You are on page 1of 72

Iain Banks

EEKARISI FABRKASI
IAIN BANKS
Iain Banks 1954'teskoya'da dodu. Stirling niversitesi'nde - ngiliz edebiyat renimi grd.
1979'da Londra'ya tand.' lk roman The Wasp Factory (Eekars Fabrikas) 1984'fe yaymland.
Otolardan byk bir gi gren roman eletirmenler arasnda sert tartmalar yaratt.Bazlan ierdii
olaand dehet ve tuhaf, rktc atmosferi yznden kitaba son derece souk bakyordu (naho,
itici, baya, aptalca, rahatsz edici, hatta iren gibi sfatlara bolca bavuruluyordu); hatta bir ele
$tirmen Macmillan gibi saygn bir yaynevinin acayiplik ve saplardk merakls kiilerin zevklerine
hitap eden bylesi bir kitab basmasn esefle karladn belirtiyordu. Bir baka grup ise yazarn
hayalgcn, acmasz mizah anlaym, diyalog yazma konusundaki olaanst becerisini ve
zgnln vyordu. Roman "minr bir bayapt" olarak niteleyenler bile oldu. Bu tartmalara
hi karmayan Banks pe pee kard romanlar ve bilimkurgu yaptlar ile yeteneini
kantlad .ve 1993'te En tyi Gen nalz Yazarlar'dan biri seildi.. Halen Iskoya'nn Fife kentinde
yaayan Banks roman yazmay srdryor.
Dier yapttan: Walking on Glass (1985; Cam stnde Yrmek), The Bridge (1986; Kpr),
Espedair Street (1987; Espe- dair Soka), Cami Dreams (Kanal Dleri), The Crow Road (Karga
Yolu) ve Complicity (1993; Su Ortakh). Iain M, Banks imzasyla yaymlad bilimkurgu
yaptlar ise uhlar: Consider Phlebas (1987; Phlebas' Dn), The Player of Games (Oyuncu), Use
afVfeapons (1990; Silahlarn Yarar), The State of The Art (Mevcut Durum), Against a Dark Back-
ground (1993; Karanlk Arkaplan) ve Feersum Endjinn (1994; Korkun Makine).
I
Kurban Kazklar
Aabeyimin katn rendiimiz gn Kurban Kazklarn kolaan etmeye gitmitim/ Bir
eyler olacan zaten biliyordum; Fabrika bana haber vermiti.
Adann kuzey ucunda, dou rzgr estiinde pasl kolu gcrdayan gemi kzann kalntlarnn
yannda, son kum tepesinin da bakan yznde iki Kazm vard. Kazklarn birinde bir san kafas
ve iki kzbcei, dierinde bir mart ve iki fare kafas vard. Tam fare kafalarndan birini kaza
geiriyordum ki kular havalanp barmaya baladlar. Yuvalarnn yalanndan geen patikann
zerinde daireler iziyorlard. Kafay iyice salamlayp kum tepesinin zerine, drbnle ne olup
bittiine bakmaya ktm.
Diggs, yani kasabann polis memuru kafasn ne emi, kuma gmlen tekerlekler yznden
glkle pedal evirerek bisikletiyle patikada ilerliyordu. Kprye gelince bisikletinden inip onu
kpry tutan iplere dayad, sonra asma kprnn ortasna, kapya kadar yrd. Oradaki diyafonun
dmesine bast. Sessiz kum tepelerine ve yuvalarna konan kulara bakarak bir sre orada bekledi,
Beni grmedi; nk ok iyi saklanmtm. Sonra babam evden bir ey sormu olacak ki hafife ne
eilip dmenin yanndaki zgaraya konutu, sonrada kapy ap kpry geerek adaya kt, oradan
da eve yneldi. Adam kum tepelerinin arkasnda kaybolduktan sonra aparam kayarak bir sre
oturdum; rzgr salarm kartryor, kular yuvalarna yerleiyordu.
Kemerimden sapanm kardm, bir buuk santimlik bir sama seip dikkatle nian aldm, lastii
braknca sama bir eri izip nehri, telefon direklerini ve karaya bal asma kpry geerek
"Girmek Yasaktr - zel Mlk" levhasna arpt. Sesi duyunca glmsedim. Bu iareti iyiye yormak
lazmd. Fabrika kesin bir ey koymamt oraya (zaten koymazd pek), ama uyarsnn nemli bir
konuyla ilgili olduunu hissetmitim; ayn zamanda bunun kt bir ey olacan da tahmin etmitim,
ama aklm bama toplayp bu ipucunu deerlendirdim ve Kazklarm kolaan etmeye gittim, imdi
bu ii yapmakla ne iyi ettiimi anlyorum; ans hl benden yana.
Dorudan doruya eve gitmemeye karar verdim. Babam Diggs geldiinde orada olmam
istemiyordu, hem gne batmadan iki kaza daha bakmam gerekiyordu. Ayaa frlayp kum
tepesinin glgesine kaydm, aa indiimde dnp aday kuzeyden gelecek tehlikelere kar koruyan
o kkbalara ve gvdelere baktm. Boumlu dallara geirilmi o hayvanlar hi de fena
durmuyorlard. Aa paralarna balanm siyah kurdeleler hafif hafif esen rzgrda bana el
sallyorlard. ok kt bir ey olmayacana karar verdim, ertesi gn Fabrikadan biraz daha bilgi
isteyecektim. ansm varsa babamdan biraz bilgi koparabilirdim, ansm tamsa bu bilgiler doru bile
olabilirdi.
Kafa ve gvde torbasn Snaa braktmda k iyice azalm, yldzlar belirmeye balamt.
Diggs'in bir iki dakika nce gittiini kular bana haber vermilerdi, ben de her zamanki gibi btn
klar yanan eve kestirmeden gittim. Babam beni mutfakta karlad.
Diggs daha demin buradayd. Haberin vard her halde.
tii kaln purodan arta kalann musluun altna tuttu, bir anda boalan souk su kahverengi
izmariti czrdatt. Sonra onu pe att. Eyalarm byk masann zerine koyup omuz silkerek
oturdum. Babam orba tenceresinin altndaki oca yakt, kapa kaldrp snan karma baktktan
sonra bana dnd.
Odada, omuz hizasnda, gri-mavi bir duman tabakas vard, byk ihtimalle benim arkadaki yayl
kapdan girmemle koca bir dalga eklini almt. Babam bana bakarken aramzdaki dalga ar ar
ykseldi. Yerimde biraz kmldandktan sonra bam ne eip- siyah sapanmla oynamaya baladm.
Babamn endieli bir hali varm gibi geldi; ama numara yapmakta stne yoktu, belki de benim yle
dnmemi istiyordu, ben de endieli olduuna inanmadm iten ie.
"Sana sylesem daha iyi olacak galiba," dedi, sonra tekrar arkasn dnd, tahta bir kak alp
orbay kartrmaya balad. Bekledim. "Mesele Eric."
O zaman ne olduunu anladm. Baka bir ey sylemesine gerek yoktu. Bana sylediklerini vey
aabeyimin ldne, hastalandna ya da bana kt bir ey geldiine yorabilirdim belki; ama
syleyi tarzndan Eric'in bir ey yaptn anladm ve babam byle endielendirecek tek bir ey
yapabilirdi. Kam olmalyd. Yine de bir ey sylemedim.
"Eric hastaneden kam. Diggs onun iin gelmi. Onun buraya doru yola km olabileceini
dnyorlar.
Kaldr unlar masadan; onlar oraya koyma diye ka defa syledim." Srt hl bana, dnk,
orbadan bir yudum ald. O dnene kadar bekledim, sonra sapan, drbn ve krei masadan
kaldrdm. Babam sakin bir konumay srdrd: "Buraya kadar gelebileceini hi sanmyorum. Bir
iki gne kadar onu yakalarlar herhalde. Sana sylesem iyi olur diye dndm. Bakasndan duyma
diye. Bir tabak al kendine.
Dolaptan bir tabak aldm, sonra bacam altma alarak oturdum. Babam yeniden orbay
kartrmaya koyuldu, artk kokusu puro kokusunu bastrmt. Midemdeki heyecan hissedebiliyor-
dum; bir kabarma, bir kaslma. Demek Eric tekrar yuvaya dnyordu; hem iyiydi bu hem de kt.
Bunu baaracan biliyordum. Bunu Fabrikaya sormak aklmdan bile gemedi; gelecekti. Bu ii ne
kadar zamanda yapacam merak ettim ve Diggsin btn kasabay dolap kpek yakan deli ocuun
serbest kaldn herkese syleyip sylemeyeceini; kpeklerinizi saklayn!
Babam tabama biraz orba koydu. fledim. Kurban Kazklarm dndm. Hem erken uyar
sistemi hem de caydrc olarak hizmet veriyorlard; aday koruyan illetli, korkun eyler. O totemler
bir uyaryd; adaya admm atan onlar grdkten sonra bana gelebilecekleri hemen anlayacakt.
Ama smsk, tehditkr bir yumruk deil de ho geldin dercesine alm bir el gibi grneceklerdi
Eric'e.
"Bakyorum da ellerini ykamay ihmal etmemisin yine," dedi babam ben orbay yudumlarken.
Aklnca dalga geiyordu. Bfeden viski iesini karp kendine bir bardak iki koydu. Tahminimce
polisin kulland dier barda lavaboya koydu. Karma oturdu.
Babam uzun ince biri, biraz da kamburcana. Bir kadnnla kadar gzel bir yz var, gzleri de
siyah. imdi topallyor, ben bildim bileli de topaldr. Sol bacan neredeyse hi kvramyor, evin
dnda da hep baston kullanyor. Hava nemli olduunda evin iinde de baston kullanmas gerekiyor,
o zaman halsz yerlerde kard takrty duyabiliyorum; oradan oraya dolaan bo bir ses. Sadece
burada, mutfakta ses karmyor baston, yerdeki talar sesi bouyor.
O baston Fabrikann gvenliinin simgesi. Babamn kaskat kilitlenmi olan baca bana byk
tavan arasnn lk boluundaki mabedimi hediye etti; evin pl prt dolu en st blm, tozlarn
havaland, gne nlarnn kestii ve Fabrikann bulunduu bir mabet; sessiz, canl ve kmltsz.
Babam en st kattaki darack merdiveni kamyor; ksa bile merdivenin tepesine geldiinde
bacann tulalarnn etrafndan kendini tavan arasna atmay baaramaz.
Yani oras benim.
Sanrm babam krk be yalarnda, ama zaman zaman ok daha yal gzkyor bana, bazen de
biraz daha gen olabileceini dnyorum. Bana gerek yan sylemez, yani krk be yanda ol-
duu benim tahminim.
"Masann ykseklii ne kadar?" dedi birdenbire, tam ben tabakta kalan orbay syrmak iin bir
dilim ekmek almak zere elimi ekmek tabana attmda. Neden bu kadar kolay bir soru sorduunu
merak ederek ona baktm.
"Yetmi alt santim," dedim ve sepetten bir para ekmek aldm.
"Yanl," dedi srtarak. "Yetmi iki."
Suratm ask kafam iki yana salladm ye ekmekle orbadan arta kalan syrdm. Bir zamanlar bu
aptalca sorulardan gerekten korkardm; ama artk, evin her yerinin ve iindeki her eyin yk-
sekliini, geniliini, uzunluunu ve hacmini tam olarak bilmem bir yana bunun babamn saplants
olduunun da farkndaydm. Aileden olmalarna ve artk babam tanmalarna ramen, evde misafir
olduunda bu yaptklar insan ileden karyor. Misafirler babamn onlara yemek mi yoksa barsak
kanseri veya solucanlar hakknda bir konferans m vereceini merak ederek byk ihtimalle salonda
oturuyor olurlar ve babam herkes ona bakarken birdenbire birine yanap sufle verir gibi fsltyla, "u
kapy gryor musun? Yukardan aa tam tamna iki metre drt santim" der. Sonra yle bir gz
krpp uzaklar ya da hibir ey olmam gibi koltuuna oturur.
Kendimi bildim bileli evin her tarafnda zerine siyah mrekkeple okunakl numaralar yazlm
etiketler vardr. Sandalyelerin ayaklarnda, minderlerin kenarnda, kavanozlarn diplerinde, radyo
antenlerinde, ekmecelerin stlerinde, yataklarn baulannda, televizyonlarn ekranlarnda, aydanlk
ve tavalarn saplarnda, yaptrldklar eyann tam lleri yazldr stlerinle. Bitkilerin
yapraklarna ilitirilmi olanlar bile vardr, zerlerine kurun kalemle yazlmtr. ocukken bir
keresinde hepsini skp atmtm; kayla dvlp iki gn odama hapsedildim. Sonra babam benim
de onun gibi bu saylar bilmenin kiiliimin gelimesine faydal olacana karar verdi, bunun zerine
elimde l Defteri saatlerce oturmak (kocaman yaprakl bir defterdi, eyalar trlerine ya da iinde
bulunduklar odaya gre dikkatle kaydedilmiti) ya da elimde mezura notlar alarak btn evi
dolamak zorunda kaldm. stne stlk babamdan matematik, tarih dersleri filan da alyorum. Dar
kp oynayacak vaktim kalmyordu pek, buna fena bozuluyordum. O srada byk bir Savala
meguldm -Midyelere kar l Sineklerdi sanrm - ve ben ktphanede gzlerimi ak tutmaya
alarak o kahrolas l Defteri'nin banda pineklerken rzgr sinek ordularm adaya savurur,
deniz de midyelerimi nce su sonra da kumla rterdi. Neyse ki babam bu byk tasardan bkt ve
emsiyeliin ka litre su alaca, evdeki btn perdelerin bir dnmn kata ka olduu gibi ani
sorularla yetinmeye balad.
"Artk bu sorulara cevap vermeyeceim," dedim tabam lavaboya koyarken. "Yllar nce lm
sistemini deitirmeliydik."
Babam kafasna diktii bardan iinden somurtuyordu. "Hektarlar filan, ne samalk. Olmaz
olsun. Btn bunlar dnyann llerine bal. Sana bunun ne kadar sama olduunu anlatmama gerek
yok herhalde,"
imi ekerek pencerenin kenarndaki anaktan bir elma aldm. Bir keresinde babam beni
dnyann kre deil de bir Mobius eridi olduuna inandrmt. Hl buna inandn iddia ediyor ve
bu fikrini ortaya koyan kitabn bastrmak iin Londra'daki yaynclara gndererek bana gsteri
yapyor, ama bunu eytanlktan yaptn biliyorum; ona esas keyif veren, metin geri evrildiinde
yapt o sersemce inanmama ve hakszla uram olma numaralan. Hemen hemen ayda bir
tekrarlanyor bu; eminim bylesi trenler olmasa hayattan zevk almaz; Zaten o salaka lmlerinde
kulland l birimini deitirmemesinin nedenlerinden biri de bu ama esas neden tembellii.
"Bugn ne iler kartrdn?" Bo barda tahta masann zerinde yuvarlayarak bana bakt.
Omzumu silktim. "Dardaydm. Yrdm filan."
"Yine baraj m yaptn?" dedi yznde alayc bir ifadeyle.
"Hayr, dedim, kendimden emin bam sallayarak ve elmam srdm. "Bugn yapmadm."
Tanrnn yaratt mahlklardan birini haklamamsndr inallah."
Yine omuz silktim. Tabii ki haklamtm. Onlar ldrmesem Kazklara ve Snaa koyacak
kafalarla gvdeleri nereden bulacaktm? Doal lmlere pek sk rastlanmyor. Gel de bunu millete
anlat.
"Bazen hastaneye Eric yerine senin kapatlman gerektiini dnyorum." Kara kalar altndan
beni szyor, alak sesle konuuyordu. Bir zamanlar byle konumas beni rktrd, ama artk
rktmyor. Yaknda on yedi yana basacam, artk ocuk deilim. Burada skoya'da ailemin izni
olmadan evlenebilecek yataym, hem de geen seneden beri. Evlenmenin hibir anlam yok -bunu
kabul ediyorum-, ama ilkesel olarak mmkn.
Hem ben Eric deilim; ben benim ve buradaym, gerisi laf. Ben kimseye bulamyorum, biraz
akllar varsa kimse de bana bulamasn. Ne kimseye yank kpek hediye ediyorum ne de veletleri
avu avu kurtlar ve az dolusu solucanlarla korkutuyorum. Kasabadakiler, "Biraz kafadan kontak,"
diyebilir benim iin; ama bu basit bir aka (hatta bazen bu laf sylerken ellerini kafalarna bile
gtrmyorlar); umurumda bile deil. Sakatlmla yaamay, dier insanlardan uzakta yaamay
rendim, yani beni hi rgalamyor.
Ama babam bana ac vermeye alr gibiydi; genellikle byle eyler sylemez. Eric'in kat
haberi onu sarsm olmal. Sanrm o da benim gibi Eric'in geri dneceini biliyor ve olacaklardan
endieleniyor. Onu sulamyorum, benim iin de endielendiinden phem yok. Ben bir suu temsil
ediyorum, eer Eric geri dnp ortal kartrrsa Frank Hakkndaki Gerek de ortaya kabilir.
Nfusa kaydm yaptrlmam. Ne doum belgem ne sigorta numaram ne de yaadm veya
yaam olduumu kantlayacak herhangi bir ey var. Bunun su olduunu ben de biliyorum babam
da ve zaman zaman babamn on yedi yl nce - hippi-anarist ya da her neyse o olduu zamanlar -
ald karardan pimanlk duyduunu dnyorum.
Bu beni zmyor, gerekten de. Hep houma gitmitir hem eitim grmediim de sylenemez.
Benim yamdaki birok kiiden daha iyi bilirim okullarda okutulan eyleri. Babamn bana aktard
baz bilgilerin doruluundan phe ettiimi sylemeden de edemeyeceim ama. Porteneile tek
bama gidip ktphanede bana rettii eyleri kontrol etmeye baladmdan beri babam bana kar
daha drst davranmak zorunda kalyor, ama ben kkten drste hatta saflkla sorulmu
sorularma yalan yanl cevaplar verip beni kandrrd. Senelerce Pathos'un Silahrler'den biri
olduuna inandm, Fellatio'nun Hamlet'teki bir karakter, Vitreous'un in'de bir ehir olduuna ve
rlandal kyllerin Guinness'i turbay ayaklaryla ineyerek yaptklarna.
Artk evdeki ktphanenin en yksek raflarna uzanabiliyorum ve Porteneildeki ktphaneye
yryerek gidebiliyorum, yani babamn bana anlatt her eyin doruluunu kontrol edebilirim, bana
doruyu sylemek zorunda. Sanrm bu ok cann skyor
,
ama durum byle. sterseniz ilerleme
deyin.
Ama ben eitimli biriyim. Pek gelimemi mizah duygusunu bana bir iki kazk atarak tatmin
etmekten kendini alamam olsa da kendisini u ya da bu ekilde ereflendirmeyecek bir oula taham-
ml edemezdi babam; gvdemden hayr gelecei yoktu, yani geriye bir tek aklm kalmt. te bu
yzden bir sr ders aldm. Babam kltrl bir adamdr, bildiklerinin ounu bana aktard, hatta bana
retebilmek iin bilmedii konularda bile almalar yapt. Babam kimya ya da biyokimya doktoru;
tam olarak bilmiyorum. Tp konusunda yeterince bilgisi var -belki de meslektekilerle bir balants
vardr hl-; nk resmi olarak hibir salk kuruluuna kaytl olmayma ramen btn alarm
tamam.
Sanrm babam mezun olduktan sonra bir iki yl niversitede alm, bir icat bile yapm olabilir;
zaman zaman patenti kendisine ait olan bir eyden telif creti aldn ima ediyor, ama ben yal
hippinin Cauldhameler'in aile servetinden kalanlardan sebeplendiini dnyorum.
Aile iki yzyl skoyann bu blgesinde yaam, anladm kadaryla, buralarda epeyce
topramz varm. imdi bir tek adamz var, o da yle kk ki sular ykseldiinde ada demeye bin
ahit lazm. anl mazimizden geriye kalan dier eyse Porteneildeki gece kulbnn ad,
Cauldhame Armas, sala, eski bir bar. Yam tutmasa da zaman zaman oraya gidip punk grubu
olmaya alan genleri izliyorum. Arkadam diyebileceim tek kiiyle de orada tantm; cce
J amie, alanlar seyretsin diye onu omzuma alyorum.
"Buraya kadar gelebileceini sanmyorum. Yolda yakalarlar onu," diye tekrarlad babam uzun
uzun dndkten sonra. Bardan ykamak iin ayaa kalkt. Kendi kendime mrldanmaya ba-
ladm, glmek ya da kahkaha atmak isteyip de kendimi tuttuumda byle mrldanrdm hep. Babam
bana bakt. "Ben alma odama gidiyorum. Kaplar kilitlemeyi unutma e mi?" "Tamam," dedim
bam sallayarak. "yi geceler "
Babam mutfaktan kt. Oturduum yerden malama bakyordum. zerine kuru kum zerreleri
yapmt, silkeledim. alma odas. steyip de hl yapamadm az saydaki eylerden biri de
bizim moruun alma odasna girmek. Kileri en azndan grdm, bir iki kez iine bile girdim;
birinci ve ikinci kattaki btn odalar biliyorum; tavan aras tamamen benim, Eekars Fabrikasnn
yeri de oras; ama birinci kattaki o oday hi bilmiyorum, bir kere bile iini grmedim.
Orada baz kimyasal maddeler olduunu ve babamn deneyler filan yaptn tahmin ediyorum,
ama odann tam olarak nasl olduu ve onun ieride ne yapt konusunda hibir fikrim yok. Bir iki
tuhaf koku ve babamn bastonunun takrts dnda darya szan hi bir ey yok.
Malann uzun sapn svazladm, acaba babam bastonuna bir isim takm myd? Sanmam. Benim
kadar nem vermiyor eyalara. Ben onlarn nemli olduunu biliyorum.
Bence alma odasnda bir sr gizli. Bir iki kere bunu ima eder gibi yapt, sadece soru sormak
istememi salayacak kadar ipucu verdi, yani soru sormak istediimi biliyor. Tabii sormuyorum;
nk doru dzgn cevap vermez. Sylese sylese bir araba yalan syler, nk bana anlatrsa sr
sr olmaktan kar, ayrca ben bydke zerimde etkili olabilmek iin her yolu denemesi
gerektiini benim gibi o da gayet iyi biliyor; artk ocuk deilim. Kafasndaki baba-oul ilikisine
hkim olduunu dnmesini salayan yegne ey bu sahte g paracklar. Gerekten de acnas bir
durum; ama btn o kk oyunlar, srlar ve beni inciten szleriyle gvenliini korumaya alyor.
Tahta iskemleye srtm dayayp gerindim. Mutfan kokusu houma gidiyor. Yemek kokusu,
botlarmza yapm amurun kokusu ve zaman zaman kilerden gelen hafif barut kokusu deta iimi
titretiyor, onlar dnnce kendimi iyi hissediyorum. Yamur yap da giysilerimiz slandnda
koku deiiyor. Kn, byk siyah soba tala ve tezek kokan bir s pompalyor odaya, her eyin
duman ttyor ve yamur camlar dvyor. O zaman rahat hissediyor insan kendini, kuyruuna
sarnm kocaman bir kedi gibi maytryor insan o kuytuda olma hissi. Bazen bir kedimiz olsun isti-
yorum. imdiye kadar bir kedinin sadece kafasna sahip oldum, onu da martlar kapt.
Koridoru geip bym yapmak iin tuvalete girdim. iim gelmemiti; nk btn gn
Kazklarn zerine ieyip durmutum, onlara kokumu ve gcm bulatrmak iin.
Orada oturup bana bylesi tatsz eyler gelen Eric'i dndm. Zavall kak pezevenk. Her
zamanki gibi, ben olsam ne yapardm diye dndm. Ama onun yerinde olamazdm. Ben burada
kalmtm, uzaklara giden Eric'ti ve btn o olaylar bana orada gelmiti, ite bu kadar. Ben benim,
buras da buras.
Babam duymak iin kulak kesildim. Belki de hemen yatmt. Genellikle, benim yatak odamn da
bulunduu ikinci kattaki byk yatak odas yerine alma odasnda uyur. Belki de o odann pek ho
olmayan (ya da ok ho olan) baz anlar var onda. Her neyse, horlama filan duymadm.
Tuvalette mutlaka oturmak zorunda olmaktan nefret ediyorum. Talihsiz sakatlm yznden
kahrolas bir kadn gibi oturmam gerekiyor hep, ama nefret ediyorum. Bazen Cauldhame Armas'nda
ayakta yapmaya alyorum, ama ou ellerime ya da bacaklarma akyor.
Ikndm. lap. Yukarya biraz su srayp kma dedi ve tam o anda telefon ald.
"Siktir," dedim, sonra kendi kendime gldm. Hemen km silip pantolonumu ektim, bir yandan
da kapnn zincirini karyordum, sonra fermuarm ekerek kendimi koridora attm. Tek
telefonumuzun durduu birinci katn sahanlna ktm. Babam durmadan bir iki telefon daha
almaya ikna etmeye alyorum, ama bunu gerektirecek kadar ok aranmadmz sylyor. Arayan
her kimse, kapatmadan nce yetitim. Babam ortalkta grnmyordu.
"Alo," dedim. Telefon kulbesinden aranyordu.
"Grrr!" diye bard te taraftan biri. Ahizeyi kulamdan ekip akn akn baktm. Metalik
lklarn ard arkas kesilmiyordu. Bittiinde ahizeyi tekrar kulama dayadm.
"Porteneil 531," dedim souk bir sesle.
"Frank! Frank! Benim. Ben! Selam! Selam!"
"Bu hat yank m yapyor yoksa her eyi iki kere mi sylyorsun?" dedim. Eric'in sesini
tanmtm.
"kisi de! Ha ha ha ha ha!"
"Merhaba Eric. Neredesin?"
"Burada! Sen neredesin?"
"Burada."
"kimiz de buradaysak neden telefonda konuuyoruz ki?"
"Jeton dmeden nerede olduunu syle."
"Mademburadasn bilmen lazm. Nerede Olduunu bilmiyor musun?" Kkrdamaya balad. .
Sakin bir sesle, "Salak salak konuma Eric" dedim.
"Salak salak konumuyorum. Sana nerede olduumu sylemeyeceim; hemen gider Angus'a
sylersin o da polise, sonra da gelip beni o boktan hastaneye geri gtrrler."
" harfli kelimeler kullanma. Holanmyorum, biliyorsun. Tabii ki babama sylemeyeceim."
" 'Boktan' harfli bir kelime deil, tam... alt harfli. Senin uurlu sayn deil miydi bu?"
"Hayr. Bak, uratrma da nerede olduunu syle. Bilmek istiyorum."
"Uurlu saynn ne olduunu sylersen sana nerede olduumu sylerim."
"Uurlu saym e"
"O say deil. Harf."
"Say. Bir ondalk sayy temsil ediyor: 2.718."
"Hile yapyorsun. Tamsay syle."
"Bunu batan sylememitin," dedim, iimi ekerek telefonun biplediini ve Eric'in biraz daha
para attn duydum. "Seni ben arayaym m?"
"Ho-ho. Numaray azmdan o kadar kolay alamazsn. Eee naslsn?" '
"yi. Ya sen?"
"Deliyim, nasl olaym?" dedi kzgn bir sesle. Elimde olmadan glmsedim.
"Herhalde buraya geliyorsun? Eer yleyse ltfen yolda kpek filan yakma tamam m?"
"Ne diyosun sen? Konutuun kii benim. Eric. Ben kpek mpek yakmam!" Barmaya balad.
"O boktan kpekleri yakmam ben! Sen beni ne sanyorsun? Beni boktan kpekleri yakmakla
sulamaya kalkma sakn, pi kurusu! Pi kurusu!"
'Tamam Eric, Affedersin, affedersin," dedim hzl hzl. "Sadece bana bir i gelsin istemiyorum;
dikkat et. nsanlar sinirlendirecek bir ey yapma. Bazen fena halde duyarl olabiliyorlar..."
'Tamam," dedi. Soluklarn dinledim, sonra sesi deiti. "Evet, eve geliyorum. Ksa sreliine,
siz naslsnz greyim diye. Herhalde sen ve moruktan baka kimse yoktur orada deil mi?"
"Evet, sadece ikimiz. Bir an nce gel de grelim."
"Olur." Biraz sessiz kald. "Neden hi ziyaretime gelmedin?"
"Ben... ben babamn Noel'de seni grmeye geldiini sanyordum."
"yle mi? yi de... sen neden hi gelmedin?" Sesi alamaklyd. Arlm teki bacama
verdim, sahanla ve merdivenlere gz attm, babam trabzana yaslanm bana bakarken greceimi
umuyordum ya da beni gizlice dinleyebilmek iin dikildii st kat sahanlnn duvarna glgesi
vurmu olacakt.
"Adadan uzun sreliine ayrlamyorum, Eric. Kusura bakma, ama ne zaman uzaklasam midem
dmleniyor sanki. 0 kadar uzaa gidemiyorum, hele geceyi geirmek iin asla... yapamyorum ite.
Seni grmek istiyorum, ama ok uzaktasn."
"Yaknlayorum." Kendine gvenini yeniden kazanmt.
"Gzel. Ne kadar uzaktasn?" -
"Sana sylemeyeceim." .
"Ben sana uurlu saym syledim ama."
"Yalan sylemitim. Nerede olduumu sylemeyeceim."
"Ama bu..."
"Kapatyorum."
"Babamla konumayacak msn?"
"Daha deil. Daha yakna geldiimde konuurum, ok yakna. imdi gidiyorum. Grrz.
Kendine iyi bak."
"Asl sen kendine iyi bak."
"Neden endieleniyorsun ki? Bana bir ey olmaz. Ne olacak ki?"
"nsanlar kzdracak bir ey yapma. Biliyorsun; yani sinirleniyorlar. zellikle de evcil hayvanlar
konusunda. Yani, ben..."
"Ne? Ne Evcil hayvan m?" diye bard.'
"Hayr! Bak demek istediim..
"Pislik!" diye bard. "Beni yine kpekleri yakmakla suluyorsun, deil mi? ocuklarn
azlarna kurt ve solucan tkp zerlerine iediimi de sylyorlardr herhalde, yle mi haa" diye
haykrd. .
"ey," dedim telefonun kordonuyla oynayarak, "madem konuyu buraya getirdin..."
"Pi kurusu! Pi kurusu! Pislik herif! Seni geberticem! Sen..." Sesi duyulmaz oldu, telefonu yine,
kulamdan ekmek zorunda kaldm; nk ahizeyi telefon kulbesinin duvarlarna vurmaya
balamt. Darbe seslerini jetonun dtn haber veren bip bipler takip etti. Telefonu kapadm.
Yukar baktm, ama babam hl grnrde yoktu. Emekleyerek merdiveni trmanp bam
parmaklklarn arasndan uzattm, ama sahanlk botu. imi ekerek basamaa oturdum. Telefonda
Eric'i idare edemediimi hissediyordum, insanlarla ilikilerim pek iyi deildir zaten, her ne kadar Eric
aabeyim olsa da onu senelerdir grmemitim, yani delirdiinden beri.
Kalkp mutfaa dndm, kapy kilitleyip eyalarm toparladktan sonra banyoya gittim. Odama
gidip televizyon seyretmeye ya da radyo dinlemeye ve bir an nce uyumaya karar vermitim, bylece
sabah afak vakti kalkp Fabrika iin bir eekars yakalayabilecektim.
Yatamda yatp radyoda alan John Peel'i, rzgrn evin evresinde kard sesi ve kumsaldan
gelen dalga seslerini dinledim. Yatamn altndan evde mayaladm birann eki kokusu geliyordu.
Yine Kurban Kazklarn dndm; uzun uzadya, her birini gzmde canlandrarak, konumlarn
ve stlerine takl olan eyleri hatrlayarak, o grmeyen gzlerin bakt yerleri zihnimde canlan-
drarak ve monitrdeki grntleri izleyen bir gvenlik grevlisinin kameralar deitirmesi gibi
manzaralar birbiri ardna ekleyerek. Her ey yerli yerindeydi, l nbetilerim, lmn getirdii
basit; ama nihai teslimiyetle gcm altna aldm uzantlarm bana ya da adaya zarar verebilecek
hibir ey hissetmiyorlard.
Szlerimi ap baucu lambasn tekrar yaktm. Odann kar kesindeki tuvalet masasnn
aynasndan yansyan grntme baktm. Battaniyenin zerinde yatyordum, ayamda bir tek donum
vard.
ok imanm. Bu o kadar kt bir ey deil, benim suum da deil; ama yine de grnmek
istediim gibi grnmyorum. Tombulun tekiyim. Gl kuvvetli, ama etli butlu. Karanlk ve kt
bir grnm olmasn isterdim, grnmem gerektii gibi yani; o kk kaza olmasayd yle
grnebilirdim de. Beni gelseniz kiiyi ldrd demezsiniz. Hakszlk bu.
I tekrar kapadm. Oda zifiri karanlkt, gzlerim karanla alamadndan yldzlarn
aydnln da gremiyordum. u radyolu saatlerden aldrsam iyi olacak galiba, ama eski pirin alar
saatimi de ok seviyorum. Bir keresinde bakr rengi zillerinin ikisine de birer eekars balamtm,
bylece sabah saat aldnda o kk eki ikisini de ezecekti.
Hep saat almadan nce uyanrm, izlemek zorunda kalmtm.
II
Ylan Park
Eekarsnn kllerini toplayp kibrit kutusuna koydum ve babamla Eric'in eski bir fotorafna
sardm. Resimde babamn elinde birinci karsnn, yani Eric'in annesinin kocaman bir fotoraf vard
ve bir tek o glmsyordu. Babam abus bir suratla kameraya bakyordu. Kk Eric burnunu
kartrarak etraf seyrediyordu, skntl bir hali vard.
Sabah serin ve ayltcyd. Dalarn aalarndaki ormanlarn zerinde sis vard, Kuzey
Denizi'ndeyse pus. Azmla jet sesi karp drbnm ve antam iki yanma bastrarak, sert ve slak
kumun zerinde deli gibi kotum. Snan hizasna geldiimde kumsaldan ieri saptm ve
yavalayarak kendimi yumuak, beyaz kumlarn zerine attm. Denizin ve nehrin kyya attklarna
baktm ama saklamaya deer, ilgin bir ey yoktu; l bir denizanas sadece, drt solgun halkas olan
mor bir yn.. Bu ynn zerinden umak iin rotam biraz deitirdim, "Takatakatakataka!
Trrrtaka- takataka!" yanna yaklanca tekmeyi yaptrdm, bir jle ve kum bulutu ykseldi.
"Brooom!" diye bir patlama sesi yaptm. Tekrar yola koyulup Snaa yneldim.
Kazklar iyi vaziyetteydi. Ba ve gvde antasna ihtiyacm olmayacakt. Hepsini tek tek gezmeye
verdim btn sabahm; kttan tabutu iindeki l eekarsn daha nce planladm gibi iki nemli
Kazn arasna gmmek yerine kprnn ada tarafnn yaknndaki patikann yanna gmdm. Oraya
varnca kpry tutan halatlardan anakaradaki diree trmanp etrafa baktm. Evin ats ve tavanaras
pencerelerinden biri grnyordu. Ayn zamanda Porteneil'deki sko Kilisesinin kulesi ve
kasabadaki bacalardan ykselen duman da grlyordu. Sol gs cebimden akm karp sol
elimin baparmana dikkatlice bir izik attm. kan krmz svy kprnn iplerini tutan iki byk
direin arasnda enlemesine duran kalasn zerine srdkten sonra antamdan antiseptik karp
kk yarann zerine srdm. Sonra aaya inip bir gn nce levhay vurmak iin kullandm
samay buldum.
lk Bayan Cauldhame, yani Eric'in annesi Mary onu evde doururken lm. Eric'in kafas biraz
fazla byk gelmi; kadn kanama yznden 1960'ta gelin yatanda lm. Eric hayat boyunca
iddetli migren arlar ekti, ben de bu illetin dnyaya geli tarzndan kaynaklandn dndm
hep. u migren ve annesinin lmesi hikyelerinin Eric'in Bana Gelenlerle fazlasyla ilgili olduunu
dnyorum. Zavall talihsiz ocuk; tek hatas yanl zamanda yanl yerde olmasyd ve tesadf
eseri belki de baka birini bylesi etkilemeyecek son derece naho bir ey gelmiti bana. Ama
buradan ayrlrken insann gze almas gereken bir risk bu.
Dnyorum da bu, Eric'in de birini ldrm olduunu gsteriyor. Ben ailedeki tek katil
olduumu dnyordum; ama bizim Eric, daha nefes bile almadan nce annesini ldrerek beni tu
etmi. Kasti bir davran olmadn kabul ediyorum, ama kasti olup olmamas o kadar da nemli
deil.
Fabrika yangndan sz etti.
Hl bunu dnyordum, ne anlama geldiini. En ak yorumu Eric'in bir iki kpek yakacayd,
ama buna kesin diyemeyecek kadar iyi biliyordum Fabrikann girdi ktsn; baka bir eyler daha
olduundan phe ediyordum.
Bir bakma Eric'in geri dnmesini pek istemiyordum. Bir iki haftaya kadar bir Sava yapmay
dnyordum, ama Eric er ya da ge ortaya kaca iin bundan vazgetim. Aylardr doru dzgn
bir Sava yapamamtm; sonuncusu Sradan Askerler Aerosollere kar savayd. Senaryoda,
tanklar, silahlan, kamyonlar, tehizatlar, helikopterleri ve botlaryla 72'ye 1 orannda kltlm
ordular Aerosol stilasna kar bileiyorlard. Aerosolleri durdurmak neredeyse imknszd. Askerler,
silahlar ve tehizatlar ya yanyor ya da eriyordu, ama bir gn cesur bir asker ssne geri dndn-
de Aerosollerin slerinin nehrin ierilerinde bir koyda bir kayann altna demirlemi ekmek tahtas
olduu haberini getirmiti! Bir komando timi tam zamannda oraya gidip ss tuzla buz etti ve ze-
rindeki kayay imha etmeyi de ihmal etmedi. Her eyi tam olan, hatta sonu dierlerinden daha cafcafl
olan iyi bir Savat (o akam eve dndmde babam patlamann ve dumanlarn nereden geldiini
sormadan edememiti), ama uzun zaman geti zerinden;
Zaten Eric byle yola koyulmuken yeni bir Savaa girimek de pek iyi bir fikir deildi; nk
tam orta yerinde brakp gerek dnyaya dnmek gerekecekti. Dmanca duygular bir sreliine
ertelemenin iyi olacana karar verdim. Bunun yerine nemli Kazklara kymetli svlar srdkten
sonra bir baraj inaatna koyuldum.
Kkken bir baraj ina ederek evi kurtarmay hayal ederdim. Kum tepelerinin zerindeki otlar
tutuacakt ya da bir uak decekti, bir kanal yardmyla barajdan aldm suyu eve naklederek
bodrumdaki barutun patlamasn engelleyen de ben olacaktm. Bir zamanlar en byk isteim babama
bir ekskavatr aldrmakt, bylece gerekten byk barajlar yapabilecektim. Ama artk baraj yapmay
daha ince, hatta metafizik bir ey olarak gryorum. Suya kar asla zafer kazanlamayacan fark
ettim; sonunda hep o kazanyor, szyor, szlyor, dolduruyor, ukur ayor ve stten ap gidiyor.
Aslnda tek yapabilecein onun yolunu deitirmek ya da akn bir sreliine durdurmak; aslnda
yapmak istemedii bir eyi yapmaya onu ikna etmek. in keyfi onun gitmek istedii yerle (yerekimi
ve zerinde yol ald maddeye uygun olarak) senin onunla yapmak istediin ey arasnda bir orta yol
bulmakta.
Bence baraj yapmak kadar zevkli pek az ey var hayatta. Bana zerinde pek fazla bitki olmayan,
hafif meyilli geni bir kumsal yerin, bir de orta boy bir dere ne zaman olursa olsun gn boyu mutlu
etmeye yeter bu beni.
Bu srada gne iyice ykselmi, ben de ceketimi karp antamn ve drbnmn yanna
koymutum. Hzl krek darbeleriyle kumu eeleyip kazarak dev bir l baraj yapmaya baladm.
Kuzey Deresi'ndeki suya ket vuran ana bent seksen adm geniliindeydi; setiim konum iin bu
rekor saylrd. Suyun ynn deitirmek iin her zaman kullandm metal paray kullandm, onu
en iyi baraj ina blgesine yakn kum tepelerinin ilerine gmyordum; piece de resitance' ise
tabanna denizin srkledii eyler arasnda bulduum siyah bir p torbasn dediim kemerli su
yoluydu. Barajn yukarsnda yaptm l drenaj kanalnn zerinden tayordu suyu bu yol. Barajn
aasna yollar, artk iyice clzlam suyun zerindeki kprs ve kilisesi ile tam tekmil kk bir
ky yaptm.
Gzel, byk bir baraj imha etmek, hatta ylece tamaya brakmak bile onu planlayp ina etmek
kadar keyifliydi neredeyse. Kydeki insanlar temsilen her zamanki gibi kk deniz kabuklar
kullandm. Yine her zamanki gibi, baraj ykldnda deniz kabuklarndan eser kalmad; hepsi batp
srklendi ki bu herkesin ld anlamna geliyordu.
Artk iyice ackmtm, kollarm armaya balamt, ellerim de krek sallayp kumlar kazmaktan
kpkrmz kesilmiti; Denize doru akan amurlu ve enkazl seli izledikten sonra eve dndm.

"Dn telefonla konutun gibime geldi, yle mi?" dedi babam. Bam salladm. "Yooo."
Mutfakta oturmu yemeimizi yiyorduk. Benim nmde yahni, babamnsa esmer pirin ve deniz
rnleri salatas vard. Kasaba Kyafetlerini kuanmt; kahverengi ayakkablar, kahverengi
paral tvit takm ve masann zerinde duran kahverengi kasketi. Saatime baknca gnlerden
perembe olduunu grdm, Perembeleri bir yere gitmesi hi de detten deildi, ister Porteneil, ister
daha tesi olsun. Nereye gideceini sormayacaktm; nk yalan sylerdi. Eskiden nereye gittiini
sorduumda bana, "Phucke'ye" derdi, Inverness'in kuzeyinde kk bir kasaba olduunu sylyor*
du bunun. Ancak seneler sonra, insanlarn bana garip garip bakmasndan anladm gerei. ,
"Bugn dardaym," dedi pirin ve salata. Bam "iyi'' gibilerden sallaynca konumay
srdrd: "Gecikebilirim."
Belki de Porteneil'e gidip Rock Oteli'nde kafay ekecekti ya da hep gizli tuttuu birtakm iler
yapmak iin Inverness'e gidiyordu, ama ben bu yolculuun Eric'le alakal olduundan pheleni-
yordum.
"Tamam," dedim.
"Ben anahtarm yanma alrm, sen istersen kaplar kilitle." Bayla ataln bo tabana
brakp geri kazanlm kttan yaplm kahverengi peeteyle azn sildi. "Her yeri srgleme
tamam m?"
"Tamam,"
"Akam kendine yiyecek bir eyler hazrlarsn deil mi?"
Bir yandan yemeimi yerken ona bakmadan "olur" anlamnda bam salladm.
"Bulaklar da ykarsn herhalde?"
Yine bam salladm. ,
"Diggs'in yeniden geleceini sanmyorum; ama gelirse ona grnmemeye al."
"Merak etme," dedim ve iimi ektim.
"Mesele yok yleyse," dedi ve ayaa kalkt.
"H h," dedim yahnimin son parasn azma atarken.
"Ben kyorum yleyse."
Kafam kaldrdmda, apkasn bana takm mutfa gzden geirerek ceplerini yokluyordu.
Yeniden, bana bakp ban sallad.
"Gle gle," dedim.
"Hadi eyvallah."
"Grrz."
"Evet." Arkasn dnd, tekrar geri dnd, mutfaa bir daha bakt, sonra ban iki yana sallayarak
kapya yneldi ve karken amar makinesinin yanndan bastonunu ald. Kapnn kapandn
duydum, sonra sessizlik. imi ektim.
Bir iki dakika bekledikten sonra iyice silip sprdm tabamn bandan kalkarak kum tepeleri
arasndan kprye uzanan patikay gren salona getim.

Babam ban ne emi, bastonunu
sallarken endieyle iki yana yalpa vurarak hzl hzl patikada ilerliyordu. Bastonuyla yol kenarndaki
yaban ieklerine vurdu.
Yukarya kotum, yolda durup sahanln kk penceresinden babamn kprden nceki son kum
tepesinin ardnda kayboluunu izledim, sonra st kata koup alma odasnn kap kulpuna hzla
asldm. Kap sapasalamd; bir milimetre bile oynamad. Gnn birinde unutacandan emindim,
ama bugn unutmamt.
Yemeimi yiyip bula ykadktan sonra odama giderek evde yaptm biray yokladm ve haval
tfeimi aldm. Ceketimin ceplerini yeterli sayda samayla doldurduktan sonra evden dosdoru
nehrin byk bir koluyla kasaba pl arasnda kalan, anakaradaki Tavan Arazisine getim.
Tfei kullanmay sevmiyorum; benim iin biraz fazla hatasz. Sapan insann inde olan bir ey,
insann onunla tek vcut olmas gerekiyor. Kendini kt hissettin mi hedefi vuramazsn; ya da yanl
bir ey yaptn hissedersen yine vuramazsn. Eer bir tfei kaladan atelemiyorsan tamamyla
Dndadr; nian alr atelersin i tamam, tabii hedef gzden kaybolmazsa ya da ok fazla rzgr
yoksa. Silah dorulttun mu btn g elinin altndadr, parmann bir hareketiyle salverilmeyi
bekler. Bir sapan son ana kadar seninle birlikte yaar; gerilmi vaziyette ellerinde durur, seninle nefes
alr, atlmaya, vnlamaya ve frlamaya hazr seninle hareket eder ve seni ok dramatik bir vaziyette
brakr; tan hedefini bulmak iin havada izdii karanlk eriyi, o muhteem tak sesini duymak iin
beklerken elin kolun kaslr.
Ama tavan peindeysen, hele Arazideki o kurnaz kk pikurularnn peindeysen her yolu
denemek korundasn. Tek bir atla hemen deliklerine karlar. Tfein sesi onlar kartacak kadar
yksektir, ama ilk atta vurman salayacak rahatl veren, deta cerrahi bir alettir ayn zamanda.
Bildiim kadaryla talihsiz akrabalarmn hibiri bir silahla ldrlmedi Cauldhameler ve eleri
trl garip biimlerde te taraf boyladlar, ama bildiim kadaryla hibirinin biletini bir tfek
kesmedi.
Teknik olarak kendi blgemin sonu demek olan kprnn te tarafna geip dnerek,
hissederek, dinleyerek, bakarak ve koklayarak bir sre kmldamadan durdum. Her ey yerli yerinde
gibiydi.
Kendi ldrdklerim dnda (onlar ldrdmde hepsi de hemen hemen benimle ayn
yalardaydlar), Yaradanlarna (artk nasl tahayyl ediyorlarsa) tuhaf ekilde kavuan en azndan
akrabamz olduunu biliyordum. Babamn en byk aabeyi Leyiticus Cauldhame, Gney Afrika'ya
g edip 1954'le orada bir iftlik satn alm. Leviticus yle salak yle salakm ki onda beyin olduu
ancak bunasaym anlalrm, Muhafazakrlar kendilerinden nceki i Partisi hkmetinin yapt
Sosyalist reformlar deitirmedi diye terk etmi skoya'y: Demiryollar hala devletin elindeymi,
refah devleti hastalktan kaynaklanan doal lmlerin nn ald iin ii snf sinekler gibi
remekteymi; madenler devlete aitmi dayanlmaz bir durum. Babama yazd mektuplarn
bazlarn okumutum. Leviticus lkeden memnunmu, ama etrafta fazlaca zenci olduundan
ikyetiymi. lk birka mektubunda ayrmc kalknma politikasndan "apart-hate" diye sz ediyor,
sonra birisi onu yanl yazd konusunda uyarm olmal ki deitirmi. Eminim babam
uyarmamtr.
Gnn birinde Leviticus alveriini yapm Johannesburg'daki polis merkezinin nndeki
kaldrmdan gemekteymi ki lgn, katil bir zenci bilinsizce kendini en st kattan aaya atm ve
her naslsa derken de btn trnaklarn skmeyi ihmal etmemi. Benim masum ve talihsiz amcama
arpp onu lmne yaralam, zavall amcacmn hastanedeki son szleri, "Tanrm, pezevenkler
umay da renmi..." olmu, girdii koma bu szlerine noktay koymu.
Kardaki kasaba plnden ince bir duman ykseliyordu. Bugn o kadar uzaa gitmeyecektim,
ama bazen pleri etrafa yaymak iin kullandklar buldozerin grltsn duyabiliyordum.
Bir sredir ple gitmemitim, yani artk Porteneil'in namuslu insanlarnn neler attn grmek
iin gitmenin zaman gelmiti. Geen Savata kullandm eski aerosolleri de orada bulmutum,
Kadran dhil Eekars Fabrikasnn birok mhim parasn da.
Daym Athelwald Trapley, kinci Dnya Sava'ndan sonra Amerika'ya g etmiti. Bir sigorta
irketinde iyi bir i bulduktan sonra bir kadna taklnca Fort Worth'ta bir karavan parknda krk bir
kalple hayatna son verirken bulmu kendini.
Ocan ve stcnn gazn ap her ikisini de yakmadan sonunu beklemeye balam. Sinirli
olduunu tahmin etmek g deil; herhalde biraz dalgn ve zgnm de, hem sevgilisinin kendisini
terk etmesinden hem de kendisinin terk-i diyar edecek olmasndan; bir anlk dncesizlikle her
zamanki alkanlna yenik dp sakinlemek iin bir Marlboro yakm.
Tepeden trnaa alevler iinde yanan karavan kalntsndan kendini dar atm lk la.
Niyeti acszca lmekmi; diri diri yanmak deil. Karavann arkasnda duran yamur suyu dolu yz
seksen litrelik ya fsna balklama dalm. Kollarn kendini kaldrabilecei bir pozisyona
getirmeye alrken kabarcklar kararak ve ince bacaklarn ackl ackl havada sallayarak skt
yerde boulmu.
Tavan Arazisine bakan imenlik tepeye yirmi metre kadar kala Sessiz Kou dzenine getim;
tadm eylerin ses karmamasna zen gstererek uzun otlar ve sazlar arasnda hrsz gibi sessiz
admlarla ilerlemeye baladm. O kk musibetleri olabildiince erken yakalamak niyetindeydim,
ama gerekirse gn batana kadar bekleyebilirdim de.
Sessizce emekleyerek yamaca trmandm; otlar gsme ve gbeime srtnyor, bacaklarm
gvdemin yk altnda geriliyordu. Rzgr karma almtm tabii ki; kk grltleri rtecek
kadar glyd esinti. Grebildiim kadaryla ortalkta hi nbeti tavan yoktu. Tepeye iki metre
kala durup elik naylon karm samay tfee srdm. Gzlerimi kapatp gerilmi olan yay ve par-
lak namlunun dibinde duran kk mermiyi dndm. Sonra tepenin zerine doru srnerek
ilerledim.
Bata beklemek zorunda kalacam dnyordum. Arazi ikindi gneinde bombo grnyordu,
sadece rzgrn kmldatt otlar hareket ediyordu. Delikleri, kk tmsekleri, dk kmelerini ve
deliklerin ounun bulunduu kar kynn yamacndaki karaallar grebiliyordum; orada kouan
tavanlar otlar iinde kck tneller ayorlard, ama kendilerinden eser yoktu. Kasabal ocuklar
karaallar arasndaki bu tnellere kurarlard tuzaklarm. Ama ocuklar o tuzaklar kurarken
grdmden telden yaplm kementlerini bulup bozuyor ya da tuzaklar kontrol etmek iin gel-
dikleri yollara yerletiriyordum. Herhangi birinin kendi tuzana yakalanp yakalanmadn
bilmiyorum, ama yerde srnrken burunlarn o tuzaklara kaptrmalarn grmeyi; ok isterdim.
Zaten artk pek tuzak kuran kalmad; sanrm modas gemi olmal, nk artk duvarlara sprey
boyalarla sloganlar yazmay, tiner ekmeyi ya da birileriyle yatmaya almay tercih ediyorlar.
Hayvanlar beni pek artmaz, ama bu seferki farklyd; onu fark ettiimde donakaldm. Deminden
beri oradayd herhalde, Arazinin ukur yerinin kenarnda durmu kprdamadan dik dik bana
bakyordu, ama onu daha nce fark etmemitim! Fark ettiimde de onun hareketsizlii beni de bir an
hareketsiz brakt. Grnr bir hareket yapmakszn iten ie bam salladm; bu byk erkein tam
da Kazklara geirmeye layk bir kafas vard. Hayvann doldurulmu bir tavandan hi fark yoktu ve
gzn bile krpmadan, kck burnunu oynatmadan, kulaklarn kprdatmadan gzmn iine
bakyordu. Gzlerimi ondan bir an olsun ayrmadan, tfei rzgrda sallanan bir ot gibi bir o yana bir
bu yana yatrarak nme aldm. Tfei omzuma, yanam da tfee dayamam en azndan bir dakika
srd, hayvan hl milim kprdamamt.
Tfein drt blmeli drbnnde drt kat bym olan kafas daha da etkileyici grnyordu, bir
o kadar da hareketsiz. Birden bire onun doldurulmu bir tavan olabileceini dnerek, kalarm
atp kafam kaldrdm; belki de birisi benimle dalga geiyordu. Kasabann ocuklar belki. Ya da
babam. Herhalde henz Eric gelmi olamazd. ok salaka bir eydi bu; kafam hayvana doal
grnemeyecek kadar hzl evirince ikillenip pr diye gzden kayboldu. Dnmeden kafam indirip
silah dorulttum. Doru pozisyonu alacak, nefesimi tutacak ve tetie yavaa basacak vaktim yoktu;
frlayp ate eder etmez dengemi salayamayp iki elim de tfein zerinde, onu kumdan korumaya
alarak aa doru yuvarlanmaya baladm. .
Tfei havada tutmaya alarak nefes nefese, srtm kuma gml, kafam kaldrdmda tavan
gremedim. Tfei dizinime vurup, ''Kahretsin!" dedim kendi kendime.
Hayvan bir delie de kamamt ama. Deliklerin yaknnda bile deildi. Uzun sraylarla ve her
havalannda deta titreyerek dosdoru zerime geliyordu. Bir mermi gibi bana ynelmiti, ban
sallyordu, dudaklar geri kvrlmt, l ya da diri hibir tavanda grmediim denli uzun ve sar
dileri vard. Gzleri smkl bcek gibi helezonluydu. Her zplaynda srtndan krmz damlalar
dklyordu; neredeyse zerime atlayacakt, ama ben hl kmldamadan ona bakyordum.
Tfei tekrar dolduracak zamanm yoktu. Harekete getiimde igdlerimden baka silahm
yoktu elimde. Ellerim tfei bir kenara brakp her zamanki gibi kemerimle karnm arasna
sktrdm sapana gitti hemen. Ama acil durum samalarm bile ulaamayacam bir yerdeydi artk;
gz ap kapayana kadar tavan zerime atlayp dosdoru grtlama saldrd.
Onu sapann lastiiyle yakalayp ellerimi havada aprazladm ve hayvan bamn zerinden geri
savurarak kendimi arkaya attm, sonra bacaklarm kullanarak yzst dndm, onunla yan yanaydk,
bir kutup porsuu gibi olanca kuvvetiyle debelenip duruyordu; kumlu yamata grtlan siyah lastie
kaptrm, yere yapmt. Keskin dilerini parmaklarma geirme abas iinde kafasn bir o yana
bir bu yana sallyordu. Tslayarak lastii iyice, iyice sktm. Hayvan debelenip tkrerek bir
tavandan kacan ummadm keskin bir lk att ve debelenmeyi srdrd. O kadar
afallamtm ki u Doberman klkl tavann dostlarndan olumu bir ordunun arkamdan gelip beni
parampara edecei hissiyle dnp geriye baktm.
Kahrolas yaratk lmyordu! Lastik gerildike geriliyor; ama hayvann boazn yeterince
skamyordu, ben de tavan parmamdan et koparr ya da burnumu srr korkusuyla ellerimi
kmldatamyordum. Kafa atma fikrinden de beni bu kayg vazgeirmiti; o dilerin yaknna kafam
yanatrmaya hi mi hi niyetim yoktu. Belini krmak iin dizimi de kaldramyordum; nk zaten
yamatan kaymak zereydim, hele tek bacakla hi tutunma ansm yoktu. lgnca bir eydi! Buras
Afrika m? Alt taraf bir tavan, aslan deil ya bu! Neler oluyordu byle?
Sonunda beni srd; ban beklediimden daha ok evirerek sa iaret parmam tam eklem
yerinden yakalamt.
Sabrm tat: Bararak btn gcmle lastie asldm ve ellerimle kafam sallayarak kendimi geri
attm. Yuvarlanrken ayam kuma gmlm tfee arpt.
Kendimi yamacn dibindeki clz otlarn ansnda yatarken buldum, tavann grtlan skarken
parmak eklemlerim bembeyaz kesilmiti, siyah bir ipe atlm dm gibi siyah lastiin ortasnda
duran kafasn yzmn biraz zerinde iki yana savuruyordum. Hl titrediim iin bu salnmn onun
gvdesinden mi yoksa benim gvdemden mi geldiini karamyordum. Sonra lastik koptu. Hayvan
sol elime yapt, lastikse sa bileimi krbalad; kollarm aksi ynlere alp yere arpt:
Kafam kumlarn zerinde srtst yatyor, sapana dolanm siyah lastik kvrmnn ucunda yatan
hayvana bakyordum- Kprdamyordu.
Baklarm gkyzne kaldrp zaferimi kutlarcasna yumruumu yere indirdim. Tavana yle
bir baktktan sonra ayaa kalkp bana ktm. lmt; havaya kaldrdmda kafasnn
yuvarlanmasndan boynunun krldn anladm. Srtnn sol tarafnda samann girdii yer kzla
boyanmt. Bykt; bir baba kedi kadar; grdm en byk tavan. Anlalan epeydir, tavanlarn
yanna uramyormuum yoksa bu vahi yaratktan haberim olurdu mutlaka.
Parmamdan szan kan emdim. Sapanm, gururum ve neem, Kara Zalimim, bir tavann
gazabna uramt! Btn bunlar unutup ona yeni bir lastik alabilir ya da demirci yal Cameron'dan
benim iin yeni bir eyler ayarlamasn rica edebilirdim, ama asla eskisi gibi olmazd. Ne zaman onu
bir hedefe yneltsem -canl cansz- bu an hatrlayacaktm. Kara Zalimin ii bitmiti.
Kuma oturup hzla etraf kolaan ettim. Hl tavan grnmyordu. Bu pek artc deildi.
Kaybedecek zaman yoktu. Byle bir eyden sonra yapacak tek ey vard,
Ayaa kalkp yamaca gml duran tfei aldm, yamacn zerine kp etrafa baktktan sonra her
eyi olduu gibi brakmay gze aldm. Tfei iki elimle tutup Tehlike Sratine getim, yanl bir
adm atp da uyluk kemiimde iki krkla otlarn arasna uzanmamak iin talihe ve adrenaline
gvenerek son hzla adaya giden patikaya vurdum kendimi. Sert dnlerde dengemi salayabilmek
iin tfei kullanyordum; hem yer hem de otlar kuru olduundan pek o kadar da riskli deildi bu hz.
Ana patikadan kp bir kum tepesine saptm; te tarafnda eve elektrik ve su tayan boru kumdan
kp dereyi geiyordu. Demir itin zerinden aa betona indikten sonra dar borunun zerinden
koup adaya atladm.
Eve dnnce dorudan doruya kulbeme gittim. Tfei braktm ve Sava antasnn iine yle
bir gz attktan sonra kafamdan geirip ipini de hemen belime baladm. Kulbeyi kilitleyip nefesim
dzene girsin diye kprye kadar hzl hzl yrdm. Kprnn ortasndaki dar kapdan getikten
sonra ataa kalktm.
Tavan Arazisinde her ey braktm gibiydi; hayvan sapann kopmu lastiine sarl yatyordu,
benim debelendiim yerlerde kumun zerinde ukurlar almt. Rzgr hl otlar ve iekleri ar
ar sallyordu ve ortalkta hi hayvan yoktu; martlar bile henz lein yerini bulamamlard. Hemen
ie koyuldum.
Sava antasndan ilk nce yirmi santimlik alarml bombay kardm. Hayvann ansn yardm.
Bombay, zellikle de patlayc karmn beyaz kristallerinin kuru olup olmadn kontrol ettikten
sonra naylon bir fitil ve biraz daha patlayc ilavesiyle siyah borunun azn kapatp bantladm. Onu
hl scak olan tavann iine sokup hayvann yzn tavan deliklerine doru ekerek oturttum.
Sonra daha kk bombalar karp onlar deliklerin azna yerletirdim; stlerine basarak tnellerin
azn kapadmdan sadece fitiller darda kalmt. Plastik deterjan iesini doldurarak ateleyiciyi
hazrladm. Onu tavan deliklerinin ounun bulunduu yamacn zerine braktktan sonra bomba
koyduum ilk delie gidip akmamla fitili yaktm. Burnumda yanan naylon kokusu, gzlerimde
ateiyle ikinci delie kotum, bir yandan da saatime bakyordum. Yerletirdiim alt kk bombay
krk saniyede atelemitim.
Yamacn tepesinde, deliklerin zerinde oturuyordum. Alev pskrtc gne nda lgn lgn
yanyordu, ite tam o srada birinci tnel patlad. Titreimi pantolonumun knda hissederek srttm.
Dierleri de birbiri ardna eklendi, nce borunun azndaki toz bir duman bulutu kararak pofluyor
sonra da esas patlayc gmbrdyordu. Tavan Arazisini havaya ykselen kum zerreleri kaplamt
ve havada, dalan bum bum sesleri. Glmsedim. Gerekten de ok az ses kyordu. Evden
duyulmazd mesela. Bombalarn neredeyse btn enerjisi topraklar havalandrmaya ve ierideki
havay sktrmaya harcanyordu.
lk tavanlar sersemlemi bir halde dar ktlar; burunlar kanayan iki tavan dnda hibiri
zarar grmemiti; ama sendeliyorlard, neredeyse decek gibiydiler. Alminyum bir adr ivisiyle
tuttuum akman iki santim rerinde plastik ieyi skp dar bir para benzin pskrttm.
Benzin, kk elik akman alevinin zerinden geerken alev alarak havada grledi ve ldayarak
iki tavann zerine indi. Alev alp de kalka komaya baladlar. Ben etrafta baka tavanlar ararken
dier ikisi arazinin ortasna kadar komu, oradaki imenlerin zerine ylm, hareketsiz ama hafif
bir seirmeyle rzgrda trdyorlard. Pskrtcnn zerinde ince bir alev titreiyordu, hemen
sndrdm. Baka, daha kk bir tavan daha belirdi. Alev ona deer demez hemen srayp
menzilden kt ve vahi tavann bana saldrd yere, su kenarna yneldi. Hemen Sava antasnn
iine elimi daldrp hava tabancasn kardm; nian alp annda ate ettim. Iskaladm; tavan ardnda
hafif bir duman brakarak yamacn te tarafna kayd.
tavan daha hakladktan sonra pskrtcy antaya geri koydum. Son olarak da Arazinin n
saflarn kanyla sulayan, l; ama hl oturan hayvan yakmtm. Ate her tarafn sarnca turuncu
ve kara kvrmlar arasnda gzden kayboldu. Bir iki saniye iinde fitil ate ald, on saniye sonra alev
yuma dalarak siyah, duman tten bir eyi ikindi gnde yirmi metre teye frlatt; paralar drt
bir yana dald. Deliklerdeki patlamalardan ok daha byk olan ve neredeyse hibir eyle sesi
boulmayan patlama bir krba gibi kum tepeleri zerinde aklayarak kulaklarm nlatt, hatta
yerimde sramama bile neden oldu.
Hayvandan geriye kalanlar arkada bir yerlere dmt. Yank kokusunu takip ederek yerini
buldum. Kafas, kaburga ve omurga kemiklerinin bir ksm, postunun da yars filan kalmt.
Dilerimi gcrdatarak lk kalnty alp Araziye geri dndm ve onu yamacn tepesinden aaya
frlattm.
yice zayflam olan, lk ve san gne nda, rzgrn tad yank et ve ot kokular arasnda,
yuvalardan ve kadavralardan ykselen gri ve siyah duman ve Ate-pskrtcden yaylan tatl,
yanmam benzin kokusunu duyarak derin bir soluk aldm.
Geri kalan son benzini sapann ye pskrtcnn boalm iesinin zerine dkp atee verdim.
Rzgr arkama alp atein yannda bada kurdum ve ate snp de Kara Zalimin sadece metal
paras kalana kadar bekledim, sonra kurumlu iskeleti alp bana bu felaketin geldii yer olan
yamacn dibine gmdm. Artk orann da bir ad olacakt: Kara Zalim Tepesi.
Btn ateler snmt; otlar ate alamayacak kadar taze ve yat. Her taraf yansa umrumda bile
olmazd zaten. Karaallar atee versem mi diye dndm; ama iee durduunda ok gzel
oluyordu, hem yannca kokulan bu kadar gzel olmazd, ben de vazgetim. Gnlk telefat haddimi
doldurmu olduuma karar verdim. Sapanmn c alnmt, hayvan - ya da ruhu - kirletilmi ve
kltlmt, ona iyi bir ders verilmiti, ben de kendimi iyi hissediyordum. Eer tfek iyi
durumdaysa, temizlemesi mmkn olmayan bir yerlerine kum kamamsa btn bu kayplara
deerdi. Savunma fonu yarn yeni bir sapan almak iin yeterliydi; mancnk bir iki hafta bekleyecekti.
imde o tatl huzur duygusu, Sava antasn toplayp ar ar eve dnerken olup bitenleri tekrar
tekrar dnyor; nedenlerini, niinlerini sralyor, bundan alnmas gereken dersleri ve iaret ettii
eyi bulmaya alyordum.
Yolda katn dndm tavana rastladm, derenin parltl berrak suyunun hemen yannda
yatyordu; kararm, kvrlm, tuhaf bir biimde bklmt, l, kuru gzleri sularcasna bana
bakyordu.
Bir tekmeyle onu suya attm.
lm olan daylarmdan bir dierinin ad Harmsworth Stove'du, Eric'in annesinin akrabas olan
bir vey day. Belfastl bir iadamyd. O ve kars aabeyim kkken ona neredeyse be yl kadar
bakmlard. Harmsworth elektrikli bir matkapla kendini ldrmeye almt. Matkab akandan
ieri sokmu, bir de ne grsn; hl hayatta, hem bu sefer ac da ekiyor. Hemen yaknlarndaki bir
hastaneye gitmi, sonra da orada lm. Aslnda lmnde biraz benim de paym olabilir; nk bu
hadise Stovelar tek ocuklar olan Esmerelda'y kaybettikten hemen hemen bir yl sonra cereyan etti.
Onlar -ve aslnda hi kimse- bilmese de Esmerelda benim kurbanlarmdan biriydi.
O gece yatamda yatp bir yandan babamn dnmesini ve telefonunun almasn beklerken bir
yandan da olan biteni dndm. Belki de o byk tavan Araziye dardan gelmiti, belki de vahi
yaratk oradakileri rktp patronluunu ilan etmek iin uzaklardan gelmi; ama asla
kavrayamayaca kendinden ok daha stn bir varlkla yapt mcadelede ldrlmt.
Ne olursa olsun bu bir iaretti. Bundan emindim. Btn o lgn dakikalarn bir anlam olmalyd.
Hi dnmeden verdiim tepki Fabrikann savurduu ate kehanetine balanyordu belki; ama iten
ie bunun bu kadarla kalmayacan, devamnn geleceini biliyordum. aret sadece ldrdm
hayvann beklenmedik vahilii deil, ayn zamanda benim neredeyse dnmeden verdiim vahi
tepki ve gazabma urayan masum tavanlarn kaderiydi de.
Gelecek kadar gemii de dndmde baka bir anlama da geliyordu. lk cinayetimi
tavanlarn yanarak lmesi zerine ilemitim, hem de benim intikam almak iin kullandm Ate-
pskrtcnn benzeri bir aletten fkran alevler yznden lmlerdi. Artk bu kadar da fazlayd,
bu kadar da benzerlik olmazd. Olaylar beklediimden daha hzl ve daha kt geliiyordu. Vaziyet
zerindeki kontrolm yitirme tehlikesiyle kar karyaydm. Tavan Arazisi -o szde huzurlu av
sahas -bu tehlikeyi kantlyordu.
ster kk olsun ister byk tekrar eden kehanetler hep doru kard; Fabrika onlara kar
kendimi kollamay ve onlar saymay retmiti bana.
lk cinayetimi kuzenim Blyth Cauldhame'in bizim; Eric'in ve benim tavanlarmza yaptklar
yznden ilemitim. Ate-pskrtcy ilk Eric icat etmiti ve alet, o zamanlar bisiklet kulbesi
olan (artk benim kulbem) o barakada duruyordu ki ailesiyle birlikle hafta sonu bize gelmi olan
kuzenimiz, Eric'in bisikletini adann kuzeyindeki amurlu blgeye srmenin byk bir keyif verece-
ine karar verdi. Eric ve ben uurtma uururken bu plann tatbik etti. Sonra geri dnp Ate-
pskrtcy benzinle doldurdu, Rzgrda kuruyan amarlarn (ailesi ve babamn oturduu) salo-
nun pencerelerini perdelemesi sayesinde onlara grnmeden arka baheye geti; pskrtcy
ateleyip iki kmesimizi de yakt,

btn o eker eyler kmr oldu.
zellikle Eric ok kt oldu. Kz gibi alad. Blyth' hemen orackta ldrmek geti iimden;
babamn aabeyi olan Jamesten yedii sopa, benim aabeyim olan Eric'e yaptklarn tazmin
etmiyordu bence. Eric'i teskin etmek mmkn deildi, acdan deliye dnmt; nk Blyth'n en
sevdiimiz hayvanlarmz ldrmek! iin kulland aleti kendisi yapmt. Hep duygusald zaten,
duyarl, zeki; o berbat deneyimi yaayana kadar herkes onun byk adam olacan dnyordu.
Neyse, bu Kurukafa Arazisinin balangc oldu, yani len btn hayvanlarmzn gmld evin
arkasndaki byk, eski, yar yarya toprak kapl tepenin. Yanan tavanlarla balad bu i ilk. Bizim
Saul daha nce gmlmt oraya, ama o bakayd.
Hi kimseye, Eric'e bile Blyth'a ne yapmak istediimi sylemedim. O zamanlar, yani be
yandayken bile, btn ocukluuma ramen kafam alrd; halbuki o yataki btn ocuklar
ailelerine ve arkadalarna durmadan onlardan nefret ettiklerini ve lmelerini istediklerini syleyip
dururlar. Ben enemi kapadm.
Ertesi yl yine gelen Blyth geirdii trafik kazas yznden sol baca dizinin zerinden kesildii
iin eskisinden de gck olmutu (birlikte oyun oynad ocuk lmt). Blyth bu sakatla ok
bozuluyordu; o srada on yanda ve ok da hareketliydi. Takmak zorunda olduu o berbat pembe ey
yokmu, kendisiyle hi ilgili deilmi gibi davranyordu. Bisiklete binebiliyor, greebiliyor, kalede
olmak artyla futbol oynayabiliyordu. Ben o sralarda alt

yandaydm. Blyth her ne kadar kkken
bir kaza geirdiimi bilse de ona kendisinden daha normal grnyordum. Beni saa sola savurmak,
benimle gremek, oram buram imdikleyip, tekmelemek ona pek elenceli geliyordu. Bir hafta
boyunca onun bu eek akalarna katlyormu, hatta ok zevk alyormu gibi rol keserken bir yandan
da kuzenimizi nasl haklayacam dnyordum.
Dier kardeini; z kardeim Paul, o sralarda hl hayattayd. O, Eric ve ben Blyth'
neelendirmekle grevlendirilmitik. Blyth' en sevdiimiz yerlere gtrerek, ona oyuncaklarmz
vererek ve onunla oyunlar oynayarak elimizden geleni yapyorduk. Bakalm yzecek mi diye kk
Paulu suya atmaya kalktnda ya da Porteneil'e giden demiryolunun zerine bir aa kt
koymaya niyetlendiinde Eric ve ben onu dizginlemek zorunda kalyorduk; ama genelde alacak
kadar iyi geiniyorduk, her ne kadar Blyth'la ayn yata olan Eric'in ondan ak ak korktuunu gr-
mek iimi burksa bile.
Sadece denizden hafif bir rzgrn geldii, ok scak ve sinekli bir gn evin hemen gneyindeki
dz imenlikte yatyorduk. Paul ve Blyth uykuya dalmlard, Eric de ellerini ensesinin altna alm
uykulu uykulu gkyznn parlak mavisine bakarak yatyordu. Blyth ii bo plastik bacan karp
uzun otlarn arasna brakmt. Eric'in ar ar uykuya daln izledim; ba yana kayd, gzleri
kapand. Ayaa kalkp yrmeye baladm ve kendimi Snakta buldum. Hayatmdaki o nemli
yerini almamt henz; ama daha o zamanlarda bile oray seviyor, serin karanlnda kendimi rahat
hissediyordum. Son savatan ksa bir sre nce, krfezi koruyan bir silah iin yaplm eski, beton bir
ila kutusu gibiydi ve kocaman gri bir di gibi kuma gmlmt. eri girince ylan buldum.
Engerek ylanyd. Onu ilk bata grmedim; nk eski bir it parasn dar pencereden karm,
sanki silahm gibi hayali gemilere ate etmekle meguldm. Ancak oyunum bittikten sonra keye
iemeye gidip de bir yn pasl konserve kutusu ve eski ienin durduu teki keye baknca uyuyan
ylann zikzakl desenini grdm.
Ne yapacama annda karar verdim. Sessizce dar kp uygun ekilli, uzun bir tahta paras
buldum ve Snaa dnp tahta parasyla ylan ensesinden yakalayarak bulduum ilk pasl
konserve kutusuna tktm.
Sanrm onu yakaladmda ylan tam olarak uyanmamt, ben de kardelerim ve Blyth'n
yattklar yere geri koarken onu pek sarsmamaya dikkat ettim. Eric dnm, bir elini bann altna
sokmu, dieriniyse gzlerinin zerine kapamt. Az biraz akt ve gs ar ar inip kalkyordu.
Paul der top olmu, gnete kprdamadan yatyordu; Blyth elleri yanann altnda yzkoyun
uzanmt, sol ayann kemii, otlar ve ieklerin arasnda korkun bir ereksiyon gibi grnyordu.
Pasl kutuyu glgede tutarak yaklatm. Evin yan tarafndan elli metre uzaktaydk, pencere yoktu.
Arka bahede beyaz araflar lgn lgn salnyordu. Kalbim yerinden kacak gibiydi, dudaklarm
yaladm.
Glgemin yzne dmemesine zen gstererek Blyth'n yanna oturdum. Kulam kutuya
dayayp hi kprdamadan durdum. Ylann hareket ettiini ne duyabiliyor ne de hissediyordum.
Blyth'n glgesinde, hemen ensesinin dibinde pembe pembe duran takma bacana uzandm. Baca
kutuya dayayp kapa aar amaz baca kutunun zerine geirdim. Sonra kutuyu ve baca ters
evirdim ki kutu ste ksn. Kutuyu salladm, ylan bacan iine dmt. lk bata bu iten hi
holanmad ve kendini plastik duvarlara ve kutunun azna vurmaya balad; bu srada ben otlarn
zerinde uuan sineklerin vzltsn dinleyip siyah salar ara sra rzgrda savrulan Blyth'n
kmldamadan yatn seyrederek ter dkyordum., Ellerim titriyor, ter gzlerime kayordu.
Ylan hareketsiz kald. Evden tarafa bakarak biraz daha bekledim. Sonra baca ve kutuyu ar
ar yatrarak Blyth'n arkasna, imlerin zerine ayn ada koydum. Son anda zenle kutuyu ektim.
Hibir ey olmad. Ylan hl bacan iindeydi ve onu gremiyordum bile. Kalkp en yakn kum
tepesine giderek kutuyu uzaklara attktan sonra geri dnp eski yerime yattm ve gzlerimi kapadm.
nce Eric uyand, sonra ben uykulu gzlerimi atm ve kk Paul'le kuzenimizi uyandrdk.
Blyth kendisi futbol oynamay teklif ederek beni bu zahmetten kurtard. Eric, Paul ve ben kaleleri ha-
zrlarken Blyth aceleyle bacan takmaya koyuldu.
Kimse phelenmedi. Ben ve kardelerimin durup akn gzlerle baran, srayan ve bacana
vuran Blyth' izlediimiz o ilk andan Blyth'n ailesinin alamakl vedalarna, Diggs'in gelip,
ifadelerimizi almasna kadar kimsenin aklna bunun ackl ve biraz da tuhaf bir kazadan baka bir ey
olabilecei gelmedi (hatta ilgin olduu iin olaydan Inverness Courier'de bile sz edildi). Tek ben
biliyordum.
Eric'e sylemedim. Olanlar onu akna evirmiti, hem Blyth ve ailesi iin de gerekten
zlyordu. Blyth'n nce bacan kaybetmesinin, sonra da onun yerine koyduu eyin felaketine
sebep olmasnn takdiri ilahi olduunu syledim sadece. Hem tavanlarn c alnyordu. O sralarda
dinle ilgilenen ve galiba benim de biraz taklit ettiim Eric bunu sylememin ok korkun olduunu
syledi; Tanr yle olamazd. Benim inandm Tanr'nn yle olduunu syledim.
Neyse, o arazi paras da adn byle ald: Ylan Park.

Btn bunlar dnerek yatyordum. Babam hl dnmemiti. Belki de btn gece gelmeyecekti.
Bu pek allmadk, hatta endie verici bir eydi. Belki de onu haklamlard ya da kalp krizinden
lmt.
Babama bir eyler olmas fikri karsnda hep elikili duygular beslemiimdir, hl da yle. lm
hep heyecan vermitir bana, insana ne kadar canl olduunu hatrlatr, ne kadar krlgan ama imdilik
ansl olduunu; fakat kendisine yakn birinin lmesi, insana bir sreliine de olsa delirme frsat
verir, baka zamanlarda balanamayacak baz eyleri yapabilme frsat. ok kt davranp yine de
anlayla karlanmak ne ho olurdu!
Ama onu zlerdim, hem yasal olarak burada tek bama oturup oturamayacam da bilmiyorum.
Btn paras bana m kalrd? Bak bu iyi olurdu; beklemeden hemen bir motosiklet alrdm. Tanrm,
yapacak yle ok ey var ki, nereden dnmeye balayacam bile bilemiyorum. Ama ok byk
bir deiiklik olurdu ki buna hazr olduumdan emin deilim.
Yava yava uykuya teslim olduumu hissediyordum; gzmn nne tuhaf eyler getirmeye
altm: Labirent gibi ekiller, bilinmeyen renklerden olumu geni alanlar, sonra muhteem binalar,
uzay gemileri, silahlar ve manzaralar. Keke ryalarm hatrlayabilseydim...
Blyth' ldrdkten iki yl sonra kardeim Paulu daha farkl ve Blyth'nkinden daha derin
sebeplerden ldrdm, ondan bir yl sonra da srf kapristen kk kuzenim Esmerelda'y.
Skor bu. . Yllardr kimseyi ldrmedim, niyetim de yok.
Bir devreydi geldi geti.




III
Snakta

En byk dmanlarm Kadnlar ve Deniz. Bunlardan nefret ediyorum. Zayf ve aptal olduklar ve
erkeklerin glgesinde yaadklar ve onlarn yannda solda sfr kaldklar iin kadnlardan; ina et-
tiklerimi yerle bir ettii, braktklarm alp gtrd, yaptm izleri sildii, beni hep hayal
krklna uratt iin de Denizden. Rzgr da stten km ak kak saylmaz geri.
Deniz mitolojik bir dman, ben de iten ie baz fedakrlklar yapyorum onun iin, biraz
korkuyorum, gerektii gibi sayg duyuyorum; ama ounlukla ona eitim gibi davranyorum. O da
benim gibi dnya zerinde baz iler eviriyor; ikimizden de korksunlar. Kadnlar... bana gre
kadnlar rahatm karacak kadar yaknmdalar. Onlarn adaya kmasn bile istemiyorum, her
cumartesi evi temizlemek ve erzak getirmek iin gelen Bayan Clamp'n bile. Nuh nebiden kalma bir
kadn ve ancak ok gen ve ok yal insanlarda grlen bir cinsiyetsizlik var onda, ama yine de
eskiden kadnm ve bu da canm skmaya yetiyor.

,Ertesi sabah uyandmda babamn dnp dnmediini merak ettim. Giyinme zahmetine
katlanmadan odasna gittim. Kapy aacaktm, ama elimi tokmaa uzatmtm ki horlamasn
duydum ve dnp banyoya girdim.
Banyoda, iedikten sonra, gnlk ykanma ayinime baladm. nce du aldm. Sadece du aldm
zamanlarda donumu tmyle karrm. Kirli donu dolaptaki kirli torbasna koydum. Salarmdan
balayp el ve ayak trnaklarmn ucuna kadar zenle ykandm. Bazen, ayak trna peyniri ya da
gbek delii hav gibi kymetli baz maddeler retmem gerektiinde gnlerce banyo yapmam; bundan
nefret ediyorum, nk ok gemeden kendimi kirli hissetmeye balyorum, her yerim kanyor ve
bu srarn sonunda elime geen en gzel ey nihayet banyo yapmann zevki.
Du alp nce elbeziyle, sonra da havluyla iyice kurulandktan sonra trnaklarm kestim. Daha
sonra elektrikli di framla dilerimi bir gzel fraladm. Daha sonra da tra oldum. Hep tra k-
p ve yeni kan tra baklarn kullanrm (u anda ift bakl ve oynar balkl modeller revata)
ve bir gnlk seyrek kahverengi sakallar titizlikle keserim. Btn ykanma ilemleri gibi tra da
belli bir kalb takip eder; her sabah ayn yerde, ayn sayda ve ayn uzunlukta darbelerle tra olurum.
Her zamanki gibi, yzmn zenle krklm yzeylerine bakarken iimde ho bir heyecan hissettim.
Smkrerek burnumu temizledim, ellerimi ykadm, tra ban, trnak makasn, kveti ve
lavaboyu ykadm, sabunluu alkaladm ve salarm taradm. Neyse ki hi siyah nokta yoktu y-
zmde, yani ellerimi son bir kez daha ykayp temiz bir don giymekten baka yapacak bir ey
kalmamt. Btn temizlik malzemelerini, havlular, tra ban falan yerlerine koydum, aynann
zerindeki buhar sildim ve odama dndm.
oraplarm giydim; yeil olanlar. Sonra cepli haki bir gmlek. Kn iime fanila giyerdim,
zerime de yeil ordu sveterimi; ama yazn deil. Bunu yeil izgili pantolonum ve postallarm takip
etti; giydiim her eyin zerindeki markalan karmtm; nk ayakl bir reklam panosu gibi
dolamaya hi niyetim yoktu. Sava ceketimi, bam, antalarm, sapanm ve dier tehizat
yanma alp mutfaa indim.
Hl erkendi ve bir gece nce hava durumunda geleceini syledikleri yamur yamak zereydi.
Sade kahvaltm da ettikten sonra hazrdm.
Serin, nemli sabah havasna kp snmak ve yamur balamadan adann te tarafna
dolanabilmek iin hzl hzl yrdm. Kasabann ardndaki tepeler bir buluta gizlenmiti ve rzgr
sertletike deniz dalgalanyordu. Otlar iyden eilmilerdi; sis almam ieklerin boynunu
bkm ve benim Kurban Kazklanma, bzlm kafalar ve kk kuru gvdeler zerindeki kan gibi
yapmt.
ki jet adann zerinden lklar atarak getiler; yz metre kadar yukarda hzla ilerleyerek aday
gz ap kapayana kadar geip denize alan kanat kanada iki Jaguar. Onlar uzun uzun izledikten
sonra yoluma devam ettim. Bir keresinde, yaklak bir iki yl nce yine byle bir ifti beni yerimden
sratmt. Krfezin hemen anda yaplan tatbikatta bombalarn braktktan sonra kanunlar
ineyerek alaktan uup adann zerinde yle bir gmlemilerdi ki adann kuzeyindeki harap gemi
kzann yaknlarnda duran bir aa ktndeki eekarsn kavanoza sokmak gibi gayet ince bir
iin ortasnda bir kar havaya sratmlard beni Eekars beni sokmutu.
O gn kasabaya gidip plastik bir Jaguar modeli alm, leden sonra ua yapm ve Snan
tepesinde kk bir bombayla onu trenle parampara etmitim. ki hafta sonra bir J aguar, Nairn
civarnda denize dt; ama pilot zamannda atlamay baarmt. G bende artk diye dnmek
iime gelirdi aslnda, ama bir rastlant olduunu dndm; gelimi jetler o kadar sk dyordu ki
benim temsili ve onlarn gerek patlamasnn birbirini on be gn arayla takip ediine armamak
gerekirdi.
amurlu dereye bakan tmsee oturup bir elma yedim. Kck bir fidanken ad Katile kan
kk aaca yaslandm. Artk bym benim boyumu bile gemiti; ama ben kkken ve o da
benim boylarmdayken onu adaya gneyden gelecek tehlikelere kar sabit bir sapan olarak
kullanyordum. imdiki gibi o zamanlarda da geni dereye ve iinden eski bir balk teknesinin
kalnts grnen inko rengi amura bakard.
Bizim Saul Hikyesinden sonra sapann ilevini deitirdim ve onu Katil yaptm; hamster, fare ve
gerbil krbac.
Hatrladma gre yumruk byklnde bir ta rahat rahat derenin te yakasna ve anakarann
yirmi metre kadar iine atabiliyordu, hem bir kere doal ritmine ayak uydurdum mu iki saniyede bir
at yapabiliyordum. Fidan ediim dorultuyu deitirerek altm derecelik bir ada istediim
noktay vurabiliyordum. Tabii iki dakikada bir hayvan kullanmyordum; haftada sadece bir iki tane.
Alt ay boyunca Porteneil Evcil Hayvan Dkknnn en iyi mterisi oldum, her cumartesi gidip
oradan bir iki hayvan, ayda bir de oyuncak dkknndan bir kutu badminton topu alyordum. Benim
dmda kimsenin bu ikisinin alakal olabileceini dndn sanmyorum.
Bir nedeni vard tabii; yle ya da byle yaptm hemen her eyin bir nedeni vardr. Bizim
Saul'un kafatasn aryordum.

Elmann koann derenin kar tarafna frlattm; tatmin edici bir hprdeme sesi kararak kar
kydaki amura gmld. Snan iini yle adamakll bir kolaan etmenin zaman geldiine
karar verdim ve en gneydeki kum tepesinin etrafnda bir tur atarak eski hap kutusuna doru komaya
baladm. Sahile bakmak iin durdum. lgin bir ey yok gibiydi, ama bir gn nce aldm dersi
hatrladm. Durup havay kokladmda her ey normal grnyordu, on dakika sonra ise o kamikaze
klkl tavanla bouuyordum; bunu hatrlaynca kum tepesinin yanndan denizin molozlar yd
hatta gittim.
Tek bir ie vard. nemsiz bir dman, hem de bo. Su izgisine yanap ieyi uzaa attm. On
metre tede boynu gluk diye suyun zerinde belirdi. Gelgit henz akllarn zerini rtmemiti, ben
de bir avu alp ieye atmaya baladm. Kol altndan at yapacak kadar yaknd ie ve setiim
talarn ou ayn byklkteydi, yani atlarm yerini buldu: Drt atta srayan su ieye dedi
beinci boazn krd. Gerekten de kk bir zaferdi; nk ielerin yenilgisi ok ncelerden beri
kesindi, ben denizin bir dman olduunu fark edip de ta atmay rendiim zamanlardan beri. Hl
zaman zaman beni deniyor, ama snrlarma en ufak bir tecavze bile izin verecek havada deildim.
ie batt, kum tepelerine geri dndm, yan yarya kuma gml olan Sman zerine kp
drbnmle etrafa baktm. Hava sakin olmasa da sahil sakin grnyordu. Snaa girdim.
Pasl menteelerini yalayp, srgsn dzelterek tamir etmitim elik kapy senelerce nce.
Asma kilidin anahtarn karp kapy atm. eride her zamanki yanm mum kokusu vard. Kapy
kapatp arkasna bir odun paras koyduktan sonra gzlerimin karanla almasn ve zihnimin
meknn eklini almasn bekleyerek bir sre olduum yerde durdum.
Ksa bir sre sonra, Snan yegne pencereleri olan iki dar aralktan szan kta etraf hayal
meyal grebiliyordum. Srt antam ve drbnm karp hafiften dklmekte olan betona akl
ivilere astm. Kibrit tenekesini alp mumlan yaktm; sar sar yanyorlard. meldim ve
yumruklarm skarak dnmeye baladm. Mum yapma takmn be alt yl nce merdiven altnda
bulmu, mumu bir eekars hapishanesi olarak kullanmay akl edene kadar da aylarca eitli renk ve
biimler elde etmek iin deneyler yapmtm. Kafam kaldrdmda, mihrabn zerindeki mumun
tepesinden kmaya balayan eekarsn grdm. Kan krmzs ve bileim kadar kaln olan bu yeni
yaklm mum, zerindeki o sv balmumu ananda, kimsenin bilmedii bir oyunun piyonlar gibi
hem kmltsz alevi hem de eekarsnn kk ban barndryordu. Eekarsnn balmumu kapl
bann bir santim arkasndaki alev yan iindeki antenleri aa karp hemen ardndan da czrtyla
yakt. zerindeki balmumu aaya aknca kafa da ttmeye balad, sonra dumanlar aydnland ve
eekarsnn gvdesi kraterin iindeki ikinci bir alev gibi ate, bcei batan aa yakp kl edene
kadar yand.
Bizim Saul'un kafatasnn iinde duran mumu yaktm. O ii bo sararmakta olan kemik paras
neden olmutu, derenin te yakasndaki amurda ecelleriyle burun buruna gelen o kk yaratklarn
lmesine. Dumanlar karan alevin eskiden kpein beyninin durduu yerde salnn izledikten
sonra gzlerimi kapadm. Yeniden Tavan Arazisi belirdi gzmn nnde ve zplayarak kaarken
yanan gvdeler. Araziden kaan ve suya ulaamadan len o tavan. Kara Zalimi ve sonunu grdm.
Eric'i dndm ve Fabrikann beni neden uyardn.
Kendimi hayal ettim, Frank L.Cauldhame ve aslnda nasl olmam gerektiini dndm: uzun ince
bir adam, gl, kararl, dnyada yerini bulmu, gvenli ve inanl. Gzlerimi ap derin bir nefes
alarak yutkundum. Bizim Saul'un gz ukurlarndan is kokulu bir k yaylyordu. Mihrabn iki
yanndaki mumlar da kafatasnn iindeki mum gibi krpyorlard.
Sna yle bir gzden geirdim. Kesilmi mart, tavan, karga, fare, bayku, kstebek ve
kertenkele kafalar bana bakyordu. Kardan karya duvara gerilmi olan ipin zerinden sarkan siyah
iplerin ucuna taklm kuruyorlard ve arkalarndaki duvarlara vuran solgun glgeler ar ar
dnyordu. Duvar dipleri boyunca tahta ya da ta ykseltiler zerinden beni izliyordu kurukafa ko-
leksiyonum. Atlarn, kpeklerin, kularn, balklarn ve kolarn sar kafa kemikleri, kiminin az,
gagas ak, kiminin kapal, dileri kaslm peneler gibi dar frlam bir halde yzlerini Bizim
Saul'a dnmlerdi. Mumlarn ve kurukafann altndaki tula, tahta ve betondan yaplma mihrabn
sandaki kk ielerde kymetli svlarm vard; solunda ise vida, somun, ivi ve kancalar koymak
iin yaplm plastik ekmeceler. Kibrit kutusundan byk olmayan her ekmecede Fabrikadan
gemi bir eekarsnn gvdesi vard.
Sa tarafmda duran byk bir tenekeye uzanp akmla kapan atm ve iindeki ay kan
kullanarak bir miktar beyaz tozu kpein kafatasnn nnde duran madeni tabaa dktm. Sonra en
eski eekars kadavrasn alp beyaz toz tepeciinin zerine braktm. Kapadm tenekeyi ve plastik
ekmeceyi yerlerine koyduktan sonra o kk yn kibritle atee verdim.
eker ve yabanotu temizleyici karm czrdayarak alev ald; parlak k gzlerimi dalad,
duman bulutlan bam sard, nefesimi tutmaya alyordum. Gzlerim yaarmt. Bir saniyede ate
snd, o parlak sar scaktan sonra serinlemeye balayan kara kuru bir kalntyd artk karm ve
eekars. Gzlerimi kapatarak bir, eyler grmeye altm, ama madeni tabaktaki ate gibi git gide
solgunlaan bir yanma imgesinden baka bir ey gelmedi gzmn nne. Retinamda yle bir
salnp silindi. Eric'in yzn ya da olacaklar hakknda baka bir ipucunu grebileceimi sanyordum,
ama olmad.
ne eilip srasyla sa ve soldaki eekars mumlarn sonra da gzlerin birinden ieri fleyerek
kafatasndaki mumu sndrdm. Gzlerimde hl parltnn krl, el yordamyla karanln ve
dumanlarn iinden kapya doru ilerledim. Dar ktmda duman ve is nemli havaya boald;
derin derin nefes alarak orada dikilirken salarmdan mavi ve gri helezonlar ykseliyordu. Bir an-
lna gzlerimi kapadktan sonra ortal toparlamak iin Snaa girdim.

Kapy kapayp kilitledim. le yemei iin eve gittiimde babam arka bahede odun kryordu.
"yi gnler," dedi alnn silerek. Nemli, hatta biraz scakt hava, o da belden yukars plak
geziyordu.
"Selam," dedim.
"Dn bir sorun kmad deil mi?"
"Hayr."
"ok ge dndm."
"Ben uyumutum."
"Bana da yle geldi zaten. Karnn ackm olmal."
"stersen bugn ben yapaym yemei."
"Ben yaparm. Sen de istersen biraz odun kr. Yemek benim iim." Baltay yere koyup gzlerini
benden ayrmadan ellerini pantolonuna sildi. "Dn her ey yolunda gitti mi?"
"Evet," dedim bam sallayarak.
"Hibir ey olmad m?"
"Dikkate deer bir ey olmad," dedim aletlerimi yere koyup ceketimi karrken. Baltay aldm.
"Hatta biraz fazla sakindi."
"Gzel," dedi, inanm gibi bir hali vard ve eve girdi. Akntnn att odunlar krmaya baladm.

leden sonra bisikletim ose ve biraz da parayla birlikte kasabaya indim. Babama akam
yemeine dneceimi syledim. Porteneil yolunu yarlamtm ki yamur balad, ben de durup
yamurluumu giydim. Yamur bardaktan boanrcasna yayordu, ama mesele kmadan oraya
ulatm. Solgun ikindi nda kasaba gri ve bo grnyordu; arabalar kuzeye giden yolda
fourdayarak ilerliyor, kimisinin yaklm olan farlar her eyi daha da solgun gsteriyordu. Yal
Mackenzie'yi grmek ve yeni bir Amerikan av sapanyla bir miktar haval tfek samas almak iin
ilk i silah dkknna gittim.
"Naslsn bakalm delikanl?" .
"yiyim, siz naslsnz?"
"Fena saylmam," dedi kr sal ban sallayarak, sararm gzleri ve salar elektrik ampulnn
nda ona hasta gibi bir grnm veriyordu. Birbirimize hep ayn eyleri syleriz. Genellikle
dkknda dndmden daha fazla kalrm, nk ok gzel bir kokusu vardr. J
"Amcan nasl peki? Onu ne zamandr grmedim."
"yi."
"Gzel, gzel," dedi Bay Mackenzie gzlerini, hafiften acl bir ifadeyle ksp ban sallayarak.
Ben de bam salladm ve saatime baktm.
"Artk gitsem iyi olacak," dedim ve yeni sapan srt antama, kesekdna sarl samalar da
sava ceketimin bir cebine koyarak hazrlandm.
"Madem yle git bakalm," dedi Mackenzie, sanki olta ineleri, bobinler ve rdek ddklerini
inceliyormu gibi cam tezgha bakp ban sallayarak. Kasann yanndan bir bez alp ar ar cam
yzeyi silmeye balad, ben karken ban kaldrp "Gle gle," dedi.
"Hoakaln."

Krfez kahvesi bu ismi aldktan sonra korkun bir toprak kaymas olmu gibi geliyordu bana hep,
nk krfezi grebilmesi iin en azndan bir kat daha yksek olmas gerekliydi. Orada bir fincan
kahve iip Uzay stilas oyunu oynadm. Yeni bir makine koymulard, ama bir iki pound
kaybettikten sonra ustalap fazladan bir uzay gemisi aldm. Sklnca yine kahvemin bana ktm.
Bu yaknlarda blgede, ilgin bir etkinlik olup olmadn grmek iin duvarlardaki ilanlara
baktm; ama Sinema Kulb dnda dikkate deer bir ey yoktu. Bir dahaki gsterimde Teneke
Trampet vard ama o da babamn yllar nce bana ald bir kitapt ve nadir hediyelerinden biriydi; bu
yzden de okumaktan zellikle kanmtm, bir dier nadide hediyesi olan Myra gibi. ounlukla
babam bana istediim paray verir ve seimi bana brakr. Pek umrunda olduunu sanmyorum; ama
te yandan hibir isteimi de geri evirmez. Sanrm sessiz bir anlama var aramzda; ben resmen var
olmaym konusunda bir ey sylemiyorum, o da adada ne istersem yapmama ve kasabadan ne
istersem almama ses karmyor. Sadece motosiklet yznden kavga ettik; ben biraz daha byynce
alacan syledi. Yazn almann iyi olacan, bylece havalar bozmadan yeterince deneyim
kazanabileceimi syledim; ama o, yazn kasabada ve yollarda turist trafiinin artacan iddia etti.
Bence sadece ertelemeye alyor; benim fazlaca bamszlk kazanmamdan korkuyor olabilir ya da
motosikletli birok gen gibi kendimi ldrmemden. Bilmiyorum; beni gerekten ne kadar sevdiini
asla anlayamadm. Dnyorum da ben de onu ne kadar sevdiimi tam bilemiyorum.
Kasabada tandk birilerini greceimi mit ediyordum, ama gre gre yal Mackenzie'yle
formika tezghnn ardnda esneyerek dergisini okuyan iko Bayan Stuart'tan baka kimseyi grme-
dim. Ho pek fazla tandm da yok ya; tek gerek dostum Jamie, ama onun sayesinde tandk
diyebileceim pek ok yatmla tantm. Okula gitmemek ve srekli adada yaamyormuum gibi
davranmak yatlarmla bymemek anlamna geliyordu (Tabii Eric dnda, ama o da ounlukla
uzakta oluyordu). Tam ben kendimi tehlikeye atp da biraz daha fazla arkada edinmeye
niyetlendiimde Eric delirdi ve kasabada tatsz bir hava dodu.
Anneleri ocuklarna uslu durmazlarsa onlar Eric Cauldhame'e vereceklerini, Eric'in de onlara
kurt ve solucan yedireceini sylyorlard. Kanlmaz bir biimde hikye zamanla Eric'in sadece
kpekleri yakmakla kalmayp onlar da yakaca eklinde deiime urad herhalde; yine herhalde
kanlmaz bir biimde ocuklar benim Eric olduumu ve o numaralar benim yaptm dnmeye
baladlar. Belki de aileleri Blyth, Paul ve Esmerelda'nn balarna gelenleri tahmin etmiti. Her
nedense benden kamaya ya da uzakta durup kt eyler sylemeye baladlar, ben de gze
arpmamaya alp kasabaya ziyaretlerimi mmkn olduunca azalttm. ocuklarn genlerin ve
yetikinlerin bana tuhaf tuhaf bakmalar byle balad, hatta baz annelerin ocuklarna, "Uslu dur
yoksa seni Frank'e veririm" dediklerini de biliyorum, ama umrumda deil. Kaldrabilirim.
Bisikletime atlayp hoyrata eve doru srmeye baladm, patikadaki ukurlara dalyordum, hatta
Rampaya bile krk kilometre hzla girdim - bir tepecein zerindeki bir initen sonraki ksa bir
yokutu Rampa ve orada yoldan kmak iten bile deildi - ve karaallara ramak kala amurun
ortasna k st oturdum, canm yle yanmt ki azm bir trl kapatamyordum. Ama eve tek
para halinde dndm. Babama iyi olduumu ve bir saat iinde yemee geleceimi syledikten sonra
barakaya ose'yi temizlemeye gittim. im bittikten sonra bir gn nce kullandm bombalarn yerine
yenilerini yaptm, birka tane de fazladan. Barakadaki elektrik sobasn yaktm ama beni stmaktan
ok kolayca nemlenen karm kuru tutmaya yaryordu.
Kasabadan kilolarca eker ve tenekeler dolusu yabanotu temizleyici tayp onlar cce Jamie'nin
Porteneil'de yannda alt mteahhitten getirdii plastik elektrik tesisat borularna doldurmakla
uramak istemezdim dorusu. nsann kileri adann yarsn haritadan silecek kadar barutla doluyken
btn bunlarla uramak ok sama, ama babam yanna yaklamama bile izin vermiyor.
Babas Colin Cauldhame barutu eskiden sahilde bulunan gemi skm yerinden alm.
Akrabalarndan biri orada alyormu ve cephanelii patlayc dolu olan eski bir sava gemisi
bulmu. Colin barutu satn alp ate yakmak iin kullanmaya balam. Bir eyin iine konmaynca
barut, tututurmak iin bire birdir. Colin iki yzyl boyunca kullanlsa bile eve yetecek kadar ok
alm belki de satmay dnyordu. Babamn bir sre sobay yakmak iin barutu kullandn
hatrlyorum, ama ne zamandr kullanmyor. Kim bilir aada daha ne kadar kald; zerinde Kraliyet
Donanmas yazan uvallar ve flar grm ve onlara ulamak iin eitli yollar hayal etmitim, ama
kulbenin iinden bir tnel kazp da barutu arkadan karmadm srece onu ele geirmem mmkn
deil. Babam iki haftada bir kilere inip elinde bir fener asabi bir halde uvallar sayyor, etraf
kokluyor ve termometreyle nemlere bakyor.
Kilerin serin ve ho bir havas var, nemli de deil, hem de su seviyesinin hemen zerinde
olmasna ramen; babamn ne yaptn biliyor gibi hali var ve patlaycnn tehlikeli olmadna
gveniyor, ama Bomba emberinden beri daha asabileti. (Yine sululuk; bu da benim hatamd.
kinci cinayetim, ailedekilerin artk phelenmeye balamalarna neden oldu galiba) Madem o kadar
korkuyor neden barutu atmyor bilmem. Ama sanrm barut konusunda baz batl inanlar var.
Gemile aramzdaki bir ba, gizlediimiz bir eytan, ailemizin btn ktlklerinin bir simgesi;
belki de gnn birinde bize kt bir aka yapmak zere bekliyor.
Ksacas ona ulaamyorum ve metrelerce boruyu kasabadan tayp zerinde saatlerce ter
dkmem gerekiyor; bkyorum kesiyorum, deliyorum, kvryorum, tekrar bkyorum, mengenede
onunla birlikte ben de eziliyorum, yle ki sandalyem ve baraka gcrdamaya balyor. Sanrm bu da
bir tr zanaat, hem de ustalk isteyen bir ey; ama bazen canm skyor ve devam edecek istei
iimde sadece o siyah kk torpidolar nasl kullanacam dndmde buluyorum.
Bomba yapma ileminden sonra her taraf dzenleyip temizledim, sonra da yemee gittim.

"Onu aryorlar," dedi babam aniden, az lahana ve soya fasulyesi doluydu. Birden parlayan isli
bir alev gibi beni yalayp geti gzleri, sonra yine ban edi. Atm birann birazn itim. Evde
mayaladmz bira bu sefer bir ncekinden daha iyi olmutu, hem de daha sert.
"Eric'imi?"
"Evet, Eric'i. Krlarda onu aryorlar."
"Krlarda m?"
"Krlarda olabileceini dnyorlar."
"Evet, onu orada aramalarnn nedeni de bu olsa gerek."
'Tabii," diyerek ban sallad babam. "Neden mrldanyorsun?"
Boazm temizleyip onu duymamm gibi kftelerimi yemeye devam ettim.
"Dndm de," dedi, sonra kahverengi, yeil karm yiyecei kakla ieri itip uzunca bir sre
inedi. Konumasn bekledim. Kayla belli belirsiz yukary iaret ederek sordu; Telefonun
kablosunun uzunluu ne kadar sence?"
"Kvrk hali mi yoksa dzeltildiinde mi?" dedim hemen, bardam masaya brakarak.
Homurdanarak sustu ve yemeine gmld tekrar holanmasa bile tatmin olmutu anlalan. tim.
"Kasabadan istediin zel bir ey var m?" dedi neden sonra, azn portakal suyuyla alkalarken.
Bam iki yana salladm, biram itim.
"Yok, her zamankiler," diyerek omzumu silktim.
"Dondurulmu patates, kfte, eker, rek, msr gevrei trnden sama sapan eyler." Btn
bunlar ifadesiz bir yzle sylemesine ramen sonunda srtt.
Bam salladm. "Evet, aynen yle. Ne sevdiimi bilirsin,"
"Adam gibi eyler yemiyorsun. zerinde biraz daha bask kurmalym." - ' - _.
Sesimi karmadan yemeyi srdrdm. Meyve suyunu bardanda sallayp gzlerini, ne ediim
kafama dikmi beni izlediinden emindim, babamn. Ban iki yana sallayarak masadan kalkt ve
taban lavaboya gtrd.
"Bu gece kyor musun?" diye sordu musluu aarken.
"Hayr. Bu gece evdeyim, Yarn gece kacam."
"Yine le gibi sarho olmazsn inallah. Gnn birinde tutuklanacaksn, sona aykla pirincin
tan." Bana bakt. "Haksz mym?" - "Benim niyetim sarho olmak deil," dedim. "Muhabbete
katlmak iin bir iki bardak filan iiyorum, o kadar."
"Sadece muhabbet iin ien birinden daha fazla grlt karyorsun eve dndnde." Yine
karanlk bir bak frlatt bana ve oturdu.
Omzumu silktim. Tabii sarho oluyordum. Sarho olmayacaksa insan neden isin ki? Ama
dikkatliyim, ok fazla iip sorun karmak istemiyorum.
"Dikkat etsen iyi olur yleyse. Osuruklarndan ne kadar itiini anlyorum." Dudaklarn bzerek
taklit yapt.
Beyin ve barsaklar arasnda dorudan ve hayati bir ba olduuna dair bir kuram vard babamn.
Birilerinin ilgisini eksin diye bekledii fikirlerinden biriydi bu; bu konuda bir kitap bile yazmt.
("Osuruk Durumu''); bunu da ara ara Londra'daki yaynclara gnderiyor, adamlar da tabii ki
hemen geri yolluyorlard. Osuruklarndan, insanlarn sadece ne yiyip itiklerini deil; ayn zamanda
ne menem bir insan olduklarn, aslnda ne tr eyler yemeleri gerektiini, duygusal dengelerinin
yerinde olup olmadn, srlar olup olmadn, sana arkandan m gldklerini yoksa gzne
girmeye mi altklarn batta osurduklar anda tam olarak ne dndklerini (Bunu sesten anlyordu)
anlayabileceini iddia ediyordu. Samaln daniskas.
"H h," dedim, yanl bir ey sylemeyeyim diye.
"Bende bu yetenek var," dedi. Yemeimi bitirip arkama yaslandm ve daha ok onu sinirlendirmek
iin azm elimin tersiyle sildim. Ban sallyordu. "Ne marka bira itiini bile anlarm insann.
Mesela senden Guinness kokusu aldm."
"Ben Guinness imem," dedim; ama yaland, iten ie etkilenmitim. "Bademciklerim ier diye
korkuyorum."
tirazma aldrmad bile, lafn srdrd: "Paray sokaa at daha iyi. Alkolik olmana yardm
edeceimi sanyorsan aldanyorsun."
"Samalama," dedim ve ayaa kalktm.
"Ben ne dediimi biliyorum. Ben senin gibi ne adamlar grdm; ikiyi kaldrabileceklerini
sanyorlard, ama kendilerini ellerinde bir ie ucuz arap sokak zgaralarnn yannda buldular,"
Bu son vecizeyi beni srtmdan vurmak iin sylemise de ie yaramamt; nk o "senin gibi ne
adamlar grdm" lafn daha nce kullanmt.
"Bu benim hayatm, deil mi?" dedim ve tabam lavaboya koyduktan sonra mutfaktan ktm.
Babam hibir ey sylemedi.
O gece televizyon seyrettim ve kendimi ktlara gmerek adn yeni koyduum Kara Zalim
Tepesini de kapsayacak ekilde haritann snrlarn genilettim ve tavanlara yaptklarmla
bombalarn etkisi ve nasl yapldklarn kapsayan ksa bir aklama yazdm. Bundan byle Polaroid
makinemi de Sava antasnda tamaya karar verdim; tavanlara yaptm gibi dk riskli
cezalandrma seferlerinde o kadar yk tadma ve kullanmak iin harcayacam zamana fazlasyla
deerdi. Tabii daha ciddi gaddarlklar sz konusu olduunda Sava antasna fotoraf makinesi
konmayacakt ama son bir iki yldr, yani benden byk olanlarn Porteneilde peime taklp beni
patikada sktrmasndan beri, hi ciddi bir tehditle karlamamm.
lerin artk mdan ktn dnmtm, ama benim dndm kadar izmeyi amadlar.
Bisikletimin nn kesip beni iterek para istedikleri zaman onlar akmla tehdit etmitim. O zaman
geri ekildiler, ama birka gn sonra aday igal etmeye kalktlar. Onlar iviler ve talarla uzakta
tutmaya altm, onlar da haval tfeklerle karlk verdiler, baya heyecanlyd ama o srada Bayan
Clamp haftalk haberlerle gelip onlar polis armakla tehdit etti, onlar da bir iki kfr ettikten sonra
ekip gittiler.
Zula sistemini o zaman gelitirdim, adada stratejik noktalara plastik torbalar iinde ivi, ta, vida
ve olta kurunu yna yaptm. Ayn zamanda kapanlar kurup derenin karsndaki kum tepelerine
otlar arasna gizlenmi cam ieler balanm ipler gerdim, bylece adaya gemeye alan birisi ya
kapana yakalanacak ya da ienin yerinden kp talarn zerine yuvarlanmasna neden olacakt. Bir
iki gece boyunca tavan arasndaki pencerenin yannda cam angrts, bastrlmaya allan kfrler
ya da rahat kaan kularn havalanarak daha sessiz bir iaret vermesini bekledim durdum, ama baka
bir ey olmad. Kasabada bir sre onlardan uzak durdum; ya babamla gidiyor ya da onlarn okulda
olduu saatleri kolluyordum.
Zula sistemi hl duruyor, hatta bu gizli depolardan bir iki tanesine birka benzin bombas da ilave
ettim; beklenmedik bir saldr halinde bu bombalar patlayacak, ama tuzak tellerini zp barakaya
kaldrdm. Zulalarn yerini gsteren ada haritalar, olas saldr rotalar, izlenecek taktiklerin bir zeti,
sahip olduum ya da yapabileceim silahlarn bir listesinden oluuyordu Savunma El Kitabm.
Silahlar kategorisinde ho olmayan baz eyler vard, mesela gergin tel, bir kapann hemen hemen bir
adam boyu uzanda otlarn iine gizlenmi krk bir ie, kuma gmlm boru bombalarndan ve
ivilerden yaplm elektrikli fnyeli maynlar, kenarlarna jilet taklm frizbi gibi gizli silahlar.
Artk kimseyi ldrmekte gzm yok, ama saldrdan ok savunmaya yaryor bunlar ve kendimi
gvende hissetmemi salyor.
Yaknda gerekten doru dzgn bir yay alabileceim, o gn iple ekiyorum; babama bir trl
gerek bir tfek ya da tabanca aldramaym telafi edecek. Sapanm ve tfeim baz koullarda ld-
rc olabilir, ama benim asl istediim eye yani uzun menzilden vurma olanana sahip deiller.
Boru bombalar da yle. Hedefe yerletirilmeleri ya da en azndan frlatlmalar gerekiyor ve zel
olarak sapanla atmak iin hazrlanm kk bombalar bile her zaman hedefi vuramyorlar, hem de
ok yava kalyorlar. Sapanla atmann baz kt taraflar var, hedefe ular ulamaz geri atlmadan
patlamalar iin fitili ksa tutmak gerekiyor, bu yzden de bir iki tanesi daha sapandan kurtulur
kurtulmaz patlad.
Baz deneyler sonucu hem mermi atan silahlar hem de sapan bombalarn atacak havan toplar
gelitirdim; ama hepsi ok hantal, tehlikeli, ar ve patlamaya hazrd.
dealim tabancayd; ama 22'lik bir tfee de razydm, yine de yaya itirazm yoktu. Belki gnn
birinde resmi kaytlarda olmayma ramen kendim tfek almann bir yolunu bulabilirim ama o
zaman da ruhsat alamam. Keke Amerika'da olsam diye dnyorum bazen.
Son zamanlarda buharlama kontrollerini yapmadm zulalardaki benzin bombalarn
kaydediyordum ki telefon ald. Saatin ne kadar ge olduunu grnce ardm; neredeyse on bir
olmutu. Telefona bakmak iin merdivenleri koarak inerken babamn kendi odasnn kapsna
yaklatn duydum.
"Porteneil 531." Bip bip sesleri duyuldu. ,
"Siktir et Frank, ayakklarma kara sular indi. Sen ne halt ediyosun, spa bozuntusu?"
Bir telefona bir de trabzanlardan aa eilmi pijamasn pantolonunun iine sokmakta olan
babama baktm. "Selam Jamie, neden bu kadar ge aradn?" dedim ahizeye.
"Ha...? Yoksa bizim moruk bana m dikildi?" dedi Eric. "Ona bok uvalnn teki olduunu
syle."
"Jamie selam sylyor," diye bardm babama, o da tek kelime etmeden arkasn dnp odasna
girdi. Kapnn kapandn duydum. Tekrar telefona dndm. "Eric bu sefer neredesin?"
"Bok sylerim. Tahmin et?"
"Nereden bileyim... Glasgow mu?"
"Ha ha ha ha ha!" diye kkrdad Eric. Plastii avucumda iyice sktm.
"Naslsn? iyi misin?"
"yiyim. Ya sen?"
"Ben de. Ne yiyip ne iiyorsun? Paran var m? Otostop mu yapyorsun? Biliyorsun seni aryorlar,
ama imdilik televizyonda haber kmad. Sakn..." Gcenebilecei bir ey sylememek iin lafm
yanda kestim.
"dare ediyorum. Kpek yiyorum! Heh heh heh!"
nledim. "Aman Tanrm, yalan sylyorsun, deil mi?"
"Baka ne yeseydim? ok lezizler, Frankie yavrum; ormanlarda ve krlarda saklanyorum, habire
yryorum, otostop yapyorum ve ne zaman bir kasabaya yaklasam yle azma layk etli butlu bir
kpek seip onunla ahbap oluyorum ve onu ormana ekip orada ldrp yiyorum. ok basit deil mi?
Kr hayatna baylyorum."
"Onlar piiriyorsun deil mi?"
"Hi piirmez miyim," dedi Eric kzgn kzgn. "Sen beni ne sandn?"
"Baka bir ey yemiyor musun?" -
"Hayr. Bir eyler alyorum. Dkknlardan. ok kolay. Srf putluk olsun diye yiyemeyeceim
eyler alyorum. Mesela tampon, p torbas, byk boy gevreklerden, yzlk kokteyl kam, her
renkte doum gn pastas mumu, fotoraf ereveleri, direksiyon klf, sahte deri, havlu asaca,
yumuatc, iki etkili hava temizleyiciler; hani u mutfak kokularn gideren cinsinden, vr zvr
koymak iin yaplm kk, sevimli kutular, kasetler, benzin kapaklan, plak temizleyicisi, telefon
defterleri, zayflama kitaplar, vazolar, isimlikler, takma kirpikler, makyaj kutulan, sigaray brakma
zamazingosu, oyuncak saatler..." '
"Gevrek yemeyi sevmez misin?" dedim lafn kesmek iin.
"Ne?!' arm gibiydi.
"Yiyemediin eyler arasnda byk boy gevrekleri saydn da."
"Tanr akna Frank, sen yiyor musun yoksa?" ' '
"Daha daha naslsn?" dedim aceleyle. "Yani pek uyuyamyorsundur herhalde. tmyor musun?
"Uyumuyorum."
"Uyumuyor musun?"
"Tabii. Uyumak zorunda deilsin. Senin zerinde egemenlik kurmak iin syledikleri bir ey bu.
Kimse uyumak zorunda deildir, kkken uyumay retirler sana. Gerekten de kararlysan bunu
aabilirsin. Ben uyuma ihtiyacm yendim. Artk hi uyumuyorum. Bylelikle etraf gzleyip gafil
avlanmyorum. Hem ilerlemeye de devam ediyorum. lerlemek kadar sevdiim bir ey yok. Gemi gibi
oluyorsun."
"Gemi mi?" Kafam karmt.
"Btn sylediklerimi tekrar edip durma yle Frank." Biraz daha para attn duydum.
"Geldiimde sana nasl uyunmadn retirim."
"Teekkrler. Ne zaman geleceksin?"
"Er ya da ge. Ha ha ha ha ha!"
"Madem o kadar ok ey alabiliyorsun neden kpek yiyorsun Eric?"
"Syledim ya salak; o zkkmlarn hibiri yenecek eyler deil."
"Peki, yleyse neden yiyebilecein bir eyler alp kpekleri rahat, brakmyorsun?" dedim. Bunun
pek iyi bir fikir olmadn hemen anlamtm; cmleyi sylerken sesim elimde olmadan ykseldi ve
bu da tam bir kelime karmaasna deceimin iaretiydi.
Eric bard: "Sen deli misin? Neyin var? Ne demek bu imdi? Alt taraf kpek deil mi? Duyan
da kedi, tarla faresi, Japon bal trnden bir ey ldryorum sanr. Kpek diyorum sana, bezelye
beyinli! Kpek!"
"Bana barman gerekmez," dedim sakin bir sesle, ama ben de sinirlenmeye balamtm. "Sadece
yiyemeyecein eyler almakla ve zerine bir de kpek almakla neden vakit harcadn merak
ediyorum. Hem alp hem yiyebilirsin oysa."
" 'Oysa m? Oysa m? Ne geveliyorsun sen orada yle?" diye haykrd Eric, sesi boulacakm gibi
kyordu.
"Barmaya balama yine," diye inledim, elimi alnma dayayp gzlerimi kapatarak.
"istersem barrm!" diye bard Eric. "Btn bunlar neden yapyorum sence? Haa? Btn
bunlar ne bok yemeye yapyorum sence? Onlar kpek, beyinsiz bok uval! Hi mi beyin kalmad
sende? Beynine ne oldu Frankie yavrum? Dilini kedi mi yuttu? Sana dilini kedi mi yuttu dedim."
"Sakn yine ahizeyi..." dedim, ama ahizeyi uzaklatrmak zorunda kaldm.
"B, bkkkkkkkkkk!" Eric kusarak konumay bitirdi, sonra ahizenin
telefon kulbesinin duvarlarna vurulduunu duydum, iimi ekerek dnceli dnceli telefonu ka-
padm. Eric'i telefonda idare etmeyi baaramyordum.
Aabeyimi unutmaya alarak odama dndm; yeni sapana isim treni dzenlemek iin ertesi
gn erken kalkmak istiyordum. Onu aradan kardktan sonra Eric'i idare etmenin bir yolunu d-
nrdm artk.
... Gemi gibiymi. tk herif.




IV
Bomba emberi

Sk sk bir devlet olduumu dnrdm; bir lke yada en azndan bir ehir. Dnceler, eylemler
hakknda deien hislerim lkelerin uygulad deiik politikalara benziyormu gibi gelirdi.
nsanlarn yeni bir hkmete politikasn beendikleri iin deil, sadece deiiklik istedikleri iin oy
verdiklerini dnmmdr hep. Nedense yeni gelenlerin her eyi dzelteceini dnrler. Tamam,
insanlar aptal; ama bu durum ruh halinden, kaprislerden ve iinde bulunduklar havadan
kaynaklanyor, dnlp tanlm fikirlerden deil. Benim zihnimde de ayn eylerin etkili
olduunu dnrdm. Bazen dncelerim ve duygularm birbiriyle uyumazd, ben de beynimin
iinde birok insan olduuna karar verdim.
Mesela bir param, Blyth, Paul ve Esmerelda'y ldrmekten sululuk duymutur hep. Yine o ayn
param, tek bir vahi tavan yznden btn o masum tavanlardan intikam aldm iin sululuk
duyuyor. Ama ben bunu meclisteki muhalefet partisine benzetiyorum ya da muhalif bir gazeteye;
vicdan ve frenleme grevlerini stlenmi vaziyette, ama iktidarda deil, iktidara geecei de yok. Bir
dier param var ki o da rk, belki de hayatmda hi deri rengi farkl olan birini grmediim iin ya
da onlar hakknda btn bildiklerimi sadece saylarndan sz eden ve onlar susuzluklar kantlanana
kadar sulu kabul eden gazeteler ve televizyonlardan rendiim iin. Irkln mantksal hibir
nedeni olmadn bilmeme ramen bu tarafm hl baya gl. Porteneil'de ne zaman turistik
eyalar alan ya da yemek yiyen zenciler grsem bana bir soru sorsunlar diye dua ediyorum, bylece
onlara ne kadar kibar olduumu ve mantmn igdlerimden ve eitimimden daha gl olduunu
kantlayabileceim.
Ama byle dnldnde tavanlardan intikam almama da hi gerek yoktu. Aslnda dnyaya
bakldnda da hi gerek olmuyor. Sanrm ktlk yapanlarla sadece uzaktan ya da dolayl olarak
ilikili kiilere misilleme yaplmas alan kiilerin kendilerini iyi hissetmelerini salyor. lm
cezas gibi, insan lm cezasn da kendini rahatlatt iin istiyor, yoksa caydrc olduundan filan
deil.
Tavanlar kendilerine btn bunlar yapann Frank Cauldhame olduunu bilmeyecekler, oysa,
insanlar kt adamlarn kendilerine ne yaptm bilirler, yani intikam beklenen sonucun tam aksini
dourur, direnii krmak yerine kkrtr. En azndan btn bunlar egomu tatmin etmek, krlm
gururumu onarmak ve zevk almak iin yaptm kabul ediyorum, lkeyi kurtarmak, adaleti salamak
ya da lmleri onurlandrmak gibi bir bahanem yok.
Yani baz paralarm, yeni sapann isim trenini alayla hatta kmseyerek izliyorlard. Kafamn
iindeki lkenin, dinle alay eden; ama onun kitleler zerindeki etkisini gz ard edemeyen entelekt-
elleriydi bu paralarm. Trende yeni aletin madeni, plastik ve lastikli blmlerini kulak kiri, smk,
kan, sidik, gbek delii hav ve ayak trna peynirine bulayp Fabrikann zerinde yryen, kanatlan
koparlm bir eekarsnn zerinde aklatarak kutsadm, ayn zamanda plak ayama da vurdum
onunla, kzard.
Baz paralarm btn bunlarn samalk olduunu dnyordu; ama kk bir aznlkt onlar.
Geri kalanlar bu tr eylerin gayet mnasip olduunu dnyordu. Bana g veriyor, beni sahip
olduum eyin ve bulunduum yerin bir paras yapyordu. Kendimi iyi hissetmemi salyordu.
Tavan arasnda duran albmlerden birinde Paulun bir bebeklik fotorafn buldum ve trenden
sonra yeni sapann adn resmin arkasna yazp onu demir bir bilyenin zerine sardktan sonra bir
bantla yaptrp dar ktm, yeni bir gnn iseleyen, serin yamuruna.
Adann kuzeyindeki eski gemi kzann ucuna kadar gittim. Lastii olabildiince gerip resmi
iindeki bilyeyle birlikte denize frlattm. Nereye dtn gremedim.
Ad renilmedii srece sapan gvende olacakt. Adn kimsenin bilmemesi Kara Zalimi
kurtaramamt aslnda, ama o benim yaptm bir hata yznden lmt; gcm o kadar fazlayd ki
pek ender de olsa yanl kullanldnda, byk bir koruyucu gle bezediim nesneler zarar
grebiliyordu. Yine o beyin-devletin iinde bylesi bir hata yaptm iin kzgnlk duyuyor ve bir
daha yapmayacama dair kararl olduumu belirtiyordum. Bir sava ya da nemli bir mevzii
kaybetmi bir generalin cezalandrlmas ya da kuruna dizilmesine benziyordu bu durum.
Yeni sapan korumak iin elimden geleni yapmtm ve Tavan Arazisinde olanlarn bana nice
savalarn ann tayan, gvenilir bir alete (Savunma fonundan harcanan yklce para da cabas)
mal olmasna zlmekle birlikte bunda iyi bir yan olabileceini de dnyordum. Bir an iin beni
ele geirip tavan karsnda bocalamama neden olan param, bu snavdan gemeseydi belki de hl
kefedilmemi olacakt. Baarsz, daha dorusu akn general ortadan kaldrlmt. Eric geldiinde
btn glerim ve tepkilerimin doruk noktasnda olmas gerekebilirdi.
Hl ok erkendi; sisin ve yamurun verdii maykla ramen isim treni kendime gvenimi ve
neemi ayakta tutuyordu.
yle bir Kou yapmak geldi iimden, Diggs'in geldii gn uramakta olduum Kazn yanna
ceketimi brakp sapan kemerime sktrdm. oraplarmn dzgn olup olmadn kontrol ettikten
sonra ayakkablarmn iplerini kou iin iyice sktm, sonra gelgitin slatp sertletirdii kumun
zerinden hafif hafif komaya baladm. Yamur kh iseliyor kh kesiliyordu, gne de bulutlar ve
sisin arasndan bulank kzl bir disk gibi ban gsteriyordu zaman zaman. Kuzeyden gelen hafif
esintiye dndm yzm. Gitgide hzlanarak cierlerimi altran ye bacaklarm hazrlayan rahat bir
kouya getim. Yumruklarm, omuzlarmla birlikte bir ne bir geriye yumuak bir tempoyla gidip
geliyordu. Kumun zerinde hzla ilerlerken cierlerimi havayla dolduruyordum. Nehrin kumun
zerinde kk dereciklere ayrld yere geldiimde admlarm ayarlayp btn kanallar birer
srayta, kolayca getim. Onlar atktan sonra bam iyice eip hzm arttrdm. Bam ve
yumruklarm havay deliyor, bacaklarm kaslyor, savruluyor, kenetleniyor ve itiyordu.
Hava beni krbalyor, kk yamur damlalar onlara arptmda beni hafif hafif sokuyordu.
Cierlerim patlyor doluyor, patlyor doluyordu; topuklarmdan frlayan slak kum taneleri havada
kk eriler iziyor ve ben uzaklarda yiterken ardmda yere aklyordu. Yzm ge kaldrp
bam arkaya attm, rzgra atm boynumu bir Sevgili gibi, bir kurban gibi yamura. Nefesim
grtlamda hrldyordu, ar oksijen aldm iin ortaya kan hafif ba dnmesi kaslarmn
kanmdaki fazladan gc emmesiyle silinip gitmiti. Roketleri ateledim, hzm arttka yosunlar,
tahta paralar, tenekeler ve ieler yanmdan kayp gidiyordu; ipe geirilmi, havada ekilen bir
boncuk gibi hissediyordum kendimi, grtlam, cierlerim, bacaklarm emiliyordu, enerjiden bir
pene gibiydim. Dayanabildiim kadar son hzda ilerledim; sonra yava yava zldm, rahatladm
ve bir sre sadece hzl kotum.
Kumlua saptm, samdaki kum tepeleri bir stadyumdaki izleyici sralar gibi geip gidiyordu
yanmdan. Karmda Bomba emberini gryordum, orada ya duracak ya da oradan geri dnecektim.
Yine son hza getim, bam emi iten ie baryordum, zihinsel bir lk, sesim bir mengene gibi
bacaklarmda kalan son gc de karmaya alyordu bastrarak. Kumlarn zerinden utum,
gvdem lgnca ne atlyor, cierlerim geriliyor, bacaklarm yeri dvyordu.
Bir an sonra hzm kesip kouyu yavalattm. Bomba emberine neredeyse ayaklarm sryerek
girdim, sonra kendimi kumun zerine atp nefes nefese, soluksuz, kayalarn ortasnda kolum bacam
bir yana salm, gri gkyzn ve grnmez yamuru seyrederek srtst yattm. Gsm inip
kalkyor, kalbim kafesinin iinde rpnyordu. Alak perdeden bir uultu doldu kulaklarma; btn
gvdem karncalanm yanyordu. Gergin bacaklarm seiriyordu, Bam braktm yana dt,
yanam serin kumlara dedi, lmenin nasl bir ey olduunu merak ettim.
Bomba emberi, babamn baca ve bastonu, hatta belki bana motosiklet almak istemeyii,
kafatasndaki mumlar, l fare ve hamster alaylar; hepsi de babamn ikinci kars ve benim annem
olan Agnes'in suuydu.
Annemi hatrlayamyorum; nk hatrlasam ondan nefret ederdim. Ben de adndan, fikrinden
nefret ediyorum. Stovelar'n Eric'i Belfast'a, adadan uzaklara, kendi bildii yerlerin tesine gtrme-
lerine izin veren oydu. Babam Eric'e kz giysileri giydirdii ve babo brakt iin onun kt bir
baba olduunu dnmlerdi, annem de onlarn Eric'i almalarna izin vermiti; nk ocuklar,
zellikle de Eric'i sevmiyordu; Eric'in kendi karma'sn kt etkileyeceine inanyordu nedense. Belki
de beni dourduktan hemen sonra terk etmesinin nedeni de ocuk sevmeyiiydi, hatta o nemli hadise
iin geri gelip, dolayl olarak benim bama gelen kazaya neden olmasnn da. Dnyorum da
ondan nefret etmekte haklym. Dier olunu ldrdm yer olan Bomba emberinde yatarken
onun da lm olmasn diledim.
Ar bir kouyla geri dndm, Kounun balangcndan daha enerjik ve iyi hissediyordum
kendimi. Akam dar kacam iin imdiden sabrszlanyordum; birka kadeh iki, dostum
Jamie'yle biraz gevezelik, Arma'da insann kulan trmalayan o mzik. Srf kafam sallayp
salarmn arasna giren kumlar dkmek iin biraz hzlandktan sonra yine yavaladm.
Bomba emberindeki kayalar hep dndrr beni, bu sefer de yle oldu, kendini ge sunmu
bir sa gibi lm dnerek yatma bakyorum da Paul ok hzl ayrlmt aramzdan; ona ok
insancl davranmtm dorusu. Ylan Parknda lgn ve fkeli ylan kesik bacan tekrar tekrar
srrken zplayarak drt dnen Blyth'n olan bitenin farkna varabilecek yeterince zaman olmutu ve
ar ar gkyznde szlrken kk Esmerelda da bana gelecekleri tahmin etmi olmalyd.
Onu ldrdmde kardeim Paul be yandayd. Bense sekiz. Engerek ylanyla Blyth' saf d
ettikten sonra Paul'den kurtulmann bir yolunu bulabilmek iin iki yl beklemem gerekmiti. Ona zel
bir garezim filan yoktu aslnda; sadece onun kalc olmadn biliyordum. Ondan kurtulamazsam
kpekten de kurtulamayacaktm (Eric, zavall, iyi kalpli, zeki, ama saf Eric benim hl ondan
kurtulamadm dnyor, ben de ona kurtulduumu nereden bildiimi anlatamyorum bir trl.)
Bir gece nceki, atnn kiremitlerini uuran, eski gemi kzann yanndaki aalan sken, hatta
asma kprnn halatlarndan birini koparan korkun frtnadan sonra sakin, gneli bir sonbahar gn
kuzeye doru kumsalda yrye kmtk Paul'le ben. Babam tamirat iin Eric'i yardma armt,
ben de Paul' ve kendimi ayakaltndan ekmitim'.
Paul'le hep iyi geinirdik. Belki de ok kk yalarda bile onun bu dnyada uzun sre
kalmayacan hissettiimden ona mmkn olduunca hoa vakit geirtmeye alrdm ve zamanla
ona birok aabeyin kardeine davrandndan daha iyi davranmaya baladm.
Adann sonunu belirleyen nehrin yanna gelir gelmez frtnann pek ok eyi deitirmi olduunu
fark ettik; nehir tam, kumun zerine derin kanallar oymutu, takn kahverengi sular nehir ky-
sndan srekli toprak paralan koparp onlar nne katarak akp gidiyordu. Nehri geebilmek iin
denizle birletii yere kadar yrmek zorunda kaldk. Yrmeye devam ettik, ben iimde hibir
ktlk olmakszn Paul'n elinden tutmutum. Paul kendi kendine arklar sylyor, ocuka sorular
soruyordu, yok efendim frtnada kular neden uzaklara savrulmam, nehir bu kadar kabardna gre
deniz neden su dolmam?
Ara sra nehrin brakt ilgin eylere bakmak iin durarak sakin sakin yrrken kumsal gzden
kayboldu. Eskiden ufka kadar uzanan altn rengi kumlarn bulunduu yerde imdi kayalar vard, biraz
ileride ise kum tepelerinin n sadece tatan ibaretti. Nehirden balayp benim isim vermediim, hatta
henz grmediim yerlere kadar kumlar sprp gtrmt geceleyin frtna. ok etkileyici ve ilk
bakta beni biraz rkten bir manzarayd; nk yle byk bir deiimdi ki bu, bir gn adann
bana da gelebilirdi. Ama babamn bu tr eylerin eskiden de olduunu ve kumlarn bir iki hafta
iinde eski yerlerine dndn sylediini hatrladm.
Kayadan kayaya atlamak ve kayalar arasnda oluan havuzcuklara ta atmak Paul' ok
neelendirmiti. Kaya havuzlar onun, iin byk yenilikti. Denizin att ilgin eyleri toplayarak
sahilde epeyce ilerledik ve sonunda uzaktan bir su deposu ya da yar yarya gml bir kano
zannettiim kalntya ulatk. Bir metre kadar dik bir ayla kumlarn ortasndan kmt. Ben
nesneyi incelerken Paul bir havuzda balk yakalamaya alyordu.
Merakla, uca doru sivrilen silindire dokundum, ok sakin ve gl olduunu hissettim, ama
nedenini anlayamadm. Sonra geriye bir adm atp tekrar baktm. ekli belirginleti, artk ne kadarnn
kumun altnda gml olabileceini biliyordum. Kuyruu zerinde duran bir bombayd bu.
Dikkatle yanna gittim, bir yandan okuyor bir yandan da yattrc sesler karyordum. Pas
krmzsyla siyah karmyd rengi, toparlak ksm rmeye balamt, rutubetli bir kokusu vard
glgesi kuma dyordu. Kumun zerindeki glgenin iaret ettii yne doru yrynce karmda
neredeyse kendi boyunda bir tahta parasyla, havuzdaki sular sratarak neeyle oynayan kk
Paul' buldum. Glmseyerek onu ardm.
"unu gryor musun?" dedim. Laf olsun diye sorulmu bir soruydu. Paul kocaman gzlerini
aarak ban evet dercesine sallad. "Bu," dedim, "bir an. Kasabadaki kilisenin an gibi. Hani pazar
gnleri duyduumuz ses var ya, ite o sesi karan."
"Evet. Kahvalt ettikten hemen sonra, di mi Frank?"
"Ne?"
"Pazar kahvaltsndan sonraki ses, Frank." Paul tombul eliyle hafife dizime dokundu.
Bam salladm. "Evet, yle. O sesi anlar karr. lerindeki bolua ses doldurulmu byk
madeni eylerdir onlar. Pazar sabahlan kahvaltdan sonra ilerindeki sesleri dar boaltrlar, te bu
da o."
"Kahvalt m yani?" Paul atk kalarla bana bakyordu. Sabrla bam iki yana salladm.
"Hayr. Bu bir an."
"ann 'si" dedi Paul alak sesle ban sallayp paslanmakta olan alete bakarak. Herhalde eski
bir anaokulu kitab gelmiti aklna. Zeki bir ocuktu; zaman geldiinde onu okula gndermeyi d-
nyordu babam, hatta ona alfabeyi retmeye balamt bile.
"Evet. Bu eski an bir gemiden dm olmal, belki de onu sel srklemitir. Bak imdi n'apcaz;
ben kum tepelerinin zerine kacam, sen de elindeki sopayla ona vuracaksn, bakalm ben du-
yabilecek miyim? Tamam m? ister misin? Sesi ok yksek kacak, belki de korkarsn."
Eilip yzne baktm. Ban iddetle iki yana sallayp burnunu burnuma yaptrd. "Hayr!
Korkmam ben!" diye bard. "Yapcam..."
Neredeyse yanmdan geip bombaya vuracakt - sopay havaya kaldrmt bile - hemen uzanp
onu belinden yakaladm.
"Daha deil,'' dedim. "Ben uzaklaana kadar bekle. Bu eski bir an, belki de iinde bir tek ses
kalmtr. Onu boa harcamak istemezsin deil mi?"
Paul kollarmn arasnda kmldanyordu, baklarndan anlald kadaryla yeter ki ana vursun
baka bir ey umrunda deildi. "Oldu," dedi ve benimle boumay brakt. Onu braktm. "ok hzl
vurabilir miyimok hzl?"
"Sana u kardaki kum tepesinin zerinden el salladmda btn gcnle vur. Tamam m?"
"Deniyim mi?"
"Kumun zerinde dene." !
"Havuzlarda deniyebilir miyim?"
"Evet, sulara vurabilirsin. yi fikir."
"urdaki havuza vurabilir miyim?" Bombann etrafndaki su birikintisini iaret etti. Bam
olmaz gibilerden salladm.
"Hayr, an kzdrabilir bu."
Kalarn att. "anlar kzar m ki?"
"Evet. Ben imdi gidiyorum. Sen btn gcnle ana vuracaksn, ben de dinleyeceim, tamam
m?"
"Tamam, Frank."
"Ben el sallayana kadar ana vurma oldu mu?"
Ban sallad. "Sz."
"Aferin. Hemen giderim." Dnp hafiften koarak kum tepesine yneldim. Srtm kanyor
gibiydi. Etrafta kimse var m diye saa sola bakmyordum giderken. Paral bulutlu gkyznde
daireler izen birka martdan baka kimse yoktu. Omzumun zerinden baktmda Paul' grdm.
Hl bombann yannda sopasyla kumlan dvyordu onu iki eliyle tutmu btn gcyle yere vuru-
yor; ayn zamanda da bararak sryordu. Kayalarn zerindeki slak kumu hzla geip altn sars
kuru kumlarda yavaladm, sonra en yakndaki kum tepesinin zerine ktm. Tepeye vardmda
kumlarn ve kayalarn tesinde duran Paul'e baktm, havuzcuklarn ve slak kumlarn parltsnda,
yanndaki madeni koninin glgeledii kck bir gvde. Ayaa kalkp beni grene kadar bekledim,
son bir kez daha etrafa baktktan sonra ellerimi bamn zerinde sallayp kendimi yere attm.
Orada yatar vaziyette beklerken Paul'e bombann neresine vurulacam sylemediimi hatrladm.
Hibir ey olmuyordu. Karnmn ar ar kum tepesinin zerindeki kuma gmldn hissederek
orada yatyordum. geirerek bam kaldrdm.
Paul srayarak kollarn savuran ve srekli bombann yanna vuran uzak bir kukla gibiydi.
Rzgrn tad otlarn hrtsna ramen heyecanl barlarn duyabiliyordum. "Kahretsin,"
dedim kendi kendime ve elimi enemin altna koydum, tam o srada Paul benden tarafa yle bir
bakp bombann ucuna vurmaya balad. Birinci vuruunda siper almak iin elimi enemin altndan
ekmitim ki Paul, bomba, etrafndaki kk havuzcuk ve on metrelik bir ap iindeki her ey aniden
ykselen bir kum, buhar ve ta stunu iinde kayboldu, gl patlaycnn ate almasyla bir an gz
kamatrc bir yanma oldu stunun iinde.
Ykselen tortu kulesi bir iek gibi aarak biran havada asl kald, sonra ok dalgasnn kum
tepesini ap bana ulamasyla her ey yere dklmeye balad. Yakn kum tepelerinin zerinden
kumlarn kaydnn hayal meyal farkndaydm. Ses tam o srada patlad ite, kuru bir atrt, dehetli
bir gk grlts. Havaya ykselenler yere derken patlamann merkezinden balayarak darya
doru sular yukar sramaya balad. Gaz ve kum bulutunu rzgr datmaya balad, altndaki
kumlar kararm, bazen uzaklarda yamur brakan bulutlarn altndan sarkan perdeye benzer bir sis
perdesi olmutu altnda. Artk krateri grebiliyordum.
Kotum. Hl duman tten kraterin elli metre kadar uzanda durdum. Etrafta salm olan
paralarn hibirine dikkatlice bakmadm, yle bir gz ucuyla, kanl bir et ya da giysi paralan gr-
meyi hem istiyor hem de istemiyordum. Ses kasabann ardndaki tepelere arpp yavalayarak geri
dnd. Kraterin kenarlar, kumlarn altndaki kayadan kopmu paralarla evrilmiti; krk diler gibi
kimi gkyzn iaret ediyordu kimiyse tepesi st dmt. Patlamann yaratt bulutun krfezin
zerinde daln izledikten sonra var gcmle eve kotum.
Artk onun be yz kiloluk bir Alman bombas olduunu ve krfezin aalarndaki uak ssne
yapt baarsz bir saldrdan sonra Norve'teki ssne dnmeye alan yara alm bir He.111
tarafndan brakldn biliyorum. Onu Snamdaki silahn vurduunu ve pilotu bozguna uratp
bombalarn brakmasn saladn dnmek houma gidiyor.
O byk kaya paralarnn bazlarnn ular, oktan geri dnm olan kumun yzeyinden ba
gsteriyor hl ve zavall merhum Paul'e uygun ant olan Bomba emberini oluturuyorlar: iinde
glgelerin oynat gnahkr bir ta emberi,
Yine anslydm. Kimse bir ey grmemiti ve kimse benim yaptm dnemezdi. Bu sefer
zntden deliye dnm, sululuk duygusuna kaplmtm ve bu rol yle mkemmel oynadm ki
Eric bana bakmak zorunda kald. Eric'i kandrmak hi houma gitmiyordu, ama buna mecburdum;
bunu, onun bunu neden yaptm anlayamamas iin yaptm syleyemezdim. Dehete kaplr ve
byk olaslkla bir daha benimle arkadalk etmezdi. Ben de ac eken, kendini sulayan ocuk
roln oynamak zorunda kaldm ve babam kara kara dnrken Eric'e de beni teselli etmek kald.
Diggs'in olan bitenler hakknda beni sorgulamas hi houma gitmedi, hatta balangta benden
phelendiini zannettim; ama verdiim cevaplar onu tatmin etmie benziyordu. Babamdan "amca",
Eric ve Paulden de "kuzenlerim" diye sz etmek zorunda kaldm; Diggs bir aratrma yapp benim
resmen var olmadm renmesin diye polisi yanltmak iin babamn tembihledii bir eydi bu.
Hikyem uydu; babamn yllar nce len kk kardeinin oluydum ve srayla akrabalarn yannda
kalyordum, geleceim hakknda bir karar verilmesini beklerken adada uzun tatiller; yapyordum.
Bu zor devreyi de kazasz belasz atlattm, hatta bu sefer deniz bile benimle ibirlii yapt;
patlamadan hemen sonra ykselip Diggs kasabadan gelmeden bir saat nce brakm olabileceim
izleri sildi.
Geri dndmde Bayan Clamp mutfakta, masaya dayad bisikletinin nndeki byk sepetten
erzaklar karyordu. Dolaplarmz, buzdolabn ve derin dondurucuyu kasabadan getirdii yiyecek
ve erzakla doldurmakla meguld.
"Gnaydn Bayan Clamp," dedim kibarca, mutfaa girdiimde, Dnp bana bakt. Bayan Clamp
ok yal ve son derece ufak tefektir. Beni tepeden trnaa szp "Sen miydin?" dedi ve tekrar
sepetine dnp iki elini de iine daldrd ve gazeteyle sarlm paketler kard. Sallana sallana
dondurucuya gidip yanndaki kk bir tabureye kt ve benim iin ald dondurulmu bifteklerin
paketlerini ap neredeyse tmyle dondurucunun iinde kaybolarak yerlerine yerletirdi. Ne kadar
kolayd onu oraya... Bu aptalca dnceyi kafamdan atmak iin bam iki yana salladm. Mutfak
masasnn bana oturup Bayan Clamp izlemeye koyuldum.
"Son zamanlarda naslsnz Bayan Clamp?" diye sordum.
"yiyim, iyiyim," dedi, ban sallayarak tabureden indi ve biraz daha dondurulmu biftek alp
dondurucuya yerletirdi. Belki de parmaklar donard bir gn; dudann stndeki tylere yapm
buz tanelerini grebiliyordum.
"Bugn baya fazla ey getirmisiniz. yi ki yollarda dp kalmadnz" !
"Ben asla dmem, asla," Bayan Clamp tekrar ban iki yanal sallad ve lavaboya gidip
parmaklarnn zerine ykselerek scak suyu at ve ellerini ykayp mavi i nlne kurulad, sonra
da bisikletin sepetinden peyniri kard.
"Bir ey ier miydiniz Bayan Clamp?"
"Hayr istemem," dedi Bayan Clamp dolabn iinde ban sallayarak, buzluun hemen altndayd.
"iyi yleyse." Yine ellerini ykad. O marullarla spana ayrrken ben de kalkp odama gittim.
Her zamanki cumartesi yemeimizi yedik: balk ve bahe patatesi. Bayan Clamp adet oldua zere
benim deil, babamn karsna oturmutu. Ben srtm lavaboya dnk masann ortasnda
oturuyordum ve babamla Bayan Clamp birbirlerine gayet resmi, neredeyse trenlemi szler sarf
ederken tabamdaki balk klklarna anlaml ekiller veriyordum, l baln klklaryla kk bir
insan iskeleti yaptm ve daha gereki grnmesi iin zerine biraz ketap dktm.
"Biraz daha ay alr mydnz Bay Cauldhame?" dedi Bayan Clamp.
"Hayr, teekkr ederim Bayan Clamp," diye cevap verdi babam.
"Francis?" diyerek bana bakt Bayan Clamp.
"Hayr, teekkr ederim," dedim. Biraz fazla yeil olsa da bir bezelye tanesi kafatas ilevini
grebilirdi. Onu yerine yerletirdim. Babamla Bayan Clamp havadan sudan konuuyorlard.
"Belki bana dmez ama, duyduuma gre polis memuru dn buraya gelmi," dedi Bayan Clamp
ve nezaketle ksrd.
"Doru," dedi babam ve azna o kadar ok yemek tkalad ki bir sre konuamad. Bayan Clamp
fazlaca tuzlu balna bakp ban ne doru sallayarak ayn yudumlad. Ben mrldanmaya
baladm, babam da greiler gibi skt dileriyle bana glmsedi.
Konu kapand.
Cauldhame Armas'nda bir cumartesi gecesi, ben de her zamanki gibi otelin arkasndaki dumanl,
tk tk salonun arka taraflarnda duruyordum, elimde bira dolu plastik bir kupa, bacaklarm
birbirinin zerine atmtm, srtm duvar kd kapl stuna dayalyd ve cce Jamie kh kupasn
bama koyup kh kaldrarak, bir yandan da sohbet ederek omzumda oturuyordu.
"Neler yaptn bakalm Frankie?"
"Hi n'olsun. Geen gn birka tavan ldrdm, Eric'ten de tuhaf telefonlar geliyor, hepsi bu. Ya
en?"
"Her zamanki gibi. Eric seni nasl arayabiliyor?"
"Bilmiyor muydun?" dedim bam kaldrarak. Eilip bana bakt. Yzler tersten komik grnyor.
"Kam."
Kam m?
". Kimse bilmiyorsa brak uyanmasnlar. Evet, kam. ki kere evi arayp yolda olduunu
syledi. Kat gn Diggs gelip bize haber verdi."
'Tanrm. Onu aryorlar m?"
"Angus yle diyor. Haberlerde bir ey kmad m? Ben bir eyler duymusundur diye
dnyordum."
"Yoo. u ie bak. Onu yakalayamazlarsa herkese haber verirler mi sence?"
"Bilmem." Normalde olsa omuz silkerdim.
"Ya hl kpekleri yakyorsa? Kahretsin. Ya ocuklara yedirdii solucanlar. Kasaballar kafay
yiyecek." Ban sallayp durduunu hissedebiliyordum.
"Sanrm kimse bilmesin istiyorlar. Herhalde onu yakalayabileceklerini dnyorlar."
"Sence yakalayabilirler mi?"
"Bilmem. Deli olabilir, ama zekidir. Zeki olmasa kaamazd zaten, hem konumalar da ok
zekice. Zeki, ama uuk."
"Pek endieli grnmyorsun?.."
"Gelmesini istiyorum. Onu tekrar grmek istiyorum. Onun o kadar yolu ap gelmesini isterdim;
nk... Bilmem." kimden bi yudum ektim.
"Kahretsin. nallah ortal kartrmaz."
"Kartrabilir. Ben de bundan korkuyorum. Kpekleri hl pek sevmiyormu gibi bir hali var.
Ama sanrm ocuklar iin tehlikesi yok."
"Nasl yolculuk yapyor? Buraya nasl geleceini syledi mi? Paras var mym?"
"Telefon ettiine gre var, ama hrszlk yapyormu."
Tanrm. Ama tmarhaneden katna gre ona ceza veremezler en azndan."
"H," dedim. Sonra grup sahneye kt, Inverness'ten gelen Kusmuk diye drt kiilik bir punk
grubu. Solistin Mohikanl gibi salar, bir sr de fermuar ve zinciri vard. Dier aletlerini
gcrdatmaya balaynca o da mikrofona yapp brmeye koyuldu:

"Sevgilim ekti gitti bok gibi oluyom
imden atlal beri kuumu kaldramyom..."

Omuzlarm stuna daha iyi oturtup bardamdan bir yudum daha ektim. Jamie'nin aya ter
kokan oday kaplayan canhra mzie tempo tutarken gsm dvyordu. Elenceli olacak gibiydi.

Arada, barmenlerden biri elinde kovayla paspas herkesin tkrp durduu sahneyi temizlemeye
gittiinde ben de biraz daha iki almak iin bara gittim.
"Her zamankinden mi?" dedi barn arkasndaki Duncan, Jamie "yle" gibisinden ban sallad.
"Frank sen ne lemdesin?" diye sordu Duncan ikilerimizi tezghtan karrken.
"yiyim. Senden ne haber?" dedim.
"dare ediyoruz ite. Hl ieye ihtiyacn var m?"
"Hayr, teekkrler. Ev biras yapmak iin bu kadar yeter."
"Buradan ayan kesme ama, olmaz m?"
"Tabii," dedim. Duncan J amie'nin kupasn ona uzatt, ben kendiminkini alp paray da braktm.
"Yarasn beyler," dedi Duncan arkamzdan, biz stunumuza dnerken.

Birka ikiden sonra, Kusmuk ilk parasn tekrarlarken Jamie'yle ben ayakta zplayarak dans
ediyorduk, Jamie barp ellerini rpyor, omzumda dans ediyordu. Jamie istediinde kzlarla dans
etmeye katlanabiliyordum, ama bir keresinde uzun boylu bir kz pmek iin birlikte dar kmamz
istemiti. Kzn memelerinin yzme demesi fikri midemi bulandrd ve Jamie'yi reddetmek zorunda
kaldm. Zaten punku kzlar hi de yle parfm filan kokmuyor, pek az etek giyiyor, etekleri de deri
oluyor. J amie'yle ben biraz tartaklandk, bir iki kere decek gibi olduk, ama yara bere almadan
gecenin sonuna kadar dayandk. Ne yazk ki Jamie bir kadnla muhabbet kurdu, ama ben derin derin
nefes almakla ve kar duvarn tepetaklak olmamasna almakla meguldm.
"Yaknda bir motosiklet alcam. Yirmi beliklerden," diyordu Jamie. Duymakla duymamak
arasndaydm. Motosiklet filan alaca yoktu; nk pedallarna ulaamazd, ama syleyebilecek
halde olsam bile bunu sylemezdim ona; nk kadnlara doruyu sylemek gerekmez, hem ne derler
iyi dost byle zamanda belli olur. Grebildiim kadaryla kz olsa olsa yirmi yalarnda, boyac k-
pne dm gibi bir eydi. Berbat bir Fransz sigaras iiyordu.
"Benimkinin motosikleti var, Sue. Suzuki 185GT, abisininmi; ama Altn Kanat almak iin para
biriktiriyor."
Sandalyeleri masalarn zerine koyuyor, pislii, krk camlan ve bo cips paketlerini
temizliyorlard, ben de kendimi hl pek iyi hissetmiyordum. Kz ne kadar dinlesem o kadar
sklyordum. Aksan berbatt: Batda bir yerlerden; Glasgow'sa hi amam.
"ylesi bana yaramaz. ok ar. Beyzlkler tam benlik. Aslnda Moto Guzzi'lerden istiyorum,
ama aftna gvenim yok...."
Tanrm, neredeyse kzn ceketinin zerine midemi brakacaktm, fermuarlar paslanacak, cepleri
dolacakt ve Jamie'yi de salonun te tarafna hoparlrlerin altndaki bira flarna frlatacaktm, o iki
salak da hl sama sapan motosiklet hayallerinden sz ediyorlard.
"Sigara ister misin?" dedi kz burnumun dibinden geirdii paketi Jamie'ye doru uzatarak. Paketi
aa indirdikten sonra bile havada kalan mavi izini grebiliyordum. Sigara imedii halde sigaray
alm olmalyd Jamie; nk gzlerimin nnde bir havai fiek gsterisi gibi kvlcmlanarak akmak
da yukar kmt. Kafamn arkasnn alev aldm hisseder gibiydim. Sigarann bymeyi
engelledii yollu zekice bir espri yapaym dedim Jamie'ye, ama beynime giren ve kan btn hatlar
midemden gelen acil mesajlarla kilitlenmi gibiydi. Midem aada yayk faaliyetinde bulunuyordu,
sonunda ne olaca belliydi; ama ben kmldayamyordum bile. Yerle stun arasna bir payanda gibi
aklp kalmtm ve kzla Jamie hl Triumph'n kard ses ve kzn Loch Lomond'da geceleyin
yapt yarlar gibi konularda bayyorlard.
"Tatilde misin?"
"H, bizimkilerle birlikte. Erkek arkadam var, ama denizde."
"Yaa."
Beynimi oksijenle temizleyebilmek iin hl derin derin nefes alyordum. Jamie'yi hi
arlamyordum; boyu ve kilosu benim yarm kadard, ama birlikte ne kadar iersek ielim ona hibir
ey olmuyordu. kisini gizlice yere boaltmad da kesindi; yoksa ben de slanrdm. Sonunda kz
beni fark etti. Omzumu drtkledi, anlalan ilk kez yapmyordu bunu.
"Hey," dedi.
"Ne?" Byk aba gsteriyordum.
"yi misin sen?"
"Evet," ar ar bam sallarken bu kadarnn ona yeteceini umuyordum, sonra sanki tavanda
ok ilgin ve nemli bir ey varm gibi kafam yana evirip yukar baktm. Jamie beni ayayla
drtkledi. "Ne?" dedim, tekrar, ona bakmamaya alarak.
"Btn gece burada m kalacaksn?"
"Ne?" dedim. "Hayr. Hazr msn? Tamam." Ellerimi arkaya gtrp stunu bulmaya altm,
ayaklarmn biradan slanm yerde kaymamas iin dua ederek kendimi yukar ittim.
"Belki de beni indirsen daha iyi olur Frank," dedi J amie beni drtkleyerek. Ona bakma niyetiyle
yukar ve yana baktm yine ve olur gibilerden bam salladm. Srtm stundan ayrmadan aa
kayarak yere oturdum. Kz Jamie'nin aa atlamasna yardm etti. Onun kzl salaryla kzn sar
salar btn klar yanan salonda ok i grnd gzme. Duncan elinde bir kova bir de frayla
bize yaklarken bir yandan da kl tablalarn boaltyor, etrafn tozunu alyordu. Ayaa kalkmaya
abaladm, sonra kzla Jamie'nin kollarma girip beni yukar ektiini hissettim. Her eyi l gr-
meye balamtm ve sadece iki gzle bunu nasl becerebildiimi merak ediyordum. Benimle konuup
konumadklarndan emin deildim.
Belki bana bir ey sylyorlardr diye "Evet," dedim, sonra yangn kndan beni temiz havaya
karmalarna boyun edim. Tuvalete gitmem gerekiyordu, her admda midem biraz daha kaslyordu.
Sanki gvdem birbirine eit iki paraya blnm gibi korkun bir grnt belirdi gzlerimin nnde,
bir parann ii azna kadar sidik doluydu, dierindeyse hazmedilmemi bira, viski, cips, fstk,
tkrk, smk, safra ve az bir ey balkla patates vard. Beynimin hastalkl bir blm birdenbire
etraf kvrm kvrm, ii ya dolu salamlarla evrilmi ve bol yada pimi, kenarlarnda yalar
donmu bir tabakta duran yumurtalar getirdi gzmn nne. Midemden gelen korkun
ayaklanmayla baa kmaya altm. Gzel eyler dnmeye uratm; sonra dnecek gzel ey
kalmaynca etrafmda olup bitenler zerinde dikkatimi younlatrmaya karar verdim. Arma'dan
kmtk, bankann nndeki kaldrmdaydk, Jamie bir yanmda kz teki yanmdayd. Serin ve
bulutlu bir geceydi ve sokak lambalar donuk donuktu. Barn kokusunu geride brakmtk, ben de
temiz havay iime ekmeye altm. Hafiften yalpa vurduumun, kh Jamie'ye kh kza yasland-
mn farkndaydm, ama yapabileceim pek bir ey yoktu; ok byk olduklar iin arka bacaklarn
kontrol edecek ayr bir beyin sahibi olan dinozorlar dndm. Her uzvum iin ayr bir beynim vard
sanki ama aralarndaki btn diplomatik ilikiler kopmutu. ansa ve yanmdaki iki kiiye gvenerek
glkle ilerliyordum. Akas ikisine de pek fazla inancm yoktu, gerekten dmeye kalksam beni
tutamayacak kadar kkt Jamie, kz da ad stnde kzd ite. Herhalde ok gsz olmalyd; yle
olmasa bile eminim kafamn kaldrmda krlmasn seyretmek pek houna giderdi; nk kadnlar
erkeklerin aresiz hale dtn grmekten zevk alrlar.
"Siz ikiniz hep byle misiniz?" dedi kz.
"Nasl?" dedi Jamie, ses tonu yeterince aalayc deildi bence.
"Hep onun omzunda m gezersin?"
"Yo, sadece alanlar daha iyi grebilmek iin karm."
"Neyse, iyi bari. Helaya da byle mi gidiyorsunuz diye merak etmitim."
"Evet; Frank klozete iiyor ben de sifona."
"Hadi canm!"
"H," dedi Jamie sesinden srtt anlalyordu. Btn bu abuk sabuk konumalar dinleyerek
elimden geldiince dzgn yrmeye alyordum. Jamie'nin aka bile olsa, benim nasl tuvaletimi
yaptm konusunda bir eyler sylemesine kzmtm; bu konuda ne kadar hassas olduumu bilir.
Cauldhame Armas'nn tuvaletine (sanrm baka tuvaletlerde de olur) gidip duvardaki uzunlamasna
ilikte duran sigara izmaritlerini ieyerek ileri ittirme sporundan sz ederek birka kere bana
satamt.
tiraf etmeliyim ki Jamie'yi bu ii yaparken izledim ve ok etkilendim. Cauldhame Armas'nn bu
spor iin harika bir tesisi var dorusu, upuzun bir olua benzeyen ilii btn bir duvar, bir dier
duvarn da yansn kaplyor ve sadece tek bir gideri var. Jamie'ye gre oyunun amac sigara izmaritini
bulunduu yerden alp, yol boyunca mmkn olduunca paralayarak, zeri ak duran delie kadar
gtrp ieri sokmak. zmariti ne kadar ek yerinin zerinden geirirsen o kadar say alyorsun
(delikten ieri sokmak ve delie en uzak yerden balamak da fazladan puan kazandryor), verdiin
hasar da nemli - anlalan yank utaki kk siyah koniyi datmak ok zor - gece boyunca ka
tane izmariti delie atarsan o kadar ok say kazanyorsun.
Oyun, imdilerde daha moda olan anak eklindeki iliklerde de snrl bir biimde oynanabilir;
ama Jamie bunu hi denememi, boyu ok ksa olduundan nesneyi kullanabilmesi iin bir metre
uzakta durup oradan su dkmesi gerekiyor.
Bana yle geliyor ki bu hikye uzun sreli iemeleri daha da ilginletirecek, ama kr talih
saolsun bana gre bir i deil bu.
"Kardein filan m?"
"Yo, arkadam."
"Hep byle kafay bulur mu?"
"H, cumartesi geceleri,"
Kuyruklu yalan, tabii. Pek ender konuamayacak hatta yryemeyecek kadar sarho olurum. Eer
konuabilecek halde olsaydm ve bir ayam dierinin nne koymakla bu kadar megul olmasaydm
Jamie'nin de aznn payn verirdim. Sanki mide bulantm gemi gibiydi; ama beynimin o
sorumsuz, ykc blm - alt taraf bir iki nrondu herhalde, ama her beyinde byle serseri bir blm
geri kalanlarn da adn ktye karyor - o soumu salaml yumurtay dnmeye devam ediyordu
ve her seferinde iim kabaryordu. Kendimi zorlayarak tepelerde esen serin rzgrlar, dalgalarn
oyduu kumsalda oluan su izlerini dnmeye altm; temizlii ve tazelii temsil ediyordu bunlar
benim iin ve midemin iindekileri dnmemi engelliyordu.
Ama ieme konusunda eskisinden de daha perian bir haldeydim. Kzla Jamie santimlerce temde
beni iki kolumdan tutmu ara ara arparak tayorlard, ama sarholuum yle bir seviyeye gelmiti ki
hzl hzl itiim son iki bira ve stne de viski katlmasyla hemen yanlarnda deil de baka bir
gezegendeydim sanki, onlara ne istediimi anlatabilme umudum o kadar azd ki yanmda yrrken
abuk sabuk eyler konuuyorlard sanki ok nemliymi gibi ve her ikisinin de toplamndan daha
fazla beyni olan ve ii de en nemli bilgilerle dolu olan ben iki kelime edemiyordum.
Bir yolu olmalyd. Bam sallayp biraz daha derin nefes almaya altm. Admlarm dzelttim.
Kelimeleri ve nasl sylendiklerini dndm byk bir dikkatle. Dilimi ve grtlam kontrol ettim.
Kendimi toparlamak zorundaydm. letiim kurmalydm. Kardan karya geerken bam kaldrp
baktm; alak bir duvara ilitirilmi olan Birlik Soka tabelasn grdm. nce Jamie'ye, sonra da
kza bakarak byk bir netlikle unlar syledim: "Bir keresinde uradaki tabelann zerinde yer alan
kelimenin sebep olduu bir yanlsamaya kaplmtm, byle bir hisse siz ikiniz hi kapldnz m
bilmem - ya da belki u anda hlihazrda bu hissi, benimle olmasa bile en azndan birbirinizle
paylamaktasnzdr - ama sz konusu tabelada geen "Birlik" kelimesinin sendika anlamna
geldiini dnmtm ve kasaba byklerinin, bir caddeye bylesi sosyalist bir isim takmas beni
artmt; sendikalarn neminin, gayet muhterem ve pek ehemmiyetli bu ilek caddenin tabelasna
yazlma mertebesine ykseltilerek kabul grmesi snf savanda olas bir bar ya da en azndan bir
atekes umudunun hl suya dmemi olduunun bir iareti gibi geldi bana, fakat itiraf etmeliyim ki
babam - Tanr mizah duygusunu affetsin - sz konusu ismin, kasaba byklerinin ngiliz ve skoya
parlamentolarnn birliini gayet ciddi ve mnasip bir biimde, kukusuz bu bir nevi erken devir
teslimin ileride kendilerine kazandraca frsatlar da gzard etmeksizin kutlamalarndan ileri
geldiini sylediinde bu yazk ki fazlasyla iyimser bak am tuzla buz oldu."
Kz, Jamie'ye bakt. "Bir ey mi dedi?"
"Sanrm sadece boazn temizliyor," dedi Jamie.
"Muzlarla ilgili bi eyler syledi gibi geldi bana."
"Muz mu?" dedi Jamie aknlkla kza bakarak.
"H," dedi kz bana bakp kafasn sallayarak. "yle."
letiim dediin byle olur ite diye dndm. O kadar sarhotular ki doru dzgn sylenmi
laflan bile anlamyorlard, nce birine sonra dierine bakarak i geirdim, bu srada ar ar ana
caddede yryorduk. Karya bakarak ne halt edeceimi dnmeye baladm. Sonraki caddeyi
gememe de yardm ettiler, kar kaldrm karken neredeyse boylu boyunca uzanyordum.
Birdenbire burnumun ve n dilerimin, saniyede bir metreden daha fazla bir hzla Porteneil'in granit
kaldrmlarna arpmaya kar ne kadar dayanksz olduklarn dndm.
"Bi arkadala birlikte Ormanclarn tepelerde at yollarda doksanla filan gidiyoz bazen, deli
gibi."
"Za'afac'larla m?"
Tanrm, hl motosikletlerden konuuyorlard.
"Onu nereye gtrecez yahu?"
"Anneme. Hl ayaktaysa bize birer ay yapar."
"Anana m?"
"H."
"Ya."
Birdenbire beynimde bir imek akt. O kadar barizdi ki daha nceden nasl dnemediime
atm. Kaybedecek zaman yoktu, beklemenin bir anlam kalmamt - birazdan patlayacaktm - ka-
fam eip kendimi Jamie ve kzdan kurtararak komaya baladm. Kaacaktm; Eric yapmt, ben de
rahat rahat ieyebileceim sakin bir ke bulabilirdim.
"Frank!"
"Ha siktir, herif kayor, imdi napan?"
Hl az ok kendilerinden beklendii ekilde hareket eden ayaklarmn altndayd kaldrm. Jamie
ve kzn bararak arkamdan kotuklarn iitebiliyordum, ama eski patatesiyi ve sava antn oktan
gemi, hz kazanmaya balamtm, iyice imi olan sidik torbam iimi zorlatryordu, ama beni
korktuum kadar da alkoymuyordu.
"Frank! Geri gel! Frank dur! N'oldu? Frank, deli pezevenk, boynunu kracaksn!"
"Brak unu ne bok yerse yesin."
"Hayr!, O benim arkadam! Frank!"
Banka Caddesi'nin kesinden dnp iki elektrik direini az farkla skaladktan sonra sola, Adam
Smith Caddesi'ne keskin bir dn yapp McGarvie'nin tamirhanesine geldim. Arka tarafa koup bir
pompann arkasna getim, nefes nefeseydim, geiriyordum, beynim zonkluyordu. Pantolonumu
indirip lambann arkasna meldim, derin derin soluyarak betonun zerinde gllenen duman tten
ii izledim.
Ayak sesleri duyuldu ve samda bir glge grdm. Bam kaldrdmda Jamie'yi grdm.
"Huh ... huh ... huh" diye nefes alp veriyordu, dorulmak iin elini baka bir pompaya dayad,
dier elini de bacana, gs inip kalkyordu.
"Burda... huh ... burda... huh... burdasn ite. Uffff..." Pompalarn altndaki basamaa oturup bir
sre bronun karanlk camlarna bakt. Ben de son damlalarn dmesini bekleyerek srtm pompaya
dayal oturuyordum. Sonra kalkp pantolonumu toparladm.
"Bunu neden yaptn?" dedi Jamie, hl nefes nefeseydi.
;

Kemerimi iliklemeye alrken ona elimle bir iaret yaptm, Yine midem bulanmaya balamt;
nk giysilerime sinen sigara duman kokusu gelmiti burnuma. '
"Ben..." diyerek azm atm, "zr dilerim" diyecektim ki kelime bir kabarmaya dnt.
Beynimin o anti-sosyal paras birdenbire salaml, yal yumurtalar dnmeye balad yine ve
midem fkrd. ki kat oldum, midem iimde bir yumruk gibi sklmt; herhalde karnndaki bebek
tekmelediinde bir kadn da - byle hissediyordur. Basncn iddetiyle grtlamdan bir hrlt kt.
Tam decekken Jamie yakalad beni. Yan alm bir ak gibi eilmi, grltyle yerleri
kirletiyordum. Jamie yzst dmeyeyim diye bir elini pantolonumun asklarna geirdi, dieriyle de
alnm tuttu, bir eyler mrldanyordu. Hl kusuyordum, artk midem ok kt ac vermeye
balamt; gzlerime ya dolmutu, burnum akyordu ve kafam patlamaya hazr olgun bir domates
gibiydi. Bulantlar arasnda nefes almaya alyor, grtlama kaan kusmuklar yznden ksryor,
bir yandan da kusmaya devam ediyordum. Eric'in telefonda lgna dnp kard sesler gibi sesler
karyor ve kimsenin yaknlardan geip beni bu kadar aalk ve aresiz bir durumda grmemesi
iin dua ediyordum. Durdum, kendimi daha iyi hissettim, tekrar baladm, on kat daha be terdim.
Jamie'nin de yardmyla biraz daha yan tarafa, ya lekelerinin daha kuru grnd bir yere gidip
ellerimin ve dizlerimin zerine braktm kendimi. Bir iki kere daha ksrp azmdakileri
tkrdkten sonra Jamie'nin kollarna yldm, aryan mide kaslarm rahatlatmak iin bacaklarm
eneme ektim.
"imdi iyi misin?" dedi Jamie. Bam salladm. Biraz dorularak kmn zerine oturdum ve
bam dizlerimin arasna soktum. Jamie srtm svazlyordu. "imdi gelirim, Frankie." Bir iki sani-
yeliine ortadan kayboldu, leride duran ecza dolabndan ald kt havlunun bir parasyla azm,
geri kalanyla da yzm sildi. Onlar p tenekesine atmay da ihmal etmedi.
Hl sarho olmama, midemin sancmasna ve grtlamn iinde iki kirpi gremi gibi gelmesine
ramen kendimi ok daha iyi hissediyordum. "Teekkrler," demeyi baarabildim ve ayaa kalkmaya
altm. Jamie bana yardm etti.
"Tanrm, insan kendini bu hale drr m Frank."
"Hayr," dedim gzlerimi gmleimin koluna silerken ve kimse var m diye etrafa baktm. Bir iki
kere J amie'nin omzuna vurdum, sonra birlikte caddeye ktk.
Bombo caddede yrrken ben derin derin nefes alyordum, Jamie de beni kolumdan tutuyordu.
Kzn gittii aikrd, ama hi zlmemitim.
"Neden yle koup gittin?"
Bam salladm. "Gerekliydi."
"Ne?" diyerek bir kahkaha att Jamie. "Neden sylemedin?"
Syleyemedim."
"Kz var diye mi?"
"Yo," dedim ve ksrdm. "Konuamyordum. ok sarhotum."
"Ne?" diyerek tekrar gld J amie.
Bam salladm, "yle," dedim. Tekrar glerek ban iki yana sallad. Yrmeye devam ettik.
Jamie'nin annesi hl ayaktayd ve bize ay yapt. Onu her grdmde, yani akamlar oluyla
bardan kp kendimizi genellikle evinde bulduumuza, zerinde yeil bir sabahlk olan iri yar bir
kadnd. Benden holanmad halde holanyormu gibi davranmasna ramen fena kadn deildi.
"Aman olum bu halin de ne byle. Gel otur da sana bir ay vereyim. Seni kk haylaz."
Salondaki bir koltua oturtuldum, bu srada J amie ceketlerimizi asyordu. Holde zpladn
duyuyordum.
'Teekkrler," dedim karga gibi bir sesle, boazm kupkuruydu.
"Al bakalm tatlm. Istcy aaym m? dn m?"
Bam iki yana salladm. Glmseyerek omzumu svazlad ve mutfaa gitti. Jamie gelip
yanmdaki divana oturdu. Bana bakp srtarak ban sallad.
"u hale bak. u hale bak!" Ellerini rparak ne eildi, bacaklar aa sarkmyordu. Gzlerimi
baka tarafa evirdim. "Takma kafana Frankie. Bir iki bardak ay itin mi kendine gelirsin."
"H h," dedim zoraki ve titredim.
Saat birde evden ayrldmda kendimi daha ayk ve ayla ykanm gibi hissediyordum. Midem
ve grtlam normale dnm gibiydi, ama sesim hl hrltlyd. Jamie ve annesine iyi geceler di-
leyip adaya giden yola aptm, karanlkta zaman zaman fenerimi de kullanarak kprye, oradan da
eve ulatm.
amurluk ve kumluk arazide sessiz bir yry olmutu. Patikada ayaklarnm kard ses
dnda kasabadaki yoldan geen tek tk kamyonlarn sesini duyuyordum sadece. Gkyz neredeyse
tamamen bulutlarla kaplandndan ay yoktu, baka k da.
ki yl kadar nce yaz ortasnda bir gn, tepelerde yaptm uzun yryten dnte
alacakaranlkta patikada yryordum ki adann zerinde telerde yzen tuhaf klar grmtm,
Dalgalanmalar, ve hareketleri hi de tekin grnmyordu, parldyor, kayyor, ar, kat bir madde
gibi havada yanyorlard. Drbnm ayarlayp bir sre onlar izledim, ikide bir deien k imgeleri
arasnda bir ekil sezer gibi oluyordum. Sonra bir titreme geldi zerime ve grdm eyin ne
olduunu tahlil etmeye balad zihnim. Alacakaranlkta hzla etrafm kolaan ettim, sonra tekrar
uzak, son derece sessiz titreen alev kulelerine dndm. Tepeden adaya bakan ateten yzler gibi,
bekleyen bir ey gibi havada asl duruyorlard. ,
Sonra ayldm ve ne olduunu anladm.
Bir serap, hava katmanlarnn denizdeki yansmas. Kuzey Denizi' nde yzlerce kilometre tedeki
petrol kulelerinin alevleriydi grdm. Alevin etrafndaki ekle daha dikkatlice baknca o gaz
parltsnda hayal meyal beliren petrol kulelerini seer gibi oldum. Sonra neeyle yola koyuldum
- tuhaf grntleri grdkten sonra iyice artmt neem - ve mantyla hayal gcn benden daha
az kullanan birinin benim yerimde olsa grdn UFO zannedeceini dndm.
Sonunda adaya vardm. Ev karanlkt. Karanlkta durup ona baktm. Yarmayn gsz nda
ancak belli olan silueti onu olduundan daha da byk gsteriyordu, tatan bir canavar ba gibi ar-
kadaki kum ve kayalarn altna gmlm; bilinmez bir emir ya da iaret zerine silkinip mezarndan
kmaya hazr usuz bucaksz gl bir gvdeye bal, denize bakan, zerine ay vurmu, ekiller ve
anlar dolu dev bir kafatas.
Ev denize bakyordu, geceye bakyordu, ben de iine girdim


V
Bir Buket iek

Kk Esmerelda'y ldrdm; nk kendime ve dnyaya borluydum bunu. ki erkek ocuu
ldrmekle kadnlar istatistiki adan kayrmtm. nanlarm dorultusunda hareket ettiimi kant-
lamak istiyorsam, diye dndm kendi kendime, az da olsa dengeyi salamak zorundaym. Kuzenim
en kolay ve en rahat ulaabileceim hedefti.
Yine, ona kar hibir garezim yoktu. ocuklar gerekten insan saylmazlar; nk kk kadnlar
ve erkekler olmaktan ziyade zamanla bunlardan biri haline gelecek apayr bir trdrler. zellikle
toplumun ve ailelerinin sinsi ve eytani etkisi altna henz girmemi olan kk ocuklar
cinsiyetsizce ak ve bu yzden de ok sevilesi yaratklardr. Esmerelda'y severdim (adnn onca
tumturakl olmasna ramen hem de) ve kalmaya geldiinde onunla durmadan oyun oynardm.
Harmsworth ve Morag Stove'un, yani babamn ilk evlilii vastasyla vey daym ve yengemin
kzlaryd; yandan be yana kadar Eric'e onlar bakmlard. Bazen yaz geirmek iin
Belfast'tan kalkp gelirlerdi; babam Harmsworth'le iyi anlard, ben de Esmerelda'ya baktmdan
burada gzel ve rahat bir tatil geirirlerdi. Kk Paul'u hayatnn baharnda haklamamn zerinden
topu topu bir yl gemi olduu iin Bayan Stove o yaz kzn bana emanet etmekten pek honut
deildi; ama dokuz yanda, gayet mutlu ve uyumlu, sorumluluklarmn bilincinde ve dzgn konuan
bir ocuktum ve laf getiinde kardeimin bana gelen felaketten son derece zgnm gibi
grnyordum. Sanrm vicdanmn kesinlikle rahat oluu bykleri benim tamamyla susuz
olduuma inandrmt. Hatta yanl sebeplerden kendimi sulu hissediyormuum gibi davranarak
ikili blf yapyordum; byklerde Paul'u zamannda uyaramadm iin kendimi sulamamam ge-
rektiini sylyorlard. Zekma diyecek yoktu.
Esmerelda'yla ailesi tatile gelmeden ok nce onu ldrmeye karar vermitim bile. Eric bir okul
gezisine gitmiti, yani Esmerelda ve ben yalnz olacaktk. Paul'n lmnden bu kadar ksa bir sre
sonra bu ok riskli olacakt, ama dengeyi salamak iin bir eyler yapmam lazmd. Bunu ok
derinlerde, iliklerimde hissediyordum; mecburdum. Kant gibi bir eydi, kar koymam mmkn
deildi, Porteneil'de kaldrmda yrrken ayaklarmdan birinin kaldrma srtmesi gibi bir eydi.
Kendimi iyi hissedebilmek iin dier ayam da ayn gle kaldrma srtmem gerekir. Kollarmdan
biri duvara ya da elektrik direine dese yine yle hissederim; hemen tekini de dedirmem gerekir
ya da en azndan elimle dokunmam. te bu tr eyler yaparak dengeyi korumaya alrm, ama
nedendir bilmem. Sadece yaplmas gereken bir eydi; ayn ekilde bir kadn haklamam
gerekiyordu, teki kefeye de arlk koymalydm.
O yl uurtma yapmakla bozmutum. 1973 ylyd sanrm. Uurtma yapmak iin envai eit
malzeme kullanyordum: kamtan, tahtadan, madeni asklar, alminyum adr direkleri, kt ve
naylon kap ktlar, p torbalan, araflar, ip, naylon sicim, kay paralar, kopalar, halat
paralan, elastik bantlar, teller, raptiyeler, vidalar, iviler ve model yatlardan ve trl oyuncaklardan,
araklanm eitti paralar. ki kollu ve kilitli bir vin yapmtm makarasna yarm kilometrelik ip
sarlabiliyordu; uurtmalar iin eit eit kuyruklar yapmtm, dzinelerce bykl kkl
uurtma, birka tane de akrobat. Onlar barakaya koymutum, koleksiyon fazlaca byynce
bisikletleri dar, saan altna karmam gerekti.
O yaz kk Esmerelda'y habire uurtma uurmaya gtryordum. Onun eline tek ipli basit bir
uurtma tututurup ben akrobatmla oynamaya giriiyordum. Benimkini onun uurtmasnn etrafnda
dndryor ya da kendim bir kum tepesine kp kumlara; doru dal yaptryordum, uurtmay
nceden yapm olduum yksek kum kulelerinin zerine indiriyor sonra birden ipini ekip yklan
kum kulesinin havaya salan kumlarn izliyordum. Ama bu denemeler uzun srmt, bir iki kere de
yere aklmt, hatta bir keresinde bir baraj ykmay bile baarmtm. Uurtmay dala geirirken
yle bir a veriyordum ki her seferinde baraj duvarnn zerine bir kesiyle arpyordu, bylece ar
ar duvarn zerinde bir entik oluturdu ve su kumun zerinden akmaya balad, sonra da ksa
zamanda baraj ap aadaki kum-evli ky yerle bir etti. Sonra gnn birinde kum tepesinin
zerinde durmu uurtmay eken rzgra kar direniyordum, ipi sk sk kavryor, ekiyor, tartyor,
ayarlamalar yapyor ve saryordum ki o sardm ip birden bire Esmerelda'nn boynuna dolanm gibi
hissettim, fikir ortaya kmt ite. Uurtmalar kullan.
Sanki aklmda uurtmay ynlendiren srekli ekimden baka hibir ey yokmuasna sknetle
bu fikri dndm ve olduka mantkl buldum. Dndke fikir kendiliinden ekil ald, deta
tomurcuklar verip kuzenimin sonunu belirleyecek noktaya kadar trmand. Hatrlyorum da bir srtma
yayld yzme o zaman ve akrobat hzla otlarn ve suyun zerine doru indirmeye baladm, kumun
ve dalgalarn zerine, rzgra kar yle bir ektim ipini ki elindeki gkyzne bal ipi durmadan
ekitirip durarak kum tepesinin zerinde oturan kza arpmadan nce iyice hz kazansn. Dnp
gld, sonra bir kahkaha att, gzleri yaz gneinde a olmutu. Ben de kahkaha attm, hem
yukarlardaki hem de beynimin derinliklerindeki o eyleri eit lde kontrolm altnda tutuyordum.

Kocaman bir uurtma yaptm.
O kadar bykt ki barakaya bile smad. -Bir ksmm uzun zaman nce tavan arasnda bir
ksmn da kasaba plnde bulduum alminyum adr direklerinden yaptm onu. lk bata siyah
naylon torbalarla kapladm, sonra deitirip yine, tavan arasndan bulduum adr bezini kullandm.
Kaln, portakal rengi bir misina kullandm uurtma ipi olarak, onu da bir pantolon asksyla iyice
salamladm vin makarasna sardm. Uurtmann kuyruu, bklm dergi sayfalarndan oluu-
yordu; Silah ve Mhimmat dergisi, o zamanlar dzenli olarak alrdm. Krmz boyayla tentenin
zerine bir kpek kafas resmetmitim, o zamanlar Kpek burcundan olmadm bilmiyordum daha.
Babam yllar nce o srada gkyznde Sirius olduu iin Kpek burcundan olduumu sylemiti.
Her neyse, sadece bir simgeydi ite.
Bir sabah erkenden, gne bile domadan, herkes uykudayken dar ktm. Barakaya gidip
uurtmay aldm, kum tepelerinin zerinden bir sre yryp onu kurdum, yere bir adr ivisi ak-
tm, misinay ona baladm, sonra ipini ksa tutarak uurtmay bir sre uurdum. Hafif bir rzgar
olduu halde beni epeyce zorlayp terletmiti, ellerim de giydiim i eldivenlerine ramen yanmaya
balamt. Uurtmann bu ii halledeceine karar vererek aa ektim.
kindi vakti biraz daha hzlanm olan rzgr adadan Kuzey Denizi'ne doru esmekteyken
Esmerelda'yla ben her zamanki gibi dar ktk ve uurtmay almak iin barakaya uradk. Onu
tamama yardm etti; misinay ve vinci kk dz gsne bastrm aletin kilidini klatyordu,
sonunda evden epeyce uzakta bir yere vardk. Norve ya da Danimarka'ya yzn dnm yksek bir
kum tepesiydi, otlar kalara dklm salar gibi kuzeyi iaret ediyordu.
Ben duruma uygun gayet ciddi bir tavrla ar ar uurtmay bir araya getirirken Esmerelda iek
topluyordu. Yanl hatrlamyorsam, kendilerini gstersinler, koparlp demet yaplmaya raz olsunlar
diye iekleri kandrmak iin onlarla konuuyordu. O yrrken, melir, emekler ve konuurken
rzgr sar salarn uuruyor ben de uurtmay kuruyordum.
Sonunda uurtma bitmi, btn paralar birbirine taklm bir halde km bir adr gibi otlarn
zerine serilmiti, yeil stne yeil. Rzgr iine doluyor, onu kmldatyordu; otlarn dalgalanrken
kard sesler ona canlym gibi bir hava veriyordu, kpein surat askt. Portakal rengi misinay
alp gerekli dmleri attm.
Esmerelda'y ardm. Elinde bir tomar kk iek vard, adlarn unuttuu ya da hi
renmemi olduu iin yeni isimler uydurarak hepsini bana tek tek tantrken sabrla bekledim. Bana
verdii papatyay nezaketle alp ceketimin sol cebinin iliine taktm Ona yeni uurtmay bitirdiimi,
onu rzgrda denemek iin yardmc olabileceini syledim. Heyecanlanmt, ipi tutmak istiyordu.
Ona belki ipi tutturabileceimi syledim, ama tabii kontrol bende olacakt. iekleri de elinden
brakmak istemiyordu, ben bunun mmkn olduunu syledim.
Esmerelda uurtmann bykln ve zerindeki vahi kpek resmini grnce kk lklar
atmaya balad. Uurtma, rzgarn krtrd otlarn zerinde sabrsz bir manta bal gibi yatyordu
kanatlarn ar ar kmldatacak. Ana kontrol iplerini Esmerelda'ya verip onlar nasl ve nereden
tutacan gsterdim. Bileklerine geirmesi iin birka ilmek attm syledim ona, bylece elinden
karmayacakt. Ellerini dmlenmi misinann arasna soktu, bir eliyle smsk ipi, tekiyle ise
rengrenk iekleri tutuyordu. Ben kendi payma den ipleri toparlayp uurtmann te tarafna
getim. Esmerelda yerinde zplyor, bana uurtmay bir an nce uurtmam sylyordu. Etrafa son
kez baktktan sonra iine rzgr dolsun diye uurtmann ban hafife kaldrdm. Hemen kuzenimin
arkasna kotum, bu srada uurtmayla arasnda gevek duran ip de gerilmiti.
Uurtma vahi bir ey gibi, kuyruunu yrtlan mukavvaya benzer bir sesle sallayarak ge
ykseldi. Silkinip havada bir atrt kard. Kuyruunu kesip att ve ii bo kemiklerini esnetti.
Esmerelda'nn arkasna geip kk illi bileklerinin hemen altndan ipi tuttum, uurtmann
aslmasn bekliyordum, ipler gerildi ve uurtma asld. Dengemi kaybetmemek iin topuklarm
topraa gmmem gerekti. Esmerelda'ya arptm, bard. lk vahi savrulmada misinann gerilmesiyle
ipleri brakmt, ben zerimizdeki gklerin gcn denetim altna almaya abalarken o da durmu
bana gkyzne bakyordu. iekleri hl brakmamt, iplere attm ilmekler kollarn bir kukla
gibi indirip kaldryordu. Vin gsme dayalyd, ellerimle arasnda gevek bir blm vard.
Esmerelda son kez kkrdayarak bana bakt, ben de gldm. Sonra ipleri braktm.
Vin ensesine arpnca bir lk att. Sonra ipin ekmesi ve ilmeklerin bileklerini iyice
kavramasyla ayaklar yerden kesildi. Srtst yuvarlandm, hem bir gren varsa manzarann daha
inandrc olmas iin hem de vinci braktmda dengemi kaybettiimden. Esmerelda'nn sonsuza
kadar bir daha ayak basmayaca topraa yuvarlandm. Uurtma dalgalanyor, savruluyordu, kz
vinle birlikte yerden kaldrp havaya ekti. Srtst, yattm yerden bir an olanlar izledim, sonra
kalktm ve srf onu yakalayamayacam bildiimden olabildiince hzl peinden kotum. Btn
gcyle haykryor, bacaklarn sallyordu; ama bileklerine dolanm acmasz misina ilmekleri onu
brakmyordu, uurtma rzgrn dileri arasndayd, zaten onu yakalamay gerekten istemi olsam
bile oktan yetiemeyeceim kadar uzaklamt.
Kotum kotum, kendimi bir kum tepesinin zerinden atp denize doru yuvarlandm, uurtmann
ektii, rpnan kk gvde gitgide daha uzaklara srkleniyordu. Rzgrn srkledii lklarn
hayal meyal duyabiliyordum. Kumlarn, kayalarn zerinden denize ald, ben tepinen ayaklarnn
altnda sallanan vinci seyrederek soluk solua altnda kouyordum. Elbisesini rzgr iiriyordu.
O habire ykselirken ben de komay srdryordum, rzgr ve uurtma beni oktan geride
brakmt. Denizin kenarndaki su birikintilerinin iinden getim, sonra dizlerime kadar denize
girdim. Tam o srada, ilk bata tek bir ey gibi grnen, ama sonra dalan bir ey dt ondan aa,
ilk bata korkudan altna iediini dndm, sonra tuhaf bir yamur gibi gkyznden yuvarlanp
biraz temde suya arpan iekleri grdm. S sularda onlara ulaana kadar kula atp,
bulabildiklerimi topladm, bam hasadmdan kaldrdmda Esmerelda ve uurtma Kuzey Denizi'ne
ynelmilerdi. Rzgr dinmezse u kahrolas denizi ap karaya ayak basabilecei geti aklmdan,
ama yle bile olsa elimden geleni yaptmdan erefimi kurtarm saylrdm.
yice klene kadar seyrettim onu, sonra dnp karaya ktm.
Drt yl iinde benim hemen yanbamda meydana gelen lmn phe uyandracan
bildiimden tepkimi dikkatle planlamtm bile: Hemen eve komak yerine kum tepelerine dnp
elimde ieklerle oturdum. Kendi kendime arklar syledim, hikyeler anlattm, acktm, biraz
kumlarda yuvarlandm, biraz kumu gzlerime srdm ve kendimi kk bir ocuun asla iinde
bulunamayaca korkun bir ruh haline sokmaya altm. Akamzeri gen bir orman iisi beni
bulduunda hl orada oturmu denize bakyordum.
Babam ve akrabalarmz bizi merak edip bulamaynca polise haber vermiler, Diggs de bir arama
ekibi kurmutu, adam da onlardan biriydi.Adam kum tepelerinin zerinde slk alarak ve otlarn
arasn bir sopayla kartrarak dolanyordu.
Onu grmezlikten geldim. Denize bakarak titremeyi ve iekleri elimde smsk tutmay
srdrdm. Babam ve Diggs, adam kum tepelerini arayan insanlarla haber gnderdikten ok sonra
geldiler, ama o ikisine de hi aldrmadm. Bir sre sonra etrafmda dzinelerce insan birikmiti, bana
bakyor, sorular soruyor, saatlerine gz atp etraf kolaan ediyorlard. Yeniden yan yana sralanp
Esmerelda'y aramaya koyuldular, bu arada ben eve tandm, Bana orba iirmeye altlar; alktan
lyordum; ama hi aldrmadm, bana sorduklar sorulara donuk bir bak ve sessizlikle karlk ve-
riyordum. Daym ve yengem yzleri kpkrmz, gzleri slak beni sarsyorlard; ama hi
aldrmyordum. Sonunda babam beni yukar odama karp zerimdekileri kard ve yataa yatrd.
Btn gece beni hi yalnz brakmadlar, yanmda babam, Diggs ya da her kim varsa, bir sre
sessizce yatp uyuma taklidi yaparak sonra da btn gcmle barp kendimi yataktan atarak ve
yerde tepinerek, hem onu hem kendimi uyutmadm. Her seferinde tekrar uyumu gibi yapyor, sonra
yine ldryordum. Birisi benimle konumaya kalksa titreyerek yatakta yatyor, sar ve dilsiz onlara
bakyordum.
afak vakti arama ekibi Esmereldasz dnene kadar uyank durdum, sonra kendimi braktm.

Kendimi toparlamam bir hafta srd, hayatmn en gzel haftalarndan biriydi. Eric okul
gezisinden geri dnd, ben de o dndkten ksa bir sre sonra konumaya baladm; ilk bata sama
sapan eyler, sonra olup bitenlerle ilgili kopuk kopuk ipular, bunlar hep lklar ve donma takip
ediyordu.
Hafta ortasnda filan Diggs'in babamn beni kendinden baka kimsenin muayene etmesine izin
vermemekte gsterdii srar krmasyla Dr. MacLennan'n beni grmesine izin verildi. Yine de
babam pheyle odada kald, muayenenin belli snrlan amamasna zen gsteriyordu; doktorun
btn vcudumu kontrol etmesine izin vermemesi houma gitmiti, ben de biraz daha aldm.
Hafta sonunda hl ara sra sahte bir kbus gryor, ikide bir sessizleip titremeye balyordum;
ama az da olsa yemek yemeye ve birok soruya memnuniyetle cevap vermeye balamtm.
Esmerelda ve bana gelenler hakknda konumak hl kk nbetlere, lklara ve ksa sreli
kapanmalara neden oluyordu; ama babamn ve Diggs'in sabrl, uzun sorgulamas sonunda dnme-
lerini istediim ekilde anlattm olay: Byk bir uurtma, Esmerelda iplere dolanyor, ben yardm
etmeye alrken vin elimden kayyor, umutsuzca kouyorum; sonras boluk.
Lanetlenmi olduumdan korktuumu, yaknmdakilere lm ve felaket getirdiimi, ayn zamanda
insanlarn Esmerelda'y benim ldrdm dneceklerini sandmdan hapse atlmaktan
korktuumu anlattm onlara. Alayarak babama hatta Diggs'e bile sarldm, niformasnn sert, mayi
kuamnn kokusu doldu burnuma, deta iten ie eriyip bana inandn hissettim. Ondan barakaya
gidip oradaki btn uurtmalarm yakmasn rica ettim, o da imdi Uurtma Yangn Oyuu adn
tayan bir oyukta onlar yakt. Uurtmalara zlmtm ve rolmn gerekilii uruna artk bir
daha elime hi uurtma almamam gerektiinin farkndaydm, ama demiti. Esmerelda hi ortaya
kmad; Diggs'in balklar ve petrol platformlarndan ald bilgiler onu en son benim grdm
gsteriyordu.
Bylece hem sayy dengelemi hem de g olmasna ramen muhteem bir rol kesme haftas
yaamtm. Beni eve getirdiklerinde hl elimde tuttuum iekler parmaklarmn arasndan zorla -
karlp bir torba iinde buzdolabnn zerine konmutu. Onlar iki hafta sonra orada bulduumda
kurumu ve unutulmulard. Bir gece onlar tavan arasndaki tapnaa kardm ve kk bir cam
ieye atlm selobant paralarna benzeyen kk, kahverengi, kurumu bitkileri bugne kadar
sakladm. Bazen kuzenimin sonunun nerede geldiini merek ediyorum; denizin dibinde belki ya da
kayalk ve ssz bir kumsalda ya da yksek bir dan tepesinde, martlara ve kartallara yem....
Onun havada, dev uurtma tarafndan srklenirken ldn dnmek daha ok houma
giderdi, gitgide ykselerek dnyann evresinde dnerken alktan ve oksijensizlikten lyordu ve
iyice hafifleyip gezegenin jet rzgrlarnda dolaan incecik bir iskelete dnyordu; bir tr Uan
Hollandal. Ama gerein byle romantik bir grntyle alakas olduunu sanmyorum.
Pazar gnnn byk blmn yatakta geirdim. Dn geceki cmbten sonra, dinlenmeye, bol
bol su imeye, biraz yemek yemeye ve sarholuumdan kurtulmaya ihtiyacm vard. imden hemen
orackta bir daha hi iki imemeye yemin etmek geliyordu, ama ok gen olduumdan bunun
gereki olmayacana karar verdim ve bir daha o kadar sarho olmamaya niyetlendim.
Ben kahvaltya inmeyince babam gelip kapm vurdu.
"Biliyorum geri ama yine de soraym, neyin var senin?"
"Hi," diye seslendim atlak bir sesle.
"yi yleyse," dedi babam alayl bir sesle. "Dn gece ne kadar imek zorunda kaldn acaba?"
"ok deil."
"Yaaaa," dedi.
"Birazdan inerim," dedim ve ayaa kalktm zannetsin diye yatakta saa sola yuvarlandm.
"Dn gece arayan sen miydin?"
"Ne?" diye sordum kapya, sallanmay brakarak.
"Sendin deil mi? Sen olduunu dndm; sesini deitirmeye alyordun. Gecenin o saatinde
ne halt etmeye aradn?"
"ey... Aradm hatrlamyorum. Ciddiyim Baba," dedim dikkatle.
"Hh. Salaksn sen olum," dedi ve topallaya topallaya salona indi. Yattm yerde dnmeye
baladm. Dn gece evi aramadmdan, emindim. Bardayken yanmda Jamie vard, dardayken
Jamie ve kz, koarken yalnzdm, sonra yine Jamie'yle sonra da o ve annesiyle, sonra aylm
vasiyette eve yrmtm. Hi karanlk nokta yoktu. Eric'in aradn dndm. Anlalan babam
pek uzun sre konuamamt, yoksa olunun sesini tanrd. Eric'in hl darda olmasn ve eve
gelmesini istiyordum, ayn zamanda bamn ve midemin ne kadar rahatszlk verebileceklerini bana
hatrlatp durmamalarn istiyordum.
"u haline bak," dedi babam ikindi vakti televizyondaki eski bir filmi izlemek iin zerimde
sabahlmla aa indiimde. "Kendinle gurur duyuyorsundur herhalde. Byle eyler yapmann seni
erkek yapacan dnyorsundur." Babam azn aklatp kafasn iki yana sallad, sonra yine
Scientific American'n okumaya koyuldu. Salondaki byk koltuklardan birine dikkatle oturdum.
"Dn gece biraz sarho olduumu kabul ediyorum baba. Bu cann skyorsa kusura bakma, ama
emin ol" ben de acsn ekiyorum."
"yi bari, belki biraz ders alrsn. Dn gece ka beyin hcreni katlettiinin farknda msn acaba?"

"Birka bin vardr herhalde," dedim biraz durup dndkten sonra.
Babam evkle ban sallad: "En azndan."
"Tekrarlamamaya gayret ederim."
"Hh/'
"Zarrt!" dedi ansm byk bir grltyle, hem beni hem de babam artarak. Dergisini indirip
glmseyerek bamn zerinden bir yerlere bakarken ben de boazm temizleyerek gze bat-
mayacak bir biimde sabahlmn eteini dzeltmeye koyuldum. Burun deliklerinin alp
kapandn grebiliyordum.
"Lager marka bira ve viski, di mi?" dedi ban sallayarak ve dergisini tekrar kaldrd. Parlak
sayfalarn arkasnda kaybolmasna sevinerek kzardm hissettim ve dilerimi sktm. Bunu nasl
yapabiliyordu? Hibir ey olmam gibi davrandm.
"Bir ey daha var," dedim, "umarm kzmazsn, Jamie'ye Eric'in katm syledim."
Babam derginin zerinden ate saan gzleriyle bana bakarak ban iki yana sallad ve okumay
srdrd. "Budala," dedi. Akamleyin hafif bir eyler attrdktan sonra tavan arasna kp ben evde
dinlenirken bir eyler olmu mu diye teleskopla adaya baktm. Her ey sakin grnyordu. Alalm
bulutlarn altnda, serinde ksa bir yry yaptm, kumsaldan adann gney ucuna kadar yryp
dndm, sonra ieriye girdim ve televizyon seyrederken alaktan esen bir rzgra taklm olan
yamur gelip pencerenin nnde mrldanmaya balad.
Telefon ald srada yatyordum. Henz dalmam olduumdan hemen kalktm ve babamdan
nce amak iin aa kotum. Hl ayakta olup olmadn bilmiyordum.
"Evet?" dedim soluk solua, pijamann stn pantolonun iine sokarken. Ddk sesi duyuldu,
Sonra te taraftan bir i eki geldi.
"Hayr."
"Ne?" dedim kalarm atarak.
"Hayr," dedi telefondaki ses.
"H?" dedim. Eric olup olmadndan bile emin deildim.
"Sen 'Evet' dedin. Ben de 'Hayr'."
"Ne dememi istiyorsun?"
" 'Porteneil 531.'"
"Tamam! Porteneil 531, Alo?"
"Tamam. Hoakal." Bir kkrtdan sonra telefon kapand. Sularcasna telefona bakarak kapattm.
Durakladm. Telefon yine ald, ilk zilin yarsnda hemen kaptm.'
"Ev.." diyecektim ki bip bip sesi duyuldu. Ses kesilene kadar bekledikten sonra "Porteneil 531,"
dedim.
"Porteneil 531," dedi Eric. En azndan Eric olduunu dnyorsum.
"Evet," dedim. \
"Ne eveti?"
"Evet, buras Porteneil 531."
"Ama ben orann Porteneil 531 olduunu sanmtm."
"Evet yle. Kimsiniz? Sen misin ...?
"Benim. Oras Porteneil 531 mi?"
"Evet!" diye bardm.
"Siz kimsiniz?"
"Frank Cauldhame," dedim sakin olmaya alarak. "Siz kimsiniz?"
"Frank Cauldhame," dedi Eric. Yukarya merdivenlere baktm, ama babamdan eser yoktu.'
"Selam Eric," dedim glmseyerek. Bu gece ne olursa olsun onu kzdrmamaya kararlydm.
Yanl bir ey syleyip aabeyime bir baka Postane maln daha paralatmaktansa telefonu kapardm
daha iyi.
"Frank olduunu sylemitim. Bana neden 'Eric' diyorsunuz?"
"Hadi Eric, sesini tandm."
"Ben Frankim. Bana Eric deyip durma."
"Tamam tamam. Sana Frank derim."
"Peki sen kimsin?"
Bir an dndm. "Eric mi?" dedim ekine ekine.
"Daha demin adnn Frank olduunu syledin."
''ey," iimi ektim, tek elimle duvardan destek alm ne syleyeceimi dnyordum. "Bu...bu
bir akayd.Tanrm, ne desem." Kalarm atp Eric'in bir eyler sylemesini bekledim.
"Neyse Eric," dedi Eric, "yeni havadis var m?"
"Pek bir ey yok. Dn gece dardaydm, bara gittim. Dn gece sen mi aradn?"
"Ben mi? Yo."
"Ya. Babam birinin aradn syledi. Belki de sen aramsndr diye dnmtm."
"Neden arayaym ki?"
"Silmem." Omzumu silktim. "Bu gece neden aradysan ondan. Her neyse."
"Sence bu gece neden aradm?"
"Bilmem."
"Tanrm; neden aradm bilmiyorsun, adnn ne olduundan emin deilsin, benimkini yanl
biliyorsun. Ne ie yararsn sen?"
"Pes yani," dedim Eric'ten ok kendime. Bu konumann hi de iyi sonulanmayacan
seziyordum.
"Bana nasl olduumu sormayacak msn?"
"Evet, evet," dedim. "Naslsn?"
"ok kt. Ya sen?"
"Fena deil. Neden ktsn?"
"ok umrunda sanki."
"Tabii umrumda. Ne oldu?"
"Seni ilgilendirmez. Bana baka bir ey sor, hava nasl ya da neredesin trnden eyler. Hislerimin
umrunda olmadn biliyorum."
'Tabii ki umrumda. Sen benim aabeyimsin. Seni merak ediyorum," diyerek kar ktm. Tam o
srada mutfak kapsnn aldn duydum, bir iki saniye sonra babam merdivenlerin dibinde belirdi,
trabzann ucundaki tahta topuzu tutarak bana bakmaya balad. Ban kaldrp daha iyi duyabilmek
iin hafife yan yatrd. Ericin bana verdii cevabn ban karp son blmn yakaladm:
"... benim ne hissettiimden. Ne zaman arasam hep ayn. 'Nerdesin?' Tek merak ettiin bu;
zihnimin nerede olduunu merak etmiyorsun, sadece gvdem seni ilgilendiriyor. Neden dert
ediyorum bilmiyorum. Neden aryorum ki sanki?"
"H h. Demek yle," dedim babama glmseyerek. Kmldamadan ve sesini karmadan ylece
duruyordu.
"Ne demek istediimi anlyor musun? Sadece bunu syleyebilirsin sen. -H h. Demek yle.'
Zahmet oldu. Bu beni ne kadar umursadn gsteriyor ite."
"Hi de deil. Tam aksine," dedim ona, sonra telefonu azmdan biraz uzaklatrp babama
bardm: "Yine Jamie aryor, Baba!"
"...neden bu kadar zahmete giriyorum bilmem....," diye konumasn srdryordu Eric, dediimi
duymamt anlalan. Babam da duymam gibiydi, ayn ekilde kafasn dikmi aada duruyordu.
Dudaklarm yalayarak "Evet, Jamie..." dedim.
"Ne? Grdn m? Adn yine unuttun. Ne anlam var? te bunu bilmek istiyorum. H? Ne anlam
var? O beni sevmiyor. Sen beni seviyorsun ama, deil mi?" Sesi biraz daha ksk ve yankl geliyordu;
azn telefondan uzaklatrm olmalyd. Sanki kulbede onunla birlikte olan biriyle konuuyor
gibiydi.
"Evet, J amie, tabii yle." Babama glmseyip mmkn olduunca rahat grnmek iin elimi
koltuumun altna sktrdm.
"Sen beni-seviyorsun deil mi tatlm? Kk kalbin benim iin yanyor..." diye mrldanyordu
Eric ok uzaklarda. Yutkunarak yeniden babama glmsedim.
"Eee, hayat byle J amie. Bu sabah burada babama da ayn eyi syledim." Babama el salladm.
"Bana olan akndan yanyorsun, deil mi kk sevgilim?"
Eric'in mrltlar arkasndan hzl hzl bir soluk sesi duyunca hem yreim hem de midem azma
geldi. Hafif bir inilti ve kpek sesleri duyunca her yanm isilik bast. Titredim. Bir bardak viskiyi
kafama dikmiim gibi geri gitti bam. Kpein soluk sesleri ve iniltileri geliyordu kulama. Eric onu
yattrmak iin bir eyler sylyordu. Aman Tanrm, yannda bir kpek vard. Hayr, olamaz.
"Bak! Dinle imdi, Jamie! Ne dnyorsun?" dedim yksek sesle ve umutsuzca, babam isilikleri
grd m diye merak ediyordum. Gzlerimin dar uradn hissediyordum, ama yapacak bir ey
yoktu; Eric'in dikkatini datacak bir eyler sylemeye abalyordum. "Ben... ey... Willy'yi bizi bir
daha gezdirmesi iin ikna etsek iyi olacak; hani u kumda kulland Mini'yle diyorum. ok
elenmitik deil mi?" Azm kurumu, sesim atallamt.
"Ne? Sen ne diyorsun?" dedi Eric'in sesi birdenbire yine telefona yaklaarak. Yutkunarak gzlerini
hafife ksm olan babama glmsedim.
"Hatrlasana Jamie. Willy'nin Mini'si. Burada duran babam" - bu kelimeyi tslar gibi syledim-
"kumda kullanabileceim bir araba almaya ikna etmeliyim."
"Sama sapan konuuyorsun. Ben hi kumda arabaya binmedim. Kim olduumu yine unuttun,"
dedi Eric, hl dediklerimi dinlemiyordu. Babama arkam dnp keye baktm, derin derin i
geirerek kendi kendime, "Aman Tanrm," dedim.
"Evet, evet yle Jamie," diye srdrdm konumam umutsuzca. "Aabeyim yaknlamtr
herhalde. Ben ve buradaki Babam onun iyi olduunu umuyoruz."
"Pi kurusu seni! Sanki ben burada deilmiim gibi konuuyorsun! Tanrm insanlarn bunu
yapmalarndan nefret ediyorum! Sen bana bunu yapmazdn deil mi, deil mi ate param benim?"
Sesi tekrar uzaklat, kpein seslerini duydum; dnyorum da yavruydu galiba. Terlemeye
balamtm,
Aada ayak sesleri duydum, sonra mutfan lambas kapand. Ayak sesleri geri gelip
merdivenleri kmaya balad. Hemen dnp yaklaan babama glmsedim.
"Evet, haklsn Jamie," dedim acnas bir halde, resmen kanm kurumutu. ,
"O kadar uzun konuma," dedi babam yanmdan geip giderken. Merdivenleri kmaya balamt.
"Tamam, baba!" diye bardm neeyle, iler sarpa sarp da bir kar yol bulamadm zamanlarda
olduu gibi sidik torbamn yaknlarnda bir sz duymaya baladm.
"Aauuuuf"
Telefonu kulamdan ekip bir an ylece bakakaldm. Sesi Eric'in mi yoksa kpein mi
kardn anlayamamtm.
"Alo? Alo?" diye fsldadm deli gibi, babamn glgesi st katn duvarn boydan boya gemiti.
"Haauuuuuuvv!" lk hatta nlyordu. Olduum yerde sradm. Tanrm, hayvana ne
yapyordu yle? Sonra telefonun ahizesi bir yere arpt, kfr gibi bir eyler duydum, telefon tekrar
bir yere arpt. "Seni pi kurusu... Aaah! Siktir! Gel buraya, seni kk..."
"Alo! Eric! Yani Frank! Yani... Alo! Ne oluyor?" diye tslayarak st katta glge var m diye
baktm, azm elimle kapamtm. "Alo?"
Bir takrt oldu, sonra "Senin hatan!" diye bir bar duyuldu, sonra bir baka atrt. Bir sre ne
id belirsiz, sesler duydum, ama he kadar urarsam uraaym ne olduklarn karamyordum,
hattan kaynaklanan seslere de benzemiyorlard. Telefonu kapatsam m diye dnyordum, hatta tam
kapatacaktm ki Eric'in sesi tekrar duyuldu, anlayamadm bir eyler mrldanyordu.
"Alo? Ne?" dedim.
"Hl orada msn? Pi kurusunu kaybettim. Senin yznden. Tanrm, sen ne ie yararsn ha?"
"zr dilerim," dedim samimiyetle.
"Artk ok ge. Isrd beni, it bozuntusu. Ama yine yakalarm naslsa. Pi kurusu." Bip bipler
duyuldu. Biraz daha para attn duydum. "Memnunsundur deil mi?"
"Neden memnun olacakmm?"
"Kahrolas kpek kat iin, gtlek." ,
"Ne? Bana m?" diye kekeledim.
"Sakn kat iin zldn sylemeye kalkma bana."
"Ah..,"
"Bile bile yaptn!" diye bard Eric "Bile bile yaptn! Kamasn istiyordun! Oyunumu bozdun!
Beni deil kpei tutuyorsun! Seni hyar! Seni pis pi kurusu!"
"Ha, ha," diye gldm inandrc olmayan bir sesle. "Aradn iin teekkrler... ey... Frank.
Hoakal." Telefonu dank diye kapadm, btn artlar gz nne alndnda ne kadar iyi idare etti-
imi dnerek kendimi kutladm. Epeyce terlemi olan alnm sildim ve yukardaki glgesiz duvara
son bir kez daha baktm.
Bam sallayarak merdivenleri kmaya baladm. Tam en st basamaa gelmitim ki telefon yine
ald. Donup kaldm. Eer ben aarsam... Ama amasam babam bakard....
Geri koup atmda atlan paralarn sesini duydum; sonra "Pikurusu!", ardndan da sar edici
metal ve cam sesleri. Gzlerimi kapatp sesleri dinledim, en sonunda telefonlardan genellikle
kmayan alak bir uultu ba gsterdi; sonra telefonu tekrar kapatp yukar baktm ve bitkinlikle
yukar kmaya baladm.
Yataa yattm. En ksa zamanda bu soruna uzun vadeli bir zm bulmam gerekecekti. Tek yol
buydu. Sorunun kkenine inerek olaylar zerinde bir etki yaratmam gerekiyordu; yani Bizim Saul'un
ta kendisine. Eric'in btn skoa telefon an harabeye evirmemesi ve lkedeki kpek neslini
tketmemesi iin gl bir ilaca ihtiya vard. Ama nce Fabrikaya danmalydm.
Tam anlamyla benim suum saylmazd, ama benimle ilgisi vard ve tarihi kpek kafatas,
Fabrikann yardm ve biraz da ans sayesinde bu konuda bir eyler yapabilirdim. Aabeyimin benim
yollayacam beyin dalgalarna ne denli ak olacan dnmek istemiyordum, akl durumu
belliydi, ama bir eyler yapmak zorundaydm.
Kk kpek yavrusunun ondan kurtulduunu umuyordum. Kahretsin olanlar yznden btn
kpekleri sulamyordum ben. Sulu Bizim Saul'du, Bizim Saul'un tarihimizde ve benim zel
mitolojimdeki rol Kastratrlkt, ama mezarl dolduran kk yaratklar sayesinde artk tmyle
benim kontrolmde.
Aabeyim olsa bile Eric'in deli olduu doruydu. Onu hl seven akl banda birisi olduu iin
anslyd.



VI
Kafatas Arazisi

Sekiz buuk aylk hamile Agnes Cauldhame, benzin deposunun zerine krmz bir kertenkele
gz yaplm ve gidonlar anm bir BSA 500'le kageldiinde babam, herhalde tahmin
edilebilecei gibi, onu grdne delicesine memnun olmamt. Ne de olsa benim doumumdan
neredeyse hemen sonra onu, kucanda alayan bir bebekle terk edip gitmiti. yl boyunca ne
telefon ne de karta eli varmayp da karnnda bir bakasnn ocuuyla birdenbire kasabadan gelen
patikada belirmesi ve rzgr gibi kpry geerek - motosikletinin gidonu kenarlara srtnerek -
babamdan barnak yemek, bakm ve doum talep etmesi biraz iddial bir davrant.
O srada sadece yanda olduumdan olan biteni pek hatrlamyorum. Aslnda yamdan
nce olanlarn hibirini hatrlamyorum. Ama yamda olanlar az da olsa hatrlamamn iyi bir
nedeni var. Babanm keyf istediinde azndan kard az buuk bilgilerden kendime gre olan
biteni tam tamna kafamda kurmay baardm. Ender olmakla birlikte Bayan Clamp da bir iki ey
sylemiti, ama onun anlattklar da babamnkilerden daha gvenilir deildi.
O sralarda Eric uzaklarda Stove'larn yanndayd.
Her tarafndan boncuklar sarkan, zerinde parlak renkli bir kaftan olan, iri yan, gne yan
Agnes 'Om' layarak lotus pozisyonunda doum yapmakta kararlyd (ocua bu ekilde hamile
kaldn iddia ediyordu) ve babamn yldr nerede ve kiminle olduu yolundaki sorularn
cevaplamay reddediyordu. Onu ve gvdesini sahiplenmemesini sylemiti babama. yiydi ve
hamileydi; babam bu kadarn bilsin yeterdi.
Babamn kar koymalarna ramen Agnes eski yatak odalarna yerleti. Babamn onun geri
dnmesinden gizliden gizliye memnun olduunu hatta bu sefer Agnes'in kalmaya geldii gibi aptalca
bir dnceye kapldn syleyebilir miyim bilmem. Etkileyici olmak istediinde taknd
dnceli tavrlara ramen onun o kadar da gl biri olduunu sanmyorum. Annemin olduka ka-
rarl mizac ona gem vurmaya yetmiti herhalde. Her neyse annem burnunun dorultusuna gidip, o
ak ve bar dolu yaz mevsiminin birka haftasnda kendi tarzna gre yaam.
Babam o sralarda iki bacan da kullanabiliyormu hem de Agnes, yatann yanndaki
sandalyenin zerine atlm olan kotunun paalarna dikilmi kk ngraklar aldnda evin
iinde bir aa bir yukar kouturmak iin. Dahas, babamn birde bana bakmas gerekiyormu.O
sralarda, btn salkl -ya ocuklan gibi ortalkta dolanp bam belaya sokmakla
megulmm.
Sylediim gibi tam olarak hatrlayamyorum; ama dediklerine baklrsa Bizim Saul'u, yani
babamn - dediklerine gre - ok irkin olduu ve kadnlar sevmedii iin bakt arpk bacakl yal
beyaz buldounu kzdrmay pek severmiim. Hayvan motosikletleri de sevmezmi ve Agnes ilk
geldiinde lgna dnp havlayarak ona saldrm. Agnes onu bir tekmeyle bahenin te tarafna
frlatnca bararak kum tepelerine doru kam ve ancak Agnes ortalktan ekilip yatana
yatrldnda ortaya km. Bayan Clamp babamn kpekten senelerce nce kurtulmas gerektiini
sylyor; ama bence, salyal eneli, sar prtlek gzl, balk kokulu yal kpek babamn gnln tam
da bu iticiliiyle fethetmi olmal.
Beklendii zere, scak, durgun bir gnde, le vakti Agnes iba yapp kendi kendine Om
layarak ter dkmeye baladnda babam sular kaynatmaya ve dier ileri yapmaya; Bayan Clamp de
ocuk doururken len tand kadnlarn hikyelerini anlatarak Agnes'in alnn silmeye koyulmu.
Ben ayamda bir ort darda koumaktaymm ve - sanrm - u hamilelik meselesi beni babamn
gzetiminden kurtarp evde ve bahede canm ne isterse yapma zgrlne kavuturduu iin
halimden pek memnunmuum.
Bizim Saul'u kzdrmak iin ne yaptm, onu bu kadar vahiletirenin scak m yoksa Bayan
Clamp'in dedii gibi Agnes'in geldiinde kafasna att tekme mi olduunu tam olarak bilemiyorum.
Ama kee kafal, kirli, gnete yanm, cesur bir pi olan ben hayvana cidden esasl bir pislik yapm
olmalym.
Bahede sonradan babam salkl yaam iin sebze rejimine balaynca sebze bahesi yaplan bir
yerde meydana geldi olay. Annem barp homurdanyor, knp nefes alyormu, hemen hemen bir
saatlik ilesi kalm ve her de (en azndan ikisi; herhalde Agnes meguld) deli gibi bir kpek
havlamas ve yksek perdeden tek bir lk duyduklarnda hem Bayan Clamp hem de babam onun
yanndaymlar.
Babam pencereye koup baheye bakm, sonra bir lk atm ve gzleri yuvalarndan dar
urayan Bayan Clamp'i yalnz brakarak dar komu.
Baheye inip beni kucana alm. Eve girip Bayan Clamp'i arm, sonra beni mutfak masasna
yatrp kanamay havlularla durdurmaya alm. Hl olan bitenin farknda olmayan ve bu yzden
de sinirlenen Bayan Clamp elinde babamn istedii ilala ieri girmi ve bacaklarmn arasndaki
felaketi grnce baylacak gibi olmu. Babam elinden ilac alp yukar annemin yanna gitmesini
sylemi ona.
Bir saat kadar sonra bilincim yerine gelmi vaziyette, itiim ilacn etkisiyle kanamasz yatamda
yatarken babam o srada sahip olduu tfei alp Bizim Saul'u aramaya km.
Daha evden bile kmadan iki dakikada bulmu onu. Hayvan kiler kapsnn yannda,
merdivenlerin altndaki serin glgeye sinmi. nleyip titriyormu ve salyasna karm olan kanm
enesinden akyormu, sarslarak yalvarrcasna babama bakyormu, babam onu yakalayp
boazlayvermi.
Babama anlattrabildiklerim bu kadar; ona baklrsa tam aada boazn skt kpek son
nefesini verirken bu sefer yukardan ikinci bir lk duyulmu, o da henz domu olan Paul adn
verdikleri ocuun sesiymi. O srada babamn kafasnda cirit atan ne menem arpk dncelerin
ocua bylesi bir isim vermesine neden olduunu bilmiyorum, ama Angus yeni oluna bu ismi ver-
mi. Bu ismi tek bana semek zorunda kalm; nk Agnes pek uzun kalmam. ki gnde
toparlanm, bama gelenlerden aknlk ve dehete kapldn ifade etmi, sonra motosikletine
atlayp ekip gitmi. Babam nne geerek onu durdurmaya alm, o da motosikleti zerine srp
bacan krm, kprye giden patikann zerinde.
Bylelikle Bayan Clamp, bana bakmakta srar eden babama bakarken bulmu kendini.
Kadncazn doktor armasna izin vermeyip kendi bacan kendisi alya alm, ama pek
tutturamam; topall oradan kalma. Paul'n annesi gittikten bir gn sonra Bayan Clamp yeni
domu ocuu salk ocana gtrmek zorunda kalm. Babam kar km, ama Bayan Clamp'in
de syledii gibi evde srekli bakma ihtiya duyan bir bebek olmakszn da iki sakata bakmak
yeterince zormu zaten.
Bu annemin eve ve adaya son gelii olmu. Ardnda bir l, bir yeni domu, iki de sakat
brakarak ekip gitmi. Ho ve de sarho bir sevgi, bar ve genel iyilik yaznda geirilen iki hafta iin
fena skor saylmaz.
Bizim Saul sonradan Kafatas Arazisi adn verdiim, evin arkasndaki yamaca gmld. Babam
hayvann karnn deip kk erkeklik organm karnndan kardn iddia ediyor, ama onlar ne
yaptn bir trl syletemedim.
Paul tabii ki Saul'du. Dman kurnazlk edip ocua aktarmt kendini; yle olmalyd. Babam bu
yzden bu ismi semiti yeni kardeim iin. Bunu zamannda fark edip daha kkken tedbir almam
iyi oldu, yoksa iinde Saul'un ruhuyla byseydi ocuk kimbilir nasl bir ey olurdu. Ama ans,
frtna ve ben onu Bombaya gtrmtk ve bu oyunu batan sona erdirmitik.
Kk hayvancklara gelince, o gerbiller, beyaz fareler ve hamsterler amurda can verdiler, srf
ben Bizim Saul'un Kafatasn ele geirebileyim diye. Kk yaratklar sapanla derenin karsndaki
amura frlatyordum, bylece cenaze treni dzenleme bahanem oluyordu. Yoksa babam aile
hayvanlar mezarln kazmama asla izin vermezdi, bu yzden de lmek zorundaydlar, hem de pek
anl bir kyafet olmayan badminton topunun iinde. Toplar kasabadaki spor maazasndan alr,
tepelerindeki lastik bal kardktan sonra direnmeye alan kobay iine sokardm (Bir keresinde
gerekten kobay kullanmtm, ama genellikle ok pahal ve biraz fazla bykler). Bir elbise gibi
dururdu stlerinde. Bu ekilde uua hazrlandktan sonra sularn zerinden soluksuz lmlerine
yollardm onlar; sonra sobann yannda duran, yllardr oyuncak askerlerimi koymak, maket evler
yapmak iin biriktirdiim byk kibrit kutularndan birine koyup gmerdim.
Babama onlar kar kyya ulatrmaya altm, gmmek zorunda olduklarmn da oraya
ulaamayan bilimsel deney kurbanlar olduunu sylerdim, ama bu bahaneye gerekten gerek var
myd bilmem; eskiden hippi olmasna ramen babam ikinci snf canllarn aclarna kar pek duyarl
deildi, bu belki de tp tahsili grmesinden kaynaklanyordu.
Doal olarak bir defter tutuyordum, bylelikle ancak otuz yedi szde uu deneyi yaptktan sonra,
Kafatas Arazisinin toprak tenini yaran gvenilir uzun sapl kreimin kumdan daha sert bir eye
arptn kaydedebildim, kpein kemiklerini bulmutum sonunda.
Kpein kafatasn gn na karm lmnden on yl sonraya rastlasa iyi olacakt, ama
aslnda bir iki ay gecikmitim. Yine de, Kafatas Yl eski dmanmn gcme teslim olmasyla sona
erdi; gerektii zre karanlk ve frtnal bir gecede fener nda, kreim Cesurvurula kemii rk
bir di gibi topraktan kardmda babam uyuyordu, ben de uyuyor olmalydm ve gkyz gk
grlts, yamur ve rzgrdan sarslyordu.
Nesneyi Snaa gtrdmde paranoyak hayallerle kendimi iyice korkuttuumdan titreyip
duruyordum, ama dayandm; kirli kafatasn orada temizleyip iine bir mum diktim ve evresini b-
yl, nemli eylerle doldurduktan sonra iyice m bir halde dnp scak yatama kavutum sa
salim.
Dnyorum da doru hareket etmiim, sorunumla gayet iyi baa kmm. Dmanm iki kere
ld ve hl elimin altnda. Tam anlamyla bir erkek deilim, bunu hibir ey deitiremez; ama ben
kendimim ve bu yeterli bir telafi.
u kpek yakma hikyesi tam bir samalk.




VII
Uzay galcileri

Kularn zaman zaman benimle ittifak kurduklarn fark etmeden nce onlara pek de ho olmayan
eyler yapardm: Onlar avlar, vurur, sular ekildiinde kazklara balar, yuvalarnn altna elektrik
fnyeli bombalar koyardm.
En sevdiim oyun yem ve a kullanarak iki ku yakalayp onlar birbirine balamakt. Genellikle
mart yakalardm ve her birinin bir bacana kaln turuncu misinay baladktan sonra bir kum te-
pesinde oturup seyrederdim. Bazen bir martya bir karga derdi, ama ayn cinsten olsalar da
olmasalar da ok gemeden uamadklarn fark eder - aslnda teoride ip yeterince uzundu - ve (birka
hantal akrobasi hareketinden sonra) kavgaya tutuurlard.
Bir tanesi lse bile, canl bir hasm yerine bir cesede bal kalan dier kusa - genellikle yaral
olurdu - eskisinden de kt bir duruma derdi. Bir iki azimli kuun yanlarndakinin bacan kopar-
dn grmtm; ama ou bunu baaramaz, hatta akllarna bile getirmezlerdi ve geceleyin
sanlara yem olurlard.
Baka oyunlar da oynardm, ama bu oyun olgunluk dnemi bulularmdan biri olarak dierleri
arasnda sivrilirdi; simgeseldi sanki, bir duygusuzluk ve kara mizah karm.
Sal sabah bisikletle kasabaya giderken kulardan biri oseye pisledi. Durup fkeyle yukarda
daireler izen martlara ve bir ift ardca baktm, sonra yerden biraz ot alp sarl-beyaz pislii
gidonun zerinden sildim. Ak, gneli bir gnd ve hafif bir esinti vard. Hava durumunda havann
birka gn daha byle iyi gideceini sylemilerdi, ben de Eric geldiinde de byle olsun diye dua
ediyordum.
Jamie'yle Cauldhame Armas'nn barnda bulutuk ve bir bilgisayar oyununun bana ktk.
"Madem bu kadar deli onu neden yakalayamadlar hl?" dedi J amie.
"Sylemitim; delidir ama ok kurnazdr. Aptal deil. Eskiden beri ok zekiydi. Okumay erken
renmi, btn teyzeleri amcalar 'Bym de klm velet' demeden edemiyormu, ben daha
domadan nce."
"Olsun, akl banda deil ki ama."
"Onlara baklrsa yle, ama ben pek emin deilim."
"Ya kpekler? Ya solucanlar?"
"Tamam, bu delice bir ey gibi grnyor, ama bazen bir eyler planladn dnyorum
aslnda, o kadar da deli olmadn. Belki normal biri gibi davranmaktan bkp deli gibi davranmaya
karar verdi ve fazla ileri gittii iin de onu kapadlar."
"O da deliye dnd," diyerek srtt Jamie, ben ekrandaki rengrenk uzay gemilerini yok ederken o
birasn yudumluyordu. Gldm. "Ne dersen de. Ben emin deilim. Belki gerekten de delidir. Belki
ben de yleyim. Belki herkes yle. En azndan benim btn ailem."
"Ha unu bileydin."
Bir anlna ona bakp glmsedim. "Bana bazen yle geliyor. Babam garip biri... Galiba ben de
yleyim." Omzumu silktim, dikkatimi yeniden uzay savana verdim. "Ama hi umrumda deil.
Ortalkta benden daha deli bir sr insan geziniyor zaten."
Ben ekrandaki vzldayan uzay gemileri arasna dalnca Jamie bir sre hi sesini karmadan
oturdu. Sonunda ansm dnd ve beni yakaladlar. Jamie baz tuhaf oluumlar yok etmek iin ekra-
nn karsna geince ben de biramn bana getim. Ekrana doru eildiinde kafasnn zerine
baktm. Salar dklmeye balamt, ama henz yirmi yandayd. O fazlasyla byk kafas,
"ate" dmesine basp joystick'i kmldatrken oynayan ksack kollan ve bacaklar bana yine
kuklalar hatrlatt.
"Evet," dedi bir sre sonra, hl gelen gemilere saldrmaktayd, "ounluu da politikaclar,
babakanlar filan."
"Ne?" dedim, neden sz ettiini anlayamamtm.
"u deliler. Hepsi lke, ordu ya da din bakanlar. Yani gerek deliler."
"H, bence de yle." dedim dnceli dnceli, tepe aa ekrandaki sava izlerken. "Belki de bir
onlarn akl banda. Ne de olsa g ve para onlarn elinde. Herkese istediklerini yaptrabilenler de
onlar, insanlar onlar iin lyor, onlar iin alyor, onlarn glerine g katyor, onlar koruyor,
vergileriyle onlara oyuncaklar alyor; snaklarna ve tnellerine saklanp btn byk savalardan
onlar sa kyor. Madem iler byle yryor, baz eyleri Joe Punter'n (Trke karlk olarak Sar
izmeli Mehmet Aa denebilir) dnd gibi yapmadklar iin kim onlara deli diyebilir ki? J oe
Punter gibi dnseler Joe Punter olurlard, iin keyfini de bakalar karyor olurdu."
"En iyi olan hayatta kalr."
"Evet."
"En..." Jamie nefesini tutup alete yle bir asld ki neredeyse tabureden yuvarlanyordu, ama onu
keye sktran sar imeklerden kurtulmay baard, "irkef olan hayatta kalr." Bana bakp s-
rttktan sonra tekrar makinenin zerine eildi. kimden bir frt ekerek bam salladm.
"Eer yleyse, eer en irkef olan kazanyorsa bu da bize girer."
"Biz yani J oe Punter'lar," dedi J amie.
"H, ya da herkes. Btn tr. Madem birbirimizi o harika hidrojen ve ntron bombalaryla
gebertecek kadar kt ve acmaszz, uzaya alp da dier rklara korkun eyler yapmadan kendi
kendimizi imha etsek iyi olur."
"Sence Uzay galcileri biz mi olacaz?"
"Evet!" Gldm ve taburemden geri doru eildim. "Tabii! Biz olacaz!" Yine gldm ve yanp
snen krmz yeil eylerin zerine parmamla vurdum, tam o srada bir tanesi ana ktleden ayrlp
Jamie'nin gemisine doru dala geti, atlar boa gitti; ama yanndan geerken yeil kanad
Jamie'nin gemisine dedi ve gzelim bir krmz yeil parltyla geminin patlamasna neden oldu.
"Siktir," diyerek doruldu. Ban iki yana sallad.
Ekrann bana geip kendi gemimin kmasn beklemeye koyuldum.
biradan hafif kafay bulmu vaziyette slk alarak bisikletle adaya dndm. lenleri
Jamie'yle gevezelik etmek houma gidiyordu. Bazen cumartesi akamlar da konuuyorduk; ama
orkestra alarken birbirimizi duyamyorduk, sonra da ben konuamayacak kadar sarho oluyordum ya
da konusam bile sonradan ne dediimi hatrlamyordum. Dnyorum da belki bylesi daha iyi,
normalde gayet akl banda davranan baz insanlar, kanlarndaki alkol molekl says nronlarnn
saysn geince zrvalayan, kaba, uyuuk, bn aptallara dnyor nk. Neyse ki insan ancak ken-
disi ayksa bunu fark edebiliyor, yani (en azndan, o anda) zm hem ho hem de aikr.
Geri dndmde babam n bahede bir ezlongda kestiriyordu. Bisikleti barakaya brakp
barakann kapsndan onu bir sre izledim, birden uyanverse beni tam kapy kapatrken grecei
ekilde duruyordum. Kafas biraz benden yana kaym, az hafif almt. Gzlerinde gne gzl
vard, ama gz kapaklarnn kapal olduunu grebiliyordum.
iim geldiinden onu uzun zaman izleyemedim. Onu izlemek iin yle zel bir nedenim yoktu;
sadece houma gidiyordu. O beni gremedii halde onu grebilmek ve benim bilincimin yerinde olup
onunkinin olmay ho bir duygu veriyordu bana.
Eve girdim.
Pazartesi gn, Kazklarn olaan kontroln yaptktan sonra Fabrikay onarp ekler yapmakla
uratm, btn leden sonram bu ile geirdiimden gzlerim yanmaya balamt ve babam
yemee inmem iin bana seslenmek zorunda kald.
Akamleyin yamur yad iin dar kmadm, televizyon seyrettim. Erken yattm. Eric
aramad.

Arma'da itiim birann yarsndan kurtulduktan sonra Fabrikaya bir kez daha gz atmaya ktm.
Tavan arasna ktmda iine gne dolmutu, lkt ve eski, ilgin kitaplarn kokusu sinmiti
ieri, ortal biraz temizlemeye karar verdim.
Oyuncaklar kutulara kaldrdm, hallar yaydm, den duvar ktlarn yerlerine yaptrdm,
meyilli tahta atya, yere dm birka haritay tekrar ineledim, Fabrikay onarmak iin
kullandm aletleri ve malzemeyi kaldrdm ve Fabrikann dolmas gereken ksmlarn doldurdum.
Btn bunlar yaparken baz ilgin eyler buldum: Aatan oyarak yaptm bir usturlap, Bizans'
koruyan surlarn maketi, telgraf direi porselenleri koleksiyonumdan kalanlar ve babamn bana
Franszca rettii zamandan kalma baz notlar. Sayfalar kartrrken pek yle bariz bir yalan
gremedim; "Affedersiniz" ya da "stasyonu tarif edebilir misiniz ltfen?" yerine kfr filan
retmemiti bana, ama kendini zor tuttuundan eminim.
Tavan arasn toplamay bitirdikten sonra altn renkli bolukta yzen toz zerreleri yznden bir iki
kere haprdm. Yenilenmi Fabrikaya tekrar baktm, srf ona bakmay, san solunu kurcalamay,
ona dokunmay ve kk manivelalarn, kapaklarn ve aletlerini altrmay sevdiimden. Sonunda
onu tam olarak kullanma frsatn yaknda elime geireceimi kendime telkin ederek istemeye
istemeye bandan ayrldm. Ertesi sabah kullanmak zere yeni bir eekars yakalayacaktm o ikindi.
Eric gelmeden Fabrikadan yeni bir kehanet koparmak; ne olaca konusunda bir fikir edinmek
istiyordum.
Ayn soruyu iki kere sormak biraz tehlikeliydi tabii; ama olaand durum bunu gerektiriyordu,
hem ne de olsa benim Fabrikamd.

Eekarsn kolayca yakaladm. Fabrika iin kurban toplamakta kullandm reelli tren
kavanozunun iine kendi ayaklaryla geldi. ine portakal kabuu ve birka yaprak attm ve zerine
delikli bir kapak kapattm kavanozu dere kenarndaki glgelie brakp baraj yapmaya koyuldum.
Ben ikindi gneinde terleye terleye alrken babam evin arka tarafn boyuyor, eekars da
kavanozun iinde antenlerini sallayarak dolayordu.
Baraj inaatnn tam ortasnda -biraz ge olmasna karlk- bunun Patlayan cinsten olmasnn daha
elenceli olacana karar verdim ve barakaya Sava antasn almaya gittim. antay barajn yanna
getirip iinden en kk elektrik fnyeli bombay setim. Bombann siyah metal mahfazasndaki
delikten kan plak ulu kablolar ateleyici olarak kullandm fenerin kablolarna balayp i ie
iki plastik torbaya sardm. Onu baraj duvarnn dibine gmp kablolar barajn arkasna geirdim,
hatta hemen yannda kavanozunda emekleyen eekarsnn durduu durgun sularn da arkasna.
Kablolar kapadm ki daha doal grnsn, sonra baraj yapmaya devam ettim.
Baraj sistemi ok byk ve karmakt ve birisi iki baraj arasnda dieri de son barajn altnda
olmak zere iki ky iinde barndryordu. Kprler, kk yollar, drt kuleli kk bir ato ve iki
karayolu tneli de vard. ay saatinden hemen nce fenerin gvdesine son kabloyu da baladm ve
eekars kavanozunu da alarak yakndaki bir kum tepesinin zerine ktm.
Babam hl salon camnn erevelerini boyuyordu. Evin denize bakan tarafna bir zamanlar
yapm olduu ekilleri yle byle hatrlyordum; o zamanlar bile solgundu renkleri, ama yanl
hatrlamyorsam dumanl kafayla yaplan sanatlarn minr klasiklerinden denebilirdi bunlara;
kocaman kavisli helezonlar pencerelerin ve kaplarn evresinde kvrmlanarak evin n cephesini
rengrenk dvmeler gibi kaplyorlard. Babamn hippilik gnlerinden kalma bu hatralar rzgr,
deniz, yamur ve gne tarafndan silinmi, anp gitmiti. Sadece belli belirsiz d hatlar ve birka
yerde de soyulan deri gibi gerek renkleri kalmt.
Feneri ap iine pilleri koydum, kapan kapadm ve dmesine bastm. Fenerin dna
ilitirilmi ve dier pillerle seri balanm dokuz voltluk pilden kan akm da dierlerine katlp
lambasnn olduu yerden fkran kablolar araclyla bombaya aktarld. inde bir yerlerde elik
tala alev alp erimeye balad, sonra beyaz kristal patlad - benim ve bir ar iinin terine, zamanna
ve gcne mal olan - metal boru bir ktm gibi yrtld.
Boomm! stteki barajn duvar havaya utu; bir buhar, gaz, su ve kum yn havaya ykselip
oradan da tapr tapr yere dklmeye balad. Yksek ve bouk bir ses karmt, sesten nce
kmda hissettiim titreim de tek ve kuvvetliydi.
Havaya frlam olan kumlar sular sratp kk ynlar halinde yollar ve evleri kaplayarak
aa dt. Dizginden boalm sular, kumdan duvardaki atlaktan paralar kopararak fkrd ve boz
bulank bir sel birinci kyn ortasndan geip gitti, ikinci barajn arkasnda birikti, geri gelip kumdan
evleri dmdz etti, atoyu da bir yana ykt, kulelerini zaten eritmiti. Kprnn ayaklar dayanmad,
tahtalar sele kapld, kpr yana yatt, sonra barajn zerinden su tamaya balad ve ok gemeden
tepesi sulara kapld, hl arkadan itmekte olan akntnn gcyle birinci barajn ardnda birikmi olan
sular onu yerle bir etti. Kale tmyle ykld.
Kavanozu brakp tepeden aa kotum, sel yatann kvrml yzeyi zerinde hzla hareket eden
su evleri ykyor, yollardan ve tnellerden geiyordu, sonra sonuncu baraja da ulat, onu hzla yerle
bir edip ikinci kydeki evleri telef etmeye koyuldu. Barajlar eriyip gidiyor, evler suyun iinde
kayboluyor, kprler ve tneller yklyor ve kenarlardaki kum birikintileri kyordu; iimde hey-
betli bir dalga gibi ykseldi heyecan ve grtlama yerleti ben bu su felaketinin etkisiyle titrerken.
Sularn kablolar kenara atn izledikten sonra oktandr kurumu olan kumlarn zerinden hzla
denize ynelmi olan suya baktm. Ar ar yaklaan kahverengi su kamburlarnn altndaki birinci
kyn karsna geip oturdum ve su frtnasnn dinmesini bekledim; bada kurmu, dirseklerimi
dizime, ellerimi de yzme dayamtm. Kanm kaynamt, mutlu, biraz da atm.
Sonunda, dere hemen hemen eski haline dndnde ve saatler sren emeimden hi eser
kalmadnda aradm eyi buldum: Bombann siyah-gmi art patlatt barajn bulunduu yerin
biraz altnda yarlm ve bzm bir vaziyette kumda duruyordu.
Botlarm karmadm, ama ayaklarm kyda ellerimle suyun iinde yryerek derenin ortasna
kadar uzandm. Bombadan geri kalanlar dere yatandan alp trtkl gvdesini dikkatle azma sk-
trdm, sonra ellerim zerinde gerileyip kendimi arkaya attm.
Neredeyse dmdz olmu madeni paray Sava antasndan kardm bir bezle sildim, antann
iine koydum, sonra eekars kavanozunu aldm ve sularn biriktii yerin en st noktasnda derenin
zerinden atlayarak ay iin eve dndm.
Hayatmz simge. Her eyi az da olsa sz sahibi olduumuz belli bir plana gre yapyoruz.
Gller kendi planlarn yapp dier insanlarnkini de kendilerininkine uyduruyor, zayflarn takip
edecekleri yol nceden belirlenmi. Zayflarn, ansszlarn ve aptallarn. Eekars Fabrikas bu
plann bir paras, nk hayatn bir paras; -dahas- lmn de. Yaam gibi karmak, btn her
ey var iinde. Sorulara cevap verebiliyor; nk her soru sonunu bekleyen bir balang ve Fabrika
da Son demek, yani lm. Kartlarnz, zarlarnz, asalarnz, kitaplarnz, kularnz, sesleriniz ve
muskalarnz sizin olsun; benim Fabrikam var, imdiyi ve gelecei gsteriyor, gemii deil.
O gece yattmda Fabrikann dolu ve hazr olduunu, yatamn baucunda kavanozda yryen
eekarsn beklediini biliyordum. Yukarda, tavan arasndaki Fabrikay dnerek telefonun
almasn bekledim.
Eekars Fabrikas gzel, lmcl ve mkemmel. Neler olaca hakknda bana bir fikir verecekti,
yapmam gerekeni syleyecekti, ona dantktan sonra Bizim Saul'un kafatasn kullanarak Eric'e
ulamaya alacaktm. Hem vey de olsa kardetik, hem ikimiz de erkektik, ben yarm erkek olsam
bile. Onun deli, benimse aklmn bamda olmasna ramen derinden derine birbirimizi anlyorduk.
Daha nceleri hi dnmediim, imdi aklma gelen bir bamz da vard: kimiz de birilerini
ldrmtk ve bunun iin kafalarmz kullanmtk.
Daha nceden de olduu gibi bu sefer de erkekler bunun iin yaratlm gibi geldi bana. ki
cinsiyet de kendilerine gre birer ii ok iyi yapyorlard: Kadnlar douruyor, erkeklerse
ldryordu.
Biz - ben kendimi fahri erkek sayyorum - daha serttik. Vuruyor, itiyor, ykleniyor ve ele
geiriyorduk. Bu cinsel terminolojiye sadece uzandan bakabilmem cesaretimi krmyordu. Hadm
edilmemi genlerimde, iliklerimde hissediyordum bunu. Eric cevap vermek zorundayd buna.
Saat on bir oldu, sonra on iki sinyalini verdi radyo, ben de kapatp uykuya daldm.





VIII
Eekars Fabrikas

Sabahn krnde, babam daha uykudayken, alak bir buluttan szan souk kta sessizce kalkp
zenle ykanarak tra oldum, odama dndm, ar ar giyindim, sonra uykulu grnen eekarsnn
durduu kavanozu alp beni bekleyen Fabrikann bulunduu tavan arasna ktm.
Kavanozu pencerenin altndaki kk mihraba braktm ve Fabrika iin gereken son hazrlklar
yaptm. im bittikten sonra mihrabn yanndaki kutuda duran yeil krem deterjan ellerime iyice
srdm. Zaman, Gelgit ve Mesafe Tablolarna baktm, mihrabn yanndaki kk krmz defterde
sularn ne zaman en yksek olduu yazyordu. ki kk eekars mumunu, sularn en yksek olduu
saati gsterecek ekilde akrep ve yelkovan gibi Fabrikann ze rine koydum, sonra kavanozun
kapan biraz aralayp yapraklan ve kk portakal kabuunu iinden kararak eekarsn yalnz
braktm.
Son derece gl eylerle donanm olan mihrabn zerine kavanozu yerletirdim; Blyth' ldren
ylann kafatas (babas takip ederek hayvan belle ikiye ayrmt; ylann n tarafn otlarn arasnda
bulup Diggs ipucu olarak gtrmesin diye hemen aldm), Paul' havaya uuran bombann bir paras
(bulabildiim en kk paray almtm; bir sr vard), Esmerelda'y uuran uurtmann tentesinden
bir para (gerek uurtmadan deil tabii, yapm srasnda artan kumalardan) ve Bizim Saul'un
anm sar dileri (kolayca karmtm).
Aparam tutup gzlerimi kapadm ve gizli kutsal szlerimi syledim. Ezberden birbiri ardna
sralayabiliyordum onlar, ama tekrarlarken anlamlarn da iyice kavramaya altm. tiraflarm,
hayallerim, umutlarm, korkularm, nefretlerim vard o szlerde ve ezbere okusam da okumasam da
her seferinde iliklerime kadar titretiyorlar beni. Yaknlarda bir kayt aleti olsa cinayetimi ortaya
seren o korkun gerek su yzne kard. Srf bu yzden bile ok tehlikeliydiler. Gerekte kim
olduumu, ne istediimi, ne hissettiimi de ifade ediyordu bu szler, insann en drst ve ak olduu
bir anda kendini tarif ettii ekilde tanmlanmas can skc olabilirdi, en umutlu ve mantksz olduu
zaman dnd eyleri duymann gururunu krmas gibi.
Bu i bitince fazla oyalanmadan eekarsn Fabrikann altna sokup ieri saldm.
Eekars Fabrikas birka metre karelik bir alan kaplayan bir metal, tahta, cam ve plastik
karmaas. Eskiden Porteneil'deki skoya Bankas'nn kaps zerinde asl duran saatin kadran ze-
rinde kurulu.
Saatin kadran plkte bulduum en nemli ey. Onu Kafatas Ylnda bulmu, patikadan
yuvarlayarak eve getirmi ve kprden geirmitim. Babamn evde olmad bir gn karmak zere
barakaya koymu, sonra tavan arasna karana kadar btn gn ter dkmtm. Kadran hemen
hemen bir metre apnda ve madeni; ok ar ve neredeyse lekesiz; numaralar Roma rakamlaryla
yazlm ve onlar da saatin geri kalanlar gibi benim doumumdan tam yz sene nce 1864'te
Edinburg'da yaplm. Bunun bir rastlant olmad kesin.
Saat iki tarafa da bakt iin bir yerlerde bir kadrann daha olmas lazm; ama haftalarca pl
aramama ramen dier tarafn bulamadm, bunu da Fabrikann bir baka gizemi saydm; bal bana
bir efsane. Kasabadaki hurdacda alan yal Cameron, Inverness'ten gelen bir hurdacnn saatin i
aksamn aldn syledi, belki teki yz de yllar nce eritilmitir ya da imdi hurda arabalardan ve
kurun fiyatlarndaki deiimlerden edinilmi krlarla Kara Adada yaplm gzel bir evin duvarn
sslyordur. lkini tercih ederim.
Kadran zerindeki be delii kapam, ama yelkovanla akrebin baland, merkezdeki delii
brakmtm; eekars da Fabrikaya bu delikten sokuluyordu. eri girdikten sonra kadrann zerinde
istedii kadar dolaabilir, l kuzenlerinin gml olduu mumlar inceleyebilir ya da
grmemezlikten gelebilirdi.
Kadrann evresinde rakamlarn olduu yerlerde kapaklar vard. Kapaklar dnda kalan yerleri be
santim yksekliinde kontrplak paralaryla kapamtm. zerlerine de kasabadaki camcya zel
olarak kestirdiim bir metre apndaki cam yerletirmitim. Kadrann kenarlarna doru ilerleyen
eekars o -ona gre- koskoca rakamlarn karsndaki on iki koridordan birinin eekars
byklndeki kapsndan ieri girebilirdi. Eer Fabrikann Keyfi isterse, eekarsnn arl
incecik teneke paralarndan yaplm tahterevalli eklindeki bir tetii harekete geiriyor ve kap
bcein arkasndan kapanp onu girdii koridora hapsediyor. Btn kap mekanizmalarn yalayp
dengede tutmaya ve en kk titreimde bile harekete gemelerini salayacak ekilde ayarlamama
ramen - Fabrika ar ar lmcl iini yaparken admlarm kollamam gerekiyor - bazen Fabrika
eekarsnn ilk setii koridora kapanmasna izin vermiyor ve onu kadrana geri brakyor.
Bazen eekarlar uup tepetaklak camn zerinde yryorlar, bazen ieri girdikleri merkezdeki
deliin banda uzun sre duruyorlar, ama er ya da ge bir delik ve ileyen bir kap buluyorlar ve
kaderleri mhrleniyor.
Fabrikann sunduu lmlerin ou otomatik, ama bazlarnda son darbeyi benim vurmam
gerekiyor ve bu da Fabrikann bana ne anlatmaya altn gsteriyor. Eer eekars iine girerse
eski haval tfein tetiini benim ekmem gerekiyor; Kaynayan Kazana derse svy ieri ben
boaltyorum. rmcek Salonu, Vens Maaras ya da Antre'ye girdiklerinde oturup ii doaya
brakyorum. Eer kader onu Asit ukuruna, Buz Odasna ya da espri olsun diye Erkekler Tuvaleti
ismi verilmi olan blmeye (orada genellikle taze sidiim sonunu getiriyordu) girerse yine
seyretmekle yetiniyorum. Eer elektrik kablolaryla dolu Volt Odasna girerse nasl arpldn
grmek mmkn; lm ykn harekete geirirse ezilip yamyass oluyor, Bakl Koridora derse
dilim dilim doranyor. Bunlar yerine baka lm seenekleri de ekleyebiliyorum alete, tepesinden
aa erimi mum dkmesini, zehirli reel yemesini, paket lastiiyle frlatlan bir toplu ineyle
mhlanmasn izleyebiliyorum o zaman; hatta zincirleme bir tepkime yaratp kendini karbondioksit
reten bir soda-sifon ampulyle ayn yere kilitleyebiliyor, ama kaynar suyu ya da Talihin Cilvesinin
uzun namlusunu seerse lmnde dorudan doruya benim rol oynamam gerekiyor. Ate Glne
giderse benzini atee veren akma yakan ipi benim ekmem gerekiyor.
Atele lm hep Onikide durur; yerine asla baka bir ey konmayan klardan biri bu. Ate
Paul'n lmn simgeliyordu; leye doru meydana gelmiti, tpk Blyth'n te tarafa geiinin
Drtteki rmcek Salonuyla temsil edilmesi gibi. Esmerelda byk olaslkla boularak lmt
(Erkekler tuvaleti) ve ben de simetrik olsun diye onu rastgele Sekize yerletirmitim.
Eric'in bir fotorafn camn zerine yzst koymutum; arnn onun altnda kavanozdan kn
izledim. Hayvan elini abuk tuttu; iki saniyede Fabrikann kadranna trmand. Saati yapann isminin
ve saatin doduu yln zerinden geti, eekars mumlarna dnp bakmad bile ve dosdoru byk
XII yazsnn zerinden geip tam karsndaki kapdan girdi, dokunduu kap yavaa ardndan
kapand. Byk bir hzla koridoru ap, dar kmasn engelleyecek olan, iplikten yaplm stakoz
sepeti hunisinden geti, sonra iyice cilalanm elik huniden aa kayarak lecei cam odaya girdi.
Bunu grnce i geirerek yerime oturdum. Aslnda ay szgeci olan, ama u anda bir tas benzinin
zerinde asl duran kararm ve gkkua renklerine brnm elik an iinde hayvan dolanmaya
baladnda salarm geri iterek tekrar ne eildim. Ac ac gldm. Eekars benzinin isinden
boulmasn diye cam tpn metalden mamul tavan ve tabanna bir sr delik delmitim, ha-
valandrma iyiydi; eer kafan takarsan Fabrika kullanma hazrlanrken hafif bir benzin kokusu
duyardn. Ary seyrederken bu kokuyu duyabiliyordum, belki de havada hl kurumakta olan
boyann kokusu vard, ama bundan ok da emin deildim. Kendi kendime omuz silkip odacn
dmesine bastm, bunun zerine bir tahta paras alminyum adr ivisinin zerinden kayarak te-
kerlei ve benzin glcnn zerinde duran akman stndeki gaz pskrten dzenei harekete
geirdi.
Pek fazla uramama gerek kalmad; ilk akta alev ald ve tavan arasna szan sabah nn
loluunda olduka parlak grnen narin yalazlar szgecin etrafnda kvranarak onu yalamaya ba-
lad. Alevler szgecin iine gemese de scaklk gemiti ve eekars sessiz alevlerin zerinde
fkeyle vzldayarak havaland, cama arpp geri dt, szgecin kenarndan kayp aa, alevlerin
arasna doru dmeye balad, sonra havalanarak huninin elik borusunda doland, sonra da elik
rgl tuzaa dt. Son bir kez daha kendini kaldrp umutsuzca bir iki saniye havada kald, ama
kanatlar kavrulmu olmal; nk delice bir enerjiyle uuyordu ve ok gemeden telden torbaya
dp, nce tepinerek, sonra kvrlarak ve sonra da hafiften duman kararak ld.
Oturup kararm bcein kavruluunu izledim, oturup dingin alevlerin ykselip bir el gibi szgeci
kavrayn izledim, oturup kvranan, kck alevlerin cam borunun te yanndaki yansmalarn
izledim, sonra, en sonunda, uzanp silindirin tabann kardm, madeni bir kapakla benzin anan
kendime ektim ve atei kokladm. Odacn tavann ap bir cmbzla dar kardm gvdeyi.
Kibrit kutusuna yerletirip mihrabn zerine koydum.
Fabrika llerini teslim etmez her zaman; asit ve karncalar geriye hibir ey brakmaz, Vens
sinek-tuzayla rmcekten de sadece bir kabuk kalr geriye. Yanm da olsa bir gvde vard elimde;
ondan kurtulmam gerekecekti. Bam ellerimin arasna alp taburenin zerinde sallanmaya baladm.
Fabrikayla evrelenmitim, arkamda mihrap vard. yle bir gz gezdirdim fabrikaya mahsus eylere,
lme giden sryle yollarna, o srnme patikalarna, koridorlarna, odacklarna, tnellerin
sonundaki klarna, depolarna, varillerine, kovalarna, tetiklerine, pillerine ve iplerine,
dayanaklarna ve payandalarna, tplerine ve tellerine. Bir iki dmeye bastm ve kck pervaneler
yan koridorlarda uuldayarak arkalarda skm olan havay yksklere doldurulmu reellerin
zerinden kadrana doru itmeye baladlar. Reellerin kokusu burnuma gelene kadar onlarn
uultusunu dinledim, ama baz uyuuk arlar lme cezbetmek iindi bu koku, benim iin deil.
Motorlar kapadm.
Her eyi kapatmaya baladm; baz eylerin paralarn ayryor, bazlarn boaltyor, hayvanlar
da yemliyordum. Pencerelerin ardndaki bolukta sabah gitgide gleniyordu, bir iki erkenci ku
sabah serinliinde tmeye balad. Fabrikann kapanma treni bittiinde tekrar mihraba dndm, her
ey yerli yerindeydi, muhtelif minyatr kaideler ve kk kavanozlar, hatralar, bulup sakladm
eyler. lm olan akrabalarmn fotoraflar, hem benim ldrdklerim hem de kendiliinden
lenler. Hayatta olanlarn fotoraflar: Eric, babam ve annem. Baz eyalarn fotoraflar; bir BSA
500 (u mehur motosiklet deil ne yazk ki; herhalde babam onun btn resimlerini paralamtr), o
girdapl sslemelerle l l parlad zamanlardaki haliyle ev, hatta mihrabn kendisinin bir
fotoraf.
ine l eekarsn koyduum kibrit kutusuyla mihrabn zerinde geni bir daire izdim, onu
kumsaldan aldm kumun durduu kavanozun, kymetli sv ielerinin, babamn bastonundan
yonttuum birka para yongann, Eric'in yne sarlm iki diinin durduu bit baka kibrit
kutusunun, babamn salarn koyduum bir kk ienin ve anakaraya balanan kprden
kazdm pas ve boyay koyduum bir baka ienin nnden geirdim. Eekars mumlarn yakp
gzlerimi kapadm, eekarsn kafamn iinde hissedebilmek iin kibrit kutusundan tabutu alnma
kaldrdm; kafatasmn iinde kanma gibi, karncalanma gibi bir eyler oldu. Sonra mumlar
sndrp mihrabn zerini kapadm, ayaa kalkarak pantolonumu silkeledim, Eric'in Fabrikann cam
zerine koyduum fotorafn alp tabutu ona sardm, bir lastikle salamladm ve paketi cebime
yerletirdim.



Ellerim ceplerimde, bam ne eik, kumlara ve ayaklanma bakarak; ama onlar grmeden, ar
ar Snaa doru yrdm kumsalda. Nereye baksam ate kmt. Fabrika iki kere ayn eyi
haber vermiti, vahi tavann saldrsna uradmda ben de igdsel olarak atee bavurmutum
ve belleimin her bo kesine ate sinmiti. Eric de onu iyice yaknma getiriyordu durmadan.
Yzm serin havaya, taptaze gkyznn pastel mavilerine, pembelerine kaldrdm, nemli
rzgr hissediyor, gelgitle ekilen sularn uzaktaki fsltsn duyuyordum. Bir yerlerde bir koyun
meledi.
Bu ateler bir araya gelip de Eric'i ya da benim bu adadaki hayatm silip sprmeden u deli,
lgn aabeyimle balant kurmalydm, Bizim Saul'u denemeliydim. Kendi kendime sanki bu o
kadar da ciddi bir mesele deilmi gibi bir tavr taknmaya altm, ama ciddi olduunu iliklerimde
hissediyordum; Fabrika yalan sylemez, hem bu sefer nispeten daha kesin bir cevap vermiti.
Endieliydim.
Snakta, Bizim Saul'un kafatasnn nne konmu olan eekars tabutunun ve oktan kurumu
gzlerinden szlen n karsnda, keskin kokulu karanlkta bam eerek mihrabn nnde diz
ktm. Eric'i dndm; o naho tecrbeyi yaamad zamanki, adadan uzak olduunda bile onun
bir paras olduu zamanki haliyle hatrladm onu. Onun akll, nazik, heyecanl bir ocuk olduu
zamanlar hatrladm ve imdiki halini dndm: Ate ve ykmn emrinde bir g, bir deli melek
gibi adann kumlarna doru geliyor, kafas yanklanan delilik lklar ve hezeyanlarla dolu.
ne eilip sa avcumu yal kpein kafatasnn zerine koydum, gzlerim kapal. Mum yaklal
ok olmadndan kemik lkt sadece. Zihnimin gck, alayc bir blm, Uzay Yolu' ndaki Mister
Spak gibi bir dnce okuma faaliyeti iinde olduumu syledi bana, ama aldrmadm; bunun hi
nemi yoktu zaten. Derin derin nefes aldm, daha da derin dndm. Eric'in yz geldi gzmn
nne, illeri, sar salar ve endieli gl. Gen bir yz, ince, anlayl ve gen, yaz tatillerinde
onunla adada birlikte olduumuzda, mutlu olduu zamanlardaki halini hatrlamaya altmda hep
byle dnrdm onu.

Dikkatimi topladm, sanki kabzmm gibi knarak nefesimi tuttum; kulaklarmda kann uultusu
vard. Bir elim Bizim Saul'un kafatasnda snrken dier elimin ba ve iaret parmaklaryla kapa-
dm gzlerimi kendi kafatasmn iine doru bastrdm. Iklar, su zerindeki halkalara ya da dev
parmak izlerine benzeyen, girdap gibi dnen kark ekiller grdm.
Midemin elinde olmadan kasldn hissettim, ateli bir heyecan gibi bir ey midemden yukar
ykseldi. Bunun tek nedeninin asitler ve salglar olduunu biliyordum, ama beni bir kafatasndan
dierine tadn hissettim. Eric! Ona yaklayordum! Onu hissedebiliyordum; aryan ayaklarn, su
toplam tabanlarn, titreyen bacaklarn, terden yap yap olmu kirli ellerini, ykanmadndan
kanan bir kafa; kendi kokum gibi duyabiliyordum kokusunu, pek az kapad; kafatasnn iinde
yanan gzlerinin grdklerini grebiliyordum, kan anana dnm gzler, kuru kuru krpyorlar.
Midemde korkun bir yemein kalntlarn hissedebiliyordum, azma yanm et, kemik ve post tad
geliyordu; oradaydm! Ben...
Kavurucu bir rzgr arpt bana. Yumuak bir arapnel paras gibi mihraptan geriye frladm ve
zeri toprak kapl beton zeminden sekerek kar duvara yaptm, bam uulduyor, sa elim ac-
yordu. Yana devrilip dertop oldum.
Kendimi skca kavrayp hafiften sallanarak ve derin derin nefes alarak kafam Snan zemininde
bir sre ylece yattm. Sa elim sanki bir boks eldiveni renginde ve byklndeymi gibi
geliyordu. Gitgide yavalayan kalbimin her at koluma bir ac dalgas gnderiyordu. Kendi kendime
mrldanarak ar ar doruldum, gzlerimi ovalarken hl hafif hafif sallanyordum, kafamla
bacaklarm bir yanayor bir ayrlyordu. Hrpalanm egomu iyiletirmeye altm.
Gzlerim yeniden odaklanmaya baladnda odann kar tarafnda kafatasnn hl k satn
grdm, ate hl yanyordu. fkeyle ona bakarak sa elimi kaldrp yalamaya baladm. Yerde
yuvarlanrken bir eylere zarar vermi miyim diye etrafa baktm, ama her ey yerli yerinde gibiydi;
bir tek bana zarar gelmiti. Titreyerek iimi ektim ve kafam arkaya, serin beton duvara dayayarak
rahatladm.

Bir sre sonra ne eilerek hl szlamakta olan elimi soutmak iin -Snan tabanna
bastrdm. Bir sre sonra kaldrp stndeki topra silkeledim ve gzlerimi ksarak grnrde bir iz
var m diye baktm, ama k ok zayft. Ar ar ayaa kalkp mihrabn yanna gittim. Titreyen
ellerle iki yandaki mumlan yakp eekarsn dierlerinin yanna, solda duran kk konsola koydum
ve geici tabutunu Bizim Saul'un nnde duran madeni tabakta yaktm. Eric'in fotoraf alev ald,
ocuk yz atein iinde kayboldu. Bizim Saul'un gzlerinden birinden ieri fleyerek mumu sn-
drdm.
Bir an durup kafam toplamaya altm, sonra Snan demir kapsn atm. Bulutlu, parlak
gkyznden szlen ipeksi k ieri dolunca yzm burutu. Geri dnp dier mumlar da sndr-
dm ve elime bir kez daha baktm. Avcum kzarm ve su toplamt. Tekrar yaladm.
Neredeyse baaracaktm. Eric'i yakaladmdan, zihnini ele geirdiimden, onun bir paras
olduumdan, dnyay onun gzlerinden grdmden, beynindeki kann uultusunu duyduumdan,
ayaklarnn altndaki yeri hissettiimden, gvdesinin kokusunu ve son yedii yemein tadn
aldmdan emindim. Ama bana fazla gelmiti. Kafasndaki yangn akl banda birinin baa
kamayaca kadar bykt. Sadece tamamen delilere zg bir kararllktan kaynaklanan bir deli
kuvveti vard bu yangnda. En gzkara askerlerle en hrsl sporcularn ksa sreliine sahip olabildii
bir kuvvet. Eric'in beyninin her hcresi geri dnp yangn karmaya programlanmt ve hibir
normal beyin - hatta pek normal olmayan ve pek oununkinden daha gl olan benim beynim bile -
bu gle boy lemezdi. Eric Topyekn Sava, Cihat ilan etmiti; bu Kutsal Trans en azndan kendi
mahvna neden olacakt ve benim elimden hibir ey gelmiyordu.
Sna kilitleyip kumsaldan eve yrdm, bam yine ne eikti ve yola ktmdan ok daha
dnceli ve endieliydim.
Gn boyunca evde kitaplar, dergiler okudum, televizyon seyrettim ve durmadan dndm. Eric'e
ieriden ulaamayacaktm, ben de saldr ynn deitirmeye karar verdim. Ardnda koskoca
Fabrika yatan kiisel mitim, henz maruz kalm olduu yenilgiyi kabullenebilecek kadar ve onu bir
zme ulamak iin kullanacak kadar esnekti. nc birliklerimin parmaklar yanmt, ama
kaynaklarm tkenmemiti. Zafer benim olacakt, ama dorudan doruya glerimi kullanarak deil.
En azndan yaratc' zek dnda hibir gce bavurmayacaktm, zaten her eyin temeli de oydu. Eer
Eric'in karsnda duramazsam yok olmay hak etmiim demekti.
Babam hl boya yapyordu, boya kutusu ve fray aznda tayarak merdivenle pencerelere
trmanyordu. Yardm etmek istedim, ama teklifimi geri evirdi. Babamn alma odasna girmeye
altm zamanlarda bu merdivenleri ben de kullanmtm, ama pencerelere zel kilitler taktrmt,
hatta panjurlarla perdeleri de hep kapal tutuyordu. Merdivene karken ne kadar zorlandn
seyretmek beni memnun etti. Tavan arasna asla ulaamayacakt. Evin yksekliinin tam da gerektii
kadar olduunu dndm, yoksa bir merdiven dayayp tavanaras penceresinden ieriye bakabilirdi.
Ama ikimiz de gvendeydik, yakn bir gelecekte kalelerimize ynelik bir tehdit gzkmyordu.
Babam bir kez olsun akam yemeini benim yapmama izin verdi, ben de Ak retim
programlarn seyretmek iin mutfaa tadm portatif televizyonda jeoloji dersini izleyerek
ikimizin de damana uygun bir sebzeli pilav piirdim. Eric'le iim bittikten sonra babam bir video
almaya ikna etme kampanyama tekrar balamaya karar verdim. Gzel gnlerde iyi programlar
kolaylkla karabiliyordum.
Yemekten sonra babam kasabaya indi. Bu allm bir ey deildi, ama neden gittiini sormadm.
Gn boyu merdivenlere trmanmaktan ve saa sola uzanmaktan yorgun dmt, ama odasna kp
kasaba kyafetlerini giydi ve topallaya topallaya salona geldi.
"Ben kyorum," dedi. O daha kmadan giritiim sinsice bir muzurluun delillerini aryormu
gibi etraf kolaan etti. Gzlerimi televizyondan ayrmadan bam salladm.
"Tamam," dedim.
"Gecikmem. Kapy kilitleme."
"Oldu."
"Bir istein var m?"
"Yo, hayr." Ona bakarak kollarm kavuturdum ve koltua iyice gmldm. Geri adm att, iki
aya da holde gvdesiyse salondayd, kap tokmana tutunmasa debilirdi. Tekrar ban sallad,
kafasndaki apka kenara kayd.
"Tamam. Grrz. Bir muzurluk yapma."
Glmseyerek tekrar ekrana dndm. "Oldu baba, grrz."
"H," dedi, kayp gmlerini aryormu gibi son bir kez daha salona baktktan sonra kapy
kapatt, baston tkrtlar uzaklat. Patikada yrrken arkasndan baktm, bir sre bekledikten sonra
yukar kp alma odasnn kapsn kontrol ettim; ama her zamanki gibi sk sk kilitliydi, sanki
duvar.
Uyuyakalmm. Hava kararyordu, televizyonda korkun bir Amerikan dedektiflik dizisi vard ve
bam atlayacak gibi aryordu. Birbirine yapm gz kapaklarm krptrdm, azmn mhrn
zmek ve dilimdeki eki tad gidermek iin esnedim. Esneyip gerindim ve donakaldm; telefon
alyordu.
Ayaa frladm, tkezledim, kapya, oradan merdivenlere, oradan da telefonun yanna
olabildiince hzla gittim. Ahizeyi acyan sa elimle kaldrdm. Kulama dayadm.
"Alo?" dedim.
"Selam Frankie, n'aber?" dedi Jamie. Hem rahatladm hem hayal krna uradm. imi ektim.
"J amie, ben iyiyim. Ya sen?"
"zinliyim. Sabah ayama bir kalas drdm ktk gibi iti."
"Ciddi bi ey yok ya?"
"Yok. ansm varsa bu hafta kaytarrm. Yarn doktora rapor almaya gidicem. Btn gn evde
olacam haber vereyim dedim. stersen bir ara bana zm filan getir."
"Tamam. Belki yarn gelirim. Gelmeden nce ararm."
"Gzel. u senin ismi lazm deilden bir haber var m?"
"I-h. Sen aradnda ben de o aryor zannetmitim."
"H, benim de aklma geldi. Takma kafana. Kasabada kulama bir ey alnmad, herhalde henz
gelmemi."
"Evet, ama onu tekrar grmek istiyorum. Daha nce yapt o kaklklar yine yapmaya balasn
istemiyorum. Hem hibir ey yapmasa bile onu geri gtrecekler, yine de onu grmek istiyorum. kisi
de olsun istiyorum, anladn m?"
"Evet, evet. ler yoluna girer. Merak etme."
"Etmem."
"Gzel. Arma'ya gidip anestezi iin birka ie bi eyler alcam, sen de var msn?"
"Hayr, saol. ok yorgunum. Bu sabah erken kalktm. Belki yarn grrz."
"Oldu. Kendine dikkat et. Grrz Frank."
"Tamam Jamie, hoakal."
"Hoakal," dedi Jamie. Telefonu kapatp televizyonda doru dzgn bir program bulmak iin
aa yollandm, ama son basamakta telefon tekrar ald. Geri dndm. Telefona uzanrken Eric'in
aradn dnerek iim titredi, ama bip bip sesi gelmedi. Srtarak: "Eee, neyini unuttun?" dedim.
"Unutmak m? Ben hibir ey unutmadm! Ben her eyi hatrlarm! Her eyi!" diye bard tandk
bir ses.
ylece kalakaldm, sonra yutkunarak: "Er.." dedim.
"Beni neden unutkanlkla suluyorsun? Beni neyi unutmakla suluyorsun? Neyi? Ben hibir eyi
unutmadm!" Eric abuk sabuk eyler sylyordu.
"Eric, zr dilerim! Seni baka biri zannettim!"
"Ben benim!" diye haykrd. "Ben bakas deilim! Ben benim! Benim!"
"Jamie aryor zannettim!" diye szlandm, gzlerimi kapayarak.
"u cce mi? Seni pi kurusu!"
"zr dilerim, ben..." Sonra susup dndm. "O ses tonuyla 'u cce' demek de ne demek
oluyor? O benim dostum. Kk olmas onun suu deil," dedim.
"yle mi?" oldu cevab. "Nereden biliyorsun?"
"Nasl yani? yle domas onun suu deil!" dedim, iyice tepem atmt.
"Sana her sylediine inanyorsun."
"Ne demi ki bana?"
"Cce olduunu sylemi!"
"Ne?" diye bardm, kulaklarma inanamyordum. "Onun cce olduunu kendi gzlerimle
grebiliyorum, salak!"
"O da senin yle dnmeni istiyor! Belki de uzayldr! Belki tekiler ondan da ufaktr. ok
kk uzayllar arasndaki dev bir uzayl olmadn nereden biliyorsun? H?"
"Samalama!" diye bardm telefona, onu tutan yank elim acyordu.
"Uyarmad deme!" diye bard Eric.
"Merak etme!" diye bardm ben de.
"Neyse," dedi Eric birdenbire sakinleerek, sanki deminden beri konuan baka biriydi. Normal bir
ses tonuyla konumaya devam ettiini duyunca hayrete dtm: "Naslsn?"
"Haa?" dedim akn akn. "H... iyiyim. yi. Ya sen?"
"Fena deil. Geldim saylr."
"Ne? Buraya m geldin?"
"Hayr. Oraya. Tanrm, bu kadar yakn mesafede bile hatlar bozuk mu yoksa?"
"Ne kadar yakn? Bozuk mu? Bilmem." teki elimi alnma dayadm, ipin ucunu iyice kardm
hissediyordum.
"Oraya geldim saylr," dedi Eric bkkn bir sesle, sknetle iini ekti. "Buraya deil. Zaten
buradaym nk. Yoksa seni nasl buradan arardm?"
"Ama 'buras' neresi?" dedim.
"Nerede olduunu bilmiyor musun yani?" dedi Eric, sanki kulaklarna inanamyormu gibi.
Gzlerimi tekrar kapatp inledim. Konumaya devam etti; "Bir de beni unutkanlkla suluyorsun.
Hah!"
"Bana bak pis kak!" diye bardm smsk tuttuum yeil plastik ahizeye, sa kolumdan yukar
doru byk bir ac yayld, yzm buruturdum. "Beni durmadan arayp bile bile byle sama
sapan konumandan bktm! Oyun oynamay brak!" Soluksuz kalmtm. "Sana 'buras' neresi diye
sorduumda ne demek istediimi gayet iyi biliyorsun! Sana hangi cehennemde olduunu soruyorum!
Ben nerede olduumu biliyorum, sen de benim nerede olduumu biliyorsun. Dalga gemeyi brak,
tamam m?"
"Hmm. Tabii, Frank," dedi Eric, pek ilgilenmie benzemiyordu.
"Cann skmak istemezdim."
"Yahu..." diye barmaya balayacaktm yine, ama kendimi tutup sakinletim. "Byle... byle
eyler yapma bana. Sadece nerede olduunu sordum."
"Tamam, oldu Frank; anlyorum," dedi Eric makul bir sesle. "Ama sana nerede olduumu
syleyemem, yoksa birilerinin kulana gidebilir. Beni anlyorsun deil mi?"
"Tamam. Tamam," dedim. "Ama telefon kulbesinde deilsin di mi?"
"Tabii ki deilim," dedi hafiften sinirlenerek; sonra ses tonunu kontrol etmeye alt. "Birinin
evindeyim. Daha dorusu bir kulbe."
"Ne?" dedim. "Kim? Kimin?"
"Bilmiyorum," dedi, omuz silktiini duyabiliyordum neredeyse. "O kadar merak ediyorsan
reneyim. Merak ediyor musun?"
"Ne? Hayr. Evet. Yani hayr. Ne fark eder? Ama nerede... yani nasl ...yani kimin..?"
"Bak Frank," dedi Eric yorgun bir sesle, "birilerinin yazl gibi bir ey buras, tamam m? Kimin
olduunu bilmiyorum; ama senin de gayet isabetli bir biimde belirttiin gibi hi fark etmez, oldu
mu?"
"Yani birinin evine mi girdin?" dedim.
"Evet; n'olmu yani? Zorlamama gerek bile kalmad aslnda. Arka kapnn anahtarn olukta
buldum. Sorun ne? Buras ok ho bir yer."
"Yakalanmaktan korkmuyor musun?"
"Pek saylmaz. Oturduum yerden yolu grebiliyorum. Sorun yok. Yemek, banyo, telefon ve
buzdolab var - Tanrm tam da oban kpeine gre bir yer - sonra yatak var, her ey var. Lks."
"oban kpei mi?" dedim dilerimin arasndan.
"Ah evet, keke bir tane olsayd. imdi yok, ama olsayd ona burada bakabilirdim. Sanki..."
"Dur," diyerek kestim konumasn, gzlerimi kapatp sanki yanmdaym gibi elimi ona doru
uzattm. "Anlatma."
"Peki. Arayp iyi olduumu syleyeyim, hal hatr soraym demitim."
"Ben iyiyim. Sen de gerekten iyi misin?"
"Evet; hi bu kadar iyi olmamtm. Harikaym. Yediim yemeklerden; hep..."
"Dinle!" diyerek umutsuzca araya girdim; ona soracam eyi dndke gzlerim yuvalarndan
uruyordu. "Bu sabah bir ey hissetmedin deil mi? afak vakti. Hibir ey, yani demek istediim
iinde hibir ey hissetmedin, deil mi? Bir ey hissettin mi?"
"Ne geveliyorsun aznda?" dedi Eric, biraz sinirlenmiti.
"Bu sabah, erkenden, bir eyler 'hissettin mi?"
"Ne demek bu imdi; hissettin mi'?"
"Yani bana bir ey geldi mi; bu sabah afak vakti, herhangi bir ey?"
"ey," dedi Eric temkinli bir sesle, ar ar, "Bunu sorman ok garip..."
"Evet? Evet?" dedim heyecanla, telefonu azma o kadar yaklatrmtm ki dilerim ahizeye
arpyordu.
"Hibir halt olmad. Bu sabah sahiden bama bir eyin gelmedii ender sabahlardan," dedi Eric
kibarca. "Uyuyordum."
"Ama bana hi uyumadn sylemitin!" dedim fkeyle.
"Tanrm, kimse mkemmel deildir, Frank." Glmeye balad.
"Ama..." deyip sustum. Azm kapayp dilerimi kenetledim. Bir kez daha gzlerimi kapadm.
"Frank, dostum; dorusu bu i biraz can skmaya balad. Belki seni tekrar ararm, ama zaten
yaknda greceiz. Ta ta."
Ben azm bile aamadan telefon kapand, ben de burnumdan soluyarak ve sanki sulu
telefonmu gibi fkeyle ona bakarak ylece kalakaldm. Onu duvara arpmay filan dndm, ama
bu hareketin boktan bir akaya benzeyeceini dnerek serte kapadm. Bunun zerine telefon bir
kere ald, ona yine fke dolu bir bak frlattm, sonra arkam dnp aa indim ve kendimi koltua
brakarak elimde kumanda aleti yaklak on dakika durmadan kanal deitirdim. Sonunda
program bir arada seyretmeme ramen n de tek tek seyrettiim zamanki kadar iyi takip edebildi-
imi fark ettim (bunlardan biri haberler, dieri u Amerikan dedektiflik dizisi, dieri de bir arkeoloji
programyd). Uzaktan kumanday tiksintiyle bir kenara frlatp denize ta atmak iin kendimi dar
attm.

IX
Eric'e Ne Oldu?
Benim iin ge saylabilecek bir saatte kalktm. Kumsaldan dndm srada babam eve gelmiti,
ben de gzel, uzun bir uyku ekmek iin doru yataa gittim. Sabahleyin Jamie'yi aradmda annesi
kt ve onun doktora gittiini, ama birazdan geri dneceini syledi. antam hazrladktan sonra
babama akam zeri geri dneceimi syleyerek evden ktm.
Evine gittiimde Jamie oradayd. Bir iki kutu bira iip gevezelik ettik; kuluk vakti annesinin
yapt kekleri yedikten sonra ben izin isteyip ayrldm ve kasabann ardndaki tepelere doru yola
ktm.
Orman Mdrlnn diktii aalarn bittii yerde balayan kaya ve topraktan ibaret hafif
meyilli, allk bir tepenin stnde byk bir kayaya oturup le yemeimi yedim. Scaktan
Porteneil'in stne km olan pusun zerinden, beyaz koyunlarla beneklenmi otlaklara, kum
tepelerine, ple, adaya (adadan ok karann bir paras gibi duruyordu), kumlara ve denize
baktm. Gkyznde birka kk bulut aslyd; hava, manzarann zerine ufka ve dingin krfeze
doru solan bir mavi alyordu. Havada tarlakular ark sylyordu, yukarda bir ahin allklar,
otlar ve katrtrnaklar arasnda bir kmlt yakalamaya alarak szld. Bcekler ark syleyip dans
ediyorlard, ben de sandviimi yiyip portakal suyumu ierken onlar uzak tutmak iin bir erelti otunu
yelpaze gibi yzmn nnde sallyordum.
Solumda tepelerin sivri ular, gitgide ykselerek kuzeye doru uzanyor ve uzaklatka gri, mavi
bir renk iinde silikleiyorlard. Drbnmle aadaki kasabaya baktm, anayolda kamyonlar ve
arabalar vard, gneye giden bir tren kasabada durduktan sonra deniz kenarnda bir ylan gibi
kvrlarak yoluna devam etti.
Zaman zaman adadan uzaklamay seviyorum. ok da fazla deil; mmknse onu grebileceim
bir yere gitmek isterim, ama biraz uzaklap baka bir bak asndan grmek bazen iyi geliyor. Tabii
onun ne kadar kk bir kara paras olduunu biliyorum; aptal deilim. Gezegenin ne kadar byk
olduunu ve benim bildiim parasnn ne kadar kk olduunu da biliyorum. Televizyonda o kadar
ok doa ve gezi program seyrettim ki deiik yerleri bizzat gidip gezerek edinilmi bilgi karsnda
benim bildiklerimin ne kadar snrl olduunu grmemem mmkn deil; ama ben uzaa gitmek
istemiyorum, yabanc iklimler grmeye ya da deiik insanlar tanmaya ihtiyacm yok. Kim
olduumu ve snrlarm biliyorum. Ufkumu daraltmak iin iyi nedenlerim var; korku - tamam kabul
ediyorum - bir de ben onu deitirmeye frsat bulamadan, ok kk bir yata bana ok zalimce
davranan bu dnyada gvenceye duyduum ihtiya.
Hem, Eric'ten de ders aldm.
Eric gitmiti. O akll, zeki, duyarl, istikbali parlak Eric adadan ayrlp kendi ayaklar zerinde
durmak istemiti; kendine bir yol izip onu izledi. O patika onu kendisi olan her eyin ykmna
gtrd, bambaka bir insan yapt, eski akl banda haliyle benzerlikleri insana bir kfr gibi geliyor
artk.
Ama benim aabeyimdi ve onu hl seviyordum. Bu deiime ramen onu seviyordum, onun beni
eksikliime ramen sevmesi gibi. Kadnlarn ocuklar ve erkekler iin hissetmesi beklenen bu
koruma hissi, kadnlara kar da hissedilen bir ey sanrm.
Eric ben daha domadan terk etmiti aday, sadece tatillerde gelirdi; ama bence ruhen hep
oradayd ve benim bama gelen kk kazadan bir yl sonra temelli dndnde, babam artk
ikimize de bakabilecei kadar bydmze karar verdiinde, onun adada yaamasndan hi
rahatszlk duymamtm. Tam aksine, ilk andan itibaren ok iyi anlatk, hatta benim bir kle gibi
btn gn peinde dolap onu taklit etmemden rahatsz olmutur herhalde, ama Eric bakalarnn
duygularna kar o kadar duyarlyd ki beni incitmemek iin hibir ey sylemedi.
O zel okullara gnderildiinde eriyip biter; tatillerde geldiinde sevinten lgna dnerdim;
hoplayp zplar, durmadan konuurdum. Yazlarmz adada hep birlikte geirirdik, uurtma uurur,
tahta, plastik, lego ve elimize geen her trl eyden maketler yapar, barajlar ina eder, kk
kulbeler kurardk. Maket uaklar uurur, maket gemiler yzdrr, kumdan yelkenli yapar, gizli ete-
ler, diller ve kodlar uydururduk. Bana kendi uydurduu hikyeleri anlatrd. Baz hikyeleri oynardk;
kum tepelerinde savaan, savaan ve kazanan, savaan ve bazen de len kahraman askerler olurduk.
Beni sadece hikyesinde kahramanca bir lm olduunda kasten incitirdi, bir kpry, baraj ya da
dman konvoyunu havaya uurup stne stlk bir de beni kurtardktan sonra onun kumlarn ya da
otlarn zerinde yatp ar ar lmesini izlerken hepsi gerekmi gibi gzyalarm zor tutardm ve
bir yandan hikyeyi deitirmeye urarken bir yandan da onu imdiklerdim; ama o kabul etmezdi,
ellerimden kayar lrd; hep lrd.
Migren krizine tutulduunda - bazen gnler srerdi - fazlasyla hassas olurdum, ikinci kattaki lo
odaya yiyecek ve souk iecekler tar, parmaklarmn ucunda ieri girer, ylece orada durur, o
inlediinde ya da yatakta dndnde titrerdim. Onun ac ekmesi beni sefil eder, her ey anlamn
yitirirdi; oyunlar ve hikyeler aptalca ve anlamsz gelirdi, sadece ielere ya da martlara ta atmak la
oyalanabilirdim. Eric'ten baka birileri ac eksin diye martlar iin bala kardm: yiletiinde yeni
gelmi gibi olurdu, hibir ey beni tutamazd.
Ama sonunda dardaki o g her gerek erkek gibi onu da yuttu ve benden uzaklara, muhteem
frsatlar ve korkun tehlikelerle dolu d dnyaya ekti. Eric babasnn izinden gidip doktor olmaya
karar vermiti. O zaman bana hibir eyin deimeyeceini syledi; Glasgow'da oturup hastanede
almas ve doktorlarla birlikte viziteye kmas gerekse de yazn byk blmnde benimle
olacakt; birlikte olduumuzda her eyin eskisi gibi olacan syledi, ama bunun doru olmadn ve
kendisinin de iten ie bunu sezdiini biliyordum. Gzleri ve szleri yle diyordu. Aday terk
ediyordu, beni terk ediyordu.
Kendimi ne kadar kt hissetsem de onu sulayamadm. Eric'ti o, benim aabeyim, yapmas
gerekeni yapyordu, benim uruma ya da davas uruna len bir asker gibi. O bana gvenmediini ya
da beni suladn henz ima bile etmemiken ona nasl gvenmezdim, onu nasl sulardm? Tanrm;
btn o cinayetler, o kk ocuk, biri kendi kardeim. Bu olanlarda benim parmam
olabileceini aklna bile getirmemiti. Yoksa anlardm. phelense yzme bakamazd, yalan
dolandan o kadar uzakt ki.
Bir seneliine gneye gitti, baarl snav sonular sayesinde biroklarndan daha erken
srklenmiti oralara, sonra bir sene daha. Arada yazn geri geldi, ama deimiti. Hl eskisi gibi be-
nimle ilgili grnmeye alyordu, ama zoraki olduunu anlyordum. Benden uzakt, yrei adada
deildi artk. Yrei niversitedeki arkadalarnda ve ok sevdii almalarnda kalmt; belki de
ada dnda herhangi bir yerde. Benimle deildi artk.
Dar kp uurtma uuruyor, barajlar yapyorduk, ama eskisi gibi deildi; kendi ald keyfi
paylaan bir baka olan ocuundan ok beni elendirmeye alan bir yetikin gibiydi. O kadar da
kt deildi, yine de onun yanmda olmasndan memnundum, ama bir ay sonra arkadalaryla Gney
Fransa'ya tatile giderken rahatlam grnyordu. Benim tandm dostun ve aabeyin lmnn
yasn tuttum; eksikliimi hi bu kadar youn hissetmemitim, beni sonsuza kadar ergenlie
mhlamt o eksiklik, byyp gerek bir erkek olmama ve kendi yolumu izmeme asla izin
vermeyecekti.
Bu hissi ksa zamanda stmden attm. Kafatas vard, Fabrika vard, Eric'in dardaki mthi
baars onun adna erkeke bir tatmin hissetmemi salyordu, bu srada ben de adayla onu evreleyen
arazinin yegne hkimi oluyordum yava yava. Eric bana ilerinin nasl gittiini anlatan mektuplar
yazyor, telefon edip hem babam hem de benimle konuuyor ve ne kadar dirensen de seni gldren o
akll yetikinler gibi beni telefonda gldryordu. Beni ya da aday tmyle terk ettiini hissetmemi
istemiyordu hi.
Sonra, bana gelen o talihsiz olay barda taran son damla oldu; babamla benim sonradan
rendiimiz o olay, tandm o deimi adam da ldrmeye yetti. Eric'i hem gerilere att hem
bakalatrd: eytanca tersine dnm kendi eski benliinin ve rselenmi, tehlikeli, akn, acnas
ve manyak bir yetikinin bir karm. Parampara olmu bir hologram artryordu bana; mzrak
eklinde bir klfn iine tklm bir imge, hem tuzla buz olmu hem bir arada.
kinci ylnda byk bir tp fakltesi hastanesinde asistanlk yaparken bana gelmi bu olay. O
srada, hastanenin barsaklarndaki o insan artklaryla birlikte olmaya mecbur da deilmi hem; bo
zamannda yardm ediyormu. Sonradan babam ve ben Eric'in bize anlatmad sorunlar olduunu
duyduk. Bir kza k olmu, ama sonu kt gelmi; kz onu hibir zaman sevmediini syleyerek
baka biriyle ekip gitmi. Migren krizleri iyice fazlalam ve almasn engellemeye balam.
Hem kz hem de bu yzden niversitenin yaknndaki hastanede kendi isteiyle alyor, nbetle-
rinde hemirelere yardm ediyor, yal gen hastalar inleyip ksrrken karanlk koularda
kucanda kitaplaryla oturuyormu.
O naho olay bana geldii gece de bu ile megulm. Kouta hastanenin dnda
yaayamayacak kadar kt vaziyette olan, hatta iinde bile pek fazla dayanmayan bebekler ve
ocuklar varm. Aabeyimle aras iyi olan bir hemire bize mektup yazp olanlar anlatmt,
mektuptan baz ocuklarn hayatta tutulmasn pek de onaylamad anlalyordu; anlalan o
ocuklarn doktorlar ve retmenler tarafndan rencilere sergilenmekten baka bir ilevleri yokmu
pek.
Scak, boucu bir temmuz gecesiymi, Eric hastanenin kazan dairesi ve depolarnn yannda, bask
bir odadaym. Btn gn ba arm, nbete geldiinde migrene evirmi. Bir iki haftadr
havalandrma bozukmu ve teknisyenler sistemi onaryorlarm; o gece hava scak ve baskm,
Eric'in migreni byle havalarda iyice azar. Bir saat iinde yerine birisi gelecekmi, yoksa Eric bile
teslim bayran ekip dinlenmek iin odasna giderdi herhalde. O srada kouta bebeklerin bezlerini
deitiriyor, alayanlar susturuyor, pansuman yapyor, serum takyormu, ba ortadan ikiye
ayrlacak gibiymi ve gzlerinin nnde kl izgiler uuuyormu.
Bu olay bana geldiinde bakt ocuk bir sebzeden farkszm. drarn tutamyor, sadece
gargara yapar gibi bir ses karabiliyor, kaslarn doru dzgn kontrol edemiyormu - ban dik tut-
mas iin bile bir ask takmlar - ve bann zerinde madeni bir plaka varm; nk kafatas
kemikleri geliimini tamamlamam ve beyninin zerindeki deri de kt kadar inceymi.
ki saatte bir zel bir karmla beslenmesi gerekiyormu ve olay meydana geldiinde Eric onu
beslemekteymi. ocuun her zamankinden daha sakin olduunu fark etmi, gevek bir biimde
iskemlesinde oturuyor ve sabit baklarla karya bakyormu, hafif hafif nefes alrken gzleri
parlyormu ve her zaman bombo olan yznde huzura benzer bir ifade varm. Yemeini
yiyemiyormu; oysa yapabildii be eyden biriymi bu. Eric sabrla ka ocuun
odaklanamayan gzlerinin nnde tutmu; dudaklarna dayam, ocuk normalde dilini dar karr
ya da ka azna almak iin ne eilirmi, ama o gece hi o gargara sesini karmadan, ban
sallamadan, kollarn savurmadan, gzlerini yuvarlamadan ylece oturmu bakyormu, sadece
bakyormu, yznde mutluluk sanlabilecek bir ifadeyle.
Eric, gitgide artan baarsn bastrmaya alarak ona daha yaknlam. Yumuak bir sesle
konumaya balam; ocuk normalde gzlerini sesin geldii yne doru evirirmi, ama bu sefer hi
tepki vermemi. Eric, fazladan ila falan verilmi mi diye yatan yanndaki ktlara bakm, ama
her ey normal grnyormu. Kafatasnn iindeki ac dalgalaryla bouarak ne eilmi ve ka
havada sallam.
Sonra hafife glmseyen ocuun kaznm kafasnda hareket benzeri bir ey grm, kck
bir hareket. Her ne ise kk ve yavam. Eric gzlerini krptrarak iinde byyen migrenin
yaratt titrek klar yok etmek iin kafasn sallam. Ka elinden brakmadan ayaa kalkm.
ocuun kafasna eilmi. Hibir ey grememi, ama ocuun bandaki madeni plakann altnda bir
eyler grr gibi olmu ve altnda bir ey var m diye onu kaldrm.
Kazan dairesinde alan bir ii Eric'in ln duymu ve elinde koca bir ngiliz anahtaryla
oraya komu; Eric'i bir keye bzm, cenin pozisyonunda, ba dizlerinin arasnda, yan diz
km yar yatar bir vaziyette tm kuvvetiyle barrken bulmu. ocuun oturduu sandalye
devrilmi ve birka metre tede ona bal duran ve hl glmsemekte olan ocukla birlikte yerde
yatyormu.
Kazan dairesinden gelen adam Eric'i sarsm, ama hibir tepki alamam. Sonra ocuu grp
belki de sandalyesini kaldrmak iin onun yanna gitmi; bir iki adm kala arkasn dnp kapya
komu, ama ulaamadan kusmu. st kattan bir hemire neler olup bittiini anlamak iin aaya
indiinde adam koridorda hl ryormu. Eric o srada barmay brakp susmu. ocuk hl
glyormu.
Hemire ocuun sandalyesini kaldrm. Midesini nasl bastrd, ba dnd m, daha ktsn
grm myd, yoksa bunu sadece halledilmesi gereken bir durum olarak m grd bilmiyorum; ama
ileri ele alm, telefon edip yardm istemi ve kaskat kesilmi olan Eric'i kesinden kaldrm. Onu
bir yere oturtmu, ocuun bana bir havlu sarm ve iiyi rahatlatmaya alm. Glmseyen
bebein beyninden ka kartm. Onu oraya Eric saplam, belki de ilk okun etkisiyle grd
eyi kakla oradan temizleyebileceini dnmt.
Koua sinekler girmi, herhalde havalandrma ilk bozulduunda. ocuun bandaki paslanmaz
elik plakann altna girmiler ve oraya yumurtlamlar. Eric'in o plakay kaldrdnda grd,
insann zerine bastran btn o strap ykyle grd, etrafn sarm o boucu, scak, karanlk
ehri hissederek grd, kendi kafas ikiye ayrlacakm gibi arrken grd, ocuun beynini
kemirirken kardklar salglar iinde yzen, kml kml, iman kurtlarm.
lk bata Eric kendini toparlam gibi grnm. Ona yattrc vermiler, hastanede iki gn
yatm, birka gn de yurttaki odasnda dinlenmi. Bir hafta iinde okula dnp her zamanki gibi
derslere girmeye balam. Birka kii bir eyler olduunu biliyormu; ama Eric'in sadece biraz daha
durgun olduunu grmler, hepsi bu. Babamla ben bir migren krizi yznden birka gn derslere gi-
remediini duymutuk bir tek.
Sonradan Eric'in kendini ikiye verdiini, dersleri boladn, yanl insanlarla arkadalk
yaptn, uykusunda barp yurttakileri uyandrdn', uyuturucu aldn, snavlara ve uygulamal
derslere girmediini duyduk. En sonunda aray ok fazla at iin niversiteden ylsonuna kadar
kaydn dondurma nerisi gelmi. Eric buna dayanamam; btn kitaplarn danmannn kapsna
yp atee vermi. Onu adalete teslim etmemeleri byk ans, ama niversite otoriteleri duman ve
tarihi aa kaplamalara gelen zarar yznden mteessir oldular ve Eric adaya geri dnd.
Ama bana deil. Benden uzak duruyor, kendini odasna kilitleyip ok yksek sesle plaklarn
dinliyor ve sadece kasabaya gidecei zaman dar kyordu, orada da kavga kard, barp
kfrettii iin kasabann drt barna da girmesi yasaklanmt. Beni fark ettii zamanlarda koca
gzlerini dikip bakar ya da burnunun ucunu dokunup eytanca gz krpard. Gzleri karanlkt ve
altlarnda torbalar olumutu, burnu da durmadan seiriyordu. Bir keresinde beni havaya kaldrp
dudaklarmdan pt, korkudan lecektim.
Babam da Eric gibi daryla btn iletiimini kesti. Uzun yryler yapp hain, dnceli bir
sessizlik iinde oturarak somurtkan bir hayat sryordu. Sigara imeye balad, hatta bir aralar birini
sndrp birini yakyordu. Bir iki ay boyunca ev cehennemden beterdi, ben de zamanm ya darda
ya da odamda televizyon seyrederek geiriyordum.
Sonra Eric kasabadaki ocuklar korkutmaya balad; ilk bata stlerine solucan frlatyordu, sonra
okuldan ktklarnda solucanlar gmleklerinden ieri sokmaya balad. ocuklar solucan ve kurtlar
yemeye zorlamaya balaynca, Diggs, bir retmen ve ocuklarn aileleri adaya babam grmeye
geldiler. Onlar salonda konuurlarken, ben ailelerin barlarn dinleyerek odamda ter dkyordum.
Doktor, Diggs, hatta Inverness'ten gelen bir sosyal yardm grevlisi bile konutu Eric'le, ama o pek
bir ey sylemedi; sadece glmseyerek oturdu ve onlara kurtlarda bolca protein bulunduunu
syledi. Bir keresinde eve kan revan iinde dnd, babamla ben byk ocuklarn ya da ailelerin onu
yakalayp dvdklerini dndk.
Baz ocuklar aabeyimin bir teriyerin zerine benzin dkp onu yaktn grmeden birka hafta
nce kasabada kpekler kaybolmaya balam anlalan. Onlar dinleyen aileleri Eric'in peine
dm ve anasonlu gzel yiyeceklerle kandrd yal bir oban kpeine de ayn eyi yaparken
yakalamlar onu. Ormana kadar takip etmiler, ama izini kaybetmiler.
Diggs o akam tekrar gelip Eric'i huzuru bozmaktan tutuklayacan syledi bize. Babamn verdii
bir iki bardak viskiden baka hibir ey imeden ge vakitlere kadar bekledi, ama Eric dnmedi.
Diggs gitti, babam beklemeyi srdrd, ama Eric ortalarda yoktu. gn ve be kpek sonra
dnebildi ancak, hrpani ve pisti, benzin ve is kokuyordu, kyafetleri paralanm, yz incelmi ve
kirlenmiti. Babam sabah erkenden onun geldiini, buzdolabn yamalayp ne bulursa tkndn ve
yukar yataa ktn duymu.
Babam sessizce aa inip Diggs'i arad, o da kahvaltdan nce damlad. Eric bir eyler duymu ya
da grm olmal; nk odasnn penceresinden kp yamur oluundan aa indi ve Diggs'in
bisikletiyle kat. Ancak bir hafta ve iki kpek sonra, birilerinin benzin deposundan benzin alarken
yakaland. Hemerilerini tutuklarken enesini krmlar, yani bu sefer Eric kaamam.
Bir iki ay sonra ona deli raporu verdiler. Her trl teste tabi tutuldu, defalarca kamaya alt,
hastabakclara, sosyal hizmet memurlarna ve doktorlara hakaret etti, onlar resmi makamlara ba-
vurmakla ve ldrmekle tehdit etti. Testleri, tehditleri ve direnii srdnden her seferinde daha
uzun sreli ve gvenlikli kurumlara yatrld. Glasgow'un gneyindeki hastanede epeyce sakinletii-
ni ve kama giriiminde bulunmadn duyduk, ama eskiden yaptklar dnlrse byk ihtimalle
bakclarnn ona gvenmesini salayarak kamay dnyordu ki baarl da oldu.
imdi bizi grmek iin geri dnyor.



Drbnmle aadaki arazinin pusun gizlemedii yerlerini kuzeyden gneye taradm, kasabay,
yollar, demiryolunu, tarlalar, kumsal; belki de Eric'in bulunduu yeri de grmmdr diye d-
ndm, eer bu kadar yakna geldiyse. Onun yaknda olduunu hissediyordum. Byle dnmemin
iyi bir nedeni yoktu; ama uzun zamandr yoldayd, bir gn nce aradnda sesi her zamankinden
daha net geliyordu ve.... iime domutu. Burada olabilirdi, harekete gemek iin yatm geceyi
bekliyordu ya da aalar ve katr- trnaklar arasndan veya kum tepelerinin ukurluklarndan eve
doru ilerliyordu ya da kpek aryordu.
Tepelerin srtlarndan yryp kasabann birka kilometre gneyinde aa indim, fstk amlar
arasnda ilerlerken uzaktan elektrikli testere sesleri geliyordu, koyu renkli aa kmeleri glgeli ve
sessizdi. Tren yolunu geip dalgalanan arpa tarlalarna girdim, sonra yolda kardan karya geip
otlaklara, oradan da kumsala ktm.
Kumsaldaki slak kumlarn zerinden yrrken ayaklarm acyor, bacaklarm da hafiften
aryordu. Denizden esen hafif rzgr houma gitti; nk havada hi bulut kalmamt ve epeyce
alal- m olmasna ramen gne yakyordu. Tepelerdeyken zerinden getiim bir dereye geldim ve
kum tepeleri arasndaki demir kprye giderek deniz kenarnda tekrar zerinden getim. Koyunlar
nmden katlar, kimisi krklmt kimisi tyl, zplarken kesik kesik meliyorlard, sonra
kendilerini gvende hissederek kafalarn eip iinde iekler bitmi olan otlar yemeye koyuldular.
Eskiden ok aptal olduklar iin koyunlar hor grrdm. Durmadan otlarlard, bir tek kpek
koskoca srye istediini yaptrrd, onlarn arkalarna taklr, benden nasl katklarna glerdim,
kendilerini salaka zor durumlara sokmalarn izlerdim ve pirzola yaplmay hak ettiklerini, hatta yn
makinesi olarak kullanlmann onlar iin fazlasyla hafif bir ceza olduunu dnrdm. Ancak
seneler sonra ve uzun bir srecin sonunda koyunlarn aslnda neyi temsil ettiini anladm: Kendi
aptallklarn deil bizim gcmz, hrsmz ve bencilliimizi temsil ediyorlard.
Evrim ve iftilik tarihi hakknda bir eyler rendikten sonra durmadan birbirlerinin peinden
gidip allara takldklar iin dalga getiim o kabark, beyaz hayvanlarn koyun nesillerinin olduu
kadar ifti nesillerinin de rn olduunu fark ettim; onlar biz yapmtk, vahi, zeki atalarndan
uysal, rkek, lezzetli yn makineleri tretmitik. Zeki olmalarn istememitik ve zeklar da
saldrganlklaryla birlikte uup gitmiti. Tabii kolar biraz daha akll, ama onlar da birlikte yaayp
iftletikleri budala diilerinin etkisinde kalyorlar.
Bu kural tavuklar, inekler ve hrsl, a elimizi attmz btn her ey iin geerli. Zaman zaman
kadnlarn da bana bu tr bir ey geldiini dnyorum, ama teori her ne kadar ekici olsa da
sanrm yanlyorum.
Akam yemeine eve dndm, yumurtalarm, bifteimi, patatesimi ve fasulyemi yalayp yuttum
ve televizyonun karsna geip bir kibritle l inek paralarn dilerimden ayklamaya koyuldum.






X.
Kaan Kpek
Eric'in delirmesi beni hep zmtr. Dmeye baslr gibi bir anda delirmi olmasa da glmseyen
ocuk olaynn, engellenemez sonunu balatan o tetii ektii su gtrmez bir gerekti. ten ie
olanlar kabullenememi, kafasnda bir yere oturtamamt. Belki de ok derinlerinde bir yerlerde,
modern bir ehirde zaman ve gelime katmanlar altnda kalm eski Roma kalntlar gibi, bir Tanr
inanc vard hl ve eer byle bir varlk varsa szde kendi imgesinde yaratt varlklardan herhangi
birinin bana byle bir ey gelmesine gz yumduu fikrine katlanamyordu.
O srada Eric'in iinde paralanan her ne ise bir zayflktan kaynaklanyordu, gerek bir erkekte
olmamas gereken temel bir bozukluktan. Seyrettiim yzlerce -belki de binlerce- film ve televizyon
programnda kadnlarn balarna gelen ar olaylar kaldramadn grmtm; tecavze uraynca
ya da sevdikleri lnce parampara oluyorlar, ldryorlar, intihar ediyorlar ya da mum gibi eriyip
gidiyorlar. Tabii hepsinin illa da byle davranmayacan biliyorum, ama genel durum bu ve buna
uymayanlar da istisna.
Gl kadnlar da olmal, karakterleri birok erkeinkinden daha fazla erkek olanlar, sanrm Eric
karakterinin kadn tarafnn daha ar basmasnn kurbanyd. O duyarllk, o kimseyi incitmeme
kaygs, o ince dnceli zek; btn bunlara sahipti, nk fazlasyla kadn gibi dnyordu. O
korkun olaya kadar bana i amamt bu zellii; ama o anda, o doruk noktasnda onu para-
lamaya yetmiti.
Su babamda, baka bir herif iin onu terk eden u salak kary hesaba katmazsak tabii. Bir bakma
babam sulu, kkken Eric'in istedii gibi giyinmesine izin verdii ve ona elbiseler ald iin;
Harmsworth ve Morag Stove yeenlerinin yetime tarzn beenmeyip onu yanlarna almakta ok
hakllarm. Babamn o tuhaf fikirleri olmasa, annem Eric'ten holansa, Stove'lar onu daha erken
yanlarna alsa her ey bambaka olurdu; ama her ey olacana vard, umarm babam da kendini
benim onu suladm kadar ok suluyordur. Suunun arln srekli stnde hissetmesini, bu
yzden gzne uyku girmemesini ve uyusa bile souk gecelerde kt kbuslardan kan ter iinde
uyanmasn istiyorum. Hepsini hak ediyor.
Tepelerde yrdm gnn akam telefon etmedi Eric. Erken yattm, ama telefon alsa
duyardm. Uzun yry sayesinde deliksiz bir uyku ektim. Ertesi gn zamannda uyanp sabah
serinliinde kumsalda yrye ktm ve geri dndmde mkellef bir kahvalt beni bekliyordu.
Huzursuzdum, babam her zamankinden daha durgundu ve scaklk hzla ykselince, pencereler
ak olduu halde evin havas arlat. Pencerelerden dar bakarak odalar dolatm, pervazlara
dayanp gzlerimi kapayarak araziyi taradm. Sonunda babam bir ezlongda uyuyakalnca odama
ktm, zerime bir tirt geirdim ve cepli, ince yeleimi giydim, ceplerine gerekli malzemeleri
doldurdum ve antam srtma vurup adann etrafn kolaan etmeye ktm, fazla sinek yoksa ple
kadar uzanacaktm.
Kahverengi gne gzlm taknca renkler daha bir canland. Kapdan dar admm atar
atmaz terlemeye baladm. nsan serinletmeyen lk bir rzgr birka ynden dnerek esiyor,
burnuma ot ve iek kokular getiriyordu. Patikadan yryp kpry getim, kk su
birikintilerinin ve clz yan kollarn zerinden atlayarak dere boyunca aa, baraj-yapm blgesine
indim. Kuzeye dnp, scakla ve gnee maruz kalmaya aldrmadan denize bakan kum tepelerinin
en yksek noktalarnda yoluma devam ettim, bylece her taraf grebilecektim.
Scakta her ey dalgalanyor, durmadan ekil deitiriyordu. Kumlara deince yanyordum.
Etrafmda her trden, her boydan bcekler ve sinekler vzldayarak uuuyordu. Onlar kkladm.
Zaman zaman alnmdaki teri silip gzlklerimi kaldrarak etrafa drbnle bakyor, scaktan
titreen havay delerek uzaklar taryordum. Kafam terden vck vck olmutu, aparam kanyordu.
Yanmda tadm eyleri her zamankinden daha sk kontrol ediyordum, uursuzca sama torbasn,
komando bam ve belimdeki sapan yokluyor, akmam, czdanm, taram, aynam,
ktlarm, kalemimi drmediimden emin olmaya alyordum. Ilk olduu ve imdiden bayat
bayat koktuu halde mataramdan biraz su itim.
Denize doru baktmda sularn getirdii ilgin eyler grmeme ramen kum tepelerinden
inmiyor, kuzeye gitmeyi srdrrken en yksek tepelere trmanyordum. Derecikleri, kk su
birikintilerini, Bomba emberini, Esmerelda'nn havaland ve hi isim takmadm o yeri getim.
Onlar sadece geride braktktan sonra dndm.
Yaklak bir saat sonra karaya, oradan da gneye dnerek son kum tepeleri boyunca, solucanlar
gibi ar ar dolanarak otlayan koyunlarn bulunduu otlaklara bakarak ilerledim. Bir ara durup
katksz bir mavide, scak hava dalgalar zerinde dne dne szlen byk bir kuu izledim.
Aasnda bir iki mart vard, kanatlarn germilerdi, bir eyler ararlarken beyaz boyunlar bir ok
gibiydi. Tepelerden birinin zerinde l bir kurbaa buldum, kurumutu, srtnda kan izleri vard,
zerine kumlar yapmt, oraya nasl geldiini merak ettim. Herhalde bir ku drmt.
Gzlerimi ktan korumak iin kk, yeil kepimi taktm. Ada ve evle ayn hizadaki patikaya
ktm. lerlerken ara sra durup drbnle bakyordum. Bir iki kilometre tedeki yoldan geen
kamyon ve arabalarn camlar aalarn ardnda parlyordu. Bir helikopter geti, petrol platformuna
gidiyordu herhalde.
Tam le zeri kk aalar arasndan ple ulatm. Aalardan birinin glgesine oturup
drbnle evreyi taradm. Birka mart vard, ama hi insan yoktu. Ortalarda bir yerde kk bir ate
yanyordu, her tarafa kasabann pleri ylmt: kartonlar, siyah p torbalar, eski amar
makineleri, frnlar ve buzdolaplarnn gz kamatran, rselenmi beyazl. Kt paralar kk bir
hava girdabna kaplp bir an havada daireler izdiler, sonra tekrar dtler.
pln rk, tatlms kokusunu iime ekerek yrmeye baladm. Birka eye tekme attm,
baz ilgin eyleri ayakkabmla ters evirdim, ama bir ey kmad. pl sevmemin nedenlerinden
biri srekli deimesiydi; salkl topraklar ve da gibi atklar yutarak yaylan dev bir amip gibiydi,
devasa, canl, hareketli bir ey. Ama bugn yorgun ve skc grnyordu. Karsnda sabrszla
kapldm, hatta fkelendim. Ortada yanmakta olan kk atein iine birka aerosol kutusu attm, ama
onlar da fos kt. plkten ayrlp yine gneye yneldim.
pln yaklak bir kilometre tesinde byk bir kulbe vard, denize bakan bir yazlk.
Kapatlm ve terk edilmiti, evden kumsala inen patikada da yeni bir iz yoktu. Jamie'nin
arkadalarndan biri olan Willie, eski Mini karavanyla bu patikadan aa indirmiti bizi kumsala,
kumlarda kaymak iin.
Pencerelerden ieri bo odalara baktm; uyumsuz, eski mobilyalar bakmsz, toz iinde glgelerde
duruyordu. Masann zerinde bir kesi gneten sararm eski bir dergi vard. Evin atsnn
glgesinde oturup suyumu bitirdim, kepimi karp alnm mendilimle sildim. lerideki poligondan
bouk patlama sesleri geliyordu. Bir jet gkyzn yrtarcasna durgun deniz zerinden batya doru
utu.
Evin biraz tesinden bir tepecikler dizisi balyordu, zerlerinde allklar ve rzgrdan eilmi
bodur aalar vard. Sinekleri kklayarak drbnm o tarafa evirdim. Bam hafiften armaya
balamt ve itiim lk suya ramen susuzluum gememiti. Drbn indirip gzlm
taktmda duydum onu.
Bir ey uluyordu. Bir hayvan - Tanrm bu sesi karann bir insan olmamas iin dua ediyordum
ikence altndaym gibi baryordu. Yksek, acl bir haykrt; ancak ok kt durumdaki bir
hayvann karabilecei bir ses, hibir canlnn karmamas gereken bir ses.
Her tarafmdan terler akyor, kavurucu scak bana ac veriyordu, ama titredim. Bir souk dalgas
geldi ve slanm bir kpek gibi titredim, bir utan bir uca. Ensemdeki tyler yapkan terden kurtulup
diken diken oldu. Evin lk tahtalarn tutarak abucak kalknca drbn gsme arpt. lk
tepelerden geliyordu. Gzlm tekrar kaldrp drbn gzlerime dayarken bir yandan da ayaryla
oynuyordum. Ellerim titriyordu.
allklarn arasndan siyah bir ey frlad, zerinden duman kyordu. Sararm otlarn zerinden
bayr aa koarak bir itin altndan geti. Hem onu takip etmeye hem de etraf grmeye
alyordum. Sert ve tiz lk korkun bir biimde havada yankland. Hayvan allarn arasnda
kaybettim, sonra tekrar yakaladm, sular sratarak otlarn ve kamlarn zerinden koarken
yanyordu. Azm tamamyla kurudu; yutkunamyordum, tkanmtm; ama zplayan, dnen, deli gibi
havlayan, srayan, den, hep ayn yerde sryormu gibi duran hayvan takip ettim. Sonra benden
yz metre kadar ileride ve tepenin yine yz metre kadar aasnda gzden kayboldu.
Drbn hemen tepelere evirdim, bir utan bir uca, aa yukar, tekrar bir utan bir uca taradm,
bir allkta durup dikkatle inceledim, bam salladm, tekrar batan aa baktm. Beynimin alakasz
bir blm filmlerde insanlar drbnle baktnda ne greceklerini gayet iyi bildiimizi dnyordu:
yan yatm bir sekiz, ama ben ne zaman drbnle baksam tam bir daire gryordum. Drbn indirip
hzla etrafm kolaan ettim, kimse yoktu, sonra evin glgesinden kp alak bahe itinin zerinden
atlayarak tepelere doru komaya baladm.
Tepelere vardmda bir an bam dizlerime kadar eip soluklandm, ter salarmdan szlp
ayaklarmn dibindeki yeil imenlere damlyordu. Tirtm zerime yapmt. Ellerimi dizlerime
dayayp bam kaldrdm gzlerimi glkle tepenin zerindeki allara ve aalara evirdim.
Tepenin te tarafndaki tarlalarn ardna, demiryoluyla belirlenen al srasna baktm. Tepe boyunca,
yank otlar bulana kadar kotum. Onlar sndrp iz aradm ve buldum. Grtlamn ve cierlerimin
isyanna ramen daha da hzl koarak bir baka yanan ot kmesinin yanna vardm, allklar da alev
almak zereydi. Sndrp yoluma devam ettim.
Tepenin karadan tarafa olan ukur bir yerinde baz aalar normal bir geliim gstermilerdi,
sadece tepenin kuytusundan yukar uzanan tepeleri rzgrdan yatmt. Otluk ukurun, ar ar sal-
nan yapraklarla dallarn ortaya kard hareketli glge deseninin iine girdim. Ortada daire eklinde
dizilmi, kararm talar vard. Bir yerde otlarn zerine baslm olduunu grdm. Durdum, kendimi
teskin ettim, tekrar etrafa, aalara, otlara, ereltilere baktm, ama hibir ey gremedim. Talarn
yanna gidip onlara ve ortadaki kllere dokundum. Glgede olmalarna ramen elimi uzun sre
zerlerinde tutamayacam kadar scaklard. Benzin kokuyordu.
ukurdan kp bir aaca trmandm ve gerektiinde drbnleri de kullanarak btn araziyi
dikkatlice gzden geirdim. Hibir ey yoktu.
Aa inip bir an durakladktan sonra derin bir nefes alarak tepenin denize bakan tarafna,
yanlamasna, hayvann bulunduu yere doru komaya baladm. Yolda grdm bir baka kk
atei sndrmek iin rotam deitirdim. Otlamakta olan bir koyunun zerinden atladm, hayvan
rkp meleyerek kenara kat.
Kpek, otlaktaki derenin iinde yatyordu. Hl hayattayd, ama tylerinin ou yanmt ve
altndan kanl eti grnyordu. Suyun iinde titrediini grnce bana da bir titreme geldi. Kenarda
durup ona baktm. Titreyen ban sudan kardnda sadece yanmam olan tek gznn grdn
fark ettim. Etrafndaki kk havuzda kanl, yar yanm tyler yzyordu. Burnuma yank et kokusu
geldi ve grtlama, tam demelmasnn zerine bir arln ktn hissettim.
antamdan bir sama aldm, belimden kardm sapana yerletirdim, kollarm iyice gerdim,
elimi terden srsklam olan yanama dayadm ve braktm.
Kpein kafas sudan dar frlad, sonra tekrar suya dt ve hayvan suyun zerinde benden
uzaklamaya balad. Akntyla bir sre srklendikten sonra kyya takld. Gren tek gznden kan
szlyordu. "Frank seni kurtaracak!" diye fsldadm.
Kpei dar ekip derenin kenarndaki yumuak topraa bamla bir ukur kazdm, bu srada
cesedin kokusundan midem azma geliyordu. Hayvan gmp etraf kolaan ettikten sonra biraz id-
detlenmi olan rzgrn ynn tespit edip biraz uzaa gittim ve otlar atee verdim. Alevler, kpein
izlerinden geri kalanlar da mezarna kadar silip gtrd. Dndm gibi derenin kenarnda snd.
Kar kyya uan kvlcmlarn tututurduu otlar da ben sndrdm.
Kpek gmlp btn ilerim bittiinde evden tarafa dnp komaya baladm.
Kazasz belasz eve dnp iki ie suyu mideye indirdim ve portakal suyu iip lk bir banyo
yaparak rahatlamaya altm. Hl titriyordum. Yank kokusunu salarmdan karmak da epey
zamanm ald. Babamn yapt vejetaryen yemeklerinin kokusu geliyordu mutfaktan.
Aabeyimle neredeyse burun buruna gelecek olduumdan emindim. Orada konaklamadna,
sadece oraya uram olduuna karar verdim, ben de onu kl pay karmtm. Bir bakma rahatla-
mtm, kabul etmesi g olsa da doruydu bu.
Kvete gmlp kendimi sulara braktm.
Mutfaa sabahlmla indim. Babamn zerinde yelek ve ort vard ve dirseklerini masaya
dayam Inverness Courier 'e bakyordu. Artan portakal suyunu dolaba koyup soumakta olan
yemein kapan kaldrdm. Masada salatalar duruyordu. Babam bana aldr etmeden gazetenin
sayfasn evirdi.
"Scak deil mi?" dedim, baka diyecek bir ey bulamamtm.
"H."
Karsna oturdum. Babam ba nde bir sayfa daha evirdi. Boazm temizledim.
"Yeni evin orada yangn kmt. Oradaydm. Gidip sndrdm," dedim, kendimi ele vermemek
iin.
"Tam havas," dedi babam ban kaldrmadan. Ben de bam sallayp sabahln zerinden hafif
hafif aparam kadm.
"Hava durumunda yarn frtna kacan sylediler." Omzumu silktim. "Bakalm."
"Grrz," dedi babam gazetenin ilk sayfasna dnerek. Kalkp dolaptaki yemee bakt.
Sabahln kuayla oynayp, ylesine gazeteye bakarak bam salladm yine. Babam eilip
tenceredeki karm koklad. Dalmm.
Ona bakarak ayaa kalktm, onun oturduu iskemlenin bana gidip sanki kapdan dar
bakyormuum gibi yaptm, ama aslnda gzlerim gazetedeydi. YAZLIKTA GZEML YANGIN
diye bir alt balk vard gazetenin sol alt kesinde. Gazete yayna hazrlanmadan ksa bir sre nce
Inverness'in gneyinde bir yazlkta yangn kmt. Polis aratrmay srdryordu.
Kendi yerime gidip oturdum.
Sonunda yemekle salatay yedik ve ben tekrar terlemeye baladm. Bir keresinde krili bir yemek
yediimin ertesi gn koltuk altlarmn ayn bu baharat gibi koktuunu hissedip kendimde bir gariplik
olduunu dnmtm, ama sonra krili eyler yediinde Jamie'nin de bana ayn eyin geldiini
renip rahatladm. Yemein zerine muzla yourt yedim, ama hava hl ok scakt ve bu yemee
her zaman mazoiste katlanan babam bu sefer tabanda yarsn brakmt.
Telefon aldnda zerimde sabahlkla televizyon seyrediyordum. Kapya ynelmitim ki
babamn alma odasndan kp telefonu atn duydum, bunun zerine kapda durup dinlemeye
getim. Pek fazla bir ey duyamyordum, ama birden merdivende ayak seslerini duyunca hemen
koltuuma koup kendimi iine attm ve bam bir yana eip gzlerimi kapattm ve azm atm.
Babam kapy at.
"Frank. Seni aryorlar."
"Ne?" dedim mahmur bir sesle, gzlerimi uykulu uykulu ap televizyona baktm, sonra sallanarak
ayaa kalktm. Babam kapy ak brakp odasna gitti. Ben de telefonun bana.
"Alo?"
"Alu-alu, Frenk'len mi gryorum?" dedi iveli bir ses.
"Evet buyrun," dedim akn akn.
"Hah-ha, Frankie olum!" diye bard Eric. Hl ormann barnda u sevimli dostlarmz
yiyorum. Ho ho. Nassn bakalm kk aylak? Talih yzne gld, ha? Ne seyrediyorsun televiz-
yonda?"
"Dizi," dedim yorgun bir sesle. Eric klasik esprilerinden birini yapacakt. "Peki ya sen?"
"Dirsei."
Eric'in tiz kahkahalarn duymamak iin telefonu kulamdan uzaklatrdm. "Bak Eric..."
"N'aber? Nassn? ler nass? yi misin? Nas gidiyo? Ya sen? u anda kafan nerde? Nerden
geliyon? Frank, Volvo'lar neden slk alar bilir misin? Ben de bilmiyom, ama kim takar? Troki ne
demi? 'Stalin'e ihtiyacm var, beynimde bir delik kadar.' Ha ha ha ha ha! Dorusu u Alman
arabalarn hi sevmiyorum; farlar birbirine ok yakn. Sen iyi misin Frankie?"
"Eric..."
"Yataa, uyumaya git; belki mastrbasyon yaparsn. Ama kopmutu di mi! Ho ho ho!"
"Eric," dedim, babam yukarda m diye dikkatlice bakarak. u eneni kapar msn?
"Ne?" dedi Eric, ksk, krgn bir sesle.
"Kpek," dedim dilerimin arasndan. "O kpei grdm bugn. Yeni evin oradaki kpei.
Oradaydm. Grdm."
"Ne kpei?" dedi Eric akn bir sesle. Derin derin i geirdi, bir eylerle oynadn duydum.
"Beni kandrmaya alma, Eric; onu grdm. Kes unu artk, tamam m? Baka kpek yakma.
Duyuyor musun? Anladn m?"
"Ne? Ne kpei?"
"Ne dediimi duydun. ok yakndasn. Artk kpek yakmak yok. Onlar rahat brak. ocuklar da.
u solucanlardan vazge. Unut. stersen buraya bizi grmeye gel - ok gzel olur - ama
solucanlardan ve kpeklerden uzak dur. Ciddiyim Eric. Bana inansan iyi olur."
"Neye inanacakmm? Sen ne diyorsun?" dedi zgn bir sesle.
"Beni duydun," dedim ve telefonu kapadm. Gzm yukarda telefonun yannda bekledim. Bir iki
saniye sonra tekrar ald. Atm, bip bip sesi geldikten sonra tekrar kapadm. Bir iki dakika daha
bekledim, ama tekrar almad.
Ben salona dnerken, babam elini bir beze silerek odasndan kt, ieriden tuhaf kokular
geliyordu, gzleri falta gibi almt.
"Kimdi?"
"Jamie," dedim, "sesini deitirmi."
"H," dedi, rahatlam gibiydi, geri dnd.
Midesini kaynatan kri dnda babam ok sessizdi. Akam hava serinlemeye balaynca adann
etrafn dolanmak iin dar ktm. Denizden gelen bulutlar gkyzn bir kap gibi kapatarak sca
adann zerine hapsediyorlard. Tepelerin ardndan gkgrltleri geliyordu, ama imek yoktu. Kan
ana gibi bir afak adann kumlar zerinde ykselinceye kadar kan ter iinde, dne dne, hu-
zursuzca uyudum.



XI
Mirasyedi
Sabah delik deik uykumdan uyandmda pikeyi yerde buldum. Yine de ter iindeydim. Kalkp
bir du yaptm, tra oldum ve hava iyice snmadan tavan arasna ktm.
Tavan aras ok boucuydu. Pencereyi ap bam kararak drbnmle karay ve deniz tarafn
taradm. Hava hl kapalyd; k yorgun, rzgr da bayat gibiydi. Biraz Fabrikayla uratm, ka-
rncalar, rmcei ve Vens' besledim, telleri kontrol ettim, camn tozunu aldm, pillere baktm,
kaplar ve dier mekanizmalar yaladm, srf kendimi biraz rahatlatmak iin. Mihrabn da tozunu
alp bir cetvelle btn kavanozlarn ve dier eyalarn simetrik olmasn salayarak zerini
dzenledim.
Aa indiimde yine ter iindeydim, ama tekrar du alacak halim yoktu. Babam kalkmt, ben
televizyonda cumartesi programn seyrederken o da kahvalty hazrlad. Sessizce yemeimizi yedik.
Sabahleyin Snaa gidip Kazklarda eksilen kafalarn yerine yenilerini takmak iin Kafa Torbasn
alarak aday turlamaya ktm.
Bu i her zamankinden daha uzun srd; nk ikide bir yaknlardaki bir kum tepesinin zerine
kp gelen giden var m diye bakyordum. Hibir ey grmedim. Kurban Kazklarnn zerindeki
kafalar iyi durumdayd. Sadece bir iki yeni fare kafas takmam gerekti hepsi o kadar. Dier kafalar ve
flamalar olduu gibi duruyordu. Adann ortalarnda bir yerde, bir kum tepesinin karaya bakan
tarafnda l bir mart buldum. Kafasn kesip gvdesini kazklardan birinin yanna gmdm.
Kokmaya balam olan kafay plastik bir torbaya koyup Kafa Torbasndaki kurumu kafalarn yanna
yerletirdim.
Patikadan gelen biri yznden kularn havalandn duydum, sonra onlar grdm; ama gelenin
Bayan Clamp olduunu biliyordum. Bakmak iin bir kum tepesine ktm ve onun eski psk bi-
sikletiyle kpry gemekte olduunu grdm. O evin nndeki kum tepesinin ardnda
kaybolduunda otlaklara ve arkadaki kum tepelerine tekrar gz gezdirdim, ama koyunlar ve
martlardan baka hibir ey yoktu. plkten duman ykseliyor, demiryolundan da eski bir dizel
trenin homurtusu geliyordu. Hava bulutlu, ama aydnlk, yapkan rzgr ise kararszd. Deniz
ufkunda, bulutlarn boluklarndan szlen gne klarnn aydnlatt altn rengi parltlar
grebiliyordum, ama ok ok uzaktalard.
Kurban Kazklarn tefti ettikten sonra, eski vincin yanna gidip yarm saat kadar at talimi
yaptm. Silindir yatana birka tane konserve kutusu koyup otuz metre kadar geri ekildim ve hep-
sini sapanmla drdm. Alt kutu iin fazladan sadece byk sama kullandm. Kutular tekrar
dizmeye gittiimde bir byk sama dnda hepsini buldum, sonra yine ayn mesafeye gidip bu sefer
sapanmla akl talar atmaya baladm. Hepsini drmek iin on drt at yapmam gerekti.
Sonunda, eski koyun yalann yanndaki bir aaca bak atma talimleri yapmaya baladm ve her
seferinde ban ka takla atacan doru tahmin ettiimden bak aacn epeyce berelenmi olan
kabuuna dimdik sapland.
Eve dndmde elimi yzm ykayp tirtm deitirdim ve tam yemek zamannda mutfaa
indim. Her nedense Bayan Clampn yapt etsuyu orbann duman ttyordu. Ben ince bir dilim
ekmei taban zerinde sallarken Bayan Clamp kendi orbasn aprdata aprdata imeye balad,
bu arada babam da kendi tabana yulaf ekmei doramakla meguld.
"Naslsnz Bayan Clamp?" diye sordum sevimli bir edayla.
"yiyim," dedi Bayan Clamp kalarnn ortasn, ekilen bir ipliin orab bzdrmesi gibi
bzdrerek. Sonra atk kalarla enesinin altnda duran kaa bakarak sanki onunla konuur gibi:
"yiyim, ok iyi" dedi.
"ok scak deil mi?" dedim. Sonra yine ekmek dilimiyle orbam soutmaya koyuldum, bu arada
babam bana sert bir bak frlatt.
"Yazdayz," diye bir aklamada bulundu Bayan Clamp.
"Evet," dedim. "Unutmuum."
"Frank," dedi babam, az sebze ve yulaf ekmeinin talalaryla dolu olduundan ne syledii tam
anlalmyordu, "Bu kaklarn ne kadar sv aldn unutmusundur herhalde, deil mi?"
"Litrenin otuz altda biri," dedim masum bir sesle. fkeyle bakarak orbasn yudumlamay
srdrd. Ben soutma ilemine ara verip orbann zerinde oluan kahverengi kabuu bozdum.
Bayan Clamp tekrar orbasn hprdetti.
"Kasaba ne lemde Bayan Clamp?" diye sordum.
"Bildiim kadaryla gayet iyi," dedi Bayan Clamp orbasna. Bam salladm. Babam kandaki
orbay flyordu.
"Mackie'lerin kpei kaybolmu, en azndan bana yle dediler," diye ekledi. Kalarm hafife
kaldrarak zntl bir tavrla glmsedim. Babam bir an bakakald, Bayan Clampn szlerini
duyduktan sonra elinden kayan kaktan dklen orba, ierken kan sese benzer bir ses kararak
odada yankland.
"yle mi?" dedim soutma ilemini srdrerek. "Ayp, ayp. yi ki aabeyim buralarda deil,
yoksa herkes onu sulard." Glmseyerek nce babama sonra da orbasndan ykselen buharn
iinden ksk gzlerle bana bakan Bayan Clampa baktm. orbay soutmak iin kullandm ekmek
dilimi daha fazla dayanamayarak ortadan ikiye ayrld. Hemen teki elimle den paray yakalayp
taban yanna koydum ve bir kak orbay dudaklarma gtrerek soumu mu diye baktm.
"Hmmm," dedi Bayan Clamp.
"Bayan Clamp sana hazr hamburger kftesi bulamyormu, onun iin kyma alm," dedi babam,
"sana" demeden nce durup boazn temizleyerek.
"u sendikalar yok mu!" diye mrldand Bayan Clamp uursuzca ve orbasna tkrd. Dirseimi
masaya, yanam da elime dayayarak akn akn ona baktm. e yaramad. Ban kaldrp bana
bakmad iin sonunda kendi kendime omuz silkip orbam yudumlamaya koyuldum. Babam
kan masaya brakm elinin tersiyle alnn siliyor, bir yandan da iki st diinin arasna skm
olan bir ekmek parasn karmaya urayordu.
"Dn yeni evin orada kk bir yangn grdm Bayan Clamp; hemen sndrdm. Oradaydm ve
ben sndrdm" dedim.
"Bbrlenme evlat," dedi babam. Bayan Clamp hi azn amad.
"Ama sndrdm," diyerek glmsedim.
"Bayan Clamp bu konuyla pek ilgilenmiyor."
"Yok canm," dedi Bayan Clamp, ses tonundan neyi ima ettii anlalmyordu.
"Grdn m?" dedim babama bakarak ve kafamla orbasn hprdeten Bayan Clamp iaret
ettim.
Yahniyi yerken hi konumadm, sadece raventli kremay yerken deiik bir tad olduunu
syledim, oysa yapld stte bylesi bir tattan eser yoktu. Ben glmsyordum, babam
homurdanyordu ve Bayan Clamp kremasn aprdatp ravent saplarn peetesine karyordu.
Dorusunu sylemek gerekirse pek de iyi pimemiti.
Yemek beni acayip neelendirmiti ve leden sonra havann iyice snmasna ramen kendimi
daha enerjik hissediyordum. Denizin zerinde hi parlt kalmamt; havadaki elektriin ve hafif
rzgrn ittii bulutlardan szlen k mat gibiydi. Dar kp adann evresinde koarak bir tur
attm; Bayan Clampn kasabaya dndn grdm, sonra onunla ayn yne doru yryp
anakarann birka yz metre nndeki yksek bir kum tepesinin zerine oturdum ve scaktan kzm
araziyi drbnmle taradm.
Hareket etmeyi brakr brakmaz ter iinde kalmtm ve bam da hafiften aryordu. Yanma
aldm suyu itim, sonra yakndaki bir dereden ieyi tekrar doldurdum. Babam koyunlarn derelere
dkladn sylerken haklyd kukusuz, ama senelerdir bu derelerin zerine barajlar yaparken ie
ie, ilerinde her ne varsa ona kar baklk kazanmtm. htiyacm olandan ok daha fazla su
itikten sonra tekrar kum tepesine dndm. leride koyunlar kmldamadan otlarn zerinde yatyordu.
Grnrlerde bir mart bile yoktu, sadece birka sinek hl hareket halindeydi. plkten hl duman
ttyordu; tepelerdeki iletmenin oradan da silik mavi bir duman stunu ykseliyordu, krfezin
ilerisindeki aa ileme fabrikas iin kesilen aalarn bulunduu blgeden. Kulak kesilip
testerelerin sesini duymaya altm, ama duyamadm.
Oradan gneye doru iniyordum ki babam grdm. Onu geip sonra tekrar geri dndm. Bir an
kaybolup tekrar belirdi. Patikadan kasabaya gidiyordu. Rampann olduu tarafa bakarken grdm
onu; benim, bisikleti yoku aa koyverdiim kum tepesinin zerine trmanyordu; ilk
grdmdeyse Rampann dibindeydi. Tepenin zerine varmak zereyken tkezleyip decek gibi
oldu, ama toparland. apkas tepenin ardnda gzden kayboldu. Sanki sarhomu gibi dengesizdi.
Drbn indirip acyan enemi ovaladm. Bu ok tuhaft. Kasabaya gideceini sylememiti hi.
Ne halt kartrdn merak ettim.
Kum tepesinden aa koup derenin zerinden atladm ve hzla eve kotum. Arka kapdan
girdiimde burnuma viski kokusu geldi. le yemeinin ve Bayan Clampn gidiinin zerinden ne
kadar zaman gemi olabileceini dndm. Bir, bir buuk saat kadard. Mutfaa girdiimde viski
kokusu kuvvetlendi, masann zerinde yarm ie viski ve yannda da bo bir bardak vard. Baka
bardak var m diye lavabonun iine baktm, ama sadece kirli tabaklar vard. Kalarm attm.
Tabaklar byle ykamadan brakmak babama gre bir ey deildi. ieyi alp markasnn zerinde
siyah bir iaret var m diye baktm, yoktu. Yeni alm bir ie olduunu gsteriyordu bu. Kafam iki
yana sallayp alnm bir kurulama beziyle sildim. Cepli yeleimi karp sandalyenin zerine astm.
Hole ktm. Yukar bakar bakmaz telefonun ak durduunu grdm. Hemen gidip kulama
dayadm. irkin bir ses karyordu. Kapatp bir iki saniye bekledikten sonra tekrar atm. Her za-
manki evir sesi geliyordu. Onu elimden frlatp alma odasna kotum ve kapya abandm. Duvar
gibiydi.
"Kahretsin!" dedim. Neler olduunu tahmin edebiliyordum ve babamn alma odasnn kapsn
kilitlemeyi unutabileceini dnmtm. Eric aram olmalyd. Babam telefonu ap oka girmi,
sonra da iip sarho olmutu. Biraz daha imek iin kasabaya gidiyor olmalyd. Bu saatte iki sat
yasakt; saatime baktm, yoksa Rob Roy'un btn gn iki satma izni bu haftadan itibaren mi
geerliydi? Bam iki yana salladm; bunun nemi yoktu. Eric aram olmalyd. Babam imiti.
Biraz daha imek ya da Diggs'le grmek iin kasabaya gidiyordu. Belki de Eric ona randevu ver-
miti. Yo, sanmam; herhalde nce benimle grmek isterdi.
Yukar koup tavan arasnn kstrlm scana daldm, pencereyi ap drbnle gelen giden var
m diye baktm. Aa inip evi kilitleyerek tekrar dar ktm, koarak kpry geip patikada, btn
yksek tepeciklere trmanarak ilerlemeye baladm. Her ey normal grnyordu. Babam en son
grdm yerde, Rampann tepesinde durdum. Ne yapacam bilemeden, kararszlkla aparam
kadm. Adadan ayrlmak istemiyordum, ama olaylarn kasabann yaknlarnda patlak vereceinden
pheleniyordum. Jamie'yi arasam diye dndm, ama byk ihtimalle Porteneil'de babamn izini
srecek ya da yank kpek kokularn takip edecek halde deildi.
Yere oturup dnmeye altm. Eric'in sonraki hamlesi ne olacakt? Eve yaklamak iin (bu
kadar yolu son anda geri dnmek iin gelmemiti ya) geceyi bekleyebilirdi ya da telefon etmekle
kendini zaten riske attn ve kaybedecek pek fazla eyi olmadn hissettiinden u an buraya doru
gelmekte olabilirdi. Ama bunu dn de yapabilirdi, peki onu tutan neydi? Bir eyler planlyordu. Belki
de telefonda ona ok sert davranmtm. Neden yzne kapamtm ki? Salak! Belki de kendini ele
verecek ya da kaacakt! Hep ben onu reddettiim iin, z kardei!
Bam fkeyle sallayarak ayaa kalktm. Btn bu dncelerin beni bir yere gtrecei yoktu.
Eric'in benimle balant kurmasn beklemek zorundaydm. Bu da eve geri dnmem gerektiini
gsteriyordu; ya beni oradan arayacak ya da oraya gelecekti. Hem, ev benim gcmn merkeziydi,
dahas en ok korunmas gereken yerdi. Kararm vermi olmann ve bir plan -her ne kadar bu bir ey-
lemsizlik plan olsa da- yapm olmann rahatlyla eve kotum.

Ben dardayken evin ii daha da boucu bir hal almt. Kendimi mutfakta bir iskemleye
braktm, sonra barda ykamak ve viski iesini kaldrmak iin ayaa kalktm. Bol miktarda portakal
suyunu mideye indirdikten sonra, geri kalann bolca buzla birlikte bir srahiye koydum, iki elma,
yarm ekmek ve biraz da peynirle birlikte tavan arasna kardm. Normalde Fabrikann iinde duran
iskemleyi alp eski ansiklopedilerden yaptm bir platformun zerine koydum, karaya bakan
pencereyi atm ve eski, soluk bir perdeden yastk yaptm. Tahtma kurulup drbnle etraf gzleme-
ye koyuldum. Bir sre sonra bir oyuncak kutusunun diplerinde eski bir plastik radyo bularak onu bir
adaptrle ikinci prize taktm. Radyo atm, bir Wagner operas alyordu; tam beni havaya
sokacak mzik diye dndm. Tekrar pencereye dndm.
Bulut rtsnn birka yerinde delikler olumutu; ar ar ilerleyen parlak gne , araziyi
para para aydnlatyordu. Bazen k eve vuruyordu; ikindi akama dner, gne de ypranm
bulutlar zerinde ilerlerken barakamn glgesinin yer deitiriini izledim. Kasabann eski evlerinin
biraz zerinde, aalarn arasndaki yeni yaplarn pencerelerinden gne deiik ekiller
oluturarak yansyordu. Bir pencereden ekilip dierine atlyordu, ak pencereler arada boluklar
oluturmutu, zaman zaman da yoldan geen arabalarn camlar parlyordu. Evin scak soluu zerim-
de dolanyordu, biraz portakal suyu iip buzlar azmda tuttum. Pencereden uzanabildiim kadar
uzanp kuzeyden gneye her yeri taryordum. Opera bitti ve ikence-edilen-bir-zndk ve Yanan
Kpek seslerine benzeyen berbat bir modern mzik almaya balad, ama kapamadm; nk
uyumam engelliyordu.
Tam alt buukta telefon ald. Sandalyeden atlayp kendimi tavan arasnn kapsndan aa
braktm ve uarcasna merdivenleri inerek telefonu tek hamlede atm. Bugn ok iyi rgtlendiim
iin hafif bir heyecan duyuyordum, sakin bir sesle, "Evet?" dedim.
"Frang?" dedi babam, ar ar ve kelimeleri aznda yuvarlayarak konuuyordu. "Frang, sennn
mizin?"
Onu ne kadar hor grdm gizlemeye uramadm: "Evet, baba, benim. Ne var?"
"Kazzabadaym, ollum," dedi sakin bir sesle, sanki alayacak gibiydi. Derin bir nefes ald. "Frang,
bilirzzin seni.... ook severim.... kazzabadan aryomm, ollum. Buraya gelmeni istiyorumm, buraya
gellmeni istiiyorum... buraya gell. Eric'i yakaladlar ollum."
Donakaldm. Gzlerimi telefonun zerindeki duvar kdna dikmi ylece bakyordum. Beyaz
zerine yeil yapraklar, altnda da kafes gibi bir ey. Biraz yamuktu. Senelerdir bu duvar kdn fark
etmemitim, onca telefon konumas yapmama ramen. Berbat bir eydi. Babamn zevksizlii.
"Frang?" Boazn temizledi. "Frank, olum?" dedi gayet net bir biimde, sonra tekrar eski haline
dnd: "Frang, orrda mzzn? Bi iy sle, ollum. Benim. Bi iy sle. Eric'i yakaladlar dedim.
Duyydun mu? Frang, beni duyuyo mmusun?"
"Ben..." Azm o kadar kurumutu ki konuamadm. Boazm temizleyip cmleye tekrar
baladm. "Seni duydum baba. Eric'i yakalamlar. Duydum. Hemen geliyorum. Nerede bulualm,
karakolda m?"
"Hayrr, hayrr, ollum. eyyde... ktpanenin kapsnda bulujjalm. Ktpanenin. Orrda ol."
"Ktphane mi?" dedim. "Neden oras?"
"Grrjjrz ollm. abuk ol, tamam m?" Ahizeyi hemen yerine yerletiremedi, bir sre takrtlar
geldi, sonra hat kesildi. Ahizeyi ar ar yerine koydum. Kalbimin her atnda cierlerime bir eyler
batyordu sanki, bam dnyordu.
Bir an durakladktan sonra yukar kp pencereyi ve radyoyu kapadm. Bacaklarm yorgundu ve
szlyordu; belki de son zamanlarda ly biraz karyordum.
Ben kasabaya giden patikada ilerlerken bulutlardaki boluklar karaya doru srkleniyordu. Saat
yedi buuktu; ama hava karanlkt, sadece yumuak bir yaz hkimdi kuru araziye. Ben yanlarn-
dan geerken birka ku uyuuk uyuuk havaland. ncecik direkler zerinde adaya giden telefon
kablosunun zerine tnemiti ou. Koyunlar o irkin, atlak sesleriyle meliyorlard, kuzular da
onlara cevap veriyordu. Kular ilerideki dikenli tellerin zerinde oturuyorlard. Tellere taklan kirli
koyun ynleri srnn oradan getiini gsteriyordu. Gn boyunca itiim onca suya ramen bam
yine armaya balamt. imi ekerek, gitgide alalan kum tepeleri, tarlalar ve otlaklar arasnda
yrmeye devam ettim.
Kum tepelerinin bitiminde oturup alnm sildim. Parmaklarmdan szlen teri silkelerken
hareketsiz koyunlara ve tnemi kulara baktm. Kasabadan an sesleri geliyordu, herhalde Katolik
kilisesinden. Belki de kahrolas kpeklerinin kurtulduu haberi btn kasabaya yaylmt.
Burnumdan glmeye benzer bir ses kararak otlarn zerinden skoya kilisesinin kulesine baktm.
Ktphaneyi bile grecektim neredeyse. Ayaklarm szlanyordu, oturmakla hata etmitim. Tekrar
yrmeye baladmda aryacaklard. Tpk, babam telefon ettikten sonra evden kmamak iin
bahaneler bulduum gibi imdi de kasabaya gitmemek iin bahaneler buluyordum. Haberi getiren
tellerin zerinde notalar gibi dizilmi olan kulara baktm. Bir yerde hi ku yoktu.
Kalarm attm, daha dikkatli baktm, tekrar kalarm attm. Elimi drbnme attm, ama
gsme arpt, evde brakmm. Ayaa kalkp patikadan ktm, sert topran zerinde komaya
baladm. Hzm iyice arttrarak deli gibi allarn arasndan getim ve itin zerinden otlaa atladm.
Koyunlar ayaa kalkp kat.
Telefon telinin yanna geldiimde nefesim kesilmiti.
Tel yerdeydi. Yeni kesilmi olan tel direkten aa sarkyordu. Bam yukar kaldrp gerekten tel
olup olmadn kontrol ettim. Yaknlardaki birka ku havalanm, karanlk sesleriyle terek ku-
rumu otlarn zerinde, kmltsz havada daireler iziyorlard. Kar taraftaki, adaya daha yakn olan
diree kotum. Siyah-beyaz, ksa tyl, zerinden hl kan damlayan bir kulak diree ivilenmiti.
Ona dokunarak glmsedim. Korkuyla etrafma baktktan sonra tekrar sakinletim. Kasabaya baktm,
an kulesi sularcasna bir yeri iaret eden parmak gibiydi.
"Seni yalanc pezevenk," dedim fkeyle soluyarak. Adaya dnmek iin gitgide hzlanan bir
tempoyla patikaya dndm, sonra patikann o yasslm yzn dverek komaya baladm, Rampaya
hzla trmanp uarcasna indim. lklar atyordum, sonra susup deerli nefesimi boa harcamamaya
karar verdim.
Eve girer girmez tavan arasna yneldim, ama yolda durup telefonu kontrol ettim. Beklenecei
gibi hi ses kmyordu. Tavan arasna kp pencereyi atm ve hzla araziyi taradm, sonra kendimi
toparlayarak savaa hazrlanmaya baladm. Sandalyeye kurulup radyoyu atm ve gzlemeye devam
ettim.
Oralarda bir yerlerdeydi. yi ki kular var. Midemden ykselen keyif dalgalar scaa ramen
titrememe neden oluyordu. O yalanc pis domuz, srf kendisi Eric'le karlamaktan korktuu iin beni
evden uzaklatrmaya almt. O ayya sesindeki ikiyzll nasl da anlayamamtm. Bir de
itiim iin bana barmaz m. En azndan ben kendimi iyi hissettiimde iiyorum, bir krizle
baedebilmek iin btn yetilerime ihtiyacm olduu zamanlarda deil. Domuz. Bir de kendine erkek
diyor!
Hl souk olan portakal suyundan bir yudum aldm, bir elma ve biraz da peynir ekmek yedim,
drbnle bakmay srdryordum. Bulutlar iyice kalnlatndan, hava gne batar batmaz karard.
Bulutlardaki delikleri aan hava akmlar kesilmiti. Tepelerin ve ovann zerinde asl duran rt gri
ve kmltszd. Bir sre sonra gk grledi ve havaya bir tehlike ve tehdit kokusu hkim oldu. Alarma
gemitim ve almayacan bilsem de telefonun almasn beklemekten kendimi alamyordum.
Babam geciktiimi ne zaman anlayacakt? Benim bisikletle mi geleceimi dnmt? Bir yerde
dp kalm myd, yoksa Kpek Katilini yakalamak iin ellerinde fenerler yola dm
hemerilerinin banda adaya m yaklamaktayd?
Ne fark eder? Bu kta bile gelenleri grebilirdim, gelen aabeyimse onu karlamak iin dar
kabilirdim, yok eer kasaballarsa hemen kap adada bir yerlerde saklanabilirdim. Dardan gelen
sesleri duyabilmek iin radyoyu kapadm ve gitgide azalan kta gzlerimi zorlayarak etrafa baktm.
Bir sre sonra hzla aa inip mutfakta yiyecek bir eyler paketledim ve yukar kp onu bez bir
antaya koydum. Evden kamam gerekirse ya da Eric'le buluursam ie yarayacakt. A olabilirdi.
Kararan arazinin glgelik yerlerini tarayarak sandalyeye oturdum. Uzaklarda, tepelerin eteklerinde
yolda ilerleyen arabalarn farlar, dzensiz bir deniz fenerinin gibi aalarn arasnda,
kavaklarda, tmseklerin zerinde parldyordu. Uyuukluktan kurtulmaya alarak gerindim ve gz-
lerimi ovaladm.
leriyi dnp evden kmam gerekirse yanma alacam antaya birka ar kesici attm. Byle
havalarda Eric'in migreni tutard, ila onu biraz rahatlatrd. Migren krizinin tutmadn umuyordum.
Esnedim, gzlerimi ak tutmaya alarak bir elma daha yedim. Bulutlarn altndaki belirsiz
glgeler daha da karard.
Uyandm.
Karanlkt, kafam pencerenin metal erevesi zerinde kavuturduum kollarma dayamm;
sandalyenin tepesinde her yanm tutulmutu. Evin iinden gelen sese uyanmtm. Kalbim deli gibi
arpyor ve srtm aryordu, bir an yle oturup kaldm. Bamn arlyla ezilen damarlarn
almasyla kan ac vererek kollarma hcum etti. Hzla, ses karmadan olduum yerde dndm.
Tavan aras karanlkt, ama kimsenin varln hissetmedim. Saatimin k dmesine basnca, saatin
on bir olduunu grdm. Saatlerdir uyuyordum! Salak! Aadan ayak sesleri geldi; kararsz admlar,
sonra kap kapand, baka sesler. Bir ey krld. Ensemdeki tyler diken diken oldu; bir haftada ikinci
defa. enemi yakalayp kendi kendime korkuyu bir yana brakp bir eyler yapmam gerektiini
syledim. Eric de olabilirdi babam da. nip bakmam gerekiyordu. Gvende olmak iin yanma
bam aldm.
Yerimden kalkp sert baca tulalarn tuta tuta, el yordamyla kapya doru ilerledim. Orada durup
gmleimi, ba gizlesin diye dar kardm. Sessizce kendimi karanlk sahanla braktm. Alt
katta, holde yanan k st katlarn sahanlklarnda tuhaf, san, silik glgeler oluturmutu. Trabzan
boyunca aa bakarak yrdm. Hibir ey gremiyordum. Artk ses gelmiyordu. Havay kokladm.
Duman ve bar kokusuyla kark iki kokusu geldi burnuma. Babam olmalyd. Rahatladm. Tam o
srada onun salondan ktn duydum. Ardndan okyanusun gmbrtsne benzeyen bir ses kt.
Trabzanlardan uzaklap dinlemeye koyuldum. Sendeliyor, duvarlara arpyor, basamaklarda
tkezliyordu. Derin derin soluyarak bir eyler mrldandn duydum. Koku ve ses ykselirken din-
lemeye devam ettim. Ayaa kalkp kendimi yattrdm. Babamn telefonun durduu birinci sahanla
ktn duydum. Sonra sendeleyen ayak sesleri.
"Frang!" diye bard. Hi sesimi karmadm. Bu bir igdyd sanrm ya da olmamam gereken
bir yerde bulunup kendilerini yalnz zanneden insanlar dinlediim zamanlardan kalma bir alkanlk.
Hafif hafif nefes alyordum.
"Frang!" diye bard. Yukar kmaya hazrlanarak ayaa kalktm. Demenin gcrdadn
bildiim yerlerinden uzak durarak parmak ucunda geri geri gittim. Babam birinci kattaki tuvaletin
kapsn yumruklad, sonra ak olduunu fark edip bir kfr savurdu. Yukar, bana doru geldiini
duydum. Admlar dzensizdi ve duvarlara arpp tkezledike homurdanyordu. Sessizce merdivene
trmandm, kendimi tavan arasnn plak, tahta zeminine ektim, delikten bir metre uzaklkta yere
yattm, kafasn uzatp bakarsa beni grmesin diye ellerim tulalarda kendimi her an bacann arkasna
atacak ekilde tetikte bekliyordum. Gzlerimi krptrdm. Babam odamn kapsn yumruklad. At.
"Frang!" diye bard yine. Sonra, "Ha siktir..."
Yreim azma geldi. Daha nce hi kfr ettiini duymamtm. Onun aznda ok mstehcendi
bu kfr, Eric ya da Jamie gibi ylesine sylememiti. Deliin altnda nefes aldn duydum, kokusu
bana kadar geliyordu; viski ve ttn.
Tekrar yrdn duydum, aa indi, odasnn kapsn at ve arparak kapad. Ancak tekrar
nefes aldmda nefesimi tuttuumu fark ettim. Kalbim yerinden kacak gibiydi, babamn onu duy-
mam olmas beni ok artt. Bir sre daha bekledim; ama baka ses duyulmad, sadece salondan
bir makine sesi geliyordu. Sanki babam televizyonu; grntsz ve hrtl bir kanalda ak unutmu
gibi.
Ona be dakika sre tanyarak orada ylece yattm, sonra ayaa kalkp zerimi silkeledim,
gmleimi pantolonumun iine soktum, karanlkta antay buldum, sapanm belime taktm, el
yordamyla yeleimi aradm ve buldum, sonra tam tehizat merdivenden sahanla indim, oradan da
aaya.
Salonda, televizyon hrdayarak renkli klarla bo oday aydnlatyordu. Gidip kapadm. Tam
kacaktm ki babamn tvit ceketinin koltuun zerine frlatlm olduunu grdm. Kaldrnca ce-
binden bir ngrt geldi. Ceketten kan iki ve duman kokusu karsnda yzm buruturarak
ceplerini yokladm. Elim bir anahtarla rastgeldi.
Dar karp nerenin anahtar olduklarna baktm. n kapnn anahtar, arka kapnn, kilerin,
barakann anahtarlar, nerenin olduunu bilmediim iki kk anahtar ve benim oda kapmn anahta-
rna benzeyen, evin iindeki odalardan birinin anahtar, sadece kalb deiik. Azm kurumaya
balad, ellerim titriyordu. Avcumun izgilerinde birdenbire boncuklanan ter parldyordu. Yatak
odasnn anahtar olabilirdi ya da...
Gcrdayan basamaklar hari, merdivenleri er er ktm. alma odasn geip babamn yatak
odasna ktm. Kap ardna kadar ak, anahtar da kilitteydi. Babam horluyordu. Yavaa kapy
ekip alma odasna geri kotum. Anahtar kilide soktum ve k diye ald. Bir iki saniye
bekledikten sonra kulpu evirerek kapy atm.
I yaktm. alma odas.
Dank, tka basa dolu, havasz ve scakt. Tavann tam ortasndan sarkan lambann abajuru yoktu
ve ok parlakt. ki sra, bir alma masas, zerinde buru buru araflar olan bir kamp yata vard.
Bir kitaplk, zerlerinde ieler ve kimyasal maddeler duran birbirine bititirilmi iki byk masa; test
tpleri, ieler ve kedeki lavaboya bal bir kondansatr vard. Amonyak gibi bir ey kokuyordu
oda. Dnp kafam kapdan kardm; kulak kesildim, uzaktan uzaa bir horultu duyuluyordu, sonra
anahtar kapnn zerinden alp kendimi ieriye kilitledim.
Tam geri dnyordum ki onu grdm. Kapnn tam arkasna, kap alsa da holden grlmeyecek
ekilde yerletirilmi olan alma masasnn zerinde bir rnek kavanozu duruyordu. Kavanozda
berrak bir sv vard; alkol herhalde diye dndm. Alkoln iinde kesilmi, kck bir erkek cinsel
organ duruyordu.
Elimi evirmekte olduum anahtardan kaldrmadan ona baktm ve gzlerim doldu. Genzimde,
derinlerde bir yerlerden gelen bir eyler hissettim; gzlerim ve burnum birden kendilerini koyverdiler.
ylece durup alamaya baladm; gzyalar yanaklarmdan szlp azma giriyor, tuz tad
brakyorlard. Burnum akyordu, burnumu ekiyordum, gsm inip kalkyor, enemde bir kas
kontrolszce seiriyordu. Eric'i, babam, kendim ve kaybm dndaki her eyi unutmutum.
Kendimi toparlamam epey zaman ald ve kendime kzarak ya da aptal bir kz gibi davranmamam
gerektiini syleyerek yapmadm bunu; kendiliinden, yava yava sakinletim ve beynimdeki o yk
kalkp mideme indi. Yzm gmleime silip burnumu sildikten sonra alma masasnn zerindeki
kavanozu dikkate almadan oday yntemli bir biimde aramaya baladm. Belki de iindeki tek sr
buydu, ama emin olmak zorundaydm.
ounluk pl prtyd. Pl prt ve kimyasal maddeler. Srann ve alma masasnn ekmeceleri
eski fotoraflar ve ktlarla doluydu. Eski mektuplar, eski faturalar ve notlar, szlemeler, formlar,
sigorta polieleri (benim iin hi yaptrmamt, zaten olanlarn da tarihi dolmutu), birisinin ucuz bir
daktiloda yazd, dzeltmelerle dolu olduu halde ok berbat bir hikye ya da romann sayfalar
(ldeki bir hippi komnnn uzayllarla balant kurmas hakknda); kt arlklar, eldivenler,
hippi rozetleri, eski Beatles plaklar, bir iki OZ veIT dergisi, kurumu tkenmezler ve krk kalemler.
plk, tam bir plk.
Sonra alma masasnn kilitli blmne geldim. Altta menteeleri olan bir kapak yukardan
kilitlenmiti. Kapdaki anahtarlktaki kk anahtarlardan biri kilide uydu. Kapa atktan sonra iin-
deki drt kk ekmeceyi masann zerine koydum.
Bacaklarm titremeye balayncaya kadar ilerini kartrdm, sonra masann altndaki kk
tabureyi ekip oturdum. Bam ellerimin arasna aldm, yine titriyordum. Bu gece daha nelerle kar-
laacaktm?
ekmecelerin birinden mavi bir tampon kutusu kardm. Titreyen parmaklarla ekmecedeki dier
kutuyu da kardm. zerinde u etiket vard. "Hormon - erkek". indeki kk kutularn zerine
siyah ispirtoluyla alt ay sonrasna kadar uzanan gnler yazlmt. Baka bir ekmecedeki bir kutunun
zerindeyse 'KBr' yazyordu, bu bana bir ey hatrlatr gibi oldu, ama ok zayf. Dier iki ekmecede
rulo yaplm be ve on poundluklar ve ilerinde kk kare ktlar olan selefon torbalar vard. Ama
o nesnelerin ne olduunu aratracak mecal kalmamt bende; zihnime henz oluturduu korkun
bir fikir dadanmt. Azm bir kar ak, ekmecelere bakarak ylece oturdum ve dndm.
Kavanoza hi bakmadm.
O narin yz, o az kll kollar dndm. Babam belden yukars plak grdm m hi diye
hatrlamaya altm, ama hatrlayamadm. Sr. Olamazd. Bam salladysam da bu fikirden
kurtulamadm. Angus. Agnes. Olup bitenleri sadece onun azndan dinlemitim. Bayan Clampa
gvenip gvenemeyeceimi, birbirleri zerinde ne kadar etkili olduklarn bilemiyordum. Ama byle
bir ey olamazd. ok korkun, ok irenti! Hzla ayaa kalktm; sandalye yere dp yer tahtasnn
zerinde takrdad. Tamponlar ve hormonlar alp kapy atm ve anahtarlar cebime tkp bam
ekerek frtna gibi merdivenleri trmandm. "Frank, senin canna okuyacak," diye tsladm kendi
kendime.
Babamn odasna frtna gibi dalp yaktm. Elbiseleri zerinde yatakta yatyordu.
Ayakkablarndan biri kmt; yatan kenarndan sarkan ayann hemen altnda duruyordu.
Srtst yatm, horluyordu. Kmldanp koluyla yzn kapad ve a arkasn dnd. zerine kp
kolunu yznden ektim ve ona iki tokat attm. Ba savruldu; bard. nce bir gz sonra da teki
ald. Ba gzlerine iyice yanatrdm; sarholuktan a a ona bakt. ok kt iki kokuyordu.
"Frang?" dedi clz bir sesle. Ba burnuna dayadm.
"Pis pezevenk," yzne tkrdm. "Bunlar da neyin nesi?" teki elimle tamponlar ve hormonlar
gsterdim. nleyerek gzlerini kapad. "Syle!" diye bardm ve bakl elimin tersiyle ona bir tokat
daha attm. Benden kurtulmak iin ak pencereye doru yuvarlanmaya alt; ama onu scak, durgun
geceden geri ektim.
"Hayr, Frang, hayr," dedi ban sallayp ellerimi itmeye alarak. Kutular brakp skca koluna
yaptm. Onu kendime ekip ba grtlana dayadm.
"Ya sylersin ya da yemin ederim..." Cmlemi yarda braktm. Kolunu brakp elimi pantolonuna
indirdim. Kemerini zdm. Beceriksizce beni engellemeye urayordu, ama ellerini ittirip ba
grtlana iyice dayadm. Dmesini ap fermuarn indirdim, ne bulacam ya da bulamayacam
dnmemeye alarak durmadan ona bakyordum. Pantolonunu indirip gmleini svadm. Krmz,
parldayan gzlerle yatt yerden bana bakyor ve ban iki yana sallyordu.
"Nap'an imdi Frangie? Afedersin, zr dilerim. Sadece deneydi, olum. Deney... Bana biiy
yapma, ltfen, Frangie... Ltfen..."
"Orospu, pis orospul" dedim, gzlerim slanmaya, sesim titremeye balamt. lgnca donunu
indirdim.
Darda bir ey bard. Babamn kara kll, byk ve yal gibi grnen kne ve taaklarna
bakakaldm ve darda, adada hayvani bir ey lk att. Babamn bacaklar titriyordu. Sonra turuncu
ve titrek bir k peydahland darda, hi olmamas gereken bir yerde, kum tepelerinin zerinde ve
lklar, barlar, melemeler ve haykrlar ykseldi; her yeri tutan haykrlar.
"Aman Tanrm, bu da ne?" diye soludu babam, titreyen ban pencereye evirerek. Geri ekildim,
sonra yatan etrafndan dolanp pencerenin nne gittim. Korkun sesler ve tepelerin te yanndaki
k yaknlar gibiydi. Ik, evin arkasndaki byk kum tepesinin ardnda harelenmiti, Kafatas
Arazisinin olduu yerde; dumanlar arasnda sar sar titreiyordu. Ses, yanan kpein kard sese
benziyordu; ama oalmt, durmadan tekrarlanyordu ve tonu deiikti. Ik gitgide glendi ve
tepenin zerinden bir ey aa doru komaya balad, yanan, baran ve Kurukafa Arazisi
tepesinden denize doru koan bir ey. Bir koyun ve peinden de dierleri. nce iki tane, sonra yarm
dzine kadar kumlarn ve otlarn zerinden aa boand. Bir iki saniye iinde yama yanan ko-
yunlarla kaplanmt, postlar alevler iindeydi, lgnca inleyerek tepeden aa kouyorlar, otlar
atee vererek alevden bir iz brakyorlard.
Sonra Eric'i grdm. Babam titreyerek yanma geldi; ama ona aldrmadan, tepenin zerinde
zplayp dans eden o sska adama baktm. Eric bir elinde koskoca bir meale dierindeyse bir balta
tutuyordu. O da lk layd.
"Aman Tanrm, olamaz," dedi babam. Ona dndm. Pantolonunu topluyordu. Onu itip kapya
kotum.
"Yrsene," diye bardm. Gelip gelmediine bakmadan dar kp aaya kotum. Btn
pencerelerden grlyordu alevler, her yerden ikence eken koyunlarn barlar geliyordu.
Mutfaa girdim, geerken biraz su alsam m diye dndm; ama sonra bir ie yaramayacana karar
verdim. Verandadan baheye kotum. Sadece arka bacaklarnn st ksmlar yanan bir koyun
neredeyse srtnerek yanmdan geti, tutumu olan n baheyi katetti, kapnn nnde son anda
meleyerek yn deitirdi, alak itin zerinden atlayarak n baheye geti. Eric'i bulmak iin evin
arkasna dolandm.
Her yer koyun doluydu, etraf alevler tutmutu. Kafatas Arazisinin zerindeki otlar tutumutu,
baraka, allar, bitkiler ve bahedeki ieklerden alevler ykseliyordu ve lm olan koyunlar harl
ate glleri iinde yatyor, dierleri de atlak sesleriyle inleyip haykrarak etrafta kouuyorlard. Eric
kilere inen merdivendeydi. Alt kat tuvaletinin penceresinin hemen altnda evin duvarna vuran
mealesini grdm. Baltayla kilerin kapsn krmaya urayordu.
"Eric! Yapma!" diye bardm, sonra evin kesinden kafam uzatp mutfan ak kapsna
baktm. "Baba! k evden! Baba!" Arkamdan krlan tahtann sesi geliyordu. Dnp Eric'in yanna
kotum. Hemen kiler basamaklarnn zerinde duman tten bir koyun cesedinin stnden atladm.
Eric dnp baltay bana doru savurdu. Kendimi yere atp yuvarlandm. Geri sramaya hazrlanarak
ayaa kalktm; ama o yine kapya dnm baltayla krmaya urayor, salam tahtaya inen her darbe
sanki kendisineymi gibi her seferinde haykryordu. Baltann ucu gzden kayboldu, skmt; btn
gcyle aslp onu kard ve bana yle bir baktktan sonra kapy krmaya devam etti. Mealenin
alevleri glgesini zerime dryordu; meale kapnn yanna dayanmt ve yeni boyanm olan
kap yanmaya balamt bile. Sapanm kardm. Eric kapy devirmek zereydi. Babam hl
ortalkta gzkmyordu. Eric tekrar bana bakp baltay kapya indirdi. Ben el yordamyla sama
ararken bir koyun arkamzda baryordu. Alevlerin atrts ve yank et kokusu geliyordu her yerden.
Metal kreyi derinin iine oturtup gerdim.
"Eric!" diye bardm kap devrilirken. Bir elinde balta vard, dieriyle mealeyi ald; kapya bir
tekme atp at. Sapan bir santim daha gerdim. Sapann atalnn tam ortasndan bakyordum ona.
Bana bakt. Yz kll ve pisti, bir hayvan maskesi gibi. Benim tandm olan, tandm adamd,
ayn zamanda bambaka biri. Srtarak pis pis bakyor ve titriyordu, inip kalkan gsne ve nabz gibi
atan alevlere tempo tutar gibi inip kalkyordu yz. Elinde balta ve meale, arkasnda da mahvolmu
kiler kaps vard. Aabeyimin elindeki meale ve etraftaki atelerin lo ve titrek nda koyu
turuncu grnen barut balyalarn seebiliyordum. Beklentili ve akn bir ifadeyle sallyordu ban.
Ar ar bam iki yana salladm.
Glerek elinden mealeyi yar drr, yar kilere atar gibi oldu ve zerime kotu.
Sapann arasndan zerime geldiini grdmde neredeyse lastii brakacaktm; ama tam
parmaklarm gevetecekken baltay braktn grdm, balta tngrdayarak merdivenlerden
yuvarlanrken bir ok gibi yanmdan geti ve ben de kendimi yana attm. Bam kaldrdmda Eric'in
adann gneyine doru kotuunu grdm. Sapan frlatp basamaklar indim ve mealeyi kaptm. Ki-
lere bir metre mesafede duruyordu, yaknnda uval yoktu. Onu dar frlatr frlatmaz barakadaki
bombalar birbiri ardna patlamaya balad.
Ses sar ediciydi, bamn zerinde arapneller uuuyordu, evin camlar krlm, baraka tmyle
imha olmutu; bir iki bomba barakadan dar frlayp bahede patlad, ama neyse ki yaknma den
olmad. Kendimi bam kaldrabilecek kadar gvende hissettiimde barakadan eser kalmam, btn
koyunlar lm ya da kam, Eric de ortadan kaybolmutu.
Babam, elinde bir kova su ve bir yontma ba mutfakta duruyordu. Ben ieri girince ba
masaya brakt. Yz yanda gibiydi.
Masann zerinde rnek kavanozu duruyordu. Masann bandaki bir sandalyeye ktm. Ona
baktm.
"Kapdaki Eric'ti Baba," dedim ve gldm. Barakadaki patlamalar yznden hl kulaklarm
nlyordu.
Babam yal ve aptal bir ifadeyle ayakta duruyordu, gzleri kzarm ve sulanmt, elleri
titriyordu. Yava yava sakinletim.
"Ne..." deyip boazn temizledi. "Ne... ne oldu?" Ayk gibiydi.
"Kilere girmeye alt. Galiba hepimizi havaya uuracakt. Kat. Kapy elimden geldiince
toparlamaya altm. Atelerin ou snd; o elindekine gerek kalmad." Su dolu kovay iaret ettim.
"Onun yerine, oturup bana merak ettiim bir iki eyi anlatsan iyi olacak." Arkama yaslandm.
Bir an bana baktktan sonra rnek kavanozunu eline ald, ama kavanoz elinden kayp yere dt ve
krld. Sinirli sinirli glerek eildi ve kavanozun iindeki eyi alarak doruldu. Greyim diye bana
uzatt, ama ben yzne bakyordum. Bir byc gibi elini kapayp tekrar at. Avucunda pembe bir
top vard. Bir testis deildi bu; pembe bir toptu, balmumu gibi. Gzlerine baktm.
"Anlat," dedim.
O da anlatt.




XII
Bana Ne Olmu
Bir keresinde, kaya glckleri ve kumlar arasnda baraj yapmak iin ok gneye, yeni evden bile
daha ileriye gitmitim. Mkemmel, sakin, l l bir gnd. Deniz ve gkyz arasndaki izgi
kaybolmutu ve dumanlar savrulmadan dmdz ykseliyordu. Deniz araf gibiydi.
leride, hafif meyilli bir tepenin zerinde tarlalar vard. Tarlalardan birinde birka inek, iki tane de
byk kahverengi at duruyordu. Ben baraj ina ederken tarlann yanndaki yoldan bir kamyon
gelmiti. Kapnn yannda durup geri geri geldiinden arkas bana dnkt. Ben drbnmle izlerken
yarm kilometre kadar ileri gitti. inden iki adam kt. Kamyonun arka kapan anca bir rampa
olutu, rampann iki yanna tahta trabzanlar yerletirdi ler. iki at da olan biteni seyretmeye
gelmilerdi.
Botlarmla kaya glcnn iinde duruyordum, glgem sudayd. Adamlar tarlaya girip atlardan
birinin boynuna bir ip doladlar ve onu ekmeye baladlar. At hi sesini karmadan pelerinden gitti,
ama adamlar onu trabzanl rampadan yukar karmaya altklarnda kineyerek ayak diredi, geri
geri gitti. Ei yanndaki ite dayanmt. Durgun havada, barlarm bir iki saniye gecikmeyle
duyuyordum. At ieri girmiyordu. Tarladaki ineklerin bazlar yle bir bakp gevi getirmeye devam
ettiler.
Kck dalgalar, berrak k katmanlar, alak sesle krdayarak yanmdaki kumlar, talar,
yosunlar ve deniz kabuklarn emiyordu. Sessizlikte bir ku tt. Adamlar kamyonu altrp at yol
boyunca arkasndan yrttler. Tarladaki at kiniyor, anlamsz daireler izerek kouyordu. Kollarm
ve gzlerim yorulmutu; kuzeyin parlak na doru resmi geit yapan tepelere ve dalara baktm.
Tekrar bam evirdiimde at kamyona bindirmilerdi.
Hafif bir patinajdan sonra kamyon kalkt. Ne yapacan bilemeyen yalnz at bir kapya kouyor,
bir it boyunca kamyonu takip ediyordu. Adamlardan birisi onunla birlikte tarlada kalmt; kamyon
tepenin ardnda gzden kaybolurken hayvan teskin etmeye urayordu.
Eve dnerken, o tarlann yanndan getim; at sakin sakin otluyordu.
imdi Snan zerindeki kum tepesinde oturuyorum, serin rzgrl pazar sabah dn gece
ryamda o at grdm hatrlyorum.
Babam anlatacan anlattktan ve ben de nce inanmayp, sonra fkelenip, sonra da aknlkla
kabullendikten ve bahenin etrafn Eric'i ararak aratrp, pislii elimizden geldiince
temizledikten, hl yanmakta olan ateleri sndrp kiler kapsn salamladktan, eve dndkten ve
babam bana yaptklarn neden yaptn anlattktan sonra yattk. Yatak odamn kapsn kilitledim,
eminim o da kilitlemitir. Uyudum, ryamda atlar grdm, erkenden uyanp Eric'i aramaya ktm.
Ben giderken Diggs patikadan eve doru geliyordu. Babamn epeyce dil dkmesi gerekecekti. Onlar
ylece braktm.
Bulutlar gitmiti. Ne frtna ne gkgrlts ne imek, sadece bat rzgr btn bulutlar ve
onlarla birlikte sca da nne katp denize srmt. Mucize gibiydi, ama aslnda Norve
zerindeki bir antisiklondan baka bir ey deildi. Hava berrak, gneli ve serindi.
Eric'i bulduumda Snan zerindeki kum tepesinde, ba savrulan otlarn arasnda, bir ocuk
gibi dertop olmu uyuyordu. Yanma gidip bir sre orada oturdum, sonra adn syleyerek omzunu
drtkledim. Uyanp bana bakt ve glmsedi.
"Selam Eric," dedim. Elini uzatt, tuttum. Glmseyerek ban sallad. Sonra kvrck kafasn
kucama koyup tekrar uykuya dald.
Ben Francis Leslie Cauldhame deilim. Frances Lesley Cauldhame'im. Mesele bundan ibaret.
Tamponlar ve hormonlar benim iinmi.
Anlalan babamn Eric'i kz gibi giydirmesi benim iin yapt bir provaym. Bizim Saul bana
saldrdnda babam kk deneyi iin ele geirdii bu frsat hemen deerlendirmi, ayn zamanda
benim bymemle kendisine musallat olacak o kadn etkisini de azaltm; hatta tmyle yok etmi.
Bana erkek hormonlar vermeye balam ve bu ii bu gne kadar srdrm. Bu yzden yemekleri
hep kendisi yapyormu, bu yzden kopan penisimin dibi sandm ey aslnda bym bir
klitorismi. Bymn, ayba olmamamn ve dier eylerin nedeni de bu.
Ama tamponlar son birka senedir, benim hormonlarm bana pompalad hormonlara galip
gelirse diye hazrda bulunduruyormu. Bromidi, androjen fazlas beni saldrganlatrmasn diye
kullanyormu. Merdiven altnda bulup, mumlarm yaptm balmumu setinden yapm sahte
erkeklik organn. Gerekten hadm olup olmadm aratrmaya balarsam bana rnek kavanozunu
gsterecekmi. Daha fazla kant; daha fazla yalan. Osuruk konusunda syledikleri bile dzmeceymi;
barmen Duncan eski bir arkadaym ve ben Arma'dan ktktan sonra babama telefon edip bilgi
vermesi karlnda babam ona iki smarlyormu. u anda bile bana her eyi anlattndan emin
deilim, hem de dn gece byk bir itiraf istei ve gzlerinde yalarla anlatm olmasna ramen.
Dndke midemde bir fke dm oluuyor, ama onu bastryorum. Onu hemen orackta,
mutfakta ldrmek istedim bana her eyi anlatp beni ikna ettikten sonra. Bir param hl bunun son
yalan olduuna inanmak istiyor, ama iten ie doru olduunu biliyorum. Ben bir kadnm. Yaral
baldrlar, d dudaklarn biraz yenmi, asla ekici olmamak da cabas, ama babama gre normal bir
diiyim, seviebilir ve dourabilirim (her ikisini de dnmek bile tylerimi diken diken yapyor).
Eric'in kafas kucamda parldayan denize bakyor ve yine o zavall at dnyorum.
Ne yapacam bilmiyorum. Burada kalamam, ama buras dnda her yer dm patlatyor.
Sanrm gitmem gerekecek. Ne boktan i. nmde akrabalarmn sergiledii zorlu rnekler olmasa
belki intihar ederdim.
Eric'in kafasna bakyorum! Sakin, kirli, uykuda. Yz dingin. Hi ac ekmiyor.
Bir sre kumsala arpan kk dalgalar seyrettim. Denizden, dnyay alkantlarla evreleyen o
byk su merceinden benim payma den hafif krk bir l, dmdz bir tuz gl. Oysa baka
yerlerde, gl rzgrlar altnda kabaryor deniz, kendi zerine katlanyor, sertleen rzgrda kk
tepeler oluturuyor, en sonunda ba karl dalara dnyor frtnada.
Benim u an bulunduum yerde, oturduumuz, yattmz, uyuduumuz ve baktmz u lk yaz
gnnden alt ay sonra kar decek yere. Buz ve don inecek, Sibirya'nn barndan kopan uultulu
rzgr skandinavya ve Kuzey Denizi zerinden, dnyann gri denizlerinden kopup gelecek ve
gkyznn souk kararl parmaklar buraya el koyacak bir sre.
Biricik hayatm ve cinayetimi dnerek byle otururken hem alamak hem glmek geliyor
iimden. Artk drt cinayet oldu, babamn gerekleri eski beni ldrdne gre.
Ama ben hl benim; ayn kiiyim, anlarm ayn, yaptklarm ortada, baarlarm (az da olsa) ve
sularm (btn arlyla) hl benim.
Neden? Nasl yapabildim btn bunlar?
Belki de dnyann en nemli eyinin, trmzn devamnn tek nedeninin - ve yolunun - daha ben
deerini bile anlayamadan benden alndn dnmtm. Belki de her seferinde intikam almak
iin ldrmtm; menzilime girenlerden zorla - elimdeki tek gle - hara kesiyordum, kskanlkla;
byyp benim asla olamayacam bir ey olacaklar iin: bir yetikin.
Sahip olmadm bir iktidarn sahtesini takndm; kendi yaram iyiletirmek iin tekileri detim; o
srada tam olarak anlayamadm, ama bir ekilde - belki de dierlerinin tavrlarndan - telafi
edilemez, naho bir kayp olduunu sezdiim erkekliimi yitiriimin acsn karmtm fkeli bir
masumiyetle. Hayat ya da remeyle hi alakam olmadndan, kendi kendimi onun o zalim zddna
adamtm, bylelikle bir olumsuza ulatm; dierlerinin hepsinin sahip olduu verimliliin
olumsuzlanmasna. Sanrm asla bir erkek olamayacaksam, etrafmdakilerden daha erkek olmaya
karar vermitim, bylece katil oldum; okuduum ya da izlediim serseri asker-kahraman imgelerinin
kk bir kopyas. Kendi silahlarm kendim yapyor ya da buluyordum, kurbanlarm da benim asla
yerine getiremeyeceim bir edim sonucu yakn bir zamanda dnyaya gelmi olanlard; yani eitlerim,
retme potansiyelleri olsa bile o anda sz konusu edimi benim gibi onlar da gerekletiremiyorlard.
Penis kskanl mevzusu.
imdi hepsinin bir hi uruna olduu ortaya kt. Alnmas gereken bir intikam yokmu meer,
sadece bir yalan varm, aa kmas gereken bir dzenbazlk, ieriden de olsa anlamam gereken bir
oyun, ama anlamak istememitim. Gururluydum; hadm ama esiz; arazinin vahi ve soylu efendisi,
sakat bir sava, tahttan indirilmi bir prens...
imdi anlyorum ki kendimi kandrmm.
Yaramn byklne, toplumun anakarasndan resmen kesilip alndma inandmdan hayat
ok ciddiye alm ve yine ayn nedenle dierlerinin hayatn ok hafife almtm. Cinayetler benim
cinselliimdi. Fabrika bir hayat ina etme abasyd, istemediim bir ilikinin yerine yenisini koymak.
lmde baar kazanmak her zaman daha kolaydr.
Bu byk makinenin iindeyse hibir ey benim deneyimimde- ki gibi kesin ve belirli deil.
Hepimiz kendi Fabrikamzda bir koridora girdiimize, kaderimizin belirlendiine (d veya kbus,
yavan veya ilgin, iyi veya kt) inanabiliriz; ama bir kelime, bir bak, bir boluk; her ey onu
tamamyla deitirebilir ve mermer saraymz bir lama, fare deliimiz altn bir salona dnverir.
Varacamz nokta ayndr, ama hepimizin yolculuu - sesek de semesek de - farkldr ve biz
yaayp bydke deiir. Ben senelerce nce bir kapnn arkamdan kapandn dnmtm;
meer hl kadrann zerinde yryormuum. imdi kap kapanyor ve yolculuum balyor.
Tekrar Eric'e bakp glmsedim, dalgalar krlr, rzgr otlar savurur ve birka ku terken bam
salladm. Ona bama gelenleri anlatmam gerekecekti.
Zavall Eric erkek kardeini grmeye gelmiti (Zap! Bom! Baraj ykld! Bombalar patlad!
Eekarlar kavruldu: Tsssss!), karsnda kz kardeini buldu.

You might also like