You are on page 1of 4

B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...

Hakan ÜÇOK
Deneyler 2
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
09.08.2010, Pazartesi – 12:30
Makale: Deneyler 2 Şimdi kritik yoğunluk olarak kabul ettiğimiz, 6 atom/m3 (metreküp başına 6
Yazan : Hakan ÜÇOK atom) için bizim elimizde bulunan 4 atomlu protogen için bunun 4/6 (/6*4) yani
0,66666666666666666666666666666667 m3 (yani sadeleştirince 2/3) kadarını
Deneyler 2 elde edebilmek için Eşkenar Piramidin kenar uzunluğu (Resimdeki A, B, C, D
atomlarının birbirinden uzaklıkları) kaç cm (santim) olmalı ki, eşik değerini
(Kritik Yoğunluğu= (12 atom/2m3/3) verebilsin ?
AB=~20,39648902655506cm ise (OpenOffice Calc programı ile en fazla
20,3964890265551 rakamına ulaşabiliyorum !), bu eşik değerini bulmuş oluyoruz.
“Vakum nedir”, “Karanlık Madde nedir”, “Karanlık Enerji nedir”,
“Antimadde nedir”, gibi soruların doğru cevaplanabilmesi açısından, bu
hesapları yapmak zorunda kaldım. İyi de oldu bence (Zihinsel spor). İşte bu eşik
değerinden küçük uzaklıklar (yüksek oranda yoğunluk) için madde var
olmakta, üstündeki değerler (düşük yoğunluk) için, atomların içinde bulunduğu
durum ve hal, yokluğu (herhangi bir enerji emisyonu olmamasını, mutlak
sıfır=-273°C) veya bir üst boyutta (5. boyutta) olmalarını gerektiren bir durum
ortaya çıkmaktadır. Bu ilginç olaya artık nasıl bir ad takarsınız, size kalmış.
Maddenin, ancak bu durumuna, Vakum demeniz mümkün. Eğer CERN'deki
hızlandırıcının tünellerinde (mutlak) Vakum vardır diyorsanız, bence bu mümkün
değil, çünkü vakum, 4 boyutlu evreni tarif etmiyor ve hacimsizlik (mutlak
3 Boyutlu Eşkenar Piramit
tekillik) oluşturuyor (daha doğrusu hiçliği oluşturuyor, ama bu hiçliği tespit
“Datum”, “Aklını Kullanmak” gibi makaleler ile uğraşırken, aynı zamanda edebilecek bir aygıt henüz icat edilmedi...). 14:22
Protogen Hesaplamalarımda da gayet güzel ilerlemeler kaydetmiş Bu durumdaki bir “ortama”, atom çekirdeğinden koparttığınız protonları gönderir
bulunuyorum. Bu hesaplamalarıma “Datum” adlı makalemde de dikkat de, çarpışmalarını beklerseniz, elde edeceğiniz sonuçlar gerçekten de çok ama
çekmiştim (hani geometri bilgilerimle sorunlar yaşamıştım ya...). Vardığım sonuç çok ilginç olacaktır. Ve bakalım bakalım, ne tür kıvırtmalar ile karşı karşıya
şudur ki; Bir Eşkenar-Piramidinin (Protogen temelini oluşturan şeklin) sadece kalacağız bu sefer... Bence Quantum teorisi öldü (zaten Prematüre doğmuştu) ve
Kenar Uzunluğunu bilmekle, hem yüzeyini (Alan=S), hemde hacmini yanında “Big Bang Teorisini” de götürdü, yaşasın yeniden uyduracağınız yeni
(Volume=V) bulabiliyoruz artık. Tabi bir de Hipotenüs hesabını bilmekte fayda Zan'lar, Masallar. Bunca zahmet edip kaynak (milyarlarca dolar) harcadıktan
var. Bu, bizim Kritik Yoğunluk 'tan anladığımız eşik değerini bulabilmemiz için sonra, bırakın Higgs-Parçacığını bulmayı (çok ararsınız...), Big Bang
gerekli olmaktadır. Uydurmasının YANLIŞ olduğunu keşfetmek, çok acı olsa gerek ve bence de çok
Buna göre (Bak. Resim): manidardır (nasıl oldu da oldu acaba? Hayret !). Evrenin (ve genelinde kainatın)
|ABC| Eşkenar Üçgen ve |ABCD| Eşkenar Piramidinde, tesadüfen ve rastgele oluştuğunu iddia etmenin ve kendini yırtarcasına ispat
AF=AB/2, etme çabalarınızın (pozitif, rasyonel bilim dediğinizin...) faydaları (!), işte elde
CF (Yükseklik=h1) = √(AB-AF) ki, 8,6602540378443900 'e tekabül ediyor ettiğiniz (edemediğiniz) sonuçlardır (Afiyet olsun...). Rasyonel olmasını
ve Alan için, S=(AB*CF)/2 formülünü kullanıyoruz. istiyordunuz ya, Termodinamik diye ortaya attığınız kurallar ve/veya kuramların
CE (Dış Çevre=r2) = 2/3 CF, açıklayamadığı “Yoktan Var Olma (Yaratılmış olması) Gerçeğini”, 4 boyutlu
EF (İç Çevre=r1) = 1/3 CF ve nihayetinde, evrendeki mevcut imkanlarınızla açıklayamayacağınızı anlamak için bunlara
DE (h2) = √(AB-CE) ki buda, 8,1649658092772600 'e tekabül eder veya gerek var mıydı ki ? Aslında baştan beri inat edilmeseydi, vakit- ve nakit- kaybı
DE (h2) = √(CF-EF) ki buda önceki gibi, 8,1649658092772600 'e tekabül engellenebilirdi. 15:01
eder. Hacim ise şu formüle göre hesaplanıyor: Ama “ille de teknoloji” demenin, “ben yaparım”, “ben ederim” 'lerde ısrar
V=1/6 (AB*CF*DE) etmenin nafile çabalar ve kendini kandırmaca dan öteye gidemeyeceğini

Son Değişiklik: 23.08.10 - 10:54:03 | Sayfa 1/4 - Deneyler 2


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Deneyler 2
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
(naçizane) ben (biz) bile anla-dım (-dık), sizdeki bu ısrar niye ? Demek
olabilir ki, bunun arkasında çok daha önemli gerekçeler var, hedef: Çözümsüzlük 16.08.2010, Pazartesi – 12:04
Çözümü; Bir işi sürüncemede bırakmak, vakit kazanmak, ortalığı bulandırmak, Farklı Deytum'larla farklı sonuçlara varabileceğimiz gibi, birbirine paralel veya
saptırmak, sapıttırmak, kısaca Dezenformasyon (Batıl) yaymak. Niye ? Çünkü eşit/benzer sonuçlara varabilmemizin de olası (işte bu tam bir olasılıklar
Hak, işinize gelmiyor (Bak. daha önce alıntı yapmış olduğumuz Ayetler). Yoksa, diyarıdır) olduğuna dair bir şeyler yazmıştım ya hani; Bu, mantıklı düşünürsek
olabilir mi, gerçekte görünmeye çalıştığınız gibi zeki değil misiniz (Aptal mısınız olanaklı bir var sayımdır. Aklınızı rasyonel (dogmatik, hazırcı) bilimin merkezinde
olm...) ? 15:15 odakladığınızda, buna endekslediğinizde, yaptığınız her şey, vardığınız her sonuç
10.08.2010, Salı – 13:35 mantıklı gelebilir (bu, bazı tutarsızlıkları göz ardı etmeyi gerektiren bir işlem olsa
Protogen Hacim Hesaplamasına Not: da, hepsini sayayım mı şimdi ?). Bunu şahsen yapmış bulunuyorum (üşenmedim
“Ken Ward's Mathematics Pages” [LINK] sayfasında Triangular Base başlığı ve gocunmadım, empati yaptım). Şimdi, aynı şekilde rasyonel (veya pozitif)
altında: bilimcilerden de, arada bir, “Vayh'e” dayalı odaklanmalarını, bunu en azından
V=b*p*(h/6) ki benimkinde, ihtimal dahilinde kabul etmelerini, vakit kaybı olarak görmemelerini beklemek
Hacim=AB*CF*(DE/6) formülüne tekabül ediyor... çok mu yanlış oluyor ? Bir kerecik olsun Deytumunuzu, Vahy'e dayandırsanız,
şeklinde bir formül keşfettim. Bu formül ile Eşkenar Piramidin hacmi olaylara bu açıdan da baksanız, ne zararı olabilir, ne kaybedersiniz ki ? Bunu
hesaplandığında (Bak. Office Calc Dosyası) benimkiyle aynı sonuç çıkıyor. Bu da yapmaktan imtina edenler (pozitif, rasyonel, dogmatik bilimciler) acaba
demek oluyor ki, aslında tekerleği tekrar icat etmek, özellikle de Hipotenüs “korkuyorlar” mı: Komik duruma düşmekten, alay edilmekten, hatta belki
olaylarına da hiç girmeye gerek yokmuş. Ancak şu da var ki, böylelikle benim var dışlanmaktan, hor görülmekten, aç kalmaktan, takibata uğramaktan, ortadan
sayım olarak aldığım: kaldırılmaktan, ateşe atılmaktan mı korkuyorlar ? Bunu yapmamalarının sebebi,
CE (Dış Çevre=r2) = 2/3 CF, saydığımız nedenler mi, yoksa, “Göz Göre Göre” İnkar etmeleri mi ? Bu
EF (İç Çevre=r1) = 1/3 CF olağanüstü çabalarını (görmemezlikten gelmelerini) ben şahsen çok manidar
buluyor ve İnkar'a dayandırıyorum (Aytetleri daha önceki makalelerde
şeklindeki formül de doğrulanmış olmakta ve böyle de bakınca, tekerleği icat
bildirmiştik). Yoksa, mümkün değil, bu kadar kendini yırtarcasına, olasılık olarak
etmek göründüğü kadar gereksiz değilmiş. En azından olayı kendi aklımızla
dahi görmemelerini başka türlü açıklayamıyorum. Öte yandan da, kendilerine
düşünerek keşfetmiş, hazır gümüş tepside sunulanı yutmamış oluyoruz. Üstelik,
sorsan: “Biz mutlaka Vahy'e uyarız!”, diye beyan eden o güruh (Hadisçiler),
bizim formülümüz tek bir veri ile (AB, yani kenar uzunluğu) yetinmekte ve
bilim: “Evrim Teorisi” dediğinde, (haklı olarak) pis pis bakmalarına ve bin bir
sadece Eşkenar Piramide hitap etmekte, oysa Ken Ward 'ınki farklı üçgen tabanlı
dereden su getirerek ciyak ciyak itiraz etmelerine rağmen, aynı zihniyetteki
şekilleri de hesaplayabiliyor (yani farklı CF ve DE 'leri), ancak mutlaka CF ve DE
bilimin: “Big Bang” dediğinde bu (bana göre) mantıksızlığı “Ha, evet ! Bu,
'ye ihtiyaç duyuyor, ki bunları bilmiyorsanız ayvayı yemiş bulunuyorsunuz (benim
Kur'an dada var !”, diyerek hemen, sorgusuz sualsiz tasdik etmeleri, iyice
başlardaki saç baş yoldurtan halim...). Sonuç: Tekerleği tekrar icat etmek bu
araştırmadan (belki de anlamadıklarından veya akıl yürütmekten aciz oluşları
sefer çok da yanlış değilmiş, hatta pek de isabetliymiş. 13:51
sebebiyle) sazan gibi atlamaları, bence çok anlaşılmaz ve şaşılası bir davranış
(aslında anladım ben onları da, saf rolü oynuyorum...). Kur'an-ı Kerim'i bir bütün
olarak görememeleri ve hatta tefekkür ile okumamış olmalarını gerektiren bir
15.08.2010, Pazar – 21:16
davranış bu. Yoksa, ayette:
Kendime not:
[Zariyat Suresi, 51:47] “Göğü kudretimizle biz kurduk ve biz onu
Coğrafi konum itibariyle bulunduğum yerin çok sıcak ve de nemli olmasından
genişletmekteyiz”
dolayı, şu aralar bir şeyler yazmakta çektiğim güçlük bir yana; Açlık, susuzluk
Diyanet'in notu: Ayet, “Göğü kudretimizle biz kurduk ve biz onu
ve nikotinden uzak oluşumun, zihinsel fonksiyonlarıma olumlu etki etmesine dair
genişletmekteyiz” şeklinde de tercüme edilebilir. Bu bakış açısı, modern
beklentilerim, şu ana kadar gerçekleşmiş değil. Bu benim için çok büyük bir
astrofizikte gündemde bulunan, evrenin sürekli genişlemekte olduğu görüşünü
hayal kırıklığı olmasıyla beraber, yine de elimden geldiğince az çok (daha ziyade
desteklemektedir.
az) akıl yürütme ve felsefe yapma çabaları gütmekteyim. Ne kadar başarılı
Blog yazarın notu: Diyanet de tümü Astrofizikçilerden teşekkül dahiler
olurum, şu an bilemem. Dolayısıyla, yazılarımı eskisi kadar sık günceleyemiyor
toplumu ya, hemen fetvayı da verivermişler.
olursam, sebeplerini yukarıda belirttim. 21:23
Son Değişiklik: 23.08.10 - 10:54:04 | Sayfa 2/4 - Deneyler 2
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Deneyler 2
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
olarak geçen beyana dayanarak, “Big Bang” modelinin empoze ettiği konusunda ya karadır, ya da beyaz (0 veya 1) ki, inanmıyorsa bizim tepkimiz
“Genişleyen Evren var sayımına“ hemen atlamaları başka nasıl açıklanabilir ? (Ayetleri var !): inanmayanı kendi haline bırakmak ve beklemektir, zorla ikna
Oysa bugün bilinen bir gerçektir ki (1920 'lerden beri), evrenin etmek değil (hele ki, canlı bomba göndermek hiç değil...). 14:21
“genişliyor/şişiyor olması olasılığı” ile beraber (sonsuz bir hacim genişlemez Hani günün başında (saat 12:04 gibi), konuyu açtığımız “farklı deytumları
veya şişmez biliyoruz da, mesela dedik, hacimsel bir genişlemenin söz konusu anlamaya çalışma” olayı vardı ya; Bir adım (görece) ilerde olan bir (veya daha
olduğundan değil, bize göre madde yörüngelerde tespih ve tekamül eder ki, çok) adım geriden geleni anlayabilir, ama geriden gelen (belkide) asla ilerde
bu da tespit edilen “Kızıla Kayma” ve “Mora Kayma” olayına ters düşmez), bizim gideni anlayamaz (Al-i İmran, 3:84), anlamak istemez (İnat): (Bir adım
Merkez Zaman Ufku olarak adlandırdığımız ve “Hubble Hacmi” olarak bilimde ötesini) Gören ile (geçmişe takılıp önünü) Görmeyen, bir olmaz (Ayetlerle
yer almış olan “Gerçeği” (!) (ki, bunun da varmak istediği nokta baştan belli sabittir: [Fatır, 35:199 – [Mü'min, 40:58] – [Ra'd, 13:16] – [Hud, 11:24] - ... ).
aslında) kavradığınızda, (ışık hızı ile) genişleyenin (“Kritik Hızda” genişleyen Bu manada, iman edenlerin her zaman aynı inkarcı zihniyet tarafından,
veya şişen evren değil), bizim küresel ufkumuzun olabileceğini niye göz “gerici” (neye göre acaba ?) olarak çağrılmaları da (ki bu lafı hak edenler de yok
ardı ederler veya bilmemezlikten, anlamamazlıktan gelirler ? Cümle çok değil hani, mesela işgüzar, ezberci hadisçiler...) bir başka komikliktir. Kim
karmaşık oldu, farkındayım (öz eleştiri babında...). 12:53 önde, kim geride, kime göre ne, nasıl, nerede, neden (görecedir)? İşte buna
13:00 Belkide bu konuda henüz yeterince kafa yormamışlardır veya bu açıdan felsefe denir. Mutlaka felsefedir; Ama tasdik edersiniz, ama etmezsiniz. Aynı
olaya bakmak akıllarına gelmemiştir (Bu konudaki beyanları ile, Bak. Blog'umda “oyunu”, dinler arasındaki ilişkilerde de görürüz; Musevi İseviyi anlamaz, İsevi de
yaptığım alıntı., hadisçi zihniyetin, kendini haklı çıkarmak, tasdik olunmak Müslümanı anlamaz (aslında anlamak istemez, anlasaydı zaten Müslüman
amacıyla, bilime yamanması, kıyakçılık yapması bariz ortada... Yoktan var olurdu...), ne var ki (ikiyüzlülükle) hepsi birbirine (asıl geridekiler bir adım ötede
edildiği, yani yaratıldığı gerçeğine bir diyeceğimiz yok, ancak Big Bang ile olanlara) mavi boncuk dağıtırlar, “Saygı duyarız !” masalını tekrar ederler (ta
yaratılmış olması gerekmiyor !). Ama “Evrim Teorisi” diye inatla ve inkar ile ki, punduna getirinceye, zayıf anını yakalayıncaya kadar, o zaman da, tut
yürüyen bilime, diğer konularda da aynı şüphecilikle yaklaşmaları gerekmez tutabilirsen, hiç bir anlaşmaya sadık kalmazlar, ayetle sabittir: [Tevbe, 9:8]).
miydi ? Bu şimdi, biraz hazırcılık ve dogmatik bilimin ekmeğine yağ sürmek Kur'an (mealen) der ki (mealen, muhtelif ayetlerde): “Bırak onları, oyalansınlar
olmuyor mu ? Buna en çok sevinen de inkarcı dogmatik bilim olsa gerek. 13:23 dursunlar; Onlar seninle savaşmadıkça, sen onlarla savaşma.”, ki burada “İntihar
Aklını kullanarak, Kur'an okumak, kendi içtihadını yapmak, her sorusuna Kur'an Bombacısı ol da, herifleri havaya uçur !”, demez (özellikle de kendi canına
'dan cevap bulmak, kanaat edinmek yerine, asıl miktarı (bir rivayete göre !) 500 kıymak, akla mantığa uymaz), ama nasıl oluyorsa bazı (sözde) Müslümanlar
'leri ancak bulabilen ve fakat nasıl olduysa, bugün 1,5 milyonları bulan (Sahih, böyle bir talimat varmışcasına, kendilerine vazife çıkarmaktalar (Olası uydurma
Güçlü, Zayıf ve muhtelif mezheplere göre farklı “değerde”) Hadislere rağbet hadislerde neler yazıyor bilemem, her şeyi eksiksiz açıkladığını beyan eden
eden, Hadis'in gerçek olup olmadığına, Kur'an-ı Kerim'i temel alarak karar Kur'an-ı Kerim 'den ötesine aklım ermez, çok şükür !). Elbette burada, Nefs-i
vermekten aciz, işte bu Hadisçiler, yedikleri nanenin (veya daniska, zevk Müdafaa konumunda (ve resmen savaş halinde) olanlara bir şey dediğimiz yok,
meselesi...) belkide farkında bile değiller. “Düşünmeyince”, “Aklını onlarla tam bir empati halindeyim (eğer haklıysalar, haklının yanında olma ahlakı
Kullanmayınca”, böyle oluyor demek (Yoksa ben mi ortada olmayan şeyler nedeniyle, ne var ki kalkıp da saldırgana, haksıza, savaş açmaktan aciz haldeyiz
görüyorum ?). 13:46 şu aralar). Bu mealen yazdıklarım, Fetva niteliğinde değil (apaçık Kur'an da
14:14 Asıl parmak basmak, dikkati çekmek, istediğim ince nokta şudur ki: Neye geçen ve parantez içinde saydıklarımız ve daha fazlası ayetler öyle ama...),
sazan gibi atladığınıza, neyi düşünmeden tasdik ettiğinize iyi bakın, yoksa zaten üstüme vazife de değil, sadece benim naçizane içtihadım (insan okuyunca
kaş yapayım derken, göz çıkarmak işten bile değil. Esas şu olmalı ki, ortak bir ister istemez bazı sonuçlar çıkarıp, kanaat ediniyor, belki doğru, belki yanlış
paydada (ALLAH Birdir de: Al-i İmran, 3:64) buluşamadığınız hiç bir felsefe veya kimine göre...) ! Görüyorsunuz ya, her şey ne kadar “göreceli” ?! Buradan
deytum 'u tasdik etmekte acele etmeyin. “İnancınıza saygı duyuyoruz !” (iman ve ahlaken) bakınca, işte olay böyle; Oradan nasıl görünüyor ?14:54
saçmalığına da kanmayın artık, çünkü saygı duysaydı (kim ne kadar tatlı dille
derse desin), zaten iman ederdi veya neye inandığınızı anlamaya çalışırdı NOT:
(empati, ki o da yok), gerisi boş laf kalabalığı ve mavi boncuk dağıtmaktan Eğer siz de Kur'an okuyup, içtihat yapmak ve kanaat edinmek istiyorsanız,
ibaret (bunu görmemek için çok salak veya idealist olmak gerek). Bu anlamda, indirin (download) Kur'an-ı Kerim 'i ve başlayın: [Muhtelif Dillerde]
saygı duymayı inandırıcı kılacak gri bölgeler asla yoktur ve olmadı. İman ●

Son Değişiklik: 23.08.10 - 10:54:04 | Sayfa 3/4 - Deneyler 2


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Deneyler 2
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
15:37 olmak üzere taraflara bölünmüş, olay katliamlara kadar ilerlemişti. O zamanlar
Deneyler 2 (devam) çocuk aklımla (13 yaşımda), bu uzaktan da olsa duyageldiğimiz felaketleri
Şimdi, eğer Deneyler konusuna geri dönebilirsek, CERN 'de yürütülen deneyler önleyen (veya önlediğini söyleyen) insanlar bizlere kahraman gibi görünmüştü
açısından: Farz edelim ki, mutlak vakum (Yokluk) elde ettiniz ve bu vakumun (önlerken ne tür katliamlara neden olduklarını çok daha sonra duyduk). Neyse, o
içine, bir şekilde atom çekirdeğinden kopartmış olduğunuz ve ışık hızına yakın konu aslında benim polemik yapmamı gerektirmiyor, laf kalabalığı ile de kendi
hızlandırdığınız (enerji yüklediğiniz) protonları gönderdiniz ve bunlar da çarpıştı. kafamı karıştırmak istemiyorum. Benim kafamı kurcalayan günümüzde cereyan
Hadi, protonların çarpışmasından dolayı ortaya çıkan parçacıkları da bir şekilde eden olaylar ki (eh, yaşımda tutuyor), gördüğüm kadarıyla 80 öncesi toplumsal
tespit ettiniz (nasıl olacaksa artık, pek aklım ermiyor ya, neyse...), saydınız, hüsranı her açıdan katlamakta. Şimdi bir “Evet – Hayır” oyunu oynanıyor ki, 12
dökümünü aldınız ve analiz ettiniz (analizler kaç yıl sürecek, o da bilinmiyor ya, Eylül öncesini aratacak neredeyse (bu gidişle o da olacak gibi gibi...). Toplum
hadi ona da neyse...). Bu deneyin, iddia ettiğiniz ve yoktan (tesadüfen, rastgele) yine, en az iki, taraflara ayrılmış (aslında 3 ve hatta daha çok: evet, hayır,
oluşan Big Bang modelinde cereyan eden “olaylarla” yakından uzaktan, boykotçular, atıyorum:sol evetçiler, sağ evetçiler, sol hayırcılar, sağ hayırcılar,
herhangi bir benzerliği var mı acaba, yoksa kendinizi mi kandırıyorsunuz (ben aleviler, bektaşiler, sünniler, şiiler, tüsiadcılar, müsiadcılar, sendikacılar,
pek ikna olmadım da)? Bu hızda (ışık hızına yakın, ama tam ışık hızı değil...) ve mendikacılar, vs. vs. vs.; Aslında neredeyse sınırsız sayıda, 80 milyon, taraf
enerjide (kinetik enerji?) ve dahi ortamda (vakum olsa da, mutlak mı değil mi bulmak mümkün). Oysa seçenekler sınırlı: Evet veya Hayır. Benim açımdan, Evet
şaibeli...), etrafa saçılması beklenen parçacıkları (quarklar ve hatta quarkları desem bıyık, Hayır desem sakal, geçersiz kullansam boşa gidecek, boykot etsem
oluşturan daha da küçük olduğu öngörülen bozonlar, Higgs Bozonu/Parçacığı, birilerin ekmeğine yağ sürmek olur; İki ucu değil de, tamamı bokla kaplanmış
nam-ı diğer X-Parçacık gibi...) tespit edebilecek bir aygıtın olmamasını da göz değnek, hiç ele alınacak tarafı yok. Neyse, kafamı kurcalayan asıl konu bu değil.
önünde bulundurarak (veya kulak arkası yaparak) ve fakat detektörlerdeki Asıl mesele, insanlar nasıl oluyor da, oluşturdukları sivil veya resmi topluluk,
sensörler ile parçaların yapacakları öngörülen etkileşimleri nasıl ve neden (hangi adına: “Biz şöyle oy kullanacağız !” diyebiliyorlar, şaşırdım. Bu, tek tek her ferdin
mantık, bilimsel temeller, felsefe ve deytum ile) yorumlayabileceğinizi nereden kendi vicdanıyla vermesi gereken bir karar değil mi. Meydanlara inip oy dilenciliği
kestirebiliyorsunuz, anlamış değilim. Şimdiye (bugüne) kadar makro kozmos'da yapılmasını artık yadırgamıyoruz (çoklu parti sistemine geçişten beri), ama
(uzay ve zaman=evren) yaptığınız gözlem ve yorumların (ki dört boyutun ötesini indiğiniz meydanlara resmi kurumlarda çalışan insanları zorla (şantaj, tehdit)
görebilmiş değilsiniz) aynı zihniyeti ve felsefesi ile mi ? Eh o zaman, hadi getirtip, güneşin altına dikmek neden ? İşte benim anlamadığım olay da, bu
gözünüz “Aydın”, kulaklarınız “Manisa”: Tam da “görmeyi” istediklerinizi “Dikta Olayı”. Keyfimin kahyası mısın, nasıl oy kullanacağımı sana mı
göreceğinizden (yorumlayacağınızdan) hiç mi hiç şüphem yok, sizin de olmasın soracağım ? Biz Türkiye 'yi Cumhuriyet ve Demokratik bir ülke bilirdik, yakışıyor
(gaza bas, dogmalara devam...). İyi mi ? Bundan güzel müjde mi olur (ara gazı mu ? Yakışıyorsa, ancak Muz Cumhuriyetlerine yakışır. Bence birileri (ve
vereyim dedim...) ? Tabi, sonuçları istendiği gibi eğip bükmek zaman alacaktır, kesinlikle diğerleri de) akıllarını bir an önce başlarına toplamalılar, yoksa iş işten
ama kim takar zamanı. Nasıl olsa kıyamet kopmayacak (ironi !) mı dersiniz ? geçecek. 13:48
Orada, sizin yöntem ve felsefelerinizin aksine, patlatmayı, çarpıştırmayı 23.08.2010, Pazartesi – 10:48
gerektirmeyen olaylar cereyan etmiş, ediyor ise ve siz de bunun (henüz) Karamsarlığımı mazur görürseniz (görmesenizde: “TIN !”) şunu söylemek isterim
farkında değilseniz, asla da (bu kafayla) olamayacaksanız; İşte o zaman, yandı ki: “Canım Memleketimde” (ve genelde küresel olarak), “Gökten bir felaket”
canım keten helva. 16:09 gelmedikçe başımıza, bu olaylar düzelecek gibi görünmüyor. Ne var ki, o zaman
◊ 17.08.2010, Salı – 14:32 da çok geç olacak. 10:52
Bunları yazmamın sebebi ve/veya amacı da, kesinlikle “bilim adamlar güruhunu” Asıl konum olan Deneyler (2) ile ilgili aklıma pek bir şey gelmiyor. Makaleyi
ikna etmek değil (tepelerine gökten inmedikçe zaten inanmazlar). burada bitiriyorum. 10:53
Sadece, işler (-i) ters gittiğinde: “Hah, ama ben demiştim !”, diyebilmek için. ●
◊ 20.08.2010, Cuma – 13:10 Aktualite:
Kafamı kurcalayan ve bir türlü sindiremediğim aktüel sosyolojik bir konu var:
Hatırlarsanız, 12 Eylül 1980 öncesi Sağ – Sol davaları vardı (o zamanlar henüz
Türkiye 'de olmadığım vede aklım ermediği için burada ahkam kesmeyeceğim).
Anladığım kadarıyla o zamanlar toplum en az iki (aslında üç: sağ, sol ve tarafsız)

Son Değişiklik: 23.08.10 - 10:54:05 | Sayfa 4/4 - Deneyler 2

You might also like