Professional Documents
Culture Documents
NDEKLER
Muhkem, Mteabih ve Tevil Kavramlarnn Ayrntl
Aklamas...................................................................2
1- Muhkem ve Mteabih..............................................3
2- Muhkem Ayetlerin Kitabn Anas Olmasnn Anlam
Nedir?........................................................................14
3- Tevilin Anlam Nedir?..............................................16
4- Kur'an'n Tevilini Allah'tan Bakas Bilebilir mi?........21
7- Sana kitab indiren O'dur. Ondan bir ksm ayetler muhkemdir ki onlar kitabn anasdr.
Dierleri ise mteabihtir. Kalplerinde bir kayma olanlar, fitne karmak ve yorumunu
yapmak iin ondan mteabih olanna uyarlar. Oysa onun tevilini Allah'tan bakas bilmez.
limde derinleenler ise: "Biz ona inandk, tm Rabbimizin katndandr" derler. Temiz akl
sahiplerinden bakas t alp-dnmez.
8- Rabbimiz, bizi doru yola ilettikten sonra kalplerimizi kaydrma ve katndan bize bir
rahmet bala. phesiz sen, en ok ba yapansn.
9- Rabbimiz, sen mutlaka insanlar kendisinde asla phe bulunmayan bir gnde
toplayacaksn. Dorusu Allah, vadinden dnmez.
1- MUHKEM VE MTEABIH
"hkam" ve "teabh" szck anlamlar bilinen kelimelerdir. Yce Allah kitabn bu
kavramlarn ikisi ile de nitelemitir: "Ayetleri muhkem klnm bir kitaptr." (Hd, 1)
"Allah... mteabih, ikierli bir kitap halinde indirdi." (Zmer, 23) Kitabn tamam iin
kullanlan bu iki nitelikten ancak kitabn ierdii nazm ve aklama trnn salaml
(muhkem oluu) ve ayetlerin salam nazm ve aklamann en doruk noktasna varma
bakmndan birbirlerine benzemesi (mtea-bih oluu) kastedilmitir.
"Sana kitab indiren O'dur. Ondan bir ksm ayetler muhkemdir ki onlar kitabn anasdr.
Dierleri ise mteabihtir..." ayetinde, tamam muhkem olarak nitelendirilen kitabn
ayetlerinin muhkem ve mteabih olmak zere iki kategoriye ayrldklarna iaret
edilmektedir. Buradan anlyoruz ki, bu ayette iaret edilen muhkemlik ve mteabihlik kitabn
tamamnn nitelii olarak iaret edilen muhkemlik ve mteabihlikten farkldr. Bundan
dolay, ayetleri incelemek suretiyle bu iki kavramn anlamn belirlemek, nesnel karln
tespit etmek gerekiyor. Bu konuyla ilgili olarak ondan fazla gr ileri srlmtr.
1-Muhkemlerden maksat, En'm suresinde yer alan ayettir: "De ki: "Gelin size Rabbimizin
neleri haram kldn okuyaym: O'na hi bir eyi ortak komayn..." (En'm, 151-152153)Mteabihler-den maksat ise, Yahudilerin anlayamad ve baka eylerle kartrd
hususlardr. Bunlar da baz surelerin balarnda yer alan "Elif, lm, mm" "Elif, lm, ra" ve
"Ha, mm"gibi mukattaa (birbirinden kopuk) harflerdir. Yahudiler bunlar harflere rakamlar
verilmek suretiyle yaplan hesaplar esas alarak tevil etmiler ve bundan hareketle bu mmetin
mrnn ne kadar olduunu tespit etmeye almlardr. Dolaysyla bu hususta yanldlar. Bu
gr sahabeden bn-i Abbas'a nispet edilmitir.
Bu yoruma ilikin deerlendirmemiz udur: Bu gr kantsz olarak ileri srlmtr. ayet
doruluu teslim edilse, bu sefer, muhkem ve mteabih ayetlerin srf bunlarn ikisine tahsis
edilmesinin herhangi bir kant yoktur. Ayrca bunun kabul edilmesi, ne muhkem, ne de
mteabih olan bir nc ayetler kategorisinin varln gerektirmektedir. Ayetin zahiri ise,
byle bir ihtimale yer brakmayacak kadar kesindir.
Ancak bu grn bn-i Abbas'a nispet edilmesi gerei yanstmamaktadr. Ondan yaplan
nakil onun sz konusu ayeti muhkem sayd eklindedir. Muhkem ayetler, sadece bu
ayetten ibarettir, eklinde deil.
ed-Drr-l Mensr tefsirinde Said b. Mansur, bn-i Ebu Hatem, sahih diye nitelendirerek
Hakim ve bn-i Mrdeveyh'in Abdullah b. Kays kanalyla aktardklarna gre, o bn-i Abbas'n
"Ondan bir ksm ayetler muhkemdir."ayetiyle ilgili olarak: En'm suresinin "De ki: Geliniz..."
diye balayan ayet ile ondan sonraki iki ayetten oluan son ayet muhkemdir." dediini
duymutur. (c.2, s.4)
Yine ayn eserde ondan nakledilen u rivayet de bu deerlendirmeyi desteklemektedir.
Rivayete gre, bn-i Abbas, muhkem ayetler ile ilgili olarak: "De ki: Geliniz..." diye balayan
ayet ve sonrasndaki iki ayet bu muhkem ayetlerdendir. "Rabbin kendisinden bakasna ibadet
etmemenize hkmetti"diye balayan ayet ile ondan sonra gelen iki ayet de bu muhkem
ayetlerdendir" demitir. Her iki rivayet de onun bu ayetleri muhkem ayetlere rnek olarak
zikretmesini, sadece bu ayetler muhkemdir, demek istemediini desteklemektedir.
2Bu gr yukardaki grn tam tersidir. Buna gre, muhkem ayetlerden maksat, baz
surelerin balarnda yer alan mukattaa yni birbirinden kopuk harfler, mteabih ayetlerden
maksat ise, geriye kalan dier tm ayetlerdir. Ebu Fahite'nin yle dedii rivayet edilir: "Onlar
kitabn anasdr." ifadesi ile surelerin giri ksmlar kastedilmitir. Kur'an bunlardan
karlmtr. rnein: "Elif lm mm. Bu kitap..." ifadesinden Bakara suresi, "Elif lm, mm.
Allah'tr ki, O'ndan baka ilah yoktur. Diridir. Kayyumdur (yaratklarn koruyup yneticidir)"
ifadesinden l-i mrn suresi kmtr."
Yine: "Onlar kitabn anasdr." ifadesi ile ilgili olarak Said b. Cbeyr'in yle dedii rivayet
edilir: "Onlar kitabn asln oluturur. nk bunlar btn kitaplarda yazldr." Bu rivayetler,
her ikisinin de surelerin balangcnda yer alan harflerle bu harflerin lafzlarnn kastedildii
grn savunduklarn gsteriyor. Buna gre, demek istenen udur: "Sizin zerinize
indirilen kitap, u birbirinden kopuk harflerden meydana gelmektedir. Kelimeler ve cmleler
bu harflerden oluur." Nitekim, baz surelerin balarnda yer alan birbirinden kopuk harflerle
ilgili olarak byle bir gr vardr.
Bu yorumla ilgili olarak unu diyoruz: Bu gr, kesinlikle kant olmayan bir
deerlendirmeye yni baz surelerin balarnda yer alan birbirinden kopuk harflerin denilen
ekilde yorumlanmasna dayanmann yan sra, bizzat ayetin kendisi ile badamamaktadr.
nk, byle bir eyin kabul edilmesi ile birlikte, kimi surelerin giri ksmnda yer alan
birbirinden kopuk harflerin dndaki tm Kur'an ayetleri mteabih kategorisine girmi olur.
Oysa yce Allah mteabih ayetlere uymay yermi ve bu davran kalplerin kaymas olarak
nitelendirmitir. te yandan Kur'an'a uymay da vmtr, daha dorusu ykmllklerin en
zorunlusu olarak nitelemitir. Konuyla ilgili olarak yce Allah yle buyuruyor: "Onunla
birlikte indirilen nuru izleyenler..." (Araf, 157) Bunun gibi daha bir ok ayet rnek
gsterilebilir.
3-Mteabih mcmel olarak isimlendirilen ayetler, muhkem de mbeyyen olarak
isimlendirilen ak ve anlalr ayetlerdir.
Bu yorumla ilgili olarak unu diyoruz: Bu ayette muhkem ve mteabih ayetlerle ilgili olarak
iaret edilen nitelikler, mcmel ve mbeyyen kavramlaryla rtmemektedir. Bunu yle
aklayabiliriz: Bir lafzn mcmel olmas, anlamnn baz ynlerinin, dier baz ynlerine
karm olmas, iinde kaybolmas, kastedilen ynn dierlerinden ayrdedilmez halde
olmasdr. Bu durum muhatabn veya dinleyicinin, kastedilen ynn belirlenmesi noktasnda
aknlk iine girmesine neden olur. nsanlarn geleneinde, bir mesajn verilmesi, bir
anlamn aktarm noktasnda bu tr lafzlara uyulmamas esastr. Bunun iin daha ak ve ayn
zamanda mcmel olan lafz da aklayc zellikte olan dier bir lafzn kullanm tercih edilir.
Bylece, biraz nceki mcmel lafz da aklanm olur. Bundan sonra buna uyulmasnn bir
sakncas da yoktur. Mcmel ifadenin, aklaycs konumundaki bir dier ifade karsndaki
durumu bundan ibarettir. Eer muhkem ve mteabih bizzat mcmel ve mbeyyen
demekseler, ayet mteabih-ler muhkemlere dndrlerek aklanrsa bu durumda tabi
olunan, mteabih ayetler olmu olur, muhkem ayetler deil. [Nitekim mcmel ve mbeyyen
konusunda, maksat belirlendikten sonra uyulan mcmeldir, mbeyyen deil] Byle bir tabi
olmay ise, konuma ve anlama olgularnn doas kaldrmaz. Dilcilerin geleneinde bunun
bir rneine rastlanmaz. Bu noktada kalplerinde kayma olanlarla, ilimde derinleenler
arasnda bir fark yoktur. Ve yine mteabihe uymak yerilmez ve kalplerin kaymasn
gerektiren bir durum olmazd.
4-Mteabihlerden maksat, mensuh (hkmleri yrrlkten kaldrlm) ayetlerdir. nk
hkmleri yrrlkten kaldrlm mensuh ayetlere inanlr; ancak onlarla amel edilmez.
Muhhemlerden maksat da, nasih (kendilerinden nce inen ayetlerin ierdikleri hkmleri
yrrlkten kaldran hkmler ieren) ayetlerdir. Bunlara hem inanlr, hem de direktifleri
dorultusunda amel edilir. Bu gr, bn-i Abbas, bn-i Mesud ve baz sahabelere nispet
edilmitir. Bu nedenle bn-i Abbas Kur'an'n tevilini bildiini sanrd.
Bu grn doru olduu kabul edilse bile, mteabih kavramnn srf mensuh ayetleri
ierdiine ilikin somut bir kant bulmak mmkn deildir. nk yce Allah'n
mteabihlere tabi olmann niteliklerinden biri olarak szn ettii fitne karmay ve tevil
etmeyi amalama durumu mensuh olmayan bir ok ayet iin de geerlidir. Allah'n sfatlar ve
fiilleri ile ilgili ayetleri buna rnek gsterebiliriz. Bir kere bu gr benimsemek, muhkem
ile mteabih arasnda bir aracnn varln kabul etmeyi gerektirmektedir. [rnein Allah'n
sfatlar ve fiilleri ile ilgili ayetler, ne nasih ve ne de mensuhturlar]
bn-i Abbas'tan aktarlan aklamalardan anlald kadaryla, onun muhkem ve mteabih ile
ilgili gr, nasih ve mensuh snrlarn aan genelliktedir. yle anlalyor ki, o bu ikisini
srf rnek olsun diye zikretmitir. rnein ed-Drr-l Mensr adl tefsirde yle deniyor: bn-i
Cerir, bn-i Munzir ve bn-i Ebu Hatem, Ali kanalyla bn-i Abbas'tan yle rivayet ederler:
Muhkemlerden maksat, Kur'an'n nasihi, helali, haram, hadleri, farzlar ve inanlmas gereken
hkmleridir. Mteabihlerden maksat, Kur'an'n mensuhu, mukaddemi (ne alnm),
muahhar (ertelenmii), rnekleri, yeminleri ve inanlan ancak amel edilmeyen ifadeleridir."
5-Muhkemden maksat kant ak ve parlak olan ifadelerdir. Allah'n birlii, kudreti ve
hikmeti ile ilgili kantlar gibi. Mteabihten maksat ise, anlalmas iin dnmeye ve
tefekkr etmeye ihtiya duyulan ifadelerdir.
Eer kantn ak ve parlak ya da dnme ve tefekkre muhta olmasndan maksat, sz
konusu ayetin ieriinin bedihi veya ona yakn bir akl delile sahip olmas ya byle olmamas
ise, bu, hkm ve farzlar ve benzeri konularla ilgili ayetlerin de parlak ve ak bir akl delile
sahip olmadklar iin mteabihler kategorisinde deerlendirilmelerini gerektirmektedir.
Dolaysyla bu tr ayetlere uymak, gerekte vacip olduu halde, yerilmi olur. Yok eer
bundan maksat, sz konusu ayetin kitabn kendisinden kaynaklanan ak ve parlak bir kanta
sahip olmas veya olmamas ise, kitapta yer alan her ayet, ayn konumdadr. Nasl olmasn ki?
O, ikierli mteabih bir kitaptr. Nurdur. Ak ve aklaycdr. Bu tarz bir yaklamn gerei,
tm kitabn muhkem olmas ve bunun kart olan mteabihlik durumunun ortadan
kalkmasdr. Bu ise, hem Kur'an'n nassna, hem de varsayma aykrdr.
6-Muhkemden maksat, belirgin veya rtl bir kant aracl ile bilgi edinmeye imkan
salayan ifadelerdir. Mteabihlikten maksat ise, bilgi edinmeye hi bir ekilde imkan
vermeyen ifadelerdir. Kyametin kopma zaman ve benzeri hususlarn bilinmesi gibi.
Hi kukusuz, muhkemlik ve mteabihlik, kitabn ayeti iin kullanlan birer sfattr. Ayetin
anlam ise, ilahi bilgilerden herhangi birine delalet eden iarettir. Kitabn ayetlerinden birinin
delalet ettii bir eyse, kendisine ulamaya gidecek bir yoldan yoksun olmad gibi,
anlalmas da imkansz deildir. Bu ayet ya kendisinden dolay anlalr ya da baka bir
ayetin aracl ile anlalr. Ayetin lafz ile bir eyin kast edilmesi, sonra da bu lafz aracl
ile bu maksada ulalmamas mmkn mdr? Halbuki, kitabn temel nitelii yol gsterici,
hidayet edici, nur ve ak olmasdr. Bu kitap m'minler yle dursun, kafirlerin de anlamasna
elverili olarak sunulmutur. Nitekim Kur'an'da yle buyuruluyor:
"Bu Kur'an, Rahman ve Rahimden indirilmitir. Bilen bir kavim iin ayetleri aklanm
Arapa okunan bir kitaptr. Mjdeleyici ve bir uyarc olarak (gnderilmitir). Ama ou yz
evirmitir; onlar iitmezler." (Fussilet, 2-3-4) "Onlar Kur'an' iyice dnmyorlar m? Eer
o, Allah'tan bakasnn katndan olsayd, kukusuz iinde birbirini tutmaz bir ok ey
bulurlard." (Nis, 82)
u halde bir hususla ilgili olarak kitapta bir ayet yer almsa, o eyin anlalamamas
imkanszdr. Sz konusu eyi kavramak zere dnmek sonusuz kalmayacaktr. Bu arada
zerinde durup objektif karln tespit etmeye imkan bulunmayan kyametin zaman gibi
gizli gayb perdesinin gerisindeki olgular iin herhangi bir ayetin lafzlar itibariyle aklamak
zere sunulmu olmas sz konusu deildir. Dolaysyla bu adan bu tr ayetleri mteabih
olarak nitelendirmek mmkn deildir.
Bunun yannda, yukarda deerlendirdiimiz grte, mteabih kavram ile ayetin tevili
birbirlerine kartrlmtr.
7-Muhkemlerden maksat, hkmler ieren ayetlerdir. Mteabih-lerden maksat ise,
birbirleriyle uyum ierisinde olmayan dier ayetlerdir. Bu gr Mcahid'e ve bakalarna
nispet edilmitir.
Eer burada iaret edilen uyumsuzluk sznden maksat, zelletirici bir unsur aracl ile
zelletirmek ve kaytlandrc unsur aracl ile ifadeyi kaytl klmak ve zel durumlarda
belirginleen karinelerde olduu gibi lafzdan kastedileni somutlatrmaya yardmc olan
btn durumlar ise, bu durumda, hkmler ieren ayetler de dierleri gibi mteabih olur.
[nk hkmler ieren ayetlerin bazs genel ifadeli, bazs hs ifadelidir. Bazs mutlak,
bazs mukayyettirler] ayet, iaret edilen uyumluluk ve anlarlk sznden, kastedilen nesnel
karla ynelik delaleti zerinde bir kapallk ve birka ihtimal sz konusu olmayan ve
bylece kendisinden kastedilen nesnel karln kendisi aracl ile belirginlemesi ve bunun
aracl ile dier eylerin nesnel karlklarn belirginlemesi durumu [yni mteabihte
uyumsuzluk sznden kastedilen ayetin delaleti zerinde tam bir kapallk olmas, bir ok
ihtimallerin sz konusu olduundan nesnel karlnn bilinmemesi, bylece kendisiyle
kastedilen nesnel karln ne kendisi aracl ile ve ne de nesnel karl olan dier ayetler
aracl ile belirginlememesi durumu] kastedilmi ise, bu durumda hkmler ieren ayetlerin
dndaki tm ayetlerin mteabih olduu grn savunmak, hkmlerin dnda Kur'an'dan
baka bir eyin renilmemesini gerektirir. nk varsayma gre, Kur'an'da mteabih
ayetlerin bavuru kaynan oluturacak ve anlamlarnn belirginlemesine yardmc olacak
muhkem ayetler bulunmamaktadr.
8-Muhkemden maksat, sadece bir anlama yorumlanma ihtimali bulunan ifadelerdir.
Mteabihten maksat ise, bir ok anlama gelme ihtimali bulunan ifadelerdir. Bu gr afii'ye
nispet edilmitir. Bildiim kadaryla burada kastedilen husus udur: Muhkem, anlam ancak
bir ekilde belirginleen ifade demektir. Nass (anlam net ve kesin) ve bir anlamda gl bir
ekilde belirginleen ayetler gibi. Mteabih ise, bunun tam aksidir.
Bu deerlendirme bir kelime yerine bir baka kelimenin kullanlmasndan baka bir ey
deildir. rnein "muhkem" kelimesinin yerine, "birden fazla anlam olmayan" ifadesi
konulmutur. "Mteabih" ise, bir ok anlama gelebilen eklinde ifade edilmitir. Ayrca bu
yaklamda, tevil kavram tefsir eklinde, yni lafzdan kastedilen ey olarak alglanmtr.
Daha nce bunun yanl olduunu syledik. Eer tevil bizzat tefsir olsayd, tevili bilmek
sadece yce Allah'a ya da yce Allah ile beraber ilimde derinleenlere zg klnmasnn bir
anlam olmazd. nk Kur'an'n bir ksm, dier bir ksmn tefsir etmektedir. Bu konuda,
m'min, kfir, dinde derinleenler ve kalplerinde kayma olanlar arasnda herhangi bir fark
yoktur.
9-Muhkemden maksat, iinde peygamberlerle mmetleri arasnda geen olaylara ilikin
haberlerin ayrntl ve salam klnm olarak sunulduu ifadelerdir. Mteabihten maksat ise,
peygamberlerin kssalarnda, eitli surelerde tekrarlanan ifadelerin iindeki benzer
ifadelerdir. Bu yaklam kabul etmek, ayette iaret edilen ayrm srf kssalarla ilgili ayetlere
zg olmay gerektirmektedir.
Bu yorumun deerlendirmesine gelince; bu tarz bir zg klmann hi bir kant yoktur. Ayrca
yce Allah'n muhkem ve mteabih ayetlerin zellikleri olarak iaret ettii hususlar, rnein
mteabihlere tabi olma balamnda szn ettii fitne karmay amalamak ve tevillerini
yapmay arzulamak gibi hususlar, bununla badamamaktadr. nk yce Allah'n iaret
ettii zelliklere peygamber kssalarn konu edinen ayetlerde rastlanabildii gibi, baka
konularla ilgili ayetlerde de rastlanabilir. Tekrarlanan bir ok kssada rastlanabildii gibi,
-halifelik grevinin yeryzne zg klnmasn anlatan kssa rneinde olduu gibi- bir tek
kssada da rastlanabilir.
10- Mteabih, aklamay gerektiren ifadelerdir. Muhkem ise, aklamaya gerek duymayan
ifadelerdir. Bu yaklam mam Ahmed'e nispet edilmitir.
Bu yaklama gelince; hkmleri ieren ayetler, kesin olarak muhkem olduklar halde, bir ok
kere de iaret ettiimiz gibi, Peygamber Efendimiz (s.a.a) tarafndan aklanmaya
muhtatrlar. Ayrca mensuh ayetler de mteabihtirler ve daha nce de sylediimiz gibi,
bunlarn aklanmaya ihtiyalar yoktur. nk onlar da dier baz hkm ieren ayetler
gibidirler.
11- Muhkemden maksat, inanlan ve amel edilen ifadelerdir. M-teabihten maksat ise,
inanlan, ancak amel edilmeyen ifadelerdir. Bu gr, bn-i Teymiye'ye nispet edilmitir. O,
bu yaklamyla unu kastetmi olsa gerektir: Haber nitelikli ifadeler mteabihtirler. na
ifadeler de muhkemdirler. Nitekim bazlar bu ekilde alglamlardr. Yoksa, bu yaklam
bal bana bir gr olarak deerlendirilmezdi. nk daha nce aklanan bir ok grle
rtr olacakt.
Bu grle ilgili olarak unu diyoruz ki: Bu grn benimsenmesi durumunda, hkm
bildirmeyen tm ayetlerin mteabih kabul edilmesi gerekir. Bunun bir gerei de, hkmler
dnda hi bir ilahi bilginin alglanamamasdr. nk bu alanda bir hkm yoksa herhangi
bir amel de sz konusu olmaz, dier taraftan bilgi edinmek iin mteabihlerin dndrlecei
herhangi bir muhkem ayet de yoktur. Bir dier husus: Mensuh ayetler, inadirler; ancak
kesinlikle muhkem deildirler.
Hi kukusuz, o, "Muhkeme inanlr ve amel edilir. Mteabihe ise, amel etmeden inanlr."
derken ayette yer alan u ifadenin anlamn gz nnde bulundurmutur: "Kalplerinde bir
kayma olanlar, fitne karmak ve yorumunu yapmak iin ondan mteabih olanna uyarlar...
limde derinleenler ise: "Biz ona inandk, tm Rabbimizin katndandr." derler." Ancak bu
iki olgu, yni muhkem olan ayetlere inanmak ve ieriklerine gre amel etmek ile
mteabihlere inanmak ve ieriklerine gre amel etmemek olgular, kitaba inanan herkesin
grevleri olduklarndan, byle bir insann grevini yerine getirmeden nce hem muhkemi,
hem de mteabihi belirlemesi gerekir. Bu durumda da muhkem ve mteabihleri bu olgularla
edilen tevilden maksat, Kur'an'n muhkem, mteabih tm ayetlerini kapsayan bir durumdur.
Biz bu hususa daha nce iaret ettik.
Bunun yannda, Kur'an'da, zahiri anlamndan farkl, ona ters den bir anlam kastedilen
herhangi bir ayet yoktur. ayet baz ayetlerde bu tr bir duruma ima eden ifadeler varsa,
bununla, baka muhkem ayetlerin onlara kazandrd anlamlar kastedilmitir. nk
Kur'an'n bir zellii, baz ifadelerinin dier baz ifadeler tarafndan tefsir edilmesidir, kapal
ifadenin dier baz ifadeler aracl ile akla kavuturulmasdr. Bilindii gibi, bitiik veya
ayr karinelerin bir kelimeye kazandrdklar anlam, onun zuhurunun dnda deildirler.
zellikle, konumac tarafndan, bir ksmnn dier bir ksmyla ilintili bir ekilde sylendii,
bir ksmnn dier bir ksmna tanklk ettii, var olduu sanlan tm ihtilaflarn ve tm
elikilerin zerinde dnlmesi durumunda ortadan kalkaca aka ifade edilen bir metin
asndan bu durum ok daha net bir husustur. Yce Allah konuya ilikin olarak yle
buyuruyor: "Onlar hala Kur'an' iyice dnmyorlar m? Eer o, Allah'tan bakasnn
katndan olsayd, kukusuz iinde birbirini tutmaz birok ey bulurlard." (Nis, 82)
15- Asem'den yle bir gr aktarlmtr: Muhkemden maksat, tevili zerinde gr birlii
salanan ayetlerdir. Mteabihten maksat da, tevili hakknda ihtilafa dlen ayetlerdir.
Burada, gr birlii (icma) ve gr ayrl (ihtilaf) ile, ayetin nesnel karl hakknda tm
grlerin ayn noktada toplanmas ile byle olmamas kastedilmi olsa gerektir.
Byle bir deerlendirme, kitabn tamamnn mteabih olmasn gerektirir ki bu, tefsirini
sunduumuz ayetin iaret ettii taksimle badamamaktadr. nk Kur'an'da hi bir ayet
yoktur ki, hakknda herhangi bir ihtilaf olmasn. Ya ayetin lafz ya anlam ya da anlamnn
ak veya rtl olmas asndan mutlaka bir takm ihtilaflar sz konusu olmaktadr. yle ki
bazlar: "Mteabih (benzemeli) bir kitap" (Zmer, 23) ayetine dayanarak Kur'an'n
tamamnn mteabih olduunu sylemilerdir. Bu deerlendirmenin, sz konusu
karsamann, kant olarak sunduklar ayetin muhkem bir ayet olmas esasna dayandn gz
ard etmilerdir. Kant olarak sunduklar ayet savunduklar grle elimektedir. Bir dier
grup da Kur'an ayetlerinin zahirinin kant oluturmadklarn, yni zahiri anlamnn olmadn
ileri srmlerdir.
16- Mteabihten maksat, bakas ile aralarnda benzerlik bulunmasndan dolay, tefsiri
mkl olan ifadelerdir. Bu zorluun, mkln, lafzla veya anlamla ilgili olmas fark etmez.
Bu gr Ragb el-sfahan ileri srmtr. Ragb "el-Mfredat" adl eserinde unlar
sylyor:
Kur'an'n mteabihinden maksat, baka ayetlerle aralarnda benzerlik olmasndan dolay
tefsiri mkl olan ayetlerdir. Bu benzerliin lafz veya anlam asndan sz konusu olmas
fark etmez. Fkh bilginleri demilerdir ki: Mteabih, zahiri maksadn ulatrmayan
ifadelerdir. in asl udur: Ayetler, birbirleri asndan gruba ayrlrlar: Mutlak muhkem,
mutlak mteabih, bir adan muhkem, bir adan da mteabih olan ayetler.
O halde mteabihler genel olarak ksma ayrlrlar:
1- Sadece lafz asndan mteabih olan ayetler.
2- Sadece anlam asndan mteabih olan ayetler.
3- Her iki adan da mteabih olan ayetler.
Sadece lafz asndan mteabih olan ayetler iki ksma ayrlrlar: Bu ksmlardan biri mfred
lafzlarla ilgilidir. Bu da ya kelimenin garip ve allmayan olmas ile ilgilidir. "el-ebb" ve
"yeziffn" kelimeleri gibi ya da "yed" (el) ve "ayn" (gz) kelimelerinde olduu gibi lafz
ortakl eklinde olur (yni bir kelimenin birka anlam olur). Dier ksm ise, mrekkeb
(bileik) szn cmle yapsyla ilgilidir. Bu da ksma ayrlr.
Bir ksm kelamn zet olmasyla ilgilidir. u ayette olduu gibi: "Eer yetim kzlar
konusunda adeleti yerine getiremeyeceinizden korkarsanz, bu durumda, size helal olan
kadnlardan... nikahlayn." (Nis,3)
Bir ksm da ifadenin aklanmas, geniletilmesi ile ilgilidir: "O'nun benzeri gibi hibir ey
yoktur"ifadesinde olduu gibi. nk eer: "Hibir ey O'nun benzeri deildir." denilseydi,
bu dinleyiciler asndan daha ak bir ifade olacakt.
Bir ksm da kelamn dzeni ile ilgilidir: "Kitab kulu zerine indirdi ve onda hi bir arpklk
klmad. Dosdoru bir kitaptr." (Kehf, 1-2) ayetinde olduu gibi. Bu ifadenin takdiri yledir:
"Kitab kulu zerine dosdoru olarak indirdi ve onda hi bir arpklk yoktur."
"Eer m'min erkekler ... olmasayd, eer seilip ayrlm olsalard." (Fetih, 25) ayetini de
buna rnek gsterebiliriz.
Anlam itibariyle mteabihe rnek, yce Allah'n sfatlar ve kyamet gnnn sfatlardr.
nk bu sfatlar bizim kavrayacamz ekilde tasvir edilmemilerdir. Bunun nedeni, bizim
duyu organlaryla alglayamadmz bir eyin suretinin zihnimizde belirginlememesidir. Ya
da bunlarn, bizim duyu organlaryla alglayabildiimiz trden olmamasdr.
Hem anlam hem lafz asndan mteabih, toplam olarak be ksma ayrlr:
Birinci ksm, nicelikle ilgilidir. fadenin genel veya zel bir anlam tamas gibi. "Mriklerle
savan" (Tevbe, 5)ifadesi buna rnek gsterilebilir [Acaba btn mriklerin mi yoksa belirli
mriklerin mi kastedildiini bilmiyoruz].
kincisi, nitelikle ilgilidir. fadenin vacip veya mendup nitelikli bir hkm iermesi gibi.
"Kadnlardan size helal olanlar nikahlayn..." (Nis, 3) ayetini buna rnek verebiliriz.
ncs, zamanla ilgilidir. Nasih ve mensuh ayetler gibi. "Allah'tan gerei gibi korkun."
(l-i mrn, 12)ifadesini buna rnek gsterebiliriz [Dier bir ayette "Gcnz yettii kadar
Allah'tan korkun" (Teabun, 16)diye yer almtr. Hangisinin nasih ve hangisinin mensuh
olduu bilinmemektedir].
Drdncs, mekanla veya ayetlerin indii ortamn objektif koullaryla ilgilidir. "Evlere
arkasndan girmeniz iyilik deildir." (Bakara, 189) ve "Erteleme (nesie) kfrde daha ileri
gitmektir." (Tevbe, 37)ifadeleri buna rnek gsterilebilir. nk Araplarn cahiliye
dnemindeki geleneklerini bilmeyenlerin bu ayetin tefsirini kavramalar zor olur.
Beincisi, bir fiilin sahih, geerli veya fasit, geersiz olmasna neden olan artlarla ilgilidir.
Namazn ve nikahn artlar gibi.
Bu hususlar bir btn olarak tasavvur edildii zaman, tefsir bilginlerinin, mteabih
kavramnn anlam ile ilgili olarak ileri srdkleri tm grlerin yukardaki tasnifin dnda
olmad anlalr.
Mteabihten maksat, "Elif, lm, mm'dir." diyenin gr, Kate-de'nin: Muhkem nasih,
mteabih de mensuhtur, eklindeki gr, Asemm'in: Muhkem, tevili zerinde gr birlii
salanan ifadelerdir, mteabihse, tevili zerinde ihtilaf kan ifadelerdir, eklindeki gr
gibi.
Bundan sonra, btn mteabihler grupta incelenebilir:
Bir grup mteabih ayetin ieriinin mahiyetini akln kavramas, tespit etmesi mmkn
deildir. Kyametin zaman, Dabbet-ul arzn (kyamete yakn bir zamanda ortaya kaca
sylenen eyin) ortaya k ve Dabbet-ul arzn mahiyeti gibi.
Bir grup mteabihin anlamn kavramak ta akl asndan mmkndr. Garip lafzlar, ince ve
dakik hkmler gibi.
Bir grup mteabih de bu iki grup arasnda deiken bir yer igal etmektedir. Bunlarn gerek
anlamlarnn ilimde derinleen insanlar tarafndan bilinmesi, dier insanlarnsa, bunlarn
mahiyetlerini bilmemeleri mmkndr. Bu grup mteabihe, Peygamber Efendimiz Hz. Ali
(a.s) ile ilgili olarak syledii u szlerde iaret etmitir: "Allah'm! Onu dinde derin kavray
sahibi kl" Peygamberimizin bn-i Abbas'la ilgili syledii buna benzer bir szde de buna
iaret edilmitir." (el-Mfredat, Ragp el-sfahani s. 443- 445) Ragb'n szleri burada sona
erdi. Ragb'n bu deerlendirmesi, mteabih ile ilgili aklamalarn en kapsamlsdr.
Yukarda iaret edilen bir ok grn bir araya getirildii grlmektedir.
Ancak bu deerlendirmede iki adan tutarszlk vardr:
Birincisi; onun mteabih kavramn, szel benzerlikleri, lafz gariplik, terkipsel kapallk,
ifadenin genel veya zel oluu gibi lafzla ilgili tereddtleri kapsayacak ekilde
genelletirmesi, tefsirini sunduumuz ayetin zahiri ile badamamaktadr. nk tefsirini
sunduumuz ayet, muhkem ayetleri, mteabih ayetlerin ba vuru kayna gibi
gstermektedir. Bilindii gibi, lafz gariplikler ve benzeri durumlar, muhkem ayetlerin
delaletleriyle ortadan kalkacak hususlar deildir. Bu tr dmler, muhkem ayetlere
bavurularak zlmezler. Bunlarn zm mercii baka bir eydir.
Ayrca, tefsirini sunduumuz ayette, mteabihlerle ilgili olarak, fitne karmak amacyla
onlara uyabileceine iaret ediliyor, bilindii gibi, zelletirici bir unsuru gz nnde
bulundurmakszn genel nitelikli bir ifadeye uyma, kaytlandrc bir unsuru gz nnde
bulundurmakszn mutlak nitelikli bir ifadeye uymak ya da szlk ve lgat kitaplarna ba
vurmakszn garip bir lafzn peine dme her dil ehlinin yntemlerine aykrdr. Hibir dil
ehlinin doasnda byle bir yaklama cevaz verilmez. Doal olarak, dilde bir dayana
olmad iin de byle ifadelere tabi olmak da fitneyi uyandrc bir rol oynamaz.
kincisi; mteabihi, btn insanlar tarafndan anlalabilen, hi kimse tarafndan
anlalmayan ve bir kesim tarafndan anlalabilen, bir kesim tarafndan da anlalamayan
eklinde tasnif etmesi, tevil olgusunu sadece mteabih ifadelere zg kldnn
gstergesidir. Ki biz bunun byle olmadn kantladk.
Muhkem ve mteabih kavramlarnn anlam ve nesnel karlklar ile ilgili olarak sylenenler
bundan ibarettir. Bu tr deerlendirmelerin isabetli olup olmadklarn grdk. Yine tefsirini
sunduumuz ayete baktmzda, ayetin aydnlk nda meseleyi gzlemlediimizde,
gerein btn bu denilenlerden farkl olduunu grm olduk. Aslnda ayetten yola karak
mteabih kavramn yle anlamamz gerekmektedir:
Bir ayetin ayet olmasn koruyarak, yni bir anlam tamann yan sra, pheli ve deiken bir
anlama delalet etmesi demektir. Ancak pheli ve deiken anlam, genel ve mutlak nitelikli
bir ifadenin zel ve kaytl bir ifadeye dndrlerek veya benzeri bir ilem yaplarak
anlamnn belirginletirilmesi gibi dil ehlinin geleneksel yntemleri asndan zme
kavuturulabilen lafzla ilintili olgulardan kaynaklanmamaktadr. Mteabihlik durumu,
anlamnn iinde kuku bulunmayan ve mteabih ayetlerin anlamlarnn belirginlemesine
yardmc olan muhkem bir ayetin anlam ile badamamaktan kaynaklanr.
Bilindii gibi, herhangi bir ayetin bu nitelie sahip olmas, ancak uyulmas istenen anlamn,
insanlarn genelinin zihinleri asndan allm olmas, yaln zihinlerin zorlanmadan tasdik
edebilecei zellikte olmas ya da ayetin kastedilen tevilinin, kavrama gc zayf, akletme
yetenei yetersiz bu tr zihinler tarafndan abuk kabul edilebilir zellikte olmas ile
mmkndr.
Peygamber Efendimizden (s.a.a) sonra, gerek eitli bilgiler ve gerekse pratik hayatn
hkmleri balamnda, slam'n ngrd dosdoru yoldan sapan bidat ve heva ehlini, ykc
mezhepleri ve sapkn gruplar incelediimiz zaman, bir ok dayanaklarnn mteabihlere
uymak, ayetleri yce Allah'n honut olmayaca bir ekilde tevil etmek olduunu grrz.
Bir bakyorsun, bir mezhep, yce Allah'a cisim isnat etmek balamnda, bir takm ayetleri
kendi sapkn dncesine dayanak yapm. Bir dieri, yine Kur'an'dan baz ayetleri ileri
srerek cebri, yce Allah'n insanlar fiilleri ileme noktasnda zorlamas dncesini
savunmu, bir bakas salt tenzih (Allah' noksanlklardan uzak sayma) adna sfatlar inkar
etmi, baka bir grup Allah'n sfatlarnn ayn insanlarn sfatlar gibi olduuna ve sfatlarn
zattan ayrl adna Kur'an'dan ayetler ileri srm v.s. Btn bunlarn ortak zellikleri,
hakimlik ilevini grecek muhkem ayetlere dndrmeksizin mteabih ayetleri esas almaktr.
Bir grup diyor ki: Dini hkmler, insanlarn Allah'a ulamalar iin konulmutur. ayet insan
bu amaca ulatracak daha kestirme bir yol varsa, bu yolu izleyenler asndan kesinlik
kazanan bir yol olur. nk ama, mmkn olan herhangi bir yolla Allah'a ulamaktr. Bir
bakas kp unlar ileri sryor: Dini ykmllkler, insann kemal dzeyine ulamas iin
anlyoruz ki, bu baktan maksat, kalbin yneliidir ve bu, maddi veya aklla ilgili zihinsel bir
yneli deildir. Dier mteabihler iin de ayn durum geerlidir.
tevili, namaz klan insann kendisi ile kaim olan zihin d nuran bir durumdur. Onu irkin
hayszlklardan ve mnkerden alkoyar.
ayet haber nitelikli bir sz ise ve bu sz de gemi olaylardan haber veriyorsa, bu szn
tevili, gemi zaman zarfnda meydana gelmi bulunan olayn kendisidir. Gemi
Peygamberlerin ve toplumlarn bandan geen olaylar ieren ayetler gibi. Bu tr ayetlerin
tevili, gemite meydana gelen olaylarn kendisidir.
ayet haber nitelikli sz, imdiki zamanda meydana gelen veya gelecekte meydana gelecek
olan bir olaydan sz ediyorsa, bu iki ayr ekilde olabilir:
a) Haber verilen olgu duyularla alglanan ve akl araclyla kavranan bir ey olur. Bu
durumda tevili, objeler dnyasnda yaanan olayn kendisidir. u ayetler buna rnek
gsterilebilir: "inizde onlara haber tayanlar vardr." (Tevbe, 47) "Rum ordular yenilgiye
urad. Yakn bir yerde. Ama onlar, yenilgilerinden sonra yeneceklerdir. Bir ka yl iinde."
(Rum, 2-4)
b) Haber verilen olgu, kyamet gn, kyametin kopaca an, llerin toplanmas, insanlarn
hesaba ekilmesi, amel defterlerinin datlmas gibi dnyevi duyularmz tarafndan
alglanamayan ve akllarmz araclyla kavranamayan gelecein perdesinin gerisindeki
gaybi bir mesele olur, ya yce Allah'n sfatlarnn ve fiillerinin mahiyeti gibi zamandan ve
akllarn kavrama alanlarndan akn bir husus olur. Bunlarn tevili de onlarn objektif
hakikatlerinin kendisidir.
Bu ksm ile, yni Allah'n sfatlarnn ve fiillerinin durumunu ve bunlarla ilintili olup kyamet
ve benzeri hususlarn mahiyetini aklayan ile dier ksmlar arasndaki fark, dier ksma
giren ayetlerin tevillerini bilmenin mmkn olmasdr. Bunlarn tevilini bilmekse mmkn
deildir. Bunlarn gerek mahiyetlerini ancak yce Allah bilir. Hi kukusuz, ilimde
derinleenler, yce Allah'n retmesi sonucu, akllarnn alabilecei kadaryla bunlarn
tevillerini bir lde kavrayabilirler. Tevilin gerek anlamda bilinmesine gelince, yce Allah
bu alan kendine zg klmtr.
Buraya kadar drt ana balk altnda sunulanlar tevil kavramnn anlam ile ilgili olarak tefsir
bilginlerinin yaklam tarznn zetidir.
Konuyla ilgili olarak baka deerlendirmeler yaplmtr; ancak bunlar, savunucular kabul
etmeseler de ilk grn ayrntlar niteliindedir.
rnein bunlardan birine gre, tefsir tevilden daha genel bir anlam ifade etmektedir. Tefsir
genellikle lafzlar ve mfretlerle ile ilgili olarak kullanlr. Tevil ise daha ok anlamlar ve
cmleler hakknda kullanlr. Tevil kavram genellikle ilahi kitaplarla ilgili olarak
kullanlrken, tefsir ifadesi hem onlarla, hem de baka kitaplarla ilgili olarak kullanlmaktadr.
Yine bu tr ayrnt nitelikli grlerden birine gre, tefsir, sadece bir ynde aklanma ihtimali
bulunan lafzn anlamnn aklanmas anlamnda kullanlan bir kavramdr. Tevil ise, karsama
yntemiyle birden ok ihtimaller arasnda birinin belirlenmesi anlamnda kullanlan bir
kavramdr.
Bir dier deerlendirmede ise, yle sylenmektedir: Tefsir lafzdan kesin olarak anlalmas
gereken anlamn belirlenmesi, tevil ise, lafzdan kesin olarak anlalmayan muhtemel
anlamlardan birinin tercih edilmesi anlamnda bir abadr. Bu gr bundan ncekine
yakndr.
Bir dier gre gre, tefsir, lafzdan kastedilen anlamn kantnn aklanmas, tevil ise,
lafzdan kastedilen anlamn gerek boyutlarnn belirlenmesidir. rnein yce Allah bir ayette
yle buyurmaktadr: "phesiz senin Rabbin gzetleme yerindedir." (Fecr, 14) Bu ifadenin
tefsiri yledir: Bu ifadede geen "mirsad" kelimesi, "rasede-yersudu" fiilinin "mif'al"
kalbna uyarlanm eklidir ve denetlemek anlamna gelir. Bu ifadenin tevili ise yledir:
"Allah'n emirlerini hafife almaktan ve onlardan gafil olmaktan kanmak gerekir."
Baka bir gre gre, tefsir, lafzn zahiri anlamnn aklanmas, tevil ise, lafzn iinden
klmaz dzeydeki zor anlalr anlamnn aklanmas demektir.
Bir baka grte ise, yle sylenmektedir: Tefsir rivayetle ilintili bir kavram, [ayetin
anlamn rivayet araclyla anlamaya almak] tevil ise, dirayetle ilintili bir kavramdr.
[Ayetin anlamn tefekkr ve dnceyle aklamaya ynelik abadr.]
leri srlen bu grlerden birinde esas olan fikir yle ifade edilmektedir: Tefsir, tabi
olmaya ve iitsel anlamlarla ilgilidir. Tevil ise, mantksal karsamalar ve gr
belirlemeklerle ilintilidir.
Buraya kadar iaret ettiimiz bu yedi gr, aslnda, daha nce naklettiimiz ana grlerden
ilkinin birer ayrntsndan baka bir ey deildirler. Daha nce iaret ettiimiz bu ana grle
ilgili olarak eletirel anlamda sylediklerimiz bunlar iin de geerlidir. Her halukrda bu drt
ana grle bunlarn ayrnts saylan dier grlere dayanp itibar etmemek gerekir.
Eletirimizi toparlayacak olursak: imdiye kadar yaptmz aklamalardan unu renmi
bulunuyorsun: Bir ayetin tevili, zahirine uygun ve aykr olarak ayetin iaret ettii
anlamlardan herhangi biri deildir.
Aksine, tevil, zihin d obje tr bir olgudur. Ama her zihin d obje de deil. Dolaysyla
herhangi bir haberin zihin d nesnel karl onun tevili olmaz. Tersine, burada zihin d
zel bir olgu sz konusudur. Bu olgunun ifadeyle ilintisi, rnek verilenin rnekle, batnn
zahirle ilintisi gibidir.
Meseleyi daha ayrntl bir ekilde ele alacak olursak: Yukarda sunulan ana grlerden
ilkiyle ilgili olarak unu syleyebiliriz: Bu gr en azndan, Kur'an'daki baz ayetlerin
tevillerinin, yni tefsirlerinin, yni lafz medlullerinden kastedilen anlamlarn genel anlaylar
tarafndan kavranamamasn gerektirir. Oysa Kur'an'da bu durumda olan bir tek ayet yoktur.
Bizzat Kur'an kendisinin tm anlaylar tarafndan kavranmak zere gnderildiini ifade
etmektedir. Dolaysyla bu gr savunan insanlarn, mteabih ayetlerin, baz surelerin
banda bulunan birbirinden kopuk harfler olduunu esas alan gr benimsemekten baka
areleri yoktur. nk sadece, bunlarn anlamlarn genel anlay kavrayamaz. Bu yaklam
esas alp savunmalar durumunda da yine u eletiri yaplabilir: yle bir yaklama hi bir
kant yoktur. Srf tevil kelimesi, dn anlamn ieriyor ve tefsir kelimesi de dn
anlamndan tamamen soyut deildir diye, tevilin tefsir olmas gerekmez. Nitekim ana
evlatlarnn bir anlamda merciidir, ama tevili deil. Bakan, banda bulunduu kimselerin
merciidir, tevili deil.
Kald ki fitne karmay istemek ayette, mteabihliin bamsz bir zellii olarak n plana
karlmtr. Bu ise, baz surelerin balarndaki birbirinden kopuk harflerin dndaki
ifadelerde rastlanlan bir zelliktir. nk, slam dnyasnda ortaya kan fitnelerin byk bir
ksm hkmlerin illetlerine ve sfat ve benzeri ayetlere tabi olmann sonucu meydana
gelmilerdir.
kinci grle ilgili olarak unu syleyebiliriz: Bu gr benimsememiz durumunda
Kur'an'da zahirine aykr anlamlar murad edilen baz ayetlerin yer aldn ve bu ayetlerin
muhkem ayetlerle elierek dinde fitneye yol aacaklarn kabul etmemizi gerektirir. Bu
deerlendirmenin varaca sonu udur: Kur'an ayetleri arasnda ihtilaf vardr ve bu ihtilaf
ancak baz ayetlerin zahiri anlamlarnn tersine yorumlanmalaryla ortadan kalkar, insanlarn
byk ounluu da sz konusu ayetlerin zahiri anlamlaryla badamayan bu batini
anlamlarn da bilemezler. Bu ise, yce Allah'n u ayette vurgulad gerekle
badamamaktadr: "Onlar hala Kur'an' iyice dnmyorlar m? Eer o, Allah'tan bakasnn
katndan olsayd, kukusuz iinde birbirini tutmaz bir ok ey (ihtilaflar) bulurlard" (Nis, 82)
nk, ayet bir ayetin dier bir ayetle oluturduu varsaylan eliki: "Bu ayetlerin birisiyle
veya ikisiyle zahiri ifadelerin iaret ettii anlamn dndaki bir husus kastedilmitir. Ya da
kendi deyimleriyle Allah'tan baka kimsenin bilemeyecei tevili bir anlam n grlmtr."
demek suretiyle ortadan kalkacak olsayd, ayetin sunduu kant doru olmazd. nk
-onlarn deyimiyle- ihtilafn teville ortadan kaldrlmas, tm ifadelerde, hatta Allah'a ait
olmayan szlerde bile mmkn bir eydir. nk ihtilafn tevil yoluyla ortadan kaldrlmas,