TARIHGI VE TOPLUM
Akademik Tarihsiligin Topuma Ulatrilman Uzerine Diigiinceler
Salih Ozbaran.
«Glintimiizde, bir bakuma, hepimiz tarihgiyiz. Ogrenim gérmiis heskes, belli
dlstide, tariht diistinceyi igeren bir S{retim siirecinden gemistir. Ama bu durum on-
Jara, tariht diistincenin tabiat, amact, yéntemi ve faydast hakkinda yorum yapma yet
kisi vermez. Herseyden ince, bu yolla elde ettikleri tarihi di ¢ tecriibesi horhal-
de gok-yiizeyseldic; ve bunan iistiine oturtulmug yargilar da, Paris'te tek bir hafte~
sonu geciren bir kimsenin Fransiz hallayla ilgili yargilarindan hig de farkl: dopildit”(1)
Gergckten, toplumumuzda tarih bilinci yaratmak isteyen (listelik bunda kendi
algiilerine gre birhayli bagar: kazanmyg olan) kigilerin, Ingiliz tarih felsefecisi
Collingwood’un yukarida aktarlan satirlarinda belirttigi tiizden kigiler oldugunu séy-
femek pek yanlis degildir. Meslekten yetigmig tarihgi olmadiklan halde (hatt® sosyal
bilime’ olmadiklan halde) sik sik tarihten sz edenlerin, gazete ve dergi sayfalarmda
tarih regeteleri vercnlerin, akademik tarihgilere oranla gok daha fazla sayida oldukla-
mint sdylomek, sanunm, pek yanls bir yargt sayilmaz. Ote yandan, tatihin dniversite
ditzoyinde ofitimi ve dgretimi ile ilgilenen ve arastwmalar yapan akademisyenlerin,
Jah kark yaran incelemelerinden qideardiklant sonuclarm topluma ulastiramadklan,
meydant yukanda tammladigimuz kisilere buraktiklani de bir gergektir.
Aslinda, tazihgiligin cok iist ditzeye ulastig: iilkelerde, birbirlerinden pek uzak
goriinmeyen akademik ve popiiler tarihciliklerin itlkemizde aralarinda ugurum deni+
lebilecek kadar fark olmasi, yani, iiniversite ve bilim kurumlarmm yayinladiklan in-
celomelet ile piyasaya egemen olmus yayinlanin birbirlerinden uzak buluamalan, séz
Konus ortamt yaratmigtir, Arzu edilmeyen bu denli farkin yaraticlarmmn, ilk bakis-
ta, piyasa boslugunn doldurmak isteyonler olduga sanilirsa da, esasinda béyle bir bos-
luga meydan verenlerin akademisyenler, profesyonel tatihgiler, bilim cevreleri, kisa~
cast, iniversite Sgreticileri oldugunu ileri siirmek herhalde pek yanks olmaz. Yaygin
(popiiler)(2) veya Ingilia tarihgi David Thomson’un deyimi ile general practitioner(3)
(1) R.G.Collingwood, The Idea of History, London 1963 (yeni bs.) s.7.
2) Xzyom tarhlign bit apidlamast igi bakes, Emre Kongar, «Yaygnn Terieiie”,
Felsefe Kursinu Seminerlert, Ankara 1977, ss. 392-403
(3) D.Thomson, Tarihin Amact (cev. S. Ozbaran), izmir 1983, s, 12.
—1—tie tarihgiligin tam oluamaysp yerini - iilkemizde - kétii-vulgarizatér'lere kapuird ye
girtilmektedir. Ote yandan, bilim sinlanum tanumayip, tarihi idcoloji veya belli ka
hpke iginde kullanmak isteyen yada agit milliyetsilik ritzgérryla fanatik duygulare
alee cdenlorin erkileri de gézden kagmamaktadyr. Tarik, gegmisin yasanimast dogil
bilinmesi, tarih bilgisinin de topluma en uygun konulanyla yanstulmas ise, bunun
nce bilimsel yontemlerle meydana gikaridmasi lazimdir, sonra da topluma ulastiril-
misinda gereken yerine getirilmelidir.
Bu kisa yazida akademik tarihgi ile onun birakagt boslugu dolduran sézde tatih-
gilerden bahsedilecek ve ele alinan tarih konularmm toplum agismdan bir degerlen-
dirilmesi yaptlacaktsr. Baska bir deyisle, gecesli ve gerekli konular kadar (toplumu faz-
aca igoren konular kadar) ba konulanm topluma yanstiimasinda yol ve yéniemiler
aranacaktr. Tarihgi ile konulari arasindaki diyalog aranirken de Osmank tatihinden
gésterilén Smnekler cogunlukta olacaktir.
ws
‘Tarik incelemeleri ve Sfretimi yapan fakiiltelerimizin yaymlerma ve Tiirk T2-
tik, Kurumu nogirlerine bakugimuzde, bunlann counyn dogrudan dogruya. birinci
elden Kayhaklara dayamlarak yapmss,.kullanilan ‘herbir belgenin hesnbim verecek
kadar ayrmntiya gidilmis, kendine has bir tislbu bulunan ve élmi gahgma sayilan ince-
lemeler oldugunu gbririiz, Astinds, ondokuzunca ylizyil Alman tatihgiliginin bas-
latinga, bir olayin nerede, nasil, ne zaman meydana geldigini etcaflica incoleyen tatih
anlayip tatihgi igin kagmlmazdir, Aynica, bir belgenin asd veya sahtcligi, tagidigy yaxt
iiicii ve imiirekkep ‘cinti, dizerinde bulunabilecek kazmti ve silinti, yazarmm, yaprc-
sium’ Kini oldugu, inanlabilitligi, o belgenin baska kaynaklarla kayaslanmas, siiphe-
siz, tarihginin tizerinde durmast gerekli iglerdendir ve bu igler zevkle, heyecanla, daha
‘dg Snemlisi, dikkatlice yapilmalidir, Tarihgi bilmelidir ki, bazt kimseler ¢firsat bul-
duklarinda delilini ve‘ tarugmalarmns: yikmaktan geri kalmayacaklardir”(4). Aslnda,
anlatilaa her olayir inceden inceye notlanarakhesabuun yerilmesi tarihgiligin ulag-
tifa ayrmeyy: ortaya Kovmaktadir; ve bu tiir caligmaya zaten gerek vardir, tarihei boy-
Te yctisir, buna kimse itiraz etmez.
Ancak;, yapilan bitin arastirmalarin sonuglan sadece belli bir gevrenin (akade-
anik gevtenin) kollcksiyonununda kalmamah,. yayginlesurimah, genig okuyucu kit-
Ielerine ulagtirilmakdir..Harcanan onca emck ~ ve zaman - sonunda cok dar bir gevre
igin, smh kalmamalidi. Ne var ki atzu edilen ve bu gérevi yerine getirecek tatihgi-
lik. geleneginin Tiirkiye'de gelistigini sbylemek kolay. degildir.
~ Aslinda, akademuk ve yaygm tarihiliklerin birbirlerine yaklagmasmm saglayan onder
lerimiz gikmistr. Ahmst Refik’in chikéyelestirdigi tarih olaylan, birgok romanlarm-
dan fazla ragbet bulmu;, kolayca kavranir, sade oldugu kadar renkli tislubu, konulatt
aktiialiteye uydurmak yolundaki becerisi, tarihe sigmarak, actkga elestirilemeyen gin
delik olaylara dolayh yollardan parmak basmasi, onun tetulmasina ve aranmasina bas-
(4) Thomson, Tarthin’ Amact, s..26
—-2-—|
ica etken olmugtur’(5). Ismail Hakkt Uzungargth ve Enver Ziya Karal, Osinanlt Ta-
rihi(6) ile konuyee gens okuyucu yiginlerma anlaterlarken bilim adina olwintu adimlar
atuuslardet. Hatt kendilerinden sonra gelor tarihciler igin, yeni kon ségiminde, a
ragtiemalann netesinde oldugunun bilinmosinde cok yatdumet olmuslardir. ‘Ancak
pek giie sartlarda yetigmis bu antlan tarihgilerimiz, yoni arastirmalarui ssginda yazl-
mig ve cok sayida okuyucuya seslenebilen Sneii kitap yazarlanyla izlenemerijtir
(burda amatirce hazidenmis kitaplardan $2 etmiyorum). Agikga sdylemek’ gere-
kirse, onca miikemmyel incelemelere ragmien, konulari daha uzun zaman dilimleri ve
genig gergeveler iginde grea profesyonellerimiz, pek az gikabilmistir. :
Ulkemizde, arzu edilen duramun gesikmesine yol agan faktdriin tarihgi sayssi-
mun ach oldugu ileri siiriilemez. Thomsou’un ve baskalarmin da dedikleri gibi, "din.
yada bugiin olduguidan daha cok tarihgi higbir zaman varolmamagti”(?). Buniunla
birlikee, tacih kroniklerinin yaymlanmalan bitirilmeden, arsivlerde salch belgelerin
nosirleri yapilmaden iitkemizin tarthinin yazdamayacagam savunanlar da olmustir
Baska bir sdyleyisle, gogmige att olaylann anlauldigs belge ve yazma eserlenn yaysn-
lanmesina Oncebk kazandirmak isteyenlorm saytlan da kabartktx. Asinda, kaynak
gserlerin. ve. belgelerin. simdiye kadar pek azumn yaymnlanabilmis olmasi, gagdas tarih
anlayistyls devreye giren konulart iglememizi de engellemektedir. Yani alisageldigimiz
konulardan ~ devietlerarast iliskilerden, politik ve arkert tarihlerdeni~sosyal ve ekono-
mik Konulara,,killtiel olaylara gegmck istedigimizde silmtient daha da artmaktadic.
Ulkemizde, dzellikle insan guruplarmin ~ toplumun ~ tarihinin akademik konu-
Tacda ele almmas: (aragtinimalart ve 8grotilnicleri) cok yeni bir olgidut. Fransa’da
giishi Annales okulunan temsilcilerinden tinlii tarihgi Fernand Braudel, insanlarin
hepsini kapsayan konular olarak onlarm tekrarlanan hareketlerini, sessiz ve hemen ‘he-
men unutulmus ve siirckli gergelderini(8) uzusi déncinlerde gezinerek ve sosyal-
ckonomik yapilarin istatistikt bilgilere daanarak segerken hem Franstz tarihgiliginin
boyutlarm genisletmis hem de Tiirkiye’de baz: varihgiler igin, Szellikle iktisat tarth
gimiz Omer Liitfi Barkan ve arastinca kadrosu igin ctkili olmustur(9). Profeséir Halil
Inalak, alts yl Once Hacettepe Universitesi'nin diizenledigi bit kongrede, Tiitkiye’nin
sosyal ve ckonomik tarihi arastirmalarinda son 20-30 yil dncesinde goriilen geligme~
(5) Kars. M. Gokman, Tavihd Sevdiven Adam ‘Ahwied Refik Alanay, istanbul
1978, s. XL.
(6) Tick Tarih Kurumu yay:nlanndan,
(7) Thomson, Tarihin Amact, s. 1
(8) P.Braudel, Capitalism and Material Life (gev. M.Kochan), London 1973, XV
(9) Aunales E.S.C. okulunan Tiirkiye’de Osmanl incelemelerine yaptyfi etki igin
bakz. Hinalcik, “Impact of the Annales School on Ottoman Studies and
New Findings”, Review: A Journal of the Fernand Braudel Center for the
Study ofEconomies, Historical Systems, and Civilizations, vol. I, Nu. 3/4
(Binghamton 1978), 3.69-96.
—3—eri, atdan yeni adimlan dile getirirken(i0) toplumun gok daha fazla oranda ve cole
daha fazle yanman tarih konusu yapilabilecegini gdstermistic; yebanct tarihgileri bir
yana bitakarak, tilkemizde, tapu defterlerinin, kadi turanaklannm yanarnge gergok-
leri giindeme getiren, arsivlerde sakh olup, dnccieri tarihgiye ciddt konu olabilecekleri
dahi tatiglan (hated kabil edilmeyen) cesitli defter ve belgolerdeki olaylan yansi-
tan tarihgilerimiz bizleti ~ en azindan ~ belitli bir seviyeye getitebilmislerdir. 1976 yr
linda kaybettigimic Cengiz Ozhonlu'nun Osmank Imparatorlaguada yerlesim, ula-
sum, alé yapi ve schirgilik ile ilgili galismalan bizlcre bw alanda ilk bilimsel érelderini
veritken tanhginin toplum ile fiziki cevre arasindaki bedlantisna egilmesi gorektigini
gostermistir(11). Prof. Nejat Géyting’tin 16.yiizylda Mardin’i konu alan galigmas,
tagra yapisindan bir kesiti konu ederken, daha sonra gesitli rarihgilere, bir bolge veya
yorenin sosyal, ckonomik, idart ve kiiletirel yapssim ortaye gikarmada izlenmesi gerekli
yolu gistermigtir(12). Ozellikle de niifus belislenmesinde dnemli mesafeler katedil-
‘stir. Ote yendai, sosyal bilimilerin verilerini de iyi kullanarak ve gagdas tarihgilikle
kendisini gok iyi bagdasturarak galigan Dog. Siiteyya Faruki, Osmank: Klasik déneminin
Anadolu ve Rumeli girtintiistinde politik, askerf, hatr’ idari tarihi digindaki konulant
gok iyi dile gotitmistir. Kirag kesime cn iyi incbilen araséirict olmustur(13). Ornekler
Gofaltilabilir.
Ancak, bu arada, gegmigteki olaylaza, bir fizik bilgininin veya bir biyoloji wma
nian konularma kesin kanuilarla yaklesmast gibi, formiiller iginde yallagan, zahmetli
yolu bir yana bitakarck kolay regetelerle okeyucu katgisina gikan sosyal bilimecilerin
veya iktisatgilarih tarih alanina sgik tuttuklant goriildii, Gergckten, bu yolu segenlerin
okuyucudan da yaknkic girdiikleri ortaya gikta; kitaplant yeni baslalarle saga girdi;
él attklan Konularda Osman: toplumumun gogunlugu hekdinda yargilara vardilar
siyast ve asker? olaylann (Thomson'un dedigi tizere, davul ve bora sesi_tatihi (14)
digina tagarak gogunlugu temsil etmek istediler(15). Ne var ki, bir formiille veya bir
genclleme ile milyonlas: temsil etme istekleri yine tanmuuag bir iktisat tarihgisinden
tepki gordi; «tezatlata diigmemek igin, yoterli bilgilere sahip olmadan hazir yapilms
(10) H.inalcik, "Otroman Social and Economic History: A Review”, Tiirkipe’nin
Sosyal ve Ekeonomik Tarihi (1071-1920), Ankara 1980, ss.1-8.
(11) C:Orhoniwnun arlan konulorla ilgili’ gahymalart igin balez. N.Gdyiing, "Congiz
Othonlu: Hayatt, Eserleri, Sahsiyeti”, Tiirk Kiiltiirii Aragtarmalart, (Ankara
1976), s8.7-38.
(12) N. Gayiing, XVI. Yiizytlda Mardin Sancagt, Istanbul, 1969.
(13) Bir Smek igin bake, Suraiya Faroghi, “Rural Society in Anatolia and ‘the Bal-
kans during the Sixtecth Century”, Turcica, XI/1(1977), s5.161-195; Turcica,
X1(1979), ss.103-153,
(14) Thomson, Tarihin Amact, s. 45.
(15) Birkag drnek igin bake. S. Divitgiogla, Asya Uretim Tarzt ve Osmank Toplanu,
Istanbul 1971 (2.bs.); Muzaffer Sencer, Osmanh Toplum Yaptst: Azgelismis-
ligin Tarthsel Temeli, istanbul 1973(2.bs.).
—4—-ideolojik modellerle oynamakéan ve oleylart doktrin ugruna bir takim dar kahplar
igine zorla sokmny: galismak gayretinden vezgegerck daha fecl vak’a toplayarale
saligmak ve miisahhas tariht realiteye kadar inmek zarureti vardir”(16)
Gergekten, sosyal teori gelistirmek isteyen sosyal bilimeiler ve iktisavplac, stirekli
ders veren tutumlan, saveuk ve belirsiz efilimleri, bir bakima, modaya nyma diyebi-
lecegimiz davransslant yliziinden, tazihgilerce fala benimsenmedi. Tarihgiler, belge
ile gegmisi biebirlcrinden aynlmaz unsurlar olarak giriitlerken sosyal bilimcilerin’o-
dumlu katkilarint dahi tantmamakta direttiler. Ne var ki asizctikler belgelerden daha
siiksek sesle konugan tantklardir” diyen Ingiliz tarihgi Hobsbawm(17) dzelligini, stip
heyiz, ondokazuncu ytizyiln yaratnga sanayi, fabrika, orta stnf, igci smufi, kapitalizm,
sosyalizm, aristokrasi, demiryolu, liberal, muhafazakér gibi kavramlara gotirdigi yo
runt ve tislaptan almujtr. Ayni sekilde, oniig ve ondérdiincii yiizyillarde Fransa’da
kéyiin “gdriintiisiiaii ayrmtlanyla anlatan Emmanuel Le Roy Ladurie’nin, Monta~
illow’sume, dayandiga papaz kronidlerinden daha ilging lolan ve sag rekorw kirdiran
Szelligi, gobanlarin hayetmi, ortagag kéyiinde giinliik yasamu, evliligi, seksi, kaduu,
miilki, iggiligi, zeman kavramim ve benzeri kavranilari agiklarken(18) giiniimiirdeki
okuyucuyu ortagg gériintiistiyle (halkin fakicligi, saghkh yayamdan wak oluge
bilgisizligi vb. ile) mikkemmel yiiz yiize getirmis olmasidir,
$uras hemen belirtmek gerektir ki, Avrupa’da bile tarihgilik adlarm adndi-
gomez tarihgilerin ulastirdigr diizeye kolay gelmemigtir. Ondokuzuncu yiizyilda kay-
naam bulan ve gagumuin ilk yansinda yeni tarih olarak geligicilen gok yonlii tarih~
silik e¥ilimi, sadece zarif ve eglendirici anlanma esas alan tarihgilik yerine gegerken
Cambbridge Universitesi’nden J.Bury ve benzecleri ile kesin bilim kurallart igine so=
kuldu(19); sosyal bir statii icginde yasayan topluluklana durumlan kona edildi, on-
Jara yon veren kanunlar ortaya gikanldi; belli zamanlarda gliglerini gésteren gesitli
egilimlori etkileyen sartlar bulunmak: istendi. Edebt sanat veya felsefi spekilasyon igin
malzeme hazirlasa bile, tarih, kesinlik ve bilincbilirlik ile egdegerde tutuldu. Metodik
olarak da, sosyal bilimlerde uygulanan yontemler uygulandi(20).
Ancak, Avenpa’da uygulanan ve bilimselligin keskin ve ayrimihi-anlatmda kus
ru Kalan = bu tutumy, ilkemizde halen yaganan durum yaratts. Halke tarihi sevdir~
mek, onlada bir tariht davram. yaratmake amaciyla bir el kitabs hazslannyy olan in
(16) HLLBarkan, “Feodal Diizen ve Osmank Timan”, Tiirkiye Hktisat Tarihi
Semineri, Ankara 1973, s. 1.
(17) BJ Hobsbawm, The Age of Revolution, London 1979 (yeni bs),
(18) ELe Roy Ladurie, Montaillou: Cathars and Catholics in a Lrench Village
1294-1324 (gev. Barbara Bray), Penguin 1980.
(19) Kars. J. Bury, «History as a Science”, The Varieties of History (yay. F. Stem),
Cleveland 1964(yeni bs), ss.209-223.
(20) Bakz. E.H.Carr,What is History, Pelican 1965 (yeni bs.) 5.56 vd (Tiirkgesi igin
bake, Tavih Nedir (cov. M.G.Giitiirk), istanbul 1980, 35.75 vd.
—5—giliz AL.Rowsc, bu konuda digiinditkleri syle dile getirdi: «Bog vakti olan halktan
bir Kigi isin’ ideal okima parcast niteliginde bilimsel olmayan, édebf tarilt gokici bir
segim dogrultusunda ids: Ayakdan smiine rafina dayatimis ve koltuk igine gSniiilmiis,
Gibbon veyz Hime, Macaulay veya Carlylé gibilere ayak uydurmak yararh bir ig
dopildi. Daha cesur bie atihim gerekliydi. Tarih artik gretiinde ext yaygin edebiyat
Konust olatak Kklasilder'n yerini almaye yitz tuttugundan klasiklerin gramatik ve len-
guistik disiplinlerinin yerini alacak birseyler gerekliydi”. Ancak, bu gereklilik sonucu,
Rowse'ye gre, bilginkk icin iyi standart émek alam, ama halk tarafindan okunma-
yan akademik tarih ortzya gikmusur(21). Yine de bu zitlie wzun stitmemis, ingitere’de
oldugui gibi, diger Avrupa iilelerinde, gays, kahveyi yuditmlarken olcunabilecek, iini-
versite Séreticilerinin hazirladiklars metinler ortaya cikabilmigtir. ingiliz tarih edebi-
yatinda gok dnemli bir yeti olan G.M.Trevelyan, yiizytimuan ilk yansx boyunce, te
eh bilimsollike hevesi iginde, sadece raflany, siisleyen, yalnzce. wzmantasa seslenen bi-
irdigini belirémis ve edebt tariheilik igin bayrak agmayuc(22). Trevélyan’a gore,
tag belgeleri toplarken ve diizenlorken bilimsel, ancak konusunu gok sayda okuyu-
cuya gotiitebilmesi igin eitici olmalidir: cktsacas,, tarihin degeri bilimsellikte degil,
cBiticiligindedir”(23). Bu egiticiligine de ance giizel anlatumla varabilecegini savun-
mustur, (Dogru ve gérkeinli tarih okumak zihni ve karakteri o¥itir... Ne yazike ki
edebi dehast olan tarihgi sayist sinh kalmustir ve sdylenildigine gre arkes: gelmeye-
vektir”(24). Trevelyan’m tarihi topluma gitiirme yabalan iginde gésterdigi endise
nuhakkak ki yerinde idi ve cdngilizlerin sosyal tarihi”(24) ile bunun gok iyi bie &:-
negini vermisti; ancak kendinden sonra gelecek tarihgiler igin umutsuziukg igareti ver~
mesi de hakswliktt. Frans tarihgi Braudef‘in (1949 yshnda yazdigx «ll. Filip déneminde
Akdeniz ve Akdeniz dinyas”n okidugumuzda, bir bilim adanwun elinden akmis,
stirtikleyici anlatm olan bir tarih kitaby ile karglagnz; yillarin omegini kalabalik
okaycu hizmetine ne denli miikemmel sunuldugunu gériiriic(26).
iste tatih incelemeletinde ve tatih Kiéaplanam yazmaanda bu denemeleri gegit
ren Avrupa kargisinda Tiitkiye, tiniversitesinden heniiz toplumuna pek agilamamiy
bunw gerceklestirmek istedigi zamanlar da istenilon iishubu kullanamamigtir. Yarati-
Jan boslukdar cesiti girtiy ve. diigimcelorin dogrultasunda piyaseca doldurelmaya oa-
liglirken tarihin amaci saptawidnugéir. Agirt dramatize edilmig metinler, kisisel gdztin-
tiller, delili olmayan agiklamalar da akademisyenlerden higbir tepki gdrmemistir;
ayimim daha da bilyiimiistiir.
(21) AL.Rowse, The Use of History, Pelican 1963 (yeni bs.), 58.68 vd.
(22) Thomson, Tarihin Amact, s. 24.
(23) Bake, G.M.Trevelyan, "Clio a Muse", The Varieties... (Stern), s. 233
(24) Ayni niakale, s, 245. :
(25) English Social History, London 1944 (11.bs. 1965).
(26) F.Braudel, La Méiiterrauée et le Monde Méditerranéen a P Epoque de-Philippe
IL, Patis 1966 (genisletilmig 2.bs.).
—b6eOzetle ve sonug olarak, tarihgilerimizin son yullarda ele aldiklast ve’toplumu da-
ha gok ilgilendiven konulart géziniinde tatarak ve Szlemini duydugamaz bir form
ve iislup icinde, tarihi yaygin falacak {popiiler yapacak) olanlanin, tiniversitelerde 3f-
retim ve atagtirma gdrevierini yaklonmis bilginicrin yerine getirmeleri gerektigin
vargulamak isterim, Bilimin gerektiedigi kesinlik, dogruluk, tarafszlik ilkelerinden
vazgegmeyen, acik-segik bir dil ile fikirlorini akic: olarak aktarabilenlerin igi oldagunn
belirtmek isterim. Tarihin, kitaplardan gazete seri yazdlarma, televizyon ckranlarna
dékiildéigtiné gériip bu isin bir sosyal faaliyet oldugunu bilecek ve bu yolla kendisini
topluma daha de yaklagtirabilecek torihgilerin gérevi olduganu ilin etmek isterim(27)..
Boylece tarihgi, toplumun Sniine gegmisle ilgili gergekderi ortaya koymak igin ~ ve
sadece delil stoku hazirlama yerine (28) ve sayssiz olaylarm aynntth yigmlart ve kisisel
olmayan gikmalar yerine «zihninde olugan ve oradan sanalan entollektiiel bir yorum”
getivebilecektir(29).
(27) AMarwick, The Nature of History, London 1971(yeni bs.), ss. 161-165.
(28) C. Vann Woodward, "History and the Third Culture”, Journal of Contempo-
rary History. U1/2 (London 1968), ss.34-35.
Q9) Thomson, Tarihin Amact, s. 24.
—-7—