You are on page 1of 9

Hiçbir işini 24 saate sığdıramayanlar için :

ZAMAN YÖNETİMİ

Keşke bazen hiçbir şey yapmadan bomboş oturduğumuz saatleri saklayıp,


yoğun iş günlerinde kullanmak mümkün olsaydı . Ama buna imkan yok ve
bu nedenle yalnızca sekreterler değil tüm çalışanlar zamanını iyi yönetmek
zorunda.

"Zaman yönetimi" 1970'lerden itibaren literatüre girdi. Bu konuyla ilgili


yüzlerce kitap ve makale yayınlanmasına, çalışanlara binlerce ipucu
verilmesine karşın bireylerin zamanlarını kullanma konusunda zaman zaman bonkör ve
aldırmaz davrandıkları bir gerçek.
Sekreter.org olarak bireylerin zamanını kullanmadaki en önemli yanlışının "neyi
amaçladıklarını" gözden kaçırmaları olduğuna inanıyoruz. Zamanın en iyi şekilde
kullanılması, gün içerisinde iş saatleri sırasında ya da 24 saat boyunca tüm gününüzün
dolu geçmesi olarak algılanmamalı yalnızca. Etkili bir zaman yönetimi, işteki ve genel
olarak yaşamınızdaki hedeflerinize ulaşmaya yönelik zamanınızın en etkin şekilde
kullanılmasıdır.

Bu nedenle işe, planlama yaparak değil tam tersi, neyi hedeflediğinizi düşünüp ortaya
koyarak başlamalısınız. İkinci adım ise şu anda zamanınızı nasıl harcadığınızı
sorgulamaktır. Hadi şimdi arkanıza yaslanıp önce amaçlarınızı sonra da bunlar için
zamanınızı nasıl harcadığınızı bir düşünün ...

Amaçlarınızı bilmemize imkan yok ama işte zamanınızı nasıl kullandığınıza ilişkin size
ipucu verecek ve kendinize mutlaka sormanız gereken bir kaç soru:

1. İşinizi, görevlerinizi tam olarak tanıyor musunuz?


2. Yalnızca önünüzde büyük hedefler mi var yoksa işinizle ilgili İrili ufaklı, değişik tipte
hedefler belirlediniz mi?
3. Birbiriyle ilgili olan hedeflerinizi gruplayabiliyor musunuz?
4. İşlerinizi öncelik sırasına koymayı başarabiliyor musunuz?
5. Plan yapıyor musunuz? En kötü plan bile plansızlıktan iyidir, asla plansız çalışmayın.
6. Başladığınız bir işi tamamlamadan başka işlere mi geçiyorsunuz? Mümkünse bir işi
bitirmeden başkasına geçmeyin.
7. İyi karar verebilmek için Muhakeme ve Sezgi Gücünüzü kullanıyor musunuz?
8. Bir dokümanı okurken ne kadar hızlı olduğunuzu hiç sorguladınız mı?
9. Özel işlerinizi büroda yapıyor musunuz?
10 .Bir işe başlamadan önce kendinize bir yöntem belirliyor musunuz?
11. İşe zor olanlardan mı yoksa kolay olanlardan mı başlıyorsunuz?
12. Bazı işleri reddetmeyi, 'hayır' demeyi biliyor musunuz ?
13. Günün sonunda işlerinizi gözden geçirip ertesi günün planını yapıyor musunuz?

Zaman Kazandıracak 10 Önemli İpucu

1. Her sabah 15 dakikanızı o gün yapmanız gerekenleri planlamaya ayırın. Eğer


sabahlarınız buna müsait değilse akşamları bir sonraki günün planını yapın. Göreceksiniz
hem içiniz daha rahat edecek hem de iki ayağınızı bir pabuca sığdırmaktan
kurtulacaksınız.

2. Söz uçar yazı kalır. Bu nedenle yapmanız gerekenleri ya da aklınıza gelen fikirleri bir
kağıda not alın. Yazmak yapmanın yarısıdır unutmayın.

3. Her zaman adım adım ilerlemeyi tercih edin. Önceliklerinizi belirleyip önceliklerinizi
sırasıyla hayata sokun.

4. Planlarınızı ve görevlerinizi belli zaman aralıklarında gözden geçirmeyi alışkanlık haline


getirin. Zaman zaman öncelikleriniz değişebilir. Böylece değerli zamanınızı önceliği
olmayan işlere harcamaktan kurtulursunuz.

5. Mutlaka bir günlük kullanın. Planlarınızı ve yapmanız gerekenleri bu günlüğe kaydedin


ve o gün içerisinde gerçekleştirdiklerinizin yanına işaret koyun.

6. İşyerinde, dikkatinizi dağıtabilecek şeylerden uzak durun. Örneğin masanız bir sokağa
bakıyorsa ve gün içerisinde polislerle şoförlerin sık sık kavgasına şahit oluyorsanız bu
gereksiz bir zaman kaybına yol açabilir. Hemen yerinizi değiştirin. Ayrıca masanızın
üzerinde de işinizle ilgili olmayan şeyleri kaldırın.

7. Bugün ne yaparsam beni hedefime daha çabuk yaklaştırır? Bu soruyu gün içerisinde
kendinize 100 kere sorun!

8. Aynı anda birden fazla iş yapanlara özenmeyin. Aynı anda tek bir işe odaklanıp o işi
bitirmeye çalışın.

9. Kendi kararlarınıza güvenin. Eğer bir işin sizin düşündüğünüz yöntemle daha kısa
zamanda çözüleceğine inanıyorsanız kendi planınızı uygulayın. Başkalarının önerilerini
yerine getirmekle vakit kaybetmeyin

10. İşinizle ilgili nasıl günlük plan yapıyorsanız aynı şekilde haftalık plan da yapın. Bu sizi
hafta başında herkesin yaşadığı isteksizlik ve tembellikten kurtaracaktır.

Çalışan kadının giyinmekle harcadığı zamanı azaltmasına


yardımcı öneriler

Her sabah gardırobun karşısında "bugün ne giyeceğim" diye


düşünenler için "Zaman Yönetimi" kitabının yazarı Ray
Josephs'ten önerileri

Gardırobunuzu İyi Yönetin!

1. Gardırobunuzu sınırlayın. Daha az seçeneğinizin olması


zaman kazandırır.
2. Bütün günlük giysilerinizde tek bir el çantası kullanın.
3. Uygun renk tonlarında giysiler seçin. Böylece parçaları bir
araya getirmeniz kolay olur.
4. Buruşmasını önlemek ve son dakikada ütüleme zahmetinden
kurtulmak için eşarplarını askıya asın.

Giyinirken:

1. Giysilerin üzerindeki makyaj lekelerini ve leke kalıntılarını önleyebilmek için dar bir
giysi giyerken yüzünüze bir duş bonesi geçirin.
2. Giyinirken herhangi bir hatayı yakalayabilmek için aynaya bakmaya devam edin.
Böylece son anda bir değişiklik yapmaktan kurtulursunuz.
3. Dolabınızı, giysilerinizi çeşitlerine (pantolon, etekler vb) ve renklerine göre ayırarak
düzenleyin.
4. Aynı pantolonu veya eteği bir hafta boyunca farklı süveterler, blüzler ve ceketlerle
birçok kez giyin. Düz, siyah bir etek büro için hızır gibi yetişir.
5. Örgü süveterler gibi, buruşmayan, dolayısıyla kullanımı kolay giysiler seçin.

Mücevherlerinizi Saklarken:

1. Mücevherleriniz karmaşık saklamayın.


2. En çok kullandıklarınızdan başlayarak çeşitlerine ayırın.
3. Çok küpeniz varsa, bunları altın, gümüş ve yeniliklerine göre ayırın.
4. Her birini çekmecenizde veya mücevher kutunuzda kendi bölümünde saklayın.

Çalışan kadının giyinmekle harcadığı zamanı azaltmasına


yardımcı öneriler- 2
Güzel ve bakımlı olmak kuşkusuz her kadının arzusu. Sekreterler içinse
işlerinin bir gereği. Ancak, bunun için ayna karşısında gereksiz yere zaman
kaybetmenize gerek yok.İşte "Zaman Yönetimi" kitabının yazarı Ray
Josephs'in makyaj ve tırmak bakımı için verdiği ipuçları

Makyaj ve tırnak bakımının püf noktaları

Makyajınızı yaparken...

1. Hızlı bir makyaj için göz altlarında ve her türlü lekede sadece bir fondöten kullanın.
Doğal ten renginizden bir ton açık olsun.
2. Günlük kullanım için toprak rengi pudradan vazgeçmeyin, diye öneriyor makyaj
uzmanları. Pek çok renkle uyumludur.
3. Kirpiklerinizi bir sürüşte üç kat sürmüş gibi hacimli gösterecek maskara kullanın.
4. Pembe veya kahverengi bir allık, göz farı olarak da kullanılabilir.
5. Cildinizi güneşten koruyan bir fondöten, iki ayrı ürün yerine tek bir ürün kullanmanızı
sağlar.

Tırnaklar da özen ister...

1. Tırnaklarınız için şeffaf ve soluk renkleri tercih edin. Prüzleri koyu renklerden daha
az gösterirler ve daha az sürmek yeterli olacaktır.
2. Haftasonu partisine parlak renklerle gitmek istiyorsanız, istediğiniz rengi, önceki
soluk rengin üstüne sürün. Bütün manikürü yeniden yapmayın.
3. Tek kat, uzun süreli parlatıcı ve ikisi bir arada parlatıcıları tercih edin.
4. Parlatıcıyı ince bir tabaka halinde ve an aza indirgeyerek uygulayın. Böylece
daha çobuk kuruyacaktır, özellikle de işi biten ellerinizi buzlu bir su kabına
batırırsanız.

Dakikalardan yaratılan hedefler


Amaçlarınıza ulaşabilmenin sırlarından biri " dakikalarınızı" çoğaltabilmenizdir. Gün içinde
artıracağınız 60 ya da daha fazla dakika, size yaşamınızı başkalarıyla paylaşma, kendinizi
geliştirme, hayatı daha dolu dolu yaşama, kariyerinizde ilerleme ve fırsatı verecektir.
"Zaman Yönetimi" kitabının yazarı Ray Josephs "dakikaların önemini" anlatıyor...

Bir günde 1440 dakikaya sahipsiniz


Hepimiz güne aynı yirmi dört saatle başlarız. Bir gününüz, aslında, değerli
dakikalarınızdan ve saatlerinizden oluşan bir zaman bankasıdır. Kaynak kısıtlıdır fakat onu
kullanma biçimleriniz kısıtlı değildir.

Bir günün 24 saatine ne olur? Bunun 8 saatini ya da 1440 dakikanın 480 dakikasını
uykuda geçirirsiniz. Aynı şekilde, aynı miktarda zamanınız ölü işgününüz için harcanır.
Size en büyük seçenek özgürlüğünü sağlayan, geriye kalan vakittir.

Uygulamada bu geriye kalan saatlerin ancak yarısını kullanmayı becerebiliriz.


Üzerimizden bu sabit baskıyı atabilecek yeterli zamanımız hiç yokmuş gibi gelir. Ağız
tadıyla yapmayı düşündüğümüz harika işlere az şans tanımak, atacağımız her adımı bir
engel haline getirir.

Amaçlarımıza ulaşmanın, bu gerilim ve heyecanı ortadan kaldırmanın


sırrı, her gün ihtiyacınız olan bu ekstra saati kazanabilmektir. Bunu
dakikaları çoğaltarak yapabiliriz. Bu şekilde bir gün içinde
artıracağınız 60 ya da daha fazla dakika, size yaşamınızı başkalarıyla
paylaşma, kendinizi geliştirme, hayatı daha dolu dolu yaşama,
kariyerinizde ilerleme ve bütün yetenekleriniz kullanma fırsatı
verecektir. Günde 60 dakika; 10 yılda, bir yüksekokul diploması
alabilmek için yeterli bir süre sağlar.

Zamanın değeri

Bir yayıncı dostum şöyle diyor: "Hesabınıza her sabah 86.400 dolar işleyen ve akşama da
iyi kullanmadığınız her doları silen bir bankanız olduğunu varsayın. Bu bankaya "zaman" ,
dolarlara da "saniye" deyin. Her sabah hesabınıza 86.400 saniye işleniyor. Akşamlarıysa
iyi bir yatırım yapamadığınız bölümlerini geriye alamıyorsunuz. Bu banka, bir yılda
bakiyeden fazlasını kullandırmayan ve sürekli bir dengeye sahip olmayan 365 güne sahip.
Her gün size yeni bir hesap açıyor ve her gece bu hesabı siliyor. Yarını engelleyecek
herhangi bir şey yok.

Zamanın, kullanılmadan önce ve harcandıktan sonra değeri kalmaz. Cümleyi okuduğunuz


anın, tam şu anda, hiçbir değeri kalmamıştır. Bir potansiyel değere yalnızca bir süre önce
sahipti ve bütün değerini şu andan itibaren kaybetmiş olacak; onu değer yaratacak
biçimde kullanmamışsanız.

Kaynak: ZAMAN YÖNETİMİ – Ray Josephs

YÖNETİCİLERE ZAMAN YÖNETİMİ


Zamanımızı iyi yönetmek bizim elimizde. Ama ofis ortamında zaman yönetimi biraz da
yöneticimize bağlı. Ve onlarda zaman zaman bu konuda dikkatsiz olabiliyorlar. Zaman
Yönetimi uzmanı Ray Josephs' sizin zamanınızı iyi yönetebilmeniz için "yöneticilerinize"
tavsiyelerde bulunuyor.

+ İnsanları mümkün olduğunca fazla konuda sekreterinizle görüşmeye teşvik edin.

+ Şu anda elinizdeki iş için onun ne yapabileceğini -zamanı nasıl daha iyi


yönetebileceğinizi- sorun.

+ İyi talimatlar vermek için yeterli zamanınız olsun -inisiyatif tanımak için iyi geri
besleme teknikleri kullanın-.

+ Sabah ve öğleden sonra görüşmelerinizi sabit bir zamana alın. Bu her ikinize de diğer
çalışmalarınız için kesintisiz bir zaman dilimi sağlar. Bu biraraya gelmeleri dokunulmaz
kılın -tıpkı programınızdaki diğer işler gibi- "daha önemli bir şey çıktığı için" durmadan
ertelemeyin.

+ Sekreterinizi sık sık yanınıza çağırmayın. Kendi notlarınızı ve hatırlatıcılarınızı


masanızda tutun ve talimatlarınızı bir kerede verin; pek çoğu bekleyebilir. Eğer acil bir
bilgi gereksiniminiz yoksa, aynı şeyi karşı taraftan da isteyin.

+ Sekreterinize güncel bilgiler verin. Onu, bölüm değişiklikleri, süregiden projeler,


başkalarına verilen işler, ödüç verdiğiniz dosyalar, telefonlarınız (özellikle önemli
telefonlar) hakkında bilgilendirin.

Evrak yönetiminde yöneticinin payına düşenler

+ Günlük dosyalar çekmecenizde bulunsun. Durmadan sekreterinizi çağırmak yerine,


üzerinde en çok çalıştığınız projeyi yanınızda bulundurun. Her biri bittiğinde dosyayı
aynı cins işleri tuttuğunuz klasöre havale edin.

+ Haftalık, onbeş günlük ya da aylık işler için sürekli bir dosya tutun. Bu, gerekli
verileri elde edebilmek için son dakikada elinizin ayağınıza dolaşmasını önleyecektir.

+ Sekreteriniz mümkün olduğunca fazla mektuba baksın. Genellikle öyle becerikli hale
geliyorlar ki posta gelir gelmez ya da sizden sözlü bir 'evet' ya da 'hayır' alır almaz,
imzalamak üzere mektup taslağı hazırlayabiliyorlar.

Zamanı iyi kullanmak adına, Zaman Yönetimi uzmanı Ray Josephs


tarafından kaleme alınmış, yöneticinizin kulağına küpe olabilecek küçük
hatırlatmalar (2)

RUTİN İŞLERİ KİM ÜSTLENECEK?

Rutin işlerin pek çoğu için sekreterinize ya da yardımcınıza bütün


sorumluluğu verin. Eğer yardımcınız o alanda bilgi sahibi ise pek çok
araştırmayla doğrudan ilgilenebilir. Aksi takdirde zamanınızı, arayanları sorunlarıyla
ilgilenileceğine ikna etmekle geçirirsiniz. Konuşma biçimi, taşınan otorite ve karşınızdakini
hor görmekten veya gergin bir hava yaratmaktan kaçınmak, arayanın daha hızlı ve daha
iyi ilgi göreceğine emin olmasını sağlar.

YENİLİK ŞART!

Yeni yöntemler, materyaller ve büro malzemeleri bulmaya çalışın. Bu, her ikiniz için de işi
kolaylaştırır. Değişmez eski iş programına uymak zorunda değilsiniz.

BAŞVURU KAYNAĞINIZ NERESİ?

Referans ve çalışma kitaplarından oluşan bir kitaplık oluşturun. Bu, oldukça faydalı bir
zaman kazandırıcıdır.

SEKRETERİN GELİŞİMİ:

Sekreterinizin gelişimi için profesyonel bir kuruma katılmasını önerin. Sekreterinizi,


alanınızdaki seminerlere ve konferanslara gönderin. Sekreterinizin gelişmesini
istiyorsanız, bölgenizde ne tür kurslar olduğunu araştırın.

HATIRLATMA
Şu iki küçük kelimenin tabiatında varolan dürtüyü ve moral yapıcı etkiyi sakın unutmayın:
Teşekkür ederim Her dakikasını sonuna kadar kullandığınız telaşlı bir günün sonunda ya
da çalışmanızın sürekli kesintiye uğramasına rağmen sizin için bir mucize yarattığında,
sekreterinize bu davranışının size ne kadar yardımcı olduğunu ve zaman kazandırdığını
söyleyin.

MOTİVASYON:

Arada sırada sekreterinizi bürodan dışarı çıkarın. Özel bir araştırma projesi için şehir
dışına yapacağı küçük bir yolculuk gerçek bir ödül olabilir.

Kaynak: ZAMAN YÖNETİMİ - Ray Josephs

Zamanı kendi yanınıza çekin

İş hayatının temposu giderek yükselirken, zamanınızı etkin kullanmak için hem işteki hem
de evdeki yaşantınızı planlamak giderek artan önem taşıyor. Zamanı daha etkin
kullanmak için organize olmanın gereğine inanmıyorsanız, durup bir düşünün.

Bunu yaparken, ortalama bir erişkinin nereye koyduğunu unuttuğu anahtarlarını bulmak
için yılda 16 saat harcadığını aklınızda tutmanız yararlı olacaktır. İnternet kullanılarak
yapılan bir araştırma, organize olmamış bir yöneticinin günlük zaman kaybını bir saat
olarak belirliyor. Yılın sonu geldiğinde bunun ne kadar büyük miktarda zaman kaybına
karşılık düşeceğini varın siz hesaplayın.

Bu örnekler ortadayken, nasıl oluyor da insanlar kendilerini organize etmekten


kaçınıyorlar? Bu sorunun yanıtı, organize olmanın başlı başına çaba gerektiren bir iş
olması ve günlük hayatın koşuşturmacası içinde bu çabanın harcanmasından kaçınıldığı
şeklinde. Uzun vadede kazandıracakları genellikle, kısa vadedeki bu yüksek maliyetin
yüklenilmesini sağlamaya yetmiyor. Yapılacak işler listelerinin her gün gözden
geçirilmesine harcanacak zaman, bu sistemin kullanılmamasının yol açtığı zaman
kayıplarının çok altında olmasına karşın gözlerde büyütülüyor. Bazı zaman planlaması
sistemlerinin aşırı karmaşıklıkları ile ciddi zaman kayıplarına yol açması ise, kaçınmanın
iyi bir mazeretini oluşturuyor. Burada aranacak olanla ilgili anahtar kelime "basitlik"
olurken, zamanınızı planlamakta başvuracağınız bazı basit yöntemler aşağıdakiler olabilir:

1. Yapılacak işleri yazdığınız bir liste ve kalem her zaman cebinizde bulunsun.
2. Aklınıza gelen düşünceleri derhal not alın.
3. Yaşantınızın her boyutu ile ilgili sıralama sistemleri yaratın.
4. Karışıklığınızın içine hap solmayın.
5. Randevularınızın ve sonuçlandırma tarihlerinin bir listesini bulundurun.
6. Notlarınızı astığınız bir tahta kullanın.
7. Masanızın düzenli olmasını sağlayın.
8. Eşyalarınızı her zaman aynı yere koyun.
9. Her şeyi uygun yerde bulundurun.

Kerem Özdemir

"Olü" zamanı nasıl canlandırırsınız ?


Ah
o

muayenehaneler!
Hepimiz dişçide,
hastanede,
jinekologda
'off'layarak sıra bize
gelsin diye
beklemişizdir. Böyle
anlarda da vakit
gecirebilmek için tek
seçeneğimiz ya
yanımızda bekleyen
diğer hasta ile
sohbet etmek ya da
masanın üzerindeki
çoğu eski dergileri
karıştırmaktır. Ama
işyerine döner
dönmez yapacak
bunca işimiz varken
canımız çoğu zaman
" Serdar Ortaç'ın
yeni sevgilisini"
okumak istemez.
Doktor ya da diş
hekiminizi
beklerken, kendi
okuma
malzemeleriniz,
şüphesiz, sehpanın
üzerinde duran
rasgele yayınlardan
daha faydalı
olacaktır.

Okuldayken, en verimli calışma saatim evde rahat ve vaktimin bol olduğu anlar değil de
otobüste, ya da iki ders arasında geçirdiğim ölü saatlerdi.

Ne kadar planlasanız ve dikkatli programlasanız da günün öyle zamanları olur ki


beklemeniz gerekebilir. Oysa ölü zaman dediğimiz böyle anları değerledirebilir ve hatta
hiç tahmin edemeyeceğiniz kadar iyi sonuçlar alabilirsiniz.

Boşa gidecek saatleri kullanışlı hale getirmek, 'zamanı öldürmemek' için


fikirler…

BEKLEMEK KAYIP DEĞİLDİR:

Beklemek kaçınılmaz olduğunda onu ölü zaman olarak düşünmeyin. Bu dakikaları işe
yarar hale getirin. Böylesi anları okumak için kullanabilirsiniz. Beş dakika orada, on
dakika burada derken bunlar birbirine eklendiğinde günde bir saati bulabilir.
OFİSİNİZİ YANINIZDAN AYIRMAYIN:

Programınızı ve randevularınızı ne kadar dikkatli oluşturduğunuzu gözönüne almaksızın


okuma ve çalışma konularınızı her zaman yanınızda bulundurun. Büro raporları, periyodik
yayınlar ve kestiğiniz kupürleri koyacağınız bir çanta ya da dosya keşfedilmemiş bir
hazineyi barındırabilir.

KALEMİNİZ HAFIZANIZ:

Rastladığınız önemli noktaları işaretlemek için yanınızda mutlaka bir kalem


bulundurun. Bu size, bankta otururken, kuyrukta ya da uçuş kontrol noktaları gibi en
rahatsız bekleme yerlerinde bile kontsantre olmanızda yardımcı olur.Yeniden gözden
geçirmek istediğiniz maddeleri belirlemek için bir Post-It kağıdı bulundurmak da
genellikle boşa giden dakikaları faydalı hale getirebilir.

Kaynak: Zaman Yönetimi, Ray Josephs

“Ölü” Zamanı nasıl canlandırırsınız ? (2)”


Beklemek mi uyuklamak mı ? Durmak mı, gevşemek mi ? Ufak değişikliklerle “ölü”
zamanınızı daha verimli kullanabilirsiniz.

Beklerken gevşeyin…

* Okumak istemiyorsanız, beklemek size gevşemek için mükemmel bir fırsat sağlar. Eğer
durum uygunsa, gözlerinizi kapamayı ve gerinmeyi deneyin.
* Bekleme yerine bağlı olarak hafifçe uyuklayabilirsiniz de.
* Oturacak yer olmadığında, pek çok kişi ayakta; yaslanarak veya dengede kıpırdamadan
durarak gevşemeyi öğrenmiştir. Bazı kişiler buna, her gün bu yöntemle bir-iki saatlik
uykuya denk bir dinlenme sağladıklarını söylemişlerdir. Böylece artan üretkenlikleri de
onlara ayrıca zaman kazandırıyor.

Zorunlu beklemeleri sınırlandırabilirsiniz.

Beklemekle geçen zamanı en aza indirgemek için;


* Sinemaya giderken, filmin başlama saatinden en fazla on beş dakika önce sinemada
olun. Hafta sonları tiyatroya giderseniz, bilet kuyruğunun daha az olduğu ilk gösterime
girin.
* İzlemek istediğiniz popüler gösterilerin başlama tarihlerini ve günlük gösterim saatlerini
öğrenin.
* Son gösterim günleri ve günün son gösterilerinde genellikle uzun kuyruklar olur.
Kendinizi buna göre programlayın.

Bekletin…

Bir iş adamı “Ben toplantılara kasten on beş dakika geç giderek her gün fazladan bir saat
kazanıyorum. Bazen insanların, benim bu kaçınılmaz geç kalışlarımın tamamen rastlantı
olmadığını anladıklarından şüpheleniyorum. Ama oturumların çoğu geç başlağıdı için bu
on beş dakikayı başka işleri tamamlamak için kullanıyorum” diyor.

Herkes bu fikre farklı tepki gösterecektir. Özellikle toplantıya çağıran kişi sizseniz ve
insanların zamanında orada olmasını bekliyorsanız. İnsanları bekletmek, hem olumlu hem
de olumsuz yanları olan “tek taraflı fayda sağlayan” bir uygulamadır.
Kaynak: Zaman Yönetimi, Ray Josephs

You might also like