You are on page 1of 20

ÜNİ TE 8

EROZYONLA MÜCADELE (EROZYONUN ÖNLENMESİ)

ÜNİ TENİ N KONULARI

Çevre Bilinci
• İnsan ve çevre
• Çevre bilincinin önem kazanması

Çevre Ahlakı

Eğitim
• Çevre konusunda bilgi edinme gereksinimi
• Okulda eğitim
• Halk eğitimi

Yasal Önlemler

Erozyonu Önlemede Bireysel Sorumluluklar


• Bireysel sorumluluk
• Demokratik kitle örgütleri

Özet

ARAŞTIRMA KONULARI

Üniteye başlamadan önce aşağıdaki soruların yanıtlarını araştırınız.


1. Çevre kirliliği ile ilgili olarak nelerden rahatsız oluyorsunuz?
Düşününüz.
2. Sizce, çevre insanlar tarafından korunmalı mıdır? Korunmasının ya da
korunmamasının bir önemi var mıdır? Düşününüz.
3. Yaşadığınız yerde çevre koruma çalışmaları yürüten kişi ya da kurumlar
var mıdır? Araştırınız.
4. Yaşadığınız yerde çevre ile ilgili olarak ne türlü etkinlikler
yürütülmektedir?
5. Çevre ile ilgili olarak, gördüklerinizin dışında daha başka ne türlü
etkinlikler yürütülebilir? Düşününüz.

1
ÇEVRE BİLİNCİ

İnsan ve Çevre

Her canlının yiyecek, içecek, su, hava ve barınma gibi gereksinimleri


vardır. Bitkiler bu gereksinimlerinin çoğunu doğrudan topraktan karşılarlar.
Hayvanların bir bölümü bitkilerle beslenir. Diğer bir bölümü de böcekleri ve
başka hayvanları yiyerek yaşamlarını sürdürürler. Hayvanlar, beslenmenin
dışındaki gereksinimlerini de yine doğadan karşılarlar. Kısacası hiçbir canlı,
yaşamını başka canlılar olmadan sürdüremez. Örneğin bir kuşun, yem bitkileri
olmadan yaşamını sürdürebilmesi çok zordur. Bir tür olarak insan da doğada
diğer canlılar gibidir. Yaşamak için başka canlıların varlığına gereksinim duyar.
İnsan doğadan uzaklaşıp, kentlerde yaşamaya başladıkça doğanın ve

doğadaki diğer canlıların kendisi için ne kadar önemli olduğunu unutmuştur.


Ancak erozyon, çölleşme, doğal felaketler ve diğer çevre sorunları ile
karşılaş ınca yaptığı hatayı anlamıştır. Bundan dolayı son yıllarda önemli
düzeyde bir çevre bilinci gelişmeye başlamıştır. Çünkü artık insanlar doğaya
yabancılaşmanın olumsuz sonuçlar doğuracağını duyumsamışlardır. Bu yüzden,
çevreyi korumaya, verilen zararları onarmaya ve bozulmayan yerleri korumaya
yönelmişlerdir. Bu amaçla toprak erozyonunu önleme, toprağın sağlıklı yapısını
yeniden kazandırma, bitki örtüsünü koruma ve geliştirme çalışmalarını
hızlandırmışlardır.

2
İnsanın çevreye zarar vermesinin temel nedeni, çevreyi değiştirebilme
yeteneğine sahip olmas ı ve tüketme arzusudur. Çünkü insan, diğer canlılar gibi
sadece barınma, beslenme vb. gibi temel ihtiyaçlarını karşılamakla yetinmez.
İnsanlar güvenli ve konforlu yaşayacakları bir ortam isterler. Eğitim almak için
okul isterler. Tedavi olmak için hastahane, üretim için fabrika, enerji vb. birçok
şey isterler. Kısacası insanoğlu hep istemiştir. Ta ki günümüze kadar.
Günümüzde ise artık doğaya bir şeyler vermesi gerektiğini, en azından koruması
gerektiğini öğrenmiştir. Yani çevre bilinci doğmuştur.

Doğanın tahrip edilmesinin tek sorumlusu insandır. Bu yüzden, kendisinin


yol açtığı tahribatı tamir etmek sorumluluğu da yine insana düşmektedir. Diğer
canlılar ise çevreye olumsuz değil, olumlu katkıda bulunurlar. Örneğin
mikroorganizmalar çeşitli atık ve artıkları ayrıştırır, bitki örtüsü toprağı besler ve
korur, odunsu bitkiler oksijen üretir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Fakat
insanlar için, kendisiyle beraber tüm canlıların yegane yaşama ortamı olan
doğayı, anlaş ılmaz bir bencillikle bozmuşlardır denilebilir.

Yaşadığımız dünya sadece biz insanlara ve hatta yalnızca çevreye zarar


veren insanlara ait değildir. Dünya tüm canlılarındır. Bu yüzden, hiç kimse
kendi başına çevreye zarar verme hakkına sahip değildir. Birey olarak bizler de
çevre bilinc ine sahip olmalı ve her etkinliğimizde çevreye zarar vermemeye
özen göstermeliyiz.

ÇEVRE AHLAKI

İnsanın çevreye zarar vermemesi kişisel bir erdemdir. Çevreyi


korumak ise vicdani bir sorumluluktur. İnsanların içinde duyduğu bu erdem
ve sorumluluğa çevre ahlâkı diyebiliriz.

3
Çevre ahlâkı çevre bilinci ile gelişen bir davranıştır. Daha doğrusu çevre
bilgisine sahip olan, ardından çevre ahlâkına da sahip olur. Çevre ahlâkına sahip
olan bir insan erozyonla ilgili olarak neler yapmalıdır? Bu sorunun yanıtını şöyle
verebiliriz:

• İnsan, doğal kaynaklardan daha çok pay alma hırsından vazgeçmelidir.


Doğal varlıkları tüm canlılarla paylaşmayı öğrenmelidir. Örneğin ağaç
kesmemelidir. Ağaçların diğer insanlara, hayvanlara ve toprağa da ait
olduğunu unutmamalıdır.
• İnsan, daha çok gelir elde edebilmek amacıyla çevreye ve toprağa zarar
vermemeli, istismar etmemelidir.
• İnsan, çevreye ve toprağa zarar verebilecek eylemlerden kaçınmasının
yanısıra, bu tür hareketlerde bulunanları uyarmalı ve engellemelidir.
• Doğadan ve topraktan aldıklarının karşılığında insan, onlara da bir şeyler
vermeli ve emek harcamalıdır.
• En önemlisi de insan, sadece tüketme isteğinden vazgeçmelidir.

4
EĞİ Tİ M

Çevre Konusunda Bilgi Edinme Gereksinimi

Çevre ve erozyon konusundaki en önemli sorun insanların bilgis iz


oluşudur. Pek çok kişi, daha toprak erozyonunun ne olduğunu ve zararlarını bile
bilmemektedir. Ama bilgilenmek için çaba da harcamamaktadır. Çünkü insanlar
erozyon ile kendi yaşamları arasındaki ilişkiyi açık olarak görememektedirler.
Örneğin yoksulluk ile erozyon arasındaki ilişkiyi bilememektedirler. Oysa
toprağın korunmadığı ve çevrenin kirletildiği bir yerden yeterli ürün elde etmek
mümkün değildir. Bu durumda insanlar yeterli kazanç elde edemezler ve
dolayısıyla yoksulluktan kurtulamazlar. Öyleyse bu konuda bilgi sahibi olmak
herkes için bir zorunluluktur. Her insan, yoksulluğun bulunmadığı, ve çevrenin
güzel olduğu bir ortamda yaşamak ister. İnsanlar bu isteklerine ancak doğaya
özen göstererek ulaşabilirler. Bunun anlaşılamamas ı, bilgi eksikliği
yüzündendir.

Çevre kirliliği ve toprak erozyonu konusundaki bilgi gereksiniminin iki


nedeni vardır. Bunlar:

• Doğanın tahribi ve erozyonun nasıl oluştuğu konusundaki bilgi eks ikliği.


5
• Doğanın tahribinin ve erozyonun sonuçlarının neler olduğu konusundaki
bilgi eksikliği.

Çevreyi korumak için eğitim şarttır. Mademki çevre sorunları insanlardan


kaynaklanıyor ve çözümlenmesi de insana bağlı, o halde insanın çevreyi
olumsuz etkileyen davranışlarını değiştirmesi gerekmektedir. Bu da herkesin
bildiği gibi ancak eğitim yoluyla yapılabilir. Daha açık olarak belirtmek
gerekirse, eğitimle çevre konusunda bireye birçok yararlar sağlanabilir.
Bunlardan bazı önemlileri aşağıda belirtilmiştir.

1. Her insanın güzel, sağlıklı ve yeterli bir çevrede yaşama hakkı vardır. Bu
hak, anayasal bir haktır. İnsanların bu haklarına sahip çıkmas ı için,
haklarının ne olduğunun bildirilmesi gerekir.
2. Yurttaşların çevre ile ilgili kararlara ve projelere katılabilmesi için
bilgilenmeleri gerekmektedir.
3. Doğa ve çevre ile ilgili sorunların yaşamsal önem taşıdığı yurttaşlara
anlatılmalıdır.
4. Toplumsal sorunlar ve çevre sorunlarının birbirinden ayrı olmadığı
bireylere anlatılmalıdır.
5. Çevre ile ilgili sorunların sadece, bireyi ve içinde bulunduğu çevreyi
değil, tüm dünyayı etkilediği öğretilmelidir.
6. Çevre sorunlarına sahip çıkabilmesi için yurttaşa doğa sevgisi
kazandırılmalıdır.
7. Doğaya ve çevreye zarar vermenin, inanılmaz ölçüde büyük felaketlere
yol açacağı bireylere ve topluma anlatılmalıdır.

Sonuçta çevre eğitimini almış olan kişi, çevresini bir bütün olarak
kavrayabilecek, çevre haklarını savunabilecek, bu konuda sivil örgütlenmeler
oluşturup geliştirebilecek, çevre ile ilgili kararlara katılabilecek , bu çalışmaların
6
sonuçlarını izleyip, değerlendirebilecek bilgi, beceri ve tutuma sahip yararlı bir
yurttaş olacaktır ve öyle de olmalıdır.

Çevre için eğitim yoluyla, yurttaşın çevresini tanımas ı, onu koruması,


geliştirmesi ve gelecek kuşaklar için saklaması alışkanlığının ve bilincinin
kazandırılması hedeflenmelidir.

Okulda Eğitim

Doğanın tahribi ve insanların çevreye verdiği zararlar geniş boyutlu bir


konudur. Örneğin bir ev yapımı için hesapsızca ağaç kesilmesi doğanın tahribi
anlamına gelebilir. Bir fabrikanın dumanlarını havaya vermesinin, ise çevreyi
kirlettiği bir çiftçinin yanlış gübreleme ve ilaçlama yapmasının toprağı ve suyu
kirlettiği söylenebilir. Bu durumda konu, doğa ve insan yaşamı ile ilgili her şeyi
kapsar. Böylesine karmaşık bir konunun okulların dış ında öğretilebilme olanağı
her zaman yoktur. Bu yönden çevre ve erozyon konusunun ilköğretimden
üniversiteye kadar okullarda anlatılmasının büyük yararı vardır. Ayrıca
okullarda genellikle gençler bulunur. Genç insanların ilgi ve heyecanları daha
fazladır. Ayrıca gençler yaşlılara göre daha fazla yaşayacakları için doğayı
koruma etkinliklerine katılarak geleceklerine de sahip çıkacaklardır. Bu yüzden
çevre ve erozyon konusundaki eğitimin okullarda verilmes i önemlidir. Böyle bir
eğitim ile insanlar, daha gençken çevre korumanın değerini anlamış olacak,
çevre sorunlarına önceden önlem alabileceklerdir.

7
Halk Eğitimi

Okul dış ında gerçekleştirilen eğitime halk eğitimi denir. Halk eğitiminde
dikkat edilmesi gereken en önemli husus çevre sorunlarından en çok zarar gören
insanların eğitilmesidir. Bu amaçla çevre sorunlarıyla yüzyüze olan, ancak
sorunun ana kaynağını bilmeyen, yoksulluk ve sağlık sıkıntısı çeken kırsaldaki
ve kentteki gruplara öncelik tanınmalıdır.

Çiftçiler, balıkçılar, avcılar, bu kapsama alınabilir. Bunun yanısıra


toplumun önemli bir kesimini oluşturan ev kadınlarına, işçilere ve memurlara da
öncelik tanınabilir.

Ayrıca çevre sorunları ile ilgili yasal önlemleri alabilecek olan politikacılar
da mutlaka eğitilmes i ve bilgilendirilmesi gereken gruplar kapsamına
alınmalıdır.

Bu gruplar üzerinde çevre sorunlarının boyutları ve amaçları gözönünde


bulundurularak yapılacak eğitim çalışmaları ile insanlar çevre sorunları
konusunda sorun çözmeye, kararlara katılmaya ve kararların sonuçlarını
izlemeye yöneltilmelidir. “Çevre Konusunda Bilgi Edinme İhtiyacı” bölümünde

8
açıklanan bütün bilgi ve beceriler bireye kazandırılmalı, bireyin de bunları
çevresine yayması özendirilmelidir. Çevre sorunları ancak böyle geniş kapsamlı
bir eğitim stratejis i ile amacına ulaşabilir.

YASAL ÖNLEMLER

Çevre sorunları ve toprak erozyonunu politikadan ayrı tutmak mümkün


değildir. Çünkü çevre sorunları yalnızca doğanın yapıs ını değil, insanların
yaşamını da etkilemektedir. Açlık, göç, işsizlik gibi sıkıntıların önemli bir
nedeni çevrenin, insan gereksinimlerini karşılayamayacak duruma
düşürülmesidir.

Politika, insanlar için rahat, yaşanabilir ve güzel bir ortam sağlamanın


yöntemiyle ilgilidir. Bu yöntem, çevre sorunları ve erozyonla ilgis iz olarak
oluşturulamaz ve oluşturulmamalıdır. Bu nedenle politikac ılar çevre sorunlarına
çözüm bulmak zorundadırlar.

Çevre ve siyaset ilişkis inin diğer bir noktası da şudur: Çevre sorunlarına
yol açan etkinliklerin birçoğuna politik kararlar izin vermektedir. Ülkemizde
yasalardan kaynaklanan bazı eksiklikler çevre sorunlarına ve özellikle de
erozyona neden olmaktadır. Toplumdaki bazı çıkar grupları kanunlarımızdaki bu
eksikliklerden yararlanarak, verimli alanlarda fabrikalar, evler kurmaktadırlar.
Kentlerdeki gecekondulaşma özendirilmekte ve çarpık kentleşme
hızlanmaktadır. Bu açıdan olumsuz görülebilecek bir siyaset anlayış ı çevre
sorunlarına ortam yaratmaktadır.

Ancak şu da bir gerçektir ki yasalar olmadan doğayı koruma, pek mümkün


değildir. Ancak iyi niyetli bireysel çabalarla sınırları belli bazı küçük alanlar bir
ölçüde korunabilir. Hatta çoğu zaman bireysel çaba bile yetmez. Örneğin bir
9
kimse izinsiz ağaç kestiğinde, yasalar yoksa onu yakalamak ve yargılamak
mümkün değildir. Bu durumda ağaçları izinsiz kesmenin bir cezası da olamaz.
Sonunda, herkes doğayı tahrip edebilir ve çevreyi kirletebilir. Çevreyi korumaya
çalışan birkaç kişi de doğayı tahrip eden pek çok kişiye karşı koyma gücü
bulamaz.

Yasaları koymanın yanında yasaların uygulanması da önemlidir. politika bu


noktada da çevre ile ilgilidir. Maalesef ülkemizde yasalar bulunmasına karşın
bunların ya yaptırım gücü azdır ya da etkin bir şekilde uygulanmamaktadır.

Çevreyi korumak ve erozyonu önlemek için alınması gereken yasal


önlemleri şu şekilde özetleyebiliriz:

• Ormanlardan ve meralardan tarla açılmas ı engellenmelidir.


• Tarım arazilerinde konut ve endüstri kuruluşları yapımının önüne
geçilmelidir.
• Bitki örtüsü tahribi önlenmelidir.
• Ormanlardan ve çevreden sağlanacak ekonomik gelirlerin yerine başka
kaynaklar ikame edilmelidir.
• Kaçak kesimlerin önüne geçilmelidir
• Zararlı atıkların çevreye atılması ve yayılmas ı önlenmelidir.

10
• Çevreyi korumaya yönelik yasalar günün koşullarına göre yeniden
gözden geçirilerek değerlendirilmeli, yasal boşluklar bırakılmamalıdır.
Yasalar açık ve net bir şekilde halka ve ilgililere duyurulmalıdır.
• Oluşturulan yasalar titizlikle uygulanmalıdır.

EROZYONU ÖNLEMEDE BİREYSEL SORUMLULUKLAR

Bireysel Sorumluluk

Doğa tüm canlılar için ortak bir yaşama alanıdır. Bu yüzden hiçbir canlı,
aynı zamanda bir başka canlının da yaşadığı doğayı sadece kendi yararı için
tahrip etme hakkına sahip değildir. Herkesin toplumun ortak varlıklarını koruma
sorumluluğu vardır. Örneğin ormandan bir ağacın birisi tarafından usulsüz
olarak kesilmesi, tüm canlılara ait bir varlığın yok edilmesi demektir.
Başkalarının hakkını düşünmeden bir doğal varlığı sahiplenmek diğer canlıları
hor görmektir. Onlara gereken saygıyı göstermemektir. Toplumda mutlu ve
huzurlu yaşamanın ön koşulu karşılıklı sevgi ve saygıdır. Kişisel ve toplumsal
bazı hak ve yükümlülüklerin var olduğu bilincine ulaşmaktır.

Canlılara sev gi ile yaklaşmak v e onları korumak, insanın bireysel


sorumluluğu arasında yeralır.

Bireysel sorumluluk, bir bakıma insanın kendi haklarını koruması anlamına


da gelebilir. Hiçkimse yaşadığı yerin kirletilmes ini istemez. Eğer buna rağmen

11
kirletiliyorsa insan burada kendi haklarını korumaya çalışmalı, devlet de bunun
kuralını koymalıdır. İşte o zaman bireysel sorumluluk yerine getirilmiş olur.

Günümüzden yüzyıllar önce dünyamız bugünkünden çok daha yeşil ve


temizdi. Ama önceden yaşayan bazı insanlar bugünkü insanların da hakkı olan
pek çok güzelliği yok etmiş lerdir. Bugünün bazı insanları da bizden sonra
gelecek insanların hakkı olan pek çok güzelliği yok etmektedirler. Buna karşı bir
çaba göstermesi, insanın bireysel sorumluluğudur. Doğanın tahribini önlemeye
çalışan bir insanın, doğadaki canlılara sevgi ile yaklaşması en başta onlara
yaşama olanağı vererek onları koruması çalışması yine bireysel sorumluluk ile
ilgilidir.

Çevrenin kirlenmesini ve erozyonu önlemek amacıyla insanlar kendi


başlarına da bir çok şeyler yapabilirler. Bunları kısaca şöyle sıralayabiliriz:

• Çevreyi kirletecek maddeler üretmemek.


• Çevreyi kirleten maddeler üretenlere yardımcı olmamak ya da
engellemek.
• Ağaç kesmemek. Ağaç dikmek.
• Bitkilere zarar vermemek.
• Çevreyi yeşillendirmeye çalışmak. Ağaçların ve diğer bitkilerin bakımını
yapmak.
• Erozyonu önlemek için bilgi sahibi olmak.
• Tarımsal çalışmalar yaparken çevreye zarar vermemek. Erozyona yol
açmamak. Örneğin; suların toprağı sürüklemeyeceği şekilde sürüm
yapmak vb.
• Doğal kaynakları korumak, onları tasarruflu kullanmak.

12
Demokratik Kitle Örgütleri

Demokratik kitle örgütleri, yanlış olan bazı ÇEVREYİ


şeylerin yanlışlığını demokratik yollarla diğer KORU

insanlara anlatmak ve etkinlikleriyle bir kamuoyu


oluşturmak amacıyla kurulan organize insan
topluluklarıdır. Etkinliklerinin sonucunda yanlarına
etkin bir halk desteği almaya çalış ırlar. Bu şekilde
faaliyet gösteren örgütler için halk desteğinin
önemi çok büyüktür. Çevre kirliliği ve
Çev re örgütleri yaptıkları
erozyonu önlemek amacıyla, kişilerin bir çalışmalarla halkı duyarlı hale
araya gelerek kurduğu örgütler de getirmeye çalışırlar.

demokratik kitle örgütleridir.

Demokratik kitle örgütlerinin iki türlü örgütlenme şekli vardır. Bunlardan


biri klasik örgütlenme, diğeri ise dinamik örgütlenmedir. Dernek, vakıf, siyasi
parti ve kooperatif gibi olanlar klasik örgütlenmelerdir. Buna karşılık bireysel
inisiyatifin ortaya konulduğu toplantılar, şiddet içermeyen eylemler, söylemler
ve dayanışma hareketleri ise dinamik örgütlenmelerdir.

Klas ik örgütlenmelerin yapısı yasalarla tanımlanmıştır. Çalışmaları


süreklidir. Çevre koruma ve erozyonu önlemek maksadıyla bu şekilde kurulan
örgütler günümüzde değişik yerlerde ağaçlandırma, bilgilendirme, inceleme ve
araştırma yapma, tanıtım gibi çeşitli etkinlikler yürütmektedirler.

Dinamik örgütlerin etkinlikleri ise yasalarla tanımlanmış değildir.


Genellikle bu türlü örgütlenmelerde süreklilik de yoktur. Bir sorun çerçevesinde
kişiler bir araya gelirler ve amaca ulaştıktan sonra dağılırlar. Çevre ve erozyon
konusunda da görüş bildirmek isteyen vatandaşların mutlaka bir kurum
13
içerisinde yer alması gerekmez. Bu durumda vatandaşlar kamu düzenine zarar
vermeyecek şekilde yerel olarak toplantı ve gösteri de yapabilirler. Ayrıca
meslek odaları ve çeşitli kuruluş mensubu vatandaşlar bir araya gelip konuyla
ilgili olarak birbirlerinin etkinliklerini destekleyebilirler. Halka, iletişim araçları
yardımı ile açıklama yapabilirler.

Ülkemizde son yıllarda çevre konusunda duyarlı olan, toprak erozyonuyla


mücadele, ağaçlandırma, verimli toprakları koruma, kıyıları koruma, biyolojik
çeşitliliği koruma gibi amaçlara yönelik bir çok bir sivil örgütlenme
oluşturulmuştur. Yurt çapında ciddi bir kamuoyu oluşturan bu sivil
örgütlenmelerin bir kısmı yurtdışı desteklidir. Bu türlü örgütlenmeler genellikle
uluslararas ı niteliktedir. Bunlara örnek olarak Greenpeace, Doğal Hayatı
Koruma Vakfı verilebilir. Bazıları ise yurtiçi desteklidir. Bunlar gelirlerinin
önemli bir kısmını devletin verdiği fonlardan ya da yardımsever işadamlarından
almaktadırlar. Bunlara örnek olarak TEMA (Türkiye Erozyonla Mücadele,
Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları koruma Vakfı) ve ÇEKÜL (Çevre ve Kültür
Varlıklarını Koruma Vakfı) örnek verilebilir.

Bu sivil örgütlenmeler ülkemizde toprak erozyonuyla mücadele


edilebileceğini, biyolojik çeşitliliğin korunabileceğini, köylülerin ormanları
kesmeden de yaşayabileceklerini çeş itli örnek projelerle ortaya koymuşlardır.
Ancak, bu sivil toplum kuruluş larının temel amacı kamuoyu oluşturmak, halkı
bilinçlendirmek ve siyasileri çevreyi korumaya yönelik kararlar almaya
zorlamaktır. Çevre sorunlarının asıl muhatabı, halkı temsil eden, halk adına
icraatta bulunan devlettir.

ÖZET

14
Çevre bilinci, insanların yaşadıkları ortamı değiştirmeye başlamalarıyla
birlikte doğmuştur. İnsanlar besin ve su gibi gereksinimlerini daha kolay
yollardan karşılamak ve güvenli barınaklar bulabilmek için çevreyi değiştirirler.
Bu değişimi hızlandıran en büyük etken ise teknolojinin gelişmesidir. Çünkü
teknoloji, insanın çalışma hızını artırır ve onu güçlü kılar.

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte çevrenin değiştirilmesi daha


kolaylaşmış ve hızlanmıştır. Ama çevrenin değiştirilmes i canlılar için her zaman
olumlu sonuçlar vermemiştir. Hatta çoğu zaman aleyhine olmuştur. Çünkü doğa
hızla tahrip edilmeye başlanmıştır. Bu şekilde, diğer olumsuzluklarla birlikte
erozyon da artmıştır. Doğanın ve doğadaki kaynakların tahrip edilmesi, diğer
bütün canlıların ve insanların yaşamını zorlaştırmıştır. Bu durum karşısında da
çevre bilinc i oluşmaya ve yayılmaya başlamıştır. Günümüzde çevre önemle
üzerinde durulmayı gerektiren bir konu haline gelmiştir. İnsanların çevre ile
yakından ilgilenmeye başlamas ıyla birlikte bir de çevre ahlakı kavramı
oluşmuştur.

İnsanın, çevreye zarar vermemenin erdemi ve çevreyi korumanın vicdani


sorumluluğuna sahip olmasına, çevre ahlâkı diyebiliriz. Çevre ahlakı, doğanın
tahribi ve erozyonun önlenmesi için insanları harekete geçiren en önemli
etmenlerden biridir.

Çevre ve erozyon ile ilgili olarak pek çok çalışma yapılmaktadır. Ancak
bu çabalara karşın, insanların büyük bir kesimi halen duyarsızdır. Bu, insanların
çevre kirliliği ve erozyon konusunda yeterince bilgi sahibi olmamasından
kaynaklanmaktadır. Eğitim gereksinimi de buradan doğmaktadır. Bu
gereksinim, ancak okullardaki öğrencilere ve halka eğitim verilmesiyle
giderilebilecektir. Eğitim faaliyeti, çevre kirliliği ve erozyonun önlenmesi için
yapılan en önemli çalışmalardan biridir.
15
Doğanın tahribinin, yapılan bütün çalışmalara rağmen yasal önlemler
alınmadan engellenebilmes i olanaks ızdır. Yasal önlemlerin alınmas ı çevre
koruma çalışmalara büyük bir destek sağlayacaktır.

Çevre kirliliği ve erozyonun önlenmesinde, insanların bireysel


sorumluluk taşımaları, çalışmanın temel noktasını oluşturur. Doğaya karşı
bireysel sorumluluk, doğadaki tüm canlıların haklarına saygı duyarak çevre
kirliliği ve erozyon ile mücadele etmektir. Kişisel kazanç için, diğer insanların
ve canlıların yaşamlarının olumsuz yönde etkilenmemesini istemek anlamına da
gelir. Bireysel sorumluluk, çevre kirliliği ve erozyonun önlenmes i yolunda
insanın bireysel olarak çalışmasını, ya da demokratik kitle örgütleri içerisinde
faaliyette bulunmasını gerektirir.

16
DEĞERLENDİRME SORULARI

1. İnsanın çevreyi hızlı bir şekilde değiştirebilmes ini sağlayan etmen


aşağıdakilerden hangis idir?
a) İnsanların çevreyi değiştirme konusundaki isteklerinin artması.
b) İnsanların kas güçlerinin artması.
c) Teknolojinin gelişmesi.
d) Çevrenin değişime uygun duruma gelmesi.

2. İnsanlarda çevre bilincinin doğmasını sağlayan etmenlerin içinde


aşağıdakilerden hangis i yer alabilir?
a) Doğanın tahrip edilmesinin hızlanmasıyla, insanlar için bulundukları
çevrede yaşamanın zorlaşmaya başlaması.
b) Çevre konusunda hiçbir şey bilinmediğinden insanların bu konuda
araştırma yapmak istemeleri.
c) Mikroorganizmaların laboratuar ortamında incelenmeye baş lanması.
d) Doğanın insanlara sunduğu olanaklar.

3. Aşağıdakilerden hangis i çevre ahlakı ile ilgilidir?


a) Tarımsal etkinliklerde bulunmak.
b) Daha iyi ürün alabilmek için toprağı gübrelemek.
c) Endüstride kullanım amacıyla ağaç yetiştirmek.
d) Çevre ve erozyon konusunda etkinlikler yapmak için bilgi sahibi
olmak.

4. Aşağıdakilerden hangisi çevre ve erozyon konusunda bilgi edinme


gereksinimini doğuran nedenlerden biridir?
a) Çevre ve erozyon konusunda yeterli bilginin üretilmemiş olması.

17
b) Pek çok insanın, kendisine de zararlı olduğu halde çevre kirliliği ve
erozyon oluşturacak eylemlerde bulunmas ı.
c) Doğal bitki örtüsü hakkında pek çok bilginin üretilmiş olması.
d) Bilgi edinmenin insanlar tarafından iyi bir etkinlik olarak görülmesi.

5. Aşağıdakilerden hangis i çevre kirliliği ve erozyonu önlemek için bilgiy i


okulda edinmenin kolaylıklarından biri olabilir?
a) Okul dış ındaki yerlerde bilgi edinmenin olanaksız olması.
b) Öğrenme disiplininin ancak okulda sağlanabilmes i.
c) Çevre kirliliği ve erozyon konusunun uzun bir süre ve değişik
yönleriyle anlatılmas ının yaralı olmas ı.
d) Okulda çok sayıda öğretmenin olması.

6. Çevre kirliliği ve erozyonu önlemede aşağıdaki tümcelerden hangis i halk


eğitiminin gerekliliğini gösterir?
a) Halkın çevrenin nasıl kirlendiği konusunda hiçbir bilgisinin olmaması.
b) Çevre kirliliği ve erozyon konusunda halkın yeterince duyarlı
davranmaması.
c) Çevre kirliliği ve erozyonun uzun zamanda oluşması.
d) Çevre kirliliği ve erozyonun çok eski zamanlardan beri var olması.

7. Çevre kirliliği ve erozyon konusundaki yasal önlemler, aşağıda belirtilen


hangi nedenden dolayı gereklidir?
a) Çevre kirliliği ve erozyonla mücadeleyi yalnızca devletin yapmas ı
gerektiğinden dolayı.
b) Bireylerin çevre kirliliği ve erozyon konusunda hiçbir bilgisinin
olmamasından dolayı.
18
c) Yasaların toplumdaki insanların ortak görüşü olmasından dolayı.
d) Yasaların yaptırım gücünden ve karmaşayı önlemesinden dolayı.

8. Erozyonu önlemede aşağıdakilerden hangis i bireysel sorumluluğa girer.


a) Konuyla ilgili bilgi sahibi olmak.
b) Gelir elde etmek amacı ile ağaç yetiştirmek.
c) Hayvancılık yapmak.
d) Hava kirliliğini önlemeye çalışmak.

9. Aşağıdakilerden hangis i erozyonu önlemek amac ıyla oluşturulan dinamik


bir örgütlenmedir?
a) Konuyla ilgili uzun süreli araştırmalar yapan bir dernek.
b) Bitki örtüsü ile ilgili olarak kitap okuyan bir insan.
c) Konuyla ilgili etkinlikler yapan bir siyasal parti.
d) Konuyla ilgili yasal bir toplantıya katılıp topluma açıklamalar yapan
bir kalabalık.

10. Aşağıdakilerden hangis i erozyonu önlemek amacıyla oluşturulan


klasik bir örgütlenmedir?
a) Ağaçlandırma etkinlikleri yürüten bir vakıf.
b) Konuyla ilgili araştırmalar yapan iki bilimadamı.
c) Gazetede konuyla ilgili bir haber yazan bir gazeteci.
d) Bir konferansta erozyonu anlatan beş kişilik bir grup.

Aşağıdaki soruları yanıtlayınız.

1. Çevre bilincinin önem kazanmasını gerektiren nedenleri açıklayınız.


19
2. Çevre ahlakını tanımlayınız.
3. Çevre konusunda bilgi edinme gereksinimi nereden doğmuştur?
Açıklayınız.
4. Erozyonu önlemede bireysel sorumluluğun yeri nedir? Açıklayınız.
5. Demokratik kitle örgütlerinin çevre kirliliği ve erozyonu önleme
konusundaki etkinlikleri nelerdir? Açıklayınız.

20

You might also like