Professional Documents
Culture Documents
Terry Eagleton - Edebiyat Olayı - Sel Yay
Terry Eagleton - Edebiyat Olayı - Sel Yay
T E RRY E A G L E T O N
EDEBYAT OLAYI*
T e r r y E a g l e t o n , rlanda asll ngiliz akadem isyen ve
yazar Terry E agleton 22 ubat 1943 te dodu. Edebiyat ve
kltr kuram konusundaki eserleri, kendisinden nce
gelen filozof, eletirm en ve teorisyenlerin gl ynlerini
sentezledii alm alan, M arksist edebiyat kuram na kat
klar, m odem izm , postm odem izm ve ideoloji zerine in
celem eleri ile bilinen yazar, pek ok konuda geni b ir etki
alanna sahiptir. R aym ond W illiam sin da rencisi olan
Eagleton, u anda M anchester niversitesindeki grevinin
yan sra, eitli dergi ve gazetelerde politika, edebiyat ve
felsefe gibi farkl konularda incelem e ve eletiriler kalem e
alm ay srdryor. K endine zg b ir kuram c olan Eagleto n m ou eseri Trkeye evrilmitir.
B a a k Y ce , Lisans eitimim Bilkent niversitesi ngilizceFranszca Mtercim Tercmanlk blmnde, yksek lisansn
ayn niversitenin Trk Edebiyat blmnde tamamlad. Dip
lomasi, siyaset ve kltr-sanat alanlarnda Trkiye ve ABDde
gazetecilik yapt. Halen N ew York Binghamton niversitesi'nde karlatrmal edebiyat alannda doktora almalarn
srdren Yce'nin ngilizce ve Franszcadan yaymlanm
kitap evirileri bulunmaktadr.
SEL Y A Y IN C IL IK / DNSEL
*SEL Y A Y I N C I L I K
Piyerloti Cad. 11/3 emberlita - stanbul
Tel. (0212) 516 96 85 Faks: (0212) 516 97 26
http://www.selyayincilik.com
E-mail: halklailiskiler@selyayincilik.com
* S E L Y A Y I N C I L I K : 566
D N S E L : 16
ISBN 978-975-570-584-2
EDEBYAT OLAYI
Terry Eagleton
Trkesi: Baak Yce
Kitabn zgn Ad:
The Event of Literatre
Terry Eagletn
Edebiyat Olay
Trkesi: Baak Yce
N D E K L E R
nsz.................................................... 9
I: Realistler ve Nominalistler............ 13
II: Edebiyat Nedir? ( 1) .................... 30
III: Edebiyat Nedir? (2 ).....................69
IV: Kurmacanm Yaps..................... 114.
V: Stratejiler...................................... 171
N otlar................................................ 225
Dizin ................................................ 245
nsz
Blm I:
Realistler ve Nominalistler:
1
Amasz bir saptrma gibi grnebilecek bir konuyla balayalm. Pek
ok kuramsal tartmamzda olduu gibi, realistler (gerekiler) ile
nominalistler (adclar) arasndaki anlamazlk da eskiye dayanyor.2
Bu anlamazlk en ok, kart grlere sahip baz nde gelen ortaa
bilginlerinin adeta fikirlerini arptrmak iin sraya girdii ortaan
son zamanlarnda yaygnlamtr. Genel ve tmel kategoriler, Platon,
Aristoteles ve St. Augustinein ardndan realistlerin iddia ettii gibi
bir anlamda gerek midir yoksa nominalistlerin srarla savunduklar
gibi bu kategoriler, gerek olan eyin indirgenemeyecek kadar tekil
olduu bir dnyaya zorla dayattmz kavramlar mdr? Edebiyatn
ya da zrafaln gerek dnyada mevcut olduu bir anlam var mdr
yoksa bu kavramlar tamamen zihne mi baldr? Zrafalk, kendi
zelliklerini tayan pek ok zgn yaratk yn iinden yaplan basit
bir zihinsel soyutlama mdr yoksa tam ayn ekilde olmasa da, bu
trler de her zgn yaratk kadar gerek midir?
Nominalistler cephesinde fikirler bu soyutlamalardan doduun
dan, bu tr soyutlamalar tekil eylerden sonra gelir; realistler iinse
soyutlamalar tekil eylerin ncelidir, bir eyi olduu ey yapan g
gibi. u ya da bu pullu hayvan amurun iinde keyifle gezerken gr
dnde olaca gibi; timsahlk fikriyle karlaan hi kimsenin gz
leri yerinden frlamaz. Hatta hi kimse metodolojik tekilcilerin bize
memnuniyetle anmsatacaklar gibi, bir sosyal kurumu grnce de
aknla kaplmaz, elbette bu FOX TV ya da Bank of Englandn
var olmad anlamna gelmiyor.
Tabii ikisi arasndaki durumlar da mmkndr. Byk Fransisken* teologu Duns Scotus, doann zihin dnda gerek bir varlnn
olduu, fakat ancak akl yoluyla bilinen tamamyla tmel olan bir tr
nitelikli ve lml gereklik nermitir.3 Thomas Aquinas da buna ka
tlrd. Tmeller, ar gereki Roger Baconn da dnd gibi
tz deildi, te yandan btnyle kurgu da denilemezdi. Akln d
nda gerek bir varlklar olmasa da, yine de eylerin ortak yapsn
kavramamz salarlard ve bu ortak yap bir anlamda da eylerin kendisindeydi. Scotusdan daha radikal bir duru da tmellerin sadece
mantksal konumlan olduunu dnen Ockhaml William tarafndan
benimsenmitir.4 Tmel olan hibir ey akln dnda var olamaz ve
ortak yaplar isimlerden baka bir ey deildir. Scotus kendi grn
bu snra dayandrmaz, ama edebiyat dnyasnn daha ok Scotusun
rencisi Gerard Manley Hopkinsin onun buluk (bu olma du
rumu) ya da haecceitas kavramlarn uyarlamas sayesinde bildii,
tikele doru giden bariz bir eilimi vardr. Thomas Aquinas, z dier
varlklarla' paylat eklin aksine, bir eyin ayrt edici esas olarak
grmekle yetinse de, Usta Doktor** yaratlan her parada onun esiz
ekilde ve doas gerei kendisi yapan dinamik bir ilke olarak kavrar.
Tikellikten holanmasysa bir lde sann ahsna tuhaf Fransisken
ballndan kaynaklanr.
Haecceitas bir eyi, doas ayn olan dier bir eyden ayrr (bir
birinin ayns olan iki kar tanesi, iki ka yoktur) ve bu ekilde bir var
ln tam olarak sadece Tanr tarafndan bilinen nihai gerekliini
temsil eder. Bu, tabir yerindeyse, bir eyin kavramsal haline ya da
ortak doasna olan aknl, bir eyin ne olduuna ilikin, entelek
tel dnceyle deil, onun ldayan mevcudiyetinin dorudan alg
lanmasyla kavranabilecek indirgenemez bir zgnlktr. Gerek bir
dnce devriminde, ayrt edici zellik artk insan akl tarafndan ken
diliinden anlalabilir hale gelmitir. Eletirmenlerinden birinin de
yiiyle Scotus, bireyselliin filozofudur. 5 Ortaal Fransiskenin
* Fransisken tarikatnn kurucusu olan Assisili Aziz Francis mezhebine ait. (.n.)
** Ortaan en nemli teologlarndan ve felsefecilerinden olan Duns Scotus, Usta
Doktor (Doctor Subtilis) adyla da bilinir, (.n.)
mayacamz (buna ister kltr, ister yap, ister dil ya da herhangi bir
ey deyin) bir zemin yarattklar anlamna gelir. Tanndan zerkliini
ekip alan insanlk, karlnda tahtndan Sylem ile indirilecektir.
imdi, modernlik anna dnelim. Yaratmn teki olmaktan ka
rlp btnyle ellerimize sunulabilmesi iin; duyusal dokular ve
zgl younluklar matematiksel bir incelie brnr, eitli zellik
leri kendi l ve hesap stratejilerimizle tanmlanr ve dnyann yo
unluu kendi zihinsel temsillerimize indirgenir. Artk eyler, yntem
ve tekniklerimize ne ekilde karlk geldiklerine gre tanmlanyor,
kendi ilerinde nasl olduklar ise kavraymzn ufkunu ayor. ey
leri Tannnn bildii ekilde bilemeyebiliriz, ama en azndan kendi
rettiimiz eyleri bilebiliriz ki bu da emein etkinliine yeni bir
nem kazandm. Bu tr dntrc gleri elde edebileceimiz d
ncesi Protestan iyimserliine aittir; tpk Lemin S o/arindeki*
okyanus gibi zelliksiz, ele gemez ve nihayet bilinemez bir hale
gelen bir dnyada bu gleri kullanacamz dncesinin Protestan
endiesine ait olduu gibi. zgrln bedeli gerei yitirmek midir?
Her durumda, eer benliin bir z de yoksa, eer bu sadece bir g
ilevi, bir hassasiyet kmesi, btnyle doa st bir varlksa, srekli
olmayan bir sre, bir bilinalt patlamasysa, o zaman bu dnyevi
dnldn faili kimdir ve bu kime hizmet eder?
Bu umutsuz senaryoda mutlak bir zne, btnyle ans eseri olan
bir dnyayla kar karya gelir. zclk kartlnn dier bir yz
de gnlllktr; onu kullanan zne gibi, bir gcn bklmesi de ni
hayet kendi sonucu ve sebebidir, temellerini ve saiklerini kendi iinde
tar. Yine de, byle bir gcn domas iin dnyann snrsz olmas
gerekiyorsa, bu gcn uygun ekilde kullanlmas iin dnya nasl s
nrl amalar salayabilir ki? Eer gereklik deiken ve keyfiyse,
projelerimizi tamamlamamza ve kelimenin olumlu anlamyla zgr
olmamza yetecek kadar uzun bir sre, olduu yerde nasl kalabilir?
Her ekilde, znde anlamsz olan madde ynn zerinde egemenlik
kurmann ne gibi bir zevki var? Biz hkimiyet ve nfuz kazandka,
bunlarn ekicilikleri de o oranda slar. nk gereklik artk an
* Stanislaw Lem. Solaris. ev. Mehmet Akzer. letiim Yaynlan, 2010. (.n.)
biraz daha az tmelletirici olmas beklenir. nde gelen nominalistlerden Michel Foucaultya gre btn snflandrmalar iddetin sinsi
trleri olmal. Sosyalistler ve feministler gibi daha aklc kimseler
iin bireyleri belirli alardan belli amalarla gruplamak zgrleme
lerine katkda bulunabilir. Bunun o bireylerin dier tm alardan
benzer olduu anlamna geldii dnlmemeli.
Bu noktada, belki bir konuya daha deinilebilir. zclk, filozof
lar tarafndan hemen hemen her zaman bir eyin varlnn yapsna
ilikin ontolojik bir mesele olarak ele alnmtr. Peki, bunun yerine
konuya ahlaki olarak yaklalsayd? Eer bir insann z birinin onda
sevdii eylerden ibaret olsayd? Farkllk ve kimlik sorununa ge
mek zere olduumuz iin fazla amadan u da eklenebilir: Bu sev
ginin en azndan insani dzeyde ortaya ktnda bu aikr ztl
zd de grlmtr. Sevgi szc normal artlarda edebi-kuramsal tartmalarda kabul edilebilir ve aka byle bir balama
uygun olmad iin, bu nermeleri dile getirdiim gibi hzla gee
ceim. Her durumda, smklbcekler ve tornavidalar gibi sevimsiz
olgularn z dnldnde bu bahsin pek de bir yarar yok as
lnda.
Blm II:
as. Henry Jamesin de dedii gibi ilikiler hibir yerde durmaz. Bir
eser mevcut edebilik ltleri tarafndan edebiyat kategorisinden
karlabilir; bylece yeni bir sanat eseri olmasa da, sanatn yeni bir
versiyonunun balatlmasna yol aan avangart bir eser, tm bu sa
lam inann sorgulanmasna sebep olur.
Verili herhangi bir balamda neyin edebi, deerli, zengin bir e
kilde mecazi, faydaclktan uzak ve ahlki olarak nemli eklinde de
erlendirileceini belirlerken iin iine pek ok eletirel tartma ve
yorum girer. Bu kategorilerin hepsi kltrel ve tarihsel olarak dei
kenlik gsterir. rnein, 18. yzylda bu ltlerden sadece biri, met
nin olduka itibarl olmas, bir eserin edebi olarak deerlendirilmesi
iin temel ltt ve o zaman bile bu itibar estetik olduu kadar top
lumsald da ( polite letters* meselesi). te yandan, bu konuda tarihler
ve kltrler boyunca sregelen arpc bir devamllk da bulunuyor.
Odyssey, The Changeling** ve Adventures o f AugieMarch,*** kendi
zamanlarnda nasl adlandrlm olurlarsa olsunlar, ayn sebeplerle
edebiyat olarak nitelendirilirler. Hepsi de kurmaca, faydac olmayan,
szel olarak zgn ahlki konulardadr ve hepsi de olduka itibar
grmtr. Bu tr devamllklarn, sadece artc bir nedenle tm de
iim ve devamszlklar radikal olarak deerlendiren ve tm devam
llklar da gerici olarak gren postmodemcileri telalandrmas
gerekir. Eski eserlerden kendi edebiyat anlayna en uygun olan zel
likleri semek sadece bizim edebiyat kurumumuza zg deildir. Her
ekilde, sz konusu edebi nitelikler bu tr eserler iin aslidir. Bu kur
maca, faydac olmayan, szel adan zgn olan eklinde deerlendi
rilen eserlerin zamana ve mekna gre farkllk gsterdii gereini
deitirmez.
Gstermeye altm edebiyata tm bu ynleri geirgen, sabit
olmayan, kenarlan keskin olmayan, tersine dnme ya da birbirine
* Polite letters: Gemite toplumsal nezaket kurallarna uygun bir dille yazlm mek
tuplar iin kullanlan, mektup adab anlamna gelen bu tanm ngilizcede ayn za
manda edebiyat anlamnda da kullanlmaktadr. Eagleton bu ift anlamlla
gnderme yapyor, (.n.)
** Zilpha Keatley Snyder. The Changeling. Backinprint.com, 2004. (.n.)
*** Saul Bellow. Adventures o f Augie March (Augie Marchin Maceralar). Penguin,
2006. (.n.)
ltler gibi yarm yamalak bir yanlan vardr. Ama tm kaba tanmlar
gibi Platonik keskinlie de, her eyi kabulcle de yelenebilirler.
Bu balamda, her eyi kabulcle dierlerinin yan sra demo
kratik nedenlerle de kar klabilir. Bu, insanlann edebiyat kelime
sini kullandklannda neden bahsettikleri hakknda hibir fikirleri
olmadn da akla getirir. Nispeten daha kesin bir olgudan bahset
tiklerini dnrler ancak aslnda etmiyorlardr. Benim eilimim ise
sradan syleme bundan daha ok inanmak. Aslnda insanlann ede
biyattan neyi kastettikleri ve edebiyatn dier toplumsal biimlerden
ne ekilde farkllk gsterdii konusunda bir fikirleri var ve benim
burada yaptmn byk blm de bu fikre biraz daha keskin bir
ekilde odaklanmaya almak. Daha kesin (ve bu nedenle de daha
verimli) formlasyon abalannm tmnde olduu gibi nceden bili
nemeyecek sorunlar ortaya kar. Yani bunun arts da var eksisi de.
2
Kurgusallk deindiim muhtemelen en zorlu etken olduu iin, o
konuya ileride ayn bir blm ayracam. Bu arada, dilbilimden ba
layarak birka baka lte daha gz atalm. Ren Wellek ve Austin
Warren Edebiyat Teorisi* adl kitaplannda dilin zel bir edebi kulla
nm olduunu savunurlar; ama bu onlan mahcup ederek pek destek
isi olmayan bir iddia olarak kalmtr.21 Bugn edebiyat kuramclan,
edebiyata zg baka bir anlambilimsel, dizimsel ya da dilbilimsel
olgu olmad eklindeki inanlannda ve eer Rus biimcilerinin,
Prag yapsalclarnn ya da Amerikal yeni eletiricilerin inand
buysa ciddi ekilde yanldklan konusunda hemen hemen gr bir
liine varmlardr.
Bunun gerekten inandklan ey olup olmadysa ayn bir konu.
Tm edebi aralann bir tr yabanclamayla ya da otomatl boz
mayla iledii ve okurun dilin ierdiklerine ilikin yeni bir bilin
edindii eklindeki biimci sav, dnya edebiyatnn tek bir strateji al* Ren Wellek ve Austin Warren. Edebiyat Teorisi. ev. Yurdanur Salman-Suat Karantay. Adam Yaynlan, 2001. (.n.)
olarak, belirlenmi gzel yaz ltlerine gre iyi yazlm bir metin
arasnda edebi ve kuramc evrelerde pek de ayrdna varlmayan bir
fark vardr. Lawrencem Gkkua* adl romannn ilk cmlelerinde
ya da Moby Dick? in daha pembe izgisinde olduu gibi, bktrc ol
madan da edebi bir ekilde yazlabilir. Bazen insanlar edebiyat sfatm
tamamen szel olarak kendini nemseyen eserlere deil, gzel olan
ama kendi kulland dilin bilincinde olarak yazlmam eserlere layk
grrler. Dil konusunda tasarrufu ve berrakl ya da gl bir sade
lii, egzotik mecazlar allndan daha hayranlk uyandrc gryor
olabilirler. Gzel yaznn, gzel davranlar gibi kendim yok eden bir
mtevazlk ierdii dnlebilir, ama eer ok fazla hafife alnrsa,
Roland Barthesn yaznn sfr derecesinde olduu gibi yeniden
dikkat ekici bir hale gelebilir. Hemingway bu konuda klasik bir r
nektir. slupsuzluk kendi iinde bir slup olabilir. yle de olsa, ede
biyat iyi yazm diye tanmlandnda bu faydal bir tanm olmaz, zira
Dorothy Walshm da dikkati ektii gibi btn yazlar iyi yazlmal
dr.30 u halde, ne iyi metin ne de retorik bakmndan parlak bir
metin bu kategoriyi tanmlamay salar.
Monroe Beardsley aslmda edebiyatn hem gerekli hem de yeterli
olan tek bir nitelii olduunu iddia eder, o da bir edebi eserin, anla
mnn byk blm rtl olan bir sylem olduu gereidir.31
Ama edebiyat d olarak snflandrlan baz eserler de im asndan
baz iirlerden ve romanlardan daha zengindir. Ve bir lde rtl
bir anlam iermeden, hibir yazl metin ilevim yerine getiremez.
k iareti bizden st kapal ekilde onu bir zorunluluk deil bir
betimleyici olarak alglamamz talep eder, aksi takdirde tiyatrolar ve
byk maazalar daima bo olurdu. Elbette burada bir derece sz ko
nusu; ancak eletirmen Denis Donoghounun sert, kuvvetli, sanatsal
olarak derinlikten yoksun slubunu tm dokunal kkenlerden yok
sun olmakla eletirdii Swift, Beardleye gre muhtemelen edebiyat
olarak nitelenirken, Hemingway ve Robbe-Grilletnin de bu ekilde
niteleneceinden kuku duyulabilir. Buna karn, bir sylem bir kl
trel ortamda anlam tarken dierinde tamayabilir. Sakl olan an
* D. H. Lawrence. Gkkua. ev. Tlin Nutku. Can Yaynlan, 1990. (.n.)
duu gibi bir balamda bir ilev gren, dierinde ayn ilevi grme
yebilir. Estetik, bu kuramclarn hayal edebildiinden ok daha fazla
kltrel ve tarihi adan deikenlik gsterebilen bir konudur. Lamarque ve Olsen edebiyat kurumunu edebiyatn anlam, deeri ve doas
gibi konularda nihai temyiz mahkemesi olarak grr; ancak byle tekil
bir kurum yoktur ve bu tr karmak toplumsal pratiklerde yer yer
anormallik ve elikiler bulunmas beklenebilir, ama bu sz konusu
kuramclar iin byle deildir. Fish gibi, onlar da muhafazakr yakla
mlaryla her eyin her zaman iin dzgn bir ekilde ilerlediini,
edebi kabul yneten geleneklerin her zaman ilediini ve iyi tanm
landn, edebi ve edebi olmayann adeta su geirmez olduunu ve
becerikli bir uzmann nasl ilerleyeceini bildiini farz ederler.
Bu vakann altnda tatsz bir kendini beenme yatar. Olsen bir
edebi metin konusunda bir profesrn gryle anssz bir kz
rencinin deerlendirmesini olduka kibirli bir ekilde karlatm.
Olsen, profesrn yaklamnn stnlnn, sadece eletirel prati
in ne ierdiini bilenler tarafndan, yani edebi olarak etiketlenen me
tinlerin sadece ne olduunu deil, ayn zamanda onlarn deerini de
bilen kiiler tarafndan anlalabildiini yazar.47 Yani profesrn iler
leme ekli profesr tarafndan onayland iin dorudur. Bu savn
dngsellii ^ulbn ne kadar kendi iine kapal olduunu yanstyor.
Buna gre, sadece uzmanlarn grne uyan deerlendirmeler geerlidir. Bunlar, Yitik {//edeki fkeyle barp aran, John Clarei
kak diye kovan ve Ulyssesden mideleri bulanan profesrler olabi
lirler mi? Eer Olsen, muhtemelen yazarlarnn eitimsizlii nede
niyle, niversite rencilerinin yazd ve akademisyenlerinkini
glgede brakacak denemeleri okumamsa, mesleki hayat ksr ge
mi demektir. Geleneksel kafadaki edebiyat akademisyenlerinin bir
takm erdemleri vardr ama hayal gc yetenei ve eletirel cesaret
ounlukla bunlardan biri deildir. Aslnda, bu niteliklere engel olan
geleneksel akademinin dnme tarznda bir eyler de vardr. Bu,
akademisyenlerin bazen neden rencilerinin ellerinde eitilmeleri
gerektiinin de sebeplerinden biridir.
Dier baz sanat felsefecileri gibi, Lamarque ve Olsen da genel
olarak estetiin estetik olarak baar anlamna geldiini farz ederler,
Blm III:
Konu biraz daha farkl bir ekilde de ele alnabilir. Eer ahlki bir
tezi yazl bir ekilde sunmaya alyorsanz, belirgin zelliklerini
ortaya karmak iin, malzemelerinizi dzeltmek, vurgulamak, ar
ptmak ve biimlendirmek gerei duyabilirsiniz. Kendinizi anlatlar
kurarken, anahtar nemdeki durumlara dramatik kk roller uydu
rurken veya savnzn temel boyutlarn ak ve net olarak gsteren
karakterler meydana getirirken, ksacas kendinizi bir roman yazarken
de bulabilirsiniz. Felsefi Soruturmalar \ tek bir incelemeye dn
trmek ok da zaman almaz. Aslnda Soruturmalar in yazan byk
bir arzuyla sadece akalardan oluan bir eser yazmay dlemiti,
Walter Benjaminin sadece alntlardan oluan bir eser yazmay d
lemesi gibi. Ahlki dncenizi aynntlanyla anlatmak onu kurmacaya dntrmektir. Ahlki ierik ve edebi biim onlan birbirinden
ayrmann zor olaca bir noktada birleecektir. Platonun diyaloglannda da ne srld gibi, kurgusal biim ve ahlki idrak arasnda
yakn balar var. Platonun dncesinin byk blmn drama
veya diyalog biimine ayrmasnn nedenlerinden biri, geree
ulama srecinin bir anlamda bunun bir paras olmasdr, farkl e
killerde de olsa Hegel ve Kierkegaard iin de olduu gibi.
Edebi ile ahlki arasndaki ba hakknda pheci olmak iin Stolnitzinkinden daha verimli yollar da var. Gerek u ki, edebiyat sanat
ahlktan ok liberal ahlkn meklemi olarak sunulmaktadr. Bu nok
tada Martha Nussbaumun fazlasyla fikir verici almasna dein
mek ok yerinde olur.16 Nussbaum oulculua, eitlilie, ak
ululua, indirgenemez bir somutlua, atmaya, karmakla ve
ahlki kararn (Franszlann abartarak imknszlk dedii) sert, ac
verici zorluuna nem verir. Bunlar ne olursa olsun en kymetli de
erlerdir ancak Nussbaum bunlarn toplumsal ve tarihsel olarak ne
kadar zgl olduunun pek de farknda deil gibidir. Bunlar bir ii
snf sosyalistinden ok orta snf bir liberale zgdr. Edebi fikirle
rini de ounlukla hznl liberallerin duayenlerinden olan Henry
Jamesten almas artc deildir.
Hi phesiz bu, James ve Gaskell iin, Kingsley, Disraeli ve Conraddan daha iyi iliyor olsa da, on dokuzuncu yzyln gl gerek
ilik gelenei, kendini hayranlkla bu ahlki yaklama brakmtr.
vunmas, Shelleynin Anarinin Maskesi nin* ya da Edmund Burken Warren Hastingsle girdii o muhteem polemiin de gsterdii
gibi edebiyatla, siyasi yanda olarak kendiliinden uzlalmaz. Vla
dimir Nabokovun romanlarnn byk ounluu siyasi yandatr
ancak eletirmenler bundan nadiren ikyet ederler nk bu onlarn
ounun da paylat bir yandalktr. Onlarn gznde bu adeta ci
lasz bir gerektir. Doktriner szc sadece dier insanlarn gr
lerine uygun der. Sol, adanmtr; liberaller ya da muhafazakrlar
deil. Doktrinsel balln her zaman ve her yerde sanat mahvede
cei iddias s bir liberal takvadan baka bir ey deildir.
Edebinin ayrntlaryla akladm eitli bileenlerinden ahlki
olan, ilk etapta en gereklisi gibi grnyor. Bu elbette edebi durum
iin yeterli bir art deil, brakn dini brorleri, doum gn kartlan,
ak mektuplar, krtaj konusundaki hkmet raporlan ve daha pek ok
ey de ayn zamanda tarihi ve felsef sylemde bulunabilir. Ama bunun
gerekli art olduunu grmek olduka kolay. nsan yaamnn deeri
ve nemi konusunda biraz sorgulama olmadan edebiyat nasl olabilir
ki? Bu balamda, ahlkinin tersi pratik, teknik veya bilgilendiriciy
mi gibi grnyor. Buna soyut reti de denilebilir, tam da bu nedenle
cesur bir akademisyen, Popeun nsan a Dair Deneme'sinin edebiyat
olmadnd^ srar etmiti.18 Ancak insann inanlan, amalan, tutkulan
gibi konularda syleyecek hibir eyi olmayan Georgics (gvenilirlii
pheli) tanmsal bir elkitab olmasna ramen edebiyat olarak deer
lendirilir. Ksmen biimi ve dili, ksmen de Aeneidle ayn kalemden
km olmas nedeniyle edebiyat saylr. Lucretiusun De rerum na
tura's da bir edebi eser olarak deerlendirilmitir; bu Lucretiusun de
nemesi gibi dizelerle yazlm olsalar da modem bilimsel eserler iin
yaplan bir aynm deildir. Dantenin /ira/ndaki** uzun ksmlar da
bilimsel ve teolojik bir yorumlamadan oluur.
26 haftann sonunda,
30.5.3 kazanyor.
Bu bahvan ne kadar sk ge kalmtr?
Pitman m Saduyu Aritmetii "nden, 191 7
... Yukardaki tablo
Birleik Krallktaki yoksullarn rakamm
Ve yoksulluk yardmnn toplam maliyetini veriyor.
On bin kii bana
Ortalama yoksul saysn bulunuz.
Pitmann SaduyuAritmetiinden, 1917
Yazdklar zerine ahlki bir yorum yapmasa da, bunun olduka
ahlki bir iir olduuna phe yok. Konusuna kar hibir tavr takn
myor. Yine de dizelerle yazlm olmas okurun, belki de istatistiin
doas, toplum mhendislii, yoksullara kar resmi tutumlar gibi ko
nular zerine bir tr Foucaultvari derin dnceye girierek, ahlki
bir tavr taknmas iin yeterli bir belirti.
Farkl kltrlerin, farkl ahlki deerler gelitirmeleri klasik bir
postmodern yargdr. Bacchaenin ya da Oresteia'mn ahlki normla
rnn, Schillerin Maria Stuartndaki ya da Stendhaln Parma Ma
nastr ndaki normlarla ayn olmad dorudur. te yandan bunu
belirtmek pek rabet grmese de, edebi eserlerin yzyllar boyunca
ahlki deer konusunda bir gr birlii iinde olmas da ok arp
cdr. Propertiustan Pamuka ikence ve soykrm ven ya da mer
hamet, cesaret ve sevgi dolu bir insaniyeti gsterili bir laf olarak
grp reddeden byk bir edebi eseri dnmek olduka zordur. r
nein adalet tutkusu insan trnde ve onun metinlerinde bir yerden
dierine ne tr farkl biimler alrsa alsm sreklidir. Bu, uzun tarihsel
zamanlara yaylan insani devamllklar olduu iddialarnn gerici
deil radikal olduu durumlardan biridir. Yumuak ve deiebilir ola
nn her zaman iin dayankl ve deimez olana tercih edildii n
yargsyla birlikte, bu basit gerei kavrayamamas postmodemizmin
kr noktalarndan biridir.
2
imdi, bugnlerde adna edebiyat denilen eyin temel nitelii olan,
pragmatik olmayan ey fikrine geldik. nsanlar bazen bu kavram,
park fileri ya da ikolatal ekerleme tarifinin aksine dorudan veya
belirli toplumsal ilevi olmayan metinler iin kullanyorlar. Bu edebi
anlay bizim zamanmz gibi dnemlerde, yani edebiyat ou top
lumsal ilevini yerine getirmiken daha etkin gibi grnyor. Bu,
Meryem Anaya yazlan bir ilahiyi, eytani ruhlar kovmaya yarayan
bir ritmi, bir aristokratn doum gnn kutlamak iin sahneye ko
nulan bir maskeli piyesi, kabilenin askeri kahramanlklarn kutlayan
bir iiri ya da bir krala, yetersiz entelektel glerini ustaca saklayan
bir vgy tasvir edebilecek bir tarif deildir. Edebiyat bu tr top
lumsal ilevlerden uzaklatrldnda, savunucular ya edebi eserlerin
kendi ilerinde deerli olduklarn ya da belirli bir toplumsal amatan
uzaklanca oulculuklarn sunabileceklerini iddia ederek bu stat
alalmasn telafi etmeye alabilirler.
Bu, John M. Ellis tarafndan The Theory ofLiterary Criticism de*
savunulan edebiyat algsdr. Ellis, hemen herkes gibi edebi metinlerin
herhangi bir ikin zellikle tanmlanamayacan dnyor. Ona
gre, bunun yerine kullanm ekilleriyle tanmlanabilirler (iaret et
medii bir ironi de sz konusu bu noktada, bu kullanmlar da gzellik
algmz gelitirmek ya da zalimlie ilikin anlaymz derinletir
mek gibi kendi ilerinde pragmatik olmayan kullanmlar olabilir).
Ellis, bir dil esnekliini edebiyat olarak deerlendirdiimizde, bunun
doru mu yanl m olduuyla, etkileyebileceimiz trden bir bilgi
olup olmadyla pratik bir yaz parasyla yapacamz gibi ilgilen
meyeceimizi savunur. Ksacas, onu artk mevcut toplumsal bala
mmzn paras olarak ele almayz. Bunun yerine, onu metnin
kaynann mevcut balamyla zel olarak ilikilendirilemeyecek bir
ekilde 21 kullanrz. Metnin ampirik olarak doru olmad ya da
dorudan ilevsel olmad gereini onu daha geni ya da derin bir
* John M. Ellis. The Theory o f Literary Criticism (Edebiyat Eletirisi Kuram).
University o f Califomia Press, 1977. (.n.)
anlamda doru ve yararl olarak grmek iin bir frsat olarak deer
lendirdiimiz dnlebilir. Ellisin dncesini tamamlamak iin,
bir metni kaynandan koparmann ezamanl bir odaklanmay ya da
okur dikkatinin genilemesini ierdiine de iaret edilebilir. Bir a
dan bunu tmyle arasal bir niyet yerine kendi iinde bir deer ola
rak deerlendirir, bir yandan da dikkati belirli bir balamdan bir
balam eitliliine yneltiriz.
Bir metni bu ekilde edebi olarak snflandrmak onu kaynana at
fetmeme karan almak ya da kaynandan gelen bir ileti olarak deer
lendirmemektir. (Bu grn sz edimleri kuram denen ey zerindeki
etkilerini ileride inceleyeceiz.) Bu tr eserler anlamlan konusunda
doduklan balama baml deillerdir ve baanlanna gre ya da o
durum iinde deerlendirilmezler. Tabir yerindeyse, kaynak noktalanndan balan kopmu bir halde bolukta sallanrlar ve bylece bir pa
saportun aksine, tuhaf ekilde seyyardrlar. Bir pasaport phesiz
tanmak iin tasarlanmtr ama belirli, olduka snrl bir ilev grr.
Bir konser bileti daha da yerleiktir. Edebi metinler u ya da bu du
rumda ne gibi bir okumaya ya da kullanma tabi tutulacaklann n
ceden belirleyemediimiz iin ilevlerini de kestiremeyeceimiz
trdendir. Doalan gerei ak uludurlar, bir balamdan dier ba
lama tanabilir ve bu srete taze anlamlar yklenebilirler.22 Wimsatt
ve Bearsleyin de kastl yanlg denilen ey zerine klasik denemele
rinde ne srd gibi, bir iir airinden doduu zaman kopar. 23
Edebi eserlerin fevkalade deiken olduu yeni bir gr deildir.
ok eski bir tarihi vardr, zellikle eski Yahudi midra* gelenei ya
da kutsal kitap yorumunda. Tapnakm yklmasndan sonra Tevrat
almak iin bir araya gelen Farisiler, metne yeni anlamlar yklemektense, bazen olduka olanaksz bir ftri anlam karmakla daha
ok ilgiliydiler. Kendi siyasi teolojik amalan dorultusunda ncil
yazarlan tarafndan taklit edilen bu bir grup adam ilk yorumbilimcilerdendir. Kutsal kitaplardaki bir metnin anlam aikr olarak grl
mez. Aramak ya da aratrmak anlamlanna gelen midra kelimesinin
kendisi de bunu aka ortaya koyar. Kutsal kitaplann tketilemez
* Yahudilikte kutsal metinlerin tasviri, (.n.)
ve insanlarn edebiyat olarak nitelendirdii eserler olmasdr. Burkeun siyasi sylevleri buna bir rnek tekil edebilir. Bunlara edebi
dememizin nedeni mecazi verimlilikleri, retorik canllklar, duygusal
marifet gsterileri ve dramatik ustalklar gibi zelliklerdir, yani edebi
olann bir esi dierinin yokluunu, ilevsiz olan telafi ediyor. Burkeun rlanda eyaletine ya da Amerikan devrimine ilikin sylevleri
nin kendi zamannda pratik fakat bizim kendi zamanmzda edebi
olduunu sylemek ok basit kaabilir. adalarnn ou onlar i
irsel performanslar olarak deerlendirmiti.
Tm edebi eserler kkenlerinin balamndan kurtulamaz. Adrian
Mitchelln Bana Vietnam Hakknda Yalanlar Syle adl iiri, Miltonm ntikamn al, Tanrm, katledilmi azizlerinin sonesi gibi ol
duka zel bir duruma deinmek iin yazlmtr. Bu, benzer eserlerin
birincil artlarnn tesinde syleyecek bir eyleri olmadn, bu art
larn onlar iin son derece nemli olduunu ne srmek demek deil
dir. Ellis bu noktada son derece keskin bir seim dayatr. levsizliin
de dereceleri vardr ki Ellis bunu kabul etmez. Pragmatik olanla olma
yan arasndaki fark asla su geirmez deildir. Gnlk iletiim sadece
pratik deildir: akalamay, selamlamay, kfrlemeyi dnn me
sela. Ya da u sadece ifade etme edimine odaklanan bantsal denilen
iletiimi: Seninle tekrar konumak ok gzel! Bir sylev dinleyicile
rinde bir tr pratik etkiye sebep olabilir, ama muhtemelen o anda deil.
Ayn zamanda rnein televizyonlarda yaymlanan, ikiliyken
araba kullanmann ne kadar aklszca olduunu gsteren hikyeler
gibi pragmatik kurmacalar da vardr, doru kan komik bir hikaye
gibi pragmatik olmayan kurmaca d eserler olduu gibi. Bir Mal
larm iiri phesiz pragmatik deildir ama peki ya Magna Karta,
Hlderlinin trajedi konusundaki dnceleri, meyve yarasalar ko
nusundaki bir bilimsel tez ya da Amerikan Anayasas? Meyve yara
salar konusundaki bilgimizin artmas, eer ona ykleyebileceimiz
pratik bir kullanm yoksa Stlerdeki Rzgar' dan* daha m pragmatiktir? k noktasndan uzaklaan tm metinlere edebiyat bal
lyk grlmez. (Amerikan Anayasasnn k noktasndan ne kadar
* Kenneth Grahame. Stlerdeki Rzgar. ev. Bilgin Adal. YKY, 2011. (.n.)
* Dermot Healy. A Goats Song (Olakm arks). Mariner Books, 1998. (.n.)
92
Dil, bir tr ift yaz tryle iler, hem tekile sadk kalp hem ondan ay
rlarak. Bir lirik iir ya da gereki roman indirgenemeyecek kadar be
lirli bir gereklik sunar; ancak kulland gstergeler sadece
yinelenebilir olduklar iin gstergelerse ve baka bir balama da yer
letirilebilirlerse, herhangi zel bir edebi beyan kendi iinde birok
genel yan anlamla doludur. Bu ekilde dar alamna mmkn olan tm
dnyay sktrarak tekil bir kk evren gibi hareket etmeye balar.
Metinler ne lde bu ikilii sergilemek zere dzenlenmi ve ere
velenmilerse, geleneksel olarak edebiyatn artlarna o kadar yakla
rlar. Edebi metinler tipik olarak sylemin doasndaki iftelii ayn
zamanda dilin doas gerei daha genel bir anlam ieren indirgenemeyecek kadar zel durumlar betimleyerek kullanr. Derridann de
yiiyle, bunlar rnek tekil eden metinlerdir. Bu ayn zamanda
kurmacayla badatrdmz baz stratejiler iin de geerlidir.
Maurice Merleau-Pontynin fenomenolojik estetii de sanat ese
rinde benzer bir ikilik bulur. Bu tr sanat eserlerinin grnr boyut
lar yani duyumsal varlklar vardr ancak bunu adeta bir tr iskele gibi
ayakta tutmak, nemli durumlarn ve ilikilerin btnyle grnmez,
gnlk hayatta ounlukla gz ard edilen boyutlarn n plana kar
mak da tamamen sanat eserinin ilevidir. Benzer bir dnce Heideg
gerin sanat eserinin dnyas kavramn besler. Merleau-Pontyye
gre sanat eseri, alglama ve dnme arasnda ara bir yer igal eder,
yle ki duyumsal yaknl daha temel bir dnsel balama iaret eder.
Bu balam ya da daha derin yap, sanat eserinin karakterleri veya olay
lar kadar abuk alglanamaz ama bu d izgilerinden tmyle de
soyut deildir.34
Dilin ikili yapsmda bir eliki yatar. nsan bir eyi ne kadar titiz
likle belirlerse, o kadar genel ihtimaller akla getirir. Bir eyi tm te
killiiyle betimlemek, dili abartmaktr; ancak bu da eyi youn bir
yan anlamlar ama sarar ve hayal gcnn onun etrafnda serbeste
oynamasna izin verir. Ne kadar ok dil yarsanz, tasvir ettiiniz
eyin quidditas'n yani zn o denli rtersiniz ama yine de baka
pek ok ihtimali de artrarak onun yerini o kadar deitirirsiniz.
Giacometti heykelinde olduu gibi, ne kadar inceltilirse o kadar hey
betli ekilde belirir. ncelemekte olduumuz ikilik, edebiyat olarak
serbest brakmak, sanal biim altnda gerekliin acmasz lmclln reddetmektir. Edebi eserler geree gevek bir ekilde bal
olmak anlamndaki kurgusallklanndan dolay, bu tr speklatif et
kinlikler iin uygun frsatlar olabilirler. valye ruhuyla, gereklik
ilkesinin arbedesine kr krne uymak yerine hayal gcne dayal
savlan dndrerek gerein inatlyla ba edebilirler. Bu, hayal
gc ve radikal siyasetin birbiriyle bu derece ilikilendirilmesinin de
sebeplerinden biri. Eer bu serbestlik, esere belirli bir mesafede dur
may ieriyorsa, onun daha derin bir deneyimini de ierebilir. Aslnda
Coleridge, bir edebi eserle ne kadar megul olursak ona o kadar az
gveneceimizi dnrd, nk ona gre bu tr bir gven metnin
iine dalmann onu ortadan kaldraca bir irade edimini de ierir.
Edebi eserlerin eyleri elle tutulur varlklar olarak sunma ve bylece
okuru ieri ekme gc vardr, ancak Husserlci fenomenolojiye gre
bu, aikr olan ireti olanla birletirerek onlara farkl birka adan
grlme ans da verir. Bu yabanclatrma ve ekme oyunu iinde,
olduka youn bir biimde ifte ve ironik bir bilin retirler ki bu in
sann dnyayla kurduu ban karakteristik bir zelliidir.
3
#
ona niyet eden bilinlilik edimine kayan odayla Husserlci fenomenolojinin belirsiz varl yatar. Biimcilik ve fenomenoloji ze
linde, onu alglama ediminde bulunan zihni ilemlere daha iyi
odaklanabilmek iin gereklii geici olarak parantez iine alyoruz.
Hans Robert Jaussun ilk dnem eserlerinde aka grld gibi
ahmlama kuram da bu retinin varisidir. Jauss, edebi eserlerin kav
ranaca bir beklentiler ufkundan sz eder, bununla bir okurun
onunla balant kurmak iin metne tayaca tm varsaymlar yap
sn ya da kltrel referanslar sistemini kasteder. Estetik eserler, almlanma tarihleri boyunca deitike, deer ve anlam asndan da bir
ufuktan dierine ya da o ufuklarn da deimesiyle eitlilik gsterir
ler. En deerli eserler, okunduklar arka plann varsaymlarna yaban
clatran, onlan okur iin alglanabilir nesneler klan ve bylece okuru
onlann snrlandrmalarndan kurtaran eserlerdir.47 Sadece okurun
beklentilerini karlayan eserler, rnein Nil de lm* buna gre daha
dk bir estetik itibara sahiptir. Dante ve Dryden iin olduka artc
olsa da, bu model ortodoks inanlarn ve geleneklerin sadece satla
bildikleri zaman estetik olarak deer kazanacaklarn varsayar. As
lnda, Jauss olduka sama bir ekilde klasik metinleri yemek
tariflerinden saymaya, Horacen gazellerini sat rekorlar kran eser
lerle birlikte paketlemeye zorlanmtr, zira bunlardan hibiri beklen
tiler ufkunun konvansiyonlarna meydan okumaz.
Biimcilik gibi bu gr de bilmen norm ve alglamalarn fakirle
tirildiini ve baskn kavramsal sistemlerin (Jaussun olumlayc ya da
kurumsal anlam dedii) kstlayc olmaya mahkm olduklarn kabul
eder. Edebi deer, hkm sren toplumsal akl datmakta ya da sap
trmakta yatar. Biimcilerde olduu gibi bu, sanatsal deerin olumsuz
alglanmasdr. Ayn ey farkl bir anlamda, Marksist estetikilerin en
nemlisi Theodor Adomo iin de geerlidir 48 Yeni olan kendi iinde
deerlidir ve normatif olan da doal olarak kemiklemitir. Normlarn
verimsiz yollarla yabanclatnlabilir olma ihtimali bandan beri d
lanm bir ihtimaldir. Her gn, toplumsal sylem lekelenir ve deeri
drlr bylece paralanarak kalnlar, yeri deiir, younlar, yk
* Agatha Christie. Nil de lm. ev. Gnl Suveren. Altn Kitaplar, 2010. (.n.)
seltilir veya sfr noktasna kadar yontularak birka nadir deer tanntsna teslim olmaya raz edilir. Modemizmin dile hayran oluunun ar
dnda gndelik grnmlere kar derin bir gvensizlik vardr.
Jauss, Gadamerci bir slupla Sanat ve toplum arasndaki ilikinin
soru ve yant diyalektii iinde kavranmas gerektiini,49 gzlemler.
zgn sanat eserinin allm toplumsal deerler hakknda soru iareti
yarattm ve byle yaparak da yeni bir cevapla karlatn syle
mek ister. Ayn zamanda, eser farkl ekillerde, farkl nesillerdeki okur
lar tarafndan kendi deien beklenti ufuklar iinde sorgulanm ve
Hans-Georg Gadamerin Hakikat ve Yntem'As* adlandrd ve met
nin retiminin tarihi annn onun almlanma tarihinin zel anyla kar
lat bu ufik birlemesi, bir eserin geleneksel anlamn, retim
annda tahmin edilemeyecek anlamlar kararak dntrebilmitir.
Bu iddiann bir imas da tm deerli edebi metinlerin bir anlamda
radikal ya da huzur bozucu olmasdr ki bu, Marksist cepheden do
mu olsa hi phesiz entelektel vulgarlm son noktas olarak ge
itirilecek bir dncedir.50 Ancak siyasi olarak daha uyumlu bir
yorumbilimden, biimci yazn teknii ve almlama kuramndan do
unca bir tr bilgi olarak da deerlendirilebilir. Naif bir avangart ha
reketle tandk olan, telafisiz ekilde uadan diye damgalanr. Gnlk
deneyim ister istemez iflas etmitir. Ancak yabanclatrmay yaban
clatrarak, tamamen tannmaz hale gelene kadar sradan olan ya
banclatrarak bu btnl yeniden kurabiliriz. Ama bu da kendi
iinde sradan bir kaidedir. Pek ok rutin norm ve eilimin olumlu
olabilecei, meydan okunmaktansa el stnde tutulabilecei nadiren
dnlr. Peki ya emekglerini yenilemek uruna alan iilerin
haklarm yneten normlar? Sahtekrlk yapan bankaclarn onlan g
rnr klmak ve bir eletiri konusu haline getirmek iin cezalandrl
malar gerektii mi dnlyor? phesiz tm vatandalarn
gelirlerinin te ikisini imparatora vermelerini art koan gelenee
meydan okunmas gerekir, ancak ikence grdnz iin alacanz
tazminatla ilgili kanunlara meydan okumak gerekli deildir.
* Hans-Georg Gadamer. Hakikat ve Yntem. ev. Hsamettin Arslan, smail Yavuzcan. Paradigma Yaynlan, 2008. (.n.)
** Rainer Maria Rilke, Malte Laurids Brigge in Notlan. ev. Behet Necatigil.
Can Yaynlan, 2012. (.n.)
*** Robert Musil. Niteliksiz Adam. ev. Ahmet Cemal. Yap Kredi Yaynlan,
2012. (.n.)
Blm 4:
Kurmacanm Yaps
1
Kurmaca kuram, belki de edebiyat felsefesinin en zor ama ayn za
manda akademik adan en ok ilgi uyandran boyutudur. Nedendir
bilinmez, bu alandaki eletiri sadece etkili igrlerden deil ayn za
manda can skc sradanlklardan da nasibini almtr. rnein Gregory Currie, bir karma nispeten yksek bir akla yatknl olduu
zaman mantkl, akla yatknl dk olduunda da mantksz dedi
imizi belirtir.1 Peter Lamarque, Bay Allworhty ya da Bayan Bridget gibi kurmaca karakterlerin, gerek dnyada var olan kiiler
olmad2 gereini aklmza sokar. Ayn zamanda kurmaca olann
uydurulmu olduunu iddia eder ki bu daha sonra pheyle yakla
acamz bir nermedir.3 Bir yazar bize, Sherlock Holmes Baker
Caddesinde yaad gibi kurmaca bir ifadenin, dz anlamyla anla
lmas gerektiini ve cmlenin srasyla Sherlock Holmes ve Baker
Caddesiyle ilgili olduunu iddia etmeye mahkm olmadmz,
syler.4 Margaret Macdonald ise aceleyleJane Austen romanlarnn
var olduu haberiyle ular bize.5 Lamarque ve Olsen edebiyatn
insanlara olan ilgisinin insanlar iin ilgin olabilecek bir ierie sahip
olmasndan ve edebiyatn sunduklarnn ya da sylediklerinin okurlar
insan olarak da ilgilendirmesinden kaynaklandn,6 yazar. Grant
Overton da kurmacanm ounlukla yzn, sesin ve mimiin yardm
olmadan szckleri kullandn7 ortaya karr. Gregory Currieden
Proustun Kayp Zamann Zzmifesindeki* inceliklerin tmn, sz
ckleri kullanmadan (okura) iletemeyeceini8 reniriz.
* Marcel Proust. Kayp Zamann zinde. ev. Roza Hakmen. YKY, 2010. (.n.)
karar vermek iin bir okurdan fazlas gereklidir (Searle kelimeyi aka
deer yargsyla snrlandryor), dier yandan kurgusallatran bir
okuma da yazarn kurgusal olmayan niyetlerini bastrabilir. Searle bir
eserin kurmaca olup olmamasnn ltnn yazarn niyetinde yatmas
gerektiini savunur. Monroe Beardsley de sanat kavramnn, sanatnn
niyetinin ne olduunu ya da ne yaptm dndne zel bir atf yap
tnda bile kaltsal olduunu savunur. Robert Brown ve Martin Steinmann bir sylemin konumacs ya da yazan yle niyet ettii iin
kurgusal olduu konusunda srarcdr.28Ancak eer belirli bir durum
daki belirli bir konu zerine belirli bir biimde yazarsam niyetim ne
olursa olsun kurmaca yazyor olarak deerlendirilirim. Balk sayfasna
Gerek Hikye yazmak da bir eyi deitirmeyebilir. insann uzayllar
tarafndan kanlmasnn bilim kurgunun tm bilindik aralarm sm
ren ve kitaplarda Arthur C. Clarkem yanna yerletirilen duygusal bir
yks, yazan onu baka bir galaksiye doru hzla giden bir uzay me
kiinde yazm olsa bile muhtemelen kurmaca olarak dnlecektir.
Buna karlk, niyetim ykmn evrensel olarak gerek grnmesi
iin kurgusal olmas olabilir. Okurun karann belirleyen ey sadece
yazann niyeti deildir. Kurgusallatnc bir okumann, yazann
kurgu d yazma niyetini bastrmas gibi, okur da kurmaca niyetiyle
yazlan bir eseri kurgu d olarak okuyabilir. On sekizinci yzylda
Gliver 'in Gezileri ni, tek kelimesine bile inanmadn syleyerek
kzgnca atee firlatan bir piskopos vakas mevcuttur. Piskopos aslmda
kurmaca olan ama kendisinin doru olduu niyetiyle yazldna inan
d bir metni kurgusal olduu iin reddetmiti. Stein Haug Olsen, yazarlann niyetlerinin de kurumsal olarak belirlendiini dnmekte
hakldr, ki bu kurmaca dnda pek ok ey iin geerlidir.29 Eer kz
larn hizmetilik dnda bir ey yapmasnm kelimenin tam anlamyla
dnlemedii bir toplumda yayorsa, kk bir kz ocuu beyin
cenah olmaya niyetlenemez. Arzumuzun, pimanlmzn, utanc
mzn, gnlk dlerimizin nesneleri, toplumsal varlk biimlerimiz
tarafndan bizim iin belirlenir.
Kurgusal bir metni gerekmi gibi ele almann, onun kurgusal ol
duu gereini deitirmeyecei iddia edilebilir, zira yazan onu o e
kilde dnmtr. Ayn ey gereki bir metni kurgusal olarak
Bugnlerde, biri de Sir Philip Sidney kadar yal olan kurmaca fel
sefecilerinin ou, kurgusal cmlelerin ne doru ne de yanl olduu
nk ilk etapta sahici savlar olarak dnlmedikleri grn be
nimserler. Kantm estetik yargs ya da pek ok ideolojik bildiri gibi,
dnya hakknda gerek bilgilerin biimine sahiptirler ama bu aldat
cdr. Gerek, retoriksel olarak ilev grdkleri ve eylerin nasl oldu
unu tasvir etmek kisvesiyle deerleri ve tutumlar kaydettikleridir.
Elbette kurgu hibir zaman yaln deilken, bu kurgu d eserlerin
her zaman yalm nermeler olduu anlamna gelmez. Kurgusal eserler,
byk ounlukla, 1940larda kzan bir dnya sava olduu gibi,
gerek savlar ileri srerler; gvenlik duyurulan gibi kugu d metin
ler ise uyanlardan ya da emirlerden oluabilir. Smav katlan, sorular
olarak bilinen yalm nermeli olmayan sz edimlerinden oluur. Gn
lk konumamzn sadece kk bir ksm eylerin nasl olduunu tas
vir etmekten ibarettir. akalar, doruluk deerlerim geici olarak
muallkta brakacak gerek ifadeleri kullanabilir. fadelerin durumu
diPden syleme, dnyayla ilgili genel savlardan zel ifadelerin
zelliklerine ya da iletiim edimlerine atlarken farkllk gsterebilir.
Bir romandaki (bir sav olarak dile getirilmedii iin) ne doru ne de
yanl grlebilecek bir ifade, bir barda kullanldnda doru ya da
yanl olabilip Ya da bir sav imdi yanlken ileride doru olabilir. Eric
Hobsbawm, 1848de Komnist Manifesto 'da endstriyel orta smflann kresel eriimleri hakknda sylenenlerinin o zaman iin doru ol
madna ama gnmzde geerli olduuna iaret eder. Belge, kendi
andan ok bizim amzn niteliklerini ortaya koyar.36
Her durumda, bir eserin doruluk deeri konusunu bir kenara b
rakmak onu ayn zamanda bir kurguya dntrmez. Bir reklamn id
dialarnn doru olup olmad umurunuzda olmayabilir, ki bu mutlaka
onu kurgusal olarak deerlendirdiiniz anlamna gelmez. Bunu inan
drmak amacyla ya da bir metni kurgusallatrabileceimiz dier
yollarla bir frsat olarak kullanmayabilirsiniz. Aksine, ilk sayfadaki
roman kelimesi sizi byle yapmaya arsa bile, kurgusal ifadelerin
doruluunu ya da yanlln gz ard etmenize gerek yoktur. Hl
yazarn malt viskinin imalatm anlatnn ne kadar tuhaf ekilde yan
l olduundan bahsedebilirsiniz. Ve bu, ileride de greceimiz gibi
tr hayal etme oyununa katarak bir gerei kurgusal olarak ele alabi
leceinizi sylemek ister, sonu olarak kurgusal bir anlat btnyle
ampirik gereklerden oluabilir.51 Kelimesi kelimesine doru olma
yan ifadelerin, baka bir szel kesite aktarldnda farkl bir anlamda
doru olabileceklerini de eklemek gerekir. Dnyann btn iileri
birlein! Zincirlerinizden baka kurtulacak bir eyiniz yok! genel
anlamyla doru deildir, nk iiler eer devlete kar isyan eder
lerse pek ok eyi kaybetme riskini gze alrlar, bazen hayatlarn
bile. te yandan bu ifade bir siyasi manifestoda belirince, o edebi
trn kurallar onu bir tr retorik tevike dntrerek baka bir an
lamda doru yapyor. Artk alan insanlarn sadece birleip isyan
ederek adalete kavuacaktan gibi bir ahlki gerei desteklemeye
yardm etmek anlamnda doru oluyor.
imdi de hem kurgusal hem de gerek olan eylemler sorununa tek
rar dnelim. (Waltondan almak yerine kendi deneyimimden bir
rnek vermek gerekirse), bir oyunu prova ettiinizi ve aridk bl
mn oynayacak birine ihtiyacnz olduunu dnn. Olaanst bir
ans eseri, gerek bir aridk sallanarak ieri girer ve dalgn bir ekilde
prova odasna doru sendeler. Hemen onu bu rol iin alarsnz. Ya
ratt dramatik hayal daha inandncdr nk gerek aridklerin
nasl davrandn bilir. Gereklik kendisi olmaktan vazgemeden ha
yalin hizmetine sokulur. Ayn ey, bir oyunda birine yumruk atmak
iin de geerli olabilir. Eer, oyuncu arkadanza kar gl bir nefret
besliyorsanz, ona kurgusal erevenin dna kmadan istediiniz
kadar acmaszca tokat atabilirsiniz. Ya da bir oyunda haprmak zo
runda kalp gerekten de haprabilir ve bunu oyunun bir paras ola
rak geitirebilirsiniz. Yani hem kurgusal olarak hem de gerekten
hapmyorsunuzdur. ngiltere Kraliesinin bir Kuzey Kore ajan ol
duu bir oyun oynayabilirim ama bir yandan da gerekten yle oldu
una inanabilirim. Gerekten yle olabilir de. Bir grup Batl
oyuncunun uzak bir lkede ektii, rol icab yerel insanlarla atyormu gibi yapmalan gereken ama aslnda yerlilerin gerekten de
onlarla savatnn ve onlara gerekten saldrdklarnn farknda olmadklan Tropik Frtna adl bir film vardr. Aslnda elbette savamyorlardr, nk btn bunlar bir filmde geer.
'
Beckett dahi bir sanat olarak niteleyenlerin pek az, onun insan
varlna ilikin kasvetli grne katlyor ve hatta bazlar da bunu
ahlki olarak zayflatc buluyor. Yine de bu kiilerden birka bu
gr atmasndan kurtulamyorlar. Eer Beckettn dnya grn
gerekten saldrgan bulurlarsa kendilerini Johnsonn yerine gemi
ve Beckettn eserlerinden zevk almyor bulabilirler. G odoty u Bek
lerken'm ilk Londra gsteriminde, kzgn bir seyirci, Bu, mparator
luu kaybetmemize neden olan eylerden biri! diye barmt.
Bu tutumun snrlan var. Lamarque ve Olsen, bir edebi eserin ah
lki baknn doruluunun ya da yanllnn, nitelii konusundaki
bir yargya dhil olmad grn benimser, ki az nce ne srd
m gibi durum her zaman byle deildir.68 Soykrm gibi iren ah
lki edimleri savunan edebi sanat eserleri, kendilerini biimsel
grkemleriyle affettiremezler. Bir eser, ahlki deerleri salam olduu
iin retorik olarak etkili olabilir; bu, edebi deerin bir eserin grle
rinin doruluu ya da yanllndan tamamen bamsz olduunu sa
vunan Monroe Beardsley tarafndan da gz ard edilen bir noktadr.69
Hibir eyin gerek kadar inandrc olmad zamanlar vardr.
Ayn ekilde, hem ahlki hem ampirik olarak bir yazan fazlasyla
serbest braknz, ama tamamen deil. Edebiyatn, yalan sylemenin
ya da hata yapmann hemen hemen imknsz olduu bir alan olduu
savunulabilir. Bir edebi eser, dolayl ekilde de olsa Buradaki her eyi
niyet edildii gibi oku komutunu tad iin, yazann geree ilikin
hatalannn bilinli yapld ve metnin tamamlayc bir paras olduu
dnlr. Srekli olarak Frankenstein ismini yanl yazmann, ki
muhtemelen W.B. Yeats bu ismi kullansayd yle yapard, bir tr uur
suz sembolik nemi olduu dnlebilirdi. yle de olsa, aikr hatalar
da olabilir. Ksa sre nce, ngilterede ldrlen ocuklarnn yasm
tutan bir aile, mezar tama u szleri yazdrmt: Oturup aladmz/
Tek bir gn bile gemiyor; muhtemelen sylemek istedikleri bu de
ildi. Eer Amold Isenbergin duygusal70 dedii bir hata yaparsanz,
eseriniz sanatsal olarak da bundan etkilenebilir. Okur, yazann rmcek
Adam,'m gerek olduunu dndn anlamaya balarsa, o romann
gvenilirlii muhtemelen darbe alacaktr.
2
Edebiyat felsefesinde, kurgusallk zerine nde gelen aklamalarn
dan biri de sz edimleri kuram denilen kuram oldu. Bu grn ol
duka etkili eski aklamalarndan biri Richard Ohmannn klasik
denemesinde bulunabilir.71 Bu kuramda, edebi sanat eserleri belirli
bir dil tr deil, belirli bir ifade trdr.72 Gerek hayattaki sz
edimlerinin, ksmen de hikye anlatma sz edimlerinin taklitleridir
ancak geerli bir sz ediminin sradan artlarm ihlal ederek, bu tr
ifadeleri allmn dnda taklit ederler.73 Bir kurmaca yazarna, me
sela aktardnn gereklii konusunda teminat verip veremeyeceini
ya da samimi olup olmadn veyahut ortaya koyduu savlan ne
srecek kadar nitelikli olup olmadn sormayz. Yazar da bu okurca
kavramann, belirli zel bir durumda elde edildiini bilemez, ki
J.L. Austin bunun anlatmsal edimlerin tamamlanmas iin gerekli ol
duunu dnrd.
Kurgusal metinler, her zaman bir anlamda aldatc olarak alglanr.
Dnyann doru aklamas olarak ortaya kansa zel yanlsamalar
dr. Sz edimleri kuram, bu ikiyzll anlaml bir ekilde yeniden
dzenler. Dil ve gerek arasndaki boluk olarak dnlen ey, artk
dilin iki kullanm arasndaki farkllktr. Bir edebi eser, normal art
larda yapld cmlelere balanacak bu szde anlatmsal gten yok
sun ve bylece olaand bir ifadeye sahip olan eserdir. Rus
biimcileri gibi, sz edim kuramclan da aslnda sradan grlen dil
sel davrann paraziti olduunu ne srdkleri, negatif ya da atipik
bir edebiyat tanm ortaya koyarlar.
Roman ya da yk kelimelerini gren bir okur, metindeki ka
rakterlerin ya da olaylann gerekten olup olmadn, ilgili tm bil
ginin dhil edilip edilmediini, Hlderlinin Hyperion u yazarken
samimi mi dorucu mu bir ruh halinde olduunu bilemeyeceini ve
bu gibi eyleri sorgulamamas gerektiini bilir. Bunun yerine, yazar
sylemi aktanyormu gibi, okur da bu oyunu kabul edermi gibi
yapar.74 Ohmann bunun ehov ve Manzoni iin olduu kadar aka
lar ve dier szel biimler iin de geerli olduunu kabul etse de, ger
bilirsiniz. Bir ey yapmay dar bir pratik anlamda deil, daha geni
anlamyla bir yaam biimini paylamak anlamnda kullanyorum.
Belki de insan konumalarn bir tr dekoratif sesler olarak, ne dedi
imizle ne yaptmz arasnda balar olduunu kavramadan duyuyordur, davranlarmzn arka planndaki bir mzik gibi. Ya da belki,
dilin bir tr tren riteli ya da kendini uyank tutmann bir yolu oldu
unu dnyordur. nsanlarn hissizlik haline saf bir skntyla ya da
uyuuklukla, kolaylkla, sessizlik iinde geebildiim ve bu srekli
birbirine ses pskrtmelerin, patlatmalarn onlarn zihin ularn tut
mak iin yapldn tahmin ediyor olabilir.
Szel anlam kavramn tam kavrayabilmek iin szlerimizin bir
amaca ynelik olduunu87 anlamak gerekir, ki bu hepsinin emirler,
komutlar ya da talepler olmadn farz etmekle ayn deildir. Niyet
olarak bilinen o belirsiz zihinsel gdnn onlara sessizce elik ettiini
dnmekle de ayn deildir. Bir amaca ynelik olmak, sylemin ek
linin iinde imal edilmitir. E.D. Hirschn airlerin ve romanclarn
yapmas gerektiini dnd gibi, bir anlamlan olmas iin keli
melerinizi bir niyet edimiyle ilikilendirmenize gerek yoktur.88 Bu
biraz da ne zaman bir ey yapmaya kalksam, bir irade eylemi sergi
lediimi dlemek gibidir. Bu, kendimi yataktan ya da bir bardan
karmak iin doru olabilir ama bam kamam ya da omzuna
vurmam iin geerli deildir. Gerekten akll bir Zoglu, davramlanm zla nasl etkileim iine olduunu izleyerek ve ayn zamanda
Wittgensteinvari sonular kararak muhtemelen dilin anlama ynelik
olduunu kavrayacaktr. Dhi bir Zoglu sylemlerimizin baz paralannn kelimenin tm pratik anlamyla ilevsiz olarak tasarlandm,
bu amaszln da ayn zamanda amalannn ve edebi, sanatsal
gibi kelimelerle ne demek istediimizin bir paras olduunu ze
cektir.
O halde kurmaca, genel olarak tm edimseller gibi, ifadesinden
ayn dnlemeyecek bir olaydr. Kendisi dnda bir eyden destek
almaz, yani ileri srd ey, bamsz bir kanta kar herhangi bir
ekilde kontrol edilemez. Bu anlamda, silahl bir soygunu haber ver
mekten daha ok kfretmek gibidir. Kurmaca, atf yapyor gibi g
rnd eylerin kendisini retir. Tasvir ediyor gibi grnd eyi
gizlice biimlendirir. Bir aktarma gibi grnr ama aslnda bir retorik
parasdr. Austinin jargonunda bu, edimselin betimleyici klna
girmesidir. Alman eletirmen Karlheinz Stierlenin aydnlatc bir e
kilde ortaya koyduu gibi, bu gndergesel bir biimde kendine atf
yapmadr.89 Gndergesi, rnein bir cinayet esrar, bir siyasi kriz,
zina, tamamen ikin ve sadece kendisi iin mevcut olabilir. Lamarque
ve Olsenm belirttii gibi, Kurgusal durumlar, kimliklerini sunum
ekillerine borludur.90 Kurgusal anlatlar, kendi isel eylemlerinin
dnda ak bir d imgeyi de kendilerine yanstrlar. Yine de kurmacaya o tuhaf gcn veren, bu zerk ya da kendine atf yapan nite
liktir. Eer yaratcysa bunun nedeni, doas gerei gerein
basklar karsnda bir tiroit bezindeki kattan daha az zorlanyor
olmasdr ve bu, son derece iyi olanla dikkat ekici bir ekilde kt
olan kurmaca iin de geerlidir. Burada, yaratc normatif bir ifa
deden ok, betimleyici bir ifadedir.
Bu anlamda, tm kurmacalar temelde kendileri hakkndadr. te
yandan, bu kendini biimlendirme iin dnyadan malzeme alsalar da,
kurmacamn elikisi kendine atf yaparken gereklie de atf yapyor
olmasdr. Wittgensteinm yaam biimleri gibi, kurmaca da kendini
kurar; ama bu, tpk yaam biimlerinin yapt gibi, kendini olu
turma ilenne etraflarndaki dnyay kattklarm inkr etmek deil
dir. Kendilerini baka trl biimlendiremezler. Fredric Jameson, D il
Hapishanesi'nde* Biimciler ve Yapsalclar iin edebi eserlerin
kendi vcut bulularndan, kendi inalarndan bahsettiini91 belirtir
ama Terence Hawkes hakl olarak bir kurmaca eserin baka bir ey
den bahsetme arka planna kar sadece kendi varoluundan bahse
debileceini ekler.92
Yemin ederim ya da Sz veriyorum gibi dilsel edimsellerde
de benzer bir mulaklk mevcuttur. Bir anlamda, bunlar tamamen
kendilerine atf yapan cmleler, bir gndergeye iaret etmeyen zerk
szel eylemlerdir. Byle bir balamda, Emile Benvenisteten bir cm
leye atf yaparsak, kelime kendine sz verir, kendisi temel gerek
haline gelir.93 Yine de bu tr edimsel eylemler, daha nce de ne
* Fredric Jameson. Dil Hapishanesi, Yapsalcln ve Rus Biimciliinin Eletirel
yks. ev. Mehmet H. Doan. Yap Kredi Yaynlan, 2002. (.n.)
mektir. Onlar, kendini ina etmesi iin gerekli malzemeyi temin eder.
Sanat eseri, sadece retimine giren malzemeleri yanstmaz ya da ye
niden retmez, onun yerine onlar kendini retme srecinde tekrar
altrr. Kurmaca, kendi i mantna bal kalmas sayesinde dn
yayla ilgilidir. Ya da, eer ifadeyi deitirirsek, bir dnya yanstacak
ekilde kendisiyle ilgilidir. i ve d ters evrilebilir.
Edebi eserlerin kendilerini ina ettikleri baka bir boyut daha var
dr. Onlarn zelliklerinden biri de, dilin rnekleri olmaktan ziyade
sylemin paralan olmalandr, bu da demektir ki zel durumlara
bal olan dildirler. Gnlk hayatta bu tr durumlar, gstergeleri nasl
anladmz konusunda temel bir rol oynar. Trafiin durumuna ve iki
aracmzn kullanma kurallanna bakp farlannz yaktnzda bu
eylem normalde her iki anlama gelebilecek de olsa, una bak!tan
ziyade leri git! demek istediinizi anlanm. Edebi eserlerin tuhafl
sadece bu tr pratik balamlardan yoksun olmalan deildir, ama bu
yoksunluun onlara olduklan ey olmakta yardm etmesidir. Balamsal olarak serbest olan edebiyat kavramyla Jon Ellisin de yakala
maya alt budur. Yine de bir balam olmakszn bir eser
anlalmaz olma riski tar ve bu ikileme bulduu zm de ilerlerken
kendine bir balam retmektir. Bir metnin ifadelerinin her biri ayn
zamanda k^tdi bana bir szel eylem ve okunaca ereveye bir
katkdr. Eser kendi ideolojik alt metnini doururken, ileride grece
imiz gibi, kendi znden de bir anlam yaratabilecei pek ok grev
tanm kontrolnden kar. Bu biraz da bizim bir eserin dnyas
derken kastettiimiz eydir.
Sanat eserleri ve insanlar arasndaki karlatrmalar genellikle
sahtedir. Edebi eser, (Georges Pouletye sayglanmz sunarak) has
bhal edebileceimiz bir dost deildir ama bir sayfann zerindeki
iaretler dizisidir.95 yle de olsa, kurgusal metinlerin kendi kararlarn
kendileri verme ekliyle bireylerin nasl olduklan arasnda bir para
lellik vardr. nsan zgrl, belirleyicilerden yoksun olma meselesi
deil, onlan kendi oluumunun zeminine dntrerek kendine mal
etmektir. Bu, sanatn bazen serbest edim paradigmas olarak d
nlmesinin de bir nedenidir. zerk davranmak, kanunlardan vazge
mek deil, kendisi iin bir kanun olmaktr ki zerk de bu demektir.
EDEBYAT OLAYI
____________________
lerde olduu gibi btn bir niyete tabi olmas sz konusu deildir. En
naif haliyle bu kuram, kendi niyetinin tamamen hkimi olan kendili
inden anlalr bir yazar varsayar. Biz, bu konunun ya da niyetlerinin
nereden kaynaklandn sorgulamaya arlmayz. Onun yerine, bu
eyler bir tr z noktas olarak alnr. Ama metinler, kurmaca yapan
niyetlerin aralar olarak grlmez. Aslnda, niyeti olmayan metinler
de olabilir, mucizev bir tesadfle Bir zamanlar ay varm ke
limelerini sarf etmeye balayan bir kayann atrdamas gibi. Kimse
nin sylemek istedii bu olmasa da, o syledii anlama gelir. Bir
edebi eserin kaderi bir szn yrngesine bal deildir. Joseph Margolisin syledii gibi edebi sylemin ustaca yaplm zelliklerinin
sz edimi analizi iin verimli rn vermeyeceine inanmak iin ne
denler vardr.107 Her halkrda, bu kuram gr as, alt konu,
dnm noktas, iirsel gsterge gibi biimsel meselelerle yararl bir
ekilde ilgilenmek iin yksek bir soyutlama dzeyine kar. Peter
Lamarque, Fictional Points o f View* adl kitabnda zekice, sz edim
kuramnn edebiyat felsefesiyle birlikte, ironi, gvenilmez anlat, de
ien gr alar ve dier aralar hesaba katmakta nasl baarsz
olduu yorumunu yapar.
Kuramn gsz alkanlklarndan biri de, ortada gerek bir an
latc olmadknda bile bir metne onu ilan eden bir anlatc yerletir
mektir. rnein Gregory Currie, bir edebi eserle karlatmzda
her zaman bir konumac dlememiz gerektiim belirtir. Ama elbette
bu byle deildir. Goethenin Gnl Yaknlklar'nm** ya da Little
Boy Bluenun*** glge misali bir karakter tarafndan, belki de hayali
bir atein yanma melmi bir hayali yal kadn tarafndan bize ak
tarldn dlemek de bir ie yaramaz. Tm hikyeler belirlenebilir
ekilde bir yazar tarafndan kaleme alnm olmaya bal deildir.
Finnegans Wake'te konuan kimdir? orak lke'de kim konuur?
ok sesli metinleri ne yapacaz? Kurmaca kavram, metinler ve ba
* Peter Lamarque. Fictional Points o f View (Kurgusal Bak Alan). Cornell Uni
versity Press, 1996. (.n.)
** Johann Wolfgang Goethe. Gnl Yaknlklar. ev. Deniz Arslan. Tima Yayn
lan, 2006. (.n.)
*** Kk Mavi ocuk anlamna gelen, ngiliz ninnisi, (.n.)
3
R M. S. Hacker, Wittgensteinm felsefesi zerine yazd Insight and
Illusion (gr ve Yanlg) adl eserinde, Wittgensteinm grnde
dil ve gereklik arasnda bir ba olmadn savunur. Baz genel iliki
rine dnmeye tevik eder. Ahab var olmadndan ama takntl psi
koz var olduundan, onun Moby Dick'teki tasviri, o ruh halini daha
becerikli bir ekilde dzenlemek iin gerek yaam snrlamalarndan
kurtanlabilir. Jan Mukarovsky, bir eserin atfsal ilevinin dorudan
atf yapmad iin zayfladm ama tam da bu zayflk nedeniyle
daha zengin ve derin anlamlara atf yapabildiini savunur.124
Fenomenolojinin, ona niyet etme eylemine daha yakndan odak
lanmak iin gndergeyi parantez iine almas gibi, kurmaca da dik
katimizi tm karmaklyla gnderme yapma eylemine eker.
Dorudan bir gerek hayat gndergesinin olmamas ya da olsa da
nemli olmamas gerei, birisine Gorgonu ya da eski boaltma uy
gulamalarn, ilki hibir zaman kincisi de artk var olmasa da, re
tebileceimiz gereinden ilkesel olarak ok da farkl deildir. Var
olmayan nesneler de sadece kurmaca olanlarda deil, gerek hayattaki
dil oyunlarmzda da rol oynar. Henz bir varlklar olmayan eyleri
umar ve dileriz, gelecek oradayken artk var olmayan gemii hem
kutlayp hem .ona zlebilmemiz gibi. Yalan sylemek, tanm gerei
gndergesi olmayan bir dil parasdr. Umberto Econun syledii
gibi, ifadenin olduu her yerde onu yalan sylemek iin kullanma
ihtimali de vardr.125 Bunun nedeni ayn zamanda gizleyebileceimiz
gerekten bahsetmemizdir. Eer byleyse, gndergenin yokluu dilin
kendi iinde Sulunur.
Kurmaca, bir gndergenin yokluunda da ileyebilen bir dil oyunu
olmaldr. ve Maalardan sorumlu bakana sevgiyle adanm bir iiri
onun nnde sesli okuyabilirsiniz ama onun varl iirin iir olarak
ilemesi iin gerekli deildir. David Schalkwykin de dedii gibi bu
genel olarak dil iin geerlidir: dil, dil olarak ilemek iin hibir var
la bir ba gerektirmez.126Ya da Jacques Lacann daha olaanst
bir ekilde ifade ettii gibi, iaret eyin lmdr. Yani kurmaca, tm
dilbilimsel eylemin temel artnn daha dikkat ekici bir rneidir.
Kurmacann dil oyunlar iin genel olarak meksel olduu baka
bir yola daha ulatk. Kurmaca olaynda, rnein bir oyunda, anlamn
bir kiinin deneyimine bal olmad aktr. Bir aktr, bir seri katili
inandrc bir ekilde canlandrmak iin onun ruh halini paylamak zo
runda deildir, elbette ok fazla Marlon Brando izlemiyorsa. Bu, bir
Blm 5:
Stratejiler
ceimiz bir eyle karlarz, fizikinin o tarifi zor her eyin teorisinin (TOE) edebi karlyla.
Fredric Jamesonn da bize hatrlatt gibi, bu terimi eletirel sz
le yerletiren, bugnlerde yirminci yzyln en ok ihmal edilen
edebiyat eletirmeni olsa da Kenneth Burkeden bakas deildir.1
Her ey bir yana, bize edebiyat eserlerim, hatta genel olarak dili ritel,
drama, retorik, performans ve sembolik eylem asndan belirli du
rumlara stratejik karlklar olarak dnmeyi reten odur ve ele
tirel felsefede bunun iin kulland kapsayc terim dramatizmdir.2
Elimizdeki en eski edebiyat kuramlarndan biri Aristotelesin Poetika's trajediyi arnma iin bir sembolik eylem olarak grr ve bu bi
imin kkenleri belirsiz de olsa, keinin arks anlamna gelen
kelimenin kendisi, bunun baka bir sembolik eylem zerine kurulu
bir sembolik eylem, yani gnah keisinin kefaretli kurban edilii ol
duunu gsterebilir. Bu tr kkenleri olan baka trler de vardr. Epik
ve lirik, yaamlarna szl performanslar olarak balar. Hiciv, sem
bolik bir deri yzmedir. Belki de, kitlesel bask teknolojisinin yard
myla roman ortaya kmadan nce, bir uygulamadan ok bir nesne
olarak edebi eser, eletirel zihinde bu denli salam bir ekilde kk
salmamtr.
Jamesonn da aslnda Burken olan bu kavramlar, kiinin ede
biyat eserini, ikili bir ilemle, eserin kendisinin de nceki tarihi ve
ideolojik alt metnin bir yeniden yazm olduunu ortaya karacak
ekilde yeniden yazd bir yorumlama yntemini destekledii Siya
sal Bilind'ndm* balayarak verimli bir ekilde kulland gr
lr.3 te yandan metnin kendisinin bir karlk olarak grlebilecei
bu alt metin, aslnda metnin kendisi dnda ve elbette bir tr saduyusal d gereklik olarak var olmama zelliine sahiptir.
Olaydan sonra tekrar ina edilmelidir, yani tabiri yerindeyse bir
eserden geriye doru yanstlmaldr. Eserin deindii tarihi soru or
taya koyduu cevaplar yoluyla okunmaldr. Paul Ricoeurn de be
lirttii gibi, Kral Oedipus ve Hamlet, sanatnn atmalarnn basit
* Fredric Jameson. Siyasal Bilind. ev. Yavuz Olaan ve Mesut Varlk. Ayrnt
Yaynlan, 2011. (.n.)
2
Tm bunlar insana yeterince karmak gelebilir; ama hibirinin bir
okur olmadan gerekleemeyeceini ve okumann en az eserin ken
disi kadar stratejik bir i olduunu kabul ettiimiz an, daha da kar
mak hale gelecektir. O halde, okumak baka bir dizi stratejiyi
zmek iin bir dizi strateji gelitirmektir. Uzun sre uyumak ya da
nefes almak kadar doal olarak grlen okuma edimini, kendi iinde
kuramsal bir soruna dntrmek almlama kuramnn da baansyd
ve bu, okumay katksz gayret ve uraya eviren metinsel belirsiz
liin, sadece tesadfi bir ey deil eserin anlamnn temel bir esi
olduu edebi modemizmin ardndan neredeyse kanlmaz oldu. Mo
dernist metin, kolay okunmaya birka nedenle direnir: Kendi iine
kapanmas, temin edilmi bir okurun yokluunun yaratt rahatszlk
ve dandan kolay eriime kendini kapayacak ekilde kendini konusu
yapmas nedeniyle; biim ve ieriini kuatan ve anlalmaz kln
masna sebep olabilecek nitelikleri olan modem varoluun blnm
lk ve mulaklndan bir ey szmeye almas nedeniyle; sadece
alaltlma pahasna effaf olduklann dnd, etrafndaki siyasi,
ticari, teknik ve brokratik sylemlere kibirlice srtn dnp kendi
sine daha youn, ince ve anlalmas zor bir slup aramas nedeniyle;
bir ticari nesne olarak grlmekten kanmas ve belirsizliini ko
layca tketilmekten saknmak iin kullanmas nedeniyle... Bu an
lamda, modernist sanatn belirsizlii, daha ok Doann, kolayca bir
tir. Ama ayn zamanda bir olaydr da. Okura bir ey yapan dildir, bu
da retorik olarak dil demektir. Ve bunu belirlemek ok daha zordur,
nk eserin eklinin kendisinden daha fazlasna baldr. Biimci
eser ilkine anlalr bir eilimi olmakla birlikte, nesne ve olay arasnda
bu ekilde askdadr ve bu byk oranda iirin stratejik amacnn, yani
bak alarnn deimesi, tamamen ona ikin olmasndandr. yle
de olsa, tuhaflatrma sreci okur zerinde dntrc bir etki yapar,
yani bu da demektir ki iir hem bir estetik sistem hem de ahlki uy
gulamadr.
Bir strateji olarak metin kavram, biimcilerin dzyaz kurmaca
hakkmdaki grlerinde daha da aktr. Edebi anlatnn iinde hi
kye ve olay rgsn ayrmak bu eletirmenlerin detidir, ki ilki
anlatdan yeniden ina edilebildii oranda olaylarn gerek ak,
kincisi de o olaylarn eserin tarafndan zel olarak dzenlenmesi an
lamna gelir. O halde olay rgs, hikayenin malzemeleri zerinde,
onlar yeniden alglanabilir yaparak (merak, yavalatma, gecik
tirme gibi yollarla) tekrar dzenleyen bir stratejik ilem olarak g
rlebilir.
Peki, nesne/olay ayrm dnldnde yapsalclk ve gstergebilim ne olacak? Yury Lotman ve Michael Riffaterrein yazlarnda
olduu gibi metni incelenecek bir nesne olarak deerlendiren, gstergebilim zellikleri vardr.30 Ama almlama kuramnda grd
mze daha yakn olan ve gstergelerin yorumlarnn karmak bir
stratejik uygulama olduu baka gstergebilimsel akmlar da bulunur,
Umberto Econun eserleri gibi.31 Econun gsterge retimi dedii
ey, eserden karm yaparak (hipotez), anlam kararak, sonu ka
rarak, daha fazla ve daha az ifreleyerek ve bunun gibi stratejilerle
eitli anlamlarn yklenebilecei bo bir biim olan iletinin an
lamm zen okurun faaliyetidir.32 Metin, kesime noktalaryla bize
pek ok farkl yol aan labirent bir baheden daha az kat bir yap
dr. Yani okumak, Westminister Kprsn gemektense, daha ok
Hyde Parkta dolamak gibidir. Sanat eserinin iindeki bu yollar ya
da kanmsal gezintiler, okuru yazarn ifrelerini bazen destekle
meye bazen de reddetmeye, bazen gndericinin kurallarn bilme
den birbiriyle balantl olmayan verilerden yorumsal ana hatlar
manda bir yapsalc olmasa da, bazen snflandrma iini kendi iinde
bir ama gibi yapan Northrop Fryen edebi snflamalar da akla gelir.
Jacques Derridann bir zamanlar, hibir zaman enejik olarak deil,
sadece mekanik olarak canlandnld40 eklinde eletirdii inceleme
tarz da budur. lham verici deildir, bir edebi eseri bir retorik paras
olarak kavrayamaz ki bu da bir ey yapmak demektir. Bu Zog geze
geninden gelen edebiyat grdr. Yine de, ayn zamanda nerdiim
metin kavramyla daha ok ortak noktas olan bir yapsalclk tr de
vardr. Bu, Claude Lvi-Straussun mitsel dnce her zaman zt
lklarn farkna varmaktan onlarn zlmesine doru ilerler yoru
munda da mevcuttur.41 Lvi-Strauss, mitin amac bir elikinin
stesinden gelebilecek bir mantki model salamaktr der.42 Bu e
kilde bakldnda, mitler onlar kullanarak dnmek iin iyi stra
tejiler, ztlk ve elikileri ilemek iin modem ncesi makineleridir.
nsann, edebi inceleme iin deerim kabul etmesi iin bu mitoloji
kuramna can gnlden balanmasna gerek yoktur.
Iserin almlama kuram ya da Econun gstergebiliminde olduu
gibi mitler, bu grevi birdenbire deil bir stratejik sre olarak ta
mamlarlar, bir dizi kar savm baka bir dizi kar sava ve onun da
nc bir diziye dnmesi, bir elikiye sadece yeni bir eliki ya
ratarak aralk edilebildii, bir unsurun baka bir unsurun yerine
geip karlnda yerinden olduu gibi. Burada bitmek bilmeyen bir
metinleraraslk da vardr, zira bir mitolojik metin, dierinden bir
nc tarafndan dntrlmek zere bir para alr. Lvi-Strauss
bir mitin bilind anlamnn zmeye alt sorun olduunu gz
lemler ve bu zm baarabilmek iin de imge, hikye ve anlat gibi
bilinli mekanizmalar kullanr. te yandan, bilin ve bilindyla,
hikye ve sorunu arasndaki ilikiyi birer akis ya da trdelik olarak
deil bir dntrme olarak grmek konusunda uyarlrz. Ayn ey
Jamesonn modelinde metinsel stratejilerle onlarn alt metinleri iin
de sylenebilir.
Lvi-Strauss iin mitler somutun bilimidir; Lvi-Strauss daha
sonra Aydnlanmann kalbinde estetik olarak doacak olan somutun
bilimine bylece delalet eder.43 Bir anlamda, biraz sonra greceimiz
gibi, mitler insan akimn yapsnn kendi anlalmaz, girift ilemleri
Ama kendi hatrna yerine getirilmi bir ilev yine de ilevdir. Bunun
yan sra, imdiye kadar radikal Romantik gelenek iin sanat eserinin
nasl kendi iinde bir ama olma ilevi olduunu, dolaysyla bu ze-.
nilecek durumun insanlar iin de geerli olabildii siyasi bir gelecei
nceden haber verdiini grdk.
Eer, bir eyin ileviyle kendi iindeki varl arasndaki yanl
seimi reddedersek, Biimcilerle ayn dncede olmak zorunda kal
maz ve d dnyayla ilikilerini askya alarak metnin maddi yapsna
odaklanabiliriz. Bu daha ziyade, bedenin kendisi rasyonellikten
uzaklatrlr, arasal balammdan Heideggerin Varlk ve Zamandaki krk ekici gibi kurtarlrsa ve bunun yerine kendi iinde
bir ey olarak grlrse yapmn maddeselliine katlabileceimizi
varsaymaktr. Her iki durumda da, bir eyin maddi younluu, dn
yadaki faaliyetleriyle eliki iinde grnr. Yine de bu, anlam ve
maddiyatn birlikte yrmesi, iirin maddi yapsnn kendisinin te
sinde bir dnyaya tam olarak kendi isel ilemleri dolaysyla almas
anlamnda, manzum fikrinin bir parasdr. Bu btn dil iin geerlidir, ama iir zelinde daha aikrdr. iirin dili ne kadar youn
dokunmusa o kadar kendi iinde bir eye dnr, yine de kendi
iinde bir eye de o kadar iaret edebilir.
Benzer bir ey insan vcudu iin de sylenebilir. Maddi varl
tamamen dnyayla olan ilikileridir, bu da onun en temelde bir eylem
biimi olarak var olmas demektir.59 Eylem, bedenin yaamdr, an
lamn (ya da tasarrufun) bir gstergenin yaam olduu gibi. Bu, Thomas Aquinasn neden l bir bedenden bahsetmeyi reddettiinin de
nedenidir, bu ifade onu terimler arasnda bir eliki olarak arpmtr.
Bunun yerine, bir cesedi yaayan bir vcudun kalntlar olarak grr.
lm, insan bedeninden anlamn kanamasdr, onu kaba bir para
olarak brakr. Ktphanedeki beden ifadesinin akla gayretli bir
okurdan ziyade, bir ceset getirdii gerei, Aquinasn sert bir ekilde
reddettii ikiliin ktcl bir etkisidir. Onun iin beden, insan kim
liinin kaidesiydi. Eer Michael Jacksonn gvdesinden ayrlm bir
ruhu varsa, bu ruh Aquinasm grne gre Michael Jackson olma
yacaktr. yleyse, Michael Jackson aslnda hibir yerde deildir. Bun
lar dinin salad tesellilerdir.
3
Bir syleme ediminde neyin baarld hibir yerde, psikanaliz
alannda olduu kadar hayati deildir.64 nsan memnuniyetsizliinin
bilimi konusundaki sylem, ki buna psikanalitik kuram adn da ve
rebiliriz, bilinaltnn hem bir anlamsal alan hem de arpan gler
olarak grlebilecei gibi, hem anlam hem de gtr. Psikanaliz sy
lediimizle ne yaptmz meselesine, sylemediimizle ne yapt
mz da ekler. Bir eyi sylememenin pek ok yolu vardr, bu
yollardan bazlar dierlerinden aslnda ok daha fazla ey syler.
Edebiyat eletirmeni, bir eserin ne sylediini onu nasl sylediiyle
yorumlad gibi, iirleri nasl okuduumuzla yol iaretlerini nasl
okuduumuz arasnda belirli bir fark vardr; yani analist analiz ettii
kiinin sylemine bir dizi ifade deil de bir performans olarak yak
lar. Bu, ifade srasnda hastann yaptdr, bastrmak, direnmek, yer
deitirmek, rgtlemek, yalanlamak, inkr etmek, yanstmak, aktar
mak, tasfiye etmek, idealize etmek, saldrmak, geri ekmek, yattr
mak, kandrmaktr; bu, iki taraf arasndaki ilemlerin anahtardr.
Tm bu taktik ve aralarda, analistin uyum salad ey, arzunun
anonim mrltsdr ve arzu, bir gstereni dieriyle birletirerek ve
ampirik gereklik iin kibirli bir ihmalle kendi sinsi amalan iin
sylemi gasp ederek dorudan anlam devirme etksine sahiptir. Bu
analitik sahnede hakikat, kurmacada olduu gibi edimsel bir itir. Bir
kuram ya da ifade deil, bir eylem trdr. Her eyden nce, analiz
edilenin kendi fiziksel gerekliini analistin anlam veren kiilii et
rafnda yeniden dzenledii aktanmn dramn ierir. Kenneth
Burken ifadesiyle, hibir ey, bir lirik iirdeki ampirik ve kavramsal
malzemenin sadece ne ampirik ne de kuramsal olan bir senaryodaki
rolyle deerli hale geldiindeki karlamadan daha oyunsal ve
daha az kuramsal olamaz. Bu durumda geerli olan yorum, znenin
hakikatini aa karabilecek olan ve bunu yaparken de yaam de
itiren bir yorumdur. Bir kez daha, ayn ey iirler ve romanlar iin
de iddia edilebilir. Philip RiefFin de belirttii gibi gereklik sava
larnda bir stratejici olarak Freud, srekli olarak kuram ve terapinin
aslnda ayn ey olduunda srar ediyordu.65
210
bir balam iinde bir ifadenin ilevi meselesi (analiz meknn ken
disi), kendine ait isel dinamikleri olan bir meseledir. Ondan su y
zne karlabilecek tek bir ifade deildir, tm balam gerekle
ilgilidir, yani hastann arzusunun Gereiyle. Gerek yaam olaylar
ve duygulan analiz alanna bir iir ya da romana girdikleri gibi girer
ler. te yandan edebi metinde olduu gibi, bu ruh alanna girerken,
gndelik dnya faydaclktan uzaklatnlmtr, zellikleri ve olaylan bilindik ilevlerinden zlm ve tamamen baka bir alana, bi
linaltnn bakalam na girmitir. Psikanalitik dzeye sadece
deitirilmek zere, bazen i mantnn talepleriyle tannmak iin
girerler. Savalann, kriket oyunlanmn ve ya yasad ilikilerin bir
edebi kurmacann kendi sk i gerekliliklerine uygun olarak geli
mesi iin el koyduu kendi kendine devam eden bir projenin yarannadrlar. Analiz alan, d dnyadan kastl olarak yaltlmtr: bir
analist sohbet etmek iin hastasnn evine uramay ya da seanstan
sonra, sanki kan vermi gibi ona ay ve biskvi ikram etmeyi dlemeyecektir. Devaml olarak grnmez ve ounlukla sessiz olan, has
tay itiraf yolculuunun ortasnda ksa Zaman doldu! talimatyla
blen biriyle konumak gndelik hayatn pek de paras saylmaz.
Sanat gibi, analiz alan da zenle ritelletirilmitir. Hepsi de prose
drleri nedenimle pratik hayattan yaltlmtr. Yine de bu tam olarak,
kurmacann gerekle ve ampiriin tesindeki gerekleri ifa etmesini
salayacak olan, onunla birlikte alaca zgrlklerle mesafesi ol
duu gibi, ayn ey gerek dnyann bir iir ya da oyunla olan dolayl
ilikisine benzeyen konuma tedavisi yntemi iin de sylenebilir.
Bununla birlikte, bir edebiyat eseri belirli bir masal ya da motifi
amlama ediminde daha geni bir balama iaret ettii gibi, analiz
alannn sylemi de her zaman bir anlamda ifttir. Eer bu, iki birey
arasndaki diyalogsa, daha geni, daha isimsiz bir travma, arzu, bas
trma anlatsndan haberdar edilen bir diyalogdur, ki bu da Freudun
kuramsal eserinin anlatmay amalad eydir. Gereki bir edebiyat
eseri gibi, hastann ne syleyecei de indirgenemez ekilde belirlidir,
yine de belirli tipik, kiisel olmayan, bireyler aras konularla yan
klanr. Freuda, byk rakibi Jungun toplu bilinalt diye bir ey
NOTLAR
51 Bkz. Holub, Reception Theory, Bl. 2. Aynca bkz. Terry Eagleton, Aga
inst the Grain iinde The Revolt o f the Reader, (Londra, 1986), Bl.
13.
52 Bkz. Wolfgang Iser, The Act o f Reading (Baltimore, Md. ve Londra,
1978), s. 61.
53 Bkz. Roman Ingarden, bkz. The Literary Work o f Art (Evanston, 111.,
1973), ve The Cognition o f the Literary Work o f Art (Evanston, 111.,
1973).
54 Iser, The Act o f Reading, s. 77-8.
55 Wolfgang Iser, Prospecting: From Reader Response to Literary Anth
ropology (Baltimore, Md. ve Londra, 1989), s. 213.
56 Age. s.73
57 Bkz. Macherey, A Theory o f Literary Production.
58 Age. s. 271.
59 Bkz. Louis Althusser, Letter to Andr Daspre, Lenin and Philosophy
(Londra, 1971).
60 Bkz. Terry Eagleton, Criticism and Ideology (Londra, 1976), Bl. 5.
61 Iser, The Act o f Reading, s. 87.
62 Bkz. Terry Eagleton, Ideology: An Introduction (Londra, 1991), s. 58.
63 Bkz. Jurij Striedter, Literary Structure, Evolution and Value Cambridge,
Mass., 1989), s. 161.
64 Umberto Eco, A Theory o f Semiotics (Londra, 1977), s. 261.
65 Age. s. 274.
66 Age. s. 274.
67 Claude Lvi-Strauss, Structural Anthropology (Londra, 1972), s. 3667.
68 Bkz. Terry Eagleton, Trouble with Strangers: A Study o f Ethics (Oxford,
2009), Blm 3.
69 David Schalkwyk, Literature and the Touch o f the Real (Newark, Del.,
2004), s. 219.
70 Age. s. 220.
71 Jonathan Culler, Structuralist Poetics (Londra ve Ithaca, NY, 1975), s.
130.
72 Bkz. Paul de Man, Blindness and Insight (New York, 1971) ve Allego
ries o f Reading (New Haven ve Londra, 1979) Aynca en nemli dene
mesi iin bkz. The Rhetoric o f Temporality, C. Singleton (der.),
Interpretation: Theory and Practice (Baltimore, Md., 1969).
2.
66 .
Blm V: Stratejiler
1 Bkz. Jameson, The Ideologies o f Theory, s. 150.
2 rnein bkz, Kenneth Burke, The Philosophy o f Literary Form: Studies
in Symbolic Action (Berkeley, 1941); A Grammar o f Motives; Language
as Symbolic Action. Burke hakknda deerli bir yorum iin bkz. Frank
Lentricchia, Criticism and Social Change (Chicago ve Londra, 1983),
Bl. 2-5.
3 Fredric Jameson, The Political Unconscious (Londra, 1981), s. 81.
4 Paul Ricoeur, The Conflict o f Interpretations (Evanston, 111., 1974), s.
140.
5 Age. s. 81-2.
6 Jameson, The Ideologies o f Theory, s. 148. Bu metinsel retim kura
myla, Eletiri ve deolojinin nc blmnde gelitirdiim kuram
arasnda baz paralellikler var.
7 Jameson, The Ideologies o f Theory, s. 158
8 Standard Edition o f the Work o f Sigmund Freud (Londra, 1953), c. 9, s.
146.
9 Roland Barthes, Critical Essays (Evanston, 111., 1972), s. 202-3.
10 Gadamer, Truth and Method, s. 333. Elbette, ngiliz felsefecilere olan
borlarn Kabul eden baz Alman felsefeciler de vardr. Kantn Hume,
Camapm Frege konusundaki yorumlan akla geliyor.
Signs, the Strategies (Basingstoke, 2001). Fransz kuram Michel Foucaultdan bu yana elbette hzlca geliti.
32 Umberto Eco, A Theory o f Semiotics (Londra, 1977), s. 139. Ayrca
bkz. Agy. The Role o f the Reader
33 Altieri, Act and Quality, s. 234.
34 Eco, Theory o f Semiotics, s. 274.
35 Iser, Prospecting, s. 224. Bu cmle, onu kast ediyor ya da etmiyor olsa
da, Wittgensteinin yaam biimleri kavramnn bir zeti olarak alna
bilir.
36 Bkz. Ricoeur, The Conflict o f Interpretations, Blm 1.
37 Iser, Prospecting, s. 224-5.
38 Age. s. 227, 228.
39 Bkz. Grard Genette, Figures (Paris, 1969) ve A.J. Greimas, Smanti
que structurale (Paris, 1966).
40 Jacques Derrida, L Ecriture et la diffrence (Paris, 1967), s. 29.
41 Lvi-Strauss, Structural Anthropology, s. 224
42 Age. s. 229.
43 Bkz. Eagleton, The Ideology o f the Aesthetic, Bl. 1.
44 Lvi-Strauss, Structural Anthropology, s. 197.
45 Clarke, The Foundations o f Structuralism, Bl. 8.
46 Eletirmen Geoffrey Hartman, onu skca bu ontolojik blnmenin belli
bir tarafna yerletiren bir dil kullanarak, William Wordsworthun ii
rinin Doa, insanlk ocukluk ve yetikinlik arasndaki, blnmez bir
devamll onaylayarak, sadece bu anlamda paradoksal olduunu gs
termitir. Bu ideolojik proje, ayrca lm, yalnzlk, sonsuzluk, dayanakszlk, derin bir hayal gc ve Doamn kyametvari bir yok olula
ilikilendirilen, Doa ve bilin arasndaki sorunsuz devamllk dnn
dokunakl zelliinin maskesini dren bir dizi g tarafndan balta
lanr. Bkz. Eagleton, Trouble with Strangers: A Study o f Ethics B1.8.
47 Ricoeur, The Conflict o f Interpretations, s. 44.
48 Lvi-Strauss, The Savage Mind (London, 1962), s. 26. Bkz. Alain Badiou, Being and Event (Londra, 2005).
49 Bkz. Alain Badiou, Being and Event. Londra, 2005
50 Bir dizi edebiyat kuramcsnn bu srece ilikin ok iyi baz inceleme
leri iin bkz. William Ray, Literary Meaning (Oxford, 1984). Rayin
almas, yap ve olayn, sistem ve durumun, kuram ve uygulamann,
bir gerek olarak ve bir eylem olarak anlamn bir eserde ve bir eletiri
pratiinde nasl birbirinden ayrlmaz olduunu gstermeye alr. Bir
ok eletirmenin gerei ve kendi kuramlarnn yetkisini tarihin ve ele
63 Bu Cebrailin anlalr bir ekilde Meryemle konutuuna inanan Aquinasa atfettiim bir gr deil.
64 Belki de, bundan sonra psikanalitik kuramn ve uygulamann bir de
erlendirmesini deil, bir tanmn veriyor olduumu belirtmeliyim.
65 Philip Rieff, Freud: The Mind o f the Moralist (Chicago ve Londra,
1959), s. 102.
66 Paul Ricoeur, Freud and Philosophy (New Haven ve Londra, 1970), s.
382.
67 Ricoeur, The Conflict o f Interpretations s. 66.
68 Post yapsalcln bir zorluu da, Deleuze, Lyotardn ilk dnemleri,
baz alardan Foucaultnun hermnetii, enejetiin yerine koyma
sdr.
69 Bu sorunun bir tartmas ve Freudun dncesine tasa bir giri iin
bkz. Richard Wollheim, Freud (Londra, 1971).
70 Bkz. Simon O. Lesser, Fiction and the Unconscious (Londra, 1960),
ss. 151-2. Ayrca bkz. Norman N. Holland, The Dynamics o f Literary
Response (New York 1968).
71 Peter Brooks, Reading fo r the Plot (Oxford, 1984), s. 37.
72 Age. s. 61.
73 Burke, A Rhetoric o f Motives, s. 37.
74 Bkz. Eagleton, Ideology: An Introduction s. 60-1.
75 Etienne Balibar ve Pierre Macherey, On Literature as an Ideological
Form, Robert Young (der.), Untying the Text (Londra, 1981), s. 88
D Z N
Amerika, 79
Bana Vietnam hakknda yalanlar
syle, 88
Goosey Goosey Gander (ninni),
230
A
Abelard, Peter, 19-20
Adorno, Theodor, 15,100,105,165
Aeschylus, 180
ahlk 27,35-6,57-9,69-77,80-3,
111, 134-5,152,
Ahlklk, 59,69
ahlaki deneyim 58,70
ahlaki gerek 76, 124, 126,134,
138, 152
ahlaki ierik ve edebi biim 77
aile benzerlii kuram 32-7,119,
143,173
Aktarm, 64,199,211-2,215
alegori 23,95,172
almlama kuram 100-3,188-193
All That Follows,125
alt metin 27, 74-5,195, 197,210,
215-6
Althusser, Louis, 55-6,104,181,
199
Altieri, Charles, 59,141,194
altmetnin ortaya kmas, 174-5,
195-7,210, 222
Amerikan Anayasas, 88
B
Bacon, Francis, 17,21,116
Bacon, Roger, 14
Badiou, Alain, 143
balam 39,42-3,45,49, 50-3, 62,
Bishop, Elizabeth, 64
Blake, William, 71, 78,61,184, 223
Bohr, Niels, 81
Boileau, 38
Borges, Jorges Luis, 177
Boswell, James, 116
Brecht, Bertolt, 41,64,78,90,108
Bronte, Charlotte, 150,187
Bronte, Emily: Uultulu Tepeler,
152,179
Brooks, Peter, 220-1
Brown, Robert L., 31, 38, 117
Browne, Thomas, 38
Brownjohn, Alan, 82
Buluk (haecceitas), 14,21,163
Burckhardt, Jacob Christopher, 65
Burke, Edmund, 80,182
Burton, Richard, 66
Bchner, Georg, 56
C
Cad Kazan, 78
Caldern, Pedro, 65
Carroll, Noel, 154
Castiglione, Baldassare, 66
Catullus, 223
Cavell, Stanley, 33,109,130
Celan, Paul, 68
Celladn arks, 122
Cenevre okulu, 203
Cervantes, Miguel de, 98
Christie, Agatha, 94
Cicero, 116,119
Clare, John, 62
Clarendon, Edward Hyde, 38
Clarissa, 95
Clarke, Simon, 28,199
Clinton, Bill, 131
Cobbett, William, 116
Coetzee, J. M., 223
Coleridge, Samuel Taylor, 96,121
D
Dabhar, kelime ve eylem olarak,
141
Dante, Alighieri, 78, 80,100
Danto, Arthur C., 139
Darwin, Charles, 81-2
David, Larry, 125
Davies, Stephen, 35
De Man, bkz. Man, Paul de, 19,
112-3,151
De rerum natura, 80
Defoe, Daniel, 74
Deleuze, Gilles, 21,27
deneyim 36,38,46,58,65, 70,724, 94-6,101-2,116,126, 130,142,
156,165,169,172-6, 184, 187,
191, 199,204,212,215
Derrida, Jacques, 27,40, 92-3,103,
107,130,165, 197
Descartes, Ren, 16,210
devrim 14,28,67, 73, 88,102,129,
183
d dnya 73, 150, 206, 213, 215
Dickens, Charles, 79
dil oyunu 16,165, 168-70
Dilthey, Wilhelm, 218
Disraeli, Benjamin, 77
Doalclk, 179
Dominik anlam kuram, 208
Donne, John, 38
Donoghu, Denis, 38
Dos Passos, John Roderigo, 109
Dramatizm, 174
Duns Scotus, John, 14,21-2
duyumsama/duyumsal 70- 93,177,
204,207-8
E
Eco, Umberto, 105,149,163,168,
193-5
edebi metinlere ikin zellikler 56,
59
edebi olmayan biimler 150,172,
221
estetik 15,21,27,31,35,39,47,57,
62-7, 97, 100,120,147-8
estetik ilev 64
evrensel 27,104, 106, 117, 159, 194
F
fantezi 41,66, 71, 82,109,121,127,
143,154,178,210
Farrell, Frank, 22
Feminist edebiyat kuram, 173
fenomenoloji 15, 55, 61, 76, 93, 96,
100,165,168,173,203-4, 209,
214,224
Frtna, 178
Fielding, Henry, 152
Finnegans Wake, 67
Fitzgerald, F. Scott, 179
Forster, E.M., 138
Foucault, Michel, 27, 29,83, 90,
181
Frege, Gottlob, -33,137
Freudyen dil srmesi (parapraxis),
155,176
Frye, Northrop, 197
G
*
Gadamer, Hans Georg., 101,165,
204,218
Gale, Richard, 67,75,94-5,123,
157,160
Gaskell, Mrs, 77
Gaut, Berys, 67
genelleme 19, 26, 74-6,94
Genette, Grard, 132,196
gerekilik 19-20,26-7, 56, 77, 82,
95, 178-9,186-7
Giacometti, Alberto, 93
Ginsberg, Allen, 79
Gissing, George, 47
Goethe, Johann Wolfgang von, 66,
157, 164,167
H
Habermas, Jrgen, 32
Hacker, P.M.S, 161, 164
Haecceitas, buluk, 14, 21,163
hakikat 45,49, 75-6,101, 112, 1624,180,211
Hamlet, 164,174
Hardy, Thomas, 179
Hartman, Geoffrey, 240
Hawkes, Terence, 145
hayal gc 33, 35,41,43, 59,63-6,
70-3, 96-99,118, 134, 143,170,
176, 190
Hayvan iftlii, 78
Haz ilkesi, 178,219
Hazlitt, William, 66,116
Healy, Dermot, 92
Heaney, Seamus, 41
Hegel, G.W.F. 15,21, 77, 130, 207
Hegemonya, 222,224
Heidegger, Martin, 32,75,93,130,
, 165,206
Heine, Henrich, 64
Hemingway, Ernest, 48-9, 82
Her ey makblclk, 37
Herder, Johann Gottfried, 38
Hirsch, E.D., 31,63, 81,143,218
Hjelmslev, Louis, 57
Hobsbawm, Eric, 116,120
Hofmannsthal, Hugo von, 51
Holiday, Billie, 79
Holmes, Sherlock bkz Conan Doyle,
114-6
Holub, Robert, 52
Homerik, 27
Hooker, Richard, 38
Hopkins, Gerard Manley, 14,49,
157
Horace, 100
Hough, Graham, 228
Howell, R , 115
Hlderlin, Johann Christian Fried
rich, 88,137
Hume, David, 57
Husserl, Edmund, 65, 96,100
hmanizm 107,111-2
i-l
Ibsen, Henrik, 42,78
Ingarden, roman, 203-4
Inwagen, Peter van, 115
Isenberg, Arnold, 136
Iser, Wolfgang, 103-6,189,191,
195-7,204
Isocrates, 120
ikin eletiri 111
ideoloji 21-2,37,57-8,68,78,1035, 111, 120, 146-7,165,174-5,
185-6, 191-2, 198-9, 216-23
ideolojik balam 104,181
J
Jakobson, Roman, 56,192
James, Henry, 39,58,69-70,77,166
James, P.D., 98
Jameson, Fredric; 49, 119,144, 1746, 180-1,191,194-5,210,215-6,
222
Jane Eyre, 185
Jauss, Hans Robert, 100-3,204
Jefferson, Thomas, 71
Johns, Captain W.E., 105
Johnson, Samuel, 26, 91,135, 152,
228
Jouissance, 178
Joyce, James,26,189
Jung, Carl Gustav, 213
K
Kant, Immanuel, 52, 55, 73, 120,
147,207
Kasvetli Ev, 79, 178
L
La Rochefoucauld, Franois 6 Fue
de, 116
Lacan, Jacques, 165, 169,190, 203
Lacoue-Labarthe, Philippe, 230
Lawrence, D.H. 48,63 , 187
Le Carr, John, 37
Leavis, F.R., 49,67,69,76
Lecky, William Edward Hartpole,
57
Leibniz, Gottfried Wilhelm, 82
M
Macaulay, Thomas, 116
Macbeth, 122
Macdonald, Margaret, 114
Macherey, Pierre, 103-4, 145-6,
165,217,222-3
MacIntyre, Alasdair, 124
maddesellik 209,214
Magna Karta, 88
Mahler, Gustav, 71
Mailer, Norman, 122
Mallarm, Stphane, 88
Man, Paul de, 19,112-3,251
Mann, Thomas, 133
Mansfield Park, 105
Margolis, Joseph, 115,119,127,
156
Maria stuart, 83
Martin, Graham Dunstan, 234,236
Martinich, A.P., 115,131
Masefield, John, 67
McCormick Peter, 122
McCourt, Frank, 118
McGuckian, Medbh, 99
Meinong, Alexius, 115
Melankolinin Anatomisi, 66
Merleau-Ponty, Maurice, 93,204
metinlerarasihk 197
Middlemarch, 168,179-180
Midra uygulamas, 85,160
Milbank, John, 24
Mill, John Stuart, 38, 89,122
Miller, Arthur, 78
Miller, J. Hillis, 166,203
Milton, John, 49,78-9,88,137,
182-5
mit/mitoloji 38, 45, 91,106-7, 120,
182-3,188,197-200,
Mitchell, Adrian, 88
Moby Dick, 48,168
Moll Flanders, 66
Moore, Marianne, 132
Mukarovski, Jan, 105,203
Murdoch, Iris, 25-6, 70,125
Musil, Robert, 104
mutlu son 178
N
Nabokov, Vladimir, 80
Nancy, Jean-Luc, 47
National Enquirer (dergi), 122
Nevroz, 214,216
New York Times, 155
New, Christopher, 32, 81, 97,124,
159
Newman, John Henry, 37, 176-7
Newton, Isaac, 69,88
Nietzsche, Friedrich Wilhelm, 21,
24, 32, 163-5, 181
niyet/niyetsellik/niyetlilik/yazann
niyeti 85, 94,100,113,117-8,124,
130, 133, 135,140,142-3, 153-60,
168-9,172,180-1,184,192,186,
202,210-1,223-4
nominalizm /realizm tartmas 1329
Nouveau roman - Yeni roman, 82
Novalis, 38
Novitz, David, 74-5,115
Nussbaum, Martha, 77
Nuts (dergisi), 51
nkte ve edebiyat 42-3,195
Nkteler/fkralar, 43
O-
Q
Quintilian, 118
t
R
radikal siyaset, 96,103,221
Rancire, Jacques, 47
Rankin, Jan, 98
Rasyonalizm, 76,28, 199
Ray, William, 64
referans/gnderme, 46-7, 73, 123,
151, 159,100,110, 167-8
Retorik, 79, 88,112, 116,120, 123,
126,135, 144, 153 156,174,184,
197,221
Richard, Jean Pierre, 203
Richards, L.A., 70
Richardson, Samuel 95,128
Ricoeur, Paul, 173-4, 201-2, 214
Tristram Shandy, 43
Stevenson, Charles L., 31,97
Stierle, Karlheinz, 87, 144
Stolnitz, Jerome, 76-7
strateji olarak beden 204-5
strateji olarak metin/edebiyat/sanat
154,173-224
Strawson, P.F., 141
Strindberg, August, 179
Stroll, Avrum, 115,131
Superman izgi remanan, 38
sperego, 78, 216-7, 219
Swift, Jonathan, 79
Alakgnll bir neri, 78
iir, 37,42-6,48, 51-2, 56-7,61, 65,
68, 70, 72-3, 83-5, 87-8, 91-3, 97,
99, 119, 122, 132, 143, 147-8,
150-1, 154,156-8,160,169, 170,
175,182,184,191-3,196,201-2
iirin Savunmas, 72
lovski, Viktor, 111
olohov, Mikhail Alexanderovich,
109
T
Tacitus, 57,116,120
Tann, 14-7,22-3,35, 64, 88,140,
158,168,182-5
tarihi gerek ve kurmaca, 129
tarihi mesafe ve edebi deer, 39,
100,104,135
Taylor A.J.P, 112
Taylor, Charles, 15
Temelcilik, 17
Thatcher, Margaret, 25
The Changeling, 39
The Wind in the Willows (Stler
deki Rzgar), 88
Thompson, E.P., 57,103
tikellik/zgnlk, 14,21,28, 74
Tolstoy, Leo, 78
Tom Jones, 152
toplumsal balam 43,130
toplumsal ilev 45, 84,160
toplumsal pratik olarak inandrma,
119,120,122,127-9
Toplumun Direkleri, 78
Trajedi, 65, 88, 98,179,222
Trilling, Lionel, 69
Troilus ve Cressida, 76
Troloppe, Anthony, 105
Tropik Frtna (film), 127
Turgenyev, Ivan: Arefe, 154
tmeller 14-5,19-20,25,28-9
Tr, 13,15, 17,19,20-7, 34-6,407,49, 50-69, 70-87, 90-97, 100110,212,214-5,220,223-4
Twain, Mark: Tom Sawyer, 126
U
Ulysses, 26
Urmson, J.O., 123
V
Valry, Paul, 21
Varlk ve Hilik, 127
Varoluuluk, 27,165
Virgil: Georgies, 66
Vodicka, Felix, 233'
W
Walsh, Dorothy, 48
Walton, Kendall L 116, 125-8, 132,
134, 157
Warren, Austin, 44,64,80
Weitz, Morris, 31
Wellek, Ren, 44,64
Wigan skelesi Yolu, 159
Wilde, Oscar, 69,125
TERRY E A G L E T O N
Edebiyat Olay
T r k e s i : B a a k Y c e
18TL
www.selyayincilik.com