You are on page 1of 238

slamn Siyasi Teorisi

Birinci cilt: Yasama


Yazar: Ayetllah Muhammed Taki Misbah Yezdi
eviri: Mustafa Aydn

NDEKLER
nsz.............................................................................2
BRNC OTURUM.............................................................5
Siyasal slam Hakknda Gndemdeki En nemli Sorular....5
1-Giri..........................................................................5
2-slam ve Siyasi Dncenin Teorize Edilmesi.................6
KNC OTURUM.............................................................13
slamn Siyasi Dncesini Teorize Etmenin nemi ve
Gereklilii.....................................................................13
nc OturumNC OTURUM..................................24
Siyasetin Dindeki Yeri (1)..............................................25
DRDNC OTURUM.....................................................34
Drdnc Oturum.........................................................34
Beinci Oturum BENC OTURUM..................................43
slamda zgrlk (1)....................................................43
ALTINCI OTURUM...........................................................55
slamda zgrlk (2)....................................................55
YEDNC OTURUM..........................................................64
zgrlk ve Onun Kapsam ile Snr...............................64
SEKNC OTURUM..........................................................73
Devletin Yaps ve eklinin Aklanmas..........................73
DOKUZUNCU OTURUM...................................................82
Dini Dzende Kanunlarn Yerinin ncelenmesi.................82
ONUNCU OTURUM.........................................................94
Kanun, Farkl Deerlendirmeler ve Kaynak Meselesi.......94
On Birinci Oturum ONBRNC OTURUM.........................106

Kanunun tibarnn ls...........................................106


ONKNC OTURUM.......................................................115
slamn ve Batnn Deerlere Baktaki Fark...............115
Hrsz erkek ve hrsz kadnn ellerini kesin.................124
ONNC OTURUM...................................................129
slamn ve Batnn Kanuna Baktaki Kkl htilaflar....129
ONDRDNC OTURUM...............................................140
Batnn Kanuna Maddi Bak........................................140
ONBENC OTURUM....................................................149
slam Devleti, Kltrel Hareketleralmalar ve
KomplolarOyunlar.......................................................149
On altnc Oturum ON ALTINCI OTURUM........................160
Kanun ve zgrlk Konusunda lahi ve Ateist Olan ki
Kltrn Fark.............................................................160
On Yedinci Oturum ON YEDNC OTURUM......................171
Terii Rububiyetin Hakimiyet ve Yasama le rtibat.......171
On Sekizinci Oturum ONSEKZNC OTURUM..................183
Yasamann slamdaki artlar ve Konumu....................183
On Dokuzuncu Oturum ONDOKUZUNCU OTURUM..........194
slamn Devlet ve Siyaset Alanndaki zellii...............194
Yirminci Oturum YRMNC OTURUM.............................205
Devletin ve Kanunun Yerine Yeni Bak Yeri Hakknda Yeni
Deerlendirme............................................................205
Yirmi Birinci Oturum YRMBRNC OTURUM................213
slam ve Demokrasi (1)................................................214
Yirmi kinci Oturum YRM KNC OTURUM....................222
slam ve Demokrasi (2)................................................222
Yirmi nc Oturum YRM NC OTURUM.............229

nsaniyetteki Birlik lkesinin ve Yurttalarn Tabiiyetinin


ncelenmesi................................................................229

nsz
Siyaset felsefesinin en nemli ve kkl konularndan biri de, devlet ve hkmetin gereklilii
konusudur. Beer hayat, ilk ve ilkel dnemini bitirmesiyle ve insanln toplumsal yaama
geiiyle ve de insanlarn hayatnda meydana gelen yapsal deiiklikle birlikte devletin varl
kesin bir ekilde kabul edildi. Tarihte fakat kk bir aznlk, toplumda devlet diye bir organn
olmasna kar kmtr; on dokuzuncu yzylda yaayan Sen Simon ve Prudon gibi dnrler,
bu anlamda devletin varlna kar kan kimselerdi. Sen Simon, insanlk dncesinin, toplumu
tehlikeden koruyacak ve ona nderlik edebilecek bir gte olduuna inanyordu. Anaristlerin ve
devlete muhalif olan kimselerin dncesine gre insan, temiz bir yapya sahiptir ve bu yap,
insan iyi ve beenilen istek ve arzular kabul etmeye zorlamaktadr. Ayn ekilde bu grup,
devletin insan zgrlyle uyumadna ve insan zgrl ve de insan deerinin korunmas
asndan, devletin insan yaamndan karlmas gerektiine inanmaktadr.
Sosyolojik aratrmalar, insann, her zaman ve her koulda, devlet ve hkmet kurmay,
akla ve ftrata dayal kanlmaz bir zorunluluk olarak grdn gstermektedir ve bu, insann
eitlik arzusundan ve yap olarak medeni oluundan kaynaklanmaktadr. nsan, sadece toplumsal
bir hayatn ve herkesin haklarna sayg duyulduu dzenli bir tekilatn varlnda hayatn
srdrebilir. Byle olmad taktirde ise, insan hayat, dzenli bir ekil almayacak ve kargaalk,
ilkellik, vahet, hakkn gasp edilmesi ve eitsizlik orman kanunlar ve kanunsuzluk eklinde
insanlara hakim olacaktr.
Farkl devlet ekilleri ve byk toplumlar idare etmede kullanlan sistemlerde bulunan
yap ve ileyiteki nemli farkllklar; farkl tanma usullerinden ve deiik dnya grlerinden
ve de bunlarn insan farkl yorumlayndan kaynaklanmaktadr. nk insan, sadece bir cisim
olarak tasavvur edilirse, maddi adan doyurulmak, rahat yataklarda yatmak, rahatlk ve zevk,
onun iin yegane hedef olacaktr. Bu dnce uyarnca btn abalar, ehvet ve lezzet yrngeli
olacaktr. Ama insan maddeden stn ve ondan te bir varlk olarak kabul edersek ve geni bir
bak asyla insan vcudunun deiik ynlerine ve onun maddi ve manevi hasletlerine bakp,

siyasi dzenin yapsn buna gre ekillendirirsek; devlet, insann asayi ve ykseliini temin
etme amacnda olacaktr. Biz, insana ynelik bu iki ly ve bak tarzn ve de seilen
hedefleri baz alarak siyasi dnceleri ve devletlerin uygulamalarn eletirmekteyiz. nk
siyasi dncelerin asl, yukarda belirtildii gibi; bak tarz ve hedeflerden ibarettir ve bunlar
olmakszn siyasi dncelerin bir anlam yoktur.
Geri gnmzde, yeni felsefi dnceyi etkisi altnda brakan, mutlak Realizm
akmndan dolay genel bir bak asyla insana bakma ve onun yce hedeflerine dikkat
etme azalmtr ve siyaset ile ilgili nemli meselelere sosyolojik tahlillerle yaklamak ve bu
yntemle etkili zmler sunmak yaygnlam, hedef ve dnya grnden sz etmek ise
ender bir hale gelmitir; ama yce insanlk mektebinin gerek kurucular olan
peygamberlerin mektebinde ise, hedefli ve lkl olmak; hareket ve deiimin esas
olmutur. Bundan dolay, Kur-ana kapsaml ve dzenli bir ekilde baktmzda, insann
yaratlmasnn, lmn, hayatn, peygamberlerin gnderilmesinin ve ibadi ve de itimai
kanunlarn hepsinin bir hedefe ynelik olduunu ve btn faaliyetlerin, programlarn ve
hatta devlet tesis etmenin ekseninin bu nemli hedefe varmak olduunu grmekteyiz. Bu
esas uyarnca, devletler, sadece toplumlarn idaresi iin ekil almamal, aksine idareden
daha nemli olan; hidayet uyarnca ekil almaldr. nsann bir ynn baz alan devletler,
sadece insanlarn refah ve asayiini temin etmek iin alp, insan ynetmektedirler; ama
bu devletler, insann hem asayiini ve hem de manevi ykseliini temin etme peinde
olurlarsa, insann hidayete ulamasn da salayacaklardr; nk zerinde ilahi ruhu
tayan, basit maddi zelliklerin tesinde, manevi ve ruhani zellikler tayan ve bunlarn
vcudunun derinliklerine ekil verdii insann, hidayete ihtiyac vardr ve insan sadece
ynetmekle yetinmek, onu hafife almaktr.
Eer devletin nihayi hedefi; insann gzel bir akbete ulamas, Allaha yaknlamas ve
onun hidayete kavumas ise, phesiz byle bir durumda, insann gerek fayda ve
karlarn herkesten daha iyi bilen ve onun deiik zelliklerini herkesten daha iyi tanyan
bir kimse, insanlar ynetme liyakatine sahip olabilir ve bu; Allahtan baka bir kimse
deildir. Kuran ayetlerinin de teyit ettii bu konuyla ilgili akli delilden anlalan udur:
nsann kemale ulamasnn art; insann, dnyann ve ahiret aleminin hakikatiyle
birlikte insann, dnya ve ahiret alemiyle olan karlkl ilikisini bilen ve bunlara hakim
olan bir kimseye insann itaat etmesidir ve bu da; Allahtan baka bir kimse deildir. O
halde tapnmak ve hakimiyet hakk Allaha mahsustur; yani insann yegane velisi Allahtr
ve Allahn hakimiyetinin dndaki bir hakimiyet, Allahn iradesine dayanma ve onun
izninden kaynaklanma artyla merudur ve slam devletinin mihveri olan Velayet-i
Fakih teorisi bu esas uyarnca ekillenmektedir. Masum imamn gaybette olduu
dnemde; zellikle de son asrdaki zaman sreci iersinde Mslman fakih ve
dnrlerin zerinde derin bir ekilde dikkatlerini younlatrdklar ve son yllarda
mkemmel bir hale gelen Velayet-i Fakih teorisi, dini hakimiyete olumsuz bir gzle
bakan dncenin karsnda, dnya siyaset arenasnda etkili, gelien ve deiim meydana
getiren bir teori haline geldi.
slam dnyasnn, bu asrda, zerinde dnlmesi gereken iki oluuma tanklk ettiini
sylemek gerekir. Siyasete ve dini hakimiyete olumsuz bakan dnce, bu oluumlardan
biridir. Btn dinler ile; zellikle de slam ile kar karya gelen ve dini siyasi dncenin

inzivasn ve dini inancn oluturduu hareketlilii azaltmay ardnda tayan bu yeni


dnce, btn dinleri tehdit etmektedir. slam dnyasnn dnr ve bilgelerinin, bu
dncenin karsnda mantkl bir savunma yapmak iin, derin ve ciddi aratrmalar
yapp, dinin asli inanlarn aklamalar ve salamlatrmalar zorunludur. Dier nemli
oluum ise; Velayet-i Fakih teorisi esasnca oluturulan siyasi dncenin, siyasi arenada
yerini almasdr. Geri bu dnce, teorik olarak uzun bir gemie sahip olup, tarihte
belirli geliimler kat etmitir; ama bu dncenin pratik ve uygulama boyutundaki varl,
slam devriminin zafere ulamasyla balamtr.
Uzun ve srekli mcadelelerin ardndan ve mam Humeyninin akll ve dahice rehberlii
sayesinde ran slam Devrimi zafere ulat ve rann Mslman halknn ezici ounluktaki
oylaryla da slam Cumhuriyeti dzeni kuruldu. Devrimin zafere ulamasnn ardndan, bir grup
mtehit, slam dini konusunda uzman ve mmetin sekin ahsiyetleri tarafndan, Kuran
ayetleri ve slamn nurani hkmleri erevesinde, uzmanlar ve hukukular tarafndan
dnyadaki en gelimi Anayasalarndan biri olarak deerlendirilen slam Cumhuriyeti Anayasas
hazrland.
Her ne kadar, bugne kadar ki sre iersinde , slam Cumhuriyeti dzeninin kanunlar,
belirlenmi ve tespit edilmise de ve Velayet-i Fakih, dzenin slami ve meru oluunun
sembol sfatyla ve bu dzenin bekasna ve muhafazasna ynelik gelebilecek tehlikelere kar
dzeni koruyan bir kalkan olarak ve de slam Cumhuriyetinin asli bir stunu ve nemli bir esas
sfatyla Anayasada tannmsa da; devrimden sonraki gelimelerden, devrimin ideolog
kadrosunun gndemdeki meselelerle megul olmasndan ve Velayet-i Fakih teorisi hakknda
oluturulan duygusal, ar ve basit deerlendirmelerden dolay bu mesele, bilimsel olarak
doru bir ekilde aratrlamad ve aklanamad. Ancak slam nizamnn sorunlara galip
gelmesi, toplumun dzen ve asayie kavumas ve fikri adan muhalif olan kimselerin
eletirisel almalar, dikkatlerin bu konuya daha fazla bir ekilde ynelmesine sebep oldu ve
netice olarak; anlayl, zeki ve ferasetli dnrler tarafndan, bu konunun deiik ynleri
akla kavuturuldu.
slamn Siyasi Teorisinin aklanmas gereklilii, bu teorinin siyasi dzenler iersindeki
yerinin tantlmas ve bu teori hakkndaki phelerin, kukularn ve fikri mcadelelerin varl ve
de dahili ve harici dmanlarn Velayet-i Fakih dzenine kar her ynl saldrlar gz nnde
bulundurularak, dini deerleri ve vahye dayal retileri savunmak amacyla feraset sahibi, bilge,
alim ve yorulmaz mcahit Ayetullah Misbah Yezdi tarafndan, Tahranda klnan Cuma
namazlarnda verilen hutbelerden nce slamn Siyasi Teorisi hakknda bir dizi konuma
yapld. Elinizdeki eser, bu konumalarn dzenlenmi ve gzden geirilmi hali olup, saygl
Kerim Sphaninin kalemiyle kitaplatrlm ve de Yasama ve Yrtme adlaryla iki cilt olarak
aziz okuyucularn istifadesine sunulmutur. Son olarak bu kitabn dikkat ve dnce ehli
kimselerce ve mam- Zaman tarafndan bir hizmet olarak kabul edilmesini diliyoruz.

Vesselm
mam Humeyni Eitim ve Aratrma Messesi

26 /4 /1999

BRNC OTURUM
Siyasal slam Hakknda Gndemdeki En
nemli Sorular
1-Giri
phesiz devrim ve nizammzn en nemli kazanm ve getirilerindengetirileninden biri de slam
mmeti iin saysz bereketleri olan Cuma namazdr. Cuma namaznn yan faydalarndan biri
de cuma hutbelerinde, hutbeden nceki konumalarda veya iki namaz arasnda, eitli ehirlerde
halkn ilgisine sunulan gerekli eitim ve bilgilerdir Devrimden sonraki sre ierisinde inan,
eitim, ekonomi, fikir ve benzeri alanlarda uzmanlar, alimler ve hatipler tarafndan cuma
namazna gelenlere ve medya sayesinde de halka hitaben deerli konumalar yaplmtr.
Ben de son yllarda slamislaimi nan ve Deerler Sisteminde Tevhit bal altnda bir dizi
konuma yaptm ve bu konumalar kasetlerden deifre edilip dzenlendikten sonra
kitaplatrlarak okuyucularn ilgisine sunuldu. Dostlarn neri ve srarlar zerine gelecek
oturumlarda da slamn Siyasi Teorisi adl konuyu ele almay kararlatrdk. Allah-u Tealadan
bu nemli ite bize yardmc olmasn,; kendisiyle rzayetini kazanacamz ve de slam
mmetine faydal olacak eyleri bize ilham etmesini, aklmzda bulundurup syletmesini mit
ediyoruz. Bylece bu nemli konuyu yce ve ahadet a slam mmetine sunmak istiyoruz.
Konumuzun bal kapsaml ve ierikli olmasndan dolay birok konuyu farkl dzeylerde
ve farkl erevelerde ortaya koyup, akc ve sade bir slupla veya ar ve akademik bir slupla
tartmak mmkndr. Elbette mamn hareketinin balamasndan, yani 1962den bu yana, bu
konu eitli ekillerde gndeme gelmitir. Makale ve kitaplar yazlp, birok konumalar
yaplmtr. Ama halkn orta kesiminin istifade edebilecei dzeyde, dzenli bir ekilde konularn
gndeme getirilmesi az olmutur.
Bu noktaya dikkat ile dostlar, halkn genelinin anlayaca tarzda, genlerin ve halkn dier
kesimlerinin ihtiyalarna cevap verebilecek bir dzeyde konunun gndeme getirilmesini
istediler. Elhamdlillah kltrel olarak halkmz iyi bir seviyededir ve zellikle son yllarda
kltrel olarak nemli ve dikkate deer bir ekilde gelime ve olgunlama kaydetmitir ve birok
ar ve g konular halk tarafndan iyi bir ekilde anlalmaktadr. Fakat bununla beraber ilmi
beyan tarz, ilmi merkezlere, niversitelere ve havzaya has bir ekilde
kullanlmaktadrgereklemektedir. Tartma ve halk ile konuma slubunun ise, mmkn
derecede ilmi ve zor stlahlardan arnm olmas lazmdr. zel aratrmalar olmayan halkn
geneli de bu konulardan yararlanabilmelidir. Elbette una da dikkat edilmelidir ki slamn
Siyasi Felsefesi diye ifade ettiimiz konu, kapsaml bir nitelie sahip olduu iin, yz
oturumda dahi bitirilebileceini sanmyorum. Bundan dolay, vaktimizin kstl olmasn ve
oturumlar iin yaplm program da gz nnde tutarak, mecburen baz konular semek

durumundayz. Bunlarn da topluma gerekli olan ve haklarnda soru ve phelerin bulunduu


konularn olmasna dikkat edeceiz.
Dikkat edilirse, slamn Siyasi Felsefesi bal kelimeden olumaktadr ve her da
zerinde durulmas ve aratrlmas gereken kelimelerdir. Siyasi Felsefe ibaresi mana ynyle
deiik ekillerde de kullanlr. rnein siyaset ilmi karsnda siyaset biliminin felsefesi ve
siyasi felsefe gibi... Ama genel olarak bizim burada Siyasi Felsefeden kastmz; slamn devlet
ve siyaset hakkndaki teorisini ortaya koymaktr. Elbette bu da belirli usullere dayanmaktadr ve
slamn siyasi devlet dncesi sadece bu usullere dayanlarak aklanp, izah edilebilir.

2-slam ve Siyasi Dncenin Teorize


Edilmesi
slamn devlet ve siyaset hakknda kendi has bak asnn olduunu ve bunun da slamn
kabul ettii esaslara dayandn gndeme getirdiimizde ilk etapta akla u soru gelmektedir:
slamn siyasi bir teori ortaya koymas iin, dinin devlet ve siyaset hakknda kendine has bir
grnn olmasnn gereklilii var mdr? Kki bylece slamda siyasi bir teori ortaya koymak
istesin? te bu soru asrlarca eitli lke ve toplumlarda gndeme gelmi ciddi bir mesele olup,
lkemizde de merutiyetten bu yana sz konusu edilmi ve hakknda deiik tartmalar
yaplmtr.
Elbette rahmetli mam Humeynininn beyanatlarna ve ehit Mderris tarafndan siyasi
dncemizinendiemizin derinliklerine kaznan; Dinimiz siyasetimiz ve siyasetimiz de
dinimizdir adl mehur slogana dikkat edilirse, bu mesele halkmz iin hal olmutur. ve
Hhalkmzn bu soruya ak bir cevab varbulunmaktadr. Ama dinin siyasi grnn
aklanmask ve dinin siyasetle olan ilikisinin ekli, aratrmaya ve tahliletartmaya muhtatr.
Bat kltrnde dinin kapsamll sz konusu deildir. Batda din siyasi ve itimai alanlar
kapsamayacak bir ekilde tarif edilip,mekte ve sadece insann ve- Allah ilikisini, Allah ile ahsi
ve ferdi ilikiyi dzenleyen bir unsur olarak alglanmaktadr.
Bu gre gre, siyasi, itimai ve uluslararas meseleler,; devlet ile halkn ve de devletler
arasndaki ilikileri, insan ve Allah ilikilerinin dndadr. N ve netice olarak da din bu konulara
yabancdr. Bunun aksine; Mslmanlarn dnya grne gre dinin kapsama alan olduka
geni olup, ferdi ve sosyal meseleleri de kapsamakta ve insann Allah ile ve insanlarn birbiriyle
olan ilikilerini ve de btn toplumsal, siyasi ve uluslararas meseleleri iermektedir. nk
slamn nazarnda Allah dnyaya ve insana hakimdir. Bundan dolay, siyaset, iktisat, eitim,
retim ve idarecilik sahas ve insanlarn hayat ile ilgili dier meseleler de, dinin hkm ve
deerlerinin kapsamna girer.

3-slamn Siyasi Teorisi zgndr

slamn siyaset ve devlet hakknda gr sahibi olduunu ve kendine has bir teorisinin
bulunduunu kabul ettikten sonra, bu teori hakknda akla baz sorular gelmektedir. rnein
Acaba slamn siyasi teorisi zgn mdr, yoksa baka bir ekol m benimsemitir? Daha ak
bir ifadeyle, slam Allah tarafndan gnderilme sfatna haiz bir dnceye sahip midir? Veya
Allah tarafndan inzal edilen, uyulmas zorunlu ve ak hkmler gibi bir teori mevcut mudur?
Bu soruya yle cevapb verebiliriz: Birok meselelerde akl selim ile hareket eden insanlarn
belirli metot ve hareket tarzlar vardr; ki bu hareket tarzlar slam tarafndan onaylanm, deyim
yerindeyse bu akl selim ile hareket eden insanlarn davranlarnn slam tarafndan kabul
ediliine de akl sahiplerinin metodunun onaylanmas denilmitir.
Genel olarak halkn yapt baz iler; rnein toplumun icat ettii tarzlara gre yaplan ve
de Allahn onaylad al veri, kira, sigorta ve benzeri eyler, aklllarn tarzlar olarak
bilinmektedir. imdi akla u soru gelmektedir: Acaba slamn siyaset ve devlet ile ilgili
dncesi de bunun gibi midir? Yani akll insanlar siyaset ve devlet hakknda bir teori
oluturmu ve teyit etmiler, slamda bunlar onaylayp tasvip mi etmitir? Ya da slam, kendine
has, dier teori ve dncelerin karsnda, kendisinin kurduu ilahi bir dnce mi
nermektedir? Gerekte slam siyaset ve devlet hakknda ve de siyasi ve itimai meselelerde
kullanlan baz usul ve metotlar ile ilgilihakknda dzenleyici ve zgn bir role sahiptir. Yani
sadece akll insanlarn dnce ve tarzlarn onaylayp benimsemesikabul sz konusu deildir.
eitli ekillerde devlet ve siyasetin felsefesi konularna aina olanlar, bu alanda deiik
dncelerin olduunu bilirler. Bunlardan biri de tanrsal devlet anlamnda Teokrasidir. Bu
dnce orta ada kilise tarafndan uygulanm ve kilise, zellikle de Katolik kilisesi, insanlar
Allahn verdii yetkilerle ynettiini iddia etmitir. Bunun aksine, baz Hristiyan frkalar da
Hz. sann dininin aslnda siyasi meselelerle irtibatl olmadna ve deyim yerindeyse dinin
siyasetten ayrlmas gerektiine inanyorlard. Baz Hristiyan frkalar ise, zellikle de Katolik
sistem,, orta ada, dinin siyasetle i-ie olduu fikrinin taraftarln yapp hkmet ediyor ve
hkmetin Ppapann hakk olduuna inanyordurlard. Onlar, kilisenin Allah tarafndan yetkilerle
donatldna, bu yetkilerle insanlara Allah adna hkmet edebileceklerine ve halkn da Allah
adna Papaya itaat etmesi gerektiine inanyorlard.
Bu ekil devlet tarz da Teokratik Devlet adn ald. Acaba insanln oluturduu devlet
modellerinin dnda, slamn zgn bir dnce ve bak asnn olduunu ve ilahi devlet
eklini nerdiini sylediimiz zaman, bundan kast batda bilinen ve bat kltrnde tanrsal
devlet eklinde alglanan teokrasi devleti midir? Acaba teokrasi devletinde olduu gibi,
Allah hakim gce geni yetkiler vermi midir, hakim g istedii her ekilde insanlara hkmedip
emir verebilir mi ve halkn hakim gcn istek ve ynelileri dorultusunda hareket etme
zorunluluu var mdr? Acaba bizim savunduumuz velayete dayal ilahi devlet esaslarna,
slamn siyasi dnce temellerine ve Velayet-i Fakih sisteminin esaslarna gre, Veliyy-i Fakih,
gnlnn istedii ekilde halk ynetebilir mi, kendi bak asna uygun kanun koyup
uygulayabilir mi ve halkn onun emirlerine gre hareket etme zorunluluu var mdr?
Bu ok nemli bir soru olup, hakknda yanl anlaylarn ortadan kalkmas iin geni/kapsaml
bir aratrma ve tahlil yapma zorunluluu vardr.

Genel anlamdaolarak yukardaki sorunun cevab udur: Bizim inandmz ilahi devlet ile
bat teokrasisi arasnda yerden ge kadar fark vardr. slamn ne srd ilahi devlet
modelinin, Hristiyanln, zellikle de Katolik sistemin, Allah ve kilise yneticileri adna ne
srdkleri devlet modeli ile ayn olduunu dnmek bir yanl anlamadr ve onun olup
nnn alnmalmas lazmdr.
Siyasi dnce sahipleri, devleti geni bir bak asyla ikiye ayrmaktadrlar.
1-Diktatr devletler
2-Demokratik devletler
Elbette bu her iki modelin de kendi iinde deiik ekil ve eitleri vardr. Bununla beraber genel
bir anlamda devletler iki ksmdr:
Birinci ksm devlet modelinde gc elinde bulunduran ahs, gnlnn istedii ve
arzulad ekilde btn ilere karr, kendi bana karar alr ve halkn ba emesini salamak
iin de eitli yollara ba vurup genellikle de zor ve askeri gten yararlanr. Bu devlet modelinin
karsnda,halkn irade ve istekleri dorultusunda oluan,halkn kendi oylaryla kendi
yneticilerini setikleri ve yneticilerin de halkn irade ve istekleri dorultusunda hareket
etmekle mkellef olduklar ve bunun da meruiyetin kayna olduu demokratik devlet modeli
bulunmaktadr.

4 -slam Devletinin Mahiyet ve Unsurlar


Batdaki yaygn olan genel deerlendirmeyi kabul edip, devletlerin fakat diktatrlk ve
demokratik/ halka dayal diye iki kabul ksmn dnda olmayacana inananlar, slamn devlet
modeli diktatrlk mdr, diye bir soru yneltiyorlar. Devletin bana geen biri,rnein,iinde
bulunduumuz bu zamanda Veliyy-i Fakih[1]
( slam nazarnda gerekli zelliklere haiz nder.) istek ve ynelileri dorultusunda, g gsterisi
yapp,
silah yoluyla m devleti ynetmektedir, yoksa bunun dnda baka bir devlet modeli mi vardr?
Bu anlamdaki devlet batda teokrasinin karsnda kabul edilen demokrasi midir? Ya da nc
bir devlet modeli mi vardr?
ki ksm olan ve kabul edilen deerlendirmeye dikkat edilirse, slamn devlet eklmodeli
sz konusu iki devlet modelinin dnda kalamaz. Baka bir ifade ile, slamn devlet modeli ya
diktatrlk ya da demokratik bir dzendir. Bbu surette devlet halka dayal olmal ve, batda ki
lkelerde ve demokratik devletlerdeki normlar slam devletinde geerli olmaldr . Byle
olmad taktirde ise slam devleti halka dayal olmayacakp ve, fakat bir ferdin irade ve
isteineklerine dayal bir ekilde ynetilen diktatr bir devletten ibaret olacaktr. Bve bizim de
nmzde nc bir seenek yokturkalmayacaktr. Sorulan sorulardansuallerden bir dieri de

udur: slam devletinin esas ve ncelikleri nelerdir? Daha ak bir ifade ile idarecilik ve topluma
yn verme konularnda slam devletinin zgnlnn belirginlemesi iin uyulmas gereken
esaslar nelerdir? rnein bizim fkh ve kltrmze aina olanlar, namaz iin belirli esaslarn
ngrldn bilirler ve eer bu esaslar bilerek veya bilmeyerek terk edilirse namaz batl
olmakta ve onlar olmakszn namazn mahiyet ve hviyeti ortadan kalkmaktadr.
Bir devleti, slam devleti olarak adlandrabilmemiz iin, o devletin varln dayandrd
baz esas ve unsurlarn olmas gerekir. Eer bu esas ve unsurlarda bir noksanlk ve eksiklik
meydana gelirse, slam devleti oluamaz. Sz konusu esas ve unsurlarn slam devletinin
ekillenmesindeki nem ve rollerine dikkat edilirse, bunlar tanma zorunluluumuz ortaya
kacaktr. Bu surette devletin slamislaimi oluunun l ve referansn tanm olup, mahiyet
ve ekil ynnden slam devletini slamislaimi olmayan devlet modellerinden ayrabileceiz.

5-slam Devletinin Yaps, Yetkileri ve Vazifelerinin Kapsam


nmzde bulunan bir dier soruda udur:Acaba slamn devlet hakknda belirli bir
modeli var mdr? Bildiiniz gibi, bugn dnyada deiik devlet
modelleri bulunmakta ve
gemite de bugn ortadan kalkm baz devlet modellerinin var olmu olduu
bilinmektedir.
artl veya mutlak saltanat modeli, cumhuriyeti, parlamenter veya bakanlk modeli ve
teokrasi modeli baz devlet modelleri olarak zikir edilebilir. slam, bu modellerden birini mi
kabul etmekte yoksa yukardaki modellerden farkl baka bir devlet modeli mi nermektedir?
Veyaveya slam, belirli bir devlet modeli nermeyip, fakat tm zamanlar iin geerli olan ve her
devlet modelinin uymas gereken belirli l ve referanslar m ngrmektedir? rnein, slam,
adalete uyulmasn emir etmitir, bununla beraber adaletin hangi tarzda uygulanaca konusu
zamann ve mekann artlarna bal olmaktadr. Bylece dnyann her blgesinde ve her zaman
diliminde adaletin zgn bir ekilde uygulanmas mmkndr. Burada slamn belirli bir tarzn
seiminde emir ve srar olmayp, devletin slamilii llere baldr. slamn belirli bir devlet
modelinin olduunu farz edersek, bu surette sz konusu devlet modelinin esaslar sabit olup
esneklii olmayan bir yap m arz etmekte yoksa az ok bir esneklik sz konusu olmakta mdr?
slamislaimi devlet modelinin esaslar hakknda sorulan bu tr sorular yantlamaka cevap
vermek lazmdr.
Gndeme getirilen bir dier soru da devletin felsefesi si
hakknda olup udur:slam
devletinde ,ister fert ister ura isterse zel bir heyetten tekil olunan hakim gcn veya
yneticilerin baka bir deyile devlet sisteminin hangi yetkileri ve ayn orantda hangi grevleri
vardr? nk tarihte ve iinde bulunduumuz bu zaman diliminde devletlerin halka ynelik
kabul ettikleri sorumluluklar farkl olmutur. Baz devletlerde yetkiler ve yetkiler orannda da
grevler olduka snrldr. Bu eit devlet modellerinde devlet fakat belirli ileri yklenip
dzenin bekasn korumak iin genel ncelikleri yerine getirmeyi zerine alr, dier iler ise
halka braklr. Ancak baz modellerde ise devlet, geni yetki ve buna bal olarak da ar
grevlere sahip olup, yerine getirmekle mkellef olduu nemli sorumluluklar yklenir. Bu
grevlerin yerine getirilme zorunluluu vardr. Dr ve devlet bunlar halka brakp, sorumluluktan

kaamaz. nk halk, devletten bu sorumluluk ve grevlerini yerine getirmeye ynelik halkn


talep hakk sakldr.

slamn siyasi felsefesinde devlet iin ngrlen yetki i ve grevlerin aa kavumas


lazmdr ve phesiz grev ve yetkilerin orantl olma zorunluluu vardr. Bir insann zerine bir
grev ykleyip, bu grevi yerine getirebilecek yetkilerin o ahsa vermemek doru bir tavr
deildir. Bu anlamda, slam devletinin hangi grevleri ve bu oranda da ne kadar yetkileri vardr,
diye bir sorunun sorulma gerei vardr.

6-Halkn slam Devletindeki Rol ve Dier Baz Sorular


Bugn, basnda ve halk arasnda gndeme getirilen ciddi sorulardan biri de; halkn, slam
devletindeki rol, tad grevleri ve haklarnn ne olduudur. Ayrca slamn ilk dneminde;
yani Hz. peygamber (s.a.va) ve Hz. Ali (a.s) dnemlerinde ve de Hz. Hasan (a.s) dneminin bir
blmnde kurulan devletlerin nasl bir ekil ve yapya sahip olduu; meyye oullar ve
Abbasiler ve de bakalar tarafndan slam corafyasnda devlet kuranlarn ne kadar slama
bal olduklar, sorulan suallerinorularn bir dier ksmdr. Devletin slamiliinden
bahsettiimiz zaman yukarda sralanan devletlerden hangisini slam devleti olarak tantabiliriz?
Esasen tarihteki slam devletlerinin kurulu seyri nasl bir seyirdi ki sonuta, slam devrimi
sayesinde bu tarzda bir devletin ran da kurulmas sonucunu verdi.
Elbette yukarda belirtilen sorularn yannda,
ayrntlarla da ilgili baz sorular bulunmaktadr. Acaba devletimiz, yzde yz slamislami midir
ve slam devletinde bulunmas gereken unsur ve llere sahip midir, slamislami artlara haiz
olduu dnlse bile, acaba bu devlet kendi misyon ve grevlerini yerine getirmekte midir, ve
de slamislaimi deerlere zenle riayet etmekte midir? Ayn ekilde bu devletin hangi eksiklik
ve noksanlklar bulunmaktadr? Bunlar dile getirilen sz konusu sorularn bazlardr.

7- slamn Siyasi Teorisinin Metodolojisi

slamn siyasi felsefesi ile ilgili aklama yapmadan ve ne srlen phelere ve de sorulan
sorulara cevap vermeden nce, bu konuyla ilgili aratrma ve alma yapma konusunda hangi
metot ve yolu sememiz gerektiini belirtme zorunluluu vardr. Baka bir ifade ile, bu konunun
metodolojisi nedir? Bu konunun ncllerinin bulunduu bir gerektir ve olup bunlara
deinmenin zorunluluu varbulunmaktadr. Acaba konumuzun metodu akli midir? ve slamn

siyasi teorisini akli delillerle mi aklamalyz yoksa konumuzun metodu dnmeyi


gerektirmeyen, sadece nakli bir metot mudur?
Yani devletin siyasi yaps ve usulleri bir takm dini nitelikli haber , ayet ve hadisler
zerine mi kuruludur? Veya realitede, slamn siyasi gr de tecrbe ve deneyimlerden
etkilenen ; doruluu ve yanll pratik tecrbeyle anlalabilen bir olgu mudur? Bu esas
uyarnca konumuzun metodu tecrbeye dayanacakl olacak, deerlendirme ve dncelerin
referans ise, slam devletinin tecrbesi olacaktr. Konumuzun akl ve dnceyle ilgili bir yn
vardrsz konusudur., Bbunu gz nnde bulundurarak akli meselelerde kullanlan metodun en
az iki snfa ayrld belirtilmelidir :
1-Cedel metodu
2-Delillerle bir meseleyi ispatlama metodu
Bir kimseyle bir konu hakknda tarttmz zaman ve konuyu akli bir usul ile aratrmak
istediimiz zaman, nmzde iki yol bulunmaktadr:
1-Biz ve rakibimiz bir takm usul ve llerde ittifak edip, ortak ve de kabul ettiimiz usul ,
referans, l ve temeller esasnca bilinmeyen konular aydnla kavuuncaya dek tartrz.
2-Bu yntemin karsnda bulunan, delilli yntemde ise,
btn ncller ispatlanr ve bylece kesin inanlan , ilk ak ilk nermelere ulalr ve bu
yrngede ve bu esaslar uyarnca ak ve kesin olan delil ve kantlar ne srlr.
phesiz Bburada, delilli yntemin benimsenmesi phesiz ki konumuzun uzamasn
salayacaktr. rnein, biz, delilli yntem ile slam devletinde adalete riayet etmenin
zorunluluunu ispatlamak istersek, ilk nce adaletin niteliini aklamal, sonra da adaletin nasl
uygulanabilecei sorusunu cevaplamalyz. Adalet, zgrlk ile bir arada olabilir mi yoksaveya
olamaz m, adaletin ls kim tarafndan tayin edilmelidir, acaba adaletin ls Allah
tarafndan m yoksa halk tarafndan m tayin edilir? Bu ekilde sorulan yukardaki sorulara
deindikten sonra, bu konularda akl hangi lye kadar deerlendirme yetkisine sahiptir? Acaba
akln deerlendirmesi greceli midir yoksaveya mutlak mdr? Diye suallerorular sorulmaktadr.
B ve bylece konu genileyip sonunda ilk usuller ve Epistemoloji bilimi hakknda suallerorular
sorulmaktadr. B ve bunlarn da zme kavuturulmas gerekmektedir.
Realitede akl nedir, ve ona nasl ulalabilir, ve de onun nitelikleri nedir? Akl nasl bir
ekilde kant getirir, ve akln itibarnn ve de hkm vermesinin ls nedir? Eer btn bu
konu ve ilk ncllere deinirsek, tabii olarak deiik bilimler hakknda tartma ve aratrma
yapmamz gerekecektir.
Delilli tartma tarz salam ve tatmin edici olmakla birlikte bu
yntemin seilmesi halinde sylediimiz gibi
bir ok bilimden deiik konular hakknda yardm alma gerei ortaya kacaktr. Ayrca ok az
insan genel olarak btn bilimler hakknda ok az insan bilgi sahibi durumundadr.lar Hve her
bilim dalndaki uzmanlar, fakat snrl meselelerle ilgilenebilmektedirler. Bu anlamda konular

tek, tek bir ekilde bu metotla incelemek dayanlmaz bir i olup, uzun yllar gerektirmektedir.
Biz de konumuzu aratrma ve aklama noktasnda bahsedilen delilli metottan yararlanrsak ve
meseleleri temel ve ak usullere varncaya dek tek, tek incelersek, vaktimizin az olmasndan
tr dndmz konularn aratrmasn yapma durumunda olamayacaz. Bundan dolay
zellikle sade ve g olmayan ve de rahat anlalabilen delillerin sunulabildii konularda delilli
metottan istifade edecek ve dier konularda ise cedel metodunu kullanacaz. nk cedel
metodu, gerekte hedef ve neticeye varma yolunda kestirme bir yol olup genel ve kapsayc olan
en uygun tarzdr. Bundan dolay Allah-u Teala Kur-ann deiik yerlerinde slam dmanlarn
ikna etmek iin salam ve sarslmaz olan bu slup ve tarz kullanm ve bizi de dier insanlarla
olan tartma ve konumalarmzda bu tarz Kullanmaya davet etmitir.



Rabbinin yoluna hikmetle ve gzel tle ar ve onlarla en gzel bir biimde mcadele
et[2]. (Nahl-125)

KNC OTURUM

slamn Siyasi Dncesini Teorize Etmenin


nemi ve Gereklilii

Geen oturumda, aziz dinleyicilerin bu bir dizi oturumda hangi konularn gndeme geleceine
dikkat etmeleri asndan, slamn siyasi teorisi bahsinin indeksini ve bu dorultuda bahsin
benimsenmi olan eksenlerini beyan ettim. Bugn de Allah-u Tealann verdii g orannda, bu
konunun nemi ve iinde bulunduumuz toplumda gndeme getirilmesinin gereklilii hakknda
konuacam.

1-Dou ve Batnn slam Devrimine Kar Tavrlar


Bu konunun nem ve gerekliliinin aydnla kavumas iin, kendi lkemizin ve slam
lkelerinin son asrdaki tarihlerine deinmek zorundaym. Bildiiniz gibi tarih boyunca srekli
dnyaya tapan, kudret ve makam sevdals zorba bir aznlk fitnelerin genel kayna olmutur ve
halen de olmaktadrlar.
nsanln yerleik bir hayat ekline ynelmesi ve toplumsal dzenlerin kanun ve ilgili bilimler
esasnca gelitikleri oranda bu eytanlklar da daha bilimsel ve dakik bir ekilde ve de kanun ve
kurallara gre yaplmaktadr.
kinci dnya savandan sonra dnyadaki zorba gler, dnyada iki g merkezinin olduu
neticesine vardlar. Yani, batdaki kapitalist g merkezi ve doudaki Marksist g merkezi,
savalardan elde ettikleri baarlar da kullanarak hakimiyetlerini dier milletlere kabul ettirdiler.
Bunlar kendilerinin karsnda dier bir lkenin kuvvet elde edip, ba kaldrmasna ve hareket
kabiliyetinin olmasna engel olmaya altlar. te taraftan tarih boyunca bu kargaalk ve
fitne karanlarn karsnda ba kaldranlar peygamberler ve onlar takip edenler olmutur. Bu
anlamda bu zorba ve zalimlerin zulmn ne pahasna olursa olsun kabul etmeyen tarihte birok
dindar insan bulunmaktadr. Bundan dolay zorba gler srekli peygamberleri ve onlarn
takipilerini kendi dmanlar olarak hesap ediyorlard. Ama ikinci dnya savandan sonra ve
dini gcn simgesi durumundaki kilisenin genel bir ekilde sahneden ekilmesinin ardndan
dnyada bu glerin karsnda baka bir gcn daha olabilecei dnlmyordu.
Ama emperyalistler, son otuz ylda inanlmaz bir ekilde Ortadou ve randaki hayret
uyandran hareketler ile karlatlar. Emperyalistler, ilknce, randa balayan hareketi slam
lkelerinde deiik zamanlarda ortaya kan, kapsaml olmayan ve rahat bir ekilde yenilgiye
uratlan slamislaimi hareketler gibi sandlar. Onlar,Emperyalistler elde ettikleri tecrbeler ve
kullandklar zel metotlar ile bu hareketi kkl olarak etkisiz hale getirebileceklerini
dnyorlard. Ama ne kadar altlarsa da bu hareketin dier hareketlerden farkl olduunu,
grmekten kendilerini alamadlar. Sonunda randaki slamislaimi hareketin nda bu blgede
meydana gelen kudretin, iki sper gce; douya ve batya yaslanmadan, askeri glerden
yararlanp darbe tr faaliyetler yapmadan ve silahl sert ve kaba metotlardan istifade etmeden
batnn blgedeki kuklasna diz ktrtp randa slam devletini kurduunu grdler.
Tabii olarak zorba gler, sizin de bildiiniz gibi, dindar insanlar ile tarih boyunca
yaptklar mcadele sonucu elde ettikleri tecrbeleri sizin de bildiiniz gibi, deiik faaliyet ve

entrikalarda kullanmaktalar. Burada geni bir ekilde bunlardan bahsetmeye gerek yoktur,
bundan dolay bunlarn evirdikleri entrikalara sadece deinmekle yetineceim.
Emperyalistler, ilknce i sava ve ekime karp batnn karlarn temin edebilecek bir
darbe hkmetini i bana gelmesi iin altyap oluturdular; ama halkn gcnn bykl ve
azameti karsnda terrist gruplarn faaliyetlerinin devrim iin bir tehlike olamayacan
grdler. Bundan sonra ise iktisadi boykot, ran aleyhine dnya apnda yaplan propaganda ve
sekiz yllk savan halka dayatlmas bu zorba glerin denedikleri plan ve entrikalar olarak
saylabilir. Bu yntemlerle slam devletine diz ktrebileceklerini sanyorlard; ama baarl
olamadlar.

2- Genler ve Uzun Vadeli Kltr Entrikas


Hibir alanda baarl olamayan emperyalistler, mitlerini uzun vadeli bir kltr programna
balamlardr. Bu dorultuda ellerinde bulunan byk tecrbelerden yararlanmakta, eitli
yollar denemekte ve bylece aamal olarak lkeye szmak istemekteler.
Emperyalistler, kendi fikir ve grlerini yayacak bir merkez oluturma abasnda olup, bu
merkez vastasyla kendi isteklerine aamal olarak bir altyap hazrlamak iin toplumun btn
katmanlarna ynelik kapsamln bir propaganda yapmak istemekteler. Tabii olarak slam
dmanlarnn bu alandaki hesaplar da dier alanlardaki hesaplar gibi sistemli bir zellie
sahiptir.
slam dmanlar, devrim kuann orta ve ileri ya dnemlerine girdiklerini ve gelecein
genlere ait olduunu grdler. Bu kuan da nceki rejimden ve obu rejimin iledii cinayet ve
zulmlerden haberi olmayan ve halkn devrimden nceki ve sonraki fedakarlklarn bilmeyen ve
bazen ekseni maddiyat ve heaveas olan kendi isteklerinin peinden koan bir genlik olduunu
dnerek toplumun byk kesimini oluturan ve gelecein de sahibi olan bu kuaa szp,
aamal olarak yirmi veya otuz yl ierisinde kendi karlarn temin edebilecek kukla bir devlete
altyap hazrlama amacndalar.
Bu alaka hedeflerine altyap oluturabilmek iin, bu ie nereden balanmas gerektii, bu
kuaa hangi ekilde szlabilecei ve bu kua dnce, hedef ve deerlerinin nasl
deitirilebileceiyle ilgili olarak yaptklar aratrmalarda halkn, byk skntlar ektiini;ip,
zorluklara, skntlara, yoksullua, enflasyona, bombalara ve fzelere tahamml ettiinidip ve,
slam devletini desteklemekten vazgememelerisinin srrnn onlarnhalkn dininden ve
inanlarndan kaynaklandn grdler.

3-Kltr Entrikasnn Ekseni

ran halknn Ehli Beyt (a.s) dncesinin takipileri olduunau, masum imamlar (a.s) ve Hz
Hseyini kendileri iin nder kabul ettiklerine ve slamislaimi hedeflerin gereklemesi iin
can,mal ve sevdiklerinden gemenin yreklerinde kk saldna ve kanlarna kartna ve
bunun da ancak can ile kabileceine dikkat eden slam dmanlar, sz konusu inanlar
zayflatmak iin almaktalar. Bu ekilde gelecek neslin slam devletinin a olmasn
engellemeyi hedeflemekteler. Genlerin, din devleti modeline ve din adna devlet yneten
ahslara ynelik inanlarn zayflatmak iin baz fikirler ortaya atlmaktadr.
nk halk ve genler, dinin hakim olmasn istemekte ve devletin nemli merkezlerinin
alimlerin ve dini bilenlerin ve din ehli olanlarn elinde olmas gerektiine inanmaktadr. Br ve
bunlarn banda da Veliyy-i Fakih bulunmaktadr. Bu inan genlerin yreklerinin
derinliklerinde etkisini srdrd mddete bu dzenin yklmas ve slam devletinin
devrilmesi mmkn olmayacaktr.
O zaman bu, yok edilmesi gerekli olan bir inantr; ama bu, hangi yoldan yaplmaldr?
Doal olarak, fikirlerin yaylmas ancak bir grup aydnn vastasyla mmkndr., Bbundan
dolay dDevrim dmanlar, niversitelerin ve kltr messeselerinin iinde bir merkez
oluturup, baz insanlar kandrmak ve ne srmek suretiyle kendi dncelerini yayma abasna
girdiler. B, bylece bu fikirlerin yaylmasyla en azndan halkn zellikle de gen neslin
zihinlerinde phe uyandrmay ve onlarn slam devletine ve Velayet-i Fakihe olan salam
inanlarn gevetmeyi hedeflemektedirler. Devrim dmanlarnn hedefi, gen neslin slam
devletine olan inancnn zayflamasdr. nk slami deerlere ynelik bir phenin olumas
durumunda, on yandaki bir gen, bombalar zerine balayp kendini tankn altna atma
cesaretini gsteremeyecektir. Byle kahramanlklar, gencin ahirete, hesaba, kitaba ve yolunun
doruluuna kesin bir ekilde inand ve de kendi inanlarnn nemini kavrad zaman
yaplabilir. phenin bulunmas durumunda ise, bir adm ileri atmak ve bir adm geri atmak gibi
tereddtl bir hal ortaya kacak bu da dmanlarn isteklerine bir altyap tekil edecektir.
Bu hedef dorultusunda, dDevrim dmanlar, kandrlan insanlarn ve kuklalarnn
yardmyla ve tarih boyunca denedikleri yollardan istifade etmek suretiyle ve de kullandklar
gizli metotlar ile inan ve fikirlerinde; zayflk ve geveklik bulunan kimseleri kandrmakla ve
kendi hedefleri dorultusunda ynlendirmekle, birka noktada faaliyetlerine balatmlardr.

A-Dinin Siyasetten Ayr Olduu Fikrinin Propagandas


Devrim dmanlarnn ilk faaliyet ve hareket noktalar devletin ve siyasetin dinden ayr olduu
konusudur. Bu dncenin propagandasna ynelik nemli bir altyap mevcut idi. Asrlar
boyunca Avrupada bu konu zerinde allm, kitaplar yazlm ve geni aratrmalar
yaplmtr. B, bu faaliyetlerin sonucunda, batda, Sekularizm fikri doup, dinin siyasetten ve
kendi toplumsal konumundan ayrlmas balam oldu. Burada da bu hedefe varmak iin,

zeminaltyap hazrlamak ve en azndan bu fikri kabul eden bir grubun olumasn saklamak
gerekmektedir. Elbette bu alanda az ok bir altyap da mevcut idi. Devrimin yaplmasnda rol
alan ve sonrada slam devletinde grev sahibi olanlar iindearasnda, din ile siyaset arasnda
belirli bir snrn olduuna inananlar bulunuyordu. Byle bir fikir ve altyap mevcut idi. H, hatta
bu kimseler, bu konuda bir takmaz konumalar yapm ve baz kitaplar bile yazmlard.
Mevcut olan bu yneliin batda bu alanda yaplm olan kltrel almalar ile glendirilmesi
zor bir i deildi.
Bu dorultuda devrim dmanlarnn yaptklar kltrel almann bir dier nemli noktas
da,; dinin siyasetten ayr olduuna ynelik yaplan propagandadr. Elbette halkn tm
kesimlerinin bu fikrin etkisi altnda kalmas sz konusu deildir. Dine dayal bir devlet iin
sevdiklerini veren, mallarndan geen, btn zorluklara katlanan ve zellikle de mam
Humeynininn azametli sesinin hala kulaklarnda nlad ve rRahmetli Mderrisinin
dinimiz siyasetimiz ve siyasetimiz de dinimizdir szn unutmayan bu halkn kolay bir ekilde
bu fikrin etkisi altnda kalmas dnlemez.

B-Velayet-i Fakihin nkar


Dmanlarn ve batnn tesiri altnda kalm aydnlarn faaliyetlerinin ikinci bir nemli noktas
da u fikrin yaylmasdr:
Dinin toplumsal ve siyasi ilere mdahale ettiini, dini hkmlerin toplumda uygulanmas
gerektiini ve ayn ekilde siyasette dini deerlere riayet edilmesi zorunluluunu kabul etsek
dahi, dine dayal devletin alimlerin devleti olarak alglanmas doru deildir. Kanunlarn
mecliste tasvip edilmesi ve bu kanunlarn dinin aleyhinde olmamas iin bir szgeten
geirilmesi yeterlidir. Bylece kanunlarn dinin aleyhinde olmamasyla din devleti ortaya
kmaktadr. nk btn kanunlar dinle uyuup, icra edilmektedir. ve Ddevletin dini oluunun
bundan baka bir anlam yoktur.
Bu anlamda btn halk, dinin siyasetten ayr olduuna inandramazsak, din ile siyasetin
birbirlerine bal bulunduklarnolduunu,; ama devletin dini oluunun anlamnn, dini
hkmlerin icra edilmesi olduunu, ve bunu icra edenlerin ise nemli olmadn ve de bunun
dinle irtibatl bir mesele olmadn sylemeliyiz. Yani halk, dini hkmlerin uygulanmas iin
kimi seerse, o kimse, dini anlamdaki yneticidir. D Bu anlamda, devletin dini oluunun manas,
dini hkmlerin uygulanmasdr; ve yneticinin dindar, alim ve din bilgini olmas art deildir.
Dinin siyasete kartn kabul ediyoruz; ama dini hkmleri icra eden kimsenin din bilgini
olmas gerektiini veyaya da devletin banda Veliyy-i Fakihin bulunmasolmas
zorunluluunugerektiini kabul etmiyoruz. Bu da yaplan faaliyetlerin ikinci bir nemli
noktasdr. Kukusuz kiphesiz bu konunun zerinde; yani dini devletin Velayet-i Fakih
teorisinden ayr olduu hakknda, devrim dmanlar ok altlar. H ve hala bu alanda
faaliyetlerini srdrmekteler.
Tiraj yksek gazeteler de dahil olmak zere baz gazete ve dergilerde, deiik ekillerde, bu
dnce deiik ekillerde ne srlmektedir.

Bu konu etrafnda, niversitelerde ve dier kltr merkezlerinde paneller yaplp, dini


devletin kabul edildiini,; ama Velayet-i Fakihin dini devletin bir zorunluluu olmad,
dncesi savunulmaktadr. Bu ekilde, henz, dinin siyasetten ayr olmadn savunan
dindarlara ynelik bir propaganda yaplmaktadr.
Bu eksendeki yaplan faaliyet, zellikle de birok kltrel ara kullanlarak youn bir
ekilde yapld zamannda, slami hkmler ve fkhi esaslar hakknda bilgisi olmayan genler
zerinde, etki yapabilecek bir niteliktedir. Bununla beraber, toplumda bu fikirlerin etkisi altnda
kalmayp, anayasada nemli bir ekilde vurgulanan Velayet-i Fakih ilkesini dnce ve
hareketlerinin temeli olarak kabul eden kimseler de mevcutturbulunmaktadr. Bu kimseler,
realitede bu devrimin dnyada Velayet-i Fakih devrimi ve Velayet-i Fakih devleti olarak
tanndna inanmaktadr.

C-Velayet-i Fakihin eklinde Kuku Uyandrmak


Velayet-i Fakih ilkesine inanan kimseleri de aldatmak iin, tabii olarak baka bir metot
kullanlacaktr. Velayet-i Fakih teorisinin deiik modellerininekillerinin olabilecei ve randa
uygulanan modelineklinin kukulu ve gzden geirilmeye muhta olduu,, bu ynde yaplan
propagandann asldr. randa uygulanan bu modelekildeki Velayet-i Fakih teorisi doru
deildir. ve bBuu modelekil, demokrasi ve liberalizmin esaslar ile uyumamaktadr.; bundan
Ddolaysyla, Velayet-i Fakihin demokrasi ve dnyada kabul edilmi deerler ile uyum iinde
olmas iin aba sarf edilmelidir. Bu anlamda nc hareket noktas slam cumhuriyetinde
uygulanmakta olan Velayet-i Fakih dncesinin modelineklinde kuku uyandrmaktr.
Dmann ve dnya emperyalizminin, fikri ve dnsel olarak, zerinde zenle durduklar
meselenin, bu devleti zikir edilen yol vastasyla zayflatmak istemeleri, konunun buraya
kadarki blmnden kan neticedir.
Dnya emperyalizmi, gemite bilimsel ve zel planlar hazrlam ve bugn de bu
faaliyetlerine devam etmektedir; ancak gelecek neslin kabul edeceinden umutlu olduklar uzun
vadeli planlar fikirsel niteliklidir.
Bu plann birinci eksenini, dinin siyasetten ayr olduu dncesi oluturmaktadr. B ve bir grup
bunu kabul edecektir. kinci olarak ne srlen plana gre, din siyasetten ayr deildir; ama
dine dayal devlet, Velayet-i Fakih dncesinden ayr bir eydir. B olmaktadr, bu grte baz
kesimlerde etkili olabilecek niteliktedir. nc ve son olarak da Velayet-i Fakih ilkesine
salam bir ekilde inananlara ynelik,; biz, Velayet-i Fakihi kabul ediyoruz, ama bunun randa
uygulanan eklinin deitirilmesi gerekir., Ddiye bir dnce ne srmektir. Sonu olarak slam
dmanlarnn hedefi,; genlerin bu nizama ve bu nizamn deerlerine olan inanlarnn
gevemesi iin bir ekilde kalplerde phe uyandrmaktr. Byle olduu takdirde, dnya
emperyalizminin slam toplumuna szmas ve hatta slam devletinin iine bile szmas mmkn
olacaktr.
Sz konusu bu fikrin etkisi altnda kalan kimseler, nerede olurlarsa olsunlar , hangi
makamda bulunursa bulunsunlar, toplumun hangi tabakasnda yer alrlarsa alsnlar ve toplumsal

olarak hangi konumda olurlarsa olsunlar dnya emperyalizminin isteklerine yardmc olma ve
onlarn kendi hedeflerine varmalar noktasnda rol almalar mmkndr.

4-Dmann Eksenli Entrikas Karsnda Grevlerimiz


Dikkat edilirse dman, btn kuvvetini bu eksen etrafnda harcamaktadr. YBu anlamda
yrekten bu nizama bal olan kimselerin, bu yoldan dmann kendi ilerine girmesini
nlemek iin uyank olmalar gerekmektedir. (Elhamdlillah halkn byk ounluu bu nizama
yrekten bal bir durumdadr. B ve bunun gstergelerinden biri de deiik aralklarla yaplan ve
dnyay artan gsterilerdir..) Bundan dolay devrime bal olan kimseler, dinin siyasetten ayr
olmadna ynelik dnceyi kabul etme noktasnda, gnden gne daha gl bir duruma
gelmelidirler. Her dinin siyasetten ayr olabileceini dnseler bile, slamn byle olmadna,
bu kimselerin inanmasalar lazmdr.
Deinilmesi gereken ikinci bir nokta da,; dini devletin manasnn, meclisten geen
kanunlarn slami olmas veya slama ters olmamas olmaddr. Devletin dini oluunun art,;
kanunlar uygulayanlarn, slama gnl veren kimselerden olumasdr. Bu anlamda
yneticilerin slam bilen, ve ilahi hkmlere en fazla alakal ve de ilahi hkmleri en iyi
ekilde uygulayan kimselerden olumas gerekmektedir. Aksi halde, kanunlarn kat zerine
yazlp,m olmasnn ve yneticilerin bu kanunlara uymamasnn topluma ne gibi bir faydas
vardr? nceki rejimin anayasasnda ia mezhebi, rann resmi mezhebi olarak tannmyor
muydu? Byle olduu halde, bu kanun, kafir ve inat olan dmanlarn isteklerine teslim olmu
bir devletin hareketlerine ne kadar tesir edebilmiti?
Kat zerine yazlan bir eyin, muktedir ve mmin bir uygulaycs olmakszn, bir faydas
olmayacaktr. Kanun, meclisten geirilip,lir ve bununla yetinilirse, se ve ynetimin banda olan
kimsenin bu kanuna ball olmazsa ve de kanunlarn icra edilebilmesi asndan byle bir
ynetim ve iktidarn, bir fikri ve dini inanc yoksa, kanunlarn uygulanacana dair bir gvence
sz konusu olamaz. O halde , Velayet-i Fakih ilkesine olan inancmz her gn daha da
salamlatrmamz ve bu teoriyi salam delillerle aklayp, hem kendi inancmz
pekitirmemiz ve hem de gelecek nesli, slam devletinin fakat Velayet-i Fakih ilkesi erevesinde
uygulanabileceine inandrmamz,, ikinci bir bir nemli nokta olmaktay tekil etmektedirdr.
Yukarda belirtilen iki merhaleyi atktan sonra, sra nc merhaleye gelmektedir: Acaba
randa yirmi yldr uygulanan Velayet-i Fakih tarzndaki devlet, Ehl-i Beyt (a.s)dan anlalan
Velayet-i Fakih tarz mdr, yoksa bu eklin deimesi mi lazmdr?Bu nc merhale,
teferruatla ilgilidir. B, birinci ve ikinci merhaleler aldktan sonra, buna deinmek
gerekirlazmdr. Bundan dolay, ilk iki konuya deinmek ncelik arz etmekte ve bu yzden
konumamzn konusunu slamn Siyasi Felsefesi tekil etmektedir.

5- Dmann Komplolarnn Karsnda Uygun Metotlar Semenin Gereklilii

Sylenenlere dikkat edildii takdirde, dmann kendi kltrel almas dorultusunda,


deiik plan ve oyun hazrlad grlmektedir. Bunlar yle sralanabilir:

1-

Dinin siyasetten ayrlmas

2-

Dini devletin Velayeti Fakih teorisinden ayrlmas

3-

randa uygulanan Velayet-i Fakih tarzndan phe uyandrmak

Tabii olarak, bu erevede biz, kesim ile kar karya geleceiz. Bu kesimlerden ilki,; dinin
siyasetten ayr olduuna inananlardr. Bunlara gre, dinin snrlarn mabet, mescit ve hseyniye
tekil etmekte, siyasetin snrlarn ise toplumsal alanlar tekil etmektedir. Tabii olarak byle
kiilerle karlaldnda, tartma metodu olarak, zel bir yol semek gereklidir. Dini devleti
kabul eden,; ancak yneticinin kim olaca hakknda ayr dnceleri olan kimselerle de deiik
bir ekilde tartlmaldrmak gereklidir. rnein;, dini meselelerle ilgili olarak bir kimsenin
Allaha inanmadn varsayalm. B, bu kimseyle yaplacak tartmaya zel bir merhaleden
balamak lazmdr. T, tartmann Allahn varln ispatlamayla balamas, sonra srann
peygamberlie gelmesi,; genel olarak btn peygamberlerin zel olarak da peygamberimizin
hakkaniyetini ispatlamayla srmesi lazmdr. Bunun yannda eer bir kimse, Allah ve baz
peygamberlere inanyor,; ancak slam peygamberi hakknda tartmak istiyorsa, tartmaya slam
peygamberi (s.a.va)in hakkaniyetinin ispat hakknda balanmas lazmdr.
Allaha ve Tevhide inanan,; ancak slam peygamberinin hakkaniyetini kabul etmeyen bir
kimseyle yaptmz tartmaya, Allah ispatlamayla balamamzn bir anlam yoktur. nk bu
kimse, bu aamadan gemi ve Allahn var olup, kullarnn hidayeti iin peygamberler yollad
neticesine varmtr. Dier konularla da ilgili olarak, bu ekilde gerekli slubu kullanmak
gereklidir. phesiz ki anlatmaya karar verdiimiz her konu, belirli usul ve ncller esasnca
anlatlacaktr. B ve bu usullerin kabul edilmesinde halk, deiik merhale ve aamalarda
bulunmaktadr. Bu anlamda bazlar bir takm usulleri kabul edip sonraki aamaya ulam,
bazlar da henz ilk aamay bile kabul etmemilerdir.
Bundan dolay sz konusu bak tarzna ynelik yaplan aratrma ve tahlillerde, bizim,
birka ekilde tartmaya ihtiyacmz vardr. B ve bunlarn her biri deiik metotlar
gerektirmektedir. Yani tartmada sadece akli delillerden yararlanmamz ve insan aklnn
kavrad eylerin dnda kalan baka eylerden istifade etmememiz gerekebilir. B; bu durumda
tartmann l ve eksenini akli deliller tekil edecektir. rnein;, Allahn varlna inanmayan
bir kimseye, Allahn varln ispatlamaya altmz zaman, Kuran ayetlerinden ve mam
Cafer-i Sadk (a.s)n buyruklarndan yaralanmamz yersiz bir davran olur. Zira bu kimse,
Kuran indiren Allah kabul etmemektedir; d, dolaysyla Kuran ve hadisleri kabul etmesi
nasl dnlebilir. Bu kimsenin hidayete ermesi iin, sadece akli delillerden istifade etmeli, ve
de akla ve manta dayal bir metot kullanlmaldr.

Bu manada dini devleti kabul eden kimseler, bir merhale yukarya km ve bir adm ne
gelmilerdir. B ve bunlar ile konuurken kendilerinin kabul ettikleri; dini ierikli bir beyan
tarzyla uygun bir slup benimsenmeli ve dini ierikli deliller dile getirilmelidir. B; bundan
dolay konunun kaynaklar Kuran ve snnet, metot ve anlatm tarz ise nakli ve tarihi olmaldr.
Ama nizamn icraatlar hakknda tartma yaplacak olursa, tarihi belge ve dokmanlara
mracaat etmeli ve nakli delil getirme metodu kullanlmamaldr. Kullanlacak olan beyan
tarzlarnn aratrlmas ve deerlendirilmesi lazmdr. nk konumuzun deiik ynleri
bulunmaktadr. S ve sadece bir metottan istifade etmemiz doru deildir. Konunun baz
blmlerinde nakli ve er-i delillerden istifade etmeli ve baz blmlerinde de

tarihi ve grsel aratrmalardan istifade etmeliyiz. Bu sylenenler konumuzun anlatm


esnasnda bize metodunuz akli midir yoksa nakli midir?, Ddiye eletiri yapabilecek kimselere
bir gndermedir. Bundan dolay konumuzun deiik blmlerinin bulunduunu ve her blmn
zel bir tarzla incelenmesi gerektiini belirttim.

6- Dinin Tanm ve Kapsama alan


Burada zel bir konu sfat ile zerinde tartma ve aratrma yaplabilecek dier bir
nemliesasn konu sz vardr konusudur ,; ancak biz burada bu konuya sadece deinmekle
yetineceiz.
Dinin kapsama alan ne kadardr? Bu,; tartmann konusu niteliindedir. Devletin, din ile
ilikisinin bulunup bulunmadn ve dinin siyasetten ayrlmasnn doru olup olmadn
aratrdmz vakit, ilk nce dinin kendisini tanmaya ynelmeliyiz. Dinin doru tanmn yapp,
bu tanma gre dinin kapsama alann belirlemeliyiz. Baz kimseler, bu dorultuda, ncelikle
konu d metot yntemi ile dine olan ihtiyacn asln inceleyip, insan hayatnda dinin kapsama
alann tespit etmek istemekte ve bu merhaleden sonra da siyasetin dinin kapsama alanna girip
girmedii hakknda gr belirtmektedirler. Bu erevede bir ok konu, tartmaya almtr.
Dinden olan beklenti nedir?; D acaba dinden beklentimiz minimum mudur yoksa maksimum
mudur? Yani dinin kapsama alan, insan hayatnn btn blmlerini mi yoksa belirli bir
blmn m iermektedir? Veya insan hayatnn nemli blmlerini akla, bilime ve halkn
tercihlerine mi brakmal? Bunun gibi sorularla muhakkak ki az ok sizde muhakkak ki
karlamsnzdr .
Dinin devlet ilerine karmamas gerektiine inanan kimseler, dinin tanmn yapmak
istedikleri zaman, sekularist dnceyle uyuan bir tanm ortaya atmaktadrlar. Din, manevi

olarak insan ve Allah ilikisini dzenleyen bir unsurdur. Vveya bundan biraz daha geni bir mana
ifade etmektedir. Y ya da din, eer ahiretin olduunu var sayarsak, ahiret hayatna etki eden bir
unsur olupmakta, ve insan hayatnn ahiretle olan ilikisini dzenlemektedir. Yukarda
belirtilenler, sz konusu kimselerin yaptklar tanmlara rnek niteliindedir. Dinin tanm byle
yapld taktirde, doal olarak, siyasetin dinle ne gibi bir ilikisinin olduu, rahat bir ekilde
sorulabilir. Siyasetin, insan ile Allah arasndaki var olan ilikiyle bir ba yoktur. S ve siyaset,
sadece insanlarn birbirleriyle olan ilikilerini dzenler. B ve bu da dinin kapsama alannn
dndadr. Siyasetin, dnya hayat ile ilikisi vardr, ve ahiret alemiyle ise bir ilikisi
yokturbulunmamaktadr. Ayrca eer dinin kapsama alan, sadece beer aklnhakknn
kavramad eyleri ieriyorsa, o zaman akln deerlendirme yapabildii yerlerde, dinin yeri
yoktur; yani dinin kapsama alan, akln kullanlmad yerlerdir.
Eer biz, dinin tanmn yapma noktasnda dinin kapsama alann daraltp, bu ereve ve
alan beerin akl ve anlayyla snrlarsak ve aklmzn sorunlar zebildii noktalarda dine
ihtiyacmzn olmadn ve de dine sadece akl ve idrakin zemedii meselelerde ihtiyacmzn
olduunu sylersek, phesiz ki bu durumda, phesiz zamann ilerlemesi ve insan hayatnn
gelimesi orannda dinin fonksiyonu azalacaktr. nk bu esasa gre din, sadece akln temin
etmekte aciz olduu ihtiyalar karlamaktadr. lk devresinde bilim ve medeniyetten yeterince
nasibini alamamasndan dolaydndan dolay, beerin dine olan ihtiyac fazlayd, ; nk
insanolu, tabiat olaylarn kendi akl vastasyla zemediinden tr, dine ynelmekteydi.
Zamann ilerlemesiyle insanln dine olan ihtiyac da azald. S ve son yllarda ise genel olarak
bu ihtiya ortadan kalkmtr. Bu anlamda, akln zemedii ve zmnde yanld baz
nemsiz meselelerle ilgili olarak dine yneli vardr. (zlerek sylemek gerekir ki,
Mslmanlklaryla vnen baz kimseler, beer akl, bugn kemale ermitir. A ve artk dine,
vahiye ve ilahi hkmlere bir ihtiyacmz yoktur. D, diye bir phe ortaya atmaktadrlar.) Bu
tanm ve yoruma gre, siyasetin dinle bir ilikisinin olmad anlalmaktadr; yani siyasi
meselelerimizi akla ve delillere dayanarak zebildikten sonra artk dine ne gibi bir ihtiyacmz
vardr!
Yukarda dile getirilenler, bu konu hakknda ne srlen baz phelerdir. B ve biz de genel
bir ekilde bunlara cevap vermeye alacaz. lk nce din hakknda yaplan tanmn ve bu
tanm uyarnca dini sadece ahiretle kstlayan ve insan ile Allah arasndaki ilikiyi dzenleyen bir
unsur olarak alglayan dncenin batl ve kabul edilmez olduunu belirtip, insann siyasi
meselelerinin, Allah ile bir bann olmadn ve de insan ile Allah arasndaki irtibatn kapsam
dnda olduunu savunan grn gereklerle uyumadn sylemeliyiz.
Din, Allahn istedii bir ekilde doru ve insani olarak yaplan davranlar btndr. Eer
insan, itikadi olarak baz deerleri kabul ediyor ve de ferdi ve itimai alanlarda da Allahn
istedii ekilde hareket ediyorsa dindardr. B ve bunun karsnda insann kabul ettii inan ve
deerler ve de ferdi ve itimai alanlardaki yapt davranlar Allahn istedii ve kabul ettiinin
aksine olursa veya bunlarn herhangi birisinde bir eksiklik meydana gelirse, bu insann dininde
eksiklik olacaktr.
Bu ek
ilde Ddin, bu ekilde sz konusu btn alanlar kapsamaktadr.

7-Dini Kendi Kaynaklarndan Tanmann Gereklilii


Dini tanmlamak istiyorsak, dindarlarn ve dini gnderenin dini nasl tanmladna dikkat
etmeliyiz. Eer biz, kendi kendimize dinin tanmn yaparsak ve yaptmz bu tanma gre;
siyasi ve itimai meselelerin dinin kapsam dnda olduunu sylersek, Allahn gnderdii
dinin deil, gerekte kendi tanmladmz dinin, siyasi ve itimai meselelerle bir ilikisinin
olmadn sylemi oluruz. Dini ve Allah tanma ve tanmlama noktasnda, kiisel arzularmza
ba vurmamal ve dinin kapsamn, misyonunu ve hedeflerini tanmak iin sz konusu dinin
kaynaklarn incelemeliyiz.
Bir kimsenin sunulan delillerin zayf olmasndan tr,dolay ben, slam kabul
etmiyorum ya da slamn yalan ve batl olduuna dair delillerim var., Ddemesi tartlabilir,;
ancak bir kimsenin; slam kabul ettikten sonra, Kurann, peygamberin ve imamlarn syledii
ve Mslmanlarn inandklar eyin slam olmadn,; aksine slamn kendisinin tanmlad
ey olduunu sylemesi, doru olmayp mantkl deildir.
Eer bir kimse, slamn doruluu veya yanll hakknda tartmak istiyorsa, slam
kabul etmekte veya red etmekte zgr olmakla birlikte, ilknce slam tanmaldr; ve slam
tanmak iin phesiz onu gnderen Allahn buyruklarna ynelmeli ve Kuran vastasyla
slam tanmaldr.
Bu hakikate binaen dini tanmak, dinin tanmn yapmak ve onun kapsama alann tespit
etmek iin dini kaynaklara; yani kitaba ve snnete mracaat etmemiz gerektiini vurguladm. Bu
dorultuda szleri bizim iin bir anlam ifade etmeyen Amerikal veya Avrupal bir msterikin
tanm esasnca ya da kendi arzularmz l alarak dini tanmamz doru deildir. Bu ekilde
Eeer bir kimse, slam ve Mslmanlar hakknda sohbet etmek istiyorsa, bu ekilde Kurann,
peygamber (s.a.va)in ve imamlar (a.s)n aklad slamdan bahsetmelidir. Herhangi bir
msterikin, yazarn veya kastl bir siyasetinin ya da filan ansiklopedinin tanmlad ekilde
deil; bilakis Kuran ve snnette kk olan slam esasnca, din tannmal ve kapsam beyan
edilmelidir. phesiz bu esasa gre yaplmayan slam tanm bize bir yarar getirmeyecektir.
Gerek slama mracaat etmekle dinin kapsama alannn, beer akl ve anlayyla
snrlanmadn; aksine akln slam tanma kaynaklarndan biri olarak hesap edildiini
gryoruz. br taraftan Arapay biraz bilen bir kimse, (Kurann tefsirini anlamasa dahi)
Kurana mracaat ettii zaman, slamn itimai meseleleri ihmal etmediini; aksine bu
meselelerle ilgili beyanlarda bulunduunu grecektir. Hal byleyken dinin siyasetten ayrld
nasl sylenebilir.
Eer din, Kuranda beyan edilen eyse, itimai ve siyasi meseleleri kendi kapsamna alr.
Bu dinin, medeni kanun, ceza kanunu ve uluslararas kanunlar, ibadet ve ferdi ahlak hakknda
beyanlar ve aile hayat, evlilik, ocuk yetitirme, toplumsal ilikiler ve ticaret ile ilgili olarak da
emirleri bulunmaktadr. Bu anlamda hangi ey, dinin snrlarnn dnda kalmaktadr? Kuran
Kerimin en byk ayeti muamelat, bor vermek, teminat vermek ve teminat almak hakkndadr.
slam, Kuranda tantlan din ise, bazlar nasl bir ekilde slamn halkn sosyal hayat ile bir
ilikisinin olmadn nasl iddia edebilmektedir?. Evlilik ve boanmayla ilgili meseleler dinin bir

blmn tekil etmiyorsa, ticaret, teminat, sat ve faizin dinle bir irtibat yoksa, ve velayet ve
ulu-l emre itaat meselesi dinin bir unsuru deilse, o zaman dinden geriye kalan nedir? Vve siz,
hangi dinden bahsediyorsunuz? Kuran, bu meseleler hakknda birok hkmler beyan etmitir.
Biz, siyasi ve itimai meseleleri ieren bir dini kabul etmiyoruz. D, diye bir gr
belirtebilirsiniz! ok gzel, slam kabul etmeyenler tarihte az deildi. A ve ayn ekilde bugn
de slam kabul etmeyenler mevcuttur., Bbizim bunlarla bir sorunumuz yoktur. Bu kimseler,
tartmak istiyorlarsa, gelirler bizde kendilerine kapsaml olan bu slam dinini ispatlarz;, eer
istemiyorlarsa, istedikleri dnceyi semekte zgrdrler.

(Kehf 29
)

Ama slam kabul ettiinizi sylyorsanz, niin slamn bu meseleleri kapsadn teyit
etmiyor ve her bir itimai hkm hakknda phe yaratyorsunuz? Acaba slam, kitapta ve
snnette belirtilen din deil midir ki, siz, bunun ne namazn, ne ibadetini, ne fkhn, ne itimai
ve siyasi hkmlerini, ne evlilik ve boanmayla ilgili hkmlerini ve ne de dier meselelerle
ilgili hkmlerini kabul ediyorsunuz., Oo zaman slamdan geriye kalan nedir ve siz hangi
slamdan bahsetmektesiniz? Acaba bu konumalar, dnyadan haberi olmayan bir kitleyi
kandrmaktan baka bir tesir yaratabilir mi? Din, beer hayatndaki ilahi renkten ibarettir.

Allahn boyas...Allah (n boyasn) dan daha gzel boyas olan kimdir?[4]


(Bakara 138)
nsan hayat, ilahi bir renk de tayabilir, eytani bir renk de tayabilir; eer bu hayat ilahi bir
renk tarsa, bunun manas,; o hayatta slamn tecelli ettiidir. Eer biz, ilahi rengin asl ve
kayna hakknda konumak istiyorsak, ilk nce dini kaynaklar tanmamz gerekir. Blidir ve
bizim Kuran, snnet ve akli deliller dnda slam tanmaya ynelik baka bir kaynamz
yoktur. Bu kaynaklar esasnca slam, btn ibadi, siyasi, itimai ve ferdi alanlar kapsar. Daha
nce de sylediimiz gibi, Kurana yzeysel bir ekilde gz atmak bize unu aka
kantlamaya yeter: Kurann anlatt ve asl kaynaklarndan birinin Kuran olduu din,; hibir
surette siyasi ve itimai meselelerden uzak kalamaz. Siyasi ve itimai konular iermeyen bir
kanunlar ve deerler manzumesi ibadi meselelere geni yer verse dahi, slam ile badaamaz;
nk Kuranda aklanan ve bizim savunduumuz slam siyasi, itimai ve ibadi meseleleri
kapsayan bir dindir. S ve siyaset, bu dinin kapsamna giren nemli elerden biridir.
Bu anlamda, Avrupal ve Amerikal yazarlarn yazdklar ve syledikleri l alnarak
sunulan slam tanm ile bir iimiz yoktur. B ve biz, bu tanmn gerek slamn ruhuna ve
ieriine yabanc olduunu bilmekteyiz.

nc OturumNC OTURUM
Siyasetin Dindeki Yeri (1)
1-nceki Konunun Ksa Tekrar

slami kaynaklar; yani Kuran, snnet ve akl asndan


slamn Siyasi Teorisinin Aklanmas hakknda, slamn deiik toplumsal meseleler ve
genel anlamda dnya ileri hakknda gr belirttiini ve bunun dinin bir esi
oldugunuolduunu vurulaypvurgulayp, bu alanda dnce ve grleri olan deiik kimseler
ile yaplacak olan tartmalarn metot asndan farkl ekillerde olacan aklamtm.
Bizimle inan asndan ortak noktalar olan kimselerle deiik bir ekilde ve bize muhalif
olan kimselerle de deiik bir ekilde konumalyz. Kar taraf tartma esnasnda ikna etmek
iin bazen delillere dayal bir usul, bazen de cedel usulunnusulnn kullanldna, n,ve bizim
bu tartmalarda her iki tarzdan da istifade etmemiz gerektiine, ve islamn siyaset hakknda
zel bir gr ve dncesinin olduuna, bu dnceyi tanmann ve icra etmenin gereine

deindim.ip Bbu devrimin esaslarnndan birinin de islamn siyasete kart, gr olduunu


ve bundan dolay bu devrimin slam Devrimi olarak adlandrldn syledim.
Ayn ekilde islamn siyasi teorisini savunma noktasnda ve islamn siyasi ynyle ilgili
olarak iki kesim ile karlaabileceimizi, ilk kesimin islam kabul etmeyen veya hibir dine
inanc olmayan kimselerden oluabileceini belirttim. B vurgulayp bunlara cevap verme
noktasnda nakli metottan ve ayet ile hadislerden istifade etmememiz gerektiini, aksine akli
metodu kullanp ilk nce islam ispatlayp Allahn, dinin, kyametin ve peygamberliin hak
olduunu kantlamamz gerektiini ve dinin aslna ve islama yabanc olan bu kesim ile
yaplacak tartmann sadece inansal boyutta olacan vurguladm.
kinci kesimin ise islama inanan ya da islama inanlar olmasa da
mslmanlarMslmanlar gibi konuan kimselerden olutuunu belirtip, bunlarn islamslam ve
mslmanlarnMslmanlarn siyasetle bir ilikilerinin olmadna ve siyasetle ilgili bir
grlerinin de bulunmadna dair bir iddiada bulunduklarna deindim. Bu kesimin karsnda
biz, mslmanlarMslmanlarn inanlar dorultusunda slami bir uslupslup semeli,ip
aratrmal yapmal ve bylece islamn bir siyasi bir dncesinin olup olmad hakknda
tartmalyz. phesiz Bbu kimselelerle tartldnda, phesiz saltdece akli tartma
usulundenusulnden yararlanmamz dogrudoru deildir., Bbilakis islamn siyaset hakkndaki
grn tespit etmek iin, islamn altyapsn ve yaplanmasntemellerini tekil eden
temellere ynelmeliyiz.tmeli Ssonra dini kaynaklardan; yani (kitap ve snnetten) istifade ederek
ve de nakli tartma metodundan da yararlanmak suretiylelyz ve unu ispatlamalyz: Kurana,
snnete, ve Allah ReslResul (s.a.va)in hayat ekline ve ayn ekilde Ehl-i Beyt mamlarnn
(a.s) szlerine gre, islamn siyaset hakkndaki grnn ne olduunudir ve dini nderlerin
yaam tarzlar ve metotlarnn siyasi meseleleri ieripyor iermediini belirlemeliyiz. muydu
yoksa hayr?

2-Siyasetin Tanm ve l Kuvvetin slamdaki Yeri


KurannKurann siyaset hakknda bir beyannn olup olmadn tespit edebilmek iin,
ncelikle siyasetin ak bir tanmn yapmalyz: Toplumun idare ekline ya da toplumun menfaat
ve isteklerinin gereklemesi dorultusunda oluturulan dzene siyaset denir. Daha ak bir
ifadeyle, Ynetim ekline siyaset denir. Elbette siyasetten kastmz, menfi yn bulunan ve
hile, maskaralk, aldatmaca ve kandrmayla birlikte anlan bir mefhum deildir.
Siyaset ve lke ynetimi ile ilgili olarak Monteskunun
zamanndan bugne kadar ki sre iersinde kuvvetten oluan bir ynetim heyeti sz
konusudur:
Yasama organ, Yarg organ ve Yrtme organ.
Yasama organnn grevi: Toplumun idaresi iin adaletin icra edilecei, topluma dzenin hakim
olaca, bakalarnn haklarna zarar gelmeyecei ve genel olarak da toplumun iyilie gidecei

bir tarzda kanun vazetmekyapmak ve eitli artlara uygun bir biimde halka ynelik uyulmas
gereken kanunlar dzenlemek yasama organnn grevidir.
Yrtme organnn grevi: Hazrlanan kanun ve kurallarn uygulanmas yrtme organnn
grevidir. Y ve yrtme organ gnmzde hkmet heyeti olarak temsil edilmektedir.
Yarg organnn grevi: zel ve ayrntlar ile ilgili durumlarn vazedilmihazrlam genel
kanunlara uygunluunun tatbikini yapmak ve halk arasnda ve dier alanlarda meydana gelen
ihtilaf ve anlamazlklar hakknda hakemlik edip hkm vermek yarg organnn grevidir.
Yukardaki deerlendirmeye ve organ iin saylan grevlere dikkat edildii taktirde,
slam ve Kurann bu organn konumu ve meruiyeti hakknda ne gibi bir dnceye sahip
olduu grlmelidir. Ve acaba slam ve Kurann bu alanda belirli kanun ve kurallar var mdr?
Elbette una dikkat edilmelidir ki kanunlardan kastmz,; toplumsal kanunlardr;, kkimsenin
dindeki varlndan phe etmediim ferdi hkmyarg ve kanunlar deildir. Toplumsal
kanunlar; medeni kanunlar, cezai kanunlar, ticaret kanunlarn, hkmet ile halk arasndaki
ilikiyi belirleyen kanunlar ve uluslar aras kanunlar kapsamaktadr. Bu anlamda Kurana bir
gz attmz zaman, toplumun idaresi iin ve hatta uluslar aras ilikiler iin her trl kanunun
var olduunu grmekteyiz. Ayrc medeni kanunlar, evlilik ve boanma hkmleri, muamelat,
teminat, bor ve ticaret kanunlar da Kuranda mevcuttur.bulunmaktadr Bve bunlarn varl,
toplumu idare etmek iin ynetimin eleri olan;; kanun yapma ve icra etme konularnda
slamn duyarlln gstermektedir.
Kuran zel durumlarda ve deien zaman ve mekan artlar esasnca, Hz Peygambere
(s.a.va) hkm ve kanun koyma yetkisini vermitir. M ve mminler bu kanunlara uymakla
mkelleftirler.




Allah ve Resul, bir ie hkmettii zaman, mmin bir erkek ve mmin bir kadn iin o ite
kendi isteklerine gre seme hakk yoktur. [5] (Ahzab 36)

Bu ayette, Allah ve resulnn karar verdii yerde, mminlerden karar verme hakknn alnd
vurgulanmtr. Allahn emirlerinin ve ilahi sabit kanunlarn dnda, Peygamber tarafndan da
koyulan kanunlara slam devletinin snrlar ierisinde yaayan btn herkesin uymas lazmdr.
Bu kanunlar kabul etme noktasnda kimsenin geveklik etmeye hakk yoktur. nk bu
kanunlara muhalefet edenler iki durumun dnda deildirler: Peygamberin Allah tarafndan
gnderildiini kabul etmeyenler birinci grubu tekil eder. Bler, bizim bu tr insanlarla bir
iimiz yoktur. Szmze konu olan kimseler, ikinci grubu tekil eden; Peygambere inanan ve
kanun koyma hakknn Allah tarafndan ona verildiine inanc olan ahslardr. Bundan dolay
Allah, Kuranda hibir erkek kafir ve hibir kadn kafir diye buyurmamtr;, aksine hibir

erkek mmin ve hibir kadn mmin, diye buyurmutur. Veya bu kimse, Peygamberlie
inanmakla birlikte, Peygamberin kanun koyma hakknn olup olmad hakknda tartmaktadr.
Byle bir kimseye bizim KurandanKurandan delil getirmemiz gereklidir. slam devleti ats
altnda yaayan, Hz Peygamberin(s.a.v) risaletini kabul eden ve Allahn hkmlerine itaati farz
bilen her mmin,in Peygamberin emirlerine de itaati farz bilmelidir.si gereklidir. Allaha itaat
edilmesinin gereklilii ve Oonun btn mminlere stnl,;


Peygamber, mminler iin kendi nefislerinden daha evladr...[6] (Ahzap 6)

gibi ayetlerle sabit olmutur. Bu anlamda Kuran, hem kanunu uygulamada en yksek makam
ve hem de kanun koyma hakkn Peygambere vermitir. Ancak Allah Resulnden sonra byle bir
hak ve makamn bakalar iin de sz konusu olup olmadna baka bir yerde deyineceiz.
imdilik konumuz, slamn aslyla ve onun siyaset hakknda bir grnn olup olmadyla
ilgilidir.

3-Kurandaki Yargsal Hkmler


Halk arasnda meydana gelen sorunlu ve ihtilafl durumlarda hkm vermeyle ve ilahi genel
kanunlar uygulamayla ilgili olarak Allah-u Teala yle buyuruyor:






Hayr yle deil; Rabbine andolsun, aralarnda elitikleri eylerde seni hakem klp sonra
senin verdiin hkme, ilerinde hi bir sknt duymakszn, tam bir teslimiyetle teslim
olmadka, iman etmi olmazlar. [7]
(Nisa 65)
Yukardaki ayette Allah Resul(s.a.v) iin sadece hkm verme hakk sabit olunmam, hazretin
hakemliini ve hkm vermesini kabul etme ve buna gnl rzasyla raz olma, imann art
olarak anlmtr. Ve u konu, iddetle tekit edilmi bir yemin ile vurgulanmtr:. Halk,
ihtilaflarnda seni hakim olarak kabul etmeli ve sen hkm verdikten sonra, iten zlp rahatsz
olmamal ve verdiin hkm gnl rzas ve istekle kabul etmelidirler; bu suretin dnda gerek
anlamda mmin olamayacaklardr.

Gerek mmiin, hakknn zayi olduuna ihtimal verse de slam mahkemesi, aleyhine karar
verdii zaman hkm kucaklayarak kabul eden kimsedir. nk hakim yarglama kstaslarna ve
zahire gre hkm vermektedir. Bu anlamda Hz. Peygamber (s.a.va) bile ben, sizin ahitlik ve
yeminlerinize gre hkm veriyorum.D, diye buyurmaktadr.
Yalan ahitlik yapan veya ahitliinde yanlan bir kimsenin zahirde adaletli ve gvenilir
grnlmesi ve ahitliinin kabul edilmesi mmkndr olabilir. Eer hakimin verdii hkme
gerein aleyhine dahi olsa teslim olunmazsa, ta stnde ta kalmayp dzen alt st olur.
Kurann diyet, ksas, knama ve dier cezai meseleler hakkndaki hkmleri slamn nemli
bir ekilde siyasete, ynetim ilerine ve toplumsal meselelere mdahale ettiini gsterir. Bu
anlamda slam ok teye gitmi ve baz durumlarda fesat karan ve sulu kimseler hakknda,
had uygulanmasn n grm ve zel bir ikayetinin olmamas durumunda bile bunu hakimin
uygulamasna izin vermitir. Gerekte byle durumlarda ilahi hukuk ve snrlar inenmitir. ve
bBu tipyle durumlarda bazen ngrlen cezalar, ok ar ve zordur; olup, bazlar asndan
gnmzde kabul edilmesi olduka gtr. Mesela Kuran, slam toplumunda kadn ve erkek
arasnda meru olmayan bir irtibat olmas halinde ve bunun drt adil ahit ile hakime
ispatlanmas durumunda, bu ahslarn her birine yz denek vurulmasn emir etmitir. Burada
hakimin duygusal olarak tesir altnda kalmamas ve bu ahslara acmamasyla ilgili olarak
Kuran zellikle vurguda bulunmutur.


Zina eden kadn ve zina eden erkein her birine yzer denek vurun. Eer Allaha ve
ahiret gnne iman ediyorsanz, onlara Allahn dini(ni uygulama) konusunda sizi bir
acma tutmasn...[8]
( Nisa 2)
phesiz byle bir cezann uygulanmasyla ahsn onuru incinmektedir; ancak toplumun
temizlii korunmaktadr. Ayn ekilde Kuran, hrszlk hakknda yle buyurmaktadr:



Hrsz erkek ve hrsz kadnn,(alp) kazandklarna bir karlk, Allahtan, tekrar nleyen
bir ceza olmak zere ellerini kesin. Allah, stn ve gl olandr, hkm ve hikmet
sahibidir. [9]

(Maide 38)
Kuran- erif, toplumun dzenini korumak ve karlarn temin etmek iin hkm verme
makamn, kanunlar dzenlemeyi, hadleri ve knama cezalarn uygulamay Allah Resulne
verilmi haklar olarak saymaktadr. Kurana ve Peygamberden ve de imamlardan gelindii
bilinen kesin hadislere mracaat eden insafl bir kimsenin, slamn siyasi ve itimai alanlardaki
meselelere mdahale ettiine dair bir phesi kalmayacaktr. Baz kimseler ise inat yznden
gzlerini bu hakikati grmemek iin kapatyorlarsa, bu onlarn gnein ortal gn gibi
aydnlatt bir durumda gzlerini kapatan ve gnei inkar eden kimselere benzediini gsterir.

4-slamn Kapsamll ve slamda Hakimin Konumu


Kuran siyasi alanlardaki meselelere, lke ynetimine, kanun vazedipbelirtip zel durumlara
tatbik etmeye ve kanunlar uygulamaya deinmekle birlikte, bazen teferruat ile ilgili konular da
aklamaktadr. Tpk yln aylarnn Kuranda zikir edilmesi gibi.




Gerek u ki, Allah katnda aylarn says, gkleri ve yeri yaratt gnden beri Allahn
kitabnda on ikidir. Bunlardan drd haram aylardr. te dosdoru olan (din) budur.[10]

Yukardaki ayette, yln on iki aya taksim edilmesi sabit, tekvini ve yaratl dzeniyle uyumlu bir
hadise olarak zikir edilmitir. Byle meselelerin dinde aklanmas, dinin salamlnn ve
doruluunun gstergesi olmutur. Ayn ekilde Kuran, hilalin mahede edilmesi hakknda
yle buyurmaktadr:


Sana hilalleri (dou halindeki aylar) sorarlar. De ki: O, insanlar ve hacc iin belirlenmi
vakitlerdir.[11]
(Bakara 189)
timai ve ibadi hkmlerin yaratl dzenine uyumluluundan dolay bir ok yargsal hkmler,
Ramazan aynn balamas, hac mevsiminin gelmesi ve de dier ibadi hkmler, hilalin
grlmesiyle irtibatlandrlmtr. B ve bunun byle olmas gerekte Kurann ve dinin, ftrat ve
yaratl dzeniyle uyumasndan kaynaklanmaktadr.

yleyse sen yzn Allah birleyen (bir hanif) olarak dine, Allahn o ftratna evir; ki
insanlar bunun zerine yaratmtr. Allahn yarat iin hi bir deitirme yoktur. [12]
(Rum 30)
lahi ve dini kanunlar, ilahi ftrata gre dzenlendii vakit, deimesi mmkn olmayacak
ve sabit kalacaktr.
Elbette zaman ve mekann deien zel artlarna bal olarak deiebilen hkmlerin olduunu
da bilmemiz gerekir;. Meruiyetini ve gcn Allahtan alan er-i hakim, mevzununkonunun
tehisi ve onlarnhkmlerin oluturulma insiyatifi, meruiyetini ve gcn Allahtan alan eri
hakime aittirsyla grevlidir. Kuranda bu yetki ve makam, Allah Rresulne
verilmitir.
ve ia akidesine
gre,
-Ki Kuranda da buna iaret edilmitir-deinilen masum imamlar da bu makama sahiptirler.,
Bbunlardan sonra ise ilerde konusu gelecek olan Veliyy-i Fakih bu makama sahiptir. Bu esasa
gre din, itimai ve dnyevi meseleler ile uramaz, sadece ahiret ileri ve insann Allah ile olan
ilikisiyle urar., Ddiye ortaya atlan phe kkten yok olmaktadr. B ve byle bir anlayn
slam ile badamas sz konusu deildir. Elbette dnyada yukarda belirtilen anlay tarzyla
uyuan bir din olabilir ki; ki bu, bizim konumuzun dndadr.
Bizim zerinde konutuumuz din, yln aylarn aklayp tayin etmeyi bile zerine
almtr. B ve bu din,insanlar arasndaki karlkl muamele ve mali ilikiler hakknda yle bir
tavsiyede bulunmaktadr: Eer bir kimse birine bor verirse, ondan yazl bir ey ve senet alsn
veya iki ahidin karsnda bu borcu versin, ve eer senedin alnmas ve ahitlerin hazr
bulunmas mmkn deilse, ondan teminat alsn. - *Kuranda beyan edilen teminat meselesi
byle durumlar iin geerlidir;. Yani bir kimse birine senet alamayaca bir durumda bor verdii
vakit,mektedir bu durumda verdii borcun karlnsnda, deerli bir eyi teminat olarak almas
tavsiye edilmitir.- Bu anlamda biz byle bir dinin siyaset, lke ynetimi ve halkn maddi ve
manevi ihtiyalarnn temin edilmesi hakknda program olduuna inanyoruz.
Geen oturumda, dini sadece insan ile Allah arasndaki ilikiyi dzenleyen bir unsur olarak
deerlendiren tanm ve bak asn redret etmekle birlikte gerek ve hakiki dine deinip, dinin
gerek manasyla, ilahi gzelliin, insan hayatna yansmas olduunu, insann dnyadaki kemal
yolunu beyan ettiini ve insann dikkatini, nereden geldiine ve nereye gittiine evirdiini ve de
insann bu ikisi arasnda gitmesi gereken yolun hangisi olduuna dair yapt bir seim olduunu
sylemitik. phesiz byle bir din, insan hayatnn sadece bir blmn ve ibadet gibi yaplan
baz ileri iermemekte,; aksine btn yaam, insan hayatn ve onun btn alanlarn kapsayp
aydnlatmaktadr. nk insan, kendi hayatn ebedi saadete eriebilecek bir ekilde dzenlemek
iin yaratlmtr.

Bundan dolay insan, kendi hayatnn btn ynlerini ilahi istek ve emirlerle uyumlu bir hale
getirmelidir.
O halde direk bir ekilde Allaha ibadet etmek ve istilahistlahi manasyla ibadet, bizim
dini vazifelerimizden sadece bazlar olup, dier dnsel ve eylemsel ynlerimizin de Allahn
istekleriyle uyumas ve bir ibadet halini almas gereklidir. Bylece insann yce yaratl hedefi
gereklemi olacaktr.

[13]

Ben cinleri ve insanlar yalnzca bana ibadet etsinler diye yarattm.
Zariyat56

Zariyat 56

Bu ayetin mefhumu,; insann kemale erebilmesinin sadece Allaha ibadet ve Oona tapnmayla
mmkn olacadr. Bundan dolay insann btn hareketleri ve durgunluu bu erevede olmal,
nefes almas bile bu dorultuda gereklemelidir. nsan hayat bu ekilde bir ilahi renge brnr
ve bu erevede yer alrsa bu, ,insann gerek manada dindarlnn gstergesi olur ve eer insan
Allaha tapnma snrndan tam olarak karsa dinsiz ve mrtet olacaktr. Baz kimselerin
hayatlarnn bir blm Allahn istekleriyle uyumamakta ve Allaha tapnma dorultusunda
olmamaktadr. B, byle kimseler, gerek dindarlk ile irtidat arsnda yer almaktadr;a ve onlarn
ddinleri noksan olmaktadr. Bu tr dini noksanlklarn derecelerine dikkat edilirse, gerek
manada dindar olan ve hayatlarnn tm blmlerinde ilahi hkmlere riayet eden kimseler ile
sadece baz ilahi hkmlere riayet eden kimselerin bir mertebede olmadklarna inanlmas
gerekir. E ve esasen iman ve dindarln dereceleri bulunup, geliip olgunlamas mmkn
olmaktadr. Bu anlamda Allahu Teala yle buyuruyor:
[14]
Hidayeti bulmu olanlara gelince;(Allah,) hidayetlerini artrm ve takvalarn vermitir.

[15]
Muhammed 17
Mminler ancak o kimselerdirler ki, Allah anld zaman yrekleri rperir. Onun ayetleri
okunduunda imanlarn artrr.

Enfal 2

Srekli imanlarn artran, kemale doru giden, imann zirvesine ulaan ve Allahn velileri
arasna giren kimseler mevcuttur. Bunun karsnda d kaydeden, dindarlnda gerileyen
kimseler bulunmaktadr. Bu kimselerin, harici dmanlar ve onlarn yerli dostlar tarafndan
ortaya atlan kltrel boyutlu phelere kulak vermesi durumunda, kendi anne, baba ve
retmenlerinden rendikleri dini kaybetmeleri biledahi mmkndr. nk aratrma ve
deerlendirme gc olmayan kimselerin phelerle uramas sapmaya sebep olacaktr. Bu
konuda Kuran yle buyurmaktadr:




[ 16]
O, size Kitapta: Allahn ayetlerinin inkar edildiini ve onlarla alay edildiini
iittiinizde, onlar bir baka sze dalp geinceye kadar, onlarla oturmayn, yoksa siz de
onlar gibi olursunuz diye indirdi.Nisa140

nsann ilk nce bilimsel birikimlerini ve akli ve dnsel yapsn gelitirip, ayrm ve tahlil
yapabilme ve de cevap verebilme gcne ulamas, sonra phelerle uramas lazmdr.
phelerin karsnda dayanabilecek gc olmayan bir kimsenin phelere kulak verip kendini
sapma tehlikesiyle kar karya getirmesi doru deildir.
slam insana gre yapma dememekte, aksine yle demektedir: Dengin ile gre yap ve
eer ar kilolu biriyle gremek istiyorsan, ilk nce kilonu ve alman artrmalsn. slam
bakalarnn sylem ve phelerine kulak verme, diye bir ey sylememektedir. Bilakis tahlil ve
tehis gcn orannda, bu meselelerle ilgilenmelisin anlamnda bir tavsiyede bulunmaktadr.
Birinci derecede, ilahi ilimleri ve phelere cevap verme yntemini renmelisin, sonra
dierleriyle tartabilir ve sylediklerini dinleyebilirsin. Bylece senin savunmasz kalp, her
istedikleri eyi sana dayatmalar nlenmi olur.
nsann ilk nce bilimsel birikimlerini ve akli ve
dnsel yapsn gelitirip, ayrm ve tahlil yapabilme ve de cevap verebilme gcne ulamas
sonra phelerle uramas lazmdr. phelerin karsnda dayanabilecek gc olmayan bir
kimsenin phelere kulak verip kendini sapma tehlikesiyle kar karya getirmesi doru deildir.
slam insana gre yapma dememekte; aksine yle demektedir: dengin ile gre yap ve eer ar
kilolu biriyle gremek istiyorsan, ilk nce kilonu ve alman artrmalsn. slam bakalarnn
sylem ve phelerine kulak verme, diye bir ey sylememektedir, aksine tahlil ve tehis gcn
orannda, bu meselelerle ilgilenmelisin anlamnda bir tavsiyede bulunmaktadr. birinci derecede
ilahi ilimleri ve phelere cevap verme yntemini renmelisin sonra dierleriyle tartabilir ve
sylediklerini dinleyebilirsin. Bylece senin savunmasz kalp, her istedikleri eyi sana
dayatmalar nlenmi olur.

5- Konunun zeti
Kkonumuzun zeti olarak unlar dile getirilebilir: slam btn siyasi meseleleri ierir., Bbtn
hayatmz dinin kapsam alanna girer ve insan hayatnn dinin kapsama alann dnda kalan
hibir blm yoktur. FBu anlamda ferdin, itimai ve ailevi hayat;, kar koca ilikileri, baba evlat
ilikileri, mmet imam ilikileri ve hatta dier milletler ile nasl geinmemiz gerektii ve kimler
ile shhatli ilikiler kurabileceimiz ve de kimler ile iliki kurmamamz gerektii bu kapsamn
iine girer.
Azck insaf olan bir kimse, hadislere bile mracaat etmeden Kur!an ayetlerini yzeysel
bir ekilde incelerse, siyasetin slamn bir esi olduunu ve siyasetsiz bir slamn
dnlemeyeceini anlayacaktr. Eer bazlar slamn siyasete yabanc olduunu
dnyorlarsa, bu onlarn baka bir din seip, adn slam koyduklarn gsterir. Kayna Kuran
ve snnet olan slam dininin siyasete yabanc kalmas mmkn deildir.

DRDNC OTURUM
Drdnc Oturum
Siyasetin Dindeki Yeri(2)

1-nceki Konunun Ksa Tekrar


ran slam Devriminden sonra ve slam devletinin randa kurulmasnn ardndan, slam
dmanlar yaptklar tahlillerin sonucunda u neticeye vardlar: Bu dzene kar koymak iin, bu
nizamn esas ve ekseni durumundaki Velayet-i Fakihle ilgili olarak aratrma ve inceleme
yaplp,mal ve bu asla ynelik kesin bir propaganda balatlmaldr. Bu alaka hedef
dorultusunda dnyann drt bir tarafnda, slami dzen ve Velayet-i Fakih aleyhine slam
dmanlarnn yaptklar dnk ve bugnk yaptklar eitli propagandalara ve yerli i
birlikilerinin bu alandaki almalarna tanklk etmekteyizahit olmaktayz. Aziz halkmz
kendi nizamlarna tam olarak inanmakta ve btn gleriyle bu nizam desteklemektedir; ancak
bu dzenin fikri ve dnsel temellerinin zellikle genler ve gelecek nesil asndan daha iyi bir
ekilde anlalp aydnlanmas iin, zaman, zaman bu konu ve meseleler hakknda tartma
zorunluluu vardr.

Bu alanda eit phenin ortaya atldn belirtmitik. Birinci phede,; dinin asl olarak
siyasete yabanc olduu ve siyasi bir dzenin dini olamayaca yargs bulunmaktayd. Geen
oturumda bu pheye cevap verip, bir din olarak slamn siyasete mdahelemdahale edip
etmediini grenmekrenmek isteyen bir kimsenin bu dorultuda Kuran yzeysel bir ekilde
incelenmesinin ve Kurandaki hkm ve kanunlara bakmasnn yeterli olacan sylemitik.
Gerek manada Mslman olan ve Kurana inanan bir kimse ya da Mslman olmayan ancak
slam tanmak isteyen bir ahsbaka kimse, eer Kurana mracaat ederse, dinin ve siyasetin
birbirlerinden ayrlamayaca hakikatini grecektir. slamn bak as ve mesajlarn tanmann
doru yolu, Kurana mracaat etmektir. Ayn ekilde eer biz Hristiyanln bir konu
hakkndaki bak asn renmek istersek, ncile mracaat etmeliyiz. Elbette bu sylenenler
salam ve mantkl bir yntem benimseyen ve de gerek tartma ve sylemlerinde gerekse
aratrma ve incelemelerinde doru yol ve metodu seen kimseler iin geerlidir. Ancak
dmanlar mantkl, salam ve doru kantlama yntemine uymamakta ve de konuya uygun
metodolojiye riayet etmemektedirler. Bunlarn fakat sadece amac,; dindar insanlarda phe
oluturmak veup imanlarnn gevemesini salamaktr. Her ne kadar bu ahslarn konuma ve
sylemleri mantkl olmasa da, biz, onlarn phelerine mantkl cevap vermeyi kendi vazifemiz
bilmekteyiz.

2-Dini Kapsam Dndaki Bak Tarznca Dinin Siyasetten Ayrlmas


Dinin siyaset ve devlet ile bir ilikisinin olmadn ispatlamak iin, baz ahslar dini kapsam
d ndaki bak tarznca baz ahslar yle demekteler: Bizim Kuran ile bir iimiz yoktur. ve
Bbiz, dinin kapsam dndaki bir bak tarzyla slama bakmaktayz. Yani slami kaynaklar
incelemeden nce ve Kurann siyaset hakknda ne dediine bakmakszn nce u sualleorular
sorulmaldr:
Realitede beerin dine olan ihtiyac nedir? ve Bbeer, hanihangi konularda dinin yol
gstericiliine muhtatr? O Yukarda bahsedilen ahslarnlar, kendi zanlar dorultusunda iki
ihtimali deerlendirmektedirler:.
Birinci ihtimale gre insan, her eyde ve hayatn tm ynlerinde dine muhta bir durumdadr.
Yemein nasl yenilecei, bir evin nasl kurulaca ve yaplaca, nasl evlenilecei, ve toplum ve
devletin nasl tekil edileceimesi gibi konular bir arayda toplaynarakp yle
sylenmektelerdir:
Acaba btn bu meseleleri din mi halletmelidir?, Bbeer artk bilimsel aratrmalar yapmamal
mdr?, Bbizim dinden beklentimiz maksimum dereceli mi olmaldr ve her eyin aklamasn
dinden mi istemeliyiz? O halde elbise almak istediimizde slamn ne dediine, yemek yemee
ihtiyacmz olduu vakit slamn hangi yemei nerdiine, doktora mracaat etmek istediimiz
durumda slamn nasl bir tavsiyede bulunduuna ve ayn ekilde devlet kurulmasnda slamn
ne dediine bakmamz gereklidir.

kinci ihtimale ggregre ise din, sadece snrl bir anala mdahale etmektedir; ve bizim dinden
beklentimiz minimum leklilekli olmaldr.
Dinin tTabii olarak dinin, insann tm ihtiyalar hakknda gr belirtmesi sz konusu
deildir. H ve hi bir din, beerin btn ihtiyalarn temin etmeye ynelikdair bir iddiada
bulunmamtr. Bu dorultuda yemein nasl piirileceini, hastaya tedavinin nasl
yaplacan,nasl mhendis olunacan ve nasl uak ve gemi yaplacan dinin bizabize
retmediini grdkten sonra, dinin aklamakla mkellef olduu meselelerle dier var olan
meseleler arasnda nasl bir fark olduu anlalmaldr. E ve esasen din hangi alan ve sahalar
kapsamaktadr. Sz konusu kimseler ayn ekilde kendi zanlar dorultusunda dier kk tercih
edip u neticeye ulamlardr: Ddin, sadece ahiret ileriyle uramaktadr; ve onun dnya
ileriyle bir ilikisi yoktur.sz konusu olmamaktadr ve Bbizim dinden beklentimiz minimum
lekli olmaldr. Biz din yoluyla, sadece ahiret saadetine giden yolu, ve cennete girebileceimiz
ve de cehennemden kurtulabileceimiz vesileleri din yoluyla tanmalyz. Namaz klmay, oru
tutmay, hacca gitmeyi ve dier ahiretle ilikili konular din yoluyla renmeliyiz. Bu kesim
kendi hayalleri dorultusunda din ile siyaset ilikisini bu ikisi arasnda oluturduklar bir snr ile
hallettiklerini sanp, dinin kapsama alann siyasetin kapsama alanndan ayrmakta ve yle
demekteler: Siyaset dnya ileri snfndandr. Dve din sadece ahiret ile ilikili bir olgudur. N ve
ne din siyasi alana mdahale etmeli ve ne de siyaset dini alana mdahale etmelidir. Snrlar
dnya ve bilim olan siyasete, sadece beerin kazanmlar ve bilim ile mdahale edilebilir.
Bilimsel alan iine giren fizik, kimya, hayat bilim, tp, psikoloji ve sosyoloji gibi bilimlere dinin
mdahalesi dnlemez ve din sadece ahiret ileriyle ilgilidir.
Bu meselenin tarihi birka asr nceki bat corafyasna dnmektedir. Kilisenin nde gelen
ahsiyetleri ile bilim adamlar ve siyasi ahsiyetler arasnda meydana gelen eliki ve atmalar
sonucu iki taraf arasnda uzun sreli ekime ve savalar yaanr ve sonunda mesele yazlmam
bir bar antlamasyla noktalanr. D, dinin sadece ahiret ileri ve insan ile Allah arasndaki
ilikiye mdahelemdahale edebileceine ve dnya ilerinin bilim adamlarna ve siyasi
kimselere braklmas gerelktiine ve de sadece uzman ve siyasetilerin, bilimsel ve toplumsal
meseleler hakknda gr belirtebileceklerine dair pratikte bir uzlama saglanrsalanr.
Bu deiim bat corafyasnda yaanmtr. O ve oradan recetereete alan kimseler, slaimi
olan lkemizde de byle bir deiimin yaplmasn nermektedirler. Yani din, sadece din
alimlerinin insiyatifindeinisiyatifinde olmal ve sadece ahiret ilerine mdahelemdahale
etmelidir. Aksi bir durum,; din ve din alimlerinin dnya ilerine mdahelelerimdahaleleri sz
konusu olmamaldr. Bunun iin siyasetin fFakih ve din alimlerine deil, siyaset bilimcilerine ve
siyasetilere braklmas gerekmektedir. Bu alanda bir ok tartma ve konuma yaplm ve bir o
kadar da makale yazlmtr. Bu kimseler, kendi dncelerini ispatlamak ve genlerin
zihinlerinde, dini alann siyasi alandan ayr olduuna dair phe yaratmak ve bu pheyi
bytmek amacyla olmadk eylerden istifade etmektedirler.
zlerek sylemek gerekir ki, kltr ileriyle uraan baz kimseler, farknda olmadan bu
eilimin ve batnn yapt kltrel propagandann etkisi altnda kalmaktadr.lar Yve yava, yava
dinin dnyayla bir alakasnn olmad,; dinin beerin baz meselelerini hallettii ve dnya
meseleleriyle bir ilikisinin bulunmad fikri yerlemektedir. Bizim yazar, konumac ve

kltrel ahsiyetlerimiz tarafndan meydana gelen bu sapma ve hatalar, toplumun dini kltrne
ynelik nemli tehlikeler arz etmektedir.

3-Dnya ve Ahiretin Dengeli likisi


Hayatmzn dnyevi ve uhrevi olmak zere ikiye ayrld bir gerektir; yani hayatmzn bir
blm dnyada douumuz ile balamakta ve lmmzle de sona ermektedir ve sonra berzah
alemine giriimiz gereklemektebalamakta, ve kyametin olmasyla da ikinci hayatmz
balamaktadr. (Elbette dnya alemine gelmeden nce bulunan cenin alemini de hayatn ayr bir
blm olarak farz edebiliriz) Ancak hayatn bu ekilde blmlere ayrlmas, dnyadaki hareket
ve davranlarmzn da iki blme ayrlmasn ve iki bak asyla deerlendirmeye tabi
tutulmasn gerektirmemektedir. Realitede biz u an her ynyle dnyada bulunmakta ve bu
dnyadan baz davranlar yapmaktayz. D ve din, bu dnyevi davranlarmz dzenlemek iin
gelip, ilahi kanun ve emirlerden oluan dzeniyle bize yol gstermektedir. Bu anlamda dini
emirlerin sadece lm sonras iin olduu doru deildir. Elli veya altm senelik mrmzn bir
blmnn ahiretle, dier bir blmnn ise dnyayla irtibatl olduu doru deildir. A, aksine
dnyada ahiret ile irtibat olmayan bir ey yoktur. D ve dnyadaki btn davranlarmzn uhrevi
bir ekil almas mmkndr. Yani bu davranlar, ahiretimize fayda verebilecek bir tarzda
yaplabilir; ve ayn ekilde bu davranlarn ahiretimize zarar verebilecek bir baka tarzda da
yaplmas mmkndr. Her halkarda konumuz, bu dnyadaki davranlarn ahiret hayatna tesir
ettiidir., Ddini ve slami dnya grnce ahiret hayat bu dnyada ekillenmektedir.
Bugn hesap gn deil, amel gndr; ve yarn amel gn deil, hesap gndr.
Dnya ahiretin tarlasdr.
yleyse dnyada yaptmz her iin karln ve semeresini ahirette alacaz. Dnya
hayatmzn ahiret hayatmz ile hibir irtibatnn olmadna ve ilerimizin bir blmnn dnya
hayatyla ve bir blmnn de ahiret hayatyla irtibatl olduuna dair hibir ey sz konusu
deildir.
Dnya ve ahiret hakknda iki ayr ereve yoktur; aksine dnyada yaptmz btn fiiller; nefes
alma, gz krpma, yrme, oturma, kalkma, bakma, toplumsal ilikiler, konuma, duyma, yemek
yeme, kar koca ilikileri, fert toplum ilikileri ve devlet halk ilikileri yaplma tarzna bal
olarak ahiret saadetimizi kazanmaya veya kaybetmeye sebep olabilir. Yemein nasl
piirileceinin ve nasl yenileneceinin dnyayla irtibatl olduu dorudur; ancak bu yemek
yeme tarz, insan cennete de gtrebilir ve ayn ekilde cehennem ateine de mstehak klabilir.

[17]

Gerekten, yetimlerin mallarn zulmederek yiyenler, karnlarna ancak ate doldurmu
olurlar.Nisa 10

Karnn yetim malyla dolduran bir kimsenin yemek yedii ve ayn ekilde yedii yemekten
lezzet ald dorudur; ama yedii yemein kendisi iin cehennem atei olaca da bir gerektir.
Ayn ekilde eer bir kimse ,ibadet etmek iin yemek yerse, bunun uhrevi sevab bulunmaktadr.
nsana Allah rzas iin syledii bir szden dolay, cennette bir aa yeertilmektedir. Hz.
Peygamber, (s.a.va), ashabna hitaben yle buyurmutur: Her kim ki tespihat- erbaay sylerse,
Allah onun iin cennette bir aa yeertir. B, bunun zerine sahabeler yle dediler: O zaman
bizim cennette bir ok aacmz vardr; nk biz bu zikri ok sylemekteyiz. Buna karlk
olarak Hz. Peygamber (s.a.va) yle buyurdu: Ate yollayp onlar yakmamanz artyla.
Davranlarmz Allah rzas dorultusunda yaplrsa,dnda ahiret saadetine ve sevaba ve eer
Allahn emirlerinin aksi dorultusunda yaplrsa bedbahtla ve azaba vesile olacaktr.
Hayatmzn iki ayr mstakil blmden olutuu, bir blmnn ahiretle ilikili olup mescitte ve
mabette geirildii ve dier blmnn de dnya ve kendimizle ilikili olup ahiret ile irtibatl
olmad doru deildir. Dinin kapsama alannn ferdi ve ibadi meseleler ile mabetler olduunu
ve eserinin ahirettle belli olacan ve de dier meselelerin dini sahann dnda
kaldnolduunu ne sren yanl dnce ve anlayn, son asrlarda bat corafyasnda ve
eitli dinlere mensup baz kimselerce tarafndan kabul edildiini, zihinleri kendisiyle megul
ettiini ve sadece slamn deil, bilakis hibir dinin byle bir dnceyi ileri
srmediinisunmadn sylemitik.
Hak zerine olan her dinin mesaj, insann saadeti ve ya bedbahtln eldetemin etmek iin
yaratld ve ebedi saadet ve bedbahtln da dnyada yaplan davranlar sonucu hasl
olduudur. nsan, Allahn emirleri dorultusun hareket ederse, ebedi saadete ve Allahn
emirlerinin aksi dorultusunda hareket etmesi sonucunda da, ebedi bedbahtla ulaacaktr.
Bazlar dinden beklentinin ne lde olmas gerektii hakknda minimum dereceli bir
ly benimsemilerdir. Byle kimseler, bizim, dinden beklentimiz minimum lekli olmal
deyip, bu esasa gre insanlarn davran ve hareketlerini iki blme ayrmlardr.
Bir safsatadan kaynaklanan bu deerlendirmelerine gre,; dinle ilgili blm, ahiretle irtibatl
olup, dnyayla bir ilikisi yoktur. D ve dnyayla ilgili blm ise dini alandan ayr olup, itimai
ve siyasi meselelerle ilikilidir. Bu kimseler, yaptklar muhasebe sonucu dinden beklentilerinin
maksimum lekli olmas durumunda nasl yemek yenilecei ve nasl ev yaplaca gibi btn
ilerinde dine bavurmalarnn gereini grdler. S, sonra da dinden byle bir beklentinin doru
olmadn ve dinin de bunlar temin edemeyeceini dnerek, dinden beklentilerinin minimum
lekli olduunu ifade ettiler. Bu safsatann sebebi yukardaki meseleyi sadece iki boyutlu olarak
deerlendirmekten kaynaklanmaktadr. Halbuki meselenin gerek olan, nc bir boyutu da
mevcuttur. Bizim, dinden yemek yeme eklini, elbise giyme eklini ve ev yapma eklini de dahil
olmak zere her eyi bize beyan etmesine ynelik bir beklentimiz yoktur. H ve hi kimsenin de
byle bir iddias bulunmamaktadr.
Din, bir ok meselenin aklanmasn, dini olmayan bilimlerin inisiyatifine brakmtr. B,
bununla beraber bu meseleler, baka bir ekilde yine dini snrlar ierisine girmektedir. B ve bu
da bu meselelerin, deerler sistematiinde yer ald anda gerekleir.

4- Amellerin Deersel Yn ve Dnyevi Davranlar


Dnya hayatnn ahiret hayatyla irtibatl olduunu grp, yaplan davran ve amellerin insann
ilerlemesinde veya gerilemesinde etken olduklarna ve davranlarmzn ebedi saadetimize tesir
edebileceine inandmz vakit, bu davran ve ameller, deerler kategorisine girmi olur. B ve
bundan sonra din, bunlar hakknda yargda bulunabilir. Sade bir deyile din, fiillerimizi nasl
yapmamz deil,; aksine fiillerimizdeki helal ve haram noktalar aklamamaktadr. rnein;,
domuz eti ve sarholuk veren ieceklerde olduu gibi, din, baz eyleri yemeyi ve imeyi;
haram ve gnah saymtr. Ancak arabn nasl yapldnn ve domuzun nasl beslenildiinin
beyan dine ait deildir. Gerekte, dinin emre ve nehye dayal hkmleri, insann saadetine ve
ahiretine tesir eden bir takm mspet ve menfi etkiler tamaktadr. B ve bu hkmler,
davranlarn deersel ynn ifade etmektedir.
nsann tekaml yolundaki seyri bir noktadan balayp, sonsuzlua doru gitmektedir. B ve
bizim tekamlmz iin faydal ve yn Allaha olan ve de insann manevi geliimi ynnde
zemin hazrlayan eyler, sahip olduklar neme gre ya farz, ya mstehab ya da sonuncu derece
sfatyla mubahtr. Bunun yannda insann gerilemesi dorultusunda yer alan ve onuninsann
Allahtan ve gerek kemalinden uzaklamasna neden olan eyler de, haram ve bir alt derecede
de mekruhtur. olmaktadr. O halde din, hangi yemein yenmesini, yemein nasl hazrlanmasn
ve nasl ev yaplmasn sylememektedir. Ama din, gasp edilmi bir arazide ve dier insanlarn
evlerine ynelik,; onlarn namuslarn gzetebilecek bir ekilde ev yaplmasn yasaklam ve
faiz parasyla deil, helal parayla ev yaplmasn emretmitir. Yani gerekte din, bir evin ahlak
deerlere uygun bir ekilde nasl yaplacan bize beyan etmektedir. Ayn ekilde din, bizi insani
ve manevi geliimimize katkda bulunacak yiyeceklerden yararlanmaya ve faydamza olmayan,
haram yiyeceklerden, alkoll ieceklerden ve uyuturucu maddelerden de saknmaya davet
etmektedir.




( 90)



[ 18]

Ey iman edenler, iki, kumar, dikilitalar ve fal oklar ancak eytann ilerinden olan
pisliklerdir. yleyse bun(lar)dan kann; umulur ki kurtulua erersiniz. Gerekten eytan,
iki ve kumarla aranza dmanlk ve kin drmek, sizi, Allah anmaktan alkoymak
ister.Maide 90-91

yleyse dinin helal ve haram davranlarn deersel ynn aklamak iindir; d


Davranlarmz mspet mi yoksa menfi bir deer mi tamaktadr? A, acaba davranlarmzn
saadetimize tesiri var mdr? D ve davranlarmz hareket ynmz Allaha doru
dzenlemekte midir veya bu davranlarmz bizim bedbahtla ve yok olma bataklnda

batmamza m m sebep olacaktr? te bu noktada dinin helal ve haram, davranlarn deersel


ynn aklamak iindir. Ksacas davranlarn dnyevi sonularnn dnda, din,
davranlarn insann cennete veya cehenneme gitmesine sebep olan ynlerine bakmaktadr.

5- Davranlarn Deersel Ynn Anlamada Akln Kuvvetinin ls


Davranlarn olumluluk ve olumsuzluk asndan deer ynlerinin ispat edilmesi, bazen insan
aklnn rahat bir ekilde anlayabilecei ve artk vahye ihtiyacnn kalmayaca ve de akln
Allahn hkmn tehis edebilecei bir derecede kolay ve aktr. Bu yzden, slam alimleri
akli zeller hakknda yle demilerdir: Baz meselelerde akl tek bana yargda bulunup,
fiillerin iyi ve kt ynlerini tehis edebiliriz. Bve biz bir ii yapmada veya terk etmede akl
yoluyla Allahn iradesinin ne olduunu tehis edebilmekteyiz; yani Allahn herhangi bir fiilden
raz olup, olmadn anlayabilmekteyiz. rnein, yetimin azndaki bir lokma ekmei almann
doru bir davran olmadn hepimizin akl kavramaktadr. B ve bu konuda eriat tarafndan
ilahi bir hkmn beyan edilmesine gerek yoktur.
Bazen de bu konularda akln tehisiyle birlikte Kuran ve hadislerde akln hkmn tekit
etme manasnda ilahi hkmler beyan edilmitir. Ancak ou konularda akln davran ve
fiillerin deer ynn ve bunlarn saadet ve bedbahtlmza yapt tesirin miktarn aklamada
akln kuvveti bulunmamaktadr; yani bu davranlarn gerekli, iyi, haram veya irkin olduklarn
akl yoluyla anlayabilmemiz gtr. Bu gibi noktalarda din, mdahele etmeli ve yaplan fiilin
hkmn vermelidir.

6-Dinin Kapsam
Ebedi saadet ve bedbahtlmza tesir eden eylerin, direk Allah ile irtibatl olan eylerle snrl
olmadn,; aksine dinin ibadi meselelere mdehalemdahale ettii gibi dnya ilerine de
mdahelemdahale ettiini ve bu yzden dinin baz yiyecek ve ieceklerden istifade
edilebileceine dair izin vermi olduunu ve bazlarndan da uzak durulmas gerektiine dair
yasaklama getirmi olduunu anlam olduk. Ayrca dinin emirlerine dikkat ettiimiz vakit, dinin
kapsamnn ferdi meselelerle snrl olmadn,; aksine ailevi, evlilik, boanma ve ticaret gibi
itimai meseleleri de kapsadn ve bunlarn helal- haram snrlarn ve deersel ynlerini
akladn anlamaktayz.
Gerekte din, bu konularn deersel ynlerini beyan etmekle, bunlarn hareket ynlerini
aklamaktdadr;; hangi ekillerde Allaha doru ve hangi ekillerde de eytana doru bir yneli
kaydettiklerini belirtmektedir. Bylece din, bilimin aklamaktan aciz olduu bir meseleyi
akla kavuturmaktadr.

Bilim, deiik maddelerin oluturulmasnda gerekli olan unsurlarn, l ve trn ve de


fiziki ve kimyasal zelliklerini aklamaktadr. Ama bilim, insann eyadan gerek saadetini
temin edebilecei bir ekilde nasl istifade etmesi gerektiini sylememektedir. ve ite burada
din, hkm vermelidir. Bundan dolay ferdi davranlarmz, mutluluk ve aclarmza nasl tesir
ediyorsa, siyasi ve itimai alanlardaki davranlarmz da mutluluk ve aclarmza tesir
etmektedir. Bve bu alandaki davranlarmzn tesiri daha byktr olmaktadr.
Ama bahsimizin asli konusu olan; toplumun blmlerini idare etme hakknda ile ilgili,
yle tbir ey sylenebilir mi? Toplumun idare eklinin insann ebedi saadet ve bedbahtlyla
hibir irtibat yoktur, t ve toplumun bireyleri istedikleri her ekil ve tarzda kedi toplumlarna
dzen verme noktasnda hrdrler ve d ve bu alanda dinin bir mdahalesi bulunmamaktadrsz
konusu deildir. Diye bir ey sylenebilir mi? Hangi insan, toplumda adalete riayet etmenin,
insann saadetini saladn ve adaletin mspet manada deersel yn byk olan bir kuvvet
olduunu bilmemektedir. Bu ynde eer bir ayet ve hadis dahi olmasayd bile, aklmz adalete
riayet etmenin insann kemal, geliim ve ycelmesinde nemli bir rol oynadn anlard. Bu
alandaki deersel meseleleri anlamada, akl, yeterli bulmayan kimselerin Kuran ve snnete
mracaat etmeleri gerekir. Elbette biz, akln, itimai ve siyasi alanlardaki bir ok deersel
meseleyi anladna inanmaktayz; ancak bu, akln anlad her eyin dini alandan kt
manasna gelmez.
Allahn isteinin ne olduunu anlatan, Allahn hikmet ve iradesini aklayan ve Allahn
neden raz olduunu bize bildiren eyi, hangi yoldan bulmamz gerektiinin nemli olmadn
daha nce belirtmitik. nemli olan, bizim, Allahn terii iradesini anlamamzdr. B, bunun yolu
ister Kuran ve snnet olsun isterse akl olsun fark etmez; nk bunlarn her biri, ilahi hkm
ve kanunlar bulmada birer delil ve yoldur. Bundan dolay akl, ilahi hkmlerin bir kayna
olarak hesap edilmektedir ve fakihler, er-i hkmleri ispatlama noktasnda, akl, bir delil olarak
kabul ettiklerinden dolay, er-i meseleleri ispatlamak iin onu da bir l olarak
kullanmaktadrlar. yleyse akl ve eriat arasnda, baz meselelerin aklla ve baz meselelerin de
eriatla irtibatl olduu tarznda bir snrn olduu doru deildir; aksine akl da bir mealedir. B
ve bu mealenin aydnlnda lahi iradenin, istein ve rzayetin keif edilmesi mmkndr ve
akl yoluyla bu alanda keif edilen ey, dini bir nitelik alr.

7-Din ve Devlet likisi


timai ve siyasi meselelere dinin mdahale etmesi ile ilgili olarak sylediklerimize ve dnyada
tekil edilen eitli devlet modellerine; zellikle de slam adna veya dier isimlerle slami
dnemlerde kurulmu devletlere dikkat ettiimizde, slamn kabul ve redredt noktasnda
devletlerin ekli ile ilgili olarak bir grnn olmad sylenemez. Acaba biz, Muaviye ve
Yezidin bozuk ve zalim devletini Hz. Ali (a.s)n adil devletiyle mukayese edip, slam dininin
her iki devleti de ayn kefeye koyduunu ve Hz. Ali (a.s)n devletiyle Muaviyenin devletinin
arasnda bir fark gzetmediini iddia edebilir miyiz?
HAcaba herkesin kendi devletini ynetme konusunda istedii yntem ve tarz seme
balamnda zgr olduuna, dinin bu konuya mdahale etmediine ve insann davranlarnn

kendi saadet ve bedbahtlna etki etmediine, dair bir ey sylenebilir mi? Ne Hz. Ali (a.s)n
devleti idare etme tarznn, insann ahiretine bir tesiri vard ve ne de Muaviyenin; nk
devletin idare eakli dnya ve siyasetle irtibatl olup, dinle bir ilikisi bulunmamaktadr! Acaba
akll hibir kimse, bu syleneni kabul eder mi, bu iki eit devletin dinin nazarnda bir olduu ve
dinin hi birinrbirini kutsamad veya eletirmediini sylenebilir mi? Gerekte ,devlet ve
toplumla ilgili meseleler, dinin mdahale etmesi gereken en ak alanlardr. Din, uygun bir
devletin yaps hakknda aklamada bulunmaldr. Devlet bakan , kendi iktidarnn ilk gnnde
mahrum ve mustazaf insanlarn endiesini mi tamal yoksa kendi iktidarnn temellerini
glendirme sevdasnda m olmaldr? D,din, bunu aklamaldr. Bu anlamda siyasi ve itimai
meselelerin dindeki; zellikle de slam dinindeki yeri ok aktr. B ve bu meseleleri dinin
snrlar dnda saymak ve de bunlarn insanlarn saadet ve bedbahtlna tesir etmediine
inanmak mmkn deildir. Eer ahiret, hesabhesap, kitap, sevap ve azap varsa, Muaviye ve
Yezidin ve de bu ikisiu ikisi gibi olanlarn, olanlarn yaptklarnn tesirinin olmad sylenebilir
mi? Baz snniSnni kardeler henz Muaviye meselesini halletmemi olabilirler; ancak
gemite tarihin yzn siyah eden baka zalim ve zorbalar oktur. Z, zulm meslek edinmi bu
hkmdarlar ile adil yneticilerin deersel ynden bir olduu sylenebilir mi? inde
bulunduumuz bu zamanda, inde bulunduumuz bu zamanda, hacaba her millet ve din
nazarnda gnahsz olan kadn ve ocuklarn kafasn kesen, zerlerine bomba yadran ve onlar
canl canl topraa gmen kimselerle, btn gleriyle mahrum ve mazlumlara yardm eden
kimseler bir midir? Bve bunlar cennette beraber mi olacaklardr?. yleyse siyasi ve itimai
meseleler nasl dini alann dnda kabul edilebilir? Eer sevap, azap, helal, haram, menfi ve
mspet deerler hakknda dinin grnn olmas ngrlyorsa, itimai ve siyasi meseleler
dinin gr belirtmesi gereken en msait alanlardr.
Bu sylenenler esasnca, din ilerinin dnya ilerinden ayrldna, dini meselelerin sadece
Allah ve ahiret ile snrlandna ve dnya meselelerinin dnda kaldna ynelik gr
rtlmektedir. Yani baz iler ve konularn bilim adamlarna ve siyasetilere ve baz
meselelerin de dindarlara braklmas ngrlmektedir, bu byk bir yanl ve adaletsizlikten
ibaret olup, hibir ekilde slamn dnya gryle uyumamaktadr. slamn insan iin
ngrd hayat ve de slamn ne srp bizi davet ettii dnya gr, byle bir dnceyle
elimektedir. Daha da nemlisi; byle konuan kimselerin aslnda ne Allaha ve ne de kyamete
inanlar vardr. Bunlarn amalar sadece dindar insanlar sahneden dar kartmaktr. Ama
bizim bunlarn ahsi inanlaryla birzim iimiz yoktur. B ve bizim vurguladmz nokta; dnya
meselelerini dini meselelerden ayran ve dnya ilerini dinin kapsamndan karan dnce
tarznn, neticede slam inkar etmeyle sonulanaca ve bunun baka bir neticesi olmayacadr.
Daha nce de belirttiimiz gibi, saadet ve bedbahtlmza tesiri olmayan bir davran yoktur.
yleyse din, hayatmzdaki btn meseleler hakknda gr belirtebilir ve bu meselelerin
deersel ynlerini aklayabilir. Aynen Hz. Peygamber in (s.a.va) yle buydugubuyurmaktadr:
gibi sayfa 62
Benim size emrettiim ey dnda sizi cennete yaklatracak, cehennemden uzaklatracak
bir ey yoktur ve benim sizi sakndrdm ey dnda sizi cehenneme yaklatracak,
cennetten uzaklatracak bir ey yoktur.[19]
slami dnya grnde cennetlik olmadan saadetin bir manas yoktur ve ayn ekilde sonu
cehennem atei olmayan bir bedbahtlk bulunmamaktadr.




[20]

Mutsuz olanlar atetedirler. Hud 106-107

[21]
Mutlu olanlar da, artk onlar cennettedirler.

8- Dinin Kapsamll
Hz. Peygamberin buyruuna bakmak suretiyle dier bir varsaym da batl olmaktadr ve o udur:
DDinin davranlarn deersel ynn aklayabilecei ve neyin helal ve neyin de haram
olduunu syleyebilecei dorudurolduunu,; ama ancak baz deger ifade eden davranlar,
Hz. Peygamber(s.a.va), sylemi ve bazlarn da halka brakmtr; yani Hz. Peygamber (s.a.va)
kendi zamanyla balantl olan eyleri sylemi ve geriye kalan eyleride halkn kendi zaman
artlar uyarnca neyin helal ve neyin haram olacana dair tehisine brakmtr. Hz.
Peygamberin yukarda buyurduklarna dikkat edilirse bu dncenin batl olduu anlalacaktr.
Zira Bbu szlerin manas dncenin ierii, Hz. Peygamberin (s.a.va) saadetimize vesile olan
her eyi bize sylemediidir. AmaAncak Hhazret, yukarda da getii gibi, benim
sylediklerimin dnda sizin saadetinizi temin edecek baka bir ey yoktur diye buyurmaktadr.
Elbette Hz. Peygamberin(s.a.v) sznn manas, Onun ayrntlar beyan ettii deildir. Hz.
Peygamber,(s.a.v) genel kaideleri beyan etmitir, ta ki kendisinden sonra dier dnemlerde,
salahiyet tayan kimseler, czi hkmleri, helali ve haram konu ve mevzular dzleminde o
genel kaidelerden karsnlar ve onlar birinci hkmler veya ikinci hkmler ve bazen de
devletsel hkmler adyla sunsunlar. Kukusuz ki konularn ve stlahi olarak fetva adn alm
czi hkmlerin tehisi, Kuranda, Allah Resulnn snnetinde ve mMasum imamlarn
szlerinde zikredilmi olan klliyatla uyumaktadr.

Beinci Oturum BENC OTURUM


slamda zgrlk (1)

1-nceki Konunun Ksa Tekrar


Siyasetin slamdaki yerini, devlet ve siyaset konularnn slami ilimlerinin bir blmn tekil
ettiini akladktan sonra zihinleri kartrmak, toplumda fikri sapmalar oluturmak ve dini
devlet hakknda kuku uyandrmak amacylaiin baz kimselerin phe oluturduklarn
vurgulayp bu phelerden birinin de dinin snrlarnn dnya snrlarndan ayr olduuna, dinin
dnya meselelerine mdahale etmediine ve aslnda dnya meselelerine mdahale etmenin dinin
anna yakmadna dair olduunu syledik. Bu pheyi ortaya atanlara gre dinin misyonu,
sadece ahiret ve manaviyatlamaneviyatla ilgili meselelerle irtibatl olup, Allah ile insan
arasndaki irtibatn dzenlenmesidir. Bir cmlede zetlemek gerekirse bizim dinden beklentimiz
minimum lekli olmaldr. Geen oturumda bu pheye cevap verip, dinden beklentimizin
minimum mu yoksa maksimum mu olmas gerektiine dair ortaya atlan safsataya aklk
getirmitik.
Bu anlamda verilmesi gereken cevap udur: nsann yaam sahas ve bu yaam sahasna
bal reel gerekler iki ksmdr. Birinci ksm illet ve malul ya da sebep ve sonu ilikileridir ve
bu ayn ekilde dier varlklarda da bulunmaktadr; bir kimyasal maddenin oluabilmesi iin
hangi unsurlarn birbirleriyle birlemesi gerektii ve ayn ekilde canl bir varln hangi
artlarda geliebilecei buna birer rnektir. Ksacas canl bir varlk olarak insann nasl bir
ekilde yaayacamal, nasl bir ekilde saln koruyaca ve hasta olduu zaman hangi
yoldan kendini tedavi edecei bu ksmla ilgilidir. Bu dnyada ki ikinci ksm gerekler ise
insann ruhu ve manevi geliimi ile irtibatl olup, deersel ynleri bulunmaktadr.

2- Din ve Bilimin zel Alanlar


Alkoln nasl ve neden yapld ve ka eit olduu bilimsel bir konudur. D ve dinin byle
konular inceleme grevi bulunmamaktadr. Dinin grevi, alkoln iilip yoksa iilmemesi
gerektiini ve iilmesi dahilinde insann ruhu ve manevi yapsna zarar verip vermediini
aklamaktr. Baka bir ifadeyle din, alkoln iilmesinin helal veya haram oluunu
aklamaktadr. Ayn ekilde din, dier konularda da meselenin bilimsel ynlerini aklamayp,
hkmn ve deersel ynn beyan etmektedir. Din, varllar arasndaki irtibatlara
bakmamaktadr, bilakis varlklarn irtibatlarn insan ruhu ve insani maslahatlar ile
incelemektedir.
Fabrika ve ticari merkezlerin ynetimi ile irtibatl olarak, idareciliin doru eklinin
aklanmas, plan ve program sunmak, onu kontrol etmek, programn zaman sresi, neticenin ve
eksikliklerin incelenmesi yneticiliin ksmlarndandr; bunlar yantlayan bilimdir. Ama
fabrikada ne eit eyann retiminin caiz olduu, helal ve haramn beyan ve insan ruhu ile
ilikili eyler, din ile irtibatldr. Sayfa 64 bak

3-Dini Hakimiyetin zgrlk le elitiine Dair phesi


Halkn kandrlmas dogrultusundadorultusunda, deiik ekillerde ortaya atlan ve safsatadan
ibaret olan phelerden bir dieri de udur: Eer din, insann siyasi ve itimai ilerine mdahale
etmeye kalkarsa ve halk belirli ekillerde davranmaya ve birine itaat etmeye zorlarsa bu, insann
zglyle elien bir durum ortaya karacaktr; nkzira insan, zgrl ve iradesi olan bir
varlk olup, istedii her ii yapabilmelidir. H ve hi kimsenin onu mecbur etmesi ve de ona belirli
bir ii yaptrmas doru deildir. Bundan dolay dinin insana sorumluluk yklemesi ve ondan
birine itaat etmesini; hem de mutlak anlamda bir itaati istemesi, zgrlk ile uyumamaktadr.

4-Yukardaki phenin Dini Kalpta Sunulmas


Yukardaki phe, eitli ekillerde dile getirilmektedir. Bve bu pheyi ortaya atanlarn bazlar
dindarlk iddiasnda bulunmakta ve kendilerini Kurana inanan kimseler olarak tantmaktadrlar.
Bu kimseler, phelerin dindar insanlarn etki altnda brakmas iin, kendi iddialarna dini ve
Kurani kalplar oluturmakta, ve slamn insan zgrlne sayg gsterdiine, Kuran-
Kerimin bakalar zerine eemenlikegemenlik kurmay redredt ettiine, ve hatta Allah
RasulResulnnunun bile kimsenin zerine bir egemenlik hakk olmadna ve de kimseyi bir
eye mecbur edemeyeceine dair gr belirtmektedirler. yleyse Kuran ayetlerine istinaden,
insann zgr olduunu ve kimseye itaat etmeye zorunlu olmadn kabul etmeliyiz.
Dikkat edildii takdirde bu phe ve safsatalarn amacnn; Velayet-i Fakih teorisini
zayflatmak olduu anlalacaktr. Veliyy-i Fakihe itaat etmenin insan zgrlyle ve insan
eref-i mahlukat ve Allahn yeryzndeki halifesi bilen slamn zyle uyumadn
ispatlamak bu phenin hedefidir. Biz de aada, bu pheyi oluturanlarn delil sfatyla
getirmi olduklar Kuran ayetlerine deineceiz.
1-Allah, Peygambere hitaben yle buyuruyor:

Gaiye 22 [22]
( 21)
Bu
Artk sen, t verip-hatrlat.Onlara zor ve bask kullanacak deilsin.

Bu ayete isnaden, en yksek makama sahip olan Peygamberin bile halka bir egemenlii yoktur.
H ve halk zgr olup, Peygambere itaat etmeye mecbur deildir. G ve gerekte, Peygamberin
halkn yaants hakknda gr belirtmeye hakk bile yoktur.

[23]
Eer Allah dileseydi onlar irk komazd. Biz seni onlar zerinde bir gzetleyici klmadk;
sen onlar zerinde bir vekil de deilsin.2-Enam 107



[ 24]
Eliye tebliden baka (ykmllk) yoktur.

3-Maide 99
[25]
Biz ona yol gsterdik ;(artk o) ya kredici olur ya de nankr.4-nsan 76

[26] Ve de ki: Hak Rabbinizdendir; artk dileyen


iman etsin, dileyen inkar 5-Kehf 28

Yukardaki phenin YantCevab


Yukardaki phenin yantnda sylemeli ki: Resulullahn (s.a.v) egemenliini redred etmek ve
ona itaat edilmesinin zorunlu olmadn ispatlamak iin, ortaya phe atanlarn delil olarak
getirdikleri ayetlerin karsnda, phe edicinin yanl anlay esasnca birinci grup ayetlerle
elien baka ayetler bulunmaktadr. Biz ve bu ayetler, sz konusu kimselerin yanl
anlaylarna birinci grup ayetlerle elimektedir ve biz, aada bu ayetlerin bazlarna iaret
edeceizdeineceiz.

[27]

Allah ve Resul, bir ie hkmettii zaman, mmin bir erkek ve mmin bir kadn iin o
ite kendi isteklerine gre seme hakk yoktur. Ahzap 36

Yukardaki ayette aka Allah ve RasuluneResulne itaat etmenin ve teslim olmann


zorunluluu vurgulanm ve mminlerin Allah Resulne itaat etme ve uyma noktasnda,
bakaldrmaya haklarnn olmad hatrlatlmtr.

2[28]
-Maide 36
Sizin dostunuz (veliniz), ancak Allah, Onun elisi, rku ediciler olarak namaz klan ve
zekat veren mminlerdir.

3[29] -Ahzap 6
Peygamber, mminler iin kendi nefislerinden daha evladr.

Ayetteki ncelii ister Velayet manasnda, isterse stnlk manasnda kabul edelim, her iki
halde de ayet, Peygamberin halkn hakknda alm olduu kararn, halkn kendileri iin alm
olduu karardan daha ncelikli olduuna delalet etmektedir. Btn mfessirler bu noktaya
inanmaktadrlar. Bu esasa gre halk, Peygamberin kararlarn kendi kararlarndan ncelikli
bilmelidir; onlarn ve onun karar ve grlerine muhalefet etme haklar yoktur.sz konusu
olmamaldr. Elbette ayet, sadece Allah Resulnn vVelayetinin asln aklama maksadn
tamaktaadrdr; ve Peygamberin velayetinin snrlar ve kararlarnn dierlerine olan ncelii,
itimai meseleleri kapsamakta mdr veya itimai meselelere ek olarak ahsi meseleleri de
iermekte midir, diye bu vVelayetin, snrnn aklama hedefini gtmemektedir. np sonra da
acaba Peygamberin kararlarnn ncelii ve Velayetinin snrlar itimai meseleleri de
kapsamakta mdr veya itimai meselelere ek olarak ahsi meseleleri de iermekte midir, diye bir
ey sylenmesi doru deildir; zira ayet,byle bir maksat tamamaktadr.
phesiz ki Allah Resulnn ve onun vekilinin vVelayetlerinin olmadna dair birinci grup
ayetleri delil olarak getiren kimselerden, zahiren eliki arz eden bu iki grup ayet hakknda cevap
vermeleri beklenmelidir.
Belki de bunlar, ikinci grup ayetlernayetlerin varlgnvarlndan bile bilgileri bile
bulunmamaktamemekte veya bu ayetlernayetlerin muhtevasn kabul
etmemektedrleretmemektedirler. Ancak biz, Kuran ayetlerinde eliki ve uyumazln

olduunu redred ettiimiz iin, zahirde grnen elikiyi ortadan kaldrma dorultusunda
almalyz. Bu nemli konuda her iki grup, ayrtinayetin ncesine ve sonrasna dikkat ederek
var olan uslbslubaa, ayetlerin uyumuna ve muhataplarna dikkat etmeli ve bylece ayetlerin
gerek manasn anlamalyz.

5 -KurannKuran Bakndaki daki Ffarklln bak tarzlarnn Ddelili


Birinci ve ikinci grup ayetlere dikkat ettiimiz vakit , ayetlerin uyum ve beyan asndan,
birbirlerinden farkl olduklarn anlamaktayz. Birinci grup ayetler, henz slama ynelmemi
kimseler hakkndadr. Bu yzden Allahu Teala, bu kimseleri slama davet etmekte,,ve onlara
slami hakikatleri aklamakta ve kendisine itaat edilmesinin faydalarn saymaktadr. nk
Allah, ilahi rahmet ve efkat abidesi olan peygamberinin, slami ve hak yolu kabul
etmediklerinden ve Allaha itaat etmekten kandklarndan ve neticede kendileri iin cehennem
ateini hazrladklarndan dolay, halk adna zldn grmekte, bundan dolay peygamberine
niin insanlarn iman getirmediklerinden tortr kederlenip, zlyor veeve cann
tehlikeye atmak istiyarsunistiyorsun. ,Bbiz,, sllam ,halkn kendi istek ve iradeleriyle onu
kabullenmeleri iin gnderdik, yoksa btn halk hidayete eritirmeye kadiriz,. dDiye teselli de
bulunmaktadr.

Yunus 99jghg
[30]

Eer Rabbin dileseydi, yeryzndekilerin tm, topluca iman ederdi. yleyse, onlar
mmin oluncaya kadar insanlar sen mi zorlayacaksn?

Allahn Peygamberleri gndermedeki hedefi, insanlarn, hakk ve saadet yolunu bulmalarnda,


onlara rehberlik etmesidktir. Bylece insanlar kendi iradeleriyle hak olan dini semektedir; ve
Allahn, insanlar zor ve kuvvet ile iman getirmeye mecbur etmemektedir.si diye bir ey sz
konusu olmamaktadr. Zor ve dayatma sonucu oluan iman, deer tamamakta ve insani reti
ile uyumamaktadr. nsani reti,; hakikati zor vastasyla kabul etmek deildir olmayp;,
insanlarn tanma ve uur ile gerekleri renmeleri ve kabul etmeleridir.
Bundan dolay Allahu Teala yle buyuruyor:

[31]
( 3)
Onlar mmin olmayacaklar diye neredeyse kendini kahredeceksin (yle mi ?) uera 403

Dilersek, onlarn zerine gkten bir ayet (mucize) indiririz de, ona boyunlar eilmi
kalverir.

O halde slamn ve imann z kalbi inantr. B ve byle bir inan zorla deil;, tanmayla,
uurla, salam ve kesin delillerle hasl olur.
Bu esasa gre Allah, Peygamberine yle buyuruyor:
Sen mesuliyetini yerine getirdin. Senin grevin; ilahi ayetleri ve mesajmz insanlara
ulatrmakt. A ve artk mriklerin iman getirmemeleri seni zmemelidir; ve de misyonunu
yerine getirmediini dnmemelisin. Senin misyonun, insanlar zor ve kuvvetle Mslman
etmek deildir; nk biz, sana kafirleri zorla Mslman edecek bir hakimiyet vermedik.
Bu birinci grup ayetlerin karsnda ise, slam tanyarak, bilinlice ve kendi iradeleriyle
kabul etmi kimseleri muhatap alan ikinci grup ayetler yer almaktadr. Burada
onlaraMslmanlara; slami retiler ile amel etmenin, Allah tarafndan geldiineolduuna
inandklar Peygambere ve yine onun Allah tarafndan gelenolan emir ve hkmlerine uymann
gerei,ve onun kararlarna ba emenin zorunluluu ve de kendilerinin, onun kararlarnn
karsnda, seim yapma haklarnn bulunmada hatrlatlmaktadr. nsan, iman getirmeden
nce seme hakkna sahiptir, ancak, iman getirdikten sonra btn er-i hkmlere uymaldrs
zorunludur ve ilahi hkmlerin sadece bir blmne iman eden kimseler, Allahn sert bir ekilde
knamasna muhatap olunmulardr.



[32]( 150)
Allah ve elilerini (tanmayp) inkar eden, Allah ile elilerinin arasn ayrmak isteyen,
Bazsna inanrz, bazsn tanmayz diyen ve bu ikisi arasnda bir yol tutturmak
isteyenler.
te bunlar, gerekten kafir olanlardr.
Nisa-150-151

yleyseBu anlamda Allaha iman eden olan bir kimse, ayn ekilde onun peygamberine de
iman edendirr; ve onun yarglamasna, hkm vermesine ve emrine ba eenr ve ve yrekte de
bunlar kabul edip, rahatszlk duymayandrz.


Hayr
[33]

yle deil; Rabbine andolsun, aralarnda ekitikleri eylerde seni hakem klp sonra senin
verdiin hkme, ilerinde hibir sknt duymakszn, tam bir teslimiyetle teslim olmadka,
iman etmi olmazlar.Nisa-65

Gerek mminin yrekten Allah resulnn hkmnn kabul etmesi ve bu bundan


rahatszlk duymamas, onunmminin peygamberin Allah tarafndan gnderildiine,hkmnn
Allahn hkm olduuna ve kendi bana konumadna olan inancndan kaynaklanmaktadr.
[34]
phesiz, Allahn sana gsterdii gibi insanlar arasnda hkmen iin biz sana Kitab hak
olarak indirdik.
Nisa-105
slami kabul edip ona inandktan sonra, slami hkmlerle amel etme noktasnda bir
kimsenin ben zgrm, istersem bunlarla amel eder ve istersem de etmem demesi demokratik
dzenin ve zgrln bulunduu lkelerde halkn kendi iradeleriyle referanduma katlp yksek
bir oyla kendi devletlerini, milletvekillerini ve dzen sorumlularn semelerine; ancak bu
devletin yrrle bir kanun koymas halinde de bu kanuna uymaktan kanmalarna benzer!
Yani bu devlet, halk vergi demeye ykml kld zaman, halk,, biz vergi vermiyoruz,
devletin asln kabul etmede ve ona oy vermede zgrdk ve ayn ekilde imdi de devletin
kanunlarna uyma noktasnda da zgrz veya mesuliyet kabul etmiyoruz! Diye bir tavr
sergilemesi durumundarse, hibir akll kimse kesinlikle byle bir davran ve hareketi
benimsemeyecektirz.
Evet, bata slam kabul etmesi iin, kimse mecbur edilmemektedir. nk slamn z
kalbi imandadr; zor ile hi kimse slama, Allaha ve kyamete inanamaz. Ancak bir kimse
slam kabul ettii zaman, kendisinden namaz klmas istenirse, klmyorum derse veya ondan
zekat istendii taktirde, zekat vermekten kanrsa, bu ahsn davrann akll hibir kimse
onaylamaz. nsann bir dini kabul edip, o dinin hkmlerine teslim olmamas ve istedii gibi
davranmas mmkn mdr? slam kabul eden bir kimse, onun hkmlerine uymak zorundadr
ve bu una benzer: Hibir devlet kendisine oy veren insanlarn, sonradan amel noktasnda, kendi
koyduu kanun ve kurallar inemesini kabul etmez. Szleme ve sorumluklara ballk, sosyal
hayatn asldr. Eer verilen sze uyulmayp ahde, anlamaya ve szlemelere riayet edilmezse,
asla sosyal hayat oluamaz.
Bundan dolay bir kimsenin; ben slam kabul ediyorum ve Peygamberin Allah tarafndan
gnderildiine iman ediyorum, ancak slami retiler ile amel etmiyor ve ilahi hakimiyet ve de
velayeti kabul etmiyorum demesi manaszdr. phesiz, slam ve Allah Resuln kabul etmek
ile sonrada bunlarn retileriyle amel etmemek arasnda ak bir eliki vardr.
Eer insaflca Kuran ayetlerine baklp, sz konusu her iki grup ayetin uyum, slp ve
iaret ettikleri noktalara dikkat edilirse, Kuranda bir elikinin olmad grlecek ve
bakasna[35] ba emek ve itaat etmek (Kuran insan zgrln onaylamtr) insan
zgrlnn aslyla elimektedir, diye ne srlen phe kkten yok olacaktr. Ancak kalbi
hastalkl insanlar doruluk, drstlk ve insaf gzyle Kurana bakmamaktadr. Bunlarn
Kurana mracaat etmelerinin sebebi, sadece anlamsz ve saptrc fikirlerine dayanak bulmak
amacyladr. Bundan dolay ayetleri inceleme noktasnda, seim yapmakta ve ayetlerin slubunu

ve delalet edilen noktalarn dikkate almamaktadrlar. Yani Kurann buyurduu gibi, muhkem
ayetleri brakp mteabih ayetlerin peinden gitmektedirler.

[36]

Kalplerinde bir kayma olanlar, fitne karmak ve olmadk yorumlarn yapmak iin ondan
mteabih olana uyarlar. Oysa onun tevilini Allahtan bakas bilmez.
Mteabih ayetlerin peinden gitmekten de te, ayetleri kesip paralamakta, bir cmleyi
seip ncesini ve sonrasn kenara brakmakta ve sonra da Kuran ayetlerinin birbirleriyle
uyumadn hayal etmekteler. Konumuzda getii gibi, ayetlerin slup ve muhataplarn
dikkate almadan bazlar, Peygamber ve ilahi nderlerin velayet ve egemenliklerinin, insan
zgrlnn z ile uyumadna dair ortaya attklar pheye baz ayetleri delil olarak
getirmilerdir. Buna kar biz de, Allah Resulnn insanlar zorlayamayaca ile ilgili ayetlerin,
slam kabul etmeden nce, kafirlere slam kabul etsinler diye, Allah Resulnn zor
kullanamayaca ve egemenlik kuramayaca hakknda olduunu syledik. Gerekte, bu ayetlere
gre, ilahi retileri kabul etme ve onlarla amel etme zgrl slam semeden ncedir.
slam setikten sonra ise, her Mslman Peygamberin ve ilahi yneticilerin velayet ve
egemenliklerini kabul etmeli ve slami deerlere uymaldr. slam devleti, fertlerin zel
hayatlarna ve gizli ilerine karmamakla beraber, itimai hayat ile irtibatl konularda ve
bakalaryla olan ilikilerde herkesi ilahi kanunlara uymakla sorumlu tutar. slam devleti ayn
ekilde, ilahi deerlere saygszlk ve dini mukaddesatlara hakaret etmeyle, fuhu ve haram
ilerin yaplmasyla sert bir ekilde mcadele eder. Bu, gerekte slami yneticilerin toplum
fertlerine olan velayetlerinin bir gstergesi olup, onlar kendi iradeleriyle setikleri slam ve
imann artlarna uyma noktasnda ynlendirmelidir.

6-Dile Getirilen phenin Din D Bakla Sunulmas


imdiye kadar, dini ve Kurani bir slup ile sunulan phelere cevap verdik. Bu pheler bir
Mslman ve dindarn azyla dile getirilmekte, Kuran ayetleri delil olarak sunulmakta ve
bylece slamn uyulmas gereken zorunlu kurallar tamamas ve insanlarn yaam alanlarna
mdahale etmemesi gerektii sonucu alnmaktayd. nk bu mdahale slamda kabul edilen
zgrln asl ile atmaktadr. imdi ise bu phenin din d bak tarz ve ekliyle
sunulmasna deineceiz: Bu bak tarznda, dinin uyulmas gereken kurallarnn ve halkn
bunlara tabi olmaya ve uymaya davet edilmesinin, insanln zyle uyumadn ve bu ze
aykr olduunu gstermek phe sahibinin amacdr. Elbette bu phe birka ekil ve surette
beyan edilmitir ve biz bunlarn sadece bazlarna deinmekle yetineceiz.

Mantk literatrnde irade, insann asl ayrt edici zellii saylmakta ve insaniyetin
cevherini tekil etmektedir. Bu anlamda eer biz irade ve zgrl insandan alp onu mecbur
klarsak, onun insanln alm ve bylece insann boynuna bir dizgin asp onu saa ve sola
ekilen bir hayvana benzetmi oluruz. O halde insana seme hakkn vermemiz, insana sayg
gstermenin ve insaniyete hrmet etmenin bir gereidir. Bundan dolay dinin, uyulmas gereken
zorunlu hkmler tamamas ve insan peygambere, imamlara ve onlarn vekil ve naiplerine
itaat etmeye zorlamamas gerekir. nk bu surette insann insaniyetine sayg duyulmayacak
rave insank, insan o taraftan bu tarafa ekilen evcil ve itaatkar bir hayvana benzemi olacaktur.

7-Hueyome phesi ve Yukardaki phenin Birinci Yant


Yukardaki pheye ynelik iki yant veriyoruz:. Birinci yant, phe sahibinin de kabul ettii
Hueyome phesi balamndadr. Hueyome phesi udur: Olanlar idrak eden akl- nazaridir;
ve olmas ve olmamas gerekenleri idrak eden isde akl- amelidir. Akl- nazari, akl- ameliye
yabanc olduundan ve onunla irtibat olmadndan, akl- ameli olmas ve olmamas
gerekenler- akl- nazariye dayandrlamaz. Bu Hueyome phesi bat filozoflarnn ilgisini ekti
ve onlar, onu bir ok teorilerinin ve bilimsel getirilerinin altyaps ve temeli kldlar.ran slam
devriminden sonra da bir grup aydn, bu pheyi alevlendirip, kendi analizlerinde yle
sylemekteydi: Biz hibir zaman olanlar dan olmas gerekenleri karamayz ve eer bir
kimsenin bir sfat ve zellii varsa, byle olacak veya yle olmayacak diye bir netice alamayz;
nk birincisini idrak eden akl- nazari ve ikincisini idrak eden ise akl- amelidir ve bu ikisinin
birbirleriyle bir irtibat yoktur.

Hueyome phesini alevlendirenler ve onu kabul eden kimseler, halk zorlamann onlarn
insaniyetleriyle badamadn ve dinin halka ynelik zorunlu buyruklar tamamas gerektiini;
nk halkn serbest ve zgr olduunu sylemektedirler. Balangta insann zgr olduunu
sylemekte, ve sonra onu zgr brakmal ve onu mecbur klmamal diye netice almaktadrlar.
Bundan dolay, olanlar dan saylan ve akl- nazari vastasyla idrak edilen insann zgr
oluundan
, akl- ameli vastasyla idrak edilen olmas ve olmamas gerekeni karmaktadrlar. Bu, onlarn
temellerinin rkldr; ve bizzat onlar, olanlardan olmas gerekenlerin
karlabileceini bizzat onlar kabul etmemektedir.
Elbette biz, olanlarn tam bir olgunun tamvarlk illeti olduklar durumlarda, olmas
gerekenler neticesinin alnabileceine inanmaktayz, ama byle bir karm bizim konumuz
hakknda gereklememektedir; nk insann zgr oluu, onun mkellef oluunun tam illeti
deildir. Aksine zgrlk, dev iin zemin hazrlamaktadr ve dev, bir ii yapmaya veya bir
iten sakndrmaya ynelik dev ve zorunluluk zorlamak ise, yaplanlarn sonular olan
maslahat ve ktlkler uyarncadr. yleyse bir fiilin yaplmasna ynelik zorunlu bir emir, onda

saklanan maslahat ve bir fiili yapmamaya ynelik bir emir ise, onun yaplmasnda bulunan
ktlk uyarncadr.

7
SAYFA 94
SAYFA 94

8-kinci CevaYant p zgrlk, Mutlak ve Snrsz Deildir.


Eer biz bu pheye teslim olur ayrca insann zgr olduunu, ona ynelik uyulmas gereken
zorunlu kanunlarn olmamas gerektiini, hibir devletin insanlar iin uyulmas gereken zorunlu
kanunlar koyamayacan, insanlarn istedikleri gibi yaamada zgr olduklarn, (llere
uyma) zorunluluunun zgrl inkar etmekle ayn olduunu ve zgrln inkar edilmesinin
de insaniyetin inkar edilmesi olduunu ve de hibir kanunun muteber olmadn sylersek,
orman kanunlarn ve dzensizlii kabul etmi oluruz. Esasen zorunluluk, kanunun asl ilkesidir;
bir karar zorunluluk tad zaman kanun olabilir. Her sistem ve yapda eer bir kimse, kanun
ve uyulmas gereken kurallar kabul ederse, artk her koulda onlara uymak zorundadr. Bir
kimsenin kanunu kabul edip, sonra da uygulama annda kanunun kendi aleyhine ilediini grp,
ona uymamas, kar ve zararn dnmesi doru deildir. Bu surette dzen darmadan olur ve
ta stnde ta kalmaz. Bir kanun yasama organ yeleri tarafndan muteber ve resmi olarak
tannd mddete, herkesin ona uymas lazmdr ve hatta sz konusu kanunun bir eksiklii dahi
gzlenirse, ilgili organlarn bunu gidermek iin dnmeleri gerekir. Dier ahslarn kanundaki
eksiklii bahane edip ona uymalar doru deildir.

9-Hakimiyetin nsann Halifetullah Makam le attnn phesi

ne srlen bir dier phede udur: nsan, Kurann tabiriyle Halifetullahtr. Bu, Allahn yer
yzndeki temsilcisi olma ve Allah gibi davranma manasna gelir. Yani Allahn dnyay

yaratmas gibi, insann da baz objeleri yaratmas gerekir ve Allahn alemi istedii ekilde idare
etmesi gibi, yeryzn ihtiyarnda bulunduran insan da kendi istei esasnca hareket etmektedir.

Yukardaki phenin Yant


Yukardaki phenin yant udur: lahi hilafetin manasn doru ekilde bilmek ve Kuranda
Hz. Adem iin kullanlm[37] olan Halifetullah sfatnnunvannn Hz. Ademin btn
ocuklaryla ilgili olmadna dikkat etmek gerekir. nk Kur-an, Hz. Ademin baz ocuklarn
eytanlar olarak adlandrmakta ve yle buyurmaktadr:


[38]

Bylece her peygambere, insan ve cin eytanlardan bir dman kldk.

phesiz insi eytan Halifetullah ve Meleklerin nlerinde secde etmesi gereken kimseler deildir.


]( 28)


[39
Hani Rabbin meleklere demiti; Ben, kuru bir amurdan, ekillenmi bir balktan bir
beer yaratacam. Ona bir biim verdiimde ve ona ruhumdan flediimde hemen ona
secde ederek (yere) kapann.

Halifetullah olmann nemli art ve zellikleri vardr. Bunlardan bazlar unlardr:1simleri bilmek:Ve Ademe isimlerin hepsini retti.[40] 2-Allahn halifesi yeryznde adaleti
icra edebilecek salahiyeti tamaldr. O halde alemi darmadan edip, kan glne eviren, hibir
cinayeti ilemekten ekinmeyen ve adaletten hi nasiplenmeyen eytan sfatl bir insan
Halifetullah olamaz Meer Allah zalim midir ki, onun halifesi de zalim olsun? ki ayak zerinde
yryen her kimse Allahn halifesi deildir. Halifetullah, ferdi ve itimai hayatnda Allahn
sfatlarn aa vuran kimsedir. Bundan dolay halk saptrmak ve slam devletini ykmak iin
alan kimseler eref-i mahlukat olmamakla kalmayp, Allahn hayvanlardan da aa bildii
insi eytanlardr. Allah bunlar hakknda yle buyuruyor:


[41]

Gerek u ki, Allah katnda, yerde debelenenlerin en kts, (bir trl) akl erdiremez olan
sarlar ve dilsizlerdir.
nsanln asaleti zgrle dayaldr; bu zgrl snrlayan her ey knanr ve red edilir,
diye ileri srlen sylem, bat dnyasnda ortaya atlm aldatc bir slogandan ibarettir. Ayn
ekilde dier lkelerde de bazlar bu sylemin gereklerine dikkat etmeden onu
kabullenmilerdir. Ayrca bu kimseler dzenli olarak, sz konusu syleme ballklarn
vurgulamaktadrlar. phesiz bu slogann ortaya atlp, arkasnda da hangi hedeflere ulalmaya
alldnn ortaya konmas, uzun bir anlatm gerektirmektedir ve inallah biz ileride buna
deineceiz. Ama imdi genel manada u suali soruyoruz: nsann kaytsz olarak zgr
olmasndan ve hi kstlama tamamasndan maksat nedir? Acaba bundan kast, uyulmas
zorunlu hibir kanunun olmamas mdr? Bunu aklla hibir insan kabul etmez, nk bunun
manas, herkesin her ii yapmada zgr olmasdr. Herkes ldrmede, halkn namusuna
satamada ve toplumda gvensizlik yaratmaya ynelik alma yapmada zgrdr! phesiz
byle bir dncenin ilk zarar ve ziyann, bunu savunan deyecektir. Byle bir zgrl adet
edinmi bir toplumda yaamak mmkn mdr? O halde zgrlk, kesinlikle snrsz deildir;
insan her artta, istedii her ii yapmada, zgr deildir.
zgrln snrl ve artl olduu aydnlandktan sonra, u soru nmze gelmektedir:
zgrln kapsam ve snrn kim tayin etmelidir? zgrln hudut ve snr neredir?
zgrln alan, hudut ve snrnn belirlenmesi, her ferdin kendi inisiyatifine braklrsa,
neticede herkes kendi isteini yapacak ve kaytsz zgrln tad problemler kendini yine
gsterecektir. O halde zgrln kapsam, hudut ve snrnn dzenlenmesi ve tayin edilmesi
iin, aresiz olarak kanuni merci dikkate alnmaldr. Bu surette eer bir kimse, insann iyilik ve
ktln kendisinden daha iyi bilen; bir Allahn varlna iman eder ve insanlarn
yaamlarndan hibir faydann Ona ulamayacana ve Onun sadece kullarnn hayrn
istediine inanrsa, o kimsenin nezdinde zgrln snrn tayin etmede, Allahtan daha layk
kim vardr? Mslmanlarn fikri ve itikadi dzenlerinde bir eliki yoktur. nk Mslmanlar,
insanlarn iyiliinin, ktlnn ve saadetlerinin nede olduunu herkesten daha iyi bilen ve
tanyan ve de bu dorultuda zgrln hudut ve snrn tayin eden bir Allaha inanmaktadr.
Ama eer Allaha inanmazsak veya tevhide inanp, zgrln kapsam ve snrn tayin
eden merci olarak Allah tanmazsak ve halkn bizzat kendisinin, zgrln kapsam ve snrn
tayin etmesi gerektiine inancmz olursa, binlerce belaya mptela oluruz. nk halkn tm,
hibir zaman bir gr ve dncede ittifak etmeyecektir. Bir yerde bir ounluk olursa ve bu
ounluk zgrln snrn tayin etmeye kalkrsa, o zaman sz konusu ounluk tarafndan
snr izilmi zgrl kabul etmeyen aznlk, kendi haklarna nasl ulaacaktr?Neticede
zgrlk gzel ve sevilen bir kavram olmakla birlikte, kaytsz ve snrsz deildir ve hi kimse
kaytsz zgrle tabi olamaz.

ALTINCI OTURUM
slamda zgrlk (2)
1-nsann Tarihi Deiimi zerine Kurulan phe
Bu phe beerin medeniyet ve kltrnn tarihsel dnm ve geliimi ile itimai dzenlerin
deiimi zerine kurulmu ve ekillenmitir. Beerin itimai hayatnn tarih boyunca birok
aama ve glkleri geride brakt kabul edilmelidir. Beer tarihinin bir devresinde klelik
meselesi mevcut idi. O dnemdeki medeniyetin korunup ilerlemesi, zayf ve alt tabakadaki
insanlarn kle olmalarn ve karlksz almalarn gerektirmekteydi. Tabii olarak insan ve
tanr ilikisi de o dneme uygun bir tarzda; kle ve sahip ilikisi olarak ekilleniyordu. nk
toplumsal yaamda, bir grubun efendi ve sahip dier bir grubun da onlarn kul ve kleleri
olmalar adet halini almt. Ayn ekilde insanlar arasndaki ilikiler, sahip ve kle ilikisi
erevesinde llmekteydi. Bu esas uyarnca nasl ki zayf ve alt tabakadaki insanlar, ileri gelen
ve aristokrat tabakadaki insanlarn klesi ve kulu olmakla tannyorduysalar, ayn ekilde herkes
de tanrnn klesi ve kulu olmakla ve tanr da onlarn sahibi olmakla biliniyordu. Ancak bugn
klelik dzeni ortadan kalktndan dolay, o dnemin lleri geerli olmamaldr.
Bugn beer, zorunluluk ve itaat etmeyi kabul etmemekte ve klelik hissini deil, aksine
efendilik hissini tamaktadr. O halde kendimizin kle, tanrnn da sahip olduunu
sylemememiz gerekir. Bugn biz, kendimizi tanrnn yeryzndeki temsilcisi ve halifesi olarak
grmeliyiz. Bir kimse tanrnn halifesi olursa, klelik psikolojisi tamaz ve tanrnn emirlerini
almann ve de ona itaat etmenin peinde olmaz. Aksine o kimse bir ekil ilahlk psikolojisine
brnr ve sanki tanr kenara itilmi ve o da tanrnn makamna oturmuasna istedii her eyi
yapar. Bir makam sahibi kendisi iin vekil ve muavin semek istedii zaman, yetkilerini bir
lde setii kimseye nasl devrediyor, ona kendi yerine imza atma hakk veriyorsa ve onlarn
arasndaki iliki amir ve ii ilikisi deilse ve de vekilin kendi alannda yapt iler hakknda
sorguya ekilmemesi gerekiyorsa, bugn de modernite ann ve yeni medeniyetin beere
hakim olma zaman gelmitir ve biz, belirli bir lde bilin, geliim ve bymeye ulam
bulunmaktayz. Bundan dolay klelik dzenine uygun olan zorunlu kurallar, ba emeyi, itaat
etmeyi ve teslim olmay kabul edemeyiz. Artk hedefimiz lider ve nder olmaktr; dev ve
sorumluluk kabul etme dnemini ise geride brakm bulunmaktayz. Eer Kuranda dahi
kurallar, zorunluluklar ve devler beyan edilmise, bunlar da klelik ana aittir. nk Hz.
Peygamber, (s.a.v) Peygamberlie seildii vakit, klelik dzeni hakim durumdayd ve slamn
ilk yaps ile Allah ve Peygamberin halk ile olan irtibatlar da o dzene uygun bir tarzda
ekillenmiti.
Bazen yle sylemekteler: insanolu bugn sorumluluk peinde deildir, aksine kendi
haklarn istemektedir ve yerine getirmesi gereken herhangi bir dev, sorumluluk ve grevi

hatrlamamaktadr. Artk insanolu haklarnn tamamn aramann peinde olmal ve


dierlerinden ve de Allahtan hakkn geri almaldr. Ksacas din adna Peygambere, masum
imamlara ve onlarn halifelerine itaat etmenin gereini vurgulayanlar, on drt asr nceki sosyal
dzene uygun bir ekilde konumaktalar. Realite de ise sosyal dzen deimitir. Artk itaat etme,
uyma ve dev sz konusu deildir; insanlarn haklar hakknda konumak gerekmektedir.
nsanoluna istedii ekilde yaayabilecei, elbise giyebilecei ve toplumda istedii ekilde yer
alp, istedii tarz benimseyebilecei anlatlmaldr.

2-Yukardaki phenin Yant


Yukardaki phenin yantn tekvini ve terii bak asyla sunuyoruz. Zira bizler, tekvini ve
terii diye iki makam ile muhatap durumdayz. Baka bir ifadeyle bunlardan biri olanlar ve
gerekler ile ilgili ve dieri ise, olmas gerekenler ve devler ile ilgilidir. nc bir tabir ile, biri
gereklerin alemi dieri ise deerlerin alemidir. (Elbette bu tabirler ierik asndan bir
manadadrlar ve konunun deiik aamalarda bulunan insanlarca rahat bir ekilde anlalmas ve
kavranmas iin eitli tabirler kullanlmtr.) tekvini olarak bizim Allah ile olan balantmzn
ne olduu bilinmelidir. nk bir kimse Allaha inanmyorsa, Allah ile varsaylan balant, o
kimsenin yannda bir mana ifade etmeyecektir. Ama Allaha inanc olan bir kimse, en azndan
kendisini Allahn yarattn ve Allahn yaratc sfatn kabul edecek ( Bu, Allaha olan inancn
en dk seviyesidir) ve de kendisini Allahn mahluku ve ona ait bir varlk bilecektir.( Elbette
slamda sadece Allahn yaratclna inanmak, muvahhid bir kimse iin yeterli deildir;
tekvini ve terii rububiyete inanmak, tevhide inanmann banda yer alan bir
zorunluluktur.)Yaratclktaki tevhidtevhit esasna gre, Allahn kulu ve mlk olmadn iddia
eden kimsenin sz, Allahn yaratc olduuna inanmasyla eliki arz eder.
Tevhide inanmann ilk adm, Allahn mahluku olduumuzu ve varlmzn ondan
kaynaklandn kabul etmemizdir. Bu kulluun u manasn tar: Kul, bakasnn mlk ve
mlknde olmaya denir. yleyse bir kimse kendini Allaha inanm bir Mslman olarak telakki
eder, ama ilahi kulluu ve Allahn mlk olmay kabul etmezse, ak bir elikiye dm olur.
nk Allaha inanmann ggerektirdiigerektirdii ey, bizim kendimizi onun mahluku, kulu ve
mlk bilmemizdir. Esasen insan ahsiyetinin en yce ve en vnlmeye layk makam, Allaha
kul olmaktr. Bundan dolay Allahu Tteala yle buyuruyor:



[42]

Kulunu bir gece Mescid-i Haramdan evresini bereketlendirdiimiz Mescid-i Aksaya


gtren O (Allah) ycedir.

Allaha kul ve kle olmann yce mertebesine binaen, Kuranda Allah-u Tteala, defalarca yce
kul kelimesini ve onun benzerlerini kullanm ve kul olmann yceliini en byk makam ve
insann kemali saymtr. Bu anlamda Allah-u Tteala yle buyuruyor:

[43]( 28)

( 27)
Ey mutmain(tatmin bulmu) nefis, Rabbine, honut edici ve honut olunmu olarak dn.
Artk kullarmn arasna gir.

Terii baka gre, insann zgr oluunun kanuna uymayla ve sorumluluk kabul etmeyle
uyumadn sylemek vahet, ilkellik ve kaostur. nsann zgr olmasndan tr, gnlnn
istedii ekilde davranabileceine ve oy verip tasvip ettii kanuna bile riayet etmeyebileceine
dair dnce ve anlay, ormanda dahi uygulanma zelliine sahip deildir. nk orada dahi
hayvanlarn uyduklar belirli kanunlar bulunmaktadr! O halde medeniyet ve uygarlktan
bahseden bizlerin unu kabul etmemiz gerekir: Uygar olmann ilk esas, kanunlar karsnda
sorumluluk ve taahht kabul etmektir. Kaytszlkla, snr ve sorumluluklar kabul etmemekle
yeni bir uygarla ulaamayacamz gibi, kendimizi ilkelliin en kt ekline brndrm
oluruz.
Dier bir ifadeyle, insann asl zellii akldr ve insann sorumluluk kabul etmesi, baz
ileri yapmas ve baz davranlardan kanmas gerektiini akl gerektirmektedir.
Bu esas uyarnca, eer bir kimse sokak ve mahallede, istedii ekilde elbise giyinir ve ortalkta
gezinirse veya plak olarak halkn nne kp, azna gelen her eyi sylerse, acaba onu akll
olarak m, yoksa vahi ve deli olarak m tanrlar? Kendisinden niin byle yapt sorulduu
vakit, eer ben zgrm ve zgrlk insaniyetin asldr ve de gnlm byle davranmay istiyor
derse, hi kimse bunu ondan kabul eder mi? O halde akln insann asl zellii olduuna dikkat
edilmelidir ve akln gerektirdii ey de sorumluluk ve kanunu kabul etmektir. Kanun olmazsa,
uygarlk ve sorumluluk olmazsa insanlk olmayacaktr. nsann zgr olmas; yani tekvini olarak
seme gc tamas, terii olarak kanunlara, zorunlu hkm ve kurallara uymamas ve de kendi
toplumsal hayatnda bir had ve snr tanmamas manasnda deildir. Bu esasa gre, velayetin din
tarafndan icrasnn insan zgrlne aykr olduu dnlmemelidir. Zira zgrlk insann
asl zellii ve onun HALFETULLAH makamnn bir gereidir.

3-Yukardaki phenin Baka Bir Adan Sunulmas

Baz kimseler yle sylemektedir: nsan hayatnn deiik sahalarnda meydana gelen gelime
ve ilerlemeye; yeni inan, dnce, fikri akmlara ve beerin yeni uygarl dorultusunda ortaya
kan zorunluluklara binaen, bugnn dini sorumluluk ve zorunlu kurallar sunmaktan teye,
insan haklarn beyan etmeye almaldr. nceki insanlar klelik dzeni ve zorun/zulmn
hakimiyeti ile kar karya idilerlar, bu yzden kendileri iin belirtilen grev ve sorumluluklara
uymaktaydlar. Ama imdi beerin klelik ve kulluk a geride kalm, efendi ve
HALFETULLAH olma dnemi gelmitir.
Bugnn insan sorumluluk peinde olmayp, kendi hakkn almann peindedir. Realitede
modernizm ve yeni uygarlk bizim ile itaatkar, kle, ba een, kendini bakalarna ezdiren nceki
insan arasnda yksek bir duvar rmtr. Bu yzden modern insan, ilkel ve eski dneme ait olan
grev ve sorumluluk kabul etme konusunu geride brakp, kendi haklarn geri almann
peindedir. Ama biz, onlarn ortaya kardklar kargaa ve dzensizlikten ve hakk, diyaneti ve
toplumun selametini savunan kimseler zerinde oluturabilecekleri korkudan uzak bir ekilde,
doru ve salam bir mantk anlayyla bu pheye cevap verme niyetindeyiz.

4-Yukardaki phenin Yant


Bugnn insannn dev peinde olamayp, sadece hak alma peinde olduunun sylenmesi,
sama ve batl bir szdr. Hukuk dnrlerinin syledii gibi, Bir ahsn bir hakknn sabit
olabilmesi iin, bakalarnn da bunun karlnda bir grevi yerine getirmeleri gerekir.
rnein: Eer salkl ve temiz havadan istifade etme hakk ehirde oturan biri iin sabit olursa,
ehirde oturan dier insanlarn havay kirletmeme sorumluluklar ortaya kacaktr. Eer herkes
havay kirletme hakkna sahip olursa, salkl havadan istifade etme hakk manasz olacaktr.
Bunun gibi; eer bir kimse kendi mallarnn tasarrufunda hak sahibi ise, dierlerinin de onun
mallarna el uzatmama konusunda devleri bulunmaktadr. Byle olmazsa kiinin kendi
mallarndan istifade etme hakk pratikte gereklemeyecektir.
Ayn ekilde, bir kimse iin sabit olunan her hak karlnda, o kimsenin dierlerinin
karsnda uymak zorunda olduu bir dev vardr. Eer bir kimsenin toplumun kazanmlarndan
yararlanma hakk var ise, bunun karlnda o kimsenin topluma hizmet etme, mesuliyet alma,
grev kabul etme ve dier insanlar rahatsz etmeme devi ortaya kacaktr. Bundan dolay Hak
ve dev kelimeleri iki ayr mana ifade edip, birbirilerini gerektirmekte ve insanlarn sadece hak
alma peinde olduklarnn ve de dev kabul etmediklerinin sylenmesi de batl bir sz
olmaktadr. Mesuliyet ve dev konusunun genel bir ekilde; btn din bilginleri ve din bilginleri
dndaki bilim adamlar ve hukuk filozoflar tarafndan redredt edilmediine, aksine bunlarn
dev ve taahdtaahht konusuna inandklarna dikkat edilirse, bu pheyi dile getirenlerin
devden kastlarnn ilahi devler olduu anlalacaktr. Onlarn szlerinin z; Allahn bize
uymamz gereken bir dev belirtmemesi gereine yneliktir; yoksa onlar da fertlerin
yararlandklar haklar ile ilgili olarak toplumsal devlerden bir kan sz konusu olmadn
dnmektedirler. nk bu devleri btn akll insanlar kabul etmektedir. Onlar, aka Allahkul ilikisini ve Allah tarafndan buyurulan emirlere itaat etmenin gereini, klelik kltryle
uyuan bir davran olarak nitelemekteler. Bu da bizim sylediklerimizi tasdik etmektedir.

5-Allaha syan Etmenin Tarihi


Allaha, dine ve ilahi devlere uyma noktasnda sorun karan sadece modern insan deildir.
Aksine tarih boyunca bir ok insan, eytann verdii vesveseler sonucu ilahi sorumluluklar
kabul etmemi, isyan yolunu tutmu ve kanunlar inemitir. nsanln dev deil, hukuk
peinde olduunun sylenmesi yeni bir ey deildir. Bu, Ademin isyankar olu Kabilin aka
ilahi dev ve kurallara uymamas, kanunlar inemesi ve bencillik ederek kardei Habili
ldrmesiyle balamtr.


[44]
Onlara Ademin iki olunun gerek olan haberini oku: Onlar(Allaha) yaklatracak birer
kurban sunmulard. Onlardan birininki kabul edilmi, dierininki kabul edilmemiti.
(Kurban kabul edilmeyen) Demiti ki: Seni mutlaka ldreceim. (br de) Allah,
ancak korkup-saknanlardan kabul eder

nsanlarn ounluunun kendi peygamberlerini yalanladklar, peygamberlerinin getirdii


daveti kabul etmemekle kalmayp onlara iftira ettikleri, onlarla alay edip dalga getikleri ve
onlar ldrdkleri veya yurtlarndan karttklar, ilahi peygamberlerin Kurandaki kssalarnda
anlatlmaktadr. Eer bir peygamber, onlara tam anlamyla yararl bir sz syleseydi, mesela
Kurann tabiriyle onlar eksik mal satmama konusunda uyarsayd:

[45]
nsanlarn eyasn deerden drp-eksiltmeyin1

Peygambere karlk olarak yle sylyorlard:

[46]

Dediler ki: Ey uayb, atalarmzn tapt eyleri brakmamz ya da mallarmz konusunda
dilediimiz gibi davranmaktan vazgememizi senin namazn m emrediyor?

Burada, tarih boyunca Peygamberler ve Allahn evliyalarna kar yaplan mcadele ve


dmanlklar puta tapmann, irkin ve eytana uymann bir sonucuydu ve insanln kendi
boynundan btn mabutlara kul olma zincirini atmas, putlara ve eytana uymamas bizim
dncemizdir, diye bir ey sylenebilir. Ancak bu, sz, vahinin gerek bak as ve grnce,
sama ve batl bir szdrdr. nk vahinin bak asna gre insan, Allaha ya da tauta kul
olmann bulunduu iki yolun banda yer almaktadr. Bunlardan hi birine kulluk etmemesi
mmkn deildir. Eer insan ben hi kimsenin kulu deilim derse, gerekte tautun ve kendi
nefsinin kulu durumuna der. Bu ilke esasnca Kuran buyuruyor ki:

[47]
Allah, iman edelerin velisi(dostu ve destekisi)dir. Onlar karanlklardan nura karr;
inkar edenlerin velileri ise tauttur. Onlar nurdan karanlklara karrlar.
Baka bir yerde ise Allahu Tteala yle buyuruyor:


( 60) [ 48]
Ey adem oullar, ben size and vermedim mi ki: eytana kulluk etmeyin, nk, o, sizin
iin apak bir dmandr. Bana kulluk edin, doru yol budur.

Ayetin manas, eytana ibadet etmeyi red ettikten sonra, artk insann baka bir ekilde de
itaat ve ibadet etmeye ihtiyacnn olmad deildir. Aksine tevhit slogannda la ilahe
kelimesinden sonra illallah kelimesinin gelmesildii gibi, Allaha ibadet edilmeye
balanmaldr. Bundan dolay vahinin gelmesiyle gaflet uykusundan uyanan, kendilerinin gerek
yaratcs ve sahibi olan Allaha ibadet etmenin gereini anlayan ve lmn, yaamn, genliin,
ihtiyarln, hastaln ve salkl olmann Onun elinde olduunu kavrayan kimseler iin,
Allaha kulluk etmek vnlecek en yce makamdr. Allahn bildirdii emirler, ebedi hikmet ve
rahmet kaynandan kmaktadr; ve onlar ile amel etmek, insann saadet ve kemale ermesinin
vesilesidir.
Hakk kabul etmekten kanmann, grev ve mesuliyet karsnda inatlk etmenin insann
terbiye edilmemesinden, hayvani ve vahi tabiatndan, eytana uymaktan kaynaklandn ve
bunun tarihte srekli var olduunu ve de modern insana zel bir durum olmadn anlam
olduk. Gerekte medeniyetin gereklerinden el eken cehalete ve ilkel aa ynelen ve de gerici
olan, modern insann kendisidir. Peygamberlerin mektebinde terbiye edilenler, hayvani ve vahi
huylardan el ekmi, dev ve sorumluluk almay kabul etmi ve bylece gerek manada
medeniyeti semilerdir. nk uygarlk ve medeniyetin asl art ve gerei, kanunu kabul
etmektir. yleyse nasl bir ekilde baz kimseler, nasl bir ekilde, modern medeniyet insann
hibir devi kabul etmemesini gerektirmektedir! Diye bir sz syleyebilmektedir? Acaba bu,

ilkellik mi yoksa medeniyet midir? Esasen medeniyet snrllk, kanunu kabul etme ve mesuliyete
tahamml etme yrngesi zerine kurulmutur. Aksi halde medeniyetin ilkellikten bir fark
kalmayacaktr. yleyse kanun ve devlere uymaktan ve mesuliyete tahamml etmekten kanan
bir kimse, ilkel ve vahi zamana geri dnmek istemektedir. Bu ideal ve dnce ile bir kimse,
kesinlikle Allahn halifesi ve bize rnek bir ahsiyet olamayacaktr. (unu sylemek gerekir ki,
bugn toplumumuzda, medeniyet ve kanuna uyma slogan yaygn bir hale gelmitir ve bunun
amac hibir yerde kanunlar inemenin gereklemeyecei, medeniyetin ve kanuna balln
doruuna ulam bir toplum oluturmaktr. Bugn bunun gndemde olmasnn manas yeni bir
olayn olduu, devrimden sonra camiamzn on dokuz yl vahet ierisinde yaad ve bugn
medenilemeye yneldii deildir. Aslnda bizim devrimimiz, slamn kalc medeniyet ve
uygarlnn zerine kurulmutur ve bu devrimin nemli slogan ve hedeflerinden biri de btn
alanlarda ilahi kanunlara riayet etmektir.)

6-Allaha taat Etmek ve zgrlk


Peygamberlerin davet ekseninin Allaha itaat etme, ona tapnma ve tauta itaat etmeme
olduuyla ilgili olarak Allahu Teala yle buyuruyor:


[49]
Andolsun, biz her mmete : Allaha kulluk edin ve tauttan kann (diye tebli etmesi
iin)bir eli gnderdik.
Nehl 36
Bu aklamayla birlikte, slamn dayanak noktasnn kendimizin dndakilere ve hatta
Allaha bile itaat etmemek olduunu sylemek kabul edilir deildir. Esasen bizi Allaha itaat
etmeye davet etmeyen bir din batldr ve yukarda da deinildii gibi; pPeygamberlerin davetinin
z, varln kendisinden ekil ald ilk, son ve gerek manada malik olan Allaha kaytsz
olarak itaat etmektir.

[50]
Biz Allaha ait(kullar)z ve phesiz Ona dncleriz.

Bakara 156
Allah varln ve kendimizin sahibi sfatyla tandktan sonra, Oonun bize emir ve buyruk
vermeye hakknn olmadn nasl syleyebiliriz? Malik kendi mlknn istedii her blmnde
tasarrufta bulunabilir ve malik olmann bundan baka bir anlam var mdr? Bundan dolay
slam kabul ettiimizi iddia edip, ama Allaha kul olma kaydndan kendimizi soyutlayp
zgrlememiz kabul edilir bir davran deildir. nk mutlak manadaki bu zgrlk, sadece
dini dnce tarafndan knanmakla kalmam ayn ekilde akl tarafndan da redt edilmitir. Din,
zgrl savunmaktadr; ama sz konusu olan zgrlk Allaha itaat etmekten kurtulmann
zgrl deil, bilakis Allahtan bakalarna ve tautlara tapmak ve ibadet etmekten
kurtulmann olduu bir zgrlktr. nsan serbest ve zgr olarak yaratlmakla birlikte eri ve
kanuni anlamda Allaha itaat etmekle ykmldr. Yani insan, kendi zgr iradesiyle Allaha
itaat etmelidir. Esasen her varlk itaat ve kulluk etme zellikleriyle birlikte yaratlmtr. Tekvini
olarak hibir varlk, Allaha itaat etme zellii tamakszn yaratlmamtr ve her varln itaat
etmesi onun aynen var olmasndan ibarettir.





[51]
Esra 44
Yedi gk, yer ve bunlarn iindekiler Onu vg ile tespih eder; Onu vg ile tespih
etmeyen hibir ey yoktur, ancak siz onlarn tespihlerini kavramyorsunuz.

Ayn ekilde Allah-u Teala, varln itaat ve ibadet ediiyle ilgili olarak yle buyuruyor:


[52]



Grmedin mi ki, gklerde ve yerlerde olan ve dizi dizi uan kular, gerekten Allah tespih
etmektedir. Her biri, kendi duasn ve tespihini phesiz bilmitir.Nur 41

Ama insan tad akl ve idrake binaen, serbest ve zgr olarak yaratlmtr. Allah-u Tealann
hidayet ve delalet yolunu insana gstermesiyle birlikte o, kendi yolunu semede zgrdr. Allahu Tealann buyurduu gibi:

[53]

Biz ona yol gsterdik; (artk o,) ya kredici olur ya da nankr.nsan 3

Btn bunlar ile insan, yaratltaki hedef ve amacn dnmeli, Allaha kulluk ve itaat etmenin
gereini bilmelidir. Allahn terii kanunu insana; eytana ve Allahn dndakilere itaat ve
kulluk etme yolunda hareket etme izni vermemektedir. nsan, ilahi grevleri ve kulluu yerine
getirmelidir; nk Allah, onu bu hedef iin yaratmtr.

[54]

Ben, cinleri ve insanlar yalnzca bana ibadet etsinler diye yarattm.
Zariat 56
Allaha ibadet etmenin yaratl ve varlk dzeni ile olan uyumuna, ilahi devlere riayet
etmenin ve Allahn karsnda kendi mesuliyet ve vazifemizi yerine getirmenin; bize inayet ve
ltfyle hayat, salk ve saysz nimetler veren efkatli yaratcmza hamd ve teekkr etme
manas tadna dikkat edilirse, Allaha itaat etmekten nasl yz evirebiliriz. Allah, Hz.
brahimin dilinden yle buyurmaktadr:

( 79) ( 78)
[55]( 80)
Ki beni yaratan ve bana hidayet veren Odur; Hastalandm zaman bana ifa veren
Odur; Beni ldrecek, sonra diriltecek olan da Odur.
uera 78-81

Modern insann artk dev ve itaat etmeyle ykml olmadn ve kendi haklarnn
peinde olduunu sylememiz hak ve insaftan uzak bir deerlendirme deil midir? Acaba slam
bu mant kabul ediyor mu? phesiz byle bir dnce aklaniyetten yoksun ve insaniyetten
uzaktr; ve de bu dncenin slami esaslar tamas ise hi sz konusu deildir.

YEDNC OTURUM
zgrlk ve Onun Kapsam ile Snr
1- slamn Siyasi Teorisi ve zgrln Kstland phesi
slam toplumunun slami hkm ve kanunlara ve de slami deerler erevesinde oluturulan
deiebilen kanunlara gre idare edilmesi gerekir. Devlet sisteminin slam kanunlaryla uyumas
zorunludur. Kanunlar uygulayanlar, slami hkm ve kurallarn kapsam dna kmamaldrlar.
Ayn ekilde halkn da slami kanunlara gre amel etme zorunluluu vardr. Btn bunlara dikkat
edildii takdirde u nemli soru akla gelecektir: Acaba byle bir dnce insan zgrl ile
uyumakta mdr? nsan, kendi hayatnn kurallarn belirleme noktasnda ve bu hayatn
blmlerinin naslhangi ekilde olaca hakknda zgr bir role sahip olmaldr. nsan, belirli bir
erevede ve belirli kurallara gre hareket etmelidir, denildii zaman insan haklarnn en nemli
unsurlarndan biri olan insan zgrlne muhalefet edilmi olur.
Yukardaki phe ve soruya deinmeden nce giri mahiyetinde baka tartmalarda da
istifade edilebilecek bir noktay aklamam gerekmektedir. Bunun dikkat ile deerlendirilmesi
lazmdr. Somut ve fizyolojik konularla urald vakit bir mutabakatn salanmas o kadar zor
deildir. rnein; biz tabii bilimlerde somutluk ile kar karya bir durumdayz; yani su, hareket,
elektrik ya da tbbi alanlarda gz, kulak, el, ayak, mide, akcier ve karacier ile ilgili olarak
konuulduu vakit bir mutabakatn salanmas kolaydr. nk herkes, bu terimlerden neyin
kastedildiini bilmektedir.
Aydnlanmam baz konularn var olmas da mmkndr. rnein; eer su amurlu olursa,
yine su olarak, kabul edilir mi? Bu tr durumlar nadirdir; olmakta, somut ve fizyolojik konularla
uratmz alanlarda mutabakat salamada genellikle bir sorun kmamaktadr. Ama felsefede,
sosyal bilimlerde, psikolojide, sosyolojide, hukukta, siyasi bilimlerde ve bunlara benzer dier
bilimlerde zihinsel meselelerle karlatmz zaman bir mutabakatn salanmas zor olmaktadr.
Bazen bir kavramn birbirine olduka zt tanmlar bulunmakta ve sz konusu kavram iin
sunulan tanmlardaki bu ihtilaf, mutabakat salanmasnda bir ok soruna neden olmaktadr.
Byle kavramlarla ilgili yaplan tartmalarda taraflartmay yapanlar, genellikle kesin bir
sonuca varamamaktadrlar. rnein; hepimizin kltr kavramyla bir tankl vardr ve bu
kavram eitim sisteminin eitli aamalarnda, iirlerde, edebiyatta ve gnlk konumalarda
olduka kullanlmaktadr. Bununla birlikte eer bir kimse kltr nedir diye sorarsa, belki de
binlerce insann arasnda kltrn doru tanmn yapabilecek bir kii bulunacaktr. Kltr
kavramnn tanmn yapma konumda bulunan uzmanlar bile, bu kavramn elliden be yze kadar
tanmnn olduuna inanmaktadrlar! Yaygn olan bir stlahn tanmnda byle bir mphemlik
olursa, tabii olarak sz konusu mphemlik ve farkl bak alar, meseleleri ve toplumsal
dnceleri kendi tesiri altna alacaktr. Bu yzden kltrel geliimden sz edildii vakit kltrel
geliim nedir, kltrel geliimin somut halleri nelerdir, kltr hangi ekilde ve nasl geliir diye
suallerorular sorulmaktadr. Eer slami ura meclisinde kltrel geliim iin bir bte tasvip

edilirse ve bunun iin belirli bir harcama ve ak rnekler belirlenmezse, her bakanlkta soyut
olan bu kavram deiik bir ekilde tanmlanacak ve belirli rneklere gz dikilecek ve bylece
ortam menfaati kimselere hazr hale gelmi olacaktr.

2- zgrlk Mefhumuna Farkl Baklar


Belirli karlklar olmayan ve tanmlar zor olan soyut kavramlar hakkndaki sylediklerimiz,
bizim zgrlk konusunda soyut bir mefhum ile iimizin olmasndan kaynaklanmaktadr.
zgrlk kelimesi dile getirildii vakit, bunu duyan kii gzel bir ey hissetmektedir., Ggenel
olarak btn kavim ve milletler zgrln zel bir deerinin olduuna inanmaktadrlar; nk
insan ftri olarak zgr olmak istemekte ve srekli zgrl kazanmann peindedir olmaktadr.
Eer insann kle olmas m yahut zgr olmas m daha iyidir? diye bir soru sorarlarsa, kesin
olarak herkes zgr olmay tercih edecek ve klelik hibir kimse tarafndan kabul
edilmeyecektir. Ama zgrln ak bir tanm olmadndan tr, zgrle inanan insanlar
bile, baz durumlarda ihtilafa dmektedirler. Bazen bir taraf, bir anlay ileri srmekte ve dier
taraftaki kimse ise, senin sylediin ey benim kastettiim ey deildir ve benim kastettiim
mefhum ve savunduum mana baka bir eydir, demektedirdiye sylemektedir. Bunun
karlnda baka biri de dier tarafn szn blerek, senin bana isnat ettiin ey, benim
kastettiim ey deildir ve benim sylemek istediim bir baka eydir, demektediriye
sylemektedir.
Eer zgrlk hakknda yazlan makale, kitap ve brorlerin geneline, zelliklede son
yllarda yazlan eserlere bakacak olursak,; dnrler ve yazarlar arasnda zgrlk hakknda
ortak ve belirli bir anlayn olmad grlecektir. Biri zgrl bir ekilde tanmlamakta ve
onu savunmakta, dier bir ahs ise baka bir tanm yapmakta ve dier yazarn tanmn
eletirmektedir. Doal olarak bu ihtilaf ve farkl bak alar ile bir konsenss
salanamamaktadr. Bir konsenssn salanmas iin, konunun neticeye ulaabilecei ortak bir
tanmnn olmas gereklidir. Biz,ler zgrln manasn rendikten sonra zgrlk ve slam
birbirleriyle uyuur mu yahut uyumaz m, diye sorulan ssualeoruya bir yant verebiliriz. eitli
manalara sahip bir kavram ( batl yazarlar kendi kitaplarnda bu kavram hakknda iki yze yakn
tanm yapmlardr. Her ne kadar bunlarn bir ou birbirlerine yakn olsa da, aralarndaki ihtilaf
bir veya iki kelimenin eksik yahutda fazla olmasyla meydana gelmise de, baz yerlerde de
birbirilerine zt tanmlar bulunmaktadr.) ile ilgili olaraklarak slamn bu kavram ile uyutuuna
ya da uyumadna dair bir hkm vermek nasl mmkndr?
Bat kkenli bir kavram olan demokraside ayn ekilde zgrlk kavramna benzemekte
ve bazen halklk ve bazen de halkn hkmeti veya hakimiyeti eklinde tanmlanmaktadr.
Ama yine de bu kavramn tam ve belirli bir tanm yaplmamtr. Demokrasinin bir eit
hkmet modeli mi yahut toplumsal hareketlerde bir eit metot mu olduu belli deildir. Acaba
demokrasi, devlet ve siyasi alanlarla m yoksa sosyolojik ve idarecilik ile ilgili alanlarla m
irtibatldr? Bu hususta bir ok tartma bulunmaktadr. Buna ilave olarak bu tr kavramlarn bir
dilden baka bir dile tercmesi de konunun zerindeki mphemlii ve sorunlar artrmaktadr.
Gemite zgrlk istemi eklinde evrilen Liberalizm kavramnda olduu gibi... zgrlk
istemi slogannn zgrle ilgiden dolay zel bir ekicilii, kutsall ve gzellii

bulunmaktayd. Bundan dolay Pehlevi devletinin son yllarnda zgrlk istemi adnda baz
partiler kurulmutu.
yleyse zihinsel meselelerde bulunan mphemliklerden tr konu zorlamaktadr. nk
bu mphemlikler nedeniyle konular kayc bir zemine oturmakta ve bir tanmn snrn
belirlemek ve bir daha deimeyeceini iddia etmek imkanszlamaktadrmmkn olmamaktadr.
Byle kavramlar, elastik bir zellie sahip olup, belirli bir kapsam ve snrlar
yokturbulunmamakta; ve de srekli (mana itibar ile) daralp genilemektedirler. Tabii olarak bu
gibi sorunlar, konunun zorlamasna ve anlalmamasna sebep olmaktadrlar. zgrlk ile ilgili
sorunlar, anlamazlklar, farkl anlaylar ve bak tarzlarna dikkat edilirse, ( zgrlk iin iki
yz tanmn yapld gz nne getirilirse) slamn nazarnda zgrl inceleme
dorultusunda, zgrlkle ilgili yaplan her tanm slam ile mukayese etmek istersek, halkn
eitli kesimlerine ynelik sunulmakta olan byle bir konuda doru bir tavr sergilenmi
olmayacaktr. Zira akademik mekanlarda bile, byle bir aba harcamak olduka g ve zordur.
Zorunlu olarak konuyu uygulamal ve mukayeseli bir tarzla tartmal ve zgrlk
savunucularnn zgrlk hakknda zihinlerinde ne gibi bir mana ve mefhum bulunduuna ve de
zgrlkten neyi amaladklarna dikkat etmeliyiz. te o zaman sz konusu kimselerin
isteklerinin slam ile uyuup uyumadn deerlendirmeliyiz.
zgrln peinde olan, onu savunan ve bu lkede zgrln olmadn iddia edenler
acaba zgrlkten hangi manay irade etmektedirler? Acaba yayn organlar m zgr deildir,
yoksa fertlerin ahsi zgrlkleri mi yoktur, yahut fertlerin siyasi, sosyal ve ekonomik
zgrlkleri mi bulunmamaktadr, ya da ifade zgrl m mevcut deildir? Esasen sz konusu
kimselerin halk hangi hal ve ekilde zgr tanmladklarna bakmak gerekmektedir.
Eer konunun somut ynyle ilgili olarak bir miktar tartrsak, ak bir neticeye
ulamamz mmkndr. nk bu surette, an azndan kar tarafn ne dediini ve ne istediini
bileceiz. Bylece tartma ve konuma ortam, kimsenin kt bir ekilde yararlanamayaca,
belirsiz ve karanlk bir fezadan uzak olacaktr.

3- zgrln Mutlak Olmay ve Onun Dinden ncelikli Olduu phesine Yant


Genellikle dzenbaz ve kt amal kiiler, zgrlk gibi manas saa ve sola ekilebilen soyut
kavramlardan, kendi amalar dorultusunda kt bir ekilde istifade etmektedirler. Bu kavram,
sz konusu kimselerce yle bir ekilde kullanlmaktadr ki; dinleyici ondan baka bir ey
anlamaktadr. Oysa bu kavram kullananlarn asl amalar tamamen farkl bir eydir; ve bu
kimseler, aldatc bir beyan tarz ve safsata yapmak suretiyle kendi kt dncelerini
aktarmaktadrlar. rnein; baz tartma, konuma, makale, dergi ve gazetelerde u sualioruyu
sormulardr: Din mi zgrlkten nceliklidir yoksa zgrlk m dinden nceliklidir? Acaba asl
olan zgrlk mdr ve din zgrle mi tabidir yoksa asl olan din midir ve zgrlk m dine
tabidir?
phesiz bu bilimsel bir sorudur ve dinin mi yoksa zgrln m asl olduunun
anlalmas da byk bir ilgi uyandrmaktadr. Ama tartma esnasnda asl olann din olduunu

sylersek, kar taraf da yle diyecektir: Bir kimse zgr olmadan bir dini nasl seebilir?
Bundan dolay kiinin bir dini kabul edebilmesi iin zgr olmas gereklidir. yleyse zgrlk
dinden nceliklidir. O zaman dinin zgrl kstlayamayaca sonucu alnmaktadr. nk
zgrlk dinin babasdr ve ondan nceliklidir! O halde insan, her ii yapmada ve istedii her
ekilde dnmede zgrdr! Grdnz gibi safsata yaplarak elde edilen bu delil zahirde
kabul edilir grnmektedir! nk eer bir kimse zgr olmaz ise slam nasl kabul edecektir.
O kimsenin slam kabul edebilmesi iin zgr olmas arttr. yleyse zgrlk dinden
nceliklidir ve o esas mahiyetinde olup dine itibar kazandrmakta ve dinin varlk sebebi
olmaktadr. Bu surette din, kendi varlk sebebi olan zgrl ortadan kaldramamakta ve
snrlayamamaktadr. Sonuta dini olan her ortamda her ferdin sonsuz bir zgrle sahip olaca
neticesi alnmaktadr!
Baka bir grup da insann doduu zaman kle olamadnn, aksine zgr olduunun
delilini getirmekte ve buna binaen insann hayatta da zgr olmas gerektiini savunmaktadr.
Ayn ekilde zgrln ve zgr bir iradenin varln, esiz bir deer sfatyla nitelemekte ve
delil olarak getirmektedirler. Bu esasa gre insann, dnyaya geldii vakit eli ve aya fel ve dili
lal olursa ne gibi bir deeri olacaktr? nsann deeri istedii yere gidebilecei, istedii hareketi
yapabilecei ve istedii her eyi syleyebilecei bir ekilde zgr olmasndadr. nsan, yaratl
olarak zgr yaratlmasndan trtr, ve kanuni olarak da zgr olmaldrs gereklidir! te bu,
varolandan doru olmayan olmas gerekeni karan tabiat safsatadr................................
Eer biz bu meselelere ciddi bir ekilde eilmeye karar verirsek, akademik ve ince felsefi
konular anlatmaya ihtiyacmz olacaktr. Byle olunca da bu hz ile neticeye ulaamayacaz.
Eer zgrln tanm hakknda tartmak istersek, daha nce belirtildii gibi onlarca tanm
incelememiz gerekecektir. Bu yzden zgrln realitedeki rnekleri hakknda tartmamz
daha yerinde olacaktr.
zgrlk slogan atan kimselere soruyoruz: Bir ahsn kulanza sert bir tokat atmasna ve
ben zgrm diye yapt bu davrana delil getirmesine izin verir misiniz? Yant kesinlikle
olumsuz olacak ve o ahs yle diyecektir ki: Bbizim kastmzn bu olmad aktr; zira bu
davran bir bakasnn hakkna tecavz etmek demektir. yleyse zgrln dierlerinin
haklarna tecavz etme vesilesi olmamas kaydyla, zgrln iyi olduu ve onun mutlak
olmad neticesini alyoruz. Mesela bir kimsenin aileniz ve namusunuz hakknda azna gelen
her eyi sylemesine izin verir misiniz? Bu kimse size dayak atmamakta, fakat size saygszlk
edip, kfr ve hakaret etmektedir. Doal olarak buna izin verilmeyecektir. nk bu davran da
ayn ekilde bakalarnn haklarna tecavz etmektir ve toplumda herkesin rz ve namusuna sayg
gsterilmelidir. O halde rz ve namusa tecavz etmenin sadece fiziki tecavzden ibaret olmad
anlalmaktadr.
Eer bir kimse gazetede bir ahsn aleyhine yaz yazmay, onun onur ve ahsiyetini bir
makale veya yaz vastasyla lekelemeyi isterse, fiziki bir mdahalenin ve dil ile bir hakaret ve
saygszln olmad byle bir durumda, acaba ilgili ahs bu yaznn yazlmasna izin verir mi?
Bu ahs, kesin olarak bu izni vermeyecek, bu davran kendi haklarna tecavz edilmesi, rz ve
namusunun tehlikeye atlmas eklinde deerlendirecek ve bakalarnn kendi onurunu
lekelemesine ve haklarn yamalamasna izin vermeyecektir. Buraya kadar, zgrlk ile ilgili

olarak nemli kayt kabul edilmi oldu. Bu kaytlara riayet edilmedii takdirde, bakalarnn
haklarna tecavz edilmi olacaktr.

4Her Toplumun Deer ve Mukaddesatlarna Riayet Etmenin Gereklilii


Deinmemiz gereken bir dier nokta da toplumlardaki deer ve mukaddesatlarn farkl olduu ve
greceli olarak benimsendiidir. rnein; baz yerlerde eer bir kimse isteyerek birinin kz
kardei veya kz ile bir iliki kurarsa bu ayp karlanmamaktadr. Avrupa ve Amerikan
lkelerinde olduu gibi, istisnasz olarak her erkek, her kadn ile arkadalk ilikisi kurabilmekte
ve bunun nereye kadar gidebilecei de hi problem olmamaktadr. nk bu iliki iki tarafn
onay ile geeklemektedir. Ama eer biri mahkemeye bana eziyet edilerek tecavz edildi ve ben,
bundan raz deilim der ve ikayeti olursa, mahkeme bu ahsn ikayetini deerlendirmektedir.
Ama bir erkek ve kadn dosta ve isteyerek bir iliki kurarlarsa, bunun herhangi bir ayb
bulunmamaktadr! Eer bir erkek birine; ben senin kz kardeini seviyorum ve dn gece filan
yerde beraberdik derse, bu sz Avrupa kltrnde irkin karlanmamakta,; aksine bundan
holanlmaktadr. Ama bu davran bizim toplum ve muhitimizde irkin ve hakaret saylmaktadr;
ve de kimsenin byle bir sz sylemeye hakk bulunmamaktadr.
Her toplumun kendine has deerleri bulunup, sayg duyulan ve kutsal saylan baz
mukaddesatlar vardr. Bununla beraber bu deer ve kutsallarn baka bir toplumda geerli
olmamas da mmkndr. Bu anlamda kutsallk ve deerlerin ls nedir? phesiz bu
kutsallk ve deerlerin ls kltr, sosyal alan ve toplumun inanlardr. Bu deerlerin her
lkede her ferdin iinde bulunduu sosyal alana, kltre ve topluma gre tanmland aktr.
Bunun iin bir yerde, bir ey, y toplumun kendine has kltrne gre kutsal ise ve ona sayg
gsteriliyorsa, o eye hakaret ve saygszlk edilmemelidir. Herkesin her yerde, her istedii her
eyi sylemeye hakk yokturolmayp;, halkn mukaddesatlarna saygszlk etmeyecek bir ekilde
konumak lazmdr.
zgrln belirli kaytlar ile snrlandn ve zellikle de her toplumda bulunan deer ve
mukaddesatlara sayg gsterilmesi gerektiini anlam olduk. zgrln gerektirdii ey;
insann istedii her eyi sylemesi ve istedii her ekilde yaamas deildir. Belirli bir ortamda
bir szn sylenmesi saygszlk olarak deerlendirilmiyor ise, o sz sylemenin bir sakncas
yoktur. Ama bir baka bir toplumda, bu szn sylenmesi veya bir davrann yaplmas o
toplumun mukaddesat ve dinine saygszlk olarak addediliyorsa, bu deer ve mukaddesatlar
dikkate almadan hi bir kimsenin ne istedii her eyi sylemeye ve ne de istedii her eyi
yapmaya hakk vardr. Ayrca byle bir izni kimse vermez. Geri yukarda beyan edilen baz
meseleler, bat toplumunda kutsal saylmamakta ve bir deer de ifade etmemektedir. Ayrca bu
meselelerle ilgili olarak herkes konuma yapmada ve istedii gibi hareket etmede zgrdr. Ama
bat toplumunda geerli olanlardan farkl olarak bizim toplumumuza hakim olan deer ve
mukaddesatlardan tr zgrlk, bat toplumunda olduu gibi herkesin istediini halkn
namusuna syleyebilecei bir boyutta geni ve kapsaml deildir. Bunun delili; bizim
kltrmzde bu konularn deer tamasdr. Her kavim ve toplumun deer ve mukaddesatlarna
riayet edilmelidir; ve zgrlk bahanesiyle bunlara saygszlk etmek doru deildir. Bu anlamda
bazlarnn tasavvur ettikleri gibi, zgrln bu denli kapsaml olmasn akll hibir kimse

kabul etmemektedir. zgrl toplumun mukaddesat ve deerlerine saygszlk etmeyecek ve


bunlar ayaklar altna almayacak bir ekilde tanmlamalyz. Bu esasa gre, bir toplumda eer bir
szn sylenmesi, o toplumun mukaddesatlarna hakaret olarak deerlendiriliyorsa, o szn
sylenmesi yasaktr. slam toplumunda,, zgrlk bahanesiyle, slamn ve halkn
mukaddesatlarna saygszlk etmeye kimsenin hakk yoktur. zellikle de bu deerler halkn
yannda kendi canlarndan daha deerliyse...
Halkmz yzlerce ve binlerce sevdiklerini slamn bekas iin feda etmeye hazr
olduklarn kanispatlamtr. Bat kltrnde herhangi bir ekilde birine hakaret edilirse,
rnein; bir ahsa burnun byk ve biimsizsin denilirse, hakarete maruz kalan ahs
mahkemeye ba vurup bu hakareti yapandan ikayeti olabilir. Ayn ekilde bizim kltrmzde
de eer biri kimse halkn yannda kendi canlarndan, namuslarndan, babalarndan, annelerinden,
elerinden ve ocuklarndan daha nemli olan bir eye hakaret ederse, doal olarak halkn da
zgrlk adna neden bizim deerlerimize saygszlk ettin diye itiraz etme hakk vardr.

5-fade zgrlndeki Meru Olmayan Hedefler


Srekli zgrlk hakknda konuan, zgrln olmadndan dem vuran ve randa zgrln
bulunmadn syleyen kimselerin anlatmak istedikleri ey nedir? Bunlardan bazlar, bat
lkelerindeki ya bizzat grdklerim olduklar yada duyduklarmu olduklar ya daahut
filmlerde izledikleri bat lkelerindeki mi olduklar baz davranlara zenerek bat tipi bir hayat
yaamay istemektedirler. slami randa ise bu tr eylere izin verilmemektedir. Acaba slam
devleti slamdan, Allahtan ve Peygamberden emir almamakta mdryor mu? Bunlar Allahn
hkmn istememekte, Veliyy-i Fakih ile ilgili bo iddialarda bulunmakta ve ona kin
beslemektedirler. Halbuki Veliyy-i Fakih, kendinden bir ey sylememektedir.


[56]
Dorusu onlar, seni yalanlamyorlar, ancak zalimler, Allahn ayetlerini inkar
ediyorlar.Enam 33
lmihal sahibi ve taklit mercii olan fakihler, kendilerinden mi bir ey sylemekte midirler?
Onlarn her syledii Kuran, hadis, Allahn kelam ve Peygamberden alnmadr. Ama sz
konusu ahslar, bunu kabul etmek istememektedirler.
Amerikann nemli niversitelerinde ak bir ortamda ve bakalarnn gz nnde kz ve
erkek renciler, bizim adn anmaktan bile utandmz eyler yapmaktadrlar. Bylece byle bir
toplumun fesat merkezlerinde ise nelerin yapld bylece belli olmaktadr. Fesat merkezlerinde
hazrlanm filmlerin bu lkenin genlerince izlendiini dnnz, bunun bu genler zerinde
nasl bir tesiri olacaktr! Doal olarak byle filmleri izleyen bir gen, sabah niversiteye gittii
zaman, gece uykusu gelmediinden dolay huzursuz olacaktr. Cinsel gdnn etkisinin ok
olmas ve bu filmlerin izlenmesinin genleri daha da tahrik etmesi nedeniyle huzur ve rahatlk bu

kimselerde yok olmaktadr. Byle bir gen, zgrlk yok diye feryat ettii zaman, gnlmn
istedii eyi yapmama izin vermiyorsunuz demeyi istemektedir. zgrlk, slam ve bunlarn
hangisinin dierine ncelik arz ettii ile ilgili byle ahslarn yapt tartmalar, gerekte cinsel
gdnn tatmin edilmesindeki zgrlk ile ilgilidir.
yleyse ilk nce zgrlk adna neyi istediinizi belirtiniz. Eer kfr ve dinsiz ortamlarda
yaygn olan ve yaplan eylerin slami blgelerde de yaplmasn istiyorsanz, iyi biliniz ve
mutmain olunuz ki buna izin verilmeyecektir. nk halk, batnn ayyalnn ve fesadnn
yaygnlamas iin deil, slami deerlerin hayata egemen olmas iin kendi sevdiklerinin
canlarn feda etmitir. Bazlarnn, kendilerinin gerekte Mslman olduklarn, bu dzene oy
verdiklerini, mam ve rehberlii kabul ettiklerini ve batda geerli olan zgrlkleri
istemediklerini syleyip, kendilerinin sadece arzuladklar eyleri ak, direk ve korkmadan
yazmay ve de ifade, yazma ve hareket etme zgrl istediklerini belirtmeleri mmkndr.
Yani fikirlerimizi syleyebileceimiz bu zgrl bize veriniz demeleri olaandr. Bu kabul
edilir bir taleptir. ve insan haklar bildirgesinde de btn insanlar iin ngrlm, ana
maddeler zeri sfatyla benimsenmi haklardan biri; basn ve ifade zgrldr; b ve bu
zgrlkler dnyada demokrasinin usulleri sfatyla tannmlardr. Bu kimselere; sizler
zgrsnz kanunlar uygulayanlar hakknda, kendi grnz yaznz ve ifade ediniz,
denmektediriye sylenmektedir.
Ama syleyiniz sizler bunlar m demeyi istiyorsunuz?. rnein; siz bir ehirde bir
hakimin doru davranp davranmadn m, bir belediye bakannn drste alp
almadn m, bir dairede herhangi bir memurun davranlarnn doru olup olmadn m
yazmay istemektesiniz yahut slamn asl ve slami deerler ile ilgili yaz yazp, slam inkar
etmeyi veya mukaddesatlara hakaret etmeyi mi istemektesiniz?

6- fade zgrlnn Kstll


Sizin zgrlkten kastnz, yaplmas caiz olmayan eyleri, serbest olarak yazmak ve sylemek
midir? rnek vererek akladmz gibi, bir kimsenin sizin ahsnz hakknda tahkir edici bir sz
sylemeye hakk olmaypbulunmayp, byle bir zgrl yoktur. Ama nasl oluyorsa sra
mukaddesatlara ve deerlere hakaret etmeye gelince,; bizler istediimiz her eyi yazmada ve
sylemede zgrz; nk ifade zgrl bunu gerektirmektedir, demektesiniziye nutuk
atmaktasnz!. Sizler kendi ahsnza ynelik bir kimsenin tahkir edici bir kelime kullanmasna
izin vermiyor ve byle bir ey olduu takdirde de mahkemeye gidip ikayeti olacanz
sylyorsunuz. Ayn ekilde bir ahsn sizin zel meselelerinizi bir gazetede yaynlamasna izin
vermiyor ve kimsenin srlarnz aa karp, bir gazetede yazmaya hakknn olmadn
belirtiyorsunuz. O halde sizin bir milletin srlarn aa vurmaya nasl hakknz vardr? Sizin
grlerinize gre, bir ferdin srlarn aa vurmak caiz olmamakta, ama bir milletin srlarn ise
aa vurmak caiz olmaktadr. Nasl bByle bir ey nasl olabilir! Yani sizin nazarnza gre, bir
fert altm milyon insana dnrse, onun srlarnn ifa edilmesi caiz mi olmaktadr? Acaba bir
topluma ynelik olarak yaplan konumalarda ve yazlan yazlarda bir snra riayet etmek, her
eyi sylememek ve her eyi yazmamak gerekli deil midir? Toplumun da belirli haklar, baz

mukaddesatlar ve deerleri vardr. Toplumun deerleri korunmal ve mukaddesatlar hakarete


uramamaldr.
Sizler, kendi ahsnza ynelik bir saygszla tahamml etmemekte ve kimsenin namus ve
ailevi srlarnza ynelik bir edepsizlik etmesine izin vermemektesiniz. O, o halde kendi
deerlerini korumak iin binlerce ehit vermi altm milyonluk bir toplumun mukaddesatlarna
hakaret etme iznini nasl kendinize vermektesiniz? zgrlk bahanesiyle, kanuni hibir kstlama
ve snr olmamal mdr? zgrlk mutlak mdr? Eer zgrlk mutlak olsayd, benim de herkes
hakknda istediim her eyi syleme hakkna sahip olmam lazmdr! Size altm milyonluk bir
milletin eref ve mukaddesatlarna hakaret edildii zaman bir itiraz olursa, ifade zgrlnn
olduunu sylemektesiniz! Byle bir ey olur mu? Bir ferdin itibarnn zedelenmesi caiz
olmamakta ama altm milyonluk bir milletin veya bir milyarlk Mslman toplumunun
itibarnn zedelenmesi ise caiz olmaktadr. Bundan byk bir samalk olabilir mi? Bu hangi
mantktr? Basn ve ifade zgrlnn srf insan haklar bildirgesinde zikir edilmesinden tr,
mukaddesatlara hakaret etmek serbest midir? Mphem olan bir zgrlk kelimesi kullanlmakta
ve her bir ahs onu istedii ekilde yorumlamakta ve ondan su istifade etmektedir.

7-Mefhumlarn Aklanma Gerei ve Kavramlarn Karlklar


Burada mphem ve elastik kelimelerden yararlanmak yerine rnekleri l almamz
neriyorum. Yani bu iin caiz olup olmadn syleyiniz. rnein; slamn demokrasi ile
uyuup uyumadn sormak yerine,neyi ve hangi ii yapmay istemektesiniz, diye sorunuz.
Allah ve Onun hkmlerini grmezlikten gelmek mi istiyorsunuz, slam bunu kabul etmez.
Eer demokrasi Allahn kanunlarna aykr dahi olsa, halkn her kanunu yapmas ve yrrle
koymas ise, btn alem toplansa bile byle bir demokrasiyi biz kabul etmeyiz. Ama demokrasi;
halkn kendi kaderini belirlemesinde rol sahibi olmas, kimsenin onlara bir eyi dayatmamas ve
halkn slami deerler, kanunlar ve esaslar erevesinde hareket etmesiyse bu, devrimin
bandan beri lkemizde uygulanmakta olan bir eydir. Eer dnya lkelerinin hibirinde ran
kadar, halkn oylarna sayg duyulmadn sylersek, ihtimalle bo bir iddiada bulunmu
olmayz. Benim elimde yeterli derecede belge ve delil olmadndan dolay ihtimalle
kelimesini kullandm. Ama ben, dnyann hibir yerinde byle bir zgrln olmadna
inanmaktaym.
Demokrasi kavram hakknda mcadele etmek ve slamn demokrasi ile uyuup
uyumadn tartmak yerine, en iyisi geliniz konuyu rnekleriyle aklaynz. rnein; slam
herkes oy verse de homosekselliin serbest ve yasal olmasna izin verir mi? slamn btn
halkn yzde yz oy vermesi halinde bile buna asla izin vermeyecei apaktr. Eer demokrasi
bu kadar snrsz ve hadsiz ise biz, onu kabul etmiyoruz. Ama demokrasiden kastnz; halkn
zgrce seimlere katlmas, kendi millet vekillerini ve cumhur bakanlarn zgrce
seebilmeleri ve de meclis yeleri ve dzenin sorumlular hakknda gensoru verebilmeleri ise, bu

zgrln var olmas arttr. Byle bir zgrlk lkemizde mevcuttur ve biz de tam anlamyla
bu zgrl savunmaktayz. Dolaysyla en iyisi kavramlardan yararlanmak ve onlar hakknda
ekimek yerine, geliniz konularn rnekleri hakknda tartalm. Kesin bir ekilde cevap
alabilmemiz iin, ak ve somut olarak ne istediimizi sylememiz lazmdr. Mphem, elastik,
manas deiebilen ve belirgin olmayan kavramlar kullanld zaman, doal olarak da ak bir
cevap alnmayacaktr. zgrlk, demokrasi, liberalizm, medeni toplum, medeniyet ve kltr
gibi kavramlar, manas deiebilen ve deiik ekillerde yorumlanabilen mefhumlardr. Bunlar
hakknda tartma yapmak hibir surette akllca bir davran deildir. Ne istediinizi syleyiniz,
bylece biz de size istediiniz eyin slam ile uyuup uyumadn syleyelim.

SEKNC OTURUM
Devletin Yaps ve eklinin Aklanmas
1- Akademik Tanmn ve rnekli Tanmn Yeri
Bu oturumda konumuz devletin yaps ve ekli hakkndadr. Bu dorultuda randa slam
devrimini gerekletiren mam Humeyniden bir hatray aktarmay uygun gryorum. Devrimin
ilk yllarnda yabanc gazeteciler, ahlk devletinin devrilmesinden sonra nasl bir rejim ve devlet
kuracaksnz diye mama bir soru yneltmitiler. mam da H.z. Alinin devleti gibi bir devlet
kuracaz diyerek bu soruyu yantlamt. Kendine has kltrel ve toplumsal yaps olan, bu
alanda bizim ile nemli farkllklar bulunan, slami meseleleri ve slam devletini anlama
noktasnda zihni olarak bir hazrlklar olmayan bu gazetecilere, slam devletini tanmlamak ve
aklamak kukusuz ki saatlerce vakit istemekteydi. Ama mam, bir cmleyle onlara tam ve
tatmin edici bir yant vermiti. nk H.z. Alinin devletinin zelliklerinin tannmasyla (dost ve
dman H.z. Alinin devletini tanmaktadr ve bunu renmek iin aratrma ve inceleme
yapmak gerekmemektedir.) bizim hedefimizdeki devlet de tanm oluyordu.
Bu eit bir tanmlama ve aklama; yani rneklemeyle tanmlamak, halkn geneline bir
mefhumu kavratmak iin en sade yoldur. nk halkn soyut kavramlar anlamas zordur ve
halk, genel olarak d dnyada cereyan eden somut gereklerle irtibatldr. Bu yzden rnekleme
yoluyla yahut meseleyi somut hale indirgemeyle bir gerek daha gzel bir ekilde halka
anlatlabilmektedir. rnein; elektrik nedir diye bir sualoru sorulduu zaman, lambay yahut
elektrikle alan bir makinay gstermek suretiyle elektriin niteliini soruyuali soran kimseye
aklayabiliriz. phesiz bu tr bir tanmlamada asli ve yan zelliklerin aklanmasndan
kanlmtr. Bilimsel ve akademik muhitlerde ise, asli ve yan zellikler baz alnarak tanm
yaplmaldr.

2-slam ve Kuvvetler Ayrl Nazariyesi


Devlet organnn yapsnn ve slamn bu organ iin ngrd nemli zelliklerin veya
slamn siyaset hakkndaki grnn anlatlmas dorultusunda tek cmleyle yle
sylenebilir: slamn siyaset hakkndaki gr, btn siyaset ve devlet unsurlarnn Allah l
tutmas ve vahiyden ilham almak suretiyle dzenlenmesidir. Byle bir yap dzenin ve devletin
slamiliini tescillemi olacaktr.
slam devleti hakknda daha fazla bir aklama ve daha kapsaml bir deerlendirme yapmak
iin, Hukuk felsefesinde beyan edilen kuvvetler ayrl nazariyesine bakmamz lazmdr.
Geen son asrlarda, batda kuvvetlerin merkezilemesi veya kuvvetlerin ayrl hakknda bir
ok ekime ve tartmalar meydana gelmitir. Yani btn kuvvetlerin bir ahsn veya grubun
elinde olmas yahut kuvvetlerin birbirinden ayrlmas ve her bir ahsn veya grubun sadece bir
kuvvetten sorumlu olmas tartmann konusunu tekil etmekteydi. Sonuta Rnesans ve
zellikle de Montesqkuieudan sonra ( Montesquieuku Kkanunlarn ruhu diye bir kitap
yazm ve bu kitapta kuvvetler ayrl ilkesini savunmutur.) hukuk dnrlerinin geneli,
kuvvetler ayrl teorisini benimsemilerdir. Kuvvetlerin l taksimi; yani yasama, yarg ve
yrtme, demokratik ve halk devletlerin asli alametleri olarak saylm ve bir organn dier bir
organa mdahale etmesini engelleyecek bir biimde her bir organ iin belirli bir snr ve alan
ngrlm ve de her organn istiklali resmi olarak tannmtr. Kuvvetler iin ngrlen bu
ayrmadan sonra her bir kuvvet iin bir tanm yaplmtr. Biz de sz konusu kuvvetlerin her
birinin konumunu aada aklayacaz.

A-YASAMA ORGANIYasama organ


Devletin en nemli organlarndan biri de yasama organdr. Toplumsal yaamn devaml
deimesine ve kanunlarn deiik artlara uygun bir biimde dzenlenmesi zorunluluuna
binaen, belirli bir grup ve topluluk oturup konutuktan sonra, toplumun idaresi iin belirli kural
ve kanunlar tasvip etmektedir. Kanuni konumundan tr yasama organnn tasvip ettii
kanunlar, resmiyet tamakta ve icra edilme zorunluluu tamaktadr.

B- YARGI ORGANIYarg Organ


Kanunlarn dzenlenmesinden, resmiyet ve itibar kazanmasndan sonra, genel kanunlar zel
durumlara tatbik ederek, hak ve devleri belirleyecek, ihtilaf ve ekimelere son verecek bir
sistem ve kuvvetin bulunmas zorunludur. Kanunlarn dzenlenmesinden sonra, vatandalar
arasnda yahut organlar arasnda veya vatandalar ile hkmet arasnda meydana gelen
ihtilaflarda ve de halkn haklarnn yamalanmas ile ilgili yerlerde hakemlik edebilecek, bu

sorunlarla uraabilecek ve kanunlar ilgili meselelere tatbik edecek tek salam organ yarg
kurumudur. Byle olmad taktirde, fakat kanunlarn mecliste tasvip edilmesiyle sorunlar
zlmez; nk ihtilaf ve kavga esnasnda herkes kendini hakl grmekte ve kanunu kendi
yararna gre yorumlamaktadr.

C- Yrtme OrganYRTME ORGANI


phesiz ki Ttoplum, kendi hedeflerine ulamak iin, phesiz ki kanuna muhtatr. Ama halkn
hepsi kanunlara uymamaktadr; nk kanunlara riayet etmemenin eitli sebepleri
bulunmaktadr. Kanunun icra edilme taahhd bulunmaldr ve bu taahht, icra organnn varl
sayesinde gereklemelidir. (Bu organ, yasa ve kanunlar icra etme de yeterli bir gce
sahiptir.)yleyse yrtme organ,var olan kanunlar icra etmekle, kanunsuzluklarn nn
almakla ve yarg srecinden gemi hukuki hkmleri uygulamakla grevlidir. Bu dorultuda
kanunlar icra etmede,, kanunlar ineyenleri ve sulular cezalandrma esnasnda kuvvete ba
vurmak gerekirse, emniyet kuvvetlerinden yararlanlr.
zet olarak, demokratik ve halk dzenlerdeki kuvvetler ayrl dncesini anlatm
olduk. slamn, kuvvetler ayrl dncesine bakn aklama gibi bir dncemiz olmasa da
ran slam Cumhuriyeti Anayasasnda, kuvvetler ayrl ilkesinin kabul edilmi olduunu ve
Velayet-i Fakih aslnn da bu kuvvetler arsnda birletirici ve irtibat salayan bir unsur olarak
anayasada yer aldn sylemeyi zorunlu gryorum. Velayet-i Fakih asl, ynetimin
slamiliinden kaynaklanmaktadr. Sz konusu kuvvetlerin slam dzenindeki meruiyetleri,
lahi ve slami bir ekilde yaplanmalarna ve bir ekilde Allaha dayanmalarna baldr; ve
Velayet-i Fakih asl, dzeni Allah ile balantl klan bir ba olup, dzenin referans ve
meruiyetidir.
slamn siyasi dzeni alannda, kanun koyma ve onu icra etmeyle ilgili konutuumuz
vakit,vazedilen btn kanun ve yasalarn lahi ve slami olmas gerektiini sylyoruz. Kesin bir
ekilde slamn sadece namaz, oru ve genel olarak ibadet ve duayla snrl olmadna,
tersinebilakis slamn eksiksiz bir btn olarak itimai kanunlar da kapsadna kesin bir
ekilde inanyoruz. timai kanunlarn tm ksmlar; mali konular, medeni hukuk, ticaret
hukuku, uluslar aras hukuk ve toplumun muhta olduu dier konular slamn kapsamndadr.
yleyse slamn itimai kanunlar tadn, devleti bu konular muteber saymakla,
uygulamakla mkellef kldn bir kaide ve ilke olarak kabul etmi bulunuyoruz.
slamn nazarnda eer bir devlet slami kanunlar muteber saymaz ve o kanunlar icra etme
abasnda olmazsa, o devletin bir meruiyeti yoktur.

3-slamn Toplumu Ynetmede Yetersiz Olduu phesi


Burada ortaya atlan phe udur: Beer, kendi yaamnda artc bir ekilde bir ok yeni kanuna
ihtiya duymaktadr. Kukusuz Kuranda, Ppeygamberin snnetinde ve masum imamlarn

szlerinde beerin gnlk ihtiyalarn karlayabilecek kanunlarn tm bulunmamaktadr.


Bugn insanlk, slamn ilk dneminde bahsi olmadndan dolay, hkm beyan edilmeyen
baz kanunlara ihtiya duymaktadr. rnein;, lkelerin hava snrlar ile ilgili konular
dnnz. Bir uan herhangi bir lkenin yetkili ahslarnn izni olmakszn, o lkenin hava
alanna girme hakk var mdr? Yoksa o lkenin yetkili ahslarnn izni olmadan o lkenin hava
sahasndan gemeye hakk yok mudur? Esasen byle kanunlar, Kuranda Peygamberin
snnetinde ve Ehli beytin buyruklarnda bulunmamaktadr. nk o zamanda uak
bulunmadndan dolay, bir lkenin hava sahasna girme bahsi de sz konusu deildi.
Ayn ekilde trafik ve ofrlk kurallar da byledir; nk o dnemde otomobil
olmadndan dolay, hareket etmeyle ilgili kanunlar beyan edilmiyordu. Bugn insanln
iddetli bir ekilde ihtiya duyduu dier kanunlar da bu ekildedir. Deniz ve kurak toprak
paralar iin sz konusu olan hukuki tartmalar ve henz haklarnda ak kanunlar
vazedilmemi ve hukukularn ile yasama yelerinin aratrmak ve iyice incelemek suretiyle
uygun kanunlar vazetmek zorunda olduklar dier meseleler de bunlara rnek olarak
gsterilebilir. Bu durum gz nnde bulundurulursa, Kuran ve snnette beyan edilen kanunlar,
toplumun btn ihtiyalarn giderecek mahiyette deildirolmamaktadr.
slamn bir ok mesele hakknda uygun kanunlar tamad bilindii halde, ilahi ve slami
kanunlarn toplumda uygulanmas gerektii nasl istenebilir? Bir taraftan toplumun ak bir
ekilde byle kanunlara ihtiyacnn olduuna, dier taraftan da byle kanunlarn slami
kaynaklarda bulunmadna bakld zaman, bu durumda ne yapmalyz ve fakat slami kanunlar
ile kendimizi nasl snrlayabiliriz?

4-Kanunlarn eitlilii ve Deiken Kanunlar Vazetme Gerei.


Yukardaki pheye yant balamnda, ilk nce u nokta aklanmaldr: Kanunun genel ve geni
bir kapsam bulunmaktadr. Fizik, kimya, yer ekimi ve Anitaynn nisbiyet kanunlar gibi
bilimsel kanunlar da bu kapsama girmektedir. Byle kanunlar, (bu kanunlar kainatta bulunmakta
ve sreklilik arz etmektedir.) bilim adamlar tarafndan kefedilmektedir;. Bu kanunlar, insan
tarafndan retilme zelliine sahip deildir. Bu tr sabit ve gerek kanunlar, madde alemiyle
alakaldr ve bunlarn hukuki, siyasi ve toplumsal meselelerle bir irtibatlar yoktur. Ayn ekilde
akli,; mantksal, felsefi ve matematiksel kanunlar da konumuzun dnda kalmaktadr. Bu bahiste
bizi ilgilendiren kanunlar, vazedilebilen kanunlardr. Byle kanunlar, itibari kanunlar olarak
adlandrlmaktadr. Byle kanunlarn itibar ve icra edilebilme imkanlar, muteber bir kaynaktan
alnmalarna baldr. Bu kanunlar gruba ayrlmaktadr.

A-Anayasa

Anayasa, her toplumun kltr ve adetlerine uygun bir ekilde, yetkili ahslarca tarafndan
vazedilen ve nispeten sabit olan kanunlar manzumesine denir. Bu kanunlar, nispeten sabitlik ve
uzun dnemler uygulanabilirlik zellii tamakta, gnlk meselelere gre ekillenmemekte ve
toplum idaresinin esas ve ekseni olarak bilinmektedir. Bunlar, sabit olmalar ve ksa srede
deiiklie uramamalar nedeniyle, genel ve snrldr. Bundan dolay her lkenin anayasas,
temel ve nemli olan belirli ilkeleri iermektedir.
yleyse teferruat ile ilgili, belirli bir dneme ait deiik ve dank ihtiyalar karlayan ve
artlarn deimesiyle deien kanunlara anayasada yer verilmemelidir. Anayasada genel ve sabit
kanunlar bulunmal ve tadklar nem ve zel fonksiyondan tr kalclklarna vurguda
bulunulmu az ve snrl saydaki kanunlarn dnda teferruatla ilgili kanunlarn beyan
edilmesinden kanlmaldr.

B-Meclisin Onaylad Kanunlar.


kinci grup kanunlar, mecliste ve parlamentoda onaylanan kanunlardr. Baz lkelerde ura
meclisine ek olarak, Duma Meclisi de bulunmaktadr. Bu meclis, senato veya baka bir ad ile
adlandrlmaktadr. Bu meclisin onaylad kanunlar da ikinci grup kanunlar snfna girmektedir.
Bizim lkemizde de, lke idaresine ynelik gerekli tasar ve kanunlarn getii slami ura
Meclisine ek olarak, Koruyucular konseyi bulunmaktadr. (Koruyucular konseyi, dier lkelerde
bulunan Senato ve anayasa mahkemesi gibi bir organ olup, bir grup din alimi ve hukukudan
mteekkildirtekil olmaktadr.) Koruyucular konseyi, slam ura Meclisinin onaylad
kanunlar, anayasa ve eriat kanunlaryla karlatrmakta, onaylanan kanunlarn anayasa ve
eriat kanunlar ile elimesi durumunda, onlar yeniden gzden geirmek zere meclise
yollamaktadr.

C-Hkmet Heyetinin Onaylad Kanun Hkmndeki Kararnameler


Meclisin uygulad kanunlara ek olarak, her lkede baka yollardan onaylanan ve uygulanmas
zorunlu olan baz kararnameler vardr. Hkmet heyetinin onaylad kanun hkmndeki
kararnameler, buna gsterilebilecek en ak rnektir. Anayasa, zel durumlarda hkmet
heyetine baz kararnameleri onaylama izni vermitir. Ayn ekilde Cumhurbakan da baz
durumlarda ahsi olarak karar alabilmektedir. Hkmet heyeti ve Cumhurbakan tarafndan
onaylanan kanun hkmndeki bu kararnamelerin, meclise gnderilmesine gerek yoktur. Bu
kararnameler, mevcut halleriyle uygulanma zorunluluu tamaktadr. Yetkili mercilerce
onaylanan ve idari mahkemelere yollanan tzk ve genelgeler de bir anlamda kanun statsnde
kabul edilmektedir. Hkmet bunlar icra etmeyle sorumludur. Bu anlamda lkemizde ve dier
baz lkelerde eit kanun vardr:
1-Anayasa
2-slami ura meclisinin yahut parlamentonun onaylad kanunlar

3-Hkmet heyetinin onaylad kanun hkmndeki kararnameler ve kanunen baz kararname


ve genelgeleri onaylama ve vazetme yetkisi bulunan dier makamlarn tasvip ettii kanunlar.
Dnyann hibir yerinde, hibir toplumda ve hibir dnemde btn bu kanun ve
kararnamelerin birlikte ve biz zamanda onaylanmasnn mmkn olmad aktr. nk
vazedilen kanunlar ve icra edilen genelgeler, artlarn deimesiyle, deitirilmeye ve gzden
geirilmeye muhtatr. rnein; bugn slami ura meclisi tarafndan vazedilen bir kanun, yarn
artlarn deimesi nedeniyle, deitirilmesi ve gzden geirilmesi gerekebilir. Bu ekilde, icra
edilmek iin hazrlanan genelgeler de artlarn deimesiyle birlikte, ya deitirilmekte ya da
yeniden gzden geirilmektedir. Ayn ekilde yeni bir hkmet i bana geldii zaman, kendine
tannm yetkiler orannda baz kararnameleri deitirmektedir. Elbette toplumun maslahatn
dnen kimseler, camiaya en fazla faydal olacak ekliyle ve hatalar en aza indirecek bir tarzda,
kararnameleri vazetmeye gayret etmektedir. Bu anlamda, kanunlarn islami olmas gerektiini
sylediimiz zaman kastmz, btn kanunlarn; yani anayasada belirtilen kanunlarn, mecliste
onaylanan kanunlarn ve icra edilmek iin vazedilen genelgelerin Kuranda bulunmas gerektii
deildir.

5-Kanunlarn slami Olmasnn Manas


Kanun ve kararnamelerin islami olmasnn manasn aklama dorultusunda, normal kanunlarn
nasl vazedildiine dikkat etmek yararlar olacaktr. rnein; yrtme organ ve hkmet heyeti,
kararname ve genelgeleri vazetme ve tasvip etme noktasnda, slami ura meclisinin belirledii
erevede hareket etmelidir. Hkmet heyetinin icra gc bundan daha geni ve kapsaml
deildir. Baka bir ifadeyle, bunlarn ne derece yetkilerinin olduunu anayasa ve meclisin
onayndan gemi kanunlar belirlemektedir. cra edilmek iin vazedilmi kararnamelerin, bu
erevede yer almas zorunludur.
yleyse ilk nce anayasada ve tasvip edilmi kanunlarda genel ller dzenlemekte ve
sonra hkmet heyeti veya dier makamlar, icra iin hazrlanm kararnameler adyla kendi
vazifelerini yerine getirmektedir. Yetkili organlar, bu durumlarda kendi istekleri dorultusunda
kaytsz, artsz ve bir snra riayet etmeden davranma hakkna sahip deildir. Bu makamlarn
vazettii kararnameler, anayasada bulunan ve mecliste tasvip edilmi kanunlar erevesinde
olmaldr. Meclis tarafndan onaylanm kanunlar da koruyucular konseyi tarafndan tasvip
edilmelidir. Yani meclis de anayasa erevesinde hareket etmelidir. Bu surette mecliste
onaylanm kanunlar, itibar kazanmakta ve icra edilme zorunluluu tamaktadr. Bundan dolay,
icra edilmek iin vazedilen ve icra edilmesi zorunlu kararnameler, meclisin onaylad kanunlar
ile uyumlu olmas halinde ve meclisin onaylad kanunlar ise, anayasa erevesinde vazedilmesi
durumunda muteberdir. slami ynetimin anayasas da Allah-u Tealann terii iradesine tabi
olmas durumunda muteberdir. Bu ekilde btn kanun ve kararnameler zincirleme olarak
birbirlerine baldr. Bu zincirleme dzen, sonunda slama ve Allah-u Tealann terii iradesine
baland taktirde, kanun ve kararnameler muteber olacaktr. Dolaysyla, btn kararname,
genelge ve meclisin tasvip ettii kanunlarn Kuran ve snnette mevcut olmasnn gerei yoktur.

Eer Allah belirli durumlarda baz kanun ve yasalar koymas iin, Hz. Peygambere (s.a.v)
baz yetkiler vermise, bu yasa ve kanunlar, Allah-u Tealann izni dahilinde ve Onun terii
iradesi esasnca vazedildiinden, muteber olup, icra edilmesi zorunludur. Allah Resulnn emir
ve buyruklarna itaat etmek ve uymak, Allah-u Tealann Ppeygambere itaat edilmesi ve ona
uyulmasyla ilgili emrinden kaynaklanmaktadr. Bu emir sayesinde hem Allah Resul tarafndan
vazedilen kanun ve yasalar itibar kazanmakta ve hem de dier insanlarn bu kanun ve yasalara
itaat etmeleri ve uymalar zorunlu hale gelmektedir. Bu suretin dnda; yani Allahn
Peygambere uyulmasyla ilgili emri olmakszn Allah Resulnn kendisine uymak ve itaat
etmek zorunlu deildir.
Allah-u Tealann direkt olarak vazettii ve Kuranda ak ekilde beyan edilen kanunlar,
birinci derecede yer almaktadr; bu kanunlar bizatihi muteber olma zellii tamaktadr. Sonra
sra Hz. Peygamberin (s.a.v), Allahn izni dahilinde, zel durumlarda vazettii kanunlara
gelmektedir; bu kanunlar ikinci derecede yer alp, Allahn izni dahilinde vazedildiinden dolay
muteber saylmaktadr. Ayn ekilde, mMasum imamlar da bir kanun vazettiklerinde veya bir
emir verdiklerinde, bu kanun ve emir, Allahn hkm gereince muteber bilinmektedir; zira
Allah ve Peygamber, mama itaat etmeyi farz klmtr. Bizim Hz. Alinin sorumluluu ve
slamn egemenlii altnda bir blgede yaadmz farz ediniz; byle bir ortamda o Hazrete
itaat etmeyi kesinlikle kendimize farz bilecektik. Eer o Hazret Malik-i Eter gibi bir ahs vali
sfatyla blgemize yollayp, onun emirlerine uyunuz, itaatsizlik etmeyiniz ve her kim ki ona
itaat ederse bana itaat etmi olacaktr, diye buyurmu olsayd, masum imam tarafndan
atandndan dolay Malik-i Etere uymak farz ve onun emirlerinin yerine getirilmesi de zorunlu
olmu olacakt. Geri Malik-i Eterin halka ynelik emirlerinin kendi bana bir meruiyeti ve
onun bu ynden halktan bir ayrcal bulunmamaktadr; ama onun Allah ve Peygamber
tarafndan atanan ve itaati farz saylan masum imam vesilesiyle tayin edilmesi, ona uymay
zorunlu klmaktadr. Kukusuz ki masum imamn atad vali tarafndan vazedilen kanun ve
yasalar, nc elden gelen kanunlar olarak hesap edilmekte ve nc derecede muteber
saylmaktadr. slami ura meclisi tarafndan bir makam sahibine belirli yetkiler verilmesi buna
bir rnektir. Byle bir ahs, kendine tannan yetkiler esasnca, kararname ve genelgeler
vazedebilir ve bunlar verilen yetkiler esasnca uygulanma zorunluluu tar. Ayn ekilde meclis
de itibarn anayasadan almaktadr. Mecliste vazedilen kanunlar, anayasa erevesinde muteber
saylr.
Ama dier lkelerde anayasann itibar halkn oyuna baldr. Lakin biz, anayasann itibari
ile ilgili hususta, daha yksek bir makama/merciye ve sonuta onun itibarnn Allahn iznine
dayandna inanyoruz; Peygamberin yahut masum bir imamn veya Malik-i Eter gibi masum
imam tarafndan tayin edilmi birinin, bu anayasay imzalamas gerekir. Bu yzden kanunun
itibar, srasyla Allahn, Peygamberin, masum imamn ve sonra da masum imam tarafndan
atanm birinin vastasyla salanmaktadr. Bu, slamn mantk ve teorisidir. Masum imam
gaybette olduu zaman, genel atama yoluyla oOnun tarafndan seilen, velayeti (naiplii)
masum imam vesilesiyle onaylanan ve itibar bulan Veliyy-i Fakihin onay, anayasann itibarnn
kaynadr. Byle olmad takdirde anayasa kendi zatnda meruiyet sorunu tar. Bu durumda
anayasann meruiyetinin nereden kaynakland bir soru haline gelir ve tartma konusu olur.
Kimler, anayasay deitirme hakkna sahiptir, anayasaya oy vermeyen aznlklar, hangi delilden
tr anayasaya uyacaktr? Bunlar gibi onlarca baka soru vardr. Ama bu anayasann, masum
bir imam tarafndan onaylandn sylediiniz vakit, artk soru sorma ihtiyac kalmayacaktr.

6-slam Devletinde Yasama


slam devletinin yasama alanndaki teorisinin ne olduu aydnlanm oldu. Kanunun itibarnn
asl kayna Allah-u Tealadr. Allah tpk peygamberi tayin ettii gibi kimi tayin ederse, onun
szleri muteber olur; her kim ki tpk Hz. Alinin atanmas gibi peygamber tarafndan atanrsa,
onun szleri bizim iin itibar tar; ayn ekilde masum imam tarafndan zel veya genel atama
yoluyla atanan birinin szleri muteber saylr. Yukarda belirtilen zincirleme dzen yoluyla gelen
kanun ve yasalar, ilahi ve islami olma zellii tamaktadr. nk bu kanun ve yasalar, Allah
tarafndan teyit edilmitir. Elbette daha nce sylediimiz gibi, slam devletindeki bu teyit
meselesi, bazen birka vastayla gereklemektedir: Veliyy-i Fakihin imzasnn meruiyeti,
masum imamn imzasna ve teyidine, masum imamn kararlarnn ve imzasnn meruiyeti de
Peygamberin imza ve teyidine baldr. Sonuta meruiyetin kayna Peygamberin imzasna
dayanmaktadr; bu da Kuran ayetleriyle sabit olmutur.
Allah-u Teala yle buyuruyor:


[57]
Ey iman edenler, Allaha itaat edin; eliye itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de.
Nisa 9
[58]
Peygamber, mminler iinAhzab 6
kendi nefislerinden daha evladr.

phesiz Yyukarda zikredilen irtibat, slamn aklanm esaslarnca, slam toplumunun


yelerince, Allahn, peygamberin ve masum imamlarn hakkaniyetine inanan kimselerce
phesiz tam anlamyla mantksal karlanmaktadr. Daha nce sylediimiz gibi, muhataplarn
akide ve inanlar dorultusunda konumal ve onlarn diliyle onlara hitap etmeliyiz. Bu yzden
eer biri Allaha inanmyorsa veya Allah Resulnn yahut masum imamlarn hakkaniyetinde
kuku duyuyorsa, byle bir ahsla deiik bir ekilde sohbet etmeliyiz. lk nce slamn temel
esaslarn ve yaplanmasn anlatmal, bunlar ispat edildikten sonra, devlet ve siyaset ile ilgili
dier konular, bu ispat edilen esaslar zerine kurulmal ve kantlanmaldr. Elbette bu konu,
serbeste de tartlabilir ve aratrlabilir; acaba bu tr yasama tarz m daha deersel ve halkn
yararnadr yoksa dier yasama tarzlar m daha deersel ve halkn yararnadr? Elbette bu ilk
yntemdir.

7-slam Devletinde Kanunlar Uygulayanlarn Atanr Oluu


slamn siyasi teorisinde, kanunun asln Allah-u Tealann vazetvmesi gereine, Velayeti
(islami) ynetimin gerei dzleminde kanun ve kararnamelerin ya Allah, ya Allah Resul ya da
masum imam yahut masum(mam veya Peygamber) vastasyla genel veya zel bir ekilde
atanm biri tarafndan onaylanmas lzumuna ek olarak, kanunu icra eden kimse de Allah
tarafndan tayin edilmelidir.(Elbette yarg sistemi de yrtme organnn kapsamnda yer
almaktadr, ama tad nem, ihtilaflarda ve husumetlerde yetkili makam saylmas ve kanunu
uygulamadan nce onu yerlerine tatbik etme gerei hasebiyle, onun iin zel bir stat ve belirli
artlar ngrlmtr.)
S. 109 ???
Hz. Peygamber (s.a.v) yahut masum bir imam hayatta olduu zaman, ya bizzat kanunun icra
edilmesine nezaret eder veya birini kanunu uygulamas iin grevlendirir. Malik-i Eterin Hz.
Ali tarafndan kanunlar icra etmek iin Msra vali tayin edilmesi buna bir rnektir. Ama
imamn, halkn ona ulaamayaca bir ekilde gaybette olduu bir dnemde, kanunlar icra etme
grevi, genel atama yoluyla, masum imam tarafndan atanm kimseye aittir. Buna sonradan
hakknda sohbet edeceimiz Velayet-i Fakih teorisi denilmektedir.
Bylece slamn siyasi teorisi ve devlet yaplanmasnda, kanunun Allahtan olmas gerei
gibi (kanun, ya Kuranda beyan edilen Allahn kelam ya itibarn Allahtan alan Peygamberin
buyruklar veya itibarn Peygamberden alan masum imam tarafndan bildirilenler yahut kanun
koyma hakknn kendisine verildii biri tarafndan vazedilenlerdir.) kanunu icra edecek kiilerin
de Allah tarafndan ya zel olarak ya da genel atama yoluyla atanm olmas gerei aydnlam
oldu. Ayn ekilde yarg organnn da Allaha dayanmas lazmdr. Yarg, direkt bir ekilde veya
genel atama yoluyla Allah tarafndan atanm olmaldr. Yarg, meruiyetini bir ekilde Allahtan
almyorsa, onun verdii hkmn biri itibar olmaz (Kuranda Hz. Davutun Allah tarafndan
hkm vermek zere direkt olarak atandna deinilmitir.)


[59]

Ey Davud, gerek u ki, Biz seni yeryznde bir halife kldk.
Sad 26
Allah-u Teala, Hz. Peygamber hakknda yle buyuruyor:

[60]

phesiz Allahn sana gsterdii gibi nsanlar arasnda hkmen iin biz sana Kitab hak
olarak indirdik.
Nisa 105
Ve ayn ekilde Allah buyuruyor ki:




[61]

Hayr yle deil; Rabbine andolsun, aralarnda elitikleri eylerde seni hakem klp sonra
senin verdiin hkme, ilerinde bir sknt duymakszn, tam bir teslimiyetle teslim
olmadka, iman etmi olmazlar.
Nisa 65
slamn siyasi teorisinde, bir btn olarak tm alan ve ynleriyle hakimiyet, siyaset yapma
ve toplumu idare etme ekli, Allahn terii iradesine dayanmaldr.

DOKUZUNCU OTURUM
Dini Dzende Kanunlarn Yerinin
ncelenmesi
1-slamn Siyasi Teorisinin Esaslar
slamn siyasi felsefe ve teorisinin belirli esaslar olduuna dikkat edilmelidir. Bu esaslarn bir
ksm herkes tarafndan ve bir ksm da fakat baz kimselerce kabul edilmektedir. Baz kimseler
ise, bu esaslarn hibirini kabul etmemektedir. Bu teorinin aydnlanmas ve belirginlemesi
asndan, bu esaslar aklanmaldr. Bu esaslardan bazlarnn yeterince ak olmasndan tr,
belirginlemeleri ynnde ksa bir ekilde aklama yaplmaldr ve hibir bilimde aratrlmas
ve sylenmesi zaruri olmayacak kadar ak olan noktalarn beyan edilmesinden kanlmaldr.

Bylece koanunun belirginlemesi ynnde, fakat zerinde tartma ve inceleme yaplmas


gerekli olan esaslar ile ilgili aklama yaplmaldr.

A-Kanun
Kanunun esas ve ncllerinden biri de toplumun ona olan ihtiyacdr. Daha nce de zikredildii
gibi, slamn siyasi teorisinin bir esas da kanunun Allahtan olmas ve Onun izniyle
uygulanmas gereidir. Kanunun ilahi olmasnn manas, onun ya Allah tarafndan Kuranda
aklanm olmas ya da Allahn peygambere veya masum imama kanun vazetme yetkisi
vermesi yahut Peygamber veya masum imam tarafndan atanm kimselerin deien artlarda
eitli kanunlar vazetmeleridir. Bylece ilahi kanunlar e ayrlmaktadr:
1-Peygamber ve masum imamn vazedilmesinde bir ilgilerinin olmad; Allahn vazetmi
olduu kanunlar.
2-Allahn verdii yetki erevesinde peygamber veya masum imam tarafndan vazedilen
kanunlar.
3-Peygamber veya masum imamlarn izin verdii kimselerce vazedilen ve artlara gre
deiebilen kanunlar. Bu kanunlar, slam toplumu iin itibar tamaktadr. nk bunlar, sonuta
Allahn emir ve izninde kaynaklanmaktadr. Bu anlamda bizzat Allahn kendisi direkt bir
ekilde kanun koymakta ve bu kanunlar da Kuranda beyan edilmektedir. Ama kanunun icra
edilmesine gelince, Allah icra edici deildir. Kanunu icra edecek ahsn toplumda bulunmas,
halk grmesi, emir ve nehyetmesi ve kanunlar uygulamas lazmdr. Bu icra edici ahs, birinci
derecede Peygamber ve masum imam, ikinci derecede ise Peygamber veya masum imam
tarafndan kanunlar icra etmek iin atanm kimsedir. Peygamberin veya masum bir imamn
yaad bir zamanda, baz ahslarn kanunlar uygulamak iin ehirlere ve slami blgelere
gnderilmeleri bu esas uyarncadr. Gaybet zamannda ise, kanunlar uygulama grevi, genel
atama yoluyla tayin edilen alimlere aittir. slam Devletinin yapsnn belirginlemesi hakknda
yukarda belirtilenler, yasama ve kanunlarn icra edilmesi konularnn beyanndan ibarettir.
Bununla beraber, yarg organnn gerekte yrtme organnn bir paras olduu; ama tad
nem nedeniyle ayr bir ekilde yapland da aklanm oldu.

2-Tabii Kanunlar ile Vazedilmi Kanunlarn Yerleri


Kanunun esaslarndan ve ncllerinden biri, toplumun menfaatlerine gre dzenlenmesi
gereidir. Fakat Allah tarafndan direkt bir ekilde veya vasta yoluyla belirtilmi olan kanunlar
itibar tamaktadr, bu da ikinci bir esastr. Bunlar daha nceden sylenmiti. Bu bak asnn
karsnda baz kimseler, ister Allahn vazetmi olduu, ister bakalarnn vazetmi olduu
kanunlar olsun, bir btn olarak toplumun, kanunlara bir ihtiya duymadn sylemektedir.
Elbette bu dncenin bu asrda bir taraftar bulunmamaktadr. nk iinde yaamamz
srdrdmz bu koullarda, kanuna olan ihtiya herkes tarafndan hissedilmektedir. Hi kimse

toplumun kanuna olan ihtiyacn inkar edemez. Bugn az sayda bir insan topluluunun yaad
kylerde bile, fertlerin uymakla ykml olduklar kanun ve yasalarn bulunmas zorunluluk arz
etmektedir.
Hayat artlarnn ok sade olduu tarihin gemi dnemlerinde bazlar, oturup kanun
vazetmenin gereksiz olduuna inanyordu. Onlarn grne gre akl, tabii hukuku tanma
yoluyla bir dizi tabii kanunu da kefetmekteydi. Artk bylece bakalarnn kanun vazetmesine
gerek kalmam oluyordu. Tarihin uzak dnemlerinde toplumlarda, tabii hukuk ve tabii kanun
dncesi, szde u ekilde tartlyormu: Hangi kanunu uygulayalm, diye bir soru
sorduklarnda; kendi zne veya aleme bak, bylece alemde hangi kanunlarn geerli olduunu
greceksin, ite o kanun toplumda geerli olacaktr, eklinde yant verilmekteymi.
Grld gibi, kanuna olan ihtiya, tabii kanun dncesi tarafndan da, kesin bir ekilde
kabul edilmektedir. Tarih boyunca hibir dnr, tabii kanunlar da dahil olmak zere, kesinlikle
beerin hibir ekilde kanuna ihtiyacnn olmadn kesinlikle iddia etmemitir. Bu alanda
filozoflar arasnda yaplan tartmalar ise, kanunlarn akli yahut tabii veya ilahi olmasyla
ilgilidir; fakat tm insanlarn akl yoluyla kavrayabildikleri kanunlar, toplum iin yeterli midir?
Baka zel kanunlara ihtiyacmz var mdr? Sylediimiz gibi her ne kadar kendisiyle ilgili
deiik yorumlar yaplan (bu yorumlarn neler olduunu incelemek konunun dndandr.) tabii
yahut akli kanunlarn ya da akli gereklerin gemite toplumun sorunlarn halledecei
dnlm olsa da, iinde bulunduumuz asrn artlar uyarnca, bunun bugn kabul
edilmeyecei phe gtrmeyen bir gerektir. Bu mesele iin aratrma yapma gerei bile yoktur.
Gnmzde her fert, yaad ortam ve etrafn gz nnde bulundurmak suretiyle, her gn daha
da zorlaan yakn, uzak ve uluslar aras ilikilerin, yzlerce toplumsal ve uluslar aras kanunu
gerektirdiini grmektedir. Toplumsal ve blgesel kanun ve yasalar, trafik kurallar, nakil ve
tama ileri ile ilgili yasalar bunlara birer rnektir.
Bu alanda belirgin bir kanun olmad taktirde, tama, nakil ve trafik sorunlar nasl
zlecektir? Eer bir otomobilin srati, hareket nitelii, (yani sadan m yoksa soldan m
hareket edecei) dier trafik ve ofrlk kurallar vazedilmemise, bunun ne gibi bir sonucu
olur? Dnyann herhangi bir blgesinde, ortak bir mekanda beraberce yaayp da bu kanunlara
riayet etmeksizin salkl ve tehlikesiz bir hayat sren bir topluluk bulunabilir mi? Trafik
kurallarnn btn lkelerde bir ekilde dzenlenmedii dorudur. rnein ngiltere ve Japonya
gibi lkelerde tatlar yolun sol tarafndan hareket etmekte, ran gibi dier baz lkelerdse ise,
yolun sa tarafndan hareket etmektedir. Ama her halkarda belirli bir kanun vazedilmekte, ofr
kendi grevini ve hangi taraftan hareket etmesi gerektiini bilmektedir. Yukardaki rnek,
kanunun toplumda varolma zorunluluunu gsteren delillerden biridir. phesiz bu zorunluluk,
ailevi ve uluslar aras meselelerde de kendini hissettirmektedir.
Uluslar aras kanunlarn vazedilme zorunluluunu gsteren delillerden biri de, etrafnda
sahilleri bulunan lkeler arasnda, tad kaynaklar nedeniyle, ihtilafn olduu Hazar denizidir.
Herkesin bu denizin petrol yataklar ile dier kaynaklarndan istedii ekilde yararlanmas ve
petrol, gaz ve dier kaynaklarn karlmasyla ilgili belirli kanunlarn bulunmamas, doal
olarak kabul edilemez bir durumdur. Bu sorun ile ilgili gerekli kanunlar vazedilmelidir. Bylece
bu kanunlara gre, her lkenin bu denizin mevcut alanndan, yer alt ve dier kaynaklarndan ne
lde yararlanabilecei tespit edilecektir. Belirli bir kanunun olmamasndan kaynaklanan

komular arasndaki mevcut ihtilaflar, tm taraftarlar kaynaklarn adil paylamna ynelik


kanun vazetmeye ve szleme yapmaya zorlamaktadr.
O halde kanun vazetme ve szleme yapma gerei, insanln ihtiyalarndan domaktadr.
Birka asr nce, insanln ihtiyacnn olmamasndan tr var olmayan konvansiyonlar,
szlemeler; denizler, kta paralar ve snrlarla ilgili kanunlar fertler, gruplar, milletler ve
lkeler arasnda meydana gelen ihtilaflardan dolay vazedilmitir.
Kanunun, her ferdin ve toplumun haklarnn kapsamn belirlemesi sebebiyle Kuran,
toplumsal hayatn kanuna ihtiya duymasyla ilgili ilkeye zel bir nem vermektedir. Elbette
kanunun varl, genel anlamda, toplumsal hayata zg bir olgdu deildir; aksine insani bir
yaam arzulayan ve saadete ermeyi isteyen bir fert de kanuna ihtiya duymaktadr. Elbette ferdi
yaam iin, ahlaki kurallar yeterlidir. Ama toplumsal meseleler ve halk arasndaki ztlklar sz
konusu olduu zaman, netice itibariyle ihtilaf meydana gelmektedir. Bazen bir ahsn, kendi
payndan daha fazla bir derecede, bir nehirden su almas yznden sava ve ekimelerin kt
grlmektedir. Bu anlamda, toplumsal kanunlarn vazedilme zorunluluu aydnlanm
olmaktadr. O halde toplumun kanuna olan ihtiyac, akli bir realitedir. Her akll insan, kanun
olmad taktirde, toplumsal hayatn yaamn emniyetin ve hepsinden de nemlisi insann
manevi hayatnn tehlikeye gireceini bilmektedir. Yukarda verilen misallere dikkat edilecek
olursa, tabii kanunlarn byle sorunlar iin yeterli olmad ve bizim vazedilebilen baka
kanunlara ihtiya duyduumuz anlalacaktr. Zira akln, adalete ve insafa riayet etmeyi tavsiye
etmesine karn, bizim, bunlar gerekletirme yolunda, yaplmas gereken fiiller iin, baka eit
kanunlara ihtiyacmz bulunmaktadr.
rnein akl, hazar denizinin kaynaklarn komu lkeler arasnda adil bir blmle
paylatrlmasn ngrmektedir. Bundan sonra bu adil blmn nasl yaplaca
tartlmaktadr. Kaynaklardan yararlanma noktasnda yaplacak bu adil blmde lkelerin yz
lm m yoksa sahilleri mi yahut sahillerde bulunan nfuslar m l alnacaktr? Bu tr
sorunlarn cevabn kanun koyma yetkisine sahip makam, vermelidir. Dier durumlarda da kanun
koyucunun mevcut olmas zorunludur. Bu anlamda, kanun koyucunun kim olabilecei
irdelenmelidir

-------------------------------------------------------------------------B Kanunlarn lahi ve


-------------------------------------------------------------------------B Kanunlarn lahi ve Dini Kaynakl Olma Gerei
slam, Allahn belirli kanunlar belirlediini veeyip, Ppeygamber vesilesiyle yolladn
iddia etmektedir. Bundan dolay bBirinci esas; yani kanuna olan ihtiya meselesini kabul
ettikten sonra, dinin yasamann kayna olduunu kabul etmek de ikinci bir esas olmaktadr. Bu
aamada, slamislaimi bir lkede bile olsa slam dinini kabul etmeyen baz ahslarn var
olabilecei mmkndr; ve slamislaimi olmayan bir lkede slam dinini kabul edenlerin var
olmas buna benzer bir durumdur. Eer bir kimse, ben, Allahn varl konusunda phe
duyuyorum ve bundan dolay Allahn dinini ve kanunu kabul etmiyorum, derse, byle bir
aamada kanunu Allahn koymas gerektii ilkesi,asl bu ahsa ispatlanamaz. Zira Allaha
inanmayan biri iin kanunun ilahi olma zorunluluu kabul edilir bir yarg deildir. Bundan
dolay ilk nce kelami ve felsefi bir anlatm metoduyla Allahn varln sonra da kelami bir
beyan tarz ile Ppeygamberin ve dinin hakkaniyetini ispatlamalyz. Bu ilk merhaleyi atktan
sonra, sra bir sonraki merhaleye gelmi olacaktr ve muteber olan kanunun, ya direkt veya
vastal bir ekilde Allahn koymu olduu kanun olduunu ispatlamak, bu merhalenin
kapsamna girmi olacaktr.
Bundan nce, bir kimsenin Allaha, dinin aslna ve nbvvete inanmakla beraber toplumsal
kanunlar Allahn koymas gerektiine inanmyor olabileceine atfta bulunmutuk. Byle bir
kimsenin grne gre insan, Allaha kar kranda bulunmal, Oona ibadet etmeli, ve
yakarmal ve de mescit ile ibadet edilen yerlere gidip gelmelidir. Ancak insann toplumsal
hayatnn Allahla bir irtibat bulunmamaktadr, bundan dolay Allahn insan iin kanun koymas
sz konusu olamaz. Geen oturumlarda byle bir grn slam asndan kabul edilir bir
dnce olmadn sylemitik. slam dini, bir kimsenin ben, dini; yani Kur-an ve Hz.
Peygamber (s.a.va)in ve masum imamlar (a.s) n salam hadislerini ve de onlarn yaam
ekillerini kabul ediyorum ama bir Mslman olarak slamn toplumsal kanunlar beni
ilgilendirmiyor, diye bir tavr sergilemesini kabul etmemektedir.

3-Dinin Asllarn Kabul Etmenin Zorunluluu


Her fikir ve inancn deimeyen/sabit asllar bulunmaktadr ve stlahi olarak
bunlara, o fikir veya inancn asllar denmektedir. B ve bu asllar bilen herkes, sz konusu
fikir veya inanc kabul edip etmeme noktasnda zgr olmakla birlikte, bu fikir veya inancn
hangi asllardan ibaret olduunu bilmektedir. Baka bir ifadeyle, bir btne yzlerce para
eklenmesi veya ondan bir o kadar para karlmas mmkn olabilir, amancak dier btnlerden
ayrlan ynnn belirginlemesi asndan, bu btnn belirli bir ekseni bulunmaldr. Bu esas
uyarnca, bir kimse, dini bir btn olarak kabul ederse, bu btnn deimeyen/sabit baz
elerinin olduunu da kabul etmelidir. Bylece bu din, bu ynyle, dier din ve fikirlerden
ayrlm olacaktr.
zlerek sylemek gerekir ki baz kimseler, slam kabul ettiklerini sylemekle
beraber, slamn deimeyen/sabit baz esaslar olduunu kabul etmemekte ve bu konuyla ilgili
her eyin, deiik ekillerde yorumlanabileceine ve deiebileceine inanmaktadrlar. Bu
kimseler yle sylemektedirler: Biz slama muhalif kimseler deiliz; amancak slam kabul
etti diye de herkesin namaz klmas gerekmemektedir. Bu kimseler, namazn dinde var olduunu
kabul etmekle ve baz Mslmanlarn namaz kldn bilmekle beraber, Mslman olan herkesin
namaz klmas gerektiine ve namazn dinin sabit bir rkn olduuna inanmamaktadrlar!
Bunlar kimseler, oru ve de sz konusu olan dier btn toplumsal hkmler hakknda,
Ppeygamberin, imamlarn ve dier Mslmanlarn bunlarla ile amel ettiklerine inanmakla
birlikte, slamn bunlar ile ayakta durduuna ve bunlar olmakszn slamn varln
srdrebileceine inanmamaktadrlar. te burada u sualoru sorulmaktadr:Acaba slamn,
kendisi olmakszn varln srdremeyecei asl dayanak noktas nedir?Acaba slamda
tevhidin asl bir rkn olduunu ve onu kabul etmeyenin Mslman olamayacan kabul ediyor
musunuz? Cevap olarak sz konusu kimseler, bu anlay tarznn bize gre doru olduunu ve
bakasnn ise slamdan bir baka eyi anlayabileceini ve de sadece slamla ilgili bizim
anlaymzn doru olduunu syleyemeyeceimizi, sylemekteler! Bir bakasnn slamislami
anlayna gre Allah, iki veya bin tane olabilir ya da slam dininin bir ilah olmayabilir ve biz,
kendi slamislaimi anlaymzn doru olduunu ispatlamak iin delil getiremeyiz! Eer kendi
slamislaimi anlaymzn doru olduunu iddia ediyor isek, bir bakasnn da slam ile ilgili
baka bir yorum ne srmeye hakknn olmadn syleyemeyiz. Sonu itibariyle yle
sylenebilir: Benim yorumum kendi grme gre en iyi yorumdur ve bu yarg, ayn ekilde
dierleri iin de geerlidir.
phesiz byle kimseler, sadece aldatma ve dzenbazlk niyeti tamaktadrlar. A, aksi halde
hibir bilim ve tantc sistemde ortak paydalara sahip iki btn birbirinden ayrmak mmkn
deildir. ki btn, birbirinden ancak ya tm paydalar ya da baz paydalar farkl olmas
durumunda ayrt edilebilir Aksi halde bu iki btnden birinin dier bir btnden fark
kalmayacaktr. Bir btn dier bir btnden ayrabilmek iin , iki btn arasnda bir farkn
olmas gereklidir. Eer bir btnn paydalarnn hepsi dier bir btnn paydalarnn yerine
geebiliyorsa bu iki btn birbirinden ayr olarak, mstakil bir ekilde kabul edemeyiz.
rnein, bir btndeki A paydas dier bir btndeki A paydasnn, Bpaydas dier bir

btndeki B paydasnn ve C paydas dier bir btndeki Cpaydasnn yerine


geebilmesi gibi...
Eer bir btn, slam Dini sfatyla tannyorsa, baka bir dinden ayrt edilebilecek,
kendine has baz zellikler tamaldr; yani bu dinin baz sabit rknleri olmal ve slam
bunlarn zerine kurulu olmaldr. Eer Tevhit, Nbvvet ve Mead gibi dinin usullerine ya da
namaz ve dier ibadetlere inanyorsak ve bu inanla birlikte bunlarn deiebileceini ve deiik
ekillerde yorumlanabileceini dnyorsak, bu durumda hibir enin sabitliini
ispatlayamayzp ,ve bunlarn slamn asllar olduunu da iddia edemeyiz.
Bundan dolay, slam adyla bilinen belirli bir dinin varlndan sz etmemeliyiz! Bu durumda,
hangi eyi savunmak istemekteyiz? nsanlar slama davet etmekle birlikte onlara Mslman
olma yolunu retmememiz ve onlara slam her nasl anlarsanz o ekilde onunla amel ediniz
ve de kendi anlay ve idrakiniz esasnca slam yaaynz ,dememiz nasl mmkn olabilir!
Eer namaz klmanz gerektii neticesine ularsanz o halde namaz klnz ve eer namaz
klmanz gerektiine dair bir neticeye ulamazsanz, namaz klmaynz; sizler, kendi anlaynz
esasnca amel etmede zgr bir durumda bulunmaktasnz!slam ile ilgili bu ekildeki bir anlay
tarznn, Hristiyanlkla veya dier dinlerle ilgili herhangi bir anlay tarzndan fark nedir?
Bundan byle, insanlar slama davet etmemizin ne gibi bir felsefesi kalmaktadr? Eer herkesin
kendi anlaynca slam yaamas kararlatrlr ve belirli/ ve sabit bir usul ve eksen var
olmazsa, bu durumda biz, insanlar sadece szde slama davet etmi olacaz. Bu gr
uyarnca, bizim, insanlar slama veya Hristiyanla ya da daha da nemlisi dinsizlie davet
etmemiz fark etmemektedir.!

4-slam, Sabit Usuller ve zellikler Tannm Sabit elerer

Eer bir kimse ben, slam kabul ediyorum, ama slam ile ilgili sabit bir anlay tarznn
olmadna ve slamn tm usullerinin deiebileceine ve deiik ekillerde
yorumlanabileceine inanyorum, derse, bu nifak ve aldatmacadan ibaret bir szdr. Byle bir
durumda Hristiyanlktan karlan anlay tarznn slamdan da karlmas mmkn
olmaktadr, byle olunca da bu iki dinin birbirinden ve bir Mslmann bir Hristiyandan fark
kalmayacaktr. O halde, biz, birfilan ahsn Mslman olup veya olmadn syleyemeyeceiz!
Her bina temel, duvar ve tavan gibi sabit baz unsurlarn zerine kurulmakta ve bu zelliiyle
harabeden ayrt edilmektedir. Bu anlamda, bir binann sabit baz unsurlar olmadn iddia
edemeyiz. Bir eyin stun, duvar ve tavan olmas halinde bina olarak adlandrlabileceini ve
bunlar olmakszn, bu eyin, yine de bina olarak adlandrlabileceini, kara, deniz ve havada dahi

olsa yine de bunun bina olduunu ve bunun, belirli ve sabit hibir unsuru olmadn
syleyemeyiz.
Ayn ekilde slam da belirli, baz sabit unsurlardan olumutur ve eer belirli bir eksen ve
sabit baz unsurlar olmazsa, bu dinin slam olup olmad hakknda bir ey syleyemeyiz.
Bundan dolay, eer bir kimse, slam kabul ederse, slamn sabit rknleri sfatyla baz sabit
unsurlar da kabul etmelidir. Elbette Bbir btnn pheli olan ve kesin olmayan paydalar
olabilirnn olmas veya bir btn ak olabilir; baz paydalar ona eklenebilir ve ondan
karlabilir. da
mmkndr????????????????????????????????????????????????????????????????????????????
???????????????Ama bir eyin, hibir sabit esi olmakszn belirli bir btn sfatyla
anlmasnn bir manas yoktur.
Dost ve dman slamn ana ve temel unsurlarn tanmaktadrlar. Tevhit, Nbvvet ve
Meadn dnda, Allah inkar edenlerde dahil olmak zere herkes tarafndan tannan slamn
baka nemli esaslar da bulunmaktadr. rnein namaz ve hac, slamn asli unsurlarndan
bazlar olarak bilinmektedir. Dnyadaki btn insanlar, belirli bir mevsimde Mslmanlarn hac
ibadetini yerine getirdiklerini bilmektedirler.
Durum bu iken birinin kalkp benim bildiim
slamda hac yoktur demesi mmkn olabilir mi? Herkes, slamda namaz ibadetinin var
olduunu bilmektedir, bununla beraber eer bir kimse, ben, slam kabul ediyorum, ancak
slamdan anladm kadaryla bu dinde namaz diye bir ibadet yoktur, derse bu kimse, ya slam
tanmamtr ya da kendini yalandan Mslman olarak tantpm, bir Mslmann sahip olduu
imkanlardan yoksun kalmamak ve slam toplumundan dlanmamak iin zahiren kendini
Mslman gsteren sahtekar biridir. nk hac, namaz ve oru bu dinin sabit unsurlar ve asllar
olup, btn Mslmanlarn tastikledii ibadetlerdir. Acaba bir kimse slam tandktan sonra,
slamda hrszl nlemek iin kanunen ngrlen bir cezann olmadn syleyebilir mi, zira
Kuran bu meseleyi aka izah etmektedir:


[62]
Hrsz erkek ve hrsz kadnlarn (alp) kazandklarna bir karlk, Allahtan tekrar
nleyen kesin bir ceza olmak zere ellerini kesin. (Maide 38)
Ayn ekilde dier konularla ilgili olarak da Kur-ann ak hkmleri mevcutturbulunmaktadr.
O halde slamn temel esaslar belli olmutur ve bizim yeniden oturup bunlar tek, tek
ispatlamamza gerek yoktur. Bu esas uyarnca, slamn aslnn Kur-an olduu ve bunun da
Allah tarafndan gnderilen hak bir kitap olduu ispatlanrsa, Kur-ann her dediinin hak
olduunu ve onun bir takm sabit, uyulmas gereken ve kesin baz hkmler tadn kabul
etmeliyiz. Elbette baz ayetler hakknda deiik tefsirlerin ne srlmesi mmkndr; ancak bir
ayet hakknda deiik tefsirlerin bulunmas, Kur-andan hibir sabit ve kesin olan eyin
karlamayaca ve herkesin istedii ekilde Kur-an anlayabilecei manasna gelmez.
Eer bir kimse, Arapay biraz bilir ve Kur-ana bakarsa, insanlarn
deiik anlaylaryla ilikisi bulunmayanolmayan, ve var saym ve nceki dncelere ve de

bilim vastasyla kavradmz kanunlara tabi olmayan, bir takm ak ve kesin olan bir takm
meseleleri kavrar. Namaz klmay emreden ayet veya hrszn elinin kesilmesini buyuran bir
baka ayet buna birer rnektir. Drt unsur[63] (Yunan filozoflar
tarafndan??????????????????????????????????????????????????? evrenin temel bileenleri ya
da maddeleri olarak grlen toprak, hava, su ve ate) ve Yedi gk[64] teorilerine inanancn
olduu zamanda bu ayetlerden anlalan mana ile Aintaynn Nisbiyet Teorisinin sz konusu
olduu bu zamanda anlalan mana birdir;, bugn, Aintaynn Nisbiyet Teorisi gndemde
olduu iin bu ayetin manas da deimitir, denilemeziye bir sz
sylenemez. ????????????????????????????????????????????????????????????????????????????
?????????????????????????????????inde bulunan kelimelerin szlk manasnda meydana
gelen deiikliklerden tr ve baka meseleler nedeniyle bir ayetin baz bilimler ile bir ilikisi
meydana gelmi olabilir; ancak anlalmas ynnden dier bilimlerle bir ilikisi olmayan ve
tabii olarak deime phesi tamayan baz meselelerin varl da kesindir.

5
5-Zorunlu Sabit Hkmler ve Kur-ann Kesin Anlamlarr

slamn bir takm zorunlu hkmleri vardr. Bu hkmler sabittir olmaktadr ve ister
Mslman olsun isterse Mslman olmasn herkes bunlarn slamn gerekleri olduunu,
bilmektedir. Ayn ekilde Kur-andan bir takm kesin anlamlar karlmaktadr; ve ister Kuran kabul etsin isterse etmesin, Kur-ana bakan biri, bunu anlamaktadr. Kesin olan bu
anlamlar idrak edebilmek iin bir ferdin biraz Arapa bilmesi yeterlidir, olmaktadr ve bu ferdin
Mslman olmas ise gerekmemektedir. Elbette Kur-andaki btn konularn bu ekilde
olmadn ve baz ayetlerin kendilerinden deiik manalar kabilecek bir ekilde beyan
edildiini tekrar vurgulamalyz.
Ayn ekilde Kur-ann baka zellikleri de bulunmaktadr. rnein, Kur-ann zahiri ve
batn ve de batnn batn bulunmaktadr; ancak bahsimiz, manas kesin olan ayetler hakkndadr.
Yani konumuz, hibir ekilde deimeyen ve farkl bak alarna ve farkl anlaylara ramen
manas sabit ve kesin olan ve de zerinde phe bulunmayan meselelerle ilgilidir. rnein,
Namaz klnz[65] (Bakar 43) cmlesi namazn farz oluu manasna gelmektedir ve Size oru
yazld[66] (Bakara 183) cmlesi ise orucun farz oluu manasna gelmektedir. Ne kadar bilimsel
teori ortaya atlrsa atlsn ve bu teoriler ne kadar gzden geirilirse geilsin bu ayetlerin manas
ve anlam deimeyecektir.
Dinin zorunluluklar hakknda konutuumuz zaman, maksadmz; bunlarn sabit, kesin ve
deitirilemeyecek olduklardr. ; nk bizler, bunlar slamn en asl ve kesin kaynaklar
olan; Kur-andan ve manas ak olan mtevatir hadislerden almzdr. Bundan dolay dinin
zorunluluklarn inkar edip, slamn kesin ve sabit bir ekilde anlalamayaca, eklinde
konuanlar , ya bu konuyu yanl anlam olan cahil kimselerdir ya da halk ile oyun oynayan ve
slama inanc olmayan kastl kimselerdir. phesiz slamn siyasi teorisinin

zorunluluklarndan ve sabit usullerinden biri de kanunun Allah tarafndan koyulmas gereidir.


ve ilahi kanunu kabul etmeyen kimseler, gerekte dinin zorunluluklarndan birini inkar
etmilerdir. Namaz klmann farz oluu, Kur-andan nasl bir ekilde kartlyorsa zina eden
erkek ve zina eden kadnn hkm de ayn ekilde Kur-andan kartlmaktadr; Kur-anda
namaz ve orucun hkm, nasl bir aklkla sabit olmusa, Peygambere itaat etmenin
zorunluluu da o aklkta farz klnmtr ve slam eriatnda Peygamberin makam; taati farz
olunan************ makam nvanyla tannmaktadrsfatyla tannmtr. Allah bu konuyla
ilgili olarak yle buyurmaktadr:

[67]
Ey iman edenler, Allaha itaat edin; eliye itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de.
(Nisa 59)

Ve Allah-u Teala yine yle buyuruyor:

[68]
Resul size ne verirse artk onu aln, sizi neden sakndrrsa artk ondan saknn.

(Har 7)
slam kabul edip, iinde slamn zorunluluklarnn iinde zikir edildii ayetleri kabul
etmemek ve ahsi istekler dorultusunda hareket etmek mmkn deildir. Byle bir durumda
insan, Allahn kendi azlarndan yle buyurduu kimselerin canl rneidir:

[69]

Bazsna inanrz, bazsn tanmayz.

(Nisa 150)
Ve bunun ardndan Allah-u Teala bu kimseler hakknda yle buyuruyor:

[70]
te bunlar, gerekte kafir olanlardr.

(Nisa 1501)
O halde slama inanan bir kimse, slamn btn hkm ve kanunlarn toptan kabul etmeli
ve slamn zorunluluklarnn bilimsel deiikliklere tabi olmadna, bundan dolay da bilimsel
grlerin deimesiyle veya yeni bilimsel teorilerin ortaya atlmasyla, bunlarda bir deiiklik
olmayacana inanmaldr. Bu dorultuda, bir ahskimse, namaz ile ilgili olan ayeti kabul ettii
gibi hrszlk ile ilgili olan ayeti de ayn ekilde kabul edecektir ve bu ahs kimse, slamn
deiken eleri sfatyla; Kur-anda manas kapal olan ve deiik ekillerde yorumlanabilen
bir takm ayetlerle karlamakla birlikte, slam ve Kur-ann dier din ve kitaplardan
ayrlabilmesi iin sabit ve kesin elerinin bulunmas gerektiine de inanacaktr.

6-slam ile ilgili Zt Anlaylarn Olmas phesine YantCevap


Baz ayetler hakknda deiik anlaylarn bulunmasnn, ve bunlar hakknda deiik tefsirlerin
sunulmasnn ve de baz slami hkmler hakknda deiik grlerin olmasnn, btn
hkmlerin mphem ve ihtilafl olduu manasna gelmedii aydnlanm oldu. slamda, btn
slami frkalarn zerinde ittifak ettii binlerce kati hkm bulunmaktadr. ia ve Ehli Snnet
mezhepleri arasnda bulunan birok ihtilaf, ayrntlardan kaynaklanp, mevcut hkmlerin ok
az bir ksmn tekil etmektedir ve fkhi hkmlerin byk blmnde ise bir ihtilaf
bulunmamaktadr. Ayn ekilde ia mezhebinde, baz hkmler hakknda fakihler arasnda
bulunan ihtilaflar, btn meselelerde ihtilaf bulunduunun gstergesi deildir. ki doktorun,
belirli bir hasta hakknda yazdklar iki deiik reete, Tp biliminde kesin ve sabit kanunlarn
yokluuna delil tekil etmemektedir
Bundan dolay slamda, zerinde hibir ekilde ihtilafn ve ekkin bulunmad bir dizi
kesin unsur mevcuttur. Baz meseleler hakknda bulunan ihtilaflar, bizim kesin dorularmz
yoktur bundan dolay bizim slam ile bir iimiz bulunmamaktadr, diye bir dncenin bizde
olumasna sebep olmamaldr. zlerek sylemek gerekir ki, gnmzde, slam hakknda
konuulduu vakit, kalplerinde hastalk olanlar ve Kurann deyimiyle Kalplerinde bir kayma
olanlar[71]Ali imran7 yle sylemekteler: Hangi slam? iann syledii slamslam m
yoksa Ehl-i Snnetin syledii slam m kastediyorsunuz? Fakihlerin syledii slam m
yoksa aydnlarn syledii slam m kastediyorsunuz? tikatta, ahlakta, ferdi ve itimai

hkmlerde, ticari kanunlarda ve uluslar aras kanunlarda bir dizi sabit hakikatler olmasna ve
zerinde ittifak ettiimiz binlerce kanun bulunmasna karn, bu kati gereklere dikkat etmek
yerine, bu kimseler neden ihtilafl konulara ynelmekteler? Neden niversiteler slami olmaldr,
denildii vakit, kalbi hastalkl ve mnharifmnharif olan bu kimseler, hangi slam, diye
sormaktalar. Bunlara verilecek yantcevap udur: Allahn bir olduunu syleyen, namaz klmay
emreden, bakalarnn haklarna tecavz etme ve adalete riayet et, diye buyuran slam! Acaba bu
saylanlarda bir ihtilaf var mdr? Sizler, ia ve Ehl-i Snnet mezheplerinin zerinde bir
ihtilaflarnn bulunmad, bu kesin dorular, niversitede uyguladnz taktirde, en gzel
ekilde sizden memnun olunacaktr. slamn istedii ekilde amel etmeyi istemedikleri zaman,
bu kimselerin, fakihlerin ne srdkleri slamn uygulanmas gerektiini ve aydnlarn ne
srdkleri slamn ise uygulanmamas gerektiini kim sylemitir, diye bahane getirmeleri
doaldr.

7- slamn Beerin Btn htiyalarna Cevap Verebilecei Hakknda

slamn itimai kanun ve hkmler tadn ispatladktan sonra, bazlarnca bir takm soru ve
pheler nmze atlmaktadr, bu sorulardan ilki udur: Beerin deiik asrlardaki
ihtiyalarnn bir btn olarak ortaya konmas akli olarak mmkn mdr? kinci olarak u soru
sorulmaktadr: Kayna Kuran ve muteber hadisler olan slam, beerin deiik alar ve asrlar
boyunca ihtiya duyduu btn unsurlar kapsayabilir mi? Bu sorular, reel ve zihni diye iki
blmden olumakta ve her iki adan; reel ve zihni olarak incelenmek durumundadr. Elbette bu
sorunun, dikkat gerektiren bir soru olduu ve ilk bakta yerinde bir soru olarak grld ve de
cevabnn sade olmad kabul edilmelidir; ancak nceden yaptmz aklamalar dikkate
alndnda bu sorunun cevab o kadar da g deildir.

A-Sualinorunun Realite Boyutunun ncelenmesi

SorununSualin realitedeki boyutuna yantcevap niteliinde yle sylenebilir: Nasl oluyor da bir
dizi kanun beerin hayatnn btn alanlarndaki ihtiyalarna cevap verebilmektedir? ,
insanlarn,, deiik asr ve alarda yaayan beer iin, kanun yapabilme yeteneine sahip
olmadklar aktr; nk insanlarn bilgilerinin eksik ve akllarnn snrl olduu gz nnde
bulundurulduu taktirde, beer hayatnn btn ynlerini ve btn alanlarn aratrmak ve her
mesele iin uygun bir kanun vazedebilmekyapabilmek mmkn deildir.
Ancak beeri yaratan ve alemin kendisi iin olmularla, olacaklarla, dnle, bugnle ve
yarnla bir olduu ve binlerce yl nce ve sonrasn aklkla gren biri iin, bu ekilde bir dizi
kanun vazedebilmekyapabilmek mmkndr. yleyse beer hayatnn btn ynlerini
kapsayacak bir ekilde, tarih boyunca yaam btn insanlara ynelik kamil manada kanunlar
vazetmekdzenlemek mmkn deildir, diye bir ey sylenemez; zira gemie, gelecee ve de

tarih boyunca yaayan insanlarn yapsal zelliklerine hakim olan bir kimse, bu ekilde, bir dizi
kanun vazetmeyedzenlemeye muktedirdir.

B- Sualinorunun Zihni Boyutunun ncelenmesi

Zihni boyuttaki sual udur: zellikle kesinliklerine dayanmay istediimiz taktirde, Allaha isnat
ettiiniz ve Kuran ve sahih hadislerde beyan edilen eyler, snrl bir hacim tamasna karn,
beerin btn asr ve alardaki ihtiyalarn nasl temin edebilmektedir? satr eksi k
satr eksik
satr eksik
Yant Cevadzleminde up olarak yle sylenebilir: Her mesele hakknda, zaman ve mekann
btn zel artlarn gz nnde bulunduracak ekilde, zel bir kanun ortaya koymak mmkn
deildir; nk nermelerin snrl kanunlara ihtiyac olmayp, sonsuzlua ynelileri
bulunmaktadr ve bunun karsnda bizim anlay, zihin ve kavrama kapasitemiz snrl bir
durumdadr. Bizim btn nermeleri zel ve belirli bir ekilde ve de kamil manada
anlayabilmemiz ve tespit edebilmemiz mmkn deildir. LakinAma saysz nermelerin saysz
snflarnn bulunmadnolmadn syleyebiliriz. Bu nermelerden oluan her snfn, genel
bir sfat olabilir ve bu sfatn da, belirli bir hkm tamas mmkndr. yleyse genel hkm,
sabit ve kstldr;, hkmn uygulanma yerleri ise saysz ve deikendir.
Bir meselenin, bir zamanda, bir hkmn kapsamna girmesi ve baka zaman ve artlar
iersinde de baka bir ekilde ortaya kmas ve hkmnn deimesi mmkn olabilir. O halde
meseleler ve bu meselelerde meydana gelen deiiklikler farkl ve sayszdr; ama genel sfatlar,
sonsuz olmayp sabittirler.
nsan hayatnn bir ok blmnn bulunduuolduu ve gnden gne bunlarn artt ve de
medeniyet ve itimai hayatn geliip ilerlemesiyle birlikte, ihtiyalar giderebilmek iin belirli
kanunlara ihtiyac olan daha yeni meselelerin ortaya kt dorudur; ama btn bu deiken
kanunlarn belirli llerinin bulunmas mmkndr ve bu lleri sabit sfatylaolarak tanyan
kimseler, genel kanunlar yollam olanayan ve bunlarn genel llerini belirlemi kimsenin izni
erevesinde zel durumlara ynelik, belirgin kanunlar vazedebiliroluturabilir.
slami kanunlarn, toplumda uygulanmasI7troyt87t8ryruf6ryttfttyfgfyufytufdhuvuyf
gerektiini sylediimiz vakit, kastedilen sadece direkt bir ekilde Allah tarafndan Kuranda
buyurulan kanunlar deildir; zira bu kanunlar, Kuranda genel ve mutlak bir ekilde zikir
edilmitir. Kastedilen Peygamber, masum imam ve bu kanunlarn zne aina olanlar; ve
bunlarla ilgili lleri, ve de genel kaideleri, bunlar arasndaki tezat noktalarn ve bazlarnn
dierlerine oranla ehemmiyetli olularnn tespitini yapabilen ve de bu genel kanunlarn
realitedeki durumlarn, uygulanma ve hakimiyet ekillerini belirleyetespit edebilenlerdir.
phesiz bu i, ilahi genel kanunlar erevesince yaplmaldr.

ONUNCU OTURUM
Kanun, Farkl Deerlendirmeler ve Kaynak
Meselesi
1-nceki Konunun zeti

slamn siyaset ve devlet hakkndaki grn aklama dzlemindenoktasnda, geen oturumda


unlar syledik: slamn nazarnda hem yasamann ve hem de kanunu uygulayann Allaha
bal olmas gerekir; yani kanun, ya direk bir ekilde Allah tarafndan vahiy yoluyla beyan
edilmekte ( Kurandaki itimai ayetler buna rnek niteliindedir.) ya da Kuran aklarken ve
tefsir ederken Hz. Peygamber (s.a.v) ve masum imamlar (a.s) tarafndan beyan vazedilmektedir
ki bu snnetin bir ksmn tekil etmektediroluturmaktadr. Bu kanunlarn bir ksm, sabit ve
deimez kanunlardan ve bir ksm da deiebilen kanunlardan olumaktadr. Deiebilen bu
kanunlar, zaman ve mekann artlarna tabidir ve gaybet asrnda bunlar tespit etme grevi
mektebi tanma, takva, adalet ve toplumun saadetini bilme alarndan masum imama en yakn
olan kimseye verilmitir.
Ayn ekilde kanunlar icra etme hakknda, Allahn bizzat icra edici olmadn ve bu iin
kanunu uygulama konusunda sorumlu olan bir ahs tarafndan yaplmas gerektiini ve bu
ahsn birinci derecede Hz. Peygamber (s.a.va) sonra masum imam (a.s) ve bunlarn ardndan da
nc derecede Peygamber veya imam tarafndan genel veya zel atama yoluyla tayin edilen
kii olduunu syledik.
Geen oturumda belirttiimiz gibi, yukardaki dnce bir dizi usul zerine kurulmutur.
Bu usullerden birincisi; toplum iin kanunun gereklilii, ikincisi de kanunun ilahi olmas
gereidir. B; bu iki merhaleden sonra kanunu icra edecek merci ile ilgili meseleye varlmaktadr.
phesiz Yukardakibu usulleri kabul edenip, Mslman olan ve slamn asllarna inananm
kimseler iin, phesiz bu dncenin ispatlanmas dini llere riayet edilmesi artyla zor bir
mesele deildir. Ama bu usullere inanmayan veya muhaliflere cevap verme asndan meseleleri
daha ince bir ekilde incelemek isteyen kimseler iin, bu usullerden her birinin daha geni bir
ekilde aklanmas gereklidir.

2- Mevcut artlarda Kanun Hakknda Tartmann


Zorunluluu
Bu asrda, siyasi meseleler alannda deiik ynelilere ahit olmaktayz. Muhalif teoriler
karsnda slamn dnya grn daha iyi ve kendinden emin bir ekilde ortaya koyabilmek
iin ve zellikle dnya emperyalizmi tarafndan amansz bir ekilde slamn devlet hakkndaki
grne ynelik phelerin ortaya atldd bu anda, devlet ve siyaset ile ilgili olarak dnsel
boyutta,, slamn grnenazarna, daha fazla bir ekilde dikkat edilmelidir. Bununla beraber
u anda biz, devrimin hakimiyetinde ve devrimin nizamnn belirginletii ve de slamn
grlerinin mantki ve bilimsel yollarla aklanmas gerektii bir dnemde yaamaktayz.
lkenin muhterem yneticileri tarafndan kanunlara ballk ve kanunlara saygl olma
syleminin gndeme getirildii de gz nnde bulundurulduu taktirde, halkn, daha fazla bir
ekilde kanuna ve kanunun asl, itibar ve kapsam meselesine dikkat etmesi gerekir. H ve halk,
niin ve ne lde kanuna bal kalmamz gerektiini bilmelidir. Bunlar, gnmzdebu
zamanda, slamn devlet ve siyasi meseleleri hakknda inceleme yaplmasn
zorunlatrangerekli klan etkenlerdir; bundan dolay bizim,, konuyu belirli bir lye kadar ilmi
ve akademik bir ekilde ortaya koymamz lazmdr.

3-Kanunun Kapsamnn Belirlenmesinde Hakknda ki Ayr Bak


Bugnk insanlk toplumu kanunlardaki eitlilik ve oklukla kar karyadr. E ve biz, elli yl
ncesinden bugne dekkadar, kanun hakknda, yazlm kitaplara baktmz taktirdearsak, bu
kitaplarn art hznn takriben geometrik dizi eklinde olduunu ve o zamandaki mevcut
bulunan kanun saysnn, bugn var olan kanun says ile kyasland vakitnda az olduunu
greceiz. Sonra zellikle uygulanma zorunluluu olan ve idari genelge, ynetmelik ve
kararnamelerin varlyla birlikte, kanunlarn says her gn biraz daha artmaktadr; t ve toplum,
daha fazla bir ekilde, yeni kanunlara ihtiya duymakta ve de bu kanunlar yapma ve uygulama
makamnda bulunan sorumlu kimseler de btn g ve emeklerini harcamaktadrlar. Burada u
soru sorulmaktadr: Acaba kanunlarn saysnn artmas toplum asndan zorunlu mudur? Ve
eer bunun bir zorunluluu yoksa, bir faydas var mdr veya kanunlarn saysnn kstl olmas
daha m iyii midir? Bu, ilk bakta basit, nemsiz ve yerinde olmayan bir soru olarak
gzkmektedir; zira toplum, her gn daha yeni meseleler ile karlamakta ve bundan dolay da
vazediliphazrlanp uygulanmas iin daha fazla bir ekilde, yeni kanunlara ihtiya duymaktadr.

Ama dnya bilimsel arenasnda u sualoru ok ciddi bir ekilde sorulmaktadr: Toplumsal
kanunlarn hazrlanmasnda acaba minimum bir l ve zaruret ile mi yetinilmeli yoksa
toplumsal kanunlarn kapsaml olmas ve halkn, hayatnn btn ynlerini kanuna baml bir
hale getirmesi mi lazmdr? Bu konu, Siyaset Felsefesi ve Hukuk Felsefesindende, bilimsel
alanlarda ve en yksek seviyede tartlmaktadr; ve bu konuyla ilgili olarak birbirine zt ve
kar karya olan iki dnce mevcutturbulunmaktadr.
te taraftan bir grup, halkn faaliyetlerinde zgr olmasna, yasama organnn mmkn
olan en az derecede kanun yapmasna ve zaruret hali dnda halkn faaliyetlerine karmamasna
inanmaktadr. Bu, lLiberalist bir ynelitir. Her ve bu dncenin z, her fertdin toplumda,
istedii ekilde yaamaldrs gerektii, sadece meydana gelen zorunluluklar orannda kanun
vazedilmelidir, ta kini ve fertlerin faaliyetlerinin zorunluluklar orannda kstlansn, ondan fazla
deilmasn; ve bundan fazla kstlanmamas gerektiini bundan dolay da sadece gelen
zorunluluklar orannda kanun yaplmasn ve de yasama organnn halkn i ve hayatna srekli
olarak mdahale edip, kanun hazrlamamaldr.Bunlar bu dncenin zdr.s gerektiini
ngrmektedir. Bu dncenin karsnda, her eyin kanuna bal olmas gerektiine ve insann
itimai, siyasi, iktisadi ve dier alanlardaki btn davranlarnn dzenli ve belirli kanunlar
erevesinde yaplmas zorunluluuna ve devletin de bunlar icra etmesi gereklilektiine inanan
btncl bir dnce vardr. Yukardaki sualinorunun sade ve basit olmadyp, kanunun had ve
snr hakknda sorulmu ok nemli bir soru olduu grld. Yani yasama sistemi, nicelik olarak
hangi l ve snra kadar halkn hayatn kanunun etkisi altna brakmaldr?Grld gibi
yukardaki yasama organnn nitelik asndan basit ve nemsiz bir soru olmayp, aksine
kanunun snr ve erevesi hakknda, sorulmu ok nemli bir sorudur.

4- Ddemokratik Ddzenlerde Kkanunun Kkayna


Aslnda bu soru kanunun kapsam ve snr mevzusuylakonusuyla ilgilidir. Yasamann felsefesi
hakknda, mevcutvarolan mekteplerde kanun koyuculuun yasamann kime ait olduuylayla
ilgili ve onun aklanmas ve de lsyle irtibatlilgili farkl gr ve dnceler
bulunmaktadr .Bu konu hakknda varolan dnceler arasnda, yasama hakknn kime ait
olduuyla irtibatl ilgili ve yasama hakkyla ilgili ne gibi llerin belirlenmesi gerektiine dair,
gnmzde kabul edilen mehur gr; h udur: Halk iin kanun hazrlyabilecekvazedebilecek
olan kimselerin halk tarafndan seilmeslidir. yleyse gerekte yasama hakk halkn kendisine
dayanmakta ve halk kendisi iin kanun vazetmektedirhazrlamaktadr.;Bu dnce uyarnca
oluturulan siyasi nizam, demokrasi olarak adlandrlmaktadr.
O halde demokratik dzeni ve, kanun koymayasama hakknn ve kanun
vazetmeninhazrlamann halk tarafndan seilen temsilcilerinMilletvekillerinin grevi olduunu
kabul ettikten sonra u sualoru sorulmaktadr: MAcaba milletvekillerinin ounluunun yani
%50 +1 in istek ve arzusunun dorultusundaki her ey kanun olarak m hesap edilir mi yoksa
ya da yasama iin de de baka kanunlara m ihtiya duyulmaktadr ve nceden milletvekillerinin
kanun vazetmeyasa hazrlama konusunda yetkilerini snrlayan bir takm kanunlar m
hazrlanmaldr? Yant dzleminde, Cevap olarak yle sylenebilir: yYasa hazrlayanlarn snr

ve haklarn anayasa belirler; yani anayasa normal ve voluturulmuazedilmi kanunlara hakim


olup, yasamann snr ve erevesi hakknda yargda bulunur, denilebilir..
Burada bir baka bir sualoru sorulmaktadr. Bu sualoru udur: eitli devletlerin deiik
anayasalar bulunmaktadr ve, ve bunlar az ok da olsa deimektedir. B ve bazen rejimin ve
dzenin deimesiyle anayasa da deimektedir ve bazen kurucular meclisi tekil edilmekte ve
anayasa iin tamamlayc ve kamilletirici dzenleme yapmaktadr. oluturulmakta ve anayasay
tamamlayc ve
Her halkrda anayasada meydana gelen deiikliklere dikkat ederek sorulmaktadr kit edilerek:,
Aacaba anayasann snrn belirleyecek ondan daha yksek bir organ var mdr? YantCevap
udur: B Anayasadan daha yukar olan ve bazen kendisinden tabii kanunlar ve insanlarn tabii
haklar diye bahsedilen, ve anayasaya hakim konumda bulunan olan ve de onun erevesini
belirleyen nsan haklar organ, anayasann zerinde yer almaktadr insan haklar organ yer
almaktadr; zira kurucular meclisi, kendi istedii dorultusunda her eyi anayasaya koyamaz ve
bu, normal kanunlar hakknda ise hi dnlemez.

5-nsan Haklarnn tibarnn Kayna


Bu sefer baka bir sualoru sorulmaktadr ve bu soru udur: Anayasaya hakim olan, anayasann,
ve onun snr ve erevesini belirleyen ve kendisionun esasnca anayasada deiiklik ve
tasarrufun yaplabildii bu kanunu kim vazetmitirhazrlamtr? nsan haklar bildirgesin de
de veya hukuk felsefesiyle ilgili kitaplarda zikir edilen insan haklar, kim tarafndan
belirlenmitir ve itibar nereden kaynaklanmaktadr? Cevap olarak yle sylenmektedir:
Uluslararas adetler asndan bu kanunlarn itibar, bu bildirgeyi imzalayanlardan
kaynaklanmaktadr ve bu bildirge, dnyadaki btn devletler tarafndan tasvip edildiinden
dolay muteberdir. Acaba bu bildirgeyi imzalamayan biri iin bu kanunlar muteber midir yoksa
deil midir? Eer muteber deilse, hi kimsenin bu bildirgeyi imzalamam olanlar ve bu
bildirgeye uymayanlar, insan haklarna uymuyor diye, knamaya hakk yoktur. Bir baka cevap
da udur: nsan haklar bildirgesinde yer alm haklar ve kanunlar, hazrlandktan sonra,
bakalarnn imzalaryla itibar kazanan vazedilmioluturulmu kanunlar deildir; aksine bunlar,
insanlarn aklnn keifkef ettii ve halkn kabul edip etmemesiyle alakal olamayan realitedeki
muteber kanunlardr. Bu zamanda, fakat aznlk bir kitle, bu dnceyi savunmakta ve insan
haklarnn reel olduunua ve nispi olmadna kabul etmektedirinanmaktadr; ve kesin bir
ekilde hukuk ve siyaset filozoflarnn geneli, kesinlikle byle bir dnce tamamakta ve bu
kanunlarn itibarnn devletlerin temsilcilerinin imzaladklar anlamalardan, bildirgelerden,
genelgelerden kaynaklandna ve devletlerin temsilcilerinin bunlar imzaladklarndan dolay
dnya apnda itibar kazandna inanmaktadrlar.

Bilahare btn devletlerin bu kanunlar kabul etmesinin ne gibi bir zorunluluu olduuna
ve bu bildirgeyi imzalamayanlar iin nasl bir nem tadna dair bu ciddi soru ve sorun
gncelliini korumaktadr. Her halkrda sualin temelindeki sorun hal olmamaktadr. B ve
bundan dolay, Hukuk Felsefesinde kanunun itibarnn nereye dayand meselesi
tartlmaktadr. Ama dine, slama, Allaha ve Kurana inanan bizler iin bunun sade bir
yantcevab vardr; zira kanunlarn Allahn hkmleri esasnca ekillendiini sylediimiz
vakit, mesele tamamlanp geriye sorulacak bir nokta kalmamaktadr. Ama bu yolu takip etmeyen
ve her eyin anlamayla belirlemek isteyen kimseler, sonuta kmaza girmektedirler; zira bunlar
her kanunun itibarnn kayna olarak insan haklarn bilmektedirler ki bunun da itibarnn
delilinin ne olduu aratrlmaldr. Bununla beraber, insan haklar bildirgesi neden yaklak
olarak otuz maddeden olumutur ve niin bu maddeler bu saydan az veya ok deildir? Bunlar,
en dakik hukuk filozoflarnn gndeminde olan ciddi sorulardr ve henz bu filozoflar tarafndan
bu sorulara tatmin edici bir cevap verilmemitir.
Bu zikir edilenler, bilimsel ve akademik konular olup, dnyann sekin dnrleri
tarafndan tartlmaktadr ve eer toplumumuz, kendi genel kltr seviyesini artrmak istiyorsa,
az- ok bu konu ve dncelerle tanmaldr. Kanunculuk ve kanuna balyz, diye
konutuumuz vakit, kanunun itibarnn nereden kaynaklandn, niin ve ne lde kanuna
bal olmamz gerektiini bilmemiz gerekir. Gnmzde bu alandaki birok konu,
konumalarda, basnda ve gazetelerde tartlmaktadr; ve toplumumuzun renim grm
tabakas,kesimi hususen zelliklede niversite kesimi, ve sosyal bilimler alannda retim ve
renim ile uraanlar ve zelikle de Hukuk Felsefesi ve Siyaset Felsefesi alanlarnda gr
sahibi olan kimseler, bu sorularla kar karyadr. Bundan dolay toplumumuzun kltr
seviyesini ykseltmek asndan, kstl olarak bu alanda yaplm aratrmalarn sonucunun
anlalr ve sade bir ekilde aklamak zorundayz. Zira bu konular dakik ve ayrntl bir ekilde
aklarsak, en az drt sosyal bilimden ya da felsefenin drt alanndan; yani sosyoloji felsefesi,
hukuk felsefesi, ahlak felsefesi ve siyaset felsefesinden yardm almamz gerekecektir ve eer bu
konuyu takip etmek istiyorsak, konunun btn bu felsefelerin annesi saylan Epistemelojiye
ulamas iin dier felsefelere de deinmemiz zorunlu olacaktrmiz gerekecektir. Bu bilimlerin
gereklerine ve bu konularla bu bilimlerin arasndaki ilikiye deinmek, renim grm kesim
ve devrimin kucanda ve onun kltrnde yetimi ferasetli halkmz iin ok faydaldr.

6-Gerek-Tekvini, (Yaratl) Kanunlar ve nsann radesinin Rol


Kanun kelimesinin iki farkl kullanlma alannn olduunu belirtmek gerekir: Birincisinde siyasal
bilimler ve matematikte yaygndr. B ve bu bilimlerde kanundan kast, varlklar arasndaki gerek
ilikidir. rnein, varlklarn gerek kanunlar, suyun hangi artlarda buhara dneceini ve
hangi derecede kaynadn veya hangi artlarda buzlatn ve demiri eritmenin nasl olduunu
belirtmektedir. yleyse suyun derecesinin sfr olduu zaman buzlat veya yz dereceye
yaklat zaman kaynad, tabii varlklarda bulunan gereklerdir. ve Bbeer, bu gerekleri ve de
ve kimya ve de dier deneyselsaysal bilimlerde bulunan kanunlar tanmak iin almaldr.
Bu kanunlar sabit olup, sonsuzlua doru uzanmakta ve saylamayacak bir nitelik arz
etmektedir; i ve insanln bilimsel geliimi orannda, daha fazla kanunlar keif edilmekte ve her

bilimde yaplan yeni keif ile birlikte, yzlerce soru meydana gelmektedir. B ve bu sorular
yantlamak iin bu oranda da yeni kanunlarn keif edilmesi lazmdr. Bu ekilde gnden gne
sorular artmakta ve insanlk bu sorular yantlamak iin daha yeni kanunlar keif etmenin
peindedir. Baka bir ifadeyle, biz alemde saysz kanunlarn oluturduu bir btnn ierisinde
yer almaktayz: Molekller, kimyevi tahliller, canl varlklar ve gk yzyle ilgili ve de henz
aklmzn varlklarndan haberdar olmad baka eyler ile ilgili kanunlar...
imdi u sual akla gelmektedir: Eer biz bu alemde, byle dar ve kk bir alanda saysz
kanunlarla birlikte yayorsak, o zaman bizim irade ve seme rolmz nedir? Bu soru ciddi bir
ekilde sorulmaktadr. Bve bundan dolay, felsefi manada insan tanmada, insann hakikatinin ne
olduu sualiorusu sorulmaktadr. Acaba insan yzde yz mecbur mudur yoksa tam anlamyla
zgr mdr veya zgrlk artl ve kstl mdr? Eer insann zgrl kstl ve artl ise,
bunun snr nedir? Ayn ekilde bugn de dnyann felsefi ortamlarnda, kaza ve kader konusu,
cebir ve ihtiyar konusu ve bunun gibi konular gnmzde de ciddi bir ekilde tartlmaktadr.B
ve bu konular hakkndaki tartma halen henz srmektedir. Bu arada, Egsizyantalist eilimi olan
bir grup, insann snrsz bir zgrle sahip olduuna ve istedii her eyi yapabileceine
inanmaktadr. Jan Ppaul Ssatre nin dedii gibi irade edersem, Vietnam sava sona erer! Yani
beer yle bir kudrete sahiptir ki, bir fert irade ettii taktirde, milyonlarca insan perian ve
ortal darmadan eden bir sava bir fert irade ederek durdurmaya kadirdir. Bu mbalaal bir
szdr, ancakma insan iin snrsz bir irade ve kudreti ngren byle bir dnce mevcuttur.
Yukardaki dncenin karsnda, insan iradesini hie sayan, insann bir dizi cebri
kanunlarn erevesinde yaadna ve kendini irade sahibi olarak hayal ettiine inanan bir
grup yer almaktadrbulunmaktadr. Bu iki dncenin arasnda; insan iradesinin varlna ve
bunun aleme hakim olan eitli kanunlar ile kstlanm olduuna inanan dini dnce
bulunmaktadr; yani varlk dzenine hakim olan kanunlar btnn belirli daireler eklinde
dnrsek, insanlarn iradesinin bu dairelerin snr ve dahilinde geerlilii olabilir ve bundan
teye geemez.
Yaratl kanunlar asndan bizim bir dizi kanunlarn egemenliinde yaadmz
aydnlandktan sonra, bizim, bu kanunlar etkisizletirip bunlara kar ba kaldracak, tabiat
kendi etki alanmza alp onun kanun ve snrlarn ortadan kaldracak ve tabiat kanunlarnn bize
hakim olamayaca bir ekilde yaayabilecek bir kuvvetimiz var mdr, diye bir soru akla
gelmektedir. Cevap udur:Yukardaki dnce bo ve basit bir hayalden ibarettir; zira tabiata
hakim olabilmenin yolu, yine tabiatn kendisinde bulunan baka bir kanunu keif etmekten
gemektedir. rnein eer tpta biz bir hastal kontrol altna alabilmeyi veya onu tamamen yok
edebilmeyi baarabiliyorsak, bu baarmzya ulamamz tabiat kanunlarndan bir bakasn keif
etme ve bunu uygulama sayesinde gereklemektedir. Gerekte biz tabiat kanunlarn etki
alanmza alamam; aksine tabiattan bir baka kanunu keif etmi ve ondan yararlanm
olmaktayz. O halde yaratl kanunlarnn snrndan kmak mmkn deildir. Y ve yaamak;;
yani yaratl kanunlarn tanmak ve onlardan istifade etmektir. B ve bu kanunlar Allahn
kainata brakm olduu kanunlardr. O olup, onlarn etki alannda kmak insann yaratl
kanunlarna boy emesinden kmas demektir. Sylediimiz gibi insan, kstl olarak yaratl
kanunlarnn oluturduu daireler ierisinde hareket etme olanana sahiptir; ve eitli bilimsel
kanunlar ve yaratl kanunlar arasnda insann hareketlerini seerek ve kendi iradesiyle
yapabilecei iin kstl bir ortam mevcutturbulunmaktadr. B, bu vesileyle insan bir baka

kanun karsnda kendi yarar dorultusunda bir baka kanundan yararlanabilmektedir ve bu,
insan zgrlnn kstl alanlarnortamlarn tekil etmektedir.

7-Terii ve lahi Kkanunlar insann Saadet ve Kemalinin Gvencesigarantisi


Acaba insan sahip olduu seme ve zgrlk kudreti alannda deersel olarak istedii ekilde
hareket edebilir mi? Yyoksa insan baz l ve snrlara riayet mi etmelidir? BAcaba bu alanda
da insann uygulamakla ykml olduuanmas insana zorunlu olan kanunlar bulunmakta mdr?
Cevap udur: Bu alanda da baz kanunlar bulunmaktadr; ama bu kanunlar yaratl kanunlar
cinsinden olmayp terii, nisbi veya deersel kanunlar cinsindendir; ve eskilerin binlerce yl
nce ortaya attklar tabir ile akl- ameli kapsamnda yer alanolan kanunlar cinsindendir. (Aakl ameli kapsamnda bulunan kanunlar, akl- nazari kapsamnda bulunan realitedeki kanunlarn
karsnda yer almaktadr.) Yyani insann ihtiyari davranlaryla irtibatl olan eylerde, akl-
ameli yargda bulunmaldr. phesiz icrasnn insann inisiyatifine brakld terii kanunlar
uygulamak, nihai maksat ve hedefe ulamay salamaktadr; yani bu istenilen kemaldir. B ve
bunlardan yzn evirmek dn, hatta insann her canldan daha alalmasnna sebebip
olmaktadr; Kuran da byle bir seyri teyit etmekte ve yle buyurmaktadr:

]
( 5) ( 4)

[72Ettin4-6
Dorusu, biz insan en gzel bir biimde yarattk. Sonra aalarn aasna evirdik.
Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar baka; onlar iin kendisi olmayan bir ecir
vardr.

nsan, tadbulundurduu kuvvet sayesinde ve, Allahn kendisine verdii saysz


becerilerle, ilahi yaknla ve ve Allahn civarna ulaabiliryetiebilir ve de Allaha komu
olabilir; br taraftan da ilahi kanunlara muhalefet veedip isyan ederek her hayvandan daha
alalabilecek bir derecede d kaydedebilir. yleyse terii, itibari ve deersel kanunlara uymak
ve dinin ifadesiyle,e: Allaha itaat etmek ve ayn ekilde ve bu kanunlardan yz evirmek ve bu
kanunlar ile mcadele etmek, insan ihtiyarnn snr ve erevesi dahilindedir. Eer insan bu
kanunlar kabul edip obunlaranlara uyarsa ycelie, huzura, ruhi ve manevi bir selamete ular;
byle olmad takdirde ise insan, hsrana urar. Salk kanun ve kurallarnda olduu gibi... Tki

tp ilmi bize tavsiyede bulunmaktadr. B ve bu tavsiyelere uymak bizim salmz korumaktadr


ve bu tavsiyelere uyulmaz ise hastalk oluup, insann salk ve cann tehlikeye drmektedir.
nsann bu temizlik ve salk kurallarna riayet edip etmeme noktasnda zgr olduuna
dikkat ile, eer insan, kendi selametini arzuluyorsa ve olduu gibi gl ve mutluneeli kalmak
istiyorsa bu kurallara riayet etmelidir ve eer insan salam kalmay istemiyor ve hastala rzayet
gsteriyorsa, bu kanunlara riayet etmez. O halde salk kurallarna uymakszn salkl olmak
mmkn deildir. E, elbette bu cebri bir kural deildir; nk salk kurallarna uymak ve
salkl olmak veya bu kurallar hie saymak insann ihtiyarndadr ve insan kendi iradesiyle ya
bu kanunlara uyup neticede salkl kalr veya bu kanunlara uymayp tehlike ve hastala sebep
olur.
Can ve bedencisim hakknda sylenen eyler, ruh hakknda da geerlidir. Nasl ki cann
salkl ve hasta olma durumu varsa, ayn ekilde ruhun da salkl ya da hasta olma durumu
vardr. Ruhun saadet ve selameti belirli kaide ve kanunlara riayet iledir. B ve bu kanun ve manevi
deerlere riayet etmek insan ruhunun huzur ve selamette olmasn salar; byle olmad
takdirde ise insan ruhu hastalanr., Allah-u Teala bunun hakknda yle buyuruyor:


[73]
Kalplerinde hastalk vardr. Allah da hastalklarn artrmtr.
Bakara 10
Alalmayla kar karya bulunan insan, kendini kontrol edemeyecei bir srat ve hz ile
koarak, neticede hsrana urayp cann elden verebilir; ama insan salam kalmay istiyorsa,
ihtiyat ile hareket etmeli ve hareket halinde ve dn olabilecei tehlikeli bir noktaya
eritiinde durabilecei bir ekilde kendini kontrol edebilmelidir. Manevi meselelerde de kaide
ve gerek balantlar mevcuttur; ve insan, ilahi kanunlara riayet nda insan, ruhun
selametine ve ebedi saadete ular. B ve bu gerek kanunlara uymakszn ebedi saadete
ulalamaz. Elbette insan zgrdr, olup ihtiyar sahibidir ve ve insan ben, saadete ulamak
istemiyorum ve cehenneme gitmek istiyorum, demekte hrdriyebilir. H; hi kimse bu durumda
insana engel olmaz ve tekvini zgrlk insan iin semeyi ngrmtr. LakinAma insan,
saadete ve Allaha yaknla ulamak istiyorsa, Allahn hkmne uymal ve gnlnn istedii
ekilde davranmamaldr; nk gnln ve nefsin isteklerine uymak haktan sapmann ve delalete
gitmenin sebebi olur.




[74]
imdi sen, kendi hevasn ilah edinen ve Allahn bir ilim zere kendisini saptrd,
kulan ve kalbini mhrledii ve gz stne bir perde ektii kimseyi grdn m?

Artk Allahtan sonra ona kim hidayet verecektir? Siz yine de t alp-dnmyor
musunuz?
Casiye 23
Nefsin arzularna ve gnln isteklerine tabi olan bir kimse, sar ve kr olup gerei ve
hakikati anlayamaz ve hatta byk bir ilim kazansa bile, gznn zerine bir perde der ve bu
perde gerekleri ondan saklar. Bu konuda Belam Baurann kssas, kazand o ilmi makam ve
kendi zamannda en yksek ilmi derecede bulunmas ve de bilginlerin ba olmasyla birlikte,
delalete ve kt bir akbete ulamas asndan Belam Baurann kssas hepimiz iin retici ve
ibret vericidir. Allah-u Teala onun hakknda yle buyurmaktadr:

( 175)

[75]

Onlara kendisine ayetlerimizi verdiimiz kiinin haberini anlat. O, bundan syrlpuzaklam, eytan onu peine takmt. O da sonunda azgnlardan olmutu. Eer biz
dileseydik, onu bununla ykseltirdik. Ama o yere (veya yere sapland), hevasna uydu.
Onun durumu, stne varsan dilini sarktp soluyan, kendi bana braksan dilini sarktp
soluyan kpein durumu gibidir.
Eraf 175-176
nsan Allahn kendisine verdii zgrlk sayesinde bu derece alalabilmeye kadirdir.,
Aama insan saadeti istedii taktirderse, bir dizi kanunlara uymaldr. B ve bu kanunlar, bir alana
mahsus deildirolamayp;, birden fazlabirka alan ile ilgilidir vedir ve bu kanunlar birka ekilde
taksim edilebilmektedirilir. Bu esas uyarnca, slam kltrne aina olanlar ve kendi kltr
seviyesinin ykselmesini arzulayanlar iin, kendi hayatmzda ka eit kanuna ihtiyacmzn
olduunu aklamak gerekirnmaldr.

8-Hukuki Kanunlarn Ahlaki Kanunlardan Fark


Kanun adyla aramzda bilinentannan eyden kast hukuki kanunlardr. Bu kanunlar bir dizi
kurallardan ibaret olup muteber bir kaynak tarafndan vazedilmektedirhazrlanmakta. Yve
yrtme kuvveti adndaki organbir kuvvet (Hkmet), bu kanunlar uygulamay stlenmekte ve
zorunluluk durumunda, silahl kuvvetlere ba vurmak suretiyle bu kanunlar halka uygulamakta
veayp, kanunlara uymayanlarn nn almaktadr. Hukuki kanunlar, genel manasyla hukuk
biliminde aklanan cezai kanunlar da iermektedir. Eer bBurada eer bir kimse,e, hkmetin
vazifesinin sadece kanunlar halka tavsiye etmektir olduunu;, hkmet halkaonlara hrszlk
yapmaynz ve kimseninhalkn namusuna tecavz etmeyiniz diyebilireceini,; ama kanuna
uymayan cezalandramazyacan, zira bunun insan zgrlyle eliirtiini, diye bir ey
sylerse, syler ise; kesin bir ekilde bunu ondan kesinlikle kimse kabul etmeyecektir. nsan,

hukuki kanunlara muhalefet ederse, zgr olduu iin zgr olmasndan tr hi kimse onu
takip altna alamaz, sznn manas, hukuki kanunlarn var olup olmamasnn fark etmediidir;
oysaki hukuki kanunlarn varlnn felsefesi, icra iin edici bir gvence unsurun var
olmasdrtamasdr ve hukuki kanunlar ilen ahlaki kanunlar ile arasnda bulunan nemli fark da
budur; geri baka farklar da bulunmaktadr.
rnein, ahlakta yle sylenir: Emanete riayet edin ve ona hyanet etmeyiniz bu bir
ahlaki kuraldr., Eeer bir kimse emanete hyanet ederse, ahlak d davranmasndan tr
cezalandrlmamakta veya zindana atlmamaktadr; ama hukuki kanuna muhalefet etmesi
sebebiyle takip altna alnmaktar ve cezaevinezindana gnderilmektedirir. Byle
birineDolandrc sfatyla, cezai kanunlar gz nnde bulundurularak dolandrc sfatyla zel
bir ceza ona uygulanr. yleyse kanunlar ineyenlerden hesap sorabilmekmak ve byle
ahslarau kimselere g kullanarak kanunlar g ile icra edebilmek iin, yasal gsilahl
kuvvetler var olmaldr. G kullanmak hukuki kanunlarn bir gereidir ve bunun olmamas
durumunda hukuki kanunlarn varl manaszdr. Ama ahlaki kanunlar byle deildir; onlarn ve
eer hukuki boyutu olmaz ise, yasal gcesilahl kuvvete ihtiyalarc olmazyoktur.

9-slami DnceEilim ileve Liberalist DncenEilimin Fark


Gnmzde gndemde olan meselelerden biri de; kanun koyma meselesinde minimum bir
dereceyle yetinilmesi gereidir. Bu, bugn dnyada bugn gndemde olan ve hakknda bir ok
tartmalarn yapldm olduu ve de bir ok kitaplarn yazld liberalist bir
dncedireilimdir. Bu liberalist esas uyarnca, bazlar kanun koyucunun ve devletin geni bir
ekilde halkn hayat ve ilerine mdahale etmemesi gerektiine inanmaktadr.lar, nk
devletin mdahalesi ne kadar az olursa, toplumun gelimesi daha fazla olacaktr. Elbette bu
dncenineilimin toplumun dier blmlerine sirayet edecek baz getirileri ve gerekleri de
bulunmaktadrvardr.
Yukardaki dnce,eilim toplumu tanmayla bir ilikilidirsi vevar olup sosyolojide var
olan iki grten birine dayanmaktadr: Bbirinci gre grete, asl olan toplumdur., Bbu esasa
gre, kanunlarn kapsaml olmas ve beer hayatnn btn ynlerini iermesikapsamas ve de
ferdin zgrlnn minimum dereceye inmesi gerekmektedir. kinci gre gre isete ise, asl
olan ferttir. B ve bu esasa gre de ferdin maksimum dereceli bir zgrle bulunmalsahip
olmas ve toplumsal kanunlarn insan daha az kstlayabilmesi iin toplumsal kanunlar minimum
dereceli olmaldrs gerekmektedir. Fert eksenli ve eilimli bu yneli, gGnmzde bBat
toplumunda hakimdir olan ve, fert eksenli ve fert eilimli bu ynelitir ki lLiberalizm de bundan
ilham almtr. Bu eilim, kanunlarn minimum dereceye inmesini ve halkn maksimum dereceli
bir zgrle sahip olmasn ve de istedikleri ekilde hareket etmelerini ngrmektedir. slamn
grn ve bakn aklamadan nce u noktann zikir edilmesini gerekli grmekteyim:
Kanunun minimum ya da maksimum dereceli olmasyla ilgili konunun Felsefi Sosyoloji
(toplumun ya da ferdin asl olmas konusu), Ahlak Felsefesi, Hukuk Felsefesi ve Siyaset

Felsefesi (deerlerin lsnn anlalmas, ahlak ve deerlerin mi kanunu belirlediinin yoksa


kanunun mu deerleri belirlediinin akla kavumas iin) gibi baz sosyal bilimler ile irtibat
bulunmaktadr.; Felsefi Sosyoloji (toplumun yada ferdin asl olmas konusu), deerlerin
lsnn anlalmas, ahlak ve deerlerin mi kanuna yoksa kanunun m deerleri belirlediinin
akla kavumas asndan Ahlak Felsefesi, Hukuk Felsefesi ve Siyaset Felsefesi gibi.
slamn nazarnda insan hayatnn btn ynleri onun nihai akbeti ile irtibatldr; yani bu
hayatta yaplan her hareketin bizim ebedi saadetimize ya da ebedi bedbahtlmza tesiri
olacaktr. slamn dnya gr, Dnya ahiretin tarlasdrsznden ibarettir. Yani insan
dnyada ne ekerse ve ne yaparsa, neticesi ahirette belli olacaktr; yaplanlar insann ve ya insann
saadetinin vesilesi sebebi ya da insann bedbahtlnn ve alalmasnn sebebi olacaktr. Eer biz
Bbu gr asl olarak kabul ettiimiz taktirdeedersek, acaba insan hayatnda kanuna
muhtaihtiyac olmayan bir ey kalr m? Burada, kanuna ihtiya duyulmasnn manascn
olmas, yani kanunun insana hangi yol, seim, metot ve tarz ile hedefe ulalacan
gstermesidir. Yani toplum emniyet istiyorsa, kimsenin halkn mal ve namusuna tecavz
etmemesi gerekir; aksi halde o kimsenin de mal ve namusuna tecavz edilir.
Mslmann maln alarsn
Ama senin maln alarlarsa
Mslmanlk yok diye barp feryat atarsniir 137
karc olmak, sadece kendi menfaatlerini dnmek ve bu yolda hibir abadanlmadan
geri kalmamak, ama menfaati tehlikeye dt vakit kanuna sarlmak insann
doasdrtabiatdr. yleyse eliki ve ztlklarn kaldrlmas ayrca, i birlii ve emniyetin
toplumda tesis edilmesi iin, kanunun mevcudiyeti gereklidirvar olmas lazmdr. Bylece kanun,
bizi bakalarnn tecavz ve zulmnden korur, her kesin haklarn aklar, onda adaletin ve
zulmn ls belirlenir ve onun esasnca neyin zulm olduunu ve neyin de adalet ile
uyutuunu halk anlar. Byle olmad takdirde ise, herkes dierlerinin haklarna ve dierleri de
onlarn haklarna tecavz eder. ve Nneticede ne emniyet, ne huzur, ne asayi ve ne de uhrevi
saadet kalr; ve de hi kimse ftri isteklerine kavuamaz.
Bundan dolay, slamn dnya grnde ister ferdi ve ailevi hayat boyutunda, ister
toplumsal hayat boyutunda ve isterse uluslar aras ilikiler boyutunda olsun btn hareket ve
durgunluumuzun dzeni ve kural varbulunmaktadr. slam, beer hayatnn btn ynleri iin
kanun tabulundurmaktadr, hukuki ve itimai kanunlar bunlardan bazlardr. Hatta slamda,
hatta zihni tehlikeler hakknda bile kanun mevcutturvardr. B ve bu konuda slam yle
sylemektedir: Her istediin eyi gnlnde geirmeye ve her dnceyle kafan megul etmeye
ve dierleri hakknda kt dnmeye hakkn yoktur: Zannn bir ksm gnahtr.[76]ElHucurat 12 Fert ve toplumun hastala yakalanmasna ve tehlikeye dmesine sebep olan
salk kurallarna riayet etmeme ls orannda, slami kurallara riayet etmemekten dolay
toplum zarar grmektedir.
nsan hayatnn hibir blmnn slami kanunlarn kapsamnn dnda olmadna ve
hatta insann gnln, hayalini ve fikrini de kontrol etmesi gerektiine dair sylenenler insan

zgrlnn kabul edilmedii manasnda deildir; bilakis bunlar, zgrlkten doru bir ekilde
yararlanmay insann ihtiyarna brakmakta ve onun zgrlkten en gzel ekilde istifade
edebilmesi iin yolunun zerindeki birer projektrdr. Elbette bu kanunlar insann toplumsal
hayatyla irtibatl olmad mddete, dnyevi bir yaptrm tamamakta ve sadece uhrevi bir
ceza tamaktadr: Mmin bir kardeine kar su-i -zan besleyen bir kimse, dnyada
cezalandrlmayp ahirette cezalandrlr. Ama eer toplumsal kural ve kanunlara muhalefet
edilirse ve toplumsal menfaat ayak altna alnrsa, dnyevi ceza ngrlr. D ve gerekte
dnyevi ceza, gerekte btn hukuk kanunlarnn gereidir ve olup, slam hukuku kanunlarna
zg deildir. Her sistem, tToplumsal dzen ve nizamn korunmas iin her sistem kanun
vazetmekkoymak istediinde, aresiz olarak kanunsuzluklara ve dzensizliklere kar cezai
kanunlar hazrlar. Netice olarak toplumsal hayat zgrlkleri kstlayan kanunlardan yoksun
olarak dzenlenemez ve toplumsal ilikiler gelitii ve artt oranda, toplumsal kanunlara ve
onlarnbu kanunlarn icra gvencesineedici unsurlarna ihtiya daha fazlalaacaktr.

On Birinci Oturum ONBRNC OTURUM


Kanunun tibarnn ls
1-nemli Siyasi Konularn Meselelerin Derin Bir ekilde ncelenme Zorunluluu Gerei
slamn siyasi teorisini aklama dorultusunda, geen oturumlarda baz konular dile getirdik
ve bu ynde konunun iki ekilde tartlacana deindik: Birinci usul, m Birincisi; muhatabn
Mslman olmasna, slama ve iaya veya baka bir dncenin ve deerin esaslarna inanyor
olmasna baklmakszn, konunun ilk usul ve esaslarnn taraflar tarafndan onaylanmasnp ve,
kabul edilmi ana usuller sfatyla konunun ekseninin belirlenmesini ngren ve bu ncllere
dayanarak tartmann sona kadar devam ettiidecei cedel usuldr. Konunun ikinci usul ise
delilli yntemdir;yntem tartmai akli ve derin delillerin dzenlenmesi veip sunulmasyla
yaplr. T ve tartmann btn ynlerinin hatta ana usulleri bile aratrlrlmasn ngren. A ve
ak ve kesin dorulara dayanlarak ortaya atlan iddialar iin, akli ve phe gtrmeyen deliller
ne srlr.

Geri delilli tartma usluubu yorucu olupdur, ve zel muhataplar ggerektirmekte ve de


bilimsel/ ve akademik mekanlarla uyumaktadrmludur. Ama unu gz nnde bulundurmak
gerekir:ulmaldr ki Ttoplumumuz kltrel geliimini ykseltme yolunda ve bilgi kazanma
yolunda byk admlar atmtr ve bugn bir ok gencimizin zellikle dini ve siyasi alandaki
bilgisi zellikle dini ve siyasi alanda, gemi dnrlerinbilginlerin bilgilerinden daha fazladr.
Bu yzden, toplumumuzun zellikle de nizamn asl ve asil islam akaidi ile irtibatl konularda
fikri ve kltrel seviyesini ykseltmesik, iin ve phelere yantcevap verebilecek bir duruma
gelebilmesi ve de bakalarnn tesiri altnda kalmamas iin, konularn delilli bir yntem ve derin
bir ekilde incelenmesinin srmesi lazmdr.
Burada biz tartmann ana usulleriyle ilgili konular sade bir dil ve arzor bilimsel ve
felsefi stlahlardan uzak bir ekilde anlatmaya alacaz. A ve ayn ekilde pheler seli
karsnda daha az zarar grmesi iin, bu inanlarn akli kkenlerini pheler seli karsnda daha
az zarar grmesi iin zihinlerde glendirmeye alacaz.
Aslnda bir devletin ve siyasi nizamn zel grevi, hukuk kanunlarn toplumda savunmak
ve onlar icra etmeyi salamaktr. Burada ahlaki kanunlar ile hukuki ve siyasi kanunlarn fark
aydnlanmaktadr. Ahlaki kanunlarn ahlaki olmasnn sebebi, darda icray salayacak bir
gvencelerininunsurun olbulunmamasdr; h ve herkes kendi inanakaid ve manevi yneliileri
esasncadorultusunda bu kanunlara baldr ve onlar ile olup bunlar ile amel etmektedir. A; ama
hukuki kanunlarn darda dsavunucusuestei ve icra gvencesi edici bir unsuru
vardrbulunmaktadr. Hhukuki kanunlarn zellii, toplum tarafndan ve icra organ tarafndan
halka dayatlmasndadr ve hatta bir kimse bu kanunlara inanmasa bile onlara dahi bu kanunlara
uymakla mkelleftir. Fertlerin yasalara uymaktan kandklar zaman,durumda devlet yasal
gten istifade etmektmek suretiyle ve eer zorunluluk durumundaolursa silahtan dabile
yararlanmak suretiyle,istifade ederek obu kanunlar icra etmek ile grevlidir. Devrimden sonra
zellikle de i atmalarndan ve kr terrlerin ardndan,den sonra nizamn mesullerinin srekli
kanunculuk slogann ortaya atmalarna ve hatta devrimin ilk yllarndan birinin Kanun Yl
olarak adlandrlmasna ve imdiye kadar ki btn hkmetlerin bu slogan takip etmesine ve
zellikle de mevcutimdiki hkmetin nemli ve deerli sloganlarndan birinin tm lkede
kanunu icra etmek ve kanuni )))))).... ve kanunsuzluklarn nn almak olduuna dikkat edilirse,
her eyden nce kanun ve onun itibar hakknda tartmak ve bu dorultudaki phe ve sorulara
tatmin edici yantlarcevaplar vermek gerekizorunludur.

2-Kanunun tibarnn Kapsam ve ls


Bir ok insann aklna gelen phe ve sorulardan biride udur: Kanunun itibar derecesi ne kadar
itibar derecesi bulunmaktadr ve bu, nereden kaynaklanmaktadr? Esasen fertlerin kanun
karsnda teslim olma zorunluluklar nedir? H ve hangi kanun kendisine yzde yz uyulmas
gerektii kadar itibar tamaktadr? Konuya girmeden ve bu sorulara yantlamadancevap
vermeden nce u noktann belirtilmesi gereklidir: slama tabi olan, imam ve rehberin szlerini
kendileri iin delil olarak kabul eden biz Mslmanlarn nazarnda, slam hkmetinin btn
kararlarnn; ister islami ura meclisinin tasvip ettii tasarlarn,kararlar olsun ve ister hkmet
heyetinin onayladtasvip etmi olduu kararlarn olsun ve hatta bakanlklar tarafndan idarelere

gnderilen genelgelerin olsun bunlarn hepsinin uygulanma zorunluluu tamas hakknda bir
phe ve mphemlik yoktur. mam Humeynininn syledii gibi; slam devletinin kanunlarna
uymak farzdr ve biz bu kanunlara uymakla ykmlyz. Biz ahsen kendi fkhi grmze ters
olan durumlarda dahi, slam devletinin en kk kanun ve kararnamelerine hdakikenarfiyen
uymaya almaktayz. slam devletinin hkm ve kanunlarna uymak ve Veliyy-i Emri
Mslimine itaat etmek farzdr ve bu alanda bizim hibir phemiz yoktur. Bundan dolay eer
biz kanunun itibarnn ls hakknda soru soruyorsak, devletin yasalarna itaat etme gereklilii
hakknda, phe uyandrmak, akla gelmemelidir.
Bizim hedefimiz, slam devletine itaat etmenin gerekliliinin fikri kk ve esaslarn
kuvvetlendirmektir. abamz, slam devletinin kanunlarna neden itaat etmemiz gerektiini
aydnlatmaktr. Kanunun itibarnn kaynann ne olduu belirlenmelidir. Bylece halk,
hkmet bir gn genel tatil ilan ettii vakit ya da gelirlerden bir bblmnblmn mali
kanun ve kararnamelerin ierdii kimseler iin tayin ettii zaman veya normal artlarda
kararnameler yrrle soktuunda ve sava artlarnda olduu gibi zel durumlarda devlet
genel seferberlik ilan ettiinde ve zel kanunlar icraya srdnde halk, bu kanun ve emirlere
niin uymalar gerektiini bilecektir. Halkn kanunlara itaat edip, uymas iin herhangi bir
kimsenin sadece emir vermesi yeterli deildir. te tarafdantaraftan konumuz siyasi felsefe ile
irtibatldr; kanun, onun itibar ve ona itaat etmenin zorunluluu konusu, btn siyasi dzenlerin
temel konularndandr. Bu, slam dzenine zg bir konu deildir. Siyaset ve hukuk felsefesi
konularna aina olanlar, bilgin ve uzmanlarn sosyal bilimlerle ilgili bu iki alanda konuyu
akla kavuturma dorultusunda almalar yapm olduklarn ve uygun delillerle birlikte
deiik grler ne srdklerini bilmektedirler. Ama imdiye kadar tam bir ekilde savunulacak
ve delilli kesin bir gre ulamamlardr. Kanunun itibarnn ls hakknda uzmanlarn ne
srm olduklar en nemli gr ve fikirleri blm halinde zetliyoruz.

A-Adalet Teorisi
Bazlar, kanunun itibarnn lsnn adalet olduuna inanmaktadr. Eer bir kanun adalet
esasnca ve halkn haklarna riayet edilerek hazrlanrsa, muteber olur ve halkn bu kanuna itaat
etmesi gerekir. Ama kanun adalet esasnca ortaya konmaz ve adilane olmaz ise itibar tamaz.

B-Toplumun htiyalarnn Temini


kinci gr udur: Kanunun itibarnn ls toplumun ihtiyalarnn temin edilmesidir. Toplum
bireylerinin sosyal bir hayat yaamalar sebebiyle ferdi ve ahsi ynleri bulunmayan zel
ihtiyalar bulunmaktadr. Geri tm ahslarn ferdi olarak bu ihtiyalarla yz yze gelmeleri
mmkndr. Ancak bu ihtiyalar, gerekte toplumsal ihtiyalardr ve toplumsal hayat artlarnda
meydana gelmektedir. rnein; genel salk kurallarna riayet etmek toplumsal bir ihtiyatr.
Geri herkes kendi ahsi hayatnda ve ev ortamnda istemesi durumunda ahsi salk kurallarna
riayet etmektedir; ama genel salk kurallarna riayet etmekle ilgili olarak ferdi tavsiyeler ve tek
tek fertleri salk kurallarna uymaya mecbur klmak zor ve sorunla yz yze gelmek demektir.

Bu tip genel ihtiyalarn karlanmas iin, karar almann ve ferdi giriimde bulunmann tesinde
bir organ ve kurumun mevcudiyeti zorunludur. rnein veba gibi bir hastalk toplum ierisinde
yayld zaman, bu hastal ortadan kaldrmak iin, ferdi giriimler sonusuz kalacaktr. Bir
devlet kurumunun bu hastal ortadan kaldrmak ve genel sal salamak iin a ve dier
yollar da kullanarak bu ynde almas lazmdr. Mevsimlik kararlar eklinde olsa dahi devlet,
baz kararlar yrrle sokarak halk belirli bir mddet ierisinde a olmaya zorlamaldr.(Daha
nce sylediimiz gibi, bizim kanundan maksadmz, onun genel anlamdr; icra edilmesi
gereken emirler, kararnameler ve genelgeler bu kapsama girmektedir.)
Genel salk toplumun bir ihtiyacdr, ona riayet etmek toplumsal bir zorunluluktur ve bu
ihtiyacn temin edilmesi iin belirli kanunlar hazrlanmtr. Herkes bu kanunlara uymakla
mkelleftir. Ayn ekilde hayat alannn dzeninin, gzelliinin ve temizliinin korunmas ve de
genel ihtiyalarn karlanmas ile irtibatl olarak, belirli kurumlar bu ihtiyalar gidermek
amacyla devlet tarafndan grevlendirilmitir. Halk da bu kurumlardan gelen kanun ve kurallara
uymakla ykmldr. O halde eitim, retim ve salk kurumlar, dier bakanlklar ve onlarn
kanun, genelge ve kararnameleri gibi hkmet tarafndan belirlenen kanun ve kurumlar,
toplumun ihtiyalarn ve genel menfaatlerini karlamak dorultusunda olup, bu esas uyarnca
meruiyet kazanmaktadr.

C-Halkn stei
Bazlar, kanunun itibarnn lsnn halkn istei olduuna inanmaktadr. Bunlarn grne
gre kanun, toplumun isteklerini temin etmek iindir. Bundan dolay halk, hkmetten veya
yasama organndan bir ey istedii zaman hkmet heyeti ve milletvekilleri, mecliste halkn
istei dorultusunda bir kanunu tasvip ederler; kanun halkn istei l alnarak hazrlandnda
muteber olur ve halk, bu kanunlarn uygulanmasnda ve bunlara uymada aba gstermelidir.
Gerekte halkn isteinin geeklemesinin yolu, onlarn istekleri dorultusunda kanun hazrlayan
milletvekillerinin seilmesidir. Halkn setii milletvekilleri kanun koyma hakk tamazsa,
onlarn halk tarafndan seilmesi faydasz olacaktr ve eer kanun vazetmek hakkn tamakla
birlikte, bu kimseler tarafndan hazrlanan kanunlarn uygulanma zorunluluu bulunmazsa,
kanun koyuculuk ilevsiz bir vakaya dnecektir.
Bu sylenenler hukuk ve siyaset filozoflarnn kanunun itibarnn kayna hakkndaki
grlerinin zetidir. Tabii olarak Mslman sfatyla bizler, kanunun itibarnn lsn
Allahn istei olarak bilmekte ve Allah-u Teala neyi emrederse, onun kanun olarak
anlalacana ve muteber olduuna inanmaktayz. Elbette sonuncu gr, dine ve Allaha inanan
kimseler iin kabul edilir bir grtr. Yukardaki grleri inceleme ve eletirmede biz, geni
bilimsel tahlil, analiz ve akademik yntemlerden yararlanmayp, genelin anlayna ve aklna
uygun bir eletiri ve inceleme yapmakla yetineceiz.

3-Birinci Grn Eletirisi


Birinci grte, kanunun itibarnn lsnn adalete riayet etmek olduu beyan edildi. Burada,
dnyann bir ok bilginin de sorup, yantlayabilmek ve aratrmak iin belirli kitaplar yazm
olduklar nemli bir soru akla gelmektedir; bu soru udur: Gerekte adalet nedir ve nasl bir
ekilde pratize edilebilir? Adalet mefhumunun herkese ak olmasyla birlikte, bu soru geni bir
ekilde siyaset ve hukuk teorisyenlerinin nne gelmi ve onlar kendisiyle megul etmitir. Bu,
adaletten elden edilen anlaylarn farkl olmasndan dolaydr.
Eer btn halk bir oranda toplumun zenginliklerinden istifade ederse, adalet yerine
gelecek midir yoksa gelmeyecek midir? Yani bir siyasi dzen, bir takm ncl ve hazrlklar
yerine getirir ve btn halkn konutlardan, giyeceklerden ve nakliye aralarndan bir oranda
yararlanmasn salarsa, adalet yerine gelmi olacak mdr ve bu suretin dnda zulm m hakim
olacaktr? Byle bir dnce, Marksist ideolojide ne srlm ve neticede Komnist
dncenin ortaya kmasyla sonulanmtr. Bu dncenin teorisyenleri, en azndan snfsz
toplumun artlarn ve alt yapsn hazrlamak abasnda olduklarn sylemlerinde belirttiler. O
toplumda herkesin gc orannda alacak ve ihtiyac orannda cret alacaktr. Sonra pratikte bu
isteklerine ulaamayacaklarn anladlar. nk yukardaki dnce, baz sorunlarla karlat ve
bu sorunlardan biri de, adaletin zgrlk ile atmasyd. Bu yzden onlar, kendi sylemlerini
yeniden gzden geirmek suretiyle sosyalist devlet modelini benimsediler. Geri bu halde de,
komnist devlet modelini bir lk olarak ideallerinde tamaya devam ettiler.
Marks, halkn ounluuna; zellikle de ii ve ifti snfna zulm yapldn grnce,
bu adaletsizliklerin ve zulmlerin n alnmal ve herkesin eit ve ayn haklardan
yararlanabilecei bir yne doru hareket etmeliyiz, dedi. Yani snfsz toplum, yeni dzen ve
tam eitliklerin kurulduu ideal ve yeryz cenneti ynne doru hareket etmek. Sonra slami ve
sentezci eilimleri bulunan kimseler, buna slami bir klf uydurup, onu yeni tevhidi dzen
olarak adlandrdlar. Oysa ki adaletin manasnn; btn halkn bir ve eit olmas demek olup
olmadna dikkat etmek gerekir.
Bunun karsnda bazlar, adaletin herkesin kendi abas orannda toplumun
kazanmlarndan yararlanmas olduuna inanmaktadr. Yani bir kimse bir i yaparsa, yapt iin
deeri orannda hukuk ve cret almaldr. yleyse bir ahs tembellik eder ve bir i yapmaz ise,
dierlerinin orannda cret almamal ve toplumun kazanmlar onun inisiyatifine
braklmamaldr. Bylece tam bir eitlik salanacaktr. Bu dnceyle adalet yerine gelmi
olacaktr. Adalet, insanlarn bir i yapp, bunun karlnda kendi cretlerini aldklar zaman
tesis edilir ve eer bir birey, kendi aba ve retimiyle daha fazla katkda bulunur ve bunun
neticesini almazsa, onun hakknda zulm edilmi olur.

4-slam Kanunlarnn stnl


Adalet hakknda rnek maksadyla sunulan yukardaki iki gr, phesiz ki tam anlamyla
birbirlerine zttrlar ve pratik de eliki arz etmektedirler. Her halkarda, bu grler, ilahi ve
tevhidi hkm ve inanlar ile badamamakta ve onlar iermemektedir. rnein slamda bir
dizi hkmler bulunmaktadr ve bizim itikadi esaslarmza gre, bunlar toplum iin en iyi ve en
faydal hkmler olup, tam bir ekilde adaletle uyumaktadr. Ancak bu hkmler dnyadaki bir
ok insann nazarnda kabul edilir deildir. Onlar, bu hkmleri adaletle uyuan hkmler olarak
kabul etmemektedirler. rnein slami kanunlarda, bir ok konuda kadn ve erkein mirasyla
ilgili olarak fark konulmutur. Geri baz alanlarda da bu iki cinsin miras eittir. Kastedilen fark,
Kurann ak hkm uyarncadr: Ama (miraslar) erkekler ve kz kardeler ise, bu
durumda erkek iin diinin iki pay vardr.[77] Bu hkm uyarnca kadnn miras erkein
aldnn yarsdr. phesiz slamn fikri ve itikadi esaslarna aina olmayan kimseler, byle bir
kanunu zalimane olarak deerlendirmektedir. nk onlara gre Allah, kadn ve erkek arasna
ayrmclk koymutur. te taraftan mterek evlilik hayat ile irtibatl olarak slam, erkei
yiyecek, giyecek, kadnn ve ocuklarn oturacaklar evde dahil olmak zere aile hayatnn btn
giderlerini temin etmekle grevlendirmitir. slami dnya gr esasnca kadn, btn gelirini
biriktirme hakkna sahiptir. Kadna kalan miras ve elde ettii gelir, kendisine aittir; bunun az bir
ksmn dahi bu hayatn giderlerine ayrmas gerekmemektedir.
Hatta kadn
-elbise ykamak, yemek yapmak ve ocua st vermek gibi- evde yapt iler karlnda cret
alma hakkna bile sahiptir. Elbette slam yakndan tanmayanlar, byle bir hkm
grdklerinde, hatta insaflca yargda bulunsalar dahi, slamn adilce kanun vazetmediini
sylemektedirler.
slami hkmler hakkndaki phelere cevap verilmesi ve slami hkmlerin aklanmas
ve de bu tr kanunlarn adilce olup olmadn ispatlanmas dorultusunda, bizim adalet
hakknda ne gibi bir yorum ve tanm getirdiimize dikkat edilmelidir. nk adalet eitlik
manasnda olursa, btn bu hkmler adaletten mahrum olacaktr. nk bu hkmlerde eitlie
riayet edilmemitir. Eer adalet baka bir yorum tayorsa, onun ne olduuna baklmaldr.
Elbette adaletin mahiyetini ve onun uygulanma yolunu tanmak kolaylkla mmkn deildir.
Bundan dolay byk filozoflar, adalet hakknda geni apl aratrmalar yapmlardr ve bu
aratrmalarn bazlarnda; adaletin zgrlk ve kanun ile olan ilikisi aratrlmtr.
zetlersek, eer biz kanunun itibarnn lsn adalet olarak kabul edersek, sorun
zlmemektedir ve bu alanda nmze gelecek olan ilk soru udur: Hangi yorumdaki adalet
kastedilmektedir. nk herkes, adaleti deiik bir ekilde yorumlamakta ve onun esasnca bir
kanunu adil ve muteber bilmekte ve ona uymay zorunlu grmektedir. Bunun karsnda bir
bakas da, adalet hakkndaki kendi yorumu esasnca, sz konusu kanunu adaletsiz ve itibarsz
olarak kabul etmektedir.

5-kinci Grn Eksiklii


Kanunun muteber oluu hakkndaki ikinci l, toplumun ihtiyalarnn karlanmasdr. Elbette
bu, biraz daha ak ve kabul edilir bir ldr. nk zellikle srekli bizim iinde yaadmz
ve bizden nce de gemi neslin iinde yaam olduu toplumda, ihtiyalar anlamak ve
toplumun ihtiyalarn nasl bir ekilde temin etmek gerektiiyle ilgili olarak, bir kanunun ve
yneticinin olduuna dikkat edilirse, herkesin az veya ok toplumsal ihtiyalar anladna ve
toplumun hangi eylere ihtiyacnn olduunu bildiine ulalacaktr.
Bu grn nnde bulunan soru ve eletiriler unlardr: Toplumun ihtiyalarnn deiik
ekillerde temin edilmesi mmkndr ve bu mesele, kanunun dzenlenmesinde farkl bir
deerlendirmeye sebep olmaktadr. rnein bir ehrin gzelletirilmesi ve temizlenmesi
toplumsal ve yerine getirilmesi gerekli bir ihtiyatr. Ama bunun btesi nereden
karlanmaldr? Acaba her aile bireyine bir hesap aarak m bu bte karlanmaldr? Yani her
aile, ehrin temizlenmesi ve gzelletirilmesiyle ilgili masrafn bir blmn karlamakla
grevlendirilmelidir. Bir baka gre gre ise, ehrin yaplan masraflarn genel bteden temin
etmek gerekir. Yani genel olarak vergilerden oluturulan, byk lde de zenginlerden toplanan
ve de ehrin gecekondu mahallerinde yaayan ve mtevazi evlerde oturan halkn muaf olduu bu
vergiden karlanan bte. nc gr ise udur: Hkmet petrol,bakr ve demir gibi yeralt
kaynaklarn karmak ve bunlar satmak suretiyle toplumun ihtiyalarn karlamakla grevlidir.
Toplumun ihtiyalarn karlamak, kanunun itibarnn ls olarak kabul edilmekle
birlikte, yukardaki her yntem ve gr toplumun ihtiyalarn karlamak zere ne
srlmtr. Bunlardan hangisinin uygulanmas lazmdr? Bunlardan hangisi muteber bir kanun
olarak kabul edilebilir? Halk, bunlardan hangisini en iyi ve en adaletli olarak bilmektedir? O
halde bu l de kendi bana kanunun itibarn tespit etmede yeterli deildir.

6-nc Grn Eksiklikleri ve slamn Nazarnda htiyalarn Kapsam


nc l esasnca, fakat halkn istei itibar tamaktadr. Halk neyi isterse onun kanun haline
getirilip icra edilmesi gerekir. Burada sorulan sual udur: Buradaki l, acaba halkn hepsinin
yani tamamnn m bir eyi istemesidir? Muhakkak ki byle bir eyin dnyada gereklemesi
mmkn deildir. Milyonlarca kanunun ierisinde, btn halkn yzde yz olarak kabul ettii bir
kanun yoktur; bir kanun her ne kadar genel bir ekilde kabul edilse dahi, en azndan yzde birlik
veya ikilik bir halk kitlesi ona muhalefet edecektir. Buna gre kanunun itibarnn ls,
muhalifler asndan nedir? Bir dier noktada udur: Eer halkn istedii ey adalet llerine
uymaz ise, bu durumda bu istenilen ey, muteber olacak mdr yoksa olmayacak mdr? Ayn
ekilde eer halkn istedii ey, ikinci lyle eliirse; yani halkn tercih ettii ey, toplumun
ihtiyalarnn karlanmas ynnde olmaz ise, ayn ekilde yine muteber midir? Bir kanun
halktan belirli bir miktarda bir para alnmasn gerektirirse, bu durumda belki de halkn byk
ounluu bu kanuna muhalefet edecektir. Yeni vergiler belirlendii vakit, halkn bunu zorla
kabul etmesinde bu grlmektedir. Genel olarak, vergi kanunu hibir yerde, ekseriyete kabul
edilmemektedir ve hkmet, toplumun ihtiyalarn temin etmek iin, halktan vergi almak
istediinde, onlar bunu zorluk ile kabul etmektedir. Bu durumda eer halkn isteine gre

davranrsak, toplumun ihtiyalar karlanmayacaktr; oysa ki kanunun itibarnn llerinden


biri de halkn ihtiyalarnn giderilmesiydi. Halkn tercihinin toplumun ihtiyalarnn temin
edilmesiyle elikiye dt durumda, toplumun menfaatleri mi dnlmeli yoksa halkn
ounluunun istei mi dnlmelidir? phesiz yasama organ yeleri ve toplumun
ihtiyalarn temin etmeden sorumlu kimseler; yani hkmet, byle durumlarda halkn
ounluunun grne gre davranldnda, iin yrmeyeceini pratikte tecrbe etmektedir.
(Elbette bu mesele, baka bir oturumda tartlmas gereken demokrasi modelleri konusuna
dnmektedir.) Neticede bu tr ifadeler, kanunun itibarnn lleriyle ilgili olarak ne srlm
eletirilerdir. Elbette bizim amzdan en nemli ve en esasl eletiri, bahsedilen menfaat ve
ihtiyalarn sadece maddi ihtiyalar ile snrlanmas ve genelin anlay esasnca, fakat bahsedilen
insan ihtiyalarnn toplumda temin edilmesidir. Acaba devlet sadece halkn maddi ve dnyevi
ileriyle ilgili eyleri temin etmek ile mi grevlidir? Yoksa bunun dnda devletin baka
grevleri de bulunmakta mdr? Daha ak bir ifadeyle biz Mslmanlar ve ilahi dinlerin
herhangi birine inanan btn kimseler, insann biri beden ve dieri ruh olmak zere iki unsurdan
olutuuna inanmaktadr. Bununla beraber genelin veya btn dinlerin nazar, ruhun bedenden
stn olduu ve bedenin ruhun hizmetinde bulunduudur. Bu dinlerin mensuplarna gre, nasl
ki bedenin temizlie ihtiyac var ise ve onun hastalanmasnn nn almak gerekiyorsa ve de
hasta olmas halinde tedavi edilmesi lazm ise, insanolu da temizlie ihtiya duymakta ve onun
hastalanmasnn nnn alnmas gerekmektedir ve eer insan ruhu hastalanr ise onun tedavi
edilmesi lazmdr. Eer biz maddi ihtiyalar manevi ihtiyalar ile kyaslarsak, ruhi ve manevi
ihtiyalarn daha nemli olduunu anlayacaz. Bedenin hastalanmasnn tehlike ve nemi, ruhun
hastalanmasndan daha azdr; nk insaniyetin ve insann ayrcalk ve zellii ruh iledir ve eer
insan ruhu hastalanrsa, insaniyet yok olacaktr.
Btn hayvanlar bedensel adan salkl olup, maddi, ve cismani lezzetleri tatma
peindedirler. nsana zg olan ve onun cevherini tekil eden ey, onun insani ruhudur.
Byleyken eer insaniyetin ls olan bir ey tehlike ile kar karya kalr ise, insan gerek,
lm ile karlam olacaktr. Allah-u Tealann buyuruyor kiduu gibi:


[78]
l iken kendisini dirilttiimiz ve insanlar iinde yrmesi iin kendisine bir nur
verdiimiz kimsenin durumu, karanlklarda kalp oradan bir k bulamayann durumu
gibi midir? te, kafirlere yapmakta olduklar byle ssl ve ekici gsterilmitir.Enam
122

Bu konu gz nnde bulundurularak toplumun menfaatlerini temin etme yolunda olan


devletin halkn manevi ve ruhi ,sorunlarna dikkat etmesi gerekmez mi? Acaba devlet sadece
halkn maddi ihtiyalarn temin etmekle mi grevlidir? Yoksa manevi ihtiyalar da temin etmek
devletin grev alanna girmekte midir? Devletin bunlara zen gstermesi ve bunlar temin etme
peinde olmas gerekmekte midir?

7-slam Devrimi ve Manevi Maslahatlarn stn Yeri


Tartlmakta olan konulardan biri de udur: Eer baz durumlarda maddi geliim manevi
ilerleme ile eliki arz ederse, hangisine ncelik vermek gerekilmelidir? Belirli bir zaman ve
mekana zg artlar gereince, toplumun maddi kalknmas, manevi ihtiyalar kenara brakmay
gerektirirse, maddi ve insani geliim ile manevi ihtiyalarn temini arasnda eliki meydana
gelirse, bu durumda devlet, toplumun manevi karlarn korumak iin, maddi geliimi
kstlamakla sorumlu mudur? Yoksa manevi ihtiyalarn karlanmasnn ynetim ve devlet ile
irtibat bulunmamakta mdr? Devletin grevi, fakat maddi ihtiyalar m temin etmektir?
Maneviyatn ve manevi ihtiyalarn temini halkn kendisinin grevi midir?
Bu ok nemli bir mesele olup, toplumsal hayatmzda pratik sonular bulunmaktadr.
Bugn bu mesele basnda ve kitle iletiim aralarnda geni bir ekilde yer almakta, bunun
zerine tahliller ve tartmalar yaplmaktadr: Baz kimseler, devletin vazifesinin siyasi, iktisadi
ve kltrel kalknmay salamak olduunu sylemektedir. Dnyada gndemde olan kalknma
mefhumunun manas esasnca, kltrel geliimden kastedilen eyler, bizim manevi ihtiyalar
hususunda bahsettiimiz eylerden farkllk arz etmektedir. Bunlardan kastedilen eyler milli
mirasn korunmas, sporun ve mziin gelitirilmesidir.
slama inanan ve slam devriminin taraftar olan kimseler, phesiz ki manevi ihtiyalarn
zel bir neminin olduunu dnmektedir. Biz de devrimin yaplmasnn asl sebebinin dini
deerleri korumak olduuna inanmaktayz. Elbette bizler, slamn sayesinde maddi ihtiyalarn
da, uzun vadede de olsa temin edileceine inanmaktayz. Ama ksa vadede bazen maddi
karlarn zarar grmesi mmkndr. Bununla beraber milletimiz, manevi ve ilahi deerlere
salam bir ekilde inanma dorultusunda ve manevi deerleri koruma urunda iktisadi boykota,
enflasyona ve tketim mallarnn azlna tahamml etmeye hazr olduunu tecrbeyle
kantlamtr. Milletimiz, slamn yaamas ve manevi deerlerin hakim olmas iin azizlerini
cephelerde kurban etmeye, kadnlar kocasz kalmaya ve ocuklar babasz kalmaya hazrdr.
ehitlerin vasiyetnamelerinde grld gibi, onlarn hedefi slamn korunmas ve manevi
deerlerin hakimiyetinin srmesi idi.
Bu belirtilenlere dikkat ederek, bizim iin maddi ihtiyalarn karlanmasnn dnda baka
bir l de bulunmaktadr; bu manevi ihtiyalarn temin edilmesidir. Eer toplumun
ihtiyalarnn temin edilmesini kanunun itibarnn llerinden biri olarak kabul edersek, bizim
nazarmzda ihtiyalar maddi ve manevi olmak zere iki ksm olacaktr.:
Elbette toplumun ihtiyalarnn aratrlmas ve bundan kastedilen eylerin belirtilmesi
derin ve kkl bir konu olup, siyaset ve hukuk felsefesinde ilenmekte olan mevzudan daha
geni ve kkldr. O konu unun ile ilgilidir: Acaba insann gerekte maddi konularn dnda,
baka gerek maslahatlar da var mdr? Yoksa insann maslahatlar sadece maddi maslahatlar
mdr? Bunlarn dnda insann bazen deien bir dizi rf ve adetleri mevcuttur. Acaba manevi
ve deersel ihtiyalar eklinde baka maslahatlar yok mudur? Gerek menfaat ve ihtiyalar,
bilimsel deneyler alanna sdrlan ve maddi llerle tehis edilen salk, iktisat, sanayi ve

teknoloji alanndaki ilerlemeler gibi maddi konulardan m ibarettir? Yoksa bunlardan te, hissi
tecrbeler ile ispatlanamayan ruhi ve manevi maslahatlar da mevcut mudur?
Elbette bizler insann gerek ihtiyalarnn metafizik ile irtibatl olan, deyim yerindeyse
bilimsel meselelerin bir paras olmayan ve bilimsel yollar ile ispatlanamayan -ki bu yollar
deneysel metottan ibarettir- manevi ve ruhi ihtiyalar olduuna inanmaktayz. yleyse bizler,
toplumda manevi ihtiyalarn temin edilmesi gerektiini ve devletin bunlar temin etmekle
mkellef olduunu sylemeden nce, konuyu delilli bir yntem ile sunmak istersek, ncelikle u
konuya deinmeliyiz: Acaba bizlerin gerekte maddi maslahatlarn dnda baka maslahatlar da
var mdr yoksa yok mudur?

ONKNC OTURUM
slamn ve Batnn Deerlere Baktaki
Fark
1-nceki Konunun Ksa zeti
Bahsimizin konusu baz nclleri bulunan slamn siyasi teorisinin aklanmas idi. Bu teorinin
akli bir ekilde aklanmas iin, bahsedilenbu ncllere dikkat edilmeli ve bunlarla ilgili analiz
yaplmaldr. nceden belirtildii gibi, slamn siyasi dzeninde Allahn kanununu icra edenin
kimsenin ve hakimiyeti elinde bulundurann kimsenin Allah tarafndan atanm olmas lazmdr.
Yukardaki teorinin birinci ncl kanunun toplum iin zorunluluk addetmesidir. kinci ncl ise,
kanunlarn Allah tarafndan vazedilme gereidir. Bu kanunlarn uygulanma zorunluluu tad
ve bunlar uygulayacak olan mercinin slam devleti ve hkmeti olduu da nc ncl tekil
etmektedir. (Belirttiimiz ncllere dikkat edildii takdirde, Mslman olan kimselerin
yukardaki teoriyi kabul etme noktasnda bir pheleri olmayacaktr.(Ama konunun kapsaml
olmas ve bakalarnn da bu teoriyi doru bir ekilde tanmas iin bu ncllerin akli deliller ile
kantlanmas gerekmektedir.)
Toplumda kanunun var olmas gerei hakknda, bizim bildiimiz kadaryla, yaklak olarak
hi kimsenin bir kukusu yoktur. Bu alanda aratrma yapan kimselerin insanln kendi
toplumsal hayat iin kanuna ihtiyacnn olduu noktasnda bir kukularpheleri
yoktur.bulunmamaktadr. Ama toplumda hangi kanunun geerli olmas hakknda ile ilgili olarak
bir ok ihtilaf bulunmaktadr. Bundan dolay toplum filozoflar ve hukukular, kanunun itibarnn
lsnn ne olduunu bulmak iin bu meseleyi aratrmlardr. HBizler, hangi ller ile en iyi
ve en gzel kanunlar dier kanunlardan ayrabiliriz?. Biz, bu konuyla ilgili olarak geen
oturumda, kanunun lsnn aklanmas hakknda nemli gre deyindik. Elbette bu

meseleyle ilgili yeterli neme haiz olmadklarndan dolay kendilerinden bahsedilmeyen baka
grler de mevcuttur.
Birinci gr, kanunun lsnn adalet olmas ve onun adalet usulleri ile uyumluluk arz
etmesi idir. En adaletli kanun hangisiyse, toplumda o icra edilmelidir. kinci gre gre,
toplumda dzeni ve emniyeti salayan kanun en iyi ve en gzel kanundur. nc gre gre
ise, halkn hayatnn tm ihtiyalarn temin eden kanun, en iyi ve en gzel kanundur. Bu
gr, iyi kanunu kt kanundan veya en iyi kanunu en kt kanundan ayrabilecek asli bir
lnn yokluuna ve lnn/referansn fakat halkn olduuna inanan kimselerin grnn
karsnda yer almaktadr. Yani toplum her neyi kabul eder ise o en gzel olandr. Kanunun bu
esas uyarnca dzenlenmelidir. Bu, pozitivisztm bir grtr olup, bizim nazarmzda kamilen
batldr. Zira her zaman diliminde, her kimsenin gnlnn istedii eyin, en iyi kanun olmas
doru deildir. Konu zerinde tartlabilmesi ve mantkl bir sonuca ulalabilmesi iin akli bir
l bulunmaldr.

2-slamn Nazarnda En yi Kanun ve Sentez Tehlikesi


slamn dnya grnde en iyi ve en gzel kanun, insann maddi ve manevi geliimine altyap
oluturan ve onun nda insann maddi ve manevi ihtiyalarn en gzel ve en kapsaml
ekilde temin eden kanundur. Bu grn dier grlerden fark, manevi ihtiyalara deinmesi
ve bunun zerinde fazla durmasdr. zlerek sylemek gerekir ki; Rnesanstan sonra Hmanist
eilimler glendi, Allaha, maneviyata ve ahirete ilgi zayflad, bunlar insann dnce ve
bilimsel grleri alanndan kp, neticede unutulmaya yz tuttu. Geri ke ve kenarda snrl
bir seviyede manevi ihtiyalara da deinilmektedir. Ama dnyadaki felsefi ve hukuki muhitlerde
asl sz ve hakim olan gr, kanunun insanlarn maddi ve toplumsal ihtiyalarn temin etmesi
gerektii ve manevi meseleler ile bir iinin olmaddr. Elbette bizim nazarmzda kanunun
manevi meseleler ile de ilgilenme gerei tam bir ekilde aktr. Zira insan vcudunun en nemli
ve en asli yn ruhi, manevi ve ilahi yndr. Bu esas uyarnca, bizim bu yce yn, ona dayal
manevi ihtiyalar grmememiz, bu ihtiyalar temin etmek iin ve bunlar tehlikelere kar
korumak iin, kanunda bir destek oluturmamamz mmkn deildir. Kanun, manevi ihtiyalar
ile de ilgilenmeli midir yoksa ilgilenmemeli midir? Bahsimiz bunun ile ilgilidir.
Bu meselenin zerinde durmann ve bu konu hakknda analiz yapmann sebebi, fikri sentez
sonucu bu gn halkn deiik kesimlerinde oluan sapmalardr. Daha fazla aklamak istersek,
rnein fizik bilimi alannda bir bilim adam bir teori ortaya att zaman, bu bilim dalnda
Aintayn gibi yksek dereceli ihtisas sahipleri, o teori hakknda gr belirtebilmektedir. Ama
bu bilim adam, hakknda ihtisas olmad psikoloji gibi bir bilimde, ortaya atlan bir teori ile
ilgili olarak gr belirtmemektedir. Eer bu bilim adam, ortaya atlan bu teoriyi reddetmek ya

da kabul etmek isterse, bir psikolog tan yardm istemektedir; nk bu bilim, bu onun ihtisas
alanna girmemektedir. Ayn ekilde dier bilimler alannda ihtisas olmayan kimseler de, bir
bilim alannda gr sahibi olan uzmanlarn kabul etmeleri dorultusunda, herhangi bir teoriyi
kabul etmekte ve onaylamaktadrlar. Ama bazen bir ahs, deiik bilim dallarndaki uzmanlarn
grlerini okuyup, bir takm dnce ve grleri kabul etmekte ve bunlara eilim
kaydetmektedir.Oysa ki bu ahsn obu grleri birbirleriyle kyaslayacak ve obunlarn
birbirleriyle uyumlu olup olmadn anlayacak bir frsat bulunmamaktadr. Acaba bu gr ve
dnceler, dzenli bir btn olarak insani bir bak asn tekil etmekte midir yoksa
etmemekte midir? Bu ahs, hibir zaman bunu dnmemi ve bunu dnmeye de bir ilgisi
olmamtr. Sz konusu ahs fakat yle sylemektedir: Benim inancma gre filan psikolog
yahut sosyolog ya da hukuku en iyi gr tamaktadr. te bu tavr fikri sentezcilie yol
amaktadr.
Dnce ve aratrma ehli olan kimseler ise, btn grleri bir araya toplayp, bunlarn
birbirleriyle uyuup uyumadna dikkat etmektedir. Bu kimseler eer bir psikologun grn
kabul etmek isterlerse, bu gr sosyolojide var olan bir baka gr ile karlatrrlar, bylece
bu iki grn birbirleriyle uyuup uyumadn anlarlar ve ayn ekilde bu karlatrmay
deiik sahalardaki dncelerde ve dier konularda da uygularlar.
O halde dnce ve aratrma ehli olan kimselerden ziyade, bilimsel seviyesi dk olan
kimselerde sentezciliin daha fazla bir alt yaps bulunmaktadr. Eline geen her bilimsel kitab
okuyan ve kitabn yazarnn muteber olup olmadn ve de fikirlerinin dier konulardaki fikir ve
grlerle uyuup uyumadn aratrmayan kimseler, bu okunan kitabn etkisi altnda kalmakta
ve neticede fikri sentezcilie yakalanmaktadr. Bundan dolay her kitap ve gr aratrp
incelerken onun yazarnn muteber olup olmadna, fikirlerinin ve dncelerinin dier
sahalardaki fikirler ve dier konular ile uyumlu olup olmadna dikkat etmek gerekir.

3-Dini Dnce Alanndaki Fikri Sentezcilik


zlerek sylemek gerekir ki slami toplumumuzdaa; zellikle de son elli ylda bir ok sentezci
dnce meydana gelmitir. Baz bireylerkimseler, hayatlarnn bir blmnde kendi baba ve,
annelerinin, evre ve dini nderlerinin vastasyla slam akaidini benimseyip kabul
etmektedirlerler. Sonra bu bireykimseler, hayatlarnn ileriki blmlerinde lise ve niversite
ortamlarna girmeleriyle birlikte, deiik bilim ve konularla ilgili baka dnce ve inanlar ile
karlamakta ve muhtelif bilim ve ahslardan alnm gr ve dncelerin birbirleriyle
uyuup uyumadna dikkat etmeksizin bunlar kabul etmektedirler.
rnein; felsefede kabul edilen bir gr hayat bilimindeki, fizikteki, matematikteki veya
dini bir dncedeki gr ile uyumakta mdr yoksa uyumamakta mdr? Buna dikkat
ettiimiz takdirde, baz alanlarda bunlarn birbirleriyle uyumadn ve dzenli bir btn tekil
etmediklerini anlayacaz. Bu ekildeki dnceye sentezci dnce denmektedir.
BugnGnmzde dini toplumumuzda fertler, geni apl olarak sentezci dnceye
bulam durumdadrlar. nk bu fertler, bir taraftan kaybetmek istemedikleri geleneksel ve

ailevi bir itikada sahiptirler. te taraftan da bunlara sosyal bilimler alannda baz grler
sunulmakta ve onlar da bunu ayn ekilde kabul edip, dini inanlarna katmaktadrlar. Bu deiik
gr ve dncelerin birbirleriyle uyumadn ve bizim ya dini inanlaritikatlar kabul
etmemizi gerektiini ya da din ile uyumayan bu grleri kabul etmemiz gerektiini bu fertler
bilmemektedir.
Bundan dolay eer biz sosyolojide, hukukta, siyasette ve dier alanlarda baz dnce ve
grleri kabul etmek istiyorsak, bunun dini dncemiz ile uyumas zorunludur. Tercme
edilmi yabanc kitaplarn veya bakalarnn propagandas vastasyla bize sunulan grleri
kenara brakp, sosyal bilimler alannda, hem bilimsel olarakynden ve hem de esas ve usul
olarak dini inanlarmz ile elimeyen grler oluturmalyz. Bu suretin dnda ya dini
inanlarmzdan el ekmeli ya da dini inanlarmz ile uyumayan o gr ve dnceleri kenara
brakmalyz. u ann hem gndz ve hem de gece olduunun kabul edilememesiyecei gibi, bu
ikisini bir araya getirmek de mmkn deildir.
O halde zikrettiimizbelirttiimiz nemli noktaya dikkat etmeksizineden, btn dnce ve
grlere ynelilmemeli ve her birisinden belirli bir yn semek suretiyle fikri ve dini
sentezcilie yol almamaldr. Byle olduu takdirde bizde tanma konusunda ar bir ekilde
tanma konusunda plralist bir eilim meydana gelecektir. Bunun manas ise udur: Her kes ne
sylerse dorudur, ve yzde yz batl diye bir ey yoktur, ve de herkes hakikatin bir blmn
dile getirmektedir ve her dnce haktan bir blm tekil etmektedir. Bu gr, felsefedeki
phecilik (Scepticism) akmnn destei ile ( Bu akm, gnmzde de batdaki felsefi ortamlarda
gndemdedir.) phecilik; yani Scepticism[79] ile sonulanmaktadr. Bu dnce u esasa gre
ekillenmektedir: Genel olarak bilimlerdeki grler deiiktir, bunlarn her birisi hakikatin bir
blmn oluturmaktadr ve biz bir eye kesin ve katii bir ekilde inanamayz. O halde en iyisi,
hibir eye katii ve kesin bir inancmzn olmamas ve bir grn doruluu veya yanll
hakknda ihtimalle yetinmemizdir. Din konusunda da dini plralizmi kabul etmeliyiz.
Bu esas uyarnca, hem Allahn bir olduuna ve bir bakasnn deiikbaka bir inan
tad taktirde ebedi azaba mstahak olacana inanan Mslmanlarn grn kabul edip
doru bilmemiz ve hem de ilaha inanan Hristiyanlarn ve de hayr ve er diye iki ilahn
olduuna inanan bakalarnnkimselerin inanlarn doru bilmemiz gerekecektir. nk bu
inanlardan bi birisi kesin ve katii deildir. Bu inanlardan her birisinin doru veya yanl olma
ihtimali vardr ve bizim bu inanlardan hi birine kar tavr alma durumumuz yoktur. nk
bunlarn hepsinin iyi ve doru olmas mmkndr.
Btn farkl v-e zt inanlara ve de grlere tahamml etmek, hem kukuculuun
phecilik/ Scepticismin (hi kimsenin kesin ve katii itikadnn olmas mmkn deildir)
gereiesasnca ve hem de ploralizmplralizmin gereidiresasncadr. Taassupsuzlua, tarafszla
ve iddetsizlie dayanan toplumsal hogr ve tolerans uyarnca, gnmzde bir kimsenin bir
ey zerinde taassup tamamas ve her kesin syledii her ey hakknda doru olma ihtimalinin
dnlmesi gerei yaygnlalatrlmaktaktadr. Gerekte bu inan, fertte dini, felsefi ve
bilimsel inanca ynelik bir aldrmazlk oluturmaktadr.
Bugn bu hakim dnce bat dnyasnda bulunup, oradan bize bir hediye olarak gelmitir.
Toplumumuz dini, bilimsel ve felsefi inanlara ynelik tutucu olmayacak, hassasiyet

gstermeyecek ve her dnce ve gr ile ilgili olarak bunun da doru olma ihtimali vardr,
dier bir dncenin de doru olma ihtimali vardr, diyebilecek bir duruma getirilmeye
allmaktadr. Bazen de ayn ekilde kendi bulgularmz kesin olarak kabul etmememiz ve
yzde yz bu dorudur ve bunun dnda baka bir ey doru deildir, dememiz gerektii
sylenilmektedir. Bizim byle tutucu olmamamz gerekir;. bBizler, kendi akidemizi tamal ve
ona sayg gstermeliyiz,. aAyn ekilde bakalar da kendi akidelerini tamaldr. Bu gnmzde
bat dnyasnn kendisi iin semi olduu kltrdr. Bat dnyas btn dnyay bu kltr altna
girmeye zorlamaktadr. Yani kesin bir itikat tamann, hak mezhebin ve hak grn bir
olduunu sylemek doru deildir. Hak dncenin birden fazla olabilecei ve insann bir eye
kesin bir ekilde inanmamas gerektii ne srlmektedir. Tartma esnasnda taassup
tanmamal, dini gayret ve taassup dinde yok olmal, halk bir dine ve bir mezhebe veya bir
dnceye yneltmek ortadan kalkmaldr. Bylece herkes, beraberce yaayacak ve bundan byle
dini meseleler hakknda ihtilaf tamayacaktr. nk bu dini ihtilaflar sava ve katliamlara yol
amtr. imdi barn, uzlamann ve ho grnn olumas iin btn mezhep, din ve fikirlerin
doru ve hak olduunu kabul etmek gereklidir.

4-Dini PloralizminPlralizmin Mefhumu


Geri biz zel bir ekilde ploralizmplralizm konusu aklamak niyetinde deiliz. Amancak
genel bir ekilde bu konuya deineceiz. Bizler, pratik alannda muhtelif dinlerin mensuplarna
kar ve de deiik felsefe ve bilimler alanndaki gr sahiplerine ynelik metin, hedefli ve
uygun bir tavr ile yaklalmasn, onlara kendi fikirlerini beyan etmeleri, onu savunmalar,
deiik alanlarda tartp konuma ve aratrma yapmalar iin, izin verilmesi gerektiini
sylemekteyiz. Gnmz dnyasnda bizler, bir ehirde bir HristiyannHristiyann,
ZerttnZerdtn, ve YahudininYahudinin dosta birlikte yaadklarna ve artk aralarnda
ekimenin, ihtilafn i ve d dmanlklarn olmadna tanklk etmekteyiz. Bu genel olarak,
slam kadar zerinde hibir dinin ve siyasi nizamn durmad bir eydir ve (baka din ve
dncelerde) bu derecelde dier dinlerin mensuplaryla iyi geinilmemitir. slamda
inanlarn asl ve nemli merkezini tTevhidin oluturmasyla ve tevhidin yaygnlatrlmas ve
ispat edilmesi iin tTeslis ve irk ile mcadelenin bir zorunluluk kabul edilmesiyle birlikte,
bizler, Hristiyanln ve Yahudiliin iki resmi din sfatyla slam tarafndan tanndn, bu iki
dinin mensuplarnn slamn himayesinde olduklarn, canlarnn, mallarnn, namuslarnn
korunduunu ve hi kimsenin bunlara en kk bir hakszlk ve hakaret yapmaya hakknn
olmadn grmekteyiz.
Dier dinlerin mensuplarna gsterilen ile olan bu tarzekildeki tavrdavran ve
toleransuyumluluk, Hz. Ali (a.s) gibi din byklerinin hayat ekillerinden ilham alnmtr. Hz.
Ali (a.s)n Nehcl-Belaann hutbelerinde birinde buyuruyor ki: Duydum ki Irakn
ehirlerinden birinde bir zZmmi kzn ayandan bir hal haln karmlar. Bu cinayet yznden
bir Mslmann can vermesi normaldiryeridir. (Baka bir ifadeyle fkelenip lmesi yeridir.)
nk bir slam lkesininnde ve bir slam devletinin himayesinde bulunan gayri
MslMslimman olmayan bir kz, bir zulme tabi olmutur. Dier dinlerin mensuplarna ynelik
ile olan bu ekildeki davranlar slamn ayrc ve iftihar edici zelliklerinden olup Kurann
ak hkmlerinden alnmtr.



[80]
De ki: Ey kitap ehli, bizimle sizin aranzda mterek (olan) bir kelimeye (tevhide) gelin,
Allahtan bakasna kulluk etmeyelim.

[81] Al-i mran 64


Kitap ehliyle en gzel olan bir tarzn dnda mcadele etmeyin.
Ankebut 46
Eer ploralizminplralizmin byle bir manas varsa, bunun slamn iftiharlarndan
olduunu sylememiz gerekir. Ama eer ploralizminplralizmin manas, kalpyrekte
Hristiyanlkn ve slamn bir olduunu, Musevilik ve slamn ayn olduunu ve de Yahudi
olmak ile Mslman olmak arasnda bir farkn olmadn, zira her ikisinin de hakikatten bir
para tadn ve ne slamn mutlak hak olduunu ve ne de Museviliin mutlak hak olduunu
sylemek ise, veya her ikisinin de hak olduunu ve hangisinden de gidilirse gidilsin hedefe
ulalaca eklinde her ikisinin de bir hedefe varan iki yol olduunu sylersek, phesiz ki byle
bir anlay ve dnce, hibir dinin ruhuyla ve de hibir ekilde akl ile uyumayacaktrmaktadr.
TAcaba tevhide inanmak ile teslise inanmann bir olduunu sylemek mmkn mdr? Yani
Allahn vahdaniyetine inanmak ile teslis ve birka ilaha inanmak arasnda bir fark yok mudur?
Acaba yle buyuran dine gre de mi fark yoktur yok mudur?



[82]
Allaha ve elisine inanannz; tr demeyiniz. (Bundan) kannz, sizin iin hayrldr.

Nisa 170

[83]
Neredeyse bunda dolay, gkler parampara olacak, yer atlayacak ve dalar yklp
gverecekti.
Meryem 90
slamn irke bulam inanlar karsnda byle katii bir tavr taknmasyla birlikte,
bizler, nasl bir ekilde eer istersen Mslman ol ve eer istemiyorsan putperest ol, bu iki din
arasnda fark yoktur, bunlar doru yollardan ibaret olup, bir hedefe doru gitmektedirler,
diyebiliriz! Akll, kastsz ve batl hedefler tamayan bir ferdin byle konumasn ve de byle

bir eyi kabul etmesini uzak grmekteyim. Her halkarda, sentezci dnce asrmzn afet ve
sorunlarndan biridir; buna dikkat etmek, fikirleri dzeltilmenin yollarn bulmak, gerek ve asl
dnceye ulamay tantmak ve de vurgulamak gereklidir.

5-Allaha Kulluk Etmenin Azameti ve Bunun MutlakKaytsz zgrlk ile atmas


Konumuzla irtibatl olan dnce ve grlerden biri de udur: Bazlar, bat kltrnden ilham
alarak, zgrl en byk insani deer sfatyla, mutlak bir ekilde kabul etmekte ve insan iin
en byk deerin zgrlk olduunu dnmektedir. Bunlar kendilerini slama,
hkmleresnnete ve slami kullara bal bilmelerinein ve dindarlk iddiasnda bulunmalarnan
karnaksine, srarl bir ekilde bu batsal deeri savunmakta ve onlardan ne gemektedirler.
phesiz Bbu, kukusuz bir ekil sentezciliktir. Eer bu kesim ile mantksal olarak tartmamz
icap ederse, onlara bizim slamn esasnn Allaha tapnmak olduunu sylememiz
gerekecektklidir.


[84]
Andolsun, biz her mmete: Allaha kulluk edin ve tauttan kann (diye tebli etmesi iin) bir
eli gnderdik.
Nahl 36
Ne fakat slamn esas, bilakis her ilahi dinin esas Allaha halis bir ekilde kulluk
etmektir. Bir din mensubunun; bir Mslmann veya bir Yahudinin yahut bir Hristiyann, ilahi
dinden bundan baka bir anlaynn olmas dnlebilir mi? Bizler, slam ile dier tevhidi
dinlerin zaman ve mekann gerekleri uyarnca gelen hkmler dnda, slam ile dier tevhidi
dinlerin genelde ve itikadi usullerde bir olduuna inanmaktayz. Eer bu alanda bir ihtilaf
grnyorsa, bu baz ilahi dinlerde yaplm olan tahriften kaynaklanmaktadr. O halde slamda
en byk deer, insann Allahn halis kulu olmasdr. Bu bir hakikat olup Allah-u Teala
tarafndan Kuranda bir ok ayette beyan edilmitir. Bunlardan bazlar unlardr:

[85]


Oysa onlar, dini yalnzca Ona halis klan hanifler (Allah birleyenler) olarak sadece Allaha
kulluk etmek, namaz dosdoru klmak ve zekat vermekten bakasyla emrolunmadlar. te en
doru (dimdik ve sapasalam)din budur.

[86]

Haberin olsun; halis (katksz) olan din yalnzca Allahndr.

[87] Beyyine 5
Kim ihsanda bulunan (biri) olarak yzn (kendini) Allaha teslim ederse, artk
gerekten o kopmayan bir kulpa yapmtr.Zmer 3

Lokman 22
nsan, kendini Allahn kulu bildii, Allahn kulu olmay en byk deer sayd ve
kendisini tam bir ekilde Onun inisiyatifine brakt zaman, mutlakkaytsz zgrle inanabilir
mi, gnlnn istedii her eyi deer olarak kabul edebilir mi? Bu ikisi birbirleriyle uyuup bir
araya gelebilir mi? Eer ben gerekten slamn hak ve ilahi bir din olduuna ve de onu kabul
etmek gerektiine inanyorsam ve bir Allahn olduuna, ona tapmann, her eyi onun
inisiyatifine brakmann gereine ve onun iradesine tabi olmann zorunluluuna inancm varsa,
mutlakkaytsz bir ekilde zgr olmam ve istediim ekilde yaamam gerektiine nasl
inanabilirim? Bu iki anlay nasl bir ekilde birbirleriyle ile nasl uyuabilir? Byle bir iddias
olanlar, ya bilmeyerek sentezcilie yakalanmakta yaveya kalpten slama inanmamakta ya
daveya dierlerini kandrmak iin bunu sylemekte yahut bu iki anlayn gerekte birbirleriyle
uyumadna dikkat etmemektedir. Byle olmakszn insan, nasl bir ekilde bir taraftan ben tam
olarak ve btn vcudum ile Allahn iradesine tabiyim ve te taraftan da kendisi iin
mutlakkaytsz zgrle inanp gnlm neyi isterse onu yaparm
diyebilir?
Bu anlay; yani insann mutlakkaytsz zgrlne inanmak bat dncesinin bir
rndr. Batda Hristiyanla inanan bir grup, kendi dinlerine inanmakla birlikte, -ki b(Belki de
ftri ynelilerindenbilgilerinden veya ortam muhitten ve dini terbiye eklinin tesirinden dolay
dinlerini brakamamlardr-.) belirli deliller veya baz pheler sonucunda insann
mutlakkaytsz zgrl gibi bir takm dncelere yneli kaydetmilerdir. Byle bir iddiada
bulunan bir kii, phesiz ki delil getirmeden ve hibir aklama yapmadan konumamaktadr.
Aksine bakalar iin ilgi ekici ve kabul edilir bir ekilde szne balayp konumaktadr.
rnein; bir gvercini, bir kafesin iine koyup, o kafesi de demir bir kafesin iine braksalar m
daha iyidir yoksa gvercinin uabilmesi ve istedii yere gidebilmesi iin kafesin azn amalar
m daha iyidir? En iyi ve istenilenin, gvercinin zgr olupmas ve umas olduu aktr.
Neticede bizim zerinde konutuumuz zgrlk bu zgrlktr, demektedirler.
ncelikle bizim toplumumuzda din l alnarak hazrlanm olan bir kamil kanunlar
erevesi bulunmaktadr. Sonra bunun iine Velayet-i Fakih ile irtibatl kanunlar konulmutur.
Bunun iinde slami ura meclisinin tasvip etmi olduu kanunlar bulunmakta ve ayn ekilde
dzenin maslahatn tehis etme kurulu yerini almakta ve nihayeten koruyucular konseyi tasvip
edilmi kanunlar gzden geirmektedir. Byle bir yaplanma gerekte kafes iine kafes
koymaktr! En iyi kanun, insanlara istedikleri gibi davranmaya, istedikleri eyi sylemeye ve
genel olarak mutlakkaytsz zgrle sahip olmalarna izin veren kanundur. Tabii olarak birinci
kanun kafes ve ikinci kanun da zgrlktr olmaktadr. Bizim zerinde durduumuz ey, dier

kltrlerden aldmz inan, fikir ve grlerle karlama durumunda, ilk nce bunlarn
kkenlerini bulmak iin almamz, sonra da bunlarn slami dnceyle uyuup uyumadna
bakmamzdr. Eer uyuurlarsa iyidirler, uyumadklar taktirde ise, bunlar kenara brakmal ve
kendi dini esaslarmza ynelmeli ve onlarbu esaslar, kltrmzn, fikirlerimizin ve
inanlarmzn temeli ve esaslar karar klmalyzolarak belirlememiz gerekir.

6- Bat ve Bat ve Bilim- le Din atmasnn Kaldrlmas


Batl dindarlar, bilim ile din atmasn nlemek amacyla, dinin kapsama alannda kuku
uyandrarak bir zm yolu ne srm ve aslnda din sahasyla bilim ve felsefe sahasnn ayr
olduu phesini ortaya atmlardr. Biz, u felsefi veyaya da ahlaki yahutveya insani deer din
ile din uyumaktadr ya da uyumamaktadr, dediimiz zaman, bu iki unsurun bir noktada
bulumasn tasavvur ederek konumaktayz. nk birbirlerine ynelik iki izgiyi dnr isek,
belirli bir noktada bu iki izgi birbirleriyle kesiecektir. Ama iki izgi bir birinin
paralelindekarsnda olursa, hibir zaman birbirleriyle kesimeyecek ve bir atma arz
etmeyecektirler. nk bu izgilerden her biri birbirlerinden ayr bir ekilde ayr bir hedefe
uzanmaktadrlar.
Bilim ve din arasndaki ilikiyi aklamak ve anlalr klmak iin din ile bilim, din ile
felsefe, din ile akl ve din ile ahlaki deerler arasnda bir uzlama salanmas gerektiini
sylemilerdir. Yani dinin sahas dier bilimlerin sahasndan ayrdr. Dinin sahas, Allah ile
irtibatl olup,dr ve bu irtibattan kaynaklanan, yakarma namaz, dua ve bakalaryla hibir ilikisi
olmayan bir takm ahsi meseleler gibi konular ileeylerle balantldr. Bu sahaya ne bilim, ne
felsefe ve ne de dier hibir unsurun bir mdahalesi yoktur. Buras fakat gnl ile ilikilidir. Eer
bu alanda baka bir ey din ile bir araya gelebilirse, o da irfandr. nk din ve irfan bir
sylemden ibaret olup, aa yukar bir kaynaktan beslenmektedirler. yleyse bilim, felsefe ve
dncenin dini sahayla hibir ilikisi bulunmamaktadr. Bu unsurun alan da birbirlerinden
ayrlmakta ve her birinin kendine has bir yntemi bulunmaktadr.
Ama ahlak alanndaki Allah ile irtibatl deerler, yaplmas ve de yaplmamas gerekenler;
namaz klmal m yoksa klmamal m gibi konularyerler din ile irtibatldr. Bu alanda bilim ile
atma yoktur. Ama eer yaplmas ve yaplmamas gerekenler, toplumsal hayat ile irtibatl
olursa bu deiir. rnein hrsza nasl davranmak gerektii hakknda sylenilenler gibi; hrsz
cezalandrmal m yoksa cezalandrmamal m? Caniyi ve cinayet ileyen herkesi cezalandrmal
m yoksa cezalandrmamal m? Bu hususta yle sylemekteler: Bir sua veya cinayete
mrtekip olan her kimse hastadr ve ; tedavi edilmelidir. Yumuaklk ve ilgiyle uygun bir yerde
bu insan tedavi ve bir cinayet ilememesi iin korunup muhafaza edilmelidir.
Bizler, dnyann hibir yerinde ve hibir lkesinde cani ve suluya hasta gibi davranldn
ve onlarn cezalandrlmadn grmemekteyiz. Ama teori ortaya atma srana gelince yle
demekteler: Caniyi cezalandrmamak gerekir. Aslnda ceza, insan ve insanlk onuru ile
uyumamaktadr. Asli bir kaide olarak, insan en kt cinayetleri dahi ilese bile,
cezalandrlmamaldr; zira onu cezalandrmak, onun mertebe ve anna yakmamaktadr. Bu
eilimin karsnda biz Mslmanlar, dinin btn hayatn btn yn ve ksmlarna mdahale

ettiine ve bu alanda kanun sunduunakoyduuna inanmaktayz. rnein, dinimiz hrsz


hakknda yle buyurmaktadr:

[88]

Hrsz erkek ve hrsz kadnn ellerini kesin.

Maide 38
timai meseleleri dinin kapsama alanndan karan kimseler, dinin bu alana mdahale etme
hakknn olmadn savunmaktadrlar. Din, fakat namaz klabileceimizi veya Allaha nasl dua
edebileceimizi syleyebilir. Ama bir katile nasl davranmak gerektii, din ile ilikili deildir. Bu
alanlarda deneysel bilimlerin de bir mdahalesi yoktur sz konusu deildir. nk deneysel
bilimlerin kazanmlar, bir takm nitelemelerden ibaret olup, varlklar arasndaki somut ilikileri
beyan etmektedir. Baka bir ifade ile deneysel bilimler, var olanlar aklamaktadr. Deneysel
bilimler, yaplmas ve yaplmamas gerekenleri tayin edemez. Deersel hkmler, bilimden
kaynaklanmamaktadr. yleyse ahlaki ve toplumsal deerler blgesine;, genel olarak da hukuki,
medeni ve cezai kanunlar sahasna ve de deersel olarak yaplmas ve yaplmamas gerekenlerin
belirtildii zel ahlaki konular alanna, ne din ve ne de deneysel bilimler manasnda bilim
mdahale edebilir.

7-Liberalist ve slami Dncede Halkn Tercihinin Yeri


Din ve bilim, ahlaki ve deersel konular alanna, yaplmas ve yaplmamas gerekenlere
mdahale etmedii vakit, akla u sual gelmektedir: Bu alanlara hangi merci mdahale
etmelidir? Bugn bat dnyasna hakim genel kltrn kabul ettii ve verdii yant udur:
Deerler ve, yaplmas ve yaplmamas gerekenler, greceli/nispi eyler olup, fazla bir nem
tamamaktadr. Bunlar hakknda halkn ne dediine baklmaldr. yleyse onlarn grne
gre, deersel yaplmas ve yaplmamas gerekenler, greceli/nispi mefhumlardr; yani bunlar
somut/nesnel hakikatlere dayanmayp, zatibizatihi deildir ve fakat halkn isteklerine tabidir.O
halde, ne yapmak ve neyi yapmamak gerektiini anlayabilmemiz iin, ne dine, ne bilime ve ne
de felsefeye mracaat etmeli; bilakis fakat halka mracaat edip, onlarn ne istediklerine
bakmalyz.
Bat demokrasisinin yasama alanndaki esas, kendisinin vastasyla yaplmas ve
yaplmamas gerekenleri kefedeceimiz halkn tercihinden ayr bir gerein olmaddr. Maddi
alanlardaki yaplmas ve yaplmamas gerekenler, deney ile ilgili olup, deneysel bilimler ile
balantldr ve laboratuarda tespit edilmelidir. Ama Allah ile irtibatl yaplmamas ve
yaplmamas gerekenler, dinin sahas ile ilikilidir, dinin her syledii yaplmaldr ve bunun
bilim ile bir ba yoktur. Ancak toplumsal hayat ile irtibatl olan yaplmas ve yaplmamas

gerekenler, halka baldr. Bu alana ne Allah mdahale edebilir ve ne de bilim bir yaplmas ve
yaplmamas gereken bir eyii tayin edebilir.
Eer bat kltrnde halkn tercihine ve kamuoyuna dayanldn gryorsanz, bu, orada
bulunan zel kltrden kaynaklanmaktadr. Dinin hayatn btn alanlarn kapsadna,
toplumsal davranlarmz ile ilgili yaplmas ve yaplmamas gerekenleri Allahtan almamz
gerektiine ve bu alanda halkn isteine uyulamayacana inanld, taktirde, Allah-u Tealann
bir eyi yapmay zorunlu kldar ve yaplmasn emrettiiderse ve halkn da baka bir ey
yapmak istediirse, bu durumda bu iki eyden hangisi itibar tar? Az veya ok btn
toplumlarda halkn tercihi ile dinin syledii ey arasnda bu eliki mevcuttur. Bizim tahrif
olmu dier dinler ile bir iimiz yoktur. Konumuz ekseriyeti Mslman olan, ferdi ve itimai
hayatn tm alanlarnda, e seimi, ocuk yetitirme gibi ailevi konularda, toplumsal ve
uluslararas meseleler ile ilgilihakknda ak ve ayr hkmler tayan bir dini kabul eden bir lke
hakkndadr. Bu hkmler, Kurann byk bir ksmnda, Allah Resulnn snnetinde, Ehli
Beytten gelen hadislerde ve onlarn hayatlarnda belirtilmitir.
Anlay sahibi olan, kr krne takliti olmayan ve bilerek semek isteyen kimseler, insan
hayatnn btn alanlar ile ilgili program olduunu, medeni, hukuki ve uluslar aras kanunlar
tadn iddia eden byle bir din karsnda kendi durumlarn akla kavuturmaldr;. bBu
surette, biz bu dini kabul ettik demekle beraber,deyip, ayn durumda da kanunun itibarnn
ls, halkn oyudur, diye bu kimselerin bir iddiada bulunabilirler mimalar mmkn mdr?
Her ikisini, eEn azndan birbirleriyle elitikileri biru durumda dahi olsa, her ikisini de kabul
edebilirler mi? Batda yaygn olan eyler, maalesef bizim yayn organlarmzda bugn
yaygnlamaktadr. BAcaba bir din, homoseksellii en kt ve en irkin bir davran olarak
bilirken, Allah gstermesin halkn homosekselliin serbest olmasna oy vermesi halinde,
onlarhalkn isteinin dinden ncelikli olduu kabul edilebilir mi? Bu ikisi asla hibir arayabir
araya gelebilir mi? Bat dnyas bu gibi meseleleri ve din ile halk arasnda meydana gelen
elikileri ortadan kaldrm, dinin bu meselelere mdahale edemeyecei ve halkn isteini
grmemezlikten gelemeyecei inancna ulamtr. Din kilise ile irtibatldr. Orada gnahlar
itiraf etme ve bir takm ayinler ile fertlerin gnahlar balanmakta ve sonra da kilise bu fertleri
cennete gndermektedir! Ama din itimai alanlardaki meselelerde bir misyon ve grev
tamamaktadr. Bu alanlarda halkn oy ve istei belirleyicidir. Kanadada bir televizyon
programnda yeni bir frka oluturmu bir keiten sizin frkanzn homoseksellik hakkndaki
gr nedir, diye sorduklarnda kendisi imdilik kesin bir gr belirtmem mmkn deildir,
ancak size unu syleyeyim ki, ncili yeniden yorumlamak gerekir, diye yant vermektedir.

8-slam ve Batda Yasama Organ ve Demokrasi


Batnn, dini alan itimai meseleler ile ilgili alandan ayrarak, arzulanan bir zme ulat, din
ve halkn tercihi arasndaki elikiyi ortadan kaldrd mahede edildi. Acaba slama inanan
bizler de byle bir zmn m peindeyiz? Bu, Sekularizm diye bilinen dncenin ta
kendisidir; dinin sosyal, hukuki, siyasi ve ailevi alanlar da kapsayacak ekilde hayat
alanlarndan ayrt edilmesi anlamna gelmektedir. Bu alanda bazlar da, dini alann siyasal,
toplumsal, hukuki ve iktisadi meselelerden ayr olduunu ispatlamak dorultusunda ran

kltrne hizmet amacyla bir ok konuma yapm ve makale yazmtr. Bunlar kimseler, bu
hedef dorultusunda gece- ve gndz almakta ve fedakarlk yapmaktadr. Acaba biz de mi bu
inanc biz de tamakta myz? Eer byle bir inancmz yoksa, aldatlmamak ve onlarn
syledii ey ile bizim inandmz deerlerin badamadn bilmemiz iin, uyank olmalyz.
Allahn istei ile ve halkn istei arasnda bir ztlk meydana gelirse, Allahn dininin getirdii
eyin peinden gitmek ve baka bir ifade ile Allahn isteine ncelik vermek konusunda dikkatli
olmalyz.
DEVAMI VAR

Elbette ben, zgrle muhalefet anlayn ortaya karabilecek, bir ykmllk tayin
etme kastnda deilim. Halk, kendi tercihinde zgrdr, ama halkn anlayarak, zgrce ve neyi
setiklerini bilerek seim yapmas noktasnda dikkatli olmas gerekir. Bugn Yasamada
Demokrasi adyla sylenen eyin, halkn isteinin Allahn isteinin nne geirilmesi; yani
dinin ve Allahn isteinin kenara braklmas anlamna geldiini halk bilmelidir. Eer halk bir
seim yapma durumunda olursa, aldatlmamaya ve topluma hakim olan bir takm kanun ve
kurallar sfatyla slam kabul etmenin, yasamada demokrasiyi kabul etmeyle hibir ekilde
badamadna dikkat etmelidir. Halk aldatma peinde olan, toplumda sentezcilii yaymak ve
meseleleri kartrmak ile megul bulunan kimseler, benim konutuklarmdan ve verdiim
rneklerden fkelenmekteler. nk bu kimselerin niyet ve oyunlar deifre olduundan
endielenmekte ve rahatsz olmaktalar. Elbette bazlar da siyasi ve partisel sebeplerden dolay bu
konumalardan holanmamaktalar. Ancak irkin olsun, gzel olsun ben dini aklama ve
kamilliini savunma da son nefesimi verinceye kadar almaya ve de bunun kt sonularna
katlanmaya hazrm. Bu anlamda hibir tehditten korkmadm gibi hi bir oyun ve dzenbazla
da gelmeyeceim.
Biz, burada hkmlere katiyet ve kesinlik verme niyetinde deiliz, ama uyank olmas,
kendi akl-i selimlerinden gereklere ulamak iin yararlanmalar ve de dinlerini kaybetmemeleri
iin kavramlara ve bat kkenli aldatc sylemlere kanmamalar noktasnda halk uyarmaktayz.
Halk, ortaya atlan teorilerin fikri temellerini tanmaldr. rnein, kanunun itibarnn lsnn
halkn olduu gr ve Yasamada Demokrasi ilkesi ne srldnde toplum dnmelidir
ki:, acaba insan, batda kabul edildii gibi, yasama hakknn sadece halkn hakk olduu
sonucunun ortaya kaca, yalnz bu beden ve bir maddi hayattan ve de birtakm hayvani
isteklerden olumu bir varlk mdr? Yoksa slami dncede belirtildii gibi, maddi yne
ilaveten insann yce, deerli, ruhani ve manevi bir yn de bulunmakta mdr?, Bbuna
binaendan dolay yasamada maddi ihtiyalara, toplumsal dzene ve emniyete riayet etmenin yan
sra manevi ihtiyalara da riayet etmek gerekmektedir. Bu durumda insan, Allahn iradesine tabi
olmaldr ve kanunun ls Allahn isteidir.
yleyse daha nce kendisine deinilen u varsaym gndeme gelmektedir: Acaba insann
manevi, madde tesi ve metafizik bir yaps var mdr yoksa yok mudur? nsann maddi ynnn
ve hayvani zelliklerinin dnda kendisinin esasnca Allah ile irtibatn salayacak baka bir
yn de mevcut mudur? Gerekte insan iin lmden sonra bir hayat var mdr? Gerekte bu
maddi hayat ile lm sonrasndaki hayat arasnda bir irtibat bulunmakta mdr? Bu sorularn

cevab, Mslman ve dindar insanlar iin aktr. LakinAma siyasi ve toplumsal eilimlerimizin
inanlarmz ile uyumasna fikir, dnce ve davranlarmzda sentezciliin meydana
gelmemesine ynelik dikkatli olmalyz. Eer gerekten de Allahn kyametin, hesabn ve
kitabn olduuna inanyorsak, ilahi olmayan kanunlara gre amel etmenin (halkn isteinin
kanunun ls oluu) ebedi hayatmza menfi ynde tesir edip etmeyeceini belirlememiz ve
kesin bir neticeye ulamamamz gereklidir. Bu soru, kesin ve kati bir yant istemektedir; yip,
phe ve kuku ile sorun hal olmamaktadr. phenin bu alanda bulunmas mantkl deildir.
Maddi alemin dndaki ve manevi bir alemi kabul etmemek ile ya da fikir ve dnceleri
phe ve ihtimal dzeyine indirgemek ile ve aslnda deerlerin ve yaplmas ve de yaplmamas
gerekenlerin somut ve gerek hakikatlere dayanmadn, bundan dolay kesin bir ekilde
bunlara inanlmayaca ve bunlarn halkn isteklerine gre ekillenen ve de din ile bir ilikisi
bulunmayan bir dizi konsenss ve anlamalardan olutuu, grnn yaylmas suretiyle batda
bu sorun hal edilmitir.
te bu durumda bat hayran aydnlarmz, bu dnceyi kendi kitaplarnda yazyor ve aziz
genlerimize sunuyorlar. Sonra ise mesele, pheciliin kutsanmas ve bununla iftihar edilir hale
gelmesiyle sonulanyor! Ama bu, dinin nazarnda byle deildir. Bizim pheden, kukudan ve
aknlktan kurtulup, bilerek ve yakin ile sadece bir tercih ve seimde bulunmamz gereklidir.
Kurann balangta Yakin zerine vurguda bulunmas ve buyurmas gibi ]
[89...
Bakara4
Allah-u Teala, muttakiler ancak ahiret alemine yakini olan kimselerdir, diye buyurmaktadr,
phesi olan kimseler diye buyurmamaktadr. yleyse bir kimse Kurandan yararlanmak
isterse, ahiret alemine yakini olmas gerekmektedir. Allah-u Teala baka bir yerde de yle
buyurmaktadr:


[90]

Yeryznde kesin bir bilgiyle inanacak olanlar iin ayetler vardr.
Zariyat/20
te taraftan hibir mesele hakknda zellikle de madde tesi ile irtibatl olarak, insann
kesin bir yakini olamayacan syleyen bat kltrnn tesiri altnda kalm kimselerin
karsnda Kuran, insan iin en kt d ve alalma halini, phe ve kuku hali olarak
nitelemektedirdeerlendirmektedir.


[91]

Senden, yalnzcaTevbe/45 Allaha ve ahiret gnne nanmayan, kalpleri kukuya kaplp,


kukularnda kararszla denler izin ister.

Ayn ekilde Kuran yle buyurmaktadr:

[92]...
Zikir (Kuran), iimizden ona m indirildi? Hayr, onlar benim zikrimden bir kuku
iindedirler.
Sad/8
Kuran, bizden ncelikle bizden dinin usullerinde; yani Allah, nbvvet ve kyamet
hakknda yakin ehli olmamz istemektedir. Bizler, bu iki kkn birini tercih etmeliyiz: Ya
insann gerekte yakine ulaamayacan, her zaman phe ve kuku ierisinde kalacan
syleyen dnceyi, ya da bizi bilerek ve yakin ile seim yapmaya davet eden ve ehli yakin
olmadmz srece kitaptan yararlanamayacamz belirten dnceyi kabul etmeliyiz. Bu iki
kltrn arasndaki fark yle byktr ki, bunlardan biri, insann en kt halini phe, kuku,
armlk hali olarak deerlendirmekte, pheye ve kukuya mptela olmu insan dehetli bir
lde yer alm ve herkes tarafndanin onu ayr bir tarafa arldrd bir durumda ne
yapacan bilmez ve arm bir vaziyette hangi yolu seeceini bilmeyen bir insana
benzetmektedir. Bunun karsnda, bBat kltr phe ve kukuyu en byk deer olarak
grmekte, insann phe ve aknlk hali tamakszn, insan olamayacana inanmaktadr.
yleyse bu iki dnceden birini;birini semeliyiz. yYa slam ya da phe ve kukuyu en
nemli deer kabul eden dnya grn semeliyiz. u anda hem gecenin hem de gndzn
olduunu ve Tevhit ve Teslisin bir dncede bir araya gelemeyeceini kabul edemeyeceimiz
gibi, bu iki dnceyi de birlikte kabul etmek mmkn deildir.

9-Genlere Bir Tavsiye


Ben, Bilimsel bir inan bulma, aydn fikirli olma ve takliti olmama abasnda olan deerli
genlere; ncelikle phe ehli mi yoksa yakin ehli mi olmal gibi, nemli konular halletmeleri
tavsiyesinde bulunuyorum. Yani phe ehli mi yoksa yakin ehli mi olmal, meselesini deerli
genlerimiz aratrmaldr. Dinin taraftar m yoksa Seklarizmin mi taraftar m olmal, Allaha
m tapnmal yoksa Allah da dahil olmak zere her eye kulluk etmek kaydndan kurtulmak m?
Bizim bu iki taraftan birini sememiz lazmdr. Bazen bu tarafta ve bazen de dier tarafta
bulunamayz. Bazen birinin ve bazen de dierinin szlerini kabul etmek,ok tehlikeli bir

durumdur. Bu, bizim kfre gitmemiz ve de cehennem ile ebedi azaba mptela olmamza sebep
olur.
Eer Kurann hakkaniyetine inanyor isek, neden kaytsz zgrl kabul ediyoruz,
neden hem dine ve hem de Liberalizm veile Seklarizme inanyoruz? Bu temelde ve esasta
mmkn deildir. Bizim bu alandaki tercihimiz, haklarnda tartmamz gereken bir dizi
varsaymlara dayanmaktadr. rnein;, bizler, insan maddi bir varlk olarak m bilmeliyiz, onun
saadetini fakat hayvani lezzetlerde mi aramalyz, zgrl sadece nefsani isteklerle mi
yorumlamalyz? Yoksa onun insaniyeti madde tesiyle ilikili bir cevher ve ilahi ruh mudur,tur.
bBeden ruhun ycelmesi iin sadece bir vasta mdr, b. Bizim gerek hayatmz ise, ebedi
hayatmz mdr?

[93]
Gerekten ahiret yurdu ise, asl hayat odur.


[94]
Dnya hayat, aldatc bir metadan baka bir ey deildir.
Ankebut/65
Al-i mran/185
Eer asl ve gerek hayatmz, ahiret aleminde ise, o zaman btn dikkat ve abamz bizi o
byk saadete ulatracak bir eye harcamamz gerekir. Ahiret saadetinin ve dnyann bir arada
olamayacana ve ahiret saadeti istendii taktirde, dnyada bir kenara ekilmek ve inzivay
semek ve de dnyadan en az bir ekilde yararlanmak gerektiine inanan dncelerin aksine,
sevinle sylemek gerekir ki slam, dnya ve ahiret saadetini birlikte mmkn grmekte ve
insann zellikle sosyal alanda, hem dnya saadetine ve refahna ve hem de ebedi ahiret
saadetine ulaabileceine inanmaktadr.

ONNC OTURUM
slamn ve Batnn Kanuna Baktaki Kkl
htilaflar
1-nceki Oturumun zeti
Geen oturumda akland gibi, bahsin konusu slamn siyasi teorisinin aklanmasdr. B ki
bu teorinin aklanmas bir takm ana usul ve varsaymlaravarsaymlara dayal olup, bunlar
esasnca konuyu aydnla kavuturmalyz. zerinde durmamz gereken ve bylece konuyu
akla kavuturabileceimiz en nemli varsaymlardan tanesi nemli bir yere sahiptir.
Birinci varsaym udur:: ilk olarak insann toplumsal hayat, kanunsuz devam etmemekte ve
dzenli bir hale gelmemektedir; baka bir ifade ile kanun, insann toplumsal hayat iin
zorunluluk

arz etmektedirtamaktadr. kinci varsaym: olarakU uygun kanunlar


voluturabilmesiazedilebilmesi ve kanunun hedefinin gerekletirileebilmesi iin, yasalarn
yasama organna ihtiyac vardr. nc varsaym:olarak Kkanunun,
voluturulduktanazedildikten sonra, toplumda onu pratie geirebilecek ve kanuna aykr
davranma niyetinde olan kimseler bulunmas halinde onlar yasal kuvvet ile kanunu kabul
etmeye mecbur kedebileceklabilecek bir uygulaycya ihtiyac vardr.
Birinci varsaymmesele olan kanunun toplum iin zorunluluk tadyla ilgili olarak, tarih
boyunca yaklak olaraktakriben btn insanlarn bu gerei kabul etmi olduklar ve slami
dnrler ierisinde kanunun toplum iin zorunluluk tamadn syleyebilecek ok az
kimsenin olabilecei beyan edildi. Elbette ahlaki deerlerin varlnn, toplumu hukuki
kanunlardan arndrdna inanan bir grup bulunmaktadr.
Ancak bu, bir lk ve idealdir. Tarih boyunca btn insanlarn ahlaki llere riayet etmi
olmas, vuku bulmamtr Ayn ekilde gelecekte de, btn insanlarn , hukuki kanunlara
ihtiyalarnn kalmayaca bir lde, ahlaki deerlere riayet edecekleri bir zaman tahmin etmek
mmkn deildir. Bundan dolay bizler, slamn siyasi teorisini belirleme ile ilgili sz sylemek
isteyen btn dncelerin, kanunun zorunluluu ilkesini kabul ettiklerini farz ediyoruz. Bu
alanda bir uzlamaya varabilmemiz iin, zerinde tartmamz gereken konu, iyi kanunun
zelliklerinin ne olduudur.
Yani kanunun zorunluluu ilkesini kabul etmi bulunuyoruz. Ama toplumda uygulanan her
kanun iyi midir, toplumu bar ve saadete ulatrmakta mdr yoksa ulatrmamakta mdr? yi
kanunun zel baz zellikleri bulunmaldr. Bu konuyla ilgili deiik dnya grlerinin deiik

deerlendirmelerin olduuna deinmitik: Bazlar, kanunun adil olmas gerektiini, dolaysyla


iyi kanunun zelliinin adalet esaslarna dayal olmas olduunu sylemitir. Baka bir grup,
kanunun toplumsal ihtiyalar temin etmesi gerektiini belirtmi ve dier bir grup ise, kanunun
fakat dzen ve emniyeti salamak iin olduunu dile getirmitirsylemitir.
Bu gr, bat dnyasnda bulunan en mehur teorilerdir. Bunlarn karsnda ise, dindarlarn
zellikle de slam yanllarnn grleri bulunmaktadr. Bunlara gre ise kanun, insanlarn
dnyevi ve uhrevi karlarn kapsamal ve sadece halkn isteklerini, dzeni ve emniyeti
salamakla yetinmeyip, insanlarn dnyevi ve uhrevi saadetlerini de dikkate almaldr. yleyse
kanun, toplumun menfaatlerinin; gerek maddi ve manevi olsun gerekse de dnyevi ve uhrevi
olsun tehlikeye girmeyecei bir ekilde olmaldr. Eer bir kanun, bu elerden birinin ihlaline
sebep oluyorsa, o kanun iyi bir kanun olamaz, toplumun ve insanlarn ihtiyalarn karlayamaz.
Bu konu hakknda belirli bir miktarda aklama yapld, ancak uzmanokumu ve gr sahibi
kimselerin arasnda bulunan bazlarnn aklnda bir takm pheler kaldndan dolay, bu hususta
daha fazla bir aklamann yaplma gerei vardr.

2-Kanunun Ferdi zgrlkler le rtibat


Bugn kitle iletiim aralarnda ve syleilerde u noktann zerinde nemle durulmaktadr:
Ferdi zgrlkler, hi bir kanunun kstlayamayaca kadar saygndr ve hi kimsenin bu
zgrlklerin nn almaya hakk yoktur; yani ferdi zgrlkler kanun zeri bir statye sahiptir.
Eer bir kanun ferdi zgrlklere zarar veriyorsa, byle bir kanunun itibar yoktur. Bu grn
temeli aratrlmaldr. Bylece daha saduyulu bir yaklam ile, mantkl ve bilimsel bir
deerlendirme ve neticeye ulamak mmkn olacaktr. Gerekte bu yaklam tarz, bat
kltrnn bir rndr. Bizler bu kltr kabul etmemekle ondan kanmaktayz. Dzenin
mesulleri, bu kltrn unsurlarnn topluma sirayetini engellemek iin halk defalarca uyarmtr.
Mevzunun daha fazla bir ekilde akla kavumas iin, konunun aslna ynelik baz ncller
sfatyla bir takm meselelere deineceiz. Bylece slamn gerek grne daha rahat bir
ekilde ulalm olacaktr.
O halde Bat dnyasndaki Hristiyanlk, tahrif olmu ve irkin yerini alm bir
Hristiyanlktr. Buna dayal devlet, gerekte dnyevi ve manevi deerlerden yoksun bir devlettir.
olup, Bu din Hristiyanlk, Allahn devleti, ge ve melekuta davet sloganyla Avrupaya hakim
olmu ve Hristiyanlk ad altnda, gk ve melekut sylemleriyle birok cinayete mrtekip
olmutur. yle ki halk, tedrici bir ekilde bu zulm ve cinayetler karsnda dayanamad ve
Hristiyanlk ncesi hayata dn yapt.
Hmanist dnce, gerekte Allah yerine insana, gk yerine yeryzne ve ahiret yerine de
dnyaya dn temsil etmektedir. Bu, insan Allahn yerine koyalm diyen Hmanist
dncenin zdr. Bu eilim tedrici olarak, o dnemin yaygn edebiyatnn etkin hale gelmesi
ve talyal mehur air ve yazar Dante gibi nc yazarlarn abalar ile, btn bat corafyasnda
geliti ve eitli yn ve ksmlar olan bir mihver sfatyla gndeme girmi oldu. Bundan dolay
Hmanizm bir btn olarak bat kltrn oluturan dier dncelerin annesi konumundadr.
Burada bat kltr dediimiz zaman, kastmz sadece ne bat corafyas ve ne de bat

corafyasnda yaayan toplumdur; zira orada da baka grlere sahip kimseler bulunmaktadr.
Yani orada de idealgzel ilahi dnceye ve dier dnya grlerine bal kimseler mevcuttur.
Bizim bat kltr olarak adlandrdmz ey, ilahi deerlerin aksi dorultusunda ateist dnce
ynnde admlar atan toplumlarn kltrdr. Bundan dolay, Japonya gibi baz dou lkelerinde
de bu kltrn hakim olmas mmkndr. O halde grdnz gibi, biz bat corafyas zerinde
durmamaktayz.

3-Hmanist ve Liberalist Dncede Kanun


Bat kltrnn kknn ateizm ve kfr olduu ve bu dncede Allahn insann fikrinden
kaldrlp yerine insann getii ve btn deerlerin mihveri konumuna gelmi olduu neticesine
ulatk. Bu dnce uyarnca, deerleri insann kendisi yaratmaktadr. Bu deerler, insanlarn
dncelerinin tesinde olan gerekler deildir. Kanun, insann vazettii ve bakasnn tayin
etmeye hakknn olmad eydir. nsanlarn kaderlerini Allah deil, bizzat kendileri tayin
etmektedir. Bunlar Hmanist dncenin asl unsurlardr. Bu dncenin ardndan baka
eilimler de ortaya km ve tedrici olarak, zaman sreci ierisinde bu kkten yeermitir. Bu
kkten yeermi ok nemli iki dnce, (Bugn bat kltrnde slam kltrnn karsnda yer
almakyla gndemdedir) Seklarizm ve Liberalizmdir. Allah, insan hayatnn dna itildii
zaman, doal olarak din ciddi meselelerde bir role sahip olmayacaktr. Bundan dolay din,
toplumsal sahadan, siyasi ve hukuki konular alanndan dlanmaldr. Bu fikir uyarnca, eer baz
kimseler din adna baz deerleri sz konusu etme niyetinde olurlarsa, bu deerleri fakat
mabetler ve kendi ferdi hayatlaryla snrlamaldrlar; yani gerekte bu deerlerin yeri, insann
ferdi ve zel hayat olup, toplumsal hayat deildir. Bu, Seklarizm diye adlandrlan, dinin
siyasetten ve toplumsal hayatn ciddi simgelerinden ayrlmasn ngren dncedir. Bat
kltrnn dier bir semeresi de Liberalizmdir.
Btn deerlerin ekseninin insan olduu ve onun dnda kendi kaderine kimsenin hakim
olmad bir durumda, insann gnlnn istedii her eyi yapmas gerektiini sylemek gerekir.
Bu, mutlakkaytsz zgrlk veya Liberalizmin ta kendisidir. Ancak hayatta her fert, tam bir
ekilde zgr olmak istedii takdirde, kargaalk kacandan, kanunun bir fonksiyonu
kalmayacandan ve byle bir ortama dayanlmayacandan, toplumda kanuna grnr bir
ekilde ihtiya duyulmaktadr. Bundan dolay isteklerden doar ar davranlarn getirdii
kaosu nlemek amacyla, toplumun kanuna ihtiya duyduunu bu kimseler kabul etmektedir.
Dzenin salanmasnn ve kaosun yok olmasnn ardndan, kanunun var olma zorunluluu
ortadan kaybolmaktadr ve her fert artk gnl neyi istiyorsa onu zgrce yapabilir.

4-Bat Kltrnn Dinamikleri ve Onun slam Kltrndeki Karl


Hmanist dncenin sonuta Seklarizm ve Liberalizm ile neticelendii ve bu iki dncenin
bat kltrnn asli unsurlarn tekil ettii anlalm oldu. Bat kltrnn hcum etmemesi ve
sizin kltrnz yamalamamas iin uyank olunuz, diye, uyar yapldnda kastedilen,
getirisi Liberalizm ile Seklarizm olan kltrdr. Bu kltr bat cCorafyasnda dodu,

sanayileme ve teknoloji alanlarndaki gelimeler ile birlikte, deiik toplumlar arasnda geni bir
ilgi uyandrd. D ve dier lkelerde de ayn ekilde az veya ok bu kltrn tesiri altnda kaldlar.
Zira sosyologlarn da inandklar gibi, bat teknolojisinin ihracyla birlikte bat kltr de ihra
edilmi oldu. Bu byme ve gelime halinde olan lkelerin, gerekli ve yeterli bir oranda
dikkatlerini kendisine yneltmeleri gereken bir realitedir.
Burada u soru akla gelmektedir: Kltr kabul etmeden teknolojiyi almak mmkn
mdr? Elbette bu konu hakknda tartmak baka bir frsat istemektedir, ama genel olarak unu
sylemek gerekir ki;, bu gne kadar bat teknolojisinin ihracyla birlikte, bat kltr de dier
lkelere ihra edilmitir ve az veya ok islami toplumumuz ve slam lkeleri de dahil olmak
zere btn insanlk camias bu kltrden etkilenmitir. (Bu iki ey arasndaki balant, temel
slami deerlerin korunmasndaki ilgisizlikten kaynaklanmtr. Bunlarn birbirlerinden
ayrlamayaca diye bir ey de sz konusu deildir.)
Bugn maalesef slam kltrnn bat kltryle karmasna zemin hazrlam olan
aydnlarn, deiik derecelerdeki sentezciliine tanklk etmekteyiz. Ancak bu sentezlemelerin
dereceleri deiiktir: Baz alanlarda hakim kltr, bat kltr ve slam ise etkisizdir. Baz
analarda ise slam nc ve daha fazla fonksiyonerdir. Ama bat kltrnn, tozlu ve sisli bir
kltr havas oluturduunu ve asl slamn kltrel effaf grntsnn dnyann hibir
yerinde aka grnmediini zlerek sylemek gerekir.
Bizim inancmza gre, slam kltrn effaflatrabilecek ve yabanc kltrlerin toz ve
dumanlarn onun zerinden atabilecek en nemli ortam, ran slam Cumhuriyetinin kltrel
konumudur. Bu dzende byle bir g bulunolduundan ve halk, slam ve slam kltr iin her
zamanp fedakarlk yaptndan dolay slam devrimi, bat kltr iin en byk tehlike sfatyla
anlmaktadr. Bu yaknlarda, bir mddet nce, Washington Yakn Dou Siyasetleri Aratrma
Merkezinin bakan yle bir deme verdite bulunuyordu: ran slam Cumhuriyeti ahsna
mnhasr ideolojik ve ekolojik bir tehlikedir. Aka grld gibi, onlarn korktuu ve
kendileri iin ciddi bir tehlike telakki ettikleri ey, iktisadi tehlike deildir. nk onlarn iktisad
bizim iktisadmzdan gldr. Ayn ekilde bu, askeri bir tehlike de deildir, nk onlarn
elinde, baka lkelerde numunesi bulunmayan ldrc silahlar mevcuttur. Onlarn sahip
olduklar askeri gcn benzerine nitelik ve nicelik asndan dier lkeler sahip deildir.
Bunlarn aksine onlar, ran slam Cumhuriyetinin fikri, inansal ve kltrel gcnden
korkmaktadr. Bundan dolay, aka ran slam Cumhuriyeti ahsna mnhasr ekolojik ve
snrsz bir tehlikedir, diye deme vermektedirler. Bu bat toplumu iin tehlike oluturan eyin ta
kendisidir. Bundan dolay bu nizam zayflatmak iin durmakszn almakta ve aka unu
sylemektedirler: Velayet-i Fakih, ynetimin mihveri olan Velayet ortadan kaldrlmakszn,
kendisine szlmasnn mmkn olmad bir nizamdr.

5-slam Kltrnn Yaplanma Unsurlar ve Ruhaniyet


slam kltrnn zn tekil eden ey, insan eksenli olmann karsnda bulunan Allah eksenli
olmaktr. Bu esas uyarnca burada u konu tartlmaktadr: Allah m yoksa insanlarn isteklerini
mi deerlerin ls bilmeli? Gerek hakimiyet Allahn mdr yoksa insanlarn m? Fikrin,

dncenin, siyasetin, hukukun ve dier yaam alanlarmzn asli konumu Allah ile mi yoksa
nsanlarn hevesleriyle mi ilikilidir?
Geri bu konuyu beyan etmenin benim iin tatsz bir takm olumsuzluklar getireceini
biliyorum, ama bu asrda ruhaniyet snfnn en byk misyonu, halkn yaymlanan kitap ve
yaynlardaki deiik grleri inceleyerek, slami olan ve slami kaynaklardan alnm bir
gr, dier insanlarn grlerinden ayrabilmesini salamas ve bu vesileyle kfr ve irk ile
slamn snrlarnn belirlenebilmesi ve de maddeci ve sentezci dnce sahiplerinin slami
dnrlerden ayrt edilebilmesi iin mevcut sisli havay, slam dncesinin temellerini
aklayarak effaflatrmaktadr. Ruhaniyetin asl ve temel grevi budur. Kuran Kerim yle
buyurmaktadr: Kitap ve ilim ehli olan kimseler, bidatlar ortaya koymaz ve hakikatleri
aydnlatmazlarsa Allahn, meleklerin ve btn mahluklarn lanetine mstahak olacaklardr.
[95] Bakara/159
yleyse bizim asl grevimiz, kavramlarnn ve sonuta slam ile kfr arasndaki snrn
belirginlemesi ve de hangi dncelerde sentezlemenin bulunduunun tespit edilmesi iin
ortam aydnlatmaktr. nk hak ile batl arasndaki bu sentezleme ve karma, ac verici aura
hadisesine veile ondan nce de Hz. Alinin (a.s) Mslmanlar ile atmas ve savamas gibi
olaylara vesile olmutur. Gerekte tarih boyunca, bu sentezlemeler, karmalar ve mphemlikler,
slam toplumu iin bir ok kargaalklarn kayna olmutur. Sonuta ehl-i beyte mensup bir
yiit, kyam etti ve birok islami meseleleri akla kavuturdu, halk da onu kabul edip
feryadna lebbeyk dedi ve randa byk slam Devrimini gerekletirdi.
Her eyini slam iin feda etmi ve eden gayretli genler olduu mddete, slami lklere
en kk bir zararn gelmesine hi bir zaman izin vermeyeceklerdilmeyecektir. Allaha hamd
olsun ki, Mslman halkmz yksek bir siyasi ve itimai bilince sahip olup, kendi vazifesinin
farknda bulunmakta ve nasl hareket edileceini bilmektedir. Biz,ler onlar iin fiili vazifeler
tayin etmek iin gelmedik, bizim vazifemiz sadece dnsel ve inansal havay aydnlatmaktr.
Biz, sadece slamn teorik ve pratik temellerinin ne olduunu aklamak istiyoruz. slam
kltrnn ne olduunu, neyin bat ve maddeci kltr olduunu sylemek istiyoruz. Biz, halka
Hmanizm, Seklarizm ve Liberalizmin kfr ve maddeci kltrn asli unsurlar olduunu ve
bunun karsnda da Allah eksenliliin, dinin asliliinin, Velayeti Fakihin ve insan
faaliyetlerinin kanuni olarak bir olan Allaha itaat etme erevesinde kstlanmasnn, slam
dncesinin temel unsurlar sfatyla yer aldn sylemek istiyoruz.
Bu iki kltr birbirlerinin karsnda bulunmaktadr. Birinci kltr, Allaha itaat etmek de
dahil olmak zere, insan her ey konusunda mutlakkaytsz bir zgrle davet etmektedir. ve
ikinci kltr ise, bizi Allaha mutlakkaytsz olarak itaat etmeye davet etmektedir. Birinci kltr,
insann dnce ve hayatndan Allah silmeyi kendine hedefi edinmitir. kinci kltr ise, tevhit
sancan sallandrmaya ve insan hayatnda tevhit inancn korumaya almaktadr. te bu
kltr, bizim dnce ve devrimimizin mihveridir.

6-Kanunun Mahiyeti ve Onun slam le Liberalizmdeki zel Fonksiyonu

Geen oturumlarda beyan edildii gibi, slamn nazarnda kanun, insanlarn manevi ihtiya ve
karlarn da temin edebilecek bir ekilde olmaldr. Kanunun zel fonksiyonu, sadece toplumsal
dzen ve emniyeti salamak deildir. Liberalizm asndan, dnyadan lezzet almann dnda bir
hedef olmadndan, lezzet ortamn salamann dnda kanunun bir misyonu yoktur. nsanlarn
hayatlarnda zevk almalarna ve kendi imkanlarndan yararlanmalarna engel olan bir ey,
bakalar iin rahatszlk oluturmak manasn tar. Bundan dolay, g ve lezzetlerden
yararlanmak bakalarnn zgrln tehlikeye drmez bir boyutta olursa, kanunun herhangi
bir fonksiyonu olmayacaktr. yleyse kanunun felsefesi, sadece insanlarn zgrln korumak
ve halkn kendi isteklerini yerine getirmelerini ve heveslerine ulama imkann salamaktr. Bu,
bat hmanist ve liberalist dncesindeki kanunun hedefidir. Bu esas uyarnca kanunun
kapsam, olduka kstl olacak ve devletin minimum derecede halkn hayatna mdahale etmesi
gerekecektir. nk halkn zgr oluu ve gnllerinin istedii her eyi yapabilmeleri asl
ilkedir. Bu ilke esasnca, zgrlklerin korunmas kanun stdr. Cmlesi mana
kazanmaktadr.
Ama slamn grne gre ise kanun, insanlarn hayatnn doru yolunu belirlemek ve
toplumu maddi ve manevi karlarna doru yneltmektir. slami manada ynetici de, bunlar
toplumda uygulayan ve bu karlar tehdit eden her eyin nn pratik yntemler ile alan
kimsedir. Bunun iin islami bir yneticinin vazifesi ile demokrat ve liberal bir yneticinin
vazifesi arasnda byk farklar vardr. Zira liberalist bir ynetici halkn kendi istek ve heveslerini
gerekletirebilmesi iin, ortamn msait bir hale gelmesine ynelik gerekli izni vermeli, sadece
dzensizliin ve karmaaln nn almal ve baka hibir engel oluturmamaldr. zgrln
kanun st olduunu syleyen zellikle de bilim, renim ve aratrma ile megul olan ve de
kendilerini gr sahibi olarak kabul eden kimselerin, daha fazla dikkatli olup, konular incelikle
aratrmalar ve incelemeleri gerekmektedir.
Kanunun asl mahiyeti, biri iin bir hakk ve dierleri iin de bir devi tayin eden bir
nermeden ibarettir. Kanun, zgrlklerin nn alan bir aratr. Eer herkesin istedii eyi
yapmas ngrlrse, o zaman kanuna bir ihtiya kalmayacaktr. Kanun, halkn kendi baz
isteklerinden vazgetikleri yerde gndeme gelir. Aksi halde kanunun baka hangi rol olabilir?
Eer herkesin istedii her eyi yapmas dnlrse, kanuna ne gibi bir ihtiyacmz olacaktr? O
halde kanun, bir kimse iin bir hakk ve dierleri iin de bir devi tayin eden bir nermedir. Eer
btn insanlar iin bir hakk tayin eden bir kanun var olursa, bu yine bir devi peinden
getirecektir. rnein; her insann, dnyada istedii her yerde kendisi iin bir iskan yeri seme
hakkna ve zgrlne sahip olduuna dair uluslararas bir kanunun olduunu varsayalm, bu
kanun btn insanlar iin bir hakk ifade etmektedir. Ama bakalar iin bir dev tayin
edilmeksizin, bu hak ispat edilemez. Zira byle bir kanunun manas, herkesin her yeri iskan
edinme hakkna sahip olduu ve dierlerinin de bu hakka sayg gstermeleri ve engel
karmamalar gereidir. yleyse kanun, direkt veya en direkt bir ekilde yaplmas ve
yaplmamas gerekeni iermektedir. Hatta kanun her fert iin bir hakk ngrd vakit,
dierlerinin bu hakka riayet etmesi ve sayg duymalar manasn tar.
Bu ekilde hareket etmeliyiz diyen bir kanunun manas, bu eklin dnda hareket
edilmemesi gerektii, zgrln snrlanmas ve yaplmas ve yaplmamas gerekilenin
belirtilmesidir. Bu anlamda hibir zgrln kstlanmamasn belirten bir kanun, eliki
tamaktadr. nk kanun, zgrl kstlama manasndan ibarettir. Bundan dolay bizim

kanun st bir zgrlk anlaymz olmayacaktr. Ama zel baz zgrlkleri tanmlamak
istediimiz bir durum olursa, bu surette bu zgrlklere riayet edilmesi gerektiini belirteceiz;
bunun kendisi dier baz kanunlarn stnde yer alm bir kanun olacaktr. Ama bir kanun
zgrlk iin hibir kstlln olmamas gerektiini ifade etmek isterse, obu kanun geersiz
olurp, eliki arz eder ve hibir akll kimsenin de bu sz sylemesi mmkn deildir. Kanunun
asl fonksiyonu, zgrlkleri kstlamaktr. yleyse sz konusu kimselerin, kanunun zgrlkleri
snrlayamaya hakknn olmadna dair attklar slogandan kastettikleri ey kaytsz zgrlk ise,
bu elikidir. Ama kastettikleri eyin meru zgrlkler olduunu sylyorlarsa, o zaman bizler
meru olan zgrlkler nelerdir diye soruyoruz. Hangi zgrln meru ve hangi zgrln
meru olmadn kim tayin etmelidir?

7-Meru zgrln Nispi Oluu


Her dzen, kendi zel kltr esasnca, bakalar meru bilmese dahi baz eyleri meru ve
makul olarak kabul eder. Bu anlamda mutlakkaytsz zgrlk bir mana ifade etmemektedir ve
hi bir kanunun, mutlakkaytsz zgrl salamas mmkn deildir. Bir kanun metninde
kanunun meru zgrlkleri temin etmesi gerei vurgulanrsa, o zaman meru zgrlklerin
neler olduunu belirtebilecek bir merciyi tayin etmek gerekir. Meru, makul ve faydal
zgrlkleri tayin eden ey nedir? Burada meru zgrlkleri tayin etmenin kanuna ait bir vazife
olduu sylenmektedir.
Her halkarda u asla dnmekteyiz: Eer biri her trl zgrln toplumda serbest
olduunu sylerse, bunun manas, camia iin hibir kanunun gerekmediidir. Syledii szn
manasn bilmiyor ve gereini anlamyor olmas dnda, hibir akll kimsenin byle bir eyi
sylemesi mmkn deildir. O zaman zgrlkten bahseden herkesin kastettii, kesinlikle
kaytl zgrlktr. Burada zgrln snrn kimin ve hangi lye gre kstlayabilecei
sorusu ortaya km oluyor. Eer zgrln snrlanmas fertlerin isteklerine gre olursa, bu
durumda yine karmaa kacaktr, zira herkes kendi menfaatlerinin temin edilmesini istemektedir.
Bundan dolay zgrlklerin snrn tayin edecek bir mercinin olmas lazmdr. Mecbur olarak
yYasama organ bir kanun belirlemelidir. Eer yasama organnn karar, halkn tercihi esasnca
belirlenir, kanunun ls ve referansnn kayna halkn istei olursa, hevesperestlerin galip
olaca aktr. Yani hmanist ve liberalist dncenin asl mihveri olan ey gndeme gelmi
olacaktr. Zira bu dncede kanunun karmaaln nn almaktan ve halkn isteklerinin temin
edilmesine nem vermekten daha fazla bir fonksiyonu yoktur. Ama slamn dnya grnde bu
kabul edilir deildir, zira kkl eksiklikler tamaktadr.

8-slam le Liberalizm Arasndaki Tezat


Bizler slam kabul etmekle birlikte lLiberalizmi de kabul edemeyiz. Kanunu insanlarn yararna
olan eyleri temin eden bir unsur olarak kabul ediyorsak, her insann gnlnn istedii her eyi
yapabileceini artk syleyemeyiz. nk bu iki anlay birbirleri ile uyumamaktadr. Ya
Allahn ya da insann l olmas gerekir. Baka bir ifadeyle ya Allahn taraftar ya da

hHmanizmin taraftar olmalyz. Hem insan eksenli hem Allah eksenli olmak mmkn deildir.
Bu iki anlay birlikte kabul etmenin sonucu uyumazlk ve atma olmakla birlikte, bu bir
irktir. Eer Allah ortadan kaldrlrsarsan, bunun kendisi de kfr ve ateizm olacaktr. Bu
yzden bizler, hHmanist bat kltrnn ateist bir kltr olduunu sylemekteyiz. Zira slam ile
kfr ve ateizm arasnda uyumazlk bulunmaktadr. Bunlar, birbirleriyle esasl ve kkl bir
sava halindedirler. Bundan dolay Amerikal siyasetiler, randa slam Nizam hakim olduu
mddete, ran ile uzlaamayacaklarna inanmaktadrlar. nk bu iki gr ve nizam
birbirleriyle elimekte ve badamamaktadr.
Asl mesele, deiik dncelerde iyi kanunun zelliinin ne olduu sorunudur. Kanun,
sadece toplumda dzeni salayp, bakalarnn zgrlklerinin inenmeyecei bir lde, ferdi
istek ve zgrlkleri mi yoksa halkn ounluunun isteyip istememesine bakmakszn insanlarn
gerek karlarn m temin etmelidir? Elbette halk onu kabul ederse, icra edilip uygulanacaktr
ve eer kabul etmezse, yazld yerde kalacaktr. Halk icra konusunda asli faktrdr, ama
kanunun meruiyetinin ne olduuna baklmaldr. yi kanun, sadece halkn gnlnce olan ve
onlarn isteklerini yerine getiren kanun mudur yoksa halkn maslahatn temin eden kanun
mudur? Bu iki gr birbiriyle uzlaamaz ve bunlar birbiriyle sentezletirmek, dumanl bir
kltr havas oluturup, bylece kt niyetli kimselerin amurlu suda balk avlamasn
salamaktr. Neyin slam ve neyin de kfr olduunun belirginleip, her ahsn istedii eyi
semesini salamak iin, bizlerin bu havay effaflatrmamz gerekmektedir.

[96]
Dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin.
Kehf/29
Kfr ve din metas mterisiz deil.
Bir grup bunu bir grup onu kabul eder.

Her halkarda birini semek iin, halkn neyin din metas ve neyin de kfr metas
olduunu bilmesi lazmdr. Halkn bilerek bir tercihte bulunabilmesi iin, bu kavramlar
aklamak ve bu tozlar bu sisli kltr havasndan kaldrmak bizim grevimizdir. Bazlar byle
bir ortam oluturmulardr. Onlar, demokrasi ve zgrl dinin yerine hakim klmak
istemektedir. Bizlerin ne sylediimiz ve ne yaptmz konusunda uyank ve tam bir ekilde
dikkatli olmamz lazmdr.

9-slam ve Demokraside Yasama

Geen oturumda, slam ve Demokrasi arasnda yasama ile ilgili olarak bir uzlamann
olmayacana deindik. Demokrasi, halklk veya halkn devleti; baka bir ifadeyle halkn gr
ve tercihine itibar vermek manasna gelmektedir. Acaba bu itibar snrl mdr yoksa snrsz
mdr? lnn halkn oyu ve meruiyetin halkn tercihine bal olduunu sylediimiz zaman,
bu ey Allahn isteine muhalif olduu taktirde de geerli midir yoksa halkn tercihinin itibar,
Allahn hkmne ve iradesine ters dmemek kaydyla m snrlandrlmtr? Batda bu
mefhum ve kavramdan kastedilen, asl lnn halkn gr olduu, gk ve yeryznde baka
hi bir kuvvetin halkn kaderine ve yasamaya mdahale etme hakknn olmad, kanunun fakat
halkn istedii ey olduudur.
Burada u soru akla gelmektedir: Kanunun itibarnn ls, btn halkn ortak gr
mdr yoksa ounluk yeterli midir? Pratikte btn halkn ittifak etmesi mmkn deildir ve
halkn ounluu yeterli ise, geriye kalan halk kesiminin durumu ne olacaktr ve ekseriyetin
tercihinin onlar iin ne itibar vardrbulunacaktr? Gerekte bugnk demokrasi, demokrasi ve
seilmiliin bilekesinden ibarettir; yani halk, kanun hazrlamas iin baz elitleri semektedir.
Halkn ekseriyetinin gr, milletvekillerinin gr ile uyumad zaman, hangi tarafn
gr itibar tayacaktr? Elbette milletvekilleri, genellikle halkn istei dorultusunda kanun
vazetmektedirlerhazrlamaktadrlar; zira byle olmad takdirde gelecek devrede
seilemeyeceklerdir. Halkn tercihine uymak iin, halkn istedii eyi kabullenmektedirler; ancak
baz durumlarda da halkn gr ile milletvekillerinin ekseriyetinin gr arasnda fark
bulunmaktadr. Bazlar, direkt bir ekilde hedeflerinin; Ruhani-Velayet-i Fakih ve slam devleti
modeli yerine, randa dDemokratik bir devletin kurulmas olduunu sylemilerdir. Demokratik
olmann manas, kanunun vazedilmesinde halkn isteinin dnda, hibir kimsenin
mdahalesinin olmamasdr. Acaba Mslmanlar bunu kabul edebilirler mi yoksa hayr?
slamn Demokrasi ile uyutuunu iddia eden kimseler hakknda da u sual sorulmaktadr:
Halkn oyu, Allahn kesin bir hkmnn aleyhinde dahi olsa yine muteber midir yoksa deil
midir? Eer muteber olmazsa, demokrasi uygulanmam olacaktr ve eer Allahn kesin bir
hkmnn aleyhinde dahi olsa l, halkn tercihiyse, o zaman demokrasi, slam ile
badamayacaktr. Gerekte Allaha ve Resulne itaat etmemiz gerei dnda slamn baka ne
manas vardr? Baka bir slam var mdr? Gnmzde slamdan alnan bir ok anlaylarn
bulunduu sylenmektedir; ama bu devrimin zerine kurulduu anlay, Allahn hkmlerinin
ve ilahi deerlerin toplumda hakim olmas gereidir. Bu devrimi yapan ve kanlarn son
damlalarna kadar onu savunmu olan ve de gelecekte de savunacak olan kimselerin anlay
bunun dnda baka bir ey deildir.
O halde yasama balamnda dDemokrasi insanlarn tercihine ncelik tanma manasndaysa
ve kanunlar Allahn hkm aleyhinde dahi olsa bu geerliyse, byle bir demokrasi slam ve
Mslmanlarn nazarnda kabul edilir deildir. Ama demokrasi baka bir mana tayorsa, yani
slami temeller, usuller ve deerlerin korunmasyla birlikte, halkn kendi vekillerini seerek
kendi toplumunun kanuni ve itimai meselelerine mdahale edebilmesi ve baz milletvekillerini
semek suretiyle, zel zaman ve mekan artlarna has kanunlar vazedebilmesiyapabilmesi
sylenmek isteniyorsa bu, bizim lkemizde mevcuttur. Yani halk, meclis yelerini semekte,
milletvekilleri de bir tasar hakknda kendi aralarnda istiare ve tartma yaparak o tasary
tasvip etmektedir; ancak meclisin tasvip ettii kanunlarn meruiyeti, slam hkmlerine muhalif
olmama artna baldr.

Neticede, belirli zaman ve mekan artlarnda, deiken kanunlar vazetmekhazrlamak iin halkn
birtakm milletvekillerini semesi, lkemizde var olan bir uygulamadr ve bu metot mam ve
Anayasa tarafndan onaylanmtr. Yasamadaki demokrasi bu manadaysa, byle bir demokrasi
mevcuttur ve kimse buna muhalif deildir.

10-slam Devletinde Muteber Kanun


Ehemmiyete haiz konu udur: slami ura Meclisinde, Milletvekilleri bir kanunu tasvip ettikleri
zaman, bu kanunun itibar, milletvekillerinin oy vermesinden ve temelde halkn milletvekillerini
bu i iin semesinden mi kaynaklanmaktadr, yoksa bir ekilde Veliyy-i Fakihin onayndan
gemesinden mi kaynaklanmaktadr? Dnce olarak bizler, hayatta ncelikli olarak insann
riayet etmesi gereken hakkn Allahn hakk olduuna inanmaktayz. Bizimlerin birtakm haklara
riayet etmemiz ngrlyorsa, Allahn hakk nceliklidir ve Allahn insanlara olan en byk
hakk, rububiyet hakkdr. Bu da iki ksma ayrlmaktadr: Rububiyet-i Tekvini ve Rububiyet-i
Terii. Rububiyet-i Teriinin manas, Allahn verdii her emrin insan iin uygulanma
zorunluluu tamasd manasndadr. yleyse Allah bir eyi yasaklarsa, onu yapmamak
gerekir. lahi hkm ve kanunlardan yz evirmek, ilahi Rububiyet hakkn zedeler. Onu inkar
edip, muteber bilmemek bir eit irktir. Bu esas uyarnca, slam toplumunda Allahn raz
olduu kanun, itibar tayacaktr. Eer Allah bir kanunu nehyederse, o kanunun bir itibar yoktur,
nk bu durumda Allahn hakk zayi olmu olur ve Allahn hakknn zayi olmasyla, insanlarn
haklar da zayi olur. Acaba Allah, kanun koymayasama noktasnda kendine faydal bir
uygulamada m bulunmaktadr? yleyse bir meselede Allahn hkmnn aleyhine davranlrsa,
gerekte insanlarn karlarnn aleyhine hareket edilmi olur. Neticede kanunun itibarnn asli
unsuru olan insanlarn karlarnn korunmas tehlikeye dmekte, hem Allahn hakk zayi
olmakta ve hem de insanlarn karlar tehlikeyle kar karya kalmaktadr. Bundan dolay byle
bir kanunun itibar olmayacaktr.Kanunun milletvekilleri tarafndan tasvip edilmesinden sonra,
baka bir szgeten geirilmesi bu esas uyarncadr. Bu szge, hukukularn ve din alimlerinin
sz konusu kanunu eriat ile karlatrp, Allahn hkmne aykr olup olmadn tespit
etmeleridir. Bu koruyucular konseyinin grevidir.
Eer kanunun itibar konusunda sadece halkn oyu baz alnsa idi, koruyucular konseyinin
fakihleri ne yapmalydlar? Halk oy vermi ve onlarn vekilleri de kendilerini seenlerin
istedikleri kanunu tasvip etmi ve yrrle koymu ve de o kanun muteber olmutur! Bundan
dolay slam Cumhuriyeti Nizamnda kKoruyucular konseyinin grevi, ilk olarak bizzat meclisin
tasvip etmi olduu kanunlar; yani halkn kendi vekilleri araclyla benimsedikleri eyi,
Allahn hkmlerine muhalif olmamas amacyla eriat hkmleriyle karlatrmaktr. (Elbette
Koruyucular konseyinin baka grevleri de bulunmaktadr.) Bugn grdnz bat
hayranlarnn ve dmanlarmzn deirmenine su aktan kimselerin, koruyucular konseyinin
kaldrlmasndan dem vurmalarnn bir sebebi de; Kanunlar slam ile karlatracak bir organn
olmamasn istemeleridir. Ben bugn bilgilenmeniz amacyla sylyorum ki belki de sizler
inanmayacaksnz ve bunun gerekleecei gn nallah gelmeyecektir- bat hayranlar ve
liberaller, slam ve Velayet-i Fakihi anayasadan silme amacndadrlar. Allah, byle bir frsat bu
slam ve slam nizam dmanlarna vermesin.

ONDRDNC OTURUM
Batnn Kanuna Maddi Bak
1-nceki Konunun zeti
nceden belirtildii gibi, slamn nazarnda toplumun kanna ihtiyac vardr ve bu da insanlarn
dnya ve ahiret saadetini temin edebilecek olan kanundur. Kanunu icra ederek kimsenin de tam
anlamyla uurlu, efkatli, takval, adaletli olmas ve kanunu kendi yerinde ve zel durumlarda
uygulama konusunda yeterlilie sahip olmas gerekmektedir; zira bu yneticiliin
gereklerindendir. Bu, devlet konusunda slamn siyasi teorisinin asldr ve toplumumuz, bunu
Velayet-i Fakih dncesi olarak tanmaktadr.
Bu dnceyi aklama dorultusunda, insann yalnz olarak orman ve maarada yaamasnn
mmkn olabilecei, ancak insanln maddi ve manevi geliimelerinin, toplumsal yaamn
ats altnda olmakszn hibir zaman gerekleemeyecei beyan edildi. Bilim, teknik ve
teknoloji alanndaki btn gelimeler, toplumsal hayatn rndr. Kendini yetitirme, ahlakn
slah etme uranda olan, seyr-i slk ve irfan aamalarndan geen kimseler bile, toplumsal
hayatn ats altnda, ahlak statlarndan ve reticilerinden yararlanarak bu makamlara
ulamlardr. O halde, insanolu arasnda bu irtibat olmasayd, hibir zaman maddi ve manevi
bir ilerleme olmayacakt. Bundan dolay, toplumsal hayat, insan iin zorunluluk tamaktadr.
Fertlerin bu ilahi nimetten istifade edebilmeleri iin, bir takm kanunlarn kendi toplumsal
hayatlarna hakim olmas gerekmektedir.
Kanunlar olmakszn karmaann, kaosun ve dzensizliin toplumda meydana gelecei ve
insan hayatnn hayvan hayatna dnecei aktr. Elbette baz kimseler, insanlarn zaten
birbirlerine ynelik kurt gibi olduklarn ve zor kuvvetiyle onlar normalletirmek gerektiini
dnmektedir, ama insana ynelik byle bir yaktrma arlktr. Ancak neticede insanda bir
takm eilimler bulunmaktadr ve eer bunlar, dzenin salanmas ve kanun yoluyla kontrol
altna alnmazsa, toplum fesada ynelmi olacaktr.

Sonra bu kanunlarn, insanlk camiasn dnya ve ahiret saadetine yneltebilmesi iin nasl
ve ne gibi zellikler tayan kanunlar olmas gerektii soruldu. Genel olarak, bazlarnn
kanunun toplumda sadece dzeni ve emniyeti salamas gerektiine ve bazlarnn da dzen ve
emniyete ek olarak kanunun toplumda adaleti de salamas zorunluluuna inandklar belirtildi.
Bundan dolay, kanunun tanm noktasnda deiik grler bulunmaktadr. Bunlar yzeysel
olarak akland. Bu dorultuda baz kimseler, insanlarn tabii hukukuna aykr kanunlarn,
toplumda uygulamamas gerektiini belirttiler. Gazetelerde, dergilerde ve konumalarda ve de
deiik niyetler ile baz kimseler, bu dncenin taraftarln yaptlar. Bu kimseler, ifade
zgrlnn, insanlarn tabii haklarndan olduuna ve hibir kanunun da bu tabii hakk
insanlardan alamayacana inanmaktadr.
Bu dncelerin deiik ahslar tarafndan, deiik amalar ile gndeme getirildiini
sylemitik. Bu konular ortaya atanlarn hangi gruptan olduu, ne gibi amalar tadklar ve
niin bu konular gndeme getirdikleri noktasnda benim hibir grm bulunmamaktadr. Ben,
dini ilimler ile elli yllk bir ura olan bir renci sfatyla, yalnz slamn nazarnda hukuk
felsefesi ve siyaset felsefesi ile ilgili analiz yapmaya ve gr belirtmeye kadirim. Benim hibir
gruba, partiye, tekilata, fraksiyona bal olmadm ve sadece er-i grev hkmnce bir takm
konular akladm belki
de halkn ounluu bilmektedir. Eer bazlar bozuk bir ortam oluturmak ve doru olmayan
tefsirler yapmak veya baz meseleleri tahrif etmek ve bir cmlenin bandan ve sonundan baz
kelimeleri silerek bir ahstan alnt yapmak suretiyle onu mercek altna koyup su -istifade etmek
istiyorlarsa, bizim bu insanlarla bir iimiz yoktur. Toplumda her zaman byle insanlar olmutur
ve gelecekte de olacaktr. Elbette bazen bir dnceyi ne srmek, o dnceyi benimseyenleri
ve benimsemeyenleri ortaya karmaktadr ve bu, doaldr.
Eer hatrlarsanz ben, bazen manas ak ve belirgin olmayan ve herkesin kendisinden bir
baka eyi anlad birtakm kavramlar kullandmz ve bunun hataya yol atn, dinleyicinin
doru bir ekilde konuann maksadna anlamamasna ve baz zamanlarda da safsataya neden
olduunu bundan nce, defalarca sylemitim. Bu ekilde, bir safsata bazen bilmeyerek ve bazen
de birinin bilerek yapmasyla meydana gelmektedir. Sz konusu ve burada zerinde durulan
kavramlardan biri de; Tabii Hak kavramdr ve usulen hakkn ne olduu ve onun tabii
olmasnn ne manaya geldii aklanmaldr.

2-Tabii Hukuk Okulu


Hukuk Felsefesine aina olanlar, hukuk felsefesi okullarndan birinin de Tabii Hukuk Okulu
olduunu bilirler. Uzak dnemlerde, tarih felsefesinin ekillendii zamandan itibaren, bir grup bu
konu hakknda gr belirtmitir.
Baz eski Yunan filozoflar, nsanlarn kendilerine tabiat tarafndan verilmi bir takm
haklar olduuna, hi kimsenin bu haklar alamayacana, zira insan tabiatnn fertlere bu haklar
zorunlu kldna inanmakta ve bundan baz neticeler karmaktadrlar. Bu neticelerin kendileri
zahirde birbirleriyle uyumamaktadr. te burada hukuk ve ahlak felsefesi ile ilgili Tabiat

Safsata adyla bilinen, mehur safsatalardan biri ortaya kmtr. Bazlar da, insanlarn birka
eit tabiatnn olduunu sylemilerdir. rnein; beyaz derili insanlar bir tabiat ve siyah derili
insanlar ise baka bir tabiat tamaktadr. Siyah derili insanlar, bedensel olarak beyaz derili
insanlardan daha gl ve dnsel olarak ise onlardan daha zayftrlar. Bu dncenin benzeri
Aristodan nakil edilmitir. (Yanl anlalmasn, ben bu dnceyi kabul etmiyorum, fakat
nakilde bulunuyorum.) yleyse siyah derili insanlar, bedensel adan daha gl olduklarndan
tr, yalnz bedensel i yapmaldrlar! Ve beyaz insanlar, dnsel olarak daha gl
olduklarndan, toplumun ynetim ileri onlara verilmelidir. Netice olarak baz insanlar,
dierlerine hizmet iin yaratlmtr, bundan dolay klelik, bir tTabii bir kanundur. Biz
imdilik biz, siyah insanlarn tabiatnn, byle bir gerei olup olmad hakkndaki konuya
girmeyeceiz, zira bunun kendisi geni bir mevzukonu olup, daha fazla bir zaman talepvakti
etistemektedir.
Her halkarda, tabii hukuk hakknda tarih boyunca en akllca, mutedilce ve salklca
sylenmi olan sz, eer bir ey insanlarn genel tabiatnn gereiyse, onun gereklemesi
gerektii szdr. nsan, kendi genel tabiatnn gerei olan bir eyden mahrum edilmemelidir.
Buraya kadarki sylenenler kabul edilir eylerdir, ancak bunlarn kesin bir ekilde
ispatlanabilmesi iin delile ihtiyac vardr. Yani niin insan tabiatnn gerei olan bir ihtiyac
karlamak gereklidir ve insan niin ondan mahrum klmamak lazmdr? Her haliylekarda, bu
konunun asl kabul edilir olup, ortak bir usul sfatyla benimsenmitir.
Ayn ekilde biz de,,; insan tabiatnn gerei olan ve doal olarak btn insanlar arasnda
ortak olan bir ihtiyatan insan mahrum etmemek gerektiine inanmaktayz. Bu belirtilenleri teyit
mahiyetinde imdilik beyan etme durumunda olmadmz baz akli deliller de vardr. Ama
sorulan sual, bu ihtiyacn ne olduudur. nsan tabiatnn yiyecee ihtiyac vardr, btn insanlar
yemek yemee muhtatrlar. Bundan dolay, hibir insan yemek yemekten mahrum klmamal
veya konumaktan men etmemeli, yani bir insan konumaktan al-koymak amacyla dilini
kesmemeli veya bir ila vermemeli...

3-nsan Haklarnn Batdaki Snr


Bildiiniz gibi, son asrda dnya insan haklar bildirgesi adyla bir konu gndeme gelmitir. Bu
bildirge ilknce krk altkrk alt devletin temsilcileri tarafndan imzalanm, sonra da zamann
gemesiyle baka lkeler de bunlara katlmtr ve netice itibariyle bu bildirge, dnya bildirgesi
suretini almtr. Bu bildirgede insanlara ynelik baz haklar zikredilmitir. fade zgrl,
mesken seme zgrl, i seme zgrl, din seme ve e seme zgrl bu haklardan
bazlardr. Bu haklarn ki bildirgede bunlarn ispatlanmas iin delil getirilmemitir- nereden
alndnn ve nasl bir ekilde btn insanlarn haklar sfatyla n grldnn uzun bir
tarihesi vardr.
Bu bildirge hakknda, hHukuk felsefesini bilen hukukular tarafndan (zellikle de
Mslman hukukular tarafndan) baz sualler sorulmutur, bunlarn bazlar unlardr: nsan
haklar unvanyla ortaya koyduunuz, mutlak bildiiniz ve hi kimsenin onlar kstlamamas
gerektiine inandnz ilkelerin felsefi kkeni nedir? Ve bunlara ynelik ne gibi delilleriniz

vardr? BAcaba bunlarn belirgin bir snr/kapsam var mdr yoksa yok mudur? Bu haklar
mutlak bir ekilde kanun zerinde midir ve hibir kanunun bu haklar kstlama hakk yok
mudur? fade zgrlnn snrn belirlemeye hibir kanunun hakk yok mudur? EAcaba e
seimini kstlamaya yetkisi olacak hibir kanun mevcut deil midiryok mudur? H Acaba hibir
kanunun size;, belirli bir ereve dnda mesken seme hakknz bulunmamaktadr, demeye
yetkisi yok mudur? Kanunun bu haklar iin belirgin bir snr tayin etme yetkisi yok mudur?
Bir eyin tabii bir hak ve insan tabiatnn gerei olduunu sylediimiz ve de buna ynelik
mantkl delillerimizin olduunu varsaydmz zaman, acaba bunun manas, bu hakkn bir
haddinin/snrnn olmad mdr? Eer bunun bir haddi varsa, kim bu haddi/snr
belirlemektedir? Hakikat udur ki, bu bildirgeyi hazrlayan ve onu aklayan kimseler, genel
anlamda bildiim kadaryla- bu sorulara doru yantlar vermekten kanmlardr.
Sonu itibariyle, zgrln kanun st olmasndan kastedilen nedir? Hibir kanunun
kstlamaya yetkisi olmad zgrlkler var mdr? Bu zgrlklerin sonunun nereye kadar
olduunu sormamal myz? Acaba ifade zgrl, herkesin gnlnn istedii eyi sylemesi
midir?! Hibir lkede byle bir eye izin verilmediini ve ifade zgrlne ynelik bir
hadde/snra inanldn bilmekteyiz; rnein fertlerin ahsiyetine hakarette bulunmak, dnyann
hibir yerinde kabul edilmemitir.

4-zgrln Snrnda htilafn Ortaya kmas


zgrlklerin haddinin/snrnn nereye kadar olduu ve bunu kimin belirledii sorusunun genel
bir yant bulunmaktadr: zgrln kanun st olduu ve kstlanmamas gerektii sylendii
zaman, kastedilen ey, meru zgrlklerdir. Bazlar da bundan kastedilenin, meru ve mkul
zgrlkler olduunu sylemiler ve bakalar ise deiik baz eyleri bunlara eklemilerdir. Ayn
ekilde insan haklar bildirgesinin baz blmlerinde, Ahlaki tabiri kullanlm ve haklara
riayet etmek ahlaki llerle birlikte anlmtr, bunun kendisi az veya ok mphem kavramlar
iermektedir. Meruluktan kastlarnn, slam gibi bir eriatn bunu caiz grmesi olmad aktr.
Szlk balamnda, merunun ve eriatn kklerinin bir olduu dorudur, ama hukuk ve siyaset
alannda meru, devletin muteber bildii herhangi bir ey ve kanun manasndadr, kesin olarak
eriatn kesin izin vermesi manasnda deildir. Meru haklar veya meru zgrlkler diye bir ey
sylediimiz zaman, kastettiimiz ey, slam eriatnn belirledikleridir. Onlarn meruiyetten
kastettikleri ey ise, muteber ve kanuni olan haklardr ve meru olmayan da bakalarnn
haklarna tecavz etmektir.
Ama hangi haklarn meru ve makul ve hangilerinin de meru ve makul olmad suali akla
gelmektir. aresiz olarak, zgrlkler ile ilgili ayrnt ve snrlar kanun belirlemektedir, diye bir
cevap vermektedirler. Burada ilk eliki ve ihtilaf ortaya kmaktadr: Bir taraftan, bu hak ve
zgrlklerin kanun st olduunu ve kstlanmamas gerektiini sylemektedirler, a. Ama
zgrln snrl m yoksa snrsz m olduunu sorduumuzda ise, zgrln snrsz
olmadn belirtmekteler; sylemektedirler ve doru bir cevap veremediklerinden tr,, bizim
kastimiz; meru zgrlklerdir, demekteler diye bir beyanda bulunmaktadrlar. Meruiyet nedir,
diye sorduumuzda; kanunun tasvip ettii eydir, diye cevap vermektelerdemekteler;.

zgrln snrn kanun belirler. Hani sSizler, bu zgrlklerin kanun st olduunu


sylyordunuz; cevap olarak meru ve makul zgrlkleri btn insanlarn ve akll kimselerin
bildiini syleyebilirsiniz. Biz de bunlara diyoruz ki: Eer bir meseleyi btn insanlar ve akll
kimseler biliyorsa, artk onun tartlmas yersizdir; nk biz ve btn Mslmanlar, bunlarn
bir parasyz ve dnya nfusunun bir milyar ksrn oluturan dnya Mslmanlar, akll
kimselerin bir blmn tekil etmeleri hasebiyle, slamda ne tr zgrlklerin kabul edildiini,
kendilerinin hangi zgrleri kabul ettiklerini ve hangilerini ise kabul etmediklerini
syleyebilirler. Sonu itibariyle, bildiim ve aratrdm kadaryla bu soru, henz cevapsz
kalmtr ve hukuk filozoflarnn, hangi eyin zgrlkleri kstladna dair, kesin bir cevaplar
yoktur.

5-nsan Haklar Bildirgesinde zgrln Kapsam


zgrln snr hakknda, hHukuk fFelsefi kitaplarnda insan haklar bildirgesinin tefsircileri
ve hukuk filozoflar tarafndan yazlanlar, birka ksmdan olumaktadr: ahsi zgrlkleri
kstlama sfatyla ilk olarak ne srlm olan ey, bakalarnn zgrlkleridir; yani her fert,
bakalarnn zgrlklerine engel tekil etmeyecek ve haklarna tecavzde bulunmayacak lde
zgrdr. Bu, hukuk filozoflarnn syledikleri ve zerinde direttikleri en nemli mevzudur ve
gerekte bakalarnn zgrlne zarar vermeme lsnde herkesin zgr olduu, batl hukuk
filozoflarnn ncili mahiyetindeki insan haklar bildirgesinde vurgulanmtr. Ferdi zgrlk,
bakalar iin rahatszlk oluturursa, insan bu zgrlkten mahrum kalr ve zgrln
kstland yer burasdr.
Burada birok sual sorulmaktadr: Bakalarnn zgrlne engel tekil etmeyi, hangi
konu ve alanlarda tasavvur ediyorsunuz? Bu engeller, fakat maddi meseleleri mi kapsamaktadr,
yoksa manevi meseleleri de iermekte midir? Halkn dini mukaddesatlarna kar kmak, onlarn
zgrlklerine muhalefet etmek midir yoksa deil midir? Batl liberalist dnce diyor ki:
zgrlklerin kapsam, manevi konular iermemektedir ve manevi meselelere muhalefet etmek
zgrl kstlamamaktadr. Bundan dolay, slam Allaha, Peygambere ve dinin
mukaddesatlarna hakaret edeni mrtet olarak deerlendirir ve Selman Rdi rneindeki gibi
slami mukaddesatlara hakaret ettiinden dolay onun katlini caiz bilir, denildii vakit, bunu
kabul etmemekte ve ifade zgrlnn olduunu sylemektedirler. O, yazardr ve istedii her
eyi yazabilir, sizler de istediiniz her eyi yaznz! Bizim sorumuz, bu kitaptaki yazlanlarn
bakalarnn mukaddesatlarna hakaret edip etmediidir. Etmediini kesinlikle syleyemezsiniz.
fade zgrl, dnyann br tarafndan birinin kalkp, Peygamberlerini canlandran ok
seven ve yzlerce azizlerini onun iin feda etmeye hazr olan bir milyardan fazla Mslmann
mukaddesatna hakaret edebilecei kadar geni midir? Bu ie ifade zgrl m diyorlar?! Bu,
btn insanlarn anlad o (ak) konu mudur? Hangi akl, mantk, delil ve eriat bir ferdin, bir
milyar insann mukaddesatna hakaret etmesine izin veriyor?! nsan haklar bildirgesinde, ifade
zgrlnden kastedilen byle bir ey ise, bizler rahat ve gz kapal bir ekilde bu bildirgeyi
kabul etmiyoruz.

6-Batdaki zgrlk Normunun Eksiklikleri


Bu bildirgeyi muteber bilen ve onu ncil seviyesinde saygn kabul eden kimselerden, bizler u
asli suali soruyoruz: Bu bildirge itibarn nereden almtr? Bunun akli delili var mdr? Bu
takdirde, bunu akli olarak da kantlamalsnz. Gelii gzel bir ekilde, zgrlk kanun stdr
ve kstlanamaz. Diye sylemek olmaz. Eer bu bildirgenin, onu imzalam lkelerden itibarn
aldn sylerseniz, o zaman bu bildirgenin itibarnn imzaya dayand anlalacaktr. Bu
bildirgeyi imzalamayan veya onu artl bir ekilde imzalayan kimselerin durumu ne olacaktr?
Bu kimselerin de kaytsz ve artz olarak bu bildirgeye uymalar gerekiyor mu?
Her toplumun, zel kltr, mukaddesat ve deerleri vardr ve insan haklar bildirgesinin
blmlerinin birinde; herkesin din seiminde zgr olduu belirtilmitir, insan da bir dini setii
zaman, o dinin kurallarna uymaldr. Din semenin manas, bunu sadece ifade etmek deildir,
aksine uygulamada da zgr olmak ve kendi dininin esaslarnca zgrce yaamaktr. rnein;
biz slam zgrce semi bulunmaktayz. slam da Allahn velilerine hakaret eden bir
kimsenin, cezasnn lm olduunu sylemektedir. Bat kltr, bu hkmn insan haklarna ve
insanlarn tabii hukukuna aykr olduunu; zira her insann tabiatnn gerei dorultusunda,
istedii her eyi syleyebileceini sylemektedir. yleyse, insan haklar bildirgesinde belirtilen
bu iki konu, birbiriyle uyumamaktadr. Birinci meseleye dnyor ve soruyoruz: Herkesin
istedii her eyi syleme de hakknn olduuna dair ne gibi bir delil mevcuttur? O halde sizler,
kendi lkelerinizde herkesin istedii her eyi sylemesine neden izin vermemektesiniz?! Eer bir
kimse bir hakarette bulunursa, mahkemede ondan ikayetiikayeti oluyorsunuz. Kendisinden
ikayetikayeti olunan kimse, ifade zgrl bulunmaktadr ve ben de istediim herhangi bir
eyi ifade ettim derse, hangi delile dayanarak ona bu sz syleme diyorsunuz? yleyse, ifade
zgrlnn kaytsz olmad ve baz eylerin sylenilmemesi gerektii ortaya kmaktadr.
zgrln snrsz olmadn, dnyadaki btn insanlar kabul etmektedir. Byle olmad
takdirde, kanunun hakim olduu ve haklara riayet edildii bir insaniyet ve toplum bakigeride
kalmayacaktr. Hi kimse zgrln kaytsz olduunu kabul etmemektedir, ama sorun bunun
snrnn nereye kadar olduundandr. Bir numune olarak ifade zgrlne deindik ve bunun
snrsz olduunun sylenemeyeceini, hibir kimsenin ve hibir devletin pratikte thmeti,
iftiray, bakalarnn yoldan sapmasn ve milli dzenin zararna sebep olsa dahi, herkesin istedii
eyi syleyip yazmasn kabul edemeyeceini belirttiksyledik. Ama bazen dil ile konuma
esnasnda bunu sylemektedirler; bunun da tartlmas lazmdr.
Eer konumak serbest ise, biz de konuuyor ve izin verilirse kendilerinden sual soruyoruz,
insan haklar bildirgesinin yazarlarnn nnde saygyla eiliyor ve sualimizi sormak iin izin
istiyoruz. Sualimiz udur: nsann istedii her eyi syleyebilecek kadar zgr oluunun delili
nedir? Eer zgrlk snrsz ise, neden kendiniz kabul etmemektesiniz? Thmette bulunma,
iftira atma ve hakaret etme hakknda, zgrln kaytsz olduunu kabul ediyor musunuz?
yleyse zgrln snrl olduunu kabul ediyorsunuz. O zaman bunun snr nereye kadardr?
Sizin cannzn istedii yere kadar mdr? Bakalarnn zgrle engel olunmamas gerektiini
sylediiniz vakit, bizler soruyoruz: Sizler bakalarnn zgrln ne derecede muteber
biliyorsunuz? Sizler, zgrln haddini sadece bakalarnn mal, can ve haysiyetine bir zararn
gelmemesi lsnce mi snrlyorsunuz? nsanlarn ruhuna, manevi hayatna, ideallerine ve
mukaddes lklerine zarar verilmesi, yasak mdr yoksa deil midir? Eer bu yasaksa, bizim

aramzda bir ihtilaf yoktur. Biz de ifade zgrlnn snrl olduunu sylemekteyiz.
Mukaddesatlara hakaret edilmemelidir, zira bu, bakalarnn haklarna tecavzdr.

7-slam Kanunlarnn Maddi ve Manevi htiyalara Gsterdii nem


Bu konunun devam niteliinde, u soru akla gelmektedir: slami dnya grne gre, zgrlk
nedir ve onun haddi/snr ve kapsam ne kadardr? Kanuna ynelik nceden belirtilen zelliklere
dikkat edildii takdirde, toplumda itimai hayatn hedeflerine ulamann ve insanlarn maddi ve
manevi ihtiyalarn karlamann, kanunun var olu sebebi olduu aydnlanacaktr. Toplumsal
hayat olmazsa, fertlerin maddi ve manevi ihtiyalar temin edilmez. Toplumsal hayatn nda,
insann hem Allahn verdii maddi nimetlerden; bilimden, teknolojiden ve sanattan yararlanmas
ve hem de stat ve eitimcilerin kontrolnde, ruhi olarak gelimesi ve kemale ermesi
mmkndr.
Bu yceliklere ulamak ve bilimleri renmek, fakat itimai hayatta mmkndr. Neticede
kanunun, maddi ve manevi adan insan geliimini salamas lazmdr. Bu anlamda, kanunun
fakat toplum dzenini salamas yeterli deildir. rnein; eer iki insan bakalarna bir zarar
vermeksizin ve toplumun dzenini bozmakszn, birbirlerini ldrmek zere anlalrsa, doru bir
i yapm olurlar m?Hatrlarsanz bir sre nce, Amerikann ehirlerinin birinde, bir grup insan
yand ve sonra bu insanlarn bir dini frkann yeleri olduklar ve kendi trelerinde intihar,
kemal grdkleri ilan edildi! Elbette bu olay mphem olup, phe tamaktadr ve Amerikan
hkmetindeki sorumlularn, bu grubu kendi dzenlerinin muhalifi grmelerindendklerinden
tr, ortadan kaldrm olmalardklar da mmkndr. Farz edin ki bu grup, kabul ettikleri
kendi dini inanlar esasnca bu ii yapt, acaba yaptklar bu ey doru mudur?
Bakalarna bir zarar verilmemitir. Bu insanlar kendi aralarnda anlam ve birbirlerini
ldrmlerdir, dolaysyla doru bir i yapmlardr, diye bir ey sylenebilir mi? Devlet byle
bir eye izin vermeli midir? Kanun bu izni vermeli midir yoksa vermemeli midir? l, yalnz
dzene ve emniyete riayet etmek olursa, bu dzen ve emniyet, toplu intihar ile de yerinde
durmaktadr! Kanunun da baka bir vazifesi bulunmamaktadr.
Liberalist dnce ve eilimde, devletin vazifesi sadece dzeni salamaktr ve kanun, fakat
karmaaln nn almak iindir, baka bir ey iin deildir. Bu zihniyetin neticesi, az veya ok
bat lkelerinde grlmektedir. Ahlaki, cinsi ve itimai yozlama ve de dier bozukluklar bu
zihniyetin neticeleridir. Btn bu yozlamalar, devletin fertlerin hukukuna ve hayatna
mdahale hakk yoktur ve devlet, sadece dzeni salamaldr. Diye konumalarnn neticesidir.
Devlet ve polis, liselerin iinde sadece rencilerin birbirlerini veya retmenlerini
ldrmemeleri iin bulunmaldr; dzen ve emniyet, Amerikada bu boyuttadr. Kanunun
vazifesi, fakat bu mudur? nsanlarn gelimesi ve ilerlemesine altyap hazrlamak gibi, dier
vazifeler de kanuna ait midir? Kanunun ahlaki yozlamann da nne gemesi lazm mdr?
Sylediimiz eyler ve tadmz dnce esasnca, kanunun manevi ihtiyalar da gz
nnde bulundurmas gerektii neticesini alyoruz. Bundan dolay insanlarn manevi
ihtiyalarna, ahsiyete, ilahi ruha, Halifetullah makamna ve insaniyete engel oluturan eyler ve

ayn ekilde insanlarn maddi gereksinimlerine, salna ve emniyetine zarar veren unsurlar
yasaktr. Bir araya gelmek, insann insani olarak gelimesi ve sadece hayvani hedeflere
ulamakla kalmayp, insani hedeflere de ulamas iin ekillenmemi midir? yleyse kanun,
maddi ve manevi gereksinimlerin gvencesi olmaldr. Halkn haysiyetine, saygnlna ve dini
mukaddesatlarna saldrmak, insanlarn ruhi ve manevi alardan gelimelerini ve ycelmelerini
nledii iin yasaktr.
Uyuturucu ve zehirsel maddeler kullanmak, insan hasta ettii, varln ortadan kaldrd
ve onun maddi boyutuna zarar getirdii iin yasaktr. Eer bir kimse , uyuturucu madde
bamls olursa, fiziki olarak kendisine bir ey olmazsa ve grnte salkl bulunursa, ama
bilin ve uurunu kaybederse, bu durumda bu uyuturucu madde yasal olur mu? Baka bir tr
zehirli madde kullanlr ve bu, insann manevi saln ve imann yitirmesine yol aarsa, bunu
yapmak yasak olmaz m? Bu, insann insanlna zarar vermek deil midir? Toplumda halk
dindar olmaktan uzaklatrmak iin zemin hazrlam olan kimseler, serbest olmal mdr?

[97]

Allah katnda, Allahn yolundan alkoymak, onu inkar etmek, Mescid-i Harama engel olmak ve
halkn oradan karmak daha byk(bir gnahtr).

Bakara/218
nsanlarn gelime, ilerleme ve dini hakikatlere ulama yolunu kapatan ve genlere dini
kt gstermeye neden olan bir ey yasaktr; nk bu, insann insanlna zarar vermektedir.
Nasl oluyor da bir ey, insann hayvani boyutuna zarar verdiinde yasak, ama insani boyuta
zarar verdiinde ise serbest olmas gerekiyor?! Dnya buna evet demekte, ama slam ise hayr
demektedir. Biz, toplumda uygulanmakta olan kanunlarn, insanlarn manevi karlarna riayet
etmesi gerektiine ve manevi karlarn maddi karlardan daha nemli olduuna inanmaktayz.
(una dikkat etmeliyiz ki; sylediklerimiz ilmi nitelik tamaktadr ve realitede rneinin
olmamas mmkndr, dolaysyla benim grmn, ekonomiyi gz ard etmek gerektii
olduu anlalmasn.)

8-Dini ve Manevi karlarn, Maddi karlara Olan ncelii

artlar bizi bir duruma getirir ve ekonomik kalknmayla dinimiz zarar grrse veya dini
bakmdan gelimeyle birlikte ekonomimiz az da olsa zarar grrse, bu iki ktan hangisini

semeliyiz? Bizler slami olarak geliimin, ekonomik bymeyi de getireceine inanmaktayz.


Ama bu uzun vadeli bir programda, tam anlamyla icra edilme artyla mmkndr. Ancak
bazen, ksa vadede, ekonomik karlara zarar gelmesi ve baz kimselerin zor duruma dmesi
ihtimal dahilindedir. Ama durum bu ekle dnrse, sylenenlere ve delillere dikkat ile, dini
karlar m nceliklidir yoksa dnyevi karlar? Hz. Alinin buyurduu gibi: Eer cann tehlikeye
derse, maln canna feda et;, tehlike mal ile can arasnda olursa mal cana feda et. Ama eer
tehlike can ve din arasndaysa olur; kfr ile hayatta kalmak ya da iman ile ldrlmek sz
konusu olursa, can ve mal dine siper etmek gerekir[98]; zira burada insan ldrlrse zarar
etmez.


[99]

De ki: Siz bizim iin iki gzellikten (ehitlik veya zaferden) birinin dnda bakasn m
bekliyorsunuz?
Tvbe/52
Dini urunda ldrlen bir kimsenin ne zarar vardr?! O dosdoru cennete gitmektedir.
Ama farz edin kiolarak yzyl daha dinsiz olarak hayatta kalrsa, gnden gne azabnn artmas
dnda ne yarar vardr. O halde, slamn nazarnda dini ve manevi karlar, maddi karlardan
daha nemlidir. Bundan dolay kanunun manevi karlara riayet etmesi gereiyle birlikte,
ncelii de manevi karlara vermelidir. Bahsimiz delillidir ve bizzler, delillerimizi kimseye
dayatmyoruz, isteyenler kabul etsin ve istemeyenler de reddetsin. Bu deliller uyarnca bizler,
mantkl olmayan bir ey sylemedik.

9-zgrln Kapsam ve Normlarnda slam iile Liberalizm Arasndaki Fark


Dnyadaki btn akll insanlarn syledii gibi, bizim grmze gre de zgrlk snrldr.
Bizim ile onlar arasndaki fark udur: Onlar, zgrln snrnn, bakalarnn zgrlne
tecavz etmek olduunu sylemektedir. Biz ise, zgrln snrnn, herhangi bir itimai kara
tecavz etmek olduunu sylemekteyiz. nsanlar hayatta, konumada, yemede, almada, ticaret
yapmada, ekonomi ile uramada, tartmada, seyahat etmede, anlama yapmada ve zetle her ii
yapmada zgrdrler, ama nereye kadar? Toplumun maddi ve manevi karlarna zarar vermeme
lsnce. zgrlk, maddi adan toplumun maddi karlarna zarar getirdii yerde yasaktr ve
ayn ekilde, zgrlklerden istifade etmek, toplumun manevi karlaryla kyorsa orada da
yasaktr. Bu, bizim delil ve mantmzdr. Bizden daha iyi bir mant olanlar varsa, onlar
istifade etmek onlar iin dinlemeye hazrz. Hukuk felsefesi uzmanlarndanhocalarndan, daha
fazla ilgi gstermeleri iin ricada bulunuyorum.
Bizim bildiimiz kadaryla, imdiye kadar hibir hukuk ve siyaset filozofu, zgrln
snrnn nereye kadar olduu sorusuna kesin bir yant vermemitir. Anayasamzda veya normal
kanunlarda ya da dnya byklerinin szlerinde yahut tayahut ta mam Humeyninin szlerinde

bile benzer tabirler var ise, ehil olan kimselere, onlar tefsir etmeleri iin mracaat edilmelidir.
Bizler de kanunun icra edilmesinden yanayz, slami lkemizde bizim bizim kanuna kar olan
ballmz bakalarnkinden daha fazladr. Bizim farkmz; kanunlar Veliyy-i Fakihin
imzalamasndan dolay muteber bilmemizdir; nk mam Humeyni, slam devletine itaat
etmek farzdr diye buyurmaktadr. Bazlar ise (itibar olarak) halkn oyunu baz almaktadr.
Hangi mantk daha gldr? Hangisinin etkisi ve tesiri daha fazladr.
Birine; halk oy verdiinden dolay bu kanunlar uyma zorunluluun var dediklerinde, o
kimsenin ben bu milletvekiline oy vermemiim veya ben bu kanundan raz deilim demesi
ihtimal dahilindedir! Ama mam, eer slam devleti bir emir verirse, islami ura meclisi bir
eyi tasvip ederse, er-i bir vazife olarak ona itaat etmek gerekir. Dediinde, o zaman nasl bir
destein ortaya ktn grebilirsiniz. Bu temelde,anlamda bizler mi daha kanuna daha balyz
yoksa onlar m? Kanunda bir mphemlik varsa, onu tefsir etmesi iin ehil olan merciye mracaat
edilmelidir. Anayasada bile bir mphemlik bulunursa, onu tefsir etmesi iin salahiyet sahibi
merciye mracaat edilmelidir, bakasna deil. Btn milletler ve akll insanlar arasnda
zgrln snrl oluu ve slamn nazarnda da bu snrn toplumun maddi ve manevi karlar
olduu neticesini alm oluyoruz. Btn insanlar, toplumun maddi ve manevi karlarna bir
zarar vermeme lsnce zgrdrler.

ONBENC OTURUM
slam Devleti, Kltrel Hareketleralmalar
ve KomplolarOyunlar
1-nceki Konunun zeti
Bildiiniz gibi bahsimizin konusu slamn siyasi teorisinin aklanmasdr. Geen oturumlarda
bununla ilgili baz konular gndeme getirildi. Bunlarn genel eksenini; slam asndan siyasetin
dinden ayrlamayacann ispat konusu oluturmaktayddr. Bu dorultuda unlar syledik:
slamn nazarnda toplumda muteber olan kanun, ya direkt bir ekilde Kuran Kerimde Allahu Teala tarafndan beyan edilmeli ya da Hz. Peygamber (s.a.va) ve mMasum imamlar (a.s) veya
mMasum imamlar tarafndan atanm biri tarafndan vazedilmelidir. Her halkarda, kanunun
Allahn rzasna uygun ve slami esaslar ile mutabk olmas gereklidir. Bu alanda birok tartma

vardr. Toplumda dini hkmlerin hakim olmas ve icra edilmesiyle ilgili dnceye muhalif
olanlarn gruba ayrldklarn belirttik:
1-Bu kimseler esasta Bazlar ddini kkten kabul etmemektedirler. Tabii olarak byle
kimseler, belirli bir dinin hkmlerinin lkede uygulanmasndan yana deildirler. Ama Allaha
hamdolsun ki byle ahslarkimseler, toplumumuzda ok nadir bulunmaktadr.
2-Dinin asln kabul eden, ancak bat kltrnn etkisinde kalan ve din alannn toplum ve
siyaset alanndan ayr olduuna inanan kimseler. Bunlar, dinin erevesini ahsi iler ve insanile Allah ilikisiyle snrlamakta ve toplumsal hayat meselelerinin din ile irtibat olmadn
sylemektedirler. Bu eilim, genel anlamyla, seklarizm veya dinin hayat meselelerinden ayrt
edilmesi olarak adlandrlr.
3-nc grubu ise, slamda itimai ve siyasi hkmlerin varlna gerekten inanan,
ancak farknda olmakszn sentezciliin ve bat kltrnn etkisinde kalmaktan kurtulamam ve
bazen slam ile uyumayan aklamalar yapan kimseler oluturmaktadr.

2-Ulema ve Bilinlendirmenin Ar Ykmll


BHer halkarda bizler, Allah-u Tealann tayin ettii vazife uyarnca, slamn tavrn ortaya
koymak ve fikri, itikadi ve dini sapmalarn nn almak iin myesser olma lsnce, bu
gereklere deinmekle ykmlyz. Baz dostlar, bu konular hassas olan mevcutbu itimai,
siyasi artlarda bu konular gndeme getirmenin bir gerei olmadn ve belki de bazlar bunun
zarar bile olacan dnmekteler, zira bu, fikir ve inanlarn ayrlmasna yol amaktadr.
Onlar, bizlerin fikri ve itikadi vahdeti oluturmak iin ne kadar daha fazla alrsak ve
ihtilafa/ayrla sebep olan meseleleri gndeme tamazsak, bunun toplumun faydasna olacan
dnmekteler. Bazlar da, faydal olaca dncesiyle; siz bu tr konular gz ard etmek
suretiyle, toplumda daha iyi iler yapabilir ve bir takm makamlara ulap, topluma hizmet
ederek hem kendinize ve hem de toplumda faydal olabilirsiniz, demekteler.
Byk ounluunu hayr ve iyilii isteyenlerin oluturduu bu azizlere unu sylyorum:
Biz de rahatlk yolunu ve yaclk ve yalakalk yapan kimseleri elde etme usuln iyi
bilmekteyiz. Bizim sorunumuz; Allah-u Tealann zerimize ykledii er-i ykmllktr. B,
bu, birinci derecede nebilere ve masum imamlara (a.s) ve sonra da ulemann zerine
yklenmitir. Bu, ok zahmetli ve ok tehlikeli bir yol olup, vme yerine genellikle hakaret,
thmet, iftira svme ve bazen srgn zindan, ikence, ahsiyeti terr etme ve bazen de fiziki
terr ile birliktedir. BHer halkarda bu yol, tarih boyunca nebilerin ve masum imamlarn
karlatklar zorluklarla doludur ve dostlar bizi azarlarsa ve bize serzenite bulunsa da bizler de
aresiz olarak biz de bu yolu kat etmek zorundayzliyiz. nk Allah-u Teala buyuruyor ki:

[100]

Gerekten, apak belgelerden indirdiklerimizi ve insanlar iin Kitapta akladmz hidayeti


gizlemekte olanlar; ite onlara, hem Allah lanet eder, hem de (btn) lanet ediciler.
Bakara/159
Dinde bidat ve yenilik ortaya kt vakit, alime kendi ilmini ortaya koymas ve
sapmalarn nn almas farzdr, yoksa Allahn lanetine mstahak olur.[101] Bu esasa
gereincere, bizim nmzde iki yol vardr: Ya dostlarn azarlamalarna ve serzenilerine ve de
dmanlarn thmetlerine tahamml etmeli ve bunun karlnda Allahn rzasn kazanmalyz
ya da halktan bazlarnn vgsn tercih etmeli ve bunun karsnda da Allahn lanetini satn
almalyz. Biz, kt szlere raz olmay ve Allahn lanetine uramamay tercih ediyoruz. Bu
anlamda, bu vazife, bizim zerimize braklmtr ve bu konularla ilgilenmek, bizim gibiler iin
her eyden daha farzdr.
Bugn snrlarmzda sorunlarmz olduu ve gelecekte bunun askeri tehlikeler
oluturabilecei dorudur. Konsolosluk personelinin ve otuz be ofrmzn Afganistanda,
sapk ve mrteci Taliban grubu tarafndan esir edildii, bunun milletin ve devletin zlmesine,
gsterilere, toplu itirazlara ve uluslararas kurululara mracaat etmeye sebep olduu dorudur;
ama bizim grmze gre, krk veya elli ranlnn dmanlarn elinde esir olma tehlikesi,
niversitelerde binlerce Mslman gencimizin Amerikann elinde esir olma tehlikesinden fazla
deildir. Genlerimizin bat kltrnn taraftarlarnn ve yandalarnn elinde esir olmalar, bir
grup ran vatandann sapk bir grubun elinde esir olmasndan ok daha tehlikelidir. Her ne
kadar onlar, sorunlar ve zorluklarla yz yzce olsalar da, sevaplar Allahn yannda mahfuzdur.
Ancak niversitelerde aziz genlerimiz; zellikle de ehit ve gazi evlatlar, niversitelerde fikri
ve dini sapma durumuyla karlatklar vakit, hangi ey bunu telafi edebilir? FAcaba fikri
esaretin tehlikesi daha fazla deil midir? BAcaba bu alanda, kimsenin sorumluluk hissetmesi ve
almas gerekmiyor mu? (Baz kimselerin bizi hatal bulmalar ve sizler kt dnyorsunuz
demeleri mmkndr. nsan fikrini sylemede zgr ise, bizim de en azndan elli yldan fazla
slami ilimler ile uraan kimseler olarak, ahsikendi grmz belirtmeye hakkmz vardr.)
Konumuz, ilahi ve islami kanunlarn toplumda uygulanmas gerektiine dayal iddiamzn
karsnda, ortaya atlan baz pheler ve bu konuya gemi tahlillerde benim iaret etmemizdi.
Bazlar kimseler, slam hkmlerini toplumda zorunlu olarak uygulamann, insann tabii hakk
ile uyumadn sylemekteler. nsann tabii haklarndan birisi zgrlktr ve bu fikir din,
siyaset ve ifade zgrlnde tecelli etmektedir. Her insann tabii bir ekilde, istedii dini
semeye veya dinini deitirmeye ve tad inan ve dnceyi ifade etmeye ve yaymaya hakk
vardr. Eer siz slami kanunlar bu lkede hakim olmaldr diyorsanz, bu kanunlar istemeyen
kimseler de mevcuttur bulunmaktadr; o. Onlarn dncelerini sylemeye ve oy verip bu
kanunlar istemiyoruz demeye haklar vardr. Bunlarn, dini kkten kabul etmeyen kimselerce
sylenmesi alacak bir ey deildir, ama zlerek sylemeli ki bazen bu szler, dindarlk
iddiasnda bulunan ve bazen kendilerine slami bir dayanak oluturan veya kendilerini mamn
hattnda olanlar olarak tantan kimselerden iitilmektedir.

3-lken Basnnda Batnn Ykc zgrlnn Propagandas

Mesele yle bir noktaya geldi ki rnein, gazetelerde bazen ciddi ve bazen aka yoluyla, bazen
bir yazardan aktarma suretiyle, bazen de bir kz veya erkekten nakletme yoluyla- unlar
sylenmektedir: Neden erkek birden fazla kadn alabilmekte, ancak kadn alamamaktadr? Ya da
ortak cinsel hayatn tekil edilmesini ve birden fazla erkein bir kadnla ortak yaamasn
nermekteler! Grld gibi bunlar, Komnist lkelerin basnnda yer almamaktadr; slam
Cumhuriyetinin gazetelerinde byle konular yazmaktadrlar! Bunlar, bazen slami bir
niversitede kendilerini slami bir organa nispet etmek suretiyle konuma yapmakta ve bugn
halk istedii takdirde, rehberlie, peygambere muhalefet bir yana, Allahn aleyhine bile gsteri
yaparsa, hibir kanunun onlarn nn almaya hakk yoktur! demekteler.
Bu szler, eer slami olmayan bir lkede veya kafir ve mrik olan bir kimse tarafndan
gndeme getirilseydi, almazd; ancak slam Cumhuriyetinde, slamn ve Velayet-i Fakihin
hakimiyetinde, niversitelerde bunlar sylenmekte ve hem de hi kimse bunlara
karmamaktadr. Bazen bir niversite rencisi itirazda bulunmakta, ama sz etkili
olmamaktadr. Bundan dolay, biz, sorumluluk hissediyor ve diyoruz ki; bu szler, tehlikeli
bidatlardr ve slamn esas ile badamamaktadr, her kim ki konumasnda bu konulara yer
vermek istiyorsa, en azndan bu szleri slam adna sylemesin, bylece slamn ve kfrn ne
olduu belli olsun. Bu ekilde herkes hangisini istiyorsa sesin. Bu din hrriyeti ve ifade
zgrl, bat kltrnn meyvesidir. DBu dardan ithal edilmi grn gzel ve aldatc, ii
ise zehirli olan bir meyvedir. Bu, bat kltrnn aac ile uyumlu bir meyvedir, ama bizim
slam kltrmz ile bu ekilde ve bu genilikte badamamaktadr.
Bat kltrnn bu alandaki yapsnn ne ekilde olduunu anlamanz iin, bugn bat
lkelerinde ve bat dnyasnda dinin partisel eilimlere benzer bir hobi olduunu belirtmeliyim.
rnein; bir lkede belirli sayda parti kurulmu olsa ve yarn baka bir parti kurulur ve
mevcudiyetini ilan ederse ve bir kimse bir partiden baka bir partiye geerse, bu bizim iin
alacak bir ey deildir. Bu meselenin ayns din ile irtibatl olarak batda zellikle de
Amerikada bulunmaktadr. Her gn yeni bir din ve mezhep kurulmaktadr; bu olay bizim
amzdan acayip karlanmaktadr. Yzyl nce Bab adnda biri ortaya kp, bBen yeni bir
slam getirdim ve iilerin mam- zaman zuhur etti,. dDedi, bu olay herkesi artmt; nasl
oluyordu da yeni bir din getirdiini iddia eden biri ortaya kmt? (Elbette ran dnda
zelilikle de Amerikada bu kt hareketi yeni slam adyla yaymaktalar, zira orada bu acayip
karlanmamaktadr.) HAma her yl, birok dini frka Kanadada, Amerikada ve Avrupa
lkelerinde kurulmaktadr. rnein; Hristiyanln asl mezhepleri Ortodoksluk, Katoliklik ve
Protestanlk olmakla birlikte, sadece Protestanla bal, bat lkelerinde resmi olarak kaytl be
yzden fazla frka bulunmaktadr.
Geen yl, Latin Amerika lkelerine seyahat ettiim zaman, birok yeni mezhebin
Amerikada kurulmu olduunu ve yelerinin propaganda almas yaptklarn grdm. Orada
bu konular ok normaldir. Bir gazetede, yeni bir mezhebin kurulduu, bir Keiin yeni bir din,
frka ve mezhep ortaya kard ve de Kilise kurduu ilan edilince, hi acayip
karlanmamaktadr. Halk, ok rahat bir ekilde bir frkadan baka bir frkaya gemektedir; buna
Din zgrl demekteler.

4-slami Protestanlk, slam Aleyhine KomploOyun


ran slam Cumhuriyetinde de bir grup, din zgrlnn (batsal anlamyla) salanmasn
arzulamaktadrlar, nk mddetler nce, bir slami Protestan mezhebin oluturulmasn
nermilerdir. Bildiim kadaryla, ilk olarak Fetih Ali Ahondzade (Ahondof) slamda da ayn
ekilde bir Protestan mezhebinin kurulmas fikrini nermiti. Ondan sonra baka aydnlar, bu
konuya konumalarnda ve kitaplarnda yer verip, slami bir Protestan mezhebin kurulmasn
nerdiler. Bugn Amerikada da ayn ekilde, randa yeni bir Martin Luther in ortaya kp,
modern artlara uygun yeni bir Protestan mezhep ve yeni bir slam oluturmas gerei ve bin drt
yz yl nce ortaya km olan bu slamn bugnn hayatna bir faydas olmad dncesi
yaylmaktadr.
Amerikann byle bir nerisi varsa, acayip karlamyoruz, zira onlarn hedefi slam
ortadan kaldrmaktr. Bu i iin plan yaptklarn, bte ayrdklarn kendileri sylemi ve bu
asrda asl dmanlarnn slam olduunu defalarca itiraf etmilerdir. Ama iin hayret edilecek
yn; yava, yava bu propagandalarn lkemizin iine de szmas ve bazlarnn ortaya kp,
gazete ve dergilerde slamn kesin ve zorunlu hkmlerini ak bir ekilde sorgulamalardr.
rnek olarak sylemek gerekirse; erkek ve kadnn eit miras almas veya kadnn neden birden
fazla erkek ile evlenme hakknn olmad gibi konular sorgulamakta ve bazen de slamn
zorunlu hkmlerinden alayl bir eda ile bahsetmektedirler. Hatrlarsanzmaktasnz ki, devrimin
ilk yllarnda, kKsas tasars gndeme geldiinde, bazlar kKsas tasars insani deildir,
dediler., Bbunun zerine mam yle buyurdu: Eer bir kimse bilerek bu sz sylerse,
Mslman ei kendisine haram olur, mal Mslman varisine geer ve can da artk haram
olmayacaktr. Elbette irtidad hkmleri, sadece ksas ve hkmlerini inkar edene has deildir,
bilakis her zaruri hkm inkar etmek, irtidada sebep olmaktadr. Ama slam Cumhuriyetinin
gazete ve dergilerinde ve bazen de Mslmanlarn Beytl-Malnn yardmyla tesis edilmi
gazetelerde, ak bir ekilde ve hibir utanma ve haya olmakszn baz ahslar, bu konular
yazmakta ve slamn zorunlu hkmlerini inkar etmektedirler. Bazlarnn, mamn ksas inkar
edenlerin hakknda verdii fetvann, fakat ksas konusuna zg olmadna ynelik bu fertleri
uyarmas gerekmektedir.
Bazen ii ve Snni fakihlerinin zerinde ittifak ettikleri ve Snnilerin arasnda dahi
muhalifinin olmad hkmlerin sorguland ve bazen de alaya alnd grlmektedir! Acaba
sorumlu mercilerin bu meseleleri aratrmas gerekmiyor mu? En azndan buradan, byle
tehlikelerin genlerimizin geleceini tehdit ettii uyarsn yapmak gerekmiyor mu? mamn
konumasn duymam ve derslerinden istifade etmemi kimselerin, slam Cumhuriyeti
lkesinin gazetelerinde yazlan konularn tesiri altnda kalmalar ve slam dzeninin/devletinin
de bu fikirleri kabul ettiini ve de bunlarn slami olduunu dnmeleri tehlikesi yok mudur?
En azndan, Bbu fikirlerin slam ile bir ilgisinin olmad en azndan bir yerde sylenmelidir.
Her haliyle, dinin bir hobi meselesi olduu, insann sevdii her dini setii ve sonra da
istemedii takdirde dinini deitirdii fikri, tehlikelidir. Bat lkelerinde bazen bir gen,
arkadayla birlikte liseye gitmekte, arkadann ben filan kiliseyi daha ok seviyorum deyip
neticede mezhebini deitirmesi zerine, o gen de etki altnda kalp, arkadan takip ederek
kendisi de mezhebini deitirmektedir.

Dinin, bugn giyecekleri veya giymeyecekleri ya da modelini deitirecekleri bir elbise


gibi olduunu sanyorlar. slamn bak, dinin bir hobi meselesi olduu neticesinin alnaca,
saadet ve bedbahtlklarn eitli yollar vastasyla halkn isteine gre tayin edildiine
dayanmamaktadr. Bazen bu din, bazen o din, bazen bu mezhep ve bazen de o mezhep. Hangisini
beenirsen onu se ve devlet de insanlarn tabii bir hakk unvanyla bu zgrl salamaldr.
slam, dini insan hayatnn en nemli meselesi olarak bilmekte, dnya ve ahiretin saadet ve
bedbahtln doru dini semeye balamaktadr. Bu anlamda, bu konularn gndeme
getirilmesinin sebebi, hissettiimiz, kokusunu aldmz ve bazen gzlerimizle grdmz bu
tr tehlikelerdir. Maalesef Bbaz ahslar, maalesef gaflette bulunmakta veya bunlara gz
yummaktalar. Bu konular gndeme tamamzn sebebi, sapmalar ile mcadele etmek ve kendi
grevimizi yerine getirmektir.

5-Tabii Hakkn Gerek Mefhumu


Sz konusu meselelerden biri de; Tabii Hakkn gerekte ne anlama geldii ve zgrln hangi
manada insanlarn tabii hakk olduuydu. Tabii hak ile ilgili en iyi tanm udur: nsan tabiatnn
gerei olan ve hi kimsenin reddetmemesi gereken ihtiyaca tabii hak denir. O zaman, konumak
ve gr belirtmek, insan doasnn gereidir ve kimse bunlarn nn almamaldr. Daha nce
sylediimiz gibi, yeme ve ime de insan doasnn gereidir, belki de her insann en tabii hakk,
yemek yemesidir, ancak sadece yemek yemenin insan doasnn bir gerei olmasndan tr,
insann bakalarnn olan her eyi yemeye hakk var mdr? Neyin helal veya neyin haram
olduunu ve insann hangi kimselerin maln yemeye hakknn olmadn belirtmeye hibir
kanunun yetkisi yok mudur? nsann gnlnn istedii her eyi, her nerede ve kimde olursa alp
yiyebilecei noktasnda zgr olduunu, hangi mantkl insan kabul etmektedir? Konuma da
insann tabii bir hakkdr, ama her yerde ve her hedef dorultusunda beyan edilen szler deil.
Kanunun neyi yiyebileceimizi ve neyi yiyemeyeceimizi sylemeye nasl hakk vardr; yeme ve
ime, insann doal bir hakk olmakla beraber, dinin, domuz eti yemeyiniz ve alkoll iecekleri
imeyiniz, deme yetkisi nasl bulunur? Bu gr, ifade zgrl hakknda da geerlidir.
Konuma ekli, zaman, mekan ve onun snr, kanun tarafndan belirlenmektedir . Az veya ok
btn dnya bunu kabullenmitir. Ancak batllar din hakknda yle sylemektedirler: Din ile
ilgili olarak, her istediinizi syleyebilirsiniz, nk din bir hobi olup, ahsi bir konudur, hayatn
nemli meseleleriyle bir irtibat yoktur ve en fazla, insan Allah ilikisiyle balantldr. Bu
balantnn deiik ekillerde gereklemesi mmkndr. Bu ekillerden istediini seebilirsin;
bu din bir doru yol ve dier bir din de baka bir doru yoldur. Putperestlik de doru yoldur,
slam da doru yoldur! Ama slamn syledii bunun dnda bir eydir. Elbette kastmz, bin
drt yz yl evvel Hz. Muhammetin getirdii slamdr, Bablarn ve Martin Lutherlerin
getirdikleri deil. Bizler, Hz. Muhammet Bin. Abdullah (s.a.va)in getirdii slam hakknda
konumaktayz.

6-Snneti Anlay, slamdan Alnan Tek Asl Anlay

Buna karlk yle demekteler: Evet, bizde bu slam kabul etmekteyiz, ama bu slamdan
alnan deiik anlaylar bulunmaktadr, demekteler.. Siz, bir anlay beyan etmektesiniz ve
mevcut dier ahslarn da baka anlay ve kavraylar vardr. Bu da bat kltrnn
meyvelerinden biri olup, dini metinler iin deiik anlay ve kavraylarn caiz olduunu
belirtmektedir. Daha nce sylediim gibi, bir sre nce Kanadada yeni bir Hristiyanlk frkas
kuruldu, o frkay kuran keiten sizin homoseksellik hakknda grnz nedir diye bir soru
sorduklarnulduunda, kendisi, ben imdilik bir gr belirtmiyorum, ancak size unu
sylemeliyim ki ncili yeniden yorumlamak gereklidir, demitir! nk slamda olduu gibi,
Tevrat ve ncilde, de slamda olduu gibi bu mesele aka knanmtr. Kendisinden, siz
mukaddes kitaba (ncil)a sayg duymaktasnz bu konudaki grnz nedir diye soru sorduklar
vakit, homoseksellii benimsediinden tr aka grn sylemek istememi, ncili
yeniden yorumlamal demitir! Bu beyefendiler de slam ve Kuran yeniden
anlamak/yorumlamak gerektiini sylemekteler. Biz, bin drt yz senelik ia ve Snni
ulemasnn anlayn muteber bilmekteyiz, bizim kendisinden bahsettiimiz slam, masum
imamlarn (a.s) ve onlardan sonra da on drt asr boyunca slam ulemasnn yorumlam/tefsir
etmi olduklar slamdr. Biz, bu anlay l almaktayz. Eer yeni anlaylar kar ve onlarn
esnasnca btn slam ve hkmlerini deitirmek ve yeni bir slam oluturmak gerekirse, bizim
o slam ile bir iimiz yoktur, onu kabul etmiyoruz. Mslman halkn da Bablarn ve
Lutherlerin getirdii bu tr yeni slamlar benimseyeceini dnmyorum.
Bizim elimizde olan ve kendisinden bahsettiimiz ve de kendisini savunduumuz slamn
kayna, Kuran, Peygamber ve Masum mamlarn snnetidir; ii ve Snni alimler onun zorunlu
ve kesin hkmlerini beyan etmilerdir; bunlar zellikle de ii ve Snniler arasnda hibir
ihtilafn bulunmad hkmlerdir. Bu slam bize, yeme ve imede, l ve kurallara uymamz
gerektiini syledii gibi, konumada da l ve kurallara uymamz gerektiini sylemektedir.
Din, bugn giyeceiniz ve yarn deitireceiniz bir elbise deildir, aratrma yapmak ve hak
dini kabul etmek gereklidir. Darul slamda, aratrmada tembellik yapmann dnda, kimsenin,,
bana mesele yanl yansd veya ben hakk tespit edemedim diyemeyecei kadar slamn
hakkaniyetini ispatlayacak deliller mevcuttur. Kutup adalarnn birinde yaayan biri, ben slamn
hakkaniyetini bilemedim derse, ondan kabullenilebilir; ama bin drt yz yl boyunca en byk
slam alimleri tarafndan en deerli ve en gzel kitaplarn yazld Darul-slamda eer bir
kimse ben hakk tespit etmedim derse, bunun ondan kabullenilebileceini ben dnmyorum.
Her haliyle, bizim elimizde bulunan slam, size yemede ve imede snr vardr, sohbet
etmede de snr bulunmaktadr ve her istediinizi sylemeye hakknz yoktur, demektedir. slami
kurallara uymak zorundasnz, eer slami kurallarn dnda hareket ederseniz, slam
toplumunun zararna olur. Bildiiniz gibi, ilmihallerde belirtilen haramlardan biri de, zararl ve
saptrc kitaplarn satlmas ve alnmasdr. slam herkese, zellikle de hakk ve batl tespit etme
gcne sahip olmayan kimselere, her eye bakma, her konumay dinleme ve her yazlan okuma
iznini vermemektedir. Ayet-i erifenin buyurduu gibi:




[102]

Ayetlerimiz konusunda alayl tartmalara dalanlar: onlar bir baka sze geinceye
kadar- onlardan yz evir.
Enam/68
Kuran mminler hakknda yle buyurmaktadr: Eer dini alaya alan kimseleri grrseniz,
onlar ile birlikte olmayn ve oturmayn.

.


Nisa/140
[103]
O, size Kitapta: Allahn ayetlerinin inkar edildiini ve onlarla alay edildiini iittiinizde,
onlar bir baka sze dalp geinceye kadar, onlarla oturmayn, yoksa sizde onlar gibi
olursunuz diye indirdi. Dorusu Allah, mnafklarn ve kafirlerin tmn cehennemde
toplayacak olandr.

yleyse slamdan bahseden, ama slam dmanlaryla iliki kuran ve slam dmanlarnn
szlerini yayan kimseler, yerleri kafirler gibi cehennem olan mnafklardr.
Bir daha vurguluyorum ki slam yle sylemektedir: Gidiniz hakikati tanynz ve slamn
sizlere rettii gerekler ile dmanlarla tartnz ve bylece onlar yeneceksiniz. Ama inan ve
deerlerinizi savunacak derecede kuvvetiniz olmakszn, sapmlar ve beeri eytanlar ile beraber
ve birlikte olmaynz; nasl ki bir sporcuya ilk nce idman yapmas ve sonra gre minderinde
hazr olmas ve de gre tutmas syleniyorsa, bu da byledir. Henz idman yapmam bir
gencin, bir pehlivan ile grememesi gerekir; nk yere ylr ve beli krlr. Bu, zgrlk ile
mcadele anlamna gelmemektedir; bu gidip slam ilimlerini renip ondan sonra dmanlarla
tartacak genlere bir nasihattir.
Netice olarak, bizim bildiimiz slamn zgrlkleri snrldr ve bu slam, konumak
insan tabiatnn bir gereidir, dolaysyla bu serbest olmaldr, diye bir delili doru
bulmamaktadr. nsanda baka gdlerde mevcuttur ve bunlar da insann tabii haklar
saylmaktadr; cinsi gd, yeme ve ime gds buna birer rnektir, bunlar giderilmelidir, o
zaman bunlar iin de hibir snr olmamaldr! Yemenin snrsz olmasn ve her yenilecek eyin
yenilebileceini nasl ki hibir akll insan kabul etmiyorsa, konumak da byledir. O halde,
konumann ftratn gerei olmas, onun hibir snr ve haddinin olmamasna delil tekil etmez.
Akl ve din, belirli bir snr tayin etmelidir ve bu snr, dinin belirledii ve tantt toplumun
maddi ve manevi karlardr.

7-Meru zgrlk
htimalle gazetelerde, benim sylediklerime itiraz eden kimselerin, filan ahs safsata yapyor ve
biz zgrln snrsz olduunu sylemiyoruz, bizim szmz meru zgrlklerin
bulunmaolmas gereidir, dediklerini okumusunuzdur. Ben de soruyorum: Meru
zgrlklerden neyi kastediyorsunuz? Acaba kastnz eriatn kabul ettii ey midir? Szlkte
meru kelimesinin iki manas vardr. Birincisi: eriatn caiz grd eydir. (Elbette
kastettiklerinin bu olmas uzak bir ihtimaldir, nk bu konuyla uraan ahslar, o kadar da
eriat a deildirler.) Her haliyle, eer meru eriatn kabullendii ey manasndaysa, bu bizim
sylediimiz eyin ta kendisidir; nk bizler zgrlklerin eriatn izin verdii bir erevede
olmas gerektiini sylyoruz. Meru kelimesinin dier anlam ise, kanuni itir. Aynen bu mana
uyarnca da, ran slam Cumhuriyetinde anayasann belirttii gibi, kanun slam ile mutabk
olmaldr. Anayasamz bir btn olarak, btn kanun ve hkmlerin slam ile mutabk olmasna
iaret etmektedir ve esasen anayasada, koruyucular konseyi fakihlerinin mevcudiyet felsefesi,
slam ile mutabkl olup, olmad dzlemindeyla ilgili olarak, slami ura Meclisinin tasvip
etmi olduu kanunlar aratrmaktr. Varsayalm ki, btn halk ve milletvekilleri, (haklarnn
korunannduu, aznlk temsilcileri dnda) Mslman, dindar ve samimidir, ama bunlarn bazen
gaflet etmeleri ve slamn aleyhine olan bir tasarya oy vermeleri mmkndr. Anayasaya gre,
meclisin tasvip etmi olduu tasarlar, koruyucular konseyinde anayasa ve slam ile mutabk
mdr, deil midir diye aratrlmaldr. Koruyucular konseyi fakihleri, meclis tasarlarnn
slamiliini ve koruyucular konseyinin hukukular da onlarn anayasa ile mutabk olduunu
onaylamaktadr.
Eer anayasamz kanunlarn slami olmasn gerekli grmyorsa, o zaman koruyucular
konseyinin mevcudiyet felsefesi nedir? Anayasann usullerinde yer alm olan; slamn ve
mutlak anlamda Velayet-i Fakihin hakimiyetine bu kadar vurguda bulunma ne iindir? O zaman
bazlarnn hukuku sfatyla Anayasa, zgrlklere riayet edilmelidir dediinden dolay, hibir
din ve kanunun bu zgrlkleri kstlamaya hakk yoktur! demeleri hayret uyandrcedici deil
midir? Anayasa, zgrlklerin meru olmasn m yoksa meru olmamasn m ngrmektedir?
Sizlerin kendisi, meru zgrlkler, demektesinizdiye sylemektesiniz. Meru zgrlkler ne
anlama gelmektedir? Eer meru kelimesi, eriattan alnm olursa, eriatn teyit ettii
zgrlkler manas ortaya kar; eer meru kavram kanunilik manasndaysa, anayasaya gre
meru zgrlkler, eriatn ve kanunun onaylad zgrlklerdir.

8-Dinin ve Kanunun zgrl Kstlamas


zgrlk, kanun st olamaz, zgrln din ve kanun st olduunu syleyenlerin, esasen
dinin ve kanunun niin olduunu yantlamalar gerekir. Kanunun mahiyeti nedir? Kanun, bir
program belirli bir erevede yapnz ve u ii yapnz ya da yapmaynz diye emir vermekten
baka bir ey midir? Zorunlu olarak gemi baz konular hatrlatmam gerekiyor: Her kanun,

direkt veya dolayl bir ekilde, hareketlerin snrl olmas ve belirli bir erevede yaplmas
gereini sylemektedir. O halde zgrl kstlamak, kanunun asl zelliidir. Eer kanun ve
din, zgrl snrlama yetkisine sahip olmazlarsa, ortadan kalkarlar. Din, itimai ve siyasi
kanunlar ierdiinden, insann itimai ve siyasi davranlarn kanalize etmekte, snrlamakta ve
o davranlarn kendi zel erevesinde yaplmasn emretmektedir. Eer dinin manas bunun
dndaysa, varl ne iindir? DEer din, herkesin istedii her ekilde, hareket etmesi iin
gelmise, o zaman dinin zellii nedir ve onun yeri neredir? Dinin ve kanunun mevcudiyetinin,
insan zgrlklerini kstlamann dnda baka bir manas yoktur. Bu anlamda, zgrln din
ve kanun st olduunun sylenmesi, sama bir szdr. Bazlarnn din adyla, halkn meru
zgrlklerini engellemek isteyebilecekleri ve Allahn helal ettii eyleri, hurafeler ve kavimsel
adetler vesilesiyle haram edebilecekleri mmkndr. lkemizin baz blgelerinde henz olduu
gibi; baz kavim ve airetler, Allahn helallerinin bazlarn haram etmektedirler. Hve henz
bugnk toplumumuzun kltrnde dahi, Allahn baz helalleri, irkin karlanmaktadr, eer
byle olmasayd, toplumda birok cinsel fesadn n alnm olurdu. Hz. Ali (a.s) yle
buyuruyor:
Eer mer mutay yasaklayp nn almasayd, azgn insan dnda kimse zina etmezdi.
Birok sorunun zmnde kilit niteliindeki Allahn bu helali, maalesef halen
kltrmzde irkin karlanmaktadr. Evet, eer din adna bir takm kimseler, Allahn
haramlarn helal ederlerse, bu da kt bir i olup, haram ve bir eit bidattir. Bunun aksinin
byle olduu gibi; helalleri haram klmak da bidattir. Allah, farzlar yapmalarnda ve
haramlardan kanmalarnda olduu gibi, insanlarn mubah ve helallerden istifade etmelerini de
sevmektedir.[104][105]
Bu anlamda, din ve kavmiyetilik ismiyleadna ve de blgesel, kavimsel ve airetsel
gelenekler adna, Allahn baz helallerini haram etmeye kimsenin hakk yoktur. ve
zgrlkleri bu ekilde kstlamak haram ve bidattir: K ve de kimse bunu savunmamaktadr. Ama
eer zgrlklerden kastedilen, meru olmayan zgrlklerse, tabii olarak kimsede, dinin meru
olmayan zgrlklere muhalefet etmeme beklentisi kimsede yoktur! zetle sylemek gerekirse,
zgrlkler, iki durumun dnda deildirler: Ya merudurlar ya da meru deildirler. Eer meru
olurlarsa, din ve kanun onlar caiz grmtr olup, onlara muhalefet edilmemektedir.etme yoktur
Ave artk burada din ve kanunun meru zgrlkleri toplumdan almaya hakk bulunmaktadr,
diye bir ey sylenmesinin anlam yoktur. Eer bir din, bir eye izin vermi olursa, sonradan
nasl bir ekilde, benim izin vermi olduum ii yapmaynz diyebilir? Bu, bir eit elikidir.
Ama meru olmayan bir zgrlk sz konusu olursa ve din onu yasaklamsa, dinin onu
yasaklama hakknn olmamas manaszdr; bunun kendisi de bir baka eit elikidir.

9-zgrl Kstlamann Zorunluluu


yleyse koanunun neticesi udur olmaktadr: Bizler de zgrl ok deerli ve Allah vergisi bir
unsur ve de insann maddi ve manevi alardan olgunlamas, ycelmesi ve gelimesi iin bir art
olarak bilmekteyiz. Bizler, insann zgrlk nimetine sahip olmamas halinde, bilerek dini
bilerek seemeyeceine ve ona gre davranamayacana; bu surette de bu itikadn bir deerinin

olmayacana inanmaktayz. nsann olgunlamas ve ilerlemesi, bir dini bilerek semesine


baldr, dinde zorlama yoktur[106] ayetinin ierii de budur. Bizler, zgrln Allahn en
byk vergilerinden biri olduuna inanmaktayz, ama her nimetten istifade etmenin belirli bir
snr bulunmaktadr ve Allahn nimetlerinden istifade etmenin snr vardr.

[107]

Bakara/265
lahi hadlere riayet etmemek, bedbahtlaa ve ilahi nimeti kaybetmeye neden vesilesi olur.
nsann saadetine vesile olan eyin kendisi, snr ve haddini at zaman bedbahtla sebep olur.
nsan, yemede haddi at zaman, hasta olmakta ve bazen de lmne yol amaktadr. lahi bir
nimet olan cinsel gdden istifade etmek, haddini at zaman, toplumsal bozukluklar
oluturmakta ve bazen de toplumun yok olmasna ve de tehlikeli hastalklara mptela olmasna
yol amaktadr. Konuma ve yazma da bu ekildedir: Konuma yapmamz, tabiatmz
gerektirdii bahanesiyle, her istediimizi sylemeye hakkmz yoktur; bilakis hadlere riayet
etmeliyiz. slam devletinin, halka meru zgrlkleri temin etme gerei dorudur, ama slam
devletinin meru olmayan zgrlklerin de nn almas lazmdr.
Gazetelerde yer alan phelerden biri de udur: Bu konular gndeme getirmeklte ben,
anayasadaki milli hakimiyet ilkesini ortadan kaldrmay istiyormuum. ve yle sylemekteler:
Anayasaya gre, insanlar, kendi kaderlerine hakimdirler, yleyse insanlar fakat dine riayet etmek
zorunda kalrlarsa, artk kendi kaderlerine hakim olmayacaklardr! Bu ok aldatc bir phedir.
Onlara soruyorumsylyorum ki: .Acaba anayasamzda fakat bu konuya m deinilmitir? B
Acaba bu anayasada, hakimiyetin Allah-u Tealann olduu yazlmam mdr? Acaba bu
anayasann kendisi,, lkede uygulanan kanunlar slam ile mutabk olmaldr demiyor mu? Bu
maddelerkonular anayasa da yok mudurbulunm, anayasada fakatamakta ve fakat halk kendi
kaderine hakim olmaldr ilkesi mi anayasada bulunmaktadr? Anayasann bu iki ilkesinin
birbiriyle uyumad, aklama ve zme ihtiyalarnn olduu sylenebilir. Ama dikkat
ettiimiz takdirde, bu iki ilkenin manasn anlayabiliriz: Birinci ilkede hakimiyetin Allahn
odluu belirtilmekte ve sonra halkn kendi kaderine hakim olduu sylenmektedir; bunun
manas, halkn Allahn hakimiyetinin ats glgesindealtnda kendi kaderlerine hakim
olduklardr. yleyse slam toplumunun ve bu lke halknn dndaki kimselerin dnce,
yneli, din ve kanunlarn bize dayatmaya haklar yoktur, yani Amerikann bize kanununu
dayatmaya hakk bulunmamaktadr. Halk, kendi istedii kanuna oy vermelidir ve halk slami
kanuna oy vermitir.

Ahvaz niversitesinde bir ahs yapm olduu konumasnda; eer halk Allahn aleyhine
bile gsteri yapmay isterse, kanun bunun nn almamaldr! Demektedir. H Acaba bu, halkn
hakimiyetinin anlam bu mudur mdr? Anayasa bunu mu sylemektedir?! Eer anayasay
bilmeyen ahslar, bu sz syleseydi, enteresan olmazd, enteresan olan; bazlarnn kendilerini
kanuncusalc bilmeleri ve meleri ve byle bir ey sylemeleridir. yle syleyebilirler: Biz,
aAnayasann manasnn, sizin sylediiniz ey odluunu, biz kabul etmiyoruz diyebilirler. Cevap
olarak sylemeli ki: Kanunda bir mphemlik varsa, onun aklaycs koruyucular konseyidir
meclisidir. Eer bu anayasay kabul ediyorsanz, size tefsir etme izni vermediini, ve eliki ve
kapall ortadan kaldrma yolunu kendisinin belirlediini greceksiniz. Eer bu kanuna
inanyorsanz, tefsirini koruyucular konseyindenmeclisinden istemelisiniz. slam ve anayasann
muhafzlar olan ve islami hkmleri korumak ve muhafaza etmek iin, Mslman fakihlerden
olumu koruyucular konseyindenmeclisinden talep etmelisiniz. O zaman, sizin grnz teyit
edilirse, slam ayaklar altna almaya hakknz vardr!
Bu zikir edilenler, etkisel deeri olmayan phelerin bir ksmdr ve slam kartlarnn bu aslsz
pheler dnda baka dayanaklar bulunmamaktadr; bundan dolay bu basit szlere
yaslanmaktadrlar.

On altnc Oturum ON ALTINCI OTURUM


Kanun ve zgrlk Konusunda lahi ve
Ateist Olan ki Kltrn Fark
1-Semenin, Bilincinmenin ve Kanunlara Uymann Hedefe Varmadaki Rol
slamn siyasi teorisinin dizi tahlillerindekonularnda, aona ilkeleri ve bu teorinin
aklanmasnn ncleri hakknda bir takm konular akladk. B ve bu balamda ne srlen
phelere yantcevap verdik. imdi geen bahislerin devam niteliinde,, zikredilmisylenmi
olan konularn genel bir deerlendirmesini yapyoruz:
slamn nazarnda insan, hareketli bir varlk ya da baka bir tabirle bir misafir olup, bir
balangtan bir hedefe doru hareket etmektedir. (Bu hedef, insann nihai kemal ve saadetidir)
Hayatn uzunluu ve genilii, hedefe ulama asndan kat edilmesi gereken bir yol
hkmndedir. Bu kanunun genlerimizin zihnine daha iyi yerlemesi iin bir rnek veriyorum.
Farz ediniz ki bir ofr, Tahran gibi bir ehirden hareket edip, Mehede gitmek istemektedir.
Eer bu ofrn el ve ayaklar felli olursa, doal olarak ofrlk yapamayacaktr. O ve o,
bedeninin azalarnn salam olmas, irade ve seme gcne sahip bulunmas halinde ve istedii
zaman saa veya sola dnebilecei, gaz ve frene basabilecei bir durumda ofrlk yapabilir.
nsan, kendi tekaml seyrinde hrriyete, zgrce seim yapabilmeyema ve irade gcne sahip

olmaldr. Byle olmazsa insan, tekamle giden bu yolu kat edemez. Bundan dolay Allah-u
Teala, insana, seim ve irade vastasyla bu yolda hareket edip, hedefe ulamas iin seme ve
irade gc vermitir; byle olmakszn insan o hedefe ulaamayacaktr. Dolaysyla eer bir
ahskimse, cebri bir ekilde bu tekaml yolunu kat edeceini ve hedefe ulaacan
zannediyorsa hata yapmaktadr. nsann bu yolu kat edebilmesi iin zgrle ve seebilme
gcne sahip olmas gereklidir.
nsan her ne kadar kendi seiminde zgr olursa, ii daha deerli olacaktr, ama ofrn
yalnzca cismi olarak salkl olmas, hedefe ulamay garantileyemez; zira isyan etmekten, heva
ve hevesten dolay yanl bir yolu semesi ve hibir zorlama olmakszn, direksiyonu krmas ve
aya ile gaza basarak uuruma yuvarlanmas ve lmesi ihtimal dahilindedir. yleyse
seebilmeye ve iradeye sahip olmak, yalnz bana insan saadete ulatramaz. Bu, tam illetin
oluabilmesi iin gerekli bir arttr ve deyim yerindeyse, saadete ulaabilmenin tam anlamdaki
art; insann trafik iaretlerine riayet etmesi ve ofrln esas ve artlarna doru bir ekilde
uymasdr. Bylece insan, hedefe ulaabilir. Eer insan,, ben gl ve seebilen bir varlm ve
gnlm trafik kanun ve kurallarnn aleyhine hareket etmeyi istiyor, kimse de benim hareketime
engel olmamal derse, yolunun sonunda uuruma yuvarlanarak leceini bilmelidir.
O halde insan, cismi olarak salkl bir gce sahip olmakla beraber yolu da bilmeli ver
kurallara da uymaldr. Trafik kurallar iki ksma ayrlmaktadr: Birinci ksmda, kendisine riayet
edilmedii takdirde, zararn ofrn ahsna zararn gelecei kanunlar vardr. rnein; ofr
caddeden saparsa, uuruma yuvarlanabilir ya da kprnn zerinden derse, zarar fakat ofrn
kendisine ve arabaya gelir. Byle tehlikeleri nlemek ve ofrn trafik kanunlarnn tersine
hareket etmemesi ve tedbirli davranp salam kalabilmesi iin, tablolara tehlikeli viraj, sadan
hareket ediniz ve sratinizi azaltnz gibi uyarc yazlar/iaretler yazlmaktadr. Ancak ikinci
ksmda ise, trafik ve ofrlk kurallarna uymamak sadece ofrn cannn tehlikeye dmesine
sebep olmamaktadr, aksine bakalar da tehlikeye girmektedir ve meydana gelenolan trafik
kazalarnda, bazen yzlerce insann can tehlikeye dmektedir.
Baz byk caddeler ve otobanlarda zellikle de fazla sratin yasal olduu baz lkelerde,
kurallara uymama sonucu yzlerce otomobilin birbiriyle arptklar ve neticede birok insann
cannn tehlikeye girdii, bazen grlmektedir.
Bazen, Almanyada olduu gibi, yz elli arabann birbiriyle arptklar gazetelerde
yazlmaktadr. Tabii olarak, bu gibi durumlarda sadece uyarma ve tedbirli olmay tavsiye etmekle
yetinilmemektedir., Tbilakis trafik klar ve daha etkili uyarc iaretlerden yararlanlmakta;
elektronik gzcler, otomatik fotoraf makineleri kullanlmakta ve polis
grevlendirilmektedirbraklmakta. Bbylece uygunsuz hareket eden ofr, takip altna alnmakta
ve ceza kesilmektedir. Kurallara uymama birinci durumda, arabann caddeden kmasna,
devrilmesine ve ofrn el ile ayaklarnn krlmasna sebep olmaktadr. Bu durumda artk ofr
cezalandrlmamaktadr, zira o kendine zarar vermitir. Ancak ikinci durumda, kurallara uymama,
bakalarnn da tehlikeye dmelerine neden olmaktadr ve bu yzden polis, suluyu takip
etmekte ve cezalandrmaktadr.

2-Ahlaki Kanunlarn Hukuki Kanunlardan Fark


nsann hayat yolculuunda iki ksm tehlike bulunmaktadr:. Birinci ksm tehlikeler sadece
bizim ahsmzla irtibatldr. K ve eer kanun ve kurallara riayet etmediimizdeezsek, kendimize
zarar vermi olmaktayz. ve Ggerekte, o kurallara uymamann getirdii zarar ve ziyan, ferdi ve
ahsidir. Bu durumlarda, baz hkmler belirtilmekte ve bunlara riayet etme vurgulanmaktadr;
bunlar stlah olarak ahlaki kaide ve kanunlar olarak adlandrlmaktadrdrlrlar. Bir ahsn
namaz klmadn farzedinizfarz ediniz ya da Allah korusun yalnzken yalnzlkta, hi kimsenin
anlayamayaca bir durumda, baka bir gnah ilediini varsaynz; bu ahs, kendine zarar ve
ziyan vermi ve ktlk etmitir. Kbulunmaktadr ve kimse, onu takip etmemekte ve neden
yalnzkenlkta byle bir gnah iledin diye ona sualsoru sormamaktadr. Kimsenin aratrmaya
dahi hakk yoktur, nk fertlerin yalnzkenlkta yaptklar eyler hakknda aratrma yapmak
haramdr; zirank bunlar ferdi meselelerdir. Geri ahlaki tavsiyeler bulunmakta ve
yalnzkenlkta dahi insann gnah ilememesini ve gnah ilemeyi dnmemesini syleyen
ahlaki tavsiyeler mevcuttursylemektedir, ama bu tavsiyeler yollara yerletirilen uyarc iaretler
gibidir; yava hareket etmeyidilmesini tavsiye etmek buna bir rnektir, buna riayet etmeme ve
ar srat ile sa koldan sol kola sapma durumunda insan kendine zarar vermi olacaktr ve polis
artk onu takip etmeyecektir. Ama ikinci ksm hatalar, sadece insan ile balantl deildir ve
stlah manada hukuki olarak adlandrlan kanun ve kurallara uymama durumunda, hem insann
kendi ahsna ve hem de topluma zarar gelmektedir. Neticede bu kanunlarn uygulanma
gvencesimkellefiyetlikleri bulunmakta ve onlara uymama, kanuni soruturmay
gerektirmektedir. Bir trafik uygunsuzluunun kazaya ve arpmaya yol ap, bakalarnn
cannn tehlikeye girmesine sebep olmas ve bu yzden polisin suluyu takip etmesi ve
cezalandrmas hadisesinde olduu gibi...Ccezai kanunlar ve yaptrm ieren hukuki kanunlarn
ahlaki kanunlardan ayrld yer burasdr; yani bu alan, hukuk bilimi ve yasama organnn
vazetmihazrlam olduu ve hkmetin de icra mkellefiyetinde bulunduu kanunlar ile
ilikilidir.
yleyse ahlaki kaideler ile hukuki kaideler arasndaki nemli fark udur: Ahlaki kaidelerde
eer bir kimse yanl yaparsa onu cezalandrmak iin o kaideleri icra etmekle ykml bir merci
bulunmamaktadr. Eer bir ahs takip altna alnrsa, bu, ahlaki ynden deildir, tersineaksine
kanunlarla balantl olan ve hkmetin uygulama ykmll tadbulunduu hukuki yn
asndandr ve hususi davac bulunmas halinde bu, zel manadaki hukuktur yoksa yaptrmsal
ve cezaidir..

Nasl ki bir ofr hem kendi cann ve hem de yolcularn cann korumal ve onlar
tehlikelere kar muhafaza etmeliyse, insan da bir yolcu gibi bir balang noktasndan hareket
etmekte ve hedefe ulama yolunda tehlikeler ile karlamaktadr. Bu tehlikeler bazen ahsn
kendisiyle alakal olup, ferdi hkmler iermektedir. Bve bunlara ynelik ahlaki tavsiyeler
bulunmaktadr, ancak bakalar iin tehlike oluabilecei, dier bireylerin ahlaklarnn
bozulabilecei, mallarna, canlarna ve namuslarna tecavz edilme tehlikesinin olabilecei
durumlarda hukuki kanunlar (ahlaki kanunlarn mukabilinde) devreye girer ve hkmetin bu
kanunlar icra etmesi lazmdr.

ofrlk kanunu hakknda verdiim rnekte eer marur bir ofr bBen zgrm ve
kurallar aleyhine hareket etmek istiyorum. dDerse, zarar kendisiyle snrl kalanacaa dek,
sadece kendisine nasihat edilir ve ona dikkatli ve tedbirli ol yoksa cann tehlikeye der, derler;
ama bakalarna tehlike oluturduu taktirde n alnr. Polis, radar, elektronik gzcler,
otomatik fotoraf makineleri ve dier deiik cihazlarla onu takip eder ve cezalandrr. Burada
kimse; polisin takipte bulunmas insan zgrl ile uyumamaktadr, diye bir ey
sylememektedir. Btn insanlar, dnyann btn akll insanlar, bir insann hareketinin
bakalar iin tehlike oluturmas durumunda, hilaf olan bu zgrln nnn alnmas iin bir
takm kanunlarn olmas gerektiini kabul etmektedirler; nk bu zgrlk meru ve kanuni
deildir. Bu zgrl Aakl onu kabul etmemektedir, nk bakalarna tehlike yaratmaya
sebep olmaktadr. Bu konuyu btn akll kimseler kabul etmektedir.ler Bve bizler, bilerek ve
uurluca,; insann hayatta, kendi ahsna zarar vermekle beraber, bakalarnn da can, mal ve
namusuna zarar vermeyle sonulansa dahi, istedii her eyi yapmas gerektiini syleyebilecek
akll birini tanmyoruz; bu sz hi kimse teyit etmez ve buna izin vermez.
yleyse kanunlarn var olmas, toplumun bu kanunlar kabul etmesi ve fertlerin onayn
almas gereinde bir ihtilaf bulunmamaktadr. Daha nce belirtildii gibi ihtilaf undan
kaynaklanmaktadr: Acaba ahlaki kaideler yeterli midir yoksa devletsel kanunlar da gerekli
midir? Acaba bizim somut bir icra gvencesine; yani devlete ihtiyacmz var mdr yoksa yok
mudurhayr, fakat sz konusu ahlaki tavsiyeler ile yetinilebilir mi? YantCevap noktasnda,
devletin lazm olmadn, insanlarn ahlaki tavsiyeler ile terbiye edilebileceini ve artk
devletsel kanunlara bir ihtiyacn olmayacan syleyenlerin karsndae mukabilen, bu metodun
yanl olduunu ve insanln tarihi tecrbesinin; hibir toplumun salt ahlaki tavsiyeler ile hedefe
ulaamayacan ve devletin/somut icrai gvencenin var olmasnn zorunluluunu ispatladn
belirttik.

3-lahi Kltr,ve Ateist Kltr ve ve Bunlarn Kanuna Bak Farklar


Kanunlarn var olmas zorunluluunda bir ihtilafn olmad aydnlanm oldu, ihtilafn balad
yer; zgrlkleri kstlayan, ve kanalize eden ve sa taraftan hareket et, soldan deil ve yava
git diyen kanunun ne lye kadar insan zgrlklerini kstlamaya hakknn olduu konusudur.
Herkes, bakalarnn canna ve malna tecavz edilmesi ve insann hareketinin baka insanlarn
canlarnn tehlikeye dmesine sebep olmas durumunda kanunun, insann fiillerini kstladn
kabul etmektedir. rnein; kanun, bir ahsn baka bir ahsa silah ekmesine ve onu ldrmesine
izin vermez ve kanunun bir ahsa, baka bir ahs delilsiz ldrme hakk vermesi mmkn
deildir! Kanunun, bakalarn rahatsz edici zararl, zgrlkleri kstlayabileceini kabul
ettikten sonra, u soru akla gelmektedir: Acaba yasama organ, insan zgrln fakat baka
insanlarn maddi karlarna zarar getirdii ve maddi zararlarn meydana geldii zaman m
kstlamaktadr yoksa yasamann insanlarn ruhsal, manevi ve ahirete ynelik karlarn da gz
nnde bulundurmal mdrmas gerekli midir? Asl ihtilaf bu konudadr.
KBizler kltrleri iki blme ayrabiliriz: Birincisi; rnei belirgin olan ve bizim bal
bulunduumuz slam kltrdr ve bizler, ilahi kltrnn slam dinine has olmadna
inanmaktayz, aksine her ne kadar kendilerinde baz tahrif ve sapmalar meydana gelmise de

dier ilahi dinlerde de bu kltr mevcutturbulunmaktadr. Bu kltrn karsnda, ateist veya


ilahi olmayan kltr sfatylaunvanyla bat dnyasnn bugn sembol olmu olduu baka bir
kltr yer almaktadr. Kastmzn corafyasal adan bat olmadna dikkat edilmelidir, bu
kltr bat kltr olarak adlandrmamzn sebebi, Avrupa ve Amerikada bulunmasndan,
devletlerin bu kltr savunmalarndan ve baka lkelere bu kltr ihra etmeye
almalarndan dolaydr. Bu ekilde, anlamada kolaylk olmas asndan, kltrlerin ikili bir
taksimini sunuyoruz: Birincisi ilahi kltr ve ikincisi bat (ateist) kltr. Bu iki kltr arasnda
baz nemli ihtilaflar bulunmaktadr ve biz onlara deineceiz.

4-Bat Kltrnn Esas


Bat kltrnn esastan olutuu sylenebilir. Elbette bu kltrn baka e ve unsurlar da
bulunmaktadr, ama en nemli eleri u eydir:. Bu kltrn birinci esas, Hmanizmdir;
yani insan iin asl olan rahat, ho ve gzel bir ekilde yaamaktr ve baka bir eyin insan iin
deeri yoktur. Hmanizm dncesikavram, Allaha ve dine olan eilimin karsnda ne
srlmektedir. Elbette bu kelimeye ynelik iin, bizim ilgilenmediimiz baka tanmlar da
yapmlardr. Bu kavramn mehur manas, nsan yrngeli olmakdr, yani insann kendini,
lezzetini, zevkini ve rahatn dnmesidir. Ama bir Allahn veya melein varlnn, bizimle bir
ilikisi yoktur. Bu dnce, orta ada Avrupada ve ondan nce de dou lkelerinde bulunan;,
asli yneliin Allaha ve maneviyata olduu dncenin karsnda yer almaktadr.
Bu dnce sahipleri yle demekteler:, Bbu konular kenara brakmalyz, demekteler.
Bizler biz artk bu ortaa meselelerinden usandk ve bu ortaa kilisesi konularmeseleleri
yerine bizler, insanln aslna dnmeyi, ve artk insan ve tabiat tesi ve zellikle de Allah ile
ilgili tartmamay istemiyoruz; elbette bunlar, inkar etmemiz gerekmiyor, ama bunlar ile bir
iimiz de yoktur ve bizim lmz insandr.
Bu esas, lnn Allah olduunu, btn dncelerimizin Allah mefhumu zerinde
odaklamas, ve btn dikkatlerimizin Oona ynelmesi, ve de kendi saadet ve stnlmz
Oona yaknlkta ve Oonunla irtibatta aramamz gerektiini syleyen ilahi kltrn
karsndadr. nk o (Allah), btn gzelliklerin, mutluluklarn, esaslarn ve stnlklerin
kaynadr; o halde mihver Allah dr. Eer izm ekini eklememize ok nem veriyorsanz,
bizler de bu dnceye Allahizm diyoruz; yani insan eksen aolmann mukabilinde, Allah
eksen aolma dncesi. Bu, ilahi kltr ile ateist kltr arasndaki ilk nemli arpma ve tezat
noktasdr. (Elbette batdabatda da istisnalar bulunup,makta ve orada da az veya ok ilahi ve
manevi eilimler mevcutturvardr, benim kastettiim bugn bat kltr olarak adlandrlan
yaygn eilimdir.)
Bat kltrnn ikinci esas Sekularizmdir. Batllar, insan eksen olarak insan kabul
ettiklerinden dolay dolay, bir insan, dini eilimler tarsamak isterse, o, kendisine engel
olunmayan air veya ressam olmak isteyen biri kimse gibi telakki edilirdir. Baz insanlarn
ressamlk veya heykeltralk gibi sanat dallarndan birini beenmelerinde olduu gibi, baz
insanlar da Mslman yahut Hristiyan olmak istemektedirler. ve Oonlarn nlerinde bir engel
bulunmamaktadr; nk insanlarn isteklerine sayg gsterilmelidir. Kendi hayat alanlarnda bir

dini semek isteyen kimseler, bir edebiyat daln, iiri yahut bir baka sanat semek isteyen
kimseler gibidirler ve onlarn seimlerine sayg gsterilmektedir; ama onlarbunlar, dinin hayatn
nemli meseleleriyle irtibatl olmadna ve onun hayatn asli yrngesi haline dnmemesine
dikkat etmelidirler. iir ve edebiyatn konumu insan dzlemindebaznda olduu gibi, dininde
konumu da insan dzlemindedirbazndadr. Bir grup sanaty ve bunlarn bir sergi aarak kendi
tablolarn sergilediklerini varsaynzfarz edin,. bBizler de onlara sayg gstereceiz, ama bu,
ressamln siyasetin, iktisadn ve uluslar aras meselelerin mihverinin ressamlk olaca
manasna gelmez. O halde ressamlk zel bir meseledir. OSz konusu kimselerin nlarn grne
gre, din inde byle bir konuma sahiptir olduudur. Eer bir insan, Allaha dua etmek istiyorsa,
mabede gitmelidir ve bir airin iir sylemesi gibi, Allaha mnacat etmelidir, bizlerin bunlarla
bir iimiz yoktur. Ama toplumda hangi kanunun geerli olaca, ve ekonomik ve de siyasi
dzenin nasl olmas gerektii konularnda, dinin mdahale yetkisi yokturbulunmamaktadr.
Dinin yeri mabet, mescidmescit, kilise ve puthanedirput hanedir., Hhayatn nemli meseleleri,
bilim ile ilgilidir ve din hayat meselelerine mdahale etmemelidir.
Genel anlamyla bu eilim ve dnce tarz Sekularizm olarak adlandrlr; yani dinin
hayat meselelerinden ayrlmas veya dDnyasallk ve baka bir ifadeyle dinin ngrd ilahi
dnmenin yerine dnyasal dnme ekli. Bu dnce sahipleri, gk meleklerinin
Peygamberin (s.a.va) yanna geldiklerini veya insann ahiret aleminde ycelie ulatn ve de
dier szleri kenara brakmay ve dnyasal dnmeyi sylemektedirlerekteler. Yemek, elbise,
sanat, dans, mzik ve bunlar gibi hayata yarayacak ve dini alan ile bir ilikisi olmayan eylerden
bahsedin. nsan hayatnn nemli meseleleri;, zellikle ekonomi, siyaset ve hukuk, bilim ile
irtibatldr. ve Ddin, bunlara mdahale etmemelidir. Bu, bat kltrnn ikinci esasdr.
Bat kltrnn nc esas ise Liberalizm dir. Yani asl olan insandr, zorunluluk haddi
dnda insan tam olarak zgr olmaldr ve insan hayatna ynelik hibir kayt ve artn
olmamas gereklidir. Kstlamalar daha da azaltmak ve deerleri daha da snrlamak iin
abalamak lazmdr. Herkesin ve her toplumun bir takm deerleri olduu dorudur, ama bunlar
tartmasz deerlendirmemek gereklidir. Herkes, bir takm ferdi adet ve geleneklere bal
kalmakta zgrdr, ama bir tarzn toplumsal bir deer olaraksfatyla anlalmasna ve siyasete,
hukuka ve ekonomiye mdahale etmesine izin verilmemelidir. nsan istedii ekilde almada
ve istediini retmede hrdr. nsann her trl iilikten istedii ekilde yararlanmada ve
mmkn olduu lde ekonomide, zgrl olmaldrbulunmaldr. Karl ticaret seiminde bir
kstllk olmamaldr;, onda ister onda faiz olsun isterse olmasn. Edebildiince iiden emek
alnmal ve onun alma saati belirlenmemelidir, bylece daha fazla gelir sermaye sahibine
dnecektir.

i creti ne kadar az olursa daha iyidir ve aslnda insaf, mertlik ve adalet Liberalizm ile
uyumamaktadr. Liberalist insan, ekonomik karlarnn oalmas dncesinde olmaldr.
Geri Elbette bazen zorunluluklar,; isyan ve grev olmasn diye bir kanuna uymalarn
gerektirmektedir. Ama asl olan, insann gnlnn istedii ekilde hareket etmesidir. nsan, elbise
seiminde de zgrdr ve hatta istedii takdirde plak bile olabilir, bunun hibir ayb yoktur.
Hi kimse bunu engellememelidir. Elbette bazen zel toplumsal artlar, fertleri yle bir duruma
sokmaktadr ki, tam bir ekilde plak olmay istediklerinde halk, onlar svmekte ve

knamaktadr, onlar da buna tahamml edememektedirler. Bu baka bir konudur., Yoksaaksi


halde hibir kanun nasl elbise giyilecei, elbisenin ksa olmas veya, uzun olmas, yahut az
olmas yahut, ok olmas ya da erkein veya kadnn plak olmas hakknda insan
kstlamamaldr. Halk, zgr, ve kadn ve erkek ilikileri de olabileceince serbest olmaldr;,
yalnzca toplumda karkla sebep olan istisnai durumlarda, biraz kontrol edilmelidir!
zgrln haddi ve nihayeti burasdr; zaruret hali olmakszn, erkek ve kadn gnllerinin
istedii ekilde ve istedikleri yer ve tarzda iliki kurmada zgrdrler. Siyasi meseleler ve dier
konularn hepsi de bu ekildedir. Asl olan zaruretler dnda hibir kayt ve artn insan
kstlamamasdr. Bu, Liberalizmin esasdr ve sylediimiz gibi Hmanizm, Sekularizm ve
Liberalizmden oluan esas, batnn kltr genini oluturmakta ve yasamada nemli rol
oynamaktadr.

5-Bat Kltrnn Temelleri le slam Kltrnn Temelleri Arasndaki atma


Birinci konu,mesele Allahn asl olmasnn mukabilinde yer alan Hmanizmdir. Bu dnceyi
kabul eden kimseler, kanun koymaya Allaha inanan bir Mslman gibi yasamaya
bakmamaktadrlar. Onlar, fakat ekonomik karlarn, refahlarn, dzenlerini ve zevklerini
dnmektedirler. Elbette bat dncelerinde de az veya ok ihtilaflar bulunmaktadr; asl olann
ferdi lezzet ve menfaat mi olduu yoksa toplumsal lezzet ve menfaat mi olduu konusu buna bir
rnektir. Ama btn bu dnceler, bir ilkede anlamaktadktalar;, o da imkanlar elverdii lde
kayt ve balarn azaltlmasndan ibarettir. Bu ateist dncenin karsnda asl olann insan deil,
aksine Allah odluunu syleyen ilahi dnce mektebi ve ilahi kltr yer
almaktadrbulunmaktadr. Btn deerlerin, gzelliklerin, saadetlerin ve stnlklerin kayna
Odur. O, mutlak anlamda haktr, insanlara en byk hakk olan Odur ve Onunla irtibat
salayacak bir ekilde hareket etmeliyiz. Allah hayatta grmezlikten gelmek mmkn deildir,
aksi halde insan, insanlktan kar: nsaniyetin z Allaha tapnmadadr. F ve insan ftri olarak
insan Allaha yneli tamaktadr. Eer biz bu ynelii grmezlikten gelirsek, insan kendi
insanlndan karm oluruz. Her haliyle, dnce, fikir ve deerlerde asli mihver fakat
Allahtr ve bu insan mihverliliin kar noktasndadr.
kinci konu, mesele dinin asl oluunun mukabilinde yer alanbulunan Sekularizmdir. Bir
mmin insan iin en zorunlu ve en nemli konu, din seimidir. O, suyunun ve ekmeinin derdine
dmeden nce, kabul edecei din hakknda hak m yoksa batl m, ve doru mu yoksaya da
yanl m diye aratrma yapar. Acaba bir olan Allaha inanmak doru mudur yoksaahut yanl
mdr? Acaba Allah dnmek mi daha iyidir yoksa Allahszl m? BAcaba bir olan Allaha
inanmak m dorudur yahut tane veya daha fazla olan ilaha inanmak m dorudur? Bunun iin
insan, sorumlu olduu andan itibaren Allah, vahiyi ve kyameti kabul edip, etmediini ve
Kurann hak ya da batl olduunu belirlemelidir. nsan bir ii, ei ve okuyaca blm
semeden nce, ncelikle din semelidir; nk dinin btn hayat alanlarna mdahalesi vardr.
O halde ilahi kltrn ikinci esas dindarlktr ve dini, hayatn yannda nemsiz bir unsur olarak
gren, dinin asli konulara mdahale etmemesi, ve en nemli mesele sfatyla gndeme
getirilmemesi ve de hayatn btn ynlerini etkisi altnda brakmamas gerektiini syleyen
Sekularizmin karsnda slam; hibir mevzunun dini deerler, helal ve haram dairesinin dnda

kalmadn; her eyin helal veya haram olan her eyilduunu dinin belirlediini sylemektedir.
Bu dnce, Sekularizmin karsndaki noktadr.
nc konumesele Liberalizmdir; yani kaytsz zgrln, hevesiliin ve gnln
isteinin asl olmas esastr esastr. Liberalizmin zgrlk gibi, bBaz alanlarda alanlarda ortak
olduklarbirbirleriyle mterek olan bir takm , zgrlk ile ilgili bir takm tanmlar yaplmtr;
olmasndan dolay, eer biz onlar Farsaya evirmek istersek, gnln isteinin asl oluu
demeliyiz. Liberalizmin mukabilinde hakknda ve adaletin asl oluu yer almaktadr. Liberalizm,
istediin ekilde hareket edebilirsin demektedir, ama ilahi dnce ve kltr ise, hak ve adalet
dairesine gre hareket etmeyi, adaletten teye gememeyi ve adalete aykr davranmamay
gerekli grmektedirbilmektedir. Elbette bu ikisi birbiriyle irtibatldrlar; nk hakk genel
manasyla gz nnde bulundurursak, adaleti de ierir. Adalet, her hak sahibine hakknn
verilmesidir O halde hak mefhumu, adalet mefhumunun iersindedir, ama bir yanllk
olmamas iin bu iki ilkeyi beraber zikr ediyoruz. Dolaysyla Liberalizm gnln isteinin asl
oluuna inanmaktadr ve bunun karsnda da din, hakkn ve adaletin asl oluuna inanmaktadr.
Baka bir ifadeyle, gerekten hak ve batl mevcutturbulunmaktadr ve istediimiz her eyin
peinden gitmek doru deildir. Neyin hak ve neyin de batl olduunu bilmemiz lazmdr. Hangi
ey adalet ve hangi ey zulmdr?
BEer ben, bakalarna zulmetmeyi sevsem bile, kimseye zulmetmemeliyim.
Bizimlerin hak ve adalete saygmz, kendilerine muhalefet edilmesinden dolay, toplumda
kaosun kmas olgusuyla orantldr, ama bunlara uymamak kaos kmasna neden olmazsa, o
zaman herkes kendi menfaatini dnmede serbesttir. Bunlar Liberalizmin gerekleridir. Mertlik
ve insaf, zaaftan dolay beerin kendilerine ynelmi olduu kavramlardr. Eer gcn var ise
istediin her ii yap, ama bu zgrln, toplumsal buhrana neden olacan hissediyorsan ve
bunun afetinin seni de etkileyeceinden onun kstlanmas lazmdr. Bunlar da Liberalistlerin
dier syledikleridir. O halde ilahi ve islami kltr de nc esas, gnln isteinin asl
oluunun mukabilinde yer alanbulunan hakkn ve adaletin asl oluudur.
Bu esas dnda, bat kltrnn baka unsurlar da vardr. O ve bunlar ya genellik ya da
aslilikllk ifade etmemektedirler; onlarnbunlarn en nemlisi Ahlaki Pozitivizmdir. Bu, ahlaki
deerlerin insanlarn istek ve zevkine tabi olduu, ve bunlarn gereklikleri olmad manasna
gelmektedir. Eer bugn bir eyi beenirlerse, o ey holarna giderse ve onu onaylarlarsa, o ey
deersellemektedir. Ama yarn o eyi istemezlerse ve reddederlerse, o ey artk deer kart
olur. Camiamzn fertlerinin tadklar zihni sefadan arlktan dolay, bat kltrnn ne derece
kokumu olduunu anlayamadklarn defalarca sylemiimdir bulunmaktaym. rnein; bir
sre nce en kt davrann homoseksellik olduu bir toplumda, bugn bu davran
deersellemektedir; ve bunun hakknda etkileyici bir felsefe ve edebiyat sunulmakta ve de
bakan ve milletvekilleri gibi lkenin nemli ahsiyetlerinin yesi olduuleri olduklar resmi
dernekler kurulmaktadr! Bunu savunmak iin yaplan gsteri, her siyasi gsteriden daha
kalabalk olmaktadr, neden? nk halkn zevkleri deimi bulunmaktadr. Dne kadar onlarn
zevki, kar cins ile yaamakt onlarn zevkleriydi, ama imdi zevkler deimi bulunmakta ve
artk kendi cinsleriyle yaamay istemektedirler! Erkein erkek ile ve kadnn kadn ile
evlilii, resmikanuni olarak belediye merkezinde kaytlara ilenmektedir!

Bu dnce ekli, Ahlaki Pozitivizm olarak adlandrlmaktadr. O ve onda ahlaki


deerler, akli gereklik tamamaktayp, ve insanlarn istek, zevk ve onaylarna tabidir
olmaktadr. l, halkn oyudur., Hhalk, bugn neye iyi derse, o iyi olmakta ve yarn neye kt
derse, o, kt olmaktadr. Halkn isteinin dnda, deerlerin gerek ls olabilecek baka bir
ey yoktur. Bu bir dncedir ve ayrntlarna girmek istemediim baka konular da mevcuttur.
bulunmaktadr Sve sylediim gibi, bat kltrnde nemli esas bulunmaktadr. Bunlar,
yasamaya etki eden Hmanizm, Sekularizm ve Liberalizmdir.

6-slam ve Batnn zgrln Kapsamn Belirlemedeki Farkl Baklar


Dnyann btn akll insanlarnn kaytsz zgrl reddettiini beyan ettik. Biz, herkesin
istedii her mekanda, istedii davran yapabileceini syleyen bir akll bir insan tanmyoruz.
Kaytsz ve snrsz zgrl reddettikten sonra, konu, zgrln haddinin nereye kadar
olduundadur. Mehur olan cevap; zgrln haddini kanunun belirlediidir. O zaman
kanunun ne miktarda zgrlkleri kstlayabilecei sorusu sorulmaktadr. nceki konularda, bir
grubun, hibir kanunun kstlayamayaca bir dizi zgrln var olduunu, zira bunlarn kanun
st olduklarn sylediklerini, belirtmitikr. Geen oturumlarda kanunun zelliinin zgrlkleri
kstlamak olduunu ve yasama organnn belirli bir hadde kadar fertlerin zgrlklerini
kstlayabileceini ve de aslnda kanunun manasnn bu olduunu syledim. Sorun, kanunun
nereye kadar ne kabilecei ve ne lye kadar zgrlkleri kstlayabileceindedir. lahi
kltr ve bat kltrleri esasnca, iki farkl cevap vardr: Bat kltrne gre, insanlarn maddi
karlarnn tehlikeye dt yerde, zgrlk kstlanr. Eer insanlarn hayatnda bir tehlike,
insanlarn yaamn, saln ve mallarn bir tehlike tehdit ederse, kanun onun nn
alr.Bundan dolay, eer bir kanun, temizlie riayet etmek zorunludur ve iilecek suyu
zehirlemeyiniz derse, halkn canlarnn tehlikeye dmesinden dolay- bu zgrlkleri
kstlamak kabul edilmektedir; nk fertlerin salnn korunmas iin, bu zgrlkler
kstlanmaldr. Bphesiz bu kanun, kukusuz herkes tarafndan kabullenilmektedir, ama
yaplan bir fiil, halkn namusunun ve insanlarn ebedi saadet veile manevi deerlerinin tehlikeye
dmesine ve de insaniyet ruhunun kirlenmesine neden oluyorsa, bu durumda kanun bunun
nn almal mdr yoksa almamal mdr? lahi kltr ile bat kltr arasnda ihtilafn kt
yer burasdr.
lahi dncebak uyarnca insan, ilahi ve ebedi kemal ynne doru hareket halindedir ve
kanun,un bu yolculuktaki yolu elverili bir duruma getirmelisi ve de bu yolculuktaki engelleri
ortadan kaldrmaldrs gereklidir. (Burada zerinde durulan kanun, hkmetin icra
mkellefiyetinde olduu hukuki ve devletsel kanundur, fert ile irtibatl olan; yani ahlaki
meseleler konumuzun dndadr.) K Acaba kanun, insanlarn manevi karlarn da gz nnde
bulundurmal mdr? Acaba kanun, insanlarn ebedi hayatlarn tehlikeye dren eylerin nn
almal mdr? lahi kltrn bu sorulara ynelik cevab, kanunun bunlarn nn almas
gereinden ibarettir, ama ateist bat kltrnn bu noktadaki cevab menfidir. Balangtan
buraya kadarki btn bahislerimiz bu konunun aydnlatlmas iindi. Eer biz
MslmansakMslmansak ve Allah, Kuran, Hz. MuhammediMuhammedi (s.a.va), Hz.
Aliyi (a.s) ve mam MehdiyiMehdiyi (a.s) kabul ediyorsak, manevi, ebedi ve uhrevi deerlere
sayg gstermeliyiz.

Yasama organmz, manevi ve ilahi karlara riayet etmelidir, slam devleti insanlarn
maneviyatlarna zararl olan eylerin de nn almaldr, aksi halde bat kltrne tabi olmu
olacaz. Kanun,un fakat beden saln, insanlarn salklca yaamasn ve maddi refah
gerelerini salamaklta ve, camiada kaosa ve buhrana neden olan eylerin ve de ve halkn
menfaatlerini ve iktisadi emniyetini tehlikeye dren hareketlerin nn almakla sorumlu
deildir; kanun, buna ilaveten kanun, maneviyat da gz nnde bulundurmaldr. Bizim
nmzde iki seenek bulunmaktadr. Ya slam kanunlarn ya da bat kanunlarn kabul
etmeliyiz. Elbette bu iki seenek ierisinde baz karm ve sentezler bulunmaktadr, bunlara
gemi kanunlarda deinmitik.Birazck bundan ve birazck ondan almakta, bylece
birbirlerineinize katmakta ve kartrmaktadrlar.[108]
(Nehcul-Belaa)
lahi Kltrden bir blm ve bat kltrnden de bir blm alyor ve uygunsuz bir btn
oluturuyorlar. slamn byle bir tarz kabul etmedii kesindir.

Kuran bunu knayarak yle buyurmaktadr:


Nisa 150-151

[109]...( 150)
Allah ve elilerini (tanmayp) inkar eden, Allah ile elilerinin arasn ayrmak isteyen,
Bazsna inanrz, bazsn tanmayz diyen ve bu ikisi arasnda bir yol tutturmak
isteyenler. te bunlar, gerekten kafir olanlardr.

Ayn ekilde bugn de baz ahslar, slamn ve bat kltrnn baz ynlerini birbiriyle
kartrmak ve onu yeni slam adsfatlaryla camiaya sunmak istemektedirler! Bu insanlar,
slama inanmamaktadrlar ve eer bunlar slama inanm olsalard, slamn, zorunluluklarnn
kesin olarak kabul edilmesi gereken bir btn olduunu bilirlerdi. slam kabul ediyorum, ama
onun baz gereklerini kabul etmiyorum, demek doru deildir. Bizim yasama ve zgrl
kstlama konusundaki durumumuz; birini sememiz gereken ubu iki k arasndadr: Ya
zgrl kstlamann lsn, maddi ve dnyevi tehlikeler karar klmalyz ya da l olarak
maddi ve manevi tehlikeleri karar klmalyz. Eer birinci kk kabul edersek, bat kltrn
kabul etmi oluruz, ama ikinci kk kabul edersek, ilahi ve islami kltr kabul etmi oluruz;

birinci kka yaknlatmz oranda, ateist kltre daha bir yaklam olacaz ve ikinci kka da
yaklatmz oranda da, slama daha bir yaknlam olacaz. Her haliyle, bu iki kutup
birbirleriyle tam olarak uyumamaktadrlar. Zira maddi karlarla ilgili blme kadar, hem slam
ve hem de ateist bat kltr bunun temin edilmesi gerektiini sylemektedirler. rnein; her iki
kutup dta salk kurallarna uymak gerekir, demektedirler. Ama manevi meselelerle ilgili eyler
sz konusu olduu vakit, ihtilaf meydana gelmektedir.
Sadece maddi karlar gz nnde bulundurulduu zaman, insan zgrlnn karsnda
kstlamalardan oluan kk bir daire yer almaktadr, ama buna manevi deerleri de eklediimiz
vakit, o zaman birinci daireye baka bir daire eklenmi ve birbirine gemiirmi iki daire ortaya
km olacaktr. Neticede kstlamalar daha ok ve zgrlkler ise daha az olmaktadr. Eer biz
dinde kabul edilmi olan zgrln bat zgrl gibi olmadn sylyorsak, bu manay
tamaktadr. Yani bizler manevi karlara riayet etme zorunluluumuzdan tr, batllar gibi
kaytsz/lsz olmamz mmkn deildir. Ruh, gerek insaniyet ve insann ebedi hayat ile
ilgili bir dizi deerlere riayet etmek zorundayz; ama bat kltr ise, bu deerlerin itimai
kanunlar ile bir irtibatnn olmadn, devlet ile hkmet kanunlarnn fakat camiann maddi
meselelerine ynelik olduunu ve bunun tesinin ise devlet ile bir ilikisinin olmadn, ahlak
ile irtibatl olduunu sylemektedir. Dinin mukaddesatlarnn tehlikede olduu sylendii vakit
devlet yetkilisi, beni ilgilendirmez, benim grevim sadece halkn maddi karlarn temin
etmektir, din, din adamlaryla irtibatldr, onlar gidip onu korumaldrlar; devletin bu meseleler
ile bir irtibat yoktur, demektedir. Ama devlet, slam devleti olursa, nce dinin sonra dnyann
geldiini syler.
Bundan dolay, bizler, bu iki kltr irdeleme noktasnda ok dikkatli olmalyz, dini
deerler konusunda ayamzn srtn grdmz ve kendimizde geveklik hissettiimiz
yerde, bunun materyalist kltre daha yaknlatmzdan ve slamn gerekliini
unuttuumuzdan kaynaklandn bilmeliyiz. Bu devrim, sadece maddi ihtiyalar teminz etmek
iin yaplmad, gerekte, slamn ihya edilmesi iin yapld. ehitlerin btn bu fedakarlklar,
kan vermeleri, slamn hayatta kalmas iindi; f. Fakat maddi refahn, iktisadi ve siyasi
gelimenin olmas iin deildi. Bu ehitler, slam kKltrnn gelimesi iin canlarn verdiler.
slam devleti iin, her eyden nce slama ve slami deerlere zen gstermek ncelikli
olmaldr. Bazlar, dini metinleri kt tefsir ediyorlarsa, kelimeleri birbirinden ayrp
paralyorlarsa ve eitli hedeflerden tr gerekleri tahrif ediyorlarsa, bizim onlarla bir iimiz
yoktur. Biz, aziz Mslmanlardan dinin kapsamnn ne ldekadar olduuna, dini deerlerin ne
kadar nemli olduuna ve bunlarn korunmas iin hangi miktara kadar fedakarlk yapmak
gerektiine dikkat etmelerini istemekteyiz. Halkmz bu konular bilmektedir, ancak bir alimin
grevi; toplumda bir manevi hastaln yaylmakta olduunu hissettii an feryat etmesi ve
uyarda bulunmasdr.

On Yedinci Oturum ON YEDNC


OTURUM

Terii Rububiyetin Hakimiyet ve Yasama le


rtibat
1-nceki Konunun zeti
Bir dzenin islami olmas, o dzenin islami hedefler dorultusunda ve slamn belirledii
metot ile hareket etmesine baldr. Bundan dolay yasama, yarg ve yrtme organlarnn
slamn hattnda olduklaru ve baka bir deyile, ilahi ve islami bir renk tadklar bir devlet,;
slam devletidir. Organlarn ilahi ve islami olmasnn ne anlama geldii ksa bir ekilde
sylenmiti.
YAyn ekilde ncelikle asalarnkanunlarn ncelikle slami hedefler dorultusunda olmas
ve Allah tarafndan direkt olarak belirtilen ya da peygamber vastasyla veya onun masum
halifeleri yoluyla vazedilmi ortaya konmu olan kanunlar ile elimemesi gerektii, ikinci
olarak da genel manasyla yarg organn da kapsayan kanunu uygulayan ahs veya organn, ilahi
dzen yoluyla tayin edilmesi; ya Peygamber rneindeki gibi Allah tarafndan direkt olarak
atanmas ya da Allah tarafndan Peygamber veya masum imam vastasyla atanm olmas
veyahut daha nce genel olarak ve zamann tand frsat kadaryla kendisine deinilen Velayet-i
Fakih nazariyesindeki genel atama yoluyla atanm olmas gerekmektedir. Bunlar slamn siyasi
teorisi konusunun aklanmas dorultusunda geen oturumlarda sylendi.

2-Ana Usullerin Belirlenme Zorunluluu


Doru ve salam bir toplumsal dzen, yukardaki ynetim tasviriyle uyumaldr, iddiasn
kantlamakispatlamak iin daha nce yle sylemitik ki: Bu meseleyi bizim fkhi ve itikadi
temellerimize inanan kimselere kantlamakispatlamak istediimiz zaman, eri deliller ile ve
bunlarn hepsinin banda da Kuran Kerimin ayetleriyle bunu yapmalyz ispatlayacamz.
daha nceden belirtmitik. Ancakma slam dininin hakkaniyetini veya bu nazariye uyarnca var
olan temel usulleri kabul etmeyen baz kimselerin varlndan tr bulunmaktadr, bundan
dolay, eer byle ahslara iin bu nazariyeyi kantlamakispatlamak istediimiz taktirdersek,
doal olarak ncelikle bu konunun ana usullerine deinmeli ve ilk nce onlar ispatlamalyz.
Ana usullerden kast; ilk ak gereklerden balayp, bu nazariye ile sonulanan bir dizi
ilkedirkonudur.
Delilli muhasebe ynetimine veya matematik nermelerini ispat metoduna aina olanlar,
matematik konularnn u rnekteki gibi ilendiini bilmektedirlerler: lk nce bir nerme asl
mevzu sfatyla bir nerme aklanr aklanr ve onun esasnca ikinci nerme ispat edilir ve
ikinci nerme, nc nerme karsnda yine bu hali alr, bylece nc ves drdncsn
nermeler ile aamal olarak ileriye gidilir. YEer yirminci nermenineyi ispatlanmask
isteniiyorsan, ondan nce on dokuzuncu nermenin ispatlanm olmas gereklidir ve ayn ekilde

on dokuzuncu nermenin ispati iin nceki nermenin ispatna ihtiya vardr. Bizim
muhatabmz olan ve kendisine bir matematik nermesini ispatlamak istediimiz bir ahsn,
nceki nermeyi ne lde kabul ettiine bakmalyz, bylelikle onlar aona usuller ve kanunun
temelleri olarak karar klabiliriz, aksi halde eer her nermeyi ispatlamak iin, nceki nermeleri
tekrar etmek istersek ve iki nokta arasndaki en az mesafenin, doru izginin tanm olduunu
veya iki paralel izginin tanmnn, her ne kadar uzasalar dahi birbirlerine yetimeyen iki izgi
olduunu, her nermede aklarsak, yeni konulara ve daha fazla aratrmaya sra gelmez ve de
nceki konular srekli tekrar etmemiz gerekir.
Bunun iin bir akli nermeyi ispatlamak istediimiz zaman, onun ana usullerine
deinmemiz gereklidir ve bu ana usuller, daha nce baka bir bilim veya baka bir konuda
ispatlanm olmaldr. rnein; kanunun Allaha dayal olmas gerektiini sylediimiz zaman,
nceden Allahn varlnn ispatlanm olmas lazmdr; bundan dolay eer bir kimse Allahn
varl ilkesini ben kabul etmiyorum derse, onunla kelam ilmi erevesinde tartmal ve bylece
ona Allahn mevcutvar veolduunu, onun bir olduunu ve de Onun o Allahn rububiyet
hakknn bulunolduunu ispatlamalyz, bu ekilde bylece devlet bahsinde,, devletin Allah-u
Tealaya istinat edilmesinin zorunluluunu ispat edebilmeliyiz. Bundan dolay eer ilk usullerden
balamak istersek, konular tekrari ve usandrc olacaktr, zorunlu olarak, kabul edilen en yakn
usul belirtmekle yetinmeli ve uzak konular kendileriyle irtibatl bilimlere brakmalyz. Elbette
bu, matematik nermesindekiki onuncu asldan olan baladmz zaman, nceki nermeleri
ispatlayamayacamz manasnda deildir; bilakis daha nce onlar ispat edilmitir ve ispat edilen
o usuller uyarnca sonraki neticeye ulamaktayz. Bu noktann beyan edilmesinin sebebi; bazen
ke ve kenarda bir takm ahslarn, siz bu konular kendi esaslarnz uyarnca sylemektesiniz
ve bakalar bunlar kabul etmemektedirler, demeleri hasebiyledirdiye sylemelerinden trdr.
Bundan dolay ,muhatabmzn, kesin olarak ka ilke ve nermede bizim ile uyumas gerektiini
belirtilmelidir, bylece onlarn esasnca baka nermelerin ispatlanmas mmkn olur. Eer ilk
usulleri kabul etmiyorlarsa, dnmeli ve baka bir bilimde o ncleri ispatlamalyz.
Konumalarn birinde bizim, bat kltrnn Hmanizm ve Liberalizme dayandn ve
onu ateist bir kltr olarak deerlendirecdieimizi, oysakigerekte ise bat lkelerinde de Allaha
inanan kimselerin ok olduu eklinde bazlarnn eletiri yapm olduklarna deinmem
lazmdr. Ben, defalarca bat kltr szn kullananlarn corafi olarak baty kastetmediklerini
ve batda yaayan herkesin bu ekilde dndnnklerinin ima edilmediini sylemi
bulunmaktaymz. OElbette orada da dindar, Allaha inanan ve ahlaki deerlere bal olan
kimseler mevcutturbulunmaktadr ve bizler onlara sayg duymaktayz, ancak bat toplumlarnda
pratikte yaygn olan ey, bu usullere dayaldr. Bazen bilinli olarak, kendi kltrlerini bu
usullere dayandrmamaktadrlar, yani kendileri de hangi mantk uyarnca konutuklarn
bilmemektedirler. Tahlil ve analiz ehli olan kimseler, bu dnce tarznn alt yapsnn ne
olduunu sezmektedirler. Ayn ekilde geen oturumlarda, sentezcilik konusu hakknda,
bazlarnn deiik mekteplerden bir takm konular aldklar ve birbirine geirdikleri ve bunu
yaparken de bunlarn temellerini nceden ispatlamay ve bu konularn birbirleriyle
uyumadklarn ve badamadklarn gz nnde bulundurmadklar sylenmi idi. Genel
olarak, bu konuyu belirtmeyi gerekli gryorum ki, eer bir kimse bizim aklamalarmza bir
btn olarak dikkat ederse, bu eletirilere, taklmayacaktr.

Netice itibariyle,Her halkarda slamn nerdii bu siyasi dzenin akla ve hikmete en


uygun dzen olduuna dair deliller getirmekteyiz. Burada tabii olarak Allahn varl ilkesini ve
ilahi sfatlar kesin olarak kabul etmekte ve sonra bunlar uyarnca bu konuyu ispatlamaktayz.
Eer Allahn mevcudiyetini veya onun sfatlarndan bazlarn kabul etmeyen kimseler varsa,
kelam ilmine mracaat etmelidirler; nk mevcut bahsimiz kelami bir bahis deildir, bilakis
siyasi felsefe ile irtibatldr ve doal olarak burada kelami konular dile getiremeyiz.

3-Allahn Hakimiyeti ve Terii Rububiyet


slam devletinin siyasi dzeninin Allah-u Tealann hakimiyeti temeline dayandna ve gerekte
bu bakn Allah-u Tealann tTerii rRububiyetine uymaktan kaynaklandna deinmi idik. Bu
konunun aklanmas dorultusunda, phesiz sadece slamn deil, aksine btn ilahi dinlerin
slogannn Tevhidtevhit olduunu hatrlatyorum. La ilahe illallah kelimesi Peygamberin asli
sloganyd, dier btn dinlerde de her ne kadar baz tahrifler olsa da bu slogan dile getirilmitir
bulunmaktayd. Bu dorultuda u sualoru sorulmaktadr: La ilahe llallahn manas nedir?
Bazlar, tTevhidin manasnn, insann bu cihan yaratann bir olduuna inanmas anlamnda
olduunu dnmektedirler, lakinama acaba Tevhidintevhidin yegane manas yalnzca bu
mudur? Yani Allahn dnda hibir yaratc yoktur; acaba slamdaki Tevhittetevhitte l,
fakatsadece yaratmadaki teklnik midir? Yllarca nce slamn inansalakidevi ve deersel
dzeninde Tevhidtevhit adyla bu mekan da yapm olduumuz dizi konumalarda,
Tevhidintevhidin kapsama alannn, insann sadece alemin yaratcsnn birliine inanmasyla
snrl olmadn sylemitik. slamda kabul edilmi olan Tevhidintevhidin manas bununla
snrl deildir, Mekke mrikleri de yaratmadaki Tevhidetevhide inanmaktaydlar. Allah-u Teala
bu konu hakknda buyuruyor ki:


[110]

Gkleri ve yeri kim yaratt ? diyecek soracak olsan, tartmasz Allah diyeceklerdir.

Lokman 25
Ayn ekilde eytann Allahn varlna inanmasyla ve yaratmadaki Tevhiditevhidi kabul
etmesiyle birlikte, yine de Allah,ah-u Teala yine de eytanonu kafirler zmresinden hesap
etmektedir[111], blisinblisin Allah ile Kuran Kerimde beyan edilen konumasndan onun
hem yaratmadaki Tevhidetevhide, ve tTekvini rRububiyete ve hem de mMead ve kyamete
inand anlalmaktadr.

( 38) ( 37) ( 36)


[112]

Dedi ki: Rabbim, yleyse onlarn dirilecei ne kadar bana sre tan. Dedi ki: yleyse,
sen (kendisine) sre tannanlardansn. Bilinen gnn vaktine kadar. Dedi ki: Rabbim,
beni kkrttn eye karlk, andolsun, ben de yeryznde onlara, (sana bakaldrmay ve
dnya tutkularn) ssleyip-ekici gstereceim ve onlarn tmn mutlaka kkrtpsaptracam.

Hucr 36-39
Bu anlamda, eytan da yaratmadaki Tevhidetevhide ve
Allah-u TTealann tTekvini rRububiyetine ve hem de mMeada inanmaktayd., Oo zaman
hangi etkenin onun kfre girmesine sebep olduu grlmelidir. eytanneytann kfre girme
sebebini renebilmemiztanyabilmemiz iin, ilk nce slamda Tevhidintevhidin kapsamn,
yani slamn nazarnda bir insann muvahhid sfatyla kabul edilmesi konusunu ilk merhale
olarak renmeliyiz. Bu yaratcnn, tTekvini rRabbin, tTerii rRabbin ve mabudun birliine
inanmaktan ibarettir;, yani insan hem yaratcy bir bilmeli ve hem de onu dnyann halikihalik
ve onda tasarruf sahibi ve de kanunun koyucu bilmelidir. B ve buna ilave olarak insan, uUluhiyet
ve Ubudiyetdeubudiyette Tevhidetevhide inanmal ve sadece Allah tapnmaya layk
grmelidir. TevhidinTevhidin kapsama alannn tannmasyla, eytanneytann kfre girme
sebebinin Tekvini Rububiyeti inkar etmek olmadduu, tTerii rRububiyeti inkar etmesi olduu
aydnlanm olmaktadr.
Ayn ekilde Allah-u Teala, Resulne ehli kitap ile konutuu vakit, onlar kendisi ve onlar
arasndaki ortak inanca; yani Allahn vahdaniyetine ve onun esiz zatna tapnmaya armasn
emir etmektedir ve sonra Allah, baka bir cmle buyurmaktadr; o cmlenin ierii, ehli kitabn
Allahn dndaki baka bir terii rububiyete ehli kitabn inanmasnn yasaklanmasdr ve
gerekte onlarn bu inanlar, onlarn kfre girmelerine yol amtr.






Al-i mran 64

[113]
De ki: Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranzda mterek (olan) bir kelimeye (tevhide) gelin.
Allahtan bakasna kulluk etmeyelim, Ona hibir eyi ortak komayalm ve Allah
brakp bir ksmmz (dier) bir ksmmz Rabler edinmeyelim.

Yukardaki ayetin tefsiri hakknda gelen baz hadislerde, eEhl-i Kitabnkitabn kendileri
gibi bir takm insanlar kendi yaratclar bilmedikleri, ancak kendi alim ve rsahiplerini kendi
tTerii rRableri seviyesine karttklar ve onlarn hkmn Allahn hkm olarak bildikleri
belirtilmitir. Kuran, kaytsz ve artsz olarak alim ve rahiplere itaat etmeyi, onlar Rab edinme
olarak deerlendirmektedir. Yani kaytsz ve artsz olarak byklerinize itaat etmeyiniz, nk
bu bir eit irktir. Ama bu irk tTekvini yaratmadaki ve rRububiyetteki irk cinsinden deildir.
Ayn ekilde bu, uluhiyet ve ubudiyetteki irk de deildir; nk onlar alim ve rsahiplerine ibadet
etmiyorlard. Bu irk, tTerii rRububiyettedir; yani onlar Allahn yannda, baka kanun
koyuculara da inanmaktaydlar. Onlar, kendimiz gibi baka fertler de kanun koyma hakkna
sahiptir, diye sylemekteydiler. Yani sadece Allahn kanunun muteber olmas ve onun her
sylediine itaat edilmesi diye bir ey yoktur; eytanneytann ben ondan daha hayrlym
ben Ademe secde etmemeliyim deyip, rRububiyeti Teriiyiteriiyi inkar etmesinde olduu
gibi... Allahn Ademe secde et demesiyle beraberbirlikte o, ben Ademe secde etmiyorum,.
nk ondan (insandan) daha iyiyim, demitir.; Yani Allahn bu hkm ve emri eytan
tarafndan kabul edilmemitir. Baka bir ifadeyle eytan, hakimiyet hakkn Allaha zg
bilmemitir. te bu olay blisinblisin kfre girmesine sebep olmutur ve bunun haricinde
sylediimiz gibi o; Allah, rububiyeti ve ahireti inkar etmiyordu. blisinblisin kfre
girmesinin nedeni, Allahn mutlak hakimiyetini inkar etmesiydi. slamn eEhl-i kKitaptan olan
bazlarna isnat ettii ve onu terk ederek Tevhidetevhide dnmelerini istedii kfr, terii
irktir. Allah-u Tealann buyurduu gibi:


Tvbe 31 [114]

Onlar, Allah brakp bilginlerini ve rahiplerini rabler (ilahlar) edindiler ve Meryem olu
Mesihi de .. Oysa onlar, tek olan bir ilaha ibadet etmekten baka bir eyle
emrolunmadlar.

Onlar, (ehli kitap) hibir zaman byklerinin karsnda yere kapanmadlar, onlara secde ve
ibadet etmediler. Bilgin ve rsahiplerini Rab edinmelerinden kast, onlara kr-krne, kaytsz ve
artsz olarak itaat etmeleri ve gerekte, kanun koymay Allaha zg bilmemeleridir.

4-Ar Tevhit MefhumuHalis Tevhid Mefhumu


Bundan dolay arhalis tevhidtevhit, bu irklere bulamam ve karmam olan tTevhittir. Ne
blisinblisin irkine ve ne de eEhl-i Kitabnkitabn irkine bulam olmamaldr. slamda
Tevhidtevhit yaratcnn, tTekvini rRabbin ve mabudun birliine inanmay kapsamakla birlikte,
tTerii rRabbin birliine inanmay da kapsamaktadr. Bu drt unsur, slami tevhidin temelleri
saylmaktadr. B ve eer bunlardan biri zedelenirse, gerek tevhidtevhit olumayacaktrmeydana

gelmeyecektir. Eer bir insan, Allah ile birlikte baka bir yaratcnn veya baka bir tekvini
rRabbin varlna ve onun bizatihi alemi idare ettiine ya da hakimiyet veya ibadet hakknn
olduuna inanrsa, slami tTevhitten km olur.
yleyse tTerii rRububiyetteki tevhidtevhit, slami tevhidin temellerinden biridir ve terii
rububiyetteki tevhide inanmakszn, slami tevhidtevhit olumaz. Bir ahs grnte Allah ve
Peygamberi kabul edebilir ve hatta onun islami hkmler uyarnca, tahir olduuna da hkm
edilebilir, ama bu hkmler zahiridir ve yalnzca bu dnyada Mslmanlar zmresinden
saylmas lsnce eseri vardr.
Eer ilmihalde bir ahsn ehadeteyni syler ise Mslman olduunu, taharetine hkm
edildiini, onun ile evlenmenin caiz olduunu ve onun kestii hayvann da helal olduunu
yazyorlarsa, bu ehadeteyni syleyen herkesin kesinlikle cennetlik olduu ve cehennem
azabndan kurtulduu manasnda deildir, bilakis buna ek olarak dinin zorunluluklarn kabul
etmesi ve onlara uymas gerekmektedir, yoksaaksi halde Allah ve PeygamberePeygambere
ahadet getirmeyle mesele kapanmamaktadr. BAcaba bir ahs ahireti inkar ederse Mslman
olur mu? Veya namaz ve zekat inkar ederse Mslman olabilir mi? O halde Allaha ve
Peygambere ahadet getirmek, yalnzca Allahtan gelenlere inanmann ve zahirde Mslman
olmann gsterge ve alametidir., Aama eer insan kalpten Allaha inanmyorsa ve yahut ahireti
kabul etmiyorsa ya da slamn gereklerini kalben kabul etmiyorsa, zahirede Mslman olsa da
ve slam hkmleri ona uygulansa da o, batnda kafirdir.
yleyse zahiri anlamdaki slam ayr bir konu ve uhrevi azaptan kurtulmann vesilesi olan
gerek iman ise ayr olan baka bir konudur. TevhidinTevhidin llerinden birinin tTerii
rRububiyetteki Tevhidtevhit olduu sylendii vakit, bundan kast edilen; uhrevi saadetin
kayna ve ebedi azaptan kurtulmann vesilesi olan tevhittir. Aksi halde zahiri hkmlerin
ispatlanmas iin ehadeteyni (Allaha ve peygambere ahadet getirmeyi) sylemek yeterlidir.

5-slamda Hakimiyet ve Yetkili Kanun Koyucu Merciler


slami bak ve terii rububiyet uyarnca, kanun koyucunun Allah olmas gerektiini ve Allahn
yannda baka bir kimsenin kanun koyma hakkna sahip olmad sylenmelidir. Burada u
sualoru akla gelmektedir: Acaba baka hibir eit kanun koyuculuk meru deil midir? Bunun
yantna daha nce deinilmi idi; Allahn kanun koyuculuunun karsnda olmayacak ve onun
dorultusunda olacak surette, Allahn izini ile baz kimselerin kanun koyma haklar vardr ve o
kanun Allahn izni bulunmas suretinde muteber olup, icra edilme zorunluluuna sahiptir.



Nahl-116

[115]

Dillerinizin yalan yere nitelendirmesi dolaysyla una helal, buna haram demeyin. nk
Allaha kar yalan uydurmu olursunuz. phesiz Allaha kar yalan uyduranlar
kurtulua ermezler.

yleyse kendiliimizden filan eyin helal ve filan eyin de haram olduunu


sylememeliyiz; helal ve haram sizin gr ve zevkinize tabi deildir, bu bir eit irktir;
Allahn ne dediine bakmak gereklidirlidir. Allah-u Teala yle buyuruyor:
Yunus 59 [116]
De ki: Allah m size izin verdi, yoksa Allah hakknda yalan uydurup iftira m
ediyorsunuz?

Allah Peygamberine kanun koyma, halka emir ve nehy de bulunma iznini vermitir.

Nisa 59
[117]
Allaha itaat edin; eliye itaat edin...

Nisa 80 [118]
Kim Resule itaat ederse, gerekte Allaha itaat etmi olur.

Elbette Allah Resul de gnlne gre hareket etmemekteydi, bilakis onun hareketi ilahi
ilham ve vahiy esasnca idi. Ayetin nazil olmad baz zamanlarda Allah Resul, ilahi ilham ve
Kuran dndaki vahiy vastasyla Allahn terii iradesine ulamaktayd.

Necm 3-4[119]( 3)

O hevadan (kendi istek, dnce ve tutkularna gre) konumaz. O, (syledikleri), yalnzca


vahyolunmakta olan bir vahiydir.

Bundan dolay eer bir ahs Allah tarafndan izinli olarak kanun vazedersekoyar ise, onun
vazettiikoyduu kanun saygn ve uygulanma zorunluluundadr. ii Mslmanlar, Hz.
Peygambere (s.a.v) verilmi olan byle bir iznin,i mMasum imamlara (a.s) da verildiine
inanmaktadrlar. Elbette kelam ilminde bu konunun ispatlanmasna ynelik ak deliller
getirilmitir; ve bunlardan bir tanesi de masum imamlar Kurann orta sayan Ssakaleyn
hadisidir: Ben size iki emanet brakyorum. Eer onlara bal kalrsanz, benden sonra
zillete dmezsiniz;, onlar Allahn kitab (Kuran) ve ehli beytimdirler.[120]
Biz burada ia inancn aklama ve ispatlama amacn gtmyoruz ve deinerek
belirtmiyorum ki; ia dncesindenezdinde kabul edilmi bu usulle inanan kimseler, Hz.
Peygamberin dnda masum imamlarn da byle bir izne sahip olduklarn kabul etmektedirler.
Bunun mukabilinde ise, baz kimseler de sadece Allah Resuln masum ve itaatini farz kabul
etmektedirler. Ama bu dnce farkll bizim konumuz iin nemli bir deiiklik
oluturmamaktadr. Allah Resulnn kendi zamannda olduumuzu ve onun bir valiyi bir ehire
tayin ettiini ve ona itaat edilmesini emir ettiini farz edelim, acaba o valiye Peygambere itaat
etme balamnda o valiyeaznda itaat etmek farz olur muydu, yoksa olmaz myd?; OAcaba ona
itaat etmenin Peygambere, Allaha ve Allahn hakimiyetine itaat etmeyle bir farkll var mdr?
Yant farkn olmaddrolumsuzdur, nk o ahs Allah tarafndan tayin edilmi bir
Peygamberin elisidir. Bizim inancmza gre, masum imamlar da bu yetkiyi tamaktadrlar ve
onlar imdiki zaman iin de ahsi olmayp- usulsellsel olarak baz kimseleri atamlardr; ve
masumlara en fazla benzeyen ve fertler iinde en layk olan kimse hakimiyett de onlar tarafndan
yetkilidir. Bu inan, ister mer b. Hanzalann makbulesi[121] veya Ebu Haticenin
merfuesi[122] ve dier hadisler ile ispatlansn, isterse akli deliller ile ispatlansn; fakihler
deiik beyanlar ile bunu kantlamlardr.
237ye Bak +++
O halde teorinin asl undan ibarettir: Nasl ki Hz. Peygamber (s.a.v), kendi hayat zamannda,
slam lkelerinin bir blgesine oray imar etmesigelitirmesi ve orada yneticilik yapmas
amacyla bir ahs tayin ediyorduysa ve ona itaat etmek ve o blge halk iinm farz oluyorduysa
o blge halk iin farz oluyorduysa veya Hz. Alinin (a.s) kendi hilafeti dneminde ynetici ve
vali sfatyla Bahreyn, Ahvaz, Msr ve dDier slami blgelere baz ahslar tayin etmesi ve o
ahslara itaat etmenin farz olmas gibi, gaybet zamannda da fkh ve siyasette Malik-i Eter
gibi olan kimselerin ynetici olmak ve slam toplumunu ynetmek iin salahiyet, liyakat ve
kapasiteleri varbulunmaktadr. Bu kimseler, Velayet-i Fakih delilleri esasnca, hkmet
konusundanoktasnda yetki sahibidirler ve onlara itaat etmek bize farzdr.
Bunun Allahn terii rububiyeti ile bir uyumazl yoktur; bilakis onlarn hakimiyetleri
ilahi rububiyetin ynlerinden biridir. nk Allah, Ppeygamberine emirde buyurmu ve
Peygamber de o valiye emir de bulunmutur veya masum imam, kendi zel veya genel halifesine
bu izni vermektedir, onlara itaat etmek bize farzdr. Baka bir deyile, valiye itaat etmek demek,

Peygambere ve Allaha itaat etmek demektir, o valiye muhalefet etmek de Peygambere


muhalefet etmektir ve Peygambere muhalefet etmek, Allaha muhalefet etmek demektir. Ayn
ekilde Veliyy-i Fakihe itaat etmek masum imama, Peygambere ve neticede Allaha itaat etmektir
ve ona muhalefet etmek, masuma ve Allaha muhalefet etmek demektir. Bu mana, mer bin
Hanzalann makbulesinde aka beyan edilmitir. mam Sadk (a.s) yle buyurmaktadr:
Aranzda bizim rivayetlerimizi nakleden, helal ve harama dikkat eden ve bizim
hkmlerimizi bilen kimseye baknz, onun hkmne uyunuz ki ben onu size hakim tayin
ettim. O halde eer o bizim hkmmze gre hareket eder de biri onu kabul etmezse,
Allahn hkmn hafife alm, bizi red etmitir ve kim ki bizi red ederse, Allah red
etmitir ve bu, Allaha irk koma derecesindedir.[123]
mam Cafer (a.s)nn irk Haddindedir diye buyurmasnn sebebi udur: irk tevhidin
karsnda yer almaktadr ve tTevhidin usullerinden biri de, tTerii rRububiyetteki tTevhittir., B
bu anlamda eer biz, Allahn hakimiyetini ve onun hakimiyetinin dorultusunda Peygamberin,
masum imamn ve Allah tarafndan veya masum imam tarafndan atanm olan kimselerin
hakimiyetinilerini kabul edersek, terii rububiyetteki tevhidi kabul etmiiz demektir ve eer
onlar reddedersek, terii rububiyette irke darduar olmu oluruz. O halde yukardaki hadiste
bizi reddetmitirden kast udur: Eer bir kimse halk ynetmek iin atanmyetki sahibi olan
fakihleri (alimleri) reddederse, imamlar reddetmi gibidir olmaktadr; yani bir ahs ben Velayeti Fakihi kabul etmiyorum derse, o ahs ben masum imam kabul etmiyorum demi gibi olur ve
eer bir fertd masum imam kabul etmezse, bir eit Allaha irkte kobulunmu olur, nk o
fert Allahn terii rububiyetinin bir ynn inkar etmitir. Elbette bu irk, manevi ve
batnidirbatinidir ve de sz konusu ferdin necasetine neden olmamaktadr. BEer bir ahs,
hakimiyetin asl olarak Allaha zg olduunu kabul ederse, ikinci merhalede Allah Resulne
zg olduunu da kabullenmelidir. ve Allahn hakimiyetinin dorultusunda Allah Resulnn,
masum imamlarn ve onlarn halifelerinin hakimiyetleri meruiyet kazanmaktadr.,
Bbu silsile yoluyla bu konu ispatlanm olmaktadr. Eer biz hakimiyetin meruiyetini
baka bir yolla temin etmeyi dnrsek, gerekte hakimiyet konusunda bir eit irke inanm
oluruz. Bundan dolay, slam dzeninin, ilahi kanunlar esasnca ve Allah tarafndan yetki
verilmi bir nder araclyla ynetilmesi gereinene ynelik getirilen akli delil, ilahi terii
rububiyettir. Tevhidi doru anladmz takdirde, bu neticeye ulam olacaz. ve Eeer bazlar
bu neticeyi inkar ederlerse, gerekte onlarn inanlarnda sorun vardrolmakta, ve tevhidtevhit
inanlar ar deildir,halis olmamakta ve de irk ile karmt bulunmaktadr. TBir ferdin,
toplumun kanunlarnn ilahi kanunlar olmas gerekliliindeki srrn nedir, diye biri sorabilir.
olduunu sormas mmkndr. BAcaba baz ahslar, Allah ve Oonun kanununu kabul etmez,
ve kendileri kanun koyar veup icra ederlerse camia slah olmaz m? yleyse neden dnyadaki
toplumlar, Allahn kanunlarna balanmakszn kendi hayatlarn nasl dzene sokuyorlartular?
Bu, birok aydnn ortaya att ve kanunun Allah tarafndan olmasnn ne lzumu var dedii bir
phedir. Onlar, halkn kendi akllar ile kanun koyup ona gre hareket edebileceklerine ve hibir
sorununda meydana gelmeyeceine inanmaktadrlar.

6-Kanun Koyuculuun Allaha zg Olmasnn Delilleri

Bu phenin yantnn verilmesi asndan insann tek bir mevcut olduuna, ancak eitli organ,
uzuv ve ynlere sahip bulundolduuna ve bu ynlerin de birbirleriyle balantl ve irtibatlsarl
olduuna dikkat etmek gerekir. nsann yalnzca iktisadi boyutu yokturbulunmamaktadr,. D
dolaysyla bir insan ekonomiye ynelik bir kanun koyduu ve toplumunun ekonomik
boyutunuynn idare ettii zaman, ii dzenlenmi saylmaz.
Toplumun ekonomisinin siyasetiy ile irtibat vardr, siyasetinin toplumsal ve medeni
kanunlary ila,e ve medeni kanunlarnn cezayicezai kanunlaryla ile, ve bunlarn hepsinin de
uluslar aras kanunlarla ile irtibat bulunmaktadr ve de bir btn olarak bunlarn insann manevi,
ruhi ve ahlaki boyutuyla salam bir irtibat vardr. nsan on mevcut deildir ve on ruh da
tamamaktadr, insann eitli ynleri ve deiik boyutlara olan bir ruhu vardr;, ama bunlarn
birbirleri ile balar mevcutturbulunmaktadr. yleyse bir boyutta bir eksiklik bulunursa,
srasyla dier boyutlar da etkileyecektir. nsan yaratan Allah, toplumsal hayat ona kanlmaz
klm ve toplumsal hayatn gerekleebilmesi iin insan ftratnda bir takm etkenlere yer
vermitir., Bbylece insann tabii ve ftri bir ekilde toplumsal hayata ynelmesi mmkn
olmaktadr. Bundan dolay, Allahn insan yaratmasnda bir hedefi bulunmaktadr ve o hedef,
insann toplumsal hayatn ats altnda insani ycelie erimesi, ve ruhi ve manevi boyutunun
hizmetinde olan vcudunun btn boyutlarn tekamle erimesi dorultusunda gelitirmesi ve
sonutanihayeten istenilen kemal derecesine ulamasdr.

[124]Zariyat 56

Ben, cinleri ve insanlar yalnzca bana ibadet etsinler diye yarattm.
Bu sylenenler, tevhidtevhit ve rububiyet ile ayrlmaz bir ba bulunan ibadetin glgesinde
gereklemelidir, aksi halde insan yceliek ulalmazmeydana gelmez. Elbette bu suretin
dnda grnte toplumda irdelenmesi gereken bir dzen oluabilir., Ssembollerinin Amerika
olduu lkelerdeki dzen buna bir rnek tekil etmektedir. Dve dnyann medeni devletlerinin
numunesi olan Amerikada, btn liselerde silahl polisin bulunmaldrs ve polisin orda
olmasna karn her gn o liselerde cinayet ilenmesi dikkate deerdir. Bu beerin
saladgerekletirdii dzenin ta kendisidir ve ayn ekilde tesiri daha fazla olan bozukluk ve
cinayetler de vardr.
Hatta eer ilahi kanunlar uygulanmakszn ve insann manevi boyutuna ehemmiyet
vermeksizin bir toplumda zahiri ve medeni bir dzen oluursa, yine de insan hayatnn nihai
hedefine ulalmam olur. nsan hayat, karncann hayat gibi midir?
Bu dzen, emniyet, ilerleme, kalknmagelime, bilim, sanayi ve teknolojilerin hepsi, insan
ruhunun ycelmesi ve Allaha yaklamas iin bir vastadr. Bu ilikileri kim iyi bir ekilde
anlayabilir? Hangi kimseler, insann hangi eit yemei yedii ve nasl bir ekilde yaad
takdirde, bunlarn Allaha yaklamada tesirli olacan kimler syleyebilir? Domuz eti yemenin
ve arap imenin bizim saadetimize etki yapp yapmayacan kim belirleyebilir? Dnya
doktorlar her ne kadar tpta ilerlemi olsalar da fakat fazla alkol kullanmann fakat beyin
hcrelerine zarar verebilecei neticesine ulamlardr., Aama onlar, alkoln insann nihai

saadetine zarar verip vermediini bilmemektedirler.; Zzira bu alanda tecrbeleri yoktur ve


abulunmamaktadr ve aslnda bu mesele tecrbe edilir deildir. insann hayat kanunlar, onun
hayatnn btn ynlerini gzetecek ekilde tanzim edilmelidir ve bu kanunlar, onun sadece
bedensel salk, ekonomik ve siyasi durumunun iyilemesi ile uramak
yetinmeyecekemelidir, bunlar dier insan boyutlarndan ayr olarak gzetmeyecekmelidir,
bilakis btn boyutlarn irtibatn beraberce dzenli ve uyumlu bir nizamda dzende salayacak
ekilde tanzim edilmelidir.lemeleridir Bve bu boyutlar arasnda irtibat salamak ve onlar nihai
ycelme ynnde sevk etmek iin gerekli byk ilim, yaratc olan Allahtan baka kimsede
yoktur. Bu yzden kanunu Allahn vazetmesi koymas lazmdr. Buna ek olarak, hangi kanun
koyucu, kanun vazetmeyasa yapma esnasnda kendini ahsi menfaatlerine ynelmekten
alkoyabilmektedir? Gc ele geiren her grubun, kendi karlarna uygun kanun koyduklar ve
uyguladklar aikardr. rnein; grdnz u bu slam lkelerinde, ynetimi bir hkmet
ynetime gelir gelmez yeni kararname ve genelgeler koymaktadr ve bu, genellikle i bana
gelen grubun lehine olmaktadr, bunlarn sol veya sa olmas fark etmiyor; bu insan doasnn
zelliidir ve her halkarda btn insanlar masum deildirler.
Bu meselelerin kendisi iin bir fayda tamad, ferdi ve grupsal ynelilerden yoksun
olabilen biri vardr ve o da Allahtr. Ondan bBaka her kim ki bir kanun vazedersekoyarsa,
kendionun faydasna veya zararna olma ihtimali vardr, ama Allahn kanunlarnn kendisi iin
yarar ve zarar yoktur. O ve o, sadece insanlarn fayda ve zararn gzetmektedir. yleyse bir
yandtaraftan, Allahnonun ilmi sonsuzdur ve br yandtaraftan O, kanun
vazettiindenkoymaktan bir fayda elde etmemektedir; buna ilave olarak Onun insanlara ynelik
rububiyet hakk bulunmaktadr ve eer insan kemale ulamak istiyorsa, ilahi rububiyet hakkn
eda etmelidir. Elbette bu baka bir konudur, daha fazla aklama gerektirmektedir ve bu ksa
srede bunu inceleme imkan yoktur.
nsanlarn birbirlerinin zerinde belirli haklar vardr ve insanlar karlkl haklarn
bilmektedirlertanmaktadrlar. rnein; ifti iisinin zerindeki hakkn ve ii de ifti
zerindeki hakkn tanmaktadr, ynetici kimse halkn zerindeki hakkn ve halk da onun
zerindeki hakkn bilmektedirtanmaktadr. Halk, bu haklar bilmektedir, ama Allahn insanlar
zerinde bulunan hakkn ve o hakk eda etmeyi de bilmekte midirler? slami dncenin asl;
btn haklarn zerinde Allahn hakknn geldiidir. Bundan dolay, ilk nce Oonun hakk eda
edilmelidir ve bylece Allahn hakknn glgesinde insanlarn haklar eda edilecektiryerine
getirilecektir.
yleyse vazedilenkoyulan kanunlarda insanlarn haklarn gzetmemiz, ama Allahn
hakkn gz ard etmemiz mmkn mdr? Esasen Allahn hakk gzetilmedii taktirdezse,
acaba Onun Allah-u Tealann haklarna ynelik zulm ve hakszlk yaplm olmaz m? Ve bu
krszlk ile insan ycelie ulalabilir mi? Hangi krszlk, Kuran ayetinin belirttii
Allaha ynelik krszlkten daha byktr.

Lokman 13 [125]
phesiz irk, gerekten byk bir zulmdr.

Zulmlerin en by, ilahi rububiyet dergahna yaplm zulmdr. Bundan dolay eer
ilahi hakk gzetmezsek, byk bir zulme mrtekip olmu oluruz. O zaman bakalarna ynelik
olarak adaletli olmamz nasl mmkn olurdr? nsan kendi yaratcsna zulm ettii bir durumda
nasl adil olabilir? Ve sylediimiz gibi, irklerden biri de Allahn dnda bakalarnn kanun
koyuculuuna inanmaktadr.
yleyse, hem Allahn bizim btn karlarmza ynelik ilmindena ynelik ilmi asndan
ve hem Oonun kanun vazetmedekoyuculukta kar bulunolmamasndan ve hem de insana terii
rububiyet asndan hakk olmasndan tr, yznden birinci aamada Allahn kanununa riayet
edilmelidir, ondan sonra Allah tarafndan yetkilendirilmi kimselerin koyduu kanunlara riayet
edilmelidir; bu da aadaki ayetin kapsamna girmemek iin, Oonun verdii izin erevesinde
olmaldr.


Yunus 59 [126]
De ki: Allahn sizin iin indirdii sizin bir ksmn haram ve helal kldnz rzktan,
haber var m? Syler misiniz? De ki: Allah m size izin verdi, yoksa Allah hakknda yalan
uydurup iftira m ediyorsunuz?

Ve baka bir ayette Allah-u Teala yle buyurmaktadr:



Nahl 116

[127]
Dillerinizin yalan yere nitelendirmesi dolaysyla una helal, buna haram demeyin. nk
Allaha kar yalan uydurmu olursunuz. phesiz Allaha kar yalan uyduranlar
kurtulua ermezler.

Bundan dolay, ilahi terii rububiyet hakkn eda etmek iin ilk nce Allahn kanununa
mracaat edilmeli, sonra onun kanun koymak iin kime izin vermi olduu veya kimin kanunlar

icra etmeye yetkisinin olduu aratrlmaldr. nk o kanunlarn uygulan da Oonun emriyle


olmazsa, yine Allahn kullarnn, kendi sahiplerinin izni olmakszn tasarruflar
gereklemiolmu olacaktr. lahi dncede, eer Allah rzasnn hilafna olduu taktirdeursa,
kendi vcudumuz zerinde bile tasarruf etmek caiz deildir; bu anlamda bakalar zerinde
tasarruf nasl gerekleebilir. Bu yzden insann intihar etme hakk yoktur. Liberal dnce,
insan kendi sahibi olduundan intihar etme hakkna sahiptir, diyebilir, ama ilahi dnce byle
deildir. nsan kendinin sahibi deildir, bilakis Allahn mlkdr; yleyse insann intihar etme
hakk yoktur, zira Allah, ona byle bir izin vermemitir. Allah-u Tealann insana emanet ettii
ruh ve hayatn inisiyatifi bir bakasnn elinde deil, Allahn elindedir. yleyse kimsenin kendi
cann telef etmeye hakk bulunmayan bir kimseyoktur, bu anlamda insan, bir bakasna kendi
cann aolmas iin nasl izin verebilir?
Sahibinin Allah olmasndan tr ve Onun ona byle bir izin vermemesinden dolay kendi
elini kesemeyen veya kendi gzn kr edemeyen bir kimse, hrszn eklini kesmesi veya bir
ahs cezaevine atmas iin, bir baka birisinesna nasl izin verebilir? Hi kimsenin byle bir
hakk yoktur, zira insanlar Allahn kullardrlar ve Allahn izni olmakszn onlar zerinde
tasarrufta bulunulamaz. yleyse kanun koyuculukta ve ayn ekilde kanunu uygulamada,
Allahn izni muteberdir., zet olarakile bu alanda slamn bu alandaki siyasi teorisi, ilahi terii
rububiyetin, tevhidin usul olduu esasna dayal olmasdr ve eer biri bu usule uymazsa bir
kimse uymazsa, eytanneytann kfre girmesi gibi kfre girecektiri esasna dayaldr.

On Sekizinci Oturum ONSEKZNC


OTURUM
Yasamann slamdaki artlar ve Konumu
1-nceki Konunun zeti
Geen oturumlarda slamn siyasi teorisi konusunda iki soruya yant vermek gerektii belirtildi.
Birinci soru, toplumu ynetmek iin kanunun ne gibi bir zorunluluk oluturduuydu. kinci soru
ise, iyi kanunun nasl bir kanun olduu ve toplumda kanun vazetmeninkoymann ve onu
uygulamannnn hedefininin ne olduu idindan ibaretti. Birinci sorunun yantn da, toplum iin
ahlaki kanunlarn yan sra, devletsel kanunlarn da gerekli olduunun, toplumlarn da gerekli
olduunun takriben dnyadaki btn akll kimselerin gr olduu beyan edildi. Ama ikinci
sornu ve kanunun hedefi hakknda, farkl grler ne srlmtr. Bazlarnn grne gre
kanun, toplumda dzeni salamak iindir. Bir dier gre gre ise kanun, sosyal adaletin
korunmas ve salanmas iindir. Son olarak lLiberalizm dncesi, kanunun ferdi zgrlkleri
korumak iin olduunu belirtmektedir; yani insanlarn hayatnda asl olan, herkesin istedii her
eyi yapmasdr, ancak pratikte rahatszlk molutuundaneydana geldiinden ve baz fertlerin,

bakalarnn kendi zgrlklerinden yararlanmalarna engel tekil etmesinden


dolayolduklarndan kanunun fonksiyonu, fertlerin zgrlklerini gvence altna almak ve
rahatszlklara engel olmaktr.
Kanunun aklanmas sreci ierisindeY yukardaki ller ile ilgili olarak konu boyunca,
slamn siyasi teorisinde, dzenin ve emniyetin korumanmasnn ve ayn ekilde adaletin
salaanmasnn ve de bunun gibi eylerin normal hedefler olduu, slamdaki yasamada bu
hedeflerden daha byk bir hedefin gz nnde bulundurulduu akland. Bir cmleyle
aklamak gerekirse kanunun hedefi, insanlarn maddi ve manevi karlarn korumaktr.,
phesiz ki manevi karlarn nemi maddi karlardan daha fazladr. K ve kanun, Allaha
yaklamada zetlenen insanlarn tekamln salayacak ve oinsanlarn Allaha ynelik
hareketlerine engel olacak eyleri toplumdan kaldracak ekilde olmaldr. Genel anlamyla
hedef, btn insanlarn maddi ve manevi karlarnn korunmasdr. Bunun ardndan kimin kanun
koyucu olmas gerektii dzleminde bir baka konu beyan edildi. Bu alanda da deiik grler
mevcutturvar olmaktadr. Genel olarak siyaset ve hukuk filozoflar arasnda iki artn muteber
oluu mterektirortaktr: Birincisi, kanun koyucunun kanunun hedefini iyi bilen bir kimse
olmas ve ikincisi ise bu kimsenin kendi ahsi karlarn toplumun karlarna tercih
etmemesidir. Bu iki art herkes, az veya ok kabul etmektedir. H, her ne kadar kanun iin
deiik hedefler, ngryorlarsa da ise de her halkarda herkes kimse, kanun iin ngrd
hedefe ynelik, kanun koyucunun bu hedefleri iyi tanyan ve onlara ulamann yolunu bilen bir
ahs olmasn gerekli grmektedir., Bbylece o ahsn koyduu kanun vastasyla bu hedeflere
ulamak mmknlemektedir. Buna ek olarak kanun koyucunun ilmibilimsel kapasitesi, kanunun
hedefine ulamaacak yolunu bilebilecek ve bu esas uyarnca kanunlar vazedebilecekkoymay
bilecek nitelikte olmaldr. Kanun koyucu, kendi karlarn toplumun karlarna tercih etmemesi
iin ahlaki liyakat de tamaldr.

2-Yasama artlarnn Allaha zgr Oluu


Burada slam, yYukardaki iki art tam anlamyla gz nnde bulundurmakla birlikte, kanun
koyucunun kesinlikle insann maddi ve manevi karlarn bilmesini, ferdi ve grupsal karlar
camiann karlarna tercih etmemesini gerekli grmektedir. Ayn ekilde slam, aslnda kanun
koyuculuun insanlara emirde ve nehyde bulunabilecek bir kimsenin hakk olduu artn da
ngrmektedir. ToplumunCamiann karlarn bilen ve gerekten de camiann karlarna ferdi
ve grupsal karlarn yannda camiann karlarna dan ncelik verebilen kimseler mevcut olsa
biledahi, yine de byle kimselerin kanun koyma haklar yoktur; nk her bir kanun ister istemez
emir ve nehy tamaktadr: Hak ve dev ilikisi hakknda konutuumuz oturumda her kanunun
ya direkt olarak ya da en direkt olarak veyahut ierik olarak emir ve nehy tadn aklamtkr.
Halkn malna tecavz etmeyin dedikleri zaman, bu direkt olarak men etmeyi iermektedir veya
bakalarnn mallarna sayg gsteriniz dedikleri zaman, burada bir emir bulunmaktadr.
Bazen kanunun dili, emir ve men etme deildir. rnein, u vasftaki kimsenin bu hakk
vardr, denilmektedir.; AmaB bir kimsenin bir hakka sahip olmasnn manas, dier kimselerin bu
hakka riayet etmeleridir.lerdir Bve bu, kanunun gvence altna ald bir emirdir. Ayn ekilde
bakalar bu hakka tecavz etmemelidir. Bve bu da kanunun gvence altna ald bir men

etmedir. yleyse kanun koyucunun bakalarna emirde ve nehyde bulunma hakknn olmas
lazmdr ve bu hak esasen Allahndr. Birinci art, kanun koyucunun insanlarn karlarn en iyi
ekilde bilmesi gereinden ibaretti ve bu en kapsaml ekilde Allahta bulunmaktadr; nk O,o
herkesten daha ok kendi kullarnn karlarn bilmektedir. Ayn ekilde ikinci art da, kanun
koyucunun ferdi karlar itimai kara ncelikli klmamas gereinden olumaktayd ve bu da
en gzel ekilde fakat Allahta vardr; nk Allahn kullarnn davranlarndan hibir kar
yoktur. Eer btn insanlar mmin olurlarsa, bunun Allaha hibir faydas olmaz ve eer btn
insanlar kafir olurlarsa, bunun Allaha hibir zarar dokunmaz. Eer btn insanlar kanunlara
riayet ederlerse, bunun Allaha bir faydas olmaz ve eer insanlarn tamam kanuna uymazlarsa,
yine Allaha bir zarar dokunmaz.
Ama nc arta gelince, Allahn dnda hibir ahsn zati olarakbizatihi bu hakk
yokturbulunmamaktadr, nk emirde ve nehyde bulunan kimsenin bakalarnda hakk olmas
gerekir ve insanlarn dier insanlara ynelik ne gibi bir hakk vardr? Btn insanlar, ilahi
dergahta eittirler., Allah, btn insanlarn sahibidir, insanlar btn vcutlar ile Oona aittirler ve
btn insanlara emir ve nehyde bulunma hakkna O sahiptir. Baka bir ifadeyle, insanlar Allah
Rablik ile tanmal ve Oonun Rablik hakkn eda etmelidirler. Bu rububiyet iki alanda tecelli
etmektedir: Bunlardan ilki, tekvin alandr;, yani insan, dnyann idaresinin bizatihi Allahtan
bilmeli ve yaratl kanunlarn alemde Allahn karar kldna inanmaldr. Ay ve gne onun
direktif ve emriyle dnmektedirler ve kainattaki gelimeler onun iradesi erevesinde
gereklemektedir. yleyse alemin tekvini Rrabbi, emir sahibi, alemin ynetici ve yaratcs
Odur. nsan, aAyn ekilde insan, Allahn terii rububiyeti olduuna da inanmaldr. Geen
oturumda bu konu hakknda aklamada bulunmutukr; terii rububiyet Allaha aittir ve terii
rububiyetteki tevhidtevhit, insann hkm ve kanunlar fakat Allahtan lalmasn ve kanunun
uygulaycsnn da onu Allahn izni ile yasalar toplumda icra etmesini gerektirmektedir.

3-Kanunsal Mercilerin okluunun Gereklilii phesi


Burada baz pheler beyan edilmektedir: (nceki oturumlarda bu phelere deinildi, ancak
basnda ve yeni baz konuma ve seminerlerde bu konular ile ilgili bir takm noktalar dile
getirilmektedir ve bu, bazlarnn bu konulara ya dikkat etmediklerini ya da bu konular iyice
anlamadklarn gstermektedir, dolaysyla bu alanda daha fazla aklama yaplmas
gerekmektedir.)

O halde bir taraftan toplumun byle kanunlara ihtiyac bulunmaklta birliktedier taraftan da
Allah, bu alanda kanunlar vazetmemitirngrmemitir. TNe Kuranda trafik ve ofrlk
hakknda bir kanun, ne Kuranda bulunmakta ve ne de Peygamber ve mamlarn hadislerinde
mevcutturbulunmaktadr. yleyse kanunlarn ilahi ve Allahtan olmas ve de Allahn bu
kanunlar vazetmesikoymas gerekliliine siz nasl uyuyorsunuzmaktasnz? Eer insan olan
kanun koyucular tarafndan vazedilenyaplan normal kanunlar da muteber ise, yasamada iki
mercinin olmas gerei ortaya kar, biri Allah ve tekisi de sizin aklamanza gre teride irke
yol aan halktr. Bu deiik ekillerde beyan edilmi zerinde durulmas gereken bir phedir.,

Eelbette bunun yant da verilmitir,, aama maalesef bunun yant gerekilen lde anlalmam
ve kavranlmamtr.

4-Belirtilen phenin Yant


Yukardaki pheyi yantlarken iki noktaya dikkat etmeliyiz., Bbirinci nokta, kanunun bir ok
manasnn olduudur: Bazen fakat genel kaidelere kanun denmekte ve bu, czyiczi kanunlar,
icrai genelgelerini ve kararnameleri iermemektedir. B ve bazen de kanun kelimesi, bir idarenin
mdrnn ynetimi altndaki memurlarna ynelik belirttii kurallar bile kapsayacak derecede
geniletilmektedir, bu tanmda yanl deildir. Baka bir ifadeyle, kanunun bir genel manas ve
bir de zel manas vardrbulunmaktadr ve her ikisi de dorudur. ve slamda hibir artta
deimeyen, btn insanlar ve btn zamanlar iin geerli olan bir dizi sabit kanunlar ve bir de
zaman ve mekann artlarna tabi olan bir dizi deiken kanunlar mevcutturbulunmaktadr.,
Mmtehit, din alimleri ve fakihlerin slamda aklanm olan genel usullere dikkat ederek, bu
deiken kanunlar vazetmeleriyapmalar ve koymalar gereklidir. Bu da ikinci noktadr.
Bizim zerinde durduumuz ey, sabit kanunlarn Allah tarafndan olmas ve deiken
kanunlar iin de genel erevelerin tayin edilmesidir., Bbyle olmad taktirdez ise , btn sabit
ve deiken kanunlarn, kanun koyucu vastasyla toptan ve bir btn olarak
vazedilmesioluturulmas ve insanlara sunulmas mmkn deildir. Btn zamanlar ve mekanlar
iin gerekli olan deiken kanunlarn sonu yoktur ve bunun iin bir snr ve kapsam
bulunmamaktadr., insann zihinsel ve dnsel kapasitesi, dnyann bandan sonuna kadarki
gerekliki lazm olan deiken kanunlar barndracak nitelikte deildir; aresiz olarak bu
kanunlarn her ksm kendi zel zamannda vazedilmelidiroluturulmaldr. slamn
balangcndanda otomobil ve taksiden hibir eser olmad halde, eer otomobil ofrleri
sadan hareket etmelidirler diye bir ey syleselerdi halk, bu kanundan bir ey anlar myd ve bu
kanunun mefhumunu derk eder miydi? Bundan Bunun iindolay mecburi olaraken bu kanunlar,
her zamann zel gerek ve artlarna gre vazedilmelidir hazrlanmaldr., Bbununla beraber, bu
kanunlarn nceden Allah tarafndan vazedilmibelirlenmi ereveleri bulunmaktadr. B ve bu
kanunlar hazrlayan kimselerin, bu erevelere riayet etmeleri ve mevcut olan baz deerleri de
gz ard etmemeleri gerekmektedir. Kukusuz kiphesiz bu sabit kanunlar ve deiken olgular
iin beyan edilmi olan ereveleri bakalarndan daha iyi bilen kimseler, bu nemli vazifenin
stesinden gelebilirler. yleyse birinci olarak, kanunlarn ilahi ve Allah tarafndan olmas
gerektiini sylediimiz vakit, kastettiimiz sabit ve her zamanki kanunlardr. , ikinci olarak,
deiken kanunlar iin Allah-u Teala tarafndan belirli ereveler tayin edilmitir ve bunlar,
deiken kanunlarn salahiyetlerini tespit etmek iin ldr. Bunun hakknda Kurann yce bir
tabiri vardr:

Rahman 7-8 [128]( 7)



Gkyz, onu da ykseltti ve mizan koydu. Sakn mizanda hakszlk ve taknlk
yapmayn.

lahi ve tTevhidi dDncenin zerinde durduu ve gerektirdii ey, kanunun hazrlanmas


konusunda akladmz nc noktadr ve o undan ibarettir: Kanun, emir ve men etmeyi
ierdiinden dolay insanlara ynelik emirde ve nehyde bulunmaya hakk olan bir kimse, kanun
koyabilir ve bu Allahn dnda baka bir kimse deildir. nsanlarn bizati olarakhi birbirlerine
ynelik emirde ve nehyde bulunma haklar yoktur. ve Ddolaysyla onlar, bir kanun koyamaz ve
onu icra edemezler. Bunun iin deiken kanunlarn zamansal ve mekansal artlara uygun olarak
vazedilmesihazrlanmas ve vazedilmehazrlanma izninin de Allah tarafndan verilmi olmas
arttr, nk zati olarak emir ve nehyde bulunmaya ve bizatihi Oonun hakk vardr ve
bakalarnn vazettiikoyduu kanunlarn itibar kazanmas iin, onlara da bu hakk Oo
tanmaldr.

5-kinci phe, Yasamada Allahn zninin Tesirinin Olmay


ne srlen phelerden bir dieritanesi de udur: Yasamada Allahn iznini muteber bilmenin
szden teye bir tesiri yoktur. Bu art ile, realitede ve kanun koyuculukta deime olmamakta ve
sadece demagojidemagoji yaplmaktadr.
rnein; slami ura meclisinde bu zamanda, herhangi birfilan deiken sosyal mesele
hakknda, uygunhangi kanunun hazrlanmashazrlamalar amacyla slami ura meclisinde bir
grup toplanmakta, birbirlerine danmakta ve neticede belirli bir kanunuu
vazetmektedirhazrlamaktadrlar. Burada, Allah izin vermitir veya vermemitir, dememiz
arasnda ne fark vardr? Bu sadece kullandmz bir szdr ve ondan teye, etkisi
bulunmamaktadr. yleyse kanunun itibarnn ls, bir grup uzmann fayda ve zararlar,
aratrmalar ve faydalar tespit ettikten sonra bir kanun vazetmeleridirhazrlamalardr. Bu
anlamda, bu kanunun tabiri caiz ise, kanun koymayayasamaya izni olan kimseler tarafndan ya
da dier uzmanlar tarafndan vazedilmesihazrlanmas arasnda ne fark vardr?

6-nc phenin Yant


Her ne kadar bizim muteber bildiimiz izin, deyim yerindeyse, farazi bir olgu olsa da ve bir
ahsn baka bir ahsa bir ii yapmas iin izin vermesiyle o iin gereklilii deimese de;
acaba insann itimai yaants bu farazi olgular olmakszn dzenlenebilir mi? Farz edin ki bir
ahs otomobilini park etmi ve sizinde bir iiniz kmtr; o arabaya binipmeye,- gitmeye,
iinizi halletmeye ve geri dnmeye ihtiyacnz vardr, acaba siz izinsiz olarak o arabaya binebilir
ve iinizi halletmeye gidebilir misiniz? Eer araba sahibine sylerseniz ve o da izin verirse ne
ala, ama onun iznini almam olarak sizin o arabann koltuuna oturmaya hakknz var mdr?

zin verdii takdirde phesiz ki onu kullanma hakknz mevcuttur, ama o izin vermeksizin, eer
siz ona binerseniz kanunun aleyhine hareket etmi olursunuz. B ve bu durumda o, sizi ikayet
edebilir., Mmahkeme kurulup,abilir ve sizi mahkum edebilirler; nk o, size izin vermemitir.
Baka bir rnek: Evlenmek isteyen bir erkek ve kadn gz nnde bulundurunuz. Bunlar
yllardr birbirlerini tanmaktadrlar. rnein; bir idarede yllarca beraberce alp, birbirlerinin
ahlaklarn bilmekte, ailelerini tanmakta ve ayn zamanda dindar olmakta ve de btn evlilik
hazrlklarn yapm bulunmaktalar.; Ancakama nikah akdi okunmayncaya ve her gelenekcekte
muteber olan gerekli merasim yaplmayncaya dek,kadar onlarn ilikileri meru olmayacaktr.
Nikah akdinin iki tarafn rzayetinerzayetiyle sylenen bir sz dnda bir ey olmad
dorudur., Aama bu, kendisi sylendikten sonra binlerce haramn o sylendikten sonra helal ve
binlerce helalin de o sylendikten sonra haram olduu bir szdr. nsann toplumsal yaam, bu
farazi olgulara tabidir ve esasen toplumsal hayat, ite bu izin verme, yetki verme, imzalama ve
reddetmeler ile gereklemektedir.
Baka bir rnek: FarzedinizFarz ediniz ki, bir ahs, vali sfatyla ehirinizeehrinize
atanacaktr, ancak bu karar henz belirtilmemi ve tanma merasimi de gereklememitir. A,
acaba o ahsn valilie gitmeye, masa banda oturmaya ve almaya hakk var mdr? Byle bir
hakknn olmad, memurlarn onu dar atacaklar ve ona bu valinin masasdr diyecekleri
apaktr! Eer o,, benim ile konuulmutur ve sonraki aydan itibaren sizin valiniz olmam
kararlatrlmtr derse, ona her ne zaman ki atama karar gelirse, siz o zaman vali olacaksnz,
diyeceklerdir. Eer ahs ne fark eder, fakat bakann atmas gereken bir imza ve vermesi gereken
bir yeteki kalmtr derse, ona dorudur,. ite o imza sizin meruiyetinizin delilidir, derler. Btn
toplumsal iler bir imza ile resmiyet kazanmaktadrlar, yasama da byledir. Kanun koyuculuk
Allahn hakk ise, bakalarnn koyduu kanunlar, yalnzca Onun izniyle muteber olabilir ve bu
suretin dnda, o kanunlar meru ve muteber olmayacaktr.

.
Yunus 59

[129]

De ki: Allah m size izin verdi, yoksa Allah hakknda yalan uydurup iftira m
ediyorsunuz?

Eer Allah izin vermemi ise, bu i caizdir veya caiz deildir, helaldir veya haramdr
demeye sizin ne hakknz vardr? Kanun koymann manas bundan ibarettir, yani bu i caizdir ya
da o i caiz deildir. eriat litearaetr ile helaldir ya da haramdr manasndadr. Acaba Allah,
size izin vermeksizin, byle hkmler verebilir misiniz? slami ura mMeclisi ile eski rejimin
milli meclisi arasndaki fark, ite bu kelimededir; bu meclis Allah tarafndan yetkilendirilmi biri
tarafndan merulatrlmaktadr; yani Veliyy-i Fakihin deiken kanunlar koymaya hakk
bulunmaktadr ve onun izni, slami ura meclisinin kararlarna itibar kazandrmaktadr. mam-
ZamannZamann Allah tarafndan (kanun vazetmek iinkoymaya) yetkilendirildiiisi olduu

bir dnemde, bakalarnn kanun koymaya yetkilerinin olmay gibi, Veliyy-i Fakihinde mam-
Zzaman tTarafndan (k8Kanun vazetmek iinkoymaya) yetkilendirildiisinin olduu bir
dnemde, bakalarnn kanun vazetmekoyma yetkileri yoktur. Allah tarafndan direkt veya en
direkt ekilde yetki sahibi olan bir kimse, bakalarnn ilerinde tasarrufta ve onlara emir ve
nehyde bulunabilir; lakin yetki sahibi olmayan kimsenin emir ve nehy etme hakk yoktur ve onun
emir ve nehyi etkisizdir.
(Ben, dnsel ve teorik analizlerimde ahslarn szlerine dayanmay istemiyorum, ancak
mam Humeyniye dier ahslarn kategorisinde yer verilemez. Onun beyanatlar Kuran ve
snnetten alnmadr, bu yzden onun szlerine istinatta bulunuyorumaktaym.) mam
aklamalarnn birinde aka yle buyurmutur: Hatta eer CumhurbakanHatta
cumhurbakan bile Veliyy-i Fakih tarafndan atanmaz ise, tauttur ve ona itaat etmek caiz
deildir. Halk, cCumhur bakann halk kendi oylaryla semektedir, ama eer Veliyy-i Fakih
tarafndan ona izin verilmedii taktirdeezse, mam onun taut olarak deerlendirmektedirduunu
sylemitir. O ve onun emir ve nehyinin hibir itibar yoktur ve ona itaat etmek de caiz deildir.
Hz. mam Humeyni, cCumhurbakanlarn teyit etmeye ynelik verdii btn hkmlerinde ben
sizi atyorum diye buyurmutur. (Baz durumlarda da, ben tadm ilahi velayet sfatyla, sizi
cumhurbakanlna atyorum, demitir.) Halkn oy vermesine, oylarnn doru olmasna ve teyit
edilmi olmasna da ramen, mam byle buyurmutur.
Elbette halkn toplumsal dzenlemelerde katlmlarnn olmas gereklidir ve seime
katlmak onlarn eri grevleridir., Bbu yzden seim zaman geldii zaman Hz. mam
Humeyni, seime katlmak eri bir grevdir ve herkes katlmaldr, diyordu. Lakin her kanunun
koyucunun ve her makam sahibinin iinin eri itibar,nn sonuta Allaha dnmelidirsi
gereklidir, nk o alemin kaderinin sahibidir. Allah, Peygambere ve masum imama hkmet ve
yasama yetkisi vermitir. ve Peygamber tarafndan veya masum imam tarafndan da Veliyy-i
Fakih rneindeki gibi, genel atama yoluyla veya kendi zamanlarnn grevlerinin ve valilerinin
zel bir ekilde atanmas vastasyla baka ahslar, masumun izni ile meruiyet elde ediyorlard
ve onlara izin verildiilmi olduu zaman itibar kazanyorlard.
yleyse izin vermek ile vermemenin ve onaylamak ile onaylamamann arasnda ne gibi bir
farkn olduuyla ilgiliuna dair bu phenin yant; btn sosyal meselelerde bulunan faktan
ibarettir. Grevi resmi olarak kendisine bildirilmemi bir valinin bakalar ile arasnda ne fark
vardr? Resmi olarak atand hkm kendisine bildirilmemi Milli Eitim ve retim
Bakannn dier insanlardan fark nedir? Her ne kadar kararn bildirilmesi kararlatrlmsa da,
ama bugn onun bugn hibir ekilde faaliyette bulunmaya hakk bulunmamaktadryoktur. Ne
zaman ki atanma karar ona bildirilirse, o zaman resmen grevli olmakta ve bir imza ile halkn
mallar zerinde tasarrufta bulunabilmektedir.
Bir ahs,kimse ok byk servetini sizin inisiyatifinize brakabilir, size balayabilir ve
istediiniz ekilde kullanmanz iin size izin verebilir ya da bu ahs, mallarn topluma vakf
edebilir veya zel bir ahsa verebilir; her halkarda ben mallarm balyorum diye bir
kelime ile i tamamlanmakta ve onun mallar zerinde tasarrufta bulunma helal ve caiz
olmaktadr. Ama izin vermez ve mallarn balamaz ise, onun mallar zerinde tasarrufta
bulunmak haramdr ve eer biri, kimse onun mallar zerinde tasarrufta bulunursa, sulu kabul
edilir.

Btnyle, btn itimai konularn hepsi, bu gibi farazi olgulara tabidir ve bu izin ve
msaadeler olmayncaya dekkadar, itimai dzenlemelerde hibir ey resmiyet kazanamaz. O
zaman, Allah tarafndan insanlar ynetmeye, onlara emir ve nehyde bulunmaya talip olan
kimsenin izne ihtiyac olmadyoktur, diye nasl bir ey sylenebilir? Allahn izni olmakszn,
Allahn kullarna hkmet edileebilir mi? nsanlar bizim kullarmz deildir ki bylece onlara
ynhkmet etme hakkmz olsun, onlar Allahn kullardrlar. Allahn yannda hakim ve hkm
edilen eittirler, Allah izin vermeyinceye (yetkilendirmeyinceye) kadar yneten ve ynetilen,
rehber ve mmet birdirler. Allah bir kimseye izin verdikten sonra, onun bakalarna emirde ve
nehyde bulunmas muteber olurmaktadr.

7-nsann Kendi Kaderine Hakimiyeti


nsann kendi kaderine hakimiyeti mefhumu da ayr bir konudur. Geri daha nce biz bu konuyu
aklamtk, ama bu konunun gazetelerde, basndamatbuatta, baz aydnlarn konumalarnda ve
hatta Radyo ve Televizyon Kurumu tarafndan yaynlanan baz oturumlarda; fertlerin
zgrlkleri saygndr, nk aAnayasaya gre onlar, kendi kaderlerine hakimdirler, eklinde
gndeme tanmasndan tr grlmektedir, bundan dolay bu konu hakknda daha fazla
aklama yapma gerei vardr.
Hakimiyet kavramn hukukun iki alannda incelenebilirme imkan vardr. (Elbette
kavramlar birbirlerine benzediinden, yeterli derecede bilgisi olmayanlar, onlar yerlerini
deitirmek suretiyle kullanmaktadrlar.) Bu iki alandan birisi; her milletin kendi kaderine hakim
olduunun sylendii Genel Uluslararas Hukuktur. Bu sylemdeyim, genel uluslararas hukukta
bir ilke sfatyla lkeler arasndaki ilikileri, onlarn birbirlerine kar aldklar tutumlar ve
smrgeci lkelere kar mukabele etmeyi gzetmektedir. Miladi 18. ve 19. Yzyllarda,
zellikle bat dnyasnda, smrgeciliin boyutu geniledi. Dayatmaya ve bask ve kuvvete sahip
olan herkes, ya silah zoruyla ya da hile ve entrika yoluyla ald topraa ibirliki bir hkmeti
hakim klyapmakta ya da orada yneticilik yapmas iin temsilci yollamaktayd. Yani bir milletin
kaderini bakalar ele almakta veya baka bir lke onlarn manda sahibi olmaktayd.
Gerekte Mandaclk meselesi, uluslararas hukukta bahsedilen konulardan birisidir.
Halklarn dnya smrgeciliini tanlamalarndan ve kendi haklarnn iadesi iin giriimlerde
bulunmalarndan sonra, milletlerin hakimiyet ilkesi gndeme geldi ve yava yava uluslararas
hukukta; her milletin kendi kaderine hakim olduu ilkesi benimsendi. Yani bakalarnn hi bir
milleti smrmeye ve onlar manda edinmeye hakklar yoktur. Milli Hakimiyetin manas; her
milletin dier bir milletr karsnda istiklal sahibi olmas, kendi kaderine hakim bulunmas, hi
bir milletin kendini dier milletlerin hamisi bilmeye hakknn olmamas ve hibir devletin baka
bir lkeyi kendi mandas olarak grmeye hakknn bulunmamasdr. Bu, yeri ve mekan
uluslararas ilikiler olan bir ilkedir.
kinci konu ise, bir toplum iindeki fertlerin hakimiyetidir. Bu ilke asli haklar ile ilgilidir;
yani snf ve gruplardan oluan bir toplumun ierisinde, (bu toplumun dier toplum ve lkeler ile
nasl bir ilikisinin olduuna baklmakszn) hibir snfn dier snfa ve hibir grubun dier bir
gruba kendiliinden hakimiyet hakknn olmamasdr. Bu, dnyann bir ok lkesinde

mevcutbulunmu olan, ve hakim snfn belli ve tanmlanm olduu ve rnein bin ailenin
hakimiyet hakknn olduu bir yerde, her zaman hakim olmak isteyen tmher kimselernin, bu
tabakadan olmasn gerektiren snfsal baklara terstir. Hakimler, elit tabakadan, toprak
sahiplerinden veya belirli bir rktan idiler. Her ferdin kendi kaderine hakim oluunu beyan eden
bu ilke, belirli bir snfn ve belirli ahsn hakimiyetini reddetmektedir. yleyse toplum
ierisinden bir fert, kendinin dier fertlerin hakimi olduunu syleyemez ve bir grubunp, snfn
ya da rkn kendini dier grup ve rklarn hakimi bilmeye hakk yoktur; bu da bir ilkedir.
Yukarda belirtiklerimiz, Bbu usullerin yeri,nin insanlarn birbiriyle olan ilikileridir ve
yukarda belirtiklerimiz olduu bu konuyasuna dikkatleri yneltmek iindi. ster, genel uluslar
aras hukuk ile, ilgili olan milletlerin, lkelerin ve devletlerin birbirleriyle olan ilikilerini
dzenleyen ve her milletin kendi kaderine hakim olduunu ve hibir dier lkenin ona hakimiyet
hakknn olmadn belirten ve de bu esas uyarnca dier toplumlarda yaayan insanlar
gzetleyen birinci ilkede olsun ve isterse, lke fertlerinin asli haklar ile irtibatl olan ve onun
esasnca her ferdin kendi kaderine hakim olduunun, yani baka bir insann ona hakimiyet
hakknn olmadnn belirtildii ikinci ilkede olsun, btn bu hukuk ve usullerin yeri, insanlarn
birbiriyle olan ilikileridir, insann- Allah ile olan ilikisi deildir. Bu usulleri belirleyen kimseler,
-ister bir dine inanm olsunlar, isterse de inanmam olsunlar- Allahn da insanlara hakimiyet
hakknn olduunu syleyecekleri insan ve Allah arasndaki ilikiyi hibir zaman gz nnde
bulundurmamlardr. Onlar, bu alanda almyorlard; bilakis acaba hami ve smrgeci sfatyla
bir lkenin baka bir lkeye hakimiyet hakk var mdr yoksa yok mudur veya lke ierisinde
bizatihi bir grubun, snfn tabakann veya ferdin bizatihi, bakalarnn veya ferdin bizatihi
bakalarna hakimiyette bulunmaya ve onlarn kaderlerini zerine almaya hakk var mdr yoksa
yok mudur, diye insanlar arasndaki ilikileri dzenleme alannda almaktaydlar.
Her insann kendi kaderine hakim olmasnn manas, baka insanlarn bir insanabir insana
hkm etme hakknn olmaydr, Allahn hakknn da olmay deildir. FarzedinizFarz ediniz
ki, bu kanunlar yazan ve bu usulleri beyan eden kimselerin hepsi, dinsiz idiler ve Allaha
inanlar yoktu. Ama slam cCumhuriyetinin anayasasnda insanlar kendi kaderlerine
hakimdirler, diye yazld vakit, acaba Allah, burada da m gz ard edilmitir, diye
sorulmaktadr.? Yani insanlara emir vermeye Allahn da m hakk yoktur? Yoksa bu ilke,
dnyada hakim olan ve onun esasnca insanlarn bizatihi olarak bakalarna ynhkmet etmeye
ve onlarn kaderlerine egemen olmaya haklarnn olmad geleneksel ilikiler dzenine mi atfta
bulunmaktadr? Kesinlikle Allahn da hakimiyet hakknn olmad sylenmek istenmemektedir.
Anayasada bulunan dier onlarca ilke ve onlarda aka belirtilmi olan ilahi kanunlarn
kesinlikle icra edilmesi gerei, bunun ahididir. Bir kimse bu ilkelerin varlyla birlikte, fertler
iin belirlenmi olan bu hakimiyet hakknn, Allahn hakimiyetini reddettiini bir kimse nasl
dnlhayal edebilir! Acaba hibir akll insan, slam Cumhuriyetinin anayasasnda byle bir
anlay karabilir mi?

8-nsann Hakimiyetinin Allah le elimemektedirsi


Konunun daha fazla aydnlanmas iin baka bir bilim ve daldan bir rnek veriyorum. B, bylece
bu mefhumlar biraz daha akla kavuacak ve eytani phelerin sunulmasnn ve su istifade

etmenin zeminialtyaps ortadan kalkacaktr. Bugn btn halkmzn ve dnyann bugn bildii
meselelerden biri de yle ki bu mefhum dnya kltrnn bir paras olmutur- zkendine
gven meselesidir. B ve bu, psikoloji bilimi ile ilgili bir konudur. ve insann kendine zgveni
olmaldr, denilmektedir. Bu cmleyi bir ok kez duyuyor ve bir ok kez de kitaplarda
okuyorsunuz. Her gn radyo ve televizyonda zellikle de eitim ve aile ile ilgili yaplan
tartmalarn bir ounun nemli merkez ve ynleri, kendine gven meselesi ile alakaldr.
rnein; kendine zgvenni olumas iin ocuk yle terbiye edilmelidir, denmektedir.
Genlere kendilerine zgven kazanacaklar ekilde davranmayalmaldr ve ayn ekilde ahlaki
konularda da fertlerin kendilerine gvenmeleri ve bakalarna yk olmamalar gerekliliine bir
ok atfta bulunulmaktadr. te taraftan bizim tevekkl ve Allaha gvenme adyla slamda
baka bir kavrammz bulunmaktadr, yani insan, kendini Allahn karsnda bir ey saymamal
ve her eyi ondan istemeli ve de fakat Onu her eyin znesi bilmelidir.






Yunus 107

[130]
Allah sana bir zarar dokunduracak olsa, Ondan baka bunu senden kaldracak yoktur. Ve
eer sana bir hayr isterse, Onun bol fazln geri evirebilecek de yoktur.Kullarndan
dilediine bundan isabet ettirir. O, balayandr, esirgeyendir.

Yarar ve zarar Ondandr, insann iradesinin Allahn ve iradesi karsnda bir deeri yoktur
ve o, Allahn yarattklarnn azameti karsnda ok kktr. slam ve Kuran retilerinde
insann kendini her zaman Allahn karsnda ok kk, hakir ve zelil grebilecei ekilde
yetitirilmesine allmtr ve slamn yetitirme esas, Allahn rububiyeti ve kulun ubudiyeti
esasna dayaldr.
nsann hem kendine zgveninin olmas ve hem de bu derecede kendini Allahn
karsnda kk grmesi nasl mmkndr? A ve acaba Allahn karsnda kendini kk
grmek psikolojide zellikle de eitim psikolojisinde zerinde durulan kendine zgvenme,
ahsiyetlilik hissetme, ve ahsiyeti, gelitirme ve bunun gibi kavramlar ile uyumakta mdr? Bu,
hakimiyette konusunda ve siyasi meseleler alannda ve de ahsa hakimiyette bulunma ile irtibatl
konuda ne srlen phenin benzeridir ve buo phe ise psikolojik, ahlaki ve eitimsel
konularda ne srlmektedir. Bu iki konuyu birbirleri ile kyaslamamn sebebi, aralarndaki
ortaklklar sayesinde, zihinlerin hakikati anlamada daha hazrlkl olmalardr. Bu psikolojik
konuda, kendine zgveni tekit etmek, baka insanlara gvenmenin karsnda yer almakta ve
yle sylenmektedir: ocuu baba ve annesine ya da arkadalarna veya komu ve akrabalarna
dayanmayacak/yaslanmayacak ve kendi ayaklarnn zerinde durabilecek ekilde yetitiriniz.
Bunun manas, baka insanlara dayanmamak, onlarn yk olmamaktr, Allaha da muhta
olmamak deildir.
Aslnda koanunun yeri, bir insann dier insanlar ile arasndaki balantyla ilikilidir.
Kendine zgvenmenin mefhumu, bakalarna dayanmayacak ekilde insann hareket etmesi

ve kendi ruhiyesini glendirmesidir. B ve bu, slamda da vurgulanm olan bir emirdir. Hz.
Peygamberin (s.a.v) ve masum imamlarn (s.a) hayat mcadelerindemcadelesinde bu konunun
zerinde durulmu ve ona vurguda bulunulmutur; ama maalesef biz, maalesef bu eylere daha
az dikkat etmekte ve bu tr konularn batnn yeniliklerinden olduunu sanmaktayz. Hz.
Peygamber (s.a.v)-i Ekrem zamannda Onun sahabeleri yle bir ekilde yetitirilmilerdi ki, eer
bir kimse elinde krbac olduu halde ata binsemi e elinde krbac olmu olsayd ve de krbac
yere dseydi, atn yannda hareket etmekte olan arkadana krbac yerden al, ve bana ver
demezdi. Kendisi attan iner, krbacn alr ve yine atna binerdi! Bu, bizi ayaklarmzn zerinde
durmaya, kendi ykmz yklenmeye, kendimizi bakalarna muhta grmemeye ve
bakalarna tamah etmemeye mecbur klan slami eitimdir; ama bu, Allahn karsnda da
kendimizi ihtiyasz grmemiz anlamnda deildir.

Fatr 15
[131]

Ey insanlar, siz Allaha (kar fakir olan) muhtalarsnz; Allah ise, aniy (hibir eye
ihtiyac olmayan)dr, Hamid (vlmeye layk)tr.

Batan aaya fakir ve muhta olan insan, kendini Allaha ihtiyasz grebilir mi? Allahn
karsnda ihtiyasz olduunu sylemek irktir. yleyse kendine zgvenmenin manas, Allaha
da gvenmemek deildir. Allaha da gvenmeyiniz sz, slamn ruhuna ve Kurann btn
mesajlarna tam anlamyla terstir. nsann kendisini Allahn karsnda hi grmesi ve her eyi
Allahtan istemesi hakknda, yzlerce ayet ve hadis vardr ve bunun kendine zgvenme ile ba
yoktur; nk kendine zgvenme konusu, bir insann baka bir insana stnlnn olmamas
hasebiylendan dolay, baka kimselere dayanmamalar amacyla,iin insanlar arasndaki ilikinin
dzenlenmesidir.
yleyse kendine zgvenmenin tevhidtevhit ve Allaha tevekkl ile nasl uyutuuna dair
sorunun yant udur: Kendine zgvenme konusu, birbirlerine dayanmamalar ve
gvenmemeleri ve bir kimseyi sebepsiz yere bakalarndan stn grmemeleri amacyla,iin
insanlarn birbirileri ile olan iliki eklini belirlemek hedefini gtmektedir., Bbu , Allaha da
gven edilmeyecei manasnda deildir. Ayn ekilde ferdi hakimiyet ve milli hakimiyette
olduu gibi, siyasi konular hakknda da mesele bu ekildedir. Milli hakimiyetin manas, her
milletin kendi ayaklarnn zerinde durmas ve bakalarnn o millete ynelik manda
idarecilerinin olmamasdr. Ferdin kendine hakimiyetinin manas ise, hi kimsenin bizatihi olarak
bakasna hakimiyette, sultada bulunmaya hakknn olmamasdr, bu Allahn da hakimiyet
hakknn olmad manasn tamamaktadr.

Baka bir ifade ile, ferdi ve milli hakimiyet, Allahn hakimiyetinin


dorultusunda/usantsndadruzantsndadr. lke baznda hakimiyet Allahndr ve bunun
dorultusunda/usantsndauzantsnda Allah kime hakimiyet izni verirse, Allahn onun iin
belirledii oran ve snrda hakimiyet hakk olacaktr ve eer Allah izin vermez ise, hibir insann
dier bir insana hakimiyet hakk olmayacaktr.

On Dokuzuncu Oturum ONDOKUZUNCU


OTURUM
slamn Devlet ve Siyaset Alanndaki zellii
1-nceki Konunun zeti
nceki konularda, slam devletinin pratiinin ferdi zgrlkleri kstlamay gerektirdiini ve bu
zgrlkler her insann tabii hakk olmas nedeniylendan dolay, slam devletinin bunlar
kstlamaya hakknn olmad ve netice itibari ile byle bir devletin makbul olmayaca eklinde
slam devletini eletiren kimselerin szleri beyan edildi. Bu pheye yant olarak unlar sylendi:
Gerekte kanun, zgrlkleri kstlamak iindir ve insan zgr ve seen bir iradeye sahip
olduundan dolay, kendisinin eitli ve bazen de farkl olan kendi isteklerini aratrmakta ve de
onlarn ierisinden bir ya da birden fazlasn isteini semektedir. Ancak bazen bu seimlerin
bazen toplumun ve hatta ahsn zararna tamamlanma ihtimali vardr; o halde aresiz olarak bu
zgrlklerin baz kanunlar vastasyla kstlanmalar gerekmektedir. yleyse zgrlk,
mutlakkaytsz olarak ve her suret ile iyidir, fikri reddedilmektedir. Fve fikir ve dnce
sahasnda mutlakkaytsz, hadsiz ve snrsz bir zgrle inanan hibir kimse yoktur.
Dnrler, istenilen zgrlklerin meru ve kanuni olmas gerektiine inanmaktadrlar, nk
kstllk olmaz ise, kaos meydana gelir ve bu durum da insanln zararna tamamlanr.
Meru zgrlkler, lkemiznin aAnayasasnda da meru zgrlkler kabul edilmitir.
eriatineriatn tanmyla meru zgrlklerin manas,; yine eriatineraitin kendilerine izin
verdii zgrlklerdir. ve rfn tanmna gre ise meru zgrlklerin manas, kanunsal
zgrlklerdir ve devletimizde bir kanun, islami esaslara mutabk olduu zaman itibar muteber
tadolduundan, zgrlkler de ayn ekilde slam ve eriat nazarnda caiz olduklar
vakitklarndan slam devletinde muteberdirler.
Bu yant, slam dzenini ve slam cumhuriyeti anayasasn kabul eden ahslar iin faydal
ve kabul edilirdir. Ama biri, ahs da islami dzenini ve anayasay kabul etmeyipebilir, ve slam
veile anayasaya bakmakszn, slamda da kabul edilmi olan, zgrln kstlamalar tamas
gerei, hangi delil uyarncadr, diye bu kkl ve nemli bir soruyu sorabilir. nsan, neden
slamn caiz grd lden ok zgr olmamaldr? Bu soruyu yantlamak iin bir dizi

ncllere ihtiya vardr, ancakelbette bunlardan bir ksmn ana usuller olarak kabul etmeliyiz,
nk bunlarn ilahiyat, felsefe ve kelam gibi dier ilimler ile irtibatlar bulunmaktadr ve onlar
zerinde ittifak salamak gerekiranmaldr; ama o konulara girmek, bizi ilgilendiimiz konudan
uzaklatracaktr. Elbette onlarn bazlar, burada kendilerinin zerlerinde durabileceimiz yakin
ncllerdir.

2-Devletin zel Grevinin Belirlenmesinde Gr


Devletin toplumda kanunu icra etmek iin olduunu sylediimiz zaman veya da baka bir
ifadey ile kanun devletin iki asli esasnn kanun koyuculuk ve icrann devletin iki asli rkn
olduunu belirttiimizsylediimiz vakit, bu kaonunun bir takm l ve kaideleri olmaldr;
kanun okendisinin esasnca kstas ve kaidelerin erevesinde vazedilmelidir hazrlanmas iin bir
takm l ve kurallarnn olmas gereklidir. Gz nnde bulundurulmas gereken l ve
kaidelerin yaps, devlet tekil etmenin ve kanun vazetmeninhazrlamann hangi hedef iin
olmas gerektiiyle irtibatldr.
Bu yzden siyaset felsefesinde, devlet kurmann amac nedir, diye kkl bir sualsoru
sorulmaktadr. nceki konularda buna z olarak deinilmiti ve bu bahiste ise bu konuyu genie
inceleyeceiz. (ilk nce devlet kurmann hedefinin ne olduu hakknda gr, konularn
mantksal irtibatlarnn daha iyi kavranmastannmas amacyla fihristsel olarak zikr edecekiz ve
sonra da konuyu ayrntl olarak konuyu aklayacaz)
1-Rnesans andan sonra, Habz gibi siyasi filozoflar, devletin hedef ve grevinin sadece
toplumunda dzenini ve emniyetini salamak olduu inancn tamaktadrlartamaktaydlar;
daha geni bir ifade ile hedef, i ve d emniyetin salanmasdr. Yani devletin asli grevi;
toplumda kaosun ve emniyetsizliin nlemesi, ve d ve harici tehdit edici etkenler karsnda
savunma gc tamas ve de bylece lkenin varln ve btnln koruyabilmesi iin,
yasalar ve kanunlar uygulamasdr.
2-kinci gre gre kanun ve devlet, emniyeti salamak ve korumakla birlikte, toplumda adaleti
de salamaldr. Buradan itibaren kanun, adalet ve zgrlk hakkndaile ilgili olarak zellikle
siyasi sosyologlar arasnda- derin bir tartma balamaktadr ve onlar bunlar zgrlk, kanun ve
adalet arasndaki iliki konusunda bir ok kitap yazmlardr.
Eer devletin grevinin emniyeti salamakla birlikte adaleti de icra etmek olduunu kabul
edersek, o zaman adaletin kendisinin ne manaya geldii sorusu nmnze kmaktadr. Adaletin
hakikati ve onun dayanaklar hakknda Mslman olan ve Mslman olmayan dnrler
tarafndan bir ok yorum yaplmtr. B ve bunlar arasnda, adalet mefhumunun kapsaml olan ve
dnrler arasnda kabul edilen tanm, herkesin hakknn kendisine verilmesidir. Bu tanm az
veya ok herkes kabul etmitir; ama hakkn tanm ve snr hakknnda aralarnda ihtilaf
bulunmaktadr. Hak kavram, adaletin tanmnn iine koyulduundan dolay, mecburen baka
bir konuya girmeliyiz ve o konu, hak ve adalet arasnda hangi ilikinin bulunduolduunun
incelendiiaratrld zgrlk, hak, kanun ve adalet arasndaki badr. Netice itibari ile, her
ahsn tabii kar ve ihtiyalarnn temin edilmesinin o ahsn hakk olduu ve fertlerin haklarn

yani onlarn tabii ihtiyalarnn gerektirdii eyleri- toplumsal hayatn ats altnda temin eden
kanunun da adil kanun olduu sonucu kmaktadrkanunun sonuland noktadr.
Szn hakka geldii bu ortamda, itimai hayatta hangi kimselerin hak sahibi olduuklar
sualiorusu sorulmaktadr. Acaba btn insanlar kendi toplumsal hayatlarnda hak sahibi
midirmidirlerler yoksa toplumun kazanmlarna katlmda bulunan kimselerin mi toplumsal
hayatta haklar vardrbulunmaktadr? Baka bir deyile, topluma hibir hizmeti edemeyen,
hastane ve huzur evinde kalmakta olan, toplumsal hayatta ve camiann kazanmlarnn meydana
gelmesinde hibir rol olamayan baz zrl insanlarn acaba toplumda haklar var mdr yoksa
yok mudur? Eer hak fertlerin topluma verdii hizmetten oluuyorsa, o zaman byle kimselerin
bir haklar olmaz; zira bunlarn bakalarnn zahmetleri ile meydana gelen kazanmlardan
yararlanmaktan baka toplumda bir faydalar bulunmamaktadr. Elbette baz zrl kimselerin
fikri adan topluma katkda bulunmalaryardmc olmalar mmkndr, ancak biz, ilk nceden
btn bedensel ve fikirsel olanaklardan yoksun olarak domu olan, ve bedensel faaliyetlere ve
ayn ekilde topluma fikri katkda bulunmaya gc olmayanlmayan zrl bir fert hakknda
konumaktayz. Acaba byle bir kimsenin toplumda byle bir kimsenin hakk var mdr? Ya da
gcnn olduu dnemde, topluma katkda bulunmu olan ve sonra alamaz hale gelen ve
topluma hibir ekilde hizmet edemeyecek ekilde gszleen bir ferdin toplumda bir hakk var
mdr yoksa yok mudur?
Baz sosyolojik grlere gre, byle fertlerin toplumda hibir haklar yoktur ve devletin
bu fertlere ynelik hibir sorumluluu bulunmamaktadr. Eski Sovyetler Birliine hakim olan
Marksist rejimde, topluma hibir faydas olmayan fertlerii bir bahane ile ortadan
kaldrmaktaydlar. Dier toplumlarda da ayn ekilde byle eilimler bulunmaktadr. Acaba
fertlerin toplumda tadklar haklar, topluma sunduklar hizmetin karl mdr? Acaba topluma
katk sunmada zrl ve gsz olan bu ferdin insani olan bir varlk olmas, insanlar arasnda
domas ve yaamas delilince, toplumda ynelik bir hakk yok mudur? Maalesef Hhakkn
topluma sunulan hizmetin karl olduunu syleyen kimseler, maalesef bu fertler iin bir
hakka inanmamakta ve eer insani acma ve efkat duygularndan hareketlte eer baz fertler,
toplumun bu kesimine yardmc olmay ve onlarn korunmas iin huzur evi ina etmeyi
isterlerse, bu ii yapabilirler; bu suretin dnda ise kimse onlarn lmnden sorumlu
olmayacaktr, diye beyanatta bulunmaktadrlar.

3- slam Devletinin zel FonksiyonununGrevinin Dier Devletlerden Fark


slamda emniyetin salanmasnn, harici dmanlar karsnda savunmann, adaletin
salanmasnn ve toplumda hizmet eden kimsenin hakknn verilmesinin devletin grevlerinden
saylmasyla birlikte, ihsanda bulunmak yani yoksullara ve topluma hizmet etmeye ynelikk iin
her trl gten yoksun olan kimselere de hizmet etmek de devletin vazifelerinin bir parasdr;
Allah-u Tealann Kuranda buyurduu gibi:

Nahl 90 [132]

phesiz Allah, adaleti, ihsan emreder...

Mslmanlarn grevi, yalnzca adalete riayet etmek deildir. B, bilakis bundan daha
nemlisi, baz durumlarda ihsanda bulunmalar da gerekmektedir. Camiaya bir hizmet edemeyen
zrllerin, dmlerin ve bir i yapmaya gc olmayan yoksullarn ve hatta anadan zrl
domu kimselerin insan olmalar hasebiyle, insanlk camiasnda haklar bulunmaktadr ve slam
devletinin bunlarn temel ihtiyalarn karlamas gerekmektedir.
slami dnceninbakn dier eilim ve mekteplerden bir fark da; onda,slami dncede
insanlarn ihtiyalarnn yalnzca maddi ve bedensel ihtiyalar olarakile snrlandrlmamasakta,
ve ruhsal ihtiyalar ve ondan da nemlisi manevi ve uhrevi ihtiyalarn da gz nnde
bulundurulmasdr.ktadr; Bu yzden slam devletinin yk, lLiberal devletlerden ok daha fazla
olmaktadr: Mantksal olarak, lLiberal devletin topluma hizmet eden fertlerin maddi
ihtiyalarnn temini dnda baka grevleri yoktur., ama slam devletinin ise, toplumda hizmette
bulunan fertlerin ihtiyalarn karlamakla beraber, zrl ve gsz insanlara da yardm etmesi
gereklidir. Bunlara ek olarak, slam devleti, insanlarn manevi, ruhi ve uhrevi htiyalarn da
ayn ekilde temin etmelidir., slam devletinin yknn ok ar olmasnn sebebi budur. B ve
buradan itibaren slam devletinde, insanlarn btn ferdi, maddi, manevi, dnyevi ve uhrevi
ihtiyalarn temin edebilecek kanunlarn hazrlanmas ve icra edilmesi gerekmektedir. B ve bu
kanunlar, fakat toplumun fakat aktif fertlerinin maddi karlarn korumakla yetinmemelidir.
Bu dorultuda, slamn grnn doru oluunun delili nedir ve dier grlerin doru
olmad nereden bellidir, sualiorusu sorulmaktadr. Her ne kadar yeri geldikekendi yerinde ayet ve hadis esasnca aklamalarda bulunduysak da, u
ankimevcut konumuzun ayet ve hadislere istinatta bulunabileceimiz; din iini bir bahis
olmadna dikkat edilmelidir.- G Acaba gerekten de insanlk toplumlarnda, btn maddi ve
manevi ihtiyalarn temin edilmesi gerekli midir? Yoksa maddi ihtiyalarn temin edilmesi yeterli
midir? Baka bir ifade ile, devlet tekil etmenin ve kanun vazetmenindzenlemenin hedefinin ne
olduu sorusunda da belirtildii gibi, acaba devlet tekil etmenin ve kanun hazrlamann hedefi,
sadece emniyetin salanmas ve kaosun nlenmesi midir yoksa devletin manevi ihtiyalar da
gz nnde bulundurulmal mdrs gerekli midir? Bu meselenin halledilmesi ve yukardaki
sorunun yantnn verilmesi iin, bir adm geriye gitmemiz ve esasen insanlk toplumunun tekil
edilmesinden hangive hedefin gdld sualiniorusunu sormamz zorunludur.

4-slamn Baknda nsanlk Camiasnn slamn Bakndaki Mahiyeti


nsanlk camiasnn tekil edilmesindekiin hedefinin incelenmesinden nce,, acaba insan zaten
karnca ya da bal ars gibi itimai bir varlk mdr yahut itimai hayat onuninsann kendisinin
benimsedii ve setii bir ey midir, konusu analiz edilmelidirtartlmaldr. Bu alanda da

ayrntlarna girmek istemediimiz bir ok tahlillerrtmalar vardr. bulunmaktadr Biz, g ve


genel anlamda bu alandaynde bulunan iki nemli gre deineceiz.
Birinci gr,isi itimai hayata ynelik iin insani ve zgr bir ve hedefin gz nnde
bulundurulmasdr. , ikincisi gr ise, itimai hayatn bir hedefinin olmamasdr., Bu, bbal
arsnn neden itimai hayat vardr ve bu itimai hayatn hedefi nedir, diye bir ey
sylenememesi gibidir bu. Doal olarak, bal arsnn tabii ve gdsel bir hedefi vardr ve o, bal
yapmas ve bir mr geitirmesidir. Bve bunun dnda, bal arsnn itimai hayatnn iin baka
bir hedef yoktur. Elbette Allah-u Tealann bu varlklar yaratmasnn insanlara hizmet etmekk
gibi bir takm hedefleri de vardr, ancak meselenin metafizik ve ilahi boyutu gz ard edilirse, bal
ars kendi itimai hayatnda zgr bir hedefi takip etmemektedir. Acaba insann itimai hayat da
kendi kendine meydana gelen tabii bir olgu mudur, ve onun bir hedefi yok mudurbulunmakta
mdr yahutoksa itimai hayatn bir hedefi var mdrolmakta, bu hedef ilikileri gerektirmekte ve
bu ilikiler de kaideleri mi gerektirmektedir? lahi dnce de insann itimai hayatnn bir hedefi
vardr ve o, insanlarn itimai hayatn ats altnda gelimeleri ve kendi insani hedeflerine daha
fazla yaklamalardr. O zaman, insann yaratlma hedefinin ne olduu sualiorusu sorulmaktadr.
lahi dnce uyarncaesasnca, ve mam Humeyni ve dier alimlerin devrim ncesi ve
sonrasnda halka yaptklar aklamalarla ve bizi islami hakikatlere daha fazla tantrmalaryla,
bu konu toplumumuz iin aydnlanmtr; insann nihai hedefi, Allaha yaklamaktr ve bu
insanlarn kemalinin doruudur.
Elbette bu konunun ieriimefhumu biraz mphemlik tamaktadr ve bunun aklanmaya
ihtiyac vardr; ancak u anda bunu beyan etme durkonumunda deiliz, ama genel olarak bu
konumesele kabul edilmektedir. E ve eer biz, insann yaratlma hedefinin Allaha yaknlamann
erevesinde gerekleen bir tekaml olduunu kabul edersek, o zaman itimai hayat da bu
hedefi insan iin daha abuk ve daha iyi gerekletiren bir aratr. Yani eer itimai hayat
olmazsa, insanlar lazm olan bilgileri kazanamayp, gerekli ibadetleri yapamayacak ve neticede
de nihai kemale ulaamayacaklardr. Bundan dolay, retim ve renim itimann ats altnda
yaplmakta, insanlar hayat yolunu daha iyi tanmakta, o yolu gemek iin baz artlar olumakta
ve neticede daha fazla insani ycelie ulamaktadrlar. Eer bu delillerden oluan ncleri
bunlardan kendi yerlerinde bahsedilmitir ve bunlara ynelik bizim yeterli delillerimiz vardrkabul edersek, itimai hayatn hedefinin sadece maddi boyutta deil, aksine insan vcudunun
tm boyutlarnda, insani gelime ye ve tekamle altyap oluturmak olduu neticesini alrz.
yleyse itimai hayatn hedefi, btn insanlarn maddi, dnyevi, manevi ve uhrevi
ihtiyalarnn temin edilmesidir ve bu hedef, btn insanlar iin geerli olduundan, insanlarn
hepsinin bu hayatta haklar varbulunmaktadr. timai hayatn hedefinin yalnzca maddi
ihtiyalarn temin edilmesi olmad ve kanunun hedefinin de sadece emniyeti salamak
olamayaca belirlendiktensabit olduktan sonra, yleyse bu durumda emniyetten teye baka bir
hedefin gerekletirilmegerekletirilmesi gerekirsi gereklidir. Bundan dolay, emniyet ve asayi
ortamn salamak, refah ve maddi ihtiyalar temin etmek, insann tekamlnden ve Allah-u
Tealaya yaknlamaktan ibaret olan; o nihai hedefe ulamak iin bir basamaktr.
Her halkarda, bu bak ve gr esasnca insann yaratlmasnn hedefi, vcudunun btn
boyutlar ile tekamle ulamas ve Allaha yaknlamasdr. nsan deiik katman ve ynlerin
oluturduu ok boyutlu bir varlktr ve bu btn, insan tekil etmektedir. Bu yzden, btn

boyutlar ile tekaml etmek, insann gerek tekamln temsil etmektedir; sadece maddi,
teknolojik, itimai ve ekonomik refah tekaml yeterli deildir. Maddi boyutlarn tmyle
birlikte, manevi ve uhrevi boyutlarn insan hakikatine ekil verdiine ve itimai hayatn
hedefinin btn bu boyutlarda insan tekamlne altyap oluturmak olduuna dikkat edildii
takdirde, en iyi kanun btn bu boyutlarda insan geliimine zemin hazrlayan ve ncelii o
Allaha yaklamak olan nihai hedefe yani Allaha yaklamaya verene tanyan kanun olduu
ortaya kacaktr.dur.

5-Kanun Koyucunun Gerekli zellikleri


slam dDevleti, bizim, emniyeti temin etmenin dnda baka grevimiz yoktur, diyemez. Bu
Habzn grdr ve o yle demektedir: nsanlar birbirlerinin canlarna en kurtlar
gibidirler ve onlara boyun edirmek iin biru gcn bulunmas gereklidir. Onlar, kendilerini
kontrol etmesi ve bozgunculuklarn nlemesi amacyla, kendi inisiyatiflerini bir ferde veya
gruba vermelidirler. yleyse devletin hedefi, emniyeti salamann ve kaosu nlemenin tesinde
bir ey deildir. phesiz ki bu, insan tanmaktan uzak tek tarafl maddi bir dnce olup, ve
toplumsal vahi toplumsal hayat ile uyumludur bir dncedir; fertlerinin varlk mevcut olarak
yaratlmlarn en deerlisi olduu, ve birok becerilerinin bulunduu bulunduu ve de
hedeflerinin ok yce olduu insanlk camias ile uyumlu deildir.
slam devleti, insan vcudunun btn boyutlarn iine alacak, btn ynlerden onun
ihtiyalarn karlayabilecek kanunlar uygulamaldr ve bu slamn hakimiyetinin dnda
gerekleemez; nk byle kanunlarn insann btn ynlerini tam olarak gzetmeyebilmeye
ihtiyaclar vardr. Bizim tandmz insanlarn her biri, insan vcudunun ynlerinden ancak bir
ksmn ihtisas derecesinde bilmektedirler. Normal insanlar ierisinde, insann btn ynlerini
bilecek kimse yoktur. Her ne kadar, Geri gemite filozoflar arasnda byle iddialarda
bulunanlar oluyorduysa da, ama bugn insann cehaleti dnldnden daha fazla
kendisineona aikar olmutur. nsan vcudunun boyut ve ynleri, hi kimsenin ben btn bu
ynleri tam olarak bilmekteyim ve insann btn ihtiyalarn belirtebilirim, diyemeyecei kadar
g ve zordur. Buna ek olarak, baka bir sorun daha vardr ve o, bazen bu ihtiyalarn temin
edilmesinin birbirileri ile uyumazlk arz etmesidir. Baz durumlarda ekonomik gelimenin
manevi veya ilahi gelime ile uyumazlk arz etmesi mmkndr.Elbette biz, ilahi yce nizamn
insann btn ihtiyalarn temin edeceine inanmaktayz, lakin bir toplumda insanlarn
ihtiyalar arasnda, zel bir zaman dnemecinde veya snrl bir mekanda, bir toplumda,
insanlarn ihtiyalar arasnda uyumazlk meydana gelebilir, aresiz olarak bu ihtiyalar
snflandrlmal ve bazlarna ncelik tannmaldr, bylece eer bir maslahat baka bir maslahat
ile uyumazlk arz ederse, kanunun sorumlular bunlardan hangisine ncelik vermeleri
gerektiini bilmi olacaklardr. Bunun iin, bu ncelikleri tespit etmek de kanun koyucunun
grevidir ve ite burada byle bir kanunu bulmadakiki insann acizlii, daha da zahir olmaktadr.
nsan vcudunun btn ynlerini tam olarak bilmenin dnda, kanun koyucu iin en
nemli ey, kendini ahsi ve grupsal isteklerden alkoyabilmesi, toplumun karlarn ferdi,
grupsal ve hizipsel karlardan ncelikli tutabilmesidir. Bu herkesin yapabilecei bir i deildir.
Kendi menfaati ile bakalarnn menfaati arasnda, kendi grubunun maslahat ile dier insanlarn

ve gruplarn maslahat arasnda bir akma olduu vakit, ferdi ve grupsal karlarn gz ard
edebilecek ve zgrce toplumun karlarn, kendi karlarndan, ndce tutabilecek bir insann
oldukaok hr olmas lazmdr. Byle insanlar toplumun fertleri arasnda bulmak okolduka
gtr ve belki de bu muhal olmaya yakndr. yleyse kanun koyucunun btn ihtiyalar
bilmesi gerekliliiyle birlikte, toplumun menfaatlerini kendi menfaatlerine tercih edecek gce de
sahip olmas lazmdr.
Burada ilahi kanunlarn btn beeri kanunlara ra tam olarak stnl tam olarak akla
kavumaktadr, nk birinci olarak, Allah, herkestenbakalarndan daha iyi bir ekilde
insanlarn btn karlarn Allah bilmekte, ikinci olarak da O, Allah, yalnzca insanlarn
maslahatlarna riayet etmektedir. Allahnve Onun insanlarn davranlarna ihtiyac yoktur.
Bundan dolay Allah, onlarn hareketlerinden bir kar ve menfaat ummamaktadr ve neticede bir
uyumazlk meydana gelmemektedir. Allah, insanlarn ilerinden ve hayatlarndan bir kazan
elde etmediinden iin, kendisinin kar ile bakalarnn kar arasnda bir atma
yokturolmaz. Ama bAncak bunlarn hepsi, bizim insanlarn menfaat ve maslahatlarn ilahi
rububiyet hakkndan ayr deerlendirdiimiz bir alana zgdr., ama slam dncesinde ise,
btn bunlarn tesinde daha byk bir ycelik vardr ve onun esasnca yle sylemekteyiz:
nsanlarn ihtiyalarnn onlarn maddi hayatlarnda, sosyal ilikilerinde ve hatta ruhsal ve
manevi ihtiyalar boyutunda temin edildiini varsaysak bile, yine de, bu, istenilen ve ideal bir
camia olmayacaktr. Byle bir insan ve toplum, nihai hedefe ulaamaz, zira nihai ve stn kemal,
Allaha yaknlamann sayesinde olumakta ve bu da ibadet, kulluk, Allaha tapnma ve Ona
ibadet etmenin nda hasl olmaktadr.
Eer bedenin sal, toplumun dzen ve huzuru, dmanlarn karsnda savunma ve
adaletin tesisi gerekleirse veya baka bir ifade ile fertlerin btn itimai haklar temin edilirse,
ancakama hayatta Allaha kulluk pay dnlmezsegz ard edilirse, byle insanlar, istenilen
kemale ulamam ve Allahn rzasn kazanmam olacaklardrurlar. slamn nazarnda, btn
bu saylanlar, insann Allah ile irtibatnn basamadr. nsaniyet cevherinin hakikati, Allah ile
gerekleen irtibattadr ve bu irtibat gereklemeyinceye kadar gerek insan oluamaz. Bundan
dolay, insann kemalinin Allaha yaklamann erevesinde olduunu anlyoruz. Allaha yakn
olma, bir slogan deildir, bilakis bu insanlar ve Allah arasnda gerekleen, insanlarn varln
belirli aamalarndan getikleri, seyrettikleri ve ycelip o makama ulatklar bir hakikat ve
manevi irtibattr. Bu makamn tannmas normal insanlarn haddinde deildir ve onlar, insana
ynelik byle bir makamn varln kavrayamadklarndan dolay, maddi ve manevi bir makama
nail olmak istemektedirler.
Allahn bizim ibadetimize bir ihtiyac yoktur, bununla beraber O, insan neden ibadet
etmek iin yaratm ve yle buyurmutur:

Zariyat 56[133]

Ben, cinleri ve insanlar yalnzca bana ibadet etsinler diye yarattm.

Bu sorunun yant, insann nihai kemalinin ibadet yolunun dnda hasl olmaydr.,
yleyse nsan, kendi hakiki kemal yolunu geebilmesi iin, Allah tanmal ve Ona itaat
etmelidir. Bu ncller uyarnca biz, iyi kanunun camiann aktif fertlerinin maddi ihtiyalarn
temin etmekle birlikte, toplumun kazanmlarndan bir pay olmayan kimselerin de ihtiyalarn
temin eden kanun olduunu syleyebilmekteyiz. Topluma hibir hizmet edemeyen ve hatta
fikirsel ve sanatsal bir katk bile salayamayan gsz, felli ve zrl insanlar gibi... Zira
bunlarn da haklar vardr. slam devleti, bunlarn haklarn ve bir i yapamayacak derecede
gsz olan yoksul, dkn ve yatalak hastalarn ihtiyalarn temin etmelidir; nk onlar,
Allahn kullar olup, insanlk camiasnda domulardr ve hayatta olduklar ve nefes aldklar
mddete onlarn insanlk camiasndaki haklar ve ihtiyalar temin edilmelidir. Bunun iin, bu
camiada uygulanan kanun onlarn hakkn temin etmelidir. Bu yzden Kuran adalete ek olarak
ihnsan konusuna da yer vermektedir.

Nahl 90 [134]

phesiz Allah, adaleti, ihsan emreder.

Allah2n emri, yalnzca ahlaki bir buyrukemir deildir, aksine riayet edilmesi gereken bir
farzdr ve eer sadece adalete riayet etmek gerekli olsayd, Allahn ihsana da yer vermesi
gerekmezdi; yleyse toplumda adalete riayet etmek nasl farz ise, ihsana riayet etmek de farzdr.
Yani, haklarn fertlerin hizmetlerinin karlnda olumasnn aksine, Allah-u Teala tarafndan
herkes iin bir dizi haklar belirlenmitir ve bir kimse en kt artlarda dahi olsa ve gzn,
kulan, elini ve ayan kullanmaktan mahrum bile kalsa, nefes aldndan ve canl bir varlk
olduundan tr hak sahibidir ve slam devleti bu haklar temin etmelidir.
yleyse slam devleti, byle bir kanunu benimsemelidir ve devletin grevlerinin sadece
Habz, Russoa ve dier batl dnrlerin syledikleri konular olduunu dnmemeliyiz. nk
onlar, ya insani varln yce mertebelerine dikkat etmemilerdir ya da insan kurt sfatl bir
mevcut veya bal ars ve karnca seviyesinde bir hayvan olarak telakki etmilerdir. Ama slamn
nazarnda insan, -her ne kadar itimai hayat olsa da- bu tr hayvanlarn derecelerinden daha
yksekte bulunmaktadr.
yleyse kanun, insann nihai hedefi dorultusunda bulunan btn maddi ve manevi
ihtiyalar gz nnde bulundurmaldr. KEer kanun btn maslahatlara riayet etmeyi
ngrrseyorsa, insana her trl zgrl verebilir mi? nsann tekamle ulaabilmesi iin,
iradesinin kstl ve kanalize olmas ve de belirli bir yolda hareket etmesi gereklidir., bylece
insan, bylece bu hedefe ulaabilir. nsan her yoldan hareket edebilir ve bu hedefe ulaabilir mi?
Allah tanmayan, Onu inkar eden ve Allaha tapanlar ile mcadeleye girien kimseler, insani
kemale ulaabilirler mi? nsani kemale ulamann yolu, bir olan Allaha tyapmak deil midir, o

halde Allah ve Allaha tapnma ile mcadele eden kimseler, insani gerek tekamle nasl
ulaabilirler?
Eer slam devletinin grevi, btn boyutlarda zellikle de manevi ve ilahi boyutta insani
tekamln artlarn hazrlamaksa, bu yce insani maslahat ile akmamas iin mecburen
iradelerin bir ekilde kanalize edilmesi, kstlanmas, snflandrlmas ve onlar iin bir
erevenin belirlenmesi gerekirklidir.

6-slami Kanunlar ile Liberalist Kanunlarn htilaf


Yukardaki sylediklerimize dikkat edildii takdirde, slami kanunlar ile beerin kendi rn
olan kanunlar zellikle de fertlerin topluma verdikleri hizmet karlnda hak sahibi olduklarn
kabul eden lLiberalist toplumlarn kanunlar- arasndaki olan fark ve ihtilaflar ka noktada
incelemek mmkndr.
A-) Liberal toplumlar, kendi grlerinin gereince doal veya sosyal zrllk ve
mahrumiyetten dolay topluma bir katkda bulunamayan insanlarn bir haklarnn olduunu kabul
etmemektedir; ama slam onlarn da haklarnn olduunu kabul etmektedir. Bu fertlerin
haklarnn temin edilmesi iin, baz kaynaklarn gz nnde bulundurulmas gerei ak bir
koanuundur. nk eer camiann mahrum fertlerinin, kendi ihtiyalarn temin edemeyen veya
topluma bir katks bulunamayan kimselerin ihtiyalarnn karlanmas ngrlyorsa, bunlarn
kaynaklarn gz nnde bulundurmak gereklidir. Netice olarak dier insanlarn iradeleri
kstlanmaldr, yani toplumun mallarnn bir ksm bu fertlere zgr klnmaldr ve bu, halkn
dier kesimlerinin istei deildir; yleyse onlarn istei kstlanmaldr.
B-) Topluma ynelik itimai ve hukuki hayatta, eer fertlerin haklar toplum ile akrsa,
toplumun haklar nceliklidir. Toplumun ve fertlerin haklarnn akt yerde, toplumun
haklarnn m yoksa ferdin haklarnn m ncelikli olduu konusu, bugn de bat toplumlarnda
bugn de az veya ok bulunan fertilik ve toplumculuk eilimlerine dayaldr. Elbette bat
dnyasndaki stn ve hakim eilim, fertiliktir. A, ama Sosyalist (toplumculuk) eilimleri de
az, ok bulunmaktadr ve grdnz gibi, bugn bat toplumlarnda sosyalist ve sosyal
demokrat devletler bazen dier devlet modellerinin nne gemektedirler.
Liberal toplumlardaki fertilik eiliminin karsnda slam, toplumun haklarnn fertlerin
haklarndan daha nemli olduuna inanmaktadr. Yani ferdi menfaat ve haklar ile toplumun
menfaatinin akt yerde ve zellikle bu akma nemli ve kkl ise, toplumun haklar
nceliklidir. Liberal devletler, pazar fiyatnn deimemesi ve sermaye sahiplerinin zarar
grmemesi iin, milyonlarca ton yiyecek maddesini yakmaya veya denize dkmeye razdrlar.
Onlar, kendi maddi menfaatlerine zarar gelmemesi iin,msine karn milyonlarca insann
alktan lmesine rzayet gsterirler. Ama slam, asla byle bir eye asla izinn vermemektedir.
Yani slam, byle fertlerin isteklerinin de yine daha fazla kstlanmas gerektiine inanmaktadr.

ktisadi zgrlk, her ekilde ve her surette temin edilmelidir, diye bir ey sz konusu
deildir, aksine zgrlk kstlanmaldr. O halde nasl ki toplumun mahrum kesiminin ve zrl
fertlerinin menfaatleri iin, toplumun menfaatlarnn kstlanmas gerekiyorsa, toplumun genel
karlarnn temin edilmesi iin de ferdi iradelerin kstlanmas gerekmektedir, bylelikle
toplumun genel karlarnn temin edilmesi mmkn olmaktadr.
C-) slam toplumunda esasen ahsn kendisiyle irtibatl olan, ancak toplumda bir takm etkiler
oluturduundan dolay itimai meseleler snfna giren baz konular vardr. rnein; eer bir
kimse kendi evinin ierisinde, hi kimsenin grmedii ve farkna varmad bir yalnzlkta bir
gnah ilerse, onun gnah kesinlikle ferdidir ve bu tr davranlar kstlayan kanunlar da
ahlaki kaidelerdir (buradaki ahlaki tabirinin doru olup olmadna bakmyoruz.)
Yani eer bir kimse yalnzkenlkta bir gnah ilerse ve bakalaryla bir irtibata gemezse,
devletin mdahale hakk yoktur. Bu konu az veya ok btn siyasi felsefelerde kabul edilmitir;
yani devletin kapsam ferdi deil, toplumu iermektedir. Ama zerinde ihtilafn bulunduu bir
konu vardr ve o da udur: FEer ferdi bir i aza veya ok bakalarna sirayet edecek, en azndan
bakalarn gnah ilemeye tevik edecek bir ekilde yaplrsa, acaba o ibu itimai bir boyut
kazanr m yoksa kazanamaz m? Bir ahs yol ortasnda veya aile ferleri nnde ve bakalarnn
grd bir yerde bir gnah iledii vakit, grme neticesinde o gnahn irkinliinin
azalmasndan, halkn o gnah ilemeye cret kazanmasndan ve onu yapmaya yneli
kaydetmesinden dolay, o ahsn davran ferdi bir halin dna kar; acaba zarar ona dnyor
delili esasnca, bizim mdahale hakkmz kalmamakta mdr? ?
271
slamn bak bu deildir ve slamn grne gre gnahn akta ilenmesi itimai bir
konudur. Eer bir kimse bakalarnn gz nnde bir gnah ilerse, bu gnah (ahlaki sapmann
mukabilinde) hukuki bir sutur. (ahlaki sapmann mukabilinde) ve devlet buna mdahale
edebilir. Byle bir gnaha engel tekil eden kanun, hkmetin uygulamakla mkellef olduu
devletsel kanundur.
yleyse yalnzlkta bir gnah ilenirse ve kimse onun farknda olmazsa, bu devleti
ilgilendirmez ve hibir mahkemenin byle bir kimseyi yarglamaya hakk yoktur. Gnah itimai
bir boyut kazand ve bakalarn cesaretlendirdii an, hukuksal ve sosyal bir konum kazanr ve
devlet byle bir gnahn nn almaldr.
D-) Topluma zarar vermek, sadece maddi zarar ile mnhasr deildir, haysiyet ve onur ile ilgili
zararlar da gnah ve su saylmaktadr. Her toplumda bakalarnn namus ve onuruna hakaret
etmek fiziki nitelikte olmasa dahi (saygsz, hakaret edici ve kk drc bir sz sylemek)
su saylmaktadr ve bu bakalaryla irtibatl olduundan, devletin cezalandrma ve ilgilenme
hakk bulunmaktadr. B ve bu gibi durumlarda devlet kanunu icra etmekle mkelleftir.
slam toplumunda, dini deerlere hakaret etmek, Mslman insanlarn haklarna en byk
tecavzdr ve byle bir hakareti yapan kimse, cezalarn en byn hak eder; nk slam
toplumunda dini mukaddesatlardan daha deerli bir ey yoktur. Mslman halk, btn
varlklarn dini mukaddesatlara feda etmeye hazrdr. O halde dini deerlere hakaret etmek, en

byk sutur ve byle sular iin belirlenen cezalar, en byk cezalar olmaldr. Bu esas uyarnca
irtidad ve dini deerlere hakaret etme hkmleri, kavranmakta ve anlalmaktadr. slamda bir
kimse, Hz. Peygamber-i Ekremin (s.a.v) mukaddes ahsiyetinevarlna ve dier dini deerlere
hakaret ettii taktirdederse, neden idama mahkum olmaktadr? nk o kimse, en byk suu
ilemitir. Mslman insanlar iin bu deerlerden daha mukaddes bir ey yoktur ve bu deerlere
hakaret etmek en byk sutur, dolaysyla en byk ceza; yani idam ngrlecektir. Bu da
slami ve lLiberal eilimler arasnda bulunan temel bir ihtilaftr.
Onlar, (lLiberalistler) eer bir kimse size hakaret ederse, siz de ona hakaret edin, bu su
deildir; dil sylemekte zgrdr! Diye sylemektedirler. Ama slamn bak as byle
deildir, slamda slami deerlere hakaret etmek, nemli bir cezann ngrlmesini gerektiren
en byk sutur ve bunun yalnzca hukuki boyutu olmayp, ceza ve yaptrm boyutu da
bulunmaktadr. Byle bir hakaret, sadece bir ferde saygszlk etmek deildir, bilakis slam
camiasna saygszlk etmek demektir. Hukuki meseleler, fertlerin birbirleriyle olan ilikileriyle
irtibatldr: BEer bir ahs baka bir ahsn yzne tokat atarsa, o da bunun ksasn alabilir ve
mahkemeye gidip, onu ikayet edebilir. Netice olarak o ahs bir mddet cezaevine atmakta ya
da onu mali olarak cezalandrmaktadrlar; ama dier taraf onu af ederse, mesele artk
kapanmakta ve mahkemenin de davayla ilgilenme hakk kalmamaktadr. Ama cezai meseleler
byle deildir, hatta eer ikayette bulunan hakkndan vazgese bile, savcnn o konuyu takip
etmeye hakk vardr. Bu, toplumun hukukuna saygszlk ve tecavz etmektir ve savc, toplum
adna sayg, ondan ikayeti olmaktadr.
slami deerlere hakaret etmek, zel bir ikayetiyi gerektiren ve zel ikayetinin af
etmesi ve rzayet gstermesi halinde meselenin kapanaca ve artk mahkemenin takip hakknn
kalmayaca bir ferde hakaret etmek gibi deildir. Gazetede veya konuma esnasnda islami
deerlere hakaret eden bir kimse, islami kanunlarn nazarnda mahkumdur. slam hakiminin onu
takip etmesi gereklidir; zira o ahs, Mslmanlarn hukukuna ve slam toplumuna hakaret
etmitir ve m de mesele ahsi ve ferdi olmayp, yaptrmsal ve cezaidir. Hi kimsenin bu suu
balamaya hakk yoktur., nk bu, btn Mslmanlar ve ondan da te Allah ilgilendiren
bir haktr.
Bunlar, Mslman dnrlerin zellikle de deerli niversitelilerin dikkat etmeleri
gereken konulardr; ve slamn siyasi ve hukuki meselelerinin snrl bir ereveye ve, batsal
tek ynlle tabi olduununu ve sadece bu cihann maddi, dnyevi ve ferdi konularna
ehemmiyet verdiinini tasavvur etmemelidirler.dnmemeleri gereken noktalar dr. slamn
nazarnda toplumun hukuku, ferdin hukukundanklarndan nceliklidir ve yalnzca hizmetin
karl olarak bir kimse iin bir hak sabit olmaz, bilakis slam toplumunda yaayan herkesin
hakk vardr ve bu hak, zel bir snfa ait deildir. Toplumun da sSylediimiz gibi, toplumun da
fertlerin haklarndan daha ncelikli olan haklar varbulunmaktadr ve bu haklar, maddi haklara
mnhasr deildir, aksine manevi haklar da iermektedir ve netice itibariyle bu haklar, sadece
dnyevi kar ve menfaatler ile balantl olmayp, ilahi, uhrevi ve manevi kar ve maslahatlar
da iermektedir.
Bu sylenenler nda, slam kanunlarnn zelliklerini ve onlarn dier kanunlardan
ayrlan ynn deerlendirebiliriz. O zaman, slam toplumundaki ferdi iradeleri, niin sekuulaar,
laik ve liberal toplumlarda olan kindenkinden daha fazla kstlamak gerektiini anlayacaz.

Bunun sebebi, o toplumlarda iradeleri kstlayan tek eyin maddi ve ferdi karlarn olmasdr.
Ama burada ise, ruhani ve uhrevi boyutlar da sz konusudur. Bu maslahatlarn her biri, bir takm
zel kstlamalar gerektirmektedir. Bunun gerei, slam toplumundaki ferdi zgrlklerinden
laik ve liberal toplumlardaki ferdi zgrlklerden daha az olmasdr. Bu, dini inanlar zerine
bina edilen slam devletine tabi olmann gerektirdii bir eydir ve biz, en ak ve korkusuz
ekilde bu inanlar savunmaktayz.

Yirminci Oturum YRMNC OTURUM


Devletin ve Kanunun Yerine Yeni Bak Yeri
Hakknda Yeni Deerlendirme
1-Topluma rgenselOrganik Adan Bakmak
Geen oturumlarda, yasamann, slamn devlet ve siyasi sitemindeki yasamann nemli konular
anlatld. imdi de toplumdaki siyasal ve devletsel organlarn yerini, zellikle slamn asndan
tanyabilmemiz iin, kyas ve benzetmeye bavuracaz, bylece bu konunun asln daha iyi
kavramamz salanacaktr.
Eskiden beri dnrler, toplumu bir insan bedenine benzetmi ve yle demilerdir: nsan
bedeni, eitli blmlerden, organlardan ve birok hcrelerden olutuu gibi, toplum da ayn
ekilde eitli organ ve messeselerden meydana gelmekte, bunlarn her birinin deiik
blmleri bulunmakta, her blm bir grup insan tekil etmekte ve her insan da insan
bedenindeki bir hcrenin fonksiyonunu grmektedir. Elbette bazen bu benzetmede ifrata ve
tefrite kalmakta dolaysyla da bu benzetmeden doru ekilde yararlanlmamaktadr.

Genel olarak bilimsel ve pratik i ve eylemlerde ifrat ve tefrite kalmakta, mutedillik snr
ve doru yol tespit edilememektedir. Bu esas uyarnca bazlar, zikredilen benzetme hakknda
unu sylemilerdir:
nsan bedeninin deiik organlardan mteekkil olmasnda, bunlarn yaratl ve doal yap
hasebiyle birbirleriyle farkllk arz etmelerinde ve her birisinin fakat zel bir grevi
yapabilmesinde olduu gibi, ayn ekilde toplumun yeleri de yaratl aslnda birbirleriyle
farkllk arz etmektedirler. Toplumdaki fertlerin her kesimi, belirli bir i iin
ekillendirilmilertdir; oOnlar fakat o ii yapmal ve o snrn dna kmamaldrlar. rnein;
insan bedenindeki btn hcrelerin balangta bir hcreden meydana geldiini ve bu tek
hcrenin blnmesiyle bedenimizi ekillendiren eitli hcrelerin olutuunu bilmekteyiz.

Hcrelerden bazlar, gz ve beyin uzuvlarna ekil verenlerde olduu gibi, hassas ve yumuak
bir yapya; ve kemiie oluturanlarda olduu gibi, bazlar da salam bir yapya sahiptir. Hibir
zaman kemik uzvunun hcresi, gz hcresinin yerine kullanlmaz ya da gzn grevi ve
fonksiyonu kemikten istenemez. Btn bu hcreler bir anne hcreden meydana gelmekle
birlikte, blnme esnasnda birbirlerinden yle bir farkllk kazanmaktadrlar ki, onlarn her
blm doal bir ekilde fakat belirli bir vazifeyi yerine getirmektedirler; bunun iin onlarn
yerleri deitirilememektedir.
Ayn ekilde, toplumdaki fertlerin de tabii olarak farkl yaratldn, deiik fertler iin
eitli ilerin belirlendiini ve herkesin herdier bir ii yapamayacan sylemektedirler.
Eskiden beri, toplumundaki rk ve snflarn belirli snrlar olduuna ve her birisinin bir i iin
yaratldna rnein; siyah rk bedensel ve ar iler iin yaratlm ve beyaz veya sar rk da
fikri iler iin yaratlmtr- inanan bilgin ve filozoflar, bu benzetmeden yararlanmlardr. Onlar,
insanlar arasndaki renk, rk ve kan farkllnn toplumdaki her kesimin belirli bir vazifesinin
olmasna yol atn dnyorlard. Bu ifrati bir benzetme ve mukayesedir. ve Bbilim, felsefe
ve din bu gr tasdik etmemektedir.

2-Topluma rgenselOrganik Adan Bakmada slamn YntemiMetodu


slamn nazarnda btn insanlar, bedensel ve ruhsal yap asndan toplumda deiik iler
yapma kabiliyetine sahiptirler. Elbette beceri ve kabiliyetler farkllk arz etmekte ve bir derecede
deildirolmamaktadr, ama bu iki rk arasna snr ekilmesi ve hibirisinin bu snr geememesi;
zencilerin beyazlarn ilerini yapamamas ve beyazlarn da siyahlarn ilerini yapamamas
anlamnda deildir. Her ne kadar, toplum ve insan bedeni arasnda benzerlikler olsa da, fertlerin
ve gruplarn konumlarnn aklanmas iin bu ikisinin birbirlerine benzetilmesinden
yararlanlabilse de, toplumdaki fertlerin birbirleri, arasndaki tabii ve yapsal farkllklar
renmek iin, toplumu ve yapsal ve doal olarak farkllk arz eden insan bedenine benzetmek
doru deildir. Yeni sosyologlar arasnda da baz kimseler; toplumun ayn bir organizma gibi
olduunu, toplumun deiik snf ve gruplarnn aynen bir bedenin organlarn oluturduklarn
ve bedenin organlar arasndaki irtibat gibi, tabii bir irtibatn fertleri birbirlerine baladnm
sylemektedirler. Bu grnde de ifrati bir gr olduu grlmektedir. Acaba bir toplumdaki
fertlerin arasndaki irtibat, aynen bir bedende, bir organn dokusunu oluturan hcreler arasndaki
irtibat gibi midir? Hcreler ve toplumun fertleri arasnda byle gerek bir irtibat yok mudur?
Toplumdaun byle bir irtibatnn olduunu ispatlamak ok g bir itir. Numune sfatyla
sylemek gerekirse, gz hcreleri arasndaki irtibat, bir uzvu meydana getirmektedirler; o uzvun
zel bir takm zellikleri ve hususiyetleri bulunmakta ve dier uzuvlar ile tabii uyum ve ortak
almayla tek bir cisim ve bedeni oluturmaktadrlar. S. Ama sylediimiz gibi, toplum ve fert
arasnda bir takm benzerlikler bulunmaktadr; bu benzerliklerden fertlerin sosyal konumlarn
renmek iin yararlanlabilir ve Sadi, bu benzerlii kendi mehur iirinde yle dile getirmitir:

Adem olu birbirlerinin uzuvlardrlar

Yaratlta bir zdendirler


Eer bir gn bir uzuv acrsa
Dier uzuvlarda kalmaz sebat kalmaz
Toplumdaki fertler arasnda ortak almann gerekliliini ispat eden bu benzetme phesiz
ki dier fertler ile ilikisini gelitirmeye, onlar ile dertlemeye, ortak almaya abalamas ve de
bakalarndan kazanabilecei menfaatlerden mahrum kalmamaya abalamas mas iin, insanda
bir sevgi duygusu meydana getirmektedir. Kendisinden ok yararlanlabilecek olan bu makul
benzetmenin kk, Hz. Peygamber-i Ekremden (s.a.v) ve ayn ekilde mam Cafer-i Sadktan
(a.s) nakledilen bir hadiste mevcutturbulunmaktadr. mam Sadktan (a.s) nakledilen hadis
yledir:
Mminler, birbirlerine iyilik etmekte, birbirlerinin derdini paylamakta ve birbirlerine
efkat gstermekte bir beden gibidirler ve ne zaman ki o (ondan bir uzuv) aarrsa, dier uzuvlar
geceleyin uyumayarak ve onun acsn ekerek ona ortaklk ederler.[135]
GElbette grdnz gibi mam Sadk (a.s), slam toplumunu ve mminleri bir
bedenecesede benzetmektedir. ve Sadi ise, bunu geniletmi ve insanlk camiasn bir bedene
benzetmitir.
Benzetme fiilinin fonksiyonunun, iki mevcut arasnda bulunan ve birinde daha fazla sekin
ve tannm olan ortak zel bir yne dikkat ekmek suretiyle, dier mevcutta yeterince
tannmam olan ove zel ynn benzetme araclyla tannmas ve belirginlemesi olduuna
dikkat edilmelidir. Bundan dolay benzetmenin, kendisinin araclyla yapld eyin btn
sfat ve zelliklerini benzeyene vermemek lazmdr. rnein; cesur bir ahsa aslan gibidir,
dediimiz vakit hedefimiz, onun cesaret ynn belirginletirmektir, yoksa aslann yelesinin
olduu gibi, onun da yelesinin olduu ve aslann el ve ayaklar ile yolda yrmesi gibi, onunda el
ve ayaklar ile yolda yrd kastedilmemektedir!

3-Toplumun ve nsan Bedeninin Benzeme Yn


Toplum ve fert hakknda zikredilebileceklerden biri de udur: nsan bedeninin beraberce ortak
alan ve insan hayatnn devam ve geliimi asndan nemli olan eitli sistem ve cihazlar
vardr.
Ayn ekilde toplumun da eitli organlar vardr; bu organlar eitli messese ve kurumlarda
ekil kazanmakta ve genel manada toplumun hayat hareketinin gidiatn kolaylatrmaktadrlar.
rnein; insan bedeninde kan dolam sistemi adyla bir sistem bulunmaktadr; bu sistem
bedenindeki kanun dolamn salamaktadr ve onun merkezi ise kalptir. Kalp, sindirim
sisteminin, midenin ve karacierin uyumlu faaliyeti vastasyla, retilen kann dolamn
salamakta ve neticede kan, kan ana damarlar, kanaldamarlar ve son olarak da klcal damarlar
yoluylaa hcrelere ulamakta ve onlarn hayatnn devamn mmkn klmaktadrlar.

Kan dolam sisteminin birbirlerine bal organlar bulunmaktadr ve onlar, kalbin kan
pompalamasndan, damarlarn ve kanallarn da kan btn vcuda yaymasndan ibarettir. Baz
sistem ve organlar da ayn ekilde kan dolam sistemine baldr: Damalar da akmakta olan
kann, bedendeki hcrelerin hayatn gvence altna almas iin, oksijen tamas gereklidir.,
Bbunun iin akcier ve solunum sistemi, bedenini oksijenini temin etmekte ve o oksijen de kan
ile birlikte btn bedene tanmaktadr. Ayn ekilde protein maddeleriyiyecek maddeleri de kan
ile birlikte bedende yaylmaktadr. B ve bu proteinyiyecek maddeleri, de sindirim sistemi yoluyla
retilmektedir. O halde sistem; yani kan dolam sistemi, solunum sistemi ve sindirim sistemi
uyum ile ve birbirleriyle olan irtibat sayesinde, bizim hayatmzn devam etmesini mmkn
klmaktadrlar. Bedende yukardaki sistemlere ek olarak sindirim sistemini ynlendiren, onun
faaliyetlerini dzenleyen ve neticelerini kontrol eden baka sistemler de bulunmaktadr. rnein
bedende bir dizi guddenin kendi grevi ve belirli faaliyetleri varbulunmaktadr. S ve sinir
sistemi,nir takm beynin ynetimi altnda faaliyet gstermekte ve organlar harekete
srklemektedir. Mide ve dier organlar, sinir sisteminin yardmyla hareket ve faaliyet
etmektedir.
Grdnz gibi vcudunbedenin salam dzeni, temeli ve hayat, belirli bir dzen ve
uyum ile kendi zel grevlerini yerine getiren ve ayn halde de birbirleriyle uyumlu hareket eden
bedenin deiik sitemlerinin faaliyetlerine baldr. Biz, toplumun deiik kurum ve organlarn
bedenin eitli sistem ve uzuvlarna benzetebilir ve onlardan her birine ynelik, toplumda bir
zdebenzer ve numune tasavvur edebiliriz. rnein; sindirim sisteminin dizi faaliyetlerine ve
ayn ekilde proteiniyemei btn bedene yayan siteme; yani proteininyemein hazrlanma
biimine, retimine ve onun bedendeki dalmna baktmzda ve sonra topluma
yneldiimizde, bu ilevin benzerini toplumun iktisadi kurumunda grmekteyiz: ktisat
kurumunun zel grevi; toplumun muhta olduu maddeleri retmek ve sonra da datm
sistemleri araclyla bunu toplumda datmaktrsdr. Bu, aynen bedende kann oluturulmas ve
sonra da kalp araclyla damar ve uzuvlara yaylmas gibidir.
Eer kan dolam sisteminde bir dzensizlik meydana gelirse ve rnein; baz damarlarn
tkanmas sonucu oaralarda kan dolam olmazsa, bu bedenin hastalanmasna yol aar. Bazen
gdadan yoksun kalan bir uzuv, ilemez hale gelmekte, yok olmakta ve, onun bedenden
koparlmas bile gerekmektedir. K ve kan dolamndaki dzensizlik lme dahi yol amaktadr.
yleyse beden salnn korunmas ve onun hayat iin, kann dzenli ve rahat bir ekilde
damarlarda dolamas lazmdr. Ayn ekilde toplumda da ihtiya duyulancn olduu mal ve
maddelerin srekli temin edilmesi gereklidir. Eer o mallar bir mekanda saklanr/stoklanr, ve
datm yolu kapatlrsa ve eer idari hizmetlerin, sanayininsanayinin ve tarmn retim ve
datm btnn kapsayan- iktisat sistemi, toplumun ihtiya duyduu maddelerin, camiasnn
katmanlarna rahata ulaamayaca ekilde sekteye urarsa, ister istemez toplum
hastalanacaktr. Bu, toplumun iktisat organnn bedendeki kan dolam sistemine tebih
edildiibenzetildii doru bir benzetmedir.
Ayn ekilde, toplumdaki devlet organn gerekte vcudunbedenin yneticisi olan, hissel
ve hareketsel diye iki blmden oluan; bedendeki sinir sistemine benzetmek mmkndr.
Neticede bu tebihte, devlet organ toplumun sinir sitemine benzetilmektedir. Toplumun aynen
bedendeki gibi karar almas ve emir vermesi iin, bir beyne ve ihtiyac vardr a ve ayn ekilde o

emirleri toplumun katmanlarnda uygulayacak ve onlar harekete geirecek alanlara ihtiyac


varbulunmaktadr. Bu yzden devlet organlar, iki nemli blmden olumaktadr:
1-Toplumun maslahatlarn ve onlarn temin edilme yollarn tespit ettikten sonra, kanunlar
vazeden yasama organ blm.
2-Yasalar ve kanunlar uygulayan icra organ blm.
Bedendeki hissi uzuv ve sinirlerimiz, tanmann ve ve hareketsel sinirlerimiz de icrann
altyapsn oluturmaktadr. Hissin ncllerini, hissi sinirler oluturmaktadr ve beyin, dnme
aletidir. Elbette insan ruhunda dncenin hakikati bulunmaktadr, ama onun aleti beyindir:
Beyin ile dnce operasyonu yaplmakta ve sonra hareketsel sinirler vastasyla, hareketsel
emirler uygulanmaktadr. renme ve tanmayla uygulanmaktadr. renme ve tanmayla
uraan insani nefsin alim bir gc bulunmaktadr ve hareketsel sinirler, nefsin faktrel
gcdraliyet.; Birinci faaliyet, bilimi ve tanmay elde etmek iin yaplan abadr ve ikinci
faaliyet,; harekettir. Bu ikisi beynin yneticilii altnda yer almaktadrlar. Bu sistem, bedenin
uzuvlarn kontrol etmekte, gerekli verileritanmalar elde etmekte, lazm olan emirleri vermekte,
bunlar sinir uzuvlaryla uygulamakta ve dee beyin ve sinir sistemi adyla bilinmektedir.; Ddevlet
sistemini bu sisteme benzetmek suretiyle, toplumda devletin yeri ve rol renilebilir.

4-Topluma Organik Bak le Devletin Yerinin Aklanmas


Biz, kendi bedenimizin uzuvlarna, onlarn faaliyetlerine ve dzenli uyumlarna baktmz vakit,
o uzuvlarn yapmnda ve faaliyetlerinin dzenlenmesinde mdahalemizin olmadn ve bilimsel
literatr iledille, onlar doann meydana getirdiini, harekete ve faaliyete geirdiini
anlamaktayz. Ama dini literatrdedil ile, o uzuvlar belirli zellikler, kabiliyetler, beceriler ve
zel kapasiteler ile Allah-u Tealann yaratm olduunu syleyeceiz. O, bu azametteki, gteki
ve zearafetteki bir bedeni yaratma liyakatine sahiptir. Bundan daha nemlisi, ruhumuzun yaps
beden yapmzdan defalarcakatlar ile daha zarifg, azim ve genitir.
Eer Allah, bu beden ve uzuvlar bizim inisiyatifimize brakmsa, bizim onlar doru
kullanmay bilmemiz ve salk ve mutluluk ile beraber uzun bir mr yaayabilecek bir ekilde
kendi uzuvlarmzdan yararlanmamz; onlardan istediimiz her ekilde kendi faydalanmamamz
gereklidir. Eer elimize geen her eyi yer vesek, iersek, istediimiz her eyi yapar vesak,
uygun olmayan yemekler yersek, Allah korusun alkoll iecekler imekten ve uyuturucu madde
kullanmaktan saknmazsak, bedenimizin salkl kalacana ve hedefimiz olan salk ve
mutlulukla beraber uzun bir mrn yaanmasnn gerekleeceine mit besleyebilir miyiz?
Doal olarak yant menfi olacaktr. Kukusuz salk kullarna riayet etmeksizin, bizim salkla
beraber uzun bir mrmzn olmas mmkn deildir. Yani pratikteki gnlmzn istei olan o
zgrl kstlamaly ve heveslendiimiz her eyi yememeliyiz. Hem yemein niteliine ve
hem de miktar ve niceliine dikkat etmeliyiz. Yemek trnn seiminde ve onun vaktinin
belirlenmesinde de salk kurallarna tabi olmalyz; nk eer bu kurallara uymazsak, rnein;,
salksz yemekler yersek, hastalanr ver ve zehirleniriz. Hatta c ve de canmzn ciddi bir
tehlikeye girmesi bile mmkn hale gelir. Salk kaide ve kurallar, gerek ve tabiidirler;

bedenimizin tabiat ve yaps onlar gerektirmekte ve istemektedir. Bilgin ve uzmanlarn uzun


zahmet ve abalaryla o kaideler deifre ve kefedilmi ve onlara uymak suretiyle, mutluluk ve
salkla beraber uzun bir mr yaamalar iin insanlarn istifadesine sunulmutur.
Beden binasnn kanunsal dzeni ve salk kurallarna balln ve uymann gereklilii
hakknda sylediklerimize dikkat ederek, eer bir doktor veya salk uzman, bize filan yemei
yemeyin, alkoll iecekler imeyin ve uyuturucu kullanmayn;, zira sinir sisteminiz bozulur ve
sizin akcierinize, bbreinize ve karacierinize zarar gelir, derse, onun mukabilinde bizim nasl
bir tepki vermemiz gereklidir? Acaba ona teekkr m etmeliyiz, zira bize klavuzluk etmi ve
esenlik yolunu gstermitir, yoksa ona sizi ne ilgilendiriyor, diye itiraz m etmeliyiz? Salk
kurallarn bizim inisiyatifimize sunan kimse, byk bir hizmet etmekte ve bize esenlikte baar
yolunu gstermektedir; yleyse biz ona minnettar olmalyzun elini pmeliyiz.
Bizler, hastalandmz zaman, muayene olmak iin ka gn ncesinden vakit aolmakta,
rica ve temenni ile doktord olan bizi muayene etmesini istemekteyiz. Sonra da doktor bize bir
reete vermekte ve ila bulmak iin bir sre ehirde gezinmekteyiz. Bu zahmetlere katlanmann
sebebi, salkl kalabilmemizdir; nk bizim hayatta bir hedefimiz bulunmaktadrvardr ve
hareketlerimizin hayatmzn devamna, esenliimize ve baarmza sebep olmasn
arzulamaktayz. Byle bir hedefe ulamak iin, salk kaide ve kurallarnaanunlarna uymal,
pratikte zgrlklerimizi kstlamal ve istediimiz her ekilde davranmamalyz. Kukusuz ki bu
kstlamalara ve dzenlemelere uymak, bizim esenliimizi gvencde altna almakta ve
mutluluumuza bir engel tekil etmemektediroluturmamaktadr. Bize eEsenlik yolunu bize
tantan, salk kurallarn ve tavsiyelerini sunmak suretiyle hayatmzn devamn mmkn klan
kimselere teekkr etmeliyiz. Acaba Ddnyadaki akll kimselerin, salk kurallarn fertlerin
hayatlarna yaplandaki yersiz bir mdahale olarak m deerlendirmektedirler, yoksa onlar
topluma yaplm en iyi hizmet olarak m saymaktadrlar?
Yukarda sylenenler, ahsi ve ferdi hayat ile irtibatl olmaktadr., Ttoplumla irtibatl olarak
dada ayn bu durum geerlidir. Eer bir bireykimse ben asla hayatn manasn anlamyorum,
yaamak istemiyorum ve benim iin yaamann ya da lmenin bir fark yoktur, derse kesinlikle
hi kimse onu akll bilmeyecektir. Eer o kanunlara riayet etmeyi istemezse, kesinlikle bu
durum da kesinlikle, sebep-sonu dzeni ve tabii kanunlar uyarnca, gerekli olan her hadise
meydana gelecek ve insann hibir tesirinin olmad tabii kanunlar etkisini gsterecek ve
neticede onun durumu ya hastalanmayla ya da lm ile sonulanacaktr. BEer bir
bireyinkimsenin hayatta hedefi olmazsa, olmas gereken oluncaya veya hastala yakalanncaya
ve akbetinin lm olmasna dek kendini hadislere teslim etmesimeli, istedii her eyi yemesili
ve istedii her ii yapmas gerekirldr.
Ama bir bireykimse hedef tar ve uzun bir mrnn olmasn, salnn salam kalmasn ve bu
salktan yeterli lde yararlanp, tekamlsel ve manevi rderte ulamay isterse, salk
kurallarna kaytsz kalamaz; yani o, uzmanlarn dikte ettikleri kurallar esasnca, kendi
zgrlklerini snrlamaldr.
TEer toplumu, kendisi iin lm ve hayatn eit olduu, ne bekaysn, ve ne erefini
isteyen, ne izzetini ve ne de istiklalini isteyen, ve kendisi iin ne bir hviyete ve izzete ve ne de
bir ahiret ve maneviyata inanan o hedefsiz bireyferd gibi tasavvur edersek, kesinlikle byle bir

toplum kesinlikle istedii her ii yapmada tam olarak zgrlk sahibi olacaktrbidir ve bu
toplumun hibir kurala uymas lazm olmayacaktrdeildir; aynen lmn ve hayatn kendisi iin
bir olduu o bireyfert gibi...
nsann zgrlklerinin kstlayc kanunlara ihtiya duymadcnn olmad an, fakat
insankendisi iin fakat lmn ve hayatn bir olduu andr. YaAni eer insan lm dahi
istemeyip,se ve yaam veya lm olmak kendisi iin fark etmezse, hibir kanuna uymamaldr,
aksi halde lm semesi durumunda bile, onun kurallarna uymal ve lmesi iin hangi eyi
yapmas gerektiini bilmelidir. yleyse hedef tayan hibir iin kanunsuz olmas mmkn
deildir ve mutlak zgrlk ile hibir hedefe ulalamazmak imkanszdr. Eer iin iinde bir
hedef olursa, kstlama da olmaldr ve her iin n hazrl belirli kanun ve kaideler esasnca
yaplmaldr; hatta eer hedef lm biledahi olsa...
Toplumun eer hedefi varsa, kanunlara riayet etmelidir;, yani toplum zgrlklerini
azaltmal ve bir takm isteklerinden vazgemelidir. Eer toplum istedii her eyi yapmay isterse,
hibir zaman hedefe ulaamayacaktr. Evet, eer toplum hibir hedef tamazsa, hibir kanuna da
ihtiyac olmaz. B ve byle bir toplum, ksa bir zaman sonra istemeyerek de olsa lme mahkum
olan ite o hedefsiz bireyfert gibidir. Bundan dolay, eer bir toplum srekliliini korumak,
gelimeyi, ilerlemeyi, ebedi izzet ve saadete kavumay istiyorsa, hesapl kanunlar tamaldr.

Bu kanunlar nasl vazedilmelidir? Onlar hangi kimse vazetmelidir? Acaba bu kanunlar


kefedilmesi gereken bir dizi gerek olgular mdr? Yoksa bunlar, vaz ve farz edilmesi
vazedilmesi gereken farazi olgular mdr? Bu, devlet felsefesinde ok nemli bir konudur.
Koanunun asln bu sorular tekil etmektediroluturmaktadr.
Doada ve ferdi hayatta bilginlerin kefettikleri bir takm gerek kanunlar bulunmaktadr.
Yani filan mikrobun filan hastala yol amas, hakiki illet ve malul arasnda ve de doada
bulunan gerek bir irtibat esasncadr. B ve bilginler, kendi tecrbeleriyle bu gerekleri
kefetmekte ve bir salk kanunu eklinde bakalarnn bilgisine sunmaktadrlar:
(A)Hastalndan korunmanz iin, (BB) mikrobundan saknmalsnz. Eer (A) hastal
yaylrsa, bu hastalktan korunmalar iin fertler alanmaldr. Ayn ekilde toplum da eer
esenlikte kalmay istiyorsa, mecburen bazu kanunlar lazmdr. Bu kanunlar gerekten de doada
bulunmakta mdr ve bazlar onlar kefetmeli midir? Yoksa byle deil midir, bu kanunlar
greceli, anlamal veya farazi olgular mdr ve halkn rzasn kazanmak iinn onlar her zaman
dilimindearalnda deitirilebilir mi? nk buo kanunlar, halkn ekseriyetinin isteine tabidir.
Bu, ok nemli ve kkl bir konudur ve bu konunun bir boyutu felsefe ile, bir boyutu psikoloji
ile ve bir boyutu da epistemoloji ile irtibatldr. Btn bunlarn kendi zor metotlar
bulunmaktadr; niversitelerde ve zel blmlerde bunlar incelenmelidir. Doal olarak bizim
btn bu konular aklama imkan ve frsatmz yoktur ve aresiz olarak herkes iin faydal
olmas iin, fakat o konularn bir zetini alacak ve aklayacaz.

5-Kanunun Destei, Gerek Maslahat ve Fenalklar Kanunun Desteidir


Acaba gerekten de emniyet ve hrszln nnn alnmas arasnda bir irtibat var mdr? Yani
eer emniyet tamay istiyorsak, gerekten hrszlk yaplmamal mdr? Yoksa bu iki ey
arasnda anlamal bir irtibat bulunmakta ve hem emniyetin salanmas ve hem de hrszln
olmas mmkndr. Acaba adam ldrme serbestliinin gerekten emniyetsizlik ile irtibat var
mdr? Yani eer bir kimsenin gnlnn istedii herkesi ldrme hakk olursa, gerekte bu,
emniyetsizlie yol aar m, yoksa bu irtibat anlamal mdr? Acaba Allaha inanmak gerekte
kalp huzuruna neden olmakta mdr, yoksa bu konu da m ayn ekilde anlamal bir olgu
mudur?. CAcaba cinsel zgrlk, gerekte ailelerin dalmasna sebep olmakta mdr, yoksa bu
anlamal bir olgu mudur? Bir toplumda, bir gn halkn istenmesinden dolay cinsel ilikilerin
bir gn serbest olduunu ve baka bir gn de bir grubun veya ekseriyetin kabul etmemesinden
dolay kstl olduunu sylemektedirler. O halde cinsel zgrln olmas ya da olmamasyla
ilgili bu kanun, fakat anlamaya dayal bir olgu mudur? Yani bu, halkn holarna giden ya da
holarna gitmeyen bir hobi meselesi midir? K ve kanun, onlarn gnlnn esasnca m
vazedilmelidir? Yoksa bu, gerek bir irtibata m dayaldr; yani eer cinsel zgrlkler mevcut
olursa, bedensel ve ruhsal hastalklar meydana gelmekte, ailelerin esas dalmakta, erkek ve
kadnda ruhsal hastalklar olumakta, terbiyesiz, zararl, mfsit ve bozulmu ocuklar ortaya
kmaktadr.
Bazlar, toplumsal kurallarn gerek maslahat ve fenalklara tabi olduuna, ve bu kurallarn
halkn gnlnn isteine dayanmadna ve onlarn hobilerine tabi olmadna inanmaktadrlar.
Alkoll iecekler, fazla kullanld takdirde, sinirsel hastalklarn, damar ve kalp
rahatszlklarnnhastalklar fazlalamasfazlalat veya ttn kullanm yaygnlat taktirde,
onun ile irtibatl hastalklarn oalmas gibi; itimai meseleler de aynen bu trdendir: Eer
erkek ve kadn ilikileri zgr bir ekilde, kaytsz, ve artsz ve kstlamasz olursa, bunun
toplum iin vahim sonular olacaktr; bunun bir ok rnekleri meru olmayan ilikilerin byk
boyutlarda olduu bat lkelerinde mahede edilmektedir.
yleyse kanun vaz etme noktasnda, onun gerek netice ve eserlerine dikkat etmeliyiz. H,
halkn isteine gre davranmamal ve halkn ounluunun cinsel zgrl kabul edip
etmediklerine ya da ounluun uyuturucu maddelerin serbest olmasna veyaup olmamasna oy
vermesine bakmamalyz. Acaba kanunu bu ekilde mi vazetmeli yoksa halkn ekseriyeti
uyuturucu madde tketimine muvafk olsa da biz, onun gerekte insan iin ne zararlar
odlduunu kefetmenin peinde mi olmalyz? Size gre hangi yol dorudur? timai kanunlar,
halkn ekseriyetinin oyu esasnca, ve gerek ve hakiki dayana olmakszn m
vazedilmeli,olmal yoksa hakiki ve gerek bir dayanakaltyap esasnca m
vazedilmelidirolmaldr. Yani timai maslahat ve fenalklar, hakiki ve gerek olgular mdr
yoksa fakat farazi ve hobisel olgular mdr?
Hueyume zamanndan sonrasnasna, bat dnyasnda,, epistemoloji alannda olmas ve
olmamas gerekenlerin ve deersel mefhumlarn somut gereklik tamad akli ve delilsel
konular olmad dncesini ortaya atmlardr. yi ve kt halkn renkler hakkndaki zevkleri
gibidir, eer bir kimsenin rnein, pembe renginden holanyorsa, o kimseye hangi delilden
tr o renkten holanyorsun denilemez, nk biri bu renkten holanmakta ve dieri baka bir

renkten holanmaktadr. Acaba itimai meseleler de renkleri semek gibi zevke mi dayaldr?
Yoksa toplumsal kurallar, gerek maslahat ve fenalklara m tabidir?
nsanlarn davranlar ileve onlarn insann ferdi, itimai, ve manevi hayatlarna brakt
tesir arasnda hakiki bir irtibat bulunmaktadr ve gerekte onlar illet ve maluldrler. nsanlarn
ferdi ve itimai alanlardaki davranlar, saadete veya bedbahtla neden olmaktadr. Bu esas
uyarnca, serbest olmas iin hangi eyin saadete ve yasaklanmas iin de hangi eyin kt
akbete ve bedbahtla sebep olduuna baklmaldr. nsanlarn ferdi ve itimai davranlar ile
saadet ve bedbahtlk arasnda gerek ve hakiki bir ban mevcut olduu bu durumda, bu balar
tanmaya ve bu balar esasnca kanun vaz etmeye allmaldr. O zaman kiminhangi kimsenin
gerek maslahat ve fenalklar daha iyi bildii sorusu sorulacaktr. Biz Mslmanlar, bunu
Allahn daha iyi bildiine inanmaktayz.

Yirmi Birinci Oturum


YRMBRNC OTURUM
slam ve Demokrasi (1)
1-nceki Konunun zeti
nceki dizi bahislerdekonularda, slamn siyasi teorisini yasama ve icra diye iki boyutta
inceledik ve bu alanda var olan phelerin bir blmne yant verdik. BEsasen bir dzenin siyasi
sistemindeki faaliyet, slam dzeninde olduu gibi, iki blmde ve iki alanda gereklemektedir.
B, bu, teorinin yrngesini tekil etmektedir. Eelbette baka bir bakla bunun iin veya drt
blm de dnlebilir- Birinci alan, Yasamadanyasamadan ve ikinci alan da kanunlar
uygulamaktan ibarettir. slamn kanun ve yasama alanndakiblmndeki gr udur: slam
toplumuna hakim olmas gereken kanun, camiann maddi ve manevi maslahatlarn temin
etmelidir; bu esas zere, maddi ve manevi alardan ve ayn ekilde eitli itimai artlar
asndan, insan vcudunun btn ynlerini bilen ve kanunlar ahireti aleminde insann saadetini
temin edebilecek ekilde dzenleyecek bir kimse, toplum iin kamil kanun vaz edebilir.
Kukusuz ki Allahn veya Onun setii kimsenin dnda, kimsenin byle bir ilmi ve bilgisi
yoktur.

Buna ek olarak, ilahi terii rububiyetteki tevhit, Allahn kullarnn Onun emirlerine itaat
etmelerini, terii iradesini kendi yaamlarnda hakim klmalarnetmelerini ve isteinin aksine
hareket etmemelerini gerektirmektedir. O halde, yasamada ilahi terii rububiyete yasamada riayet
edilmelidir. Bu ynyle slam kanunu, zel bir kimlik kazanmakta ve bir ok ynden beer rn
kanunlardan farkllk arz etmektedir. Bir cmle ile kanun, slam toplumunda kanun bir cmle ile,
Allah tarafndan veya Allahn kendisine izin vermi olduu kimse tarafndan vaz edilmektedir.
Bu artn benzeri, kanunun uygulaycs hakknda da geerlidir, nk kanunun uygulaycs
gerekte toplumun fertlerinin hayatlarnda tasarrufta bulunmakta ve onlar ilahi kanunlar
uygulamaya zorlamaktadr. Kanunun uygulaycs, bazen bir takm had ve cezalar icra etmekte
ve fertlerin iledikleri su ve cinayetlerin karlnda onlara ynelik baz kstlamalar
ngrmektedir. Her haliyle bunlar, Allahn kullarnn hayatlarnda gerekleen tasarruflardr ve
bu tasarruflarn, salahiyet sahibi ahslar dnda ve onlarn yaratcs ve de ihtiyar sahibi olan
Allahn izni olmakszn gereklemesi, meru deildir.

2-Kanunu Uygulayanlarn Allahn znine Olan htiyalar


Kanunu kabul ettikten, onun uygulanma yol ve alanlarn tam anlamyla tandktan ve rnein;
zel bir durumda filan kanunun icra edilmesi gerektiine yakin ettikten sonra, kanunu
uygulayann Ahmetzeyd olmasnda ya da MehmetAmr olmasnda ne fark vardr?, Ddiye bazlar,
byle bir sualoru sorabilirler. lahi gerek kanunun kendisi icra edildikten sonra, artk Allahn
iznine ne ihtiya vardr? Biz, toplumda ilahi kanunun icra edilmesini kabul ediyoruz, ama neden
Allah kanunu uygulayana Allah niin izin vermelidir?
Yukardaki phe eer fkhi bir ortamda dile getirilseydi, fkhi metot ve fakihlerin usul ile
ona cevap vermek gerekirdi, ama bir genel bir ortamda, daha zgr ve ak bir fezada, fkhi
esaslara ve slam fkhndaki aratrma metotlarna uymayk gz ard eddilerek, eer baz
kimseler, bir phe dile getiriyor ve kendilerinin genel ve basit dncelerine gre anlalr ve
kavranabilir bir yant almay , istiyorlarsa, bu kimselere, itimai hayatmzda bulunan ve
kendileri esasnca hareket ettiimiz rnek ve numunelere dikkat ekmek suretiyle, phelerin ve
bu phenin yantn verebiliriz.
rnein; ailevi hayat ve muhitte, e ve ocuklara ynelik iin vazedilmingrlm sizin
sizin bir takm kurallarnz bulunmaktadr. Meselarnein; bakalarnn mallarnda tasarrufta
bulunmamak gerektii belirtilmektedir; hatta ocuklar bile oyuncaklar ve yaz
malzemelerimeleri balamznda bu kanuna uymaktadrlar. Eer onlardan biri, dierinin izni
olmakszn, onun malnda tasarrufta bulunursa, itiraz ile karlamaktadr. Yahut iki aile veya ikyi
komu arasndaki ilikilerde, eer komulardan biri izni olmakszn sizin evinize girer ve size bir
zarar dokunmasa bile evinizin baz eya ve malzemelerinde tasarrufta bulunursa, neden izinsiz
olarak evimize girdin veya niin eyalarmzda tasarrufta bulundun, diye itiraz edersiniz. SEer
size bir hizmeti dahi olmu olsa, bile, siz yine de ona itiraz etmede kendinize hak verirsiniz.
Baka bir rnek:; farzedinizFarz ediniz ki herhangi bir idarede bir kanunun ve genelge icra
edilecektir, ama bu kanun ve genelgeyi icra etmesi gereken birimin bakan veya mdr henz
resmi olarak atanmamtr., Eeer bir ahs gelir, ben salam ve gvenilir birisiyim ve ayn

zamanda kanunu iyi bilmekteyim derse ve masa bana oturup, ileri yoluna koymaya ve o
genelgeyi uygulamaya kalkrsa ve, o ahs bir sre sonra atanacak grevlininahsn kendisi olsa
bileolsa bile, hibir kimse ona byle bir iin iznini vermeyecektir. Atama hkm
imzalanmayncaya ve bildirilmeyinceye dek, onun o masann bana oturmaya, emir vermeye ve
bir i yapmaya hakk yoktur. Eer byle yaparsa, hizmet etmesiyle ve atandktan sonra yapmas
gereken ileri yapmasyla birlikte o sorgulanacaktr. H ve hatta onun yarglanmas ve
cezalandrlmas dahi mmkndr. nk salahiyet sahibi bir makam,n bir kimseye izin
vermeyinceye dek, o kimseninnun meru ve kanuni bir tasarrufta bulunmaya bile ya dahi
hakknn olmad, btn akll kimselerce kabul edilmi btn akll kimselerce kabul edilmi
bir ilkedir., Kkanuna aykr ve su olan eylemleri ise artk siz dnn.
timai hayatta kabul edilmi bu ilkeye dikkat etmek suretiyle biz, rahat bir ekilde Allaha
bal ve halkn Allah Rab olarak kabul ettii bir toplumda, bir kimse Rablerinin izni
olmakszn, bir ahs hkmet etmek istedii zamantaktirde, onun neden bir salahiyet sahibi bir
makamdan, rnein cumhurbakanndan veya islami ura meclisinden yahut baka bir
makamdan ki oana yetki vermesi gerekmektedir- izin almadan, idari bir muhitte bakanlk eden
ya da bakanlk makamn igal edip ileri yrten birine niin aynen benzetildii rahat bir
ekilde anlamaktayz. O ahsn yapt i doru ve iyi dahi olsa bile, o yine sorgulanacaktr ve
bakalar onu cezalandrabilirler. ite bu delil uyarnca biz, slam kanununu icra edecek
ahsnolann da ayn ekilde halkn ve slam toplumunun sahibi olan Allah-u Tealann izni ile
belirlenmesi gerektiini sylemekteyiz. Bve byle olmad takdirde, (ilgili kimseler)
sorgulanacaktr. Daha yukar bir makamdan atanmakszn kendiliinden i yapan ve doal olarak
sorgulanan kimse gibi... Byle birinin sorgulanmadn bile varsaysak bile, halkn ona itaat etme
zorunluluuklar yoktur. Hatta mevcut kanunu icra etme durumunda bile halk, ona eer siz bu
birimin veya bakanln sorumlusuysanz hkmnz olmaldr, kim size bu ilere kalkmanz
iin kim izin vermitir, diyecektir. Halk, sSalahiyet sahibi bir makam tarafndan bir hkmn
verildiine inanmayncaya dek, kendilerini ona itaat etmeye zorunlu grmeyecektir.
slami dcebak esasnca, slam toplumda halk, Allahn mlk ve mahlukudur ve
sahiplerinin izni olmakszn kimsenin onlarn ilerine mdahale etmesi caiz deildir.
Allahn/onlarn sahibinin izin vermesi gereklidir. ve Allahn kanunu dadahi yine Allah
tarafndan atanm olan belirli bir ahsahsa icra ediltmelidir. Bu yzden, bu devrimin ve
nizamn kurucusu ve de mimar olan Hz. mam Humeyni, slamdan ve slami kaynaklardan
aldklar anlay esasnca, cumhur bakanln onaylama karar hakknda, aka her yere
aka siz atanyorsunuz, diye yazyordu ve imam hi bir kararda yalnz, halkn oylarnn
teyidi tabiriyle yetinmemitir. Aksine mam, aka ben sizi atyorum ve hatta baz zamanlar da
ben tadm velayet vastasyla sizi bu makama atyorum, diye yazyordu. mam aka
buyuruyordu ki: slamn aksi istikametinde olan, kendilerini aydn sayan ve Velayet-i Fakihi
kabul etmek istemeyen kimselerin szlerini dinlemeyiniz. Eer iin iinde fakih olmazsa,
Velayet-i Fakih bulunolmazsa, taut vardrtur. (Orda) Ya Allah vardrtr ya da tauttur. Eer
Allahn emriyle olmazsa, cCumhurbakan fakihin atanmasyla gelmezse, meru deildir. Meru
olmad zaman taut olur olur, ona itaat etmek tauta itaat etmektir.[136] Bu ahsi bir gr
deildir, aksine Kurann Kerim ayetlerinden ve hadislerden alnmadr. B ve her halkarda bu,
slami ynetimidzeni kKuran kimsenin grdr.

Bundan dolay kanunu icra eden, hatta btn kanunlar slami esaslara gre uygulasaicra
etse bile, Allah tarafndan izinli/yetkili olmaldr. Bu izin bazen,, Peygamber ve masum
imamlarda, ayn ekilde Peygamber-i Ekremin (s.a.v) ahsen atad fertlerde, Hz. Alinin (a.s)
hilafeti zamannda o hazret tarafndan valiliklere ve slami beldelere atanan kimselerde ve de
gaybet zamannda mam- Zaman (a.s) tarafndan atanan zel vekillerde olduu gibi bazen zel
bir ekildedir. Bu durumlarda fertler, zel atama ve bir ahsn izni ile grevlendirilmekte ve
grev alanlarnda ilahi hkmleri beyan ve icra etmekteydiler.
Ama bazen de izin veya atama, genel bir ekildedir; yani gaybet zamannda ve ayn ekilde
hareket etme olanandan yoksun olan ve devletin kendilerininonlarn elinde bulunmad
mamlarn devrinde, salahiyetsalahiyet sahibi fertler, genel atama ve izin ile Allahn hkmlerini
icra etmek iin grevlendiriliyorlard. rnein; mam Sadk (a.s), ia fakihlerine, halkn imama
ulaamadklar blgelerde, ilahi emirleri icra etmeleri ve devletsel ileri yapmalar iin izin
vermitir. Bu konu, gaybet zamannda daha byk bir delil ile sabittir, nk masum imam
hareket edemedii ya da takiyye durumunda bulunduu zaman, kendi adna halkn devletsel
ilerini yapmalar iin baz kimseleri genel atama yoluyla
grevlendirgrevlendiriyorduysamektedir,, acaba bu i asrlar boyunca halkn masum imam ile
balant kuramadklar gaybet dneminde bu i daha geerli deil midir?
Ben, koanunun eri delillerini ve fkhi temellerini aklama konumunda deilim, ben fakat
u nazariyeyi aklamak istemekteyim: Neden slamda niin hatta kanunun uygulaycs bile
Allah tarafndan atanmaldr ve Allah kanunun uygulaycsna nasl izin vermektedir? Bu iznin ya
zel bir ekilde, zel bir ahs hakknda olduunu ya da genel bir ekilde, gerekli artlara haiz
fakihler hakknda olduunu syledik.
Bu nazariye hakknda hem yasama boyutunda ve hem de kanunu uygulama boyutunda baz
pheler mevcut idi. Bu phelerin en nemlisi, bu nazariyenin zgrln zneaslna muhalif
oldmasnuundan ibaretti; geen konularda bu phenin yant verdik. zellikle uygulama
boyutunda ne srlen phelerin dier blmnde, Velayet-i Fakih dzeninin demokrasi ile
uyumad sylenmiti. Demokrasi, dnyadaki btn akll kimselerce kabul edilmi bir
dzendir ve hatta sosyalist lkeler dahi pratikte demokrasinin karsnda dayanamadlar ve
aresiz olarak demokratiksi dzenini kabul ettiler. O halde, bugnn insannn,, en azndan bu
asrda, demokrasi rejimini kabul etmekten baka bir aresi yoktur ve Velayet-i Fakih devleti
adyla tannan slami devleti projesi, demokrasi ile uyumamaktadr.

3-Demokrasinin Mefhumu Ve Onun Uygulamadaki Deiimi


ncelikle dDemokrasi kavram hakknda,, onu iyi bilmeyen kimselere ynelik iin, balangta
bir aklama yapmays zorunlu gryorum. Demokrasi kelimesinin harfi harfine tercmesi,
halkn ynetimi yahut baka bir tabir ile halklktr. Hedef, yneticilik ilerinde; yasamada,
kanunu uygulamada ve toplumun dier siyasi alanlarndaynlerinde, halkn kendisinin rol almas
ve kanunun vazetmede ve onu uygulamada bir bakasnn mdahalesinin olmamasdr. Bu
demokrasi kelimesinin manasdr.

Demokrasi, tarih boyunca, deiik ekillerde gndeme gelmitir: TBalangta, tarihin


gsterdii kadarylalde, ilk olarak milattan be asr nce Yunanistann bakenti Atinada, bir
mddet iin bu teori ne srld ve icra edildi. Bu, klelerin ve yirmi yan altndaki fertlerin
dnda btn halkn kendi siyasi ve sosyal ilerine mdahale etmeleri suretindeydi. Fertler, yirmi
yana bastklar zaman, direkt olarak kendi ehirlerinin siyasi ilerine mdahale edebiliyordular.
Elbette bu alanda bir zorlama yoktu ve halk o ii yapmada zgrd. O dnemdezamanda halk,
ehrin byk meydanlarnda toplanyor ve kendi ehirleri hakknda gr belirtiyorlard.
Karlkl konumalar olmakta, onlar esasnca baz kararlar alnmakta ve uygulanmakta idi. zel
bir ahsn veya belirli bir grubun devlet ilerinin nezaretisi olmad, aksine halkn bizzat direkt
bir ekilde kendi sosyal ve siyasi ilerine mdahale ettikleri bu ynetim ekline, demokrasi ve
halkn ynetimi adn verdiler. Demokrasinin bu modeli, bir sre, Yunanistann bakenti
Atinada uyguland. Buna ilave olarak filozof ve dnrler, kesin bir ekilde bu metot ile
mcadele ettiler, kt tabirlerle onu andlar ve onu cahillerin ynetimi olarak
niteledileradlandrdlar. Bu ynetim ekli pratikte de bir ok soruna neden oldu ve bu yzden
devam etmedi.
Doal olarak byle bir metot, byk lke ve kalabalk ehirler iin icra edilme zelliinden
yoksundu, nk btn halkn srekli olarakbir ekilde sosyal konulara direkt bir ekilde katlm
mmkn deildir. Kk ehirlerde geici olarak bu metot uygulanabilir, ama milyonluk
ehirlerde btn halk, kendi gnlk meseleleri hakknda nasl karar alabilir? Her halkarda bu
model, Rnesanstan sonra demokrasinin baka bir ekli sunuluncaya dek dland. Yeni modelde
halk, ynetim ilerine nezareti olmalar iin vekiller seiyor ve onlar da halk adna yneticilik
yapyordular; nk pratikte halkn direkt mdahalesi mmkn deildi. O zamandan sonra, bu
teori, birok taraftar kazand ve tedricen baz lkelerde uygulanmaya baland, sonuta 19.on
dokuzuncu Yyzylda, takriben Avrupada ve dier ktalardaki lkelerde bu ynetim modeli, halk
tarafndan kabul edildi ve devletler onun esasnca dzenlendi. Bizim lkemizde de ayn ekilde
bu demokrasi modeli uygulanmaktadr ve pratikte halk, eitli seimlere katlmak ve
temsilcilervekiller semek suretiyle, btn devlet organlarna ve kurumlarna mdahale
etmektedir. Cumhurbakanl seimine katlm ve cCumhurbakann semek ve ayn ekilde
halk adna kanun koyanvaz ve tasvip eden milletvekillerini, slami ura meclisi seiminde
semek ve de uralarn seimi ve anayasada ngrlm olan dier seimler buna birer rnektir.
O halde, her devletsel dzende kendine has zellikleri bulunan demokrasinin ikinci eklinde
halk, oylaryla, seime katlmalaryla, yasama ve yrtme yelerini semeleriyle kendi siyasi ve
sosyal ilerine mdahalede bulunmaktadr.

4-Demokrasinin BuBu Asrdaki Demokrasi Mefhumu


Gnmzde Ddemokrasi g,nmzde belirgin bir anlam kazanmtr ve dinin rol oynamad bir
rejim demokratik olarak telakki edilmektedir. Herhangi bir ynetimin ve lkenin demokrat
olduunu ve lkenin demokrasi rejimi ile ynetildiini syledikleri zaman, kastedilen dinin o
toplumda bir rolnn olmamas, ve yrtme ve yasama yelerinin hibir alanda dini
mdahilmdahil klmamalaretmemeleri gereidir. Elbette demokrasinin bu modeli, dini
reddetmemektedir, ama dinin siyasi ve sosyal ilere mdahale etmesini kabul etmemekte ve
kanunu uygulayanlarn icra alannda dinden sohbet etmelerine ve de hibir emir ve genelgenin

dini hkm ve deerlere gre kmasna izin vermemektedir. Gerekte bu demokratik model,
dini tam anlamyla siyasi ve itima ilerden ayran laik ve sSekularist dzene dayaldr. Elbette
bazen yasama ve yrtme yelerininorganlarnn dindar olmalar, her hatarafta kiliseye gitmeleri,
adakm adamalar ve kilisenin bir ihtiyacn gidermeleri mmkndr. Onlar, hatta dini cemaatlarn
yeleri olabilir ve devletin resmi alan dnda toplumsal, milli ve mahalli bir i erevesinde
zel dini faaliyetlerde bulunabilirler. Ama devlette ve devletsel ilerde;, yasmada, yarglamada,
lke ynetiminde, kanunlar uygulamada ve hibir yerde dinin rol ve simgesialameti
bulunolmamaldr.
Eer Fransa gibi bir lkede Fransa zgrln ve demokrasinin beii olarak
bilinmektedir- tesettrl bir kzn liseye veya niversiteye girmesi engelleniyorsa bu, dini
engellemeyi demokrasinin bir paras olarak grmeleri ve bizim dzenimiz laik bir dzendir ve
resmi messeselerde dinin hibir simgesialameti olmamaldr, demeleri esasncadr. Tesettrl
olmak, dinine taraftarlnn simgesidir ve devletin okulundaki gibi resmi messeseler de o
kullanlmamaldr; eer bir okul kiliseye bal veya zel ve halkn olursa, herkes de tesettr
rterse bile, o zaman bu problem olmazdeildir. Ancakma devletin denetimi altnda idare edilen
ve devletsel resmi diplomalar verilen devletin okul ve niversitelerinde ve de kurum ve
bakanlklarda dinden bir eser grlmemelidir. Bu demokrasinin yeni bir yorumu olup, onun
esasnca dini simge ve deerlerin demokrasi ile uyumazl bulunmaktadr.
Manas halkn ynetimi olan klasik ve ikinci ekil demokrasi tanmna gre, eer bir halk
dindar olur ve idari merkezlerdeelerde dinlerinin adet ve trenleriyle amel etmeyi isterlerse,
onlara muhalefet edilmemelidir; zira bu davran halkn isteine ve onlarn vazedip,
uyguladklar kanunlara mutabktr. Demokrasi, halkn her yerde; okullarda, bakanlklarda ve
idarelerde elbise giyme eklinde halkn serbest olmasn gerektirmektedir. Eer halkn bykn
ounluu bir dinin taraftarysa ve dini eilimleri esasnca zel bir rtnme eklini benimsiyorsa
veya onlar dini merasimlerini yapmay istiyorlarsa, hi kimsenin onlara engel olmamas lazmdr.
Halkn arzu ve isteiyle, idarelerde, bakanlklarda ve niversitelerde namaz klmann zorunlu
olduu bir kanun tasvip edilirse, bu, demokrasinin bizim bildiimiz mefhuma gre- aksine
deildir; nk halkn kendisi bu kanunu vaz etmekte ve yine onlar icra etmektedirler. Ama yeni
demokrasi yorumuna gre, halkn dini eilimi, siyasi ve itimai meselelerde boy
gstermemelidir.

5-Sulta Dzeninin Yeni Demokrasi Mefhumundan Yararlanmas


Sylediimiz gibi, smrgeci devletlerin yaptklar ve kendi menfaatleri dorultusunda
uyguladklar yeni yoruma gre demokrasi, kendi dzeninin siyasi ve itimai ilerine dinin
mdahale etmesine hibir ekilde izin vermeyen laik ve sekular rejim ile eittir. Hatta eer halkn
kendisi biz bu dini kabul ediyor ve devletsel ve resmi merkezlerde dini merasimlerimize gre
hareket etmeyi istiyoruz, dese bile, yine de halkn isteini demokrasiye muhalefet etmek olarak
deerlendireceklerdir.
te bu yzden, Cezayirde seimler olduu, slamc bir partinin seimleri kazand ve
demokrasinin usulleri ve o lkenin kanunlar esasnca hkmet kurmay ve slam hkmlerini

uygulamay istedii zaman, o partinin hakim olacan ve gelecekte slam devleti kuracan
anlayan muhalifler, darbe yaptlar, seimleri iptal ettiler, o partinmin liderlerini tutukladlar,
onlar hapse attlar ve o partiyi lav edip yasa d ilan ettiler. Ka yl gemesine ramen henz o
partiye faaliyet yapma izni vermemekteler. Bu slam lkesi, milyonlarca kurban vererek
hrriyete kavumasna, kurbanlarn Mslman olmasna ve slami hedefler ile islami
kimliklerini korumak iin o smrgeci devlet ile mcadele etmelerine ve de sonuta Cezayir
halknn hrriyete kavumasna, kurbanlarn Mslman olmasna ve islami hedefler ile islami
kimliklerini korumak iin o smrgeci devlet ile mcadele etmelerine ve de sonuta Cezayir
halknn hrriyete kavumasna ramen, bugn acnacak bir durumdadr ve gazetelerde
okuduumuz gibi, her gn onlarca insan feci bir ekilde o lkede ldrlmektedir.
O lkede bu byk facialarn meydana gelmesine, darbe ile hkmetin darbe ile ynetimi
ele geirmesinei bana gelmesine ve bask ve zulm ile kendi hakimiyetini srdrmesine
ramen, emperyalist ve smrgeci devletlerin nazarnda mevcut hakim grup ve onlarn yaratt
durum, dini ve eriat hkmlerinin uygulanmasn isteyen halkn oylarna gre ekillenen bir
devletten daha kabul edilirdir. Bu, dnyada slam adna baka bir baka lkenin de slam adna
idare edilmesinden korkmalarndandr. Bu metodun adn demokratik metot koydular.; Aama
eer halk, kendi oylaryla slam ve slam devletini isterse, bu, demokratik olmamaktadr; nk
halkn dine eilimi vardr. O halde yeni demokrasi yorumunda, din, Trkiyede uyguland
gibi, renci bir kzn tesettrl olamayaca lde,, dinin hibir ekilde halkn siyasi ve itimai
ilerine mdahale etmemesi ngrlmektedir lidir.
slam lkelerindeki smrge taraftarlar, btn slam lkelerinin bu ekil demokrasi ile
idare edilmesini; yani lke ynetiminde yasama ve yrtmede- dine artk bir yer artk
kalmamasn arzulamaktalar. H ve hatta slama yneliin kuvvetli ve gl olduu lkelerde,
kltr saldrs yoluyla ve niversitelere szmak suretiyle, tedricen dini taassubun ruhunu
zayflatmay ve bu manadaki demokrasi anlaynyi yaymak istemektedirler. Kendi hayallerinde,
on veya yirmi yl getikten, gen nesil deitikten, bir devrimci nesil kenara ekildikten ve
onlarn yerini devrimin usullerini bilmeyen genler aldktan sonra, onlarn (yeni neslin) ada
yorumuylayeni manasyla demokrasiyi hakim klabileceklerini edebileceklerini dlemektedirler.
Bu anlamdandan dolay, demokrasininye ynelik yorum ve manas
varbulunmaktadr:
1-Ksa bir zaman mddetince Yunanistann ehirlerinin birinde uygulanan ve sonra kaldrlan,
halkn direkt olarak devlet ilerine mdahale ettii demokrasi yorumu.manas
2-TemsilcilerVekilleri semek suretiyle halkn devlete mdahale etmesidir;, bu bugnk
lkelerde hatta lkemizde bulunan modeldir.
3-Demokrasinin nc manas,; btn devlet elerinin yasama ve, yrtmenin- dinden ayr
olmasdr; yani demokratik olmann art, sekular ve laik olmaktr.

6-slamn Baknda Demokrasinin yi ekli


slamn bu devlet ekillerinden hangisini kabul ettii sorusuna ynelik olarak, biz, daha nce
yasama balamnda unlar sylemitik:ile ilgili olarak, eer Eer ddemokrasinin ve kanunun
koyuculuun manas,; halkn ounluunun oyunun yani %50 +1 oyun her nereye giderse,
onun muteber, resmi ve Kurann hkmne aykr dahi olsa bile uyulmas gerekenfarz kanunun
olacaysa, slamn yasamada byle bir demokrasiyi kabul etmeztmediini sylemitir.
Yarglama, ekonomi, idarecilik ve dier devlet organlaryla irtibatl kanunlar bata olmak zere,
lke ynetiminin eitli ynleri hakknda, slamn kendi ak kanunlar vardr. ve slam,
Kurann ak nassna ve kesin hkmne aykr bir kaonunun resmiyet kazanmasna izin
vermemektedir.
Yasamadaki bu ekil demokrasinin slam ile uyumazl, totolojik bir nermedir; yani bu
apaktr olup ve, delil istememektedire ihtiyac. bulunmamaktadr. Eer
yYasamadaki demokrasinin manas, slam ile uyumayan bir kanunun muteber olmasdr, diye
bir ey sylersek, slamn da bunun ile badauyumayaca, bu yorumda uyumazllk
bulunduu ve bunun delile ihtiyacnn olmad aydnlanacaktraktr. Bir yorumda slam ile bir
uyumazlk gzlendikten sonra, artk onun slam ile uyuup uyumad sorulmamaldr; nk
yorumun bizzat kendisinde, slam ile uyumazlk farz edilmitir. yleyse yasama alanndaki
demokrasinin manas,; slam ile uyumayan bir bir kaonunun muteber bilinmesiyse ve biz ,
slamn byle bir kanunu muteber saydn tasavvur edersek,, bunun manas, slam ile
uyumayan bir eyin, onunla(slam ile) uyumasdr! Bu konu aktr ve bunun delil
gerektirmemektedire ihtiyac yoktur.
Daha fazla aklanmaya ihtiyac olan ve bizim hakknda konumaya sz verdiimiz ey,
icra alanndaki demokrasi konusudur.; Yyani kanunu uygulayanlar belirlemede halkn ne gibi bir
rol vardr? ve Aayn ekilde, kanunlar slami temeller erevesinde vazetmeyi isteyen kimseleri
yani slami ura meclisi yelerini- semek iin, halkn ne gibi bir fonksiyonu
varbulunmaktadr?. slamn sabit ve daimi kanunlar vaz etmedii yerlerde, zamann gemesiyle,
insann hayatnn eklinde deiimin ve dnmn meydana gelmesiyle ve nceki yaplarn
ortadan kalkmasyla yeni mevzu ve ihtiyalar iin, yeni kanunlar vaz etmek zorunlu hale
gelmektedir. slam, meru devlet sistemine Mmerhum ehidehit Sadrn ayrlk blgesi
olarak adlandrd bu alan iin slam, meru devlet sistemine, slamn deerler temelleri
erevesinde, gerekli kanunlar vazetme iznini vermitir.
TatlarnArabalarn sa taraftan m m yoksa sol taraftan m m hareket etmesleriyle ve
hangi sratte gitmesiylleriyle ilgili trafik ve ofrlk kanunlar buna rnektir. Kuranda ve
hadislerde bu konu hakknda bir hkmn olmad aktr. Mve mekann ve zamann deiken
artlarna tabi olan bu eit deiken ve muvakkat kanunlar vaz etmek, slam devletinin
sorumluluuna braklmtr; slam devleti deerlerein ve slamn genel usul ve llerine riayet
etmek ve slami kanunlar erevesinden kmamak suretiyle, uygun kanunlar vaz etmektedir.

Bu sylediklerimize dikkat edilirse, demokrasinin ve slami llere riayet etmek suretiyle


geici kanunlar vaz edip,en ve uygulayan yasama ve yrtme organlar yelerinin
belirlenmesinde, halkn rolnn ve demokrasinin pratize edildiini anlayacaz. Baka bir deyi
ile, demokrasi, slamn koyduu snr ve artlara riayet etmek suretiyle, halkn fonksiyonu, ve
katlm ve de belirlenmi art ve zelliklere sahip ahslarn seimi, lkemizde pratize
edilmektegereklemekte ve slam devriminin baarya ulamasndan ve hazreti mam
Humeynininn dneminden bu yana uygulanmaktadr. slami ura meclisi seimleri,
cumhurbakanl seimleri, uzmanlar meclisi seimleri ve uralarn seimleri buna birer
rnektir.
O halde halkn setii kimseler, gerekli artlar tamaldr; yani onlar Mslman ve slami
hkmlere bal olmal ve de yasa ve kanunlar vazetmede slami llere riayet etmelidirler.
Aznklklarn belirli saydaki temsilcileri dnda, slami ura meclisi yeleri iin ngrlen
artlara ek olarak, Allah korusun bir gaflet ve sorumsuzluun meydana gelmesini ve kanun vaz
etmede slami hkmlere riayet edilmemesini nlemek iin, temsilcilerin, Mslman ve slami
hkmlere bal olmalar lazmdr. Koruyucular konseyimeclisi adndaki uzman bir grup,
milletvekillerinin tasvip ettii kanunlar anayasa ve eriat ile karlatrmaktadr. Koruyucularlar
konseyi meclisi, o yasalarn eri ller ve anayasa ile uyumas durumunda onlar teyit etmekte
ve aksi halde o tasarlar yeniden gzden geirmek iin meclise geri yollamaktadr. Bu tarz
yasama ve yrtme mekanizmas lkemizde benimsenmitir ve kimsenin buna muhalefeti
yoktur. Ayn ekilde yrtme yelerinin ve yrtme organnn banda yer alan
cCumhurbakannn ile irtibatl olarak da, slami kanun ve kurallara riayet etmesi
gerekedlilmelidir. Cumhurbakan, birinci derecede,, slam kanunlarndan alnm olan olan
anayasada, belirtilen artlara, liyakate ve zelliklere sahip olmal ve hkmetin bana gemek
iin bir ekilde Allah-u Tealanndan alnm iznini alm bulunmaldr. Yani o, halkn
ounluunun oyunu aldktan ve halk tarafndan nerildikten sonra, Veliyy-i Fakih tarafndan
atanmaldr. Bu surette onun hkmeti meru ve muteber olacaktr. Bu, lkemizde uygulanmakta
olan bir sistemdir.
slami dzende halkn fonksiyonunun yerini ve onlarn mdahale alann daha iyi anlamak
iinni bir rnek veriyorum: FarzedinizFarz ediniz ki biz Hz. Alinin (a.s) hakimiyet dneminde
yaamaktayz. K ve kendi ehrimizde salahiyetli ve liyakatlisalih olan bir ahs kentioray
ynetme iine uygun grdk ve Hz. Aliye (a.s) bu ahsn, ehrimizin valisi olmayaya layk biri
olduu nerisini verdik., Bbir grubun o ahs vali unvanyla nermesinden sonra, mamn o
ahs yeni vali sfatyla atamas mmkndr. Eer halkn ounluunun byle bir nerisi olursa
Hz. Ali (a.s), onlarn grlerini byk bir olaslkla kabul edecek ve sz konusu ahs, kendi
egemenlii altndaki blgelerden birine ynetici olarak atayacaktr. yleyse teori ve meruiyet
baznda, halkn hkmetin yaplanmasndaki ve kararlarndaki fonksiyonu, kanunun vazetmeye
veya uygulamaya kimin daha salahiyetli olduunu aratrmaktr. O zaman, halk bu kimseye oy
vermektedir. Halkn oyu, rehbere neri mahiyetindedir ve gerekte bu, o ahs kendilerine
ynetici olarak atad takdirde ona itaat edeceklerine dair halk ile Veliyy-i Fakihr arasndaki bir
ahittir. Bu esas uyarnca, mam Humeyni zamannda, halkn ounluu birini cCumhurbakan
setii vakitzaman mam yle diyordu: Ben, halkn kabul ettii bu ahs cCumhurbakanlna
atyorum; yani halkn oyu bir neri mahiyetindedir ve ben onu kabul ediyorum.

slam devletinin teorisi budur, bunun ikinci anlamdakiyla demokrasi ile bir uyumazl
yoktur. Bu, lkemize yllardr uygulanmaktadr ve hibir sorun da meydana gelmemitir. Ama
demokrasinin manas,; dinin toplumun ilerinde hibir fonksiyonunun olmamas ve resmi
alanlarda dini hibir dini simgenin bulunmamas gereiyse, acaba byle bir ey slam ile
badaabilir mi? Emperyalist dnyann yorumlad ve bakalarna dayatt nc manadaki
demokrasi, kukusuz ki slama yzde yz slama terstir; zira bu yorum, slam reddetme
manasndadr. Ama ikinci manasyla demokrasi,, slamn yneticiler, kanun koyucular, kanunu
uygulayanlar ve yarglama hakkndaiin belirledii artlara riayet etmek kaydyla,
benimsenmitir. Yani halk, kanun koymaya ve kanunu uygulamaya salahiyetli grdkleri fertleri
semede ciddi bir katlm sergilemeli, bu katlm ile, slam devletiyle olan ibirliini ve gnl
birliini ispat etmeli ve kendilerini lke meselelerinde ortak bilmelidir. Bu ekil demokrasi,
slamda kabul edilmi ve lkemizde de uygulanmaktadr. Eer baz durumlarda bir takm
uygunsuzluklar meydana geliyorsa bu, dier konulardaki uygunsuzluklar gibidir ve bunlarn
tekrar edilmemesi iin dikkat edilmelidir.

Yirmi kinci Oturum YRM KNC


OTURUM
slam ve Demokrasi (2)
1-nceki Konunun zeti
Geen oturumda slamn siyasi teorisi hakknda ne srlen phelerden biriyle ilgili olarak
analiz yapld. Zikredilen phe uydu: Eer kanunun Allah-u Teala tarafndan belirlenmesi, teyit
edilmesi ve kanunu uygulayann da yine OnunAllah-u Teala tarafndan izinli olmas gerekliyse,
bu, demokrasi ile badamaz. Sz konusu phe buydu. Bu pheye yant olarak: demokrasinin
ak ve, kesin; ve snr ve hadleri belbelirlenmili bir tanmn tamadolmad sylendi.
Demokrasi balangta, Atinada btn halkn direkt olarak kendi ehirlerinin ilerine mdahale
etmesi eklindeydi. Bu metot, uygulanabilir olmadndan ve dier sebepler yznden dnr
ve filozoflarn eletirisine maruz kald. Ta ki Rnesanstan sonra bu dnce, zorba ve bana
buyruklarn ynetimi karsnda bir tepki hareketi olarak baka bir ekilde gndeme geldi. Bat
corafyasnn byk filozoflar bu dnce zerinde aratrma yaptlarada bulundular. ve
Neticedesonuta bu model, makbul bir nazariye haline geldi ve ondan sonra dier lkelere
yayld. Bu dncenin u anki ekli, halkn fakat milletvekilleri seiminde rol sahibi olmasndan
ibarettir ve hatta yarg ya da yrtme organnn bakannn, halk tarafndan direkt olarak
belirlenmesi iin bir zorunluluk yoktur. Gerekte, bu dncede devlet iin zel bir yap
ngrlmemektedir. Bundan dolay sultanlk, parlamenter ve bakanlk gibi deiik devlet
modelleri kendilerini demokrat ve halk olarak deerlendirmektedirbilmektedirler; nk halkn
bir ekilde onlarn yaplanmasnda rol bulunmaktadr.

2-Sekular Demokrasi ve Onun Felsefi Dayana


Sylediimiz gibi, son olarak bat lkelerindeki siyasetiler tarafndan demokrasiye ynelik yeni
bir mefhum ortaya atlmtr; bu mefhumda Laiklik demokrasi ile birletirilmitir. Yani halk bir
taraftan halk, devlet meselelerinei mdahale etmeli ve dier taraftan da hibir resmi ve devlet
organnda dinden bir eser bulunolmamaldr. Ne dinin yasamaya bir mdahale etmelisi olmal ve
ne de kanunu uygulayanlar, din adna devlet ynetebilmelidir. Hatta devlete bal bir birim,
messese veya organda dinie inantan ve onu savunmaktan hibir eser bulunolmamaldr. te bu
delil uyarnca, slami tesettr tayanl bayanlarn devlet okullarna girmeleri engellenmektedir;
zira dini simgeler ile bir ahsn oralara girmesi, devletin onu savunduu manasna gelmektedir.
Kukusuz ki bu yeni mefhum yzde yz dine zttr ve bu model zerine braklm olan
demokrasi ad yerine, onu dinsizlerin diktatrl olarak adlandrmamz daha yerinde
olacaktr. nk onlar, demokrasi adna, toplumda, ahslarn dini inanlar ve mezhebi
gereklerine gre amel etmelerine izin vermemekte ve devlet merkezlerinde dini emirlere gre
davranmay yasaklamaktadrlar.
Felsefi temelleri bulunmayan ve felsefi bir dnce olmayan bu usul ve metot, bat
lkelerinde dinin zellikle de slamn yaylmasn nlemek maksadyla, din dman siyasetiler
tarafndan ortaya atlmtr ve demokrasi taraftarl adyla kendilerine bal lkelerde ve hatta
slam lkelerinde bu metodu uygulamak iin btn mevcudiyetleriyle almaktadrlar. B ve
bunun rnekleri Cezayirde ve Trkiyede mahede edilmektedir. Tabii olarak bu metodun
hain bir diktatrlk eklinden kmas, mlayim ve sessiz bir demokrasi kalbnda sunulmas
iin, ona ynelik felsefi bir dayanak gz nnde bulundurulmaldr; ta ki bu dindarlarn
direniiyle karlamasn veya onlarn kar koyularn azaltsn. Bu esas uyarnca, resmi ve
devletsel organlarda, dini bir simgeden bir eser bulunolmamas gereini ngren, bu dnceyi
mazur gstermek iin, tabii caizse felsefi aklamalar yapmakta ve insan haklar bildirgesinde
belirtildii gibi- btn insanlarn insaniyette eit olduklarna ve deyim yerindeyse onlarn
snflandrlmayacana ve de birinci snf ve ikinci snf insan olmadna inanmaktalar. Bundan
dolay, eer dindarlara bir ayrcalk tanrsak, dierlerine oranla onlar iin daha yksek bir derece
gz nnde bulundurmu oluruz. O halde resmi organlarda dine sayg gstermek ve dini
merasimlere izin vermek,, dindarlara bir eit ayrcalk tanmaktr; halbuki biz insanlar eit
grmekte ve hi kimsenin bir bakasna ynelik ayrcalkl olmamas gerektiine inanmaktayz!
Onlar, nasl oluyor da istedikleri her surette davranmada, her biimde giyinmede ve hareket
etmede dier toplumsal gruplara izin vermekte, ama dindarlarn tesettrl olma, zel elbise
giyinme ve hanmlarn salarn rtme zgrlklerine engel olmaktadrlar? Bu soru halen
nemini korumaktadr. Gerekte bu, zgrln engellenmesi ve yurttalardan bir blmnn,
haklarnn inenmesidir.

3-Sekular Dzenin Felsefi Temellerindeki Safsata


OHer halkarda onlar, kendi uygulamalar iin yukardaki gerekeyi ne srmekteler. Ama
burada derin bir safsata bulunmaktadr ve o udur: Btn insanlarn insaniyette eit olmalarnn

gerektirdii ey, btn yurttalarn da yurttalkta eit olmalar deildir. Btn insanlarn
insaniyette eit olmalar, herkesten nce ve herkesten ok slamn vurguda bulunmu olduu bir
konudur.

Hucurat 13 [137]
Ey insanlar, gerekten, biz sizi bir erkek ve bir diiden yarattk ve birbirinizle tanmanz
iin sizi halklar ve kabileler (eklinde) kldk. phesiz, Allah katnda sizin en stn
(kerim) olannz, (rk ya da soyca deil) takvaca en ileride olannzdr.

Kuran, insanlar arasndaki fark ve ayrcalklar aka reddetmekte ve insanlar


birbirlerinin kardei ve aralarnda mesafenin ve ayrcaln olmad, bir baba ve annenin
ocuklar olarak tantmaktadr. Bu konu, baka hibir kutsal kitapta, bu nitelik ve gzelliktefasih
beyin ile zikredilmemitir. Biz de Mslman sfatyla, btn insanlarn insaniyette eit
olduklarna ve insaniyetin birinci ve ikinci derecesinin bulunolmadna inanmaktayz. Sadinin
mehur iiri de bu konuya dikkat ekmektedir:

nsan olu birbirinin uzuvlardrlar


Ki yaratta bir cevherdendirler.

yleyse btn insanlarda insaniyet cevheri birdir ve birinci derece ve ikinci derece insan
diye bir ey yoktur., Aama bu, btn insanlarn her eyde, hatta bir lkeye ynelik yurttalkta ve
bir yurttan hukuki karlarndan yararlanmada eit olmalar manasnda deildir. Tabiiyetin zel
art, hak ve faydalar vardr.; Bbu, btn dnyada, uluslar aras hukukta bir ilke olarak kabul
edilmitir. Bir kimsenin kendi lkesinden yz eviripmesi, g etmesiyle, yllarca baka bir
lkede yaamasyla, o lkeye kar salamasyla ve hatta orann halkna birda ok hizmette
bulunmasyla beraber, etmesi; ama o lkenin tabiiyet hakknn ona verilmemesi mmkndr.
nk gmenlere tabiiyet vermenin zel kanun ve kurallar bulunmaktadr. Bununla beraber,
bir kimseye vatandalk verdiklerinde bu, ikinci derece bir yurttalk olabilir ve birinci derece bir
yurttan btn olanaklarn tamayabilir. Bu konu btn dnyada mevcuttur. Herkesin insan
veve insaniyette eit olmasyla birlikte, tabiiyet ynnden btn insanlarn yurttal bir
deildir. Birinci derece ve ikinci derece vatandalk mevcuttur. Btn insanlar insaniyette ortak
olduklarndan dolay, birinci ve ikinci derece vatandalk diye bir ey ytoktur dememiz
safsatadr! Birinci ve ikinci derece insan yoktur, ama birinci ve ikinci derece yurttalk var
olabilir. Bu slamda da kabul edilmi bir eydir.

Bat devletleri, kirli emellerini gerekletirmek iin, kendi diktatrlklerini kirli emellerini
gerekletirmek iin demokrasi olarak tantmaktadrlar .ve Bbiz, bu aldatc imajlarnmaskelerin
oyununa gelmemeli, akll ve dikkatli olmalyz. Demokrasinin yeni yorumu, Mslmanlar
tesettrl olmaktan ve dini ibadetlerini yerine getirmekten alkoyan bir eit diktatrlktr.
nsan haklar bildirgesinde dinin serbest ve btn insanlarn dini grevlerini yerine getirmede
zgr olduklar belirtilmesine ve resmi organlarda, dini adet ve fiillere riayet edilmesi ya da
edilmemesi hakknda hibir snrlamann gelmemesine karn, siyaset hokkabazlaroyuncular,
istedikleri zaman kanunu kendi lehlerine gre yorumlamakta, bar adna sava karmakta ve
insan haklarn savunma bahanesiyle bakalarnn haklarna tecavz etmektedirler ve biz, her gn
dnya dzeyinde onlarn zalimane ve aldatmac hareketlerine ahit olmaktayz.

4-darecilik Alannda Demokrasi

Sylediimiz gibi demokrasi iin mana zikr etmilerdir; bunlarn hepsi siyaset felsefesine
baldr. Ama deyim yerindeyse kendilerini dindar aydnlar olarak nitelendirenadlandran baz
yazarlar, gerekteaslda demokrasi mefhumunun siyasi felsefe ile bir balantsnn olmadn
iddia etmektedirler. Demokrasi, idarecilik aolan ile balantl bir mefhumdur. ve Oonu devlette
bir metot veya devlet tarzlarndan biri sfatyla deerlendirmemek gerekir. lke baznda bu
mefhumun yeri siyasi felsefe deildir. Bu ahslara verilecek genel yant udur: Siyaset felsefesi
kitaplarna baklacak olursa, bu alanda yazlp da demokrasiden bahsetmeyen hibir kitabn
olmad grlecektir. Eer demokrasi mefhumunun siyaset felsefesi ile bir irtibat yoksa, neden
btn siyaset felsefesi kitaplarnda, geni bir apta ondan bahsedilmitir? Bu iddiann sebebi,
demokrasiyi siyasi bir mefhum kalbndan karmak ve dier alanlardaki sosyal muhitlere
kaydrmaktr; iin, bu dorultuda son dnemlerde batl liberal dnr ve yazarlarn
demokrasiyeye ynelik yeni biryaptklar yeni tanm gelitirmilerdirdr. Onlar, demokrasinin,
hakim gcn kudretini kstlamak, ve muhalif gruplar arasnda uzlama salamak ve de gruplar
veya partiler arasnda konsenssanlama gerekletirmek iin olduunu, ve sadece devlet
organlaryla ilikili olmadn ve de her ynetim biriminde uygulanabileceini sylemektedirler.
rnein; eer bir fabrikay yneten veya bir topluluu sorumluluklar altnda bulunduran
mdrler arasnda deiik grler olursa, onlar birbirleriyle uzlamaldrlar, nk bu ihtilaflar
devam ettii taktirde bu, o idare veya messesenin yararna olmayacaktr. yleyse o kurum ve
messesenin maslahat iin, fertler birbirlerine danmal ve sonuta ya hep birlikte bir uzlama
salamal ya da ounluun gr kabul edilmelidir. Bu metoda demokrasi demektedirler.
O halde demokrasi, bir kurum ierisindeki ihtilaflar yok etmek iin bir metottur; bu tanm
ile demokrasi, siyaset felsefesi alanndan kmakta ve genel mefhumuyla idarecilik alanna
girmektedir. Geri devlet ynetimi ve toplumu idare etmek de gerekte byk aptaki bir
idarecilik iidir, ama her halkarda onun zel bir alan bulunmaktadr. Dve demokrasi
kavramnmefhumunu geniletmek amacylaiin, iki grup arasnda ihtilafn meydana geldii her
yerde, eer sylendii ekilde birbiriyle uzlama salanrsarlarsa, ite bu demokrasidir, diye
dsylemekteler. ki grup arasndaki ihtilaf hakknda, bir grup kuvvet vastasyla dier gruba

hakim olur ve kendi grn ona dayatrsa, kesinlikle bu metot demokratik olmaz; ama
birbirleriyle uzlar ve sonuta ounluun grn kabul ederlerse, demokrasiye uymulardr.
Elbette biz, stlahstlah oluturmaya veya bilimsel bir stlahstlah geniletmeye muhalif
deiliz, ama bu kavramnmefhumun aslda siyaset alan ile irtibatl olduunu ve sonra dier
alanlara kaydn unutmamak gerekir. Sosyal bilimlerde bu trde bir ok kavrammefhum
bulunmaktadr; byle bir kavrammefhum balangta zel bir alanda kullanlmakta ve o
kavramefhumdaki genilemeden sonra, eitli sebeplerle dier alanlarda da kullanlmaktadr.
rnein; sizler, yaygn bir stlahstlah sfatyla, btn alanlarda kullanlan strateji
kavramnmefhumunu bilmektesiniz. Aslda bu kavramn manas ordu sevkidir ve bu, gerekte
askeri alanda kullanlan bir mefhumdurkavramdr. ve Sstratejist savata organizeyi ve
komutanl stlenen, rnein; bir operasyonu organize eden veya bir askeri birlii veya taburu
ynlendiren kimseye denmekteydi. Bu kavrammefhum, hareket ettirme ve sava kuvvetlerini
ynlendirme tarzndan alnmadr. O ve ordunun hareket ettii yahut kamp kurup yerletii veya
saldrya balad yere, askeri sevk blgesi veya stratejik blge desylemekteydiler. Sonra
yava, yava bu kavrammefhum dier bilimlere girdi. ve rnein; bugn siyasi konularda,
stratejik siyasetler kavram kullanlmaktadr. Hatta eitim, retim ve eitli idarelerde
stratejik konular dile getirilmektedir.
rnein; anayasada, lke kanunlarnn slam hkmleri ile uyumasn zorunlu klan
usuldeki gibi, stratejik yn bulunan bir takm usuller vardr. Ama enteresan olan, bazlarnn
bazen sanki Kuran ve ilahi vahiy stym gibi anayasadan bahsetmeleri ve ona istinatta
bulunmalar ve bazen de sanki hibir deer vermiyormu gibi ona muhalefet etmeleridir.
Anayasada halkn oyuna saygdan bahsedildii yerde, hatta sanki hatta Kuran ayetlerinin bile
onun aleyhine bir ey sylemeye hakk bulunmamaktadr. Peygamberin, masum imamlarn ve
mam- ZamannZamann bile ona muhalefet etme hakk yoktur. Ama lkede uygulanan btn
kanunlarn slama mutabuvafk olmas gereini belirten anayasa maddesi ise, unutulmakta, ve
ona muhalefet etmek caiz grlmekte ve de lnn halkn oyu olduu sylenmektedir! lkede
vazedilen kanunlarn , slama mutabk olmas gerei, bu anayasada belirtilmemi midir?
yleyse slamn nazarnda bir ey haramsa, siz, anayasaya istinatta bulunarak onu nasl caiz
etmektesiniz? Anayasann slama riayet etmeyi bu kadar vurygulamasna ramen, basnn zgr
oluuna istinatta bulunarak mukaddesatlara ve slamn zorunlu hkmlerine hakaret etmek nasl
serbest olabilir? Basn, kanun erevesinde zgrdr ve kanun zeridan te bir ey deildir.
slam kanunlaru, mukaddesatlara sayg gstermeyi farz sayyorsa ve, dini zorunluluklar, slam
hkmlerini, Allah ve peygamberi alaya almay mrtetliin sebebi biliyorsa, o zaman basn
kanunu byle bir eyi caiz edemez. Anayasa, gerekte, slam Cumhuriyetinin mefhumunu
aklamak iin yazlmtr.

5-slam Cumhuriyetinde slam ve Velayet-i Fakihin stn Konumu


Devrimden sonraki ilk ylda, yani 1979 senesinde, slam Cumhuriyeti hakknda referandumunun
yaplmas kararlatrld. Halkn onlara bakp oy vermesi amacyla, devletin ekil ve yaps
hakknda bir takm neriler verildi. Baz neriler; Cumhuriyet, demokratik cumhuriyet, slami
demokratik cumhuriyet ve slam Cumhuriyetinden ibaretti. Ama mam Humeyni, ne bir kelime

az ve ne bir kelime fazla slam Cumhuriyeti dedi. ran halknn yzde doksan sekizi de slam
Cumhuriyetine oy verdi; yani devletin slami kaydnnartnn silinmesi ve o kelimenin yerine
demokratik kelimesinin koyulmas mmkn deildir. Bu anlamda, eer demokrasi slam st
bir olgu ise mam, o kelimenin slam devleti cmlesine eklenmesine neden izin vermedi? Eer
cCumhuriyet dDemokrasinin kendisiyse, cCumhuriyet olduu zaman demokrasi de zaten var
demektir ve artk demokratik artna bir gerek yoktur. O halde neden onlar, demokratik
cCumhuriyet cmlesiibareti zerinde neden srar etmekteydiler ve neden mam ve onu izlemek
suretiyle halk, buna muhalefet ediyordutmekteydiler? Demokrasinin deiik manalar
tayabilecei, onun baz manalarnda cCumhuriyet tesi reddedilmi bir eyin muradt edildii ve
onun slamdan ok kamuoyuna dayanmak olduu ortaya kmaktadr.
BHer halkarda, bizim dzenimiz, dayana halk olan slam Cumhuriyetidir. Devrimi
yapan ve devrimlerini slami muhteva ve ereve ile koruyan bu halkn kendisidirtr. Merhum
stat ehit Mutahharinin bu alanda bizim iin yol gsterici bir tabiri bulunmaktadr. O yle
sylemektedir: Cumhuriyet devletin kalbnn beyan ve slamiyet de devletin muhtevasnn
beyandr. Devletin muhtevas, slam kanunlarnn icra edilmesidir, ama onun ekil ve yaps,
saltanatn mukabilinde olan cumhuriyettir. O halde bizim rejimimiz saltanat rejimi olmayacaktr.
Aksine onun ekli cumhuriyet ve muhtevas slamidir. Asl olan mefhumlar, slami hkm ve
deerlerdir ve bizim slamdan ncelikli ve slam st bir eyimiz yoktur.
mam Humeyni defalarca sylemitir ki: slam Cumhuriyetindeki her dzen ve makamn
meruiyeti, Veliyy-i Fakihin iznine baldr. Bu, Velayet-i Fakih teorisinin dayana olan;,
Fakihrlerden ve herkesten ok mam Humeyniden rendiimiz, akli ve nakli delillerin teyit
ettii bir eydir. Veliyy-i Fakih masum imamn vekili olduundan, her eyin bir ekilde ilahi
irade vastasyla meruiyeti, Velayet-i Fakih iledir. Elbette bu teori, bat kltrnden huy edinmi
kimselerin zevkleri ile uyumamaktadr. Eer biz bu teori zerinde srar ediyorsak,, bunun
nedeni; bu teorinin tevhitten beslenen fikri temeller ile uyumas ve slami grte kknn
slami grte olmasdr; yoksa bunun ruhaniyetin snfsal eiliminden kaynaklanmas sebep
deildir. Daha nce akladmz gibi, ilahi terii rRububiyet hem kanun koyuculukta ve hem de
kanunu icra etmede ilahi izne riayet etmeyi gerektirmektedir. B, byle olmad taktirde, bir eit
irk koulmu olacaktr. A, ama bu, halkn bu bu toplumda hibir rolnn olmad manasnda
deildir., Hhalkn bu dzendeki rol, slamn belirledii erevede- yzde yzdr ve bu alanda
halkn rolnn ve etkisinin yerini baka bir ey almamaldr; ama bir dzenin makbuliyeti ve
meruiyeti arasnda farkn olduuna da inanlmamaldr.
lke baznda Rnesanstan sonra, bat dncesingrnde hukuki, felsefi ve itimai
konularda ilke baznda Allahn ve dinin bir yeri kalmamtrbulunmamaktadr. Elbette bat
dgrncesinnden kastmz, batda yaayan btn kimselerin dncesi gr deildir.;
aksine Bbizim kastmz, batda uygulanan hakim dzenin vastasyla kabul edilmi olan
dncedirgrdr. rnein; insan haklar bildirgesinde, insanlar iin bir takm haklar
belirlendii vakit, orada insann Allah ile balants gzetilmemekteditir. Din zgrl dile
getirilse de, bunun sebebi, insanlarn bir seim sfatyla bir dini semeye haklarnn olduudur;
neyin hak ya da batl olduu, bir Allahn olduu yahut olmad konuulmamaktadr, byle
konular asla ortaya gelmemektedir.

nsanlara ynelik sosyal haklar,; temel haklar,; medeni haklar ya da cezai haklar sz konusu
olduu vakit, hibir yerde o haklarn Allaha bal oluu hakknda bir sz sylenmemektedir.
Allahn insanda bir hakknn olup, olmad ve insann Allah karsnda bir sorumluluunun
bulunup, bulunmad asla irdelenmemektedirortaya gelmemektedir. Onlar, kendi hukuki
konularnda Allaha bir yer vermeyi istememilerdir., Aama biz, kendi inanlartikadi esaslarmz
uyarnca, lkemizin hukuki dzenini slam retilerine ve ilahi hukuka dayandrmay istediimiz
taktirdersek, onlarn bu hakk bizden almaya yetkileri yoktur. Biz, Allaha tapan, muvahhit ve
slama tabi olan bir halk sfatyla her yerde; itimai, medeni, cezai ve siyasi kanunlarda Allahn
gz nnde bulundurulmas gerektiinnde, btn haklarn banda Allahn hakknn
geldiineolduuna ve bizim Onun karsnda yerine getirmemiz gereken, hak ve grevlerimizin
bulunduuna inanmaktayz.
te taraftan,, sz konusu olan fakat fakat insanlarn haklar konusu deildir, bilakis hak ve
dev beraberce belirtilmelidir ve hepsinden nemlisi, insann Allah karsnda tad devdir.
lahi terii rRububiyetin insanlara olan hakk; Oonun itimai ve siyasi alanlardaki hkmlerini
kabul etmeleridir. Eer bir kimse Allaha inanmyorsa biz, slam kabul etmesi iin biz onu
zorlamyoruz, ama Mslman olan bizlerin siyasette ve lkemizin ynetim usullerinde
inanlarmz uygulamaya hakkmz vardr. lkemizin anayasasnda bu yntem
uygulanmaktadr., Bbu yzden, bunun, bizim iin deeri ve birinci derecede nemi vardr ve
anayasaya sayg duymak, slama sayg duymak gibidir.

6-slamn Kabul Ettii Demokrasi


yleyse, demokrasi, bir anlamylamefhumuyla, slam ile badauyumakta ve bir
anlammefhumuyla da ile de nc anlammefhum- slam ile badamamaktadr.
Demokrasinin ikinci mefhumu, art ve kaytlar dahilindeile kabul edilmitir, ama bu mefhumun
mutlak olarak;, kaytsz ve artsz kabul mmkn deildir. slami deer ve hkmlere riayet
etme gerei ve hibir yasama teekklnn slamn kesin kanunlarna muhalefet etmeye
hakknn olmamasd, kabul edilmi dini bir usuldur. Bunun iin biz, bu usuln korunmas
artyla biz, demokrasiyi kabul etmekteyiz. Ama bu usul kabul edilmezse ve demokrasi, ilahi
snrlara tecavz etmenin ve hatta ilahi hkmlere bile muhalefette bulunmann bile, caiz oluu
manasna gelirse, o zaman onu kesin bir tutum ile reddediyoruz. Ama ihtilaflar nlemek
amacyla bir metot olarak ne srlen, demokrasi hakknda sylemeli ki:; islami deerler,
ihtilaflar nlemede yeterli oluncaya dek, nceliklidir olacaktr., Aama bir yerde, slam
hkmlerinin belirli bir zm sunmad bir sorun karsa ve salahiyet sahibi seilmi salahiyet
sahibi hibir kimse de olmazsa, ounluun gr tercih edilir. Yani bir konu hakknda tartan
taraflardan birini tercih etmek iin, eri bir delil veya bir uzmanlk gr yoksa olmazsa, o
zaman ounluun gr benimsenir. rnein; kanun erevesinde bir grup, nemli bir konu
hakknda karar almak iin bir ura oluturmaktadr., Hherkes, slama ve islami deerlere
uymann zorunluluuna inanmaktadr., Aama bu topluluun belirli bir meselede ortak grleri
mevcut deildirbulunmamakta., ounluk bir gr ve aznlk baka bir gr tamaktadr. ve
iki grten birini tercih etmek iin bir delil bulunmamaktadr., Bbu durumda ounluun gr
tercihli ve nceliklidir. ve ounluun grne muhalefet etmek, tercih edilmeyenin seilmesi
olacaktr.

Netice olarak, eer bir yerde hibir tercih edilecek hibir gr(bulgu) olmazsa ve
ounluun nazarnngrnn vastasyla bize zan hasl olursa, o zan itibar tarmakta ve tercih
edilir.dir Eve eer byle bir ounluk sayesindetan bize zan hasl olmazsa, o grn
benimsenmesi tercih bulgusundan yoksun halde olur; bu da kt ve yanltr. Bu metot, ite bu
derecede muteberdir., Aama halknn, ounluunu,, uzmanlardan oluan bir aznln karsna
koymak iin, bu metottan su istifade etmek, doru bir yntem deildir. rnein; askeri bir plann
hazrlanmas iin bir tarafta on tane askeri uzmann ve dier tarafta da askeri konular hi
bilmeyen halktan binlerce normal ferdin bulunduunu varsaynz; eer sradan ve askeri konular
bilmeyen halkn grne ynelilir ve uzmanlarn grne gre davranlmazsa, bu, mantkl bir
i olmayacaktrdeildir. Tm akll kimseler, uzmanlarn grnn uzman olmayanlarn
grne ncelikli olduunu sylemektedirler. yleyse demokrasi ihtilaflar nlemek amacyla,
bir metot olarak, belirli snr ve artlar dahilindeile, muteberdir; ama her ounluun her aznla
tercih edilmesi manasyla, onun bir irtibat yoktur.

Yirmi nc Oturum YRM NC


OTURUM
nsaniyetteki Birlik lkesinin ve Yurttalarn
Tabiiyetinin ncelenmesi
1-slamn Baknda Haklarn k Kk
Siyaset felsefesi konular, hukuk felsefesi konularna yakn olduundan ve baz alanlarda ortak
eilimler tadklarndan, bazen ortak ve benzer meseleler ortaya gelmektedir. rnein; hukuki
bir konu siyaset bahsinde incelenmeye tabi tutulmaktadr. Bu esas uyarnca biz, geen oturum da
insaniyette birlik ilkesinden ibaret olan hukuk felsefesi konularndan birine deindik ve unlar
syledik:
Hherr ne kadar btn insanlar insaniyette bir olsa da ve slamn nazarnda birinci snf ve
ikinci snf insan diye bir ey yoksa da, bunun gereinin, btn halkn sosyal konulardaki hak ve
devler asndan, sosyal konularda btn halkn eit olmas deildir olaca olmadn
syledik. Bu alanda, ya yeterli lde bue meseleleri bilmeyenler veya kt emeller peinde
olanlar kimseler, tadklar slam ve devrim kart grler ile kendilerine Mslman ve
devrimci halkn safnda yer bulabilmek, bu devrimin kazanmlarndan kendi emelleri
dorultusunda istifade edebilmek ve bazen devrim aleyhine alabilmek hedefiyle yle bir
safsata yapmlardr:; Bbirinci snf ve ikinci snf insan yokturolmadndan dolay, yleyse
toplumda btn halk eit bir hukuka sahip olmaldr; rnein p, parti kurmak iin giriimde

bulunmakda, lkenin ynetim ve askeri makamlarna ulamakda olduu vbgibi., eit bir hukuka
sahip olmaldr, diye bir safsata yapmlardr.
Onlarn grne gre, her inanca ve her ideolojiye mensuptabi olan her bireykes,
cCumhurbakan ve babakan olabilir. stedii her partiyi kurabilir. Onlarn delili undan
ibarettir: Birinci ve ikinci snf insan diye bir ey olmadndan ve herkes eit olduundan dolay,
bizim de devrimi veya anayasay kabul etmemekle beraber, btn haklardan eit bir ekilde
yararlanmaya hakkmz vardr. Bu safsatann yantnda, birinci snf ve ikinci snf insan diye bir
eyin olmadnn doru olduu, ama btn hak ve devlerin kaynann herkes arasndaki ortak
insaniyet ilkesinden kaynaklanmad, bilakis baz hak ve devlerin lsnn, insan olma
ilkesinin dnda baka belirli zellikleri olduuolduu sylendi. Bazlar, bu konuyu ya doru
anlamamakta veya kastl olarak yanl yorumlamakta ve sonra da filan ahs yle sylemektedir
demekteler: Bizim birinci ve ikinci snf yurttamz vardr, birinci snf yurtta ruhaniyettir ve
dierleri ikinci snf yurtta olarak hesap edilmektedir! Zorunlu olarak imdikibu oturumu bu
phenin tahliline ve onun yantna ayryoruz.
Bu mevzunun aydnlanmas iin, dnya hukuk filozoflar arasnda tartlan ve kendisine
deiik yantlar verilen nemli konulardan birine dikkat edilmelidir ve o, gerekte hakkn
kknn ne olduu konusudur. Filan ahsn hakk vardr veya yoktur dediimizde, bu hak
nereden kaynaklanmaktadr? Hangi esasa gre bir kimsenin bir ii yapmaya hakknn olduunu
ya da olmadn syleyebilmekteyiz? Tarihi hukuk okullar, Pozitivizm , tabii hukuk okulu ve
dier hukuk ekolleriokullar gibi deiik hukuk felsefesi okullarnn her biri, buna muhtelif
yantlar vermitir.
slamn bu alanda zel bir gr vardr; yani slamn tevhidi gr esasnca, btn
haklarn asl Allah-u Tealaya dnmelidir, nk varlk Ondandr ve herkesin her neyi varsa
Ondandr: Yaratl baznda, varlmz ve her neyimiz varsa Allahtandr ve her ey
Allahtandr. Ayn ekilde tTerii konular da, Allah-u Tealaya isnat edilmelidir. Bu, haklarn
k kk ve kayna hakknda bizim genel bakmz olup,z olup, bakalarn hukuk sahibi
yapan Allahtr, eklindediye ksaca belirtildi sylenmitir. Ama Allah, btn insanlar bir
derecede ve eit ekilde mi hukuk sahibi klmaktadr? Yoksa Allah, baz kullarna, dierlerine
vermedii zel bir hak m vermektedir? z itibariyle bilmekteyiz ki, Allah bakalarna vermedii
bir takm haklar nebilere vermi, baba ve anneye bir hak ve evlada bir hak tanmtr. Ama acaba
ilahi irade bir hikmetsiz midirsamalk mdr; yani Allah, bir l olmakszn m bir
ahsakimseye bir hak vermekte ve bir dierine o hakk vermemektedir, yoksa zel bir l gz
nnde bulundurulmakta mdr?
Allahn kullarna verdii haklarn ls, onlarn varlktaki konum ve mevkileri ve
tadklar zel sorumluluklar karsnda artlarn gerektirdii haklardan yararlanmalardr.
Hepimiz, irade ve seme gc ile hakiki ve nihai kemal ynne hareket etmek iin yaratlmz.
yleyse bizim genel bir sorumluluumuz vardr ve o, tekaml yolunda hareket etmektir; bu
slam kltrnde Allaha tapnma adn almtr.


( 60) [ 138]

Ey Adem oullar, ben size and vermedim mi ki: eytana kulluk etmeyin, nk o, sizin
iin apak bir dmandr; Bana kulluk edin, doru yol budur.
Yasin 60
[139]
Onlara da kendi ilerinden: Allaha ibadet edin (desin) diye ilerinden bir eli gnderdik.
Muminun 33
O halde btn Peygamberlerin davetinin esas, Allaha ibadet etmektirtapmaktr ve
insanlara ynelik bu genel vazifenin hukuki bir getirisi vardr; yani insan tekaml ve Allaha
yaknlama yolunda hareket etmek isterse, gerekli imkan ve salarzarfiyetleri inisiyatifinde
tamaldrbulundurmaldr. Ayn ekilde bu harekete yn verebilmesi iin, toplumda usul ve
kanunlar da bulunmaldrvar olmaldr. nsan, Allahn dorutarafna gitmek isterse, hayat
tamaldr.; yleyse hayat hakk, ilk hak sfatyla, buradan kaynaklanmaktadr. kinci hak,,
harekette serbestliktiriyettir, nk bu seyir cebri deildir.; Oo halde insann bir yolu
seebilmesi iin, seimde zgr olmas gerekmektedir. nc hak,, bu dnyann maddi
nimetlerinden yararlanmaktr; nk insan bu dnyann maddi nimetlerinden yararlanmazsa,
yaayamaz ve hayatn srdremez. nsan, kendi hayatn srdrmek iin ve nihai kemale ve
varln sahibine(Allaha)Allahna ynelik o tekaml yolunun gereklerini hazrlamak iin, bu
dnyann giyecek ve yiyeceklerinden yararlanma hakkna sahiptir. nsann, Allah tarafndann
kendi vcuduna koyulmu olduu cinsi ihtiya gd gibi gdlerden yararlanmanmaya hakkna
sahiptir vardr; o halde insan kendisine e semelidir. Grdnz gibi haklarn k dev ile
birliktedir.
nceki konularda da Hbiz, hak ve dev ilikisine nceki konularda da iaret etmitik.
Bizler, Allaha taraf hareket etmeye ve Ona itaat etmeye mkellef olduumuzdan, bunun
karlnda baz haklara sahip olmalyz. Tta ki o haklardan yararlanarak bu yolu srdrelim. Bu
esasa gre, toplumda ve halkn genel yaantsnda insanlarn tekaml hareketine engel olan her
ey, slam devletince kontrol edilmeli ve devlet, slam toplumumun Allaha ynelik hareketini
engelleyen; yol kesici ve rahatsz edici faktrlerin nn almaldr. Ferdi ve ahsi yaam
balamnda da ahsn kendisi, kendi tekaml seyrindeki hzlandrc, tesirli etken ve faktrleri
temin ve takviyetakviyet etmede ve de kendi tekaml hareketinin engellerini kenara koymada
mkelleftir. Bundan dolay, haklardan yararlanmann ls, fertlerin kabiliyetleri ve onlarn
gelime artlar, salarzarfiyetleri ve tekamlleridir; bunlar gz nnde bulundurularak onlarn
boynuna bir takm dev ve sorumluluklar yklenmekte ve bunlarn karlnda onlarn bir takm
haklara sahip olmalar gerekmektedir.

2-Tabii htilaflar leve Oluturulan (Kesbi)cat Edilen htilaflarn Haklarn ve devlerin


Farkndaki Tesiri

Bu sylenenler gz nnde bulundurulduundae dikkat edildiinde, hepimizin saltrf insan ve


insaniyet aslnda ortak olmamzdan tr, eit hak ve grevlere sahip olmamz gerekmekte
midir? Hepimizin insaniyet aslnda ortak olduumuz dorudur, ama insanlarn kendi ilerinde bir
ok ihtilaflar bulunmaktadr ve onlar iki blme ayrlabilir:.
1-Tabii ve cebri ihtilaf ve farklar: nsanlar arasndaki ihtilaflarn nemli blm tabii
ihtilaflara dnmektedir., Yyaam bilimi mefhumu asndan mantki mefhum asndan deilkadn ve erkek arasnda bulunan cinsel farklar buna rnektir. Bu iki grup arasnda fizyoloji ve
biyoloji asndan, ruhsal ve duygusal konular asndan baz ihtilaflar bulunmaktadr. ve ite
bu ihtilaflar, insanlar arasndaki, farkl dev ve haklarn kayna olmaktadr. Yani hem kadnn ve
hem de erkein insan ve birinci snf olduklar ve de insaniyette ikinci snf diye bir eyn
olbulunmad dorudur., Aama kadn, bedeninde bulunan zel yaplanmadan tr ve ona
uygun ruhsal bir yap tamas sebebiyle, zel devlert stlenmelidir. Kadnn ocuk
dourmadaki ve ona st vermedeki roln, erkek asla stlenemez ve bunun hakknda, bu ikisi
iin eit bir rol gz nnde bulundurulamaz. nk bu mesele, kadnn erkek ile olan tabii
ihtilafyla ilikilidir ve bu ihtilafn nda, kadna zel sorumluluklar kadna yklenmitir.
Kadn, tad zati ve doal zellikler hkmnce, kendi asl grevini hamilelikte ve ocuun
dokuz ay boyunca geliiminde ifa etmektden sorumludur. S ve sonra onun iki yl boyunca ocua
st verme ve onu besleme grevi vardr. B, bunlarn mukabilinde de onun iin zel bir takm zel
haklar ngrlmelidir:
Eer kadnn doal ve zati zellii hkmnce ocuk sahibi olmas, sonra ocua st
vermesi, onu bytmesi ve ayn zamanda, erkek gibi almas ve kendi giderlerini salamakla
sorumlu tutulmas kararlatrlrsa, o asl grevini yerine getiremeyecekez ve bu ona zulm
olacaktrdr. O halde kadn, ocuk dourmada ve ocuu beslemede tad ar sorumluluk
gereince, zel haklar tamaldr., Yyani erkek, kadnn nafakasn temin etmeden ve azk
kazanma ykn kadnn omuzundan almadan sorumludur. Eer kadn alma sorumluluu
tarsa, baz iler ocuunu drmesine veya zamannda ocuuna st vermemesine neden
olabilir. Duygusal adan da eer kadnn ekonomik emniyeti olmazsa ve hayat temin etme
kaygs tarsa, onun kayg ve zdrab ocua etki edecektir. Bilimsel olarak tespit edilmitir ki,
kkadn, her ne kadar daha fazla ruhi huzur tarsa, daha salkl bir ocuk yetitirebilecektir. te
bu delil uyarnca slam, kadn iin zel bir hukuk ngrmtr. K, kadnn yaamnn, iktisadi
adan yaamnn, erkek tarafndan temin edilme zorunluluu bunlardan biridir. Kadn, hatta
ocuuna st vermek iin kocasndan cret alabilir; yani o ektii zahmete ve canndan verdii
emee karlk, aile muhitinde bir ayrcalk tamaldr.
yleyse kadnn ve erkein hak ve grevleri hakknda, her ikisi insan olduklarndan dolay,
hak ve grevleri de bir olmaldr, anlay yanltr. Evet her ikisi insaniyette ortaktrlar. Ama
kadn ve erkek olmada ortak deildirler. Kadnn kendi zel zellikleri ve erkein de kendi zel
zellikleri bulunmaktadr. Bu zellikler, devlerdeki ihtilafn ve karlkl olarak haktaki ihtilafn
kayna olmaktadr.
Bundan dolay, insanlar arasndaki bir dizi ihtilafla,r, tabii ve cebri bir ekilde meydana
gelmektedir; yani hi kimse kadn olmay ve hi kimse de erkek olmay sememitir. Bu mesele
ilahi iradeye baldr:

ura 49 [140]
Dilediine diiler armaan eder, dilediine de erkek armaan eder.

O halde kendilerinin ve ocuklarnn cinsiyetini belirlemede, fertlerin irade ve


inisiyatiflerinin bir mdahalesi yoktur. B ve bu konu, tam bir ekilde Allahn iradesine baldr.
A, ama bir kimse kadn veya erkek cinsiyetine sahip olduktan sonra, insana bir takm
sorumluluklar ona yklenecektir; bunlarn yerine getirilmesi ihtiyaridir. Ayn ekilde o kimsenin
baz haklar da olacaktr. olacaktr; Obu haklarn tamamn isteyebilecektir. Bundan dolay, dev
ve hakta ihtilafn kayna olan bu dizi fark ve ihtilaflar, tabii ihtilaflardr.
2-nsanlardaki ihtilafn dier eidi ihtiyaridir: Baz kimseler, hayatta, yaamak iin hayatta
zel bir takm artlar ele geirmektedirler. rnein; ilim tahsilinde bulunan bir ahs, topluma,
bilgisiz ve cahil bir ahsn yklenemeyecei bir vazifeyi toplumda yklenme zelliine sahip
olmaktadr. Ya da baz fertlerin kazandklar beceriler ile ilgili olarak, insanlarn haklar eittir
diye onlar, zahmet ekmemi, bir ey renmemi ve bir beceri kazanmam kimselerle onlar
mukayese edilmemektedirler. Eer bir kimse ders okur, zahmet eker ve pilot olursa, onun
mukabilinde ders okumam, zahmet ekmemi ve bu beceriyi kazanmam birinin, ben, pilot
olmak istiyorum demesi kabul edilmez! Kukusuz ki byle bir kimseye; pilot olmak iin eitim
grmelisin, diyeceklerdir.
Ayn ekilde siyasi meselelerle ilgilirden bilgisi ve duyumu olmayan bir ahs, benim de
cCumhurbakan olmaya hakkm vardr derse, ona yle diyeceklerdir: Cumhurbakan olmann
baz artlar vardr, eer o artlar kazanr ve onun zati kapasitesini tarsanz, aday olabilirsiniz
ve eer halk oy verirse seilirsiniz. O ahs, birinci ve ikinci snf insan diye bir ey yoktur, o
halde benim de cumhurbakan olmaya hakkm vardr, diyemez. Milletin aksi istikametinde
hareket etmekle ve lkenin anayasasn kabul etmemekle beraber, her insann; ben , bu lkenin
cumhurbakan olmak istiyorum, nk ben insanm demesi mantkl deildir. Srf insan
olduundan dolay lkedeki her makam igal edemezsin, her makama gelmenin zel artlar
vardr. rnein; slam lkesinde cumhurbakan, Cumhurbakan Mslman olmaldr.,
Mslman olmayan bir ahs, kendisineona duyduumuz saygyla ve anayasann ona tan
haklarla birlikte- cCumhurbakan olamaz.

35-Tabiiyet Kanunlarnda Fertler in Deiik Derecelerin Belirlenmesi


Dnyann btn lkeleri hassas makamlar iin zel artlar ngrmektedirler. zel artlar
gerektiren meselelerden biri de tabiiyet konusudur. Tabiiyetin eit ve bir derecelik olmad,
dnya hukukunun ak ve kesin konularndandr. ve zel uluslar aras hukuk hakknda azck

bilgisi olan herkes, bu konuyu anlamaktadr. Eer bir ranlranl Avrupa ve Amerika
lkelerinden birinin tabiiyetini almak isterse, ncelikleilk nce onun tabiiyetinin kabul
edilmesinin baz artlar olacaktrvardr. Bununla beraber, onun tabiiyetini kabul ettikten sonra,
ona cCumhurbakan olma hakkn tanmamaktadrlar! nk o ikinci derece tabiiyet
tamaktadr. Uzun yllar boyunca ona uygulanan imtihanlar sonucunda, ikinci derece
vatandalktan birinci derece vatandala geme baarsnda bulunabilir. Her halkarda bir lke
fertlerinin tad btn haklar, o lkenin tabiiyetini bulunduran kimselerce de tanmaldr, diye
bir ey yoktur. nk tabiiyetin dereceleri vardr. ve Bbirinci ve ikinci snf insan yoktur ilkesine
istinatta bulunarak, tabiiyetin veya baka bir ifadeyle yurttaln da birinci ve ikinci derece
tamad neticesini alamayz.
Her lke, kendi yurttalarna zel haklar tanmaktadr., Ayn ekilde slamda da ayn
ekilde zel haklar gz nnde bulundurulmutur.; yleyse insanlarn tmnn insaniyette
ortak olmalar, onlarn hepsinin tabiiyette de eit olmalar manasna gelmemektedir. O halde her
lke halk, o lkenin yurttalar saylmakla birlikte, btn makam ve derecelere gelme
bakmndan eit deildirolmayp ve, haklar farkldr. Ama hangi hukuki l ve referansn
bunlar belirledii konusunda, deiik yantlar bulunmaktadr. Biz, btn bunlarn ilahi izne
dnmesi gerektiine inanyoruz. lahi kanunlar kabul etmeyen; liberal veya demokrat lkelerde
yaayan kimseler, fakat halkn oyuna uyulmas gerektiini sylemektedirler.
Ama biz, halkn oyunun dnda, ilahi iznin de olmas ve bir gr, istek ve hakkn ilahi izin ve
Allahn kanununa aykr olmamas gerektiini sylemekteyiz.
Her haliyle, hibir lke, btn fertlerin eit tabiiyetine inanmamaktadr ve i ve insaniyetin iki
dereceli olmamas delili, iki dereceleri tabiiyeti reddetmemektedir.; Bbu konu anayasamzda da
belirtilmitir. Ben, duyarszlk sergileyen kimselere, u kanun maddesine dikkat etmemelerinden
tr hayret etmekteyim: ran tabiiyetini alm veya alacak olan ahslar, cCumhurbakanl,
bakanlk, bakanlk vekili makamlarna ve her eit siyasi d memuriyetlere gelme hakk dnda,
ranllar iin ngrlm tm haklardan faydalanabilirler. Yani ran tabiiyetini alan bir kimsenin
siyasi memur, eli, elilik alan ve bakan olmaya hakk yoktur. ran devletinin tabiiyetini
kabul etmesiyle ve ran devletinin de onun tabiiyetini kabul etmesiyle birlikte, onun byle
haklar bulunmamaktadr; bu bizim kanunumuzun metnimizdir.

4-slamn Nazarnda Birinci ve kinci Derece Tabiiyet


u an biz, tabiiyetin gerekleme eklini ve onun hakknda slamn bakn genie inceleme
durumunda deiliz, nk bu konu hukuk felsefesi ile irtibatldr ve bizim konumuz ise siyaset
felsefesindedir., Aama yzeysel olarak belirteyim ki, slamn hukuki grnde lkeleri
snrlandrmann asl ve ncelikli ls inanlardr ve corafi snrlarn nemi yoktur. slamn
ncelikli plan, dnya slam devletinin kurulmasdr; -inallah Mehdi (a.s)nnin geliiyle
kurulacaktr- onda corafi snrlar kalkacak, btn slam mmeti bir lkenin yurtta ve bir
devletin takipisi olacaktr. Onlarn tabiiyetinin ls slamdr. O devlette Mslman
olmayanlarn hak ve grevleri, Mslmanlar ile farkl olacaktrdr; Mslman olmayan, ne bir
MslmannMslmann tad btn grevleri tayacakmakta ve ne de onun sahip olduu

btn haklara sahip olacaktlmaktadr. Bu slamn ncelikli polandr., Aama zel artlarda,
Veliyy-i Fakih ve slam devleti ikinci bir dzenleme sfatyla, corafi snrlar muteber bilebilir;
bu yzden eer biz, bugn corafi snrlar muteber biliyorsak bu, slamn ncelikli plan
esasnca deildir, bilakis ikinci plan ve blgesel ve uluslar aras kanunlarn kapsamndanda
gerekleen maslahatlar esasncadr; o kanunlar,(dzenlemeler), Veliyy-i Fakihin imzasyla
bizim yanmzda itibar kazanmtr ve gerekte o snrlar, Veliyy-i Fakih tarafndan belirlenmekte
ve teyit edilmektedir.
O halde slamn ncelikli ve ideal plannda, tabiiyetin artlarndan biri slamdr ve
Mslman birinci derece tabiiyet sahibi ve Mslman olmayan da ikinci derece tabiiyet sahibi
saylmaktadr., Aama zel artlarda corafi snrlar muteber deerlendirilmekte ve kanun
esasnca tabiiyet iin zel artlar ngrlmektedir.; Velayet-i Fakih nazariyesi esasnca, o artlar
ve onun kanuni temelleri Veliyy-i Fakihin onayn ald zamanvakit, dier slami hkmler gibi
uyulmasitaat edilmesi farz olacaktr; mam Humeyninin syledii gibi: slam devletinin
kurallarna itaat etmek farzdr.

5-Velayet-i Fakih Dzeninin Dier Dzenler le Olan levsel Fark


Dzenli olarak halkn ynetiminden, demokrasiden dem vuran ve ynetimlerinin Velayet-i Fakih
esasna gre ekillenmesindenolmasndan utan duyan kimseler, Velayet-i Fakihin bu lkeye
ettii hizmetlere dikkat etmemektedirler.
Velayet-i Fakih nazariyesi esasnca, slam devletinin hkmlerine, kanunlarna ve
koruyucular konseyinin teyit etmesinden sonra slami ura Meclisinin kanun tasarlarna eri
olarak itaat etmenin farz oluuna dikkat etmemektedirler. nk bunlar, Veliyy-i Fakihin
onayndan gemektedir ve onun onay Allah-u Tealann iznine tabidir. Bu, mevcut dzenin
tad byk bir ayrcalktr. Ama biz Velayet-i Fakih dzenini kabul etmezsek, kanun ve
yasalara uymann farziyeti/zorunluluu en fazla geleneksel olacaktr; bu da halkn kanunlara
ynelik, kendi istekleriyle tadklar ballktr ve halk, o ballktan vazgeip, kendi isteklerini
gzden geirebilir ve arzular dorultusunda kanundaki maddeleri deitirebilir. O halde halkn
kanunlara itaat etmesi iin, demokratsik sisteminde, hibir eri zorunluluk bulunmamaktadr.
slam devletinde yasalar, Veliyy-i Fakihin izni ve onayyla muteberdir ve h olmaktadr ve
halkn oyuna dayal toplumsal zorunluluk ve geleneksel farziyet tamakla birlikte, erii farziyet
de tamaktadr ve onlara muhalefet etmek gnah olup ve ilahi cezaya sebeptir. slam devletinin
kanunlarna uymak ile meruiyet ve itibarn fakat ounluun isteinden alan bal ve
milletvekillerinin ekseriyetininin kendisine oy vermesindiklerinden trdolay, halkn
kendilerini ona itaat etmekle kendilerini ykml bildikleri, kanunlara uymak arasnda okne
kadar fark varbulunmaktadr! BuU anlamda o kanuna oy vermeyen milletvekilleri veya o
milletvekiline oy vermeyen aznlk kitle, hangi lye kadar o kanuna uymakla ykmldr?
Halkn ounluunun temsilcileri tarafndan bir kanun teyit edildii zaman, aznlk kitle ve o
kanunun muhalifleri ruhsal, duygusal ve kalbi olarak ona bal olabilirler mi? Ve onlarn kalbi
olarak da ekseriyetin isteine bal olmalar nasl mmkndr?

Meclis yeleri tarafndan tasvip edilen ve Veliyy-i Fakihin imzasn alan slam devletinin
yasalarna itaat etmek ve uymak, Allah tarafndan farz klnmtr ve hatta o yasalara oy
vermemi kimseler bile, eri olarak onlara uymakla ykmldrler. Elbette Mslman halkn
tamam, bunu bilmekte, ilahi meruiyeti olan slam devletinin yasalarna yrekten bal
bulunolmakta ve onlara muhalefet etmemektedir; nk onlar ilahi ve islami devletin yap ve
kaidelerini bilmektedirlerler. Kanun ve yasalara bu dzeyde uymak ve onlar kabul etmek,
lkemizde Velayet-i Fakih dzeni adyla pratize edilmi olanlan ilahi dzenin ayrcalk ve
zelliklerindendir. slami hareketin gemiini ve slam devrimini aratrmak suretiyle ve slam
devrimini aratrmak suretiyle, halkn rehbere ve Velayet-i Fakihe geni apl itaatinin ve o yce
makamn emir ve tlerini yrekten kabul etmenin, devrim dneminde ve devrim sonrasnda
bizim ilerlememizin ve baarmzn asl faktr olduunu anlyoruz. ve ite bu faktr, denkeit
olmayan bir savata milletimizin galip ve alnnn ak olmasn salamtr.
ran slam devrimini baarya ulatran nemli faktrlerden birinin; halkn, dini nderlerine
itaat etmenin farzl ve gerekliliine dair dini inanlar olduunu dnyada kim bilmemektedir. O
zaman, imamlarnn ve mercilerinin emriyle cihat ve mcadele eden ve bu yolda ehit olanlarn
zveri ve fedakarlklarnn karlnda , slami dzenin kurulmu olduu bir lkede, ehitlerin
kannn ve zverenlerinfedailerin fedakarlklarnn semeresi ve getirisi olan zgrlk fezasnda
bir grubun kalem oynatp, mam konjktrden yararlanddalgann zerine geti, halkn hareketini
slami hareket ve slam devrimi olarak gsterdi ve ekillendirdi, demesi byk bir insafszlktr.
Acaba bu iddiann gereklii var mdr? Acaba eer rann Mslman halk dini ve eri
vazifelerini yerine getirmek iin devrim sahnelerinde hazr olmasayd ve kurunlarn karsnda
gslerini siper etmeseydi, devrim baarya ular myd? Eer mam Humeynininn emri
olmasayd, byle bir ii yaparlar myd? Gerekleri unutmamz ve inkar etmemiz insafszlktr.
Hakikat udur ki:; devrimin olmasnda, devamnda, sonra savan kazanlmasnda, tm
zorluklara, darlklara ve sorunlara katlanmada din ve mamn nderlii, asli ve ncelikli rol ifa
etmitir ve nallah Hz. mam Humeynininn salahiyetli halefinin nderliiyle ve onun hikmetli
yneticiliiyletedbiriyle rann fedakar halknn birlii ve beraberlii sayesindenda bu
baarlar oldluu gibi devam edecektir ve halk, Veliyy-i Fakihin (Allah onu korusun) nderlii
altnda ycelme ve ilerlemenin merhale ve derecelerini daha fazla kat edecektiraacaktr.
Szn z udur: Tabiiyetin snflandrlmas dnyadaki btn dzenler tarafndan kabul
edilmi bir konudur. Elbette slamn baknda ve dierlerinin baknda tabiiyetin lsmilak
ve onun artlar fark etmektedir.Ama tabiiyetin derecesindeki ihtilaf, bizim kardmz bir ey
deildir ve tabiiyetin derecesindeki bu ihtilafn, insanlarn insaniyette eit olmalaryla hibir ba
yoktur. Btn insanlar insaniyet asndan bir derecededir, ama onlarda ya tabii bir tarzda
devlerin ve haklarn ihtilaf kayna olan baz artlar bulunmakta veya onlarn kazanm
olduklar artlar, zellikler, olanaklar ve kabiliyetler, onlara baz sorumluluklar yklenmesine ve
bunun karlnda da baz haklarn verilmesine neden olmaktadr. O halde haklarn ve devlerin
ihtilaf nedeni, ya tabii ihtilaflardr, ya da fertlerin seim ve ihtiyarlarndan doan ihtilaflardr:
rnein; insanlar zel bir dini kabul etmekte veya bir konum ve makama gelebkabul edilmek
iin belirli maharetleri ve gerekli zellikleri kazanmaktadrlar.Kukusuz bu ihtilaflar, kazanlan
(kesbi) zellikler ve rnein; zel bir usul ve esaslar btnn kabul etmek, insanlarn tabiiyet
ve yurttalk derecelerinde etkili olabilmektedir.

You might also like