldun, s. 10-11, 16-20. 61 H. Saati, lmul-ictimil-Haldn, Drul-menhecil-Arab, Beyrut 1981, s. 42.

156
DVN 2003/2

bn Haldun ve Weberde Bilgi ve Bilim Sorunu

2. Toplumsal artlarn rol: bn Haldunun umran ilmi erevesindeki hemen her konuya dair grlerinde gze arpan nemli bir zellii de bir bilginin doruluunu lerken onun aklen ve tabiaten mmkn olup olmadn incelemesidir. Eer bir haberle nakledilen olay toplumsal ve madd artlara uygun olarak vuk bulmusa bn Haldun bunu kabul etmekte, aksi halde o corafyadaki madd artlara ve iktisad ilikilerin niteliine uymad gerekesiyle geerli saymamaktadr. Dolaysyla mutlak olarak zihn/akl imkn onun iin yeterli bir lt olmayp hric imkn da gereklidir. Bu adan bn Haldunun metodu, modern sosyolojinin toplumsal artlara yapt vurguyla uygunluk arzetmektedir. Ancak madd evreye bu derece nem vermesi onun insan iradesini hie sayd anlamna da gelmemektedir. 3. detin hakemlii: bn Halduna gre umran ilminde dikkate alnmas gereken nemli hususlardan biri de bir olayn, meydana geldii toplumun deerlerine ve geleneksellemi yaplarn uygun olmasdr. Zira ona gre haberlerin sadece naklediliine gvenilir de detin esaslar, siyas kideler ve toplumun zellikleri hakem klnmazsa62 bu bilgilerin doruluundan emin olunamaz. bn Haldun Mukaddimenin birok yerinde63 kide ve esaslar zerine vurgu yapmakta, bunlar bilginin geerliliini deerlendirmede lt olarak kullanmaktadr. Bu metodun en temel uygulamalarndan biri, umrann bedev ve hadar hayat tarzlar olarak iki ana blme ayrlmas ve bir toplumsal olay hakknda vrid olan bilginin bu toplum tiplerine uygunluunun art koulmasdr. 4. Mukyese metodu (hidi gibe kyas): Kelm ve fkh limleri gibi bn Haldun da kyas metodunu akliyytta istidll ve eriyytta tevessl iin kullanmtr. Ancak bn Haldun bununla yetinmeyerek toplumsal konularla ilgili olarak da bu metoda bavurmu, umran ilmi erevesinde sosyal kanunlardan bahsederken kyas metodunu en nemli aralardan biri olarak kullanmtr. Bylece mukyese metodu doru bilgiye ulamada vazgeilmez bir yol olmutur, zira gib ahidle ve imdi de gemile kyas edilmezse hataya dmekten, ayan kayp doru bilginin yolundan klmasndan ounlukla emin olunamaz.64 bn Haldun, Kitbul-beri kaleme alrken btn konular mukyese metoduna dayanarak ilediini yle belirtmektedir:
Umrana rz olan devlet, din, yerleik ve gebe hayat tarzlar, [siyas] stnlk ve zillet, [nfusun] oalma ve azalmas, ilim ve sanatlar, 62 bn Haldun, Mukaddimetu bn Haldun, s. 16. 63 Mesela bkz. Mukaddimetu bn Haldun, s. 40-41. 64 bn Haldun, Mukaddimetu bn Haldun, s. 16.
DVN 2003/2

157

Nurullah ARDI

[iktisad] kazan ve kayplar, deien ve deimeyen yaplar, bedevlikhadarlik, olan ve olmas beklenen vs. gibi durumlar bu eserde genie anlattm, delil ve sebeplerini de izah ettim.65

5. Genellemeden kanma: Tarih ve toplumsal vakalarn tespitinde esas olarak tmevarma (istikr) dayanmasna ramen bn Haldun, umran ilmi erevesinde, insann tarihte ve toplumsal hayattaki rolnn pasif deil, aktif olmasn dikkate alarak genellemelere gitmekten kanmaktadr. Toplumsal hayatn kanunlarn ortaya koyarken toplum tabiatnn deikenlik zelliini gzden uzak tutmayan bn Haldun, genellemeler konusunda ihtiyatl davranmakta, tmevarmlar yoluyla ulat sonular ounlukla, ok defa, muhtemelen, bir ksm hari vb. gibi hkm umumletirmeyi engelleyen lafzlarla ifade etmektedir.66 bn Haldunun bu tarznn Mukaddimedeki birok blm balna da yansd grlmektedir. Bununla birlikte, bn Haldunun zellikle asabiyye, din ve bunlarn etkileri gibi temel konular szkonusu olduunda, zaman zaman kesin hkmler vermekten de kanmad gzlenmektedir. C. bn Haldunun limler Tasnifi bn Haldunun ilimler tasnifi onun bilgi teorisinin bir uygulamas niteliindedir. Zira bn Haldun kendi zamannda mevcut olan her ilmi inceleyerek akl ve nefsin bu ilimlerle ilikisini aratrmtr. Ayrca bn Haldun, Mukaddimede her ilmin konusunu, meselelerini, geliimini ve nemli temsilcileri ile onlarn eserlerini tantmakta ve incelemi olduu ilimlerden bazlarn epistemolojik tahlil ve eletiriye tbi tutmaktadr.67 bn Haldun ilimleri genel olarak akl (veya tabi) ve nakl olmak zere ikiye ayrr. Akl bir varlk olarak insan iin tabi olan ilimler, insann, akl ve fikri vastasyla elde edebilecei, nakl olanlar ise belli bir mmete ait olup insann onu vaz edenden alabilecei ilimlerdir.68 Bu tasnifi daha ayrntl bir ekilde yle ortaya koyabiliriz:

158
DVN 2003/2

1. Akl ilimler: Bunlar insann, dncesinin tabiat itibariyle vkf olabilecei, konu ve meseleleri ile delilleri ve retim yntemlerini dnme (nazar) ve aratrma yoluyla tanyabilecei felsef/hikem ilim65 66 67 68 bn Haldun, Mukaddimetu bn Haldun, s. 13-14. Saati, lmul-ictimil-Haldn, s. 196. bn Haldun, Mukaddime, 6. Blm. bn Haldun, Mukaddime, c. II, s. 406.

bn Haldun ve Weberde Bilgi ve Bilim Sorunu

lerdir.69 Herhangi bir toplulua zg olmayp insanlk tarihi boyunca varolagelmi olan bu ilimler drt grupta incelenebilir: a. Mantk b. lm-i Tabi (tp ve dier doa bilimleri) c. lm-i lh (Metafizik) d. Telm ilimleri (matematiksel bilimler: Hendese, Aritmetik, Msik ve Heyet) bn Haldun btn bu ilimleri kendi ilerinde de snflandrmakta ve eitli alt-dallarn tartmaktadr. Ayrca bu ilimlerin geliigzel sralanmadn, belirli bir hiyerarik dzene tbi olduunu belirtmekte ve bu srayla retilmesi gerektiini vurgulamaktadr.70 Bunun yansra bn Haldun, mer kabul etmedii astroloji (ilm-i tencm), simya (esrr- hurf), sihir ve tlsm ile kimya gibi ilimleri de bu tasnif iinde zikretmekte ve bunlara ciddi tenkitler yneltmektedir.71 2. Nakl ilimler: Bunlar er vzndan gelen bilgilere dayanan ve akln, fur meseleleri asl (temel) olanlara [kyas yntemiyle] ilhk etmekten baka herhangi bir fonksiyonu olmayan nakl, vaz ilimlerdir.72 bn Haldun bu ilimlerin temel kaynaklarnn Kurn ve snnet olduunu ve birok trnn bulunduunu belirterek bu trleri srasyla aklamaktadr: a. Kurn ilimleri (tefsir ve kraat) b. Hadis ilimleri (nesh, sened, ricl, ahz-i ruvt, stlahlar/lafzlar, cerh ve tadil vs.) c. Fkh (ve ilm-i feriz) d. Usl-i fkh (ve hilfiyyt ve cedel ilimleri) e. Kelm f. Tasavvuf g. Rya tabiri bn Haldun bu ilimlerin kronolojik bir sra iinde vcuda geldiini, kendi asrnda slm ilimlerin tmnn geliip sistemletiini ve tamamen olgunlatn vurgulamaktadr. Ayrca slm dnyasnn ilm seviyesinden sz aarak Dou slm corafyasnda (merk) umrann
69 70 71 72 bn bn bn bn Haldun, Haldun, Haldun, Haldun, Mukaddime, Mukaddime, Mukaddime, Mukaddime, c. c. c. c. II, II, II, II, s. s. s. s. 406. 463. 482-492, 502-527. 406.

159
DVN 2003/2

Nurullah ARDI

gelimi olmas, ehirleme derecesinin yksek oluu ve vakf vb. kurumlar marifetiyle talebelerin desteklenmesi neticesinde ilim renmenin kolaylatrlmas sebebiyle ilim dzeyinin ok ileride olduunu belirtmekte, kendi yaad Bat blgesinin (marib) ise bu konuda geri kaldndan yaknmaktadr.73 Bu yarg, bn Haldunun, bilginin geliiminde toplumsal artlarn rolne yapt vurgunun bir baka gstergesi niteliindedir. Nitekim kurucusu olduu ve biroklarnca modern sosyolojinin ncs kabul edilen toplum bilimi (umran ilmi) de onun bu epistemolojik yaklamnn bir uygulamas niteliindedir.74 III. bn Haldun ve Weber: ki Farkl Epistemolojik Paradigma bn Haldun ve Weberin epistemolojik yaklamlarn karlatrdmzda, aralarndaki eitli farkllklara ramen zellikle metodolojik yaklamlarnda birtakm ortak zelliklere de sahip olduklar grlmektedir. rnein her iki dnr de toplumsal olaylarn anlalmasnda ampirik delillere ve nedensel aklamaya nem vermiler, bunun yansra toplumsal hayatn eitli veheleri (siyas, iktisad, kltrel vs.) arasnda bir etkileim, karlkl bir bamllk ilikisi olduunu ngrmlerdir. Yine her ikisi de incelemelerinde ideal tip benzeri kavramsal aralar kullanm ve bunlar vastasyla mukyese metoduna dayanarak farkl toplumsal yaplar analiz etmilerdir. Bunun yannda her iki dnr de kaba materyalizmden uzak durarak insan iradesi ve toplumsal deerlere birer faktr olarak deer vermilerdir. Ancak bn Haldunun Webere gre yapya veya madd artlara daha fazla arlk verdiini syleyebiliriz. ki dnrn ortak olduklar bir dier yn de karamsarlklardr: bn Haldun her devletin bir gn mutlaka keceini ngren kanunundan dolay, Weber ise (zellikle Birinci Dnya Savan grdkten sonra) brokratik rasyonellemenin insanlarn zgrln kstlayacan dnd iin karamsarla kaplmlardr. Kullandklar terminoloji asndan ise aralarnda hem benzerlik hem de farkllk sz-

160
DVN 2003/2

73 bn Haldun, Mukaddime, c. II, s. 407. 74 bn Haldunun geni hacimli tarih eseri Kitbul-berin birinci kitabnn (Mukaddime) tamam lm-i Umrnn bir aklamas mhiyetindedir. bn Haldun bu ilmin, bir konusu (medeniyet) ve eitli meseleleri olan orijinal ve mstakil bir bilim olduunu belirtmektedir; bkz. bn Haldun, Mukaddimetu bn Haldun, s. 42. Bu konuda bir deerlendirme iin bkz. Muhsin Mehdi, bn Haldun, ev. Mustafa Armaan, slm Dncesi Tarihi, ed. M.M. erif, nsan Yaynlar, stanbul 1991, c. III, s. 109-124.

bn Haldun ve Weberde Bilgi ve Bilim Sorunu

konusudur. Weber ilerleme, dnyann bysnn bozulmas, medeniyet gibi kavramlar kullanm ve zellikle rasyonelleme olgusu zerinde durarak bu kavram merkez bir konuma yerletirmitir. bn Haldun ise asabiyye, bedvet, hadret gibi terimlere zel anlamlar yklemi ve umran gibi yeni kavramlar da retmitir. Bu durum bn Haldun ve Weberin yaadklar zaman dilimi ve toplumsal artlar arasndaki farklln bir sonucudur: bn Haldun slm medeniyetinin bir paras olan Maribde 14. yzylda, Weber ise Bat medeniyetinin merkezinde, 19. yzyl Almanyasnda yaam ve eser vermitir. Ayrca her iki dnrn de -bedvet/hadret, rasyonel/irrasyonel vs. gibi- ztlk ieren ikilikleri kulland grlmektedir.75 Ancak bn Haldunun bu ikilikleri kullanmas Weberde olduu gibi bir ilerleme dncesinden kaynaklanmamaktadr. bn Haldunun zihniyetini dokuyan tarih ve deiim algs izgisel (linear) deil, devrdir (cyclical). Ayrca baz msteriklerin iddia ettii gibi76 izgisel ilerleme anlaynn olmay Mslman bireyin zihninde bir deime mefhumunun olmad anlamna da gelmemektedir. Nitekim bizzat bn Haldun bunun bir rneini tekil eder. Zira o, toplumsal ve siyas deimenin varln teslim etmi, hatta bu deiimin kanunlarn ortaya koymutur. Zaman/tarih anlayndaki bu farkllk sebebiyle Weber gemile bugn ve gelecein birbirine taban tabana zt olduuna inanrken77 bn Haldun suyun suya benzemesinden daha fazla, mazi, gelecee ve hle benzer78 demektedir. Ele aldmz iki dnrn bilgi anlaylar asndan da ok farkl yaklamlara sahip olduu dikkat ekmektedir. bn Haldun ve Weberin bilgi mefhumuna ynelik bu farkllk tarih ve epistemolojik balamlarn farkllndan ileri gelmektedir. bn Haldunun bilgi/bilim anlaynn slm epistemolojik paradigma erevesinde anlalabilecei sylenebilir. Belli bir tarih sre ierisinde geliip billurlam olan bu paradigma tevhid prensibine dayanr ve balca boyuttan mteekkildir: Varlk anlayyla bilgi kuram arasndaki bamllk ilikisi (epistemolojinin ontolojiden neet etmesi), epistemolojik dzlemlerin farkllamas (bilgi kaynaklar arasndaki hiyerari) ve bil75 Bu konuda bn Haldun ve genel olarak Bat dncesi arasndaki bir mukyese iin bkz. M. Zevad, Badu evcuhit-tebh vel-ihtilf beynettefkril-Arab el-Haldn vet-tefkril-Garb el-ictim, el-Fikrul-Arab, sy. 37-38 (1985), s. 347-360. 76 Mesela. bkz. W.M. Watt, slmn Geleneksel Olarak Kendini Gr Bilgi ve Hikmet, sy. 9 (1995), s. 77-78. 77 Bkz. Weber, Science as a Vocation, s. 14, 17. 78 bn Haldun, Mukaddimetu bn Haldun, s. 17.

161
DVN 2003/2

Nurullah ARDI

gi kaynaklarnn uyumu (hakikatin birlii ilkesi).79 Bu yaklama gre ontolojiye baml epistemoloji dncesi, slm varlk ve bilgi anlaylarnda ortak olan tekk (sralama-hiyerari) mefhumunu iermektedir.80 slm ontolojik yaklamn epistemoloji alanna yansmalarndan biri olan tekk kavramn (tekkul-marife) bn Haldunun bilgiye dair serdettii grlerinde de bulmak mmkndr. Bu balamda bilgi mefhumuna ynelik olarak indirgemecilik ve atmacla dayal bir anlaytan uzak kalm olan bn Haldunun tavrnn da tekk olduu sylenebilir. slm dnme biimi ve dnya grnn hkim olduu bir ortamda yetiip eser vermi olan bn Haldun, zihniyetini dokuyan bu epistemolojik ereve dolaysyla bilgi kaynaklar arasnda kategorik ayrmlar yaparak bunlardan bir ksmn dlamamtr. Bu sebeple bilgi trleri arasnda bir atma durumunun olduuna da kil olmam, belki bu trler/kaynaklar arasnda bir sralama gzetmitir. Bu hiyerarik yapnn en st noktasnda da, doal olarak, vahiy yer almaktadr. bn Haldun bedvetten hadrete, asabiyyeden temeddn ve umrana, gda rejimi ve ahlk anlayndan tarih felsefesine, corafya ile toplumsal hayatn etkileimine kadar her konudaki dncelerini serdederken ncelikle vahy bilgiyi (Kurn ve snnet) birer veri olarak alm, akla ve mhedeye dayanan izahlarn bu veriler zerine bina etmitir. Dahas, akl muhkeme ve gzleme dayanmak sretiyle bir iddia ne srd veya bu yolla kendinden ncekilerin grlerini deerlendirip eletiriye tbi tuttuunda da genellikle bir yet veya bir hadisi delil olarak getirmektedir. kinci olarak, yine bn Haldun bilgi elde etme yollarn da birbirine alternatif olarak grmemi, bilimsel yntem konusunda indirgemecilikten uzak bir tavr taknmtr. Bu sebeple, bn Haldunu -Bat dncesinde genelde yapld zere- rasyonalist ve empirisist gibi kategorilere dhil etmek doru olmayacaktr. Benzer biimde, bn Haldunun kendi epistemolojik bak as erevesinde madd artlara belli bir nem atfetmesi, iddia edildii gibi, bilginin madd altyapnn bir yans79 Bkz. Davutolu, Alternative Paradigms, s. 78-82; ayrca bkz. T. Izutsu, Kurnda Allah ve nsan, Yeni Ufuklar Neriyat, stanbul ts.; S.H. Nasr, Knowledge and the Sacred, Edinburgh University Press, Edinburgh 1981; a.mlf., slm ve Modern nsann kmaz, ev. A. nal, nsan Yaynlar, stanbul 1984; . zel, Mslman ve Bilgi, Bilgi, Bilim ve slm II, ed. A. Tabakolu, S. elenk, SAV, stanbul 1992; F. Schuon, slm Anlamak, ev. M. Kank, z Yaynclk, stanbul 1996; . Fazlolu, Nurettin Topuda Bilgi ve Bilim Sorunu Dergh, sy. 114 (Austos 1999), s. 15-18. 80 Bkz. Molla Sadra, el-Mebde vel-mead, Darul-hd, Beyrut 2000.

162
DVN 2003/2

bn Haldun ve Weberde Bilgi ve Bilim Sorunu

mas olduu eklindeki Marksist bir yoruma yol amaz. Dolaysyla bn Haldunun, ilimlerin, kltrn bu gayr-i madd ynlerinin, madd artlarn uzantlar olduu grn savunduunun ileri srlmesi81 isabetli deildir. Zira insan iradesinin tarihteki aktif roln gzard etmemi olan bn Haldun, bu anlayn ilimlerin douu ve ortadan kalkmalar konusunda da zhr etmi, bu balamda bizzat kendisinin de yeni bir ilim (ilm-i umran) ortaya koyduunu belirtmitir. Ayn ekilde, madd ve sosyal evrenin insan davranlar zerindeki etkisini ska vurgulamakla82 beraber insan iradesini dikkate alarak, insan her trl etkiye ak pasif bir varlk olmaktan ziyde bamsz bir toplumsal aktr olarak gren bn Haldunu, modern sosyal bilimlere hkim olan iki ana yaklamdan birine dhil etmek de mmkn grnmemektedir. Zira nesnelcilik (objectivism) ve znelcilik (subjectivism) akmlarna mensup -Weber gibi- sosyal bilimcilerin aksine bn Haldun, -tabi ve sosyal- evre ile birey arasnda bir atma ngrmemektedir. Kald ki slm bilgi teorisi de insan-tabiat, birey-toplum gibi birtakm ikilikleri kabul etmemekte, bunlar ilh iradenin iki farkl grnmnden ibaret saymaktadr. Dolaysyla bn Haldunun da bu kavramlar birbirini dlayan ve atma iinde olan kategoriler olarak telakk etmekten ziyde, bunlar arasnda bir uyum ve ahenk ngrmesi tabidir. Bu sebeple 14. yzylda yaam ve dncelerini o dnemin entelektel ikliminde ortaya koymu olan bn Haldunu modern dnemde retilmi kategorilere yerletirmekten mmkn olduunca kanmak en doru yaklamdr. Akl-vahiy/din-bilim ilikisi erevesinde bn Haldunda gzlenebilecek bir dier tavr da tevle bavurmasdr. yle ki; akl veya deney ve gzlem yoluyla elde edilen bilgiyle vahy bilgi arasnda bir atma grmeyen bn Haldun, byle bir durum zhiren vuk bulduunda ise vahyin yanl yorumlandn ileri srerek kendi yorumunun doruluunu iddia etmektedir.83 Bu anlamda onun vahyi tevl yoluna gittii sylenebilir. Ancak dier taraftan, bugnk modern ak81 T. Khalidi, Classical Arab Islam, The Darwin Press, Princeton 1985, s. 125. 82 bn Haldunun bu vurgusu insan Tanrnn deil, sosyal evrenin yaratt bir canldr (Khalidi, Classical Arab Islam, s. 125) eklinde yorumlanmtr; ancak bu son derece gerek d ve -yukardaki deerlendirmeler nda- bn Haldunun asla tasvip etmeyecei, ar materyalist bir yorumdur. 83 Bu konuda, vahyin peygamberlere geli yollarndan biri olan hatt- remel (izgi izme) ile ilgili vrid olan bir hadise bn Haldunun getirdii, bu hadisten kehnetin caiz olamayaca ynndeki yorumu rnek verebiliriz; bkz. bn Haldun, Mukaddime, c. I, s. 107-109.

163
DVN 2003/2

Nurullah ARDI

ln kabul etmekte zorlanaca birok konuda bn Haldunun vahyi esas alarak bunu tereddtsz kabul ettii de vkidir. Dolaysyla szkonusu yorum anlay sebebiyle bn Haldunu nakli akla tbi klarak tevl eden bir aklc olarak nitelemek isabetli deildir. Son olarak, bn Haldunun eserlerinde kulland dil ve anahtar kavramlar ele alndnda slm epistemolojik yaklamn etkileri burada da grlmektedir. yle ki; slm dnce geleneinde epistemolojinin kayna olan dnya gr Tanr-merkezli (theocentric) bir sistemdir. Buna gre varlk dnyasnn merkezinde Allah yer almaktadr ve ontolojik dzlemlerin kategorik olarak ayrlmas sebebiyle insan ve dier yaratklar varlk hiyerarisinde Ondan mutlak olarak aadadrlar. Szkonusu tanr merkezli varlk anlaynn linguistik ve semantik yansmalarn Kurnda bulmak mmkndr. Zira Kurn vokabularisinde Allah, en yksek odak-kelimedir, btn semantik alanlara, dolaysyla btn sisteme hkimdir.84 Semantik adan Allah lafz, Kurn- Kermde olduu gibi bn Haldunun eserlerinde de merkez bir konumdadr. Zira slm bilgi kuramnda bilgi kaynaklarnn hiyerarik dzeninde Kurn (vahiy) birincil konumdadr; dier bilgi kaynaklar ise ona tbidir. Bu hiyerarik yap, kaynan Kurndan almakta olan slm ilimler iin de szkonusudur; bu ilimlerle itigal eden limler de bu anlaya sahip olagelmilerdir. Nitekim bn Haldunun bilginin mhiyeti ve trleri konusundaki grleriyle ilimler tasnifine ve kulland anahtar kavramlara bakldnda bu durum aka mhede edilmektedir. Bu adan bn Haldunun epistemolojisi Weberinkinden olduka farkldr. Weberin bilgi anlayn deerlendirirken de onu tarih perspektiften ve Batl epistemolojik paradigma erevesinde ele almak gerekmektedir. Zira onun bilgiye yaklam modern Batl epistemoloji anlay tarafndan ekillendirilmitir. Bat dnce tarihinin ilk devirlerinde, slmda olduu gibi, genel olarak bilgi kayna kabul edilmitir: Akl, tecrbe ve vahiy. Ancak Hristiyanln da katksyla ortaalar ve modern dnem boyunca yaanan seklerleme sreci85 sonunda ortaya kan insan-merkezli (anthropocentric) epistemoloji anlayyla vahiy, geerli bir bilgi kayna olma konumunu yitirmitir. Descartesin akln tek bilgi kayna olduu biimindeki rasyonalist argman ile Lockeun btn bilginin kaynann duyular olduu eklindeki empirisist argman, Kantn ise bir yandan bilginin hem akl hem
84 Izutsu, Kurnda Allah ve nsan, s. 93. 85 P.L. Berger, The Social Reality of Religion, Doubleday, Garden City 1967; D.A. Martin, A General Theory of Secularization, Blackwell, Oxford 1978.

164
DVN 2003/2

bn Haldun ve Weberde Bilgi ve Bilim Sorunu

de duyuyla elde edilebileceini vurgulayarak rasyonalizm ile birletirme abalar, dier yandan metafizik bilgiyi kategorik olarak dlamas, Comteun insanlk tarihinin teoloji ve metafizik safhalarna kar bilimsel dneme vurgu yapan pozitivizmi, temelde Aristotelesin ampirik felsefesinden kaynaklanmakta olup insan-merkezli epistemolojinin yerlemesine katkda bulunmulardr. Dier taraftan Humeun Kilise dogmalarnn duyular vastasyla elde edilen bilgiden daha gvenilir olmadn ileri srerek mucizeler balamnda Hristiyanla getirdii eletiri, insan-merkezli epistemolojinin kesin stnln ilan etmitir. Bu sre sonucunda, nceleri tabi bilimlerde ortaya kan yeni pozitivist bilim anlay daha sonra toplumsal/beer bilimlere de hkim olmutur. lk ortaya ktklarnda ilhamlarn byk lde tabi bilimlerin gerekletirdii kavramsal devrimden ve ampirik baarlarndan alan sosyal bilimler, tabi bilimlerin doa olaylarn incelemede kullandklar teknikleri insan topluluklarna uygulamay gye edinmitir.86 Temelde Kilisenin bilgi zerindeki otoritesini ve bunun bir uzants olarak metafizik bilgiyi reddetme esasna dayanan ve sosyal bilimlere de rengini veren bu pozitivist ve hmanist bilimsel zihniyet, Aydnlanma ann temel zelliklerinden biri olmutur.87 Bu sebeple Bat dncesindeki seklerleme srecinin en nemli aamalarndan biri olan Aydnlanma dncesinden byk lde etkilenmi olan Weberin epistemolojik yaklam da bu erevede deerlendirilmelidir. Onun, bir bilgi formunun bilimsel geerlilik kazanabilmesi iin ne srd -ve burada balk altnda topladmzltler (rasyonellik, ilerleme ve uzmanlama) ayn zamanda modern epistemolojik paradigmann da temel parametrelerindendir. En yetkin ifadesini Kantn metafizik bilgiyle ratioya dayanan bilgi arasndaki kategorik ayrmnda bulan ve pozitivist bilimin kriterlerine uymayan bilgi formlarnn geerliliinin reddedilmesini douran Aydnlanma phecilii Weberi de etkilemi; bu etki onun rasyonel deneye dayanmayan bilgiyi geersiz saymas eklinde tezhr etmitir. Weberin geerli saymad bilgi trlerinin banda ise metafizik (ya da vahye dayal) bilgi gelmektedir. Webere gre vahyin rn olan bilgi gerek bilgi deildir, zira rasyonel karakterde deildir ve deneysel metotla dorulanma imkn yoktur. Weberin bu epistemolojik yaklam muhtemel sonular asndan olduka sorunludur. Zira bunun sylem dzeyindeki hkim rengi bir
86 Gordon, The History and Philosophy of Social Science, s. 16. 87 bkz. A.N. Whitehead, Science and the Modern World, Macmillan, New York 1957.
DVN 2003/2

165

Nurullah ARDI

yandan oryantalizm,88 dier taraftan da oksidentalizm89 olarak tezhr eden Avrupa-merkezciliktir. zellikle rasyonellik kavram balamnda Bat-d medeniyetlere tam bir oryantalist bak asyla yaklaan Weber, Doulu medeniyetlere homojenlik (rnein, btn Batd medeniyetler ve onlara ait bilimler rasyonel olmaktan uzaktr), deimezlik (rnein, Bat dndaki medeniyetlerde bilimsel kurumlarn deime ve ilerleme imkn yoktur), keyflik (rnein, Osmanl hukuku veya slm ve Hint teolojileri dzenli ve sistematik olmaktan uzaktr) gibi zellikler atfetmitir. Dahas, Bat-d medeniyetlere kar taknd bu zc (essentialist) ve indirgemeci tavr, onun dnyann Bat yarmkresine bak iin de geerlidir. Buna gre eitli bilgi trleri ile mantksal yaklam ve deneycilik gibi metotlar, astronomi ve kimya gibi bilim dallar, hukuk ve ilahiyat, eitim kurumlar ile idar yaplanmalar ve hatta mzik, edebiyat ve mimarinin sadece Bat medeniyetince retilen trleri rasyonellik ve bilimsellik zelliine sahiptir. Buna karlk teki medeniyet havzalarnda Batnn bu kurumlarna tekbl eden hibir kurum bu payeye eriemez. Weberin bu yaklam, Occident ile Orient arasnda herhangi bir etkileim ve diyalog imknn engelleyen almaz duvarlar ve derin uurumlarn mevcudiyetini m etmektedir. Grld gibi Weberin yapt, modern bilgi anlay erevesinde insanla birtakm bilgi haritalar sunmak ve bunlarn dnda hibir bilgi formunun geerlilik deerinin olamayacan savunmaktr. bn Haldun ise Weberin aksine, daha geni bir yaklamla, bilgi retme hususunda dini dlamam, vahyi bir bilgi kayna olarak tanm ve kullanmtr.90 Vahye bir bilgi kayna olarak deer atfetme konusunda Weber ile bn Haldun arasndaki bu ihtilaf, bir bakma, onlarn (b)ilim faaliyetlerinin niha hedefinin ne olduu noktasnda farkllk arzeden grlerinden kaynaklanmaktadr. Zira Weber bilimle itigal etmenin byk lde pratik kayglardan kaynakland veya en iyimser bakla bilimin bizzat kendisinin bir ama olduunu (science for sciences sake) savunurken91 bn Halduna gre ilim talebinin gyesi saadet-i dreyn, yani hem ferdin hem de genel olarak insanln, dnya ve hiret saadeDVN 2003/2

166

88 Bkz. E. Said, Orientalism, Vintage Books, New York 1995. 89 Bkz. J.C. Carrier (ed.), Occidentalism: Images of the West, Clarendon Press, Oxford 1995. 90 Mesela bkz. bn Haldun, Mukaddime, c. I, s. 1, 215, 273, 247, 354, 355, 370; c. II., 480, 528, 542, 624, 768. 91 Bkz. Weber, Science as a Vocation, s. 13.

bn Haldun ve Weberde Bilgi ve Bilim Sorunu

tine ulamasn salamaktr.92 Bilgi ve bilim konusu asndan bu iki dnr arasndaki en temel fark da budur. Zira bilgiyi elde etme yollar, bilgi formlar, retilen bilginin ne ekilde kullanlaca vs. gibi konular bilgi retiminin hangi gyeye matuf olduu veya bilgi mefhumuna hangi adan bakldna ilikin temel kabullere dayanmaktadr. Bu balamda, bn Haldunun bilgiyi, Allahn insanlara dnyada umran gerekletirmeleri, hiretlerini de mamur klmalar iin ihsan ettii bir ltuf olarak grdn, Weberin ise bilgiye Tanrnn etki alanndan bamsz bir saha, dahas sekler bir erevede dnya, sadece bu dnya zerinde hkimiyet kurma yolunda bir ara olarak deer verdiini syleyebiliriz. Bilginin mhiyeti konusunda bn Haldun ile Weber arasndaki farkllama da szkonusu iki dnrn zihniyet dokularndaki farkllktan kaynaklanmaktadr. Dier bir ifadeyle, baz noktalarda gr birliine sahip olmalarna ramen bu iki dnrn temel birtakm konulara ilikin dncelerini belirleyen zihin rntleri farkllk arzetmektedir. Zira tabiatlar zt olan iki ayr dnya gr arasndaki gerilim her yerde, hatta farkl tr ve tonda da olsa, bir bireyden dierine gzlemlenebilir.93 Dolaysyla, bn Haldun ve Weber, bireylerin zihniyet parametrelerini belirleyen dnya grleri ve toplumsal artlar bakmndan nemli fakllklar arzeden iki medeniyetin, slm ve Bat medeniyetlerinin temsilcileridir.

167
DVN 2003/2

92 Bkz. bn Haldun, Mukaddimetu bn Haldun, s. 16. 93 Nasr, slm ve Modern nsann kmaz, s. 43.

You might also like