You are on page 1of 257

f DNSEL

T E RRY E A G L E T O N

Trkesi: Baak Yce

EDEBYAT OLAYI*
T e r r y E a g l e t o n , rlanda asll ngiliz akadem isyen ve
yazar Terry E agleton 22 ubat 1943 te dodu. Edebiyat ve
kltr kuram konusundaki eserleri, kendisinden nce
gelen filozof, eletirm en ve teorisyenlerin gl ynlerini
sentezledii alm alan, M arksist edebiyat kuram na kat
klar, m odem izm , postm odem izm ve ideoloji zerine in
celem eleri ile bilinen yazar, pek ok konuda geni b ir etki
alanna sahiptir. R aym ond W illiam sin da rencisi olan
Eagleton, u anda M anchester niversitesindeki grevinin
yan sra, eitli dergi ve gazetelerde politika, edebiyat ve
felsefe gibi farkl konularda incelem e ve eletiriler kalem e
alm ay srdryor. K endine zg b ir kuram c olan Eagleto n m ou eseri Trkeye evrilmitir.
B a a k Y ce , Lisans eitimim Bilkent niversitesi ngilizceFranszca Mtercim Tercmanlk blmnde, yksek lisansn
ayn niversitenin Trk Edebiyat blmnde tamamlad. Dip
lomasi, siyaset ve kltr-sanat alanlarnda Trkiye ve ABDde
gazetecilik yapt. Halen N ew York Binghamton niversitesi'nde karlatrmal edebiyat alannda doktora almalarn
srdren Yce'nin ngilizce ve Franszcadan yaymlanm
kitap evirileri bulunmaktadr.

SEL Y A Y IN C IL IK / DNSEL

*SEL Y A Y I N C I L I K
Piyerloti Cad. 11/3 emberlita - stanbul
Tel. (0212) 516 96 85 Faks: (0212) 516 97 26
http://www.selyayincilik.com
E-mail: halklailiskiler@selyayincilik.com
* S E L Y A Y I N C I L I K : 566
D N S E L : 16
ISBN 978-975-570-584-2

EDEBYAT OLAYI
Terry Eagleton
Trkesi: Baak Yce
Kitabn zgn Ad:
The Event of Literatre

Terry Eagleton, 2012


Anatolialit Telif Haklar Ajans araclyla Sel Yaynclk, 2012
Genel Yayn Ynetmeni: rfan Sanc
Dizi Editr: Bilge anc - M. O nur Doan
Editr. Bilge Sanc
Kapak ve teknik hazrlk: Glay Tun
Kapak grseli: Georges Braque, Pedestal Table, 1911.
Birinci Bask: Eyll 2012

Bask ve Cilt Yaylack Matbaas


Fatih Sanayi Sitesi, 12/197-203
Topkap-istanbul, 567 80 03
Sertifika No: i 19 3 1

Terry Eagletn

Edebiyat Olay
Trkesi: Baak Yce

D a vid B ennett iin...

N D E K L E R

nsz.................................................... 9

I: Realistler ve Nominalistler............ 13
II: Edebiyat Nedir? ( 1) .................... 30
III: Edebiyat Nedir? (2 ).....................69
IV: Kurmacanm Yaps..................... 114.
V: Stratejiler...................................... 171
N otlar................................................ 225
Dizin ................................................ 245

nsz

Son birka on yl iinde, edebiyat kuramna ilgi nispeten kaybol


duu iin elinizdeki gibi kitaplar da gittike azalyor. Bu gerei son
suz bir minnetle karlayacak kiilerden de sz edilebilir ancak
onlarn ou da zaten bu nsz okumayacak. 1970lerde ya da
80lerde, anlambilimin, post-yapsalcln, Marksizmin, psikanalizin
ve bu tr kuramlarn byk blmnn, otuz yl sonra renciler iin
birer yabanc dile dneceini ngrmek ok zordu. Genel olarak
bu kuramlar, drt konu tarafndan kenara itildiler: post-smrgecilik,
etnisite, cinsiyet ve kltrel almalar. Bu gelime, kuramn gerile
mesinin, status quo ante'ye* dnn de habercisi olacan uman
muhafazakr kuram muhaliflerinin yreklerine tamamen su serpen
bir haber deil kukusuz.
Post-smgecilik, etnisite, cinsiyet ve kltrel almalar da elbette
kuramdan uzak deil. Zaten tm gleriyle ortaya klarnn kuramn
gerileyiinden ziyade arkalarnda braktklar saf ve yksek teoriyi
takiben gerekletii sylenebilir. Sadece arkalarnda brakarak da
deil, onun yerini alarak... Baz alardan bu, memnuniyetle karla
nacak bir evrim. Bylece (banazln olmasa da) kuramcln eitli
ekilleri bir kenara atlm oldu. Genel erevede olan u: 1970ler ve
80lerde sylemden kltre, bir lde soyut ya da bakir haldeki d
ncelerden insanlarn gerek dnya diye adlandrmaya can attklar
eyin incelenmesine geildi. te yandan, her zaman olduu gibi bunun
* nceki durum (.n.)

da getirileri ve gtrleri var. Vampires ya da Family Guy gibi dizileri


incelemek, Freud ya da Foucault zerine almak kadar entelektel
fayda salamayabilir. Bununla birlikte, Kuramdan Sonra'da savun
duum gibi, yksek teoriye ilginin gittike azalmas, solun politik
gerileyiiyle yakndan ilintili.1 Bu tr dncelerin zirvede olduu
yllar, solun da hareketli ve gl olduu yllard. Kuram gittike za
yflarken, onunla birlikte radikal eletiri de sessizce yok oldu. Kltr
kuram, en gl olduu zamanlarda, karlat toplumsal dzene
dikkat ekici oranda iddial sorular yneltti. Bugn sz konusu rejim
o zamanlar olduundan daha kresel ve glyken, kapitalizm sz
c, farkll vmekle, kendilerini tekine amakla veya zombileri
incelemekle megul olanlarn dudaklarndan daha az dklyor. Bylece, o sistemin geersizliini gstermek yerine yalnzca gc lehine
tanklk edilmi olunuyor.
Yine de bu kitap, bir yanyla edebiyat kuramna da rtl bir si
temdir. Savmn byk blm, kitabn son ksm hari, edebiyat ku
ramndan deil, o ok farkl yaratktan, yani edebiyat felsefesinden
yararlanyor. Edebiyat kuramclar ounlukla bu tr bir syleme
souk bakm ve byle yaparak Kta Avrupas felsefecileri ile Anglo
sakson felsefe arasndaki yzyllk tartmada basmakalp bir rol oy
namlardr. Eer edebiyat kuram, kaynan krenin bu eski
ksmndan yani Kta Avrupasndan alyorsa, edebiyat felsefesinin teki
limandan yani Anglosakson gelenein limanndan kalkt sylenebi
lir. Yine de en iyi edebiyat felsefesinin katl ve teknik uzmanl,
baz edebiyat kuramlarnn entelektel gevekliiyle kyaslandnda
olumlu bir ztlk gsterir ve teki gelenein dokunmad (kurmacann
yaps gibi) pek ok soruyu ele alr.
Edebiyat kuram bir yandan entelektel muhafazakrln ve ede
biyat felsefesinin geniliinin yaratt korkaklkla, bir yandan da ede
biyat felsefesinin eletirel yetenek ve hayal gc cesareti konusundaki
kanlmaz eksikliiyle olumlu olarak eliir. Kuramclar ak yakal
bir gmlek giyerken, hemen hepsi erkek olan edebiyat felsefecileri na
diren kravatsz dar karlar. Bir taraf Fregenin dier taraf Freudun
adm hi duymam gibi yapar. Edebiyat kuramclar, kurmacann ger
ekliine, referanslarna, mantksal durumuna nem vermezken, ede

biyat felsefecileri edebi dilin dokusuna kar belirgin bir kaytszlk


iindedirler. Bugnlerde analitik felsefe ve siyasi muhafazakrlk ara
snda, bu dnce biimlerinin gemiteki belli bal uygulayclarn
dan bazlar iin kukusuz geerli olmayan, merak uyandrc (ve son
derece gereksiz) bir iliki kurulmu gibi grnyor.
Radikallerse daha ok Edebiyatn tanm olabilir mi? gibi akade
mik yavanlkta ve tarihsel olmayan konulan sorgulama eilimindeler.
Ama elbette btn giriimler bu ekilde deil, zira radikal cephedeki
pek ok kii konu, kapitalist retim biimine ya da neo-emperyalizmin
doasma geldiinde gr birliine varabiliyor. Wittgensteinin dedii
gibi, bazen bir tanma ihtiya duyulur, bazen de duyulmaz. Bu noktada,
bir ironi de sz konusu. Tanmlarn, muhafazakr akademisyenlere b
raklmas gereken khne meseleler olduunu dnen sol kltr iin
deki pek ok kii, konu sanat veya edebiyat olduunda, sz konusu
akademisyenlerin bu tr tanmlarn mmkn olmayacan savunduk
lar gereinden habersiz olmallar. lerinden en ferasetliler ise bu ko
nuda, tanmlarn yine tanm gerei faydasz olduunu savunmaktan
daha anlaml ve ikna edici gerekeler sunuyor.
Balar balamaz kendini byle bir ortaa skolastii tartmasnn
iinde bulmak, okurlar artm hatta hayal krklna uratm ola
bilir. Bu kitab douran konulara olan ilgimi aklamaya yarayacak
ifade, Joyceun bir cmlesine referansla, iimdeki skolastiin kt ko
kusu olabilir. Bir Katolik olarak yetitirilmem ve bana dier eylerin
yan sra analitik mantn glerine gvenmem gerektiinin de
retildii gerei ile bir edebiyat kuramcs olarak kariyer yapmam ara
snda elbette bir ba var. Bazlar, edebiyat felsefesine olan ilgimi,
yeryzndeki zamanmn ounu Oxford ve Cambridgein malum
Anglosakson kalelerinde harcam olmama da balayabilir.
Ama edebiyat retmenleri ve rencilerinin, ne anlama geldikleri
konusunda bir tartmaya girecek kadar donanma sahip olmadan ede
biyat, iir, anlat gibi kelimeleri alkanlktan kullanmalar halinin ne
kadar tuhaf olduunu kavramak iin eski bir Katolik ya da eski bir
Oxbridgeli olmak gerekmiyor. Edebiyat kuramclar bunu, bir dokto
run pankreas grdnde onu tanmas ama ilevini anlatamamas
kadar korkutucu olmasa da tuhaf bulanlardr. Bununla birlikte, edebi-

yat kuramndan kaldndan havada kalan pek ok soru bulunmak


tadr; bu kitap bu sorulardan bazlarn ele almaya alyor. Buna
aka edebiyattan konumann mmkn olup olmad sorusunu
da ieren, eylerin genel bir yaplan olup olmad konusu zerine
dnerek balyorum. Daha sonra edebiyat teriminin bugn genel
olarak nasl kullanldm, kelimenin sz konusu anlam iin temel ol
duunu dndm btn zellikleri ele alarak devam ediyorum. Bu
zelliklerden biri olan kurgusallk, zel bir blm gerektirecek kadar
karmak. Nihayet, kugusallm eitli biimleri ortak, merkezi zel
likler gsteriyor olabilirler mi diye sorarak, edebiyat kuram konusuna
yneliyorum. Grgszlk edecek olsam, diyebilirdim ki bu kitap,
edebiyatn (en azndan bugn iin) gerekte ne anlama geldiinin
makul bir aklamasn sunuyor ve ayn zamanda hemen hemen tm
edebi kuramlarn ortak bir ynne ilk kez dikkati ekiyor. Ama dedi
im gibi grgszlk edip bunu dile getirmeyeceim.
Kitap hakkndaki zekice eletirileri ve nerileri iin Jonathan Cullera, Rachael Lonsdalee ve Paul OGradyye minnettarm. M gibi
yapmak fikri konusunu dile getirdii ve birok hayati konuda yapt
dzeltmeler iin olum Oliver Eagletona da mteekkirim.
T.E

Blm I:

Realistler ve Nominalistler:
1
Amasz bir saptrma gibi grnebilecek bir konuyla balayalm. Pek
ok kuramsal tartmamzda olduu gibi, realistler (gerekiler) ile
nominalistler (adclar) arasndaki anlamazlk da eskiye dayanyor.2
Bu anlamazlk en ok, kart grlere sahip baz nde gelen ortaa
bilginlerinin adeta fikirlerini arptrmak iin sraya girdii ortaan
son zamanlarnda yaygnlamtr. Genel ve tmel kategoriler, Platon,
Aristoteles ve St. Augustinein ardndan realistlerin iddia ettii gibi
bir anlamda gerek midir yoksa nominalistlerin srarla savunduklar
gibi bu kategoriler, gerek olan eyin indirgenemeyecek kadar tekil
olduu bir dnyaya zorla dayattmz kavramlar mdr? Edebiyatn
ya da zrafaln gerek dnyada mevcut olduu bir anlam var mdr
yoksa bu kavramlar tamamen zihne mi baldr? Zrafalk, kendi
zelliklerini tayan pek ok zgn yaratk yn iinden yaplan basit
bir zihinsel soyutlama mdr yoksa tam ayn ekilde olmasa da, bu
trler de her zgn yaratk kadar gerek midir?
Nominalistler cephesinde fikirler bu soyutlamalardan doduun
dan, bu tr soyutlamalar tekil eylerden sonra gelir; realistler iinse
soyutlamalar tekil eylerin ncelidir, bir eyi olduu ey yapan g
gibi. u ya da bu pullu hayvan amurun iinde keyifle gezerken gr
dnde olaca gibi; timsahlk fikriyle karlaan hi kimsenin gz
leri yerinden frlamaz. Hatta hi kimse metodolojik tekilcilerin bize
memnuniyetle anmsatacaklar gibi, bir sosyal kurumu grnce de
aknla kaplmaz, elbette bu FOX TV ya da Bank of Englandn
var olmad anlamna gelmiyor.

Tabii ikisi arasndaki durumlar da mmkndr. Byk Fransisken* teologu Duns Scotus, doann zihin dnda gerek bir varlnn
olduu, fakat ancak akl yoluyla bilinen tamamyla tmel olan bir tr
nitelikli ve lml gereklik nermitir.3 Thomas Aquinas da buna ka
tlrd. Tmeller, ar gereki Roger Baconn da dnd gibi
tz deildi, te yandan btnyle kurgu da denilemezdi. Akln d
nda gerek bir varlklar olmasa da, yine de eylerin ortak yapsn
kavramamz salarlard ve bu ortak yap bir anlamda da eylerin kendisindeydi. Scotusdan daha radikal bir duru da tmellerin sadece
mantksal konumlan olduunu dnen Ockhaml William tarafndan
benimsenmitir.4 Tmel olan hibir ey akln dnda var olamaz ve
ortak yaplar isimlerden baka bir ey deildir. Scotus kendi grn
bu snra dayandrmaz, ama edebiyat dnyasnn daha ok Scotusun
rencisi Gerard Manley Hopkinsin onun buluk (bu olma du
rumu) ya da haecceitas kavramlarn uyarlamas sayesinde bildii,
tikele doru giden bariz bir eilimi vardr. Thomas Aquinas, z dier
varlklarla' paylat eklin aksine, bir eyin ayrt edici esas olarak
grmekle yetinse de, Usta Doktor** yaratlan her parada onun esiz
ekilde ve doas gerei kendisi yapan dinamik bir ilke olarak kavrar.
Tikellikten holanmasysa bir lde sann ahsna tuhaf Fransisken
ballndan kaynaklanr.
Haecceitas bir eyi, doas ayn olan dier bir eyden ayrr (bir
birinin ayns olan iki kar tanesi, iki ka yoktur) ve bu ekilde bir var
ln tam olarak sadece Tanr tarafndan bilinen nihai gerekliini
temsil eder. Bu, tabir yerindeyse, bir eyin kavramsal haline ya da
ortak doasna olan aknl, bir eyin ne olduuna ilikin, entelek
tel dnceyle deil, onun ldayan mevcudiyetinin dorudan alg
lanmasyla kavranabilecek indirgenemez bir zgnlktr. Gerek bir
dnce devriminde, ayrt edici zellik artk insan akl tarafndan ken
diliinden anlalabilir hale gelmitir. Eletirmenlerinden birinin de
yiiyle Scotus, bireyselliin filozofudur. 5 Ortaal Fransiskenin
* Fransisken tarikatnn kurucusu olan Assisili Aziz Francis mezhebine ait. (.n.)
** Ortaan en nemli teologlarndan ve felsefecilerinden olan Duns Scotus, Usta
Doktor (Doctor Subtilis) adyla da bilinir, (.n.)

tm metafizikilerin en by olduunu dnen Amerikal filozof


Charles Sanders Peirce onu, bireysel varoluu aklayan ilk dnr
olarak vmtr.6 Liberalizme, Romantizme, Theodor Adomonun
bir nesnenin kavramyla zde olmamas (non-identity) retisine,
tmellerin siyasi bilinci olmayanlar tuzaa drdn dnen
postmodern kukuya ve daha pek ok eye giden uzun yola artk ayak
bastk. Adcln, Charles Taylorn da dedii gibi onu Bat mede
niyeti tarihindeki balca dnm noktas 7 olarak gren tikel tutkun
luunu geriye bakarak ayrt edebiliriz.
Buna karn realistler, akln zgn tikelleri kavramaya yetkin ol
madn dnme eilimindedir. Tm bir tre dair bilimin aksine her
bir lahanaya ait bir bilim olamaz. Aquinasm grne gre akl, z
yani eylerin ayrt edici esasn kavrayamaz. Ancak bu, tikeller hak
knda bir anlaymzn olamayaca demek deildir. Aquinasa gre
bu, somut zgn eylere ilikin zihinsel olmayan ve tm erdemlerin
kilidi hkmndeki bir bilgi ierenphmnesisin ilevidir.8 Bu, gere
in bir tr duyusal ve bedensel yorumlan ki ileride Aquinasm
beden konusundaki dnceleri hakknda syleyeceklerimle de ili
kili bir nokta. Bundan uzun zaman sonra, Avrupa Aydnlanmasnn
kalbinde, soyut bir tmellie karn duyusal bir tikel bilimi doacaktr
ve bunun ad estetiktir.9 Estetik tezat bir yaratk olarak balar haya
tna, cismani yaammzn mantksal iyapsn inceleyen somutun
bilimi olarak. Yaklak iki yzyl sonra, fenomenoloji de benzer bir
projeye giriecektir.
Thomas Aquinas gibi gereki bir filozof iin bir eyin yaps, va
roluunun esasdr ve ancak varoluuyla Tanrnm hayatna katlr.
Gereki dinbilimi iin Tannnm imzas varlklarn znde buluna
bilir. Sonsuzluktaki bu tr bir paylamla, bir ey paradoksal olarak
kendisi olabilir. Neden sonra Hegel bu retiye dinsel olmayan bir
yn verecektir: Geist varlklarn tam olarak kendileri olmalarn sa
layan eydir, bylece sonsuzluk sonludan oluur. Ayn zamanda bir
ey tamamyla zerk ve kendisiyle zdese, en fazla benzedii ey
de paradoksal olarak, zaten tesi olamayaca iin kendinden te hi
bir eyi tanmayan sonsuzdur.

Dnyada pek ok farkl olay ve pek ok farkl konuma biimi


var, bu nedenle bir eyin doasn belirli bir dzen iinde tanmak
iin, Wittgensteinin daha sonra dile getirecei gibi, belirli bir du
rumda hangi dil oyununu oynayacam bilmek gerekiyor. oulculuk
ve zclk birlikte varolur. te yandan, eer eylerin yaplar veriliyse, bunun onlar biimlendiren ilahi gc nasl snrlandrabileceini grmek de kolay. Tanr kendi bilgelii iinde kaplumbaa ya da
genler yaratmamay seebilirdi; nk eer zgrse, yaratt ey
konusunda bir gereklilik de olamaz. Var olan her ey tamamyla ne
densizdir, yle ki hibir zaman varla dnmemesi de ok kolaydr.
Bu nedenle, varl srekli olarak bu akl bulandrc ihtimalle gl
gelenir. Bu, lm korkusu olarak bilmen var olmama ihtimali hissi,
zellikle insanolu iin geerlidir. Bu, ayn zamanda bktrc ya da
ho bir rastlantsallk hissinin rahatszl iindeki modernist sanat
yapt iin de geerlidir. Bir eyin vcut bulmas Aquinasa ve dier
lerine gre Tanr asndan mantksal bir karm ya da kat bir ge
reklilik deil, ihsan ve armaan meselesidir. htiya deil, sevgi
meselesidir. Yaratl retisinin yakalamaya alt da budur.
Bunun teologlardan ok bilim adamlarnn ii olan dnyann nasl
balad sorusuyla hibir ilgisi yoktur. Hatta Aquinas, ustas Aristo
teles gibi*dnyanm bir kaynann olmayabilecei ihtimalinin de bu
lunduunu dnyordu.
Snrl bir ekilde de olsa kaplumbaalar ve genler var olduuna
gre, Tanr da bizim gibi bu gerei kabullenmek zorundadr. Des
cartes bunu yapabileceini dnse de, keyfi bir ekilde 2+2=5tir
diye karar veremez. Tanr kosmosunu yaratna gre, onun iinde
kalmak zorundadr. eylerin olu ekilleri konusunda, kaprisli bir h
kmdar ya da mark bir rock yldz gibi davranamaz. Tanr gerek
idir, adcl deil. Yaratt tzn kendisi tarafndan kstlanr.
Ampirik bir an bu tr ortak yaplar konusunda pheci olmas
birka nedenle muhtemeldir. Bir kere, duyuyla deil aklla kavrana
bilir olduklarndan, sadece alglanabilenin gerek olduu konusun
daki ampirik nyargy zedelerler. Ama bu tr tzler yoksa o zaman
Tannnm egemenlii garanti altndadr. O, can isterse bir kaplumba

aya Pennies From Heaven arksn syletebilir.* Bir ey iin tek


neden quia voluifdi (nk o istedi). Cari Schmittin de dnr
Melebranchen dncelerini amlayarak tanmlad gibi, Tanr
nihai, mutlak otoritedir ve tm dnya ve iindeki her ey, onun ye
gne fail olmasna olanak salamaktan te bir ey ifade etmez. 10 te
yandan sorun, bu keyf gcn, ilahilii son derece esrarengiz ve an
lalmaz klmasdr. Davran ekli bizimle ayn olmayan, aklla idrak
edilemeyen, yarattklarna sonsuz mesafede duran, nl birinin sra
dan insanlar srsnden uzak olduu kadar onlardan uzak olan gizli
bir Tannya dnr. Radikal Protestanln Tanrsdr bu, Johannine
ifadesinde karln bulan, adrm aramzda kuran Yeni Ahitin Tan
rs deil.11
Gereklikten zler ya da ortak yaplar kartarak ileri yumuata
bilirsiniz, bylece onu gcn dokunuuna kar daha esnek hale ge
tirebilirsiniz. zclk kartlnn bundan daha ilerici biimleri de
vardr elbette ama bu biimlerin savunucular genellikle retinin
yeri geldiinde insan egemenliini meru kldnn farknda deil
lerdir. Eer Tanr ya da zamann iinde onu ldrp tacn ele gei
recek olan insanlk, her eye kadirse, zlerin de ortadan kalkmas
gerekir. Ancak dnyay doasnda olan isel anlamlarndan arndra
rak zerinde tasarladklarmza direncini andrmaya kalkabiliriz.
Francis Baconn da bildii gibi, eylerin zerindeki gerek hkimi
yet, doalarna ait zellikleri bilmeyi gerektirir; ancak bu onlarn z
gllklerine saygya ya da Marxm deyiiyle kullanm deerlerine
aykr olabilir.
nsanolu doay istedii herhangi bir barok kalba dkebilseydi
-muhtemelen ardndan tehlikeli bir kibrin geliecei- glerinin ilahi
ekilde tkenmez olduu fantezisine kaplrd. Modernlemenin ileriki bir safhasnda, insanlk ona haddini bildiren kodlar, yaplar, g
ler ve eilimler tarafndan alaa edilecek ve artk insanolu deil,
bu saydklarmz balca anlam vericiler olarak hareket edecektir. Sa
vunucularnn tm temelcilik kart evkine karn, temelciliin yeni
bir tr gibi davranmaya balarlar, bu da kreklerimizi iine batra* 1936 tarihli popler Amerikan arks Cennetten Gelen Metelik, (.n.)

mayacamz (buna ister kltr, ister yap, ister dil ya da herhangi bir
ey deyin) bir zemin yarattklar anlamna gelir. Tanndan zerkliini
ekip alan insanlk, karlnda tahtndan Sylem ile indirilecektir.
imdi, modernlik anna dnelim. Yaratmn teki olmaktan ka
rlp btnyle ellerimize sunulabilmesi iin; duyusal dokular ve
zgl younluklar matematiksel bir incelie brnr, eitli zellik
leri kendi l ve hesap stratejilerimizle tanmlanr ve dnyann yo
unluu kendi zihinsel temsillerimize indirgenir. Artk eyler, yntem
ve tekniklerimize ne ekilde karlk geldiklerine gre tanmlanyor,
kendi ilerinde nasl olduklar ise kavraymzn ufkunu ayor. ey
leri Tannnn bildii ekilde bilemeyebiliriz, ama en azndan kendi
rettiimiz eyleri bilebiliriz ki bu da emein etkinliine yeni bir
nem kazandm. Bu tr dntrc gleri elde edebileceimiz d
ncesi Protestan iyimserliine aittir; tpk Lemin S o/arindeki*
okyanus gibi zelliksiz, ele gemez ve nihayet bilinemez bir hale
gelen bir dnyada bu gleri kullanacamz dncesinin Protestan
endiesine ait olduu gibi. zgrln bedeli gerei yitirmek midir?
Her durumda, eer benliin bir z de yoksa, eer bu sadece bir g
ilevi, bir hassasiyet kmesi, btnyle doa st bir varlksa, srekli
olmayan bir sre, bir bilinalt patlamasysa, o zaman bu dnyevi
dnldn faili kimdir ve bu kime hizmet eder?
Bu umutsuz senaryoda mutlak bir zne, btnyle ans eseri olan
bir dnyayla kar karya gelir. zclk kartlnn dier bir yz
de gnlllktr; onu kullanan zne gibi, bir gcn bklmesi de ni
hayet kendi sonucu ve sebebidir, temellerini ve saiklerini kendi iinde
tar. Yine de, byle bir gcn domas iin dnyann snrsz olmas
gerekiyorsa, bu gcn uygun ekilde kullanlmas iin dnya nasl s
nrl amalar salayabilir ki? Eer gereklik deiken ve keyfiyse,
projelerimizi tamamlamamza ve kelimenin olumlu anlamyla zgr
olmamza yetecek kadar uzun bir sre, olduu yerde nasl kalabilir?
Her ekilde, znde anlamsz olan madde ynn zerinde egemenlik
kurmann ne gibi bir zevki var? Biz hkimiyet ve nfuz kazandka,
bunlarn ekicilikleri de o oranda slar. nk gereklik artk an
* Stanislaw Lem. Solaris. ev. Mehmet Akzer. letiim Yaynlan, 2010. (.n.)

laml bir ekilde yaplandnlmamakta, derinlerinde anlaml zellik


ve ilevlerle yatmamaktadr. Artk bir zamanlar olduu kadar eylem
zgrlmz engellememekte, fakat zgrlk ayn nedenle bize
anlamsz gelmektedir. Dnyadan bir eliyle szd anlam dier
eliyle yine dnyaya balayan bir hayvann durumunda sama ve
gereksiz bir tekrarlama yok mudur?
Paul de Man gibi edebiyat kuramclarnn yannda, Ockhaml Wil
liam gibi nominalistler de realistlerin kelimeleri nesnelerle kartr
dn dnr. Bulvar ya da kayn aac tyebiliyoruz diye, bu
terimlere karlk gelen tannabilir bir tz olduunu varsayma eili
mine gireriz. Bu gre gre gerekilik eyletirmenin bir trdr.
Bununla birlikte, eyleri biricik zgn varlklar iinde asla gerekten
bilemeyeceimiz iin, gerekilik pheciliin bir tr olarak da g
rlebilir. Buna karn Ockhaml William, belirli varlklar dorudan
dnsel bir sezgiyle bildiimize ve bunun zne ile nesne arasndaki
tm kavramsal aracl ortadan kaldrdna inanr. Bu ekilde bile
bildiimiz varlklar arasnda, gerekten en keskin ekilde ve anszn
kavrayabileceimiz, zbenliktir. Tmeller, daha sonra ortaya kan
ampirizme gre, sadece farkl tikellerden yaplan genellemelerdir.
Artk bir nesnenin i gerekliini temsil etmezler, bu da bu tr nes
nelerin nasl hareket ettiklerinin artk onlara ilahi ekilde bahedilen
yaplan yoluyla anlalamayaca manasna gelir. Bunun yerine, bu
tr uygunsuz metafizik kavramlara bavurmadan nesnelerin davra
nlarn inceleyen bir syleme ihtiyacmz var. Bu sylem daha sonra
bilim olarak tannacaktr.
Abelard ve Karl Marx gibi, Aquinas da tm dncelerin tmel
lere dayand gerei konusunda daha ok srarcdr. Doktor Angelicus,* en azndan bu adan ve belki baka birka adan da,
ampirizm kartdr. Marx, Grundrissede** somut olana ulamak
iin soyut ve genel kavramlar kullanmak gerektiinden sz eder. Ona
gre somut, ampirik ve aikr bir ey deildir; daha ok kimi genel
kimi zel olan bir sonular ynn buluma noktasdr. Marx iin
* Melek gibi doktor olarak bilinen Aquinas, (.n.)
** Karl Marx. Grundrisse. ev. Sevan Nianyan. Birikim Yaynlan, 2008. (.n.)

somut tamamen karktr, ama somut olan dncede ina etmek


iin de kanlmaz olarak genel kavramlar -ki ona gre bunlar somut
olanlardan daha basittir- harekete geirilmelidir. Burada rasyonalist
lerin yapt gibi basit bir ekilde tikeli genelden karmak ya da am
pirikler gibi tikelden genele ulamak sz konusu deildir.
Dahas Marx, tmellerin sadece dnya zerine dnmenin uygun
yolu deil, aslnda dnyann demirbalarnn da bir paras olduuna
inanr. rnein sonraki yllarnda soyut emek dedii eyi kapitalist
retimin gerek, o olmadan ilevini yitirecei bir paras eklinde de
erlendirir. Elbette bu, bak alarndan biridir. 1844 Elyazmalanm*
yazan gen Marx, insanlarn olduklar halleriyle, trsel varln
zel bir ekline katlmlar dolaysyla zel bireyler olduunu ve bi
reyselleme srecinin kendisinin bu ortak yapnn bir gc ya da ye
tenei olduunu savunur. nsan doasnn bu materyalist yorumunda,
tikel ve tmel, kart olarak deerlendirilmez.
Realistlerle nominalistler arasnda sregelen sava, dier eylerin
yannda, bunlardan birinin alg ynnden zgl olan ne lde cid
diye ald konusudur. Bu ontolojik ve epistemolojik olduu kadar po
litik de bir meseledir; ayn zamanda gittike ampirik olan bir dnyada
soyut mantn durumuyla ilgili bir konudur da. Peki, gerein ls
nedir? Gereklik nabzla kantlanan ey midir? Abelard, gerekiliin
genel yaplar konusundaki vurgusunda, onun nesneler arasndaki
btn farkllklar ortadan kaldrdn iddia ediyor. Gerekiliin ka
ranlnda tm inekler gridir. Buna karn Anselm, adcl, kendini
maddi hayallerden syramayacak kadar onlara kaptrmakla eletirir.12
Bu Platoncu gre gre, nominalistler duyularnn ukuruna o derece
batm, duyularn dorudanl ile o kadar mest olmulardr ki, aa
lardan orman grememektedirler. Daha geni bir gr as kazan
mak iin uzaktan bakmak yerine, dncelerini miyop bir bakla
olaylarn dokusuna younlatrmlardr. Safkan bir zc olan Platon,
dier sebeplerin yan sra, airleri bu yzden de cumhuriyetinden kov
mutur. airler bu duyusal mzie kendilerini kaptrp soyut bir d
ncenin yceliine eriememilerdir. Ayn ey, modem zamanlarda
* Karl Marx. 1844 Elyazmalan. ev. Murat Belge. Birikim Yaynlan, 2000. (.n.)

pek ok edebiyat tr iin de geerlidir. Bu da edebiyat kuramna


olan dmanlklarn byk lde aklar.
Kendi hesaplarna nominalistler, dnyay aklc ilk ilkeler ve me
tafizik zlerden okumak yerine, dncenin kemie yakn olmas ge
rektiini savunurlar. Onlara gre, aklclar ve zcler gerekliin neye
benzediini onu incelemeye balamadan nce de bilebilirler. nsan
akl Baconn yapt gibi mevcut olana balanmal, (olduka aklc
bir tarzda) tersini yapmak yerine tekil gereklerden genel bilimsel ka
nunlar karmaldr. Genel ve tmel kategoriler nesnelerin canl haecceitasm inceltir ve seyreltir. Bu noktada, Duns Scotus ve Ockhaml
Williamdan, genel kategorilere olan zgrlk nefreti, siyasi anar
izmin trleriyle el ele giden Scotuscu Gilles Deleuzee uzanan do
lambal bir yol vardr. Nietzschenin dnce tarznda, bu tr
kategorik dnce ancak nesnelerin zgn kimliklerine saygszca
hcum eden, baskc ve daraltc bir dnce olarak grlebilir. Postmodemizm de bu nyargnn varisidir. Bu, dier eylerle birlikte teo
lojinin de yerine geer. Belirsiz kkenleri, ortaan son dnemlerin
deki keyf irade kltne dayanr.
Hegel ve Lukcsa gre ise zler hakkndaki bilgi, zgn znenin
aslnda ne olduunu ortaya kararak onu kendi gerek doasna
doru zgrletirebilir. Estetik asndan bu, ncelikle deneysel ti
keller ynnda eit ve z karan, daha sonra da onu yine zgnlk
parltsna bryen ilgin bir ifte ilem ierir. Benzer ekilde, Ro
mantik hayal gcnn rol, olaylar zlerinin grntsne dntr
mek, ama bunu yaparken de duyusal mevcudiyetlerinin btnln
korumaktr. Bu ifte ilem, baz alardan sorunludur. nk eer
ampirik gereklik edebi metinde, nesnelerin manevi paradigmasna
gre, zgn ve asli olandan gizlice bilgi edinerek dzenleniyorsa, o
gereklik aka belirli bir zorunlulukla doludur. Belki de sanatn
keyf olandan gerekli olana gei olduu gzlemini yaparken Paul
Valerynin aklnda da bu vard. Bu alma, olaslklar bastrrken iyaplannn basks altnda, nesnelerin baka herhangi bir ekli deil,
bu zel ekli almak zorunda olduunu iddia ediyor gibi grnyor.
Ve dier imknlar byle rtk ekilde reddetmek de tipik bir ideolo
jik iaret. Ayn ekilde, iirin de belirli, kanlmaz bir szel tasanm

ierdii, doru kelimelerin doru srada olmas ve tek bir harfle


bile btnn eklini deitirmeden oynanamamas, bu iaretin olas
lklarm bastrma tehlikesi olarak grlecektir ki bu da tipik bir ideo
lojik harekettir. Dil, zcletirilmi ya da olguculatnlmtr,
gsterge deil ikona dntrlmtr, sadece belirli ekilde anlam
lanabilecek gibi grnen bir geree kopmaz ekilde baldr.
Frank FarreUin ne srd gibi adclk, dnyaya kar modernitenin sanclan hakknda nceden belli belirsiz bir fikir veren bir tr
d krkln temsil eder.13 Yaratm artk eskiden olduu kadar kutsal
deildir. nsanlk tarihinin temsilcisi olarak egemen iradeye olan inan
cyla laik, ampirik, bireyci, bilimsel aklc modern an, nasl da baz
kaynaklarn ortaa dnyasndan aldn grmekse ok da zor deil.
Bunun bu ekilde olduu bir dnceye gz atalm. Aquinasa gre
Tann, insanlarla ve mantarlarla ayn terazide bir varlk deildir, sa
dece karlatnlamaz bir ekilde daha stndr. Eer bir varlksa ki
pek ok dinbilimci bu konuda phe duymaya balamtr, yaratlm
eylerle bir bakma tamamen kyaslanamaz bir varlktr. Bu gre
gre Yaratc, tm eylerin varlklannn bulunduu kavramlamaz de
rinlik, onlann var olma ihtimallerinin temeli, varolularn srdren
sevgidir. Onlann iinde tek bir zgn varlk olarak deerlendirilemez.
nanl kiinin yanld pek ok dayanak olabilir ama dnyada as
lnda var olandan bir tane daha fazla nesne olduunu savunarak yap
makta zorland hesap bunlardan biri deil.
Aquinasn tersine Duns Scotus, Tanny salyangozlar ve obua
larla ayn ekilde alglar ama onu son derece farkl ve stn olarak
deerlendirir. O zaman bu, ikisi arasnda bir yaknlk kurma iddias
iinde, Yaratcy dnyadan uzaklatrma gibi bir paradoksal etki tar.
Tann, bizimle ayn ontolojik lektedir, ancak kavramlamaz ekilde
yukandadr. Buna gre de o byk uzaklktaki ilahla asl yaratm
arasnda bir kopma olur. Aquinasm Tanns akn olduu kadar da
batnidir, yani insan aklyla da ona bir lde ulalabilir. Bu grd
mz gibi ayn zamanda, dnyadaki eylerin varlklarnn derinlik
lerinde onun damgasn tadktan anlamna da gelir. Ksacas dnya
kutsaldr. Yazarnn son derece okunabilir bir metnidir. Bu yce Yazar,
eserini atka, insan akl iin gittike daha ulalmaz olur, sadece

inanla bilinebilir. Tamamen ans eseri olan sonlu eylerse Aquinasa


yaptklar gibi Tanndan bahsetmez. Tannmn bildirimlerine baktka,
gerein metni de okunamaz hale gelir.
Burada bir eliki var. Eer Tanr, kendi yaratm zerinde mutlak
egemenlik uygularsa yaratmnn bamsz hayatn yok eder ve ya
ratm onun ihtiamna tanklk edemez hale gelir. Bylece dnya
onun egemenliine tmyle girdike, varlndan da o derece yoksun
kalr.14 Artk mantk ya da insan doas iin ilahi z, insanln ve
dnyann sonunu, sadece vahiy yoluyla bilebileceimiz bir gerei
gsterecek hibir ey yoktur. Bugn artk eyler Kadir-i Mutlakn
belirsiz alegorilerinden ziyade kendi hesaplarna var olduklarndan,
olaan insan bilgisinin nesnesi haline gelebilirler. Eer Tanr inancn
uzak lemine tanrsa, deeri olgudan ayrarak, tam olarak laik bir
dnya doabilir. Kutsal olan, yerini bilimsel olana brakr.
Bir adan bu, canlandrc bir zgrletirmedir. Mantki bir ince
leme artk ilahi bir ekilde bahedilmi zlere olan hrmetle kstlan
maz. Felsefe, onu dinbilimine balayan eridi kesmeyi baarmtr.
Ve insan da bu tr deimez bir doa ile kstlanmadndan modernitenin kendi kendini biimlendiren, kendi kendine karar veren tarih
sel znesine dnebilir. eyler, gizemli auralanndan syrlr ve
bunun yerine insanolunun kullanmna ve refahna hizmet eder. ler
leme dncesi artk dinsiz deildir. Artk kutsal olarak dnlme
yen doa kanunlarna mdahale edebiliriz ve bunu kendi trmzn
kar iin yaparz. imdi hibir ey ilkesel olarak insann aratrma
alannn snrlan dnda deildir. Maddi dnya, bylece herhangi bir
nfuz sahasnn belirsiz bir sembol olarak deil de, btn zerkli
iyle dorulanabilir. Artk anlam kendi dnda yatan bir kutsal
metin, bir hiyeroglif ya da gizemli iaretler takm olarak grlmez.
Ayn zamanda, modemiteye doru giden bu hareket uzun sren bir
felaketi de temsil eder. Modem an kendi kendine karar veren iradesi
iin, baz ortaa sonu dncelerinde keyf bir ekilde mutlak olan
Tann algs bir model oluturur. Kadir-i Mutlak gibi, bu irade de ken
disi zerinde bir kanun gibi hareket eder; Kadir-i Mutlaktan farkl ola
rak, onlann zerinde hkimiyet kurma eylemiyle eylerdeki yaam
ezme tehdidi tar. Dayanak ve amalarm kendi iinde tayan bir irade

fikri, hibir ekilde keyf ya da mantk d olmasa da (yaplmas gere


keni yapmak gibi dhili bir eilimi olduundan) mantktan nce gelen
bir g Scotusda hlihazrda mevcuttur. Ockhama gre de, irade ege
menin zerinde hkm srer. Bu, manta kr krne bal olmak
deildir, zira baz irade eylemlerinin yaptklarmzn nedenleri konu
sundaki seimlerimizde de uygulanmas gerekir. te yandan, irade ok
gl hale geldiinde, mantk bir ahlaki zellik olmay brakr ve ken
dini tamamen arasal bir durum haline indirger. Artk tutku, ilgi, arzu
ve istein naiz yardmcsndan baka bir ey deildir. Scotus ve Ockhamn at yol, modernist duraa Nietzschenin g istenci kav
ramyla varr ki onun ardndan postmodern kltr anda, zne
gerekten de ok ey istemeyecek kadar tkenmi ve merkezden ay
rlmtr.15 yle de olsa, postmodern dnce iin ilgiler, g ve istek
temel arz eder ve akln bunla- zerinde eletirel dnceyi kullanma
kapasitesi de byk lde kstlanr. Postmodemistler iin, baz aka
demisyenler iin olduu gibi, akl yrtme bu tr ilgiler ve istekler er
evesinde gerekleir ve bylece onlarla ilgili temel hkm veremezler.
Bu durumun edebiyat kuram iin olan baz uzantlarn daha sonra
Stanley Fishin almalarnda greceiz.
Thomas Aquinas iradeye baka bir adan bakar. Ona gre, irade
keyfi olara^ ya da bamsz olarak kullanlacak bir g deil, iyilie
kar nee dolu bir rza, bir eyin iindeki deere doru ekilmeye el
verililiktir. Bu ekilde hayati bir aklk unsuru, ona gre davran
maya hazr olma unsuru da tar ki, bu daha sonra Bat dncesinde
tasvir edilen iradeye pek benzemez. [Aquinasa gre] iradenin kul
lanm, insann kendini kaytsz ve boyun emeyen bir eye dayatmas
deil, en derinden arzulad iyilii onaylamas gibidir. [...] rade,
kavramsal olarak istek, onay, memnuniyetle verilen bir rzadr, ksa
cas sevgiyle ayn kulvardadr, der Fergus Kerr.16
Nominalistlerin birey konusundaki destekleyici ilgileri, sahiplenici bireyselciliin tarihinde tahrip edici bir rol oynar. eylere bu e
kilde bakldnda, bireyler bamszdr ve aralarndaki ilikiler de
harici, anlamal ve asli olmayan ilikilerdir. likiler, turplar gibi al
glanabilir olmad iin, kelimenin en kuvvetli anlamyla var olduk
lar sylenemez. John Milbankn da yazd gibi, Sahiplenici

bireycilik felsefesinin kkenleri iradeci dinbilimindedir. 17 Bu du


rumu dntrebilmek bir toplumsal btnlk algs gerektirir; ancak
adclk tmellere ve soyutlamalara kar olduundan, bu da berabe
rinde sert eletirileri getirir. Farkna varmadan Ockhamc olan Margaret Thatcherm da gzlemledii gibi, toplum diye bir ey yoktur.
eylerin, skolastik felsefenin kstlayc kategorilerinden kurtul
masnn bir lde kendi kendini baltalayc hale geldii grld.
Bilim, ampirik tikelleri satyor olabilir, ancak onlarn duyusal yap
larna kar snrl bir ilgisi vardr. eyleri, metafizik zlerin egemen
liinden kurtarrken, onlar ayn oranda soyut olan genel kurallar
altnda snflandrr. Bir elin kurtardn dier el ortadan kaldrr. Yal
nzca hepsinin stnde yer alan modem bir olayn bu soyutlamaya
kar direndiine inanlr ve bu olayn ad da sanattr.18 Deerli Ro
mantik miras iin, elimizden zorla alman duyusal zgnl hatr
latmak iin vardr.
Bu, edebiyatlarn tikelin kavgac savunucular olma eiliminin
nedenlerinden biridir. Birou igdsel olarak soyutlamalar cezbedici bulmazlar. Bazlarnn biraz da olsa heyecan duyabilecei tek
genel kategori ise edebiyatn kendisidir. Ancak buna saldnld his
sedildiinde, bireyciliin savunucular hemen soyut dnceye ba
vurur.19 Edebiyat kuramnn bu tr bir skandali kantlamasnn bir
nedeni de cmlenin kendisinin oksimoron olmas. Edebiyat gibi in
dirgenemez biimde somut olan bir ey nasl olur da soyut bir ince
lemenin konusu olabilir? Sanat, tikel ansn son sma, ho, sra
d bir detay, ele avuca smaz bir drt, nevi ahsna mnhasr bir
iaret, sk dogmalar ykan her eyden bir para, btncl bir bak
deil midir? Tm amac, doktrincinin tiranln, gerein dzenlen
mi grntsn, siyasi eylemin programn, ortodoksluun bozuk
kokusunu, brokratlarn ve sosyal hizmet uzmanlarnn ruhlar yok
eden gndemlerini atlatmak deil midir?
Pek ok edebiyat bu anlamda ister eski tip liberallerden ister
yeni kan postmodemlerden olsun, doal nominalistlerdir. iris Murdochn^* adl romannda Annandinein de dedii gibi, Kuramdan
* Ins Murdoch. A. ev. Nihal Yeinobal. Ayrnt Yaynlan, 2012. (.n.)

ve genellemelerden uzaa doru olan hareket, geree doru hareket


etmektir. Tm kuramsallatrmalar katr. Bizi durumun kendisi y
netmelidir ve bu da tarifsiz ekilde tikeldir. Bunun, modem edebiyat
eletirisi yllklarnda binlerce kez yeniden retilmi bir durum olduu
grlr. Lenin bile bu tr bir dnceye ulamtr. Kuram baka,
sanat ve hayat bakadr. Annandinein szlerinin aslnda kendi iinde
kuramsal bir iddia olduuna iaret etmeye de pek gerek yok. Aslnda
Murdochn kurmacalan, eitli yozlam azizler, Oxfordlu bohem
ler, viran olmu hayal kahramanlan ve st orta snftan metafizikiler
tarafndan ifade edilen allmadk oranda soyut dnce ieriyor. Bir
insani durumun nasl hem tarifsiz ekilde tikel olup hem de anlala
bilir ktm bilmek de ilgin olabilirdi. Kendi dnda bulunan bir
eyle hibir ilgisi olmayan mutlak bir kimlikten nasl sz edebiliriz?
Ne tr kavramsal aralarla (zira bu, esiz, taklit edilemez, ta
rifsiz ekilde zgn vs. dhil tm kavraylar kanlmaz ekilde ge
neldir) vanlan bu noktay tanmlayabiliriz?
Bunun son derece yeni bir sanat anlay olduu da belirtilmeli.
Genel olana kar byk bir coku duyan ve tikel olandan sklan Samuel Johnson da pek ok romantik dnem ncesi sanat gibi bunu
tuhaf bulmu olmal. Bu iki asrdan biraz daha uzun sredir etkili olan
ve o zaman bile dnemin pek ok deerli sanat eserini anlamakta baanszla uram bir sanat ideolojisi. Bunun, mesela eserleri benzer
liberal-hmanist takvalan zellikle eletiren Samuel Becketta nasl
bir k tutacan kestirmek zor.
Bir eit el abukluu ya da trompe l oeil* ile bamsz ve para
para grnen eylerin aslnda daha tipik ya da genellemeci bir ks
salar, karakterler ve durumlar takm olarak gizlice dzene sokulduu
byk edebi gerekilik meneini de ne lde aydnlataca belli
deil. Bu tr stratejileri kullanmay seven yazarlardan biri de iris
Murdocht. Joyceun Ulysses'vae de iki metin i ie gemitir, Dub
linde grnte sradan bir gn ve gizli metni kesin bir ekilde d
* Gzel sanatlarda fotorafik gerekilii bir tr illzyon yapan resim trne karlk
gelen Franszca szck, ilk anlamyla gz yanlmas demektir, (.n.)

zenleyen Homerik alt metin, klasik gerekiliin parodisini oluturur;


iinde tesadfi olaslklarn ve kavramsal dzenin paralanp kendi
lerinin karikatr haline geldii, birbirleriyle ancak ironik, kendile
rinin de farknda olduu sentetik bir birlik kurabildii bir parodi.
Romann bu biimsel zellii aslmda kendi iinde ahlaki bir beyandr.
Gerekilik, tesadfe dayanan tikeli sever gibi grnebilir; ancak bu,
biimin baz hayati boyutlarn gzden karmak demektir.
Varoluuluk dalgas ekilince, adcln tarihindeki son blm
de post-yapsalclar ve postmodemler tarafndan yazld. Foucault,
Derrida ve Deleuze gibi dnrler, genel kavrama, tmelleyici ilke
lere, bilgilendirici ze, totaliter siyasi programa kar nefretlerinden
dolay pek ok eyin yan sra ortaan son dnemlerindeki baz bil
ginlerin umulmadk varisleri oldular. Tony Bennett, ihtiya duyulann
bir edebiyat kuram deil, somut, tarihsel olarak belirli ve materya
list bir edebiyatlar kuram olduunu yazdnda, solcu bir nominalist
olarak konuuyordu.20 Bu farkl eserler btn arasnda hibir nemli
ba olmadn m farz etmemiz gerekiyor? Bu eserlerin kesinlikle
birbirinden ayr ve bamsz m deerlendirilmesi gerekiyor? Eer
yleyse neden onlara edebiyat diyoruz? lm, keder ve ac ekme
gibi evrensel konularn somut, tarihsel belirlilii olan materyalist
aratrmalar yaplamaz m? (Bazlar evrensel olmasa da kalc ve
yaygn olan byle bir aratrma alan olduunu ve buna trajedi den
diini dnebilir.)21
Bennett, idealist olduunu ve tarihsel olmadn farz ettiinden
estetik konusundaki sylemden btnyle kurtulmak ister. Edebiyat
hakkndaki grn memnuniyetle destekleyecek ve bunu tam da
bir estetiki olarak yapacak pek ok sanat felsefecisi olduunun far
knda deildir. Ayn zamanda, edebiyat kategorisi tarihsel olarak de
iken de olsa, baz elerin, rnein kurgu ya da iirin, beeri
kltrler asndan evrensel olduu gereini de atlar Bennett. Bun
dan daha arpc olan ise, Nuer ve Dinkann hikye anlatclndan
anlad eyin Peacock ve Saul Bellowun anladyla ayn olmad
ya da iki cephenin de byk kltrel farkllklar arasnda biimde
bariz olarak ortaklat gerei. Devamllklarn ya da paylalan
ortak zelliklerin, farkllk ve devamszlk kadar tarihi bir gc ola

bilir. En frtnal tarihi dnemler bile kopmann ve devrimin yan sra


kalclk ve devamllk da gsterirler. Bennett gibi nominalistlerin
phe ettii gibi tmel her zaman sonsuz anlamna da gelmez. T
mellerin de tpk bireyler gibi belirli bir maddi tarihleri vardr.
Burada garip bir ironi sz konusu. Postmodem kuram modem
an bilimi, rasyonalizmi, ampirizmi ve bireyciliine pheci bir
gzle bakar. retinin tarihinden bihaber olsa da arya kaan adc
l noktasnda o dneme ok ey borludur. Bu, ardnda braktn
dnd eyden sadece ksmi olarak kopabildii anlamna gelir.
Postmodemizm, adclk ve gcn kstahl arasndaki gizli benzer
likleri de kavrayamaz. zcln, pek ok eyin yannda, eylerin
btnln taleplerine korkaka boyun eebildikleri zgr iradenin
srarndan korumak gibi karanlk amalara hizmet etmi olduunu
grmez. Bunun yerine, tmelci bir ruhla zclk retisinin her
zaman ve her yerde knanmas gerektiini savunur. Tam olarak postmodemizmin kltrel ikonlarndan saylmasa da, Jeremy Bentham
da buna kesinlikle katlrd.
Snflandrma emalarnn kltrden kltre deitiini hatrla
makta yarar var. Claude Lvi-Strauss, Yaban Dnce'de* kabile toplumlanndaki nesnelerin, sadece o snfa ait zellikler tadklar iin
deil, trlerjjp mevcut yelerinin sembolik ilikileri balamnda da
belirli bir kategoriye ayrlabileceklerini savunur. Simon Clarken da
belirttii gibi, Eyalar birbirleriyle farkl ltlere gre balantl
olabildii iin (bu tr toplumlarda) bir snflandrmann genel bir
mant deil bir dizi ksmi mant vardr. Sz konusu ller ol
duka fazla ve eitlidir; ayn zamanda toplumdan topluma da dei
irler. 22 Bu nasl grnrse grnsn, tmel olarak balayc bir
snflandrma emasyla soyut farkllklar arasnda seim yapmak zo
runda deiliz. Bu nokta, nermek zere olduum zere edebiyatla
ilikili.
Tm farkllk ve zgnlklerin iyiden ve dorudan yana olmas
gerekmedii gibi, tm tmellerin ya da genel kategorilerin baskc
olmas da gerekmiyor. Tmellerden holanmayanlann bu konulanla
* Claude Lvi-Strauss. Yaban Dnce. ev. Tahsin Ycel. YKY. 2000.

biraz daha az tmelletirici olmas beklenir. nde gelen nominalistlerden Michel Foucaultya gre btn snflandrmalar iddetin sinsi
trleri olmal. Sosyalistler ve feministler gibi daha aklc kimseler
iin bireyleri belirli alardan belli amalarla gruplamak zgrleme
lerine katkda bulunabilir. Bunun o bireylerin dier tm alardan
benzer olduu anlamna geldii dnlmemeli.
Bu noktada, belki bir konuya daha deinilebilir. zclk, filozof
lar tarafndan hemen hemen her zaman bir eyin varlnn yapsna
ilikin ontolojik bir mesele olarak ele alnmtr. Peki, bunun yerine
konuya ahlaki olarak yaklalsayd? Eer bir insann z birinin onda
sevdii eylerden ibaret olsayd? Farkllk ve kimlik sorununa ge
mek zere olduumuz iin fazla amadan u da eklenebilir: Bu sev
ginin en azndan insani dzeyde ortaya ktnda bu aikr ztl
zd de grlmtr. Sevgi szc normal artlarda edebi-kuramsal tartmalarda kabul edilebilir ve aka byle bir balama
uygun olmad iin, bu nermeleri dile getirdiim gibi hzla gee
ceim. Her durumda, smklbcekler ve tornavidalar gibi sevimsiz
olgularn z dnldnde bu bahsin pek de bir yarar yok as
lnda.

Blm II:

Edebiyat Nedir? (1)


l
Artk Yce Varlktan daha dind bir konuya, edebiyat diye bir eyin
gerekten var olup olmad konusuna doru inebiliriz. Bu ksa bl
mn amac, dnyada ortak yaplar gibi bir olgunun gerekten olup ol
mad konusundaki gizemli soru etrafnda, entelektel ve siyasi
olarak ne kadar ok eyden bahsetmenin mmkn olduunu gster
mekti.
Yaklak otuz yl nce, Edebiyat Kuram* adl kitabmda, edebi
yatn yapma ilikin son derece zclk kart bir dnce ortaya
koymutum .1 Edebiyatn hibir ekilde bir z olmadn iddia et
mitim. Edebi olarak adlandrlan yaz rneklerinin ortak tek bir
zellii ya da birtakm zellikleri yoktur. Bu gr hl savunuyor
olsam da, adcln zcln tek alternatifi olmad u an benim iin
o zaman olduundan daha ak. Ama bu, edebiyatn bir z bulunma
d iin bu kategorinin de bir meruiyeti olmad anlamna gelmez.
Stanley Fish, kurmaca eser kategorisinin kesin olarak bir ierii
bulunmadn (...) tm kurmacalarda ortak olan ve kurmaca eser
olmak iin gerekli ve yeterli artlan oluturan bir ya da bir dizi zellik
olmadn belirtir.2 Seim aktr: Ya kurmaca eserin bir z vardr
ya da bu kavram anlamszdr. Ksacas Fish, ba aa edilmi bir zcdr. Thomas Aquinas gibi o da zleri olmayan eylerin gerek bir
varlklan olamayacana inanr; tek fark Aquinasin eylerin aslmda
z olduunu savunmas, Fishin ise olmadn dnmesidir. Bunun
* Terry Eagleton. Edebiyat Kuram. ev. Tuncay Birkan. Ayrnt Yaynlan, 2011.

dnda her konuda anlarlar. Benzer ekilde, E.D. Hirsch de ede


biyatn estetik ya da baka trde bamsz bir z yoktur. Edebiyat,
ortak ayrt edici zellikler gstermeyen ve Aristotelesi trlerinden
biri olarak tanmlanamayan szel eserlerin keyf bir snflandrmas
dr, der.3 Bir kez daha zc ve keyf arasnda tek alternatifli bir se
imle kar karyayz.
Bu suni ikileme en ikna edici alternatif Ludwig Wittgensteinin
ilk olarak Felsefi Soruturmalar' da* dile getirdii aile benzerlikleri
kuramdr. Bu, felsefenin henz ortaya artt farkllk ve kimlik so
rununda en anlaml zmlerden biridir ve eer Anglosakson felsefe
ve Kta felsefesi arasnda byle byk bir uurum almam olsayd,
bu kuram postyapsalc farkllk kltn, amya kaan baz abartl
yorumlarndan pekl koruyabilirdi. Bilindii gibi, Wittgenstein bizi
btn oyunlarn ne tr bir ortak noktas olduunu dnmeye arr
ve paylatklar tek bir unsur olmad sonucuna varr. Onun yerine,
karmak, rten, akan bir benzerlikler a4 vardr elimizde.
Neden sonra mthi benzetmesiyle bu karmakark benzerlikler an
bir ailenin yeleri arasndaki benzerliklerle karlatrr. Bu adamlar,
kadnlar ve ocuklar birbirlerine benziyor olabilirler, ama bunun ne
deni hepsinin kulaklarnn kll, burunlarnn yuvarlak, azlarnn sal
yal olmas veya huysuz olmalar deildir. Bazlar bu zelliklerin bir
ya da ikisini tar ama dierleri tamaz; bazlar belki baka bir fi
ziksel ya da yaradltan gelme karakteri kendinde toplar. Bundan da,
ayn ailenin iki yesinin ortak tek bir zelliinin bile bulunmayabi
lecei ama yine de bu zincire dahil olan baz ara elerle birbirleriyle
balantl olduklar sonucu kar.
Edebiyat kuramclar bu kuramn kendi alanlaryla ilikisini fark
etmekte gecikmediler. Felsefi Soruturmalar'm. yaynndan sadece
drt yl sonra, Charles L. Stevenson bu kuram iirin yapsn aydn
latmaya alrken kulland.5 Morris Weitz de sanatm tanmlanabilir
olduu grn reddederken bu dnceden yararlanr.6 Robert L.
Brown ve Martin Steinman, bir sylem parasnn sanat eseri oldu
* Ludwig Wittgenstein. Felsefi Soruturmalar. ev. Haluk Bancan. Metis Yaynlan,
2010. (.n.)

unu varsaymak iin gerekli ve yeterli artlarn bulunmad ek


lindeki zclk kart dnceyi desteklemek iin aile benzerlikleri
kavramna bavurur.7 Colin A. Lyas edebiyat tanmlayan baz zel
likler olduunu ve edebi olarak nitelenen btn eserlerin bu zellik
lerin en azndan bazlarn iermesi gerektiini savunur. Ancak edebi
olarak adlandrlan tm eserler, bu zelliklerin tamamm gsterme
yecektir ve bu trden iki eserin de herhangi bir ortak zellii payla
mas gerekmez .8 Bir eseri edebiyat diye nitelendirmemizin nedeni,
dierini de edebi olarak onurlandrmamzn nedeni olmayabilir. John
R. Searle, Sylemek ve Anlatmaya almak* adl kitabnda, edebi
yatn bir aile benzerlii kavram olduunu belirtir.9 Daha yakn bir
zamanda Christopher New, bu dnceyi bir kez daha yinelemitir:
Ona gre, tm edebi sylemler dier baz edebi sylemlere bir e
kilde benzer ancak hepsi birbirine tek bir ynden benzemez . 10 Peter
Lamarque ise edebi sfatn kazanma onuruna erimek iin btn eser
lerin tamas gereken bir grup zellik olmadna iaret eder.11
Bu modelin ie yaradn inkr etmek zor, stelik sadece edebiyat
alannda da deil. Peki, bizi Platonnun Devlet,** Nietzschenin yi
nin ve Ktnn tesinde,*** Heideggerin Varlk ve Zaman,****
Ayerin Dil, Doruluk ve Mantk,***** Habermasn letiimsel
Eylem Kurafi****** gibi birbirinden bu kadar artc ekilde farkl
eserleri bir grupta, ayn balk altnda toplamaya tevik eden ne? Ki
erkegaard ve Frege arasnda ortak bir nokta var m? Aile benzerlii,
bu soruya kalc bir z ya da keyfi bir yetki kullanmnn dnda bir
cevap salar. eyler arasndaki benzerlikler dnyadaki gerek zel
* John R. Searle. Sylemek ve Anlatmaya almak. ev. R. Levent Aysever. Bilgesu
Yaynclk, 2012. (.n.)
** Platon. Devlet. ev. Sabahattin Eybolu, M. Ali Cimcoz. Bankas Yaynlan,
2010. (.n.)
*** Friedrich Nietzsche. yinin ve Ktnn tesinde. ev. Ahmet nam. Say Yayn
lan, 2011. (.n.)
**** Heidegger. Varlk ve Zaman. ev. Kaan H. kten. Agora Kitapl, 2011. (.n.)
***** Alfred Jules Ayer. Dil, Doruluk ve Mantk. ev. Vehbi Hackadirolu. Metis
Yaynlan, 2010. (.n)
****** Jrgen Habermas. letiimsel Eylem Kuram. ev. Mustafa Tzel. Kabalc
Yaynlan, 2001. (.n.)

likleri de iermeye balar. Kll kulaklar ve yuvarlak burunlar sadece


yaplar; gcn, arzunun, karn, sylemin, yorumun, bilindmn,
derin yaplarn mutlak ilevleri deildir. Yine de Frege ile Kierkegaardn hibir ortak zellii olmasa bile dnr olarak nitelendiril
meleri mmkndr. Bunun nedeni, ikisini de dnr olarak
nitelemenin bu tr zelliklerden bamsz bir karar olmas deil, gr
m olduumuz gibi, snfin bir yesinin bir dierine pek ok ara du
rumla bal olabilmesidir.
Byle de olsa, Stanley Cavell, Wittgensteinin z kavramn itibar
szlatrmak iin deil, onu geri kazanmak iin ortaya ktn savu
nur.12 Wittgenstein, Felsefi Soruturmalar'da, zn gramerde
aklandn, yani bize bir eyin ne olduunu anlatan kelimeleri kulla
nmz kurallarn ynettiini belirtir. Bu elbette, Aquinasin ilahi ola
rak imal ettii yaplardan olduka farkl bir z anlaydr. zcln
kat biimleri, bir eyin belirli bir snfn yesi olmas iin, o snfa ait
gerekli ve yeterli belirli bir zellik veya bir dizi zellikler tamas ge
rektiini savunur. zcln yine kat bir trne gre, bu zellikler bir
eyin dier tm zelliklerini ve davranlarn belirler ve aklayabilir.13
Aslnda, yeleri tm zellikleri asndan birbirinin tpatp ayns olan
trler ya da cinsler yoktur. Benim Postmodern Yanlsamalar'fa* yap
tm gibi,14 zcln daha esnek bir ekli savunulabilir ama retinin
bu dik bal yorumunu kabul etmek akas ok zor.
Edebi ya da kuramsal olann tanm, bir lde neyin onlarn tersi
olarak kabul edildiine de baldr; tpk bo zaman kavramnn emek
anlaynn iinden tretilii gibi. Ama bu da, asrlar iinde deiken
lik gstermitir. Edebiyatn tersi, gereki, teknik veya bilimsel yaz
olabilir ya da ikinci snf yaz olarak dnlebilir; bize hayal gc
asmdan ilham vermeyen, belirli bir incelikten yoksun ya da kayna
n soylu bir evreden almayan veya bize tanrlardan haber ulatr
mayan yazlar olabilir.
Btn edebiyat dnrleri aile benzerlii kuramn desteklemek
konusunda istekli deillerdir. Peter Lamarque hakl olarak benzerlik
lerin herhangi iki nesne arasnda bulunabileceine iaret eder ve bu* Terry Eagleton. Postmodern Yanlsamalar. ev. Mehmet Kk. Ayrnt Yaynlan,
2011. (.n.)

rada sz konusu olann aslnda nemli benzerlikler olmas gerek


tiine dikkat eker. Yine de bunun belirli bir dngsellik ierdiinden
kukulanr, zira nemli benzerlik edebiyat fikrini aydnlatmaktan zi
yade onun zerine kurulur. 15 Bu ekilde olup olmad tam belli de
ildir. Stein Haug Olsen, balnn bir adan bir dilei yanstt
sylenebilecek eserinde, aile benzerlii kuramn, ok eyi kapsaya
ca eklinde muhafazakr bir gerekeyle ve edebiyat oluturan, rten unsurlarn yaratt rgnn, onun edebi olmayan olarak
deerlendirdii (rnein, popler kurmaca) eserleri de iine alaca
ve bylece deerli olan bir eyi yazmak demek olan edebiyat kavra
mn tehlikeye ataca iin reddeder.16 Bu mphem kavray daha
sonra inceleyeceiz. Bu arada, aile benzerlii trndeki tanmlama
larn, edebi tasfiyecilerin pek de arzu etmedikleri ekilde etkisini yi
tirmeye balad da belirtilmeli.
Lamarque, sz konusu benzerliklerin nemli olmas ve bu noktada
sorunu halledilmi varsayma tehlikesine kar dikkatli olunmas ge
rektii konusundaki srarnda hakl. Edebi olarak adlandrlan eserler
arasnda paylalan, nadiren edebiyat kategorisinin bir esas gibi g
rnen saysz zellik var; rnein telaffuz benzerlii, anlatnn tersine
dnmesi ya da dramatik gerilim. Dahas, aile benzerlii modeline
nl bir itifaz daha var. Bu da, eer sz konusu benzerlikler dile ge
tirilmezse, herhangi bir nesne pek ok adan dierine benzeyebileceinden kavramn tamamen anlamsz hale gelecei.17 kisi de
bisiklet sremediinden bir kaplumbaa ortopedik bir ameliyata ben
zer. Eer biri bu sz konusu benzerlie bir isim bulursa, konu yine
bir eyin olduu ey olmas iin gerekli ve yeterli artlar meselesine
dner ki, bu, aile benzerlii kavramnn zdnn dnlebilecei
bir meseledir. Bunun yerine yaptmz, bu sylemi tekil bir birim ol
maktan genel kategori dzeyine tamak. rnein, tekil eylerin, zel
bir tre ait olmak iin ayn belirli zellii paylamas gerekmez; ama
bu tr oluturan temel baz zellikler vardr ve tekil birim de eer o
trn bir paras saylmak istiyorsa en azndan bu zelliklerden birini
gstermelidir. Smith ailesinin tm bireylerinin yuvarlak burunlarn
dan dertli olmas gerekmez ama yuvarlak burun bizim Smithleri bir
aile olarak tanmamz salayan bir zelliktir.

Baz olgulara baktmzda, aile benzerlii fikri pek de aydnlatc


olmuyor. rnein, sanat kategorisini ele alalm. Aile benzerlii mo
delinin bak asna gre, sanat eseri dediimiz her nesnenin bir ya
da bir dizi ayn zellii tamas gerekmediini grdk. Bu zellik
lerin kesimesi ve rtmesi sz konusu olacaktr. Ama sanatn tan
mn yapabilmek iin, bu ortak zelliklerden hangisinin bu snfn
temel niteliklerini oluturduunun belirlenmesi ve bunun makul bir
ekilde yaplabilmesi iin sanatn ok ekilsiz bir dizi nesneden olu
tuu gereinin aka belirtilmesi gerekir. Bugnlerde az sayda
sanat dnr sanatn belirli isel zelliklerle tanmlanabileceini
ya da bir eyin sanat eseri olarak tanmlanmas iin bu tr bir zelliin
hem gerekli hem de yeterli olduunu iddia edecektir. Stephen Daviesin syledii gibi sanat eserleri doal bir tr tekil etmezler. 18
Yine de bu, sanatn tanmn yapmann mmkn olabileceini d
nen pek ok kiinin, bunun yerine sanatn ilevsel ve kurumsal yap
sna bakma eiliminin de sebeplerinden biridir.
Sanatn ilevsel tanmlarnn her biri, doal olarak kullanm alan
larnn ve etkilerinin rktc eitliliim de hesaba katar. Kaklar
ve tirbuon gibi baz eyler ilevleri asndan kolaylkla tanmlana
bilirler ki tarihsel olarak da bu ilevler pek deiiklik gstermemitir.
Ama edebiyatn siyasi gc salamlatrmaktan Tanny vmeye,
ahlk eitimi vermekten akn hayal gcn meklendirmeye, yapay
bir din hizmeti sunmaktan byk ticari irketlerin krlarn artrmaya
kadar uzanan daha deiken bir ilevler tarihi olmutur. Romantizmden bu yana sanat eserinin en hayati ilevlerinden biri, ihtiamla
ve neredeyse benzersiz bir ekilde, bir ilevden muaf olarak, syledi
inden ok gsterdii vastasyla yararlln, mbadele deerinin ve
hesap mantn esiri olmu bir medeniyete rtk bir sitem ilevi gr
mesidir. Bu bak asna gre sanatn ilevi, ilevinin olmamasdr.
Bir haikunun, bir savann sslenmi maskesinin, bir piruetin
ve on iki l bluesun ortak denilebilecek bir estetik etkisi olabilir
ama ayrt edici bir isel zellik paylatklarn grmek zordur. Belki
de hepsi zaman zaman anlaml ekil ya da btncl tasarm dedik
leri eyi ortaya koyarlar. Onlar ortaya koysa da, bunu yapmayan ve
bizim yine de onlara sanat adm verdiimiz pek ok avangart ve post-

modem olgu vardr. Anlaml bir ekil sergileyen krek ya da traktr


gibi pek ok nesne de vardr ama bunlar belki de sosyalist gerekiler
hari kimse tarafndan sanat eseri olarak deerlendirilmez.
te yandan edebiyat, genel olarak sanattan daha az belirsiz bir ol
gudur. Bir su-gerilim roman ya da Petrarcha ait bir sone nadiren
birbirine benzer ancak koyu renk boyann, bir fagot solosunun ve ba
ledeki bir yana kayma hareketinin paylatndan daha ok ortak zel
lii paylarlar. Bu nedenle belki de aile benzerlii, edebi denilen
eserlerde daha kolay ayrt edilebilir. Benim fikrim, insanlarn bir yaz
parasn edebi olarak nitelerken, genellikle akllarnda be eyden
birinin ya da bunlarn bir tr birleiminin olduu ynnde. Edebi
derken, kurmaca olan, gnlk gerekleri aktarmak yerine insan de
neyimine ilikin nemli bir igr sunan, dili cokulu, mecazl ya da
kendinin bilincinde olarak kullanan, alveri listesine benzer bir pra
tik karl olmayan ya da bir yaz paras olarak fazlasyla deer
verilen bir eseri kastediyorlar.
Bunlar kuramsal deil, ampirik kategoriler. Kavramn kendisinin
mantk yoluyla incelenmesine deil, gnlk muhakemelere dayan
yorlar. Bu unsurlara kurmaca, ahlki, dilsel, faydac olmayan ve
mek oluturan diyebiliriz. Bir yazda bu zelliklerin ne kadar fazlas
bir araya gplirse, bizim kltrmzde onun edebi olarak adlandrl
mas o kadar muhtemeldir. Sraladm tm hususlara ayn dzeyde
olmadn da belirtebiliriz. Bir edebi eserin deerinden bahsetmek
ayn zamanda bir adan onun dili, ahlki gr, kurgusal gveni
lirlii gibi eylerden de bahsetmek demektir. Eserin deeri bu zel
liklerden bamsz dnlemez. leride, edebiliin dier boyutlarnn
da nemli alardan etkileim iinde olduunu ve birbiriyle baz
kayda deer koutluklar gsterdiini greceiz.
Bu etmenlerin hepsini ieren metinler, rnein Othello* veya
Austos I,** paradigmatik olarak edebi diye deerlendirilir.
Ancak edebi olarak snflandrlan hibir eserin bu ltlerin hepsine
birden uymas gerekmez; bu ltleri iermemesi ise o metni edebiyat
* William Shakespeare. Othello. ev. zdemir Nutku. Bankas Yaynlan, 2008. (.n.)
** William Faulkner. Austos I. ev. Murat Belge. letiim Yaynlan, 2003. (.n.)

kategorisinden kartmak iin yeterli deildir. Bu balamda, bu zel


liklerin hibiri edebilik durumu iin gerekli koul oluturmaz. Her
zaman olmasa da bazen, bunlardan bir tanesinin bulunmas bir metni
edebiyat olarak nitelememiz iin yeterlidir. Ama bu niteliklerden hi
biri kendi bana bir eserin edebilik statsn gvence altna almaz
ki bu da hibiri edebilik iin yeterli art deildir anlamna gelir.
nsanlar bir eseri, kurmaca olduu iin, ahlki olarak s olsa da
szel olarak zgn olduu iin veya nemli ahlki dnceler sun
duu ve kurmaca olmasa da incelikli olarak yazld iin veyahut
kurmaca olmasa ve ahlki olarak nemsiz olsa da muhteem bir e
kilde yazld ve hibir pratik amaca hizmet etmedii iin edebi ola
rak niteleyebilir. Bazlar edebiyat pragmatik ama szel olarak da
zengin bir metin olarak grebilir (rnein, eytani ruhlar defetmek
iin ayin gibi sylenen bir by), dierleriyse sylenen bu bynn
pratik ilevinin, retorik cazibelerinden daha nemli olduunu d
nebilir. Nazi Almanyasndan kurtulup hayatta kalmay baaran biri
nin tuttuu kiisel gnlk, ahlaki gr nedeniyle, kurmaca olmasa
da, pragmatik (zira kamuoyunu bu gemiten haberdar etmek iin tu
tulduu sylenebilir) ve berbat ekilde yazlm olsa da tarihsel de
eriyle birlikte edebiyat olarak snflandrlabilir. Bu byle gider. Pek
ok sra deiiklii de yaplabilir. Yine de, Shelley meclis mevzuatn,
karmaadan uyum yarattklar gerekesiyle iir bal altma sokmaya
alm olsa bile edebiyat deyince her ey makbul deildir. Bunlar
ideoloji bal altma almak daha ikna edici bir fikir gibi grnyor.
Yani, edebiyat kelimesinin kullanld pek ok farkl ekil var
dr, ama bu sadece eskiden olduu herhangi bir ekilde kullanlabile
cei anlamna gelmez. Jambonlu sandvi en oulcu postmodemlere
gre bile edebiyat deildir. Ama kelimenin, aile benzerlii asndan
rten birka kullanm olmasndan dolay John Le Carrnin Smileynin Dn,* Newmanin Apologia pro Vita Sua's,** Thomas
Brownein Pseudodoxia,s, Senecanm ahlki denemeleri, Donnen
* John Le Carr. Smiley in Dn. ev. Nurten Arakon. Bilgi Yaynevi, 1983. (.n.)
** John Newmanin biyografisidir, en nemli Viktorya dnemi metinlerinden biri
kabul edilir, (.n.)

vaazlan, Clarendonm* History o f the Rebellion, Superman karika


trleri, Herderin milli kltrler konusundaki dnceleri, Hookern
Laws o f Ecclesiastical Polity si,** Boussuetnin cenaze konumalar,
Boileaunun iir zerine yazd tez, Beano yll, Pasealn Dnceleri, Madame de Svignein kzna mektuplar ve Millin zgrlk
zerine'si;*** bunlarn hepsi yeri gelir Pukin ve Novalisle birlikte
edebiyat kategorisine dhil edilir. Polis, baz edebiyat kitaplarndan
bahsettiinde, bazen pornografiyi ya da rk nefreti tetikleyen bro
rleri de bu kategorinin iine dhil eder. Her tr snflandrmada ol
duu gibi, bunda da her zaman iin melezlikler, aykrlklar, eikte
kalanlar, belirsizlikler, karar verilemeyen rnekler olacaktr. Kavram
lar, toplumsal deneyimlerimizin przl zemini zerine kurulduu
iin, kelerinin keskin olmamas artc deildir. Byle olmasalar
daha az iimize yararlard. Aquinas da melez, belirsiz vakalar ho
grr; kat izgileri olan bir zc deildir.
Aile benzerlii, iinde genileme ve deime kapasitesi bulun
duu iin dinamik bir kavramdr. Baz muhafazakr eletirmenlerin
ondan bu kadar saknmalarnn nedenlerinden biri de budur. Belirli
bir kltrde edebinin ncelikle kurmaca olan anlamna geldiini farz
edelim. Baz mitolojik inanlar nedeniyle, birok edebi eser bu kur
maca haliry yksek yerlerden den fillerin grntleriyle birletirme
eiliminde. Bir sre sonra, bu tr grntler edebiyatn temel unsur
larndan biri haline gelebilir. Gkyzn yaan filler olmadan sunan
metinlerin edebiyat saylp saylmayaca hakknda ateli tartmalara
girilebilir. Neden sonra, edebi eserlerin kurmaca olmas beklentisi za
manla yok olabilir, fil imgesi baka bir zellikle birleebilir ve bu bir
leim edebiliin tipik bir zellii haline gelebilir.
O zaman burada aile benzerlii modelinin eksikliinin nedenle
rinden biri mevcut. Bu modelin kendini imha etme eilimi var. Hem
zamansal hem meknsal olarak kendinden te bir eye iaret ediyor.
Ve bu oalma kapasitesi muhafazakrlar tedirgin eden eyin bir par* Edward Hyde olarak da bilinir, (.n.)
** Laws o f Ecclesiastical Polity (Dini Ynetimin Kurallar). Richard Hooker. Cam
bridge University Press, 1989. (.n.)
*** John Stuart Mill. zgrlk zerine. ev. Tuncay Trk. Oda Yaynlan, 2008. (.n.)

as. Henry Jamesin de dedii gibi ilikiler hibir yerde durmaz. Bir
eser mevcut edebilik ltleri tarafndan edebiyat kategorisinden
karlabilir; bylece yeni bir sanat eseri olmasa da, sanatn yeni bir
versiyonunun balatlmasna yol aan avangart bir eser, tm bu sa
lam inann sorgulanmasna sebep olur.
Verili herhangi bir balamda neyin edebi, deerli, zengin bir e
kilde mecazi, faydaclktan uzak ve ahlki olarak nemli eklinde de
erlendirileceini belirlerken iin iine pek ok eletirel tartma ve
yorum girer. Bu kategorilerin hepsi kltrel ve tarihsel olarak dei
kenlik gsterir. rnein, 18. yzylda bu ltlerden sadece biri, met
nin olduka itibarl olmas, bir eserin edebi olarak deerlendirilmesi
iin temel ltt ve o zaman bile bu itibar estetik olduu kadar top
lumsald da ( polite letters* meselesi). te yandan, bu konuda tarihler
ve kltrler boyunca sregelen arpc bir devamllk da bulunuyor.
Odyssey, The Changeling** ve Adventures o f AugieMarch,*** kendi
zamanlarnda nasl adlandrlm olurlarsa olsunlar, ayn sebeplerle
edebiyat olarak nitelendirilirler. Hepsi de kurmaca, faydac olmayan,
szel olarak zgn ahlki konulardadr ve hepsi de olduka itibar
grmtr. Bu tr devamllklarn, sadece artc bir nedenle tm de
iim ve devamszlklar radikal olarak deerlendiren ve tm devam
llklar da gerici olarak gren postmodemcileri telalandrmas
gerekir. Eski eserlerden kendi edebiyat anlayna en uygun olan zel
likleri semek sadece bizim edebiyat kurumumuza zg deildir. Her
ekilde, sz konusu edebi nitelikler bu tr eserler iin aslidir. Bu kur
maca, faydac olmayan, szel adan zgn olan eklinde deerlendi
rilen eserlerin zamana ve mekna gre farkllk gsterdii gereini
deitirmez.
Gstermeye altm edebiyata tm bu ynleri geirgen, sabit
olmayan, kenarlan keskin olmayan, tersine dnme ya da birbirine
* Polite letters: Gemite toplumsal nezaket kurallarna uygun bir dille yazlm mek
tuplar iin kullanlan, mektup adab anlamna gelen bu tanm ngilizcede ayn za
manda edebiyat anlamnda da kullanlmaktadr. Eagleton bu ift anlamlla
gnderme yapyor, (.n.)
** Zilpha Keatley Snyder. The Changeling. Backinprint.com, 2004. (.n.)
*** Saul Bellow. Adventures o f Augie March (Augie Marchin Maceralar). Penguin,
2006. (.n.)

dnme eilimde olan ynler. Kurmaca ya da faydac olmayan yaz


trnn Philip Roth ile zlanda sagalannn yazarlar iin tam olarak
ayn anlama geldiini savunmaya gerek yok. Aslnda, edebiyatn bu
be boyutunu tanmlamken, bunlarn insann elinde nasl param
para hale geldiini gstermeye de epey zaman ayrmam gerekir, ki
bunun edebiyatn doasna ilikin radikal dncemi brakp daha
ok orta aa mahsus bir yaklam iine girdiim sonucuna varan
eletirmenleri susturacan umuyorum. Elinizdeki almann geri
kalamnn byk bir ksm, bu kendini imha etme srecinde edebiyat
metni ad verilen almalara bir k tutar umuduyla, bu faktrlerin
bize edebiyatm bir tanmn sunmakta ne kadar baarsz olduum
gstermeye adanacak. Bu kitapta edebi metinler ve edebiyat gibi
terimleri kullanrken, ayn zamanda bugnlerde insanlarn bu tr ey
leri genel olarak nasl algladklarndan da bahsediyorum.
Baz modem kuramclarn hatas, insana zg kavramlann byk
ounluu gibi bu tr kategoriler de geirgen ve dayanksz olduu
iin, hibir glerinin olmadn sanmaktr. Bir smf ya da bir kavram
hakkndaki dncenizi, zerinde allamayacak kadar idealize edil
mi bir konuma ekerseniz, buna uymayan her eyi gereksiz diye de
erlendirirsiniz. Faizmin ya da ataerkilliin kesin bir tanmna sahip
olmadm|z iin, bu kavramlar tuzla buz olur. Tanmlarn doas ge
rei kesin olmalar gerektii konusundaki inan, yapbozumculann
en sert olanlarnn metafizik babann mirasyedi olu olduklar pek
ok noktadan biridir. Metafizik baba, su geirmez tanmlar olmazsa
kaosa deceimizden korkar; sert yapbozumcu oul ise eer saf bir
belirsizlik olmayacaksa tanmlarn su geirmez olmas gerektii ya
nlsamasn paylar, ancak hain babasnn aksine belirsizlikten zevk
alr. Derridaya gre belirsizlik eylerin gevekletii noktadr; Wittgensteina gre ise eyleri yoluna koyan belirsizliktir. Soruturma
lar' da sorgulad gibi, birinin belirsiz bir fotoraf yine de onun
fotoraf deil midir? Gneten uzaklmz milimetresine kadar
lme ihtiyac duyuyor muyuz? Orada bir yerde dur dediimizde
ne dediimiz anlalmyor mu? Kesin bir snn olmayan bir tarla yine
de bir tarla deil midir? Ve kavramsal bir belirsizlik bazen tam da ih
tiyacmz olan ey deil midir?

artc bir ekilde, sraladm edebi niteliklerin bazlar insan


yaamnn evrilmesinde merkez bir yer tutar. Kk ocuklar konu
may renmeye tm insan seslerini taklit ettikleri agulamayla ba
larlar. airler de libidinal enerjilerini nesneler yerine kelimelere
yatrmay srdren ve Seamus Heaneynin az mzii dedii o
cuksu oral erotizm haline geri dnen, duygusal olarak mahkm ya
ratklardr. Bu anlamda, anormal olan (ocuk agulamas) normal
olann (yetikin dili) bir halidir, tpk oyunun oynamamann hali,
pragmatik olmayann pragmatik olann hali olduu gibi. ocuk kurmacas, hayal gc, konuma ekli, mimesis ve inandrmak bilisel
anormallikler deildir ancak yetikinlerin bilgisinin ve davranlarnn
tohumudur. Nasl konuulacan renmek ayn zamanda nasl hayal
kurulacan da renmektir. Dil olumsuzlama ve yenileme ihtimali
olmadan leyemeyecei iin, dilek kipi adna haber kipini ortadan
kaldran hayal gc de dilin tam da bu yaps zerine kurulur.
Mimesis konusunda ise ocuklar dnmeyi, hissetmeyi ve hare
ket etmeyi bir tr toplumsal hayatn iine doarak ve onlara bu eyler
doal gelene kadar ona zg yntemleri taklit ederek renirler. Bu,
Bertolt Brechtin tiyatro gsterisini doal halimiz olarak grmesinin
de nedenlerinden biridir.19 Mimesis olmadan bir insani gereklik de
olamaz. O halde edebiyat, bizi dier eylerin yannda gnlk bilgi
mizin ve faaliyetimizin oynak kkenine de dndrr. Kendimize zg
his ve davran biimlerimizin nasl da dilimiz ve ocuksu fantezile
rimiz zerine kurulu bir dizi ihtimal iinden yar keyfi bir seim ol
duunu grmemizi salar. (Yan-keyfi diyorum nk bu his ve
davran biimlerinden bazlar ayn zamanda trlere zgdr. Sev
diimiz birinin lmne zlmek doaldr, sadece bir toplumsal
ina deildir. Srlsklam olmu mendiller kltrel, yas ise doaldr.)
Bu yaratc yazarlarn ve edebiyat eletirmenlerinin muhafazakrdan
ok liberal olmalarnn da bir nedenidir. Hayal gcnn statkoya
ayak direyen bir yan vardr.
O halde, neyin edebiyat olup neyin olmadm syleyebileceimiz
bir noktaya vardk m? Maalesef hayr. Varmamamzn nedenlerinden
biri yukarda sraladm niteliklerden hibirinin insanlarn edebiyat
dedii eye zg olmamas. rnein, kurmacamn pek ok edebi ol

mayan biimi var: Fkralar, yalanlar, reklamlar, srail Savunma Ba


kanl szcsnn aklamalar vs. Bazen, edebi bir metinle muhte
em bir ekilde anlatlm, inanlmas zor bir hikye arasndaki tek
fark ilkinin yazl olmasdr. Bir fkra kelime oyunlar ve ahlki irfan
asndan zengin olabilir, pragmatik olmayan bir ekilde ileyebilir,
ilgin karakterlerle dolu kurmaca bir anlat sunabilir ve yaratc bir
eser olarak epey itibar grebilir. Biimsel olarak deerlendirildiinde,
onu yukarda tanmladm gibi bir edebi metinden ayracak hibir
ey yoktur. Bu tr komik bir hikyeyi duyan biri hayranlk iinde Bu
saf edebiyat! diye fsldayabilir.
Bu elbette iir ve fkrann ayn ey olduunu ileri srmek demek
deildir. Toplumsal olarak dnldnde, aka farkl uygulama
lardr. Farkllklar ve benzerlikler biimsel nitelikler dnda daha pek
ok eye baldr. Genellikle, neyin edebiyat olup neyin olmad ara
sndaki fark dayatan maddi balam ya da toplumsal durumdur. Bir
fkrann tm amac elenceli olmaktr, ki bu edebiyat olarak nitelen
dirdiimiz pek ok ey iin geerli deildir. Sapkn bir espri anlayna
sahip deilseniz, bu durum elbette, Malcontent* John Gabriel Borkmon** ve Mouming Becomes Electra*** iin geerli deildir. Komik
edebi eserler bile nadiren elencelidir ve komedinin en bilinen rnek
leri, baz fkhlar gibi, pek de matrak saylmaz. Genellikle Shakespeare
komedilerinde glmekten katldmz iin arkadalarmz tarafndan
dar karlmayz.
Bir edebiyat eseri ve nkte arasndaki fark ilevsel olabilir, bu da
duruma ve kuruma baldr. En kibirli komedi yazan, bunu yapacak
zaman olsa bile bir nkteyi ounlukla pahal bir deriyle ciltleyip bir
ktphane rafina kaldrmaz. Bir nkteyi bir iirden ayrt etmekte zor
landmz zamanlar olabilir ama bu Sarho Gemi**** ile birinin ka
ynvalidesi hakknda yapt bir espriyi ayrt edemeyeceimiz
anlamna gelmez. Tuhaf bir anormallik dnda bir nkte elbette bir
iir deildir. Toplumsal balam da bir o kadar etkilidir. Kaynvalidesi
* John Marstonn ikyeti adl oyunu, (.n)
** Norveli yazar Henrik Ibsenin oyunu, (.n.)
*** Eugene Oneillin Elektraya Yas Yarar adl oyunu, (.n.)
**** Arthur Rimbaudnun Le Bateau Ivre adl iiri, (.n.)

hakknda yapt espri nedeniyle kimse Nobel almaz. Nktelerini


gzel duygularla mest olmu, nefessiz kalm bir toplulua okumaz.
Pasaportlarna akac yazmazlar, Stevens ya da Neruda ile kar
latrlmaz ya da Toplu Nkteler 1978-2008 balkl kitaplar yaym
lamazlar. Nkteler ve iirler, ne kadar biimsel olarak ortak nitelikler
paylarlarsa paylasn farkl toplumsal kurumlardr. Bir iiri kt bir
espri olarak nitelendirebiliriz, ama bu daha ok baarsz bir avukat
bir komedyene benzetmek gibidir. Ne olursa olsun, balamn fark
belirlemeye yetmeyecei durumlar vardr. Bir nkteyle bir edebi eser
arasnda farkn ak olmad durumlar vardr (ki Stemein Tristram
Shandysi* bunlardan biri olabilir).
Bir rya hayal gcyle, kelime oyunlaryla, ilgi ekici bir ekilde
dramatik olaylarla dolu, ahlki derinlik ve muhteem karakterler a
sndan zengin ve ilgi uyandran bir konuyla glendirilmi olabile
ceine gre, romanlar dlerden nasl ayrt edebiliriz? Bu bir
anlamda, ikolatalar hazrlayan makinelerin dnp dnemedi
ini merak etmek gibidir. Delicesine bir Mars ikolatas aradnz
biliyorlar m? Bilmedikleri aktr, ayn biimsel zellikleri paylasalar da ryalarn roman olmadklarnn ak olduu gibi. nsanlar ro
manlarndan panik iinde uyanmazlar ya da ne kadar ilerlediklerini
unutmamak iin ryalarnn sayfalarn kvrmazlar. yle de olsa,
byle bir ryann yazl hali, aslnda bir psikanalistin klinik almas
olsa da edebiyata atfettiimiz tm nitelikleri de ierebilir.
O zaman bu be zellik, edebiyatla dier bir olgu arasndaki snr
lan belirlemek iin edebiyatn kesin bir tanmn yapmaktan uzaktr.
Bazen bunu kurumsal balama bakarak yapanz ama bu mracaatlar
her zaman kesin bir sonu vermez.20 Hibir ekilde karar veremedi
imiz ve karar vermemizin aslnda ok da nemli olmad pek ok
durum vardr. Edebiyatn kesin tanm diye bir ey yoktur. zel bir
tam bulmaya ynelik tm abalar Peki y a ...? sorusunun zaferi kar
snda zayftr. Ortaya koyduum zellikler sadece ana hatlar ya da
edebiyat lafzmn yapma k tutabilecek ltlerdir ve bu tr btn
* Laurence Steme. Tristram Shandy Beyefendi nin Hayat ve Grleri. ev. Nuran
Yavuz. YKY, 1999. (.n.)

ltler gibi yarm yamalak bir yanlan vardr. Ama tm kaba tanmlar
gibi Platonik keskinlie de, her eyi kabulcle de yelenebilirler.
Bu balamda, her eyi kabulcle dierlerinin yan sra demo
kratik nedenlerle de kar klabilir. Bu, insanlann edebiyat kelime
sini kullandklannda neden bahsettikleri hakknda hibir fikirleri
olmadn da akla getirir. Nispeten daha kesin bir olgudan bahset
tiklerini dnrler ancak aslnda etmiyorlardr. Benim eilimim ise
sradan syleme bundan daha ok inanmak. Aslnda insanlann ede
biyattan neyi kastettikleri ve edebiyatn dier toplumsal biimlerden
ne ekilde farkllk gsterdii konusunda bir fikirleri var ve benim
burada yaptmn byk blm de bu fikre biraz daha keskin bir
ekilde odaklanmaya almak. Daha kesin (ve bu nedenle de daha
verimli) formlasyon abalannm tmnde olduu gibi nceden bili
nemeyecek sorunlar ortaya kar. Yani bunun arts da var eksisi de.

2
Kurgusallk deindiim muhtemelen en zorlu etken olduu iin, o
konuya ileride ayn bir blm ayracam. Bu arada, dilbilimden ba
layarak birka baka lte daha gz atalm. Ren Wellek ve Austin
Warren Edebiyat Teorisi* adl kitaplannda dilin zel bir edebi kulla
nm olduunu savunurlar; ama bu onlan mahcup ederek pek destek
isi olmayan bir iddia olarak kalmtr.21 Bugn edebiyat kuramclan,
edebiyata zg baka bir anlambilimsel, dizimsel ya da dilbilimsel
olgu olmad eklindeki inanlannda ve eer Rus biimcilerinin,
Prag yapsalclarnn ya da Amerikal yeni eletiricilerin inand
buysa ciddi ekilde yanldklan konusunda hemen hemen gr bir
liine varmlardr.
Bunun gerekten inandklan ey olup olmadysa ayn bir konu.
Tm edebi aralann bir tr yabanclamayla ya da otomatl boz
mayla iledii ve okurun dilin ierdiklerine ilikin yeni bir bilin
edindii eklindeki biimci sav, dnya edebiyatnn tek bir strateji al* Ren Wellek ve Austin Warren. Edebiyat Teorisi. ev. Yurdanur Salman-Suat Karantay. Adam Yaynlan, 2001. (.n.)

tmda toplanabileceini dnecek kadar zcdr. Hakikaten bu, te


sadfen btn temel edebi mitolojilerin anahtarn bulduunu, iirin,
anlatnn, folklorun ve dzyaz kurmacann tm iyi korunan srlarn
pek ok adan ileyen tek bir arala aa kardn dnen gr,
modem zamanlarn en hrsl eletirel program olma rtbesini kazan
may hak eder.
te yandan biimciler, edebiyat deil edebilii tanmlama pe
indedir ve edebilii bantsal, aynmsal ve balama dayanan bir olgu
olarak grrler.22 Bir kiinin kendiyle ilgili bir iareti ya da gsterili
bir mecaz dier kii iin sradan bir deyim olabilir. Her ekilde, bu
tuhaflatrma edebi taktiklerin daarcn tketmez. Biimciler, s
reci ounlukla iir asndan deerlendirirler. iir olmayan trleri
deerlendirmeleri ounlukla anlamsal olmasa da yapsal adan i
irdeki gibi aralar bulma eklindedir. Bylece onlar da pek ok edebi
kuramn yanlna derler; tek bir zel edebi tre ayrcalk tanmak
ve neden sonra dierlerini de onun koullarna gre tanmlamak. le
ride greceimiz gibi, sz edimleri kuramclar da gereki anlatya
uygun olmayan benzer bir ayrcalk tanrlar. Prag yapsalclar da ii
rin Jan Mukarovskynin deyiiyle ifadenin azami lde n plana
kmasn23 ierdiini dnrler; ancak Biimciler gibi onlara gre
de szel biim bozukluklar ve sapmalar sadece normatif bir dilsel
arka planla anlalabilir ve bu nedenle balama gre deiir.
unu da eklemek gerekir ki, biimci edebiyat kuramlar tarih ko
nusunda ihtiyatl olsa da, kendileri de belirli tarihi artlar altnda
doar. rnein byle bir durum artk edebi eserlerin belirli bir top
lumsal ilev grmediklerinin dnld anlamna gelir, bu du
rumda bir erdemi gereklilikten koparmak ve bu eserlerin kendi
ilevlerini, dayanaklarn ve amalarn temsil ettiklerini iddia etmek
her zaman mmkndr. Bylece biimciler edebi eseri zerk olarak
grrler. Dier bir durum da edebiyatn temel malzemesi olan dilin
donuklamaya ve yozlamaya yz tuttuunun hissedilmeye balan
d ve bylece edebi eserlerin bu elverisiz malzeme zerinde uy
guladklar sistematik bir iddetle, bir deer karmak adna onu
yabanclatrarak ve dntrerek adeta intikam ald durumdur. Bu
ekilde iirsel ikinci gce bir eit yabanclatrma zaten bozulmu

ortam tannmaz hale getirmektir. Rus biimcileri, Prag yapsalclar,


Amerikal yeni eletirmenler ve ngiliz Leavisciler,* hepsi bilimsel
ve teknolojik ilerlemelerin yannda kitle kltr denen eyin, sz sa
natsnn hammaddesi olan dil zerindeki ilk etkilerinin grlmeye
baland medeniyetlerde yazmlardr. Ayn zamanda, bu dil yeni
kentsel, ticari, teknik ve brokratik basklarn zorlamalar altnda ei
lip bklmekte ve kozmopolit apraz akntlarn etkisine gittike daha
ak hale gelmektedir. Bu durumda, ancak belirli bir kriz durumu
olutuunda tekrar salna kavuabilir.
Bennison Gray Phenomenon o f Literature** adl kitabnda, ko
nusunun zne hakim olduuna inanr. Edebi bir kurmacann tutarl
bir bildirimi olmaldr (ki bu ou modernist ve deneyci yazn, ede
biyat kategorisinin dnda brakmak iin zellikle tasarlanm gibi
grnen bir iddiadr) ve bir olay sadece basite aktaran deil, onu
an be an sunan zel bir dil kullanm iermelidir. Bu durumda, Ke
dicik, kedicik nerelerdesin? edebiyattr, ancak 30 gn vardr Ey
lln... edebiyat deildir (bunlar Grayin kendi rnekleri, benim
alayc yergilerim deil).24 Thomas C. Pollock birka on yl nce k
tcl bir belirsizlikle edebiyatn, yazarn deneyimim artran belirli
bir dil kullanmndan meydana geldiini savunmutu. Bu ne demek
olursa olsjun, Pollock kendini bugnlerde tek kiilik bir aznlk iinde
bulacaktr 25 nk genel olarak edebi eserlerin dier yaz eitleri
ile paylamad hibir dil, szel ve yapsal aracn olmad, edebi
eserlerin dier metin biimleriyle paylam iinde olmad ve dilin
zellikle olaand, belirsiz, mecazi, otomatikliini bozan, kendine
gnderme yapan veya kendine odakl bir ekilde kullanlmad ede
biyat olarak adlandrdmz bol miktarda metin olduu (rnein natralist edebiyat) konusunda gr birlii vardr. Emile Zolann
Nana*** veya George Gissingin Nether World**** adl romanlar,
* Leavisciler (Leavisites), 20. yzyln ortalarnda olduka etkili bir isim olan ngiliz
edebiyat eletirmeni F. R. Leavisin takipileridir. F.R. Leavisin kard Scrutinity
isimli dergi nedeniyle, Scrutinciler (Scrutinineers) olarak da bilinirler, (.n.)
** Phenomenon o f Literature (Edebiyat Olgusu), Bennison Gray, Mouton, 1975. (.n.)
*** Emile Zola. Nana. ev. Samih Tiryakiolu. Can Yaynlan, 2009. (.n.)
**** George Gissing. Nether World (ller Diyar). CreateSpace, 2012. (.n.)

gsterenin nemini sergileme biimleri asndan olaanst sayl


maz. Bronxta Balzacta olduu kadar ok benzetme kullanld da
bir gerektir. Jan Mukarovsky, yapsal olmayan bir estetikten yani
gnlk dilde canlandrc aralar olarak bulunabilecek deyimlerden,
benzetmelerden, kfrlerden, kullanmdan dm szcklerden,
yeni tretilmi szcklerden ve ithal edilmi deyilerden bahseder.26
Jacques Rancire on sekizinci yzyln son dneminde ortaya kt
haliyle edebiyat kavramnn, kendine gnderme yapan ve temsili ol
mayan belirli bir dil kullanmna iaret ettiini dnr ancak bu yak
lam, belli bir edebi trle tm olguyu rneklendirmek anlamna
gelir.27 Ayn ekilde Phillippe Lacou-Labarthe ve Jean-Luc Nancy de
bildiimiz ekliyle, z itibariyle yaratc bir yazma tr olarak ede
biyat kavramnn, 18. yzyln son dneminde edebiyat kuram ile
birlikte Jena Romantikleri tarafndan icat edildiini ne srerler. Tm
akl eliciliine ramen bu gr de, edebiyat kavramn zel bir ver
siyonuyla bir kez daha snrlamak demektir.28
Genel olarak iirsel bir bayapt olarak deerlendirilmese de, ken
dine gnderme yapma konusunda, 1979 yl ngiliz Bankaclk Yasas
u cmleyi ierir: Bu tzklerde bir tze yaplacak tm gnderme
ler, bu tzkler arasndan bir tze yaplan gndermelerdir. Bu
cmle bir dil srmesi ya da bir kelime oyunu olarak kendine dikkat
ektii iin bir eit kendine gnderme yapma olay olarak grlebilir
ve yapsalclara gre, bu ona edebilik stats kazandrr. Buna ramen,
geleneksel grteki bir ya da iki eletirmen, yksek szel efektleri
edebi liyakat iin zararl grr. Amerikal eletirmen Grant Overton
pek de saklayamad cokulu bir nefretle, Flaubertden bu yana edebi
biimin, kendini zorla bu ekilde nitelendiren nesrin, bir romann en
baarl biimi olmadnn yava yava farkna vardk,29 demitir. Ya
zarlar, ne demek istediklerini aka, z be z ortaya koymallar, Fran
sz gsteriine brnmeden tipik bir gerek Amerikal gibi.
Retorik olarak ykseltilmi ya da Paradise Lost* veya The Wreck
o f the Deutschland** gibi kendine odaklanm bir metinle kurumsal
* John Milton. Paradise Lost (Kayp Cennet). CreateSpace, 2012. (.n.)
** Gerard Manley Hopkins. The Wreck o f the Deutschland (Almanyann Enkaz).
1971 (.n.)

olarak, belirlenmi gzel yaz ltlerine gre iyi yazlm bir metin
arasnda edebi ve kuramc evrelerde pek de ayrdna varlmayan bir
fark vardr. Lawrencem Gkkua* adl romannn ilk cmlelerinde
ya da Moby Dick? in daha pembe izgisinde olduu gibi, bktrc ol
madan da edebi bir ekilde yazlabilir. Bazen insanlar edebiyat sfatm
tamamen szel olarak kendini nemseyen eserlere deil, gzel olan
ama kendi kulland dilin bilincinde olarak yazlmam eserlere layk
grrler. Dil konusunda tasarrufu ve berrakl ya da gl bir sade
lii, egzotik mecazlar allndan daha hayranlk uyandrc gryor
olabilirler. Gzel yaznn, gzel davranlar gibi kendim yok eden bir
mtevazlk ierdii dnlebilir, ama eer ok fazla hafife alnrsa,
Roland Barthesn yaznn sfr derecesinde olduu gibi yeniden
dikkat ekici bir hale gelebilir. Hemingway bu konuda klasik bir r
nektir. slupsuzluk kendi iinde bir slup olabilir. yle de olsa, ede
biyat iyi yazm diye tanmlandnda bu faydal bir tanm olmaz, zira
Dorothy Walshm da dikkati ektii gibi btn yazlar iyi yazlmal
dr.30 u halde, ne iyi metin ne de retorik bakmndan parlak bir
metin bu kategoriyi tanmlamay salar.
Monroe Beardsley aslmda edebiyatn hem gerekli hem de yeterli
olan tek bir nitelii olduunu iddia eder, o da bir edebi eserin, anla
mnn byk blm rtl olan bir sylem olduu gereidir.31
Ama edebiyat d olarak snflandrlan baz eserler de im asndan
baz iirlerden ve romanlardan daha zengindir. Ve bir lde rtl
bir anlam iermeden, hibir yazl metin ilevim yerine getiremez.
k iareti bizden st kapal ekilde onu bir zorunluluk deil bir
betimleyici olarak alglamamz talep eder, aksi takdirde tiyatrolar ve
byk maazalar daima bo olurdu. Elbette burada bir derece sz ko
nusu; ancak eletirmen Denis Donoghounun sert, kuvvetli, sanatsal
olarak derinlikten yoksun slubunu tm dokunal kkenlerden yok
sun olmakla eletirdii Swift, Beardleye gre muhtemelen edebiyat
olarak nitelenirken, Hemingway ve Robbe-Grilletnin de bu ekilde
niteleneceinden kuku duyulabilir. Buna karn, bir sylem bir kl
trel ortamda anlam tarken dierinde tamayabilir. Sakl olan an
* D. H. Lawrence. Gkkua. ev. Tlin Nutku. Can Yaynlan, 1990. (.n.)

lamlar, bir eser ile balamlar arasndaki ilikilerin ilevidir, onun


sabit nitelikleri deil.
Kendi kendine gsteri yapan gstergede bir eliki vardr. Bir an
lamda, bu tr bir dil dikkatimizi metnin gerek deil yaz olduu ha
kikatine ekerek dnyayla arasna bir mesafe koyar; ama gerei de
onun btn kaynaklarm ortaya dkerek ete kemie brndrr. i
irsel gstergenin elikisi, ne kadar youn bir dokusu olursa, gndergesel gcn o denli geniletmesidir; ancak bu younluk, zerkliini
ortaya karp gerek dnyayla bam geveterek kendi iinde bir ol
guya dntrr. Bunun yan sra, gstergenin sesi, dokusu, ritmik
ve tonal deeri o kadar somuttur ki, bir nesneyi dorudan gstermek
yerine etrafndaki gstergelerle daha kolayca yan anlaml bir ilikiye
girebilir. Gstergeden bahsetmek ve bu nedenle gndergesinin g
cn azaltmak, ayn zamanda elikili bir ekilde onu odak noktas
haline getirir.
Bu halde, gsterge ne denli megul olursa olsun, o kadar ok gndergesel ilev grr; ama ayn nedenle gzmz gsterdii eyden
kaydrarak kendisine de evirir. F.R. Leavis maddi bir gereklik tad
veren gstergelere meraklyd (Shakespeare, Keats, Hopkins) ama
gerekle balarm koparm grnen zerk gstergeler konusunda ol
duka sert bir gr vard (Milton). te yandan, eylerin zevk ve
dokusunu anmsatan kelimelerle kendi balarna eylere dnen ke
limeler arasnda ince bir izgi vardr. Fredric Jameson, gstergeyi
gndergesinden ayrp kendi bamsz alanna kavutursa da, modernizmin gstergenin eylemesi olduunu dnr. Bu ekilde hem
kayp hem kazan sz konusudur. Bir anlamda, dnya zaten kaybe
dilmitir ama baz modemist eserlerin bu zgrlk iin, gereklik s
rar karsnda demeye zorland bedel inam telalandracak kadar
abartldr.32 Buna karn, dilin (diyelim ki) mandalina ve ananas ko
kularyla eit tutulan zerk gstergelerini reddeden air, bir manav
olarak daha ok para kazanabilir. Gndergeleriyle gerekten birleen
kelimeler artk kelime olamaz.
Kuramclar, edebi eserlerin szel balamda zgn olduu savn
dan byk lde vazgetiler; ancak edebi eserlerin okurdan zel bir
dikkat bekledii konusundaki grlerini brakmaya pek de istekli

deiller. F. E. Sparshott, edebi sylemin, gndergelerinden ok isel


nitelikleri nedeniyle ilgilendiimiz bir sylem tr olduunu belir
tir.33 Ancak edebi olann zaten ikin nitelikleri olmad iin bu tr
niteliklerle ayrt edilebileceine inanmayan eletirmenler de vardr.
Edebi ile sradan dil arasnda znde genel bir farkllk bulun
madn hakl olarak fark eden Stanley Fish, edebiyata zel olarak,
pr dikkatle yaklalmas ynndeki karara da iaret ederek, edebiyat
dediimiz eyin aslnda etrafna ereve izdiimiz bir dil olduunu
savunur.34 Dilin ikin olarak adlandrdmz niteliklerini retecek
olan bu odaklanma hareketinin, Fishe gre dilden bamsz bir var
l yoktur.
Bu bizi sratle, eer eserde bunu gerektirecek bir ey yoksa neden
ilk etapta bunu yapmak istediimiz sorusuna gtrr. Byle bir karar
hangi gerekelerle alnr? Neden u deil de bu metin erevelenir?
Bu bir eserin ikin nitelikleri nedeniyle olamaz, zira biraz nce dile
getirdiim gibi Fish, bu tr niteliklerin olduuna inanmyordu. Bi
imsel birimler, her zaman uygulanan yorumlayc modelin ilevle
ridir, metnin iinde deillerdir, diye yazar cesurca ve akla aykr
bir tarzda.35 Bu nedenle Fishin bilgi kuram onu, baz metinlerin be
lirli bir kltrel balamda, dierlerinden daha hassas bir okuma ge
rektiren ezellikler gsterdiini ve edebiyat kurumunun bu metinlerin
uygun bir hassasiyet ve duyarllkla ele alnmas gerektiine karar
vermesinin nedenlerinden birinin bu olduunu kabul etmekten alkoyar. Aksi takdirde byle bir kararn dayanaklarnn ne olduunu an
lamak zordur; ve mantki ltlerle alnmayan kararlar, varoluu
olduu sylenen kararlar gibi, kelimenin en hafif anlamyla aslnda
karar saylmaz. Neden vezinli, ll metinlerinin etrafna o kadar
ok ereve izilir rnein, peki kurmaca olanlarn? Bu seim tama
men keyf midir? Edebiyat kurumu Kleist ve Hofinannsthal setii
gibi Nuts dergisini ya da yar sonularn da kolaylkla seebilir
miydi?
Elbette, beyhude bir abayla, Nuts dergisinden ve yar sonula
rndan hileyle bol bol iirsel anlam karabilirsiniz. Sorun daha ok
edebiyat kurumunun neden bizi bunu yapmaya davet etmediidir.

Bunun ak cevab, yani Kleist ve Hofmannsthal bu adan daha de


erli grmesi, Fish iin geerli olmaz, zira eer metnin ikin nitelik
leri yoksa hibirinin kendi iinde dierine tercih edilebilecei de
sylenemez. Ayn sebeple, Fishe gre, onun da hibir ikin nitelii
bulunmad iin Kleistn etrafnda olmad gibi, Nuts dergisinde
bir ereve izmeye deecek (rnein, baz popler kltr biimlerini
resmetmesi dahil) ikin hibir ey yoktur. Ya da onu etrafna ereve
izilmeden nce okumaya ya da okumamaya deer klacak en azn
dan alglanabilir szel nitelikleri de bulunmaz. Yani bu dnce, onu
savunanlar olduu gibi kanon eletirmenlerini de rahatlatmaz. lk
etapta bir metin iinde olmak ne demektir sorusunu cevaplamaktan
kanr; sanki ikin anlamlara inananlarn bir eserde anlamn, kan
yan fnn iinde durduu gibi durduunu farz etmesi lazmm
gibi.
Fishin kuram, etikteki kararcln eletirel edeeridir, ama bu
durumda karan veren bireyler deil kuramlardr. Eserlerle ilgili ger
ekleri sralarken, bir metni edebi olarak deerlendirme karanna bir
dayanak bulamaz nk onun grne gre bu tr belirleyici ger
ekler yoktur. Gerekler yalnzca iyi salamlatnlm yorumlardr.
Neden baz zel koullarla bu denli btnlemi olduklan konusun
daysa bizi bilgilendirmez. Bu, onlann da bir lde dnya gibi olmalanndan kaynaklanamaz, nk Fishe gre dnyann hali de bir
yorumlamann rndr. Yorumlar gerekler dourur, bunun tersi ge
erli deildir. Metnin gerekleri denilen gerekler onu okuyarak mey
dana gelir. O halde, eletirel hipotezinizi desteklemek iin metinsel
kantlara bavurduunuzda, yaptnz tek ey aslnda bir yorumu di
erine dayandrmaktr. Sadece bu da deil, metinsel denilen kant as
lnda sz konusu hipotezin bir rndr, yani konu bir ksr dng
halini alr. Kant kavram bu ekilde ciddi biimde zayflar. Yani kap
lumbaalarn altnda yine kaplumbaalar vardr*
Bu savda, metinlerin onlar hakkndaki yorumlanmza direndii
durumlara dair bir aklama getirmek olduka zor; bu da bizi, yeni
* Fiziki Stephen Hawking tarafndan dile getirilen sonsuz regresyon konusundaki
nl kaplumbaalar tebihi. Orijinali turtles all the way downdr. (.n.)

kantlar nda eletirel hipotezimizi gzden geirmeye ya da terk


etmeye zorluyor. Nasl olur da bir iir ya da roman bizi artabilir
veya nasl olur da okuyuumuzun yoldan kt ya da belirsizletii
sonucuna varrz. Fishin dnyasnda, metinsel nitelikler onlar hakkndaki tasarmza direnecek kadar gerek deil kesinlikle. Bir edebi
metinden kardmz ey, ona gizlice yklediimiz eydir; nk
eserde kefettiimiz her ey aslnda kurumsallam kendi okumam
zn bir rndr. Fish, Wittgensteinin Felsefi Soruturmalar'ndaki
paray bir elinden dierine geirip mali bir ilem yaptn dnen
adamn edeeri gibi grnyor.
Fishe gre metnin nitelikleri (ister edebi ister sradan olsun)
dikkatin belirli biimlerinin rndr. 36 Robert C. Holub, Fishin
en azndan kelimelerin varlm kabul etmesi gerektiini ya da say
falara yorumdan nce bir ey vardr notunu dmesini 37 nerir,
ancak fazlasyla merhametli yaklamaktadr. Fishe gre, bir sayfaya
not dmek cmlesi olumlu anlamda yorumlarla doludur. Noktal
virgller bile yorumlama rn olmalar asndan Yevgeni Onegin*
hakkndaki garip hipotezler kadar toplumsal inalardr. O halde yo
rumladmz ey, Kantm numen alan kadar gizemli ekilde ulala
maz kalmaldr nk bu sorunun cevab ancak yeni bir yorum olabilir.
Bu konunun, yorumlama kelimesinin farkl anlamlarn yasa d
yollarla bir araya getirdii de belirtilmeli. Tm ampirik gzlemler
kuram dolu olduu iin, Fishin hakl biimde savunduu gibi, Malvolioyu** bir tccar bankac olarak grmekle ayn ekilde bir yoruma
dnrler. Bylece bu tr iddialar ne dorulayabilir ne de yalanla
yabilirler. Bir neo-pragmatist iin tuhaf olsa da Fish, Wittgensteinm
yorumlama kelimesini sadece baz pratik balamlarda kullandmz
eklindeki fikrini anlamaz. Genel olarak bu terimi, noktal virgl ba
lamnda sadece miyoplar iin geerli olsa da, bir phe ihtimali, bir
belirsizlik veya alternatif ihtimaller olduunda kullanrz. ki dizim
olduunu yorumlamam. Stanley Fish kelimelerini, onlar grd
m her sefer yorumlamam gerektiini dnmek, birinin gzya
* Aleksandr Pukin. Yevgeni Onegin. ev. Azer Yaran. YKY, 2003. (.n.)
** Shakespearein On kinci Gece adl oyununda bir karakter, (.n.)

seline bakarak ok kederli olduu anlamn karmam ya da sonu


cuna varmam gerektiini farz etmektir. Mozartn klarnet konerto
sunun yorumundan bahsedebiliriz nk onu icra etmenin farkl
yollan vardr; ancak bir pencereden danya baktm zaman genel
likle bir pencereden danya baktm yorumunda bulunmam.
Fish, bir sayfadaki siyah noktalardan anlam ina etmemiz gerekti
ine inanr ki bu, bir zebra gibi gzyuvarlanmzda siyah beyaz lekeler
ina etmemiz gerektiine inanmak kadar yanl bir dncedir.38 Bir
kelimeye baktmzda, kelime olsunlar diye yorumladmz siyah
noktalan deil, kelimeyi grrz. Bu, zaman zaman baz siyah nokta
lara aslnda bir kelime olduundan emin olmayabileceimizi, bir ke
limenin ne anlama geldii konusunda kuku duyabileceimizi ya da
belirli bir balamdaki kullanmna arabileceimizi inkr etmek
demek deildir. (Geri insan bir kelimenin kullanmna, onun ne an
lama geldiini bilmezse aramaz. Ziglig kelimesinin belirli bir ba
lamda kullanlmas beni imdiye kadar hi artmad nk ne anlama
geldii hakknda hibir fikrim yok.) Mesele u, etkisini kaybetmekten
korkarak, yorumlama kelimesini phe ve eitli ihtimallerin olduu
durumlara saklamalyz. Aksi takdirde, tm gzlemlerimi Ben yle
yorumluyorum... eklindeki, dil makinesinde hibir diliyle uyuma
yan bir diliye benzer bir cmleyle balatabilirdim. Eski dostum Silas
Rumpole orada demek yerine, Eski dostum Silas Rumpoleun orada
olduunu yorumluyorum gibi eyler syleyebilirdim. Bunun bir sre
sonra biraz yorucu olmaya balamas da muhtemel.
Fishin phe kavramlanyla yorumun birbirine uygun olduunu
ve yorum kavramlarnn bir arada yrmeyeceini anlamad, oku
may bir yorumlama sreci olarak grmesinden ama bunun phe ih
timali tadn inkr etmesinden de belli. Bir okur, andan ldrm
bir gergedann varlndan emin olabildii gibi genellikle metnin an
lamndan da emin olur. Bir pengueni alglamak iin bir grup siyah
noktay szm ona yorumlamamz gerektii gerei, bunun aksini
hi yapamayacamz anlamna gelmez. Bunun nedeni bir birey ola
rak okurun paras olduu, yorumlayc olarak adlandnlan toplulu
un bir ilevi olmasdr ve topluluk iin anlam her zaman kesindir.
Tabir yerindeyse, okur iin yorumlama iini topluluk yapar, o kadar

ki okur topluluun grmesine karar verdii anda bir anlam grr.


Okurlar, sadece yorumlayc topluluklarnn itaatkr ajanlardr,
CIAnin ABD hkmetinin itaatkr ajanlar olduu gibi. Yorumlayc
topluluun bak asna gre, dnyadaki her ey bir yorumdur, bire
yin bak asna greyse hibir ey yle grnmez. Fish olduka ar
pc bir ironiyle yorum ihtiyacn o ihtiyacn olmad yerde grr,
ihtiya olan yerde ise grmez.39
O halde, Fishe gre okuma byk lde sorunsuz bir itir.
Hemen hemen tm sre otomatiktir, nk yorumlayc topluluk ii
devralr, okura da yan gelip yatmak kalr. En ok kendi parodisini
yapt durumda, bu tr topluluklarn kark bir akmas, gelenek
lerinde ya da bunlar nasl uygulayacaklar konusunda bir mulaklk,
snrlan hakknda bir belirsizlik, ilerinde atma ile eliki ve yo
rumlayc topluluun bir metinden anladyla okurun ondan kar
maya alt anlam arasnda hibir ihtilaf ihtimali yoktur. Fish,
yorumlayc topluluklan inanlmaz oranda homojen artlarda grr.
Okurlar ve,insanlar tek bir davran biimi dizisinin rndr, bu da
onlara ait olduun srece o geleneklere temelde meydan okuyamaz
sn anlamna gelir. Peki, bunu hangi geleneklere gre yaparsn? As
lnda, insan bir zne olarak bu kuramlardan olutuu iin, akl
bandan gjtmeden kkl bir eletiriye giriemez. Bu tr herhangi bir
radikal eletiri, ileride greceimiz gibi, ancak dier bir (daha sonra
sizinkini anlamsz hale getirecek) yorumlayc topluluun bak as
tarafndan veya bir metafizik d mekn tarafndan (boluk) ortaya
konabilir.
Fishin epistemolojik anlnn ilgin baz muhafazakr ve siyasi
gizli anlamlan olabilir. Dier eylerin yan sra, kimsenin ona kar
kamayacan ima eder. Eer eletirilerinizi anlamsa, o zaman siz
ve o ayn yorumcu topluluun yelerisiniz ve aranzda hibir temel
anlamazlk olamaz demektir. Eer sizi anlamamsa, bunun nedeni
muhtemelen onunkiyle kyaslanamayacak bir yorum topluluundan
olmanzdr ve bylece eletirileriniz kolaylkla gz ard edilebilir.
Epistemolojik inaclk genel olarak dnyay insann yorumu ola
rak grr ve kolaylkla phecilie kayabilir. Fishle birlikte, bildi
imizin dnya deil, dnya hakkndaki hikyeler olduuna pekl

inanlabilir. Bu durumda da, eer bu hikyeler dnya hakkndaysa


(ki bunu nasl bilebiliriz ve nasl bu da baka bir hikye olmaz?), bu
hikyeleri bildiimiz halde nasl olup da dnyay bilemiyor olduu
muzu anlamak olduka gtr. Kantlara gre, bizimle dnya arasna
ve kendi iine hantal bykln sokan, fenomenolojik grnm
lerdir; postmodemlere greyse bu sylem ya da yorumdur. Biskvi
szcn telaffuz ederken, yiyecein kendisini deil sadece kelimeyi
ya da gsterdii kavram bildiimiz dncesi szcn ne olduu
konusundaki yanl kavramadan kaynaklanr ve bu kurtulunmas ge
reken bir somutlatrmadr. Szcklerin ya da nesnelerin bizimle ger
eklik arasna girdiini farz eder ki, bu vcudumun dnyayla iletiim
kurmam engellediini varsaymak gibi bir ey.
Bu hata, zellikle 1970ler ve 80lerde Saussuercler, Althusserciler, sylem kuramclar, baz radikal feministler ve dierleri ara
snda yaylmt, bugn de postmodern dncenin iinde bulunabilir.
Alternatif bir bak as iin bir kez daha postmodemler arasnda pek
de popler olmayan Thomas Aquinasa bavurabiliriz; Aquinas De
unitate intellectus contra Averroistas 'm* beinci kitabnda, kavram
larn kavram olduklar eyle nasl ilikili bulunduklar konusunda bir
sorun olmadna, nk bir kavramn bizim bir eyden ne anlad
mz deil, anladmz eyin kendisi olduuna iaret eder. Bu elbette
yanl bir anlay olabilir ancak bunun nedeni kavramn nesneyi en
gellemesi ya da onun sadece bir trevi olmas deildir. Bu yanl kav
rayn ardnda, kavramlarn tehlikeli bir ekilde insann kafasndaki
resimlere benzetilmesi yatar. Bu tuzaktan, kavramn pasif olarak onu
yanstmak yerine bilfiil nesneyi ina ettiini savunarak synlamazsmz. Epistemolojik inann ardnda, bir eyi yapma ekli yerine, ksmi
bir ey olarak kavram eklindeki somutlatrlm fikir gizlidir; o
kadar ki, rnein Louis Althusserin yandalan bunu (ki bunlarn ara
snda bendeniz de bir dnem mulak bir ekilde yer alyordum) cid
diyetle dnyadaki gerek eyi, kiinin onu kavramsal olarak ina
etmesiyle karlatrmak iin kullandlar, ki kincisi o nesneye ilikin
* Aquinasm Averroistlere Kar Akln Birlii zerine eklinde evrilebilecek
eseri. (.n.)

bilebileceimiz tek eydir. Bu, kltr kuramnn kurtulmas gereken,


kavram szcnn grameri hakkndaki bir hatay da ierir.
1970lerin sonlarndaki kltrel iklimde olduka yaygn olan ger
ekilik kartlnn, bu ksmen kabaday tarz fazlasyla manta aykndr. Fish gerekten de serbest nazmn, kahramanlk beyitlerinin
ya da Miranda karakterinin bir metne ikin olan nitelikler olmadn
ama metne okur tarafndan atfedilen nitelikler olduunu mu sylemek
istiyor? nsan, Nietzschevari bir ekilde ikin nitelikler diye bir ey
olmadn iddia ederek bu gr savunabilir, kafatasndaki irkin
bir oyuun Apollo kadar szel bir ina olduunu da. Ama o zaman
bu, Fishin edebi eserler hakkndaki savn nemsiz ve aikr klar.
Eer bu tm gereklik iin doruysa, her eyi tamamen iptal eder ve
her ey ilk olduu hale dner. Bunun anlam vardr ama gc yoktur.
Edebi eserlerin ikin zelliklerden yoksun olduu iddias, eer insan
onlann ilk etapta var olduuna inanrsa bilgilendiricidir. Fish de bunu
kabul etmeli ve var olduklarna inanmadn aklamaldr ya da
neden mmldanmamn ikin nitelikleri olup da Georg Bchnerin oyu
nunun olmadn aklamaldr. (kincisinin sylemin bir paras ol
mas gerei bunun cevab deildir, zira Fishin grne gre byle
olmas da bir mnldanmadr.) Aslnda Fish, grnn her eyi ge
ersiz klmasndan zevk alr, hatta bundan memnundur. Kuramlarnn
dnyada pratik bir deiiklik yapmasn arzulamayan o eski tip prag
matistlerdendir. Onlar bizim zaten yaptmz sadece yeniden tanm
larlar. Ama dnyay deitirmek deil, yorumlamaktr.
Biimci Roman Jakobsona gre, iirsel olan iletiye doru yol
alan temsil eder, yani bir tr kendi iinde deerli ve nemli olan bir
dil parasna doru kendimizi ynlendirmemiz meselesidir. Bunun
iir ile kurmacay ya da mesela tarih ve felsefeyi nasl birbirinden
ayrdn anlamak zor. Bu tr eserlerin dili, bizi ilkini kendi iinde
bir deer olarak tamamen gz ard ederek gstergeden gndergeye
aran ve her zaman etkili olan bir vaka deildir. Tacitusu, Humeu,
Leckyyi ya da E.R Thompson dnn. Yine de Fish, estetik a
dan edebi olarak nitelenen metinlere szel stratejilerinin tadm kanp
karmak dzenlerinin keyfine dalarak itina gstermemiz gerektii
konusunda srarc olmaz. Bunun yerine dikkat etmemiz gerekenin

eserin ahlki ierii olduunu, metnin dili konusundaki hassasiyetin


bizi esere son derece kesin bir ekilde odaklanmaya ikna edeceini
dnr. Sir Arthur Quiller-Coucha uygun bir biim-ierik ikile
minde, eserin dili, ieriinin kefedilmesi iin sadece bir aratr. Bu
da baz ar ahlki konularn iinde olduumuz gereinin sadece bir
ipucudur.
Bu, Louis Hjelmslevin ifadesini kullanrsak, ieriin biimini
olduu kadar biimin ieriini de gz ard eder.40 Tm edebiyat d
nrleri gibi o da, bir eserin ahlki bak asnn, eer ona bu kadar
yapm bir eyse, ieriinde olduu kadar biiminde de sakl ola
bileceini, bir edebi metnin dili ve yapsnn ahlki denilen ieriin
tayclar ya da nclleri olabileceini gremez. Kahramanlk be
yitlerinin dzen, simetri ve dengesinden faydalanan neo-klasik bir
iir; grnr klamayaca gerekleri sahne dnda gstermeye zor
lanan natralist bir oyun; zamann bir karakterinkinden dierinin
bak asna geerek ya da ba dndrc bir ekilde ondan ona at
layarak geiren bir roman: Btn bu sanatsal biim rnekleri aslmda
ahlki ve ideolojik anlamlarn tayclardr. iirsel bir samalk,
ufak bir kelime oyunu ya da bilisel olmayan szel bir jeu* kendisi
iin yaratc bir g anndan yararlanarak rtl bir ahlki ama ta
yabilir, bilind balantlar ve bunun gibi eyleri aa kararak
dnya algmz yenileyebilir. Edebiyat felsefesinin yce gnll etik
ierik araynn, biimin ahlkiliini ne kadar sk grmezden geldii
ok artcdr.
Peter Lamarque da biimi ierikten, szel nitelie ilikin konulan
kavramsal bilisel konulardan ayrr. Neden gerek ve yalan bir eyin
iyi ya da kt yazlm olmasyla ilikili olsun ki? 41 diye sorar okurlanna bir cevap beklemeyerek. Bir eserin ahlki igrleri ile ben
zetme, ironi, doku, tonal kaymalar, ykseltilmi bir sylem,
azmsama, abartma gibi slupsal nitelikler arasndaki ba kavramak
iin o rahatlatc, iyi ya da kt yazlm cmleciini amlamak
gerekir. Edebiyat sanatnda, ideolojik savalar benzetme ve dzdeimece (metonomi) arasndaki ya da uyakla serbest l arasndaki
* Fr. Oyun, (.n.)

ak ztlkla da vurulur, 42 der Victor Erlich. Ayn ey bir eserin ya


psal alar iin de geerli olabilir.
Lamarque, Henry Jamesin son dnemlerinde yazd rmcek
a gibi nesre sadece hayran olunabilir nk edebiyatm insan ili
kilerinin karmakllm, mulakln ve krlganln sergileme
amacna hizmet eder 43 der. Bu ilgin ekilde banaz bir edebiyat g
rdr. Buna gre, biimsel aralar kendilerinden te baz ahlki
amalara hizmet etmek iin oradadr, ABDde ocuk kanallarnn,
ocuk oyunlarnn sadece bir ahlki iletiyi pei sra tayorsa kabul
edilebilir olduunu zannetmesi gibi. Ancak Ambassadors ya da The
Golden Bowl romanlanndaki tm mikroskobik ayrntlarn anlamnn
izini srme gibi tketici ve canlandrc bir sre bile, kendi iinde
bir ahlki deneyimdir, bir Proust cmlesinin sabit anlamsal ilerleyiini
kaybetmeden an uzunluunun, kendini saysz alt cmlecikle ve is
tedii kadar szdizimsel kvrmla ilerletebilme kapasitesinin, ahlki
deeri olan konularla sk bir ilikisi olan bir slup icraat olmas gibi.
Buna karn, insan ilikilerinin karmakln, mulakln ve
krlganln sergilemenin eer bundan kast o alanla snrlanm bir
ama ise, sadece edebi bir amac yoktur. Bir nesir biimi ayn za
manda bir edebi amaca ait deil midir? Edebiyattan geleneksel olarak
anlalan bira^ da biimsel ve ahlki olann aka birbirinden ayrl
mas g trler olduudur, ama bu pek ok edebi etkinin bu trlerin
birbirine drlmesinden domadn ileri srmek anlamna gel
mez.44 Bu ikisi varolusal deilse de analitik olarak birbirinden ayrdr.
Burada, ikisinin organik birliini nermek gibi bir eye ihtiya yoktur.
Ama bir eserin ahlki ieriinin almlanmas (ki kendi iinde yanl
tc bir cmledir), ton, szdizimi, mecaz, anlatm, bak as, tasarm
gibi zelliklerden oluan ieriin de almlanmasdr. Bir edebi eserin
iinde gizlice ifrelenen ynlendirmelerden biri syleneni sylendii
ekille anlayn,dr. Bir yanda edebiyatlk (belletrism), bir yanda ah
lklk, metod ve ahlki zn birbirine bamlln gz ard etmenin
bir sonucudur.
Lamarque ve meslekta Stein Haug Olsen, Fishin metnin ikin
zellikler tamad eklindeki idealist retisini paylamazlar. Onun
gibi, dierleri de edebiyat belirli bir zen gerektiren, bu zeni dl

lendiren ve tam da bu niyetle yazlan bir metin tr olarak grrler


ancak onlara gre bu, metnin sergiledii zelliklerden kaynaklanr.
Daha dorusu, bir toplumsal kurum olarak edebiyatm estetik adan
da uygun olduu iin setii, eserde gerekten mevcut olan zellik
lerden kaynaklanr. Bu tr zellikler, tasarm, biimsel karmaklk,
birletirici konular, ahlki derinlik, hayal gcne dayal yaratclk
gibi zelliklerdir. Edebiyat kurumu bir yaz metnini edebi olarak s
nflandrmsa, biz de bandan beri hangi yntemlerin kullanlaca
n, bir metne ne gibi sorular sorulacam, hangi ilemlerin geerli
saylabileceini, neye dikkat edilmesi ve neyin gz ard edilmesi ge
rektiini biliriz. Charles Altierinin pek de k olmayan bir ekilde
belirttii gibi bir edebi metnin ne olduunu, bir metnin edebi bir
metin olduu bize sylendiinde tipik olarak ne yapacamz ren
diimiz zaman biliriz. 45 Bu ilgin ekilde dngsel cmle, kendi
szdiziminde bir tr kanonik kendini onaylamay da yanstyor.
Fish, Lamarque ve Olsenda olduu gibi bu anlaml bir ekilde
pragmatik bir yaklam. Edebiyat, bir metin karsnda ne yaptmz,
kolaylatrc baz stratejiler, kendimizi o metne gre ayarlama ya da
ynlendirmemizdir. Yorumbilimin gerei, onu sorgulaymza ger
ekliin verdii mantkl bir yant olarak grmesindense, bilakis bu
kurama gre bir edebi eser, sevgi dolu bir evcil hayvan gibi, belirli
bir ekilde ele alnmaya kar olumlu yant veren eserdir. Ancak ne
yapmamz gerektii konusunda srekli olarak ortaya atlan dnce
leri kabul etmekte daha isteksiz olabiliriz ki bu, kuramclarn ve mu
hafazakr bir edebi kurumdan olduklar iin bunu savunanlarn da
dnceleridir. rnein Altieri, metinleri gncelletirmek iin yap
mamz gerekenin yle grnmediklerinde onlara btnlk dayatmak
olduunu varsayar, bu dnceyi sorgulamaya sonra tekrar devam
edeceiz. Lamarque ve Olsen da tam olarak bunun aynsn varsayar.
Baka sorunlar da vardr. Bunlardan biri, bir eserin byle nitelen
dirilmesi iin yazar ya da edebiyat kurumu tarafndan, edebiyat olarak
okunmak zere yazlp yazlmamas gerektiinin pheli oluudur.
rnein, Ahmak Kaz, Ahmak Kaz olarak bilinen ehvet, cinayet,
zina ve cinsel intikam dolu u ateli masal ele alalm:

Ahmak kaz, ahmak kaz


Nerelerde gezeyim?
Aada, yukarda
Karmn odasnda.
Orada yal bir adam grdm
Dua etmeyen
Sol bacandan tuttuum gibi
Frlattm merdivenden
Burada neyin olup bittiini anlamak ok da zor deil. Sadk evcil
hayvan kaz, eve beklenmedik bir zamanda dnen anlatcy, karsnn
sevgilisinin evin bir yerinde gizlendii konusunda uyarr. Ama ne
rede? diye sorar adam hayvana, eer sevgili dinliyorsa baka bir yere
gizlenmesin diye bir tr ifreyle elbette (Nerelerde gezeyim?). Yu
kar m aa m? Karsnn yatak odasnda m? Belki de kaz ikinci
tahmini gagam hafife yukar titreterek onaylar. Karsnn odasn
daki zina sahnesini anlatan anlatc belki de karsnn sevgilisi tam
bir moruk olduu ortaya kt iin (yal adam) adam dizlerinin
zerine ktrp Son duan et aalk herif! diye sylenir. Ama
sevgili gururla bunu reddeder, anlatc da onu onur kinci organndan
tutup (burad! bacak metaforik bir kullanm olarak alglanabilir)
merdivenlerden aaya frlatarak ldrr. ronik bir artmacayla,
bir kazn bir eten daha sadk olduu ortaya kar.
Eer bu tr bir okuma doru kabul edilecekse, ki ben yava yava
edileceinden eminim, ksa ve klie bir dize olduka karmak an
laml bir dizeye, ksacas bugn anlald haliyle edebiyata dn
trlebilir.46 Bu srete deeri de arttmlabilir nk bu eser okurun
zihninde nemli bir ahlki yank yaratabileceini gstermitir. Edebi
etkisinin bir blm de, bir kere bu ekilde yeniden biimlendirildik
ten sonra, basmakalp ve gsterili ritimler ve satrlar arasnda beliren
irkin gerekler arasndaki rpertici tezattandr. iir bir tr trompe
l oeiVdir:* Dilinin zayfl ve az kullanm, birka santimden daha
fazla ilerleyemeyen satrlar, tekdzelii, sanatsz akl, mecazi et* Fr. Gz yanlmas, (.n.)

kiinin safl, konuan sesin ayrntl doalamasn kstlayan d


zenli ritim; bunlarn hibiri anlamnn modernist bulanklyla,
uyumlu bir anlatm olamayyla, belirli bir sonu olmayyla, tamam
lanm bir btn grntsnn ardna gizlenmi paralardan ya da
zl simgelerden oluan bir grup olduu hissiyle uyumaz.
Buna ramen, Aptal Kaz, Wordsworthn Lirik Baladlara yap
t basit katklardan ya da William Blakein Kk kuzu, kim yapt
seni? dizesinden daha sradan saylmaz. Blakein dizesini edebiyat
kurumunun gznde byk bir yapt olan Masumiyet ve Tecrbe ar
klarnn* daha geni balamyla kazand deer ve nem nedeniyle
edebi olarak ele alyoruz daha ok; ancak kendi iinde deerlendiril
diinde ve ironik olarak okunmadnda (ki Blake sz konusu oldu
unda bu bir hata olabilir) dize utan verici ekilde ktdr.
Geleneksel olarak deersiz bir sanat eserinin deerli bir eser ola
bilmesi iin, bu tr bir yeniden yorumlama gereklidir. Bunun nedeni,
bir kii deersiz bir Kutsal Kalp heykelinin nnde mistik bir kendin
den geme hali yaam olsa bile, bunun nedeninin bu heykel oldu
unun sylenemeyecek olmasdr. Bu tr eylerin yaplan gerei derin
almlamalar douramamas biraz da deersizden, khneden, hassastan, gsteriliden ne kastettiimize bal. Almlamalar (kelime
nin fenomenolojik anlamyla) maksatldr, nesnelerinin yapsna
baldr. Ama her zaman bu tr nesneleri daha ilgin ve bylece daha
deerli hale getirmeye alabilirsiniz. Walter Benjaminin en mte
vaz, geleceinden en umutsuz olan metinlerden en verimli anlamlan
karma konusunda mthi bir yetenei vard, onun durumunda bu,
eletirel olduu kadar siyasi bir almayd. Yine de, dier pek ok
eletirmenle birlikte Lamarque ve Olsenn de yapt gibi karmak
ln aslmda estetik olarak arzu edilen bir zellik olduu varsaylma
mak Bir eser karmak ama ayn zamanda duygusal olarak iflas etmi
olabilir, tpk ahenkli ve tekdze olduu gibi. Peki ya trajik bir baladn
saf ve etkili basitlii?
Neyin bir estetik etki yaratt konusu, Lamarque ve Olsenn d
ndnden biraz daha endie vericidir. Biimcilerin de farknda ol* William Blake. Masumiyet ve Tecrbe arklar. ev. Selahattin zpalabyklar,
Bankas Kltr Yaynlan, 2008. (.n.)

duu gibi bir balamda bir ilev gren, dierinde ayn ilevi grme
yebilir. Estetik, bu kuramclarn hayal edebildiinden ok daha fazla
kltrel ve tarihi adan deikenlik gsterebilen bir konudur. Lamarque ve Olsen edebiyat kurumunu edebiyatn anlam, deeri ve doas
gibi konularda nihai temyiz mahkemesi olarak grr; ancak byle tekil
bir kurum yoktur ve bu tr karmak toplumsal pratiklerde yer yer
anormallik ve elikiler bulunmas beklenebilir, ama bu sz konusu
kuramclar iin byle deildir. Fish gibi, onlar da muhafazakr yakla
mlaryla her eyin her zaman iin dzgn bir ekilde ilerlediini,
edebi kabul yneten geleneklerin her zaman ilediini ve iyi tanm
landn, edebi ve edebi olmayann adeta su geirmez olduunu ve
becerikli bir uzmann nasl ilerleyeceini bildiini farz ederler.
Bu vakann altnda tatsz bir kendini beenme yatar. Olsen bir
edebi metin konusunda bir profesrn gryle anssz bir kz
rencinin deerlendirmesini olduka kibirli bir ekilde karlatm.
Olsen, profesrn yaklamnn stnlnn, sadece eletirel prati
in ne ierdiini bilenler tarafndan, yani edebi olarak etiketlenen me
tinlerin sadece ne olduunu deil, ayn zamanda onlarn deerini de
bilen kiiler tarafndan anlalabildiini yazar.47 Yani profesrn iler
leme ekli profesr tarafndan onayland iin dorudur. Bu savn
dngsellii ^ulbn ne kadar kendi iine kapal olduunu yanstyor.
Buna gre, sadece uzmanlarn grne uyan deerlendirmeler geerlidir. Bunlar, Yitik {//edeki fkeyle barp aran, John Clarei
kak diye kovan ve Ulyssesden mideleri bulanan profesrler olabi
lirler mi? Eer Olsen, muhtemelen yazarlarnn eitimsizlii nede
niyle, niversite rencilerinin yazd ve akademisyenlerinkini
glgede brakacak denemeleri okumamsa, mesleki hayat ksr ge
mi demektir. Geleneksel kafadaki edebiyat akademisyenlerinin bir
takm erdemleri vardr ama hayal gc yetenei ve eletirel cesaret
ounlukla bunlardan biri deildir. Aslnda, bu niteliklere engel olan
geleneksel akademinin dnme tarznda bir eyler de vardr. Bu,
akademisyenlerin bazen neden rencilerinin ellerinde eitilmeleri
gerektiinin de sebeplerinden biridir.
Dier baz sanat felsefecileri gibi, Lamarque ve Olsen da genel
olarak estetiin estetik olarak baar anlamna geldiini farz ederler,

bu deer bime olumlu bir deer bimedir ve edebiyatn her


zaman ve her yerde bir vg ifadesi olduu anlamna gelir. Deer
bime, bir deer beklentisiyle balar, 48 der Olsen. Ancak ya o bek
lenti altst olmusa ya da ksmen boa kmsa? O zaman diyelim
Kanatl Ylan* ya da Sheridan Knowlesun oyunu artk edebiyat sa
ylmayacak m?49 O zaman nasl tanmlanacaklar? Tahmin edilecei
gibi Lamarque ve Olsena gre kesinlikle bir oksimoron olan kt
edebiyat ifadesiyle tanmlanamazlar herhalde. Bunlar onlarn da t
myle gz ard etmedikleri ancak ped de arlk vermedikleri konular.
Saygn eserler hakkndaki olumsuz deerlendirmeler adeta yasak ya
da bir para zevksiz grlrlerdi. Bu sanat eserlerindeki hibir ey
gcn kaybetmez ya da ters tepmezdi. Genellikle edebi olarak nite
lendirilen, belki de rakipsiz olarak yle nitelendirilen kt bir dz
yaz, bayltc kafiyeler, bayat hisler, an duygusallk veya olaslk
d anlat deiimlerini ieren eserler hakknda pek bir ey duymayz.
Ama tm bunlar ve daha fazlas edebiyat kanonu denilen eyin iinde
mevcuttur, ksmen byle nk E.D.Hirschin anm yoluyla ede
biyat dedii, yani diyelim ki Wordsworthiin Preld kanona girerse,
nc snf soneleri de onun paasna yapp ieri girmeye alr
lar.50 Lamarque ve Olsen olaanstden berbata dnen bir yaz met
nini nasl ifade ederlerdi? yi noktalara edebiyat, ktlere edebiyat
deil mi derlerdi?
Edebiyat, an dikkat gerektiren edebi eserler olarak tanmlana
maz nk ayn ey bir insann idam kararm okumas iin de syle
nebilir. Bir yandan akam yemeini attrrken bir yandan bu belgeye
bkkn ve kaytsz bir bak atmak pek de olas deildir. phesiz
bunun, Elizabeth Bishopun bir eserini okur gibi, Tann nnde
sulunun idam mangasyla yapt kafiye** zerinde dnerek
okumasnn da pek muhtemel olmad dorudur. Ama tm edebi
eserler bu tr bir dikkat de gerektirmez. Bertolt Brecht izleyicilerinin
oyunlarm az da olsa dikkat danklyla ya da yapmack bir kayt
szlkla izlemelerini tercih eder, bu nedenle oyun srasnda sigara i* D. H. Lawrence. Kanatl Ylan. ev. Sahire Saman-Gnseli Arda. Trkiye Yaynevi,
1959. (.n.)
** Orijinal metinde guilty before God ve firing squad ifadeleri kullanlmtr, (.n.)

meleri konusunda onlar cesaretlendirirdi. Bu ekilde, sahnedeki olay


larla hipnotik bir empati iine girmeye direnecekler ve bylece olay
lara kar eletirel yaklamlarnn nne geilecektir. Bir resme ok
yakndan bakmak gibi, bir eser de ok yakndan okunamaz m?
Ren Wellek ve Austin Warren, olduka etkili olan Edebiyat Teo
risi* adl kitaplarnda, edebi metinlerin estetik ilevin baskn ol
duu metinler olduunu savunur. Ama estetik zellikler, edebi diye
isimlendirdiimiz eserlerle snrl deildir. Yarm kafiye, szck s
rasnn deimesi ve ad aktarm bir reklamda bir doalc kurmacada
olduundan daha fazla olabilir. Buna ramen, William Rayin de sy
ledii gibi eer mulaklk ve kendine odaklanma normlarn ihlal
edilmesinden kaynaklanyorsa, herhangi bir metin sadece ihlal ettii
konvansiyonlara gre onu okuyarak kural yaratc hale getirilebilir. 51
Lamarque ve Olsen phesiz dizi reklamlarnda da Heinrich Heinedeki kadar ad aktarmas olabileceini kabul eder. Onlarn gznde
edebi, bu niteliklere belirli bir tavr taknlmasmdan; rnein merkezi
olarak ele alnmas, tadnn karlmas, bu nitelikleri sadece yine o
nitelikler hatrna barndran eserlerden meru olarak ne bekleyebi
leceimizin bilinmesinden oluur. Ancak onlar edebi ve edebi olma
yan arasnda keskin bir ayrm bulunduunu savunmay da srdrrler.
te yandan plan, biimsel karmaklk, birletirici konular, ahlki
derinlik ve hayal gcne bal yaratclk neyse ki edebiyatn teke
linde deil. Bu nitelikler insan psikolojisine ilikin bir tezde ya da
modem Burma tarihinde de bulunabilir. Sadece netbol veya beyin t
mrlerine ilikin yazlar hayal gc kullanlmadan yazlabilirmi gibi,
iir ve romanlar yaratc yazn olarak ayrmak, son zamanlara ait bir
tarihsel gelime. Fark, edebiyata kendi iinde bir ama olarak yakla
p dier yaz trlerinden yararlanmak da olamaz. Siyasi kuramn
phesiz, dnyadaki faaliyetimizi ynlendirmesi gerekir ama edebi
yat da bir adan bunu yapar. Anselmi, Husserli ya da Burckhardt
ikin nitelikleri iin deil de arasal olarak okumak ne anlama gelir?
Onlardan yararl fikirler ve bak alan edinmek belki. Ama bu, on
larn dzyazlanmn niteliinden ya da dncelerinin tasarmndan
* Ren Wellek-Austin Warren. Edebiyat Teorisi. ev. . Faruk Huyugzel. Dergh
Yaynlan, 2011. (.n.)

kolaylkla ayrlabilecek bir ey deildir. Herhalde bunun aynsn ede


biyat dediimiz ey iin de yaparz.
Bunun yan sra, bir yazy estetik adan ele alabilirsiniz, ilgi
sizce ya da arasal olmadan, iinde tek bir sembol, grnt, bir ta
sarm marifeti ya da biimsel bir anlat paras olmadan. Dili skc
bir ekilde faydac olabilir, ama bu onu faydac bir ekilde ele alaca
nz anlamna gelmez. Metinlerin szel olarak nasl olutuunun ya
da kurumsal olarak nasl smflandnldklanmn, Lamarque ve Olsenn
dncelerinin aksine, onlar nasl ele alacamz konusunda nihai
bir rehber olmas gerekmez. Aksine, bir metin estetik aralarla dolu
olabilir ama yine de okuru tamamen pratik bir almlamaya ynlendi
rebilir. Hayal krklna uram bir air tarafndan yazlm bir araba
tamiri elkitab buna bir rnek tekil edebilir. Montanada yol kontro
lne ilikin muhteem bir nesirle yazlm raporlar ya da gerekst
kelime oyunlaryla dolu yol iaretlerine rastlanabilir. Gzel olan ve
yararl olan her zaman ayr gezegenlerde deildir. Reklamlar bazen
iirin aralarn aka iirsel olmayan kr amac iin smrebilir.
Buna karlk, Calderonun trajedilerinin ya da Kavafsin iirlerinin
ahlki bir farkllk yaratacak ekilde insan deneyimine eklenerek ken
dine bir kullanm alan bulmasndan bahsetmek de mmkndr. Bir
metne ama olarak odaklanmakla, onda bir ilev bulmak arasnda
keskin bir ayrm yoktur.
Lamarque tarafndan tanmlanan edebi yntemler, son dnem
rn saylr. Bir metni bu ekilde edebi olarak ele almak, diyelim
ki Ortaa rlandasndaki ozanlar grubunun byk ounluu tara
fndan paylalmaz. Weimar Cumhuriyetinin siyasi tiyatrolarnda da
o kadar rabet grm deillerdir. Olsen, edebi sylem ve bilgilen
dirici sylemin birbirini dlayan iki kategori olduunu gzlemler.
Bu Virgilin Georgiesi,* Castiglioneun The Courtieri,** bir Tudor
diyet elkitab, Richard Burtonin The Anatomy o f Melancholy'si***
* Virgil. Georgies. ev. Peter Fallon. Oxford University Press, 2009. (.n.)
** Balsedar Castiglione. The Courtier. ev. Charles S. Singleton. W.W. Norton &
Company, 2002. (.n.)
*** Richard Burton. The Anatomy o f Melancholy (Melankolinin Anatomisi).NYRB
Classics, 2001. (.n.)

ya da Goethenin Italian Journey 'i* iin de geerli midir? Eletirmen


William Hazlitt, John Lockeu ve Isaac Newtoni ngiliz edebiyat
nn en nemli iki ismi olarak nitelendiren bir meslektandan bah
seder.52 Bugnlerde, brakn en nemli rneklerinden olmay, onlar
edebiyat sayan bile nadirdir. Edebi, her zaman gerek ve kurgu, sanat
ve tarih yazcl, hayal gc ve bilgi, fantezi ve pratik ilev, d ve
reticilik arasnda byle gl bir ayrm ortaya koymaz. On seki
zinci yzyl ngilteresinde Shaftesburynin felsefi dnceleri ede
biyat saylrd ancak Moll Flanders'n** bu kategoriye girip
girmedii pheli.
Lamarque ve Olsena gre, deerli edebi eserler (ki onlarn g
znde bu kesinlikle bir totoloji), resmi edebiyat kurumunun normatif
okuma stratejilerine karlk verdii kantlanan eserlerdir. Bu ekilde
bir eserin yorumunu bandan beri o eserin olumlu bir deerlendir
mesi olarak grme eilimi vardr. Adeta edebiyat kurumu onu denet
leyecek eletirmene sunarak sizi bir eserin okunmaya deer olduu
konusunda bilgilendirir ve eletirmen de itaatkr bir ekilde edebiyat
kurumunun zaten onlar uygulayarak hkmn verdii eletirel ku
rallar tekrarlayp bu grn doru olduunu ortaya karacak de
liller bulmaya giriir. Bu ilemin amac ok da ak deildir. Her
durumda, bir ya da iki soru iareti dourur. Okumaya deer eserler,
belirli eletirel stratejileri karlayan eserlerdir; ama btn eserler bir
ekilde bir tr eletirel stratejiye olumlu ekilde karlk verir, bu da
Lamarque ve Olsenin neden baz eserleri setikleri sorusunu cevap
sz brakr. Bunun sebebi, bu tekniklerin zaten yazlar hakknda en
tatmin edici olarak deerlendirilen eyleri aa karmas olmal. Bu
konulardaki dncelerimizi deitirecek bir eyi ortaya karabile
ceklerine ya da sz konusu teki tekniklerin ayn veya daha fazla ge
erlilii olduuna ilikin bir iddia da yok.
Richard Ohmann da benzer bir gr dile getirerek edebi eser
lerin rtk anlamlarn kefetmeye ya da onlar zerine dnmeye ve
onlar nemli addetmeye bu kadar hazr oluumuz, neden yle olduk* Goethe. Italian Journey (talya Seyahati).ev. Auden-Mayer, Penguin Classics,
1992. (.n.)
**Daniel Defoe. Moll Flanders. Empire Books, 2012. (.n.)

lann bize gsteren eylerden ziyade bu eserlerin edebi eserler oldu


unu bilmemizin bir sonucudur, der.53 Ksacas edebiyat, dikkatin
niteliidir. Bir kitab elimize aldmzda kendimizi nyargl ve adeta
akortlanm buluumuzdur. Baz eserlere zel bir dikkatle bakarz
nk bunu hak edeceklerine dair bakalarnn szne gveniriz. Bu
hkimlerin korkun bir ekilde yamlabileceklerine dair bir iddia yok,
ya da John Masefielde ve bir dizi ayn derecede berbat niteliksiz ede
biyatya air niam veren yarglarn yamlabileceklerine ilikin ya
da geleneksel olarak deersiz diye gz ard edilen eserlerin bu tr bir
dikkati Swinbumeden daha fazla hak ettiklerine ilikin bir iddia da
yok. Peki ya, bu tr eserlerin deerini edebiyat kurumuna ramen sa
vunan F.R. Leavis ve gen T.S. Eliot gibi cesur eletirel ncler?
Berys Gaut, bir eserin sanat saylmas iin gerekli koullar ara
snda belirli bir mevcut edebi biime ait olmay da sayar.54 Peki ya
o dzenei yok eden ya da dntrmeye, edebiyatm hkm sren
tanmlarm paralamaya ve oyunun kurallarnda bir devrim yapmaya
kalkan bir eser? Edebiyat kurumu, gerekten de kendinden bu kadar
emin olarak, mesela Finnegans Wakei* nasl okuyacamz konu
sunda bizi bilgilendirir mi, eer bilgilendirmezse eser, o onurlu ede
biyat balndan mahrum braklma tehlikesi altnda mdr? Richard
Gale bize, kurmaca bir anlatda ortaya kan kelime ve cmlelerin
yeni bir anlam kazanmadn, sradan szdizimsel kurallarmzn bu
tr cmlelere uygulanmaya devam ettiini anlatr.55 Bu noktaya
kadar, onlar nasl ele alacamz prensipte her zaman biliriz. Ancak
kelimeleri ve cmle yapm allm ekillerinden karp eip bken
pek ok deneysel eser vardr. Neden edebiyat felsefecileri, Paul Celann ya da Jeremy Prynnein iirleri yerine her zaman Jane Austen
ve Conan Doyleu rnek olarak alrlar? Charles Altieri, kanon kural
larna karlk vermeyen bir eserden edebiyat balnn kaldrlmas
gerektii konusunda son derece srarcdr.56 Benzer ekilde, Sovyet
psikiyatrlar da tedavilerine direnenlerin isimlerini salkllar listesin
den karmlard. yi edebiyat eserleri dier iyi edebiyat eserlerine
benzeyenlerdir, onlarla altmz eyi yapmamza olanak veren eser
* James Joyce. Finnegans Wake. Penguin Classics, 1999. (.n.)

lerdir. Edebiyat kanonu, kendini baka bir mahkemeye teslim etmez.


Kendini onaylar.
Ancak neden bu tr kanonik kurallara kar klmyor? rnein
kanonun pek ok savunucusu arasnda zgn bir sanat eserinin her
zaman ve her yerde karmaklktan birlik karmas gerektii eklinde
bir varsaym var, ki bu Aristotelesin zamanndan, modernist ve avangartlann sz konusu btnlk konusundaki fetiist takntyla hangi
siyasi amalara hizmet edildiini aratrma cesaretini gsterdii yir
minci yzyln bana kadar devam eden ve artc bir inatla sren
bir nyarg. Neden sanat eserleri her zaman derli topludur? Nitelik
lerinden her biri neden tam olarak yerine oturtulmal ve organik ola
rak birbiriyle ilikilendirilmelidir? Neden hibir ey serbeste
ilerleyemiyor? Danklkta, yer deiiminde, elikide, ayrmada,
ak ululukta hibir erdem yok mu?57 Btnlk konusundaki bu
bask hibir ekilde eletiriyi darda brakmyor. Tam aksine, kano
nun bekilerinin masum bir ekilde habersiz gibi grndkleri ideo
lojik ve psikanalitik imlar var. Oysa bu, edebiyat felsefecilerinin
eserlerinde varsaymsal olarak az ok ortaya kmay srdrr. Ve
son derece sorgulanabilir bir dogmaya bu denli kendiliinden riayet,
estetikiler bize edebiyatn doasnn anahtarm ellerinde tuttuklarm
sylerken, phecilik iin de yeterli bir zemin oluturur.

Blm III:

Edebiyat Nedir? (2)


1
imdi edebi eserlerin ahlki boyutlarna dnebiliriz. Ahlki keli
mesini, kan kaybeden post-Kant bir grev, hukuk, ykmllk ve
sorumluluk anlayyla, ahlk bilimiyle ilgili deil, insani anlamlar,
deerler ve nitelikler alann belirtmek iin kullanyorum.1 Ahlk
kelimesinin anlamnn yasa ve normlar meselesinden, deerler ve ni
telikler meselesine doru deiimine katkda bulunanlar, Amold ve
Ruskinden Pater ve Wildea, en ok da Henry Jamese uzanan ngil
terenin on dokuzun yzyldaki edebi isimleridir. Bu Bakhtin, Trilling,
Leavis, Empson ve Raymond Williams gibi an nde gelen eletir
menleri tarafndan yirminci yzylda sonulandrlan bir projeydi.
Aslnda, edebi olan, din sonras dnya iin ahlkn asl paradig
mas haline geldi. Edebiyat insan davranlarndaki nanslar zerine
ince hassasiyet, deer konusundaki gayretli ayrmlar, nasl zengin bir
ekilde ve kendi zerine dnerek yaanabilecei zerine tasavvur
lar noktasnda, ahlki pratiin mkemmel bir rneidir. Edebiyat,
Platonun phelendii gibi ahlk iin deil, ahlklk iin bir tehli
keydi. Ahlklk, ahlki hkmleri insanln onun dmda kalan tm
varoluundan soyutlarken, edebiyat eserleri onlar karmak canl
balamlarna geri dndrr. Leavis ve ardllarnda olduu gibi, bunun
en an hali yeni bir evanjelist kampanyaya dnr. Din baansz
olmutur ama sanat ve kltr onun yerini alacaktr.
Bu bak asna gre, ahlki deer edebi eserlerin ieriinde ol
duu kadar biiminde de yatyor. Bunun geerli olduu birka durum

var. Baz romantik dnrler iin, sanat eserinin eitli paralarnn


verimli bir ekilde bir arada bulunmas, bar iinde yaayan bir top
luluk prototipi olarak da grlebilir ve bu adan siyasi olarak topyac
bulunabilir. Kendi snrlan iinde sanat eseri bask ve tahakkmden
bamszdr. Dahas, iir ya da resim biimleri yoluyla tekil ile btn
lk arasnda yeni bir iliki modeli nerir. Bu, genel bir kanun ya da
tasarm yoluyla ynetilir ancak bu duyumsayan paralanyla btn
olan bir kanundur ve onlardan soyutlanamaz. Unsurlann bir btn
olacak ekilde bir araya getirerek her birini stn bir kendini gerek
letirme seviyesine kartr ve bu, birey ile topluluun uzlaabilecei
topik bir dzene iaret eder.
Bunun yan sra, eer sanat eseri ahlki olarak rnek tekil edi
yorsa, bu onun gizemli zerkliinden, bir d bask olmadan kendini
zgrce belirleyebilecek gibi grnmesinden kaynaklanmaz.2 Bir d
egemenlie tenezzl etmektense kendi varlnn kanununa saygldr.
Bu anlamda, insan zgrl asndan da ileyen bir modeldir. Bu
rada edebiyat felsefesinin ounlukla unuttuu, biimin etii ve po
litii sz konusudur.
Ahlkn bir hayal gc meselesi ve ikin bir estetik yetenek oldu
unu dnen Shelley ve George Eliottan Henry James ve iris Murdocha kadar uzanan bir mene mevcuttur. Bu kehanetsel g sayesinde
bakalannn nayatlanyla kendi yaammz arasnda bir empati kurabi
liriz; dnyay onlann bak alarndan, kendimizi unutarak kavramak
iin egomuzu artk merkeze koymayz. Klasik gereki roman, yaps
itiban ile bir ahlki deneyimdir, bir bilin merkezinden dierine gee
rek karmak bir btn oluturur. O halde edebiyat, bir ahlki duygu
yaratmadan da ahlki bir proje olarak grlebilir. Eletirmen I. A. Richards, geriye bakldnda vakitsiz bir deneme gibi grnebilecek bir
hevesle, iirin bizi kurtarabilecei grn dile getirmeye iten de
budur. Eer kurtuluumuz iir gibi nadir ve knlgan bir eye kaldysa,
halimizin gerekten ok kt olduunu fark etmemi olmal.
Dier yandan edebiyatla ilgilenenlerin ou kabul etmek istemese
de, hayal gcnn snrlan vardr. Pek az gr bu kadar ak ekilde
takdir grmtr. Hayal gcn eletirmek Nelson Mandelayla alay
etmek kadar saygsz bir hareket olarak grlr. Ancak hayal gc

asla sadece yaratc bir g deildir. Olumlu olduu kadar tehlikeli se


naryolar kurmaya da muktedirdir. Seri katillik belirli bir oranda hayal
gc gerektirir. Bu yetenek ounlukla insan yeteneklerinin en asili
olarak grlmtr ancak ayn zamanda korkutucu ekilde fanteziye
de yakndr, ki bu en ocuka ve geriye ynelik eydir. Hayal gc
zel ve ayrcalkl bir g de deildir. Mahlere Dirili senfonisinin
ilhamn veren ey olduu kadar, gndelik bilginin de temel unsurla
rndan biridir. Hayal gc, var olmayan eyleri var ettii iin bir ge
lecek algmz var, ki bu olmasa hareket bile edemeyiz. indekilerin
boaznzdan geeceine ilikin belli belirsiz bir nseziniz olmazsa,
bira iesini dudamza gtrmenin de hibir anlam olmaz.
Sadece Kartezyen bir dnya grnde senin ne hissettiini bil
mek iin hayal gc yoluyla vcudunu ya da beynini ieriden igal
etmem gerekir. Bu noktada genellikle vcudun birbirimizin i dn
yasna girmemizi engelleyen vahi bir madde yn olduu ve bu ne
denle birbirimizin duygusal i dnyasna girmek iin zel bir
yetenee (empati, ahlk duygusu, hayal gc) ihtiyacmz olduu ek
linde bir varsaym mevcuttur. Bu varsayma ileride ayrntl olarak
gz atacaz. Her halkrda, ne hissettiini bilmek benim sana iyi
davranmama sebep olmuyor. Sadist bir insan kurbannn ne hissetti
ini bilmeye ihtiya duyar ama ona ikence etmeyi brakmak iin
deil. Aksine, i dnyan gzmde canlandrmadan da sana iyi dav
ranabilirim. Siyasi grlerini knamak gereini duysam da, bir neofaistle empati kurabilirim. Ahlk, bir duygu meselesi deildir, bir
hayal gc meselesi de deildir.
tekileri sevmek, onlara ncelikle belirli bir duygu beslemek
deil, onlara kar belirli bir ekilde davranmaktr. Bu nedenle hayr
cemiyetlerinin paradigmas yabanclara kar sevgidir, dostlara kar
deil. Yabanclar sevmeye alrken, sevgiyi mide boluundaki lk
bir cokuyla kartrmamz pek olas deil. Soykrm, bazlarnn ne
srd gibi hayal gcnn arzalanmas demek deildir. Nazilerin
katlettikleri insanlarn ne hissettiini hayal edememeleri sz konusu
deildi. Mesele ne hissettiklerinin umurlarnda olmamasyd. Hayal
gcne ilikin pek ok eletirel bo laf var, vizyon fikrine ilikin ol
duu gibi. Pol Pot, William Blake ve Thomas Jeffersonla birlikte en

byk hayalperestlerden biriydi. Shelley, iirin Bir Savunmasnda*


ahlki iyiliin en byk arac hayal gcdr diye yazdnda, pek
ok belirsiz varsaymda bulunarak, kesin olmaktan ziyade esnek ol
mayan bir ahlk duygusunu dikkate deer biimde glendiriyordu.3
Pek az kitap, iirin deerini, iirin Bir Savunmas kadar mkemmel
bir ekilde ve srarla anlatr ve pek az bu kadar sama bir ekilde ii
rin nemini abartr.
Edebi eserleri okumaya gelince, empatik yanlma diyebileceimiz
ey, bu eylemin amacnn bakasmn yaamnn iine girmek oldu
unu savunur. Catherine Wilson, edebiyatn bir eyin nasl olduunu
ya da ne olduunu bilmek deil, nasl hissedildiini bilmek olduu
grndedir.4 Ancak bakalarnn iine girmek, onlarla dsel de
olsa bir olmak, kendi dnsel glerimizi bu srece dhil etmedii
miz srece bize onlarla ilgili bir bilgi sunmayacaktr. Saf empati, an
lamak iin gerekli olan eletirel zekya aykrdr. Bamzdan bir ey
gemesi, Monroe Beardsleyin de iaret ettii gibi zorunlu olarak bir
bilgi oluturmaz.5 Lear olmak, sadece eer Lear kendisiyle ilgili
gerei kavrarsa sizi Learn gerekliine gtrr ki durum byle g
zkmyor. Atinal Timonu** insanlar sevmeyen biri gibi hissetmek
iin izlemeyiz. nsanlar sevmemenin ne anlama geldiini kavramak
iin izleriz; bu hem duygusal hem de dnsel bir itir. Bir lirik iiri,
airin onu yazdnda nasl hissettiini bilmek iin okumayz (belki
de ses ve grntyle boumann tesinde pek de bir ey hissetmiyordur), dnyay iirin kurgulanm duygulan nda grp dnya
hakknda yeni bir ey renmek iin okuruz.
Neden edebiyat sklkla bir tr duygusal protez gibi ya da dene
yimin dolayl bir biimi gibi grlyor? Bunun nedenlerinden biri,
modem uygarlklarda deneyimin iddetle fakirlemesi olmal. Viktorya ngilteresindeki edebiyat ideologlan, ii snfnn kadn ve er
keklerini, okuma yoluyla ilgilerim kendilerinden te bir eye tevik
etmenin nemli olduunu dnyorlard. nk bu bir adan ho* P. B. Shelley. iirin Bir Savunmas. ev. Bnyamin Kasap. ule Yaynlan,
2011. (.n.)
** William Shakespeare. Atinal Tmon. ev. Sabahattin Eybolu. Trkiye
Bankas Yaynlan, 2008. (.n.)

gry, anlay ve bylece siyasi istikran glendirecek, bir adan


da kadn ve erkeklerin deneyimlerini zenginletirerek, yaam artla
rnn can skcln bir lde telafi edebilmelerini salayacakt.
Ayn zamanda yoksulluklanndan ikyet edip nedenlerini soruturmalan konusunda da dikkatlerini databilirdi. Bu kltr komiserleri
iin okumann devrimin bir alternatifi olduunu iddia etmek hi de
ileriye gitmek olmaz.6 Empati kurabilen bir hayal gc grnd
kadar masum deildir.
Ahlki deerler ve edebi anlamlar, hidroelektrik barajlar kadar
nesnel olmamalan asndan ortak bir zellik tar ancak tam olarak
znel de deildir. Ahlk bir gereki iin ahlki yarglar sadece on
lara olan tavn ifade etmekten ok, dnyann gerek zelliklerini or
taya kanr. Antisemitizmi saldrgan olarak nitelemek sadece ona
kar olan hislerimi kaydetmek deildir. Onu saldrgan olarak nitele
memek ise diyelim ki bir pogromda olanlann doru tasvirini yapa
mamak olur. Ahlki deerler, anlamlar ya da sanat eserleri gibi
gerektir. Lamarque ve Olsen, Truth, Fiction, and Literature* adl
eserlerinde, d dnyann bilimsel bilgisiyle karlatnlmak zere
edebiyatta mevcut olan bir znel bilgiden bahsederler. Ancak edebi
anlamlar, sanat eserleri ya da ahlki deerler gibi znel ruh hallerinin
ifadesi deildir. Gerek dnyann demirbalandr, varsaylan bir z
neye gnderme yapmadan tartlabilir ve zerlerine dnlebilir.
Edebi eserlerin, ounlukla yaanm bir deneyim etkisi meydana ge
tirdii dorudur ama aslnda sadece yazl iaretlerden oluurlar. Bir
edebi eserde olan her ey yaz zerinden meydana gelir. Karakterler,
olaylar ve duygular sadece sayfa zerindeki iaretlerin dzenleniidir.
Ahlkn incelediimiz edebi kavranmm, Kantm ahlk bili
minden ziyade erdem etii dediimiz eyle ortak noktalan var.7
Erdem etii gibi, bir iir ya da romandaki ahlki yargmn nesnesi de
tekil bir edim ya da bir dizi ifade deil, bir yaam biiminin niteliidir.
Aristodan Marxa kadar, en etkili ahlki soruturmalar, insanolunun
nasl geliip tatmine ereceini ve bunun hangi pratik artlar altnda
* Peter Lamarque-Stein Haugom Olsen. Truth, Fiction, and Literature (Gerek,
Kurmaca ve Edebiyat). Oxford University Press, 1997. (.n.)

mmkn olacam sorar. Bireysel edimlerin hkmleri ya da ifadeleri


bu erevede ilev grr. Edebi eserler, bir eit alkanl ya da ha
reket halindeki bilgiyi temsil eder ve bu adan, ok eski zamanlar
daki erdem anlayna benzer. Bu eserler, ahlki bilgi biimleridir
ancak kuramsaldan ziyade pratik anlamda. John Searlen indirge
meci ifadesiyle iletilerine indirgenemezler.8 Erdem gibi, onlarn da
kendi ilerinde amalan vardr, yle ki bu amalan ancak gsterdik
leri edimlerde ve o edimler yoluyla gerekletirebilirler. Erdemin
dnya zerinde etkileri vardr, Aristoteles iin erdem insan hayatnn
geliiminin tek yoludur, ancak sadece isel ilkelere sadk kalnarak.
Benzer bir ey edebi sanat eserleri iin de geerlidir.
Konu edebiyat dediimiz ey olduunda, yaanm deneyimleri
basite kural ve normlara evirmek mmkn deildir. Bu tr eserler
bize bunun yerine, teori ve pratiin birlii iinde, dier biimlerde
mevcut olmayan bir tr ahlki bilme yetisi kazandnr. Peter Lamarquem dncesini biraz abartarak savunduu gibi, her eyi yeni bir
adan grmek ve yeni bir bak as edinmek iin bir sanat tara
fndan ynlendirildiimizde alnan bir dersi ak ve kesin bir ekilde
tanmlayanlayz, nk tikellikler genelleme abalanna direnir. 9 Bu
tr eserlerin ahlki anlam, nitelik ve dokulanndan kolaylkla soyut
lanamaz ve bu da daha ok gerek hayattaki davranlara benzedikleri
ynlerden bridir. yle de olsa, metni kelimesi kelimesine tekrarla
madan bir eserin ahlki gr hakknda bir tr rapor verilebilir. As
lnda edebiyat eletirisi bunu her zaman, bazen son derece kurnazca
ve bilgece yapar, geri bu (Lamarquem izniyle sylersek) alman
bir dersi aklamak olarak grlmez. Bir yandan eserin tarifsiz z
gnlyle donakalmann bir yandan da onu bir dizi ahlki etikete
indirgemenin tesinde imknlar da vardr.
David Novitz, Lamarquem aksine edebiyattan ders karabilece
imizi ve karmamz gerektiini iddia eder. Novitz, rnein, Defoenun Robinson Crusoe'su sayesinde, tecridin verimsiz ve zor bir
ey olmadn ama insan becerikliliinin ortaya kmas iin bir te
vik olduunu dnmeye baladm farz edin... Tecride olan yak
lammn deitiini fark edebilirim, 10 diye yazar. te yandan,
Defoenun roman bir izcinin el kitab ya da krlarn arttrsnlar diye

giriimciler iin hazrlanm bir ders kitab deildir. Ahlki nemi


Novitzin bakmad bir yerde, bkp usanmaz izgiselliinde, biri
kerek giden bundan sonra ne olacak eklindeki anlat biiminde,
ksa, gl ve mecazi olmayan nesrinde, durmakszn sonlanmay
reddediinde, nesnelerin ikincil deil balca niteliklerine odaklan
masnda, hikyeyi ve ahlki yorumu birbirinin iine geirmesinde,
saf bir olumsal anlat ile ilahi bir tasan olarak anlat arasnda yaratt
gerilimde, basit karakter oluturma biimlerinde ve olaylan sadece
kendisi iin bir araya getirmesinde yatar. Bunlardan birka edebiyat
eletirmenlerinin ve kuramclanmn olmasa da edebiyat felsefecileri
nin dikkatini ekmitir.
Ksacas, bir eserin ahlki bak as, hem biim hem de ierik
meselesi olabilir; rnein olay rgsndeki paralellikler, bir hikye
nin ana temasnn ele aln ya da bir karakteri iki boyutlu tasvir etme.
Richard Gale de edebiyatn ahlki gc konusunda, Bambiyi gr
dkten ya da okuduktan sonra avlanmay brakabiliriz, 11 diyerek Novitzle ayn hatay yapyor. Bazlan byle ele almann daha makul
olduunu dnebilir. Hillary Putnam ise sanatn ahlki ileyii ko
nusunda daha incelikli bir gre sahiptir; sanat eserlerinin kavramsal
ve algsal repertuanmz genilettiini ve bizi daha nce sahip olma
dmz betimleyici kaynaklarla donattm dnr.12
Baka ekilde ifade etmek gerekirse, edebiyatm ahlki hakikatleri
ou zaman ima edilir.13 Bunlar genel olarak belirtilmekten ziyade
gsterilir. Edebi eserler, kiisel geliim el kitaplanndansa Heideggerin ifa ve aklama olarak hakikat kavramna daha uygundur.
Aristotelesin phronesis'i gibi, onlar da bnyelerinde genelleme ya
da nerme biimde ele alnamayacak bir tr rtk ahlki bilgi bulun
dururlar ama bu sz konusu bilginin asla elde edilemeyeceim ileri
srmek deildir. Bu tr bilme biimleri kazanldklan sreten ko
laylkla soyutlanamaz. Bu bir metnin biim ve ieriinin birbirinden
aynlamayacam iddia ettiimizde kastettiimiz ey. Bu tr rtk bir
bilgi iin en u rnek, Eine Kleine Nachtmusiki nasl slkla alaca
n bilmek, ki bu onu yapma ediminden pek de farkl deil ve baka
birine retilemez. Edebi eserlerde sz konusu olan ahlki igr
tr, hakikat konusundaki bilgiden daha ok kiisel bilgi gibidir.141

Byle de olsa, bu Lamarquen ne srd gibi tm genelleme


abalarna direnen sanat eserinin tekillii meselesi deildir. nce
likle, az evvel belirttiimiz zere, insanlar hakkmdaki kiisel bilgi
mizi genel olarak nerme biiminde sunabileceimiz gibi sanat
eserlerini de genel olarak tartabiliriz. Dahas, sanat eserinin kendi
sinde aslnda bir tr genellik mevcuttur. Daha nce de grdmz
gibi klasik estetikilere gre sanat eseri genel olandan vazgemez.
Genel kanunlar ya da tasars, paralarnn birbirlerine nasl eklem
lendiinden baka bir ey deildir ve haliyle onlardan uzaklatnlamaz ya da soyutlanamaz. Yani sanat, Aydnlanma rasyonalizmine
alternatif bir bilme biimini temsil eder; btn de terk etmeden tikel
olana sadk kalr. Bu, tmeli reddetmek ya da tikeli inemek mese
lesi deildir, ikisinin arasndaki farkl bir ilikiyi kavramaktr.
Jerome Stolnitz, sanatn bilisel gc konusunda daha kukucu
dur.15 Bunun aksine, eletirellikten an derecede uzak bir bilim g
rn, bilimin gereklerinin tartmasz olduunu benimsemesi,
tezine yardmc olmaz. (Bilimsel gereklerin her zaman yanl olabi
lecek gereklerden olduu iddia edilebilir.) Kendine zg olan hibir
sanatsal gereklik bulunmadn savunur; tam tersine edebi eserler
zaten baka kaynaklardan bildiimiz gerekleri ifa ederler. Edebi
yatn baka hibir yerde bulunamayacak olan gerekleri ifa etmedi
ini grmekte hakldr, F.R. Leavisin zel olarak edebi olan baz
ahlki deerlerin var olduunu reddetmekte hakl olmas gibi. Stolnitzin kavrayamad ey, edebi metinlerin ahlki gerekliklerini fenomenolojik olarak sunma eiliminde olduklan ve bu tr igrlerin
biimsel ve szel cisimletirmelerinden byk oranda aynlamaz ol
duudur. (Byk oranda diyorum nk zaman zaman edebi eserler
de daha soyut bir ahlki nerme sunabilir, Shakespearein Troilus ve
Cressida 'smda Ulyssesin kozmik dzene ilikin konumas ve Proustun kskanlk zerine dnceleri gibi.) Stolnitz, bir edebi eserin
sunduu eyden, eserin hakikati denilen eye kaydmzda, o eserin
derinliini ve karmaklm azalttmzdan korkar. Hatas, bu haki
kati sz konusu derinlik ve karmaklktan te bir ey olarak, ald
maddi biimden ziyade ondan soyutlanabilecek bir anlam olarak grmesiydi.

Konu biraz daha farkl bir ekilde de ele alnabilir. Eer ahlki bir
tezi yazl bir ekilde sunmaya alyorsanz, belirgin zelliklerini
ortaya karmak iin, malzemelerinizi dzeltmek, vurgulamak, ar
ptmak ve biimlendirmek gerei duyabilirsiniz. Kendinizi anlatlar
kurarken, anahtar nemdeki durumlara dramatik kk roller uydu
rurken veya savnzn temel boyutlarn ak ve net olarak gsteren
karakterler meydana getirirken, ksacas kendinizi bir roman yazarken
de bulabilirsiniz. Felsefi Soruturmalar \ tek bir incelemeye dn
trmek ok da zaman almaz. Aslnda Soruturmalar in yazan byk
bir arzuyla sadece akalardan oluan bir eser yazmay dlemiti,
Walter Benjaminin sadece alntlardan oluan bir eser yazmay d
lemesi gibi. Ahlki dncenizi aynntlanyla anlatmak onu kurmacaya dntrmektir. Ahlki ierik ve edebi biim onlan birbirinden
ayrmann zor olaca bir noktada birleecektir. Platonun diyaloglannda da ne srld gibi, kurgusal biim ve ahlki idrak arasnda
yakn balar var. Platonun dncesinin byk blmn drama
veya diyalog biimine ayrmasnn nedenlerinden biri, geree
ulama srecinin bir anlamda bunun bir paras olmasdr, farkl e
killerde de olsa Hegel ve Kierkegaard iin de olduu gibi.
Edebi ile ahlki arasndaki ba hakknda pheci olmak iin Stolnitzinkinden daha verimli yollar da var. Gerek u ki, edebiyat sanat
ahlktan ok liberal ahlkn meklemi olarak sunulmaktadr. Bu nok
tada Martha Nussbaumun fazlasyla fikir verici almasna dein
mek ok yerinde olur.16 Nussbaum oulculua, eitlilie, ak
ululua, indirgenemez bir somutlua, atmaya, karmakla ve
ahlki kararn (Franszlann abartarak imknszlk dedii) sert, ac
verici zorluuna nem verir. Bunlar ne olursa olsun en kymetli de
erlerdir ancak Nussbaum bunlarn toplumsal ve tarihsel olarak ne
kadar zgl olduunun pek de farknda deil gibidir. Bunlar bir ii
snf sosyalistinden ok orta snf bir liberale zgdr. Edebi fikirle
rini de ounlukla hznl liberallerin duayenlerinden olan Henry
Jamesten almas artc deildir.
Hi phesiz bu, James ve Gaskell iin, Kingsley, Disraeli ve Conraddan daha iyi iliyor olsa da, on dokuzuncu yzyln gl gerek
ilik gelenei, kendini hayranlkla bu ahlki yaklama brakmtr.

Ancak edebiyat sanatnn tm, rtl olarak bu olduka belirli ahlki


ideolojiye zoraki sktnlamaz. Edebi ve liberal, metropol edebiyat
larna yle gelse bile e anlaml deildir. Dante ve Spenser eitli
lie olan adanmlklan, incelikle ortaya konulmu esnek hkmleri,
bir tr zmsz deer atmas alglan, salama balanm ve de
imez gereklerin yerine geici ve kefe ak olan tercih etmeleri
nedeniyle mi nlydler? Ya da byle olmadklan iin daha m k
tler? Milton, n gleri ile karanln gleri arasndaki mutlak
aynma sadk, militan, dogmatik, siyaseten angaje olmu bir airdi.
Onun bunlara ramen byk bir yazar olduu sylenemez.
Liberal ahlk gr eitici olana sert bir ekilde kar kar. As
lnda, modem eletirinin en byk klielerinden biri reticilik ve
vaazn edebiyat sanat iin lmcl olaca eklindedir. Alenen di
daktik olan ve aka bir iletiyi dile getirmeye alan eserler nadiren
itibar grr, 17 der Lamarque. Alenen ve aka ifadeleri ner
meyi tartmasz hale getirir ancak didaktikliin ufak bir dokunuu
nun bile tatsz olduu edebiyat kurulu iin, Shakespearein olduka
etkileyici eyler yazd varsaym kadar ok deerlendirmeye yol
amtr. Ama phesiz gerek bu deildir. Didaktik en basitinden
bir tr retme iidir ve tm retimin gz korkutucu ya da doktriner
olma gerekliliinin bir nedeni yoktur. Brechtin retici oyunlar,
Lancelot Andrewesin vaazlan ve William Blakein Cehennem Ata
szleri ayn zamanda etkili sanat eserleri de olan didaktik eserlerdir.
Sam Amcann Kulbesi belirli bir ahlki amac olduu iin ikinci snf
bir roman deildir (Swiftin Alakgnll Bir nerisi* Tolstoyun
Dirili'i,** Orwellin Hayvan iftlii'nin*** de bir ahlki amac var
dr), ne yazk ki bu amac uygulay biimi nedeniyle yledir. Bu a
dan onu Gazap zmleri,**** Cad Kazan***** ya da Ibsenin
* Jonathan Swift. Alakgnll Bir neri. ev. Deniz Hakyemez. Trkiye Bankas
Yaynlan, 2009. (.n.)
** Lev Tolstoy. Dirili. ev. Ergin Altay. letiim Yaynlan, 2009. (.n.)
*** George Orwell. Hayvan iftlii. ev. Celal ster. Can Yaynlan, 2012. (.n.)
**** John Steinbeck, Gazap zmleri. ev. Glen Fndkl. Remzi Kitabevi, 2012. (.n.)
***** Arthur Miller. Cad Kazan. ev. Sabahattin Eybolu, Vedat Gnyol. Mitos
Boyut Yaynlan, 2010. (.n.)

Toplumun Direkleri adl oyunuyla karlatrmak mmkndr. Billie


Holidayin arks Strange Fruit de hem muhteem bir sanat eseri
hem de toplumsal propagandadr.
Lamarquen fazlaca ak bir ekilde ifadesinin de ima ettii
gibi edebi eserlerin her zaman ahlki amalarn mahcup bir tavrla
tatlandrmalarnn bir gerei yoktur. Ailen Ginsbergin Amerika, ne
zaman bu insan savan bitireceiz? Git atom bombanla kendini
becer szlerinde zel olarak ekingen bir hava yoktur ama bir edebi
retorik olarak olduka iyi i grr. retme ve vaaz, edebiyata eski
ilevlerindendir ve yerlemi inan yapsn daha doal bir ekilde
gstermek yerine sadece doktrin szcnn uursuz bir otoriterizm uultusu gibi nlad bir a, zaman zaman belli baz retiler
iin sesini ykselten sanatna kar kendini temkinli olmak zorunda
hissedecektir. Ya da aslnda bu tr retilerin kendisine kar temkinli
hissedecektir. Bu tr bir inann potansiyel olarak dogmatik olduu
liberal ve postmodem bir nyargdr (phesiz belirli bir tanesi d
nda). Hatta inan ne kadar tutkulu olursa, hogrszlk dourmas
o kadar muhtemel grnr. Bunun byle olduunu dnmek iin ise
bir neden yok. Tarih, Parmenidesten Bertrand Russella dogmatik
olmayan inan sahipleriyle doludur. Ve liberaller de grlerine
aleyhtarlan kadar sk skya sanlmaldr. Zaten bu dnce insann
kendi inanlanndan ok genellikle dier insanlann inanlarna uygun
der. Be Yllk Plana methiye dzen eserlerin tersine, dnce z
grlnn lehindeki didaktik eserleri knayan liberal eletirmenlere
pek sk rastlanmaz.
phesiz ak reti, ou edebiyat eserinin iledii temel yol de
ildir. Ama bu tm adanm sanat eserlerinin kaba ve indirgeyici ol
duu anlamna gelmez. Tm Dickens eserleri arasnda en etkili
blmlerden biri olduka arsz, ak bir toplumsal propaganda olan
Kasvetli Ev'de* Jonun lmnden sonra yazann Kralieden okurlanna kadar herkese fkeyle saldrmasdr. Doru yapld takdirde
propagandann hatal bir yan yoktur. Miltonm kral ldrmeyi sa
* Charles Dickens. Kasvetli Ev. ev. Asl Bien. Yap Kredi Yaynlan, 2001.
(.n.)

vunmas, Shelleynin Anarinin Maskesi nin* ya da Edmund Burken Warren Hastingsle girdii o muhteem polemiin de gsterdii
gibi edebiyatla, siyasi yanda olarak kendiliinden uzlalmaz. Vla
dimir Nabokovun romanlarnn byk ounluu siyasi yandatr
ancak eletirmenler bundan nadiren ikyet ederler nk bu onlarn
ounun da paylat bir yandalktr. Onlarn gznde bu adeta ci
lasz bir gerektir. Doktriner szc sadece dier insanlarn gr
lerine uygun der. Sol, adanmtr; liberaller ya da muhafazakrlar
deil. Doktrinsel balln her zaman ve her yerde sanat mahvede
cei iddias s bir liberal takvadan baka bir ey deildir.
Edebinin ayrntlaryla akladm eitli bileenlerinden ahlki
olan, ilk etapta en gereklisi gibi grnyor. Bu elbette edebi durum
iin yeterli bir art deil, brakn dini brorleri, doum gn kartlan,
ak mektuplar, krtaj konusundaki hkmet raporlan ve daha pek ok
ey de ayn zamanda tarihi ve felsef sylemde bulunabilir. Ama bunun
gerekli art olduunu grmek olduka kolay. nsan yaamnn deeri
ve nemi konusunda biraz sorgulama olmadan edebiyat nasl olabilir
ki? Bu balamda, ahlkinin tersi pratik, teknik veya bilgilendiriciy
mi gibi grnyor. Buna soyut reti de denilebilir, tam da bu nedenle
cesur bir akademisyen, Popeun nsan a Dair Deneme'sinin edebiyat
olmadnd^ srar etmiti.18 Ancak insann inanlan, amalan, tutkulan
gibi konularda syleyecek hibir eyi olmayan Georgics (gvenilirlii
pheli) tanmsal bir elkitab olmasna ramen edebiyat olarak deer
lendirilir. Ksmen biimi ve dili, ksmen de Aeneidle ayn kalemden
km olmas nedeniyle edebiyat saylr. Lucretiusun De rerum na
tura's da bir edebi eser olarak deerlendirilmitir; bu Lucretiusun de
nemesi gibi dizelerle yazlm olsalar da modem bilimsel eserler iin
yaplan bir aynm deildir. Dantenin /ira/ndaki** uzun ksmlar da
bilimsel ve teolojik bir yorumlamadan oluur.

* P. B. Shelley. Anarinin Maskesi. ev. Volkan Hacolu. Digraf Yaynclk,


2008. (.n.)
** Dantenin lahi Komedya'sndaki Purgatorio blm, dier blmleri Ce
hennem (Inferno) ve Cennettir (Paradiso). Dante Alieghri. lahi Komedya.
A raf. ev. RekinTeksoy. Olak Yaynclk, 2011. (.n.)

Tudor dnemine ait bir diyet kitab ya da Japon balklarnn yav


rulamalarna ilikin bir on yedinci yzyl kitab, insan davranlarna
ya da ahlkna zel bir ilgi gsterdii iin veya iyi yazld dnl
d iin deil, eski dili ona belirli bir sanatsal konum verdii ve
belki de bir tarihi belge olarak deer tadndan edebi olarak deer
lendirilebilir. Bugn diyet ya da Japon balklarna ilikin bir kitabn,
eer Thomas Pynchon bo bir annda iziktirmemise bir deerlen
dirmeye tabi tutulmas pek de muhtemel deildir. Optik konusunda
on sekizinci yzylda yazlm bir bilimsel eser de ayn nedenlerle
edebi olarak deerlendirilebilir. Genel olarak bakldnda, bir metin
bizden tarihi olarak ne kadar uzakta olursa, onu edebiyat olarak nite
lendirme ihtimalimiz o kadar yksektir. Daha yeni metinler, sayg
deer bir konum iin daha etin bir sava vermelidir ve bunu
kazanmak iin de estetik niteliklerinden genellikle daha fazla yarar
lanmalar gerekir. Belki banka ekstrelerimiz birka yzyl iinde
valyenin Masal gibi garip bulunacaktr.
Sonraki blmde, metinlerin, rnein balklarn yavrulamas ze
rine denemelerde, ahlk d, kurgu d ve (farz edelim ki) kaytszca
yazlm olmalarna ramen, ak ilevlerinin tesinde bir dnme
alan olarak kullanlarak, pragmatik olarak deerlendirilmediklerinde
bile edebiyat olarak nitelenebildiklerini greceiz. unu da belirtme
liyiz ki, deri sanayisi konusundaki hkmet raporlar gibi kurmaca
olmayan sylemler, bir kez daha polisi tm sulamalardan aklayacak
olan kamusal bozukluklar konulu kurgusal hkmet raporlaryla kar
latrldnda, malzemelerini kendileri ekillendirir ve seer, arada
bir anlat biimi kullanr ve bylece kurgusal zelliklerden yoksun
kalmazlar.
Christopher New, bir muslukunun el kitabn (edebiyat olarak)
takdir edip edemeyeceimizi sorar.19 Eer muhteem bir ekilde ya
zlmsa ya da 1664te yazlmsa veya ikisi birdense takdir etmeme
miz iin bir neden bulmak zordur. Bu faktrler, kitabn ahlk
olmayan konumuna ar basabilir. E.D. Hirsch, Darwin ve Niels
Bohrun edebiyat olarak adlandrlmaya uygun olduunu ileri srer,
ama uzun sren algsal tecridin ardndan yaanan grsel bozukluklar
hakkndaki psikolojik bir makale elbette buna uygun deildir.20 Peki,

Darwin bir psikologdan daha ustaca yazd iii mi ya da daha az


nemli olanlara verilmezken, gpta ile baklan edebiyat bal, tarihi
bilimsel eserlere verilebildii iin mi baarl olmutur? Peki ya uzun
vadede grsel bozukluklar konusundaki makale de bu tr bir ne ka
vuursa? Bu arada unu da belirtelim, zellikle edebi eserlerin deerli
yaz paralan olduu gr, onlann ayn zamanda tarihi ve estetik
deerini de ierebilir. Leibnizin matematik alanndaki almalan
gibi ahlki olmayan eserler iin tarihsel itibarlan nedeniyle edebi
yat kelimesini kullanma eilimi hissediyor olabiliriz.
Ahlkla ilgisi olmayan konulara yaklaan kurmaca biimleri de
olabilir. Az sk, fazlasyla Hemingwayvari bir anlat (Bardan kt
ve uyuklayan snr bekisini geti. Esinti tekrar balad ve midesinde
ayn metalik hissi ve sol gznn yannda adeta gz yuvarla yava
yava geviyormu gibi ayn yumuak gcrdamay duydu.) ahlki
nemini o denli st kapal tutabilir ki, bu hemen hemen fark edile
mez. Roland Barthes nouveau roman'* nesneleri ahlki anmlanndan anndran deerli bir deneme olarak grrd. Bir eserin ahlki
amac, maddi dnyay kaydettii zenli berraklnda, rahatlatc bir
fantezi dnyasn ve belirsiz duygulan reddinde yatyor olabilir. Edebi
gerekilikte, hayattaki gerekler kendi ilerinde ahlki deere d
nr. Buradaki tanmlayc da normatiftir.
Ya da Alan Brownjohnm Saduyu iirinden bir paray d
nelim:
Bir tanm iisi,
Kans ve drt ocuu olan, haftada bir 20lik alyor.
Onun %yle yemek alyor ve aile yeleri
Gnde n yemek yiyorlar.
Bir kiinin bir n ne kadardr?
Pitman n Saduyu Aritmetii "nden, 191 7
Bir bahvan, haftada 24 papel alyor
e ge gelirse 1/3 kesiliyor
* 1950lerde ortaya kan Fransz yeni roman akm, (.n)

26 haftann sonunda,
30.5.3 kazanyor.
Bu bahvan ne kadar sk ge kalmtr?
Pitman m Saduyu Aritmetii "nden, 191 7
... Yukardaki tablo
Birleik Krallktaki yoksullarn rakamm
Ve yoksulluk yardmnn toplam maliyetini veriyor.
On bin kii bana
Ortalama yoksul saysn bulunuz.
Pitmann SaduyuAritmetiinden, 1917
Yazdklar zerine ahlki bir yorum yapmasa da, bunun olduka
ahlki bir iir olduuna phe yok. Konusuna kar hibir tavr takn
myor. Yine de dizelerle yazlm olmas okurun, belki de istatistiin
doas, toplum mhendislii, yoksullara kar resmi tutumlar gibi ko
nular zerine bir tr Foucaultvari derin dnceye girierek, ahlki
bir tavr taknmas iin yeterli bir belirti.
Farkl kltrlerin, farkl ahlki deerler gelitirmeleri klasik bir
postmodern yargdr. Bacchaenin ya da Oresteia'mn ahlki normla
rnn, Schillerin Maria Stuartndaki ya da Stendhaln Parma Ma
nastr ndaki normlarla ayn olmad dorudur. te yandan bunu
belirtmek pek rabet grmese de, edebi eserlerin yzyllar boyunca
ahlki deer konusunda bir gr birlii iinde olmas da ok arp
cdr. Propertiustan Pamuka ikence ve soykrm ven ya da mer
hamet, cesaret ve sevgi dolu bir insaniyeti gsterili bir laf olarak
grp reddeden byk bir edebi eseri dnmek olduka zordur. r
nein adalet tutkusu insan trnde ve onun metinlerinde bir yerden
dierine ne tr farkl biimler alrsa alsm sreklidir. Bu, uzun tarihsel
zamanlara yaylan insani devamllklar olduu iddialarnn gerici
deil radikal olduu durumlardan biridir. Yumuak ve deiebilir ola
nn her zaman iin dayankl ve deimez olana tercih edildii n
yargsyla birlikte, bu basit gerei kavrayamamas postmodemizmin
kr noktalarndan biridir.

2
imdi, bugnlerde adna edebiyat denilen eyin temel nitelii olan,
pragmatik olmayan ey fikrine geldik. nsanlar bazen bu kavram,
park fileri ya da ikolatal ekerleme tarifinin aksine dorudan veya
belirli toplumsal ilevi olmayan metinler iin kullanyorlar. Bu edebi
anlay bizim zamanmz gibi dnemlerde, yani edebiyat ou top
lumsal ilevini yerine getirmiken daha etkin gibi grnyor. Bu,
Meryem Anaya yazlan bir ilahiyi, eytani ruhlar kovmaya yarayan
bir ritmi, bir aristokratn doum gnn kutlamak iin sahneye ko
nulan bir maskeli piyesi, kabilenin askeri kahramanlklarn kutlayan
bir iiri ya da bir krala, yetersiz entelektel glerini ustaca saklayan
bir vgy tasvir edebilecek bir tarif deildir. Edebiyat bu tr top
lumsal ilevlerden uzaklatrldnda, savunucular ya edebi eserlerin
kendi ilerinde deerli olduklarn ya da belirli bir toplumsal amatan
uzaklanca oulculuklarn sunabileceklerini iddia ederek bu stat
alalmasn telafi etmeye alabilirler.
Bu, John M. Ellis tarafndan The Theory ofLiterary Criticism de*
savunulan edebiyat algsdr. Ellis, hemen herkes gibi edebi metinlerin
herhangi bir ikin zellikle tanmlanamayacan dnyor. Ona
gre, bunun yerine kullanm ekilleriyle tanmlanabilirler (iaret et
medii bir ironi de sz konusu bu noktada, bu kullanmlar da gzellik
algmz gelitirmek ya da zalimlie ilikin anlaymz derinletir
mek gibi kendi ilerinde pragmatik olmayan kullanmlar olabilir).
Ellis, bir dil esnekliini edebiyat olarak deerlendirdiimizde, bunun
doru mu yanl m olduuyla, etkileyebileceimiz trden bir bilgi
olup olmadyla pratik bir yaz parasyla yapacamz gibi ilgilen
meyeceimizi savunur. Ksacas, onu artk mevcut toplumsal bala
mmzn paras olarak ele almayz. Bunun yerine, onu metnin
kaynann mevcut balamyla zel olarak ilikilendirilemeyecek bir
ekilde 21 kullanrz. Metnin ampirik olarak doru olmad ya da
dorudan ilevsel olmad gereini onu daha geni ya da derin bir
* John M. Ellis. The Theory o f Literary Criticism (Edebiyat Eletirisi Kuram).
University o f Califomia Press, 1977. (.n.)

anlamda doru ve yararl olarak grmek iin bir frsat olarak deer
lendirdiimiz dnlebilir. Ellisin dncesini tamamlamak iin,
bir metni kaynandan koparmann ezamanl bir odaklanmay ya da
okur dikkatinin genilemesini ierdiine de iaret edilebilir. Bir a
dan bunu tmyle arasal bir niyet yerine kendi iinde bir deer ola
rak deerlendirir, bir yandan da dikkati belirli bir balamdan bir
balam eitliliine yneltiriz.
Bir metni bu ekilde edebi olarak snflandrmak onu kaynana at
fetmeme karan almak ya da kaynandan gelen bir ileti olarak deer
lendirmemektir. (Bu grn sz edimleri kuram denen ey zerindeki
etkilerini ileride inceleyeceiz.) Bu tr eserler anlamlan konusunda
doduklan balama baml deillerdir ve baanlanna gre ya da o
durum iinde deerlendirilmezler. Tabir yerindeyse, kaynak noktalanndan balan kopmu bir halde bolukta sallanrlar ve bylece bir pa
saportun aksine, tuhaf ekilde seyyardrlar. Bir pasaport phesiz
tanmak iin tasarlanmtr ama belirli, olduka snrl bir ilev grr.
Bir konser bileti daha da yerleiktir. Edebi metinler u ya da bu du
rumda ne gibi bir okumaya ya da kullanma tabi tutulacaklann n
ceden belirleyemediimiz iin ilevlerini de kestiremeyeceimiz
trdendir. Doalan gerei ak uludurlar, bir balamdan dier ba
lama tanabilir ve bu srete taze anlamlar yklenebilirler.22 Wimsatt
ve Bearsleyin de kastl yanlg denilen ey zerine klasik denemele
rinde ne srd gibi, bir iir airinden doduu zaman kopar. 23
Edebi eserlerin fevkalade deiken olduu yeni bir gr deildir.
ok eski bir tarihi vardr, zellikle eski Yahudi midra* gelenei ya
da kutsal kitap yorumunda. Tapnakm yklmasndan sonra Tevrat
almak iin bir araya gelen Farisiler, metne yeni anlamlar yklemektense, bazen olduka olanaksz bir ftri anlam karmakla daha
ok ilgiliydiler. Kendi siyasi teolojik amalan dorultusunda ncil
yazarlan tarafndan taklit edilen bu bir grup adam ilk yorumbilimcilerdendir. Kutsal kitaplardaki bir metnin anlam aikr olarak grl
mez. Aramak ya da aratrmak anlamlanna gelen midra kelimesinin
kendisi de bunu aka ortaya koyar. Kutsal kitaplann tketilemez
* Yahudilikte kutsal metinlerin tasviri, (.n.)

olduu ve her yorumcunun onlar incelediinde farkl bir anlamla


karlat dnlrd. Bir kutsal metin gnn ihtiyalarn kar
lamak iin radikal bir ekilde tekrar yorumlanmad srece, l bir
metin olarak deerlendirilirdi. Gncel ann nda srekli yorumla
narak yeniden canlandrlmalyd. Vahiy devaml bir sreti, bitmi
bir olay deil. Tevrat, her yeni nesilden yorumlaycnn onu mkem
mele tayaca, aslnda tamamlanmam bir metin olarak grlrd.
Son sz bu yorumculardan hibirinin deildi ve kutsal metnin anla
mn zme sreci sonsuz bir toplu tartmay da ieriyordu.24 Yaz
mak anlamn somutlamasn tevik ettii iin bazen szl Tevrata
ayrcalkl bir stat verilirdi.
te yandan bir metnin kknden koparlmas, edebiyat iin daha
bariz olsa da tm yaz trleri iin geerli olabilir. Burada bir derece
meselesi vardr. Yazmak, kaydedilmemi sylevden farkl olarak, bir
yazarn yokluunda da ilemeye devam eden bir anlam biimidir ve
bu ihtimal onun daimi bir yapsal zelliidir. Sokrates, Platonun Phaedrusunda, -Bir dnce yazya aktarld zaman, onu her yerde, an
layanlarla olduu kadar kesinlikle ona uygun olmayan insanlarla
taklrken ve kiminle konuup kiminle konumamas gerektiini ke
sinlikle bilmezken bulursunuz, 25 der. Yazma konusunda korku verici
ve seici olmayan bir yan vardr, yaps gerei kskanlkla gzetilen
snrlan aabilir, enebaz bir bar kuu gibi her geen yabancnn yaka
sna yapmaya hazrdr ve (reform avatarlanmn hzl bir ekilde fark
ettii zere) kutsal gerekleri yasad ya da isyankr ellere verebilir.
Yazmaya gelince, onun nerede olduunu bilmezsiniz. yle de olsa,
sululann nclerinin bu anarist gc fazla naif bir ekilde gklere
karma tehlikeleri vardr. Gamsz bir biimde mantk merkezcilie
kar kmadan nce, baskc gcn korunmasnda kutsal metinlerin
anahtar roln anmsamakta fayda var. Daha nce de belirttiim gibi,
baz metinlerin dierlerinden daha devingen olduu da doru.
Ellis, ilevsizliin edebiyat sanatnn doas olduunu dnen
zclerden. Aslnda, bu zelliin metnin edebiyat olarak smflandnlmas iin ne gerekli ne de yeterli olduunu biraz sonra greceiz.
Ancak bu konuda baka sorunlar da var. Her eyden nce, Ellis bir
eseri kaynak balamndan soyutlamann, onu gereklik ya da sahtelik

konusundaki deerlendirmelere kar dayankl yaptn savunur. Bu


iddiaya dair phelerimizi ileride dile getireceiz. Geree ve sahteye
kaytsz kalmak krmacamn tanmlayc zelliklerinden biri olarak
grlr ancak kurmaca ile pragmatik olmayan i ie olmak zorunda
deildir. Bir duvara srf yapm olmak iin ak sak laflar yazmak
gibi pragmatik olmayan ve kurmaca da olmayan metinler olabilir.
Karlheinz Stierle popler kurmacanm pragmatikle pragmatik olma
yan arasnda bir yere dtn nk bu tr eserlerin d kurmak
iin tamamen ara olarak kullanldn savunur.26
Yine de kurmacanm bir metinle gerek durum arasndaki ilikiyi
gevettiini ve byle yaparak Ellisin akimda olan baz ilemleri kolaylatrabildiini grmek nemlidir. Her anlamda olmasa da bu an
lamda, kurmaca ile edebinin pragmatik olmayan boyutlar arasnda
aslnda bir ba vardr. Kurmaca, eserleri geree kar sorumluluk
yknden kurtarp ondan daha kolay bir ekilde ayrlmasn salar.
Richard Ohmannm edebiyat eserlerinin anlatmsal denilebilecek bir
gten yoksun olduu ynndeki iddias, ki bunu ileride inceleyece
iz, onlarn gndelik szler ve ykmllkler dnyasna kar kayt
sz olduu anlayn ierir ve bu adan onlar faydac olmayan
eserler olarak gren Ellisin dncesine benzer.
Ayn etki, metnin ampirik bir konudaki rapordan daha farkl bir
ey olarak ele alnmas gerektiini sezdiren, kendinin farknda ve ol
duka mecazi bir dil yoluyla da baarlabilir. iirsel gstergenin dn
yay olduu gibi yanstmak yerine kendi maddi gereklii olduu
iin, onunla gndergesi arasnda -kurmaca ve gerek hayat arasndaki
uyum gevekliine benzer- gevek bir uyum vardr. Bu tr dilsel ara
larla faydac olmayan arasnda bir iliki bulunur nk onlar da bizi
elimizdeki durumdan daha fazlasna odaklanmaya arr. Dier ey
lerin yan sra pratik ve dolayszdan daha fazlasnn sz konusu ol
duuna ilikin iaretler olarak hareket ederler. Benzer bir mesafe
koyma, ncelikle bir edebi eseri deneysel deil daha ok ahlki olarak
ele almay ierir ve bylece eser bir amar listesi gibi tek bir zel
duruma bal kalmaz. O zaman edebiyatn belirttiim temel drt ni
telii ayn ama iin ibirlii yapar. Ellisin duruundaki dier bir
sorun da modem zamanlarda bile inkr edilemez pratik ilevleri olan

ve insanlarn edebiyat olarak nitelendirdii eserler olmasdr. Burkeun siyasi sylevleri buna bir rnek tekil edebilir. Bunlara edebi
dememizin nedeni mecazi verimlilikleri, retorik canllklar, duygusal
marifet gsterileri ve dramatik ustalklar gibi zelliklerdir, yani edebi
olann bir esi dierinin yokluunu, ilevsiz olan telafi ediyor. Burkeun rlanda eyaletine ya da Amerikan devrimine ilikin sylevleri
nin kendi zamannda pratik fakat bizim kendi zamanmzda edebi
olduunu sylemek ok basit kaabilir. adalarnn ou onlar i
irsel performanslar olarak deerlendirmiti.
Tm edebi eserler kkenlerinin balamndan kurtulamaz. Adrian
Mitchelln Bana Vietnam Hakknda Yalanlar Syle adl iiri, Miltonm ntikamn al, Tanrm, katledilmi azizlerinin sonesi gibi ol
duka zel bir duruma deinmek iin yazlmtr. Bu, benzer eserlerin
birincil artlarnn tesinde syleyecek bir eyleri olmadn, bu art
larn onlar iin son derece nemli olduunu ne srmek demek deil
dir. Ellis bu noktada son derece keskin bir seim dayatr. levsizliin
de dereceleri vardr ki Ellis bunu kabul etmez. Pragmatik olanla olma
yan arasndaki fark asla su geirmez deildir. Gnlk iletiim sadece
pratik deildir: akalamay, selamlamay, kfrlemeyi dnn me
sela. Ya da u sadece ifade etme edimine odaklanan bantsal denilen
iletiimi: Seninle tekrar konumak ok gzel! Bir sylev dinleyicile
rinde bir tr pratik etkiye sebep olabilir, ama muhtemelen o anda deil.
Ayn zamanda rnein televizyonlarda yaymlanan, ikiliyken
araba kullanmann ne kadar aklszca olduunu gsteren hikyeler
gibi pragmatik kurmacalar da vardr, doru kan komik bir hikaye
gibi pragmatik olmayan kurmaca d eserler olduu gibi. Bir Mal
larm iiri phesiz pragmatik deildir ama peki ya Magna Karta,
Hlderlinin trajedi konusundaki dnceleri, meyve yarasalar ko
nusundaki bir bilimsel tez ya da Amerikan Anayasas? Meyve yara
salar konusundaki bilgimizin artmas, eer ona ykleyebileceimiz
pratik bir kullanm yoksa Stlerdeki Rzgar' dan* daha m pragmatiktir? k noktasndan uzaklaan tm metinlere edebiyat bal
lyk grlmez. (Amerikan Anayasasnn k noktasndan ne kadar
* Kenneth Grahame. Stlerdeki Rzgar. ev. Bilgin Adal. YKY, 2011. (.n.)

uzaklat, yasa zcleri ile muhalifleri arasnda iddetli bir tartma


konusudur.) Buna ramen, edebilik her halkrda metnin bize ne yap
tndan ok tamamen bizim metne ne yaptmz meselesi midir?
Baz balamlarda, belki barok dilleri ya da ak kurgusal durumlar
nedeniyle dierlerinden daha ok kaynaklarndan kopmay tevik
eden eserler de yok mudur? Baz metin trlerinin (rnein kahraman
lk beyitlerinin) kendilerini soyutlamay becerebildikleri bir anlam
bulunmaz m?
Ellis hakl olarak sadece bu amala tasarlanm metinler bunun
dnda braklrken, bu amala tasarlanmam metinlerin edebiyat
kategorisine dhil edilebileceini 27 dnr. Bu esneklik, dnce
sinin erdemlerinden biridir. Ancak ilevsizlik meselesini edebi eser
leri diyelim Newtonm, Millin veya Freudun metinleriyle deil de
gnlk konumalarla karlatrarak biraz geitirmitir. Ellisin de
belirttii gibi eer bir kiinin hayat boyunca ald tek vg bu de
ilse ve sebep olduu mutluluk lm yatanda bile devam etmiyorsa,
Ne kadar mkemmel bir sa ekli! gibi ifadelerin balamlar or
tadan kalktnda yok olduklar artk yeterince aktr. Buna karn,
uygun karlatrma bir edebi eserle gnlk dil arasnda deil, diyelim
Lermontovun Zamanmzn Bir Kahraman* ile Schopenhauern
rade ve Temsil Olarak Dnya adl eserleri arasndadr. Hangi du
rumda kincisinin anlam ve deeri doduu balamla snrldr? Peki
ya bir eserin asl balam bilinmiyorsa? Peki biliniyorsa, pragmatik
olmayan eserlerde de olduu gibi anlam konusunda karar vermek iin
ona bavurur muyuz? Bir eserin estetik etkilerinden bir blm de
onun aslmda ne demek istedii hakknda bildiklerimizle, onun bizim
iin ne anlama geldii arasndaki gerilimi de ieriyor olabilir mi? Ellis
grlerini vurgulamak konusunda o kadar isteklidir ki bu onu, ge
reksiz yere ve kabul edilemez ekilde bir eserin kaynandaki artlarn
nemini tamamen inkra srkler. Bu meselede bir biimci deildir
ama bir bugncdr: Eski eserlerin anlamn ve deerini belirlemek
konusunda gncel durumumuz her zaman ar basandr.
* Mihail Yurgevi Lermontov. Zamanmzn Bir Kahraman. ev. lk Tamer.
Can Yaynlan, 2009. (.n.)

Yine de balamdan bamsz olma fikrinin, bu tr mantksz bir


tarihselcilik kartln beraberinde getirmesi gerekmez. Dntr
len ya da Brechtin deyiiyle tekrar ilevselletirilen bir eser, kendi
tarihsel dneminin belirli bir rn olarak kalr. Bu da nasl ve ne l
de ona tekrar ilev kazandnlabilecei konusunda baz snrlamalar
getirebilir. Michel Foucault da Ellis kadar onu doduu ana bala
yacak olan sylemin kaynann aratrlmasna kar kar ama onun
bu tr sylemlerin belirli zamanlarda ortaya ktklarndan, btnyle
tarihi olduklarndan ve zaman iinde yok olup gittiklerinden hi p
hesi yoktur. Bununla birlikte bir eserin doduu zamanki artlan aa
bilme yetenei ile bu artlann doas birbiriyle ok yalandan ilikili
olabilir. Baz metinler bizde yank uyandrmay zgn balamlannn
onlarda yaratt tuhaf gcn de etkisiyle srdrrler. Bu anlamda,
zaman iinde en direnli olduunu gsteren eserler, belki de ironik
bir ekilde kendi tarihi balamna derinlemesine ait olan ya da bir e
kilde ona bal olan eserlerdir.
Ellis, ilevsiz olarak ele almaya karar verdiimiz eserlerin edebi
eserler gibi ele alnmaya deer olduklanm belirtir. Bu durumda bir
edebi metni incelerken her zaman, onun iyi edebiyat olarak deer
lendirilmesine neden olan yapsal zellikleriyle ilgileniriz. 28 Ancak
eer eletirelinceleme her zaman metnin onu itibarl yapan zellik
leriyle megul olursa, o zaman Lamarque ve Olsenda olduu gibi,
edebi sanatn olumsuz eletirisinin nasl mmkn olabileceini gr
mek zorlar. Edebi szcnn kendisi onu bu tr bir kklkten
ayn tutar. Bir eserin deeri, onu incelememizin sonucundan ziyade
n artna dner, nk eer buna deeceini bilmezse onu incele
meye de girimez. ncelediimiz dier yorumcularda olduu gibi, El
lisin tm deer bime srecinde de kanlmaz bir ekilde dngsel
olan bir ey vardr.
Ellisin edebiyat grnn, onlan ayn tutmak konusundaki sra
rna ramen tasvirci ve normatif olan birlikte ele ald durumlar var
dr. Eer, kimi zaman ima ettii gibi, ilevsiz olan ilevli olandan
daha stnse, biimsel, ahlki ve dilbilimselden ziyade pragmatik ol
mayan yapsna ramen deer, edebiyatn tanm iine zaten yerle
tirilmitir. Tasvirci ve normatif ya da gerek ve deer arasndaki fark

kapatmak iin klasik bir yol da ilev kavramna bavurmaktr: yi bir


saat, doru saati gsterme ilevini yerine getiren saattir, bylece de
eri gereklere dayal olarak biilebilir. Ellisin bu stratejiyi farkl bi
imde kulland da sylenebilir. Metnin bir gerei olan ilevsizlik
durumundan hareketle onun deerini yarglayabiliriz.
Ancak deerli ile pragmatik olmayan arasnda mutlaka bir bant
olmas gerekmez. nemsiz, retici olmayan yaz paralan da vardr,
Blackpool iskelesine bakarken bir mutluluk annda karaladm azap
verici duygusal dizeler gibi. Kitabnn bir yerinde Ellis de bu geree
iaret etmi grnyor. Nasl ki bir edebi metin ncelikle bir grevi
ifa eden bir metin olarak grlr ve belirli bir ekilde ele alnrsa, iyi
bir edebi metin de o grevi iyi bir ekilde yerine getiren ve bir edebi
metin olarak ayrt edici zelliine fazlasyla uygun olan bir metin
dir, 29 diye yazar. Yani bir eserin (pragmatik olmayan) ilevini ne
kadar iyi yerine getirdiinden bahsettiimize gre, deerli ile prag
matik olmayan arasnda bir aynm var gibi grnyor.
nsanlann, bir eseri edebi diye nitelendirirken bazen ima ettikleri
ey, anlamnn genelletirilmesi gerektii, sunduunun sadece sunmu
olmak iin deil, daha geni ve derin bir anlamda yank yaratmas iin
sunulduudur.30 Bu, dorudan retici olmayan yaps kadar, metnin
kurgusal haliyle de ilgilidir. Her iki durumda da kolaylkla bir mhen
disin rapora ya da pratik talimatlardan daha genel anlamlar tayabilir.
Aristoteles, iirin tarihten genellii bakmndan aynlacan dn
yordu. Samuel Johnson da Rasselas'a. bir yazann bireyselden kanp
genel ifadelere, daha byk grntlere, genel olarak trler meselesine
deinmesi gerektiinden bahseder. 1802de Wordsworth, Lirik Ba
ladlarn giriinde, gerein bireysel ve yerli deil, genel ve etkin ol
mas gerektiini yazar; Georg Lukcs ise The Historical NoveV da*
romann tamamen rastlantsal zelliklerinden ok tipik zellikleri
konusunda srar eder. Claude Lvi-Strauss mitolojik iaretlerin arafia,
grntlerin somutluuyla kavramlarn geneliii arasnda, edebi eser
lere de hayati bir etkisi olan bir belirsizlikte yzdn dnr.
* George Lukcs. The Historical Novel (Tarihi Roman). ev. Hannah-Stanley
Mitchell. University o f Nebraska Press, 1983. (.n.)

Edebi eser dediklerimizden, zorlu da olsalar sadece zel kii ya


da durumlar rapor etmekten tesini yapmalarn bekleriz. Belirsiz bir
ekilde kendilerinden tesini iaret etmelerini bekleriz. Robert Steckern da dedii gibi, metnin ayrntlarnda genel bir anlam ararz. 31
Dermot Healynin roman, A Goats Songda* bir karakter, kk
bir hikyenin nasl olup da kelimelerin ok tesinde toplanan bir
anlam tayabilecei konusunda kafa yorar. Peter Lamarque da bir
edebi eserin sadece bir dnya sunmadn, ama ieriklerinin daha
geni bir anlam kazanaca ekilde onun konusuyla ilgili yorumlar
yaptn savunur.32 Edebiyat ne dedii iin okursak, ayn zamanda
baka bir eyi de st kapal olarak sylemekte olduunu dnrz.
Bu edebiyatn nemli bir zelliidir. Eer bu iki dzeyi birbirinden
ayrmak gse, bunun sebebi baka bir ey dediimiz aslnda b
tnyle baka bir gizli anlamlar dizisi deil, bize sunulan anlamlan
zgn bir ekilde ele almadr, ki buna dilbilimciler edimsel kanm
derler. iir ya da kurmaca kelimelerini duyduumuzda bile ar
dndan gelecek olann rnek gsterilen bir eser olacan dnmeye
haznzdr, sanki bu metin tasvir ettii olaylann ya da kaydettii duygulann tesinde bir ahlki gizli anlamlar anaforu tayormu gibi; bu
ounlukla bir bulak makinesi kullanm klavuzu ya da The Ti
mes'm ekonomi sayfalan iin geerli deildir.
Edebiyata ikin olan bu ikilik hibir yerde Jacques Derridann u
metninde olduu kadar anlaml ve ak ekilde ifade edilmemitir:
Dilin sahip olduu g, dil ya da yaz olarak var olan o g, tekil
bir iaretin ayn zamanda bir iaret olarak tekrarlanabilir ve yinele
nebilir olmasdr. Daha sonra kendinden bir rnek tekil edebilecek
kadar bakalar ve bu ekilde belirli bir genellik ierir... Ancak ta
rihin, dilin, bilginin bu younlamas bu noktada btnyle tekil bir
olaydan, imzadan ve ayn zamanda bir tarih, bir dil ve otobiyografik
yazdan aynlamaz. Asgari bir otobiyografide en byk tarihi, ku
ramsal, dilsel, felsefi kltr potansiyeli birlemi olabilir ki beni asl
ilgilendiren budur.33

* Dermot Healy. A Goats Song (Olakm arks). Mariner Books, 1998. (.n.)
92

Dil, bir tr ift yaz tryle iler, hem tekile sadk kalp hem ondan ay
rlarak. Bir lirik iir ya da gereki roman indirgenemeyecek kadar be
lirli bir gereklik sunar; ancak kulland gstergeler sadece
yinelenebilir olduklar iin gstergelerse ve baka bir balama da yer
letirilebilirlerse, herhangi zel bir edebi beyan kendi iinde birok
genel yan anlamla doludur. Bu ekilde dar alamna mmkn olan tm
dnyay sktrarak tekil bir kk evren gibi hareket etmeye balar.
Metinler ne lde bu ikilii sergilemek zere dzenlenmi ve ere
velenmilerse, geleneksel olarak edebiyatn artlarna o kadar yakla
rlar. Edebi metinler tipik olarak sylemin doasndaki iftelii ayn
zamanda dilin doas gerei daha genel bir anlam ieren indirgenemeyecek kadar zel durumlar betimleyerek kullanr. Derridann de
yiiyle, bunlar rnek tekil eden metinlerdir. Bu ayn zamanda
kurmacayla badatrdmz baz stratejiler iin de geerlidir.
Maurice Merleau-Pontynin fenomenolojik estetii de sanat ese
rinde benzer bir ikilik bulur. Bu tr sanat eserlerinin grnr boyut
lar yani duyumsal varlklar vardr ancak bunu adeta bir tr iskele gibi
ayakta tutmak, nemli durumlarn ve ilikilerin btnyle grnmez,
gnlk hayatta ounlukla gz ard edilen boyutlarn n plana kar
mak da tamamen sanat eserinin ilevidir. Benzer bir dnce Heideg
gerin sanat eserinin dnyas kavramn besler. Merleau-Pontyye
gre sanat eseri, alglama ve dnme arasnda ara bir yer igal eder,
yle ki duyumsal yaknl daha temel bir dnsel balama iaret eder.
Bu balam ya da daha derin yap, sanat eserinin karakterleri veya olay
lar kadar abuk alglanamaz ama bu d izgilerinden tmyle de
soyut deildir.34
Dilin ikili yapsmda bir eliki yatar. nsan bir eyi ne kadar titiz
likle belirlerse, o kadar genel ihtimaller akla getirir. Bir eyi tm te
killiiyle betimlemek, dili abartmaktr; ancak bu da eyi youn bir
yan anlamlar ama sarar ve hayal gcnn onun etrafnda serbeste
oynamasna izin verir. Ne kadar ok dil yarsanz, tasvir ettiiniz
eyin quidditas'n yani zn o denli rtersiniz ama yine de baka
pek ok ihtimali de artrarak onun yerini o kadar deitirirsiniz.
Giacometti heykelinde olduu gibi, ne kadar inceltilirse o kadar hey
betli ekilde belirir. ncelemekte olduumuz ikilik, edebiyat olarak

adlandrlma ansna erien her ey iin geerli deildir. Bazen po


pler edebiyata (ki adn andmz pek ok kuramcya gre bu ifade
bir tezattr) hareketli, kendinden te zel bir anlam olmayan iyi bir
hikye dinlemek iin yneliriz. ok az okur, Agatha Christieyi ahlki
bilgelii iin okur. Richard Galein de ne srd gibi yaratld
yer ve zamandaki edebi ve sosyal eilimler, yazlma biimi ile birlikte
(o eserin) dnya hakknda genel dorular gsteren bir eser olup ol
madn belirler. 35
Ancak, arkadalarmz ve meslektalarmzla yapmamz gereken
den daha farkl olarak, bize bir metni kendi istedii gibi ele almay
emreden bir kanun yok. Okur, metin bunu tevik etmese de, yine de
bu tr genellemeci bir ileme giriebilir. Bir k iaretini her
zaman iin lm artran, uursuz bir nesne olarak dnebiliriz.
Ay'nm hikyenin konusu dnda okunmak niyetiyle yazlmad
n anlayabiliriz ama bu, fkeli anarist gen kzlarn dzen iin bir
tehdit oluturduu gibi birka anlaml dncenin okuduka kafa
mzda belirmesini engellemez. Aslnda, herhangi bir anlatnn srarl
bir ekilde zel de olsa, tamamyla genel anlamlardan nasl sakna
bileceim anlamak zor. Konu edebiyat olunca, rnein zeli-genelin
hatrna dzeltme ve ele alma, zellikle kurmacada olduka aikr bir
durumdur. Kurmacada, zel olan byk ounlukla icat edildii iin
bu amaca daha az diren gsteriyor. yle de olsa, bu ikili ifreleme
geleneksel olarak edebiyat denen eyle snrl deil. Gerald Graff,
edebi eserlerin sradan grlen dil ifadelerinden edebi eserlerdeki
sylemlerin aksine, tekil sylemlerde iletilen mesajlarn daha aydn
latc gstergesel bir mesaj vermedii 36 gereiyle ayrt edilebilece
ine inanr. Ancak i arkadalarna cinsel tacizlerini anlatarak
bbrlenen bir adam, onlarda yalnz kendisiyle ilgili bir hkme deil
ayn zamanda palavra, cinsellik, erkek kibri gibi genel konularda da
speklasyona sebep olur.
Bir anlamda tm deneyimlerimiz rnek tekil eder. Hi kimse te
melde sadece kendisinin anlayabilecei bir dnceyi ya da duyguyu
yazmaya kendini adamaz, Finnegans Wake'in yazan bile. Benim
sahip olduum ve muhtemelen benden baka kimsenin sahip olma
d hibir duygu yoktur. Yazmak, paylalabilir bir anlam meydana

getirme iine girmektir. En zel deneyimlerde bile dolayl bir genellik


boyutu vardr ki bu da edebiyat mmkn klan eyin bir blmdr.
O zaman edebi eser dediimiz eserler bir tr ift okumay gerek
tirir, somut durumlar almlarken bilinsizce de olsa bir yandan da
onlar biraz daha az belirli bir balamda kaydederiz. Emma'nn bir
roman olduunu bildiimizden, kahramann kendini durdururkenki
davrannn nemini Florence Nightingalein hayatn ciddiye ala
camz gibi almayz. Bu ifte strateji, zbilin dzeyine ktnda,
alegori ad verilir. Edebi gerekilikte bu durum zelle genel arasnda
istikrarsz bir denge ierir. Gereki bir metnin genel tavr somut zel
liklerinde vcut bulurken, o zellikler mmkn olduunca zorlayarak
gerekletirilmelidir. Aslnda, edebiyat sahip olduumuz gerekliin
en kaba tanmdr. Ancak bu okurun bir eseri genel olarak grme ih
timalini engelleme, dikkatini somutlatraca detaylara ekme gibi
bir etki yapabilir. Metin, kendinden baka bir eyi ima etmelidir, ama
bu imalar ikna edici klan zgllk pahasna deil. Somut genele
giden aratr ancak her zaman onu engellemeye de sebep olabilir.
Romanc Samuel Richardson, arkada William Warburtona ro
man Clarisse?ma. gerek bir hayat hikyesi olduuna inanlmasn
istemediini yazar ama kurmaca olduunu da itiraf etmez. Bununla
ne demek istediini farkl ekillerde yorumlayabiliriz. Hikyesinin
gerekmi havas tamasn isterken, rnek tekil edebilecek ahlki
durumuna glge debilir diye, anlatt olaylarn gerekten olduuna
okurlarnn inanmasn istememiti. O zaman kitap, iinde hibir
zgn boyut olmayan baka bir gerek hayat raporuna dner. Roma
nn yaps gerei Clarissadan daha ok kadna, Lovelaceden daha
ok erkee ve on sekizinci yzyl Londrasndan daha ok yere ilikin
bir yk olduunu kavrayamayabiliriz. Ancak kitab bir kurmaca ola
rak ilan etmek, gereki etkisini hafife alma riskini dourabilir, bu
da dolayl olarak rnek tekil eden statsn baltalar. Richardsonn
Warburtona yazd yorumlar, hikyesini kurmaca ile gereklik aras
bir yerde havada brakma ve bylece her iki dnyann da en iyi yan
larn salama alma isteini gsteriyor.
Bir eyi kurmaca olarak ele almak, dier eylerin yannda kendi
nize o erevede dnme ve hissetme izni vermek, hayal gcn

serbest brakmak, sanal biim altnda gerekliin acmasz lmclln reddetmektir. Edebi eserler geree gevek bir ekilde bal
olmak anlamndaki kurgusallklanndan dolay, bu tr speklatif et
kinlikler iin uygun frsatlar olabilirler. valye ruhuyla, gereklik
ilkesinin arbedesine kr krne uymak yerine hayal gcne dayal
savlan dndrerek gerein inatlyla ba edebilirler. Bu, hayal
gc ve radikal siyasetin birbiriyle bu derece ilikilendirilmesinin de
sebeplerinden biri. Eer bu serbestlik, esere belirli bir mesafede dur
may ieriyorsa, onun daha derin bir deneyimini de ierebilir. Aslnda
Coleridge, bir edebi eserle ne kadar megul olursak ona o kadar az
gveneceimizi dnrd, nk ona gre bu tr bir gven metnin
iine dalmann onu ortadan kaldraca bir irade edimini de ierir.
Edebi eserlerin eyleri elle tutulur varlklar olarak sunma ve bylece
okuru ieri ekme gc vardr, ancak Husserlci fenomenolojiye gre
bu, aikr olan ireti olanla birletirerek onlara farkl birka adan
grlme ans da verir. Bu yabanclatrma ve ekme oyunu iinde,
olduka youn bir biimde ifte ve ironik bir bilin retirler ki bu in
sann dnyayla kurduu ban karakteristik bir zelliidir.

3
#

Edebiyat eserlerinin son derece deerli metinler olduu kuramclar


arasnda olduka geerli bir varsaymdr. Stein Haug Olsen, sanki an
lamadnz eyi takdir edebilirmisiniz gibi bir edebiyat eserinin an
lalmadn ama takdir edildiini yazar.37 Olsena gre, daha nce
de grdmz gibi, bir metni yorumlama edimi onun olumlu bir e
kilde deerlendirilmesi gerektiini varsayar. nsan neden kanon d
bir eseri yorumlama gerei duysun ki? O halde, yorumlamann da de
erlendirmenin yolundan gittii ve genelde kabul edildii gibi bunun
tersinin geerli olmad bir eilim vardr. Olsenm grne gre,
eletirel dnce, bir eserin kendi kltrnn yeleri tarafndan ona
atfedilen nemi gerekelendiren zellikler zerine odaklanmaldr.
Geerli bir yorum bir eseri, baanl bir sanat eseri olarak snflandran
nitelikleri tanmlar. Yani eletiri, aslnda kelimenin bilinen anlamyla

eletiri deildir. Bir eserin batan beri gstermesi gerektiini dn


dmz farklln ortaya koyamadna iaret etmek, eletirinin
grevinin nemli bir paras deildir. Olsenn szlnde ise ele
tiri edebiyatla ilgili takdire karlk gelir. Takdirin olumsuz bir g
r barndrma ihtimali, itici eletiri kelimesininkinden daha azdr.
Benzer ekilde, C. L. Lyas da sahip olunduunda metni bir e
kilde deerli klacak zellikleri sralayamazsak edebiyat tanmlamak
mmkn olmayacaktr, 38 der. Ona gre edebiyat, bir onaylayc
kelimedir. Charles Stevenson, bir iirin iir olamayacak kadar kt
olabilecei gerekesiyle, iirin olumlu ya da vc anlamm koru
mamz gerektiini dnr.39 O halde btn iirler iyi iirlerdir, tm
sosislerin iyi sosisler olduu gibi (zira kt olanlar sosis deildir).
Gregory Currie, bir eyin edebiyat olduunu sylemenin, baz zel
durumlar dnda, ona bir tr deer atfetmek anlamna geldiini 40
savunur. Christopher New, edebi nitelikleri zayf ya da nemsiz olan
eserlerin o onurlu (iyi) edebiyat baln hak etmediklerini belirtir.41
Parantez iine dikkat etmek gerekiyor. New, sanki birden kt ede
biyat ihtimalini gz ard ettiini fark etmi ve hzlca araya bir iyi
eklemi gibi grnyor. Bu eklemenin etkisi ise bu iddiay bir laf ka
labalna evirmek olmu: Zayf ve nemsiz olan eserler, iyi eserler
deildir. New ayn zamanda bize, ciddi edebi yazmla hayalperest
yazm karlatrdmzda, edebiyat kelimesini tarafsz anlamda,
deer yklemeden kullanm olduumuzu 42 da syler. Ciddi ve ha
yalperest saylarm tarafsz olabilecei, en adanm pozitivistlerin bile
desteklemekte isteksiz olaca bir dncedir. Paul Crowther estetik
konusundaki muhteem denemesinde tm resimlerin ve iirlerin
kendiliinden sanat eseri olmalarna elbette msaade etmeyiz der.43
O halde onlara ne demeliyiz? Kt sanat eseri olabilirler, ama bu,
hastalkl bir karacierin artk bir karacier olmad anlamna gel
meyecei gibi onlarn da sanat eseri olmad anlamna gelmez.
Sanat eseri kelimesinin tanmlayc ya da normatif kullanmlar bu
tr tartmalarda sklkla birbirine kartrlr.
Peki, bu kuram kt edebiyat nasl deerlendirir? Elbette kt
edebiyat kavramnn bu anlamda bir tezat olmaktan kurtulduunu ve
bu vaadi yerine getiremeyen olduka itibarl eserlerin bir blmne

atf yaptm iddia edebilirsiniz. Restorasyon dnemine ait ok kt


bir trajedi ya da anlamsz bir neo-klasik pastoral yapt, zel olmasa
da genel anlamda bir edebi statye ulam kabul edilebilir. Ya da ede
biyat eserinin nne ulamaya alan, ancak bunu baaramayan eser
lerden sz edilebilir. Fakat sorun bu kadar kolay halledilemez. Zira
edebi kanon olarak isimlendirilen eyin birok deersiz e ierdiini
grdk. Ayn ekilde, bazlarnn kanon d olarak deerlendirecei
bilim kurgu gibi trler vardr ki bunlar arasndan pek ok muhteem
eser kabilir. Lamarque ve Olsen, edebiyat hafif elenceden ayrr,
ancak iki kategoriye de sokulabilecek birok iyi komedi de mevcuttur.
Ve eer edebi eserler belirli bir ileme yant veriyorsa o halde bu, Cervantes iin olduu kadar iyi popler kurmaca iin de geerlidir. RD.
Jamesin ya da lan Rankinin kurmaca metinleri edebiyat mdr, eer
deilse bunun nedeni nedir? Dil incelii ve bak derinliine sahip ol
mamas m? Peki ya Robert Southey ya da Thomas Beddoes? Onlar
elbette edebiyat olarak deerlendirilir ama James ve Rankinin aksine
okumaya deip demeyecekleri phelidir.
Edebiyata ikin olarak deerli bir yaz tr olduu grnn ol
duka zel bir tarihi vardr. Raymond Williamsa gre, on altnc ve
on yedinci yzyllarda, edebiyat kelimesi aslnda bugn okurya
zarlk ya da edebi bilgelikten kastettiimizle aynyd, yani edebiyat
adam fevkalade okumu biriydi.44 On sekizinci yzyldan bugne
kelimenin evrimini takip ederken Williams, tm basl kitaplar kadar
objektif grnen ve incelikli renme eklinde bir toplumsal snf
kkeni ve zevk ve hassasiyet alan olarak adlandrlan bir kate
gorinin imdi nasl seici ve kendini tanmlayan bir alana dnt
n gsterir: Btn kurmaca hayal gcne dayanmazd; btn
edebiyat aslnda Edebiyat deildi45 O halde eletiri, gemite pek
ok ilev grm bir edim olarak, sz konusu zel ve seici edebi
sanat eserleri kategorisini merulatrmann temel yolu oldu. Ge
erli eletiri, geerli eserleri takdir eden eletiridir ve geerli eserler
de geerli eletiriye olumlu ekilde karlk veren eserlerdir. Eletir
men bu edebi ayinlerin barahibi olur, bu kendini merulatrma s
recini kendi yetkisinin grev bilinciyle ynetir.

Aslnda, dini mecazn daha geni bir nemi vardr. Williams ya


ratc ya da hayal gcne dayal edebiyat fikrinin ilk olarak 18.
yzylda, gittike tekdzeleen ve karc hale gelen bir toplumsal
dzene direnme eklinde ortaya ktn iddia eder. Bylece kat bir
ekilde faydac olan bir ortamda, akn gerein en kuatlm ileri
karakollarndan birini temsil eder. Akn hayal gc ve endstriyel
kapitalizmin ilk zamanlan bir anda ortaya kar. Edebiyat ve sanatlar
yerini kaybetmi dinin ekilleri, toplumsal olarak artk ilev grme
yen deerlerin snabilecei, korunan kuatlm topraklar haline ge
lirler. Kendi edebiyat alglanmzn ou da bu ksmen yakn olan
tarihi zamana kadar uzanr.
Ancak gerek -tanmlayc deil normatif olarak- edebiyat ke
limesinin kibirli birka nyarg ile beraber gereksiz bir kankla
neden olmasdr. Edebiyat kelimesine, entelektel kelimesine ol
duu gibi yaklamak daha doru olur. Entelektel, ziyadesiyle
zeki anlamna gelmez. yle olsayd, hibir aklsz entelektel ol
mazd ki bu durum bu deil. Kategori bir i tanmdr, kiisel bir vg
deil. Edebiyat kelimesi de benzer ekilde tanmlayc kullanm
larla snrl olmaldr. Medbh McGuckian edebiyattr, Maeve Binchy
de yle. Ama bu, okurlann ikisi arasnda bazen seim yapmak iste
meyecei anlamna gelmez. Bununla birlikte, edebi eserin sadece
edebiyat kurumu bize yle dedii iin okunmaya deer olduunu farz
etme eklindeki entelektel tembellikten de synlmamz gerekir.
Bir edebi eserin deerini lmenin muhtemelen 20. yzyla zg
tek bir yolu vardr ve bu yol ard ardna eletiri akmlarnda da ortaya
kar. Bu, edebiyat sanatna ilikin deerli olan eyin antada keklik
grnen deerleri yeniden grnr klmas ve onlan eletiriye ve de
iiklie amasdr. Derek Attridge eer metin bilinen, szel bir for
mle gre nyarglan tamamen onaylayarak onlan cesaretlendirir ve
glendirirse buna edebiyat denilemez, 46 der. Bu estetiin, Rus Biimcilerin yabanclatrma retilerine dayanan kkenleri vardr:
iir, alglarmz yabanclatrarak onlan iine dtkleri gnlk ba
yatlktan kurtarr ve onlan kendi balarna dikkat ekici aratrma nes
nelerine dntrr. Bu retinin ardndaysa dnyadaki nesneden,

ona niyet eden bilinlilik edimine kayan odayla Husserlci fenomenolojinin belirsiz varl yatar. Biimcilik ve fenomenoloji ze
linde, onu alglama ediminde bulunan zihni ilemlere daha iyi
odaklanabilmek iin gereklii geici olarak parantez iine alyoruz.
Hans Robert Jaussun ilk dnem eserlerinde aka grld gibi
ahmlama kuram da bu retinin varisidir. Jauss, edebi eserlerin kav
ranaca bir beklentiler ufkundan sz eder, bununla bir okurun
onunla balant kurmak iin metne tayaca tm varsaymlar yap
sn ya da kltrel referanslar sistemini kasteder. Estetik eserler, almlanma tarihleri boyunca deitike, deer ve anlam asndan da bir
ufuktan dierine ya da o ufuklarn da deimesiyle eitlilik gsterir
ler. En deerli eserler, okunduklar arka plann varsaymlarna yaban
clatran, onlan okur iin alglanabilir nesneler klan ve bylece okuru
onlann snrlandrmalarndan kurtaran eserlerdir.47 Sadece okurun
beklentilerini karlayan eserler, rnein Nil de lm* buna gre daha
dk bir estetik itibara sahiptir. Dante ve Dryden iin olduka artc
olsa da, bu model ortodoks inanlarn ve geleneklerin sadece satla
bildikleri zaman estetik olarak deer kazanacaklarn varsayar. As
lnda, Jauss olduka sama bir ekilde klasik metinleri yemek
tariflerinden saymaya, Horacen gazellerini sat rekorlar kran eser
lerle birlikte paketlemeye zorlanmtr, zira bunlardan hibiri beklen
tiler ufkunun konvansiyonlarna meydan okumaz.
Biimcilik gibi bu gr de bilmen norm ve alglamalarn fakirle
tirildiini ve baskn kavramsal sistemlerin (Jaussun olumlayc ya da
kurumsal anlam dedii) kstlayc olmaya mahkm olduklarn kabul
eder. Edebi deer, hkm sren toplumsal akl datmakta ya da sap
trmakta yatar. Biimcilerde olduu gibi bu, sanatsal deerin olumsuz
alglanmasdr. Ayn ey farkl bir anlamda, Marksist estetikilerin en
nemlisi Theodor Adomo iin de geerlidir 48 Yeni olan kendi iinde
deerlidir ve normatif olan da doal olarak kemiklemitir. Normlarn
verimsiz yollarla yabanclatnlabilir olma ihtimali bandan beri d
lanm bir ihtimaldir. Her gn, toplumsal sylem lekelenir ve deeri
drlr bylece paralanarak kalnlar, yeri deiir, younlar, yk
* Agatha Christie. Nil de lm. ev. Gnl Suveren. Altn Kitaplar, 2010. (.n.)

seltilir veya sfr noktasna kadar yontularak birka nadir deer tanntsna teslim olmaya raz edilir. Modemizmin dile hayran oluunun ar
dnda gndelik grnmlere kar derin bir gvensizlik vardr.
Jauss, Gadamerci bir slupla Sanat ve toplum arasndaki ilikinin
soru ve yant diyalektii iinde kavranmas gerektiini,49 gzlemler.
zgn sanat eserinin allm toplumsal deerler hakknda soru iareti
yarattm ve byle yaparak da yeni bir cevapla karlatn syle
mek ister. Ayn zamanda, eser farkl ekillerde, farkl nesillerdeki okur
lar tarafndan kendi deien beklenti ufuklar iinde sorgulanm ve
Hans-Georg Gadamerin Hakikat ve Yntem'As* adlandrd ve met
nin retiminin tarihi annn onun almlanma tarihinin zel anyla kar
lat bu ufik birlemesi, bir eserin geleneksel anlamn, retim
annda tahmin edilemeyecek anlamlar kararak dntrebilmitir.
Bu iddiann bir imas da tm deerli edebi metinlerin bir anlamda
radikal ya da huzur bozucu olmasdr ki bu, Marksist cepheden do
mu olsa hi phesiz entelektel vulgarlm son noktas olarak ge
itirilecek bir dncedir.50 Ancak siyasi olarak daha uyumlu bir
yorumbilimden, biimci yazn teknii ve almlama kuramndan do
unca bir tr bilgi olarak da deerlendirilebilir. Naif bir avangart ha
reketle tandk olan, telafisiz ekilde uadan diye damgalanr. Gnlk
deneyim ister istemez iflas etmitir. Ancak yabanclatrmay yaban
clatrarak, tamamen tannmaz hale gelene kadar sradan olan ya
banclatrarak bu btnl yeniden kurabiliriz. Ama bu da kendi
iinde sradan bir kaidedir. Pek ok rutin norm ve eilimin olumlu
olabilecei, meydan okunmaktansa el stnde tutulabilecei nadiren
dnlr. Peki ya emekglerini yenilemek uruna alan iilerin
haklarm yneten normlar? Sahtekrlk yapan bankaclarn onlan g
rnr klmak ve bir eletiri konusu haline getirmek iin cezalandrl
malar gerektii mi dnlyor? phesiz tm vatandalarn
gelirlerinin te ikisini imparatora vermelerini art koan gelenee
meydan okunmas gerekir, ancak ikence grdnz iin alacanz
tazminatla ilgili kanunlara meydan okumak gerekli deildir.
* Hans-Georg Gadamer. Hakikat ve Yntem. ev. Hsamettin Arslan, smail Yavuzcan. Paradigma Yaynlan, 2008. (.n.)

Kavramsal sistemlerin doalar gerei snrlayc olduklar gr


de bir o kadar temelsizdir. Stalinizm bu tr bir sistemi art koar ama
feminizm de yle. Peki ya almlama kuramnn kendisi? Bu dnce
doktriner formllere kar liberal bir nyargy yanstr, ancak liberal
retiler, gndemler veya manifestolar yok mudur? Dierleri zgrletiriciyken, baz dnce sistemleri baskcdr. oulculuk yanda
larnn bu duruma ilikin daha makul bir yaklamlarnn olmas
beklenir. Bir klelik szlemesi olarak epey iyi formle edilmi bir
metin olan ABD Anayasasnn aleyhinde olan ok sayda liberal yok
tur. Belirli bir dnce rejiminin uzlatramadklan, rnein rk safl
kuramlar, bunun dnda braklmay hak eder. Her sistem hastalkl
olmad gibi, her snr da salkl deildir. Baskn varsaymlar olan,
ne pahasna olursa olsun darda braklmas gereken itaatsiz azn
lklar vardr. rnein, Neo Naziler. Baskn her zaman baskc an
lamna gelmez.
Jauss daha sonra bu gr byk oranda brakt ya da en azndan
radikal bir ekilde dzeltti. Kendi yntemleriyle onun klasik bir e
kilde ideolojik olduunu ve belirli bir tarihi an (biimcilik, yksek
modernleme ve avangart) kltr tarihine genelletirdiini grd. Bir
ok biimcinin futurist ve konstrktivist meslektalaryla birlikte rol
ald Bolevik rejiminden, Berlinin ve Viyanann muhalif modernist zmrelerine ve sava aras dnemin solcu avangartlanna kadar
kuram douran o tarihi dnem, devrimci bir dnemdi. Yirminci yz
yln en verimli kltrel deneylerinin bazlarnn, zellikle de izle
nimcilik ve gerekstcln, bu siyasi alkant dneminde ortaya
kmas hi de artc deil. Almlama kuram bile, bu karmak mi
rasn daha lml ve makul bir rn olarak siyasi ayaklanma bala
mnda deerlendirilebilir.51 Jaussun eletirel sahnedeki bu akmn
douunu haber veren nc denemesi 1969da yaymland.
Yine de, bu tarihin brakt sanat kavramlar fikir verici olduu
kadar snrldr. Okurlaryla gvenli bir uyumaya bel balayan, ge
lenekleri boucudan ziyade zgrletirici bulan, ortak deneyimi an
lamsz ya da aldatc grmeyen ve bozma gdsn onaylama
arzusuna deer veren edebi eserlere k tutamazlar. Bu eserlerin mu
hafazakr olmalar gerekmez. Neo-klasik ya da feminist metinler ola

bilirler. phenin olduu gibi dayanmann da bir yorumlanma ekli


vardr. Radikal siyaset ortak uygulamalar, aklamay olduu kadar
olumlamay da ierir. Max Ernst ve Georges Bataillem olduu kadar
Raymond Williams ve E.R Thompsonn da anlaylarna uzanr.
Edebiyatn deerinin, gnlk normlar yabanclatrmada yatt
iddias Wolfgang Isera yakn almlama kuramnn temel zelliidir.
Edebiyat eseri toplumsal konvansiyonlar sradan balamlarndan
kurtararak ve onlar kendileri iin inceleme nesnelerine evirerek fay
daclktan uzaklatm. yle ki, edebiyat eserinin gerek gndergesi
onu dzenleyen konvansiyonlar olduu kadar toplumsal gereklik de
deildir.52 Bu noktada Isern ilk dnemlerinden etkilendii olgucu
lukla bir paralellik vardr. Sz konusu olan nesnenin kendisinden ok
benimsenme eklidir.53 Edebi sanat eserleri, yaadmz doxa' y*
grnr klarak konvansiyonel bilgi tarafndan uzaklatrlan ihtimal
leri artnrlar. Ancak bu, diyelim ki ortaa sanatnn btn alanlar
iin geerli olmadndan, Iser bunun byk ksmn nemsiz54 ola
rak deerlendirmitir. Bu durumda, snrlayc doktrin onun kendi li
beral modernist bak as gibi grnmektedir.
Tm kavramsal sistemlerimiz, Isera gre darda brakmal ve
deitirmelidir, edebi eserlerin ilevi kenara itileni vurgulamaktr. Bu
tr eserler, yapbozumculann iine yaramaktansa ilgili sistemlerin
derin bilgisinden kaan, ka olmayan kalntlarla ilgilenir.55 As
lnda bu noktayla Iser, Derrida ile ayn okuldan olduunu gsterir,
ksmen onun almlama kuramn postyapsalc koullarda yeniden bi
imlendirir. O dnce biiminden kalma basitletirici bir kartlatrmayla, benimseyemedikleri her zaman olumluyken sistemler her
zaman olumsuzdur. Edebi sanat eseri, Isera gre, o sistem iindeki
blgeleri aka glgelendirerek, hkm sren sistemin dolayl bir
erevesini izer.56
Bu noktada Pierre Machereynin Marksist eletirel kuramyla bir
paralellik bulunur.57 Machereynin projesi de edebiyat eserinin, aksi
takdirde ekilsiz olacak bir ideolojiye ekil vermek iin sanatsal bi
* Yunanca. Fikir ya da genel inan anlamna gelir. Pierre Bourdieu terimi, bir top
lumda kanksanan grleri belirtmek iin kullanr, (.n.)

imden yararlanrken -iyi niyetine ramen- nasl o ideolojinin snr


larn ortaya kardn gstermeyi amalar. O snrlar, eserin syle
dii eyin sylemediine, yani syleminden ideolojik olarak yasak
olduu iin sansrlenen eye dnt noktay belirler. deoloji
genel olarak kendi snrlarm kabul etmeyi reddeder, safa kapsamnn
evrensel ve sonsuz olduunu dler; ancak onu bu ekilde resmile
tirme ya da somutlatrma etkisi, baz toplumsal gerekleri darda
brakmaktan kaynaklanan boluklarn, sessiz kald ve kard
noktalan konuturmaya balamaktr. (Iser kendisi de phesiz Machereynin de etkisiyle, sonraki kitab Prospecting' de edebi eserin
sylenmeyeni var etme konusunda etkinletirici olduunu58 yazar.)
Bu fikir verici kuramn tohumlan, Louis Althusserin zgn sanat
eserinin kendisiyle ideolojik balam arasnda bir isel mesafe koy
duu ve bu mesafenin o balam yabanclatn ve potansiyel olarak
zgrletirici bir ekilde alglamamza yardmc olduu savnda
yatar.59 Burada Biimcilik ve Marksizm arasnda, zd kadar
sorun yaratsa da verimli bir ittifak vardr.
Bu sorunlardan sadece birini belirtmek gerekirse, bir kez daha,
deerin sadece olaand ve yabanclatnc olanda yatt grlr.
Bu, bir ideolojinin kendi iinde bir deer olmayan atlaklanndan ve
yanklanndan kaynan alr. Edebiyat, liberal ve radikal meleklerin
tarafndaym gibi grnr, somutlatnc biimi yoluyla statkoya
meydan okur. Eletiri ve deoloji* adl kitabmda bu sorgulanabilir
izgiye ben de parmak bastm ve edebi deerin bir eserin iinde tu
tulduu ideolojiyi paralama kapasitesinden kaynaklandn savun
dum.60 Bu, baz ideolojilerin yetenekli ve verimli olduu gereini
gz ard eder. Iser, kurgusal bir metnin, doas gerei tandk normlann geerliliini sorguladm yazar.61 Bu Rilkenin Malte Laurids
Brigge in Notlan** ya da Musilin Niteliksiz Adam'*** iin geerli
* Terry Eagleton. Eletiri ve deoloji. ev. Sava Kl, iletiim Yaynlan, 2009.
(-n)

** Rainer Maria Rilke, Malte Laurids Brigge in Notlan. ev. Behet Necatigil.
Can Yaynlan, 2012. (.n.)
*** Robert Musil. Niteliksiz Adam. ev. Ahmet Cemal. Yap Kredi Yaynlan,
2012. (.n.)

olabilir ama kimse Mansfield Park'm,* Barchester Towers', Captain


W.E. Johnsun Biggies in the Orient' m ya da Rupert Bear Yllm
tm kurmaca olmasna ramen saldrgan davranmakla sulayamaz.
Austenn ya da Trollopeun romanlarnn bu normlara yeni bir gr
nrlk kazandrabilecei dorudur ancak bundan sorgulanmaya ba
ladklar sonucu kmaz. Kanksanm konvansiyonlar inceleme
nesnelerine evirme etkisi, onlar altst etmek olduu kadar somut
latrmak anlamna da gelebilir ki bu, sz konusu kuramn zararl e
kilde gzden kard bir noktadr.
Bu kuramn bazen ima ediyor grnd gibi farkmda olmad
mz iin baz varsaymlarla hareket ettiimiz gr, ideolojinin hi
bir zaman kendisinin bilincinde olmad grnden daha doru
deildir.62 nsann bir yandan btn kuvvetiyle onlara tutunarak de
erlerinin kltrel greceliinin farkmda olmas kesinlikle mmkn
dr. Felsefeci Richard Rorty, bu ekilde olduka gzide bir kariyer
edinmitir. Kk bir budala banaz olduumu biliyorum ama n
bahem yerine kendi evinizin mahremiyetinde kz kardeinizle sevi
erek mzmz varlma biraz gn saabilir misiniz ltfen?cmlesi, gnlk olmasa da anlalr olmayan bir cmle deildir.
Bu yabanclatnc durumun modem zamanlardaki yaygnl
ok arpcdr. Prag okulunun nde gelen kuramclarndan Jan Mukarovski bir eserin mevcut normlar yeniden retmesiyle deil yeniliki
sapmalaryla ilgilenir.63 Bu Theodor Adomonun estetii iin de ge
erliyse, edebi metinlerin dnyayla ilgili yeni bir farkndalk yaratan
kodlarn yeniden deerlendirilmeleri iin bir imkn olduunu dnen
Umberto Econun anlambiliminde de ayn lde mevcuttur.64 Eco
elbette bu tr metinlerin kodlan glendirebileceini ve ayn zamanda
onlara meydan okuyabileceini kabul eder: Her metin (kendisini
oluturan) kodlan tehdit eder ama ayn zamanda onlan glendirir;
ilerindeki beklenmedik imknlan ortaya kanr ve kullancnn onlara
olan tavnn deitirir.65Yine de genel olarak gstergebilimci Eco bu
noktada almlama kuramcs Isera olduka yakndr. Ona gre de
* Umut Park olarak da bilinir. Jane Austen. Mansfield Park. ev. Nihal Yeinobal. Can Yaynlan, 2011. (.n.)

okur, okuma edimi yoluyla doal normlarm yeni bir tr incelemeye


tabi tutar. Iser, (metnin) hitap ettii kii, yeni bir gsterge ihtimalinin
farkna varr ve bylece tm dili, sylenmi, sylenebilecek, sylen
mesi gerekli olann tm mirasn yeniden dnmeye zorlanr, der.66
ddiann abarts, edebiyat almalar iin daha eski trden bir sa
vunmann gncelletirilmi ekli olarak onu ele verir. Bu artk kozmik
enejiler ve akn gler yerine, bir gstergeler ve kodlar evreni olsa
da, okurun ayann altnda bir evren vardr.
Bu edebiyat grnn, yapsalcln genel olarak insani olma
yan malum yanna ramen yapsalc bir ei de vardr. Claude Lvi
Strauss, Hznl Dnenceler'de* bu kltrlerde dikkat ekici bo
yutta, allmadk bir kisve iinde, kendi sembolik dnyamz dzen
leyen ayn bilind kurallar bulduumuz iin, dier kltrleri
anlamann ayn zamanda kendi kltrmz anlamak olduunu
yazar. Mit, modem ncesi halklarda tekinin ya da bilinli olmayann
dnme eklidir, ama ayn zamanda teki bizde de dnr ve bu
tekilik zerinedir ki paradoksal olarak biz ve bize yabanc grnen
gerek bir karlama yaarlar. Bizim onlarla ortak noktamz her iki
miz iin de derinden belirsiz olan bir belirtme yapsdr. O halde, ko
nik bir ekilde, evrensel bir bilinalt aka uzak olan kltrlerin bize
hayal edebileceimizden ok daha yakn olduu anlamna gelir; ama
bu ayn zamanda kendimize yeni gzlerle ve tekileri akraba olarak
tanyarak bakmaya balaynca belirli bir kendine yabanclatrma da
dourur. Lvi-Straussun Anthropologie structurale'de,** ssl bir
ekilde dile getirdii gibi, kendimizi tekiler iinde bir teki olarak
grmeliyiz.
Lvi-Strauss ne farkll ne de kimlii feti haline getirir. Bir yan
dan da, antropoloji alannda kurduu yapsalclk, insanolunun temel
birliine olan inancyla Aydnlanma mantnn en byk dalgalarn
dan birini temsil eder. Lvi-Strauss, Fransada bir Yahudi ve yabanc
olarak, ldrc etnik farkllk inancyla kinci Dnya Sava olarak
* Claude Lvi-Strauss. Hznl Dnenceler. ev. mer Bozkurt. YKY, 2000.
(.n.)
** Claude Lvi-Strauss. Anthropologie structurale (Yapsal Antropoloji). Poc
ket, 2003. (.n.)

bilinen akl tutulmas dneminde yazar. Yine de Irk ve Tarihte* kl


trel oulculuu da savunur ve eitliliin aynla indirgenmesine
direnir. Dahas, Bat ve vahi akl ayn derin akli yapy paylasa
da, bu iki cepheyi ayn kefeye koymaz. Aksine, Lvi-Strauss modem
ncesi toplumlarda modem uygarlklardan stn olan daha ok ey
bulur ama biz bu uygarlklardan bir eyler renmeyi kendimizi riske
atarak reddederiz. Kabile mitolojisinde ilediini grd iyi d
zenlenmi hmanizm, Batnn baskn hmanizmi deildir; o daha
ok kendiyle balamayan ancak her eyi yerli yerine koyan bir h
manizmdir. Dnyay yaamn, yaam insann ve bakalarna saygy
kendine olan sevginin nne koyar.67
Grnen o ki kuramsal biimlerin en deer yargsz ve teknokrat
olan yapsalclk (en azndan bugn olduka ihmal edilmi kumcu
sunun ellerinde) son derece ahlki bir konudur. On dakika nce olan
her eyin ok eski bir tarihe ait olduu bugn, gemiin baz zellik
lerinin bugnn baz ynlerinden daha tahmin edilebilir olduu ek
lindeki zararsz neri bile ilkellik nostaljisi olarak alay konusu
ediliyor. Lvi Straussun tutarl olarak bilimin zihinsel gcn mitten
stn grd ve dneminin tarihine derinden bal olduu gereine
ramen, kabile insanlarna hayranl gelecek pazarlamaclarna saf
bir duygusallk olarak grnr. Ancak onu evreci siyasetin ardndan
okuyunca, ki onun zamannda pek de mevcut deildi, belirli bir eko
lojinin bandan sonuna kadar hem doal hem ruhsal olarak sregelen
bir motifi olduu grlebilir. Daha sonraki yazlarnda hznl bir
ekilde, dnyay kurtarmak iin ok ge olduu ve vahi dncenin
(la pense sauvage ) deerli kaynaklarnn sonsuza kadar kaybolduu
sonucuna varr.
ncelediimiz edebi etii belirleyen normatife kar kuku, post
yapsalclkta daha ok dile getirilmitir. Roland Barthes ve Jacques
Derridaya gre, deer kesinlikle yapy atlatan ve sistemi alt st eden
eyde yatar, adeta marjinal, anormal ve birleebilir olmayan, her
* Irk ve Tarih, yazarn Irk ve Kltr adl almasyla bir araya getirilmi ve Irk,
Tarih ve Kltr bal altmda yaymlanmtr. Claude Lvi Strauss. Irk, Tarih
ve Kltr. ev. Arzu Oyacolu, Haldun Bayr, Ik Ergden, Reha Erdem. Metis
Yaynlar, 2010. (.n.)

zaman ve her yerde muhalif olan gtr. Bu evrenselci dogmann,


gnlk hayatn norm ve uygulamalarnda hibir erdem izi bulamayan,
yakn siyasi tarihin inancn yitirmi bir dneminden kaynan ald
n grmek mmkndr. Ama bu ayn zamanda Fransz dnce
sinde uzun ve yz kzartc bir tarihi olan bir sol sekincilik biimidir.
Wittgenstein sradan olana saf bir gven duyarken, zamanmzn pek
ok Fransz kuramcs bunu kk grr.68 Pek az ada dnr,
Rabelais ve Dnyasnda* bir yabanclatrma poetikasm karnaval
kavramyla dnyevi bir siyasi gce evirmeyi baaran Mikhail Bakhtini bu adan rnek alr. Bakhtinin kitabnda popler bir uygulama
artc ekilde bir tr avangart ykma dnr. Gcn kibrini bozan
bir metin deil, sradan insanlarn festivalidir. Ve karnaval, yergili ve
gerei ortaya koyucu olduu kadar olumlayc ve topik olduu iin,
olumlu ve olumsuz estetii birletirir. Ayn ey, farkl bir anlamda
Bertolt Brechtin tiyatrosu iin de sylenebilir. Gnlk hayat artk ra
hatsz edici ve yabanclatnc olann tersi deildir. Aksine, tam da
bunlarn kefedilecei yerdir.
yle de olsa, karnaval gnlk halde nadiren sradan bir hayattr.
Ayn zamanda, insann gnlk konvansiyonlarm alt st etmesinin
onlar yerinden oynatmadnn da temkinli bir rneidir. Bu sayg
szlk lemi|iin ardndan, tpk bo kulplu arap ieleri ve domuz tart
krntlarnn her tarafa yaylmas ve afan bir iki mahmurluuyla
skmesi gibi, bu konvansiyonlar da tekrar tedbirlice yerlerine yerle
irler, bu denli yaygn bir alay karsnda sergiledikleri diren nede
niyle bu sefer phesiz daha otoriter bir ekilde.
Edebi deerin rutin varsaymlarmz eletirel bir incelemeye tabi
tutmakta yatt retisinin nihayet bir de Wittgenstein kanad var.
David Schalkwyk edebi eserlerin dilin kendi mmknlnn art
larn yani Wittgensteina gre dilin derin bir ekilde i ie olduu
pratik yaam ekillerini aa kardn savunur. Schalkwykin g
rne gre, sanat grebildiklerimizin, dnyamzn nesneleri ara
snda kurulu kavramsal ilikiler tarafndan belirlendii ly
* Mikhail Bakhtin. Rabelais ve Dnyas. ev. iek ztek. Ayrnt Yaynlan,
2005. (.n.)

gsteren bir boyut deiimini, Biimcilikte gerein daman olan ede


binin yabanclatnc gcn etkiler; dnyaya el koyma, yeniden el
koyma ve onu z olarak salama almann zel tarihsel biimlerini
sahnelemesini salar.69
O halde edebi olan, Wittgensteinm felsefenin yegne grevi ola
rak deerlendirdii gramatik incelemenin bir trdr. Bize dilin ve
dnyann aynlmaz i ie girmiliinin grntlerini sunarken, zaten
gzmzn nnde olup fark etmediimiz bir eyi ortaya kanr.
Baz kkl kavramsal ilikilerin grme biimlerimizi belirledii s
reci aa karrken, edebiyat sanatnn rnleri bizi onlardan kur
tarma ve baka grme biimleri iin bizi zgrletirme ilevi grr.
Edebiyat da baka diller gibi dnyay kendine uydurur, ancak bunu
tuhaf bir zbilinle yapar ve yaam biimlerimizin yapsn ve dil
oyunlann her zamankinden daha tedbirli bir ekilde kavramamz
salar. Bu dnce de edebiyata ikin bir eletirel g verir.
Schalkwyk, Stanley Cavell aktarrken yle yazar: Edebi olan, sa
dece dilimizin deil, kendimize ilikin algmzn ve paylatmz ve
mcadele ettiimiz dnyann da bal olduu bir anlamann en derin
aamalarn kefedip sarsabilir.70Ancak edebiyat dediimiz her ey,
bu kadar travmatik eyler yapmaz. Belki de Schalkvvyk Kk kuzu,
kim yapt seni?den daha ok olohovu ya da Dos Passosu dnr.
Edebi eserlerin bizi zeletiriye ektii dncesine inatla direnen
bir eletirmen varsa o da Stanley Fishtir. Fishe gre, tm bu anlay
tuhaf ekilde yanl yorumlanmtr. Aslnda, bu bir nihai epistemolojik fantezidir. Ona gre, bu mmkn olsa bile en derin varsaymla
rnz gn na karmak, pek az ey baarabilecek ya da hibir ey
baaramayacaktr. Sonucun muhtemelen bu varsaymlan alt st etmek
olaca dorudur zira bunun kadar temel olan inanlar ancak onlan
rahatlkla unutabildiimizde ilerler. zbilin onlarn baanszlk ne
denidir. Yine de olacak ey, sra onlara geldiinde allm hale ge
lecek yeni bir dizi varsaym tekrar yerletirecek olmamzdr.
Ancak Fishe gre, bu tr bir nlem aslnda mmkn deildir. Bu,
kendi derinden dan kmay ya da kendini kendi ayakkab bala
rnla ekmeyi denemek olur. nk derinlerde olan inanlar ncelikle
insann kimliini oluturan eylerdir. Kiinin onu kendisi yapan eyi

somutlatrmas iin, kendi dnda, bir tr metafizik d meknda


durmas gerekir ki bu, rasyonalist bir aldanmadr. Fishe gre zne
zerinde sert bir biimde belirleyici bir g kullanan, inanlarnn
mahkmudur. nanlarmzn nereden geldiini soramayz nk bu
sorunun cevab da bu inanlar tarafndan belirlenir. Kendimizi temel
deerlerimiz ve nyarglarmz dmda dnemeyiz nk ancak on
larn sayesinde dnebiliriz. Onlar tartmaya aamayz nk bu
tr tartmalarn hangi artlarda yrtleceini de onlar belirler. Onlar
tek kelimeyle akndr. Alk olduum referans erevesinin tesinde
hayal ettiimi dndm her neyse o da bu erevenin rn ol
maldr ve bu ekilde onun kapsamndan hibir ekilde ayrlamaz.
Eletirel inceleme iin deerlerine ve ilkelerine mesafeli yaklamak
sadece bir balamda gerekleebilir ve o balam da kiinin deer ve
nyarglar tarafndan ekillenir. nsan inanlarn btnyle ancak
artk onlara sahip olmad ve bunu yapmann artk verimli olmaya
ca zaman somutlatrabilir. Bir kez daha, radikal bir epistemoloji
muhafazakr sonulan douruyor. Batmn yaam biimini temel bir
eletiriye tabi tutacan dleyen her Batl kendini kandmyordur.
Bunu dnyann neresinde dikilerek yapabilir?
nsann inanlann nasl deitirebildii bir muamma olmaya
mahkmdu^. Bu, yeni bir kant nedeniyle olamaz, nk Fishin dn
yasnda neyin kan t olarak saylacan zaten ncelikle inanlarn be
lirlediini grdk, bu nedenle onunla snanamaz. Bu eletirel
zdnmle de olamaz nk bu da u anki halin bir ilevi olacaktr.
Bu kuram iin, kendi dnya grnn savunmasz bir kurban olmak
ile bolukta kalan gr arasnda bir orta yol yoktur. Kii bir anlamda
her zaman kendi kltr iindedir ve bu ekilde onun su ortadr.
Danda grnen her ey ya ieriden yanstlan bir fantezi ya da ra
dikal bir ekilde kendininkiyle kyaslanamaz olan, onun zerinde hi
bir etkisi bulunmayan ve elbette onu gerek bir eletiriye tabi
tutamayan baka bir yorumsal temeldir.
Fish, i ve d arasnda yapt sert ayrann sorgulayabilecek bir
gr olan, tm kltrlerin ve inan sistemlerinin snrlannn belirsiz
ve kategorilerinin mulak olduunu kabul etmez. Aslnda, kk bir
belirsizlik imasma kar bile derin bir honutsuzluk besler ki bu, ku-

ramm etkin bir ekilde mahvetmek anlamna gelir. Normlar ve kon


vansiyonlarn iinde onlar yok etme gcne sahip olan bir ey ola
bileceini de grmez. Yaam biimlerinin kendilerinin tesine iaret
edebilecek gler dourabilecei gereini gzden kanr. Aslnda
bu gler sonunda bu biimlerin toptan tasfiyelerine bile iaret ede
bilir. Bu ekilde, bu gler yaam biimlerinin hem iinde hem de
dnda olabilir. Geleneksel olarak ikin eletiri diye bilinen ve daha
yeni bir adlandrlmayla yapbozumculuk denilen ey tam da budur.
Yapbozum, o sistemin aslnda hibir zaman tam olarak kendisiyle
bir btn olamadm ve bu kay ve kendisiyle elime noktasnda
nasl zlmeye balayabileceini gstermek iin bir rejimin mant
n ieriden igal eder (ister metinsel ister siyasi olsun). Bu nedenle,
insann anlayabilecei tm eletirilerin verili sistemle ibirlii iinde
olmas gerektiim ve bunun dndaki bir eletirinin de tm kavrayn
tesinden, bir tr Arimet noktasndan yaplmak zorunda olduunu
varsaymaya gerek yoktur.
Rus Biimcilerinden almlama kuramna kadar geen dnem, yeni
kltrel kuramlarn douu ve edebiyat almalarnda eski hmanist
mantn gerilemesiyle ayn zamana rastlar. Bu Viktor lovski iin
1968 isyanclar konusunda olduu kadar geerlidir. Edebiyatn ahlki
dnm iin bir g olduunu ya da bizi akn gerekliklere ulatr
dn iddia etmek gittike daha zor bir hale geliyordu. nsanln du
rumunu dzeltmesi iin daha az inanlmaz olan baka bir dolaysz rol
gerekliydi ve bulunan zm, daha nce de grdmz gibi, edebi
yat eserlerinin ahlki grevlerini, yaammzn iindeki kodlan,
normlan, konvansiyonlan, ideolojileri ve kltr biimlerini keyf ya
planm maskesini drerek gerekletirmesiydi.
Jonathan Culler, edebiyat aratrmalannn benliin genileme
sini ierdiini dnr; ancak bu geleneksel edebi hmanizmde ol
duu gibi artk kiisel ahlki bir zenginleme deildir. Onun yerine,
bir kez daha kiinin kltrn oluturan yorumlayc modeller ko
nusunda bir farkndal71 beslemektir ki bu, edebi hmanistleri
memnun etmek iin fazla entelektel, aslmda ksaca genel olarak faz
lasyla entelektel olan bir amatr. Viktor lovskiden bir cmleyi
alntlarsak, modemist ya da avangart metinler bu anlamda dnya

edebiyatnn en tipik eserleridir nk anlam yaratma ekillerini ce


saretle gstererek, dier edebi sanat eserlerinde ikin olan da vu
rurlar. Edebiyat zeletirimizi, zbilincimizi artrarak ve bizi esnek,
geici, ak grl ve inanlar konusunda kat bir pheci yaparak
modernist tarza uygun biimde ahlki ynden de gelitirir. Edebi ese
rin siyasi ilevi, belediye binasnda fkeli bir tiyatro seyircisine yol
gstermek deil, onun iindeki faistten bizi korumaktr.
Bu, edebi almalar iin son derece olumsuz bir ilevdir, muhte
mel olann grntsnden ziyade mevcut olann eletirisini ierir.
Ayn zamanda baz orta snf liberal varsaymlara da son derece uyar.
nsann inanlarna tutkuyla sarlmas, onlarla arasna belirli bir me
safe koymasndan aka aa grlr. (Baka olaslklar olsa da ta
rihi A.J.P. Taylor bir keresinde ar inanlar olduunu ama onlara
lml bir ekilde inandm belirtmiti.) Bu dnce, belirli bir acma
duygusuyla da olsa hmanist mirasn baz izlerini tar. Alglamann
kaplan ortadan kalktnda nasl yaayacamza ilikin hibir ey
sylemez ama edebiyat almalarna dnyadaki duruumuzu dei
tirmek iin mtevaz bir rol verir, ki belki de bu sz konusu kalnt
hmanizmin yapbozumcu bir ada bir araya getirebilecei en iyi
eydir.
Yapbozynculuk, hmanist mirastaki gerileme noktasnn militan
bir hmanizm kartlna dnmesini imler. Bu nedenle Paul de
Man gibi bir eletirmen iin, bir eser durumumuzun gerekliini,
hayal gcyle ya da yaratc elanyla deil, kafa kanklyla ya da
kendine kar krlyle, kanlmaz mauvaise foisyla, mecazi dil
hilelerinden ve mistifikasyon tuzaklanndan kendi hakikat iddiasn
karmaktaki acziyle temsil eder.72 Liberal hmanist ifadesindeki
iki kelime bugn birbirinden aynlmaya balamtr. Edebiyat insan
varlnn olumsuz bilgisidir. En azndan orada, projelerimizin temelsizliine, benliin kurgusal yapsna, gereklikten srlmemize, ger
eklik sandmz retorik iaretlere bir isim verebiliriz. Edebi eserler
halen olaylar olarak grlebilir ancak onlar artrk yklm edimler,
kt performanslardr. Aralan dil olarak bilinen o temelsiz hile
olduu iin, neredeyse baka trl de olamazlar. Sylem, yani dilin
pratik durumlarda stratejik amalar iin kullanlmas, her zaman dil

tarafndan bozulma ve alma, dilbilimsel aracn kendisinin anonim,


metinselletirici ve yapbozumcu ilemleri olarak anlalma eilimin
dedir. Geriye bakldnda, de Mann hassasiyetinin siyasi olarak
umutsuz bir an iklimiyle nasl bu kadar uyduu da son derece ar
pcdr.
Yapbozum, edebi eseri, belirli bir balamda baz etkiler yakala
mak isteyen sembolik bir edim olarak grebilir ama bunu ounlukla
hastalkl bir zaferle, bu edimin kanlmaz olarak nasl baarszla
urayacam, etkilerinin nasl geri tepeceini, gereklik iddialarnn
nasl kendi ayaklarna elme takacam, niyetlerinin nasl skalana
can, balamnn kesinliinin nasl ekilsizlie dneceini ve tm
bunlarn dil olarak bilmen o hain gcn elinde olduunu gstermek
iin yapar. 1960lann sonlarnda bu edebi ideolojiyi yapc eylemin
doas hakkndaki daha geni bir artmann paras olarak grmek
pek de zor deildir. Tm entelektel canllk ve verimine ramen yapbozum (aslnda, genel olarak post-yapsalclk) siyasi abann be
lirgin bir kayb, rnein bu tr projelerin sklkla korkun sonular
dourduu nceki dnemin farknda olarak edimin hrsl trlerinin
bir ihtiyat anlamna geliyordu. Paul de M ann bu tr politikalara
kar kendi fkesinin, edebi metnin tm eylem ve kimliklerin temelsizlii sonucu ortaya kt fikrinin ardnda, kiisel olarak faistlerle
yol arkadalnn yatmas belki de sembolik bir tazminat. Bu an
lamda, edimselliin etkisi konusundaki pheleri ne olursa olsun de
Mann kuramnn yapmaya alt bir ey var.

Blm 4:

Kurmacanm Yaps
1
Kurmaca kuram, belki de edebiyat felsefesinin en zor ama ayn za
manda akademik adan en ok ilgi uyandran boyutudur. Nedendir
bilinmez, bu alandaki eletiri sadece etkili igrlerden deil ayn za
manda can skc sradanlklardan da nasibini almtr. rnein Gregory Currie, bir karma nispeten yksek bir akla yatknl olduu
zaman mantkl, akla yatknl dk olduunda da mantksz dedi
imizi belirtir.1 Peter Lamarque, Bay Allworhty ya da Bayan Bridget gibi kurmaca karakterlerin, gerek dnyada var olan kiiler
olmad2 gereini aklmza sokar. Ayn zamanda kurmaca olann
uydurulmu olduunu iddia eder ki bu daha sonra pheyle yakla
acamz bir nermedir.3 Bir yazar bize, Sherlock Holmes Baker
Caddesinde yaad gibi kurmaca bir ifadenin, dz anlamyla anla
lmas gerektiini ve cmlenin srasyla Sherlock Holmes ve Baker
Caddesiyle ilgili olduunu iddia etmeye mahkm olmadmz,
syler.4 Margaret Macdonald ise aceleyleJane Austen romanlarnn
var olduu haberiyle ular bize.5 Lamarque ve Olsen edebiyatn
insanlara olan ilgisinin insanlar iin ilgin olabilecek bir ierie sahip
olmasndan ve edebiyatn sunduklarnn ya da sylediklerinin okurlar
insan olarak da ilgilendirmesinden kaynaklandn,6 yazar. Grant
Overton da kurmacanm ounlukla yzn, sesin ve mimiin yardm
olmadan szckleri kullandn7 ortaya karr. Gregory Currieden
Proustun Kayp Zamann Zzmifesindeki* inceliklerin tmn, sz
ckleri kullanmadan (okura) iletemeyeceini8 reniriz.
* Marcel Proust. Kayp Zamann zinde. ev. Roza Hakmen. YKY, 2010. (.n.)

te yandan sradanlklar, tuhaflklar tarafndan telafi edilir. Kur


maca felsefesi ho elikiler ve ikilemlerle doludur. Christopher New,
Plton gezegeninin o zamanlar kefedilmemi olmasna ramen Sher
lock Holmes hikyelerinde gerekten yer alp almadn sorar.9 Opheliamn dilerinin saysnn belirli mi belirsiz mi olduunu ve
lyada nn dnyasnda penisilinin 20. yzylda icat edileceinin bulu
nup bulunmadn da sorgular. Peter van Inwagen kurmaca yaratklar
bulunduu ve her birinin de gerekten var olduu tezini savunur.10
Ayn ekilde R. Howell, Sherlock Holmesun var olduuna tama
men inanmtr.11 A.P. Martinich ve Avrum Stroll biraz daha ileri gi
derek, onun kanl canl bir varlk olduunu savunurlar.12 David Lewis
klasiklemi bir denemesinde tm kalbiyle onlara katlr.13 Thomas
Pavel kurmaca karakterlerin var olmadan mevcut olduklarn savu
nur.14 Pek ok edebiyat felsefecisi, Sherlock Holmesun, hikyeler
bu organlara atfta bulunmasa da, bir beyni ve karacieri olduuna
inanr ama srtnda bir ben olup olmad konusu olduka tartmal
dr. David Novitz, Enterprisem yldzlarnn gerekten de s kalkan
lar olduuna inanr. Bay Pickwickin gerek olduunu ve biz
gremesek de Sam Wellerm onu grdn dnr.15 Felsefeci
Alexius Meinong iin mevcut olmasa bile kare eklindeki bir daire
bir nesnedir ve baz edebiyat felsefecileri iin Heatcliff de yle.16 n
sann bir kurmacay almlamas onun milliyetini belirlemeye bile ya
rayabilir. ngiliz vatanda olmak isteyen yabanclar iin yaplan
snavdaki sorulardan biri, Santa Claus nerede yaar?dr. Bu, Roy
Bhaskarn var olmayan varlklarn da var olan varlklarn dnyasnda
gerek nedensel etkileri olabilecei iddiasnn bir rneidir.17
Joseph Margolis, kurmacann gerek bir insan iin, doru olabi
lecek tek bir cmlesinin olamayacan18 ilan eder. Eer bu doruysa,
o zaman Raymond Williamsin, boulmu gibi yapan bir i Partisi
milletvekili hakknda yazd roman, bir i Partisi milletvekili ger
ekten de boulmu gibi yapnca yarda brakmasna gerek yoktu.
Hl bir kurmaca yazyor olurdu. Gregory Currie, iki eserin szel
yaplan asndan, yazllanndan szck sralamasna kadar benzer
olabileceine, ama yine de biri kurmaca deilken dierinin kurmaca
olabileceine19 inanr. David Lewis, Arthur Conan Doyleun tanma

d ama maceralar Doyleun kahramanlannnkiyle her ayrntsna


kadar ayn olan ve hatta ad Sherlock Holmes olan bir adam olabile
ceini savunur ama Doyleun hikyeleri o adam hakknda deildir.20
Kendall Walton bir korku filmi izlerken korkuyu deneyimlediimizde,
aslnda gerekten deil, kurgusal olarak korktuumuzu belirtir.21
Ayn zamanda, olmayan insanlara kar gerek duygularmzn ola
mayacan, ancak kurmaca duygular besleyebileceimizi de d
nr.22 [Anlatnn] baz durumlarnda, anlatcnn konumas ya da
kurmaca olmadan yazmas kurgudur ancak baz durumlarda da bir
kurmaca yaratmas kurgudur.23 Bu yorumlarn ou, okurun da fark
edecei gibi, edebiyat felsefecileri iin olaanst bir gereklii ortaya
koyar: Edebiyat eserleri konusundaki bilgileri sadece Sherlock Hol
mes hikyelerinden ve Tolstoyun Anna Karenina romannn ilk cm
lesinden ibaretmi gibidir.24
Jonathan Cullerm bir metni okumak onu kurmaca olarak oku
maktr iddiasna ve Morse Peckhamn bir eseri edebi yapan eyin
onun kurgusal boyutu olduu eklindeki dncesine ramen, kurmaca
ve edebiyat eanlaml deildir.25 Boswellin Life o f Johnson (Johnsonn Hayat), Hazlittin Spirit o f the Age (an Ruhu) adl kitaplar
ounlukla edebiyat olarak snflandrlr, ancak ikisi de kurmaca de
ildir ya da genellikle o ekilde okunmaz. Ciceronun konumalarndan
Tacitusun Roma tarihine, Baconn Advancement o f Learning (
renmenin Ykselii) adl eserinden La Rochefoucauldnun zdeyile
rine, Lessingin tiyatro zerine yazlarndan Cobbettin Rural Ridesm&
(Kr Gezintileri) ve Emerson ile Macaulayin denemelerine kadar edebi
olarak nitelendirilen dier pek ok eser de yle. Bu eserleri edebiyat
olarak deerlendirmek iin kurmaca olarak okumamz gerekmiyor.
Edebiyat kurmacayla, kurmaca da edebiyatla snrl deildir. Eric
Hobsbawm, pek ok insann son derece kurgusal olarak deerlendirdii
Marx ve Engelsin Komnist Manifestosu hakknda yle yazar: Bir
siyasi retorik olarak neredeyse ncile benzeyen bir gc var. Ksacas,
edebiyat olarak zorlayc gcn inkr etmek imkansz.26
John Searle, Bir eserin edebiyat olup olmadna okur karar verir,
kurmaca olup olmadna ise yazar, der.27 Aforizmalann ou gibi,
bunun da mphem bir doruluu vardr. Bir metnin edebi olduuna

karar vermek iin bir okurdan fazlas gereklidir (Searle kelimeyi aka
deer yargsyla snrlandryor), dier yandan kurgusallatran bir
okuma da yazarn kurgusal olmayan niyetlerini bastrabilir. Searle bir
eserin kurmaca olup olmamasnn ltnn yazarn niyetinde yatmas
gerektiini savunur. Monroe Beardsley de sanat kavramnn, sanatnn
niyetinin ne olduunu ya da ne yaptm dndne zel bir atf yap
tnda bile kaltsal olduunu savunur. Robert Brown ve Martin Steinmann bir sylemin konumacs ya da yazan yle niyet ettii iin
kurgusal olduu konusunda srarcdr.28Ancak eer belirli bir durum
daki belirli bir konu zerine belirli bir biimde yazarsam niyetim ne
olursa olsun kurmaca yazyor olarak deerlendirilirim. Balk sayfasna
Gerek Hikye yazmak da bir eyi deitirmeyebilir. insann uzayllar
tarafndan kanlmasnn bilim kurgunun tm bilindik aralarm sm
ren ve kitaplarda Arthur C. Clarkem yanna yerletirilen duygusal bir
yks, yazan onu baka bir galaksiye doru hzla giden bir uzay me
kiinde yazm olsa bile muhtemelen kurmaca olarak dnlecektir.
Buna karlk, niyetim ykmn evrensel olarak gerek grnmesi
iin kurgusal olmas olabilir. Okurun karann belirleyen ey sadece
yazann niyeti deildir. Kurgusallatnc bir okumann, yazann
kurgu d yazma niyetini bastrmas gibi, okur da kurmaca niyetiyle
yazlan bir eseri kurgu d olarak okuyabilir. On sekizinci yzylda
Gliver 'in Gezileri ni, tek kelimesine bile inanmadn syleyerek
kzgnca atee firlatan bir piskopos vakas mevcuttur. Piskopos aslmda
kurmaca olan ama kendisinin doru olduu niyetiyle yazldna inan
d bir metni kurgusal olduu iin reddetmiti. Stein Haug Olsen, yazarlann niyetlerinin de kurumsal olarak belirlendiini dnmekte
hakldr, ki bu kurmaca dnda pek ok ey iin geerlidir.29 Eer kz
larn hizmetilik dnda bir ey yapmasnm kelimenin tam anlamyla
dnlemedii bir toplumda yayorsa, kk bir kz ocuu beyin
cenah olmaya niyetlenemez. Arzumuzun, pimanlmzn, utanc
mzn, gnlk dlerimizin nesneleri, toplumsal varlk biimlerimiz
tarafndan bizim iin belirlenir.
Kurgusal bir metni gerekmi gibi ele almann, onun kurgusal ol
duu gereini deitirmeyecei iddia edilebilir, zira yazan onu o e
kilde dnmtr. Ayn ey gereki bir metni kurgusal olarak

okumak iin de geerlidir. St. John ncilinin yazan phesiz eserinin


gerek olmasna niyet etmitir; bugn pek ok kii onu kurmaca olarak
nitelendirir. Bu kiiler de muhtemelen bu konudaki yarglarnn ya
zardan baskn kacan savunacaklardr. Bir yazar ounlukla, yaz
dnn doru mu yoksa icat edilmi mi olduunu bilir ama bu, o eserin
kurgu mu kurgu d m olduu sorusuna ancak en teknik anlamda
cevap verebilir. Bu noktada yazann niyetine bavuranlarsa genel ola
rak kurgusalla ilikin ok dar bir kavramdan muzdariptir. Eserinin
gerek olup olmad konusunda yazann szne gvenmeyi seebili
riz, ama o byle olduunu ilan etse bile eserini dlemek iin bir frsat
olarak kullanmamamz gerektiini ya da onda ibret verici bir nem
bulmamz veya ona pragmatik olmayan bir gzle bakmamz bize
zorla kabul ettiremez, ki bunlarn hepsi kurmaca dediimiz eyin e
itli boyuttandr. Diline, anlatm yapsna ve bu gibi niteliklerine zel
bir dikkatle bakmamz, ieriini biimi asndan ele almamz ya da
ierii biimin hatnna tamamen unutmamz engelleyemez.
Bu anlamda, bir eserin kurgu ya da kurgu d olduunu yazannm
niyetine bakarak belirlemek kurgusan anlamm fazlasyla hafife
almak olur. Her durumda, zgn bir niyet zaman iinde silinebilir.
Acnacak derecede baansz olan izimimin bir fili temsil etmesine
niyetlenmi olabilirdim ama daha ok baklava orapl Edinburgh d
kne benziyor, ki ben dhil herkes ona yle atf yapyor. Frank McCourt, A ngelann Klleri'm bir roman niyetiyle yazmamt ancak
milyonlarca okur onu yle okuduktan sonra stnden kurmaca bal
n karmak aksi ve bilgilik taslayan bir hareket olarak grlrd.
Ama bu, kaydettii eyin aslnda olmad anlamna gelmez. Eser bir
kurmacadr ve ayn zamanda bir an kitabdr.
Olsen, kurmaca ve edebiyatn farkl kavramlar olduunu an
lamann byk bir zek gerektirmediini belirtir ancak bunun nedeni
onun iin edebiyatn bir deer ifadesi olmas ve baz kurmacalann (r
nein popler trler) buna layk olmamasdr.30 Edebiyatn tmnn
kurmaca olduu ama tersinin geerli olmad konusunda srar eder.
Mesela akalan da kurmaca kategorisine katarsak, her kurmacann
edebiyat olmad dorudur. Ancak her kurmacann edebiyat olmad
m nk popler romanlann bu smfa dhil edilmemesi gerektiini

savunmak daha tartmaldr. Az nce belirttiimiz gibi, her edebiyat


eseri de kurmaca deildir. Bir yorumcu,kurgusallm edebiyatn ta
nm iin (yeterli olmasa da) gerekli31 olduuna genel olarak inanl
dn belirtir ama incelediimiz dier aile benzerlii nitelikleri gibi,
aslmda deildir.
Culler, kurmacanm hikye anlatmaya32 dayandn dnr
ancak lirik ya da at gibi anlat olmayan edebi biimler de kurgusal
dr, zellikle inandrmak iin malzeme temin etmek anlamnda. Joseph
Margolis, kimsenin Shakespearein sonelerini ya da Keatsin gazel
lerini kurmaca olarak adlandramayacam dnr,33 ama neden yle
olmadn anlamak zordur. Kurmaca ncelikli olarak bir edebi tr
deil, ontolojik kategoridir. Olduka samimi bir lirik iir Lolita kadar
kurgusaldr. Bu, kurmaca metinlerin nasl davrand ve bizim onlar
nasl ele aldmz meselesidir, ncelikli olarak tr ve (birazdan gre
ceimiz gibi) doru olup olmamalar meselesi deil. Bu terimi, baz
kuramclarn yapt gibi dzyaz anlatyla snrlamak iin iyi bir
neden yoktur. Sadece 19. yzylda kurmaca, romanla az ok eanlaml
hale gelmitir. Bu terimi dzyaz anlatyla snrlamak iirin ve dramarun baz ilgili boyutlarm ve bu biimler arasndaki baz nemli ben
zerlikleri gz ard etmek demektir. Hatta Fredric Jameson anlat
kelimesinin yerine kurmacay kullanmay nerir, ama bunun yara
rn grmek zordur.34 Bu, kurgu d anlatlarn olduu kadar anlat ol
mayan kurmacalann varln da gz ard eder.
Bennison Gray, sradan birinin grn temel alarak, bizi kurmacann gerekten olmak yerine, icat edilen ya da sahte olan uydurma
bir olaya atf yapan bir ifade olduu konusunda bilgilendirir.35Ancak
gerek ve kurgu arasndaki ayrm onun ne srd kadar sabit de
ildir ve zamanda geriye doru gittike bulanklamaya balar. Cicero,
tarihinin ayn zamanda bir sanat olmas gerektiini dnrd,
Quintilian ise tarih yazcln iirin dzyaz halindeki bir tr olarak
grrd. socrates ve baz eski Yunan meslektalar tarih yazmn re
toriin bir kolu olarak dnr. Eski zamanlarda, tarihyazcl miti,
efsaneyi, vatansever cokuyu, ahlki aydnlatmay, siyasi gerekelen
dirmeyi ve o nadir bulunan slupsal ustalk unsurunu (Sallust, Livy,
Tacitus) ierirdi. Nadiren gereklerle ilgili bir meseleydi.

Bugnlerde, biri de Sir Philip Sidney kadar yal olan kurmaca fel
sefecilerinin ou, kurgusal cmlelerin ne doru ne de yanl olduu
nk ilk etapta sahici savlar olarak dnlmedikleri grn be
nimserler. Kantm estetik yargs ya da pek ok ideolojik bildiri gibi,
dnya hakknda gerek bilgilerin biimine sahiptirler ama bu aldat
cdr. Gerek, retoriksel olarak ilev grdkleri ve eylerin nasl oldu
unu tasvir etmek kisvesiyle deerleri ve tutumlar kaydettikleridir.
Elbette kurgu hibir zaman yaln deilken, bu kurgu d eserlerin
her zaman yalm nermeler olduu anlamna gelmez. Kurgusal eserler,
byk ounlukla, 1940larda kzan bir dnya sava olduu gibi,
gerek savlar ileri srerler; gvenlik duyurulan gibi kugu d metin
ler ise uyanlardan ya da emirlerden oluabilir. Smav katlan, sorular
olarak bilinen yalm nermeli olmayan sz edimlerinden oluur. Gn
lk konumamzn sadece kk bir ksm eylerin nasl olduunu tas
vir etmekten ibarettir. akalar, doruluk deerlerim geici olarak
muallkta brakacak gerek ifadeleri kullanabilir. fadelerin durumu
diPden syleme, dnyayla ilgili genel savlardan zel ifadelerin
zelliklerine ya da iletiim edimlerine atlarken farkllk gsterebilir.
Bir romandaki (bir sav olarak dile getirilmedii iin) ne doru ne de
yanl grlebilecek bir ifade, bir barda kullanldnda doru ya da
yanl olabilip Ya da bir sav imdi yanlken ileride doru olabilir. Eric
Hobsbawm, 1848de Komnist Manifesto 'da endstriyel orta smflann kresel eriimleri hakknda sylenenlerinin o zaman iin doru ol
madna ama gnmzde geerli olduuna iaret eder. Belge, kendi
andan ok bizim amzn niteliklerini ortaya koyar.36
Her durumda, bir eserin doruluk deeri konusunu bir kenara b
rakmak onu ayn zamanda bir kurguya dntrmez. Bir reklamn id
dialarnn doru olup olmad umurunuzda olmayabilir, ki bu mutlaka
onu kurgusal olarak deerlendirdiiniz anlamna gelmez. Bunu inan
drmak amacyla ya da bir metni kurgusallatrabileceimiz dier
yollarla bir frsat olarak kullanmayabilirsiniz. Aksine, ilk sayfadaki
roman kelimesi sizi byle yapmaya arsa bile, kurgusal ifadelerin
doruluunu ya da yanlln gz ard etmenize gerek yoktur. Hl
yazarn malt viskinin imalatm anlatnn ne kadar tuhaf ekilde yan
l olduundan bahsedebilirsiniz. Ve bu, ileride de greceimiz gibi

bazen kurgusal etkiye zarar verebilir. Bir metne, dnya gr size


olduka doru geldii iin ok deer verebilirsiniz ancak gr be
lirleyen ampirik ifadelerin yanl, belirsiz ya da doruluk yanllk
meselesiyle ilgisiz olduunun farkndasnzdr.
Nelson Goodman, sanat felsefecileri iin allmadk bir ekilde,
mecazen doru da olsa, tm kurmacamn edebi olduunu, edebi
yalanclk olduunu savunur.37 Bertnard Russell da hemen hemen
ayn fikri tar. Gregory Currie, kurgusal eserlerin genellikle yanl
olduklar konusundaki srar asndan Platonla ayn grtedir. Bu
gr savunur nk gerek ve yalann bir gten ziyade bir anlam
meselesi olduuna inanr, bylece kurmaca bir metnin yaln bir
nerme olmayan gc, kurgusal ifadeleri bu tr yarglarn dnda tu
tamaz.38Ayn zamanda bizim olaylar nedeniyle deil yaradl icab
bir kurmacamn ifadelerine inanmadmz39 dnr, yani okurken
sahteliklerini kafamzda canl tutmayz ama sorulduunda phesiz
onlara inanmadmz ilan ederiz. Bu, Coleridgein kukunun as
kya alnmas fikri gibi, yapaylk ve gereklik arasnda bulunan kur
maca okuma ediminin mphem yapsn akla getirir. leride, bir eyi
yapmann ve yapyormu gibi grnmenin mmkn olduu fikrinde
benzer bir belirsizlii tekrar greceiz. Kk ocuklarn evcilik
oyunlar arasnda ne kadar abuk gidip geldikleri gerei, gerek ve
fantezi arasndaki belli belirsiz snr akla getirir. Psikanalitik dnce
asndan, gerek dediimiz pek ok eyin zaten hayal olduu d
nlrse bu ok da artc deildir.
Bir eser kelimesi kelimesine gerek ama yine de kurgusal olabilir.
Currie de bu iddiay kabul eder ancak tarihi romann, tarihi kaytlar
daki boluklar daha sonra doru kan uydurmalar yoluyla doldura
bileceini syleyerek, etkisiz bir ekilde. Ona gre kurmaca, sadece
kazara doru olabilir, yani uydurma bir anlat yazarn haberdar ol
mad bir olay akyla tesadfen akabilir. Currienin de gzlem
ledii gibi, National Enquirer lmnden ksa sre nce Michael
Jacksonm sadece alt haftas kaldm belirten bir haber yaymlad
ve sonuta bu neredeyse tamamen doru kt. Okurlar Enquirerm
doru sylediine inanmasa da -ki pek ou inanmad- dier eylerin
yannda bunu da okurlar, nk ona inanm gibi yapmay severler.

te yandan bir metnin hem gereklere dayanan hem de kurmaca


bir metin olduu daha incelikli durumlar da vardr. Shelley, iirin Bir
Savunmas adl kitabndan ok bilmen bir cmlede bildiimiz eyi
dlemekten bahseder. Doru olduunu bildiiniz bir eye inandr
mak, yanl olduunu bildiiniz bir eye inandrmaktan ok da farkl
deildir. Bir yazar, onu dramatik bir biimde tasarlayarak, aklda ka
lc karakterleri ekillendirerek, onu srkleyici bir anlatya evirerek
ve baz ahlki konulan ve genel motiflerini vurgulamak amacyla
zelliklerim dzenleyerek gerekten doru olan bir anlaty kurgu
sallatrabilir. Norman Mailerm Celladn arks* adl eseri buna
rnek tekil edebilir. Angela nn Klleri de yle. O durumda kitab
ampirik gerek iin ya da anlatsnn sahtelii iin deil, tam da bu
edebi nitelikler iin okuyabilirsiniz.
Tamamen gereklere dayanan ve pragmatik olan bir eseri de kur
gusal bir bakla ele alabilirsiniz. inde (mesela) nemli bir rnek
tekil eden bir ey arayarak ya da onu niyetlenilen ilevinden kopanp
yeniden ilev atfederek pragmatik bir eseri pragmatik olmayan bir
ekilde ele almak da mmkndr. Pragmatik olmayan bir eseri prag
matik olarak da okuyabilirsiniz, tarihilerin 17. yzyl byclk kavramlanna ilikin bilgi bulmak iin Macbethe komalan gibi. Peter
McCormick kurgusal bir okumaya davet eden eserlerin hep bu ekilde
dikkate alndm ancak MilPin Otobiyografsim ya da Trlerin K
keni' ni eser aka bu tr bir okumay beklemese de kurgusal olarak
okuyabileceimizi dnr.40 Her durumda, Mary Louisie Prattm da
belirttii gibi, kurgusal olmayan anlatlar, edebiyat eserleri ve rya
anlatlan gibi dnya yaratr.41
Zaman iinde eserler kurgusaldan kurgu d konuma geebilir ya
da tersi olabilir. Bat entelektellerinin ou iin ncil, tarihten kurmacaya gemitir. Ya da bir metin bir kltrde kurmaca saylrken
dierinde saylmayabilir.42 Her durumda, tm kurmaca eserler, J. O.
Urmsonm da bize hatrlatt gibi, aslnda doru olan bir nvarsaymlar hinterlandyla birlikte gelir 43 Richard Gale, tuhaf ekilde eer
ana karakterleri gerek hayattan alnmsa o eserin kurmaca olmaya
* Norman Mailer. Celladn arks. ev. Reit Aolu. Altn Kitaplar, 1981. (.n.)

cana inanr.44 John Searle, kurmacann baz blmlerinin gerekten


de atf yaptm bazlarnn ise sadece yapyor gibi grndn ve
gerekten atf yapan blmlerin de bunu doru bir ekilde yapmas
gerektiini dnr. nsan, rnein tarihsel kiilikler zerine yazar
ken, tarihsel gereklie de bal kalmaldr.45
Bu, iki noktay gz ard eder. ncelikle, karton ynlarm mideye
indirmenin sizi hasta edeceini ilan eden bir ifade gibi, bir anlamda
gnderme yapan kurgusal ifadeler, bunu onlar kurgusallatran bir
balamda yaparlar. Bundan kastm, bunun onlan genel bir retorik ya
da bak iinden harekete geirdiidir. Ve bu bak, daha sonra bu id
diay snrlandracak olsak da, genellikle gereklik ve sahtelik yargla
rna bal deildir. Sadece gereki olanlarda deil, hemen hemen
btn edebi eserlerde geree dayanan pek ok ifade vardr, ancak on
larn epistemolojik durumlar deil, stratejik ya da retorik olarak nasl
ilev grd nemlidir. Galein faydal bir ekilde ortaya koyduu
gibi, birinin ne dediinin dorulanabilir olmas ama onu dorulama
gerei duymamamz gibi, ona gerek deeri atfetmeye nem verme
sek bile bir ifade doru ya da yanl olabilir.46 Bu, byle atf yapan
ifadelerin gereklik deerim gzden karmamz, o ifadeleri farkl bir
balama koymamz gerektirmez; bunu yapmak da kurmacadan kas
tettiimiz eyin bir parasdr.47 Searlee dnersek, banaz bir ekilde
tarihsel kurmacann gemiin gereklerine sadk olmas gerektiini d
nr ve bylece geree saygszlk eden tarihi romanlarn, bir an
lamda etmeyenlerden daha doru olabileceini gremez. Dier eylerin
yannda, tarihi kurgusallatrmamn amac, altlarnda yatan nemi or
taya karmak iin gerekleri yemden ekillendirmektir. Bunun Stali
nist bir taktie ihtiyac yoktur. Yani Florence Nightingale ile ilgili tarihi
bir roman yazyorsanz, saduyulu bir ekilde 20. yzylda da yaad
gereini gizleyerek onun tamamen bir Viktorya dnemi kiisi oldu
unu vurgulayabilirsiniz. Bunun yerine ona, belki henz hayata dn
drd gen bir askerin kollarnda sembolik olarak daha tatmin edici
bir lm ayarlayabilirsiniz. Ksa sre nce, Msr hkmetine bal bir
gazete, Msrl liderin bar srecini ilerletmek iin Amerikal liderden
daha ok ey yapt gerekesiyle, Ortadou bar srecinde rol oyna
yan dnya liderlerinin yer ald bir fotorafta Msr Cumhurbakann

Amerikal meslektann nne yerletirerek fotoraf tahrif etmiti.


Bu, ahlki gerein ampirik gerei ortadan kaldrmasdr ve aslnda
alayc bir Orwell hilesi olsa bile klasik bir kurgusallatrma hareketidir.
Alasdair MacIntyre, bir anlatnn onu daha az doru ya da farkl
bir anlamda daha doru yaparak gelitirilebileceini ne srmt.48
Kurmaca eserler, zgn bir ekilde yanl, gereklik asndan doru
olabilirler. Tarih her zaman, her eyi doru sraya koymaz ve bazen
affedilmez potlar da krabilir. Baz dikkat ekici simetriler ve mem
nuniyet verici tesadfler ilgin olmaya balad zaman, karakterlerin
kkn kaztr, biim ve gldrnn canlln yok eder, bol bol ah
lkszla prim verir, ana anlaty birok can skc alt planla doldurur
ve kk kazalarla dikkatimizin o nemli karar anndan uzaklama
sna neden olur. Gerein kurmacadan sadece daha tuhaf deil, daha
kurgusal da olabilecei bilindik bir gerektir. Kendi n iin kayg
lanan hibir romanc Henry Kissingera Nobel Bar dln aldr
maz. Tarihte insann inanmas zor pek ok ey vardr.
Kurmaca kategorisinin domasnn nedenlerinden biri de, ilk
etapta gittike daha gereki bir hale gelen hayal gcne dayal yazn
trn, geree dayah anlatmlardan ayrmaktr. Edebi eserler bariz
bir ekilde geree dayanmad srece ayrma ihtiya duyulmaz. Sa
dece beyinsiz okurlar, Sir Gawain ve Yeil valye ye ya da Batman
izgi romanlarna kurmaca kelimesinin eklenmesine ihtiya duyar
lar. Eskiden kurgu, farkn sorunlu olmaya balad bir balamda r
tl olarak kurgu dyla tanmlanyordu. Ayrm izgisinin
deikenlii, eletirel karmaklktan da anlalaca gibi alar boyu
srd. Christopher New, kurgu d ifadelerin kurgusal olanlardan
ok daha fazla olduu bir eserin bir kurmaca olarak adlandrlmaya
cam49 dnr ama insan neden adlandrlmayacam merak eder.
Bir okur, kurgu d ifadelerin gereklik deerini yine de bir kenara
brakabilir ya da tm eseri, hem kurgusal hem kurgu d ifadeleri,
ona rnek tekil edecek bir anlam ykleyerek ya da inanmak iin bir
frsat olarak kullanarak kurgusallatrabilir. Edebi eserlerin, bir
adan kurgusal olup dier adan olmamalar da mmkndr. Gerontion ya da Goriot Baba mn aksine bir sylev ya da siyasi propa

ganda doru olarak deerlendirilmeyi isteyebilir; ancak ayn zamanda


okuru, onlar bir inandrma edimine ya da hayal gcnn serbest
oyunlarna tabi tutmaya davet etmesi asndan da kurgusal olabilir.
Bir okur, iki ilemi de akimda tutabilir. Onlar ayn anda birka adan
yakalayarak karakterlerin her ynyle kavranabildii gereki bir
roman; daha youn bir ekilde mevcut ve tamamen ulalabilir yapa
rak bu karakterlerin gerekte hayatna girip kan pek ok insandan
daha gerek olmalarn salayabilir. Bir keresinde Iris Murdoch, he
pimizin birbirimizin hayatnn boluklarnda yaadmz sylemiti
ama bu kurmacanm baz trleri iin artk geerli olmayabilir.
Bir okur, onlar bir hayal rnne inandrmak oyununda destek
olarak kullanrken baz ifadelerin gerek bilisel glerini kaydede
bilir. Kendall Walton, bir eyi dlemenin onun gerek olduunu
bilmekle tamamen rttn50 yazar. Tolstoy bize Napoleonun
Rusyay igal ettiini anlatr, ki etmitir de; ancak bir roman olarak
adlandrlmas sayesinde Sava ve Bar da, bizi gerei hayal edip
onu kurmaca bir dnyann iine dhil etmeye arr. Jim Cracein
roman All That Follows' daki (Ardndan Gelen Her ey) bir ift se
viirken sevitiklerim dnrler. Larry David gerek hayatta Seinf eldin yaratcsdr ve ayn zamanda Curb Your Enthusiasm adl
televizyon dizisindeki yaratcs da odur. Oscar Wilde kendisini son
radan gelen baka bir oyuncudan ok daha ustaca oynar. Gereklik
hayalin konusu olabilir ve hayal de gerek bir dizi olayla rtse bile
kurgu olarak kalr. Jean-Jacques Rousseau hem eziyet gren gerek
bir paranoyak hem de her zaman hasta olan bir hastalk hastasyd.
Yani bir ey ayn zamanda hem gerek hem kurmaca olabilir, Waltondan bir ya da iki rnek dn almak gerekirse, bir kii lk iklim
lerden holandn dleyebilir ve gerekten holanabilir de. Tom
Sawyer m Maceralar' nda* Mississippi nehri Missouri boyunca akar
ve gerekten de yledir. Bir kurmacada (oyunda), bir ocuk Hrsz,
dur! diye banr ve gerekten de bu kelimeleri telaffuz edebilir, bylece bunu yapmas hem gerek hem kurmaca olur. Walton, Gerein
kurmaca, kurmacann da gerek olabileceim savunur, yani onu bir
* Mark Twain. Tom Sawyer m Maceralar. ev. Nihal Yeinobah. Can Yaynlan,
2010. (.n.)

tr hayal etme oyununa katarak bir gerei kurgusal olarak ele alabi
leceinizi sylemek ister, sonu olarak kurgusal bir anlat btnyle
ampirik gereklerden oluabilir.51 Kelimesi kelimesine doru olma
yan ifadelerin, baka bir szel kesite aktarldnda farkl bir anlamda
doru olabileceklerini de eklemek gerekir. Dnyann btn iileri
birlein! Zincirlerinizden baka kurtulacak bir eyiniz yok! genel
anlamyla doru deildir, nk iiler eer devlete kar isyan eder
lerse pek ok eyi kaybetme riskini gze alrlar, bazen hayatlarn
bile. te yandan bu ifade bir siyasi manifestoda belirince, o edebi
trn kurallar onu bir tr retorik tevike dntrerek baka bir an
lamda doru yapyor. Artk alan insanlarn sadece birleip isyan
ederek adalete kavuacaktan gibi bir ahlki gerei desteklemeye
yardm etmek anlamnda doru oluyor.
imdi de hem kurgusal hem de gerek olan eylemler sorununa tek
rar dnelim. (Waltondan almak yerine kendi deneyimimden bir
rnek vermek gerekirse), bir oyunu prova ettiinizi ve aridk bl
mn oynayacak birine ihtiyacnz olduunu dnn. Olaanst bir
ans eseri, gerek bir aridk sallanarak ieri girer ve dalgn bir ekilde
prova odasna doru sendeler. Hemen onu bu rol iin alarsnz. Ya
ratt dramatik hayal daha inandncdr nk gerek aridklerin
nasl davrandn bilir. Gereklik kendisi olmaktan vazgemeden ha
yalin hizmetine sokulur. Ayn ey, bir oyunda birine yumruk atmak
iin de geerli olabilir. Eer, oyuncu arkadanza kar gl bir nefret
besliyorsanz, ona kurgusal erevenin dna kmadan istediiniz
kadar acmaszca tokat atabilirsiniz. Ya da bir oyunda haprmak zo
runda kalp gerekten de haprabilir ve bunu oyunun bir paras ola
rak geitirebilirsiniz. Yani hem kurgusal olarak hem de gerekten
hapmyorsunuzdur. ngiltere Kraliesinin bir Kuzey Kore ajan ol
duu bir oyun oynayabilirim ama bir yandan da gerekten yle oldu
una inanabilirim. Gerekten yle olabilir de. Bir grup Batl
oyuncunun uzak bir lkede ektii, rol icab yerel insanlarla atyormu gibi yapmalan gereken ama aslnda yerlilerin gerekten de
onlarla savatnn ve onlara gerekten saldrdklarnn farknda olmadklan Tropik Frtna adl bir film vardr. Aslnda elbette savamyorlardr, nk btn bunlar bir filmde geer.

nandrmak, elbette sadece kurmaca ile snrl deildir ve onun


yeterli tanm da olamaz. yle de olsa, Waltonm bu kavram kulla
nnn yararlarndan biri znel bir fanteziye dnmemi olmasdr.
Onun asndan inandrmak bir ruhsal durum deil belirli kurallara
ve eilimlere gre belirlenen bir toplumsal uygulamadr. Bir inan
drma oyununda, X (diyelim ki, bir oyuncak ay), baka herhangi bir
eyin deil (pek ok anlam mmkn olmasna ramen) sadece Ynin
(babann) yerine geebilir. Byle bir oyunda neyin dnlecei ve
nasl dnlecei bu anlamda kurallarla belirlenmitir, sadece bir
istek meselesi deildir. O halde bu, hayal gcnn Romantik olma
yan, belirli bir reeteye dayanmas gerekmeyen bir mefhumudur.
Joseph Margolis, bir ifade doruysa ve doru olduu biliniyorsa,
o ifade doruymu gibi yaplamayacan52 savunur. Gregory Currie
de benzer bir ekilde, bir eyi hem yapp hem de yaparm gibi grnemeyeceinizi53 yazar. Ancak hepsinde olmasa da, oyunun baz
anlamlarnda bu elbette phelidir. Jean Paul Sartren Varlk ve Hi lik'te* garsonu oynayan garsonu bu konuda nl bir rnektir. Oldu
unuz eyi, sinir bozucu ekilde kandranlar ve kendilerinin belirli
bir grntsn zevk iin oynayan samimi tiplerle birlikte oynaya
bilir ya da sergileyebilirsiniz. nsan davranlarnn ou bu ikilikle
damgalanmtr: Bir eyi yapmak ama ayn zamanda onu sergilemek.
Eer oyuncu isek, ayn zamanda kendi kadirinas ve eletiren izleyicimizizdir de. Platon, ideal cumhuriyetinde tiyatroyu yasaklamsa
bu biraz da sahne sanatlarnn ayn zamanda hem kendileri hem de
baka biri olmalarndandr, ki bu iyi dzenlenmi bir toplum iin
temel olan kimlik istikrarm zedeler. Eer bir ayakkab tamircisi, bir
ayakkab tamircisi olmadn dlemeye balarsa siyasi olarak yp
ratc sonular da peinden gelebilir.
Bu tr ift ya da blnm bir bilin kendimizle evremiz ara
snda uyumsuzluk yaratr. Gerei, kendimiz dahil, belirli bir mesa
fede tutmak dnyayla ilgili olduumuz zellikle insani olan yollardan
biridir. Bu, dnyann dnda durmak ya da onunla srklenmek me
* Jean Paul Sartre. Varlk ve Hilik. ev. Yeim Ercan Aydn. thaki Yaynlan, 2011.
(.n.)

selesi deildir. Gerekle ilikimiz de bu ekilde ironik bir ilikidir.


Gerekten kzgnm ama ayn zamanda geleneksel olarak kzgn sa
ylan davran kalbna girdiimi grebiliyorum, hissettiim tamamen
zgn olsa bile ayn zamanda belirli bir senaryoya da uyuyorum. K
peklerin ve tavanlarn davranlarm gzlemlerken, ne olursa olsun
bu ironik bilin eklini paylamadklarm anlarz. Wittgenstein, bir
kpein yalan syleyemeyeceini ama samimi de olamayacam
belirtir, buna ironik bir ekilde yaayamayacam da ekleyebiliriz.
Kk ocuklar da bunu yapamaz, ki bu sevimliliklerinin bir para
sdr. Baz gzlemciler, bu sonuca tm kavimler iin varmlardr. Bu
anlamda kurgusallk, gerekliin bir blm ve parasdr. Kurmaca,
okurun hem kendini bir de kaptrmasn hem de ondan kamasn
ierir. Bu bir tr ironidir ve gnlk varlmzn yapm kaydeder.
Samuel Johnsonm gzlemledii gibi bir an iin olsun tiyatroda ol
duumuzu unutmasak da Cordelianm lm bizi umutsuzlua d
rebilir. Samuel Richardson bir mektupta, kurmaca olduunu bilsek
de, kurmacajun genellikle bu ekilde okunmasna benzer bir tr tarihi
inantan bahseder.54
Eer, Kendall Walton gibi oyuna bir tr inandrma olarak bakyor
sanz,55 o zaman oyun ve gerekliin birbirine aykr olmamas gere
kir. Gerekten ark sylerse taklidi daha inandrc yapabileceini fark
eden, kendi sesini taklit eden bir arkcy dnn. Az hareketlerim
banttaki seslere gre ayarlarken hl ark sylyor gibi yapyordur,
ama ayn zamanda ark sylyordur da. Kendimi Michael Schumac
her gibi nl bir yar olduuma inandrrken bir yandan da araba
srebilirim. Ama ayn zamanda bu gerek zerine d kurarken, ken
dine hayran bir ekilde kendi nnn grntsnn tadn karan,
arabasn sren Michael Schumacher de olabilirim. Ya da uyanmaya
alyor ama ayn zamanda bunu yapmaya girierek, yleymi gibi
yapyor olabilirim. Only Make-Believe (Sadece nandr) adl eski
arknn yle szleri vardr: Seni sevdiime inandrmaya alyor
da olabilirim/ Gerei sylemek gerekirse, seni seviyorum.
Yirminci yzyln en artc kltrel olaylarndan biri, Kasm
1920de Petrogardda, on binlerce ii, asker, renci ve sanat K
lk Saraya saldry yeniden canlandrdnda gerekleti. Hem ordu

yetkilileri hem de avangart sanatlar tarafindan dzenlenen perfor


mans, birka gn srd ve gerek silah ve sava gemileri kullanld.
Bu teatral kurmacaya dhil olan askerler ve denizciler, sadece kutla
dklar olaylara katlmakla kalmadlar aym zamanda aktif olarak i
sava dnemi Rusyasna da dhil oldular. Marxin Louis Bonapar
t e in 18. Brumaire inde* farknda olduu gibi, devrimler, gerek ve
kurmacann ilgin bir ekilde birbirine gemesini ierir. Baka bir
yerde belirtmi olduum gibi, benzer bir ey 1916 ylnda rlan
dadaki Easter Ayaklanmas iin de geerlidir.56
J. L. Austin, bir eyi gerekten yaparken ayn zamanda yaparm
gibi grnmeye bir rnek verir: Sadece o yapmack ortamda kaba
gibi davranmann gerek bir kabalk olarak grleceini ortaya
karmak iin ve kendisini elendirmek iin an kaba bir ekilde
davranan bir parti misafiri.57 Bu, kaba davran bile taklit edemeyen
gerek bir centilmenin gstergesidir. Belki de kukulu bir ekilde,
Austin yaptklan hakknda dikkati datmak iin aa kesen, crm
ileyen iki suluyu dnmemizi ister. Gerekten de bir aa kesiyorlardr, ama yle de olsa bu dierlerini aldatmak iin yaplan bir
ov ya da oyundur. Gerekten de aac kesmek oyunun ileri boyutu
dur. M gibi yapmak, mutlaka bir eyi onu gerekten hissetmeden
yapmak anlamna gelmez. Eer gerek bir ac noktas bulabilirseniz
bir znt gsterisini gelitirebilir de. Her halkrda, m gibi yap
mak mutlaka gerekten zgn olmadan zgn grnmek demek de
ildir. Pek ok insan, bir tr tabiat ya da fizyonomi cilvesiyle, son
derece nee doluyken hznl grnebilir. Bir cenazede saygl dav
ranmak ile yleymi gibi yapmak arasndaki fark meydana getiren
ey her zaman bir duygu meselesi deildir. Gerekten bir ey hisset
meden de saygl davranabilirsiniz.
Austin u ok nemli soruyu yneltir: ksrrm gibi yaplabilir
mi? Duyamayacak kadar uzakta olan birini kandrmak iin, aznz
avucunuzla kapatp ses karmadan omuzlannz kabartrsanz, ger
ekten ksrmeden ksrrm gibi yapabilirsiniz. Ama ksrme
sesi de karabilir ve hl ksrme numaras yapyor olabilirsiniz.
* Karl Marx. Louis Bonaparte m 18. Brumaire i. ev. Sevim Belli. Sol Yaynlan,
2007. (.n.)

'

Bu, ayn anda kaburganz bkecek bir spazm geirmenize karlk,


bu sesi bilerek karmak anlamna m gelir? Tam olarak deil. Rol
yapmak toplumsal bir uygulama ve balam meselesi olsa da, insan
boazn temizlemek iin de bilerek ksrebilir. (Gibi grnmek (feigning) ve kurmaca (fiction) ayn etimolojik kkeni paylar.) Al
datmaya altnz biri ya da anlatacak bir derdiniz olmal. Baz
Amerikallar, ahlki itirazlarn belli etmek iin, sigara ien birine
rastladklarnda ksryormu gibi yaparlar. ksrme konusunda
Austinin grleri ukala bir kaprisin dehet verici bir rneidir. Fel
sefe tarihinde ok daha nemli konular vardr. Hegelin ya da Heideggerin bu konu zerine uykularnn kaacan dnmek zordur.
Buna ramen kurmaca, gereklik, mimesis, performans, niyet, dene
yim gibi meselelere yararl bir k tutabilir. Jacques Derridann, Aus
tinin akademik edep konusundaki akalar, muziplikleri, ciddi
alaylar ve snn amalarnda, kendisinin daha Gallerci ve felsefe kar
t tarznn Anglosakson versiyonunu grd iin, Austin konu
sunda zayf bir noktas olmas bouna deil.
Stanley Cavell, Wittgensteina gre m gibi yapmak ve o eyi
gerekten yapmak arasndaki farkn ltlere bal olmadn savu
nur.58 Yani ak acs ekiyormu gibi yapan birinin, deneyen ama ger
ek ak acs pltlerini yerine getiremeyen biri olmadn sylemek
ister. ltler bize bir eyin ne olduunu anlatr, belirli bir rnein o
eyin gerei olup olmadm deil. Neyin ak acs ekmek sayla
cann ltleri, birinin onu inandnc ekilde gstermesiyle kar
lanabilir.59 Bu nedenle, m gibi yapt eyin k olmak, ac ekmek
ya da umutsuzlua dmek deil ak acs ekmek olduunu syle
yebiliriz. Ak acs ekme davrannn bilindik ltlerini karlar.
Ak acs kavram ve onu allagelmi uygulama biimlerimiz, gerek artlarda olabildiince meydana kar. Bir eyin kavramn idrak
etmek onun gerek varlndan bamszdr ve bize onun var olup ol
madm sylemez. Biri bana sabrszln ne olduunu sabrsz gibi
davranarak ya da bana gerein bir rneinden vererek retebilir.
Proustu ya da Othello 'yu okuyarak cinsel kskanlkla ilgili gerek
hayatta reneceimden daha ok eyi daha zahmetsizce renebili
rim.

M gibi yapp bunu bilmemek zordur. Ama Belfastta Troubles*


zamannda sadk paramiliterler tarafndan keye sktrlm Katolik
bir milliyeti, farknda olmadan ngiliz aksanma kayabilir. Oyun ve
gerek arasnda ok keskin ayrmlar olmayabilir. M gibi yapmak
sonuta bir eyi gerekten yapmaktr.
M gibi yaparm gibi yapmak da mmkndr. Gerekten de bir
ksrk nbetine tutulup sadece teatral olarak boazm temizliyor
numaras yaptm izlenimi verebilirim. Ya da komik olacak derecede
abartarak duygusal olarak yaralanm gsterisi yapp, gerekten de
iimin yandn saklayabilirim. Bizi aslnda gerek olmadklarn
bildiimiz baz kurgusal olaylarn gerekten olduuna ikna etmesi
gerektii iin, bir romancnn m gibi yaparm gibi yapt bir boyut
vardr. Abartl bir yaralanm duygular gsterisi, kendini bilerek ele
veren bir numaradr ve bylece bir edebi eser, ak bir ekilde olay
larnn inandrclnn olmamasyla ya da dilinin olduka ssl ve
abartl yapsyla, kaydettii hikyedeki olaylarn gerekten olmu
gibi yaplmasnn gerek dlna da iaret edebilir.
A.P. Martinich ve Avrum Stroll, Bir varm bir yokmu diye
balayan bir hikye byk beyaz bir evde Bill Clinton admda bir
ABD bakanmn, ya yarm yzyl olmasna ramen bir ergen gibi
davrand iin suland eklinde devam ediyorsa, bu hikyenin
kurgusal olamayacan savunurlar.60Ama bunun az ok doru oldu
unu bildiimiz gerei, onu kurmaca olarak ele almamz engelle
mez. Kurmaca okurken, doru olduunu bildiimiz eye srekli
olarak kendimizi inandrdmz zaten grdk. Bir varm bir yok
mu ifadesi, okura Bu gerekten oldu mu? gibi sorular konusunda
ok endielenmemesini bildiren geleneksel bir giri imlecidir. Eylemi
bir masala itmek, doruluunun ya da yanllnn anlalabilir ol
mad, okumamzla ok da ilgili olmad imdiden ok uzak, ks
men efsanevi bir alana itmek iin tasarlanmtr.
Kendall Walton, kurmaca kuram zerine on yllardr yazlan en
zgn ve cesur eserde, bir kurmacada resmedilen acnas tarihi bir
kii iin zlen bir okurun, hem kurgusal olarak hem de gerekten
* Kuzey rlandada 1960-98 yllan arasnda sren ve ngiltere ile ksmen Avrupaya
da yaylan siyasi-etnik atmalara verilen ad. (.n.)

zlyor olabileceini gzlemler.61 Kendall, (bir okurun) kurgu ol


duunu bildii eyin, onun gerek olduunu bildii eyin kurgusal
olmasn etkilemeyecei62 yorumunu getirir. Yani bir okurun denizkzlannn var olmadn bilebileceini ama belirli bir hikyede var
olduklarnn doru olduu gereini de kabul ettiini sylemek ister.
Dickensm ki ehrin Hikyesi nin,* Parisin varln kurgusal hale
getirdiini, yani kurmacann okurun Parisin gerek bir ehir oldu
una inanmasn beklediini savunur. Ayn zamanda, skolarn se
vimli bir ekilde otomatik olarak biimlendirildii eklinde bir
kurguya sahip bir hikye de olabilir. Bir ifade gerek bir insan ya da
mekn iin doru, ama ayn zamanda kurgusal ya da yanl ama
kurgu d olabilir. Bir romandaki Londra kelimesi, gerek ehir
metne ancak baz ilgili bakmlardan girecei, belirli ekillerde dzel
tilecei, dzenlenecei ve (Grard Genettein ifadesiyle) odaklana
ca iin kurgusaldr.
Marianne Mooreun iir hakknda belirttii gibi, bu iinde gerek
kurbaalar olan hayali baheler meselesi deildir. Bundan ok daha
karmaktr. John Searle, kurmacann hem doru hem yanl ifadeleri
ierdiini ve bir yazarn kurmaca bir eser yazarken ciddi savlar or
taya koyabileceini savunur.63 Ancak bu tr savlan nasl belirleyebi
leceimiz meselesini es geer. Pek ok kuramc Anna Karenina 'nm
btn mutlu ailelerin ayn ekilde mutlu olduunu ama mutsuz aile
lerin her birinin kendi zel sebepleriyle mutsuz olduunu yazan ilk
cmlesini, yazann gerek bir sav olarak deerlendirir. Ama bunu ne
reden biliyoruz? Edebi sanat eserleri, elbette anlatclarnn azndan,
yazarlann itibar etmedii szler syleyebilirler. Tolstoy yazdna
inanm olsa bile niyeti onu bir gerek eklinde sunmak olmayabilir.
Anlatc romanm ahlki ve estetik ekonomisini etkileyen bir duygu
ekillendiriyor olabilir. Ya da yazarken, yazdna inanrken on dakika
sonra inanmyor olabilir. Kendisine inanp inanmadn sormayabilir
ya da gereklik konusunda tam bir agnostik olabilir. Bir eye inanp
inanmadnz bilmemek ok da sra d bir ey deil. Felsefeciler,
genellikle inanlann aslmda olduklarndan daha keskin olduunu var
sayarlar.
* Charles Dickens. ki ehrin Hikyesi. ev. Meram Arvas. Can Yaynlan, 2012. (.n.)
132

Bunun yerine Tolstoy bu sava inandna inanm olabilir ama as


lnda kendim kandnyordur. Ya da nihai hkm vermeksizin sze ge
ici bir itimat gsterebilir. Ayn ekilde okurun da bu iddiaya inanp
inanmamak, inanmasnn gerekip gerekmedii, romann karakterle
rinin dnceleriyle ayn ekilde ele alnp alnmayaca konusunda
kk deerli bir fikri olabilir. Ya da Tolstoyun buna inandn ya
da inanp inanmamasnn nemli olduunu dnmeden, okurun ken
disi bu gre katlabilir.64 Nicholas WolterstorfFun syledii gibi,
bir kurmacada ne anlatlan hikyenin yanl olmas ne de yazarn
onlarn yanl olduunu dnmesi gereklidir. Hepsinin de doru ol
duunu dnebilir ve onlar da doru olabilir. Buna karn, onu bir
kurmaca yazan yapan, hibir eyi dorulamamas ama bir ey sun
masdr.65 Bir kurmaca yazan WolterstorflPun bak asna gre nu
mara yapmaz ama sunar, ilk etapta o eyi gereklik deeri iin deil,
dnmemiz iin nerir. Peter Lamarque, hakl olarak bize bu hare
ketin kurmacaya zel olmadn hatrlatr.66 Biraz sonra bu gr
iin baz nitelikler nereceim.
Bir yazar, anlatc kiisinin ardndan belirebilir ve bir an iini bizzat
kendisi konuabilir. Thomas Mann, D oktor Faustusm sonlanna
doru bunu etkili bir biimde yapar. Ama okurlanna dorudan ve
iten bir ekilde hitap ediyor olsa bile bunun da kurmaca oyununda
yeni bir hamle olmadn nereden bilebiliriz? Oyunun kurallann
bozmann oyunun kural olmadndan nasl emin olabiliriz? Shakespeare, Kral Lear'da. olgunluk her eydir derken samimi midir? Ve
bunu nasl bilebiliriz? Bu tr ifadeler, nihayetinde, bazen gvenilmez
bir karakterin ya da anlatcnn dncelerini yanstr. Poloniusun
oluna ksa ve z tavsiyesi ne lde olgun bir Shakespeare bilgeli
idir, ne kadan sahtedir, ne kadan ikisinin arasndadr? Ve Shakespearein kendisi de bunun cevabm ne lde biliyordu?
Bu tr ahlki bir sylem, yazann grn ifade edebilir de ede
meyebilir de ancak asl amac bu deildir. Amac kurgusallatnlmaktr, bamsz bir gr iin balamndan soyutlanmak yerine
genel bir tasan iinde bir para olarak ele alnmaktr. Aslnda Poloniusun tavsiyesi hem doru hem de yararldr ve bu sz konusu metni
almlamamz zenginletirebilir. Bir eserin ahlki bakn doru ve

derin bulmak onu almlamamz derinletirebilir. Ama onu doru ve


derin bulsak bile, bunu o grme biiminin resmi olarak nasl olutuu
asndan deerlendiririz. Ve bu, bir takvimde karlatmzda Poloniusun duygularn doru ve gerek bulmaktan farkldr.
Walton, okurun hayal gcnn canllnn hayal ettii eyin ger
ek olduu bilgisiyle geliebileceini yazar.67 Budapetenin dola
mak iin tehlikeli bir ehir olacan bilmemiz, bu gerekle kurgusal
bir biimde karlatmzda inanma edimimizi glendirebilir.
Hayal gc ve gereklik kanl bakl deil, ibirlii iinde olabilir.
Bu, bir eserin ampirik boyutu kadar ahlki boyutu iin de geerli ola
bilir. Sz eylem kuramna gre, en tipik kurgusal ifadeler ne doru
lanabilir ne de yalanlanabilir nk bunlar, Lok koabildii kadar
hzl kouyordu gibi, bu kurama gre sadece bir sav ortaya koyuyor
izlenimini veren, gerekten de szde ifadelerdir. Ahlki bak alan
da bazen doru ya da yanl olarak deerlendirilebilir, en azndan kii
ahlki gerekiyse. Bazen diyorum nk bir edebi eserin geen
zamana zlmesi ya da aydnlk bir gelecek ummas ne doru ne de
yanltr. Dier yandan, bir roman st kapal olarak baz insanlann
ahlki olarak itici olduklan dncesini tayabilir, ki bu inkar edile
mez ekilde dorudur. Ancak eer bunun insanlk iin kayda deer
tek doru olduunu dnyor gibi grnyorsa, o zaman arpk ah
lki bak as nedeniyle eletirilebilir. Bunun doru olmadndan,
Montrealde havann ok souk olduundan ya da Kerrynin Louthdan daha gzel bir rlanda kasabas olduundan emin olduumuz
kadar emin olabiliriz. W. G. Sebald, modem ngiliz dili yazarlanndan
artc ekilde en baanlsdr ve bu nedenle ok az olumsuz eleti
riyle karlamtr ama insan byle de olsa modem tarihi srekli ola
rak kt gstermesinin gerekten tek tarafl olup olmadn da
dnr.
Eer bu eletiri doruysa, o halde bak asn ahlki adan genel
olarak kusurlu bulsak bile, bir edebi sanat rneini yine de beenebi
liriz, ki bu tutum onu itibarsz bulan Samuel Johnson ok artacak
tr. Johnson, ciddi ahlki ekinceler besledii bir edebiyat eserinden
zevk alamazd. Bir eseri estetik olarak ekici ama ayn zamanda ahlki
olarak itiraz edilebilir bulamazd. Modem an elikisi ak. Samuel

Beckett dahi bir sanat olarak niteleyenlerin pek az, onun insan
varlna ilikin kasvetli grne katlyor ve hatta bazlar da bunu
ahlki olarak zayflatc buluyor. Yine de bu kiilerden birka bu
gr atmasndan kurtulamyorlar. Eer Beckettn dnya grn
gerekten saldrgan bulurlarsa kendilerini Johnsonn yerine gemi
ve Beckettn eserlerinden zevk almyor bulabilirler. G odoty u Bek
lerken'm ilk Londra gsteriminde, kzgn bir seyirci, Bu, mparator
luu kaybetmemize neden olan eylerden biri! diye barmt.
Bu tutumun snrlan var. Lamarque ve Olsen, bir edebi eserin ah
lki baknn doruluunun ya da yanllnn, nitelii konusundaki
bir yargya dhil olmad grn benimser, ki az nce ne srd
m gibi durum her zaman byle deildir.68 Soykrm gibi iren ah
lki edimleri savunan edebi sanat eserleri, kendilerini biimsel
grkemleriyle affettiremezler. Bir eser, ahlki deerleri salam olduu
iin retorik olarak etkili olabilir; bu, edebi deerin bir eserin grle
rinin doruluu ya da yanllndan tamamen bamsz olduunu sa
vunan Monroe Beardsley tarafndan da gz ard edilen bir noktadr.69
Hibir eyin gerek kadar inandrc olmad zamanlar vardr.
Ayn ekilde, hem ahlki hem ampirik olarak bir yazan fazlasyla
serbest braknz, ama tamamen deil. Edebiyatn, yalan sylemenin
ya da hata yapmann hemen hemen imknsz olduu bir alan olduu
savunulabilir. Bir edebi eser, dolayl ekilde de olsa Buradaki her eyi
niyet edildii gibi oku komutunu tad iin, yazann geree ilikin
hatalannn bilinli yapld ve metnin tamamlayc bir paras olduu
dnlr. Srekli olarak Frankenstein ismini yanl yazmann, ki
muhtemelen W.B. Yeats bu ismi kullansayd yle yapard, bir tr uur
suz sembolik nemi olduu dnlebilirdi. yle de olsa, aikr hatalar
da olabilir. Ksa sre nce, ngilterede ldrlen ocuklarnn yasm
tutan bir aile, mezar tama u szleri yazdrmt: Oturup aladmz/
Tek bir gn bile gemiyor; muhtemelen sylemek istedikleri bu de
ildi. Eer Amold Isenbergin duygusal70 dedii bir hata yaparsanz,
eseriniz sanatsal olarak da bundan etkilenebilir. Okur, yazann rmcek
Adam,'m gerek olduunu dndn anlamaya balarsa, o romann
gvenilirlii muhtemelen darbe alacaktr.

2
Edebiyat felsefesinde, kurgusallk zerine nde gelen aklamalarn
dan biri de sz edimleri kuram denilen kuram oldu. Bu grn ol
duka etkili eski aklamalarndan biri Richard Ohmannn klasik
denemesinde bulunabilir.71 Bu kuramda, edebi sanat eserleri belirli
bir dil tr deil, belirli bir ifade trdr.72 Gerek hayattaki sz
edimlerinin, ksmen de hikye anlatma sz edimlerinin taklitleridir
ancak geerli bir sz ediminin sradan artlarm ihlal ederek, bu tr
ifadeleri allmn dnda taklit ederler.73 Bir kurmaca yazarna, me
sela aktardnn gereklii konusunda teminat verip veremeyeceini
ya da samimi olup olmadn veyahut ortaya koyduu savlan ne
srecek kadar nitelikli olup olmadn sormayz. Yazar da bu okurca
kavramann, belirli zel bir durumda elde edildiini bilemez, ki
J.L. Austin bunun anlatmsal edimlerin tamamlanmas iin gerekli ol
duunu dnrd.
Kurgusal metinler, her zaman bir anlamda aldatc olarak alglanr.
Dnyann doru aklamas olarak ortaya kansa zel yanlsamalar
dr. Sz edimleri kuram, bu ikiyzll anlaml bir ekilde yeniden
dzenler. Dil ve gerek arasndaki boluk olarak dnlen ey, artk
dilin iki kullanm arasndaki farkllktr. Bir edebi eser, normal art
larda yapld cmlelere balanacak bu szde anlatmsal gten yok
sun ve bylece olaand bir ifadeye sahip olan eserdir. Rus
biimcileri gibi, sz edim kuramclan da aslnda sradan grlen dil
sel davrann paraziti olduunu ne srdkleri, negatif ya da atipik
bir edebiyat tanm ortaya koyarlar.
Roman ya da yk kelimelerini gren bir okur, metindeki ka
rakterlerin ya da olaylann gerekten olup olmadn, ilgili tm bil
ginin dhil edilip edilmediini, Hlderlinin Hyperion u yazarken
samimi mi dorucu mu bir ruh halinde olduunu bilemeyeceini ve
bu gibi eyleri sorgulamamas gerektiini bilir. Bunun yerine, yazar
sylemi aktanyormu gibi, okur da bu oyunu kabul edermi gibi
yapar.74 Ohmann bunun ehov ve Manzoni iin olduu kadar aka
lar ve dier szel biimler iin de geerli olduunu kabul etse de, ger

ek sz edimlerini yneten kurallar i edebiyata gelince askya aln


mtr. O halde bu, edebiliin yeterli bir art deildir ve ileride gre
ceimiz gibi gerekli bir art da deildir.
Kuramn zellikle inat bir formlasyonu iin Gottlob Fregee
dnebiliriz; Frege, Kurmacada savlarn ciddiye alnmamas gerekir,
sadece sahte savlardr. Dnceler bile bilimde olduu gibi ciddiye
alnmamaldr; sahte dncelerdir... Mantknn sahte dncelerle
sklmasna gerek yoktur, tpk bir frtnay incelemeye balayan bir
fizikinin frtnay sahnelemesine gerek olmad gibi,75 der. Pek az
eletirmen, Miltonm Paradise Losftak satrlarm kr ve dmanla
ryla evrelenmi bir halde nasl yazdna ilikin dokunakl dizelerini
ciddiye almamak gerektiini savunur. Gerekten doru olduklarndan
phe etsek bile onlar ciddiye alrz. Bunu yapyor, hatta dncenin
hzn ve srarndan bamsz dnlemeyecek ekilde yapyor ol
salar da, orada bize sadece estetik bir zevk vermek iin bulunmazlar.
Bir ifadeyi szde bir ifade olarak adlandrmak, eer buna dedii d
nlyorsa, onu s olarak batan savmak deil, epistemolojik du
rumunu da nitelemek demektir. Merhamet zoraki deildir gibi
szde nermeler, l faresi biraz keyifsiz grnyor gibi gerek
bir nermeden ok daha gldr.
Frege, edebi isimlere kendini biraz daha sevdirmek iin, ayn kla
sik denemede yani Duyu ve Anlamda, (edebiyat okurken) gerek
meselesinin, bilimsel inceleme tutumu nedeniyle estetik zevkten vaz
gememize neden olduunu, belirtir.76 Bu ekilde, gerein bilimsel
gerekle eanlaml olduu ynndeki bilimsel eilimli nyarglar ne
deniyle de sulanacaktr. Ama Fregenin kendisinin de farknda ol
duu gibi baka tr gerekler ve onlar incelemek iin bilimden daha
farkl yollar da vardr. Opheliann delirip delirmediini ya da E. M.
Forstern Almak vermekten daha kutsaldr, vecizesinin ince bir
alg m yoksa sadece dnmeden sylenmi bir vecize olduunu mu
anlamak iin bir laboratuvar kurmanza gerek yoktur. Jeremy Bentham, dln Mant adl denemesinde sanatn amacn, gerein
en ufak bir izinin hayati olduu bir tr tutkular uyandrma projesi
diye tanmlar. O da gerein sadece ve tamamen gerek olduunu
dnr. fadeyi bununla smrlasak bile, gerein btn tutkularn

harabesi olduu doru deildir. Bentham, tutkular hibir eyin ger


ek kadar uyandramad ihtimalini dnmez.
Sz edimleri kuram ve u ana kadar edebiyat hakknda savunduk
larmz arasnda ilikiler vardr. rnein, onun kurgusallkla ilgili sy
lediklerimizi nasl aydnlattn dnn. Sz edimine gre edebi
eserler, okurun olmadklarn bilmesine ramen baz eilimlerin etkili
olduuna kendini ikna etme anlamnda bir tr inandrma ierir. Dahas,
bir eserdeki ifadeler, gerek szlerin sadece taklitleri olarak, Ohmannn dnya ii olarak tanmlad eyi srdrmeye kalkmazlar,
pragmatik deillerdir; bu da bizi onlara p toplama vakitlerindeki de
iiklikler hakknda bir duyuruya gstermediimiz bir dikkat atfetmeye
tevik eder. Ayn zamanda, onlar ampirik bir aklama olarak ele al
maktan ok ahlki imalarn iyice dnmeye, bir duyurunun genel
olarak sahip olmad nemlerini genelletirmeye arr.
O halde, sz edimleri kuramyla kurmaca, inandrma, ahlki ger
ek ve pragmatik olmayan arasnda karmak ilikiler vardr. rnein,
sz edimleri kuram ve kurgusal gerek arasnda bir iliki bulunur.
Edebi sz edimleri, edimseller olarak bilinen, dnyay tasvir etmeyip
yine de sz ediminde bir ey baaran daha geni szel eylemler sn
fna aittir. Selamlama, kfretme, yalvarma, istismar etme, tehdit etme,
karlama, sz verme gibi tm eylemler bu kategoriye girer. Size bir
vaadi sylemek bir vaattir; yeni bir maazann ak olduunu ilan
etmek onu amak demektir. Anlam, eylemin iinde, bir kelimenin
iinde somutlat gibi somutlar. Bir kurmaca eser de ayn ekilde,
telaffuzlar dnda bir varlklar olmayan bir dizi gereklikten oluur.
Varlklar olsa bile, o kadar da nemli deildir. Edimseller en ikna
edici, etkili dildir ama ayn zamanda da en zerk olan dildir ve bu
anlamda kurmacayla ilgin bir benzerlikleri bulunur. Kurmaca da
syleme ediminde amalarn gerekletirir. Bir romanda doru olan,
syleme dayanan edim sayesinde dorudur. Ama yine de gerein
zerinde ak bir etki yapabilir.
Bununla birlikte, edimsel eylemler, dnyayla ilgili savlar olmad
iin doru ya da yanl olarak deerlendirilemezler, yani kurgusal ifa
deler, sz edimleri kuramnda bu tr ifadelerin sadece taklitleri ya da
parodileri olduu iin doru/yanl yarglamas iine girmeye aday

deillerdir. Sandy Petrey, gerek ve sahtenin edimsel eylemleri d


ndmzde konu d77 olduunu yazar nk selamlama, kf
retme, yalvarma, inkr etme gibi bu tr edimseller, nerme ierikli
''deildir. Arthur C. Danto da benzer ekilde, konu d olan cmle
lerle, dmda kalacak bir konusu olmayan cmleler arasnda bir fark
grr.78
Ancak aktarma, tasvir etme veya tanmlama, en az bahse girme,
inkr etme ve hakaret etmek kadar edimsel eylemlerdir. Onlar da bir
ey gerekletirirler. Aslnda, edimsel olanla Austinin betimleyici
dedii ey arasnda, dnyayla ilgili savlar asndan ok keskin iz
giler yoktur. Austinin kendisi de bu ikisi arasndaki farkn balama
gre olabileceim kabul eder. Bir durumda betimleyici olan dierinde
olmayabilir. Bununla birlikte, betimleyiciler ve edimseller sadece ey
lerin nasl olduunun bir edimsel eylem olduunu iddia etmek anla
mnda deil, ayn zamanda edimseller eylerin nasl olduuna ilikin
rtl bir aklama da ierdikleri iin birbirine baldr. Eer ciddi
vaatler ya da son dakika uyarlaryla tarihin akn deitirerek dn
yaya mdahale edebilirlerse, ayn zamanda dnyann var olduu
ekle kendilerini teslim etmeleri de gerekir. Tm yal vatandalar
gazla zehirleme plan nedeniyle hkmeti ihbar etmek, hkmet bu
tasary ok kark ve pahal olduu iin ertelemise anlamszdr. Size
ylba hediyesi olarak Man adasndan pembe benekli bir kertenkele
getireceimi vaat etmem eer Man adasnda ya da baka bir yerde
pembe benekli kertenkele yoksa bounadr.
Austinin grmeye balad eyin bir paras da betimleyicilerin
de tpk edimseller kadar kendi uygun artlan olduudur. Dnyayla il
gili nermeler, edimsel eylemler olarak, sadece sahtelie deil, uy
gunsuzlua eilimli de olabilir.79 Buna karn, tehdit etmek ya da
kfretmek gibi edimseller eer ierikleri salamsa uygun olabilirler
(bu anlalr bir tehdit midir?), ki bu da gereklere dayanmalanyla il
gilidir. Nihayet, Austin iki tr sylem arasndaki farkn elinde dal
masna izin verir. Stanley Fish, How To Do Things With Words* adl
kitaptaki yoruma katlarak bunu kendim tketen sanat eseri olarak
* J.L. Austin. How To Do Things With Words (Kelimelerle Nasl Bir eyler Yap
labilir). Harvard University Press, 1975. (.n.)

tanmlar.80Bu, yapbozumculuut sradan rnek bir metnidir.81Austin,


rettiimiz pek az ifadenin sadece doru ya da yanl olduuna iaret
eder. lk blmde karlatmz edebiyat eletirmeni Kenneth Burke
de, betimleyiciyi bilimsel olan ve edimseli oyunsal olan olarak ad
landrr ancak o da aralarnda kesin bir ayrm yaplamayacam kabul
eder. Tanmlarn kendisi sembolik eylemlerdir ve tm tasvir edici sz
ckler kararlan, seimleri, dlamalan, tercihleri kapsar.82
Bu betimleyiciler ile edimselleri birbirinden ayrmann zor olduu
Jonathan Cullerin yalan sylemenin bir vaat gibi edimsel olmad
ama doru olmayan bir eyin ifadesi yani bir betimleyici olduu id
diasnda da aktr.83 Ancak yalanlar sadece yanl ifadeler deildir.
Oliver Cromwellin bir Zulu olduunu ilan edebilirim nk gerek
ten de yle olduuna inanmmdr ki bu yalan saylmaz. Birinin sz
lerinin yanl olduunu bilmek de hayati bir farkllk yaratmaz.
Tannm, erken geldin! demek eer ikimiz de ay nce burada
olman gerektiim biliyorsak bir yalan deildir. Ya da arkadalar ara
snda teki hayatnda Byk skender olduunu sylyorsan, kimse
ciddi olarak sylediine inanmayacandan bu da yalan saylmaz.
Yalan sylemek, aldatma niyetiyle, bilerek gerek olmayan bir eyi
syleme meselesidir. Ve bu, Austinin kavrama ykledii anlamla,
tam olarak edimsel olmasa da, kesinlikle bir ey yapmay ierir. El
bette, sylediinizin gerek olmadm gsterecek ekilde gerei
sylemek de mmkndr.
Betimleyicilerin, edimsellere ve edimsellerin betimleyicilere ba
ml olduu tek bir temel durum vardr. Anlam yerletirerek niteler,
dorular ya da yalanlanz ve anlamlar da bir edime ya da toplumsal
uygulamaya baldr. Bu, ilk etapta eylere kurallarla ynetilen an
lamlar atfetme uygulamasdr. Ve bu uygulama gerekle ilgili tm sav
lan iinde barndrr. P.F. Strawson bize, bir eyi demek istemek ya da
ona atf yapmann bir ifadenin yapt bir ey olmadm ancak birinin
onu yapmas iin kullanabilecei bir ey olduunu hatrlatr.84 O halde,
ilk nce edimsel vard. ddiaya girmek, kutsamak, vaftiz etmek gibi
eylemlerin etkin olabilmek iin, dnyada neler olduuna ilikin baz
rtk iddialann geree uygunluk durumlan hakknda dier eylere
bal olan edimseller olduklan dorudur. Eer pahal dantel alm al

tndaki bebek bir porsuk karsa vaftizi srdrmenin anlam yoktur.


Yine de sonunda, dnyayla ilgili bu iddialar ne yaptmza baldr,
nasl isimler ve anlamlar atfettiimize, toplumsal hayatn belirli bir
biiminde ne gibi prosedrlerle doru ve yanl ltlerini belirledi
imiz gibi eylere baldr. Charles Altierinin de dedii gibi, nasl
olduunu bilmek, ne olduuna ilikin herhangi bir zel iddiadan man
tken nce gelir nk nesnelere anlaml bir ekilde iaret etmeden ve
szleri anlamadan nce, teknikleri ok iyi bilmemiz gerekir.85 Gs
tergelerin keyf olduklarn sylemek, kazamayacamz bir katman
olduunu sylemek demektir. Bir ieye ie denilmesinin bir nedeni
yoktur ya da neden fit ve inlerle lldmzn veya kriket oynar
ken neden yakalanp yuvarlandmzn... Bir nedene ihtiya da yoktur.
htiya olduunu dnmek, Richard Rortynin bir cmlesine atf ya
parsak, kanmayan bir yeri kamak demektir.
Sz edimleri kuram, insann szn yaratc olarak grme ek
lindeki ok eski bir gelenee laik bir deiiklik getirir. Dnyay bir
kelimeyi telaffuz ederek deitirebileceimiz dncesi, bynn
temel unsurlarndandr. Kutsal ve gl olan sadece bir ses kararak
her eyi yaptrabilir. Shakespearein II. Richard', kraln sznn s
nrlar ve yetileri, gereklii yaratabilecei ya da geri alabilecei za
manlar ve gerekliin vahi inatlna kar aresizce kotuu
zamanlar zerine kafa yorar. Bu fikir branice dabhar kelimesinin
hem kelime hem de i anlamna geldii Tevratta da bulunabilir. Gs
terdii anlam tamamlayan gstergeler fikrinin eski teolojik ad ayin
dir.* Ayinler, sadece Seni vaftiz ediyorum. Seni onaylyorum. Seni
mukadder klyorum. Seni gnahlarndan arndryorum. Seni bu
adamla evlendiriyorum, gibi cmlelerin sylenmesiyle amalarna
ulaan sz edimleridir. Btn sz edimleri gibi, maddi fiillerin ve
sylem paralarnn yapt gibi ilan ettikleri eyi yaparlar. Gsterge
ve gereklik, ikisi de Komnyonun Katolik dinbiliminde olduklar
iin ayndr. (Buna karn, baz Protestan teolojilerinde gstergeler,
yani ekmek ve arap, dorudan gereklie, sann vcuduna iaret
eder ve onu abideletirir.)
* Yazar ngilizce sacrament kelimesini kullanyor, (.n.)

Ayinler ex pere operato olarak iler, yani amalarn onlar ger


ekletiren kiiler ya da samimiyetleri sayesinde deil, sadece ier
dikleri eylemler sayesinde yerine getirir. Bu temsilcilerin bunu
yapmaya izinleri (rtbeleri) olmas gerekir, bu yeterlidir. Bu, ayn
zamanda (yazarlar kendilerine izin verseler de) samimiyetin, sami
miyetsizlikten daha isabetli olduu kurmaca iin de dorudur. Gs
terge, yaratc gc iin bir znenin deneyimini dile getirmesine bal
deildir. Eer size elli pound bor vermeye szm varsa ve bu sz
dudamdan dklrken bunu yapmaya hi mi hi niyetim yoksa,
yine de bunu vaat etmiimdir. Evlenmek ve neden sonra korku dolu
bir yz ifadesiyle papaza aslnda bunu yapmak istemediinizi hay
krmak, bir boanmay gerekletirmek ve yeni kaynpeder ve kayn
validenizi etkilemek iin muhtemelen en salam yntem deildir.
Tam tersine, tmyle yabanc birini bir otobsn tepesinde esir
almak ve onunla evlenmeye almak son derece samimi olsanz, ona
aresiz bir ekilde k olsanz ve tm doru cmleleri sarf etseniz
bile edimsel bir bak asnda ie yaramaz. Bunun nedeni evliliin,
genel olarak cinsellikte olduu gibi, zel bir iliki deil, toplumun da
paynn olduu kamusal bir kurum (daha geni anlamyla siyasi) ol
masdr ve bir otobsn stnde evlenmek allm balamn dn
dadr, topluluun bir temsilcisi hazr bulunmazsa bu gerek kenara
itilmi olur. Bu evlilii zel bir elenceye evirir ve onu siyasiliin
den uzaklatrr. Srekli olarak insanlarn ynlar halinde evlendii
otobslerle dolu ana caddelerin bulunduu medeniyetler de olabilir.
Ancak bunun geleneksel ve kurumsal bir eylem olmas gerekir, tm
toplumsal eilimler ve kurumlar gibi benden daha fazla insan ve
benim kendi dileklerimden daha ok dnceyi iermesi gerekir.
Yaratc szckler retisi, iirsel hayal gc yepyeni dnyalar ya
ratrken Romantizmde yeniden ba gsterir. Kenneth Burke, tama
men yaratc, zgn, keyfi, kendinden te bir eye borlu olmayan ve
bu ekilde yaratmn tanrsal eyleminin taklidi olan bir eylemi dler.86
Alain Badiounun olay {vnement) kavram bu fanteziyle bir tr aile
benzerliine sahiptir. Bunlar dinbilimin laikletirilmi paralandr,
bizim bildiimiz ekliyle estetiktir. Zog gezegeninden bir ey yapmas
gerektiini kavramadan konumamz dinleyen bir ziyareti dleye-

bilirsiniz. Bir ey yapmay dar bir pratik anlamda deil, daha geni
anlamyla bir yaam biimini paylamak anlamnda kullanyorum.
Belki de insan konumalarn bir tr dekoratif sesler olarak, ne dedi
imizle ne yaptmz arasnda balar olduunu kavramadan duyuyordur, davranlarmzn arka planndaki bir mzik gibi. Ya da belki,
dilin bir tr tren riteli ya da kendini uyank tutmann bir yolu oldu
unu dnyordur. nsanlarn hissizlik haline saf bir skntyla ya da
uyuuklukla, kolaylkla, sessizlik iinde geebildiim ve bu srekli
birbirine ses pskrtmelerin, patlatmalarn onlarn zihin ularn tut
mak iin yapldn tahmin ediyor olabilir.
Szel anlam kavramn tam kavrayabilmek iin szlerimizin bir
amaca ynelik olduunu87 anlamak gerekir, ki bu hepsinin emirler,
komutlar ya da talepler olmadn farz etmekle ayn deildir. Niyet
olarak bilinen o belirsiz zihinsel gdnn onlara sessizce elik ettiini
dnmekle de ayn deildir. Bir amaca ynelik olmak, sylemin ek
linin iinde imal edilmitir. E.D. Hirschn airlerin ve romanclarn
yapmas gerektiini dnd gibi, bir anlamlan olmas iin keli
melerinizi bir niyet edimiyle ilikilendirmenize gerek yoktur.88 Bu
biraz da ne zaman bir ey yapmaya kalksam, bir irade eylemi sergi
lediimi dlemek gibidir. Bu, kendimi yataktan ya da bir bardan
karmak iin doru olabilir ama bam kamam ya da omzuna
vurmam iin geerli deildir. Gerekten akll bir Zoglu, davramlanm zla nasl etkileim iine olduunu izleyerek ve ayn zamanda
Wittgensteinvari sonular kararak muhtemelen dilin anlama ynelik
olduunu kavrayacaktr. Dhi bir Zoglu sylemlerimizin baz paralannn kelimenin tm pratik anlamyla ilevsiz olarak tasarlandm,
bu amaszln da ayn zamanda amalannn ve edebi, sanatsal
gibi kelimelerle ne demek istediimizin bir paras olduunu ze
cektir.
O halde kurmaca, genel olarak tm edimseller gibi, ifadesinden
ayn dnlemeyecek bir olaydr. Kendisi dnda bir eyden destek
almaz, yani ileri srd ey, bamsz bir kanta kar herhangi bir
ekilde kontrol edilemez. Bu anlamda, silahl bir soygunu haber ver
mekten daha ok kfretmek gibidir. Kurmaca, atf yapyor gibi g
rnd eylerin kendisini retir. Tasvir ediyor gibi grnd eyi

gizlice biimlendirir. Bir aktarma gibi grnr ama aslnda bir retorik
parasdr. Austinin jargonunda bu, edimselin betimleyici klna
girmesidir. Alman eletirmen Karlheinz Stierlenin aydnlatc bir e
kilde ortaya koyduu gibi, bu gndergesel bir biimde kendine atf
yapmadr.89 Gndergesi, rnein bir cinayet esrar, bir siyasi kriz,
zina, tamamen ikin ve sadece kendisi iin mevcut olabilir. Lamarque
ve Olsenm belirttii gibi, Kurgusal durumlar, kimliklerini sunum
ekillerine borludur.90 Kurgusal anlatlar, kendi isel eylemlerinin
dnda ak bir d imgeyi de kendilerine yanstrlar. Yine de kurmacaya o tuhaf gcn veren, bu zerk ya da kendine atf yapan nite
liktir. Eer yaratcysa bunun nedeni, doas gerei gerein
basklar karsnda bir tiroit bezindeki kattan daha az zorlanyor
olmasdr ve bu, son derece iyi olanla dikkat ekici bir ekilde kt
olan kurmaca iin de geerlidir. Burada, yaratc normatif bir ifa
deden ok, betimleyici bir ifadedir.
Bu anlamda, tm kurmacalar temelde kendileri hakkndadr. te
yandan, bu kendini biimlendirme iin dnyadan malzeme alsalar da,
kurmacamn elikisi kendine atf yaparken gereklie de atf yapyor
olmasdr. Wittgensteinm yaam biimleri gibi, kurmaca da kendini
kurar; ama bu, tpk yaam biimlerinin yapt gibi, kendini olu
turma ilenne etraflarndaki dnyay kattklarm inkr etmek deil
dir. Kendilerini baka trl biimlendiremezler. Fredric Jameson, D il
Hapishanesi'nde* Biimciler ve Yapsalclar iin edebi eserlerin
kendi vcut bulularndan, kendi inalarndan bahsettiini91 belirtir
ama Terence Hawkes hakl olarak bir kurmaca eserin baka bir ey
den bahsetme arka planna kar sadece kendi varoluundan bahse
debileceini ekler.92
Yemin ederim ya da Sz veriyorum gibi dilsel edimsellerde
de benzer bir mulaklk mevcuttur. Bir anlamda, bunlar tamamen
kendilerine atf yapan cmleler, bir gndergeye iaret etmeyen zerk
szel eylemlerdir. Byle bir balamda, Emile Benvenisteten bir cm
leye atf yaparsak, kelime kendine sz verir, kendisi temel gerek
haline gelir.93 Yine de bu tr edimsel eylemler, daha nce de ne
* Fredric Jameson. Dil Hapishanesi, Yapsalcln ve Rus Biimciliinin Eletirel
yks. ev. Mehmet H. Doan. Yap Kredi Yaynlan, 2002. (.n.)

srdm gibi, nemli deiiklikler yapan ve somut etkiler meydana


getiren, dnyaya gl mdahaleler de olabilir. Servetler onlarn bu
tuhaf gcyle elde edilir, hayat boyu sren evlilik anlamalar yaplr
ve Fhrere hizmet yeminleri edilir. Edimseller, bir durumu haber
vermekten ziyade gerei kendileriyle ilikilendirerek onunla verimli
bir iliki kurarlar. Ve bunda, kurmacann elikili yapsna ilikin bir
eyler yatar.
Pierre Macherey de benzer bir eyi savunur:
Bu (kurgusal) dilin yenilii, kendini meydana getirme gcnden kay
naklanr. Grnrde onun ncesinde ve arkasnda bir ey olmadn
dan, yabanc bir varl dert etmek zorunda kalmadndan,
derinlikten yoksun olacak, tamamen kendi yzeyinde geliecek
kadar zerktir.... (kurmaca) inceliine indirgenmi dildir, zgn e
kilde isel bir bak as aarak kendi geliiminin dar izgisi iinde
bir anlam icat eder; bir dublr kullanmadan dil tekrar eder, yeniden
retir ve her eyi dlayana kadar kendini uzahr...Yazann eseri, onu
retmeye harcad emek yoluyla kendi ufkunu izer.94

Belki de, bu noktada Machereynin biimcilii, Marksizmini ge


ici olarak yenmitir. Kurgusal sylem aslnda kendi dnda bir eye
baldr, gereki bir anlatnn yazan Times Meydamn Kahireye
tayamad iin yabanc bir varlktan rahatsz olur. Machereynin
hakl olduu nokta, yazann Times Meydann istedii karakter ve
olaylarla doldurmakta zgr olmas ve anlatsndaki mekn suretle
rinin ounlukla metne ikin etkenlerle nasl belirleneceidir.
Macherey, edebi sanat eserlerinin onlan douran tarihlerden mu
cizev bir ekilde ayn olamayacam varsaymak istememitir. Tam
tersine, onlar pek ok tarihi etkenin rndr: Tr, dil, tarih, ideoloji,
anlamsal ifreler, bilinaltndaki arzular, kurumsal normlar, gnlk
deneyimler, retimin edebi biimleri, dier edebi eserler vb. Daha
ok olay, eserin kendi i mantna gre gelimesine izin verecek e
kilde bu etkenlerin bir araya gelmesidir. Bir sanat eserinin kendi ken
dine karar verdiini sylemek, sama bir ekilde sonulardan
bamsz olduunu iddia etmek deildir ama bu sonulan kendi man
tn ekillendirmek ve kendini dourmak iin kullandn iddia et

mektir. Onlar, kendini ina etmesi iin gerekli malzemeyi temin eder.
Sanat eseri, sadece retimine giren malzemeleri yanstmaz ya da ye
niden retmez, onun yerine onlar kendini retme srecinde tekrar
altrr. Kurmaca, kendi i mantna bal kalmas sayesinde dn
yayla ilgilidir. Ya da, eer ifadeyi deitirirsek, bir dnya yanstacak
ekilde kendisiyle ilgilidir. i ve d ters evrilebilir.
Edebi eserlerin kendilerini ina ettikleri baka bir boyut daha var
dr. Onlarn zelliklerinden biri de, dilin rnekleri olmaktan ziyade
sylemin paralan olmalandr, bu da demektir ki zel durumlara
bal olan dildirler. Gnlk hayatta bu tr durumlar, gstergeleri nasl
anladmz konusunda temel bir rol oynar. Trafiin durumuna ve iki
aracmzn kullanma kurallanna bakp farlannz yaktnzda bu
eylem normalde her iki anlama gelebilecek de olsa, una bak!tan
ziyade leri git! demek istediinizi anlanm. Edebi eserlerin tuhafl
sadece bu tr pratik balamlardan yoksun olmalan deildir, ama bu
yoksunluun onlara olduklan ey olmakta yardm etmesidir. Balamsal olarak serbest olan edebiyat kavramyla Jon Ellisin de yakala
maya alt budur. Yine de bir balam olmakszn bir eser
anlalmaz olma riski tar ve bu ikileme bulduu zm de ilerlerken
kendine bir balam retmektir. Bir metnin ifadelerinin her biri ayn
zamanda k^tdi bana bir szel eylem ve okunaca ereveye bir
katkdr. Eser kendi ideolojik alt metnini doururken, ileride grece
imiz gibi, kendi znden de bir anlam yaratabilecei pek ok grev
tanm kontrolnden kar. Bu biraz da bizim bir eserin dnyas
derken kastettiimiz eydir.
Sanat eserleri ve insanlar arasndaki karlatrmalar genellikle
sahtedir. Edebi eser, (Georges Pouletye sayglanmz sunarak) has
bhal edebileceimiz bir dost deildir ama bir sayfann zerindeki
iaretler dizisidir.95 yle de olsa, kurgusal metinlerin kendi kararlarn
kendileri verme ekliyle bireylerin nasl olduklan arasnda bir para
lellik vardr. nsan zgrl, belirleyicilerden yoksun olma meselesi
deil, onlan kendi oluumunun zeminine dntrerek kendine mal
etmektir. Bu, sanatn bazen serbest edim paradigmas olarak d
nlmesinin de bir nedenidir. zerk davranmak, kanunlardan vazge
mek deil, kendisi iin bir kanun olmaktr ki zerk de bu demektir.

Gerek hayatta bu tr bir projeyi fel eden snrlar olduu yeterince


ak; bu phesiz sanatn bu kadar idealletirilmi bir olgu olmasnn
nedenlerinden biridir. Gerek tarafndan bizim kadar kstlanmad
ve daha radikal bir ekilde kendini oluturabildii iin, bizim duru
mumuzda ancak tahmini olabilecek bir zerkliin saf bir rnei ola
rak grlr.
Bu estetik ideolojide sanat eseri, onu yneten ilkelerin tamamen
kendi znden kmas anlamnda kendisi iin bir kanundur. Kendi
dnda hibir yetkiliye boyun emez. Eserin tm paralan rastlantsal
ya da genel kanun veya ikincil bir ey olmadan, kendi genel kural ve
ilkeleri tarafndan biimlendirildii iin, kendini yneten bir btnlk
oluturur. Ancak bu btnlk sadece eserin eitli unsurlannn birbirleriyle ilikisi tarafndan biimlendirildii iin, bu unsurlann ken
dilerini biimlendiren bir kanuna boyun edii sylenebilir. Ve bu,
Rousseau ve Kant gibi cumhuriyeti dnrler iin, ideal toplumsal
dzeni oluturan eydir. Siyasi olarak konuursak, sanat eseri otoriter
bir devlettense bir cumhuriyete benzer, ki bu on sekizinci yzyl Avrupasnn son dnemlerinde ortaya kan orta snf iin, bunun eski
rejimin bir eletirisi anlamna gelebilmesinin nedenlerinden biridir.
Cumhuriyetilik, toplu zerklik demektir, bu sanat eseri olarak bili
nen ibirliksel cumhuriyet iin de geerlidir. Friedrich Schlegelin de
dedii gibi, iir cumhuriyeti bir sylemdir: Kendi kanunu ve amac
olan bir sylem, tm paralann bamsz yurttalar olduu ve oy
hakk bulunan bir sylem.96
Bu elbette, sanat ve hayattaki hiyerariyle mkemmel ekilde
uyumludur. Sanat eserinin baz zellikleri dierlerinden daha baskn
dr, bir cumhuriyetin baz yelerinin dierlerinden daha gl olduu
gibi. Bir cumhuriyeti olmak, mutlaka eitliki olmak anlamna gel
mez. Burada, sosyalist bir demokrasiden bahsetmiyoruz. Charles Baudelaire, sanatnn kendini bulduu sanat trnn mutlak eitlie k
bir etenin kzgnlyla tm adalet iin haykran mfrezelerin isya
nnn elinde olduunu ilan eder.97 Zola ve onun gibi doalclara y
neltilecek olan da bu trden, hem estetik hem de siyasi bir eletiriydi.
Ancak bir iirin ortak biimi, zgrlk smrlamalanndan kaynaklanan
zgrlk olarak olumsuz anlalmaktan ziyade, kendi kendine karar

EDEBYAT OLAYI

____________________

verme eklinde olumlu anlaldnda, zgrlkle tamamen uyumlu


dur. Sanat eserinin her nitelii dier nitelikleri gelitirmeye, onlar en
zengin potansiyellerine eritirmeye alr; (Marxm cmlesini uyar
larsak) her birinin kendini gerekletirmesi hepsinin kendini gerek
letirmesinin artdr.
O halde bu estetik iin, sanat eserleri ieriklerinde, biimlerinde
olduundan daha az gereklie karlk gelir. nsan zgrlnn
zn, ulusal bamszlk ilan ederek ya da klelie kar mcadeleyi
gelitirerek deil, ilgin mevcudiyetleri sayesinde canlandrrlar.
Kendi kendine karar verme timsalleri olarak, gerek olan muhtemel
olandan daha az yansttklarm da belki eklemeliyiz. Erkek ve kadn
larn dntrlm siyasi artlar altnda nasl olabileceklerinin rne
idirler. Eer kendilerinin tesinde bir eye iaret ederlerse, iaret
ettikleri ey kurtarlm bir gelecektir. Bu bak asna gre btn sa
natlar topiktir.
Bir sanat eserinin gereklikle snrlanmasyla o gereklii yanst
mas arasnda fark vardr. Bir dans, bir dizi faktrle kstlanmtr,
vcudu, koreograf, dans ettii somut alan, kendi sanatsal yaratcl
gibi. Ama dans bu artlan yanstmak yerine, onlan kendini ger
ekletirme srecinin malzemesi yapar. Eer dnyayla srekli bir
iliki srdryorsa bu, emek ya da siyasi faaliyette olduu gibi pratik
bir ama iin deildir ama faaliyetlerinin zerk, isel mant hatmnadr. Bu da demektir ki, dans etmek, bulak ykamann aksine, men
faatleri kendine ikin olan bir tr alkanlktr. Ayn ey sanat eseri
iin de sylenebilir.
O halde bir kurmaca eserin kendim biimlendirdiini sylemek,
onun serbest olduunu ne srmek deildir. Daha nce de savundu
umuz gibi bunlar, biimsel, genel ve ideolojik etkenlerle olduu
kadar, malzemelerinin yapsna gre de snrlanr (zellikle de ger
eki bir eserse). Yine de sanat, bu tr kstlamalan iselletirme ve
onlan, kendi retiminin malzemelerine evirip bylece kendisini k
stlayarak yapsna katma sorunudur. Kendisini retmesinin bir man
t vardr, bu nedenle baz gerekliliklerden bamsz deildir. Ama
bu ilerledike yaratt bir gerekliliktir. Eer gereki bir roman bi
rinci sayfada kahramannn adn Bridget koymaya karar verirse, on

nc sayfada ona belirli bir neden olmadan Gertrude demeye ba


layamaz ama gereki olmayan bir roman bunu yapabilir. Bu, kendim
belirleyen, kendi gerekliliini yaratan, kendi yaratt manta uyan,
kendi kendine koyduu kurallara sadk olan metin iin (son derece
nemsiz) bir rnektir. Kahramann aniden isminin deitirilemeye
cei elbette yazarn kararnn tesindedir. Bu, genel adetlerle ve belki
ideolojik detlerle belirlenmitir. Bir Viktorya dnemi yazarna ba
kadn karakteriyle ilgili bu tr zgrlkleri kullanmak nezaketsiz ge
lebilir Ama bu detler, metinlerin ne yapabileceine ilikin sadece d
ardan gelen snrlar deildir. Ayn zamanda kendini gerekletirmesi
iin de hammaddelerdir.
Umberto Eco da gsterme sreci kendini aklar; bu srekli
dng anlam yaratmak iin normal bir arttr ve bir eyleri belirte
bilmek iin iletiimin gstergeleri kullanmasna izin verir,98 derken
Macherynin grne benzer bir gr zerinde durur. Machery dili
szdrmaz, mhrl bir sisteme indirgiyor grld gibi, Eco da dilin
tam olarak bu ekilde iletiim kurmaya baladm ekler. Dngsellii
sayesinde, yani bir kelimenin dier kelimeye ve onun da tekine atf
yapmas sayesinde, gsterme sreci kendisini dnyaya aar. Bylece
Eco ayn eserde, hibir tutarszlk olmadan, anlambilimin gsterge
lerle temel olarak toplumsal gler olarak ilgilendiini99 yazabilir.
nsann dilin dna kamamasndan ikyet etmek, insann vcudu
nun dna kamamasm protesto etmek gibi olacaktr. Vcutlar ve
diller, eylerin ortasnda olma ekilleridir, bizi onlardan ayran engel
ler deil. Engellerin zerinden atlayarak deil, bir vcudun ya da dilin
iinde olarak birbirimizle karlaabilir ve yanltc bir ekilde d
dnya olarak bilinen eye mdahale edebiliriz.
Kurmaca, sz edimleri kuram iin daha nce de grdmz
gibi, sylemin aykr bir trn oluturur ancak sradan sylemle
(olumsuz anlamda) ilikili olacak kadar. Bu, gnlk eylemlerin pragmatik olmayan bir eklidir. Ancak kendi kendine bir dnyay var ettii
iin ve bunu da kendine atf yapan dil eylemiyle yapt iin, onu
gnlk olandan ayran bir zerklii vardr. Bu anlamda, sz eylem
kuram kendi apnda kurmacaya ilikin tandk bir belirsizlii yaka
lar. Onun serbest niteliine ilikin de baz eyler belirler. Eer kur

gusal sz eylemler mimetik ve pragmatik deilse, o halde onlara ili


kin bir akaclk sz konusudur. Yani, sz eylem kuramclarnn ken
disi iirsel dil konusunda genel olarak sessiz de olsa, sz eylem
kuramyla neeli, kendi kendine gsteri yapan gsterge fikrini bir
araya getirmek mmkndr.100 Bunu yapabilmek ayn zamanda onu
bir szel nesne olarak grerek bir eylemi ya da edebi metnin iletiimsel kuramn da bir araya getirmektir. Bu yaknlamaya bir sonraki
blmde daha yakndan bakacaz.
Bu arada, kurmaca ve iirsel dil arasndaki benzerliklerin peine
biraz daha delim. Monroe Beardsley, kurmacanm ve ykseltilmi
dilin gerek dnyann dnda olduunu ve k bir ekilde dile getirdii
gibi, birinin edimsellik gcnn eksikliiyle, dierinin de anlamsal
sunuun fazlalyla bir sylem oluturmaya altklarn belirtir.101
Baz eletirmenlerin, edebi eserlerin zellikle anlamsal mulakla ve
dolayl anlatm zenginliine uygun olduunu savunduklarn grdk
ve bu iddia elimizdeki dnceyle de ilgili. Bizi, edebiyat sanatn
oul anlaml olarak grmeye ikna eden, gsterge ve gnderge arasn
daki ayn zamanda kurmaca ve gerek dnya arasndaki ban gevek
liidir. Aslnda, baz edebi metinler baz edebi olmayan metinlerden
daha az deerlidir. Edebi olan tek anlaml olann dman grmek ok
kolaydr. Ancak kurmacanm kontrol edilebilecei dorudan tek bir
gndergesi olmad iin, anlamnn bir masa lambasn monte etme
talimatlarndan daha belirsiz ve ak ulu olmas muhtemeldir. Benzer
ekilde, iirsel gsterge genel olarak pragmatik gstergeden daha az
kstlanmtr. Pratik ilevi daha az olduundan, anlam fazlalndan
zevk alabilir. Bir yol iaretinden daha ok serbesti alan vardr.
Kurmaca ve edebi dil arasnda baka benzerlikler de vardr.
Dngsel doas iinde kurmacanm yaps, iirsel gndergenin yap
syla bir benzerlik tar; baka bir eyi gsterme edimi srasnda as
lnda kendini gstererek kendi varoluu zerine kafa yorar. Aslnda,
bir metinde bu tr bir dilin bulunuu, bizi makrokozmik ilemlerin
kurmaca olduu konusunda uyarmak iin mikrokozmik bir yol ola
bilir. Tm kurmaca eserler iirsel deildir. Ama dil bize bu ekilde
iaret ederse, Bu gerekten oldu mu? gibi, hangi sorulan sorma

mamz gerektii konusunda bizi uyaryor olabilir. Bu, roman keli


mesini grdmz zaman iin de geerlidir.
Nietzscheci bir kuramc iin dnyann kendisinin bu yzden bir
dilsel ina olduunu da dnrsek, Paul de Man gibi bir eletirmen
iin, edebi dilin kendine gnderme yapan yaps geree en sadk ol
duu yerdir.102 Kurmaca, eylerin gereim ortaya karr, ancak kla
sik hmanist bir anlamda deil. Onun yerine, ontolojik sr meydana
kar, kusursuz bir ekilde gerek olarak kabul ettiimiz eylerin me
cazi yaplarm ele verir. Bir mecazlar dizisi olarak kendisinin farknda
olmas, bilme kabiliyeti ve kendi gizemli havasn adlandrmasnda
edebiyat, gnlk sylemin negatif gerekliini temsil eder. Anlam bi
imlerini aka sergileyen modemist edebiyat eserleri, ironik bir e
kilde kendi kanlmaz hilelerine iaret ederek, gerein huzurunda
olduumuza bizi ikna etmek iin retorik yapsn datan gereki
kurmacanm ak srrm sunarlar. Bu gre gre, modemist kurmaca
sadece belirgin olan, aralar aa km ve kendine gnderme
yapan yaps merkezde tutulan kurmacadr. Eer modem an so
nunda zgnle en yaklaan kendi kanlmaz aldanmasnn ironik
bilinci ise, o zaman Mann dnyasndaki edebiyat hepsinin iinde
en zgn olgudur.
Eer kurmaca ve kendinin bilincinde olan gsterge arasnda bir
yaknlk varsa, kurmaca ile ahlk arasnda da vardr. Ahlki bir bak
as ekillendirmenin, kurmacanm son derece ak olduu simge
leme, seme ve vurgulamay ierdiini daha nce de grdk. Bu, am
pirik olann btnyle ahlki olann etkisinde olduu, kalan birka
alandan biridir. Gerek dnya ile belirli bir mesafede tutulur, ekli
deitirilir, yeniden dzenlenir, olaanst bir zgrlk ve esneklikle
donatlr ki hakkndaki baz ahlki gerekler daha etkin bir ekilde
gn na kabilsin. Aslnda bu avangart sinema kadar cesur bir e
kilde gnlk gereklii dzeltmek anlamna da gelebilir. rnein,
Henry Fieldingin Tom Jonesu muhtemelen aslacakken dllendir
meye zorlayan ya da anssz Bertha Mason, kahraman artk dul
olan sevgilisiyle iki eli olmadan kavuabilsin diye, yanan bir binann
atsndan atlatma ilhamm Charlotte Bronteye veren iirsel adalet
fikrini bir dnn.

En ayrntl kurmaca metin bile dnyay sistemli bir ekilde d


zenler, onu bir grme biiminin gerekliliklerine gre dzeltir. Grme
biiminin nce geldiini ve sonra sadece eserin ayrntlaryla rnek
lendiini sylemek istemiyorum. Hibir ey gerek, okuma olay bu
yana, dzenleme srecinden daha az doru olamaz. Her karakterin
ve durumun daha nceden belirlenmi bir ahlki gndeme gre ayar
land bir roman (Samuel Johnsonm Rasselas geliyor akla) sadece
onunla mantksz bir ahenge sahip olmaz, ayn zamanda kendi ahlki
bak asnn inandrcln da sarsard. ronik bir ekilde, bir ro
mann bak asn bu kadar inandrc yapan, zellikle gereki kurmacada, olasln varldr. Eser, gereklii ahlki andan geirip
bu gerei tesadfi ayrntlar gstererek saklyormu gibidir. Bu e
kilde, gereksiz olan gerekli olann yardmna koar. Uultulu Tepe
lertek i Lintonslann malikanesi Thrushcross iftlii olarak
adlandrlr ama bu ayrnt son derece keyfdir; romandaki dier baz
isimlerin keyfi olduu sylenemez. Bu eserle ilgili ders alm kiilerin
farknda olaa gibi, ayn yere daha kolay telaffuz edilebilir bir isim
pekl verilebilirdi. Boyu 1.80e yakn olan bir roman kahraman, ro
mann amacnda kk bir kaypla pekl 1.85 e yakn da olabilirdi.
Baz kurmaca trleri, Roland Barthesn deyiiyle gereklik etkisini
bu ekilde salyor. Dikkatli bir ekilde uydurulmu keyflii, esere
pratik bir gnlk varolu hissi verir.
Sz edimleri, sadece anlam iletmez, kendi ilerinde de anlaml
drlar. Szn anlamndan olduu kadar bir sz syleme ediminin an
lamndan da bahsetmek mmkndr. Hi tanmadm biri beni
yaramaz ocuklarnn akademik baarlarn anlatarak ok uzun sre
lafa tuttuunda kendi kendime, Bunu bana neden sylyor? diye
dnrm. Denys Tumerin da belirttii gibi, nsanolunun man
tkl olduunu sylemek, insanlarn byk eylemlerini konuturmak
tan kendilerini alamadklarn, anlamsz hibir ey yapamadklarn
sylemek olur. Yani bylece aslmda konuamazlar, ama konuma ey
lemleri de bir ey syler.103 Bu tr bir anlam Tumera gre retorik
alanna aittir. nsanlarn bir eie taklp dmek ya da farknda ol
madan salarm okamak gibi anlamsz eyler yapabildikleri bir boyut
vardr aslmda. (Bilind anlam meselesini bir kenara brakyorum.)

Ama bunlar, Tumern aklndaki eylemlerden deil. Stanley Cawell,


Bir ey sylemek aslnda hibir zaman gerekten bir ey sylemek
deildir, demitir.104 Ne gzel, tekrar buradayz, eski gnlerde ol
duu gibi laflyoruz gibi szde ilikisel sz edimleri, iletiim eyle
minin kendisine atf yapar, bylece sylenenin anlam gsterilenle
ayn olur. Bunun aksine, gereki kurmaca konusunda gsteriyle ile
tilen anlam, ki bu bir kurmaca metnidir, gerek olarak alnmamal
dr, bireysel ifadelerin gcyle eliir.
Quentin Skinner, bir metnin anlamn kavramak iin, yazarn ne
yaptn ve o metni yazarken ne yaptn dndn kavramamz
gerektiini iddia eder; bu Austinin edimsel g dedii eyle ede
erdir. En azndan bu anlamda, edimbilim, anlambiliminden daha
nemli hale gelir. Bu nasl bir eylemdir, ironik, tartmal, bilgilendi
rici, vg dolu, zr dileyen bir eylem mi? Skinnera gre, bir sy
lemin anlamn sadece kelimeleriyle kavrayamayz. Kelimeleri
balamlarna yerletirmek de otomatik olarak anlamlarm aa
kartmaz. Bunun yerine, sadece szn anlamn deil gcn de yorumlamalyz, yani konuma eyleminin baarmaya alt eyi.105
Skinner, yapma niyetinde olmak dedii eyle yapmaktaki niyet
arasndaki fark gzetir. lki, yazarn gerekleebilecek ya da gerek
leemeyecek amacna atf yapar, kincisiyse yazmda gerekleen
yazd eyin amacna. Bu, edebi eletiri iin bereketli bir aynmdr.
Burada Turgenyevin akimdan ne geiyor ile Burada Arefe* ne
yapmaya alyor arasnda bir fark vardr. kincisi, ilkine gre ni
yetliliin daha retken bir anlatmdr. lk aklama telafi .edilemez,
telafi edilse bile ilgisiz olacak niyetleri hatrlatr, ikinci aklama ise
metni bir tr strateji olarak ele alr, ki bu bir sonraki blmde daha
ayrntl olarak ele alacamz bir yaklamdr. Noel Carrolln da be
lirttii gibi, Niyet, metnin iinde aktr ve eserin amasal yaps ola
rak tanmland srece, sanat eserindeki ilgi ve dikkat odamz
olur.106Bu, dikenli bir mesele olan sanatsal niyetlilik meselesini z
mez ama bizi doru yere yerletirir.
* Ivan Sergeyevi Turgenyev. Arefe. ev. Ataol Behramolu. letiim Yaynlan,
1991. (.n.)

Bir yazarn bir ey yaparken neye niyetlendii konusu da vardr.


Eer gizli bir ateist, byk altndan glerek, 1608 ylnda Meryem
Anay ven bir iir yazarsa, bir dini ballk edimi icra ediyor saylr.
Aslnda dini bir ballk icra ettii bir anlam vardr, okurlarnn ya
amlarn ruhen zenginletirebilecek bir anlam. Aslnda hi de dindar
olmadn (yazarn zel, rktc bir ekilde dine kfreden mektup
larnda, rnein dier eylerin yannda Meryem Ana hakkndaki tuhaf
cinsel fantezilerinden dolay) karabilsek bile bu, ancak bu ekilde
olabilir. Metni yazarken yapt ve yazd eyden belirlenebilecek
ama, Meryem Anay vmektir; iir yazarken yapt ey ise dinsel
arln gstermeye almak ve bylece sapknlk suundan ve
zellikle de sevimsiz bir lmden kendini korumaktr.
Metninin edimsel gcnden bir yazarn niyetinin anlalabilecei
phelidir, nk metinlerin yazarlarn ok az ya da hibir fikri ol
mad niyetleri, kendi niyetleri olabilir. Turgenyev, Arefe'nin belirli
bir noktada ne yapmaya altnn farknda olmayabilir. Bir yazarn,
yazarken ne yapt, kendi niyetleriyle olduu kadar tr kurallar ya
da tarihi balamla da belirlenebilir. Bu balamda, eserinin niyeti, neyi
baarmaya gre dzenlendii anlamnda, her zaman onun aklmdakiyle ilikilendirilemez, tabii aklnda bir ey varsa. Bu, pek ok ideo
lojik sylem iin de geerlidir. Bir yazarn yazarken ne yapyor
olduu, me|in salam bir bireycilii verek dolayl olarak varlkl
snflarn karlarn savunduu, bu balamda onun tarafndan bile
anlalamayabilir. ou orta snftan ngiliz gibi, Skinner da bu ihti
mali darda brakmak konusunda kararldr. Bir de, ngilizleri ideo
loji konumaktan daha da ok sinirlendiren bir kavram olan Freudun
bilinalt niyetler dedii konu vardr. Freudun srme kavramnda
(parapraxis) ya da dil srmesinde, bilinli ya da bilind niyetler
genel yuvarlak konumalar srasnda atabilir.
Bir trn iinde var olan niyet, tabir yerindeyse, bir yazarn ni
yetlerine aykr debilir. Kendine bir siyasi polemie girme vazifesi
karabilir ama eer bu bir kurmaca metninde geerse gc muhte
melen ntrleir ya da deiir. Yapt ey konusunda ne kadar ciddi
olursa olsun, kurgusal balam buna baskn gelecektir. Benzer ekilde,
ironiyi kabul edilemez sayarak dlayan bir trn iinde ironik etkiler

retemezsiniz nk kolay kolay o ekilde almlanmazlar. Bana s


marladklar bir yazda ironi kullanmama izin verilmeyeceini sy
leyen New York Times'm dzenli okurlar, gazetenin geleneklerini
bildiklerinden bu tr ironik ifadeleri ironik bulmazlar. Guardianm
okurlarysa tersini yapabilir. (Bir Amerikan gazetesi bana onlar iin
yazdm bir metinde ngiliz The Timesa her ne kadar byle bir ga
zete olmasa da London Times olarak atf yapmam gerektiini bildir
miti. yle grnyor ki, bugn ABDnin yeni smrgecilii dier
uluslara gazetelerinin balklarnn ne olduunu syleyecek kadar ileri
gidiyor.) Otobiyografimi yazarken, dnyaya gnahkrlarn en kts
iin bile bol bol ltuf olabileceini gstermeye niyetlenebilirim ama
eer tm otobiyografileri bir egoizm egzersizi olarak gren bir top
lumda yayorsam, bu kendini kltmenin kendini gklere karmak
gibi aldatc bir ekilde yorumlanmas da muhtemeldir. Trn yapyor
grnd ey, benim kendimi yapyor grdm eyi glgede b
rakr.
ou iletiimsel durumda, temsilin anlam, szlerin anlamm on
lar alglayacamz biimi belirleyerek ereveler ve ynlendirir.
Kvranarak bana bu fazla alakgnll eyleri anlatmann nedeninin,
kibirli ve souk olduun konusundaki grmn seni zmesi oldu
unu kavradmda, kendimi senin sylemine daha iyi ynlendirebi
lirim. Bununla ilgili olarak, bir dilin retorik duruu, onun dzszsel
anlamn belirleyebilir. Bir ifadeyi sarkastik grmek, onun dzszsel
anlamnn sylediinin tersi olduunu kavramaktr. Mantomu atee
vermekten bahsettiini algladmda, hl onun kara mizah denilen
retorik boyutuna ait olan kurgusallndayken, kelimelerini farkl an
lamlarda kavrayabilir ve el yordamyla aradm demir ubuu yere
brakabilirim. Benzer bir ey, edimselin (ya da syleme ediminin) s
rekli olarak betimleyici olandan (ya da her ne deniyorsa) sonra olduu
edebi kurmacamn sz edimleri iin de geerlidir.
Edebi eserlerin sz edimi dncesinin tmnde, belirsizce man
tk merkezci bir hava vardr. Edebi metinler, insan konumas zerine
modellenmi iletiim edimleri olarak, hatta mimetik ya da istisnai
edimler olarak bile dnlmezler. Bir eserdeki her eyin, Ona zey
tinya srn ya da Neden morlamaya devam ediyor? gibi sz

lerde olduu gibi btn bir niyete tabi olmas sz konusu deildir. En
naif haliyle bu kuram, kendi niyetinin tamamen hkimi olan kendili
inden anlalr bir yazar varsayar. Biz, bu konunun ya da niyetlerinin
nereden kaynaklandn sorgulamaya arlmayz. Onun yerine, bu
eyler bir tr z noktas olarak alnr. Ama metinler, kurmaca yapan
niyetlerin aralar olarak grlmez. Aslnda, niyeti olmayan metinler
de olabilir, mucizev bir tesadfle Bir zamanlar ay varm ke
limelerini sarf etmeye balayan bir kayann atrdamas gibi. Kimse
nin sylemek istedii bu olmasa da, o syledii anlama gelir. Bir
edebi eserin kaderi bir szn yrngesine bal deildir. Joseph Margolisin syledii gibi edebi sylemin ustaca yaplm zelliklerinin
sz edimi analizi iin verimli rn vermeyeceine inanmak iin ne
denler vardr.107 Her halkrda, bu kuram gr as, alt konu,
dnm noktas, iirsel gsterge gibi biimsel meselelerle yararl bir
ekilde ilgilenmek iin yksek bir soyutlama dzeyine kar. Peter
Lamarque, Fictional Points o f View* adl kitabnda zekice, sz edim
kuramnn edebiyat felsefesiyle birlikte, ironi, gvenilmez anlat, de
ien gr alar ve dier aralar hesaba katmakta nasl baarsz
olduu yorumunu yapar.
Kuramn gsz alkanlklarndan biri de, ortada gerek bir an
latc olmadknda bile bir metne onu ilan eden bir anlatc yerletir
mektir. rnein Gregory Currie, bir edebi eserle karlatmzda
her zaman bir konumac dlememiz gerektiim belirtir. Ama elbette
bu byle deildir. Goethenin Gnl Yaknlklar'nm** ya da Little
Boy Bluenun*** glge misali bir karakter tarafndan, belki de hayali
bir atein yanma melmi bir hayali yal kadn tarafndan bize ak
tarldn dlemek de bir ie yaramaz. Tm hikyeler belirlenebilir
ekilde bir yazar tarafndan kaleme alnm olmaya bal deildir.
Finnegans Wake'te konuan kimdir? orak lke'de kim konuur?
ok sesli metinleri ne yapacaz? Kurmaca kavram, metinler ve ba
* Peter Lamarque. Fictional Points o f View (Kurgusal Bak Alan). Cornell Uni
versity Press, 1996. (.n.)
** Johann Wolfgang Goethe. Gnl Yaknlklar. ev. Deniz Arslan. Tima Yayn
lan, 2006. (.n.)
*** Kk Mavi ocuk anlamna gelen, ngiliz ninnisi, (.n.)

lamlarm varsaylan bir anlatcnn farazi niyetlerine balamaz. Byle


bir anlatcnn varl, bir eserde hissedilebilir olsa da sunduu kur
gusal gerekler niyetlerini aabilir ya da bozabilir.
Bir yorumcu, Gerard Manley Hopkinsin Felix Randal adl ii
rinde konumacnn bir papaz olduu, bir eliyle konutuu bize sy
lenmez. Ama eer bunu anlayamazsak eser bizim iin anlalr
olmaz,108demitir. Aslmda iirin hitap ettii kiinin bir eli olduunu
dlemeye gerek yoktur ve eserin byk ksm konumacnn bir
papaz olduunun farkna varmadan da anlalabilir. Konu tm edebi
eserlerin dramatik monologlarm gibi bu yaklamla ele alnmasdr.
Ayn eletirmen, hayretle Keatsin Blble vg adlr iirinde ko
nuann bir kadn m erkek mi olduunu anladmz gzlemler. Ric
hard Gale, kurmaca rnei iin tuhaf bir ekilde bir dinleyicinin
nne hikyesini anlatan bir anlatcy alr.109 Ama metinler her
zaman anlatcnn szleri deildir ve Waltonm da iaret ettii gibi
rtk bir anlatc kavram olmayan kltrler de olabilir. Metinler
adeta kendileri konuur, kimi zaman kurmaca bir anlatcnn varln
da ierebilecek kendi kendine konuan metinlerdir.
Sz edimleri kuram, byle bir edebiyatn tarifidir, ancak gereki
edebiyat davasna genel olarak fazlasyla bamldr. Bir lirik iir,
okuru inanmaya armak, onu pragmatik olmayan bir ekilde ele
almak anlamnda kurmacadr ve belki de bu pragmatik olmayan du
rumu, gstereni n plana kararak st kapal olarak anlatr. Ama
gereki bir anlatnn genel olarak yapt gibi szde bir tarif eklini
almayabilir. Wordsworthn Michael gibi gereki anlat, iir g
zyle baklan eylerin kk bir blmdr. Sz edimleri kuram
bazen, tm edebi metinlerin haber kipinde biimlendiini, ehir d
ndaki evde ocuun babasmn hibir fotoraf yok gibi ifadelerden
olutuunu farz eder. Peki ya Vur kalbime, kiilik Tanr* ya da
Dansy dans yoluyla nasl bilebiliriz?** ne olacak? iirler de ro
manlar kadar kurmacadr, yle ki ampirik doruluklar sz konusu
* ngiliz air John Donneun bir iiri. Dizenin orijinali, Batter my heart, three persond God eklindedir, (.n.)
** irlandall air William butler Yeatsn iiri. Dizenin orijinali How can we know
the dancer from the dance?dir. (.n.)

deildir ve sylediklerinin dorudan bir gndergesinden ziyade genel


imalar olmas gerekir. Ama onlar, szde savlardan olumak anla
mnda mutlaka kurmaca deildir, nk Lamarque ve Olsenin de
dikkati ektii gibi bir edebi eser hibir sav iermeyebilir de.110
Sz edimleri kuram, kurmaca yazarlarnn niyetlerinin aldatmak
olmadn nk belirli bir savlan bulunmadn farz eder ama bazlan tamamen bizi kandrmak iin oradadr. Yazarlar syledikleri
eylerin doru olduuna okurlanmn ksmen inanmasn ister; Richardsonn Clarissa hakkndaki yorumlarnda sylemek istedii ey
de bu olabilir. Ya da tmne inanmalann isteyebilirler, gezginlerin
inanlmas zor hikyelerinde olduu gibi. Yazarlar, okurlanm aldat
mak iin var olmasalar da, ne yaptklann tanmlamak iin yapar gibi
grnmenin en iyi yol olduu phelidir. Herkesin numara olduunu
bildii bir numara hl yalandan yaplm bir numaradr, tpk gizlice
alay eden bir grup arkadan nnde acemice Groucho Marx taklidi
yapmam gibi. Sahnedeki bir aktr, eer salon ocuklarla dolu deilse,
dinleyicileri baka biri olduunu dndrerek aldatmaya almaz.
Kurmaca bir kahramann nasl hissettiini ve davrandm temsil edi
yordur. Eer betimledii eyle ayn olduunu dnseydik, temsile
bu kadar hayran olmazdk. Kendi olmak zel bir beceri istemez. Ama
yapt ey Ijl bir numara olarak tanmlanabilir.
yle de olsa, mi gibi yapmak kurmaca iin pek de doru bir
tabir gibi grnmyor. Gregory Currie, The Nature o f Fiction* adl
kitabnda, air ve yazarlann gerek sz edimleri de gerekletirdik
lerini, mesela okuru inanma eylemini gerekletirmeye ardklarn
savunur. Lamarque ve Olsen hakl olarak kurmaca yazarlarnn ger
ek bir ey yaptklann, kurmaca yazarl toplumsal kurumuna bal
olduklarn belirtirler. Kurmaca kendi bana toplumsal ve muhteme
len evrensel bir uygulamadr. Sadece toplumsal bir parazit deildir.
Her halkrda, sradan saylan bir konumann ok da tek anlaml ol
duu varsaylmamaldr ve varsaylmazsa kurgusal edimlerin kendi
lerinden sapaca daha az sabit bir standart olur. Kurmacadan daha
* Gregory Currie. The Nature o f Fiction (Kurmacann Doas). Cambridge University Press, 2008. (.n.)

geni bir edebiyat anlaynda yazarlar, pek de yaparm gibi grn


mezler. Laurence Steme, vaazlarnda hayrsever faaliyetleri ver gibi,
George Orwell da Wigan skelesi Yolu'nda* madencilere hayranm
gibi yapmaz. Sz edimleri kuram, ancak edebiyat kurmacayla ve
zellikle de gereki kurmacayla snrlandrlrsa genel bir edebiyat
kuram olarak iler.
Bu, ondan renilecek bir ey olmad anlamna gelmez. Dier
eylerin yannda, kurmacanm kendine gnderme yapan niteliini de
aydnlatr. Ama edebi eserlerin, baka bir eyin yaratc bir ekilde
kusurlu versiyonu olduu nyargsn tekrar dnmemiz gerekiyor.
Ayn zamanda, geni anlamda edebiyata baktmzda, sz edimleri
kuramnn yardmc olabileceini grdk. Sz edimleri kuramnn
sklkla rnek olarak gsterdii gibi, edebiyat eserlerinin szde savlar
iermesine gerek yoktur. Yazarlarn benzetme yaptklar dnlse
de, Christopher Newun da dedii gibi bir sav ortaya koyma edimsel
eylemini gerekletiriyor gibi yapmak, cinayet ileme eylemim ger
ekletirmi gibi yapmann baka bir su ileme olmasndan daha
farkl bir edimsel eylem deildir.111
Sonuta, normal sz edimlerini yneten kurallar koymann er
telenmesi ya da almas sadece kurmacada olmaz. Yazarn drst ve
samimi olup olmad, neden bahsettiini bilip bilmedii, iddialarn
desteklemek iin kant sunup sunamayaca zerine dnmeden de
kurmaca d sylemleri okuyabilirsiniz. Belki de ksmen samimidir
ler ya da ne kadar drst olduklar konusunda hibir belirti yoktur
veya bu belki nemli deildir. Genel olarak sz edimleri kuramnda,
konumaclar kendilerini normal artlarda szlerin gerekliine adamal, onlarn geerli ve samimi bir niyetle sylenmi olduklarndan
emin olmaldr ama Thomas Pavelm da dedii gibi bu tr ifadelere
adanm olup olmadmzdan bazen emin olamayz. Her zaman hem
okur hem yazar asndan mulakln, ksmi pheciliin, geici
adanmln, bir eye imdilik gz kapal inanmann sz konusu
olduu durumlar olabilir.112
* George Orwell. Wigan skelesi Yolu. ev. Z. Zhre lkgelen. thaki Yaynlan,
2005. (.n.)

Sz edimleri kuram, edebi metinlerin, genel olarak sanat eserle


rinin, dorudan toplumsal ilevinin kalmad dnlen bir tarihsel
dnemde doar. Yani yapabildikleri tek eyin, gerek aktarma {re
portage) eylemi gibi dier ilev trlerini taklit etmek olduunu var
saymak anlalabilir. Bu durumda, edebi eserlerin ilevsiz yaps
neredeyse tanmlarnn bir paras haline gelir. Richard Gale kurmacay, dilin dnya zerinde yapabilecei gerek etki anlamnda etki
selin dman olarak grr. Bir dilin kullanmna kurgusal olarak
kulak vermek, dilin kullanmnn ortaya karaca sradan ve uygun
cevab kontrol etmek, kstlamak ve yceltmek anlamna gelir,113
der. Ksacas edebi eserler, pratik hayatmz, bir ryadaki gibi, geici
olarak durduran kabul edilebilir bir uyuturucuya ya da fel yapan
bir ilaca benzer. Ya da bir kbusta bir canavar tarafndan takip edilir
ken korkudan donakalmakla edeerdirler. Edebiyat, gnlk alnma
malarmz harekete geirme deil, onlar bastrma meselesidir.
Kabilenin eski ecere uzman, roln bu ekilde grmyordu ya
da Yeatsin rlanda faist hareketine marlar yazmas bu nedenle de
ildi. iirin hibir ey yapmad her zaman doru deildir. Eski Ya
hudi midra uygulayclar, bir metni onu uygulamak iin bir yol
bulmadnz srece anlayamayacanz savunurlar.114 Ya da dinle
yicileri oyunun sonunda oylama yapmaya veya oyundan ne gibi bir
siyasi eylem karlmas gerektiini tartmaya aran yirminci yz
yln ilk dnemlerindeki propaganda tiyatrosunu dnn. Her hal
krda, u yunuslarn yrtt, an sesleriyle ikence edilen deniz...
ya da Sen, sessizliin sakin, kirlenmemi gelini dizelerinin olaan
ve uygun gnlk almlanmas nasl olurdu? Edebiyatta karlat
mzda bozulmu ve yceltilmi olan bu dil paracklarna gerek dn
yann tepkisi nedir?

3
R M. S. Hacker, Wittgensteinm felsefesi zerine yazd Insight and
Illusion (gr ve Yanlg) adl eserinde, Wittgensteinm grnde
dil ve gereklik arasnda bir ba olmadn savunur. Baz genel iliki

lerin (benzeme, yorumlama, ebiimcilik gibi) arasnda tutulduu iki


alan olarak dnlmemelidirler. Bu, Wittgensteinn dncelerimizin
gereklikte bir tutunma noktas bulabileceinden emin olmayan mz
min bir pheci olmasndan deildir. Tam tersine, eseri o felsefenin
nerdii phecilie kar dikkat ekici zgn savlar ileri srer. Dn
yayla ilgili iddialarmzdan bazlarnn doru bazlarnn yanl oldu
undan phesi yoktur. Sadece bunun nasl olduunun en iyi ekilde
dil ve gereklik arasndaki uyum, ahenk, benzeiklik ya da uyuma ile
aklanabileceine inanmaz. Aslnda, bunu gerek ve anlam konusunda
gerek bir kavray engelleyecek bir tr tkenmi metafizik olarak
grr. Bu bak asna gre, dilin dnyay ina edecei ya da olu
turaca konusu bu metafizie olduu kadar, yanstt fikre de aittir
ve onunla uyuur. Bu da, iki ayr alan arasna deimeyen bir iliki yer
letirir. Ama Wittgensteina gre, dil ne gerekle uyuur ne de onu
oluturur. Onun yerine, ne tr eyler olduunu ve onlar hakknda nasl
konutuumuzu belirleyen ltleri bize salar.
Bu konudaki grleri, pratik hayatta ifadelerin nasl kullanlaca
n belirleyen kurallar dizisi olarak gramer fikrini dourur. Gramer
lerin kendileri, yarattklar baz ifadelerin aksine doru ya da yanl
olamaz. Fincenin doruluundan ya da Afrika dillerinin yanlln
dan bahsetmenin hibir anlam yoktur. Gramerler bu anlamda geree
karlk veremez. Belirli bir yaam biiminde ne demenin anlaml
olacam belirlemek asndan doruluun ve yanlln ncelidirler.
rnein, bir ifadenin doru ya da yanl olarak deerlendirilebilecek
bir trde olup olmad gramer tarafndan belirlenir; o bu anlamda
tm anlalabilirliin matrisidir.
Bir gramer gerekle ilgili hibir ey ne srmez. Cinler diye var
lklar olup olmadn bize sylemez. Wittgensteina gre, gerekleri
anlayabilmek, felsefenin hibir katk yapamayaca bir ampirik ince
leme meselesidir. Bunun yerine, bir gramer gereklerle ilgili neyin an
lalabilir bir ekilde ne srlebileceini belirler. Cinlerden
bahsetmenin anlaml olabilecek eitli yollan vardr ya da Bana bir
cin yak gibi olmayacak baz yollan da mevcuttur. Bir gramer kural,
tpk satran kurallan gibi gerekelendirilemez. Bu anlamda, keyfi ve
kendilerine dayanan kurallardr. Etkinlii iin kendi dnda hibir

eye bal deildir. Wittgenstein, Kesinlik stne"de* Dil kendine


yeter ve zerktir der. Bu, bir gramerin dnyayla derinden ilikili ol
duunu inkr etmek deil, eylerin olu ekline bavurarak gerekelendirildii anlamnda dnyaya dayandm reddetmektir. Bir gramer,
Wittgensteinn bir zamanlar inand gibi, gerekte olan hibir eyi
yanstmaz. O bir eylemdir, imge deil.
Bu, dnyann hakikat ve anlam meselesinde parma olmadn
iddia etmek deildir. Daha ok, baz felsefecilerin, rnein bir ifadenin
anlamnn onunla badatrlabilecek bir nesne olduunu savunurken
iddia ettikleri ekilde parma olmadm iddia etmektir. Wittgens
teinn ac dolu bir ekilde Felsefi Soruturmalar da bu gr nite
ledii gibi, anlam, kelimeyle ayn trde ama ayn zamanda ondan
farkl bir ey olarak dnrsnz. te kelime, ite anlam. Para ve
onunla satm alabileceiniz inek. (Ama ztt: para ve onun kulla
nm).115 Eer, anlam bir gsterilen olarak dnyorsanz, onu bir
kelime ya da gstergeye benzer, sadece biraz daha ifade edilmesi g
bir ey olarak, rnein ardnda kelimenin yatt ve onu her syledi
imde ya da okuduumda yaama dnecek olan akldaki bulank bir
resim olarak dlediiniz iin dil oyunlarndan etkilenmisiniz demek
tir. Ayn ekilde, onunla satm alabileceiniz nesne (inek) tarafndan
belirlenen, ilgisi arasnda bir tr egdm ieren parann deerini de
dnebilirsiniz. Ama parann deeri, bir yaam biimi iindeki kul
lanmyla belirlenir. Ve ayn ey, kelimeler iin de geerlidir. Bir ke
limenin anlam, hareket etme eklidir. O bir toplumsal uygulamadr,
bir tr nesne deil.
O halde dili zerk olarak grmek, onu gerekten ayrma meselesi
deildir. Baz hukuk mahkemeleri ve resmi sorgular zerktir ama bu
kendileri dmda bir eyle hibir alverileri olmad anlamna gel
mez. Tam aksine, dile bu ekilde yaklamak onu baka bir eyin soluk
yansmas olarak ele almaktan ziyade, ona tm nemim teslim etmek
tir. Dil ve dnya, ifadelerin uygulanmasn yneten kurallarn ve l
tlerin toplumsal pratiimize dokunmas anlamnda birbiriyle
* Ludwig Wittgenstein. Kesinlik stne + Kltr ve Deer. ev. Doan ahiner.
Metis Yaynlan, 2009. (.n.)

ilikilidir, yle ki Wittgenstein Kesinlik stne de dil oyunlarmzn


altnda yatann ne yaptmz olduunu savunabilir. Ya da Umberto
Econun da belirttii gibi, eylem haecceitasm gsterme sreci (semiosis) oyununu bitirdii noktadr116yani dil, habitusum ya da dav
ransal eilimlerini deitirdiinde geici olarak durur. Kenneth
Burke da benzer ekilde nasl sanat eserlerinin tutamlan ve yaradllan deitirebildiinden bahseder.117^ Grammar o f Motives (Amalann Grameri) adl kitabnda, tutumlann ya eylemlere sebep olacam
ya da onlarn yedei olarak hareket edeceini belirtir, ki bu materya
lizmle idealizm arasndaki fark iin de geerli bir aynmdr. Aristote
lesin yaradln ruh ve davran, i ve d arasnda araclk ettii
fikrini de eyleme daimi bir ynelme tr olarak eklemek mmkn.
Wittgensteinm bak asna gre, anlam ve hakikat, kaba prag
matist bir anlamda olmasa da eylem meselesine indirgenir. Paylalan
bir toplumsal varln allagelmi eylemlerinden kaynaklanr. O
yzden, Marx ve Nietzsche iin olduu gibi, nihayet onun iin de
dnyay kavramlarla nasl bldmz belirleyen bu faaliyetlerdir.
Bu davranlann bazlan ortak insan doamz, Wittgensteinm
Marxm slubuyla insanlann doal tarihi dedii eyi yanstr. Bu,
belirli bir kltre zg deildir. Bu anlamda Wittgenstein, insan ili
kilerinde kltrn tamamen gerilediine inanmak anlamnda bir kl
tr bilimci deildir. ok doru bir ekilde, vcut faaliyetlerinin
igdsel biimlerinin ve davranlarmzn byk blmnn bu an
lamda doal olduunu dnr. Ksmen bu tr daimi antropolojik
zelliklerden ve ayn zamanda fiziksel dnyann nispeten istikrarl
olmasndan dolay, dil oyunlarm ekillendirebiliyoruz. Srekli olarak
deien ya da bir an da olsa durmay reddeden bir dnyada yaayan
yaratklar bizim kurallanmz ya da temsil ltlerimiz gibi eylere
sahip olmazlard.
O halde, bir gramerin belirgin kld gr birlii, bir fikirler ya
da grler meselesi deil, ortak davran ekilleridir. Wittgensteinin
yaam biimi dedii budur, her zaman deitirilebilmesine hatta kk
ten deitirilebilmesine ramen, insann ondan daha temel bir eyi
aratramayaca anlamnda temel olandr. Fili kaldran bir kaplum
baa yok. Her zaman grnmeyen bir ekilde mevcut olan ve yapmak

istediimiz eyleri yapmaya kalknca da (o yaam biimlerini dei


tirmek dhil) bir an olsun bilinten temizlenemeyen bu tr yaam bi
imi boyutlar olduu da eklenebilir. Hakikat, bir dil meselesidir ama
dil nihayet ne yaptmz meselesidir. Wittgensteinm Kesinlik stnesinde, Goethe ve Trokinin izinde, lk nce eylem, vard diye
ilan ettii de budur.
Dilin geree bal olduu baka yollar da vardr. Wittgenstein
dnyann nasl olduunun kavramlarmz doru ya da yanl kldn
dnmez, ama tpk bir hukuk sisteminin sadece adalet fikrine d
kn, arada cani ve ahlksz olan, ceza ekebilen, ilem srasnda mi
desi bulanmadan baka insanlar elektrikle ldrmeye hazr kadn ve
erkeklerden oluan bir zeminde anlaml olduu gibi, kavramlarn da
ancak yle bir zeminde anlamlarnn olabileceini dnr. Hackern
da syledii gibi, Wittgensteini genelde olduundan daha Nietzschevari bir ekilde konuturarak, biyolojik ve psikolojik karakterimiz
tarafndan harekete geen, doann kkrtt, toplumun kstlad
ve dnyay ynetme gdmz tarafndan tetiklenen kendi temsil bi
imlerimizi yaratyoruz.118Bu eyler, bu oyunlara uygun olan mal
zeme olmaktan ziyade, dil oyunlarnn maddi artlarm oluturur. Bir
gramer koul olarak dnyann varlm gerektirir, ama ayn derecede
onu yanstmp.
Kurmacay aydnlatmasn takdir etmek iin bu gr ekincesiz
bir ekilde desteklemek gerekmez.119Wittgensteina gre, bir yaam
biiminin kusursuz bir ifade ve eylem rgs olduunu grdk ve
pek az ey bunu gereki edebiyattan daha canl bir ekilde rnek
lendirir. Gereki eserlerin ou, belirli bir yaam biiminin youn
luunu iletirler, ki bu sosyoloji ve antropolojinin baz akmlaryla
paylatklar bir erdemdir. Dile ana akm felsefenin ondan soyutlama
eiliminde olduu bir deneyim zenginlii kazandrarak bir tr fenomenoloji gibi davranrlar. Kierkegaard, Marx, Nietzsche, Heidegger
ve Freuddan Benjamin, Adomo, Wittgenstein ve Derridaya kadar
anti-felsefe olarak adlandrlabilecek neslin, aslnda felsef akmlarn
en edebisi olan varoluuluk gibi estetikle derinden ilgili olmas a
rtc deildir. Varoluu roman ifadesinin bir anlam varken,
mantksal pozitivist roman ifadesinin yoktur.

Gereki kurmaca okurken, kontroll bir deneyde olduu gibi,


deneyim ve eylem zeminine karlk ne sylendiinin anlamn kav
rayabiliriz; bu zemin Wittgenstein iin Kltr ve Deer'de syledii
gibi gerek hayatta son derece karmak, rtl ve zetlenemezdir
ancak kurmaca ona belirli bir biim verebilir. Thomas Lewisin de
belirttii gibi, kurmacaya zg atf, gsterge yorumcularnn algla
rn, aka temsil edilen varlklarn tesinde, dnyayla ilgili eitli
sylemlerin ortaya kt toplumsal uygulamalara doru biimlen
dirir.120 Burada Pierre Machereynin gryle uzak bir benzerlik
vardr. Wittgensteinin yaam biimleri dediine, Macherey ideoloji
der. Herhangi bir anlalabilirliin ortaya kmas iin bilind bir
ekilde elverili olan, Wittgensteinin antada keklik sayd balam
anlamyla Jacques Lacann hemen hemen ayn amaca hizmet eden
teki kavram arasnda da bir yaknlk vardr. Hans-Georg Gadamerin anlayn hareket ettii ufkun temel belirsizlii121 dedii
eyle de yle. Bu durumlarn hepsinde, toplumsal bilinalt diyebile
ceimiz eyden bahsediyoruz.
Kurmaca aslnda, sylemi ve dil oyunu olarak bildiimiz eylemi
parodi arlna varacak kadar kusursuzca i ie gemeye zorlar,
nk kendi gereklii dilinin yansmasndan baka bir ey deildir.
J. Hillis Millerm syledii gibi, O dnya (kurmaca dnyas) hak
knda bilebileceimiz tek ey kelimelerin bize anlattdr.122 yani
eer bir romandaki bir gerek yeterince kurulmamsa, mesela Henry
Jamesin Gvercinin Kanatlar'nda* olduu gibi nemli mektubun
ierii bize anlatlmamsa bizim iin sonsuza kadar bir gizem olarak
kalacaktr. Bunun nedeni, Hamlet'\n ilk olarak sahneye kmadan
nce ne yaptn kefetmenin (ki hibir ey yapmyordur) mmkn
olmamasndan ok, kefedilecek bir gerek olmamasdr. Yaratc ke
limenin bys ya da topyas iinde, kurmacada gerek tamamen
dile karlk verir, ama bunun tek nedeni onun gizlice kendi yaratm
olmasdr. Yani Wittgensteinin gramer ve kurmaca fikirleri arasnda
zellikle de gereki eitlilik asndan paralellikler vardr. Bir gra
* Henry James. Gvercinin Kanatlan. ev. Roza Hakmen. Bankas Kltr Ya
ynlan, 2009. (.n.)

mer, bir anlam dnyasn dzenleyen bir dizi kuraldr ve bu kurmaca


teknikleri iin de geerlidir. Sz eylem kuramclarnn ilgi ekici sap
malar yle dursun, kurmaca genel olarak gramerler iin ileyen bir
model, canl, youn bir biimde ilemlerim gzlemleyebileceimiz
bir yerdir. Dier dil oyunlar, zdnmselliin doruuna kar. Bu
nedenle gereki kurmaca bynn gelimi bir trdr. Eer bize,
gnlk varoluun przl zemininin, tertipsizliinin ve belirsizliinin
grntlerini verirse, kelime ve dnya arasndaki anlamazl da yok
eder. Hem gereklik hem de topyadr. Bu ekilde bakldnda, Wittgensteinm ilk dnemlerindeki dil ve dnya arasndaki sk uyum
retisini, daha sonraki dnemlerindeki dnrlerin eylerin belirsiz,
geici nitelikleri, onlarn effaf bir tanma olan aksi direnleri konu
sundaki dnceleriyle birletirir.
Kurmacann dier dil oyunlarmz aydnlatmasnn baka yollan
da vardr. Wittgensteinn bir ifadenin anlamnn onun gndergesi ol
duu fikrini, dnyadaki bir nesne olarak dnmeyi reddettiini gr
dk. Bu ekilde dnmek neredeyse anlam bir tr szel gsterme
olarak grmektir. Ancak Wittgensteinn Felsefi Soruturmalar da
aklamaya balad gibi gsterme, bir anlam yaratabilmek iin bir
balama ihtiya duyar. Birisine, stucco kelimesini, eer nesne, re
ferans, adlandrma, anlam, ak bir tanma ilikin bir dncesi yoksa,
stucconu bu parasnn gstermeden ve kelimeye belirli bir ses ver
meden retemezsiniz. Peki ya agzl kelimesi hangi nesneye
iaret eder? Eer, kk bir ocua gnlerdir hkran birisini gste
rirseniz, ocuk sonrasnda bir hknm, sohbet etmenin anlamsz ol
duu biri anlamna geldiine inanabilir, bylece ngiliz Milliyeti
Partisi yeleri ve fizyolojik sorunlan olan insanlan da bu erevede
deerlendirir. ocuk iaret ettiiniz eyin ne olduunu nasl bilebilir?
Kahretsin!, Selam, ya da Kime bakyorsun? ifadelerinin gn
dergesi nedir? Referans bir gsterge ile nesne arasndaki hazr bir
kanca deildir. eitli biimleri olan, bir yaam biimi zerine kurulu
ortak anlaylara bal olan bir toplumsal faaliyettir. Paul OGradynin
yorumuyla, Referans, gstergelerin belirli amalarla kullanld ba
lamda anlam kazanr. Bu kullanmlar, eitli ekillerde ortaya kar;

kavramlarla nesneler arasnda doru olarak belirlenebilen tek bir ba


yoktur.123
ronik biimde, kurmacanm dorudan bir tikel gstergesi olma
mas, atfn yapsm daha retici bir ekilde aydnlatabilecei anla
mna gelir. Kelimenin bir anlamyla da, kurmaca srekli savalara,
g mcadelelerine, cinsellie, fedakrla, aile balarna ve doal
felaketlere atf yapar. Ama tm bunlar olmayan ya da gerek varlk
lar konu d olan karakterleri ve olaylar gstererek yapt iin, atf
yapma eyleminin, dorudan bir ba olmadn, daha ok balama,
ltlere, gstergeler arasndaki ilikilere bal olduunu gsterebilir.
Yani kurmaca, atf konusunda haksz indirgeyici grleri olan kiiler
iin yararl bir terapi olabilir. Julien Sorel ismini nasl kullanaca
mz, bu ismin Kzl ve Kara' daki* kullanln belirleyen adet ve
prosedrleri kavrayarak bilebiliriz. Aslnda, Julienin var olmamas
bu konuyla ilgili deildir. Genel olarak, kurmacada kavramlarla ve
ltlerle baa kabiliriz ya da gnlk hayatta yaptmz gibi bir
eserdeki eyin de kurgusal olarak doru olduuna karar verebiliriz.
Atf yapmak kendini salama alm bir eylem deildir. Birok
sorun dourur ve adeta kesin olmayan bir itir. Baz insanlar iin, din
olarak bilinen dil oyununun bir gndergesi (Tanr) vardr, bazlar
iinse yoktur. Ama bu neyin bir gsterge olarak saylaca sorusunu
dourur. Devasa bir kahraman olarak grnen bir Tanr, var olsa bile,
Yahudi Hristiyan dil oyununda nihai bir gnderge saylamaz. Eer,
bizim gibi olan ama ok daha bilge, iyi ve gl olan yce bir varlk
varsa o Tevratn Yahweh dedii ya da ncilin Tanr dedii varlk ola
maz. Putperestliin yasaklanmasyla ve dier dinbilimsel gerekelerle
o da bertaraf edilecektir. Bu noktada neyin bir gnderge saylacan
bilmek iin, dil oyunun isel olarak nasl altna bakmamz gerekir.
Aslmda Middlemarch diye bir kasaba olmad gerei atf yapma
eylemini fakirletirmektense zenginletirir. Bize sadece ngilterenin
ortalarndan belirli bir eski Viktorya yerlekesi zerine bir rapor ald
mz dndrmek yerine, bizi kk tara ehirlerinin adetleri ze
* Henri Beyle Stendhal. Kzl ile Kara. ev. Tahsin Ycel. Can Yaynlan, 2011.
(.n.)

rine dnmeye tevik eder. Ahab var olmadndan ama takntl psi
koz var olduundan, onun Moby Dick'teki tasviri, o ruh halini daha
becerikli bir ekilde dzenlemek iin gerek yaam snrlamalarndan
kurtanlabilir. Jan Mukarovsky, bir eserin atfsal ilevinin dorudan
atf yapmad iin zayfladm ama tam da bu zayflk nedeniyle
daha zengin ve derin anlamlara atf yapabildiini savunur.124
Fenomenolojinin, ona niyet etme eylemine daha yakndan odak
lanmak iin gndergeyi parantez iine almas gibi, kurmaca da dik
katimizi tm karmaklyla gnderme yapma eylemine eker.
Dorudan bir gerek hayat gndergesinin olmamas ya da olsa da
nemli olmamas gerei, birisine Gorgonu ya da eski boaltma uy
gulamalarn, ilki hibir zaman kincisi de artk var olmasa da, re
tebileceimiz gereinden ilkesel olarak ok da farkl deildir. Var
olmayan nesneler de sadece kurmaca olanlarda deil, gerek hayattaki
dil oyunlarmzda da rol oynar. Henz bir varlklar olmayan eyleri
umar ve dileriz, gelecek oradayken artk var olmayan gemii hem
kutlayp hem .ona zlebilmemiz gibi. Yalan sylemek, tanm gerei
gndergesi olmayan bir dil parasdr. Umberto Econun syledii
gibi, ifadenin olduu her yerde onu yalan sylemek iin kullanma
ihtimali de vardr.125 Bunun nedeni ayn zamanda gizleyebileceimiz
gerekten bahsetmemizdir. Eer byleyse, gndergenin yokluu dilin
kendi iinde Sulunur.
Kurmaca, bir gndergenin yokluunda da ileyebilen bir dil oyunu
olmaldr. ve Maalardan sorumlu bakana sevgiyle adanm bir iiri
onun nnde sesli okuyabilirsiniz ama onun varl iirin iir olarak
ilemesi iin gerekli deildir. David Schalkwykin de dedii gibi bu
genel olarak dil iin geerlidir: dil, dil olarak ilemek iin hibir var
la bir ba gerektirmez.126Ya da Jacques Lacann daha olaanst
bir ekilde ifade ettii gibi, iaret eyin lmdr. Yani kurmaca, tm
dilbilimsel eylemin temel artnn daha dikkat ekici bir rneidir.
Kurmacann dil oyunlar iin genel olarak meksel olduu baka
bir yola daha ulatk. Kurmaca olaynda, rnein bir oyunda, anlamn
bir kiinin deneyimine bal olmad aktr. Bir aktr, bir seri katili
inandrc bir ekilde canlandrmak iin onun ruh halini paylamak zo
runda deildir, elbette ok fazla Marlon Brando izlemiyorsa. Bu, bir

aktrn hislerden yoksun olmasndan deil, yapt eye, kulland


tekniklere, gerekletirdii eylemlere ve kulland kelimelere uygun
hisleri olduu iindir. Wittgenstein, Kim bir insana bir oyunda ko
nuurken ne deneyimlediini sorar ki? diye sorgular.127 Felsefi So
ruturmalar'da bir cmlenin balamlarnn en iyi ekilde bir oyunda
gsterildiini syler. Bir airin, bizi zgnlyle etkilemesi iin bir
maden kuyusuna dmesi ya da bu konulardaki kelimelerine iddetle
k olmas gerekmez. Anlam, insann konumasn glgeleyen zihin
sel ya da duygusal bir sre deildir. Sz vermek, ummak ya da niyet
etmekten daha te bir deneyim deildir. Bunlara duygular elik ede
bilir (sevgi, sabrszlk, kararllk, beklenti gibi duygular) ama bu farkl
bir meseledir. Condorceti okurken aklmda, her eit merak uyandrc
zihinsel grnt dnebilir ama bunlar eserin anlamnn bir paras ola
maz ve sadece beni ve psikiyatrm ilgilendirir.
Dil oyunlarnn, ileyebilecei bir zemin kurmak iin bir eyi ge
ici olarak kukunun tesine yerletirmesi gerektii gibi, bu tr geici
onaylar kurmaca iin de geerlidir. Bu, geleneksel olarak kukunun
askya alnmas olarak bilinir. Kurmaca oyununu oymak hatrna, bir
gorilin gerekten de King Kongun boyutunda olup olmayacan ya
da yaamda birinin Goethenin Wertheri kadar aklsz olup olamaya
can o an iin sormamaya raz oluruz. Bir gramer gibi, bir kurmaca
metni de evirimi iinde anlalr bir ekilde neyin sylenebileceinin
ya da yaplabileceinin ve bu artlar altnda neyin doru ve yanl sa
yldnn belirlenmesi iin bir rtk kurallar dizisi ve gelenekler ie
rir. Ve bu kurallar, Wittgensteinn dil oyunu gibi, bir anlamda keyf
ve zerktir. Bu, uzay boluundan kucamza dtkleri anlamna
gelmez. Wittgensteinn grne gre, bunlar temsil kurallar ya da
kurmaca dnyalar yaratmak iin tekniklerdir ve bu tr kural ve tek
niklerin bir toplumsal tarihi vardr. te yandan, Wittgenstein iin,
bunlar gereklik tarafndan kendiliinden verilmez. Dnya kendini
iki temel konuya ve alt konu kmesine doal olarak blmez. Bu
anlamda, dil oyunlar romanlarn olduu anlamda kurgusaldrlar.
Kurmacada da, dier dil oyunlarmzda olduu gibi, neyin anla
lr ekilde ne srlebileceini eylerin bizimle ve dnyayla nasl
iliki kurduu belirler. Gereki bir anlatda, bir melek Manhattan

barndaki bir grntnn iine Rilkenin bir iirinde ortaya kabile


cei gibi yerletirilmez. Ama genel olarak, bu belirli bir estetik gra
mer iinde verimli bir hareket gibi grnyorsa, bir melei bir iire
yerletirmek yanl deildir. Jane Eyre'in kahramannn bir lezbiyen
olduunun ortaya kmas ve Grace Poole ya da Bertha Masonla e
lemesi veya l bir ilikiye girmeleri, kahramann evlendirilerek
bitmesinden daha yanl deildir. Kurmaca, baka dil oyunlarndan
da yararlanr ve karlnda onlarn iinde rol alr. Wittgensteina
gre, felsefenin dil oyununda hayati bir rol oynarlar: Hibir ey,
sahip olduumuz kavramlar anlamak iin kurgusal kavramlar tret
mekten daha nemli deildir.128
yle de olsa, kurmacann biim ve teknikleri gereklikten bam
szdr, yle ki onunla arasnda bir mesafe koymazsa, eyleri bu kadar
eitli yollarda blemezlerdi. Kurmaca, dnyann bizi onu tek bir e
kilde tanmlamaya zorlamad gereine bir tanklktr; bu onu eski
bir yolla tanmlayabiliriz demek deildir. Onu kurmacada gstererek
gerek hayatta olduundan ok daha fazla zgrlkten yararlanabi
liriz ama kurmacada hayal gcmz snrldr. Bir tr maddi dnyada
yaayan maddi varlklar olduumuza gre, prensipte hayal bile ede
meyeceimiz baz koullar vardr. Hayal gc, bu dnyann roman
tiklerinin rarla savunduklar gibi serbest bir ey deildir. Bu,
neredeyse tm uzayl tariflerinin, onlar Tony Blairin yeil renkli,
ok bacakl, kkrt kokan versiyonu olarak gstermesinin de bir ne
denidir. Dahas, kurmaca bir dnyann iine girdiimizde, bir grame
rin ya da satran oyununun iinde olduumuz gibi, dnce ve eylem
zgrlmz zorla azaltlmtr. Dardan keyf grnen kurallar,
birden ok daha baskc grnebilir. Ama bir tr felsefi terapi, psika
nalizin bizi eitli felli kstlamalardan kurtarmas gibi, bizim bu kat
bask dncesinden kurtulmamza yardm edebilir ve kurmaca ola
rak, snrlarna ramen, fiili olann tesindeki ihtimalleri aa ka
rabilir.

Blm 5:

Stratejiler

Artk nesnelerin ortak bir yaplan olup olmad meselesini, edebi


yatn kendisinden onu inceleyen kuramlara doru kaydrabiliriz. Ede
biyat kuramlarnn, eer varsa, ortak noktalan nedir? Gstergebilim
ve feminizmi, biimcilikle psikanalizi, Marksizmle yorumbilimi ya
da post yapsalclkla almlama estetiini birbirine balayan nedir?
Cevaplardan biri, hepsinin kuram olmas olabilir. Bu da, en azn
dan ortak bir (negatif) zellikleri olduu anlamna gelir: Deneyimci
ya da izlenimci eletiriye kar ortak bir kartlk. yle de olsa, ku
ramsal ve dier trdeki eletiriler arasndaki aynm pek de ak de
ildir. Bunun nedeni kuramsal eletiri karmak soyut kavramlar
uygularken, dierlerinin uygulamamas olamaz. Kuramsal olmad
iddia edilen eletiri de her zaman bu tr kavramlarla urar (simge,
alegori, karakter, l, benzetme, katharsis gibi). Sadece bu soyut
kavranlan ounlukla olduklan eyler olarak tanmaz. Karakter,
konu veya beli lnn ak olmas gerekir, bilinalt, smf mca
delesi ve sabit olmayan gsterge ise ak deildir. Buraya kadar,
kuram denilen eyi fazlasyla soyut bulan eletirmenler, ounlukla
farknda olmadan kt niyetlidirler. Belki baka gerekelerle de ona
meru bir ekilde kar kabilirler, ama nadiren bu gerekeyle kar
ktklarnda nadiren hakldrlar. Edebiyat kuramclannm kulland
kavramlar bir adan dier eletirmenlerin kullandklanndan daha
soyut ya da ounlukla edebi olmayan kaynaklardan alnm olabilir.
Ama bu da tartmaldr. Anksay kavram, duygusal olarak geri kal
m erkek imgesinden hangi anlamda daha az soyuttur?

Aile benzerlii modeli, nesneye olduu kadar edebiyat kuramna


da uygulanabilir. Btn edebiyat kuramlarnn paylat ortak bir
zellik ya da bir dizi zellik yoktur. Wittgensteinm ifadesiyle, a
kan ve rten bir karmak benzerlikler a vardr. rnein, ede
biyat eserlerinin bir anlamda bilindn da ierdii fikrini ele alalm.
Bu psikanalitik eletiri iin elbette geerlidir ve (onu kulland l
de) feminist edebiyat kuramnn byk blm iin de yle. Ama
bu farkl bir ekilde de olsa, edebiyat eserinin, onu bir bireyi olduu
gibi yneten derin yaplarn genellikle bilincinde olmad yapsal
clk iin de geerlidir buna gre. Claude Lvi-Strauss, dilin insann
bunlar hakknda hibir fikri olmad kendi sebepleri olduunu be
lirtir. Post-yapsalcla gre dil, bilinaltn baka bir boyutta da ie
rir, o kadar ki, tm sylem paralarnn zlebilecei snrszca
etrafa yaylm gstergeler, yani tek kelimeyle metinsellik, bilinlilik halinde asla var olamaz. Marksizm gibi siyasi eletiriler iinse
metnin bilind, onu kkenlerine kadar ekillendiren tarihi ve ideo
lojik glere dnr ancak metin kendini tanmaktan da zorunlu ola
rak dlanr. Eer eser, bu glerin farknda olsayd, var olduu
ekilde olamazd.
Buna karn, fenomenolojik eletiri bilindna ok az yer aar,
gstergebiliy ve almlama kuram da. yle de olsa, bu yaklamlarla
incelediimiz kuramlar arasnda baka paralellikler vardr. rnein
gstergebilim, gsterge ile uramas bakmndan yapsalclkla ayn
sylem dnyasna aittir. Aile benzerlikleri daha da geniletilebilir.
Fenomenoloji de, almlama kuram da okuma deneyimine merkezi
bir nem atfeder. Paul Ricoeurn kukunun yorumbilgisi kavram,
hem siyasi hem de psikanalitik eletiriyle ilgilidir. Edebiyat kuram
nn bir z yoktur, ama rastgele bir fikir kalabal da deildir. Bu
bakmdan, inceledii edebi eserlere benzer.
Yine de, daha ileri gitmek mmkn. Edebiyat kuramlarnn pay
lat tek bir zellik olmayabilir; ama kendilerinin srekli olarak kul
land bir kavram olmasa da ounu aydnlatabilecek, bilhassa tek
bir kavram vardr. Bu da bir strateji olarak edebiyat eseridir. Bu pek
ok edebiyat kuram tryle ilikili olduu iin, bu noktada uygun
bir tevazu ile (hemen hemen) her eyin teorisi olarak adlandrabile

ceimiz bir eyle karlarz, fizikinin o tarifi zor her eyin teorisinin (TOE) edebi karlyla.
Fredric Jamesonn da bize hatrlatt gibi, bu terimi eletirel sz
le yerletiren, bugnlerde yirminci yzyln en ok ihmal edilen
edebiyat eletirmeni olsa da Kenneth Burkeden bakas deildir.1
Her ey bir yana, bize edebiyat eserlerim, hatta genel olarak dili ritel,
drama, retorik, performans ve sembolik eylem asndan belirli du
rumlara stratejik karlklar olarak dnmeyi reten odur ve ele
tirel felsefede bunun iin kulland kapsayc terim dramatizmdir.2
Elimizdeki en eski edebiyat kuramlarndan biri Aristotelesin Poetika's trajediyi arnma iin bir sembolik eylem olarak grr ve bu bi
imin kkenleri belirsiz de olsa, keinin arks anlamna gelen
kelimenin kendisi, bunun baka bir sembolik eylem zerine kurulu
bir sembolik eylem, yani gnah keisinin kefaretli kurban edilii ol
duunu gsterebilir. Bu tr kkenleri olan baka trler de vardr. Epik
ve lirik, yaamlarna szl performanslar olarak balar. Hiciv, sem
bolik bir deri yzmedir. Belki de, kitlesel bask teknolojisinin yard
myla roman ortaya kmadan nce, bir uygulamadan ok bir nesne
olarak edebi eser, eletirel zihinde bu denli salam bir ekilde kk
salmamtr.
Jamesonn da aslnda Burken olan bu kavramlar, kiinin ede
biyat eserini, ikili bir ilemle, eserin kendisinin de nceki tarihi ve
ideolojik alt metnin bir yeniden yazm olduunu ortaya karacak
ekilde yeniden yazd bir yorumlama yntemini destekledii Siya
sal Bilind'ndm* balayarak verimli bir ekilde kulland gr
lr.3 te yandan metnin kendisinin bir karlk olarak grlebilecei
bu alt metin, aslnda metnin kendisi dnda ve elbette bir tr saduyusal d gereklik olarak var olmama zelliine sahiptir.
Olaydan sonra tekrar ina edilmelidir, yani tabiri yerindeyse bir
eserden geriye doru yanstlmaldr. Eserin deindii tarihi soru or
taya koyduu cevaplar yoluyla okunmaldr. Paul Ricoeurn de be
lirttii gibi, Kral Oedipus ve Hamlet, sanatnn atmalarnn basit
* Fredric Jameson. Siyasal Bilind. ev. Yavuz Olaan ve Mesut Varlk. Ayrnt
Yaynlan, 2011. (.n.)

yansmalar deil, zmlerinin taslaklardr.4 Paradoksal olarak,


edebi sanat eseri kendi ieriiyle stratejik bir karlk olduu tarihi
ve ideolojik alt yapy da yanstr. O halde bu, kurmacann yapsna,
ifadenin doasna ve iirsel gstergenin zelliine ilikin imdiye
kadar sylediklerimizin yannda, edebi sanat eserlerinin niteliine
ilikin artc ekilde dngsel ve kendini biimlendiren baka bir
boyuttur.
Eer bu, bunca zengin kaynakl bir modelse nedeni, metin ve
ideoloji ya da metin ve tarih arasndaki ilikiler konusunda ierdii
kapsaml grtr. Bu tr eyler artk, ana akm Marksist estetikte ol
duu gibi, dnce, yeniden retim, benzerlik, trdelik gibi iliki
lerle birbirine dayanyor eklinde alglanmyor ama tek bir sembolik
uygulamann alternatif taraflar olarak beliriyor. Eserin kendisi, dsal
olan bir tarihin yansmas olarak deil, stratejik bir iilik olarak g
rlmeli; ona ak olabilmek iin bir ekilde onun kapsammn iinde
bulunmas gereken ve dolaysyla cahilce bir i-d ikilemini boa
karan bir gereklii ie koma yolu olarak. Jameson, dnyada hareket
edebilmek iin eserin bu dnyay, onu biimsel dnmlere urat
mak amacyla iine almas gereken bir ierik olarak kendinde nasl
tamas gerektiini yazar. Burada alt metin dediimiz eyin tm
elikisi, edebiyat eserinin ya da kltr nesnesinin, sanki ilk sefer
gerekleiyormu gibi, ayn zamanda ona bir tepki olduu bir durumu
oluturmasyla zetlenebilir.5
Burken eletirisi iin daha sonra yazd baka bir denemede Ja
meson tekrar bu konuyu iler: Edebi ya da estetik iaret, gereklikle
her zaman aktif bir iliki ierisindedir... Gerei etkilemek iin metin
sadece gerein kendisinin dnda, tesirsizce, belli bir mesafede ol
maya devam etmesine izin veremez, gerei kendi dokusuna ekmesi
gerekir. Jameson yle devam eder: Bu nedenle sembolik eylem,
ona kar geri adm att, onu kendi aktif projesine gre lt o or
taya k annda kendi balamn retmeye balar ve bylece bir ese
rin karlk olduu durumun ondan daha nce var olmad, ksacas
var olann sadece metin olduu illzyonunu glendirir. O halde, bu
rada sz konusu ve sadece analitik olarak birbirinden ayr olan iki an
ya da boyut vardr: Tarihi ve ideolojik gerekliin kendisi artk uygun

balamna oturtulmu, gelitirilmi ve metnin alabilecei bir bi


imde retilmitir; bu dntrc projenin kendisi, Jamesonm ifa
desiyle metnin yeni gereklie, yeni duruma kar hemen hemen
arasal, aktif tutumunu temsil eder.6
Burada Jamesonn tanmlad sre, genel olarak insani uygu
lamay rneklendiren bir vaka olarak grlebilir. nsanolu, ham, te
sirsiz bir ortamda almaz ama her zaman metinselletirilmi olan,
saysz gemi ve ezamanl insan projesinin eski palimpsestlerdeki
gibi anlamla kopya edildii bir ortamda alr. Genel olarak insan
tr, kendi yaratt artlara tepki gsterir. O kendi rnleriyle lanet
lenmitir, bazen de onlar tarafndan engellenir. Eer dnya, insann
gayretine kar bu tr kat bir diren gsteriyorsa, bu onun bakir bir
toprak olmasndan deil, zaten bakalarnn anlam ve eylemleriyle
belirli bir biime yontulmu olmasndandr. Emek kelimesinin ken
disi de dnyann bizim onun zerindeki tasarmlarmza direncini
gsterir. Jamesonm bir cmlesini buna uydurursak, ac veren ger
ekliktir.
Bu, edebiyat eseri iin geerli deildir. Elbette yazma ii sihirli
bir ekilde emek gerektirmedii iin deil ama bir balam ya da alt
balam harekete geirme eylemi ve onun zerinde alma sreci
ayn (etin) deneyimin boyutlar olduu iin. Buraya kadar edebiyat
eseri, sz edimleri kuramnda da grdmz gibi kelimenin ve dn
yann topik birliini ortaya kard. Eer yazma, bu iin baka tr
lerinin yer deitirmesi olabilirse, bu onlar iin bir tr tazminat da
olabilir. Jamesonn ifade ettii gibi, bu bir eylemin baars ve te
kinin bedelidir, ayn anda hem dnya zerinde hareket etme ekli hem
de byle bir eylemin imknszlm telefi etme eklidir.7
Freudun dil srmesinin teknik terimi, parapraxistk, yani batan
savma ya da yedek bir eylem veya ifade ve bu genel olarak sembolik
eylemleri anlamann verimli bir yolu gibi gelir. Belki de Viktorya ngilteresinin en zarif dzyaz slupusu olan John Henry Newman,
Gerek Olmayan Kelimeler konusundaki bir vaazmda, edebiyatn
neredeyse znde gerek d olduundan nk dnce ve uy
gulamann birbirinden sklmesini gsterdiinden yalanmt. Ba
arnn Tehlikeleri konulu baka bir vaazda, hayal gcne dayal

edebiyatn, hissetmeyi hareket etmekten ayrarak duygularmz


amaszca uyandrd ve bu nedenle ahlki olarak zarar verici olduu
konusunda uyan yapmt.
Ksacas sembolik eylem, eylemin sakat, zayflatlm bir biimi
gibi grnr, Newman gibi kendini kutsallara adam biri iin tuhaf
bir gr. Platon'un sanat eletirilerinden olmasa da Aristotelesin
katharsisinden ok uzaz. Edebiyat var olmak iin gerein kaybe
dilmesine ya da belirli bir mesafede durmasna bamldr ve bu yok
luk onun varl iin hayati bir esas unsurdur. Ayn ey, psikanalizdeki
insan nesne iin de sylenebilir. Eser, tm sembolik uygulamalarn
art olan gerekliin sz konusu kaybm, ona dilde daha derinden
ve yeniden sahip olarak telafi etmeye alyormu gibidir, yani onu
ilk etapta uzaklatran arata. Tm diller gibi, tm edebiyat da bu
daimi belirsizlie mahkmdur. Dnyann kaybn da ieren bir arata
dnyay yeniden yaratmaya zorlanr, en azndan duyumsal bir yakn
lk eklinde. Sembol, eyin lmdr. Bu ekilde, yazmak hem d
n iareti hem de onu kurtarma giriimidir.
Yine de eer metin bu anlamda ikincil ve bir trevse, gerek bir
benzetme ya da doru eylemin azliyse, baka bir anlamda da kusur
suzca gerekletirilmi, tamamlanm ve sadk olduu gereklik as
lnda kendi yaratt gereklik olduu iin de gereklikten yoksun
olmayan bir eylemdir. Bu nedenle klasik edebiyat eserleri, tm gerek
dnya eylemlerinin maruz kald acemilikler ve tesadfleri, rastlan
tsal olanlan yok edip biimi uyumlu bir ekilde ierie balayarak
ortadan kaldrr. Hem yer deitirme hem de telafi olarak tm sembo
lik eylemler, dilin mulak gcnden ve knlganlndan bir ey kapar.
Bir yandan dil kelimelerden baka bir ey deildir. Dier yandan,
anlam olmadan byle bir eylem olamayacandan, ilk etapta insani
eylemleri mmkn klabilecek gtr. Elin saa sola hareketi bir veda
jesti olarak grlebilmesinin nedeni, dilsel hayvanlar olmamzdr.
Bir cevap olarak metin fikri, dz anlamyla anlalmamaldr.
Edebi eserler, zellikle de modem olanlar, meydana getirdikleri so
runlara genellikle ders kitab zmleri bulmazlar. Borgesin ya da
Naipulun bir eserinin bir dizi mutlu evlilikle bitmesini, ktlerin eli
bo kalmasn ve erdemlilerin de yurtluklan dl olarak almalann

beklemeyiz. Roland Barthesn ifadesiyle, normatif varsaymlarmz


zarif bir ekilde barndracak bir keyif metni varsa, ayn zamanda on
lar bozmaktan sperego kart, ktcl bir zevk alan birjouissance
metni de vardr. Tipik Viktorya dnemi roman, bir uzlama iaretiyle
biter, ki bu dier eylerin yannda fiziksel bir ara olarak da grle
bilir. Freud, fantezilerin itici gcnn tatmin edilmemi arzular ve
her bir fantezinin bir arzunun tatmini, tatminkr olmayan gerekliin
dzeltilmesi olduunu belirtir.8 Geleneksel mutlu sonda, haz ilkesi
gereklik ilkesinin katlm yumuatmak iin araya girer, ki bu bazen
komedi olarak bilinen bir ilemdir. Tam aksine, tipik bir modem
roman, Raymond Williamsn da syledii gibi, kahramann kendisini
sorunlu bir durumdan kurtararak kendi bana yrmesiyle sonlanr.
Roland Barthes, Dnyada hibir edebiyat eseri sorduu soruya
cevap vermemitir ve tam da bu askya alma her zaman onu edebiyat
yapan eydir, yani sorunun iddetiyle cevabn sessizlii arasna yer
letirilen bu ok krlgan dildir. der.9 Bir edebiyat eseri, tbbi tehisin
yapt gibi bir cevap bulmak zorunda deildir. En basit ekilde, on
lara edebi bir zm sunmak yerine sorduu sorularn cevabm temsil
edebilir. Bir eserin bir problemi zebilecei hem kabul edilebilir
hem de edilemez yollar varsa, onu cevapsz brakabilecei kabul edi
lebilir ve edilemez yollar da vardr.
Bizzat Freud da kendimiz iin bu fazlasyla ak ve saf arzu tat
mininin dierleri iin aykr olabileceinin farkndadr ancak bu mo
dem edebiyata geldiimizde pek de bask yaratan bir sorun deildir.
ok basmakalp ya da ngrlebilir bir son, ancak eserin zeki ger
ekiliini bozmak pahasna bu yndeki isteini tatmin edecektir.
Bunun nedeni, modem ada mutluluun elle tutulur bir art olma
masdr. Kelimenin kendisi bile, ona delice glleri ve iskele sonu
komedyenlerini hatrlatan zayf bir bala baladr. u inancm yitir
mi gnlerde, komik bir son, eer Shakespearein Frtna smda Mi
randa Calibanla evlenseydi, onun kadar artc bir ekilde avangart
olabilirdi. Viktoryallarla olan ztl ise ok manidar. Kasvetli E v*
cmlenin ortasnda bitebilecei gibi kahramanm son paragrafta l* Charles Dickens. Kasvetli Ev. ev. Asl Bien. YKY, 2008. (.n.)

dremeyebilirdi. Middlemarch bir Viktorya romancsnn yanna ka


lacak sessiz ve arbal bir ekilde zgn bir sonla biterken, Tess*
ve Adsz Sansz Bir Jude'un** meydan okuyan trajik dmleri hl
Viktorya dneminin son yllarndaki okur kitlesini kzdrabilirdi.
Buna karn, eer Strindbergin ya da Scott Fitzgeraldn bir eseri
esrik bir onay ifadesiyle bitse arr ama hi rahatsz olmazdk.
Hardyden nce, Uultulu Tepeler gibi belirsiz istisnalar dnda,
ngilterede en temel trajik roman danssa'dr. Hardyden sonra,
Ulysses gibi birka istisna dnda, komik sonlar ideolojik olarak
kabul edilemez bulunuyordu. Marksistler, bu gerekle orta snfn
ilerleyici aamadan ilerleyici olmayan bir aamaya gemesi arasnda
bir iliki tespit ederler. Yine de trajik bir karlk, yapc bir karlktr.
rnein Clarissann lm, iinde bulunduu duruma en uygun
cevap olarak grlebilir. Her durumda, bir eserin biimlendirdii du
ruma verdii karlk sadece sonunda yatmaz. Bu onun eseri tmyle
nasl ele ald meselesidir.
Sorun ve zm modelini tekil edebi eserlerle snrlamamak gere
kir. Bu, ayn zamanda edebi biim ve tr dzeyinde de ileyebilir.
vg ve trajedi, lmllmz nasl anlamlandrmamz gerektiim
sorgular ve hatta ondan deer karrken, pastoraller bilge yaamlar
mzn mtevaz kaynaklarna ynelir; o zor kazanlm medenilik iin
nemli olan eyleri kaybetmeden nasl sadk kalacamz konusunda
phelidirler. Komedi, pek ok soru dourur, rnein zayflmz
neden o kadar komiktir? Gerekilik, dier eylerin yannda, ampirik
dnyann sertliine, ona nemli bir ekil verirken yine de nasl sayg
duymamz gerektiine de bir cevaptr. Doalclk da, dierlerinin ya
nnda, edebiyat sanatnn ayn zamanda bir bilimsel sosyoloji olup ola
mayaca meselesine bir cevaptr. zlenimcilik gibi dramatik biimler,
sanatlarn, gerekiliin uzaklatrmaya zorlad ruhsal ve psiko
lojik gereklikleri merkeze nasl koyacaklarn sorgulamaya baladk
larnda doar. Pek ok modemizm akm gibi, onlar da gerekiliin
sorunlarna cevaptrlar.
* Thomas Hardy. Tess. ev. Suna Gler, tnkilap Kitabevi, 2006. (.n.)
** Thomas Hardy. Adsz Sansz BirJude. ev. Taciser Ula Belge. letiim Yaynlan,
2008. (.n.)

Edebiyat eseri, belki de bir sorular ynndan ok sadece tek bir


soruya karlk verir. rnein, M.. 70 ylnda Kuds Tapnann
neden ykld sorusuna ok tarafl bir cevap ve kinci Tapnak d
neminin sonlarndaki boluk, umutlar, blnmeler, inan yitirmeler
ve derin endielere bir cevap olarak okunduunda, Yeni Ahit dedii
miz metin fazlasyla aklanm olur. Aeschylusun Oresteias, me
deniyet ncesi intikamn kendi kendine varln srdrebilen
dnglerinin, eski hukuk sistemlerinde neyin uygulanabilir olduunu
inkr etmeden, iddeti hafifletmeden ya da medeniyetin varln sr
drmesi iin gerekli sayg anlayn uzaktan rasyonalize etmeden
medeni bir lkenin hukuki dzenine nasl dnebildiim sorgular.
George Eliotn Middlemarch' ilerleme ve btnlk konusundaki
umutlu orta smf inancn, bu tr planlara kar liberal bir ihtiyat, yerel
olana kar duyulan nostalji ve insann lmllne dair trajik his
siyatla uzlatrmaya alr; tm bunlar yksek reformcu umutlan ko
nusunda byk bir aknlk iine den orta snfin zellikleri olarak
grlebilir. Yine de, bu konular baka cevaplar isteyen, baka mese
leler de dourur.
Jamesonn edebiyat eserinin, bir tepki verdii durumu canlandr
d konusundaki gryle, bir eseri anlamann onun bir cevap ol
duu soruyu tekrar ina etmek olduu eklindeki yorumbilgisi iddias
arasnda bir iliki vardr. Hans-Georg Gamader Hakikat ve Yn
tem de, bu gr R.G. Collingwooda borlu olduunu kabul eder,
ki bu bir Alman felsefecinin bir ngiliz felsefecinin adm zikrettii
nadir durumlardan biridir.10Collingwood, tm ifadelerin bir sorunun
yant olarak anlalabileceini ve bu tr tm sorulann bir varsaym
ierdiini dnr. Yani, srtmda bir ebek var cmlesi, kll kollanyla boynunu saran u iren, krmz gzl ey de ne? sorusunun
cevab olarak grlebilir ve ebek olarak bilmen kll kollu yaratklar
olduu varsaymn ierir.11 Collingwoon, bir nermenin ne oldu
unu, cevap vermeye niyetlendii sorunun ne olduunu bilmeden
syleyemezsiniz der.12Bir yorumcunun kelimeleriyle, yorumbilgici
olarak, sorulmas gereken bu ifade hangi soruya cevap verme niye
tindedir? sorusudur.13Bunu bilmek ifadenin doru olup olmadn
belirlemeye yardmc olur.

Collingvvood da buna gre nerme mantn diyalojik bir man


tkla deitirmek ister, bunun srekli bir diyalektik alm iinde insan
aratrmalarnn tarihi yapsna daha uygun olduunu dnr. O
halde ifadeler, dolayl uygulamalar ya da edimsel eylemlerdir. Geici
olarak bastrlm ya da kenara itilmi, artk o ekilde tannmyor ola
bilecek sorularn cevaplandr. Bir de Collingvvoodun ifadesiyle ne
soru ne de cevap ieren mutlak varsaymlar bulunur. Bunun yerine,
onlar akndr, soru ve cevap diyalektii iin gelimesi asndan ge
rekli olan varsaymlan temsil ederler. Collingwoodun eserinin bir
yorumcusuna gre, bir ifadenin cevap vermeye niyet ettii soruyu
anlamak, yokluunda sorunun meydana gelemeyecei varsaymlan
ortaya karmaktr.14 Jamesonla ayn ekilde, bir edebi eseri anla
mak, eserin cevap olduu soruyu ynelten ideolojik balam yeni
den ina etme meselesidir.
Bu yorumbilgici modelle bir strateji olarak metin kavram ara
snda ak bir iliki vardr. O halde, bir edebiyat eserini rtk bir so
ruyla uramak iin bir yol olarak kavramak, onu yorumlamak iin
zel bir durumdur. Jameson, Dil Hapishanesi adl eserme, dnce
tarihinin onun modellerinin tarihi olduu nermesiyle balar ama ayn
zamanda onun sorulannn tarihi olduunu da iddia edebilirdi. Yorumbilgiciler ijn gereklik, tarihi olarak dolu bir soruya mantkl bir
cevap veren eydir. Kabul edilebilir sorular erevesi, genel olarak
Louis Althusserin problematik ve Michel Foucaultnun epistem de
dii, belirli bir tarihi balamda neyin makul ve anlalabilir bir cevap
olacan belirler. Belki de Marxn, insanlarn sadece zebilecekleri
sorunlar yarattn sylerken de aklndaki buydu. lk etapta bir soru
soracak aralarmz varsa, bir cevap ok da uzakta olmayabilir. Bir
sorunu tanmladmz artlar, bizi bir zme doru da ynlendire
bilir ya da en azndan neyin bir zm saylabilecei konusunda fikir
verir. Nietzsche en Bilimde* insann sadece bir cevap getirebilecek
konumda olduu sorulan duyduunu belirtir.
yle de olsa, sorular kuyruklanna cevaplar takl halde gelmez.
Bunun nedeni bilgide ilerlemenin mmkn olup olmad eklindeki
* Friedrich Nietzsche. en Bilim. ev. Ahmet nam. Say Yaynlan, 2011. (.n.)

sorulannza nadiren dikkat ekici ve ngrlemez cevaplar alma


mzdr (bu noktada Stanley Fishi analm). Bilimin de douu bu s
fatla artcdr. Bunun aksine, modem ncesi dncelerin ounda,
bir ey renme ounlukla zaten bilinen eylerin onaylanmasdr.
Kadn ve erkeklerin karlatklannn ou zaten tandk olmaldr,
nk rnein Tann onlann gnahlanndan kurtulmalan iin gerekli
btn gerekleri batan ortaya koymayacak kadar acmaszca dn
cesiz deildir. 17. yzyl Fransa'snda onu gklere yazarken, eski Etrsklerden zina yapmamann nemini saklamak Tann asndan
hakszlk ve sorumsuzluk olurdu.
Bu yorumbilgici gre gre, nihai cevaplar olamaz nk cevap
lar da karlk olarak yeni sorular dourur. Bir zm gibi grnen
ey, yeni bir sorun dourur. Sadece mitlerde bu sre sona erdirilebilir. Oedipus zlemeyen Sphinx bulmacasn cevapladnda, cana
var kendini ldrr. Ama Claude Lvi-Straussun da belirttii gibi,
eer soru sormakta baansz olunursa, felaketler mitsel dncede de
doabilir. Buda, Ananda ondan yaamasn istemedii iin lmtr,
Gawain-Percivalin Kutsal Kapm yapm soruturmadaki baanszl Balk Krala baanszlk getirecektir.15
O halde yorumbilgici eletiri, bir cevapla onu aydnlatabilmek iin
bir soru ina etme meselesidir. Edebi eserler de bu dngsel, baka
balamlarda da gzlemleyebildiimiz kendine yeten yapy yanstr.
Kendileriyle urayor gibi grnrler, ama bunu yaparken tarihi mal
zemeleri, kendi faaliyetleri iin frsatlara dntrmekle meguldr
ler. Bir metnin anlamn kavramak, bu nedenle onu bir durumu
kuatma giriimi olarak, yani Kenneth Burkee gre her zaman belirli
bir ustalk ve bu nedenle belirli bir g ieren bir giriim olarak gr
mektir. Mit, by, sanata lanet okuma ya da vgler dzme, d, dua
ve dini dua gibi sembolik eylemler, insanln evresini bir anlama
indirgeme ve bylece varln srdrebilmesine ve gelimesine kat
kda bulunma yollarnn bir parasdr. Burken, Miltonn Samson
Agonistesi konusundaki yorumlan, olduka ssl slubunu ve ken
dine has yaklamn gsterir; iiri onun iin neredeyse bir tr cadlk
gibi, mucizeler yaratarak dman yok eden ve siyasi mcadeleyi
(aynen) yksek teolojik ifadelere eviren eski bir hrn sava pa-

paznki gibi bir bytmeyle direncinin hastalkl inadm tasdik


eder.16
nsan emeinin kendisi bir tr anlam yaratma, ihtiyalarmz tat
min edecek ekilde gerei dzenleme biimidir; ancak tam olarak
etkin olabilmesi iin ayn zamanda st anlam yaratma biimine de
ihtiyacmz vardr, ki bu emeimiz ve dilimizin gelitirdii, dnyayla
ilgili daha speklatif bir dnme biimidir. Bu, mit ve felsefeden sa
nata, dine ve ideolojiye, sembolik olann alandr. Eer sanat, dnyaya
anlam vermemizin ya da daha genel olarak bu sre zerine dn
memizin yollarndan biriyse ve bu anlam verme yaammz srdr
memiz iin gerekliyse, o halde pragmatik olmayan son tahlilde
pragmatik olan adnadr. Yine de, bunun tersi de doru olabilir, tarih
sel olarak bakarsak pragmatik olann (ya da gereklilik alannn) prag
matik olmayan (ya da zgrlk alan) tarafndan yenilmesi gerekir.
Tek kelimeyle bu, Marksizmin de umududur. En ok istenen gelecek,
pratik gerekliliklerin u anda olduumuzdan daha az esiri olduumuz
bir gelecektir. Eer bu Marx iin bir zlemden daha fazlasysa, bunun
nedeni snfl toplumun anlatsyla toplanan kaynaklarn, nihayet bu
ama iin kullanlabileceine inanmasdr. Bugn retmeye urat
mz zenginlik, bizi uratan kurtarmak iin kullanlabilir. Bir strateji
olarak sanat eseri, gerekliliin alanna girer ya da en azndan sembo
lik olarak bilinen o daha az kstl alana girer. Spor gibi o da zgrlk
alanm nceden canlandrr.
Bir strateji olarak metin fikrini gstermek iin, ksaca John Miltonn, dier eylerin yannda, Priten devrimcilerin byk umutla
rnn neden alt st edildiini, neden Tannmn seilmi insanlarna yz
evirdiini ve onlan krallarn ve papazlarn efkatine braktn soran
Paradise Lost 'una bakalm. Bunun nedeni projelerinin yanl anla
lm olmas, inanszlklarndan baarl olmay hak etmemeleri, er
kekleri baya amalar iin ahlki ideallerini terk etmeye iten, (bazen
kadn olarak bilinen) insanln kalbindeki gl bir hata veya o akl
almaz bilgeliiyle Tannmn hl kendi insanlarn nihai kurtulular
iin karanlk, anlalmaz plannn bir paras olarak ektikleri eziyet
lerin iine atarak onlan korumas mdr? Geriye bakldnda cennetten kovulu, Marxin kapitalizmi sosyalizmin asl girii olarak

grd gibi, daha muhteem bir insan varlnn girizgh m ola


caktr? Ya da bu bela iinde insan, bir tr aklama, neden kadn ve er
keklerin (klasik trajedide olduu gibi) umut edip baarsz olduklarna
ama aslnda bu yenilgiden tam olarak sorumlu olmadklarna ilikin
bir neden bulabilir mi?
Miltonn byk epii, siyasi bir sistem deil de, bir iir olduun
dan bu sorulan dourur ve onlara anlat, konu, drama, retorik, imge,
karakter, duygusal duru gibi zellikler balamnda cevap verir, ki
bunlarn hibiri soyut bir sorgulamann klf olarak kavranamaz. Yine
de bu mizansen bu konulan bize yaanm deneyim olarak getirir ve
ayn zamanda tm metinsel strateji iini zorlatrmay baarr. rne
in iir, kutsal ana fikrini anlat biimine dker ama bunu yaparken
de elindeki Incile ait malzemelere ikin baz skntlan, zellikle tm
hikayenin Tann iin nasl kt bir hikaye gibi grndn de ortaya
kanr. Sonsuz dorular, geici biime yanstldnda, kanlmaz
olarak pek ok ahlki ve estetik zorluk da doar. rnein, eserin bi
imi, ahlksz bir millete onun yollann dorulama amacn gtse de,
elinde olmadan Tanny, souk ve uzak bir karakter gibi temsil ederek
onu kltr. Milton, Protestan bir anlam, sylem ve mantk airidir
ve tm bu kaynaklan ilk ebeveynimizi bir elma yeme suundan do
lay yarglayan bir Yce Varlk hakl gstermek iin birletirir. Ama
bu sylemsel, tartmac slup ayn zamanda epik etkisinin bykl
n de baltalama riski tar. Miltonm Tanns kaba davranlarn
manta brmek iin pek ok sav ortaya att iin, iir zaman zaman
bu grkemli akn Yaratcy n ilikli bir brokrat ya da skm bir
memur olarak gstermeyi baanr.
Epiin gsterdii ile syledii arasnda baz manidar elikiler de
vardr; rnein insancl Miltonn Adem ile Havvay sempatik bir
ekilde gstermesi ile eserin gnahkr ift iin ald resmi eletirel
ahlki duruu. iirin resmi teolojik anlats bazen dramatik temsille
eliir. eytan konusunda da benzer elikiler vardr. William Blakein savunduu gibi, Miltonm bilmeden eytann tarafnda olduu
doru deildir. Bu radikal cumhuriyeti yazarn tanmlad eytan,
gsterili bir kk prenstir. Ama bir trajik ahsiyet olarak o kadar
ihtiamla canlandmlmtr ki, bir lde eserin ideolojik niyetini ke

serek, Tannnm dehetini de bir anlamda alar. yilik yapmay ekici


gstermek, Aristoteles ve Aquinastan beri zorlu bir i olmutur ve
modemizm ilerlemeye devam ettike neredeyse imknszlaacaktr.
Pek ok edebi metin gibi Paradise Lost da daha sonra zmeye
alt sorunlar ortaya atar, bazen bu srete daha ok sorun da ya
ratr. Bu, estetik ve ideolojikin srekli olarak etkileim iinde ol
duu bir dizi stratejik fedakrlk ve mzakere de ierir. Muhalefet,
aslnda yanltcdr zira bir sanat eserinin resmi zellikleri ideolojik
olarak ierii kadar anlamldr, ancak imdilik beklemesi gerekir.
Metnin gelien tasars srasnda olan ey, ikisi arasnda karmak bir
bo yere kouturmadr. rnein, ideolojik bir eliki biimsel bir
mdahaleyle geici olarak zlebilir ama bu mdahale daha sonra
ideolojik dzeyde baka sorunlar da dourabilir; bunlar da yeni bir
biimsel ikilem ortaya karr ve bu ekilde srp gider.
Miltonn epii konusunda bunu gstermek kendi iinde bir a
lma gerektirir ancak Jane Eyre* gibi daha kolay ilenir bir vaka
zerine ksaca dnebiliriz. Sonunda, Jane ve Rochester bir araya
getirmek biraz da romann stratejik projesidir; ncelikle onlar ayr
madan byle yaparak kendi asndan da ok gze batan bir dilei
gerekletirmeyi temsil etmesi bir yana, gerekilik kanonunu da
bylece ihlal edecektir. Bu anlat dn, neden sonra pek ok ideo
lojik amac gerekletirir. Romann (hem mazoist hem de sofu) olan
ac ekme ve zveri ihtiyacn tatmin eder ve ayn zamanda onun ter
biyeli kahramann da iki eliliin tehlikelerinden korur. Ayn za
manda hain St. John nehrinde, onu gizli tuzaklara ve feragatin
cazibelerine kar uyaran bir tr teki beniyle karlamasna izin
verir. Bunun yannda, msrif aristokrat terk etmek de, romann kah
ramannn erdemi zerindeki ahlksz tasars nedeniyle onu cezalan
drmasnn bir yoludur. Yine de Rochester, Janein arzusunun yce
nesnesi olarak ilev gremeyecek kadar yerden yere vurulmamaldr.
Daha ziyade anlat, iki bir kere daha birletirmelidir ama bunu
yapmak iin elde gereki bir teknik olmadndan Janein uzaktan
efendisinin banm duymas eklindeki masalc araca bavurur.
* Charlotte Bronte. Jane Eyre. ev. Nihal Yeinobal. Can Yaynlan, 2012. (.n.)

Bu, gerekiliini azaltmak pahasna, kitabn ideolojik projesini


ilerletmesi riskini tar; ancak biimsel olarak sylemek gerekirse
eser her durumda gerekilik, hayat-tarih, gotik, romans, masal, ah
lki mesel gibi trlerin artc ekilde rastgele kartrlmasdr, ki
bunun etkilerinden biri, gnlk hayatn krlgan yzeyinin altnda ne
tr gizli benzerlikler ve canavarca uygunsuz tutkular yattn gs
termektir. Eer bu A Krklarn toplumsal bir metniyse, ayn za
manda Gzel ve irkinin de yeniden gsterilmesidir. Bylece
romann gerekilik kart taktii yanna kr kalabilir ve Jane dertli
sevgilisine geri dndrlr. Bu arada, eser iftin evlilik birlikteliinin
nndeki yolu da Rochesterm lgn karsn ldrerek aar, ki bu
hakiki gerekilikten melodrama ve Gotik minyatre baka bir dn
gerektirir.
Bertha Rochester, romann bilinaltnda kocasnn tuhaf bir ei
olarak tasvir edildii iin (kocas gibi o da esmerdir, hemen hemen
ayn boydadr, sulu, tehlikeli bir yabancdr, potansiyel olarak yk
cdr ve hayvansal tutkuyla doludur), onu ortadan kaldrmak kocasm
da cezalandrmann farkl bir yoludur. Daha dorusu bu, onu aslnda
ldrmeden cezalandrmaktr ki bu eserin kahraman iin hazrlad
yumuak sona pek de uymaz. Ama bu ahlki hareket de Janee iste
dii eyi vermek iin bir anlatm mekanizmasdr. Rochester da by
lece hem kendisi hem de ei yoluyla cezalandrlm olur, hikye onun
asndan ilerlerken sadist ve bakalarnn cezasm da ona ektiren
fke, onu kr ve ktrm yaparak patlar. Rochester gnahlarnn ce
zasn ekerken bu da bir ideolojik ilev grr ve kk bujuva ol
maya talip kadn, yrtc aristokrat erkei alt eder. Ama ayn zamanda,
bu baskc soyluyu yok ederek ve onu bu srete insancllatrarak,
kadmsallatrarak, gerek haline dndrerek hikyenin bir arac ola
rak da iler, bylece daha dk mevkideki eitmen Jane, efendisiyle
ruhsal e olarak birleebilir. Ancak bu, bir serseriyi hadm ederek ba
arlmaz, ki bu Janein de yararna olmazd. Aslnda, yaral bir Roc
hester, kuvvetli bir Rochesterdan daha ekicidir. Daha az gsterili
olursa, daha az korkutucu da olur.
Ancak Jane, bundan daha fazlasn kazanr. Rochestern kr ve
ktrm olmas, bu hasta iri adam kolunda dolatrrken, ona kendi

gcn efendisinin zerinde ilk kez kullanma ans verir. te yandan


onun can yolda gibi davranmak, hizmeti roln ya da uysalca
boyun een e roln ifa etmektir; bu Janein daha nceki roln ebe
diletirirken ayn zamanda onu reddeder. O halde anlatdaki bu dei
iklik, kitabn kahramannn bilinaltnda arad stat ve zerklii,
cinsel mazoizmini bir yana brakrsak, dindarlna, mtevazlma
ya da toplumsal uyumuna zarar vermeden salar. Janein Rochesterla olan ilikisi nihayetinde bir boyun eme, hkimiyet ve eitliktir.
Charlotte Brontenin dnyasnda, bundan daha fazla tatmin olmak
zordur. D.H. Lawrencen bu romann sonunu pornografik bulmas
artc deil, zira sulu bir ekilde yaratt muhteem erkek hayvan
vahiletiriyor, onu korkaka sadece bir kadnn ellerine brakyor.
Romann baarmaya alt tasan, Janee kendi tatminini salamak
ama bunu toplumsal konvansiyonlara iinde gvenli bir ekilde yap
mak, nihayet gereklemi oluyor.
Yani Jane Eyre de, pek ok gereki edebiyat eseri gibi, tarihsel
balamnn ojun iin koyduu bask yaratan baz acil sorulara kar
hayali zmler salamaya alr. Bu anlamda, metnin gereklili
inden bahsedebiliriz, ama bu kat bir belirlenimcilikle kantnlmamaldr. nsan, nasl kendini gerekletirmek ve kendini adamay,
erkeksel gle kadnsal itaati, sradan insanlann kurnazlyla se
kinlerin zenilecek grglerini, Romantik isyanla toplumsal konvan
siyona saygy, saldrgan toplumsal hrsla, yksek st snflarn kk
burjuva pheciliini uzlatrabilir?17 Bu greve deinen metinsel
stratejiler, biim ve ierik arasndaki snr boyunca srekli bir
hareket ierirler, ki bu, bu tr tm aynmlann nihai marifeti olarak
grnr. Sabah ve akam yldz gibi, biim ve ierik de analitik ola
rak ayn ama varolusal olarak ayndr.
Jane Eyre bir denge kurmak iin atan deerler dizisiyle, ama
ayn zamanda farkl anlat biimleriyle pazarla girimelidir. Baz
ahlki ve toplumsal ikilemleri zmeye alrken, ayn zamanda ken
dini baz geleneksel edebi biimleri, militan, yeni ortaya kan ve
Raymond Williamsm da gsterdii gibi 1840'lann alkantsnda top
lumsal deneyimin yeni zorlamalarm kaydetmeye alan gereki
likle bir araya getirirken bulur.18 te yandan anlat, hibir gereki

zmn bulunmad sorunlarla kar karya kalrsa, deus ex mac


hina gibi daha masals ya da mitolojik aralara bavurmay seebilir
ve bu tam zamannda zerine konduu bir miras, uzun zaman nce
kaybedilen bir akrabann bulunmas, mnasip ani bir lm, mucizevi
bir duygu deiikliklii Viktorya kurmacasnm her yerinde karmza
kabilir. Bunlar, dier eylerin yannda, gereki zmlerin s
nrlarna da iaret eder. Ancak anlat makinesinin bu hantal paralan
kendi balarna yeni sorunlar da dourabilirler; buna karlk onlann
da ilenmeleri gerekir.

2
Tm bunlar insana yeterince karmak gelebilir; ama hibirinin bir
okur olmadan gerekleemeyeceini ve okumann en az eserin ken
disi kadar stratejik bir i olduunu kabul ettiimiz an, daha da kar
mak hale gelecektir. O halde, okumak baka bir dizi stratejiyi
zmek iin bir dizi strateji gelitirmektir. Uzun sre uyumak ya da
nefes almak kadar doal olarak grlen okuma edimini, kendi iinde
kuramsal bir soruna dntrmek almlama kuramnn da baansyd
ve bu, okumay katksz gayret ve uraya eviren metinsel belirsiz
liin, sadece tesadfi bir ey deil eserin anlamnn temel bir esi
olduu edebi modemizmin ardndan neredeyse kanlmaz oldu. Mo
dernist metin, kolay okunmaya birka nedenle direnir: Kendi iine
kapanmas, temin edilmi bir okurun yokluunun yaratt rahatszlk
ve dandan kolay eriime kendini kapayacak ekilde kendini konusu
yapmas nedeniyle; biim ve ieriini kuatan ve anlalmaz kln
masna sebep olabilecek nitelikleri olan modem varoluun blnm
lk ve mulaklndan bir ey szmeye almas nedeniyle; sadece
alaltlma pahasna effaf olduklann dnd, etrafndaki siyasi,
ticari, teknik ve brokratik sylemlere kibirlice srtn dnp kendi
sine daha youn, ince ve anlalmas zor bir slup aramas nedeniyle;
bir ticari nesne olarak grlmekten kanmas ve belirsizliini ko
layca tketilmekten saknmak iin kullanmas nedeniyle... Bu an
lamda, modernist sanatn belirsizlii, daha ok Doann, kolayca bir

avc tarafndan yakalanmamalar iin hayvanlan dikkatlice donatt


savunma mekanizmalan gibidir.
James Joyce, muzip bir ekilde okurlarnn Finnegans Wakei oku
mak iin, kendisinin yazmaya harcad kadar vakit harcamalarn is
tediini sylemitir ve almlama kuramnn da znde yatan, gizemli
bir dizi gstergeyle ya da bilgi ktl veya okluuyla karlaan, bu
yksek modernist okurdur. Yazar ve eseri de ieren lde, eskiden
en az ayncalkl ve ihmal edilmi olan ve kibirli yazar snf tarafndan
sadece bir hizmeti ya da ayak ii yapan biri gibi davranlan okur, ni
hayet edebi eserin ortak yaratcs olarak kendini gstermeye balar.
Tketiciler ortaklara dner. Wittgensteinn Felsefi Soruturmalarvaa, bir zihni ilem olarak deil, baz kazanlm tekniklerin
kullanm olarak okuma konusunda ilgin ifadeleri vardr. Okurun baz
deneyimleri vardr nk okuma ediminde baz eyleri yapmay
renmitir, baz stratejilerde ve hareketlerde ustalamtr. Eer bu tek
nikleri kullanamazsa, vasfl bir okurun deneyimlerine sahip olamaz.
te yandan, almlama kuramyla, metinlerin bahtsz okurundan
daha ok ey talep edilir. Okur artk, stratejik bir giriimin paras
olmak zorundadr, ki bu da en enerji dolu bireyi bile, ba kurmaya,
dzeltmeye, dil deitirmeye, sentez yapmaya, egdm salamaya,
rasyonellikten
uzaklatrmaya, imge ina etmeye, bak as deiijjf
tirmeye, anlam karmaya, normalletirmeye, tanmaya, tasarlamaya,
aksini ispatlamaya, n plana almaya, arka plana atmaya, geri bildirim
yapmaya, balama yerletirmeye, durum ina etmeye, koordine et
meye, bellek aktarmaya, beklentileri deitirmeye, hayal ina etmeye,
btnlk kurmaya, imge bozmaya, boluk doldurmaya, somutlatr
maya, tutarllk salamaya, yapsallatrmaya ve beklenti iinde ol
maya zorlar. Bir ya da iki saat bir kitapla uratktan sonra, okurun
scak bir du ve iyi bir uykudan baka bir eye ihtiyac yoktur.
The Act o f Reading (Okuma Edimi) adl kitabnda bu faaliyetlerin
bir tarifini yapan Wolfgang Iser, bir metnin ileyiini aka strate
jiler olarak tanmlar. Eserin daarc onun ana fikirleri, anlatsal i
erii gibi eylerden oluur ancak bunlar yapsallatnlmal ve
dzenlenmelidir ve bu ilevi yerine getirmek de eserin stratejilerinin
grevidir. te yandan bu stratejiler, sadece eserin yapsal zellikleri

olarak grlmemelidir zira bu stratejiler malzemelerini sipari ederek


de onlarn iletilebilir olduu artlan yaratr.19 Bylece, hem metnin
ikin yapsm hem de okurda tetiklenen anlama edimlerini20 kapsar
lar. Eer esere gerekten aitlerse, bu edime de aittirler.
O halde, stratejiler eser ve okur arasndaki hayati ba, edebiyat
eserini ortaya karan eyin ibirlii iinde yaplan bir etkinlik olmas
sayesinde olutururlar. Edebiyat eseri diye bildiimiz projenin bir
paras olarak bir dizi eylem ve etkileim21 balatrlar. Metin bir
orkestradan ok, anlam retimi iin bir dizi komuttur. Iser yle der:
Okuduka daha ok ya da daha az hayal kurma ve bozma arasnda
gidip geliriz. Bir deneme yanlma srecinde, bize metin tarafndan
sunulan eitli bilgileri dzenler ve yeniden dzenleriz... leriye, ge
riye bakar, karar verir, kararlanmz deitiririz, beklentiler gelitirir,
gereklemeyince arrz, sorgularz, dncelere dalanz, kabul ede
riz, reddederiz... Stratejik an bytme, nemsizletirme ya da hatta
imnn imha edilmesiyle bundan doan daarcn unsurlan srekli
olarak geri alnr ve ileri atlr.22
Potansiyel olarak sonsuz bir srete, ilk yorumsal hipotezimize
dier olas okumalarn da yava yava ortaya kmasyla meydan oku
nur. Belirsizlik alanlan, okurun hayal gc, kurulan balar, kanlan
anlamlar ve bize okur tarafndan sunulan taslaklar tarafndan doldu
rulmaldr. Balangta sorunsuz olarak aldmz verileri geriye
dnk ekilde yeniden dnmeye zorlanrz ve bylece nyarglanmz tekrar ynlendiririz. Metnin hitap ettii kii, anlamsal boluklan
doldurmak iin mdahale etmelidir, pek ok olaslk arasndan kendi
tercih ettii yorum yolunu semeli ve farkl, belki de elien bak
alarn denemelidir. Eser, kendi normlann ve konvansiyonlarn,
gelitike yeniden biimlendirebilir ve bu, okurun ortak yazar olmasa
da, tamamen katlmc olduu bir projedir. Eserin mlkiyeti, tabiri
caizse, okurda kain- ama bu liberal kafal, toplumsal vicdan olan bir
yazar/iverendir ve aralarndaki zorunlu olarak asimetrik olan ilikiye
uygun olarak okuru/alan da iin yrtlmesi iin sz sahibi yapar.
Metnin anlam bu gre gre bir nesne deil bir uygulamadr. Eser
ve okur arasndaki srekli bir gidi geliten doar ve bylece (Lacanc
bir ekilde sylemek gerekirse) okuma edimi, tekinden (metinden)

kendi verdii tepkiyi bakalatrlm ve yabanclatrlm bir bi


imde geri ald bir projedir.
Burada Jamesonn kendi kendini biimlendiren sanat eseri kav
ramndan da bir eyler vardr. Iser, Okuduka kendi rettiimiz ey
lere tepki veririz ve metni gerek bir olay olarak deneyimlememizi
salayan da aslnda bu tepki modudur der.23 Bir edebiyat eseri
kendi daarcndan setii ya da birletirdii dnce sistemlerine
bir tepki olarak anlalmaldr, ki bu Jamesonn kendi formlasyonuna da artc ekilde yakndr.24 ou almlama kuramcs gibi
Iser da ideoloji alanna ya da edebiyat tarihi dndaki tarihe yetersiz
bir farkndalk gsterir ama incelediimiz vakann bir versiyonu olan,
rettii eye Isern almasnn nasl tepki verdiini grmek zor de
ildir. Aslnda bir noktada, edebi eserin karlk verdii tarihsel du
rumun tmyle uzlamas gerektiinden bahsederken25 Iser, konuyu
aka Jamesonn kelimeleriyle ortaya koyar.
Stanley Fish de okumay bir strateji olarak ele alr ama her yeri
fetheden bir generalin seferi gibi yoluna kan her eyi bien ve hibir
direnle karlamayan da budur. Bunun nedeni, ona direnecek bir
ey olmamasdr. Fish, Bu tr bir (almlama kuram) tarifte her un
surun metinsel blmlerin, belirsizliklerin ve boluklarn onlar talep
eden bir yorum stratejisinin rnleri olacan ve bylece bu unsur
lardan hibirinin yorumsal sreci temellendirmeye yarayan bamsz
bilineni oluturmayacan26 srarla savunur. O halde yorumlama,
urat kurmacanm kelimeleri gibi, kendisini tretir ve meru klar.
ncelermi gibi grnd eyi rettiinden, tm yorumlamalar ken
dini yorumlamaktr. Mikroskoptan baktnzda grdnz snk
k huzmesi aslnda kendi gznzdr.
Genel olarak bakldnda, edebi eserleri ele almann iki yolunu
birbirinden ayrmak mmkndr: Nesneler ve olaylar.27 tikine rnek
bir vaka, edebi metnin incelenecek, kapal bir gndergeler sistemi
olarak grld eski Amerikan Yeni Eletirisidir. Bu, eitli dzey
ler ve altyaplarla tamamlanan bir bina ya da mimari yapdr ve oku
run zihninde, kendi gelien tarihiyle dramatik ya da sembolik bir
eylem deil, senkronik bir btn olarak bulunmas gerekir. Yeni Ele
tirmenler iin iir, bir kupann ya da dini heykelin mcevhere benze

yen katlna sahiptir, yazarn niyetinden kurtulmu, ototelik ve


amlanamazdr.
O halde ironik bir ekilde edebi eserin, ona direnme eyleminde
metasal biimi taklit ettii sylenebilir. Duyusal dokusu, metann so
yutluuna bir sitem, dnyay bedensel varlndan syrma eklidir.
Yine de, ie dnk, kendi tarihini bastran ve onu desteklemek iin
hibir arac olmayan bir nesne olarak eser, kendi iinde bir somutla
trma rneidir. Hassas bir destek kayna olarak iir kendi karnn,
dogmatik tek tarafllnn ve ar uzmanlamasnn rtk eletirisini
sunar. Bu ekilde, ada toplumsal dzene de rtk bir yorum getirir.
Ama yce dengesinin bir tarafsz ve tutkusuz havas vardr, ki bu tek
noloji ann bilimselciliini, ayn zamanda, yandala da liberal
bir dmanl yanstr. iir, tarihten ve bylece ideolojiden kopmu
olabilir ama eer ideoloji gerek elikilerin hayali bir kararll ola
rak grlrse, o zaman edebi metin ok karamsarca gz att olgu
nun, kendisinin modeline dnr.
Rus Biimciler de eseri nesne olarak ele almaya baka bir rnek
oluturur, geri zamanla daha sabit bir gr olan aralar kmesinden
ilemlerin daha btnlemi ve dinamik olduu bir gre gemiler
dir.28 Prag yapsalclar, bu metin kuramn Rus meslektalarndan
miras almtr, onu bir ilevsel sistem ve yapsal btnlk olarak g
rrler. Ama strateji, dinamik dzenleme meselesinden ok daha tesi
dir. Daha ok iinde belli bir niyetsellik olan, baz etkileri salamak
iin dzenlenmi bir yapdr. Sadece bir sistem deil bir projedir. sel
yaps, deindii eyle aktif ilikisi tarafndan belirlenir. Biimciler
zelinde bu, okurun alglarn otomatiksizletirme srecidir. Bu an
lamda, iirin isel karmakl dsal bir ama iin var olur, yani bu
noktada nesne olarak metinden stratejik bir edim olarak metne belirsiz
bir gei iliyor demektir. Roman Jakobson, edebiyat eserinin karma
k, ok boyutlu, estetik amacn btnlyle tamamlanm bir yap29
olduunu yazar. Tasan kelimesinin hem yap hem de onun baar
maya alt ama anlamna gelmesi dikkate deer.
Buraya kadar biimcilerin eseri nesne olarak gren dnceleri
yabanclama kavramyla eliir. Yabanclama, elbette, eserin verili
zellikleri asndan belirlenmitir ve bu anlamda nesnel yapsna ait

tir. Ama ayn zamanda bir olaydr da. Okura bir ey yapan dildir, bu
da retorik olarak dil demektir. Ve bunu belirlemek ok daha zordur,
nk eserin eklinin kendisinden daha fazlasna baldr. Biimci
eser ilkine anlalr bir eilimi olmakla birlikte, nesne ve olay arasnda
bu ekilde askdadr ve bu byk oranda iirin stratejik amacnn, yani
bak alarnn deimesi, tamamen ona ikin olmasndandr. yle
de olsa, tuhaflatrma sreci okur zerinde dntrc bir etki yapar,
yani bu da demektir ki iir hem bir estetik sistem hem de ahlki uy
gulamadr.
Bir strateji olarak metin kavram, biimcilerin dzyaz kurmaca
hakkmdaki grlerinde daha da aktr. Edebi anlatnn iinde hi
kye ve olay rgsn ayrmak bu eletirmenlerin detidir, ki ilki
anlatdan yeniden ina edilebildii oranda olaylarn gerek ak,
kincisi de o olaylarn eserin tarafndan zel olarak dzenlenmesi an
lamna gelir. O halde olay rgs, hikayenin malzemeleri zerinde,
onlar yeniden alglanabilir yaparak (merak, yavalatma, gecik
tirme gibi yollarla) tekrar dzenleyen bir stratejik ilem olarak g
rlebilir.
Peki, nesne/olay ayrm dnldnde yapsalclk ve gstergebilim ne olacak? Yury Lotman ve Michael Riffaterrein yazlarnda
olduu gibi metni incelenecek bir nesne olarak deerlendiren, gstergebilim zellikleri vardr.30 Ama almlama kuramnda grd
mze daha yakn olan ve gstergelerin yorumlarnn karmak bir
stratejik uygulama olduu baka gstergebilimsel akmlar da bulunur,
Umberto Econun eserleri gibi.31 Econun gsterge retimi dedii
ey, eserden karm yaparak (hipotez), anlam kararak, sonu ka
rarak, daha fazla ve daha az ifreleyerek ve bunun gibi stratejilerle
eitli anlamlarn yklenebilecei bo bir biim olan iletinin an
lamm zen okurun faaliyetidir.32 Metin, kesime noktalaryla bize
pek ok farkl yol aan labirent bir baheden daha az kat bir yap
dr. Yani okumak, Westminister Kprsn gemektense, daha ok
Hyde Parkta dolamak gibidir. Sanat eserinin iindeki bu yollar ya
da kanmsal gezintiler, okuru yazarn ifrelerini bazen destekle
meye bazen de reddetmeye, bazen gndericinin kurallarn bilme
den birbiriyle balantl olmayan verilerden yorumsal ana hatlar

kestirmeye almaya, metnin sorunlu blmlerini anlamlandrmak


iin kendi kendine baz belirsiz ifreler nermeye almaya iter. Metinsel iletiler, sadece ifrelerden okunmaz; bunlar onlar douran
ifrelere indirgenebilecek olaylar ya da gstergebilimsel eylemlerdir.
Bu noktada Wittgensteinn bir kural koymann yaratc yaps hakkndaki yorumlan akla gelir. Charles Altierinin de ne srd gibi,
performanslar szel inalara indirgenemez.33 Okurun retim edimi,
ifreler kendilerini deitirip bakalatrabildii iin, bu ifreleri ret
mi olduklan anlamlardan ok daha farkl anlamaya balayabilir.
Ecoya gre metnin gstergeleri, sabit birimler deil, ifreleme
kurallannn geici sonulandr ve ifrelerin kendisi de sabit yaplar
deil okurun iletiyi aklamak iin nerdii anlk aralar ya da i
leyen varsaymlardr. Anlam kazandrma biimlerini aydnlatmak
iin, geici olarak metnin blmlerini bir araya getirerek, sadece
okuma edimi srasnda oluurlar. Metnin iletisi de verili deildir
ama okurun yaratc karanlar ve verimli sapmalar yapabilecei
bir kstlamalar adr. Bir eser bir anlam dizisinden daha ok, bu
tr anlamlarn retimi iin hemen hemen okunamayan komutlardr
ve bu, anlamsal ihtimaller konusunda eitlilik ieren mikro metin
ler olan bireysel gstergelerden daha ok Saussuren ayrk, kendi
sine benzeyen birimleri iin geerlidir. Hem gsterge, hem de metin
dzeyinde, gstergebilim nihayet sonsuzlua dnr. Gstergenin,
metnin ve iletinin hem retimi hem de almlanmas karmakank pro
jelerdir. Gstergebilimsel faaliyet bir gstergenin anlam sadece baka
bir gsterge tarafndan verilebildii ve o da baka bir gsterge tara
fndan anlamlandnld iin prensipte snrsz olduundan, gayret
iindeki okur iin bir dinlenme ortam yoktur. Sabit bir yap ile deil,
yapsallk sreciyle urayoruz. Econun syledii gibi, estetik
metin srekli olarak ifadelerini yeni yan anlamlara dntrr, unsurlanndan hibiri ilk yorumlarnda takl kalmaz, ierikler hibir
zaman kendileri iin almlanmaz, baka bir eyin gsterge tayclan
olarak almlamrlar.34
Bu srete, eserin tm zellikleri okur tarafndan hayata geirilir,
ki bu daha sonra okuru yeni bir yorum faaliyetine itecektir. Bir metnin
yaps ona baz geici ifreler uygulayarak hayata geirilir, ayn za

manda okur metnin bu ekilde yanstlan yaplara ne yaptna da kar


lk verir. Bunun, Econun Jameson modeli zerine gelitirdii kendi
gstergebilim versiyonu olduu iddia edilebilir. Okur ve metnin, oku
run tepki verdii baz anlamlan yanstt etkileimi, Jamesonm
metin ve alt metin arasnda gidip gelme konusundaki grne ya
kndr. Econun edebi eseri hem yap hem olay, hem gerek hem
edimdir ve bunlarn her biri dierine dayanr. Metinsel ifreler ve oku
run ifreleri durmakszn i ie geer. Kitaplar olarak bilinen baz
maddi nesnelere karn, okurun gerekletirmesinin olmad hibir
edebi eser yoktur ama bu faaliyet kendi kendine karar vermez. Metnin
yaplan tarafndan saptanm olmasa da, yine de onlar tarafndan ia
retlenmi, ynlendirilmi ve smrlandnlmtr. (Bunun, Econun yak
lamyla Stanley Fishin kstah idealizmi arasndaki temel bir fark
olduu sylenebilir.) Eserin ifrelerini zerken okur onu belli bir
genel yeterlilikle ilikilendirir ancak bu kurallarla ynetilen bu yete
nekler dizisi, okuma ediminin kendisi yoluyla, yetenek ve edimi bir
birinden ayrmak zorlat tek ve belirgin bir ekilde gerekletirilir.
Soyunma odasnda oyunun teknikleri zerine alp, daha sonra kp
onlan uygulamaya geirerek Wimbledondaki ampiyonluu kazanan
bir tenis oyuncusundan farkl olarak okur, sadece uysal bir ekilde
gerekletirdii, bir dizi belirli yetenekle donatlmamtr.
Gstergebilimin daha az ve daha ok stratejik biimleri olduu
gibi, ayn aynm yapsalcla da uygulanabilir. Wolfgang Iser, (ese
rin) unsurlannn (yapsalc) dkmnn bir dzen oluturduunu,
tekniklerinin btnnn unsurlan birbiriyle ilikilendirdiini ve bylece eserin nihai rnn oluturan anlamsal bir boyutun ortaya k
tn ama tm bunlann hibir ekilde neden bu tr bir rnn ortaya
ktn, onun nasl ilediini ve onu kimin kullanacan aklama
dn yazar. Bu ilgin ekilde verimsiz uygulamaya karlk Iser,
Wittgensteinvari bir ruh haliyle Alman meslektann nktesini aktanr: nsan dili, ancak dilden tesini anlyorsa anlayabilir.35 Sadece
bu metinsel yapnn ilevini kavrayarak, yani bir balamla olan ili
kisini kavrayarak ve onu bir edim olarak grerek, yapnn kendisi
doru bir ekilde aa kanlabilir. Bu anlamda, metnin yaps nihai
veri deildir. Bu daha genel olarak da geerlidir; bir yap sadece sabit

ya da kendini yorumlayan bir yap olursa temel olabilir. Yorumlan


mas gerektii srece, ona ncel olan bir ey vardr, bu da yorumla
mann gerekletii dildir.36
Iser, bir edebi metnin yaplarnn, sadece metnin ilevi yoluyla
anlaml olduunu37 yazar, ki bu metnin en iyi ekilde bir strateji ola
rak anlalabileceini nermekle edeerdir. Strateji tam da geni
oranda amalan tarafndan belirlenen bir yapdr. Aslnda Iserin id
dias sadece edebi eserler iin deil, bu ekildeki anlam iin de geerlidir. Elbette anlam, yapsalclann da srarla savunduklan gibi, bir
anlamda yapsal bir itir; ama iaretler arasndaki sistematik fark
anlam yaratmann yeterli olmaktan te gerekli bir artdr. Emlak
( realty) szcnn, gereklikle (reality) ayn anlama gelmediini
bilmem, onu nasl kullanacam bildiim anlamna gelmez, hatta
tam tersi sz konusudur. Onun yerine, verili bir yaam biiminde i
levlerinin ne olduunu kavramam gerekiyor.
Tarihsel olarak bakldnda, edebi eserin ilevi son derece dei
ken bir ey. Daha nce de grdmz gibi eserler, gen savalara
savamalan iin ilham vermekten, banka hesabn drde katlamaya
kadar bir dizi amac yerine getirebilirler. Ama ayn zamanda edebi
metinlerin isel bir ilikileri olan bir tr isel balardan da olduunu
grdk ve bu noktada da genel olarak bakldnda, yapy belirleyen
ilevdir. Setii aralan belirleyen eserin bu balamla ne yapmak is
tedii ve nasl gelitiidir. Isern da gzlemledii gibi, Eer edebi
metin, verili bir dnyaya ynelik bir niyetsellik edimini temsil edi
yorsa, ele ald dnya metninde tekrar edilmez; eitli ayarlamalar
ve dzeltmeler geirir... Metnin metin d gerekliklerle olan iliki
lerini aydnlatrken, (ilev kavram) da metnin zmeye alt sorunlan aydnlatr.38 eitli ayarlamalar ve dzeltmelerin temkinli
brokrasisi, gl bir dntrc olan, dnyann metne girdii s
recin pek de hakkn vermez; ama Iser, sorun zcler olarak ilev
ve eser kavramnn ok yakndan ilikili olduunu grmekte hakldr.
Metinlerin farkl unsurlarnn anlam birimleri haline gelmesinin
kurallanm belirlemek zere yola kan bir yapsalclk vardr; bu bir
nesne olarak eserin locus classicusuar. Grard Genette ve AJ. Greimasn anlatbilimi bu noktada rnek olarak alnabilir.39 Ayn za

manda bir yapsalc olmasa da, bazen snflandrma iini kendi iinde
bir ama gibi yapan Northrop Fryen edebi snflamalar da akla gelir.
Jacques Derridann bir zamanlar, hibir zaman enejik olarak deil,
sadece mekanik olarak canlandnld40 eklinde eletirdii inceleme
tarz da budur. lham verici deildir, bir edebi eseri bir retorik paras
olarak kavrayamaz ki bu da bir ey yapmak demektir. Bu Zog geze
geninden gelen edebiyat grdr. Yine de, ayn zamanda nerdiim
metin kavramyla daha ok ortak noktas olan bir yapsalclk tr de
vardr. Bu, Claude Lvi-Straussun mitsel dnce her zaman zt
lklarn farkna varmaktan onlarn zlmesine doru ilerler yoru
munda da mevcuttur.41 Lvi-Strauss, mitin amac bir elikinin
stesinden gelebilecek bir mantki model salamaktr der.42 Bu e
kilde bakldnda, mitler onlar kullanarak dnmek iin iyi stra
tejiler, ztlk ve elikileri ilemek iin modem ncesi makineleridir.
nsann, edebi inceleme iin deerim kabul etmesi iin bu mitoloji
kuramna can gnlden balanmasna gerek yoktur.
Iserin almlama kuram ya da Econun gstergebiliminde olduu
gibi mitler, bu grevi birdenbire deil bir stratejik sre olarak ta
mamlarlar, bir dizi kar savm baka bir dizi kar sava ve onun da
nc bir diziye dnmesi, bir elikiye sadece yeni bir eliki ya
ratarak aralk edilebildii, bir unsurun baka bir unsurun yerine
geip karlnda yerinden olduu gibi. Burada bitmek bilmeyen bir
metinleraraslk da vardr, zira bir mitolojik metin, dierinden bir
nc tarafndan dntrlmek zere bir para alr. Lvi-Strauss
bir mitin bilind anlamnn zmeye alt sorun olduunu gz
lemler ve bu zm baarabilmek iin de imge, hikye ve anlat gibi
bilinli mekanizmalar kullanr. te yandan, bilin ve bilindyla,
hikye ve sorunu arasndaki ilikiyi birer akis ya da trdelik olarak
deil bir dntrme olarak grmek konusunda uyarlrz. Ayn ey
Jamesonn modelinde metinsel stratejilerle onlarn alt metinleri iin
de sylenebilir.
Lvi-Strauss iin mitler somutun bilimidir; Lvi-Strauss daha
sonra Aydnlanmann kalbinde estetik olarak doacak olan somutun
bilimine bylece delalet eder.43 Bir anlamda, biraz sonra greceimiz
gibi, mitler insan akimn yapsnn kendi anlalmaz, girift ilemleri

zerine kara kara dnd sembolik biimler olarak sadece ken


dileri hakkndadr. Bu anlamda, sembolik iirin ya da (post)modemist
romann bir tr modem ncesi versiyonudurlar. Mitlerin, bu zihinsel
ilemleri gerei anlatyor grnme ediminde ortaya kardklar do
rudur; ancak yapsalc antropologlara gre anlatyor grndkleri
dnya ayn zamanda onlarn ina ettii bir dnyadr. yle de olsa,
dnyay ortaa liminin mikroskobik kesinliiyle snflandrarak,
erkek ve kadnlarn onun iinde kendilerini daha fazla evde hisset
melerini salar ve bylece pratik ilevlere de sahip olurlar. Zihinsel
eletirme, kuramsal dnce ya da estetik oyun rnekleri ekilleridir.
Tm bu ekillerde mitler, yapsalclarn onlar grd ekilde, edebi
kurmacayla ak bir paralellik tarlar.
Bunun byle olduu Lvi-Straussun, iine benim kendi alternatif
okumalarm parantez iinde yerletirdiim aadaki metninde de
grlebilir:
aman mitolojisinin nesnel bir gereklie karlk gelmemesi (yaza
rn kurmacasnm dorudan bir gndegesi olmamas) nemli deil
dir. Hasta kadn (okur), mite (kurmacaya) inanr ve ona inanan bir
toplumun (edebiyat kurumu) parasdr. Koruyucu ve ktcl ruhlar,
doast canavarlar ve sihirli hayvanlar, hepsi evrenin doal anla
mnn kurulu olduu dzenli, tutarl bir sistemin (ideoloji) parasdrlar. Hasta kadm (okur) bu mitsel varlklar (inanszlm askya
alr) kabul eder ya da daha dorusu, onlarn varln hi sorgulamamtr. Kabul etmedii ey, onun sitemine uzak bir unsur olan, tu
tarsz ve keyfi aclardr (toplumsal basklar ve elikiler) ama aman
(yazar), mite (kurmaca) bavurarak her eyin anlaml olduu bir b
tne onlar dhil edecektir. te yandan, hasta kadm (okur) bunu an
ladnda kendini teslim etmekten fazlasn yapar; iyileir (toplumsal
yaamdaki pratik roln geri alr).44

phesiz mit ve kurmacann sz konusu paralellii indirgemeci


bir temas gibi grnebilir. Tm edebi eserler, byle kr ideolojik ara
lar olarak ilemezler. Aslnda, pek ok popler ve kanonik olmayan
eserin itaatkar biimde onu yeniden rettii gibi, pek ok kanonik
edebi eser zamanlarnn hkim ideolojileriyle eliir. Kanonii, mu

hafazakrla ve popleri de ilericiyle eletirme hatasna dmemek


gerekir. yle de olsa, yukarda metnin, basit aktarmlar iin syle
necek bir ey vardr. Bu adan bakldnda, mit sadece onunla d
nmek iin bir makine deildir ayn zamanda sembolik bir edimdir.
Aksi halde katlanlmas zor olacak sorunlar ve elikileri anlamlan
drmak iin bir dizi tekniktir.
Simon Clarke, ilk dnemlerinde miti bir sorun zc ara olarak
grm olsa da Lvi-Strauss'un sonraki eserlerinde onu daha rasyo
nalist bir zle, tarafsz dnsel altrmalar olarak grdn savu
nur.45 Artk pratik amalardan yoksun, sadece dnyay paralellik,
kar tez, tersine evirme, trdelik gibi zelliklere gre dzenleme
ekilleridir ve bu neredeyse takntl bir ekilde titiz dzenleme, ken
disi dnda hibir gerekelendirmeye ihtiya duymaz. Althusserin
kelimeleriyle bu ekilde mitlerin Lvi-Straussun grnde ideolo
jiden kurama, elikilerine hayali zmler reterek toplumsal dzeni
merulatrmaktan, saf bilisellik biimlerine kayd iddia edilebilir.
Byle bir bilisellik, belirli bir dzen arzusunu yattrsa da, Althusserin kuram kavramndan ideolojik olarak daha masum deildir.
Clarke, Lvi-Straussun Mitolojilerinden bahsederken, mitlerin zih
nin evrensel kanunlarnn ifrelenmi ifadeleri olduu tamamen ikin
bir inceleme piimi uyguladn ve kendileri dnda hibir eyle il
gilenmediklerini syler. Bu anlamda, Lvi-Straussun mite yaklam
sanki sadece ideolojiden kurama deil, ayn zamanda gerekilikten
modemizme de kaymtr. Baz modernist ve postmodernist metinler
gibi, mitler de kendilerine atf yapar. Aslnda yapsalcln kendisinin
de yksek Fransz rasyonalizmi ve bir o kadar Fransz kkenli sem
bolizmin tuhaf bir birlemesi olduunu grmek mmkndr. Rasyo
nalizm, evrensel zihin yaplan fikrinde bulunur, sembolizm bu
yaplann nihayet kendileri dnda bir ey olmadklan gereinde
yatar. Lvi-Straussun eserindeki daha gereki ya da pragmatik
akm, bunun aksine mitleri, Doa ve toplum stne stratejik ilemler,
ztlklar kuran, onlara araclk yapan ve onlan dntren deneyimsel
kurmacalar olarak grr. Byle yaparak, insan nasl olur da hem Doann, hem de ebeveynin paras olur gibi ikilemleri zmeye al
rlar.

Bu ekilde, bu kabile masallar, soyut sorularla uramak iin


somut aralar edinir ki bu, edebi eserlere benzedikleri baka bir yn
dr. Burada bir yaptak olarak mit reticisinden, baarmak istedii
sembolik edim iin eline geen her para ve art (olaylarn enkaz,
dntrlm semboller, dier mitlerin paralan gibi) bir araya ge
tiren bir zanaatkrdan bahsediyoruz. (Burada benzer ekilde, rya
olarak bildiimiz metinleri oluturmak iin eitli hazr para ve k
rnty geliigzel bir araya getirmesi gereken Freudun bilinalt ku
ram ile bir paralellik vardr.) Mitolojiler''m mit reticisi, bunun
aksine, daha zihinsel, estetik bir varlktr. nsan dnyasna, tutkusuz
bir ekilde, kendi akln ve bylece kendi bakn ynetenlerin ayns
olan kurallann ifadelerini bulmaktan baka bir neden olmakszn bak
maktan honuttur. Lvi-Strauss, Vahi AkVda Avustralyallann bil
gelikten, speklasyondan ve hatta bir tr entelektel zppelikten tat
aldklarn ortaya koyduklarn yazar; aklndaki Bondi plajndaki srf
ler deil, Aborijinlerdir.
Bu tr sembolik dnce, Doa ile kltr arasnda blnm bir
dnyann btnln onarmaya alr. Byle bir btnln sala
nabilecei aralar olan dnce, dil ve semboln kendileri de bu at
lan rn olduklan iin bu paradoksal bir ilemdir. Onarmaya
altklan blnmln sonulan vardr.46 nsan kltrnn ykc
douu dnyann btnl iin de bir tehdit tekil eder ve bu tehdidin
ancak mitolojinin ara buluculuunda sembolik kisve altnda stesin
den gelinebilir. Aslnda sadece ieriinde deil, eyleri dnceyle,
somut olguyu genel kavramla birletiren biiminde de. Bu anlamda,
mitte, edebiyatta olduu gibi gizli topik bir boyut vardr. Edebiyat
eserlerinin bu sihirli ya da topik niteliini, dille gereklii, sadece
gizlice gereklik dilin rn olduu iin uzlatnyor grndkleri bi
imde zaten tespit etme frsatmz oldu. Edebi eserler bu ekilde, arzu
ve gereklik arasndaki boluk, insan bilincinin ve artlaman komik
ve trajik bir ekilde nasl elitii zerine dnerek, biimlerinin
iinde, ieriklerinde yeterince baaramadklan eyi baarrlar. Bii
minin topik boyutunda, edebiyat sanat ieriinin dokunaklln te
lafi etmeye alr.

Mitler olaylarn enkazndan kurulmu yaplar olabilir, yine de baz


dnrlere gre olaylara kar bir diren de sunarlar. Paul Ricoeur,
Mitsel tarihin kendisi, yapnn olaylara kar direncinin hizmetindedir
ve tarihi etmenler eklindeki rahatsz edici edimi ortadan kaldrmak
iin toplumlann abasn temsil eder; bir tarihi feshetme taktiini,
olaylarn etkisini yok etmeyi temsil eder der.47 Levi-Straussa gre,
yap ve olay arasndaki farkl bir iliki sanatta egemendir. Vahi
Akl'da, sanatn yap ve olay arasnda bir denge ierdiini belirtir.48
Bununla sylemek istedii, sanat eserinin genel tasarm ya da isel
mant ve aka dsal olan tesadflerin, bir hikyede ya da resimde
her zaman baka trl olabileceini hissettiimiz eyler anlamndaki
olaylar arasnda bir denge olduudur. Gereki eserin, grm oldu
umuz gibi, belirli bir tasarm vardr ancak bu, eserin btn zellik
lerine sert bir dzen iinde ikence etmeye ya da o zellikleri kat bir
gereklilik havasyla doldurmaya msaade eden bir tasarm deildir.
eriine sahip olan ama onu zapt etmeyen sanat eserinin biimine
dair bu klasik kavray, yaplama kavramndan daha anlamldr. Ya
plama, yap ve olay arasnda gider gelir, stratejinin yapt gibi. El
bette bir yapya delalet eder, ama etkin bir yapya, srekli olarak
baarmak istedii amalara ve retmeye devam ettii yeni gayelere
gre kendini oluturma srecinde olan bir yapya ve bylece nihayet
bir ekilde, diyelim ki Saussuren dil grne ya da erken biimcilerin iir kavramyla elien bir yapya iaret eder. Onu anlamak di
yalektik bir mantk gerektirir.
Paul Ricoeurn mutlak biimcilik dedii saf ya da btn yap
nn bo olduu iddia edilebilir. Kendi snrlar iinde her eyi kendi
eilmez mantna indirgeyerek, bu tr olaylar keyf, birbiriyle de
itirilebilir, sadece kendi i kanunlarn rneklendirdikleri srece an
laml klma riskine yol aar. Olaylar sadece yapy kant gsterebilirler,
ona kar el kaldramazlar. Buna karn saf bir olay krdr: Aklana
bilir bir yapya indirgenemez olduundan, Dadaist olay kadar tarifsiz
ve gizemlidir. (Yani yaayan en byk Fransz felsefecisinin dn
cesinin temel fikri olan olay kuramnda neredeyse oksimoron olan bir
ey vardr).49

te yandan, strateji ya da yapsallama fikri, yap ve olay arasn


daki ayrmn, yapbozumculuk teriminin tam anlamyla yapsn
bozar, bu da demektir ki, aralarndaki fark ortadan kaldrmak yerine,
inkr edilemez belirli bir gc de alkoyarak, nasl srekli olarak ken
dini feshettiini gsterir.50 Strateji, bazen, sergilemesi gereken ilevler
nda, kendini tekrar btnletirmeye zorlanan yap trdr. Bir
niyetle alr, amal bir tasarm ya da ona ikin bir dizi tasarm an
lamnda bir niyetle, onu dardan iten manevi bir g anlamnda bir
niyetle deil. Bununla birlikte, edebi eserlerin yaps, daha sonra o
yaplara tepki verebilecek ve artlarm deitirebilecek olaylar yaratr
ve bu lde bu tr eserler zgr bir insan edimi biimine sahiptir.
Bu iki yollu sre ayn zamanda sradan dil iin de geerli olduun
dan, edebi metinler gnlk konumada olduundan daha dramatik,
anlalr bir ekilde hareket ederler.
Paul Ricoeur, dnyann kendisini yap ve olay arasnda yatan kav
akta grr: Sistem ve edim arasnda bir tccar; bu billurlama nok
tasdr; yap ve ilev arasnda tm alveriin bir araya getirilmesidir.51
Bir yandan, deerini ait olduu dil sisteminden alr, bir yandan da,
anlamsal gereklii, abuk bozulan bir olay olan ifadenin gerekliiyle ayndr. te yandan, kelime cmleden daha ok yaar, cm
lenin (sentence) her iki anlamndan da.* Konuma edimiyle lmeye
mahkm olmaktan ziyade, yinelenebilirlii, kendini ortaya kabilecek
her tr ngrlemez yeni kullanma hazrlayarak, dilin yaps iinde
yerini korumasn salar. Ancak, kendine ayrlan yere eskiden olduu
gibi bakir bir masumiyetle dnmez. Zira artk yeni kullanm dee
riyle ykldr ve bu da dilsel sisteme katlarak tarihinin, az da olsa
akm deitirdii anlamna gelir.52 iir de tamamen bu ak diyalek
tiktir.
Edebi eserin elikilerinden biri de, deitirilemez ve kendi iinde
tamam olmas anlamndaki (bu kendi iinde tamam olma halinin s
rekli olarak devinim halinde olmas asmdan olay), yapsnn
olduu gibi ancak okuma ediminde gerekletirilmesidir. Eserin tek
* Yazar, ngilizcede sentence kelimesinin hem cmle hem de ceza anlamna gel
diine atf yapyor, (.n.)

kelimesi deitirilemez, yine de almlanmasmdaki deiikliklerde, tek


kelime bile grev duygusuyla olduu yerde kalmaz. Jan Mukarovski,
Zaman iinde kalan sadece yapnn kimliidir, i dzenlemesi, un
surlarnn egdm, srekli olarak deiir. Karlkl ilikilerinde,
tekil unsurlar srekli olarak birbirlerini bask altna almaya alrlar,
her biri tekilere ramen kendi otoritesini kabul ettirme abasndadr.
Dier bir deyile, hiyerari, karlkl itaat ve unsurlarn ykseltilmesi,
srekli bir yemden gruplanma halindedir der.53Belki de Mukarovski
edebi eserin Wall Street gibi grnmesine neden oluyordur ama g
rndeki gereklik pay mecazi klfin aabilir.
Yapsalclk ve gstergebilimin baz trlerinin strateji kavramna
dierlerinden daha ak olduunu grdk, ayn ey fenomenoloji iin
de geerli. Cenevre Okulu olarak adlandrlan akmn iki bilgesi Ge
orges Poulet ve Jean-Pierre Richardn eserlerinde byle bir kavram
aramak g olacaktr ya da Pouletnin etkisiyle Johns Hopkinse gelen
J. Hillis Millern erken dnemlerinde.54 Bu eletirmenler iin okuma,
insann bilincini, znelliklerin mistik birleimin olaca noktaya kadar
edebi esere daldrmasn temsil eder, kii kendisinden ok dncele
rin ve imgelerin znesi olur. Benliklerin gizli karlkll iinde her
ikisi durmakszn birbirinin iine girip ktka, okur ve metnin bu
karlkl kalclnda Jacques Lacanm hayali slubuna bir antrma
vardr. Samimiyet ve tekiliin bu srekli etkileimi iinde, eserin
kendisi de bir insana, kendinin bilincinde olan bir zihne dnr ve
kendisini bende kendi nesnelerinin znesi tayin eder.55 Okumak,
yabanclamaya huzurlu bir ara olur, gnlk gereklikte her yerde red
dedilen, zne ve nesnenin neredeyse erotik elemesine izin verir.
Eletirmenin grevinin, iindeki (her zaman tutarl olan) znelliin
zn szerek metnin bilincinin i yapsn yeniden yaratmak ol
duu fenomenolojinin bu tr, Roman Ingardenn The Literary Work
o f Art'makx (Edebi Sanat Eseri), okurun eitli atsal yaplan ya da
eserin iindeki soyut taslaklan belirginletirme edimi zerindeki
vurgusu olan fenomenolojik yaklamdan ok daha farkldr. nsan
okuduka metinsel boyutlan vurgular, belirsizlikleri doldurur, eitli
hayali nesneler iin mekn ve zaman balanlan kurar, kendi gemi

deneyimini metni anlamak iin kullanr ve bylece btn bir estetik


nesne ina eder, eserin kendisi tarafndan ynlendirilen ama asla
onunla ayn olmayan bir nesne. Eer, bunun ounluu Wolfgang
Isern eseriyle tandk bir ba ieriyorsa, bunun nedeni Iserm Ingardenm fenomenolojisinden ok etkilenmi olmasdr, tpk meslekta
Hans Robert Jaussun Gadamerin hermentiinden etkilenmesi gibi.
Almlama kuram bu iki akmn kavanda yer alr.
te yandan, fenomenolojik dncenin akn bir kisveden ok
kendi yorumbilgici kisvesi iinde bir strateji olarak edebiyat eseri fik
rini etkiledii baka bir boyut daha vardr. Stratejinin, sanat zerine
dnmenin bir yolu olarak btnyle ok arasal olduu dnle
bilir. Bu, estetiin sorgulad amalar ve yollar mantna esir olmak
deil mi? Sanat eserinin oynak, duyumsal, hoa giden, kendini ama
layan boyutlar ne olacak?
Ancak, bu noktada Maurice Merleau-Pontynin Phenomenology
o f Perception' da (Algnn Fenomenolojisi) gzel bir ekilde rnek
lendirdii, insan vcudunu fenomenolojik olarak anlamak yardm
mza koabilir.56 nsan bedeninin kendisi bir uygulama biimidir,
dnyann dzenlendii bir noktadr. Anlam kayna olmayan bir
beden (rnein bir scak su iesi) insan deildir. Belli amalan ger
ekletirmek iin kendini dzenlemesi asndan, bedenden bir strateji
olarak bile bahsedilebilir. Yaplacak bir ey olduu yerde vardr. As
lnda, bir yapboz gibi dandan dzenlenmenin aksine, bu kendini r
gtleme gc, bir astan ve aspidistradan olmasa da, fagotlar ve palalar
gibi maddi yaplardan onu zellikle ayran eydir. Yine de, bedeni bu
ekilde stratejik olarak alglamakla, insanolunun hibir ey iin
var olmad arasal mantnda srar etmek arasnda bir eliki yok
tur. Varlklan aslnda kendi iinde bir amatr, bir hercaimeneke gibi.
Sadece megalomanlar dnyaya byk bir amac yerine getirmek iin
koyulduklarn dler.
n cam buzdan temizlemek, yirmi ya diini ektirmek gibi yap
tmz eylerin bazlan aslnda tamamen arasaldr, ancak sadece
kendi hatrlarna giriilen eylemler de vardr ve bunlar muhtemelen
en deerli eylemlerdir. Amalan, (bunu da ieriyor olsalar da) ken
dimiz dnda amalan gerekletirmekte yatmaz, ancak kendini ger

ekletirme ekilleri olmakta yatar. Byle bir kendini gerekletirme


kendini belirli ekillerde organize etmeyi ierse de, bir strateji olarak
bedenle elimez. Bir aa bir top atmak, belirli aralar belirli ama
lara uydurmaktr bylece bir tr arasal mantk faaliyete ikin olur.
Ancak, byle bir eylem, kii bunu yapmak iin ylda milyonlar ka
zanmyorsa, kendi dmda bir amacn hatrna uygulanmak asndan
arasal olmayabilir. O durumda bile, ayn zamanda d bir ama ger
ekletiriyor olsa da, bir ama olarak dnlen bir eylem meselesi
olabilir. David Beckhamm futbolu sadece para iin oynamad, ya
da Brad Pittin filmlerde sadece n iin oynamad varsaylr.
Bu biimdeki eylemlerin eski bir ad da praxistir, yani amalan
iinde olan bir eylem. Aristoteles iin erdem bu tr davrann en yce
rneidir. Erdemli erkek ve kadnlar, glerinin ve yeteneklerinin
faydac amalar iin deil, kendi iinde tatmin edici bir ama olarak
farkna vanrlar. Bylece kavram ilevselle ototelik arasndaki aynm
da ortadan kaldrr.57 Birisi akimda bir amala hareket eder, ama bu
ama hareketin kendisinden farkl deildir. Bu grn edebi eser ko
nusundaki dayana elbette ak. Aslmda, sanat eyleminin bu tr ken
dini gerekelendirme, kendini gerekletirme, kendi kendini
dorulama biimleri iin baka bir geleneksel isim var.58 Bu sanatn
bir ilevi olduunu inkr etmek demek deildir. Kelimenin arasal
anlamnda, daha nce de grdmz gibi, bir hkmdarn egosunu
pohpohlamaktan orta snfn siyasi endielerini gidermeye kadar pek
ok bu tr amaca hizmete etmitir. te yandan, yaptndan honut
olan bir milyoner futbolcu iin olduu gibi, bu dsal amalar, eyle
min kendisine ikin olan ilevlerle de bir arada bulunabilir. Sanat, kar
ve propaganda dourabilir ama amac, Mancn anlam olduu gibi,
kendini gerekletirme gcnde yatar.
Sadece kavram ok kaba bir ekilde anlayanlar bunu bir ilev ola
rak gremezler. artc bir ekilde sanatn bir ilevi olmadn ilan
eden estet bu anlamda kltrszn dman kardeidir. Her ikisi de
ayn gsz ilevsellik grn paylarlar. Sadece bir cahil hemen
kazanlacak bir fayda olmadan her eyin deersiz olduuna inanrken,
estet, yanl bir ekilde, ilevsel olmamn ve kendi iinde bir ama ol
mann zorunlu olarak srp giden bir anlamszlk olduunu varsayar.

Ama kendi hatrna yerine getirilmi bir ilev yine de ilevdir. Bunun
yan sra, imdiye kadar radikal Romantik gelenek iin sanat eserinin
nasl kendi iinde bir ama olma ilevi olduunu, dolaysyla bu ze-.
nilecek durumun insanlar iin de geerli olabildii siyasi bir gelecei
nceden haber verdiini grdk.
Eer, bir eyin ileviyle kendi iindeki varl arasndaki yanl
seimi reddedersek, Biimcilerle ayn dncede olmak zorunda kal
maz ve d dnyayla ilikilerini askya alarak metnin maddi yapsna
odaklanabiliriz. Bu daha ziyade, bedenin kendisi rasyonellikten
uzaklatrlr, arasal balammdan Heideggerin Varlk ve Zamandaki krk ekici gibi kurtarlrsa ve bunun yerine kendi iinde
bir ey olarak grlrse yapmn maddeselliine katlabileceimizi
varsaymaktr. Her iki durumda da, bir eyin maddi younluu, dn
yadaki faaliyetleriyle eliki iinde grnr. Yine de bu, anlam ve
maddiyatn birlikte yrmesi, iirin maddi yapsnn kendisinin te
sinde bir dnyaya tam olarak kendi isel ilemleri dolaysyla almas
anlamnda, manzum fikrinin bir parasdr. Bu btn dil iin geerlidir, ama iir zelinde daha aikrdr. iirin dili ne kadar youn
dokunmusa o kadar kendi iinde bir eye dnr, yine de kendi
iinde bir eye de o kadar iaret edebilir.
Benzer bir ey insan vcudu iin de sylenebilir. Maddi varl
tamamen dnyayla olan ilikileridir, bu da onun en temelde bir eylem
biimi olarak var olmas demektir.59 Eylem, bedenin yaamdr, an
lamn (ya da tasarrufun) bir gstergenin yaam olduu gibi. Bu, Thomas Aquinasn neden l bir bedenden bahsetmeyi reddettiinin de
nedenidir, bu ifade onu terimler arasnda bir eliki olarak arpmtr.
Bunun yerine, bir cesedi yaayan bir vcudun kalntlar olarak grr.
lm, insan bedeninden anlamn kanamasdr, onu kaba bir para
olarak brakr. Ktphanedeki beden ifadesinin akla gayretli bir
okurdan ziyade, bir ceset getirdii gerei, Aquinasn sert bir ekilde
reddettii ikiliin ktcl bir etkisidir. Onun iin beden, insan kim
liinin kaidesiydi. Eer Michael Jacksonn gvdesinden ayrlm bir
ruhu varsa, bu ruh Aquinasm grne gre Michael Jackson olma
yacaktr. yleyse, Michael Jackson aslnda hibir yerde deildir. Bun
lar dinin salad tesellilerdir.

O halde sanat ve insanlk, ilevlerinin kendilerinin dnda deil,


kendilerini gerekletirme edimlerinde yatmas asndan birbirine
benzer. Bu, sanatn ahlki deeri, sadece zaman zaman ortaya atabil
dii deerli duygularda deil, biiminde gsterdii baka bir yoldur.
Beden gibi, sanat da stratejik bir eylemdir, yani baz amalan yerine
getirmek iin kedini rgtler. Ama daha nce de grdmz gibi,
zerinde alt malzemeler kendisine ikindir. O halde, burada sz
konusu olan kelimenin en alldk anlamda bir arasal mantk olma
d gibi, kendini gerekletirme, insan bedeninin kendi hakknda
karar verme faaliyeti de deildir. Bunun yannda, Aristotales, Aqui
nas, Hegel ve Marx iin olduu gibi, kendini gerekletirme eylemi
bir duyusal hazz da ierir, sanat zelinde olduu gibi. te yandan,
erdemin uygulanmasnda olduu gibi, eserin kendinden honut ol
mas ediminden ayn dnlemez. Bu, kabul edilebilir bir ilave deil
ama belirli bir trdeki kendini gerekletirme ediminin iinde olan
ve ona mahsus bir zevktir. Zevk, bir tren bileti almann sizi Edinburgha gtrmesi gibi, eylemin baarmak istedii bir ama deildir.
Zevk alma stratejiden ayn dnlemez. Sadece hazclar, Toryli top
rak aalanmn tilkileri kovalad gibi hazzm peinden giderler. Yani
strateji kavramnn, Pentagonda ya da Microsoftun toplant odasmda
olduu gibi an dzeyde amaca ynelik olmas gerekmez. Onun ye
rine, Kantn cmlesiyle amac olmayan bir amallk olabilir. nsan
bedeni dans ya da cinsel ak gibi bir tr alkanlkla cismaniletiinde,
o noktada en maddi ekilde mevcut olur. Daha estetik bir deyile,
yapmak ve olmak birdir. Vcudun duyumsal yanlannn, bir ivi ak
mann ya da bir emlaka yatnm yapmann aksine pragmatik bir ama
iin kenara itildii bu tr faaliyetlerde beden tamamlanr. Maddi be
denin en ak ekilde anlaml olmasm salayan, eylemin askya aln
mas deil, eylemin baz biimlerinin askya alnmasdr. Bu tr
konumalara onlar iin saldrgan bir nesneletirme olduu kiilerin
itirazlanna ramen, bunlara hibiri, bedenin ayn zamanda bir nesne
olduu gereini bastrmamaldr. nsanlar temelde doal, maddi nes
nelerdir, Doann uzants ya da biyolojinin paralandr. Nesne olmadklan srece, birbirleriyle ilikiye giremezler. Bireyler, (insanln
aksine) sadece zneldir, ta ki nesnellik giderek anlamla yazlmaya

balayana, yani beden gsterge olana kadar. Ve bu da, eer Freuda


itibar edersek sadece ksmi bir baar olan bktrc biimde belirsiz
bir evrimi ierir. Beden, gstergeler yoluyla kendini bulur ama onlarn
yannda hibir zaman kendini evinde hissetmez.
Eer beden bir gstergeyse, neyin gstergesidir? Kendi tesinde
bir eyin mi, iinde bir eyin mi? Burada ne tr bir beden semiyotii
sz konusudur? Bedeni bir iaret olarak nitelemek, baka bir eyin ye
rini aldn dnmek anlamna gelmez, bu reel szcnde ol
duu gibi, baka bir kelimenin onun yerini pekl alabilecei bir
durumda mmkn olabilirdi. Bu bir kelimenin bir anlam ifade etmesi
gibi, bedenin zdeklerinin aslnda nasl anlamllk ifade ettiini tasvir
etmektir. Bir beden, bir kelime gibi bir belirtme meselesidir. Bedenin
ifade ettii kendisidir, ki bu adan bir sanat eserine benzer. Konuma
dan nce bile, kk bir ocuk elini bir oyunca kavramak iin uzatr
ve bu eylem, sadece dille donanm bir gzlemci iin deil, znde de
anlamldr. nsan anlam her zaman dnyevi anlamdr. Bu ekilde d
nyor olmamzn nedeni sahip olduumuz bedenlerin trdr.
Buna Dominik anlam kuram denebilir.60 Aristotelesin ruhun be
denden ayr olmad ama onunla canland eklindeki retisinin
etkisiyle, on nc yzyl Dominik Dzeni bunu, yazmann ruhu
nun metinde gizli olan anlalmas zor bir gizeme deil, ortak edebi
ve tarihi anlamda bulunabilecek bir yorumlama kuramna evirmitir.
O halde Dominiklilerin, insan beden ve kanma daha az aydnlanm
bir tutum olan Engizisyonu balatarak modellerini lekelemeye devam
etmeleri amasdr. nsan bedenim mantksal olarak nitelemek, dav
rannn her zaman fazlasyla makul olduunu sylemek deil, an
lamla dolu olduunu sylemektir.61 Dominiklilerin en by
Thomas Aquinas, benzetmeyi ruhsal gerekleri tartmak iin en
uygun dil tr olarak dnr, zira duyumsal olduu iin, bedensel
doamza en ok o uyar. nsan aklnn, kendine zg bir hayvan akl
olduuna inanr. Mantk yrtme eklimiz cisimseldir, bedenimizin
maddi doasndan ayrlamaz.62 Hayvanlar gibi dnr ve anlarz.
Eer bir melek konuabilseydi, ne sylediini anlayamazdk.63
nsan bedenini znde anlaml olarak dnmek, bedenin sadece
bir nesne olmadn ama maksatl bir eylem biimi olduunu syle

menin dier bir yoludur. Eylemleri, bir tr belagattir. (Bu noktada in


sann aklna, Etonn oyun sahalarndan gelen, bir amaca ynelik ok
enejik, yz kzartc eylem imgesi gelmemelidir. Bir eftaliyi tatmak,
lavanta koklamak, yamurun yap yamayacam tartmak ve bir
caz saksafoncusunu dinlemek de eylemdir.) Sadece maddi yaps ve
dourduu eylemler nedeniyle vcut, devasa bir boyutta gizli varsa
ymlar ve rtk anlaylar dourur, bu nedenle karlkl olarak anla
lmaz diller konuan kiiler baz pratik grevlerde birlikte alabilir.
Beden kendi iinde bir anlalabilirlik biimidir.
Baz kuramclar, daha nce de grdmz gibi, edebiyat eserle
rini eylemler ya da olaylar olarak, bazlar da yaplar ya da nesneler
olarak grrler. Ayn ey bedeni izleme yollan iin de geerlidir. Bir
cerrah zorunlu olarak bedeni, neteri altndaki bir nesne olarak grr.
Baka trls, efkat eksikliini ele verir. Hastann iini didiklerken
zel hayat hakknda korkun dlere dalmasnn hastaya bir faydas
olmaz. Buna karn fenomenoloji, her zaman mulak olarak olsa da,
bedene znelliin ifas olarak bakar. nsan vcudu bir kesif madde
den, effaf anlama gemez. Kendisi iin bile bir nesne olarak kalr.
Bedenimi, kendimi dnmeksizin, Tom Cruise ayakkablan amur
olmadan limuzininden insin diye bir canl halya dndrmekten bah
sedebilirim. eden, belirsiz bir bolukta, nesne ve zne arasnda sal
lanr, onun hakknda konumamzn bir bedene sahip olmakla bir
beden olmak arasnda salland gibi. Hem anlam hem maddesellik
olduu iin (duyu (sense) kelimesi ikisini de ierir), daima ikisi
arasndaki dansta yakalanr, beden dier eylerin yannda sanat eseri
olarak da bilinen, ikisi arasndaki btnlk dne direnir. Ya da, daha
dorusu, sanat eserinin belli bir klasik anlayna direnir. Biim ve
ierik btnl retisi eserin maddi yapsnn anlam olmayan hi
bir taneciinin, birleik bir anlam dzeni iinde yerini almayan hibir
zellii olmad anlamna gelir. Bu, itfa edilmi ya da ykselmi bir
yap olarak sanat eseridir, kelime cismi, maddi varlm bir glm
seme ya da el sallama kadar effaf bir ekilde anlam ifade edici yapar.
Anlamlandrma iini, biyolojik anlamszln snrsz arka plan g
rltsne kar yrten ve hareketleri onu syleme ediminde anlam
nleyen sradan bedenimizin topik bir bakalamdr.

Modernist ya da postmodernist eserlerin blnm yaplan bu asil


yalana sert bir yant temsil eder. Anlam ve maddiyat artk anlamlann
kendi ilerine saklayamayan eyler olarak aynlmaya balar. Yksek
modernist eser kendi maddi yapsnn farkndadr, bizi yazma zelinde
nasl olur da bir sayfann zerindeki mtevazi siyah noktalar anlam
gibi anlk bir eyin taycs olabilirler diye dnmeye zorlar. Maddi
arac ne kadar nemli olursa, gstergeleri de o kadar izgesel ve anla
lmaz olur. Sanki eser, okuru ve anlamlan arasna bykln yer
letirir. Anlamlanmn hibirinde, bir insan vcudunun eylemlerinde
olduu kadar tamamen mevcut olamaz. Her eyi syleyen tekil eyle
min Romantik fantezisini, tek bir imek ya da tezahr annda kendini
gsterecek saf bir olay, sessiz ama anlaml varlnda btn karmak
bir tarihi bastracak kelimelerin kelimesini geride braktk. Tek keli
meyle, anlam ve maddeselliin uzlat sembole vardk.
Beden gibi, edebiyat eserleri de gerek ve eylem, yap ve uygu
lama, maddi ve anlamsal arasnda askdadr. Eer bir beden, dnyann
oradan dzenlendii bir nokta deilse, bunun ayns edebi metin iin
de geerlidir. Bedenler de metinler de kendi kendine karar verir, ama
bu bir bolukta var olduklan anlamna gelmez. Aksine, kendi kendine
karar verme edimi evrelerim nasl etkilediklerinden bamsz deil
dir. Jameson iin bu evrenin sadece esere harici olmadm, ama
iinde bir alt metin olarak yerletirildiini grdk ve ayn ey farkl
bir anlamda, onun dnda mevcut olmayan beden iin de geerli.
Dnya iinde olduumuz bir yerdir, bizim dmzda bir yer deil.
Bir biray onu iinde tutan fdan harici dnmek tuhaf olur. Sa
dece eer gerek benliim, makinedeki bir hayalet gibi, vcudumun
iine gizlenmise gerekliin onun haricinde olduu sylenebilir. O
halde Descartes iin olduu gibi beden de benliin dnda olacaktr.
Wittgenstein bir zamanlar, phesiz yapmack bir naiflikle, harici
dnyann kafasn kantrdm kendi kendine itiraf etmiti. Bunun
tuhaf olduunu dnmekte elbette ok haklyd. Her durumda, etra
fmzdaki dnyann byk blm bedenin kendisinin bir uzantsdr.
Kaleler, bankalar, televizyon kanallan hep insan bedeninin bir me
deniyet yaratmak iin snrlarnn tesine uzanmasnn yollandr.

3
Bir syleme ediminde neyin baarld hibir yerde, psikanaliz
alannda olduu kadar hayati deildir.64 nsan memnuniyetsizliinin
bilimi konusundaki sylem, ki buna psikanalitik kuram adn da ve
rebiliriz, bilinaltnn hem bir anlamsal alan hem de arpan gler
olarak grlebilecei gibi, hem anlam hem de gtr. Psikanaliz sy
lediimizle ne yaptmz meselesine, sylemediimizle ne yapt
mz da ekler. Bir eyi sylememenin pek ok yolu vardr, bu
yollardan bazlar dierlerinden aslnda ok daha fazla ey syler.
Edebiyat eletirmeni, bir eserin ne sylediini onu nasl sylediiyle
yorumlad gibi, iirleri nasl okuduumuzla yol iaretlerini nasl
okuduumuz arasnda belirli bir fark vardr; yani analist analiz ettii
kiinin sylemine bir dizi ifade deil de bir performans olarak yak
lar. Bu, ifade srasnda hastann yaptdr, bastrmak, direnmek, yer
deitirmek, rgtlemek, yalanlamak, inkr etmek, yanstmak, aktar
mak, tasfiye etmek, idealize etmek, saldrmak, geri ekmek, yattr
mak, kandrmaktr; bu, iki taraf arasndaki ilemlerin anahtardr.
Tm bu taktik ve aralarda, analistin uyum salad ey, arzunun
anonim mrltsdr ve arzu, bir gstereni dieriyle birletirerek ve
ampirik gereklik iin kibirli bir ihmalle kendi sinsi amalan iin
sylemi gasp ederek dorudan anlam devirme etksine sahiptir. Bu
analitik sahnede hakikat, kurmacada olduu gibi edimsel bir itir. Bir
kuram ya da ifade deil, bir eylem trdr. Her eyden nce, analiz
edilenin kendi fiziksel gerekliini analistin anlam veren kiilii et
rafnda yeniden dzenledii aktanmn dramn ierir. Kenneth
Burken ifadesiyle, hibir ey, bir lirik iirdeki ampirik ve kavramsal
malzemenin sadece ne ampirik ne de kuramsal olan bir senaryodaki
rolyle deerli hale geldiindeki karlamadan daha oyunsal ve
daha az kuramsal olamaz. Bu durumda geerli olan yorum, znenin
hakikatini aa karabilecek olan ve bunu yaparken de yaam de
itiren bir yorumdur. Bir kez daha, ayn ey iirler ve romanlar iin
de iddia edilebilir. Philip RiefFin de belirttii gibi gereklik sava
larnda bir stratejici olarak Freud, srekli olarak kuram ve terapinin
aslnda ayn ey olduunda srar ediyordu.65
210

Yorumlar aktarm oyununda deitirilecek, gelitirilecek ya da i


lerine ne kadar aldklarna ya da tutturduklarna gre kenara atl
m stratejik glerdir. Ayn ey, her sabah, bir gece nceki
izleyicilerin tepkisine gre, senaryosunu gzden geiren bir oyun ya
zan iin de sylenebilir. Yorumlar, hastann deneyiminden karabil
dikleri anlam asndan deerlendirilmelidir yani ona kendisinin
tutarl bir anlatmm sunmasn saladklan lde. Hastann sy
lemi, bir oyundaki hamleler gibi, gcn ve arzunun kprtlanyla canl
bir retorik gibi, stratejik olarak deerlendirilir. Kurmacada olduu
gibi, betimleyiciler edimseller olarak ortaya karlar. Bu anlamda, ku
ramn srekli olarak eyleme dnt ve eylemin de srekli olarak
kuram deitirmekte olduu analiz alan bir akademik seminerden
ok bir tr siyasi mcadele alan gibidir.
phesiz, hastasnn haftada kere olan ziyaretlerinden birine
gelmeden nce be ocuunu da katletmi olduunu duymak bir ana
listin ilgisini eker. te yandan, psikanalitik adan nemli olan ey
bu eylemin bilinalt iin ne ifade ettii ve bunun aktanm srecinde
nasl ortaya ktdr. nemli olan, tm taraflann ortak yazarlar ola
rak ibirlii yapt bir kurmaca dnyada oynad rol, ikisi arasndaki
samimi, kapal, derinlemesine kiisel olmayan bu diyalogda nasl
yank bulduu ya da bulamaddr. Ayn ekilde, bir eletirmen airin
Tunbridge Wells High Sokandan aaya doru plak bir ekilde
koarak Jeanne DArc olduunu haykrdm renmek bir eletir
meni biraz ilgilendirebilir ancak bu ifa onun iirinin nemini dei
tirmeyecektir. Analiz alannda, bir olayn gerekten olup olmad,
bir su alannda olduu kadar nemli olmayabilir. Bir anlamda, analiz
alan tam olarak da budur; ama sz konusu su isimsiz, imzasz, za
mansz, yeri belirsiz, kesin olmayan bir hareketlilikte, unutkanla
gml, asla gerek bir olaya indirgenemeyen ve asla tam olarak so
rumlu olamayacamz bir eydir. Bunda, teologlann ilk gnah olarak
bildii eyle pek ok ortak nokta vardr.
Psikanalistin danma odas da birok anlamda bir kurmaca tr
dr. ncelikle oradaki sylemin ierii her zaman biim ve gcn
gstergesi altnda kavranabilir. kinci olarak da, gerek dorudan bir
iliki meselesi olmaktan ok daha geni, yapay olarak uydurulmu

bir balam iinde bir ifadenin ilevi meselesi (analiz meknn ken
disi), kendine ait isel dinamikleri olan bir meseledir. Ondan su y
zne karlabilecek tek bir ifade deildir, tm balam gerekle
ilgilidir, yani hastann arzusunun Gereiyle. Gerek yaam olaylar
ve duygulan analiz alanna bir iir ya da romana girdikleri gibi girer
ler. te yandan edebi metinde olduu gibi, bu ruh alanna girerken,
gndelik dnya faydaclktan uzaklatnlmtr, zellikleri ve olaylan bilindik ilevlerinden zlm ve tamamen baka bir alana, bi
linaltnn bakalam na girmitir. Psikanalitik dzeye sadece
deitirilmek zere, bazen i mantnn talepleriyle tannmak iin
girerler. Savalann, kriket oyunlanmn ve ya yasad ilikilerin bir
edebi kurmacann kendi sk i gerekliliklerine uygun olarak geli
mesi iin el koyduu kendi kendine devam eden bir projenin yarannadrlar. Analiz alan, d dnyadan kastl olarak yaltlmtr: bir
analist sohbet etmek iin hastasnn evine uramay ya da seanstan
sonra, sanki kan vermi gibi ona ay ve biskvi ikram etmeyi dlemeyecektir. Devaml olarak grnmez ve ounlukla sessiz olan, has
tay itiraf yolculuunun ortasnda ksa Zaman doldu! talimatyla
blen biriyle konumak gndelik hayatn pek de paras saylmaz.
Sanat gibi, analiz alan da zenle ritelletirilmitir. Hepsi de prose
drleri nedenimle pratik hayattan yaltlmtr. Yine de bu tam olarak,
kurmacann gerekle ve ampiriin tesindeki gerekleri ifa etmesini
salayacak olan, onunla birlikte alaca zgrlklerle mesafesi ol
duu gibi, ayn ey gerek dnyann bir iir ya da oyunla olan dolayl
ilikisine benzeyen konuma tedavisi yntemi iin de sylenebilir.
Bununla birlikte, bir edebiyat eseri belirli bir masal ya da motifi
amlama ediminde daha geni bir balama iaret ettii gibi, analiz
alannn sylemi de her zaman bir anlamda ifttir. Eer bu, iki birey
arasndaki diyalogsa, daha geni, daha isimsiz bir travma, arzu, bas
trma anlatsndan haberdar edilen bir diyalogdur, ki bu da Freudun
kuramsal eserinin anlatmay amalad eydir. Gereki bir edebiyat
eseri gibi, hastann ne syleyecei de indirgenemez ekilde belirlidir,
yine de belirli tipik, kiisel olmayan, bireyler aras konularla yan
klanr. Freuda, byk rakibi Jungun toplu bilinalt diye bir ey

kefettii sylendiinde, ac dolu bir ekilde zaten bilinaltnn toplu


olduunu belirtmitir.
Psikanalizin bedeni bir metin tr gibi ele ald bir boyut vardr.
rnein nevrozda bedenin kendisi, bir dizi belirtiyle ya da gster
geyle, sanki bir tr belirsiz modernist eser gibi, ksmen ortaya karp
ksmen sakladklar anlamlan aa karmak iin zlmesi gereken
bir tr elyazmasna dnr. Eletiri bu eylemi, bir metni dier ey
lerin yannda bir maddi beden olarak da ele alarak alt st eder. Fenomenolojik dnce iin, daha nce de grdmz gibi, anlam ve
maddesellik hibir zaman birlikte dzgnce yerine oturmaz ve hemen
hemen ayn ey psikanaliz iin de geerlidir. Beden, ayn zamanda
anlamn ksmen iinde ksmen dndadr. Dnyada sadece kaba bir
nesne deildir, bir temsile de indirgenemez. Paul Ricoeur, Bedenin
var olma biimi, ne bende bir temsil ne de benim dmda bir ey ola
rak, kavranabilir tm bilinaltlan iin varlksal bir modeldir66 der.
Freudun grne gre gd, ruhi ve bedensel olann snrnda yatar;
Akl iin bedeni temsil eder ve bu nedenle beden ve iaret arasnda
u verir. Kendi iinde anlaml bir g deildir, bedensel varlmzn
derinliklerinden kaynaklanr ama onu ancak anlamsal olarak kavra
yabiliriz, bir ifadenin gcnn sadece anlam yoluyla kavranabildii
gibi.
Freud iin bilinalt hem bir gstergeler alan hem de glerin ta
sarrufudur, yani anlamsal ile bedensel bir aradadr. Paul Ricoeurn
de syledii gibi srekli olarak ksnl ile anlamsaln kesiim noktasndayzdr.67Ama bu ikiz alanlar, dzgn bir ekilde saptanamaz;
ve arzu, dier eylerin yannda rya dediimiz o gstergeye doymu
eyleri doursa da, kendi iinde anlaml deildir. Freuda gre arzu,
insan zleminde, zlemin sadece onda huzur bulabilecei Tannmn
belli belirsiz nceden imasn bulan St. Augustine iin olduu gibi
bir erekbilim meselesi deildir. Psikanaliz iin arzu sadece lmde
durur, kalbindeki bolukta belli belirsiz im edilen bir lmde.
O
halde beden, gstergelerle yazlm ve kopyalanmtr; ancak
dilde hibir zaman btnyle evinde deildir, ikisi arasndaki sre
gelen sava arzunun durdurulamaz ekilde boald noktadr. Tm
insan bedeni, bir tr sembolik anlam dzenine koyulmak zorundadr,

ama bu yaammz boyunca takldmz sarsc bir olay ortaya koyar.


Freudun kendisine gre, bu sembolik bir hadm etmeyi de ierir,
insan dnyasna giriimiz iin bir beden darbesinin zararn deriz.
Dil, arzulamay srdrdmz hayali birimi paralayarak varl
mz ukura indirir ve bizi zamansalla eker. Ve gerek, arzunun,
intikam kanununun ve lm gdsnn benliin canavarca yabanc
ekirdeini oluturmak iin birbirine baland yer, gsterge iin
eftalilerin tad kadar ulalamaz bir yerdedir.
Bazen aka yollu, kimsenin bir psikanalistin danma odasndan
girerken sahip olduu dertten kurtulmu bir ekilde kmad iddia
edilir. Bunun nedeni ieri girme ve dar kma arasna, gerek
yaam atmalarnn potansiyel zmlerin aktarm oyunuyla yeni
den biimlendirildii bir dntrc almann girmi olmasdr.
Bu anlamda, analistin ortaya karmaya alt ey tam olarak bir
gerek dnya sorunu deil, onun imgede, anlatda, sembolde, reto
rikte deien kurgusallatrlm bir versiyonudur. Hastann nihayet
kurtulduu, problemlerinin ilenmi bir versiyonu olduundan psi
kanalistin divannn bir hastane yatana ok az benzedii dorudur.
Psikanalistin danma odasnda, hastann gnlk hayatnda olanlar
tekrar dzenlenip, yeniden yorumlanr ve bu da analiz srecinin bir
anlamda zeninde alt malzemeleri rettii anlamna gelir. Bir
zm sunduu sorunlar oluturmada bir pay vardr. Danma oda
snda zlen sorunlar byk oranda orada imal edilmitir. Burada
Jamesonm edebi metin kuramyla olan paralellik ak. Viyanal hi
civci Kari Klaus ineli bir ekilde psikanalizin zm sunduu so
runu temsil ettiini sylediinde, nasl muhafazakr bir Freudcu
olduunu bilse dehete derdi. Bir alt metin fikrinin psikanalitik ku
ramda baka bir dayana daha var. Bilinalt adl bir denemede,
Freud benliin bu su altndaki blmn sadece bilinli bir deneyimle
bilebileceimize iaret eder; bu da onu ancak gn nda bir eviri
ve dnm ileminden getikten sonra bilebileceimiz anlamna
gelir. Aslnda ego, bir blmyle ho olmayan bir d dnyayla ba
etme grevi verilmi, gerek bir bilinalt patlamasdr. te yandan,
yorumlama alanmda, bilinlilik onu belirleyen derin glere ulama
biimine dntnden bu hiyerari tersine dner. Elbette bu, bi

linaltna giden muhteem bir yoldur. Freud bunun rya olduunda


srar eder. Ama ryalar yryen aklla yorumlanmaldr. Ve bildiimiz
haliyle rya, Freudun ikincil tashih dedii eyin rndr, rya
gren kiinin uyandnda ryasn olduundan daha ahenkli bir
metin haline getirdii eydir. O halde aslnda bilinalt, her zaman bi
linli olan akim bir alt metnidir. Edebi metne alt metin olarak giren
tarih ve ideoloji gibi, o da asla doal halinde bilinemez. Onu sadece
egonun onu stratejik olarak ekillendirdii biimde grebiliriz.
Eer analiz alan, bir cevap olduu sorunu yeniden meydana ge
tiriyorsa, nevrozda da ayn soru-cevap yaps bulunabilir. Bunun ne
deni nevrozun ift yapl sembolik bir eylem olmasdr. Freudun
grne gre o sorunu gsterir ama ayn zamanda onu zmek iin
de stratejik bir teebbstr. ki zellik de bir arzuyu ifade ederken
onun bastrlmasn da ieren nevrotik belirtide bulunabilir. Belirti,
bilind arzunun gc eletirici superegonun sarslmaz itirazyla
karlatnda ortaya kan bir amaz ya da zlemeyen elikiyi
temsil eder. Bu anlamda, nevrotik belirti kendi iinde bir tr sorun
cevap durumudur. Arzu ve onun yasaklan arasnda ileyen bir uzla
may amalad iin, gsterdii arta da yapc bir cevaptr. Jamesonn modelinde bilinaltmdaki dilek, ancak ona hkim olmaya
alma stratejik edimiyle dikkatimizi eken bir alt metindir.
Freuda gre nevrotik, ona hkim olmak iin sembolik olarak bir
sorunu var olmaya aran kiidir. Kurmaca yazarlarnda olduu gibi,
hkimiyet sadece hayali bir ekil alabilir. Gerek hayat artlannda
sorun zldnde, nevrotik belirti ortadan kalkmaldr. Gerek a
tmalar ortadan kalktnda, onlarn yerinden edilmi ya da sembolik
znrlklerine artk gerek yoktur. Benzer ekilde, baz nispeten
iyimser Marksistler tarihsel elikilerin baanyla ele alndnda, on
larn hayali bir zm olarak ideolojiye de gerek kalmayacaktr. n
sani atmamn tam olarak gemesiyle edebiyatn da nem
kaybedecei ngrlebilir. nk o artlarda devam etme ihtimali kal
maz. Bu, edebiyat sanatnn gereklilikten erdem kard bir anlamdr.
Eer, hasta ve analist arasndaki sylem anlam ve gcn kava
nda yer alyorsa, zerinde alt ryalar da yledir. Freuda gre

ryalarn yorumu bir dinamik ve anlam ierir. Ryalarn temsilleri


zmlenmelidir ancak bunu yaparken bozukluklarnda, dlerinde
ve yer deiimlerinde bilind glerin mcadelesi bulunur. Bu g
ler, anlamn zerine damga vururlar ancak bunu dzgn olmayan bir
ekilde fkeyle bkerek yaparlar. Ryann tasarrufunda, eletirel sperego ryann temsillerini yumuatmak, bastrmak, younlatrmak,
yerinden etmek ve gizlemek iin araya girdiinde anlam gle bir uz
lama bulmaldr. Bu sansrden meydana gelen boluklar, karmalar,
duraksamalar ve anlat sraylar analiste bilinaltnn ileyiine ili
kin hayati ipular verir. Benzer ekilde, Marksist eletirmen Pierre
Macherey de edebi eserin ideolojiyle olan ilikisini, zorlayarak, ok
konuarak ve tekrarlayarak sylemedii eyin ne olduuna odakla
narak aydnlatmaya alr.
Eer ryalar, dinamikleri ve anlamlar birlikte ieriyorsa, ne
enerji bilimi ne de yorumbilgici kendi iinde onu anlamak iin ye
terli deildir.68, lki ok mekanik bir yntemdir, kincisiyse fazla idea
listtir. Bunun yerine ihtiyacmz olan rya metnini hem olay hem de
yap olarak kavrayacak, tek kelimeyle yaplatrma olan bir inceleme
trdr. Freudun da, ryann malzemelerini oluturan, younlatran,
bastran, biimini bozan, yerinden eden, saklayan ve biimlendiren
dinamik bir sreci temsil eden rya metninden bahsederken akln
daki budur. Bu tmyle arzunun anlalmaz ekilde karmak bir stra
tejisinde grlebilir. Rya eylem- halinde-bir-yap olarak aslnda ok
da bir yap saylmaz. En gzde aralarndan bazlarnda, (hikye an
latma, benzetme, metonomik yer deitirme, imgeleminin st belir
lemesi vb.) iirsel metinle artc bir benzerlik tar.
Younlatrma, yer deitirme, saklama, sansr, bozma: rya ta
birine ilikin tm bu mekanizmalar ryann gizli ieriinin eitli stra
tejik ilemleridir ve emeklerinin sonucu da Freudun ak ierik
dedii ey ya da rya metninin kendisidir. Uyandmzda hatrlad
mz ve sonra onunla aile ve arkadalarmz sktndan patlatmaya
baladmz ryadr. Rya tabirinin deiimleri gizli ierik ve ak
ierik arasna girdiinden, bu ikisi arasnda birebir bir uyuma yer
letirmek hata olur, byle bir dorudan uyumun bir kurmaca eser ve

gereklik arasnda olduunu varsaymann naif olaca gibi. Byle


yapmak, kurmacay bir eserden ok bir ayna olarak grmektir.
Analistin rol, ideoloji eletirmeninin rol gibi, gcn kullanarak
bozulmu metinin anlamn deil metnin bozulmasnn anlamn or
taya kartmaktr. Psikanaliz, gcn ileyiini youn ciddiyetle ele
alan, nadir bir tr yorumbilgicidir, ki bu Wilhelm Diltheyin, HansGeorg Gadamerin ve E.D. Hirschn eserleri iin pek de sylene
mez. kinci dzeltmenin rettii uyumlu, srekli rya metninin
altmda, boluklar, gizemleri ve gerekst samalklar, sansr at
latmak ve ondan lekeleyici bir anlam karmak iin sakin abalaryla
ryann kendisinin gerek, ekilsiz, yaralanm metni yatyor. San
srn tm bu dzenbaz, uyank, stratejik faaliyeti, ayn derecede al
datc arzu kurnazlklaryla karlanca, utandrc ekilde sradan
olan amalara sahiptir: gnl rahatlyla uyumamz salamaya. Aksi
takdirde, dehet iinde uyanp ryann sarsc ekirdeiyle sert bir e
kilde karlarz. Belki de bunda da, rya metni ideolojiyle bir ben
zerlie sahiptir: her ikisi de ruhsal ve siyasi Gerekle imknsz bir
karlamann yerine geen sembolik edimlerdir.
Freuda gre bir d gizli bir arzu gidermedir, yani hem gerek
bir arzu hem de onun hayali ifasn ierir.69 Psikanalize Giri Ders
leri' nde,* rya gren kiinin bastrabilecei ya da naho olarak red
dedecei bilind arzularyla ilikisinden bahseder. Bu anlamda,
arzu ve ifas arasndaki iliki sorun ve zm arasndaki iliki olarak
deitirilebilir. Rya grrken kii, gerek hayatta yasak olan bir ar
zuyu yerine getirir ve bunu bu dilek bilinaltnn almas tarafndan
ilendii iin, makul bir medeni biimde kendini sunmadan hafifletildii, gizlendii ve dzeltildii iin yapar. Benzer ekilde Charlotte
Bronte, romann ilk paragrafnda Jane Eyrein arzusunu gideremez.
Eer bunu yapm olsayd, bir roman olmazd. Eer Jane Eyre okura
bir anlat sunuyorsa, bu biraz da kahramann arzusunun toplumsal
denetim tarafndan kabul edilebilir bir hale gelene kadar ertelenmesi,
saptrlmas, deitirilmesi, pskrtlmesi, bir nesneden dierine kay* Sigmund Freud. Psikanalize Giri Dersleri. ev. Seluk Budak. teki Yaynlan,
2006. (.n.)

dnlmas gerektii iindir. O halde nevrotik belirti gibi rya da bir


uzlama oluumudur. Her ikisi de eer aka inkr edilirse bir endie
fazlal yaratacak, yasaklanm bir arzuyu gidermenin vekletleri ya
da sembolik yollardr. Hem rya hem de belirti, bilind gleri
aa karmak iin olduu kadar iletmek ve snrlamak iin de stra
tejilerdir.
Eer hem rya hem de belirti, hkim olmaya altklar sorunlarn
kendisini var etmeye kkrtarak dngsel bir yap gsteriyorsa, bu
Freuda gre Hukuk ve arzu ilikisi iin de geerlidir. Hukukun ya
da superegonun sert buyruklar bize neyin yasak olduunu hatrlata
rak, inkr ettikleri arzularn kendisini kkrtr, bylece son derece
kinci olan Hukuka bastracak bir ey verir. te yandan, acmasz
haber burada sorun-zm yapsndan ok sorun-sorun yapsyla kar
karya olmamzdr, nk Hukuk da (kendisi de zdrabmzn sebebi
olarak) ayn zamanda bir mutsuzluk kayna olan bir arzu retir ve
daha sonra bu arzu Hukuku daha sebepsiz bir acmaszla kkrtr.
Ba daha ok bastrmak iin, suumuzun kefaretini ektirmek iin
verecei cezay drt gzle bekleyen Hukuku da arzu ederiz, ancak
cezalandrlmaktaki mazoist haz, karlnda daha ok su dourur,
ki bu da Hukuku bir kez daha ve daha neeli bir ekilde bamza
ktrr. Bu anlayta, soru ve cevabn ilerleyen evriminde deil, bir
keder kuyusundan dierine derek gecikmi bir diyalektikte yaarz.
Ryann, aksi halde rktc olacak, Gerekle karlamann et
kisini azalttn grdk; bu amac tayan dier bir ey de sanattr.
Freuda gre sanat, bir tr yedek tatmin ya da arzu gidermesidir ancak
uygun bir ekilde nevrotik olmayan bir trde tatmindir, fantezilerimizi
utanma ya da kendini sulama olmadan karlamamz ve bylece su
peregonun sadist fkesinden kanmamz salayan bir trde. Yasal
olmayan fantezilerimizi, arzu ve gereklilik arasnda, haz ilkesi ve ger
eklik ilkesi arasnda bir uzlama kurarak toplumsal olarak kabul edi
lebilir olanla deitirir. Baz psikanalitik eletirmenler iin sanat,
gereklik ilkesinin makul bir ekilde idaresi altnda olan haz ilkesinin
bir klfdr, edebi biim kisvesi altndaki egonun, aksi halde kontrol
den kabilecek bir arzuyu ekillendirmek iin mdahale etmesi gibi.

Baz Marksist eletirmenler iin olduu gibi, biim ideolojiyi tekrar


alglanabilir ve meydan okunabilecek bir noktaya gelene kadar uzak
latrr, yani edebi eserin bilinalt fantezilerini nesneletirdii, bu bi
imsiz, grkemli bir ekilde rktc eyleri elle tutulur imgelere
dntrd dnlebilir. Bu ekilde nesneletirildiinde, atma
larla yzleilebilir ve meydana getirdikleri sknt hafifleyebilir.70
Yani biim, bir hkimiyet tr olduu gibi bir tr fiziksel savunma
olarak da iler. Fantezimizin iindeki sululuu hafifletir ayn za
manda her eyi bir btn yapmak iin belirli bir ocuksu ihtiyac da
karlar. Ksacas sanat, bir tr terapidir ve psikanalizden daha ucuz
bir terapidir. Buna, kiinin toplumsal olarak kabul edilebilir bir bi
imde fantezilerini karlamas iin uygun bir kelimenin de kurmaca
olduu eklenebilir. Psikanalitik eletirinin tm tarz, nerisel de olsa,
bir tr ego ve bilinaltyla kabaca egdm iinde olan basitletirici
bir biim/ierik ikilii ierir. Dzenleme ve bir araya getirme olarak
biim gr, klasik edebi eserle, postmodem olandan daha alakal
dr. Dahas, kaba Marksist eletirinin biimi merkezi bir ideoloji arac
olarak kavrayamamas gibi, kuramn bu tr de biimin, sadece
egoyu fantezinin tehlikeli arlna kar savunmasn deil fante
zinin kurulmasna nasl itirak ettiini anlayamaz.
Biimin arzunun yaps olduu daha gelimi bir yaklam da,
Peter Brooksun anlatnn yaps konusundaki psikanalitik dnce
lerinde bulunabilir. Brooks, Readingfor the Plot ("Olay rgs iin
Okumak) adl kitabnda, hikyenin belki de bir eylem, yapsallat
rc bir ilem, yani bir strateji olarak en iyi ekilde okunaca yoru
munu yapar.71 Okuma, bilinaltyla hareket eden bir anlam
tutkusunu ortaya karr. Brooks yle der: Anlatlar, bir insan ar
zusu olarak anlatmn yapsn aa karr: dinleyeni etkilemeye,
fethetmeye, onu kendi adna konuamayacak bir arzunun (asla sadede
gelemez) hcumu altna sokmaya ama o ada doru hareketinden s
rekli olarak bahsetmekte de srar etmeye alan temel bir insan g
ds olarak anlatma ihtiyacn aa karr.72 Dahas, genel olarak
Eros gibi gittike daha ok karmak birimler kurar (aileler, ehirler,
lkeler); anlatnn okuru daha byk btnler iin anlamlar ina et

meye alr. Anlat arzusu, toplaycdr ve (sadece anlatnn sonunda


dinlenebildii iin) dier eylerin yannda bir son arzusudur da.
te yandan bu, anlaty Thanatosla, lm gdsn de Erosla ilikilendirir, zira Thanatos da kendinden honut bir lmn peindedir.
Hikyenin iinde, bu sonlanma tutkusu Brooksun grndeki tek
rarlamalar ve srekli olarak kendine dnme, kendi huzursuz hareketini
ertelemesinde bulunabilir. Bu ekilde Thanatos zaman askya almaya,
Erosun acmasz ileriye dnk hareketini yenmeye ve egonun acl bir
ekilde ortaya kmasndan nce bir tr ilkel, tarih ncesi duruma dn
meye alr. te yandan bu zorlayc metinsel tekrarlar, iinde eytani
ve anlalmaz olann varlnn kefedilebilecei bu farkllklardaki ay
nlklar da, aksi takdirde dank olacak bu enejilerini balamaya yarar
ve onlar bu ekilde hkimiyet altna alarak memnun edici bir tahliyeye
hazrlar. O halde, bu anlamda, Thanatos, Erosun hizmetine koar. Ayn
zamanda arzunun kendim tketmeye can atmas anlamnda bir ekilde
Erosun da hizmetindedir ancak (bu tketim ayn zamanda yok oluu
anlamna da geleceinden) onu ayn zamanda erteleyen bir ekilde
ister. Bir sonlanma iin kendi dngsel yolunu bulmaldr, ve anlatya
girince, anlat eitli tekrarlar ve sapmalar kullanarak kendi tamam
lanmasn erteler. Bu sapma ya da uzaklamaya, arzuyu nihai boal
masn bir son sessizlii iinde erteleyen olay rgs denir. Edebi
olmayan bir ifadeyle, bu zleri ve sonlan arasnda dolaan kayp, mut
suz ruhlar Freuda gre insan varldr.
Kennet Burke, Freudun bir ahlki sansrn kstlamalann ge
itirmek iin tasarlanm biemsel manevralarla ifade bulan rya kav
ram kadar ne derinlemesine retoriksel olabilir? diye sorar.73 Burada
Burke, retorii bir siyasi eylem olarak dnyor ve bylece psika
nalizi ayn zamanda siyasi adan da gryor. Radikal siyaset gibi, bu
da neden tamamlanmlmzn elimizden alndm ya da ancak Hukukun yabanclatn artlannda elimize verildiini sorgulamadr.
Eer ruh, baskc bir gcn anlam zerinde iddet gsterdii bir yerse,
gcn sylemi etkiledii ve onu gerek llerinden uzaklatrd bir
nevraljik nokta olarak ideoloji de yledir. Edebi olan bazen ideoloji
nin panzehiri olarak grlmtr, dilin zengin mulakln monistik
ve karc olandan ekmeye alr. Bu varsaym elbette naiftir. Ancak

bu dnce ayn zamanda ideoloji zerine son derece indirgemeci bir


gr de ierir, ki bu gr, mulaklk, belirsizlik, okdeerlilik gibi
eyleri kendi amalan iin harekete geirmeye kadirdir.74
Hem psikanaliz hem de siyasi eletiri, kendi fethediliimizden, bizi
yneten glerin eline brakmakla tehdit eden temel bir mazoizmle
nasl belirli bir mstehcen haz aldmz zerine de alr. Bu tr bir
gcn kendisine kolay bir yol bulabilmesinin en gvenli yolu kendi
lerine olan saldn srecinin tadn karmaya vatandalann ikna et
mektir. Siyasi olarak bu, hegemonya olarak bilinir; psikanalitik olarak
da Hukuku iselletirme edimidir. yi haber, her iki prosedrn de teh
like dolu ve ancak ksmi bir baan kazanabilecek olmas. Eer ii
mizde Hukuku isteyen bir ey varsa, onun kk drlmesine
sevinen bir ey de vardr. Trajedi ilk gdye verilen addr, komedi de
kincisine.
Nihayet siyasi eletiriyi ne yapacaz? Bir deolojik Biim Ola
rak Edebiyat balkl denemelerinde Etienne Balibar ve Pierre Macherey edebi eserlerden, geleneksel Marksist terimlerle sembolik
edimler, gerek elikilere hayali zmler olarak bahsederler ama
ayn zamanda aksi takdirde tandk olacak bu kavrama kuramsal bir
yan de eklerler. Bu ideolojik durumlar edebi gerekletirilmelerin
den nce olduklan ve bu ideolojik pozisyonlar iin sadece edebi
metnin maddeselliinde biimlenebildii iin orijinal sade sylem
lerine bakmann anlam yoktur. Yani, sadece hayali zlmelerini sa
layacak bir biimde grlebilirler ya da daha iyisi onlan din, siyaset,
ahlk, estetik ve psikolojinin ideolojik edimi iin zlebilecek olan
hayali elikilerin yerine geerek yerinden eden bir biimde...75 Jamesonn modeli ile olan paralellik bir kez daha aktr. Eserin iledii
elikiler, tabiri caizse, ham bir biimde deil, potansiyel zlmeleri
ya da yerinden edilmi bir klf biiminde ortaya kar. O halde bu
tr sorunlardan sadece edebi metnin maddesellii iinde biimlen
dii ekilde bahsedilebilir, sadece metnin bir alt metin haline geti
rildii, ayn zamanda ilemlerinin de nesnesi olan bir biimde.
Bir kez daha, edebi metin kendisi olan bir zm olarak kavranr.
Siyasi eletiri iin, edebiyat kuramnn pek ok baka tr iin de ol

duu gibi, eser bir tr stratejidir. te yandan, bir askeri kampanyann


aksine, onun kendisini biimlendirmesine izin veren kendisi dnda
bir dnyaya hitap eder. zmeye alt eyi kendi varl iinde
zmseyerek, kendisiyle bir iliki kurarak gerekle de bir iliki ina
eder. Sonu olarak, yzyllk bir drama yeni bir adan tekrar aydn
latlr, sanat zerk mi gndergesel midir?
Bu varsaymn baz zorluklar vardr. Catullustan Coetzeeye
btn edebi eserler sorun giderici aralar mdr? Bu elbette, Catullus
ya da Coetzeenin ne yaptklarn nasl grdkleri meselesi deil, Shakespearein bilge bir iaret bilimci olduunun farknda olmas mese
lesi de deil. Yazarn niyetinden deil, bir dizi teknikten bahsediyoruz.
Yine de kuramn snrlan var, dier hepsi gibi. Tm edebi eserler
uygun grd ekilde atmalan zen, hkm sren bir ideolojinin
en nemli yardmclar mdr? Byle olduunu hayal etmek onlarla il
gili ok olumsuz bir gre sahip olmaktr. Sanat eseri, bask biim
lerine katlma kapasitesi ne olursa olsun, insan alkanlnn bir
rneidir ve bylece nasl iyi yaanacann da. Bu anlamda, siyasi
eletiri bir phe yorumbilgisinin tesinde eyler banndrmaldr. Ayn
zamanda William Blakein iyi bir yaam imgesini de hatrlatmaldr:
Sanatlar ve her ey birlikte...
Peki ya egemen bir gce direnen eserler? Peki ya tamamlanmann
cazibelerinden kaman, onlan reddetmek yerine ahenksizlikle ve e
likiyle vnen modemist ve postmodemist metinler? Byle durum
larda kendisi blnm bir ieriin bir biim btnlyle
smrlandnlmasndan bahsetmiyoruz. Bu daha ok, eserin kendi dili
ve yapsna gizlice szan, onu karlkl dmanla girecek kadar be
lirli olmayabilen paralara datan bu tr atmalar meselesi. orak
lke gibi bir eser, mitolojinin lm ve doum dngsne bavurarak
modemizmin belirli sorunlanm zmeye alr ama iirin bu krk
imgeler ynn uyumlu bir tasarmda birletirmeye alan bu mer
kezcil alt metin, blnm yzeyinin merkezka gcne kar etin
bir sava vermelidir.
te yandan, strateji kavram Balibar ve Machereynin yorumu ile
tketilmez. Masals sonlan olan eserlerle snrlandnlmamaldrlar.
Bu sadece baz atmalarn nasl zlebilecei meselesi deil, ayn

zamanda nasl verimli bir ekilde zmsz braklabilecei ya da


nasl bir btn olarak deerlendirilecekleri meselesidir. Bu kavramn
bir avantaj da bir yandan sanat eserinin bak asn fazla birleikletirmekten kanrken, bir yandan da belirli bir zelliinin bu metnin
bir zellii olduunun sylemesinin yeterli bir temel salayacak bir
kimlik vermesidir. Stratejiler esnek, isel olarak deitirilmi ilerdir;
bir dizi genel amala ancak aralarnda anlamazlk ve atmalarn
olabilecei ksmen zerk genel paralarla glendirilmilerdir. Eer
kendi karmak mantklar varsa, bu ne tek bir bilgilendirici niyete in
dirgenebilir ne de bir yapnn anonim ileyiine. Bu anlamda ne bilin
zerine odaklanm bir fenomenoloji ne de yapsalc bir nesnelcilik
onlar aklamaya yetmez.
Stratejiler kullanl projelerdir, ama tek bir znenin maksatl ifa
deleri deillerdir. Bunun edebi olmayan bir rnei Antonio Gramscinin hegemonya dedii trden, belirli amalara ynelik ama tek bir
znenin edimi olarak kavranamayacak bir gtr (rnein hkim
snf). Stratejiler ne nesne ne de blnmez edimlerdir. Eer tam olarak
dnyevi iler iseler, bunun nedeni gerei yanstmalar ya da ona
karlk gelmeleri deildir, daha ok Wittgensteinn grameri tarznda
baz kuralc teknikleri kullanarak onu anlaml bir biimde dzenle
meleridir.
Strateji kavram, edebiyat kuramnn farkl biimleri arasnda pa
ralellikler bulmamz salamaktadr. Ve bu tr balantlar kurmak,
Freudun bir zamanlar gzlemledii gibi hibir eye olmad kadar
paranoyaya benzeyen felsefe iin her zaman sevindiricidir.

NOTLAR

Blm I: Realistler ve Nominalistler:


1 Terry Eagleton, After Theory (Londra, 2003), Blm. 2. (Kuramdan
Sonra. ev. Uygar Abac. Literatr Yaynlan, 2006.)
2 Genel olarak bu tartma iin bkz. M.H. Carr, Realists and Nominalists
(Oxford, 1946); D.M. Armstrong, Universals and Scientific Realism, cilt.
1: Nominalism and Realism (Cambridge, 1978); ve Michael Williams,
Realism: Whats Left?, P. Greenough ve Michael P. Lynch (der.), Truth
and Realism (Oxford, 2006).
3 Scotus iin bkz. M.B. Ingham and Mechthild Dreyer, The Philosophical
Vision o f John Duns Scotus (Washington, DC, 204). Thomas Williams
(der.), The Cambridge Companion to Duns Scotus (Cambridge, 2003) ve
Antonie Vos, The Philosophy o f John Scotus (Edinburgh, 2006) daha ge
limi alamalardr. Ayn zamanda bkz. MacIntyre, God, Philosophy,
Universities (Lanham, Md., 2009), Blm. 12.
4 Daha geni bir alma iin bkz, Gordon Leff, William o f Ockham (Manc
hester, 1975). Ayn ekilde bilgilendirici bir tartma iin bkz. Marilyn
Adams, William Ockham (South Bend, Ind., 1989), Julius R. Weinberg,
Ockham, Descartes, and Hume (Madison, Wis., 1977)da da yararl mal
zemeler var.
5 Antonie Vos, The Philosophy o f John Scotus, s.402.
6 Charles Hartshome and Paul Weiss (der), Collected Papers o f Charles
Sanders Peirce, vol. 1 (Cambridge, Mass., 1982), 458. Aynca bkz. James
K. Feibleman, An Introduction to the Philosophy o f Charles Sanders Pe
irce (Cambridge, Mass., 1970), s. 55.
7 Charles Taylor, A Secular Age (Cambridge, Mass. and Londra, 2007), s.
94.
8 Bkz. Fernando Cervantes, Phronesis vs Scepticism: An Early Modernist
Perspective, New Blackfriars cilt. 91, no. 1036 (November, 2010).

9 Bkz. Terry Eagleton, The Ideology o f the Aesthetic (Oxford, 1991),


blm 1. (Estetiin deolojisi. Doruk Yaynlan, 2010.)
10 Carl Schmitt, Political Romanticism (Cambridge, Mass. and Londra,
1986), s. 17.
11 Bu teolojik gr konusunda yararl bir tartlma iin bkz. Hans Blumenberg, The Legitimacy o f the M odem Age (Cambridge, Mass. and
Londra, 1983), s. 152-5.
12 Alnt: Carr, Realists and Nominalists, s. 40.
13 Bkz. Frank Farrell, Subjectivity, Realism and Postmodernism (Cam
bridge, 1994).
14 Bu eliki u kaynakta belirtilir: Conor Cunninghamn Wittgenstein
after Theology, John Milbank, Catherine Pickstock and Graham Ward
(eds), Radical Orthodoxy: A New Theology (London and New York,
1999), s. 82.
15 Scotusun gnmzde geerlilii konusunda iyi bir eser iin, bkz Cat
herine Pickstock, Duns Scotus: His Historical and Contemporary Sig
nificance, Modem Theology cilt. 21, no. 4 (October, 2005).
16 Fergus Kerr, Thomas Aquinas (Oxford, 2009), s. 69 & 48.
17 John Milbank, The Future o f Love (Londra, 2009), s. 62. Milibank ve
Radikal Ortodoks meslektalan iin, Scotus gerekten dme ann tem
sil eder. Hakkndaki bu okumaya, dier akademisyenler tarafndan da
meydan okunmutur. Modemite konusunda ok ciddi bir hatann ei
indedir, sz konusu hata bu yorumcular iin, Marksistler iin olduu
gibi bir feliz culp, mutlu d deildir.
18 Bkz. Eagleon, Estetiin deolojisi, Blm. 1.
19 te yandan hepsi deil. Graham Hough bize An Essay on Criticism
(London, 1966)de edebiyat deyince ne kastettiimi, onu tanmlayamasak da bildiimizi syler, (s.9). ngilizler, bu tr bilgiyi kemiklerinde
tadklan iin tanmlara taklmazlar.
20 Tony Bennett, Formalism and Marxism (London, 1979), s. 174.
21 Sanatsal anlamda trajedinin Douda Batnm bildii ekliyle bir kar
l olmadndan ap evrensel deildir. Ama byle de olsa Bat me
deniyetlerindeki ve uzun bir zamana yaylan varl nemlidir. Bkz.
Benim kitabm olan, Sweet Violence: The Idea o f the Tragic (Oxford,
2003), s. 71.
22 Simon Clarke, The Foundations o f Structuralism (Brighton, 1981), s.
191.

Blm II: Edebiyat Nedir? (1)


1 Terry Eagleton, Edebiyat Kuram: Giri. ev. Tuncay Birkan. (Ayrnt
Yaynlan, 2011.)
2 Stanley Fish, Is There A Text In This Class? (Cambridge, Mass., 1980),
s. 236. Fishin genel grleri iin ayn zamanda bkz. What Is Stylistics
and Why Are They Saying Such Terrible Things About It?, Seymour
Chatman (der.), Approaches to Poetics (New York, 1973), ve Literature
in the Reader: Affective Stylistics, New Literary History no. 2 (1970).
3 E.D. Hirsch Jr, The Aims o f Criticism (Chicago, 1976), s. 135.
4 Ludwig Wittgenstein, Philosophical Investigations. (Oxford, 1963 parag.
66). Oyunlann ortak noktasnn sadece kendi hatrlanna oynanmas ol
duu iddia edilebilir. Buna karn futbol gibi baz oyunlann, kr amacyla
oynand da sylenebilir. Ancak bu, futbolun gerekli bir zellii deildir,
baz iir kitaplarnn kr etmesinin iirin gerekli bir zellii olmad gibi.
5 Charles L. Stevenson, On What is a Poem?, Philosophical Review
c. 66, no. 3 (Temmuz, 1957).
6 Morris Weitz, The Role o f Theory in Aesthetics, Francis J. Coleman
(der.), Contemporary Studies in Aesthetics (New York, 1968).
7 Robert L. Brown and Martin Steinman Jr.,Paul Hemadi (der.), What is
Literature? (Bloomington ve Londra, 1968), s. 142.
8 Colin A. Lyas, The Semantic Definition o f Literature, Journal o f Phi
losophy c. 66, no. 3 (1969).
9 John R. Searle, Expression and Meaning (Cambridge, 1979), s. 59.
10 Christopher New, Philosophy o f Literature: An Introduction (London,
1999), s. 19.
11 Peter Lamarque, Fictional Points o f View (Ithaca ve Londra, 1996), s.
215.
12 Stanley Cavell, The Claim o f Reason (Oxford, 1979), s. 186. Cavell
ayn zamanda Wittgensteinin aile benzerliini evrensel yaplara ina
nanlara bir alternatif olarak ileri srmediini dnr (nk her eyden
nce bir evrenselci bu fikrin asl anlamm sorabilir). Bu modelin adlan
drmak, anlam aklamak iin yeterli bir model olduunu da ne sr
mez. Cavelln grne gre, bizi evrensellerden uzaklatrr ve bizi
onlann ne yararl ne de gerekli olduklarna ikna eder. (age. s. 186-7)
Aile benzerlii kavramnn gcn takdir etmek iin bu genel gr
desteklemek gerekmez.
13 Bkz. John Dupre, The Disorder o f Things (Cambridge, Mass. ve Lon
dra, 1993), s. 64.

14 Bkz. Teny Eagleton, The Illusions o f Postmodernism (Oxford, 1996).


15 Peter Lamarque, The Philosophy o f Literature (Oxford, 2009), s. 34.
Kavramn baka eletirileri iin bkz.Maurice Mandelbaum, Family Re
semblances and Generalisations concerning the Arts, American Philo
sophical Quarterly no. 2 (1965), ve Anthony R. Manser, Games and
Family Relationships, Philosophy, no. 42 (1967).
16 Stein Haug Olsen, The End o f Literary Theory (Cambridge, 1987), s.
74
17 Bkz. Robert Stecker, Artworks: Definition, Meaning, Value (Pennsyl
vania, 1997), s. 22.
18 Stephen Davies, Definitions o f Art (Ithaca, NY ve Londra, 1991), s. 37.
19 Bkz. Terry Eagleton, Brecht and Rhetoric, in Against the Grain (Lon
dra, 1986).
20 Sanatn kuramsal tanmlan iin, bkz. George Dickie, Art and the Aest
hetic (Ithaca, NY 1974) ve Davies, Definitions o f Art.
21 Bkz. R. Wellek and A. Warren, Theory o f Literature (Harmondsworth,
1982), s. 25.
22 Bkz. Bennett, Formalism and Marxism.
23 Jan Mukarovsky, Standard Language and Poetic Language, Paul L.
Garvin (der.), A Prague School Reader on Esthetics, Literary Structure,
and Style (Washington, DC, 1964), s. 19.
24 Bennison Gray, The Phenomenon o f Literature (The Hague, 1975), s.
80.
25 Thomas C. Pollock, The Nature o f Literature (Princeton, 1942), eitli
yerlerde. *
26 Jan Mukarovsky, The Esthetics o f Language in Garvin (der.), A Pra
gue School Reader on Esthetics, Literary Structure, and Style.
27 Bkz. Jacques Ranciere. La Parole muette:essai sur les contradictions
de la literature (Paris, 1998.)
28 Bkz. Philippe Lacoue-Labarthe and Jean-Luc Nancy, The Literary Ab
solute (New York, 1988), s. 11.
29 Grant Overton, The Philosophy o f Fiction (New York ve Londra, 1928),
s. 23.
30 Dorothy Walsh, Literature and Knowledge (Middletown, Conn., 1969),
s. 33.
31 Monroe Beardsley, Aesthetics (New York, 1958), s. 126. Ayn dnce,
bu kitapta da geer: Beardsleys Literary Theory and Structure (New
Haven, 1973).

32 Bkz. Fredric Jameson, The Modernist Papers (Londra, 2007), Blm


1.
33 F. E. Sparshott, in Hemadi (ed.), What is Literature?, s. 5.
34 Fish, Is There A Text In This Class?, s. 108. Ayn zamanda bkz. yazara
ait: How Ordinary Is Ordinary Language?, New Literary History c.
5, no. 1 (gz, 1973).
35 Fish, Is There a Text In This Class?' s. 478.
36 Age. s. 12.
37 Robert C. Holub, Reception Theory (Londra ve New York, 1984), s.
104.
38 Bkz. J.L. Austin, Sense and Sensibilia. (Oxford, 1962) s. 84-142.
39 Fishin yorumlama konusundaki grleri iin, bkz. Martin Stone, On
the Old Saw, Every Reading o f a Text is an Interpretation , John Gib
son ve Wolfgang Huemer (der.), The Literary Wittgenstein (Londra ve
New York, 2004).
40 Bkz. Louis Hjelmslev, Prolegomena to a Theory o f Language (Madi
son, Wis. 1961). Ayn zamanda bkz. Fredric Jameson'n bu kavram
eletirel bir ekilde kullan iin, The Political Unconscious (Londra,
1981), Blm 1.
41 Lamarque, Philosophy o f Literature, s. 221.
42 Victor Erlich, Russian Formalism, History and Doctrine, (The Hague,
1980), s. 206.
43 Lamarque, Philosophy ofLiturature, s. 263.
44 Bkz. Teny Eagleton, How To Read A Poem (Oxford, 2007), Blm. 4.
45 Charles Altieri, A Procedural Definition o f Literature, in Hemadi
(der.), What is Literature?, s. 69.
46 Aslmda dize grnd kadar eski olmayabilir. Bir kurama gre, is
yankar bir Katolik asilin evinin, Cromwell birlikleri tarafndan basl
masna ilikindir. Goosey Goosey Gander, onlarn Katolin bir soylu
hanmn odasm kaba bir ekilde igal ederkenki kaz adm marlarna
ve yeni kurallara gre dua etmeyi reddeden yal Katolik vaizin klcna
bir atftr.
47 Stein Haug Olsen, Criticism and Appreciation, P. Lamarque (der.),
Philosophy and Fiction (Oxford, 1994), s. 38-40. Ayn zamanda bkz.
Stein Haug Olsen, The Structure o f Literary Understanding (Cam
bridge, 1978), ve Peter Lamarque ve Stein H. Olsen, Truth, Fiction and
Literature (Oxford, 1994).
48 Olsen, The End o f Literary Theory, s. 53.

49 Sadece en mazoist eletirmenler Knowles zerine yazmlardr. Bkz.


Terry Eagleton. Cork ve Kamavalesk Crazy John and Bishop (Cork,
1998), s. 178-9.
50 E.D. Hirsch Jr, Hemadi (der.), What is Literature?, s. 30.
51 William Ray, Literary Meaning (Oxford, 1984), s. 129.
52 Aktaran, Raymond Williams, Keywords (Londra, 1983), s. 185.
53 Richard Ohmann, Speech Acts and the Definition o f Literature, Phi
losophy and Rhetoric, no. 4 (1971), s. 6.
54 Berys Gaut, Art as a Cluster Concept, in N. Carroll (der.), Theories
o f Art Today (Madison, Wis., 2000), s. 56.
55 Richard Gale, The Fictional Use o f Language, Philosophy, cilt. 46,
no. 178 (Ekim, 1971).
56 Charles Altieri, A Procedural Definition o f Literature, Hemadi (der.),
What is Literature?, s. 73.
57 Bu soru iin bkz. Pierre Macherey, A Theory o f Literary Production
(Londra, 1978), Blm 1.

Blm III: Edebiyat Nedir? (2)


1 Kelimenin bu anlam, John Gardnern On Moral Fictiondaki (New
York, 1977) kullanmnn zttdr. Gardner onu, elenceli, kalc olarak
iyimser, Amerikan tarznda ahlaka ykseltilen ya da yaam uzatan
anlamnda kullanlr. Ahlaki eserler, yaam iyiletirmektense onun de
erini drr. Buna ilikin Arnold ve Leaviste daha cahilce olsa da bir
tartma vardjr.
2 Bkz. Eagleton, The Ideology o f the Aesthetic, Blm. 1.
3 David Lee Clark (der.), Shelleys Prose (New York, 1988), s. 283.
4 Catherine Wilson, Literature and Knowledge, Philosophy no. 58
(1983).
5 Monroe Beardsley, Aesthetics (New York, 1958), s. 383.
6 Bkz. Terry Eagleton, Literary Theory: An Introduction (Oxford, 1983),
Blm 1.
7 Erdem etii iin bkz. Rosalind Hursthouse, On Virtue Ethics (Oxford,
1999).
8 Searle, Expression and Meaning, s. 74.
9 Lamarque, Philosophy o f Literature, s. 240.
10 David Novitz, Knowledge, Fiction and Imagination (Philadelphia,
1987), s. 140.
11 Gale, The Fictional Use o f Language, s. 338.

12 Hilary Putnam, Reflections on Goodmans Ways ofWorldmaking', Jo


urnal o f Philosophy cilt. 6, no. 1 (1979). Ayncabkz. James O. Young,
Art and Knowledge (Londra, 2001).
13 Bkz. John Hospers, Implied Truths in Literature, Journal o f Aesthetics
and Art Criticism, cilt. 19, no. 1 (1960).
14 Bkz. Peter Jones, Philosophy and the Novel (Oxford, 1975), s. 196.
15 Jerome Stolnitz, On the Cognitive Triviality o f Art, British Journal
o f Aesthetics no. 32 (1992).
16 Bkz. rnein Martha Nussbaum, Love s Knowledge (Oxford, 1990). Bu
kitap, Adam ve Maggie Ververin kesinlikle meleksi bak asndan
olsa da Jamesin Golden Bowl adl kitabnn faydal bir aklamasdr.
17 Lamarque, Philosophy o f Literature, s. 254. Ayrca bkz. C.G. Prado,
Making Believe (Londra, 1984), blm 1.
18 Bkz. Elias Schwartz, Notes on Linguistics and Literature, College Li
terature no. 32 (1970).
19 New, Philosophy o f Literature, s. 32.
20 E.D. Hirsch Jr, What Isnt Literature, Hemadide, What is Literature?,
s. 32.
21 JohnM. Ellis, The Theory o f Literary Criticism (Berkeley, 1974), s. 44.
22 Ellisin konumunun ksa bir tarifi belki de onu ho karlayacandan
daha ok post yapsalc kurama benzer gsterir. Ama yle de olsa para
lellikler vardr.
23 W.K. Wimsatt and M.C. Beardsley, The Intentional Fallacy, David
Lodgeda. (der.), Twentieth Century Criticism (Londra, 1973), s. 339.
24 Bkz. Karen Armstrong, The Bible: The Biography (Londra, 2007),
Blm 4.
25 Platon, Phaedrus (Oxford, 2002), op. 70.
26 Karlheinz Stierle, The Reading o f Fictional Texts, Susan R. Suleiman
ve Inge Crosman (der.), The Reader in the Text (Princeton, 1980), s. 87.
27 Ellis, Theory o f Literacy Criticism, s. 51.
28 Age. s. 51-93.
29 Age. s. 84.
30 Baz edebiyat felsefecileri nasl genel gereklerin, kurmacay oluturan
yaln olmayan nermelerden tredii konusunda sorun yaar. rnein,
bkz. L.B. Cebik. Fictional Narrative and Truth (Lanham, Md., 1984).
Cebik, bir edebi metnin btn olarak gereinin onu oluturan bireysel
cmlelerden tekrar tekrar tanmlayamadm savunur, (s. 179). Ayrca
bkz. Mary Sirridge, Truth from Falsity?, Philosophy and Phenome
nological Research, no. 35 (1974).

31 Robert Stecker, What is Literature?, Revue internationaldephilosop


hic, no. 50 (1996).
32 Lamarque, Philosophy o f Literature, s. 208.
33 Jacques Derrida, Acts o f Literature (New York and Londra, 1992), s.
43.
34 Bkz. Maurice Merleau-Ponty, The Visible and the Invisible (Evanston,
111., 1968).
35 Gale, The Fictional Use o f Language, s. 335.
36 Gerald Graff, Literature as Assertions, Ian Knigsberg (der.), Ameri
can Criticism in the Post-Structuralist Age (Ann Arbor, Mich., 1981),
s. 147.
37 Olsen, The End o f Literary Theory, s. 152.
38 Lyas, The Semantic Definition o f Literature, s. 83.
39 Stevenson, On What is a Poem?.
40 Gregory Currie, The Nature o f Fiction (Cambridge, 1990), s. 67.
41 New, Philosophy o f Literature, s. 3.
42 Age.
43 Paul Crowther, Critical Aesthetics and Postmodernism (Oxford, 1993),
s. 54.
44 Williams, Keywords, s. 184.
45 Raymond Williams, Marxism and Literature (Oxford, 1977), s. 51.
46 Derek Attridge, Singular Events: Literature, Invention, and Perfor
mance, Elizabeth Beaumont Bissell (der.), The Question o f Literature
(Manchester 2002), s. 62. Aynca bkz. Peculiar Language: Literature
as Difference from the Renaissance to James Joyce (Londra, 1988).
47 Bkz. Hans Robert Jauss, Towards an Aesthetic o f Reception (Minnea
polis, 1982), s. 345. Jaussun baz temel durular, Prag yapsalcs
olan ve Jaussun baladnda kendisinden haberi olmad Felix Vodicka tarafndan da nceden dile getirilmitir. zellikle bkz. Felix Vodicka, The History o f the Echo o f Literary Works, in Paul L. Garvin
(der.), A Prague School Reader on Esthetics, Literary Structure, and
Style (Washington, DC, 1964).
48 Bkz. Theodor Adorno, Aesthetic Theory (Londra, 1984).
49 Aktaran Holub, Reception Theory, s. 72.
50 Bu dnceye yaklaan baz Marksist eletirmenler vardr. Pierre Macherey, ileride greceimiz gibi, bunlardan biridir. Ama bu Marksist es
tetiin zelliklerinden biri deildir.

51 Bkz. Holub, Reception Theory, Bl. 2. Aynca bkz. Terry Eagleton, Aga
inst the Grain iinde The Revolt o f the Reader, (Londra, 1986), Bl.
13.
52 Bkz. Wolfgang Iser, The Act o f Reading (Baltimore, Md. ve Londra,
1978), s. 61.
53 Bkz. Roman Ingarden, bkz. The Literary Work o f Art (Evanston, 111.,
1973), ve The Cognition o f the Literary Work o f Art (Evanston, 111.,
1973).
54 Iser, The Act o f Reading, s. 77-8.
55 Wolfgang Iser, Prospecting: From Reader Response to Literary Anth
ropology (Baltimore, Md. ve Londra, 1989), s. 213.
56 Age. s.73
57 Bkz. Macherey, A Theory o f Literary Production.
58 Age. s. 271.
59 Bkz. Louis Althusser, Letter to Andr Daspre, Lenin and Philosophy
(Londra, 1971).
60 Bkz. Terry Eagleton, Criticism and Ideology (Londra, 1976), Bl. 5.
61 Iser, The Act o f Reading, s. 87.
62 Bkz. Terry Eagleton, Ideology: An Introduction (Londra, 1991), s. 58.
63 Bkz. Jurij Striedter, Literary Structure, Evolution and Value Cambridge,
Mass., 1989), s. 161.
64 Umberto Eco, A Theory o f Semiotics (Londra, 1977), s. 261.
65 Age. s. 274.
66 Age. s. 274.
67 Claude Lvi-Strauss, Structural Anthropology (Londra, 1972), s. 3667.
68 Bkz. Terry Eagleton, Trouble with Strangers: A Study o f Ethics (Oxford,
2009), Blm 3.
69 David Schalkwyk, Literature and the Touch o f the Real (Newark, Del.,
2004), s. 219.
70 Age. s. 220.
71 Jonathan Culler, Structuralist Poetics (Londra ve Ithaca, NY, 1975), s.
130.
72 Bkz. Paul de Man, Blindness and Insight (New York, 1971) ve Allego
ries o f Reading (New Haven ve Londra, 1979) Aynca en nemli dene
mesi iin bkz. The Rhetoric o f Temporality, C. Singleton (der.),
Interpretation: Theory and Practice (Baltimore, Md., 1969).

Blm IV: Kurmacamn Yaps


1 Currie, The Nature o f Fiction, s. 92.
2 Lamarque, Philosophy and Fiction, s. 60.
3 Lamarque, The Philosophy o f Literature, s. 185.
4 Alex Burri, Facts and Fiction, John Gibson and Wolfgang Huemer
(der.), The Literary Wittgenstein (Londra, New York, 2004), s. 292.
5 Margaret Macdonald, The Language o f Fiction, in Joseph Margolis
(der.), Philosophy Looks at the Arts (Philadelphia, 1978), s. 424.
6 Lamarque and Olsen, Truth, Fiction, and Literature, s. 267.
7 Overton, The Philosophy o f Fiction, s. 4.
8 Currie, The Nature o f Fiction, s. 31.
9 Christopher New, A Note on Truth and Fiction, Journal o f Aesthetics
and Art Criticism, cilt. 55, no. 4 (1997).
10 Peter van Inwagen, Creatures o f Fiction, American Philological Quar
terly, cilt. 14 (1977).
11 R. Howell, Fictional Objects, Poetics no. 8 (1979). Bkz. Stuart Brock
ve Edwin Mares, Realism and Anti-Realism (Londra, 2007), Bl. 12.
12 A.P. Martinich ve Avrum Stroll, Much Ado about Nonexistence (Lanham, Md 2007), s. 39.
13 David Lewis, Truth in Fiction, American Philosophical Quarterly cil.
15(1978), s. 37.
14 Pavel, Fictional Worlds, s. 31.
15 Novitz, Knowledge, Fiction, and Imagination, s. 123.
16 Bkz. A. Meinong, On the Theory o f Objects, R.M. Chisholm (der.),
Realism ana the Background o f Phenomenology (New York, 1960). Ay
rca bkz. Terence Parsons, Nonexistent Objects (New Haven, 1980),
Graham Dunstan Martin, Language, Truth and Poetry (Edinburgh,
1975) ve John Woods, The Logic o f Fiction (The Hague, 1974), Bl. 2.
Amie L. Thomasson evlilikler, szlemeler ve vaatlerin, varolularn
temsil eden dilsel edimlerin eylemleri yoluyla yaratlabildii gibi, edebi
karakterleri, kurgusal nesneler olarak grr. {Fiction and Metaphysics,
Cambridge, 1999, s. 13). Bkz. G.D. Martin, A New Look at Fictional
Reference, Philosophy no. 57 (1982). Richard Rortynin kurgusal gn
dermelere ilikin baz tartmalar hakkndaki yararl bir zet ve eletiri
iin bkz. Is There a Problem about Fictional Discourse?, The Conse
quences o f Pragmatism (Brighton, 1982), Bl. 7.
17 Roy Bhaskar, Reclaiming Reality (Londra and New York, 1989), s. 126.
18 Joseph Margolis, Art and Philosophy (Brighton, 1980), s. 269.
19 Currie, The Nature o f Fiction, s. 2.

20 Lewis, Truth in Fiction, s. 39


21 Kendall L. Walton, Mimesis as Make-Believe (Cambridge, Mass.,
1990), s. 196.
22 Age. s. 271.
23 Age. s. 368.
24 Rus Bipimci Viktor Shklovsky de Conan Doylea atif yapar.
25 Jonathan Culler, Structuralist Poetics (Londra, 1975), s. 128; Morse
Peckham, Hemadi (der.), What is Literature?, s. 225.
26 Eric Hobsbawm, How to Change the World (Londra, 2011), s. 110.
27 John R. Searle, Expression and Meaning: Studies in the Theory o f Spe
ech-Acts (Cambridge, 1979), s. 58.
28 Robert L. Brown and Martin Steinmann, in Hemadi (der.), What is Li
terature?, s. 149.
29 Olsen, The Structure o f Literary Understanding, s. 46.
30 Olsen, The End o f Literary Theory, s. 59.
31 Siegfried J. Schmidt, Towards a Pragmatic Interpretation o f Fictionality, Teun A. van Dijk (der.), Pragmatics o f Language and Literature
(Amsterdam, 1976), s. 161.
32 Culler, Structuralist Poetics, s. 24.
33 Margolis, Philosophy Looks at the Arts, s. 427.
34 Fredric Jameson, The Ideologies o f Theory (Londra, 2009), s. 146.
35 Bennison Gray, The Phenomenon o f Literature, s. 117
36 Hobsbawm, How to Change the World, s. 111-12.
37 Nelson Goodman, O f Mind and Other Matters (Cambridge, 1984), s.
124.
38 Currie, The Nature o f Fiction, s. 49.
39 Age. s. 8.
40 Peter J. McCormick, Fiction, Philosophy, and the Problems o f Poetics
(Ithaca, NY ve Londra, 1988), s. 41.
41 Mary Louise Pratt, Towards a Speech Act Theory o f Literature (Bloo
mington, Ind., 1977), s. 95.
42 Age. s. 124.
43 J.O. Urmson, Fiction, American Philosophical Quarterly, c. 13, no.
2 (1976), s. 154.
44 Richard M. Gale, The Fictional Use o f Language, s. 325.
45 John R. Searle, The Logical Status o f Fictional Discourse, in Expres
sion and Meaning. Bkz. Marie-Laure Ryan, Fiction, Non-Factuals, and
the Principle o f Minimal Departure, Poetics no. 9 (1980).
46 Gale, The Fictional Use o f Language, s. 327.

47 Searle gibi baz felsefeciler, kurmaca ifadelerin aslnda gnderme yap


madklarn nk gnderme yaplan her eyin varolmas gerektiini
savunurlar. Martinich ve Stroll gibi dierleri de, eer kurgusal bir ad
bir topluluk tarafndan kabul edilirse, bir gndergesi olduunda srar
ederler. (Martinich ve Stroll, Much Ado about Nonexistence, s. 28). Bkz.
Charles Crittenden, Unreality: The Metaphysics o f Fictional Objects
(New York, 1991). Graham Dunstan Martin varolmayan gndergelerin
de olabileceini dnen kuramclardandr. (Language, Truth, and Po
etry, s. Teun van Dijk, ise edebi metnin gnderge deerim ilgisiz bulur.
{Some Aspects o f Text Grammars, The Hague, 1972, s. 337).
48 Yazarla kiisel bir sohbette.
49 New, Philosophy o f Literature, s. 40.
50 Walton, Mimesis as Make-Believe, s. 73.
51 Age. s. 74.
52 Margolis, Philosophy Looks at the Arts, s. 429.
53 Currie, The Nature o f Fiction, s. 51.
54 John Carroll (der.), Selected Letters o f Samuel Richardson (Oxford,
1964), s. 85.
55 Oxford English Dictionary, m gibi yapmak (pretend) fiilini hayali
bir oyun ya da fanteziye girmek olarak, ayrca aslnda olmad halde
bir eyin olmu gibi gsterilmesi eylemi olarak tanmlar.
56 Bkz. Terry Eagleton, Heathcliff and the Great Hunger (Londra, 1995),
s. 304. Austinin m gibi yapmaya ilikin aydnlatc bir aklamas iin
bkz. M alcolp Bull, Seeing Things Hidden (Londra, 1999), Bl. 1.
57 J.L. Austin, Pretending, in Philosophical Papers (Oxford, 1970), s.
259.
58 Stanley Cavell, A Pitch o f Philosophy (Cambridge, Mass., 1994), s. 91-

2.

59 Stanley Cavell, The Claim o f Reason (Oxford, 1979), s. 43.


60 Martinich ve Stroll, Much Ado about Nonexistence, s. 15.
61 Walton, Mimesis as Make-Believe, s. 253.
62Age. s. 261.
63 Bkz. Searle, The Logical Status o f Fictional Discourse, birok yerde.
64 Kurmacada inan iin bkz. Arnold Isenberg, The Problem o f Belief,
in Francis J. Coleman (der.), Contemporary Studies in Aesthetics (New
York, 1968).
65 Nicholas Wolterstorif, Works and Worlds o f Art (Oxford, 1980), s. 234.
66 Lamarque, The Philosophy o f Literature, s. 180.
67 Walton, Mimesis as Make-Believe, s. 93.

68 Lamarque ve Olsen, Truth, Fiction, and Literature, s. 325.


69 Bkz. Beardsley, Aesthetics, s. 422-3.
70 Isenberg F. Colemanda geer (der.), Contemporary Studies in Aesthe
tics, s. 251.
71 Richard Ohmann, Speech Acts and the Definition o f Literature, Phi
losophy and Rhetoric, no. 4 (1971).
72 Lamarque and Olsen, Truth, Fiction, and Literature, s. 32. Bu yazarlarn
sz eylem modelini yararl bir ekilde eletirdiklerini de eklemeliyim.
73 Genel olarak sz eylem kuram iin bkz. J.L. Austin, How To Do Things
With Words (Oxford, 1962).
74 Ohmann, Speech Acts and the Definition o f Literature, s. 14.
75 Peter Geach ve Max Black (derleyenler), eviriler, Philosophical Wri
tings o f Gottlob Fregeden alnmtr. (Totowa, NJ, 1980), s. 130.
76 Age. s. 132.
77 Sandy Petrey, Speech Acts and Literary Theory (New York ve Londra,
1990), s. 11.
78 Arthur C. Danto, Philosophy as/and/of Literature, Anthony J. Cascardi
(der.), Literature and the Question o f Philosophy (Baltimore, Md. ve
Londra, 1987), s. 8.
79 J.L. Austin, Performatives, Philosophical Papers (Oxford, 1970), s.
248.
80 Fish, Is There A Text In This Class?, s. 231.
81 Bkz. Schalkwyk, Literature and the Touch o f the Real, s. 104-13.
82 Bkz. Kenneth Burke, Language as Symbolic Action (Berkeley ve Los
Angeles, 1966), s. 45.
83 Culler, Structuralist Poetics, s. 108.
84 P.F. Strawson, On Referring, Mind no. 59 (1960).
85 Charles Altieri, Act and Quality (Brighton, 1981), s.45.
86 Kenneth Burke, A Grammar o f Motives (Berkeley, 1969), s. 66.
87 Peter Jones, Philosophy and the Novel (Oxford, 1975), s. 183.
88 Bkz. E.D. Hirsch Jr, Validity in Interpretation (New Haven, 1967).
89 Bkz. Stierle, The Reading o f Fictional Texts, s. 111-12.
90 Lamarque ve Olsen, Truth, Fiction, and Literature, s. 88.
91 Fredric Jameson, The Prison-House o f Language (Princeton, 1972), s.
89.
92 Terence Hawkes, Structuralism and Semiotics (Londra, 2003), s. 51.
93 Aktaran Giorgio Agamben, The Time that Remains (Stanford, 2005), s.
133.
94 Macherey, A Theory o f Literary Production, s. 434.

95 Pouletnin fenomenolojik eletirisi iin bkz. Phenomenology o f Rea


ding, New Literary History, cilt. l,n o . 1 (Ekim, 1969).
96 Friedrich Schlegel, Lucinda 'and the Fragments (Minneapolis, 1971),
s. 150.
97 Aktaran Antoine Compagnon, The Five Paradoxes o f Modernity (New
York, 1994), s. 20.
98 Eco, A Theory o f Semiotics, s. 71.
99 Age, s. 65. Bu ifade zgn metinde italikti
100 Bu balanty kuran bir istisna Monroe Beardsleydir. The Concept
o f Literature, Frank Brady, John Palmer and Martin Price (der.), Li
terary Theory and Structure (New Haven and London, 1973), s. 135.
101 Beardsley, Literary Theory and Structure, s. 39.
102 Bkz. Paul de Man, Allegories o f Reading.
103 Denys Turner, Faith, Reason and the Existence o f God (Cambridge,
2004), s. 98-9.
104 Stanley Cavell, Must We Mean What We Say? (New York, 1969), s.

66 .

105 Bkz. Quentin Skinner, Meaning and Understanding in the History of


Ideas, James Tully (ed.), Meaning and Context:Quentin Skinner and
his Critics (Cambridge, 1988). Edebi eserlere niyeti bir yaklam iin
bkz. Stephen Knapp and Walter Benn Michaels, Against Theory (Ber
keley, 1986).
106 Noel Carroll, Beyond Aesthetics (Cambridge, 2001), s. 160.
107 Margolis, Art and Philosophy, s. 237.
108 Gray, The Phenomenon o f Literature, s. 156.
109 Gale, The Fictional Use o f Language, s. 337.
110 Lamarque ve Olsen, Truth, Fiction and Literature, s. 9.
111 New, Philosophy o f Literature, s. 26.
112 Pavel, Fictional Worlds, s. 21.
113 Gale, The Fictional Use o f Language, s. 337.
114 Bkz. Gerald L. Bruns, Midrash and Allegory: The Beginnings o f
Scriptural Interpretation, in Robert Alter and Frank Kermode (der.),
The Literary Guide to the Bible (Londra, 1978), s. 629.
115 Wittgenstein, Philosophical Investigations, parag. 120.
116 Umberto Eco, The Role o f the Reader (Londra, 1971), s. 195
117 Kenneth Burke, A Rhetoric o f Motives (Berkeley ve Los Angeles,
1969), s. 50.
118 P.M.S. Hacker, Insight and Illusion (Oxford, 1986), s. 195.
119 Kitap boyunca Wittgensteinm grlerini kulanmam, ondan ok ya-

ralanm olsam da onu eletirmeden desteklediim eklinde yorum


lanmamal. Daha genel bir deerlendirmem iin bkz. Terry Eagleton,
Wittgensteins Friends, New Left Review no. 135 (Austos-Ekim,
1982).
120 Thomas E. Lewis, Fiction and Reference (Londra, 1986), s. 180.
121 Hans-Georg Gadamer, Truth and Method (Londra 1975), s. 336.
122 J. Hillis Miller, On Literature (Londra ve New York, 2002).
123 Paul OGrady, Relativism (Chesham, Bucks, 2002), s. 71.
124 Jan Mukarovsky, Aesthetic Function, Norm and Value as Social Facts
(Ann Arbor, Mich. 1970), s. 75.
125 Umberto Eco, A Theory o f Semiotics (Bloomington ve Londra, 1976),
s. 59.
126 Schalkwyk, Literature and the Touch o f the Real, s. 114.
127 G.H. von Wright ve Heikki Nyman (der.), Ludwig Wittgenstein, Last
Writings, vol. 1 (Oxford, 1982), 38.
128 Age. s.19.

Blm V: Stratejiler
1 Bkz. Jameson, The Ideologies o f Theory, s. 150.
2 rnein bkz, Kenneth Burke, The Philosophy o f Literary Form: Studies
in Symbolic Action (Berkeley, 1941); A Grammar o f Motives; Language
as Symbolic Action. Burke hakknda deerli bir yorum iin bkz. Frank
Lentricchia, Criticism and Social Change (Chicago ve Londra, 1983),
Bl. 2-5.
3 Fredric Jameson, The Political Unconscious (Londra, 1981), s. 81.
4 Paul Ricoeur, The Conflict o f Interpretations (Evanston, 111., 1974), s.
140.
5 Age. s. 81-2.
6 Jameson, The Ideologies o f Theory, s. 148. Bu metinsel retim kura
myla, Eletiri ve deolojinin nc blmnde gelitirdiim kuram
arasnda baz paralellikler var.
7 Jameson, The Ideologies o f Theory, s. 158
8 Standard Edition o f the Work o f Sigmund Freud (Londra, 1953), c. 9, s.
146.
9 Roland Barthes, Critical Essays (Evanston, 111., 1972), s. 202-3.
10 Gadamer, Truth and Method, s. 333. Elbette, ngiliz felsefecilere olan
borlarn Kabul eden baz Alman felsefeciler de vardr. Kantn Hume,
Camapm Frege konusundaki yorumlan akla geliyor.

11 Bkz. R.G. Collingwood, An Autobiography (Londra, 1939), Bl. 5, ve


An Essay on Metaphysics (Londra, 1940). ebek rnei bana ait.
12 Collingwood, An Autobiography, s. 33
13 Richard Murphy, Collingwood and the Crisis o f Western Civilisation
(Exeter, 2008), s. 115. Bkz. Giuseppina dOro, Collingwood and the
Metaphysics o f Experience (Londra ve New York, 2002), s. 64.
14 Peter Johnson, R.C. Collingwood: An Introduction (Bristol, 1998), s.
72.
15 Bkz. Edmund Leach, Lvi-Strauss (Londra, 1970), s. 82.
16 Burke, A Rhetoric o f Motives 1969, s. 5.
17 Bu konuda daha detayl bir incelememin olduu kaynak: Myths o f
Power: A Marxist Study o f the Bronts (Londra, 1975)
18 Raymond Williams, The English Novelfrom Dickens to Lawrence (Lon
dra, 1970), s. 32-3.
19 Bkz. Holub, Rception Theory, s. 88.
20 Iser, The Act o f Reading, s. 86.
21 Age. s. 95
22 Wolfgang Iser, The Implied Reader (Baltimore, Md. ve Londra, 1974),
s. 288.
23 Iser, The Act o f Reading, s. 128-9.
24 Age. s. 72.
25 Age. s. 80.
26 Stanley Fish, Why No Ones Afraid o f Wolfgang Iser, Diacritics, c.
11, no. 3(1981), s. 7.
27 Bir olay ofarak edebiyat iin bkz. see Derek Attridge, The Singularity
o f Literature (Londra ve New York, 2004), s. 58-62.
28 Biimci yazlar iin, bkz L.T. Lemon and M.J. Reis (der), Russian For
malist Criticism: Four Essays (Lincoln, Nebr., 1965), ve daha geni bir
antolojiiin bkz. L. Matejka ve K. Pomorska (der.), Readings in Russian
Poetics (Cambridge, Mass., 1971). Ayrca bkz. Viktor Erlich, Russian
Formalism: History - Doctrine (The Hague, 1980) ve Jameson, The
Prison-House o f Language.
29 Aktaran, Erlich, Russian Formalism: History - Doctrine, s. 198.
30 For Lotman, bkz Analysis o f the Poetic Text (Ann Arbor, Mich., 1976)
ve The Structure o f the Artistic Text (Ann Arbor, Mich., 1977). Riffaterre iin bkz. Semiotics o f Poetry (Londra, 1980).
31 Gln Ad nm yazarndan ok daha farkl ekillerde, strateji kavramna
tutunan baka gstergebilim trleri de var. Jean-Marie Flochun eseri
bunlardan biri: Semiotics, Marketing and Communication: Behind the

Signs, the Strategies (Basingstoke, 2001). Fransz kuram Michel Foucaultdan bu yana elbette hzlca geliti.
32 Umberto Eco, A Theory o f Semiotics (Londra, 1977), s. 139. Ayrca
bkz. Agy. The Role o f the Reader
33 Altieri, Act and Quality, s. 234.
34 Eco, Theory o f Semiotics, s. 274.
35 Iser, Prospecting, s. 224. Bu cmle, onu kast ediyor ya da etmiyor olsa
da, Wittgensteinin yaam biimleri kavramnn bir zeti olarak alna
bilir.
36 Bkz. Ricoeur, The Conflict o f Interpretations, Blm 1.
37 Iser, Prospecting, s. 224-5.
38 Age. s. 227, 228.
39 Bkz. Grard Genette, Figures (Paris, 1969) ve A.J. Greimas, Smanti
que structurale (Paris, 1966).
40 Jacques Derrida, L Ecriture et la diffrence (Paris, 1967), s. 29.
41 Lvi-Strauss, Structural Anthropology, s. 224
42 Age. s. 229.
43 Bkz. Eagleton, The Ideology o f the Aesthetic, Bl. 1.
44 Lvi-Strauss, Structural Anthropology, s. 197.
45 Clarke, The Foundations o f Structuralism, Bl. 8.
46 Eletirmen Geoffrey Hartman, onu skca bu ontolojik blnmenin belli
bir tarafna yerletiren bir dil kullanarak, William Wordsworthun ii
rinin Doa, insanlk ocukluk ve yetikinlik arasndaki, blnmez bir
devamll onaylayarak, sadece bu anlamda paradoksal olduunu gs
termitir. Bu ideolojik proje, ayrca lm, yalnzlk, sonsuzluk, dayanakszlk, derin bir hayal gc ve Doamn kyametvari bir yok olula
ilikilendirilen, Doa ve bilin arasndaki sorunsuz devamllk dnn
dokunakl zelliinin maskesini dren bir dizi g tarafndan balta
lanr. Bkz. Eagleton, Trouble with Strangers: A Study o f Ethics B1.8.
47 Ricoeur, The Conflict o f Interpretations, s. 44.
48 Lvi-Strauss, The Savage Mind (London, 1962), s. 26. Bkz. Alain Badiou, Being and Event (Londra, 2005).
49 Bkz. Alain Badiou, Being and Event. Londra, 2005
50 Bir dizi edebiyat kuramcsnn bu srece ilikin ok iyi baz inceleme
leri iin bkz. William Ray, Literary Meaning (Oxford, 1984). Rayin
almas, yap ve olayn, sistem ve durumun, kuram ve uygulamann,
bir gerek olarak ve bir eylem olarak anlamn bir eserde ve bir eletiri
pratiinde nasl birbirinden ayrlmaz olduunu gstermeye alr. Bir
ok eletirmenin gerei ve kendi kuramlarnn yetkisini tarihin ve ele

tirel uygulamann elinden bu dnm zlmeleri kurtarmak iin bu


diyalektii durdurduunu iddia eder. Bu, kendi kuramlarm bu edimsel
eylemlerden kurtarmaya alarak kendi yetkilerini glendirme ihti
yac, onlar kendileriyle elimeye zorlar. Raye gre, sadece Paul de
Man gibi post yapsalc eletirmenler bu sahte hareketten, kendi kuram
larnn kendini imha eden yapsn kabul ederek kurtulabilirler. Bu gl
fikir verici vakann gz ard ettii ise, yetkinin bu post yapsal inkarnda
ne kadar gl bir yetki biiminin dahil olduu, gcnn nasl herkesin
acizliinin itirafnda yatt, kenesisinin (boluunun) doluluu, kendi
cehaletinin kibirli farkmdal konusundaki bilgisidir. Bu kanlmaz
olarak Rayin kendi savma da uygulanmaldr. Post yapsalc oyunda,
kaybeden hereyi alr: ama en bo elle oyunu bitirmek ve bylece hem
anti otoriter hem de eletiriden de etkilenmeyen bir hale gelmesidir. Riceur, The Conflict o f Interpretations, s. 92 & 95.
51 Ricoeur, The Conflict o f Interpretations, s. 92- 95.
52 Age, s. 92-3.
53 Jan Mukarovsky, Structure, Sign, and Function (New Haven ve Londra,
1978), s. 4.).
54 Belki de, Cenevre Okulu fenomenolojisine en iyi girisel yaklam Pouletnin Phenomenology o f Readingidir. Ayrca bkz. J. Hillis Miller,
The Disappearance o f God (Cambridge, Mass., 1963). Yararl bir
yorum iin bkz. Robert Magliola, Phenomenology and Literature (In
diana, 1977)
55 Poulet, Phenomenology o f Reading, s. 59.
56 Eer bedenle ok ilgili olan postmodemizm, bu muhteem eseri gz
ard etmise, bunun nedeni kitabn lidinal beden konusunda dar bir en
dieden ok daha geni bir aralkta olmasdr.
57 Alasdair Macintyrein eseri bu davay gelitirmek iin en zenli eserdir.
rnein bkz. Agy. After Virtue (Londra, 1981).
58 Burada, sanat olarak saylan eyin edebiyat kavram kadar sorunlu ol
duunu varsayyorum.
59 Beden hakknda bu grn muhteem ekilde ele alnd bir metin
iin bkz. John MacMurray, The Self as Agent (Londra, 1969).
60 Bu mirasn belki de en deerli modem mirass Dominikli dinbilimci
ve felsefeci Herbert McCabedir. Bkz. zellikle agy. Law, Love and
Language (Londra, 1968).
61 Bkz. Denys Turner, Faith, Reason and the Existence o f God (Cam
bridge, 2004), blmler 4-6.
62 Bkz. Alasdair Macintyre, Dependent Rational Animals (Londra, 1998).

63 Bu Cebrailin anlalr bir ekilde Meryemle konutuuna inanan Aquinasa atfettiim bir gr deil.
64 Belki de, bundan sonra psikanalitik kuramn ve uygulamann bir de
erlendirmesini deil, bir tanmn veriyor olduumu belirtmeliyim.
65 Philip Rieff, Freud: The Mind o f the Moralist (Chicago ve Londra,
1959), s. 102.
66 Paul Ricoeur, Freud and Philosophy (New Haven ve Londra, 1970), s.
382.
67 Ricoeur, The Conflict o f Interpretations s. 66.
68 Post yapsalcln bir zorluu da, Deleuze, Lyotardn ilk dnemleri,
baz alardan Foucaultnun hermnetii, enejetiin yerine koyma
sdr.
69 Bu sorunun bir tartmas ve Freudun dncesine tasa bir giri iin
bkz. Richard Wollheim, Freud (Londra, 1971).
70 Bkz. Simon O. Lesser, Fiction and the Unconscious (Londra, 1960),
ss. 151-2. Ayrca bkz. Norman N. Holland, The Dynamics o f Literary
Response (New York 1968).
71 Peter Brooks, Reading fo r the Plot (Oxford, 1984), s. 37.
72 Age. s. 61.
73 Burke, A Rhetoric o f Motives, s. 37.
74 Bkz. Eagleton, Ideology: An Introduction s. 60-1.
75 Etienne Balibar ve Pierre Macherey, On Literature as an Ideological
Form, Robert Young (der.), Untying the Text (Londra, 1981), s. 88

D Z N

Amerika, 79
Bana Vietnam hakknda yalanlar
syle, 88
Goosey Goosey Gander (ninni),
230
A
Abelard, Peter, 19-20
Adorno, Theodor, 15,100,105,165
Aeschylus, 180
ahlk 27,35-6,57-9,69-77,80-3,
111, 134-5,152,
Ahlklk, 59,69
ahlaki deneyim 58,70
ahlaki gerek 76, 124, 126,134,
138, 152
ahlaki ierik ve edebi biim 77
aile benzerlii kuram 32-7,119,
143,173
Aktarm, 64,199,211-2,215
alegori 23,95,172
almlama kuram 100-3,188-193
All That Follows,125
alt metin 27, 74-5,195, 197,210,
215-6
Althusser, Louis, 55-6,104,181,
199
Altieri, Charles, 59,141,194
altmetnin ortaya kmas, 174-5,
195-7,210, 222
Amerikan Anayasas, 88

Amerikan Yeni Eletirmenleri, 191


Andrewes, Lancelot, 78
Angelanm Klleri, 118
anlam yaratma 112,149,183,196
anlam yaratma olarak emek 183
anlamsal mulaklk 54,64,145,222
anlat 34,42, 45, 65,67, 75, 77, 81,
94, 116,119,122,124,144-5,150,
185, 187,197, 220-1
anlatc 27,60, 116,132-4, 157
Anna Karenina, 116,125,132-3
Dirili, 78
Sava ve Bar, 125
Anselm, St, 20,65
Aquinas, St Thomas 14-9,22-4, 30,
33, 38, 55,185,206-8
Arnold, Matthew, 69
arzu 178,200,211-3,214-21
Atinal Timn, 72
Attridge, Derek, 99
Augie Marchn Maceralar, 39
Augustine, St, 13, 214
Austen, Jane; 68, 105,114
Austin, J.L., 129,130,136,140
Ayer, Alfred Jules, 32

B
Bacon, Francis, 17,21,116
Bacon, Roger, 14
Badiou, Alain, 143
balam 39,42-3,45,49, 50-3, 62,

69, 84, 86,90,103-4,134,139,


142,146,153-5,167, 196,203,
213
Bakhtin, Mikhail, 69,108
Bakhtinin karnaval 108
Balibar, Etienne, 222-3
Balzac, Honor de,47
Bambi (film/kitap), 75
Barchester Kronikleri, 105
Barthes, Roland, 48, 82,107,152,
178
Bataille, Georges, 103
Batman izgi roman, 124
Baudelaire, Charles, 148
Beano yll, 38
Beardsley, Monroe C., 72,117,135,
150
Beckett, Samuel, 26, 135
Beddoes, Thomas,98
Beden, bkz insan bedeni, 15,204210,214
belirsizlik 40-1,46, 53,110,190,
203
Bellow, Saul, 27
Benjamin, Walter, 31, 77,165
Bennett, Tony, 7-8
Bentham, Jeremy, 28, 138
Benveniste, Emile, 145
betimleyici 48,75,139-40,144,
156,212
Bhaskar, Roy, 115
biimcilik 100,104, 109,172,201
Biggies in the Orient, 105
bilim/bilimsel yazm 19,25, 73, 76,
80-2, 137
bilinalt 18,106,146,155,165,
173,186-7,211-20
bilind 33, 57,106,153,155,165,
173,197, 216-9
bilisellik 199
Binchy, Maeve, 99

Bishop, Elizabeth, 64
Blake, William, 71, 78,61,184, 223
Bohr, Niels, 81
Boileau, 38
Borges, Jorges Luis, 177
Boswell, James, 116
Brecht, Bertolt, 41,64,78,90,108
Bronte, Charlotte, 150,187
Bronte, Emily: Uultulu Tepeler,
152,179
Brooks, Peter, 220-1
Brown, Robert L., 31, 38, 117
Browne, Thomas, 38
Brownjohn, Alan, 82
Buluk (haecceitas), 14,21,163
Burckhardt, Jacob Christopher, 65
Burke, Edmund, 80,182
Burton, Richard, 66
Bchner, Georg, 56
C
Cad Kazan, 78
Caldern, Pedro, 65
Carroll, Noel, 154
Castiglione, Baldassare, 66
Catullus, 223
Cavell, Stanley, 33,109,130
Celan, Paul, 68
Celladn arks, 122
Cenevre okulu, 203
Cervantes, Miguel de, 98
Christie, Agatha, 94
Cicero, 116,119
Clare, John, 62
Clarendon, Edward Hyde, 38
Clarissa, 95
Clarke, Simon, 28,199
Clinton, Bill, 131
Cobbett, William, 116
Coetzee, J. M., 223
Coleridge, Samuel Taylor, 96,121

Collingwood, R.G, 96,121


Conan Doyle, Sir Arthur, 68,116
Condorcet, Marquis de, 169
Conrad, Joseph, 77
Crace, Jim, 125
Crowther, Paul, 97
Culler, Jonathan, 111, 116,140
orak lke, 157,223

D
Dabhar, kelime ve eylem olarak,
141
Dante, Alighieri, 78, 80,100
Danto, Arthur C., 139
Darwin, Charles, 81-2
David, Larry, 125
Davies, Stephen, 35
De Man, bkz. Man, Paul de, 19,
112-3,151
De rerum natura, 80
Defoe, Daniel, 74
Deleuze, Gilles, 21,27
deneyim 36,38,46,58,65, 70,724, 94-6,101-2,116,126, 130,142,
156,165,169,172-6, 184, 187,
191, 199,204,212,215
Derrida, Jacques, 27,40, 92-3,103,
107,130,165, 197
Descartes, Ren, 16,210
devrim 14,28,67, 73, 88,102,129,
183
d dnya 73, 150, 206, 213, 215
Dickens, Charles, 79
dil oyunu 16,165, 168-70
Dilthey, Wilhelm, 218
Disraeli, Benjamin, 77
Doalclk, 179
Dominik anlam kuram, 208
Donne, John, 38
Donoghu, Denis, 38
Dos Passos, John Roderigo, 109

Dramatizm, 174
Duns Scotus, John, 14,21-2
duyumsama/duyumsal 70- 93,177,
204,207-8
E
Eco, Umberto, 105,149,163,168,
193-5
edebi metinlere ikin zellikler 56,
59
edebi olmayan biimler 150,172,
221

edebi snflandrma 28, 31, 38, 85,


197
edebinin genellemeye direnii 74-6
edebiyat ve kurmaca fark 118-9
edebiyatn be zellii 39-43
Edebiyatn ift okunmas, 95
edebiyatn deeri 39,103
Edebiyatta didaktiklik, 78-9
edebiyatta propoganda, 79,161
edimsel g 153-4
Edimsel g, 153-4
edimseller 138-45
Eletiri olarak takdir, 96-8
Eliot, George, 70,180
Eliot, T.S.,67
Ellis, John, 84-91
Emerson, Ralph Waldo, 116
Emma, 95
Empati, 64,70-4
Empson, William, 69
Engels, Friedrich, 116
epistemolojik inaclk 55-6
erdem 15,45, 73-4,205
erdem etii ve edebi ahlak 73
Erlich, Victor, 58
Ernst, Max, 103
Eski dnya: kurmaca gr, 30,
37-9,40-3, 56, 64,198-9,211-3,
216,217,220

estetik 15,21,27,31,35,39,47,57,
62-7, 97, 100,120,147-8
estetik ilev 64
evrensel 27,104, 106, 117, 159, 194
F
fantezi 41,66, 71, 82,109,121,127,
143,154,178,210
Farrell, Frank, 22
Feminist edebiyat kuram, 173
fenomenoloji 15, 55, 61, 76, 93, 96,
100,165,168,173,203-4, 209,
214,224
Frtna, 178
Fielding, Henry, 152
Finnegans Wake, 67
Fitzgerald, F. Scott, 179
Forster, E.M., 138
Foucault, Michel, 27, 29,83, 90,
181
Frege, Gottlob, -33,137
Freudyen dil srmesi (parapraxis),
155,176
Frye, Northrop, 197
G
*
Gadamer, Hans Georg., 101,165,
204,218
Gale, Richard, 67,75,94-5,123,
157,160
Gaskell, Mrs, 77
Gaut, Berys, 67
genelleme 19, 26, 74-6,94
Genette, Grard, 132,196
gerekilik 19-20,26-7, 56, 77, 82,
95, 178-9,186-7
Giacometti, Alberto, 93
Ginsberg, Allen, 79
Gissing, George, 47
Goethe, Johann Wolfgang von, 66,
157, 164,167

Goldilocks ve Ay (yk), 94,


156
Goodman, Nelson, 121
Gkkua, 48
gnderge 49, 50, 57, 87, 103,144-5,
150-1,166-9,191, 198,223,235
gsterge 22,49,57, 87,93,94,106,
129,141,142, 146, 149-52,156,
162, 165-8,172-4,183, 194, 206,
208, 212-5
gstergebilim 105,172-3, 193-5,
197,203
Graff, Gerald, 94
Grahame, Kenneth, 88
gramer ve kurmaca 33,56,161-6,
170-1,224,
Gramsci, Antonio, 224
Gray, Bennison, 46,119
Greimas, A.J., 196
Guardian, 155
Gliverin Gezileri, 117

H
Habermas, Jrgen, 32
Hacker, P.M.S, 161, 164
Haecceitas, buluk, 14, 21,163
hakikat 45,49, 75-6,101, 112, 1624,180,211
Hamlet, 164,174
Hardy, Thomas, 179
Hartman, Geoffrey, 240
Hawkes, Terence, 145
hayal gc 33, 35,41,43, 59,63-6,
70-3, 96-99,118, 134, 143,170,
176, 190
Hayvan iftlii, 78
Haz ilkesi, 178,219
Hazlitt, William, 66,116
Healy, Dermot, 92
Heaney, Seamus, 41
Hegel, G.W.F. 15,21, 77, 130, 207

Hegemonya, 222,224
Heidegger, Martin, 32,75,93,130,
, 165,206
Heine, Henrich, 64
Hemingway, Ernest, 48-9, 82
Her ey makblclk, 37
Herder, Johann Gottfried, 38
Hirsch, E.D., 31,63, 81,143,218
Hjelmslev, Louis, 57
Hobsbawm, Eric, 116,120
Hofmannsthal, Hugo von, 51
Holiday, Billie, 79
Holmes, Sherlock bkz Conan Doyle,
114-6
Holub, Robert, 52
Homerik, 27
Hooker, Richard, 38
Hopkins, Gerard Manley, 14,49,
157
Horace, 100
Hough, Graham, 228
Howell, R , 115
Hlderlin, Johann Christian Fried
rich, 88,137
Hume, David, 57
Husserl, Edmund, 65, 96,100
hmanizm 107,111-2

i-l
Ibsen, Henrik, 42,78
Ingarden, roman, 203-4
Inwagen, Peter van, 115
Isenberg, Arnold, 136
Iser, Wolfgang, 103-6,189,191,
195-7,204
Isocrates, 120
ikin eletiri 111
ideoloji 21-2,37,57-8,68,78,1035, 111, 120, 146-7,165,174-5,
185-6, 191-2, 198-9, 216-23
ideolojik balam 104,181

ideolojik ilev, 186


ki ehrin Hikayesi, 132
ima 48, 95
inandrma 41,119-28, 138
nce yazm, bkz ykseltilmi dil,
150
ncil; ayrca bkz Yeni Ahit, 17,85,
116,118,122,18,184
ngiliz Bankaclk Yasas, 47
nsana Dair Deneme, 80
naclk: epistemolojik inaclk,
55-6
rade, 21-5,28, 96,143
roni, 60,157,162
ilev/ilevsellik 35,42,48-50,54,
62-6,74,79, 81,84-93, 94,103,
109-10,122, 143, 189,192, 195-6,
198,202-7,213
zlenimcilik, 179

J
Jakobson, Roman, 56,192
James, Henry, 39,58,69-70,77,166
James, P.D., 98
Jameson, Fredric; 49, 119,144, 1746, 180-1,191,194-5,210,215-6,

222
Jane Eyre, 185
Jauss, Hans Robert, 100-3,204
Jefferson, Thomas, 71
Johns, Captain W.E., 105
Johnson, Samuel, 26, 91,135, 152,
228
Jouissance, 178
Joyce, James,26,189
Jung, Carl Gustav, 213

K
Kant, Immanuel, 52, 55, 73, 120,
147,207
Kasvetli Ev, 79, 178

Kategorikletirme bkz snflan


drma, edebi snflandrma, 31, 38,
75,129
kavram/kavramlar/soyut
kavram/kurgusal kavram 13-29,
38,40, 53, 55,91,163-7, 170,172,
174
Keats, John, 49,119,157
Keinin arks, 92
kendine gnderme yapma 47
kendini gerekletirme 70,148-9,
187,205,207
Kerr, Fergus, 24
Kr Gezintileri, 116
Kzl ile Kara, 167
Kierkegaard, Soren, 32-3, 77, 165
Kingsley, Charles, 77
Klaus, Karl, 215
Kleist, Heinrich von, 50-1
Knowles, Sheridan, 63
komedi 42,98,478-9,222
Komnist Manifesto, 116
Kral Lear, 133
kurgusal gerek 138,157
kurmaca ve gerekilikte keyfiyet
21,23-4,41,141,170
kurmacann snrlan 170-1, 201
Ku Tyl Srngen, 63
kukunun askya alnmas 121,169

L
La Rochefoucauld, Franois 6 Fue
de, 116
Lacan, Jacques, 165, 169,190, 203
Lacoue-Labarthe, Philippe, 230
Lawrence, D.H. 48,63 , 187
Le Carr, John, 37
Leavis, F.R., 49,67,69,76
Lecky, William Edward Hartpole,
57
Leibniz, Gottfried Wilhelm, 82

Lenin, Wladimir Ilyich, 26


Lermontov, Mikhail Yurevich, 89
Lessing, Gotthold Ephraim, 116
Lewis, David, 115-6
Lewis, Thomas, 165
liberalizm 15,25-6,41, 77-80,102,
104,112
Locke, John, 66
Lotman, Yury, 193
Lucretius, 80
Lukcs, Georg, 21,91
Lyas, Colin, 32, 97

M
Macaulay, Thomas, 116
Macbeth, 122
Macdonald, Margaret, 114
Macherey, Pierre, 103-4, 145-6,
165,217,222-3
MacIntyre, Alasdair, 124
maddesellik 209,214
Magna Karta, 88
Mahler, Gustav, 71
Mailer, Norman, 122
Mallarm, Stphane, 88
Man, Paul de, 19,112-3,251
Mann, Thomas, 133
Mansfield Park, 105
Margolis, Joseph, 115,119,127,
156
Maria stuart, 83
Martin, Graham Dunstan, 234,236
Martinich, A.P., 115,131
Masefield, John, 67
McCormick Peter, 122
McCourt, Frank, 118
McGuckian, Medbh, 99
Meinong, Alexius, 115
Melankolinin Anatomisi, 66
Merleau-Ponty, Maurice, 93,204
metinlerarasihk 197

Middlemarch, 168,179-180
Midra uygulamas, 85,160
Milbank, John, 24
Mill, John Stuart, 38, 89,122
Miller, Arthur, 78
Miller, J. Hillis, 166,203
Milton, John, 49,78-9,88,137,
182-5
mit/mitoloji 38, 45, 91,106-7, 120,
182-3,188,197-200,
Mitchell, Adrian, 88
Moby Dick, 48,168
Moll Flanders, 66
Moore, Marianne, 132
Mukarovski, Jan, 105,203
Murdoch, Iris, 25-6, 70,125
Musil, Robert, 104
mutlu son 178
N
Nabokov, Vladimir, 80
Nancy, Jean-Luc, 47
National Enquirer (dergi), 122
Nevroz, 214,216
New York Times, 155
New, Christopher, 32, 81, 97,124,
159
Newman, John Henry, 37, 176-7
Newton, Isaac, 69,88
Nietzsche, Friedrich Wilhelm, 21,
24, 32, 163-5, 181
niyet/niyetsellik/niyetlilik/yazann
niyeti 85, 94,100,113,117-8,124,
130, 133, 135,140,142-3, 153-60,
168-9,172,180-1,184,192,186,
202,210-1,223-4
nominalizm /realizm tartmas 1329
Nouveau roman - Yeni roman, 82
Novalis, 38
Novitz, David, 74-5,115

Nussbaum, Martha, 77
Nuts (dergisi), 51
nkte ve edebiyat 42-3,195
Nkteler/fkralar, 43
O-

OGrady, Paul, 167


Ockhamh, William, 14,19,21
Odyssey, 39
Oedipus miti, 182
Ohmann, Richard, 67, 87,136
olaslk ve edebiyat 171
olay rgs 75,193,220-1
Oresteia, 83,180
Orwell, George, 78,124,159
Othello, 36,131
Overton, Grant, 47,114
reti 75, 78-80,91, 99-100,102,
108,143, 166-7,208-9
teki, 18, 67,71,106,140,165,
176,185,190,203
zclk 16-8,28-32
zclk kartl 17-8,30,32
zgnlk bkz tikellik, 14,21,28
znel bilgi 73
znellik 203
P
Parapraxis, 155,176
Parmenides, 79
Pascal, Blaise, 38
Pater, Walter, 69
Pavel, Thomas, 115,160
Peckham, Morse, 116
Peirce, Charles Sanders, 15
Petrey, Sandy, 139
Petrograd: K Saraynn yeniden
sahnelenmesine saldn, 129
phronesis 15, 75
Platon, 13,20, 32,44,69, 77, 86,
121,127,177

poetika 108, 174


Pol Pot, 71
Pollock, Thomas, 46
Pope, Alexander, 80
popler edebiyat 94
Poulet, Georges, 147,203
Prag yapsalclar, 45-6,192
Pragmatik kurmaca, 88
pragmatik olmayan edebiyat 41-2,
84, 87-91, 118,122,138, 158,183,
pratik balam 146
pratik ilev 37, 66, 87, 151
Pratik olarak erdem, 185,205
Pratik, 80,84, 87-8
Pratt, Mary Louise, 122
praxis 205
Proust, Marcel, 58, 76, 115, 131
Prynne, Jeremy, 68
psikanalitik kuram 211-5
psikanaliz 171,172,177,211-21
Pukin, Alexatder, 38,52
Putnam, Hilary, 78

Q
Quintilian, 118
t

R
radikal siyaset, 96,103,221
Rancire, Jacques, 47
Rankin, Jan, 98
Rasyonalizm, 76,28, 199
Ray, William, 64
referans/gnderme, 46-7, 73, 123,
151, 159,100,110, 167-8
Retorik, 79, 88,112, 116,120, 123,
126,135, 144, 153 156,174,184,
197,221
Richard, Jean Pierre, 203
Richards, L.A., 70
Richardson, Samuel 95,128
Ricoeur, Paul, 173-4, 201-2, 214

Rieff, Philip, 211


Riffaterre, Michael, 193
Rilke, Rainer Maria, 104, 170
Robbe- Grille, Alain, 49
Robinson Crusoe, 74
Romantizm, 35,143
Rorty, Richard, 105,141
Roth, Philip, 40
Rousseau, Jean Jacques, 125, 147
Rowley, Willaim: The changeling,
39
Rupert Bear yll, 105
Rus Biimcilii, bkz Biimcilik, 144
Ruskin, John, 69
Russell, Bertrand, 79,121
rya metni ,217-8
rya tabiri, 217
ryalar, 43,217-8
ryalarn yorumlanmas, 217
S
Saduyu, 82
sahipleniri bireycilik, 24
Samson Agonistes, 182
Sanatn cumhuriyetilii, 147
sanatn ilevsel tanm 35
sanatn kendini gerekletirme ilevi
204-7
Sanatta hiyerari, 203,215
Sartre, Jean Paul, 127
Schalkwyk, David, 108-9, 169
Schiller, Friedrich von, 83
Schlegel, Friedrich, 147
Schmitt, Carl, 17
Schopenhauer, Artur, 89
Scotus, Duns 14,21,22
Searle, John R., 32,74,117,123,
132
Sebald, W.G., 134
sembolik birleme, 199
sembolik btnlk, 25,68

sembolik eylem 140,174-5,177,


182
sembolik/ sembolik edebiyat/sembo
liklik, 28,106, 113,124,140,1747,182-3, 198-200,216,218-9
Seneca, 38
Sevigne, Madame de, 38
Shaftesbury, 3. Earl, 66
Shakespeare, William 42,49, 76, 78,
119,133-4,141,178,223
Shelley, Percy Bysshe, 37, 70, 72,
80, 112
Sherlock Holmes hikayeleri, 115
sradan ve edebi dil 50,202
Sidney, Sir Philip, 120
Sir Gawain ve Yeil valye (iir),
124
Siyasi eletiri, 173,222-3
Skinner, Quentin, 153,155
Sophocles, Kral Oedipus, 174
Southey, Robert, 98
soyut emek 20
soyut mantk 13,15,19-20,25
Sylem, 31-4,44
sz edimleri kuram, 45, 85,120,
136,138-9,141-2,150,153,156,
158-9, 160,176
Sz eylem olarak yeminler, 134,166
Sz eylemlerin yaratcl, 150
Szde nermeler, 137
Szel yaratclk bkz edebinin dilsel
etmeni, 59, 64
Sparshott, F.E., 50
Spenser, Edmund, 78
Stecker, Robert, 92
Steinbeck, John: Gazap zmleri,
78
Steinman, Martin, 31,117
Stendhal, 83,167
Parma Manastn, 83
Sterne, Laurence, 43,159

Tristram Shandy, 43
Stevenson, Charles L., 31,97
Stierle, Karlheinz, 87, 144
Stolnitz, Jerome, 76-7
strateji olarak beden 204-5
strateji olarak metin/edebiyat/sanat
154,173-224
Strawson, P.F., 141
Strindberg, August, 179
Stroll, Avrum, 115,131
Superman izgi remanan, 38
sperego, 78, 216-7, 219
Swift, Jonathan, 79
Alakgnll bir neri, 78
iir, 37,42-6,48, 51-2, 56-7,61, 65,
68, 70, 72-3, 83-5, 87-8, 91-3, 97,
99, 119, 122, 132, 143, 147-8,
150-1, 154,156-8,160,169, 170,
175,182,184,191-3,196,201-2
iirin Savunmas, 72
lovski, Viktor, 111
olohov, Mikhail Alexanderovich,
109
T
Tacitus, 57,116,120
Tann, 14-7,22-3,35, 64, 88,140,
158,168,182-5
tarihi gerek ve kurmaca, 129
tarihi mesafe ve edebi deer, 39,
100,104,135
Taylor A.J.P, 112
Taylor, Charles, 15
Temelcilik, 17
Thatcher, Margaret, 25
The Changeling, 39
The Wind in the Willows (Stler
deki Rzgar), 88
Thompson, E.P., 57,103
tikellik/zgnlk, 14,21,28, 74

Tolstoy, Leo, 78
Tom Jones, 152
toplumsal balam 43,130
toplumsal ilev 45, 84,160
toplumsal pratik olarak inandrma,
119,120,122,127-9
Toplumun Direkleri, 78
Trajedi, 65, 88, 98,179,222
Trilling, Lionel, 69
Troilus ve Cressida, 76
Troloppe, Anthony, 105
Tropik Frtna (film), 127
Turgenyev, Ivan: Arefe, 154
tmeller 14-5,19-20,25,28-9
Tr, 13,15, 17,19,20-7, 34-6,407,49, 50-69, 70-87, 90-97, 100110,212,214-5,220,223-4
Twain, Mark: Tom Sawyer, 126
U
Ulysses, 26
Urmson, J.O., 123
V
Valry, Paul, 21
Varlk ve Hilik, 127
Varoluuluk, 27,165
Virgil: Georgies, 66
Vodicka, Felix, 233'
W
Walsh, Dorothy, 48
Walton, Kendall L 116, 125-8, 132,
134, 157
Warren, Austin, 44,64,80
Weitz, Morris, 31
Wellek, Ren, 44,64
Wigan skelesi Yolu, 159
Wilde, Oscar, 69,125

Williams, Raymond, 69,98-9,103,


115,178,187
Wilson, Catherine, 72
Wimsatt, W.K., 85
Wolterstorff, Nicolas, 133
Wordsworth, Willaim, 61,63, 91,
148
yabanclama ve uzaklama, 203
yabanclama,4 4 ,192, 203
Yalan syleme, 165,140,168
Yapbozum, 40, 103, 111-3, 140,
202
Yaplatrma, 217
yapsalclk, 107,172-3,193, 196-7,
203
yapsallatrma, 189
Yaptak: mit reticisi, 200
Yaratcl engelleyen muhafazakar
yap, 38-9,54,59,62
Yaratm, 18,22- 3,143,166
Yaam biimleri, 109,111,141,
164-5
Yazarn niyeti, 117,154,192, 223
Yeminler ve edimseller, 138-145,
212
Yeni Ahit, 17,180
Yeni eletiri, 191
yorumbilgi, 173,180-2,204,217-8,
223,
yorumbilim, 59,85,101,172
yorumlama,51-4, 56, 80, 96, 161,
174,191,196,208,215
Yorumlayc topluluklar, 54
Ykseltilmi dil, ayrca bkz iir, 150
Z
Zola, Emile, 47,148

TERRY E A G L E T O N

Edebiyat Olay
T r k e s i : B a a k Y c e

Edebiyat diye bir kategoriden bahsedebilir miyiz? Gereklik ile kurmaca


nerede birbirinden ayrlr? eitli edebiyat kuramlar, metnin ne demek
olduu ve ne ie yarad konusunda bize ne sylyor? Kavram ile eyler,
sz ile eylem arasndaki iliki nedir? Kltr kuramlar ile politik durumun bir
ilgisi var m? Edebiyat bir strateji midir? Terry Eagleton daha nceki
kitaplarnda da ne srd bu sorular yeni bir perspektifle ele alrken,
edebiyatn kltr iindeki yerine, geerliliine, ilevine ve snrlarna dair
net bir bak as salyor.
Edebiyat Olay, yalnzca bir edebiyat olay deil. Edebiyatn doasna,
yapsna, dnya ile ilikisine dair temel sorular ve eitli edebiyat teorilerinin
bu konularda verdii yantlar incelerken; dil, kavramlar, gereklik, kltr ve
ideoloji gibi konularda da temel yaklamlar sorguluyor ve tatmin edici
cevaplar salyor. Edebiyat kuram, eletirel teori ve analitik felsefeyi
allmadk biimde bir araya getiren Eagleton, ona hakl bir n salayan
birikimini alldk ironik diliyle, hi olmad kadar zl ve btnlkl biimde
okuyucularna aktaryor.
Grgszlk edecek olsam, diyebilirdim ki bu kitap, edebiyatn (en azndan
bugn iin) gerekte ne anlama geldiinin makul bir aklamasn sunuyor ye
ayn zamanda hemen hemen tm edebi kuramlarn ortak bir ynne ilk kez
dikkati ekiyor. Ama dediim gibi grgszlk edip bunu dile getirmeyeceim.

18TL
www.selyayincilik.com

You might also like