You are on page 1of 5

B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...

Hakan ÜÇOK
Ahir Zaman: Dezenformasyon Çağı
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
21.04.2010, Çarşamba – 11:52 (22.04.2010, Perşembe – 08:20)
Makale: Ahir Zaman: Dezenformasyon Çağı Dezenformasyon Çağı:
Medeniyet (... dediğin, tek dişi kalmış canavar), tekamül eder (bence), hem
Ahir Zaman: fiziksel olarak fertler, coğrafi ve iklimsel çevre şartlarının değişimiyle (insan
Dezenformasyon Çağı ve/veya diğer aklını kullanan ve kullanmayan, canlı dediğimiz varlıklar: bitkisel
ve hayvansal) biyolojik, kontrollü ve kasıtlı değişimler geçirirler (evrim teorisi
Ahir Zamanda Kuran 'ın yeri: manasında herhangi bir mutasyondan bahsetmek, işi tesadüflere bırakmak gibi
Bu konuda fazla söylenecek bir şey yok aslında, çünkü çağlar boyunca insanlar bir şey olur, evrim kelimesinin kendisine karşı hiçbir garezim yok aslında, sadece
birçok tartışma ve polemik yapmışlar zaten. Bir polemik de ben eklemeyeyim yorumlanmasına itiraz ederim. Bundan dolayı biz Tekamül kelimesini
dedim. Ancak makaleye giriş gerekiyordu ve bu giriş tartışma konusu edilmeden kullanıyoruz). Hemde, zihinsel olarak bir tekamül sözkonusudur. Fiziksel
mümkün görünmüyordu, maksat polemik değil. Dolayısıyla, battı balık yan gider tekamülü bir kenara bırakırsak, zihinsel tekamülün vardığı yer (ki, varması
misali, en ağır iddia ile başlamayı uygun gördüm: “Dogmatik Bilime Saldırı !”. gereken yer ile aynıdır da demiyorum) bugün, “Enformasyon Çağı” olarak
Ahir Zaman 'da Kur'an-ı Kerim, her zaman bulunduğu yerde, apaçık mesajıyla tanımladığımız aşamadır. Ama nasıl enformasyonsa... (08:29)
durup duruyor, aklını kullanmak isteyenlere yol gösteriyor, O'nu inkar edenlere (25.04.2010, Pazar – 15:12)
de meydan okuyor. Arapça aslıyla değişmez mucizesi ile, dalgaların İşine gelmeyenler, bunu inkar etmekte gecikmeyeceklerdir: 1 Enformasyona
yıpratamadığı, mealcilerin, tefsircilerin ve çevirmenlerin başvurduğu yegane (doğru kabul edilebilecek bilgiye) 9 (veya daha çok miktarda, adedince)
kaynak. Kim olursa olsun, Kuran'ın içindeki anlama (manaya) ulaşmak isteyen Dezenformasyon tekabül etmektedir (1:9 veya 1:∞ oranında). Yalanın, dolanın,
herkes, bu değişmez aslına danışma zorunluluğu hissetmektedir (zorundadır aldatmanın, saptırmanın, sapıtmışlığın haddi, hesabı ve sınırı yok gibi. Çağ, böyle
demiyorum). Değişmez aslına ulaşamayanlar, ulaşıp da (dil bilgisi yetersizliği bir çağ. Ve işin ilginç yanı, sistem bu şekilde yürüyor gibi görünmekte. Yürüyor
nedeniyle) anlamayanlar (çoğu insan, hepsi değil; Bazısı üşenir veya işine yürümesine de, nereye kadar ? Nereye varabileceğinin örneklerini muhtelif
gelmez ve daha nice sebeplerden dolayı...), eninde sonunda manasına yönelmek küresel olaylarda şu ana dek görme fırsatını yakalamış bulunuyoruz (öyle
gibi bir kurtuluş yolunu seçmek zorunluluğu hisseder. Bu manaya ulaşmanın ve olduğunun farkında değilseniz veya öyle olduğunu kabul edemeseniz bile, en
üzerinde düşünmenin yollarından birisi de, mealler, tefsirler ve çeviriler kötü ihtimal, geriye dönüş noktasını, “point of no return”, geçip bokun içine tam
okumaktır, (özet değil; Özetine şifahen ulaşabilirsiniz, ancak doğruluğu batmış olduğumuzda bu anlaşılacak, ne var ki çok geç olacaktır). Bakın bir
tartışılabilir, kimin sizi nasıl yanıltabileceği belli olmaz, dezenformasyona etrafınıza, iletişim imkanlarının neredeyse sınırı yok gibi ve ulaşım da üç aşağı
uğramak, maruz kalmak, olasılıklardan biridir...). Kuran'ı iki şekilde anlamak (?) beş yukarı benzer (ama eşit olmayan) ilerlemeler kaydetti. (15:31)
mümkündür (Niyetinize bağlı olarak, mutlaka bir şey anlarsınız): 27.04.2010, Salı – 08:30)
1- İnanırsınız (iman ve şükür) veya Bazı yerlerde okursunuz: “Ulaşım teknolojilerini, bilişim ve iletişim teknolojileri
2- İnkar edersiniz (nankör ve kafir=doğrunun üstünü örtücü, olursunuz), oranında geliştirmiş olabilseydik, şu an galaksiler arasında seyahat ediyor
bunun ortası, gri bölgesi yoktur; İşine gelince böyle, işine gelmeyince de şöyle olurduk...!” gibi cümleler kurulur. Bu cümlelerin amacı, bilişim ve iletişim
olmaz, kıvırtmak mümkün değildir; Ya siyahtır, yada beyaz (0 veya 1). alanlarındaki hızlı gelişmenin boyutlarını açıklayabilmektir. Şüphesiz, 1978 'den
İnanırsanız, bu sizin bilginizin temelini ve yola çıktığınız gerçekleri, ipuçlarınızı beri, bilişim ve iletişim teknolojileri ile haşır-neşir olan birisi olarak, gelişmelere
oluşturur, düşünceleriniz yere (temele) sağlam basar (Bilim adamına göre bu, en ince ayrıntısına kadar şahit olmaktayım ve maksimum düzeyde de anlıyor ve
dogmadır, körü körüne, ispatsız kabul etmektir...). faydalanıyorum. Ne var ki (bilişimde o kadar olmasa da), iletişim konusunda işin
İnkar ederseniz, size yol gösterecek hiçbir bilgi kaynağının doğruluğundan asla cılkını çıkartmış olabileceğimizi düşünüyorum. Bunun elbette sebepleri var ve
emin olamazsınız (ve buna 5 duyunuzun bazen güvenilir olamadığı dahildir). bunlar tamamen duygusal (kar amaçlı). (08:42)
Şüpheler içinde kıvranır durur, burnunuzun ucunu görseniz de, anlamaktan aciz (11:00)
kalırsınız (Asıl dogma da, bana göre, budur...). Her iki durumda, bir felsefeye Başka çok az sektör vardır ki, iletişimde olduğu kadar büyük rakamlar (ciro, kar)
sahip olduğunuzu söyleyebiliriz, ancak etik ve ahlak açısından bu iki felsefe elde edebilsin. Ne silah tacirliği, nede enerji sektörü bu kadar bariz bir şekilde
birbirinden tamamen farklı olabilir (hatta tamamen farklıdır demek mümkün...). malı götürmüyor. Bariz diyorum ama, çok az insan iletişimde dönen dalaverelerin
Nasıl farklıdır ? Bu makalenin amacı, bu soruya cevap bulmak. (12:35) farkında. Hadi ondan da geçtik; Bir bakın, iletişim teknolojisi ne şekilde

Sayfa 1/5 - Ahir Zaman: Dezenformasyon Çağı


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Ahir Zaman: Dezenformasyon Çağı
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
sunuluyor ve hangi şekilde toplum tarafından kullanılıyor. %90'ı Geyik Yapmak Yapsa bile uygun bir gezegen bulamadan açlıktan ölür (maksat karnını doyurmak
için. Gerekli gereksiz her yerde, her zaman, herkesin elinde bir cep telefonu. ise). Vahiy açısından konuyu ele alırsak, iş daha farklı bir açıya bürünüyor. Makul
Dayanmış kulağa, sürekli bir bilgi alış-verişi, ama dediğim gibi, bu bilgi alış-verişi sürelerde engin evrende seyahat etmek istiyorsanız, ışık hızından daha hızlı yol
geyik yapmaktan öteye gidemiyor. Bunun faydasını da ancak kontör (daha yeni almak zorundasınız; Bunun için de 4 boyutun ötesine geçmeniz şart gibi bir şey
yeni, para hesabına geçildi) satarak kar elde eden iletişim şirketleri görüyor. şu anda. Yani 5. veya daha üst boyutlara ulaşabilmeniz gerekir. Bu da ancak (bu
Burada işin ayrıntısına girerek, cirolarının boyutlarını hesaba kitaba dökecek şimdi benim hipotezim) tekamül ile mümkün görünüyor. Nasıl bir tekamül ?
değilim, bunu herkes kendisi yapsın, miktarlar sizi de etkileyecektir. Neyse, Vahy'e uygun bir tekamül. Çünkü göklerin (diğer boyutların) anahtarları Allah'ın
kimsenin kazancında (eğer gerçekten kazanç ise) gözümüz yok, bırakın dır:
yapsınlar. Tarih göstermiştir ki, bir gün sömürülenler bu sömürünün hesabını çok 1.[Şura Suresi, 42:12] “Göklerin ve yerin anahtarları O’nundur. Dilediğine rızkı
acı bir şekilde tahsil ederler nasıl olsa. Gel gelelim asıl konumuz olan iletişim ve bol verir ve (dilediğine) kısar. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilendir.”
ulaşımdaki ilerlemelerin tabiatına. (11:16)
(15:58) 2.[Zümer Suresi, 39:62-63] “Allah, her şeyin yaratıcısıdır. O, her şeye vekildir.”
Ulaşım demişken, aktüel bir konu olarak Hawking 'in en yeni “Göklerin ve yerin anahtarları O’nundur. Allah’ın ayetlerini inkar edenler var ya,
yumurtlamasına da değinmeden edemeyeceğim: “Uzaylılar işte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir.”
vardır ve sandığımız gibi dost canlısı olmayabilirler...”, Dolayısıyla, diğer boyutlarda seyahat etmek özel izne tabi olsa gerek ve bunu
hipotezine bazı itirazlarım var. Bunu Hawking 'e muhalefet bildik teknolojilerle yapmak, malum hız sınırlarından dolayı, mümkün
olarak görmemek gerek ve ben kişisel olarak kendisine hiç görünmüyor. (16:15)
bir garezim olmadığını tekrar etmek istiyorum. Ancak her (29.04.2010, Perşembe – 13:14)
fırsatta yaptığı varsayımlarla, ortaya attığı hipotezlerle, kafa Bildik (Ne bildiğimizi sanıyorsak artık...) 4 boyutlu uzayda (evren, yani uzay-
karıştırmaktan ileri gitmediğini düşünüyorum. Bunda bir art zaman sisteminde) etkili olan elektromanyetik ve çekirdek kuvvetleridir. Bir
niyet sezmiş olsaydım, “Amacı da kafa karıştırmak zaten !”, nebze de (quantum=kuvantum) kütleçekim kuvvetini (5 duyumuz veya bir kısmı
derdim. Şimdilik böyle bir şey demiyorum, çünkü ispat ile) gözlemleme (algılama ve üzerinde düşünme) imkanımız da oluyor tabi. Ama
edemem. Öte yandan, dogmatik bilimin en önde gerçekte şunu idrak (ve itiraf) etmeliyiz ki, bu kuvvet ile ilgili ve üzerinde hiç bir
gidenlerinden olduğunu tahmin ediyorum, ama bunun tasarrufumuz yok (şimdilik mi desem ?); En azından bu kafayla (zihniyet)
sebebini de, daha geniş bir ahlak, etik ve felsefe altyapısının mümkün değil...
olmayışına bağlıyorum. Buna ek olarak, Kur'an-ı Kerim Konumuz olan Dezenformasyon Çağı 'na geri dönersek (Hawking'in en yeni
okumamış olmasına da neredeyse kanaat getirdim. Uzaylılar yumurtlamasına yeterince açıklayıcı ve alternatif bir hipotez verememiş olmanın
vardır veya yoktur, şu an için bunu tartışmak, bence abesle bilincinde olarak, bunu ilerideki zamana bırakıyorum), şu birkaç satırda yaptığım
iştigal, çünkü her ne kadar algılayabildiğimiz evrende yüz analizden de anlaşılacağı üzere, neyi ne zaman ve nasıl düşüneceğimize dair
milyarlarca galaksi ve her galakside de ortalama 150-200 sürekli empoze edilen düşünceleri kritize etmeden duramıyorum; Keşke herkes
milyar yıldız olması gereği, bu yıldızların etrafında olası bunu yapsa... Belki biraz (fazlaca) şüpheci yaklaşımlarda bulunduğumu
gezegenlerde de canlı ve hatta zeka (akıl) sahibi varlıkların düşünebilirsiniz, ama öyle değil. Konu bilim ise, ne kadar şüpheci olursanız olun,
olma olasılığı çok yüksek olsa da, bu milyarlarca galaksinin yeterli olamaz bence (!). Bu (benim) şüpheciliğim daha ne ki ? Daha ısınma
aralarındaki milyonlarca ışıkyılı mesafe bulunduğu için, bu turlarındayım. Genel olarak konu (-lar) böylelikle gitgide çetrefilleşiyor
varlıklardan herhangi birsinin bizi keşfetmesi ihtimali de bir (karmaşıklaşıyor...) ve içinden çıkılamaz haller alıyor, farkındayım. Bu da pek
o kadar düşük. Bunu ancak oranları doğru tasavvur faydalı bir durum değil aslında (en azından okuyucu açısından). Ama kim takar
edebilirseniz anlarsınız. Bir uzaylı (veya uzaylılar topluluğu) kendi galaksisinden faydalı olmasını ? (13:35)
yola çıkıp başka bir galaksiyi ziyaret etmek istemesi, başlı başına bir sorun çünkü (13:36)
ışık hızıyla seyahat edebilseler dahi, bu yolculuklar milyonlarca (en azından Bilgi ve Zan ile ilgili birkaç Kur'an-ı Kerim ayetini burada araya eklemek
yüzbinlerce) yıl sürmesi gerekir ki, buna sabredecek bir medeniyet, herhalde istiyorum:
çaresizlikten ve başka gezegenleri sömürmek için yapmaz böyle seyahatleri.

Sayfa 2/5 - Ahir Zaman: Dezenformasyon Çağı


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Ahir Zaman: Dezenformasyon Çağı
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

1.[Kıyamet Suresi, 75:36] “İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı (13.05.2010, Perşembe – 11:35) Dezenformasyon Çağına örnek olarak,
zanneder.” bindörtyüz küsür yıl önce vahyedilmiş iki ayeti de, burada tekrar etmek
istiyorum1:
2.[Enam Suresi, 6::116] “Eğer yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni Allah [Bakara Suresi, 2:104] “Ey iman edenler! 'Ra’ina (bizi gözet)' demeyin, 'unzurna
yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyuyorlar ve onlar sadece yalan (bize bak)' deyin ve dinleyin. Kafirler için acıklı bir azap vardır.”
uyduruyorlar.” Açıklama: Sahabiler, Hz.Peygamber’in nasihatlerinden daha çok yararlanmak
için ona, “Ra’ina (Bizi gözet)”, diyorlardı. Yahudiler, bu ifadeyi İbranice’de
3.[Yunus Suresi, 10:36] “Onların çoğu ancak zannın ardından gider. Oysa zan, hakaret ifade eden bir anlamda kullanıyorlardı. Bir başka yoruma göre, “ra’ina”
hak namına hiçbir şeyin yerini tutmaz.” kelimesini, Arapça’da “çobanımız” anlamına gelecek şekilde “ra’ina” diye
okuyorlardı. O sebeple ayet, mü’minlerden, “Ra’ina” yerine yine, “Bize de bak”,
4.[Hucurat Suresi, 49:12] “Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü “Bizi de gözet” anlamındaki, “Unzurna” ifadesini kullanmalarını istemiştir. Ayette,
zannın bir kısmı günahtır.” yanlış anlama çekilebilecek kelimeleri kullanmaktan sakınmanın adaba uygun
olduğuna işaret edilmektedir. Konu ile ilgili olarak ayrıca Nisa suresinin 46.
5.[Necm Suresi, 53:28] “Halbuki onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur. ayetine bakınız:
Onlar sadece zanna uyuyorlar. Şüphesiz zan, hakikat namına hiçbir şey ifade ve
etmez.”
[Nisa Suresi, 4:46] “Yahudilerden öyleleri var ki, (kelimeleri yerlerinden
kaydırıp) tahrif ederek onları anlamlarından uzaklaştırırlar. Dillerini eğip bükerek
6.[Kıyamet Suresi, 75:5,6] “Fakat insan önünü (geleceğini, kıyameti)
ve dine saldırarak 'İşittik, karşı geldik', 'İşit, işitmez olası!', 'Ra’ina' (2) derler.
yalanlamak ister. 'O kıyamet günü ne zaman?' diye sorar.”
Halbuki onlar, 'İşittik ve itaat ettik; dinle ve bize bak' deselerdi, bu kendileri için
(03.05.2010, Pazartesi – 10:15) daha hayırlı olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden kendilerini lanetlemiştir. Bu
Dezenformasyon Çağı dedik ya; yüzden pek az iman ederler.”
Şöyle birkaç olgudan (gerçekten) bahsetmek yanlış olmaz: Açıklama: Bakara suresinin 104. ayeti ile ilgili olarak da açıklandığı gibi, “Ra’ina”
1.Bilgi Objektif dir. Arap dilinde “Bizi gözet”, “Bize bak” demektir. Yahudiler, bu kelimeyi İbranice’de
2.Her insan sübjektif karar verir. hakaret ifade eden bir anlama; bir başka yoruma göre ise, peygamberimize
3.İnanç (ne tür olursa olsun), insanın karar vermesinde etkilidir. Bilgi, birisi için hitaben “Çobanımız” anlamına gelecek şekilde hakaret kastederek “Ra’ina”
enformatif (bilgilendirici ve doğru) olabildiği gibi, bir başkası için dezenformatif şeklinde söylüyorlardı.
(yanıltıcı, saptırıcı ve amaçlı, kötü niyetli ve yanlış) olabilir.
Kendi kanaatinizi oluşturmanızın ne kadar önemli olduğuna dair atıf olarak kabul
4.Farklı inançlara sahip insanların (bu sadece mezhep seviyesinde dahi olsa)
etmek gerek bu ayetleri. Öyle ki, başınıza bir ruhban geçirir de (Hacı, Hoca,
tartışması (bence) vakit öldürmekten öteye geçemez. Asla birbirlerini ikna
İmam, Rahip, Rahibe, Dalay Lama, vs., fark etmez), peşine takılırsanız,
edemezler. Örneklerini TV'lerde izlemek mümkün. Bunun güzel bir örneğini şu
gerçekten de güdülmüşlerden olursunuz. Oysa insan sığır veya koyun değil ki,
Sure 'de görebilirsiniz:
güdülmeye ihtiyaç duysun, ki ben köy yerlerinde öyle sığırlar gördüm ki, onlar
[Kafirun Suresi, 109:1-6] De ki: “Ey Kafirler!”, “Ben sizin kulluk ettiklerinize bile günlük işlerini (otlaklara gidip gelmeyi) otomatiğe bağlamışlar, vakti gelince
kulluk etmem.”, “Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz.”, “Ben sabah çıkar gider, akşam olunca da kendileri geri dönerler, çobanları da laf olsun
sizin kulluk ettiklerinize kulluk edecek değilim.”, “Siz de benim kulluk ettiğime diye yanlarında gezerler. Hal böyle iken, biz insan olarak, kendi kanaatimizi
kulluk edecek değilsiniz.”, “Sizin dininiz size, benim dinim de banadır.” edinmek gibi bir görevimiz varken, ruhban sınıflarınca güdülmeyi seçersek,
Yani boş boş tartışmaya, gerek yok, herkes kendi bildiğini okuyor (ve sapık, sapıtmış değil de, ne oluruz ? İşte, tercihiniz de, bu açıdan bakılınca,
uyguluyor); “Tak sepeti koluna, herkes kendi yoluna...!”, demeli böyle burada başlıyor... (11:55)
durumlarda. Gönül isterdi ki, birbirlerinden bir şeyler kapsınlar, feyiz alsınlar,
ama bu olmuyor, ortaya çıkan manzara, Yecüc-Mecüc kapışmasından öteye
gidemiyor. (13:32)
1 Meal ve açıklamalar, Diyanet İşleri nüshasından alınmıştır. Daha fazla ayrıntı için diğer tefsir, meal
ve çevirilere bakmaktan çekinmeyin.
Sayfa 3/5 - Ahir Zaman: Dezenformasyon Çağı
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Ahir Zaman: Dezenformasyon Çağı
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
(12:05) Söyleyin şimdi bakalım, bu verdiğim örnek, Dezenformasyon Çağıyla hemen üzerimize gökten taş yağdır veya bize elem dolu bir azap getir'
ilgili değil de nedir ? Konu, sorumluluğu üstünden atmak ise, sorumluluk ile demişlerdi."
beraber daha neleri elimizden bırakıp ruhbanlara devrettiğimizin farkında mıyız (16.05.2010, Pazar – 12:00)
(faydası olacak olsaydı, gam yemezdim, ama iş öyle değil...) ? Bu, sadece inanç Burada insana (ve insanın yaratıcısına) meydan okuması söz konusu, ama aynı
ile ilgili değil. Bilim konusunda (ve hatta diğer siyasal, sosyal ve toplumsal zamanda da, böyle bir girişimin varacağı sonuca da işaret edilmiştir (kopya
olaylarda) da aynı davranışı sergilemekten kaçınmıyoruz nedense. Biri çıkıyor verilmiş, Bak. İsra Suresi, 17:88] . Kendinize esas aldığınız Deytum 'a göre
(örneğin: Hawking, taktım ben ona herhalde...), bir şey söylüyor, bizde gözü (yola çıktığınız esas, tümden geldiğiniz ve/veya tüme vardığınız nokta, inancınız,
kapalı, olaya sazan gibi atlıyoruz, doğru (hatta kanun) kabul ediyoruz: İsterseniz bilginizin kaynağını oluşturan/temel alan kaynak, datum-”tarihleme”), bu ayetleri
Blog 'umda yapmış olduğum alıntılara, Hawking'in Boncukları..., bir göz atın. ya dosdoğru (mutlak doğru, ilahi vahiy, bilgilendirme, enformasyon) kabul
Ne dersiniz, gözü kapalı yutulacak şeyler midir bunlar (baya çiğnemek gerek) ? edersiniz, ya da ispat edilmemiş, öncekilerin (eskilerin) masalları
Hawking'in de artık olayı iyice magazine döktüğünü fark eden yok mu acaba ? (dezenformasyon) kabul edersiniz. Bu sizin “deytumunuz dur”. Daha önce de
Neden Hawking gibi bir adamın (veya başkalarının) güdümüne ihtiyaç duyalım belirttiğim gibi, farklı deytumları olan farklı görüşlerin ortak bir payda da
ki; Bu tembellik midir, yoksa kendi aklını kullanmaya üşenmek midir (Bak. buluşabilmeleri, eğer bir taraf diğer tarafı ikna edemezse/edemiyecekse (ki
Kur'an-ı Kerim: “Aklınızı kullanmayacak mısınız...”) ? Bunun da cevabını herkes edemeyecektir, baştan belli...), mümkün değildir (Bak. sonuç: “Tak sepeti
kendisi versin, benden beklemeyin. Yazılarımda çiğnemeden yutmaya hazır koluna...” deyimi ve Kafirun Suresi). Böyle bir zorlamanın da bir anlamı hiç
hiçbir şey bulamazsınız: “Armut piş ağzıma düş !” misali olgular, bende yok. yoktur bence. Dezenformasyonun nedeni şu ayette de (muhtelif başka ayetlerde
Niyetim düşünceleriniz üzerinde hegemonya kurmak değil, kendi aklınızı kullanıp de, açıp bakın...) görünmekte:
kanaat oluşturmanızı sağlamak (“Keyfimin kahyası mısın ? Dilediğime olayı [Kıyamet Suresi, 75:5,6] “Fakat insan önünü (geleceğini, kıyameti)
devrederim !”, derseniz, başka); Başka sonuçlara ulaşırsanız, o da sizin sübjektif yalanlamak ister. 'O kıyamet günü ne zaman?' diye sorar.”
kanaatiniz olsun, sakıncası yok. Aklın yolu birdir, Hak 'da birdir. Ama,
Bunu yapmanın (inkar etmenin) rasyonel (geçinen) bilim açısından faydaları ne
güdülmenin, sapıtmanın, saptırılmanın sonu yoktur, sonuçları da muhtelif
olabilir, ben pek akıl erdiremiyorum. Evrenin sonu hakkında zanlarda bulunmanın
(beklenmedik, sonuçta şaşırtıcı ve/veya yıkıcı) olabilir. (12:39)
da mantığını hiç anlayabilmiş değilim.
(15.05.2010, Cumartesi – 15:03) Dezenformasyonun nedenleri:
Dezenformasyon dediğimizde, anlamamız gereken kasıtlı saptırmalardır. Bunlar [Müddessir Suresi, 74:8-9] "Sur’a üfürüldüğü zaman var ya; işte o gün çetin
kaynağını dogmatik bilimden (Hawking'in Boncukları gibi...), bilgi kirliliğinden, bir gündür."
zandan, (yanlış) varsayımlardan, ihtimal hesaplarından, iftiralardan, gıybetten Açıklama: “Sur'a üfürüldüğü zaman...” = Kıyamet zamanı, evrenin sonu..., ki
elde ediyor olabilir. Veya tersinden (materyalist düşünceyle) bakarsanız, bunlar bu konuda bilinen (veya aslında bilinmeyen) 11 boyutta, ne zaman olacağına
(onlara göre sözde) vahiy 'lerdir. Yüzyıllar öncesinden, o zamana kadar olagelen, dair bilgi elde etmek mümkün değildir, bak. evrenin sonsuza kadar
o çağda da olan ve ahir zamanda da olacak olan saptırmalar varolacakmış gibi tekamül edişi (dogmatik bilim buna “Genişleme” der).
(dezenformasyonlar), vahiy'de (her şeyi gören, bilen ve yaratmış olan ALLAH [Müddessir Suresi 74:17-25] "Ben onu dimdik bir yokuşa sardıracağım.
tarafından) bildirilmiştir (Bak. Ayetler): Çünkü o, düşündü taşındı, ölçtü biçti. Kahrolası nasıl da ölçtü biçti! Yine
[İsra Suresi, 17:88] "De ki: 'Andolsun, insanlar ve cinler bu Kur’an’ın bir kahrolası, nasıl ölçtü biçti! Sonra (Kur’an hakkında) derin derin düşündü. Sonra
benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine de destek olsalar, yine onun yüzünü ekşitti, kaşlarını çattı. Sonra arkasını döndü ve büyüklük taslayıp şöyle
benzerini getiremezler.'” dedi: 'Bu, ancak nakledilegelen bir sihirdir.', 'Bu, ancak insan sözüdür.'"
[Enam Suresi, 6:93] "Allah’a karşı yalan uyduran veya kendine bir şey (12:23)
vahyedilmemişken, 'Bana vahyolundu', diyen, ya da 'Allah’ın indirdiğinin
benzerini ben de indireceğim', diye laf eden kimseden daha zalim kimdir ?"
[Enfal Suresi, 8:31-32] "Onlara karşı ayetlerimiz okunduğu zaman, 'Duyduk,
istesek biz de bunun benzerini elbette söyleriz. Bu, eskilerin masallarından
başka bir şey değildir', dediler."
"Hani onlar, 'Ey Allah’ım, eğer şu (Kur’an) senin katından inmiş hak (kitap) ise

Sayfa 4/5 - Ahir Zaman: Dezenformasyon Çağı


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Ahir Zaman: Dezenformasyon Çağı
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
(18.05.2010, Salı – 11:54) “Aynı Deytum 'a sahip güruhu, İlim (!) Adamlarını, bir vakitte; Ve diğer bir
Dezenformasyon Çağına örnek bir davranış olarak, dün akşam yine, adı lazım başka Deytum 'a sahip güruhu, Bilim (!) Adamlarını (“İlim” ve “Bilim”
değil bir kanalda, evrim teorisinin (bence dandik bir iddianın) tartışılmasına (!) kavramları farklı şeyler midir, bunu da tartışabiliriz) bir başka vakitte bir araya
şahit olmak zorunda kaldık. Gerçi programın bir kısmını aynı saatlere denk gelen getirip, kendi aralarında tatlı tatlı (!) sohbet ettirerek bir yerlere varabilmelerini,
“Lost'un” yeni bölümüyle geçiştirmek mümkün oldu (artık bana ruhsuz mu elle tutulur, ilime ve/veya bilime faydalı olacak sonuçlar elde edebilmelerini
dersiniz, yoksa uyanık mı bilemem...?), ancak daha sonra (“SS x 2” formülü sağlamak bu kadar reyting yaptırmaz mıydı acaba ?”, diye de insanın aklına
icabı, “tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanı” misali) yine bu gelmiyor değil hani. (12:57)
tartışmaya (!) geri dönmek de, maalesef, şart oldu (alternatif herhangi bir (13:45) “Burada amaç nedir, üzüm mü yemek (illa yemek gerekiyorsa, yiyicilik
programı, diziyi veya filmi 1200 küsür uydu-kanalının arasından bulamama her zaman moda olmuştur insanlık tarihinde), yoksa (muhalefet, “muhalefet
beceriksizliğim nedeniyle). Bir süre sonra baktım ki, kimse kimseyi ne dinlemek, namına muhalefet” olsun diye) bağcıyı mı dövmek, anlayabilmiş değilim !”,
ne ikna olmak, ne de ikna etmek istiyor. Tek dertleri “Sükse Yapmak” (aslında demek isterdim, ama biz anladık onu; Sizde anladınız onu (veya biliyordunuz
amaç toplumu ve ortalığı bulandırmak ve “Çözümsüzlük Çözümüne” iletmek) zaten). Malum “Kanalın”, “ne idüğü belirsiz” (aslında belli ya, neyse...) şarkıcı-
olduğundan, insan ister istemez “Bu (kelli-Felli) adamlar (baksan, adam sanırsın) aktris bozuntusunu istihdam edip (...ve hatta kendisine bir program tahsis etmek
niye oraya oturmuşta, ağızlarında bu kadar büyük laflar geveliyor ?”, diyesi suretiyle gerçek amacını bariz belli eden bir kanalın; Artık siz ne anladınız, ben
gelmiyor da değil yani (cümle bir ihtimal düşük, ama böyle kalsın...). Solda ne anladım bundan, ayrıntıya girmek abes...), öte yandan gerçekleri
(sunucuya göre sağda, eğer bir anlam ifade etmesi gerekiyorsa) oturan gevelemeden dile getirebilen, kanalda muhtelif programlara çıkan ve hatta
(insanlara “Kur'an 'ı anladığınız dilde okuyun !” demekten aciz, sözde) Alim ve gazetesinde de yazan bir Prof.'a tercih etmesi, “daniska (İneğin Bokunu)
(ezberci ve sözde “Mehdi Spor” Takım taraftarları) Hadisciler olsun, sağda oturan yemenin” ve halt etmenin de nesidir ? Kabul, malum Prof.'un (bence takdire
(batı-materyalizm-felsefesi ve ahlakı, mutaassıp ve dogmatik, yine sözde) Bilim şayan) feveran çıkışları da, herkesçe bilinen (ve bence göz ardı edilebilecek)
Adamları ve (entel-dantel ve yine sözde) Aydınlar olsun; Her iki taraf da, farklı gerçeklerden biridir, ancak böyle davranışlarıyla seyircinin gözünde “Hz. İbrahim”
bir noktadan (Deytum 'dan, Bak. önceki programlarda tartışmaya katılmak gibi mertebesine ulaşabilen, “Gören ve İşiten İnsanların” son umut kaynağı olabilen
bir talihsizliğie imza atmak zorunda kalan Bayraktar BAYRAKLI 'nın “Deytum” ile (bence çok değerli) bir insanı da küstürmek için, baya da kendisiyle uğraşmak
ilgili anlatmaya çalıştıkları...) yola çıktığı için, asla birbirlerini ikna gerek herhalde (M.B.'nın bunu yaptığını biliyoruz az çok...). Neyse ki, artık
edemeyeceklerini veya karşı tarafın kendilerini ikna edemeyeceğini pekala biliyor kendisi de hem (“Pisliğin Çokluğuna” şahit olma fırsatı bulduğu) politikayı
olmalarına rağmen, ısrarla (pseudo- veya pozitif-) bilimsel, ilimsel (veya değil), bırakarak, hemde ilmi ve bilimsel çalışmalarına geri dönerek, hayatının (inş-
argümanlarla (ve her biri kendine göre ezberledikleri dogmatik pseudo-bilim/ilim Allah) çok daha verimli bir dönemine girmiş ve böylece bizi (en azından beni) de
ve) laf kalabalığı yapıyor olmalarını, ben şahsen çok manidar buluyorum (belkide biraz olsun teselli etmiş bulunuyor. Şimdilerde kendisini hiçbir kanalda göremiyor
sadece ben). Anlaşılacağı üzere, boşuna da “Ahir Zaman: Dezenformasyon Çağı” oluşumuz da, ülkemizde ve genelinde dünyada “Pisliğin” ne kadar çok
diye makaleler yazmıyoruz herhalde burada. Örnek olarak böyle olaylar (Belkide miktarlarda arttığına dalalet etmektedir. Doğru söyleyenler hiçbir köyde
iyi niyetli olan bu “Hadi gelin, Evrimi tartışalım !” olayları...) gayet güzel bir barındırılmadıkları gibi, sürgünlere ve hicretlere maruz bırakılırlar. Bu Prof. 'un,
şekilde makaleme dahil edilebiliyor böylelikle. Hadi, malum Kanalın derdini de bir şekilde, insanlık adına daha nice çalışmalarına ve her şeye rağmen “havalara
anladık: Atraksiyon ile Reyting (ve böylelikle Reklam Geliri, bana göre Rant'ın bir girmemesine”, şahit olmaya devam etmek isterim şahsen.
çeşidini...) elde etmek. Ticarethane değil mi (Medya şirketleri birer ticarethane, NOT: Burada adını doğrudan anmadıklarımız: “Kanal”, “İlim Adamları”, “Bilim
bunu kimse inkar edemez...), elbette önce cebini düşünmek zorunda (patron Adamları”, “Alim”, “Hadisciler”, “Şarkıcı-Aktris” ve “Prof.” gibi tabirleri,
“Amme Hizmeti İçin” kurmadı ya şirketi ?), şaşırmadık da zaten (Malum, “Pisliğin makaleyi/yazıyı bir Fabl'a (Prof. hariç, tenzih ederim) dönüştürmek ve böylece
Çokluğu...” bizi şaşırtmamalı ! Bak. Kur'an-ı Kerim). Ne kadar kavga ve gürültü, olası tazminat davalarından yırtmak için, özenle seçilmiştir; Benzerlikler
polemik ve abuk subuk tartışma (konu ne kadar iyi seçilmiş olsa da, klişe tamamen tesadüfi ve kasıtlı değildir. Bilginize !
olmaktan öteye gitmiyor) olursa (bakmayın “Düzeyli tartışmalara imza Konuyla (Ahir Zaman) ilgili olmak üzere, aklıma gelen ve içimi burkan bu olayı,
atıyoruz !”, diye reklam yapmalarına...), reyting için o kadar iyidir. Buna, bir yere bu şekilde dile getirerek dengelenmiş ve elimden geleni yapmış olduğum için
kadar, anlayış göstermek mümkün olsa da, ayıplamadan geçmek de olmaz. mutluyum. (14:30)
(12:28)

Sayfa 5/5 - Ahir Zaman: Dezenformasyon Çağı

You might also like