You are on page 1of 8

KTAP DEERLENDRMES

M. Akif KAYAPINAR

Michael Hardt-Antonio Negri

Empire
Harvard University Press, Cambridge 2000, 500 s.1
Kresel Bunalm ve Teorinin flas annedilenin aksine, balangcndan itibaren modernite hibir zaman, siyasal, sosyal ve varolusal anlamda sorunlardan ve bunalmlardan hl olmamtr. Bat entelektel evrelerinde bu bunalmn alglan tarz ve buna kar gelitirilen tezler ve projeler, modern siyaset dncesi diye de adlandrlan entelektel birikimi oluturur. Bu adan bakldnda, modern siyaset dncesinde, kendi ilerindeki nanslara ramen, her ikisi de tabiat itibariyle modern olan iki ana izgi belirgin hale gelmektedir. Birincisi -Condorcet, Voltaire ve Comtedan Habermas,2 Huntington ve Fukuyamaya kadar- moderniteyi zgrletirici bir sre olarak alglayan ve problemlerin kaynan ya modernite ncesi yaplarn kalntlarnda ya da henz olgunlua ulamam modern srelerde arayan izgidir. Bu bak asna gre modernite ncesi kalntlarn tamamen temizlenmesi ya da modernlemenin daha da younlaarak yaanmas halinde problemler kendiliinden ortadan kalkacaktr. lgin bir ekilde, modernite tarihi boyunca merkez sistemik evreler tarafndan benimsenegelen yaklam tarz bu ynde olmutur. Zira bu izgi, insan aklna ve bilime iman zerine bina edilen tarihsel ilerlemeci bir zihniyetin rndr. Daha ak bir ifade ile bu yaklam, mevcut modern temayllerin -ki tabiat itibariyle akl ve bilimseldir- zorunlu ve srekli bir biimde daha iyiye evrilmesi sretiyle oluacak kusursuz bir gelecek ngrmekte-

1 Trkesi: mparatorluk, ev. Abdullah Ylmaz, Ayrnt Yaynlar, stanbul 2001, 423 s. 2 Aslnda, almalarnn seviye ve ierik itibariyle Fukuyama ve Huntingtonnkiler ile birlikte anlmas, Habermasn hakknn yenilmesi anlamna gelir. Zira her ne kadar moderniteyi savunmas asndan son tahlilde Huntington ve Fukuyama ile ayn izgide olsa da, Herbermasn modernitenin mevcut yapsna ynelttii ciddi eletirilerle bu kesimden ayrld dikkate alnmaldr.

221
DVN lm Aratrmalar sy. 15 (2003/2), s. 221-228

M. Akif KAYAPINAR

222
DVN 2003/2

dir. Bu ekilde ina edilmi kurgusal bir gelecein imdiyi merlatrmadaki gc ikrdr. Bunalmn alglanmas ve almas noktasnda yukardakinden farkllaan bir dier anlaya gre bunalmn kayna bizzat modern iktisad srelerdir. Farkl versiyonlar ile birlikte zellikle Sosyalist ve Marksist bak alar tarafndan temsil edilen bu izgi, zgrlemenin ancak kapitalist yapnn sona er(diril)mesiyle salanabileceini iddia etmektedir. Her ne kadar ilerlemeci, insanmerkezli, mekanik ve dolaysyla da modern bir zihniyetin rn olsa da, mevcut srelere bak itibariyle bu yaklam tarz muhalif izgiyi tekil etmektedir. Dolaysyla mevcut g denkleminin dnda kalm ve merkez yapya yabanclam kesimler iin bu bak as, salad tarih felsefesi ve tutarl kavramsal ereve ile, tatmin edici bir duru noktas olmutur. zellikle Bat hkimiyeti ile sindirilmi Bat-d toplumlara mensup aydnlar iin Sosyalist/Marksist gelenek son derece konforlu bir snak vazifesi grmtr. Zira bu izgi sayesinde, bir taraftan kendilerini hibir zaman ait hissetmedikleri hkim sisteme muhalif kalma ansna sahip olmular, dier taraftan da kendilerinin olmasna ramen yenilgiye uram, dolaysyla da yanll tescil edilmi bir gelenei reddedebilme imtiyzn elde etmilerdir.

Ne var ki, yirminci yzyln sonlarna doru, zellikle de Sovyetler Birliinin dalmas ile birlikte, Sosyalist/Marksist bak as aklayc ve zgrletirici olma niteliini byk oranda kaybetmi bulunmaktadr. Bat dncesi szkonusu olduunda, bunalma en gl ve belki de yegne teorik ereveyi sunan bu yaklam tarz srekli irtifa kaybetmesine ramen, bunalmn boyutlar katlanlamaz dzeylere ulamtr. Dolaysyla bugnk durumu teorisi olmayan kuatc bir bunalm dnemi olarak adlandrmak yanl olmasa gerektir. Beer ilimlerin hemen her alanna nfz etmi olan bilgikuramsal (epistemolojik) oulculuk ve mulaklk, teorisizliin bir belirtisi olarak okunmaldr. Ayn ekilde en geni tanmyla postmodern bak alarnn yapbozucu bir mhiyet arzettikleri ve siyas, iktisad ve sosyal anlamda ina edici olamadklarnn alt izilmelidir. Bu anlamda postmodern yaklamlar, bunalma bir teorik ereve sunmaktan te, bunalmn bilgikuramsal dzlemde bir paras ya da gstergesi olarak kabul edilmelidirler. Bunalmn daha yakn, sosyo-politik ve iktisad dzlemlerdeki belirtisi de ABDdeki demiryolu iileri ile biliim ve iletiim sektrnde ilerine son verilen mhendisleri, Filistin direnii sempatizanlarn, evrecileri, feministleri, Latin Amerikal iftileri, IMF ve DT kartlar-

Empire

n, anaristleri ve Irak sava muhaliflerini biraraya getiren ve nemli lde kresellik arzeden kreselleme kart gsterilerdir. Bu kadar eitli kesimleri biraraya getirebilmesi hem bunalmn ulat boyutlar ve hem de bunalmn, sesleri birletirici bir teoriden ne kadar yoksun olduunun iareti saylmaldr. mparatorluk Bat dnce geleneinde merkeze yakn olan izginin, son derece sath ve inandrclktan uzak olmasna ramen, Kreselci (Globalist) bir sylem ile yeniden retilmesine kar, muhalif izgide henz kendini ispat etmi ve Marksist/Sosyalist dncenin brakt boluu doldurabilmi bir yaklam yeerememitir. Bununla birlikte bu ynde atlan admlar da yok deildir. Nitekim, Michael Hardt ve Antonio Negri tarafndan kaleme alnan ve 2000 ylnda Harvard niversitesi tarafndan yaymlanan mparatorluk (Empire) isimli eser, bu boluu doldurma amacna matuf, teorik bir ereveye muhta evrelerde olduka geni yank uyandrm, bununla birlikte bunalmdan k noktasnda ciddi bir alternatif sunamam ksr bir aba olarak karmza kmaktadr. mparatorlukun nemi, ngrd cevaplarn mhiyetinden ziyade sorular formle ediinde aranmaldr. Bunalm deiik boyutlar ile tanmlam olma-

s ve dikkatleri bu yne teksf etmesi itibariyle mparatorluk bahse deer bir eser olma nitelii arzetmektedir. Hardt ve Negriye gre, gerek yerel ve gerekse kresel dzlemlerde, bugn hayatmzn her alanna nfz etmi olmasndan tr, aracsz olarak etkilerine maruz kaldmz kll dnm, tarihte eine rastlanmas mmkn olmayan bir sretir. Bu sre sadece iktisad, siyas ve sosyal deikenlerle tanmlanamaz. Bunlarn yannda varlkkuramsal (ontolojik), bilgikuramsal (epistemolojik) ve deerkuramsal (aksiyolojik) boyutlar da vardr. Jeopolitik ve ekonomik kreselleme olgusu ile ortaya kt grlen bu kuatc dzen, Hardt ve Negri tarafndan, mparatorluk diye adlandrlmaktadr. mparatorluun nemli zelliinden bahsedilebilir. Birincisi, bu dzen meknsal anlamda bir snra sahip deildir. kincisi, bu dzen zamansal anlamda da bir snra sahip deildir. Zira iinde bulunduumuz nn dondurulmas ve sonsuza dek srdrlmesi esasna dayanmaktadr. ncs ise, ileyii bir an bile atmadan ve iddetten zde olmamasna ramen, mparatorluk, sylem dzeyinde daima bara atfedilmektedir. Yani zaman ve mekn snrlamas olmakszn, ilelebet srecek bir evrensel bar! Bu olgu, emperyal olmasna ramen on dokuzuncu yzyl

223
DVN 2003/1

M. Akif KAYAPINAR

224
DVN 2003/2

Avrupa emperyalizmi ile kartrlmamaldr. Aslnda mparatorluk, gemiteki hibir siyas, iktisad ve sosyal rgtlenme biimine benzememektedir. Tam aksine mparatorluk, hkmetsiz hkmet etme biimidir: Her yerdedir ama hibir yerde deildir. Gndelik hayatn her alanna nfz etmi, dhil olanla hric olan, zel olanla kamusal olan, mill olan ile beynelmilel olan, yerel olanla kresel olan, ahlk olanla siyas olan arasndaki klasik snrlar ortadan kaldrm bir rejimdir. Foucaultun disiplin toplumu ile kontrol toplumu arasnda kurduu kartlktan esinlenen Hardt ve Negri, emperyal gcn bu kll yapsn biyog ve retim biimini de biyopolitik retim eklinde tanmlarlar. Kendi ifadeleriyle biyog, sosyal hayat iinden dzenleyen bir g formudur. Gcn bir btn olarak hayatn zerindeki belirleyici etkisi, ancak onun hayatn iinden bir bileen haline gelmesi, her bir birey tarafndan zgrce zmsenmi ve yeniden retilir olmas sayesinde mmkn olmaktadr. Yani her birey, dardan mdahaleye gerek kalmakszn, kendi kendini emperyal yapnn istekleri dorultusunda kontrol etmektedir. Bylelikle, emperyal dzeni oluturan byk endstriyel ve finansal yaplar sadece maml retmemekte, ayn zamanda kiilikler (subjectivities)

de retmektedirler. Hardt ve Negrinin deyiiyle bu yaplar, mamllerin yansra, ihtiyalar ve sosyal ilikileriyle birlikte bedenler ve zihinler retmektedirler. Dolaysyla da mparatorluun retim tarz biyopolitiktir. Emperyal dzene geiin en briz gstergesi modern ulusdevlet nosyonunun artk yok olmaya yz tutmasdr. Bat dncesinde Bodin, Hobbes ve Machiavelliden Hegele, ulus-devletin egemenlii, modernitenin en hayat bileeni olagelmitir. Avrupann kendine zg tarihsel artlarnda, Hristiyanln merkez konumunu yitirmesi ile ortaya kan varolusal ve ahlk boluu dolduran modern ulus-devlet, emperyal sistemin ortaya kna kadar uluslararas dzenin temel aktr ve uluslararas dzenin baat belirleyicisi olmutur. Bir baka ifade ile, uluslararas dzen aslnda ulus devletlerin dzeni olagelmitir. Ancak emperyal egemenliin devlet egemenliinin yerini almasndan itibaren devlet ile uluslararas sistem arasndaki iliki tersine dnm, devletlerin dhil dzenleri uluslararas sistem tarafndan belirlenir olmutur. mparatorluk egemenliinin ortaya k, modern ulus-devlet ile zorunlu bir bamllk ilikisi iinde olan smrgeciliin ve emperyalizmin sona erii ile de e-zamanldr. Bilindii gibi modern devletin temel unsuru olan

Empire

ulus nosyonu, kurgusal dzeyde bir rk ve kltrel arnmay zorunlu klm, bu meyanda da rk ve kltrel dierleri ina edilmitir. Bir baka ifadeyle, Edward Saidin Orientalismde gl bir ekilde ortaya koyduu gibi, ontolojik farkllamay ngeren dierletirme sreci ile oluturulmu ulusal kimlik, modern devlet egemenliinin mayasn tekil etmitir. te smrgeciliin ve klasik Avrupa emperyalizminin sona ermesi ile birlikte bu tekiletirme sreci de ulusal kimlik oluturma noktasndaki fonksiyonunu yitirmi, buna bal olarak da modern devletin en nemli unsuru olan ulus bilinci ciddi oranda kan kaybetmitir. Bununla birlikte smrgeciliin ve emperyalizmin sona erii, smrnn sona erdii anlamna gelmemektedir. Bilakis, emperyal dzende smr tamamyla farkl bir mhiyette olsa da, mesela meknsal ve kltrel bir dlama olmakszn, tm varl ile srmektedir. Hardt ve Negriye gre postmodern ve post-smrgeci yaklam biimlerinin ortaya k da emperyal dzene geiin bir uzants olarak alglanmaldr. Zira mparatorluk z itibariyle postmodern ve post-smrgecidir. mparatorlua yn veren retim kalplar eitlilii, farkll, esneklii, melezlii, izflii, hakikatsizlii, deersizlii ve grecelilii benimserler. Bu adan postmodern ve post-smrgeci

bak alar zgrletirici ierikten yoksundur. Zira bu yaklamlar kendilerine dman olarak Aydnlanma dncesini ve moderniteyi semilerdir. Oysa bugn dman, artk Aydnlanma dncesi deil, modernitenin yerini almakta olan, Aydnlanmasonras mparatorluktur. mparatorlukta dikkate yn bir dier tartma da fundamentalizm ile postmodernizm arasnda kurulan ilikidir. Hardt ve Negriye gre gerek slm ve gerekse Hristiyanlk adna ortaya kan kktendinci hareketler, zannedilenin aksine, modernitenin deil postmodernitenin rndr. Zira her iki hareket de mevcut yaplara ve srelere bir bakaldrdr. Ayrca ne slm ve ne de Hristiyan fundamentalizminin niha hedefi, Hardt ve Negri asndan, modernite ncesi yaplar yeniden ihya etmektir. ran Devrimi, rnein, dnyay tahakkm altna alan kapitalist retim kalplar ve ilikilerinden bir katr. Moderniteye deil de modernitenin yerini alan mparatorluk yapsnn oluumuna bir bakaldrdr. Ayn ekilde, aile mefhumunun Hristiyan fundamentalizminin gndemindeki merkez rol de mparatorluun beraberinde getirdii toplumun postmodern paralanna verilmi bir cevaptr. Fundamentalizm kavram etrafnda oluturulan problemli sylemi bir tarafa braksak bile,

225
DVN 2003/2

M. Akif KAYAPINAR

226
DVN 2003/2

Hardt ve Negrinin bu konudaki iddialar ciddi soru iaretlerini beraberinde getirmektedir. rnein slm hareketler meselesinde, Hardt ve Negri zellikle Bat entelektel evrelerinde yaygnca ilenen bir hatay tekrarlamaktadrlar. Son yirmi yldr dnyann gndemine giren ve slm Uyan (Islamic Revival) diye de ifade edilen olgu, Batda konuya ilgi duyan evrelerce sanki slm hareketlerin tarih bir gemii yokmu ve 1970lerin sonunda ve 80lerin banda bu hareketler gkten zembille inmi gibi alglanmaktadr. Bu bak asna zemin tekil eden anlay, dinlerin dolaysyla da slmn- evrensel tekmln gemi bir safhasna ait olduunu iddia eden ve yirminci yzyl boyunca slm ancak arkaik bir yap olarak gren Aydnlanmac anlaytr. Nitekim, slm hareketlerin ortaya knn, 1973ten itibaren hzla artan petrol fiyatlarnn, ABD ve mttefiklerinin Sovyetler Birliini evreleme amacyla oluturmaya altklar yeil kuak stratejisinin, ya da slm dnyasndaki Batc ve laik idarelerin baarszlklarnn bir fonksiyonu ve neticesi olarak sunulmas, bu alglamann en ak gstergesidir. Ayn alglamann bir tezhr olarak, Hardt ve Negri, ran Devrimini ve dier slm hareketleri her trl tarihsel, siyas, sosyal ve kltrel balamlarndan soyutlamak sretiyle postmodern srelere veril-

mi bir tepki olarak tasvir etmektedirler. Bu yaklam, slm hareketlerin tarih srekliliini gzard etmekte ve 1980lerde su yzne kan canlanmann gerek dinamiklerini grmemizi engellemektedir. Buna ilaveten, slm hareketlerin ortaya kn, modernitenin deil de postmodernitenin tahakkmne verilmi bir tepki olarak ve sanki Mslmanlarn modernite ile hibir problemi yokmu gibi sunmak tarihsel gereklere de aykrdr. Zira, tamamen bir modernite rn olan smrgecilie kar giriilen bamszlk hareketlerinde slmn oynad rol ortadadr. Aslnda fundamentalizm tartmasnda daha da belirginleen bu hatal metodolojik tavrn tm kitaba hkim olan bir yaklam olduu sylenebilir. Her ne kadar kitapta, modern Bat tarihi ve dncesinin geirdii dnm, en azndan Hardt ve Negri tarafndan algland biimiyle verilmeye allmsa da, Bat dncesinin temelini tekil eden ontolojik, epistemolojik ve aksiyolojik kodlarn ve bu kodlarn tarih olaylar ile irtibatnn bir analizi yaplmamtr. Baka bir ifadeyle, modernlik ve postmodernlik arasndaki sreklilik unsurlar ve bu unsurlarn dnsel temelleri grmezden gelinmitir. Neticede postmoderniteyi douran millerin modernitede sakl olduu gerei dikkatten karlmtr. Halbuki birbirini takip eden ta-

Empire

rihsel dnemler arasnda almaz duvarlarn olduunu varsaymak vahim bir hatadr. Hele bu tr dnemlendirmelerin, hakik olmas sadece muhtemel zihinsel dayatmalar olduu gz nne alnrsa hatann boyutu daha da iyi anlalr. Dnemlendirme meselesi, mparatorlukta benimsenen tarih felsefesi ile de yakndan alakaldr. Hardt ve Negriye gre modernlik iki kart kutbun atmas olarak tanmlanabilir: kin demokratik gler ve akn otoriter gler. Buna gre, Avrupada modernitenin balangc, ortaalara hkim olan ve dnyev olaylar kontrol eden akn otoritenin reddedilmesi sretiyle elde edilen zgrlk olarak tanmlanmaktadr. Rnesans dnemi boyunca insanlk, aklna duyduu gven sayesinde, daha nce kaybetmi olduu gcn ve onurunu yeniden ihy etmitir. Dolaysyla ikinlik, insanda balayp yine insanda biten ve insanln kolektif gcnn bir yansmas olan hakikat olarak tanmlanmaktadr. Hardt ve Negri, ikinliin mekn olan insanlar anlamnda multitude kelimesini kullanmaktalar. Zira onlara gre millet ya da halk gibi dier tm kavram ve terimler akn kavramsallatrmalardr. Ne var ki Rnesans ile ihy edilen ikinlik fazla uzun mrl olamamtr. Zaman iinde akn gler farkl bir mhiyette yeni-

den ortaya kmlar ve her ne kadar tamamen ortadan kaldramamlarsa da, ikin gleri tahakkm altna almlardr. kin gler ile akn gler arasndaki bu atma tarih akn motoru ilevini grmektedir. Bu anlamda, Hardt ve Negriye gre modernite aslnda, akn ve ikin glerin atmasndan kaynaklanan bir krizin tarihidir. Byle bir yaklamn, Marksist tarih alglamasnn, farkl tabirlerle yeniden retilmesinden baka bir ey olmad okuyucunun gznden kamamaldr. Dolaysyla Hardt ve Negri iin iki modernite vardr: Birisi aadan gelen ynlarn sesi, dieri ise bu sesi bastrmaya alan yukarnn ezici gc. Bu nedenle, postmodernistlerin yapt gibi, bir btn olarak moderniteye kar olmak yanltr. Zira bugn hit olduumuz baskc emperyal yap modernitenin sadece bir yannn rndr. Peki k yolu nedir? Bu nokta da Hardt ve Negrinin tatmin edici bir cevap ortaya koyabildikleri sylenemez. ada bunalm iktisad ilikiler ekseninde deerlendirmeleri, zm araylarn yine iktisad ilikiler dzlemine indirgemeleri, ada bir proleterya devrimi beklentisi ierisinde olmalar ve epistemolojik anlamda modernitenin iinde kalmakta srar etmeleri, Hardt ve Negrinin beslendikleri Marksist damarn tezhrleridir. Bu yn ile

227
DVN 2003/2

M. Akif KAYAPINAR

mparatorluk, zamannn buhrann mevcut Marksist teoriyi gncellemek sretiyle ama amacna matuf, Leninin Emperyalizmine benzetilebilir. Ancak bugnk bunalmn iddeti ve mhiyeti mparatorlukun, Emperyalizm rneinde olduu kadar geni bir alm salamasn engellemektedir. Uyandrd tm yankya ramen mparatorlukun yaraya

merhem olduunu sylemek zordur. Dolaysyla yaanan bunalm hlen teorik bir ereveden yoksundur ve kendine bir teori aramaktadr. Bu teorik erevenin Bat dncesi ierisinden kmasnn mmkn olup olmad ayrca tartlmaldr. Zira bunalm zaten Bat dncesinin zerine bina edildii deerler sisteminin bunalm deil midir?

228
DVN 2003/2

You might also like