Professional Documents
Culture Documents
Uncertainty Principle
Uncertainty Principle
Hakan ÜÇOK
Belirsizlik İlkesi
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
17.06.2010, Perşembe – 11:00 pek de mantıklı olmayabilir, netice itibariyle iman ederek Allah'ın mutlak doğru
Makale: Belirsizlik İlkesi bilgi verdiğini peşinen kabul etmiş oluyorsunuz; Böyle olsa da (bazıları bununla
Yazan : Hakan ÜÇOK imanınızın derecesini ölçmek gibi bir hataya kapılabilirler ki, imanı kesin olarak 0
veya 1 olarak kabul etmekten başka çaremiz de yok gibidir...), Kur'an kendisi
Belirsizlik İlkesi aklımızı kullanmamızı emrettiğinden (emirdir resmen, öyle tavsiye falan da
değil...), şüpheci bir yaklaşıma kem gözle bakılacağına ihtimal vermiyorum.
Quantum Fiziği Teorisinde (veya Hipotez) Belirsizlik İlkesi (Bak. Uncertainty Aklını kullanmanın, ölçüp biçmenin, eğer Kur'an-ı Kerim 'in öngördüğü şekilde
Principle-“Heisenberg İlkesi“) kendini önemli (sözde) bir paradoks olarak sunar (doğru niyetle) yapıldıkça, mahzuru yok (en azından ben böyle bir içtihat
(öyle ki, resmen dogmatizme döker işi). Oysa, Kur'an Ahlakı ile ele aldığınızda, sonucuna varmış bulunuyorum...). 11:58
belirsizlik diye bir ihtimal (tesadüf gibi bir şey) söz konusu bile olamaz (çoğu 11:59
inkarcı buna dogmatizm diyebilir, tabiatıyla...). Külli irade vardır ve Einstein'ın da Deytum 'umuzu belirttikten sonra, asıl konumuz olan “Belirsizlik İlkesi”
dediği gibi (Sözü şudur: “Tanrı zar atmaz”) evrende (uzay-zaman) ve genelinde meselesine geri dönersek eğer; Quantum Mekaniği tabir edilen (sözde) çözüm ile
kainatta, tesadüflere yer yoktur (tesadüfün ihtimaline dahi yer yoktur). Olaya bu hesabınızı kitabınızı yaptığınızda konu, ışık dalga mıdır yoksa tanecik mi
açıdan yaklaştığınızda, klasik (dogmatik) bilimin karşılaştığı sorunlarla da sorusuna bir sentez bulmak mümkün görünse de, ortaya işte böyle bir “Belirsizlik
(açıklanamaz paradokslarla) karşılaşmanız mümkün değildir. Olay apaçık İlkesi” çıkmakta ve bu olayı “tesadüfe” bağlamak zorunda kalıyorsunuz, çünkü
ortadadır (görmeyi isteyene ve bilene). Bunun idrakinden sonra yapacağınız deytumunuz itibariyle (felsefenizin rasyonelliği nedeniyle) bir Yaradanı (ve O'nun
ilerlemeler ancak sizi sorunsuz ve açıklanabilir (uğraşınca da deneylenebilir) külli iradesini) anmanıza izin verilmemiş bulunuyor. Olay böyle olunca bir
bilimsel gerçeklere götürür (Fetva vermiş gibi oldu, ama değil; Haddime de değil “kıvırtmaya” ihtiyacınız var, onu da “Tesadüf” olarak tanımlamak zorunda
zaten... Yaptığımız, farklı, alışılmadık yöntemler ortaya koymak. Denememek kalıyorsunuz. Gel gelelim, en basit dille söylemek gerekirse, tesadüf diye bir şey
gibi bir ısrarın arkasında başka nedenlerin yattığını söylemek zor değil benim yoktur. Bilgisayar mühendisleri gayet iyi bilir, herhangi bir şekilde “tesadüfi bir
için...). Daha önce de yaptığımız analizler ve yaklaşımlardan da yola çıkarak ve sayı” elde etmek istediğinizde kullanılan yöntem, çok büyük hızlarda ve
dahi felsefemizi kullanarak, Belirsizlik İlkesi diye birşeyin olamayacağını ispat hassasiyetle, sürekli açılışından bu yana geçen zamanı ölçen donanımlar
etmek de aslında zor değil, ancak ortaya çıkacak olan sonuç farklı kişiler (bilgisayarın iç-saati) kullanılır. Bu sayılardan elde edeceğiniz rastgele bir sayıyı
tarafından farklı algılanacaktır (bu, İman ve Küfür ile ilgili). [RND(X)] ancak kullanabilirsiniz. Ama bu rastgele seçimi yapma sıklığınız
(18.06.2010, Cuma – 11:35) arttıkça ve frekansı değişmedikçe, sayıların tekrar etmesi gerçeği de artmaktadır.
Yine daha önce de belirtmiş olduğum üzere, farklı deytum 'lardan (Kur'an 'a göre Bu manada tamamen sonsuz rastgele sayı dizileri elde etmeniz asla mümkün
iman veya küfür; Pozitif bilime göre rasyonel veya değil...) yola çıktığınızda, her olamaz. Hal böyle ve bu, bilim tarafından gayet iyi bilinmekteyken, “pozitif bilim”
zaman “diğerleri” dediğinizi dogmatizm ile suçlamak/damgalamak mümkün, bu olarak çıkar da, “tesadüf” diye bir tanımlamayı somut bir gerçek olarak kabul
belirlenebilir mantık ile yola çıkarsanız buna “normal” demek şart. Tartışmaya ederseniz, ben aklınızdan ve daha önemlisi niyetinizden şüphe duyarım,
gerek yok aslında, herkes bildiği gibi yapsın. Burada belirtmek istediğim asıl duymayanlara da şaşarım. 12:21
nokta, benim “deytum'um”: Mutlak ve doğru bilgi kaynağı olarak: Kur'an-ı Aynı (deytumunuza görece) “mantıksızlığa”, Evrim Teorisinde de rastlamak
Kerim. Gerisi benim için şüphe ile yaklaşılması gereken, olası mümkün, ama bu konuda zaten yeterince polemik yapılmış bulunuluyor, daha
dezenformasyondur, kılı kırk yarmak en başlıca görevim. Deytum'unuz ne olursa fazlasına gerek duymuyorum. Ne yazık ki, evrim teorisine çarnaçar veya güçlü
olsun, farklı yöntemlerle varacağınız (eğer varabilirseniz/varabilirsek) sonuçlar itirazlar yükselmesine rağmen, Big-Bang ve onun beraberinde getirdiği
tamamen birbirine zıt olmak zorunda da değildir, ancak önemli olan, bu sonuca “Belirsizlik İlkesin” gibi çözümlere gıkını çıkartana ben şahsen henüz
veya sonuçlara kendi (felsefeniz ve) çabalarınızla varmanız (yani, kendi aklınızı rastlamadım (aynaya baktığımda gördüğüm kişi hariç). Konuyu kavramanın
kendiniz kullanmanız, başkaların size gümüş tepside sunmalarını beklemek (bırakın şüphe ile yaklaşmanın ve eleştirmenin) zorluğunu aşabilecek miktarda
değil). Bu manada, pozitif bilimlerde de bazı bazı gördüğümüz (muhalefet zeka ve akıl sahibi insan mı yetişmiyor ülkemizde (ve dünyada), yoksa aklı
babında) kendi kendine ve başka düşüncelere veya felsefelere olan eleştirel erebilecek olanların mı işine gelmiyor (salla başı, al maaşı), buradan bakınca
yaklaşımları, kötü niyet aranmaması şartıyla, aynen Kur'an-ı Kerim için de kestirmek zor, kesin bir kanaate varabilmiş değilim. Ama bildiğim bir şey varsa, o
geçerli olabilir (bu, sizin vicdanınıza kalmış). Şüphe ve kuşku belki Kur'an için da, bunca yazmalarıma rağmen, şimdiye kadar hiç kimsenin yazdıklarıma itiraz