You are on page 1of 40

EFEND LE UAI ( yk Bu kitap, Sn. Mehmet zgl'n izniyle baslmtr.

Yayna hazrlayan : Egemen Berkz Dizgi : Yeni Gn Haber Ajans Basn ve Yaynclk A.. Bask : ada Matbaaclk Yaynclk Ltd. ti. ubat 2001

LEV TOLSTOY

EFEND LE UAI ( yk)

Rusadan eviren: Mehmet zgl

EFEND LE UAI

( yk) EFEND LE UAI 1 1870'lerde bir k mevsimi geti anlatacamz bu olay. Aziz Nikolay Yortusu'nun ertesi gnyd. Yortu kyn kilisesinde topluca kutlanmt, ama ikinci snf tccar (*) Vasili Andreyi Brehunov kiliseyi bir trl brakp ilerinin bana dnemedi. Kilise ynetim bakan olan tccar, yortuyu daha sonra bir de evinde kutlayarak akraba ve tandklarn arlamak zorundayd. Ancak evinden son konuklar gider gitmez yol hazrlna koyuldu. Komu kyden bir toprak aasnn bir sre nce fiyatn kararlatrdklar korusunu almaya gidecekti. Kentli tccarlar bu yal paray elinden kapmadan bitirmeliydi iini. Vasili Andreyi koruya yedi bin ruble verdi diye toprak aas fiyat 10 bine ykseltmiti. Aslna baklrsa yedi bin ruble korunun deerinin yarsyd. Belki Vasili Andreyi fiyat on binden aa drebilirdi; nk koru, onun bulunduu bucan snrlar iindeydi ve ilenin tccarlaryla aralarnda varlan anlamaya gre, bir tccar bir bakasnn bucanda satlan maln fiyatn artramazd. Ne var ki, il merkezindeki kereste tccarlar gz dikmiti Goryakino ky korusuna. Vasili Andreyi onlardan nce davranp toprak aasyla pazarl sonuca balamalyd. te bu yzden kutlamalarn sona ermesiyle birlikte Vasili Andreyi sandktaki yedi yz rublesini kard, avans olarak verecei bini fazlasyla tamamlamak iin buna kilisenin iki bin be yz rublesini ekledi. zenle sayd para destelerini czdanlarna yerletirdikten sonra yol hazrlna balad. Kza koma ii Nikita'ya kalmt, nk Vasili Andreyi'in o gn sarho olmayan tek uayd. Onun sarho olmaynn nedeniyse, Byk Perhiz'den bir gn nce gmleini, akrn, mein izmesini satarak iyice kafay ekmesi ve sonra bir daha iki imeye tvbe etmesiydi. ki aydr azna ikinin damlasn koymamt zavallck. Votkann su gibi akt Aziz Nikolay yortusunun ilk iki gnnde bile... Nikita yakn bir kyden, yaamn daha ok unun bunun yannda uaklk yaparak geirdii iin evsiz-barksz saylan, elli yalarnda bir kylyd. alkanl, ie yatknl, gl kuvvetli oluu, en ok da uysall yznden aranan bir iiydi. Gelgelelim, ylda birka kez zil zurna kafay ekerek nesi

var, nesi yok satt iin hibir yerde diki tutturamamt. Daha da kts, azgn, ekilmez bir adam olurdu itii zamanlar. Vasili Andreyi, onu evinden birka kez kovduu halde, drstl, evdeki hayvanlara zenle bakmas, en ok da az cretle almasndan tr yeniden yanna almt. Nikita'ya ylda, byle bir rgatn gerek deeri olan seksen ruble deil, ancak yarsn derdi. onu da hesap-kitap tutmadan, blk prk, daha ok dkknndan pahal pahal mal vererek... Oysa Nikita, Marfa adnda, becerikli bir kadnla evliydi. Gzelliini gemi yllarda brakan Marfa, delikanl yanda bir olu ve iki kk kzyla evini ekip eviriyordu. Kocasn eve almayna gelince... Birinci neden, yirmi yldr baka kyden bir fc ustasyla yaamas; ikincisiyse aykken Nikita'y parmanda oynatt halde, sarholuunda ondan eytandan korkar gibi korkmasyd. Bir keresinde evde iyice kafay eken Nikita, ayk olduu zamanki uysallnn acsn karmak istediinden midir nedir, baltay kapt gibi karsnn eyiz sandna saldrm; ne kadar cicili bicili giysisi, amar varsa hepsini dilim dilim doramt. Nikita'nn rgatlk creti karsna dendii halde onun buna hi sesi kmazd. te, yortudan iki gn nce Marfa gene Vasili Andreyi'in dkknna gelmi, hepsi topu topu ruble tutan buday unu, ay, eker, kk bir ie votka ve be ruble para almt. Vasili Andreyi'ten en azndan yirmi ruble daha alacaklar olduu halde, onun tccara teekkr ediini bir grmeliydiniz... - Ben sana "Karnn her geliinde u kadar vereceim" diye bir ey syledim mi? derdi Vasili Andreyi, Nikita'ya. Bizde yle "Sonra gel, al! Deftere yazdm! Sana u kadar ceza kestim!" gibi eyler yok. stedii zaman gelip alsn. Biz drst adamz, kimsenin hakkn yemeyiz, bunu byle bil! Sen bana hizmet ettiin srece ben de seni brakmam, aslanm. Bunlar sylerken Vasili Andreyi, Nikita'ya babalk ettiine iyice inanm olmalyd. Neden derseniz; Nikita gibi, tccar Vasili Andreyi'in verdii parayla geinen insanlar, saygl davranlaryla, onun kendilerini aldattn dnmek yle dursun, nerdeyse onun yardmyla ayakta durduklar inancn pekitiriyorlard adamda. Nikita da ona; - Dediklerinizi anlyorum, Vasili Andreyi, karln verirdi. Herhalde size kar hizmette kusur etmiyorum. Ancak z babamn iine byle canla bala koardm. Oysa Vasili Andreyi'in onu aldattn ad gibi bilirdi. Ama ne yapsn zavall, tccarla hesabn ak ak yapamayacak olduktan sonra verileni almaktan baka kar yol var myd? te byle, Nikita, efendisinden kzan koulmas buyruunu alr almaz, her zamanki cantezliiyle samanln yolunu tuttu. Ne kadar da istekli kouyordu ie! Kurun gibi ar, pskll koum baln asl durduu yerden ald, kantarmann ngraklarn ngrdatarak ahrn kapal kapsna doru yrd. Kzaa koulacak at ayr olarak bekliyordu burada. Sar benekli, dolgun sarl, sln gibi at selam verircesine hafife kinedi onu grnce. Bu orta boylu, koyu doru tayn tek bana orada duruu Nikita'ya pek dokundu. - Ne o, cann m skld? dedi. Seni kerata, dar ksan da doya doya kotursan, yle deil mi? Ama nce seni bir suvaralm bakalm... Nikita, dilini anlayan bir yaratkla konuurcasna konuuyordu erkek tayla. Atn eyer vurula vurula ortas ukurlam belinden, grbz omuzlarndan tozu topra, gocuunun eteiyle yle bir silkeledi. Sonra bal hayvann kafasna geirip kulaklarn, peremini kaytan kurtard; yularn eline alarak at sulamaya gtrd. Ahrdaki diz boyu gbreden kar kmaz doru tay keyfe geldi, peinden kuyuya doru koturan Nikita'ya vurmak istercesine, arka ayaklaryla birka kez ifte att. - Seni gidi seni, diye sylendi Nikita. Tekmelerinin kirli gocuunun eteklerine demesinden teye bir ey yapamayacan bildii iin, Nikita doru tayn bu oyunundan pek holanrd. Buz gibi sudan kana kana ien at derin bir soluk ald, kll dudaklarndan yalaa duru damlalar derken dnceli dnceli durdu, sonra grltyle pofurdad.

- Tamam m? dedi, Nikita. Daha fazla imeyeceksen biz de bilelim. Ama sonra gene istemek yok ha!.. Bunlar ciddi ciddi sylerken doru tayn kendisini anlamasn istiyor gibiydi. Sonra kinemesiyle avluyu nlatan, durmadan ifte atan hayvan eke eke ambara doru gtrd. Avluda ondan baka rgat yoktu. Yalnzca a kadnn kocas gelmiti bayramlamaya. Nikita onu grnce; - Hey, iki gzm, dedi. Git de tccar efendiye sor bakalm, byk kza m istiyor, yoksa ufan m? Ann kocas yksek ta temel zerine yaplm, sac daml eve girdi; az sonra dar karak Nikita'ya kk kza komasn syledi. Nikita bu srada atn boynuna hamutu geirmi, kabara demeli eyeri vurmu; bir elinde cicili bicili boyunduruu, teki elinde de tayn yularn tutarak kzaklarn bulunduu ambara doru yryordu. - yi, ufa olsun bakalm, dedi; akll hayvan kzan oklar arasna yanatrd. Doru tay sracakm gibi numaralar yaparken ann kocasyla birlikte onu kk kzaa komaya baladlar. Dizginlerin taklmasndan baka i kalmaynca, Nikita, ann kocasn biraz saman ve kzak yaygsn getirmesi iin ambara gnderdi. Nikita adamn getirdii taze yulaf samann kzan dibine derken at sinirli sinirli kprdand. - Dur, sinirlenme bakaym, dedi Nikita. u saman deyelim nce, stne de yaygy serdik mi bu i tamam. Rahat rahat otursun bizim bey. Dedii gibi yapt, kzan oturma yerine epeevre yaygy rtt. Sonra ann kocasna dnd: - Sa ol, aslanm. kimiz bir olunca abucak bitirdik. Ucu tokal kay dizginleri elinde toplad, kzan src yerine meldi, yrmek iin can atan doru tay donmu gbreler stnden avlu kapsna doru srd. O srada siyah gocuklu, yedi yalarnda bir olan ocuu; banda klk apkas, ayaklarnda yeni kee izmeleriyle evden dar frlad. - Amca! Amca! Nikita amca. Beni de al! diye baryordu gocuunun nn dmeleyerek. Kza durduran Nikita; - Ko ko, yavrucuum! diye seslendikten sonra, efendisinin sevinten zp zp zplayan, clz m clz olunu kzaa bindirdi. Sokaa kmlard. le zeri 3 sularyd. Rzgrl, berbat bir hava vard darda. Ayaz derseniz, en azndan eksi 10 dereceydi. Gn yarsn koyu bir bulut kaplamt. Oysa avlunun ii o kadar sakindi ki! Komusunun ambarnn damndan savrulan karlar hamamn kesinde burgalanarak dnyordu. Nikita kza avludan dar yeni karmt ki, aznda sigarasyla Vasili Andreyi evin kapsnda belirdi. Koyun derisinden krkn belinden kayla smsk balamt, meinle kaplatt kee izmelerinin (*) altnda, inenmi karla rtl sahanln deme tahtalar gcr gcr ediyordu. Vasili Andreyi sigaradan bir soluk daha ektikten sonra izmariti yere atp stne bast; darda onu bekleyen kzaa yle bir baktktan sonra, krknn yn kaplamal yakas soluundan nemlenmesin diye, tral krmz yanaklarndan iki yana indirdi, azndan buular kara kara avlu kapsna doru yrd. O srada kzakta olunu grd. Byk bir sevinle; - Vay, yaramaz! dedi. Hemen buraya da m yetitin? Konuklaryla birlikte itii votka kann kztrmt. Hele yortuda yaad olaylarla baard iler tccar bugn pek gururlandryordu. "Varisim" diye dnd olunu grmek ayrca sevindirmiti onu. Gzlerini ksp uzun dilerini gstere gstere gld ocua bakarken. Omuzlarn, ban sarp sarmalad yn atksnn altndan yalnzca gzleri gzken, Vasili Andreyi'in solgun yzl, sska, gebe kars, tccar uurlamak iin sahanla kmt. Kocas yrynce arkasndan yle seslendi: - Nikita'y da al diyorum sana! Adam karsnn sesinden pek holanmyor olacak ki, karlk vermedi, kalarn fkeyle att, yere tkrd.

- Parayla kyorsun yola, dedi kadn ayn ackl sesle. Sonra baksana u havaya! Frtna kopacak nerdeyse. Vasili Andreyi,bir mteriyle konuurken yapt gibi, dudaklarn skp szcklerin stne basarak; - Yoksa yolu bilmiyorum da yanma klavuz mu alacam? dedi. Kadn atksnn ucunu omzuna att. - Yalvarrm, ne olur! Tanr akna al Nikita'y da yanna! - Kene gibi yaptn sen de... Alp da ne yapaym u gariban? Nikita konuulanlar iitmiti. - Ben gelmeye hazrm, diye bard. Sonra neeyle, efendisinin hanmna seslendi: - Ama ahrdaki atlar yemlemeyi unutmasnlar. Kadn; - Ben bakarm o ie. Semyon'a sylerim, dedi. - E, gidiyor muyuz, Vasili Andreyi? diye sordu Nikita, efendisinin buyruunu bekleyerek. Adam, uann yllardr giyile giyile etekleri eprimi, srtnda, koltuk altlarnda kocaman delikler alm kirli gocuuna bakarak glmsedi, gz krpt. - Anlald, kocakarnn elinden kurtulu yok. Madem gelmek istiyorsun, git de srtna kalnca bir ey giy. Nikita, avluda duran ann kocasna seslendi: - Gel, koum, u at tutuver biraz. Kk olan souktan kzarm ellerini ceplerinden kard, buz gibi dizginlere yapt. - Ben tutarm... Ben tutarm... - Hemen geliyorum, Vasili Andreyi. Nikita byle diyerek ayaklarnn ularn ieri basa basa uaklarn barakasna kotu. Eskidike yama vurduu kee izmeleri vard ayaklarnda. - Arinuka, anacm, ocan stndeki paltomu ver bana. Efendiyle yola kyorum. Kendisi de ividen kuan ald. le uykusundan kalktktan sonra kocas iin semaver yakan a kadnNikita'nn tela karsnda kmldand; yznde bir glmsemeyle ocan stnde kuruyan eski psk, tiftii km paltoyu ald; elleriyle onu dzeltmeye, silkelemeye balad. - E, demek kocanla gnn tadn karacaksn, ha... Yz yze geldii a kadna ho bir ey sylemi olmak iin sylemiti bunu Nikita. Zaten ieri ekik olan karnn daha da ieri ekerek incecik, partal kuan gocuunun stnden smsk dolad, ucunu beline soktu. - Ha yle! imdi bir daha kar msn bakalm!... Bunlar ann karsna sylemekten ok kuakla konuur gibi sylemiti. Kollar serbest olsun diye omuzlarn yle bir yukar aa oynatt, gocuun stnden paltosunu giydi. Sonra kollarnda rahatlk salamak iin srtn kamburlatrp gerindi; ellerini koltuk altlarna sokarak oradan elliklerini (*) kard. - Eh, imdi tamam. - Hey, Nikita Stepani, dedi a kadn. u izmelerini de deitirseydin ya... Nikita aklna bir ey gelmi gibi durdu. - yi olur ama gideceim yer uzak deil, dedi, kzaa doru seirti. Kzan yanna varmt ki, evin hanm arkasndan seslendi: - Nikita, byle mezsin ya? - Ne mesi, yanyorum vallahi!.. Kzan nne oturduktan sonra ayaklarn samanla rtt, acar ata gerekmeyecei iin kamy yaygnn altna soktu. st ste iki krk giymi olan Vasili Andreyi kzan yar kapal arkasn nerdeyse tek bana doldurmutu. Kzaa oturur oturmaz uak Nikita dizginleri ekip at srd, ancak kzak yrdkten sonra sol yana doru yerleebildi, bir ayan uzatt.

2 inene inene sertlemi ky yolunda, kirileri karda gcrdayarak kayan kzak, yiit ata ty gibi hafif gelmiti. Vasili Andreyi, varisini yan banda grmekten gizli bir sevin duyarak; - Bak u kerataya! dedi. Nikita, kamy uzat hele. imdi gsteririm sana, kpolusu, ko bakalm annenin yanna! Olancaz kzaktan aa atlad. Doru tay hzn artrarak trsa kalkt. Kresti kyndeki alt evden biri de Vasili Andreyi'indi. Nalbant dkknn geip kyn dna knca rzgrn dndklerinden de iddetli olduunu anladlar. Karlarn altnda yol filan grnmyordu. Kzak izlerini hemencecik kar rtyordu, yolda gittikleriniyse ancak yerin dzgnlnden anlyorlard. Kar burgalar dnyordu drt bir yanda, gn nerde balayp nerde bittii belli deildi. Yeilliiyle gze arpan Telyatin Orman, savrulan karlarn arasndan, arada bir gzkp kayboluyordu. Soldan esen rzgr, grbz tayn yelesini yana yatrmt; topuz yaplm tyl kuyruunuysa saa doru itip duruyordu. Arkasn rzgra vererek oturan Nikita'nn geni yakas adamcazn yzne yapmt. Vasili Andreyi atyla vnerek; - Hayvan gerek yryn gsteremiyor ki, dedi. u tipiye bak. Bir keresinde Pautino'ya yarm saatte gtrmt beni. Yzne yapan yakasndan dolay Nikita, efendisinin sylediklerini iitememiti. - Bir ey mi dedin? diye sordu. - Pautino'ya, diyorum, yarm saatte gtrdyd beni... - Atn yiitliine diyecek yok aslnda. Sonra ikisi de sustular. Ama Vasili Andreyi'in can konumak istiyordu. - Hey, Nikita, fcya iki ald diye karna ne ceza verdin bakalm? Vasili Andreyi bunlar kendine gvenli bir sesle sylemiti. Uann, kendisi gibi akll bir efendiyle konumaktan zevk alaca dncesi onda bu gveni uyandryordu. Sonra, yapt bu ho (!) akadan uann alnaca, aklnn kesinden bile gememiti. Fakat Nikata, rzgrdan tr efendisinin sylediklerini gene duymad. Bunun zerine Vasili Andreyi sesini ykseltti, szckleri tek tek syleyerek fcyla ilgili akasn yineledi. - Bo verin siz ona, Vasili Andreyi. Karmn ilerine aklm ermiyor. Delikanl olumu incitmesin de baka bir ey beklemiyorum ondan... - Oras yle, dedi Vasili Andreyi de. Sonra baka bir konu at. - E, bahara kendine bir at alyorsun, deil mi? Bu konuma Nikita'nn ilgisini ekmiti. Hemen yakasn yznden indirdi, efendisine doru eildi. - Almaz olur muyum? Olan byd artk, ifti ubuu kendisi srecek. Yeter artk bakasndan hayvan kiraladmz. Vasili Andreyi de heyecanlyd. Akln bandan alan kazan hrsyla bu pek sevdii konuya smsk sarld: - yleyse bodur at sataym size, fazla paranz da almam. Nikita, Vasili Andreyi'in onlara satmak istedii bodur atn ta atlasa ancak yedi ruble edeceini, ama onu almaya kalksalar tccarn en azndan 25 ruble isteyeceini, ondan sonra da rgat creti olarak alt ay tek kuru koklatmayacan bildii iin; - Siz bana cretimden 15 ruble verin, ben at pazarnda bir tane buldururum, dedi. - Bodur at tam size gre, yalan sylyorsam gzm ksn. Ben vicdanl bir adamm. Kimsenin hakk gesin istemem. Varsn, olacak zarar bana olsun. te sana erefimle sylyorum. Bodurun stne at yoktur. Vasili Andreyi alveri yapt insanlarla konuurken taknd gz boyayc tavrlarn taknmt hemen. Tccarn konumasnda dinlemeye deer baka bir ey kalmadn gren Nikita;

- Ya, ya, yle! diyerek yakasn elinden brakt. Serbest kalan yaka hemen kulaklarna, yzne yapt. Bylece yarm saat kadar konumadan gittiler. Paltosunun yrtk yerlerinden giren rzgr Nikita'nn brn, bir kolunu dondurmaya balamt. Adamcaz bzyor, azn kapatan yakann iinde soluk alp vermeye alyordu. Ama henz yor saylmazd. - Karamevo'dan m gidiyoruz, yoksa kestirmeden mi? diye bir ara sordu Vasili Andreyi. Karamevo kynden giderlerse yol biraz uzard, ama iki kysna iaret direkleri dizilmi dzgn bir yol geerdi oradan. Kestirmeden giden yolsa bozuktu; stelik iaret direkleri ou yerde konulmam, konulanlar da karlarn altnda kalmt. Nikita bir sre dnd. - Karamevo yolu uzun, ama dzgndr, dedi. Vasili Andreyi kestirmeden gitmek istiyordu. - Kestirmeden gidersek vadiden gememiz gerekiyor, br yolda orman var, kuytu olur ama biz gene de kestirmeden gidelim. - Siz bilirsiniz, diyerek Nikita gene yakasn brakt. Vasili Andreyi'in istedii gibi yapt. Yarm kilometre kadar ilerledikten sonra yksek bir mee aacnn yanndan sola sapt. Dallarnda tek tk kuru yaprak kalan aa rzgrda sallanp duruyordu. Dnemeci kvrlnca rzgr tam karlarna geldi. Yukarda habire karlar uuyordu. Nikita nde uyuklayadursun kza oflayp puflayarak Vasili Andreyi srmeye balad. Bylece on dakika kadar gittiler. Birden Vasili Andreyi'in bir eyler sylediini duydu Nikita. - Ne diyorsun? dedi gzlerini aarak. Efendisinden yant alamaynca; - Bir ey mi syledin? diye steledi. - Sar msn, be adam! "Yolu kaybettik" diyorum sana. Baksana, direk mirek grnmyor. - yleyse durdur da yolu arayalm. Nikita hemen kzaktan aa srad, kamy samanlarn arasndan alarak sola doru yrmeye balad. O yl fazla kar yamamt, bu bakmdan ekinmeden yrd. Ama gene diz bozu karlara gmld yerler vard. ukurlardan geerken izmelerinin iine kar giriyordu. Ayaklaryla, kamsyla yolu bir hayli arad halde eli bo kmt. Kzan yanna dnp geldii zaman efendisi; - Ne oldu? diye sordu. - O yanda yok. Biraz da u taraf arayacam. - Bak, urada bir eyler kararyor, git de bak bakalm. Nikita kararan yere doru yrd. Buras klk ekin ekilmi srl tarlalardan rzgrn karlar stne toprak savurarak koyulatrd yerlerdi. Krlarda hayli dolaan Nikita bir sre sonra kzan yanna dnd. izmesindeki, stndeki bandaki karlar silkeledi. - Saa gitmemiz gerekiyor, dedi kararl bir sesle. Yoldan sapmadan nce soldan esen rzgr imdi tam kardan geliyor. Sa dizgini ek. Uann sz zerine Vasili Andreyi atn ynn saa evirdi. Bylece epeyce gittikleri halde ne yol bulabildiler, ne de iz. Artan rzgrla birlikte kar ya da artmt. Nikita bu duruma pek sevinmi gibi; - Vasili Andreyi, anlalan biz yolu iyice ardk, dedik. Sonra karlarn altndan kara kara gzken patates kklerini gsterdi. - Bunlar da nesi? Vasili Andreyi terden slanm, ikin karn inip kalkan yorgun at durdurdu. - Ne diyorsun? - Zaharova kynn bostanlar buras. Grdn m, ta nereye gelmiiz!.. - Hadi canm sen de! - Vallahi doru sylyorum. Baksana, patates tarlas buras! Kzamz ikide birde tmseklerden geiyor. Zaharova bostanlar. Kkenleri toplayp gtrmler.

- Vay anasn, amma da uzaklamz! E, ne yapacaz imdi? - Dmdz gidersek bir yere karz elbet. Ya Zaharova'ya varrz ya da aann iftliine. Andreyi gene uan dinledi, atn dizginlerini ona brakt. Bylece hayli gittiler. Kzak bazan klk ekinlerin zerinden, bazan donmu keseklerden geiyordu. Arada bir gzn biilmi tarlalara dalyordu. Karn altndan km saplar, rzgrn savurduu saman bekleri kyordu karlarna. Bazan da yerde mi, gkte mi gittikleri belli olmayan, batan baa karla rtl yumuak yerlerden geiyorlard. Hem yukardan, hem de aadan savruluyordu kar. yice yorulan at komay oktan brakmt. Terden top top olan tyleri kra balyordu. Doru tayn yr birden deiti. Hayvancaz, bir ukura ya da hendee saplanm olmalyd. Vasili Andreyi at durdurmak istedi. Ama Nikita nledi onu. - Brak kendisi eksin. Baka trl kamayz buradan. Sonra kzaktan aa atlad, ukur yere dald. - Hadi, yavrum, davran! Nikita'nn haylamas zerine doru tay yekinerek kza toprak ynnn zerine kard. Anlalan bir hendee dmlerdi. - Nereye geldik, yahu? diye sordu Vasili Andreyi. - imdi anlarz. Sen ileri doru sr hele. Tccar ilerde, karlarn arasndan grnen bir karalty iaret etti. - Buras Goryakino ky orman olmasn sakn? - Yaklanca neresi olduunu anlarz. Nikita rzgrn uurduu uzun kuru yapraklardan karlarndaki karaltnn orman deil, bir kyn stl olduunu anlamt. Ama sesini karmad. Gerekten de hendei getikten sonra yirmi metre bile gitmemilerdi ki, nlerinde birtakm aalar belirdi. Rzgrn plak dallarda hznl hznl ulumas duyuldu. Nikita iyi tahmin etmiti: Dallarnda tek tk yapraklar rpnan yksek st aalaryd bunlar, kyn harman yerinin evresindeki hendee dikilmi st aalar. Rzgrda uuldayan stlere iyice yaklatklar srada doru tay ayaklarn ykseke bir yere bast, ardndan arka ayaklarnn stnde ykseldi, sola kvrld, ayaklar diz boyu karlara gmlmeden yrmeye balad. Yola kmlard. - Yola geldik, dedi Nikita. Ama neredeyiz, bilemem. At karla rtl yolda saa sola sapmadan yryordu. Yz metre bile gitmemilerdi ki, tepeleme karla rtlm bir ot ynnn evresindeki dzgn itler belirdi nlerinde. Ynn stnde karlar savruluyordu. itin bitiminde yol sola kvrld, derken kaln bir kar tabakasna saplandlar. Karlarnda iki ev grnyordu imdi, anlalan tipi evlerin arasndaki bolua iyice kar ymt. Buray da geince bir sokakta buldular kendilerini. En kydaki evin avlusunda ipe amar aslmt. Biri beyaz, biri krmz iki gmlek, bir etek, bir pantolon, birka dolaktan ibaret bu donmu amarlar rzgrda rpnp duruyordu. Kollarn habire sallayan beyaz gmlein rpn grlmeye deerdi. - Bunlar asan kar ya tembelin biri ya da lm deinde kvranyordu, dedi Nikita. Baksana yortu gnne kurutup yetitirememi amarlar.

3 Sokan banda rzgrn hz gene aynyd, yol kaln karla rtlmt. Ama kyn ortasna doru hava birden durgunlat, lnd. Evlerden birinde bir kpek havlyordu. Bir bakasnn nnde kapya doru abuk abuk yryen bir kadn evinin eiine varnca durdu; bann stnden att bir erkek gocuunun altndan, geenlere dik dik bakt. Gen kzlarn syledii arklar duyuluyordu evlerden. Kyn iinde tipi, kar, ayaz azalm gibi geldi tccarla uana. - Buras Grikino, dedi Vasili Andreyi.

- Evet, tandm. Gerekten Grikono'ya gelmilerdi. Anlalan yolu arnca sekiz kilometre kadar baka bir yne gitmiler, ama gene de gidecekleri yere bir hayli yaklamlard. Grikino ile Goryakino'nun aras be kilometre tutard. Kyn ortasna varnca yolda yryen uzun boylu bir adamla burun buruna geldiler. Adam atn dizginine sarld, Vasili Andreyi'i tanr tanmaz kzan okuna yapt, eliyle tutuna tutuna iinde oturanlara yaklat, kendisi de ne oturdu. Bu adam, Vasili Andreyi'in yakndan tand, evrede at hrsz olarak n yapm, sa adnda bir kylyd. sa, azndan tccarn yzne votka kokusu savura savura; - Sizi hangi rzgr att, Vasili Andreyi? dedi. - Goryakino'ya diye yola kmtk ama yolu ardk. - una bakn, ok sapmsnz. Malahovo'dan gitseydiniz ya! - Biz de biliyoruz ama beceremedik ite. Vasili Andreyi byle diyerek kza durdurdu. sa at tepeden trnaa szd, elinin alk bir hareketiyle hayvann saakl kuyruundaki gevek topuzu yukar doru iterek sklatrd. - E, geceyi burada geireceksiniz, deil mi? - Olmaz. Grlecek ok iimiz var. - Anlalyor. A, bu da kim? Sen misin Nikita Stepani? - Baka kim olacak! Bak, iki gzm, yolumuzu bir daha armamak iin ne yapalm, syler misin? - Korkmayn, armazsnz. imdi buradan geriye dnn. Soka dmdz gein, saa sola sapmayn sakn. Ana yola knca saa dnersiniz. - Peki, ana yola nereden dneceiz? - Sol yannda allar greceksiniz. allarn karsnda mee aacndan kocaman bir iaret direi durur. te oradan. Vasili Andreyi atn ban geriye evirdi kyn kna yneldi, arkalarndan sa'nn: - Geceyi burada geirseydiniz iyi olurdu! diye bardn duydular. Tccar dizginlerle ata vururken adama yant bile vermedi. nlerinde topu topu be kilometrelik yol kalmt, bunun da iki kilometresi ormand. Tipi biraz dinmiti, kar da azalma benziyordu. Pek zor grnmyordu yolculuk. Taze gbrelerin alaz alaz koyulatrd, inenmi karl sokaktan getiler. amar asl evin nne vardklarnda beyaz gmlek yalnzca bir kolundan kaskat asl duruyordu. paralayc uultular karan stlerin de yanndan geince kendilerini gene krlarn ortasnda buldular. Frtna dinmek yle dursun, hzn daha da artrma benziyordu. Kardan yol iz belli deildi, ancak iaret direklerine bakarak buluyorlard gidecekleri yn. Gelgelelim rzgrn kardan esmesi direkleri grmelerini hayli gletiriyordu. Vasili Andreyi iaret direklerini karmamak iin gzlerini ksyor, ban eiyor, ama yolu bulmay daha ok ata brakyordu. At da tam gvenilecek hayvand dorusu. Ayaklarnn altndaki sert yolun dnemelerine uyarak bazen saa, bazen sola kvrlyordu. Kar ve tipi iddetini iyice artrd halde kzaktakiler kh sada, kh solda iaret direklerini grmeye devam ettiler. Byle on dakika kadar ilerlemilerdi ki, atn hemen nnde, rzgrn uuturduu kar bulutunun tesinde kmldanan koyu bir leke grdler. Onlarla ayn yne giden bir kzakt bu. Doru tay yetiince ayaklar ndeki kzan tahtasna arpmaya balad. - nmze gein! diye barmaya baladlar teki kzan iindekiler. Vasili Andreyi yana krp ndeki kza gemeye balad. Kzakta erkekle bir de kadn vard. Yortu ziyaretinden dnyorlard anlalan. Erkeklerden biri elindeki rpyla atn karlanm sarsna habire vuruyordu. nde oturan teki iki erkek ellerini sallayarak baryorlard. Kadn kzan arkasnda iyice rtnmt, stne yaan karlarn altnda kprdamadan otururken talam gibiydi. - Kimsiniz siz? diye bard yanlarndan geerken Vasili Andreyi. - ...lerdeniz! diye seslendiler berikiler. - Kimlerdensiniz? - .... deniz...

Adamlardan biri avaz kt kadar bard halde hibir ey anlalmyordu. Elindeki rpyla at kamlayan kylnn haykrmas duyuluyordu yalnzca: - Onlardan geri kalma! Hzl sr! - Yortudan m dnyorsunuz? - ek dizginleri Syomka! Geri kalma! Ge unlar! Kzaklarn yan kirileri birbirine srtnd. Atlar bir an birbirlerine girecekmi gibi oldular, sonra ayrldlar. teki kzak geri kalmaya balad. Geni karnl, tepeden trnaa kara belenmi uzun tyl at, sarsna inen sopalardan kurtulmak iin var gcyle yekiniyor; ksa bacaklaryla diz boyu kar savurarak boyunduruun altnda ban ne eerek, ar ar oflaya puflaya ilerliyordu. At geride kalrken Nitika zavall hayvann kafasn bir an kendi omuz banda grd. Gencecik bir att bu. Ama hayvancazn alt duda iyice gerildii iin az balk azna benzemi, burun delikleri genilemi, korkudan kulaklar arkaya yatmt. - ki neler yaptryor. Hayvann cann karmlar. Kyl paralar, ne olacak! dedi Nikita. Yorulan beygirin sk sk solumalarn, sarho adamlarn haykrlarn bir sre daha duydular. Sonra btn bunlar da kesildi. Rzgrn kulaklarnn dibinde slk almasndan, arada bir kzak kirilerinin tmseklerde kard gcrtlardan baka bir ses iitilmiyordu artk. Kyllerle karlamaktan keyiflenen, yreklenen Vasili Andreyi, iaret direklerine fazla aldrmakszn, yolu bulmay daha ok ata brakarak dizginleri hzl hzl ekti. Nikita'ya yapacak bir i kalmyordu. O da bu gibi durumlarda bavurduu ie koyuldu: Uykusuz geirdii gecelerin acsn karnrcasna uyuklamaya balad. Derken at, anszn duruverdi. Nikita az kalsn tepe st kapaklanyordu. - Gene yoldan ktk sanyorum, dedi Vasili Andreyi. - Nasl? - Direkler grnmez oldu. Yitirdik yolumuzu. - Hemen gidip bakaym... Nikita byle diyerek doruldu, ayak ularn ierlek basa basa, karlarda yrd gitti. Bazen grnp bazen gzden kaybolarak uzun sre dolat. En sonunda geriye dnd, kzaa bindi. - Buralarda yol filan yok. Belki de ilerde bir yerde. Hava kararmaya yz tutmutu. Tipinin iddeti ne artyor, ne de azalyordu. - u kyllerin sesini bir daha duysaydk, dedi Vasili Andreyi. - Onlarla bir daha karlamadmza gre yoldan bir hayli uzaklamz. Kim bilir, belki adamlar da yitirdiler yollarn. - Peki, imdi nereye gideceiz? - At kendi haline brak. Bulur yolunu. Dizginleri ver bana. Vasili Andreyi sevinerek dizginleri Nikita'ya verdi. nk kaln eldivenler iinde parmaklar meye balamt. - Nikita dizginleri elinde tutarken hayvan hi ynlendirmemeye alyordu. Akll hayvann yolu bulup karacana inanc vard. Gerekten de at bazen bir kulan, bazen tekini oynattktan sonra kza yola doru ekmeye balad. - Dili olsa konuacak diye mrldand Nikita. Yr yavrum! Bildiin gibi git yoluna. Rzgr arkadan esiyordu imdi, keskin ayaz hissedilmez olmutu. Atn zekasna aarak seviniyordu Nikita. - Cin gibi hayvan. nsanlar vardr, kalplarna baknca bir ey sanrsn; oysa kafalar almaz. u kulaklarn oynatna bak! Telgrafa ne hacet, bir kilometre uzaktan her eyi duyar vallahi. Yarm saat bile gemeden nlerinde birtakm karaltlar belirdi, sa yandan iaret direklerini grdler. Yeniden yola km olmalydlar; nlerindeki koyuluk ya bir kyd ya da orman. - Hey, gene Grikino'ya gelmiiz! dedi Nikita. Gerekten de stnden karlar savrulan ayn ot ynn, asldklar ipte rpnp duran ayn gmlekleri, amarlar grdler. Sonra gene gbreden alaca bulaca koyulam sokaa girdiler; gene hava durgunlat, lnd; gene evlerden

konumalar, trkler, kpek havlamalar duyulmaya balad. Hava bir hayli karard iin kimi evlerin pencerelerinde k vard. Sokan ortasnda Vasili Andreyi tuladan yaplm bir eve doru evirdi kza, evin nne varnca durdular. Nikita, karlarn yar yarya rtt aydnlanm pencereye yaklat, kamsnn sapyla cama vurdu. Solgun kta karlarn uutuu grlyordu. erden biri; - Kim o? diye seslendi. - Kresti kynden Brehunovlar, dedi Nikita. Bir dakika bakver, iki gzm. Pencereden bakan adamn geriye ekilmesinden bir sre sonra sahanln i kaps alp kapand, ardndan d kapnn srgs ekildi. Kapy rzgrn itmemesi iin eliyle tutan uzun boylu, ak sakall, yal bir adam grnd nce. Bayramlk beyaz gmleinin stnden bir gocuk atvermiti omuzlarna. Onun arkasnda krmz mintanl, mein izmeli bir delikanl belirdi. - Andreyi, sen misin? diye sordu yals. - Benim ya. Yolumuzu ardk da... Goryakino'ya gidelim derken sizin kye gelmiiz... stelik bu ikinci geiimiz. - Bakn u ie. Petruka, hadi, avlu kapsn aver. Krmz mintanl gen neeli bir sesle; - Hemen, imdi, diyerek dar seirtti. - Ama biz geceyi burada geirecek deiliz, dedi Vasili Andreyi. - Gece vakti yola gidilir mi? Kaln burada. - ok isterdik ama kalamayz. imiz ok. - Hi olmazsa bir ieri girin de snn. Hazr, scak aymz da var. - Eh, snmaya bir diyeceimiz yok. Az sonra ay kacana gre gece karanlk olmaz.... E, Nikita, girip biraz snalm m? - yi olur, efendim. Souktan Nikita'nn eli aya donmutu. Scak bir odada kemiklerini stmaktan baka ne istei olabilirdi. Vasili Andreyi ile yal adam eve girdiler. Nikita da Petruka'nn at avlu kapsndan kza ieri sokup ahrn sundurmas altna ekti. Ahrn taban gbreyle doluydu. Tavann kiri ktne kocaman bir boyunduruk aslmt. Kirie tneyen tavuklar, horozlar rahatlarnn kamasndan dolay durduklar yerde didimeye, gdaklamaya baladlar. Koyunlar bir hayli rkm olacaklar ki, trnaklar kaskat gbre tabakasnda tkrdayarak hepsi bir keye sktlar. eriye bir yabancnn girmesinden d patlayan bir kpek olanca hncyla, boulurcasna havlamaya koyuldu. Oysa Nikita her birine yattrc szler sylyordu. Rahatlarn kard iin tavuklardan zr diledi. Geliinden rktler diye koyunlara sitem etti. Oysa biraz bekleyip iin sonunu anlasalard ya... At yerine balarken kpekle konutu. ini bitirince stnden bandan karlar silkti. - E, oldu ite, imdi keyfinize bakn. Kpee dnd: - Sen de amma havlarmsn! Hadi, kes sesini artk, kk budala! Bouna paralyorsun kendini. Hrsz m sandn yoksa beni? Sundurmann dnda kalan kza bir eliyle tuttuu gibi ieri alan Petruka; - Bouna bunlara evin aklls dememiler, dedi. - Anlamadm. Nasl bir ey o? - Paulson'un kitabnda yle yazyor... Eve bir hrsz girecek olsa kpek hemen havlayarak ev sahiplerini uyarr, horoz tmesiyle sabahlar herkesi kaldrr. Ya kedi? Patisiyle yzn temizlemesi eve deerli bir konuun geleceini gsterir... Delikanl bunlar sylerken glmsyordu. Okuma yazma bildii iin, evlerinde bulunan tek kitab, Paulson'un kitabn ezbere renmiti. imdiki gibi akrkeyif olduu zamanlar, konuyla ilgili bulduu blmleri sylemeye baylrd. - Doru, diye onaylad Nikita. - ok dn m, amca? - Hem de nasl! Avludan getiler, sahanlktan ieri girdiler.

4 Vasili Andreyi'in kapsn ald ev, kyn en varlkl ailelerinden birinindi. Bu varlkl insanlar, be aileye yetecek topraklarndan baka, sada solda tarla kiralayp ekerlerdi. Alt at, inek, iki dve, yirmi kadar da koyun besliyorlard evlerinde. Evdeki horanta saysna gelince, tastamam 22 kiiydiler. Ana babadan baka, hepsi de evlenmi drt oul, drt gelin, aralarnda yalnzca Petruka'nn evli bulunduu alt torun, iki kk torun (torunun ocuu), de kimsesiz ocuk. Baba ocan datmam olan seyrek ailelerden biriydi bu insanlar. Ancak kadnlarn arasnda balam olup ksa zamanda ayrlmayla sonulanacak gizli bir i ekime de srp gidiyordu. ki oul Moskova'da sakalk yapyorlard, biri de askerdeydi. u an evde, ailenin ilerini yrten ikinci oul, bunlarn karlar, ocuklar bulunuyordu. ocuklarnn vaftiz babalarndan bir komu da konuktu onlarda. Odann ortasndaki masann tepesinde abajurlu bir lamba aslyd. Lambadan masadaki ay bardaklarna, votka dolu ieye, meze ve yemek tabaklarna, tula duvarlara, kutsal kedeki (*) tasvirlere, bunlarn iki yanndaki resimlere parlak bir k dyordu. Vasili Andreyi masada ba keye kuruldu. Srtndaki krk kard, yalnzca kara gocuuyla kalnca buz tutmu byklarn emerek, prtlak atmaca gzleriyle oday, ierdekileri incelemeye koyuldu. Masada kendisinden baka evde dokunma bezden beyaz bir gmlek giymi, ak sakall, dazlak kafal yal baba; onun yannda, Moskova'dan bayram geirmeye gelen ince basma gmlekli byk oul; onun yanndaysa ev ilerini yrten ikinci oul vard. Bu ikisi, geni omuzlar, kaln enseleriyle gerek birer babayiitti. Kzl sal, zayf bir adam olan komular en uca oturmutu. Mezelerden attrarak ufak ufak votka demlenen erkekler ocan kesinde uuldayp duran semaverden konulacak ay bekliyorlard. Ocan stnde, yerdeki sedirlerde bir sr ocuk vard. Beiin zerine abanan gen bir kadn bebeini emzirmekteydi. Yz krklarla kapl, dudaklar bile burumu olan, ailenin yal anas, Vasili Andreyi'i arlamaya alyordu. Nikita ieri girdii srada yal nine kaln caml bir bardaa doldurduu votkay tccara uzatt. - Buyur, Vasili Andreyi, yortuyu bir kere de bizimle kutlam olursun. Mezelerden de al. Bunca yorgunluktan, souktan sonra votkann grn, bayltc kokusu Nikita'nn ban dndrmeye yetti. Nikita, kutsal kede durdu, odada bulunanlara aldrmadan kez istavroz kard, tasvirlerin nnde saygyla eildi; ev sahibi yal adamdan balamak zere masada oturan erkeklere, ocan yannda dikilen kadnlara "yortunuz kutlu olsun" dedi, yiyeceklere bir kez bile bakmadan, srtndaki eski pskleri karmaya koyuldu. Byk oul, Nikita'nn kardan aarm yzne, kirpiklerine, sakalna bakarak; - Souktan buz tutmusun, amca, dedi. Nikita paltosunu kardktan sonra stndeki karlar bir daha silkti, ocaa yakn bir yere ast, masaya yaklat. Ona da bir bardak votka verdiler. Bu ho kokulu svy bir yudumda imekle imemek arasnda azap veren bir duraksama geirdi. Ama gzleri bir an Vasili Andreyi'e kaynca ettii tvbe, iki yznden satt izmesi, karsnn fc dostu, bahara bir at almak iin sz verdii olu geldi aklna. Derin derin iini ekti, kalarn att. - miyorum, teekkr ederim, dedi. kinci pencerenin nndeki iskemleye oturdu. Evin ikinci olu merakla sordu: - Niin imiyorsun, amca? Nikita ellerini salkm salkm buz tutmu seyrek sakalndan, byklarndan ayramyordu. - miyorum ite, dedi sklgan bir sesle. Bir bardak votkay bir dikite yuvarlayan Vasili Andreyi tabaktan bir rek alarak konumaya katld: - Ona yaramaz, imesin daha iyi. Bunun zerine nine sze kart:

- yleyse ay veririz. ok da me benziyor. E, gelinler, semaver hazr deil mi daha? Gelinlerin en genci, st bezle rtl semaveri iki eliyle tutup kaldrd. Glkle tayarak masann ortasna koydu. O srada Vasili Andreyi yolu yitirilerini, yanllkla iki kez onlarn kyne gelilerini, yolda sarholarla karlamalarn, krlarda yol aramalarn anlatyordu. Ev sahipleri de ona yoldan ayrlmalarnn nedenini, saa sola sapmadan gitmek iin neler yapmalar gerektiini akladlar. Yolda rasladklar kylleri de tanyorlard. Ev sahiplerinin komusu: - Buradan Molanovka kyne bir ocuk bile gidebilir, dedi. Yalnz, ana yola nereden dneceini bilsin yeter. Anlalan siz alla varmadan dnmsnz. Nine bir yandan: - Bu geceyi burada geirin de yle yola kn. Gelinler size birer yatak seriverirler, diyordu. Yal adam da karsn destekliyordu: - yle ya. Sabahleyin kalknca gndz gzyle daha rahat giderdiniz. Vasili Andreyi raz olur mu? - Olmaz. nsan bazen bir saat ge kalmakla kardn, bir ylda kazanamaz. Bunlar sylerken kentli tccarlarn elinden kapacaklarna inand orman dnyordu. - E, Nikita, yolcu yolunda gerek, deil mi? dedi uana. Nikita, sakalndaki, byndaki buzlarn zlmesi iine fazlaca dalm gibi ardan ald. Sonra zgn bir sesle: - Gene yolumuzu armaktan korkuyorum, diye mrldand. zgn olmasnn nedeni iki imek iin hl byk bir istek duymasyd. Bu istei bastracak tek ey ayd. Ama onu da vermemilerdi henz. Vasili Andreyi niyetinden vazgeecek gibi deildi: - u dnemece bir varsak, ondan tesi kolay. Yolumuz hep orman. Nikita'ya sonunda bir bardak ay verdiler. - Siz bilirsiniz, Vasili Andreyi, gidelim derseniz gideriz. - aymz ielim de kalkalm hemen. Nikita bir ey sylemeden ban sallad. Bardandaki scak ay tabana dkt. (*) Elinin almaktan ien parmaklarn ayn buharna tuttu. Sonra kesme ekerden bir para srd, ev sahiplerine bayla selam verdi: - Salnza, diyerek scack svy itahla iti. - Birisi bizi dnemece dein geirse bari, dedi tccar. Byk olan onun bu isteini sevinle karlad: - Ne olacak, geiririz. Petruka imdi kza koar, sizi gtrr oraya dek. - Hadi ko kza, iki gzm. kramlarnz iin ok teekkr ederim, dedi tccar. Nine, tatl bir sesle konuunu yantlad: - A, teekkr edecek ne yaptk ki? Evimize uradnz iin asl biz teekkr etmeliyiz. Dedesi Petruka'ya: - Petruka, git de ksra kzaa ko, dedi. Delikanl yznde tatl bir glmsemeyle kalkt, duvarda asl duran apkasn kapt gibi dar frlad. Petruka kza hazrlayadursun, tccarn eve geliiyle yarda kesilen konuma gene ayn konuya dnd. Yal baba, ayn zamanda ky muhtar olan komusuna, Moskova'daki olunun yortu dolaysyla evdekilere hibir ey gndermedii halde karsna Fransz mal bir al gnderdiini anlatyor, dert yanyordu. - Genler gitgide kopuyorlar bizden. - Kopmak da laf m? dedi komusu. Dirlik dzenlik mi kald evlerde? Kendilerini her eye akllar erer sanyorlar. Bilmiyor musun, Demokinlerin olan dve dve babasnn kolunu krd. Herhalde aklnn fazlalndan olacak. Adamlarn yzlerine dikkatle bakarak konumalar dinleyen Nikita kendisi de bir eyler sylemek iin can atyordu ama, o srada ay ime iine fazlaca kaplm olduundan, onlar destekleme anlamnda ban sallamakla yetiniyordu. Verilen her bardaktan sonra biraz daha snyor, bir geveme yaylyordu tm bedenine.

Konuma dnp dolap ayn konuya, baba evinden ayrlmann zararlarna geliyordu. Genel bir ayrlma, ailenin tmyle dalmas deildi sz konusu edilen. Onlar kendi evlerinin iindeki bir ayrlmadan, dilini yutmu gibi somurtup duran ikinci oulun gerekletirmek istedii ayrlmadan sz ediyorlard. te yandan evde herkesi ilgilendiren bu ok duyarl konuyu yabanclarn yannda tartmak istemedikleri de anlalyordu tavrlarndan. Ama yal baba bir ara dayanamad; gzlerinden yalar boanarak, sa olduu srece oullarnn ayrlmalarna gz yummayacan syledi. ocuklarn her biri bir yana gidince kurulu dzen diye bir ey kalmazd. - Matveyevlere ne oldu, bilmiyor musunuz, dedi muhtar. Ortada ne ev kald, ne bark. Daldlar gittiler... Yal baba oluna dnd: - Sen de mi ayn eyi istiyorsun ha? Syle, hadi!.. Olu buna yant vermeyince garip bir suskunluk kt ortala. Bu suskunluu bozan Petruka oldu. Biraz nce kza koup geriye dnen delikanl, yzne yaylan bir glmsemeyle konuulanlar dinliyordu. - "Paulson'un kitabnda ne der? Bir babayla olu varm" diye girdi araya. "Adam, krmalar iin onlara bir demet ta vermi, hibiri kramam. Ayn talar teker teker krvermiler. te bu da byle... E, kzak hazr." Vasili Andreyi: - Eh, yleyse kalkalm artk, dedi. Ortanca olann ayrlmasna gelince, amca sakn raz olma. Bunca mal mlk sen kazandn, yleyse bu evde senin szn geer. Daha olmazsa dzenin korunmas iin mahkemeye bavurursun. Yal adamn sesi atallamt gz yalarndan. - i gc hr karmak. Evde huzur kalmad. Evlat deil, ba belas bu olan. Bu arada beinci ayn bitiren Nikita barda ba aa evirmemi, altncsn doldururlar umuduyla tabaa yan yatrmt. Ama semaverde su tkendii iin onun isteini yerine getiremediler. Ayrca Vasili Andreyi gitmek zere hazrlanyordu. Yaplacak bir ey kalmamt artk. Nikita ister istemez doruldu, diiyle drt bir yanndan paralar kopard eker topan gerisin geriye kutusuna koydu, terden slanm yzn silerek paltosunu giymek iin kalkt. Hazrd Nikita. Derin derin iini ekti, ev sahiplerine teekkr edip esenlikler diledi. Aydnlk, scack odadan kp, kap aralklar karla svanm, iinde souun, rzgrn kol gezdii sahanla, oradan da karanlk avluya gitmek lm geliyordu imdi ona. Gocuunu giymi olan Petruka avluda onlar bekliyordu. Yznde her zamanki glmsemesiyle Paulson'un kitabndan bir iir okudu: "Koyu bir sis kaplam gkyzn. Kar burgalar kvrlyor durmadan. Bazan vahi hayvanlar gibi uluyor Bazan alyor ocuk sesiyle... (*) Nikita kendi kzann dizginlerini toplarken Petruka'nn okuduu iiri bayla onaylad. Elinde fenerle Vasili Andreyi'i uurlamaya kmt yal baba. Ama eikten darya admn atar atmaz rzgr feneri sndrverdi. Anlalan, frtna iyice iddetlenmiti. Tccar, "u tipiye bak. Bu havada yola klmaz, ama iten de kalmak istemiyorum. stelik hazrlandk artk, bizim iin kzak bile kotular. Ksmet olursa varrz gideceimiz yere..." diye geirdi iinden. Ev sahibi yal adam da byle bir havada konuklarn brakmamas gerektiini dnyordu. Gelgelelim onlar zorla tutamazd. Ka kez gitmemelerini syledii halde szn dinletememiti. "Kimbilir, belki adam hakl. Kocadm iin kardan ktan gzm korkuyor. u konumalar bitse de yatsak hemen..." Petruka'nn tehlikeye filan aldrd yoktu. O yreyi, yollar avucunun ii gibi bilirdi. Ayrca, "Kar burgalar kvrlyor durmadan" dizesi olup bitenlere tpatp uyduundan keyfi yerindeydi.

Zavall Nikita'ya gelince, yllar var ki, yalnzca bakalarnn isteine gre hareket etmeye alt iin, istese de istemese de gitmek zorundayd. Bu durumda yolcularn nnde hibir engel kalmyordu.

5 Vasili Andreyi yaklat, karanlkta evresini doru drst seemeden yerine oturdu, dizginleri ekti. - ne d, delikanl, diye bard Petruka'ya. Kzanda dizleri zerinde bekleyen Petruka, ksra srd. Ne zamandr kineyip duran, tccarn doru tay nnde ksrak kokusu alnca ileri frlad, bir anda avludan sokaa ktlar. Kyn ortasndan geiyorlard imdi. Donmu amarlarn asl olduu evin nne vardlar, amarlarn tekini bile gremediler. Hepsi yere dmt, anlalan. Tepeden trnaa beyazlara gml, stnde kar bulutlar uuan ot ynnn nnden getiler. Sonra ac ac iniltiler kararak dallar saa soa savrulan st aalarna vardlar. En sonunda, alttan stten karlarn kaynat, azgn bir denizin ortasnda buldular kendilerini. Frtna o denli iddetliydi ki, kzaa yandan arpt zaman hem at, hem de iindekiler devirecekmi gibi sarsyordu. Petruka geni admlarla trsa kalkan yiit atn durmadan haylyordu. Doru tay ksran birka adm arkasndayd. Bylece on dakika kadar gittiler. Sonra Petruka ban geriye evirdi, bir eyler haykrd. Ne Vasili Andreyi, ne de Nikita, onun sylediinden bir ey anlamadlarsa da dnemece geldiklerini tahmin ettiler. Gerekten Petruka kzayla saa dnd, yandan vuran rzgr kardan esmeye balad. Bu srada kar rtsnn ilerisinde bir koyuluk belirdi. Dnemeteki allkt bu. - Hadi, hoa kaln. - Teekkrler, Petruka. Petruka, son kez; - "Koyu bir sis kaplad gkyzn" diye bararak gzden silindi. - u delikanl iire amma da merakl! Vasili Andreyi dizginleri sarst. - Evet, yiit olan, tam ky delikanls! Nikita iyice bzlp boynunu iine ektii iin kk sakal gsne yapmt. Scak odada kald srece snan bedeninin scakln yitirmek korkusuyla sesini bile karmyordu. imdi nnde btn grd; gide gele inenmi bir yol gibi duran oklar, doru tayn inip inip kalkan sars, frtnadan savrularak hep yana yatan topuzlu kuyruu, biraz ilerde yksek boyunduruunun altnda sallanan ba ve boynunun bir yanna yapm yelesiydi. Arada bir gzne arpan iaret direklerinden tr doru yolda gittiklerini dnyor, yerinde tasasz oturuyordu. Dizginleri elinde tutan Vasili Andreyi yolu bulma iini ata brakmt. Ama kyde dinlendii halde pek gnll yrmyordu doru tay. Birka kez geriye dner gibi yapnca tccar dizginleri ekti. Tccar, direkler getike iinden sayyordu: "te birinci direk, ite ikincisi, ite ncs... Eh, ormana geldik artk." Onun orman sand karalt aslnda bir al ynndan bakas deildi. Karalty geip elli metre kadar gittikleri halde ne drdnc direi grebildi, ne de orman. "Orman buralarda bir yerde olmal" dedi kendi kendine. Votkann, ayn verdii yreklilikle dizginleri ekti, kza hzlandrd. Sz dinleyen yiit at bazan ekinle, bazan hafif trsla nereye evirirlerse oraya gidiyordu. Oysa doru yne srlmediinin ok iyi farkndayd. On dakika daha gittiler; gene ne orman vard, ne bir ey... Vasili Andreyi at durdurdu. - Gene yolu ardk. Nikita tek sz sylemeden kzaktan indi. Tipide bazan bedenine smsk yapan, bazan de uup gidecekmi gibi omuzlarndan syrlan paltosunun iinde bir o yana, bir bu yana koarak yolu aramaya koyuldu. Birka kez gzde silindii de oldu. Sonunda kzaa dnd, dizginleri Vasili Andreyi'in elinden ald.

Kararl, sert bir sesle; - Saa gitmeniz gerekiyor, dedi. Atn ban o yne evirdi. Dizginleri uana brakan tccar yen ellerini yenlerinin iine soktu. - yi, saa gitmek gerekiyorsa yol senin. Nikita sesini karmad. Ama az sonra ata bard: - Hadi, koum, kmldan biraz! Dizginleri ekilen doru tay hi istifini bozmad; ar admlarla yrmesini srdrd. Kar kimi yerlerde diz boyu derinlikteydi, at boyundurua asldka kzak yerinde yalpalyordu. Nikita, kamy soktuu yerden kard, ata birka kez yaptrd. Krbalanmaya hi alk olmayan hayvan hemen trsa kalktysa da az sonra gene ekine, ondan da dz yrye geti. Be dakika kadar byle gittiler. Aadan, yukardan yle zorlu bir kar bastrm, hava ylesine kararmt ki, bazan atn boyunduruu bile gzkmyordu. Kzak duruyormu, savrularak yaan karlar geriye gidiyormu gibi geliyordu insana. Derken, at anszn duruverdi. nnde bir tehlike sezmi olmalyd. Dizginleri brakan Nikita yavaa aaya atlad, atn neden durduunu grmek iin ileri doru yrd. Ama atn nne doru admn atar atmaz ayaklar birden kayd, paldr kldr aa yuvarland. Sanki at durdurmak istiyormu gibi; - Dbrr! Dbrr! diye baryordu bir yandan da. Adamcaz kaymamak iin ok urat, ama ayaklar derin ukurun dibinde birikmi sert kar ynna saplannca durabildi ancak. Yarn kysna ylm kar krt Nikita'n sarsntsyla gt ve zavall uak tepeden trnaa beyaza buland. Bu arada souk kar ensesinden ieri grimiti. Nikita boynundaki karlar temizlerken kar ynna sitem edercesine; - Bu da yaplr m? diye syleniyordu. Vasili Andreyi korkuyla; - Nikita! Nikita! diye seslendi. Nikita karlk vermedi. nk o srada yaplacak pek ok ii vard. stn ban gzelce silkeledikten sonra kayarken drd kamsn arayp buldu. Sra imdi trmanarak yukar kmaya gelmiti. Ama kolay m? Kayd yerden bir iki kez trmanmaya altysa da kendini hep aada buldu. Bunu zerine, baka bir k yolu bulmak iin yar boyunca ilerlemeye balad. Ancak yuvarland yerden be alt metre ilerde bir k yolu buldu, emekleyerek yukar trmandktan sonra atn bulunduu yere doru yrd. Fakat grnrlerde ne at vard, ne de kzak. Frtna ona doru estiinden, nnde hibir ey gzkmyordu, ama onu aran Vasili Andreyi'in ve kineyen doru tayn seslerini iitebildi. - Geliyorum, geliyorum. Ne baryorsun? Kzaa iyice yaklanca atla Vasili Andreyi'i seebildi. Beyazlarn iinde dev gibi duran tccar, uana ok kzgnd: - Deminden beri ne cehennemdesin! Gidince gelmek bilmiyorsun! Grikino'ya geri dnelim, abuk! - Ben dnmek istemez miyim, Vasili Andreyi? Dnelim ama nasl? nmzde kocaman bir yar var. Kurtuluncaya kadar canm kt. - E, burada ne dikilip duruyoruz yleyse? Uzaklaalm u cenabet yardan bir an nce. Nikita bir ey sylemedi. Srt rzgra dnk, kzaa oturdu, izmelerini kararak iindeki kar temizledi, sol izmesindeki delii bir tutam samanla gzelce tkad. Her eyi Nikita'ya brakan Vasili Andreyi sesini karmadan bekliyordu. izmelerini yeniden giyen Nikita kzaktaki yerine oturdu, elliklerini takp dizginleri kavrayarak kza yar boyunca srd. Yz adm bile gitmemilerdi ki, at olduu yerde akld. Gene uurumun kysna gelmilerdi. Nikita bir daha kzaktan indi, kar ynlarnn arasnda yol aramak iin gitti, ama uzun sre dnmedi bu sefer. Sonunda gittii yere tam ters ynden kt geldi. - Vasili Andreyi, neredesin?

- Buradaym. Ne oldu? - Hi, ne olacak! Karanlkta bir ey grnmyor. Sada solda hep yar var. Rzgra kar m gitsek, ne yapsak? At srdler, az sonra Nikita gene kefe kt. Sonra gene kzaa bindi, gene karlara bata ka yrd. Soluk solua kzan yanna dndnde Vasili Andreyi; - Bir ey buldun mu? diye sordu. - Hayr, stelik iyice yoruldum. At da bitti zaten. Sen dur burada. Bir iki dakika yrdkten sonra geri dnd. Atn bana geerek; - Ben sizi gtrrm, dedi. Vasili Andreyi uana emir vermek yle dursun, onun sylediklerini sesini karmadan uyguluyordu. Nikita birden saa sapt, dizginlerinden tuttuu doru tay da ekerek, kar ynndan aa doru yrd. Ama daha admn atar atmaz kara saplanan hayvan, yndan kurtulmak iin yle bir yekindiyse de gc yetmedi, karn iine kerek boynuna kadar gmld. Vasili Andreyi hl kzakta kurulmu oturuyordu. Nikita ona; - n aa! diye bard. Kza bir okundan tuttu, ata doru itmeye balad. Bir yandan da doru tay; - Hadi, koum! in ok zor ama baka are yok. Davran! diye haylyordu. Hayvan birka kez daha yekindi, kza kurtaramayacan akl kesmi olacak ki, yerine rahata kt. Nikita onu rahat brakr m? - Yo, aslanm, yle ey olmaz! Hadi, durma, davran! Okun birinden Nikita, tekinden efendisi tuttu, kza ekmeye baladlar. Doru tay bir iki kez ban oynatt ve birden ileri doru yekindi. - Hadi, hadi, koum! Bak, ite kurtuldun! Atn st ste hamleleri sonunda kzak sapland yerden kt. Hayvancaz soluk solua kalmt. Nikita o hzla biraz daha ilerlemek istediyse de kaln gocuu ve krk iinde tkanan Vasili Andreyi koca gvdesiyle kzaa yuvarlanverdi. Kyde boynuna dolad atksn zmeye alyordu. - Of, dur, soluk alaym biraz! - Sen rahatna bak. Ben gtrrm. Bylece tccar iinde olmak zere kza yama aa on adm kadar ekti, br yamaca varnca durdu. Nikita'nn durduu yer bir dere gibiydi. Yarn kenarlarndan ylesine ok kar savruluyordu ki, aa inen yolcular ksa zamanda rtebilirdi. Gelgelelim frtnann fazla hissedilmedii kuytu bir yerdi buras. Frtna bazen azalyor, bazen de bunun acsn karmak istercesine, var gcyle ullanyordu. Vasili Andreyi bir sre dinlendikten sonra kzaktan inip konumak iin Nikita'nn yanna yaklat zaman da byle bir rzgr dalgasyla karlatlar. Uakla efendisi konumadan, birbirlerine iyice sokuldular, frtnann hznn gemesini beklediler. Tipi biraz azalnca Nikita hemen elliklerini karp kemerine soktu, ellerine birka kez hohladktan sonra atn boyunduruk kaylarn zmeye balad. Vasili Andreyi armt. - Hey, ne yapyorsun? - Ne yapacam, at koumdan karyorum. Derman m kald hayvanda? - E, buradan kp gitmeyecek miyiz? - Bouna urama. Bu at bir adm bile yryemez artk. Nikita bunu sylerken her syleneni yapmaya hazr, ba nnde bekleyen hayvan gsterdi. Bu srada terden srlsklam karn inip inip kalkyordu. Nikita kararn vermiti: - Geceyi burada geireceiz! Sanki geceyi handa geirmeye hazrlanyormu gibi hayvann hamut kayn zmeye balad. Hamut karlnca akta kalan sakrgalar katlar. Vasili Andreyi kayglyd. - Donmaz myz burada? - Baka ne yapabiliriz? Korkunun ecele yarar var m?

6 Gocuuyla krknn iinde yor saylmazd Vasili Andreyi. Hele kza kurtarmaya alrlarken hayli terlemiti. Ama gerekten geceyi orada geireceklerini anlaynca tyleri diken diken oldu. Biraz akln bana toplamak iin kzaa oturdu, cebinden sigarasn, kibritini kard. Nikita bu arada at koumdan kurtaryordu. Hayvann kolann, kuskununu gevetti, hamut kaylarn zp boyunduruu ald, koum takmn toplad. Bir yandan da yreklendirmek iin hayvanla konuuyordu. - Hadi, k oradan, koum. At oklarn arasndan ekti. - imdi seni uraya baladk m, tamam. Gemini karr, nne samann koyarz. Dediklerini yapyordu bu arada. - Yemini yiyince oh, gel keyfim gel! Ama bu konumalar doru tay pek yattracaa benzemiyordu. Bakcs, onunla ilgilenirken sinirli sinirli bacaklarn oynatyor, arkasn rzgra verip kzaa sokulmaya alyor, kafasn durmadan Nikita'nn koluna srtyordu. Doru tay, bakcsn krmamak istercesine, onun kendisine ikram ettii samandan dudaklaryla bir tutam kavrad; ama yem yemenin sras olmadn anladndan mdr, nedir, azna ald eyi inemeden geriye brakt. Rzgrda savrulan saman tanecikleri drt bir yana uutu, karlarn arasna kart. - imdi uraya bir iaret koyalm. Byle syleyen Nikita kzan ynn tipiye kar evirdi, iki okunu birden havaya kaldrarak ularndan eyer kayyla birbirine tutturdu, kzan nne skca balad. - Kar zerimizi rtnce kyller oklar grsn de bizi karsnlar diye yapyoruz bunu. Yallar byle sylerlerdi hep... Nikita iini bitirince elliklerini giydi, snmak iin ellerini bir sre birbirine arpt. Bu arada Vasili Andreyi krknn eteini frtnaya kar siper ederek birbiri ardna kibrit akyordu. Ama elleri doru drst tutmad iin, kibrit pleri ya iyice tutumadan ya da tam sigaraya yaklarken snyordu. Derken kibritlerden birisi alev ald, bir an krknn yakasn, tccarn ie kvrk iaret parmandaki altn yzn, kzak yaygsnn altndan taan, karla kark yulaf samann aydnlatt ve sigara yand. Adam sigarasndan bir iki soluk ekmi, cierlerine doldurduu duman byklarnn arasndan savurmutu ki, rzgr sigarann yanan ucunu kapt gibi uurdu. Gene de sigarasndan ektii bu birka soluk neesinin gelmesine yetmiti. - Bu geceyi de burada geirelim bakalm, dedi. Dur, uraya bir bayrak takalm nce... Boynundan zp kzan iine att atksn ald, eldivenlerini kard, iki okun birletii yere ulamak iin ayaklarnn ucunda ykselerek oraya atksn smsk balad. Atk baland yerde hzla rpnmaya balad. Bazen bir bayrak gibi dalgalanyor, bazen de bir sre hrsla dvd oklara dolanp ylece kalyordu. Vasili Andreyi becerdii iten pek memnun olmutu. Yerine otururken: - Bunu iyi dndm, dedi. Sonra Nikita'ya dnd: - kimiz yan yana kzan iine yatar snrz. - Ben kendime bir yer bulurum. Yalnz u hayvann srtn rtsek iyi olur. Dondu zavallck. Nikita byle diyerek kzaa yaklat. Efendisinin altndaki yaygy ekti. - Kalk da alaym unu. Atn kolann zd, eyerini stnden ald, ikiye katlad yaygy hayvann srtna rtt. Bunun stne eyeri koyduktan sonra kolanla balarken: - Artk sesini karma, smscak snrsn imdi dedi. ini bitirince gene kzan yanna geldi. - Kzan keesi bir iine yarar m? Hatta samanlar da alsam? Nikita, efendisinin izin vermesi zerine kzan arkasndaki yerde kar derince oydu, dibine saman dedii ukura oturdu, apkasn kulaklarna dein geirip

paltosunun stnden keeye sarnarak kzan arka tahtasna ban koydu. Buras onu kardan, frtnadan koruyan kuytu bir yer olmutu. Vasili Andreyi uann yaptklarn dudak bkerek seyrediyordu. u kyl dedikleri de oldum olas kafasz, grgsz bir milletti zaten. Bu dncelerle geceyi geirecei kzakta kendine bir yer yapmaya balad. Nikita'nn geride brakt samanlar kzan tabanna dzgnce yayd nce. Yalnz brne gelecek yere biraz kalnca koydu. Kzan n tahtas onu frtnadan koruduu iin ban o yana doru, keye koyup uzand, ellerini yenlerinin iine soktu. Gzne uyku girmiyordu bir trl. Dnceler kafasnn iinde birbirini kovalamaya balamt. Ama birbirinin ayn dncelerdi hepsi de. Yaamnn tek amac, tek anlam, tek sevinci, tek nc olan kazan hrs. Bugne dein ne kadar para kazanmt, bundan sonra ne kadar kazanacakt? Tand baka tccarlarn ne kadar mal mlk vard, onlar nasl para kazanyorlard? Kendisi de onlar gibi ok kazanmak iin neler yapmalyd? Goryakino ky korusunun byk bir nemi vard onun iin. Bu alveriten bir rpda on bin rubleden fazla kazanabilirdi. imdi gznn nne getiriyordu da, geen gn grmeye gittiinde ormann bir dnmnde bilmem ne kadar aa saymt. "Meeler kzak yapmnda kullanlr" diye dnd. "Hemen kesime balamal. Dnm bana en azndan on metre kp kereste kar. Bu da demektir ki, bir dnmden yirmi iki buuk ruble para geer elime. Btn koru be yz altm dnm olduuna gre iki kere be bin alt yz, iki kere be yz altm, be kere de elli alt ruble tutar hepsini satnca. Eline geecek parann aa yukar on iki bin rubleyi bulacan gryordu. Asl hesab eline kt kalem alnca yapabilirdi. "On bin ruble bile vermem ben korunun sahibine, aasz boluklar gz nne alrsak yedi bine iner. lme memuruna yz, hadi bilemedin yz elli ruble rvet verdim mi, yz elli dnmn aasz saydrmak iten deil. Pein bin ruble gen aann yelkenleri suya indirmesine yeter de artar bile..." Vasili Andreyi bunlar dnrken i cebinde saklad para destesini dirseiyle yle bir yoklad. "Nasl oldu da dnemete yolu kaybettik, bir trl aklm ermiyor. Yaknlarda bir yerde beki kulbesi olacakt. Kpek sesi filan da iitilmiyor. Tam ie yarayacaklar zaman havlamazlar bu namussuzlar!..." Krknn yakasn kaldrd, dikkatle kulak kabartt. Frtnann uultusundan, oklara pat pat vuran atknn rpnndan, kzan nn dven karlarn hrtsndan baka ses iitilmiyordu. "Bama bunlarn geleceini bilsem komu kyde geirirdim geceyi. Bir gn yitirmekle ne kar? Gideceim yere yarn dner giderdim. Zaten byle havada tekiler de kmaz yola." Bu srada aklna ayn dokuzunda kasaptan alaca para geldi. Satt ieklerin parasyd bu. Adam paray vermek iin evine urayacan sylemiti. "imdi beni bulamaynca kar ondan paray alabilir mi? Sanmam... ok beceriksiz kadn bizimkisi; bilgi, grg, nanay..." Bir gn nce zabta amiri bayramlarn kutlamaya eve geldiinde, karsnn onu doru drst arlayamadn anmsad. "Kadn milleti ite... Babasnn evinde ne grm ki!" "Kendi babann zamannda siz neydiniz?" diyeceksin. Topu topu bir hanla ufak bir korusu olan zengince bir kyl parasyd benim babam. Ama ben on be ylda ok i yapp para kazandm. Dkknm, iki meyhanem, deirmenim, buday depom, yarcya verdiim iki tarlam, dam sac kapl bir evle bir ambarm var. Brehunov ad evrede n sald. Ama nasl kazandm bunlar, sen onu bana sor! imin peini hi brakmadm. Ne bakalar gibi yan gelip yattm, ne de vr zvr ilerle uratm... "Yamur, amur" demedim; gecemi gndzme katp altm. Para denen ey aslann aznda. Bak, ite, gece yars benim buralarda iim ne? Ne diye kafamda binbir dnceyle dnp duruyorum? Bir de insann ans eseri zengin olduunu sylerler. Milyonlar iinde yzen Mironovlar nasl kazandlar bu serveti? Sen de al, sen de kazan. Zenginliin yolu herkese ak, yeter ki Tanr salk versin..." Sfrdan balayp milyoner olan Mironov gibi kendisinin de bu servete eriecei dncesi Vasili Andreyi'i yle coturdu ki, biriyle konumak iin byk bir istek duydu. Ama evresinde konuacak kimse yoktu... u Garyokino'ya varabilse, toprak aasyla doya doya konuur, sonunda herife klahn ters giydirirdi. Kzan n tarafn aralksz dven karn hrtsna, frtnann uultusuna kulak kabartarak; "Vay canna, amma da esiyor! Byle giderse sabaha dein kara

gmleceiz" diye dnd. Yerinden dorularak saa sola baknd. evresindeki beyaz karanlkta doru tayn bandan, srtnda dalgalanp duran rtden, topuzlu kuyruundan baka bir ey grnmyordu. Bazan aaran, bazan da koyulaan titrek karanlk sarmt drt bir yan. "Ne diye Nikita'nn szne kandm, bilmem ki! Gide gide bir yere varrdk nasl olsa. Grikino'ya bari dnsek, geceyi Taras'n evinde geirirdik. Uan szn dinledin de eline ne geti sanki? Neyse, Tanr zahmetinin karln verir elbet. Tembeller, uyuuklar, iini bilmezler baaracak deil ya; sen baaracaksn. Hele bir sigara ielim." Oturdu, tabakasn kard, iinden bir sigara ald, yz koyun yatp krknn yakasn siper ederek sigarasn yakmaya alt. Ama rzgr bir yerlerden giriyor, akt kibritleri sndryordu... Derken, en sonunda sigarasn yakabildi. Bu da ok sevindirdi onu. Sigarann dumann ondan ok rzgr ekmekle birlikte, birka nefesten sonra gene neesi yerine geldi. Bunun zerine yeniden kzan nne uzand, iyice rtnd, ayn tatl dncelere, hayallere dald. Hayaller arasnda birden kendinden geti, uyumaya balad... Birisinin drtmesiyle at gzlerini. Doru tay saman alrken mi itmiti onu, yoksa iten gelen bir irkilme miydi bu, bilmiyordu. Yalnzca uyandnda yrei kt kt atyordu. Birisi kza sarsmt sanki. Gzlerini anca ilk ii evresine bakmak oldu. Deien bir ey yoktu. Ortalk biraz aydnlanmt hepsi o kadar. "Tan atyor, ok gemez sabah olur" diye geirdi iinden. Ama ayn anda ay kt iin havann aardn anmsad. Doruldu, ata bakt. Doru tay kn rzgra dnm, soukta tir tir titriyordu. Hayvann kolan gevemi, kardan bembeyaz rts yana kaymt. Frtnadan savrulan yelesiyle, peremiyle, karla rtl boynuyla imdi daha belirgin grlyordu. Vasili Andreyi eildi, kzan arkasna bakt. Nikita yat biimini hi deitirmemiti. stne ektii keeyle ayaklar kaln bir kar rts altndayd. "Zavall kyl donmasa bari, giyecekleri de yle ypranm ki. Onun aklszl yznden bam derde girecek. Cahillik zor ey" dedi. Kalkp atn srtndaki yaygy uann srtna rtmek istedi. Ama o soukta kprdanmay, yerinden kalkmay gz yemedi. Hem atn rtsz kalnca ayazda donmasndan korkuyordu. "Ne diye yanma aldm u adam? Ah, bizim aptal kar yok mu hep onun yznden!" Karsn nefretle anmsad, sonra gene eski yerine uzand. "Dedem de bir keresinde btn gece tipide kalm, bir ey olmam. Ama srcs Sevastyan'n lsn karn altndan karmlar. Donmu, kaskat kesilmi gvdesi. Geceyi Grikino'da geirsem bama bunlar gelmezdi..." Vasili Andreyi bu dncelerle krkne smsk sarnd. imdi ne boynundan, ne dizlerinden, ne ayaklarndan; hibir yerden souk girmiyordu. Souktan korunduu gvencesiyle gzlerini yumdu, uyumaya alt. Ama nerde? Uykusu kamt bir kere. Gzne uyku girmeyince o da yeni batan kazanlarn, alacaklarn hesap etmeye, parlak durumundan dolay kendi kendisiyle vnmeye, iinmeye balad. Ama gizli bir korku, Grikino'da kalp geceyi orada geirmeye raz olmad iin duyduu pimanlk tatl hayallerini bozuyordu. "Seninki de i mi yani? Scack evde yatmak batt sana..." Yatt yerin rahatsz oluundan dolay bir o yana, bir bu yana dnd, krkne yeni batan sarnd, dorularak ayaklarn rtt, hatta kalkp yerini deitirdi. Gzlerini kapayp kprdamadan durdu. Ama hepsi bo. Ya sert kee izmelerin iinde kvrk duran ayaklar szlyor ya da bir yerlerden souk giriyordu. Grikino'da scack odada rahat uykuyu teptii iin kendine kzarak gene saa sola dnd, kalkt krkn dzeltti, sonra yeniden yatt. Bir ara uzaktan bir horoz t iitir gibi oldu. Sevinle krknn yakasn kaldrd, dikkatle dinlemeye balad. Ama ne horoz tyordu, ne bir ey... Tipinin oklarda slk almasndan, atksnn baland yerde habire rpnmasndan, kzan n tahtasn dven karn hrtsndan baka bir ses iitilmiyordu. Nikita akamki oturuunu hi bozmamt, hatta kendisine bir iki kez seslenen efendisine karlk bile vermiyordu. Vasili Andreyi ban uzatt, kara gml Nikita'nn srtna bakt; "Adamn derdi yok, ml ml uyuyor" diye dnd can skkn. Kalkp kalkp yatmas belki de yirmiyi bulmutu. Sanki gece bitmeyecekmi gibi geliyordu. Yerinden bir daha dorulup evresine baknarak; "Eh, artk sabah yaklamtr. Saate bir bakaym. Soukta almak iyi deil ama sabaha az

kaldn grnce neem gelir. At hemen koarz kzaa..." diye geirdi aklndan. Oysa sabaha daha bir sr vakit olduunu biliyordu, yle bir his vard iinde. Ama benliini saran rkntden kurtulmak iin kendini kandrmaya, baka eyler dnmeye alyordu. Krknn altndan gocuunun kopalarn zd, elini koynuna soktu, yeleinin cebini bulana dek bir hayli urat. Sonunda, emaye ieklerle ssl, gm kaplama saatini kard, bakt. Karanlkta bir ey grnmyordu... Bunun zerine dirseklerine dayanp dorularak dizlerinin stne kt, sigarasn yakarken yapt gibi kibriti akt. Yalnz bu sefer ii ciddi tutmu, parmayla fosforu en kaln p semiti. Saatinin kadrann aleve yaklatrp baktnda gzlerine inanamad: Saat ancak on ikiyi on geiyordu. nnde uzun bir gece vard daha. "Oh, ne bitmez geceymi" dedi, bir rperme geti srtndan. Sonra yeniden nn dmeledi, ak yerlerini rtt, sabrla beklemek niyetiyle kzan kesine bzld. Frtnann tekdze uultusu arasnda canl, yeni bir ses duyuldu anszn. Yava yava iddetlenen bu ses aka anlalr bir hale geldikten sonra yeniden azalmaya balad. Hi kuku yok, kurt ulumasyd bu. Kurdun enesini oynatarak sesini deitirdiini frtnann uultusu arasnda bile seebilen Vasili Andreyi onun ok yaknlara sokulduunu anlad. Krknn yakasn kaldrd, dikkatle dinledi. Doru tay da tpk onun gibi kulaklarn dikip dinlemeye balamt. Kurdun ulumas azalnca hayvancaz ayaklarn oynatt, tehlikeyi haber verircesine pofurdad. Vasili Andreyi'in yalnzca uykusu deil, huzuru da kamt. Ondan sonra gene hasaplarn, ilerini, onurunu, nn, zenginliini dnmek iin ne denli uratysa urasn, hepsi botu. Bir kere lm korkusu dmt iine. Bu korku ve niin Grikino'da kalp geceyi orada geirmedii dncesi btn teki dncelere karyor, onlara baskn kyordu. "Koruluk yerin dibine batsn! Tanr verecei kadar vermi bana. Ah, u geceyi kyde geirseydim! Sarho insan abuk donarm derler. Aksi gibi ben de iki itim." Tccar aklndan bunlar geirirken bir yandan da iin iin kendini yokluyordu. Nedenini bilmedii bir titreme sarmt bedenini. Korkuyor muydu, yoksa d iin mi titriyordu. Yeniden krkne sarnp yatmak istediyse de yapamad. Uyuyamadna gre kalkp bir eyler yapmalyd. Elini kolunu balayan, onu gsz brakan bir eydi u korku denen ey. Onu yenmesi gerekiyordu. Bu dnceyle sigara tabakasn, kibritini kard. Kutuda topu topu p kalmt, onlar da en ktlerindendi. akt, akt, hibiri yanmad. "Th, Allah kahretsin, ba belas!" diyerek bir kfr savurdu, sigaray kvrp att, kibrit kutusunu da atmak iin kolunu kaldrmken vazgeti, cebine soktu. Duyduu tedirginlik yznden durduu yerde duramyordu. Kzaktan inip srtn rzgra dnd, paltosunun krkn dzelte dzelte kuan yeniden sklad. "Burada yatp lm bekleyeceime ata atladm gibi basar giderim" dncesi geldi aklna anszn. "Srtna binince tar herhalde. Nikita'ya gelince, nasl olsa lecek. Zaten nedir onun yaants? Acnacak nesi var? Ama ben onun gibi deilim, bir deeri var benim yaammm." Bu dnceyle at zd, dizginleri hayvann boynuna geirdi. Binmek iin stne abandysa da kaln krk, ar izmeleri yznden binemedi. O zaman kzan stne kp oradan binmek istedi. Bu sefer de arlndan kzak salland, geriye kayd. En sonunda at kzaa iyice yanatrd. Kendisi de kzan kenarna dikkatle bastktan sonra hayvann srtna karn st yatt. Bir sre byle yatp kendini ileri doru vererek bir bacan br tarafa ard, ayaklarn yan kaylara bast dorulup oturdu. Kzan sallanmasndan Nikita uyanm, ban dorultmutu. Vasili Andreyi'e, ua bir eyler sylyormu gibi geldi. - Artk senin gibi salaklarn szne kanmam. Ben hayatm plkte bulmadm! diye bard. Krknn rzgrda savrulan eteklerini toplayp dizginlerin altna soktu, atnn ban evirdi, hzla srd. Ormann beki kulbesinin ne yanda olduunu aa yukar biliyordu. 7

Keeye sarndktan sonra kzan arkasna yarm yatan Nikita bir kez olsun istifini bozmamt. Doada yaadklar iin zorluklar bilen btn insanlar gibi saatlerce, gnlerce szlanmadan durabilirdi oturduu yerde. stelik bundan ne bir rahatszlk duyuyordu, ne de en ufak can sknts. Efendisi kendisine seslendiinde karlk vermemiti ona, nk yerinden kprdamak hi iine gelmezdi. tii aylardan, yamaca trmanmaktan dolay bedeninde toplanan scakln fazla srmeyeceini biliyordu. O da at gibi yorgundu. Sahibi yeniden yemledikten sonra, krbalad halde kendinde kmldanacak gc bulamayan doru tay gibi bitkin... yleyse ne diye istifini bozacakt? Hareket ederek snacak gc kalmadktan sonra... Nikita, delik izmenin iindeki ayann dn, ba parmannsa oktan uyutuunu biliyordu. Bu yetmiyormu gibi souk btn bedenine yaylmaya balamt. O gece orada leceini, hem de yzde yz leceini dnd halde bundan fazlaca zlmyor, irkilmiyordu. Neden zlsn ki, yaam onun iin zaten dn bayram deildi. Durup dinlenmeden almaktan, yorgunluktan baka ne grmt u dnyada? Sonra neden irkilsindi? Vasili Andreyi gibi hizmetlerinde bulunduu efendilerinden ayr bir efendisi; onu bu dnyaya gnderen, onu yneten, lrken onu btnyle hkm altna alacak, onu hor grmeyecek bir Byk Efendisi vard. "Allan, sevilen eyleri brakp gitmek kolay deil. Ama ne yapalm, yeni eylere de alrsn." "Ya gnahlarm?" Nikita birdenbire sarholuklarn, ikiye yatrd izmesini, karsn kk drd zamanlar, kfrlerini, kiliseye gitmeyiini, oru tutmamasn, gnah karrken papazn verdii tleri anmsad. "Evet, ok gnahm var. Ama isteyerek ilemedim ki ben! Demek, Tanr yle yaratm bu yoksul kulunu. E, gnahsa, gnah! Ne yapsam kurtulamayacam onlardan..." O gece bana gelecekleri bir kerecik dnd, ondan sonra bir daha dnmedi bu konuya; baka dlere dald gitti. Karsnn gelin gelii, tccarn evindeki teki uaklarn ayyal, kendisinin ikiyi brakmas, ktklar bu yolculuk, Grikino kynden Taras'n evi, ihtiyarn oullarnn ayrlmasyla ilgili konumalar, kendi olu, rtnn altnda snmaya alan doru tay, kzan iinde saa sola dndke gcr gcr sesler karan efendisi, srasyla gelip getiler zihninden. Efendisini dnrken iinden; "Yola ktna bin pimandr imdi. Byle bir yaam dururken lmek ister mi? Ben baka, o baka" dedi. Sonra anlar kafasnda birbirine karrken uykuya dald. Vasili Andreyi ata binince kzak sarslarak yerinden oynam; kzan kirii, arkaya yaslanarak uyuyan Nikita'nn beline vurmutu. ster istemez uyand Nikita. Oturuunu deitirmekten baka are kalmyordu. stnden bandan karlar saarak dizlerini glkle dorulttu, kalkt. Ve kalkar kalkmaz da buz gibi bir souk iledi iliklerine. Nikita durumun kmazln anlyordu. Efendisi ata binmi giderken, hayvann srtndaki rty vermesi iin seslendi. Ama tccar tnmad bile, az sonra da kar bulutlar arasnda gzden silindi. Yalnz kalnca ne yapacan yle bir dnd Nikita. imdi kalkp snacak bir ev arayamazd, gc yoktu buna. Eski yerine de yatamazd, nk karlar dolmutu. Kzaa yatsa rtsz snamayacakt. Gocuuyla ince paltosunun iinde, sanki srtnda yalnzca gmlei varm gibi yordu. Byk bir korkuya kapld. - Ey Tanrm, ulu Tanrm! diye haykrd. Orada yalnz bana olmad, haykrn iiten birinin onu yzst brakmayaca dncesi onu biraz olsun yattrd. Derin derin iini ekti, kzak keesini srtna alarak efendisinin eski yerine uzand. Orada snmas ne mmkn! nce gvdesi zangr zangr titredi, sonra titreme geti, Nikita uyumaya balad. lyor muydu, yoksa uykuya m varyordu, farknda deildi. Yalnzca uyumaya da, lmeye de hazr olduunu hissediyordu.

8 Bu arada Vasili Andreyi at tokuplayp dizginlerin ucuyla vurarak ileri srd. Ayn ynde giderse ormana, sonra da beki kulbesine ulaaca inanc vard

iinde. lerlemeye altka karlar gzlerine yapyor, frtna onu durdurmak istercesine gsnden iterek kar koyuyordu. Ama o hi durmadan ne doru eilip, ikide birde alan krknn eteklerini, zerine oturulmayacak kadar souk eyer ile bacaklar arasna sokarak hayvan habire srd. At ne yapsn; binicisinin onu evirdii yne doru glkle ama duraklamadan yryordu. Be dakika kadar sanki hep ayn dorultuda yrdler. Tccar atn bandan, evresindeki beyaz dzlkten baka bir ey grmyor; atn kulaklarnda, krknn yakasnda slk alan frtnadan baka bir ey iitmiyordu. Derken, anszn bir karalt belirdi tccarn nnde. Yrei sevinle arpt, karaltda bir evin duvarlarn seerek ileri yekindi. Oysa grd karalt ev falan deil, durmadan kmldanan, rzgr estike slkl sesler kararak dallaryla yeri dven, tarla kelisinde (snrnda) bitmi kocaman bir kara alyd. Amansz frtnann tartaklad bu kara aly grnce Vasili Andreyi'in yrei rpertiden hop etti, hzla oradan uzaklat. Kara alya yaklarken de, oradan uzaklarken de, ilk k ynn deitirmi; gene de hep beki kulbesine doru gittiini sanmt. At durmadan saa dnmek istiyor, buna karlk o hayvan sola eviriyordu. Az sonra nlerinde gene kara bir ey belirdi. Vasili Andreyi artk kye geldii kansyla byk bir sevince kapld. Gelgelelim karalt, iki tarla arasnda biten ayn kara aldan bakas deildi. Kuru dallar Vasili Andreyi'i rkten bir rpnla yerlere yatp yatp kalkyordu. Tccar alnn yannda karlarn yeni rtt at izlerini grnce ard. Hemen durdu, eildi; bakt; bu taze izler kendi atnn izlerinden bakas deildi. Kk bir alanda dnp dolap gene ayn yere gelmilerdi. "Bu gidile br dnyay boylayacam galiba" dedi. Kendini korkuya kaptrmamak iin at olanca hzyla srd. Onu kuatan beyaz sisin iinden gzlerine kl benekler grnyor, ama dikkatli baknca bu benekler hemen siliniyordu. Bir ara kpek havlamas ya da kurt ulumasn andran sesler arpt kulana. Ama sesler ylesine belirsizdi ki, Vasili Andreyi gerekten yle bir ey duyup duymadn anlamak iin durup dikkatle dinledi. Anszn kulaklar nlatan, korkun bir haykrla irkildi. Korkuyla ne eilip atn boynuna sarld, ama hayvann boynu, gvdesi zangr zangr titriyordu. Gittike yaklaan bu haykrlar karsnda Vasili Andreyi neye uradn ard. Neden sonra anlad ki, doru tay belki kendi kendini yreklendirmek, belki de birilerini yardma armak iin var gcyle kiniyordu. "Th, Allah kahretsin! Korkuttun beni" diye kt ata. Ama asl korkunun nereden geldiini biliyordu, bu yzden onu iinden atmas kolay deildi. "Kendine gel, akln bana topla" diye tedirginliini yattrmaya altysa da olmad; nceleri rzgr arkadan eserken, farkna varmadan at rzgra kar srmeye balad. Krkn koruyamad, buz gibi eyere dee dee yen bacaklar souktan szlyordu. Elleri, ayaklar tutmaz olmu, soluk allar kesiklemiti. Hibir kurtulu yolu grmedii bu korkun kar lnde yitip gideceini anlyordu. Derken, at derinden bir "hoh" sesi kararak boylu boyunca kara sapland. Hayvancaz kurtulmak iin debeleniyor, debelendike de yana yatyordu. Vasili Andreyi hemen srad atn stnde. Terslik bu ya, srarken bir aya kaya taklm, hayvann eyerini yana devirmiti. Binicisi stnden inince doru tay yerinden doruldu, kinedi, bir iki kez yekindikten sonra kar ynndan kt. Ama durur mu artk oralarda? Binicisini karlarn zerinde brakarak, srtndaki kzak yaygsn, eyerini, yan kaylarn srkleye srkleye yrd gitti. Vasili Andreyi atn arkasndan yetimek iin ne kadar urarsa urasn, bouna... Ar krkler iinde diz boyu karda yrmek kolay deildi; o nedenle on be yirmi adm attktan sonra tkand kald. inden bir ses; "Meyhaneler, deirmen, orman, tarla, dkkn, sac daml ev, ambar, biricik olun nasl sipsivri kalr ortada? Bu ne biim itir?" diyordu. ki kere nnden getii kara al geldi aklna anszn, korkudan rperdi, iine dt durumun gerekliine inanmak istemedi. "Yoksa d m gryorum?" dedi. Dten uyanmaya alt ama yle bir ey yoktu ki! Yzn kamlayan, omuzlarna durmadan yaan, eldivensiz kald iin sa elini dolduran kar gerek kar; iki tarla arasnda grd kara al gibi, anlamsz, kanlmaz bir lmle onu kar karya brakan l gerek bir ld.

"Ey gklerin , byk kurtarc Nikolay!" diye mrldanmaya balad. Kilisede bir gn nce okunan dualar, altn ereve iindeki yaz yzl (*) aziz tasvirini, bu tasvirin nne dikmeleri iin dkknnda satt mumlar anmsad. Kendisine hemen geriye getirdiklerinde ular biraz yanm mumlar satn alp sanda kilitlemiti. te ayn Aziz Nikolay'a yalvaryordu imdi; onu bu g durumdan kurtarrsa dua okutacana, mum dikeceine sz veriyordu. te yandan ne azizin yznn, ne erevesinin, ne mumlarn, ne papazn, ne de dualarn o anda kendisine bir yardm dokunmayacan; bunlarn ancak kilisede gerekli ve nemli olabileceklerini; mumlar ve dualarla kendi korkun durumu arasnda bir balantnn bulunamayacan ad gibi biliyordu. "Brak imdi karamsarla kaplmay! Karlar izini rtmeden atn peinden gitmeliyim. Bylece yolu bulabilirim, belki yakalarm hayvan. Ama elin ayan birbirine dolamasn sakn, kzp heyecanlanma. Yoksa ap gibi yanarsn!.." diye yreklendirdi kendini. Heyecanlanmadan yrmeye niyet ettii halde gene de hzla ileri atld, de kalka komaya balad. Karn fazla derin olmad yerlerde at izleri ancak glkle seilebiliyordu. "Yandm anam; ne izlerini bulabileceim, ne at!" diye dnd. Ayn anda da nnde bir karalt grd. Bu, doru tayn ta kendisiydi. stelik yalnzca doru tay deil, oklarnn ucuna atksn balad kzak da oradayd. rts, eyeri, kaylar iyice yana kayan at kzan arkasndaki eski yerine gememi; gelip oklarn yannda durmutu. Ayaklaryla dizginlerinin stne bast iin ban kaldrp kaldrp indiriyordu. Durum uydu: Vasili Andreyi daha nce Nikita ile birlikte dtkleri ayn derin yara dmt. Kzak topu topu elli adm tede bulunuyordu. O nedenle attan indikten sonra izleri sre sre kzan yanna varmas zor olmamt.

9 Kzaa ular ulamaz kenarna tutundu, bir sre kmldamadan durarak soluunun almasn bekledi. Eski yerinden kalkmt Nikita, kzan iinde karla rtl bir kabarklk ykseldiine gre uak orada olmalyd. Vasili Andreyi'in btn korkusu gemiti; imdi korktuu tek ey, atla giderken, en ok da kara sapladklar zaman duyduu rkntnn yeniden gelmesiydi. Bu rkntden kurtulmann tek yoluysa, bo durmamak, bir eyler yapmakt. O nedenle ilk giritii i srtn rzgra dnmek, sonra da krknn nn amak oldu. Biraz daha dinlenip izmelerinin, sol eldiveninin iinden karlar temizledikten sonra (eldivenin sa teki dmt, imdi kimbilir nerelerde, karn iinde ne kadar derindeydi) krkne smsk sarnd, kuan balad. Kyller dkkna arabayla buday getirdikleri zaman da kuan byle beline yeniden sarar, ie yle giriirdi. imdi sra atn ayan dizginlerden kurtarmaya gelmiti. Vasili Andreyi dizginleri topladktan sonra hayvan kzan nndeki eski yerine getirip balad; rtsn, eyerini, kaylarn dzeltmek iin arkasna doland.O srada kzakta kprdanmalar oldu, kar rtsnn altnda Nikita'nn ba grnd. Zavall adam ne kadar m olacak ki, yerinden glkle doruldu, yzne konan sinekleri kovmak istercesine elini garip bir biimde sallamaya balad. Vasili Andreyevi onun kendisine bir eyler sylemeye altn sand. Atn rtsn dzeltmeyi brakt, kzaa, uan yanna sokuldu. - Syle, ne mrldanp duruyorsun? Nikita'nn sesi glkle, kesik kesik kyordu. - --l-yorum. Hak etiim rgatlk cretimi oluma ya da benim karya ver. Diyeceim bu kadar. - ok mu dn? diye sordu Vasili Andreyi yeniden. - Biliyorum, lmem yakn... sa akna bala beni... Yznden sinek kovar gibi durmadan elini sallayan Nikita'nn sesi alamaklyd. Vasili Andreyi bir sre kprdamadan, sessizce durdu. Sonra, kazanl bir alveri srasnda yapt gibi, ellerini birbirine vurup geriye doru kararl bir adm att, krknn kollarn svayp Nikita'nn zerinde yatt, kzaktaki karlar temizlemeye balad. Bu i bitince ivedilikle krknn nn zd,

eteklerini iki yana at. Nikita'y yle bir drttkten sonra boylu boyunca stne yatt. imdi onu yalnzca krkyle deil, smscak gvdesiyle de rtmt. Krknn eteklerini Nikita ile kzan arasna sk skya soktu, kurtulmasn diye dizleriyle de stnden bastrd. Bu biimde ban kzan n sekisine koyup Nikita'nn stnde yzkoyun yatarken ne frtnann ulumasn iitiyordu, ne de atn kpr kpr kprdann... Kulak verdii tek ey, uann soluk allaryd. Zavallck hi kmldanmadan bir hayli yattktan sonra, derin derin iini ekti, altnda oynad. - Ha yle!... lyorum, deme hemen. Yat, yat da sn biraz... stedii halde daha fazla konuamad Andreyi. Ne gariptir, gzlerine ya doldu, enesi titremeye balad. Yutkunmaya alyor, ama gelip gelip boazna bir yumruk tkanyordu. "Korkudan sinirlerim iyice zayflam" diye dnd. Bu zayflktan nefret etmek yle dursun, bundan imdiye dein tatmad bir mutluluk duyuyordu. Yreini dolduran sevinten dolay neredeyse gururlanarak; "imdi strm ben seni!" diyordu durmadan. Byle sessizce uzun bir zaman yatt. Gzlerinden gelen yalar krknn yakasna siliyor, rzgr sa eteini atka yeniden yakalayp dizinin altna sokuyordu. inde biriken sevinci birilerine sylemeden duramayacakt Vasili Andreyi. - Nikita, diye seslendi. - yice sndm, dedi alttaki ses. - Isn, sn, ben de az kalsn yolumu yitiriyordum. Sen donacaktn, ben de... enesi yine titremeye balad, gzlerine yalar doldu, bir yumru gelip boaznda dmlendi. Konuamyordu... "Olsun" dedi iinden. "Ne diyeceimi biliyorum ya." Bylece, sesini karmadan epeyce yatt. Altta Nikita, stte krk onu scak tutuyordu; gelgelelim elleri krknn eteklerini Nikita'nn altna sokmaktan, bacaklarysa rzgrn ikide birde krkn syrmasndan dolay meye balamt. Hele eldivensiz sa eli neredeyse donacak gibiydi. Ama onun o andaki tek dncesi ne elleri, ne bacaklaryd; altnda stmaya alt uayd yalnzca. Birka kez dnp ata bakt. Doru tayn srt alm; stndeki rt, eyer, kaylar yere dmt. Kalkp hayvann stn yeniden rtmeyi dndyse de, Nikita'y o durumda brakmak istemediinden, bir de iindeki mutluluk duygusunu yitirmekten korktuu iin vazgeti bundan. Artk lm korkusundan eser kalmamt. Alveri ilerinde olduu gibi, kendine kar duyduu gvenle; "Elimden kurtulmaz, smscak strm ben seni," dedi. Vasili Andreyi byle bir saat, iki saat, saat yatt; vaktin nasl getiinin farknda bile deildi... nceleri zihnindeki frtnann savurduu karlar, kzak, oklar, boyunduruk altndaki doru tay ve ua canlanrken; sonra gndz kutladklar yortu, kars, zabta amiri, mum sandyla ilgili anlar dirilmeye balad. Derken, altnda yatan uan dnd yeniden. Bunun ardndan, onunla her zaman alveri yapan kyller, Nikita'nn yaad, dam sapla rtl, kk kulbe geldi gzlerinin nne. Sonunda hepsi birbirine kart, i ie girdi. Karnca beyaz bir a dnen gkkua renkleri gibi, btn anlar da bir hie dnt. Vasili Andreyi derin bir uykuya dalmt. Dsz, uzun bir uykuydu bu; afak skerken yeniden canland. Kendini imdi kilisedeki mum sandnn banda gryor. Tihonov'un kars ondan yortu iin be kapiklik bir mum istiyor, o da mumu kadna vermek niyetiyle kolunu uzatmaya alyor. Ama kalkmyor kolu, cebinin iinde skp kalm. Sandn br yanna dolanmak istiyor, bu sefer de ayaklarn kaldramyor yerden. Ayaklarndaki yeni boyanm, gcr gcr lastik izmeler odann ta demesine yapm, kalkmak bilmiyor. Ayaklar da izmenin iinden kmyor. Derken, mum sand yatak oluveriyor birden. Vasili Andreyi kendini mum sandnn, yani evindeki yatan stnde yzkoyun yatar gryor. ok istedii halde kalkamyor yataktan. Oysa az sonra zabta amiri van Metyevi'in geleceini biliyor. Onunla birlikte koruyu satn almaya m gideceklerdi, doru tayn kaylarn dzeltmeye mi, orasn bilmiyordu. Karsna, "Milalovna, zabta amiri gelmedi mi daha?" diye soruyor. Kars, "Hayr gelmedi," diyor. Vasili Andreyi kaplarnn nne bir arabann yanatn iitince, bekledii adamn geldiini dnyor. Ama geip gidiyor araba. O zaman yeniden sesleniyor,

"Mihalovna, Mihalovna! Daha gelmedi mi?", "Yok, gelmedi". Yatanda yatyor, kalkmak istiyor, hep bekliyor. Hem rktc, hem de sevin verici bir bekleyi bu. Derken, sevindirici sonu gerekleiyor birden: Bekledii kii geliyor en sonunda. Ama gelen, zabta amiri van Metyevi deil; onu aran, ona Nikita'nn stne yatmasn syleyen sesin sahibidir. Onun gelmesinden dolay, byk kvan duyuyor. "Geliyorum!" diye baryor, bu barmasyla birlikte uyanyor uykudan. Uyanyor uyanmasna ama, bu, hi de her zaman uyand zamanki kendisi deildir. Kalkmak istiyor, kalkamyor; ellerini kmldatmak istiyor, kmldatamyor. Bacan, onu da kmldatamyor. Ban dndrmeye alyor, yapamyor. Bu ie ok at halde hi zlmyor. lmekte olduunu biliyor ama acmyor ldne. Gene de Nikita'nn kendi altnda yattn, snp sa kaldn anmsyor. Kendisinin Nikita, Nikita'nn da kendisi olduu dncesi douyor zihninde. Can kendi gvdesinde deil, Nikita'dadr artk. Dikkatle dinliyor; onun soluk allarn, hatta hafif horultusunu iitiyor. "Nikita sa, yleyse ben de sam!" diyor cokuyla. Derken, hatrna paracklar, dkkn, evi, alp satt mallar, Mironov'un milyonlar geliyor. Vasili Andreyi Brehunov denen adamn mrn bu ilerle nasl tkettiine bir trl akl erdiremiyor. Vasili Brehunov iin, "Ne yapsn, yaamn zn anlamam adamcaz. Evet, zavall ben imdiki gibi anlamyordum o zaman. imdi eksiksiz anlyorum," diye dnyor. Ona seslenenin arsn bir daha iitiyor. Btn benlii sevinten, hazdan kvranarak; "Geliyorum, geliyorum!" diye karlk veriyor. Artk serbest olduunu, onu kimsenin alkoymayacan anlyor. Vasili Andreyi'in bu dnyada grecei, iitecei, duyaca hibir ey kalmamtr artk... Oysa, eskisi gibi gene tipi vard. Vasili Andreyi'in l gvdesini, ayazda zangr zangr titreyen doru tay, karn iinde belli belirsiz grnen kza ve kzan iinde, altta, efendisinin l gvdesiyle souktan korunan Nikita'y durmadan rten kar frtnas btn hzyla esiyordu...

10 Sabaha doru gzlerini at Nikita. Omuz balarn szlatan souk uyandrmt onu. Tam o srada d gryordu. Efendisinin ununu ykledii bir arabayla deirmenden gelmektedir. Kprye varmadan araba birden ynn deitiriyor, hzlanarak derenin dibine saplanyor. Bunun zerine arabann altna giriyor, omuzluyor, kaldrmaya alyor. Ama tuhaf bir durum: Araba yerinden oynamak yle dursun, omzuna yapm sanki. Ne onu kaldrabiliyor, ne de altndan kabiliyor. Beli krlacak nerdeyse. stelik buz gibi de souk. Bir an nce kurtulmal bu meretin altndan. Arabay srtna bastran biri varm gibi; "E, yeter artk! Boalt iinden uvallar!" diye sesleniyor. Araba gittike daha ok tyor, ktke kyor omuzlarna. Derken, kt diye bir ey arpyor, gzlerini ayor ve her eyi anmsyor: Omuzlarndaki souk araba, stnde kaskat yatan efendisinden bakas deildir. Ayayla kzaa iki kez vuran da doru taydr. Nikita omuzlarn zorlad, gerei sezmi olmann rkntsyle efendisine seslendi: - Andreyi, Andreyi. Ses veren yok. Ama bacaklar, btn gvdesi glle gibi km omuzlarna. "lm, topra bol olsun," diye geirdi iinden... Ban evirdi, eliyle karda bir delik ap dar bakt. Ortalk aydnlanmt. Rzgr gene oklarda vnlyor, kar durmamacasna yayordu. Yalnz ncekinden bir fark vard: Kar kzan tahtalarn dvmeden, atn srtn, kza rterek, sessiz sessiz dklmekteydi. Attansa ne t kyordu, ne de bir kprdanma vard. "O da dondu anlalan," diye dnd Nikita. Gerekten de onu uyandran sarsnt, donmakta olan doru tayn can ekiirken att tekmelerin sarsntsyd.

"Ulu Tanrm, imdi sra bende," dedi iinden. "Emrin bam stne! Verecek bir canm var, onu da hemen al, kurtar beni." Elini delikten ieri ekti, gzlerini kapad, bu sefer yzde yz lmekte olduuna inanarak kendinden geti. Ertesi gn, Vasili Andreyi ile Nikita karlarn altndan karldklarnda vakit leyi bulmutu. ki kyl onlar yoldan altm yetmi, kyden de be yz metre uzakta buldular. Kar kzaa tepeleme yld halde oklarla oklarn ucuna bal atk aka gzkyordu. Karnna dein gmlen doru tayn srtnda ne rts vard, ne de koum kaylar. Ayakta dimdik duran beyaz bir heykel gibiydi; ban boynuna doru emi, burun delikleri salkm salkm buz tutmutu. Gzlerinden fkran yalar donmu kalmt ukurlarnda. Bir gecede zayflam; bir deri bir kemik kalmt hayvancaz. Vasili Andreyi'in gvdesi kaskatyd. Ayaklar iki yana ayrk biimde donduu iin, onu Nikita'nn stnden ylece devirdiler. Prtlak kartal gzleri camlamt, zenle krpp dzelttii byklarnn altndaki ak az karla doluydu. Nikita'ya gelince, yayordu hl. Ama bedeninin ou yeri donmutu. Onu uyandrdklarnda artk ldne, ona yaplan eylerin br dnyada getiine inanyordu. O yzden, krekleriyle onu kazp karan, efendisinin katlam gvdesini zerinden yuvarlayan iki kylnn barp armalarn iitince, br dnyada da kyllerin ayn biimde bardklarn, beden yaplarnn da ayn olduunu grerek bu duruma pek ard. Ama sonunda br dnyada deil de bu dnyada bulunduunu anlar anlamaz iini sevinten ok bir znt kaplad. Hele ayak parmaklarnn donduunu hissettiinde... Nikita hastanede iki ay yatt. parman kestiler, kalanlar iyi oldu. Adamcazn yirmi yl daha sapasalam yaayacak mr varm. Balangta zenginlerin yannda rgat durdu, kocaynca bekilik yapt. Ancak u yaknlarda ld, lm de tam istedii gibi oldu. Evinde, tasvirlerin altnda, yanan balmumlar tututurdular ellerine. lmeden nce yal karsndan af diledi, fcyla dp kalkmasndan tr onu baladn syledi. Oluyla, torunlaryla ayr ayr uurlat. Gelinini bele geinen birinin yknden kurtaracana; bkknlk getirdii bu yaamdan baka bir yaama, her yl biraz daha ekici ve anlaml gelen bir baka yaama geeceine sevine sevine ld... imdi bulunduu yerin buradan daha iyi olup olmadn, gerek lmden sonra uyannca d krklna urayp uramadn biz de oraya gidince greceiz. Kimbilir, Nikita belki de umduunu bulmutur.

LM 1 Mevsimlerden gzd. Byk yolda iki araba trsla koturuyordu. ndeki posta arabasnda iki kadn oturmaktayd: Biri zayf, solgun yzl bir hanmefendi; tekiyse parlak krmz yanakl, grbz hizmetisi. Hizmetinin ksa kesilmi, kuru salar soluklam apkasnn altndan ikide bir dar kayor; kzcaz delik eldivenli kzark elleriyle rzgrda uuan salarn ikide bir dzeltiyordu. Havlu atksyla rtt iri gsleri genliinin, salkl oluunun birer belirtisi gibiydi; canl kara gzleri kah pencerenin tesinde hzla geen tarlalarda geziniyor, kah hanmna rkek rkek bakyor, kah arabann kelerinde tasayla dolayordu. Hanmefendinin file iinde arabann tavanna

aslm apkas burnuna deecekmi gibi, bir ileri, bir geri gidip gidip geliyordu. Kzn dizlerinin stnde bir kpek yavrusu vard. Ayaklarn demede duran bir kutunun stne koymutu; araba sarsldka yaylarn kart gcrtyla camlarn ngrtsna uygun olarak, zor iitilir bir sesle bu kutuyu tkrdatyordu. Hanmefendi ellerini dizlerinin stnde kenetlemi, gzlerini yummutu. Srtna yerletirilen yastklara yaslanm otururken usul usul sallanyor, yzn belli belirsiz buruturarak derinden derine ksryordu. Gecelik beyaz bir barts; ince, sarms boynuna balad mavi bir earb vard. Dzgn bir ara izgisi bartnn altna doru dzgn pomatl sarn salarn ikiye ayryordu. Bu geni izginin beyazlnda lm dndren souk bir hava vard. Prsk, biraz da sararm derisi yznn ince, biimli girinti kntlarn gevek bir biimde saryor; yanaklarnda, elmack kemiklerinin zerinde hafife kzaryordu. Dudaklar kuruydu, kpr kpr ediyordu durmadan. Seyrek kirpikleri kvrlmakszn dik dik duruyordu. Mantosu, dk gsnde dz izgiler yapmt. Gzlerinin kapal olmasna karn yz yorgunluk, sinirlilik, oktandr ekmeye alt bir acy anlatyordu. Dirseklerini iki yana dayayan uak, nde arabacnn yannda uyukluyordu. Posta arabacs keyifli keyifli bararak, ter iinde kalm drtly (*) sryor, arasra arkadaki kupa arabasnda barp duran br arabacya dnp bakyordu. nalarn geni, kout izleri balkla kapl yolda dzgn iki izgi halinde hzla uzayp gidiyordu. Gk, kl rengi ve souktu; tarlalara, yola rutubet kokan bir karanlk kmt. Arabann ii boucu scakt, havasna kolonya ve toz kokusu sinmiti. Hasta, ban geriye atp gzlerini yavaa at. ri gzleri l ld; ok gzel, koyu bir rengi vard gzlerinin. Ayana hafife deen, hizmetinin mantosunun ucunu, gzel, zayf eliyle sinirli sinirli iterek; - f, gene uyandrdn beni! dedi. Az tuhaf bir biimde arpld. Matriyoa iki eliyle birden mantosunun eteklerini toplad, gl bacaklar stnde dorulup biraz geriye oturdu. Taze yz parltl bir kzlla brnd. Hastann gzel koyu gzleri, hizmetinin hareketlerini kskanlkla izliyordu. O da iki eliyle oturduu yere dayand, daha arkaya oturmak iin dorulmak istedi, ama buna gc yetmedi. Az arpld; zavall bir insann ktcl, karanlk, alayc anlatm yayld yzne. - Biraz yardm edeyim demezsin, deil mi? diye sylendi. Ah, stemez istemez! Kendim kalkarm; yalnz, arkama u uvallarn koyma ltfen!... Tamam, yeter, beceremiyorsan brak daha iyi! Gzlerini kapard, sonra yeniden aarak hizmetisine bakt. Matriyoa da ona bakarken krmz, alt dudan sryordu. Hastann gsnden derin bir "Ah!" ykseldi, ama bu i ekmesi daha sonra ermeden ksre dnt. Kadn yzn geriye evirdi, buruturdu, iki eliyle gsn tuttu. ksr geince gzlerini yeniden yumdu, kmldanmadan oturmasn srdrd. Matriyoa atksnn altndan tombul elini dar kard, gsnde istavroz iareti yapt. Hanmefendi hemen gzlerini aarak sordu: - Nedir o? - Menzil han, efendim. - Neden istavroz kardn soruyorum sana! - Kilise grdm de, efendim. Hasta kadn yzn pencereye dnd; arabann, evresini dolat byk ky kilisesine dik dik bakarak usulca istavroz karmaya balad. Posta ve kupa arabalar arka arkaya hann nnde durdular. Kupa arabasndan hasta kadnn kocasyla doktoru inerek posta arabasna yaklatlar. Doktor kadnn nabzna bakarken; - Kendinizi nasl hissediyorsunuz? diye sordu. Kocas da Franszca; - Ee, naslsn dostum, yorulmadn ya? dedi. nmek ister misin? Matriyoa knlar toplad, konuulanlar dinlememek iin bir keye ekildi. Hasta kadn arabadan inmeye niyetli grnmyordu. Kocasnn sorusuna; - Pek iyi deilim, diye karlk verdi. Her zamanki gibi. Siz gidin, ben arabada kalacam.

Kocas biraz daha bekledikten sonra hana doru yrd. Matriyoa arabadan frlayp kt, amurlarn iinden ayaklarnn ucuna basa basa hann kapsna doru kotu. Hasta, pencerenin nnde dikilen doktoruna; - Kendimi iyi hissetmiyorum ama, bu sizin kahvalt yapmanza engel deil. Buyurun, siz de gidin, diyerek hafife glmsedi. Doktor onun yanndan sessizce uzaklap hann merdivenlerinden abuk abuk trmanrken, kadn kendi kendine syleniyordu: - Hibirinin bana aldrd yok. Salamlar hastann halinden ne anlar! Ah, aman Tanrm! Hasta kadnn kocas, doktorla karlanca ellerini neeli bir glmsemeyle ovuturdu. - Bakn, Edvard vanovi. Yemek sepetini getirmelerini emrettim. Bir eyler attralm m? Ne dersiniz? - yi olur, derim. Adam sesini alaltp kalarn kaldrarak sordu. - Ee, hastann durumu nasl? - Sylemitim, deil talya'ya, kesinlikle Moskova'ya bile yetiemez. Hele bu havada! Hastann kocas yzn bir eliyle kapad, inler gibi; - Ne gelir elden! Ah, aman Tanrm! Aman Tanrm! dedi. Sonra da yemek sepetini getiren adama seslendi; - Buraya getir! Doktor pimanlkla omuz silkti. - Karnz keke yerinden hi kprdatmasaydk. Evinizde kalsayd. br kendini savunmaya alt: - Syleyin, Allah akna, ben daha ne yapabilirdim? Biliyorsunuz, evde kalmas iin ne kadar uratm! Etkili ilalardan, yalnz brakmak zorunda kalacamz ocuklardan, ilerimin okluundan sz ettim; beni dinlemek bile istemedi. Salam biriymi gibi yurt dnda yaama tasarlar kuruyor. Kendisine durumunu aka sylemek, doaldr ki, onu ldrmek olurdu. - Vasili Dmitri, unu iyice bilin, karnz artk lmtr. Akcierleri olmazsa insan yaayamaz; akcierse yeniden bymez. zc bir durum, ama ne yaparsnz! Bizim abamz, son dakikalarn elden geldiince rahat geirmesi iindir. Ayrca bir de papaz bulmamz gerekiyor. - Ah, aman Tanrm!... Ona son olarak ne istediini sorarken deceim durumu gznzn nne getirin. Ne derseniz deyin, ona bunu syleyemem. Ne kadar iyi bir insan olduunu siz de biliyorsunuz. Ban anlaml anlaml sallayan doktor; - Gene de onu yolculua kn kmamas konusunda ikna edin. Yoksa yolda ii bitik, dedi. Hancnn kz bana klk atksn atm, arka merdivenin amurlu sahanlnda tepinerek baryordu: - Aksiyua, Aksiyua, haydi gel! irkinskli hanmefendiyi grelim. nce hastalktan Avrupa'ya gtryorlarm. mrmde hi veremli grmedim. Aksiyua eikten atlad, ikisi el ele tutuarak darya ktlar. Yava admlarla posta arabasnn yanndan geerlerken perdesi inik pencereye baktlar. Hasta, onlara ban dndrd, ama iki kzn kendisine baktn fark edince kalarn att, yzn arkaya evirdi. - Vay anac---m! dedi, hancnn kz. Ne gzel, prlanta gibi bir kadnd! Ama imdi mum gibi erimi. nsan bakmaya korkar. Sen de grdn deil mi, Aksiyua? Aksiyua onu dorulad: - Ne kadar da km! Gzleri iyice ukurlarna kam. Haydi bir daha bakalm! te, ite, yzn arkaya evirdi, ama ben gene grdm. ok yazk! Sen de acdn m, Maa! Maa arkadann sorusuna yant olarak; - f, ne ok amur var! dedi. Sonra ikisi yan yana hana doru kotular. O srada hasta yle dnyordu: "Anlalan korkulacak biri olmuum. Hemen yola kmalym. ok gemez, iyileirim."

Lokmasn ineye ineye posta arabasna yaklaan kocas; - Ee, naslsn dostum? diye sordu bir daha. Hasta kadn; "Hep ayn soru, durmadan da yer, ier" diye dnd. Dilerinin arasndan; - Eh, yle byle, diye mrldand. - Biliyor musun, dostum. Korkarm, bu havada yollarda daha ktleeceksin. Edvard vanovi de ayn kanda. stersen geriye, evimize dnelim. Kadn fkeli fkeli susuyordu. - Hava dzelir, yollar bataklk durumundan kurtulur, sen daha da iyileirsin. O zaman hep birlikte gider, gzel bir tatil geiririz. - Beni bala. Seni hi dinlemeseydim imdi oktan Berlin'deydim. stelik tmyle iyilemitim. - Ne yaparsn, meleim? Biliyorsun o zaman frsat bulamadk. Ama imdi bir ay daha diini sksan iyice dzelirsin. Ben de ilerimi dzene koyduktan sonra ocuklar yanmza alr... - ocuklar turp gibi, bense deilim. - Biraz anlayl ol, ekerim. Bu hava salna hi yaramaz, yolda iyice bozulabilir. Hi olmazsa evde... Hasta kadn, kocasnn szn yine serte kesti: - Evde ne? "Evde lmek daha m kolay!" demek istiyorsun? Ama "lmek" sz onu korkutmu olmal ki, kocasna yalvarrcasna, sorar gibi bakt. Adam gzlerini nne indirdi, sustu. Kadnn az ocuka bzld, gzlerinden ya boand. Kocas atksna sarnarak arabadan uzaklat. Kadn; - Hayr, gitmek istiyorum, dedi. Gzlerini ge kaldrd, ellerini kenetledi, kendi kendine u szleri fsldamaya balad: - Ulu Tanrm, btn bunlar neden? Neden kulunun ektii bu aclar? Gzlerinden durmadan yalar akyordu. Tanr'ya uzun uzun yalvard, yakard, ama gs hep aryor, skyordu. Gkyz, tarlalar, yol, hep yle kl rengi, bulankt. Gz sisi her yere, ne daha az, ne daha ok, amurlu yollara, damlara, posta arabasna, gr neeli sesleriyle konuarak posta arabasn yalayan, uraya buraya kouan arabaclarn tulumlarna iniyor, her eyi boz bir renge boyuyordu...

2 Araba koulmutu, ama arabac ardan alyordu. Adam bir ara arabaclarn kaldklar kulbeye dald. Buras bunaltc scak, karanlk bir yerdi; hava ard. erisi pimi ekmek, kapuska, koyun postu, insan kokuyordu. Kck izbeye be-on arabac dolumutu, a kadn ocan yannda yemek ileriyle urayordu. Frnn stndeyse koyun postlarna sarnm hasta bir adam yatmaktayd. Krbac kemerine sokulu, tulum giymi gen arabac odaya girince, hastaya; - Hvedor (*) Day! Hvedor Day! diye seslendi. Arabaclardan biri; - Ne barp duruyorsun, kaln kafal? Grmyor musun, adam hasta? Fedka (**) ile bir alp verecein mi var! Haydi git, seni arabadan bekliyorlar, diye kt. Salarn arkaya atp kemerindeki eldiveni dzelten delikanl, berikini; - izmelerini isteyecektim, kendiminkiler iyice eskidi de, diye yantlad. Sonra ocaa doru yrd. - Hey, Hvedor Day! Uyuyor musun? Zayf bir ses oradan; - Ne var, ne istiyorsun? diye karlk verdi. Sonra kzl, sska bir yz frnn zerinden eildi. Kllarla rtl, zayf, sararm elleriyle kirli gmleini, sivri omzunun zerinden sarkan cepkenini dzeltti. - Su verin bana... Sen ne istiyordun, yeenim?

Delikanl bir anak su verdi. Arln bir bacandan brne devirerek; - ey... Fedya, sana belki yeni izme gerekmez imdi, dedi. Yola gitmeyeceksen onlar bana verir misin? Hasta adam yorgun ban, iinde suyun ldad anan stne edi, seyrek sarkk byklarn lo suya daldrarak zayf, kanmaz bir biimde iti. Karmakark sakal kir iindeydi; lgn, donuk gzlerini gen arabacnn yzne glkle dorulttu. Suyu iince slak dudaklarn silmek iin elini kaldrmak istedi, ama bunu yapamad, azn cepkenin yenine sildi. Konumakszn, burnundan soluyarak gcn toplamaya alrken delikanlnn gzlerine szgn szgn bakyordu. Gen arabac; - Yoksa izmelerini bedavaya bakasna m sz verdin? dedi. Yolda ayaklarm slanacak; terslik bu ya, hemen iim de var. Kendi kendime, bak Serega, dedim, gel sen Fedka'nn izmelerini iste, belki artk onun iine yaramaz... Yoksa kendin mi kullanacaksn izmeyi? Hadi, yant ver bana!... Hastann gsnde bir ey skp hrlamaya balad, adam ikiye bkld. Gck verici, sonu gelmez ksrkten boulacak gibiydi. A kadn anszn, kulaklar nlatrcasna, fkeyle bard: - Nasl kullansn gayri? ki aydr frnn stnden inmiyor! Nasl ksrdn grmyor musun? Zavallnn ta iine ilemi. izmeleri nerede kullanacak? Yepyeni eyler gmlecek deil ya... Zaman oktan geldi hani! Tanrm, sen bu ihtiyarn kusurlarn bala! Gryorsunuz, nasl uunuyor. (Katlp kald.) Onu baka bir eve mi gtrmeli, ne yapmal!... Byleleri iin hastaneler varm, diyorlar. mi yani, btn keyi tuttu, tamam! nsana soluk aldrmazlar. Bir de temizlik istemezler mi insandan! Posta srcs kapdan seslendi: - Hey, Serega, hadi arabann bana gel! Efendiler seni bekliyorlar. Serega, hasta ihtiyarn yantn beklemeden gitmek istedi, ama beriki ksrkler arasnda ona bir eyler sylemek istediini gzleriyle iaret etti. ksrn bastrp biraz dinlenince; - Serega, izmeleri al, dedi. Sonra hrltl sesiyle; - Yalnz, lnce mezarma ta koydur, diye ekledi. - Teekkr, day. izmeleri alyorum, ta da koyduracam. Yemin ederim... Hasta bir daha zorlanarak; - Bakn, ocuklar, siz de iittiniz, dedi. Sonra gene iki bklm eilerek ksrmeye balad. Arabaclardan biri; - Tamam, iittik, dedi. Serega, haydi git artk, yoksa postaba gene koar gelir. Biliyorsun, irkinsli hanmefendi ar hasta. Serega, ayana byk gelen delik izmelerini ate gibi karp iskemlenin altna frlatt. Fiyodor Day'nn yeni izmeleri ayaklarna tpatp uygun gelmiti, bunlara baka baka arabaya doru seirtti. Serega, arabann src yerine kp dizginleri toplarken, elinde boya ana tutan bir arabac; - Ne izme ya! dedi. Getir, unu bir gzel boyayaym! Bedava verdi demek? Serega ayaa kalkt, paltosunun eteklerini kvrd: - Kskandn m? Bak hele una! Sonra kamsn sallayarak atlar srd. - Haydi, aslanlarm! Yolcular, bavullar, teki ykleriyle birlikte posta ve kupa arabalar, kurun rengi sonbahar sisinde yava yava gzden kaybolarak slak yolda komaya baladlar. Hasta arabac, havasz kulbede frnn zerinde kald. Doya doya ksremeden, son gcn toplayarak br yana dnd, sessizleti. Akama kadar kulbeye girdiler, ktlar, le yemei yediler; hastadan hi ses yoktu. Yatmadan nce a kadn frnn stne trmand, yal adamn bacaklar zerinden gocuunu ekti. - Sen bana kzma, Nastasya! dedi hasta. ok srmez, keyi boaltrm. - Ziyan yok, sen cann skma... Hvedor Day, syler misin, neren aryor? - Hep karnm aryor. Allah bilir, hastalm nasl bir ey...

- ksrdne gre, korkarm, boazn da aryordur! - Armayan nerem var ki! Ecel geldi, ba ars bahane. Ah, aman karnm! Frnn stnden inerken hastann zerine cepkeni dzelterek rten Nastasya; - Bacaklarn rt, ha yle! dedi. Geceleyin bir kandil kulbeyi lgn lgn aydnlatyordu. Nastasya ile on kadar arabac - kimi yerde, kimi iskemlelerin zerinde - horultuyla uyuyorlard. Yalnzca hasta adam hafif hafif hrldyor, ksryor, Frnn zerinde bir o yana, bir bu yana dnyordu. Sabaha doru bsbtn sessizleti. Sabahn alaca karanlnda a kadn uykulu uykulu gerinirken yle anlatyordu: - Dmde bu gece alacak bir ey grdm. Hvedor Day frnn zerinden inmi, avluya odun kesmeye km. "Nastasya, ver u baltay" diyor, "sana yardm edeyim". "Sen odun krabilir misin?" diyorum. Ama elimden baltay kapyor, vurmaya balyor. yle atik, yle becerikli kryor ki, yongalar havada uuuyor. "Nasl olur", diyorum, "sen hasta deil miydin?" "Hayr, ben salamm," diyor. Sonra baltay yle bir savurdu ki, dm patlad sandm. Bir lk atmm, o srada gzlerimi atm. Ne dersiniz, adamacaz lm mdr? Hvedor Day! Hvedor Day! itiyor musun beni? Fiyodor'dan ses kmyordu. Uyanan arabaclardan beri; - ld m yoksa? dedi. Ocan zerinden sarkan kzlms kll clz kol, souk ve sarmtrakt. - lm herhalde, gidip hancya sylemeli. Fiyodor'un akrabas yoktu, kimsesizdi. Ertesi gn koruluun tesindeki yeni mezarla gmdler. Nastasya grd ryay, Fiyodor Day'nn ldn ilk olarak kendisinin bildiini birka gn her nne gelene anlatt.

3 Bahar gelmiti. Kentin slak sokaklarnda, gbreli buzlar arasndan en derecikler rldyordu. Giysilerin renkleri parlak, yryen insanlarn konumalar canlyd. itlerin arkasndaki baheciklerde aalarn tomurcuklar patlamak zereydi. Serin esintiyle birlikte dallar belli belirsiz sallanyordu. Duru damlalar dallardan szlyor, sonra yere dyordu. Sereler karmakark cvldayor, kck kanatlaryla pr pr ediyorlard. itlerin, evlerin, aalarn gne den yerlerinde her ey kml kml, l ld. Yeri g dolduran tm canllar insanlarn yreklerindeki ayn sevinle, ayn yaama isteiyle doluydu. Ana caddelerin birinde byk bir konan nne taze saman serilmiti. Evde, yurt dna gitmek isteyen o lmcl hasta hanmefendi yatyordu. Odalardan birinin kapal kapsnn arkasnda hastann kocasyla yal bir kadn ayakta beklemekteydiler. Sedirde, elinde katlanm bir ey tutan bir papaz, gzlerini yummu oturuyordu. Kedeki Voltaire tipi koltukta yatan yal bir kadn - hasta kadnn annesi - ac gzyalar dkmekteydi. Yannda dikilen hizmeti'nin elinde temiz bir mendil vard. Hanm isterse diye getirmiti. Bir baka hizmeti, ihtiyarn akaklarn ovuyor, serinletmek iin bartsnn altna, kr salarna flyordu. Hasta kadnn kocas, kendisiyle birlikte kapnn arkasnda duran yal kadna: - Haydi, sa yardmcnz olsun, dedi. Size ok gveni vardr; ayrca onunla nasl konuacanz biliyorsunuz. Sizden btn istediim, onu tam olarak ikna etmeniz, lme hazrlamanz. Kadna kapy amak zereyken kuzeni olan yal kadn onu durdurdu, mendilini birka kez gzlerine bastrarak ban sallad: - Umarm, aladm belli olmaz. Byle diyerek kapy at, i odaya girdi. Hasta kadnn kocas ok heyecanlyd, hayli yorgun grnyordu. Koltukta alayan yal annenin yanna gitmek iin yrmt ki, ona birka adm kala durarak geriye dnd, odada biraz gezindikten sonra papaza doru yrd. Papaz

adama bakt, kalarn kaldrp ah ekti. Bu srada kr dm ufak sakal kalkp indi. Adam; - Aman Tanrm, diyerek iini ekti. - Ne gelir elden? Byle sylerken kalar ve sakalc bir daha havaya kalkt, indi. Adam hemen hemen umutsuzluk iindeydi. - Kaynanamn durumunu gryorsunuz. Nasl dayanacak, bilmem. Onun gibi sevmek, grlmedik bir ey. Peder, ltfen kadncaz yattrp evden gitmesini salar msnz? Papaz ayaa kalkt, yal kadna, hastann annesine yaklat. - Efendim, anne yreindeki duygularn derinliini Tanr'dan baka kimse bilemez! uras bir gerek ki, Tanr balaycdr. Kadn sakinleinceye kadar papaz konumasn srdrd: - Tanr esirgeyicidir. Size unu arz edeyim, benim kyde, Mariya Dmitrevna'dan daha ar hasta bir adam vard. Ama, inanr msnz, bir gn cahil bir esnaf, otlarla onu ksa zamanda iyiletirdi. Adam imdi turp gibi, Moskova'da yayor. Vasili Dmitrevi'e der dururum, bir de u esnafa gitmeli. En azndan hasta iin avunma kayna olurdu... Tanr gldr. htiyar kadn iini ekti: - Hayr, kzm artk yaamaz. urada benim gibi yal biri dururken Tanr onun cann alyor! Ve isteri hkr zntsn unutturacak kadar oald. Hastann kocas yzn elleriyle kapad, koarak dar kt. Koridorda birbirlerini kovalayarak kouan kzyla oluna raslad. ocuklarn dads adam grnce; - ocuklar annelerine gtrmemi buyurmaz msnz? diye sordu. - Hayr, onlar grmek istemiyor. Grrse sinirleri iyice bozulur. Olan bir dakika durdu, babasnn yzne dik dik bakt, sonra bir ayayla tekme atp neeyle bardktan sonra komaya balad. Koarken kz kardeini gstererek; - Babacm, una bak, yaz at gibi! diye baryordu. Bu arada teki odada adamn kuzeni olan yal kadn, hastann baucunda oturuyor, ustalkla ynettii konumayla onu lm dncesine hazrlyordu. Doktor pencerenin nnde ila kartrmaktayd. Sana-soluna yastk konularak oturtulan beyaz sabahlkl hasta kadn; konumadan kocasnn kuzeni yal kadna bakyordu. Bir ara berikinin szn keserek; - Ah dostum, dedi, benimle byle konumayn. ocuk deilim artk. Hristiyanm, her eyi biliyorum. ok yaamayacam da, kocam szm dinleyip talya'ya gtrseydi belki, hatta yzdeyz iyileirdim, onu da biliyorum. Oraya gitmemiz gerektiini herkes syledi. Ama elden ne gelir, Tanr byle istemi! Anlyorum, gnahmz ok, ama Tanr'nn balayclna gveniyorum. Bu dnyada herkes affedilecektir. Kendimi anlamaya alyorum. Benim gnahm da oktur, dostum. Buna karlk ok ac ektik. Aclara sabrla dayanmaya altm... - yleyse, papaz aralm m? Dua okunurken daha da rahatlarsnz... Hasta kadn, "evet" anlamnda ban edi. Sonra da; - Ulu Tanrm, ben gnahkar kulunu bala, dedi. Yal kadn dar karak papaza gz krpt. Hastann kocasna gzlerinden yalar aka aka; - Sanki bir melek, dedi. Adam da alamaya balad, papaz hastann odasna girdi. htiyar anne kendinden gemi, uzun koltukta yatyordu; birinci oda bsbtn sessizlemiti. Be dakika sonra papaz odadan kt, kalpan karp salarn dzeltti. - ok kr, imdi daha sakin, dedi. Sizi grmek istiyorlar. Kocasyla kuzeni ieri girdiler. Hasta, aziz tasvirine bakarak sessiz sessiz alyordu. Adam; - Kutlarm seni, dostum, dedi. nce dudaklarnda hafif bir glmseme dolaan hasta kadn, ar ar konuuyordu:

- Teekkr ederim. imdi ok daha iyiyim, anlalmaz bir haz duyuyorum. Tanr ne kadar balaycym, doru deil mi? Tanr esirgeyicidir, her eye gc yeter! Islak gzleri duvardaki tasvire aklm gibiydi. Cokulu yakarlarna hi ara vermiyordu. Sonra birden hatrna gelmi gibi imarla kocasn yanna ard. Zayf, zgn bir sesle; - Ne zaman bir isteimi yerine getireceini greceim? dedi. Kocas boynunu uzatt, saygyla dinlerken sordu. - Ne istiyorsun, hayatm? - Sana ka kez syledim! Bu doktorlar bir ey bilmezler, basit hekimler vardr, insan kolayca iyi ederler, diye... Bak, peder de syledi... Bir esnaf varm... Ona gidelim. - Kime, hayatm? - Aman Tanrm, beni neden anlamak istemiyorsun? Sonra yzn buruturdu, gzlerini kapad. Doktor, hastaya yaklaarak kolunu tuttu. Nabz fark edilir derecede gitgide zayflyordu. Adama gz krpt. Hasta bunu grerek korkuyla evresine baknd. Kuzeni arkasn dnd, alamaya balad. - Alama, dedi hasta kadn. Hem kendini, hem de beni zyorsun. Son gcm de u alaman alyor. Kuzeni, hastann elini pt. - Sen bir meleksin. Bir meleksin sen. - Hayr, uradan p. Yalnzca llerin eli plr. Aman Tanrm! Aman Tanrm! O akam len hasta kadn, byk evin salonunda bir tabuta konuldu. Kaplar kapal geni odada bir papaz yama burnundan kan ll sesiyle Zebur okumaya balad. Parlak balmumu yksek gm amdanlardan lnn souk alnna, balmumu renginde ellerine, diz ve ayaklarnn kntlar korkun bir biimde kabaran rtnn talam krklarna dyordu. Papaz yamann tekdze bir okuyuu vard, bir ey anlamadan azndan dklen szler sessiz salonda garip bir biimde nlayarak kayboluyordu. Arasra uzak bir odadan ocuk sesleri, ayak patrtlar geliyordu. Zebur'un szleri yleydi: "Yzn rtersin utanrlar; canlarn alrsn lrler, kle dnerler. Ruh gnderirsin, canlanrlar, yeryzn enlendirirler. Tanr'ya sonsuz hamdolsun!" lnn yz kat, durgun, rktcyd. Ne temiz souk alnnda, ne de serte kapanm aznda hibir kprdanma yoktu.

4 Bir ay sonra kadnn mezarnn zerinde ta bir ant (*) ykseldi. Arabacnn mezarndaysa hibir ey yoktu; yalnzca bir insann gemi varlnn tek belirtisi olarak, toprak tmsein stnde krpe yeil otlar bymt. Gnn birinde menzil hanndaki a kadn; - Serega, dedi. Hvedor'un mezarna ta dikmezsen gnaha girersin. "K gelsin" diye oyaladn durdun. Peki verdiin sz niin tutmuyorsun? Hepimiz iittik, ben de tanm. Biliyorsun, kendisi bir kez sana geldi; tan dikmezsen bir daha gelir, boar seni vallahi! Serega: - Hah, "Dikmeyeceim!" diyen mi var? Dikeceim. Hem de bir buuk rublelik ta alp dikeceim. Szm unutmadm, ama ta ok uzaktan getirtmek gerek. Kente iim derse, alrm. Yal bir arabac oradan atld: - Bari bir ha dikeydin. Bylesi bsbtn kt. Adamn izmelerini giyiyorsun. - Ha nereden bulaym? Aatan yontamazsn ya! - unun sylediine bak! Aatan yontamazm! Eline bir balta al, erkenden ormana git, aalardan birini kesiver. Dibudak m olur, yoksa baka bir cins mi?.. te sana ha! Daha olmazsa korucuya bir ie iki gtrrsn. Her vr zvr iin iki gtrmeye de kalkma ha! Geenlerde arabann zek tahtasn

krdmd, yepyeni bir tane yapmak istedim, aa kesmek iin gittiimde kimse bir ey sylemedi. Erkencecik, henz afak skerken Serega bir balta ald, ormana yolland. Henz gne nlarnn aydnlatmad, yeni dm iyin donuk rts her yeri kaplamt. Ufkun doaya den blm ince bulutlarn sard gkyznde gnein aydnln yanstrken belli belirsiz aaryordu. Ne yerde bir otuk, ne de dallarda bir yaprak kprdyordu. Ormann sessizliini bozan tek ses aalarn sk dallarndan gelen kanat rpmalar, bir de arabac yrrken otlarda kard hrtlard. Derken, anszn tuhaf, doaya yabanc bir ses iitildi; sonra bu ses ormann kysnda donup kald. Sonra ayn ses bir daha, bir daha duyuldu; aalardan birinin gvdesi bu grlty biteviye takrtlarla evreye yaymaya balad. Takrdayan aa garip bir biimde sarsld, grbz yapraklar kendi aralarnda bir eyler fsldatlar, dallardan birine konmu olan bir narblbl kanatlar slk alarak iki kere pr pr etti, kuyruunu sallaya sallaya baka bir aaca kondu. Balta, alttan alttan gittike bouk sesler kararak ktrdyor; yava, beyaz yongalar iy dm otlar zerine salyordu. Derken, vurularla birlikte hafif bir atrt iitildi. Aa btn gvdesiyle titredi, biraz eildi, sonra kk zerinde korkuyla irkilerek yeniden doruldu. Bir an iin her ey sustu, ama aa bir daha eildi, gvdesinden ykselen atrdlar oald, budaklar krlp dallar alta doru sarkarak ba aa kara topraa devrildi. Balta takrtlar, ayak sesleri bak gibi kesildi. Narblbl kanat rpt, daha ykseklere utu. Kanatlaryla dokunduu bir dalck bir sre salland, sonra teki dallar gibi dondu kald. Yeni alan bolukta kmltsz dallarn yapraklar daha bir diri grnyordu. Gnein ilk klar, arkas grnen bulutu delip gkte parlad, sonra yava yava her yere yayld. Koyu sis ukurlarda harelenmeye, iy damlalar yeilliin zerinde l l oynamaya balad. Aaran saydam bulutlar mavi gkte uraya buraya dald. Kular ormann sk yerlerine uutular, sanki yok olmaktan zor kurtulmular gibi mutlulukla cvldatlar. Semiz yapraklar sevinli bir durgunluk iinde dallarnda fsldamaya baladlar. Ayakta kalan aalarn tepeleri yerde yatan l aacn zerinde saygyla, usuldan usula salndlar.

LEKLER Rzgrsz, scak temmuz gnleri. Ormanlarda aalar sk, grbz, yeil yapraklarla rtl; ancak urada burada kayn ve hlamur aalarnn sararan yapraklarna raslanyor. Yabangl allar kokulu ieklerle donanm, orman aras ayrlklar bal rengi yoncalar brm, yar yarya olgunlaan avdar baaklar sk, uzun saplarnda sallanp dalgalanyor. Dzlklerde ulluklar tyor, arpa ve avdar tarlalarnda bldrcnlar cvldap pr pr ediyor, ormanlarda blbller arada bir uzun uzun akyor, sonra birden susuyor. Hava yakc scak. Yollar bir parmak tozla kapl, yle hafif bir yel esmeye grsn, hemen koyu bir bulut ykselerek bir o yana, bir bu yana savruluyor. Kyller yaplarna son talar koyuyor, tarlalara gbre tayor. Hayvanlar yeni otun kmasn bekleyerek nadaslarda a a dolayor. Ahrlarna girmek istemeyen ineklerle danalar kuyruklarn havaya dikip brerek srtmalardan kayor. Yollarda, bayrlarda atlar ocuklar koruyor. Kadnlar ormanlardan uval uval ot tayor, kzlarla ocuklar kovalaarak allarn arasndan geiyor, ormann kesilmi yerlerinden ilek toplayp yazla gelenlere satyor.

Ssl bir mimariyle yaplm prl prl evlere yazla kanlarn kimisi kum deli bahe yollarnda pahal, temiz, yazlk giysileriyle, ellerinde emsiyeler, gezinirken; kimisi de scaktan yorulmu, aa altlarnda, kameriyelerde oturarak ufack ssl masalarda aylar, souk iecekler iiyor. Nikolay Semyonovi'in balkonlu, sundurmal, terasl, kuleli, gcr gcr, prl prl, tertemiz, grkemli kr evinin nnde, ngrakl atn ektii bir kupa arabas duruyordu. Arabacnn dediine gre bakentli (*) bir beyefendiyi "al aa, ver yukar" sk bir pazarlk sonunda on be rubleye getirmiti. Liberal dnceli olmakla n yapan bu beyefendi, ara ballk havas verilen, ama aslnda en zgr dncelerin tartld btn toplantlarda, kurullarda, derneklerde boy gsterirdi. imdi de bakentten kalkp bir dostunun, daha dorusu epeyce kafa dengi olan ocukluk arkadann kr evine gelmiti. lerinin okluu dolaysyla gndzleri kentte kalr, yazlktaki dostlarn ziyarete ancak akam zerleri kard. Bu iki dostun ayrldklar tek nokta, anayasa ilkelerinin uygulanma biimiydi. Petersburglu konuk daha ok Avrupalyd, hatta biraz toplumculua eilimi bile vard; doldurduu mevkilerden dolay da eline bavul dolusu para geerdi. Tam bir Rus insan, bir Ortodoks olan Nikolay Semyonovi ise Panislavizme yaknlk duyard; arazisinin geniliini sorarsanz, binlerce dnmden aa deildi. Birlikte bahede be eitten oluan bir le yemei (*) yediler, ama scak yznden fazla bir ey yiyememilerdi. Bundan dolay da, hatrl konuk iin ellerinden geleni yapan krk ruble aylkl iiyle yamaklarnn emekleri boa gitti. Btn yedikleri, taze akbalk (sudak) stne souk sebze halamasyla eit eit sebzelerin, biskvilerin ssledii renk renk dondurmalar oldu. Yemekte bulunanlar; sz geen konukla liberal grl bir doktor, ocuklarn retmeni olan ateli bir niversiteli (ileri derecede bir toplumcu olan bu gencin dizginlerini ancak Nikolay Semyonovi toplayabiliyordu), Nikolay Semyonovi'in kars Mari ve evin ocuuydu. Bunlardan en kkleri yalnzca brek yemeye gelmiti. Yemek biraz uzun srd. nk titiz bir kadn olan Mari, Goga'nn midesinin bozulmasndan korkuyordu. (Kalburst insanlarn yaptklar gibi onlar da babasnn adn tayan en kk olana, Nikolay'a Goga diyorlard.) Konuklarla Nikolay Semyonovi arasnda siyasal bir tartma balar balamaz, dncelerini kimseden ekinmeden syleyebildiini gstermek isteyen ateli renci azn bir ayor, herkes sus pus olup bir keye ekilince devrimci genci yattrmak Nikolay Semyonovi'e dyordu. Yemek saat yedide bitti. Yemekten sonra hep birlikte terasa ktlar; ellerinde buzlu maden sularyla beyaz arap kadehleri, syleiye baladlar. lk anlamazlk, seimlerin nasl yaplaca konusunda ba gsterdi. Seimler iki dereceli mi olmalyd, yoksa tek dereceli mi? Bu konuda sert bir tartmaya tutumulard ki, pencerelerine sineklere kar tel gerilmi salona ay imeye arldlar. ay masasnn banda Mari'nin de katld genel bir konuma balad, ama Goga'nn midesi bozulacak diye bir an gzn olundan ayrmayan Mari'nin konuulanlara pek aldrd yoktu. Sanattan, resimden sz almt; Mari, dekadan (*) resimde grmezlikten gelinemeyecek bir Un je n'sais qoi (**) bulunduunu kantlamaya alyordu. Onun bu srada dekadan resmi filan dnd yoktu, her zaman sylediklerini bir daha sylyordu, o kadar. Masada dekadanlktan m, yoksa baka bir eyden mi konuulduu Petersburglu konuun hi umurunda deildi; herkesin sylediklerini onun da tpksyla yinelemesi bu konuyla ne kadar az ilgilendiini gstermeye yetiyordu. kide bir karsnn yzne bakan Nikolay Semyonovi ise Mari'nin bir eye cannn skldn, az sonra tatsz bir olayn kabileceini hissediyordu. stelik, karsnn en az yznc kez syledii eyi dinlemekten de artk bkknlk getirmiti. Avludaki pahal lambalarla fenerleri yaktlar. ocuklar yataklarna yatrdlar, hastalanan Goga'y annesinin bakml ellerine braktlar. Nikolay Semyonovi, konuk ve doktor oturup konumak zere yeniden terasa ktlar! Uak masalara abajurlu mumlar, maden sular koydu; saat on iki sularnda da asl ateli konuma balad. Rusya iin byk nemi olan byle bir

dnemde devletin ne gibi nlemler almas gerektiinden sz ediyorlard. Sigaralarn, konumalarn sonunun gelecei yoktu. Avlu kapsnn dnda yemsiz bekleyen atlar ikide bir ngraklarn ngrdatyorlar, arabasnda oturan yal arabacysa ikide bir esnerken ba nne derek horluyordu. Yirmi yl bir beyefendinin hizmetinde alan bu arabac, imek iin kendine ayrd -be rublenin dnda btn ayln kardeine gnderirdi. Yazlk evlerde tmeye balayan horozlardan sonra yakndaki bir evden de bir horoz lk la barnca arabac uyanarak kendisini orada unutmu olabileceklerini dnd. Ama eve girip de terasta oturan mterisinin hl bir eyler attrarak konumakta olduunu grnce epey kaygland. Hemen ua aramaya balad. Uak, sofada emre hazr beklerken sandalyesinde uyuyakalmt. Arabac uyandrd onu. Eski bir konakl (*) olan uak, hizmeti karlnda ylda eline geen parayla (on be rublelik creti, beylerden ald bahilerle yz rubleyi bulurdu) bei kz, ikisi olan, ok ocuklu ailesini geindiriyordu. Uak uyanr uyanmaz silkinerek stn ban dzetti, ondan sonra arabacnn artk gitmek istediini bildirmek iin beylerin yanna yolland. Uak terasa geldii srada konuma en ateli yerindeydi. Tartmaya bu sefer doktor da katlmt. Hatrl konuk: - Rus halknn birtakm yabanc gelime yntemleriyle ilerlemesi gerektiini kabul etmiyorum, diyordu. Her eyden nce zgrlk gereklidir... Hem de zgrlklerin en genii... Bakalarnn haklarna son derece saygl olmay gerektiren bir zgrlk... Adamcaz arp sz dolatrdn, istedii biimde konuamadn anlyordu. Tartma alabildiine hzland bir srada kafasn nasl toplar, neyi nasl syleyeceini nereden bilebilirdi ki? Zaten konuu dinlemeyen Nikolay Semyonovi pek beendii kendi dncesini ileri srmek iin can atyordu. - Doru... Doru sylyorsunuz. Ama sizin dediiniz, oybirliiyle, herkesin kabul etmesiyle elde edilebilir. Ky kurullar yle deil midir? - Ah, sizin u ky kurullarnz yok mu?... - slav uluslarnn kendilerine zg grleri olduunu yadsyamayz, dedi doktor. Polonyallarn "veto" hakkn ele alalm... Ama demiyorum ki, en iyisi budur!... Nikolay Semyonovi heyecanland. - zin verirseniz benim de syleyeceklerim var. Rus ulusunun kendi zellikleri, hem de... Tam bu srada stnde uak giysisiyle van'n uykulu uykulu ieri girmesi efendisinin konumasn yarda kesti. - Arabac merak ediyor da efendim... - Ona hemen geleceimi syleyin, fazla beklettiim iin cretini fazla fazla derim. (Petersburglu konuk, uaklara "siz" diye seslenmesinden tr kendine ayr bir vnme pay karrd.) - Peki, efendim. Uak gitti. Bylece Nikolay Semyonovi dndklerini sonuna kadar sylemek frsatn buldu. Ama bunlar en az yirmi kez dinlemi olan konukla doktor (o kadar olmamsa bile onlara yle geliyordu) hemen kar ktlar. ok iyi tarih bilen konuk, verdii rneklerle Nikolay Semyonovi'e gz atrmyordu. Doktor konuun tarafn tutuyor, onun derin bilgisine hayran kalrken, byle bir tanma frsat kt iin de belli etmeden seviniyordu. Konuma o kadar uzad ki, ormann arkasndaki yolun br yan aydnlanmaya balad; blbller gece uykusundan uyandlar. Tartmaclar hl sigara stne sigara iiyor, konumann ard aras kesilmiyordu. Belki daha da arkas gelmezdi tartmann ama kapy aarak hizmeti kz kt terasa. Hizmeti, kimsesiz bir kzd, bu ite ekmek paras kazanmak iin alyordu. Bir zamanlar tccarlarn yannda hizmet etmi, tccar kahyalarndan biri onu batan karnca bir ocuk dourmutu. Sonra ocuk ld, o da bir memurun evine hizmeti girdi. Bu sefer de memurun olundan rahat yz gremez oldu. Daha sonra Nikolay Semyonovi'in evine a yama olarak girdi. Artk peini brakmayan

ehvet dkn beyler yoktu, ayln dzenli olarak veriyorlard. Terasa, doktorla Nikolay Semyonovi'i hanmefendinin ardn sylemek iin gelmiti. Nikolay Semyonovi, "Goga'nn bana bir ey gelmitir" diye dndyse de sormaktan kendini alamad. - Ne var, kzm? - Nikolay Nikolayevi rahatszlar efendim. (Nikolay Nikolayevi, yani "onlar", ok yedii iin barsaklar bozulan Goga'dan bakas deildi.) - Eh, artk gideyim, dedi konuk. Bakn, ortalk aydnlanm. Ne kadar oturduumuzun farkna varmadan sabah olmu... Bunlar sylerken glmsyordu. Bunca zaman oturup konutuklar iin hem kendini, hem de tekileri takdir ettii belliydi. van konuun apkasyla emsiyesini bulmak iin yorgun yorgun saa sola koturdu durdu. Eyalarn en biimsiz yere koyan, konuun kendisiydi oysa. van bahi alacan umuyordu, eli ak bir bey olan konuksa ona bir rubleyi esirgemeden verebilirdi. Ama konumann heyecanyla bunu oktan unutmu, ancak yolda uaa bahi vermediini hatrlamt. Yapacak bir ey yoktu artk. Arabac src yerine geti, dizginleri toplad, yanlamasna oturarak atlar srd, ngraklar n n tmeye balad. Yumuak yaylar zerinde sallana sallana giden bakentli, onu evinde arlayan dostunun dar grlln, nyargl oluunu dnyordu. Karsnn yanna hemen gitmeyen Nikolay Semyonovi de bakentli dostu hakknda ayn kandayd. "u Petersburglularn snrll da korku bir ey. Bir trl bildiklerinden amyorlar. Dedii dedik adamn!..." diye geiriyordu iinden. Karsnn yanna gitmek iin ardan alyordu, nasl olsa doktorun ocuu grmesinden bir yarar salanamayacakt. ileklerdeydi btn su. Bir gn nce kyl ocuklarn eve getirdii pek iyi olmam ileklerden iki tabak dolusu almt, hem de fiyat bile krmadan. Bunu gren olanlar tabaklarn bana erek hemen attrmaya koyulmulard. Mari o srada odasndayd, daha sonra dar kp da Goga'nn ilekleri tkndn renince ok fkelendi. ocuun midesi zaten bozuktu. Bunun zerine kocasna verdi veritirdi. Kocas da ona. Bylece tatsz bir konuma, neredeyse az kavgas balad. Akamleyin Goga'nn durumu hi iyi deildi. Nikolay Semyonovi bu kadarla geeceini sanrken bir de doktorun arlmas ilerin ktye gittiini gsteriyordu. Karsnn yanna gittii zaman onu benekli sabahln giymi olarak buldu. (Bu sabahlk Mari'nin ok houna giderdi, ama imdi sabahl dnecek durumda deildi.) ocuun odasnda kars ayakta dikiliyor; Goga'nn lazmlna eilip bakan doktora k olsun diye, eriyen ya damlayp duran bir mum tutuyordu. Gzlklerini takan doktor lazmla btn dikkatiyle bakarken bir yandan da iindeki pis kokulu eyi bir sopayla kartrmaktayd. Kars anlaml anlaml; - Btn bunlar kahrolas ilekler yznden oldu, dedi. Nikolay Semyonovi ekingen bir sesle sordu: - Niin ilekler yznden olsun? - Niin mi? ocua tka basa yedirmisin de ondan. Btn gece gzme uyku girmedi. Zavallck lecekti nerdeyse. - Bir ey olmaz, dedi doktor glmseyerek. Birka bizmutlu hap veririz, siz de dikkat edersiniz, olur biter. Hemen iirelim unu. - imdi uyuyor ama. - yleyse rahatsz etmeyelim. Yarn gene urarm. - Ltfen. Doktor gitti; karsyla ba baa kalan Nikolay Semyonovi onu uzun sre yattramad. Uyuduu zaman ortalk iyice aarmt. * * * O srada komu kyde birka adamla birka ocuk gece at otlatmaktan dnmekteydiler. Kimisi atna binmi, kimisi de hayvann yedekte ekiyordu. Arkada kulunlar, taylar kouuyordu. Srtnda gocuu, banda kasketi olduu halde ayaklar plak bir ocuk tekileri geerek atn hzla kye doru srd. On iki yalarnda olan Taraska Rezunov adndaki bu olan ala bir ksraa binmiti. Yedekte bir aygr ekiyordu, arkadansa gene anas gibi ala bir kulun geliyordu. En nde de dnp dnp atlara bakan siyah bir kpek vard. Karn doyan ala kulun, orap giymicesine beyaz

ayaklaryla bir o yana, bir bu yana ifte savuruyordu. Taraska eve gelince atlar kapya balad, ieri girdi. Sofada yere serili kilimlerin zerinde uyuyan kz kardeiyle kk olana seslendi. - Hey, amma da uyurmuunuz ha! Kardeleriyle ayn odada yatan annesi inek samaya kalkmt oktan. Olguka yerinden frlayarak iki eliyle birden dalan salarn dzeltmeye balad. Onun yannda yatan olan kardeleri kk Fedka ise ban krkne sokmu hl uyuyor, bir yandan da krkn altndan kan minicik bacan nasr tutmu topuuyla kayordu. ocuklar akamdan ilek toplamaya niyet etmilerdi. Sabahleyin Taraska ot otlatmaktan dnnce ikiz kz kardeini kaldracakt. Syledii gibi de yapt. At otlatrken uykusuzluktan gz kapaklar yapt halde imdi iyice aylm, uykuya yatmaktan vazgeerek kardeleriyle birlikte ilek toplamaya karar vermiti. Annesi bir tas dolusu st koydu nne. Torka'nn eliyle kestii bir dilim ekmei alarak masaya oturdu, yemeye koyuldu. Taraska, srtnda gmlei, askl pantolonu, tozlu yollarda plak ayaklaryla iz braka braka komaya balad zaman iki kz kardei uzakta, ormann koyu yeillii arasnda krmz, beyaz benekler gibi gzkyordu. Yolda teki izler yannda kardelerinin de birinin byk, tekinin kk parmaklar iyice belli olan izleri vard. (Akamdan mleklerini, kaplarn hazrlayan kzlar kalkar kalkmaz dar frlamlar; azlarna tek lokma koymadklar gibi, ekmek de almamlard yanlarna.) Byk ormann arkasna doru kvrlan yolda Taraska yetiti onlara. Otlara, fundalara, hatta aalarn alt dallarna iy dmt. Kzlarn plak ayaklar hemen sland, nce rken sonra yumuak otlara, przl kuru topraa bastka yanmaya balad ayak tabanlar. ilek toplama yeri yeni kesilen ormand. Kzlar, ilkin, geen ylki kesim yerine girdiler. Gen srgnler yeni yeni boy veriyordu, gen grbz fundalar drt bir yana gz alabildiine uzanyordu. te buralarda, karlarna kimisi kzarm pembemsi beyaz ilekler kyordu. Kzcazlar iki bklm eilerek gne yan kk elleriyle ilekleri ard ardna topluyorlar; kt olanlar azlarna, iyilerini kaplarna atyorlard. - Olguka, buraya gel! Bak ne kadar ok! - Hey, nerdesin? Ses ver! allarn arasnda kaybolunca birbirlerinden uzaklamamak iin byle sesleniyorlard. Taraska onlardan ayrlarak yolun arkasndaki iki yl nce kesilen koruya gitti. Orada ou fndk ve akaa olan srgnler adam boyu ykselmiti. Ot rtsyse daha sk ve kalnd; otlar kuruduu iin diplerindeki ilekleri iri iriydi, suluydu. - Gruka! - Ne var? - Kaan kurdu grdn m? - Kurdun burada ie ne? Korkutma beni yle. Zaten korkmam ki! Gruka byle dedii halde kurdu dnyor, dalgnlkla ileklerin en iyisini mleine deil azna atyordu. - Taraska grnrlerde yok. Az nce yarn arkasna gittiydi. Taraska! Neredesin?... - Buradaym! Siz de gelin! - Haydi, biz de gidelim, belki orada daha ok ilek vardr. Byle diyerek fundalara tutuna tutuna dere aa indiler, oradan da kar yakaya getiler. Burada, gnein iyice stt aklk bir yerde bodur allarn arasna gizlenmi bir ok ilek buldular. Sessizliin ortasnda birtakm kmltlarla birlikte fundalarn, otlarn arasndan anszn korkun bir grlt koptu. d patlayan Gruka yere derek mleindeki ileklerin yarsn dkt. - Anneciim! Olguka ise fundalarn arasndan hzla geen uzun kulakl boz-yank renkli bir srt gstererek bard: - Tavan! Tavan kayor... Taraska! Tavana bak!

Bunca korkudan, gzyandan sonra birdenbire kahkahay basan Gruka; - Ben de kurt sandydm, dedi. - Bak sen u aklsza! Gruka ngrak gibi nlayan sesiyle glmesini srdryordu. - Aman ne korktum!... ilekleri toplayp daha ileri yrdler. Gne domu, yeilliin zerinde koyulu akl lekeler brakarak iylerin zerinde ldamaya balamt. Kzlarsa yar bellerine kadar slanmlard iyden. leri gittike daha ok ilek bulacaklar umuduyla durmadan yryen kzlar neredeyse ormann sonuna yaklamlard. O srada sadan soldan n n ten kadn, kz sesleri gelmeye balad. ilek toplamaya onlardan sonra kan komularn sesiydi bunlar. Aralarnda Akulina Teyze de vard. Bu srada kuluk vakti olmu, kzlarn mleklerinde epey ilek birikmiti. Akulina Teyze'nin arkasndan, srtnda yalnzca gmlei olan, ba ak, frlak karnl bir olan ocuu kaln, arpk bacaklaryla paytak paytak yryerek geliyordu. Akulina Teyze olunu kucana alarak; - Arkama takld, dedi. Brakacak kimse de yoktu. - imdi biz kocaman bir tavan rkttk. Patr patr kanca yle korktuk ki!... Akulina olunu yere indirerek; - Yok canm! dedi. Bylece bir iki laf ettikten sonra kzlar Akulina Teyze'den ayrlarak kendi yollarna koyuldular. Bir fndk aacnn koyu glgesi altna ken Olguka; - Hadi, biraz oturalm, yorgunluktan lyorum, dedi. Ah, imdi ekmeimiz olsayd, ne gzel yerdik! - Benim de canm istiyor, dedi Gruka. - Akulina Teyze niye byle barp duruyor? itiyor musun? Hey, Akulina Teyze!... - Olguka-a-a! diye sesleniyordu Akulina. - Ne va-a-ar? - Benim olan yannzda m? - Hayr! O srada allar hrdad, eteini dizlerine kadar toplayan Akulina Teyze gzkt uzaktan. Elinde de bir torba vard. - K grmediniz mi? - Yok! - Aman Tanrm! Mika-a! - Mika-a! Yant veren kmad. - Vay, bama gelenler! Yolunu aracak! Koskoca ormanda kimbilir nereye gitti! Olguka hemen ayaa frlad, yanna Gruka'y da alarak bir yne yrd, Akulina da baka bir yne. nlayan sesleriyle durmadan Mika'y aryorlar, ama yant veren kmyordu. Gruka ablasnn arkasndan yetiemiyor; - ok yoruldum, diye baryordu. Olguka ise habire Mika'ya sesleniyor, bir saa bir sola koturarak her yeri aryordu. Akulina'nn mutsuz sesi byk ormanda ta uzaklardan geliyordu. Olguka bir ara aramaktan vazgeip eve gitmek zereydi ki, gen bir srgnn fkrd hlamur ktnn yaknndaki gr allktan srekli, kzgn, hrn ku sesleri gelmeye balad. Yannda yavrular olan kucaz bir eylerden rkp fkelenmi olmalyd. Olguka dn alla bakt. Beyaz iekli sk, uzun otlarn brd alln dibinde hibir orman bitkisine benzemeyen mavimsi bir tmsek grd. Durdu, iyice bakt. Mika'yd bu. Ku ondan tedirgin olduu iin tp duruyordu anlalan. Frlak karnnn zerine yatarak ban ellerinin zerine koyan Mika, kaln, arpk bacaklarn da sere serpe uzatarak derin bir uykuya dalmt. Olguka, Akulina'ya seslendi, ocuu uyandrp avucuna ilek koydu. Olguka karsna kan herkese, evde anasna-babasna, komulara Akulina'nn olunu nasl arayp bulduunu anlata anlata bitiremiyordu.

* * * Gne ormann stnde iyice ykselerek topra, topran zerindeki her eyi cayr cayr yakmaya balad. Olga'nn (*) yanna gelerek onunla birlikte yrmeye balayan kzlar; - Haydi, Olguka, yzelim! dediler. Hep bir azdan arklar syleyerek rmaa doru yrdler. Suda debelenip lk atan, oynaan kzlar batdan koyu alak bir bulutun ykseldiini, gnein bir kapanp bir aldn, ortal iek ve kayn yapra kokusu sardn, gn grlemeye baladn neden sonra fark ettiler. Yamur balayp da onlar iliklerine kadar slatncaya kadar zor giyindiler. Bedenlerine yapan, slanmaktan koyulam entarileriyle evlerine koa koa gelen kzlar bir eyler yediler, sonra da tarlada patates sken babalarna le yemei gtrdler. Eve dnp le yemeklerini yediklerinde entarileri iyice kurumutu. ilekleri ayklayp kaselere koyduktan sonra Nikolay Semyonovi'in yazlna yollandlar. Orada iyi para veriyorlard ama bu sefer ellerine bir ey gemedi nedense. Geni koltuunda emsiyesinin altnda oturan Mari, scaktan bitkin, ilek getiren kzlar grnce yelpazesini onlara doru sallayarak; - stemez! stemez! dedi. Klasik diller kolejinde okuyan, evin en byk olu Valya, tatilde dinlenmek iin geldii baba evinde komu ocuklaryla kriket oynuyordu. ilekleri grnce koa koa Olga'nn yanna geldi. - Kaa? diye sordu. - Otuz kapik. - ok!... Byklerinden byle iittii iin "ok" demiti. - Bekle biraz. Keyi dn ama. Byle diyerek dadsnn yanna kotu. Olguka ile Gruka bu srada zerinde kk kk evler, ormanlar, baheler grnen aynal kreyi seyrediyorlard. Ne bu kre, ne de teki eyler onlar iin hi de artc deildi. nk onlar beylerin grkemli, akl almaz yaantsndan ok daha fazlasn, olaanst eyler bekliyorlard. Valya, koarak dadsna geldi, ondan otuz kapik istedi. O da ileki ocuklara yirmi kapiin yeteceini syleyerek paray sandktan karp verdi. Sabahleyin glkle uyanan Nikolay Semyonovi sigarasn tttrp gazetesini okuyordu. Valya babasn atlattktan sonra kzlara yirmi kapii verdi, ilekleri bir tabaa dkp hemen tknmaya balad. Eve dndklerinde Olguka mendilinin ucundaki dm dileriyle zd, iindeki yirmi kapii karp annesine verdi. Annesi paray sakladktan sonra rmaa amar ykamaya gitti. Kuluktan beri babasyla tarlada patates sken Taraska bu srada gr bir mee aacnn koyu glgesinde ml ml uyuyordu. Olunun yannda oturan babasysa koumdan zerek ayaklarn kstekledii atna bakyordu dnp dnp. Yabanc bir tarlann kelisinde (*) oynayan at bir de bakmsn yulafa, ya da bakasnn ayrna girivermi. Nikolay Semyonovi'in evinde her ey her zamanki gibiydi. ler tkrnda gidiyordu. eit kahvalt oktan hazr bekliyordu; kimsenin can isteyip gelmedii iin sinekler m, tabaklardaki yiyecekleri yiyorlard. Nikolay Semyonovi dncelerinin doruluundan dolay ne kadar sevinse azd, nk bugnk bir gazete de yle yazyordu. Mari'nin keyfine diyecek yoktu, nk Goga sapasalam uyanmt. Doktor hastann ailesinden ald cretten dolay kvanlyd. Valya ise koca bir tabak ilei yedii iin neesi yerindeydi.

You might also like