You are on page 1of 141

Trkesi: smai l Yer guz

YRMEYE VG*
D av I d L e B r eto n (do. 26 Ekim 1953), Fransz antropolog ve
sosyologu Strasbourg II insan Bilimleri niversitesinde profe
srdr. A ratrmalarn beden antropolojisi ve riskli tavrlar
antropolojisi stnde younlatrm, bu arada sessizlik ya da
yry gibi daha kiisel temalara da el atmtr.
Breton'un teki yaptlar arasnda Acnn Antropolojisi (Sel ya
ynclk), Anthropologie du corps et modernit (Bedenin antropo
lojisi ve modernite)[1990], Du Silence (Sessizlik stne)[1997],
La Sociologie du corps (Bedenin sosyolojisi) [2002], Le Saveur du
Monde (Dnyann tad)[2006] saylabilir.
* SEL Y AY I NCI LI K / YAAM KTAPLARI
*SEL Y A Y I N C I L I K
Piyerloti Caddesi, 11/ 3 emberlita - stanbul
Tel.: (212) 516 96 85 Faks: (212) 516 97 26
http:/ / www.selyayincilik.com
E- mail: posta@selyayincilik.com
ISBN 978- 975- 570- 193- 1
* S E L Y A Y I N C I L I K : 191
YAAM KTAPLARI: 02
Y R M EY E V G
David le Breton
Trkesi: smail Yerguz
Kitabn zgn Ad
Eloge de la marche
Editions Mtaili, Paris 2000
Birinci Bask: Temmuz 2003
ikinci Bask: Haziran 2008
Bask ve Cilt: Yaylack Matbaas
Litros Yolu, Fatih Sanayi Sitesi, 12/197- 203 Topkap- istanbul, 567 80 03
David le Breton
Yrmeye vg
Trkesi: smail Yerguz
Hep daha fazl a yryemedi i mi z
i i n zl en Hanna'ya
Kafas rahat ol an ki mse btn zengi nl i kl ere
sahi pti r. Aya nda bi r ayakkab ol an ve sanki
tm yeryz deri yl e kapl ym gi bi yryen
ki mse i i n de ayn ey sz konusu dei l mi di r?
Henry- Davi d Thoreau
indekiler
Yolun eii / 11
Y ry zevki / 17
Y rmek - lk adm - Zamann krall -
Beden - Eyal ar - Tek bana m grupla m? -
Yaralar - Uyumak - Sessizlik - ark sylemek -
Uzun hareketsiz yryler - Dnyaya alma -
A dlar - Dnyann komedisi - Temel unsurlar -
H ayvanlar - Toplumsal sapma - Gezintiler -
Yolculuu yazmak - Y rnen dnyann klmesi
Ufuk yryleri / 82
Cabeza de Vaca - Tombuktu'ya doru yrmek -
Byk Gl l ere doru yry - Smara yolu
K ent yry / 99
Y ry ritimleri - iitmek - Grmek - H issetmek -
K oklamak
Y ryn tinsellikleri '
Tinsel gezgincilikler - Tanrlarla birlikte yrmek -
Y eniden dou anlamnda yry
Y olculuun sonu / 135
Yolun eii
Tepeyi enerji k bi r bi i mde t rmanan yolu gzmde
tekrar canlandrd mda yolun da kaslar ve kart-kasla-
r olduundan kesinlikle emin oluyorum. P ari steki odam
da byle yolu hatrlamam beni m iin ok iyi bi r altrma
oluyor. Bu sayfay yazarken yrme zorunlul uundan
kurtulmu hissedi yorum kendi mi : evden km ol duum
dan kesinlikle emi ni m."
Gaston Bachel ard, La Potique de l espace
Yry dnyaya almadr. nsan mutlu yaam duygular
iinde yeniden oluturur. Tam bir duyumsallk isteyen derin d
nmenin etkin bir biimine sokar insan. nsan bazen yry
ten deimi olarak dner ve ada yaamlarmzda ar basan
ivedilie boyun emekten ok zamann keyfini karmaya ei
limli hisseder. Yrmek geici ya da kalc olarak bedenle yaa
maktr. Ormanlarda, yollarda ya da patikalarda yrmek dnya
nn dzensizlikleri karsnda gittike artan sorumluluklarmz
dan uzaklatrmaz bizi, soluklanmamz, duyularmz keskinle
tirmemizi, meraklarmz yenilememizi salar. Yry ou za
man insann kendi iinde younlamasn salayan bir dneme
tir.
Tmyle insana zg bir yetenek olan dnyaya anlam ver
mek, dnyay anlayarak ve bakalaryla paylaarak hareket et
mek insan varlnn, milyonlarca yl nce ayaa kalkmasyla
domutur. ki ayakla yrmenin dikeylemesi ve entegrasyonu
aslnda elin ve yzn zgrlemesini kolaylatrmtr. Kullan
labilen ve yaralanlabilen binlerce hareket iletiim olanaklarn
ve insann evresindeki manevra snrn sonsuzca geniletmi ve
insann beyninin gelimesine katkda bulunmutur. (Leroi- Go-
urhan 1982, 168)* yle diyor: adalarmzn byk ounlu
u bu gerei unutmu olsa ve insann sadece arabadan indiini
dnse de insan tr ayaklarla balar. nsan cilal ta devrinden
beri ayn bedeni, ayn fiziksel potansiyelleri,evrenin dalgal ve
rilerinin tersine ayn diren gcn tamaktadr. Bizim kibirli
toplumlarmz kendilerine mal eder bunu ama bize gre Nean
dertal insan iin de ayn zellikler sz konusudur. Binlerce yl
boyunca ve dnyann byk bir blmnde bugn de hl insan
lar bir yerden bir yere gidebilmek iin yrmlerdir. nsanlar
dnyayla gs gse mcadele iinde gndelik retim kayg
laryla yaamalar iin gerekli zenginlikleri harcamlardr. Hi
kukusuz ada toplumlarmzda hareketlilikten, bireysel fizik
sel direnten eskisine gre ok az yararlanlmaktadr. Bedenin
iradesinden ve belli bal kaynaklarndan doan btnyle insa
na zg enerjiden (yrmek, komak, yzmek...) gndelik ya
amda, alma, yer deitirme vb etkinliklerde ok az yararla
nlr. nsanlar artk altml yllardaki gibi rmaklarda hemen he
men hi ykanmyorlar (izin verilen belli yerler dnda), pek faz
la bisiklet kullanmyorlar (neredeyse militan amalarla ve tehli
keli biimde bisiklet kullananlar dnda) ve ie gitmek ya da
gndelik yaam iindeki amalarn gerekletirmek iin de
ayaklarndan daha az yararlanyorlar.
* Yazarn adn , yaptn tarihini ve alntyla ilgili sayfay paranteze aldk. Y ap
tn tam adn bulmak i in kitabn sonundaki kaynakaya gz almak yeterlidir.
Gnmzde otomobil, kentlerde tkanklara neden olmasna
ve gndelik trajediler yaratmasna ramen gndelik yaamn
kraliesidir, bedeni milyonlarca insan iin neredeyse gereksiz
hale getirmitir. nsan oturan ya da hareket etmeyen bir varlk
olmaya balamtr ve birok insann yaamnn yerini de protez
ler almtr. Bugn insan bedeninin bir anormallik, dzeltilmesi
gereken bir msvedde gibi grlmesinde artc bir ey yoktur
ve hatta kimileri bedenin saf d edilmesi gerektiini bile d
nmektedirler (L e Breton, 1999). Bireysel etkinlikler fiziksel
enerjiden ok sinirsel enerji tketirler. Beden modernliin kar
sndaki bir engeldir. nsann evre stndeki zel etkinliklerinin
kstlanmasn kabul etmek daha bir zorlamaktadr bylece. Bu
silinme insann dnya grn olumsuz etkilemekte, gerek
likle ilgili eylem alann snrlamakta, kararllk duygusunu kst
lamakta, olaylar ve nesnelerle ilgili bilgilerini zayflatmaktadr.
nsan, kendindeki bu erozyonu baz dnleme etkinlikleriyle
durdurabilir ancak. Ayaklar daha ok araba kullanmaya ya da
yayay, byk bir kitleyi, bedenleri yaamlar berbat etmekten
baka bir ie yaramayan sakat insanlara dntren asansrde,
yryen merdivende veya kaldrmda bir sre desteklemeye ya
ramaktadr artk. Beden baz kimseler iin de gerektii gibi ya
rarlanlamadndan ou zaman ekilmez bir yk haline gelir ve
rahatlkla kk bir valize yerletirilebilir. Roland Barthes daha
ellili yllarda yle diyordu: yrmek belki de en sradan, en
basit -mitolojik adan- eylemdir. Her d, her ideal imaj, her
toplumsal promosyon nce ayaklan ortadan kaldrr (portrede
olsun, otomobilde olsun) (Barthes, 1957,25). Zaten saf bir in
sandan sz ederken ayaklar gibi aptal demezler mi!
Cdler, Xavier de M aistrein odasndaki gezintilerden daha
minimalist potansiyel gezintiler nerirler. Bu bedensiz gezintile
ri yapanlar odalarnda hareketsiz kalp, otururlar. Bilgisayar ek
ranlar, programna egemen olduklar (son derece grece) bir te
levizyon gibi alr. mine yanar, kendilerini barndran bir s
naktadrlar, masa ileride yaplacak gezilerin fotoraflaryla do
ludur, bir harita almtr, bir iskemlede drbn grlr. Bu can
sz parkuru inandrc klabilmek iin ynla iaret vardr. Foto
raflar doru yerde durdurduunuzda ieriklerini daha kesin ve
belirgin biimde gsterirler, canlanrlar adeta ve gzerghta g
rlmesi gerekli eyleri gsterirler. Bir baka tk sesi ve kap a
lr, bir patika grnr, kular havalanr. Farenin bir hareketiyle
adlar, yaamlar vb hakknda bilgi edinilir.
ada dnya balamnda yrmek bir nostalji ya da direni
biimini akla getirebilir. Yryler dnyann plakl iin
de bedensel maceralar yaamak amacyla arabalarndan saatler
ce ya da gnlerce kmay kabul eden ilgin kiilerdir. Yry,
yrynn zgrlk dzeyine gre farkl tonlarla bedenin
zaferidir. Yaamn bir yn nemsiz eyi konusunda bir temel
felsefenin gelitirilmesine elverili bir etkinliktir, gezgini, bir
sre kendisi, doayla ya da bakalaryla ilikisi hakknda soru
lar sormaya, beklenmedik bir yn soru stne dnmeye g
trr. A ylaklk, acelesi olan insann hkm srd dnyada bir
terslik gibi gzkr. Zamann ve yerin tadn/ ikarma olan yr
y bir ka, modernlie bir naniktir. lgn yaam ritimlerimiz
iinde bir kestirme yoldur, mesafe almaya elverili bir etkinlik
tir.
Ayaklarmzn kkleri yoktur, ayaklarmz hareket etmek iin
yaplmtr. Yry artk en ksa gzerghlar iin bile, ada
bireylerin (bat toplumlarnda yaayan) hemen hemen tmnn
yer deitirme biimi iinde yer almaz, buna karlk bir bo za
man etkinlii, kendi kendini kantlama, huzur ve rahatlk arama,
doayla iliki kurma balamnda arln hissettirmektedir.
Uzun gezintiler, doa yryleri, yry topluluklarnn ilgi
grmesi, eski ha yollar (zellikle Compostela), gezinin yeni
den saygnlk kazanmas vb. Bu yryleri rgtleyen seyahat
irketleri vardr ama yryler genellikle ellerinde haritalar
la tek balarna derler yollara. K imileri hafta sonlarnda ya da
bo zamanlarnda birka saat yrrler, kimileri -Fransada bir-
iki milyon insan- etaplar stndeki kulbelerde ya da snabi
lecekleri belli yerlerde molalar vererek gnlerce sren gezilere
karlar. Yryn gndelik uygulamalar iinde youn olarak
eletirilmesi ve bir bo zaman arac olarak deerlendirilmesi be
denin toplumumuzdaki ilevi konusunda amlaycdr. Bu du
rumda toplumlarn tpk sessizlik gibi ho grmedikleri aylaklk,
alma ya da baka alanlardaki verim, aciliyet, yararlanlabilir-
lik balamnda ok gl zorlayc unsurlarla (cep telefonu kul
lanmyla komiklemi olan) zt der.
Ben bir yry ansiklopedisi, bir kullanma klavuzu ya da
bir antropoloji kitab yazmak istemedim. A ltmz toplumsal
protesto biimi haline gelmi gsteriler dnda gene protesto bi
iminde baka yryler de vardr: Gandhi ya da Mao gibi ba
z siyasal muhalifler yaptklar uzun yrylerle dnyay sars
mlardr (Rausch, 1997). stasyon istasyon dolaan gen aylak
(Chobeaux,J 996), evsiz barksz insann srekli yry. Ama
yollar farkldr, bunlarn her biri dnyann farkl bir boyutunu ar
nlar, rastlaabilmeleri ok zayf bir olaslktr. Benim amacm
daha ok keyfi, zevk iin yaplan yryten sz etmektir: rast
lamak, tanmak, konumak, zamann tadn karmak, istediin
yerde durmak, istediin gibi yola devam etmek... Zevke davet
ve olumlu iler yapmak iin rehber deil... Dnmenin ve y
rmenin huzurlu mutluluu.
Bu kitapta yaznn ve dncenin ruhunu duyumsallk, dn
yadan zevk alma oluturmaktadr. Krlarn anahtarn yazyla ve
alan yollarla ele geirmek, istedim. Bu kitabn sayfalar Pierre
Sansot ve Patrick Leigh Fermoru birbirine kartrr, tarihsel
uyum kaygs gtmeksizin Basho ve Stevenson konuturur
nk ama bu deildir, ama sadece, bir akam, kendimizi yol
kenarndaki bir handa, bir masada oturuyormu gibi hissetmek,
yorgunluk ve arapla dilimizin aldn hissetmi gibi olmak,
birlikte yrmek, duygu ve dnceleri paylamaktr. Sadece,
uygun birliktelikler iinde ba bo dolama... bu balamda ta
bii ki yazarn sadece yry zevkinden deil ayn zamanda
okumalarndan, her yaznn baka yazlardan da beslendiinden
sz etmesi de nem kazanmaktadr. Bu balamda yazar iin ay
rca genellikle yazarn kalemini besleyen bu mutluluk borcunu
bir metinle hatrlatmaya da hakk vardr. Gerisi akp giden ani'
lar, izlenimler, rastlamalar, nemli ve nemsiz konumalar, tek
kelimeyle yaamn tad.
Yry zevki
inan yorum ki gi i nde en az drt saat hatta kimi zaman
drt saatten de fazl a, her trlii maddi kayglardan uzak
l aarak ormanl arda, dal arda, tepel erde dol amazsam
bedense! ve zi hi nsel sal m kor uy amam...Odamda bi r
gn kapal kalrsam, paslan r m ve eer ancak l eden
sonra saat drtte -gni i kurtarabi lmek iin ok ge bi r
saat-geceni n gl gel eri ni n gnn klarna kart saat
te kaabi l /nisem, ceza gerekti ren bi r gi inah i l emi gi bi
ol urum. te yandan btn giin. haftalar, ayl ar hatta yl
l ar boyunca dkknl arnda ya da brol ar nda kapal ka
lan komularmn di renl eri ni n beni arttn i ti raf edi
yorum ve manevi duyarszlklarndan da hi sz etmek i s
temi yorum.
Henry D.Thoreau, Yrmek
Yrmek
f
Yry dnyay duyumsamaya gtrr, inisiyatifi insana b
rakan eksiksiz bir etkinliktir. Bedenin pasifliine ve dnyadan
uzaklamaya neden olan trenden, arabadan farkldr ve sadece
baka ayrcalk tanmaz. nsan hibir ey iin, geen zamann ta
dn karmak iin yrr, yolun sonunda kendisini daha iyi hisse
debilmek iin yaamda bir dolamba yapmak amacyla, yabanc
yerleri ve yzleri kefetmek iin, anlam ve duyumsallk asn-
dan tkenmez bir dnyay bedeniyle iyice tanmak iin ya da sa
dece nnde bir yol olduu iin yrr. Yry zaman ve me
knn yeniden bylenmesi konusunda son derece rahat bir yn
temdir. Sadece yaanan an hissettiren bir i zenginlie ulama
yoluyla geici bir kendini brakmadr. in iine bir ruhsal du
rum, dnya karsnda mutlu bir alakgnlllk, teknie ya da
modem yolculuk aralarna kar bir kaytszlk ya da en azndan
nesnelerin grelilii duygusu karr. Yrme insanda bir basit
lik ve rahatlk duygusu canlandrr, acele etmeden zamann tad
n karma keyfi verir. Gerek bir tarikat yesi gzel manzara
lar grmek amacyla dolamaz, baz keyifli anlar yakalamak
amacyla dolar -sabahn ilk admlarna elik eden umudun ve
dncenin, akamn dinginliinde manevi huzurun ve doyu
mun keyifli anlan(Stevenson, 1978,179).
Rousseau yalnz gezer, Rousseauda yry zgrlk dene
yimidir, tkenmez bir gzlem ve d kaynadr, beklenmedik
bulumalara, srprizlere elverili yollarda mutluluk, keyiftir.
Rousseau genliindeki bir Torino seyahatini anarken yry
nostaljisinden ve mutluluundan sz eder: Tm yaammda
yedi ya da sekiz gnlk bu seyahat kadar beni kayg ve skntla
rmdan tamamen uzak tutmu bir olay hatrlamyorum... bu an
bu konuyla ilgili her eyin mthi tadn karmama vesile ol
mutur, zellikle dalarn ve yrylerin. Gzel gnlerimde
hep yrdm ve byk zevk aldm bu yrylerden. Daha son
ra grevler, iler, tamak zorunda olduum bavul beni bir bey
gibi yaamak ve arabaya binmek zorunda brakmtr (...) ve bu
dnemden balayarak iler deiti: daha nce seyahatlerimde
hep gitmekten zevk alrken, artk bir an nce gideceim yere
varmaktan zevk almaya baladm (Rousseau, 1972,88).
Gen Rousseau, Soleureden Parise giderken yaamaktan
baka bir eyin sz konusu olmad bu anlarn olaanst eki
ciliinden sz eder: On be gn kadar sren bu yolculuk haya
tmn en gzel gnleri arasndadr. Gentim, salm yerindeydi,
kendime yetecek kadar param, ok fazla umudum vard, gezi
yordum, yryordum ve tek bama dolayordum... Tatl hayal
lerim elik ediyordu bana ve scak dlerimin hi bu kadar ola
anst eyler yarattn hatrlamyorum... Bylesine youn d
ndm, yaadm, kendim olduumu hatrlamyorum, u
nu syleyebilirim ki yalnz olduum zaman ve yrrken yaaya
bildim bu younluklar ancak (Rousseau, 1972, 242-248).
Gen K azancakis de ayn dnceleri paylar onunla: "Gensi
niz, yirmi yandasnz, glsnz, belli bir kimseyi, bir kadn
ya da erkei sevmiyorsunuz, yreiniz daralmyor bylelikle ve
her eyi ayn ilgisizlikle ve ayn cokuyla sevebilmeniz engel
lenmiyor, tek banza, srtnzda bir antayla yryorsunuz, tal
yay batan baa kat ediyorsunuz, ilkbahar oluyor, yaz geliyor,
sonra meyveler ve yamur... sonbahar ya da k- yle sanyorum
ki bundan daha byk bir mutluluk isteyebilmek ihtiyatszlk
olurdu (K azancakis, 1961,175).
K sa bir gezinti biiminde de olsa yry ada toplumla-
rmzn telal ve endieli yaamn tkayan kayglara geici ola
rak ara verir. Yry insan kendisine, titreyen nesnelere dn
drr ve kolektif rutinlerin yok etme eiliminde olduu bir de
erler hiyerarisini yeniden kurar. Otomobil srcsnn ya da
toplu tama olanaklarndan yararlananlarn tersine dnya kar
snda rlplak olan yry kendini eylemlerinden sorumlu
hisseder, insan dzeyindedir ve en basit insani deerlerini bile
unutmas zordur.
Yolculuun banda bir d, bir tasar, bir niyet vardr. mge
lemi krbalayan adlar, yolun, ormann, ln ars, sradan
olandan ve basitlikten kaarak, birka saatlik ya da birka yllk
bir kurtulu. Ya da bir blgeyi katetmek, onu daha iyi tanmak,
mekmn iki uzak noktasn birletirmek hrs veya sadece aylak
l yeleme. ykler, seyyahlarn anlattklar eyler vardr, dedi
kodular, blk prk laflar vardr, Zengibarn kedilerini say
maya ya da Punta del Estenin dalgalarn grmeye gitmekten
se (nk insan daha uzaa gitmeyi hayal edemez) baka yerle
re gitme drts vardr. Dnyann sonu d her zaman gl-
dr ve bu d belki de bilinaltnda, insann o noktaya vardn
da ve eildiinde bir uurum grecei ya da ayakta kaldnda
karsnda mthi bir duvar grecei duygusunu besler.
Hi kukusuz btn gerekeler iyidir, kulaklarda bir adn n
lamas, gelen bir mektubun, ocuklukta okunmu bir kitabn an
s, yenilecek lezzetli bir yemek, fazla uzaklara gitmeden huzur
iinde tketilecek birka gn ya da uzaklarda kendini kaybede
rek unutulacak bir dram. On dokuz yandaki bir ngiliz, Laurie
Lee 1935 yaznda, bir sabah vakti baba evini terk eder ve ikilem
lerinden kurtarr kendisini: A ma nereye gidecektim? Fransa?
talya? Yunanistan? A slnda sz konusu olan sadece buralara
ulamakt. Bu lke konusunda hibir ey bilmiyordum, bun
lar benim iin hibir anlam ifade etmeyen bulank adlard. st
ne stlk hibir yabanc dil bilmiyordum. Nereye gitmeye karar
verirsem vereyim yeni domu bir ocuk gibi olacam kuvvet
le hissediyordum. Bi r yerde u basit spanyolca cmleyi ren
mi olduumu hatrlayncaya kadar: Bana bir bardak su verebi
lir misiniz ltfen? Byk olaslkla sonuta bu ok temel ve
vazgeilmez yaam bilgisi yardmc oldu tercih yapmamda: s-
panyaya gidecektim (L ee, 1996, 62). Aralk 1933de Laurie
L eeden birka ay nce, onsekiz yandaki bir baka ngiliz, Pat-
rick Leigh Fermor doup byd lkedeki rahat yaam terk
ederek btn Avrupay, Hollandadan stanbula kadar yrye
rek kat etmeye kar. evre deitirmek, Londray ve ngilte
reyi terk etmek ve bir serseri ya da benim tipik syleyilerim
le, bir hac, bir gezgin kei, umutsuz bir valye gibi btn Av
rupay dolamak... Sadece kesin deil yaplabilecek tek ey
buydu. Yryerek seyahat edecektim, yazn saman ynlar s
tnde yatacaktm, yamur ya da kar yadnda tahl ambarlarna
snacaktm ve sadece kyllerle ve serserilerle konuacaktm...
Yeni bir yaam! zgrlk! Yazabileceim bir ey! (Leigh Fer-
mor, 1991,26).
Ayrca korkuya kar koyabilmek, kendine bir yn izmek ve
kaybolmaktan kurtulmak iin kitaplar vardr. Bu kitaplar okun
duunda uyanan d alevlenir, yerlere, adlara, dank anlara
gre izilecek gzergh olaylarla doldurur. Sonra izgileri ve
renkleriyle haritalar vardr; kvrmlar, kvrntlar, barnak ve rt
yaknlar, yerleri ve boyutlar bu haritalar araclyla karlacak
tr, srekli engeller, almaz rmaklar, engebeler bu haritalardan
yararlanlarak saptanacaktr ve bilmedii bir arazide ve uzun s
re dolaacak biri, souk ve scak blgeleri, yamurlan, muson
lar, frtnalar, olas su basknlarn hatta i savalar vb gene bu
haritalar araclyla renecektir. M eteorolojik, corafi ya da
toplumsal sapma, yolu elverisiz hale getirme ve yryy
hareketsizlie mahkm etme riskleri getirir. Haritadan ya da an
latlan eylerin uzanda, arzuyu harekete geiren dsel snrla
rn tesinde, izlenmesi gereken gerek yol uzanr; bu yol gezgi
nin iradesine, fizik ve moral direncine kar kendi gereklilikle
rini empoze edecektir. Bu szcklerin arkasnda, bir kt s
tndeki dsel plana itibari olarak konmu iaretlerin arkasnda,
corafi dnyann belirli bir blgesinde gerekten hacm olarak,
ta olarak, toprak olarak, da ve su olarak neler bulunduunu
bilmem gerekir (Segalen, 1993, 21).
lk adm
t
Geip giden mevsimleri ve gnleri seyreden Bash, zamann
kendisi durup, dinlenmeyen bir yolcudur, diyor. Uslanmak bil
meyen yry, kimi zaman lm onu yolda yakalasa da yo
lu sna haline getirmitir. Bash uzun bir inziva yaamndan
sonra iini kemirmeye balayan gitme arzusunu anlatyor:
Hangi yjldan beridir, bilemiyorum, kendini rzgrn davetine
brakan bulut paras gibi, serseri dnceler beslemekten vaz
gememi ve deniz kylarnda ba bo dolamtm, sonra, ge
en yl, sonbaharda, deniz kysndaki kulbemde eski rmcek
alarn temizliyordum; ksa sre sonra yl sonu geldi ve ilkba
harda da hafif puslu bir havada irakava engelini ama istei
duydum; aklm elen srekli dolama tanrsnn arpmasyla, yol
tanrlarnn arlarndan etkilenerek hibir i yapamaz hale gel
mitim, yrtk klotumu yamyor, apkamn kordonunu deitiri
yordum ve diz kapamn altna moksa (akupunkturu andran bir
tedavi biimi) yaptktan sonra, aklm Matsuima mehtabyla
megulken, konutumu bakasna braktm (Basho, 1988,71).
lk adm, halk zdeyilerine gre her zaman ok nemli olan
ilk adm, her zaman kolay deildir, insan ksa ya da uzun bir s
re iin dzenli yaamn rahatlndan koparr ve yolun, iklimin,
bulumalarn, hibir aciliyetin engellemedii bir zaman kullan
mnn rastlantlarna brakr. tekiler, dostlar ve aileler, sefere
kan yrynn admlarnn ritmiyle uzaklarlar, geri dn
mek her zaman ok zordur. Gen Laurie L ee kyyle Londra
arasndaki yz elli kilometreyi kat etmeye giriir. Balang zor
dur, mrver ve yabangl dallaryla kapl itlerin karsnda bel
lek hcuma urar. Bir yanda aile ocanda geirilmi mevsimle
rin ansndan doan heyecan, te yanda, arabalarn henz ender
grld ve btn mekn smrgeletirmedii kutsal bir za
manda kaytszlkla damgalanm bir pazar gnnde yanan, ssz
yol. Eii amakta hl duraksayan bu yrynn nnde
bir dnya uzanmaktadr. Yalnzln bu ilk sabah ve le sonra
s boyunca yardma geleceklerini ya da tasarm engellemeye
kalkacaklarn ummak artt beni. Arkamdan grltler, ses
ler gelecekti, aileden biri geri dnmemi isteyecekti (L ee,
1994,19). Hibir ses armaz onu ve bu yeni zgrln kr
maz, dnya, nnde snrszdr ve ksa sre sonra, i sava nce
si spanyasnda bir yolculua gtrecektir onu.
ve tm sradan etkinlikler, bilinen sorumluluklar, grn
teki zorlayclklar ya da bakalarnn yararna yaplacak iler bir
kenara braklr. Yry kendisini kimsenin tanmad bir or
tamda yrmekten, yol arkadalar ve rastlantyla tand kimse
ler dnda kimseyle ilintili olmamaktan byk zevk duyar. Ei
i amak ksa ya da uzun bir sre iin yaam deitirmekle e
anlamldr.
lk admlar bir d gibi hafiftir, insan, arzusunun ipinin s
tnde yrr, kafas imajlarla doludur, her eye hazrdr, birka
saat sonra kendisini bekleyecek olan yorgunluktan habersizdir.
Daha imdiden unu syleyebilirim ki dlenen gerek kor
kuntur ve en korkutucu korkuluktur. Hareket arifesindeki gece
nin dnn korkunluundan daha kt bir ey yoktur (Sega-
len, 1993, 22). Ama hareket etmek yeterli deildir, binei ayar
lamak ve gc fazla abartmamak gerekir. lk gnlerin cokusu
ksa zamanda daha ll oranlar kazanr ve serseri tabiat ba
bo brakan hzl hareketler son bulur. Saatlerce, gnlerce, hafta
larca yrmek gerekecektir yani bir an nce doru ve dzenli
yrmeyi renmek gerekir.
Zamann krall
Yry evin, her trl konut keyfinin zdddr nk adm
larnn talihi insan yrrken yolun tesindeki bir insana, yakala
namayan, evsiz barksz, taban tepen, artk yola km olan insa
na dntrr nk bu insann her akam uyuduu yerdir. u
rada ya da burada olmak yolun ak iinde bir modlasyondan
baka bir ey deildir. Aslnda yry meknda deil za
manda bir yer seer kendine: akam yrye ara verme, gece
istirahat, yemekler zaman iinde her gn yenilenen bir yerle
me dzeni getirirler. Yrynn acelesi yoktur ve zamana
yenik dmez. teki yol alma biimlerini deil bunu semise
takvim karsnda egemendir, toplumsal ritimler karsnda ba
mszdr, heybesini yol kenarnda bir yere brakp gzel bir uy
ku ekebilir ya da kendisini birden bire etkileyen bir aacn ya
da manzarann gzelliinin tadn karabilir veya ans sayesin
de tank olduu bir yerel alkanlkla ilgilenebilir. Laurie Lee y
rd ngiltere toprann beden leinde nasl usuz bucaksz
olduunu gzlemlemitir: Bir arabann kesinlikle iki saatten az
bir sre iinde alaca yolu benim gibi aylaka giden, yeni gr
d her yerin kokusunu iine eken, sadece bir tepenin evre
sini dolamak iin yarm gn harcayabilen biri iin neredeyse
bir hafta gerekmiti (L ee, 1996,21).
Saatler sren yry bazen sknt verir ve bunun nedeni de
manzarann tekdzelii, scak, kayglarndan ve endielerinden
kurtulamayan yrynn iinde bulunduu ruhsal durum
olabilir. EtabJ bitirme ya da evine dnme sabrszl iindeki y
rynn yry ikenceye dnr ve bu yry,
okulda, cezalandrldnda, btn teneffs boyunca bahede do
lat gnleri hatrlar. Bi r an nce bavulunu yerine koymak ve
baka bir ie gemek ister. Ama sknt kimi zaman da sakin bir
hazdr, insan sabah vaktinde aresiz ve akn brakan, bu ne
denle elleri bo, kafas amaca ulaamamann bulank pimanl
yla dolu halde kalan insann bilinen o sradan taknlk hali d
nda geici bir ie kapanmadr. Gn iinde otuz kilometre yol
alm olmay engellemeyecek paradoksal bir tembellik duygusu.
Yry zaman asndan zengindir, saatlerini harcama
lksne sahiptir: bir kyn iinde gezebilir, bir gln evresini
dolaabilir, bir rmak boyunca yryebilir, bir tepeyi trmanabi
lir, bir ormann iinden geebilir, hayvanlar seyredebilir ya da
bir meenin glgesinde gzel bir uyku ekebilir. Kendi saatleri
nin tek efendisidir kyl, kendi bedeninin iinde yzer gibi y
zer zamann iinde. Regis Debrayi dinleyelim: adm kltr,
geiciliin verdii skntlar yattrr. antanz srtnza vurur
vurmaz ve botlar akl talaryla temas eder etmez, kafanz son
haberlerle ilgilenmez olur. Gnde otuz kilometre yrdm za
man zamanm yllarla hesaplyorum; uakla bin kilometre yol
aldmda hayatm saatlerle hesaplyorum (Debray, 1996, 10).
P. Leigh Fermor yaknlk kurduu yerlerde haftalarca kalmtr.
Kukusuz yrynn ok fazla tercihi olamaz, cangllara gi-
remeyebilir, llerde saatlerce yryemeyebilir ve yry kimi
zaman sadece ehveni erdir: szgelimi birok zorunlu yolculuk,
daha ileride greceimiz gibi (Burton ve Speke) mthi bir g
zergha ramen uzun sre dayanlmas gereken ktnn iyisi bir
durum... A ma yry ou zaman hi kimseye verilecek he
sab olmayan zgr bir insandr, zellikle bir rastlant insandr,
geen zamann sanatsdr, yolda bulabildiklerini erzak olarak
kullanan bir rastlantlar ayladr. Saatleri hesap etmekle gei
rilmeyen zaman sonsuzluktur. nsann sadece alkla lp de
erlendirdii ve sadece uykusu geldiinde bitirdii bir yaz g
nnn uzunluu denenmedike, yaanmadka kavranamaz
(Stevenson, 1978, 183).
Her trl zaman duygusu kaybolup gider, yry beden
ve zaman lsnde yavalatlm bir zaman iersindedir. Sade
ce, kimi zaman karanla kalmamak iin daha hzl yrme ihti
yacn hisseder. Saat evrenseldir, doayla ve bedenle ilikilidir,
kltrn zaman titiz biimde ayrmasyla ilikili deildir. Za
manda zgrl de yle tanmlamak mmkn olabilir: ayn
yolculuk srasnda, szgelimi Matthiesen ve arkada Georges
Shaller gibi dada, Ti bete komu bir Nepal blgesi olan Dolpo
yaylasnda (k mevsiminde panterleri incelemek amacyla git
milerdir oraya) yryerek .mevsimleri katetmek... Rakada
tm iddetiyle k mevsimi hkm sryordu, Murwada kt
gnler balamak zereydi, Rohagaonda sonbahar yaanyordu;
Tibrikota doru inen vadide ceviz aalar yapraklarn dkme-
miti henz; yeil erelti otlar, akntlar boyunca bakr krmzs
renklere dnyorlar ve birden, bir avukuu kyor nme;
lk havada krlanglar ve kelebekler uuuyor. Bitmekte olan
yaz mevsiminin yorgun klar iinde zamana doru yryerek
yolculuumu srdryorum (Matthiessen, 1983, 322).
Beden
Yl 1969. Bedenleri ar donanmlar iinde, silinmi, ynla
alet ve eya iinde yeniden tanmlanm insanlar bir d, en
azndan ok sayda insan iin bir d olan eyi stleniyorlar:
A yda yrmek. Cyranodan ya da J ules Vemein kahramanla
rndan sonra,Tintinden sonra. Astronotlardan biri, Neil A rmst-
rong arkasn dnyor ve sessizlik denizine damgasn vuran
ayak izleriyle byleniyor. Kendi ayak izlerinin fotorafn eki
yor. Herhangi bir Cumamn plak ayaklarnn izleri deildir
bunlar tabii ki. Bu Robinson, kendisine ayakkab ilevi gren
ar aletleri ayaklarndan karmaya niyetli deildir pek. Ben her
eye ramen, genel kabul grm dncelerin tersine Neil
A rmstrongun kendisini darya kar koruyan tm fizyolojik
fonksiyonlarnn yerini alan aygtlarn iinde skldn dn
yorum ve houma gidiyor byle dnmek. Bu anlamda hibir
acil ihtiya korkusu yok. A rmstrong, A yda grd, dokundu
u, hissettii, koklad, tatt eyleri dnyor ama biraz ge
oluyor bu. Daha sonra, kendisine o anda neler hissetmi olabile
ceini soracak olan oluna anlatacaklarn dnyor. Birden bi
re doduu Montana (ben uyduruyorum bunu, nereli olduunu
bilmiyorum ve hi ilgilendirmiyor beni bu sorun aslnda) kyla
r nostaljisi bastryor dayanlmaz bir biimde. Muhtemelen s
tndeki dalg kispeti benzeri eyi karmak, sessizlik denizinde
yuvarlanmak, ay topran avulamak ve rzgr olup olmadn
anlamak iin bu topra savurmak, plak ayaklaryla komak ve
topra hissetmek istiyordu. A ma ok gln durumda hissedi
yor kendini, birtakm aletlerin, mikroilemcilerin arasna sk
m durumdadr ve bu ar kombinezon onu beceriksiz bir yr
ye mahkm etmitir. A c ac dnmektedir (en azndan ben
byle olduunu dnmekten holanyorum): Burada olmak ve
ayn zamanda milyonlarca insann grd eye bakmaktan ba
ka bir ey yapamamak ne byk budalalk. A njin olmusunuz
sanki ve sizi ykanmaya davet eden berrak bir suyun karsnda
aptalca titriyorsunuz. nsann bedeni olmadan, srtnda bu alet
lerle yrmesi, ne gln! nsann istedii kalba girmesine di
renen dnyaya kar olmak yani bizi ksmen hakl karan du
rumlar uydurmak. En azndan, kt bir tesadf eseri Armst-
rongun yerinde olmu olsaydm, bunlar dnrdm. Dnya
nn en iddetli rzgr en mkemmel dalg kispetine tercih edi
lir. nsann bedeni olmadan yrmesinin ne anlam olabilir? Su
olmayan bir yerde yzmek gibi bir eydir bu.
Yry, dnyann usuz bucakszln bedenin oranlarna
indirger. nsan yry srasnda sadece ilerlemesi iin en elve
rili yolu bulma konusunda fizik direncinin ve kavraynn kay
naklarna teslim olmutur: ilk felsefesinden sapt takdirde kay
bolmaya en uygun yol ya da sadece bir yerden bir yere gitmek
le yetindii takdirde yry en az engel ve glkle tamam
lamasna olanak verecek olan yol. Dnmek de dahil olmak
zere her insani giriim gibi yrmek de bedensel bir etkinliktir
ama teki etkinliklerden daha fazla g ve irade gerektirir, yor
gunluk verir yry; yry geit vermez yollar ya da va
raca yerde kendisini bekleyen belirsizlikler karsnda cesur
olmaldr, alk ya da susuzluk anlarnda, snacak bir yer bula
madnda, gnn yorgunluunu atabilecei bir iftlik bulamad
nda direncini yitirmemelidir kesinlikle.
Yry ok byk, sdnsuz, alabildiine snrsz bir mek
n kat ederse de tannmas, bilinmesi asla bitmeyen bir ktann
boyutlarn alan bedeni araclyla da buna eit dzeyde, denk
olan bir gezi gerekletirir. Dnyann nabz atlarna btn be
deniyle katlr, yollardaki talara, topraklara dokunur, elleri aa
kabuklarna deer ya da derelere dalar, irili ufakl gllerde yka
nr, kokulan iine eker: slak toprak, hlamur, hanmeli, reine
kokulan, bataklklarn pis kokulan, Atlantik kysnn iyot koku
lar, havay doyuran binbir eit iein kokulan. Karanln
kaplad ormann ince rtsn hisseder, topran ya da aala
rn kokularm iine eker, yldzlar grr ve gecenin dokusunu
tanr, engebeli bir zeminde uyur. Kularn cvltlarn, ormanlarn
hrtlarn, frtna seslerini ya da kylerde ocuklarn lklarn,
austosbceklerinin crlamalarn ya da gne altnda am koza
laklarnn trtsn iitir. Yolun ldrc sessizliini ya da din
ginliini, bastran karanln verdii sevinci ya da sknty tanr,
dmelerden kaynaklanan yaralar ya da iltihaplanmalar bilir.
Yamur giysilerini ve erzakn slatr, yolu amur yapar; souk
hzl yol almasn engeller, yryy snmak iin ate yak
mak zorunda brakr, atei korumak amacyla btn giysilerini
kullanr; scakta gmlei bedenine yapr, ter gzlerine akar.
Yry hibir duyuyu, mevsimine gre yaban ileklerinin,
aaileklerinin, ay zm! erinin, dutlarn, fndklarn, cevizlerin,
kestanelerin vb tadn alan duyuyu bile ihmal etmeyen eksiksiz
bir duyumsal deneyimdir.
Saatler boyu harcanan abadan sonra dinlenme zamannda
yenen yemek (kstl bile olsa) kadar lezzetlisi olamaz. Yry
yaamn sradan anlarn deitirir, yeni biimler altnda yaratr
bunlar. Laurie L ee yorgun yryy bekleyen binbir eit
yemei, istirahat mutluluunu, ilk yemeklerin adeta titreyerek
beklenmesini esiz bir dorulukla tanmlyor: Masaya ktm
ve bam kollarmn arasnda, kadnn en nemsiz hareketlerini
bile byk bir hazla gzledim. Sobann stndeki tava tmeye
balad, knlan bir yumurta kabuu, czrdayan zeytin ya sesi
duyuldu. Salarmdan akan terler ellerime bulayordu. Kafam
kazan gibi kaynyordu ve gzlerimin nnde hl yollarda titre
yen beyaz tozlar, parldayan bakr rengi buday tarlalar vard
(L ee, 1996, 87). Yakan gneten sonra insann susuzluunu gi
deren suyun, limonatann ya da birann verdii mthi keyif.
tiim ilk maden suyu yudumu azmda patlad tam anlamyla
ve daha sonra yldzlardan oluan bir kra gibi dald. Bir ta
bak dolusu jambon ve birka bardak beyaz arap getirdiler. Tat
l bir uyuukluk yayld uzuvlarma. Bu hayrseverleri de, bana
anlattklarn da hatrlamyorum. Sadece her tarafm uyuuncaya
kadar neeyle itiimi hatrljyorum (L ee, 1996, 104).
Sade bir yemek bazen en grkemli ziyafetlerle edeerdir,
doyum ve keyif asndan lmez anlar brakr insanda. A lk ve
iyi bir yry gnnden sonraki o tatl yorgunlukla geldiklerin
de, en basit yemekler son derece lezzetli, gzel yemeklere dn
r. Yakc bir susuzluk ekiyorsanz, bir bardak su Yquem ara
bi tadnda olur. Yapran altndaki ilei ar susuzluk sayesin
de fark edersiniz, kiliseyi ve glgesini byk bir korkuya kapl
dnzda fark edersiniz, austos kumunun itii l dalgay yor
gunluun ve uykunun evresinde gezindiinizde fark edersi
niz... Gece yarsnda gkyzndeki ayn hazl hareketini, belli
belirsiz kararszlm son derece yorgun ve l gibi olduunuz
bir anda, uykuya dalarken fark edersiniz. Yapraklar arasndan
ykselen ezgiyi, onun yakc zgrln fark edebilmek iin
btn ruhun saatlerce alev alev yanm bir dnceyle boulma
s ve o ruhu dumanyla bomas gerekir, horozlarn nndeki
haha tanelerini andran bir ikonumayla bitkin dm ol
mak gerekir (Roud, 1984, 83-84). Rodolphe Toepffer de yr
yye gzel bir t vererek duyuruyor sesini: Tm kt ya
taklarn rahat ve yumuak gelmesi ve itahn doann en lezzet
siz yiyecekleri iin ahane bir eni olmas iin yeterince yorgun
dmek kt bir ey deildir (Toeppfer, 1996, 9).
Yry nesnelerin anEfinn ve bedelini hatrlatan bir tanma
biimi, olaylarn tadna varabilmek iin son derece kazanl bir
dolambatr. Eric Newby yakc bir gne altnda Hindiku da
larna doru ilerlerken rmak sularndan imek zorunda kalnca
ac bir deneyim haline getiriyor yry: Hayatmda iebilmi
olduum btn souk iecekleri dlyordum. ocukluumda
itiim ginger biras, kpkl siyah bira, VVorthington f biras,
ime zaman gelinceye kadar suyu souk bir derede tutulan mis
ket arab, ayakl bira bardaklar, buz kovalar... (Nevvby, 1992,
354).
Duyumsal alglar tekdzeliklerinden arnmlardr, baka bir
dnyasal etkinlik stlenirler. Ama karanlk bastrdktan ve ak
am yemei yendikten sonra zamann tadn karmaya balars
nz gerek anlamda. yi bir yry gnnden sonra tttrlen
bir piponun keyfine doyum olmaz... Eer gn grogla (ekerli
su ve arap ya da rom karm iki) bitirmiseniz, daha nce as
la tatmadnz bir grogdur bu; her yudumda dingin bir keyif ya
ylr bedeninize ve bu dinginlik yava yava yreinize yerleir.
Eer bir kitap okuyorsanz -ara vermeden yapamazsnz bu ii
kesinlikle- okuduunuz kitabn dilini son derece cokulu ve
uyumlu bulursunuz... Ve cokulu bir yry ok byk olas
lkla, her trl dar kafallktan ve gururdan, kibirden, herhangi
bir eyden ok daha gl bir biimde uzaklatrmt sizi ve
iinizdeki merak duygusunun zgrce eyleme gemesini sala
mtr (Stevenson, 1978,244-246). Dnyann hissedilir enginli
inin yeniden kefedilmesi yry srasnda, rahatszlk veren
ya da keyifli muhteem bir yol bulur kendine... Yry dnya
nn iine girme yntemidir, kat edilmi doann iine girmenin
bir yoludur, gnlk yaam tanma ya da alglama modaliteleri-
ne kapal bir evrenle iliki kurma yoludur. Yry yry
srasnda dnyaya bakn derinletirir, bedenini yeni koullarn
iine sokar.
Eyalar
Srttaki anta hep ar gelir, yry srasnda kazanlan dene
yim sayesinde fazlalklar atlsa da (szgelimi Stevenson Ceven-
nes yollarnda st, ok titizce muhafaza ettii beyaz ekmek, so
uk but ve ok sevdii yumurta rpma aletini koyduu bir ku
tuyu zlerek atmak zorunda kalmtr) bu gerek deimez. Bir
yry gnnn sonunda, omuzlar artk yk tayamaz hale
geldiinde yry srtnda ta dolu bir anta tadn sanr.
Yannda gtrecei eyalar her zamah bir kayg ve endie konu
sudur yry iin. Gerekecek eyalarn saptanmas herkese
gre ok farkl bir maharet gerektirir. Y ry kendisini faz
la arlatrmama konusunda dikkatli davranr ancak u ya da bu
zamanda temel bir ihtiya maddesinden de yoksun kalmamak
iin fazla abartmamaldr bu durumu. yi ve kt gnlerde rahat
bir yry bu dzenlemeye baldr. Y iyecek, tuvalet eyalar,
yedek giysiler, uyuma gereleri, kitaplar, not defteri, haritalar vb
ince ayarlamalar gerektirir.
Kukusuz herkesin kendine gre hevesleri vardr; kimi yr
y yanma ikolata almadan yola kmaz kesinlikle, kimisi i
kolata yerine Proustun tm yaptlarn yeler, bir bakas, hi
deilse akam, snd bir yerde imajn korumak amacyla ta
km elbise alr yanna. J acques Lanzmann, yanma kk bir rad
yo almadan asla yola kmadn sylyor ama bunun her eye
ramen, dnyann bir ucunda yrrken Fransada olup bitenler
den habersiz kalmaya tahamml edememesi dolaysyla skc bir
durum yarattn da ekliyor szlerine. P. Leigh Fermorun eya
lar hafiftir kesinlikle ama onun kltrel kkenlerine tanklk
ederler: eski bir kaban, farkl kalnlkta kazaklar, gri flanel
gmlekler, biraz k olmak gerektiinde giyilmek zere iki be
yaz keten gmlek, yumuak deriden bir stlk, bir klot panto
lon, dolaklar, alt ivili ayakkablar, uyku tulumu, defterler, sil
giler, alminyum kalem kutusu... ve eski bir Oxford ngiliz iir
antolojisi (Leigh Fermor,1991,29). Birka ay sonra, seyahati
nin banda, byk antas alndnda, bu aksilik vesilesiyle
byk bir srt antasndan, olduka ar bir uyuma gerecinden ve
sknt verici baka birtakm vr zvrdan kurtulduu iin mutlu
olur. Uzun yolculuunu bitirinceye kadar artk sadece koyu
renk bir flanel pantolonu, ak renk ve hafif baka bir bez pan
tolonu; ince ve son derece kullanl bir tweed ceketi; gmlekle
ri, iki kravat, spor ayakkablar, oraplar, kazaklan, pijamalar"
ayrca mendilleri, pusulas, aks, mumlar, kibritleri, piposu, t
tn, sigaralar ve eitli yerel ikiler iin kk bir dz iesi
vardr. Askeri kaputu gerekten ok sknt vermektedir kendisi
ne. Grld gibi, Leigh Fermor, hafiflik duygusuna ramen,
kesinlikle eyasz deildir. Pek fazla yk olmayan ve uzun in
ziva saatlerinde iirler yazarak feodal J aponyay dolamaya
alkn olan Bash da yolculuk gereklilikleri konusuna yabanc
deildir. Sadece bedenini gtrmeye kesinlikle kararlysa da
yanna baz eyalar almas kanlmazdr. ok fazla eyann yol
da bana sknt vereceini dnerek her eyden kurtardm ken
dimi ama srtmda, bir beze sarl, gerektiinde geceleri yararlan
mak zere kttan bir giysi, bir tr kaput, bir yaz takm, fra
lar, kt, ilalar, bir erzak kutusu tayorum... yorgun bacakla
rm ve gsz bedenimle kendimi arkaya doru ekiliyormu gi
bi hissetsem de baka arem yok (Bash, 1988,55).
Eya insan gsterir, onu maddi bir biim altnda ikiye bler
ve tarafsz gzlemciye annda, kendisine gre esas olan ve g
nn birinde zaman kaybetme ya da gzden dme duygusuna
kaplmakszn vaz geemeyecei eyi fark etme olana salar.
Sosyolojik ve ayn zamanda da psikolojik zellikler ierir. Bu
nunla birlikte bacaklar, tayacak gte deilseler eer, yararl ve
doru seilmi gere yeterli deildir. Ve Rodolphe Toepffer a
hane yapt Voyages en zi gzag da esas olan hatrlatyor bize ni
hayet: Yolculua, anta dnda, coku, nee, cesaret ve keyif
erzak gtrmek ok yararldr (Toepffer, 1996, 9).
Tek bana m, grupla m?
Yalnz yryn, Rousseaudan Stevensona ya da Thore-
auya kadar birok yanda vardr, yalnz yrme bir ie dalma,
dnyadan el etek ekme, yannda konumaya zorlayan, iletiim
zorunluu getiren bir arkadan varlyla bozulabilecek bir ay
laklktr. Sessizlik yalnz yryy besleyen bir fondur. Ro-
usseau yalnzl konusunda ok kskantr. Bir arabada bana
yer verildiinde ya da yolda biri yanma yanatnda, yrrken
oluturmakta olduun servetin ykldn grnce surat asardm
(Rousseau, 1972, 242). Stevenson, yrynn yalnzlnn
gerekliliini kuramsallatryor: Bir yryn gerekten tadn
karabilmek iin tek bana olmak gerekir. Grup halinde ya da
iki kiiyle bile sadece ad yrytr bunun; bylesi baka bir
eydir, daha ok piknik denebilir buna. Yry tek bana ya
plmaldr nk zgrlk ayrlmaz bir parasdr yryn; is
tediiniz zaman durabilirsiniz ve devam edebilirsiniz, u ya da
bu yne doru gitmek size kalmtr; kendi ritminizi kendiniz
ayarlayabilirsiniz, ne bir yry ampiyonunun yannda adm
atmak, ne de bir gen kzla birlikte kk admlar atmak zorun-
dasnzdr (Stevenson, 1978, 180). Zorluklarla geen bir yr
yten sonular karan Victor Segalen talihsiz bir deneyimden
sonra Stevensonun dnceleriyle buluuyor: nsann kendi
siyle gl bir biimde zdelemesi egzotik deneyim konusun
da son derece gerekli bir kouldur. Bu kuraln biraz artc bir
sonucu tek bana yrmenin daha iyi olduudur: iki kii olun
duunda, insan kendisinden ksmen vazgeer ve ayn deneyimi
bakasyla paylar ve bylfece amaca yaklamas tehlikeye d
er: dnyann en iyi iki arkadayla birlikte bir yryten kan
sonu: yalnz yryn. Thoreau daha ak seiktir bu konuda:
kesinlikle eminim ki bir yry arkada aradm takdirde,
doayla belli bir yaknlktan, birliktelikten vazgemi olurum.
Birlikte yry kesinlikle ok sradan ve ilkel olur. Toplumun
zevki doadan uzaklamay kantlyor. Elveda gezerken buldu
um o derin, gizemli ey (Thoreau, 1981,106). Stevensonun
ou zaman alntlar yapt Hazlittin aykr ve yadrgatc bir du
rumu yok pek: Bir oda iindeki birliktelikten keyif alabilirim;
ama darda doa yetiyor bana. Yalnz olduumda asla daha faz
la yalnz deilim. Ayn anda yrmenin ve konumann bir zek
kant olmasn anlamyorum. Krda olduum srada orada by
yen bitkiler gibi olmak istiyorum. Ben itleri, siyah hayvan s
rlerini eletirenlerden deilim (Hazlitt, 1994, 65). Bununla
birlikte Hazlitt baz zel blgelerdeki uzun yrylerde birlik
telii kmsemiyor. Arabistan llerinde, yannda bir hem
ehriniz ya da dostunuz olmazsa kendinizi bouluyor gibi hisse
debilirsiniz: kabul etmek gerekir ki A tinay ya da eski Romay
seyreden biri konumak ve duygularn ifade etmek zorundadr;
ve inanyorum ki piramitler, tek bana seyretme ve dncelere
dalma konusunda muhteem, esiz rneklerdir (s.84). Paul
Theroux da yalnzln korunmas konusunda ok titizdir. [Sk
c insanlara rastladmda,] yry sevdiimi sylyordum.
Not tuttuumdan ve bu notlar kda geirmek amacyla dur
mak zorunda olduumdan tek bama yrmekten baka see
neklerim olmadn sylemiyordum. Sadece yalnz olduumda
ak seik dnebiliyordum (Theroux, 1986,100).
Laurie L ee spanya gezisi srasnda, gen bir gezgin olan Ro-
meroyla tanr. Birlikte yrmeye balarlar ama Lee ksa sre
de, srekli her eyden yaknan, tembel ve geveze bir arkadatan
sklr. "Onunla birlikte olmaktan duyduum zevk ancak gn
srd, bu zevk sonra, birden bire gider gibi oldu ve mthi bir
skntya dnt. A rtk yolun tek kral gibi, d gcmn zel
olarak ilgilendii bahelerin byk ve yapayalnz efendisi gibi
gremiyordum kendimi. Kendimi yiyip bitirici bir yalnzlk key
fine brakmtm ve Romeronun varl engelliyordu bu zevki
(L ee, 1994,172). Romeronun asla vazgeemeyecei uyku d
knlnden yararlanarak, uyuduu srada terk eder onu. Y al
nz bama kalmak beni o kadar rahatlatt ki bir rpda tepelerde
buldum kendimi . Gnn geri kalan blmnde, Romero, La-
urienin peine der ama yakalayamaz onu. Kendisini bu dav
ranndan dolay sulu bulan ama bir daha byle bir arkadala
kesinlikle bulamak istemeyen Laurie gen gezginin lklarna
direnir ve kararndan vazgemez. Son bir ardan sonra, Rome
ro ortadan kaybolur sonunda ve Laurie L eeyi engelsiz bir z
grln mutluluu iinde brakr. J acques Lanzmann da tavrn
belli etmitir ve ara sra bir grupla birlikte yrmek dncesi
iinde olsa da kendisiyle birlikte yrmek isteyen herkesi vaz
geirtir bu fikrinden: Yry srasnda ekilmez biri olurum.
Kendime kar da, bakalarna kar da ok zor biriyimdir. Ne
zaman arkadalarmla birlikte yrye ksam, dmanlarla
dnmmdr yryten. On gn birisiyle birlikte yrmek,
on yl onunla birlikte yaamak demektir. Kusurlar ve de nitelik
leri hzla dklr. Yorgunluk, ylgnlk, topallama gibi eyleri as
la balamam. Gecikmeye tahammlm yoktur. Durmaya ve
beklemeye de tahammlm yoktur. Ne halleri varsa grsnler,
ben de kendi iime bakaym. Beni seven peimden gelir (Lanz
mann), 1985, 50). Ne mutlu herhangi bir noksanl ya da topal
l olmayan J . Lanzmanna.
Normandiya ortamndaki Philippe Delermin tutumu ise ok
daha farkldr. Yollar konusundaki kitabnn banda yazlara can
veren fotoraflar eken arkadam ver. On yl sren iki kiilik
aylaklk... bu bir ayrcalktr. nsann sevdii kadnla yollarn ses
sizliini paylamas. Ben not tutuyordum, o fotoraf ekiyordu.
Rastlaan bu baklardan daha sonra rahvan giden resimler ve
szckler geiyordu. (Determ, 1997, 7). Toeppfere gelince
grup yrylerinin (ama asla katlmaz bu yrylere) olas ya
rarlarndan birini hatrlatyor: dayanma: K alabala gelince,
canllk, deiik konumalar ve fikir al verii ama zellikle ve
her eyden nemlisi bir birliktelik, topluluk ruhu yani yardm
lama, verimli rekabet, kkleri, zayflar, sakatlananlar koru
mak amacyla tasarlanm ya da annda kendiliinden oluan r
gtlenme getirir (Toeppfer, 1996, 147). J acques Lanzmann iin
iyi bir okuma paras ite.
Yaralar
Rimbaud Enfanceda (ocukluk) yle der: Cce aalar
arasndaki byk yolun yayasym; engellerin homurtusu adm
larm kaplyor. Batan gnein melankolik, altn beyazlatclm
seyrediyorum uzun sre. Rimbaud on dokuz yandan yirmi
yama kadar Bel i ka, ngiltere, A lmanya vb lkeleri dolar.
Charlevilleden M ilanoya kadar, neredeyse btn yolu yaya gi
der. A ma bu kalar ve zgrlk yryleri, olgun yalarda,
yerlerini yol atklar yorgunluk dolaysyla daha ilgin ve daha
ezici gezintilere brakacaklardr. Rimbaud, rzgr tabanl
adam (Verlaine), byk gezgin (Mallarm), dizlerini kemi
ren kanseri Harardaki ldrc yrylere mal eder. A lain
Borer, katrlarn ya da develerin, yaamlar boyunca Harardan
kyya kadar sadece bir kez gidebildiklerini sylyor. Bu hay
vanlar o kadar g harcyorlard ki yolda lyorlard ya da gide
cekleri yere vardklarnda atlyorlard. Rimbaud bu mesafeyi
olaanst elverisiz koullarda on be kez yaya gidip gelmi
tir (Borer, 1984, 224). Rimbaud bir yaya olmak istiyordu ve
baka hibir ey olmak istemiyordu, ldrc yryler ve
iirlerinin nceden pek haber vermedii bir dnyayla gizli bir
uzlama sonucu bir bacan kaybetti.
Sadece bedenden yararlanan bir mesafenin plakl yr
yy krlganlatrr tabiatyla. Yaralar zellikle balca etkin
lik arac ayaklarda younlar nk dncesiz yry, y
ry frsat bilerek tam yola kaca srada yeni yry ayak
kablar satn alm ve bunlar maazadan knca hemen dene
memitir. Ayakkabnn sertlii ksa srede yara ve iik yapar
ayakta ve umulan zevki ikenceye dntrr. Y ry etaplar
salk ocaklarnda molalar haline gelir. Geen yzylda, Kamat-
kaya kadar yryen Cochrane ok ansldr. Bir yol arkadann
kendisine verdii bir forml her zaman vmtr: Yatmadan
nce ayaklarm alkol ve iya karm bir svyla ovdum. Erte
si gn ilikler kayboldu. (Cochrane, 1993,18). Yava yava
ayakkablar ayaklara alr ya da ayaklar ayakkablara. Balan
gta, ok topallamtm ama ayak derilerim sertlemiti ve artk
uzun sre sknt ekmeden yryebiliyordum (L ee, 1994,125).
Gen Kazancakis, artc biimde, bir tr gelecek skntlarn
varsaymsal homeopatisi iinde, talya yollarnda yrmekten
ald keyifle ylesine alt st olmutur ki ok fazla rahatlk ve
hafifliin kendisini boabileceini dnerek bir tr ac verici,
dzenleyici nlem almak istemitir: Floransada o kadar mut
luydum ki byle bir mutluluun insann haklarnn tesine geti
ini dndm, dolaysyla ac ekmenin bir yolunu bulmaly
dm. ok dar bir ift ayakkab satn aldm. Sabahlar giyiyordum
bu ayakkablar, ylesine ac veriyorlard ki bana yryemiyor-
dum ve sere gibi zplyordum. Her sabah, leye kadar mutsuz
dum; ama leden sonra, o ayakkablar deitirip yrmeye
ktmda ok mutlu oluyordum! Son derece hafif bir yry
oluyordu, uuyordum (K azancakis,1961,177).
Kk olsun, byk olsun, btn yaralar yrylerin
gnlk ekmeidir. Eric Newby, Peti t i our dans l 'Hi ndou Ko-
ucha (Hindukuta kk bir gezinti) ayaklarnn kan iinde
kalm olduunu fark eder. Yakc gne altnda, saat sren
yry srasnda hibir ey fark etmemi, ancak istirahat ann
da grmtr ayaklarnn durumunu. Ayaklarnn nasl bu hale
geldiini anlamamtr. Ayakkablarm skmyordu, hatta bol ge
liyordu ayama. Aslnda sorun bu ayakkablarn biraz sivri ol
malarndan kaynaklanyordu -byle sivri ayakkablar giymenin
nedeni de pek belli deildi... O dnemde talyada bu ayakkab
larn moda olmas ya da trman kolaylatrmalar... A ma kesin
I
olan u ki, bu sivri ayakkablar korkun ac veriyordu bana
(Newby, 1992, 170). Newby, ayaklarnn yry son bulmadan
nce iyilemeyeceini bile bile, cesaretini toplayarak, tekrar
yollara der, zaten kitabn bitirebilmesi de bu yry sr
drmesine baldr. Kendisinin de arkadann da sadece sarho
dlerinde yrm olan bir sekinler topluluunun saflarn ka-
labalklatrmaya (171) bir an bile tahammlleri yoktur. nle
rindeki glkler bitmi deildir nk ksa sre sonra mthi
bir ishale yakalanrlar her ikisi de ve rehberlerinin alayc bak
lar altnda dzenli biimde, belirli aralklarla yolun iki tarafnda
kaybolurlar.
Gerekten de yrme konusunda dnce ve zihniyet yeterli
deildir. Rahat ayakkablar ve iyi bir sindirim sistemi arttr y
ry iin. Toepffer, o bildiimiz saduyusuyla yle diyor:
yry iin ayakkab her eydir, apka, bluz, keyif, nee,
cesaret sonra gelir (Toepffer, 1996, 319). Victor Segalen ayak
lardan kaynaklanabilecek skntlara kar en gl koruyucu ila
cn sandal olduunu sylyor. Sandal ayak taban ve btn be
densel arlk iin ok gl bir yardmcdr, avutaki bastonun
ellere ve bele yardmc olmas gibi... A k arazide yryen yr
y iin biricik ayakkabdr. Giyilebilecek tek ayakkabdr so
nu olarak: zemin ve ar basan, kendini hissettiren beden ara
snda arac[...| ; sandal sayesinde ayak acmaz ve topran tadn
karr. Sandal iinde ayak, btn teki ayakkablarn tersine ya
ylr, ekilir ve parmaklarnn dalmn son derece ilevsel bi
imde gerekletirir. Byk parmak ayr alr, tekiler de yel
paze biiminde dalrlar (Segalen, 1993,58).
Uyumak
Saatler sren bir yryten sonra le ya da gece uykusu
byk bir mutluluktur. Yorgunluk ker uzuvlara ve bu yorgun
luk, bedeni kendini brakmaya davet eder. Yol kenarnda, bir yer
de, tesadfen uyumak gecenin ya da afak vaktinin srprizleri
ne, evreden gemekte olan hayvanlarla karlamaya, rahatsz
la ya da ararak uyanmaya hazr olmay gerektirir. stirahat
edilebilecek yer says snrszdr: tarlalar, terk edilmi kulbeler,
terk edilmi atolar, maaralar, kovuklar, plajlar, patikalarn ke
narlar ya da oteller, smaklar, antiyeler vb. Her yolcu gibi y
ry de gvenlik ve rahatlk arar. Laurie L ee, aile koruyucu
luundan kurtulduktan sonra yeni koullarda geirdii ilk gece
sini heyecanla anlatr. Bir tarlaya girdim ve yere uzandm, gz
lerimi parlayan yldzlara diktim. Dnyann kadife yumuakl
ve stnde yattm imenin ekicilii ve holuu bodular be
ni. Nihayet gecenin sisleri iinde uyudum. Hayatmda ilk kez ne
yatam ne de bamn stnde bir at vard. Hafif iseleyen
yamurla gece yarsna doru uyanr: Gkyz kapkarayd ve
tek bir yldz gzkmyordu. ki inek grltl bir ekilde soluk
alp vererek bana bkyordu. O ann deheti hl kmaz aklm
dan... A ma gne doar domaz, terk edilmilik duygusundan
syrldm. Kular tmeye balamt ve scak otlardan duman t
tyordu. (L ee, 1994, 20).
Uyumak ayn zamanda estetik bir ie daln elik ettii fizik
sel bir haz duymadr. A k havada, gece karanlnda uyku ayn
zamanda felsefeye, yaamn anlamyla ilgili aylak dnceye
davettir. afak vakti, bir tej5enin yamacnda uyanmak ve hibir
szckle dile getiremeyeceim bir dnyay seyretmek, sessizce,
belli bir proje olmadan ve benim iin btn anlardan arnm bir
yerde... ite zellikle bunun iin gelmitim buraya (L ee, 1994,
69).
Orman atelerinin ve ak havada, yldzlarn altndaki gece
lerin ans en sempatik otel odalarnn ansn bile silip atar. P. Le-
igh Fermor, Orta Avrupa yry srasnda atolarda ve gece
leri de ot ynlar stnde, tarlalarda ya da kentlerde banklarn
stnde yatma mutluluunu yaar. Bu dzenin iyi yan saman
yataklardan tavanlkl karyolalara geme olana sunmasdr. S
cak keten araflar ve rtler iinde, odun kokular, balmumu ve
lavanta kokular iinde kendimi ok rahat hissediyordum ama
saatlerce uykusuz kalyordum, artk bana yabanc olmayan ahr
larn, ambarlarn ve arabalklarn ekicilikleriyle kendimden ge
erek karlatrdm btn bu mutluluklarn zlemiyle doyuru
yordum kendimi. (Leigh Fermor, 1991, 191). A ma Leigh Fer
mor zamanla pimanlk duymaya balar ve balang dnemin
deki romantizminden ok uzaklar: Ben aslnda kendim iin
bir gebe, bir hac, bir gezgin yaam uygun grmtm, hen
deklerde, ukurlarda uyuyacak, ot ynlar stnde uyuyacak,
kularn tyleriyle dolu olacakt her tarafm ama atodan atoya
gidiyor, kristal kadehlerde nefis araplar iiyor, sigaram serse
rilerle paylaacama aridklerle birlikte bir metre boyunda u
buklar tttryordum. (Leigh Fermor, 1992, 113). Gene de bu
avantajlar brakmaz kesinlikle ama alkanlk haline de getir
mez.
Uzun bir sre nce, ilk kez Floransaya gittiimde, zellikle
duvarlarna trmandm inaat halindeki bir binay ve daha iyi
bir yerde kalacak kadar param olmadndan beton stnde ge
irdiim kt bir geceyi hatrlyorum. stne stlk erken kalk
mam gerekmiti nk sabahn krnde ie balayan iilerle
karlamaktan korkuyordum. Tesadfen bulunan barnaklar,
kulbeler ya da snaklar genellikle grltc fareler ya da ba
ka kk kemirici hayvanlarla doludur; bunlar buralar uzun s
redir mesken tutmulardr ya da yiyecek ararlar buralarda. Bu
gibi yerlerde kalan gezgini endieli bir uykusuzluk bekler.
A alk bir yerin arkasndaki ayrda ya da uyku tulumunun
iinde uyuyan yry de pek iyi bir barnak bulmu saylmaz
kendine: sk aalardan gelen kukulu trtlar duyar, yan ban
da dallar atrdar ve eer alk deilse, korkusunu yenebilmek
iin defalarca srar yatt yerden. Bu tr olaylarla ilgili ok
anm vardr. Genellikle bir yerde sivri sinek varsa orada kesin
likle huzur bulamaz insan. Stevenson kendisinin diktii bir uy
ku tulumunda yatar: Bu uyku tulumu uzun bir rulo ya da sucu
u andryordu; d yamura dayankl, yeil bezle kaplanmt,
ii ise mavi renkliydi ve koyun tyyle kaplanmt. Bir valiz gi
bi rahat ve kullanl, yatak gibi scak ve kuruydu. inde dne
bilirle lksne de sahiptiniz bu yatakta. Gerektiinde iki kii de
sabiliyordu bu yataa. Boynuma kadar gmlebiliyordum bu
yatan iinde [...). iddetli yamur yadnda su geirmez par-
dsm, ta ve eik bir dalla kk bir adr kuruyordum
(Stevenson, 1978, 36-37).
Bash her zaman o kadar ansl deildir. Bi r scak su kayna
nda nefis bir banyoyla balamasna ramen korkun geen bir
geceyi anlatr. Barnak olarak ancak sefil bir kulbe bulabildim;
plak zeminde de sadece bir hasr vard. Lamba olmadndan,
bacadan gelen ktan yararlanarak kendime bir yatak hazrla
dm. Gece ok imek akt ve ok yamur yad, yattm yerin
tam stnden yamur szyordu ieri; sinekler ve bitler ok ra
hatsz ediyordu ve uyuyamadm. Kronik arlarm balad ve ar
tk bedenimin iflas ettiini sandm (Bash, 1988, 80). Tehlikeli
bir kanyonda aniden frtnaya ve karanla yakalanan E. A bbey
fazla derin olmayan bir maaraya snmak zorunda kalr. K en
disinden nce o maaraya snm eitli hayvanlarn dklarn
grr orada. Bir ate yakar've bouna yamurun dinmesini bek
ler. Vahi hayvan ininde yattm, kolum, bam koyacam yas
tk oldu ve btn gece slaklk, souk, yorgunluk, alk ac verdi
bana. ok mutsuzdum. Kapal bir yerde kalm olduumdan k
buslar grdm. O gece hayatmn en mutlu gecelerinden birini
yaadm (A bbey, 1995, 293). Aynaroz danda yrrken, yre
nin inanlarnn ve ihtiamnn etkisinde kalan ve oradaki birka
haftalk deneyiminden g alan J acques Lacarrire kald ma
nastrlardaki hcrelerin birbirlerinden ok uzak olmalarnn ken
disini dehete drdn anlatr. Bu olaydan sonra ruhlarn
grlt patrtsndan kaynaklanan kargaadan uzak ve rahat bir
gece geirebilmek iin manastr grevlilerinden sakin, iinde
eytan olmayan bir hcre istemek alkanl edinmitir (L acar
rire, 1988,71).
Koullara ve mevsimlere gre, uyanma, kpek havlamalary
la, ancak bir patikann dnemecinde yryy fark ettikten
sonra barmaktan vaz geen bir kylnn gtt inek ya da
koyun srsnn geiiyle, iilerin antiyeye sabah erken saat
te gelmeleriyle olur. Bir gn, Yunanistandaki bir kumsalda, a
fak vakti teknesini temizlemeye gelen sahibini hesaba katma
m olan gezgini uyandran, bu balk teknesinin gvdesine d
zenli biimde vuran fra darbeleri olmutur... Yaknlardaki bir
iftlikten gelen horoz sesleri ya da evrede kendisinden baka
kimsenin olmadn sanan ve snmak iin sahte bir utangalk
gstermeden prova yapan bir kylnn sesiyle uyanlr... Bir ce
viz aacnn dallarnda uuan kularn grlt patrts uyandra
bilir... afak vakti, herhangi bir snrn yaknlarnda, karlarnda
acemi bir kaak grdklerini sanan ve kukuyla bakan gm
rklerin karsnda ani bir uyan... Bir tarlann ortasnda, g
nein epeyce ykseldii bir saatte unutkan bir uykucu buldukla
rn sanan ocuklarn glleri arasnda uyanma... Geen araba
lar, mziklerini kye boaltan oto radyolarnn grlts, bir im
bime makinesinin grlts, ormanda almaya balayan
oduncularn mekanik testerelerinin lklar arasnda uyunmak
ok daha acdr. Nostalji kokan uyanmalar daha tatldr, kilisele
rin anlar henz uyanamayan yrynn kulaklarna vaktin
ge olduunu anlatr. iye, buzlu ya da yakc gecelere batm,
dlerle, sivrisineklerle, yamurla ya da korkuyla dolu, korkun
geceler yznden ne olduu belli olmayan uyanmalar vardr, bu
ssz yerlerde yakndan duyulan ve endie verici bir sesle, karan
la ramen uzaklardan gelen bir tfek sesiyle dolu geceler var
dr. Mehtapsz geceler ve gecesiz mehtaplar.
Sessizlik
Yry sessizliin geii ve geici sessizliin hazzdr n
k otobanlarn kenarlarnda ya da hatta kk bir ose kenarn
da dolaan birinin ruhsal durumu ya da duyduu mthi keyif
pek anlalmaz. Yry zellikle arabalarn grltsnden
ya da motorlu aralarn radyolarnn kafa iirmesinden kamak
iin krlara alr. Dnyaya kulak verir o. Havada ok ince bir
mzik sesi var, rzgrla alan arplarn kard sese benzeyen
bir ses bu. Havann ok yksek katmanlarndaki uzak tonozlarn
altnda nlayan kornolarn sesini dinliyorum... Gkyznden
gelip kulaklarmzda len bir mzik bu... Her ses derin bir ken
dini dinlemeden kyor sanki... doa bir karakter ve zekya sa
hip olmu adeta... Aalardaki rzgrn sesinde yreim titriyor.
Ben ki, hayatta daha dn son derece dzensiz biriydim, bu g
rltler arasnda anszn gcm ve maneviyatm kazanyorum
(Thoreau, 1981,67-69). Sesler sessizliin ortasnda akyorlar ve
dzenini bozmuyorlar bu sessizliin. Hatta bazen bu sessizliin
varln kantlyorlar ve bir yerin daha nce fark edilmemi ses-
sel niteliine dikkat ekiyorlar. Sessizlik bir anlam modalitesi,
bireyi yakalayan bir duygudur (L e Breton, 1997). Dnyann m
rlts hi kesilmese ve sadece saatlerin, gnlerin ve mevsimlerin
keyfine gre farkl varyasyonlar gsterse de baz yerler bir ses
sizlik yaklam duygusu uyandrrlar gene de: talar arasnda yol
aan bir kaynak, zifiri karanlkta bir gece kuu l, bir glde
zplayan sazan bal, karanlk bastrrken alan kilise an, ayak
lar altnda trdayan kar, gnein altnda trdayan am kozala
sessizlie bir younluk katarlar. Bu ok ince iaretler yerden
gelen huzur duygusunu belirginletirirler. Bunlar sessizliin ya
ratmlardr; bir kusur deildir bu, burada dnyay seyretmek
hibir parazit, hibir grltyle bozulmaz. Ruhumuzun sessiz
lii iyice dinleyebilmesi iin susan bir eye ihtiyac var galiba
(Bachelard, 1942,258).
Sessizlik bir yerin imzas gibi ses karr, varl meknla i
ie gemi olan ve srekli dikkat eken, neredeyse dokunulabi-
lir olan bir tzdr. A lbert Camus, Cemile harabelerinde dolat
srada u gzlemde bulunmutur: ok ar ve atlaksz bir
sessizlik, bir terazinin dengesi gibi bir ey. Ku cvltlar, de
likli fltn bouk sesi, keilerin ayak sesleri, gkyznden ge
len mrltlar, bu yerlerin sessizliini ve hznn oluturan bir y
n grlt (Camus, 1959, 25). Ve manzara stndeki yakc
gneten doan ar kurun rt: Kaln ve sessiz, scan titre
meleriyle ykselmi, en clz bir esinti yokluunda, toz sandal
larma giriyor, kra gibi dudaklarma ve kirpiklerime yapyor
du, yol kenarndaki gelinciklerin ateli kesitleri iine dsel, be
yaz bir kar gibi dyordu. Budayn kuru titremesi dnda, b
tn evrem sessizlik ve kr bir uyuuklukla doluydu (L ee,
1994,84). Sessizlii oluturan seslerin kaybolmas deil, dinle
menin nitelii, mekna can veren hafif yaamn vurulardr.
Kylerden ayrlp, ormanlara yaklatmda, A ya doru uluyan
kpekleri dinlemek ve bir av peinde olup olmadklarn anla
mak iin kulak kesilirim. Diana gecenin iinde deilse, gece ne
dir? Dianay, Tanray dinliyorum. Sessizlik yanklanyor; m
zikli, alp gtryor beni. Kavranabilir sessizliin gecesi! Du
yulmayan dinliyorum (Thoreau, 1981, 115).
Grltl kent yaamna kar, sessizlik, grltszlk gibi,
teknikten hl korunmu bir ufuk, modernliin yutmad, yarar
lanlmayan bir blge gibi ya da tersine bilinli bir ekilde birik
mi bir sessizlik gibi kabul ettii bir yer eklinde sunar kendini.
Dnya srekli, kullanm kiisel ya da kolektif yaama elik
eden teknik aralarla nlar. Modernlik grltnn egemenlii-
dir, her zaman, bir yerlerde alan bir cep telefonu vardr. Top-
lumlarmzn tand tek sessizlik geici arzaiardan, makinele
rin yokluundan, ulamn durmasndan kaynaklanan sessizlik
tir. Bir iselliin ortaya kmasndan ok tekniin durmasdr. K i
mi zaman, sessizliin ulalabilir olmas, maddi ve geici duyu
lur bir varla sahip olabilmesi iin srekli bir grltnn dur
mas, motorlu su pompasnn ya da arabann durmas yeterlidir.
E. A bbey, kavurucu bir scakta, Utahta, doal bir park ala
nnda, geit vermeyen bir blge kabul edilen Rainbow Bridgee
doru yrmektedir. Bitkin der, bir ara bir yalyarn korunakl
bir yerinde durur ve testisinden su ier. En kk bir rzgr
esintisini, hibir hayvan hareketinin sesini, hibir ku cvltsn,
uzun sre izledii rmaklarn dzenli ve serinletici sesini bile kr
mayan kanyonun sessizliini dinler. ou insann ssz bir l
de hissettikleri korkuyu, onlar, anlayamadklar eylere egemen
olmaya, deitirmeye ya da yok etmeye, yabanl ve insan nce
sini insani boyutlara indirgemeye iten bilind korkuyu sadece,
bir an, sessizlikte anlyorum. zellikle de insanlk ncesi dne
me, tehlike ya da dmanlkla deil daha kt bir eyle, korkun
kaytszlyla korkutan teki dnyaya dorudan doruya mey
dan okumay... (A bbey, 1995, 273-274).
Dolpoda yryen P. Mathiessen ve arkada o blgeye gide
li beri iinde yzdkleri sessizlii birden bire kavrarlar. D
nebiliyor musunuz, eyll ayndan beri hibir motor sesi duyma
dk, uzaklardan da olsa bir motor sesi gelmiyordedi G.S. Do
ru bu. Bu yal dalardan hi uak gemiyor. Baka bir yzylda
macera aramaya ktk biz (M athiessen,1983,110). Sessizlik
teknikten daha eski bir yama gnderiyor bizi, motorsuz, ara-
basz, uaksz bir dnyaya, baka bir devirle tehdit edilen arke
olojik bir kalntya gnderiyor. Ve dn yry zor ve acl
oluyor nk aylarca sren i bartan sonra grltye doru bir
ilerlemedir bu. leden sonra, Bheri tepelerinde dolarken, bir
haftalk zen inzivasndan ve sessizliinden sonra ok konuma
mak, ani hareketler yapmamak gerektiini hatrladm... Ani bir
ruhsal sarsntya maruz kalmamak iin bu kabuktan yava yava
kmak nemlidir, henz slak olan kanatlarn, gnete, bir kele
bek gibi, huzur ve skn iinde kurutulmas gerekir (s.321)
evre insann sadece grdklerinden deil, iittiklerinden de
oluur. Sessizliin hkm srd bir evren, dnya iinde zel
bir boyut aar. Byk bir sknetin, grltszln (kimi za
man bitmez tkenmez kpek havlamalar dnda) egemen oldu
u aylardan sonra, komamak gerekir, vadiye doru yava ya
va yrmeli, acele etmeden, saatlerin bizi alp gitmesine izin
vermeliyiz. Derinlere dalan dalg gibi, sessizlik iinde yzme
ye devam eden gezgin de toplumsal yaamn grlt patrtsna
serte arpmamak iin yava yava altrr kendini.
Bu koullarda sessizlik aray, iine kapanmann tersine, uy
gun bir ortamda benin dalmasna aran sakin, huzurlu, sesli
bir evrenin ustalkl bir biimde aranmasdr. Yry bu din
ginlikten, duyduu, paylat bir szden yararlanmak iin kes
tirme yollara sapar. Sessizlik, amansz dman, sadece grlt
olan manevi bir madendir, bir anlam modalitesi ifade eder, bire
yin duyduunu yorumlamasdr ve insann dnyayla yeniden
iliki kurabilmesi iin iine kapanmasnn bir yoludur. A ma ki
mi zaman, bilinen yollardan ya da kent dedikodularndan uzak
ta, onu arama, gnll bir giriimle yakalama abas gstermek
gerekir.
Bi r manzarann gzelliiyle birleen sessizlik insan kendine
gtren bir yoldur. nsana yerini bulma, ekmeini kazanma ola
na veren bir geidin ald zamann durma an. Dnyann hay
huyuna ve gndelik yaamn kayglarna dnmeden nce d
nce ve i g biriktirme. Yaamn eitli anlarnda, kye ya da
manastra, le ya da ormana veya baheye, parka giderek ta
dlan sessizlik kent uygarlna daln gerek ve mecazi anlam
daki grltsyle bulumadan nce bir kaynaklara dn, bir
dinlenme dnemidir. Bylelikle sessizlik keskin bir yaama
duygusu verir. Bir durum saptamas yapmay, yer belirleme, bir
i birlik salama, zor bir karar uygulamada ilk adm atmay sa
layan bir vazgeme andr.
Sessizlik insann ak seik biimde grmesini salar, insann
mcadele ettii alan bu mcadeleye hazr hale getirir. Dikkatli
bir gezgin, dikkatli bir dinlemeyle farkl evrelere girer, her an
sessizliin younluunu dolduran baka sesli evrenlere dalar.
itmenin derinlemesi deil, sessizliin alglanmasna bal bir
anlam olan yeni bir anlam kefeder. nsan, yeterli keskinlikte bir
iitme duyusuna sahipse, byyen otun, aalarn doruklarnda
alan ieklerin, olgunlaan ayzmlerinin ve yavaa ykse
len zsuyun kardklar sesleri bile duyar. Genellikle etkinliin
grlt ve aciliyetinin stn rtt zamann hafife titremesi
ni yeniden hisseder. Sessizlik mevsimliktir. Bizim blgemizde,
ocak aynda karlarla kapl bir tarlada ya da austos aynda, yn
la bcein grlts iinde gnein yakt ieklerin ve otlarn
fkrmas ayn deildir. Ayn manzara iinde sessizlik bir gnden
bir gne deiir.
Baz yerler yabanc bir sesin ya da geveze bir sesin krlmas
n imknsz klarlar, byle yerlerde insann hassas mdahalesine
teslim olmayan krlgan bir dengeyi krma korkusuyla yrnr.
Sadece ie dalma edeerdir bu durumla. Ormanda, lde, da
da ya da denizde, sessizlik bazen dnyaya ylesine gl biim
de nfuz eder ki teki duyular geersiz ya da gereksiz veya ya
rarsz duruma debilir. Sz ann gcn ya da yerlerin ihtiam
n anlatamaz. Kazancakis Aynaroz danda, K aryese giden ta
l yolda bir arkadayla birlikte yrmektedir. Sanki ok byk
bir kiliseye girmitik: deniz, kestane ormanlar, dalar ve bunla
rn stnde, kubbe niyetine gkyz. Arkadama dndm - Ni
in konumuyoruz? dedim, sknt vermeye balayan sessizlii
bozmak amacyla . Konuuyoruz diye karlk verdi arkadam,
hafife omzuma dokunarak, Konuuyoruz ama meleklerin di
liyle, sessizlikle konuuyoruz . Ve birden bire, ok kzm gibi:
Ne konualm istiyorsun? Her eyin ne kadar gzel olduunu,
yreimizin kanatlan olduunu ve umak istediini, Cennete gi
den yolda olduumuzu mu? L af, laf! Sus (K azancakis,1961,
189-190).
Paylalan yalnzlk bir su ortakl figrdr, meknn din
ginliine dalmay uzatr. Konuma sekteye uratmak istedii ay
rl yeniden getirir ama tam anlamyla baaramaz. e dalma
yol at dikkat durumuyla datt bir sze arpar. Diyalog bu
durumda manzaradan kopma, geni us l oci ye sadakatsizlik, top
lumsal normlar tatmin ve kendini rahatlatmann ya da bakasn
rahatsz etme riski tayan mutlu bir yalnzlktan kmann klasik
yoludur (L e Breton, 1997). O zaman heyecan basmakalp szler
le ifade edilir ama ayn hareket iinde kaybolur bu heyecan.
Dnyayla birleme duygusu, her trl snrn yok olmas son de
rece nemsiz bir gevezelie bal mahrem bir kutsallkla ssle
nir. Zamann son derece krlgan vazosunu krmamak iin susma
y bilmek gerekir.
ark sylemek
Birok yry kendilerini yalnz ya da gvenli hissettik
lerinde hatrladklar klasik aylak adam nakaratlarn ya da halk
trklerini sylerler. Byk abalar harcadktan sonra hedefledi
i bir yere varan E. A bbey Sevi n Ezgi si ni syler. J ean-Claude
Bourles ve arkada ise iirler okurlar (Bourles, 1995,84) ve y
rrken A pollinaire ya da Rene-Guy Cadounun ritimlerini tuttu
rabilmek amacyla karlkl olarak anlarn anlatrlar birbirleri
ne. iir ya da ark yolun zorluklarn ortadan kaldrr, kat edilen
alanla gizli bir yaknlk kurarlar. ark sylemek baka insanlara
ya da manzaraya, aalara, ineklere hitap edildiinde toplumsal
eylemdir, ittifak, orada bulunmay yceltir. Compostela ya da
Roma yolundaki eski haclar (tek balarna ya da grup halinde)
kendilerine moral vermek ya da gurbet hznn datmak iin
memleket trkleri ya da dinsel ezgiler sylerlerdi. ark yr
y arkadadr, zihinsel bir dengeleyicidir. Gezgin alkanlklar
dan kopar, saygsz baklardan uzaktr, yalnz ya da arkadala
ryla birlikteyken gln duruma dmekten ya da terbiyesiz bi
ri gibi tannmaktan korkmadan btn fantezilerini dker. Yaban
c biri, gelip geen biri, yerleik dzende yaayan birinin saygn
lk imaj kaygsndan kurtarmtr kendisini.
Yrmek fantezi, en azndan yalnzlkta tavr zgrl geti
rir. nk patikada avaz kt kadar bararak ve ak sak
arklar syleyerek en akrak giden yry her zaman ken
disi gibi yalnz yryen bakalarna ya da sessiz sedasz evine
dnen bir iftiye rastlama ve kendisini biraz aptal bulma riski
iindedir. Stevensonu dinleyelim: kzl sakall yetikin bir in
san olmasna ramen yrrken bir ocuk gibi zpladndan d
knler yurdundan kam bir deli gibi tutuklanan gezgin. Size
ok aracanz bir ey syleyeyim: birok bilge ve nemli in
san yrrken ark sylediklerinde, ok kt ark syledikleri
ni ve bir dnemete beklenmedik bir kylye rastladklarnda
kpkrmz kesildiklerini itiraf etmilerdir bana (Stevenson,
1978, 181). Yrme tutkunu olan Rousseau ti rafl ar da (Les
Confessions) ak havada gzel bir uyku ektikten sonra, a kar
nna, blbl sesleri arasnda, cebinde kalan ok az parayla ken
disine byk bir ziyafet ekme dleri iende kente doru yr
yn anlatr. evrede kimsenin bulunmadn sanarak
Stucktan bir kantat sylemeye balar. Kendimi yrmeye ve
arkya kaptrmken, arkamda birinin bulunduunu fark ettim;
dndm, peimden gelen ve beni zevkle dinler gibi gzken bi
riydi bu. Yanma yaklat, selam verdi, mzikten anlayp anla
madm sordu. Biraz anladm, ok fazla dinlediimi syle
dim (Rousseau, 1972, 259). Ve Rousseau gnlerce srecek bir
nota kopya etme ii yapar. R Leigh Fermorun orta Avrupa ge
zisi arklarla geer: kimi zaman A lman kabarelerinde nazi ar
klar, kimi zaman Macar ve Romen halk arklar. Yazdklarn
dan anladmza gre insanlar srekli ark sylerler, ark kl
tr devrin insanlarnn gndelik yaamnn iindedir. Kimi gez
ginler iin ark, denein sesli edeeridir, yrmek iin uyar
c bir ilevi vardr ve bir yerlerin doas balamnda bir yaknlk,
vg iaretidir.
Uzun hareketsiz yryler
Bir yry kimi zaman, zamandan baka istikameti olma
yan sonsuz bir etkinliktir. Gzleri grmeyen biri, engelsiz oldu
unu bildii daire biiminde bir yolu srekli kat eder, ayaklarn
unutmadnn farkndadr, dnyay, kokular, esen rzgr hatr
lar, ama alkanlklarnn dna kmaya cesaret edemez. Sadece
akp giden zamana ve nihayet btn yrylerin sonu olan l
me doru yava yava ilerlemeye meydan okumaktan baka bir
ey deildir yrmek ve hibir yere varmamak zere gerekle
tirilen amasz bir etkinliktir. Otlarn istila ettii bahesinde ya
va yava bir patika oluur ve buradaki ayak izleri o kadar de
rindir ki binlerce gezgin gemitir oradan sanki. Baka yerlerde
mahkmlar ince hesaplara dalarak hcrelerini arnlarlar durma
dan. A dmlarnn uzunluunu hesaplayarak, dsel bir meknda
gerek yrylerinin bir haritasn izerler. Bugn alt saat y
rmler ve otuz kilometre kat etmilerdir. Szgelimi M ansdan
L oueye, Toursdan Saumure (Loire kysndan) ya da Floran-
sadan Fiesole tepelerine gitmilerdir. Hcrelerinden ayrlmadan
dnyann evresini dolamak iin ne kadar zaman gerekecektir
onlara? Birka yl hi kukusuz. Daha sonra dalara kar yaar
ken souktan neceini ya da Atlantik kysndaki gzel bir
plajda, yazn gzel bir deniz banyosuyla keyiflenmeyi ihmal et
meden, mevsimleri hatrlayarak gzergh deitirmek, yeniden
ller amak, boazlardan gemek, denizlerin kylarndan git
mek, armadan ormanlardan gemek amacyla ters ynde ye
niden balamak gerekir.
Piemonte ordusunun gen subaylarndan Xavier de Maistre
stlerinin emirlerine ramen dello eder. Yaklak krk gn s
reyle odasna hapsedilir. Gezi ve dnme alanna dntrlen
tecrit yerinde kk ama uzun sreli bir yolculua balar. Ba
ka birtakm insanlarn kskanlndan ve yol kayglarndan ko
runmu bir halde, hikyesinin daha ilk satrlarndan balayarak
o gzerghn verdii keyfi ve bu keyfi kaleme almak amacyla
verdii drty anlatr. Saysz yarar vardr bu ite. Gerekten de
hastalara bile son derece uygun bir yrytr bu nk yatak
lar yrdkleri yerden uzak deildir ve tmekten korkmazlar;
yoksullar iin de elverilidir nk hi para harcamayacaklardr;
ve hatta tembellere de ok uygundur nk her ey bir yana,
kimse onlarn istirahat srelerini hesaplamayacaktr. Alan dar gi
bi gzkebilir ama gzergh ok sayda alternatif sunar. Oda
duvarn hemen dibinden atlan admlarla otuz alt adm uzunlu
unda kare eklinde bir alandr. Ama ben yry srasnda da
ha fazla adm atacam; nk genellikle boyuna ve enine yr
yeceim ya da kural ve ynteme uymadan yanlamasna yrye
ceim. Hatta zigzag yapacam ve eer gerekirse geometrideki
tm izgileri izeceim yrrken (de Maistre, 1915,31). Btn
beklentilere karn gzerghta baz olaylar ortaya kabilir ve za
vall adam iskemleden derek sakatlanr. Yolun sonuna gidebi
lecek kadar zaman yoktur. Ceza kalkar. Xavier de Maistre yaa
d deneyim dolaysyla mutludur, zindanclara iyi bir oyun oy
namtr. Bana bir kentte, bir kprde dolamay yasakladlar;
ama bir dnya braktlar: sonsuz ve usuz bucaksz bir evren em-
rimdedir (94). Bitmez tkenmez deneyimler yaamtr bu ba
lamda. Cookun seyahatleri ve yol arkadalar doktor Bank ve
doktor Solanderin gzlemleri benim sadece bu yerdeki macera
larmla karlatrldnda hi kalr (79). Okuyucuya kendisini
rnek almalarn nerir ve dnyaya yeni bir seyahat biimi getir
mi olmakla vnr. Sonu olarak bir yry kanlmaz bi
imde geni bir corafyann tutsa deildir, o kstl bir yerle de
tatmin olur nk bakn nitelii nemlidir her eyden nce. En
azndan evinde kalmak zorunda olan yry buna inanmay
deneyebilir ve bylelikle bir hareketsizlik sand ve gerekliin
bir hilesinden baka bir ey olmayan eyi yeniden canlandrabi
lir; ona den de zihnini orada samalarken brakarak kaabil
mek iin tersinden almaktr bu gereklik hilesini.
Dnyaya alma
Y ry gzel bir yaam imaj sunar ve asla bitmemitir bu
imaj nk durmakszn dengesiz olanla alay eder. Y ry
dmemek iin mutlaka daha nceki hareketi dzenli bir ritim
le yok sayan bir hareketle uzlamak zorundadr. Dme belirtisi
istikrarsz ve tehlikeli durum her admda hissedilir. Tek kelimey
le, iyi yrmek ancak, her trl aceleciliin ya da ar hareketin
bir kopmaya yol aacan bilerek, admlarn uydurulmasyla
mmkn olabilir. Y ry alakgnllle ve ann acmaszca
yakalamasna davet eden dnyaya bir almadr. Aylaklk ve me
rak etii, yrmeyi ahsiyet oluumunun, beden araclyla
renmenin ve yaamn tm duyularnn ideal bir arac yapar. Mar-
garet Mead, J ames Baldvvinle rklk konusunda bir tartma s
rasnda, aka yollu gemi ve otomobilin icadna ok zldn
syler. Eer insanlar, seyahat etmek iin ayaklarndan baka
aralara sahip olmasalard yaamlar boyunca ok uzaklara gide
mezlerdi. Y rynn krlganl fetih ya da kmsemeden
ok temkinli olmaya ya da tekine almaya iter. Kesin olan u
ki yryen insan genellikle otomobil kullanan ya da trene veya
uaa binen biri gibi kibirli olmaz nk att her admda dn
yann acmaszln ve yolda rastlad insanlarla dosta uzlama
gerekliliini hissederek asla insan olduunu unutmaz.
Y iirmek benmerkezcilikten uzaklatrr ve insan krlganl
na ve gcne gtren snrlar iinde dnyay yeniler. Olaans
t bir antropolojik etkinliktir nk insanda srekli anlama,
dnyann yaps iinde yerini bulma, bakalaryla olan ban sor
gulama kaygs uyandrr. Y ry ou zaman dolat yer
ler stne bilgi edinir, amatr bir etnolog gibi bahe sanatnda
ki, pencerelerdeki, evlerin mimarisindeki ayrntlar, mutfa, in
sanlarn konukseverliini, dillerdeki farkllklar ya da bir blge
den tekine kpeklerin durumunu inceler. Bitki rts iinde,
hayVanlarn, bitkilerin, aalarn varln gsteren iaretleri ara
yan biri gibi bir belirtiler ormannda ilerler. J ulien Gracqa, bir
am kozalann yanna dmesinin ne anlam ifade ettiini anla
yabilmesi iin, keskin bir orman bilgisi gerekir. ok az gezgi
nin dikkatini ekmitir bu muhtemelen ama amlarla on yllk
yaknlm sonucu kulaklarn dikiyorum hemen: iinde zsu bu
lunan bir am kozala kendiliinden dmez, kuru bir am ko
zala sert bir etki yapmaz dtnde (Gracq, 1992, 119).
nemli bir syrk, yrtt mant glendirir, sabrla, bkma
dan, usanmadan arayarak yar yarya gizlenmi bir sincabn kuy
ruunun ucunu ya da yznn bir parasn bulur. Y ry, her
seferinde, yol stndeki sradan eylerin romann anlatan ve
yerlerin belleiyle, madeni levhalar, ykntlar ya da heykellerin
datt kolektif anmalarla karlaan usuz bucaksz bir ktp
hanedir. Y ry manzaralarn ve szcklerin geiidir.
Uzun sre, baz pedagojik anlaylara gre, yryn er
demleri bireyin oluumuna entegre olmutur. Y irminci yzyln
genlik hareketleri gibi (zcilik, Wandervgel, vb). Fransada
Birinci Dnya Sava ncesinde milyonlarca rencinin vazge
emedikleri yol arkada Tour de la France par deux enfantsm
(ki ocuun Fransa seyahati) konusu da budur zaten. Yazar G.
Bruno yapta yazd ksa nszde Lorrainli iki kn Fransa
seyahati araclyla, rencilere, pratik yaama bir alma, uy
gar bir eitim, sanayi ve ticaret eitimine, tarma bir balang
ve byk adamlarn yaam stne bilgi vermeyi amaladn
syler. Y rrken, iyi yurtta, iyi vatanda olmak diye bir ey sz
konusudur ve nlkl renciler iin sz konusu olan, 1870 sa
vann talihsiz olaylar yznden yollara dklm bu gezgin
lerle zdelemek ve zellikle de Prusyann ilhak ettii Alsace
ve L orrainein kaderini unutmamaktr (Bruno, 1917,4).
XIX. yzyl gezginleri Fransa Turunu, omuzlarnda, bir so
pann ucuna baladklar bir torbayla yryerek gerekletirirler
(Guedez, 1975, 140 ve devam). Gezgin kendisine, meslek r
gtlerinin setii hanlarda birka gn ya da birka ay barnaca
bir yer bulmay becerir. Hanc kadn, daha sonra mesleinde us
talamasn salayacak yerel teknikler konusundaki bilgilerini
derinletiren raa gz kulak olur. O dnemde Fransa turu be-
on yl aras bir srede tamamlanmaktadr. rak bir kentte, orta
lama, yaklak alt ay kalr ve daha sonra torbasn srtlanarak bir
sonraki etab yrmeye balar. Bazlar snrlar aar ve Avru
pann baka blgelerinde dolarlar. Sadece meslek altrmala
rn derinletirmek sz konusu deildir. Bu tur ayn zamanda in
san oluturmay, onu blgelerin karmakl ve farkllyla ta
ntrmay amalar ve yryye kendi bedeni araclyla
dnyann duyumsalln ve anlamn retir. Uzun bir seyahat ri-
ti olan bu tur yeni bir insan dourmutur: eski genliinden sy
rlm, dndnde kendi dkknn aabilen ve aile kurabilen
insan.
Y ry, daha sradan ve allm ulam biimlerinin kop
mas, bu biimlerin empoze ettii yolun farkllyla sadece ken
dini ve tekini tanma sreci deil, bilgilerin de deimesidir,
yry kayglar da yok eder, yorgunluun yol boyunca arla
trd coku ve heyecan da uyarr. Kimi zaman, ok usta ve ye
tenekli zen okusunun, kendi dndaki bir hedefe nian almak
tan ok onunla zdelemesi gibi, bir kendinden geme haline,
eylemde kendini unutmaya yaklar yrme etkinlii. Y ry,
duyular, rutin altrmalardan kurtararak, dnyaya baknn d
nmne uygun klar.
Dnce gelitirmek iin zellikle elverili bir andr. Sokra-
tes ve rencilerinin bilgelik dolu yrylerini unutmayalm:
bu yryler srasnda, yoldan geen teki muhataplarla zorun
lu rastlama ve konumadan, admlarn ritmiyle aylaklk ederken
gelien akl yrtmelerden ok nemli dersler karlmtr. Pe
dagoji de yrydr, felsefe Aristotelesidir. nsan bedeni
lsndeki bir dnya, dnme keyfinin, zamann ve admlarn
saydamlnda gerekletii bir dnyadr. Birok filozof ya da
yazar, alan akl yrtmelere braktklar zel ya da dzenli yr
ylerle aklamlardr iindeki dnceleri. Y ryte d
ncelerimi canlandran ve harekete geiren bir ey var; hare
ketsiz kaldmda neredeyse hi dnemiyorum; beynimin a
lmas iin bedenimin hareket etmesi gerekiyor. Bir kr manza
ras, pe pee gelen ho grntler, temiz hava, bol gda, yr
yn kazandrd salk, istediim yerde yiyip ime zevki,
kendimi baml hissettiim her eyden, bana durumumu hatrla
tan her eyden uzaklama... btn bunlar ruhumu zgrletiri
yor, bana daha cesur dnceler alyor, beni adeta varlklarn
sonsuzluuna atyor ve bunlar bir araya getirmeme, sememe,
skntsz ve korkusuzca keyfime gre sahiplenmeme olanak ve
riyor. (Rousseau, 1972, 248). Kierkegaard, 1847de J ettee
yazd mektupta yle diyor: Ben en verimli ekilde ancak y
rrken dnebiliyorum ve yryn uzaklatramayaca hi
bir saplantnn olabileceini dnemiyorum. Nietzsche Gai
Savoir (Neeli Bilim) adl yaptndaki aforizmalarndan birinde
yle der: Sadece elimle yazmyorum; ayam da katlmak isti
yor bu etkinlie her zaman. Yiit, zgr ve gl bir tavr iin
de oynuyor roln... bazen tarlalarda, bazen kt stnde (Ni
etzsche, 1950, 31). Zerdt Byle Buyurdu adl kitabnda ise
yle diyor: Esinlenmi olann derin ruh durumu. Her ey yol
da, uzun yryler srasnda tasarlanmtr. Mthi esneklik ve
bedensel eksiksizlik.
Adlar
Y ry adlarn peindedir, gelecek kyn, belli bir adla
anlan yerin, gzergh insaniletiren ve zevk duyduu kaos
dnyasndan karan anlaml iaretlerin adlarn arar. Bu bayrn
adnn ne olduunu soruyorum sana. Kk oban armtr ve
ne diyeceini bilemez. Yere bakar, kpkrmz kesilir ve dizini ka
r. Nihayet derin bir soluk alarak yant vermeye karar verir:
Ad yok (Cela, 1961,62). Gerekten de insan bazen hrsn k-
stlamaldr, dnyann her paras adlandrlmamtr, hl bilin
meyen kk korular, adlar ve sahipleri bilinmeyen tarlalar, hi
kimsenin ad vermeyi dnmedii ovalar ve vadiler vardr. Ay
rca her insann kaderi sonsuz adlar iinde sadece bir avu ad ta
nmaktr, dolaysyla doru insan bulmak gerekir bu balamda,
kesinlikle aranan eyi bilen insan. u kk kyn, uradaki
derenin, rman, korunun ad nedir, u kyde yaayanlara ne de
nir. Sz konusu olan, yerlerin muammas karsndaki insann
nerede olduunu bilmesi, haritalarn ya da manzaralarn renkli
noktalar ve izgileri iinde kendini bulmas, kat edilen, kat edil
mesi gereken yolu hemen hesaplamas, harcanmas gereken a
bay deerlendirmesidir.
Dnyay anlamak, ona bir anlam vermek yani onu adlandr
maktr. Bu balamda, artk hibir eyin belli biimde yer alma
d ve kat ettii yerlerin kendisine yabanc, tamamlanmam
geldii yaamnn bir boyutunda yol kat eden yrynn ni
in ad peinde olduu anlalr. Ad bir yerin domu olmas, bir
corafyann zel biimde yaratlmas ya da beden leinde ye
niden sahiplenilmesidir. Y ry bulunduu lkenin ya da
blgenin adn soracak kadar dalgn ya da dikkatsiz deildir, da
ha ok gzergh iindeki kk yerler ya da gzne arpan yer
ler hakknda bilgi edinir. Daha sonra adlar, dsel J apon iek
leridir, bildirileri bir anlar salkm oluturur. Lapusnik! Nihayet
buldum bu unutulmu ad, gnlk tuttuum defterin son sayfa-
farndan birinde alelacele karalanm bir szck... ; ve ite bu
szck gene karmda... bir rmcek a gibi, kck, solmu,
zar zor okunabilen, bir krkayak yuvasnda kaybolmu gibi... ve
1902 tarihli eski Transilvanya haritamda kvrmlar iinde ypran
m... (Leigh Fermor, 1992, 235). Sava ncesi dnemdeki bu
harika Orta Avrupa gezisiyle ilk anlatnn tarihi 1977dir. P. Le
igh Fermor, yaptnn birinci cildini bitirmeden birka yl nce
Romanyada tesadfen 1939da Moldavyada bir atoda unutul
mu defterlerinden birini bulur! Bu gnln son sayfalarnda
gece konaklamalaryla ilgili yararl bir liste vardr. Macarca,
Bulgarca, Romence, Trke, Yunanca basit kelimeler ve ayrca
uzun bir ad ve adres listesi... bunlar yeniden okuduka, yllar
nce unutulmu yzler gzmn nne geliyor: Tisza kylarn
daki bir arap tccar, Banatdaki bir hanc, Berkovitzal bir
renci, Selanikli bir kz... (Leigh Fermor, 1991, 356).
Fransann iflah olmaz yrys Pierre Sansot iin en b
yk mutluluk her eyi yerinde bulmaktr, nceledii eyin kar
snda hi sapma olmamasdr, adlar ve evrelerindeki dsellik-
lerle mutlu rastlamalarndan sz eder bize: Sapma, yer dei
tirmeler, kaybolmalar, ani ortaya klarla ilgili vglerim ar
tc gelse de genel olarak, yerlerin, beklendikleri yerlerde olma
larnn beni mutlu ettiini itiraf ediyorum. Fransann, bu zelli
iyle istiflenmi bir lke olduu izlenimi uyanr bende. Byk
bir keyifle Alsacen, Bretagnen, Perigordun kesinlikle dou
ya da bat rzgrlarn, okyanusu ya da anakara kitlesini tercih
etmi olduklarn, zel durumlar iinde aralarnda deitirilebi
lir olmadklarn, bakmn ye ayaklarmn her gn onlardan iste
nen eylerle uyumak zorunda olduklarn byk bir mutluluk
iinde gryordum (Sansot,1996,50). Adlarn ve nesnelerin ara
sra akmalar en kk bir direnile karlamadan kendi yo
lunu izleyen bir dnyada kimi zaman hibir eyin tehdit etmedi
i en iyi gvencedir. Her seyahat adlar arasndan bir geitir.
Dnyann komedisi
Yol boyunca rastlamalar arasnda yry felsefeye ilk da
vettir. Gezginden, durmakszn baz temel sorulara, insanl s
rekli megul eden sorulara karlk vermesi beklenir: nereden
geliyor? Nereye gidiyor? Kimdir? Gezginlerin srekli sordukla
r bu sorular yerleik kimse hi sormaz. Tabii ki sorgulamann
metafizik boyutu, yerlere ve toplumsal ileve daha sradan bi
imde bal karlklar yararna ender olarak ele alnr. Sradan
yaam ou zaman temel sorunlar yokluk, hastalk, lm nede
niyle de olsa unutur ancak genellikle her ann kk sorularla
kar karya kald yry srasnda durum farkldr. Bugn
manzara, iklim, evlerin biimi, sakinlerin konukseverlii dne
gre farkldr, en azndan zihni bir an megul eden bu kk ve
belli belirsiz fark edilebilen gizemleri adlandrmak, o andaki
muhataba belli etmek ve bak durdurduuna ve dnyann g
rlt patrts stne dnmeye ittiine gre sonu olarak keyif
li bir kaygyla bu farkllklar anlaml klmak gerekir.
Y ry, kendi ilikilerinin ilginliiyle yaamn ok k
k eylerini, yaamn tuzu biberi olan eyleri paylaan kimse
dir: salk sorunlar, bedensel yorgunluk, yeterince verimli ol
mayan tarla, beklendiinden daha uzun sren ve daha souk ge
en k ya da sonbaharn inat sca, dzensiz yamurlar, kye
gelen yabanclar, bir aacn tuhaf biimi, bir bacadan tten ve
komularn mthi tedirginlikleri stne dncelere neden olan
duman, beklenmedik mahsul, o yl elma olmamas, eriklerin ge
cikmesi, gecikmi bir mays donu. Bir dalnda, bir gn aslm
biri bulunan ya da ayn daldan bir ocuun dt veya doru
unda kyden bir adamla bir kadnn gizli oynalarn grp a
ran dikkatli bir yumurcan gizlendii bir aa, altnda bir ha
zine gizlediinden kukulanlan bir tarla, yz kiinin bir mili
metre bile kmldatamayaca, yerinden oynam bir ta. Srekli
yeni dinleyiciler arayan ve hi yorulmayan duygusal bir sz
kendi slubuyla kolektif bilinci sralar.
Her mekn, her nesne, ierikleri anlatanlara gre deien ho
ya da dramatik zellikler tar. Y llardan beri yerel tarihi deen
ayn anekdotu bilmem kanc kez anlatmak iin masum gezgin
leri dinleme alanna getiren mutlu rastlantnn yannda her zaman
bir tarihi olur. Sakinler ou zaman kronolojilere meydan oku
yan ve dn ve bugn imdinin ayn sonsuzluunda kartran
uzun bir tarih iinde yaarlar. Y erleik olann, kye nereden gel
dii belli olmayana aklamalar, ocukluundan beri yaknda
Madagaskara ya da Manitobaya gideceini syleyen ve yllar
dan beri kapsnn eiinde kamburunu karm oturmu olan
adamn aklamalar. Terk edilmi bir iftlikte, orada, vaktiyle
mutlu bir iftin yaad, daha sonra evin erkeinin servet sahi
bi olmak umuduyla, bahesinin kenarndan geen su boyunca al
tn aramaya kt renilir. O zamana kadar kusursuz bir e ve
baba olarak tannan adam, altn, sanki sessiz ve inat bir tuzak
araclyla bulunabilirmi gibi aletlerini hi brakmaz olu rel i n
den. Adamn kars bekr bir komunun kollarnda aramaya ba
lar mutluluu, ocuklar da birer birer terk ederler babalarn ve
adam daha yllar boyunca tek bana koar takntsnn peinden.
Kyde dolaan sylentilere gre lrken yle demi: Ben he
pinizden daha zenginim. Blgenin anlatcsna gre dul kadnn
evini kimse satn almak istememi. Altn araycsnn hayali gel
mimi sanki ve kt olaylar olabileceinden ya da evin otura
cak olanlara uursuzluk getirebileceinden korkmu herkes. Ye
rel ktlkleri,felaketleri, karlkl kskanlklar, eitli aksilik
leri dile getiren hikyeler. Aalarn glgesinde ya da kafada
kasket, srt antas yere atlm, hi bilgilik taslamadan, hatta
kimi zaman snrl amalarn bozamad fantezi bir yk olan,
son derece nemsiz tarih dersleri.
J ulio Llamazares, ocukluunda, Leon dandaki bir rmak
olan Curuenoyu, kysndan, akntnn ters ynnde yryerek
birka gnde kat eder, yaklak krk kilometre yrr, frsat bu
lunca uyur, arada da hafif kestirir. Bir rmak kysnda anlatlan
bu kk spanya yks insanlk komedisinin zetidir. Tuhaf
insanlardan oluan bir topluluk gezginin gzerghna koar,
hem kiisel hem kolektif bilince saysz dal... Y ry kimi
zaman ocukluunun figrlerine bile rastlar orada, yolculuk bir
konumalar yoludur, bir araya getirilmi itiraflar, istirahat anla
rnda, basit yemekler yenirken ve iyi araplar iilirken, ambar
larda ya da tarlalarda, hatta iki uyank kadn hizmetinin gezgi
ni kendi yanlarna ektikleri bir kaplcada beklenmedik bir ak
gecesinde oluan yaamykleri krntlar dizisidir. Y ry
dnyadan gemedir. Y rynn rastlad her insan kendini
vermek zorunda hisseder bu etkinlie sanki. Eski cumhuriyeti
lerden biri, ana-babasnn, kendisini Franconun iktidara gelme
sinden sonra polislerin bulmamas iin on yl sreyle ahrlarnn
bir kesinde kazdklar bir ukurda sakladklarn anlatm ona.
Komusunun, bahesini ar bir ekilde sulad bir gn az daha
lyormu. Srekli ses duyan baka bir komu da geceleri d
zenli biimde polisleri gnderiyormu evlerine. Ama aratrma
lar asla bir sonu vermemi. Ve adam, bir gn, romatizma y
znden erimi, bitmi bir halde, kstebek gibi yaamaktan bka
rak, ahrdan kmaya karar verir, ikenceden kurtulmak amacy
la hapis yatmaya raz olur. J . Llamazares, bu adam kapsnn
nnde, eklem iltihab hastal yznden perian bir halde g
rr. imdi misillemeden korkarak yaayan ve evinden kmaya
cesaret edemeyen eski komusudur. hreti kynn kilisesinin
dna tam saygdeer bir rahibin iki kz kardei vardr; sokak
kenarnda diki diken ve Llamazares azizlerin yaamykleri y-
le ilgili hikyeler anlattktan sonra son derece hznl bir tavr
la, byk adamn yeeni olan kk bir ocuu gsterirler. Lla
mazares, daha tede, bir kafede, yal bir kadnla konuur; kadn
notlar alan ve pansiyonuyla ilgili sorular soran bu yabancdan
ekinir, adn vermek istemez ve bylece lmszlk balamn
da soluu tkanm olur. Arkadalarnn keyifli su ortaklyla
hemen o anda uydurduu belli olan baka bir yer tavsiye eder
sonunda. Fazla sempatik olmayan, yrenin bilgesi olarak tan
nan bir papaz, yllardan beri blgenin tarihini yazmaktadr; y
ryye yer bile gstermez oturmas iin ve Llamazares ken
disine kyn tarihiyle ilgili sorular sorduunda, bir rekabet ola
yndan korkarak endielenir birden. Yorgun den J . Llamazares
papazn yanndan ayrlrken, yaynlandnda kitabn alacan
syler. Bir gezgin satc Carmelo Celaya, kendisinin aslnda Pe
ru kral naibinin mirass olduunu ve baz ayak oyunlaryla b
yk bir servetten yoksun kaldn syler; ama Allahtan, kendi
sini atasnn evrensel mirass gsteren ihtilafl vasiyeti Ro-
mada saklamaktadr ve bylelikle de papadan baka kimseye
gvenmedii anlalmaktadr (Cela,1961, 110). Konu bulmakta
glk eken bir romancnn yapmas gereken, srt antasn alp
sknet iinde yrmek ve ok gemeden gelecek olan itirafla
r beklemektir.
Temel unsurlar
Manzara ilikisi bak olmaktan ok etkin bir duyarlktr.
Bylelikle her yer manzaraya yaklaan bireylere gre ve bireyin
o andaki ruhsal durumuna gre farkl duygulardan oluan katlar
gsterir. Her yer saysz amlamalar barndrr iinde, bu neden
le hibir gezi bir manzaray ya da bir kenti yok saymaz. nsan sa
dece yaamaktan bkmaz. Y ry, temel bir unsurla karla
madr, yerle, toprakla ilikilidir ve doann iindeki (yollar, pa
tikalar, hanlar, yn iaretleri vb) bir toplumsal dzeni harekete
geirse de ayn zamanda uzama girmedir, sadece toplumbilim
deildir, ayn zamanda corafya, meteoroloji, ekoloji, fizyoloji,
gastronomi vbdir. Y ry, dnyann plaklna teslim ettii
insanda kutsallk duygusu uyandrr. Gnein stt amlarn ko
kuunu iine ekmenin, tarlalar arasndan akan bir rma, orma
nn iinde berrak suyuyla birlikte terk edilmi akl talaryla do
lu bir yeri, bir patikada tembel tembel dolaan bir tilkiyi, bek
lenmedik konuklarn geiini seyretmek iin bir ulu aacn arka
snda duran bir geyii grmenin verdii sarholuk. Dou gele
neinde, bir insann ya da bir yerin darsana sndan sz edilir: bir
yaam armaann belirten bir yer ya da tank olanlar deitiren
bir ortam.
Dnyann z yryde her zaman bir yank uyandrr, her
zaman mahrem bir yansmadr. Nesnelerin sradanlna yabanc
lam olan ve onlar bu uzun dnemeten sonra mucize gibi g
ren kent insan iin heyecan had safhadadr. Y rylerin ans
kyly gldren olaanst anlardan olumu bir tatr. Kafa
sn aptalca ininden karan ve tekrar kmasn bekleyen bir tilki
yavrusunu seyrederek geirilen bo saatler. Gne altnda ve ter
iinde geirilen saatlerden sonra beklenmedik bir banyonun
mutluluuna teslim edilmi sular berrak bir rmak, oyun arzusu
nu, rzgrn okamalar ve kularn cvlts altnda sadece bizim
iin yayan yumuak otlarla evrili, tek bana ve kendi halinde
uzayan bir ulu aa. Y avalktan ve zgrlkten, kumatan daha
yumuak bir bitkinin davetinden domu mucizevi huzurlar, sa
dece dnyadan keyif alma. Nepalde, Sarangkotda, gnein al
tnda, yolda, daha sonra tepelerde uzun bir yry ve sonunda,
ormanlar, eltik tarlalar, otlaklar, kk baheler arasndaki
Pokhara glne doru ini. Git gide artan yorgunluk, ter iinde
kalan beden ve anszn azgn bitki rts iinde kaybolmu bir
yerde, uzun zamandr beklediimiz dere, nihayet, yer yer minik
avlanlaryla bir mucize gibi ortaya kyor. Serin suya dalma
mutluluu, oradan ayrlmann hzn, byle anlar bugn tekrar
bulmann nostaljisi.
Ormanda ya da kyde, gece karanlnda, ay nda yr
y, hemen unutulmayan bir iz brakr hafzalarda. nsan yldz
larn altnda ve karanlkta, sonsuz ve titreyen bir dnyaya atlm
bir varhk oiarak yeniden bulur kendini, kendi yaamna ilikin
sorular sorar ve bir kozmoloji, yaygn ama zamana nfuz eden
kiisel bir dinsellik iinde yzer. Gece, insan kutsal olann iki
yzyle kar karya getirir: hayranlk ve korku, sradan alglar
dnyasndan koparlm olmann ve kendi tesiyle yz yze gel
menin iki farkl biimi. Dnya kimileri iin olumlu heyecanlar
dnyas, kimileri iin ise saysz tehdidin hkm srd bir
alan, her trl yaknln srekli titreyiinden doan korkunun
getirdii belirsiz bir blgedir. lk anlarn keyfi geri dnmeye te
vik eden bir korkuya dnr yava yava. J ulien Gracq bu tr
bir deneyimi anlatyor bize: Karanlk ve yksek yollardan bi
rinde yrmeye baladk. Karanlk iinde mutlak bir sknet h
km sryordu; gri ve kl renkli bir su, aalarn stndeki ya-
iyariarn arasnda, deniz altndaki bir kanyon suyu gibi uyuyan
uurumu dolduruyordu. Y ry, ksa sre iinde sessizleti,
sonra bir keyifsizlik duygusu bast bizi: biz uzun bir yry
iin yola kmtk, ancak yarm saat yrmtk ki geri dnme
ye karar verdik. O gece, aysz bir karanlkta, sk ormanda yrr
ken bastran skntnn kaynan grebildiimi sandm (Gracq,
1992, 11). Kent gecelerinde bu harelenmeleri gremezsiniz,
byle gecelerin, her trl gizemi yok eden arabalarn srarl g
rltleri ya da srekli binalarla evrili ufuk yznden ve zellik
le de korkuyu ntralize eden, yerleri sradan hale getiren szan
k nedeniyle hibir metafizik boyutu yoktur. Dolpoda, bir evin
atsnda, ak havada uzanm olan P. Matthiessen uzayp gi
den geceyi seyrediyor. Bir yarasa lk atyor, yldzlar parlyor...
Biraz sonra, kuzeyde, Dolpodan Tarapn indii dan karanlk
gediinde, Merih ortaya kyor ve ben scack uyku tulumumda
gn kubbesi altnda zplyorum. stmde, imdi Batda hava
kirlilii ve yapay klar iinde kirlenmi ocukluumun Saman
yolu parlyor; g, gecenin yattrc dinginlii ocuklarmn o
cuklar iin olmayacak artk (Matthiessen, 1983,140).
Gne baka bir temel veridir. Y ry kimi zaman, szge-
limi susuzluun her an taknt haline dnt l yryle
rinde olduu gibi trajik hale getirir. Hatta Avrupada bile: La-
urie Lee, Valladolid yaknlarnda, ok scak bir gnde, susuzluk
tan az daha nasl ldn anlatr. Yakc gne soluyabilecei
bir hava brakmamtr adeta: Hararet ylesine yksekti ki b
tn dnyay yakacakt neredeyse, yeryzn tek ve korkun bir
yaraya dntrecekti. Damarlardaki kan kuruyordu, bedenler
deki btn svlar uuyordu. Gne yukardan, aadan, her ta
raftan vuruyordu; muazzam bir bakr plakay andran tarlada
budaylar kavruluyordu. Devam ettim yrmeye; nk barna
bileceim tek bir glgelik yer yoktu (Lee, 1996, 101). Scaktan
bitkin den ve dili pas tutan Laurie Lee, ksa sre iinde, hay
van ya da insan, hibir yaratn hareket etmedii zamanlarn ol
duunu anlar. le uykusu sadece mutluluk veren bir keyif an
deil, gzerghn sonuna yanm bir halde varmamak iin bir s
naktr.
Gzellik demokrattr, her eye, herkese verir kendini ve en
gzel yerler sayszdr, insanlar kadar oktur, hatta insanlardan
fazladr ou zaman nk bazen ayn gn iinde, ayn yry
srasnda, coku ve mutluluk birok kez fkrr, yaylr ve belle
e bir ereve, bir ortam, bir hava, bir manzara, bir ses, bir yz
verir. Y ry dnyann tadn karmaya gtren bir yoldur
nk dinlendirir, i huzur verir, ortamla srekli temas demektir
ve dolaysyla insann kendisini yerlerin duyumsalna lsz
ve engelsiz biimde vermesi demektir.
Terslikler, sknet ve huzuru bozsalar da seyahatin tuzu bi
beridirler. An iinde sabrszlkla yaanm olsalar da bellein
garantisidirler. Thierry Guinhut Cantal dalarnda yrrken ya
mura, frtnaya tutulur ama mutludur. Gven iinde yryor
dum, frtna beni monotonluktan, sradan bir yryten koru
yordu, yinelenen admlarmda mit ve tutku gibi esin veriyor
du!...]. Birdenbire iddetli bir yamur balad, imek evrede
ki btn dalar bir araya toplad, gkyznn tonozlar devasa
havuzlarn boalttlar. Tavuk boklaryla dolu bir ambara ko
ar snmak iin. Oturduu bir fnn stnden, anszn, mahup
bakl, srlsklam, tavuklara ve yryye geici bir huzur
alayan bir kpekle gz gze gelir. Darda, imenlerden du
manlar ykseliyordu, taan dereler imenlere kum, amur ve
dolu taneleri srklyordu (Guinhut, 1991, 94). Yamur, ya
murluunu unutan ya da yol boyunca, ayakkablar, ayaklarnn
slanmasna engel olamayan dalgn yry iin en keyifli
olabilecek yry bozabilecek bir tersliktir. En dayankl ve
gl yry iin bile her gn slak oraplarla yrmek ya
da slak bir uyku tulumunu srklemek zorunda kalmaktan daha
kt ey olamaz. Yamur sadece bedeni ypratmakla kalmaz, r
maklar ve dereleri tarr, yollar balk ukuru haline getirir.
Ama yry zorlatrsa da mutlaka dman deildir. Manza
raya verdii canlln, getirdii dinlendiriciliin tadn karan
iyi donanml bir yry iin ayn zamanda da hayranlk
uyandran bir eydir yamur. Y ollara dm teki talihsizlerle
yaknlama balamnda da kolaylk salar. Y amurun grlts,
sesi her eyden nce yrynn psikolojisine ya da iinde
bulunduu zel duruma uygun der. Manzaraya den doluya,
sise, bulutlara, karlara gelince, bunlar o anda acyla yaanm ol
salar da, daha sonra, genellikle gl anlar brakrlar. Y erle, top
rakla tm ilikiler kesinlikle unutulmaz.
Tibetde, geceyi, yaklak 5580 metre ykseklikteki Deu bo
aznda geirmek zorunda kalan A. David-Neel ve evlatl
Y ongden ate yakmay baaramazlar. evrede yaptklar ksa bir
aratrmadan sonra yakacak bulurlar ama akmak slanmtr ve
kullanlmaz haldedir. Y ongden snmak iin yrmek, komak ve
zplamak ister. A. David-Neel gizil bilimleri renmitir, Yong-
denden, kendisinin kazanm olduu ruh disiplini araclyla
bedeninin scakln artrmasn ister. A. David-Neel kn, Ti
betde, geceler boyunca, karda hareketsiz oturan, dncelere
dalm insanlar hatrlar. Onlarn yannda, k artlarna dayana-
bilme gc veren zihinsel teknikleri renmitir ama bunlar de
neyebilecek byle bir frsat hi gememitir eline. akma giy
silerinin arasna sokar ve derin dncelere dalar: Uyku yava
yava bastryordu, ama zihnim, her eye ramen, turno dn
cesiyle younlamt ve elimde olmadan, hibir baka dnce
nin saptrmasna frsat vermeden yar-d halini, balanm olan
etkinlik sreci iinde dzenli yryn srdryordu. Biraz
sonra evremde alevlerin ykseldiini grdm; alevler git gide
bydler, beni tamamen kuattlar, krmz dillerini bamn s
tne uzattlar. Mthi bir rahatlk iinde hissediyordum kendi
mi (David-Neel,1964,139). Bu trans halinden ktktan sonra,
ate gibi hisseder kendini. akmak kurudur. Ate yakar. Ve ev
rede srekli komaya ve zplamaya devam eden Y ongden, a
kn bir halde kar ortaya.
Patika hatta yol yere kaznm bir bellektir, saysz yry
nn topran damarlarnda braktklar iz, zaman iinde, yerler
le har neir olmu, manzara iinde bir tr gl kuaklar da
yanmas oluturmutur. Y rylerin imzalar orada birbiri
ne karmtr. Y rynn, menzile varmak iin bir an nce
bulunduu yeri terk etmek isteyen otomobil srcsnn kimi
zaman kendisi ya da bakalar iin lmcl olan mcadelesi gi
bi bir derdi yoktur. Bu toprak yollarda yrmek grnmez ama
gerek bir zmni anlama iinde teki yrylere ayak uy
durma sonucunu getirir. Yol, geen insanlarn kaytszlndan ra
hatsz olan bitki ya da maden dnyasnn iinde bir toprak izidir.
ok ksa bir sre iinde saysz admn bast toprak bir insanlk
damgasdr. Topraa basan ayak, nne kan her eyi acmasz
ca ezen ve getii yerde yara izi brakan araba lastii gibi saldr
gan deildir. Hayvanlarn braktklar izler neredeyse fark edil
mez.
Y rylerin yolu canldr, gtrecei yere gtrmek iin
kesinlikle acele etmez. Victor Segalen fizyolojisi deien bir ya
ratk gibi sz ediyor yrynn yolundan: Burada yol, top
rakla, sar yalyarla ve atolarla ve aasz alanlarla, doruklarla
ve duvarlarla kapyor. Ve birden bire keskin bir dneme yap
yor ve admlar daha derine iniyor. Yol topran iine giriyor.
Ama km bir tepe kesiyor bu yolu. Yol ters taraftan zplamak
ve daha ileriden devam etmek zorunda. Yol asla amacn ar
maz (Segalen, 1970, 105). Bir toprak yolun, bir patikann ya
am derinlii vardr, dokunulabilir bir insanl ya da hayvanl
younlatrrlar: insanlarn, atlarn, ineklerin vb ayak izleri; ya
mur birikintileri, kar hallar, yksek otlar, srganlar vb. Michel
Toumier yoldaki ayan ehvet duygusunu yerinde bir tehisle
vyor. Tekerlek kauuk gibi bir yolun dzenliliini ve uygun
luunu ister. Batmaktan, sarslmaktan ve zellikle kaymaktan
nefret eder. Oysa ayak uyum salar yola hatta kaymalar elen-
direbilir aya. Ama onun zellikle sevdii, hafif kumlu ya da
akl tal bir zemini gcrdatmak ve byle bir yolda, kadife hal
stnde yrr gibi biraz-ok deil- batmaktr. Ayak, sktrla-
mayan bir yzeyde sert bir ekilde zplamak istemez. Gnete
biraz toz, yamur yadnda biraz amur, yaam kalitesinin
paralardr (Toumier, 1979, 21).
Dzensiz allklar gelip geen hayvanlar grme olana ve
rir. Hi kukusuz her ayrnty, havada kavranmas zor her belir
tiyi, gne, frtna ya da karla ilgili belirtileri, insanlar ya da
hayvanlan tanma konusunda bir bilgi unsuru kabul eden Derzu
Uzalann keskin bakna sahip olmak zordur. Eer evresinde
uygun insanlar varsa ya da kendisi sabrla uyum salamaya a
lyorsa saysz bilgilenme yolu vardr yrynn elinde.
nsann dnyay sonsuzca tanmaya alabilmesi iin yollar
gerekir. Kazalarla damgalanm olmasna ramen asfaltn tarihi
yoktur, arabalar hibir an brakmadan geip giderler, yerlerin ve
tarihlerinin kaytszl iindeki bir bak gibi manzaray bozar
lar. Otomobil srcs unutuun insandr nk manzara, ca
mn arkasndan, uzaktan geer ve src hissedemez manzaray,
src adeta duyumsal bir uyuukluk iindedir ve yolda uykuya
dalmtr, bym bir gzden baka bir ey deildir sanki ve
genellikle de pek yolda durmak istemez nk zellikle acelesi
olan biridir. stelik devlet karayollar da otobanlar da aratrma
yapmaya ve aylakla elverili deildir. Kald ki arabay osenin
kenarna brakmak zor ve tehlikelidir. Y ry topra ayakla
rnn altnda hisseder, kat etmi olduu gzerghla canl bir ili
ki iindedir, duyularn aar ve bedeni de uyumludur, yry
srasnda karlat olaylarla bir bellek ilikisi kurar. Hi ku
kusuz, bir tepenin kesitini tutkulu bir hayranlkla seyrederse,
baka bir dalgn yryye arpma tehlikesiyle de kar kar
yadr. Bir ylda, sadece Avrupada bir araba yznden len 128
000 insann grebilecei ok az ey vardr. Y ry otomobil
srclerinin bugnk ayn koullarda dolamalarn salayan
ayin kurban olma durumundan korur insan.
Hayvanlar
Quebecde, ormanda yryen Robert Lalondeun gzlerinin
nnde, bir dnya alr: Dadaki glde sessizce fokurdayan
alabalklar grdm, memnun dnyorum oradan, bedenim her
zamankinden ok daha zinde ve kollarm ve bacaklarm, bir
uyuturucu bamlsmnkiler gibi korkun yanklarla delinmi
gibi. Bir ormanhorozu ve bir ak bal kartal, lklar iinize i
leyen ilgin bir dalgkuu, bizim evcillememi grlt patrt
mzdan kaan Ren geyiklerinin taze ayak izlerini grdm. Y k
seklerde kknarlarn, kayalardaki ve yamurun hl gkyz
nn tadn hissettirdii slak kumdaki kzl kantaronun, imein
ve taze hasrotunun kokusunu iime ektim. (L alon-
de, 1997,98). Y ry kimsenin gremeyecei hayvanlarla
karlar: Mathiessenin bharalleri ya da J .L acarrierein patika
larn ortasnda uyumu engerek ylanlar veya W. Herzogun
kefettii binlerce fare. Katranl yollarn ukurlarm dolduran
hayvan mezarhjn ya da asfaltta ezilmi hayvanlan, katliam:
srdren otomobil srclerinin kaytszl ya da cehaleti iin
de pe pee gelen daha nemsiz gibi gzken lmleri gren J .
Lacarriere byk bir aknla dmtr. Kirpiler, karakurba-
alar, kular, salyangozlar, smklbcekler, eitli bcekler...
en kk ky yollarna kadar her yerde yzlerce |...] Bylece le
keli, haleli, renk renk, ezik, ukur dolu asfalt, arduazlara ya da
binlerce fosilin damgasn tayan ve bir topran tarihinin okun
duu istlere benzer... Kimi zaman yolda antam yere koyar, diz
kerim ve adeta elimde mikroskopla l bedenlerin artk de
senlerden, izgilerden, dairelerden ya da zift bulanm gl be
zeklerden baka bir ey olmad bu sava alanlarn seyrederim
(Lacarriere, 1977, 82-83). Arabalar bazen kedi, kpek dnda
tilki de ezerler. Daha bu yaz Lorraine yollarnda birok ezilmi
tilki grdk. Toeppfer, XIX. yzylda rencileriyle birlikte
yapt gezilerde ters ynde ve tuhaf bir biimde giden tuhaf ka
fal, acayip bir yarata rastlar. Y aklar yanna ve bu yaratn bir
ceviz kabuunu delmek isterken kafasn oraya kaptran ve kur
taramayan bir kertenkele olduunu grr. Kertenkeleyi kurtarr
ve hayvan kesinlikle bir daha cevizin tadna bakmayacana da
ir kendi kendine sz vererek allklara doru kaar.
P. Leigh Fermor, K arpatlarda olaanst ve kendisine unu
tulmaz eyler esinleyen yalnzlk gnleri yaamtr: orman yol
larnda ynla kzl ya da kara sincap, drt dii geyik ve yavru
lar ve biraz sonra da ahane bir geyik, gece vakti, kendisini fark
etmeyen obanlar ve kpekler eliinde sessiz bir koyun srs,
ahinler, tepelerin stnde uan,kartallar... ve bunlardan biri an
szn birka metre yaknna kadar geliyor ve aktrmadan uzun
uzun evreyi gzlyor, daha sonra tekrar umaya balyor ve
uzamda geni daireler iziyor. Bir gn tere otu dolu bir dereden
su ierken bu kadar zgr olmann verdii mutluluu dnr:
Hi kukusuz, Oxford biraz daha iyiydi; ama mutlak olan buy
du (Leigh Fermor, 1992,270). E. Abbeye, Utahtaki bir doal
f
parkta yrylerinde belli bir sre byk bir dk elik eder.
Tilkiler, Vosges ormanlarnn ya da baka yerlerin geyikleri, Ce-
vennelerin balkl rmaklar, her yanda balklar, ok kalabalk
yollarn dndaki her gzergh hayvanlar alemi adeta.
Tm Avrupa yry hikyeleri kpeklerle, havlamalaryla
ya da kimi zaman bir kye girii yasaklayan ya da yry
nn yoluna devam etmesini engelleyen sivri dileriyle doludur.
30lu yllarn Ispanyasnda, Laurie Lee onlarn fkelerine ve
inatlklarna tank olur. Vahi kpekler geceleyin snd bir
barnaktan dar atarlar onu. Ancak barp ararak, ta atarak
ve lambam gzlerine skp, onlar kr ederek uzakta tutabildim.
Dan yamacndan yuvarlanan ksa havlamalar duydum, ancak
afan ilk klaryla birlikte braktlar yakam. Kpeklerin uzun
sar dilerini etimin derinliklerinde hissettiim kbuslarla dolu
uyuklamalarla kendimden getim nihayet (Lee, 1996, 68). Da
ha sonra sar gzleri savalarda kullanlan iperit gazn andran
lgn bir kpek tarafndan vahice srlr. yle anlalyor ki
Laurie L eenin, lirizmini ve gzlemciliini yitirmesi iin bir s
rktan daha fazlas gerekiyormu. Y rmenin tinsellii insan,
fkeli bir kpek diinden koruyamaz kesinlikle. Efendisinin psi
kolojisini yanstan kpek Compostela hacsna ya da Pasifik gez
ginine hibir ayrcalk tanmaz, ahlaksal kategorilerin tesinde
dir. Onun iin btn insanlar ayndr ve ayrntlar, zerlerinde du
rulmaya demez. Y llardan beri Compostela yollarn arnlayan
J ean-Claude Bourles doru yolda olduundan emin olmak ama
cyla bilgi almak iin ters bir zamanda girdii bir iftlikte kt
anlar yaar. Eikten admn daha yeni atmtr ki iki Alman o
ban kpei, fkeyle havlayarak, tylerini kabartarak ve dileri
ni kartarak stne atlr: ylesine iddetli bir saldryd ki
mahvolduumu sandm. Beni hareketsiz brakan korku kurtard.
Elimdeki sopa onlar durdurdu, yanma yaklatrmad (Bourles,
1995, 22). Hayvanlarn saldrlar karsnda yavaa geri dner.
Bereket versin karsnn yanna gelmesiyle belli bir noktaya ka
dar geriletirler kpekleri. Birlikte, hayvanlan belli bir mesafeye
kadar pskrtrler, tuzaktan kurtarrlar kendilerini ve sa salim
yollarna devam ederler. Louis Moutinot, Dordogneda, Domme
yaknlarnda ok gl iki Alman oban kpeinin saldrsna u
rar; kpekler srmak amacyla stne atlarlar. Rastgele, bastonu
nu kapar ve nndeki ilk kpee patlatr, hayvan daha fazla s
rar etmeden, peinde kendisini glge gibi izleyen yolda oldu
u halde kaar (Moutinot,1992,13).
Kimi zaman da, tersine, kpekler yol arkada olurlar ve y
rylere sevgi gsterirler ama itiraf etmek gerekir ki son de
rece ender rastlanan bir durumdur bu. Hi kukusuz, kimi za
man yiyecek ya da efkat bekleyerek ve g ya da kurnazlk yo
luyla tm kurtulma giriimlerine direnerek yrylere s
rekli ayak uydurarak mthi sknt verirler. Akam, etabn sonu
na gelindiinde mlk sahibinin kpekleri kesinlikle kabul etme
yeceini hatrlatmas ty diker. Llamazares, srden ayrlan bir
inei geri getiren ve srye katan kpeinin uyankl dolaysy
la bir kyly tebrik eder ve kpei dllendirmek ister. Kyl,
kendisine sknt verebileceini dnd byle bir armaan
reddetmek iin uzun sre direnmek zorunda kalr. Kant aramak
tan bitkin den Llamazares soylu kylye, bu konuda kpein
kendisinin karar vermesini nerir; kpek konu olduu tartma
ya son derece kaytsz kalr ve sryle ilgili grevine devam
eder. J . L acarriree kendisini gnlerce izleyen ve gezgin bir k
pek miras kalr; Lacarrire bu kpei, ocuklarn zorlukla ge
indiren ama her ey bir yana, bu hayvann beslenmesi gereken
fazladan bir boaz olduuna karar veren bir tarm iisine ar
maan eder. f
Toplumsal sapma
Kasm 1974te, Pariste Lotte Eisner ar durumda hastaneye
kaldrlr. Kendisi sinema tarihisidir ve Alman sinemasyla ilgi
li nemli yaptlar kaleme almtr. Durumunu renen sinemac
Werner Herzog, dinsel balam dnda bir adak hacc gelenei
uyarnca onun lm vaktinin henz gelmediine karar verir. Al
lah rzas iin gerekleen bir eylemle, kurban sunarak, lmle,
onun yaamas iin simgesel bir iliki kurar. Bir ceket, bir pu
sula, bir denizci antas ve gerekli eyalar aldm yanma. izme
lerim o kadar yeniydi ki gven veriyordu bana. Parise doru
yola ktm ve en ksa gzergh setim; oraya yryerek gitti
im taktirde yaayacandan kesinlikle emindim (Herzog,
1979), 9). Herzog, hafta boyunca ada dnyann ters y
nnde yrr, engellerden atlar, tarlalardan, ormanlardan geer,
bazen yol kenarlarndan yrr, hatta ksa mesafelerde otostopun
ekimine bile kaplr. Souun, karn, don ya da yamurun h
km srd manzaralardan geer. Pusulas admlarna yol gs
terir. Akam, ikincil konutlarn kaplarn zorlar, ahrlardaki sa
manlara gmlr ya da bir handa oda kiralar. Ayaklar szlar, bit
kin, donmu ya srlsklam olmutur, bazen birtakm sesler, g
rltler ya da geceleyin yaklaan ve anlayamad birtakm nes
nelerden korkar, insan olanaklaryla bir tr yrek egemenlii s
tne oynayarak bir dostunun lmne kar yrr. Bu k yr
ynn hikyesi yknt halinde, bitmekte, dalmakta olan bir
dnyay hatrlatan iaretlerle yorulmutur, zamann ve meknn
karm gibi gzkt her eyi nceleyen bir yrytr bu.
ie gemi iaretlerden oluan bir dnyadr ve bu dnyay sade
ce yry alglayabilir nk o toplum sahnesindeki roln
projektrlerin altnda oynamaz, dnyalar arasnda, kentler ve
kyler arasnda, insan gibi yryerek, dnyayla bu gs g-
se, uzun mcadelede mekn fiziksel olarak sahiplenerek oynar.
Birok tuhaf durumla, insanlarn ve hayvanlarn hatta kimi za
man manzarann acayip tavrlaryla karlar, sanki dnyann e
kimi karsnda bu kadar hareketsiz kalmak ona sadece bir bak
deil adeta gnl gzyle grebilme yetenei kazandrmtr...
Y ryten vaz geme ve trene binip Parise dnme arzusu ar
basar sk sk ama Herzog sonunda Lotte Eisnerin ba ucuna ula
r. Glmseyerek bakt yzme ve benim de bir yry ol
duumu ve bu arzuya direnemediimi bildiinden anlad beni.
ncelik dolu ksa bir ann arkasndan bitkin bedenimden ho bir
ey geti. Pencereyi an, birka gndr uabiliyorum artk de
dim ona (114).
Admlar sessiz ve rahattr, trensizdir. Y ry her zaman
beklenmedik bir anda gelir, varln hibir ses haber vermez.
Beklenmedik ya da sradan sahnelerle karlar. Uyuyan ya da
son derece hareketli kylerden bir hrsz gibi geer. ocuklar oy
nar, kpekler ona bakar, merakl baklar belli eden perdeler tit
rer pencerelerde, erkekler ve kadnlar baheleriyle urarlar ya
da tarlalarda alrlar, aalar devirirler. O geerken sesler ke
silir bir an ve dikkatlerin kendisinde toplandm sezer. aran
yerleiklerin merak yrynn suskunluunu ve ar ball
n bozar. Duman kokusunu uzaklara yayan bir iftlikte tavuk
lar yemlenir, ahrlar sessiz bir hareketlilik izlenimi uyandrr,
elinde st tenceresiyle bir ifti grlr, ipe asl amar rzgr
da aklar. Camilo J ose Cela Taracenaya varr ve kimseyi bula
maz orada. Scakta, leden sonra saat drtte, sadece d krk
l iinde, birka kays ekirdeiyle oynayan bir ocuk var. Yer
de srnen oku, katrlar koyuverilmi bir araba darack bir yer
de, gnete kavruluyor. Birka tavuk bir gbre ynnda yemle
niyor. Bir evin n tarafna aslm, ykanm, kartonu andran ve
kar gibi parlayan salam ve sert gmlekler kuruyor (Cela,
1961,49). Laurie Lee hasat toplayan kyllere rastlyor. Y anla
rna vardmda, dikiliyorlard ve bakyorlard ve ben bir ey sy
lemeden geip gidiyordum yanlarndan. Kimi zaman da kollar
n kaldrp selamlyorlard beni ve gnein yakt ellerinde, kv
rk ve l l parlayan, altnc bir trnak gibi oraklarn grd
m sanyordum (Lee, 1996, 124). Y ry paylalm ya da
gizli bir srprizler dnyasdr, insanda bir yaama aknl do
urur ve zamann krlganlndan bir krnt yakalama olana
verir.
Y ry bir terslik insandr, gndzleri yol alsa da sembo
lik olarak grnmez, sessiz bir gece yaratdr, tm aydnlk si
linir onda. Kendi admlarnn yolunu yaratmak iin bilinen yer
lerin yanndan dolamak, kalabalk yollardan kamak toplumsal
bir gereklilik getirir. Y ry kk aralklar, iki-aradalar in
sandr, ters yollara girmesi onu bir kartlar birlii iine sokar:
hem darda hem ieride, hem burada hem oradadr. Bazen ras-
tgele, kamusal alanlarn dnda bulunanlarn kiisel hikyeleri
ne dalar nk onlar ok yalnz, ok ekingendirler. Ve bylece
yol iyi ve kt srprizlerini datr. Srekli yabanc olan yr
y iki akam st ste ayn yerde deildir. Bir akam kurmu
olduu ilikiler ertesi gn sradan anlara dnr. Y ry
bedeninin ve soluunun lsnde yol yaratr; uyumak iin de,
beslenmek iin de, yrmek iin de kimseye hibir ey borlu
deildir, yol arkadalarn seer ve keyfine gre bir yalnzlk ii
ne dalar. Beni yrmeye iten ok nemli nedenlerden biri baz
mehul rastlantlarla karlamak, her gn beklenmedik, farkl
ilikiler kurmak, sonu olarak tutkulu ve de cesaret krc bir de
neyim iinde yaamaktr: srekli yabanc olmak, grne gre
deerlendirilmek, kabul edilmek ya da reddedilmek, bir yolda,
bir kafede ya da bir iftlikte bir anlk bir konuma srasnda kim
olduunu, ne olduunu aklamaya almak (Lacarri-
ere,1977,62). Bo ve dar alanlarda, ara yollarda dolamak ayn
zamanda gerek ve simgesel anlamda yollarn yan yanaln, sa
dece baz izleri kalm sessiz dramlar da aa karr. Werner
Herzog, bir gn, bir rmaa atlm, neredeyse yepyeni bir bisik
let bulmutur. Bir cinayet ya da bir kavga, bir tartma, kimse
nin szn etmedii o yreye mahsus bir trajediden kukulana
rak, uzun uzun dnr.
Sapma, yadrgatc durum, bir terslik ou zaman ekingen
lik, hatta dmanlk dourur ve szgelimi arabasz bir gezgin
gren jandarmalar endielenerek, gayrete gelirler. Birka yl n
ce Vezelayden hareket ederek Compostelaya doru yryen
Pierre Barret ve J ean-Noel Furgand kt bir deneyim yaam
lardr bu balamda. Dokuz kez aranp, sorguya ekilmiler ve
yolda yryen srt antal ve arabasz bu iki kiiden kukulanan
ve kimliklerini gizleyen birtakm insanlar tarafndan sk sk ihbar
edilmilerdir (Barret, Furgand, 1999, 276).
Paradoksal bir biimde, baka bir yerden gelmek ve bir yer
den sadece gemek dilleri zer ve annda iliki kurmay kolay
latrr. Tannmamak ve en fazla birka saat iinde herkesin
uzaklarda olacan bilmek, grme istei konusunda cesaret
lendirir insan: sadece konuma ve kk yardmlamalar, bir
likte bir yudum su ya da arap ime, bir dilim ekmek ya da y
redeki kk bir lokantada yemek yemek deil, yolun ksa bir
blmn bir yk arabasnda ya da bir traktrle, mmkn olur
sa bir arabayla -yry etiine kk bir saygszlk- katetmek.
Ayn emeden ya da dereden su imek, sabah iyine doymu
imende, yldzlarn altnda geceyi birlikte geirmek, bir derede
birlikte ykanmak... bunlar hibir sakncas olmayan ama silin
meyen anlar brakan yrylerin geici kardelikleridir.
Gezintiler
Gezinti yryn kk boyutlu ama temel bir biimidir.
Dzenli biimde ya da rastlantlara bal olarak srekli biimde
gerekletirilen kiisel bir trene gnderme yapar. Tek bana ya
da topluluk halinde rahatlamaya ve konumaya ya da amasz
aylakla sessiz bir davettir; burada ama g toplamak, zamana
egemen olmak, insan lsnde olduu kabul edilen bir dnya
y hatrlamaktr. 1802 ylnda, Kantn dostu Alman filozof Schel-
le, ilgi alan olan disiplini gndelik yaamla badatrma kayg
syla bir sanat gibi dnd gezinti stne ksa bir yaz yazar.
Bu filozof iin, gezinti ayn zamanda fiziksel ve entelektel bir
etkinliktir, duyular ve zihni canlandrr. Bir bireyin z, kendi
ne zg dnceleri ancak yabanc dncelerden uzakta, ken
disiyle ba baa kaldnda geliebilir (Schelle, 1996, 51). Be
denin ve ruhun gereklilikleri uyuur ve dnyaya kar, yerlere
gre farkl bir dikkati harekete geirirler. Kr gezintilerinde, in
san tek bana olmasa da, doa izlenimi egemendir, buna kar
lk bir kenti evreleyen yollarda gerekletirilen gezintilerde
(tek bana bile olsa) ve daha sonra insan, duygularn daha do
ru biimde deerlendirdiinde, sadece o yerin uyandrd izle
nimler sz konusu olsa da duyulara egemen olan toplum yaam
dncesidir (64).
Gezintiye km insan, ruhsal durumu, grdklerinden etki-
lense de kat ettii yerlerin bir tr yansmasdr. Thoreau gnde
en az drt saat yrmenin bir i gereklilik olduundan ve ekti
i acdan ileri yznden akama kadar, bedenini paslatma ris
kiyle odasnda kapal kalmann verdii skntdan sz eder. Ona
gre gezmek uyumak kadar zorunludur. Gezilecek yerlerin sei
mi ou zaman kolay deildir ama Thoreauya gre doann
ok ince bir ekimi vardr ve hi dnmeden bu ekime brakr
sak kendimizi, doru yolu gsterir bize. u ya da bu gzergh
izlemek nemlidir tabii ki. Doru olan bir yol vardr ama ihmal
krlmz ya da aptallmz yznden ou zaman yanl yolu
seeriz biz. Bu dnyada, henz hi yrmediimiz ve ideal i
dnyada yrmek isteyeceimiz bir patikann mkemmel sim
gesi olabilecek bir yola girmek isterdik kesinlikle (Thoreau,
1994,92). Thoreau ayrca ok etkileyici bir slupla bilinen yol
larn deime zellikleri gstermesinden ve insann hemen yan
banda kefedilmeyi bekleyen muazzam yollar bulunduundan
sz eder. Daha nce hi grmediim basit bir iftlik Dahomey
kralnn mlk kadar deerli gzkebilir gzme. Gerekten de
yar ap on mil olan bir daire iinde yani bir le sonras yr-
y snrlar iindeki bir manzarayla yetmi yllk bir yaam
arasnda kefedilmesi gereken bir uyum vardr. Asla tamamen
bildik bir manzaramz olmaz (86). Gezinti bildik olann egzo
tizmini yaratr, bak, ayrntlarn deiimlerine duyarl klarak
yabanclatrr.
Yolculuu yazmak
Her yry bir konuma, bir sylemdir, gzergh d iin
de eski bir anlat ve gelecekte, dostlara ya da daha sonraki tan
malarda veya dn yolunda ya da dndkten sonra evde anla
tlacak bir yk. Yaz yolda toplanm saysz olayn, heyecanla
rn, izlenimlerin belleidir. Gezgin iin bir zamandan kama bi
imi ve bu zaman bir defterin sayfalarna dntrmektir; daha
sonra nostaljiyle tekrar oraya dnmek ve metni ssleyen binler
ce simge sayesinde yolculuu yeniden yaamaktr. Bellein du
rumu bilindiine gre, yrylerimiz srasnda artc derece
de ok ey unuturuz ve bu yrylerden bize kalm olan sade
ce krntlardr ya da hibir ey kalmaz. Gnlk tutarak yapt
mz yolculuklarn anlarnn canl kalmasnn nedeni, bu yolculuk
anlarm dzenli biimde kda geirmek ve anlara ya da nos
taljiye dalmak isteiyle veya bir yolculuu tam anlamyla hatr
layabilmek iin paralarn dlerimizde canlandrabilmek iste
iyle zaman zaman gerekletirdiimiz okumalar dolaysyla a
ba harcamamak zorunda kalm olmamzdr. Hi kukusuz gelip
geen yllar iinde hayal ve gerek birbirine karr, ksa ve ak
seik baz tmceler ieriklerinin ok daha fazlasn anlatrlar ama
en azndan birikmi grntler de kalr bize bunlardan. Yazya
geirilmemi ya da fotoraflanmam bir yryn belleini
yeniden oluturabilme abas unutulmas ok zor baz geziler d
nda baarszla mahkmdur. Rousseau itiraflarn kaleme alr
ken, yry, kendisi iin sonsuz bir mutluluk olduu halde, bu
balamda eski izlenimlerini kda geirmedii iin byk bir
pimanlk duyduundan sz eder. Y aammda anmsayamad-
m ayrntlar konusunda beni en ok zen yolculuk notlar tut
mam olmamdr der (Rousseau, 1972,47).
Kazancakis anlarnda, yllar sonra pek az deimi yazsyla
karalad renci defterlerine baktnda her bireyi etkileyen bir
deneyimden sz eder: anszn duyumsalln her cmlede yeni
den yaamaya balad bir bellee yeniden dalma deneyimi:
Sararm yolculuk gncesini kartryorum, hibir ey lme
mi, her ey uyuyormu iimde; ve imdi, her ey uyanyor ve
yazlar yar yarya silinmi sararm yapraklarn iinden manas
trlar, keiler, resimler, deniz ortaya kyor tekrar! Ve dostum
da kyor topraktan, o zamanki kadar gzel, genliinin iei
iinde, Homeros gibi glyor, kartal gibi bakyor, masmavi ve
gs de iirlerle dolu (Kazancakis, 1961, 234). Y alanan ve
salk sorunlaryla gsz den Toeppfer dostlar ve rencile
riyle birlikte yapt ve zorlukla gerekletirebildii yryler
den vaz geer sonunda. Ve yollardaki admlar yerine nbeti k
t stnde yryen kalemi devralr. Bu satrlar yazan kii bas
tonunu brakrken onu yakn zamanda bir daha yeniden eline ala
bilecei konusunda umutsuz ve bu nedenle de kederli, bu olas
l gz nne alarak, bu balamda anlar ve deneyimleriyle il
gili eitli eyleri Alp gezilerinde izlerini bulmak isteyenlerin
yararna sunmak istiyor (Toeppfer, 1996, 348).
Allahtan ki yry ykleri yolculuk edebiyatnda ok
nemli bir yere sahiptir. Bu metin iinde birlikte yol alan saysz
yazar da kantlamaktadr bu durumu. R Leigh Fermor kendisini
Rotterdama doru gtrmek zere Channelden geirecek ge
miye biner binmez salona yerleir ve titiz ve zenli bir tavrla
seyahat defterini kararak ilk satrlarn yazmaya balar. Gerek
anlamda hareket, vaftiz ani metnin ilk satryla balar. Ne yazk
ki, daha sonra, Mnihteki bir genlik evinde antas ve bir mik
tar parasyla birlikte gnln de aldracaktr. Ama P. Leigh
Fermor umutsuzlua kaplmadan hemen baka bir defter alarak
gnlk tutmaya devam eder. nsan ayn zamanda yazmak, anlat
mak, grntler yakalamak, tatl hayaller iinde yzmek, anlar
ve tasarlar biriktirmek iin de yrr.
Yrnen dnyann klmesi
Y ollarda yrylere rastlanmamas ve sadece arabalarn
bulunmas yakn zamanlarda tank olmaya baladmz bir olgu
dur. Atalarmz iin bir yerden bir yere gitmek, hatta uzun yolcu
luklara kmak iin yrmek bir zorunluluktu ama bugn ilke
olarak bir tercihtir hatta toplumlarmza damgasn vuran bedenin
teknik ntralizasyonuna diren gsterme balamnda bilinli bir
tercihtir. Kent iinde, iki kent ya da ky arasnda gidip gelme
arac olarak nemini korumakla birlikte neredeyse kimsenin d
nmedii bir etkinlik haline gelmitir. Bu riski gze alan uslan
maz bir yryy yoldan uzak tutabilecek hibir tedbir yok
tur aslnda. Buna karlk dnyann birok yerinde yayalar oto
bslerden, otomobillerden, saysz iki tekerlekli aratan kk
bir yer kapabilmenin mcadelesini veriyorlar. Asyada, Latin
Amerikada, Afrikada en kalabalk yollar bile, srekli her eit
arala yayalar, hatta srleri ve obanlar kar karya getiri
yorlar. 30lu yllarda, Laurie Lee yollara dtnde, az ya da
ok antrenmanl ve deneyimli birok yolcuya rastlar: gezginler,
maceraclar ve zellikle de i arayan bir yn isiz. Profesyo
neller kolayca tanyorlard birbirlerini: yol kenarlarnda ay ya
pyorlard, iyimserdiler ve ayaklarn ok iyi inceliyorlard. te
kiler uyurgezerler gibi yryorlard... Kimilerinin ellerinde alet
antalar ve sefil mukavva kutular vard. Kimilerinin srtlarnda
ehir kyafetleri kalntlar grlyordu (Lee, 1994, 30). Bugn
yryler farkldr, yollar genelde botur ve aralarn ege-
menliindedir. Yol kltr deimitir, gnmzde de bo ge
zen genlerin says (Chobeaux, 1996) ve belli bir ikametgh ol
mayan insanlarn (yani sadece bedenlerine teslim olmu gezgin
ler) says kabark olsa da bir elence olmutur.
Y rnen dnya kent alanlarnn bymesiyle, gzerghlar
kesen otobanlarla, hzl tren hatlaryla ya da ormanlar ve korular
iinde arabalar iin toprak yol dzenlemeleriyle klmektedir.
Bir blgenin turistik randmannn glenmesi, ou zaman, y
ryy (zellikle kendisi iin uygun grlen blgelerle ye
tinmedike aykr kabul edilir) hesaba katmayan yol altyaplar
nn devreye sokulmas sonucunu dourur. Bir araba vgs yay
gndr her yanda ve bu durum kanlmaz biimde yryle
re ya da bisikletilere (en azndan, her zaman en zayf olann za
rarna olan uygarlk kurallar gz nnde bulundurulduunda)
dman bir dnya yaratr. Gezintiye, srprize, kefe ak belir
siz anlar belirgin biimde azalmaktadr. ABDde, E. Abbey, es
kiden, sadece, gerek anlamda bir deiiklik olsun diye arabala
rndan birka kilometre uzakta yrmekten ekinmeyen doa
klarnn geldii harikulade yerlerin yeniden dzenlendiini
grmenin kendisine nasl bir ac verdiini anlatr. Szgelimi Arc-
hes Ulusal Ant, yaklak on yl iinde birka bin kiinin ziyaret
ettii bir yer olmaktan kp yz binlerce insann dolat bir yer
haline gelmitir. Otomobiller iin yollar yaplmas, alt yaplarn
dzenlenmesi bu sessizlik ve dnce yerlerini televizyon, rad
yo, motorlu bisiklet, araba vb seslerinin nlad geni kamping
alanlar haline dntrmtr.
Turizm sanayisi deerli ve ender bulunabilecek yerleri tke
time geri veriyor kukusuz ama bu arada bu blgeleri kiiliksiz
letirerek tahrip ediyor. Nihayet bir milyon yllk bir terk edil
milikten sonra gelimeye kavutu Arches. Turizm sanayisi gel
di (Abbey, 1995,73). E. Abbey, sadece birka saatlik bir yr
yten sonra ulalabilecek birok byleyici yer ad veriyor: bir
zamanlar sessizliin, yalnzln, gzelliin kesinlikle bulunabi
lecei bu yerler artk buralara hibir engelle karlamadan g
tren ama yryleri kesinlikle kovan yollar sayesinde mo
torlu bir kitleye teslim edilmitir. Abbey Amerikan ulusal park
larnn ve ormanlarnn da ayn akbete uramasndan korkar. Et
kinlik arac ulalabilirliktir: bir yere arala ulalabiliyorsa, ora
ya kesinlikle saysz motorize ziyaret yaplr. Ulalabilirlik ne
anlama geliyor? Dnyada insanlarn en basit aralarla (ayak, ba
cak, yrek) ulalabilir olduunu kantlamadklar bir yer var m
dr? (78). nsanlar arabalarndan indirebilmek ve ayaklarnn
stne bastrmak iin, yeniden topra ayaklarnn altnda hisset
meleri iin ne yapmak gerekir? Bu nclerin ocuklar fizik
yorgunluktan ikyeti olacaklardr. Uzun srmez bu; organlar
n ve duyularn gerek anlamda farkl, spontan, iradi bir biim
de altrmann zevkini yeniden kefettiklerinde, daha ok, ye
niden arabalarna binmekten ikyeti olacaklardr. (86).
Dalk blgelerin dzenlenmesi projelerinin tersine icat, ke
if, oyun, zgrlk iin bo alanlar, snrlar belirsiz blgeler ta
lep eden Mountain Wilderness giriimi btn dnya iin geer-
lidir. Rasyonallemenin, bugn sahip olduumuz meknlardan
verim almann, insann yalnzlk iinde kendini gelitirdii ve
dizginlenmedii yerleri koruyabilmesi iin...
Ufuk yryleri
Rahat, gzel gnlerde, bizi -bizim zenginliimizi- ok
ilgilendiren bu krlgan beden, dald iin sknt, ac,
zntyle baktmz bu beden... Bir daha asla bulamaya
camz bu di, bu sa, bu krklklar, her giin eriyip gi
den servet. Gerekletirilmesi gereken eylem iin basit
bir aratan baka bir ey deilsin. Sadece busun, bundan
baka bir ey deilsin, bir ey satn alan para gibisin. Ve
kazanlm olan da dalamaz-lml varlmz iin ka
saya konmutur.
Michel Vieuchange, Smara, Carnets de route
Cabeza de Vaca*
Cabeza de Vaca haziran 1527de Endlsten Floridaya do
ru yola kar; sefere kan grubun hazinecisidir. Saysz kazadan,
Yerli saldrsndan sonra Cabeza ve birok arkada yakalanr ve
birbirlerinden ayrlarak eitli hakaretlere, klece muamelelere
* Bu blmde baz keyfi seimler yaplmtr. Baka adlarn anlmas da mm
knd ama ben zellikle Cabeza de Vaca. Richard Burton, Ren Caili ve
Michel V ieuchange gibi adlara hayranlm dile getirmek istedim. Bu ahsi
yetler yryn rnek adlardr. Bu fedakar, cefakar, mkemmelliyeti insan
l ardan sz etmek onlarla yaknlk kurmaktr ayn zamanda. Bu balamda baka
adlar anmamak adaletsizlik ol uyor belki ama tam bir liste karmak da o kadar
anlaml bir aba olmasa gerek.
maruz kalrlar, aalanrlar ve ok kt koullarda yaamak zo
runda kalrlar.
Cabeza bir spanyol soylusu olduunu tamamen unutur ve
ky ky, kap kap dolaarak, eline geirdii mallar satar, ka
buklu ve deri dei tokuu yapar, boya, sileks vb dei-tokuu
yapar. Bu strateji sayesinde, bkmadan usanmadan, yorulmadan,
yreyi dolar, oradan kurtulabilmenin bir yolunu bulmaya al
r ve bu arada yava yava, ala ve soua alarak, kendisi
ne dman bir ortam da yumuatr. Kamak istedii yer drt du
varla evrili bir hapishane deildir, usuz bucaksz, dman bir
ortamdan kamak zorundadr ve sadece oradan kamak isteyen
bireyin iradesiyle snrldr bu ortam. Kaabilmenin tek yolu bin
lerce kilometre uzaklktaki spanyol yerleim blgelerine doru
yryerek gitmektir; neredeyse imknsz bir abadr bu ve yolda
bana neler gelebileceini de kestiremez. Cabeza, alt yl boyun
ca belli bir ynteme gre ve sabrla alarak hazrlk yapar ve bu
arada arkadalarndan nn evredeki kylerden birinde kle
olarak altrldn renir. Onlar bulur ve kendisiyle birlikte
gelmelerini ister ama arkadalar, ac ekmelerine, aalanma
larna, srekli lm tehditleri altnda yaamalarna ramen tem
kinli davranmalar gerektiine inanmaktadrlar.
Y erlilerin kendilerine cmerte mal ettikleri frkln
gc sayesinde drt adam beklenmedik biimde zgrlklerine
kavuurlar. Ky ky dolarlar, byclk nleri gidecekleri
yerlere kendilerinden nce varmaktadr. Y erlilerin konukseverli
ine ramen alk ve souk zor durumda brakr onlar. Son de
rece yorucu bir yryn sonunda, drt adam, Kuzey Ameri
kadan, Florida sahillerinden Pasifik sahillerine kadar yrrler.
Cabeza de Vacann gzel kitab bu ldrc yryten hi sz
etmez. adamz deildir o, baary, risk iin risk almay n
planda tutmaz; sz konusu olan kendi mizanseni deildir, onun
iin nemli olan daha ok Yerlilerle ya da onlarn gelenekleriy
le zor ilikiler, spanyol ordusunun acmaszlyla, alk, souk
ya da I spanyay bir daha hi grememe korkusuyla ilgili acma
sz bir ykdr. Bireyin silindii, nostaljilerini, yaama arzusu
nu narsisik bir keyif duymadan sergiledii skntl bir ykdr
bu. Tanrya gven duymama, bu insanlarn inatla ve sabrla Tan
rdan yardm istemelerini engellemez. Cabeza Tanrnn ycelii
ni ver, kendi cesaret ve sabryla vnmez. Drt adam, on yllk
bir esaretten sonra, bitkin durum da Compostelaya ularlar; do
kuz yl nce yola kan alt yz kiiden sadece onlar sa kalm
tr.
Tombuktuya doru yrmek
Ren Cailli Deux-Svresde yoksul bir ailenin ocuu ola
rak dnyaya gelir, ailesini ocukken yitirir. Bir akrabas yanna
alr onu, okumay, yazmay renir, daha sonra da bir zanaat
renir. Ama okuma tutkusu ar basar, seyahat ve aratrma hayal
eder hep ve kendisine kol kanat geren akrabasn raz ederek
1816da Senegale doru giden bir mavnaya (La Loire) biner.
ylesine yoksuldur ki yola kmadan nce Mauzliler aralarn
da para toplayarak bir ift ayakkab hediye ederler kendisine.
Cailli Saint-Louisden Dakara doru kendisini zor deneyim
lerden gemek zorunda brakan gl Afrikallarla birlikte yrr.
Hayatnda ilk kez ar yorgunluu, sca, susuzluu tadar, ayak
larnn altndaki kumlarn ne olduunu anlar ve yrylerin
yabancs olmad saysz yara alr ayaklarnda. Ama gen Ca
illi Dakardan hareket ederek ktann ilerine doru temkinli bir
ekilde yol alan topluluklara ulaamaz. 1819da bir Avrupa ker
vanna katlr ve ac anlar yaar orada. Cailli korkun susuzluk
eker ama bir ey istemeye cesaret edemez, uslu uslu oturur ol
duu yerde. akn ve vahi biri gibi baktm, sabrsz oldu
um, dilimin sarkt sylendi; her mola srasnda gsz bir hal
de yere dtm ve yemek yiyecek halimin bile kalmadn
hatrlyorum (Caillie,l996, Cl,46). Kk topluluk, ksa sre
sonra, blgede etkili alan bir hkmdann eline der ve eitli
skntlarn yannda bir de uzun sre susuz kalr bu insanlar. ok
yorgun den ve hastalanan Caillie her eye ramen dlerinden
vaz gemeden, sa salim varr gidecei yere. AvrupalIlarn giri
imlerinin baarsz olmas onda korkun ama daha sonra olum
lu olduu ortaya kan fikirler oluturur. Nefret ve dmanlk
duygular ekmeden Afrika ilerinde dolaabilmek iin Arapa
ve slam dinini renecektir. 1824de, gezisine balar ve kar
lat Mslmanlara Kurann evirisini tesadfen okuduunu
ve bu sayede gerek Tanrnn nerede olduunu anladn syler.
Ve daha baka eyler de anlatr onlara: babas yeni lmtr ve
bylelikle baz mkellefiyetlerden kurtulmu ve belli bir maddi
rahatla kavumutur, onlarn yannda, Saint-Louisde kendisi
ne vgs ok yaplm bir eitimden geecektir. Bylece onla
rn gururlarn okayarak, varsaylan zenginliklerini abartarak ve
yaknda Mslman olacan mjdeleyerek manevi efendileri
olacak olan Braknalara kolayca kabul ettirir kendisini Caillie.
Caillie kendisini Tombuktuya gtrecek bu dnemecin daha
ilk admlarnda, btn yolculuk boyunca srekli tank olaca c
mertlik ve kmseme olaylaryla karlar. Saint-Louisden
ayrldktan sonra bir gece yry srasnda ayaklan dikenlerle
dolar. Bir ihtiyar ayaklarndaki dikenleri tek tek karr ve mte
vaz bir yatak verir ona. Ama daha sonra bir kamp yerinde insan
lar alay eder kendisiyle, birok kez slam inancnn kant olan
szleri sylemesi istenir, snnet olup olmayaca sorulur, ayak
larndan, kollarndan ekerler. Sonunda tepesinin attn grn
ce rahat brakrlar onu. Ama ertesi gn gene ilgi merkezi olur:
Gelin bakn u Hristiyana! Gene alaylar balar, ocuklar, ye
tikinlerin alayc baklar altnda ta atarlar ona. Durum ve ko
ullara gre kimi zaman dikkatle seyrederler kendisini, kimi za
manda kt muamele ederler.
Caillie Fransaya dndkten sonra titreyerek ve neredeyse
koarak (37) gizlice tuttuu notlardan yararlanarak gezi gnl
n kaleme alr. Gerekten de her an yakalanmaktan ve strate
jisinin aa kmasndan korkmakta hakldr. Bol bol halklarn
geleneklerinden, dolat corafyadan, bitki rtsnden vb. sz
eder ve yolculuunun kiisel blmlerini titizlikle anlatr. Ms
lmanln afie ettiinden oru tutmak zorunda kalr ve alm
olduu kendi yaam koullarn mthi bir biimde olumsuz et
kiler bu durum. slami otorite, yry srasnda kendisini so
rularla rahatsz eden, cimcikleyen, iten, uyutmayan, binbir ekil
de rahatsz eden insanlar etkileyemez genellikle. Caillie her yer
de kalabalklarn keyfi baklarna maruz kalr. Ama Arapl ve
slam renir ve Saint-Louisye dner.
Fransz resmi makamlar Tombuktuya gidebilmesi iin yar
dm talebini geri evirirler. Sierra L eonede bir ivit fabrikasn
da almak zorunda kalr. ngilizlere ba vurur. ngilizler ilgile
nirler onunla ama ayn ama peinde koan komutan Laingin
giriimini glgelememek iin destek olmazlar. Caillie ylmaz,
kesinlikle yalnzdr ama Paris Corafya Demeinin Tombuk
tuya giden ilk Avrupalya bir dl vereceini renir ve Lainge
ramen, Senegale gidiinden beri nne karlan engellere ra
men bu dl kazanacana dair yemin eder. Freetovvnda bu
lunduu srada, lkenin i ksmlarna doru giriini kolaylatra
cak bir senaryo yazar. Kendisini Msrda doan, gen yata,
kendi istei dnda Fransz ordusu tarafndan karlan ve aile
sinden koparlan biri gibi takdim eder. Fransada yetitirilmitir
ve efendisinin ileri iin Senagale gnderilmitir. Ama frsattan
yararlanarak ailesinin hayatta olup olmadn renmek ve asl
dinine yeniden kavuabilmek zere Msra dnmtr. te yan
dan da yolculuunu kutsamas iin Hristiyanlarn Tanrsna en
iten dualarn gnderir.
19 nisan 1827de, kk bir kervanla birlikte Tombuktuya
doru ilk admlarn atar. Hastalar iyiletiren bir yetenee sahip
olduu sylenir ve bir yn hastaya hizmet verir. yi niyetle a
ba harcar ve birden bire zoraki tabip durumuna der. Cail-
lienin iyi niyetine inanan rehberler yolculuk srasnda, onun bir
Hristiyan tutsa olduu ve slamn sinesine dnd efsanesini
yayarlar. Yol arkadalar acrlar ona. Gnler getike, derisinin
rengi nedeniyle git gide artan bir ilgiyle karlar. Su basknlar
kervann ilerleyiini gletirmektedir. Korku ve umutsuzluk
iine der ama vaz gemez amacndan. Yerler slak olduundan
sandallarn giyemez, yaln ayak yrr ve ksa sre sonra yarala
r ac vermeye balar. Austos aynda, gzerghn te birini ta
mamlad (nnde daha kat etmesi gereken 700 kilometre var
dr) srada atelenir, ayaklar yara iindedir, dereler ve bataklk
larla dolu bir blgeyi katetmekten vaz geer. Birka gn sonra,
daha sonraki kervana katlmak ister ama ayaklarndaki yaralar,
iyilemek yle dursun, nem yznden yaylmaktadr. Srekli
yamur yamaktadr. Kendisine sahip kan yal bir kadn tara
fndan tedavi edilir. Eyll aynda yamurlar diner ve yaralar ya
va yava kapanr. Bu Time gnleri sadece yaralar ve zorunlu
hareketsizlik yznden deil, kendisini ok zengin sanan, her
gn gelip bir eyler isteyen kyller yznden de aclarla dolu
dur.
Kasm aynn ortasnda yaralan tamamen iyileir ve iki aylk
bir aradan sonra Cenne ynne giden teki kervanla yoluna de
vam etmeye karar verir. Ama ar bir iskorbt kriziyle yere seri
lir bu kez. Damam tamamen soyuldu, kemiklerimin bir bl
m ayrld; dilerim yuvalarnda deildi sanki: korkun aclar e
kiyordum; kafamda hissettiim aclarn beynimi etkilemesinden
korktum; on be gn boyunca hi uyumadm. Btn bunlar yet
miyormu gibi ayaklarmdaki yaralar yeniden ald ve yola k
ma umutlarm uup gitti (C2, s.21). Kendisine korkun bir g
rmm veren yaralar yznden ekli emali deimitir, bir k
eye atlr ve bakalarnn tepkisini ekmemek, midelerini bulan
drmamak iin yemeklerini yalnz bana yer. Yal kadn hasta
sn tedavi etmek iin elinden gelen her eyi yapmaya devam
eder. Hasta iyice bitmitir, lmekten baka bir istei yoktur. O
ac ekerken kuru mevsim, onu umutsuzluk iinde brakarak,
akp gider. Caillie, nihayet, ocak ay banda iyileme dnemine
girer ve uzun sre bu hareketsizlik dneminin getirdii yorgun
lua ramen yola kar. Tombuktu ryas kemirmektedir onu.
Y olda rastlad insanlar ikence etmeye balarlar tekrar, rahat
szlk verirler, hakaret ederler, srekli hediye isterler kendisin
den.
13 martta, bir tekneye biner, Tombuktuya doru dalgal bir
denizde yolculuk eder. Bu zavall Mauzeli ocuk, 20 nisan
1828de, btn tersliklere ramen dn gerekletirir ve ken
te girer. Anlatlmaz bir tatmin duygusu iindeydim: asla byle
bir duygu hissetmemitim ve mthi sevinliydim. Ama bu
cokusu abuk geer: nmdeki manzara beklentilerimle a
kmyordu; bu kentin bykl ve zenginlii konusunda bam
baka eyler dnmtm ben; ilk bakta, ereti toprak evler
ynndan baka bir ey grmedim; her tarafta, usuz bucaksz,
oynak kum dzlklerinden baka bir ey yok... Bununla birlik
te kumlarn iinde ykselen byk bir kent grmek de mthi et
kileyici bir ey ve bu kentin kurucularnn harcadklar abalara
hayran olmamak elde deil (212). Caillie Laingin 1826 yln
da Freetovvna dnerken ldrldn renir; kendisi Tom-
buktuya giren ikinci AvrupalIdr. Caillienin ona kar en nem
li stnl hayatta olmasdr. Ama o da her an yalanc birinin
utan verici akbetini yaama riski altndadr.
Caillie 4 maysta Tombuktudan ayrlarak klelerini Fas ky
larna gtren bir Magrip kervanyla Sahra yollarna der. Reh
beri yolculuun son blmn cehenneme eviren tuhaf bir in
sandr. Susuzluk hibir eyin yattramad bir sknt haline ge
lir. Rehberinin kt muameleleri sonucu kervanda bulunan te
ki insanlar ve hatta kleler de alay etmeye balarlar onunla, ra
hatsz ederler, su ve yiyecek vermezler, ta atarlar ve dvmeye
alrlar onu vb. Kervan kurban seer onu. Allahtan, bazen te
ki Maribiler korur kendisini, su ve yiyecek verirler ve arkada
larnn tavrlarn eletirirler. Caillie kpeklerin saldrsna da u
rar ve obanlarn kaytszl yznden srr kpekler onu. Gece
leri devam eder yoluna. 14 austosta bitkin ve hasta durumda
Fasa ular, Cezayire doru yola kar ve 7 eyllde varr oraya.
Birok terslikten sonra bir Fransz gemisine biner ve Toulona
doru yola kar. Caillieyi Pariste cesareti ve direnci dolaysy
la kutlarlar. Vadedilen dl alr. Gnln yazar ve 1830da
yaynlar. Evlenir ve Champagneda bir kye yerleir. Belediye
bakan olur. Drt ocuu olur. Baka Afrika gezileri projeleri
gelitirir ama salk durumu uygun deildir ve para bulamaz
projelerini gerekletirebilmek iin. lnceye kadar yry
hayalleri iinde yaar. 1838de, 38 yanda stmaya yenik d
er.*
Byk Gllere doru yry
Biz daha ok olaanst bir kiilik olan Richard Burton ve
arkada J ohn Speke tarafndan Nilin kaynaklarna doru zor
luklarla ve aclarla gerekletirilen yolculuktan sz edelim. Af
rikann, Asyann ya da Latin Amerikann birok blgesi bu e
kilde, son derece zor maddi ve manevi koullarla, kervanlarla
fethedilmitir; bu yolculuklarda hi kukusuz eekler, develer,
atlar ok nemli bir rol oynamtr. Bu yolculuklar ayn zaman
*Burton, Harrardan zorunlu bir yryle, yi yeceksiz ve susuz dnerken l
yrylerinin skntlarn anlamasna olanak veren su takntsn anlatr. Da
ha sonra Caillie ve V ieuchange de ekmitir ayn skntlar. Susuzluk eytan
ac maszca peimizdeydi. Gne beynimizi yakyordu, seraplar her an al dat
yordu. Ve bir tr saplantnn kurban oldum. Y akc gne altnda gzlerim ka
pal hzla ilerlerken evremdeki herey suydu adeta. Su hep nm deydi. Ora
da glge altndaki kuyuda, kayalklardan fkran buzlu derelerde, beni dalma
ya aran kmltsz gllerde[...] Gzlerimi ayordum ve dmdz, scak, tten
bir yerden baka bir ey grmyordum, stmde metafizik bir gkyz vard.
Bizim iin korkun bu manzara ressamlar ve airler iin bulunmaz bir nimet
ti belki de... Tek birey dnyordum, su (Gournay, 1991,61).
da yryn de kahramanlk figrlerinden birini oluturur. ki
Hindistan ordusu subay Richard Burton ve J ohn Speke, haziran
1856da, Londra Corafya Derneinin himayesinde, AvrupalIla
rn belki varlndan bile haberdar olmadklar byk Dou Av
rupa gllerine doru uzun bir aratrma yryne balarlar.
Bu iki aratrmac, 1854 ylnda, Burtonn byk bir cesaretle
yasak kent Harrara girmeyi baard bir Abisinya gezisinde ta
nmlardr. Zt karakterlerdir bunlar aslnda: Burton disiplinsiz
ve bilgedir ve yaama zevkiyle doludur, srekli her eyi merak
eder; Speke ise ilkelerine baldr, kibirlidir ve insanlar km
ser, ava merakl olduundan srekli elinde tfekle dolar (Le
Breton, 1996). Burtona gre, srekli dillerde dolaan bu gller
beyaz Nilin kaynaklardr ve rmak byk lde bu gllerden
beslenir. blgelere doru yaplan geziler ateli hastalklar, ba
taklklar ya da kabilelerin gerekletirdikleri katliamlar nede
niyle baarszlkla sonulanmtr. Spekein katlmad ilk yol
culuk srasnda kervan saldrya uram, Burton, yznden ar
bir yara alm, ayrca bir ngiliz de karn deilip, sakatlandktan
sonra ldrlmtr.
Deersiz kvr zvr, erzak ve eitli gereler tayan bir ker
van, Zengibar adasnn karsndaki Bagamayodan yola kar.
Her kervancnn srtnda otuz kilo yk vardr, silahlar ve kiisel
tehizat da cabas. En ok kullanlan yollarn genilii otuz-krk
santimetre kadardr. Elverili mevsimlerde insanlarn braktkla
r ayak izleri ekvator ormannn yalaryla azgnlaan otlarla
rtlverir annda. Canglda, iinden klmas zor bitki rtsn
de ilerleyebilmek iin budama bayla tnel amak gerekir.
Kervanclarn srtlarndaki ykler srekli dallara taklr. Ayrca
bataklklar, rmaklar, dereler, su iinde, bele kadar gmlm
durumdayken budama ban kullanmay gerektirebilir. Da
lardan geerken, kayalk yokular trmanmak gerekir ve srekli
sendeler insanlar, uuruma dme tehlikesi iinde yaarlar n
k bu dik kayalklar ve omuzlardaki yk en kk bir dalgnl
balamaz. Ovalardaki yry ise yakc gnee kar diren
gerektirir. Buna karlk geceleri dondurucu bir souk olur. Ve
bcekler srekli rahatsz ederler insanlar, nem yznden yaralar
bir trl kapanmak bilmez. Ateler ve hastalklar zellikle iki
ngilize musallat olur. Y ryleri seyreden vahi hayvanla
rn hkm srd bu salksz blgelerde ok az insan yaaya
bilir.
Burton da, birka hafta sonra cesaretini yitirmitir: Tun-
dada, azgn bir bitki rts iinde geirdiim bir geceden son
ra, bitkin durumda uyanyorum, bam aryor, gzlerim yanyor,
ellerim ve ayaklarn ac iinde titriyor; yorgunluk, souk, gne,
yamur, stma, endie ve kayg hep birlikte saldryor ve huzur
vermiyorlar bana (Burton, 1988,32). O dnemde, insan, bir sa
man pnden baka bir ey olmad gs gse bir mca
delenin plakl iinde saldrldn iddia eder bu Afrikaya ama
sz konusu olan sadece AvrupalI kahramanlara Afrikann tm
iddet ve acmaszln yaatacak olan neredeyse iki yllk bir
yryn ilk admlardr. Burton her gn umutsuzluunu ve bu
yry koullarnda ektii ac ve skntlar dile getirir. Anlam
sz! amtr bu yry ama her eye ramen sonunu getirmek
te de kararldr iin. Arap tccarlarn kle ticareti yaptklar bu
yollarda bitki rts insanlar ezer ve korkun duygular iinde
yollarna devam etmeye alrlar. Kervanclar disiplinsizlikleri,
ilerini gevek tutmalar, srekli kavga etmeleri, sistemli biim
de kamalar, hrszlklaryla bktrmlardr iki ngilizi. Eekler
pe pee lr ve kalanlar da inatlklaryla yry engeller.
Eyll 1857de, Burton ve Speke hastalanrlar ve moralleri
iyece bozulur: Ate iinde titriyoruz, bamz dnyor, dikine
inen patikay seyrediyoruz umutsuzluk iinde: kkleri ve kaya
lklar derece derece bir merdiven. Arkadam o kadar bitkin du
rumda ki, onu tamak iin kii gerekiyor; benim henz hi
bir destee ihtiyacm yok. Y kler bir uuruma trmanan may
munlara benziyorlar, eekler her admda dyorlar; susuzluk,
ksrk ve bitkinlik yatmaya zorluyor bizi ve bu srada sava
l tepeden tepeye yanklanyor, oklarla ve mzraklarla silah
lanm yerliler siyah karncalar gibi saldryorlar. (Burton,
1988, 43). Kazara ate ya da doal engeller kaybolur gibi oldu
unda kabile efleri kyor ortaya: tehdit ediyorlar ve gei hak
k istiyorlar, isteklerini kabul etmekten baka areleri olmayan
ngilizlere kaprislerini kabul ettiriyorlar. Bcekler aman vermi
yor: ee sinekleri, arlar ve sr sinekleri, avlarn ancak renk
deitirdikten sonra brakan siyah karncalar, erzaklar ya da en
deerli eyalar tahrip eden beyaz karncalar.
Dokuz yz kilometrelik ve drt buuk ay sren ldrc ve
bktrc bir yryten sonra kafile Arap tccarlarn kle ve fil
dii ticareti iin tezghlar kurduu K azehe (Tanzanyada bu
gnk Tabora) ular. ki ngiliz usuz bucaksz iki gl grrler
nlerinde. Haftalarca sren istirahattan sonra kervan tekrar yola
dzlr. Bir hafta sonra Burton ktleir ve bir hamakla ta
mak gerekir kendisini: Titriyorum, bedenim fel olmu sanki,
btn vcudumda yakc ineler gezdiriyorlar, yardm kabul et
miyorum, ektiim aclar beni bitirirken dokunma duyumu yiti
riyorum, beni mehule gtren karanlk kaplarn aralandn
gryorum. On bir ay boyunca yryemez ve hamakta tanr.
ki ngiliz bir gz hastalna yakalanrlar ve Speke neredeyse
haftalarca kr kalr.
Birok kii kopmutur kafileden ve saysz maddi ve manevi
aclar yaanmtr. ubat 1858de kervandan geriye kalanlar
Tanganyika glne ularlar. Burton ektii acy unutur ve gr
d manzarann gzellii karsnda bylenir. Avrupallar ilk
kez bu kylara gelmilerdir; onlardan krk yl kadar nce Arap
tccarlar gelmitir buraya ve uursuz bir kle ticareti rgt
kurmulardr. Kaynan buradan alan bir rmak (iki ngiliz Nil
rman hayal ederler) aray iinde glde bir aratrma girii
minin nne engeller ve zorluklar kar. Hastaln kmldatma
d Burton tansiyon sorunu yznden engellenir bu kez ve bir
kle tccarna ait bir tekneyi kiralamak amacyla bir ay nce yo
la kan Speke eli bo dner.
Nihayet Burton ok byk bir para karlnda ok kt du
rumda iki kayk bulur ve glde aratrma amacyla uzun bir yol
culua kma mmkn olur. Speke yle diyor: Hl hastayd
ve o kadar kt durumdayd ki, onun bu halde yola devam etmek
istediini gren biri bir gn geri dnebileceinden kukuya d
erdi ama kendisi alnmadan yola klmasna dayanamazd
(Brovvdie, 1993, 277). ki ngiliz sz konusu rman, kaynan
buradan almak yle dursun, buraya dkldn renirler s
knt iinde. Ayrca blgede, gln fazlalklarn aktt muazzam
bir batakln bulunduunu renirler; Burton, yirmi yl sonra
burann Kongo rmann kaynaklar olduunu renecektir.
Kafile Kazehe dner. Kervandaki herkes eitli derecelerde
hastadr: ate, gz iltihaplar, iitme sorunlar, yaralar, yorgunluk
vb. Hareket edebilecek durumda olmayan ama her trl hareket
sizlii reddeden Burton bir yerli azlar szl hazrlar. Speke
sklr, insanlardan kaan hayvanlar avlayamaz, her eyin tek
dze olduu dz ve aptalca bir harita olan bu lkeyi sevmez.
Arap tccarlarn sz ettii baka bir gl kefetmeye karar verir.
Speke dzlklerde yirmibe gn sren zahmetsiz bir yryten
sonra Victoria adn verdii usuz bucaksz Nyanza glnn ky
sna ular. Sudaki krmz kazlara ve kylarda dolaan kulara
ate ederek bu kefini kutlar. Speke keyiflidir ve Kazehe dner,
Nilin kaynan bulduuna inanmaktadr. Ama Burton kukulu
dur. Bu konuyla ilgili olarak yle der Speke: Benimle birlikte
gelmedii iin ne kadar zldm syledim ona nk ben
Nilin kaynan kefettiime inanyordum. O inanmad buna ta
bii ki. Benin inanm olduum tm gerekeler durumu dorula
m olsa da o inanmad. Burton ise Nilin birok suyla beslen
diine inanmtr. Speke glde aratrma yapmak zere tekrar yo
la kmak ister ama Burton ok hastadr ve kar kar ona. An
cak Zengibara kadar gtrecek erzak vardr, ordu yetkililerinin
verdii izin bitmektedir, yaknda muson rzgrlar balayacaktr.
Drt ay sren dn yolculuu korkun geer iki ngiliz iin,
ikisi de hastalanrlar. Burton hastal nedeniyle Zengibarda
kalmak zorunda kalr. Speke ngilterede, aratrmann kazanla
rn sahiplenir ve Nilin kaynan bulduunu syler herkese,
Burtonn bu iteki payn nemsemez ve eski arkadana haber
bile vermeden yeni bir sefer hazrl yapar. ki arkada kavga
ederler. Burtonn zavall bir eski rakibi alma amacyla sald
rr ona ve Spekei destekler: Burton ona elik etmeye layk bi
ri deil ve onunla karlatrldnda hibir ey yapmad ama
kefin an ve hretini kendine mal edecek grkemli trenlerle.
Speke alyor ve Burton btn gn yatp, bakalarnn yetene
inden yararlanyor (Goumay, 1991, 75). Burton cevap veri
yor: Yolculuk srasnda o benim astmd ve baka trls de ola
mazd... nk Arapa, Beluci dili ve Afrika lehelerinden habe
ri yoktu... bana Corafya Derneine gitmek iin dnm bek
leyeceini sylemesine ramen hazrlklarn benim yaptm bir
kefi sahiplenmi birine kar fke duygular dnda bir duygu
beslemem mmkn olabilir mi (Goumay, 1991, 78). Kraliyet
Corafya Dernei hakemlik yapmasn nerir ama Speke olay
larla ilgili kendi grlerini anlatmasna birka saat kala lr: av
kazas ya da daha akla yakn ihtimal intihar. Daha sonra Stanley
ve Livingstoneun ve tek bana Stanleyin seferleri Spekein
inancn kantlar, Victoria gl kesinlikle beyaz Nilin, Tangan-
yika ise Kongonun rezervuardr. ki ngiliz bu trajik yry s
rasnda iki byk Afrika glnn kaynaklarn kefetmilerdi.
Bu aratrma yryleri son derece tehlikeli ve istikrarsz
bir ortamda gerekleir, insanlarn hayatn her an tehlikeye atar,
byk bir sabr gerektirir ve byk bir maddi, manevi g ister.
Y ryn alternatifleri eeklere ya da develere binmektir, y
ry kesinlikle yrmekten ok bu yolculuklar tamamlayabil
mek iin baka bir aratan yararlanmann mmkn olmamas
nedeniyle seilir. Bu aratrma gezileri uzun sre amaca ulaa
bilme konusunda sabrszlkla ve verdii skntlarla atr.
nemli olan sadece ilerlemektir ve yapacak daha iyi bir ey ol
madndan bedene snmaktr. Her yavalama elence olmak
bir yana vakit kaybettiren, kaynaklar tketen, moral bozan bir
engel gibi ortaya kar. Bu yolculukta nemli olan ara deil, sa
dece amatr.
Smara yolu
Michel Vieuchange Gney Fas ve o dnemde l yamacla
rna teslim edilmi Moritanya arasnda bir yere gitme dleri
iindedir. Rehberleri tarafndan ldrlen Camille Doubstan
sonra hibir gezgin, Avrupa varlndan hibir eserin grlmedi
i Sahrann bu blgesinde dolama tehlikesini gze alamam
tr. Atlas blgesinden Tombuktuya doudan giden kervanlar da
atmalarn ve rehin alma olaylarnn ska grld bu tehli
keli blgeden gemekten ekinirler. Vieuchange ve kardei Ey
ll 1929da, le ve tehlikeye terk edilmi, efsane kent Sma-
raya giden ilk AvrupalIlar olmaya karar verirler. Michel Vieuc
hange Berberi kadn kyafeti iinde bir kervana katlr; gerek
kimlii anlald takdirde lmden kurtulmas mmkn deil
dir. Caillieden sonra, ayn bitmez tkenmez ikenceleri o da e
kecektir: hastalk, ate, srekli scaa ve arkasndan da soua
maruz kalmak ve zellikle de hor gr, ihanet, aalanma. Kar
dei J ean ise uzaktan izlemektedir gezginin kaderini. ki ay bo
yunca, ou zaman yaya, kimi zaman da deve stnde, dman
kabileler arasnda ve byk ackr ekerek 1400 kilometre kat
eder. Tuttuklar rehber de gizli hizmet verir onlara. Vieuchange,
yryn daha ilk saatlerinden balayarak, lmnden sonra
ayn biimde yaymlanacak gnln gizlice tutmaya bala
mtr, ksa sre sonra ayandaki iiklerden, syrklardan ik
yet etmeye balar ama Smaraya ulama uruna her trl gl
e katlanmaya razdr. Baarl bir yryn bedeli acdr ve bu
aclar ekecektir o.
Ayaklar iyice soyulur ve her admda korkun aclar eker.
Ate ve kuruluk bir sre sonra dondurucu gecelere brakr yeri
ni. Birlikte olduu Araplardan farkl olarak, bedeni, saat saat,
gn gn harcamas gereken bu ldrc abalara alk deildir.
O blgelerin etin koullarna uyum salayabilmesi zordur.
Gnlnde bu dinmeyen aclar, her an bir saldrya maruz ka
labilecek olan ve bir yn nlemlerle korunan kervana hakim
olan korkuyu anlatmtr. Kimi zaman atmalarn ortasna d
memek iin, geceleri geit vermez vadilerden gemek gerekir ve
Vieuchange, karanlkta, dme korkular iinde, en kk bir te
mas bile hissetmeyen, soyulmu ayaklaryla nasl yryeceini
bilemez. Ama her eye ramen, aclardan hasta dm bir hal
de yrr.
Bir akam, kervan, yolunun stnde aya krk ve gsnde
kurun yaras olan birine rastlar. Adam on gndr, orada koma
halindedir. Y olculuk daha da zorlar, her gn, krk-elli kilomet
re yrmek zorundadrlar; atmalar nedeniyle develere binme
den, ok az suyla idare ederek ve yakc gne altnda... Ama Vi
euchange Smara, her gn biraz daha yaklatna gre, gerekir
se byle on gn bile yrmeye razdr. Y orgunluktan, bir sre
sonra uyku uyuyamaz, vcudunda bit kaynamaktadr. Bir gece
de iki yz bit ldrr. Kervan yaknlarnda atmalarda srekli
insanlar ldrlmektedir. Ellerindeki g dolaysyla srekli
kar salamak isteyen ve Vieuchange srekli rahatsz eden reh
berlerle pazarlklar hi bitmez; Vieuchange srekli lm tehdit
lerinden deil, daha ok, bu kadar sknt ektikten sonra Sma-
raya varamamaktan korkmaktadr.
Drbnn, srt antasn alarlar, srekli hara isterler, ken
disi farknda olmadan, kervan baka bir yne saptrmamalar
iin srekli bir mcadele vermek zorunda kalr. Caillie gibi Vi-
euchangen da sabr ve sebat, gl inanc, yol arkadalarnn,
atmalarn, ln ya da kendi bedeninin srekli nne kar
dklar bir yn engel karsnda her an artr. En kt ey
uzun sremez (Vieuchange, 1990, 124) diye yazmtr kendisi
ni bekleyen skntlardan habersiz. Vieuchange bu skntlar ve
zntler iinde Smaray dndnde youn mutluluk anlar
aar: Onu iinde, yreinde hissetmek, ne byk mutluluk, ne
byk g veriyor. Aclara, yorgunluklara, gnee, susuzlua
ramen bam keyiften atlayacak gibi (s.136). Kimi zaman ya
knlardaki kabilelerden gizlenmek iin uzun sre bir kfenin
iinde kalr. Skntlar iinde bedeni lr adeta. Maddi ve mane
vi tahribatn etkisi ba gstermeye balar ve ilk kez Sahara ad
benim iin kurak bir ey haline gelir. Ben de neredeyse tama
men kuruyorum; bam, iimdeki sert, vaz geilmez arzu evre
sinde skyor: kurtulmak, amacma ulamak (152).
2 kasm 1930da, ln kumuna terk edilmi Smaraya varr,
Tombuktuya giren Caillieyi dnr ama gnlnde bir co
ku hissedilmez. Smara iinde birka kk ev bulunan l bir
kent, evlerin neredeyse tm kamu binalar: bir cami, iki kale.
Y ars, hatta drtte tahrip olmu vaha (s.229). Bununla bir
likte daha sonra, o an kafasnda canlandrdnda, harap bir ca
miye girdiini hatrlar: bir zamanlar kutsal ve namazlara adan
m, imdi sadece benim gibi grmek isteyen birinin iinde do
lat cami... Anszn gsmde bir scaklk hissettim, yreimin
bir eylemi... (205).
l kentte sadece saat kalr, yol arkadalar acele ederler,
tekrar kfeye balanr ve kt muameleler balar yeniden. D
n hayalleri ar basar: Bu derin, olaanst, yenilenen ya da
daha dorusu byk bir cesaretler ahane bir yola -asla syleme
yeceim- itilmi yaamlarmzdan gelen bu keyiften sonra bir de
byk bir zevkle bir an nce yapacam scak banyoyu dn
dm. Artk bitlenmemek, memek, terlememek. Bir yatakta
uyumak. Yemek yemek. Byk zorluklarla geen iki aydan son
ra, grev tamamlandktan sonra bunlara kavumak (219). l
gin ve sezgileriyle balantl bir d grr. Smaray bulmas
gerekir. nnde giden bir gezgini tanr hemen: Ren Cailli. Ta
nrlar birbirlerini ve byk keyif duyarlar. Birlikte kente girerler.
Ama kent saysz rmcek ayla kaplanm bir ta ocan andr
maktadr. Vieuchange bir ukurda aratrma yaparken bir ses du
yar ve Rimbaudnun en karanlk dizelerini iittiinin farkna va
rr. Ve Cailli Rimbaud olur. ki yalnz ve efsanevi yry
lmde, kardee Vieuchangem nnden gemilerdir. Michel
Vieuchange, kardei Jean tekrar grdkten birka saat sonra
dizanteriden lr.
Kent yry
Bir kentte yolunu bulamamak ok da nemli deildir.
Ama bir kentte bir ormanda kaybolur gibi kaybolmak iin
eitimli olmak gerekir. Sokak adlarnn kaybolan kiiye
atrdayan kuru dallarn diliyle hitap etmesi gerekir ve
kent iindeki kiiiik sokaklar bu kiiye gnn saatlerini
bir dadaki vadi kadar ak seik biimde yanstmaldr.
Walter Benjamin, Tek Yn
Kentin bedeni
Kendi kentinde, sokaklarnda, mahallelerinde yryen insa
nn yks buralar daha nceden tansn ya da yrdke tan
sn her eyden nce duygusal bir ykdr ya da bedensel bir de
neyimdir. Gezintisine sesli ve grsel bir fon elik eder, bedeni
hararetin dalgalanmalarn kaydeder ve nesnelere ya da mekna
temas edince tepki verir. Zor ya d kolay rtlerini kat eder. Bu
duyumsal rg sokaklarda yrmeye, deien koullara gre
keyifli ya da keyifsiz bir hava verir. Kentte yrme deneyimi
tm bedenin katlmn gerektiren bir etkinliktir, duyumun ve du
yularn srekli devreye girmesidir. Kent insann dnda deildir,
iindedir onun, gzlerinin, kulaklarnn ve teki duyularnn iin
dedir, sahiplenir kenti insan ve ona ykledii anlamlara gre et
ki eder. Yllardr kaygsz, tasasz insanlar iin yani kaybedecek
zaman olan ve Parisi seven insanlar iin bir Paris Plan kale
me alma hayalleri iindeyim. Ve yllardr bu yolculua balama
sz veriyorum kendi kendime: kendi semtimden, Kuzey garn
dan ve Dou garndan Chapellee doru... Nedeni buradan otuz
be yl akn bir sredir ayrlmamam deildir; buras zel bir fiz
yonomiye sahiptir ve tannmasnda yarar vardr (Fargue, 1993,
17). Her kentlinin kendi meknlar, kendi etkinliklerinin evre
sinde dnen ve srekli kulland ya da can istediinde, hava
durumuna gre, acele etme ya da aylak aylak dolama, yolda ya
paca alverilere gre deitirdii, zel gzerghlar vb var
dr. Her sakinin evresinde, kentteki gndelik etkinliklerine, a
lt semte, urad resmi dairelere, ktphanelere, dostlarnn
yaad semtlere, ocukluunda ya da yaamnn eitli dnem
lerinde tand semtlere gre on binlerce yol oluur. Bir de ha
yalet blgeleri vardr: hibir zaman gitmez oralara nk bu yer
lerde hibir etkinlik hibir ekicilik sz konusu deildir, sadece
arabayla zaman zaman geer buralardan ama durmay aklndan
geirmez, biimleri ve yaplar korkutur onu.
Bana Pariste rastlayacanzdan emin olabilirsiniz, akama
doru, Matin matbaas ve Strasbourg bulvar arasnda Bonne-
Nouvelle bulvarna gidip gelmeden gnm gemez. Neden
bilmem ayaklarm beni oraya doru gtrr, hemen her zaman
belli bir amacm olmadan, hibir eye karar vermeden, belirsiz
birtakm eylerin oralarda olup bitecei dncesiyle oraya do
ru giderim (Breton, 1964, 36). Biraz olsun tanyanlar ya da so
kaklarna aina olanlar iin her kentin, yrynn, uzun s
re uzak kalm olsa bile, daha ilk admlarnda yneldii kendi
ekim blgeleri vardr: Brkselde Lemonnier bulvar sahaflar,
Toursda Loire, Pariste Quartier Latin, Strasbourgda 111 kyla
r ya da Katedral, Napoli ya da Romada bir kafe, Lizbonda bir
alan, bir bulvar, bir sokak, bir maaza, bir bank, bir ev... Bu e
kimler kiisel bir ykye, ocukluk dnemlerine, bir kafenin te
rasnda geirdiimiz ve daha sonra tekrar yaamak istediimiz
bir huzur anna, bir sokan, bir semtin ortamna, bizi ok etkile
mi olan bir ada, eskiden grdmz bir yze, bir mzeye ba
l olabilir... Kenti ok iyi tanyan biri, kimi zaman u ya da bu se
iminden sonra ilk aran ve glen kimsedir ya da muhatabnn
zevkleri stne uzun sre kafa yorabilir. Ama herkes nesneleri
kendi gzleriyle grr. Her kent zneldir.
Bir kenti arnlayarak kendini kefetmenin bir baka biimi,
gerekstcler gibi, sokaklarda, rasgele, babo dolamaktr.
6 0 l yllarda sitasyonistler bu rzgrn gtrd yere gitme
alkanlna tekrar sahip kmlar ve bu tr yryleri farkl
ortamlardan alelacele bir gei teknii gibi tanmlamlardr.
Kentli belli bir amala evinden kp bir gzerghta yryebilir
ama kimi zaman da keyfine brakr ii ve admlarn engelleme
ye almaz (Augoyard,1979; Giard, Mayol, 1980). Yry,
kimi zaman, belki ileride daha bilinli olarak dnecei yerleri
tanmak iin elinde haritayla dolasa da kendi kiisel yolunu ya
ratarak kefetmeye alr kenti. Kentte yerlerin ekiciliinden
baka bir snr tanmayan aylak byle yrr. Alkanlklarn bir
yana brakr, alk olduu gzerghlar an terk eder, onlarn
tesine geer, unutur onlar, aar.
Aylak kentte, ormanda yrr gibi yrr, keiflere aktr.
Yzleri ve yerleri gzetleyerek, kiisel meraklarnn peinde,
asfaltta bitki toplar (Benjamin, 1979, 57). Gzlerini rmaa
dikmi halde yryen, gelip geenlerin yitirdii bozuk paralar
arayan o ho insan Henri Caletnin zdddr. Byk bir olaslkla
Calet bu paralar bulabilen ve bu nedenle kendisini tebrik eden
tek insandr nk hibir zaman hibir ey bulamayan taklitile
ri sonunda yorulurlar ve gzlerini sokaklara evirirler. Aylak,
kendi iinden gelen ses dorultusunda yol alr, duygusal ekim
lerini anlk sezgileri, bir yerin atmosferiyle ilgili sezgileri yn
lendirir; girdii yol beklentilerini karlamamsa anszn, ko
layca yolu ksaltr ya da baka bir yne sapar. Yerlerin ekicili
iyle ba baadr, tutsa olmutur ve henz bilmedii ama ken
disine deiik bir yaam sunan corafi eii atladnda daha
sonraki yerin ekiciliine kaplr. Kendisine hzn verici gz
ken vasat bir yerden holanmad da olur. zlenen yol yry
nn duygusal durumuna gre asla ayn mesafelerde deildir
ve grlen manzaralar da hep aynlar olmaz. Yorgunluk derece
si, acele etmek zorunda olmak ya da olmamak, yry iin
kendini hazr hissetmek ya da hissetmemek yrnen gzergh
elverili ya da elverisiz hale getirebilir. Bu balamda nesnellik
her zaman yaanan ann atmosferinden szlr, bedenin bu ii
sahiplenmesi ya da sahiplenmemesiyle ilgilidir, asla katksz bir
fizyoloji deildir, bir psikoloji, daha dorusu duygusal bir co
rafyadr. Kentte yry hi kukusuz, ayn zamanda da beden
sel bir alkanlktr, bugn Kalkta ya da Bombay sokaklarnda,
yakc bir gne altnda, hi durmadan yryorum, tirtm ter
den srlsklam, eskiden de Rio de Janeiro, Lizbon ya da Roma
sokaklarnda yrrdm byle, tek yorgunluk bedenin yorgunlu
undan ok doymak bilmez merakn verdii yorgunluk. Ben
kendi payma, sadece bedenin, rasgele sokaklara ve o andaki
ruhsal durumuna gre yakalad bir kentten bakasn tanmyo
rum.
Aylaklk etmek kentte yrmek sanat demektir. Sokak, drt
duvar arasndaki kentli gibi, binalarn cepheleri arasnda kendini
evindeymi gibi hisseden aylak iin bir apartman dairesidir.
Demek adlarnn yazl olduu parlak plakalara, kentlinin, salo
nundaki yal boya bir tabloya verdii deeri verir. Duvarlar, s
tne not defterini dayad sradr, gazete bayileri ktphaneler
gibidir, kafelerin teraslarn ise, altktan sonra kendi iini sey
rettii bow-windowlar gibi grr. (Benjamin, 1979,58). Gelip
geenlerin yzlerinden oluan orman anlamaya, onlarn bahtla
rndan yararlanmaya alan aylan bilgeliine sunulmutur (Le
Breton,1992) ve aylak en iyinin ve en ktnn, grnlerinin
gizledii tm sapmalarla birlikte orada srekli yan yana olduk
larn bilir. W. Benjamin polisiye trnn kentte doduunu ha
trlatyor. Gzlemci, kimliini gizleyerek oynayan bir prenstir
diyor Baudelaire (Baudelaire, 1968,552). Aylak, amatr bir sos
yologdur ama ayn zamanda da gl bir romanc, bir gazeteci,
bir siyaset adam, bir anekdot toplaycdr. Her zaman uyank,
gevek ve uyuuktur, ho ve ince gzlemleri, mola verdii bir
kafede, notlar almadka ve gzlemlerini profesyonelletirme
dike ya da su ortakl yapan bir kulak yorumlarn dinleme
dike ou zaman annda unutulur, kaybolur gider.
Kent ancak sakinlerinin admlaryla ya da onu yryleriy
le, bulumalaryla, dkknlarna, ibadet yerlerine, resmi dairele
rine, istasyonlarna, kafelerine, elence yerlerine vb girip kma
laryla canlandrarak yaratan gezginleriyle var olabilir. Gelip ge
enler kentin canllnn ya da uyumasnn, verdii zevkin ya da
skntnn iaretidir. Zamann ak etkinliklerinin zel anlarn be
lirtir. afak vakti, az ya da ok seyrek, henz uykuda olan ve uy
ku zamanna ok fazla hogrl davranmay istemi oldukla
rndan hzl yryen insanlarn getii sokaklara der. Gecik
meyi telafi etmek iin acele etmek gerekir ve bu acelecilik iin
de bakn aylaklna pek fazla zaman kalmaz. Sokaklar botur,
belki bir gece kuu ya da sabahn krnde yollara dm biri
grlebilir. Daha sonra, orta, lise, niversite rencileri sabahn
daha makul saatlerinde ilerine gidenlerin saflarna katlrlar. Bu
saatlerde sokaklar canlanr, maazalar kaplarn aarlar, otomo
biller younlar, daha sonra vakitleri bol olan ya da alverie
giden yayalar kar ortaya. Yaya ak leye doru younlar
ve daha sonra zayflar. Yazn, kafelerin teraslar tabaklarna ve
bardaklarna olduu kadar gelip geenlere de dikkat eden m
terilerle dolup taar. Akama doru, sokaklar yava yava boa
lr, sadece elence dknleri, gece kular ya da arkada ziya
retlerinden veya restoranlardan dnenler ve evlerine dnmek
iin acele edenler ya da bir sre daha vakit geirmek isteyenler
kalr darda. Gece snrlar siler, nesnelerin bildik anlamn ge
niletir ve macerann ekiciliini ya da bilinmeyenin getirdii s
knty kkrtr. Etraf tehlike ya da tehdit doludur sanki. Sokak
larda hkm sren grece sessizlik, aralarn seyreklemesi te
ki tuhaflklar olarak grlebilir.
Platon un diyaloglarndan birinde Sokrates ve rencisi Pha-
idros, birlikte Atina kaplarna doru yrrler. Sokrates manza
rann gzellii karsnda hayranln dile getirir. Phaidrosu a
rtr bu: u bir gerek ki sen siteden hi ayrlmyorsun, site s
nrlar dna kmyorsun, bildiim kadaryla seyahat etmek ya
da srf surlarn dna kmak gibi bir amacn yok. Sokrates ka
bul ediyor ve doruluyor: Biraz anlayl ol bana kar, dostum;
ben renmeyi seviyorum, biliyor musun. Krlar ve aalar ba
na hibir ey retmiyor anlamna gelmez bu ama sitedeki in
sanlardan daha ok ey reniyorum (Platon, P/aidros, 230b).
Sokrates dnyay seyretmek isteyen insan deildir, sitenin iin
de hararetli tartmalar yapmak isteyen insandr. Kentte yry
e tablolar, manzaralar, grntler elik eder ve insann merak
srekli canl kalr. Srekli, bir yn, nemsiz gibi gzken olay
gerekleir. Karlalan insanlarn bazlar keyif bazlar sknt
verir, dlere ya da hzne daldrr, bak sonsuz eitlilii yaka
lamaktan yorulmaz. Yry ayn zamanda sokaklar, evlerin
cephelerini, pencereleri, meydanlar, antlar, mezarlklar, kilise
leri, katedralleri, camileri, dkknlar vb seyretmektir.
Her yry mevsimliktir ve bir kokular, k, aa, iek,
ekilen su, dnyayla ilikinin havasm deitiren scaklk evri
miyle karlar. Meteorolojik deiikliklerin ya da tekdzelikle
rin bedenin kentle yeni bir ilikisine yol aan kar, buz, don, do
lu, yamur, kuru yapraklar ya da amur olaylarndan domas gi
bi, yepyeni duyumlarn ortaya kmas ya da ayn veya farkl er
eve iinde baka anlarn mahrem anlar hatrlatmas gibi... Yl
iinde, gndz sresindeki deimeler: bildik gece, sabah ve ak
am kouturmalar gerektiren ksa k gnleri ve zamann c
mertliinin eve dnme vaktini srekli ertelemeye kkrtt, ka-
felerin teraslarnda oyalanma olana verdii uzun k gnleri.
Hi kukusuz, kent bize dnyann yuvarlak olduunu unut
turur diyor Pierre Sansot (1996,42), topra, tepeleri, ormanla
r, tarlalar alr elimizden. Alainin zl biimde ifade ettii gibi
bir kyde insanlar kendilerini gnee, rzgra, kaynaklara, en
gebelere gre ayarlamlardr, evreleriyle youn ve duyarl bir
iliki iinde bir avu ev kurmulardr. Kent ise, tersine, dnyay
cam, asfalt ve betonu n plana karacak ekilde kaplamtr.
Bylece her mevsimde grlebilen iddetli rzgrlar kentsel
meknda iaretlere dnr: pazar tezghlan deiir (ama git gi
de daha az deiiklik grlr nk koruma teknikleri sayesin
de kn eftali ya da tad kam ilek yeme olanamz vardr ar
tk), yerleim blgesinin genel havas, kyafetler, baz kokular,
aalarn yapraklar deiir, belli belirsiz fark edilebilen bir avu
belirti... Aslnda kent, mevsimleri kendisi oluturur, yolcuya,
baka bir dzene ait olan kendi kronolojilerini verir, yolcunun
krsalln deil kendiliini yceltir. iekli Noel klar, yeni
yl enlik fiekleri, kaldrmlara taan kafeler, vitrinler, zamana
gre deien reklam grntleri vb. Doann deiimlerinin de
il, maln ve ortak yaamn yceltilmesi. Kent klar, daha yir
mi yl ncesine kadar, bir kenti baka bir kentten ilk bakta ay
ran belirgin zelliklerin git gide kaybolmasna zlyorlar. Her
yerde ayn maazalar, hemen hemen ayn satclar, ayn restoran
lar, ayn sinemalar, otomobil trafiinin zorlayclyla meknn
ezicilii vb. Pierre Sansot da kentlerin ve manzaralarn tekdze
lemesinden yaknyor. Breste girerken karmda bir Okyanus
kentinin bulunduunu sandm, en azndan bir deniz kenti: kus-
kusularn, Alsace birahanelerinin, fast foodlarn, krepilerin
arasnda dolayordum ve bunlar, stne stlk maalesef Breton
da deildiler. Nesnelerin kendilerini betimleyen grntlere az
ok benzer bir halde uzun sre yerlerinde durduklarn dnd
m iin hakl olarak mutlu oldum (Sansot, 1996, 53).
Kent yry mevsimliktir ama ayn zamanda da kentin so
kaklarnn sunduu ekime, davete ya da aylan koullaryla
kartlaan reddedilerine baldr. Tamamen ilevsel, insan il
gilendirmeyen toplanma alanlar olan baz mahallelerde insann
evi ayrcalkldr. Kentin bakalarnn gznden gizledii antlar
la ilgili bilgi almaya alan tek bir turist ya da yolcu olmaz bu
ralarda. Kent donuktur, yavanl solur, mebbet bir ceza gibi
kat edilir. Ayn ekilde, srekli arabalarn getii yerleim bl
geleri ya da bo, uzun caddeler de hatalarn daha sonra anlayan
ve geri dnmek zorunda kalan ve bir kez daha ayn sknty e
ken yryler iin tuzaktr. Baka yerlerde maazalar, dk
knlar, atl karncalar, kafeler, bir alandaki dank ya da toplan
m antlar vb nedeniyle hareket ve canllk egemendir. Ama mal
leni ilkelliktir ve btn dnyann byk kentlerinde tamamen
ayn olmaya balamtr.
Toursdaki Loire ya da Benaresdeki Ganj gibi bir rman
izdii eri, Lausanneda ya da Hindistanda Udaipurdaki gibi
bir gln kylar, Nepaldeki Pokhara ya da Sri Lankadaki Kan-
di veya Marsilya ya da Salvador de Bahiadaki gibi denizin b
ys, Rionun morros'u veya Grenoble ya da Katmandunun
dalar kent insanna sonsuz bir ka hatt sunarlar, kentin ekim
kutuplardr. Admlarn yryy srekli gtrdkleri yerler.
Evler arasndan akan ve sokaklara kendi biimlerini empoze
eden su araya giren bir kutsallk, gzerghlar eken bir mysteri-
um fascinans tr, btn evresine hkmeder. Randevular su ya
da dalar, tepeler, antlar ya da parklar, en azndan kafeler ya da
istasyonlara gre verilir. Hafza bu yerlere gre hatrlar, kent
sanki bu yerlerin uzants, mcevher kutusudur. Kent stne
konmu bir rmak bir ada gibidir ve gnn birinde o kenti btn
dnyada dolatrabilir. Hzl aknt, hafife titreyen kanat... r
maklar olan kentler kanatl kentlerdir (Thoreau, 1981, 196).
Asya kentlerinde, zellikle Hindistanda dolaan insan aha
ne bir dzensizlikle karlar: ou zaman olmayan ya da rn
lerini sergilemek amacyla yararlanan kk bir dkkn yoksa
arabalarn veya satclarn doldurduklar kaldrmlar. Sokaklar
motosikletler, bisikletler, otomobiller, mandalarn, atlarn ya da
develerin ektii arabalar, kamyonlar, otobsler, rickshawlar
dnda inekler, keiler, kpekler, tavuklar vbyle dolu, ayrca
kaldrmlarda dolaan bir yn serseri. ou zaman hayvanlarn,
zellikle de kimi zaman dinlenmek iin geni bulvarlara yayl
dklarnda bile sayg gren ineklerin lehine zmlenen olaa
nst bir kolaj. Batl biri iin her yer gsteri alandr. Koku al
ma duyusu uyarlr ama bulunulan yere gre farkl biimlerde
gerekleir bu: baharatlarn, meyvelerin, eitli ieklerin koku
su, egzoz kokular, yanan lastiklerin kokular, p kokular... Co
lombo, Madras, Bombay, Katmandu vbnin baz sokaklarnda
nefes almak o kadar zordur ki bu sokaklarn sakinleri scak ha
vann daha da dayanlmaz kld bir kirlilikten korunabilmek
iin yzlerini mendiller rterek ya da burunlarnda maskelerle
dolamaktadrlar. Ama nispeten daha sakin gibi gzken yerler
de de hemen hemen her yerde zellikle de kaldrmlardaki su
naklarda ya da sokak kenarlarndaki tapnaklarda yanan buhur
kokularndan, yemek kokularndan geilmez...
itme duyusunun, gndelik trafiin lklar ya da bazlarn
da hi kaldrm bulunmayan salkm saak sokaklar arasnda ile
rini olabildiince fazla grlt kararak gren srclerin s
vp saymalar yznden pek iyi durumda olduu sylenemez.
Her an bir motosiklet, bir otomobil ya da bir rickshaw, bir oto
bs varln haber vermek iin klakson alar; arpma tehlike
si yznden yolu boaltmas gereken yaya iin bir emirdir bu.
Ama kama, svma, syrlma Hindistanda yaayanlarn beden
sel teknikleri arasndadr. Nepalde ya da Sri Lankada saldrgan
lk ok daha az grlr. Her tarafta kaldrmlar mzikle doldu
ran hoparlrler vardr. Bir tapnaa ya da bir baheye girmek ve
ya farknda olmadan kendini yol durumu nedeniyle ara trafii
ne kapal sakin bir mahallede bulmak olaanst bir sessizlik ve
sknet hazz verir. Deriye gelince, ou zaman hkm sren
boucu scakta ok zor durumdadr. Bulabildikleri her su birikin
tisine (ne yazk ki bazen lamlara yakndr bu su birikintileri)
dalan ocuklar grmek neredeyse bir ikencedir. zellikle Kat
manduda, havuz yoktur, kpr yoktur, zellikle sevin lkla
r atan ocuklarn grmedii rmak kenarlarnda l yakma yer
leri olarak kullanlan basamaklar da yoktur, oysa buram buram
terleyen Batl otelinde yapaca du hayali iinde dolar.
Yry ritimleri
Kaldrm gezintinin tm ritimlerini kapsayan bir spanyol ha
ndr: yal birinin yava admlar ya da ocuklarn lgnca kou
lar, ilerine yetimek iin acele eden insanlarn yry, ilgin
eyler grdnden yolda srekli duran turistin gevek hareket
leri, gndelik izlenim erzakn salayan aylak gezginin yry
. Bu saysz ve elikili ritim kimi zaman darack kaldrmlar
da, galerilerde ya da koridorlarda arpr. Yryenlerin ouna
bir yerden bir yere gitme emri rehberlik eder, onlarn amac ay
laklk ederek kenti kefetmek deildir, randevular vardr, trene
bineceklerdir, bir an nce evlerine dnmek istiyorlardr ya da i
lerine ge kalmamalar gerekir. Baz yerlerde bir tr standart y
ry dzene empoze eder kendini. Ve yallar, sakatlar ya da
yollarn arayanlar veya oyalananlar kimi zaman itilip kaklrlar
veya ho olmayan laflar iitirler (Lincoln Ryave, Schenke -
in,1974). Kent, vakit kaybetmeme kaygsyla kat edilmesi gere
ken gzerghlara dnr. levsellik ar basar. Senegalden
gelen gen bir gmen metrodaki geitlerle byle tanr: Hey!
Yava, deliler gibi koturuyorlar. Arkadam aklad durumu:
Buras byledir. Herkesin acelesi vardr. Ge bir saatti, akam
be, alt sular. Herkesin iinden dnd bir saat. Beni itiyor
lar, vuruyorlar bana dedim. Bana bu durumun kalabalktan ve
itiip kakmadan kaynaklandn nk herkesin acelesi oldu
unu syledi... Nedir bu byle, sava m? diye sordum. Ha
yr sava falan deil, herkes bir an nce evine dnmek istiyor
diye karlk verdi arkadam (Dia, 1982, 118-119). Sabrsz bi
ri iin kendi bedeni, bakalarnn son derece ar bedeni gibi
nnde duran bedeni ilerlemesini engeller. Kaldrm, dolamba
larna ramen gecikmeden kat edilmesi gereken dz bir izgi ha
line gelir. Simmel, yerinde bir tehisle, srekli ve deien dr
tleriyle hi durmak bilmeyen ritimleriyle kentleri karakterize
eden sinirli yaamn younlamasndan (Simmel, 1980) sz
ediyor. Acelesi olan insan soka ldrp sadece ilevsel bir
alan haline dntrse de ocuklar bu oyunu bozarlar ve onu
okul ve ailenin iki zorlaycl arasndaki serbest bir oyun alan
haline getirirler. ocuklar sokakta, teneffste bahedeymi gibi
hareket ederler ya da izgisel olmayan bir alandaym gibi his
sederler kendilerini. Giderler, gelirler. Yetikinlerin iti kak da
onlarn oyunlarnn bir parasdr. En ksa yoldan bir noktadan
baka bir noktaya gitmek gibi bir dertleri yoktur, onlar sadece
bir kanaldan bir lamn azna, sokan herhangi bir noktasn
dan baka bir noktasna gitmeyi dnrler (Sansot, 1997,
139). ocuklar her zaman hesaba kitaba gelmeyen aylaklardr.
Kentte yrmek gerilim ve uyanklktan oluan bir deneyim
dir. Birtakm kurallara gre trafie ktklar kabul edilse de ara
lara yakn olmak srekli bir tehlike oluturur. Saa sola bakma
dan kardan karya gemek ya da yolda birden bire bir yne
sapmak gibi dalgnlklardan kanmak gerekir. Zaten baz kent
lerde kaldrm diye bir kavram yoktur ve bu kentlerde insanlar
sokakta arabalarn yannda yfmek zorundadrlar. Fransada
kaldrm yayalar koruma ilevini, onlara arabalardan korunakl
bir yer salama ilevini byk lde yitirmitir. Kaldrmlarn
yzlm zamanla ok ak seik biimde klmtr, evler
ve sokak arasnda tarafsz bir blge olma ilevini yitirmitir kal
drm ve sokak kaldrm srekli kemirmektedir. Oysa kaldrm,
bir zamanlar vitrinler ya da yol boyunca uzanrd egemen bir ta
vr iinde. Ama aralarn oalmas, meknn skmas sonucu
aralar kaldrmlar istila etmi, park yerine dntrm ve k
k yerlerin mlkiyetini ele geirmitir. Kaldrmlar yrnmez
ya da zor yrnr yerlere dnmtr, yayalar sokaa indir
mi ya da itiip kakmak zorunda brakmtr. Kyde ya da
kentte, araba yrynn mutlak dmandr. Jean Cayrol
yle diyor: Kaldrm artk osenin izledii ky deil (Cayrol,
1968,102). Sokaklara bakan yerlerde oturanlara gene ky sakin
leri denmektedir ama hznl bir tarihe aykrlk sz konusudur
bu balamda. Artk bir zamanlar olduu gibi sandalyeler kald
rmlara konup, gelip geenler seyredilmiyor. Yer yetmiyor.
Banklar da ou zaman trafie almtr, ok fazla yorgun deil
seniz oturmaya davet etmezler pek. Bu kent bedenden yoksun
ya da daha dorusu bedeni, insann kesinlikle vaz geebilecei
ar ve skc bir alet haline getiriyor.
itmek
Proustun la Prisonnire ya da Jules Romainsin Les Hom
mes de bonne volont adl yaptnda anlatt gibi gnn saatleri
ne gre kentin sesli meknn igal eden farkl mesleklerin
lklar arasnda dolamyoruz artk. lklar kayboldu, yerlerini
arabalarn grlt patrts ya da maazalarn son derece etkili
hoparlrleri ald. Kentte yryen insan genellikle sknt gibi ya
anan sesler arasnda yzyor. Grlt olumsuz deer yklenen
bir sestir, sessizlie kar bir saldr ya da daha ll bir akus
tiktir. Onu zgrlk duygusuna bir engel eklinde alglayan bi
rine sknt verir, bu insan denetleyemedii ve kendisine empoze
edilen bir takm belirtilerin saldrsna uradn hisseder ve bu
grlt onun bulunduu mekndan keyif almasn engeller. Bu
koullardaki bir insan dnya ve kendisi arasnda balant kur
makta zorluk eker, bir iletiim sapmas yaar ve sonuta anlam
lar kaybolur ve sknt ve fke douran parazitli bir bilgi alr bun
larn yerini. Grlt duygusu, evredeki ses anlam boyutunu yi
tirdiinde ortaya kar ve bireyi savunmasz brakan bir saldr bi
iminde empoze eder kendini. Kent grltyle e anlamldr (Le
Breton, 1997).
Tekniin yaygnlamas grltnn gndelik yaama her ge
en gn daha fazla girmesiyle ve bu balamda arlklar denet
leyebilmenin her geen gn daha fazla imknszlamasyla at
ba gitmitir. Teknik gelimenin beklenmeyen sonucu ve rahat
la den bir glgedir grlt. Yakn zamanlarda ortaya kan
bir sorun olmasa da zellikle ellili ve altml yllarda younluk
kazanmtr. Kentte grltler birbirine karr ve kentlinin yr
yne srekli elik eder: otomobiller, motosikletler, kamyon
lar, mobiletler, otobsler, tramvaylar, antiyeler, ambulanslarn
ya da polis aralarnn sirenleri, birdenbire tmeye balayan
alarmlar, sokaklarn ya da mahallelerin mzik ya da hoparlrle
rinin zorunlu yorumlar araclyla mterileri srekli rahatsz
eden ticari etkinlikleri, ortal inleten bir mzikle nlayan ak
pencereler, cep telefonu sesleri, restorasyon, bakm almalar,
inaatlar, eski yaplarn yaklmas vb.
Kent meknlar grltldr ve evler sokaklardan szan ses
lere ya da yaknlardaki dairelerden gelen seslere pek fazla dire-
nemezler. Gnmzde zenginlik grlt kaynaklaryla, bir in
sann sahip olduu grlt reten aralarn okluu ve eitlili
iyle deerlendiriliyor. (Brosse,1965,296). Toplumlarmz
kentte doan grltye, srekli dolaan arabalarn kardklar
grltye maazalardaki, kafelgrdeki, restoranlardaki, hava
alanlarndaki vb ambiyans mzikleriyle yeni ses kaynaklar ek
liyorlar... konumann hi kimsenin duymad, kimi zaman ra
hatsz eden ama gven verici bir mesaj datma gibi bir yarar
salayan seslerin bulunduu bir havuzda gerekletii yerlerde
ki sessizlii bomak gerekiyor sanki. Syleyecek hibir eyi ol
mamann getirdii yaygn korkunun panzehiri, aniden kesilmesi
iddetli bir sknt douran gvenlik akustiinin aktarlmas. Am
biyans mzii belli bir sessizlik fobisine kar etkili bir silah ha
line gelmi ve ticari etkinlikler ortamnda dolaanlara saldrgan
bir hitap biimi olmutur (Le Breton, 1997).
Kentin srekli mrltsna alm birinin bir sessizlik ann al
glamas bu sessizlii krsal kesimde yaayan birinin alglamas
na benzemez. Trafik grltsnn ya da yaknlardaki bir anti
yeden gelen seslerin biraz azalmas kentliye ortaln sessizleti
i duygusunu vermek iin yeterlidir oysa krsal kesimde yaa
yan biri sesli bir fonun yaratt sknty srekli hisseder. Ama
kentli sessizliin hkm srd bir ortamda kendini iyi hisset
mez, kimi zaman korkar byle bir ortamdan ve yksek sesle ko
nuarak, otomobilin radyosunu ak brakarak, el fenerini yaka
rak ya da cep telefonuyla kayg ve tasalarn giderebilecek birini
arayarak kendini rahatlatmaya alr sessizlik iinde. Rahat ve
sessiz bir dnya sonunda endie verici ve grltye alm
olanlar iin iaretlerden yoksun bir dnya haline gelir. Grlt
patrtnn birden durmas, korkutucu, dehet uyandran bir izle
nim uyandrr, felaketten nceki gerilim andr, sokaa bakan ev
lerde oturanlar korku ve dehet iinde pencerelere trr.
Yrynn grltl bir ortamda sakin olmas kiisel bir
tavrdr, kendisine hakim olabilme konusunda belli bir dzeye
varm birinin i disiplinidir. Rahatszlk ve sknt bir duyular
perdesiyle dlanr, artk iitmeme, duymama kararyla ya da ra
hatszl ve sknty ortadan kaldran bir hayal oyununun devre
ye girmesiyle zararn kararl biimde uzaklatrlmasdr. Szge
limi Bachelard, Pariste oturduu sokakta, alan ahmerdanla
rn sesini, zihninde, doduu kydeki yeil aakakanlara ben
zeterek nasl yok ettiini anlatr. te yandan kimilerine gre da
yanlmaz olan sesli retimlere zellikle scak bakan toplumlar da
vardr. K.G. Durkheim grltnn de sessizliin de egemen ol
duu lke Japonya rneiyle yorumluyor bu tavr. Gndelik ya
am kentlerdeki grlt patrtyla nlar, hoparlrler srekli me
sajlar, bildiriler, tler aktarrlar; mzik kamuya ak tm alan
lar tm yapkanlyla sarar: toplu tama aralarndan asansr
lere, restoranlardan tuvaletlere kadar sessizlii inatla kovalar
mzik; hibir yerde eksik olmayan televizyonlar evleri grlt
ye boar. Sabahtan akama kadar kesintisiz sesli yayn batl in
sanlarn sinirlerini iyice ypratr. Ama Japonlar kendilerini pek
etkilemeyen bu grltye sknetleriyle karlk verirler. K. G.
Durkheim (1985) Japonun grlt karsndaki dengeli tavrn
bir moral eitimin sonucu biiminde deerlendiriyor. Japon ii
ne kapanr ve gndelik yaamnn yzeydeki dalgalar hi etkile
mez onu. e kapanma insan dnyann grlt patrtsndan ko
rur. Durkheima gre Batl insann, tm teki olaslklar bir ya
na brakp ya da bir anlk bir huzur sz konusu olduunda onla
ra ok az nem vererek dsall n plana kard yerde Japon,
tersine, dnyaya, kendisine uygun bir mesafe salayan kiisel
sessizliinin damgasn vurur.
badet yerleri ya da parklar, mezarlklar, kentlerde grltyle
evrilmi sessizlik blgeleri olutururlar; insan buralarda biraz
huzur arayabilir, her taraftan kuatan grlt patrtnn dnda
ksa sreli de olsa bir barnak bulabilir. nsan buralarda biraz ne
fes alr, kendine gelir ve bu tr yerlerde bulunabilecek huzurun
tadn karr. Sessizlik dnyaya zel bir boyut getirir, nesneleri
kuatan bir genilik katar ve bu durumun farkna varan insana
da kendi kiisel bakn unutmama ars yapar. Buralarda za
man acele etmeden, insann admlarna gre, huzura, derin d
ncelere, ie dalmalara, aylaklklara davet ederek akar. Bu ses
sizlik alanlar ortamdan koparak, insann kendini toparlamasna
uygun alanlar haline gelmitir. nsan buralarda isellikle yklen
dikten sonra kentin ya da kendi yaamnn alkantlaryla mca
deleye dner. (Le Breton, 1997, 176 ve devam).
Grmek
Grme, kent toplumsallnn ayrcalkl duyusudur. Kentte
dolaan insan kent manzaras (vitrinler, reklam panolar, ara ya
da yaya trafii, olaylar vb) srekli eker. G. Simmel bu durumu
yzyl banda fark etmitir: Byk kentlerdeki insanlarn ken
di aralarndaki ilikileri, kk kentlerde yaayan insanlarn ili
kileriyle karlatrldklarnda yle bir belirgin zellik ortaya
kar: grme etkinlii iitme etkinliine baskndr. Ve bunun ne
deni sadece kk kentlerde, sokaklarda insanlarn ou zaman
tandklarna rastlamalar, onlarla ayak st konumalar ve bu
insanlarn grnmlerinin tm kiiliklerini yanstmas deildir...
Neden her eyden nce genel iletiim aralardr. (Simmel,
1980, 230). Bir mesafe, tasarlama hatta denetleme duyusu olan
bak kentlinin evresine sahip olmasnn temel vektrdr (Le
Breton,1998). Kent, iinde dolaanlar srekli bakma konumuna
getirir. Srekli yzlerden oluan bir orman gsterir insanlara.
Kentte dolaan insan evresinde srekli insan grr ve insana
rastlar, kendisini hibir zaman bakalarnn baklarndan kurta
ramaz. Karlkl grlebilirlik gzerghlarn kacl sonucunu
dourur, ynlendirir, arpmalar ve iti kaklar engelleyerek,
gzerghlar uygun biimde dzenler. Yrrken herhangi bir be
ceriksizlik ya da mnasebetsizlik yapan biri srekli bir nn
ze bakabilirdiniz! uyarsyla karlar.
tekinin grnmn ve tavrm okuma, ilke olarak insann
alaca tavr belirler ve beceriksizlikleri engeller. Karlkl ba
kmalarn sadece topluluk iinde yrmeyi ynlendirme gibi
bir yarar yoktur. Bakmalar ayn zamanda tekini yakalamay,
evredeki yzlere merak duymay, yaanan an dnda bir eye
gerek kalmadan grnt biriktiren aylak bir duyarlk salar.
Karlkl varolma kalitesinin anlk tad karlr ve bu durum
kimi zaman znt ya da rastlantnn eyleme gemesidir, yr
ynn iindeki kk heyecanlar kaleidoskopudur. Yr
y kimi zaman bu kac izlenimlerin estetikisidir ve bir ka-
fenin terasna yerleerek baklarn kalabaln stnde gezdirir.
tekini grmek dler yaratmaktr: Gz bize tekinin yaam
sresi dnda, izgilerinin tzsel biimi altnda gemiinin biri
kintisini de verir, yle ki biz ayn zamanda tekinin, nmzde
ortaya kan eylemlerinin srekliliine tank oluruz neredeyse.
(Simmel,1981). Kent, maddi ya da canl gereleri iinde baka
srekli bir vgdr.
Hissetmek
Yrmek srekli scak, souk, rzgr, yamur gibi olaylarla
kar karyadr. Kent bedende, gnlere ya da mevsimlere ama
ayn zamanda yorgun, ateli, gne ya da frtna altndaki bireyin
fiziksel durumuna gre deien bir dokunsallk oluturur. Ya
mur doann ortaya kdr ve kente, onun geici unsurlarna
her zaman egemen olduunu hatrlatr. Yamur birka saatliine
ya da dakikalna dnyann eksenidir, gkyzyle snrlar kapa
tr, suyla kenti, sanki insanlar ksa sre iin Tanrlara verebilmek
amacyla sokaktan kovan bir kozmoloji iinde birletirir. Ya
mur olay beden olaydr. Damlalar yze arpar, salar, ayakka
blar slatr. Bu damlalar insan titretir ya da serinletir, kimi za
man da akna evirir yakalad insan. Yamur su birikintile
ri, lam avlanlar, oluklardan akan sularn stnden atlamak
zorunda brakr. aran yry bulabildii bir snaktan
brne koar durur, en az kendisi kadar akn ve snak ara
ylar iinde olanlarla karlar srekli... Bu insanlar eker ol
madklarn ve yamurda erimeyeceklerini bilirler tabii ki ama
gene de kaarlar yamurdan... Yamur kent manzarasn bozar,
kentin renklerini deitirir, meknlarn karartr. nsan temsil
eden allm biimler kaybolur, en kat, en titiz, en sert erkek
k
ler, kadnlar, en fazla kendilerine dnk insanlar bile, her trl
kibarlk ve incelie kaytsz kalarak ve bir saygnlk kaybetme
korkusuna dmeden (hepsi ayn anda ayn tabelann altnda ola
bilirler), aldrmadan, bulabildikleri snaklara koarlar, damla
lar arasndan szlrler, gzel grn kayglarn da unutarak
ciddi bir tavrla bir snaktan tekine atlarlar. Yamur ho ve
gzel tavrlar arasnda alm bir parantezdir ama tabii ki bek
lenmedik bir engel karsnda sendelemek ya da slak kaldrmda
dmek gibi baarszla mahkm abalar karsnda da gld
rr insanlar. Yamur maskeleri kartr ve herkesi kendi alak
gnll insani koullarna gnderir.
Ama kimi zaman da allm formalitelerin dna karak
rastlantlar yaratr. nsanlar ortak bir dmana kar birletirir
sanki ve kentliler birbirleriyle biraz daha fazla konuma cesare
tini gsterirler. Hatta yle bir an gelir ki insanlarn tehlikeli bir
duruma kar cephe oluturarak uzlaabil mel eri iin yamurun
frtnaya dnmesi bile istenir (Sansot, 1997, 402). Bu ba
lamda Asyay ve Hindistandaki saysz olay dnyorum:
birka dakika iinde sokaklar su basar, tezghlar yklr, trafik
alt st olur. Bir yaz gn, yakc bir gne altnda uzun bir gezin
tiye ktmz Benaresde, Ganj nehrinin merdivenlerinde yaka
lad bizi yamur. Oralarda dolaan inekler ve keiler hi etkilen
medi yamurdan ama kpekler ard. Sokaklar bir avlann is
tila etmesi iin birka dakika yetti. Ve aradan birka dakika ge
tikten sonra belimize kadar sulara gmldk, Hindistan sokak
larna zel bir grnm kazandran ukurlardan birine dme
mek iin Tanrya yakararak dknt, er p iinde yrmek zo
runda kaldk. Zorlu bir yamur altnda ve yar belimize kadar su
ya batm durumda bir kilometre gittik, daha sonra ayaklarmz
gvenli bir topraa bastk ve ayaklarmzn bast yerleri gzle
rimizle grebilme olanana kavutuk.
Hi kukusuz Kalkta, Bombay ya da Goada, muson rz
grlarn unutarak ama btn gn kanlmaz biimde su iinde
kalarak yaplan teki slak gezileri de anlatmak gerekir. Bu met
ni yazdm yl, bir akam Pokharada balayan korkun bir ya
mur sonucu bir anda sel bast sokaklar, elektrik kesildi, mthi
bir frtna kt, gecenin karanl saatlerce imeklerle aydnlan
d. O srada biz kaldmz otelden epey uzakta akam yemei yi
yorduk, dizlerimize kadar su iinde yrmek zorunda kaldk,
birka ukura battk, kmldamadan duran inekler kt nmze,
duvarlara yaptk, zifiri karanlkta yolumuzu, akan iki imek
arasnda bulmaya altk ve otelimize sa salim varncaya kadar
epey yol katettik. Ama bugn artk byle eyler basit geliyor.
Bunlar bir anda gelip geen sorunlar, kent yrylerinin tuzu
biberi ve unutulmaz anlar brakyor.
Buza gelince, o yryn meteorolojik hastal gibi bir ey,
yryn karikatr, gln yan. Yryn ince dengesini
kaybettirir ve ou zaman dmeyi engellemek iin gln ha
reketler yaptrr. Buna karlk kar ortam yumuatr, sokaklar bi
imli klar, insanda bir masal dnyasnda yaad izlenimi uyan
drr.
Koklamak
Kent yerleim blgelerine gre, mahallelerin, sokaklarn du
rumuna gre yryye farkl kokular elik eder. Kk dk
knlar gnn farkl saatlerine gre kokulu imzalarn brakrlar
evreye: kzarm koyun, sosis, balk kokular, ekerli, yal, yu
murtal rek kokulan, pasta kokular, frndan gelen ekmek ko
kulan vb. Kimi zaman ate stnde kaynayan tencerelerden ge
len kokular ak pencerelerin dna taar ve oradan geenleri
mutfak dleri iine daldrrlar: baharat, sos kokular, enlik ko
kular. Bu kokular insan, tanrlar gibi, kokuyla beslenmediine
piman eder nk bu durumda bu lenlerin snr olmayacakt
ve zenginlik durumu sz konusu olmakszn herkes sarho ola
bilecekti. Kaldrmlar boyunca yryenlerden gelen kokular, sa
bun ya da ilgi ekmeyecek kadar ilkel losyon kokular. Ama in
sanlar, ilke olarak Suskindin kahraman Kurbaann mutlak ko
ku niteliklerine sahip deildirler ve gelip geen herkesi sknt
szca soyamazlar, herkesin kendi kokusunu ruhun hissedilir bir
paras haline getiremezler. Aalarn, ieklerin, yapraklarn,
meyvelerin mevsimlere gre deien kokulan, yamurdan son
raki toprak kokusu, taan lamlarn kokular, kurumu toprak
kokusu. Kimi zaman da evredeki fabrikalardan gelen kokular,
tabakhanelerden, kimyasal madde fabrikalarndan gelen koku
lar ya da ok sk soluduumuz otomobillerin veya motosikletle
rin egzoz kokular.
Yryn tinsellikleri
Gkyz ve yeryzyle uyum iindeki bir yaz bulutu gi
bi, havann soluuyla, mavi gkte, kendisini ok uzak
ufuklara, eskiden beri hedefledii ama hl gremedii
bir yere doru gtren daha engin bir yaamn soluuna
brakm bir hac gibi, bir ufuktan tekine zgrce krek
ekiyor"
Lama Anagarika Govinda,
Beyaz bulutlarn yolu
Tinsel gezgincilikler
Yunanistanda eskiden Kykladlarn en k Deios ve
Pythiasyla nl Delphoi ha merkezleri vard. Kutsal Kitap in
sanlar tip haclardr. Ur ve Kaldeyi terk eden brahim branile-
ri Vadedilen Topraka ulatrmak iin konaklaya konaklaya do
latrr. brahim ve soyu Kenan lkesine yerleirler. Tarihe ge
mi uzun bir yryn ilk safhasdr bu. braniler yzlerce yl
sonra, kleletirildikleri Msrdan kaarlar. Musann nderli
inde iki yz kilometrelik yolu katetmek iin lde krk yl y
rrler. Gten sonra yani Kudsn Nabukadonosor tarafndan
alnmasndan ve Yahudilerin 586da Babile srlmesinden
sonra zellikle Kzldenizden geiin, pesah tan elli gn sonra
yasa tabletlerinin veriliinin Sinada kutland Paskalyada ve
yedi gn sren ve hasat enlikleri yaplan kutsal adr enlikle
rinde Kudse hacca gitmek her Yahudi iin grev olmutur. On
be mezamir (119-133: k ilahileri nk Kudse varmak
iin ok yoku kmak gerekiyordu) haclarn Tanrya gvenleri
ni ve kutsal kente doru yrylerini, duyduklar sevinci belirt
tikleri ezgileriydi.
Ortaan ya da Rnesansn Hristiyan hacs Tanrnn bak
altnda yrr, amac kutsal bir yerde derin dncelere dalmak
ya da gnah karmak, gece mola verdiinde ya da bir ormandan
geerken bir tuzaa dme ya da bir bynn kurban olma kor
kusuyla Tanrya gvenerek kendi varlnn boyutlar lsnde
Yaradln srrn kefetmektir. Yolda birok yerde konaklamas
na ramen bilinmezliin dourduu sknt glge gibi izler onu.
Bu uzun yolculuk boyunca her gn sradan bir mucizedir nk
Allah rzas iin yrrken Yaradann amaz koruyuculuunu da
bekler. Yolun aman vermezlii umurunda deildir, hac yry
nn yks iinde grevinin ve inancnn arkasnda silinmi
tir. Her gn, kendini ayn ekilde Tanrya adamadr ve yry
kutsal n meknnda tamamlanr. Romeiler Romaya gidiyor
lard, Palmieri'ler Kudse ve Peregriniler de Santiago de
Compostelaya gidiyorlard. Peregrirus szc yabanc an
lamna gelir, dardaki, bildik dnyann dndaki anlamnda...
Uzak Ortaa bu szce modern anlamn vermitir; peregrina-
to artk srgn deil bilinli bir iledir (Sigal, 1974, 6), tinsel
lik deneyimidir. Hac iinde gvenli bir yaam srd ailesini
ve kyn terk ederek, kendisine gre tanrsal varlkla kutsan
m bir yere gider. Ailesine ve kentine geici yas tutar, geri d
nebileceinin garantisi yoktur kesinlikle, yolculuunu tamamla
yabilecei de kesin deildir. Tanrnn nfuz edilemez yollarna
uygun biimde yaamak isterken kaybetme riski tadn bilir
ama buna karlk, yolunun son admnda ebediyeti kazanacan
da bilir. nsann kendisini ilahi etkinliklere adamasnn dl
cennete kavumak olmaldr. Doru bir yoldur bu. Bu koullar
da hacnn amaca doru yolculuu olay ncesi ve olay sonras ol
mak zere iki zamana ayrlr.
Bir yerden bir yere gitmek iin en yaygn aracn yry ol
duu eski zamanlarda haclar yollarda tccarlara, rencilere,
askerlere, aylaklara, serserilere, gezgin satclara, dilencilere, ba
ca temizleyicilerine, cambazlara, ingenelere, tarlalarna giden
kyllere de rastlarlard. O dnemde afak vaktinden gn bat-
mna kadar yrnrd. Geceler insanlardan ya da grnmeyen
glerden gelebilecek binbir tehlikeyle doluydu. Yollarda sade
ce ayaklar tozlu insanlara rastlanmazd. Beli deri bir kemerle
sklm uzun gmlek, sandallar, izmeler ya da potinler, geni
kenarl apka, pelerin, matara ve hac denei (baston)... kendi
lerini teki gezginlerden ayran ve birbirlerini tanmalarna (ama
ayn zamanda haclar soymak amacyla hac gibi davranmak is
teyenleri gizleyen bir klk) olanak veren bir kyafet vardr stle
rinde. Baz tarikat yeleri daha fazla ey hak edebilmek iin ya
da mecbur edildiklerinden yalnayak yrrler.
Hac her eyden nce yryen biridir, bir homo viator'dur,
haftalarca ya da aylarca evinden uzak kalr, kutsal bir yerin ken
disine verecei gce kavumak ve bylelikle yeniden domak
iin stlendii bir yaam ve her eyden vaz geme yoluyla tv
be eder. Bu nedenle ha Tanrya srekli ibadettir, bedenin ger
ekletirdii uzun bir duadr. Hac yolda saysz engellerle kar
lar: hrszlar hara alrlar, yamalarlar, ldrrler; dolandrclar
(sahte papazlar, sahte keiler, sahte haclar vb), yryerek ya da
salla getikleri rmaklarda salclarn byk miktarlarda ayak bas
t ya da gei paras talep etmelori, baz yerlerde kurtlar, doal
engeller zor durumlarda brakr haclar... zellikle daha eski za
manlarda yollarn durumu korkuntur. Yry kolaylatrabi
lecek tek bir harita yoktur kimsede, ky ky yol alnr, izlenme
si gereken yolu gsteren bir iaret olarak konmu ta ynlarna
gvenmekten baka are yoktur. Soua ya da scaa, yamura
ya da ka, rzgra, tahtakurularna ya da bitlere, yaralara, eit
li pisliklere, dzensiz beslenmeye, kukulu sulara, hastalklara,
eitli enfeksiyonlara maruz kalnr. Hac ayn zamanda sadece
en talihli kimselerin mutluluk iinde ama ayn zamanda kurtu
lularn tehlikeye atarak ekecekleri bir iledir.
Kimi tinsellik araylar ise dz yollar yerine ters yollardan
yrrler, manastrlara urarlar, kutsal eya sandklarn grrler,
kk kiliselerin dua yerlerini ziyaret ederler vb. Gezgin iin
corafya ermilerin yaamyklerini anlatan metinlerden ayrl
maz ama ayn zamanda geilen blgelere merak duyulmasn
salar. nce haclar zamann tm rastlantlarna brakan, rastge-
le girilen yollar, Compostelaya gtren drt byk yol onlar
arlamaya hazrlanr yava yava, rehberler harekete geerler,
kalnacak, yemek yenecek ya da ibadet edilecek vb yerlerin ad
larn verirler. Her gn otuz-krk kilometre yol alnr. Haclar yol
da sivil ve dini otoriteler tarafndan korunur, zel birtakm yer
lerde (manastrlar, hastaneler, yurtlar, hanlar, konaklar) barnrlar
ve karnlarn doyururlar. Haclar dalk blgelerde dzenli alan
anlar sayesinde barnabilecekleri yerleri bulurlar, Composte
laya gidenler de bunlar zel Compostela levhalar sayesinde
bulurlar. Compostelaya her yl yz binlerce hac gider ve bun
lar geri dnmek zorundadrlar nk o zamanlar durum bugn
k gibi deildir ve haclar oraya vardktan sonra evlerine dn
mek iin ayn artlarda ayn yolu katetmek zorundadrlar. Biro
u yollarda telef olduundan ve bu balamda Kilisenin caydr
cl yznden ok az kadn hac vardr yollara den.
spanyann i kesiminden uzakta Compostela yollarnda ya
da Roma veya Kuds yollarnda saysz hac tipine rastlanr. Din
dar hristiyanlar, inanlarn gstermek amacyla kutsal yerleri
ziyaret etmek zorundadrlar. ifa bulmak isteyen hastalar ve sa
katlar azizlerden kalm kutsal kalntlarn mucizevi iyiletirici
gcnn ekimine kaplrlar. Kimileri ise Tanrdan zel bir istek
te bulunduktan sonra adak adamlardr ve bunun gereini yeri
ne getirirler. Bu arada mahkemeler de dinsel ya da sivil kuralla
ra uymadklarndan cezalar Compostelaya ya da baka yerlere
gitmek olan mahkmlar yollara dkerler. Bunlar gnahlarndan
arnmak iin yrrler ve gidecekleri yere vardktan sonra cezala
rn ektiklerini gsteren bir sertifika verilirdi kendilerine, by
lelikle evlerine dnebilirlerdi. Haclar ne kadar dindar olduklar
n gstermek amacyla kendilerini zincire vururlar ya da yalna
yak yrrler ama baz ilekeler de yrylerini pas onlar zin
cirlerinden kurtarncaya kadar stlerindeki kstekle yrmek
zorundadrlar. Bu arada isteyen ok zengin kimseler hac grev
lerini para karl yerine getirirler ya da bakalarna para vere
rek yaptrrlard kendileri adna bu ziyareti.
XV. yzyl sonundaki Din savalar srasnda yollar tehlikeli
hale gelince bu gelenek uzun sre kesintiye urar. Luther, ahla
ka aykr bulduu hac ziyaretini yasaklar. Ama savalar sona er
dikten sonra, haclar tekrar Compostela yollarna ya da baka
yollara kavuurlar. Kimi zaman da bu balamda sadece bir
adaktan sonra ya da ibadet amacyla en yakn katedrale kadar
yrnr. Szgelimi Charles Pguy, olu Pierrein hastal nede
niyle adak adadktan sonra Chartresa yapt ha ziyaretini ok
ho bir ekilde anlatr. Antremansz olmasna ramen, gnde
yz krk drt kilometre yol alr. Ovada Chartresn an kulesi on
yedi kilometre uzaktan grlyor. Kule bazen bir dalgalanmann
arkasnda, bir orman izgisinin arkasnda kayboluyor. Kuleyi
grr grmez byk heyecan duydum. Hibir ey hissetmiyor
dum artk, ne yorgunluk, ne ayaklarm... Btn pislikler bir an
da kayboldu. Baka biriydim (Engelman, 1959, 106).
Compostela yollarnda bugn binlerce hac var (Bour-
les,1995) ve bu haclar inan gsterisi amacyla yollara dm
deillerdir, onlarn amac kiisel bir tinsellik aray ya da kendi
lerine zaman ayrma istei, ada dnyann ritimlerinden ve
tekniklerinden kopmak ve milyonlarca selefle simgesel olarak
birlemektir. Gene bir adak, bir inan gsterisi sz konusudur
ama giriim ou zaman, daha ok kutsalla baldr yani z
gnl ve younluu iinde unutulmaz, mahrem bir dnyasal-
ln ve deneyimin olumas. nan yollar yerini bilgi ya da Ta
rihe sadakat yollarna brakr, gerek yollar anlam yollan olur ve
her hac buraya kiisel bir ierik brakmak zorundadr (Le Bre-
ton, 1997, 227 ve devam). Yrme soyar, plak hale getirir,
dnyay nesnelerin rzgr iinde dnmeye davet eder ve in
sana mtevaz ve gzel bir yaam hatrlatr. Gnmzde yr
y kiisel bir tinselliin hacsdr, yrrken derin dncele
re dalar, alakgnll, sabrl olmay renir, yrme bir tr ge
zici ibadet biimidir, gezilen dolalan yerlerde hibir kstlama
sz konusu deildir yry iin, yrynn evresinde
muazzam bir dnya vardr.
Ortodoks dnya da birok tinsel yry biimi tanr. Ayna-
roz keilerinin yatacaklar belli yerleri yoktur, gece bastrdn
da olduklar yere uzanverirler ve kesinlikle yatacaklar uygun
yerler aramazlar. Bir manastr merdiveni, bir ukur, ksa sre
dinlenmeleri iin yeterlidir. Kesinlikle Aynaroz keileridir ama
zel bir manastra bal deildirler, srekli bir ibadet yerine d
ntrdkleri o kutsal da mekn tutmulardr. Yrrken srek
li ilerinden yreklerinden dua ederler. Tm manastr kuralla
rndan kopmu olmalar hareketlerinde son derece zgr klar
onlar, ibadet iin uygun bulduklar her yere giderler keyiflerine
gre. Tm yaamlar Tanrya doru bir yrytr. Aynaroz da
n ezbere bilirler. Orada durmakszn keyiflerine gre dolar
ken defalarca gemedikleri tek bir yer yoktur. Her gn, srekli
yeni bir kutsama iinde dnyay yeni bir doua gtren yeni bir
gzergh bekler onlar. Srekli Tanryla birlikte yryen bu in
sanlar iin yaradlla snrda olan bir mendilin stnde ebedi
ha.
Ortodoks gelenei Aynaroz danda parlayan yerin ok daha
telerine uzanr. Rus hacmin hikyeleri XIX. Yzyl sonunda,
kutsal Rusyada, bir adamn ayn tinsel gzerghn anlatr. Bir
gn ayinden kan bir dindar srekli dua etmenin mmkn olup
olmadn dnr ve yollara derek baz nllerden bu soru
nun cevabn almaya alr. Yreini Tanry evirmi, Ortodoks
Hristiyan, Rus hac, bu aray srasnda yryle duay birbiri
ne kartrr. Kimi zaman, bir gnde yetmi kilometre yrd
m oluyor ve yrdmn farknda bile olmuyorum; sadece
dua ettiimin farkndaym. iddetli soua yakalandmda daha
bir dikkatle dua ediyorum ve ksa srede snyorum. Kamm ok
acknca sann adn daha fazla tekrarlyorum ve alm unutu
yorum. Hasta olduumu hissettiimde, srtm ya da ayaklarm
ardnda, kendimi iyice duaya veriyorum ve ac hissetmiyo
rum (1966, 39-40). Katedilen alan insann iinde hareket eder.
Drdnc hikyenin sonunda hac Eski Kudse gitmek zere
bir yol arkada bulur kendine.
Tanrlarla birlikte yrmek
Asyada Hinduculuk ve Buddhaclk hac ziyaretlerini tevik
etmekte ve saysz sadhu yu ya da tanrsal bir yaknlk arayan bir
yn sradan kadn ve erkei yollara dkmektedir. Tibetde sey
relmi hava baz hatha yoga egzersizlerine yakn bir yry rit
mi empoze eder. Y ry yava ve dzenli yrmek zorunda
dr ve dz alanlardakinden daha fazla havaya ihtiya duyar ora
da. Baz Tibetliler nefeslerini ve admlarn daha iyi ayarlayabil
mek iin kutsal formllerden (mantra) yararlanrlar.
Tibet geleneinde baka bir yry biimi vardr: lung-
gom-pa. Bu yry biiminde trans halindeki yryler
yorgunlua ve engellere kar duyarszdrlar ve son derece hafif
ve esnek hareketlerle uzun mesafeler kat ederler. Bir gn, Al
man kkenli lama Anagarika Govinda kamp yerinden ve arka
dalarndan ok uzaklara gider, gece bastrmak zereyken yolda
kaybolur. Bir Himalaya gecesinde souktan lme tehlikesiyle
kar karyadr. nmde kilometrelerce uzanan kayalklar ara
snda ayaklarm nereye koyacam bilemiyordum. Gece hzla
kmt stme ama kendim de hayretler iinde kayadan ka
yaya atlyor ve plak ayaklarmdaki ok hafif sandallara ramen
asla ne sendeliyor ne de kayyordum. O zaman tuhaf bir gcn
bana egemen olduunu dndm; ne gzlerin ne de beynin
ynlendirebilecei bir bilinti bu. Organlarm neredeyse meka
nik biimde hareket ediyordu ama gene de trans halindeydiler
sanki; kendilerine zg isel bir bilimleri vard sanki bunlarn
(Govinda, 1976, 121). evresindeki dnya bir d dnyas gibi
gelir ona. Kayalar stnde bir yanl adm kanlmaz bir lm
le sonulanabilir ama o bir uyurgezerin dinginlii iinde ilerler.
Bylece kilometrelerce yrr. Nihayet magnezyum batakly
la kapl dzle bakan tepelerdeki boazda bulunduumu anla
dm ve o anda karl sradalarn bulunduu tarafta bir yldz g
rnd. nmde uzanan dzlkte bir iaret kabul ettim bu yld
z. Bu ynden sapmaya cesaret edemiyordum ve bu byyle ar
plm gibi, kesinlikle batmadan batakl getim (122). Daha
sonra anlar ki, istemeden, kendisiyle kendisini kaynatrarak bir
an lung-gom-pa olmutur. yle diyor Govinda: Gom derin d
ncelere dalma, dncenin ve ruhun, ikilem ortadan kalknca
ya kadar, birey nesne ve dncesiyle tek oluncaya kadar belli
bir konu stnde younlamas demektir. Lung hava ve ya
amsal enerjiye gnderme yapar. Lung-gom-pa nefesini prn-
yma yoga uygulamasyla denetlemeyi renmi biridir. Bu
trans biimini renmi insan hava gibi hafif olduu izlenimi
uyandrarak ok canl bir tavrla yrr, onu yrynden ayr
mak mmkn deildir, dnyayla btnlemitir. Buradaki tehli
ke anszn normal bilin durumundan kmaktr. Byle bir insan
evresindeki hibir eye bakmaz, yry trans iinde erimi
tir.
Lung-gom-pa teknii zgrleme yollarndan sadece bir ta
nesidir, iletiim olanaklarnn zor ve ou zaman tehlikeli oldu
u bir lkede (ve bir mevsimde) uzun mesafeler katetmek iin
yararldr. Peter Matthiessen, korkun bir rzgr altnda, bir da
eteinde, tehlikeli bir gei srasnda yaadklarn anlatarak bir
rneini verir bunun. Tir tir titrer ve korkudan drt ayak stne
ker. Yk tayclar glerek ve gevezelik ederek gelirler. Yolun
bu blmnde durumu grnce susarlar ve srtlarndaki ar yk
lerle, gzlerini bir noktaya dikerek ve kayalara elleriyle belli be
lirsiz dokunarak geerler. Engeli atktan sonra, hibir ey olma
m gibi braktklar yerden sohbete ve glmeye devam ederler.
Matthiessen lung-gom-pa'nn bu tantra disiplinini, insan arl
ndan kurtaran bu dnyalar aras yry anar.
Hindistanda sannysi tek bana, ba bo dolaan keitir,
her eyden vaz gemi bir insandr. Guru olduktan sonra yolla
ra der, tapnaklar ziyaret eder, baka bilgeleri, pujalar ycel
tir. Evi dnyadr, bazen gnlerce ya da yllarca bir maarada ya
da ormanda kalr. Arkadalar her zaman geicidir. Kimileri de
gnll olarak almaktan ve ailelerinden vaz geerek sanny
si olurlar; bu durumda birey toplumsal mkellefiyetlerinden ka
ar, giysilerinden ve mallarndan kurtulur, beline bir petamal
balar, eline hac deneini ve anan alr nk artk sadece
yol kenarlarnda toplad sadakalarla yaayacaktr. Artk baka
larnn iradesine bamldr. Dnya nimetlerinden vaz gemitir,
Tanryla birlikte, admlarn uydurarak dzenli biimde mant-
ra 1ar okur. Hi paras olmadndan bir yerden bir yere gitme
biimi yrytr, sadece bazen bir kontrol memurunun kibarl
ve hogrs sayesinde trene biner.
Hinduculuk gibi Buddhaclkda da hac vardr ve Buddha ke
ileri uzun yrylere karlar. Govinda bir gn kendisinden
nceki guruyla bulumak zere Tibet yollarna der. Yolcu
luk bir dt; yamur, sis, bulutlar, bakir orman, kayalklar ve
dalar, boazlan ve uurumlar gizemli biimde deien bir
dnyaya dntryordu ve bu dnyada fantastik biimler yle
abuk ortaya kp kayboluyorlard ki gerekliklerinden -hatta
kendi gerekliimden- pheleniyordum. (Govinda, 1976,69).
H i mal ayal arda yava yava yol almak farkl bitki rts ve ik
limde bulutlara trmanmaya benzer. Geleneklerine bal olan
Govinda, Tibete alan boazn en yksek noktasna vardnda
talardan oluan piramidin evresinde defalarca dner; bu pira
mit daa sa salim ulaan her hacnn kran ifadesi olarak koy
duu talarla oluur. O da, kararllndan amayacan hatrla
ma ve ayn yolu izleyecek btn haclara selam niyetine kendi
tan ekler piramide. Ve o dnemde gezgin kei olan gelecein
Buddhas Maitreyaya adanan drtl dnr: Tek bama,
beyaz bulutlardan oluan bir yolda binlerce kilometre kat edi
yorum (72).
Govinda, kendisinin de gerekletirdii, Buddhaclarn ya da
Hinducularn kutsal halardan birini anlatr: Kailasa da hac zi
yareti. Ebedi bir zincirin kck halkalar olan bu yolu binler
ce insan katetmitir. Bu insanlar ou zaman Indus un verimli
ve yakc ovalarndan, zellikle de Ganjn ovaya girdii Harid-
wardan hareket ederler. Hac arnmak iin souk sulara dalar,
eski kimliini ldrdkten birka ay sonra, bin kilometre uzak
ta, Hindularn Gaur-Kund dedikleri, Kailasa dann eteindeki
gln sularnda yeniden doar. Mays aynda, kar durduunda,
zellikle yoksul haclar, sadhu'lar yollara derler; bu arada ba
zlarnn yk tayc ya da katr kiralayacak kadar paras vardr.
Bunlarn ou yaln ayaktr ya da sandal vardr ayaklarnda, ka
falarnn stnde da kk bir denk bulunur, akamlar barndk
lar yerlerde ok az bir yemekle yetinirler. ou Rama, iva ya
da Krina iin bir mantra okur. Bazlar, souk, hastalk, bula
c hastalk, uurumlara yuvarlanma ya da derelere dme gibi
nedenlerle yollarda lrler.
Ovalarn scakl ve dalarn dondurucu souuyla, kat kat
bulutlarla, ldrc yamur ve rzgrla karlatklar yzlerce
kilometrelik sradalara trmanrlar. Uurumlar boyunca patika
lar rmaklar ve derelerle kesilir; bu rmaklar ve dereler bazen y
ryerek bazen tesadfen, engelin almasna olanak veren bir
kpr yardmyla geilir ve bir gn Alexandra David-Neelin
(1964, 98) bana gelen macera gibi kme tehlikesi vardr bu
kprnn her zaman. lm zihinsel ve fiziksel olarak iyi hazr
lanmam biri iin srekli tehlike oluturur. Sadece tanrsal ola
n en korkutucu haliyle seyretmi olan biri, geree armadan
ve korkmadan aka bakabilmi olan Kailasann ve kutsal gl
lerinin ezici sszlna ve sessizliine tahamml edebilir, tehli
kelerin ve zorluklarn stesinden gelebilir ve bunlar dnya y
zndeki en kutsal yer olan tanrsalln huzuruna kabul edilme
ayrcalnn bedelidir. Ama rahatndan ve gvenliinden vaz
gemi olan ve kendi yaamyla ilgilenmeyi brakm olan, an
latlmas ok zor gzel duygular hisseder ve en byk mutlulu
u tadar, diyor Govinda (297).
Gurla boaznda yryy Tanrnn ruha doldurduu bir
k bekler: yz elli kilometrelik bir uzaklktan Kailasann doru
unu, yeil otlarlarla evrili mavi glleri, altn renkli tepeleri
ak seik biimde gsteren afan saydaml iinde dalarda
ki byk daran dr bu... nsan iinden deitiren ilk a
knlk: kutsal manzara stnde hkm sren ve hacnn yrei
ni istila eden, onu tm kiisel kayglarndan kurtaran ebedi hu
zur; hac d grr gibi grdkleriyle zdelemitir. Bilinli
bireyin dinginliine ulamtr, artk ebediyen kendisinden ol
mayan hibir ey gelmez bana (303). Kendisinden nce bu
kutsal yerde dolam olan binlerce insann glgesiyle evrilmi
olduu duygularyla tanrlarn toprana iner.
Birka saat sonra Manasovar glnn mavi sularnn karsn
da bulur kendini, dalarn eteinde, ince ve deiken bulutlar
dan oluan bir ortamdadr. Hayretler iinde hayvanlar rktme
diini fark eder. Kular, tavanlar, hatta kiyanglar insandan
korkmazlar nk onlar kimsenin kendilerini avlama ya da l
drme hakkna sahip olmad ok kutsal bir yerde yaarlar. i
fal ya da kokulu bitkiler ok boldur ve hac yararlanabilir bun
lardan. Yol bitmemitir henz, kendisiyle arad ey arasnda
geni ve yeil bir dzlk uzanmaktadr.
Biraz sonra Kailasa dann eteklerindedir. lme ya da de
lirme tehlikesini gze almadan hi kimse Tanrlarn tahtna yak-
laamaz ya da iva (ya da Demog, son gerein gizemine ve
rilen ad o kadar nemli deildir) mandala sim giremez. Tam bir
kendinden geme ve younlama iinde Kutsal da ritel gezi
si Parikramay tamamlayan hac eksiksiz bir yaam ve lm
evrimini kat eder (312). Kutsal dan (karlar mcevheri) b
yl grnm (darari) iinde yzer. Tibetlilere gre dada d
ncelere dalm milyonlarca buddha ve bodhisatva vardr ve
bunlar insanla k saarlar.
Govinda, hacnn, 5800 metre ykseklikte Dlma boazna
doru ktaki son etab, egodan kurtulu etabn anlatyor. Bu
rada, hac, iri kayalar arasna, len biri gibi uzanr. Gzlerini ka
par ve Yama dncesine dalar: eski eylemleri hatrlayan kendi
bilincinin yargs. Hac burada ayn zamanda sevdii ve kendi
sinden nce len her eyi, ona sevgi veren ama kendisinin kar
ln veremedii her eyi hatrlar; yeni biimleriyle ilgilenme
den onlarn mutluluklar iin dua eder (316). lm korkusun
dan kurtulmu, gemiiyle uzlamtr, gelecek dnyaya alr,
iinden deimitir artk, Merhamet glne doru yrr ve so
uk sulara dalar; tekrar ovaya doru inmeden nce ilk vaftizidir
bu.
Yeniden dou anlamnda yry
Yrmek dnya yaamn esasa indirgemeyi gerektirir. ok
gerekli ve temel eyalar almaldr yanna yry: biraz giysi
ve alet, ate yakmak ve souktan lmemek iin gerekli eyler,
yerini tayin etmesine yarayacak aletler, yiyecek, baz durumda
silah ve tabii ki kitap. Bu balamda fazlalklarn bedeli zahmet,
sknt, ter ve fkedir. Yry insann kendisini yoksunlatrma-
sdr, insan dnyayla kar karya brakjr. Sauntering szc
nn etimolojilerinden birini referans alan Thoreau yrme sana
t simgesel olarak kutsal bir yere ulamak, admlarn yolun e
kiciliine brakmaktr, diyor... kvrmlar olutursa da, bu sre
iinde, inatla denize ulatran yolu arayan bir rmak gibi (Tho
reau, 1994, 85).Yry bakn koullanmadan uzaklamas
iin bir yoldur, sadece meknda deil, insann kendi iinde de
yol aar, dnyann kvrmlarn ve insann kendi iindeki kvrm
lar bir duyarlk ve birlik iinde katetmeye gtrr. Sradan top
lumsal zorlamalardan kurtard iselliin corafyasyla birleen
darnn corafyas. Lavanta kokulu gzel yol her saniyede so
luyor. Kesinlikle hi kimse izlememitir bu yolu, o da gnele
birlikte domutur. Oradaki ky hayata uyanmak iin SZ bek
liyor (Roud, 1984,86). E. Abbey ise kendi slubunu yanstyor:
Ne zaman bu kk gizli kanyonlardan birinin iine baksam,
sadece kaynann -yapraklara brnm tanr, ln slak gz-
stnde ykselen Fremont kavakln deil gkkua renginde
prl prl parlayan bir k tac da greceimi sanyorum: ar d
nce, an varlk, adm sylemeye hazr madde d, ar dnce
(Abbey, 1995, 253). Tibetlilere gre yollardaki engeller (souk,
kar, dolu, yamur, korkutucu boazlar vb) haclarn dinginliine
kavumak isteyen eytanlarn iidir ama belki unu da kabul et
mek gerekir ki gezginin yolu stne serpitirilmi engeller,
onun henz bilmedii eylerin arpan yreine doru yapt i
sel gezisinin binlerce kilometrelik snrlardr.
Yry dnyann hi duraksamadan ald ve kendisini ih
tiam iinde gsterdii anlara gtrr: kimi zaman kiisel bir
deiimin eiidir bu. Bir insan olarak durumu kefeden yr
y bir yryn de tpk yaam gibi kestirilebilir eylerden
ok kestirilemeyen eyler barndrdndan tm ayrntlarn bile
meyecei olaylarn younluu iinde kendini kefetme konumu
na geer. P. Mathiesseni dinliyoruz: ki saattir skntlar iinde
yim, zor nefes alyorum, trmanyorum, kayyorum, kyorum,
tkanyorum, bir hayvan gibi bitkin dyorum ve yukarda, buz
lu kayalar yakan ve acmasz gkyzn beyaz bir kla aydn
latan batan gnein altnda kutsal bayraklar dalgalanyor. Bay
raklarn glgeleri kar izlerinin lekesiz yzeyleri stnde dans
ediyorlar. Ve ite, sonuncu byk boazda gene gnein altnda
ym; rzgr dncelerimi serinletsin diye yn balm kar
yorum; dizlerimin stne kyorum, lgnca mutluyum, yor
gunluktan lyorum, iki dnya arasnda incecik bir izgi stn
deyim (s.305).
Ypratc yry srecinde kimi zaman yeteri kadar g ve
gzellik bulunur ve balangtaki acy eritir bunlar. Yollarla te
mas sonucu ykanan, ilerleme zorunluuyla kemirilen yry
gittike daha az ac verir. Yry zamanla ilerlemeyi motive
eden acnn korkun ekirdei olmaktan kar, insann kendisini
deitirmesi, yalnlatrmas, yolun ve yola karan bir bedenin
kimyasn talep eden bir dnyaya yeniden domas iin bir ar
olur: insann ve yolun mutlu ve titiz enlikleri. Bu boaz var
lacak bir nokta, derin dncelere dalmaya ak ve uygun bir
yerdi ama te yandan da kendimi amam iin bir aryd, bu
yerde baka bir manzarann ve baka bir benin otu, havas ve ta
vard diyor Thierry Guinhot Cantal dalarnda. Ayaklarmn
titremesi, baklarmn yreimde arpmas, boazdan geerken
ie ekilen, yenen soluk baka birinin gcn ve gerilimini yk-
lyordu bana (Guinhot, 1991, 20).
Yry kimi zaman sadece yol boyunca kendimi* hakknda
dnmek iin bol zaman braktndan deil oaz durumlarda da
geride braktmz zamana gtren ve belirsiz ve bulank anlar
ortaya karan bir yol izdiinden yeniden kavuulan bellektir.
Yry bu durumda lm, nostalji, hznle yan yanadr, bir
aacn, bir evin, bir rman ya da bir avlann, kimi zaman bir
patikann ya da bir sokan dnemecinde rastlanan yal bir yz
sayesinde zaman uyandrr. yle diyor Sansot: Yol izgisi sa
dece maddi bir ey deildir, grnmez iaretler de vardr yolda
ve bu iaretler olmasa yol kaybolur ve biz yolumuza devam ede-
bilsek de ayn yol stnde olduumuzu syleyemeyiz: yrei ol
mayan birine verilemeyecek kiisel anlar ya da tipolojik, duy
gusal ilikiler (Sansot, 1983, 78).
Yry yaama sknts ya da acsna kar bir ilatr. lk ki
tabm (Le Breton, 1982) ok zntl birinin Brezilyann ku-
zey-dousundaki yollarda uzun ve hznl yryn anlat
yordu. Hikye ve kiisel yk arasndaki izgi kimi zaman ok
inceydi, sz konusu olan bir romand ama yollarda ya da sokak
aralarnda yaplan uzun yrylerde yorgunluk ya da kendini
kaybetme deneyimi bildik bir eydi benim iin. Dnyann ac
maszln ya da holuunu renme yolunda ilk admlar. Ken
dini dourmak iin gecenin iinden fizik olarak gemek gereki
yordu. Yry dnyann aklna yeniden kavumay sala
yan anlam yava yava retir. nsan ou zaman kendi dna
atldktan sonra yeni bir ekim merkezi bulabilmek iin yrr.
Kat edilen yol cesaretsizlik ve yorgunluk douran bir labirenttir
ama bu labirentin tamamiyle isel bir k vardr ki orada insan
bu deneyimi kendi lehine eviren anlamlar ve mutluluklar bulur.
Yava yava dnyayla uzlamay salayan ac yryleri ola
rak nitelenebilecek saysz yry vardr. Sknt ve bunalm
iindeki yrynn ans yaamyla btnlemesini srdr
mek, nesnelerle fiziksel ilikisini korumaktr. Yry yor
gunluuyla sarho olarak, szgelimi uraya gitmek yerine bura
ya gitmek gibi kk ama etkili eyleri kendine ama edinerek
dnyayla ilikisini denetler. Ynnden sapmtr hi kukusuz
ama kendisi farknda olmasa da bir zmn peindedir. Byle-
ce yry bir inisyasyon olur, mutsuzluu ansa dntrr,
yollarn simyas ebedi insan deitirme, onu yeniden yaam yo
luna koyma amacn doldurur.
Zor bir manevi deneyim yaam, yry olan fizik deneyim
de insann ekim merkezini deitiren gl bir panzehir bulur.
Birey baka bir ritme dalarak, zaman, mekn ve tekilerle yeni
bir iliki kurarak deerlerini greceletirir ve kendi kaynaklar
na yeniden gvenmeye balar. Yry insan kendisine tantr
ve bunu narsisik biimde deil yaama zevki ve toplumsal ili
ki iinde yapar. Sresi, kimi zaman zorluu, getirdii temel un
suru hatrlatmas, yry, gerekten hznl bir kiisel hik
yeyi yok eden bir unsur haline getirir, yry bu zelliiyle in
sann iinde, bunalmlarn yar halinde olduu o herkesin bildi
i yollardan uzakta ters yollar aar. Hatta gnmzde hastalara
ynelik organize yryler vardr; szgelimi kanser hastalarna
ya da eitli yallk ikyetleri olanlara hastal atlatmalar iin
kendilerine gvenlerini kazanmalar, fizik ve moral kaynaklarn
eksiksiz biimde harekete geirmeleri amacyla yry yaptrl
maktadr. nsan yol a iinde yaamn ipini yeniden bulmaya
almaldr.
Yolculuun sonu
Saatlerden, gnlerden hatta kimi zaman daha uzun sreler
den sonra, yollarda ar bir yryten sonra, yolun sonunda
admlar hzlanr ya da tekilere, geici olarak askya alnm nor
mal yaama kavumay isteme ya da istememe durumuna gre
daha da arlar. Rusyadan Kamatkaya kadar binlerce kilo
metre yolu yryerek kat eden Cochranen tek ryas ayn yolu
tekrar katetmektir: Byle bir yryten sonra seyahat arzu
sundan, en azndan bylesine eksantrik biimde seyahat etme ar
zusundan kurtulduum, bu hastal atlattm dnlebilir.
Gerei yanstmaktan ok uzaktr byle bir dnce. Bilinli bir
ekilde unu syleyebilirim ki kendimi Tatar ovalarndaki kadar
mutlu hissettiim olmamtr ve en byk arzum da byle bir
mutluluu tekrar yaamaktr (Cochrane, 1993, 13). Mathiessen
Dolpoda uzun bir yryn sonuna gelmitir. Ama k mevsi
minde panter engeli kar nne ve geri dnmek zorunda kalr.
Bununla birlikte Mathiessen kendisine tekrar sahip olabilmek
amacyla bu kadar uzaklara gittii iin mutlu ve tatmin olmu
tur. Parkamn altndaki kutsal bayrak beni styor. Koyu bitki
ay ve rzgrn yaratt grntler, Kristal da ve mavi ba-
r a l ler karda dans ediyorlar; bana yetiyor bu. K mevsiminde
panter grdnz m? Hayr! ok ho oluyor! (Mathiessen,
1983,269).
Gerekten de sadece katedilen yol nemliyken yolun sonu
nun ne nemi olabilir. Biz yolculuk yapmyoruz, yolculuk bizi
meydana getiriyor ve bozuyor, yaratyor bizi. Ve biz burada ya
znn sonuna geliyorsak da son szck uzun yol buyunca sadece
bir etaptr. Bembeyaz sayfa her zaman bir eiktir. Bereket ver
sin, biz dnyann kentlerine, ormanlara, dalara, llere doru
tekrar yola kacaz, baka grntler, baka duyumsallklar bi
riktireceiz, baka yerler, baka yzler kefedeceiz, yazmak
iin bahaneler arayacaz, bakmz yenileyeceiz ve hibir za
man dnyann araba lastiklerinden ok ayaklar iin yaratlm
olduunu asla unutmayacaz ve bir bedene sahip olduumuz
mddete ondan yararlanmak gerektiini de unutmayacaz hi.
Dnya yuvarlak ve dnyay sessiz sakin dolaan insan gnn bi
rinde kalk noktasna gelir, baka bir yolculua hazrdr. Ynla
byk, kk yol, ky, kent, tepe, orman, da, deniz, l... bizi
bekleyen saysz gzergh... bunlar hissetmek, gzlemek, orala
ra gitmi olmann mutluluu iinde belleimizi sktrmak. Pa
tikalar, toprak, kum, deniz kenarlar, hatta amur ve kayalklar
beden ve yaam rpertisiyle ayn dzeydedir.
Bibliyografya
Edward Abbey, Dsert solitaire, Paris, Payot, 1995.
Vladimir Arseniev, Derzou Ouzala, Paris, J'ai lu, 1977.
Jean-Franois Augoyard, Pas pas. Essai sur le cheminement
quotidien, Paris, Seuil, 1979.
Gaston Bachelard, La Potique de l'espace, Paris, PUF, 1981
Gaston Bachelard, L'Eau et les rves. Essai sur l'imagiantion de
la matire, Paris, Corti, 1942.
Pierre Barret, Jean-Nol Gurgand, Priez pour nous
Compostelle, Paris, Hachette, 1999.
Bash, Journaux de voyage, Paris, Presses Universalistes
d'Orient, 1976.
Roland Barthes, Mythologiques, Paris, Seuil, 1957.
Charles Baudelaire, "Le peintre de la vie moderne", in
uvres compltes, Paris, Seuil, 1968.
Walter Benjamin, Sens unique, Paris, Lettres Nouvelles, 1978.
Walter Benjamin, Charles Baudelaire, Paris, Payot, 1979.
Jean Bis, Mont Athos, Paris, Albin Michel, 1963.
Alain Borer, Rimbaud en Abyssinie, Paris, Seuil, 1984.
Alain Borer et autres, Pour une littrature voyageuse,
Bruxelles, Complexe, 1992.
Jean-Claude Bourls, Retour Conques, Paris, 1995.
Nicolas Bouvier, L'Usage du monde, Paris, Payot, 1992.
Nicolas Bouvier, Chronique japonaise, Paris Payot, 1991.
Nicolas Bouvier, Irne Lichtenstein-Fall, Routes et droutes
(entretiens), Genve, Mtropolis, 1992.
Andr Breton, Nadja, Paris, Poche, 1964.
Jacques Brosse, Inventaires des sens, Paris, Grasset, 1965.
Fawn Browdie, Un diable d'homme, Paris, Payot, 1993.
G. Bruno, Le Tour du monde de deux enfants, Paris, 1906.
Richard Burton, John Speke, Aux sources du Nil. La
dcouverte des grands lacs africains (1857-1863), Paris,
Phbus, 1988.
Richard Burton, Wanderings in West Africa, New York,
Dover Publications Inc., 1991.
Nunez Cabeza de Vaca, Relation de voyage, Arles, Babel,
1994.
Ren Cailli, Voyage Tombouctou, 2 tomes, Paris, La
Dcouverte, 1996.
Henri Calet, Le Tout sur le tout, Paris, Poche, 1948.
Italo Calvino, Les Villes invisibles, Paris, Points Seuil, 1980.
Albert Camus, Noces, Paris, Poche, 1959.
Jean Cayrol, De l'espace humain, Paris, Seuil, 1968.
Camilo Jos Cela, Voyage en Alcarria, Paris, Gallimard, 1961.
Bruce Chatwin, En Patagonie, Paris, Grasset, 1988.
Bruce Chatwin, Le Chant des pistes, Paris, Grasset, 1988.
Bruce Chatwin, Qu'est-ce que je fais l Paris, Grasset, 1991.
Bruce Chatwin, Photographies et carnets de voyage, Paris,
Grasset, 1993.
Bruce Chatwin, Anatomie de l'errance, Paris, Grasset, 1996.
Franois Chobeaux, Les Nomades du vide, Actes Sud, 1996.
Alexandra David-Neel, Voyage dune parisienne Lhassa,
Paris, Gonthier, 1964.
Rgis Debray, "Rhapsodie pour la route", in Cahiers
demdiologie, n"2, 1996, Qu'est-ce qu'une route?
Philippe Delerm, Les Chemins nous inventent, Paris, Stock,-
1997.
Oumar Dia, Rene Colin-Nogus, Ykr. Autobiographie
dOmar, Maspro, 1982,
J.- L. Dodeinan, Tombouctou ou le premier voyage Djenn et
Tombouctou par Ren Cailli, 1826-1828, Paris Epi go nos,
1991.
John Dundas Cochrane, Rcit d'un voyage pied travers la
Russie et la Sibrie Tartare, des frontires de Chine la mer
Gele et au Kamtchatka, Paris, Editions du Griot, 1993.
Karl G. Durkheim, Le Japon et la culture du silence, Paris, Le
Courrier du Livre, 1985.
Henri Engelman, Plerinages, Paris, Fayard, 1959.
Lon-Paul Fargue, Le Piton de Paris, Paris, Gallimard. 1993.
Luce Giard, Pierre Mayol, L'Invention du quotidien T2:
Habiter, cuisiner, Paris, 10-18,
Anagarika Govinda, Le Chemin des nuages blancs, Paris.
Albin Michel, 1976.
Julien Gracq, Carnets du grand chemin, Paris, Corti, 1992.
Annie Guedez, "L'homme qui passe (le compagnon
itinrant)", in Nomades et vagabonds (Col.), UGE 10-18,
1975.
Thierry Guinhut, Le Recours aux monts du Cantal, Arles,
Actes Sud, 1991.
William Hazlitt, "Partir en voyage", in Liber amoris, Paris,
Jos Corti, 1994.
Werner Herzog, Sur le chemin des glaces, Paris, Hachette,
1979.
Richard Holmes, Carnets d'un voyageur romantique, Paris,
Payot, 1989.
William H. Hudson Un Flneur en Patagonie, Paris, Payot,
1994.
Anne Hugon, Vers les sources du Nil, Paris, Gallimard, 1991.
Anne Hugon, Vers Tombouctou, Paris, Gallimard, 1994.
Isabelle Jarry, Ren Cailli, Paris, Latts, 1996.
Michel Jourdan, "Marcher. Une? philosophie du dehors", in
Questions de, n"99, 1995, Marcher, mditer,
Nikos Kazanakis, Lettre au Grco, Paris, Pion, 1961.
Daiel Klbaner, Potique de la drive, Paris, Gallimard. 1978.
Jacques Lacarrire, Chemin faisant, Paris, Poche, 1977.
Jacques Lacarrire, Chemins d'criture, Paris, Pion, 1988.
Robert Lalonde, Le Monde sur le flanc de la truite, Qubec,
Boral, 1997,
Jacques Lanzmann, Fou de la marche, Paris, Poche, 1987.
David Le Breton, L'Adieu au corps, Paris, Mtaili, 1999.
David Le Breton, Les marcheurs d'horizon", in Autrement,
n171, 1997, La Marche la vie.
David Le Breton, Du silence, Paris, Mtaili, 1997.
David Le Breton, "L'extrme-ailleurs", in Autrement, n"160,
1996, L'aventure. La passion des dtours.
David Le Breton, Pasions du risque, Paris, Mtaili, 1992 (4
d 2000).
David Le Breton, Anthropologie du corps et modernit, Paris,
PUF, 1990 (4ed. 2000).
David Le Breton, Des visages. Essai d'anthropologie, Paris,
Mtaili, 1993.
Michel Le Bris, Le Grand Dehors, Paris, Payot, 1992.
Laurie Lee, Un beau matin d't, Paris, Payot, 1994.
Patrick Leigh Fermor, Le Temps des offrandes, Paris, Payot,
1991.
Patrick Leigh Fermor, Entre fleuve et fort, Paris, Payot, 1992.
Andr Leroi-Gourhan, Les Racines du monde, Paris, Belfond,
1982.
Andr Leroi-Gourhan, Le Geste et la parole. Technique et
langage, Paris, Albin Michel, 1964.
Henri Le Saux, Une messe aux sources du Gange, Paris, Seuil,
1967.
Julio Llamazeres, La Rivire de l'oubli, Paris, Verdier, 1997.
Xavier de Maistre, Voyage autour de ma chambre, Paris, 1915.
Peter Mathiessen, Le Lopard des neiges, Paris, Gallimard,
1983.
Jacques Meunier, Le Monocle de Joseph Conrad, Paris, Payot,
1993.
Frank Michel, Dsirs d'ailleurs: essai d'anthropologie des
voyages, Paris, Armand Collin, 2000.
Louis Moutinot, La France de part en part, Vevey, Editions de
l'Aire, 1992.
Eric Newby, Un petit tour dans l'Hindou Kouch, Paris, Payot,
1992.
Friedrich Nietzsche, Le Gai Savoir, Paris, Gallimard, 1950.
Friedrich Nietzsche, Ainsi parlait Zarathoustra, Paris, Poche,
1947.
Nomades et vagabonds, UGE 10-18, 1975.
Georges Perec, Espces d'espaces, Paris, Galile, 1974.
Andr Rauch (d.), "La marche ou la vie", in Autrement,
1997.
Rcits d'un plerin russe, Paris, Seuil, 1966.
Francis Ribey, "Pas de piton, pas de citoyen: marcher en
ville, un manifeste de citoyennet", in Revue des Sciences
Sociales de la France de I'Est, n 28,1998.
Gustave Roud, "Petit trait de la marche en plaine", in Essai
pour un paradis, Lausanne, L'Age d'Homme, 1983.
Albert Roussane, L'Homme suiveur de nuages (Camille Douls,
Saharien), Rodez, 1991.
Jean-Jacques Rousseau, Les Confessions, Paris, Livre de
poche, 1972.
A. L. Ryave, J. N. Schenkein, "Notes on the art of walking",
in Roy Turner, Ethnomethodology, Harmondsworth,
Penguin, 1974.
Pierre Sansot, Du bon usage de la lenteur, Paris, Payot, 1998.
Pierre Sansot, Potique de la ville, Paris, Armand Colin, 1996.
Pierre Sansot, La France sensible, Seyssel, Champ-Vallon,
1985.
Pierre Sansot, Variations paysagres, Paris, Kilncksieck, 1983.
Pierre Sansot, "Nos chemins", in Solaire, 1983, Bachelard ou le
droit de rver.
Karl. G. Schelle, L'Art de se promener, Paris, Rivages, 1996.
Victor Segalen, Voyages au paysrdu rel, CEuvres littraires,
Bruxelles, Complexe, 1995.
Victor Segalen, Equipe, Paris, Gallimard, 1993.
Richard Sennett, Flesh and stone. The body and the city in
western civilization, London, Faber and Faber, 1994.
Pierre Andr Sigal, Les Marcheurs de Dieu, Paris, Armand
Colin, 1974.
Georg Simmel, "Essais sur la sociologie des sens", in
Epistemologie et sociologie, Paris, PUF, 1981.
Georg Simmel, Mtropoles et mentalits", in Grafemeyer Y.,
Joseph, I., L'Ecole de Chicago. Naissance de lcologie
urbaine, Paris, Aubier, 1980.
Robert-Louis Stevenson, Voyages avec un ne dans les
Cvennes, Paris, 10-18, 1978.
Robert-Louis Stevenson, Journal de route aux Cvennes,
Toulouse, Privat, 1978.
J. Tanizaki, Eloge de l'ombre, Paris, Publications Orientalistes
de France, 1977.
Tester K. (ed.), The Flneur, London, Routledge, 1994.
Paul Throux, Voyage excentrique et ferroviaire autour du
Royaume Uni, Paris, Grasset, 1986.
Henry D. Thoreau, Paris. L'Herne, 1994.
Henry-David Thoreau, Journal (1837-1861), Paris, Les
Presses d'Aujourd'hui, 1981.
Henry D. Thoreau, "Marcher", in Dsobir, Paris, 10-18,
1998.
Henry D. Thoreau, Waiden ou la vie dans les bois, Paris,
Gallimard, 1922.
Henry D. Thoreau, Journal (1837-1861), Paris, Les Presses
d'Aujourd'hui, 1981.
Rodolphe Toepffer, Voyages en zigzag, Paris, Hobeke, 1996.
Michel Tournier, Des cls et des serrues, Chne Hachette,
1979.
Jean-Didier Urbain, L'Idiot du voyage, Paris, Payot, 1993.
Jean-Didier Urbain, Secrets de voyages, Paris, Payot, 1998.
Michel Vieuchange, Smara. Carnets de route, Paris, Payot,
1993.
Paul Virilio, Essai sur l'inscurit du territoire, Paris, Stock,
1976.
Kenneth White, Le Lieu et la parole. Entretiens 1987-1997,
Clguer, Scorff, 1997.
Kenneth White, Le Plateau de VAlbatros, Paris, Grasset. 1994.
Kenneth White, L'Esprit nomade, Paris, Grasset, 1987.
Kenneth White, Une apocalypse tranquille, Bordeaux, PUB.,
1987.
Kenneth White, La Figure du dehors, Paris, Grasset, 1982.
Kenneth White, Se^alen. Thorie et pratique du voyage, Alfred
Eibel, 1979.
Walt Whitman, Feuilles d'herbes, Paris. Seghers, 1964.
Christoph Wulf, "La voie lacte', in Traverses, n 42-42, 1987,
Voyager.
Yrmeye vg*
Trkesi: smail Yerguz
Yrmek keyiflidir, nk ncelikle insan
gndelik yaamn zorlamalarndan geici olarak
da olsa kurtarr. Yrmek stresi, aceleyi, retme
zorunluluunu yok eder. Yrmek, aslnda
yaamn o kendine zg zamann yeniden
bulmaktr.
Yrrken yorulduumuzda imenlere oturmak,
bir aacn glgesinde uyumak, bir rmakta yzmek
yaamn tadna varmamz salar. Yaammzda
yapmay dndmz deiikliklerle ilgili en
nemli kararlar yrrken ve dinlenirken veririz.
Yrmeye vg, yrmenin btn ynlerine
alyor:
Okur, Yryen Adam sizsiniz.
41913
AAV

You might also like