You are on page 1of 82

SLM TAR H NDE USL MES ELES

872

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

873

Tart mal lm htisas Toplant s -08

NDEK LER

TEBL

ve TEBL

C LER

21-22

ubat 2004

1.

Tebli : slm Tarihinin Kaynaklar yla lgili Problemler ve zmne li kin Baz D nceler

877

Prof. Dr. rfan AYCAN, A.. lahiyat Fakltesi/Ankara Prof. Dr. brahim SARIAM, A.. lahiyat Fakltesi/Ankara 2. Tebli : slm Tarihi Ara t rmalar nda Yntemle lgili Baz Mlahazalar Organizatr/ Editr: Prof. Dr. Mustafa FAYDA M. . lahiyat Fakltesi Prof. Dr. Mehmet ZDEM R, A. . lahiyat Fakltesi /Ankara Do. Dr. Seyfettin ER AH N, A.. lahiyat Fakltesi/Ankara

913

MZAKERE HEYET Prof. Dr. Mustafa FAYDA, M. . lahiyat Fakltesi/ stanbul Prof. Dr. Ziya KAZICI, M. . lahiyat Fakltesi/ stanbul Prof. Dr. Cahit BALTACI, M. . lahiyat Fakltesi/ stanbul Prof. Dr. Hulusi YAVUZ, M.. lahiyat Fakltesi/ stanbul Prof. Dr. Ahmet NKAL, S.. lahiyat Fakltesi/Konya Prof. Dr. M. Ali KAPAR, S.. lahiyat Fakltesi/Konya Do. Dr. Hasan KURT, A.. lahiyat Fakltesi/Ankara Do. Dr. Ahmet GNER, 9 Eyll.. lahiyat Fakltesi/ zmir

Toplant Yeri:
SKDAR BELED YES AMLICA E T M MERKEZ Bulgurlu, Alemdar Cad. Han m Seti Alt Sokak No: 2 Byk aml ca-skdar/ stanbul

M. As m YED YILDIZ, U.. lahiyat Fakltesi/Bursa

874

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

875

AILI KONU MASI

Prof. Dr. Mustafa FAYDA M. . lahiyat Fakltesi

SAV a gndemine byle bir konuyu ald ndan dolay te ekkr ederim. Byle bir toplant ya gelmekten ve burada olmaktan byk zevk almaktay m. Trkiye de slm ilimlerle ilgili al malar n tarihesi lahiyat Faklteleriyle s n rl olarak ba lat lmaktad r. Bu husus do rudur. Bunun d ndaki al malar hem s n rl , hem de azd r. Say lar artan lahiyat Faklteleri 1982 den itibaren 22 y ld r faaliyetlerine devam etmektedirler. Bu faklteler art k metodoloji ve al lacak konular bak m ndan geleneklerini olu turmu tur. lmin, insanl n, slm lkelerinin ve lkemizdeki mslmanlar n problemlerinin zlmesinde nemli hizmetler yapacak seviyeye gelmi tir. Bundan dolay Allah a krediyorum. slm ilimler iin metodolojiye duyulan ihtiya bellidir. lahiyat fakltelerinde bilhassa metodoloji ve di er konularda faydal al malar yap lmal d r. Bu toplant da tebli cilerin d nda mzakerecilerin de mzakereden ziyade gr bildirmeleri gerekir. Metodoloji problemi olarak eksiksiz tm konular n ele al nmas n arzu etmekteyim. Bu metolojilerin tevhidi iin ayr ca bir toplant yap lmas n uygun bulmaktay m. Bylece her alan n huss baz zellikleri d nda slmoloji al malar nda bir metodoloji birli ine kavu mak mmkn olabilir. Bat da bu birli in yakaland n grmekteyiz. Bu tebli ve mzakerelerin bir cilt haline getirilmesi son derece faydal olacakt r. Programa gre nce tebli ler sunulacak, ard ndan toplant ya kat lan hocalar m z taraf ndan, burada sunulan tebli ler mzakere edilecektir. imdi ilk tebli i sunmak zere sz hocalar ma veriyorum. Buyurunuz.

876

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

877

TEBL -I-

LER

SLM TAR H N N KAYNAKLARIYLA LG L PROBLEMLER ve ZMNE L K N BAZI D NCELER Prof. Dr. rfan AYCAN Prof. Dr. brahim SARIAM A. . lahiyat Fakltesi

Prof. Dr. rfan AYCAN

slm Tarihi kavram , ok geni bir bilim alan n ve zaman dilimini kapsad iin bu ilmin metodolojisi, kaynaklar ve bu konulardaki problemleri konusunda k sa ve z eyler syleyebilmek zor bir i tir. slm Tarihi kaynaklar n n tespiti, s n fland r lmas , tan t lmas ve en nemlisi bunlardan elde edilecek tarih bilginin de eri ve s hhati konusunda derli toplu ve cidd al malar yok denecek kadar azd r. slm Tarihi kaynaklar ndan yararlanarak bilimsel al malar yapabilmek ya da tarih yazabilmek, her eyden nce kaynaklarla ve kaynaklara yaklamla ilgili bir tak m sorunlar n tespitine ynelik bir dizi problemin ortaya konmas n gerektirir. Zra, problemlerin zm, ilk nce tespit edilip ortaya konmas na ba l d r. Her ilim dal nda oldu u gibi, slm Tarihi alan nda al an ara t rmac lar da, bir ok sorunla kar la maktad rlar. En nemli problemlerden birisi, kaynaklarla ilgili olan d r. Biz bu al mada, slm Tarihinin kaynaklar ve bu kaynaklara yakla mla ilgili baz temel sorunlar , maddeler halinde formle ederek ele alaca z. 1) slm Tarihi Kaynaklar n n Gnmz Bilimsel Ele tiri Standartlar na Gre De erlendirilmesi Problemi: slm Tarihi kaynaklar modern tarih ara t rmalar nda uygulanan ele tiriye genel olarak dayan kl de ildir. Bunu garip kar lamamak gerekir, nk o dnemin tarihilik anlay yla yaz lm btn dnyadaki tarih eserleri iin de ayn ey sylenebilir. Gemi imizle ilgili daha do ru bir tarih bilgisine ulaabilmek iin slm Tarihi kaynaklar n n, modern tarih ara t rmalar metodolojisiyle gzden geirilip ele tirel metotla incelenmesi, tahkk

878

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

879

edilmesi gerekir. Bu maddede ele ald sorunlar a r t rmaktad r. yle ki:

m z problem de, yeni bir tak m

bir k sm ya orijinal nshaya ya da orijinale en yak n nsha dikkate al nmadan ne redilmi lerdir. Mesel, orum Hasan Pa a Ktphanesi nde, bnu l-Esr in Lbb n n 633 tarihli yazmas , bil nin Tabakat n n yazmas ve Ks m b. Sellm n 324 tarihli arbu l-Hads i, en eski nshalar olmalar na ra men, bu eserler ne redilirken dikkate al nmam lard r; daha do rusu belki n irlerce varl bile bilinmemektedir. Dolay s yla, tarih kaynaklar m zla ilgili yap lacak ncelikli i lerden birisi edisyon kritik olup, bylece kullanaca m z malzemenin en sahihini elde etme yolunda nemli bir ad m at lm olur. c) Baz Kaynaklar n Kime Ait Oldu unun Belirlenmesi Problemi: Kaynaklar m zla ilgili kar kar ya bulundu umuz sorunlardan biri de, elimizdeki baz eserlerin kime ait oldu u, daha do rusu u anda belirtilen yazar na ait olup olmad sorunudur. zellikle gnmze tek nshas geldi i san lan eserlerde bu sorun daha ciddi olarak kar m za kmaktad r. Mesel, Mesd ye ait oldu u sylenen sbtu l-Vasiyye bunun rneklerinden birisidir. Mesd nin di er eserlerine, ne dil, ne yntem ve ne de ierik a s ndan benzeyen bu eserin ona ait oldu unu gsteren tek veri, bibliyografik eserlerde onun da byle bir eserinin bulundu unun belirtilmesidir. Benzer ey, bn Kuteybe ye atfedilen el- mame ve s-Siyase ile Vak d nin Futhu - m iin de geerlidir. Ahbru dDevleti l-Abbsiyye ve Hadkat l-Hakik gibi baz eserlerin ise, kime ait oldu u bilinmemektedir. Bundan dolay , modern ara t rmalarda mellifi mehul kaynaklar olarak zikredilmektedirler. 2) Mslmanlar n Tarihe, Tarih Rivyetlere ve Tarih lmine Bak Problemi: Mslmanlar n genel dnya anlay lar , tarih anlay lar na da yans m t r. Mslmanlar dnya olaylar n , do al olarak slm dini erevesinde de erlendirmi lerdir. Abdullah Laroui nin de belirttii gibi, Hz. Peygamber dnemi, Mslmanlar iin mutlak hakkatin tezahr etti i bir dnemdir. Dolay s yla, hakikatin bizzat ya am n iinde oldu u inanc yla bu dnemdeki olaylar do ru bir ekilde tespit etmek ahlk-dn bir zorunluluktur. Bu sebeple Mslmanlar, Hz. Peygamber in ya am n , nemli kiilerin Mslmanl kabul etmesini, gazveleri vb. do rulu u mutlak bir inantan kaynaklanan tan klar n ifadesine gre kaydetmi lerdir. Halbuki, onun vefat ndan sonra, siyas mcadelelerin ve farkl gr lerin or-

a) Apokrif(uydurma) Tarih Yaz c l Problemi: slm Tarihi kaynaklar n n gnmz ele tiri ltleriyle yeniden de erlendirilmeli ve ihtiv ettikleri malzeme, bu ltlerden geirildikten sonra kullan lmal d r. nk, Apokrif Tarih Yaz c l 1 adl eserimizde de a ka ortaya koydu umuz gibi, kaynaklar m zda bir ok uydurma malzeme bulunmas n n yan nda, tamamen sahte tarih bilgilerle yaz lm eserlere de rastlanmaktad r. Bizim, ad geen eserimizde tan tt m z M s r n fethiyle ilgili tarih kitab , bunun en iyi rneklerinden birisidir. Aporkif tarih yaz c l n n tespiti ve kaynaklar m zda yer alan apokrif malzemenin ay klanabilmesi iin, kaynaklar m z n ele tiri yntemleriyle gzden geirilmeleri gerekir. Bylece tarih miras bize ula t ran tarih anlat m daha do ru malzemeye dayanarak yazaca iin ortaya kan rn de asl na daha yak n olacakt r. Bilindi i gibi, zaten hibir tarih malzeme, ya anan tarihin ve temsil etti i gemi in bizzat kendisi de ildir, en do ru malzeme bile, sadece gemi ten bir blm ya da izi bize ula t rmaktad r. E er kaynak olarak kendine dayand m z malzeme apokrif ise, tarih tasavvurumuzda bize zarardan ba ka bir ey getirmez; bize sahte tarih tasavvurundan ba ka sunabilece i bir ey yoktur. Tarihimizle ilgili apokrif malzemenin ve mstakil sahte kaynaklar n bulundu unun ortaya kar lm olmas , elimize ula an her trl kayna n, malzemenin ve bilginin s hhatini yeniden gzden geirmenin zorunlu oldu unu gstermektedir. b) En Sahih Nshay Tespit Etme Problemi: slm Tarihi kaynaklar ndan matbu olanlar n byk bir k sm n n hl edisyon kriti i yap lmam t r. Yap lanlar n bir k sm n n ise, yeterlili i tart l r. Byk bir ans eseri olarak bu kaynaklar n o unun, mellif nshalar ya da mstensihler taraf ndan as l nsha ya da di er nshalar esas al narak kopya edilen e itli nshalar dnyan n de i ik ktphanelerinde yer almaktad r. Ancak, orijinal nshan n tespiti, istinsah nshalar n n tespiti ve bunlarda yer alan e itli sebeplerden kaynaklanan hatalar, eksiklikler, btn nshalar n tespiti ve bu nshalarla yap lacak edisyon kritik ile bir dereceye kadar giderilebilir. Sz konusu etti imiz gibi, matbu kaynaklar n

. Aycan-M. M. Sylemez-N. Yurtseven, Apokrif Tarih Yaz c l

, Ankara 2003.

880

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

881

taya kmas , yani mutlak hakikatin blnerek ortadan kaybolmas , tarih olaylara genel bir ilgisizli i getirmi tir. Dolay s yla, Emevler ve Abbsler a , Hz. Peygamber dnemiyle ilgili tarih rivyetlere gsterilen ilgi ynnden a k bir ekilde farkl d r.2 te yandan, din eksenli bak , Hz. Peygamber sonras ya anan olaylar ve bunlar n anlat m ndan olu an tarih rivayetleri, dn rivyetler olarak kabul edilmi olan hadis ve hukuk rivyetleri kadar nemsememi tir. Bu sebeple, dn rivyetler iin, Kur n a ya da sahih oldu u kesin olarak bilinen snnete arz eklinde bir yntem geli tirilmi , rvlere ynelik kriterler olu turulmu tur. Halbuki, tarih rivyetler ve rviler iin belirli bir yntem geli tirilmemi tir. Bu da, tarihin, di er dn ilimler kadar nemsenmemesine yol am t r. Siyer-Me z d nda, bir de vergi vb. e itli zorunluluklar sebebiyle fethedilen blgelerin, hangi artlarda fethedildi ini, -nk bunlar bilmek toplanacak vergiyle do rudan ilgiliydi-, bilmek d nda, tarih ilmiyle u ra mak Mslman limler a s ndan bir zevk ve hobi olarak grlm tr, demek fazla abart say lmaz. nk ilk as rlarda yap lan ilim tasnif sistemleri de bu gr mz do rular niteliktedir. Mslman alimler, ilimleri, ilm-i edyn ve ilm-i ebdn olarak ikiye ay rm lard r. Din ilimler olarak Kur n, Hadis ve F k h ile bunlara yard mc olan dil, edebiyat ve gramer anla l rken, beden ilimleri ile, t p, eczac l k vb. kastedilmi tir. Tarih ise, bu iki ana ilim grubundan hi birine girmedi ine gre, bir zevk ve hobi i i olarak alg lanm t r.3 Bu sebeple as rlarca medreselerde okutulan ilimler aras nda tarih yoktur. Asl nda, bn Haldun taraf ndan tarih ilminin felsefesi ve metodolojisi ge dnemlerde,4 esasl bir ekilde ele al nm olmas na ra men, o, Bat l ilim adamlar n n da arp c bir ekilde belirtti i gibi, semas n n tek y ld z
2

ve tarih ilmi a s ndan mmeti olmayan peygamber olarak kalm gelene i olu mam t r.5

ve

Mslmanlarda tarih ilminin usl, ok sonralar , Sehv, Kfiyeci ve Suyt gibi muahhar limler taraf ndan bir gelenek olu turacak ekilde yeniden gndeme getirilmi tir.6 te bu anlay , tarih rivyetlerin nemsenmemesine yol at gibi, tarihin bir ilim olarak ilimler sahnesinde yerini almas na da engel olmu tur. 3) slm Tarihi Kaynaklar n n ve Melliflerinin Yanl l /Tarafl l Problemi: Bu problem, yazar n ya ad dnemi, mensup oldu u f rkay , grubu, ileyi, ideolojiyi bilmekle yak ndan ilgilidir. Ancak sadece bu hussiyetleri bilmekle problem halledilemez. nk yanl davranmak, kk ok daha derinlerde olan bir husustur, yani do rudan insan olmakla ilgilidir. yleyse her tarihi gibi, her tarih kitab da bir nebze yanl d r. nsan olmaktan kaynaklanan bu problem pek zlebilecek cinsten de ildir. Ama bu tarih bilginin hepten yanl ve i e yaramaz oldu u anlam na da gelmemelidir. Tarihiler bu ka n lmaz yanll u me hr veczeyle ifade ederler: nsan, ya anan tarih lsnde de il, insan lsnde tarih yazar .7 Bu sebeple bu trden bir yanl l kla tarihileri sulamak do ru deildir. Ancak tarihilerin, bu ka n lmaz yanl l ktan ba ka, ele tiriye a k yanl l klar da vard r. slm Tarihi kaynaklar ve yazarlar n n yanl l genel problemiyle ilgili bir dizi problemler yuma akla gelmektedir. yle ki: a) Emevlerle lgili Daha Sonra Yaz lan Kaynaklar n Tarafl l Problemi: Gnmze ula an kaynaklar n bir o u Abbsler dneminde yaz lm t r. Bu dnemin mellifleri veya onlar n kaynaklar n n mellifleri Emevler dnemi muhalefeti iinde yeti mi lerdir. Bu sebeple Emevler ile ilgili verdikleri bilgilerde, bu hnedna d manl k nedeniyle rivyetlerde tahrfe gitmi olabilecekleri gndeme gelmektedir. Dolay s yla Emevlerle ilgili bilgi veren Abbs dneminde vcut bulan eserlerin dikkatli kullan m gerekmektedir.
5

Geni bilgi iin bkz: Abdullah Laroui, Tarihselcilik ve Gelenek, (trc. Hasan Bacanl ), Ankara 1998. 3 bn Sina, Hikmet i, nazar ve amel olmak zere ikiye ay r r. Nazar hikmeti de kendi iinde, riyaziyye, tabiiyye ve ilahiyat olmak zere e ay r r. Riyaz ilimler olarak, matematik, mant k, mhendislik, astronomi vb. gibi bizim bugn pozitif bilimler olarak alg lad m z bilimlerin bir k sm n koyar. Tabiiyyat n alt na ise, kimya, biyoloji, fizik ve t p gibi bugnk pozitif bilimlerin di erlerini koyar. lahiyat ilimleri dedi i de, metafizi i inceleyen ilim dallar d r. Grld gibi, bn Sina n n ilimleri tasnifinde tarih ilmi diye bir ilim yoktur. Geni bilgi iin bkz: Mesut Okumu , Kur n n Felsef Okunu u- bn Sina rne i, (Bas lmam al ma), orum, 2003, 147. 4 Yine de bu tarih, dnya tarihinde tarih ilmi metodolojisi, felsefesi ve metafizi i a s ndan olduka erken bir dnemdir. Bu sebeple, bn Haldun, tarih felsefesinin kurucusu say l r.

Geni bilgi iin bkz: Ne et Toku, lm-i Umrn- bn Haldun da Toplum Bilimsel Dnce, Bilge Adam Yay., Van, 2000. 6 Tarih uslyle ilgili ilk al malar olan bu eserlerle ilgili geni bilgi iin bkz: Sabri Hizmetli, slm Tarihili i zerine, Ankara 1991. 7 Bkz: Leon E. Halk n, Tarih Tenkidinin Unsurlar , (trc. Bahaeddin Yediy ld z), TTK., Ankara 1988.

882

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

883

b) Ya anan Olaylara Yanl Bak , Yanl Tarih Yaz m n da Gndeme Getirmektedir: slm Tarihinin ilk olu um srecinde Mslmanlar n ya ad klar siyas gr ayr l klar , ya anan tarihin yan nda, yaz lan tarihe de yans m t r. Bu durum iki tr problemi beraberinde getirmi tir. Birincisi, a n n, daha Hz. Peygamber in vefat yla Sakfet Ben Side de ya anan olaylardan itibaren ya anan tarihe farkl yakla m sonucu yaz lan tarih.8 Bilindi i gibi, a, daha ilk dnemden itibaren slm Tarihine Snnler den farkl yakla arak farkl bir literatr olu turmu ve halen de olu turmaya devam etmektedir. kincisi, Hz. Osman n ehit edilmesi, Hz. Ali-Muviye mcadelesi ve bu sreteki siys farkl la malar n do urdu u e itli gr lerin nda, farkl gruplar n kendi bak a lar yla yaz lan tarih. Bu ikisine, daha sonra ortaya kan grup, f rka ve mezhep farkl l klar n n sebep oldu u say s z tarafgirlikler de eklenebilir.9 Bu iki durum, daha ilk dnemden itibaren, slm Tarihi kaynaklar nda yanl l k problemini gndeme getirmi tir. Ne yaz k ki, dnemin farkl din, kltr ve lke tarihleriyle, Mslmanlar n kendi i meselesi olarak ya anan bu olaylar n bir kar la t rmas n yapmak da pek mmkn gzkmemektedir. nk, Mslmanlar n bu i at malar na, sz konusu a da kaynaklar genellikle suskun kalm lard r. Tarihin yanl yaz lmas problemi, gelecek nesillerin tarihe yanl bak n da beraberinde getirmi tir. deolojik Tarih Okumalar adl eserimizde a ka ortaya koydu umuz gibi, slm Tarihi kaynaklar n n az msanamayacak olan bir k sm belli d nce ekolleri veya mezheplerine mensup ki ilerce, ba l bulunduklar ekoln do rulu unu savunmak iin kaleme al nm t r. Okuyucuyu ynlendirmeyi amalayan bu eserlerin melliflerinin d nceleri, ilgileri ve savunduklar gr lerin bilinmesi, tarih malzemeyi nas l kulland klar n anlamam za byk katk sa layacakt r.

Mesel, Abdulkahir el-Ba dd, el-Fark beyne l-F rak ad ndaki eserini,10 Ehl-i Snnet in di er mezheplerden daha sahh oldu unu ispatlamak amac yla yazd n , kitab n n giri inde a ka belirtmektedir. Dolay s yla bu ve benzeri eserler bir tarih kayna olarak kullan l rken ok dikkatli olunmas gerekir. nk, kendi mezhebinin gr lerinin do rulu unu ispat iin gayret eden bir mellifin, tarih rivyetleri kendi d nceleri lehinde arp tmas , dolay s yla olan de il, olmas gerekeni yazmas beklenen bir eydir. c) ehir Tarihleri le lgili Eserlerde Mensbiyet Duygusunun Tarihiyi Yanl Davranmaya tmesi Problemi: Her insan gibi tarihi de, vatan na yani, do up byd yere, her zaman duygusal ba larla ba l d r. Bu durum, kendi ehirlerinin tarihini yazan melliflerin eserlerine de yans m t r. Bu yazarlar n, kendi ehirlerinin tarihini yazmada, burada do up bymeleri sebebiyle, ba kalar na gre daha ayr nt l ve sa lam bilgilere ula malar sz konusu ise de, vatanlar n yceltme duygusuyla a r bir ekilde vmelerine de sebep olmu tur. Hz. Peygamber e atfedilen ve onunla hi ilgisi bulunmayan, hatt onun lmnden uzun y llar sonra kurulan ehirleri ven hadslerin bulunmas d ndrcdr. Daha da ileri giderek, ehrin faziletiyle ilgili olarak yetleri bile delil gsterenler vard r. Bunun en arp c rne i, Bah el in Tarihu Vs t d r.11 Yazar bu eserinde, Hz. Peygamber in vefat ndan neredeyse bir as r sonra kurulmu olan Vs t ile ilgili hadisler nakletmektedir: Haccc bir ehir in a etmek iin yer ararken ben de onun yan ndayd m. Merkebe binmi bir rhip grdk. Merkep ba rsaklar n boaltt . Rahip indi. Merkebin pisli ini elbisesi ile toplad . Haccac, rhibi a rd ve neden byle yapt n sordu. Rahip, biz kutsal kitab m zda unu grdk. Tufan koptu u zaman mukaddes topraklardan bir para kopmu ve buraya d m tr. te o toprak buras d r. E e imin pisli inin burada kalmas n uygun grmedim. Bunun zerine Haccac, arkada lar na atlar ndan inmelerini ve ehrin buraya in a edilmesini emretti. 12 d) Olan De il, Olmas Gerekeni Yazma Giri imleri: slm Tarihi kaynaklar n n yanl l ile ilgili di er bir problem, tarihilerimizin

Mesel, mmiyye mezhebine mensup olan Tabers, mensubu bulundu u f rkay tarihin erken bir dnemine yerle tirmek iin byk aba harcamaktad r. Bkz: Tabers, elhticac, Me hed 1403, I, 132-145. 9 Mslman tarihilerin, tarih yaz m na nas l ideolojik yakla abileceklerini gsteren iyi bir rnek olarak bkz: . Aycan-M. Sylemez, deolojik Tarih Okumalar , Ankara 2002.

10 11

(trc. Ethem Ruhi F lal ), Ankara 1991. Bkz: Bah el, Eslem b. Sehl el-Vs t (292/905), Trhu Vs t, (thk. Korkis Avvd), lem l-Ktb, Beyrut 1406/1986. 12 Bah el, Vs t, s. 32.

884

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

885

olan de il, olmas gerekeni yazma giri imleridir. Klsik mverrihler daha ok retici tarih telkkisine sahip olduklar iin, malzeme toplarken, ya da onlar kaleme al rken hep okuyucular na bir t vermeyi, yazd klar ndan ibret almalar n sa lamay , nasihat etmeyi d nm ler, hakikati arama, do ruyu yakalay p oldu u gibi aktarma pe inde olmam lard r. Kur n- Kerm de iyinin yan nda kt rnekler de zikredilmi olmas na ra men, onlar bunu rnek alma yerine, kendi anlay lar yla bir tak m olaylar anlatmad klar takdirde sorumluluklar n yerine getirmi olacaklar na inanm lard r. Bu gayretleriyle bizi, i in gere ini renme ans ndan mahrm b rakmalar n n yan nda, gere e olan sayg lar n da tam olarak ortaya koyamam lard r. Mesel, tarihimizin ilk dnemleriyle ilgili en geni ve farkl rivyetleri kitab nda toplad halde, kendine gre bir elemeye gitti i bilenen Taber, Hz. Osman ile Eb Zer aras nda geen tart may , Mslmanlar n zihninde sahabe imaj n n zedelenmesine vesile olaca ndan ekinerek eserine almamay uygun grd n a ka belirtir.13 Bylelikle Taber, olan aktarmamakla sanki, byle olmamal yd , olmas gereken bu de ildi, demek istemektedir. Bugnk bilimsel anlay a s ndan Taber nin yapt i , ciddi bir ele tiri konusudur. te yandan olan anlatmaya yana mayan mellifler, olmas mmkn olmayan, inan lmas g birtak m efsaneyi eserlerine almaktan da ekinmemi lerdir. bn Haldun, byle mverrihleri, bu a dan a r bir ekilde ele tirir.14 e) rnekleriyle Tahrif ve Yanl l k Problemi: Eb Mihnef in, Hz. Hseyin in Yezid e bat etmeyip Medine den Mekke ye hareketinden itibaren ehit edili ine, Kerbel katliam ndan sa olarak kurtulanlar n am a gnderili lerine kadar cereyan eden olaylar ieren Maktel lHseyin adl eserinde, Ben meyye, onlar n valileri, Ben H im e muhalif olan ki ilerin adlar geti inde leanehullah tabiri kullan lmaktad r. Ancak Eb Mihnef in, hicr 132 y l na kadarki olaylarda kendisinden nakiller yapan Taber nin Trih inde Kerbel olay ile ilgili rivayetlerde bu tabirin kullan lmad grlmektedir. Bu ve benzeri tespitler, ister istemez tahrif problemini akla getirmektedir.

u kadar var ki, Maktel l-Hseyin de ve Taber nin Trih inde rivayetlerin muhtevas nda pek farkl l k gze arpmamaktad r. Yani Eb Mihnef, gerekleri tahrife meyilli grlmemektedir. Bu durumda unlar akla gelmektidir: Acaba Maktel l-Hseyin deki ifadeler daha sonraki bir dnemde, mstensihler taraf ndan m ilave edilmi tir veya Taber, Eb Mihnef in rivayetlerini szgeten geirerek mi eserine alm t r? Bu sorular n kesin cevab bilinmemekle birlikte, birinci ihtimal, yani daha sonraki dnemde bu ifadelerin esere eklenmi olmas kuvvetle muhtemeldir. u kadar varki, belirtti imiz gibi bu farkl l k rivayetlerin znde vrid de ildir. Eb Mihnef in di er eserlerinde leanehullah tabirinin kullan l p kullan lmad tespit edilmeye al lm t r. Ancak bu noktadan hareketle de bir sonuca ula lamamaktad r: Mesel, bn Ebi l-Hadd in,15 Ebu Mihnef in di er bir eseri Kitb S ffn inden yapt al nt lar incelendiinde u husus gze arpmaktad r: Bu rivayetlerde Ali ve Ali evld iin aleyhisselm geiyor ama Eb Mihnef in muhaliflere kar tavr tam anla lamamaktad r. Daha do rusu onlar n adlar n zikretmemektedir. Dolay s yla la net ifadesi ieren tabir gememektedir. Mellifler zaman zaman baz konulardaki bilgileri ihmal etmekte ve eserlerinde yer vermemektedirler. Szgeli i Vk d, gazvelerde m rikler saf nda yer alan H imleri ve bu meyanda ok geni bir ekilde yer verdi i Bedir gazvesini anlat rken, bu sava ta m riklerle beraber olan Hz. Abbas n ad n zikretmemesi dikkat ekmektedir. Abbs hanedan ile olan s k ili kileri mellifi byle bir tutuma sevketmi olabilir. Di er taraftan Hz. Abbas n ki ili i ve ne zaman mslman olduu konusundaki tart malar mellifi byle bir tutuma sevketmi olabilir. Ama hangi nedenle olursa olsun mellifin tutumu ortadad r. Vkid nin aksine Taber, Hz. Abbas n Bedir e m rikler saf nda kat ld ndan yeri geldike bahsetmektedir. Ancak zorla kullan larak kat lmak zorunda b rak ld n srarla vurgulamaktad r. Bir ba ka rnek: Belzr nin aksine Taber, baz konularda, mesel Abbs davetinin do u u ve geli mesi hakk nda geni bilgi vermektedir. Abbaso ullar n n Ben meyye ye yapt zulmden haberdard r. Ancak bu konuda tafsilat vermemektedir. Ama mesel bn l-Esr, Taber nin zerinde durmayarak gei tirdi i, hatta onun hi de inmedi15

13 14

Taber, Tarih(De Goeje), I, 2858, 2980. Mukaddime, (trc. Zeki Megamiz), stanbul 1988.

. bn Ebi l-Hadd, erhu Nehci l-Bel a, XIV, 8-16.

886

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

887

i baz konular detayl bir ekilde i lemi tir. Abbs ailesinden Ali b. Abdullah n Velid b. Abdlmelik le ili kileri ile ilgili haberlerle, Abbslerin Ben meyye yi katledi i ile ilgili haberler bunlar aras ndad r. bn Kesir in tutumu da bn l-Esr gibidir. 4) slm Tarihi le lgili Mslmanlar n D ndaki Kltr, Din ve lkeye Mensup a da Tarihilerce Yaz lm Kaynaklar n Kullan lmamas Problemi: slm Tarihi kaynaklar m z n klsik mellifleri, farkl din, kltr ve lkeden tarihilerin eserlerini, pek dikkate almam lard r. Maalesef, modern ara t rmalarda da bu husus ihmal edilmektedir. Bir dnemin tarihi ara t r l rken Mslmanlar n yazd klar n n yan nda, di er dinlerden, hatta di er devletlerden a da tarihilerin yazd klar n n da, birer slm Tarihi kayna olarak gzden geirilmesi gerekmektedir. Bylece, tarih kaynaklar m zda yer alabilen dn, rk vb. bir tak m n yarg lar n tespiti mmkn olabilece i gibi, ayn olaya kar taraf n bak grlmek suretiyle, tarih artlarda hangi bilginin gere e daha yak n oldu unu tespit etmek kolayla acakt r. zellikle, Bizans a, spanya ya, Fransa ya, Suriye ve ran a ynelik fetihlerle ilgili bilgilerde rakip lke kaynaklar n n da gzden geirilmeleri gerekir. Tek kaynak kullanma naksas n a an, rivayetlerin yan s ra kaynaklara, ele ald kltrn bizzat kendi kaynaklar na ba vuran mellifler de mevcuttur. Buna rnek olarak bn Kuteybe yi gsterebiliriz. Kur n- Kerim, hadisler, tarih, siyer, tefsir, ensb kitaplar , hemen her alanda bol miktarda iir, mesel onun temel kaynaklar ndand r. Bunlar n yan nda bn Kuteybe, insan n ve evrenin yarat l ve peygamberler tarihi ile ilgili konularda Tevrat tan, yine benzeri konularda slm kabul eden Yahudilerden faydalanm t r. Hz. sa n n hayat ile ilgili konularda ve baz ahlk retilerde ncil den, t p ve co rafya ile ilgili hususlarda Bizans kaynaklar ndan (muhtemelen tercmelerinden), madenler ve felsef hikmetler konular nda Yunan eserlerinden (yine muhtemelen tercmelerinden), ran tarihiyle ilgili olarak ran kaynaklar ndan ve nihayet Hint kaynaklar ndan, szgeli i Sanksrite eserlerin Arapa ve Farsa tercmelerinden istifade etmi tir.16

5) Kaynaklar n Kaynaklar n Tespit Etme Problemi: Bilindi i gibi, ilk dnem slm Tarihi ile ilgili gnmze ula an kaynaklar n ou, ana kaynaklar de il, ana kaynaklardan faydalan larak yaz lm ikinci el kaynaklard r. phesiz, ilk dnemle ilgili olaylara ahit olanlar n yazd ya da ahit olanlara dayan larak yaz lan ana kaynaklara sahip olmak, bu kaynaklardan faydalan larak yaz lan ikinci el kaynaklara sahip olmaktan, tarih bilginin gvenirli i ve s hhati a s ndan daha nemlidir. Mutluluk verici bir durumdur ki, ikinci elden kaynaklar m z, genellikle bilgilerini ald klar kaynaklar /rvileri senet sistemi iinde bildirmi lerdir. Bu sebeple, t pk Fuat Sezgin in Buhr nin Kaynaklar 17; Muhammed Csim Me hedni nin, Ensbu l-E rf ta Emev Ailesi Hakk nda Belzri nin Kaynaklar ve M. Akif Ko un Eb Htim in Kaynaklar 18 al malar nda oldu u gibi, baz ana kaynaklar n, ikinci elden kaynaklarda yer alan metinlerinin tesisini yapmak mmkndr. Bu tarz al malar, hem tarih bilginin s hhatini, hem de bunlar ihtiv eden ikinci el kaynaklar n de erini art rmas n n yan nda, ilk asra kadar slm kltr ve medeniyetiyle ilgili malzemenin ifh olarak aktar ld eklindeki mste riklerin iddialar n n geersizli ini daha a k olarak ortaya koyacakt r.19 te yandan, bu tarz al malar, rivyetlerin ba ndaki rvi zincirinde yer alan bu ah slar n, sadece metin ncesinde alelacele zikredilen ki iler olarak de il de, her biri slm kltr ve medeniyetinin in as na ve gelecek nesillere aktar lmas na byk katk sa layan nemli rviler ve kaynaklar olarak dikkate al nmalar na vesile olacakt r. Bu sorunla ilgili zerinde durulmas gereken problemin di er bir yn de, asl gnmze ula mayan eserlerin durumuyla ilgilidir. Ba ta
17

16

Hsn zer, bn Kuteybe nin Tarihili i, Bas lmam Sosyal Bilimler Enstits, Ankara 1997

Yksek Lisans Tezi, A. .

Fuat Sezgin, Buhr nin Kaynaklar , Ankara 2000. Fuat Sezgin, slm Kltr Tarihinin en nemli kaynaklar ndan birisi olan sfehn nin, E n sinin kaynaklar yla da ilgili bir makale yazm t r. Ancak bu makale, ad geen kayna n kaynaklar n ele alan bir makale olmaktan ziyade, bu kayna n nemini ve t pk Buhr ninki gibi kaynaklardan yaz ld n tahmine ynelik de erlendirmeleri ieren bir al mad r. Bu sebeple, ad geen eser zerinde al ma yapacaklar te vik eder mahiyettedir. 18 M. Akif Ko, snat Verileri erevesinde Erken Dnem Tefsir Faaliyetleri- Eb Htim Tefsiri rne inde Bir Literatr ncelemesi, Ankara 2003. 19 Kendisi de bir mste rik olan Horovitz, bir grup ilk dnem siyer-me z yazar n ele alarak, hem bunlar n yazd klar metinleri tesis etmeye al m , hem de daha ilk dnemden itibaren slm tarihinin yaz ya geirildi ini belirterek, mste riklerin genel ve yayg n sz konusu iddias na iyi bir cevap vermi tir. Bkz: J. Horovitz, slm Tarihili in Do u u, (trc. R. Alt nay-R. zmen), Ankara 2002.

888

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

889

Ms b. Ukbe, Muhammed b. Sib el-Kelb ve Medin olmak zere bir ok mellifin eseri ya gnmze hi ula mam veya k smen gelebilmi tir. Metin tesisinden bahsederken de belirtti imiz gibi, bu eserlerden al nt yapm olan bir ok kaynak elimizde bulunmaktad r. Ancak Cevher nin hanflik ile ilgili Halil b. Ahmed den yapt al nt da oldu u gibi, al nt yapan kaynaklar rivyetlerin tamam n de il bir k sm n iktibas etmi lerdir. Bundan ka nmak da mmkn de ildir. nk tarihili in z semektir; ilgili kaynaklar n, tarih olgular n, anlaml yorumlar n seilmesi, modern ya da klsik her tarihi iin bir zorunluluktur. Ancak iktibasta bulunan yazar n bu ilkeye ne derece uydu u ayr bir sorundur. Klsik kaynaklar m z n yazarlar Cevher rne inde oldu u gibi, al nt yapt eserin as l anlatmak istedi ini b rak p, kendi anlat mlar na uygun d eni tercih etme yoluna gidebilmi lerdir. Cevher nin S hh nda, kendisinden yakla k bir as r nce ya am Halil b. Ahmed in Kitbu l-Ayn ndan yapm oldu u hanflik ile ilgili al nt lar n n ne kadar eksik oldu u, Halil in eserinin gnmze ula mas sayesinde mukyese edilebilmektedir. E er Halil in Kitbu l-Ayn gnmze gelmemi olsayd , Halil in hanflik ile ilgili d ncelerini, Cevher sayesinde eksik ve hatal olarak elde etmi olacakt k. Kaynaklar m zdaki bir ba ka husus da kaynak gstermeden iktibas problemidir. Alan ara t rmalar nda dikkat edilmesi gereken hususlar n ba nda bu, kaynak gstermeden iktibas problemi gelmektedir. Bu, ilgili bilginin ilk kayna n n tespitini gle tirmektedir. Mesel, Makrz, en-Niz ve t-Tehsum fm beyne Ben meyye ve Ben Him adl eserinde, Ch z n Fazlu H im al Abdi ems adl hacimli risalesinden uzun iktibaslar yapm t r. 20 Bu durumda u ihtimaller ortaya kmaktad r: Ya ikisinin kayna da ayn d r veya Makriz Ch z dan kaynak gstermeden al nt lar yapm t r. 6) Emevlerin Tarihe Bak : Bir iktidar n siyere ve dolay s yla tarihe bak n yans tmas na Emevleri rnek olarak vermek istiyoruz. Emevileri bu konuda iki ayr devreye ay rabiliriz. Birinci hicr as rda, yani hanedan n hakimiyet dneminin ilk altm y l nda (40-100), Emev halifelerinin siyer-me z rivayetlerini genellikle ho kar lamad klar ,
20

zellikle Suriye halk n n bu konuda bilgilendirilmesini ve bu tr bilgilerin hanedan n oturdu u blgede yay lmas n istemedikleri, Sfynlerle ilk Mervnlerin bu siyaseti izledikleri ve Muaviye nin bu konuda nclk etti i grlmektedir. Onlar, siyer konusundaki bilgilerin yay lmas ve yaz ya geirilmesiyle, Emevlerin ktl nn ve ilk yay l y llar nda slm a kar k lar n n ortaya konulmu , di er taraftan Ensar n ise yceltilmi ve iyiliklerinin yay lm olaca n d nyorlard . Bunun yan s ra, siyer-me z ile ilgili bilgilerin yayg nla mas n n EnsarEmev eki mesini krkleyece inden endi e ediyorlard . u olay bu tutuma rnek olarak verilebilir: Sleyman b. Abdilmelik veliahtl dneminde Medine ye gelir, Hz. Peygamber dnemi olaylar n n gerekle ti i mekanlar Ebn b. Osman la gezer, olaylar hakk nda bilgi al r ve Ebn dan bir siyer yazmas n ister. Ebn elinde yazm oldu u bir kitap bulundu unu syler. Sleyman bunu istinsah ettirir; fakat okuyunca ho lanmaz. Abdlmelik e konuyu iletece ini syler ve istinsah etti i nshay imha eder. Suriye ye dnnce meseleyi Abdlmelik e anlat r. Abdlmelik, Emev ailesinin faziletini anlatmayan bir kitaba ve bilmelerini istemedikleri eyin am halk na retilmesine ihtiyalar olmad n syler. Abdlmelik in endi esi siyas idi. Yoksa kendisinin siyer-me z hakk nda bilgisi mevcuttu; Urve b. Zbeyr le bu konudaki mektupla malar da me hurdur. Ancak bu mektupla malar, slm a davetin ba lamas , Kurey in buna kar tavr , Habe istan a hicret, Eb Sfyan n Bedir sava ndan nceki Suriye seferi, Hz. Hatice nin vefat , Hz. Peygamber in Hz. i e ile evlenmesi gibi meselelerdir. Abdlmelik ve o lu Velid in am halk n n nezdinde Ben meyye nin itibar kaybetmesine yol aacak hususlar gndeme getirmekten ka nd klar grlyor. Bu durumun siyer-me z al malar n belli bir dnem iin aksatt , geciktirdi i sylenebilir. nk ilm faaliyetlerde otoritenin tutumunun, ilme destek veya engel olu unun nemi, bilinen bir gerektir. Ancak ikinci hicr asr n ba lar nda bu durum, yani Emevlerin siyer-me zye kar politikalar de i mi tir. mer b. Abdlaziz, s m b. mer b. Katde yi hilafet merkezine davet ederek siyer-megz dersleri verdirmi tir. Zhr ve rencileri sayesinde bu olumsuz tutum a lm t r.21
21

Bk. Makriz, en-Niz ve t-Tehsum fm beyne Ben meyye ve Ben H im, tah. Hseyin Mu nis, Kahire 1988. s. 27-28; 41-42.

Zbeyr b. Bekkr, el-Ahbru l-Muvaffakiyyt, tah. Sami Mekk el-n, Ba dat ts., s. 332-333; Atvan, Rivyet - miyyn lil Me z ve s-Siyer, Beyrut 1987, s. 24 vd.

890

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

891

7) Kur n ve Hadisin slm Tarihinin Kayna Olmas Meselesi: Vahiy ncesi dnem ve vahiy srecinde meydana gelen ok say da olay n s rr na, Kur n- Kerim in ilgili yetlerine ve tefsirlerine mracaat etmek suretiyle vk f olabiliyoruz. Enfl Sresi nde Bedir, l-i mran Sresi nde Uhud, Ahzb Sresi nde Hendek sava lar , Tevbe Sresi nde Tebk Seferi ve Fetih Sresi nde Hudeybiye Antla mas ile ilgili bilgiler bulunmaktad r. Bunun yan nda Kur n- Kerim, Araplar n slm dan nceki inan ve adetleri hakk nda geni bilgiler vermektedir. Kur n da ayr ca, gemi toplumlar n inan, ahlk, sosyal ve ekonomik durumlar hakk nda da pek ok bilgi mevcuttur. Hadisler de, Hz. Peygamber in ya ad devir iin do rudan kaynakt r. Hadis klliyat ok say da tarih olayla ilgili bilgi ierir, ayr ca pek ok Hadis kitab nda Hz. Peygamber in gazveleriyle ilgili blmler, menk b, fezil, cihad, melhim haberleri vard r. Bunun yan nda, slm tarihili inin te ekklnde ve Siyer-Me z ve Tabak t kitaplar n n yaz l nda hadis tedvininin nemi byktr. Zaten ilk Siyer-Me z melliflerinin tamam na yak n muhaddistir. 8) Kaynaklar Konusunda, Modern Teknolojiden Faydalanma Problemi. Kaynaklar, alwaraq.com rne inde oldu u gibi bir internet sitesine yklenebilir ve ara t rmac lar n istifadesine sunulabilir. Bu web sitesi zamandan tasarruf sa lamakta; kayna , herhangi bir kelimeyi daha detayl tarama imkn vermektedir. Fakat kitap sayfalar herhangi bir bask y esas almad iin sayfa dzenlerini kendileri belirliyor. Bu noktada, web sitesinde yer alan kaynaklar n do ru kaydedilip kaydedilmedi i bir sorun olarak kar m za kmaktad r. Ancak an lan site baz al nd nda, eserlerin ktphanelerdeki bas l nshalar yla kar la t r ld nda herhangi bir hataya rastlanmam t r. u kadar var ki, bunlardan ihtiyat elden b rakmadan faydalan lmal d r.

-IISLM TAR H N N KAYNAKLARIYLA LG L PROBLEMLER VE ZMNE L K N BAZI D NCELER Prof. Dr. brahim SARIAM

9) Tarih Ara t rmalar Alan n n Kapsam n n Geni lemesi ve Kaynaklar n e itlenmesi: 19. yzy la kadar btn dnyada tarih denince, siyas olaylar n anlat m anla l yor ve yaz lan tarih eserleri ounlukla siyas hayat n anlat m n konu ediniyordu. Sz konusu yzy lda tarih ilminde ya anan geli meler,22 tarih ara t rmalar n n kapsam n n da geni lemesine yol am , gemi te kalm bir dnemin tarihinin sadece siyas boyutuyla ele al nmas n n eksik olaca grlm tr. Zir, insan ve onun davran lar n konu edinen tarih ilminin, gemi le ilgili gere e daha yak n ve daha canl bir tarih tasvre ula abilmesi iin, toplumsal hayat ya ayan, kltr ve medeniyet olu turan insan n, siyas boyutu d ndaki, ekonomik, sosyal, kltrel, meden ve benzeri faliyetlerini de ele almak zorunda oldu u anla lm t r. te bu yeni geli me yani, tarih ara t rmalar n n kapsam n n geni lemesi, siys tarih kaynaklar d ndaki eserlerin de tarih kayna olarak kullan m n , ba ka bir ifade ile, slm Tarihi Kaynaklar Yelpazesinin Geni li i ve e itlili i Problemini gndeme getirmi tir. Bylece, slm kltr ve medeniyetine dair bir ok klsik eser, tarih kayna olarak kullan lmaya ba lanm t r. Bu arada unu da belirtmek gerekir ki, toplumsal ara t rmalar ve toplumun ekonomik, kltrel ve sosyal sistemlerini inceleme faliyetleri, Mslman melliflerce hi bilinmeyen konular aras nda de ildi. Biz bu alanda olduka geni ve e itli metinlere rastlamaktay z. Ancak bu metinleri, derli toplu ve belirli bir eser iinde grememekteyiz. Bu bilgileri, tarih, edebiyat, tabakat, f k h, h tat, seyahatnme, co rafya vb. alanlardaki eserlerde da n k bir vaziyette bulmaktay z. Yeni
22

19. ve 20. Yzy llar, tarih, tarih felsefesi ve metodolojisi alan nda ya anan byk geli meler sebebiyle, felsef a dan tarih yzy llar olarak adland r lm t r. Geni bilgi iin bkz: Do an zlem, Tarih Felsefesi, stanbul 1996. Ayr ca bkz: John Tosh, Tarihin Pe inde, (trc. zden Ar kan), stanbul 1997.

892

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

893

tarih al malar nda ve zellikle de siyas tarih d nda yap lan al malarda, bu eserler birinci derecede istifde edilen kaynaklar durumuna gelmektedir. Ancak sz konusu etti imiz gibi, ilgileri bizim bugnk ilgilerimizden farkl olan bu melliflerin sayfalar na serpi tirdikleri bu bilgileri derleyip toparlamak ve anlaml bir btn halinde yeni bir in da bulunmak hem zor hem de olduka yarat c l k isteyen bir i tir. Bunun yan nda, tarih ara t rmalar n n kapsam n n geni lemesi ve tarih kaynaklar n n e itlenmesi, yeni bir tak m problemleri de beraberinde getirmektedir. yle ki: a) Tarihin Yeni Kaynaklar Olan Eserlerden Faydalanmada Ortaya kan Problemler: Tarihin yeni kaynaklar , siyas tarih kaynaklar kadar, mekn ve zaman unsuruna nem vermemi lerdir. Dolay s yla bu kaynaklardaki bilgilerin mekn ve zaman n n tespiti daha fazla bir emek ve tecrbe istemektedir. Mesel, olayda geen ki ilerin biyografisinin ve olay n ba lam n n iyi bilinmesi gerekmektedir. Bu kaynaklar mukayeseli bir ekilde ve kroniklerin deste inde kullan lmal d r. b) Kaynaklar n Tespiti ve Tasnfi Sorunu: Verdikleri bilgilerin niteli i konusunda ayn eyi syleyemesek de, slm Tarihinin siyas tarih kaynaklar n n say s olduka fazlad r. Kltr, medeniyet, sosyal ve ekonomik hayat gibi, yeni ara t rma alanlar yla birlikte, yeni trden eserlerin kaynaklar aras na girmesi, say s zaten olduka fazla olan slm Tarihi kaynaklar n n oklu u ve e itlili i probleminin ykn iyice arla t rmaktad r. Bu da, bir ara t rmac n n btn bu kaynaklar ve muhtevlar n bilmesini det imkns z k lmaktad r. zellikle mesle e yeni ba layan ara t rmac lar arad klar bilgiyi, hangisinde ve nerede bulacaklar n bilememektedirler. Bu sebeple, tarih kaynaklar m z , ara t rmac lar n arad klar n kolayca bulabilecekleri bir biimde tan tan, tasnf eden, nemini belirten, zellikleri ve muhtevs n veren slm Tarihinin Kaynaklar yla ilgili geni bir al maya ihtiya vard r. Bu ara t rman n, bunlar hakk nda bilgi veren eserlerin yan nda, bizzat kayna n kendisine mracaat edilerek yap lmas n n daha iyi olaca kanatindeyiz.23 slm Tarihi kaynaklar n , ierdikleri malzemenin trne gre ciddi bir ekilde tasnif ederek gruplara ay r p o ekilde kullanmak gerekir. Zira, her kaynak grubu di erlerinden farkl bilgiler iermektedir.
23

Bunlar n ne tr bilgiler ierdiklerinin bilinmemesi durumunda, hem malzeme kayb , hem de zaman kayb ya anacakt r. Mesel, siyas tarih al acak bir ara t rmac iin genel tarih kitaplar n n, dinler tarihi al acak biri iin Diyrt kitaplar n n, kabile al acak biri iin Ensb kitaplar n n, ehir ve blge tarihi al acaklar iin blge tarihlerinin, ilim ve kltr tarihi al acaklar iin, Tabakat, Teracim ve Edebiyat kitaplar n n nemi, di erlerine oranla daha fazlad r. Sz konusu etti imiz gibi, gerek siyas, gerek farkl trden slm Tarihi kaynaklar , ge klsik dnemde ve gnmzde e itli ara t rmalara konu olmu ve e itli tasnflere tabi tutulmu tur.24 Ancak bu tasnfler yap l rken genellikle eserin ismi esas al nm t r. Konusu, muhtevs vb. gibi, e itli zellikleri pek gz nnde bulundurulmam t r. phesiz baz eserlerin isimlerine gre tasnfi muhtevs yla da uyumludur. Ancak baz eserlerin, ismine gre yap lacak bu tasnfleri, o eserde yer alan bilgileri tam olarak aksettirecek yeterlilikte de ildir. ( ehir tarihleri bunun en gzel rne idir. Mesel, bir ehir tarihi olan Bah el in, Trhu Vs t , ehirden ok, oraya yerle en ve ya ayan hadsilerin rivyet ettikleri hadsleri iermektedir. Dolay s yla eser, bir ehir tarihi al mas ndan ok, hads eseri olarak grlebilir. Ayn ekilde Ba dd nin Trhu Ba dd , bn Askir in Trhu D ma k da bundan pek farkl de ildir. Mamafih bu tr eserlerin, ok say da tarih olay hakk ndaki bilgilerimizi tamamlad n da burada belirtmek gerekir. Netice olarak, kaynaklar n sadece isimlerine gre de il, ihtiv ettikleri bilgilerin yo unlu una gre yeniden tasnfi gerekmektedir. zellikle, siyas tarih d ndaki al malara kolayl k olmas a s ndan, bu al malara malzeme sa layacak eserlerin indeksi ya da kataloglar haz rlanabilir. c) Mevcut Kaynaklar Kullanarak Siyas Tarih D ndaki al malar n Zorlu u Problemi: slm Tarihi kaynaklar , t pk dnemin di er lkelerindeki tarih eserlerinde oldu u gibi, hkim unsurlar n siyas tarihine nem vermi lerdir. nk onlara gre, tarihin znesi byk kiiler, kahramanlar, halfeler, sultanlar vb. dir. Bu sebeple, tarih olarak bize aktar lan malzeme genel olarak sz konusu ki i ve hnedanlar n tarihini anlat r.

Bizim, bizzat kaynaklar n kendisinden hareket ederek geni bir al ma projemiz bulunmaktad r. Bunu yak n zamanda kitapla t rmay d nmekteyiz.

24

Bkz: Kfiyeci nin eseri; Sehv nin eseri; e en in eseri.

emsettin Gnaltay n eseri; Ramazan

894

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

895

Genel tarih eserleri ve hanedan tarihleri daha ziyade byledir. Halk n ve s radan insan n, y nlar n tarihinden bizi pek haberdar etmemi lerdir. Kr sokaklar n, kay p bedenlerin ve bizzat kaybedenlerin tarihi bu kaynaklarda yer almam t r. Halk n, hayata, lme, dine, olaylara ili kin d nceleri, ya ant lar , giyimi, ku am , e lencesi, k sacas , gndelik hayat na fazla itibar edilmemi tir. Bu sebeple, tarihimizin en eski dnemine ili kin yap lacak sosyal tarih ara t rmalar iin bu kaynaklarda yeterli bilgi bulmakta glklerle kar la r z. Ayn ekilde, merkezde geen olaylar ele al nm ama, evrede ya anan olaylar kaydedilmemi tir. evrede ya ayanlar n tarihi, byk lde mehulmzdr. Baz alanlarda yaz lm kaynaklar, trih olaylar ele al rken ok miktarda eksi imizi tamamlamaktad r. ehir Tarihleri: Mesel, bn ebbe nin blmden olu an Trhu l-Medneti l-Mnevvere adl eserinin birinci blm Hz. Peygamber in Medine deki hayat zerinedir. kinci blm Hz. mer ve nc blm Hz. Osman dnemine aittir ve bu iki blm Medine tarihinden ziyade iki halifenin dnemlerini ele alan bir tarih kitab niteliindedir. bn Askir, Trhu Medneti D ma k adl eserinde D ma k ehrinin co raf zelliklerinin yan nda, do rudan veya dolayl olarak bu ehirle ilgisi olan 9000 civar nda ki inin biyografisini vermektedir. stanbul un fethinin 550. Y l dolay s yla, 2003 y l Haziran ay nda stanbul da dzenlenen sempozyumda sundu um Araplar n stanbul ku atmalar adl tebli i haz rlarken, Taber ve Ya kb gibi melliflerin bazen bir ku atmayla ilgili olarak sadece bir cmle verdikleri bir konuyla ilgili tamamlay c veya geni pek ok bilgiyi bn Askir in eserinde bulabildim. bn Askir, szgeli i D ma kl bir ahs n biyografisini anlat rken, o ahs n stanbul ku atmas na kat ld n bildirmekte ve orada ba ndan geen olaylarla ilgili detaylar kaydetmektedir. Co rafya Eserleri: Co rafya kitaplar n sadece yer adlar ve mekanlarla ilgili olarak kullanm yoruz. Bu eserler bilakis di er konularda da bilgiler iermektedirler. zellikle mellifin gzlemlerine dayanan k s mlar , yaln zca co rafya konusunda de il, trih konularda da orijinal tarihi bilgiler iermekte ve tarih kitaplar n n blge hakk ndaki eksikliklerini tamamlamaktad r. Mesel, Makdis (. 381/991 den sonra), Ahsen t-Teksm adl eserinde slm lkelerini alt s Arap ve sekizi Acem olmak zere on drt ik-

lime ay rm , bu iklimler hakk nda sadece co raf bilgiler vermekle ve bir co rafya terminolojisi olu turmakla kalmay p, ayn zamanda bu iklimlerde ya ayan insanlar n sosyo-ekonomik ynleri zerinde durmu tur. Dn, ekonomik ve ticari meselelere temas etmi tir. Blgedeki halk n nfusu, rf ve detleri, din ve mezhepleri, blgelerde retilen g da maddeleri, ihra ve ithal edilen maddeleri, kullan lan a rl k lleri ve paralara dair geni bilgiler vermi tir. iirler ve Divanlar: iir in ve divanlar n slm Tarihinin kayna olarak nemi byktr. Her eyden nce iir, iki anlat m tarz ndan (naz m/nesir) biridir. Ayr ca slm Tarihinin temel kaynaklar nda bol miktarda iirler mevcuttur. iirler ve divanlar slm Tarihinin ve bilhassa kabile ve f rka mcadelelerinin en temel kaynaklar ndand r. Bir rnek verecek olursak, Emevler dnemi airlerinden Kmeyt b. Zeyd el-Esed nin Ben H im i desteklemek ve Ben meyye yi ktlemek amac yla kaleme ald , Ben meyye nin yerine Ben Him in iktidara gelmesi gerekti ini savundu u H imiyyt adl eseri Emev-H im mcadelesi a s ndan son derece nemli bir kaynakt r. Kmeyt b. Zeyd el-Esed bu divan nda, ayn zamanda, iirle bu dnemin genel karakterini de ba ar l bir ekilde ortaya koymu tur. Kmeyt b. Zeyd el-Esed ve H imiyyt adl al mam zda ad geen airi ve dvn n slm Tarihi a s ndan tetkik etmi bulunuyoruz.25 Divanlar n yan nda bizatihi trih iirler de mevcuttur. Szgeli i Mberred in ve Belzr nin rencisi olan bn l-Mu tez (.296/908) in eseri bunlardan biridir. Bu nl airin di er eserleri yan nda Urcze f Trhi l-Mu tez d Billh adl eseri Mu tez d Billh n hal tercmesidir ve bu halifenin dneminin tarihi iin belge niteli i ta yan 417-420 beyitlik bir manzmedir. S radan iirlerden farkl l k arzeden kaside, trih kasidelere rnektir. Yani trih iir trnn ilk ve en gzel rneklerindendir. iire dayan larak yap lm nemli al malar, iirin ve divanlar n kaynak olarak nemini ortaya koymaktad r. Ahmed Muhammed elHf nin el-Hayt l-Arabiyye mine - i ri l-Chil ve el-Mer e fi i ri l-Chil adl ba ar l al malar buna rnek olarak verilebilir. Yazar birinci eserde toplum, ahlk, din, detler; ikinci eserde anne, zevce, k z olarak kad n; kad n n mal haklar , ahlk durumu, sava ta, bar ta,
25

brahim Sar am, Kmeyt b. Zeyd el-Esed ve H imiyyt -II- A. . lahiyat Fakltesi Dergisi, XXXVII, ss.201-232.

896

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

897

esir ve cariye olarak kad n, siyas ve ictima mevkii, iir rvsi, mu anniye, aire olarak kad n gibi konular divanlar kullanarak i lemi tir. iirler ve divanlardan faydalanmak iin salt Arapa bilgisinin yeterli olamayaca a kt r. Bu hususta nemli nokta, edebiyattan istifade etmektir. 10) Kaynak De erlendirmesi-Kaynak zellikleri ve Temayl Burada genel tarih eserlerinin baz zelliklerine k saca de inildikten sonra, iki genel tarih eserinin kar la t rmas na geilecektir. Genel tarih eserlerinde mellifler kendi dneminden nceki dnemlerle ilgili bilgileri daha nceki kaynaklardan aktarmaktad r. Genel tarih mellifleri eserlerinin kendi dneminden nceki k sm nda, mevcut malzemeyi yeni bir bak a s yla tasnif etmek suretiyle, o u durumlarda pek ok malzemeyi kaybolmaktan kurtarmalar , bu malzemeyi kendi ku a n n ve gelecek neslin istifadesine sunmalar gibi a lardan son derece nemli bir hizmet gerekle tirmi lerdir. Ancak mverrihin kendi dneminin tarihini yazarken verdi i bilgilerin daha geni kapsaml ve ak l ve mant k szgecinden gemi oldu u grlmektedir. Taber, bn Miskeveyh ve bn Haldun gibi. bn Miskeveyh, Tfan dan Adududdevle nin vefat y l olan 372/983 y l na kadarki olaylar iine alan Tecrib l-mem adl eserinde 340/952 tarihine kadarki olaylar daha nceki kaynaklardan, mesel Taber nin Trh inden ve Sbit b. Sinan n Trh inden toplam , bu tarihten sonras n ise kendi m ahedelerine, tecrbelerine ve grg ahitlerine dayand rm t r. Dolay s yla Bveyhlerin tarihiyle ilgili bu son k sm mellifin kendi m ahedelerine ve dolay s yla birinci el malzemeye dayand iin bu hanedan n tarihi iin en de erli kaynaklardan bir olarak grlr. Keza bn Haldun un tarihinin de en fazla itibar gren k sm , Berberlerin ve Zentelilerin tarihini ele alan Kuzey Afrika tarihiyle ilgili k sm d r. nk mellif VI. ve VII. cildini olu turan bu blmde, do ulu slm Tarihi melliflerinin fazla bilgi sahibi olmad klar ve eserlerinde yer vermedikleri Ma rib tarihiyle ilgili olarak byk k sm kendi gzlemlerine, szl rivayetlere ve gnmze ula mam belgelere dayan r. Kaynaklar , kaynak, muhteva ve metot a lar ndan tan madan, tarihi srete, tarih yaz c l nda meydana gelen de i meleri, kaynaklara

ilave edilen veya kar lan malzemeleri de erlendirmeden, ara t rmac lar n kayna tararken malzeme seiminde isabet edebilmesi ve do ru sonulara ula abilmesi zordur. Burada, hemen her slm Tarihi ara t rmac s n n ba vurmas veya kullanmas gereken iki kayna n, bahsedilen erevede incelenmesi hedeflenmi tir. rnek olarak Taber (. 310/923) ile bn Kesr (. 774/1373), olay olarak da Kerbel hadisesi seilmi tir. nk ad geen melliflerin eserlerinin bir tebli erevesinde tamam n n derinlemesine kar la t r lmas gtr. O nedenle yaln zca, Kerbel Olay n ele al lar , kaynak, muhteva ve metot a s ndan mukayese edilecektir. Burada, kaynaklar tan man n yan s ra, Kerbel olay rne inde, Taber ve bn Kesr aras nda geen be asra yak n dnemde kaynak kullan m , muhteva ve metot konusunda de i en veya de i meyen hususlar n plana kar lacakt r. Bu mukayese ile, zaman iinde isnadlardaki dei iklik, ne kadar artt veya eksildi i, muahhar mellif taraf ndan kaynaklara ilave edilen veya kar lan hususlar, muhteva ve metot anlay lar ndaki benzerlik ve de i meler, trih srete kltre ve bunun tabi sonucu olarak eserlere yans yanlar gibi konular n anla lmas na katk da bulunulmas amalanm t r. Mesel, Kerbel olay n al acak bir ara t rmac n n yukar daki iki kayna ve belki de bunlar n d nda yzlerce kayna yukar daki kriterler a s ndan tetkik etmesi gerekecektir. Ayn durum Cemel, S ffn ve di er olaylar al acaklar iin de geerlidir. Bu ayn zamanda ara t rman n temel zelliklerinden biri olan kayna a hakimiyeti de sa layacakt r. a) Taber Kaynaklar: Taber nin Kerbel olay ile ilgili kaynaklar n , kullan m yo unlu una gre u ekilde s ralayabiliriz: Eb Mihnef, Hi m b. Muhammed, Ammr ed-Dhen, Husayn b. Abdurrahman, Amr b. Ali, Vk d, bn Sa d, mer b. ebbe. Mellif, nce Emevlerin Medine valisinin Hseyinden Yezid e biat etmesini istemesiyle ba layan ve ard ndan geli en safhalar , Mslim b. Akl in ba na gelenler a rl kl olmak zere Ammr ed-Dhen den aktarmaktad r. Sonra, ayn olayla ilgili bilgileri daha doyurucu ve tamamlay c buldu unu kaydetti i Eb Mihnef ten nakletmektedir. o u zaman do rudan Eb Mihnef i, zaman zaman da Hi m b. Muhammed-Eb Mihnef zincirini kullanmak-

898

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

899

tad r. u kadar var ki, Eb Mihnef in ve bn l-Kelb nin hangi eserlerlerinden nakillerde bulundu unu belirtmemektedir. Taber nin rivayet zincirleri uzun de ildir. nk en ok kulland Eb Mihnef (. 157/773-774), Kerbel olay ndan sonraki nc nesildir. Eb Mihnef in byk dedesi S ffn de Hz. Ali saf nda arp m t r. Taber nin senetlerinde Kerbel olay n n grg ahidi dahil, nc nesil o u zaman Ebu Mihnef olmaktad r. Bu bak mdan uzun senede ihtiya bulunmayaca ndan, genellikle Eb Mihnef ten nce bir, veya ou zaman, iki ravi kaydetmektedir. Baz detay bilgilerde Eb Mihnef in farkl senetlerini vermektedir. o unlukla Eb Mihnef in grg ahitlerine dayand rd bilgileri kullanmaktad r. Mesel Hz. Hseyin taraf nda bulunan Skeyne bint Hseyin, Ft ma bint Ali, Ali b. Hseyin; kar tarafta, yani Hz. Hseyin e kar arp an orduda bulunan Kesr b. Abdullah e - a b, Mesrk b. Vil ve Hn b. Sbeyt el-Hadram gibi. Bu noktada, hem Hz.Hseyin ve hem de mer b. Sa d n taraf nda bulunan grg ahitlerinden bilgi nakletmesi, ayn zamanda mellifin olay objektif bir ekilde anlatmaya ynelik bir abas olarak de erlendirilmelidir. Taber nin, olay her iki taraf n grg ahitlerinden nakletme e ilimini, olay n Mekke ve am merhalelerini anlat rken de gryoruz. Kesin bir s n r olmamakla birlikte, olay n hanedan, yani Yezid aya n , bir ba ka ifade ile am da olup bitenleri ve am dan sonraki Medine yolculu unu daha ok Avne den nakletmi tir. Ama an lan konuda bazen Hi am n Eb Mihnef ten ba ka ravilerden ald bilgileri de kullanm t r. Mesel Hi m-Avne den gibi. Bununla birlikte olay n am d nda geen k sm ile, di er ayr nt lar da ayn kaynaktan, yani Avne den verdi i de oluyor. Eb Mihnef in, Yezid b. Muaviye nin mevlas Ks m b. Abdurrahman ve bizzat Ben meyye mensuplar ndan, mesel Mervan b. Hakem in karde i Yahya gibi ravilerden ald bilgileri de kullan yor. Bu da hem Eb Mihnef in ve hem de Taber nin bizzat Ben meyye den gelen rivayetleri eleme veya bunlara yer vermeme gibi bir tutum iine girmediklerini gstermektedir. Taber, bazen Eb Mihnef in Esedlerden ald bilgileri kullanm t r. Esedler, Kerbel da ortada kalan cesetleri ertesi gn defneden evre sakinleridir. Bunlar olaya kat lm olmasalar bile tan k olmu lard r. Taber, Hi m n, ayr ca Eb Mihnef d ndaki kaynaklardan ald k-

lar na da yer vermektedir. Hi m n, Eb Mihnef ve Avne d nda, babas ndan nakletti i rivayetleri de kullanmaktad r. Kaynaklar aras nda mer b. ebbe ye yer vermektedir. Zaman zaman Ammr edDhen ye dnmektedir. Kerbel olay n n tarihi ve Hseyin in ldrld s radaki ya ile ilgili bilgileri bn Sa d n Vk d den rivayetinden nakletmektedir. Bazen bir konuyu ve uhbire diyerek anlatt , az miktarda da olsa, hi ravi zikretmedi i oluyor. ok az da olsa, kendisinin veya ravilerin hat rlayamad raviler de oluyor. Hi m-Eb Bekir b. Ayy -Ona anlatan biri gibi, hat rlanamayan ravinin yerine bir ba ka ravi uydurmuyor. Bu husus dikkat ekicidir. Bu ayn zamanda, mverrihin nazar nda rivayetin toptan at lmas n gerektiren bir husus olarak da kabul edilmedi ini gstermektedir. Muhteva: Taber, Kerbel olay n kronolojik olarak ele al yor. Tab olarak konuya 60. Y l ve Yezid b. Muaviye dnemi olaylar n ele ald k s mda ba l yor. Medine valisinin Hz. Hseyin den Yezid e bat etmesini istemesi ile konuya giriyor, durumu yerinde tetkik amac yla Mslim b. Akl in Hz. Hseyin taraf ndan Kfe ye gnderilmesi ve ldrlmesi ile sonulanan olaylarla, Numan b. Be r in Kfe valili inden azli ve yerine Ubeydullah b. Ziyad n tayini ile devam ediyor. te yandan Hz. Hseyin in nce Mekke ye, oradan da Kfe ye do ru yola k n ele al yor. Kerbel olay 60. hicr y l n sonlar ile, 61. hicr y l n ba lar nda meydana geldi i iin, olay n 1 Muharrem den itibaren cereyan eden k sm n tab olarak 61. y l olaylar ile ilgili blmde anlat yor. Kerbel da vuku bulan olaylar, daha sonra da olaydan sa kurtulanlar n Kfe ye ve sonra da am a gtrlmeleri ve en sonunda Medine ye gnderilmeleri zerinde duruyor. Kerbel olay nda Ben H im den ve di er kabilelerden ldrlenlerin listesini vererek konuyu tamaml yor.26 Metot: Taber, Rivayet sistemini, olay do ru bir ekilde tespit amac yla kullanmaktad r. Kaynaklar n detayl bir ekilde gstermektedir. Biraz sonra de inece imiz bn Kesr in ele tirel bir ekilde ele ald rivayetleri, ki bunlar n say s Taber de fazla de il, yorumsuz olarak nakletmektedir. Onda, olay n geneli ve detaylar ile ilgili hususlarda ele tirel bir bak a s mevcut de ildir. Yorumsuz olarak nakletti i rivayetlere rnek olarak unu kaydedebiliriz:

26

Taber, Trhu l-mem ve l-Mlk, tah. Muhammed Eb l-Fazl brahim,V, 347-470

900

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

901

el-Al b. Eb se - Re s l-Clt babas ndan. O yle demi tir: Kerbel ya her yolum d t nde, blgeyi abucak terketmek iin bine imi ko tururdum. Sebebi soruldu unda, bize, bu mekanda bir peygamber ocu unun ldrlece inden bahsedilirdi demi ve devam etmi tir: ldrlecek ki inin ben olaca mdan korkard m. Hseyin ldrlnce Bize anlat lan budur dedik. Hseyin in ldrlmesinden sonra, buradan geerken ko madan yrrdm .27 Benzeri rivayetler bn Kesr taraf ndan yoruma tabi tutulmaktad r. b) bn Kesr Kaynaklar: bn Kesr in Kerbel olay n anlat rken kulland kaynaklar unlard r: Eb Mihnef, Hi m b. el-Kelb, bn Sa d, Zbeyr b. Bekkar, Taber, Ahmed b. Hanbel, Buhr, Mslim, Tirmiz, Nese, Yahy b. Man, Eb Ya l el-Mevs l, Eb Zr a, Mchid, Tabern, Eb l-Ks m el-Bagav, Eb Dvud et-Taylis, Medin, Hkim, Asma, Yahy b. Man, Ks m b. Sellm, bn Askir, bn Ebi d-Dny, Ali b. Medn - ki, bu ah s ilel l hadis konusunda uzmand r. Buhr ondan 303 hadis rivayet etmi tir-. bn Kesr, nce, kaynak vermeden 10 sayfa kadar Hz. Hseyin in Kerbel olay na kadarki biyografisini senetsiz olarak anlatmaktad r. Daha sonra ilk rivayet zincirini Hi m b. el-Kelb nin Eb Mihnef ten rivayetinden vermektedir. Daha sonra s k s k Eb Mihnef ten nakillerde bulunmakta ve Taber gibi, en fazla da onu kullanmaktad r. Yine t pk Taber gibi senet kullanmaktad r. Birka yerde de do rudan Taber den senetle rivayette bulunmaktad r. Birka k sa rivayeti Zbeyr b. Bekkr dan nakletmektedir. Zaman zaman Hi am-Eb Mihnef ve Hi m-Avne zincirlerini kullanmaktad r. bn Kesr deki Eb Mihnef in zincirleri de Taber den tan d m z rivayet zincirleridir. bn Kesr in, olay n yorum k sm na geinceye kadarki kaynaklar bu ekildedir. Taber den farkl olarak bn Kesr, Hz. Hseyin in Kerbel da ldrlece ine dair Hz. Peygamber e isnad edilen rivayetleri nakletmi ve bunlar daha ziyade Ahmed b. Hanbel, Eb l-Ks m el-Bagav, bn Ebi d-Dny, Tirmiz, Hkim ve Tabern den vermi tir. Hz. Hseyin in fezili ile ilgili k s mda Ahmed b. Hanbel, Buhr, Tirmiz, Nese, bn Sa d, Zbeyr b. Bekkr, Eb Ya l el-Mevs l, Tabern, Eb l-Ks m el-Bagav, Eb Dvud et-Taylis, Medin, Esma ve
27

Tabern nin rivayetlerini kullanm t r. Hadis kaynaklar ndan ald gileri de uzun senetleriyle birlikte nakletmi tir.

bil-

Muhteva: bn Kesr de Taber gibi, Hicretin 60. y l olaylar ana ba l ve Yezid b. Muaviye dnemi olaylar alt ba l alt nda konuya giriyor. Taber den farkl olarak, Hz. Hseyin in biyografisi ile konuya ba l yor. Olay n 1 Muharrem den itibaren cereyan eden k sm n Taber ye tabi olarak 61. y l olaylar nda anlat yor. Taber gibi Hz. Hseyin in Mekke den emirlik talebi ile hareket edi i ile ba l yor. Devam nda Medine ve Mekke de meydana gelen olaylar , daha sonra da, Irak a gidi ini ve Kerbel da olup bitenleri naklediyor. bn Kesr, Kerbel olay ile ilgili rivayetleri, esasta Taber gibi kronolojik olarak veriyor. u kadar var ki, rivayetleri tam bir kronolojik ekilde yerle tirmedi i, da n k olarak kaydetti i de grlyor. Taber den farkl olarak Hseyin in mezar , Hseyin in ba , faziletleri, iirleri konular n , esas olay n anlat m n bitirdikten sonra ayr ba l klar alt nda anlat yor.28 Metot: bn Kesr de t pk Taber gibi kaynaklar n gsteriyor, ancak onun kadar detayl de il. Taber kaynaklar daha ok kullan yor. bn Kesr in, Taber de olmayan ve ondan ayr olarak ele ald k s m hari tutulursa, yani Taber nin ele ald k s mda, onunla hemen hemen ayn rivayetleri, ancak daha az, kullan yor. Szgeli i bn Kesr in gsterdi i kaynak say s Taber nin %40 civar ndad r. Ayr ca, bn Kesr in muhtevada konuya ay rd yer, Taber ninkinden yakla k %20 daha azd r. yle anla l yor ki, bu, bn Kesr in eserinin hacmiyle ve plan yla ilgilidir. Yani kitab n n genel plan erevesinde Kerbel ya muhtemelen ancak bu kadar yer ay rabilece ini d nm tr. nk eserini 302/915 y l olaylar ile noktalayan Taber den sonra, 767/1365 y l olaylar ile bitirecek olan bn Kesr in daha anlataca 465/450 y ll k bir zaman dilimi mevcuttur. bn Kesr, 310 y l olaylar n anlat rken, bu y lda vefat edenler aras nda Taber nin biyografisine de yer vermi tir. vgyle bahsetti i Taber nin biyografisine ay rd k s m, kitab n elimizdeki bask s nda iki sayfa tutmaktad r. Taber den farkl ve ilave olarak ele ald k s mda bn Kesr, onun kullanmad kaynaklar , mesel hadis kitaplar n kullan yor. bn Kesr in kulland kaynak say s e it olarak Taber den fazlad r ve yakla k kat d r.
28

. Taber(Eb l-Fazl), V, 393.

bn Kesr, el-Bidye ve n-Nihye, VIII, 147-212.

902

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

903

bn Kesr bilgileri aktar rken zaman zaman kk tasarruflarda bulunmu tur. Rivayetin zne halel getirmeyecek ekilde ifadeleri bazen de i tirmi ve baz kelimelerin yerine daha basit ve kolay anla labilecek olanlar tercih etmi tir. bn Kesr in, Taber nin aksine ele tirel bir bak a s na sahip oldu u grlyor. Mesel Hz. Hseyin in Kufe ye yola kmadan nce Basral lara yazd mektubun metnini veriyor. Metin Taber nin bu konudaki yorumsuz nakletti i metniyle ayn d r. Mektubun hemen sonunda, bunun Hseyin taraf ndan yaz ld konusunda phesi bulundu unu, mektubun baz i ravilerin ilave szleriyle sslenmi oldu unun a k oldu unu kaydediyor. Konuyu, Taberi den naklen anlatmaya kald yerden devam ediyor29. Zbeyr b. Bekkr amcas Mus ab b. Abdullah Hi m b. Ysuf Ma mer Hseyin den bahseden bir adam eklindeki senetle u bilgiyi kaydediyor: Hz. Hseyin den bahseden bir adam, Ma mer e unu anlat r: Hseyin, Abdullah b. Zbeyr e Bana 40.000 ki inin biat ve benimle birlikte hareket etti ine dair haber geldi der. Abdullah b. Zbeyr de Baban ldren ve karde ini karan bir kavme mi gidiyorsun der. bn Kesr bu bilgiyi aktard ktan sonra, Hi am n Ma mer e adam hakk nda bilgi sordu unu, Ma mer in de sika oldu unu syledi ini kaydetmektedir. Zbeyr b. Bekkar n, amcas ndan, baz lar n n, bunu, Hseyin e syleyenin Abdullah b. Abbas oldu u kanaatinde olduklar n rivayet etti ini nakletmektedir. Dolay s yla ravinin (Hi am) haberi ald kimseye(Ma mer) bilgiyi ald kayna n gvenilir olup olmad n sordu u anla l yor. bn Kesr in bunu kaydetmesi bilgiyi tetkik a s ndan anlaml d r.30 bn Kesr, Kerbel olay hakk nda kaydetti i bilgilerin bir k sm nda da phe bulundu unu belirtmektedir. Taber ve di er mellifler bu rivayetleri kaydetmeseydi ben de kaydetmezdim demektedir. Kerbel olay ile ilgili rivayetlerin o unun Eb Mihnef e ait oldu unu, onun da i oldu unu, Eimme nezdinde Daf l-Hads oldu unu sylemekte, bununla birlikte onu Ahbr - Hf z diye vas fland rmaktad r. Ba ka kaynaklarda bulunmayan pek ok bilginin Eb Mihnef taraf ndan rivayet edildi ini kaydetmekte ve bu bak mdan pek ok mellifin bu konuda Eb Mihnef e dayand n belirtmektedir.
29 30

bn Kesr, at bir fas lda, Hz. Hseyin in ldrld tarih konusundaki rivayetleri naklederek, bunlar tart yor. Hi m el-Kelb nin h. 62. y lda ve bn Lhey a n n 62. veya 63. y lda ldrld n sylediklerini, 60 y l nda ldrld n syleyenlerin de bulundu unu kaydettikten sonra, bunlar n do ru olmad n , do rusunun 61. y l oldu unu kaydediyor. Ayn tart may Hz. Hseyin in ldrld ndeki ya konusunda da yap yor. Eb Nuaym n 65 veya 66 ya nda ldrld n sylemekle hata etti ini, do rusunun ise 58 oldu unu sylyor. Hz. Hseyin in Kerbel da ldrlece ine dair Hz. Peygamber den gelen rivayetleri Ahmed b. Hanbel den, bn Sa d dan, Tabern den naklediyor ve sonunda =Fa llhu a lem diyor. Bu trden ba ka haberleri, mesel, Hz. Hseyin in ehit edilece ini Cebril in haber verdi ine dair haberleri, yorumsuz nakletti i de oluyor. O durumda, okuyucuda, bn Kesir bunlar kabul ediyormu gibi, bir dnce has l oluyor. te yandan, Allah Tel Muhammed e yle vahyetti: Ben Yahy b. Zekeriyy ya kar l k yetmi bin ki iyi ldrdm. Senin k z n n o luna kar da yetmi bin ki iyi ldrece im eklinde, bn Abbas tan gelen rivayeti garip buluyor. Bu rivayetin, Hkim in Mstedrek inde de bulundu unu, bu tr garip haberleri Tabern nin de rivayet etti ini sylyor. Ancak, Hz. Hseyin i ldrenlerin ba na gelen musibetlerle ilgili rivayetlerin ise o unun sahih oldu unu, nitekim bunlar n o unun sonradan hastaland n , hatta ak l hastas oldu unu, kaydediyor. bn Kesr, a n n A re gn ile ilgili ok say da haber uydurdu unu kaydetmektedir. Mesel, Hz. Hseyin in ldrld gn gne tutuldu u, y ld zlar n grnd , kald r lan her ta n alt nda kan grld , gkyznn k zard , gne do arken klar n k rm z , gkyznn kan p ht s gibi, ya mur damlac klar n n kan damlas gibi oldu u ve y ld zlar n arp t eklindeki haberlerin yalan oldu unu sylemektedir. Hseyin in ba n n hkmet kona na gtrld nde kona n duvarlar ndan kan s zd n n, yeryznn gn sreyle karard n n, Kuds te kald r lan her ta n alt nda kan grld nn sylendi ini, ancak bunlar n hepsinin yalan oldu unu a klamaktad r. bn Kesr, Yezid in Kerbel dan sa kurtulanlara iyi davrand , hamama gnderdi i, para, elbise, yiyecek verdi ine dair bilgilerin, -ki bu bilgileri sa lam buldu u anla l yor- Rfizlerin Yezid Hseyin in ailesini plak esirler olarak develere bindirdi eklindeki szlerinin

bn Kesr, VIII, 158. bn Kesr, VIII, 161.

904

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

905

do ru olmad n ortaya koydu unu kaydediyor. Ayr ca Rfizlerden, Hseyin in aile fertlerinin plak olarak develere bindirildiklerinde, onlar n avret mahallerini rtmek iin develerin s rt nda, n ve arka taraflar nda bir ift hrg meydana geldi ini syleyenlerin bulundu unu, ancak bunun yalan haber oldu unu bildiriyor. a n n ve Rfizilerin, Hseyin in ldrlmesiyle ilgili uydurdu u daha pek ok yalan haber bulundu unu, ancak zikrettiklerinin yeterli oldu unu sylyor. Hz. Hseyin i mer b. Sa d n ldrd nn de sylendi ini, ancak bunun do ru olmad n , mer b. Sa d n sadece Hz. Hseyin i ldren birli in komutan oldu unu sylyor. mer b. Sa d n Hz. Hseyin i atlara i netti ine dair haberi Eb Mihnef ten naklettikten sonra Allah bilir ya bu do ru de ildir kayd n d yor. bn Kesr e gre Hz. Hseyin in ba n n M s r da oldu una dair iddian n da asl yoktur. Ft mler, Ft ma n n soyundan geldiklerine dair iddialar n tervic etmek iin byle bir yola tevessl etmi ler, Tc lHseyin denilen ehitli i hicr 500 y l ndan sonra in a etmi lerdir. elBk lln ba ta olmak zere ok say da uleman n da ayn gr te olduunu syleyerek bu gr n teyid ediyor. bn Kesr in a ve Rfizlere kar ele tirilerinin, kendi d ncelerini yans tmas n n yan nda, o gnn toplumunun beklentisinin de bu ynde oldu u ve onlar n beklentilerine de cavap niteli i ta d anla l yor. Ayr ca bu gr lerinin, ad geen gruplar n gr lerine bir reddiye mahiyetinde oldu u da sylenebilir. Kaynaklar zerinde, dnem dnem, ya da belli say da olay seilerek, kaynaklar n kaynaklar veya ah slar zerinde sondajlama yap larak gerekle tirilecek al malar n, ara t rmac lar n kaynaklarla ilgili sorunlar n en aza indirmesine katk da bulunabilece ini d nyoruz. Sayg lar m zla.

Kaynaklar: A. Aziz Duri, lk Dnem slm Tarihi, (trc. Hayrettin Ycesoy), stanbul 1991. John Tosh, Tarihin Pe inde, (trc. zden Ar kan), stanbul 1997. Ketih Jenkis, Tarihi Yeniden D nmek, (trc. Bahad r Sina ener), Ankara 1997. Seyyide smil K if, slm Tarihinin Kaynaklar ve Ara t rma Metotlar , (trc. Mehmet eker vd.), zmir 1997. Sabri Hizmetli, slm Tarihili i zerine, Ankara 1991. ------------------- slm Tarihi- lk Dnem, Ankara 1999. Do an zlem, Tarih Felsefesi, stanbul 1996. . Aycan-M. M. Sylemez-N. Yurtseven, deolojik Tarih Okumalar , Ankara 2003. Leon E. Halk n, Tarih Tenkidinin Unsurlar , (trc. Bahaaddin Yediy ld z), TTK., Ankara 1988. Tabers, el- hticac, Me hed 1403. Abdulkahir el-Ba dd, Mezhepler Aras ndaki Farklar, (trc. Ethem Ruhi F lal ), Ankara 1991. Bah el, Eslem b. Sehl el-Vs t (292/905), Trhu Vs t, (thk. Korkis Avvd), lem l-Ktb, Beyrut 1406/1986. Taber, Tarihu l-mem ve l-Mlk(De Goeje) Taber, Tarihu l-mem ve l-Mlk(Eb l-Fazl) Fuat Sezgin, Buhrnin Kaynaklar , Ankara 2000. M. Akif Ko, snat Verileri erevesinde Erken Dnem Tefsir FaaliyetleriEb Htim Tefsiri rne inde Bir Literatr ncelemesi, Ankara 2003. J. Horovitz, slm Tarihili in Do u u, (trc. R. Alt nay-R. zmen), Ankara 2002. Mesut Okumu , Kur n n Felsef Okunu u- bn Sina rne i, (Bas lmam al ma), orum 2003. Ne et Toku, lm-i Umrn- bn Haldun da Toplum Bilimsel D nce, Bilge Adam Yay., Van 2000. Muhammed bid el-Cbir, Islm da Siyasal Ak l, (trc. Do. Dr. Vecdi Akyz), Kitabevi yay., st. 1997. Zbeyr b. Bekkr, el-Ahbru l-Muvaffakiyyt, tah. Sami Mekk el-n, Ba dat ts. Atvan, Rivyet - miyyn li l- Me z ve s-Siyer, Beyrut 1987. bn Haldun, Mukaddime, (trc. Zeki Megamiz), stanbul 1988. Hasan Kurt, Taber nin Hayat ve Tarihili i (Yay nlanmam Yksek Lisans Tezi, 19 May s niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Samsun 1991 Hsn zer, bn Kuteybe nin Tarihili i, Bas lmam Yksek Lisans Tezi, A. . Sosyal Bilimler Enstits, Ankara 1997

906

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

907

EK Taber nin Kerbel Olay le lgili Kaynaklar : Zekeriyy b. Yahy ed-Darr - Ahmed b. Cenb el-Musayy s - Halid b. Yezd b. Esed b. Abdullah el-Kasr - Ammr ed-Dhen s. 347 Amr b. Ali-Eb Kuteybe - Ynus b. Eb shk - el-Ayzr b. HureysUmre b. Ukbe b. Eb Muayt 349 Ammr ed-Dhen 349 Eb Mihnef 351 Eb Mihnef - el-Haccc b. Ali - Muhammed b. Bi r el-Hemdn 352 Eb Mihnef Eb l-Muhrik er-Rsib 353 Eb Mihnef Nmeyr b. Va le Eb l-Veddk 355 Hi m Avne 356 Hi m - Eb Mihnef - el-Muall b. Kleyb Eb Veddk 358 mer b. ebbe Hrn b. Mslim Ali b. Slih- sa b. Yezid el-Kinn 359 Ve Uhbira 360 Hi m - Eb Mihnef - el-Muall b. Kleyb Eb Veddk 361 Eb Mihnef el-Mclid b. Sad 364 Eb Mihnef Nmeyr b. Va le Eb l-Veddk 364 Eb Mihnef es-Sakb b. Zheyr Abdurrahmn b. reyh 367 Eb Mihnef el-Haccc b. Ali Muhammed b. Bi r el-Hemdn 368 Eb Mihnef Ysuf b. Yezd Abdullah b. Hzim 368 Eb Mihnef Ynus b. Eb shak Abbs el-Cedel 369 Eb Mihnef Eb Cenb el-Kelb 369 Eb Mihnef el-Mclid b. Sad 371 Eb Mihnef Kudme b. Sad b. Zide b. Kudme es-Sakaf 373 Eb Mihnef Ca fer b. Huzeyfe et-T 375 Eb Mihnef Kudme b. Sa d 375 Eb Mihnef Kudme b. Sa d 376 Eb Mihnef Sad b. Mdrik b. Umre 376 Eb Mihnef Sakb b. Zheyr Avn b. Eb Cuhayfe 378 Eb Mihnef Eb Cenb Yahy b. Eb Hayye el-Kelb 380 Eb Mihnef Sakb b. Zheyr Avn b. Eb Cuhayfe 381 Hi m - Eb Mihnef Sakb b. Zheyr mer b. Abdurrahman b. el-Hris b. Hi m el-Mahzm 382 Eb Mihnef el-Hris b. Ka b el-Vlib Ukbe b. Sleymn 383 Eb Mihnef Eb Cenb Yahy b. Eb Hayye Adiy b. Harmele el-Esed Abdullah b. Sleym ve el-Mzr ? b. el-M emmil bu son ikisi Esedli 384 Eb Mihnef Eb Sad Aks 385 Eb Mihnef el-Hris b. Ka b el-Valib Ukbe b. Sim n 385

Eb Mihnef Eb Cenb Adiy b. Harmele - Abdullah b. Sleym ve elMzr 386 Hi m Avne b. el-Hakem Lebeta b. el-Ferezdak b. el-Glib babas 386 Eb Mihnef el-Hris b. Ka b el-Vlib Ali b. Hseyin 387 Ammr ed-Dhen Eb Ca fer - Zekeriyy b. Yahy ed-Darr - Ahmed b. Cenb el-Musayy s - Halid b. Yezd b. Esed b. Abdullah el-Kasr - Ammr ed-Dhen389 Hseyin b. Nasr Eb Reba Eb Avne Husayn b. Abdurrahman 391 Husayn Hill b. Yesf 391 Husayn Sa d b. Ubeyde 392 Husayn Sa d b. Ubeyde 393 Husayn Muviye b. Eb Bsfyan n mevls 393 Husayn 393 Husayn Al b. Eb se Re s l-Clt babas ndan 393 El-Hris bn Sa d Muhammed b. mer 394 Eflah b. Sad bn Ka b el-Kuraz - el-Hris bn Sa d Muhammed b. mer 394 Eb Mihnef - Hi m b. el-Veld 394 Eb Mihnef Ynus b. Eb shk en-Neb 394 Eb Mihnef Muhammed b. Kays 394 bn Sa d 395 Vk d 395 Eb Mihnef es-Sdd Ben Fezre den bir adam 396 Eb Mihnef Delhem bint Amr (Zheyr b. el-Kayn n han m ) 396 Eb Mihnef Eb Cenb el-Kelb Adiy b. Harmele - Abdullah b. Sleym ve el-Mzr 397 Eb Mihnef mer b. Hlid Zeyd b. Ali b. Hseyin Dvud b. Ali b. Abdullah b. Abbas 397 Eb Mihnef Eb Cenb Adiy b. Harmele - Abdullah b. Sleym ve elMzr 398 Eb Mihnef Eb Ali el-Ensr Bekr b. Mus ab el-Mzen 398 Hi m Eb Bekr b. Ayy ona anlatan birinden 398 Eb mihnef Levzn 399 Hi m Eb Mihnef - Eb Cenb Adiy b. Harmele - Abdullah b. Sleym ve el-Mzr bu son ikisi esedli 400 Hi m - - Lakt Ali b. et-Ta n el-Muhrib 401 Eb Mihnef Ukbe b. Ebi l-Ayzr 403 Eb Mihnef Cmeyl b. Mersed (Ben Ma n dan) T r mmah b. Adiy 406 Eb Mihnef Mclid b. Sad mir e - a b 407 Eb Mihnef Abdurrahman b. Cndb Ukbe b. Sim n 406

908

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

909

Hi m Avne b. el-Hakem Ammr b. Abdullah b. Yesr el-Chen babas ndan 409 Hi m Eb Mihnef Nadr b. Slih b. Habb b. Zheyr el-Abs Hassn b. Fid b. Bkeyr el-Abs 411 Eb Mihnef Sleymn b. Eb R id Humeyd b. Mslim el-Ezd 412 Eb Mihnef Eb Cenb Hn b. Sbeyt el-Hadram 413 Eb Mihnef el-Mclid b. Sad + es-Sakb b. Zheyr el-Ezd ve muhaddislerden di erleri 413 Eb Mihnef Abdurrahman b. Cndb Ukbe b. Sim n 413 Olay n ba tan sona grg ahidi Eb Mihnef el-Mclid b. Sad el-Hemdn + es-Sakb b. Zheyr 414 Eb Mihnef Sleymn b. eb R id Humeyd b. Mslim 414 Eb Mihnef Eb Cenb el-Kelb 415 Eb Mihnef el-Hris b. Hasra - Abdullah b. erk el-mir 415 Eb Mihnef el-Hris b. Hasra Abdullah b. reyk el-mir Ali b. Hseyin 417- 418 Eb Mihnef Abdullah b. s m el-Fi ed-Dahhk b. Abdullah elMe rik 418 Eb Mihnef Abdullah b. s m el-Fi ed-Dahhk b. Abdullah elMe rik 419 Eb Mihnef Abdullah b. s m el-Fi ed-Dahhk b. Abdullah elMe rik 421 Eb Mihnef - Fudayl b. Hadc el-Kind - Muhammed b. Bi r Amr elHadram 422 Eb Mihnef - Amr b. Mrre el-Cmel Eb Slih el-Hanef 422 Eb Mihnef bir arkada Eb Hlid el-Khil 423 Eb Mihnef Abdullah b. s m ed-Dahhk el-Me rik 423 Eb Mihnef Ali b. Hanzala b. Es ad e - m racln min kavmih (Kesr b. Abdullah e - a b-maktele ahit olan) 426 Eb Mihnef Eb Cenb el-Kelb Adiy b. Harmele 427 Eb Mihnef Sakb b. Zheyr+Sleyman b. Eb R id Humeyd b. Mslim 429 Eb Mihnef Eb Cenb el-Kelb 429 Eb Mihnef Hseyn Eb Ca fer 430 Eb Mihnef Sveyd b. Hayye 431 Eb Mihnef At b. es-Sib Abdlcebbr b. Vil el-Hadram 431 Eb Mihnef Ysuf b. Yezd Aff b. Zheyr b. Eb l-Ahnes 431 Eb Mihnef Sbit b. Hbeyre 434 Eb Mihnef en - Nadr b. Slih 434 Hi m b. Muhammed Eb Mihnef Yahy b. Hni b. Urve 435 Eb Mihnef el-Hseyin b. Ukbe el-Murd (ez-Zebd) 435

Eb Mihnef Nmeyr b. Va le Eyyb b. Mi reh el-Hayvan 437 Eb Mihnef Sleyman b. Eb R id Humeyd b. Mslim 438 Eb Mihnef Muhammed b. Kays 440 Eb Mihnef Nmeyr b. Va le Hemdanl bir adamdan (Reb b. Temm) 444 Eb Mihnef Abdullah b. s m el-Fi ed-Dahhk b. Abdullah elMe rik 444 Eb Mihnef Fudayl b. Hudeyc el-Kind 445 Eb Mihnef Zheyr b. Abdurrahman b. Zheyr el-Has am 446 Eb Mihnef Sleymn b. eb R id Humeyd b. Mslim el-Ezd 446 Eb Mihnef Sleymn b. eb R id Humeyd b. Mslim 447 Eb Mihnef Ukbe b. Be r el-Esed Eb Ca fer (Muhammed b. Ali b. el-Hseyin) 448 Hi m Eb l-Hzeyl (Sekn dan bir adam) Hni b. Sbeyt elHadram 449 Hi m Eb l-Hzeyl (Sekn dan bir adam) Hni b. Sbeyt elHadram 449 Hi m Amr b. emir Cbir el-Cu f 449 Hi m babas Muhammed b. es-Sib Ks m b. el-Asba b. Nbte 449 Eb Mihnef 450 Eb Mihnef Sleymn b. eb R id Humeyd b. Mslim 451 Eb Mihnef Amr b. uayb- Muhammed b. Abdurrahman 451 Eb Mihnef el-Haccc Abdullah b. Ammr b. Abdya s el-Br k 451 Eb Mihnef Sakb b. Zheyr+Sleyman b. Eb R id Humeyd b. Mslim 452 Eb Mihnef Ca fer b. Muhammed b. Ali 453 Eb Mihnef Zheyr b. Abdurrahman b. Zheyr el-Has am 453 Eb Mihnef Sleymn b. Eb R id Humeyd b. Mslim 453 Hi m babas en-Nevvr bint Mlik 455 Eb Mihnef Eb Zheyr el-Abs Kurre b. Kays et-Temm 455 Eb Mihnef Sleymn b. Eb R id Humeyd b. Mslim 456 Eb Mihnef Mclid b. Sad 457 Eb Mihnef Sleymn b. Eb R id Humeyd b. Mslim 457 Eb Mihnef Sleymn b. Eb R id Humeyd b. Mslim 458 Eb Mihnef 459 Eb Mihnef Sakb b. Zheyr Ks m b. Abdurrahman (Yezd b. Muaviye nin mevls ) 460 Eb Mihnef Eb Ca fer el-Abs Eb Umre el-Abs Yahy b. elHakem 460 Eb Mihnef el-Hris b. Ka b Ft ma bint Ali 461 Hi m Avne b. el-Hakem el-Kelb 463 Hi m Eb Mihnef Eb Hamza es-Sml 465

910

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

911

Hi m Avne b. el-Hakem el-Kelb 465 Eb Mihnef Sleymn b. Eb R id Abdurrahman b. Ubeyd 466 Hi m Avne b. el-Hakem el-Kelb 467 Hi m Eb Mihnef 467 Eb Mihnef Abdurrahman b. Cndb el-Ezd 469 bn Kesr in Kerbel Olay le lgili Kaynaklar : Hi m b. el-Kelb+Eb Mihnef es-Sakb b. Zheyr Eb Osmn enNehd 157 Eb Mihnef Sakb b. Zheyr Avn b. Cuheyfe 158 Vef rivyetin zekerah bn Cerr Eb Mihnef Eb Mihnef el-Hris b. Ka b el-Vlib Ukbe b. Sim n 159 ok kimse - ebbe b. Svr Yahy b. smail b. Slim el-Esed 160 Yahy b. Man Eb Ubeyde Sleym b. Hayyn Sad b. Mn Abdullah b. mer 160 Ya kub b. Sfyn Eb Bekir el-Humeyd Sfyn Abdullah b. Sreyk Bi r b. Glib 161 Zbeyr b. Bekkr amcas Mus ab b. Abdullah Hi m b. Ysuf Ma mer Hseyin den bahseden bir adam - 161 Zbeyr b. Bekkr amcas Mus ab b. Abdullah Hi m b. Ysuf Ma mer Hseyin den bahseden bir adam s. 161. Kl: 161 Kl: 161 Zbeyr b. Bekkr Muhammed b. ed-Dahhk 166 Eb Mihnef Eb Cenb Yahy b. Eb Hayseme Adiy b. Harmele elEsed Abdullah b. sSleym - + Mnzir b. M emmil esedliler 166 Eb Mihnef el-Hris b. Ka b el-Vlib Ukbe b. Sim n 166 Hi m el-Kelb Avne b. el-Hakem Layta b. el-Glib b. el-Farazdak babas ndan 167 Eb Mihnef el-Hris b. Ka b el-Vlib Ali b. Hseyin 167 Eb Mihnef Muhammed b. Kays 167 Eb Mihnef Eb Ali el-Ensr Bekr b. Mus ab el-Mzen 168 bn Sa d Ms b. smil Ca fer b. Sleyman Yezd b. er-Re k 169 Eb Mihnef Eb Hlid el-Khil 169 Eb Zr a Sad b. Sleyman Ubbd b. el-Avvm Husayn 170 bn Cerr Muhammed b. Ammr er-Rz Sad b. Sleyman Ubbd b. el-Avvm Husayn 170 Husayn Sa d b. Ubeyde Eb Mihnef Levzn krime 171 Eb Mihnef Eb Cenb Adiy b. Harmele Abdullah b. Harmele Abdullah b. Sleym el-Mzr b. el-M emmil esediyyeyn 172 ldrlmesiyle ilgili bilgiyi uzun uzun bu raviden naklediyor

Eb Mihnef el-Hris b. Ka b + Eb d-Dahhk Ali b. Hseyin 177 ldrlmesiyle ilgili bilgiyi uzun uzun bu raviden naklediyor Eb Mihnef Eb Cenb 181 ldrlmesiyle ilgili bilgiyi uzun uzun bu raviden naklediyor Eb Mihnef Fudayl b. Hudeyc el-Kind 185 Eb Mihnef Sleyman b. Eb R id Humeyd 186 Eb Mihnef es-Sakb b. Zheyr Humeyd b. Mslim 188 Eb Mihnef Ca fer b. Muhammed 188 Ahmed b. Hanbel Hseyin Cerr Muhalmmed Enes 190 Ahmed b. Hanbel i Buhr ve Tirmiz ile destekliyor. 190 Bezzr 190 Eb Ya l el-Mevs l 190 Eb Mihnef Sleyman b. Eb R id Humeyd b. Mslim 190 Tirmiz 191 Hi m Abdullah b. Yezid b. Ravh b. Zinb el-Czm babas el- z b. Reba el-Cre min Himyer 191 Eb Mihnef Eb Ca fer el-Abs 192 Mchid 192 Eb Mihnef Eb Hamza es-Sml Abdullah el-Yemn el-Ks m b. Buhayt 192 Eb Berze el-Eslem 192 Eb Mihnef el-Mclid Sad 193 Eb Mihnef el-Hris b. Ka b - Ft ma bint Ali 194 Hi m Eb Mihnef Eb Hamza es-Sml Abdullah es-Sml elKs m b. Nceyb 196 Eb Ca fer et-Taber tarihinde Zekeriyy b. Yahy ed-Darr Ahmed b. Hubb el-Mass Hlid b. Yezd Abdullah el-Kasr Ammr ed-Dhen Eb Ca fer 196 Eb Mihnef Sleyman b. Eb R id Abdurrahman b. Ubeyd Eb lKend 198 Ahmed b. Hanbel 199 Ahmed b. Hanbel 199 Eb l-Ks m el-Bagav 199 bn Sa d 199 bn Askir 200 Ahmed b. Hanbel 199 bn Ebi d-Dny 200 senediyle Tirmiz 200 bn Sa d 201 Ahmed b. Hanbel 201 El-Hatb 201 senediyle

912

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

913

El-Hkim 201 Tabern 201 bn Sa d 204 bn Askir tarihinde 204 bn Ebi d-Dny 204 senediyle bn Askir 204 El-Bk lln 204 Buhr 204 Tirmiz 205 Ahmed b. Hanbel 205 Ahmed b. Hanbel 205 Ahmed b. Hanbel 205 Eb Ya l el-Mevs l 205 Tirmiz 205 Ahmed b. Hanbel 205 Tirmiz 205 Ahmed b. Hanbel 205 Tirmiz 206 Tirmiz 206 Ahmed b. Hanbel 206 Tabern 206 Ahmed b. Hanbel 206 Tirmiz 206 Eb l-Ks m el-Bagav 206 Nese 206 Ahmed b. Hanbel 206 Tirmiz 206 Eb Dvud et-Taylis 206 Ahmed b. Hanbel 207 Ahmed b. Hanbel 207 Ahmed b. Hanbel 207 Eb Dvud et-Taylis 207 bn Sa d 207 Zbeyr b. Bekkr 207 bn Sa d 207 Buhar 207 el-Medin 207 Esma 208 Tabern 208 Eb Mihnef - Abdurrahman b. Cndeb 210 Zbeyr b. Bekkr 211

-IIISLM TAR H ARA TIRMALARINDA YNTEMLE LG L BAZI MLAHAZALAR Prof. Dr. Mehmet ZDEM R Do. Dr. Seyfettin ER AH N A. . lahiyat Fakltesi

Prof. Dr. Mehmet ZDEM R

Annales ekolnn nde gelen isimlerinden Fernand Braudel, Tek bir tarih ve tek bir metot yoktur. Tarihlerin, merak konular ve bak a lar vard r. Yar n ba ka merak konular , ba ka gr a lar olaca gibi der. O bu szleriyle asl nda hemen her tarihinin mesle indeki geli meler a s ndan gemi e bakt nda ula mas mmkn olan bir kanaate tercman olmaktad r. XIX. yzy l profesyonel tarihili in ne kt bir yz y l olmas na mukabil, XX. yzy l , tarih yaz c l ndaki geli meler bak mdan belki de insanl k tarihinin en hareketli zaman dilimi olarak kabul etmek mmkndr. Nitekim devleti merkeze alan dolay s yla da siyas tarih vasf a r basan Rankeci yakla ma alternatif olarak ortaya kan ve devletin tarihinden ok halk n tarihinin yaz lmas n merkeze alan Annales Ekol, bu yzy lda ortaya kt ve btn dnyada tarih al malar nda az ya da ok etkili oldu. Marksist yakla m tarih alan ndaki en ciddi eserlerini yine bu yzy lda verdi. Dahas bu yakla m, kendi iinde farkl tarih tezleri retti. Yzy l n son eyre inde ise tarihin postmodernite a s ndan sorgulanmas gndeme geldi. Bunlar n yan nda Say larla Tarih, Kar la t rmal Tarih, Yerel Tarih, nsans z Tarih, Makro Tarih, Mikro Tarih kavramlar tarih yaz m na dair literatrde yerlerini ald lar. Btn bu geli meler, asl nda tarihe nas l yakla lmas ve tarihin nas l yaz lmas gerekti i hususlar etraf nda cereyan eden metot/yntem tart malar n n bir sonucuydu. Sz edilen tart malar n slm tarihili i a s ndan fazla bir anlam ifade etmedi ini syleyemeyiz.

914

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

915

Binaenaleyh bu tebli imizde genel tarihilikteki bu geli meleri de gz nnde bulundurarak, esas itibariyle slm Tarihi ara t rmalar nda kar la lan dolayl ya da do rudan- baz metot sorunlar na ve problem alanlar na i aret edilecektir. Bu yap l rken mesele Trkiye le inde, daha do rusu lahiyat Fakltelerindeki slm Tarihi ara t rmalar erevesi ierisinde kal nmaya al lacakt r. 1. slm Tarihisinin Metot Bilgisinin Kaynaklar Bundan nce sunulan tebli lerin bir kez daha teyit etti i gibi, gemi te kendisine has usul olan bir slm Tarihili i gelene i mevcut idi. Ancak XIX. yzy l sonlar ndan ba layarak bu tarihilik gelene iyle ili kimiz byk lde kopmu tur. XIX. yzy lda Bat da ortaya konan tarih metodolojisine dair al malar, bir sre sonra Trkiye ye de yans m , bunun sonucu olarak bu alanda gerek tercme gerekse telif eserler ne redilmi tir. Trkiye de akademik tarihili in geli im srecinde usul a s ndan bu eserler belirleyici olmu ve byk lde de belirleyici olmaya devam etmektedir. Bunlar aras nda E. Bernheim in Tarih lmine Giri , Longlois-Seignobos un Tarih Tetkiklerine Giri , Monod un Tarih te Usul, zellikle de Zeki Velidi Togan n Tarih te Usul isimli eserleri, slm Tarihi alan nda al an akademisyenler aras nda en fazla bilinen usul kitaplar d r. Bilhare Mbahat Ktko lu nun Tarih Ara t rmalar nda Usul ve E. Halk n n Tarih Tenkidinin Unsurlar da ad geen eserler aras nda yerlerini alm t r. Bu arada Yusuf Ziya Kavak n n slm Ara t rmalar nda Usl isimli eserinin, lisans y llar ndan itibaren slm Tarihi ara t rmac lar nca bir el kitab olarak kullan ld n belirtmeden gememeliyiz. Bu liste bize gstermektedir ki, Trkiye deki slm tarihileri metot bilgisi a s ndan esas itibariyle genel tarihe dair metodoloji kitaplar ndan beslenmektedirler. Bir ba ka ifadeyle Trkiye de slm tarihili inin kendine has bir metodolojisi geli memi tir, dolay s yla da slm tarihileri metot tketicisi konumundad rlar. Do rusu ayn tespitin byk lde, genel Trk tarihili i iin de geerli oldu unu sylemek ok yanl olmaz. Trk akademisyenler taraf ndan telif edilen metodoloji kitaplar na bak ld nda, bunlar n byk lde Bat daki benzer eserlere dayan larak haz rlanm olduklar dikkatlerden kamamaktad r. Farkl olan taraf, alan rnekleri ve kaynaklar n n Trk tarihinden seilmeleridir.

2. Metodoloji al malar na lgi Azl slm Tarihi alan nda yksek lisans ve doktora seviyesinde bn Kuteybe, Vak d, Taber, Yakub, Brn, bn Haldn, bn Miskeveyh, el-Kafiyeci... gibi melliflerin tarihili i zerine al malar yap lm ya da yap lmaya devam etmektedir. Ancak, bir ka istisna, bu al malarda kar la lan bariz eksikliklerden biri, nce tarihinin kendi dnemi ve ncesi ile mukayese edildi inde yeri ve neminin ne oldu u, ikinci olarak da bugn var olan tarihilik anlay veya anlay lar a s ndan ne anlam ifade etti i hususlar n n yeterince ortaya konamam olmas d r. Byle bir sonucun ortaya konmas , phesiz ara t rmac n n slm tarihili i ile birlikte Do u ve Bat daki tarihilik anlay lar hususlar nda yeterli bir bilgi birikimine sahip olmas n gerekli k lmaktad r. Bu olmay nca, al malar, az nce de i aret edildi i zere, bilimsel hayat m za anlaml yenilikler katmakta arzulanan seviyenin gerisinde kalmakta, klsik tarihilerimizi anlamaya ynelik ihtiya ortadan kalkmad iin, ayn konular n bir daha al lmas ka n lmaz hale gelmektedir. Bu tr ara t rmalar d nda, slm Tarihisi baz akademisyenler, metodoloji erevesinde de erlendirilebilecek olan birka al ma ortaya koymu lard r. Bunlardan biri, Hseyin Algl n slm Tarihi Ara t rmalar nda ve slm Tarihi Dkmanlar n n De erlendirilmesinde Dikkate De er Hususlar isimli tebli idir. Bu tebli de konumuz a s ndan nem arzeden neriye yer verilmektedir. Bunlardan birincisi; haberlerin ve kaynaklar n n de erlendirilmesi mns nda kaynak tenkidine nem verilmesi, ikincisi, yeni ara t rmac lar n usul konusunda al maya ynlendirilmesi, ncs ise, klsik kaynaklar n, halk n zihnini kar t rabilecek (Mesel, Garanik rivayetleri gibi) rivayetlerden ar nd r lmadan bunlar n tercmesinden ka n lmas gerekti i hususudur. lk iki teklifin nemi ve gere i a k olmakla beraber, nc teklif iin ayn eyi sylemek mmkn de ildir. Kaynaklar n tercme edilip edilmemesi bir tart ma konusu olabilir. Ancak bir kaynak tercme edilecekse, mutlaka kendi btnl bozulmadan, oldu u gibi tercme edilmelidir, kanaatindeyiz. Kaynaklarda, ister mevz isterse kafa kar t r c olsun, her rivayetin gemi le ilgili doldurdu u bir bo luk, yerine getirdi i bir fonksiyon ve izaha kavu turuldu u zaman anlaml hale gelen bir yan mevcuttur. Binaenaleyh as l yap lmas gereken, ho a gitmeyen rivayetlerin tasfiyesi de il, bunlar n

916

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

917

niin, nas l ortaya kt n ve ne tr bir tarih fonksiyon icra etti ini izaha kavu turmak olmal d r. Ahmet nkal ise slm Tarihi Ara t rmalar nda Kar la lan Baz Problemler isimli tebli inde gnmzde bir ara t rmac n n sahip olmas gerekli zellikleri kendine gven duyma , sorumlu ve objektif olma , mste riklerden yararlanmakla beraber onlar n pe in hkm ve n yarg lar n n fark nda olma eklinde s ralar ve as l nemlisi, bir slm Tarihi ara t rmac s iin, kaynaklarda bir olayla ilgili farkl bir ok rivayetle kar la t nda sonuca varmak iin takip edebilece i bir yntem nerisinde bulunur. Ana hatlar yla ifade etmek gerekirse, byle bir durumda ara t rmac n n izleyece i yntem; s ras yla mukaddem ve muahhar tm kaynaklar n tespit edilip melliflerinin vefat tarihine gre kronolojik s raya konmas , kronolojik s ra ierisinde btn rivayetlerin mukayeseli olarak de erlendirilmesi (ihtilf ve ittifak edilen, zamanla farkl l k kazanan ynlerin belirlenmesi), rvi de erlendirmesi ve bu de erlendirmenin metinle ili kisi kurulduktan sonra sonuca var lmas . Bilim adamlar m z n bu al malar n n alan m z iin bir katk oldu u muhakkakt r. Ancak muhakkak olan ba ka bir husus daha var ki, o da gnmzde genel tarihilikle ve tarih yaz m ile ilgili geli meler dikkate al nd nda, alan m z n yntemle ilgili ok daha fazla katk ya ihtiyac n n bulundu udur. Bunun iin slm tarihilerinin metot/yntem al malar na daha fazla ilgi gstermelerinin ne derece elzem oldu u a k ve ortadad r. Zira hepimiz biliyoruz ki, metodunu geli tiremeyen bir bilim dal n n muhtevas n zenginle tirmesi mmkn ve muhtemel olamaz. Bizim tebli imiz de, a a da ele alaca konularla, esas itibariyle sorunun nemine dikkat ekme ve baz meselelere temas etme bak m ndan bir katk olarak grlebilir. 3. Tarih Perspektifimize Dair Baz Sorular ve Sorunlar Bu ba l k alt nda, tarihe ve tarihili e bak a m z belirlemeye yard mc olacak baz sorular n cevaplar aranmaya al lacakt r. Bu sorular yle formle edebiliriz: Tarih al malar m zla neyi hedefliyoruz? Yaln zca tasvir belge-bilgi tarihili i mi yapmal y z yoksa bununla birlikte yorumlay c bir tarihilik de perspektifimiz iinde olmal m d r? Yorumlay c tarih anlay n kabul edersek, toplumsal de i imin

seyri ile ilgili kuramlara nas l yakla mam z gerekir? Daha genel erevede kuram-tarih ili kisini nas l de erlendirebiliriz? slm Tarihi ni soyutlamac bir bak a s yla sui generis (zel, ba kas ndan farkl ) olarak m yoksa dnya tarihinin bir paras olarak m grp de erlendirece iz? Bu sorular n her birinin bir di eriyle ilintisi oldu u a ikard r. Bu nedenle de a a daki sat rlarda, sorular cevaplar n , tek tek de il de byk lde toplu bir metin iinde kar l klar n bulacaklard r. slm tarihilerinin al malar n esas itibariyle tasvir (deskriptif) yaz m tarz n n egemen oldu u belge-bilgi tarihili i olarak de erlendirmek yanl olmaz. Bu tarz n en nemli zelli i, bir olay ya da olaylarla ilgili kaynaklardaki i lenmemi malzemeyi tarih tenkidinin szgecinden geirdikten sonra, mekan ve zaman ba lant s n kurmak suretiyle belli bir dzen iinde i lenmi olarak sunmak ve tasvirini yapmakt r. erif Mardin, bir ka istisna, son devir Trk tarihilerinin yapt ara t rmalar n da esas itibariyle analitik de il tasvir oldu unu, bu al malar n tarihi olaylar n yan yana konmas n n kendi ba na bir anlam ta d sav na dayal olarak yap ld n syler, Frans zlar n olaylar tarihi (histoire evenementielle) dedikleri bu tarz iin E. Ziya Karal ve . H. Uzunar l n n al malar n rnek gsterir31 Son y llarda bu tarz tarihilik en canl rneklerini eri iyye sicilleri, vakfiyeler ve tapu tahrir defterleri zerine yap lan al malar vas tas yla vermektedir. Oktay zel in de belirtti i gibi, seilen bir belge tr zerinde yap lan bir transkripsiyon al mas yla yksek lisans tezi, yine seilen belge trnn ierdi i verilerin belli bir blge baz nda bol tasnifli, bol tablolu, bol rakaml tasvirinden ibaret bir al mayla da doktora tezi haz rlanmaktad r. Daha nceden haz rlanm model al malar bulundu undan, ara t rmac lar kendi belgelerindeki bulgular bu modellere gre dizayn etmekte zorluk ekmezler. Byle bir srete ara t rmac n n zgn de erlendirme ve analiz abas na gerek kalmamaktad r. Tarihilik mesle ine daha giri te belli bir tr belgeye angaje olman n yaratt s n rl l k, o belge trnn nas l kullan laca ynnde rnek olu turan mevcut al malar n sundu u ablonlarla daha da artmakta, sonu olarak tarihi aday , ok dar bir alanda hayli s n rl bir zanaat icras yla yetinen bir uzman teknisyen olarak kar m za k31

Mardin, 656.

918

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

919

maktad r. Bu tr tarihilik kendi lonca terminolojisini reterek defterci , vak f , sicilci terimlerini tarih literatrmze kazand rm t r (zel, 153-4). Osmanl Tarihi al malar nda ahidi oldu umuz bu durumla, genel olarak klsik dnem slm Tarihi konular zerine yap lan al malarda kar la mam z mmkndr. Mamafih, tasvir belge-bilgi tarihili ini, yaln zca slm veya Trk tarihilerinin bir zelli i olarak grmemek gerekir. XIX. yzy lda Ranke taraf ndan esaslar belirlenen profesyonel tarihilik, esas itibariyle gemi te salt tikel ve benzersiz olan n belgeci-tasvir bir ara t rma tarz yla bulunup kar lmas n benimsemi ti. Bu tarihilik tr Bat da tarihilerle di er sosyal bilimciler, zellikle de sosyologlar aras nda ciddi bir tart ma konusu olmu tur. Sosyologlar, belge-bilgi eksenli tarihileri teden beri, sistemleri ya da yntemleri olmadan amatrce olgu toplayan, ellerindeki verileri zmlemekten aciz miyoplar eklinde tavsif etmi lerdir. Bu konuda belki de en sert sulamay yapan nl Frans z sosyologu O. Comte olmu tur. Ona gre, belge-bilgi tarihilerinin ortaya koydu u al malar, k s r anekdotlar n kr toplay c lar taraf ndan ak l d bir merakla ocuka biriktirilmi nemsiz ayr nt lar dan ba ka bir ey de ildi. Spencer ise, belge-bilgi tarihisinin yerine getirebilece i en yksek grevin karla t rmal bir sosyolojiye malzeme olu turmak zere uluslar n ya amlar n aktarmak oldu unu belirtiyor, dolay s yla da tarihileri hammadde toplay c lar olarak gryordu. Belge-bilgi tarihili inin olaylar yorumlama ve zmlemeden uzak duru u nedeniyledir ki bir taraftan tarihi yorumlama i ini sosyologlar stlenirken di er taraftan tarih alan n n kendi iinden belge-bilgi ile birlikte yorumu da tarihili in ayr lmaz bir paras olarak grme istikametinde aray lar belirmeye ba lam t r. Bu aray lar ba lang ta da zikredildi i gibi geen yzy l n en etkili tarih ekolnn, yani Annales Okulu nun vcut bulmas sonucunu do urmu tur. Onlar n temel hedefi; daha geni ve daha insani bir tarihi, btn insan etkinliklerini kapsayacak ve olaylar n belgelere dayal olarak tespit edilmesi yan nda, yap lar zmlemekle u ra acak bir tarih yazmakt . Bunun iin Febvre ve Bloch, tarihilerin kom u disiplinlerden bir eyler renmeleri gerekti ini dile getirdiler. Her ikisi de dilbilimle ilgilendiler. Her ikisi de filozof-antropolog Lucien Levy Bruhl un ilkel zihniyet incelemelerini okudular.

Febvre; zellikle co rafya ve psikolojiye ilgi duyuyordu. Bloch ise sosyolojiye yak nd . Braudel, bu yzy l n en nemli kitab say lmaya hak iddia edebilecek bir yap t n yazar olmas yan nda iyi derecede iktisat ve co rafya biliyor ve bir toplumsal bilimler ortak pazar na kuvvetle inan yordu. zellikle tarih ve co rafyan n birbirine yak n olmalar gerekti i inanc ndayd 32. Salih zbaran n dedi i gibi, XIII-XIV. yzy llarda Fransa daki ky ya am n yans tan E. L. Roy Ladurie nin Montaillo sunu, dayand kilise belgelerinden, papaz kroniklerinden ok daha ilgin k lan ve rekor dzeyde satmas na yol aan zelli i; ortaa lar kyndeki gndelik hayat , obanlar n ya ant s n , evlilik konusunu, kad n , mlk, i ili i ve zaman kavram n i lemesi yan nda, halk n fakirli ini, sa l kl yaamdan ne denli uzak olu unu, bilgisizli ini yans tm olmas yd . Ladurie nin yapt ; belgelerin, kaynaklar n a da bir dille a da bir insan iin yorumlanmas , bir ba ka ifadeyle tarihi verilerle antropolojinin birlikteli inin kurulmas yd 33. F. Barudel in, II. Filip Dneminde Akdeniz ve Akdeniz Dnyas isimli devasa eserinde tek bir tarih zaman yerine, co rafyan n dura an zaman (longue dure), toplumsal ve ekonomik yap lardaki de i imin yava i leyen zaman ve siyasal olaylar n h zl akan zaman eklinde farkl zaman kuram n ortaya atmas ve konular bu kurama gre i lemesi, ayr ca siyas ve etnik s n rlar a arak Atlantik ten Osmanl - ran s n r na, Byk Sahra dan Orta Avrupa ya kadar olan btn co rafya ve zerindeki halklar n m terek tarihini yazma te ebbsnde bulunmas , tarihilik alan nda gerekten ba l ba na ok byk bir yenilikti34. Keza, yine Annales gelene i iinde yeti en P. Guichard n alAndalus: Estructura antropologica de una sociedad slmica en Occidente (Endls: Bat daki bir mslman toplumun antropolojik
32 33

Burke, 1vd. zbaran, 19. 34 zbaran, 35. Barcelona 1976. spanyol tarihiler aras nda, spanya daki mslman varl n n spanyol kltr ve kimli inin olu mas ndaki yeri konusu iki farkl tarih tezi ortaya karm t r. America Castro nun nclk etti i tezde spanyol kimli inin te ekklnde Endls n belirleyici bir rol olmu tur. Buna kar l k Sanchez Albornoz un fikir babal etti i teze gre ise, spanya da slm hakimiyeti, kltrel etkiler yapsa da, kimlik olu turmada bir rol olmam t r, nk spanyol kimli i teden beri vard , stelik bu kimlik mslman fatihleri kendi potas nda eritmi tir, onlara spanyol damgas n vurmu tur. P. Guichard, zikredilen al mas nda, etnolojik ve tarihsel verileri sosyolojik

920

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

921

yap s ) isimli eserinin Endls le ilgili en ok okunan eserler aras na girmesini sa layan en temel zelli i, ad ndan da anla laca gibi tarih verilerle antropoloji ve sosyolojinin verilerinin sentezlendi i bir al ma olmas yd . Tarihilik alan nda bu byk ad mlar n at lmas nda hi phesiz az nce de ifade edildi i gibi Annalescilerin tarih d ndaki sosyal bilimlere olan yak n ilgilerinin nemli rol vard . XX. yzy l n ikinci yar s ndan itibaren bilhassa Annales in de etkisiyle Tarihilerle sosyal bilimler aras nda ciddi bir yak nla ma meydana geldi. Toplumsal tarihilerle toplumsal kuramc lar aras nda bir ama birli inin oldu u kanaati yayg nl k kazand . Tarih kelimesi sosyal bilimlerin baz lar n n ilk ismi haline geldi: Tarih Sosyoloji, Tarih Antropoloji, Tarih Co rafya, daha seyrek olarak Tarih ktisat gibi. Bu sz konusu sosyal bilim alanlar nda (sosyoloji, antropoloji, co rafya) al an bilim adamlar n n al malar na tarih boyut katma ihtiyac ndan kaynaklanmaktayd . Sosyal bilimcilerin tarihe bu kadar ilgi duymalar n n, tabi olarak tarihle sz konusu sosyal bilimlerin s n rlar n n kar mas veya belirsizle mesi (Mesel, tarih co rafya nerede biter toplumsal tarih nerede ba lar veya tarih nerede biter tarih sosyoloji nerede ba lar vb.) konusunda bir belirsizlik ortaya kard na i aret etmeden gememeliyiz. Tarihin yorum ve kuramla ili kisi zerine Tarih ve Kuram isimli mstakil bir eser kaleme alan P. Burke nin, Bat da bu konudaki geli melere ili kin de erlendirmesini aynen aktarmak istiyoruz: Ben kimi toplumsal tarihinin yapt kuramsal dn ve kimi sosyologlar n yapt tarih dn son derece sevindirici buluyorum. Francis Bacon, nl bir paras nda veri toplamakla yetinen kar nca benzeri grgclerle (ampirist) a lar n kendi ilerinden karan rmcek gibi salt kuramc lara e it lde hakl ele tiriler yapm t . Bacon, hammaddesini arayan ama ayn zamanda onu dn tren ar rne ini sal k veriyordu. Onun rne i, do a bilimlerinin tarihine oldu u kadar tarih ve toplumsal ara t rmalar n tarihine de uygulanabilir nitekavramlar n yard m yla yorumlayarak, fetihten sonraki ilk yzy lda Endls toplumunun yap sal zelliklerini tespit etmi ve bu zellikler muvacehesinde mslman fatihlerin Endls de gerek sosyal gerekse kltrel hayat n hakim ve ekillendirici unsuru oldu u sonucuna ula m , dolay s yla da Sanchez Albornoz un nclk etti i tezi zay flatmak suretiyle ok ciddi bir yank uyand rm t r.

liktedir. Tarihle kuram n birle mesi gerekle meden ne gemi i ne de imdiyi anlamam z olas l vard r. 35. Bat da belge-bilgi tarihili inden yorumlay c tarihe gei le ilgili bu k sa a klaman n ard ndan tekrar kendi tarihili imizin durumuna dnecek olursak, bu konuda bir kez daha erif Mardin e kulak vermemizde yarar vard r. erif Mardin, Bat tarihili indeki sz edilen yorumlay c /zmleyici geli melerin bizim tarihili imizde olmay n , Osmanl tarihili i rne inden hareket ederek olaylar n as l arka plan na inme veya toplumsal de i imlerde etkili olan dip dalgalar n ke fetme hususunda tecesss eksikli ine ba lar ve yle der: ... tarihilerimizin ele ald klar olaylar, konularla ilgili soru sorma eklinde bir tecessslerinin olmad grlr. Bu tecesss yle ifade edebiliriz: Osmanl kurumlar niin belirli bir ekli alm lard r? Di er toplumlar n kurumlar ndan ne ekilde ayr l rlar? Derin vurgular sat hta gzkmeyen hangi yap sal unsurlar gzmzn nne serer? erif Mardin, Fuat Kprl ve Halil nalc k bu genellemenin d nda tutar. Nitekim ona gre Trk tarihileri aras nda bu sorular sormaya ilk yakla an Fuat Kprl dr. Onun en nemli zelli i Osmanl Tarihini Osmanl kltrnn btn erevesinde de erlendirmi olmas d r. nalc k, ilk kez olaylar n arkas ndaki rnt y aram t r. Mesel ona gre, Tanzimat n ilk y llar na rastlayan ayaklanmalar bir gruhun y k c l de il, arkas nda bir toplumsal sorun gizlenmektedir. nalc k tezini bu ekilde izah ettikten sonra enerjisini Osmanl kurumlar n n i mekanizmalar n n i leyi i zerine teksif etmi tir. erif Mardin in sayd bu iki isme her halde bir nc isim olarak mer Ltf Barkan da eklemeli ve her nn de Annales den etkilenmi olduklar n hat rlamadan gememeliyiz. Peki, aralar nda slm tarihilerinin de bulundu u Trk tarihilerinin byk bir blm, olaylar n arka plan n niye merak etmiyor veya al t klar konularla ilgili olarak yukar da formle edilen sorular veya benzerlerini niin sormuyorlar? Tarihe sorular sormama/soramama tabusu nereden gelmektedir? erif Mardin bu durumun muhtemel sebebi olarak mslman toplumlarda tabi ki bunlardan biri olarak Osmanl toplumunda Eflatuncu d nce modelinin, yani nomos un hakim olmas n grmektedir.

35

Burke, 18.

922

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

923

Bu modelle d nen bir toplumda, grnen olaylar n arkas nda bir giz aranmaz. Tarihi iin, toplumlar n ancak zamanla tespit edilmesi mmkn olan bir gizli, ekillendirici arka plan n arama gibi bir mesele yoktur. Yaln zca grnen olaylar n do ru veya yanl olduklar n tespit nemlidir. Oysa ayd nlanma sonras nda Bat da Aristo nun geli tirdi i physis fikri hakim olmu tur. Physis, tabiat ve insan olaylar nda ekillendirici gtr. Bir srecin belirli bir amaca, bir son a do ru ynelirken zamanla ekillenmesi, zaman iinde ne olduunun belirlenmesi, esas kimli ini zamanla if a etmesi, gizli bir olu um mant n n anla lmas d r. Marks , Freud u anlamak, bu gizli ekillendiriciyi arka plan bir sav olarak kabul ettiklerini anlamaktan geer. As l hedef, maskenin arkas ndakileri ortaya karmakt r. Tarihi iin toplum hakk nda bilgi toplay p, iyi mi ya da kt m oldu unu tespit bir ba lang t r. As l konu tarihi sorgulamakt r. .. Bu tecesss, Osmanl da gereksiz , Cumhuriyet te tehlikeli say lm t r... Trkiye nin fikir tarihinin geli mesi tarihe soru sormaya ba lamakla ekillenecektir(Mardin, VII, 656-8). erif Mardin in ikayet konusu etti i husus uzun y llar belge mi, teori mi eklinde tart ma konusu olmu tur. Mamafih 70 ler, zellikle de 80 lerde hem belge hem de teori yi iyi kullanabilen yeni bir kua n yeti meye ba lamas yla tart man n iddetini kaybetti i, hatta bir uzla ma noktas n n bulundu u sylenebilir (etinsaya, 144). Gerek Bat gerekse Trk Tarihili inin bugn gelmi oldu u bu noktada, slm Tarihi al malar nda yaln zca tasvir belge-bilgi tarihili iyle yetinmeyerek yorumlay c ve zmleyici bir tarihili e do ru ynelmemiz gerekti ini belki de hepimiz m terek bir kanaat olarak payla yoruz. Ancak burada as l sorun, bunun nas l yap laca hususudur. nk yorumlay c tarihe ynelmek, di er sosyal bilimlere a lmay ,onlar n terminolojisine vukufiyet kesbetmeyi gerektirmektedir. E er kuraml al acaksak veya daha do ru bir ifadeyle zmlemelerimizde kuramlardan yararlanmak niyetini ta yorsak; toplumsal rol, cinsiyet ve cinsel rol, aile ve akrabal k, cemaat ve kimlik, s n f/zmre/tabaka, stat, toplumsal hareketlilik, iktidar, merkez evre, hegemonya ve direni , zihniyet ve ideoloji, para ve mal hareketleri, tar msal toplum, feodalite, ikta vb. sosyolojik, politik ve ekonomik kavramlara vak f olmam z asgari bir artt r.

Di er taraftan yorumlay c /zmleyici tarih yaz m nda zaman n ak ierisinde toplumun geirdi i de i ikli in niteli ine ili kin sahip olaca m z kabuller veya nazariyeler de son derece nemlidir. Bu hususta dngsel/devri36, ilerlemeci37 ve belirsizlik (kaos)38 eklinde ba l ca nazariyenin oldu unu biliyoruz. Bu noktada yorum ve zmleme yaparken kuramlardan veya modellerden yararlanman n avantajlar oldu u kadar baz riskler ta d n da belirtmeden gememeliyiz. Bunlar n ba nda sosyal bilimlerde
36

Bu nazariyenin en nemli rne i slm dnyas nda bn Haldn, Bat da ise Machiavelli, Oswald Spengler ve en son Toynbee dir. Bu nazariyeyi benimseyenler, gemi te byk, yinelenen dzenlilikler, durmadan yeniden ba layan dngler aram lar; bunlar bilmenin yaln z gemi i anlamam z sa lamakla kalmay p, gelece i de ngrmemize imkan verece ini, nk bir tarihsel dngnn hangi noktas nda bulundu umuzu bilirsek, gemi teki dnglerin benzer a amalar ndaki olaylar n ak yla kar la t rmalar yapabilece imizi ve bylece iinde bulundu umuz dngnn bitimine de in neler olaca n bilebilece imizi ne srm lerdir. nl ngiliz tarihi E. Carr, bu nazariyenin birbirinden farkl toplumlara uygulanamayaca , uyguland nda ortaya kacak sonular n ok yzeysel kalaca , dolay s yla da gnmz dnyas nda toplumlar n de i imini incelemekte ciddiye al nmas n n mmkn olmad tenkidinde bulunmaktad r (Carr, 57-8). 37 Gnmzde hakim olan genelde bu bak a s d r. Ayd nlanma sonras nda do a bilimlerindeki ve teknolojideki geli melerle ortaya kan bir bak a s olup, tarihin ka n lmaz bir ilerleme ve geli me yolunda oldu u gr n ierir ve gemi i bugnn nda de erlendirir. lerlemeci bak a s da kendi iinde ikiye ayr l r: Evrimci ilerlemeci model ki, Spencer ve Weber bunu kabul etmi lerdir.Di eri ise tez-anti tez kar tl zerine kurulan at mac -devrimci Marksist modeldir. Bu modelin en riskli yan , bugnden geriye bakarak gemi teki ki i, grup ve olaylar ilerlemeye engel olanlar ve olmayanlar eklinde bir tasnif yapmas d r. Bylece ilerici ve gerici kavramlar n n hi sz konusu olmad olay ve dnemler iin ok kaba bir anakronizm yap larak bu kavramlar rahata kullan labilir. Nitekim kendi tarihimizden eyh Bedreddin in veya Eb Zer in nas l sosyalizmin ilerici ncleri olarak ilan edildiklerini biliyoruz. Yine bu kaba anakronizmin ve kavram arp tmas n n gzel bir rne ini, II. Osman (Gen) n katli vakas n n (1622) Osmanl tarih yaz m nda ele al n nda grebiliriz. II. Osman , Osmanl -Trk reform hareketini ba latmaya al m , fakat gerici glerin isyan sonucu bunu ba aramadan tahttan indirilmi bir padi ah olarak de erlendirenler vard r. Baki Tezcan a gre, XVII. Yzy lda yaz lm olan tarihlerden byle bir kanaat edinmek mmkn olmamakla beraber, II. Osman n Osmanl reform hareketinin ncs olarak izilen portresi, XIX. Yzy l sonu ve XX. Yzy lda Osmanl ve sonra da Trkiye siyaset sahnesinde meydana gelen geli melerin bir rndr. 38 Tarihe ve toplumsal de i meye postmodernist bir bak n sonucu olu an bu yakla ma gre, tarih belirsiz e itlilikteki olgular n belirsiz bir ak ndan ba ka bir ey de ildir. lhan Tekeli yerinde bir tespitte bulunarak bu anlay benimsedi imiz takdirde tarih yaz m n n mmkn olamayaca n ifade etmektedir (Tekeli, 56-7).

924

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

925

kullan lan modellerin ve kavramlar n hemen tamam n n Bat tarihinden hareketle retilmi , dolay s yla da Bat merkezli olmas d r. Maalesef kendi sosyal bilimcilerimiz, zellikle de sosyologlar m z, sz konusu model ve kavramlar n slm Tarihi a s ndan bir de erlendirmesini yapabilmi de illerdir. Tarihi, meselenin bu ynnn fark nda olarak, modele saplan p kalmamal d r. Bu hususta Halil nalc k n u uyar s dikkate de erdir: Tarihi bir modele saplan p kal rsa tarihi anlayamaz. Tarihi anlamak iin hipotezler, modeller kullan lmas n demiyorum, fakat modelin do rulu unu ispat etmek iin tarih hakikatleri arp tmak, modele uydurmak, gerek tarihilikle ba da maz. Zaman zaman byle modellerin ne geti i tarih yorumlar oldu; ama bak n, hi kimse bunlar okumuyor... Tarih, duygular n de il, akl n nda belgelerin bize gsterdii bir dnyad r. Kavram ve modeller, hadiselerin kavranmas nda ancak bir ereve olabilir . Bizler lise y llar ndan beri tarihe yard mc ilimlerin adlar n ezberlememize, lisansst derslerimiz esnas nda Tarih Metodolojisi ba lam nda sosyoloji, antropoloji, etnoloji, filoloji, co rafya, arkeoloji, siyaset felsefesi, iktisat tarihi... tarihe yard mc bilimlerdir diye haf zalar m za nak etmemize ra men, bu derslerin muhtevalar n n alan al malar m zla ilgisini kurmakta yeterli performans gsterdi imizi syleyemeyiz. Bu bir birikim meselesi oldu unun fark nday z. Bir altyap olmad ka bu birikimin de olamayaca n biliyoruz. Bunun iin zellikle yksek lisans ve doktora ders programlar esnas nda, slm Tarihi alan nda al ma yapacak akademisyen adaylar n n tarihe yard mc bilimler konusunda bu bilim dallar n n benzer programlar na ynlendirilmelerinin nemli ve gerekli oldu unu d nmekteyiz. Bu sayede ara t rmac adaylar n n sz edilen bilim dallar n n terminolojisine vukufiyet kesbetmeleri sa lanabilir. Bundan sonras n kendi ahsi okumalar yla zenginle tirmesi kendi zerine d en bir grevdir. Tarih perspektifimizin muhtevas n tayin noktas nda yorumlay c /zmleyici tarih yakla m kadar nemli olan bir di er konu da, slm Tarihini belli bir izolasyon iinde, zel ve kendine has bir ara t rma alan olarak m yoksa dnya tarihinin bir paras olarak m ele alaca m z hususudur. Bir ba ka deyi le slm tarihileri olarak, yaln zca bu tarihin veya bu tarihin gerekle ti i co rafyan n s n rlar iinde kalarak, yaln zca bu tarihin olaylar n ele almakla m me gul olaca m z , yoksa

slm Tarihi olaylar n dnya tarihinin geneli iinde de erlendirme cihetine de gitmemiz gerekip gerekmedi ini tart mam z gerekmektedir. slm Tarihini genel tarih iinde ele almal y z, diyorsak; bunu gerekle tirmek iin kar la t rmal tarihe ynelmemiz gerekecektir. Kar la t rmal tarih al mas yapabilmenin de baz temel artlar bulunmaktad r. Birincisi kar la t rmas yap lacak kltrlerin dillerinin iyi bilinmesidir. rnek vermek gerekirse, Endls tarihi al an bir slm tarihisi, Arapan n yan nda Latince, branice, spanyolcay mutlaka bilmek durumundad r. spanyolca derken de kastetti imiz gnmz spanyolcas de il, klsik spanyolca, yani Kastilya dilidir. Keza bu dil iindeki Katalanca, Gallegaca gibi farkl diyalektleri de anl yor olmal d r. Endls tarihi ara t rmac s , ister siyas ve idar isterse sosyal ve kltrel tarihle alakal olsun al mak istedi i pek ok konunun zikredilen dillerde kaynaklar oldu unu grecektir. Tipik bir misal olarak Moriskolarla ilgili kaynaklar verebiliriz. Gnmzde Portekiz ve spanyol ar ivlerinde Moriskolara dair binlerce vesika bulunmaktad r. Keza o kadar olmasa da Osmanl , Frans z ve Fas ar ivlerinde de bu toplulukla ilgili ar iv vesikalar bulundu u bilinmektedir. Ara t rmac ; Moriskolar konusunda orijinal bir al ma yapmak istiyorsa, XVI. yzy l spanyolcas , Osmanl cas , Frans zcas ve Arapas na ve bu dillerin paleografyas na a ina olmak zorundad r. Bugn Halil nalc k n iyi bir tarihi olarak hret bulmas nda, metodolojisi kadar bildi i dillerin say s n n kar la t rmal tarih al maya imkn verecek kadar fazla olmas n n da rol oldu u muhakkakt r. ngilizce, Almanca, Frans zca y ok iyi okuyabilen nalc k, Arapa ve Farsa y da kullanabilmektedir. Bir szlk yard m yla okuyabildi i diller aras na talyanca y da katabilmektedir. Yine di er me hur tarihilere ve mste riklere bakt m zda da bir ok dili bilmeleri ve ara t rmalar nda kullanmalar , temel hususiyetlerinden biri olarak kar m za kmaktad r. Kar la t rmal tarih al malar nda dilin kltrel etkile imleri tespit iin kullan lmas da son derece nemli bir husustur. Yaln z Z. Velidi Togan n hakl olarak i aret etti i gibi bu tr al malarda filolojinin yard m na mracaat eden tarihi, filoloji metotlar na vak f olmal d r. Bu olmadan dilden yararlan lmaya al l rsa, ara t rmac n n yan lma ve yanl a d me ihtimalinin yksekli i sz konusudur. Szgelimi

926

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

927

s rf dilsel baz benzerliklerden dolay gemi te birok kavmin Trkl veya Arapl iddia olunabilmi tir39. Kltrlerdeki ve kltrler aras ndaki kar l kl de i im ve etkileimi tespit edebilmek iin ilgili dillerdeki de i imin incelenmesi olduka uygun bir modeldir. Farkl dillerin temas , kltrlerin temas konusunda adeta bir kk evren (micro cosmos) sunmaktad r. Dildeki kelimelerden, fonetik ve sentakstan hareketle en derindekinden en yzeydekine do ru bir kltrden di erine dil vas tas yla geen tesirleri ortaya karmak, k smen de olsa imkn dahilindedir. Ortaa spanya tarihinde kltrel de i imin ekli ve niteli i hususundaki en etkileyici sonular kar la t rmal filoloji al malar sayesinde ortaya km t r. Bu al malarda s kl kla kullan lan bir kavram vard r: linguistik tabaka . ncelikle dil al malar nda kullan lan bu kavram, bilahere kltrlerin birbirlerine varis olmalar n n tarih seyri ve eklini ortaya karmak iin kullan lacak lde geni letildi. Linguistik tabaka , yerin jeolojik yap s rnek gsterilerek izah edilmeye al l r. ayet yerin st tabakas s yr l rsa alt ndan bir ba ka farkl tabaka kar. Veya erezyon nedeniyle toprak kaymas gerekle irse o s rada yerin iinde farkl katmanlar n veya tabakalar n oldu u grlebilir. Kltrel etkiler de dil iinde byle sakl d r. nemli olan bunu ortaya karabilmektir. Yaln z burada dikkat edilmesi gereken bir husus vard r: Yer rne i ile dil aras nda, farkl l klar bar nd rma noktas nda bir benzerlik olsa da dil zamanla iindeki, farkl kltrlere ait unsurlar tasfiye etme zelli ine sahiptir. Dolay s yla dilden yararlan rken bu zelli inin gz ard edilmemesi gerekir40. Kar la t rmal tarih al malar n n bir di er temel art olabildiince nesnel bir tutum sergileyebilmektir. Nesnelli in esas nda yaln zca kar la t rmal tarihin de il bilimsel al man n en temel artlar ndan birisi oldu unu hepimiz biliyoruz. Ancak sosyal bilimlerde bunun ne kadar izaf (greceli) ve sorunlu oldu unu da biliyoruz. Tarih al malar nda biz ve teki/ler ayr m n n ara t rmac n n zihninde aktif halde bulunmas , bazen a k bazen de sat r aralar nda znelli i besleyen bir keyfiyet olarak kar m zda durmaktad r. Bat tarihili inden de bizden de bu tutuma dair ok say da rnekler verilebilir. Her eyden nce Bat da, bu gn giderek daha fazla
39 40

tart ma konusu olsa da, sosyal bilimlerin ve bu arada tarihin Avrupa/Bat merkezli in a edilmi olmas , Bat l bir ara t rmac n n bilin alt nda Bat d nda kalanlar , teki/ler olarak grme eklinde bir artlanmay pe inen olu turmaktad r. Bu artlanma erevesinde Avrupa, Herder in ifadesiyle ...Tarih ya am n do du u kayr lm merkez, dl yata Avrupa d r. nsan ya am yaln z Avrupa da sahiden tarihdir. Oysa in de, Hindistan da ya da Amerika yerlileri aras nda hibir gerek tarih ilerleme yoktur. Yaln zca statik bir uygarl k, ya da tarih ilerlemenin zelli i olan srekli artan geli me olmadan, eski ya am biimlerinin yerini yeni biimlerin ald bir de i meler dizisi vard r. Bu bak mdan Avrupa insan n hayvanlar aras nda, hayvanlar n canl organizmalar aras nda, organizmalar n yeryznde var olanlar aras nda ayr cal kl olmas gibi, insan ya am n n ayr cal kl bir blgesidir 41. Hegel, Marks, Weber ve Ranke de ifade biimleri farkl farkl olsa da bu kanaati payla maktad rlar. Din faktryle birlikte bu arka plan zihnimizde iyi tutarsak, Weil in Hz. Peygamber i eytan n k rbac olarak tavsif etmesini, Ranke nin mslmanlar zgrle emeyen ortaa toplumu olarak nitelemesini, J. Burckhardt n slm gzel sanatlar n d man diye ilan etmesini, ya da Count Gobineau ve Renan n slm medeniyetindeki mspet geli meleri Avrupa kkenli sayd klar ranl lara atfetmelerini, Welhausen in Ortaa da slm ve hrisityan medeniyetleri aras ndaki bir kar la t rman n ikincisinin stnl n ortaya koyaca vurgusunu yapmas n veya Toybee nin slm daki tevhid inanc n ve devlet felsefesini Roma ya dayand rmas n (Fck ve Hourani) daha iyi anlamam z ve de erlendirmemiz mmkn olur. Bat daki bu temel artlanm l k hali, bugn dahi a labilmi de ildir. Bu konuda Bat n n kendi iinde ya anan tart malar, meselenin varl n n bir gstergesidir. Mamafih daha nce de ifade edildi i gibi Annales ekolnn devlet merkezli tarihe oldu u kadar Avrupa merkezli tarihe de kar olarak geli mesi, gzden uzak tutulmamal d r. Keza sosyal bilimlerin yeniden yap lanmas zerine Gulbenkian Komisyonu nca 1995 te yay nlanan rapor da, Bat da Bat merkezli bak n ve artlanman n ciddi itirazlarla kar la t n gstermesi a s ndan nemlidir. Bat daki bu biz ve onlar ay r m n n bir ekilde bizde de var oldu unu, a k ya da gizli al malar m za sindi ini sylersek, ok hak41

Togan, 293-5. Glick, 277 vd.

Collingwood, 125.

928

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

929

s z bir iddiada bulunmu mu oluruz? phesiz her genellemenin hatalar ihtiva etme riski bulunmaktad r. Ancak kimi slm tarihilerinin al malar nda zaman zaman znelli in n plana kt veya tarihi kimli i ile e itimci veya tebli ci kimli inin birbirine kar t n gsteren ifade kal plar na hi mi rastla m yoruz? te size birka rnek: *** Hak dinden yan izen insano lu, sap kl kta o kadar ileri gitmi ki, yer yznde ilk yap lan mabedi bile putlarla doldurabilmi tir. Bu insanlar mabudlar n mabedlere doldurarak gzleri nnde muhafaza etmi lerdir . Btn bunlar bize gsteriyor ki, insano lu olanca sap kl ve Hak Din i inkarc l na ra men inanma ve ibadet etme zerine kurulmu olan f trat na ayk r hareket edememi tir. (Yksek Lisans TeziKitaptan)

bulundu unu vurgulamak iin arz edilmi tir. Mamafih slm Tarihi al malar nesnellik a s ndan gzden geirilse, rneklerin say s n n epeyce artaca ndan phe edilmemelidir. Bizdeki bu sorunun gerisinde, ba ka sebepler de bulunmakla beraber, Bat merkezli al malardaki ls kam znel yakla mlar n, ara t rmac y savunma psikolojisi iinde harekete sevk etmi olmas n n bir lde etkili oldu unu syleyebiliriz. Yinelemek gerekirse, bugn fen bilimlerinde dahi yzde yz bir nesnellikten sz edilemeyece i ileri srlrken, sosyal bilimlerde kesin bir nesnellikten ve nesnel bilgiden sz etmenin geerlili ini yitirmi bir anlay oldu unun elbette fark nday z. Ancak bu, nesnelli in tamamen nemini yitirdi i anlam na gelmez. E er, tam anlam yla gerek nedir, objektiflik nedir, bunu bilmek mmkn de il. Tarihi ya ayanlar da insanlard r, yazanlar da diyen Halil nalc k n tecrbesinden szlen tavsiyelerine kulak verecek olursak nemli olan tarihe tarafs z yakla makt r. Vesikalar , belgeleri ortaya kard ktan sonra bunlar yorumlar z, ama arp tmadan. Tarihi iin nemli olan, mmkn mertebe realiteye yakla mas d r. Realiteye ne kadar yakla abilirseniz, o kadar iyi bir tarihi olursunuz... Nesnelllik konusunu, bilimsel al malar n n byk bir blmn spanya da mslman ve H ristiyan kltrlerinin birbiriyle etkile imi zerine tahsis etmi olan Thomas F. Glick in u szleriyle noktalamak istiyoruz: Pozitivist gelenekte yeti mi o u tarihi gibi ben de objektif olmaya abal yorum. Ne var ki, eserlerimle Ortaa spanya tarihine dair ekillendirmi oldu um tabloda buna ne kadar muvaffak oldu umu bilemiyorum...Tarihi yaln zca iki kltrn (mslman ve H ristiyan kltrleri) ikisiyle de kendisini aynile tirebilimesi durumunda, sz konusu ara t rma alan na fazlas yla zarar veren tahripkar e ilimleri nemli oranda d arda b rakma midini muhafaza edebilir 42. Kar la t rmal tarih al mas yapabilmenin bir nc art da, Ahmet Davudo lu nun Osmanl Tarihi iin sylediklerini slm Tarihi iin genelle tirerek ifade etmemiz gerekirse, slm Tarihinin genel tarih iinde anlaml bir ekilde yorumlayabilecek tutarl bir tarih anlay ve metodolojisinin geli tirilmesidir. Herhangi bir toplumun ya da devletin genel tarih iindeki yerini anlamland rmak, dikey (de i ik zaman dilimleri aras ndaki mukayese) ve yatay (e -zamanl toplumlar ve medeniyet42

...herkese iyilik yapmak iin rp nan Abbas gibi bir insan, slm tan madan ve iman etmeden lseydi ne kadar yaz k olurdu! Mslmanlar ne kadar ok ey kaybetmi olurdu?... (Doentlik al mas ndan) *** (Falan) Pa a sa lad ba ar lardan dolay gurura kap ld . Hayal dnyas geni ledi. H rs artt . Arkas nda Osmanl devleti gibi bir devletin oldu unu unutarak sa lad ba ar lar n tek sebebinin kendisi olduunu sand ... Osmanl sultan n n kar s nda ondan daha gl daha ok sz geen biri olmaya heveslendi. Herhalde Frans z diplomatlar n tahrikleri de bu konuda byk rol oynad . Gnlndeki h rs gzn karart p dnyadaki g dengelerini gremedi. ..Osmanl devletinin yap s n yenilemek, Avusturya ve Rusya kar s nda dipdiri bir bnyeye kavu turmak varken, o kolay n , yabanc larla anla arak kendi devletiyle u ra may tercih etti. (Kitaptan) *** ...Ancak mslmanlar biraz daha sabretseler ve dnyal k pe ine d meselerdi Allah (C.C) zafer nasip edecekti. Manevi yce hedeflerden sap lmad mddete zafer mslmanlardan yana olmu ,... (Makaleden) Bu rnekler, farkl slm tarihimizin muhtelif al malar ndan al nm olup, esas itibariyle btn slm tarihileri byledir demek iin de il, gnmz slm tarihili inin nnde bir nesnellik sorununun

Glick, 4.

930

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

931

ler aras ndaki mukayese) mukayeselerin yap lmas na ba l d r. Dikey mukayeseler, bir toplumdaki de i im srecini anlamland rmak a s ndan; yatay mukayeseler ise, mukayese edilen toplum ve medeniyetlerin genel insanl k tarihine yapt klar katk lar ortaya koyabilmek a s ndan byk nem ta maktad r. Hemen ifade etmeliyiz ki, Bat da kimi tarihiler; kendilerinin belirli, biricik ve yinelenemez (dolay s yla da kar la t r lamaz) olanla ilgilendikleri gerekesini ileri srerek mukayeseli tarih al mas na olumlu bakmam lard r43. Tarihinin ele ald olaylar n biricik ve yinelenemez oldu u do rudur. Ancak, tarihi kendisini yaln zca bu olaylar tespit ve tasvir etmekle ykml sayacak, olaylar aras nda benzerlik ve farkl l klar tespite ynelik bir kar la t rmadan ka nacak ise, o zaman aralar nda hibir ilinti kurulmam , toplu bir de erlendirmeye tabi tutulmam gemi in bu biricik ve tekrarlanamaz olaylar ne i e yarayacakt r? Byle bir de erlendirmeyi tarihi yapmayacaksa kim yapacakt r?

rnek olarak Mustafa Fayda n n Hz. mer Dneminde Gayr-i Mslimler ( stanbul 1989) isimli al mas n gsterebiliriz. Bu eser, bir slm Tarihi al mas nda ok farkl kaynak trlerinin kullan lmas , bir mesele ile ilgili btn haberlerin toplanmas , zellikle de bunlar n birbiriyle kar la t r larak de erlendirilmesi, bu ba lamda yeri geldi inde haberin hem kayna n n, hem metninin irdelenmesi, belli kriterler erevesinde makul izah n ortaya kar lmas , bylece tarihinin meseleye ili kin tespitinin ekillenmesi ve bunun bilimsel bir dille anlat m a lar ndan dikkatle incelenmeye de er bir al mad r. Bu yntemin, lisansst al malar n Mustafa Fayda n n yan nda tamamlam bulunan ve bir k sm u anda akademisyen olan ara t rmac lar taraf ndan da takip edilmesi, bu konuda bir gelene in olu maya ba lad n gstermesi a s ndan sevindiricidir. Bizde kaynak kriti i ynteminin kullan m konusunda barda n dolu taraf yan nda bo taraf n n da bulundu unu, slm Tarihi ara t rmalar nda yntem meselesinin ele al nd byle ciddi bir ortamda mutlaka dile getirmeliyiz. Burada rnekler vererek kimseyi ahs bir al nganl a sevketmek niyetinde de iliz, o sebeple de de erlendirmelerimizi genel yapmay tercih etmekteyiz. Bilhassa doentlik dosyalar sayesinde muttali oldu umuz kimi al malarda, baz akademisyenlerimizin ya kaynak kriti inin mahiyetini yeterince mdrik olmad klar n , yahut mdrikse de bunu al malar nda uygulamaya koyamad klar n grmekteyiz. Bu eksiklik bazen al man n dayanabilece i kaynak e itlerinden habersiz olmak, bazen kaynaktan haberi oldu u halde ayn eyler tekrar ediliyor diyerek kullanmamak, bazen de haberleri ve kaynaklar n kar la t rmal olarak de erlendirmeye tabi tutmadan semeci bir yakla m sergilemek eklinde kendisini gstermektedir. Daha da messif olan husus, kimi al malarda, yer yer temel kaynaklara mracaat yerine ikinci el kaynaklara veya ara t rmalara mracaatla yetinilmi olmas d r. Popler al malarda belki byle bir yakla m bir dereceye kadar mazur grlebilir; ancak ciddi bilimsel al malarda bu tutumun mazur grlebilecek hibir taraf n n olmad n herkes kabul edecektir. Di er taraftan yle makalelerle kar la lmaktad r ki, ne format itibariyle bir makale vasf na sahip bulunmakta, sanki bir kitab n bir blm intiba n vermekte, ne de bilimsel hayat m za hangi katk y sa lad na dair bir fikir vermektedir. Bu eksiklikleri en aza indirebilmenin yollar ndan biri, tenkit mekanizmas n n iyi i lememesidir. Maalesef, g-

4. Kaynak Kriti i Yntemi ve arkiyat lar slm Tarihinin Kaynaklar yla lgili Problemler ve zmne li kin Baz D nceler isimli tebli de kaynak kriti i yntemine dair sylenebileceklerin azamisi dile getirilmi bulunmaktad r. Onun iin biz, burada ayn eyleri bir daha tekrarlamak yerine, gnmzde arkiyat lar n al malar nda bu metodun ne lde ve ne ekilde kullan ld na dair baz rnekler arz etmek istiyoruz. Mamafih arkiyat lara gemeden nce bizdeki slm Tarihi al malar nda kaynak kriti i ynteminin kullan m ile ilgili kanaatlerimizi, bir ka paragrafla da olsa ifade etmenin lzumuna inanmaktay z. Bilimsel al malarda, en nemli ve ncelikli meselenin kaynak kriti i yapabilmek oldu unda phe yoktur. Orijinal ve bilimsel hayata katk sa lay c nitelikte bir al ma yapabilmenin, kullan lmas gereken kaynaklar n bilinmesi ve tan nmas yla mmkn olabildi ini, buradaki bilim adamlar kendi ahs tecrbeleri sayesinde gayet iyi bilirler. Barda n dolu taraf n grerek bir de erlendirme yapacak olursak, bizde kimi slm tarihilerimizin kaynak kriti i metodunu gayet ustaca kulland klar n memnuniyetle m ahede etti imizi ifade etmemiz gerekir.
43

Burke, 21.

932

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

933

rebildi imiz kadar yla alan m zla alakal yeni kan al malar pek tenkit konusu yap lmamaktad r. Kitap tan t mlar nda bunu ok a k olarak grmekteyiz. Kitap iinde ele tiriye a k hususlar bulunsa bile bunlar grmezden gelinmektedir. Bunda tenkidin ahsile mesi ve ileride tenkit yapan ki inin nne bir engel olarak kmas endi esinin yatt n tahmin etmek zor de ildir. Tenkit mekanizmas n n yerle ebilmesi iin bir taraftan byle bir anlay n ortadan kalkmas , di er taraftan ise tezler, doentlik dosyalar ve hakemli dergilerdeki makaleler iin haz rlanan raporlar n ok ciddi haz rlanmas n n nemi ortadad r. Burada kaynak kriti inden sz etmi ken iki hususa daha dikkat ekmekte yarar vard r. Bunlardan birisi, kaynak kriti i erevesinde bir konuya dair birden fazla ve birbiriyle ihtilfl rivayetle kar la ld nda, kimi ara t rmac ya da bilim adamlar n n kar la t rma neticesinde bir rivayeti tercih etti i ve olay bu rivayet istikametinde izaha kavu turduu grlmektedir. Ne var ki, bu yap l rken di er rivayetlerin, ayet gerek de il veya uydurma ise, niin uyduruldu u, hangi geli melerle irtibatl olarak ve hangi fonksiyonu yerine getirmek zere tedavle sokulduklar hususu karanl kta b rak lmaktad r. Halbuki, uydurma da olsalar gemi le ilgili her bilginin, her rivayetin u ya da bu ekilde tarih bir fonksiyona sahip bulundu u, dolay s yla da tarihin do rudan konusu oldu u bilindi ine gre, bunlar var olu nedenleri ve fonksiyonlar erevesinde bir izaha kavu turmak tarihinin grevi de il midir? Dikkat ekmek istedi imiz bir di er husus ise, kaynakta bulduumuz bilginin olan n m yoksa olmas gereken in mi bilgisi olduuna dikkat etmektir. Kimi ara t rmalarda olmas gereken e, yani normatif bilgiye dayanarak olan n tarihi yaz lmaya al lmaktad r ki, byle bir tutum bizi ciddi yan lg larla kar kar ya getirebilir. Sz gelimi fetihler esnas nda gayr-i mslimlerle yap lan anla malardan olmas gereken e ili kin ok nemli ve de erli tespitler yapabiliriz. Ne var ki, anla ma metinlerini olan n bilgisi eklinde takdim edersek i te bu takdim do ru olabilece i gibi tamamen yanl da olabilir. nk anla man n yap lmas ndan bir sre sonra bozulmu olmas veya anla ma bozulmasa bile uygulaman n anla ma istikametinde gerekle memesi ihtimali mevcuttur. Benzer bir durum teorik hisbe metinleri, fermanlar, adaletnameler, kanunnamelerin tarih kayna olarak kullan lmas esnas nda da geerlidir.

arkiyat lar n slm Tarihi al malar nda kaynak kriti i yntemini kullanmas meselesine gelince, slm Tarihinin geni li ini ve bu alanda yap lan al malar n oklu unu dikkate alarak, konuyu lk dnem slm Tarihi ve zellikle de Hz. Peygamber in sireti ile ilgili al malarda sz konusu yntemin kullan l na dair rnekler zerinde younla man n daha yararl olaca kanaatindeyiz. Bat da ilk dnem slm Tarihine, zellikle de Hz. Peygamber in hayat na dair akademik al malar n XIX. yzy lda ba lad bilinmektedir. Nitekim Alman Gustav Weil 1843 te Muhammad der Prophet isimli siyer al mas n ne retti. Ard ndan bn Hi am n es-Sire si, Vak d nin el-Me azi si, bn Sa d n et-Tabak t , Buhar nin es-Sahih i ve Taber nin Tarih i ne redildi. Bunlar, Kur n- Kerim le birlikte Siyerin standart kaynaklar olarak kabul edildi. Bu kaynaklar n Hz. Peygamber in vefat ndan iki veya as r sonra telif edilmi olmas Siyere ilgi duyan arkiyat lar pek de rahats z etmedi. phesiz bu ara t rmac lar siyer malzemesi iindeki baz tenakuzlar n, abart lar n, menk be trnden k ssalar n ve gdml rivayetlerin fark ndayd lar. Bununla birlikte tenkidi bir akl n bu malzemeden gerekten olan n tarihini ina edebilece ine inanmaktayd lar.
XIX. yzy l n sonunda(1890) Goldziher in Muhammedanische

Studien isimli al mas nda ortaya att yeni gr ler siyer malzemesine olan olumlu bak , tersine evirdi. Goldziher, Bat da KitabMukkaddes, zellikle de Tevrat la ilgili al malarda kullan lmak zere Almanya da geli tirilen kaynak kriti i yntemini slm literatrn nemli bir blmn olu turan hadislere uygulam t . Ara t rmalar onu, hadislerin ok byk bir blmnn de i ik nedenlerle sonradan uyduruldu unu, bu haliyle slm n daha sonraki geli melerini yans tt n dolay s yla da Hz. Muhammed dnemi iin tarih veri olarak kullan lamayacaklar tezini ortaya att .
XX. yzy l n ba lar nda Goldziher in bu phecili i, siyerle ilgilenen bir ok Bat l ara t rmac taraf ndan benimsendi. Caetani ve Lammens, siyer malzemesinin ok byk bir blmnn uydurma oldu unu dile getirdiler. Shacht ise, daha da ileri giderek, hadislerin hicr ikinci yzy ldaki kelam ve politik geli meler sonucu uyduruldu u eklindeki gr n siyer malzemesini de iine alacak ekilde geni letti.

Buna kar l k M. Watt, kendinden nce ortaya konan sz konusu olumsuz tenkid ve gr lere ra men, siyer malzemesinden tarih gereklerin tespitinin mmkn oldu u kanaatini yeniden ve daha sistema-

934

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

935

tik bir ekilde dile getirdi ve bu istikamette eserler ortaya koydu. Onun siyer malzemesi ile ilgili bu olumlu duru u, Rudi Paret ve Maxime Rodinson taraf ndan da benimsendi. Ne var ki, 80 li y llarda ilk dnem slm Tarihi ve kaynaklar konusunda Goldziher ve Shacht n gr leri daha etkili oldu. John Wansbrough ve ondan etkilenen Michael Cook, hadisler ve di er rivayetlerle birlikte Kur n n otantikli i konusunda da pheler dile getirdiler. Bu geli meyle Hz. Peygamber in hayat iin kaynakl pek tart lmayan Kur n- Kerim de tarih veri olarak kullan lmaktan uzakla t r lm oluyordu. Harald Motzki, gnmzde Bat da slm n do u u ve Hz. Peygamber in hayat n n ara t r lmas konusunda bir kmaz n ve ikilemin varl na dikkat ekerek yle demektedir: Bir taraftan kaynaklar tenkit etmeden kullan yor sulamas na maruz kalmaks z n biyografi yazmak mmkn de ildir. Di er taraftan ise kaynak tenkidi metodu uygulan nca da tarih bir biyografi in a etmek imkn d d r 44. J. Koren ve D. Nevo taraf ndan yap lan bir al mada bugn arkiyat lar n a rl kl olarak ilk dnem slm Tarihi konular ve kaynaklar na yakla mda takibedilecek metod hususunda iki ana gruba ayr ld klar tespiti yap lmaktad r: 1. Geleneksel Yakla m, 2. Revizyonist Yakla m. 1. Geleneksel Yakla m: Geleneksel yakla m benimseyen arkiyat lar n temel gr lerini birka madde halinde yle zetleyebiliriz: a. Hicr 2/mild 8. yzy l ortalar ndan itibaren kayda geirilmi ok geni ve zengin bir slm literatr bulunmaktad r. Bir ara t rmac , bilimsel analizlerle tamamen bu literatre istinat ederek, slm ncesi, slm n do u u, Hz. Peygamber in hayat , ilk dnem fetihleri, Emevler ve Abbasler dnemlerine dair makul ve muteber bir tarih resim ortaya koyabilir. b. Bir olaya ili kin rivayetlerin ihtilfl oldu u durumlarda, tarihi tarih gerek in bu rivayetlerin bir yerinde sakl oldu undan phe etmemelidir. Ba ta isnadlar zerinde yap lacak al malar olmak zere ba ka baz faktrlerle birlikte tarih gerek ke fedilebilir.
44

c. Yaz l kaynaklar bunu bize temin edebildi ine gre, tarih analizi yaz l kaynaklardan daha zor olan tarihi kal nt lar tr ahidlere ihtiya yoktur. Mesel Emev paralar n n zerindeki din ibareler, bu paralar n kesildi i dnemde fatihlerin mslman oldu unu gstermektedir. Ancak, biz yaz l kaynaklar vas tas yla fatihlerin mslman olduklar n zaten biliyoruz. Dolay s yla da paralar n zerindeki ibarelerin ahidli i hi de gerekli de il. d. Kur n Hz. Peygamber dnemine ait bir tarih kaynakt r. e. Filolojik analizlerde kelime ve kavramlar n semantik geli imleri incelenirken mslman bilim gelene i dikkate al n r, modern filolojik sorgulama metodlar lzumsuz addedilir. Gustaw Weil, Watt, Maxime Rodinson un al malar n bu izgiye rnek olarak verebiliriz. 2. Revizyonist Yakla m: Homojen bir grnm arzetmeyen revizyonistler, genelde Kur n dahil olmak zere, slm literatre phe ile bakarlar ve bu literatr tarihte kurgusal bir malzeme y n olarak grmekte m terektirler. Bu ba lamda u gr leri dile getirirler: a. Herhangi bir yaz l kaynak bize gerekten olan anlatmaz. Melliflerin oldu unu d nd , oldu una inanmak istedi i veya ba kalar n n oldu una inanmalar n istedi i ey i ihtiva eder. Bu durum nmze, bir rivayetin veya hikayenin tarihli inden nce rvisinin/mellifinin bilgisinin kapsam , niyetleri, temayllerine dair problemlerini koymaktad r. b. Eski bir dokman n nakil veya rivayet tarihi, bnyesinde nemli pheler bar nd rmaktad r. Mesel mtad mstensih hatalar d nda ana kaynaktan gizli ve tedrici bir kopu durumlar olabilmektedir. Belli bir tarih yorumunu kabul ederek duygular n kontrol etmeksizin al an bir ki i, gayr-i ihtiyari bile eski metinler zerinde sz konusu yoruma uygun tarzda de i iklikler yapacakt r. Bu, metni a klamak, edebi bak mdan gzelle tirmek, baz kelimeleri ba kalar yla de i tirmek eklinde olabilir. Mesel, en eski metinlerdeki Hagerene/Hacer) , smail , Saracens kelimelerinin Mslman kelimesiyle, Peygamber kelimesinin Muhammed ismiyle veya bilinen bir sava ad n n bilinmeyen bir sava iin kullan lmas gibi. ayet en eski metin gnmze kadar o-

Motzki, XIV.

936

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

937

rijinal haliyle gelmemi se, onun zerinde yap lan tahrifatlar bugn bizim tashih etmemiz adeta imkns zd r. Dolay s yla byle bir metin orijinal metin hkmnde grlemez. c. zerinde bu kadar oynanabilen ve phelere a k hale gelen yaz l metinleri, tarih veriler de il, edeb malzemeler olarak grmek daha do rudur. Dolay s yla da onlar de erlendirmek tarih ara t rmac l yerine edebiyat tenkitili inin grevi olmal d r. d. Sz konusu metinlerdeki bilgiler, madd kal nt lar ile teyid edilmeden kullan lmamal d r. Madd kal nt lar (arkeolojik buluntular, epigrafi...), tarihilerin ya da rvilerin iddialar n de il, bizzat olan bir eyi, yani ya anan tarihi temsil eder. Buna kar l k mslman yaz l literatr slm n do u undan en az bir buuk as r sonra kayda geirilmeye ba lanm t r. Bunun byk bir blm iktidar eki melerinin mahsul olarak zellikle de Emevleri ktlemek ad na ortaya konmu tur. e. Bir olayla ilgili olarak, Mslman kaynaklar ndaki rivayetleri destekleyen harici kan tlar mevcut de ilse, bu durum rivayetlerin aleyhine bir kan t olarak de erlendirilmelidir. Buradan rivayetlerde bahsedilen olay n olmad sonucuna ula mal y z. Bunun arp c bir rne i, ilk dnem fetihleri esnas nda Araplar n mslman olduklar ve mslmanlar olarak adland r ld klar na dair mslman kaynaklar ndaki gr n haric bir kan t n n bulunmamas d r. Bu temel kanaatten hareketle bugn baz arkiyat lar lk dnem slm Tarihinin, zellikle de slm n do u unun ve fetihlerin, slm literatre hi mracaat etmeksizin, ancak gayr-i mslim kaynaklara ve bu arada arkeolojik bulgulara ve di er tarih kal nt lara dayanarak yaz labilece i gr n ortaya atm lard r. Nitekim bu gr n ba ta gelen savunucular ndan olup yukar da da bir vesileyle ad geen Michael Cook ve Patrica Crone zellikle Hagarism: The Making of thi Islamic World 45 isimli, hacimli ve bol bibliyografyal al malar , zerinde durulan konu a s ndan ilgin bir rnektir. Bu al mada bir Ermeni vakayinamesi, baz sryani kaynaklar , yahudi kar t Yakobi Risalesi, papaz/papa(?) III. Leo nun mer b. Abdlaziz e gnderdi i bir mektup ve Kitab- Mukaddes in Yarat l blm gibi baz gayr-i mslim kaynaklar ndan hareketle ula lan sonulardan baz lar unlard r:
45

slm, Sasaniler taraf ndan Filistin den srlen yahudilerin Hicaz blgesine geli inden sonra ortaya kan Hacerler (Hagerine) adl mesih bir mezhebin iinden km t r. Hz. Muhammed bu hareketin bana gemi , hareket iinde yer alanlar Hacer in soyundan gelenler anlam nda Muhacirler olarak an lm t r. Hicret, yahudi ve Araplar n birlikte Kuds e yapt klar sefer olup, Mekke den Medine ye hicret diye bir olay tarihen sabit de ildir, bilhare uydurulmu tur. Kuds n fethi s ras nda Hz. Muhammed hayatta idi. Hz. Muhammed kendisini mesih ilan etmemi , mesih in gelece ini haber vermi tir. el-Faruk lakab n almak suretiyle bu misyonu Hz. mer stlenmi tir. Mekke ba lang ta kutsal ehir olarak kabul edilmiyordu, bunun yerine Kuzey Arabistan da Bekke denilen bir yer kutsan yordu. Mekke ok sonralar Abdlmelik zaman nda iinde kutsal mabed bulunan bir ehre dn trlm tr, keza ayn dnemde Kur n kitap haline getirilmi ve o zamana kadar hep Muhacirler olarak adland r lan yeni hareketin mensuplar mslmanlar olarak an lmaya ba lanm t r. Hi bir toplumun, dinin veya kltrn tarihini, kendi kaynaklar na mracaat edilmeksizin yaz lmas mmkn de ildir. Kaynak kriti i yntemini kulland klar n ifade eden revizyonist Cook ve Crone nin gayr-i mslim kaynaklar slm kaynaklardaki bilgilerin do rulu u veya yanl l konusunda hakem konumuna yerle tirmeleri, kaynak kritii ynteminin zne ayk r bir tav rd r. Bu sebeple Neal Robinson, bunlar n yapt klar , ciddi bir ele tiriye tabi tutulmadan okunan H ristiyanl k d kaynaklar n, H ristiyanl n do u u ile ilgili sylediklerini nciller e tercih etmekten ba ka bir ey de ildir demek suretiyle zikredilen yazarlar n takip ettikleri yakla mdaki esasl bir yanl a dikkat ekmektedir. Bu yakla m tenkit eden bir di er oryantalist ise Herald Motzki dir. Bu arkiyat n n yakla m di erlerinden farkl , dikkat ekici ve bu arada siyer al malar na katk sa lay c bir ze sahip oldu u iin biraz geni e ele al nacakt r. O, bilhassa Hz. Peygamber dnemini kastederek, slm literatrdeki rivayetleri gemi i yans tan k r k bir aynan n paralar na benzetmekte ve bunlar n uygun ekilde birle tirilmesiyle gemi in grntsnn k smen de olsa yeniden in a edilebilece ini dile getirmektedir. Bu d ncesiyle onun geleneksel yakla m payla t a kt r. Onu, kendi ifadesine gre bu olumlu bak a sevk eden baz temel gerekler vard r:

Cambridge 1977.

938

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

939

1. Hz. Muhammed in hayat na dair kaynaklar/rivayetlerle ilgili sistemli kaynak kriti i al malar mevcut de ildir. Bat daki biyografi yazarlar hep kaynaklardan uygun grdkleri malzemeyi seip alm lard r. Oysa, muhtelif rivayetleri bir araya getirip hem metin hem senet a lar ndan kar la t rmas n yapmaya ve tarihlendirmeye dnk kaynak kriti i al malar , rivayetlerin tarih kaynak olarak kullan labilmeleri iin temel bir artt r. Her ne kadar hadislerle ilgili olarak isnad zerine yntemli al malar yap ld ysa da siyer malzemesi iin ayn eyi sylemek mmkn de ildir. 2. Bu ihmal ve eksikliklerin bir sonucu olarak kaynaklar n/rivayetlerin gvenilirli i zerine tart malar genelde teorik dzeyde gndeme geldi. Asl nda gvenilirlik tart malar , f kh hadislerle ilgili al malardan ne et etti. Bu sahadaki bulgular n siyer malzemesine de uygulanabilece i tezi, kimileri taraf ndan, meseleyi kaynaklar temelinde tafsilatl biimde incelemeden ileri srld. Kimileri taraf ndan da ayn biimde reddedildi. 3. Hz. Muhammed in hayat na dair imdiye kadar telif edilen biyografiler; Vak d, bn Hi am, bn Sa d, Taber gibi s n rl say da kayna a dayanm t r. Sonraki yzy llara ait kaynaklardaki siyer malzemesi henz sistematik olarak al lm ve daha eski kaynaklardaki malzemeyle kar la t r labilmi de ildir. Bu hususlar dikkate al narak, Motzki ye gre siyer ara t rmalar nda u genel yakla mlar gz nnde bulundurulmal d r: 1. Metin Tarihinin Tespiti: Bu yakla m erevesinde bir rivayetin veya rivayetler kmesinin en eski kaynaklardaki versiyonlar ylar n n muahhar kaynaklardakilerle kar la t rmas n yapmak suretiyle zaman iindeki de i imini takip edebilmektir. Ama, rivayetin nas l de i ti i ile birlikte niin de i ti ini de ortaya koyabilmektir. 2. Nakil Tarihinin Tespiti: Bir ncekinden farkl olarak bu yaklam n amac ; muhtemel orijinal metnin ne oldu u, ne zaman, nerede ve kim taraf ndan tedavle sokuldu unu tespit etmektir. 3. Kaynaklar n n as : Bu yakla m ise, kay p kaynaklar n mevcut kaynaklardaki fragmentlerini toplay p, bunlar n do ru bir ekilde muayyen bir rviye, bir musannife yahut bir mellife nisbet edilip edilmedi ini bulmay amalar. 4. Gayr-i Snn Rivayetleri Tespit: Bununla ama i, H ristiyan veya gayr-i snni ba ka kaynaklardaki rivayetleri toplamak, kar la t r-

mal olarak incelemek amalan r. Bu tr bir al man n yap lmas , belki, standart hadis mecmualar ve siyer kaynaklar te ekkl etmeden nce Hz. Muhammed in hayat na dair rivayetlerin farkl l zerine k tutabilir. Motzki, bu genel de erlendirmeleri yapt ktan sonra yahudi lider bn Ebi l-Hukayk n ldrlmesi olay zelinde, kendisinin isnd cum matn eklinde adland rd isnad ve metin incelemesi esas na dayal bir kaynak kriti i yntemini uygulamaktad r.Bu yeni yntem, bir lde daha nce Shacht ve Juynboll taraf ndan kullan lan isnat de erlendirme metoduna benzemekle birlikte kullan l amac ve ekli farkl d r. Motzki ye gre isnad ve metin analizinin amac ; rivayetlerin farkl mecmualardaki varyantlar n kar la t rarak nakil srelerini izlemek, ortaya koymakt r. Bunun iin hem isnad hem de metin kullan l r. Metodun uygulanabilmesi iin bir n art vard r o da, bahse konu rivayet veya rivayetlerin mutlaka varyantlar olmal , varyantlar n da isnatlar bulunmal d r. Bunu, baz faraziyeler izler: 1. Bir rivayetin varyantlar (en az ndan k smen) rivayet srecinin sonucudur. 2. Varyantlar n isnadlar (en az ndan k smen) gerek nakil yollar n yans t r. Birinci faraziye, metnin varyantlar , kendilerinin ne et etti i bir orijinal metni ilham eder gzlemine dayan r. kinci faraziyenin gerisinde ise bir ve ayn rivayete ait rivayet tariklerinin o u kere, rivayetin dayand r ld otoriteden sonra m terek rvi ye sahip olmamalar gzlemi yatar. 3. Daha uzak bir faraziye de udur ki, metinde grlen temayllerle isnadlardaki m terek rviler aras nda uyumlulu un/paralelli in oldu u durumlar, gerek rivayet rnekleri olmalar kuvvetle muhtemeldir. ayet isnadlar, varyantlar aras nda bir yak nl k, bir ili ki oldu unu gsteriyor ve fakat metinler bunu ortaya koymuyorsa, buradan ya isnadlar n ya da metinlerin hatal oldu u sonucu kar labilir. Bu hata da, ya rvinin dikkatsizli i ya da bilinli bir mdahele sonucu vcut bulmu olabilir. Motzki, bu metodunu baz olaylar incelerken denemi tir. Bunlardan biri de yahudi liderlerden bn Ebi l-Hukayk n ldrlmesidir. Ara t rmac bu olay ba lam nda sz edilen metodunu uygularken belli merhaleler takip etmi tir. Bunlar a a daki ekilde s ralanabilir:

940

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

941

1. Mmkn oldu u kadar bir senedi olan btn rivayetlerin toplanmas , 2. Rivayet tariklerinin listesinin kar l p diyagram n n haz rlanmas (tabiri caizse, rivayetlerin rntgeninin ekilmesi), 3. Bu listeden hareketle farkl ku aklardaki m terek rvilerin tespit edilmesi, 4. Ortaya kan sonular zerine ilk hipotezlerin ekillendirilmesi, 5. Varyantlar n metinlerinin muhteva, cmle ve kelime yap s a lar ndan kar la t r larak aralar ndaki benzerlik ve farkl l klar n tespit edilmesi, buna ba l olarak varyantlar n rivayet seyrine dair kanaatlerin ekillenmesi, 6. snad ve metin analizlerinin sonular n n kar la t r lmas , buna ba l olarak bahse konu rivayet veya rivayetlerin muhtemel tedavle giri tarihi, ilk rvilerinin kimler oldu u, rivayet srecinde metnin nas l de i ti i ve bundan kimin/kimlerin sorumlu oldu una dair sonular n elde edilmesi. Bu metoda gre ara t rmas n yapan Motzki, bn Ebi l-Hukayk n ldrlmesine dair farkl kanallardan gelen rivayetlerin m terek rvilerinden hareketle hicr ikinci yzy l n ilk eyre i ierisinde yayg nla maya ba lad , ancak bunlar n da hicr birinci yzy l n ikinci yar s nda ba ka bir kayna a veya kaynaklara dayand tespitini yapar ve rivayetlerden kard tarih gerekli i sunar. Buna gre, Hz. Peygamber Abdullah b. Atk komutas nda bir kk mfrezeyi, Medine d nda ya ayan yahudi bn Ebi l-Hukayk ldrmekleri iin gnderir.Suikastiler, onun evine t rmanarak girmek zorunda kal rlar. Evden k esnas nda bn Atk n veya di er bir mslman n aya seker ve baca incinir. Mfrezenin elemanlar , bn Ebi l-Hukayk n ld nden emin oluncaya kadar olay mahallinden uzakla mazlar. Motzki, bu tr bir al man n siyere katk s n ne olaca sorusunu sorar ve cevab n yle verir: Her eyden nce uras gayet a kt r ki, Bat l lar taraf ndan yaz lan siyer kitaplar , Hz. Muhammed in hayat na dair tarih olarak gvenilir bir portre sunmamaktad rlar. Kaynak kriti i al malar n n olmay yznden onlar n kaynaklar eklektik ve parac bir yakla mla kullanmalar , bunun en temel sebebidir.

Cook ve Crone sz konusu eserlerde tarih gere in in a edildi i gr n reddederlerken ok hakl d rlar. Ancak onlar, mslman kaynaklar na dayanarak Hz. Peygamber in hayat n n yaz lmas n n mmkn olmad n sylerken ise tam aksine ikna edici de illerdir. Ben Hz. Muhammed in hayat na dair gvenilir bir tarih portrenin mslman rivayetlerinden hareketle ve kaynak kriti i metodu kullan lmak suretiyle ortaya konabilece ine inanmaktay m. Belki bu suretle ortaya kacak biyografi eseri, ok hacimli olmayacakt r. Mamafih bize Hz. Muhammed in hayat etraf nda rivayetlerin nas l ekillendi ini anlama imkn n sa layacakt r. Bu suretle hangi rivayetlerin daha gvenilir, hangilerinin rvinin ya da bireysel rivayetlerin gizli temayllerini muhtevi oldu unu ke fedebilme ans n yakalam olaca z... 46. Siyer malzemesinin, de i ik nedenlerle hicr birinci yzy ldan itibaren mtemadiyen geni ledi i dikkate al nacak olursa, bu malzemenin ciddi bir kaynak kriti ine tabi tutulmas n n lzumu izahtan varestedir. Bu hususta Motzki nin ortaya koydu u yakla m n dikkate de er baz yenilikler ihtiva etti ini grmekteyiz. Bu yenilikleri de gz nnde bulundurarak her bir siyer konusunun tek tek al lmas n n ve bundan sonra siyerin bir btn olarak ele al nmas n n daha sa l kl ve tarih bir tablo ortaya karaca na inanmaktay z. 5. slm Tarihi Ara t rmalar nda Tedahl Sorunu nemli oldu unu d nd mz bir di er mesele, slm Tarihi ara t rma alan n n s n rlar n n belirlenmesi ya da alan tedahllerinin nne geilmesidir. ki trl tedahlden sz etmek mmkndr. Birincisi, lahiyat Fakltelerindeki di er bilim dallar ile slm Tarihinin ara t rma alanlar aras ndaki tedahldr. A a da rnek olarak verilen be lisans st al mas bu tedahl gayet a k bir ekilde gstermektedir.
-Nebi Bozkurt, Asr- Saadette Evler ve Ev Hayat , Asr- Saadet te slm, V, 21-61. ------------, Asr- Saadet te E lence , Asr- Saadet te slm, IV, - Bnyamin Erul, Hz. Peygamber in Risalet ncesi Hayat na Farkl Bir Yakla m , Diyanet lm Dergi, Peygamberimiz Muhammed zel Say -, Ankara 2000, s.33-67. - Mehmet ahin, Hz. Peygamber Dneminde Mehir, ( slm Hukuku) - Hamdi Y ld r m, Hz. Peygamber Dneminde Bey at, ( slm Tarihi)

46

Motzki, 233-34.

942

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

943

- Hasan Yeniba , Ay n Yar lmas Rivayetlerinin De erlendirilmesi, (Hadis). -Fatih Topalo lu, Hz. Ali nin Hz. Osman Dnemi Siyas Olaylar na Ynelik Tutumu, (Mezhepler Tarihi)

imdi soru u: Asr- Saadet te Evler ve Ev Hayat , Asr- Saadet te E lence Hayat konular , Hadis alan nda m yoksa slm Tarihi alan nda m al lmal d r? E er Sosyal tarih diye bir olguyu kabul ediyorsak, hi tart madan bu konular n slm Tarihilerince al lmas icap etti ini sylemek durumunday z. Ya da ay n yar lmas ile ilgili rivayetleri ele alal m. Ay n yar lmas , bir olay d r. Dolay s yla alan gere i tarihin konusudur. Ayr ca bu olay hadis kaynaklar haricinde siyer, genel tarih, tabakat gibi kaynaklarda da gemektedir. Dolay s yla btn bu rivayetleri de erlendirmek her halde, esas itibariyle tarihinin vazifesi olmal d r. Asl na bak l rsa Hadis diye bir bilim dal n n varl ve lzumu tart maya a labilir. nk, Hadis dedi imizde sz konusu olan Hz. Peygamber e nisbet edilen rivayetlerdir. Hadisilerin yapmas gereken bu rivayetlerin tarih de erini, yani Hz. Peygamber e ait olup olmad n tespit etmek olmal d r. Bu ise tarih tenkidine mracaat etmeden ve hadislerin ya da daha do ru bir ifadeyle hadis olduklar ifade edilen rivayetlerin tarih ortamla ba kurulmadan stesinden gelinebilecek bir i de ildir. Bu durumda ya hadisi yeterli bir tarih metodolojisi bilgisi ile donan ml olmak, dolay s yla da tarihi gibi davranmak ya da sz konusu grevi tarihiler stlenmek durumundad r. Hadisiler, ba lang ta oldu u gibi kendilerini ayn zamanda tarihi olarak da kabul ediyor olmal lar ki, yaln zca hadislerin/rivayetlerin s hhati ile ilgilenmemekte, yava yava Asr- Saadet in tarihini yazmaya da ynelmektedirler. Burada slm tarihilerinden farkl olarak hadisileri kmaza srkleyen temel husus, bugn iin temel esaslar belirlenmi bir metodolojiye sahip olmamalar d r. Bu sebepledir ki, bir hadisi elindeki rivayetlerden hareketle f k h, tefsir, ahlk, siyer, hatta kelam gibi farkl ilim dallar na dal lar yapabilmektedir. Halbuki rivayetlerle ilgili tarih tenkit gerekle tirildikten sonra onlar n bundan sonraki kullan m hadisinin de il, slm tarihisi, slm hukukusu, kelamc , tefsirci, slm felsefecisi, Din e itimcisi, Din piskolo u veya din sosyolo unun i idir. Benzer tedahller, slm Hukuku ve Mezhepler Tarihi al malar na gz gezdirildi inde de grlebilmektedir.

kinci tedahl ekli ise, zellikle Osmanl Tarihi ile ilgili olarak lahiyat Fakltelerindeki slm Tarihi alan nda yap lan al malar ile Fen-Edebiyat Faklteleri ve Dil Tarih Co rafya Fakltesi nin Tarih Blmlerindeki Orta a , Yeni a ve Yak n a Anabilim Dallar bnyesinde yap lan al malar aras nda grlmektedir. Orta a , Yeni a ve Yak na Tarihi Anabilim Dallar Lisans ve Lisansst programlar bilhassa Osmanl Tarihi a s ndan gzden geirildi inde, u ekil bir tabloyla kar la lmaktad r:
ORTA A TAR H Teorik Dersler Kredisi Kaynak Bilgisi Osmanl Tarihi 6 Osmanl Kaynaklar Seluklu Tarihi 6 Seluklu Kaynaklar Osmanl Tarihi 6 Osmanl Kaynaklar Seluklu Tarihi Seluklu Kaynaklar Kredisi Toplam 6 12 12 18 12 18 12 12

Yksek Lisans Doktora

YEN A TAR H Yksek Lisans Doktora Osmanl Tarihi Osmanl Tarihi 30 22 Osmanl Kaynaklar Osmanl Kaynaklar 12 12 42 34

YAKIN A TAR H Yksek Lisans Doktora Osmanl Tarihi Osmanl Tarihi 12 10 Osmanl Kaynaklar Osmanl Kaynaklar 14 10 26 20

Buna mukabil slm Tarihi ve Sanatlar Anabilim Dal bnyesinde slm Tarihi Bilim Dal lisansst programlar nda verilen Osmanl Tarihi derslerinin (kaynak bilgisi dahil) toplam kredi tutar 6 y gememektedir. Ne var ki, son y llarda, gerek teorik bilgi gerekse kaynak bilgisi bak mlar ndan programlar aras ndaki bariz farklara ra men, zellikle ar ivlerin henz i lenmemi bol miktarda belge ile dolu olmas , tahrir defterleri, er iyye sicillerinin tarih kayna olarak kullan lmaya ba lanmas ile slm Tarihi ara t rmac lar aras nda da Osmanl al mala-

944

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

945

r na do ru yo un bir ilginin belirdi i m ahede edilmektedir. Ancak bu ilgi ne kadar sa l kl d r? Ya da soruyu yle soral m: slm Tarihi ara t rmac s , t pk DTCF veya Hacettepe de lisansst program na kay tl bir ara t rmac gibi, siyas, sosyal, iktisad nitelikli olmas farketmez, ilgi duydu u her konuyu al abilmeli midir? Nitekim YK teki tez kataloglar bu a dan gzden geirildi inde, Osmanl dneminde Grcistan la siyas ili kilerden tutun da Yemen'de Mahalli dare ye, Ni anc l k tan r-y Devlet e kadar siyas, idar ve kurumsal yap lar ilgilendiren konular n slm Tarihi bilim dal nda Yksek Lisans ve Doktora tezi olarak al ld grlmektedir. Grlen bir ba ka husus ise, gittike artan say da er iyye sicillerine gre illerin sosyal ve ekonomik yap lar n n al lmas d r. Ayn tr al malar , herhangi bir Tarih blmnn tez katalogunda da bulmak mmkndr. Osmanl Tarihi sz konusu oldu unda slm Tarihi bilim dal ndaki al malarla Tarih blmlerinin Yeni ve Yak n a bilim dallar nda yap lan al malar n ayn formatta olmas yerine, zellikle lahiyat men eli slm Tarihi ara t rmac lar n n, kendi mktesebatlar n kullanmaya daha msait din ve kltrel hayat erevesinde ihtida olaylar , din-siyaset ili kisi, din kurumlar vb. konular al malar daha do ru olmaz m ? Bylece Tarih blmlerinde yap lan al malarla slm Tarihi bnyesinde yap lan Osmanl al malar , birbirini tekrar yerine birbirini tamamlam olmazlar m ? Bu bak a s n n Seluklular ve di er Trk slm devletleri iin de geerli olabilece ini d nyoruz. Bu noktada mutlaka i aret etmemiz gereken bir di er husus ise, bir niversite bnyesindeki Tarih Blm lisansst programlar ile slm Tarihi bilim dal lisansst programlar aras nda k sm bir entegrasyonun sa lanmas d r. Byle bir uygulama, niversitenin de i ik faklteleri veya blmlerindeki bilimsel birikimlerin payla lmas ve bylece ara t rmac lar n daha donan ml hale gelmeleri neticesini do uracakt r. Teorik olarak bunun nnde bir engel bulunmamaktad r. nemli olan uygulamaya yans t lmas d r. 6. Projeli al ma htiyac Bugn slm Tarihi alan ndaki akademisyenlerin al malar na bak ld nda, belli konularda ihtisasla ma emareleri grlmekle birlikte, bunlar n birbirini tamamlar bir keyfiyet arzetti ini sylemek pek mmkn de ildir. Bunun iki temel nedeni bulunmaktad r:

Birincisi, al malar n bir st proje erevesinde yap lmam olmas d r. B rakal m slm tarihilerinin tamam n n dikkate alaca byle bir projenin yoklu unu, ayn Fakltede grev yapan slm tarihileri bile ortak bir proje al mas olu turmak ve yrtmekten uzak bulunduklar n sylemek herhalde ok yanl bir genelleme olmaz. kincisi ise, akademisyenler aras nda yeterli bir koordinasyonun bulunmamas d r. Asl nda bilgisayar teknolojisinin ve internet ortam n n sa lad imknlar erevesinde her iki problemin de halli ok zor deildir. slm Tarihilerince a lacak bir Web Sitesi bnyesinde a a daki hizmetler yerine getirilebilir: 1. slm Tarihi alan nda grev yapan akademisyenler 2. Yurt ii ve yurtd nda slm Tarihi zerine al ma yapan akademisyenler (al ma alanlar , al malar , e-mail adresleri vb.) 3. slm Tarihi alan nda yap lm tezlerini hv bilgi bankas ve yap lmakta olan lisansst

4. slm Tarihinde tez dzeyinde al lmas gereken konular 5. slm Tarihi kaynaklar n hv bibliyografik bilgi bankas 6. slm Tarihi kaynaklar n n tmn kapsayan ve ki i, yer, y l, olay.vb. gre taranmas /sorgulanmas mmkn olan veri taban (Buna bir pilot al ma olarak, ncelikle siyer kaynaklar ndan ba lanabilir) 7. Mste riklerin slm Tarihi ile ilgili al malar n hv bibliyografik bilgi bankas 8. slm Tarihi ara t rmalar esnas nda kar la lan sorunlar zerine fikir teatisinin yap labilece i bir tart ma platformu 9. slm Tarihi haritalar , ema, kroki, resim vb. unsurlar hv bilgi bankas Tarih al malar nda bilgi sayar teknolojisinin en verimli ekilde kullan m hususunda Hacettepe niversitesi Fen Edebiyat Fakltesi Tarih Blm ndeki bir uygulama rnek olarak gsterilebilir. Bu blmde, sosyal bilimlerde ve zellikle tarih ara t rmalar nda kullan lmak zere, bilgisayar teknolojisinin sundu u imknlar en st seviyede kullan lmaya al lmaktad r.

946

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

947

Osmanl ara t rmac lar n n kullanaca temel veriler iin bilgi bankalar n n olu turulmas iin yrtlen programlar, R. Acun taraf ndan tasarlanmaktad r. B. Yediy ld z taraf ndan verilen Osmanl Tarihi ve Yenile me Tarihi Seminerleri ile Tarih Yaz c l gibi baz lisans ve yksek lisans dersleri uygulamal hale dn trlm ve bu dersler R. Acun'un Bilgisayar ve Tarih dersi ile ili kili ve uyumlu hale getirilmi tir. Mesel, bu i birli i sayesinde iki yar y ll k bir srede yakla k yirmi bin verinin girildi i ve ok alternatifli sorgulama yntemlerinin kullan ld bir Osmanl Ara t rmalar Bibliyografik Bilgi Bankas olu turulmu tur. Bu, dinamik bir uygulamad r. Yeni renciler sz konusu bilgi bankas ndan hem yararlanmakta hem de onun zenginle mesine ve mkemmelle mesine katk da bulunmaktad r. Buna ve benzer projelere ayn usulle devam edilecektir. R. Acun'un ortaya koydu u al malarda Vak flar Veri Taban , Tahrir Veri Taban , Trkiye'nin Sosyal ve Kltrel Tarihi Projesi Veri Taban , Osmanl Ara t rmalar Bibliyografik Bilgi Bankas olu turulmas , hem tarih ara t rmalar nda modern teknik metotlar n ortaya konmas ve hem de pratikte bunlar n Osmanl tarih ara t rmalar nda nas l kullan labilece inin rneklerle gsterilmesi a s ndan nem ta maktad r.

KAYNAKLAR Algl Hseyin, slm Tarihi Ara t rmalar nda ve slm Tarihi Dokmanlar n n De erlendirilmesinde Dikkate De er Hususlar Gnmz Din Bilimleri Ara t rmalar Ve Problemleri Sempozyumu, Samsun 1989, s. 75-80. Atay Tayfun, zlmemi bir Tarih Sorunu: eyh Bedreddin , Sosyal Bilimleri Yeniden D nmek, s.161-79. Berktay Halil, Dnya ve Trkiye de Tarihili in Durumu ve Dilinin Evrenselle mesi zerine D nceler , Tarih retimi ve Ders Kitaplar (Haz rlayan: S. zbaran), zmir 1990, ss. 75-92. Burke Peter, Tarih ve Toplumsal Kuram, Tarih Vakf Yay nlar , 2. bask , stanbul 2000. Carr E. -J. Fontana, Tarih yaz m nda Nesnellik ve Yanl l k (Trke trc. zer Ozankaya), Ankara 1992. Collingwood R. G., Tarih Tasar m (Trke trc. Kurtulu Diner), Ankara 1996. etinsaya Gkhan, Abdlhamid i Anlamak: 19. Yzy l Tarihili ine Bir Bak , Sosyal Bilimleri Yeniden D nmek, s. 137-46. Davudo lu Ahmet, Genel Dnya Tarihi inde Osmanl n n Yeri: Metodolojik Meseleler ve Osmanl Tarihinin Yeniden Yorumlanmas , Osmanl , VII, ss.674-80. Fck J. W., Islam as an historical problem in European historiography since 1800 , Historians of The Middle East (ed. B. Lewis), yer? 1962, s. 303314. Glick Thomas F., Islamic and Christian Spain, New Jersy 1979. Gulbenkian Komisyonu, Sosyal Bilimleri A n (Trke trc. irin Tekeli), stanbul 2003. Tarih Yaz m nda Yeni Yakla mlar, Tarih Vakf , stanbul 2000. Hourani Albert, Islam and the Ppilosophers of History , Historians of The Middle East (ed. B. Lewis), yer? 1962, s. 206-67. Iggers Georg G., Yirminci Yzy lda Tarih Yaz m (Trke trc. Gl a al Gven), stanbul 2000. nalc k Halil, mparatorlu un kilidi; Fetih ba l kl rportaj, Zaman Gazetesi, 26 May s 1996, s.9. Mardin erif, Tarihimiz ve Tarihe Soru Sormak: Bir Hasbihal , Osmanl , Ankara 1999, VII, 655-7.

948

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

949

Motzki Herald, Introduction , The Murder of Ibn Abl-Hukayk , The Biography of Muhammad (ed. H. Motzki), Leiden-Boston-Kln 2000, ss.XI-XVI, 170-239. nkal Ahmet, slm Tarihi Ara t rmalar nda Kar la lan Baz Problemler Gnmz Din Bilimleri Ara t rmalar Ve Problemleri Sempozyumu, Samsun 1989, s. 81-90. zbaran Salih, Tarih ve retimi, stanbul 1992, zel Oktay, Bir Tarih Okuma ve Yazma Prati i Olarak Trkiye de Osmanl Tarihili i , Sosyal Bilimleri Yeniden D nmek, stanbul 1998, s.147-60. Tekeli lhan, Tarih Yaz m zerine D nmek, Ankara 1998. Tezcan Baki, II. Osman rne inde lerlemeci Tarih ve Osmanl Tarih Yaz c l , Osmanl , VII, 658-80. To an Zeki Velidi, Tarihte Usl, stanbul 1985.

-IVTRK YE DE MODERN SLM TAR H L N NE DO RU M LL DEVLETTE MMET ALI MAK Do. Dr. Seyfettin ER AH N

slm Trkiye halk n n kahir ekseriyeti iin inan /din, tarih, yak n gemi , kltr, medeniyet, gelenek, ya anan hayat demektir. Trkiye de slm Tarihi al mak da bir ekilde bu unsurlar gz nnde bulundurmay gerektirmektedir. Trkiye de slm Tarihi al malar n n me ruiyet zemini, bilimsel merak n yan nda toplumun ayd nlat lmas d r. Trk halk n n, ayd n ndan sade vatanda na, inansa da inanmasa da kendi tarihinin bir paras olan ve uzun yzy llar kimli ine ekil veren bir dini ve medeniyeti tan mak hakk vard r. Biz tebli imizde Cumhuriyet Trkiyesi slm tarihili inin anlay , metot, menba ve muhteva bak mlar ndan ilerledi i yolun daha ok zihinsel arka plan hakk nda baz tespitlerde bulunmak istiyoruz. Trkiye de, genelde tarihili i zelde slm tarihili ini, etkileyen amillerin Bat ve Do u tarih telkkileri ile yaz m tarzlar oldu u bilinmektedir. Bat dan romantik ve pozitivist tarih anlay ile Alman tarihcili i yan nda, Do udan slm tarihili i, Osmanl tarihili i ve Fars tarihili inin etkili oldu u bir vak ad r. E itim- retimde slm Tarihi slm Tarihi, slm bilimleri iindeki yerini alm ; bu sahada hicr birinci yzy ldan itibaren eserler yaz lm ; tarih iinde geli erek varl n devam ettirmi tir. Hz. Muhammed in hayat n Mslmanlarca numune-i imtisal olarak alg land ndan slm Tarihinin siyer k sm medreselerde byk oranda hadis ve ahlk bilimleri iinde okutulmu tur. Osmanl medreselerinde slm Tarihi dersine ancak II. Me rutiyet dneminde rastlanmaktad r. 16 Safer 1328 / 13 ubat 1910 tarihli Medris-i slmiye Nizamnmesi nden sonraki mfredatta tarih-i slm ve siyer dersine yer verilmi tir. Nizamname nin 37-41. maddelerine gre mezunlardan vaizlik ve mftlk hari, mderrislik, alay mftl ve tabur

950

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

951

imaml imtihan na girecekler slm Tarihinden sorumlu olacaklard .47 te yandan Osmanl mekteplerinde slm Tarihi ilk defa; Hukuk Mektebi nin 1300 / 1884 tarihli mfredat nda grlmektedir.48 slm co rafyas nda da modern anlamda niversite fikri do mu ; Trkiye de ilk olarak Drlfnn 1864 te kurulmu tur. K sa sreli faaliyetler sonras nda kapat lan bu kurum 1900 da yeniden a ld nda Ulmu - er iyye ubesinde Ahlk- er iyye ve Siyer k sm nda Siyer-i Nebev ve Trih-i Dn-i slm ve Trih-i Edyn dersleri okutulmu tur.49 Maarif naz r Emrullah Efendi, Drlfnun u 1912 de yeniden dzenlerken ortaa skolastik zihniyetinden uzak bir Ulm- er iye ubesi at . Bu ubenin Ahlk- er iye ve Siyer K sm nda siyer-i nebevi ve tarih-i din-i slm ve tarih-i edyn dersleri verildi. Ancak 11 Ekim 1919 da Ulm- er iye ubesi, er i ilimlerin medreselerde okutuldu u gerekesi ile kapat ld .50 Trkiye Cumhuriyeti dneminde 21 Nisan 1924 te stanbul Drlfunn bnyesinde a lan lhiyt Fakltesi nde Ahlk ve Trk Tarih-i Dinisi derslerine yer verildi. slm Dini Tarihi ne Meclis-i Mderrisn Reisi Mderris emseddin Gnaltay ve Halim Sabit ibay, Ahlk dersine Mderris Mehmet zzet girdi. 1933 niversite reformu erevesinde Drlfnn, stanbul niversitesi ne evrilirken lhiyat Fakltesi slm Tetkikleri Enstits ne dn trld ve 1936 da da kapat ld .51 Trkiye Cumhuriyeti nde ikinci defa 21 Kas m 1949 da Ankara niversitesi ne ba l bir lhiyat Fakltesi a ld . Fakltenin ilk drt y -

l ndaki program nda Siyer ve slm Tarihi derslerine mstakil olarak yer verilmedi. Yusuf Ziya Yrkhan ba kanl ndaki slm Dini ve Mezhepler Tarihi dersi ierisinde el al nd . 1953-1954 y l program nda I-IV. s n flarda slm Tarihi ad alt nda okutuldu. Bu dnemde slm Tarihi yle temellendirildi: slmiyetin do u u ve yay lmas nemli bir mahiyet ta maktad r. Tarihi vesikalara dayanarak okutulan slm Tarihi sadece olaylar kronolojik bir tasnif iinde s ralayan klsik tarih retiminden s yr larak, hadiseleri zaman ve mekn artlar dahilinde inceleyerek, bunlardan hal ve istikbale makes olacak ibret rnekleri karmakt . 52 Ankara niversitesi lhiyat Fakltesi nde 1972-1973 y l ndan itibaren genel lhiyat e itimi be y la kar ld . Son iki y l ihtisasla maya tahsis edildi inden ilk y l ierisinde slm Tarihi dersi ortak ders olarak verildi. 1982-1983 e itim- retim y l itibariyle idri bak mdan Temel slm Bilimleri ve Felsefe ve Din Bilimleri Blmlerinin yan s ra slm Tarihi ve Sanatlar Blm olu turuldu. 1987-1991 y llar aras nda uygulanan programda I-II. s n flarda slm Tarihi ve slm Kurumlar Tarihi verildi. lhiyat Fakltesi, kurulu gayesi itibariyle ba l ba na tarih retimi olmad gibi tarihi yeti tirmeyi de hedeflemedi inden lisans eitiminde Siyer ve slm Tarihi dersleri ilk iki y lda okutulmaktad r. Semeli olarak da daha sonraki y llarda slm Tarihi ile ilgili u derslere yer verilmektedir. slm Kurumlar Tarihi, slm Medeniyeti Tarihi, Trk Tarihi ve Kltr, Tarihte Usl ve Tenkidi, Tarih Felsefesi, Gnmz Trk slm Devletleri. slm Tarihi derslerinin amac ba ta Hz. Muhammed in hayat olmak zere Mslman toplumunun ekillenmesinde etken olan siyas, sosyal, ekonomik ve kltrel geli melerin bilinmesi, slm medeniyetine dair genel bir bak a s vermek, a da de erlerin daha iyi kavranmas n sa lamakt r. Bu ders grubu, 610 da Hz. Muhammed in peygamber olarak seili inden gnmze kadar Mslmanlar n siyas, sosyal, ekonomik, kltrel ve d nsel alanlardaki kavramlar , kurumlar , faaliyetleri; slm hakimiyetine giren lkeler, halklar, kltrler ile slm medeniyetinin dnya medeniyeti iindeki yerini konu edinmektedir. A.. lhiyat Fakltesi nde May s 1980 de toplanan I. slm limleri Kongresi Tarih
52

47

On iki y ll k e itim- retim sresinde 8. s n fta Tarih-i slm, 9. ve 10. s n fta siyer ve tarih-i umumi dersi verilmi tir. Hseyin Atay, 1914 Medrese Dzeni , slm limleri Enstits Dergisi, V, 1982, 43-46. stanbul Beyazid mderrisi E refzde Muhammed evketi; Ramazan 1329 / A ustos 1911 de Medrese-i Aliye de ulum- er iye, f k h, hikmet ve lisan olmak zere drt ube ngrmekte; hikmet ubesini de felsefe, riyaziyat, tabiiyat ve co rafya ile tarih ve siyer k s mlar na ay rmaktad r. Tarih ve siyer k sm nda verilecek dersler tarih-i umumi, tarih-i slm, siyer, ilm-i ensab, teracim-i ahval ve hikmet-i tarih idi. Atay, 1914 Medrese , 51 48 Osman Nuri Ergin, 3-4, 1104; Hseyin Atay, Medreselerin Islahat , A FD, XXV, 1981, 36. 49 H. Ali Koer, Trkiye de Modern E itimin Do u u ve Geli imi (1773-1923), stanbul 1992, 146. Atay, Medreselerin Islahat , 38. 50 Mnir Ko ta , lahiyat Fakltesi Kurulu Tarihesi , A.. .F.D, XXXI, 1989, 2-4. 51 Ko ta , 6-7.

Ko ta , 12-13.

952

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

953

Komisyonu raporunda slm Tarihi nin s n rlar Hz. Peygamber (sav) ile ba lar ve slmiyeti din olarak semi olan milletlerin tamam n n tarihlerini iine al r eklinde tespit edilmi tir.53 Di er bir ifadeyle slm Tarihi Anabilim Dal , 1400 seneyi a k n uzun bir zaman diliminde Asya, Avrupa ve Afrika k talar n n nemli bir blmne yay lm olan Mslman milletlerin tarihlerini incelemektedir. Lisansst e itimde de zikredilen bu dnemlerle ilgili olarak dersler okutulmakta; daha detayl ve bilimsel kriterlere uygun al malar yap lmaktad r. Dnyada meydana gelen geli meler ve olaylar erevesinde yeni dersler konulmakta ve rencilere okutulmaktad r. Cumhuriyet Trkiyesi slm Tarihili inin Gemi ine K sa Bir Bak Cumhuriyet Trkiyesi slm tarihileri, slm n ilk dnemlerinde do an ve yzy llar iinde geli erek gelen slm tarih yaz c l n miras alm lard r. Mslmanlar n geleneksel tarih anlay , byk oranda di er ilahi din mensuplar n n anlay na benzemektedir. Buna gre, bn Miskeveyh ve bn Haldun gibi dngsel tarih anlay na sahip mverrihler bulunmu larsa da Mslmanlar; lahi bir takdirle yarat l tan k yamete kadar uzanan izgisel tarih anlay n benimsemi lerdir. Bu anlay bir bak ma tarih determinizmdir. Tarih, Allah taraf ndan tespit edilmi tir, gemi ve gelecek onun takdirinden ibarettir. Sz konusu anlay benimseyen Mslman mverrihler de erekselci / finalist bir tutum izlemi lerdir. phesiz, bu anlay n tabi bir sonucu olarak da ekseriyetle slm mverrihleri genelde tarih yaz m nda faydac l benimsemi ler; amalar n tarihi olaylardan dini-ahlk ders karmak, k ssadan hisse almak eklinde ortaya koymu lard r.54 Cumhuriyet Trkiyesi nin bir nceki basama olan Osmanl tarih yaz c l , byk lde geleneksel slm tarihili inin iinde kalm ; XVI. yzy la kadar, hikaye ve destan tarz nda halk zihniyeti ile yaz lm basit, k sa ve rivayeti zgn olmayan baz telifler vermi tir. Mneccimba ve Ktip elebi gibi istisnalar bir tarafa b rak rsak,
53

dnya geneli, kom u kltrler ve eski kavimler hakk nda; mevsuk olmayan, eksik veya yanl bilgilerden olu an brani, Sryani ve ran menkulat na dayanm t r.55 XVI. yzy ldan itibaren dilini ve slbunu a la t rarak edebi in a sanat n n bir kolu haline gelmi , bununla birlikte halktan kopmu tur. Tanzimat a kadar klsik baz slm tarihlerini Trkeye evirmekle yetinmi ; Tanzimat tan itibaren okullara ve halka ynelik baz slm tarihleri ortaya koymu tur.56 Trkler slmiyete girme sreci ile birlikte Trk tarihinin neredeyse tamam n slmla t rm lard r. slmiyeti kabul ederken geleneksel kltrlerini (O uz Destan gibi) tevhid izgisinde yeniden yorumlam lar, kklerini Hz. Nuh un o lu Yafes e dayand rm lard r. Asl nda bu bir ynyle milliyeti yakla m ile uyu maktad r. Zira milliyetiler Trklerin slm dan nce de tek Tanr anlay n n slm Allah inanc na ve slm ahlk anlay na ok yak n oldu unu iddia etmektedirler. Geleneksel slm tarih anlay n yarg lamak veya aklamak phesiz bilimsel bir tutum de ildir. Her tarih yaz c l , kendine zg tarih toplumsal olaylar iinde olu mu tur. Dolay s yla, herhangi bir tarih yaz c l n n niteliklerini, geli ti i tarih olaylar ve ili kiler iinde deerlendirmek daha do ru grnmektedir. Bilimin grevi ve ilkesi yarg lamak de il a klamak ve izah etmektir. Bir tarih yaz c l na yneltilen ele tiriler, sz konusu birikimi, anlay , dolay s yla toplum / siyaset deneyimini do ru de erlendirmeyi engelleyebilir.57 Me rutiyet Dnemi Avrupa, XIX. yzy lda ilerlemeci tarih ile Avrupamerkezci bir medeniyet yorumu geli tirdi. Buna gre, Bat , medeniyeti; dnyan n dier k sm ise barbarl , geri kalm l , temsil ediyordu. yle ise ilerlemenin, medeni olman n yolu Bat dan geiyordu. Bu determinist ve dayatmac yakla m dnyan n nemli bir k sm kabul ettiyse de e itli kltr havzalar ndan yer yer kar duru lar ortaya kt . Bunlara slm dnyas ndan baz gruplar da kat ld . Bu geli meler erevesinde II. Me rutiyet dneminde Osmanl co rafyas nda da slm Tarihine bir yneli ba lad . Bat ya bir tepki
55

Nesimi Yaz c , lahiyat fakltelerinde Tarih retimi Konusunda Baz D nceler , Yksek retimde Din Bilimleri retimi Sempozyumu, Ondokuz May s niversitesi lahiyat Fakltesi, Samsun 1988, 324. 54 Do an zlem, Tarih Felsefesi, stanbul 2001, 36-37.

Yinan, 574. M. H. Yinan, Tanzimattan Me rutiyete Kadar Bizde Tarihilik Tanzimat, II, stanbul, 1999, 583. 57 smail o kun, Bat deolojilerinin Trk Tarih Anlay na Yans malar zerine , Tarih ve Sosyoloji Semineri 28-29 May s, 1990, stanbul, 1991, 55.
56

954

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

955

olman n yan nda bir medeniyet projesi geli tirmek iin giri ilen bu tarih yaz c l kendi kavramsal ve kuramsal btnl n olu turmada istenilen ba ar y gsteremedi. II. Me rutiyet Trkiye de slm tarihili inde bir dnm noktas d r. Bat dan yap lan tercmeler, (Dozy ba ta olmak zere) Mslmanlar aras nda, a k nl k ve infiale varan tepkilere yol at .58 Bununla birlikte Mslmanlar bir yandan reddiyeler yazarken bir yandan da yeni metotlarla telif eserler vermeye koyuldular. II. Me rutiyet te slm Tarihine yneli in ba l ca amillerini yle sayabiliriz. 1. slm ve slm medeniyetini arkiyat lara kar savunmak; 2. Modern bilimsel metotlarla, hurafelerden ar nm yazarak halk n do ru bilgi edinmesini sa lamak; 3. slm dan yeni bir medeniyet projesi in a etmek; 4. Devletin ve milletin birli ini ve bekas n korumak; 5. Me rutiyeti me rula t rmak. II. Me rutiyet dnemi slm tarihili ini, dnemin hakim zihniyetlerine uygun olarak slmc l k, Bat c l k ve Trklk izgilerinde geli ti. Asl nda her kesim de siyer ve slm Tarihini yeniden yazman n gere ine inan yorlard . Ancak bunun metotu, menbalar ve muhtevas konusunda farkl yakla mlar vard . Asl nda II. Me rutiyet dneminde slm tarihili i alan nda at lan ad mlardan birisi, Dozy nin eserine reddiye yazmak iin kurulan slm Tarih Encmeni idi. Bu kurum, nemli hibir faaliyette bulunamadan da lm t r.59 Sz konusu kurum e er geli erek devam etseydi Trkiye slm tarihili i; kurumsal bir kimlikle daha byk al malara imza atabilirdi. Bu gn de byle bir kurumun slm tarihili ine yararl olacad nlebilir. slmc lar n Yakla m slmc lar; siyer, terceme-i hal a rl kl talimi tarih anlay a da bilimsel anlay la yeniden canland r l rken; menk be ve k ssa deni58

slm Tarihi

len rnek ki ilik olu turmay ne karan terbiyevi tarih anlay na emek harcamad lar. II. Me rutiyet dnemi slmc lar o zamanlar yayg n olarak seslendirilen slm terakkiye manidir iddias ndan kurtulmak; ma lubiyetlerin, tedenninin, siyas, kltrel ve psikolojik da lman n sorumlusunun slm de il, Mslmanlar / tarih oldu unu sylemek iin tarihe arasal yakla p slm Tarihine semeci bakt lar; belli dnemleri alt n a /Asr- Saadet olarak yceltirken geri kalan n istibdat olarak mahkum ettiler. Ku kusuz bir zihin kaymas rn olan bu anlay a gre tarih hurafelerle a z na kadar dolu bir alan, dili anla lmaz, nispeten karanl k bir dnya idi. Bilimsel tavr n gere i olarak olaylar olgusal bak p gemi imiz / tarihimiz ne idi? demek yerine nas l olmal yd ? eklinde romantik, muhayyel ve mehul tarih aray na / anlay na gidilmi tir.60 II. Me rutiyet dnemi slmc lar n n bu tavr n bir Tanzimat limi olan Ahmet Cevdet Pa a da da gryoruz. O da tarihi bir ara gibi kullanarak, hurafelerden ar nd r lm dili sade yeni bir tarih yazmay nerdi. Bu nerisini k smen K sas- Enbiya adl eserinde hayata geirdi.61 A. Cevdet Pa a, 16 evval 1307 / 1889 da II. Abdlhamit e sundu u bir arizada; Mslmanlar n phelerini izale ederek inanc n sa lamla t rmak iin, hurafelerden ve zay f rivayetlerden ar nm sadece Kur n, sahih hadise ve mevsuk rivayetlere dayanan bir k ss- enbiya / siyer-i enbiy yazmay teklif etti. Bu giri imin amalar ; misyonerlerin/mste riklerin/ Avrupal lar n slm a ynelik tenkitlerini/sald r lar n bertaraf etmek; Irak ta rivayt- zaife ile kar m kitaplar ne rederek halk n itikad n bozan ranilere kar Ehl-i Snnet mezhebini savunmak; son olarak da ngilizlerin, Kurey ten olmad gerekesi ile Osmanl hilfeti hakk nda Arap
60

Bu kitaba baz evrelerin tepkisi ok sert oldu. Ele tiriler iin bkz. Hanio lu, Doktor Abdullah Cevdet ve Dnemi, stanbul t.y, 326 not 4. 59 ehbenderzade Ahmed Hilmi, Tarih-i slm, stanbul, 1327, 8.

smail Kara, Tarih ve Hurafe: a da Trk D ncesinin Tarih Telakkisi , Trklk Ara t rmalar Dergisi, 11, 2002, 31-38. 61 Bkz. Ahmet A raka, Ahmet Cevdet Pa a n n K sas- Enbiya ve Tevrih-i Hulef s n n slm Tarihi Kaynaklar , Ahmed Cevdet Pa a Semineri 27-28 May s 1985, stanbul, 1986, 127-144. Ancak A. Cevdet Pa a n n da hurafelerden ve srailiyattan tamamen kurtuldu u sylenemez. Mesel, siyer blmnde bile, nurMuhammedi den, K ssa- Enbiya, I, Dersaadet, 1331, I, 48; do umu esans nda baz ola anstlklerin zuhurundan, (I, 57); ocuklu unda ve genlik y llar nda baz fevkalbe erliklere mazhar olmas ndan (I, 64, 67); Hicret esans nda Ebu Mabed in evinde hasta bir koyundan st sa mas ndan, (I, 118); Hz. Muhammed in snnetli ve gbe i kesik do mas , grme ve i itme duygular n n ok keskin olu u gibi bedeni zelliklerinden (I, 365) bahsetmesi ba ta koydu u ilkeye pek de uyamad n veya israiliyat ve hurafe kavram n farkl anlad n gstermektedir.

956

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

957

dnyas nda ba latt slm siyas birli inin ifsad na ynelik kar propaganday nlemekti.62 Bu amatan Avrupal lara cevap vermek gnmzde dahi varl n srdrmekle beraber, Snnili i ve Osmanl hilfeti evresinde siyas birli i savunmak, en az ndan bilimsel evrelerde ve sylemde geerlili ini kaybetmi tir. Avrupal mste riklere cevap verme gelene i, sorumlulu u ve gayesi, kimi zaman bilim ad na, kimi zaman din ad na kimi zaman da mill karlar iin hala Mslman Trk tarihilerinde de grlmektedir. Elbette ki Cevdet Pa a n n nerisi, slm tarih mdevvenat n n muhteva bak m ndan nemli bir k sm n n, slp bak m ndan da tamam n n terk edilmesi, i e yaramaz addedilmesi anlam n ta yordu. Bu da bir ynyle maziden kopmak veya kamak; devirlerin alg lamalar n n, hayat tarzlar n n ve birikimlerinin de yok say lmas demekti. Bu dnemin nemli slm Tarihi melliflerden Mahmud Esad Seydi ehr63, ehbenderzde Ahmet Hilmi64 ve zmirli smail Hakk 65 birer eserle metot, menba ve muhteva bak m ndan birikimlerini ortaya koymu lard r. Bat c lar n Yakla m Bat c lar n slm tarihili ine katk lar telif, tercme ve tenkit yollarl yla gerekle mi tir. Yukar da i aret etti imiz gibi Abdullah Cevdet R. Dozy nin eserini Trkeye evirerek slm tarihili ini canland rm , geleneksel slm tarihili ini sarsm t r. Bat c lar, hem geleneksel slm tarihilerini hem de arkiyat lar Hz. Muhammed in lay k yla anlatamamakla sulam lar ve alternatifler sunmu lard r. Bat c lar n kavramsal dnyas , metotlar arkiyat lar nkine yak nd r. Dolay s yla ortaya koyduklar muhteva kamuoyunu tatmin etmemi tir. Sz geli i, K l zade Hakk efsanelerden, hurafelerden mcerred ve s rf hakay ka mstenid, bir tarih-i hayat- nebiyi hakikat- asliye ve ulviyet-i mcerrede-i pakizesi ile tema a etmeyi istemektedir. 66 Ona
62 63

gre dini bat tan kurtarmak, mtefennin kafalar ikna edebilmek ve gayri mslim uleman n ( arkiyat lar n) istihzas n ortadan kald rmak iin asr- mterakki-i haz r n siyeri, eski kaynaklar n yan nda, hikmet, kimya, kozmo rafya, tarih-i tabiiyye ye de ba vurarak hurafelerden ve masallardan ar nd r larak yaz lmal d r.67 Bat c kanad n nemli temsilcilerinden Celal Nuri, Hz. Muhammed in do ulu ve bat l tarihiler taraf ndan hakk yla ele al namad kanaatindedir. Mslman tarihiler onu fevkalbe er grm ler / gstermi ler, Sprenger, Muir, Weil, Caussin de Perceval, R. Dozy ve E. Renan gibi Bat l yazarlar da ona iftira derecesinde s fatlar yklemi lerdir. O da dnemin yazarlar gibi hurft ve estirden kurtar lm bir Hz. Muhammed grmek istemektedir. 68 Bu amac n gerekle tirmek iin kapa na Garazkrn- Garb ve huraft-perestn- ark a kar mevki-i tarihi-i Ahmed yi muhafezaten yap lm tecrbe-i kalemiyedir slogan bulunan Hatem l-Enbiya adl eserini yazm t r. Celal Nuri ye gre geleneksel siyerler; 1. hakikati tam olarak yans tmayan resmi mahiyette eserlerdir; 2. tarih eserinden ok birer edebi ehnamedirler; 3. dini eser olarak yaz lm lard r. 4. yaln z taraftar ve hatta presti krlar n yaz lar na dayanm lard r; 5. Hz. Peygamber e isnad edilen baz yalan-yanl vas flar n olu um ve ortadan kald r l sreci onlardan takip edilememektedir; 6. Nbvvet ve vahiy, tarih ilmi yan nda ruhiyat ilmi taraf ndan da incelenmelidir. Bu bak mdan siyer al malar nda ruhiyat tarihi de dikkate al nmal d r.69 Trklerin Yakla m arkiyat lar n zellikle XIX. yzy l n sonlar na do ru yapt klar ara t rmalar ile kadim Trk tarihi adeta yeniden ke fedildi ve yorumland . Trklerin ezelden ebede akan tarihi ve zellikle Orta Asya ne kar ld . Beyaz rktan olan Trklerin kkenlerinin Orta Asya da olduu, burada nemli bir medeniyet yaratt klar ileri srld.70

Kara, 40-41. Tarih- i Din-i slm Medhal 1327/1911, II-III. Cild K sm- Mekki, K sm Medeni 1342/193. 64 ehbenderzade Ahmed Hilmi, Tarih-i slm, stanbul, 1327; Sabri Hizmetli, slm Tarihili i zerine, Ankara 1991, 94; smail Kara, Osmanl - slm Dnyas nda Yeni Tarih Telakkileri: ehbenderzde rne i Dergh, XI/126, 2000, 16-20 65 Siyer-i Celiele-i Nebeviye Mukaddimt, stanbul, 1332 / 1913. 66 K l zade Hakk , tikadt - Bat liyeye lan- Harb, st, 1329, s. 87.

67 68

K l zde Hakk , 101-102. Celal Nuri, Hatem l-Enbiya, stanbul 1332 / 1913, 6-8. 69 Nuri, 21. 70 A. Wambery nin Sketches of Central Asia, the Ethnology (1865) adl eseri 1878 de Leon Cahen in La Banniere blue, (Paris 1887) ve Introduction l histoire de l Asie (Paris 1889) Trkeye evrildi. Schyler in iki ciltlik Turkistan k salt larak 1877 de evrildi. Danimarkal Trkolog W. Thomson Orhun yaz tlar n 1893 te zd 1895 te yay nlad . Osmanl ya iltica eden Polonyal Konstantin Polkezic-Borzecki Mustafa

958

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

959

Btn bu geli meler Avrupa da oldu u kadar Osmanl ba kentinde de Orta Asya ya ilgiyi art rd . Sz geli i, Sleyman Hsn Pa a askeri okullar iin haz rlad Tarih-i lem adl eserinde slm ncesi Trk tarihine byk yer ay rd . Necip As m (Yaz ks z) da eserinde W. Thomson dan da yararlanarak slm ncesi Trk kltr ve medeniyeti tarihi hakk nda epeyce malumat verdi.71 Btn bu al malar sonunda Trkler, Trk tarihinin ak n , taksimat n ve muhteviyat n yeniden belirlediler. Bu erevede, Trkler, Trk tarih yaz m nda hat de i tirerek slm ncesi tarihi ne karmaya, slm Trk tarihin tali bir olay , bir dipnotu olarak grmeye al m lard r. Bir amaz olarak slm medeniyetinin nemli ba ar lar n da Trklere hamletme e ilimine girmi lerdir. Dnemle ilgili genel bir de erlendirme yaparsak, slmc lar ve Bat c lar, metot hakk ndaki gr lerini bazen yazd klar siyerlerin giriinde bazen tenkit makaleleri ile; bazen de smail Hakk ve M. emseddin (Gnaltay) rne inde oldu u gibi mstakil kaleme ald klar eserlerde a klam lard r. Kaynak konusunda Bat c lar Avrupa dan slmc lar da sonralar Hint alt k tas ndan eviriler yapm lard r. Ancak, slm Tarihinin as l kaynaklar n bilimsel metotlarla yay nlama gibi bir gayretin iine girmemi lerdir. Tarih yaz m nda edebi bir tr olan fenn-i in a tarz ndan halk n anlayabilece i selis ve sade slba geilmi ; paragmatik tarih anlay geerlili ini korumu ; k smen bilimsel, tarafs z, nedenci-nas lc tarih yaz c l tebellr etmeye ba lam t r. Trkler ve slmc lar bir yandan savunmac di er yandan kopuk tarih anlay sergilemi lerdir. Trkler slm ncesi Trk tarihine giderken slmc lar da Asr- Saadet e ynelmi lerdir. II. Me rutiyet slm tarihili i; Cumhuriyet Trkiyesi slm tarihili ine kavramsal ereve, metot, menba ve muhteva bak m ndan zemin haz rlam ; ancak son iki yakla m daha etkili olmu tur. Btn bu eksikliklerine ra men II. Me rutiyet; slm tarihili inde geleneksellikten modernli e gei te bir dnm noktas d r.

Cumhuriyet Trkiyesi slm Tarihili i: Lik-Mill Devlette mmet Tarihili i Yapmak Yukar da k smen i aret etti imiz gibi, tarih ilmi, bir ekilde iktidarlar ve g odaklar n n dikkatini ekmi tir. Tarih yaz m n , basit bir tarifle, olaylar n, olgular n ve kurumlar n zaman ve mekan kal plar iinde insanlar taraf ndan kayda geirilmesi olarak d nrsek; insan / tarihi bu gereklik kar s nda evre ve kltrn etkisi alt ndad r. Bu nedenle, tarihi kay tlar bir ynyle tarihinin nyarg lar , ideolojisi ve inanc taraf ndan ku at lm t r. te yandan, tarihi de g odaklar ve iktidarlar taraf ndan ku at lm t r. Onun ba l ca grevi, zellikle klsik dnemde, dine, efsane veya mitoloji ile iktidar me rula t rmak, iktidar iin, gemi iktidarlar n hatalar ndan ders karmak, mevcut iktidar n etraf nda muti bir toplum in a etmeye yard mc olmakt r. Buna kar l k da iktidar tarihiye gerekli imknlar sa lam t r. Bununla beraber klsik kaynaklarda gere in nemli bir k sm n n kaydedildi i muhakkakt r. Cumhuriyet Trkiyesi nin nemli iddialar ndan biri dinin ve ideolojinin tasallutundan azade bilimsel bilgi retecek ortam haz rlamakt . Asl nda tarihinin arad da bu ortamd . Zira onun amac toplumlar n zaman ve mekan iinde srdrdkleri hayat ve rettiklerinin analitik yntemle ortaya koymakt . Ancak bu ortam tam olarak sa lanamad . Bu dnemde ilk el at lan bilim dallar ndan biri, din ve ideolojik mdahalelere msait oldu u iddia edilen tarih oldu. Byle bir zeminde bilimsel ve nesnel tarihilik yapman n zorlu u kendili inden ortaya kt . Tarih al malar ndan baz lar , Say n Ocak n belirtti i gibi kimi devlet temsilcileri veya kimi kesimlerce zerine gidilmemesi gereken konular olarak addedildi. Tarihilerin o u, hak etmedikleri halde anti-lik, gerici, mrteci, Atatrk d man , rejim d man veya vatan haini, Trk d man , blc, arkiyat lar n u a , i birliki bazen de z nd k, mlhid, gafil Mslman gibi ithamlarla kar kar ya kad lar. Buna kar l k, kimi tarihiler de ilgili kesimlerin sempatisini kazanmak, madd-manevi rant elde etmek iin Atatrk, lik, a da , milliyeti-mslman kimisi de slmc gibi popler s fatlar almaya yeltendiler.72
72

Celaleddin ad yla Mslman oldu u gibi Les Turcs, anciens et modernes adl eserinde (1869) Trklerin beyaz rktan oldu unu ispata al t . 71 Suavi Ayd n, Modernle me ve Milliyetilik, Ankara 1993, 87-92.

Ahmet Ya ar Ocak, Trk ve Trkiye Tarihinde slm al mak yahut Ar Kovan na omak Sokmak , Toplum ve Bilim, K 2001-2002, S. 91, s. 100-101.

960

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

961

Lik Mill-Devlet ve slm Tarihili i Cumhuriyet Trkiyesi slm tarihili i bir ynyle lik milldevlette dini ve mmeti ara t rmak demekti. Mill-devletin din ile ili kisi slm tarihili i bak m ndan nem ta maktad r. Bir modernite rn olan bu devlet eklinin ortaya kmas yla tarihin yaz m nda arasali levsel beklentiler farkl la m t r. Mill-devlet Avrupa da esasen kk yerel siyasal birimlerin birle erek bir st kimlikte bulu malar eklinde olmu tur. slm dnyas nda ise iki ekilde meydana gelmi tir. Birincisi, milliyeti gruplar n, dil ve din farkl l klar ndan da yararlanarak, byk imparatorluklar , paralanmas yoluyla kurulmu tur. kincisi, emperyalistlere kar , dinin motive edici ve birle tirici rolnden de yararlan larak yrtlen mcadeleler sonunda ortaya km t r. Bu a amadan sonra mill-devlet din ve kutsal ile ili kilerini yeniden belirlemi ; siyasal me ruiyet kayna n kutsal n d na ta m , dini zel alana ekmi tir. Milletle me srecinin din ile ili kisi olduka karma kt r. o u milletle me srelerinde din, mill ba lardan biri olarak nemli grevler stlenmi tir. Milletin bireylerini ortak duygu ve d ncede birle tirme hususunda dinden yararlan lm ; baz marjinal dini e ilim veya inan gruplar (kfir, gavur, z nd k, mlhid gibi s fatlarla) teki ilan edilerek milletle menin nemli amillerinden olan ortak d man olu turulmu tur. Bununla beraber mill-devlette dinin rgtlenmesinde nemli dei meler ya anm t r. Sz geli i, Osmanl Devleti s n rlar ndaki Balkanlarda Bulgar kilisesi gibi mill kiliseler kurulmu ve bu kiliseler milletle meyi besleyip h zland rm t r. Milliyetilik hareketleri kilisenin me ruiyet deste i at s alt nda rahata al m ; milliyetilik ak m ile kilise aras nda ba ndan itibaren uzla ma ve i birli i sa lanm t r. Bu belli oranda Osmanl Devleti nin Arap topraklar nda da ya anm t r. yle ki: Arap milliyetili i Osmanl Devleti nden ayr lma srecinde ve Avrupa emperyalizmine kar verdi i ba ms zl k mcadelesinde slm dininden, ona Arap vurgusu yaparak yararlanm t r. te yandan Osmanl Devleti ndeki Trk milliyetili i bazen din ile gerilim ya am t r.73
73

Bu sreci bir ekilde miras alan Trkiye Cumhuriyeti de din ile ili kilerini yeniden dzenledi. Egemenli i gkten yeryzne indirdi, yani dinden alarak halka verdi. Art k kavramlar ve kurumlar ile din; kamusal alandan tamamen ekilecek, bireysel vicdandaki / dnyadaki mmtaz ve mstesna yerini alacak, hatta bu konumu kanunlarla korunacakt r. A a da sz edece imiz gibi, Trk Tarih Tezi nin temel amalar ; mill-devlet konsepti iinde mill uuru glendirmek, Trk ve Trkl anlamak, cumhuriyet, milliyet, muas r medeniyet ve halk l k mefkurelerini izlemekti. 74 Bu teze ba l olarak mill benli in ve kimli in tan m nda ve kaynaklar nda dil, kltr, etnik yap , edebi gemi ve ortak de erler say l rken dine yer verilmek istenmedi Ba ka bir ifade ile Trk tan m nda slm dan sz edilmedi. Trk Tarih Tezi nde, yeryzndeki pek ok medeniyet ve topluluk bir ekilde Trkler ile ilintilendirilirken Araplar bundan istisna tutulmu ; bir akrabal k veya yak nl k atf nda bulunulmad .75 Ancak, Evs, Hazrec ve Hz. Muhammed in Trkl II. Trk tarih kongresinde sz konusu edildi ve bunu hala gnmzde seslendiren slm tarihileri bulunmaktad r.76 Bu durumda Cumhuriyet dnemi slm tarihileri, mmet a nda tar m toplumu artlar nda ve mparatorluk hakimiyetinde ekillenmi ve olu mu slm kltrn anlay p anlat rken mill-devletin artlar n gz nnde bulundurmalar gerekiyordu.
ye de slm tarihi al mak kimi evrelerce bir bak ma teki nin tarihini al mak olarak alg land . Bu anlay a gre slmla ma srecinin ba lang c nda VII. yzy l n ikinci yar s ndan itibaren slm ve Araplar, Trkler iin teki idi. Ancak k sa srede, bu olgu, uzla ma, anla ma ve kayna ma a amalar n geerek, slm adeta Trkler ile aynile ti. Hatta, Avrupa ba ta olmak zere dnyan n o unun akl na Mslman deyince Trk gelmeye ba lad . XX. yzy l n ba lar nda, iki rk n/dinda n/din karde in yollar ayr ld . Trkler iin Araplar, Araplar iin de Trkler yine teki durumuna d tler. Araplar, Trkleri; yeni emperyalist efendilerinin hamili inde ak l hocal nda, emperyalist, kendilerini hatta slm medeniyetini kerten, geri b rakan olarak ilan ettiler. Trkler de Araplar , hain, arkadan vuran, mstevliler/emperyalistler/gayr-i Mslimler/ slm d manlar ile i birli i yapmakla sulad lar. Hatta daha da ileri giderek Bat c -milliyeti kimi Trk sylemler slm da Trkl geri b rakan unsur olarak nitelendirdi ve teki ilan etti. Hatta, Turan Dursun, lhan Arsel ve Muazzez lmiye man gibi baz evreler slmiyetin evrensel bir nitelik ta mad n , Mezopotamya mitolojileri kaynakl oldu unu ilkel ve a d oldu unu iddia etmektedirler 74 Korkut Tuna, Trk Tarih Tezleri ve Sosyoloji , Tarih ve Sosyoloji Semineri 28-29 May s, 1990, stanbul, 1991, 59. 75 Copeaux, 204. 76 Mesel, Zekeriya Kitap , Saadet Asr nda Trkler (Konya 1993).

lhan Tekeli, Tarihyaz m zerine D nmek, Ankara 1998, 116-117. Asl nda Arap milliyetilerinin bu tutumu slm n ve slm tarihili inin konumunu da etkilemi tir. Bu noktada, slm tarihi teki nin tarihi mi? sorusu gndeme geldi. Modern Trki-

962

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

963

Milliyeti-Bat c -Lik Trk Tarih Tezi Glgesinde slm Tarihili i Trkiye de slm ve slm tarihili i mill sylemlerden de etkilenmi tir. Milliyeti sylemler mill kimli i in a ederken, bu kimli in nemli bir unsuru olan gemi i yeniden kurgularlar. Milliyeti tarih yaz m bu noktada mitler ve semboller reterek sz konusu kimli in olu mas na katk da bulunur. Olu turmak istedi i sembolik dnya erevesinde, gelenekleri, de erleri, zihniyetleri ve normlar yeniden dzenler. Asl nda, slm Tarihinde Dinever rne inde oldu u gibi, Cumhuriyet dneminde Trk tarihili i, mmet dnemi tarihili inden u noktada ayr l yordu: mmet dneminde tarih, k sas- enbiya rne inde grld gibi, Hz. dem ile ba layan Hz. Muhammed ile mkemmel a amas na ula an tevhid ereksel bir tarih idi. Milletler veya topluluklar, bu tarih ak nda ana yol tevhide kat lan kk yollar veya dipnotlard . Milliyeti tarih yaz m nda ise millet esas al nm , din / slm, milletin ezelden ebede uzanan yolculu undaki duraklardan / zenginliklerden veya zaaflardan biri olarak addedilmi ti. Trklerin anl bir tarihi vard ve bu soylu millet bir sre iin yakla k bin y l slm istasyonunda durmu burada misafir olmu tur. Yoluna devam ederken bu duraktan baz hat ralar ta yabilir veya daha nceki dnemlerde oldu u gibi tamamen unutabilirdi. Milliyeti sylemin rn olan Trk tarih tezi k saca yle idi: Trk tarihi, yaln zca Osmanl Tarihinden ibaret olmay p ok eskilere dayanmaktad r. Trkler sar rktan olmay p beyaz rktand r. Trkiye nin sahipleri eski kltr kurucular ile ayn vasf haiz insanlard r. Irak, Anadolu, M s r ve Ege medeniyetlerinin ilk kurucular Orta Asyal brakisefal rk n temsilcileridirler. Orta Asyal lar n torunlar olan bugnk Trkler, insanl n ortakla a mal olan dnya medeniyetini yaratan insanlar n soyundand rlar ve bu medeniyete nemli katk larda bulunmu lard r.77 Trk Tarih Tezi de asl nda arkiyat / Bat sylemine alternatif grnrken Bat ya hayati ve sembolik ba l l n bir rn olarak karm za kmaktad r. Trk Tarih Tezi nde hem Bat ile kpr kurma grevi verilmi , hem Trk asr- saadeti kabul edilmi olan uzak gemi Orta Asya ya
77

yap lan a r vurgunun baz getirileri vard : 1. Yeniden in a edilmekte olan Trk milletine anl bir dnyevi / sekler gemi yarat lacak, 2. uzun yzy llard r Bat n n tekisi / d man olan slm / Osmanl gemi ten ka lacak, 3. Bat medeniyeti zerinde hak iddia edilebilecekti..78 te tam bu noktada slm Tarihi ve medeniyetinin konumu tart ma konusudur. Buna gre, bu anlay ve izgide slm medeniyetinin yeri yoktur. Hatta slmiyet Trk toplumunun dini zelliklerini tan mlay c olarak bile yer almamaktad r.79 Bu yakla m, elbette, de erler, anlay lar, gelenekler ve kurumlardaki geli im, de i im ve devaml l k ilkesi bir tarafa b rakarak Trk tarihinin yakla k bin y ll k dnemi / slm gemi i grmemezlikten gelip slm ncesi Trk tarihine atlanm t r.80 slm ve Osmanl geleneinin reddedilip uzak gemi Orta Asya ya atlanmas Trkiye de zamansal ve mekansal a dan byk bo luk do urmu tur. Daha sonralar Trk- slm e ilimi bunu fark etmi ve slm-Osmanl ekseninin merkeze oturtmu tur.81 Trk Tarih Tezi erevesinde yaz lan 1930 Trk Tarihinin Ana Hatlar ve 1931 lise tarih kitaplar ile 1932, 1937 I. ve II. Trk Tarih Kongreleri fikri ve bilimsel hayat denetim alt na alma giri iminin bir rn olarak de erlendirilebilir. Trk Tarih Tezi nin slm Tarihini ele al ilk olarak tarih dersi kitaplar nda ortaya km t r. 1931 de lise ikinci s n flar iin haz rlanan Tarih II de slm Tarihine ayr lan yer, slp, muhteva ve bak a s konumuz bak m ndan nem ta maktad r. Burada 14. nite slm Tarihi ad n ta maktad r. Yakla k 400 sayfal k kitab n 106 (78-184) sayfas n olu turmaktad r. Bu da Arap cahiliye tarihi ile ba lamakta Endls

78

Afet ( nan), Atatrk ve Tarih Tezi , Belleten, III, say 10, 1930, 243-246.

Ayd n, 227-228. Bu yakla m kadim Trkl ne kar rken slm olduka geriye itti. Asl nda benzeri bir geli me Arap tarihili inde da ya and . Onlar da arkiyat lar n etkisi ile, sz geli i, M s r da Firavunlar, Irak ta Hamburabi dnemi vs. ne kar ld . Etienne Copeaux, Tarih Ders Kitaplar nda (1931-1993) Trk Tarih Tezinden Trk slm Sentezine, ev. Ali Berktay, stanbul 2000, 21. 79 Tuna, 61-62; Foti Benlisoy, Stefo Benlisoy, Milliyeti Tarihyaz m ve azgeli mi lik bilinci: Yunan Tarih Yaz m nda Gemi Alg lar , Toplum ve Bilim, K 2001-2002, S. 91, 242-245. 80 B ra Ersanl Behar, ktidar ve Tarih Trkiye de Resmi Tarih Tezinin Olu umu (1929-193), stanbul , 1992, 201-202. 81 Etienne Copeaux, Trk Tarih Kitaplar nda (1931-1993) Trk Tarih Tezinden Trkslm Sentezine, ev. Ali Berktay, stanbul, 2000, 54.

964

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

965

Emevleri ile sona ermektedir. 82 Eserin Mukaddime blmnde slm n yeni tarih anlay ndaki yeri yle belirlenmektedir: Bin y ldan fazla sren islml k-h ristiyanl k davalar n n do urdu u husumet duygusu ile mutaass p mverrihler bu davalarda as rlarca slml n pi darl n yapan Trklerin tarihini kan ve ate maceralar ndan ibaret gsterme e sava t lar. Trk ve islm mverrihler de Trkl ve Trk medeniyetini slm ve slm medeniyeti ile kayna t rd lar; islml a tekaddm eden binlerce y la ait devreleri unutturmay mmetilik siyasetinin icab ve din gayreti vecibesi bildiler. Daha sonra osmanl l k siyasetinin de bir Osmanl milleti yaratma erevesinde Trkleri ve Trkl ihmal etti ini, bu menfi cereyanlar, tabii olarak, mektep programlar ve mektep kitaplar zerinde dahi tesirini gsterdi ve Trkl n, ad r, a iret, at, silah ve muharebe mefhumlar ile mradif tutulmas an anesi, mektep kitaplar m za kadar girdi. Trk tarihinin, inkar edilmi ve unutturulmu simas n ve mahiyetini, btn hakikatleri ile meydana karabilmek Ancak Trk Tarih Tezi, geleneksel slm tarihili ini, Trkleri ve Trk medeniyetini slmla t rmakla sularken, kendisi byk lde, Araplara lay k grmedi i slm medeniyetini Trkle tirmi tir. lk iki Trk tarih kongresinde (1932 ve 1937), bu gr ler Trk tarihileri taraf ndan da bilimsel ortamda savunulmu tur. zellikle Afet ( nan) Han m,83 Yusuf Hikmet (Bayur) Bey,84 M. emseddin (Gnaltay) Bey,85 Yusuf Akura Bey86 ve smail Hakk ( zmirli) Bey in87 Trk ta-

rihi, slm ve Hz. Peygamber hakk ndaki tebli leri Trk tarihinde slm n yerini tespit etme abas olarak grlmektedir. Bu milliyeti yakla m n temel sylemi Trklerin slmiyeti ereflendiren millet oldu u idi. Bu yakla ma gre Tkler slmiyeti, Arap ilkelli i ve ba nazl ndan kurtarm lar; daha medeni, daha hmanist, daha evrensel bir din niteli ine kavu turmu lard r. Modern Trkiye de slm tarihili inin en temel konular ndan olan Trklerin slmiyete giri i bile henz, ideolojiden, dini gayretten ve duygusall ktan ar nd r larak, bilimsel bir metotla, sreci ve faktrleri bak m ndan geni , ayr nt l ve vukufiyetle yeterince ele al namam t r.88 Trk milliyetili i, daha sonra geli tirdi i Trk- slm sentezinde Trklk ile slmiyetin aynile ti ini syleyerek slm a Trk kltrnde ve kimli inde merkezi bir yer verdi. Bu yakla ma gre slm e itli co rafyalarda Trk mill kimli i ve kltrn korumu ; Trklk de yzy llarca slm medeniyet, co rafya ve kltr bak m ndan d manlar na kar savunmu tur. Trklk ve slmiyet hi bir zaman birbirinin tekisi veya alternatifi durumunda bulunmam , mtemmimi olmu lard r. Trkler slm a ok yak n inan (tek tanr inanc ) ve ahlk sistemlerine sahiptiler. Bu nedenle kitleler halinde kolayca Mslmanl a getiler.89 Tarih ders kitaplar nda Trk- slm sentezi erevesinde slm a zellikle 1980 den sonra verilen yer, Trkiye nin slm , sadece tarihi ve kltrel de er olmaktan te, inan / din olarak da benimsedi ini gstermektedir. Bu kitaplarda slm mmeti, Trkleri iine kabul etmi ailedir. slm buralarda Araplar n tarihi olmaktan ok iinde Trklerin de bulundu u Mslmanlar n kltr ve medeniyetidir.
86

82

Bu tarih kitab nda dile getirilen varsay mlar ve d ncelerin Trkiye de etkili oldu u bilinmektedir. rnek olarak bkz. Do. Dr. Bahriye ok, slm Tarihi EmevilerAbbasiler, A.. lahiyat Fakltesi yay. Ankara 1968. 83 Orta Kurun Tarihine Umumi Bir Bak (I. Kongre) ba l kl tebli inde slm a, slm medeniyetine ve slm tarihini Trk Tarih Tezi erevesinde, Trkleri merkeze alarak de inmektedir. 84 ark n nhitat Sebepler (I. Kongre) adl tebli inde slm n Trkleri geri b rakt n , slm medeniyetindeki ba ar lar n da Trklere ait oldu unu vurgulamaktad r. 85 I. kongreye Trk Tarih Tetkik Cemiyeti azas s fat yla, slm Medeniyetinde Trklerin Mevkii adl tebli i ile kat lan emsettin Bey (Gnaltay) Trk zeka ve irfan n n slm medeniyetinde ne derece amil oldu u keyfiyetini tayine matuf, pragmatik ve olduka ideolojik mahiyette slm Medeniyetinde Trklerin Mevkii adl bir tebli ile kat lm t r. Bugnk Garp medeniyetinin de temeli olan cihan n en yksek medeniyetinin kuruldu u 8-13. as rlar n banisi Trklerdir demektedir. O, II. Kongreye sundu u, slm Aleminin nhitat Sebebi Seluklu stilas m d r? adl tebli inde de ayn izgiyi izlemi tir.

Tarih Yazmak ve Tarih Okutmak Usullerine Dair (I.Kongre) ba l kl tebli inde geleneksel slm tarihili ini ele tirel bir yakla mla de erlendirmektedir. 87 Trk Kltrnn slmdan nce Arabistan daki zleri ve Hz. Peygamber ve Trkler (II. Kongre) adl tebli lerinde slm tarihini ve hatta Hz. Muhammed i Trkle tirmeyi denemektedir. 88 Hakk Dursun Y ld z slmiyet ve Trkler( stanbul 1980) adl esrinde meselenin siyasi boyutuna; Zekeriye Kitap , Orta Asya da slmiyetin Yay l ve Trkler (Konya 1994) ve Trk Boylar Aras nda slm Hidayet F rt nas , (Konya 2000) adl al malar nda, k smen ideolojik, siyasi ve k smen de sosyo-kltrel boyutuna, Y lmaz Akp nar da Trk Tarihinde slmiyet ( stanbul 1993) ba l kl al mas nda sosyal ve ekonomik boyutuna dikkat ekmi lerdir. 89 brahim Kafeso lu ve Osman Turan bu fikirleri e itli al malar nda dile getirdikleri gibi Hikmet Tanyu, slmiyetten nce Trklerde Tek Tanr nanc , (Ankara 1980) adl bir al ma ile bunu bilimsel bir temele oturtmay denedi..

966

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

967

Cumhuriyet Trkiyesinde bir ba ka grup Trkler slmiyeti kabul ederek erefyab olmu lard r diyerek slmiyeti merkeze ekme gayreti iinde olmu lard r. Bu syleme gre, Trkler Mslman olmakla ve ona hizmet etmekle eref kazanm lard r. slm Trkleri gebelikten kurtarm , yazl kltre geirmi , medeni bir hayata haz rlam t r. Bu sayede Seluklu ve Osmanl mparatorluklar ba ta olmak zere byk devletler kurmu lar dnyan n ve Mslmanlar n kaderinde sz sahibi olmu lard r.90 Trkiye de bir ba ka grup ise Trklerin slmiyeti kabul tarihlerindeki en byk hatad r anlay n benimsemi lerdir. Bu anlay , tamamen popler ihtiyala ve ideolojik mlahazalarla, yeterli bilgi birikimi, metot bilgisi ve kaynak bilgisine sahip olamayan baz yazarlar seslendirmi tir.91 Bilimsel slm Tarihili i: lahiyat Fakltelerinde slm Tarihili i Cumhuriyet Trkiyesinde bilimsel slm tarihili i yapma mkellefiyeti ve mesuliyeti bir sre ihmal edilmi se de 20. yzy l n ikinci yar s ndan itibaren Ankara niversitesi lahiyat Fakltesine verilmi ti. Ancak sz konusu akademik kurumun kendisinden bekleneni yerine getiremedi i, dnya ap nda di er slm bilim dallar nda oldu u gibi slm Tarihi konusunda da dnya ap nda bilim adamlar yeti tiremedi i iddia edilmektedir.92 Ocak a gre A.. lahiyat Fakltesi ndeki ara t rmalar bu mesele ile ilgili olmaktan ok, 1950 li y lardaki havaya gre haliyle k smen slm Bilimler, k smen de ok genel bir erevede slm Tarihi ve as l slm sanatlar zerinde yo unla m t r. 1980 lerden sonra di er ilahiyat faklteleri devreye girerek ayn problemati i onlar da ihmal ettiler ve yaln zca slm ilimlerle, k smen de bir garnitr olarak slm Tarihi ile u ra maya ba lad lar. Ama bu u ra da problematik ve tematik konulara ynelik analitik ve sentetik monografilerden ok, genel ereve dahilinde slm Tarihine yakla t lar.
90 91

Ne var ki, bir bak ma kapal devre al t klar ndan, toplumun slm ve tarihi konusunda bilgilenmesi hususunda yetersiz kald lar ve halen de yledir. Bu sebeple, Trkiye de Osmanl Tarihi alan nda oldu u gibi, slm Tarihi alan nda dnya ap nda slm tarihileri yeti medi i gibi, bunca ilahiyat fakltesine ra men, bir iki istisna d nda, slm ilimlerde de dnya ap nda bilim adamlar Trkiye den kmam t r. slm Tarihi konusunda da ancak son y llarda istisna kabilinden tek tk bu alana ciddi bir ekilde ynelenlerin bulundu u grlmekle beraber, bunun bu fakltelerde tam bir bilimsel disiplin, kurumsalla m bir uzmanl k alan haline geldi ini henz syleyemeyiz. 93 Bu iddian n tart lmas gerekti ini d nyoruz. Bu ba lamda lahiyat fakltelerinde yap lan slm Tarihi al malar n n, e er varsa kavramsal ve kuramsal erevelerinin sorgulanmas gerekmektedir. lahiyat fakltelerindeki slm tarihili inin performans n etkileyen faktrlerden biri ve ba l cas yukar dan beri zetlemeye al t m z gibi, sz konusu bilim dal na bak ta yatmaktad r. slm bir gruba gre gericili in kayna geri kalm l sebebi, a da l n ve eri ilmek istenen medeniyetin kar t olarak ideolojik ba lamda grlrken, kimileri de onu inan alan olarak grmektedirler. Bu, yukar da zetlemeye al t m z do u-bat ikileminin bir sonucudur. E er bir Cumhuriyet kurumu olan lahiyat fakltelerindeki tarihilerin durumu i a c de ilse, baz istisnalar d nda di er fakltelerde yap lan tarih al malar n n niceli i ve niteli inin gzden geirilmesi de gndeme gelebilir. Bununla beraber, mevcut durum; ba ta slm Tarihi olmak zere slm hakk nda yeterli bilimsel bilgi birikimini sa layamamakta; bu da havass ndan avam na kadar toplumun her kesiminin ayd nlanmas n geciktirmektedir. Bunun sonucunda, iman, ibadet ve ahlk konusundaki stnkr elementer bilgilerin d nda Trkiye de slm hakk ndaki cehalet her gn biraz daha hissedilmektedir. Bu cehalet de din veya dinsizlik ad na Trkiye zerinde operasyon yapacaklara mmbit alan yaratmaktad r. Bu ihtiyac n lahiyat akademik kadrolar nda grev yapan slm tarihileri taraf ndan yap lmas arzulanan ve beklenen bir durumdur. Bu yap lmad takdirde tabiatta bo luk yoktur ilkesinin de retti i gibi bu al k ve ihtiya n-ehiller taraf ndan doldurulacak ve sonutan her-

Ocak, 104. Sz geli i Erdo an Ayd n, Trklerin slmiyete giri ini tarihi bir hata olarak grmekte; bunun da k l zoru ile sa land n iddia etmektedir Erdo an Ayd n, Nas l Mslman Olduk? Trklerin Mslmanla t r lmas n n Resmi Olmayan Tarihi, Ankara 1994. 92 Ocak, 103.

93

Ocak, 102.

968

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

969

kes zarar grecektir. yi niyetli veya art niyetli, hakim, mhendis, doktor, asker, retmen vs. emekli amatr heveslilere kalmaktad r. Bu tenkitleri gz nne ald m zda Trkiye de slm tarihili inin r tn ispat edemedi i hatta bilimsel ve zihniyet bak m ndan me ruiyetini kazanamad sylenebilir. Sonu Yerine: Trkiye de slm tarihili ine; bilimsel merak, mill kltrnn bir paras n renmek, Trk tarihinin bir k sm n incelemek, tekini incelemek, gemi i renme merak , slm renme merak gibi saiklerin yan nda ideoloji dev irmek iin de yakla lm t r. deoloji dev irme erevesinde slm Tarihini Trkle tirme; Marksistle tirme; Trk- slm Tarihini likle tirme; heterodoksla t rma slm Tarihinden bir medeniyet in a / ihya etme giri imleri yap lm t r. Ancak bu tr ideolojik yakla mlar yarardan ok zarar getirmekte, kampla malara yol amaktad r. bn Haldun un uyar s na ra men nemli bir kesim olan tespit etmek yerine olmas gerekeni nerme e ilimi gstermektedir. Ayn ekilde, geleneksel slm tarihili i esas olarak hikaye / rivayet etme olarak tenkit edilirken bugnk al malar n bir k sm da malumun ilam ndan teye gememekle sulanmaktad r. Cumhuriyet dneminde klsik slm tarihili inin hem muhteviyat na hem de metoduna itiraz edildi. Bu dnem slm tarihili i bu psikolojik, siyas, ideolojik ve kltrel atmosfer iinde kendine yer bulmaya ve geli meye gayret gsterdi. Bu ba lamda felsefe, anlay , kavramsal ereve, metot, kaynak ve muhteva yan nda en nemlisi me ruiyet sorunu ya ad . Trkiye slm tarihili i hala ba ta slm Tarihi kavram ve terimi olmak zere kavram ve terminoloji sorunu ya amaktad r. Tarihinin grevi, inanlar n , ideolojisini, dnya gr n kar t rmadan nesnel davranarak, kaynaklar tenkiti zihniyetle kullanarak olgular ve olaylar tm ayr nt lar ile tarafs zca tespit, tahlil ve tebyin etmektir. Ancak Trkiye de slm tarihili i, ilim, din, kltr ve tarih ad na nemli psikolojik, ideolojik ve siyasal zorluklarla kar la m t r. Mslman tarihi bir ynyle kendi dininin tarihini, di er ynyle teki nin tarihini ara t r yordu. Her iki durumda da bilimin gere i olan so ukkanl l n koruyarak nesnellik ve znellik ular aras nda bir sarka gibi gidip gelmesi mukadderdi.

EK Trk Tarih Tezi ne Gre (1931)Yaz lm Tarih II de slm Tarihi 1. Hz. Muhammet Muhammet 570 de Mekke de do mu , 6 ya nda yetim kal nca amcas Eb Talip taraf nda himaye edilmi , 594 te zengin dul Hatice ile evlenmi tir. Muhammet, bir sre dini meseleler ve d ncelerle me gul olmu , k rk ya nda, kendi buldu u ve do ru oldu una inand yeni bir dini davete ba lam ; bu dine zaman n haniflerine imtisalen brahim dini veya ink yat anlam nda islm denmi tir. Kurey in ekonomik saiklerle iddetli kar kt bu dine Mekke de 150 kadar insan girmi , Muhammet, Eb Talip ve Hatice nin vefat zerine himayecisi kalmay nca 622 de Medineye kam t r. Vahdaniyeti orada ya ayan Yahudiler arac l ile biraz bilen Medineliler Muhammed in davetini kolay kabul etmi lerdir. Mellife gre Muhammet Medine de siyas askeri ve sosyal te kilatlanmas n tamamlad , slm cemaatinin siyas ve askeri reisi oldu, slm yaymaya al m sa da slmiyet, ancak Arap yar madas n a t ktan ve Arap olmayan kavimler, bilhassa Trkler taraf ndan kabul edildikten sonrad r ki, byk bir din haline geldi. Arap olmayan kavimler slmiyeti h rsla benimsediler, halbuki as l Araplardan olan s n flar slmiyeti, tahakkm etmek iin bir siyaset vas tas olarak kuland lar. Tarih II, 39. Hz. Muhammed in belli ba l seferleri ba l alt nda Bedir ve Uhud gazveleri muharebe nitelemesi ile krokilerle verilmekte; anlat lmakta; Hendek Muharebesi, Hudeybiye Musalahas , Hayber Seferi, Mekkenin zapt , Huneyn Muharebesi, Taif Seferi, Tebk Seferi ayr nt l olarak anlat lmaktad r. Tarih II, 94-110 Hz. Muhammed in davetinin muhtevas yle verilmektedir: Muhammedin koydu u esaslar n toplu oldu u kitaba Kur n denir . slm an anesinde bu ayetlerin Muhammed cebrail ad nda bir melek vas tas yla Allah taraf ndan vahiy, yani ilham edildi i kabul olunur Muhammed, Araplar n ahlk ve adetlerinin pek fena ve pek ibtidai ve slaha muhta olduklar n anlam , bunlar slah etmek iin tenha yerlere ekilerek senelerce d ndkten sonra kendisinde, zaten Araplarca da bilinen vahiy ve ilham fikri do mu tur. Btn iptida kavimler gibi, Araplar da, airlerin, ak l erdiremedikleri kuvvetlerden ilham ald klar na inan yorlard . Bu kuvvetler Araplar iin cinlerdi. Cinler, gya, khinlere kay ptan haber vermek kudretini ilham ederlerdi. O, hakikaten cinlerin airlere ilham etti ine kani idi. Muhammed in Musa, sa, dinlerine dair rendikleri de kendisinde bu itikat kuvvetlendirmi tir. Tarih II, 90-91. Muhammet bidayette irticalen dini hitabette bulunan bir vaiz oldu. Vaizlikten Nebili e, Nebilikten nihayet Allah n Resl haline geti. Tarih II,
91.

970

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

971

Hz. Muhammed in ahsiyeti ile ilgili dikkat ekici de erlendirmeler unlard r: Muhammet namuskr ve menfaat fikrinden ari olarak ortaya at ld . Onun gayesi, muhitin ahlk n , dinini ve itimai hayat n slah etmekte Tarih II, 91. Muhammet denilen ahsiyet bizatihi mtehassis, mtefekkir, mte ebbis ve muas rlar n n en ykse i oldu unu yapt i ler ile ispat etmi bir varl kt . Tarih II, 93

varilerin nallar alt nda ezildi i gne kadar ve ondan sonra da hibir zaman ayn halde kalmam t r. Tarih, II, 118. Mellif, slm dnyas nda eriat n geli mesine, siyas ve sosyal hayat n donmas na ve slm medeniyetinin kmesine sebep oldu unu d nd bir geli emeye i aret etmektedir. Ona gre, Eb Bekir, btn faaliyet ve politikalar n her eyde Muhammed in misalini takip etmek, onun koydu u kanunlar tatbik eylemek, ve nihayet onun askeri ve siyas d ncelerini mevkii fiile koymakt . lk zamanlarda bu tarz- hareket messir ve mfit olsa da, sonralar slmiyet sisteminin tekamlne kar bir mania te kil edebilirdi. nk Muhammet hayat nda her gnn icabat na gre muvaf k are ve tedbirler tatbik ederek slm cemaatini muvaffakiyetle idare ederdi. E er o Arabistan haricindeki kavimler ile temasa girseydi ihtimal ki bir ok yenilikler ve de i iklikler yapacakt . nk o, son derece terakkiperver bir ruha malikti; sistemini daima muhitin icaplar na gre slah ve tatbik etmeye amade idi. Muhammet, gerek din meselelerde, gerek itimai hususlarda bir slah yapmak laz m geldi i zaman, kendini hibir ey ile ba l grmemi tir. Daima tekamle do ru yrm tr. lm, birdenbire bu tekml keser. Muhammetten sonra slm leminde grlen durgunluk ve tedenni sebebi Muhamette de il, onun haleflerinin Muhammeddin mesle inin ruhunu de il, metnini anlamar nda aranmal d r. Bu byk hakikat ancak Trkiye Cumhuriyeti devrinde hakkile idrak edilmi ve icabat yap lm t r. Tarih II, 118 2. Hulef-i R idin Burada Drt halife nemli faaliyetleri ve ki isel yetenekleri ile tan t lmaktad r. Bu ba lamda Eb Bekir, i isyanlar n bast r p Arap yar madas nda hakimiyeti sa lam , Bizans ve ran a seferler dzenlemi tir. Onun nemli faaliyetlerinden biri Kur n n ilk Toplanmas d r. Kur n ayetlerini bir cilt halinde toplayarak Kur n denilen kitab ilk vcuda getiren Eb Bekir dir. Kullan lan yaz n n esas Sumer ivi yaz s ndan al nm hususi bir alfabe idi. Bu alfabe sonralar muhtelif yerlerde yap lan ekillere gre muhtelif isimler alm t r. Tarih II, 119. Burada kullan lan yaz n n Smer yaz s olarak gsterilmesi nem ta maktad r. Zira yeni Trk tarih tezine gre Smerler Trk kkenli idiler. mer dnemini anlat rken Trkler ile ili kilere de inmektedir. Buna gre, Nihavent Sava (642) sonras nda Yezdicert Trkler taraf na ka p Merv de onlara iltica etti. Araplar da Trk s n rlar na kadar ilerlemi oldular. Araplar kuzeyde de Kafkaslara do ru ilerlediler. Fakat burada Hazar Trklerinin direni i kar s nda durmak zorunda kald lar. Tarih II, 120 Osman zaman nda Trk Arap ili kileri daha da h zland . Araplar Kafkaslarda Aras rma na, do uda Seyhun dayand lar. Osman Eb Bekir zaman nda toplanan Kur n o altt . Hz. Ali nin zaman i isyanlar ve siyas mcadeleler ile geti.

Hz. Muhammed in lm zerine geli en olaylar ayr nt l olarak ele al nmakta; Eb Bekir in halife seilmesinde kilit rol Uslar n (Evsin) oynad belirtilmektedir. Medineliler, Hazrelilerin reisini namzet gsterdiklerinden, Uslar buna kar Kurey lileri tercih ettiler, Eb Bekir ve mer, itima mahalline giderken, Uslar n reisi onlara kendilerine gvenebileceklerini sylemi ve onlarla birlikte hareket etmi tir. Binaenaleyh, Eb Bekir in intihab , ne Kurey lilere, ne Medineliler mensup olamayan Us Mslmanlar n n eseridir.
Tarih II, 115.

Burada ilgin olan nokta udur. Eserin 82. sayfas nda Medine toplumu tan t l rken Us kabilesi hakk nda u bilgi verilmektedir: Eski devirlerde Mezopotamya dan Yemen e inen halktan olan Uslar n ismi bilahare Araplarca Evs ekline konmu tur. te yandan zmirli smail Hakk II. Trk Tarih Kongresinde bu kabilenin Trk olabilece ini ileri srmektedir. ark Kaynaklar na Gre Mslmanl ktan Evvel Trk Kltrnn Arap Yar madas nda zleri , kinci Trk Tarih Kongresi, 20-25 Eyll 1937; stanbul 1943, 281.

Halifeli in Hakiki Mahiyeti ba l alt nda olduka ilgin yorumlara yer verilmi tir. Buna gre, Muhammet, toplumun itimai, siyas ve dini ihtiyalar n kar lam ancak onun lm zerine bunlar n nas l ve kimler taraf ndan deruhte edilece i belirtilmemi ti. Onun hayat nda her ey Allah ve O nun resulne havale edilmi ti. Ancak onun lm zerine, Medine ye siyas ve askeri bask ile ba l olanlar bunu esaret say p kurtulma gnlerinin geldi ini d ndler. Hz. Muhammed in lm zerine bu bo lu u doldurmak iin siyas f rka / parti olu mu tu: 1. Muhacirun Partisi, 2. Ensar F rkas , 3. Tm Arabistan dan gelerek Muhammed in etraf nda toplananlar n f rkas . Bu f rkalar bir an panik ya am lar, bu s rada Eb Bekir ve mer ileri karak siyas liderli i stlenmi lerdi. Eb Bekir, mahza, ahlk meziyetleri ve liyakati hasebile Medine deki Mslmanlar taraf ndan Mslman cemaatinin reisi ve peygamberin halefi olarak kabul edilmi ti. Ancak, mellife gre Medine Mslmanlar Eb Bekir e verdikleri nfuz ve salahiyetle, fark na varmaks z n, tarihte Roma mparatorluu ve Papal k messesesi gibi byk bir siyas ve dini messese vcuda getirmi oldular O bir ba kumandan, hkmleri itiraz kabul etmez bir hakim ve yeni bir dinin en yksek ruhani reisi olmu tu Tarih II, 117. Mellif e gre, asl nda hilfetin haklar n ve vazifelerini en iyi ekilde belirleyen olaylar alt yzy l sonra Hulag taraf ndan halife uvala sokulup s-

972

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

973

Drt halife asl nda olumlu ve ba ar l ynleri ile tan t lmaktad r. Mellif, Drt halife dneminde Araplar n kar la t klar ran, Bizans ve Trk medeniyetlerinden yeterince yararlanamad klar n syler. Zira, Araplar; slmiyet kendinden evvel teesss eden her eyi iptal etmi tir. Kur n dan ba ka ey okumak caiz de ildir inanc na sahip olduklar iin Trkellerini istila ettiklerinde din sr ve bideler ile birlikte Trk, Fars ve Yunan dileri ile yaz lan eserleri yakm lar ve tahrip etmi lerdir. Tarih II, 124. Mellife gre, lk drt halife devrinin siyaseti slm birili i, Emevlerin siyaseti Arap l k, Abbaslerin siyaseti Arap olmayan milletlerle itilaf esaslar na istinat ederdi . Tarih II, 165. 3. Emev Saltanat Emevler dneminde Trkler ile ili kiler nem kazanmaktad r. Haccac n Kuteybe b. Mslim arac l ile Trk illerindeki operasyonlar zalimane olarak nitelendirilmektedir. spanya n n fethi i lenirken de ilgin yorumlar ve karsamalar yap lmaktad r. Ukbe b. Nafi nin Afrika ve spanya faaliyetlerinde Berber-Hazar kabilelerinden bahsedilmektedir. Ukbe b. Nafi nin bu muvaffakiyetleri, kendi taraf na celbeyledi i Afrikiye ve Ma rib havalisindeki gayet cesur ve cenki BerberHazar kabilelerinin ve bilhassa bunlardan Tavariklerin yard m olmu tu. Umumi olarak Berber denilen bu kabileler kendi rklar n pek byk tutarlard . Kendi kendilerine demo ullar n n en ereflisi gz ile bakarlard . Dilleri o zaman n mkemmel dili idi. Kendilerine mahsus rakamlar ,, alfabeleri, ve mtekamil bir edebiyatlar vard . Berberler peygamberin ad Muhammedi t pk Trkler gibi Mehmet diye telaffuz ederlerdi. Naturist olan bu kahraman kavimler, slmiyeti kolayl kla kabul ve hazmedemediklerinden ok gemedi, isyan ettiler. Tarih II, 131. spanya yar madas n n otokton halk hakk nda baz de erlendirmeler yap lmakta; Trklerle yak nl klar iddia edilmektedir: Otokton ahalisi hakk nda henz ilmi malumat kat i de ildir. Fakat, bu k t a muhtelif zamanlarda Hazar Denizi sahillerinden gelen ve yar madaya kendi ismini veren berlerin; talya y , Fransa y i gal etmi olan ve bugn dahi Korsika adas nda ve Jeneve garb ndaki Alp da lar nda tipleri grlmekte olan Ortaasya dan gelmi Ligrlerin, Fransa ya ismini vermi olan Ortaasya kavimlerinden Keltlerin ve Ural da lar ndan gelen Alan-Trkleri ile onlar n refakatinde bulunan Sev ve Vandallar n birbiri ard nca istilalar na u ram t r. Ayn men eden gelmi olan bu kavimler, birbiri zerine y lm ve otokton ahali de dahil oldu u halde birbirleri ile kar m lard r. Alan-Trkleri kendi rk ndan olan Sevleri, yar madan n imaligarbisindeki da l k m nt kaya yerle tirdiler. Vandallar Septe bo az havalisine yerle mi lerdi. Yar madan n hepsinde ise hakim unsur, Alan-Trkleri olmu tu. Tarih II, 132.

Trk spanyada ba l

alt nda unlar sylenmektedir:

Musa (b. Nasr) Berberlerden Tar k adl kahraman spanya da istik afa memur etti. Tar k rkda larndan bir mfreze alarak kay klarla kar k y ya geti, vaziyeti tahkik ve ordunun kaca sahay ke fetti. Sepe ve Tanca limanlar nda gemiler haz rland . Ayn zamanda Berber-Hazar kabilelerinin en cesur ve cengver olanlar ndan bir ordu te kil edildi, bu ordunun ba kumandan BerberHazarlar n Tavar k kabilesinden (Bugn dahi bu eski Trk kabilesi Tar k n Arapa cemi olan Tevar k ad n ta maktad r) Mslman olmu olan Ziyat nam nda bir adam n o lu Tar k diye hret alan kahraman bir Trkt. 12.000 ki i kadar olan bu Berber-Hazar ordusu iinde Arap rk ndan ancak ve yaln z 300 ki i vard . Tarih II, 133-134 Trk-Arap Mcadelesi (Emevler Dnemi) Halife mer zaman nda (634-644) slm ordular Nihavent muharebesinde (642) muvaffak olarak btn ran a hakim olmu lard . ran n son Sasani hkmdar Yezdicert, Merv ehrine kaarak Trklere iltica etmi ti. Araplar Yezdicert i takiben arkta Garbi Trk Devleti hudutlar na kadar ilerlemi ler ve Trkler ile temasa gelmi lerdi. Bu tarihlerde Garbi Trk Devleti, in entrikalar ile son ink raz gnlerini ya yordu. Filhakika, 659 da bu Trk devleti mahvolmu , ve Trk memleketleri bir tak m hanlar ve beyler elinde paralanm ve ba tan ba a anar i iinde kalm t . Trk beyleri birbirleri ile bo azla yorlard ; garptan gelen Arap istilas na kar birlik vcuda getirecek halden uzak bulunuyorlard . Halbuki Araplar btn ran a sahip olmu lar, ranl lar 10-15 sene zarf nda Mslman yaparak kuvvetlenmi lerdi. te Trk-Arap mcadelesi, bu hal ve art iinde ba lam t r. Araplar halife Osman zaman nda (644-656) ahalisinin byk bir k sm Trk olan Horasan m nt kas nda kat i surette yerle tiler ve arka do ru ilerlemeye ba lad lar; Herat ve Belh ehirlerini zaptettiler, Ceyhun rma na dayand lar. Muaviye zaman nda Horasan arka yap lacak seferler iin hareket merkezi haline konuldu. Bu k taya Basra ve Kufe den 50.000 kadar Arap muhaciri gnderilerek yerle tirildi. Trklerin zerine at lmak iin art k f rsat gzleniyordu; bu f rsat gecikmedi; hakikaten Trk beyleri ve hanlar aras nda birbiri ile vuru malar ba lad . Bundan isitfade eden Araplar, derhal Tohoristan ve Maverannehir gibi Trkellerine tecavze ba lad lar. Bu suretle ba layan mcadele Emevlerin ink raz na kadar devam etti. Bununla beraber Araplar n Trk memleketlerine olan tecavzleri Abdlmelik devrinde (685-705) -yani 30 senekadar adi apulcu ak nlar ndan ibaret kalm t r. Tarih II, 141. Arap Taarruzuna U rayan Trk Medeniyeti: Maverannehir ve Tohoristan da bu devirde byk medeniyet ya an yordu. in ve Hint ile ran ve arki Roma aras ndaki ticaret tamamile bu memleketlerdeki Trkler elinde bulunuyordu. nci rma n n alt n saan k y lar say s z

974

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

975

mamur kyler ve ehirler ssl idi. Buhr Hanl dahilinde 40 byk ehirle, binden ziyade mamur ky vard . Bu havalinin umran , refah dillere destan olmu tu. Ta kent Hanl nda da elliden fazla ehir bulunuyordu. Her tarafta byk ve zengin iftlikler vard . Ekilmemi , i lenmemi bir kar toprak yoktu. Semerkant, Buhr, Beykent, Herat ve Belh gibi byk ehirlerde in, Hint, ran ve arki Roma ile ticari muameleler yapan byk ve zengin tacirler oktu. Bu tacirler ile byk iftlik sahipleri memleketin imar hususunda rekabet ediyorlard . Buhr m nt kas nda (So diyan) k t fabrikalar , ipekli kuma lar imal eden tezghlar , alt n, gm , avani ve ziynet e yas yapan messeseleri k ymetli ta lar, mcevherler i leyen imalathaneleri muttas l al yorlard . Tekinlerin, beylerin byk tacirlerin yksek birer sanat eseri olan k aneleri, k ymettar e yalar ile dolu idi. Arap istilas ndan birka sene evvel bu Trk beylerin in imparatoruna gnderdi i hediyeler aras ndaki hal larla mcevherli bileziklerdeki sanat ve incelik , in sayr n hayretler iinde b rakm t . inli bir mverrih, VII. as rda Buhr k t as n n umran ndan bahsederken Ku aniye ehrindeki bir k k, en bedi eserlerden biri olarak tasvir ediyordu: bir sanat harikas olan bu iki katl muhte em k kteki byk salonun duvarlar ndan birinde eski Trk hakanlar n n, di erlerinde de inde ve Hintte hkm sren Trk imparatorlar n n tasvirleri bulunuyordu. Ku aniye beyi her sabah bu salonu ziyaretle tasvirler nnde e iliyordu. inli di er bir mverrih de tihan daki Tus mabedinde bulunan alt n heykellerden, alt n ve gm ziynet e yalar ndan p rlanta, zmrt ve yakut gibi mcevherlerden zerlerinde eski hanlar n tu ralar bulunan alt n avaniden hayret ve takdirle bahsetmektedir. Ticaretle in e, Hind e, ran a, Bizans a gidip gelen Su daklar (Maverannehir Trkleri) a kgz, cesur, grbz, evik insanlard . Askerlikteki maharetleri gibi ticaretteki kabiliyetleri de yksekti. Kendilerine mahsus yaz lar olan Su daklar n en kk kylerinde bile bir mektep bulunuyordu. Maverannehir ve Tohoristandaki fikri hareket ve irfan, o as rda Asyan n her taraf ndan daha yksekti. Tarih II, 142. Buralardan Hinde, ine ve Trkellerine gelen limler Trk irfan n oralarda ne rediyorlard . 719 tarihinde Soganyan tekini Tie ine gnderdi i Tamua ismindeki bir limi mparatora yle tavsiye etmi ti: Tamua, nfuz-i nazar sahibi byk bir limdir. Kendsine sorulacak hibir mesele yoktur ki hal ve izah edemesin. Tamua ile bizzat gr erek dinler hakk ndaki mtalaas n dinlemenizi rica ederim. Bu temas neticesinde bu zat n irfan ve malumat n n ne kadar geni oldu u tezahr edecektir. 730 tarihinde Nanto ismindeki di er bir lim; sefaretle Tohoristan dan in e gitmi , beraberinde in lim ve tabiplerinin hi bilmedikleri bir ok ecza-y t bbiye ve ispeniyariye gtrm t.

te Arabistan llerinden ta an bedevi seylebeleri ran ovalar n getikten sonra bu mamureleri silip sprmeye geliyordu. Araplar Trkellerindeki servet ve umran grnce buralara sahip olmak iin btn h rslar ile al t lar. Byk ganimetler elde etmek midi onlar tahrik eden kuvvetli bir amil idi. Tarih II,
143.

Mellif Abdlmelik zaman nda ba layan mcadeleyi anlat rken Trklerin yurtlar n kahramanca savunduklar n , ancak Trkler aras ndaki i eki melerin istilalar kolayla t rd n belirtmektedir. Abdlmelik in tahta k ndan (685705) drt y l nce Asya Trk devleti y k lm , yerine Trk Kutluk Devleti 681de kurulmu tu. Bu devletin ikinci hakan Kapagan (691-719) Trk devletini tensik ederek Trke leri, Karluklar hakimiyetine al rken karde i Kutluk Han n o lu Gl Tekin i Su daklar tanzim etmek zere Maverannehir e gnderdi. Bu arada Horosan Haccac n uhdesinde idi. Hacca en nl komutanlar ndan Kuteybe yi 705 te Trkler zerine gnderdi. O, Trkler aras ndaki rekabetten yararlanarak istila edebildi. Maverannehir de Beykent, Buhr, Semerkant ve Ta kent ba ta olmak zere byk ya malar ve katliamlar yapt lar. Katliamalar yapmak suretiyle tecavze ba layan Kuyetbe, hayat n n en son gnlerine kadar bu vah ete devam etti. Bayket ten sonra Talkan mamuresi de tahrip edildi. Burada da tyer rperen korkun katliam yap ld ; Araplar, teslim olan Trkleri k l la do ramaktan yorulunca zavall lar s ra s ra a alara ast lar. Taklan a giren yolun alt kilometre uzunlu undaki k sm iki tarafl a alarla as lan insan cesetleri ile korkun bir koruluk eklini ald . Harezm k tas nda da ayn facialar oldu: Kuteybe zengin ve mamur Harezm ehirlerini ya malad ktan sonra karde i Abdurrahman n esir ald 4000 Trk gencini bo azlatt .
Tarih II, 144.

Araplar n Trkler Aleyhine Tatbik Etti i Siyaset Araplar n Trkler hakk nda tatbik ettikleri siyaset zulm ve tenkil ile hulasa dilebilir. Arap l k siyasetini takip eden Emevler devrine Araplar Trklere, slm dinini kabul edenlerine dahi hakaret gz ile bakmak istemi lerdi; halbuki Trler kendilerini Araplardan ok yksek grrlerdi. Araplar, Trklerin, can n , mal n kendileri iin helal sayarlard . Arap halifeleri ve onlar n mmessilleri Trler iin hibir hak tan mak istemiyorlard . Cizye ve hara toplarken ve btn muamelelerde her trl eza ve cefa reva grlrd. Arap kumandanlar , Trkellerini, kan seylabelerine bo an tecavzlerinde l Araplar n n ya magerlik hislerini tatminden ba ka bir gaye takip etmiyorlard . Arap halifeleri am saray n n israf ve e lencelerini temin iin kumandanlar n ya mac l a te vik ederlerdi. Bir asra yak n devam eden bu tahripi Arap istilas n n yegne me um neticesi u oldu: Trkellerindeki yksek medeniyet btn eserleri ile beraber mahvoldu. Bunca mamur ve zengin ehirler birer birer harabe haline geldi.

976

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

977

Aralar n istila maksatlar n slml n ne ri gibi dini bir mefkureye atfetmek kat iyen do ru de ildir. Bilhassa Emev halifelerine, inanmad klar ve ok kere tahkir ettikleri Muhammet dininin ne ri gibi bir maksat atfetmek , hakikatten ok uzakla makt r. Onlar yaln z zengin ve mamur lkeleri talan etmek, gittike geni leyen btelerine yeni yeni varidat membalar bulmak gibi hasis emeller arkas nda ko mu lard r. As rlardan beri hakim ya ayan Trkler, tabiat ile bu apulcular n hkm alt na giremezlerdi. slm dinini kabul ederek efendilikten mevalili e (kleli e) inemezlerdi. Bunun iindir ki Emevler bir asra yak n bir mddet u ra t klar halde Trkler aras nda slm dinini yayamam ve kk Trk beyliklerini bile hakimiyetleri alt na alamam lard r. Trkler ancak kendilerini mevali yapmak isteyen Araplar n efendisi olmaya karar verdikten sonrad r ki ktle halinde slm dinine girmi lerdir. Tarih II,
146-147.

derken yolda ld. Ancak anas Trk olan Memun Trkler ile anla arak huzur ve skunu sa lad . Tarih II, 149-150. Mellif e gre Harun Re it in ilme verdi i destek ve Avrupaya gnderdi i hediyeler mspet ynleri olmakla beraber, Alevileri, kendi gz nnde kollar n bacaklar n k rd rarak bo durmas n ve Barmako ullar n cellatlar elinde mahvetmesini tarih affetmeyecektir. Tarih II, 150-151. Mellif Harun un o ullar ndan, ana taraf ndan Trk olan Memun ve Mutas m a zel nem vermektedir. Trklerin deste i ile iktidara gelen Memun lim ve filozoflar severdi. Kendisi de felsefe ile u ra rd . Mem un, slm dinini menkulttan ziyade akla istinat ettirerek serbest d nceyi tervic eden bir mezhebi Mu tezile devletin resmi mezhebi ilan etti. Bu mesle i Memun un biraderi Mutas m ve hafidi Vs k da takip etti. Bu serbest d nceli halifeler bu fikri kabul etmeyen hocalar k rbala dvdrrler ve hapse atarlard . Tarih II, 151. Trklere dayanarak iktidara gelen Mutas m da devleti adeta Trklere teslim etmi ; Ba dat yak nlar nda Trkler iin Samra (Samarra) ehrini kurmu kendisi de orada ya am t . Mellifin kanat nca Abbas devleti, Vs k tan sonra gelen Mtevekkil zaman ndan itibaren k e geti; zira o Mu tezileye yz evirmi ti. Onun zaman ndan itibaren k sa aral klarla be halife Trkler taraf ndan tahtan indirildi. Trkler bu dnemde halifeleri kendilerine tabi derecesine indirdiler. Esasen bu tereddinin sebebi halifelerin serbest d nceye kar gelerek hayat dondurmalar idi. Abbasler daha sonra valilerin ba ms zl klar n ilan etmeleri zerine iyice zay flad . Bir ara Seluklu Trkleri onlar glendirdiyse de Cangizo ullar ndan Hulg 1258 de ortadan kald rd . Tarih II, 151-54. Abbasler Devrinde Trkler ve Trklerin Mslman Olmalar Bu ba l k alt nda esas olarak Trklerin slm a giri i anlat lmaktad r. Buna gre, Trklerin slm a giri i dini olmaktan ok siyas bir tercihtir. Ortaasya inliler ile Araplar aras nda hakimiyet mcadelesi alan haline gelmi ti. inliler a a (Ta kent) kadar gelip buradaki beyi idam etmi lerdi. Bu arada Eb Mslim daileri de bu blgede propaganda yap yorlard . a Beyinin o lu da bunlara kat ld ve inlilere kar bir direni i rgtlemeye ba lad . Trkler Eb Mslim ba kanl ndaki ihtilal ile Emev iktidar n devirince bu gvenle inlileri atma a yneldiler ve Eb Mslim in tayin etti i Ziyat b. Salih komutas nda al maya ba lad lar. Bu ordu in ordusu ile Talas ta 751 de kar la t . in ordusunda bunan Karluk Trklerinin rkda lar na silah ekmemek iin sava tan ekilmesi zerine bylece inliler kesin yenilgiye u rad lar. Mellifin bundan sonraki yorumu olduka dikkat ekicidir: Trkler Eb Mslim ihtilali ile Araplara, Talas suyu meydan muharebesi ile de inlilere galebe etmi lerdi. Tarihin bu cereyan kendilerine iki yol am t : Bunlardan biri as rlardan beri oldu u gibi, imalden ine inerek orada bir

Emev saltanat n n y k l nda uubiyenin roln olduka ne karan mellif burada da ba rol Trklere vermektedir. Mellife gre Araplara, medeniyet sahas nda ve askerlikte stat olan Trklerdi. Araplar Semerkant a girdikten sonrad r ki Trklerden k t l k sanat n renmi lerdir. Araplar, askerlik sanat ve meziyetlerini de Arap ordular na intisap eden Trklerden renmi lerdir. Tarih II, 148. Trkler Emevleri y kmak iin Abbasler ve Farslar ile birle tiler. htilalin ba nda Horasanl bir Trk olan Eb Mslim vard . Trklerden kurdu u ordya kat lan ranl lar ile birlikte Horasan ve ran ald ktan sonra Kufe ye girdi ve bir evde saklanmakta olan Abbaso ullar ndan Ebulabbas Abdullah halife ilan etti. Tarih II, 148. Mellife gre Trkler btn bu vah ete ra men teslim olmamakta direndiler 4. Abbas Hilfeti Mellif, Abbasleri bir bak ma Trk devleti gibi telkki etmektedir. Ona gre Ba dat ehrini kurarak merkezi Irak a ta yan Mansur kendilerini iktidara ta m olan Eb Mslim i ldrtmekle hata etmi se de Belh Trklerinden Halit b. Bermek i (Barmak) vezirli e getirerek do ru bir i yapm t r. Halit ynetime ve devlete eki dzen vermi tir. Bermeko ullar Harun Re it zaman nda da devletteki mevkilerini korumu lard r. Harun zaman nda Abbas iktidar n zen iki halk vard : Kuzey Afrika da Berber-Hazarlar, do uda Trkler idi. Bu iki karde kavim daima Arap halifelerine isyan ediyorlard . Bu sorunlardan kurtulmak isteyen Harun, Berberlere kar brahim b. Agleb i gnderdi. O Berber isyan n bast rd ysa da yine onlara dayanarak Afrika da ba ms z bir Aglebi Devleti kurdu. Harun, Do udaki isyan bast rmak iin o lu Memun u gnderdi. Kendisi de byk bir ordu ile gi-

978

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

979

imparatorluk kurmak, di eri de garba dnerek slm imparatorlu una hakim olmakt . Trkler ikinci yolu tercih ettiler. Eb Mslim ihtilali onlar Mslman ran zerinden Irak a do ru gtrm t. htilal harekat na i tirak edenler, yksek kabiliyetleri sayesinde yeni imparatorlu a hakim olacaklar n anlam lard . Tarih II, 155. Trkler; Abbaso ullar ad na kurduklar devletin askeri hakimiyeti yan nda mali, idari ve mlki i lerini de ellerine ald lar. Tohoristanl Barmako ullar , am daki Emev Arap saltanat yerine Ba dat ta medeni bir devlet kurdular. lim ve fennin geli mesi iin gerekli artlar haz rlad lar. Bu geli melerin Maverannehir e etkisi oldu. slm camias na giren Trklerin Abbas imparatorlu unun en yksek mevkilerini i gal etmeleri, Ceyhun rma tesinde tabiat yla bu camiaya kar bir alaka uyand rd . Emevler zaman nda oldu u gibi Mslman olan Trkler art k mevali telkki edilmiyor, bilakis slm camias n n azas oluyorlard . Bu vaziyet kar s nda Fergana, So diyan, rsana ve Tohoristan daki beyler Abbas halifelerini metbu tan makla art k bir zillet grmyorlard . nk bu imparatorlukta hakim olanlar hakikati halde Araplar de il Trklerdi. Tarih II, 156. zellikle Karluklar ve O uzlar bu cereyana ok kat ld lar. Abbas iktidar dneminde mellife gre ilgin bir geli me oldu. Emevler ile Ha imiler, Abbasler ile Aleviler aras ndaki mcadeleleri Trkler Araplararas bir sorun olarak grp taraf olmuyorlard . Bu arada ranl lar, Abbasler ile aralar iyi olmayan Alevilere e ilim gsterdiler. Abbaslerin tek dayana haline gelen Trklerin tek hedefi ise slm imparatorlu una hakim olmakt . Tarih II, 156. Mellif, Trklerin askeri, siyas, idari, ilmi, fikri faaliyet ve hizmetlerini sitayi le anlatmakta Abbas devletindeki hemen her sahadaki geli en ba ar y Trklere hamletmektedir. Trklerin bu geli meler erevesinde slmla mas daha da h zland . Trk soylu Samano ular Karahanl lar slm a dahil ettiler. X. yzy lda slmiyet Seyhun ve Ka gar telerine kadar yay ld . Bu konuda en nemli rol Maverannehirli Mslman Tk tacirler oynad lar. 1048 de Ta kent ve Farab blgelerinde 200.000 aile hep birden slm girdiler. Do u Trkellerinde Karahanl lar n, Afgan ve Kuzey Hindde Sevktekino ullar n n (Gazneliler) birer devlet kurmalar e itli Trk zmrelerinin slm dinine akmas na yard mc oldu. Seluklular btn Abbas imparatorlu una varis olduktan sonra Trkler slm dinini art k benimsemi lerdi Tarih II, 161. Kuzeyde Hazarlar Araplara kar uzun sre direndiler ve slm dinine cebren kabul etmediler. Ancak btn dilere kar ho grl olan Hazarlar, kendileri Musevili i, kabul ettikleri gibi Bizans ile yapt klar bir anla ma gere i lkede H ristiyanl n yay lmas na izin vermi lerdi.

te yandan Harezm deki bir ihtilalden kaarak lkelerine s nan mslmanlara da kucak aarak slm n yay lmas na izin verdiler. Ayn zamanda Abbasler zaman nda slm dini til rma boylar nda ya ayan Bulgarlar aras nda h zla yay ld . Bunun as l amili Harezm ile yap lan ticaret idi. Harezmli Mslman tacirler Bulgarlar aras nda slm yayd lar. Bulgar han Elmassilki Halife Muktedir ile haberle erek 921 de btn tebas ile Mslmanl kabul etti. Bylece X. yzy ldan itibaren Trklerin byk k sm slm camias na girmi ti. Tarih II, 161-162. Mellife gre Abbasler zaman nda Trkler ba l ca u mslman devletleri kurdular: Toluno ular (868-905); Ak ito ullar (935-969); Samano ullar (874999); Karahanl lar (932-1212); Gazneliler (962-1183); Gorlular (1148-1215); Seluklular (1040-1194); Harezm ahlar (1077-1231); Delhi Trk Sultanl (12061555). Tarih II, 162-163. Abbas Devrinde slm Medeniyeti ve Bu Medeniyette Trklerin Tesiri Trk Tarih tezine uygun olarak slm medeniyeti Trklerin bir rn olarak tan t lmaktad r. Mellife gre slmiyet devrinde ulm ve maarifle i tigal edenlerin o u Arap olmayan kavimlere mensup idi. slm medeniyeti kendi teesssn di er milletlere, Trklere ve ranl lara medyundur. slmiyetin zuhuru esnas nda yksek bir seviye ve eski bir medeniyet sahibi olan Tklerin slmiyetin teesss ve inki af nda pek mhim bir amil olmalar tabii idi. Bilaistisna slm medeniyetinin her ubesinde Trklerin byk hizmetleri oldu. Mslmanlarca Kur n dan sonra en mevsuk bir hadis mecmuas olan Sahih Buhr Mehmet smail isminde bir Buhrl Trk limi taraf ndan telif edildi. O devrin hukuku olan f kha dair eserlerin bir o u Trk almleri taraf ndan vcuda getirildi. Bu gn bile slm dnyas n n her taraf nda elden ele dola an Hidaye Merg nan l bir Trk limin esridir. Usl kitaplar n n en mhimleri yine Trkler taraf ndan yaz lm t r. Trkler bilhassa felsef ve mspet ilimler sahas nda vukuf ve ihata gstermi lerdir. Trklerin me gul olmad ilim sahas yoktur. Eski Yunan uslnde ilk co rafya kitab yazan Belhli Eb Zeyit tir. Hint ulm ve felsefesini slm dnyas ve Avrupa ya tan tan Eburreyhanibiruni Harezmli bir Trktr. slm dnyas n n Aristosu bni Sina Buhr yak n nda Af in karyesinde do mu bir Trktr. slm dnyas n n en byk filozofu Farabi Trkmen elinde Farap ta (Faryap) do mu tur. Memnun taraf ndan ilk defa tesis edilen rasathanenin en yksek mtehass s Mervli Halit ibni Abdlmelik tir. Ba dat taki Darlhikme nin azalar aras nda en mhim sima ve en me hur riyaziyat Harzemli Musa n n O lu Mehmet de Trktr. Bu lim Hint-Yunan usllerini cami olan Zayienin mucididir. Araplara kendi dillerinin en mkemmel lgat kitab n hediye eden Cevheri Trktr. Farabi nin Essiyasetlmedeniye nam eseri iktisadi siyasete dairdir. slm medeniyetinde

980

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

981

bu mevzua dair ilk yaz lan kitap bu eser oldu undan iktisadi siyaset ilmini slmlar aras nda tesis etmek erefi de Trklere aittir. Tarih II, 163. Mellife gre Mslman Trk devletlerinin hepsi Buhr, Gazne, Herat, Neysabur gibi ynetim merkezlerini ayn zamanda birer ilim ve medeniyet merkezi haline getirmi lerdir. Zira Mellifin kanat nca Tarih vesikalar ile edinilen bilgilere istinaden kati olarak denilebilir ki slm dan evvel bir Arap medeniyeti olmam t r. slm devrinde de medeniyet yaratan Araplar de il, onlardan ba ka rktan olanlar ve bilhassa Trlerdir. Tarih II, 165.

MZAKERELER Prof. Dr. Mustafa FAYDA M. . lahiyat Fakltesi

slm Tarihi kaynaklar n n Hz. Peygamber dnemi kaynaklar yla, Trk tarihinin veya daha sonraki dnemlerin kaynaklar elbette farkl d r. Burada daha ok cahiliye dnemi ve Hz. Peygamber devri Arapa kaynaklar zerinde duruldu. slm Tarihinin hangi dnemini incelersek inceleyelim her dnemin kendine has farkl l klar mevcuttur. Mesel, bu problem Anadolu Seluklu al an iin farkl , Osmanl n n ar iv ncesi dnemi iin ve ar iv sonras dnemi iin farkl d r. Ama her dnemin bir kaynak probleminin oldu u muhakkakt r. Bu sebeple arkada lar n (Prof. Dr. rfan Aycan - Prof. Dr. brahim Sar am) bu tebli inin ismi slm Tarihi oldu u iin tm dnemleri kapsamas szkonusu de ildir. Bu do ru da de ildir. Osmanl tarihi al an arkada lar n bunlar destekleyen veya desteklemeyen rnekleri varsa onlar vermeleri uygun olur. al lan dnemle ilgili her alandaki yaz lm eski kitaplar o al man n kayna d r. Tefsir, Hadis, F k h, Dinler Tarihi vb. ilim dallar n tek tek saymak yerine bu husus daha uygun grlmektedir. Kaynak konular nda slm ilimlerin deste ine ihtiya vard r. Bat da yap lan al malar slm Tarihi kayna olarak ifade etmek uygun de ildir. Bunlar hakk nda slm Tarihi ile ilgili vesikalar , bilgileri ihtiva eden kaynaklar demek daha uygundur. Kaynaklar n de eri dnemine gre de iir. Taber nin de eri Hz. dem dnemiyle ilgili farkl , di er olaylara gre ise farkl d r. Hz. Peygamber dnemiyle ilgili o dnemde yaz lm bir kaynak yoktur. Ancak Hz. mer dneminden itibaren yaz lm baz kaynaklar vard r. slm Tarihindeki baz olaylar hep isyan diye anlat yoruz. Dilimiz kafi gelmiyor. Abdullah b. Zbeyr in hilfeti diyemiyoruz. Emev ve Abbasiler e muhalif olan imam m z Eb Hanfe hazretleri hep muhalefet etmi ve bundan dolay zd rap ekmi tir. Onun destekledi i hareketlere de isyan diyoruz. Mesel, Emeviler dneminde Zeyd b. Ali isyan , Abbasiler dneminde Muhammed en-Nefszzekiyye isyan .

982

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

983

Hz. Peygamber dnemi iin farkl bak a lar ndan yaz lan eserler mevcuttur. Mesel, slm n Serveni adl kitap medeniyet tarihi a rl kl olmas na ra men Peygamberimiz dnemine farkl bak yor. Her dnemde Peygamberimiz yeniden yaz lmal d r. Asl nda Peygamberimiz iin zel bir celse yapmam z gerekir. nsan m z Hz. Peygamber i Bat l lardan tan yorsa biz Bat l lardan daha iyi bir slup ve hitapla onu anlatan kitaplar yazmal y z. Bu sebeple srekli yeni al malara ihtiya var. Kaynaklar ve i lenen konular iyi de erlendirmek gerekir. Peygamberimizin Medine dnemindeki ya ant s n anlatan Siyer kitaplar daha ok onun devlet ba kanl , sava lar , ganimetleri ve esirleri ne karmaktad rlar. Halbuki bunlar n hepsini toplad m zda ok k sa bir sre tutmaktad r. 10 y ll k Medine hayat nda Peygamberimiz e gelen pek ok kabile heyeti olmas na ra men bunlar Siyer in iine yerle tirilmiyor. Medine dnemini risalet vazifesinin devam olarak gstermeliyiz. Hz. Peygamber Bedir harbinde kervan bast deniliyor, ancak bu izah edilemiyor. Hz. Peygamber sadece Kurey in kervan n basm t r. Ba ka hibir kabilenin kervan n basmam t r. Raslllah n hayat nda sava lar n de il peygamberli ini n planda tutmal y z. Hz. Muhammed bir Peygamber dir. Ona devlet ba kan olarak de il Peygamber olarak biat edilmi tir. Sahabenin mslman olu unda Hz. Peygamber e biat vard r. Peygamberimiz e mslman olurken biat edildi diye bize hi kimse retmedi. Devlet ba kanl gere i ald biat Hudeybiye deki biatt r. Hz. Ebubekir in halife oldu unda ald biat gibi Peygamberimiz Medine ye geldikten sonra biat almam t r. Hz. Peygamber in devlet ba kanl n n ad bile yoktur. nk insan Allah n Rasl olunca ona eklenecek ba ka bir s fat yoktur. Ancak Bat kar s nda ezilmi mslmanlar n 19 ve 20. as rda ortaya koydu u kitaplarda Kumandan Peygamber , Devlet Ba kan Peygamber demek moda oldu. Peygamberimizin hayat henz daha bilinmeyenlerle doludur. slm Tarihi alan nda Yksek Lisans ve Doktora yapan rencilerin Arapa konusundaki eksiklikleri bir realitedir. Tezlerinin d nda Arapa kitap okumal d rlar. Ba tan sona bir Arapa veya Osmanl ca kitap okutulmal d r. bn Hi am dan veya di er temel kaynaklardan metinler okutulmal d r. Osmanl Tarihi ile ilgilenen rencilere mesel Tc t-Tevrh den elli er-yzer sayfa rnek metin verilebilir. Arapa kitaplar tercme edilerek de il kendi dilleriyle fi lenmelidir.

Zaman, mekn ve co rafyan n insan etkiledi i bir btn olarak de erlendirilmelidir. Bat terminolojisinde tarihle ilgili bir ok terim olu turulmu tur. Bizim de bunlar olu turmam z gerekir. Biz asl nda tam olarak Bat ya gre de anlam yoruz. nk biz Bat y fazla bilmeyen bir nesiliz. Ancak Bat n n terminolojisiyle yaz yoruz. Dipnot, makale, tez, kitap, bibliyo rafya hep bat usuldr. Tarihinin bir felsefi gr olmal d r. Fransa ya gitti imde Tarih Felsefesiyle ilgili kitaplar sat n ald m. Ancak muhtevas beni a t . Tarih Felsefecisi yeti tirmedi imiz bir gerektir. Tarih Felsefesi her tarihinin yapaca bir i de de ildir. Felsefe ve Tarih altyap s n n ok iyi olmas gerekir. Fikirleri ekolle tirecek ara t rmac lara ihtiya vard r. Trkiye de Osmanl Tarihi al anlar n say s olduka fazlad r. Bu sadece lahiyat Faklteleriyle s n rl de il, Fen-Edebiyat ve E itim Fakltelerinde de gerekten bir Tarih ordusu vard r. Trkiye belki hibir dneminde kendi tarihini al acak bu kadar elemana devlet eliyle para verildi i bir dnemi ya amam t r. Memlkler, Seluklular, Osmanl lar ve hatta stanbul un fethinden nceki Bizans tarihi ile ilgili al malar bizi son derece ilgilendirmektedir. Yksek Lisans ve Doktora al malar na Osmanl Tarihi de sokulmal d r. slm Tarihinin metodoloji problemleri sadece ilk dnem problemleri de ildir. Her dneme ait problemler burada dile getirilmelidir. Ar iv vesikalar n n tespiti tarih metodolojisinin konusudur. Hz. Peygamber in hala bilinmeyen taraflar n n oldu u muhakkakt r. Nitekim Hz. Peygamber Mekke de cuma namaz k lmazken Medine deki mslmanlardan cuma namaz n k lmalar n , e leri ve ocuklar yla beraber cuma namaz na gitmelerini istemi tir. Bu belge Vesiku s-Siysiyye de yer almas na ra men Muhammed Hamidullah bunu Siyerine almam ve bizim de dikkatimizi ekmemi tir. Bu toplant da tespit edilen metoloji problemleri Taber ye de tatbik edilmeli, Osmanl tarihisi Nim ya da tatbik edilmelidir.

984

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

985

Prof. Dr. Cahit BALTACI M. . lahiyat Fakltesi

Byle nemli bir konuyu gndeme getirdi i iin slm limler Ara t rma Vakf na ve tebli ci meslekta lar ma te ekkr ederim. slm Tarihinin metodolojisi konusunda sylenecek ok ey vard r. Ancak ba lang olarak birka konunun gndeme al nmas da kmsenecek bir husus de ildir. Ben de tebli lerde yer alan konu hakk nda gr lerimi arz etmek istiyorum. I. slm Tarihinin Mahiyeti slm Tarihi, genel tarih iinde 610 dan ba layan ve gnmze kadar uzanan bir zaman kesitini ifade eder. Bu kesit, Mslman toplumlar n XV as rl k tarihini Uzakdo u dan Endls e, Orta Afrika dan Sibirya ve Macaristan a kadar uzanan co raf mekn kaplar. Bu bak mdan alt kimlik olarak Asr- saadet, Hulefa-i R idn, Emev, Abbas, Memluk, Seluklu ve Osmanl tarihleri gibi tarihleri ifade etse de st kimlik olarak slm Tarihini ifade eder. slm tarihisi de alt kimlik olarak hangi adla an l rsa an ls n bu zaman ve mekn iinde ara t rma yapan herkes, akademik kimli ini ifade eder. Bu sebeple slm tarihisini, bir arap veya ba ka bir kimli in tarihisi olarak grerek st kimli i unutmak ilm bir yakla m olamaz. Di er taraftan slm lkelerinde veya d lkelerde slm Tarihinin de i ik disiplinlerle ifade edilmesi, de i ik maksatlardan dolay d r. Akademik bir tasnif de ildir. Szgelimi bugn bizler, ilahiyat fakltelerinde bulunmam zdan dolay slm tarihisi olarak an l yoruz. FenEdebiyat fakltesinde olsayd k ba ka bir isimle an l rd k. lm disiplinde esas olan, tarihinin doktoras n yapt ve ara t rmalar n teksif etti i aland r. Kadro gere i bulundu u unvan de ildir. Ba ka bir ifade ile slm tarihisi, s n r n izmeye al t m z zaman ve mekn iinde akademik ara t rmalar yapan ki idir. II. slm Tarihinin Kaynaklar Tarih, zaman ve mekn iinde insanlar n faaliyetleri olarak d nld nde kayna da buna gre belirlenir. Bugn bu unsur yani,

zaman, mekn ve insan e itli disiplinlere konu olmu tur. Tarih ise adeta bir st disiplin gibi di er disiplinlerden istifade eden ereveleyici bir kompozisyondur. Bu sebeple sadece zaman, sadece mekn ve sadece sosyal hayatla ilgilenen disiplinler, tarihe kaynak olu tururlar. Ancak modern tarihili in do u undan nce yaz lan tarihlerin bir o u zaman ve mekn unsurlar n ve sosyal vak a olarak da devleti, hatta devletin siyasi zelli ini ne karm lar ve det devlet tarihili i ortaya koymu lard r. Oysa tarih, sultan n ve devletin tarihinden nce toplumun tarihidir. Toplumun btn aktivitelerinin tarih yaz m na yans mas gerekir. Ayn, Makriz ve Kalka and gibi tarihilerimizi istisna edersek genelde slm tarihileri siyas tarih yazm lard r. Bu yzden yaz l medeniyeti yeteri kadar grebilmek mmkn de ildir. Oysa slm n do uundan beri Mslmanlar, e itli blgelerde, e itli kltr ve medeniyeti ortaya koymu lad r. Klsik tarih yaz c l n n eksiklerinin tamamlanmas da yaz l ar iv belgelerine ve Mslmanlar n ya ad klar blgelerde meydana getirdikleri toprak alt ve st eserlere ynelmekle tamamlanabilir. O halde arkeolojiye, sanat tarihine ait eserlerle slm toplumlar nda tutulan her trl kay t tarihe kaynak olu turur. Bu vadide bilhassa Osmanl ar ivleri, olduka bol malzeme olu tururlar. Henz zerine ara t rma yap lmayan Trkiye Cumhuriyeti dnemi slm Tarihi belgeleri ise zerinde de ayr ca durulmas gereken bir konudur. Zira bu dnemde pelr k t ve foto-kopilerle saklanmak istenen belgeler, vakit geirilmeden dayan kl malzemeler haline getirilmezlerse tarihiler, ar ivlerin kap lar n at klar nda kar lar nda boy k t y nlar ndan ba ka bir ey bulamayacaklard r. III. slm Tarihisi Yeti tirilmesi Tarihi yeti tirme konusu, ayr bir oturumda tart lmas gereken nemli bir konudur. Trkiye ve di er slm lkelerindeki tarih e itiminin yeniden gzden geirilmesine ihtiya vard r. Evvela s n rlar n izmeye al t m z blgede ya ayan toplumlar n tarihleri zerinde ara t rma yapacaklar n blgenin ve blge insan n n davran lar na yn veren de erlerin tan nmas na ihtiya vard r. Bunlar tan nmadan btn insanlara uygulanabilecek genel ablonlarla bu havzan n tarihi yaz lamaz. nk her blgenin kendine has zellikleri vard r. Szgelimi slm havzas nda ya ayan insanlar genel olarak Trke, Arapa ve Farsa konu uyorlar. yleyse tarihiye bu dillerin ve bu

986

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

987

dillerde yaz lm metinlerin okunmas n n retilmesi laz md r. Bunlara ilaveten blge d nda yaz lanlar inceleyebilmek iin bir bat dilini renmeye ihtiya vard r. Bir ba ka bilinmesi gereken zellik de bu blge insan n n davran lar na yn veren slm n retilmesine ihtiya vard r. Szgelimi bu bilinmez ise slm sultan ile bu dnya d ndaki kurallar aras ndaki fark anla lamaz. slm tarihisi yeti tirmenin ba ka bir art da Kur an yetleri ve sahih hadisleri d nda her eyin kriti ini yapabilecek ara t rmac lar yeti tirmektir. Kritik yapma zelli i geli meyen ara t rmac , gemi bir ok tarihide oldu u gibi sadece nkil olurlar. IV. Tarih Yaz c l nda Metot

esasen, problemin nemli bir ok ynne vukufla de inildi i iin, burada kendimce nemli grd m bir iki hususa temasla iktifa edilecektir. lk dikkat ekmek istedi im husus, slm Tarihi kavram yla ilgilidir. Bu kavram, Mill E itim ralar nda ortaya konan metinlerde de belirlendi i gibi, slm n ortaya k ndan bu gne kadar var olmu slm a mensup milletlerin tarihi olarak konumland r lm t r ki, byle bir tan m, ara t r c lar n nne adeta ihata edilmez, s n r izilmez bir al ma alan koymakta ve zihin kar kl , da n kl ve hatta a k nl na neden olmaktad r: ok uzun bir zaman dilimi, son derece geni ve farkl co rafyalar, de i ik Mslman milletler, ili kili ba ka lkeler, kavimler ve uygarl klar. Bu kadar e itli ve geni tarihsel varl k alanlar n konu edinen bir ilim dal n tan mlamak ve onu teorik ve felsefi bir temele dayand rmak ba l ba na bir sorun gibi durmaktad r. Bundan dolay , memleketimizde oldu u gibi, muhtemelen ba ka Mslman lkelerde de, i lenecek konular, co rafyalar ve dnemlerde belli bir seme yap lmaktad r. Memleketimizde Seluklular a kadar olan dnemin slm Tarihileri, sonraki srecin de Trk Tarihilerince al lmas gerekti i eklindeki d nce ve e ilimlerle bir tak m i blm aray lar , tan m konusunda bir netli in olmamas yla ilgili olsa gerektir. Bundan dolay slm Tarihi disiplininin mahiyeti, neyi ortaya karmay amalad , saha ve s n rlar ile ilgili teorik bir tart ma, anlaml olabilir. Mslmanlarla ilgili her al man n slm Tarihi ne de bir katk oldu u pheden uzak olsa da, vurgunun Mslmanlar a de il, akla gelebilecek btn trihsel boyutlar yla slm a yap lmas , belki daha berrak, daha s n rl ve ayn zamanda daha emin bir yolda bulunmam za katk sa layabilir. ayet slm Tarihi nin veya Mslmanlar n tarihinin bir btnl varsa, ara t rmalarda dikkatin, bu say s z e itlilikleri ve hatta z tl klar ku atan btnl e kavramaya ynelik olmas , slm tarihinin teorik temeli iin anlaml olabilir. Bir ba ka ifadeyle; de i ik co rafya, millet, kltr, devlet, kurum, d nce, felsefe, bilim, sanat, estetik ve dnya gr lerinde, k saca Dnya tarihinde ortaya koydu u topyekun sonularda kendisini a k eden bu gerekli in/btnl n tabiat n n/do as n n odak noktas ya-

Gemi te tarih yaz c l nda genel olarak rivyet tarihili i geli mi tir. Bunlara gre hadiseyi oldu u gibi nakletmek esast r. Az nl kta olan diryet tarihileri baz rivayetlere mdahale ederek tahsis etmi lerdir. Mesel, Mekke nin Fethi nde Hz. Muhammed in annesinin mezar n ziyaret etmesi rivayeti gibi. Halbuki Hz. Peygamber in annesinin mezar Mekke de de ildir. O halde olmayan mezar nas l ziyaret edilebilir? ster rivyet, ister dirayet metodunu kullananlar, hadiseleri bir kronolojik s rayla vermi lerdir. Oysa modern tarihilikte hadiselerin, sebeplerin ve sonular n n tart malar na zaruret vard r. Ayr ca sosyal messeselerin de yaz mda yer almal d r. Di er taraftan blgeyi derinli ine inceleyen periferiyel metodu da slm tarihilerinin gz ard edemeyece i bir usuldr.

Do. Dr. Ahmet GNER Dokuz Eyll . lhiyat Fakltesi

slm Tarihi ile ilgili bir ilm toplant da metodolojinin ne kar lmas ndan da anla lmaktad r ki, ara t r c s oldu umuz disiplinin bir yntem ve usul sorunu oldu unda herkes hemfikir. Bu problem, yle grnyor ki, temel zihniyet ve kavray meselelerinden, kaynaklara, ara t rma konular na ve bir tak m teknik glklere varan bir yelpaze iinde kendisini gstermektedir. Sunulan son derece de erli tebli lerde,

988

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

989

p lmas , nmze daha yarat c ve retken yeni ufuklar aabilir. Bu btnlk nas l olu mu , nas l geli mi , nas l de i mi ve imdi ne halde bulunmaktad r? Mehmet zdemir in de belirtti i gibi byle bir yneli , o unlukla lahiyt e itiminden gelen slm Tarihilerinin formasyonlar n daha verimli ve retken alanlarda ortaya koymalar bak m ndan da nemli olabilir. Burada tabii ki slm dnyas n al an di er ara t rmac lar iin de oldu u gibi malzeme, Mslman milletlerin tarihi, btn farkl l klar yla slm n do al ve kltrel evresi, ilgili di er a da tarihsel sreler ve hatta tarihsel slm n devrald eski dnyad r. Peki bu btnl e veya trihsel slm gerekli e yakla mak, onu ara t rmak nas l mmkn olacakt r? Bu da bizi yntem sorunu ile kar kar ya getirmektedir. Usul, yntem veya metot, esasen tarihsel tecrbeye bak ld nda her zaman kltr ve uygarl kta belirli bir mesafeyi almay gerektiren zor, etin ve ok emek isteyen bir i olmu tur. Bizim trihsel tecrbemizden ve Bat dan al nm bir tak m unsurlar ieren, bir ynyle de eklektik nitelikler gsteren halihaz rdaki slm Tarihili i yntemi ayet yeterli grlmyorsa, zgn bir metodolojinin veya metodolojilerin inas na ynelik ad mlar n at lmas n n d nlmesi gerekir. Bundan sonra sylenecek olanlar, byle bir metodolojinin in as na dnk ki isel, iddias z d nce egzersizlerinden ibarettir. Ad slm Tarihi Felsefesi veya ba ka bir ekilde konulsun, yeni bir tarih kavray n n olu turulmas , belki de en hayati konuyu te kil etmektedir. Tarihi de dahil olmak zere insan n varolu sal ve di er nedenlerle edindi i tarih kavray , d nce ve eylemlerini etkiledi ine gre, sz edilen ihtiya a ka kendisini gsterir; ok sylendi i gibi. Tarih, insan n sadece yap p in a etti i de il, ayn zamanda insan n iinde yap ld bir gereklik alan d r da. Klasik slm tarih anlay n n, Seyfettin Er ahin in de belirtti i zere, H ristiyanl k ve Yahudilik gibi, izgisel bir tarih modelini mi benimsemektedir, yoksa bu zhirdeki bir benzerlikten mi ibarettir? Esasen Tarihe izgisellik ve dngselli i a an bir bak a s yla yakla mak mmkn de il mi? Ne yaz k ki, slm tarih anlay hakk ndaki ara t r-

ma abalar daha henz ilgilenme a amas nda bulunmaktad r. Herhalkrda bir slm Tarih Felsefesi bir yenilenme ve donanmaya ihtiya gstermektedir. Bu donan m n kaynaklar , ba ta kendi dinikltrel miras m z ise ikincisi de, asla ihmale gelmez bir ekilde Bat Tarih Felsefesi dir. zgn bir metodolojisinin in as , Bat tarih felsefeleriyle oldu u kadar bat l tarih ele tiri yntemleriyle ve ayr ca ilgili sosyal bilimlerle ciddi bir ili kiye girmeyi gerektirmektedir. lkemizde son zamanlarda bu konulardaki literatrn tercmesinde ve hatta bunlara dayanarak yap lan al malarda bir k p rdanman n grlmesi son derece sevindiricidir. Fakat Bat da bu konularda yap lan yay nlar her geen gn artmakta oldu undan bunlar n izlenmesi gerekir. ster dealist, Materyalist, deografik, Nomotetik, Hermeneutik, Pozitivist, Yap salc , Tarihselci, Yeni-Hegelci tarih felsefeleri vd. olsun, ister yasac -genellemeci, tikelci, geici genellemeci, toplumsal, nicel, mukayeseli, makro, mikro, yerel, gndelik veya postmodern v.d. tarihilik yntemleri olsun, btn bunlar n hepsi, ne kadar farkl ve hatta eli kili olurlarsa olsunlar, konu tarih olunca, son derece sayg n ve yarat c katk lard r. Btn bu Tarih e dair veya onunla ili kili felsefe ve yntemler veya bunlara dayan larak retilen modellerin bat tarihsel srecinin bir sonucu oldu u ve bundan dolay bizi ve bizim tarihimizi a klayamayaca veya bunda yetersiz kalacaklar ileri srlm tr. Bu biraz da bu modelleri al p kaba bir ekilde kendi tarih ve toplumumuza uygulayanlara bir tepki olarak ortaya km t r. Bir dereceye kadar do ru kabul edilse bile bu durum bizim onlara ihtiyac m z ortadan kald rmaz. Bat tarih felsefeleri ve yntem literatryle ciddi bir ekilde karla mak, her eyden nce bizim d ncemizin fitilinin ate lenmesi bak m ndan zaten ka n lmazd r. nemli olan, bunlar haz r zmler, mutlak hakikatler de il, hammadde olarak kullanmay ve dn trmeyi ba armakt r. Fakat bunun yolu da yle kolay grnmemektedir. nk ilerinde ta d klar hakikat parac klar bizi gafil avlamak iin haz r beklemektedirler; son iki yz y ll k maceram z bize bu konuda ok rnekler sunmaktad r.

990

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

991

Burada dikkat edilmesi gereken hususlardan biri, bu literatr okuman n tarz nda kendisini gstermektedir. Bat tarih felsefe ve yntemleri ve di er sosyal bilimlerle ilgili okumalarda bulunurken, ba lamlar n dikkate almak ve bunlar Bat tarihsel geli imi iinde grebilmek gerekir. Bu, teorilerin kal p dogmalar olarak de il, de i en artlar ve ihtiyalar erevesinde ortaya konan zmler, tarihsel d nceler ve teklifler olarak kavranmas na yard m edecektir. Bu literatrle gerek yzle me ve onlar anlay p yorumlayabilmek, literatrn sadece kap s ndan de il ayn zamanda bacas ndan girmekle mmkn olacakt r. kincisi de kendi tarih ve kltr miras m z ile bunlar mukayese edebilmek. Bu, sadece bizim ihtiyac m za cevap veren yarat c ve retken sentezlere ulaabilmek iin de il, ayn zamanda kendi tarihsel miras m z anlamland rmak iin de gereklidir. K saca denilebilir ki, slm tarihi ba lam nda zgn bir tarih kavray ve metodolojisinin ne oldu u veya ne olabilece i hakk nda sz edebilmek, yle grnyor ki, ancak btn bu donan m edinen ve onu kendi uur ve varl k bilincinde i leyip dam tan zihinlerin i i olacakt r. kinci olarak zerinde durmak istedi im husus, lisans st al malarda ara t rma konular n n tespitiyle ilgilidir. Konusu ne olursa olsun sonuland r lan her yksek lisans ve doktora al mas n n slm Tarihi ne bir katk anlam na geldi i muhakkak olmakla beraber, alan n s n rlar n n geni li i dikkate al nd nda bir ncelikler s ras n n belirlenmesi ihtiyac a ka ortaya kar. ncelikler iin her zaman de i ik kriterler benimsenmi ve uygulamalar da buna gre ekillenmi tir. Bununla beraber, nceliklerin tespitinde gnmz, ya ad m z dnyay kalk noktas yapmak, belki daha isabetli ve gereki bir tutum olacakt r. Bu tutum, daha a k olarak, bu gne ait belirli sorulardan, meselelerden hareketle ara t rma konular n n belirlenmesini ve ayet mmknse bunlar n, Mehmet zdemir in i aret etti i gibi, st projeler niteli inde olmas n ifade etmektedir. Bir ba ka ifade ile; cevab n n bulunmas gereken sorular n veya ara t r lmas d nlen meselelerin neler oldu u hususu, zaman m z n tarihi, sosyal ve kltrel sahada alaka merkezini te kil eden veya bizi

evreleyen temel sorun ve ihtiyalar n i aret etti i konular n rehberliinde tayin edilecektir ki, bylece toplum hayat ile yak ndan ilgili sosyal bir ilim olan Tarih in toplumla ve bu gnle temas sa lanm ve icab nda ona yol gstericilik yapma imkn haz rlanm olacakt r. Asl nda byle bir tavr n metodolojik bir de eri de vard r. Tarih, sadece ona giderek ve onunla s n rl kal narak yaz lamaz; o anla lmak iin bu gne de ihtiya gsterir. Ayn tarihsel srelerin her a da yeniden ara t r l p yaz lmas n n nedeni de bu olsa gerektir. Bu yakla m, tabii ki, asla tarihi bu gne gre kurmak veya resmi bir tarih in a etmek demek olmayacakt r.

Prof. Dr. M. Ali KAPAR S. . lahiyat Fakltesi

slm Tarihi nde Metodoloji Problemleri nin tart ld byle bir toplant y tertiplediklerinden dolay SAV a te ekkr ederim. Oturumda Prof. Dr. rfan Aycan ve Prof. Dr. brahim Sar am n sunduklar ve slm Trihi nin Kaynaklar yla lgili Problemler ve ve zmne li kin Baz D nceler konulu tebli leri ile II. Oturumda Prof.Dr. Mehmet zdemir ve Do. Dr. Seyfettin Er ahin in sunduklar Gnmz slm Tarihi Ara t rmalar n nYntem Sorunu zerine Genel Bir De erlendirme konulu tebli lerinde slm Tarihi Metodoloji Problemleri dile getirildi. slm Tarihi nin Metodoloji Problemlerinin ba nda slm Tarihi nin tarifi ve ba lang tarihinin tesbiti gelmektedir. slm Tarihi; gemi teki insan cemiyetlerinin ya ay lar n , kltr ve medeniyetlerini yer ve zaman gstererek do ru olarak aktaran bilim dal d r, veya mmetlerin ahlk , Enbiya n n sireti ve hkmdarlar n siyaseti olarak tarif edildi i zaman, slm Tarihi nin Hz. dem den gnmze kadar geni alan iine ald grlmektedir. Ancak Hz. dem ile Hz. Peygamber aras n Peygamberler Tarihi, Hz. Peygamber den sonraki dnem ise slm Tarihi iinde yer almas daha uygun olacakt r. slm Tarihi Metodoloji Problemlerinden bir ba kas lk Dnem kavram d r. lk dnem kavram n n s n rlar n iyice belirtmeliyiz. Hangi dnem lk Dnem dir? lk Dnem , Hz. Peygamber, R id Ha-

992

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

993

lifeler, Emeviler ve Abbasiler dnemi veya Hz. Peygamber dneminden Trklerin mslman olduklar dneme kadar devreyi iine alabilir. slm Tarihi nin temel kaynaklar nda yer alan tarih rivayetlerin durumu da slm Tarihi Metodoloji problemleri ierisinde nemli bir yer i gal eder. Nitekim tarihi rivayetler hadisler gibi rical ve metin tenkidine tabi tutulmam t r. Bu ba lamda tarihi rivayetler nce ayn kaynak iinde ve daha sonra da kaynaklar aras tenkide tabi tutularak ravilerin tesbiti ile rivayetlerdeki metin farkl l klar rical ve metin ilmi erevesinde tenkide tabi tutulmal d r. Ayr ca mellifin ya ad ve yeti ti i dnem, mellifin tarihilik yn, kaynak olarak eserlerin daha ok hangi olaylara yer verdi i tesbit edilmelidir. Bu anlamda kaynaklar n genel kriti i yap lmal d r. lk dnem tarihilerini ve eserlerini tan mak da bir metodoloji problemidir. Tarihinin ya ad dnem, e itimini ve nerede ve hangi artlarda yapt , kimlerden himaye grd ,rivayetleri nas l elde etti i, ravilerle gr p gr medi i olduka nemlidir. lk dnem tarihilerinin eserleri genellikle kronolojik mahiyette olup, genel bilgiler vermektedir. Kaynaklarda birbirini destekleyen ve nakzeden rivayetler mevcuttur. Yine lk dnem tarihileri, rivayetleri nakletmekle yetinmi ler, sonuca varmam lar, mukayese ve ele tiri yapmam lard r. slm Tarihi nin Metodololoji problemlerinden birisi de ara t rma yapan tarihinin durumudur. Ara t r c kanaatine uygun haber toplamamal d r. Ara t rmalarda Kur n ve Snnet temel kaynak olmal d r. slm tarihisinin istifade edece i ilimler sadece hadis, tefsir, f k h v.b. dini ilimler de il ayn zamanda felsefe, sosyoloji, co rafya, antropoloji v.b. msbet ilimler de olmal d r. T pta yap lan konsltasyon gibi, slm Tarihisi de olaylar ayd nlatmak iin ilgili yak n bran larla konsltasyon yapmal d r. slm Tarihi Metodoloji problemleriyle ilgili di er teklifler yle s ralanabilir: Ara t rmalarda saha dar tutulmal d r. Sahan n dar tutulmas hem kaynaklar n daha iyi tan nmas n , hem de olaylar n derinli ine ara t r lmas n sa lar. slm Tarihileri, uluslararas al malar ve tarihileri tan mal d r. Mste r klar n al malar n reddetmek yerine metod a s ndan bu al malar incelemek ve de erlendirmek gerekir. Bu anlamda slm Ta-

rihileri, farkl din, kltr ve milliyete mensup tarihilerden istifade etmelidirler. Tarihi, haberleri n planda tutmamal haberler aras nda mantk ba kurmal d r. Tarihilerin en nemli problemlerinden birisi tarih dnemlerin tesbitidir. nk a lar ve dnemler tarihilere gre nisb olarak de erlendirilmeli, ortaya konulan dnemlere ait kriterler ilmi llere uygun olmal d r. Tarihi, olaylar n arka pln ile me gul olmal , olaylar kendi zaman ierinde de erlendirmeli, olaylar n de erlendirilmesinde milliyet, zaman ve mekn faktr tarihi taraf ndan dikkate al nmal d r. Tarihinin iki nemli grevi vard r: Derinli ine ara t rma yapmak ve insanlar do ru bilgilendirmek. Buna gre bir tarihi, herhangi bir olay derinli ine incelerken, insanlar bilgilendirmek iin, halka uygun do ru tarih yazmal d r. Yksek Lisans ve doktora al malar nda slm Tarihi kaynaklar tez konusu olarak verilmeli ve kaynaklar n kriti i yap larak kaynak deeri tesbit edilmelidir. Tart lan slm Tarihi Problemleri yaz l hale getirilmeli ve slm Tarihi al malar buna gre yap lmal d r. Bugne kadar yap lan slm Tarihi al malar incelemeye al n p, tespit edilebilen yanl l klar var ise dzeltilmelidir. Yap lan tez al malar , mellif dan man ve tez konusu tertibine gre tesbit edilmelidir. Sonu olarak; slm Tarihi nin Metodoloji problemlerinin zm iin slm Tarihi Ara t rma Merkezi veya slm Tarihi Tahkk Merkezi nin kurulmas son derece isabetli olacakt r. std hocalar m z n bu kurumun te ekklne nclk etmeleri dile i ile sayg ler sunar m.
Prof. Dr. Ziya KAZICI M. . lahiyat Fakltesi

Gemi as rlara ait hayat tarz ile olaylar hakk ndaki bilgi ve haberler, eskiden beri insanlar ilgilendirir olmu tur. Zira bunlar, bazen bilgi ve tecrbe kazand r yor, bazen ibret alma vs tas oluyor, bazen dinlendiriyor, bazen de gldryordu. nsanlar, fikri geli melerini iler-

994

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

995

lettikten sonra gemi teki olaylar ile ya ay tarz n renme arzusuna d tler. Bylece belli bir meden seviyeyi a m olanlar, gemi teki olaylar renip eski hayat ve ya ay tarz zerinde bilgi sahibi oldular. Daha sonra bunlar birbirlerine anlatmak suretiyle gelecek hakk ndaki tutumlar n dzenlemek ihtiyac n hissettiler. Zira tarih ve onun ubeleri, zihn melekeleri harekete geiren bir g merkezi olarak (Felsefe dahil), be er ve tabi hdiselerin sonular na dayanmak suretiyle manev al kanl klar rehber alan dzenleyici bir ilim dal d r. Bu bak mdan, tarihini bilmeyen bir millet, hf zas n kaybetmi insan gibidir. Eski bir Romal fikir adam n n dedi i gibi Mzisinden habersiz bir toplulu un, ocuktan fark yoktur. Zira ikisinin dn mevcut de ildir. nsan hayat nda, bildiklerinin ve eski tecrbelerinin nemli bir yeri oldu u inkr edilemez. Gerek bilgi, gerekse tecrbe, ya olay n iinde bizzat ya amak veya renmek suretiyle elde edilebilir. nsan mrnn s n rl olu u, ona her eyi tecrbe etme veya bizzat iinde ya ama imkn vermemektedir. Bu bak mdan, gemi e ait bilgi ve haberleri iyi bilenler, onun olaylar ndan ders alanlar, ok zengin bir tecrbe hazinesine sahip olurlar. Zira tarihi "Sosyal bnyenin organ olmak itibariyle insanl n fiil ve fikirlerinin inki af n takip eden bilgi 94 diye tarif etmek te mmkndr. Keza Kalka and ( l. 821 / 1418 ) de tarihi, sahili bulunmayan usuz bucaks z bir denize benzeterek, onu tan yan insanlar , bu denizin e itli nimetlerinden istifade edebilen kimseler olarak grr.95 nsanlar n, gemi ile ilgili bilgilere d knl , yzy llar getike artm , bu bilgilere sahip olanlar, toplumda de er kazanm ve hatta meden milletlerin o unda devletin en yksek yneticisi (hkmdar) yan nda dan manl k gibi mhim bir mevki sahibi olmu lard r. Ayr ca, dnyan n birok devletinde, olaylar n unutulmadan tesbit edilebilmesi ve gelece e bir tarih metni b rak lmas d ncesi ile devlet messeseleri iinde ayr ve resm bir memurluk olan "Vak anvislik" de kurulmu tur. Trk toplumunda eski tarihi bilenlere byk bir de er verilirdi. Hkmdarlar, gemi yzy llarda olup bitenleri anlatan ki i ve kitaplara byk ilgi gsterdikleri gibi tarihilerin yazd klar kitaplar da bizzat okurlard . Nitekim alt yzy ldan daha uzun bir sre hkmran olmu bulunan Osmanl Devleti nde de devletin resm tarihini tesbit eden bir
94 95

memuru (Vak anvis) vard . Bu ah s sadece ilmiye s n f mensuplar ndan tayin edilirdi. nsanl n gemi ine ait bilgiler, fikr yap bak m ndan da onun geli mesini sa lad gibi, kendisine geni bir dnya gr de kazand r r. Bunun iindir ki tarih, bu de erleri ile e itim ve retim alan n n en eski ders konular ndan biri olmu tur. Her devir ve devlette bunu grmek mmkndr. Nitekim tarihin, gerek Trklerin, gerek Mslmanlar n ve gerekse Avrupa milletlerinin en eski ve her kademedeki retim messeselerinde ba l ba na bir ders konusu oldu unu biliyoruz. Sosyal ierikli ilimler aras nda zerinde en ok d nlm bir dal olan tarihin do ru tesbiti iin, metod meselesi zerinde de bir hayli durulmu tur. Bu ilim alan na ait ara t rma ve inceleme usl, birok tecrbeden faydalan larak gittike geli tirilmi ve XIX. asr n sonlar nda olgun bir ekle brnm tr. Btn bu gayretler, do ru bir tesbit ve dolay s yla do ru bir bilgiye ula mak iindir. Do ru tarih bilgisi diyoruz, nk hibir hakim, tarihi kadar usuz bucaks z alanlarda hkm edip karar vermez. Gerekten tarihi, gemi in muhasebe ve muhakemesini yapmakta, hdiseler, ah slar ve milletler hakk nda hkm vermektedir. Binaenaleyh o, hkmleri ile bazen topyekn bir toplum veya milleti mahkum etti i gibi, bazen de an ve erefe bo maktad r. Halbuki gemi teki tarih olaylar, cereyan ettikleri ekilde kal r ve de i mezler. Ayn ekilde o olaylar meydana getiren ki i ve topluluklar da de i mezler. Bununla beraber de er hkmleri tarihiden tarihiye bazen hayret uyand racak derecede farkl l klar gsterir. Bu sebepledir ki Atatrk: Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mhimdir. Yazan, yapana sd k kalmazsa, de i meyen hakikat, insanl a rtacak bir mahiyet al r diyerek nemli bir noktaya parmak basm t r. Gerekten, kaynaklar n verdi i bilgi ve verileri bir tarafa b rak p, e itli sebeplerden dolay kendi gr ve de erlerini tarih hakikat imi gibi ortaya koyan tarihi, gere e ve milletine oldu u kadar insanl a da ihanet eden bir kimse durumuna d er. Tarihi, olaylar de erlendirirken, mmkn mertebe olaylar n cereyan etti i gnn btn problemlerini, dnyan n, o a daki btn ak m ve e ilimlerini bilmek, hatta ele al nan olaylar n kahramanlar ile kendisi de o a da ya yormu gibi- ha ir ne ir olmak zorundad r. Btn bu durumlar d nmeden karar verilmemelidir. Hatta gnmz ara t r c s , olaylar n tarihte cereyan etti i dnemdeki yabanc tarihilerin de yazd klar n d nebilmelidir.

. A. Zeki Velidi Togan, Tarihte Usl, stanbul 1981, s. 2. . Ahmed b. Ali el-Kalka and, Subhu l-A a fi S naati l- n a, Beyrut 1987, I, 469.

996

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

997

Szgelimi, Osmanl tarihisi, padi ah n ordu ile sava a gidi ini anlat rken ve sava ta ldrlen d man askerlerinin say s n biraz daha fazla gstermeyi bir vn vesilesi sayarken, ayn durum ve anlay , kar taraftaki tarihi iin de geerlidir. O da kral n n ne kadar Mslman ldrd n byk bir iftihar vesilesi olarak anlat r. te gnmz ara t r c s bu yn ile de bir kar la t rma yapmal d r. Aksi takdirde yanl bir hkm vermi olur. Btn bunlar n yan nda tarihi olaylar ortaya koyarken de baz hususlara dikkat etmek zorundad r. Nitekim af fakihlerinden Tcddin Eb Nasr Abdulvahhab b. Tak yddin es-Sbk(l. 1370), afi fakihlerinin hal tercmelerine dair yazd eserine Tarihiler in Kaide diye ayr bir fas l ilave etmi tir. Buna gre tarihi: a. B-taraf (tarafs z) ve sznde do ru olmal d r. b. Ba kas ndan bir ey naklederken harfiyyen nakletmelidir. Rivayetlerin mnlar n al p bunlar be endi i ibarelerle yazmamal d r. c. Ba kas ndan olan rivayetleri naklederken, bunlar n do ru veya yalan oldu unu mzakere etmeli (Tenkid szgecinden geirmeli). d. Haber ve rivayeti kimden nakletmi ise onun ismini vermelidir. 96 Bilindi i gibi her bilim dal n n kendisi ile ilgili temel kaynaklar bulunur. Bir bilim disiplininin her hangi bir dal nda (branche) ara t rma yapmak isteyen kimse, o bilim dal n n kaynaklar na mracaat etmek zorundad r. Bu temel kaynaklara mracaat edilmeden yap lan bir al mada sa lam bir de erlendirme yap lamaz. Zira her kayna n, kendine has bir zelli i bulunur. Bu zellik, bazen fark edilemeyecek derecede kk olan bir ayr nt da bulunabilir. Bunun iin ara t r c , btn kaynaklar grp inceledikten sonra hkm vermelidir. Ara t r c , temel kaynaklara dayanarak ve iyi bir muhakeme yapt ktan sonra yazmal d r. Arkada lar m z n da temas ettikleri gibi, bazen e itli sebeplere ba l olarak kaynak kabul edilen metinlerde de eksik veya yanl lar bulunabilir. Nitekim, bir yere mensubiyet duygusunun, zaman zaman tarihileri yanl davranmaya sevk etti i grlmektedir. Nitekim Prof. Dr. rfan Aycan Bey in de temas etti i gibi tarihi de ehir ve vatan na yani, do up byd yere her zaman duygusal ba larla ba l d r. Bu durum, insan n yarat l nda vard r. Zira hi kimse
96

kendisinin, ailesinin ve ehrinin kt hretlerle an lmas n istemez. Bu f tr durum, kendi ehirlerinin tarihini yazan melliflerin eserlerine de yans m t r. Bu yazarlar n, kendi ehirlerinin tarihini yazmada, burada do up bymeleri sebebiyle, ba kalar na gre daha ayr nt l ve sa lam bilgilere ula malar sz konusu olmakla birlikte ehirlerini yceltme duygusuyla a r bir ekilde vmelerine de sebep olabilir. Nitekim Hz. Peygamber e atfedilen ve onunla hi ilgisi bulunmayan, hatta onun vefat ndan uzun y llar sonra kurulan ehirleri ven hadislerin bulunmas d ndrcdr. Baz s daha da ileri giderek ehrin fazileti ile ilgili olarak yetleri bile delil gstermektedir. te byle durumlarda ara t rmac , sadece bir kaynakla de il, a da ba ka kaynaklara da ba vurabilmelidir. Szgelimi, Osmanl dnemi ehir tarihi zerinde ara t rma yapan bir kimse, farkl kaynaklara mracaat etmek zorundad r. Derslerimde zaman zaman kulland m yle bir rnek vard r.
XVII. as rda herhangi bir ehrin ekonomik, sosyal ve din hayat zerinde ara t rma yapan kimse, o dnemde o ehirde ya am bir kimsenin ehrin ekonomik, sosyal, din ve kltrel hayat ile ilgili bilgileri ihtiva eden bir yazma eser ile kar la abilir. Bizzat m ahedelerine dayal oldu u iin fevkalade gzel bir kaynak olarak kabul edilecek olan bu yazmada yle bir cmle ile kar la labilir: ... ehrimizin insanlar o kadar iyi, o kadar temiz, o kadar drst ve ahlkl d rlar ki, iinde yaad m z bu sene zarf nda hibir h rs zl k olay na rastlanmam t r. Ara t r c iin bu ifadeler, ba ka kaynaklarda bulunamayacak kadar nemli bilgilerdir. Bununla beraber, ilm mnda ilim adam nda bulunmas gereken phecilik, bu cmle zerinde biraz durulmas n gerektirir. Ara t rmac , burada ba ka eyleri d nmek zorundad r.

Mesel o gnn ula m ve seyahat artlar na da bakmak gerekir. Muhtemeldir ki, kendi ehri ile ilgili eseri yazan ki i, h rs zl k olay meydana geldi i s ralarda ehirde bulunmuyordu. Herhangi bir sebeple ehir d na km t . Dnd nde de o olay unutulup gitmi olabilir. Bu sebeple o olaydan haberi olmayabilir. Veya olaydan haberi olmakla birlikte f trat gere i, do up byd ehrinin ad n n basit bir h rs zl kla an lmas n istememi tir. Bu yzden o h rs zl k olay n grmezden gelmi tir. Byle durumlarda biz, o ehirle ilgili ba ka bir kayna a yani er iye Sicili dedi imiz mahkeme kay tlar na bakmak zorunday z. Bu kayna a bakt m zda o ehirde bazen bir de il, birden fazla h rs zl n oldu unu grebiliriz. Bu bak mdan, o yazma eserdeki bilgileri yaln z

. Togan, age. s. 156.

998

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

999

ba na de il, a da mek gerekir.

ba ka kaynaklarla kar la t r p yle de erlendir-

Burada unu da belirtelim ki, tarih gibi sosyal ilimlerde yzde yz bir tarafs zl k bulmak mmkn de ildir. Zira tarihi de iinde ya ad toplumun o gnk anlay ve de erlerine ba l bir kimsedir. Bu bak mdan tarihinin dnemin anlay ve de erlerinin d na karak tarafs z bir ekilde kalem oynatmas , pek mmkn de ildir. Bu yzdendir ki, insan, ya ayan tarih lsnde de il, insan lsnde tarih yazar denilmektedir. Nitekim, ilk dnem Osmanl tarihisi olan krullah, Farsa yazd Behcet t-Tevrih adl eserinin ilk redaksiyonunu Ftih Sultan Mehmed in veziri Mahmut Pa a ya takdim etmi ti. Mahmut Pa a ya takdim edilen bu ilk redaksiyonda Karakoyunlular ile Osmanl lar n akraba olduklar n yazm t . Fakat Mahmut Pa a n n ldrlmesinden sonraki ikinci redaksiyonunda bu akrabal ktan sz etmez. Buradaki olay, pek nemli gibi grnmemektedir. Fakat, as rlarca birbirleri ile sava m milletlerin kltrlerine i lemi d manl k hisleri ile kaleme ald klar eserlere daha bir dikkatle yakla mak gerekir. Zira tarihinin, senelerin getirdi i kin, nefret ve d manl k hislerine kap lmadan, d man kabul edilen taraf hakk nda sa l kl bir tarih yazmas pek mmkn de ildir. Szgelimi mabetlerinde slm, Mslman ve Osmanl kelimelerinin nefretle an ld bir toplumda kalk p bunlar n lehinde bir eyler sylemek te pek mmkn grnmemektedir. Bilindi i gibi tarihimizin yaz l kaynaklar ndan biri de Vekayi nme ad verilen eserlerdir. Bat dillerinde kronik (cronique) diye isimlendirilen vekayi nmeler, olaylar tarih s ras na gre yazan eserlerdir. Bu eserleri telif edenlere Vekayi nvis veya daha sonraki ekli ile Vak a-nvis denilmektedir. Bu, Osmanl merkez te kilt nda devlet tarihisine verilen bir unvand r. Vak a-nvisler, kendilerinden nce yaz lanlar tedvine ve hizmette bulunduklar zaman n hdiselerini tahrire me mur edilerek Osmanl tarihinin telifine al yorlard . ehnmecili in bir devam olarak kabul edilen bu messesenin, XVIII. asr n ba lar nda te ekkl etti i anla lmaktad r. Vekayi nvisli in men ei hakk nda farkl gr ler ortaya at lm t r. Bunlardan en ok benimseneni, Kanun Sultan Sleyman devrinden itibaren devaml bir devlet hizmeti haline gelen ehnmecili in de i ik

ekildeki bir devam oldu udur.97 Osmanl tarihinde ehnmecili in ne zaman ortaya kt kesin olarak belli olmamakla birlikte Kanun dneminde messesele ti i belirtilmektedir. Vekayi nvislik, ilim telakki ve tekni i itibariyle, daha nce teekkl ve tekml edip, muayyen kal plara ba l nmnelerini vermi olan slm tarih yaz c l an anesine ba l d r. Bu sebeple, iki farkl (ilm ve edeb ) tarihili in tesirinde kalm t r. Messese, Divn- Hmyn kalemleri aras nda te ekkl etti ine gre, daha ok in a ve iir sanat nda mhir ve genellikle hcegnl k rtbesine ula m olan ktipler aras ndan seilen vekayi nvislerin edeb vas flar n n a r bast muhakkakt r. Bununla beraber say lar daha az, fakat eser ve ahsiyetleriyle daha ok itibar grm ilmiye mensubu vekayi nvislerin, edeb kudretleri yan nda ilm tarihilik anlay na da sahip bulunduklar ileri srlebilir. Devletin resm tarihisi olan vekayi nvisin eseri, di er eserlere gre daha nemli baz zellikler ta rd . Zira vekayi nvisler, di er tarihilerin muttali olamad bilgi ve belgelere vk f olabiliyorlard . Onlar, dnemlerinin olaylar n zapt ve tahrir ederken gereken malzemeyi devletin imknlar ndan istifade ile elde edebiliyorlard . Nitekim tarihe kayd uygun olan maddeler, muamelesi tamamland ktan sonra Sadret Mektupusu, Beyliki ve medci taraf ndan Reis l-kttb n izni al narak vakayi nvise haber verilirdi. Devlet memurlar n n tayin ve azilleri ile ilgili olan hususlar Tahvil ve Rus kalemlerinden, merasimlerle ilgili olanlar ise Te rifat Kalemi nden lmuhaber Suretleri ile bildirilirdi. Vekayi nvislik, devletin nemli bir hizmeti kabul edildi inden bu greve getirilenler, olaylar btn ynleri ile ara t r rlard . Olaylar do ru yazmalar iin kendilerinden hibir ey esirgenmezdi. Nitekim Sultan III. Selim, 1205 (1791 ) de Rikb vekayi nvisli inde ibka etti i Edb in, vekayii, s hhatl , a k, riya ve dalkavukluk yapmadan yazmas n , esrar- devlettir diye vukut n kendisinden gizlenmemesini emir ve tenbih etmi ti. Vekayi nvislerin, stanbul a intikal eden devlet vekayiini yazmalar yan nda d dnyaya ve zellikle devletin mnasebette bulunduu Avrupa devletlerine ait haberlere de yer vermelerinin faydal olaca d ncesiyle her ay Avrupa haberlerinin devlete vekayi nvislere ve97

. Geni bilgi iin bk. Bekir Ktko lu, Makaleler, stanbul 1994, s. 103 104.

1000

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

1001

rilmesi arz olunmu tur.98 Bylece ar iv belgeleri, antla malar, tayinler, aziller, ve d dnya ile ilgili nemli kaynaklara ula ma, bunlar iin daha kolayd . Bu bak mdan verdikleri bilgiler, daha bir de er ve sa l k kazan yordu. Ayr ca, baz bilgilerinin de bizzat m ahedeye dayal olmas , bu eserleri daha tarafs z ve s hhatli k l yordu. Bununla beraber, devletin resm tarihileri olduklar iin zaman zaman ve zellikle siyaset veya kendilerine bilgi verilmemesi yznden baz eksiklikleri de oluyordu. Kaynaklar n de erlendirilmesi bak m ndan Osmanl tarihilerini iki ve hatta gruba ay rmak mmkndr. Bunlardan biri, biraz nce szn etti imiz ve devletin resm tarihisi durumundaki vekayi nvistir. Biri, kitab n yaz p devrin hkmdar veya sadrzam gibi ileri gelen devlet adamlar na takdim eden kimsedir. Bu anlay la eserini kaleme alan tarihi, eserini takdim etti i kimsenin durumuna gre baz konular oldu undan farkl gsterebilir. Bir di eri de tamamen mstakil olarak herhangi bir kimseye eserini takdim kayg s duymayan kimsedir. Bu gruptaki tarihi, di erine gre daha rahat ve hatta daha tarafs zd r. Bununla beraber onun da yazd klar n szgeten geirmek gerekir. Zira bu gruptaki tarihilerin bir k sm , dnemin devlet adamlar veya ilmiye s n f ile bar k olmad klar iin bazen olaylar , oldu undan daha abart l bir ekilde verebilirler. Onun iin bu gruba giren tarihiyi ve evresinde geli en olaylar iyi bilmek gerekir. Szgelimi Gelibolulu Mustafa l, iyi bir tarihi ve gzlemci olmas na ra men, Osmanl lmiye S n f na intisab edemedi i iin baz olaylar farkl bir gzle grebilmektedir. Bu bak mdan gnmz ara t r c s , bir konuda sadece bir kayna a de il, farkl kaynaklara mracaat etmeli ve olay ona gre de erlendirmelidir. Bu da bize kaynaklar m z o alt lmam z gerekti ini hat rlatmaktad r. Bylece tek tarafl ve yanl olmaktan veya olaya sadece bir a dan bakmaktan kurtulmu oluruz. Yarat l itibariyle de i ik etkiler alt nda kalma zelli ine sahip olan tarihiyi de e itli arzular ve de er yarg lar olan bir insan olarak kabul etmek gerekir. Tarih kaynaklar m z n nemlilerinden biri de seyahatnmelerdir. Osmanl Devleti nin s n rlar ierisinde farkl tabiiyet, rk ve dinlere mensub insanlar, e itli vesilelerle seyahatlerde bulunuyorlard . O g98

nn tabiri ile Seyyah ad verilen bu insanlar,gezdikleri yerlerde grdklerini ve duyduklar n kaleme al yorlard . Tarihin uzak dnemlerinden beri yeni co rafyalarda yeni toplumlar grmek ve bunlar hakk nda bilgi sahibi olmak iin seyahata kan merakl insanlar bulunuyordu. Bunlar, milliyet ve co rafya fark n d nmeden her blge ve devleti grme arzusuna d tler. zellikle yabanc lar, gerek slm, gerekse Osmanl toplumunun din, asker, sosyal, ekonomik ve kltrel durumlar gibi btn zelliklerini renmeye al t lar. Onlar n, bu gaye ile yapt klar yolculuklarda grdklerini kaleme almalar , belli bir hedefe ynelikti. O da grmek veya duymak suretiyle elde ettikleri bilgileri, kendi lke halk na tan tmakt . Ya ad klar dnemde gezdikleri lkelerin btn zelliklerini aktaran bu insanlar , genel olarak iki grupta de erlendirmek gerekir. Bunlardan biri yerli, di eri de yabanc d r. Yerlilerin dil ve kltr bak m ndan pek fazla bir problemi bulunmad iin daha rahat ve daha sa l kl bir ekilde bilgi aktar rlar. Yabanc lara gelince bunlar, gerek dil, gerekse di er kltrel farkl l klar yznden baz s k nt larla kar la abilirler. Hele baz olaylar kendi lkelerindeki olay ve anlay larla kar la t rd klar zaman byk hatalara sebebiyet verebilirler. Bu bak mdan gnmz ara t r c s , probleme bu a dan da yakla mak zorundad r. Bazen nemsemedi imiz veya al kanl k haline geldi i iin zerinde fazla durmad m z iin bizce ehemmiyetsiz gibi grnen bir konu veya olay, yabanc lar zerinde byk bir etki yapabilir. Bu yzden gzden ka rd m z baz eyleri onlar n eserlerinden renebiliriz. Bununla beraber, yabanc lar n Trke, Arapa ve Farsa gibi do u dil ve kltrlerine yabanc olmalar , baz konular yanl anlamalar na zemin haz rlayabilir. Bu yanl anlama, sonu olarak yanl bir de erlendirmeye sebep olabilir. Bu yzden yabanc lar n ve hatta bazen yerlilerin seyahatnmelerini okurken, bu hususu gzden rak tutmamak gerekir. Burada, ok az na temas etti imiz slm Tarihinin yaz l kaynaklar yan nda yaz l olmayan kaynaklar n da bulundu una i aret etmeliyiz. slm medeniyetinin e itli dnemlerinden kalan ve ad na kal nt dedi imiz bu eserlerin bir k sm bugn btn ha metleri ile varl klar n srdrmektedirler. Din, sivil ve asker mimar eserleri bu grupta de erlendirilebilir. Bununla beraber bu kal nt lardan bir k sm ya mzelerde, ya toprak alt nda veya y k k dkk te olsa bir harabe eklinde gnmze kadar varl n devam ettirmi lerdir. slm tarih veya medeniyeti zerinde ara t rma yapan kimselerin, slm medeniyetinin e itli alanlar-

. Geni bilgi ve kaynaklar hakk nda bk. Ktko lu, agm. s. 107 108.

1002

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

1003

da geirmi oldu u merhale ve geli meyi takip edebilmesi iin bunlara da mracaat etmesi gerekir. Anla ld kadar ile gnmzde sadece siyas tarih de il, kltr ve medeniyet tarihi zerinde de durmak gerekiyor. Ara t r c ancak bu syede konu olarak ald toplumun varl n , ya ant eklini ve meydana getirdi i medeniyet eserlerini ortaya koyabilir. Bu eserler de gnmze k tutarlar. Biz, ancak byle bir tarih ara t rma ve de erlendirme sonucunda gerekleri ortaya koyabiliriz. Gnmz tarihisi, daha do ru bir ifade ile ara t r c s , burada bir k sm ndan sz etti imiz kaynaklar birle tirerek de erlendirmek ve ona gre bir yoruma gitmek zorundad r. Taber ve di er baz slm tarihilerinin yapt klar gibi her haberi (rivayet) verirsek bu okuyucuyu a rtabilir. Bunun iin eskiden beri Avrupa lkelerinde uygulanan tarih felsefesi ve yoruma ister istemez mracaat etmek zorunday z. Sz gelimi bir ar iv belgesi veya er iyye Sicilin deki bir karardan birka hkm karmak mmkndr. Zaten bu durum sebebiyledir ki, er iyye Sicilleri ne bir ehrin veya bir blgenin ekonomik, din ve sosyal hayat zerinde ara t rma yap yor ve onlardan e itli hkmler kar yoruz. Hatta bununla da yetinmeyip istatistik bilgiler de kar yoruz. Gnmz slm Tarihi ara t r c s , adeta bir kuyu kazarcas na derinlemesine ara t rma yaparken sadece kendi (yerli) kaynaklar n de il, yabanc kaynaklar ve hatta yabanc ara t rmalar da kullanabilmelidir. Bunun iin gerekiyorsa yabanc dil de renmelidir. Szgelimi, Endls tarih ve medeniyeti zerinde ara t rma yapan bir kimsenin, Arapa yan nda en az ndan spanyolca y da bilmesi gerekir. Ancak bu vesile ile dnemin spanyol kaynaklar na ula ma imkn n elde edebilir

Tebli sunan hocalar m konuyu bir btnlk iinde slm Tarihi kaynaklar yla ilgili bir ok problemi ve zm yollar na ili kin gr lerini ortaya koymaya al t lar. Ben de mzakerem s ras nda hocalar m n tebli lerinde yer alan baz konulara yine onlardan edindi imiz tecrbe ve bilgi birikimi yoluyla de inmeye al aca m. slm Tarihinde yer alan tm dkmanlar n kullan laca yer do ru tespit edilebilirse bir de er ta yabilece ini d nyorum. nk gemi ten bize miras kalan tarih malzemeyi ok tasarruflu kullanmam z gerekti ine inan yorum. Bu meyanda apokrif tarihlerin, zerinde durduklar konu ya da olaylar n ayd nlat lmas na katk da bulunmad a k olmakla birlikte bu tarihler yaz ld dnemler tespit edilebildi i takdirde o dnemin ya da mellifinin inan ve d nce anlay n n tespitine yard mc olabilir. Rivayetlerin uydurulmas na yol aan amalar n d nda kalan konular hakk nda bize ayd nlat c bilgiler verebilir. Szgelimi eserin yaz l amac d nda kalan co raf bilgiler, para birimleri, nde gelen ahsiyetlerinin kimler oldu u gibi konularda bize yol gsterici olabilir. Bu nedenle onlar her ynyle i e yaramaz olarak de erlendirmemek daha yerinde olaca kanaatindeyim. Bununla birlikte rfan Bey in de belirtti i gibi kaynaklar n apokrif olup olmad klar n n tespiti iin mutlaka ele tirel yntemler nda ele al n p de erlendirilmesi gere e daha yak n bir tarih yorumu ortaya koyabilmek iin hayat nem ta maktad r. Uzun bir dnem yaz y resim gibi grp istinsah edenlerin hattatl k yapt klar gz nnde bulunduruldu unda edisyon kriti in nemi a kt r. Bu, do ru bir tarih yorumunun ortaya konulabilmesi iin oldu u kadar, eserin yazar na kar da haks z rivayet ve gr ler isnat etmemek ya da byle bir olaya alet olmamak iin yine en az ndan asl na en yak n nshan n tespit edilmesi iin bir zorunluluktur. Fakat kitap piyasas nda ekonomik getirisi ok fazla olmad ndan byle eserlerin bas lmas hayli s k nt l olmakta, hatta mal klfetin de ara t rmac n n omuzlar na binmesine yol amaktad r. Bu yzden eserlerin edisyon kriti inin nemi hemen herkes taraf ndan kabul edilse bile beraberinde getirece i s k nt lar dikkate al narak pek yap lamamaktad r. Bu nedenle SAV gibi vak flar n, niversite bas mevlerinin, Kltr Bakanl gibi hizmet ncelikli kurumlar n konuya ilgisini art rmas , hatta bu konuda bilim adamlar na bir tak m projeler haz rlatt rmas ve sipari ler vererek konuya sahip kmas en gzel zm yollar ndan biri gibi gzkmektedir. Ayr ca niversitelerde akademik ykseltilmelerde

Do. Dr. Hasan KURT A.. lahiyat Fakltesi

Konu mama ba lamadan nce buraya davet ederek yada buna katk da bulunarak byk bir eref bah eden btn hocalar ma te ekkr ederim. Byle sekin bir bilimsel toplant da sizlerin huzurunda bilgilerimi test etme imkn buldu um iin gerekten mutluyum.

1004

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

1005

zgn eserlerin daha ok puan getirmesi de, edisyon kritik al malar n n biraz daha arka planda kalmas na neden olmaktad r. Bu hususta da bir zm aray iine girilmesinin uygun olup olmayaca d nlebilir. Bilindi i gibi ilimler renme, tan ma merak ve hayat kolayla t rma arzusu gibi ihtiyalar sayesinde ortaya kar ve geli irler. Bu nedenle tarihin bir bilim dal olarak grlmesi de onun sz konusu ihtiyalar n kar lanmas na yard mc olaca n n anla lmas yla birlikte gndeme gelmi tir. nk tarih ilmi, insano lunun bireysel ve toplumsal bir varl k olarak tan nmas na yard m eder. Asl nda bu gerek, en az ndan baz nde gelen Mslmanlarca daha ilk dnemlerden itibaren biliniyordu. Nitekim Muaviye b. Eb Sfyan n her gn sabah namaz ndan sonra tarihi Ubeyd b. erye den tarih dersi ald ve siyas kararlar n verirken bu derslerde rendiklerinden faydaland bilinmektedir. Fakat bu gerek ilim dnyas nda ancak sosyoloji ve psikoloji gibi bilim dallar n n ortaya k ve geli mesiyle byk destek bulabilmi tir. Felsefesiyle tarihe bir ilim hviyeti kazand rmada en nemli ad m atm olan bn Haldun un ayn zamanda sosyoloji ve psikolojinin de temellerini atanlardan olmas bunu gsterir. Fakat bn Haldun un (.808/1406) Semas n n tek y ld z olarak kalmas ve al malar n n devam n n gelmemesi genel anlamda tarihin bir ilim olarak yerini almas n , ona gereken nemin verilmesini geciktirmi tir. Ge de olsa son yzy llarda sosyoloji, psikoloji, kamu ynetimi, iktisat gibi alanlardaki geli meler tarihin de erini iyice gn yzne karm t r. Bu yzden e zamanl olarak tarih felsefesi alan nda da al malar, zellikle Bat da nemli hareketlenmelere yol am t r. nk bu ilimlerin yard m yla tarih d k maliyetli bir tecrbe kayna olarak gemi ten hareketle bugn ve gelecek hakk nda fikir edinilmesine katk da bulunmaktad r. slm Tarihi melliflerinin bu alandaki bilimsel llerin geli medi i bir dnemde eserlerini taraf tutar bir tarzda yazmalar gayet tabiidir. Objektifli in bir slogan gibi her yerde dile getirildi i bugn bile, birok bilim adam zellikle tarih alan nda ideolojik sapmalardan kendilerini ar nd r p var olan tespitle grevli bulunduklar n gz ard edebiliyorlar. Bu nedenle kaynaklar de erlendirirken yap lacak ey, mmkn oldu unca kar t gruplar n ve geli melerle do rudan ilgili olmay p daha

ok ahit konumunda bulunanlar n rivayetlerini tespite al makt r. Bylece olabildi ince sa l kl bir tarih yorumuna ula labilecektir. Ayr ca ortaya kt dnem tespit edilebilen uydurma rivayetler, o dnemin ya da rivayeti uyduran ki i veya toplumun yanl l n n iddetini ortaya koyabilir. Bylece tarih hadiseleri yorumlarken ayd nlat c katk yapabilir. slm Tarihi kaynaklar nda grlen olan de il, olmas gerekeni anlatan tarih rivayetler, szn etti i konunun ayd nlat lmas na katk da bulunmayabilir. Ancak iyi bir tenkit szgecinden geirildikten sonra bu durumlar ortaya kan rivayetler, uyduruldu u dnemin e itim retim tarihini ayd nlatmak a s ndan bir belge olarak kullan labilir. brahim Sar am Bey in dikkat ekti i siyas tarih kitaplar n n d nda kalan kaynaklar n kullan lmas byk nem ta maktad r. Grnrde edebiyat, f k h, hadis, tefsir gibi alanlarla ilgili yaz lm olan bu kaynak eserler ve arkeolojik bulgular gibi di er kaynaklar ara t rd m z dnemin kltr, ekonomi, co rafya vb. konular na ileri derecede katk da bulunmaktad r. Bu eserleri daha yak ndan tan yabilmek ve terminolojilerine hakim olabilmek iin ilgili anabilim dallar ndaki bilim adamlar yla diyalog iinde olman n, konular onlarla tart p de erlendirmenin ok fayda sa layaca kanaatindeyim. Yine problemi daha kkten zebilmek a s ndan lisans st ders dnemindeki rencilerin ilgili anabilim dallar ndan ders almalar n n uygun olaca n d nyorum. Bylece brahim Bey in dikkat ekti i sz konusu kaynaklardan yararlanmada kar la lacak s k nt lar n hayli azalaca n san yorum. Mesel ben erken slm dnem Buhr tarihini al rken ilm hayata ne yazaca m slm co rafyas ndaki hadis alimlerini s n rl dzeyde de olsa konu alan bir kitapla kar la t ktan sonra daha iyi belirleyebildim. Ondan sonra di er anabilim dallar ndaki hocalar m zla gr menin nemini daha iyi fark ettim. Bu kaynaklarda yer alan bilgilerin tarih a dan byk lde yaln zca ipular verdi i do rudur. Fakat bir insan n katilinin, cesedin zerinde dola an bceklerden bile tespit edilebildi i bir a da ya yoruz. Onun iin biz de bu kaynaklardaki ipular n bulup konu turmak zorunday z. Bu zorlanma ilgililerle daha ok gr me ve tart man n nemini kat kat art rmakta ve srekli bir k eye ekilip al ma yapman n pek sa l kl olmad n gstermektedir.

1006

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

1007

ndekslerin yeniden haz rlanmas konusu gerekten ok byk nem arz etmektedir. nk kaynak eserlerin sonundaki indeksler yaln zca baz lar na i aret edici mahiyette haz rlan nca yard mc olmaktan ziyade pek ok bilginin gzden kamas na neden olmaktad r. Bu durumdan kurtulmak iin ara t rmac n n zellikle kltr tarihi gibi konular ara t r yorsa btn eserleri ba tan sona taramas gerekmektedir. Bu da hem hayli zaman almakta hem de dikkat da ld nda bir ok bilginin gzden kamas na neden olmaktad r. Mesel, doktora tezimi al rken indekslere gvenemedi im iin tabakat vb. trdeki kitaplarda uzun sre Buhr kelimesini aramak zorunda kalm t m. Sonuta pek ok Buhr kelimesinin indekslerde gsterilmedi ine ahit olmu tum. Halbuki indeksler eserlere tam olarak ve de i ik ara t rma konular dikkate al narak farkl trlerde konulabilse, bilgi taramakla harcanacak zaman ola anst derecede azalacakt r. Bu a dan bak ld nda bir ara t rmac iin indeks, eserin kendisi kadar deer ta maktad r. brahim Sar am Bey in Taber ve bn Kesr aras nda yapt karla t rmadan da anla ld gibi, kaynaklar m zda birok problem bulunmakla birlikte s n rl dzeyde de olsa en az ndan bir k s m melliflerin kendilerince bir kaynak kriti i ve objektivite anlay na sahip olduklar grlmektedir. Hadis alan nda oldu u gibi ravlerle ilgili bir cerhta dil yntemi geli tirmemi lerse de, tarihe bir efsane ve bir hikaye nazar yla da bakmad klar , onu olaylar n tespiti olarak grdkleri anla lmaktad r. Ben de Taber nin hayat n ve tarihili ini yksek lisans tezi olarak al m t m. Bu nedenle biraz onun tarihili inden bahsetmemin yerinde olaca n d nyorum. Sz konusu al mamda tespit edebildiim kadar yla siyas tarih, eserinin ana gvdesini te kil etmekle birlikte Taber k sa k sa da olsa do um, lm, evlilik ve bo anma, din hayat, kad lar ve valiler gibi nde gelenlerin sosyal hayat ile ilgili rivayetler de aktarmaktad r. Ola an st iklim artlar na, deprem gibi tabiat olaylar na ve a r pahal l k gibi di er ola anst durumlara de inmektedir. Yine onun iirler, hitabeler gibi edeb metinleri, resm yaz malar ve evraklar tarih kaynaklar aras nda de erlendirerek onlara eserinde yer verdi i grlmektedir. Onun anlay na gre, gemi te ya anm olaylar konu ald iin tarih rivayetlere mdahale do ru de ildir. Ho una gitse de gitmese

de tarih rivayetleri kaydetti ini belirtmekte ve rivayetleri de erlendirme i ini ara t rmac ya b rakmaktad r. Tabiat yla bu anlay n n bir sonucu olarak slm ncesi dnemlerden sz ederken hurafe ve israiliyyata ok kat bilinmektedir. Fakat muhtemelen sadece byle eserlere ula abildi i iin bu konuda yapabilece i fazla bir eyin de olmad anla lmaktad r. Senet konusunda olabildi ince hassas davrand grlen Taber nin eseri, tarihiler iin bir ar iv niteli i ta maktad r. Hatta kimi zaman iki sat rl k bir rivayete drt sat rl k senet zinciri kaydetti i bile grlmektedir. Kaynaklar nda belirsizlik bulundu unda denildi , zikredildi gibi mehul ifadeleri tercih etmesi de onun hassasiyetini iyice teyit etmektedir. rfan Aycan Bey taraf ndan da dikkat ekildi i gibi elimizdeki eserler birinci el kaynak de ilse bile bu senetler rivayetlerin en az ndan bir blmnn birinci el kaynaklardan nakledilmi olabilece i ihtimalini olduka kuvvetlendirmektedir. Birinci el kaynaklar n tespiti konusunda bir al ma yap lacaksa bu konuda belki ilk ba vurulacak eserlerden birisi Taber nin tarihidir. Onun de erini yaln zca slm dnyas de il, Bat dnyas da takdir etmektedir. Gibb, Bu dnemde dnya tarihi olarak yaz lanlar n en gzeli ve en mkemmeli; tefsiri, hadisi, lgat , edebiyat , sreti, olaylar n ve halifelerin tarihini bir kitapta toplayan Taber nin Tarih idir. demektedir. *** Gnmz slm Tarihi ara t rmalar n n yntem sorunu zerine sizinle d ncelerimi payla arak bu konulardaki kanaatlerinizi almay arzu ediyorum. Bylece bundan sonraki al malar mda ilm ynden daha sa l kl bir yol tutabilece imi umut ediyorum. Seyfettin Er ahin Bey in tebli inden de anla ld gibi objektiflik slm tarihilerinin en vazgeilmez llerindendir. Bu noktaya uzun merhalelerden getikten sonra geldik. Bir dnem slm ve Mslmanlar yceltmek ad na menk belerle sslenmi bir tarih anlay yla, bir dnem liklik ve mill devlet ad na slm ve Mslmanlar yok sayan bir tarih anlay yla kar ya kar ya kald k. imdi ise ikisinin ortas nda yer alan, var olan tespite al an bir tarih anlay na sahibiz. Kanaatimce slm tarihilerinin slm yceltmek gibi bir grevi olmamal , o zaten inananlar iin yce bir dindir. Mslmanlar temize kartmak gibi bir grevi de olmamal , nk Allah bile herkese yapt n n hesab n soraca n belirtiyor. slm tarihilerinin grevinin Sey-

1008

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

1009

fettin Er ahin Bey in de dikkat ekti i gibi vak ay tespite al mak oldu u a kt r. Bunun hem gemi imizin hem de gelece imizin ayd nlanmas nda byk rol olacakt r. nk tarihin grevinin insano lunun bireysel ve toplumsal davran lar n n tan nmas na katk da bulunmak oldu unu d nyorum. Bylece tarih ki isel ve toplumsal anlamda daha iyi bir ynetim anlay n n olu mas na yard m edecektir. Zira tarihteki hem olumlu, hem de olumsuz ynler bizim iin byk de er ta maktad r. Bize neyi yapmam z neyi yapmamam z gerekti ini gstermektedir. Di er yandan bu yakla m tarihin bilim olarak varl n srdrebilmesinin de olmazsa olmazlar ndand r. Yine hem kendi toplumumuz hem de di er toplumlarda inand r c l m z koruyabilmemizin yegane yoludur. Yoksa hamasetten teye geme imkn m z kalmaz. Yorumlay c l k asl nda bizim tabiat m zda var olan bir zelliktir. Birlikte oldu umuz insanlardan ya ho lan r z ya nefret ederiz ya da onlarla hi ilgilenmeyiz. Bu davran trleri bir tak m kriterlere sahip oluumuzdan kaynaklanmaktad r. Ayn durum evremizdeki di er varl klara kar da byledir. Hi tan mad m z birinden iyi ya da kt bir davran grsek a r r nedenini sorgular z. Bu de erlendirme zelli imizi alg lama amal olarak bilimsel bir yntem erevesinde tarih olaylara da uygulamal y z. Tarihin bir objesi olarak kendimizi, evremizdeki de i ik konumlardaki insanlar ki isel ve toplumsal davran lar bak m ndan de erlendirmeyi al kanl k etmenin yararl olaca n d nyorum. nk insanlar hibir a da sevgi, nefret, iktidar h rs , vefakrl k gibi temel duygular ve tepkiler bak m ndan pek de i ikli e u ramazlar. De i en ey daha ok bu duygular n tatmini amac yla kullan lan aralardad r. Tarihin gelece e k tutmas n n da bu gerekten kaynakland kanaatindeyim. Bu al kanl k tarih ahsiyetlerin ve onlar n davran lar n n zihnimizde somutla mas na katk da bulunacak ve yorumlama yetene imizi geli tirecektir. yi bir gzlemci olman n yan s ra tarih rivayetleri de erlendirirken kendimizi olaylar n iindeymi gibi hissetmeye al mak, yorumlamada bize kolayl k sa layacakt r. Bir tiyatrocunun stlendi i rol oynamadan nce toplumdaki bu role uygun karakterlere sahip insanlar gzlemleyerek onlar anlamaya al mas gibi bizde tarihi yorumlarken daha iyi anlayabilmek iin benzer davran larda bulunmal y z. De erlendirmeye al t m z rivayetlerin ieri ine gre kendimizi bazen hkmdar, bazen vezir, bazen bir komutan, bazen halktan biri gibi vb. his-

sedebilmeliyiz. Bu durum zerinde al t m z konuyu idrak gcmz art racakt r. Bylece olaylar n gerek boyutuna bir ad m daha yakla abiliriz. Elimizdeki yaz l kaynaklar n byk blmnn siyas tarih oldu u bilinen bir gerektir. Bu nedenle kltr tarihi gibi di er alanlara ynelik al malar yap l rken ipular iyi de erlendirilmelidir. Mesel Buhr n n slmla ma srecinin tamamland dnemi tespit etmek iin buradaki slm alimlerinin say s nda grlen art n hangi dnemde gerekle ti inden yararlan labilir. nk slm alimlerinin buraya ynelmesi ve ehrin e itli beldelerine nispet edilen yerli alimlerin say s nda belirgin art lar n grlmesi, slmla ma srecinin h zl bir ekilde gerekle ti ine i aret etmektedir. Yine mevzu hadis nakletti i belirtilen ki ilerin say s ndaki dikkat ekici art , slmla man n tamamland n n bir delili olarak alg lanabilir. Zira yalan sz, itibar edilen ki i zerinden sylenir. Mevzu hadisler yoluyla Hz. Peygamber in ad n n istismara kalk lmas , onun blgede itibar gren biri oldu unu, dolay s yla da Buhr n n slm din olarak kabul etti ini gsterir. Ayr ca Mukanna gibi slm d bir inanc n temsilcili ini yapan ahs n sylemine slm terminolojiden de ilaveler yapmas , blgenin slm kabul etti inin bir ba ka gstergesidir. Bir syleminde Allah n Hz. dem, Nuh, brahim, Musa, sa, Muhammed, Ebu Mslim Horasan ve son olarak da kendisinin ekline girdi ini belirtmesi bunun bir sonucu olarak grlebilir. Mehmet zdemir Bey in de dikkat ekti i zere tarih rivayetlere soru sorma al kanl m z geli tirmeliyiz. Kim, ne, nerede, ne zaman, nas l, neden gibi sorulara bulaca m z cevaplar n, yorumcu tarih anlay m z n geli mesine nemli katk da bulunaca kanaatindeyim. Hz. Peygamber dneminden rnek vererek bu konuyu a klamaya al al m. Umre niyetiyle yola kan sahabenin Hudeybiye antla mas dolay s yla Hz. Peygamber e neden a r tepki gsterdi i onlar n psikolojisini anlamaya byk katk sa layacakt r. Taiflilerin kendilerine s nmak isteyen Hz. Peygamber i neden ta a tutacak kadar a r tepki gsterdi inin sorgulanmas , Mekke-Taif ili kisinin ayd nlanmas na yard mc olacakt r. Hz. Peygamber in vefat n n ard ndan yeni slm a girmi baz blgelerin isyanlar nda neden peygamberlik iddias nda bulunma yolunu tercih ettikleri, Hz. Peygamber in slm dinini yayma konusunda k sa srede gsterdi i byk baar n n onlar n zerinde gsterdi i tesire i aret etmektedir.

1010

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

1011

Tarihimizi zellikle kendi tarihilerimizin al mas byk nem ta maktad r. Trk tarihinden bu konuya ili kin bir rnek vermek istiyorum. Kaynaklarca Ceyhun Nehri, ran ile Trkistan aras nda tarih bir s n r olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte Ceyhun Havzas asker ynden jeostratejik bir zellik ta mad ndan zaman zaman el de i tirmi , bazen a rl kl olarak Trklerden olu an Orta Asyal , bazen de ranl kavimlerin kontrolne girmi tir. Fakat Gibb, Frye gibi bat l tarihiler taraf ndan ran blgesi olarak gsterilmeye byk gayret sarf edilmi tir. Oysa Araplar ran ba tan ba a fethettikleri halde Ceyhun s n r nda durmu lard r. Muaviye dnemine kadar s n r tesine pek gememi lerdir. Bu blgeye ran dan ay rmak iin de Maverannehir ad n vermi lerdir. Yine ran Kisras Enu irvan kendilerinden ayr grd Gktrk hakimiyeti alt nda bulunan So dlu olarak nitelendirilen Maverannehir tccarlar n n ran a giri ini yasaklam t r. Btn bunlara ve daha ba ka belgelere ra men bat l lar srarla rk olarak kendilerinden kabul ettikleri ran milletinin stnl n ortaya koyabilmek iin Maverannehir i ranl gstermeye byk nem vermi lerdir. Ayr ca Mehmet zdemir Bey, bir tak m bat l tarihilerin Hz. Peygamber hakk ndaki a r szlerini tebli inde aktard . Hatta bir do u bilimci olan Motzki nin bile bat l meslekta lar hakk nda olumsuz bir kanaat ta d na dikkat ekti. Bu nedenle slm tarihileri bilimsel yntemler erevesinde Mslman olan ya da olmayan ak l ve mant k sahibi herkes taraf ndan okunabilecek objektif bir tarih yorumu ortaya koymak zorundad r. Ancak bu yolla onlar n tahripkar yorumlar n n nne geilebilir. Aksi takdirde her eyin sorguland bir toplumda kendi kendimizi aldatmaktan teye geemeyiz. Tarih rivayetleri yorumlamaya al rken, de erlendirmelerimizin sa l kl olup olmad n n ilgili bilim adamlar yla s k s k gr p tart arak kontrol etmemizin byk nemi oldu unu d nyorum. Bu davran hem yorumlar n geli mesine hem de kendimize gvenimizin artmas na katk da bulunacakt r. Bylece yaln zca hammadde toplay c lar olmaktan kurtulup ayn zamanda onlar i leyen tarihiler durumuna gelebiliriz. nk a m z tarih anlay nda yorumsuz bilgi hamall k, bilgisiz yorum ise samal kt r. Bu nedenle slm tarihileri etle t rnak gibi olan bu iki konuyu birlikte ele al p de erlendirmek durumundad r. Genel olarak insan davran lar aras nda byk bir uyumlulu un oldu u bilinmektedir. nanc n n, ekonomik hayat n n, kltrel de erle-

rinin, siyaset anlay n n vb. birok ynnn birbiriyle ok yak ndan ili kisi bulunmaktad r. Bu nedenle gemi te ya anm hadiselerin din, iktisad, kltrel, siyas, idar vd. ynleriyle birlikte de erlendirilmesi byk nem ta maktad r. Bu ba lamda ehir ve blge tarihlerinin ok nemli oldu u ortaya kmaktad r. Bylece toplumlar n hemen hemen her ynyle tan nma imkn do maktad r. slm tarihilerinin sa l kl bir tarih yorumu ortaya koyabilmeleri iin gerekli unsurlardan biri bir kararl olma ihtiyac d r. Di er ifadeyle slm tarihisi Ben Buhr daki, Semerkant taki, Anadolu daki vb. kltrel ortam , din ya ant y ortaya koymak iin elimden geleni yapaca m eklinde mmkn oldu unca kararl bir tutum iinde i e ba lamal d r. Usulen baz ara t rmalarda bulunmak ortaya istenilen dzeyde ba ar l bir sonu karabilmek iin yeterli olmamaktad r. T pk evimizde, i yerimizde nereye koydu umuzu unuttu umuz bir e yay bulmak iin btn ihtimalleri de erlendirdi imiz gibi, ara t rd m z konuyu da ortaya koyabilmemiz iin btn ihtimalleri, ilgili btn kaynak gruplar n , btn ipular n de erlendirmeliyiz. K sacas iddias olmayandan ispat beklenemez. slm tarihisinin yan ndan not alabilece i k t, kalem gibi malzemelerin eksik olmamas nemlidir. Tarih yorumu, k smen iir yazmak gibidir. slm tarihisinin btn zaman n al r. Herhangi bir yerde etkilendi imiz bir olaydan ya da konudan hareketle zerinde al t m z konuyla ilgili gzel bir yorum akl m za gelebilir. Bu yorumu o anda kaydetmemizin byk nemi oldu unu d nyorum. K sacas tarih yorumculu u slm tarihisi iin 24 saat kesintisiz devam eden bir sretir. Bu arada modern teknolojiden de yararlanmal y z. Art k internet sayesinde uzaklar daha bir yak n hale geldi. Btn slm tarihilerinin Yahoo gibi mesaj sitelerinin imknlar ndan yararlanarak bir kulp kurmalar ka n lmaz bir zorunluluktur. Bylece btn yurttaki slm tarihileriyle ayn anda gr p tart ma imkn do acakt r. Ortak projeler, kar l kl fikir al veri leri sa l kl biimde ve an nda yrtlebilecektir. nternetin bize sa lad ba ka imknlar da bulunmaktad r. Szgelimi say s z slm Tarihi kayna e itli web sitelerinde yay nlanmaktad r. Smno ullar zerine haz rlad m iki makalede bu sitelerden birinde yay nlanan kitaplar ktphanelerdeki nshalar yla kar la t rmal

1012

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

1013

olarak kulland m. Sonuta aralar nda pek farkl l n olmad n grdm. Bu durumu dipnotlarda her iki kaynak trn de birlikte gstererek ilgilenenlerle payla maya al t m. Netice itibariyle ihtiyat elden b rakmadan bu sanal ortamdaki kaynaklar n da gz nnde bulundurulmas gerekti ini d nyorum. nternet ortam nda yap labilecek di er i lemlerden baz lar n yle s ralayabiliriz: e itli meslek kurulu lar ve uluslar aras organizasyonlar n veritabanlar na eri ilebilir. Pek ok lkedeki niversiteler ve ara t rma kurulu lar n n yay nlad bilgilere eri ilebilir. Birok ktphanenin katologlar taranabilir. Bilim adamlar n n, meslek kurulu lar n n adresleri temin edilip ba lant kurulabilir. nternette sayfas bulunan mzeler ziyaret edilebilir. Altavista, google, yahoo gibi arama motorlar arac l yla herhangi bir konuda yap lm al malar hakk nda say s z bilgiye ula labilir. Mehmet zdemir Bey in tebli inin son k sm nda zerinde durdu u web sitesine ili kin projesinin byk nem ta d n d nyorum. Din sosyolojisi gibi baz anabilim dallar n n da bu ynde bir al malar n n oldu u bilinmektedir. Bizim de slm Tarihi alan nda yap lan ya da yap lacak bu tr al malara kat lmam z yerinde olacakt r. Gemi te slm Tarihi alan nda yap lm tezlerin dkmne ynelik yap lm bir al ma bulunmaktayd . Bu konuda ondan da yararlan labilece i kanaatindeyim. Hacettepe Edebiyat Fakltesi retim yesi Do. Dr. Ramazan Acun gibi deneyim sahibi kimselerden de yararlan larak bu proje geli tirilebilir. Sayg lar sunar, te ekkr ederim.

Evvel i ret edelim ki, slm trihi zerinde mzkereler yap ld halde, yukar da zikredilen trihin Hicr olan tebrz ettirilmemi di. Halbuki slm trihinin vuk t hicr takvime gre kaydedilmi dir. Bu trih imdi sdece Kandil Geceleri nde hat rlan r oldu. Memleketimizde ilm bak mdan kar la d m z mes elelerden biri de dil bahsidir. slm trhcili i de bundan nasbini alm d r. Yukar daki serlevha, slm Trihi nde Metodoloji Problemleri dir. Bu niin Usl Mes eleleri de il de, Metodoloji Problemleri diye ifde edilmi tir? Zamn m zda frenke kelimeler, ok daha yayg n bir ekilde kullan lmakda; bunlar n yerlisi, daha sevimli ve anla l r olanlar unutulmaya mahkm edilmektedirler. Niin? Alafranga olanlar maksad daha m iyi ifde etmektedirler? Yoksa bu bir eksiklik hissinden veya byle olursa daha ilm olaca zehb ndan dolay m d r? Bu gidi memleket irfn na hi bir fayda sa lamad gibi, Trke ye de byk darbe indirmekde ve onu l dil olmaya do ru srklemektedir. Mes elenin vehmetini, Lisans, Yksek Lisans ve DoktoraTezleri nmze geldi i zaman gryoruz. Aday, enok s k nt y ana dilini kullanamamakdan dolay ekiyor. SM nin imtihn dili mu amm gibi. Btn niversitelerde yap lan tezlerde dil, slb ve usl birli i yoktur. Talebe a k n, hoca bayg nd r. ok garbdir: Yksek Lisans ve Doktora talebeleriyle Oriyantalizm Metinleri dersinde, art k ngilizce metinleri, Trke ye ngilizce kelimelerle tercme ediyoruz; talebeler, Trkesi budur dedikleri kelimelerin as llar n n, tercme ettikleri ngilizce kelimeler oldu una vk f olunca hayretler iinde kal yorlar. K rk sene evvel bas lm kitab n n Trkesini takdr etti imi syledi im bir st dzey emekli devlet memuru, yeni eserlerinin de yle olmas n bekledi imi d nerek, hi mnsebeti yokken liklik hakk nda nutuk ird etmeye ba lad . 1981 senesinde Atatk Yksek retmen Okulunda, nk lb Trihi dersinde mfetti geldi, tefti etti ve geli sebebini de yledi: Arabca ve Farsca kelimeleri kullanarak cocuklar gericili e zendiriyormu sunuz diye ikyet vki oldu . O zamanlar anar i dnemi henz son bulmam d . TRT Genel Mdrleri nin makma oturduklar zaman siys istikmetine gre, ba nda bulundu u televizyon ve radyolarda hangi Trke kelimelerin kullan lmas na ms ade ettikleri hangilerine etmediklerini gsteren listeleri olurdu. Bizce bu illetin sebebi, hem siysdir hem de ilm muhd diye kabl edilen bir evrenin te'sridir ve bu evre slm de erlere kar olan i timd sars ld bir muhddir.

Prof. Dr. Hulsi YAVUZ M. . lahiyat Fakltesi

slm limler Ara t rma Vakf n n otuz senedir devam eden fa liyetlerinin nceki mahsulleri k rk ksr cild hlinde ilim dnys n n hlen hizmetindedir. Bu ne riyt ve bu nev i ilm toplant lar, memleketimizde slm irfn n ihys nda nmtenh faydalar sa lam d r. Eme i geenlere kranlar m z arz ederiz. Bizden slm Trihinde Metodololoji Problemleri mtla am z taleb edildi, arz edeyim: hak nda

1014

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

1015

slm n lisn Arabca d r. Zra yce kitb Kur n- Kerm Arabca d r99. slm ilimler bu dille yaz lm , dnyay mld sekizinci as rdan ondrdnc asra kadar alt yz sene rakbsiz idre eden slm medeniyetinin lisn odur. Bu slm a mahsus bir mazhariyettir. Di er semv dinlerin byle bir hussiyeti yoktur. Onlar n as l metinlerinin nerede olduklar henz isbt edilmi bile de ildir. Allah Ta l n n emir ve tavsiyelerini renmek ve retmek gayesi ile ortaya kann slm ilimler heb Kur n- Kerm den ne et etmi lerdir. slm Trihi de yledir. Ba da Usl-i Tefsr, Usl-i Hads ve Usl-i F k h olmak zere kendi st lahlar bulunan bu ilimler, lh Kitb a mstenid olduklar iin, mes ele ve mevzu lar n anlat rken hibir kelime s k nt s ekmemi lerdir. Yirminci asr n ilk eyre ine kadar slm n bayrakdrl n yapan ve slm a hizmeti yce bir gye bilen Trtkler, Kur n- Kerm de geen hemen btn kelimeleri Trkede kullanarak, hem slm a ba l l klar ndaki sammiyeti gstermi ler hem de bu ilimlere byk hizmetlerde bulunmu lard r. 1990 da Sovyetler Birli i nin k nden sonra grlm dr ki, buradaki Trk cumhriyetler halk ile ancak terk etti imiz kelimelerle anla mak mmkn olabilmi dir. u halde slm Trihi nin ba da gelen mes eleleinden biri de, ecneb kelime istils na ma rz kalm olmas d r; mensublar n n da, dil, mefhm, ifde ve yorum bak m dan ak llar n n kar m bulunmas d r. Bir ba ka mes ele de, slm Trhi nin ta rfi, huddu ve mhiyetinin de i mesidir. Ba z lar nagre o, slm dan evvelki Peygamberler in trihidir. Ba z lar na gre ise slm n Orta a da kalm trihidir. Baz lar n gre de, slm n zuhrundan bugne kadar olan trihidir. slm leminde trh yaz c l , Sretu n-Neb (sallllhu aleyhi ve sellem) ve Ma z isimli eserlerin te lif edilmeleri ile ba lad . lk fa liyetlerin temeli Emevler zaman nda at ld . Kuds bir mhiyeti hiz olan Hazret-i Peygamber sAllahu aleyhi ve sellem devrine id vuk t ve menk beler, o zaman mukaddes ht ralar hlinde muhfaza ve rivyet ediliyor, bu sretle mazbt kal yorlard . Kur n- Kerm yetlerinin tefsri ve Hads-i erfler in tavzhi, bunlar n esbb- nzl ve vrdlar n n bilinmesine ihtiyc hs l etti in99

den Asr- Sa det e id rivvet edilen menk belerle vuk t n pek erken bir zamanda cem ve zabt na mecbriyet hs l oldu. Bylelikle ilk def a Peygamber Efendimiz sallllhu aleyhi ve sellem in hayt ndan bahseden Siyratu n-Neb ve Kitb l-Ma z isimli eserler vcda geldi. Kur n- Kerm de evvelki peygamberlerin ibret dolu Vak alar na tems eden birok yet-i kermenin bulunmas ise, zarr olarak Peygamberler Trihi hakk nda ara t rma yapmay icab ettirdi. Tefsr, Hads ve F k h ilimleri inki f edince, Asr- Sa det gibi Hulef-y R idn Devri nin bilinmesine ihtiyc duyuldu. Bilhassa ilk halfelerin idr, siys ve dn hayatlar n n tedkki ehemmiyet kazand . Bu sretle slm devri ile Peygamberler trihine id trhcilik ba lad .100 Siyret n-Neb ve azavt- Peygamber sallllhu aleyhi ve sellem e dir ilk eser yazan Urvetbni z-Zbeyr (23 93/644 -711) oldu. Onu Vehb b. Mnyeh (34-114/654-32) ile Ms b. Ukbe b. Eb l- Ay (? 141/758), Muhammed b. shk (85 151/704 -768), Muhammed b. Mslim ez-Zhr (20-100/641-718) ve Muhammed b. Hi m (? 218/838) ta kb etti. Bunlardan en mhimmi bn shk n eseridir (tahkkli ne ri: Muhammed Hamdullah, Srat bn shk el-Msemmt bi-Kitbi lMbtede i ve l-Meb asi ve l-Me z, Hayra Hizmet Vakf , Konya 1981/1401; Trkesi: Sezi zel, Siyer, Akabe Yay nlar, stanbul 1988; ngilizcesi: Michael Edwardes, Ibn Ishaq, The Life of Muhammad, Apostle of Allah, Londra 1964). bn Hi m, bunu es-Siyrat n-Nebeviyye isimli eserine derc ederek di er ilk sret eserleri gibi zyi olmakdan kurtarm t r101. A. L. Tibawi, Life of Muhammad: A Critique of Guillaume s English Translation , Islamic Quaterly, III:3, October 1956, sahfe 196214 ) Bugn sret mevzu unda yzlerce eser mevcuddur. Fakat hepsi
100

Ysuf sresi, 2; ez-Zmer, 38; Fuss let, 3; e - r, 7; ez-Zuhruf, 3; el-Ahkf, 12.

M emseddn, slm da Trh ve Mverrihler, Trkiye Byk Millet Meclisi Hkmeti Umr- er iyye ve Evkf Vekleti, Tedkkt ve Te lft- slmiyye Ne riyt , 10, Evk f- slmiyye Matba as , stanbul 1339-1342, s.10-12. 101 Ne ri iin kr : Mustafa es-Sek, brhm el-Ebyr ve Abdu l-Hafz elb, tahkk., 4 cild, M s r, 1355/1936; Trkesi: Hasan Ege, slm Trihi: Sret-i bn-i Hi m Tercemesi, 4 cild, Kahraman Yay nlar , stanbul 1985; zzet Hasan ve Ne et a atay, Hz. Muhammed in Hayt : es-Sret n-Nebeviyye, I, Ankara lhiyt Fakltesi Yay nlar , Ankara 1971; ngilizcesi: A. Guillaume, The Life of Muhammad: A Translation of Ibn Ishaq Sirat Rasul Allah, Pakistan Branch Oxford University Press, Karachi 1955, 1968, 1970; tercmenin tenkdi.

1016

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

1017

varl klar n , bn shk ve bn Hi m n mezkr eserleri ile bn Sa d (168-230/784-845) n et-Tabak t l-Kbr: es-Srat - erfet n-Nebeviyye (9 cild, Beyrut 1388/1968) si ile el-Vk d (129-208/746-823) nin Kitb l-Me z (tahkk: Moersden Jones, 3 cild, Londra Oxford University Press 1966) si ve bn Cerr et-Taber (224-310/839-922) nin Trhu l-mem ve lMlk (13 cild, Leyden 1876-1901; Trkesi: Zkir Kdir Ugan ve Ahmed Temir, Milletler ve Hkmdrlar Trihi, 5 cild, MEB yay nlar , stanbul 1991-92; ngilizcesi: The History of al-Tabar / Ta rkh al-rusul wa lmulk, Ehsan Yar-Shater riysetindeki bi r tahrr hey eti, 38 cild, New York State University Press 1985-1990) isimli heserlerine borludurlar. te slm leminde trihe dir yaz lan en eski eserler aras nda bunlar vard r. En eski siyer ve ma z kitablar ndan o unun zyi olmas na ra men Rislet Trhi iin elimizde pek k ymetdr kaynak ve veskalar mevcuddur. Bunlar n en mhimi Kur n- Kerm ile Ahds-i Sahha y cmi olan Ktb-i Sitte dir. En eski tefsrler ile Sahh-i Buhr ve Sahh-i Mslim ve erhleri Peygamberimiz Hazret-i Muahmmed sallllhu aleyhi ve sellem Efendimiz in hayt iin en feyizli birer tetebbu menba n te kil ederler. Siyer ve Ma zi ile ba layan slm trhcili ine Tabak t fa liyetleri de dhil oldu. Tercim-i Ahvl denilen Tabak t hareketi, bilhassa Ahds-i Nebeviyye nin isnd lar n tedkk etmek mecbriyetiyle ba lad . Nakl edilen bir hads-i erf in s hhat derecesi hakk nda kan at hs l edebelmek iin rvlerin haltercmelerini ve di er hussiyetlerini inceden inceye tahkk ve tedkk etmek zarreti hs l oldu. Tabak t l-Muhaddisn isimli eserler byle vcd buldu. Sonra tefsr, f k h, kelm, edebiyt, lisn gibi ilimlerin limlerinin haltercmelerini bir araya getiren Tabak t l-Mfessirn, Tabak tu lFukah, Tabak t l-Mtekellimn, Tabak t - u ar, Tabak t lLgaviyyn nvanl birok eser yaz ld . Bugn slm limlerinin her shada te lifettikleri eserlere ula mamam z sa layan kaynaklara da shibiz. Bunlar n aras nda, Ktib eleb n Arabca yazma eserleri ihtiv eden Ke fi z-Znn u, Brokelman n k saca GAL ve ilvesi S olarak ifde edilen Arab Edeyt Trihi ba l kl 5 cildlik Almanca eseri, Fuad Sezgin in GAS olarak belirtilen ve Brokelman tamamlamak zere haz rlanan ve fakat onu ok ok geen henz 9 cildlik Almanca ve Arabca ya tercme edilmekde olan eseri ile Ysuf Elyn Serks in iki byk cildlik Mu cem lMatb ti l- Arabiyyeti ve l-Mu arrabe si, Bursal Mehmed Thir in 3

cildlik Osmanl M ellifleri ni ve bilhassa M. emseddn in en eskilerinden ba lamak zere trih tetebbu t iin me haz olabilecek ana kitablarla m elliflerinden bahseden yukar da kayd geen slm da Trh ve Mverrihler ini ba da zikretmeliyiz. slm mverrihlerine atf edilen en byk kusur, eserlerini tertb ederken tenkd fikrine yer vermemi olmalar d r. Bu husus do ru, fakat umm de ildir. bn Miskeveyh (?-421/1030) ve bn Haldn (732-808/13311405) gibi istisnlar vard r. Feylesof ve mverrih bn Mikeveyh in Nh Tfn ndan hicr 369 a kadar olan Tecrib l-mem ve Ta k bu lHimem i ile bn Haldn un Mukaddime si hakki tenkd meyline shibdirler.Bilhassa bn Haldn un trih felsefesini ihtiv eden gr leri hl k ymetini muhfaza etmektedir. 19. as rda Cevdet Pa a gibi bir byk slm trhcisinin yeti mesini bu gr lere borluyuz. slm trhcileri sa y ve gayretleri, vs at ve ihtalar ve eserlerinde toplad klar ma lmt n zenginli i i tibriyle sonraki nesillerin krn ve minnetine hakk yle hak kazanm lard r. Bu byk mverrihlerin parlak ve nfiz zekl mstesn birer lim olduklar n i tirf etmek kadir insl k cbt ndand r.

Do. Dr. M. As m YED YILDIZ U. . lahiyat Fakltesi

Say n Prof. Dr. Mehmed zdemir ile Say n Prof Dr. brahim Sar am n sundu u tebli lerle ilgili bir iki hususa temas etmek istiyorum. Efendim anla ld kadar yla her iki tebli , u ana problem zerinde durmaktad r: 1. slm Tarihinin kaynaklar meselesi ki bu dn mzakere edildi. Bugn burada sevinle belirteyim ki kaynaklarla ilgili fevkalade gzel tespitler ve nerilerde bulunuldu. 2. Tarihin alan , tarihin taksimi ve tarih-kuram ili kisi. 3. ok detayl olmamakla birlikte tarih felsefesi problemi. Efendim slm Tarihinin alan , ana temalar ya da tarihin taksimi meselesi gibi konularda zellikle M. zdemir ve . Sar am n katk s n nemsiyorum. Kanaatimizce bu mesele kaynaklar n kriti i kadar, belki de ondan daha fazla slm Tarihinin ana sorununu te kil etmektedir.

1018

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

1019

L.E. Halk n, Tarih Tenkidi nin Unsurlar adl eserinde yanl hat rlam yorsam u anlamda bir ifade kullanmaktad r: Tarihinin as l vazifesi grleni tasvir etmekten ziyade tasvir edilmesi gerekeni grmektir . Bu cmle tarihi ile inceleyece i konu aras ndaki ili kiyi gsterir. Bilindi i zere tarihi, tarih denilen gemi ten bir seim yapmak, yani inceleyece i alan zaman, mekn ve tematik a dan s n rland rmak zorundad r. Bu ise ancak bilinli bir tarih telakkisine dayanan belli bir perspektife sahip olunmas yla mmkn olabilir. Say n zdemir in de i aret etti i zere bu sorun Bat da geli en tarih telakkilerinin basmakal p al nmas yla halledilebilecek bir konu de ildir. Prof. Dr. Kemal Karpat bu mevzuu, Ortado u da Osmanl Miras ve Ulusuluk adl eserinin giri inde ele al yor. zdemir in tebli inde temas etti i Annales Ekol nn Bat tarih anlay nda meydana getirdi i devasa geli menin lkemizdeki tarih anlay lar na yans mas yla birlikte bir k r lma ba lam , fakat ba ar lar n n yan nda bu geli me ne istenilen seviyeye ula m ne de getirdi i yeni problemler fark edilebilmi tir. Bilindi i zere Annales Ekol Bat daki tarih ara t rmalar n siyasi tarihten ekonomik, sosyal ve kltrel tarihe kayd rm t r. Bylece tarihinin i i daha da geni lemi tir. Tarihe sokulan bu alanlar siyasi tarihin yan nda sosyal tarih, ekonomik ve kltrel tarih gibi yeni tarih trlerini olu turmu tur. Pozitivizmden ilham alan byle bir ayr m hayat farkl kategorilere bld iin aralar ndaki ili kiyi koparm t r. Halbuki hayat bir btndr. O incelendi i haliyle byle kategorilere ayr lmaz. te buna bir tepki olarak btncl bir bak a s geli tirilmi ve yukar daki kategoriler halinde sunulan unsurlar, toplumun farkl boyutlar olarak grlme e ba lanm t r. Bu ak m n etkisi alt nda kalan Bat l tarihiler, sosyal tarihten toplam tarihe ya da toplumun tarihine geilmesini ileri srm lerdir. Dolay s yla biz bu iki perspektif kar s nda nas l bir tav r alacak ve kendi tarih felsefemizi nas l olu turaca z? Bu sorun, slm tarihisinin zmesi gereken bir dev olarak kar s nda durmaktad r. Yukar da eserini zikretti im K. Karpat n gr lerini bu a dan dikkate almak byk nem arz etmektedir. Aksi takdirde kendi tarihimize ba kalar na ait olan kavramsal erevelerle bakmak durumunda kal n r ki bu da onun arp t lmas na yol aar. Netice olarak kurams z tarih, tarihsiz kuram n olamayaca bugn art k genellikle kabul edilmektedir. Ancak bat l teoriler, oldu u gi-

bi kullan lamazlar. Her toplum kendi hususiyeti iinde modellerini retmek zorundad r. zdemir in de belirtti i gibi modeller anlam na gelen kavramlar bize ait bir tarih felsefesi zerine oturtulmal ve yeniden olu turulmal d r. As l yap lmas gereken budur. Mesel, biz bir olay n nedenlerinden, de i meden, sreklilikten, geli mekten bahsediyoruz, ama bunlar hakk nda a k bir gr e sahip de iliz. Sz konusu kavramlar hakk nda ba kalar n n gr leri nemli olmakla birlikte onlar evrensel tan mlar olarak kabul edemeyiz. Zira Bat , bunlara yeni anlamlar getirmektedir. Bir rnek olarak neden kavram n ele alal m; e er biz olaylar atomize edip her birini kendi iinde bir gereklik olarak alg larsak bir bilardo masas ndaki toplar gibi her olay bir ba kas n n nedeni ya da sonucu halinde grrz. Halbuki neden kategorisi de i tirildi inde, bir olay ya da olguyu atfedece imiz neden ler de de i ir ve bir olay n ok farkl nedenleri olabilece i sonucuna var labilir. Dolay s yla tarih , neden , sreklilik gibi kavramlara kendi tarih felsefemiz a s ndan bak lmas ve bunlar zerinde bir mutabakat olu turulmas gerekiyor. Ayn ey, siyaset, iktisat, kltr gibi ikincil kavramlar iin de sz konusudur. Mesel, K. Karpat yukar da zikredilen kitab n n bir blmnde Osmanl lardaki toprak sistemindeki dn mn ve bunun sosyal ve siyasi hayata yans malar n tahlil ederken sosyal tabaka ve s n f kavramlar na Bat dakinden farkl olarak zgn bir tan m getiriyor ve konuyu bu erevede ele al yor. te btn bunlar alan m z n en temel problemlerinden birini olu turuyor. Bu sebeple benzer konular n tart ld yeni toplant lar n yap lmas dile i ile bu toplant y tertip edenlere kranlar m arz ediyorum
Yrd. Do. Dr. M. Mahfuz SYLEMEZ Gazi . orum lahiyat fakltesi

De erli hocam, de erli hocalar m szlerime ba larken hepinizi hrmetle selamlar m. slm tarihi kaynaklar , bu disiplinin sorunlar ve zm nerilerinin tart lmakta oldu u bu oturumda baz kaynak gruplar na dikkatinizi ekip katk da bulunmak istiyorum.

1020

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

1021

Tarih ile u ra an herkesin gayet yak ndan bildi i gibi, bu ilim, tarihinin hayat n srdrd gne intikal edebilmi olan malzemeyi kullanarak, onun taraf ndan yap lan bir etkinliktir. Tarihinin hayat n idame ettirdi i zaman dilimine ula an sz konusu malzeme, gemi in tamam de ildir. Geri getirilmesi imkns z olan o devasa gemi ten sadece kck bir iz, bir para ta maktad r. Dolay s yla veriler ne kadar fazla ve kapsaml olursa dn hakk nda daha fazla ey sylememizi mmkn olacakt r. Bu durum beraberinde yeni kaynak guruplar na ynelme ihtiyac n da getirmi tir. Art k gemi te ihmal edilmi olan filolojik al malar, ehir ve blge tarihleri ile co rafya kitaplar da slm tarihi kaynaklar aras ndaki yerini alm bulunmaktad r. Bununla beraber hala ihmal edilen kaynak guruplar n n varl n da unutmamak gerekir. Bilindi i gibi temel hadis kaynaklar olarak bilinen Msnet, Mu cem, Cami tr eserler ile tabkat ve tercim kitaplar hemen hemen her tarih yaz c s n n ba vurdu u kaynaklar aras nda yer ald halde ilel ve mevzuat kitaplar na ise gerekli nem verilmemektedir. Sonu itibariyle mevzu da olsa her bir haber ve rivayet uyduruldu u dneme dair izler ve bilgiler ta d ndan tarih yaz c lar taraf ndan ihmal edilmemesi gerekti i kanaatindeyiz. Dikkat ekmenizi istedi im bir ba ka kaynak gurubu ise slm hukukunun kaynaklar , zellikle de olmas gerekeni de il olan ele alan fetva kitaplar d r. Zira her bir fetva kitab nda eserin yaz ld dneme ait bireysel ve toplumsal sorunlar, devlet-vatanda ili kisi, toplumsal katmanlar aras ndaki eki meler, blgesel farkl l klar vb. konular n e itli ekillerde ele al n p incelendi i grlmektedir. zellikle blge veya ehir al an ara t rmac lar n, hazine de erinde olan bu kabil eserleri ihmal etmemeleri gerekir. Bununla beraber f k h kitaplar n n konu, yer ve ah s indexlerinin kar lmam olmas kendilerinden faydalanmay zorla t rmaktad r. Dikkatinizi ekmek istedi im bir ba ka kaynak gurubu ise, rfan Aycan Bey hocam n da bildirisinde i aret etti i, Arapa d nda yaz lm olan eserlerdir. Sz konusu kaynaklar da kendi ierisinde baz gruplara ay rabiliriz. 1. Gayr- Arap Mslmanlar taraf ndan yaz lm olan kaynaklar: Bilindi i zere slm tarihileri daha ok Arapa kaynaklar kullanmaktad rlar. Oysaki Arapa d ndaki dillerde, zellikle de Farsa yaz lm muazzam bir literatr bulunmaktad r. slm devletleri ve medeniyeti tarihini bu kaynaklar olmaks z n tam anlam yla ele al p incele-

mek mmkn de ildir. Zira bu lisan on be as r boyunca Maverannehr, Horasan, Harezm, Azerbaycan, Anadolu, el-Cezire, Taberistan, IrakAcem (=el-Cibal), Kirman ve Fars blgelerinde olmak zere otuzdan fazla Mslman devlet veya hanedan n resm dili olmu tur. Sz konusu devletlerin ba nda Gazneliler, Byk Seluklular, Anadolu Seluklular , Kirman Seluklular , Harezm ahlar, lhanl lar, Bavendiler, Grler, Safarler, Ziyarler (Msafiriler), Kakaveyhiler, ldenizo ullar , Salgurlular ve Safevler gelmektedir. Ad geen devletlerin siyasi ve kltrel tarihini renmek, byk lde bu kaynaklara ba l d r. Bu metnin ekinde bu kaynaklar ile ilgili seme bir bibliyografya sunulmu tur. Ancak ben imdilik bunlara birka rnek zikretmekle iktifa edece im. 2. Dikkatinizi ekmek istedi im bir ba ka kaynak gurubu ise Mslmanlar n egemenli ine girmi olan milletler, bir ba ka ifade ile az nl klar, taraf ndan yaz lm olan kaynaklar veya kronikler olu turmaktad r. slm dini, bu gn itibariyle onlarca farkl ulusun ya am oldu u bir co rafyaya yay lm ve bu co rafyada as rlarca da varl n srdrm tr. Dolay s yla bu gn, zellikle de bu milletler ile mslmanlar n ili kilerinin bahis mevzuu oldu u durumlarda, Mslmanlar taraf ndan yaz lm olan kaynaklar ile yetinmeyip, kendi lisanlar ile yaz lm olan eserlere de mutlaka ula mam z gerekmektedir. Mehmet zdemir hocam Endls tarihi a s ndan spanyolca kaynak ve kroniklere de inmi tir. Do u iin de Sryanice, Ermenice102 ve Kopt a bir ok malzemenin oldu u bilinmektedir. Buna rnek olmas hasebiyle metnin ekinde, erken dnem slm tarihi hakk nda farkl de erlendirmeler yapmam za imkn tan yan Sryanice kaynaklara de inmek istiyorum. Hepinizin bildi i gibi, slm dininin Irak, el-Cezire ve Suriye blgesine yay ld dnemde buralarda ya ayan Sryanler yrenin en kltrl s n f n olu turmaktayd . Gerek Sasanlerin son dneminde gerekse slm n erken dneminde bilim tarihi ve felsefe hususunda meydana gelmi olan geli melerin tamam nda

102

Urfal Mateos un Vakayi Nme adl eserini Ermenice kaynaklara rnek olarak zikredebiliriz. Bu eser Hrant D. Andreson taraf ndan Trke ye tercme edilmi olup Ankara da 1987 y l nda yay nlanm t r.

1022

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

1023

bu kitlenin etkisi ve katk s bulunmaktad r. Bunlar n slm n yay ld dnemlerdeki hadiseleri ele al p inceledikleri de bilinmektedir.103 Bu k sa de erlendirme erevesinde bu kaynaklar n tamam na de inmek mmkn de ildir. Ben sadece bunlardan, misal kabilinden, bir ka na i aret etmek istiyorum.104 Ancak bu kaynaklar hususunda geni bilgilerin zellikle de Anton Baumstark n Geschichte der Syrischen Literatur) adl kitab nda yer ald n belirtmek istiyorum. 3. Mslmanlara Kom u Olan Milletler Taraf ndan Yaz lm Olan Kaynaklar: Bu kaynaklar zellikle de sz konusu milletler ile
103

Mslmanlar n ili kileri ele al nd nda daha byk bir nem kazanmaktad r. Bunlar zellikle Bizans105, in ve Habe istan kaynaklar d r. Ama maalesef ad geen milletler ile Mslmanlar n ili kilerini ele alan baz al malarda bunlar n hi kullan lmad m ahede edilmektedir. Modern slm tarihi ara t rmac lar n n ihmal ettikleri bir ba ka kaynak grubu ise Zekeriya Bey ve Ziya Kaz c Bey hocalar m n da i aret ettikleri Arkeolojik malzemelerdir. Arkeolojik malzemenin tarih ara t rmalar nda ne kadar nemli bir yere sahip oldu u izahtan vareste bir konu oldu unu burada bulunan herkes bilmektedir. Ancak yine de a m z n nl arkeolog, tarihi ve filozofu Collingwood un tarih ara t rmalar nda arkeolojinin yerini ifade eden szlerini bir kez daha yinelemek istiyorum. sadece yetkelerin sylediklerine dayanmamak gerekir. Arkeoloji, yetkelerin yazd klar n n do ru veya yanl oldu unu gsteren en nemli alettir 106 der ve sadece otoriteler taraf ndan sunulan malzemeye dayan larak vcuda getirilen tarihili i kes-yap t r c diyerek ele tirir. Mehmet zdemir Bey hocam n bildirisinde de yer ald gibi revizyonistler de arkeoloji ile desteklenmeyen slm tarihi malzemesini sorunlu bulmaktad rlar. Ad geen ilim dal taraf ndan desteklenmemi olan slm tarihinin yaz l kaynaklar n n tamam n n sorunlu oldu u iddias n abart l bulmakla beraber, zellikle de ehir tarihileri taraf ndan kullan lmakta olan bir ok verinin arkeolojik malzeme ile mevsukiyetinin artt r labilece i kannatini ta makta oldu umu belirtmek isterim. Bilindi i gibi Irak ta Kfe, Basra, Musul, Vs t, Ba dat ve Samarra, M s r da Fustat, Kuzey Afrika da Kayravan, ran da, zellikle Huzistan Fars ve Kirman blgesindeki bir ok slm kentinde kaz lar yap lm t r. Bu kaz lar n kimisinde Hz. mer dnemine ait oldu u tespit edilen kal tlar ele geirilmi tir. Bunlar n bir o u da yay nlanm t r. rne in Irak kentlerinde yap lan kaz lar Irak Arkeoloji Mdrl taraf ndan kar lan Smer dergisinde periyodik olarak yay nlan rken, ran da yap lan kaz lar Fransa da yay nlanm daha sonra Farsa ya ter-

104

Mehmet elik taraf ndan yaz lan Sryan Tarihi, Judah taraf ndan yaz lan Urfa, Hayes taraf ndan yaz lan Urfa Akademisi adl al malar slam n zellikle erken dneminde el-Cezire blgesi ile ilgili Sryan kaynaklarda, ne kadar ok malzemenin oldu unu ortaya koymaktad r. Yine Mecme lmi el-Irak nin yay nlad sreli yay nlardan Sryani Ara t rmalar dergisinde Be ir Fransis, Rahip nstans Kermeli, Korkis ve Mihail karde ler hatta Cevad Ali nin al malar da bunu ortaya koymaktad r. Sryani kaynaklara a a daki al malar rnek olarak zikredebiliriz. 1.Tarihu Yakub er-Rahav, hicri 73 milad 692 y l na kadar olan hadiselere de inmektedir. Ad geen kitab n bir paras Biritanya Mzesinde 14685 numarada kay tl bulunmaktad r. Eser The Choronological Canon of James of Edessa ba l ile ngilizce ye tercme edilmi tir. Bu eser Yusuf Habib taraf ndan Arapa ya aktar larak Tevrihu Sryaniye mecmuas ierisinde 1982 y l nda Ba dat ta (Mecme lm elIrak taraf ndan) bas lm t r. 2.Anecdota Syriaca (Kaimetu Muluki l-Arab), mellifi mechul olan bu eser hicri 261/ miladi 874 tarihli olup Hz. Peygamberden ba layarak Emev halifesi Velid dnemine kadar olan hadiseleri ele almaktad r. Orjinali Britanya Mzesi 17193 numarada kay tl olan bu eser Frans zcaya tercme edilmi olup 1915 tarihinde de bas lm t r. 3.The Liber Calipharum, Mellifi mehul olan bu eser 106/724 tahinde yaz lm olup orjinali Biritanya mzesi 14643 numarada kay tl d r. Cronica Minora ba l ile ingilizceye tercme edilip yay nlanm olan bu eser para para bilgilerden olu maktad r. Bu eserde Hz. Peygamberden ba lay p II. Yezid dnemine kadar slam tarihi hakk nda da bilgiler bulunmaktad r. 159/775 tarihli bir ba ka mellifi mechul olan Sryanice Tarih ise Biriranya Mzesi 14683 numarada kay tl olup Yusuf Habi taraf ndan Arapa ya tercme edilmi olan Tevarihu Sryaniye koleksiyonu ierisinde ne redilmi tir. 4. Diyonisiyus et-Talmahr (.845), Tarihu Diyonisiyus et-Talmahr, orjinali Biritanya Mzesi 14665 numarada kay tl olan bu eser Frans zcaya Chronique de Denys de Tell-Mehre, ba l ile Paris te 1895 tarihinde yay nlanm t r. 5.Mihail es-Sryan (597/1199) Tarihu Mihail es-Sryan, Sryanice tarihlerin en kapsaml lar ndan biri olarak kabul edilen bu kitap 1889 tarihinde Urfa da bulunmu olup 1899 tarihinde Paris de Chronique de Michel le Syrien ad yla Frans zca ya tercme edilerek yay nlanm t r. Bu kitaplara Yuhanna el-Fenk, lya en-Nasib (409/1018), Yuhanna el-Leytrib (Yakub er-Rehav nin a da d r), Danyal b. Meryem (miladi yedinci as rda ya am t r) ve di er kitaplar da ekleyebiliriz.

105

106

Nitekim rfan ehid in yazd eserler (Byzant um and the Arabs in the Sixth Century,Washington 1995; Byzantium and the Semitic Orient before the Rise of slam London 1988; Roma and the Araps Washington 1926) Latince kaynaklarda slam tarihinin erken dnemi ile ilgili nemli bilgilerin bulundu unu ortaya koymaktad r. Bkz. R.G.Collingwood, 63

1024

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

1025

cme edilip Temeddun- ran adl bir eserde bir araya getirilerek ne redilmi tir. Suud Arabistan blgesinde yap lan kaz lar Mekke deki Ummu lKurra niversitesi Arkaeoloji blm ile Riyd niversitesi Arkeoloji blm taraf ndan periyodik olarak yay mlanmaktad r. Bunlar n yan nda Kahire niversitesi Arkeoloji Fakltesi slm Arkeolojisi blm, ikago niversitesi ne ba l Oriental Enstit ve Sevilla niversitesi nternational Studies Enstitsnde de slm arkeolojisi hakk nda dersler verilmektedir. Bu kurumlar n yay nlar n n bulunmas da muhtemeldir. Btn bu kaynaklardan faydalanmak dn hakk nda daha ok ey renmemize ve sylememize katk sa layaca n d nyor, sayg lar sunuyorum.

EKLER EK 1: Farsa Kaynaklar le lgili Seme Bibliyografya 1.Resmi Vesikalar Resm vesikalar, M. Fuad Kprl nn deyi iyle diplomatik kaynaklar , men rlar, fetihnmeler, ahidnameler, sultanlar n zel mektuplar , kanunnameler, kad sicilleri, tapu defterleri ve vakfiyelerden olu maktad r107. Resm vesikalar n o unlu unu olu turan men rlar iin, ayr ca takld, fermn, mersm, tevk , ahd vb isimler de kullan lmaktad r. Resmi dilleri Farsa olan Gazneli, Byk Seluklu, Harezm ah ve Anadolu Seluklu Devletlerinde resm yaz malar n yrten daireden, yani Divn- n dan km olan belgelerin as llar ndan gnmze hemen hemen hibir ey kalmam olup, yaln z Mn eat Mecmualar nda baz kopyalar na tesadf edilmektedir. ok say da zel mektup ( hvaniyyat) ihtiva etmeleri sebebiyle Kprl taraf ndan edeb kaynaklar aras nda gsterilen108 bu mn eat mecmualar ndan baz lar unlard r: 1. Bed -i Cveyn, Mntecibddin Bedi Atabeg Ali b. Ahmed Cveyni, Atebetl-Ketebe f beyani ta limil-ketebeti vel-in a (Mecmuatu MuraselatDivan- Sultan Sencer), tashih ve ihtimam : Allame Mirza Muhammed Han b. Abdulvahab Kazvini ve Abbas kbal A tiyan, Tahran 1329 h . Bedi , Sultan Sencer in n a Divan reisli i yapm t r. Bu, eser Sencer devri Seluklu devletinin hakimiyet anlay ve zellikle ta ra te kilat n n i leyi i, ahne, reis, muhtesib ve kad gibi st dzey devlet grevlilerinin tayin usulleri hakk nda ok nemli bilgiler iermektedir. Eserde otuzun zerinde resmi mektubun yan s ra hvaniyyt denilen zel mektuplar da yer almaktad r. 2. Re idddin Vatvat, Re idddin Muhammed b. Muhammed Umar elBelh (Re id-i Vatvt), (. thm. 573/1177, veya 578/1182), Aris l-Havt r ve Nefis n-Nevdir, Ayasofya Ktp. No: 4105, Fatih 4074): Bu eser, Harezm ah Ats z n, aralar nda Sultan Sencer in de bulundu u civar hkmdarlara yazd mektuplardan ve cevapnmelerden olu an bir mn eat mecmuas d r. Harezm ahlar tarihinin belli ba l kaynaklar ndan biri olarak kabul edilen bu mecmuada bulunan vesikalar n baz lar Leningrad Mn eat Mecmuas nda da mevcuttur.109.
107

108 109

Bkz. Kad Burhanddin Ebu Nasr b. Mesud Anevi, Enisl-kulub (Seluklularla lgili blm), n r. M. Fuad Kprl, Anadolu Seluklular tarihinin Yerli kaynaklar adl makale sonunda), Belleten, C. VII, S: 27 (Temmuz 1943), Ankara 497521. Men urlar iin bkz. a.g.e, s. 401-410. Bkz. kprl, 405. . Kafeso lu, Harezm ahlar Devleti tarihi, Abnkara 1992, s. 6.

1026

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

1027

3. Leningrad Resm Vesikalar Koleksiyonu 110 Leningrad (Saint Petersburg) ark Dilleri Enstits Ktphanesinde bulunan ve Ahkam- Sultan- Mazi diye adland r lan bu vesikalar koleksiyonu ba ta Harezm ah Ats z n Ba katibi (mn i) nl air Re idddin-i Vatvat olmak zere Bedi -i Cveyni, Sistan Meliki Tacddin in mn i nl air Abdulvasi-i Cebeli (. 555/1160) ve di er katiplerin kaleminden km t r. Bu koleksiyonda 149 vesikan n mevcut oldu unu ve bunlardan 32 sinin Sultan Sencerin Divan- n a s ndan kt ve bir k sm n n Atebet l-Ketebe dekilerle ayn oldu u Mehmet Kymen taraf ndan111 tesbit edilmi tir. 4. Osman Turan, Trkiye Seluklular Hakk nda Resmi Vesikalar, Ankara 1958, TTK yay.. Adl al mas nda Seluklu devleti ile ilgili bir ok Farsa belge zikretmektedir. 2. Genel Tarihler Elimizde bu gn bir ok Farsa genel tarih kayna bulunmaktad r. Bu kaynaklar n bir ikisi d nda tamam na yak n lhanl lar ve Timurlular dnemine aittir. 1. Beyhak, Tarihu Beyhak,: Gaznelilerin ayn zamanda Divnu rResil inde de grev yapm olan Beyhak, dneminin bir ok hadisesinin canl ahididir. zellikle Seluklu-Gazneli ili kileri a s ndan neredeyse birinci el kaynak niteli inde olan bu eser, 451/1059 y l na kadar olan hadiseleri zellikle de Gaznelilerin tarihini ele almaktad r. Dolay s yla bu eser Gazneli saray ve devlet te kilat hakk nda ilk el bilgiler veren bir kaynak olarak bilinmektedir. 2. Mcmel-t-Tevarih ve l-K sas : yazar mechul olan bu eser 520/1126 y l na kadar olan hadiseleri ele almaktad r. Eser, efsaneler ile bezenmi bir tak m bilgiler sunsa da, zellikle ran tarihi hakk nda nemli bilgiler iermektedir. Byk Seluklular ve Irak Seluklular tarihi iin de nemli bir kaynakt r. 3. Anev, Kad Burhaneddin Ebu Nasr b. Mesud (.608/1211-12) Ens lKulb. Farsa manzum bir peygamberler ve halifeler tarihi olan bu kitap, Snni tarihilerin geleneklerine ba l kal narak, slm tarihini ele almaktad r. Kitab n Seluklularla ile ilgili blm M. Fuad Kprl taraf ndan Anadolu Seluklular Tarihinin Yerli Kaynaklar adl makalesinin sonunda [Belleten , C. VII, S:27 (Ankara 1943), s. 497-521] yay nlanm t r.
110

4. Cveyn, Alaeddin Ata Melik (. 681/1282-3), Tarih-i Cihang a, ev: Mrsel ztrk , Ankara 1999, Kltr Bakanl yay. Eserin asl cilt halinde yaz lm t r. Tarih-i Cihang a, Mo ol ( lhanl lar ve Timurlular) dneminde yaz lm olan Farsa tarih kitaplar n n anas kabul edilmektedir. Nitekim bu eserden sonra yaz lan Farsa genel tarih kitaplar n n nerdeyse tamam hem slup hem de muhteva bak m ndan ondan yararlanm lard r. Tarih-i Cihang a esas olarak Mo ollar n 655/1257 ye kadar getirilen ayr nt l bir siyasi ve sosyal tarihidir. 3 ciltlik kitab n zellikle 2. cildinde Karahanl lar ve Harezm ahlar, 3. cildinde ise smaililer ile ilgili orijinal bilgiler yer almaktad r. Bununla birlikte eserde baz kronolojik hatalara ve eli kilere rastlanmakta oldu unu da belirtmek gerekir. 5. Cuzcn, Minhacuddin Osman b. Muhammed (. 681/1283 ten sonra), Tabakat- Nas r, (n r. Abdlhayy Habibi), Tahran 1984. Genel bir slm tarihidir. Yirmi tabaka zere tertip edilmi tir. Gurler ve Delh Trk sultanlar tarihinin ba l ca kayna d r. Gazneliler, Seluklular ve Harezm ahlar ile smaililer hakk nda da de erli bilgiler ihtiva etmektedir. 6. Vassf, Abdullah b. Fazlullah iraz (.734/1234), Tarih-i Vassf (di er ad yla Tecziyet el-Emsr) Tarih-i Cihang a y kaynak olarak kullananlar n ba nda Vassaf gelmektedir. Vassaf taraf ndan 699-723(1300-1328) y llar aras nda yazm olan bu kitap Tarih-i Cihang a n n zeyli olup be cilttir. Ayr ca Vassaf, Tarih-i Cihang a n n cildinin tamam n zetlemi ve bu zeti kitab n n drdnc cildine ilave etmi tir. 7. Re idddin Fazlullah Hemedan (.718/1318), Cami t-tevrih, Gazan Han ve Olcayto nun vezirli ini yapm olan Re idddin, tarihini 710/131011 de kaleme alm t r. Camit-Tevarih de Tarih-i Cihang a dan yararlan larak yaz lm t r. Ancak Cihang a n n be misli byklkte olup Farsa yaz lm olan tarih kitaplar n n en hacimlisidir. Bu durum baz ara t rmac lar n eserin bir heyet taraf ndan yaz lm oldu u gr n ortaya atmalar na neden olmu tur. Eserin bize sadece iki cildi ula abilmi tir. 1. Cilt Cveyn den sonraki Mo ol tarihinin zeylidir. 2. ciltte ise e itli slm hanedanlar n n tarihi yer almaktad r. Cami t-tevrih ayn zamanda slm dnyas nda Trk tarihine ili kin olarak yaz lm en nemli tarih kitaplar ndan biridir. Seluklularla ilgili k sm Ahmed Ate taraf ndan 1960 y l nda Ankara da yay nlanm t r. 8. Ka an, Cemalddin Ebul-Kas m Abdullah b. Ali (. 718/1318), Zbdet t-Tevrih. Ka an, Camit-tevarih in gerek yazar n n kendisi olduunu iddia eder ve Re idddin i intihal ile sular. Eser asl nda Camittevarih in bir zeylidir. Eserin zellikle smaillerle (Fat miler ve Nizariler) ilgili k sm orjinaldir. 9. ebankare, Muhammed Ali (.VII/XIV. yzl n n ilk yar s ), Mecmeu lEnsb, n r. Mir Ha im Muhaddis, tahran 1363 h , Bu, Fars ve Loristan Atabegleri tarihi iin orijinal bir kaynak olup Gazneliler, Seluklular, Harezm ahlar ve Gurler hakk nda baz yeni bilgiler de iermektedir.

112

111 112

Bu mecmaun n muhtevas hakk nda geni bilgi iin bkz. Kymen, Seluklu Devri Kaynaklar na Dair ara t rmalar I, (Byk Seluklu mparatorlu u Devrine ait Mn eat Mecmualar ), DTCFD , C. VIII, S:4 (Ankara 1951), s. 537-648. Kymen, a.g.e., VI/XII. yy n ilk eyre inde yaz lm t r. ranl muhakkik Muhammed Kazviniye gre yazar Irak- Acem(el-Cibal) blgesindendir ve muhtemelen Hemedanl veya Esterabadl d r Bu kitap Melik - uara Bahar taraf ndan Tahran 1318 de yay nlanm t r. Bkz. Mirza Muhammed Kazvini, Bist Makale, II, 221-228

1028

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

1029

10. Hamdullah- Mstevf el-Kazvin (. 750/1350), Tarih-i Guzide, Ad geen eser asl nda Cami t-tevarih in bir hulasas d r.Yaln z esere, daha sonra cereyan eden olaylarla ilgili baz ilavelerde bulunmu tur. Eserin bu k sm orjinaldir. 11. De tegi, Revdutu l-Ahbb: Sultan Hseyin dnemi Herat n n tan nm fakihlerinden biri olan De tegi, Emir Ali irnev nin emriyle Herat Sultaniyye Medresesi nde mderislik yapt . Ayn zamanda Herat Mescidu l-Camii nde de vaizlik yapmaktayd . Mellifi taraf ndan hicri 11 Zilhicce 889 tarihinde Herat ta bitirilmi olan bu kitab n yazmalar ndan biri orum Hasanpa a Ktphanesi nde bulunmaktad r. ki cilt eklinde olan bu yazman n ilk cildi bir siyer kitab mahiyetinde iken, ikinci cildi ise tabakt kitab mahiyetindedir. Bu eserlere erefeddin Ali el-Yezd (. 853/1449) taraf ndan yaz lan ve Timurlular dnemi tarihi olan Zafername, Hasan- Yezd (.855/1451 den sonra) nin Camiu-tevarih, Fasih-i Havf(. IX/XV yy ortalar ) nin Mcmel-i Fasih, Mirhond (.903/1498) un Ravzatu s-Safa, Hondmir (942/1535) in Habibs-Siyer adl kitaplar na da i aret etmek gerekmektedir. 3. ehir ve Blge Tarihleri 1. bn sfendiyar, Bahaddin Muhammed b. Hasan (. 613/1216 dan sonra) : Tarih-i Taberistan, n r: Abbas kbal Tahran 1320. Bu eserde Giln, Mazendern ve Deylemn yresi hakk nda nemli bilgiler mevcuttur. sfendiyr n bu kitab , Hazar denizinin gneyinde yer alan ve bazen Mazendern ad yla da an lan Taberistan blgesi ve burada hkm srm olan Bavend hanedan tarihi iin birinci el kaynak mahiyetindedir. 2. sfirz, Muinddin Muhammed ez-Zem el- sfirazi (. 899/1493-94), Kitabu Ravzari l-cent fi evsafi medineti l-Hert, iki cilt olan bu eser Seyyid Muhammed Kaz m- mam taraf ndan Tahran 1339 y l nda yay nlanm t r. sfirz nin bu eseri Herat kentinin tarihini ele almas na ra men bu kentin yer alm oldu u Afganistan blgesi hakk nda da nemli bilgiler iermektedir. 3. Beyhaki(= bn Funduk) , Zahirddin Ebul-Hasan Ali b. Zeyd; Tarih-i Beyhk, n r. , tsh ve talik: Ahmed Behmenyar, Tahran 1317/1938. Beyhak tarihi olan bu eserde Gazneliler ve Seluklular devri hakk nda nemli bilgiler bulunmaktad r. 4.Tarihu Sistn, Tahran da 1936 y l nda bas lm olan bu eser Sistn blgesi tarihi hakk nda de erli bilgiler sunmaktad r. 4. Biyografik Eserler 1. Kumm (.584/1189), Tarihul-Vzera: K vamddin b. K vamddin Dergzn nin vezirli i zaman nda mn ilik yapm olan Kumm, Bat ran (el-Cibal) blgesinde de bulunmu tur. Bu eser Muhammed Taki Dani -pijuh taraf ndan tahran da ne redilmi tir.

5. Seluknameler A. Byk Seluklular tarihi iin : 1. Zahirddin-i Ni aburi(. 582/1186), Seluknme, Irak Seluklu Sultan Arslan ah n (1161-1176) hocas olan Ni aburi d geen eserini onun zaman nda yazmaya ba lam ve halefi Sultan Tu rul III a ( 1176-1194) sunmu tur. Ni abur nin bu kitab d nda da Seluknmeler bulunmaktad r. Ravend (.604/1207) nin Rahatus-sudur ve ayet s-surur, adl kitab ile bn n-Nizam el-Hseyn nin, el-Uraza fil-hikayeti-Selcukiyye adl al mas bunlardan ikisidir. Bu al malardan Ravend nin kitab , Ni bur nin kitab n n kopyas mahiyetindedir. B. Anadolu Seluklular iin nemli kaynaklar: 1. Aksarayi, Kerimddin Mahmud, Msameretl-Ahbar ve Msayeretlahyar, yay. Osman Turan, Ankara 1944. TTK yay n . 2. bn Bibi (=Hseyin b. Ali el-Caferi er-Rugadi), el-Evamirl-Alaiyye fi lumuril-Alaiyye, I-II. Bu eser Mrsel ztrk taraf ndan Trke ye tercme edilerek Ankara da 1996 tarihinde yay nlanm t r. (Kltr Bakanl yay nlar ) H. W. Duda bu eseri bir hat rat kitab olarak grmektedir.113 6. Co rafi Eserler 1. bnu l-Belh (482 ?/1089) nin Farsnme,114 Seluklu Sultan Muhammed Tapar a ithaf edilmi olan bu eser Farsa yaz lm olan nemli Co rafya kaynaklar ndan biri olup, Fars blgesi ile ilgini nemli bilgiler iermekte olup le Strange nin de The Land of Calihps in kaynaklar aras nda yer almaktad r. 2. Hududu l-lem mine l- Ma rik ilel-Ma rib 372/982 y l nda Gnmz Afganistan n n kuzeyinde hkm sren sultanlardan Eb l-Hris Muhammed b. Ahmed e takdim edilen bu eserin yazar bilinmemektedir. lk co rafya kitaplar ndan olan ve Farsa olarak kaleme al nan bu eserde dnya belli blgelere ayr larak i lenmi tir. Ad geen eser Menuciher Stude taraf ndan tahkik edilerek Tahran da 1983 y l nda yay nlanm t r. 3. Mstevf el-Kazvin (740/1340 ) nin Nzhetu l-Kulb; G. Le Strange taraf ndan Londra da 1915 y l nda yay nlanm t r. Ayn zamanda onun The Land of Calihps (Buldnu l-Hilfe) adl al mas n n kaynaklar ndan biridir.

113

114

Herbert W. Duda, bn Bibi nin Seluk tarihi, arkiyat Mecmuas II ( stanbul 1958), s. 1. bnu l-Belh, Kitabu Farsnme, (n r. G. Le. Strange-R. A. Nicholson), Londra 1921. Farsa olarak kaleme al nm olan bu eser G. L. Strange nin dayand en nemli kaynaklardan birdir.

1030

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

SLM TAR H NDE METODOLOJ PROBLEM

1031

4. stahr (346/957) Kitabu'l-Meslik ve'l-Memlik. 115 Bu eserin orjinali Arapa olup De Geoje taraf ndan ne redilmi tir. Ancak sz konusu Arapa bask s eksiktir. Fakat bilinmeyen bir mtercim taraf ndan hicr be inci as rda yap lm olan Farsa evirisi ise tamd r. Nitekim kitab n orjinalini ne retmi olan De Geoje, eksiklerin bir k sm n bu Farsa nshaya dayanarak gidermeye al m sa da yine de baz eksiklikler gze arpmaktad r. Farsa nsha ise rec Ef r taraf ndan tahkik edilerek 1347 tarihinde Tahran da ne redilmi tir. 5.Nas r- Hsrev, Sefername. Arapa seyahatnameler aras nda bn Cbeyr in Rihle si nin sahip oldu u de er ve neme, Farsa seyahatnameler aras nda Nas r- Hsrev in Sefername sinin sahip oldu unu syleyebiliriz. 7. Siyasetnameler slm Tarihi kaynaklar ierisinde saymam z gerek Farsa kaynaklar ierisinde siyayetnmeleri de zikretmemiz gerekir. Bu trden gnmze gelmi olan en nemli eserler olarak; Keykavus(.475/1082-83) nin Kabusname si, Nizam l-Mlk (. 485/1092) n Siyastename veya Siyer-i Mluk ile Gazali(. 505/1111), Nasihatul-muluk (Arapa evirisi, et-Tibru l-Mesbuk fi Nasihati l-Muluk) adl kitaplar n zikredebiliriz. 8. Edebi Eserler a. Tezkireler 1. Avf(. 629/1232) Lubabl-Elbab, 116 Byk Seluklu Hakan Sultan Sencer in sanat ve sanat lara verdi i nemin gstermesi a s ndan nemli bir kaynakt r. 2. Devlet ah(. 792/, 896/1495), tezkiresi (Mecmeu - uara)117 aralar nda Byk Seluklular dneminde ya am olup ve Farsa yazan 105 airin biyografisini iermektedir. b. iir Divanlar : 1. Muizz, Emir - uara Ebu Abdullah Muhammed b. Abdlmelik Muizzi en-Ni aburi (. Thm. 521/1127), Divan- Muizzi, Abbas kbal taraf ndan Tah115

ran da 1318 tarihinde yay nlanm t r. Byk Seluklu hakan Sultan Sencer daha Horasan meliki iken onun saray na intisap etmi 400 ki iden olu an airlerinin ba na gemi ve Melik - uara lakab n alm t r. 18500 beyit tutan Divan Seluklu tarihilerinin kaydedemedi i birok bilgiyi ieren ve onlar n eserlerinin b rakt bo luklar tamamlayan bir zelli e sahip oldu u kaydedilmektedir. 2. Enver, Evhaduddin Ali b. Muhammed b. shak Enver-i Ebiverd (.562/1191 den sonra), Divan- Enver, iki cilt olan bu eser Muhammed Taki Mderris-i R zav taraf ndan Tahran da 1364 de yay nlanm t r. Bu eserlere Herat Nizamiyesi mezunu Edib Sabir, ihabuddin, erefldeba (. 537-542/1143-1148 aras ) nin divan ; A mak- Buhari(. 542371149), ihabuddin A mak- Buhari nin Divan- A mak- Buhari, Tahran 1334; Gazneli ve Seluklu saraylar nda bulunmu ve Sistan meliki Tacddin Ebul-Fazl Nasr n Divan- n a reisli i yapm olan Abdulvasi-i Cebeli, Abdlvasi b. Abdulcami Garcistani,(. 555/1160) nin Divan- Abdlvasi- Cebeli, I-II, ihtimam, tashih ve thk: Zebihullah Safa, I (Kasaid), Tahran h . 1339/1960 kitaplar ile Re idddin Vatvat (. Thm. 573/1177) n Divan 118 ile Hakan-yi irvani ve Nizam-yi Gencev nin Divanlar n da zikretmemiz gerekmektedir. c. Mensur Eserler: 1.Nizamiy-i Aruzi nin ehar Makale si, XII. yzy ldaki ilm ve edeb faaliyetler konusunda orijinal bir kaynak olan bu eser, hkmdarlar n seferde ve hazarda yanlar nda bulunan drt grevli grubu hakk nda nemli bilgiler iermektedir. Bu drt gurup ise air, katip, mneccim ve tabiplerdir. Eser Gri hkmdarlar ndan birisine ithaf etmi tir.

116

117

De Geoje taraf ndan ne redilen stahr nin Kitabu'l-Meslik ve'l-Memlik adl eserinin Arapa bask s nda baz eksiklikler bulunmaktad r. De Geoje bu eksiklerin kimisini bizim kulland m z Farsa tercmesinden gidermeye al m sa da yine de baz eksiklikler gze arpmaktad r. Farsa tercmesi ise hicri be inci ve alt nc yzy llar nda yap lm ve mtercimi bilinmemektedir. Eser rec Ef r taraf ndan tahkik edilerek 1347 tarihinde Tahran da ne redildi. Sedddin Muhammed b. Muhammed b. Yahya Avf-yi Buhari, Lubabl-Elbab, II, say ve ihtimam: Edward Brawn, Leiden 1903. Devlet ah b. Aladdevle Semerkandi, Tezkire-i uara, I, (n r. Brown, Bombay 1305), ev. Necati Lugal, stanbul 1990.

118

Bu eser Harezm ah sultan Ats z ve Seluklu Sultan Sencer in yan s ra bu dnemde ya am ok say da devlet adam hakk nda yaz lm , kaside ve k talar iermektedir.

1032

SLM L MLERDE METODOLOJ / USL PROBLEM

Prof. Dr. brahim Sar am n Mzakerecilere Cevab Biraz nce a taksiminin gzden geirilmesi gerekti ine i aret edildi. Bu husus ara t rmalarda ok nemli. XVII. yzy l n sonlar ndan itibaren Bat da kabul edilen Avrupa tarihi merkezli a taksimi, daha sonra yayg nla m ve benimsenmi tir. Szgeli i Seignobos, XIX. yzy l n sonlar nda kaleme ald Trh-i Medeniyet adl eserinde de kullan yor. zerinde durma ihtiyac hissedilmeden al nan bu taksim, bizim ilk retim okullar kitaplar na var ncaya kadar girmi tir ve halen de kullan lmaktad r. Oysa, ba ta slm Tarihi olmak zere, Avrupa d ndaki milletlerin tarihi, bu kal ba s mamaktad r. Hatta, Kafeso lu nun da belitti i gibi, genel dnya tarihi iin tatbiki bile mmkn de ildir. Bu bak mdan yeni a taksimi denemelerine ihtiya vard r. Son zamanlarda baz denemelere ahit olunuyor. Szgeli i . Teoman Dural , al lagelmi Avrupa merkezli bak a s ndan farkl bir tasnif yapm t r. Onun tasnifini u ekilde zetleyebiliriz: 5000-0: lka ; 1-622: Ortaa ; 622-1450;Yenia 1; 1450-1650: Yenia II; 1650-a da . Bu tasnifte Teoman Dural , Ortaa a Hristiyanl n, Yenia I e slm ve fennin damgas n vurdu unu belirtiyor. S n fland rman n detay , yazar n a da Kresel Medeniyet adl kitab nda yer almaktad r. Cahit Baltac hocam trih mekanlar n bilinmesi hususuna i aret etti. Bu da ok nemli bir konu. Bizim, hem siyas tarihi, hem de kltr tarihini iine alan, slm Tarihi ve Medeniyeti Atlas ad alt nda, ansiklopedi eklinde haz rlamay hedefledi imiz bir proje tasla m z var. Gerekle ti i takdirde hem ara t rmac lara ve hem de genel okuyucuya harita destekli bilgi sa lanaca n mit ediyoruz. Te ekkr ederim.

You might also like