You are on page 1of 49

USUL-U KF

TEVHD KTABI

(Akl ve Cehalet, lmin Fazileti, Tevhid, Hccet)


Sigatu'l-slm Ebu Cafer Muhammed b. Yakub b. shak el Kuleyn (l. h. 329)

Mtercim: Vahdettin nce &Arapa Tatbik: Hamid Turan &Trke metni gzden geiren Prof. Dr. Hseyin HatemiTarama & Tashih : Muhammed EK

eKitap: Muhammed H.PEK

TEVHD KTABI

1) LEMN SONRADAN VAREDLML VE VAREDCSNN SBATI BABI l-(211)...Hiam b. Hakem syledi: Msr'da bir zndk (ateist) vard. Bu adam, Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm)nbaz szlerini duymutu. Onunla tartmak iin Medine'ye geldi; fakat orada mam' gremedi, ona mam Mekke'ye gitti, dediler. O da mam'n peinden Mekke'ye geldi. Biz Ebu Abdullah ile beraberdik. Adam bizimle karlat. Biz de Ebu Abdullah ile birlikte Kbeyi tavaf ediyorduk. Adamn ad Abdulmelik, knyesi de Ebu Abdullah't. Adam, omzunu Ebu Abdullah'n omzuna dokundurdu. Ebu Abdullah (aleyhisselm) ona: Adn nedir? diye sordu. -Adam: "Adm, Abdulmelik'tir / Hkmdarn kulu." dedi. -mam: Peki, senin knyen nedir? diye sordu. -Adam: "Ebu Abdullah / Allah'n kulunun babasdr." dedi. Ebu Abdullah ona dedi ki: Senin kulun olduun bu hkmdar kimdir? Yeryzndeki bir hkmdar m yoksa gkteki bir hkmdar m? Syle bakaym, senin olun, gkteki ilhn m kuludur yoksa yerdeki bir ilhn m? stediini syle, annda cevabn alrsn, btn grlerin rtlr. Hiam b. Hakem der ki: Zndk adama dedim ki: "Niin cevap vermiyorsun?" -Adam dedi ki: Onun huzurunda izni olmadan konumak irkin kaar. -Ebu Abdullah dedi ki: Tavaf tamamladmz zaman yanmza gel. mam Ebu Abdullah (aleyhisselm) tavaf bitirince ateist yanna geldi. Ebu Abdullah'n karsna oturdu. Hepimiz onun yannda toplanm bulunuyorduk. Ebu Abdullah ateiste sordu: Sen, yerin altnn ve stnn olduunu biliyor musun? -Adam: "Evet." dedi. -Peki, yerin altna girdin mi? diye sordu. -Adam: "Hayr." dedi. -yleyse yerin altnda ne olduunu nereden biliyorsun? dedi. -Adam: "Bilmiyorum; ama yerin altnda bir ey olmadn zannediyorum." dedi.

Ebu Abdullah (aleyhisselm): Zan, kesin bilgi sahibi olunamayan bir meselede aresizliin gstergesidir. dedi. Sonra unu syledi: Peki, ge ktn m? -Adam: "Hayr." dedi. - Orada ne olduunu biliyor musun? diye sordu. Adam: "Hayr." dedi. Bunun zerine mam yle buyurdu: Sana hayret ediyorum! Douya gitmemisin, batya ulamamsn, yere inmemisin, ge kmamsn, gn snrlarn amamsn, tesinde neler olduunu bilmiyorsun! Bununla beraber buralardakileri (Evrene egemen olan dzeni, yaratcnn varlna delalet eden olaanst plan) inkr ediyorsun! Akll bir insan bilmedii bir eyi inkr eder mi? Ateist adam dedi ki: Senden baka kimse benimle bu ekilde konumamt. Ebu Abdullah (aleyhisselm) dedi ki: Bununla beraber sen, bu hususta phe iindesin. Byle olabilir de, olmayabilir de, diye kuku duyuyorsun! -Adam: "Olabilir." dedi. Ebu Abdullah dedi ki: Ey Adam! Bilmeyenin, bilen birine kar ileri srebilecei bir kant olmaz. Cahilin kant olamaz. Ey Msrllarn kardei! Beni iyi dinle ve szlerimi iyice anla. nk; biz hibir zaman Allah hakknda pheye dmeyiz. Gne'i ve Ay', ufuklardan belirip dnyay kaplayan geceyi ve gndz grmez misin-ki hi yanlmazlar, dnml olarak yer deitirirler. Bir iradeye uymakla ykmldrler ve iinde bulunduklar yrngeden baka bir yerleri yoktur. Eer gitmeye gleri yetseydi niin dnsnlerdi ki? ayet bir iradenin direktiflerine uymakla ykml olmasalard, niin gece gndze, gndz de geceye dnmesindi? Mecburdurlar. Allah'a yemin ederim ki, srekli olarak bulunduklar yrngede hareket etmeye onlar mecbur klan da, onlardan daha fazla hikmet sahibidir, onlardan daha byktr. Ateist adam dedi ki: Doru sylyorsun! Ardndan Ebu Abdullah (aleyhisselm) szlerini yle srdrd: Ey Msrllarn kardei! Sizin savunduunuz ve "dehr/zaman" olduunu sandnz ey, insanlar gtryorsa, niin onlar bir daha geri getirmiyor? ayet getiriyorsa, niin geri gtrmyor? Ey Msrllarn kardei, herkes bir irade karsnda aresizdir. Gk ykseltilmi, yer serilmitir. Niin gk, yerin zerine dmez? Yer, neden katmanlar zerine yuvarlanmaz, yerle gk niin birbirine arpmaz ve yerin zerindekiler neden birbirine girmezler? Zndk dedi ki: Onlar Rableri ve efendileri olan Allah tutuyor.

Bylece zndk adam, Ebu Abdullah'n araclyla iman etti. Humran, mam'a dedi ki: Sana kurban olaym, zndklar senin araclnla iman ettikleri gibi kfirler de, senin baban araclyla iman etmilerdi. Ebu Abdullah'n araclyla iman eden kii dedi ki: Beni rencin yapar msn? Ebu Abdullah dedi ki: Ey Hiam b. Hakem! Bunu yanna al ve onu eit. amllarn ve Msrllarn retmeni1[1] olan Hiam, ona slm' retti. Adam tertemiz bir inanca sahipti. mam Sadk (aleyhisselm) ondan memnundu. 2-(212)...Ahmed b. Muhsin el-Miysem yle rivayet eder: Bir gn Ebu Man-sur el-Mutatabbib'in yanndayken bana dedi ki: Bir arkadam, bana yle anlatt: Ben, bn Ebu'l-Avca ve Abdullah b. Mukaffa' Mescid-i Haram'da idik. Bir ara bn Mukaffa' yle dedi: u grdnz kalabalk var ya! -eliyle tavaf edenleri gstererek- Bunlardan hibiri, insanlk niteliini hak etmiyor. urada oturan yal adam hari. -Ebu Abdullah (Cafer b. Muhammed aleyhisselm)kastediyor- Dierleri be para etmez leler ve davarlar srsnden farkszdr. bn Ebu'l-Avca ona dedi ki: Neye dayanarak insanlk niteliini sadece bu yal adama yaktryorsun ve dierlerini bu nitelemeye layk grmyorsun? bn Mukaffa' dedi ki: nk dierlerinde grmediim erdemi, onun yannda grdm. Bunun zerine bn Ebu'l-Avca yle dedi: Senin dediin gibi olup olmadn renmek iin onu snamak kanlmaz oldu. bn Mukaffa': "Yapma! nk senin kafan kartrmasndan korkarm." dedi. Dedi ki: Senin korkun bu deildir, bilkis o yal adama verdiin deerden dolay yanmdaki konumunun zayflamasndan korkuyorsun. Bunun zerine bn Mukaffa' yle dedi: Mademki, benim hakkmda byle bir vehme kapldn, yleyse kalk ona git. Fakat elinden geldiince srmemeye al. Dizginlerini bsbtn onun eline kaptrma (baz grlerine eilim gsterme). Yoksa (benimsediin bu grlerinden hareketle) senin elini ayan balar (kaacak yol bulamazsn). Neyin lehine ve neyin aleyhine olduunu iyi belle. bn Ebu'l-Avca kalkp gitti, ben ve bn Mukaffa' oturduumuz yerde kaldk. bn Ebu'l-Avca yanmza geldiinde yle dedi: 1[1]- Veya Hiam'n slm' retmesiyle adam, amllarn ve Msrllarn retmeni haline geldi. [ev.]

Yazklar olsun sana, ey bn Mukaffa'! Bu adam kesinlikle bir beer deildir. Eer ruhaniler bedende bulunuyorlarsa, dilediklerinde grnyor, dilediklerinde gizleniyorlarsa, ite bu adam onlardan biridir. bn Mukaffa' ona dedi ki: Bu kanaate nasl vardn? Dedi ki: Yanna oturdum. Yannda benden baka kimse kalmaynca o, benden nce sze balad ve yle dedi: Eer bunlar-tavaf eden Mslmanlar kastediyor- doruysa onlar kurtuldular, sizler helak oldunuz. Eer sizin dediiniz doruysa o zaman sizle bunlar eit konumdasnz. Dedim ki: Allah sana merhamet etsin, biz ne sylyoruz, onlar ne sylyorlar? Benimle onlarn gr birdir. Dedi ki: Seninle onlarn gr nasl bir olabilir ki? Onlar, ldkten sonra dirileceklerine, dnyadan sonra bir ahiret hayatnn olduuna, sevaba ve azaba inanyorlar, gkte bir ilhn olduuna ve gklerin mamur olduuna iman ediyorlar. Siz ise gklerin harap olduunu, orada kimsenin bulunmadn savunuyorsunuz. Ebu Abdullah'n bu szlerini frsat bildim ve dedim ki: "Eer durum onlarn syledikleri gibi ise niin bu ilh, yaratt insanlara grnmyor, onlar kendine ibadet etmeye davet etmiyor? Eer yle yapsayd hi kimse bu hususta farkl bir gr savunamazd. Neden gizlenerek peygamber gnderme gereini duydu? Eer dorudan kendini gsterseydi bu insanlarn iman etmeleri hususunda daha etkili olmaz myd?" Dedi ki: Yazklar olsun sana! Senin varlnda kudretini sana gsteren birinin gizli olduunu nasl syleyebiliyorsun? Hibir eyken var oluunu, kklkten sonra bykln, byklkten sonra kln, zayflktan sonra gleniini, gllkten sonra zayf oluunu, salktan sonra hasta oluunu ve hasta olduktan sonra salna kavuman, fkenden sonra honut oluunu, honut oluundan sonra fkeleniini, sevincinden sonra zln, zlmenden sonra sevinmeni... Nefretinden sonra sevgini, sevginden sonra nefretini, gecikmenden sonra kararlln, kararllndan sonra gecikmeni, istekliliinden sonra isteksizliini, isteksizliinden sonra istekliliini, kanmandan sonra ynelmeni, ynelmenden sonra kanman, umutsuzluundan sonra umudunu, umudundan sonra umutsuzluunu, zihninde olmayan hatrlamam ve zihninde olduuna inandn eyin yok oluunu grmez misin? "Bana srekli olarak Allah'n kudretinin nefsimdeki somut belirtilerini sayyordu ve ben bunlarn hibirini reddedemiyordum. yle ki ok gemeden bu tartmada bana stnlk salamasndan korktum." Yine ondan, o da baz arkadalarmzdan merfu olarak Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm)nkendisine ynelttii soruya karlk olarak bn Ebu'l-Avca'nn daha ok aklamada bulunduunu belirterek yle rivayet eder: bn Ebu'1-Avca, ikinci gn Ebu Abdullah'n meclisine geri dnd. Bir yere oturdu, konumadan ylece sessiz bekledi.

Ebu Abdullah ona dedi ki: Bana yle geliyor ki, nceki tartmamz srdrmek iin geldin! Dedi ki: Bunu istedim, Ey Reslullah'n olu! Ebu Abdullah (aleyhisselm) dedi ki: artc bir davran! Allah' inkr ediyorsun; ama benim Allah'n elisinin ocuu olduumu kabul ediyorsun. Dedi ki: Az alkanlyla byle syledim, inandmdan deil. Bunun zerine lim ona: Seni konumaktan alkoyan nedir? diye sordu. Dedi ki: Senin grkemin ve heybetin karsnda dilim dnmyor. Ben bu gne kadar nice lim grdm, nice kelamcyla tarttm, bunlarn hi birinin heybetinden seninki kadar etkilenmedim. Dedi ki: Byle olur. Fakat ben sana bir soru soraym, sen buna karlk ver. Ardndan yle dedi: Sen, yaplm (yaratlm) msn yoksa yaplmam (yaratlmam) msn? .. Abdulkerim b. Ebu'1-Avca dedi ki: Bilkis ben, biri tarafndan yaratlmamm. lim (aleyhisselm) dedi ki: yleyse syle bakaym, eer biri tarafndan yaratlm olsaydn, nasl olurdun? Abdulkerim uzun sre cevap veremeden ylece kalakald. Sonra nnde duran bir ple oyalanarak bir yandan da unlar sylemeye alt: "Yaratlm varlklar uzun, geni, derin, ksa, hareketli ve hareketsiz olurlar. Btn bunlar bir eyin yaratldn gsteren niteliklerdir." lim (aleyhisselm) ona yle dedi: Eer yaratlmln nitelikleri olarak bunlardan baka bir eyi bilmiyorsan, kendini de yaratlm kabul etmen gerekir; nk kendinde de bu nitelikleri bulabilirsin. Abdulkerim, mam'a yle dedi: Bana yle bir soru sordun ki, senden nce hi kimse byle bir soru sormamt ve senden sonra da kimse benzeri bir soru soracak deildir. Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm) yle dedi: Varsayalm ki bundan nce sana byle bir soru sorulmadn bildin. Peki, bundan sonra byle bir sorunun sana sorulmayacan nereden biliyorsun? stelik ey Abdulkerim, bu szlerinle sen kendinle eliiyorsun. nk sen varlklarn ezelden beri eit konumda olduklarn ileri sryorsun. Peki, o zaman nasl oluyor da baz eylere ncelik, bazlarna da sonralk niteliini yaktryorsun?

mam ardndan unlar syledi: Ey Abdulkerim, sana biraz daha aklamada bulunaym. Diyelim ki, senin bir kesen var ve bu kesenin ii mcevher doludur. Bir adam sana: "Kesende dinar var m?" diye sorsa ve sen de kesede dinar olmadn belirtsen, sonra bu adam sana: "yleyse bana dinarlar vasfet" dese, stelik senin de dinarlarn sfatlar hakknda bir bilgin olmazsa, bilmediin halde kesede dinar olmadn ifade edebilir misin? -Adam: "Hayr." dedi. -Bunun zerine Ebu Abdullah yle buyurdu: Evren de keseden daha uzun ve daha genitir. Evrende yle bir varlk olabilir ki, sen bunun hakknda bilgi sahibi olmayabilirsin. nk sen, bir varl gremeden onu vasfedemiyorsun. Abdulkerim ylece kalakald. Bu konuma ve tartma sonunda onun baz arkadalar slm' kabul ettiler, dier baz arkadalar da onunla birlikte eski anlaylarn srdrdler. nc gn tekrar geldi ve dedi ki: "Bir soru sormak istiyorum." Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm) dedi ki: stediini sorabilirsin. -Adam: "Cisimlerin sonradan var olduklarnn kant nedir?" diye sordu. -mam buyurdu ki: evremde grdm kk veya byk bir eye, kendi cinsinden baka bir ey katld zaman mutlaka eskisinden daha byk olur. Bu olay bir zeval olu ve ilk durumdan farkllamadr. Eer cisim ncesiz (kadim) olsayd zeval bulmaz, durumsal olarak deiime uramazd. nk, zeval bulan ve duramsal deiiklie urayan bir eyin var olmas ve varoluunun iptal olmas da caizdir. Yok oluundan sonra var olmasyla sonradan olma (hadis) varlklar snfna girer. Ayn ekilde var oluundan nce de yoklar snfna dhil olur. ncesizlik ve yokluk, sonradan olma ve kadimlik nitelikleri, ayn varlkta bir araya gelemezler. Bunun zerine Abdulkerim dedi ki: "Varsayalm ki, kklk ve byklk durumlarnn iki farkl zamanda deiime uramalar, senin sylediin gibi onlarn sonradan olma varlklar olduklarnn kantdr. Peki, varlklar her durumda kklk niteliklerini korurlarsa, bunlarn sonradan olma varlklar olduklarn nasl kantlayacaksn?" lim (aleyhisselm) buyurdu ki: u anda var olan objektif lemle ilgili olarak konuuyoruz. Eer bu objektif lemi ortadan kaldrsak ve onun yerine baka bir evren yerletirsek bu, ortadan kaldrdmz ve yerine baka evreni yerletirdiimiz lemin sonradan olma bir varlk olduundan te bir eye dellet etmez; ancak ben sana bizi kantlarnla susturmay planladn yntemi esas alarak cevap vereceim. Biz diyoruz ki: Varlklar eer kklk nitelikleri zere devam ederlerse, zihinlerde srekli yle bir dnce yer alr: Bir varlk ne zaman kendisi gibi bir varla katlrsa daha byk olur. Hacminde deiikliin meydana gelmesini zihinsel olarak caiz grdmz anda da onu ncesizlik kategorisinden karm oluruz ve deiime uramas da sonradan olma varlklar snfna girmesi demektir. Senin iin bundan baka k yolu yoktur, ey Abdulkerim.

Adam bu cevap karsnda tartmay kesti, utan iinde ban ne edi. Bir sonraki sene onunla Kbede bir kez daha karlatlar. mam'n iasndan bazlar dediler ki: "bn Ebu'1-Avca Mslman olmu." lim (aleyhisselm) buyurdu ki: O, krdr, Mslman olamaz. Adam mam' grnce: "Efendim, dostum!" dedi. lim (aleyhisselm): Buraya niin geldin? dedi. Adam dedi ki: Vcudun alkanlndan ve memleketin geleneklerinden dolay geldim. Bir de insanlarn deliliini, tra olularn ve ta atlarn grmek istedik. lim dedi ki: Sen, hl eski inadn ve sapkln zeresin ey Abdulkerim! Abdulkerim sylenerek oradan ayrld. lim (aleyhisselm) buyurdu ki: Hacda kavga, mcadele olmaz. Sonra hrkasn eliyle silkeledi ve dedi ki: Eer senin dediin gibiyse -senin dediin gibi deildir- biz de sen de kurtulduk. Ama eer bizim dediimiz gibiyse -ki bizim dediimiz gibidirbiz kurtulduk, sen helak oldun. Bunun zerine Abdulkerim yanndakilere dnerek: "Kalbimde bir ar hissediyorum beni geri gtrn." Adamlar onu oradan uzaklatrrlarken ld. Allah rahmet etmesin. 3-(213)...Muhammed b. Abdullah el-Horasan yle rivayet ediyor: Bir gn bir zndk (ateist), Ebu'l-Hasan (aleyhisselm)nyanna geldi. O srada mam'n yannda bir grup insan bulunuyordu. Ebu'l-Hasan (aleyhisselm) dedi ki: Ey Adam! Sence, gerek sizin ileri srdnz gibiyse -ki yle deildir-bizle siz, er'an eit olmaz myz? Byle bir durumda kldmz namazn, tuttuumuz orucun, verdiimiz zektn ve getirdiimiz imann bize bir zarar olmaz deil mi? Adam sustu. Ebu'l-Hasan (aleyhisselm) devam etti: ayet gerek bizim sylediimiz gibiyse -ki yledir- siz helak olursunuz, biz de kurtuluruz. Adam unlar syledi: Allah sana rahmet etsin. Bana Allah'n nasl ve nerede olduunu anlat.

mam dedi ki: Yazklar olsun sana! Gittiin yol yanltr. Nereyi, neresiz, nere yapan (mekn, meknsz, mekn yapan) O'dur ve nasl, naslsz, nasl yapan O'dur. O, nasllkla, neredelikle bilinmez, duyularla kavranmaz ve hibir eyle mukayese edilmez. Adam dedi ki: Hibir duyuyla kavranmadna gre O, hibir ey deil midir? Ebu'l-Hasan (aleyhisselm) dedi ki: Yazklar olsun sana! Duyularnn kavramaktan aciz olduklar bir zatn Rabliini inkr m ediyorsun? Buna karlk bizim duyularmz O'nu kavramaktan aciz kaldklarnda kesin olarak O'nun Rabbimiz olduunu ve her hangi bir varla benzemediini anladk. Adam dedi ki: O halde bana O'nun ne zamandan beri var olduunu haber ver. Ebu'l-Hasan (aleyhisselm) dedi ki: Sen bana O'nun ne zamana kadar var olmadn haber ver, ben sana ne zamandan beri var olduunu haber vereyim. Adam dedi ki: O'nun varlna ilikin kantnz nedir? Ebu'l-Hasan (aleyhisselm) dedi ki: Bedenime baktm zaman, enine ve boyuna bir eklemede veya eksiltmede bulunamadm, ona ynelen zararlar bertaraf edemediimi ve yararl eyleri bedenime ekemediimi gzlemledim. O zaman anladm ki, bu yapnn bir ustas vardr ve bu ustann varln kabul ettim. Bunun yannda btn gk cisimlerinin O'nun kudretiyle yrngelerinde dndklerini, bulutlarn oluumunu, rzgrlarn sevk ve idare ediliini, gnein, ayn ve yldzlarn yrngelerinde akp gidiini ve bundan baka daha nice ilgin, dzenli oluum ve yaplar gzlemledim. Btn bunlar akllara durgunluk veren apak kantlardr. Dndm ki bunlarn bir planlaycs, meydana getiricisi olmaldr. 4-(214) ...Muhammed b. shak yle rivayet etmitir: Abdullah ed-Deyesan Hiam b. Hakem'e sordu: Senin Rabbin var mdr? - "Evet, var." dedi. - "Peki, bu Rabbin kadir midir?" diye sordu. - "Evet, kadirdir ve kar konulmaz gce sahiptir." Dedi ki: Dnyay kltmeden ve yumurtay bytmeden btn dnyay yumurtann iine sokabilir mi? Hiam dedi ki: Bu soruya cevap vermem iin bana sre ver.

Dedi ki: "Sana bir yl sre verdim." Sonra oradan ayrlp gitti. Hiam bineine binerek Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm)nyanna gitti, huzuruna girmek iin izin istedi, mam ona izin verdi. Hiam dedi ki: Ey Reslullah'n olu, bana Abdullah ed-Deyesan yle bir soru sordu ki, bu soruya cevap vermek iin Allah'a ve sana dayanmaktan baka are yok. Ebu Abdullah dedi ki: Ne sordu sana? Dedi ki: Bana yle yle sordu. Ebu Abdullah (aleyhisselm) dedi ki: Ey Hiam, ka duyun var? Dedi ki: Be duyum var. Buyurdu ki: Bunlardan hangisi daha kktr? Dedi ki: Grme duyusu... Dedi ki: Peki, grme duyusunun ap ne kadardr? Dedi ki: Bir mercimek kadar veya ondan daha kktr. Dedi ki: Ey Hiam! n tarafna ve st tarafna bak ve ne grdn bana anlat. Dedi ki: G, yeri, evler, saraylar, kara paralar, dalar ve nehirler gryorum. Dedi ki: Senin grdn bunca varlklar bir mercimein veya ondan daha kk bir eyin iine girdirmeye g yetiren Allah, dnyay kltmeden ve yumurtay da bytmeden btn bir dnyay yumurtann iine sokabilir. Hiam derhal mam'a sarld, ellerini, ban ve ayaklarn pmeye balad ve yle dedi: Bu kadar bana yeter ey Reslullah'n olu! Sonra evine dnd. Ertesi sabah, ed-Deyesan yanna geldi ve yle dedi: Ey Hiam! Sana selm vermek iin geldim, cevap almak iin deil. Hiam ona dedi ki: Eer cevap almak iin geldiysen ite cevabn. ed-Deyesan onun evinden ayrld. Ebu Abdullah'n kapsna geldi. eri girmek iin izin istedi, girmesine izin verildi. Oturur oturmaz dedi ki: Ey Cafer b. Muhammed! Bana mabudumu gster!

Ebu Abdullah ona dedi ki: Senin adn nedir? Adam, ismini sylemeden oradan ayrld. Arkadalar dediler ki: Niin adn ona sylemedin? Dedi ki: Eer admn, Abdullah olduunu syleseydim bana yle diyecekti: Senin, kulu olduun zat kimdir? Arkadalar dediler ki: Ona dn ve sana mabudunu gstermesini ve adn sormamasn iste. Adam mam'n yanna geri dnd ve dedi ki: Ey Cafer b. Muhammed! Bana mabudumu gster; ama benim adm sorma! Ebu Abdullah (aleyhisselm) ona dedi ki: Otur! O srada mam'n ocuklarndan biri, elindeki bir yumurtayla oynuyordu. Ebu Abdullah (aleyhisselm) ocua dedi ki: Ey ocuk, yumurtay bana ver. ocuk yumurtay verdi. Ebu Abdullah adama dnd: Ey Deyesan! Bu salam bir kaledir. zeri kaln bir kabukla rtlmtr. Bu kaln kabuun altnda da ince bir zar vardr. nce zarn altnda altn renginde akkan bir tabaka ve gm renginde sv bir tabaka yer alyor. Ne altn rengindeki akkan madde gm rengindeki sv maddeye karyor, ne de gm rengindeki madde altn rengindeki akkan maddeye karyor ve bu durumu da deimeden devam ediyor. Bununla beraber onun iinden slih bir kimse kp da onun slih oluunu haber vermedii gibi bozguncu biri de iine girip bozuk olduunu haber vermiyor. Kimse erkek mi, dii mi olarak yaratldn bilmez. Acaba Tavus kuu gibi rengrenk alacak m yoksa onun bir planlaycs m vardr? Bu rnek karsnda adam bir sre ban ne edi, sonra: "Allah'tan baka ilh olmadna, Onun tek ve ortaksz olduuna tanklk ediyorum ve Muhammed'in onun kulu ve Resul, senin de Allah tarafndan grevlendirilen bir imam ve insanlara sunulan "hccet / kant" olduuna tanklk ediyorum. Daha nce sahip olduum dnceden dolay tevbe ediyorum." 5-(215)...Hiam b. Hakem Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm)nyanna gelen zndkla ilgili hadisin kapsamnda mam'n yle konutuunu rivayet eder: Senin szlerinden onlarn iki tane olduklarn dndne ilikin bir anlam seziliyor. Sanyorsun ki, onlar ya gl ve kadimdirler yahut zayftrlar ya da biri gl biri de zayftr. ayet gl iseler niin biri dierini bertaraf etmiyor ve tek bana egemenliini kurmuyor? ayet birinin gl dierinin de zayf olduunu ileri sryorsan bu, Onun bizim de sylediimiz gibi "bir" olduunu kantlar. nk ikincisinin acizlii aktr. ,

Eer desen ki: Onlar ikidirler. O zaman bunlarn her adan ittifak etmeleri veya her adan ayrlmalar zorunlu olur. Buna karlk biz varlklarn belli bir dzen iinde olduklarn, gk cisimlerinin belli bir yrngede akp gittiklerini ve btn varlklara bir tek planlamann egemen olduunu, gzlemlediimiz geceyi, gndz, gnei ve ay belli bir sistem dhilinde gerekleen fenomenler olduklarn grdmz iin bunun emrin ve planlamann sahihliinin kant olarak algladk. Emir ve planlamann uyumunu anladk. Buradan hareketle planlaycnn, idarecinin bir tek olduunu kavradk. Kald ki, onlarn iki tane olduklarn iddia etmen durumunda aralarnda bir akln bulunduunu da sylemen gerekir. Yoksa iki tane olamazlar. Bu durumda aralarndaki aklk da onlarla birlikte kadim bir nc olarak belirginleir ve zorunlu olarak ilhlarn saysnn olduunu kabul etmek durumunda kalrsn. tane olduklarn iddia ettiin zaman da tpk iki iken sylediin gibi aralarnda bir aklk olduunu sylemen gerekir, bylece kadm ilhlarn says senin andan bee kar. Sonra bu say sonsuza kadar uzanr gider. Hiam der ki: Zndk bu noktada ancak u soruyu sorabildi: Yaptn aklamalardan Onun bir tek ilh olduu anlalyor. O halde Onun varlnn kant nedir? Ebu Abdullah dedi ki: Fiillerin varl, kendilerini gerekletiren failin varlna delalet eder. Salam ve muhkem bina edilmi bir yapya baktn zaman yapan grmemi, bizzat tank olmam olsan bile bunu bir ustann yaptm bilmez misin? Dedi ki: Peki, nedir O? Buyurdu ki: Her eyden farkl bir eydir. Sen benim bu szm, anlamn isbat eklinde algla. O, "ey"liin gerek anlamyla bir "ey"dir; ancak cisim ve suret deildir. Gzle grlmez, elle tutulmaz, be duyu organyla alglanmaz. Zihinler O'nu kavrayamaz, zamann gemesiyle ypranp eksilmez, akp giden zamanlar O'nu deitirmez. 6-(216)...Ebu Said ez-Zuhr, Ebu Cafer (Muhammed Bakr aleyhisselm)dan unlar dinlemi: Yce Rabbin boyun edirdii yaratlmlar, Rabbin kar durulmaz egemenlii, Rabbin apak ululuu, Rabbin gz kamatrc nuru, Rabbin doru kant, kullarn dillerinden dklen gerekler, peygamberler araclyla gnderilen mesajlar ve kullara indirilen rahmet, akl sahipleri iin Rabbin varln, birliini kantlamak asndan yeterlidir. 2) ALLAH'TAN "EY" DYE SZ ETME BABI 1-(217) ...Abdurrahman b. Ebu Necran yle rivayet eder: Ebu Cafer (Muhammed Bakr aleyhisselm)'atevhidle ilgili bir soru sordum ve dedim ki: "Allah' "ey" olarak tasavvur edebilir miyim? Dedi ki: Evet, ama aklen kavranamayan, snr biilemeyen bir ey. Senin zihninde beliren bir ey O'ndan ayrdr. Hibir ey O'na benzemez, zihinler O'nu kavrayamaz. Zihinler nasl O'nu

kavrayabilsinler ki, O, aklen alglanan her eyden ayrdr, zihinlerde tasavvur edilen her eyden farkldr; ancak aklen alglanamayan ve snr biilemeyen bir ey olarak tasavvur edilebilir. 2-(218) ...Hseyin b. Said yle rivayet eder: Ebu Cafer Sani (Muhammed b. Ali el-Cevd aleyhisselm)asoruldu: Allah eydir demek, caiz midir? Dedi ki: Evet, ama O'nu iki snrlandrmann dnda tutmak kouluyla. Biri ilhln geersiz klacak snr, dieri de baka varlklara benzeme snr. 3-(219) ...Ebu'l-Mera merfu olarak Ebu Cafer (Muhammed Bakr aleyhisselm)'dan yle rivayet eder: Allah, yarattklarndan ayr ve yarattklar O'ndan ayrdrlar. Allah dnda ey diye adlandrlan her varlk, Allah tarafndan yaratlmtr. 4-(220)...Zurare b. A'yen yle rivayet eder: Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm)nyle dediini duydum: Allah, yarattklarndan ayr ve yarattklar da Ondan ayrdr. Allah dnda ey diye nitelendirilen her varlk, her ey, yaratc Allah tarafndan yaratlmtr. "Benzeri gibi hibir ey bulunmayan Allah mnezzehtir. O, iitendir, bilendir." (ura, 11) 5-(221) ...Hayseme, Ebu Cafer (Muhammed Bakr aleyhisselm)danyle rivayet eder: Allah, yarattklarndan ayr ve yarattklar da O'ndan ayrdr. Allah dnda ey diye nitelendirilen her varlk, her eyin yaratc Allah tarafndan yaratlmtr. 6-(222)...Hiam b. Hakem, Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm)dan yle rivayet eder: Kendisine, "Allah nedir?" diye soran zndka mam u cevab verdi: Her eyden farkl bir eydir. Sen benim bu szm, anlamn ispat eklinde algla. O, eyliin gerek anlamyla bir eydir; ancak cisim ve suret deildir. Gzle grlmez, elle tutulmaz, be duyu organyla alglanmaz. Zihinler O'nu kavrayamaz, zamann gemesiyle ypranp eksilmez, akp giden zamanlar O'nu deitirmez. Soruyu soran adam dedi ki: Ama siz, Allah'n iiten ve gren olduunu sylyorsunuz? Buyurdu ki: Evet O, iitendir, grendir. Bir organ olmakszn iitir, bir alete bavurmadan grr. Daha dorusu kendisiyle iitir, kendisiyle grr. O, iitendir, kendisiyle iitir ve O, grendir, kendisiyle grr dediim zaman bu, O, bir eydir, kendisi de ayr bir eydir anlamna gelmez. Bilkis, sorulan kii ben olduum iin kendimle ilgili bir tabir kullanmak istedim ve soran da sen olduuna gre senin anlayacan bir dil kullandm. Ve diyorum ki: Gerekte O,

btn zatyla iitendir; ama bu, Onun paras olan bir btn olduu anlamna gelmez. Sadece iimdeki anlam kendimle ilintili ifadelerle sana anlatmak istedim. Sylediklerimin varmak istedii nokta udur: O, iitendir, grendir, zat ve anlam ayrl sz konusu olmakszn bilendir, her eyden haberdardr. Soru soran dedi ki: Peki, O nedir? Ebu Abdullah dedi ki: O, Rabdir. O, mbuddur. O, Allah'tr. Allah derken maksadm: "Elif, lam ve ha" harflerini, ayn ekilde "ra ve ba" harflerini ispatlamak deildir. Bilkis, sen bu harflerin tesindeki anlam tasavvur et. Eyann yaratcs ve meydana getiricisi "ey," anlamn, sz konusu harflerin niteliini dn. te bu, Allah, Rahman, Rahim, Aziz ve benzeri isimlerle isimlendirilen anlamdr. Mbud Odur Soru soran adam dedi ki: Biz ancak yaratlan eyleri tasavvur edebiliyoruz. Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm) dedi ki: Eer yle olsayd Allah' birleme ykmll zerimizden kalkard; nk biz ancak tasavvur ettiklerimizin dndaki eylerle ykml deiliz. Aksine biz diyoruz ki: Duyularla tasavvur edilen, onlar araclyla alglanan, duyular tarafndan snrlandrlm ve onlarda somutlam her ey yaratlmtr. nk yaratcnn varlnn olumsuzlanmas iptal ve yokluk demektir.

Yaratcnn tenzih edilmesi gereken ikinci husus ise benzerliktir; nk benzerlik bileim ve terkib rn olduu ak olan yaratlm varlklarn niteliidir. u halde meydana getirilmilerin var olularn var eden birinin varlm kantlamak kanlmazdr. Meydana getirilmi varlklarn var edilmilikleri, onlar asndan zorunlu bir niteliktir. Onlarn var edicileri de onlardan ayrdr ve onlar gibi deildir; nk onlar gibi olan, ak bir ekilde bileim ve terkip rn olmak bakmndan onlara benzer. Onlar gibi yokluktan varla gemi, kklkten bykle, siyahlktan beyazla ve gllkten zayfla doru bir sre izlemitir. Bunun dnda burada ayrca aklama ve varlklarn kantlama gereini duymadmz daha baka zellikleri saymak mmkndr. Soru soran adam dedi ki: Sen yaratcnn varln kantlarken O'nu snrlandrm oldun! Ebu Abdullah buyurdu ki:Onu snrlandrmadm bilkis Onu ispat ettim. nk "olumlama/ispat" ve "olumsuzlama/nefiy" arasnda bir menzil bulunmamaktadr. Soruyu soran adam dedi ki: Peki, Allah'n benlii ve mahiyeti var mdr? Buyurdu ki: Evet, bir ey benliksiz ve mahiyetsiz kantlanamaz ki. Soruyu soran dedi: u halde keyfiyeti de mi vardr? Buyurdu ki: Hayr; nk keyfiyet nitelik ve kuatclk yndr. Ancak varln inkr ve eyaya benzerlik ynnn dna kmas kanlmazdr. nk O'nu olumsuzlayan, O'nu inkr etmi, rabliim reddetmi ve iptal etmi olur. O'nu bakasna benzeten de O'nu rablik niteliini hak etmeyen, yaratlmlara, var edilmilere zg niteliklerle olumlam olur. Fakat Allah, bakasnn hak etmedii, Ona ortak olmad, kuatamad ve O'ndan bakasnn da bilemedii bir keyfiyetle olumlamak kanlmazdr. Soru soran dedi: Varlklarn zahmetini bizzat kendisi mi tar? Ebu Abdullah buyurdu ki: O, dorudan ve direkt varlklarn arln tamaktan ycedir. Bu, yaratlmlara zg bir niteliktir. Yaratlm varlklarn eyayla temas; ancak yklenmek, arln bizzat hissetmek eklindedir. Allah ise akn gce sahiptir. radesi ve dilemesi her zaman yrrlkte ve geerlidir. Dilediini yapar. 7-(223)...Muhammed b. sa, yle rivayet etmitir: Ebu Cafer (Muhammed Bakr aleyhisselm)'a,Allah "eydir" demek caiz olur mu? diye soruldu. Buyurdu ki: Evet O olumsuzlama ve benzetme snrlarnn dnda bir eydir. 3) ALLAH ANCAK KENDSYLE BLNR BABI l-(224)...Fadl b. es-Seken, Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm)'dan yle rivayet eder:

Emir'l-M'minin (Ali b. Ebu Tlib aleyhisselm) buyurdu ki: Allah' Allah ile Resul risalet ile "Ulu'1-emr / ynetici"yi marufu emretmesi, dil olmas ve iyilikte bulunmas ile tanyn, bilin. [Aadaki ifadeler mellifin kendi yorumudur.] "Allah' Allah ile tanyn..." sznn anlam udur: Allah ahslar, nurlar, cevherleri, ayanlar yaratt. Ayan dediimiz: bedenler, cevherler de ruhlardr. Yce Allah ne cisme, ne de ruha benzer. Hi kimsenin, alglayan ve kavrayan ruhun yaratlmasnda emir verme ve nedensellik oluturma gibi bir yetkisi ve nitelii yoktur. Allah, ruhlar ve cisimleri tek bana yaratmtr. Allah'tan iki benzeme olumsuzland zaman yani bedenlere ve ruhlara benzemedii vurguland zaman Allah, Allah ile bilinmi, tannm olur. Ruha, bedene veya nura benzetildii zaman ise Allah, Allah ile bilinmemi olur. 2-(225)...Ali b. Ukbe b. Kays b. Sim'an b. Ebu Rubeyha -Reslullah'n azatl klesi- yle rivayet etmitir: Emirl-Mminin (Ali aleyhisselm)'a soruldu: "Rabbini ne ile tandn?" Buyurdu ki: Kendini bana tantt ile... Denildi ki: Kendini sana nasl tantt? Dedi ki: Hibir ey Ona benzemez, duyularla alglanmaz, insanlarla mukayese edilmez. Uzaklnda yakn, yaknlnda uzaktr. Her eyin stndedir. Bir ey Onun stndedir denemez. Her eyin nndedir; ama Onun n vardr denemez. Varlklarn iindedir; ama bir eyin bir eye girmesi gibi deil. Varlklarn dndadr; ama bir eyin bir eyden kmas gibi deil. Bu niteliklere sahip olan Allah' tenzih ederim. Ondan bakas da bu niteliklere sahip deildir. O, her eyin balangcdr. 3-(226)...Mansur b. Hazm yle rivayet eder: Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm)adedim ki: Bir toplulukla tarttm ve onlara dedim ki: "Allah, kullar araclyla tannmaktan ycedir, stndr, uludur. Bilkis kullar, Allah araclyla tannrlar, bilinirler..." Buyurdu ki: Allah sana rahmet etsin. 4) MARFETN EN AAI DERECES BABI l-(227)...Feth b. Yezid, Ebu'l-Hasan (Ali b. Musa aleyhisselm)'dm yle rivayet eder:

mam'a marifetin en aa derecesini sordum. Buyurdu ki: Allah'tan baka ilh olmadna, benzerinin ve denginin bulunmadna, O'nun "kadm / ncesiz," sabit ve var olduuna, yitik olmadna, O'na benzeyen hibir eyin bulunmadna inanmaktr. 2-(228)...Tahir b. Hatim2[2] yle rivayet etmitir: Tahir Adama3[3] yle yazmtr: Allah- tanma hususunda daha az caiz olmayan derece hangisidir? Ona u cevab yazd: Allah daima bilendir, iitendir, grendir. O, dilediini yapandr. Ebu Cafer (Muhammed Bakr aleyhisselm)'a"Yaratcy bilme hususunda daha aas caiz olmayan bilgi derecesi hangisidir?" diye soruldu. Buyurdu ki: O'nun gibi bir ey yoktur. Hibir eye benzemez. Daima bilendir, iitendir, grendir. 3-(229)...brahim b. mer yle rivayet eder: Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm)nyle dediini duydum: Allah'n btn ileri artcdr; ancak (veya haberiniz olsun ki...) O, kendisini size tantt oranda sizi sorumlu tutmutur. 5) M'BUD BABI l-(230)...bn Riab ve ayrca bir ok kii Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm)danyle rivayet etmitir: Kim zihninde tasavvur ederek, kesin bir bilgiye dayanmakszn, salt vehimle Allah'a ibadet ederse kfre dm olur. Kim anlam bir yana brakarak isme ibadet ederse kfre dm olur. Kim isme ve anlama ibadet ederse irk komu olur. Ad konulan anlama O'nun kendisini vasfettii nitelikleriyle ibadet eden, kalbini bu inanla dolduran, gizli ve ak olarak bu inanc dile getiren bir kimse Emir'l-M'minin (Ali b. Ebu Tlib aleyhisselm)'n gerek arkadalarndan biridir. Bir baka rivayette: Gerek m'mindir. eklinde bir ifadeye yer veriliyor. 2[2]- Bu adam, daha sonra "gulat / arlar" izgisine sapmtr 3[3]- mam Rza Ali b. Musa (a.s)' kastediyor. [el-Vafi]

2-(231)...Hiam b. Hakem, Ebu Abdullah (aleyhisselm)aAllah'n isimleri ve bu isimlerin trevleri hakknda bir soru sorduunu, "Allah szc, nereden tremitir?" dediini ve mam'n da yle cevap verdiini rivayet etmitir: Ey Hiam! Allah szc "ilh" szcnden tremitir. lh ise ibadet edilen birinin varln gerekli klar. sim, isimlendirilenden ayrdr. Kim anlam bir kenara brakarak isme ibadet ederse kfre gitmi ve hibir eye ibadet etmemi olur. Kim isme ve anlama ibadet ederse kfre girmitir ve iki ilha ibadet etmitir. Kim de isme deil anlama ibadet ederse ite tevhid budur. imdi anladn m ey Hiam? Dedim ki: Bana daha fazla anlat. Dedi ki: Allah'n doksan dokuz ismi vardr. Eer isim, isimlendirilen olsayd o zaman her bir isim bir ilh olurdu. Fakat Allah bir anlamdr ve bu anlama bu isimlerle iaret edilir ve O bunlarn tmnden ayrdr. Ey Hiam, ekmek; yenilen maddenin ismidir. Su; iilen maddenin ismidir. Elbise; giyilen maddenin ismidir. Ate; yakc maddenin ismidir. imdi kendini savunacak ve dmanlarmzla ve Allah'tan baka ilhlar edinenlerle tartacak kadar meseleyi anladn m ey Hiam? Dedim ki: Evet. Buyurdu ki: Allah bundan seni yararlandrsn ve senin ayaklarn sabit klsn ey Hiam! Hiam der ki: Allah'a yemin ederim ki, o gn o meclisten ayrldmdan beri hi kimse tevhid konusunda bana stnlk salam deildir. 3-(232)...Abdurrahman b. Ebu Necran yle rivayet eder: Ebu Cafer (Muhammed Bakr aleyhisselm)'a yazdm veya szl olarak syledim. "Allah beni sana feda etsin! Biz Rahman, Rahim, bir, tek ve Samed'e mi ibadet ediyoruz?" Buyurdu ki: Kim isimlerle adlandrlan msemmadan ayr olarak isme ibadet ederse irk koar, kfre sapar ve inkr etmi olur. Hibir eye de ibadet etmi saylmaz. Bilkis bir, tek ve samed olan ve bu isimlerle adlandrlan Allah'a ibadet et, isimlere deil; nk isimler Allah'n kendisini vasfettii sfatlardr. 6) KEVN (var olma) VE MEKN BABI 1-(233)...Ebu Hamza yle rivayet etmitir: Nafi b. Ezrak Ebu Cafer (Muhammed Bakr aleyhisselm)a sordu ki: "Bana Allah'n ne zaman var olduunu anlat?" Buyurdu ki: Ne zamanyoktu ki, sana ne zaman olduunu anlataym? Daima olan ve asla yok olmayan bir, hibir eye muhta olmayan (samed), e ve ocuk edinmeyen Allah, mnezzehtir.

2-(234)...Ahmed b. Muhammed b. Ebu Nasr yle rivayet etmitir: Belh nehrinin tesinden (Maveraunnehir) bir adam, Ebu'l-Hasan er-Rza (Ali b. Musa aleyhisselm)'n yanma geldi ve dedi ki: "Sana bir soru soracam, eer bu soruya benim dndm gibi cevap verirsen senin imamln kabul edeceim." Ebu'l-Hasan (Ali b. Musa aleyhisselm) dedi ki: stediini sor. Adam yle dedi: "Bana Rabbinin ne zamandan beri var olduunu, nasl var olduunu ve neye dayandn syle?" Ebu'l-Hasan (aleyhisselm) dedi ki: Allah Tebareke ve Tel neresiz, (meknsz) nereyi, (mekn) nere (mekn) yapandr. Ve naslsz, (keyfiyetsiz) nasl, (keyfiyeti) nasl (keyfiyet) yapandr. O, kudretine dayanr. Bunun zerine adam yerinden kalkt, alnndan pt ve dedi ki: Allah'tan baka ilh olmadna, Muhammed'in Allah'n Resul olduuna, Ali'nin, Allah Resl'nn vasisi olduuna, ondan sonra Reslullah (sallallahu aleyhi ve lihi)'ninyerine getiine, siz imamlarn doru szl olduklarnza ve senin de onlardan sonra onlarn grevini stlendiine ahitlik ederim. 3-(235)...Ebu Basir yle rivayet eder: Bir adam Ebu Cafer (Muhammed Bakr aleyhisselm)nyanna geldi ve dedi ki: Bana Rabbinin ne zamandan beri var olduunu syle? mam buyurdu ki: Yazklar olsun sana! Ancak bir zaman var olmayan ey hakknda ne zaman oldu? Denir. Benim yce Rabbim, her zaman vard ve her zaman naslsz (keyfiyetsiz) diridir. Allah hakknda "...oldu" olmaz. Oluu iin de "oldu ve nasl oldu" nitelemesi olmaz. O'nun iin "nerede" (mekn) yoktur. Bir eyin iinde deildir. Ve bir eyin zerinde de deildir. zel mekn iin bir yer meydana getirmemitir. Varlklarn olumasndan sonra glenmemitir ve hibir ey olmadan nce de zayf deildi. Bir ey meydana getirmemiken korku hissetmiyordu. Zihinde tasavvur edilen hibir eye benzemez. Varlklarn yaratlmasndan nce egemenlikten uzakta deildi ve varlklarn ortadan kalkmasndan sonra da egemenlikten uzaklamaz. Hayat olmakszn hep diridir. Bir ey meydana getirmeden nce gl hkmdard. Evreni var ettikten sonra da kar durulmaz g sahibi hkmdardr. Varoluu iin "nasllk" sz konusu deildir. Nerede olu O'nun iin yoktur, snr sz konusu deildir. Kendisine benzeyen bir eyle tannmaz. Uzun sre kalmaktan dolay yalanmaz. Hibir eyden korkmaz. Aksine btn varlklar Onun korkusundan titrerler. Sonradan olma bir hayat olmakszn diriydi. Vasfedilir bir oluu, snrlandrlabilir "bir nasl" oluu ve kavranabilir "bir nerede" oluu veya bir eye komu olabilir "bir mekn" yoktur. Bilkis O, diridir, tannandr, hkmrandr, daima g ve egemenlik sahibidir. Dilediini, diledii zaman dileyiiyle yaratt. Snrlandrlamaz, paralanamaz, yok edilemez. Keyfiyetsizlikti, meknsz son olacaktr. "O'nun yz hari, her ey helak olacaktr." (Kasas, 88) "Yaratma ve emir yetkisi O'nundur. lemlerin Rabbi olan Allah mnezzehtir." (Araf, 54)

Yazklar olsun sana, ey soru soran adam! Benim Rabbimi, zihinler kapsayamazlar. pheler Onu, rububiyyet makamndan indiremezler, armaz, hibir ey Ona yaklaamaz, komu olamaz, Olaylar Ona musallat olamazlar, hibir eyden dolay sorumlu tutulamaz, hibir eyden dolay pimanlk duymaz. "Uyumaz.." (Bakara, 255) "Gklerde, yerde, ikisinin arasnda ve yerin altnda bulunan her ey Onundur." (Ta-ha, 6) 4-(236) ...Ahmed b. Muhammed b. Halid, babasndan, merfu olarak yle rivayet etmitir: Yahudiler, Resul Calut'un etrafnda toplandlar ve dediler ki: "Bu adam (Ali aleyhisselm) lim birisidir. Bizi ona gtr, ona baz sorular soralm." Toplanp Emir'l-M'minin'in bulunduu yere geldiler. Onlara Emir'l m'minin'in evde olduunu sylediler. Onlar da Ali (aleyhisselm) evden kncaya kadar beklediler. Resul Calut ona dedi ki: Sana baz sorular sormak iin geldik. Dedi ki: stediini sor Ey Yahudi! Dedi ki: Senin Rabbinin ne zamandan beri var olduunu sormak istiyorum? Buyurdu ki: Allah meydana gelmi olmakszn vard. Keyfiyetsiz vard. Daima kemmiyetsiz ve keyfiyetsiz vardr. Onun ncesi olmakszn vard. O nceden nce, ncesiz, sonsuz, nihayetsiz vard. Nihayetler Onda son bulur. O her sonun sonudur. Re'sul Calut dedi ki: Gidelim! Bu adam sylendiinden daha bilgiliymi! 5-(237) ...Ebu'l-Hasan el-Mevsil, Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm)danyle rivayet etmitir: Yahudi bilginlerden biri Emir'l-M'minin (Ali aleyhisselm)n yanna geldi ve dedi ki: Ey M'minlerin Emiri! "Rabbin ne zaman var oldu?" Dedi ki: Anan sensiz kalasca! Ne zaman olmad ki, ne zaman var oldu? Diye sorulsun? Benim Rabbim, nceden nce, ncesiz vard, sonradan sonra, sonrasz vardr. Sonluunun sonu, snr yoktur. Sonlar O'nda son bulur. O, her eyin sonudur. Yahudi dedi ki: Ey M'minlerin Emiri! Yoksa sen nebi misin? Dedi ki: Yazklar olsun sana! Ben, ancak Muhammed (sallallahu aleyhi ve lihi)nin. Kullarndan bir kulum4[4](velimdir, ballarndan biriyim). Rivayet edilir ki, Emir'l-M'minin'e "Gkleri ve yeri yaratmadan nce Rab-bimiz neredeydi?" diye sorulmu, Ali (aleyhisselm), bu soruya u cevab vermitir: Nerede? meknla ilgili bir sorudur. Mekn yokken Allah vard. 4[4]- (Baknz 434. hadisin dip notu.)

6-(238) ...Muhammed b. Sema'e, Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm)dan yle rivayet etmitir: Yahudilerin din bilginlerinin ba (Re'sul Calut) Yahudilere dedi ki: "Mslmanlar, Ali'nin en keskin mcadeleci ve kesin inanlar en iyi bilen, en lim kimse olduunu iddia ediyorlar. Bizi ona gtrn, bir ka soru soraym da hatasn ortaya karaym." derken Ali'nin yanna geldiler. Bilginlerinin ba dedi ki: Ey M'minlerin Emiri! Sana bir hususta soru sormak istiyorum. Dedi ki: stediini sor. Bunun zerine yle dedi: Ey M'minlerin Emiri! Rabbimiz ne zaman var oldu? Dedi ki: Ey Yahudi! Daha nce var olmayan bir kimse iin ne zaman var oldu? Denir. Allah, ise olusuz vardr. Keyfiyetsiz vard, vardr. Evet, ey Yahudi! Evet, ey Yahudi! O'nun ncesi olur mu? O sonsuz, snrsz nceden ncedir. Sonu olmayan sondur. Sonlar O'nun yannda son bulur. Ve O, her eyin sonudur. Yahudi dedi ki: Ben ahitlik ederim ki, senin dinin haktr ve senin dinine aykr olan grler batldr. 7-(239) ...Zurare yle rivayet eder: Ebu Cafer (Muhammed Bakr aleyhisselm)'a dedim ki: Allah, vard da bir ey yok muydu? Dedi ki: Evet, O vard, hibir ey yoktu. Dedim ki: Peki, neredeydi? -mam bir yere yaslanmt, dorularak oturdu-dedi ki: mknsz syledin ve meknsz mekndan sz ettin ey Zurare! 8-(240) ...Ebu'l-Hasan el-Mevsil, Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm)'dan yle rivayet etmitir: Yahudi din bilginlerinden biri, Emir'l-M'minin (aleyhissetm)nyanna geldi ve dedi ki: Ey M'minlerin Emiri! "Rabbin ne zamandan beri vardr?" Buyurdu ki: Yazklar olsun sana! Daha nce var olmayan bir ey iin ne zamandan beri vardr? Denir; fakat olan ey iin ne zaman oldu? Denmez. Allah, nceden nce, ncesiz ve sonradan sonra, sonrasz ve sonsuz vardr. Sonu olmayan sondur.

Yahudi ona dedi ki: Yoksa sen nebi misin? Dedi ki: Hayr, anan sensiz kalasca! Ben, ancak Reslullah'n kullarndan bir kulum (velmdir, bendelerinden bir bendeyim). 7) NSPET (nesep) BABI l-(241)...Muhammed b. Mslim, Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm)danyle rivayet etmitir: Yahudiler, Reslullah (sallallahu aleyhi ve lihi)yebir soru sordular ve dediler ki: "Bize Rabbinin nesebini (vasfet, tanmla) anlat." Peygamberimiz gn bekledi, sonra: Kul huvellahu ahad 5[5] /De ki: O Allah birdir... (hls, 1) suresi sonuna kadar indi. Bu hadisi Muhammed b. Yahya, Ahmed b. Muhammed'den, o Ali b. Hakem'den, o da Ebu Eyyub'den rivayet etmitir. 2-(242)...Hammad b. Amr en-Nasib, Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm)'dan yle rivayet etmitir: Ebu Abdullah'a "Kul huvellah..." suresini sordum. Buyurdu ki: Allah'n, kullaryla nispeti yledir: O, birdir, yaratlmlarn maksududur, ezeldir, kullar O'na muhtatr, O'nun dayand bir sebep yoktur; fakat varlklar O'nun var ettii sebeplere dayanrlar. Bilinmeyeni bilir, her cahilin yannda bilinendir. Tektir. Yarattklar O'nun iinde deildirler ve O da yarattklarnn iinde deildir. Duyularla alglanmaz, elle dokunulmaz.
5[5]- Ahad=(tek) kelimesi el-Vahde (birlik) kelimesinden tremi sfattr, el-Vahid (bir) gibi. Ancak el-ahad sfat, ne objeler aleminde ne de zihin ii tasavvur kapsamnda okluk kabul etmeyen eyler iin kullanlr. Bu yzden saylmaz ve saylarn kapsamna girmez. el-Vahid ise bundan farkldr. nk "bir" olan her ey, hem objeler dnyasnda hem de zihin ii tasavvur kapsamnda bir tr vehimle ya da akli bir varsaymla iki, , drt... olmaya aktr. Bylece bu ek saylarn katlmasyla oalabilir. Ama "ahad" yle deildir, bir ikincisi ne zaman tasavvur edilirse yine kendisidir, onda bir art olmaz.

Bu anlam yle bir ifadeyle de somutlatrabiliriz: Topluluktan bir tek kii bana gelmedi, dediin zaman, onlardan bir kiinin gelmesini olumsuzladn gibi iki ve daha yukars kiinin gelmi olmasn da olumsuzlarsn. Buna karlk: Bana onlardan bir kii gelmedi, dediin zaman, sadece, say olarak bir kiinin gelmesini olumsuzluyorsun, bu, onlardan iki ve daha yukar kiinin gelmesini de olumsuzladn anlamna gelmez. Bu anlam ifade etmesinden dolaydr ki "ahad" kelimesi mutlak olumluluk balamnda sadece yce Allah iin kullanlr. Bu konuda enteresan aklamalardan biri Ali (a.s)'n, Allah'n birliini iledii hutbelerinin birinde geen u ifadedir: Ondan bakas bir olarak nitelendirildii zaman, bu, onun az olduunu ifade eder. [el-Mzan, (hls, 1) Tefsir]

Gzler O'nu gremez. Ycedir; ama yakndr. Yakndr; ama uzaktr. Emrine isyan edilir; O, balar, emrine itaat edilir; krleri kabul eder, karln verir. Yeri O'nu kapsayamaz, gkleri Onu tayamaz. Varlklar kudretiyle tar. Daimdir, ezeldir (ncesizdir), unutmaz, beyhude i yapmaz, yanl yapmaz, oyun oynamaz, iradesinin nne geilmez. Hkm cezadr ve emri annda yerine gelir. ocuu yoktur ki mirasn alsn; domam ki ortaklar olsun. "Hi kimse O'nun dengi deildir." (hls, 4) 3-(243) ...Asm b. Humeyd'den yle rivayet etmitir: Ali b. Hseyin (Zeyn 'l-bidin aleyhisselm)a tevhidle ilgili bir soru soruldu. Buyurdu ki: Allah Azze ve Celle, ahir zamanda meseleleri derinden inceleyen, kl krk yaran topluluklarn ortaya kacan biliyordu. Bu yzden "Kul huvellahu Ahad/ De ki O Allah birdir." (hls, 1) suresini ve Hadid suresinin bandan "O, gnllerdekini bilir." (Hadd, 6) ayetine kadar olan ksmn indirdi. Bu ayetlerde yaplan aklamalarla tatmin olmayp tesini kurcalayanlar ise helak olurlar. 4-(244) ...Abdul'aziz b. Mhted yle rivayet etmitir: mam Rza (Ali b. Musa aleyhisselm)a tevhidle ilgili bir soru sordum. Buyurdu ki: "Kul huvellahu ahad..."suresini okuyan ve ieriine iman eden herkes tevhidi bilmitir. Dedim ki: Bu sure nasl okunmaldr? Buyurdu ki: nsanlarn okuduklar gibi. Sonra unu ekledi: Kezalikellahu Rabbi / Rabbim olan Allah byledir. Kezalikellahu Rabbi6[6]... 8) ALLAH'IN KEYFYETN KONUMANIN YASAKLII BABI 1-(245)...Ebu Basir yle rivayet etmitir: Ebu Cafer (Muhammed Bakr aleyhisselm) buyurdu ki: Allah'n yaratt varlklar hakknda konuun; ama Allah hakknda konumayn; nk Allah, hakknda konumak kiinin aknln arttrmaktan baka eye yaramaz. Hariz'den aktarlan dier bir rivayette ise mam'n yle dedii belirtiliyor: Her ey hakknda konuun; ama Allah'n zt hakknda konumayn. 2-(246)...Sleyman b. Halid yle rivayet etmitir:

6[6]- hls suresinin sonunda "Kezalikellahu Rabbi" demek mstehabdr. Tpk Kur'n okunduktan sonra "Sadakallahul-azim / Byk Allah doru syledi" sylemek gibi

Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm) buyurdu ki: Allah Azze ve Celle: "Ve phesiz en son var Rabbinedir." (Necm, 42) buyurmutur. Konuma gelip Allah'a dayand m orda durun, tesine gemeyin. 3-(247) ...Muhammed b. Mslim yle rivayet etmitir: Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm) buyurdu ki: Ey Muhammed! nsanlar, her zaman ve her eyden konuurlar. yle ki Allah hakknda bile konumaktan ekinmezler. Allah hakknda konuulduunu duyduunuz zaman yle syleyin: "Tek ve benzeri olmayan Allah 'tan baka ilh yoktur." (ura, 11) 4-(248)...Ebu Ubeyde el-Hazza yle rivayet etmitir:
:

Ebu Cafer (Muhammed Bakr aleyhisselm) yle buyurdu: Ey Ziyad! Dmanlk oluturan tartmalardan uzak dur; nk bu tr tartmalar geride pheler brakr, amellerin dzeyini drr, kiiyi alaltp helak olmasna neden olur. Bir ey konutuu halde balanmayabilir. Gemi zamanlarda bir kavim vard. Bunlar ykml tutulduklar bilgiyi terk ettiler; buna karlk kendilerine yasaklanan bilginin peine dtler. Derken sz gelip Allah'n zatna dayand. Sonuta akna dndler. yle ki bir adama nnden seslenildiinde o arkasna dnp cevap verirdi, arkasndan seslenildiinde nne bakp cevap verirdi. Dier bir rivayette ise: yle ki yeryznde akn akn dolatlar. 5-(249) ...Hseyin b. Meyyah, babasndan yle rivayet etmitir: Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm)'nyle dediini duydum: Allah, nasldr diye dnen helak olur. 6-(250) ...Zurare b. A'yen, Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm)'danyle rivayet etmitir: Saygn ve ulu bir padiah, bir gn meclisinde Rab Tebareke ve Tel hakknda yakksz bir sz syledi de annda ortadan kayboldu ve nereye gittii renilemedi. 7-(251) ...Muhammed b. Mslim, Ebu Cafer (Muhammed Bakr aleyhisselm)'-dan yle rivayet etmitir: Allah'n zat hakknda dncelere dalmaktan saknn! Fakat O'nun bykln anlamaya almak istediiniz zaman, yarattklarnn byklne bakn. 8-(252)Muhammed b. Ebu Abdullah merfu olarak yle rivayet etmitir:

Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm) dedi ki: Ey demolu! Kalbini bir ku yese doymaz. Gznn zerine bir ine delii konsa onu btnyle kaplar. Buna ramen bu iki organnla gklerin ve yerin melektunu renmek istiyorsun. Eer doru szlysen ite gne! Allah'n yaratt varlklardan biri... Eer gzlerini krpmadan ona bakabiliyorsan sylediin gibidir! 9-(253) ...Abdu'l-Al, Ebu Abdullah (Cafer Sadkaeyhisselm)'dan yle rivayet etmitir: Sibaht adnda bir Yahudi, Reslullah (sallallahu aleyhi ve lihi)nin yanna geldi ve dedi ki: Ya Reslallah! Sana Rabbin hakknda baz sorular sormak iin geldim. Eer bu sorulara cevap verirsen ne iyi; cevap vermezsen dner giderim. Buyurdu ki: stediini sor. Dedi ki: Rabbin nerededir? Buyurdu ki: Her yerdedir; ama snrl bir yerde deildir. Dedi ki: O, nasldr? Buyurdu ki: Nasl Rabbimi nasl ile nitelendirebilirim ki; nasl Allah yaratmtr? Allah, yaratt eylerle nitelendirilemez. Dedi ki: Senin, Allah'n peygamberi olduun nasl anlalr? Adam bunu syleyince orada bulunan talar ve baka eyler dile gelip ak ve anlalr bir Arapayla: Ey Sibaht! O, Allah'n Resuldr. dediler. Bunun zerine Sibaht yle dedi: Bu gnk gibi ak bir ey bu gne kadar grmemitim. Sonra yle dedi: Allah'tan baka ilh olmadna ve senin, Allah'n Resul olduuna ahitlik ederim. 10-(254)...Abdurrahman b. Atk el-Kasir yle rivayet etmitir: Ebu Cafer (Muhammed Bakr aleyhisselm)'aAllah'n sfatlaryla ilgili bir soru sordum. Bunun zerine elini ge kaldrd ve yle dedi: Kahredici gce sahip Allah ycedir. Kahredici gce sahip Allah ycedir. Kim oradaki sfatlar aklamaya kalkrsa helak olur. 9) ALLAH'I GRME DDASININ BATIL OLUU HAKKINDA BAB l-(255) ...Yakub b. shak yle rivayet etmitir:

Ebu Muhammed (Hasan b. Ali el-Asker aleyhisselm)'abir mektup yazarak u soruyu sordum: "Kul, Rabbini grmeden ona nasl ibadet edebilir?" Mektubuma u cevab verdi: Ey Ebu Yusuf! Efendim, mevlm, bana ve atalarma nimetler baheden Rabbim, grlmekten mnezzehtir. Ona bir de u soruyu sordum: Reslullah Rabbini grd m? Bana u cevab gnderdi: Allah Tebareke ve Tel, peygamberinin kalbine azametinin nurundan istediini gstermitir. 2-(256)...Safvan b. Yahya yle rivayet etmitir: Muhaddis Ebu Karra, kendisini Ebul-Hasan er-Rza (Ali b. Musa aleyhisselm)nhuzuruna gtrmemi istedi. Ben de onun iin izin istedim, mam bana izin verdi. Ebu Karra mam'n huzuruna girdi, ona hell, haram ve eitli hkmlerle ilgili bir takm sorular sordu. Derken sorular tevhidle ilgili olmaya baladlar. Ebu Karra dedi ki: Biz, Allah'n grnmesini ve konumasn peygamberler arasnda taksim ettiini, konumay Musa'ya ve grnmeyi de Muhammed'e ayrdn rivayet ediyoruz. Ebu'l-Hasan (Ali b. Musa aleyhisselm) dedi ki: Gzler O'nu gremez" (En'am, 103) "Bilgice O'nu kuatamazlar." (Ta-ha, 110) "O'nun gibi hibir ey yoktur." (ura, 11) diye Allah adna insanlara ve cinlere duyuran kimdir? Muhammed deil midir? Dedi ki: Evet, odur. Nasl olur da bir adam, btn insanlara gelir ve onlara Allah tarafndan gnderildiini, onlar Allah'n emriyle Allah'a ibadet etmeye davet ettiini bildirir. "Gzler O'nu gremez." (Enam, 103) "Bilgice O'nu kuatamazlar." (Ta-ha, 110) "O'nun gibi hibir ey yoktur." (ura, 11) der, ardndan ben, O'nu gzmle grdm, bilgice algladm ve O, beer suretindedir, iddiasnda bulunur. Byle bir iddiay ileri srmekten utanmyor musunuz? Dinsizler bile O'nu bu ekilde itham etmemilerdi: Allah, katndan bir ey getiriyor sonra bu getirdiinin aksini sylyor diye sulamamlard! Ebu Karra dedi ki: Ama O, yle de diyor: "Andolsun ki onu, inerken bir kere daha grd." (Necm, 13) Ebu'l-Hasan (aleyhisselm) dedi ki: Ayn surede onun neyi grdn gsteren bir ayet vardr: "Gnl grdn yalanlamad." (Necm, 11) Muhammed (sallallahu aleyhi ve lihi)ninkalbi, onun gzlerinin grdn yalanlamad. Sonra gzlerinin neyi grdn haber veriyor ve diyor ki: "Andolsun o, Rabbinin en byk ayetlerinden bir ksmn grd." (Necm, 18) Allah'n ayetleri Allah deildir. nk Allah: "Bilgice O'nu kuatamazlar." (Ta-ha, 110) buyurmutur. Gzler O'nu grd zaman bilgice de kuatlm, alglanm, tanmlanm olur. Bunun zerine Ebu Karra dedi ki: Sen, rivayetleri yalanlyor musun?

Ebu'l-Hasan (mam Rza aleyhisselm) dedi ki: Rivayetler Kur'n ile elitii zaman onlar yalanlarm. Mslmanlar u hususta ittifak etmilerdir: "Allah, bilgice kuatlmaz, gzler Onu grmez ve Onun gibi bir ey yoktur."7[7] 3-(257) ...Muhammed b. Ubeyd yle rivayet etmitir: Ebu'l-Hasan er-Rza (Ali b. Musa aleyhisselm)aAllah'n grlmesi meselesi ve bu hususta amme (Snni) ve hassa (ii)'lerin aktard rivayetlerle ilgili soru ieren bir mektup yazdm ve bu konuyu bana amasn istedim. Bana kendi el yazsyla yle yazd: Herkes, grme araclyla tanmann, bilmenin zorunlu olaca hususunda gr birlii iindedir ve buna kar kan yoktur. Allah'n gzle grlmesi caiz olursa zorunlu olarak O'nu tanmak da gerekleir. Bu tanma da ya imandr ya da iman deildir. Eer grme yoluyla gerekleen bu tanma iman saylrsa dnya yurdunda kantlar araclyla gerekleen tanmann iman saylmamas gerekir; nk kant araclyla tanma, grme araclyla gerekleen tanmann kartdr. O zaman da dnyada bir tek m'min olmazd; nk hibiri yce Allah' grm deildir. Eer grme araclyla gerekleen grme iman saylmyorsa o zaman kant yoluyla gerekleen tanma, ahirette ya yok olacak veya olmayacak. Bu da gsteriyor ki Allah Azze ve Celle gzle grlmez; nk gzle grme bizim az nce tanmladmz sonucu dourur. 4-(258) ...Ahmed b. shak yle rivayet etmitir: Ebu'l-Hasan Salis (Ali b. Muhammed el-Hud aleyhisselm)'abir mektup yazarak Allah Azze ve Celle'yi grme meselesi ve bu meseleyle ilgili olarak insanlar arasndaki gr ayrlklarn sordum. Bana u cevab yazd: Gren ile grlen arasnda grmenin at bir hava boluu olmad srece grme eylemi gerekleemez. Gren ile grlen arasnda bu boluk ortadan kalkt m grme gerekleemez. Bu da gren ile grlen arasnda bir benzerliin olduu anlamna gelir. nk gren, aralarndaki gerektirici sebep asndan grlenle eit olduu zaman bu, benzemeyi

7[7]- mam'n szlerinin zahiri, Ebu Karra'nn grlerine cevap vermek maksadna ynelik olduunu gsteriyor. nk Reslullah'n Allah- maddi gzlerle grdn kantlamaya alyordu. mam da, Reslullah'n grdnn ayetler olduunu ve ayetlerin Allah demek olmadn syleyerek ona susturucu bir cevap veriyor. mam'n bu aklamas ile ayetler Allah olmasalar da Allah- gsteren iaretler olmalar hasebiyle ayetlerini grmenin Onu grmek olmas arasnda bir eliki yoktur. Bu grme de, bu anlam ieren birok rivayette iaret edildii gibi kalp ile gerekleen bir grmedir.

Bu rivayette mam'n Allah'n grlmesini iddetle olumsuzlamasnn sebebi ise, Allah'n grlmesi meselesinin o dnemde ele aln tarzdr. nk o ada yaygn olan kanaat, Allah'n cisman gzlerle cisman olarak grld eklindeydi. Bu ise ne aklla, ne de Kur'n'n ak nassyla badar. [el-Mzan, c.7, s.445; (Necm, 11-13) Tefsir]

kanlmaz klar. Bu da tebihin ta kendisidir. nk sebeplerle msebbipler arasnda kanlmaz bir balant vardr. 5-(259)...Abdullah b. Sinan, babasndan yle rivayet etmitir: Bir gn Ebu Cafer (Muhammed Bakr aleyhisselm)nhuzuruna gittim. O srada haricilerden biri ieri girdi ve yle dedi: "Ey Ebu Cafer! Neye tapyorsun?" - Allah'a dedi. - "Peki, O'nu grdn m?" diye sordu. - Hayr, nk O'nu plak gzle grmek mmkn deildir; fakat kalpler Onu iman hakikatleriyle grr. Mukayeseyle bilinmez, duyularla alglanmaz, insanlara benzemez. Ayetlerle vasfedilir, almetlerle bilinir. Hkmederken zulmetmez. te Allah bu! O'ndan baka ilh yoktur. Adam kp gitti bir yandan da yle diyordu: Allah risletini, temsil yetkisini kime vereceini herkesten daha iyi bilir. 6-(260) ...Ebu'l-Hasan el-Mevsil yle rivayet etmitir: Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm) dedi ki: Yahudi din bilginlerinden biri, Emir'lM'minin (Ali b. Ebu Talib)in-salavatullahi aleyhi- yanna geldi ve dedi ki: "Ey M'minlerin Emiri! Rabbine ibadet ederken O'nu grdn m?" Dedi ki: Yazklar olsun sana! Ben grmediim rabbe ibadet etmem ki. - "Peki, O'nu nasl grdn?" Dedi ki: Yazklar olsun sana! plak gzler, O'nu alglayp gremez; ancak kalpler iman gerekleriyle O'nu grr.8[8]

8[8]- Bu rivayetten anlalyor ki, burada kastedilen grme, somut gzle grme olmad gibi, delil aracl ile elde edilen kalb bir inan da deildir. "Musa belirlediimiz vakitte gelip de Rabbi onunla konuunca, "Rabbim, kendini bana gster de sana bakaym." dedi. (Allah,) "Sen beni asla grmeyeceksin; ama u daa bak, eer o yerinde kalrsa, sen de beni greceksin." dedi." (Araf, 143) Ayette geen "tecella" fiili "cel" kknden gelir grnme, ortaya kma anlamna gelir. Ayette geen "dekken", "medkuken" anlamnda kullanlm ve un ufak edilmi, yerle bir edilmi demektir. "Harre" fiilinin kk olan "hurr," dmek; "sa'ka," lmek veya duyu organlarnn donmas ve alglama yeteneklerini yitirmeleri yolu ile baylmak; "efka" fiilinin kk olan "ifkat" ise, akl ve duyu organlarnn tekrar salkl durumlarna dnmeleri demektir. Ayetten kan anlam udur: "Musa (kendisi iin) belirlediimiz vakitte (buluma vaktinde) gelip de Rabbi (kendi kelm ile) onunla konuunca, (Musa) dedi ki: Rabbim bana kendini gster de sana

bakaym." Yani beni sana bakmaya muktedir kl ki, sana bakp seni greyim. nk grmek, bakmann ve bakmak da imknna kavuturulmann ve bu imkn bulmann sonucudur. "(Allah) dedi ki: Sen beni asla grmeyeceksin; ama u daa bak. "Musa Peygamber'in yaknnda olan ve grebildii bir daa iaret ediliyor, "eer o yerinde kalrsa, beni greceksin." Yani sen beni grmeye dayanamazsn. O hlde u daa bak. Ben ona tecelli edeceim. Eer o yerinde kalr ve beni grmeye dayanrsa, bil ki, bana bakmaya, beni grmeye dayanabilirsin. "Rabbi daa tecelli edince onu parampara etti." Yani onu havaya datt veya onu yerinden koparp yrtt. "Musa kendinden geerek yere dt." Grd manzarann dehetinden l veya baygn durumda yere dt. "Aydnca, 'Sen her trl noksanlktan mnezzehsin. Tevbe edip sana dndm...' dedi." Yani yaptm teklifi geri alarak sana dndm. "Ben, inananlarn ilkiyim." Yani ben, senin grlmeyeceine inananlarn banda gelirim. Ayetin zahir anlam budur. Eer ayette sz edilen grme ve bakma olayn normal avamca anlaya gre deerlendirirsek, bunu gzle grme ve bakma anlamna alglarz. Hi phesiz grme olaynn gerekleebilmesi iin grlen cismin ekil ve renk bakmndan benzerinin taslak hlinde grme cihaznda olumas gerekir. Ksacas, madd grme olaynn gerekleebilmesi iin hem grlenin, hem de grenin madd bir cisme ihtiyac vardr. Oysa Kur'n bize Allah'n hibir bakmdan hibir eye benzemediini kesin bir dille retiyor. Allah, cisim veya cisim benzeri bir ey deildir; zaman, mekn ve yn kapsamna girmez. Ne d dnyada ve ne zihinde hibir ey hibir bakmdan O'nun benzeri veya yakla deildir. Aktr ki, bylesine yce bir varlk, bildiimiz anlamda bir grme olaynn konusu olamaz, ne dnyada ve ne ahirette hibir taslakla (zihn suretle) rtmesi dnlemez. Peygamberlerin efendileri olan be ullazm peygamberden biri olan Musa gibi yce bir peygamberin bu gerei bilmeyecei dnlemez. Ayrca onun insan gzne balanacak olaan d bir g sayesinde Allah' hareketten, zamandan, ynden ve mekndan, maddeden ve madd niteliklerden mnezzeh olarak grmeyi temenni edeceini de varsayamayz. nk byle bir sz, ciddiyetten son derece uzak bir sz olur. Allah, madd bir sebebe (mesel gze) yle bir g verebilir ki, bu sebep zn ve niteliini kaybetmeyerek madde d, miktarla ve zamanla snrlanamayan yce bir varlkla fonksiyonel iliki kurabilir sznn ne anlam olabilir?! Bizim bildiimiz ve madd bir fonksiyon olan bu grme olaynn maddeden hibir iz tamayan bir varlkla balant kurmas imknszdr. Buna gre eer Musa Peygamber grme isteinde bulunuyorsa, onun istedii grme u bildiimiz gzle grme deildir. Bunun gerektirdii bir sonu olarak Allah'n Musa'nn cevabnda imknsz olduunu bildirdii grme de u gzle grme deildir. nk gzle grmenin imknszl, soru ve cevap konusu olmayacak derecede apak bir gerektir. Yce Allah, baz ayetlerde grmekten ve ona yakn anlamdaki olaydan sz ediyor ve bunun sabit olduunu bildiriyor. u ayetlerde buyrulduu gibi: "O gn baz yzler, parlar gzelleir ve Rab-lerine bakar." (Kyamet, 22-23), "Gnl grdn yalanlamad." (Necm, 11), "Kim Allah'la kavumay zlyorsa, (bilsin ki,) Allah'n (bu buluma iin) belirledii vakit kesinlikle gelecektir." (Ankebt, 5), "Rabbinin her eye ahit olmas yetmez mi? yi bil ki onlar, Rableri ile bulumaktan phededirler. yi bil ki O, her eyi

kuatmtr." (Fussilet, 54), "Kim Rabbi ile bulumay zlyorsa, iyi ameller ilesin ve kulluk grevlerinde hi kimseyi Rabbine ortak komasn." (Kehf, 110) Bunlara karlk grmenin imknsz olduunu bildiren ayetler de vardr. u ayetler gibi: "Sen beni asla grmeyeceksin." ('rf, 143), "Gzler O'nu grmez, O gzleri grr." (En'm, 103) Acaba bazlarnn syledikleri gibi ayetlerde sz edilen grmekten maksat, kesin bilgidir de bu bilginin kesinliini vurgulamak iin mi grme kavram kullanlmtr? Hi phesiz bu ayetlerde kesin olan bir bilginin varl kantlanyor. Fakat mesele bu kesin bilginin mahiyetini belirlemektedir. nk biz her kesim bilgiyi, grme ve buluma gibi grmeye yakn anlam tayan kavramlarla tanmlamyoruz. Nitekim gemite brahim Peygamber'in, skender'in ve Kisra'nn yaadn onlar grmediimiz hlde biliyoruz. Yine Londra, ikago ve Moskova adl ehirlerin var olduklarn kesin olarak biliyoruz, ama onlar grm deiliz. Fakat ne kadar vurgulamal bir ifade kullanmak istersek isteyelim bu bilgiye grme demiyoruz. Mesel sen, "Ben brahim Peygamber'in, skender'in ve Kisra'nn var olduklarn onlar grm gibi biliyorum." dersin; fakat "Onlar grdm" veya "gryorum" demezsin. Bunlarn yan sra "Londra'nn, ikago'nun ve Moskova'nn var olduklarn biliyorum." dersin; ama "Bu ehirleri grdm" veya "gryorum" demezsin. Bundan daha a temel aksiyomlar ve postulatlarla ilgili kesin bilgimizdir ki, bunlar genelleme niteliinde olduu iin somut ve alglanabilir eyler deildirler. "Bir, ikinin yarsdr.", "Drt, ift saydr." ve "Tamlama, iki ayaktan oluur." eklindeki szlerimiz gibi. Bunlar, bilgi diye tanmlamalar uygun olduu hlde asla grme diye adlandrmalar uygun olmayan kesin bilgilerdir. Akl ve dnce veya vehim rn btn tasdiki hkmlerde de durum ayndr. Husul ilimler diye adlandrdmz zihn bulgular da byledir. Bunlara bilgi adn veririz, fakat onlar grme kavram ile ifade etmeyiz. Onlardan "Onlar biliyoruz" diye sz ederiz; ama "Onlar gryoruz" demeyiz. Eer onlarla ilgili olarak grme kavramn kullanrsak, onu gzlemlemek ve bulmak anlamnda deil, hkm vermek ve kabul etmek anlamnda kullanrz. ["Byle gryorum" ifadesini, "Byle hkm veriyorum" anlamnda kullandmz gibi.] Fakat bilgilerimiz arasnda yleleri var ki, onlar hakknda hi tereddt etmeden grme kavramn kullanrz. Mesel, "Benim ben olduumu gryorum" ve "unu istediimi, undan holanmadm, unu sevdiimi, undan nefret ettiimi, unu arzu ettiimi, unu temenni ettiimi gryorum" deriz. Yani, "Kendimi buluyor ve dorudan doruya gzlemliyorum. Onunla aramda herhangi bir engel yoktur", "Alglanabilir olmad gibi dnce rn de olmayan i isteimi buluyor ve gzlyorum", " dnyamda holanmama, sevgi, nefret, arzu ve temenni buluyorum." Bu szler,"Senin unu sevdiini ve undan nefret ettiini gryorum" eklindeki szlerden farkldrlar. nk bu szn anlam, "Seni bir ekilde grdm ki, bundan sende sevgi veya nefret olduu sonucuna vardm" eklindedir. Oysa insann kendisinin bir eyi istedii, bir eyden holanmad, bir eyi sevdii veya

bir eyden nefret ettii eklinde kendini grdnden sz etmesine gelince; o bu szleri ile bu hlleri vaka olarak kendinde bulduunu kastediyor, yoksa birtakm deliller aracl ile bu sonulara vardn, akl yrtme yolu ile varlklarna hkmettiini sylemek istemiyor. Tersine, insan bu hlleri dolaysz olarak ve ip ucu niteliindeki bir aracn kantlamasna bavurmakszn kendi iinde bulmaktadr. nsann, bilinenleri objektif varolular ile bulmas eklinde tanmlayabileceimiz bu tr bilgiler hakknda grme kavram yaygn olarak kullanlr. Bunlar insann kendi kiilii, i gleri, kiilik nitelikleri ve psikolojik sfatlar ile ilgili bilgilerdir. Bunlar zerinde herhangi bir ynn, zamann, meknn veya kendi dnda baka bir cisman durumun mdahalesi yoktur. Bu gerekleri iyi kavramak gerekir. Yce Allah, grmekten sz ettii her ayette bu grme ile birlikte baz zelliklerden de sz ediyor, bu grmeye baz nitelikler ekliyor. Bu durum bize gsteriyor ki, bu grme ile bizim de kendi aramzda grme diye adlandrdmz bu bilgi tr kastediliyor. u ayette buyrulduu gibi: "Rabbinin her eye ahit olmas yetmez mi? yi bilin ki onlar, Rableri ile bulumaktan phededirler. yi bilin ki O, her eyi kuatmtr." (Fussilet, 54) Burada ilk olarak u gerek vurgulanyor: Allah, her eyde hazrdr veya her eyde grlmektedir. O herhangi bir yne, herhangi bir mekna veya herhangi bir eye mahsus deildir. Tersine her eye ahittir, her eyi kuatmaktadr. Eer bir ey Onu bulsa, Onu her eyin zahirinde ve batnnda, kendi vicdannda ve nefsinde bulur. Eer Onunla bir buluma olursa, bu nitelikte olur. Bu buluma yn, zaman ve meknn belirleyici olduu cisman bir buluma tarznda olmaz. "Gnl grdn yalanlamad." (Necm,11) ayetinde grme olaynn gnle izafe edilmesinde de bu ynde bir iaret vardr. Buradaki gnlden maksat, insann alglayan nefsidir; yoksa gs boluunun solunda asl duran et paras deildir. Bunun bir baka benzeri, "Hayr, aslnda onlarn iledikleri gnahlar kalplerini paslandrmtr. Hayr, o gn onlarla Rableri arasnda perde ekilecektir." (Mutafifn, 15) ayetleridir. Bu a-yet, onlar ile Allah arasnda perde olan eyin iledikleri gnahlarn pas olduunu kantlyor. Bu pas onlarn kalpleri ile, yani kendileri ile Rableri arasna girerek onlar Rablerini grme erefinden alkoymutur. Eer Rablerini grebilseler onu gzleri ile deil, kalpleri ile yani kendi benlikleri ile greceklerdir. Allah, baz ayetlerde gzlerle grmenin tesindeki bir baka grme trnn varlndan sz ediyor. u ayetlerde buyurduu gibi: "Hayr, eer kesin bilgi ile bilseniz, cehennemi kesinlikle grrsnz. Sonra da onu yakin gzyle greceksiniz." (Teksr, 7), "Bylece brahim'e gklerin ve yerin melektunu (Allah'n onlar zerindeki mutlak egemenlik ve saltanatn) gsteriyorduk ki (mriklerle tartrken kant getirebilsin) ve kesin inananlardan olsun." (En'm, 75) Ayette geen "melekut" kavramnn nesnelerin i yz olduu, duyumsanabilen grnr taraflar olmad belirtilmiti. Bu gerekeler unu ortaya koyuyor: Yce Allah, baz ayetlerde gz aracl ile gerekleen duygusal grmenin tesinde baka bir grme trnn varln aklyor. Bu, insanda var olan bir uur trdr. nsan bu uur aracl ile duyumsama ve dnme arac kullanmakszn nefsi ile bir eyin bilincine varr. nsann Rabbi ile ilgili bir uuru vardr. Bu uur dnce ve delil kullanma yolu ile salanm bir inantan

baka bir uurdur. nsan bu uuru doal olarak gnlnde bulur. nsan ile bu uur arasna hibir engel girmez. nsan bu uurdan gaflete dren tek ey, nefsi ile ve iledii gnahlarla megul olmasdr. Bununla birlikte bu gaflet, grlen ve var olan bir eyden gafil olmaktr. Yoksa bilginin btn ile ve kkten kaybolmas sz konusu deildir. Ayetlerde asla byle bir ey yoktur. Ayetlerde bu bilgisizlikten gaflet diye sz edilir. Gaflet, bilginin bilgi ile kaybolmasdr, yoksa bilginin kkten yok olmas deildir. Ayetlerin aklad ve akim ak delillerle dorulad gerek budur. Ehl-i Beyt mamlar'ndan gelen rivayetler de bu gerei teyit etmektedir. Ayetlerden aka anlalyor ki, grme ve buluma diye adlandrlan bu bilgi tr, "O gn baz yzler taravetli, parlak olacaklar ve Rablerine bakacaklar." (Kyamet, 22-23) ayetlerinde grld gibi, kyamet gn salih kullar iin gerekleir. Bu erefe ermenin yeri orasdr. Dnyada ise insan bedeni ile meguldr, doal ihtiyalarna dalmtr, Rabbinin ayetleri aracl ile buluma ve kesin bilgi yolunda yrmektedir, "Ey insanolu, sen Rabbine varan yolda didinip duruyorsun, sonunda O'na kavuacaksn." (nikak, 6) ayetinde vurguland gibi Rabbi ile bulumaya varan yolda didinip durmaktadr. Rabbi ile bulumadan bu bilgiye ulaamaz. Dnlecek son merciin, varlacak son noktann Allah olduunu vurgulayan baka ayetler de vardr. Bu bilgi tr, yce Allah'n kendisi hakknda var olduunu bildirdii ve grme ve kavuma diye adlandrd zel zarur ilimdir. Bu adlandrmann hakikat tarznda m, yoksa mecaz tarznda olduunun aratrmas bizim iin nemli deildir. nk bilindii gibi karineler maksadn bu yolda olduunu gsteriyor. Eer tabir hakikat nitelikli ise, bu karineler belirleyici karinelerdir. Eer tabir mecaz nitelikli ise, karineler caydrc karinelerdir. Bu gerei bylesine orijinal bir ekilde aklayan ilk kitap, Kur'n'dr. Elimizdeki ierikleri ile daha nceki semav kitaplar, Allah ile ilgili bu tr bir bilginin varlndan sz etmemektedir. Bu tr meseleleri ele alan felsefecilerin bize ulaan incelemelerinde de bu tr bilgiye yer verilmiyor. nk onlara gre huzur bilgi, sadece bir eyin kendisini bilmesidir. Bu bilgi trn ilk kez slm bahsetmitir. Dolaysyla ilh bilgilerin netlemesinde Kur'n'a ok ey borluyuz. imdi incelediimiz ayete dnelim: "Musa belirlediimiz vakitte gelip de Rabbi onunla konuunca, 'Rabbim, kendini bana gster de sana bakaym.' dedi." ifadesi, Musa Peygamber'den (a.s) gelen ve az nce akladmz gibi zarur ilim anlam tayan bir grme isteidir. Bilindii gibi yce Allah, Musa Peygamber'i, O'nun ayetlerini gzleyerek elde edilen bilgiyle zel olarak donatt. Sonra buna ek olarak onu peygamber semekle, arkasndan kendisi ile konumakla onurlandrd ki bu konuma, ona iitme yolu ile Allah'a ilikin bilgi kazandrd. Bu ayrcalklar zerine kendisine ek olarak grme yolu ile de bilgi balanmasn istedi ki, bu bilgi tr, Allah'a ilikin zarur bilginin kemal derecesidir. Allah, isteklerin ve arzularn en hayrl muhatabdr.

Musa Peygamber'in (a.s) istedii, bu tr grmedir; gzle grme anlamndaki grme deildir. Musa gibi byk bir peygamber, her trl eksiklikten mnezzeh olan Allah' bu ekilde grmenin imknsz olduunu bilmemekten ycedir. O Musa Peygamber ki, bu buluma iin setii heyetin Allah' grmeyi istemeleri zerine, "Hani siz, 'Ey Musa, biz Allah' apak grmedike sana inanmayz.' demitiniz. Bunun zerine, sizi yldrm kapverdi ve siz bakyordunuz..." (Bakara, 55) "Aramzdaki beyinsizlerin yaptklar yznden bizi helak mi edeceksin?" ('rf, 155) diyerek bu

7-(261)...Asm b. Humeyd yle rivayet etmitir: Ebu Abdullah (aleyhisselm) ile Allah' grme meselesiyle ilgili olarak aktarlan rivayetleri mzakere ediyorduk. Buyurdu ki: Gne, "krs"nn nurunun yetmi cznden bir czdr. Krs; "ar"n nurunun yetmi cznden bir czdr. Ar; "hicab"n nurunun yetmi cznden bir czdr. Hicab; "sitr"in nurunun yetmi cznden bir tanesidir. Eer doru sylyorlarsa bulutsuz bir gnde plak gzle gnee baksnlar da grelim! 8-(262) ... Ibn Ebu Nasr, Ebu'l-Hasan er-Rza (Ali b. Musa aleyhisselm)danyle rivayet etmitir: Reslullah (sallallahu aleyhi ve lihi) buyurdu ki: Beni bir gece ge (miraca) gtrdkleri zaman Cebrail beni bir yere ulatrd ki; oraya hi adm atmamt. O anda Peygamberin gznn nndeki perde kaldrld ve Allah byklnn nurundan istediini ona gsterdi. A) "GZLER ONU GREMEZ; O, GZLER GRR." AYET HAKKINDA 9-(263) ...Abdullah b. Sinan, Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm)dan "Gzler Onu gremez." (En'am, 103) ifadesinin anlamyla ilgili olarak yle rivayet etmitir: Burada kastedilen zihinlerin, tasavvurlarn O'nu kuatamayaca, kapsayamayacadr. "Dorusu size Rabbinizden basiretler9[9] geldi." (En'am, 104) Ayetinde gzle grmenin kastedilmediini bilmez misiniz? Yine: "Kim can gzn ap grrse faydas kendisine..." (En'am,. 104) buyrulmutur. Bundan maksat da insann gzleriyle grmesi deildir. Ayrca: "Kim de kr olursa zarar kendinedir." (En'am, 104) ifadesi, gzlerin kr olmas anlamnda deil, zihnin kuatamamas anlamnda kullanlmtr. rnein: Falan iiri grr (iirden anlar). Falan fkh grr, falan dirhemleri grr (paradan anlar), Falan giysileri grr derler. Allah, gzlerle grlmekten ycedir, mnezzehtir, kimseleri beyinsizlikle nitelemiti. yleyken kendisi beyinsizlikten kaynaklandn syledii bir istekte bulunmaya nasl yeltenebilir? [el-Mzan, c.8, s.370, 334-341-361]

9[9]- Aslnda bu kelimenin kkeninde yatan anlam, objeler dnyasnda gzlemlenen eyin zihne yansmas ve gereine ulalmas iin alglayc glerin en gllerinden saylan grme duyusu ile alglaytr. Ayette geen grme ve krlk, bilgi ve cehalet veya iman ve kfrdr. [el-Mzan, c.7, s!434]

10-(264) ...Ebu Haim el-Cafer, Ebu'l-Hasan er-Rza (Ali b. Musa aleyhisselm)danyle rivayet etmitir: mam'a: "Allah vasfedilir mi?" diye sordum: - Kur'n okumaz msn? dedi. - "Okuyorum" dedim. - Peki, "Gzler Onu gremez; hlbuki O, gzleri grr." (En'am; 103) ayetini okumadn m? diye sordu. - "Evet, okudum." dedim. - Peki, basiretlerin ne olduunu biliyor musunuz? dedi.. - "Evet" dedim. -Nedir? dedi. - "Gzlerin grmesi" dedim. Buyurdu ki: Kalplerin tasavvuru gzlerin grmesinden daha byktr. Buna ramen kalplerin tasavvur kapasiteleri Allah' kavrayamaz; ama o tasavvurlar grr 1 l-(265) ...Ebu Haim el-Cafer yle rivayet etmitir: Ebu Cafer (Muhammed Bakr aleyhisselm)'a dedim ki: "Gzler O'nu gremez; hlbuki O, gzleri grr." (En'am, 103) ayeti ne anlama gelir? Buyurdu ki: Ey Ebu Haim! Kalplerin grmesi gzlerin grmesinden daha duyarl ve kapsamldr. Sen zihinsel tasavvurunla Sind'i, Hindistan' ve gidemediin daha birok memleketi alglayp tasavvur edebilirsin; ama onlar gzlerinle gremezsin. Buna ramen kalplerin tasavvur kapasiteleri Allah' kavrayamazlar, nerede kald gzler! 12-(266)Ali b. brahim babasndan, o da ashabnn bazsndan onlar da Hiam b. Hakem'den10[10] yle rivayet etmilerdir: Btn varlklar ancak iki eyle kavranr: Duyularla ve kalple. 10[10]- Bu hadis mevkuftur. (Rivayet zinciri bu halkada durmutur.) Masum imama kadar srmemitir. yle anlalyor ki mellif, Allah'n gzlerle grlemeyeceine, kalplerin tasavvuruyla alglanamayacana ilikin olarak Ehl-i Beyt mamlarndan bir takm hadisler aktardktan sonra, mam Sadk'n arkadalarnn banda gelen Hiam b. Hakem'in aadaki deerlendirmelerini imamlarn hadislerinden karsanm aklamalar olduunu sanarak blmn sonuna yerletirmitir.

Duyularn kavramalar anlama dayal olarak gerekleir: Mdahale ederek kavrama, temas ederek kavrama ve mdahale ve temas etmeksizin kavrama. Mdahale ederek kavrama: Duyma, koklama ve tatma eklinde gerekleir. Temas ederek kavrama: Dokunarak varlklarn kare ve gen gibi ekillerini, yumuak, sert, scak ve souk olularn alglama eklinde gerekleir. Dokunmakszn ve mdahale etmeksizin kavrama yntemine gelince: Bu da grme ile olur. nk gz, varlklara dokunmadan ve onlara mdahale etmeden, onlar fiziki kapsamna almadan, kendi yerlerinde alglar. Gzle alglamann yolu ve sebebi vardr. Yolu hava, sebebi ise ktr. Gzle grlen varlk arasndaki yolda bir kopukluk yoksa btnlk mevcutsa, ayrca sebep de hazr ise karlalan renkler ve somut nesneler kavranr, alglanr. Gz, ulamaya yol bulamayaca bir eye yneltildii zaman gerisin geri dner ve o eyin tesini yanstr. Sz gelimi aynaya bakan bir kimsenin gzleri aynann tesine nfuz edemez. teye gemek iin baka da yol olmad iin bak geri dner, bakan kimseyi yanstr. Berrak bir suya bakan bir kimse de tesine gemeye yol bulamayaca iin kendi aksini grecektir. Kalp ise havaya egemendir. Havada olan her eyi kavrar ve tasavvur eder. Kalp de havada olmayan bir eye yneltildii zaman geri dner ve havada olan bir eyi aksettirir. Bu yzden akl banda olan bir insann, kalbini Allah'n birlii gibi hava boluunda somut olarak yer almayan soyut bir olguya yneltmemesi gerekir. nk byle bir durumda kalbi hava boluunda mevcut bulunan somut bir varlktan baka bir ey tasavvur etmeyecektir. Allah'n gzlerle grlmesi meselesiyle ilgili olarak sylediimiz gibi Allah Celle ve Azze, yarattklarna benzemekten mnezzehtir. 10) ALLAH'I, KENDSN VASFETT VASIFLANDIRMANIN YASAKLII BABI NTELKLERDEN BAKASI LE

l-(267) ...Abdurrahim b. Atk el-Kasir yle rivayet eder: Abdulmelik b. A'yen eliyle Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm)a yle bir mektup gnderdim: "Irak'ta bir grup insan ortaya km ve Allah' ekil ve suretle vasfediyorlar. Eer uygun grrsen -Allah beni sana feda etsin- bana tevhidle ilgili sahih dnceyi bildirmeni istiyorum." mam bana u cevab yazd: Allah sana rahmet etsin, "tevhidle ilgili bir soru sordun ve evrendekilerin dncelerini" (sahihliini) renmek istedin. unu bil ki, "Benzeri hibir ey olmayan, iiten ve gren yce Allah," (ura, 11)O'nu yarattklarna benzeterek vasfeden iftiraclarn nitelemelerinden mnezzehtir. Bil ki, Allah sana rahmet etsin, tevhidle ilgili sahih dnce, doru mezhep, Kur'n'da yer alan ve Allah'n sfatlaryla ilgili aklamalardr. O halde sen de ar tenzihi bir yaklamla ilhi varl temelden geersiz klan iptal anlay ile O'nu yarattklarna benzeten anlay olumsuzlayc bir yaklam iinde ol.

Ne, ilh varl temelden iptal eden olumsuzlayc anlay dorudur. Ne de O'nu yarattklarna benzeten tebihi anlay. Allah sabittir, vardr. Bunun dnda O'nu niteleyenlerin nitelemelerinden mnezzehtir, ycedir. Allah- vasfederken Kur'n'n izdii snrlarn dna tamayn; yoksa size apak beyan (aklama) geldikten sonra sapm olursunuz.11[11] 2-(268) ...Ebu Hamza yle rivayet eder: Ali b. Hseyin (aleyhisselm) bana dedi ki: Ey Ebu Hamza! Allah, snrllk anlamn ieren hibir nitelikle vasfedilemez. Rabbimiz vasftan byktr. Snrlandrlamayan, gzler tarafndan grlmeyen, fakat gzleri gren, ltif ve her eyden haberdar olan Allah, snrllk anlamn ieren bir nitelikle vasfedilebilir mi?12[12]

11[11]- Olumsuzlama mezhebinden maksat, sfatlarn anlamlarn yce Allah'tan olumsuzlamaktr. Mutezile mezhebinin yaklamm buna rnek gsterebiliriz. Olumlu sfatlarn, kartlarnn olumsuzlanmas eklinde alglanmas da bu anlama gelir. rnein, "Allah'n kadir olmasnn anlam, O'nun aciz olmamasdr. lim olmasnn anlam, cahil olmamasdr." demek gibi. Tebih mezhebinden maksat da, yce Allah'n bakalarna benzetilmesidir. -Oysa benzeri hibir ey yoktur.- Yani bizdeki gibi, anlamlan snrl, bakalarndan bu zellikleriyle ayrlan sfatlarn, O'nun asndan da olumlanmas. O'nun kudretinin bizim kudretimiz, O'nun ilminin bizim ilmimiz gibi olmas yani. Eer O'nun bizimkine benzer sfatlar olursa, bizimkine benzer ihtiyalar da olur. O zaman da "varl zorunlu ilh" olamaz. Allah bundan mnezzehtir.

Tebihsiz olumlama: O'nun iin asl anlamlaryla baz sfatlarn olumlanmasdr. Bu arada bu sfatlar asndan, mmkn nitelikli varlklarda rastland trden snrlandrc zelliklerin olumsuzlanmas gerekir. Yani sfat olumlanmal, ama sfatn snrll olumsuzlanmaldr. [elMzan, c.7, s.61]

12[12]- Mmkn olan varlklarda gzlemlenen btn kavramlar ve sfatlar, birtakm snrl eylerdir ki kanlmaz olarak bir snrlayan, bir yapp yaratan, bir gzetip yetitireni vardr. O da Allah'tr. Snrlama, Allah'n yapm olduu iin, snrllk O'ndan aa bir mertebedir, O'nda sz konusu deildir. O'nun yce kat bu snrlardan mnezzehtir... Yaratlmlarn ayrlmaz nitelii olan bu snrlar, Allah'n kutsal zatnn koyduu, var ettii eyler olduu iin, fiilin (iin) failden (ii yapandan) sonraki mertebede olmas trnden bir sonralkla Allah'n yce zatndan sonraki mertebededirler. Dolaysyla Allah'n yce zatnn bu snrlarla snrlanm olmas mmkn deildir. nk zatn bulunduu mertebede fiil yoktur.

3-(269) ...Muhammed b. Hseyin yle rivayet etmitir: Biz, Ebu'l-Hasan Rza (Ali b. Musa aleyhisselm)nhuzuruna girdik ve dedik ki: Sylentilerde Muhammed (sallallahu aleyhi ve lihi)ninRabbi Azze ve Celle'yi "her bakmdan mkemmel, olgun otuz yalarnda bir gen suretinde grdn belirtiyor." buna ne dersin? Ayrca dedik ki: Hiam b. Salim, Sahibut-Tak,13[13] el-Meysem diyorlar ki: "Allah, gbeine kadar botur, bundan aas doludur."14[14] Bu szleri duyar duymaz derhal secdeye kapand. Sonra dedi ki: Seni tenzih ederim. Seni gerei gibi tanmadlar ve hak ettiin ekilde birlemediler. Bu yzden seni nitelemeye kalktlar. Seni tenzih ederim. Eer seni bilselerdi; senin kendini vasfettiin gibi vasfederlerdi. Seni tenzih ederim. Seni bakasna benzetmeye nasl gnlleri elverdi? Allah'm seni; ancak senin kendini vasfettiin sfatlarla vasfederim. Seni yarattklarna benzetmem. Sen, her trl iyilie layksn. Beni zalimlerden klma. Sonra bize dnd ve unlar syledi:

Bu demektir ki, lafzmz ifade edemese de, kavrammz yetersiz kalsa da, O'nun sfatlar da herhangi bir snrla snrlanm deildir. Bylece O birdir, ancak snrll gerektiren saysal anlamda deil. Yaratmas, iitmesi, grmesi, ahit (hazr) olmas ve dier sfatlar da byledir. Bunun ayrntlarndan biri de, yaratklarndan ayrlnn onlardan uzakta olduu, onlarla arasnda mesafe bulunduu anlamnda olmaddr. O, yaratklarna bitiik veya onlardan aral olmaktan, yaratklarnn iinde veya dnda olmaktan yce mi ycedir. Yaratklarndan ayrl her halkrda onlara egemen olduu, onlara g yetirdii, yaratklarn da her halkrda O'na boyun emi olduklar, O'na dnte olduklar anlamndadr.

Yce Allah'n tevhidi ve tavsifinin (O'nu birleme ve nitelemenin) zahirinin batnndan, batnn da zahirinden ayr olmamasn salayan, bu snrszldr. Zahir ile batn, ancak snrla bakalar, birbirinden ayrlr. Snr kalktnda zahir ile batn birbirine karr, "bir" olur. Ayn ekilde nitelenen zahirin kuatlm olmas, ancak snrlanmalar ve kendileri iin belirlenen snr amamalaryla mmkn olur. Bir eyin yannda hazr olann, btn varlyla onun yannda hazr olmas, bir eyden de gaip olann, ona gre yitik olmas, onlarn snrl olmalarndan kaynaklanr. Yoksa snrllk olmasa, hazrn, tm varlyla bir ey iin hazr olmas, gaibin de gaybet perdesi arkasnda gizli kalmas mmkn olmaz. nk byle bir eyi, kendinden, kendi snrszlndan baka bir ey gizlememektedir. Bunda anlalmayacak bir ey yoktur. [el-Mzan, c.6, s. 126-137]

13[13]- Ebu Cafer Muhammed b. Numan el-Ahvel

14[14]- Hadis: Zayf. [Allme Meclisi, Mir'at'u'1-Ukul, c.l, s.347]

Zihninizde neyi tasavvur ederseniz Allah'n ondan baka olduunu bilin.15[15] Ardndan unlar ekledi: Biz Muhammed (sallallahu aleyhi ve lihi)ninEhl-i Beyt'i, orta yoldayz. Arlar bize yetiemez ve geride kalanlar da bizi geemezler. Ey Muhammed! Reslullah, Rabbinin azametine bakt zaman kendisi her bakmdan mkemmel, olgun, otuz yalarnda bir gen suretindeydi. Ey Muhammed! Benim Rabbim yaratlmlarn niteliklerine sahip olmaktan ycedir, mnezzehtir. Dedim ki: Sana kurban olaym! ki aya yeillikler iinde olan kimdi? Buyurdu ki: O, Muhammed (sallallahu aleyhi ve lihi) idi. Kalbiyle Rabbine bakt zaman Rabbi onu, hicablar nuruna benzer bir nurun iine koydu ki hicaplarn gerisinde olan eyler onun iin akla kavusun. nk Allah'n nurunun bir ksm yeil, bir ksm krmz, bir ksm beyaz... vs.dir. Ey Muhammed! Kitab ve snnet neye ahitlik ediyorsa biz de bunu sylyoruz.

15[15]- el-hticac adl eserde Hz. Ali'nin (a.s) bir hutbesinde yle buyurduu kaydedilir. Delili ayetleridir. Varl ispatdr... Tasavvur edilen her ey O'nun tersinedir... Zat ve z bilinen, ilh olamaz. O, delil ile kendine dellet eden, bilgi ile kendine ulatran ilhtr. Bu hutbedeki en latif konulardan biri, u gzel cmlede ifade edilmitir: "Varl ispatdr." Bu szle unu kastediyor: O'nu ispat edecek kant, bizzat O'nun dtaki varldr. Yani O, zihne girmez, akla smaz. "Tasavvur edilen her ey O'nun tersinedir." ifadesiyle kastedilen, O'nun zihinsel biimden baka olduu deildir. nk btn d (objektif) varlklar byledir. Tam tersine maksat udur: Yce Allah, ne olursa olsun zihinsel tasavvurun hikye ettii, anlatt eyin tersinedir, o deildir. Dolaysyla hibir zihinsel biim O'nu kuatamaz. Hatta O'nun kutsal katnn bu tasavvurdan, yani" O her tasavvurun tersinedir" tasavvurundan da mnezzeh olduundan gaflet etmemelisin. "Zat ve z bilinen, ilh olamaz."ifadesi, yce Allah'n herhangi bir bilgiye konu olmaktan, herhangi bir anlama ve alglamaya yenik dmekten ok daha yce olduunu beyan etmek iin serdedilmitir. nk zat ve zyle bizim bilgi ve tanmamza konu olan her ey, bizden ve bilgimizden baka bir eydir ki, bilgimize konu olabiliyor. Fakat Allah bizi de, bilgimizi de kuatcdr: bizi de, bilgimizi de var edici, ayakta tutucudur. Bylece hibir ekilde kendimizi ve bilgimizi O'nun zatnn kuatmasndan ve egemenliinin kapsamnda olmaktan kurtaramayz. Kurtaramaynca da O'nun hakknda, ayr bir eyin ayr bir eye olan bilgisi gibi bir bilgimizin olmas mmkn deildir. Ali (a.s) bu gerei, "O, delil ile kendine dellet eden, bilgi ile kendine ulatran ilhtr." szyle beyan etmitir.

Yani, kendisine dellet edecek delili, kendisine doru klavuzlayacak klavuzu var edip kendisine dellet etmesini, klavuzlamasn salayan delil ve klavuz, yine yce Allah'n kendisidir. Ayn ekilde bilginin kendisine ulamasn, kendisiyle bir tr ilintili olmasn salayan, yine yce Allah'n kendisidir. Bunun srr udur: Her ey, ama btn her ey, O'nun kuatmas ve hegemonyas altndadr. O hlde bir eyin O'na yol bularak O'nu kuatmas nasl mmkn olabilir?! Oysa O, onun kendisini de, yol bulmasn da kuatm bulunmaktadr. [el-Mzan, c.6, s. 135-137]

4-(270) ...Ebu Hamza, Ali b. Hseyin (aleyhisselm)dan unlar dinlemi: Gklerde ve yerde bulunan herkes Allah'n bykln vasfetmek zere bir araya gelseler buna g yetiremezler. 5-(271) ...brahim b. Muhammed el-Hemedan yle rivayet etmitir: Adama (Ali b. Muhammed aleyhisselm) unlar yazdm: Bizden nceki dostlarn tevhid meselesinde farkl grler savunmulardr. Bir ksm Allah cisimdir derken; bir ksm surettir demilerdir. Buna ne buyurursunuz? Bana kendi el yazsyla u cevab gnderdi: Snrlandrlamayan ve vasfedilemeyen Allah mnezzehtir. "O'nun benzeri hibir ey yoktur. O, iitendir, bilendir." (ura, 11) Veya grendir de demi olabilir. 6-(272) ...Muhammed b. Hkim yle rivayet etmitir: Ebu'l-Hasan Musa (b. Cafer aleyhisselm) babama unlar yazd: Allah, sfatnn derinliine ulalmasndan ycedir, uludur, byktr. O'nu, kendisini vasfettii gibi vasfedin. Bundan tesinden el ekin. 7-(273) ...Mufaddal yle rivayet eder: Ebu'l-Hasan (aleyhisselm) 'a Allah'n sfatlaryla ilgili bir soru sordum. Buyurdu ki: Kur'n'da yer alan aklamalarn tesine gemeyin. 8-(274) ...Muhammed b. Ali el-Kasan yle rivayet etmitir: mam (aleyhisselm)ayazdm ki: "Bizden ncekiler, tevhid meselesinde ihtilafa dmlerdir." Bana u cevab yazd: Snrlandrlamayan ve vasfedilemeyen Allah ycedir. "O'nun benzeri hibir ey yoktur. O, iitendir, grendir." (ura, 11) 9-(275) ...Bir b. Bear en-Niabur yle rivayet etmitir: Adama (aleyhisselm) yle yazdm: Bizden ncekiler, tevhid hakknda ihtilafa dtler. Kimi: "O cisimdir." dedi. Kimi de "O surettir." dedi. Bana u cevab yazd: Snrlandrlamayan ve vasfedilemeyen Allah ycedir, mnezzehtir. "Ona hibir ey benzemez. Onun benzeri hibir ey yoktur ve O, iitendir, grendir." (ura, 11) 10-(276) Sehl der ki:

kiyz elli be senesinde Ebu Muhammed (Hasan b. Ali aleyhisselm)a unlar yazp gnderdim: "Efendim, arkadalarmz, tevhid hakknda ihtilafa dmlerdir. Bazs: "O, cisimdir." derken, bazs: "O, surettir." diyor. Eer uygun grrseniz efendim, bu hususta zerinde duracam ve tesine gemeyeceim bir bilgi retirseniz kulunuza (bendenize) ltufta bulunmu olursunuz." Kendi el yazsyla bana u cevab yazd: Bana tevhidle ilgili bir soru soruyorsun. Oysa byle konulara dalmakla ykml deilsiniz. Allah birdir, tektir. Dourmam, dorulmamtr. Hi kimse Ona denk deildir. Yaratcdr. Yaratlm deildir. O Tebareke ve Tel, cisim veya baka eylerden dilediini yaratr. Cisim deildir. Dilediine ekil verir; ama kendisi suret deildir. O'nun an ycedir, isimleri uludur. Benzeri olmaktan mnezzehtir. O, bakas deildir. "Benzeri hibir ey yoktur. O, iitendir, grendir." (ura, 11) 11-(277) ...Fudayl b. Yesar yle rivayet etmitir: Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm)nyle dediini duydum: Allah vasfedilemez. Nasl vasfedilir ki, Kur'n'da: "Allah hakkyla tanyamadlar." (En'am, 91)buyrulmutur. O, hangi kriterle takdir edilirse mutlaka ondan byktr, ycedir.

12-(278) ...Abdullah b. Sinan Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm)danyle rivayet etmitir: Allah byktr, ycedir. Kullar Onu vasfetmeye g yetiremezler, byklnn derinliini kavrayamazlar. "Gzler Onu gremez. O gzleri grr. O ltiftir, her eyden haberdardr."O, Nasl, nerede ve balam (yn) ile nitelendirilemez. Onu "nasl" ile nasl vasfederim? Nasla nasllk verip nasl olmasn salayan O'dur? Keyfiyeti bizim iin ekillendirmesi sonucu bildim. Onu nasl "nerede?" ile vasfederim ki? O, neredeyi mekn balamnda var etmitir? Mekn bu ekilde belirlemesi sayesinde nerede kavramn bildim. Onu nasl bir "balam (heys=yn)" ile ilintili olarak vasfedebilirim ki? Balam (yn) balam yapan O'dur. Bylece balam (yn) olmutur da bizim iin var etmesi sayesinde balam bildim. Allah Tebareke ve Tel, her mekndadr ve her eyin dndadr. "Gzler O'nu gremez; ama O, gzleri grr. O'ndan baka ilh yoktur. Ycedir, byktr. O, ltiftir,16[16] her eyden haberdardr." (En'am, 103) 11) ALLAH HAKKINDA CSM VE SURET TASAVVUR ETMENN YASAK OLUU BABI 1-(279) ...Ali b. Ebu Hamza yle rivayet etmitir: Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm)adedim ki: Hiam b. Hakem'in sizden: "Allah cisimdir, sameddir, nurandir, Onu tanmak zorunludur. Kullarndan dilediine minnet eder." eklinde rivayet ettiini duydum. mam (aleyhisselm) buyurdu ki: Kendisinden baka hi kimsenin nasl olduunu bilmedii Allah, bu tr yaktrmalardan mnezzehtir. O'nun gibi hibir ey yoktur. O, iitendir, bilendir. Snrlandrlamaz, hissedilemez, dokunulamaz. Gzler O'nu gremez, duyular O'nu alglayamaz. Hibir ey O'nu kapsayamaz. O, cisim deildir, suret deildir, ekli ve snr yoktur.17[17]

16[16]- Latif: Bir eyin iine szabilen, nfuz eden ince varlk demektir. [el-Mizan, c.7, s.419]
17[17]- Hadis: Muvassak. [Allme Meclisi, Mir'atu'l-Ukul, c.2, s.l] Muvassak: Raviler zincirinde Ehl-i Beyt Mektebi limlerinin, mamiye snaaeriye mezhebine muhalif olan frkalardan birine mensup olduu hlde gvenilir bulduu bir ravinin yer ald hadistir. [Mealimu'l-Medreseteyn, c.3, s.347] Hiam b. Hakem'i (v. 198/812) Allah'n cismniyeti grn benimsemekle sularlar. Cahiz, Nazzm ve E'r bu fikri ona atfetmekle arya gittiler ve onun yle dediini naklettiler: "Allah dier maddi varlklar gibi bir cisimdir." Bununla birlikte aratrma byle bir sulamann doru olmadn ispatlamtr. Bu, hased sebebiyle yaplm bir sulamadr, onun grlerinin kuvveti ve

2-(280) ...Hamza b. Muhammed yle rivayet etmitir: Ebu'l-Hasan (aleyhisselm)a. "Allah'n cisim ve suret olmas ile ilgili bir soruyu yazp gnderdim." Bana u cevab yazd: Benzeri hibir ey olmayan Allah ycedir. Ne cisimdir, ne de surettir. Bu hadisi Muhammed b. Ebu Abdullah da rivayet etmitir; ancak rivayet zincirinde adn koymadan bir adam zikretmitir. 3-(281) ...Muhammed b. Zeyd yle rivayet etmitir: mam Rza (aleyhisselm)'n yanna geldim ve ona tevhidle ilgili bir soru sordum. Bana u aklamay yazdrd: Varlklar kudretiyle, hikmetiyle yoktan ve rneksiz, olaanstl bozacak ekilde bir modele bakmadan, rneksiz yaratmasyla badamayacak ekilde bir illete dayanmadan, yaratan Allah'a hamd olsun. Dilediini diledii gibi yaratmtr. Btn varlklar tek bana, hikmetini ve Rabliinin hakikatini gstermek iin yaratt. Akllar O'nu kavrayamaz, tasavvurlar O'na eriemez. Gzler O'nu gremez, ller O'nu kapsayamaz. Kelimeler O'nu ifade etmekte kifayetsiz ve gzler O'nu alglamakta yorgun, bitkin der. Sfatlandrma giriimleri hep aknlkla sonulanr. Bir perde olmakszn gizlenmitir. Bir rt olmadan brnmtr. Grnmeden bilinmi, ekilsiz vasfedilmi, cisimsiz nitelendirilmitir. Allah'tan baka ilh yoktur. Byktr, akndr. 4-(282) ...Muhammed b. Hkim yle rivayet etmitir: Ebu brahim (Musa b. Cafer aleyhisselm)a Hiam b. Salim el-Cevalik'nin szlerini anlattm ve Hiam b. Hakem'in: "Allah cisimdir."18[18] dediini syledim. Buyurdu ki: Allah Tel, hibir eye benzemez. Varlklarn yaratcsn cisimle, suretle, yaratlmlkla, snrllkla ve organlarla vasfetmekten daha irkin ve daha iren bir davran var mdr? Allah, bu tr aslsz yaktrmalardan ycedir, mnezzehtir, uludur.
doruluuna kar kamayan muhalifleri, zellikle muteziller onun nn lekelemek istediler; nk o, mnazaralarnda, onlarn retilerini rtmt. Ebu'l-Kasm el-H (v. 1992) Mucemu Ricli'l-Hadis'de, Hiam'm biyografisinde (c. xvm) o-nun hakkndaki rivayetlere atfta bulunur ve yle bir neticeye varr. "Kanaatimce Hiam' (Allah hakknda) cismniyet grn benimsemekle sulayan rivayetler tamamen uydurmadr. Bu mam Ebu'l-Hasan Rza (a.s)'n Allah Hiam'a rahmet etsin o iyi bir insand, hased sebebiyle onun kavmi ona insafl davranmadlar. eklindeki ifadesinin de gsterdii zere hasedden kaynaklanmtr. (Abbas Muhacirn) [Seyyid Hseyin Nasr-OlverLeaman, slm Felsefesi Tarihi, 1/161-162, Alm Kitap, 2007]

18[18]- Hadis: Mursel. [Allme Meclis, Mir'atu'1-Ukul, c.2, s.3]

5-(283)Ali b. Muhammed merfu olarak Muhammed b. Farac er-Ruhhac'den yle rivayet etmitir: Ebu'l-Hasan (Musa b. Cafer aleyhisselm)aHiam b. Hakem'in: "Allah cisimdir." Ve Hiam b. Slim'in: "O surettir." eklindeki grleriyle ilgili bir mektup yazdm. Bana u cevab yazd: aknlarn aknlndan uzak dur ve eytandan Allah'a sn. Hiamlarn dedikleri doru deildir.19[19] 6-(284) ...Muhammed b. Ziyad yle rivayet etmitir: Yunus b. Zabyan'n yle dediini duydum: Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm)n yanna gittim ve dedim ki: Hiam b. Hakem byk laflar ediyor. Ben bunlardan bazsn sana zetleyeceim. "Allah'n cisim olduu"nu iddia ediyor. Bunu da u ekilde gerekelendiriyor: "Varlklar, cisim ve cismin fiili olmak zere iki ksma ayrlr. Yaratcnn fiil mahiyetinde tasavvur edilmesi caiz deildir; ama fail anlamnda tasavvur edilebilir."20[20] Bunun zerine Ebu Abdullah (aleyhisselm) dedi ki: Yazklar olsun ona! Cismin snrl, sonlu ve suretin snrl ve sonlu olduunu bilmiyor mu? Allah iin snrllk ihtimali olduu zaman artma ve eksilme ihtimali de olur. Artmas ve eksilmesi muhtemel olduu zaman bu, onun yaratlm olduu anlamna gelir. Dedim ki: Peki, ne diyeyim? Dedi ki: Allah ne cisimdir, ne surettir. Cisimlerin ekillendiricisi, suretlerin biimlendiricisidir. Blnmezdir, sonsuzdur. Artmaz ve eksilmez. Eer dedikleri gibi olsayd yaratanla yaratlan arasnda ina edenle ina edilen arasnda bir fark olmazd. Fakat Allah varlklar ina edip ortaya karandr. Cisim verdii, suret ngrd ve ina edip ortaya kard varlklar birbirinden ayrmtr. Hibir ey O'na benzemediine gre O da hibir eye benzemez. 7-(285) ...Hasan b. Abdurrahman el-Himman yle rivayet etmitir: Ebu'l-Hasan Musa b. Cafer (aleyhisselm)'a dedim ki: Hiam b. Hakem yle iddia ediyor: "Allah, hibir eye benzemeyen bir cisimdir, bilendir, iitendir, grendir, kudret

19[19]- Hadis: Merfu. [Allme Meclis, Mir'atu'1-Ukul, c.2, s.3] Veya bu sz, Hiam'larn syledikleri bir sz deildir. Nitekim baz ia limlerine gre Ebu Abdullah ve Ebu'l-Hasan'n nde gelen arkadalarndan olan bu iki zat, bu tr grleri savunmamlardr. Seyyid Mrtaza: "e-fi" adl eserinde bu zatlar aklamtr. 20[20]- Hadis: Zayf. [Allme Meclis, Mir'atu'1-Ukul, c.2, s.5]

sahibidir, konuandr, sz syleyendir. Kelm, kudret ve ilim nitelikleri, ayn mahiyeti arz etmektedirler. Bunlardan hibiri mahlk deildir."21[21] mam buyurdu ki: Allah onun cann alsn! Cismin snrl, kelmn da konuandan ayr olduunu bilmez mi? Byle bir sz sylemekten Allah'a snrm. Byle bir iddiadan beri olduumu iln ediyorum. Allah ne cisimdir, ne surettir. O, snrlandrlmaktan mnezzehtir. O'nun dnda her ey mahlktur. Varlklar, kelmsz, nefes alp vermesiz ve dil ile konumasz O'nun iradesiyle olmulardr. 8-(286) ...Muhammed b. Hkim yle rivayet etmitir: Ebu'l-Hasan (Musa b. Cafer aleyhisselm)'a, Hiam el-Cevalik'nin grlerini anlattm. Bu arada Allah hakknda her bakmdan mkemmel bir gen nitelemesi yaptn syledim. Ayn ekilde Hiam b. Hakem'in szlerini aktardm. Buyurdu ki: Hibir ey Allah'a benzemez.22[22] 12) ZTIN SIFATLARI BABI l-(287) ...Ebu Basir yle rivayet etmitir: Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm)'n yle dediini duydum: Allah Azze ve Celle Rabbimizdir ve bilinenler olmadan ilim; O'nun zatyd. itilenler olmadan iitme; O'nun zatyd. Grlenler olmadan grme; O'nun zatyd. G yetirilenler olmadan kudret; O'nun zatyd. Eya var olunca, bilinenler meydana gelince, Allah'n bilgisi23[23] bilinenlere taalluk etti, iitmesi iitilenlere, grmesi grlenlere ve kudreti g yetirilenlere taalluk etti.

21[21]- Hadis: Zayf. [Allme Meclis, Mir'atu'1-Ukul, c.2, s.7] 22[22]- Hadis: Mehul. [Allme Meclisi, Mir'atu'1-Ukul, c.2, s.8]
23[23]- Bu ilimden maksat, zihin iinde tasavvur edilen ekiller deildir. Eer ilimden maksat bu olsayd, o zaman yce Allah bir bina yapan gibi olurdu. Ki nce evin eklini ve projesini zihninde tasavvur eder, sonra binay yapmaya kalkar. Dolaysyla binay zihninde tasarlad gibi bina eder. Bylece zihin ii ekil ile objeler lemindeki bina arasnda uyum olur. Sonra bu bina gn gelir, ama zihin iindeki ekil varlm srdrr. Buna klli ilim denir ve bu ilim Allah iin imknszdr. Bilakis Allah'n zat, malumuyla birlikte ilmin aynsdr. Sonra malum objeler dnyasnda gerekleince, malumun zat, Allah'n ona ynelik ilminin ayns olur. Bunun ilkine zati ilim, ikincisine de fiili ilim denir. Zat sfatlar O'nun zatndan ayr deildirler, O'nun dndaki herhangi bir olguyla ilintili olarak alglanmazlar. Fakat bilmenin, ayn ekilde iitme ve grmenin bir tr de vardr ki, zatn dnda olan fiil sfatlardan saylr. Bu tr bilme ve iitme, kutsal zatn dndaki bir olguyla ilintili olarak gereklemektedir. Tpk yaratlan, beslenen, yaayan ve len birinin varlyla ilintili olarak gndeme gelen yaratma, besleme, yaatma ve ldrme sfatlar gibi.

Dedim ki: O halde Allah, her zaman hareket halindedir. Buyurdu ki: Allah Azze ve Celle bundan mnezzehtir. Hareket fiille meydana gelen bir sfattr. Dedim ki: O halde Allah her zaman "mtekellim / konuandr." Buyurdu ki: Kelm sonradan olma bir sfattr, ezel deildir. Allah vard ve mtekellim deildi.24[24]

Varlklar zleri ve tzleri itibariyle Allah'n mlk ve O'nun tarafndan kuatlmlardr. Dolaysyla bunlarn sesler trnden olan, O'nun iitmesinin; klar ve renkler trnden olan, O'nun grmesinin ve hepsi de, tr ne olursa olsun, O'nun bilmesinin kuatmas altndadr. te bu tr bir bilme, Onun fiil sfatlarndan saylr. Bu tr bir sfat, sz konusu fiilin O'nun tarafndan gerekletirildii anda gerekleir, ondan nce deil. nceden olmayp sonra gerekleen bu tr sfatlarn ispat, O'nun kutsal ve mnezzeh zatnda deiiklik yaand anlamna gelmez. nk bu sfatlar, fiil balamndan teye gemezler, zatn dnyasna girmezler. Bu bakmdan, bilmeyi sahip olmann bir sonucu gibi gsteren ayet, "Gece ve gndzde barnan her ey Onundur. O, iitendir, bilendir." (En'am, 13) Fiil balamndaki bilmeyi kantlama sadedindedir. Bunu anlamaya al. [el-Mzan, (Hadid, 1-6) Tefsir; 7/43-44]

24[24]- Yce Allah asndan "Konuma"da tpk diriltme, ldrme, rzk verme, doru yola iletme ve tvbeyi kabul etme gibi fiillere benzer. Tpk bu saydmz fiiller gibi, onun da gereklemesi, kendisinden nce zatn tamam olmasna baldr. Bunlar, vacip zat'n tamamlannn bal olduu ve zatn ayns olan ilim, kudret ve hayat gibi, sfatlara benzemez. u hlde Allah'n zat sfatlar ile onun Zat'nn tamamllndan sonra tahakkuk eden dier ilh fiiller arasnda herhangi bir farkn olmamas mmkn mdr? Hatta bazen bu filler zamana intibak bile kabullenir ve onlarla ilgili olarak zaman geerli saylr. "Musa tayin edilen srede gelince ve Rabbi onunla konuunca." (A'raf, 143).. .Konuma=kelam fiilinin de zamana ballm ortaya koymaktadr. E'arilere gre, Allah'n kelm kadimdir. Ancak, onlar "kelm" lafzi konumann dellet ettii zihinsel anlamlar olarak aklamlardr. Bu anlamlar Allah'n bilgileridir. Onun zat ile kaim olup tpk Onun zat gibi, ncesizdirler. Sesler ve namelerden oluan lafzi kelma gelince bu sonradan olmadr. Mutezile, "kelmn" sonradan olma... Fakat... eksiksiz bir anlama dellet eden lafzlar olarak yorumlamlardr. Lafzlarn bu anlama ynelik delaletleri de semboliktir. nk normalde kelm dediimizde, rfe gre bu anlalr. E'arilerin nefsi kelm olarak niteledikleri, nefsi anlamlarsa, bilgi niteliinde suretlerdir; kelm deil. Yce Allah'n ilim sfatn hangi anlamda alrsak alalm, ister, zat ile tafsili ve bakalar ile icmali ya da hem zat ile hem de bakas ile tafsili olarak alglansn, zat konumundadr. lmin bu iki anlam, zatn ayns demektir. Veya var etmeden nce ve zattan sonra tafsili bilgi olarak alglansn ya da var

2-(288) ...Muhammed b. Mslim yle rivayet etmitir: Ebu Cafer (Muhammed Bakr aleyhisselm)nyle dediini duydum: Allah Azze ve Celle vard ve O'ndan baka hibir ey yoktu. O, olacaklar biliyordu. Varlklarn olmasndan nce onlar bilmesi, olmalarndan sonra onlar bilmesi gibidir. 3-(289) ...el-Kahil yle rivayet etmitir: Ebu'l-Hasan (Musa b. Cafer aleyhisselm)a"lminin sonuna kadar Allah'a hamd olsun." duasnn doru olup olmadn sormak zere bir mektup yazdm. Bana u cevab yazd: Sakn Allah'n ilminin sonu deme; nk O'nun ilminin sonu yoktur. Ama rzasnn sonu de.25[25] 4-(290) ...Eyyb b. Nuh, Ebu'l-Hasan (Musa b. Cafer aleyhisselm)a, "Allah Azze ve Celle, eyay yaratmadan ve meydana getirmeden nce biliyor muydu yoksa yaratmadan, onlar yaratmay ve meydana getirmeyi irade etmeden nce bilmiyordu da yarattn yaratt
etmeden ve zattan sonra tafsil bilgi olarak alglansn, btn tasvirleriyle her zaman huzur (sezgisel) bir bilgidir, husul (zihinsel) bir bilgi deildir. Mesel insanda ilim, bilineni huzur ekilde kuatmaktr. Bu kuatma, beden glerle dardan tasla soyutlayp almak yolu ile gerekleir. Fakat yce Allah'a yakan biimi, huzur kuatmann zdr. Bilinenin daha nce d dnyada var olmasn gerektiren taslak alma ve bunun iin beden alglama aralarna ihtiya duyulmasna gelince, bunlar yce Allah'tan uzak tutulmas gereken eksiklikten kaynaklanr. Ksacas olumlu anlamn zn O'nun iin sabit grrz, fakat eksiklie ve ihtiyaca yol aan rneklerin zelliklerini O'ndan uzak tutarz.

E'arilerin ve Mutezile bilginlerinin... zerinde tarttklar ey, hsuli (zihni) trden bir bilgidir ki, objeler dnyasndan alglanan kavraylarn varlna dnktr. Ve objeler dnyasndaki sonular buna terettp etmez... Allah'n olaylara ve eyaya ynelik bilgisi onlarn var olmalaryla zdetir. Yani Allah, eyay salt varolularyla bilir. Yoksa Onun bilgisi bizim bilgilerimiz ve alglarmz, gibi eyadan taslak (zihn suret) almakla olmaz... Allah'n bir eyi bilmeye ynelik iradesinin, onun gereklemesine, ortaya kmasna ynelik iradesi olmasdr. Biz u kant ortaya koymutuk: Kavramlar ve mahiyetler ancak insanlarn ya da tr olarak insana yakn olup ta zahiri organlar ve isel alglaylar aracl ile evresini alglayabilen canl trlerinin zihninde gerekleir. Ksacas, yce Allah kavramlar ve itibar mahiyetleri alglayabilecei bir zihne sahip olmaktan mnezzehtir. nk bu tr bir olgunun gereklemesinin z vehimden baka bir ey deildir. Tpk toplumsal koullardaki itibar kavramlar ve yokluk kavram gibi. Eer byle olsayd, ulu Allah'n kutsal zat,, bileimler mahalli olurdu. Olularn oluuna maruz kalrd. Kelm da, yalan ve doru olma ihtimallerini ayn oranda tard. Daha bunun gibi, yce Allah'n mnezzeh olduu birok fesat gndeme gelirdi. [el-Mzan, 2/471, 472, 485, 486, 492; 4/42]

25[25]- nk Allah'n rzas, salih kullarnn iledikleri amellerle ilintilidir, bu amellerin snrl ve sonlu olmalar hasebiyle bunlara taalluk eden rza da snrl ve sonlu olur.

zaman ve meydana getirdiini de meydana getirdii zaman m bildi?" sorusunu ieren bir mektup yazdn ve mam'n da ona u cevab yazdm rivayet etmitir: Allah, eyay yaratmadan nce tpk eyay yarattktan sonra bilmesi gibi her zaman biliyordu. 1. 5-(291) ...Cafer b. Muhammed b. Hamza yle rivayet etmitir: Adama (mam aleyhisselm) u soruyu ieren bir mektup yazdm: Senin dostlarn, Allah'n ilim sfat hakknda farkl grleri savunuyorlar. Bazlar diyorlar ki: "Allah eyay yaratmadan nce de bilir." Bazlar ise yle diyorlar: "Allah her zaman bilir, demeyiz; nk biliyorun anlam yapyordur. Dolaysyla bu anlam da ilim sfatn ispat ettiimiz zaman Allah ile birlikte baka bir ezel varl ispat etmi oluruz." Eer uygun grrsen -Allah, beni sana feda etsin- bu hususta zerinde duracam ve tesine gemeyeceim gerekleri bana ret. Kendi el yazsyla bana u cevab yazd: an kutlu ve yce olan Allah, her zaman bilendir. 6-(292) ...Fudayl b. Sukkera yle rivayet etmitir: Ebu Cafer (Muhammed Bakr aleyhisselm)'adedim ki: "Sana kurban olaym. Eer uygun grrsen bana; yce Allah varlklar yaratmadan nce tek olduunu biliyor muydu? nk senin dostlarn bu hususta farkl grleri savunuyorlar. Bazs diyor ki: "Varlklardan herhangi bir eyi yaratmadan nce biliyordu." Bazs ise u gr savunuyor: "Biliyorun anlam yapyordur. Allah, varlklar yaratmadan nce kendisinden baka kimsenin olmadn bugn biliyor." Ayrca diyorlar ki: "Eer Allah'n her zaman kendisinden baka kimsenin olmadn bildiini sylersek Onunla birlikte ezel niteliine sahip bir bakasn da ispatlam oluruz." Efendim, eer uygun grrsen tesine geemeyeceim, baka bir eye ihtiya duyamayacam bir bilgiyi ret. Bana u cevab yazd: an kutlu ve yce olan Allah, her zaman bilendir. 13) EVVELK BABIN DEVAMI, BR DER BAB l-(293) ...Muhammed b. Mslim, Ebu Cafer (Muhammed Bakr aleyhisselm)nkadm sfat hakknda yle buyurduunu rivayet etmitir: Allah birdir, Samed'dir. Anlam olarak birdir, farkl birok anlamlar yoktur. Dedim ki: Sana kurban olaym. Irakllarn bazs, yce Allah'n grmeyen bir ey araclyla iittiini ve iitmeyen bir ey araclyla grdn sylyorlar. mam buyurdu ki: Yalan sylyorlar. Byle sylemekle dinden sapyorlar ve Allah kullarna benzetiyorlar. Allah iitir, grr. Grenle iitir, iitenle grr. Dedim ki: Yce Allah'n grmekten kendilerinin anladklar tarzda grdne inanyorlar.

Bana dedi ki: Allah bu tr yaktrmalardan mnezzehtir. Ancak yaratlmlk sfatna sahip olan eyler anlalr. Allah ise yaratlm deildir. 2-(294) Hiam b. Hakem yle rivayet etmitir: Bir zndk Ebu Abdullah (Cafer Sadk aleyhisselm)asordu ki: "Sen Allah iitendir, grendir diyor musun?" Ebu Abdullah (aleyhisselm) buyurdu ki: Allah iitendir, grendir. itme organ olmakszn iitir ve bir alet olmakszn grr. Bilkis kendisiyle iitir, kendisiyle grr. "Allah kendisiyle iitir." derken O, ayr bir ey, kendisi de ayr bir eydir demek istemiyorum. Fakat ben, sorulan biri olarak kendimi esas alarak ifade ediyorum ve soran biri olarak senin anlayacan bir dil kullanyorum ve diyorum ki: O, btn olarak iitir; ama bu, O'nun paras olan btn olduu anlamna gelmez. nk bizim iin btn olan, O'nun iin paradr. Fakat ben kendimi esas alan bir ifadeyle senin anlaman amaladm. Benim bu szlerimin tmnn arka plan u anlamdan baka bir ey deildir: Allah, zat ve anlam ihtilf olmakszn iitendir, grendir, bilendir, her eyden haberdardr.26[26]

26[26]- Yce Allah'tan her trl eksiklii ve ihtiyac uzak tutuyoruz. Oysa bir eyin bir snrla snrlandrlmas, o snrn sz konusu eyin varln bir noktada sona erdirmesi demektir ki, bu da bir eksiklik trdr. nk hibir ey kendini snrlamaz. Baka bir ey tarafndan snrlanr. Bu baka ey zorla onun iin snr ve nihayet belirler. Bundan dolay her trl snr ve nihayeti Allah'tan uzak tutarz. Yce Allah, "O kahredici birdir." (Ra'd, 16) ayetinde ifade edildii gibi zatnda ve sfatlarnda hibir eyle snrl deildir. O, her eyi kahredip kuatan bir birliin sahibidir. Bu noktaya dayanarak O'nun sfatlarnn zatnn ayns olduuna ve her sfatnn da brnn ayns olduuna hkmediyoruz. O'nun sfatlar sadece anlam itibariyle birbirinden ayrt edilebilir. nk eer biz insanlarda olduu gibi mesel O'nun ilmi, gcnden baka olsayd ve bu sfatlarn her biri onun zatndan baka olsayd, bunlarn her biri brn snrlar ve br berikinin snrnda son bulurdu. O zaman snrlanan, snr ve son sz konusu olurdu. Bunlarn sonucu olarak bileim ve baka bir ey tarafndan snrlanan bir snrlaycya ihtiya ortaya kard ki, yce Allah bunlarn hepsinden mnezzehtir. Bu sfatlar O'nun birliinin sfatlardr; hibir ynden blnmezler, ne d lemde, ne de zihinde sayca oalmazlar. Bu aklamalardan, Allah'n sfatlarnn anlamlarnda ispatn deil, olumsuzlamann sz konusu olduu grnn rkl de ortaya kar. Bu gre gre ancak bylece Onun yaratklarn sfatlarndan tenzih edilmesi gereklemi olur. Dolaysyla Allah'n ilminin, gcnn, hayatnn anlam cahilliin, acizliin, lmn olmamasdr. Dier yce sfatlarda da durum byledir. Bu grn rklnn sebebi, btn kemal sfatlarnn Allah'tan uzak tutulmasn gerektirmesidir. Oysa daha nce sylediimiz gibi bizim ftr yneliimiz bunu reddeder ve Kur'n ayetlerinden anladmz, bu grle eliir.

---------------------------

Bu grn bir benzeri, Allah'n sfatlarnn zatndan baka eyler olduunu sylemek veya O'nun sfatlarn yok sayp bu sfatlarn sonularnn varln kabul etmek veya O'nun sfatlar ile ilgili olarak ileri srlen baka dayanaksz grleri savunmaktr. Bunlarn hepsi, yukarda sylediimiz gibi ftr yneliimiz tarafndan reddedilmitir. [el-Mzan, c.8, s.482]

You might also like