You are on page 1of 257

http://genclikcephesi.blogspot.

com

1988 by Edition Phebus, Paris Orjinal Ad Alamut

1998 Yurt Kitap-Yayn eviren Atilla Dirim

ALAMUT
tarihi roman
eviren Atilla Dirim

FEDALERN KALES

VVLADIMIR BARTOL

Yurt Kitap Yayn 92 * Tarihi Romanlar Dizisi 1 ISBN 975-7076-09-0 3. Bask Mart 2001, Ankara

Dizgi Yurt Kitap-Yayn Kapak Tasarm ve Resim Serdar Toka Bask Cantekin Matbaas, Ankara

Yurt Kitap-Yayn Merutiyet Cad. U / 2 2 Kat: 6 Kzlay-ANKARA Tel: ( 0 3 1 2 ) 4 1 7 3 5 4 9 Fax: (0 312) 425 36 40 e-mail: yurtkitap@e-koiay.net

KTAP-YAYIN

http://genclikcephesi.blogspot.com

Hristiyanlann zaman ls ile 1092 ylnn iik bahannda hat r saylr byklkte bir kervan, Sernerkant tan balayarak Buhara zerinden Horasan'n kuzeyindeki Eibruz platosuna dek uzanan, bir zamanlar muzaffer ordulann kulland eski yolun zerinde ar ar ilerliyordu. Karlarn erimeye balamasyla birlikte Buhara'dan ayrlan kervan haftalardr yollardayd. Deveciler yorgunlukian hal hallerinden belli olan hayvanlan harekete geinmek iin krbalar n havada aklatarak, sert seslerle barp aryorlard. Ar yk lerinin altnda ezilen Hecin develeri, katrlar ve ift hrgi Tr kistan develeri, tek sra halinde yrmeye alyorlard. Kervan koruyan silahl adamlar, kk uzun tyl atlarnn zerinde dim dik duruyorlard. Ufukta uzanan da sralarna dikmilerdi gzleri ni; baklarndan hem yorgunluk hem de umut okunmaktayd. Uzun zamandr inmemilerdi atlarndan. Bu nedenle de hedefleri ne varmay drt gzle bekliyorlard. Demavend dann karla kapl zirvesi giderek yaklayordu. Dalardan esen souk rzgr yorgun insanlar ve hayvanlan zindeletirmiti. Fakat geceler ok souk geiyordu. Deveciler ve silahl muhafzlar, akamlar evresine toplandklan byk atee giderek daha ok yaklayorlard. Ho murdanmaya balamlard. Develerden biri hrglerinin arasnda, daha ok bir kafese benzeyen kk bir hcre tayordu. Zaman zaman narin bir e hcrenin kk penceresindeki perdeyi yavaa yana ekiyor ve gen bir kzn korku dolu yzn gzler nne seriyordu. Ala maktan kzarm iri gzler, soru dolu baklarla etrafndaki adamla rn suratlannda geziniyordu. Yolculuun bandan beri cevabn bekledii bir soru eziyet etmekteydi Kendisine.- Nereye gtrlyorum, bana ne yapacakiar? Aslnda kervandakilerden hibiri 5
http://genclikcephesi.blogspot.com

onun varlyla ilgilenmiyordu. Sadece elli yalarnda gsteren ge ni alvarl, banda byk beyaz bir sark bulunan kervan ba ha ri. Kk pencerenin aldn fark eder etmez, gzlerini devire rek korkun baklar frlatyordu o tarafa doru. Adamn baklarn dan korkan gen kz abucak geri ekilerek perdeyi kapatyor, ol duu yere bzlveriyordu. Buhara'daki sahibi onu bu insanlara sattndan beri, bir yandan dehetli bir lm korkusuyla yaama ya alrken, dier yandan da kendisini bekleyen gelecein ne ol duuna dair duyduu merak gitgide derinleiyordu. Gzel denilebilecek bir g n d e -epeyce yol almlard bu ara d a - az ilerideki tepenin yamacndan drtnala inen bir grup atl kervann nn kesti. Kervann n taraflarndaki hayvanlar igd sel olarak durdular. Kervan ba ve silahl muhafzlar gz ap ka payana kadar geni kllarn ekerek, savunma dzeni aidlar. K sa bir beklemeden sonra saldrganlann lideri olduu her halinden belli olan bir adam, tilki krmzs rengindeki atnn zerinde ilerle di. Kervandakilere sesini duyurabilecek kadar yaklatna karar verince, boazndan bir haykr ykseldi. Kervan ba da ayn e kilde cevap verdi ona. Bunun zerine atlarn birbirlerine doru srerek hrmetle selarnlatlar ve yeni grup eskisine katld. Az sonra kervan tekrar dalara doru yola koyulmutu bile. Bir daha mola verdiklerinde, vakit gece yarsn oktan gemiti. Kk dar bir vadide konakladlar. Uzaklardan bir da deresinin rltsnn sesi geliyordu. Hepsi de son derece yorgundu. Zorlukla yaktklar atein banda bir eyler attrdktan sonra, derin bir uykuya daldlar. afak skmeden nce hepsi ayaa dikilmilerdi bile. Devenin srtnda bulunan hcre, hayvann geceyi rahat geirebilmesi iin aaya indirilmiti. Kervana dn katlan atllarn lideri hcreye yaklat, Perdeyi yana ekti ve sert bir sesle bard: "Halime!" Gen kzn korku dolu gzleri pencerede beliriverdi aniden. Narin bir el kk kapy yavaa at. Atllarn lideri hoyrat bir ha reketle narin bilei yakalad ve gen kz dar ekti. Halime tepeden trnaa zangr zangr titriyordu. imdi iim bitti diye geiriyordu aklndan. Liderin elinde siyah bir kuma par as vard. Kervan ba ile baktktan sonra, gen kzn gzlerini 6

skca balayarak, bann arkasna sk bir dm att. Sonra atma bindi ve yumuak hareketlerle gen esireyi eerinin nne oturt tu Bu arada geni pelerini ile kzn zerini rtmeyi ihmal etme miti. Kervan lideri ile birka kelime konutuktan sonra atn trsa kaldrd. Halime lesiye korkuyordu. Adama sarlmaya cesaret edemedii iin az kalsn attan decekti. Dn akam duyduktan derenin rlts giderek daha yakndan geliyordu. Halime durduklarn hissetti. Kendisini tayan adam yabanc biri ile konuuyordu. Ksa sren bu duraklama anndan sonra, lider tekrar atn srmeye balad. Fakat bu defa daha ya va, daha dikkatli bir ekilde. Bir yan uurum olan dar bir patika da ilerlediklerini hissediyordu. Dadan akan derenin rltsn ok yakndan iitmeye balamt. Yukarlardan esen souk bir rzgr, Halime'nin rpertmesine neden oldu. Tekrar durdular. Birtakm banlar ve akrtlar iittiler, tekrar ilerlemeye baladktan zaman, atn nallanndan bouk ve tok bir sesin ykseldiini fark etti Halime: Sesini duyduklan derenin ze rinde kurulu bir kprden geiyorlard. Ondan sonra olanlar ise korkun bir karabasan gibiydi. Etraftan son derece garip sesler ykseliyordu; sanki kocaman iki ordu bir birleriyle savaa tutumulard. Birden svari atndan iniverdi, bu arada gen kzn zerinin pelerini ile rtl kalmasna zen gste riyordu. Hzl admlarla yrmeye balad, ardndan gelmesi iin Halime'yi ekitirip duruyordu. Kimi zaman dz zeminde yryor lar, kimi zaman ise merdiven kyorlard. Ksa bir sre sonra ise kzn iini, sanki kubbeli bir binann iine girmiler gibi bir his kap lad. Aniden adam zerine rtl olan pelerini ekip ald. Yabana ellerin vcudunu kavradklannn farkna vard. Dehet iinde tir tir titriyordu; korkudan lecek gibiydi. Kendisini svariden teslim alan adam belli belirsiz bir sesle gld. Birlikte bir koridora benzeyen dar bir geitten getiler. San ki byk bir yeralt mahzenindeydiler, etraflarndaki hava buz gibi olmutu. Hibir ey dnmemeye alyor, ama bunu baaramyordu. Sonunun geldiine inanmt artk. Kz kollarnn aravnda tamakta olan adam, bir eliyle duvar
j

dikkatle yoklamaya balad. Aradn ksa bir sre sonra buldu ve sert bi hareketle elinin altndaki cismi itti. Derin bir gong sesi iitildi. Halime dayanamayarak bir lk kopard ve kendisini saran kollardan kurtulmaya alt. Yabanc adam hafife gld ve ef katli bir sesle konutu: "Barmay kes kk maymun, kimsenin sana bir ey yapma ya niyeti yok." Demir bir kap gcrdayarak ald. Bulank bir k huzmesi Hali me'nin gzbagnm altndan szld. Beni hapse atacaklar... Daha aalardan suyun rlts itiliyordu. Gen kz nefesini tuttu. Ken disine doru yaklaan plak ayaklatn seslerini iitmiti. Seslerin sahibi yanlarna kadar geldi. Kz tamakta olan adam onu yeni gelene teslim etti. "te Adi, al bakalm!" Vcudunu kavrayan plak kollar birer aslan penesi kadar g lyd. Adamn belden yukars da plak olmalyd. Kendisini yu kar kaldrd zaman anlamt bunu. Gerek bir dev olmalyd bu adam. Halime artk kaderine raz olmaktan baka bir aresi kalmad n anlamt. Adam kolunun altndaki kzla beraber asma bir kp rden geti. Kk kpr, zerindeki arlk nedeniyle tehlikeli bir ekilde sallanyordu. Sonra da ayaklarnn altndaki zemin, sanki kk akl talaryla kaplym gibi gcrdamaya balad. te tam bu anda gen kz gnein latif scakln hissetti. Gne nlar gzbandan ieri szyordu, evresindeki havay ise taze otlann ve ieklerin kokusu doldurmutu. Aniden altlarndaki zemin yalpalamaya balad. Halime yksek dalgalar arasnda yol almaya alan bir kaykta olduklarn anla mt. Bir lk atarak devin omuzlanna skca sanld. Dev adam bir ocuunkine benzeyen garip derecede ince sesiyle gld ve scak bir sesle konumaya balad: "Korkma kk ceylan. Seni kar kyya gtryorum, orada hedefimize varm olacaz... Otur artk!" Halime'yi rahat bir yere oturttu ve krek ekmeye devam etti. Uzaktan iittikleri glme sesi miydi? Sanki gen kzlarn neeli

cvldamalarn iitiyordu. Bir kez daha kulak kabartt. Hayr yanlmyordu. Sesler giderek daha da yakndan geliyordu. Burada ne eli insanlar olduuna gre, belki de bana ok kt eyler gel meyecekti! Kk kayk bu arada kyya ulamt. Adam kz dikkatle kol larnn arasna alarak karaya kt. Dik bir patikaya trmanmaya ba lamt. Yukan ulatklarnda Halime'yi yavaa yere indirdi. Her tarafndan tiz barlar ykseliyordu. Hzla kendisine doru yakla an sandallarn seslerini iitmekteydi. Dev adamn geni bir g lmsemeyle yaylan azndan u szler kt: "Aln! Onu sizlere teslim ediyorum!" Sonra da tekrar kayna dnd ve kar kyya doru krek ekmeye balad. Kzlardan bir tanesi Halime'nin gz ban zmeye alrken, dierleri de hayret dolu lklar atyorlard: "Ne kadar da zayf!" "Henz ne kadar da gen! Bu daha bir ocuk..." "una bak! Ne kadar sska! Yolculuk onu baya ypratm ol mal... Ama yine de, ne kadar uzun boylu olduuna bakn hele! Bir selvi gibi..." Sonunda Halime'nin gzlerindeki ba zld. aknlkla ev resine baknd. Usuz bucaksz baheler sarmt etrafn, hem de ilkbaharn tazeliini yaayan baheler... Etrafn eviren kzlar da huriler kadar gzeldiler; fakat gzban zen kz ilerinden en gzelleriydi. "Neredeyim ben?" diye sordu Halime zayf, ekingen bir sesle. Kzlar sanki Halime'nin ekingenlii kendilerini eglendiriyormuasna glmeye baladlar. Utancndan kpkrmz kesilmiti Hali me; fakat gz ban zen kz, efkatle beline sanld: "Korkmana gerek yok yavrum. Burada harika insanlar arasndasn." Scack sesi gven doluydu. Halime de ona sarld, bu arada aklndan lgnca dnceler geiyordu: Yoksa bir kraln saraynda mym? Beyaz akl talaryla kapl bir yola gtviler onu. Yolun iki ta9

rafnda, her boydan ve her renkten laleler ve smbllerle bezen mi muntazam iek baheleri gz alabildiince uzanyordu: lale lerin ieklerine ldayan sar renkler hakim olmakla beraber, par lak krmz veya vine r renklileri le rengarenk izgili veya benekli olaniann gnnek de kabildi; narin smbl salkmlar ise beyaz ve soluk pembe, ak ve koyu mavi, mor ve ak sar renk lere brnmlerdi. Bazlar ince bir cam kadar narin ve effaftlar. Yolun kenarlarn ise menekeler ve uha iekleri sslyordu. Daha ilerde ise ssenler ve nergisler iek amlard. Ara sra nazl ieklerini amakta olan zambaklar da gze arpyordu. bayltc bir koku sarmt her yan. Halime bylenmi gibiydi. Bitmek bilmez iek bahelerinin arasnda ilerleyen gzel kz ta kip ederken, kendinden gemiti sanki. iek baheleri, byk to murcuklan sar, knnz ve beyaz kalpler halinde amakta olan, dzgn budanm allar ile evrelenmiti. Alev krmzs ieklerle bezeli nar aalan arasnda uzanmaya balamt artk yol. Nar aalarn, limon ve eftali aac sralan takip ettiler. Nihayet badem, elma, armut ve ayva aalanndan oluan bir koruya ulatlar... Halime gzlerini iri iri amt. "Senin adn ne km?" diye sordu kzlardan biri. "Halime" diye fsldad ok hafif bir sesle. Hep beraber glmeye baladlar. Halime'nin gzleri yalarla dolmutu. "Kesin glmeyi sizi gidi maymunlar" diye bard kendisini ko ruyan gzel kz. "K rahat brakn ki biraz kendine gelsin. Ha line baksanza; ne kadar yorgun ve kafas karm!" Sonra da Halime'ye dnd: "Onlara kzmamalsn. ok gen olduklar iin kanlar kaynyor; ileride onlar daha iyi tandka, kt bir niyetlerinin olmadn da anlayacaksn. Hatta birbirinizle ok iyi anlaacanz bile dn yorum." Bir selvi ormanna ulamlard. Sularn alts admlann takip ediyordu; uzaklardan gelen bu bouk ses, ykseklerden dklen bir da deresini hatrlatyordu insana. Aniden aalarn arasnda bir ey parldad. Halime merakl gzlerle oraya bakmaya balad.
10

Panldayan eyin ne olduunu anlamaya alyordu. Nitekim bir sre sonra, aalarn arasna gizlenmi kk bir kkn cephesi nin ortaya kmas gecikmedi. Gnein altnda parlayan binann nndeki meydanda fskiyeli bir havuz vard. Burada durdular; Halime evresini incelemeye balad. Etraflar yksek dalarla evriliydi. Gne kaya duvarlarnn zerinden ykselerek, karla kapl zirveleri aydnlatyordu. Halime geldikleri yne bakt. Kendi bana bir da saylabilecek koca bir kaya yn, vadinin giriini kapamt. Vadinin iki yanndaki ykselen kaya duvarlan. ileride derin bir boaz eklini alarak son buluyorlard. Boazn styakas asma bahelerle kaplyd. Ta yukarlarda kaya ynnn zirvesinde, kudretli bir saray olanca heybetiyle ykseliyordu. "Bu garip yerin ismi nedir?" diye sordu Halime titrek bir sesle, bir yandan da parmayla iki yksek kule tarafndan korunan du varlar iaret ediyordu. "Olduka yorgunsun; nce bir banyo yap ve bir eyler ye. Sonra istediin kadar dinlenebilirsin." Bu arada biraz kendine gelmi olan Halime yannda duran kz lar ekingen baklarla szmeye balad. Hepsinin elbiseleri son derece gzel ve gz alcyd, ekicilikte birbirleriyle rekabet edi yorlard sanki. pek alvarlar her adm atlarnda hrdyordu. V cutlarna tam oturan zengin ilemeli altn ve mcevherlerle be zenmi dmelerle ssl yeleklerinin iinden, canl renkleriyle p rl prl parlayan ipek bluzlar gze arpyordu. Kollar deerli bile ziklerle, gerdanlar ise inci veya mercan kolyelerle sslyd. Baz larnn salan akt; bazlar ise ipek bartlere brnmlerdi. Ayaklarna renkli deriden yaplm ok gzel sandallar giymilerdi. Halime kendi zavall giysilerine bakarak utand. Belki de bu yz den alay etmilerdi kendisiyle! nnde durduklar kk yuvarlak kk, alak basamakl be yaz tatan yaplm bir merdiven ile evriliydi, ieriye bu merdi venler vastasyla giriliyordu. Daha nce grd eski zaman tap naklarnda olduu gibi, bu binann ats da birok stun tarafn dan tanmaktayd. Normal grnml bir kadn binadan dar kt. Son derece uzun boylu ve zayft. Teni esmerdi, avurtlar ie kmt. Byk

siyah gzleri l l yanyor, ince birer izgiye benzeyen dudaklar ona ciddi hatta sert bir grnm kazandryorlard. Kibirli baklar la kzlar szmeye balad. Garip bir hayvan ona elik ediyordu: tyleri parlamayan bir cins kediye benziyordu ama allagelmi ten ok bykt ve bacaklar garip derecede uzundu. Halime'ye dik dik bakan garip hayvann boazndan dmanca bir hrlt yk seldi. Korku dolu bir lk atan gen kz gzel kza sk sk sarld. Koruyucusu da onu sakinletirmeye alyordu: "Ahriman'dan korkmana gerek yok. Gerek bir leopar olmas na ramen, bir kuzu kadar evcildir. Hi kimseye bir zarar dokun maz. Ksa sre sonra sana da alacak ve iyi arkada olacaksnz." Hayvan yanna ard, boynundaki tasmay ekerek sessiz ol masn emretti ona. Gerekten de hayvan az sonra sesini kesti ve dilerini gstermekten vazgeti. "Grdn m" diye devam etti "artk deminki kadar vahi de il. zerini deitirdikten sonra sana almas daha da kolay ola cak. imdi onu biraz oka ki kokunu tansn. Sakn korkma, onu s k sk tutuyorum." Halime korkusunu yenmiti. Dikkatle ne eildi, arada belli bir mesafe kalmasna dikkat ederek kolunu uzatt ve hayvann srtn yavaa okamaya balad. Hayvan bir sre sonra ayn evcil bir ke di gibi, neeli ve rahat bir sesle mrldanmaya balad. Rahatlayan Halime dier kzlarla beraber glmeye balad. "Bu kk korkak tavan da kim Meryem?" diye sordu yal kadn. Bu arada delici baklarla Halime'yi szyordu. "Onu az nce Adi getirdi Apama. Henz ok ekingen" diye cevap verdi ona kendisiyle ilgilenen kz. "Ad Halime " Yal kadn gen yabancya yaklaarak, onu tepeden trnaa in celedi. Bu arada da, bir hayvan tccarnn at satn alrken gsterdi i zenle vcudunu yokluyordu. "Bir eyler yaplabilir belki bundan ileride. Ama nce biraz imanlamal, bu sskalkla hi bir ie yaramaz." Sonra da sinirli bir sesle devam etti: "Demek o pis zenci, o aalk hadm getirdi onu size yle mi? Kz kollarnn arasna al mtr kesinlikle! Aalk herifi Seyduna'nn ona niye bu kadar g vende : "si hi anlayamyorum!"

"Adi sadece grevini yapt" diye karlk verdi Meryem. "Artk biraz da ocukla ilgilenmenin vakti geldi sanrm!" Halime'nin elinden tutarak yrmeye balad. Dier eliyle ise hl leoparn tasmasn tutuyordu. teki kzlardan oluan kk grup da onlarn ard sra geliyordu. Binay evreleyen yksek bir koridorun iinde yryorlard. Mermer kapl duvarlar pnl pnl parlayarak etraftaki her eyin g rntlerini yanstyorlard. Kaln, tyl bir hal, admlarnn seslerini yutuyordu. ok saydaki klarn birinde Meryem leopan serbest brakt: Ayn bir kpek gibi uzun sraylarla komaya balayan hayvan arada srada, bir kediye benzeyen ban Halime'den tarafa evirerek, neler olup bittiini kavramakta glk eken kz inceli yordu. Bu arada bir yol aynmna gelmiler, yksek kubbeli, geni bir salona ayak basmlard. Halime hayranlk dolu bir lk att. Ryalarnda bile bu kadar gzel bir eyi tasavvur etmemiti. Tavan tmyle cam bir mozaikten oluuyordu. Parlak renkli camlar g ne nn bir ksmn, gkkuann tm renklerini yanstarak ieri brakyorlard. Mor, mavi, yeil, krmz ve sar nlar nereden geldii belli olmayan bir su tarafndan beslenen yuvarlak bir havu zu aydnlatyorlard. Suyun hareketli yzeyinden yansyan nlar, mobilyalar ve duvarlar da dahil olmak zere trn salonu deiik renklere bouyorlard. Her tarafta zengin ilemeli, yumuak yas tklar bulunuyordu. aknlk iindeki Halime kapnn eiinde donup kalmt. Meryem se hafif bir glmsemeyle ona bakyordu. Havuza doru eildi ve elini suyun iine soktu. "Su tam olmas gereken sda" diye karann bildirdi. Kendilerine elik eden kzlara banyo iin hazrlk yapmalarn buyurdu. Bir yandan da Halime'nin elbiselerini karmaya bala mt. Dier kzlann orada bulunmalanndan utanan Halime yere bakarak Meryem'in arkasna saklanma alyordu. Fakat tm a bas bounayd, kzlar merakla ve kkrdayarak kendisini seyredi yorlard. "kn dar sizi gidi yaramazlar!" diye bard Meryem. Kzlar hi itiraz etmeden, bir anda ortalktan kayboldular. Mer yem gzel kzn salarn slanmamas iin toptu: eklinde toplad. 13

Sonra da Halime ye havuza girmesini syledi. Onu gzelce ke seleyip ykadktan sonra havuzdan kararak, bembeyaz bir havlu ile iyice kurulad. Giymesi iin nne ipek bir bluz ve bir alvar uzatt. Sonra da ona biraz byk gelen gzel bir yelek giydirdi ve dizlerine kadar uzanan bir hrka ile kyafeti tamamlanm oldu. "Bugnlk benim giysilerimle idare edeceksin. Ama ilk frsatta sana gzel elbiseler diktireceim. O zaman greceiz bakalm bir daha sana glebilecekler mi!" Meryem Halime'yi zerinde da gibi yastklann yl olduu bir divana buyur etti. "Sen burada biraz dinlen. Ben gidip kzlarn hazrladklan yiye ceklere bir gz ataym." Pembe eliyle Halime'nin yzn efkatle okad. O anda ikisi de birbirlerini sevdiklerini hissettiler. Halime koruyucusunun narin parmaklann minnetle pt. Meryem kalann att; otoritesinin sarslmasn stemiyordu. Fakat Halime onun kendisine kzmad n ok iyi biliyordu, mutluluk dolu bir ifadeyle glmsedi ona. Meryem salondan kar kmaz, Halime'nin gzkapaklar d meye balamt. Bir sre uykuyla mcadele etmeye alt ama yenik dmesi pek uzun snnedi. Uyand zaman bir an iin nerede olduunu anlayamad. Ne redeydi... Bana neler gelmiti?.. Uyurken kzlann onun yebi lecei endiesiyle zerine rttkleri battaniyeyi yana iterek, yata n kenanna oturdu. Gzlerini ovuturarak etrafna baknd. Sol gun bir kla aydnlanan gen, neeli kadn yzleri belirdi gzleri nin nnde. Hava kararmaya yz tutmutu. Meryem kzn yanna diz kerek ona bir tas souk st uzatt. Halime tas alarak iinde ki st itahla iti. Meryem yannda duran renkli bir srahiye uza narak, bir daha imesi iin tas yeniden doldurdu. Kara derili bir gen kz Halime'ye yaklaarak iinde akla gelebilecek her trl yi yecein bulunduu altn bir tepsiyi ona uzatt. Halime un, bal ve taze meyvelerden yaplm leziz yiyeceklerden her birinin tadna bakt. "Ne kadar da a!" diye bard kzlardan biri. "Ve rengi de ne kadar soluk!" dedi bir dieri aknlkla. 14

"Yanaklarn ve dudaklarn krmzya boyamalyz" diye nerdi gzel bir sansn. "Brakn da ocuk nce bir kamn doyursun" dedi Meryem. Sonra da altn tepsiyi tayan zenci gen kza dnd: "Ona bir portakal ve bir muz soy Sara." Ban Halime'den ya na evirdi: "En ok hangi meyveyi seversin yavrum?" "Bilmem! Daha nce ikisinden de hi yemedim ki. Her ikisinin de tadna bakmak istiyorum." Kzlar bu szler zerine yeniden kahkahalarla glmeye balad lar. Halime de Sara'nn kendisine uzatt bilinmedik meyveleri yerken, mutlulukla glyordu. Kendisine gsterilen dostluk onu ok mutlu etmiti. Bir sre sonra parmaklarn yalamaya balamt bile. "Kendimi hi bu kadar iyi hissetmemitim" dedi kzlara glm seyerek. Kzlar bir kez daha neeyle glmeye baladlar. Meryem bile hafife glmseyerek, Halime'nin yanaklarn okad. Halime damarlanndaki kann aktn hissediyordu. Gzleri parlyordu, nee si de tekrar yerine gelmiti. Bir anda her eyi unutarak kzlarla sohbet etmeye balad.. Kzlar onun etrafna oturmulard, bir ksm diki dikerken, bir ksm da nak iliyordu. Meryem ise Halime'nin eline metal bir ayna tututurmu, yanaklaryla dudaklann krmzya, kaslaryla kir piklerini de siyaha boyamakla meguld. "Demek adn Halime" dedi onu boyamay neren sansn. "Be nim adm Zeynep." "Zeynep! Ne gzel bir isim" diye karlk verdi Halime. Kzlar tekrar glmeye baladlar. "Nereden geliyorsun peki?" "Buhara'dan." "Benim gibi" diye sze kart olaanst gzellikte bir kz. Y z ay kadar yuvarlak ve narindi. Ufack yuvarlak bir enesi, kadife gibi gzleri vard. "Benim adm Fatma. F_ski efendinin ismi neydi?" Halime cevap vermek istedi ama tam o anda dudaklarn bo yayan Meryem ona engel oidu
15

*?

"Durun biraz, imdi onu rahatsz etmeyin." Halime dudaklanndak parmaklatn ularna gizlice bir pck kondurunca, hemen azar iitti: "Uslu dur yaramaz kz!" Fakat Meryem Halime'ye sert sert bakmaya bir trl muvaffak olamyordu. Gen kz herkesin sevgisini kazandnn farkndayd. Son derece iyi hissediyordu kendisini. Bu arada dudaklannn boyanmas da bitmiti. Elindeki aynadan kendisini seyrediyordu. "Benim nceki erendim" diye sze bala d bir daha, "Ali isminde bir tccard. Son derece iyi yrekli yal bir adamd." "Madem ki bu kadar iyiydi, seni neden satt?" diye sordu Zey nep. "ok fakirdi. Muhta duruma dmt. Kammz doyuracak kadar yemek bile bulamyorduk. Adamn tm serveti, sahip oldu u iki kzyd. Ama onlan da, balk paras demeyi akllanna bile getirmeyen adamlara verdi. Sonunda elinde bir tek olu kald, o da gnn birinde hibir iz brakmadan ortadan kayboldu - ekya larn kurban oldu herhalde." Gzleri yalarla dolmutu. "Beni onunla evlendireceklerdi..." "Ailen kimdi?" diye sordu Fatma. "Onlan hi tanmadm, haklannda da hibir ey bilmiyorum. Kendimi bildim bileli Tccar Ali'nin yanndaydm. Olu henz ev de iken, elimize geen para ile iyi kt idare edebiliyorduk. Fakat sonra o felaket bamza geldi: Efendim kendisinden gemiti; s rekli alayarak san ban yoluyor ve tm vaktini dua ederek ge iriyordu. Gnn birinde kans ona beni Buhara'ya gtrerek sat masn syledi. Eeine binerek ehre gittik beraberce. Beni satn almak isteyen tccarlar, uzun uzadya beni nereye gtrecekleri ni, bana ne yapmak niyetinde olduklar hakknda sorguya ekiyor du. Nihayet karsna ben efendiniz adna satn alan adam kt. Bu adam, bana prenseslere yarar muamele gstereceine dair peygamberin sakallar zerine yemin ediyordu. yi yrekli Ali, fi yatm konusunda tccarla anlat. Bir yandan da hkra hkna a16

lyordu. Ben de alyordum. Ama imdi o tccarn doru syle mi olduunu anlyorum. Burada gerekten de bir prenses mua melesi gryorum..." Duygulanarak glmseyen kzlar, slak kirpiklerinin altndan birbirlerine baktlar. "Benim efendim de beni satt zaman alamt" dedi Zey nep. "Ben doutan kle deilim. Trkler beni kardklar vakit yam henz ok kkt. Usuz bucaksz bozkrlarnn en cra kesine gtrdler beni. Orada bir olan ocuu gibi ata binme sini ve ok atmasn rendim. Herkes mavi gzlerime ve sar sa larma hayran oluyordu. nsanlar sadece beni grebilmek iin, ok uzak mesafelerden gelmeyi gze alyorlard. Eer kudretli bir hkmdann varlmdan haberi olsa, o anda beni satn alacandan sz ediyordu herkes. Sonra da sultann ordusu bize saldrd ve efendimi ldrd. Yaklak on yalanndaydm o srada. Dmanla dve dve geri ekildik. Fakat bir sava deildi bu, gerek bir katliamd - insanlar ve hayvanlar kanlar iinde olduklar yere y lp kalyorlard. Efendimin olu ailenin reisi olmutu artk. Bana ak oldu ve beni meru kans olarak haremine ald. Fakat sultan sahip olduumuz her eyi elimizden almt. Efendim de bana gelenler yznden o kadar sinirliydi ki haksz yere ortal knp geiyordu. Hemen her gn dvyordu bizi. Sultann egemenliini kabul etmek istemiyordu. Nihayet sultan ile bar yapt. Tccarlar lkemize gelerek ticaret yapmaya baladlar. Bir Ermeni'nin dikka tini ekmitim. Adam efendimi bir an olsun rahat brakmyordu; ona saysz altn ve hayvan teklif ediyordu bana karl!:. Gnn bi rinde birlikte efendimin adrna girdiklerini grdm: Efendimin gz bana iliir ilimez belindeki haneri ekti. Tccann vaatlerine aldanp beni satacandan o kadar korkuyordu ki bunu yapmamak iin beni hanerlemek niyetindeydi. Fakat tccar ona engel oldu ve pazarlkta anlatlar sonunda. O anda lmek istedim. Ermeni iren bir insand. Beni Semerkant'a gtrd. Orada da beni Seyduna'ya satt. Fakat aradan o kadar ok zaman geti ki .." "ok ekmisin zavall km" diye mrldand Halime ve acsini paylarcasna kzn yanan okad. 17

Fatma'nn merak ettii bir ey vard: "Sen efendinin kadn oldun mu?" Halime vcudundaki tm kann yzne hcum ettiini hissetti. "Hayr... Ne demek istediini anlayamadm?!" "Ona byle sorular sorma Fatma" diye azarlad kz Meryem. "Onun henz bir ocuk olduunu grmyor musun?" "Ben bunlar yaamak zorunda kaldmda henz on drdm de bile deildim" diye hkrd Fatma. "Akrabalarm annemle beni birlikte bir kylye sattlar. Adamn kadn olduum zaman daha on yanda bile deildim. Bir suni borcu vard, bunlar deyeme dii iin de alacaklsna para yerine beni verdi. Fakat adama be nimle yattn sylemeyi unutmutu tabii. Bakire deildim artk. Yeni efendim bu duruma son derece kzmt. Devaml beni dv yor ve hakaret ediyordu. Avaz kt kadar bararak kylyle benim kendisini aldattm ve ikimizi de ldreceine dair ye minler ediyordu. Bense olup bitenleri hi anlayamyordum. Efen dim yal ve irkindi; sultandan korktuum kadar korkuyordum ondan, br kadnlan beni dvmeye balamlard; o da buna gz yumuyordu. Sonunda kendisine drdnc bir kadn ald. Ona kar bal kadar tatlyd oysa bize yapt zulm gnden gne art maktayd. Nihayet Seyduna'nn kervan ba beni kurtard. Sizlerle beraber bu baheyi ssleyebilmem iin beni ondan satn ald..." Gzyalar iinde Halime ye bakt. Sonra da glmsedi. "Ve imdi" dedi sonunda "sen de buradasn ve mutlusun." "Bu gnlk bu kadar gevezelik yeter" diyen Meryem kzlarn szn kesti. "Az sonra hava kararacak. Halime sen de ok yor gun olmalsn. Yarn ok iimiz olacak. Al bununla da dilerini te mizlersin." Dilerini temizlemesi iin ona uzatt nesne, ucunda kk kl lar bulunan bir dal parasyd. Ne ie yarad ilk bakta anlal yordu. Ona bir tas su uzattlar; ve ii bitince odasna gtrdler. "Sara ve Zeynep ile ayn oday paylaacaksn" dedi Meryem ona. "Nasl istersen" diye cevaplad Halime. Odann zemini kaln tyl kilimlerle kaplyd. Duvarlarda ve i lemeli yastklarla dolu alak yalan zerinde de kilimler gze ar18 i,.,...,, mum inv,mmnmmmmmmmmmm

pyordu. Her yatan yannda gm ereveli aynalarla ssl k k makyaj masalar bulunuyordu. Tavanda ise be kollu, karmak bir ekilde i ie gemi bir lamba aslyd. Kzlar Hatimeye ince beyaz ipekten yaplm uzun bir gecelik giydirdiler. Beline de krmz bir kuak balayarak onu aynann nne gtrdler. Halime kzlarn birbirlerine kendisinin ne kadar byleyici ve gzel olduunu fsldadklarn iitiyordu. Evet ger ekten de ok gzelim diye geirdi iinden, bir prenses kadar g zel... Yataa uzand kzlar yastklar onun rahat edecei biimde yerletirdiler. Kaz ty bir yorgan le zerini rttkten sonra parmaklarnn ulanna basarak geri ekildiler. Halime ban yumuak yastklarn arasna gmd. Nihayet gerekten mutlu olduunu dnerek, huzur dolu bir uykuya dald. Pencereden ieri szlen gnein ilk nlar uyandrd onu. Gzle rini aar amaz karsndaki duvarda asl olan halnn motiflerinde kendini kaybetti. Hl yollarda olduunu sanyordu. Duvarda asl olan halda atl bir avc grlmekteydi Ksa bir mzrak tutuyordu elinde; uarcasna kaan bir ceylann peine dmt. Onun al tnda ise bir kaplan ile bir boa amansz bir kavgaya tutumular d; kalkannn arkasna saklanm olan bir zenci mzran kendisi ne saldran aslana saplamak zereydi. Daha da aada bir panter, avlad ceylan paralamakla meguld. aknlkla resimlere ba karken aklna dn akam olanlar geldi. Nerede bulunduunu ha trlamt nihayet. "Gnaydn uykucu!" diyerek onu selamlayan Zeynep kzn ba ucuna oturdu. Halime byk bir hayranlkla Zeynep'i seyretmeye balad. Dili tutulmutu sanki. Gnete altn gibi parlayan salan omuzlarna dklyordu. Bir peri kadar gzel diye geirdi iinden. Onun sela mna karlk vererek teki yataa bakt. Sara henz uyuyordu. zeri almt, abanoz aacndan yontulmua benzeyen kara deri si prl prl parlyordu. Arkadalarnn konumalar uyandrmt onu. Gzleri iki yldz gibi parlyord karanlkta. Halime'nin bulun19

dugu tarafa doru bakarak esrarl bir glmseme gnderdi ona. Bu esnada, insanlardan rahatsz olan vahi bir kedi gibi, gzkapaklarn kapamt. Sonra ayaa kalkarak Halime'nin yatana gitti ve bir kenarna iliiverdi. "Dn akam yataklanmza yatarken bizi duymadn" dedi. "Sa na birer de pck verdik ama sen bize srtn dndn ve homur homur homurdandn." Esmer gzelinin gzleri Halime'nin iinde korkuya benzer duy gular uyandnyordu. Buna ramen glmeye balad. Bu arada ga rip kzn st dudan ssleyen ince tyler de dikkatinden kama mt. "Hibir ey duymadm gerekten de" diye cevap verdi kzlara. Sara baktan i!e Halime'yi okuyordu. Kollarn boynuna dola may ok isterdi fakat bunu yapacak cesareti yoktu. Gz ucuyla makyaj masasnn nnde salann taramakta olan Zeynep'e bakt. "Bugn salarn ykamalyz" diye mnldand Sara Halime'ye dnerek. "Bu ii benim yapmama izin verir misin?" "Elbette!" Halime ayaa kalkt, yeni arkadalan onu sadece kendilerinin kullandktan bir hamama gtrdler. "Her gn ykanyor musunuz?" diye sordu aknlkla. "Elbette!" diye cevaplad kzlar bir azdan ve glmeye baladlar. Halime'yi tahta bir kvete sokarak bin bir aka ve cilve ile so uk suyla snlskiam ettiler. lk la baran Halime bembeyaz bir havlu ile kurulan dktan sonra temiz bir elbise giydi. Kendini son derece iyi hissedi yordu. ince uzun bir yemek odasnda kahvalt yaptlar. Her kzn belli bir yeri vard. Halime kendisininki de dahil tam yirmi drt oturma yeri sayd. Kendisine sofrann en ucunda Meryem'in yannda yer gstermilerdi. "Bize biraz marifetlerinden sz et bakalm!" dedi Meryem ona. "Nak ilemesini, diki dikmesini ve yemek piirmesini bilirim." "Okuma yarman var m?" "Biraz okuyabiliyorum." 20

"yice renmen lazm. Peki iir sanat hakknda bir eyler bili yor musun?" "O konuda hibir ey renmedim maalesef." "Pekala biz sana bunlann hepsini reteceiz. Zaten rene cein dalla o kadar ok ey var ki..." "Harika" diye bard Halime gerek bir sevin cokunluuyla. "Bir eyler renmeyi her zaman istemiimdir." "Burada kesinlikle uyulmas gereken titiz bir ders program iz lediimizi bilmelisin. unu da unutma: Doruca dersi ilgilendir meyen konular hakknda hibir ey sormamalsn." Halime Meryem'in bugn, dn akama gre daha sert ve cid di bir tavr takndn sezmiti. Yine de onun kendisine kar dost luk ve muhabbet duygulanyla dolu olduunun farkndayd. "Bana sylediin her konuda sana itaat edeceim" diye sz verdi. Meryem'in dier kzlardan daha nemli bir konuma sahip ol duu aka belliydi. Halime meraklanm olmasna ramen, bir ey sormaya cesaret edemiyordu. Kahvalt stten ve ball meyve lerden yaplm kk bir pastadan oluuyordu. Daha sonra her kes birer tane portakal ald. Kahvaltdan sonra ders balad. Hep birlikte Halime'nin dn akam hayran kald sra salona getiler. Kzlar kendilerine birer yastk seerek zerlerine bada kurdular. Dizlerinin arasna da bir yaz tahtas yerletirmilerdi. Ellerindeki kam kalemi hazr tutarak bekliyorlard. Meryem Halime'yi de bir yere oturtmu ve ona yaz malzemesi vermiti. "Sen de yaz tahtan tekilerin tuttuu gibi tut. Henz yazmay bilmemenin bir nemi yok. En ksa zamanda reteceim sana yazmay; ama nce yaz tahtasn ve kalemi tutmay renmelisin." Meryem bunlar syledikten sonra kapya yneldi ve duvarda asl olan gonga bir kere vurdu. O anda kap ald ve ieriye br zenci girdi; elinde kaln bir kitap vard. izgili kumatan yaplm ksa bir pantolon giymiti, gsn agkta brakan cppesi yerlere dek uzanyordu, kafasnda da pahal kumatan yaplm krmz bir sark vard Kzlann karsnda kendisi iin ayrlm olan yastn zerine bada kurdu. v 21

"Kk kularm benim, gvercinlerim; bugn Kuran'in -bu szler esnasnda kitab hrmetle alnna dedirdi- br dnyann mutluluklarndan ve sonsuz nazlarndan sz eden surelerini ince leyeceiz. Aranza gen bir hanmn daha katlm olduunu gr yorum. Baklar canl ve merakl, arzulu bir renci; her bakmdan son derece etkileyici. imdiye kadar rendiiniz bilgilerin en k k bir krntsn bile karmamas iin, akll ve zeki Fatma, bu mtevaz bahvann kk kalplerinizde bugne kadar yeertme yi baarabildiklerini tekrar edecek ve anlatacak..." Evet, bu Adi'ydi, bir akam nce kendisini bu baheye getiren Adil Sesini annda tanmt Halime. inde kar konulmaz bir gl me istei dodu ama kendine hakim olmay baard. Gzel yuvarlak enesini retmene doru eviren Fatma, yu muak bir sesle, sanki ark sylercesine tekrarlamaya balad: "On beinci surenin krk be ila krk sekizinci ayetlerinde yle ya zldr: 'Allah'tan korkanlar bahelerde ve pnar balarndadr. Ora ya selametle ve emin olarak girin. Onlarn kalplerindeki kini kal drdk, onlar kardetirler. Ve karlkl tahtlar zerinde otururlar. Orada yorgunluk duymazlar ve oradan karlmazlar."' Adi Fatma'ya teekkr ederek, uzun uzun onun ne kadar akll olduunu anlatt. Fatma daha pek ok sureyi ezberden okudu. Nihayet bitirdii zaman Adi, Halime'ye dnd: "Heyecanl ve ateli, gm renkli kk ceylanm benim! Ya kk ama bilgelii byk kardeinin konumasn ssleyen incilerin pek houna gittiini gryorum. Sadk hizmetkarnz Adinin, burada grdn hurilerin kafalarna ektii bilgi tohumlarnn nasl yeerdiini grdn. Artk sen de kalbindeki ocukluklardan syrl; her iki dnyada da mutlu olabil mek iin aklnn tmn kutsal kitabmza ver." Sonra da Kuran'm yeni bir suresini okumaya balad. Yava ya va kelime kelime. Kam kalemler yaz tahtasnn stnde czrda maya balamlard. Kzlar kalemleri ile tahtaya yazdklarn, bir yandan da hafife dudaklarn oynatmak suretiyle ilerinden tekrar ediyorlard. Ders sona erdii zaman, Halime'nin dikkati tamamen dagl22

mt. Her ey onun gzne gln ve garip denecek kadar ger ek d grnyordu. Ayaa kalkan zenci, kutsal kitab kere hrmet ile alnna gtrd: "Benim gzel bakirelerim, benim alkan rencilerim, ne ka dar canl, ne kadar yaam dolusunuz! Bugnlk bilgeliimin baka tohumlarn ekmeyeceim kafanza, yeter artk bu kadar bilgi! Duyduklarnzn ve gzelce yazdklarnzn hepsini kafalarnza so kun, bir tek kelimeyi bile atlamadan hepsini iyice ezberleyin. ura daki kk tatl bldrcna, yeni arkadanza iyi bakn! Bildiiniz her eyi ona da retin ki bilgisizlii bilgiye dnsn." ki sra bembeyaz diini gzler nne sererek glmsedi. An laml baklarla kzlar szd ve vakarla ders salonunu terk etti. Perde henz tam kapanmamt ki Halime kahkahalarla glme ye balad. Neesi bir anda dierlerine de bulat ama Meryem onu kenara ekerek ciddi bir ses tonuyla konumaya balad: "Bir daha asla Adi'ye glme Halime. Belki gerekten de ilk ba kta biraz komik birisi gibi grnyor ama altn gibi bir kalbi var dr ve bizim iin her eyi yapar. Hem Kuran hakknda, hem de dnya felsefeleri hakknda pek ok ey bilmektedir. Nazm ve ne sir sanatlanna vakf olduu gibi Arap ye Fars dillerinin gramerleri ni de pekiyi bilmektedir. Seyduna ona ok gveniyor..." Halime utanla nne bakt. Fakat Meryem yanan okayarak ekledi: "Senin ona kt bir niyetle glmediini biliyorum. imdi artk dorusunu rendin ve bundan sonra baka trl davranacan dan eminim." Halime de bayla ona peki diyerek dier kzlann ardndan baheye kt. Sara Halime'yi banyoya gtrerek salarn ykamak iin ok s rar ediyordu. Halime onu krmamak iin teklifini kabul etti ve bir likte hamamn yolunu tuttular. Sara kzn nce salarn tarad, sonra da yan beline kadar soydu. Halime kzn ellerinin titrediini fark etmiti. Olduka rahatsz olmutu bu dunumdan ama sesini karmamaya karar verdi. "Efendimizin kim olduunu biliyor musun?" diye sordu ona.
I

23

Merak iradecinden daha kuvvetliydi. gdsel oiarak, Sara zerinde belli bir hakimiyet kurduunu ve ona her eyi sorabilece ini hissediyordu, O da bildii her eyi anlatmaya hazrd zaten. "Sorduun her eyi cevaplayacam" diye mnldand sesinde garip bir titreme ile. "Fakat beni ele verirsen vay haline! Bundan sonra beni sevmeni istiyorum. Bunu yapacana dair sz verir mi sin bana?" "Yemin ederim." "Biz hepimiz Seyduna'ya aidiz ya da Efendimize.' Kendisi ok kudretli bir efendidir. Baka ne syleyebilirim ki sana..." "Anlat!" "Belki de onu asla gremeyeceksin. brleri ve ben bir yldan beri buradayz ve onu hl grebilmi deiliz." "Peki 'Efendimiz' kimdir?" "Sabrl ol, her eyi anlatacam syledim ya. Syle bana, ya ayanlar arasnda Allah'tan sonra kimin geldiini biliyor musun?" "Halife." "Yanl! Sultan bile deil. Allah'tan sonra gelen Seyduna'nn ta kendisidir." Halime mthi bir aknlk ile gzlerini iri iri at. Sanki byk bir masaln bizzat iindeydi. Evet masal anlatan dinlemekle kal myordu sadece, kendisi de anlatlann bir parasyd... "Bugne kadar hibiriniz Seyduna'y grmediniz, yle mi?" Sara ona doru eilerek kulana fsldad: "imizden birisi onu iyi tanyor. Ama eer neler konutuumuzu iitecek olursa, bamza son derece korkun eyler gelir!" "Bir mezar ta kadar sessiz olacam. Seyduna'y iyi tanyann ismini syie bana imdi." Kim olduunu ok iyi biliyordu aslnda, ihtiyac olan bir onayd aslnda. "Meryem" diye fsldad Sara. "Onun gzdesidir... Fakat beni ele verirsen vay haline!" "Konutuklarmzdan hi kimseye sz etmeyeceim." "Tamam ama sen de beni sevmelisin, nk btn srlarm sa na atm." 24

Halime'nin merak git gide artyordu. "Peki dn evin nnde karlattmz o yal kadn da kimdi?" diye sordu kzn syledik lerine aldrmadan. "Apama. Fakat onun hakknda konumak, Meryem hakknda konumaktan ok daha tehlikelidir. Meryem iyi kalplidir ve bizi sever. Apama ise kt kalplidir ve bizden nefret eder. O da Sey duna'y iyi tanr. Fakat dikkat et kendini ele verme, kimse senin neler bildiini renmesin." "Kendimi ele vermem Sara." Kara derili kz Halime'nin salarn ykamaya balad. "O kadar tatlsn ki Halime" diye mnldand. Halime ok utanmasna ramen onu duymam gibi yapt. Da ha renecek o kadar ok ey vard ki... "Adi kim peki?" diye sordu bir daha. "O bir hadm." "Bir hadm?" "Gerekten erkek olmayan bir erkek." "Hi bir ey anlamadm." Sara daha detayl aklamalar yapmaya balamt ki Halime szn kesti: "Bu tr eyleri duymak istemiyorum." "Yaknda ok daha deiiklerini de duymak zorunda kalacaksn ama." Sara biraz alnma benziyordu. Ykamay bitirdii zaman, Hali me'nin salarn gzel kokulu yalarla ovmaya balad. Sonra da salarn kurutmaya balad. Ah! Onu kendine ekip kollarnn ara sna almay ne de ok isterdi! Fakat Halime kendisine ylesine ka ranlk bir bak frlatt ki bu tr bir davranta bulunmay gze ala mad. Salannn daha abuk kurumas iin birlikte gnee kmay teklif etti ona. Bu acayip dnyaya geldiinden bu yana, Halime ilk defa ger ekten yalnz kalyordu Hibir ey bilmiyordu aslnda; ne bulun duu yerin neresi olduunu, ne de burada ne ii olduunu. Fakat bu onu rahatsz etmiyordu, lam aksine aslnda cinler ve perilere layk olan bu lkede kendisini ok iyi hissediyordu. Bitmez tken2s

mez merakn dindirecek bir eyler de vard burada! Aptal rol yapmam benim iin en iyisi olacak herhalde diye dnmekteydi. Bu ekilde hem dikkatleri zerime ekmem, hem de istediim ye re girip kmam kolaylar. tekiler de beni daha kolay aralarna alrlar... Sarann anlattklar, onu sr dolu bir dnyaya srklemiti. Bu dnya onu, uzun uzun dnmeye zorluyordu. yi yrekli efkatli yzn tand Meryem'in, bir de baka yz vard. Seyduna ile aras ok iyiydi. Bunun anlam ne olabilirdi? Hem kt olan hem de Meryem ile yakn balar bulunan Apama ne gibi yetkilere sa hipti? Ya da Meryem'in dediine gre, Seyduna'nn byk gven duyduu komik Adi? Ve son olarak: Seyduna, "Efendimiz" kimdi? Nasl birisiydi ki Sara ondan sadece fsldayarak bahsetmeye cesa ret edebiliyordu? Yerinde duramyordu artk, merakla nnde uzanan yollardan birini izlemeye balad. Yerdeki kk ieklere doru eilerek zerlerine konmu olan kelebekleri inceledi. iek tozlar ile yk lenmi olan yaban arlar ve mjde bcekleri, etrafnda vzldyor lard. ok daha deiik bcekler ve kk sinekler de scak ilkba har gneinin altnda keyifle uuuyorlard. Etraftaki binlerce yara tk onu sonsuz bir neeye bomutu. Kendisinin doa ile btn letiini hissediyordu. Eski yaamnn cefalar unutulmutu artk; ayn ekilde zorlu yolculuun eziyetleri ve korkular da ok geri lerde kalmt. Kalbi mutluluk arklar sylyordu. Yayordu! Dos doru cennete gelmi gibi hissediyordu kendisini. Sk allklarn ardnda bir eylerin kmldadn hissetti birden bire. Bir anda kulak kesildi. Yapraklann arasndan uzun bacakl, kvrak bir hayvan srad. Bir ceylan diye geirdi iinden Halime. Hayvan kzn nnde durarak, altn kahverengisi gzleriyle ona bakt. Kz ilk andaki korkusundan syrlvermiti. Eilerek hayvan kendisine doru ard. Bu arada farknda olmadan, esrarl Kuran yorumcusu Adi'yi taklit ediyordu: "Kk ceylan, kk bal ars, zarif bacaklarn ve narin boy nuzlarnla nmde ne kadar gzel duruyorsun! Ama imdi ne syleyeceimi bilemiyorum nk ben bilge Adi deilim. Gen ve gzel Halime'ye gel, o kk ceylanlar ok sever..." 26

Kendi konuma becerisine glmek zorunda kald. Ceylan kzn yanna kadar gelerek, bumu ile suratn okamaya ve yalamaya balad. O kadar ho bir ekilde gdklanyordu ki gen kz glerek kendisini savunmak istermi gibi yapnca, hayvan onu daha da iddetle yalamaya balad. Aniden en az ceylan kadar yaam dolu baka bir yaratn, arkadan kendisine doru yaklamakta olduu nu hissetti. Yaratn solumasn gayet iyi iitebiliyordu. Arkasna dnd ve korkudan olduu yerde donakald. Hemen yan banda sar renkli leopar Ahriman duruyordu. O da en az ceylan kadar sevgi gsterisinde bulunma isteklisiydi. Ha lime srt st yere dt. Dehet iindeydi. Ne ayaa kalkabiliyor, ne de barabiliyordu. Korku dolu gzlerle uzun bacakl kediye bakyor ve zerine atlayaca ann gelmesini bekliyordu. Fakat hayvan ona saldrmaya hi de niyetli grnmyordu. Kzla ilgilen mekten vazgeerek, ceylan ile oynamaya balamt bile. Ceylann kulaklarn sracakm gibi yapyor, bir yandan da boazna atl yordu. Birbirlerini uzun sredir tandklar her hallerinden belliydi; aralarnda iyi bir arkadalk kurmulard. Halime bir anda cesaret lendi ve kollarn her iki hayvann boynuna dolad. nceleri hafife hrlayan leopar, sonra gerek bir kedi gibi mnldanmaya balad. Ceylan da kzn yzn yalamaya balamt yeniden. Gen kz hayvanlara yeni yeni gzel isimler bulmak iin kafasn patlatacakt neredeyse. Bir leopar ile bir ceylann nasl olup da bu dnyada ar kada olabileceini bir trl anlayamyordu. Allah bunu cennet sa kinlerine vaat etmiti oysa. Birden konuma sesleri geldi kulana. Ayaa kalkarak sesin geldii tarafa doru yrmeye balad. Ahriman ve ceylan da ona elik ediyorlard. ki arkada hl birbirlerine taklyorlard; ceylan, kk bir kei gibi, ban Ahriman'a doru sallyordu, leopar ise onun kulaklarna akadan saldrlarda bulunuyordu. Halime dans dersi iin kendisini bekleyen arkadalarnn yanna gitti. Kzlar salarn bann arkasnda topuz yaptlar ve onu sra salona gtrdler. Dans hocas Esad isminde bir hadmd. Orta boylu, vcudunda hi kl bulunmayan, hemen hemen bir kadn kvraklna sahip 27

gen bir adamd. O da Afrikalyd ve derisinin rengi koyuydu ama Adi kadar siyah deildi. Halime onu canayakn ve elenceli bul mutu. Salona girer girmez uzun cppesini karm ve zerinde sadece sar renkli, ok ksa bir potur olduu halde kzlarn kars na gemiti. Sevimli bir glmsemeyle eilerek onlar selamladk tan sonra, memnunlukla ellerini ovuturdu. Fatma'dan arpn ba na gemesini rica etti ve mzie uyarak son derece kvrak hare ketlerle harika bir dansa balad. Yapt iin temeli, kann kaslan ve kalalann kontrolne daya nyordu. Kollann dairesel hareketleri ve dans admlar, sadece v cudun orta yeriyle yaplan gerek dansn ritmik birer tamamlaycsydlar. Dans hocas, kzlara ne yapmalar gerektiim gstermiti; onlar da ellerinden gelenin en iyisini yapmaya abalyorlard. Esat kzla ra korselerini kartarak bellerine kadar soyunmalarn emretti. Ha lime ne yapacan armt ama dier kzlarn gzlerini krpma dan verilen emre uyduklarn grnce, o da gnl rahatlyla ay nsn yapmaktan ekinmedi. Hoca nce Zleyha'y, sonra da Fat ma'y kendisine yardmc olarak setikten sonra, ince uzun bir flt ile mzik yapmaya balad. Zleyha ilk kez olarak Halime'nin dik katini ekiyordu: ilerinde vcudu en gzel olan hi phesiz oy du; son derece kvrak eklemlere ve kadife gibi bir tene sahipti. ok da gzel dans ettii iin hoca onu yardmcs olarak semiti. Onun gsterdiklerini aynen yapyordu. Kzlar ise ellerinden geldi i kadar, onlar taklit etmeye alyorlard. Hoca da elinde flt ol duu halde, profesyonel bir ustalk ve kvraklkla tek tek kzlann yanlarna giderek onlarla ilgileniyor, nasl yapmaian gerektiini gsteriyordu... Dersten sonra Halime kendini ok yorgun hissetti, alktan da lecek gibiydi. Dier kzlarla beraber baheye kt fakat bu sefer fazla uzaklamamaya dikkat ediyorlard, nk srada baka bir ders vard: Nazm sanat. Halime Sara'ya midesinin kazndn syledi. Sara ona biraz beklemesini syleyerek kkn iine dald; biraz sonra dar ktnda ise elinde soyulmu bir muz tutuyordu. "Aslnda yemek aralannda bir eyler attrmamz kesinlikle ya28

sak! Meryem bu konuda ok katdr, nk imanlamamzdan ok korkuyor. Sana bu muzu getirdiimi bir bilse, beni iddetle cezalandnrd herhalde." imanlama korkusu yznden yemek yememek! ilk kez du yuyordu Halime byle bir eyi. Tam aksine! Bir kadn ne kadar i man olursa, o kadar ok beenilirdi. Her eyin harika olduu bu ahane yerde, ilk defa hoa gitmeyen bir haber almt! Tekrar ders salonuna dnme vakitleri gelmiti. Onlara nazm dersi verecek olan hoca Adiydi yine. ok houna gitmiti bu ders Halime'nin. Gerei sylemek gerekirse, o kadar hayran kalmt ki neredeyse kendisinden geecekti. yi yrekli hocalar, onlara nce bir gazelden birka msra oku yarak anlamlarn akladi Sonra da Meryem baka bir msra oku du, kzlar da bunun devamn getinnek iin doalama yapmaya baladlar. Bir dzine kadar msradan sonra, kzlarn ou hayal glerini tketmilerdi bile. Geriye sadece Zeynep ve Fatma kal mt, inatla -ve biraz da fkeyle- atmaya devam ediyorlard. Ama sonunda birbirlerinden zr dileyerek atmalarn sona er dirdiler. lk iki denemeden sonra, Halime'yi imdilik fazla zorlamamas gerektiini anlamt Adi. Biraz daha almas gerekiyordu. Fakat az sonra Halime nc bir deneme yapmak istediini sy ledi. inde hl belli belirsiz bir korku olmasna ramen, kendine gveni yerine gelmiti. Dier kzlarla boy lmeye can atyordu. Meryem bir msra okudu: "Mavi bir ku gibi kanatlarm olsayd eer..." Adi bir an bekledi sonra da srayla kzlara sz vermeye balad: Zleyha: "Yaz gneine kar uardm..." Sara: "yilikle dolu olurdum..." Aye. "Dknlerin aclarn dindirirdirn..." Sit: "Mutlulukla dolu bir ark mrldanrdm..." Cada: "Gerei arardm her zaman..." Bu anda Halime'ye iaret eden Adi glmseyerek sz verdi ona. Halime de kzararak aklna geleni syledi: "Seninle birlikte..." Fakat devam aklna gelmedi. y 29

"imdi dilimin uundayd" diye zr diledi. Herkes gld. Adi Fatma'ya iaret etti: "Onun yardmna ko kk Fatma." Fatma Halime'nin msran tamamlad: "Seninle birlikte sonsuz lua umak isterdim..." Halime alelacele sze kart. "Hayr byle sylemek istemiyordum" dedi gcenmi bir tavr la. "Bekleyin imdi aklma gelecek." Ve boazn temizleyerek bard: "Seninle beraber mavi cen nete ykselmeyi isterdim..." Szlerini kzlarn kkrdamalar takip etti. Utan ve hiddetten kpkrmz kesilen Halime ayaa kalkarak kapya doru komaya balad. Meryem hemen onun arkasndan koturdu. Kz yakalaya rak geri getirdi. Hepsi birden zavallnn etrafn sararak onu teselli etmeye altlar. Adi nazm sanatnn bir iek olduunu, bu ie in ancak uzun ve sabrl almalar sonunda rengarenk desenlerle aacan anlatt. lk yaplan bir hata yznden umutsuzlua d menin hi gerei yoktu. Sonra da kzlardan denemeye devam et melerini istedi. Fakat kzlar tkenmilerdi. Bir tek Fatma ve Zey nep atmaya devam ediyorlard: Fatma: "Bak Halime, katldn dersten faydalanmaya al." Zeynep: "Bildiim kadaryla Fatma, senin bu konuda bir ey demeye hakkn yok ki." Fatma: "Senden ok ey bilmeme ramen bununla vnmeyi istemiyorum dorusu." Zeynep: "Azndan kan kulan duysun, kendini beenmi!" Fatma: "Keskin zekm karsnda bakalm neeli olmaya ne ka dar devam edeceksin?" Zeynep: "Gzellik ve kendini beenmilik birbirine ne gzel yakyor! irkinlik ise alakgnllle sebep oluyor." Fatma: "Beni mi kast ediyorsun? irkin ey!" Zeynep; "Bak hele! Sskaln gzellik mi sanyorsun sen?" Fatma: "Asla! Ama krln beni gldryor!" Zeynep: "yle mi? Ya senin saflna ne demeli?" Fatma: "Bana hakaret ederek kendi kusurlarn rtebileceim mi sanyorsun?" 30

"Bu kadar yeter gvercinlerim!" diye araya girdi Adi. "Yeteri kadar boy ltnz; birbirinize iekler gnderdiniz ve ta ya muruna tuttunuz. Ama bu kadar akalama yeter. Birbirinizle p n ve yemek salonuna gidin. Hepinize afiyet olsun." Sonra da sevgi dolu bir yzle glmseyerek eildi ve ders sa lonunu terk etti. Kzlar da sofradaki yerlerini alabilmek iin onun arkasndan telala dar ktlar. Sabah kahvaltsn sofrada hazr olarak bulmulard. Oysa le ye mei onlara hadm tarafndan servis ediliyordu: Hamza, Talha ve Zhal. Bu vesile ile kendilerine yedi tane hadmn hizmet etti ini rendi Halime. ki retmeni tanmt zaten. Yemeklerini hadm getiriyordu ve bu garip insanlardan iki tanesi de bahenin bakmyla grevliydi: Muad ve Mustafa. Mutfakta son sz Apama'ya aitti; Hamza, Talha ve Zhal sadece yardm ediyorlard ona. Ev ilerini yapyorlar, ihtiyalar karlyorlar, btn kkn dzenli ve temiz kalmasn salyorlard. Btn hadmlar aynen Apama gibi kzlarn bulunduu blgeden hendeklerle ayrlm zel bahelerde oturuyorlard. Hadmlar kendilerine ait ortak bir binada oturuyorlard, Apama ise onlardan ayn olarak kk bir evde yayordu. Bunlarn hepsi Halime'nin merakn daha da kamlayan eylerdi. Meryem ile be raberken bir tek soru bile sormaya cesaret edemedii iin; sabr szlkla Sara ile yalnz kalaca zaman bekliyordu. Yemek ahane bir ziyafet gibi grnyordu gzne: Krpe pili kzartmas, gzel kokulu yahni, eitli sebzeler, sote et, peynir, pasta, bal ve taze meyveler. Sonunda da iinde kendisini garip bir ekilde neelen diren bir iecein bulunduu bir kadeh verdiler ona. "arap bu" diye fsldad Sara. "Seyduna arap imemize izin verdi." "Peygamber arap iilmesini yasaklamt. Seyduna hangi hak la buna izin verebiliyor?" "O bu hakka sahip. Sana onun Allah'tan hemen sonra geldii ni sylemitim. O yeni bir peygamber." "Sen bana Apama ve Meryem dnda iinizden kimsenin Seyduna'y grmediini sylemitin, yle deil mi?" 31

"Ve Adiden baka. Adi onun en gvendii adamdr. Fakat Adi ve Aparna birbirlerinden nefret ederler. Aparna hi kimseyi sevmez zaten. Genliinde ok gzel bir kadmm. Ama o gnler imdi ok gerilerde kalm; kendisi bunu kabul etmek istemese bile!" "Kim bu Aparna aslnda?" "Yava! O iren bir kadndr. Sevme sanatnn tm ssrlarn bi liyor, bildiklerini bize de retmesi iin Seyduna onu buraya gn derdi. Bugn leden sonra onu gcncceksin. Anlalan genliin de ok elenceli bir hayat srm." "Niye bu kadar ok ey renmemiz gerekiyor?" "Gerek nedenini ben de bilemiyorum. Sanrm bizi Seyduna iin hatrlyorlar." "Onun haremi iin mi setiler bizi?" "Belki de. imdi syle bana beni biraz olsun seviyor musun?" Bu szleri iiten Halime'hin ehresi karard. Kendisinin ren mek istedii daha o kadar nemli konular varken, Sarann ona byle aptalca eyler sormas hi houna gitmiyordu. Srtst uza narak kollann bann altna koydu ve tavan seyretmeye balad. Sara yatan kenanna oturdu. Bir sre hi dokunmadan Halime'yi seyretti. Sonra aniden zerine doru eildi ve Haiime'yi ih tirasl pcklere bomaya balad. Halime nce bu pcklerin anlamn kavramam gibi davranyordu fakat Sara kendisini tut kuyla pmeye devam edince onu iterek uzaklatrmak zorunda kald. "Seyduna'nn bizimle ne yapmak niyetinde olduunu bilmek isterdim" dedi Halime. Sara soluk solua salarn dzeltmeye alyordu. "Bunu bilmeyi ben de isterdim ama kimse bu konu hakknda konumuyor ki. Bir eyler sormamz ise zaten yasak." "Buradan kamann mmkn olduunu sanyor musun?" "Delirdin mi sen? Nasl byle bir ey sorabilirsin! Ya Aparna se ni duyarsa! Dardaki yaln kayalklan ve byk kaleyi gmredin mi? Bizi d dnyaya balayan tek geit oras. Tekrar aklna byle delice eyler gelirse baka eyler dnmeye at!" "O kale kime ait?" "Kime mi? Burada grdn her ey, evremizdekiler ve biz ler de dahil Seyduna'ya ait." 32

"Seyduna da bu kkte mi oturuyor?" "Bilmiyorum. Belki de." Peki bu blgenin ismini de mi bilmiyorsun?" "Bilmiyorum. Hatta Aparna ve Adinin bile bildiklerini sanm yorum. Olsa olsa Meryem. "Niye Meryem?" "Onlarn ok iyi anlatklarn sylememi miydim sana?" ' Birbirlerini ok iyi anlamak' ile ne kast ediyorsun?" "Onlar kar-koca gibiler." "Bunu kim syledi sana?" "t! Biz kefettik byle olduunu." "Nasl yani? Anlayamadm." 'Tabii ki anlayamazsn. Daha hi harem hayat yaamamsn ki!" "Demek sen bir haremde bulundun?" "Evet tatlm. Bir bilebilseydin nasl bir ey olduunu! Efendim eyh Muaviye isminde bir adamd. Balangta onun cariyesiydim. Beni satn aldnda yirmi yandaydm. Sonra da sevgilisi ol dum. Gnn birinde yatamn kenarna oturup yzme bakt, ay nen biraz nce sana yaptm gibi. Benim tatl kk siyah ke dim...' ite bunlar syledi bana. Sonra da beni pt. Neler hisset tiimi sana nasl anlataym? Yakkl bir adamd ve dier karlar beni son derece kskanyorlard. Fakat bana bir ey yapmaya cesa ret edemiyorlard nk Muaviye bana hepsinden daha fazla de er veriyordu. Hiddet ve fkeden ne yapacaklann aryorlard, bu ekilde de gzel grnmek istedikleri adamn gzne iyice ir kin grnyorlard. kt seferlere beni de gtryordu. Gnn birinde dman bir kabile bize saldrd. Adamlarmz kendilerini savunmaya balayana kadar dmanlar beni karmlard bile. Basra pazarnda beni imdiki efendimize sattlar. O kadar mutsuz dum ki..." Bir anda hkrklara bouldu. Gzyalar yanaklarndan szle rek Halime'nin gsne damlyordu. "zlme artk Sara. Artk buradasn ve hepimizin de durumu ok iyi." "Beni biraz olsun sevdiini bir bilseydim. Muaviyem o kadaryakklyd ki ve ben o kadar ok seviyordu ki..."

"Ama ben seni ok seviyorum Sara!" dedi Halime ve kendisini pmesine izin verdi - sadece abucak soru sormaya devam ede bilmek iin. "Peki ya Meryem? O hi haremde yaam m?" "Evet. Ama kaderi farkl imi. Bir prenses hayat srm nere deyse. Onun uruna iki erkek lm." "O halde buraya nasl dm?" "Kocasnn akrabalan intikam almak iin onu satmlar, nk sadk bir e deilmi. Kocasnn tm ailesini aalam..." "Neden sadk kalmam kocasna?" "Bu ileri henz anlayamazsn ki Halime! Kocas ona gerekli olan erkek deildi." "Kocas onu sevmiyordu demek ki." "Hayr. Tabii ki seviyormu onu. Hatta onu ok fazla sevdii iin hayatn bile kaybetmi." "Sen nereden biliyorsun bunlar?" "Kendisi anlatmt buraya geldii zaman." "Demek ta bandan beri burada deildi?" "Hayr. Buraya ilk olarak Fatma, Safiye, Cada ve ben geldik. Meryem ok daha sonra geldi. O zaman hepimiz eittik. Bize sa dece Apama emredebiliyordu." "O halde Meryem'in Seyduna ile nasl tantn da biliyorsundur?" "Emin ol bunu ben bile bilmiyorum. Seyduna bir peygamber. Onun her eyi grdne, her eyi bildiine inanmak lazm. G nn birinde onu yanna artt. Bize sylememiti ama anlamtk bunu. Geri geldiinde onun artk bizden farkl olduunu anlam tk. Bize emretmeye balamt, otoritesi de gnden gne artyor du. Sonunda Apama biie emirleri ondan almaya balad... ve bu yzden de ona kar amansz bir kin besliyor," "Anlattklarnn hepsi o kadar garip ki..." O anda Zeynep ieri girdi, salann tarayp sslenmek iin makyaj masasnn bana oturdu. "Acele et Halime" dedi. "imdi srada Apama'nn dersi var, daha ilk gnden onun gzne batmak hi de ho olmaz. Onun
34

dersine ge kalanlarn vay haline... Al yanaklarn ve dudaklarn boyamak iin siyah ve krmz renkler. Gzel kokman iin de iek z. Meryem gnderdi bunlar sana. Haydi ayaa kalk imdi." Sara ve Zeynep hazrlanmas iin ona yardm etmeye balad lar. Sonra da hep birlikte ders salonunun yolunu tuttular. Apama salona ayak bast anda yksek sesle glmemek iin Halime tm iradesini kullanmak zorunda kald. Ihtiyann souk ba klar ve tekin olmayan suskunluu onu dikkatli olmas iin uyar yordu. Kzlar ayaa kalktlar ve yerlere kadar eildiler. ihtiyar kadn son derece komik bir biimde sslenmiti. Siyah ipekten geni bir alvar, kemikli bacaklarnn etrafnda dalgalan yordu. zerine krmz kumatan yaplm altn ve gm ilemeli bir yelek giymiti. Kk san balna uzun bir sorgu taklyd. Kulaklarnda ise elmaslarla sslenmi, halka biimli kocaman k peler sallanyordu. Bunlarn dnda, boynunda iri incilerden yapl m uzun bir kolye aslyd; el ve ayak bileklerinde ise ince ilemeli deerli bilezikler ngrdyordu. Fakat btn bu deerli ve gzel eyler sadece onun ihtiyarlnn ve irkinliinin daha fazla n pla na kmasna neden oluyordu. Yanaklar ve dudaklar ylesine par lak bir krmzya boyanmt ki kirpiklerine srd simsiyah mas kara ile canl bir korkulua benzemiti. Bir el hareketi ile kzlara oturmalarn emretti. Baklaryla Halime'yi anyordu. Alayc bir ta vrla glerek ters ters konumaya balad: "Bak hele, k ne de gzel allayp pullamsnz! lk defa bir boa gren ve kendisinden ne beklendiini bilmeyen bir dve gibi kocaman gzlerle alk alk bakyor bana. imdi kulaklann drt a da ie yarar bir eyler renmeye al bakalm. Arkadalarnn analarndan her eyi bilerek doduklarn dnme sakn! Geri onlarn gzleri daha buraya gelmeden nce bulunduklar harem lerde alm ama ak hizmetinin ne denli zor bir sanat olduunu ilk defa burada rendiler. Benim memleketim olan Hindistan'da bu ie ok kk yalarda balanr, nk bir zamanlar ok bilge bir adam, iyi bir eitim iin gereken zaman ile karlatnnca, ha yatn ne kadar da ksa olduunu sylemiti. Zavall solucan, acaba sen bir erkein ne olduunu biliyor musun ki? Acaba dn seni bu 35

de korsanlarn hcumuna urad. Bylece bir gece iinde hepimiz be parasz kaldk." "Keke hepiniz en bandan fakir dosaymsnz!" dedi Hali me kendi kendine. Meryem kzn sylediklerine glerek onu efkatle kendine ekti. "Btn bu talihsizlikler iki yllk bir zaman zarfnda bamza geldi. Bir sre sonra Halep'in en zengin adam olan Yahudi Musa babam ziyaret etti ve unlar syledi: 'Dinle Simeon -babamn adyd bu- senin paraya, benim ise bir kadna ihtiyacm var!' Ba bam alay etti onunla: Sama! Sen artk ihtiyarn tekisin. Olun bi le kzmn babas yanda! Yaknda kapn alacak olan lm dnsen, daha iyi edersin!' fakat Musa benden vazgemeye hi de niyetli deildi. nk tm Halep'te benim ehrin en gzel kz ol d u u m syleniyordu. Sana istediin kadar bor para veririm' di ye steledi. Tm yapman gereken kzn bana vermen. Ona iyi bakacam biliyorsun.' Babam nceleri bu evlilik teklifini ciddiye almyordu. Fakat erkek kardelerim bu iten haberdar olur olmaz babamn zerine ullanarak Musa'nn teklifini kabul etmesi iin onu sktrmaya balcidlar. Babamn maddi durumu son derece ktyd. Fakat iyi bir Hristiyan olduu iin, ocuklarnn bir Yahu di ile evlenmelerini istemiyordu. Fakat bana gelen felaketler onun akln kartrmt ve ne yaptnn farknda olmadan beni Musa'ya verdi. Bu arada kimsenin aklna benim fikrimi sormak gelmemiti. Gzel bir g n d e anlamay imzaladlar. Artk yabanc bir aileye aittim." "Zavall, zavall Meryem!" diye mrldand Halime gzyalar iinde. "Biliyor musun aslnda kocam beni seviyordu. Ama kendi usu lnce tabii" diye devam etti arkada. "Ama keke benden nefret etseydi veya bana kar kaytsz kalsayd. Son derece kskan olduu iin bana devaml ikence yapyordu. O d a m d a n dar kmam yasaklamt ve kimseyle g rmeme msaade etmiyordu. Arada bir bana yaklamak istedii zamanlar da ben kendisine buz gibi souk davranyordum, nk beni irendiriyordu. Bu davranm onu fkeden deliye dndr102

yordu; dilerini gcrdatarak beni hanerleyeceini sylyordu. yle anlarda delirdiini dnyordum. Beni son derece korkutu yordu." Meryem bir an iin sustu. Sanki devam edebilmek iin biraz kuvvet toplamak istiyordu. Halime onun herkesten gizledii anlann kendisine anlatacan anlamt. Ate gibi yanan yanam Meryem'in gsne yaslad ve nefesini tutarak beklemeye balad. "Kocamn tm kadnlk gururumu derinden yaralayan bir huyu vard" diye devam etti n e d e n sonra. "Artk bana tmyle sahip olduunu bildii iin, akimi tamamen kaybetmiti. Srekli olarak birlikte i yapt insanlara benim gzelliimi vyor, ne kadar na muslu olduumu anlatyor, vcudumun tm ayrntlarn birer bi rer gzel szlerle gzler n n e sererek tm lkenin en harika g zelliine sahip olduunu syleyip caka satyordu. Onlan elinden geldiince kskandrmak istiyordu. Akamlar yanma gelerek, g zelliimi anlatt arkadalarnn kskanlktan bembeyaz kesildik lerini sevinerek anlatyordu. Bundan holandn gizlemeye gerek duymuyordu zaten. Ondan ne denil nefret ettiimi ve irendiimi anlayabilirsin sanrm. Yanna gitmek zorunda kaldm geceler sanki kendi idamma gidiyormuum gibi geliyordu bana. Fakat o glerek bana acemi aylak olarak adiandsrd g e n arkadalar hakknda neler dndn anlatyordu: 'Evet hayatm! Para ile her ey satn alnabilir. Fakir bir adam ne kadar yakkl olursa ol sun, senin gibi bir kadn ryasnda biie gremez.' Ah! Keke o acemi aylaklardan bir tanesi ile tanabilseydim! O zaman Mu sa'ya tm dncelerinin yanl olduunu spat edebilirdim. Fakat gnn birinde beklemediim bir ey oldu. Hizmetilerimden birisi elime kk bir mektup tututuruverdi. Mektubu atm ve daha ilk kelimeler kalbimi titretti. Bugn biie hepsini ezbere biliyorum. Dinle..." Halime tmyle kulak kesilmiti. Sabrszlktan titriyordu. "'eyh M u h a m m e d ' d e n Meryem'e! Ey Halep gl, geceleri aydnlatan gm renkli ay ve gnleri yakp kavuran gne! Seni ok sevdiimi bilmelisin. Evet, seni her eyden fazla seviyorum, zellikle de lanetli zindancn Musa'nn senin gzelliklerini ve er103

baheye getiren o iren zencinin gerek bir erkek olmadn bi liyor musun ki?.. Cevap ver..." Halime tir tir titriyordu. Umutsuzlukla yardm dilemek iin et rafna baknd ama dier kzlar put gibi oturarak sabit baklarla ye ri seyrediyorlard. "Nutkun tutuldu galiba, kaz kafal" diye devam etti ihtiyar. "Bekie sana hepsini anlatacam imdi." Ve karsndakine eziyet ermekten ald zevk ak seik belli olarak, erkek ile kadn arasndaki ilikileri aynntlaryla anlatmaya balad. Halime o kadar ok utanyordu ki nereye bakacan bile armt. "Anladn m imdi km?" diye sordu ihtiyar kadn sonunda. Anlattklannn yansn dahi anlamam olmasna ramen eki nerek bayla onaylad onu Halime. "Allah bu yce bilgelii sizin gibi budala kazlara retmek zo runda brakarak -ona hamd ve sena olsun beni cezalandrd" di ye fkelendi kadn bir anda. "Acaba bu crcrbceklerinin, bir kad nn efendisini ve sevgilisini her konuda tatmin edebilmek iin ne kadar ok bilgiye ve beceriye sahip olmas gerektii hakknda en ufak bir fikirleri var m? Pratik, pratik ve pratik; renciyi amacna ulatran tek yol budur. ok kr iyi talihiniz sizi benim elime d rd; sayemde hayvani arzularnz bastrarak, gerek sevme sa natna adm atacaksnz. Bilmeniz gereken en nemli ey erkekle rin hassas bir arp gibi olduklardr; kadnlar da bu alg ile binlerce deiik melodi alabilmelidirler! Cahil ve aptal bir kadn, sadece acnacak birka krk dkk melodi alabilir onunla. Buna karn bilgili ve becerili bir kadn, elindeki alg ile binlerce yeni armoni yaratmaya muvaffak olabilir. Cahil kaz srs! Size teslim edilmi olan algy uykunuzda bile ylesine maharetle kullanabilmelisiniz ki kard sesler aslnda karmaya muktedir olduklarn kat kat asn. yi ruhlar size ceza vermekten korusunlar beni! Ellerinizi ya vaa okarken, feryatlarnz ve dilerinizi gcrdatmanz iitmek hi de houma gitmiyor." Sonra da yce bilgelik ve tannsal sanat olarak adlandrd eyi ylesine ayrntl tasvir etmeye balad ki Halime kulaklarna kadar 36

kpkrmz kesildi. Yine de iradesi dnda dinliyordu kadnn anlat tklarn. i bir anda ateli bir merakla doldu. Eer Sara ile yalnz olsay d ya da ok utanmasna sebep olan Meryem orada olmasayd, Apama'nn anlattklar onun houna bile gidebilirdi. Ama o anki durumda gzlerini nne dikip dinlemekten baka bir ey gelmi yordu elinden, iinde sebebini kendisinin de bilmedii bir sulu luk duygusu vard. Apama nihayet anlattklarnn sonuna geldi. Kzlann suratlarna bile bakmadan, ders salonunu kibirle terk etti. Kzlar da onun pe inden kendilerini dar atarak, kk gruplar halinde baheye da ldlar. Sara Meryem'in bulunduu tarafa gitmeye cesaret ede meyen Halime'nin yanndayd. Fakat Meryem kendiliinden Halime'ye seslendi: Ona belinden sarlarak kendisine ekti. Sara bir glge gibi onlar takip ediyordu. "Nasl, yaam tarzmza biraz alabildin mi?" diye sordu Mer yem ona. "Her ey bana deiik ve yeni geliyor" diye cevaplad Halime. "Yoksa houna gitmedi mi buras?" "Hayr! Tam aksine! Buradaki yaam ok houma gidiyor, sa dece imdiye kadar yaadm hayattan o kadar farkl ki..." "Sabr yavrum. Zaman her eyi dzeltir." Halime ban Meryem'in omzuna dayayarak Sara'nn olduu tarafa doru gz ucuyla bir bak frlatt. Kara renkli arkadann kskanlk acsyla dolu baklarn yakalamt. Beni seviyorlar diye geirdi iinden. Yreinde bir scaklk hissediyordu. Takip ettikleri yol onlar sk yeillikler arasndan, da deresinin yzlerce metre yukardan alayarak aa dkld bir yarn kenanna kadar getirmiti. Halime bahelerin evredeki kayalklarn tam ortasna kurulduklarn fark etmiti. Aalardaki byk bir ka yann zerinde kertenkeleler gneleniyorlard. Gnein altnda srtlan zmrt gibi parlyordu. "uraya bak ne kadar da gzeller!" diye bard Meryem hay ranlkla. Halime perdi. 37

'Brr! Sevmiyorum onlar. Ktler." "Neden?" "Onlarn kk kzlara saldrdklann sylyorlar." Meryem ve Sara glmsediler. "Bunlar sana kim anlatt yavrum?" Halime yine aptalca eyler sylemekten korkuyordu. Bu yz den dikkatle cevap verdi: "Benim eski efendim unlar sylyordu devaml: Gen olan lardan sakn kendini! Duvarn zerine kp baheye atladklann grrsen hemen ka onlardan. Giysilerinin altnda bir ylan veya kertenkele saklarlar. Ve onlar zerine salacak olurlarsa seni srmalanna meydan verme!" Meryem ve Sara kahkahalara bouldular. Sara baklaryla Hali me'yi kucaklad; Meryem ise dudaklann srarak gzdesini teselli etti: "Seni burada kt olanlar olmad konusunda temin ederim, bizim kertenkelelerimiz gayet munis ve gvenilirler. Bu gne ka dar kimseye bir zarar verdikleri grlmedi." Bu szlerden sonra bir kere slk ald. Kertenkeleler balarn kaldrarak her tarafa evirmeye baladlar, sanki kendilerine sesle nenin kim olduunu grmek istiyorlard. Halime Meryem ve Sara'ya sk sk sanld. Kendisini byle daha bir gvende hissediyordu. "Gerekten de gzeller" dedi sonunda. ok yaknlarnda bulunan bir kaya yarndan kk sivri bir ka fa ortaya kt birdenbire. atal dilini yldrm hzyla gsterdi bir ka kere. Halime korkudan donup kalmt. Sivri kk kafa yk seldike ykseliyor..., elastiki boynu uzadka uzuyordu. Hi p he yoktu artk: Kayann yarndan Meryem'in slklarnn cazibesi ne kaplan sar-kahverengi byk bir ylan kmt ortaya. Kerten keleler drt bir yana katlar. Halime bir lk att. Meryem v, Sara'y da alarak oradan kamak istiyordu. Halime'yi teskin etmek iin olduka uramalar gerekti. "Korkmana gerek yok Halime" dedi Meryem. "Bu eski bir tan dk. Ona Peri adn taktk; yuvasndan karp yanmza armak iin bir slk almamz yeterli oluyor. O ok aklldr ve bugne ka dar kimseye bir zarar dokunmad. Hepim2 insanlar ve hayvanlar, 38

bu bahelerde iyi ilikiler iindeyiz; d dnya ile ilgimiz olmadan, mutlu bir ekilde yayoruz burada hepsi bu." Halime rahatlayarak derin bir soluk ald fakat yine de oradan uzaklamak iin byk bir istek vard iinde. "Size yalvanyorum gidelim buradan" dedi onlara. Glerek kabul ettiler. "Bu kadar korkak olma" dedi ona Meryem. "Gryorsun ya hepimiz seni ok seviyoruz." "Baka hayvanlar da var m burada?" "Elbette. Daha biroklann greceksin. Hatta bir hayvanat bah emiz bile var. Yalnz oraya sadece kayk ile ulamak mmkn. Vaktin olduu bir zaman Adi veya Mustafa'ya rica edersen, seni oraya gtrebilirler." "Ne gzel! Demek ki krallmz ok geni?" "O kadar geni ki yolunu kaybeden birisinin alktan lmesi i ten bile deildir." "Aman! O zaman asla bir daha yalnz gezmeye gitmeyeceim." "O kadar da tehlikeli demedim! Bizim yaadmz bahe bir eit adadr aslnda. Adamzn bir taraf rmakla evrili dier taraf lar da yksek surlarla. Yani eer rma gemeye yeltenmezsen, yolunu kaybetme ansn yok... Fakat ilerideki kaya duvannn arka snda, ilerinde vahi panterlerin yaad sk ormanlar balamak tadr..." "Peki imdi bu kadar evcil ve uysal olan Ahriman' nereden buldunuz?" "O da bu ormanlarda domu. Daha ksa sre ncesine kadar kk bir kedi yavrusuna benziyordu. Onu kei style besliyor duk, imdi bile kendisine et vermeye korkuyoruz. Hi belli olmaz, et onu vahiletirebilir belki. Mustafa getirmiti bize onu." "Mustafa ile tanmadm henz." "Btn hadmlar gibi o da iyi bir insandr. Eskiden gl bir prensin meale taycsym. ok zorlu bir grev olduu iin ka m oradan. imdi de Muad'la beraber bahelerimizin bakm ile grevli... Geri dnelim artk. Eve dnme vaktimiz gelmi. Fatma ve Zleyha bize musiki ve dans dersi verecekler. Fatma ok gzel ark sylyor." \ 39

"Harika, ark dinlemeye baylrm]" Musiki ve dans dersi, kzlar iin hoa vakit geirdikleri bir elen ce saatiydi. Meryem onlarn istedikleri her eyi yapmalarna izin veriyordu. Kzlar yerlerinde hop oturup hop kalkarak, Tatar flt ile mzik yapmaya alyorlar, harp ve ut alyorlar, Msr gitar ile oynuyorlard. Karlkl olarak birbirlerini hicvediyorlar ve kimin da ha iyi olduu konusunda kavga ediyorlard. Fatma ve Zleyha bo yere otoritelerini kullanarak onlar susturmaya alyorlard. Onlar da dierleriyle beraber glyor hikyeler anlatyor ve neeyle or talkta kouturuyorlard. Sara Halime'nin yanna gelmiti. "Sen Meryem'e ksn. Kesinlikle eminim buna." Halime omuzlarn silkti. "Benden hibir ey gizleyemezsin. Ben senin kalbini okuyabili yorum." Sara'nn gzleri yalarla dolmutu. "Beni seveceine sz vermitin." "Sana hibir ey iin sz vermedim!" "Yalan sylyorsun! Eer beni seveceine dair sz vermeseydin, sana asla bu kadar ok ey anlatmazdm." "Yeter! Bu konuda baka sz itmek stemiyorum artk." evreleri aniden sessizleti; Sara ve Halime de susarak dikkat le dinlemeye baladlar. Fatma elindeki ut ile binbir trl melodi alyordu: Aktan sz eden eski gzel melodiler. Halime kendisin den gemiti bir anda. "arknn szlerini yazar msn benim iin?" diye sordu Sara'ya. "Elbette yazarm eer beni seveceini sylersen." Onu kendisine ekmek istedi ama Halime ellerini geri itti: "Ra hatsz etme imdi beni! Dinlemek istiyorum." Dersten sonra bir sre daha salonda kaldlar, bu arada herkes kendi iiyle megul olmaya balamt. Kzlardan kimi diki diki yor, kimi de nak iliyordu; ilerinden birka da, sabrla byk bir haly ilmik ilmik dokuyordu. Bazlan ise yanlarnda ssl iplik krklan getirmilerdi ve bunlarn nlerinde oturarak yn egiriyorlard. Eski yaantlarnn zerinde dnyordu sohbet, ev hayatlarn, 40

erkeklerini anlatyorlard birbirlerine. Meryem ellerini srtnda ka vuturarak kzlarn arasnda bir ileri bir geri geziniyor ve yaptklar n kontrol ediyordu. Halime Meryem hakknda dnmeye balad. Yapacak belli bir ii olmad iin ona buna yardm ediyor,.evresindeki konu malar dinliyordu. Ta ki kendisini tamamen Meryem zerinde yogunlatrncaya kadar. Acaba Seyduna ile aralarnda neler gemiti ki birbirleri ile bu kadar iyi anlaabiliyorlard? O da harem hayatn tanmt-, acaba Apama'nn anlatt o eylerden yapm olmas mmkn myd gerekten? Buna inanmak istemiyordu. O iren eylerin hayal rn olduklarna inandrmak istiyordu kendisini. Gnein batndan az nce akam yemeklerini yediler. Karan lk bahelerin zerine hzla kerken dolamaya ktlar. Gky znde ilk yldzlar parlamaya balamt. Halime Sara ve Zeynep geni bir cadde boyunca yryordu. Kzlar Halime'nin ellerini tut mulard. Kendi aralarnda alak sesle sohbet ediyorlard. Irmak aklanamaz bir ekilde, giderek daha da yksek bir sesle akyor du; ova gz alabildiince uzanyordu nlerinde. Halime duygu lanmt. Kalbinde hem acy, hem de mutluluu bir arada hissedi yordu. Bu garip masal lkesinde kendisini ok kk ve yapayal nz hissediyordu. Her ey o kadar garipti ki: Burada mantnn kavrayabileceinden ok daha fazla gizem olduundan korkuyordu. allklarn glgeleri arasnda titrek bir k parlamaya balam t. In hareket ettiinin ve giderek kendilerine yaklamakta ol duunun farkna varan Halime korkuyla arkadalarnn arasna sak land. Elinde meale tayan bir adam kendilerine doru geliyordu. "Bu Mustafa. Baheyi kontrol ediyor" diye aklad Sara. Yuvarlak yzl iri bir zenci kendilerine yaklat. Belinden bir ku akla balanm olan ok uzun bir cppe giymiti. Etekleri yerlere kadar uzanyordu. Kzlar grd zaman canayakn bir glmse me ile bembeyaz dilerini gzler nne serdi. "Rzgarn bize getirdii kk batankara burada demek!" de di Halime'ye dosta. "Kk, tatl yaratk..." Mealenin titrek nda kara bir glge dans etmeye balad. Byk bir gece kelebei atein evresinde uuuyordu. Titreyen 41

n etrahnda izdii daireler giderek klmeye balamlard, sonunda ate kanatlarn yalamaya balad. Bir atrt duyuldu ve kelebek kayan bir yldz gibi yere dt. "Zavall!" diye bard Halime. "Byle bir aptall nasl yapabilir?" "Allah ona atee saldrma hrs vermi" diye fikrini syledi Mustafa ksaca. "yi geceler." "Ne kadar acayip..." diye mrldand Halime kendi kendine. Geri dnerek odalarna gittiler. Soyunduktan sonra yataklarna yattlar. Halime hl gnn olaylarn dnp duruyordu. iirsel konumasyla komik Adi, zarif dans hocas Esad, cafcafl ssleri ve utanmaz konumasyla Apama, gizemli Meryem ve hadmlar. Ve hepsinin tam ortasnda, kendisi, uzun zamandan beri uzak lkeleri ve heyecanl maceralar dleyen Halime! Bylesi iyi diye geirdi iinden ve uyumaya hazrland. O anda birisinin yavaa kendisine dokunduunu fark etti. Tam baracakt ki Sara'nn sesini kulaklarnda iitti. "t! Halime! Sessiz ol, Zeynep uyanmasn!" Esmer gzelinin bunlar sylemesiyle beraber, yorgan aarak yataa girmesi bir oldu. "Bunu istemediimi sana sylemitim'.' diye kar koymaya a lt Halime sessizce - fakat Sara onu pcklere bomaya bala mt bile. Halime fel olmu gibiydi sanki kln bile kprdatamyordu. Sonunda kendisini kurtarmay baarabildi. Sara kulana fslda d ihtirasl szcklerle onu kandrmaya alyordu. Fakat Halime ona srtn dnmt bile kulaklarn elleriyle kapayarak uyumaya alt. Sara ne yaptnn farkna varmt sonunda. Koarak yatana geri dnd. Kalbi aknlk ve telala arpmaktayd.

Halime'nin bylesine tuhaf artlar altnda mehul efendisinin bahelerine ulamas ile ayn zamanda, gri renkli eeine binmi gen bir adam da, eski ordu yolunda ilerlemeye balamt. O da kervanla ayn yere gitmek istiyordu a m a aksi ynden kmt yo la, yani batdan. Bana erkeklerin kulland cinsten bir sark sar masnn zerinden fazla zaman gemedii her halinden belliydi. Belli belirsiz bir ty tabakas kaplamt enesini; canl gzleri ise hl ocuka bir ifadeyi muhafaza ediyordu. Hemedan ve Rey e hirlerinin tam ortasrtda bulunan eski bakent Sava'dan geliyordu. Bykbabas Tahir bir zamanlar Sava'da kk bir smail tarikat kurmutu. Bu tarikat bir yandan ehit Ali'nin taraftarln yapar ken, bir yandan da gizlice Seluklu boyunduruuna kar faaliyette bulunuyordu. sfahan'l eski bir mezzinin tarikata kabul edilme sinden ksa bir sre sonra kk cemaatin yeleri gizli bir toplant esnasnda baskna uram ve bir ksm hapsedilmiti. Tarikatn yeleri eski mezzinin kendilerini ele vermi olduundan kukulanmlard. Mezzinin uzun sre gizlice takip edilmesinden sonra ondan bo yere kukulanlmad ortaya kmt. lm cezasna arptrlan adamn cezas annda infaz edilmiti. Bunun zerine ta rikat lideri olan Tahir tutuklanarak cezaevine konulmu ve ba ve zir Nizam l-Mlk'n bizzat verdii emir ile boynu vurularak idam edilmiti. Tarikatn yeleri bu olay zerine korku iinde kalm ve drt bir yana dalmlard; herkes bu kk smail tarikatnn faa liyetlerinin son bulduuna inanyordu artk. Fakat Tahir'in torunu byyp de yirmi yana gelince babas ona her eyi anlatmt... Artk harekete gemesinin vakti geldiini sylemiti ona. Eeini semerleyerek yol hazrlklarna balamasn emretmiti. Yolculuk gn gelip attnda delikanly evinin en st terasna kartarak,

43

ta uzaklarda karla kapl zirvesi bulutlara dek ykselen Demavend dan gstermiti. "Avni olum, Tahir'in torunu!" demiti ona. "Doruca Dema vend Da'na giden yolu tut. Reye ulanca ahruci Irma'na gi den yolu sor. Irman kayna sarp bir vadide bulunmaktadr; ora ya k. Byk bir kale greceksin: Bu yerin ismi Alamut kalesidir, yani 'kartal yuvas.' Bu kalede, senin bykbaban ve benim ba bam olan Tahir'in -ruhu ad olsun- bir arkada, ismail retisi ile ilgili her eyi toplad. Ona kim olduunu syle ve hizmetine gir. Bylece atalarnn cn alma frsatn yakalayabilirsin. Git imdi; ruhum her zaman seninle beraber olacak!" Tahir'in torunu babasnn kendisine uzatt klc kuand ve nnde hrmetle eildi. Eeine binerek hibir sorun ile karla madan Rey ehrine geldi. Bir kervansarayda mola vererek ahrud'a giden en iyi yolun hangisi olduunu sordu hancya. Hanc armt: "Ne iin var ki ahrud'da?" diye sordu ona. "Suratnda bu kadar masum bir ifade olmasa, senin de evresinde zndk kpekleri toplayan o lidere katlmak isteyen birisi olduunu dnrdm." "Neden sz ettiini anlamyorum" diye itiraz etti Tahir'in toru nu. "Ben Sava'dan geliyorum ve babamn Buhara'dan gnderdii kevan karlamak istiyorum. Sanyorum yolda bir mesele km..." "ehirden ktn zaman Demavend'i sa tarafna al" diye yo lu tarif etti adam. "Doruca doudan gelen kervanlarn da kullan d geni bir yola kacaksn. O yolu takip et; seni rmaa kadar gtrr." Tahir'in torunu teekkr etti ve tekrar eeine bindi, iki gnlk bir yolculuktan sonra uzaklardan akan bir rman mrltsn iitti. Yoldan ayrlarak doruca sesin geldii yne doru ilerlemeye ba lad. Kh sk allklar arasnda, kh da kumlu topraklar zerinde ilerliyordu. Her geen an rman sesi daha kuvvetli iitiliyordu; su sanki dik bir yamatan aaya akyor gibiydi. Eeinin stnde dalgn dalgn yol almakta olan delikanlnn etraf, bir anda bir grup atl tarafndan evrildi. Atllarn ortaya k o kadar ani olmutu ki Tahir'in torununun aklna klcna davranmak gelmemiti bile. 44

aknlndan syrlp klcna davrand zaman ise ok geti artk. Yedi tane sivri ulu mzrak zerine evrilmiti bile. Korktu um iin utanmalym diye dnd. Ama bu kadar stn bir kuv vet karsnda ne yapabilirim ki? Atllarn lideri ona seslendi: "Burada ne iin var acemi aylak? Yoksa alabalk m tutmak is tiyorsun? Dikkat et de oltann ucu kendi azna taklmasn!" Tahir'in torunu armt. Eer bu atllar sultann adamlarysa, gerei sylemesi onun iini bitirirdi. Yok eer bunlar smail ise ler, susmaya devam etmesi halinde akllarna bambaka eyler ge lebilirdi. Elini klcnn kabzasndan ekti ve ne yapacan bilmez bir halde adamlarn suratlarna bakmaya balad. Atllann lideri adamlanna gz krpt: "Bana yle geliyor ki sen burada kaybetmediin bir eyleri ar yorsun acemi velet!" Elini hzla atnn egerindeki bir denee att. Denein ucunda, zerinde li taraftarlannn simgesi olan beyaz bir bayrak dalgalanyordu. Ya bu bir tuzaksa? diye dnd Avni. Ne yapalm! Tehlikeyi gze almak zorundaym. Eeinden inerek lidere doru yaklat ve elinde tuttuu beyaz bayra hrmetle alnna gtrd. "Ha yle!" diye bard atllarn lideri. "Sen Alamut kalesini aryorsun. Bizi takip et!" Bunlan syledikten sonra atn ahrud boyunca uzanan yolda srmeye balad. Tahir'in torunu eeine binerek onu takip etme ye balad; dier adamlar ise konvoyun sonunu oluturuyorlard. Giderek dalarn daha da ilerine dalyorlard, rman ala mas iyice iddetlenmiti. Nihayet zerinde byk bir gzetleme kulesi bulunan dev bir kaya kntsna ulatlar. Kulenin en tepe sinde beyaz bir bayrak dalgalanyordu. rmak yatan bu dev ka yann etrafna amt. Birliin lideri atn dizginledi ve adamlarna durmalann emretti. Sonra da elindeki bayra yukarya doru sal lamaya balad. Kulenin stndeki muhafzlar ayn ekilde cevap verdiler ona. Yol almt. Hi gne almayan kapkaranlk bir boaza girdiler. Yol dar, fakat emniyetliydi. Baz yerlerde kayalar oyularak yol genile45

tilmiti. Boazn sonuna yaklatka rmak alamas iyice iddet lenmiti. Atllarn lideri bir kaya kntsnn evresinden dolatk tan sonra atn durdurdu, eliyle uzaklardaki bir noktay gsterdi Tahir'in torununa. Ta uzaklarda dan tepesinde, iki tane bembe yaz kule karanlklann iinden bir masal andncasna panldryorlard. "Alamut!" diye bard birliin lideri ve atn mahmuzlad. Kuleler yksek duvann ardnda kayboldular. Yol nehir yata boyunca uzanmaya devam ediyordu; ta ki geit aniden genileyinceye kadar. Tahir'in torunu gzlerini krptrd. Muazzam bir kale ykseliyordu gzlerinin nnde gklere doru. Dev bir kaya blokunun zerine ksmen oyulmu, ksmen de ina edilmiti. ahrud burada iki kola ayrlarak kayann evresini epeevre kuat yordu. Kalenin drt tarafnda byk kuleler vard; en tepedeki iki tanesi tm civar kontrol ediyordu. ki yannda dimdik uurumlar bulunan kale, vadinin giriini geit vermez bir biimde kapamt. Demek burasyd Alamut! Rubar blgesinde bir zamanlar Deylem krallar taralndan ina edilmi elli kalenin en kudretlisi! Zapt edile mez olduu kabul ediliyordu. Birliin komutan bir iaret verdi: Duvann arka tarafnda bulu nan bir mekanizma alt ve ar bir tahta kpr gcrdayarak aa inmeye balad. Atllar bu kprnn zerinden geerek byk kubbeli koridorlar vastasyla Alamut'a girdiler. Artk Alamut'un iindeydiler! Kalenin iinde bulunan geni bir meydanda atlarndan inmilerdi. Tahir'in torunu etrafna bakmyor du. Surlarn hemen arkasnda tane hametli da zirvesi gklere ykselmekteydi. u anda zerinde bulunduu orta teras, aada ve yukarda bulunan dier iki terasa ta merdivenlerle balanm t. Sa ve sol tarafa uzanan surlar boyunca yksek kavaklar ve ulu narlar gze arpmaktayd. Bu aalarn altnda ise; kei, eek ve katr srlerinin otlad geni ayrlar uzanyordu. evresi itlerle evrili bir alanda ise bir dzineye yakn deve sakin sakin gevi ge tirmekle meguld. Teraslarn eitli yerlerinde asker barna, mutfak, depo, ev ve harem olduklar anlalan birok bina vard. Tahir'in torunu orta avluya ayak bast zaman, etraftan ar ko46

vann andran uultular ve grltler ykselmekteydi. Avni akn gzlerle evresine baknd. Birtakm kk birlikler talim yapyor lard orada burada. Kalkan, mzrak ve kl akrtlar, at kinemele ri ve eek anrmalar arasndan sert emirler iitiliyordu. Baka adamlar ise surlar tamir etmekle meguldler: Katrlarla getirilen ar talar ilkel bir tahta kaldra yardmyla yerine konuluyordu. Her taraftan ykselen barma ve haykrma sesleri, alayarak akan rman grltsn bile bastnyordu. Tahir'in torununu kaleye getiren adamlar etrafa dalarak, gn lk ilerini yapmaya baladlar. Liderleri ise o srada oradan ge mekte olan bir adam durdurdu: "Yzba Minuehr kulede mi?" Asker hazrola geerek cevaplad: "Evet Onba Abuna." Lider delikanlya kendisini takip etmesini iaret etti. Birlikte aada bulunan kulelerden birine girdiler. Tahir'in torunu ok ya kndan gelen krba akrtlarn ve ac dolu feryatlar iitince irkil mekten kendisini alamad: Ta stunlarn birisine yar plak bir adam balanmt. zerinde ksa, izgili bir potur ve krmz bir balktan baka bir ey olmayan dey bir zenci, ulan dml kr bacn adamn plak srtna acmadan indiriyordu. Her darbe ile adamn srtnda yeni bir yara alyor ve kanlar etrafa sryordu. Hkmlnn yannda duran bir asker ise arada bir elindeki kova nn iinde bulunan su ile adamn yzn slatyordu. Tahir'in toru nunun gzlerindeki deheti gren Onba Abuna alayla sntti: "Grdn gibi burada ne kuty yataklarda yatyor, ne de amber kokular srnyoruz" dedi. "Eer beklediin byle bir ey ise iddetle yanldn syleyebilirim." Tahir'in torunu ses karmadan yrmeye devam etti. O za vallnn bu derece iddetle cezalandrlmasna neden olan hangi suu ilediini sormay ok isterdi ama iindeki o garip tutukluk buna mani oluyordu. Kulenin dehlizlerinde yrmeye baladlar. Dev kubbeler altn da ilerleyen delikanl, surlarn muazzam kalnlnn farkna vard. ok geni temellerin zerindeki duvar iri talarla rlmt. Ka47

ranlk, nemli bir merdiveni kmaya baladlar. Yukar ulatklannda ise ayn derece karanlk baka bir dehlizden geerek byk bir salona girdiler. Yerler basit hallarla kaplyd. Yaklak elli yalarn da bir adam, kelerin birinde ykselen bir yastk dann zirvesi ne gmlmt: Iriyar vcudunda hafif bir gbek gze arpyor du, kvrck sakal ksack kesilmiti. Banda byk beyaz bir sark vard, zerindeki kaftan altn ve gm ilemeliydi. Onba Abuna yerlere kadar eilerek, adamn kendisiyle konumasn bekledi: "Anlat bakalm Abuna. Ne var ne yok darda?" "Civarda yaptmz bir keif gezisi srasnda bu delikanlya rastladk Yzba Minuehr. Alamut'u aradn syledi bize." Yzba yavaa doruldu. Tahir'in torununun nnde bir da gibi ykselen adam ellerini beline koyarak, delikanly delici bak larla inceledi. "Sen de kimsin uursuz herif!" diye kkredi. Delikanl bir an iin kendisini kaybetti ama hemen babasnn sylediklerini hatrlad: Gnll olarak hizmet etmek iin gelme mi miydi buraya? Kendisini toparlayarak sakin bir sesle cevap vermeyi baard: "Adm Avni. Savadan geliyorum. Uzun yllar nce ba vezir tarafndan boynu vurulan Tahir'in torunuyum." Yzbann baklannda aknlk ve hayret okunuyordu: "Doru mu sylyorsun?" "Neden yalan syleyeyim beyim?" "O halde bilmelisin ki bykbabann ismi tm Ismaillerin kal binde altn harflerle yazldr. Efendimiz seni de silah arkadalarnn arasnda grmekten mutluluk duyacak. Buraya bunun iin geldin yle deil mi?" "Evet, Ismaillerin Byk nder'ine hizmet etmek ve babamn babasnn cn almak iin." "iyi. imdiye kadar neler rendin?" "Okuma-yazma biliyorum efendim. Gramer ve musiki de rendim. Kuran'n neredeyse yarsn ezberden okuyabiliyorum." Yzba glmsedi: "Peki ya sava sanat? Bugne kadar eline silah aldn m hi?" 48

Tahir'in torunu armt: "Ata binmeyi ve ok atmay biliyorum. Kl ve mzra da ol duka iyi kullanyorum sanrm." "Evli misin?" Delikanl kulaklanna kadar kzard: "Hayr beyim." "imdiye kadar hibir kadnla ahlaksz eyler yaptn m?" "Hayr beyim." "yi." Yzba Minuehr onbasna dnd: "Abuna! Gen Ibni Tahir'i Da Ebu Soraka'ya gtr. Onu benim gnderdiimi syle ona. Eer gerekten de durumda bir sah tekrlk yoksa, ok memnun kalacaktr." ikisi birden hrmetle eilerek salonu terk ettiler. Avluya ulatklannda az nce krbalanan adamn baland direin artk bo olduunu grdler. Demin olup bitenlerin tek kant yerdeki kuruyan birka damla kandan ibaretti. Ibni Tahir her ne kadar korkuyor ise de kendine olan gveni bir para yerine gelmiti. Ne de olsa ehit Tahir'in torunuydu kendisi! Az ey miy di bu? Merdivenleri karak ikinci avluya ulatlar. Sa tarafta kla ol duu anlalan byk bir bina ykseliyordu. Onba yapnn nn de durarak etrafna baknd. Birisini arar gibiydi. zerinde giysi olarak beyaz bir cppe, alvar ve sank bulunan esmer tenli bir delikanl onlara doru yaklayordu. Onba onu durdurdu ve dosta sordu: "Yzba bu delikanly Da Ebu Soraka'ya gtrmemi syledi." "Beni takip edin!" dedi esmer tenli delikanl geni bir glm semeyle. "Hrmetli Da u anda sanat ve musik dersleri veriyor. Hemen yukandaki terastayz." Ibni Tahir'e dnd: "Buraya fedai olmak iin mi geldin? Eer yleyse seni ok il gin gnler bekliyor burada. Ben talebe beyde'yim." Ibni Tahir beyde'nin ne demek istediini tam olarak anlama makla beraber onbann eliinde onu takip etti. Yapnn atsnV

49

daki terasa kadar trmandlar. Tm zemin kaba dokunmu kilimler le kaplyd. Kilimlerin zerinde ise yaklak yirmi talebe bada kurmu oturuyorlard, hepsi de beyde gibi beyazlara brnm lerdi. Elinde bir kitap bulunan beyaz cppeli ihtiyar bir adam otu ruyordu nlerinde. Talebeler ihtiyar adamn azndan kan her kelimeyi sratle ellerindeki yaz tahtalarna geiriyorlard. Kendisi ne yaklaan iki adam gren ihtiyar yerinden doruldu. Alnnda honutsuzluunu belirten krklar olumutu. "Bu saate burada ne iin var?" diye sordu onbaya ters ters. "Ders anlattm grmyor musun?" Onba boazn temizleyerek konumaya alt. Kendilerine yol gsteren beyde ise bu arada arkadalannn yanna oturmutu sessizce. Btn talebeler merakla onlar szyorlard. "Dersini bldm iin beni affet hrmetli Da" dedi duna. "Yzba bu delikanly sana getirmemi emretti. Onu sana teslim ediyorum." htiyar hoca Ibni Tahlr'i tepeden trnaa szd. "Sen kimsin delikanl ve ne istiyorsun?" Gen adam hrmetle eildi. "Benim adm Avni. Tahir'in torunuyum: bir zamanlar bavezir tarafndan Sava'da idam edilen Tahir'in. Babam, beni Ismail dava sna hizmet etmem ve bykbabamn intikamn almam iin Alam uf a gnderdi." ihtiyarn yz hatlan aydnland. Kollann aarak Ibni Tahir'in zerine yrd ve onu itenlikle kucaklad. "Ne mutlu seni bu kalede gren gzlere Tahir'in torunu. B ykbaban hem benim, hem de efendimizin arkadayd. Abunal Git ve yzbaya tarafmdan teekkr et! Ve siz genler, yeni arka danza iyi bakn! Size Ismail tarihini ve mcadelesini anlataca m zaman, bu delikanlnn anl bykbabasnn hizmetlerinden uzun uzun bahsedeceim: ran'da davamzn ilk ehidi olan Isma il fedaisi Tahir'in mcadelesi!" Abuna Ibni Tahir'e gz krparak, bundan iyi bir balang d nemediini anlatmaya alt. Sonra da merdivenlerden aa ine rek gzden kayboldu. Da Abu Soraka bir yandan hararetle deli50

kanlnn elini skarken, dier yandan da ailesi ve babas hakknda binlerce soru soruyordu. Byk nder'e onun geliini bildirecei ne sz verdikten sonra, evrelerinde oturmakta olan talebelerden birisine iaret etti: "Sleyman! Geri gndermek zorunda kaldmz o zavallnn yerine yerletir onu. Yolculuun kirini pasn zerinden atmasn sala ve temiz bir eyler ver ki akam namazna hazr olabilsin." Sleyman ayaa kalkarak ihtiyarn nnde eildi. "Dediklerini yapacam hrmetli da!" Ibni Tahir'den kendisini izlemesini rica etti. Aaya indiklerin de dar bir koridora girdiler; koridorun ortasnda ise Sleyman du vardaki bir perdeyi yana ekerek Ibni Tahir'i ieri soktu. Geni bir yatak odasnda girmilerdi. Kapnn karsndaki duvarn nnde yaklak yirmi dek seri liydi. Dekler samanla dolu basit uvallardan oluuyorlard, stle rine de at klndan yaplm rtler vard. Yastk olarak ise at eer leri kullanlyordu. Duvarn st tarafnda, bir sra tahta raf gze arpmaktayd. Her cinsten eya bu raflara son derece dzgn ola rak yerletirilmiti: Toprak kaplar, seccadeler, temizlik ve ykanma malzemeleri. Her dein ayak ucunda bulunan bir silahlkta e itli silahlar vard: Yaylar, sadaklar, oklar, mzraklar ve ciritler. Kar taraftaki duvarda ok kollu bronz mealelikler bulunuyordu. Bir kede ise byk bir ya kp vard. Ayakl amdanlarn zerine ise yirmi tane ar kl ve ayn sayda, ortalar bronz bir zrhla g lendirilmi har kalkanlar aslmt. Oda bir dzine demirli pence re tarafndan aydnlatlyordu. Her ey kusursuz denilebilecek ka dar temiz ve derli topluydu. Sleyman saman uvallanndan birisini iaret etti: "Bu dek bo. Esas sahibi birka gn nce geri gnderildi. Yannda ben ya tyorum, br tarafta ise Yusuf yatyor. Kendisi aslen Hemedan'l olup, en kuvvetlimizdir." "Benden ncekinin geri gnderildiini mi syledin?" diye sor du Ibni Tahir aknlkla. "Evet. Feda olmaya lyk deildi." Sleyman raflarn birinden zenle katlanm beyaz bir cppe, beyaz bir alvar ve beyaz bir sark kard. 51

? r o y r .J

* ^, . ,,'ii.

"nce hamama gidelim" dedi. Yan taraftaki kk hamama getiler. yi dnlm bir boru sistemi vastasyla, kumalardan srekli su akmas salanmt. Ibni Tahir ykandktan sonra Sleyman'n ona uzatt elbiseleri giydi ve birlikte yatak odasna geri dndler. "Babam benden Byk n d e r e selamlarn sylememi istedi. Acaba beni ne zaman onunla grtrrler?" Sleyman glmsedi. "Bunu hi aklndan geirme dostum. Ben bir yldan beri bura daym ve henz onun kim olduunu bile renmi deilim. Ara mzdan kimse onu henz grm deil." "Yoksa kendisi bu kalede yaamyor mu?" "Hayr burada, ama kulesini asla terk etmiyor. Burada inana mayacan eyler duyacaksn. Azn aknlktan ak brakacak eyler... Sava'dan geldiini sylemitin deil mi? Ben Kazvin'liyim." Ibni Tahir yannda duran adam dikkatle inceledi. Ondan daha yakkl bir delikanl hayal etmek ok zordu dorusu. Bir selvi ka dar ince ve uzun boyluydu. Zayf surat l l parlyordu. Yanakla r gnein ve rzgarn etkisiyle esmerlemiti. Kadife kahverengisi gzleri ile dnyaya bir kartal kadar marur bakyordu. st duda n ve enesini belli belirsiz bir ty tabakas kaplamt. D grn ile bir cesaret ve soukkanllk abidesi gibiydi. Gld zaman dudaklannn arasndan inci gibi iki sra di grnyordu: Rahat hatta biraz alayc, ama kimseyi incitmeyen bir gl vard. Ayn ahname'den bir panter gibi diye dnd Ibni Tahir. "imdilik beni hayrete tek bir ey drd" dedi sonra. "Az nce hepinizin suratlarn inceledim. O kadar sert hatlarnz var ki en az otuz yanda gibi duruyorsunuz; ama sakallarnza baklrsa en ok yirmi yanzda olmalsnz." Sleyman ayn ekilde glmsedi yine: "Hele aradan iki hafta gesin, o zaman sen de bize z kardei miz kadar benzeyeceksin. Burada vaktimizi kelebek kovalamakla veya iek kopartmakla geirdiimizi sanma sakn." "Bir ey daha sormak istiyorum" dedi Ibni Tahir. "Az nce aa52

gda bir adamn diree balanp krbalandn grdm. Onun byle bir cezay hak etmek iin ne tr bir hata yaptn ok merak ediyorum dorusu!" "Affedilmesi mmkn olmayan bir hata yapt dostum! Trkis tan a giden bir kervana refakat etme grevi verilmiti ona. Deve ciler Ismaii mezhebinden deildiler. Yol boyunca arap imiler ve ona da ikram etmiler. Bizim budala da Seyduna'nn iddetle yasaklamasna ramen, ikramlann geri evirmemi." "Seyduna m yasaklam?" diye sordu Ibni Tahir aknlkla. "Bu yasa peygamber koymutu ve tm mminler iin de geer lidir!" "Sen bunu daha anlayamazsn yavru ku" diye cevap verdi br. "Seyduna istediini yasaklar, istediini de serbest klabilir. Biz Ismailler ise ona her konuda boyun emeliyiz." Ibni Tahir armt. Gizli bir g kalbini skyordu sanki. "Ben den nceki neden geri gnderildi peki? Onun suu neydi?" "Kadnlar hakknda konuuyordu, hem de en uygunsuz bir bi imde." "Bu da m yasak?" "Katiyetle! Biz sekin birliiz. Ve eitimimiz tamamlannca sa dece Seyduna'ya hizmet edeceiz." "Rtbemiz ne olacak peki?" "Az nce sylemitim ya! Feda olacaz hepimiz. Eitimimiz sona erip de imtihanlan verdiimiz zaman, feda olmaya hak ka zanacaz." "Bir feda tam olarak nedir?" "Bir feda Byk nder'in emri zerine gzn krpmadan l me atlayan bir Ismaildir. Grevi srasnda lrse ehit olur. Hayat ta kalmay baarrsa da rtbesine getirilir. Yeni grevler baardk a rtbesi daha da ykselir" "Daha nce buna benzer eyleri hi iitmemitim. Bu imtihann ok zor olacan dnyorsun herhalde?" "Muhakkak. ayet yle olmasa, her gn sabahn krnden ak ama kadar talim yaprrmaziard bize. imdiye kadar alt kii ar almaya dayanamad. Bunlardan biri dt yerde ld. br bei ise gnll olarak dalw alt konumlara indirilmelerini istediler." 53

"Kendilerini bu derece aalatmak yerine neden Alamut'u terk etmediler ki?" "Dostum, Alarnut ile aka yaplmaz. Bir kere buraya giren kii, tatl can yznden istedii zaman kp gidemez. Buras insann tayabileceinden ok daha fazla srlarla dolu." Dier talebeler de odaya gelmilerdi. Yoldaki adrvanda aptes alarak akam namaz iin hazrlanmlard. Ibni Tahirden bir ba daha uzun plan bir dev, onun deinin yanndaki uvaln zerine uzan iverdi. "Ben Hemedan'l Yusufum" diye tantt kendisini. "Aramza ho geldin! Sana peinen benimle dalga gememeni ve alay et memeni tlerim. Her ne kadar kavga etmek gibi bir niyetim yoksa da seni uyarmak istiyorum. Yaknda tanm olacaz nasl olsa..." Szlerini daha etkili klmak istermiesine kudretli vcudunu atrdatarak gerindi. Ibni Tahir glmsedi. "Senin tm talebelerin en iriyans ve kuvvetlisi olduunu duy dum." Dev adam yldrm hzyla doruldu: "Kim syledi bunu sana?" "Sleyman." Hayal krklna urayan Yusuf tekrar yerine uzand. Dierleri ona fark ettirmeden glyorlard. beyde Ibni Tahir'e doru yak lat - kaln dudaklar konuurken garip bir biimde hareket edi yordu: "Nasl dostum, houna gitti mi buras? Henz yeni geldin; ok fazla bir eyler syleyemezsin elbette. Ama unu bilmelisin: Sen de bu kalede benim gibi drt ay geirdikten sonra gemiinle ilgi li tm anlar rzgrdaki duman gibi hafzandan silinecek." "u zenci suratly duydunuz mu?" diye alay etti Sleyman. "Kendisi henz acemi bir aylak, ama imdiden bakalarna akl vermeye kalkyor." "Seninle konuan m var pabularmn kahraman" diye karlk verdi beyde fkeyle.

"Sakin olun kk dostlarm benim" diye homurdand Yusuf yatt yerden. "Yeni gelene kt rnek olmayn!" arpk bacakl, gl vcutlu gen bir adam, ciddi bir yzle Ib ni Tahir'e yaklat: "Benim adm Cafer, Rey ehrindenim. Bir sene den beri buradaym. Eitimle ilgili soracan herhangi bir ey olur sa hi ekinmeden bana bavurabilirsin." Ibni Tahir ona teekkr etti. Dier talebeler de srayla kendileri ni takdim ettiler: Afan, Abdurrahman, mer, Abdullah, Ibni Vakkas, Halfa, Shayil, zeyid, Mahmut, Arslan... En son olarak en genleri geldi. Utanarak unlar syledi: "Adm Naim. Demavend blgesinden geliyorum." Hepsi gltler. "Babas kesin dadaki eytanlardan biridir" diye aka yapt S leyman. Naim kzgn bir bak frlatt ona doru. "renecek ok eyimiz var" diye devam etti. "Hocalarmzla tantn m? Az nce seni karlayan hrmetli da Ebu Soraka'dr. slam'n yaylmasnda ok nemli katklar olmutur. Birok lkede yllarca slam vaaz etmi. Seyduna onu bizim liderimiz olarak ata d. u anda bize peygamberler tarihi ile Ismail davas uruna len kutsal ehitlerin hikayelerini anlatyor. Onun dnda Fars dilinin gramerini ve metriini de retiyor." "u kk srck kuunun cvldamasn duydunuz mu! En k mz olmasna ramen kesinlikle en gevezemiz!" Sleyman katla katla glmeye balad, dierleri de onu takip ettiler - sonra da yeni gelene dnerek devam etti: "ksa sre sonra btn hoca larmzla tanm olacaksn zaten Ibni Tahir. Bize ilmkelam, ce bir, Arapa grameri ve felsefe konulannda ders veren Da bra him'in, Seyduna'nn iyi dostu olduunu unutma sakn! Onunla mmkn olduu kadar iyi geinmen senin hayrnadr. Yunanl elHekim her trl gevezelie tahamml eder, yeter ki derste put gibi oturmak yerine mmkn olduu kadar ok konu. Yzba Minuehr en kk bir itirazdan bile nefret eder. Verdii emirler gz ap kapayncaya yerine getirilmelidir. Emirlerini ne kadar gayretle yerine getirirsen, gznde o derece deerlenir ve nem 55

54

kazanrsn. Ve Da Abdlmelik... henz gen olmasna ramen Seyduna'nn gvenini kazanmtr. Kay gibi bir adamdr, zorluk ve ac kelimelerinin anlamn bilmez. Bize irade ve dayankllk dersleri vermektedir: Bu yeteneklere burada ok nem verildiini greceksin - hatta en az din bilgisi kadar nemlidirler." "Gvercinimizi o kadar da korkutmayn!" diye szn kesti Yu suf. "Yoksa uup gidebilir. Baksanza! Surat bembeyaz kesildi." Ibni Tahir kzard. "Kamm a" dedi. "Btn gn azma lokma koymadm." Sleyman nlayan kahkahalar att. "Eh ne yapalm, burada daha ok a kalacaksn zavall dostum! Hele bir de Abdlmelik ile tannca .." O anda uzun bir boru sesi duyuldu. "Namaz vakti" diye bard Yusuf. tekiler gibi duvardaki raftan bir seccade alan tbni Tahir bina nn damna kt. Da Ebu Soraka onlar bekliyordu. Herkesin orada olduundan ve seccadelerini doru yere serdiklerinden emin ol duktan sonra douya, kutsal yerlere doru dnerek namaz klma ya balad. nce gelenekler uyarnca yksek sesle dua etti, sonra secdeye vard ve tekrar doruldu. Ayaa kalkarak ellerini gky zne doru kaldrd ve tekrar diz kerek secdeye vard. Sonra u duay okumaya balad: "Ey Mehd! Bizi kurtannay vaat ettin. Seni bekliyoruz! Taht gasp edenlerden ve zndklardan kurtar bizi! ehit Ali! ehit isma il! ahidimiz olun." Talebeler de hocalar gibi namaz klyor ve sylediklerini tekrar ediyorlard. Hava aniden kararmt. Komu terasta dua eden adamlarn bouk sesleri ta onlara dek geliyordu. Alkn olmad, korkutucu bir duygu kaplad Ibni Tahir'in iini. Bu anda yciadklar, ona sanki br ryaym gibi geliyordu, fakat garip bir rya. Ve Ali ile smail'e ak ak yakarmalar... Alamut dndaki mminler bu nu yapmaya ancak sk sk kapal kaplar ardnda cesaret edebilir lerdi! Nasl davranmas gerektiini bilmiyordu. aknd. Seccadelerini zenle toplayarak yatak odasna gtrdler, ora dan da yemek yemeye gittiler. 56

Geni yemek salonu yatak odas ile ayn binada fakat aksi uta bu lunuyordu. Her talebenin duvar dibinde kendisine mahsus bir yeri vard: St dallanndan rlm hasrlar zerine bada kump oturuyorlard. Talebelerden tanesi dnml olarak arkadala rna hizmet ediyordu. Her nde adam ba byk bir kepek ek mei, bazen de kuru incir veya elmalardan yaplm bir cins ek mek veriliyordu kendilerine. Hafta boyunca birok kez balk ye melerine ramen, et daha nadir, sadece bir kere geliyordu sofra ya: Dana, koyun ya da kuzu etinden yaplm i kebap oluyordu bu yemek genellikle. Ebu Soraka da onlarla beraber yiyerek ortal a gz kulak oluyordu. Salonda t kmyordu. Tm de derin dncelere dalmlard. Yemekten sonra kk gruplar halinde etrafa daldlar. Bir ks m gezinti yapmak in terasa giderken, bir ksm da surlann arka snda gzden kayboldular. Yusuf ve Sleyman kaledeki gnlk hayat anlatmak iin Ibni Tahir'i yanlanna almlard. Btn grlt patrt sona ermiti. Kalede kesin bir sessizlik hkm srmekteydi; Ibni Tahir artk uultusuyla yalnzln paylaan ahrud'un sesini rahatlkla iitebiliyordu. Etraf zifiri karanlkt; gkyzndeki yldz larn titrek , etraf aydnlatmak iin yeterli olmuyordu. Binala rn nnde ellerinde mealeler tayan nbetiler beiirdiler ve gi rilerin nlerine dikildiler. Kprdamadan durarak, uzun bir k zin ciri oluturdular. Dalardan aa esen hafif bir rzgr, ortal bu za kesmiti. Evlerin, aalarn ve insanlann glgeleri, mealelerin titreyen klar altnda esrarl biimlere brnerek ortal daha da gizemli bir hale sokuyorlard. Binalar, kuleler, tahkimatlar aniden deiime urayarak tannmaz hale gelmilerdi. Tm varlklar ya banc, hatta gerekst bir grnm arz ediyordu, bir masal sah nesi gibiydi her ey... Aa teras evreleyen surlann etrafnda uzun bir sre yrdler. "u gzken yer nedir?" diye sordu tbni Tahir ve mealeli mu hafzlarn nbet tuttuu bir evi iaret etti. "Liderlerden baka hi kimsenin oraya kmaya hakk yoktur" diye aklad Sleyman. "Dev zenciler Seyduna'nn dairesine gi den kapy bekliyorlar: Bu hadmlar Byk nder'e Badat'taki 57

Abbasi halifesinin otoritesini kabul etmeyen Msr halifesi hediye etmi." 'imdi ismini andnz hkmdarn hizmetinde deil miymi eskiden Seyduna?" "ok iyi bilmiyoruz bunu" diye cevap verdi Sleyman. "Ama tam aksinin olmu olmas da kuvvetle muhtemeldir,.." "Neden" diye sordu Ibni Tahir aknlkla. "Seyduna halifenin adna ele geilmemi miydi bu kaleyi?" "Bu apayr bir mesele" diye aydnlatt onu Yusuf. "Her kafadan farkl bir ses kyor. Bu konuda fazla soru sormaman salk veririm sana!" "Fakat ben Kahire halifesinin, ismail Alevilerin -ki buna bizler de dahiliz- en byk nderi olduunu sanyordum?" "Seyduna bizim nderimiz ve baka kimseden emir almayz" dediler ikisi de bir azdan. Surlarn dibindeki talann zerlerine oturdular. "Peki neden Byk nder kendisini mminlere gstermiyor?" diye steledi Ibni Tahir. "O bir evliya" diye cevaplad Yusuf. "Btn gn Kuran okuyor, namaz klyor, bizim iin talimatlar ve emirler yazdnyor." "Niye ortala kmad hakknda fikir yrtmek bizim harc mz deil" dedi Sleyman. "Byle olmas gerekli ve niye byle ol mas gerektiini o ok iyi biliyor." "Ben her eyin farkl olacan sanmtm" diye itiraf etti Ibni Tahir. "Bizler aada Byk nder'in bir smail ordusu toplaya rak, zndk sultan ve halifeyi kovacan dnyorduk." "Bu ikinci planda geliyor" diye cevap verdi Sleyman. "Seyduna'nn bizden asl beklentisi, kendisine tamamen teslim olmamz ve kutsal atein iimizde daima yanmas." "Siz bu yolda epeyce mesafe kat etmisiniz. Gerekten de size yetiebileceimi dnyor musunuz?" diye sordu Ibni Tahir m teessir bir ifadeyle. "Amirlerinin senden istediklerini tereddt etmeden yerine ge tir sadece; o zaman sana lazrm olanlann hepsini elde edeceksin" dedi Sleyman. 'Teslim olmann kolay bir i olduunu sanma sa58

kn, indeki itiraz ruhu kendini hemen belli edecek ve mantn sana verilen emirlere binbir ayn biimde kar koyacak. Her trl kar koyusun, seni hak yolundan saptrmak isteyen eytann ii olduunu bilmelisin. Kendi iindeki kar koyusu cesaretle yok edebilirsen, efendimizin ellerinde keskin bir kl haline geleceksin." Ksa ve kesik kesik ten bir boru sesi iitildi. "Yatma vakti" diyen Yusuf ayaa kalkt. Binaya geri dnerek doruca yatak odasna gittiler. Odada birok mum yanyordu. Baz talebeler uyumulard, bazlan ise daha yeni soyunuyorlard. Bir sre sonra ise kapda Ebu Soraka belirdi; herkesin yatm olduundan emin olmak istiyordu. Her eyin yolunda gittiinden emin olduktan sonra, duvara ksa bir merdiven dayayarak yanan mumlar sndrd. Sonra bir ke de yanmakta olan kk ya lambasnn bana gitti. Elindeki me aleyi tututurduktan sonra kapya yneldi. Perdeyi dikkatle arala dktan sonra dan kt. Ta zemin zerinde ykselen ayak sesleri daha uzun bir sre iitildi. Yksek sesle uuldayan borunun sesi, gen adamlarn daha saba hn krnde deklerinden frlamalarna neden oldu. Aptes aldk tan sonra namaz kldlar ve kahvalt ettiler. Sonra da herkes eeri ni ve silahlann alarak avluya doru koturdu. Bir anda tm kale ayaklanmt. Talebeler atlarn ahrlardan kardktan sonra iki sra halinde dizildiler ve her srann bana bir onba geti. Yzba Minuehr atnn zerinde olduu halde onlara doru yaklayor du. Geit resmi bittikten sonra herkesin ata binmesini emretti. As ma kpr aa indikten sonra atlarn nallan zerinde nlamaya balad. Atllar birbiri ardnca oluturulan sraya katlyorlard. Byk gzetleme kulesinin nnden geerek, yksek bir yay lada son bulan dar bir patikaya saptlar. Yzba yeni gelene ksa ca en nemli emirleri aklad. Ondan sonra da bl ikiye ayra rak, karlkl sava dzeni almalarn emretti. lk olarak atl hcum idmanlar yapacaklard. Talebeler karlkl iki gruba ayrldlar. Minuehr'in bir iareti zerine, birbirlerine kar lgnca bir saldrya getiler. Sanki lmne dvyorlard. Tam kar karya kaldk59

lan an herkes bir anda il yavrusu gibi dald ve az ileride tekrar birletiler. Btn bu olanlar gz ap kapayncaya kadar olmutu. tbni Tahir ilk defa kendi gzleriyle bir svari hcumuna ahit oldu u iin, kalbi gururlu bir heyecanla arpmaktayd. Bir sre sonra kl, mzrak ve okuluk talimi yapmak iin gruplara ayrldlar. le namazndan nce kaleye geri dndler. bni Tahir o ka dar yorulmutu ki eerin zerinde glkle durabiliyordu. Atlan ahrlara gtrdkten sonra, Sleyman'a sormaya cesaret edebildi: "Bu sava talimleri her gn yaplyor mu?" Sanki gzel bir gezintiden dnm gibi dinlenmi ve din g rnen Sleyman srtarak cevap verdi ona: "Bu daha balang dostum. Abdlmelik ile tannca ne diye ceksin, ok merak ediyorum dorusu!" "Kamm o kadar a ki nm bile doru dzgn gremiyo rum" diye ikyet etti tbni Tahir. "Gerekten de bir eyler attramaz mym?" "Dayanmalsn! Gnde kereden fazla yemek yememiz ya saktr. Yemek saatleri dnda bir eyler tknrken yakalanrsan, dn grdn arap ien asker gibi annda diree balanrsn." Yatak odasna giderek silahlarn yerlerine koydular. Ykandk tan sonra yaz tahtalarn ve kamlarn alarak terasa ktlar. Rzgrda cppesinin etekleri uuan uzun boylu, zayf bir adam onlar beklemekteydi. Avurtlar kkt ve gzleri ukura kam t. Sanki baka bir dnyadan burasn seyreder gibi bakyordu'. Dar, kemerli bumu bir akbabann gagasna benziyordu, gri sakal da gsne dek uzanmaktayd. Kemikli, sska elleri bir tomar yazl kd birer pene gibi kavramlard. Bu adam Da brahim'di; Seyduna'nn iyi dostu olan eski din mcahidi. le namazn kl maya baladlar nce hep birlikte, imaml Da ibrahim yapyor du. Dualan bouk, tekdze bir ses ile okuyordu. Fakat mehd ile ilgili blmlere geldii zamanlar sesi ykseliyor, bir davulun gmbrdemesine benziyordu adeta. Sonra da dersini vermeye balad. Arap dilinin gramerini anla tyordu uzun uzun; skc kurallan birer birer aklyor ve Kurandan rneklerle de sylediklerini destekliyordu. Bu arada kamlar da 60

yaz tahtalarnn zerinde hararetle czrdamaktaydlar. Kimse ne fes bile almaya cesaret edemiyordu. Bu ders ibni Tahir iin bir din lenme saati olmutu. Gramer konusunda ok iyiydi zaten, bu ne denle kendine gveni yerine gelmiti. Dal brahim szlerini sona erdirdii zaman, karanlk bir ehre ile doruldu. Uzun beyaz cppesinin bir yere taklmamas iin azami gayret harcyordu ve sonunda azametli bir tavrla merdi venlerden aa inerek gzden kayboldu. Nihayet kprdayabilirlerdi artk! Bir an in Dal brahim'in orada olmadndan emin ol mak iin beklediler, sonra da hep beraber koturarak ayn merdi venlerden aa terasa indiler ve birbirlerinin karsna iki sra ha linde dizildiler. "imdi Dal Abdlmelik ile tanacaksn" diye fsldad Sley man bni Tahir'in kulana. "Sana iyi bir t vereyim: Dilerini sk ve iradeni sonuna kadar kullan. Talim esnasnda bir talebenin ol duu yere l olarak dtn biliyorsun deil mi? Allah'a ve efendimizin bilgeliine gven!" Yusuf ilk srann en bandayd. Sleyman ortalarda bir yerde, bni Tahir ise en sondayd. kinci srann ise banda beyde so nunda da Naim bulunuyordu. Aniden iri kemikli dev bir adam ortaya kt. Hzl admlarla on lara doru yaklayordu. Keli bir surat vard, gzleri ise sert ve delici baklara sahipti. Delikanllann arasndaki bni Tahir gzne arpt zaman ona seslendi: "Senin adn nedir yiidim?" "Adm Avni. Sava'l Tahir'in torunuyum." 'Tamam. Bana geldiini haber vermilerdi. anl atalanna layk olacan umanm." Birka adm attktan sonra kkreyen bir sesle emretti: "Ayakkablan kartn! Herkes duvara!" Delikanllar bir anda ayakkablann karttlar, nlerinde ykse len duvara doru kotular ve trmanmaya baladlar. Elleriyle kaya bloklarnn arasndaki yarklan ve atlaklar anyor, bulduktan en k k bir kntya bile sk sk sarlyorlard. nnde dimdik ykse len duvara bakan bni Tahir'in cesareti bir anda yok oldu. Ayan 61

nereye ve nasl basacan bile bilmiyordu. Birden bann stn den bir sesin kendisine bir eyler fsldadn iitti: "Elini uzat!" Ban kaldrp yukar bakt. Sleyman ta tepelere kmt bile. Bir eliyle bir atlaa tutunurken dier elini de ona doru uzatyor du. Ibni Tahir uzatlan ele skca yapt ve elik bir penenin ken disini yukar ektiini fark etti. "Hadi! Gayret et, izle beni!" Sonra her ey daha iyi gitti ve kendisini bir anda burlarda buldu. brleri uurum tarafndaki duvardan aa inmeye balam lard bile. Ta aalarda ahrud iddetle akyordu. Ibni Tahir aa bir bak frlatt ve o anda ba dnmeye balad. "Aa dp leceim..." diye dnyordu dehetle. "Beni ok yakndan takip et!" diye fsldad Sleyman - sesi sert ve emrediciydi. Ve aa inmeye balad. Salam bir dayanak bulduu anda, Ibni Tahir'e nce elleri sonra da omuzlaryla destek oluyordu. Bu ekilde dilerini skarak, dikkatle dimdik duvardan aaya inmeye baladlar. Irman kayalanna ayak basmak iin harcadklar vakit, Ibni Tahir'e sanki sonsuzluk kadar uzun gelmiti. Derin derin soluk alarak etrafna baknd. Az nce yaad kor ku yznden hl tir tir titriyordu. Dimdik duvar gzlerinin nn de gkyzne dek ykselmekteydi: bu duvardan plak elleriyle inmi olduuna bir trl inanamyordu. Abdlmelik iri cssesiyle duvarn stnde belirdi. Bacaklarn iki yana aarak aadaki talebelere seslendi: "Yerlerinize abuk!" Tekrar trmanmaya baladlar. Ibni Tahir Sleyman'a yapmt; bir glge gibi takip ediyordu onu. Dikkatle bir noktadan brne doru ilerliyorlard. Nihayet duvann zerine ulatlar, aa inmek artk bir ocuk oyunu kadar kolayd. Az sonra tekrar salam zemin zerinde olmann verdii mutluluu doya doya yaamaya balamt. Talebeler bir an soluklandlar. Ibni Tahir Sleyman'a teekkr etmek istedi ama o sabrsz hareketlerle buna mani oldu. "Bir dahaki sefere yanmza bir halat alalm" dedi ona "ok hz l olmalyz, bir yldrm kadar hzl!" 62

Ayakkablarn giydiler ve tekrar sra oluturdular. Abdlmelik alayla srtyordu: "Nen var bugn Sleyman? Neden her zamanki gibi birinci de ildin? Tembelletin mi? Yoksa cesaretin mi seni terk etti? Belki de yeni gelen sana kt rnek oldu! Bir kene gibi yapmt sanki sana. imdi de ona yiitliini gster bakalm! Onun nne ge ve nefesini tut!" Sleyman Ibni Tahir'in nne geti ve azyla burnunu kapad. Dimdik nne bakmasna ramen baklar bulankt; sanki ok uzaklarda bir yere bakar gibiydi. Ibni Tahir aniden endielenmeye balad. Sleyman artk nefes almyordu. Surat pancar gibi kzarmaya balamt: bir sre sonra bo ba kl gzleri yuvalarndan frlamaya baladlar. Ibni Tahir korkmaya balamt. Bu cesur delikanlnn bu kadar acmaszca cezalandrl masnn nedeni sadece kendisiydi! Abdlmelik Sleyman'n yanna dikildi. Kollarn gsne kavuturmutu ve delikanly ii bilen gzler le szyordu. Sleyman bouluyordu sanki; boyun damarlar anormal bir ekilde kabarmt ve yuvalarndan frlam gzlerinde rktc bir ifade vard. Aniden bir geminin gvertesindeymi gi bi olduu yerde yalpalamaya balad, sonra da yeni kesilmi bir aa kt gibi yere devrildi. "ok iyi!" dedi Abdlmelik takdir ederek. Sleyman hzl hzl nefes alyordu. Gzlerine yaam dolmaya balamt yeniden. Yavaa ayaa kalkarak yerine geti. "Gel bakalm beyde! rade kontrolnde kat ettiin mesafeyi bize gster bakalm!" beyde'nin esmer surat kl grisi bir renk almt. Umutsuzluk la etrafna baknarak gvensiz admlarla ileri kt. Nefesini tuttuu zaman, esmer surat parlak kahverengi oldu aniden. Havaszlktan boulmann ilk belirtileri ok gemeden kendini gsterdi. Abdl melik srtarak ona bakyordu. Ibni Tahir onun zavall delikanl ile alay ettiini anlamt. beyde de ayn Sleyman gibi yalpalama ya balad ve yavaa arkaya dt. Abdlmelik kt niyetini belli edercesine srtyordu hl. Talebelerin suratlarndan da gizli bir 63

glmseme geti. Da yerde yatan delikanlya bir tekme atarak alayc bir tavrla seslendi: " Kalk ayaa gvercinim, ayaa kalk ki bana kt bir ey gel mesin." Sonra da serte devam etti: "Ne oldu?" beyde ayaa kalkmt. aknlk ve biraz da korkuyla glmsyordu: "Havaszlktan bayldm hrmetli dal." smaillerde yalanclar nasl cezalandrlr biliyor musun?" beyde titremeye balamt. "Nefesimi sonuna kadar tutmaya dayanamadm hrmetli da." "Pekl. Krbac al ve kendini cezalandr." Hocann getirdii eya ygnlan arasnda ksa bir deri krba buldu beyde. Cppesini zerek, vcudunun st ksmn braka cak ekilde kollarndan beline balad. Omuzlar kuvvetli ve kas lyd. Krbac bann zerine kaldrarak srtna ilk darbeyi vurdu. iddetli bir aklama sesi duyuldu ve esmer derinin zerinde krm z bir izgi belirdi. beyde inledi ama kendisini krbalamaya da devam etti. "Bu gen adam ne kadar da nazl byle!" diye alay etti Abdlmelik. "Daha sert, daha sert yiidim!" beyde imdi de brn krbalamaya balamt. Darbeler vcuduna giderek daha hzl ve daha sert iniyordu. Sonunda da kendisini valisi bir fke ile krbalamaya balad. Krba yaral deri yi yrtp atyordu. Etrafa srayan kan, beyaz cppesini kzla boya mt. Acmaszca kendisini paralyordu: Sanki en amansz d manna ikence ediyordu. Nihayet Abdlmek elini kaldrd: "Yeter!" beyde titreyerek krbac brakt. Abdlmek Sleyman'a arka dan adrvana gtrmesini ve yaralann ykamasn emretti. Sonra rencilere dnd ve baklann Ibni Tahir'in zerine dikti: "Bu yaptmz talimin anlam ve nemini sizlere birok kez an latmtm. Aranzda yeni birisi var, bu yzden bunlar bir kez daha
64

dinlemeniz, sizin de mutlaka iinize yarayacaktr. nsann ruhu. dnceleri, arzular, ayet byk bir engel onlara mani olmasa, bir kartal gibi uup gidebilirlerdi. Bu engel tm zaaflar ile kendi vcudumuzdur. Hangi delikanlnn iinde hrs dolu bir ate yan maz ki? Fakat yine de binlerce planndan ancak bir tanesini ger ekletirebilir. Neden? nk vcudumuz tembellie ve rehavete eilimlidir, biz yksek emellerimizi gerekletirmeye gtrecek yoldaki zorluklar onu korkutmaktadr. Kendi aa ihtiraslar, ira demizi ve yksek emellerimizi fel etmektedir. Yaptmz bu ta limlerin amac, bu ihtiras yenmek ve ruhumuzu balanndan kur tarmaktr. radeyi glendirmek ve onu sadece bir amaca ynlen dirmek: Ancak bu ekilde, insann kendisini kurban etmesini ge rektiren yksek emeller gerekletirilebilir. Biz vcudumuzun tm zaaflarna teslim olmak yerine, onlara hkmeden sekin kiiler ol malyz. Btn abamz bunun iindir! Ancak bu ekilde efendimi ze hizmet etmeye ve emirlerini yerine getirmeye muvaffak olabiliriz." Ibni Tahir onu dinlerken gzlerinde aniden bir alev parlamaya balamt. Evet kendisi de daima bilinsiz olarak buna abalam t: yksek bir emele hizmet edebilmek iin zaaflarn yenmek. O anda yaadklar artk gzne korkun grnmemeye balad. Ve bu nedenle de, Abdlmek ona anlayp anlamadn sorduu za man, tamamen ikna olmu olarak cevap verebildi: "Anladm hrmetli da." "yi! O zaman ne k ve nefesini tut!" Bir an bile tereddt etmeden ne kt. Sleyman'n yapt gi bi uzaklara bakmaya alyordu. Nefesini tuttu. evresindeki ve iindeki her ey sessizlemiti sanki. Az sonra bulank grmeye balamt, damarlarnn kopacakm gibi geildiklerini hissediyor du; eytana uyup hava almak istedi ama son anda kendisine en gel oldu. Kulaklan garip bir biimde uulduyordu bacaklar da bir anda gten dOmt. Kendini baygnln kollarna teslim et mek zereydi artk. Mant en son ana kadar unlar diyordu ona: "Dayanmalym! Dayanmalym!" Nihayet etrafn zifiri bir karanlk sard. Olduu yerde sallanarak boylu boyunca yere devrildi. Bir an sonra yeniden nefes almaya baladn hissetti.
65

"Evet naslsn bakalm?'' diye sordu Abdirnelik glerek. lbni Tahir doruldu. "iyiyim hrmetli da." "Bu delikanl umut vaat ediyor dorusu." Sonra tekrar lbni Tahir'e dnd. "Bu yaptmz asl nefes alp verme talimleri iin bir balang, bir giritir sadece. Diyelim ki vcuduna ne denli hakim olabildiine dair bir deneme! Esas talimlere bundan sonra bala yacaz." beyde ve Sleyman geri dnmlerdi. Abdirnelik tekrar bir emir verdi. Talebeler nceden iaretlenmi bir blgeyi aceleyle kazmaya baladlar. Ortaya daha nce hazrlanm ve kumla stnkr olarak doldurulmu bir ukur kmt. Bu arada baz tale beler yan taraftaki binaya giderek kor halinde kmrlerle dolu bir mangal getirmilerdi. imdi de korlan dikkatle ukura yayyorlard. "Sebat ve talim ile" diye devam etti Abdirnelik "vcut kont rol ve irade kuvveti yle bir dereceye ular ki kii artk sadece vcudunun zaaflann yenmekle kalmaz, doaya ve kanunlarna bi le kar koyabilir. Yeni gelen! Gzlerini a ve bana bak. Hakl oldu uma ahit ol!" Abdirnelik nce sandallarn kard, sonra da cppesinin eteklerini belinde toplayarak kendisini rahatsz etmesini engelledi. ine giydii dar pantolonu da biraz yukar ekerek kor halindeki kmrlerle dolu ukurun bana geldi. Sabit baklarla uzaklar s zyordu. "Bak, konsantre oluyor ve iradesini topluyor" diye fsldad lbni 'Fahir'in kulana yanndaki talebe. lbni Tahir nefesini tuttu. indeki bir ses unlar fsldyordu ken disine: Byk eyler gryorsun burada Tahir'in torunu! Dardaki insanlarn hayal bile edemeyecekleri eyler... Aniden hareket etti Abdirnelik. Dikkatli admlarla akkor halin deki kmrlere bast; sonra da emin ve hzl admlarla atein ze rinde yryerek karya geiverdi. ukurun br tarafna ulatn da, sanki derin bir uykudan uyanyormuasna ban sallad. Son ra da talebelere doga dnd ve neeli bir ifadeyle ayak tabanlar n gsterdi onlara. En kk bir yank izi bile grnmyordu. 66

"te doru bir irade terbiyesinin sonucu!" dedi. "Kim dene mek ister?" Sleyman elini kaldrd. "Hep ayn kiii" diye homurdand Abdirnelik can sklarak. "Pekala! Ben denemek istiyorum" diye ileri kt Yusuf - sesin de az da olsa bir tereddt seziliyordu. "Korlarn zerinde mi?" diye sordu Abdirnelik belli belirsiz bir glmsemeyle. Yusuf ne yapacan bilmeden bakyordu ona. "istersen biraz bekle, levhay kzdrnca denersin" dedi Abdi rnelik onu korumak istercesine. Cafer de denemek istediini bildirdi. "Peki" diye kabul etti Abdirnelik. "Ama nce syle bize tm iradeni toplayabilmek iin ne dnmelisin?" "Ulu ve kudretli Allah, yanmamam iin bana yardm edersen, hibir yerimi yakmayacam" diye tekrarlad Cafer. "yi. Peki, yeterli gvene sahip misin?" "Evet hrmetli da." "O zaman yr Allah adna!" Cafer ukurun bana giderek dncelerini ve iradesini topla maya alt. Talebeler onun ate stnde yrme karar vermesi ne imdiye dek birok kez ahit olmulard ama her defasnda fik rini deitirmiti son anda. "Geve" diye uyard onu Abdirnelik. "Kendini her trl ger ginlikten syr ve tam bir gvenle yr! Allah tm kaderimizi elin de tutmaktadr!" Cafer liman terk eden bir gemi gibi ukurun bandan ayrld, emin ve abuk admlarla karya geti. Bir an donmu gibi hare ketsiz kald, sonra yava yava ban evirerek arkaya bakt.- Ak kor halindeki kzgn kmrler, ayaklarnn dibinde korkun bir s yayarak yanyorlard. Rengi atm yz mutlu bir glmseme ile aydnland. Gzle grlr ekilde rahatlamt. "tte cesur bir delikanl!" diye bard Abdirnelik. Talebeler den de takdirle dolu bir uultu ykseldi. "Hadi bakalm Sleyman! Son sefer de grmtk ama bize yapabileceklerini bir kez daha gster bakalm!" 67

Abdlmek'in neesi yerindeydi. Sleyman gzle grlr bir ekilde sevindi. Konsantre olduktan sonra sanki aynsn daha n ce bin kez yapm gibi kolaylkla korlann zerinderi yryverdi. "Ben de deneyeceim!" diye bard Yusuf hayranlkla - g sn iirerek nefes ald ve ukura doru yrd. Konsantre olmak iin youn bir aba harcyor ve gerekli sz ckleri hemen hemen yksek bir sesle mnldanyordu; ona ra men yine de atein kendisine zarar verebilecei dncesinin kendisini tamamen terk etmedii belli oluyordu. Nihayet yle bir noktaya geldi ki artk bir eyler yapmas gerektiini hissediyordu. Koiianm iki yana aarak vcudunu terazilemeye balad; sanki so uk suya atlamaya korkan bir yzcye benziyordu. Abdlmelik glmsedi. "Allah' dn, onun yardmn dile ve geri kalan her eyi ka fandan kar" diye t verdi ona. "O seninle beraber olduu za man korkacak ne var ki?" Yusuf nihayet mtereddit olarak bir ayan yava yava korlara doru uzatmaya balad. Fakat annda acyla bard ve korkuyla geriye srad. Talebe sralarndan bastrlm gller ykseldi. "Cesursun ama iraden zayf dedi ona da sadece. Yusuf ban eerek tekrar yerine dnd. "Ben de deneyebilir miyim?" diye sordu bni Tahir utanarak. "Senin vaktin henz gelmedi Tahir'in torunu!" diye cevaplad Abdlkerim. "Ama gnn birinde ilkler arasnda senin de olaca ndan eminim." Talebeler kla binasndan byk bir demir levha getirmilerdi. Kor halindeki kmrleri bir kez daha kantrarak, levhay zerine koydular. Abdlmelik'in bir iareti zerine sraya giren talebeler, bir bir levhann zerinden gemeye baladlar. Levha abuk sn mt, ayak tabanlar gitgide daha ok yanyordu. Kpkrmz kor haline geldiinde bile, bir algn gibi hoplayp zplayan Yusuf hl zerinden gemeye devam ediyordu. Az nce dt durum yznden, ayaklarnn tabanlarn yakarak cezalandryordu kendi sini, ibni Tahir de ayaklarn yakmt. Dilerini skarak ac duyma d yolunda kendisini ikna etmeye alyordu. Yine de ne yapar68

sa yapsn, yeterince konsantre olamyordu bir trl. Bu tr dene melere alkn olmad iin bitap dmt; bir an iin delirmek zere olduunu bile sanmt. Nihayet Abdlmelik bararak artk durmalarn ve ikence ale tini kaldrmalarn syledi. Talebeler son kez bir sra oluturdular. Abdlmelik nlerinde bir ileri bir geri yryerek ciddi bir ifadeyle yaptklar ve grdkleri zerine derin derin dnmelerini istedi. Sonra da hafife eilerek aynen geldii gibi kuvvetli ve hzl adm larla oradan uzaklat. renciler terasa geri dndler. Da Ebu Soraka bu saate onla ra lkelerinin dilini yani Farsa'nn metriini retecekti, tbni Tahir bu konuda son derece bilgili olduunu gsterdi. Her nazm tr iin Firdevs'den, Ansar'den ve eski airlerden ezbere rnekler veriyordu. Ebu Soraka son derece memnundu ve ona dierlerinin nnde vgler yadrd: "Bir smail'i savas iin sava sanat ve irade terbiyesi phe siz ok nemlidir. Ama dncelerini rahatlkla ve istedii biim de ifade edebilmesi iin, sz sanatn kavram olmas da ayn de rece neme haizdir. Tahir'in torunu; senin yetenekli bir talebe ol duunu grdm iin ok sevinliyim." kindi namaz vakti gelmiti. Ebu Soraka ve talebeler, olduklan yerde namaz klmaya baladlar. Ali ve smail'e edilen dualar he nz son bulmamt ki bni Tahir an yorgunluk nedeniyle bayld. nc rekattan dorulmakta olan Naim, onun hareketsiz yat makta olduunu aknlkla fark etti. bni Tahir'in zerine doru eilen Naim, delikanlnn suratnn l kumu gibi sar olduunu grd. Yusuf ile Sleyman'a seslendi i zaman, dier talebeler hareketsiz yatan arkadalarnn bana toplanmaya balamlard bile. lerinden birisi koarak su getir meye gitti, ksa sre sonra bni Tahir tekrar yasama dnmt. Yu suf ile Sleyman onu yemek salonuna gtrdler. Nihayet yemek vakti gelmiti. bni Tahir kamn doyurduktan sonra, gcnn tekrar yerine geldiini hissetti. Bu arada Yusuf dosta omuzlarna vuruyordu: "zlme ksa sre sonra sen de ala alrsn. O zaman en 69

ar idmanlara ramen, birka gn a kalmak sana vz gelecektir. Zaten Abdlmelik buna almamz iin elinden geleni yapyor." Ebu Soraka lafa kart: "Kaleye getirdiin eei ne yapalm?" "Onu alkoyabilirsiniz" diye cevaplad Ibni Tahir. "Babamn ona ihtiyac yok. Ama bizim iin faydal olabilir." "yi cevap!" dedi hocas. "Bu andan itibaren eve dnmeyi ak lndan bile geiremezsin. D dnya ile olan son bain da kopar dn. Dncelerin artk sadece Alamut davasna hizmet edecek!" Talebeler yemekten sonra bir sre yatak odasnda dinlendiler. D eklerine uzanarak birbirleriyle sohbet ediyorlard. Ibni Tahir ok yorgun olmasna ramen, kafasn kurcalayan birok soruyu akl a kavuturmak istiyordu. "Garnizondaki askerler ile bizim aramzda ne tr bir iliki oldu unu bilmek istiyorum" dedi. "Daler ile Yzba Minuehr arasn daki iliki nedir? Alamut'taki Ismail tekilatlanmasn kavrayama dm hl." "Ismaillerde" diye anlatmaya baladlar Yusuf ve Cafer "her mminin belli bir konumu vardr. Sradan mritlere lasik ad veri lir. Onlarn zerinde ise bilinli ve militan mminler olan refikler bulunmaktadr. Refikler lasikleri temel gerekler konusunda eitir ler. Bu ekilde eitilen lasikler, burada astsubay ve onba rtbe siyle grev yapan refiklerin emrinde olmak kaydyla, asker olarak hizmet verebilirler. Bizler mstakbel fedailer, zel bir konuma sa hibiz. Talebeliimiz devam ettii mddete, bizden byklerin ve hocalarmzn emirlerine uymaya mecburuz. Ama asil fedai oldu umuz andan sonra, Byk nder'den, ya da onun tayin edecei -eer bunu yaparsa tabii- bir vekilden bakasna itaat etmek zo runda deiliz. Bir sonraki basamakta ise daler bulunmaktadr. Bunlar bize hocalk ederler ve yksek gerekleri bilmektedirler. Kalenin askeri kumandan olan Yzba Minuehr, onlarla ayn ko numdadr. Onlarn zerinde ise Byk Daler bulunmaktadr. u anda bunlardan tane vardr: Suriye'den gelen Byk Da Ebu Ali, Rudbar kalesi komutan Byk Da Buzruk Umid ve efendimiz adna Huzistan'daki Zur Gumbadan kalesini ele geiren Byk Da 70

Hseyin Alkeyni. Piramidin en tepesinde ise btn smaillerin li deri, efendimiz Seyduna bulunmaktadr: Hasan Ibni Sabbah." "Ne kadar da zekice bir dzenleme!" diye bard Ibni Tahir hayranlkla. "Ama tek tek dereceler arasndaki farklar ok daha detayl ve karmaktr" diye ilave etti Sleyman. "rnein Da Abdlmelik, Da brahim'in biraz altnda ve ondan daha gen olmasna ra men, Da Ebu Soraka'nn biraz stnde bulunmaktadr. nk Ismail davas ve mcadelesi ona daha fazla ey borludur ve dere celerin asl belirleyicisi de budur. Bizim aramzda bile konum fark llklar bulunmaktadr. Mesela sen henz dn geldiin iin, bizle rin bir basamak altnda bulunmaktasn. Fakat o veya bu biimde Ismail davasna daha iyi hizmet verirsen veya imtihan gnnde bizlerden daha baarl olursan, derecen de sahip olduun bilgi ve beceri orannda artacaktr." "Bu derece farkllklar o kadar da nemli mi gerekten?" diye sordu Ibni Tahir aknlkla. "Hem de nasl!" diye steledi Sleyman. "Zor durumlarda her Ismail bulunduu konumun farknda olarak, kimden emir alaca n ve kime emir verebileceini ok iyi bilmelidir. Bu ekilde muh temel karklklarn ve yanl anlamalarn nne geilmi olur. Ne denini anlayabildin mi imdi?" "Kesinliklel" Bir gong vuruu onlar grevlerinin bana ard. Hava ok s cak olduu iin leden sonraki dersler terasta deil, yemek salo nunda yaplyordu. Da Ebu Soraka onlara imdi slam'n ve Ismail mezhebinin ta rihini anlatacakt. Yeni gelenin ilenen konulardan haberdar olmas iin, nce ta lebelere eitli sorular sordu. Sonra da kendisi devam etti: "Peygamberin, biricik kz Fatma'y Ali ile evlendirmi olmas, onun Ali'yi kendisine halife olarak setiini kantlar bize. Ama peygamberin lmnden sonra, meru varisi olan Ali, dzenbaz vey babas Ebu Bekir tarafndan kandrlmtr. Ali'nin hakk olan taht, Ebu Bekir tarafndan gasp edilmitir. O gnden bu yana pey71

gamberin ahane binas iki kanada ayrlmtr: sol tarafta hain Ebu Bekir'i meru halife olarak kabul edenler bulunmaktadr. Bayrakla rnn rengi karadr ve snnetleri ise peygamberin davranlar ze rine yaplan yalanc ahitliklerden ve utanmazca yalanlardan olu an laf kalabalndan baka bir ey deildir. Bakentleri olan Ba dat'ta u anda Abbasi soyundan gelen dzmece halife hkm sr mektedir. Peygamberin amcas Abbas ise sonu gelmez dalkavuk luklar ve iren iftiralar sayesinde, kimsenin gerek inanan zafe rinden phe duymad bir anda, kendisini mmin olarak kabul ettirebilmeyi bilmitir. Abbas'n slalesi bugn Yecc ve Mecc lkesinden gelerek ran'a hakim olan gebe Seluklu kpekleri nin hkmdar Melikah in korumas altndadr. Bizler, yani Ali'yi peygamber tarafndan belirlenmi ilk ve me ru imam olarak kabul edenler ise sa tarafta bulunmaktayz. Bay ramzn rengi beyaz-, bakentimiz ise Kahire'dir. nk orada hkm sren halife, Ali'nin ve peygamberin kz Fatma'nn slale sinden gelmektedir. Bilmelisiniz ki hilafet makamn gasp eden Ebu Bekir'i iki dz mece imam daha izlemitir: mer ve Osman. Sonuncusunun l mnden sonra ise halk Ali'nin imamlk makamna getirilmesini ta lep etmitir. Her ne kadar Ali imamlk makamna geldiyse de, ksa bir sre sonra kiralk bir katil tarafndan ldrlmtr. Olu Ha san onun takipisi oldu ama bir sre sonra yerini Muaviye'ye terk etmek zorunda kald. Halk ise Ali'nin br olu Hseyin'in imam olmasn istiyordu. Ama bir sre sonra Hseyin Kerbela'da tm yaknlan ile birlikte katledildi. O zamandan beri peygamberin ger ek takipileri dalarda ve llerde yaamak zorunda kaldlar ve sahte imamlann adamlar tarafndan her tarafta takip edilerek, k ymlara uratldlar. phesiz ki Allah'tan baka hi kimse insanla rn kaderlerini bilemez ama ehitler iin yas tutmak kutsal bir g revdir. Dinleyin: Ali'nin ve Fatma'nn soyundan gelen meru halifenin Kahire'de hkm srdn sylemitik. phesiz ki onun imam ln kabul ediyoruz; ama baz haklanmz mahfuz tutarak. Malfuz tuttuumuz bu haklar zaman zaman ifa edeceimiz srlarmzdr. 72

Bugnlk, peygamberin nc meru halifesi Hseyin'den sonra gelen imamlarn isimlerini saymamz kfidir. Drdncs, Hse yin'in olu Ali Zeynel Abidin idi. Beincisi ise bunun olu Muhammed Bekir, altncs ise Caferi Sadk'tr. Yedincisinde ise iler karmtr. nk Cafer-i Sadk'n iki tane olu vard: Musa elKazm ve smail. Musa'y yedinci imam olarak kabul edenler, on dan sonra gelen ve sonuncusu Muhammed el-Asker olan dier lerini de kabul ederler. Biz ise buna karn, gnn birinde elMehd adyla zuhur edecek olan son imamn Musa el-Kazm'n deil, smail'in soyundan geleceini dnyoruz! Biz buna inan yoruz, nk kkeni ve tekrar dn ispat eden iaretler, bize malumdur. Bu nedenle biz sadece sonuncusu Musa el Kazm de il smail olan ilk yedi tartmasz imam kabul ediyoruz. Gerek ten de, Musa'nn soyunun bir kolu Msr'da egemen olmay baar mtr. Ama daha sii ve mhim olan dier soyun temsilcisi nere dedir? u anda bildiimiz tek ey, Msr'da hkm srenlerin, ger ek mminlerin nihai zaferine giden yolu amakta olduktandr. nk Adem, Nuh, brahim. Musa, Isa, Muhammed isimli alt b yk peygamberden sonra, bir yedincisinin gelecek olduu yazl dr: el-Mehd! Ve el-Mehd ismail'in soyundan gelecektir. Bizim bunca zamandr beklediimiz ve uruna savatmz kii, onun ta kendisidir. Size sylyorum: Alamut kalesi ok byk srlar barn drmaktadr." Ibni Tahir ilk kez olarak Ismail retisinin inceliklerine vakf oluyordu. Bu kadar ok srn iitmek onu ok artmt, heyecanla yeni srlarn aklanmasn bekliyordu. Ebu Saraka az sonra dersi sona erdirdi. Odadan krktan son ra, ieri aslen Yunanl olup sonradan hak yolunu seen ve elHekim olarak adlandnlan Theodoros girdi. Siyah sivri bir sakala ve ayn renkte bya sahip olan, ksa boylu, tknaz bir adamd. Yuvarlak, pembe surat, garip derecede dz ve uzun bumu ile iki ye blnmt. Dudaklar bir kadnnki gibi etli ve krmzyd. Bun larn dnda iman, yuvarlak bir enesi ve ltlar saarak glm seyen gzleri vard. Onun ne zaman ciddi olduunu, ne zaman da aka yaptn bugne dek kimse anlayamamt. Talebeler he73

nz bu mertebeye ykselmemi olmasna ramen, ona da diye hitap ediyorlard. Sadece bir tek ey biliniyordu onun hakknda: Bizzat Byk nder tarafndan Msr'dan getirilmiti buraya. ok blgili bir hekimdi ve tbbn birok alannda ders veriyordu; fakat zellikle insan vcudunun bnyesi ve fonksiyonlar alanlarnda tam bir uzmand. Tm amacnn eski Yunan felsefesi ile Kuran'n tam bir uyum iinde olduunu ispat etmek olduu syleniyordu. Hastalklar, zehirleri ve deiik lm biimlerinftasvir ettii du rumlarda, anlatmlarn lkesinin filozoflarndan ald rneklerle sslemeyi ihmal etmiyordu. zellikle septik, sinik ve materyalist filozoflardan sklkla alntlar yapyordu. Onu dinleyen talebeler aknlktan gzlerini drt agyorlar ve birou sylediklerinin ge reinden fazla kfirce olduunu dnyorlard. Mesela insann yaradln aklarken, Kurandaki hkmler ile Yunan filozoflanndan ald fikirlerin sk sk sentezini yapyordu: "Bildiiniz gibi" diyordu "Allah Adem'i drt maddeden yarat mtr. nce toprak kullanmt ama bu ok sertti ve abuk para lanyordu. Topra toz haline getirerek ikinci bir element olan su ile kartrd. Toz ve suyun karmndan bir kitle yapt ve bu kitle ye insan biimini verdi. Ama yapt figr ok dayankszd ve en kk bir dokunuta eklini yitiriyordu. Bunun zerine, yapt in san figrnn d kabuunu kurutmak iin atei yaratt. nsan by lece kvrak ve hareketli bir tene sahip olmutu ama bedeni ok ard. Bu nedenle gsnn ortasndan bir miktar malzemeyi ge ri ald ve bo kalan yerin insan vcudunun salamln tehdit et memesi iin, oraya hava fledi. Bylece drt ana maddeden olu an insan vcudu, son eklini ald: Toprak, su, ate ve hava." "insan vcudunun yaam kazanmas iin" diye devam etti he kim "Allah ona bir ruh fledi. Ruhun kayna ilahi olduu iin, v cudu oluturan drt madde arasndaki uyum iin son derece b yk bir neme haizdir. Maddeler arasndaki denge bozulur bozul maz, ruh da kaynana, yani Allah'n kendisine geri dner. Maddeler arasndaki dengenin bozulmas, drt eit lm biimine neden olabilir.Eer vcut bir yaralanma neticesinde ok faz la kan kaybederse, temel maddelerden olan su ok azalr ve lm

gerekleir. Eer birisinin boaz sklrsa veya herhangi bir ekilde soluk almas engellenirse, vcudun hava maddesi ile olan ilgisi kesilir, kii boulur. Souktan donan birisi, vcudundaki ate maddesini kaybetmi olur. Ve sonunda, vcudu paralanan bir ki inin salam maddesi dalr ve lm, kanlmaz olur. Geriye kalanlar ise tbbi lm adn verdiimiz, gizemli lm lerdir. Bunlar bir miktar daha kanktr... Zehir adn verdiimiz bir takm esrarl doal maddelerin vcuda girmeleri ile gerekleirler. Doal bilimlerin grevi ise bu zehirlerin kkenlerini ve kullanm biimlerini aratrarak, savaan her Ismail iin nasl faydal olabile ceklerini ortaya karmaktr." Bu bilgiler de Ibni Tahir'i bir nceki derste duyduklarndan da ha az artmamt. Btn bu eyler onun iin o kadar yeniydi ki! Ayn zamanda, bu kadar garip eyleri niye renmesi gerektiini anlamakta da glk ekiyordu. Yunanl glmseyerek eildi ve dan kt. imdi de Da brahim talebelerin karsna kmt. Sa londa imdi tam bir lm sessizlii vard. Ibni Tahir imdi nemli bir konunun ileneceini anlamt; gerekten de srada Ismail retisinin incelenecei din bilgisi dersi vard. Hoca nce bir soru atyordu ortaya, sonra da talebelerden birisinin bu soruyu cevap landrmasn istiyordu. Soru ve cevaplar birbirlerini takip ediyorlar d; abuk, ksa ve garip bir makam ile. Ibni Tahir dikkatle dinliyor du: "Periler kimlerdir?" "Periler kadn biimindeki kt ruhlardr. Zerdt'ten nce dnyada hkm sryorlard ve onun tarafndan cehenneme gn derilmilerdi." "Zerdt kimdi?" "Zerdt, Muhammet tarafndan eytanlann arasna gnderilen yalana bir peygamber, bir ateperestti." "eytanlar nerede otururlar?" "Demavend dann zirvesinde." "Nereden biliyoruz bunu?" "Dan zirvesinden ykselen dumanlardan." "Hepsi bu kadar deil!" "Ve oradan ykselen haykrlarla feryatlar yznden. 75

74

Seluklular kimdir?' "Seluklular istilaclardr: ran'a hkmetmek iin Yecc-Mecc lkesinden gelen Trklerin rkndandrlar." "Yaradltan nasldr?" "Yan insan, yar eytandrlar." .., "Neden?" "Devler veya kt ruhlar bir zamanlar insan rkndan kadnlarla iftlemilerdi, Seluklular da bunlarn torunlandr." "Peki Seluklular neden Mslman oldular?" "Gerek yzlerini gizlemek iin!" "Amalan nedir?" "slam' yok etmek ve dnya zerinde eytanlarn hkmranl n tesis etmek." "Bunu nereden anlyoruz?" "Dzmece Badat halifesini desteklemelerinden..." "Ismail davasnn ran'daki en azl dman kimdir?" "Sultann ba veziri Nizam l-Mlk." "Neden yegne doru retiden bu denli nefret ediyor?" "Bir dnek olduu iin." "En ar suu nedir?" "En ar suu, efendimizin bana on bin altn mkfat koymu olmasdr." lbni Tahir heyecanlanmt. Evet, bykbabasn idam ettiren ba vezir bir caniydi. Ve imdi de Ismaillerin en byk nderleri nin kellesini istemeye bile cret edebiliyordu! Bu soru ve cevaplar ile Da brahim bugne kadar anlatt ko nulan ksaca tekrar etmi oldu. Bir el hareketiyle derse devam et mek istediini belirtti. Talebeler yaz tahtalann zenle dizlerinin zerine yerletirdiler ve kalemlerini mrekkebe batrarak bekleme ye baladlar. Hocalar onlara Ismaillerin en byk nderi hakkn da bilmeleri gerekenleri yazdrmaya balad. Birtakm sorular soru yor, cevaplarn da yine kendisi veriyordu. bni Tahir hocann sy lediklerini kda geirirken, aknlk duymaktan kendisini alam yordu: "Seyduna mminler zerindeki kudretini kimden almaktadr? 76

Dolaysz olarak Kahire halifesi Mostanzer Billah'tan, dolayl olarak da Allah'tan." "Bu kudretin z nedir? - Bu kudretin z, ran'da yaayan tm Ismaillerin yaamlar ve lmleri zerinde hkmetme yetkisi dir." 'Doast gc nedir? - stedii kiiyi istedii zaman cennete gnderme hak ve yetkisine sahiptir." "Seyduna neden bugne kadar dnyadan gelip geen insanla rn en kudretlisidir? - nk cennet kaplarnn anahtarlar, Allah tarafndan ona verilmitir." Akam namaz vaktinin gelmesiyle beraber ders sona erdi. Na mazdan sonra talebeler gruplar halinde terasta toplanarak, o gn k derslerde rendikleri hakknda hararetle tartmaya baladlar. zellikle aralanna yeni katlan lbni Tahir'in dncelerini ren mek iin sabrszlanyorlard. "Abdlmelik'in anlattklar benim iin ak ve anlalr eylerdi" dedi onlara. "Ama Da ibrahim'in bize ne sylemek istediini an layamadm dorusu. Allah'n Seyduna'ya cennetin anahtarlarn vermesi de ne oluyor?" "Bunda kafa yoracak ne var ki?" diye lafa kart Yusuf. "Seydu na' nn retisi bu ite! Bizim grevimiz de buna inanmak." "ok iyi. Ama beni dndren bir ey var: Acaba biz bu re tiyi kelimesi kelimesine kabul mu etmeliyiz, yoksa bunun arkasn da sakl olanlara ulamaya m almalyz?" "Arkasnda ne sakl olabilir ki?" dedi Yusuf sabrszlkla. "Bize sylenen neyse, onu kabul etmeliyiz." "O zaman yeni bir mucize gereklemi olmal!" diye steledi lbni Tahir. "Niye olmasn ki?" dedi Yusuf heyecanla. "Niye mi olmasn? nk peygamber mucizelerin ancak eski alarda gerekletiini aka belirtmitir. Ne kendi zamannda, ne de daha sonra herhangi bir mucizenin gereklemesine msa ade etmemitir." Yusuf bu szlere verecek karlk bulamamt.
j

77

"Allah'n Seyduna'ya cennetin anahtarlarn vermi olmasn, bir mucize olarak kabui etmemeliyiz" diye fikrini belirtti Cafer. "nk peygamber de ne mira olayn, ne de ba melek Cebrail ile grmesini bir mucize olarak kabul etmitir." "Peki, o zaman, bunu da Allah'n Seyduna'ya bahettii bir l tuf olarak kabul edelim'' diye devam etti Ibni Tahir. "O zaman ge riye sadece Allah'n bu anahtarlar efendimize nerede ve nasl ver dii meselesi kalyor!" "Allah Seyduna'ya yanan bir allk veya alak bir bulut biim lerinde grnm olabilir" diye aklad Sleyman. "Eski zaman peygamberlerinde de byle olmutu. Kanun levhalarn Musa'ya Sina danda nasl verdiyse, cennetin anahtarlarn da efendimize ayn ekilde vermi olmal." "Byle olmu olabileceini ben de kabul ediyorum" dedi Ibni Tahir, ama pes etmeye kesinlikle niyeti yoktu. "Ama bu derece kudretli bir peygambere bu denli yakn olmak, bana biraz inanl maz geliyor dorusu." "Belki de kendini buna lyk bulmuyorsundur" diye dalga geti Sleyman. "Bir zamanlann seilmi kavminden bizim ne eksiimiz var ki?" Kafas karan Ibni Tahir etrafna baknd. evresi kutsal bir ate ile parlayan suratlarla doluydu. Hayr, onun iini kemiren phe ve huzursuzluk, onlara yabanc olan duygulard. "Sleyman'n iddialan iyi ve gzel" diye lafa kant Cafer, "ama bana Allah'n bir melek gndererek efendimizi cennete al drdn ve anahtarlar ona orada huzur iinde teslim ettiine inanmak daha mantkl geliyor." "Yine de bu anahtar nasl elde ettii meselesi cevapsz kaiyor. nk ne Allahn,ne cennetin, ne de ona verilen anahtarlarn bizim dnyamzn yapld malzeme ile ayn olmad tartlmaz bir gerektir. Peki nasl oluyor da, bu dnyada, yani bizim aramz da, br dnyann malzemesi ile yaplan bir madde bulunabiliyor? Bizim mantmz bunu kavrayabilir mi? Ve ayet mantmz bu nu kavrayabilirse, o zaman o madde hl br dnyaya ait olabilir mi?" 78

"Birinci snf bir soru attn ortaya Tahir'in torunu!" diye sevindi Yusuf. Bir yandan da memnuniyetle ellerini ovuturuyordu. "Bana kalrsa" diye lafa kant Naim "bu tartmann snrlar bi ze msaade edileni oktan at bile!" "Kapa eneni korkak tavuk!" diye suratn buruturdu Sleyman. "Kuran'da yle yazldr" diye sze balad Cafer tekrar. "M minler lmlerinden sonra cennet ile rnkfatlandrlacaklardr ve bu cennet her bakmdan bizim dnyamza benzeyecektir. Orada bulunma mutluluuna erimi olanlar, dnyadaki duygulan hisse decekler ve dnyadaki zevkleri yaayacaklar. Demek ki br dn ya da, her bakmdan bizim dnyamza benziyor. O halde cennet anahtarlannn da bizim dnyamzdaki cisimlere benzediini niye sylemeyelim ki?" O ana kadar konuulanlar lafa karmadan dinleyen beyde nlayan kahkahalar art. "Btn bu srlar ve anahtar meselesini zebilecek iyi bir ak lamam var benim" dedi. "Bu anahtarlann cennet kaplarn at sylendi bize. Ve bu anahtarlar, bu dnyada bizlerin arasnda ya ayan Seyduna'nn ellerinde bulunuyor. O halde bu anahtar, cen netin dnyaya bakan tarafndaki kaplarn amaktadr. Cennet hangi malzemeden yaplm olursa olsun, anahtarlar dnya tara fndaki kaplan atna gre, yine bu dnyaya ait malzeme ile ya plm olmaldrlar." "ite dikkate deer bir dnce!" diye bard Yusuf. "Evet, gerekten de kabul edilebilir bir aklama" diyen Ibni Tahir de onun fikrine katld. "beyde bir tilki kadar kurnaz" diye alay etti Sleyman. "Bu aklamann dou olup olmadn Da ibrahim'e sorsak m acaba?" diye lafa kart Naim endieyle. "Byle bir soru sana pahalya patlar!" diye uyard onu Sleyman. "Neden?" "nk -senin de pek iyi bildiin gibi- hrmetli Da sadece so rulan sorulara cevap verilmesini arzu etmektedir. stersen bir dene bakalm acemi aylak, bak bana neler gelecek!" Etraftan glmeler ykseldi. Naim fkeden kpkrmz kesil79

misti. Bu karmak tartmadan son derece zevk almakta olan Yu suf ona delici nazarlarla bakt. "Devam edin yavrulanm, devam edin!" diye arkadalann kkrtt. Fakat talebeleri yats namazna aran borunun sesi duyul mutu bile. Ibni Tahir yemekten sonra o kadar yorgun dmt ki arkadala rna akam gezmelerinde elik etmekten vazgemek zorunda kal d. Yatak odasna geri dnerek deine uzand. Ancak uzun sre uratktan sonra gzlerini kapamaya muvaffak olabildi. Alamut'a geldiinden beri tm yaadklar, gzlerinin nnden bir dizi ha yal halinde geiyordu. efkatli Da Ebu Soraka ve ciddi Yzba Minuehr, ona az da olsa darsn hatrlatyordu. Fakat son dere ce ilgin yeteneklere sahip olan El-Hekim ve Da Abdlmelik, da ha da fazla esrarengiz Da brahim ona yeni ve deiik bir dnya nn kaplarn aralamlard: Bu dnyann kesin ve deimez ka nunlar vard; iten da doru organize edilmiti, kendi iinde son derece tutarl, mkemmel, mantkl ve amazd. Bu dnyaya girii ise yava yava olmamt, tam aksine grlmemi bir zorba lkla itilmiti iine. Ve imdi de tam merkezinde bulunuyordu. Da ha dn aada, dier taraftayd. Fakat bugn, yle hissediyordu ki Alamut ona tamamen sahip olmutu. ini derin bir hzn kaplad, nk koca bir dnyaya veda et mek zorunda kalmt. Dn yolunun tm zamanlar iin kendisi ne kapatldn hissediyordu. Ama ayn zamanda ertesi gne bir an nce kavumak iin dayanlmaz bir istek duyuyordu iinde. Et rafnda sonsuz sayda gizemli srlar vard ve bunlara kar duydu u derin bir merak yakp kavuruyordu iini. Ayn zamanda, hibir konuda arkadalannn gerisinde kalmamak iin, tm iradesini kul lanmaya kararlyd. "Artk Alamut'taym" dedi kendi kendine yksek sesle. "Ne den tekrar geriye dneyim ki?" Buna ramen bir kez daha baba evine, babasna, anasna ve kardelerine duyduu sevgi doldurdu iini. Kalbinin en derinlikle rinden elveda diyordu onlara. Sonra da dnceleri bulanklat ve derin bir uykuya dald. Bilinmeyeni bekliyordu sabrszlkla. 80

III
Halime kendisine son derece yabanc olan bu yere geliinden ksa bir sre sonra yeni yaamna almt bile. Nasl olduunu an layamamasna ramen, arzu ettii her eye annda sahip oluyor du. Orada yaayan tm varlklar, insanlar ve hayvanlar ondan ho lanyorlard. Gln ve ocuka davranlar Apama'nn bile birka defa glmsemesine neden olmutu. Halime eline geen bu frsa t en iyi ekilde deerlendiriyordu; istedii zamanlar ok iyi bir ba belas ve mzmz olmay heceliyordu. Arzularn herkes annda yerine getirmeliydi, bu ona ok tabii bir ey gibi geliyordu. Fakat arzularnn genellikle ok alakgnll istekler olduu da baka bir gerekti. Sara onun ilk kurbanyd. Halime'nin en kk bir iaretini bile bir emir telakki ediyordu; ona her konuda hizmet edebilmek, gemiteki klelik yaamndan gelen bir alkanlkla- kendisi iin bir mutluluk kayna oluyordu. Halime'nin tm huysuzluklarna ve marklklarna boyun eerek katlanmaktayd. Ama Halime ne za man baka birisine azck ilgi gsterse ok derinden yaralanyor ve tarifsiz lde mutsuz oluyordu. Gnler bu ekilde akjp gidiyordu. Ama akam olup da kzlar yastklanna gmldkten sonra iler deiiyordu. Zeynep uykuya dalar dalmaz, Sara usulca Halime'nin yanna sokuluverryor onu kurmuyor ve pcklere bouyordu. Balangta Halime ona kar koymaya almt. Fakat bir sre sonra bu sevgi gsterilerine almt, kar koymak aklna gelmiyordu artk. Zaten kendi kendi ne, Sara'nn gn boyunca kendisine sunduu saysz hizmete bir karlk vermesi gerektiini de dnmekteydi. Dayanamad tek ey; Sarann bitmez tkenmez kskanl idi. Halime gler yzl ln ve cana yaknln herkesle ve her eyle paylamaktan 81

sonsuz bir zevk alyordu, Herkesi pyordu, herkesin sevgisini ka zanmaya alyordu ve bu konularda bir eylere zorlanmaktan nefret ediyordu. Sara'nn hzn dolu baklarn zerinde fark etti i zaman, onun zntsn daha da artrmak iin elinden geleni yapmaya mecbur hissediyordu kendisini. Ba baa kaldklarnda ise arkada ona ac dolu serzenilerde bulunuyordu. Fakat Halime Sara'nn kskanlklarna katlanmaya kesin olarak raz deildi, bu ekilde davranmaya devam ederse en kk bir baktan bile mahrum edeceini syleyerek tehdit ediyordu. Sara'nn, birisini sevmeye ve ona bu sevgiden dolay hizmet etmeye ihtiya duyduu aka belli oluyordu; bunun bedeli ona sonsuz lde eziyet eden bir kskanlk olsa bile. Halime'nin iin de ise byk bir yaama sevinci vard, genliinden dolay kpr kprd ve gneten bir ku ya da bir kelebek kadar zevk alyordu. Her eyin merkezinde olmak ve dnyann kendi etrafnda dnme si, onun iin ok tabii bir ey idi. Bo zamanlarda bin bir trl ie in aknlk verecek gzellikte atklan geni bahelerde gezini yordu. Katmer katmer aan glleri kokluyor, odalar sslemek iin iek topluyor, Ahriman ve Suzan ismindeki kk ceylan ile oy nuyordu. Tm evreyi dolaarak bahelerin kysn bucan renmiti ve drt bir yanlarnn suyla evrili olduunu kendi gzleri ile grmt. Irman her iki yakasnda gz alabildiine uzanan vahi yeillii uzun uzun seyretmiti. Gerekten de cennette gi biydi. Bir sre sonra kertenkelelerin gnelendikleri ve Peri isimli y lann yaad kayalklara yalnz bana gitmeye cesaret edebildi. Her ne kadar ll bir mesafede duruyorsa da, kendisini Mer yem'in sylediklerinin doru olduuna inandrmaya alyor ve yksek sesle tekrarlyordu: "Kertenkeleler, ne kadar da gzelsi niz!" Hatta Meryem gibi slk alarak Peri'yi yuvasndan dar karmaya alyordu. Ama hayvan gen biimli kk kafasn yu vasndan uzatr uzatmaz telala arkasna bakmadan komaya ba lyor ve arkadalarnn bulunduu yere gelene dek de kesinlikle durmuyordu.

Adi ve Mustafa gnn birinde onun bu ssz yerde olduunu fark ettiler. Onu korkutarak biraz elenmeye karar verdiler. t kar madan gen kza yaklamaya balamlard. Fakat Halime daima tetikteydi. Duyduu kk bir dal atrtsnn nedenini renmek iin etrafna baknnca. kendisine doru gizlice yaklaan zencileri fark etti ve bararak kamaya balad. Biraz geride kalm olan Adi Mustafa'ya bard: "Yakala onu!'' Ve Mustafa kz birka admda yakalad, onu gl kollarnn arasna ald gibi doruca Adiye gtrd. Halime kar koyuyor, banyor, sryor, kendisini brakmalan iin yksek sesle baryor du. Ama bouna. Hadmlar onun bu haline glerek eleniyorlard. "Onu kertenkelelere yem olarak atalm!" diye bard Mustafa. Halime yle dehetli bir lk att ki hadmlar bile irkildiler. "Yok, onunla top oynamak daha iyi bir fikir bence" diye karlk verdi Adi. Birka adm yana giderek kollarn at ve arkadana seslendi: "Frlat onu bana!" "Kollarn enenin altnda kavutur!" diye emretti Mustafa. " te byle! imdi de ellerinle ayak bileklerini tut!" Yaad macera yava yava Halime'nin de houna gitmeye balamt. Mustafa'nn dediklerini yapar yapmaz, gerek bir top gibi Adi'nin kollarnn arasna uuverdi. Bu arada yle korkun lklar atyordu ki sanki canl canl derisini yzyorlard - fakat sevin ve holanma lklanyd bunlar. Feryatlar iiten Ahriman neler olup bittiini anlamak iin oraya geldi. Adi'nin yannda duran hayvan, gzleriyle elden ele uan canl topu izlemeye balad. Bu oyunun houna gittii her halin den belli oluyordu, nk bir kedi gibi mnldanmaya balamt yine. "Ne kadar yumuak ve yuvarlak olduunu fark ettin mi?" diye sordu Mustafa hayretle. Adi neeyle gld: "ekerim, tatl pastam, umut dolu talebem ve bilgilerimin iyi mterisi! Aramza katldndan bu yana ne kadar da serpilip ge limisin!" Bu ekilde birok kez elden ele utuktan sonra, aniden kar k83

82

ydan hiddetli bar arlar ykseldi. "Apama!" dedi Mustafa sesini alaltarak. Halime'yi acele ile yere brakt; gen kz telala baheyi evreleyen allklarn arkasna koarak gzden kayboldu. "Siz utanmaz., arlanmaz hayvanlardan baka bir ey deilsiniz!" diye bard Apama kar kydan bir daha. "Bir kez daha idi et tirmesi iin ikinizi de Seyduna'ya ikayet edeceim. Benim en g zel ieimi, almam gonca glm ayaklarnzn altnda ine diniz!" Hadmlar glmekten atlayacaklard neredeyse."Seni gidi irkin kaplumbaa, ihtiyar bayku, ne diye banp duruyorsun?" diye alay etti Adi. "Dur bakalm, hele bir oraya ge lelim de, canl canl derini yzeceiz senin, pis, iren, kokumu cad..." "Zavall aptal, budala" diye bard Apama. "Demek taze ete ihtiya duyuyorsun, yle mi? Seni gidi idi edilmi sefa pezeven gi! Zamannda nnde sallanan ie yaramaz fazlal yok ettii iin Allah'a krler olsun. Boynuzu krk kara teke! Ah! isteyip de yapamaman ne byk bir talih!" fkeden deliye dnen Adi alayla bard: "htiyar maymun, seni bir elime geirirsem gr bak neler yapa cam! irkin yaratk! Ryanda kimlerle yatp kalktn bilmiyo rum ama gerek hayatta bir kpek seni dzmek istese, zevkten deliye dnersin." Dilerini korkun bir biimde gcrdatan Apama hiddetten ba ylacak haldeydi. Kendisini suya atmak istermi gibi kyya kotu. Bunu gren Adi de ayn sratle kyya kotu, allklarn altna sak lam olduu kreklerin birini alarak suya atlad. Krei suyun y zne iddetle vurarak, ciyak ciyak barmakta olan Apama'y te peden trnaa srlsklam etti. htiyar kadn keskin llar atyordu. Hadmlarn ikisi de gl mekten katlacaklard neredeyse. Nihayet Adi krei tekrar yerine koyarak Mustafa jte oradan uzaklamaya balad. Bu arada Apama arkalanndan yumruklann skarak, onlan ldrmekle tehdit ediyordu. htiyar kadn fkesini artk Halime'ye yneltmeye balamt. Daha ayn gn arkadalannn nnde ikiyzl bir ahlaksz olmakla 84

sulad onu. Bu ve br dnyada ona ne gibi cezalar verileceini bir bir sayp dkt. Halime zaten Sara ile olan ilikisi yznden derin bir sululuk duygusu iindeydi. Bu nedenle Apama'nn ar ithamlar kendisini son derece etkiliyordu. Gzlerini yere indiriyor ve ta kulaklarna dek kpkrmz kesiliyordu. Apama oradan uzaklar uzaklamaz Meryem onun yanna ge liyor ve gzel szlerle gen kz avutmaya alyordu. htiyar ka dnn ithamlann ok da ciddiye almamalyd, ne de olsa herkes kadnn hadmlardan nefret ettiini biliyordu. Zaten hadmlann bu oyunlannn tamamen zararsz olduktan konusunda herkes gr birlii iindeydi. Meryem'in kendisine gsterdii yaknl hak et mediini dnen Halime, bir keye ekilerek iin iin alyordu. Kendini dzelteceine ve bir daha Saraya teslim olmayacana yeminler ediyordu. Ama eski alkanlklan terk etmek zordur, bu nedenle de her ey olduu gibi kald. Gnler giderek uzamaya balamlard. Akam stleri esrarl bir yaam ile doluydu artk. Bir yandan bahelerden ekirgelerin crlamalan ykselirken, te yandan da su birikintilerindeki kurbaalarn vaklamaJar iitiliyordu. Sessiz uular esnasnda aydnlk pence relerin nnden geen yarasalar, etraflarndaki binlerce bcein pelerine dmlerdi. Bu akamlarda kzlann en holanna giden ey, her bakmdan harika bir kz olan Fatma'nn anlatt masal ve efsaneleri dinlemekti. Akla gelebilecek her eyden haberdard ve ne olursa olsun skunetini asla bozmuyordu. Binlerce bilmece bili yordu ve kzlar bunlar zdkleri zaman, hemen yenilerini buluveriyordu. Suriye'den Msr'a, Arabistan llerinden buzlu Trkis tan bozkrlanna kadar sylenen tm ak arklarn sylyordu on lara. Kzlarn bilmedikleri birok srr onlara bir bir aklyordu. Ha dmlar rman kysndaki ayrlarda camdan yaplm uzun bir li monluk ina etmilerdi. Orada dut aac yapraklar zerinde ipek bcekleri besliyordu. Kozalardan elde edecei ipek ile kzlarn tm ihtiyalann karlayabileceine yeminler ediyordu. Binbir Gece Masallar'ndan bir masal veya Firdevsi'nin ehna mesinden bir hikaye anlatmas da, kzlarn son derece houna gi diyordu. Fatma'nn hayal gc son derece kuvvetliydi. Arada bir 85

masallarn baz yerlerini unuttuu oluyordu ama eksik ksm hi zorlanmadan hayal gc ile tamamlayveriyordu. Birok hikaye sadece kendi hayal gcnn birer rnyd zaten. Hikyelerden zellikle bir tanesi kzlar bylemekteydi: Heykeltra Ferhat ile Prenses irin'in hikayesi. Bu hikayeyi dinledikleri zaman, akllarna Meryem'i getirmekten kendilerini alkoyamyorlar ve kendilerini bu denli duygulandran hikayeyi yeni batan anlatmas iin Fat ma'ya uzun uzun yalvanyorlard. Halime hikyeyi her dinleyiinde gzyalarna bouluyordu. irin de Meryem gibi Hristiyan kken liydi. O kadar gzeldi ki bahelerde ve ayrlarda dolamaya kt zaman, iekler utanlanndan ve kskanlklarndan balarn ne egiyorlard;.. hr sre sonra eski ran'n en kudretli hkmdar olan ah HSREV Perviz_ile evlenip onun kars olduu zaman, bir kfir kznn kralie olmasn hazmedemeyen halk, ona kar ayak land. Fakat ah onu o kadar ok seviyordu ki en amansz rakipleri ni bile, irin'in ok iyi bir kralie olaca konusunda ikna etmeyi baard. nk Hsrev Perviz sadece ok iyi bir ah olmakla kal mayp, ayn zamanda ok bilge bir hkmdard. Kendisi dnyada ki gzelliklerin gelip geiciliklerinin gayet iyi farkndayd. Kansnn byleyici ehresini ve k saan vcudunu ebediyen muhafaza etmek istedii iin, zamann en byk heykeltra olan Ferhad' artarak, ona karsnn olaanst gzelliini mermere naket me grevini verdi. Gnler boyunca kralienin ilahi gzellii ile ba baa kalan gen heykeltra, sonunda ona ak oldu. Fakat bu a kn sonunun mutlu olmayaca, daha en bandan belli olmutu. Nerede bulunursa bulunsun, ne yaparsa yapsn, ister uykuda ister uyank her yerde ve her zaman, kralienin ilahi gzelliini kar snda gryordu. Duygularn gizlemek istediyse de, buna uzun sre muvaffak olamad. Yaratt heykel modeline giderek daha ok benzedike, her ey onun akn aa vuruyordu: alma a k, baklar, sesi, gsnde kopan frtnann uultusu. ah bile gnn birinde bunun farkna vard. Kskanlktan ldrm bir e kilde klcn ekerek Ferhad'n zerine atlad, ana irin o anda iki sinin arasna girerek, vcudunu gen heykeltraa siper etti. Yarat t eserin mkemmelliinden ok etkilenen Hsrev heykeltran 86

cann balad fakat onu ebediyen ssz Bistn dalarnda sr gn olarak yaamaya mahkm etti. Ferhad umutsuz aknn verdi i strap neticesinde meczup oldu. Acdan ldrm bir halde e ki ve keskisine saldrarak, dalardan birine irin'in dev bir heyke lini ilemeye balad. Bu heykel bugn bile grlmektedir: lahi gzellikte bir kadn onlara doru yaklamaktadr sanki... Bu dev heykelin haberini alan ah, Bistn dalarna bir haber ci yollayarak irin'in ld yalan haberini Ferhad'a ulatrd. Artk Ferhad iin yaamann bir anlam kalmamt. Dayanlmaz bir ac iinde kendisini baltasnn zerine att. Balta gsn boydan bo ya ikiye yararak yere dt. Ferhad'n kanyla snlsklam olan bal tann tahta sap, bir sre sonra filizlenerek yeil yapraklar ve iek ler amaya balad: Bu aacn meyvesi nardan bakas deildir. Nar da ikiye varldnda Ferhat'n kalbi gibi kanamaktadr - bu ne denle bir ad "Ferhad'n elmasf'dr. Kzlar bu hikyeyi nemli gzlerle dinliyorlard. Sadece Meryem sabit gzlerle kmldamadan tavana bakyordu. Fakat gzlerinde son derece garip bir ifade vard, sanki sonsuzlukta bir eylere ba kar gibiydi. Onunla ayn oday paylaan Fatma ve Cada ise bu hikyenin anlatld gecelerde Meryem'in yatanda sabaha ka dar dnp durduunu iittiklerini sylyorlard. Yapt kavgada farknda olmadan kendi olu Suhrab' ldren eski Iran'l kahraman Rstem'in, Ali Baba ve Krk Haramilerin, Alaaddin'in sihirli lambasnn hikayelerini de severek dinliyordu kzlar. Tabii bu arada Kuran'da anlan hikayelerden anlatmay da ihmal etmiyordu. zellikle de Ktfr'in karsnn Yusuf a nasl ak olduunu anlatt zaman, herkes glerek Zleyha'ya bakyordu. Fakat Fatma'nn hikayelerinde o gen Msrl kadn artk bir g nahkr deil, aksine sevgisine cevap alamayan bir ak idi. Btn kzlar Fatma'nn hikayelerinde kendileri iin bir yer buluyorlard, hibir kz yoktu ki hikayelerden birisinin kahramann kendi arka dalarndan birisi ile bir tutmasn ... Kzlar arada srada kendi aralarnda gzel lenler tertip etme yi de ihmal etmiyorlard. Bu lenlerde krallara layk ziyafetler e kiyorlard kendilerine, fakat Apama iyiden iyiye ekilmez oluyor87

du. Meryem de alay ediyordu onunla iten ie. Kzlar kendi arala rnda Meryem'in bu lenleri tertip etmek iin Seyduna'dan bizzat emir aldn sylyorlard. Apama'nn kzgnlnn sebebi ise tm yiyecek ve iecekleri kendisinin hazrlamak zorunda oluuy du. Hadmlar da ellerine geen frsat deerlendirerek rmakta bol bol balk tutuyorlard; Mustafa da sabahn ok erken saatlerinde ok ve yayn alarak, bir atmacayla beraber ku avna kyordu. nce kaya binerek kar kyya geiyordu, sonra da hemen ky dan balayarak Elbruz dalannn eteklerine dek uzanan sk orman larn iine dalyordu. Buras gerek bir av cenneti idi. Yine byle bir lenin hazrlklan esnasnda Halime kendisinin de byle bir av partisine katlp katlamayacan sormutu Mer yem'e. Fakat Meryem bunun lzumundan fazla tehlikeli olduunu dnyordu. Halime'ye hayvanlarn bulunduu adaya yumurta toplamak ve birka tane kmes hayvan getirmek iin Adi'ye elik etmesini nerdi. Bylece Halime o gn Adi'nin kulland kaya binerek rmak boyunca ilerleme frsatn yakalad. nce avclarn kayn takip ediyorlard fakat bir sre sonra avclar sa tarafta bulunan bir ka nala saparak gzden kayboldular. Onlar ise yava krek darbele riyle evcil ve yabani hayvanlarn bir arada yaad adaya doru yol almaya devam ettiler. Pn! pnl bir sabaht. Gne henz vadiye ulamamt ama nlar da yamalarn ve karla kapl tepeleri altn rengine boyuyordu. Binlerce ku cvldaarak ark sylyorlard. Bir ksm ise dalgalarn zerinde dans ediyorlar, balk avlamak iin suyun derin liklerine dalyorlard. Kylar aralannda ssen ve nilfer ieklerinin yetitii sk sazlklarla kaplyd. Bir ak balkl kamna kadar suyun iinde durarak, uzun gagasn akntnn en gl yerinin ta derin liklerine kadar daldryordu. zerine doru gelen kay fark ettii zaman, kafasndaki tylerden oluan tac azametle yukar kaldrd, bir bacan sudan kard ve yava yava kyya doru yrmeye balad. Halime neeyle kua bakt: "Hi korkmad" dedi hayretle. "Onu sabah kahvaltsnda rahat sz ettiimiz iin bize kzd biraz, o kadar."

"Evet" diye dorulad onu Adi. "Bu bahelerde yaayan tm hayvanlar bize alktrlar. Onlara en kk bir kt muamele ya plmaz..." Balkln yanndan getiler. Uzun bacakl ku artk misafirleri ile ilgilenmiyordu. Btn dikkatini suyun dibinde szlen balklara yneltmiti. Orada burada bir bcei yakalamak iin suyun stne srayan balklarn parltlar gze arpyordu. Kz bcekleri uykulanndan uyanarak suyun zerinde umaya balamlard bile. "Buras ne kadar da gzel!" diye bard Halime. "Evet gerekten de ok gzel" dedi Adi aniden bouklaan sesiyle. "Ama zgr olmak bundan ok daha gzeldir..." Halime armt. "zgrlk m? Ama biz burada zgr deil miyiz?" "Bir kadn olduun iin sen bunu anlayamazsn. Ama sana u nu syleyebilirim: ldeki a bir akal, kafesteki tka basa tok bir aslandan daha mutludur." Halime inanmadan ban sallad. "Peki biz bir kafeste miyiz?" "Dncesizce laflar syledim ylesine" dedi Adi zr dileyen bir glmsemeyle. "Artk bu konuda konumayalm. Bak, geldik bile!" Kayk kyya ulat ve karaya ayak bastlar. Salkm stlerin ve imenlerin arasnda belli belirsiz bir patika uzanyordu. Biraz yr ynce kayalk bir yamaca ulatlar. Burada bin bir trl deiik ba harat ile iekler yetiiyordu. Yamacn yanndaki geni ayrlk sk bir orman ile son buluyordu. Oradan eitli hayvan sesleri ykseli yordu - gakiamalar, slklar, brtler. Halime korkuyla arkada nn koluna yapt. Ormann kenarnda byke bir kafese benze yen bir ey arpmt gzne: iinde kular uuuyor ve birtakm hayvanlar bir o yana br bu yana dolayorlard. Kafese biraz daha yaklanca kular rktler. O anda iki tane byk leopar kkreyerek onlara doru komaya balad. Halime korkuyla kamaya hazrland. Fakat Adi kolundaki se peti yere koyarak hayvanlara yiyeceklerini vermeye balamt bi le. Bir sre sonra sakinletiler 89

88

"Bu aslnda Muad ve Mustafa'nn grevi" diye aklad Adi. "Ama bugn ava ktklar iin oniarn yerine hayvanlarn yemleri ni ben vereceim." allarn arkasnda uzun ve yayvan bir tavuk kmesi gizliydi. Adi kmesin iine girerek folluklardaki yumurtalar toplamaya balad. "imdi buradan biraz uzakla" dedi ona zr dileyen bir tavr la. "Grmemen gereken bir ey yapmak zorundaym." Halime sz dinleyerek br kafese gitti. Adi bu srada birka kazn ve tavuun boyunlann dndrvermiti. Hayvanlarn lk larn dinlemeye dayanamayan Halime elleriyle kulaklarn sk sk kapad. Adi kafesten kt zaman, omuzlarndan sra sra kazlar ve tavuklar sallanyordu. Halime'ye dnerek ona burada yasayan eitli hayvanlarn davran biimlerini hararetle anlatmaya balad. "Eer buradaki yal leopar Ahriman gibi serbest olsayd" dedi Halime "beni para para ederdi, deil mi?" "Belki. Belki de kamay yelerdi. Leoparlar insanlardan rkerler." "Peki o zaman niye kafeslerde yayorlar?" "nk onlarn yavrulanna Seyduna'nn ihtiyac var. Seydu na'nn dnyann her tarafnda nemli dostlar var; onlara arada s rada evcillemi yrtc hayvanlar hediye etmek istiyor." "Leopar yavrularnn kedi yavrulanna benzedikleri doru mu?" "Evet doru. Fakat leopar yavrulan daha kk ve sevimlidirler." "Ben de bir tane istiyorum!" "Eer yeteri derecede uslu olursan sana bir tane getiririm ve byynceye kadar ona bakabilirsin." "Oh! Peki Seyduna'nn buna izin vereceine emin misin?" Adi glmsedi. "Kudretli arkadalara sahipsin. Halime kzard. Adi'nin bu szlerle Meryem'i kastetmek istedi ini anlamt. "Apama seni niye ekemiyor?" diye sordu ona. "O hi kimseyi ve hibir eyi ekemiyor. Sadece Seyduna'dan korkuyor. Benden bu kadar ok nefret etmesinin sebebi ise bir ke resinde... Ama sana bunu niye anlataym ki..."

"Ltfen anlat." "Hata yaptm biliyorum. Ama bundan hi kimseye tek bir kelime bile etmek yok. Apama bu baheye ilk geldiinde, de vaml Seyduna ile olan eski ve uzun dostluu ile caka satp duru yordu. Anlalan efendimiz ona bir zamanlar Kabil'de ak olmu. Bize diyordu ki Seyduna'nn kendisini buraya getirmesinin yegne sebebi, efendimizin kendisine hl k olmasym. Kendisini bi rinci gzdesi yapmak istiyormu. Btn ii gc ipekli elbiselere brnerek sslenip pslenmek, suratn en gz alc renklere bo yamakt. Durmadan herkese kzyor ve hakaret ediyordu - bana bi le. Oysa ben Seyduna'y ta Msr'dan beri tanyordum; kendi v cudum ile onu birok kez dmanlarndan korumutum. Gnn birinde onu tesadfen gayet insan bir ihtiyacn gidermek zere iken yakaladm. O zamandan beri bana btn gn lanet okuyor, senin de grdn gibi. Onun srrn herkese anlatacamdan kor kuyor. Hepimizin geberdigini grmek en byk arzusu. Seydu na'dan bu kadar ok korkmasa, imdiye kadar hepimizi oktan ze hirlemi olurdu." "Gerekten de bu kadar kt m?" "Kendi gururunun klesi olduu iin bu kadar kt. Yaland nn farknda ama bunu kabul etmek istemiyor." allklarn arasndan yrmeye devam ederek bir maymun ka fesine ulatlar. Kafesin arkasndan kendisini taklit eden, daldan dala atlayarak gsteriler yapan, itiip kakarak aklabanlklar ya pan hayvanlar gren Halime bir sevin l kopard. "Bir tane de aymz vard" diye anlatt Adi. "Fakat ok fazla ye dii iin Seyduna onu ldrmemizi emretti. Adada bundan baka bir sr srs, kk bir deve, drt at ve bir ift eek bulunuyor. Birka tane kedi ve kpeimiz de var. Bizden baka kimsenin bu raya gelmesine msaade edilmediini sylemem lazm sana. Bu nun byle olmasn Seyduna emretti, Apama istedii iin." "Seyduna bizim bahemize geliyor mu arada bir?" "Bunu sana syleyemem sevgili yavrum." "Nasl grndn bilmek isterdim." "Bunu sylemek ok zor. Uzun bir sakal var, ok heybetli bir efendidir..."
91

90

Yakkl m?' Adi gid. 'Bunu imdiye kadar hi dnmedim gzel kuum. irkin de il kesinlikle. Daha ok korkutucu..." "Uzun boylu mu?" "Pek deil. Benden bir ba daha ksa." "O zaman ok gl olmal." "Sanmyorum. Bir yumrukta onun pestilini karabileceimden eminim." "Peki o zaman nasl oluyor da tm dnya ondan bu kadar ok korkuyor? ok gl bir ordusu mu var yoksa?" "Hayr. Ama yine de yalnz bana ve savunmasz olduu M sr'da bile evresindeki insanlarda o kadar byk bir korku uyan drd ki sonunda halife onun zindana atimasn emretmek zorunda kald. Zindanda bir gece geirdikten sonra sabahleyin bir gemiye bindirildi ve lkeyi terk etmeye zorland. Dmanlan frsattan isti fade edip onu ldrebilirlerdi ama buna cesaret edemediler." "Ne kadar da garip." Halime armt. "Demek sultan ile ar kadalar?" "Hayr! Sultan onun can dmandr!" "Peki ya sultan bize saldnrsa? O zaman halimiz ne olur?" "Hi korkma. yle bir ey olursa sultann kafas artk omuzlannn zerinde duramaz." "Peki syle bakalm, Seyduna'nn ka tane kadn olduunu bi liyor musun?" "Gereinden fazla meraklsn. Seyduna'nn bir olu ve senin gibi birka kk maymunu olduunu biliyorum." Halime gzlerini yere evirdi: "Acaba beni grse hakkmda neler dnrd?" Adi yine glmek zorunda kald. "u anda kafas bambaka dncelerle dolu..." "Herhalde erguvan renginde ipek elbiseler giyiyordun" "Duruma gre deiir bu. Onu ynden dokunmu basit bir paltoyla grdm de hatrlyorum." "Herhalde kimsenin kendisini tanmamas iin byle giyiniyor dun O bu dnyann kral deil mi?" 92

"Kraldan da fazla. O bir peygamberdir " "Muhammed gibi mi? Muhammed'in ok yakkl olduunu ve birok kars bulunduunu iitmitim. Hatta bunlardan bazlar pekgenmi." Adi kahkahalarla gld. "Oh! Benim kk gvercinim! Aklna neler de geliyor byle?" "Kadnlar da ondan korkuyorlar m?" "dleri patlyor. Mesela Apama onun karsnda bir kuzudan farkszdr." "Bunun iin ne yapyor?" "Hibir ey! Asl korkutucu olan da bu." "O zaman ok kaba ve kt." "Hi de deil. Aksine aka yapmay ok sever. Ama birisine bakt zaman, insan onun baklar altnda ezildiini hisseder." "Gzleri ok mu korkun?" "Bildiim kadanyla hayr. Bu kadar ok soru sorma bana. Her kesin ondan bu denli korkmasnn sebebi nedir? Bilmiyorum. Ama gnn birinde onunla karlaacak olursan, onun sanki dncele rini okuyabildiini hissedeceksin. Hatta sana yle gelecek ki en iyi sakladn sandn srlarn bile ona malum olacaklar. O senin ru hunu okuyacak ve kendini en iyi ynlerinle takdim etmeye al man bile bouna olacak." Halime'nin boaz dmlenmiti sanki, yz kpkrmz kesil miti. "Artk onunla karlaacam zaman ok korkacam biliyo rum. Haklsn, byle insanlar gerekten de ok korkutucudurlar." "Tamam imdilik bu kadar aklama yeter! Sepetimizi alalm ve eve doru yola koyulalm. Ama sen kk ceylan, bir balk gibi dilsiz ol ve anlattklarmdan hi kimseye sz etme..." "Sz veriyorum Adi." Ve kaya kadar onun ard sra yrd. Akam olunca kzlar byk salondaki havuzun etrafnda toplan mlard. Salon son derece gzel denmiti. Mealelerin ve lam balarn says iki katna gkartlmt. Her yer rengarenk iekler ve elenklerle sslenmiti.

Apama'nn yardmcs kzlara yiyecek ve iecek servisi yap yorlard. Kzarm kular ve kmes hayvanlar, zgara balklar, sala talar, meyveler ve tatl pastalar, bronz tabletler iinde eitli baha ratlarla tatlandrlm olarak sunuluyordu. Gen bayanlar toprak testilerden kadehlerine akan arab zevkle iiyorlard. lk balarda yavaa kendi aralarnda konuan kzlarn sohbeti, ilerleyen saat lerde yerini nlayan kahkahalara ve neeli akalamalara brakm t. nceleri zorlukla da olsa bu sahneyi izlemeyi baaran Apama daha sonra soukkanlln kaybetti ve salonu terk ederken Mer yem'e unlar sylemeyi ihmal etmedi: "Sakn unutma; burada dzenin salanmasndan sen sorumlu sun!" "Hi tasalanma Apama" diye cevap verdi Meryem ona en g zel glmsemesiyle. Koridorda yryen ihtiyarn sesi bir sre daha iitildi: "Rezalet bu! Rezalet!" Esad ve Adi bir sre sonra onlara katldlar, onlar da Muhammed ve Mustafa izledi. Yemeklerden ve araplardan tatmalar iin onlara ok fazla srar etmeye gerek kalmad. Ksacas salona son derece neeli bir hava hakimdi. "Artk edebiyat vakti geldi!" diye bard Fatma - ve hepsi de sevinle ona katldlar. Kzlar iir okumaya baladlar. Kimisi Kuran'dan blmler, ki misi de Ensari'den veya eski airlerden iirler okuyorlard. Fatma ise kendi eserlerini seslendirmeye balamt. Sonra da Zeynep ile birbirlerini talamaya baladlar. Onlarn bu konuda ne kadar yete nekli olduklarn bilmeyen hadmlar, az kalsn glmekten atlaya caklard. Adi sevinle kutlad onlar. Yz gurur ve mutluluktan parlyordu. imdi de sra dansa gelmiti. Fatma ve birka arkada mzik yaparken, Meryem, Halime ve Zleyha bir eit bale gsterisi sunmaya baladlar. Gsterileri sona erince Zleyha tek bana dans etmeye devam etti. Vcudu nce yava yava, sonra da id detle titremeye balad. Sanki tm eklemleri tek tek hareket edi yordu. Sonra da havuzun kenarna srayarak kendi etrafnda dn94

meye balad. O kadar hzl dnyordu ki herkes korkudan nefesi ni tutmutu. Sonunda bir rzgr hortumu gibi dnerek yastklarn zerine yld kald. Kzlann tm hayranlk lktan atyordu. Halime kzn zerine atlayarak onu pcklere bomaya balad. Hadmlar boalan ka dehleri tekrar doldurarak Zleyha'nn erefine itiler. akrkeyif ol maya balamlard bile. Hep bir azdan ark sylemeye, aka cktan kavga etmeye, birbirlerine sarlmaya ve pmeye bala mlard, en kahkahalar salonda nlayp duruyordu. Btn bu ne enin kraliesi ise hi tartmasz Halime'ydi. Daha ilk birka ka dehte arap etkisini gstermiti bile. Kendisini bir kelebek kadar hafif hissediyordu: sanki grnmez kanatlar onu zeminin zerine ykseltmilerdi. Zleyha'nn dansnn sona ermesinden az sonra Halime de kzlara bir dans gsterisi sunmaya karar verdi ve arka dalarndan kendisi iin kvrak bir oyun havas almalarn rica etti. nce birka ayak hareketi yaparak dansa balad, sonra da becerebildii kadar kendi etrafnda dnmeye ve Zleyha'dan grd figrleri taklit etmeye balad. Onu seyreden herkes kahkahalarla glyordu, ama bu glmeler onu daha da azdrmaktan baka bir ie yaramad. Sonunda o da havuzun kenarna srad. Arka dalar lklar attlar, Meryem onu engellemeye alt ama ok geti. Dengesini kaybeden Halime boylu boyunca havuzun iine devrildi. Hepsi havuzun bana tler. Adi kolunu suya sokarak Halime'yi dar kard. Gen kz perian bir ekilde Meryem'e bak maya alt ama o kadar ok glyordu ki gzlerinden yalar ak maya balamt. Meryem kz azarlamaya altysa da bunu baa ramad. Onu odasna gtrerek bir havluya sard ve giyinmesine yardm etti. Tekrar salona dndkten sonra Halime bir mddet iin sakin sakin oturmaya gayret etti ama birka bardak araptan sonra tekrar eski canllna kavuuverdi. Hole karak gonga vur du ve herkesin susmasn salad. "Sevgili arkadalarm, benim gzel kz kardelerim" diye bala d konumaya Adi'yi taklit ederek. "Karnzda, bana len ara b vurmu olan masum ve byleyici Halime bulunmaktadr."

95

Kzlar ve hadmlar kahkahalara bouldular. "Devam etmene gerek yok' diye szlerini kesti Meryem. "Yaptklarn dzelteceini dnyorsan ok yanlyorsun." "Sadece zr dilemek istemitim"' dedi Halime. Son derece k rld her halinden belli oluyordu. Meryem ayaa kalkarak kzn yanna gitti ve elini tuttu. Bera berce az nce yatmakta olduu divana uzandlar. Halime mutlu luktan gzyalarna boulmutu. Meryem'in ellerini tutarak par maklarna pckler kondurmaya balad. Sara btn akam boyunca Halime'ye yaklama frsatn yaka layamamt. Oysa ki bu saatte Halime'ye tek bana, kimse ile paylamadan sahip olmaya almt. Kzn en kk hareketlerini bile kskan gzlerle takip ediyordu. Halime kendisiyle zerre ka dar ilgilenmeye niyetli grnmyordu. Bylenmi gibi kzn Mer yem'in parmaklarn pmesini seyrediyordu. Halime Sara'nn son suz kskanlkla dolu bakiann yakalad br an iin. Ona cilveli cil veli glmsedi ve onu daha da fazla kkrtmak iin Meryem'in sa n okamaya balad. Yzn ve boynunu okuyordu, ona skca sarlarak gsne yaslanyor ve ihtirasla dudaklarn uzun uzun pyordu. Btn bunlar Sara iin cehennem ikencesinden farkszd. nndeki barda pe pee doldurup boaltyordu. Sonunda da yanamad ve hkrarak kapya doru kotu. Halime aniden iinde hissettii vicdan azab ile Meryem'in kollarnn arasndan syrlarak Sara'ya doru kotu. Onu teselli etmek istiyordu. Bu hareketi Meryem'in her eyi anlamasna yeterli olmutu bi le. Kzn rengi sarard ve ayaa kalkt. "Sara! Halime! Buraya gelin!" diye bard sert bir sesle. ki kz korku dolu baklarla Meryem'e yaklatlar. "Bunun anlam nedir?" Sesi ok ciddi kyordu. Halime Meryem'in ayaklanna kapan d, bacaklarna sarlarak inlemeye ve alamaya balad. "Demek yle!" dedi Meryem kuru bir sesle. "Hayr! Hayr, benim suum deil!" diye bard Halime. "Beni Sara batan kard." 96

Meryem Halime'yi geriye itti. Saraya yaklaarak birka tane tokat att; kz hi sesini karmadan olduu yere ylverdi. Meryem kza arkasna dnd. Dierlerinin yar korku dolu, yar elenen baklarn grnce, dudaklarndan hafif bir glmseme geti. "Sara!" diye seslendi. "Eyalarn topla; derhal odan boaltarak koridorun sonundaki penceresiz hcreye yerleeceksin! Kendini dzeltene kadar orada uyuyacaksn. Ayaa kalk ve git; seni bu ak am bir daha grmek istemiyorum!" Halime Saray ele verdii iin oktan piman olmutu. Sara ayaa kalkt, Halime'ye doru zgn bir bak frlatarak tek kelime etmeden salonu terk etti. Hl diz km durumda bulunan Halime yava yava Mer yem'e yaklaarak baklarn ona doru kaldrd; gzleri yalarla dolmutu. "Ve seni kk gnahkr" diye ona hitap etti Meryem "bun dan sonra benim yanmda yatacaksn ki sana gz kulak olabile yim! Yaknda tekrar doru yola dnp dnemeyeceini grrz nasl olsa. Safiye ve Cada, siz Zeyneb'in odasnda boalan yerlere gein!" Halime sanki cennet kaplarnn kendisine aldn sand. it tiklerine bir trl inanamyordu. Cesaretini toplayarak ban kal drd ve arkadalanna bakt. Yzlerinde bir glmseme okuyabili yordu. Kendisi de gzyalar arasnda glmsemeyi baarabildi. Hadmlar fark ettirmeden ortadan kaybolmulard. "Yatma vakti geldi" dedi Meryem. Kzlar birer birer salondan kmaya baladlar. ok yorgun ol duklar her hallerinden belliydi. Halime ne yapacan bilemeden kapnn eiinde bekliyordu. "Ne bekliyorsun burada?" dedi Meryem sabrszlkla. "Eyalar n topla ve benimle gel." Halime durumunun farkna ancak imdi varabilmiti. Kendisi bir gnahkrd, gzden dm birisiydi... En nemlisi de Meryem'i kzdrmasyd. Fakat her eye ramen ok mutluydu. Meryem'in odasnda yatacak ve onunla ayn hava97

yi soluyacakt! Her zaman onun varln hissedecekti! Sr kaplan kendisine birer birer alacakt artk! Arkadalarnn kendisine glmseyerek bakmalarm nemse miyordu artk. Kendisini tatl ve gzel bulduklarn! biliyordu. Onla ra karanlk bir bak frlatarak eyalarn toplamak iin eski odasna gitti. Zeynep, Cada ve Safiye ona yardm ediyorlard. ok utand iin devaml nne bakyor ve suratn asyordu. Kzlarn yardm ile Meryem'in odasna bir yatak serdi, aceleyle iine girdi ve uy kuya dalm numaras yapmaya balad. Fakat bir yandan da ku laklarn dikerek odadaki en kk sesleri bile iitmeye alyordu. Nihayet Meryem geldi. Halime onun elbisesini karttn ve san daletlerini zdn iitti. Sonra da hafif admlarn -o an kalbi duracakm gibi olmutu- kendisine doru yaklatn hissetti. Meryem'in kendisini seyrettiinin farkndayd fakat gzlerini a maya cesaret edemiyordu. O anda -ne harika bir ey!- scak du daklar alnna bir pck kondurdular. Vcudundan bir titreme geti ve aniden derin bir uykuya dald. Bu olay takip eden gnlerde Halime kendisini son derece iyi hissetmeye balamt. Vicdan artk eskisi kadar rahatsz deildi: Suu meydana kp cezalandrldndan beri, zerinden byk bir yk kalkm gibi rahatlamt. Artk eskisi gibi mutlu olabilirdi. Elbette ki arkadalarndan hl biraz utanyordu. Kzlar da Halime'y'e dalga gemek iin frsat kolluyorlar ve akadan onu batan karmak istermi gibi davranyorlard. Halime de kk yumruk larn skarak onlar tehdit ediyor ve karanlk baklar frlatyordu. Buna ramen burnu eskiye ge daha da havalardayd, nk k k bir gnahkr olarak da olsa tekrar her eyin merkezinde bu lunmak, son derece houna gidiyordu. Sara'dan ise ke bucak kayordu; onunla karlamak dn cesi bile hasta olmasna yetip artyordu. Sara'nn gzlerinin ala maktan kpkrmz olduklarnn farkndayd. Yemek vaktinde ac ve sitem dolu baklar zerinde hissediyordu devaml. Nihayet g nn birinde onunla konuabilecek cesareti buldu kendisinde: "Seni ele vermek istememitim Sara, bunu sen de biliyorsun. O korkun kelimeler ben istemeden ktlar azmdan." 98

Sara'nn yanaklarndan aa yalar szlyordu. Titreyen dudaktanyla bir eyler sylemek istedi tma bunu baaramad. Elle riyle yzn rtt ve koarak oradan uzaklat. Dorusunu sylemek gerekirse Halime'nin znts, byk mutluluunun yannda son derece kk ve nemsiz kalyordu. Meryem'in odasnda yatyordu artk! Kendisini tamamen onun hizmetine adamt. Onu rahatsz eden tek ey Cada ve Safiye'nin kendisinin yznden Meryem'in yanndan uzaklam olmalaryd. Cada ve Safiye birbirlerine iki yumurta gibi benzeyen ikiz kardeti ler. Son derece yumuak huylu ve tatl dilli ve iyi kalpli, harika kz lard. Birbirlerine her bakmdan ok benzedikleri iin Halime onlar la karlat zaman, hangisinin Cada, hangisinin Safiye olduklar n bir trl kararnyordu. Bu durum kzlarn ok houna gidiyor kendilerine yaplmasn izin verdikleri tek aka buydu- ve katlana kadar kahkahalarla glyorlard. Meryem'in odasndan kmak zo runda kaldklarnda gzle grlr derecede zlmlerdi. Fakat aradan birka gn gemeden Zeynep ile birbirlerine balandlar. Ayrlmaz bir l olmulard artk. Halime Zeynep ve Sara ile ayn odada kald zamanlar, gece nin gelmesinden korkuyordu. imdi ise gece olmasn sabrszlkla bekliyordu. Daha ikinci akam Meryem ona unlar sylemiti: "Bana bir ey sorma ve bir ey anlatma. Ben sizleri kontrol et mekle grevliyim. Bundan fazlasn bilmene gerek yok." Bu esrarl szckler Halime'nin kafasnda bin bir trl dnce nin domasna neden oldular. Ama o an iin sessiz kalp bekle meyi daha akllca buldu. Meyem btn kzlar yattktan soma odaya geliyordu. Halime onun kullanaca her eyi zenle yerine yerletiriyor, yataa girerek uyurmu gibi yapyordu. Fakat kapal gzlerinin ardndan Meryem'in odaya giriini, elbiselerini karn ve mumu sndrn 'gryordu.' Sonra da kendisine doru yrdn iitiyor ve alnna deen scack dudaklar hissediyordu. Bir gece uyurken aniden ok garip bir his ile uyanverdi. Kor kuyla Meryem'e seslenmek istedi ama yatana doru baknca bo olduunun farkna vard. Gizli bir korku sanverdi iini. Nereye gitmiti acaba? nce kzlardan birinde olduunu dnd. Fakat 99

hayr! Seyduna'nn yanna gitmi olmalyd! inde bir his ona yanlmagn sylyordu. Seyduna'nn yannda! Ruhunda sr dolu uurumlar alyordu. Kendisini aniden son derece zavall hissetti Yatanda bzlerek kulaklarn kabartt. Fakat Meryem bir trl gelmiyordu. Tamamen uyanmt artk. Bit yandan youn bir korku ile sarslrken, dier yandan da iini derin bir merak duygusu sarmt. Merak ettii tm srlarn kendisine aklanmak zere olduunu hissediyordu garip bir ekilde. Sabah oluyordu. Yldzlar soluklamaya balam lard ve kularn cvltlar pencereden ieri szlyordu. Birden kapy rten perde yavaa yana ekildi. Meryem ze rinde samur bir palto olduu halde bir hayalet gibi szlverdi ieriye. Halime'nin olduu tarafa doru kukulu bir bak frlatarak paltosunun nn at. zerinde sadece ince bir gmlek vard. Sandailann kardktan sonra, hi grlt etmeden yorgann alt na giriverdi. Halime ancak kalkma vaktinin geldiini belirten gong sesinden sonra uykuya dalabildi. ok ksa sren derin, dinlendirici bir uyku ya dalmt. Uyand zaman Meryem'in her zamanki gibi baucunda durduunu ve kendisine gmsedgini grd. "Ne ok uyudun bu defa!" diye akalat onunla. "Yoksa kt bir rya m grdn?" Ve Halime gerekten de yaadklarnn bir rya olup olmad n anlayamad. Yorgunluktan beti benzi atm bir ekilde yataktan kalkt ve gn boyunca kimsenin suratna bakmaya cesaret edemedi. O geceden sonra Meryem Halime'ye daha fazla gvenmeye ba lad. Bo vakitlerinde ona okuma ve yazma retiyordu, ikisinin de houna gidiyordu bu. Halime tm gcyie hocasnn gzne girmeye alyordu, bu sayede ksa zamanda byk ilerlemeler gsterdi. Meryem de ona bol bol vgler yadrmay ihmal etmi yordu. Ona daha ycikn olmak iin genliinin anlarn bile anlat yordu. ocukken Halep'te babasnn yanndaki yaamndan, Histyanlarla Yahudiler arasndaki savalardan, ak denizlerden ve uzaklardan gelen gemilerden bahsediyordu. Bylece birbirlerine iki karde kadar yaknlatla. 100

Bir akarn Meryem odaya girdi ve soyunurken azndan u ke limeler kt: "Uyuyormu gibi davranmay brak da yanma gel!" Tarif edilmez bir heyecanla -Meryem ona dokunacakt yata na szlverdi. Heyecann belli etmemek iin bir keye kvrlverdi ama Meryem onu kendisine doru ekti. Bunun zerine Ha lime de arkadana sanlmaya cesaret edebildi. "Sana hayatmn en kt dnemlerini anlatmak istiyorum" diye sze balad Meryem. "Babamn Halep'te tccar olduunu biliyor sun. ok zengin bir adamd. Kuma dolu gemileri uzak batya git mek iin okyanuslara alyordu. Ben de henz kk bir ocuk ken, canmn ektii her eye sahip olabiliyordum. Deerli ipek elbiseler giyiyor, altn ve mcevherlerle ssleniyordum. Emrimde tam tane hizmetkr vard. Emretmeye alkndm ve dnyann bana itaat etmesi benim iin ok tabii bir eydi." "Ne kadar da mutluymusun!" diye i ekti Halime. "nan bana, dier kzlarn olduklarndan daha fazla mutlu deil dim kesinlikle" diye devam etti Meryem. "Veya bugn bana by le geliyor. Her isteim daha aklmdan geerken yerine getiriliyor du. Ama ne tr isteklerim vard ki? Sadece para ile elde edilebile cek istekler! Oysa kzlarn kalplerinde sakl olan o ok deerli ar zular, benim iimde her zaman sr olarak kalmaya mahkmdu. Daha ok gen yalarda, insann kudretinin snrlar zerine dn mek zorunda kalmaya baladm. Henz on drt yamdaydm ki babamn bana birbiri ardna felaketler gelmeye balad. nce an nem ld; babamn en derin aclar iinde kvranmasn seyretmek zorunda kaldm. Hayatta hibir ey artk onu mutlu etmeyecekmi gibi grnyordu. lk kans ona tane oul vermiti; onlar da ti caret ile megul oluyorlard. Bir tanesi tm servetini kaybetti ve dierleri ona bakmaya baladlar. Afrika kylarna gemiler gnde riyor ve onlann tekrar elde ettikleri kazanlar ile geri gelmelerini bekliyorlard. Fakat bir sre sonra btn gemilerin frtnada battk lar haberi geldi. Artk hibir eyleri kalmad iin babamn yanna geri dnmek zorunda kaldlar. Babam onlan servetine ortak yapt. Bu defa gemilerini Frenk lkesine gnderdiler. Ama bu gemiler 101

de korsanlarn hcumuna urad. Bylece bir gece iinde hepimiz be parasz kaldk." "Keke hepiniz en bandan fakir dogsaymssnz!" dedi Hali me kendi kendine. Meryem kzn sylediklerine glerek onu efkatle kendine ekti. "Btn bu talihsizlikler iki yllk bir zaman zarfnda bamza geldi. Bir sre sonra Halep'in en zengin adam olan Yahudi Musa babam ziyaret etti ve unlar syledi: 'Dinle Simeon -babamn adyd bu- senin paraya, benim ise bir kadna ihtiyacm var!' Ba bam alay etti onunla: Sama! Sen artk ihtiyarn tekisin. Olun bi le kzmn babas yanda! Yaknda kapn alacak olan lm dnsen, daha iyi edersin!' Fakat Musa benden vazgemeye hi de niyetli deildi. nk tm Halep'te benim ehrin en gzel kz ol duum syleniyordu. Sana istediin kadar bor para veririm' di ye steledi. Tm yapman gereken kzn bana vermen. Ona iyi bakacam biliyorsun.' Babam nceleri bu evlilik teklifini ciddiye almyordu. Fakat erkek kardelerim bu iten haberdar olur olmaz babamn zerine ullanarak Musa'nn teklifini kabul etmesi iin onu sktrmaya baladlar. Babamn maddi durumu son derece ktyd. Fakat iyi bir Hristiyan olduu iin, ocuklannn bir Yahu di ile evlenmelerini istemiyordu. Fakat bana gelen felaketler onun akln kartrmt ve ne yaptnn farknda olmadan beni Musa'ya verdi. Bu arada kimsenin aklna benim fikrimi sormak gelmemiti. Gzel bir gnde anlamay imzaladlar. Artk yabanc bir aileye aittim." "Zavall, zavall Meryem!" diye mnldand Halime gzyalan iinde. "Biliyor musun aslnda kocam beni seviyordu. Ama kendi usu lnce tabii" diye devam etti arkada. "Ama keke benden nefret etseydi veya bana kar kaytsz kalsayd. Son derece kskan olduu iin bana devaml ikence yapyordu. Odamdan dar kmam yasaklamt ve kimseyle g rmeme msaade etmiyordu. Arada bir bana yaklamak istedii zamanlar da ben kendisine buz gibi souk davranyordum, nk beni irendiriyordu. Bu davranm onu fkeden deliye dndr102

yordu; dilerini gcrdatarak beni hanerleyeceini sylyordu. yle anlarda delirdiini dnyordum. Beni son derece korkutu yordu." Meryem bir an iin sustu. Sanki devam edebilmek iin biraz kuvvet toplamak istiyordu. Halime onun herkesten gizledii anlann kendisine anlatacan anlamt. Ate gibi yanan yanan Meryem'in gsne yaslad ve nefesini tutarak beklemeye balad. "Kocamn tm kadnlk gururumu derinden yaralayan bir huyu vard" diye devam etti ne<den sonra. "Artk bana tmyle sahip olduunu bildii iin, akln tamamen kaybetmiti. Srekli olarak birlikte i yapt insanlara benim gzelliimi vyor, ne kadar na muslu olduumu anlatyor, vcudumun tm ayrntlarn birer bi rer gzel szlerle gzler n n e sererek tm lkenin en harika g zelliine sahip olduunu syleyip caka satyordu. Onlan elinden geldiince kskandrmak istiyordu. Akamlan yanma gelerek, g zelliimi anlatt arkadalarnn kskanlktan bembeyaz kesildik lerini sevinerek anlatyordu. Bundan holandn gizlemeye gerek duymuyordu zaten. Ondan ne denli nefret ettiimi ve irendiimi anlayabilirsin sanrm. Yanna gitmek zorunda kaldm geceler sanki kendi idamma gdiyormuum gibi geliyordu bana. Fakat o glerek bana acemi aylak olarak adlandrd gen arkadalar hakknda neler dndn anlatyordu: 'Evet hayatm! Para ile her ey satn alnabilir. Fakir bir adam ne kadar yakkl olursa ol sun, senin gibi bir kadn ryasnda bile gremez.' Ah! Keke o acemi aylaklardan bir tanesi ile tanabilseydiml O zaman Mu sa'ya tm dncelerinin yanl olduunu ispat edebilirdim. Fakat gnn birinde beklemediim bir ey oldu. Hizmetilerimden birisi elime kk bir mektup tututuruverdl. Mektubu atm ve daha ilk kelimeler kalbimi titretti. Bugn bile hepsini ezbere biliyorum. Dinle..." Halime tmyle kulak kesilmiti. Sabrszlktan titriyordu. "'eyh Muhammed'den Meryem'e! Ey Halep gl, geceleri aydnlatan gm renkli ay ve gnleri yakp kavuran gne! Seni ok sevdiimi bilmelisin. Evet, seni her eyden fazla seviyorum, zellikle de lianetli zindancn Musa'nn senin gzelliklerini ve er103

demlerini herkese anlattn iittiimden beri! arap ien insanlar nasl kendilerinden geip sarho oluyorlarsa, senin mkemmelli in de beni ayn ekilde kendimden geiriyor. Ey g m klar saan ay paras! Gnler ve geceler boyunca ssz lde seni d np, afak kzllna benzeyen gzelliini gzlerimin n n d e canlandrdm bir bilebilseydin keke! Aramzdaki mesafenin sa na olan arzularma biraz gem vurabileceini dnmtm ama hayr! Aksine sana duyduum arzu artk her eyin tesinde. Bura ya kalbimi sana sunmak iin geldim! Bil ki ey Halep gl, eyh Muhammed lmden korkan bir erkek deildir. Ve o senin solu duun havay soluyabilmek iin geldi yanna! Selam sana.' nce bu mektubun bir tuzak olduunu dndm. Mektubu bana getiren hizmetiyi ararak bana gerei anlatmas iin s ktrdm. Hizmetim alamaya balad ve mektubu bana vermesi iin ln olunun kendisine verdii g m paray gsterdi. Peki ln olunun grn nasld?' diye sormaya cesaret edebildim. 'Yakkl ve ok g e n ' diye cevap verdi. Aklm tamamen kanmt. M u h a m m e d simli eyh beni bir a n d a bylemiti. Elbette diyordum kendi kendime, ayet ok g e n ve yakkl olmasa, byle bir mektubu yazmaya nasl cesaret edebilirdi ki? Beni gr d zaman hayal krklna urayabileceinden bile korkmaya balamtm. Mektubu tekrar tekrar okudum, belki de yz kere. Gn boyu onu koynumda saklyor, geceleri de anahtar b e n d e olan bir kutuya kilitliyordum. Bir sre sonra ilkinden daha gzel ve daha ihtirasl bir mektup daha geldi. Yasak akm beni alev alev yakyordu. Nihayet M u h a m m e d ba na penceremin altndaki terasta bir randevu verdi - yaadm yer hakknda detayl bilgiler edinmiti! Ey Halime! O zamanki duygu larm sana nasl tasvir edebilirim ki! Gnde on kez derin dnce lere dalyordum. Gitsem mi... gitsem mi?.. Uzun tereddtlerden sonra randevuya gitmemeye karar verdim. Gerekten de kararla trlan saate kadar terasa inmeye niyetim yoktu ama o saat gelince sanki bilinmeyen bir g beni kontrolne alm gibi aaya in dim. Olaanst bir geceydi. Karanlk bir geceydi; ay henz do104

mamt ama gkyz yldzlarn titrek klaryla dolmutu. Teras ta birka dakika bekledim. Ayn anda h e m ate gibi yanyor, hem de buz kesmi gibi yordum. Kendi kendime dnmeye bala mtm bile: Yoksa btn bunlar Musa'y gln duruma dr mek isteyen kt niyetli birinin eek akas olmasn? O anda kula mn dibinde bir fslt duydum: 'Korkma. Ben eyh Muhammed'im.' Gri cppeli g e n bir a d a m duvardan atlayarak, ne olup bittiini anlamama frsat bile vermeden beni kollarnn arasna al mt. Sanki dnya tersine evrilmiti ve ben de sonsuzlua d yordum. Beni belimden tuttuu gibi yavaa havaya kaldrd ve terasa g k m a k iin kulland ip merdiven ile aaya indirdi. Bah e duvarnn arkasnda bir grup atl bizi bekliyordu. Muhammed beni aaya sallandrarak adamlarna uzatt ve sonra da kendisi bahe duvann at. Beni atnn n n e oturttuktan sonra, gecenin karanlndan faydalanarak drtnala ehirden uzaklatk." "Oh Meryem! Ne kadar da gzel eyler yaamsn. ok talihli sin!" diye i ekti Halime. "Nasl byle bir ey diyebilirsin kk Halime? Ondan sonra neler olduu aklma geldike ldracak gibi oluyorum. Btn ge ce boyunca at srtnda yolculuk ettik. Nihayet ay dalarn arkasn dan ykseldi ve evreyi g m renkli yla aydnlatt. Her ey bana korkun ve ayn zamanda da harika geliyordu. Sanki bir ma sal dnyasndaydm. Uzun sre beni kollarnn arasnda tutan ada mn yzne bakmaya cesaret e d e m e d i m . Neden sonra cesaretimi topladm ve baklarm yzne doru kaydrdm. Adam dosdo ru yola bakyordu. Bir kartala benzeyen gzleri vard. Fakat bana bakt zaman gzlerindeki ifade yumuuyor ve beni saryordu. O n a ak olmutum... O n u o kadar ok seviyordum ki o an onun iin dp lebilirdim. nk eyh M u h a m m e d tm erkeklerin en yakiklsyd. Ksa ve sk bir sakal, simsiyah salar vard. Dudakla r kpkrmzyd... Ah Halime! Henz yolumuza devam ederken onun kadn oldum. gn sonra peimize d m olduklarn anladk: kardeim, kocamn olu ve bir grup silahl adam! Son radan rendim ki benim ortadan kaybolduumu anlar anlamaz tm evin altn stne getirmiler ve Muhamrned'in bana yazm
I

105

olduu mektuplar bulmular. Duyduu znt ve utan nedeniy le Musa'ya inme inmiti. Bunun zerine iki ailenin erkekleri silah lanarak peimize dmler. Bizi takip eden atllar ufukta grn dkleri zaman, oktan ln ortalarna ulamtk. Muhammed'in yannda sadece yedi adam vard. Onlar da ardmzdan gelenleri grnce Muhammed'e beni gndermesini sylediler. Ama sevgi lim onlara cevap bi'e vermeyerek atn mahmuziad. Br sre sonra dinlenmi bir ata bindik. Ama buna ramen ardmzdan gelenler bize yetimilerdi. Bunu gren sevgilim beni attan indirdi ve klc n ekerek yedi adamnn bana geti ve dmanlarna saldrd. Korkun bir mcadele oldu. Ama sonunda sayca stn olan taraf kazand. Kardelerimin birinin yaralandn! grdm. Az sonra da sevgilim atndan dt. Acyla bararak kamaya baladm. Fakat beni yakalayarak elimi kolumu baladlar ve bir eerin zerine fr lattlar. Sonra daMuhammed'i atmn kuyruuna baladlar..." "Ne kadar korkun!" diye bard Halime. Dehet iinde kala rak elleriyle yzn kapamt. "O srada neler hissettiimi sana syleyemem. Kalbim ta gibi katlamt ve iimde bir tek duygu vard: ntikam. Bama gelebi lecek eyler aklma bile gelmiyordu. Halep*e ulatmzda kocam lm degindeydi. Fakat beni grnce gzlerinde tekrar hayat klar belirdi. Olu beni kocamn yatana balayarak bizzat kendi elleri ile krbalad. Dilerimi sktm ve hi ses kamtadm. Nihayet Musa ld; rahat lamtm artk, intikammn bir ksmn aldm dnyordum. Sonra bana neler yaptklarn sana ksaca anlatacam. Bana yeteri kadar ikence yaptklarndan emin olduktan sonra, beni Basra'ya gtrerek kle pazarnda sattlar. Sonunda efendimizin eline ge tim. O da bana Hristiyanlardan ve Yahudilerden intikamm alaca na dair yemin etti." Halime uzun sre bir ey syleyemedi. Meryem'in deeri g znde daha da artm, adeta bir tanraya dnmt. Onunla olan arkadalnn eskisinden ok fazla ilerlediini de hissediyordu. "Hristiyanlarn ve Yahudilerin kk ocuklar yedikleri doru mu?" diye sormaya cesaret edebildi bir sre sonra. 106

Hl korkun anlarna dalm olan Meryem bir anda kendisine geldi. "Belli olmaz" dedi zgn bir glmsemeyle. "Byle bir eyi yapabilecek kadar kalpsiz olduklarna inanyorum..." "ok kr ki biz hak yolundayz!" diye bard Halime. "Fakat Meryem syle bana sen hl Hristiyan msn?" "Hayr artk deilim." "Veya Yahudi..?" "Hayr, Yahudi de deilim." "Demek sen de hak yolunu setin!" "Grdn gibi yavrum." "Seyduna seni ok seviyor mu?" "Bu tr sorular sormaman sylemitim sana" dedi Meryem ve ciddi bir tavr taknmaya alt. "Ama maden sana bu kadar ok ey anlattm, biraz da bundan bahsetmemde bir saknca yok sannm. Beni sevip sevmediinden emin deilim ama bana ihtiyac olduu kesin." "htiyac m var? Nasl..?" "O ok yalnz ve konuabilecei hi kimsesi yok." "Peki ya sen? Sen onu seviyor musun?" "Sen bunu henz anlayamazsn. O elbette ki eyh Muhammed deil ama Musa hi deil! O byk bir peygamber ve ben ona sonsuz hayranlk duyuyorum..." "Herhalde ok yakkldr o!" "Seni gidi aptal kedi! Byle syleyip de beni kskandrmak m istiyorsun?" "Hayr! Her eye ramen senin ok mutlu olduunu biliyorum Meryem!" diye bard Halime tm kalbiyle. "Kes sesini kk ekirge! Ge oldu, artk uyumalyz. Hadi ya tana git." Ona bir pck verdi ve Halime sessizce yatana geri dnd. Fakat uyumay baarana kadar epey zaman gemesi gerekti. Mer yem'in anlattklarn tekrar tekrar kafasnda canlandnyordu. Hele Muhammed'in Meryem'i karmasn dndke, sanki yakkl eyhin nefesinin yanaklarm okadgn hissediyordu. Garip bir

\
107

duygu tm vcudunu tir tir titretiyordu. Kimse kendisini grmedi i iin seviniyordu. Fakat Muhammed'in atn kuyruuna balan m cesedinin kanlar iinde tozlarn arasnda srklenmesini gz lerinin nnde canlandrnca alamaya balad. Ban yastna gmd ve gzyalar yanaklarndan szlrken uyuyakald. Bu konumadan bir sre sonra kendisinde deiik duygular uyandran bir olaya tank oldu. Her zamanki gibi bahede aala rm arasnda gezinirken aniden allklarn arasndan garip sesler geldiini iitti. Sesin geldii alla sessizce yaklat. Sara ve Mustafa alnn arkasnda birbirlerine sanlm yatyorlard. Kendile rinden gemi bir halde Apama'nm onlara retmeye alt oyunlar oynuyorlard. Halime'nin tm vcudu kasld. Kamak is tedi ama gizli bir g kmldamasna izin venniyordu. Nefesini tu tarak olduu yerde kald. Gzlerini birbirlerine sarlan iki insandan ayramyordu. Oyunlarn sona erdirip kendilerine eki dzen ve rene kadar da orada kald. nce grd eyleri Meryem'e anlatmay dnd; ondan yine bir eyler gizlemeyi istemiyordu. Ama Sara'y bir kere ele vermemi miydi zaten? Hayr, ona bir kez daha ktlk yapamaz d! Bir ey grmemi olmay tercih ederdi. Zaten her eye bir te sadf eseri olarak ahit olmam myd? Kimseye bir ey syleme meye karar verdi ve bir sre sonra omuzlarndan bir yk kalktn hissetti. Artk Sara'nm gzlerine bakabiliyordu. Ona olan borcunu demiti...

IV
Btn bu olaylar olup biterken, lbni Tahir'in yaam da kkl deiikliklere uramt. Kaleye geliinden sonraki birka gn zar fnda, olup bitenleri kavramakta glk ekmiti. Sanki birisi ba na ar bir grz ile vurmu gibi karkt kafas. Ama ksa zamanda yeni dzene ayak uydurdu. Aradan on drt gn getikten sonra en iyi talebelerden biri olmasnn yan sra, Ismail davasnn en ateli savunuculanndan biri haline gelmiti. Yz hatlar da gzle grlr bir ekilde deimiti: Pembe ve yuvarlak yanaklar eri mi; surat ciddi ve kararl bir ifadeye brnmt. Kaleye geliin den bu yana en az on yl yalanm gibiydi. Arkadalarn daha iyi tanma frsat da bulmutu bu arada. Kalenin kurallar ve hocalar da onun iin artk bir sr tekil etmiyordu. Yzba Minuehr onlara sadece sava sanatn deil, ayn za manda corafya da retiyordu. Bazen onlarla beraber gneye doru uzun sre at sryor, sonra da arkaya dnerek tm dala rn stnde ykselen Demavend dann zirvesine bakmalarn sylyordu. Buras anlatacaklar iin bir mihenk noktas tekil edi yordu. Sultann ordusuna hizmet ettii zamanlarda, birok kere lkeyi bir utan dier uca kat etmiti. Bu gezileri esnasnda bir parmen kadna lkenin en nemli da sralarn, btn ehirle rini, pazar yerlerini ve bunlarn yan sra ordu ve kervan yollarn iaretlemiti. Bu haritay yere sererek talebelerine Demavend da nn bulunduu yeri gsteriyor ve onlara deiik yerleri nasl bu lacaklarn anlatarak, stratejik neme haiz eitli blgeler hakknda bilgiler veriyordu. Bu anlattklarn askerlik yaamnn eitli anlar ile sslemeyi ihmal etmiyordu. Bylece hem dersleri ok canl ge iyor, hem de talebelerin ilerinde yanan atei daha da krkl yordu. Hepsi de doum yerlerinin dier blgelere olan uzaklkla109

108

rn, konumlarn ve ynlerini bilmek /orundaydlar. Bu ders tale belerin en fazla nem verdikleri derslerden birisiydi. El-Hekim ise delikanllara yabanc olan yeni bir bilim daln retmekteydi Bu adam genliinde bat dnyasnn yaam zerine birok ey renmiti. Badat, Kahire ve hatta Bizans saraylanndaki yaanty ayrntlaryla biliyordu. Dnyann birok hkmdar n ve kraln ziyaret etmi, birok halk tanm, onlarn gelenek greneklerini incelemiti. Btn bu tecrbelerden elde ettii z ise talebelere allagelmemi bir ders olarak aktaryordu. Onlara Yunanllarn, Araplarn, Yahudilerin ve Ermenilerin selamlama bi imlerini, gelenek ve greneklerini, yeme-ime alkanlklarn, bo vakitlerinde ve alrken neler yaptklarn uzun uzadya anla tyordu. nsann kendisini bir krala veya hkmdara takdim eder ken nelere dikkat etmesi gerektiini, saraylardaki kalplam dav ran biimlerini retmekteydi onlara. Bu arada da Yunanca'nn, Ibranice'nin ve Ermenice'nin genel hatlarn cia retmekten geri kalmyordu. Talebelerin anlattklarn iyice kavramalar iin, anlattklann gstererek desteklemeyi ok seviyordu. Kimi zaman soy lu ve azametli bir kral, kimi zaman zavall bir dilenci, kimi zaman da hkmdara dileke vermek isteyen bir tccar klna giriyor ve onlarn davran biimlerini taklit ediyordu. Talebeler de onun yaptklarn tekrar etmek zorunda kalyorlard. Bu arada dersler EiHekim'in en kahkahas ile sk sk blnyordu. Da brahim ise din bilgisi ve Arapa grameri dnda Kuran, cebir ve matematik dersi veriyordu. !bni Tahir'in ona derin br say g beslemeye balamas uzun srmedi. brahim her eyi biliyordu sanki. Kuran' yorumlarken elindeki eseri sadece yzeysel olarak anlatmakla kalnyor, derinlere inerek gizli anlamlarn da talebele rine aklyordu. Derslerinde dier dinlere de zaman ayryor, H ristiyanln ve Yahudiliin genel hatlarn ortaya koyarak, putpe restliin eitli biimlerini tasvir ediyor ve Buda tarafndan Hindis tan'da vaaz edilen dini onlara anlatyordu. Btn bu sapk inanla r anlatrken peygamberin yceliini ispat ediyor ve hak yolunun smail! inanc olduunun altn srekli iziyordu. Konuurken ksa ve ak cmleler kullanyor, talebeler de sylediklerini kada ge irerek ezberliyorlard. 110

Gnn birinde Da Ebu Soraka derse kolunun altnda tad byk bir parmen rulosu ile geldi. Sanki ok deerli bir mcev her tayormuasna parmeni dikkatte nndeki rahlenin zeri ne koydu ve itinayla amaya balad. Rulo aldnda ortaya bir tomar yazl kat kmt. Onlar halnn zerine serdi ve eliyle dikkatle dzeltti. "Bugn yeni bir derse balayacaz" diye konumaya balad. "Ve ben bu dersi efendimizin yaamna adamak istiyorum. Size onun katland byk aclan, tsrnail davasnn nihai zaferi iin yapt savalar ve byk fedakrlktan anlatmak istiyorum. Bu bir tomar kat onun yorulmak bilmez abalarnn rndr; bu kat larda okuyacanz her eyi, hak yolu uruna nasl mcadele et meniz gerektiini renmeniz iin, bizzat kendi elleriyle kaleme ald. Bu nedenle iiteceiniz her eyi harfi harfine kada geirme li ve sonradan da iyice renmelisiniz. Unutmayn ki bunlar sade ce ama sadece sizler iin hazrlad." Talebeler yerlerinden dorularak Daf'nin nlerine serdii par menlere baktlar. Sessiz bir hayranlkla horalarnn okamalar al tnda hatife latrdayan parmenin zerindeki gzel el yazsn in celiyorlard. Sleyman elini bir parmene doru uzatt, biraz da ha yakndan ncelemek istiyordu onu. Fakat bu Soraka parmeni hzla kendisine doru ekti, sanki mukaddesat hrmetsizlikten korumak ister gibiydi. "Delirdin mi sen?" diye bard. "Bu yaayan bir peygamberin e! yazs!" Talebeler yavaa yerlerine dndler. Dai, Byk nder'in ya amn ve yaptklarn sevinle anlatmaya balad. Parmenlerde yaztii olanlarn daha kolay kavranmas iin, ncelikle Seyduna'nn hayatndaki belirleyici izgilerin arka planlarn aklamaya koyul du. Bylece efendilerinin yaklak altm yl nce Tus ehrinde doduunu, isminin Hasan olduunu ve babas Ali'nin mehur Arap ailesi Sabbah Hmeyri soyundan geldiini rendiler. Daha ok erken yalarda smail bocalan ve dervileri ile tanm ve on larn retilerndeki derinlii hemen fark etmiti. Babas da gizlice Ali'nin retisine balanmt ama phe uyandrmamak iin k-

k Hasan Niapur'daki Snni alimi Muvafk Edin'in okuluna gn dermiti. Hasan orada iki arkada edinmiti kendisine: Bunlardan birisi ileride ba vezir Nizam l-Mlk olarak, dieri de astronom ve matematiki mer Havyam olarak tannacaklard. arkada ksa bir sre sonra Snni nancnn yanllna inanmlard, zel likle fanatik inanllardan nefret ediyorlard. Bylece hayatlarn smail davasna adamaya karar verdiler. Hayata atlmadan nce aralarnda konuarak u karara vardlar: lerinden baarl olacak ilk kii dierlerine elinden gelen yardm gsterecekti. Bylece birletirdikleri kuvvetleri iie hedeflerine daha ksa zamanda ulaa caklard. Fakat ba vezir alnm bu karara ihanet etti! Daha da k ts: Seyduna'y sultann sarayna davet etti ve ona eytan bir tu zak hazrlad. Fakat Allah setii kulunu gzetiyordu: Gecenin r tsn zerine yayd, onu Msr'a gndererek halifenin sarayna ulamasn salad. Fakat orada da kskan insanlar ona kar al maya baladlar. Planiann deitirmek ve dolambal yollardan memleketine geri dnmek zorunda kald. Sonra Allah ona sapk inanla savamas ve halifelik makamnda haksz yere oturan kii lerle mcadele etmesi iin Alamut kalesini verdi. "Onun yaam mucizelerle rlm bir adr" diye anlatt Ebu Soraka. "Allah'n yardmyla kurtulduu tehlikelerin says belli de ildir. Bir sre sonra bu kadar ok mucize karsnda aknla u rayarak, bunlann gerek mi yoksa masal m olduklarn kartra caksnz. Sonunda se efendimizin byk ve kudretli bir peygam ber olduu yolundaki inancnz daha da kuvvetlenecek." Sonraki gnlerde ise Byk nder'in yaamnn ana hatlarn belirleyen -bunlarn birou gerekten de inanlacak gibi deildiolay ve hikyeleri anlatmaya balad. Gnden gne byk pey gamberin kiilii gzlerinin nnde daha fazla belirginleiyordu ve sonunda sadece tek bir arzu ilerini kemirmeye balad: onu gnn birinde grebilmek ve ona hayatlarn feda etmek pahasna da olsa bir hizmette bulunmak. nk onun takdirini kazanmak tm insanlardan daha stn bir mertebeye ulamak ile e anlamlyd. Artk hibir ey Ibni Tahir'i artmyordu. Dikkatli, uyank ve zek bir talebeydi. Tm dikkatini sadece kendisinden istenilen e112

ye vermeyi baaryodu. Dnyann kendisine anlatld gibi oldu una ikna oluyordu kolaylkla. Fakat akamlar deinde yatarak duvardaki lambann titrek kzl alevini seyrederken, ok garip bir dnyada yaadn dnyordu. Srlarn hkm srd bir dnya. O anda korkuya kaplyor ve kendisine unu soruyordu.Sen, bu dekte yatan adam, sen gerekten de ksa bir sre nce sine kadar Sava'da babasnn hayvanlarn gden Avni ile ayn in san msn? nk u anda yaad evren iie eski dnyas arasnda dipsiz bir uurum olduunu dnyordu. Hayal dnyasn ger ekler dnyasndan ayran bir uurum... Bu uuruma dmekte olduunu hisseder etmez, iir okumaya balayarak sakinlemeye alyordu. Talebelerine nazm sanatn retmeye alan Ebu Soraka onlara ismail davas iin nemli kiiler zerine iirler yazmalannt tavsiye etmiti onlara. Bu nedenle peygamber zerine, Ali ve smail zerine, ehitler ve yaptkian zerine iirler yazyor lard. Ibni Tahir zellikle peygamberin sevgili damad Ali'ye kar derin bir sevgi besliyordu. Ali zerine yazd birka msra Ebu Soraka'nn eline gemiti; bunian son derece beenmi ve frsat bulursa Seyduna'ya gstereceini vaat etmiti. Ibni Tahir'in yete nei kalede abucak yaylm ve delikanl 'air' unvan ile anlma ya balanmt. lk baarsndan cesaret alan ibni Tahir baka denemelere de girimiti. Kendisine olaanst ve anlalmaz gelen her eyi msralara dkyor, bylece onlar daha ak bir biimde alglayarak korkularndan sryrlveriyordu. Bu denemelerden bir ksm kalede sratle yaylm ve ok kii tarafndan ezberlenmiti - zellikle Alamut ve Seyduna zerine yazd iirler ok rabet gryorlard. Talebeler nazm sanatndan baka hitabet sanat dersleri de al yorlard. Bu konuda Sleyman ve Ibni Tahir ekime iindeydiler. Sleyman'n konumalar cokulu bir atele doluydu, buna karn Ibni Tahir son derece berrak ve ak cmleler kurmasn seviyordu. Bu derslerin en baarsz talebesi Yusuf tu. Ibns Tahir'e sk sk ok bunaldndan ikyet ediyordu. Yzba Minuehr'in kzgn g ne altnda kendilerine yaptrd sert talimlerin, Ebu Malikin emri ile kendisini krbalamasnn veya kor halindeki sa levhann ze111

rinde yrmenin, hatta gerek bir ikence olarak kabul edilen on nefes alma taliminin, bu derslerle kyaslannca ocuk oyunca ol duunu iddia ediyordu. Onu nazm, hitabet, gramer ve cebir ka dar korkutan tek bir ey daha vard: Abdlmelik'in tutmalarn em rettii zoraki oru. A kald zamanlar kalede ve dnyada yaa nan her ey ona anlamsz ve bo geliyordu. Alk bana iyice vu runca yatana yatmay ve bir daha kalkmamak zere uykuya dal may diliyordu. Bunun dnda Yusufu zorlayan baka bir konu yok gibiydi. Onu hayrete dren pek az ey vard. zellikle de bni Tahir'in uykuya dalmadan nce iir yazmak konusundaki yetenei. Yksek sesle onun bir byc olduunu sylyordu ama mant ona bni Tahir'in iinde, sanatnn kaynakland bitmez tkenmez bir pnar bulunduunu sylyordu. Eski alarda yaayan insanlarn iir yazm olmalar ona pek garip gelmiyordu, nk o alarda ey tanlara ve canavarlara kar savaan byk kahramanlar vard. Fa kat hemen yan banda yatan arkadann da byle br air olmas, onun iin akl alr gibi deildi. Onlar gibi kalede yaamakta olan Seyduna'nn byk bir peygamber olduunu kabul edebiliyordu. nk Seyduna kendisini grnmez klabiliyordu; aralanndan hi kimse grmemiti onu. Fakat ya bni "Fahir! Her gn onlarla bera berdi; akalayor, konuuyor ve tartyorlard. Fakat bu durum kesinlikle aralanndaki arkadal etkilemiyordu, aksine Yusuf her geen gn bni Tahir ile aralarnda daha gl bir ba olutuunu sezinliyordu. Sleyman'n ise kskan bir mizac vard. Bakalarnn baarlan karsnda elinde olmadan rahatsz oluyordu. Oysa kl ve mzrak kullanmakta onun stne kimse yoktu; en tehlikeli talimlere bile gzn krpmadan dalyordu. Fakat eer birisi onun yannda Yu suf un veya bni Tahir'in baarlarn vecek olursa, lafa karyordu hemen: "Hadi canm sen de! lki aptaln, ikincisi de ukalann teki!" Buna ramen de birbirinden ayrlmayan arkadalard. a yet dier ikisi hakknda houna gitmeyen szler iitecek olursa, fkelenerek hemen onlan savunmaya geiyordu: 114

"Nasl? Yusuf hakknda bir ey sylemeye nasl cesaret eder sin? Bugn ciridi ne kadar uzaa frlattn kendi gzlerinle gr dn. nce ona yetimeye al bakalm!" Veya bni Tahir hakknda: "ayet kafanzda onun zekasnn bir krnts bile olsayd, kendi nizi o kadar ok beenmeye balardnz ki zavall kafalarnz buna dayanamayp atr atr atlard. Kendisiyle alay etmeye nasl olsa hi kimse cesaret edemiyor du. Yusuf ve bni Tahir ondan korkmuyorlard, bunun iin aslnda ondan holanmadklarn birbirlerine syleyebiliyorlard. Gerei sylemek gerekirse kalede hi kimse, hocalar da dahil, ondan holanmyordu. Kadnlar ve cinsellik zerine konumak onlara kesin olarak ya saklanmt. Da brahim derslerinde bu nazik konuya temas ettii zaman, hepsi de heyecanla bekliyor, soluk bile almyorlard. Pey gamberin kadnlarndan bahsediyordu hocalan genellikle. brahim nce hafife ksrerek boazn temizliyor, sonra da talebelerinin gzlerinin iine bakarak ciddi bir sesle konumaya balyordu: "Peygamber mminlere ne evlenmelerini, ne de kar cirsie ortak bir yaamn mutluluunu tatmalann yasaklamtr. Zaten de kendisi rnek bir koca ve mkemmel bir baba idi. Fakat gerek mutluluk evlenip bir yuva kurmaktan m ibarettir? Hayr! Gerek mutluluk; hak yolunda ehit dmek ve bu fedakrln mkfat olarak de cennet bahelerinin ebedi mutluluuna ulamaktr. lk mminler, peygamberin anlattklarna uyarak kadnlaryla huzurlu bir yaam srmler ve gerektiinde de hak yolu iin ehit d meyi bilmilerdir. Fakat siz de biliyorsunuz ki peygamberin l mnden sonra mminler arasnda karklk ve huzursuzluk ba gsterdi. Onun verdii iyi tler unutuldu ve dnya zevkleri cennetin zevklerine ye tutulmaya baland. Sizler de iyi biliyorsu nuz: Zamanmzda erkekler artk haremlerine kapanp, dnya ni metlerinden faydalanmaktan baka hibir ey dnmez olmular dr. Peygamberin, byk bir dava iin byk fedakrlklar yaplma sn isteyen emri ise oktan unutulmutu: hak yolu iin savamak ve ehadet erbetini imek... Seyduna'nn kar kt rm 115

TmriTmra mm

dzen budur ite. Bir tarafta zalim Seluklu despotlar ve sefil yandataryta Badat halifesi bulunmakta, dier tarafta da bizler ve sizler. Sizler yani kutsal dava uruna gzn krpmadan lme koacak olan fedaler. Sizin yegane amacnz ehadet erbetini i inek olmaldr. Her eyiniz ile dierlerinden farkl olmalsnz. Bu nedenle Seyduna size u yasaklan koymutur: Asla evlenemez ve iffetsiz davranlarda bulunamazsnz. imdiden cennet baheleri ne kabul edildiinizi unutmayn, o nedenle temiz olmayan konu larda konumanz kesinlikle yasaklanmtr. Hatta bunlar aklnz dan bile geirmeye kalkmayn! Hibir ey Allah'tan gizli kala maz! Yce Allah Seyduna'y kullar arasndan semi ve size n der tayin etmitir. Bu yasaa kar gelmeye cret eden olursa, en iddetli biimde cezalandrlacan unutmayn. Temiz olmayan konularda konutuu fark edilen zavall annda geri gnderilecek tir iinizden biri bu cezay tatt bile. Fedai olduktan sonra kadn larla iliki kurmaya veya evlenmeye yeltenen olursa, en korkun bir biimde ldrlecektir. Cellat nce o gnahkarn gzlerini kz gn demirlerle oyacak, acs biraz azalnca da vcudunu canl canl drt paraya ayracaktr. Demin saydm yasaklan delmeye cesa ret edecekler iin Byk nder tarafndan saptanan cezalar bun lardr ite!" Talebeler korkudan donup kalmlard ve birbirlerine bakmaya dahi cesaret edemiyorlard. Kimisi az nce iittikleri korkun ceza lan gzlerinin nnde canlandrarak dnceli dnceli kafasn kayor, kimisi de derin derin i ekiyordu. Konumasnn talebeler zerinde yaratt etkiyi gren Da ib rahim'in dudaklanndan belli belirsiz bir glmseme geti. Biraz daha yumuak bir ses tonu ile szlerine devam etti sonra: "Korkmayn; Seyduna'nn koyduu yasaklarn sizin iin bir an lam olamaz nasl olsa! iinizden hibirinizin dnyann geici ni metlerini cennetin ebedi zevklerine ye tutmak istemeyecein den eminim zaten. Kendilerine syleneni yolundan sapmakszn yerine getirenlere verilecek mkfat biliyorsunuz. Kutsal dava u runa ehit dtnz anda, kristal berraklnda derelerin akt bahelerin kaps size alacaktr; sra kklerde yastk dalarnn 116

zerinde dinleneceksiniz; olaanst gzellikteki korularn serinli inde dolaacaksnz; nadir ieklerle kapl zmrt yeili ayrlarn zerinde yryecek ve gzel kokular iinize ekeceksiniz. Kapka ra badem gzl gen kzlar size en gzel yemekleri ve en iyi ara b sunacaklar. Sizin tm isteklerinizi yerine getirecekler! Allah bu bakirelere, zel bir erdem bahsetmitir: Ruhlar ve bedenieri ile si zin tm arzularnz yerine getirmelerine ramen, ebediyen gen ve bakire olarak kalacaklar. Unutmayn: Feda olduktan sonra tm bu gzelliklere sahip olabileceksiniz! Allah bu bahelerin anahtar larn Seyduna'ya verdi, o da onlan sizler iin saklyor. Seyduna emirlerini duraksamadan yerine getirenlere bu kaplan aacaktr! Byle bir mkafat dururken, nasl olup da baka bir ey sizi yolu nuzdan alkoyabilir!" Akam olup da hepsi terasta toplandklar vakit Ibni "Fahir konu maya balad."Hocalarmz bize bo vakitlerimizde bir araya gelerek, gn boyu grendikJerimizi tartmamz tavsiye ettiler. Bugn Da ibra him Seyduna'nn bize neden davranta, konumada ve hatta d ncede kadnlarla iliki kurmamz yasakladn anlatt. Bu akam da her zaman yaptmz gibi gndz rendiklerimizi tartma mz teklif ediyorum. Bize bunlar bizzat hocamz rettii iin, Seyduna'nn emrine kar gelmi olmayacaz nasl olsa! Hatta ge lecekte bamza gelebilecek olan felaketleri nlemek iin, byle bir tartmann ok yararl olabileceine inanyorum." Bazlar Ibni Tahir'in son szleri zerine irkdiier. "Ben buna karym" diye bard Naim. 'Da ibrahim bu konu larda konumamz kesin olarak yasaklad. Sululan ne gibi kor kun, cezalarn beklediini kendi kulaklarnla duydun!" "Pireyi deve yapma Naim!" diye dalga geti Cafer. "Hocalar mzn bize anlatt eyler zerine konuma hakkna sahibiz. Akl mz ve zekmz kullanarak, rendiklerimizi daha iyi kavramaya alma isteimizi kim cezalandrabilir ki?" "Dediin gibi olsun. Ama kadnlardan ve baka yakksz ko nulardan konumak yok" diye steledi Naim. 117

Yusuf kprd: "Hadi, u tavuu burlardan aa atalm!' Naim korkuyla geri ekildi. "Bir yere gitme!" diye uyard onu Sleyman. "Sonradan ba mza bir i gelecek olursa, burada olmadn syleyip aradan sy rlman istemeyiz. Ve sinirlerimizi bozmaya devam edersen, ku laklarnda tatsz nlamalar iiteceinden emin olabilirsin!" "Ak konumak istiyorum" diye balad Ibni Tahir "ve h e m e n konuya gireceim. Ne de olsa hepimiz birbirimizi iyi tanyoruz. Bundan sonra konumalarmza asla kadnlar konu etmeyeceiz. Ve bugnk uyardan sonra iimizden birisinin bir kadn ile kaa mak yapacana asla ihtimal vermiyorum. Konumalarmz ve davranlarmz kontrol altnda tutmak bizim iin ok da zor olma yacaktr herhalde. Peki, ya dncelerimiz? Bizi ryalarmza dek takip eden dncelerimiz zerinde hakimiyet kurabilecek miyiz? eytann irademiz zerinde bir gc yoktur a m a dncelerimize ve hayallerimize etki edebilir. Ben de birok kez yakksz dncelerle boumak zorunda kaldm. Her kavgadan sonra, artk kesin olarak kazandm d nyordum. Fakat eytan ehvetli ryalar grmemizi salayarak, gn boyunca hayaller iinde yzmemize neden oluyor. Bunca ya sak, insann tabiatna aykr olarak, gereinden fazla arm gibi geliyor bana. Sizce ne yapmalyz? Ne dnyorsunuz?" "Bo yere niye kafamz yoralm ki?" diye kestirip att Sley man. "Rya ryadr! Kim bir ryadan sorumlu tutulabilir ki? Elde olmayan dnceler bir gnah kayna olarak kabul edilemez!" "Nihayet doru bir dnce!" diye sevindi Yusuf. "Ben de tam ayn eyleri syleyecektim." "Hayr, bu sylenenlerin doru olduunu kantlayan hibir ey yok ortada!" diye steledi Ibni Tahir. "Yasak ak ve kesin; o halde zaafmz aacak bir yntem de mutlaka olmal!" "Hakl" diye lafa kart Cafer. "Eer ortada bir yasak varsa bu yasaa kar gelmemenin de bir yntemi Olmaldr. Bence tm yapmamz gereken. kulaklarmz, eytann fsltlarna olanca gc mzle kapamaktr. Dncelerimizi ve hatta ryalarmz ondan korumak iin elimizden baka ne gelir ki?"

"Bunu ben de d e n e d i m " diye itiraf etti Ibni Tahir. "Ama insan zaaflar o kadar byk k i . . . " "nsann kendisinden daha kuvvetli bir rakibe meydan okumas akllca bir davran deildir" dedi Yusuf bilgi bir edayla. O zamana kadar konuulanlar tek sz e t m e d e n dinleyen beyde aniden konumaya balad. Suratnda kurnaz bir glmse me vard. "Bu kadar basit bir mesele hakknda dostlarm btn bu konu malar ve kavgalar neden? Sanyor musunuz ki Seyduna bizim kudretimizi aan br konuda bize emir-verebilir? Ben bunu kabul etmiyorum! Seyduna bizim sabr ve sebatmza karlk bir mkfat vaat etmedi mi? Bu mkfat da br dnyadaki cennetin gzellik leri deil midir? Syleyin bana: Doru ve drst birisi ileride ken disine verilecek mkfata sevinemez mi? Hepinizin u cevab ve receine eminim: Elbette sevinebilir! Demek ki bize verilecek olan cennet bahelerindeki sonsuz nazlara sevinmek, ok tabii bir hak kmzdr! yleyse gzel baheleri ve kristal berraklndaki sulan dnebilir, harika yemekleri ve nefis araplann hayalini kurabilir ve kyamete kadar bize hizmet edecek olan badem gzl kzlarn bize sarlmalarn tasavvur edebiliriz. Bunda kt olan nedir? Eer eytan bizi ayartmak iin yanmza gelecek olursa, onu bir fiskeyle yanmzdan uzaklatrveririz. Bunun iin harika cennet bahelerini ve oradaki gzel kzlarla hibir engel olmadan yapacamz eyleri dnmemiz yeterli olacaktr. Bylece hem bizim iin bu bahele ri yaratan Allah'n ve anahtarlarn teslim ettii Seydna'nn hou na gider, hem de gnah ilemeden istediimiz hayalleri kurabiliriz." Talebeler bu dnceyi hararetle desteklediler. "Olaanst beyde!" diye bard Yusuf. "Neden benim akl ma gelmedi ki bu sylediklerin?" "beyde son derece zekice bir dnce zinciri kurdu" dedi Ib ni Tahir. "ekil itibaryla benim de kar kacam bir ey yok. Fa kat ben kt dncelerden syrlmann bu kadar rahat olduun dan phe ediyorum. Cennet baheleri emrimize a m a d e olsalar bile." "Samalyorsun" dedi beyde fkelenerek. "Sylediklerim se nin aklna gelmedii iin bozuldun." 119

"Hayr, bni Tahir'ir hakk var" dedi Cafer. "Gnah gnahtr, nerede ilenirse ilensin. Seyduna'nn ok ak emrinin byle bir hiie le yok saylabileceini kabul edemiyorum." "Kili krk yararak tm keyfimizi karmak m istiyorsun?" diye bard Yusuf fkeyle. "Ben beyde'nin hakl olduunu dnyo rum. Hi kimse erefle kazanacamz, mkafatmzn hayalini kur mamza engel olamaz." "Herkes istedii gibi dnebilir!" dedi Cafer omuzlarn silkerek. Hava kararnca Byk nder'in kknn nndeki mealeler ya kld. Az sonra kale ahalisine namaz ve yatma vaktini haber veren borular alnd. Talebelerin zerine derin bir hzn kmt. Ru hun ve vcudun ar talimlerle yprand bir gn daha sona er misti ve dnceleri ile. ba baa kalmlard artk. Kimisi yalnzla lanet okuyarak dardaki yaamn hasretini ekiyor, kimisi de yap mak istedii binblr trl dnceyi kafasndan geiriyordu. "Bir ku olsaydm eer" diye dnd Sleyman bir akam yksek sesle "buralardan uar ve kz kardelerimin ne durumda olduuna bakmaya giderdim. Anam vefat ettikten sonra babam iki kar daha ald. Her ikisi de ona ocuklar dourdular. Kz karde lerimin kendilerine yk okluunu dnyorlar, zavalllarn hayat larnn hi kolay olmadna eminim Evdeki dier kadnlarn b tn gn onlardan kurtulma hayalleri kurduklarn biliyorum. Mu hakkak gnn birinde babam onlar sokaktan geen lk serseriye vermeye ikna edecekler. Ahi Ne kadar zlyorum bir bilseniz!.." Farknda olmadan skt yumruklarnn ardna gizlemiti yzn. "ayet seni teselli edecekse, benm yal anamn durumunun da daha iyi olmadn syleyeyim sana" ciedi Yusuf ve iri eli ile gzlerini kapad. "'Zavallnn hayvanlarla uramaktan can kyordur imdi. Hele o komular yok mu... Maln mlkn elinden al mak iin her trl numaray eviriyorlardr mutlaka. Neden onu yalnz braktm ki?" "Evet, neden?" bni Tahir de bunu niye yaptn bilmek isti-, yordu. "Anamn isteiydi hu. Bana her zaman unlar sylerdi: 'Sen 110

gerek bir Terssin olum ve glsn. Peygamber bile kendisinin

yannda bulunmandan mutluluk duyard! Peygamber Ali'yi her eyden ok seven baban hayatta olsayd, eminim ki seni meru halifeye hizmet eden dalerden birisinin yanna gnderirdi: Orada doru inancn ne olduunu renildin!' Bunu syledii zaman ya admz yerin civannda Byk Da Hseyin Alkeyni, efendimizin adna asker toplamakla meguld. Onun yanna gittim, o da beni buraya getirdi. Nitekim hlada buradaym..." "Ya sen Naim? Sen bu gzlerden rak yere nasl geldin? ibni Tahir aratrmaya devam ediyordu. "Benim kym buradan pek uzak deil" diye cevaplad deli kanl. "Gl Bir danin zndk sultana kar ordu topladn iit tim. Biz ok dindar bir aileyiz. Babam Seyduna'nn hizmetine gir memi ok normal karlad...'' "Peki ya sen Sleyman? Seni buraya atan rzgr nedir dostum?" "Benim hikyem de tekilerden pek farkl deil. Her tarafta mucizeler yaratan bir danin Alamut kalesini Kahire halifesi adna ele geirerek, zndk sultana kars sava edecei konuuluyordu. ilgin bir ey olacak diye dndm kendi kendime. O srada Da Abdlmeiik bizim taraflara gelmiti. Ben de onun yanna giderek hizmetine girdim." "Benimkisi daha da kolay olmutu" diye devam etti beyde. "Benim ailem oktandr Ali'ye sayg gstermektedir Biz do kuz kardeiz ve aramzdan birisinin evden ayrlmas gerekiyordu. Babamdan beni gndermesini rica ettim, o da benden hayr dua sn esirgemedi." "Ya sen Cafer?" "Aslnda ben uzunca bir sre Kuran, snnet ve islam tarihi renimi grdm. Fakat lzumundan ok fazla yanllklar yapld nn farkna va makta fazla gecikmedim: Peygamberin lmnden sonra damad Ali'nin haksz yere hilafet makamndan uzaklatnld ok aka belliydi; yine ayn eklde Badat halifesinin de hi lafet makamn haksz yere igal ettii belliydi. Bir keresinde bun lar br Ismaili dasi ile tarttm. Bu da aslnda -bir dnn hele! Ebu Soraka'dan bakas deildi. Bu konu hakknda uzun uzun ko-

nutuk. Onun grleri ile kendiminkilerin byk bir uyum iinde olduklarnn farkna vardm. Uzun bir tereddtten sonra babama alabildim. Seydunann hizmetine girmek iin Alamut'a gitmek istediimi anlaynca g i t m e m e izin verdi. Bizim oralarda kutsal ola nn Byk nder'in bedeninde vcut bulduuna inanlr..." Bu konumalar, arada bir ektikleri memleket ve aile zlemini unutmalarna yardmc oluyordu. Ertesi sabah kalk borusu ald nda, hepsi de akamki moral bozukluklarn oktan unutmu oluyorlard. Ykanmakta kullandklar buz gibi souk su, nlerinde ar talimler ve snavlarla dolu bir gn olduunu hatrlatmaktayd onlara. Tekrar tm benlikleriyle Alamut'taydlar. Tek dertleri hoca larnn sorularna annda cevap verebilmek ve beklentilerini tam olarak karlayabilmekti yine. Kendilerine gvenleri tamd. Cesur dular. Gzlerinde lsmail davasnn ateinden baka bir ey parla rn yordu. Bir sabah, Minuehr'in ynettii asker eitimden geri dndk leri zaman, Ebu Soraka onlara u haberi verdi: "Gnn kalan ksmnda yapacak bir iiniz yok. Komu kalelerin daleri, genel durum hakknda bilgi almak amacyla Byk nder'i ziyarete geldiler. Bu vesileyle sizlerden bahsetmeyi de unutmaya caz. Baarlarnz ve baarszlklarnz, davamz iin ok nemli dir. Bu arada vaktinizi boa harcamayn ve bir eyler renmeye aln." Talebeler son derece sevinliydiler. Yatak odalarna giderek ya z tahtalarn ve kalemlerini aldlar. Sonra da terasa geri dnerek surlarn dibine oturdular. Daha merakl olan birka tanesi ise avlu daki binalarn glgesine oturarak Byk nder'in kkn gz hapsinde tutmaya baladlar. Kapnn nndeki gvenlik nlemleri artrlmt. Ellerinde inanlmaz byklkte greler tutan dev gibi zenciler hazrol vaziyetinde yan yana dizilmilerdi. Arada bir be yaz tren giysileri giymi olan bir da ana kapdan ieri giriyordu. O zaman talebeler fsldayarak tandklar dalerin isimlerini syl yor, tanmadklarnn be kim olabileceini tartyorlard. Aniden gzetleme kulesinin altndaki terasta bir karklk oldu. Bir blk atl kaleye girmiti. Askerler aceleyle koturdular ve yar122

dm etmek amacyla atlarn dizginlerini yakaladlar. Uzun bir cp pe giymi olan ufak tefek, nemsiz grnl bir adam, uzun ty l kr atndan atlad gibi koar admlarla merdivenleri kt. Ona son derece saygl davranan adamlar da peinden geliyordu. "Ebu AH bu! Byk Da! Onu tanyorum!" Sleyman sanki bir ylan tarafndan sokulmu gibi ayaa frlad. "Kaalm buradan" dedi Yusuf. "Bekle!" dedi Ibni Tahir. "Onu biraz daha yakndan grmek is tiyorum." Ebu Ali ve adamlar kke yaklamlard. Onlarn geldiini fark eden askerler, byk bir hrmetle nlerinde eiliyorlard. "Btn bu adamlar birer da" diye fsldad Sleyman. "Hepsi de Ebu Ali'yi karlamaya kmlar." "uraya bakn! Da brahim ve Dai Abdlmelik de karlaycla rn arasnda!" diye bard Yusuf. Ebu Ali beyaz cppesinin iinde hamet ve azamet saarak ilerliyordu. Tm vcudu asaletini belli ediyordu: Onu selamlayan adamlara karlk verirken, iinde kibirden eser bile olmayan bir glmseme beliriyordu dudaklarnda. Krklarla kapl bir yz vard. Gri renkte ince bir sakal ve ayn renkte uzun bir byk, disiz azn evreliyordu. Talebelerin nnden getii esnada, delikan llar Byk Da'nin nnde hnnetle eildiler. Ebu Ali'nin kk gzleri sevinle parlad. Cppesinin altndan kard elini dosta onlara doru sallad. Talebeler tekrar dorulmak iin tm grubun gemesini beklediler. "Grdnz m? Sadece bize el sallamak lfunda bulundu!" di ye bard Sleyman. Sesindeki sevinci zor gizliyordu. "Ebu Ali, Seyduna'dan h e m e n sonra gelmektedir." "Keke biraz daha iri yan olsayd!" diye zntsn belirtti Yusuf. "Sana gre bir adamn zeks, cssesi ile doru orantl mdr yoksa?" diye sordu Nam kkr kkr glerek. "Sana baktm zaman bunun doru olduuna inanmak geliyor iimden." "Sadeliini ok beendim" dedi ibri Tahir. "Bize el sallad zaman, sanki krk yllk dostuymuuz gibi davrand." 123

"O ok bilgili ve deerli hizmetlerde bulunmu bir adam" dedi Sleyman. "Ama onu bir asker olarak dnemiyorum dorusu." "Niye? Klcn ekip bize saldrmad iin mi?" diye sordu Naim heyecanla. "Benim karlatm dalerin bir ou zayf insan lard. Ama onlar birer lider ve yanlarnda silah tayan kaln kafal lar onlara hizmet etmekten mutluluk duyuyorlar," "Senin bir kere Abdimelk ile dvmeni seyretmek isterdim' diye alay etti Sleyman. "O zaman dalerin zayf olup olmadklar n daha iyi anlardn!" "Acaba Seyduna kuvvetli mi?" diye sordu bni Tahir. Birbirlerine baktlar. Ve Naim cevap verdi. "Kim bilir? Kimse bize bir ey sylemedi bunun hakknda." Byk toplant salonu, zemin katn h e m e n h e m e n tmn igal ediyordu. Hocaiar, derviler ve Ismail hareketinin dier ileri ge lenleri sabahtan beri toplant halinde bulunuyorlard. Rudbar, Kazvin, Damagan, ahdur ve hatta smail! hareketinin Byk Dal H seyin Alkeyni'nin etkisiyle birok taraftar bulduu uzak Huzistan'dan gelmilerdi buraya. Yeni gelenler bir yandan Byk nder'in talimatlarn beklerken, bir yandan da ev sahipleri ile sohbet ediyorlard. Pencereler ar perdeler ile skca rtlmt; mekan ok say daki lamba ve kandiller ile aydnlatlyordu. Salonun kelerinde bulunan reine dolu mangallar atrdayarak kendi kendilerine ya nyor ve ortala gzel bir koku sayorlard. Bu lambalardan birisinin altnda, Yunanl Theodoros'un etrafn da toplanan kk bir grup sohbete dalmt. Aralarnda Rudbar garnizon komutan Yzba ibni ismail, yuvarlak gbekli ehlikeyif bir adam olan Da Zarahrui ve Yunanl hekimi Msr'da tanm olan gen Msrl Ubeyduliah g z e arpyordu. Hepsi de akac in sanlard ve gruptan sk sk kahkahalar ykseliyordu. "Demek sen de bni aknln belirtti g e n zapt zerine inanlmaz yor ki bni Sabbah eski 124 Sabbah'a katldn sevgili hekimim!" diye Msrl. "Btn lkede Alamut kalesinin hikayeler azdan aza dolayor. Denili kumandan bir hile ile kandrarak kaleyi

kendisine brakmasn salam. Harta rvet laflan bile dolanyor ortalkta. Tam olarak neler olup bittiini ben biie bilmiyorum." Yunanl neeyle gld, Fakat bir ey sylememeyi tercih etti. Yzba bni smail yksek sesle dierlerini de yanlarna ard: "yle sanyorum ki bu gen a d a m a ibni Sabbah'n Alamut ka lesini bize nasl kazandrdn anlatmamz lazm. Geri ben buna bizzat ahit olmadm ama o gnlerde nderimizin yannda bulu nan bir astsubay bana her eyi okluu gibi anlatt." Ubeyduliah ve iman Zarahrui kulak kabarttlar. Theodoros alayc bir tavrla dudak bkerek bir kenara ekilmiti. "Bildiiniz gibi" diye anlatmaya balad ibni smail "sultann Alamut kalesindeki temsilcisi cesur bir adam olarak tannan Yz ba Mehd idi. Ben onunla hi tanmadm fakat yle olaanst yeteneklere sahip birisi olmadn iyi biliyorum. bni Sabbah o s rada ba vezirin tuzaklarndan kurtularak Rey ehrine ulamay baarmtt. Kalenin komutan Mutsufer ibni Sabbah'n en iyi arkada larndan birisiydi. Mutsufer aralannda bana bu hikayeyi anlatan astsubayn da bulunduu on kiilik kk bir birlii onun emrine verdi. Ve nderimiz orackta Alamut kalesini zapt e t m e y e karar verdi! Tm civarn en korunakl, zapt edilemez olarak kabul edilen kalesini! Mutsufer ile uzun uzun tarttktan sonra imdi anlataca m hileyi uygulamaya karar verdiler. Msrl g e n ve Byk Da tamamen kulak kesildikleri iin heki min suratndaki alayc srtn farkna varmamlard. Fakat Yzba bunu kendisine hakaret kabul ederek fkeli bir hareket yapt: "u surata bak hele! Olup bitenleri benden iyi biliyorsun gali ba! stersen sen devam et anlatmaya-.." "Grdn gibi seni dinlemeye alyorum" dedi hekim alayc bir tavrla. "Brak da kesinde surat asmaya devam etsin" dedi Msrl sa brszlkla. "Onu tanyoruz nasl olsa! Her zaman her eyi en iyi bilir." "nderimiz bunun zerine bir hile dnd" diye devam etti bni smail. "Alamut kalesi komutan Mehdiyi bizzat ziyaret etme ye karar verdi. 'Ben bir clayim' dedi ona 've dnyann yarsn do latm. Fakat artk yoruldum. Buraya huzurla yaamm srdrebi125

leeeim bir yer bulmaya geldim. Bana bir kz derisi bykln de bir toprak paras sat. Bylesine mtevaz llerdeki bir top rak paras iin sana be bin altn demeye haznm.' Mehdi az kalsn glmekten atlayacakt. 'Eer gerekten bu paray demeyi dnyorsan, istediin yerden istediin topra seebilirsin!' Za vall bir danin bu kadar byk miktarda paraya sahip olmasn im kansz gryordu. Ibni Sabbah elini cppesinin kuana atarak ar br para kesesi kard ve altnlar teker teker saymaya balad. Mehd gzlerine inanamyordu. Fakat altnlar grnce fazla d nmesine gerek olmadna karar verdi. Bundan sonra neler ol duunu tahmin etmek pek de g olmasa gerek. 'Bu ihtiyar daye surlarn dibinde bir kar toprak satmakla kalem pek bir zarara u ramaz. Fakat ben zengin bir adam olacam!' Pazarlk u ekilde sonuland. Dostlarmzn ikisi birden kz derisini alarak asma kprden getiler ve surlarn en dibindeki kayalklara kadar indi ler. Ibni Sabbah kuandan keskin bir bak kartarak kz derisi ni ince eritler halinde kesmeye balad. Aadaki sahneyi seyre den subaylar ve askerler, bu garip ihtiyarn ne yapmak istediini anlamamlard. Hi biri danin aklndan geenleri tahmin edemi yordu. Ibni Sabbah tm kz derisini kestikten sonra, eritleri bir birine dmlemeye balad. Yere bir kazk akarak uzun ipin bir ucunu ona balad ve dier ucu eline alarak surlarn evresini do lamaya balad. Mehdi olup biteni nihayet anlamt: Hrsz! Hay dut!' diye feryat ederek elini klcna att ve nderimize saldrmak istedi. O anda yukandan gelen nal sesjeri iittiler. Balarn kald rp baktklarnda yaln kl bir grup atlnn asma kpry amakta olduunu grdler. Ibni Sabbah glmsedi: 'ok ge! Kale artk bana ait. Klma bile zarar verecek olursan buradan hi kimse sa kamaz. Ama ben anlamamza sadk kalarak sana sz verdiim be bin altn vereceim. Paray ve adamlarn alarak git buradan Mehd! stediin yere gitmekte zgrsn!'" El-Hekim brlerini tutarak katla katla glyordu. Az kalsn glmekten atlayacakt. Msrl ve Byk Da neler olup bittiini anlamadklar iin gnlsz olarak onu taklit etmeye baladlar. nk Yunanlnn alayc tavn onlann kafalarn haddinden fazla ka rtrmt. Sadece Yzba Ibni smail fkeyle hekimi szyordu: 126

'Ey kutsal aptallk!" diye inledi Yunanl. "Bu ak! almaz masala sen de inandn ha! Hasan ile benim dndmz bu harika pian aslnda sadece sultan kandrmak iin dnlmt ya neyse!" "Demek ki astsubay bana bir sr samalk anlatt!" Yzba f kesinden tir tir titriyordu, gzleri kan anana dnmt ve akaklarndaki damarlar kabarmt. "Onu parampara edeceim! Onu bir kpek gibi geberteceim!'' "Adil bir davran olmaz bu Ibni smail" dedi Yunanl. "nk sana anlattklan gerein ta kendisi, en azndan kendi bak asn dan. Fakat senin konumunda bir insan bu budalaca masala bu ka dar abuk kanmamalyd. Gerekten de neler olup bittiini anlayamadn m?" "Kendini olduundan daha nemli gstermekten vazge artk! Anlatmaya balasan daha iyi edersin!" diye hrlad yzba fkeyle. "ncelikle unu bilmelisin ki kalenin eski komutan olan Mehd, Ali'nin soyundan gelmektedir. Sultan onu kendi tarafna ekmek iin, daha otuz yanda bile olmamasna ramen vali yap mt. Ve kendisine asla bir tehdit oluturmamas iin, dnyann sonuna, yani Alamut'a gnderdi onu. Bizim gen ve elenceye dkn dostumuzun can ksa zaman sonra korkun derecede s klmaya balad. Sabahtan akama kadar iki iiyor, kumar oynu yor ve askerleriyle kavga edip duruyordu. Geceleri iin ise kendi sine gzel bir harem hazrlamt: Civarn tm gzel kadnlar, danszleri, arkclan ve oyuncular burada toplanmt. Ksacas; Rey'in namuslu insanlar kalede olup bitenlerden bahsetmeye ce saret ederken utanla balann ne emek zorunda kalyorlard. Bunun dnda adammz evcil leoparlar ve ahinler besleyerek, bunlarla civardaki dalarda av partileri dzenliyordu. ok ksa bir zaman sonra sultan ve halifeden nefret etmeye balad; her tarafta onlardan dktkleri kanlarn intikamn alacan sylyordu. Bu sylediklerinin Melkah'n kulana gitmesi de pek uzun srmedi. Fakat hkmdar olay felsefi bir biimde yorumlad: 'Beni istedii kadar lanetleyebilir. Barbarlar snrlara saldrdklar zaman, eer kellesini omuzlarnn zerinde tamak istiyorsa, kendisini savun mak zorunda kalacak ne de olsa!'

Tahmin edilecei gibi ibni Sabbah Rey ehrine snd zaman Mutsufer kendisine bu durumu anlatmt. Mutsufer'in yardm e benim de orada bulunduum bir srada mehur Mehd'ye bir av partisi srasnda tesadf ettik. Hasan Kahire halifesinden ykl bir miktar altn koparmt. Bunlardan l>e bin tanesini kale karlnndisine vermeyi teklif etti. Bu para ..onu Kahire'ye kadar ra hata gtrebilirdi. bni Sabbah gen adamn anna yakr bir ha yat srmesi iin oradaki tm dostlarna bir tavsiye mektubu da ya zacakt. Mehdi teklifi bir an bile duraksamadan kabul e *. Yapma lar gereken tek ey sultann ailesinden intikam almamas iin, Mehd'yi masum gstermenin bir aresini bulmakt. bni Sabbah'm cebinde pek ok koz olmasna ramen, nce sultann koz larndan birini harcamak istiyordu. Ve oturup imdi atlatacaklarm dnd: 'Kaleyi ele geirirken ylesine deiik bir hile kullanma lym ki hem ok ilgin hem de ok komik olsun ve btn Iran bu olay hakknda konusun. Sultan bile glerek yle demeli: ibni Sabbah her zamanki gibi akac. Bana ne gelirse gelsin, her za man bir komiklik yapmay beceriyor. Brakalm ne hali varsa gr sn.' Sonra bir dzine kadar zm yolu dndk. Aklma Dido'nun Kartaca'y ele geirmesi konusundaki hikaye geldi. Onu Hasan'a da anlattm. Hemen kabul etti. Sevinle bas bas banyordu: Ne kadar zekice bir hile sevgili dostum! te bana lazm olan bu!' Hemen Mehd ile bir araya gelerek plann ayrntlar ko nusunda anlamaya vardlar. Bu esnada mz de glmekten lyorduk az kalsn. Ve gerekten de sevgili yzba, bundan son ra her ey senin astsubaynn anlatt gibi geliti..." Orada bulunan herkes katla katla glmeye balad. "Peki ya dostumuz Mehd'nin bana neler geldi?" diye sordu Msrl kahkahaiann biraz dinmesini bekledikten sonra. "Sen Kahireyi terk ettin, o Kahire ye gitti" diye cevaplad Yu nanl. "Belki de u anda senin eski sevgililerinden biri ile egleniyordur!" "Oysa ki ben onun ba vezir tarafndan sfahan sarayndan sr gne yollandndan beri artk daha ciddi birisi olduuna dair" de di Byk Dai "bire yz bahse girmitim! nk nereye gidersem 128

gideyim, ondan son derece byk bir saygyla sz edildiini iiti yorum. Hatta birok kii onu yaayan bir evliya olarak kabul edi yor! Fakat bize anlattn bu hikayeye gre. eski akac ibni Sab bah hi deimemi olmal." "Bu konuda ok fazla konumasan belki de daha iyi edersin" dedi Yunanl ona biraz yaklaarak. Sesini alaltmt. "Alamut kale sine yerletiinden beri nderimiz eski halinden epey farkl. Gecegndz kendisini kulesine kapatyor ve yanna Ebu Al'den baka hi kimseyi sokmuyor. Emirlerini bile bize onun vastasyla bildiri yor. Gerek niyetini artk kestiremernek hi houmuza gitmiyor inan bana.,." Tam bu esnada Ebu Ali ihtiaml refakatllerryle beraber salona girdi. Salonda bulunanlarn hepsi ayaa kalkarak nnde sayg ile eildiler, Byk Da dosta glmseyerek orada bulunanlar se lamlad. Szlerine balamadan nce herkesin rahata yerlemesini rica etti. "Kutsal ismail! davasnn byklerinin hrmetli meclisi! Efendi miz ibni Sabbah size selamlarn ve hayr dualarn yollad. Aranza katlamayacan zlerek bildiriyor sizlere. Tekilatmzn yeni d zeni, kanunlar ve emirler iin ok alyor ve artk epeyce ilerle mi olan ya bu toplantya bedensel olarak katlmasn maalesef engelliyor. Fakat ruhu ile aramzda olacak. nemli meseleleri ken di adna grmem iin bana tam yetki verdi. Ben de ona verdii miz kararlar ve sizin zel isteklerinizi bildireceim." Byk nder'in toplantya bizzat katlmayaca haberi, dalerin zerinde olumsuz bir etki yaratmt. Onlara yle geliyordu ki san ki nderleri kendisi ile onlar arasnda bir snr izmek istiyordu. Onlarn deerinin az olduunu ve kendisinin ulalmaz bir mevki de bulunduunu mu ima etmek istiyordu yoksa? Byk Da Zarahrui Yunanlnn kulana fsldad: "Bu onun eski akac kiiliini kaybetmediinin yeni bir ispat olmasn sakn?" "Niye olmasn?" diye cevaplad br. "Fakat iimde bir his bu akann dostlarmz tarafndan pek ho karlanmadn sylyor." Byk Da nce hocalardan talebelerinin durumlar hakknda 129

bilgi vermelerini istedi. Okui yneticisi oian Ebu Saraka nce ya banc daiere bu renimin genel amalarn anlatt. Sonra kendi himayesinde bulunan talebelerin durumlarndan bahsetmeye ba lad: "lerinde en mkemmeli Sava'l bni Tahir adnda bir gen. Hatrlarsnz, byk babasn yirmi yl nce ba vezir idam ettir miti. ok iyi bir hafzaya sahip olmasnn yan sra nazm sanatn da da son derece byk yeteneklere sahip. kinci olarak Cafer'i anmak isterim. ok ciddi bir delikanl ve Kuran ile son derece ilgi li. Sonra beyde geliyor. ok zengin bir ruha sahip ama ona k krne gvenmenin doru olup olmadn bilemem... Naim gayretli..." Ebu Ali isimleri ve yorumlar ksaca not alyordu, ikinci olarak sz alan brahim de bni Tahir'den en iyi rencisi olarak sz etti. Yzba Minuehr zellikle Yusuf ve Sleyman'n meziyetlerini v d. Abdlmelik'in gznde Sleyman birinciydi bni Tahir de he men onun ardndan geliyordu Hekim ise genelde hepsinden memnundu, zel olarak nern verdii bir isim belirtmedi. Yabanc daler renimin kapsam ve disiplini karsnda hay retlerini gizleyemediler. Dinledikleri onlarda bir phe uyanmas na neden olmutu. nk bu eitim ile bni Sabbah'n neler plan ladn henz tan olarak anlayamamlard. Fakat hocalarn rapor larnn son bulmas ile Ebu Ali memnuniyetle ellerini ovuturdu. "Az nce iittiiniz gibi Alarnut artk k uykusunda deil. Efendimizin kalenin hkmdarln eline geirmesinden beri, tm dncelerinin ne kadar doru ve isabetli olduu ispatland. ki yl nce syledii gibi sultan kalenin hakimiyetini geri almak iin zerimize ordu gndermekte hi de aceleci davranmyor. Zaten kalenin br tarafndaki barbarlar iin, onlara kimin emir verdii nin hibir nemi yok. Snrlarmz amak isterlerse, bize de sulta nn ordusuna saldrdklar gibi saldrmak zorunda kalacaklar. Ve biz de ayn onlar gibi kendimizi savunmak zorunda kalacaz. Yu tandaki sebepten tr sultann bize tanm olduu vakti en iyi ekilde deerlendirmek zorundayz. nderimiz ismaili davasn batan sona yeniden dzenledi. Her mmin elik gibi bir askerdir. 130

Ve her asker ayn zamanda mminlerin en atelisidir. Fakat efendi miz en nemli tedbir olarak fedai okulunun kurulmasn grmek tedir. Bu okul her trl fedakarla hazr olan sekin bir grup yeti tirecektir. Bu messesenin gerek anlam ve nemini kavramanz iin, zaman daha ok erken. Efendimizin adna size sadece tek bir ey syleyebilirim: Seluklularn soy ktn devirecek olan bal tann bilenmesi yaknda sona erecektir. lk darbenin iitilecei za man belki de ok yakn artk. Reye kadar uzanan btn blge da vamza katld. Ve Huzistan'a gnderdiimiz habercilerin syledik leri bizi yanltmyorsa, Byk Da Hseyin Alkeyni Seluklulara kar genel bir ayaklanmann hazrln yapmaktadr. te o an bi zim harekete geme iaretimiz olacaktr. Elbette ki bu hemen ya rn gereklemeyecektir. Ve bylece hrmetli daler ve hrmetli li derler, sizden bugne dek yaptnz gibi bizimle beraber alma ya devam etmenizi istiyorum. Baka bir ifadeyle davamz iin tek tek bile olsa, insan kazanmaya aln! Yapmamz gereken ite bu dur." Konumasna monoton bir ses tonu ile balayan Ebu Ali sonla ra doru epey heyecanlanmt. Elini kolunu sallayarak orada top lananlara ateli bir ekilde hitap ediyordu. Nihayet ayaa kalkarak kendisini dinleyen grubun ortasna dikildi. "Dostlarm!" diye devam etti. "Seyduna sizlere zellikle bir tavsiyede bulunmam istedi. Sakn ola ki baarlarnzn gzlerinizi kamatrmasna msaade etmeyin. u anda her eye ve herkese ihtiyacmz vardr. Saymzn okluuna bakp una buna ne ihtiya cmz var ki diye dnmemelisiniz. Hele insanlarn fakir ve g sz olmalarn bahane etmeyin hi! Teker teker evrenizdeki tm insanlara giderek, onlar davamz iin kazanmaya aln. Zahmet ten kanmayn! Belki de son ikna ettiiniz adam terazinin kefesini lehimize evirecek olandr. Yapmamz gereken eylerden en nemlisi, evremizde gven uyandrmaktr. Ve bunu yaparken keskin zeknz kullann.- nanl mminlere elinizde Kuran ile yak lan. Her yerde Seluklularn Badat halifesinin sarayn zapt et melerinden beri, dinin ne kadar aalanmakta olduunu ve bizzat halifenin Seluklularn elinde bir oyuncak olduunu anlatn. Eer 131

Kahire imamnn yabanc hrszn teki olduuna inanan birisi ile karlaacak olursanz, onu yumuatmaya aln ve Badat halife sinin durumunun daha iyi olmadn syleyin ona. Ali'ye inanan veya hi olmazsa sempati besleyen birisi ile karlaacak olursanz, iiniz daha da kolay olacaktr. Eer bu adam ranl atalar ile gurur duyuyorsa, hareketimizin Msr ynetimine kar tavr ald konu sunda srar edebilirsiniz. Eer baka birisi hakszla veya aalan maya maruz kalmsa, ona tm bu kt muamelelerin Msr Fatmlerinin kuciretinn buraya dek uzanmas ile son bulacan sy leyin. Eer gizlice veya aka Kuran veya dini konular ile alay et meye cesaret eden zeki bir adam ile tanrsanz, ona ismail hare ketinin dnce zgrlne nem verdiini belirtmeyi ihmal et meyin. Yedi mam hikayesinin palavradan ibaret olduunu ve bu nun sadece cahil kitleleri kandrmak iin uydurulmu bir masal ol duunu syleyin ona. Herkese kiiliine uygun biimde davrann ve insanlar yava yava kurulu dzeni sorgulamaya yneltin. insanlan korkutmaktan zellikle kann. Kendinizi mmkn ol duu kadar alakgnll ve azla yetinen kiiler olarak tantmaya gayret edin. Bulunduunuz yerin gelenek ve greneklerine sayg gsterin ve karnzdakileri kazanmak iin baz fedakrlklar yap maktan kanmayn. Sizi dinleyen her insan, sizin ok akll ve tec rbeli olduunuzu kabul etmeli ve buna ramen ona deer verdi inizin de farknda olduunu anlamal. Ksacas yapmanz gereken en nemli ey, insanlan hak yoluna dndrmek olmaldr. nsanlara yeteri kadar gven telkin ettikten sonra, plann ikinci blmn uygulamaya koyabilirsiniz. Gvenini kazandnz kiiye, kendinizin dnya zerinde doruluu ve haki kati tesis ederek, yabanc igalciler ile hesaplamak isteyen bir ta rikata ye okluunuzu anlatn. Onunla hararetli tartmalara girin, merakn krkleyin, kendinizi gizemli ve sr dolu birisi olarak gs termeye gayret edin, ta ki kafas tamamen karana kadar. Ondan sonra kendisinden imdi duyacaklarn asla kimseye, sylememesi konusunda yemin etmesini isteyerek, yedi imamn hikyesini an latn ona. Eer Kuran'a inanyorsa bu inancn sarsmaya aln, da vamzdan ve sultana saldrmak iin hazr bekleyen sekin savaoz

(armzdan bahsedin. Sonra da onu yeni yeminler etmesi iin zor layn. Alamut kalesinde byk bir peygamber bulunduunu ve binlerce ama binlerce mminin onun emrinde olduunu aaal szlerle anlatn ve kendisinin de bu kutsal grev iin hazrlanmas gerektiini syleyin. Maddi durumu iyi ise ondan byk miktarda para tahsil edin ki kendisini davamza katlmaya mecbur hissetsin. nk tecrbe gstermitir ki insanlar para dedikleri ilere daha bal kalmaktadrlar. Onlardan aldnz bu paralardan azar azar fa kir mminlere datn. Fakat dizginlerini elinizde tutmak iin, bu datma iini mmkn olduunca uzun aralklarla yapn. Ve bu parann sadece bir n deme olduunu, sonradan Byk nder'in kendilerine ballktan karlnda ok daha byk mebla lar deyeceini belirtin. Bir adam avucunuzun iine aldnz za man atk anz rebilirsiniz. Yeminlerini bozmas durumunda arptrlaca tyler rpertici cezalan anlatn ona; nderimizin ba sit yaamn ve etrafnda gerekleen mucizeleri tasavvur etmesini salayn. Ve bu insanlarn yaad yerlere tekrar tekrar gitmeyi asla ihmal etmeyin, iplerinin avcunuzdan kamasna msaade et meyin. nderimizin her zaman syledii gibi, btn insanlar da vamza hizmet edecek kadar deerlidirler." Dailer konumay byk bir dikkatle dinlemilerdi. Ebu Ali ba klarn zaman zaman daierden birisinin zerine dikerek, sanki onunla teke tek bir grme yapyormu gibi davranyordu. "imdi veya asla!" diye bard szlerine son verirken. "Kendi mize edindiimiz iar udur: Ruhlarn avcs olmalyz! Efendimiz sizleri buraya bu nedenle ard ve emirlerini yerine getirmeniz iin tekrar tm dnyaya gnderecek! Hibir eyden korkmayn; nk arkanzda tekilatmzn, mminlerimizin ve askerlerimizin gc vardr!" Yapt bir iaret zerine salona ii altn dolu bir sandk getiril di. Abdlneik paray tek tek datmaya balad, bu arada elinde ki kaln deftere kime ne kadar verildiini titizlikle kaydediyordu. "Bundan sonra" diye ilan etti Ebu Ali "hepinize belli bir maa balanacak. Fakat bu maan tutarnn ballnza, almanza ve kazandnz baarlara bal olduunu unutmayn."

Sonra da liderler kendi zel isteklerini dile getirmeye balad lar. Birinin bakmakla ykml olduu bir sr kars ve ocuu vard, bir dierinin de uzun bir yolu amas gerekiyordu. Bir n cs ise buraya kadar gelememi olan bir arkadana tahsis edil mi olan paray almak istiyordu, drdncs ise ok fakir bir bl gede ikmet etmekteydi. Sadece Huzistan blgesinde hkm srmekte olan Byk Da Hseyin Alkeyni'nin elisi ne kendisi ne de efendisi iin bir ey ta lep etmiti. Aksine yannda getirdii ii altn dolu olan byk keseyi Ebu Ali'ye sundu. "te! rnek almanz gereken bir insan!" diye bard Ebu Ali ve eli ak eliyi tm kalbiyle kucaklad. "Kervan soygunculuu iyi bir meslek olsa gerek" diye homur dand El-Hekim ve Da Zarahrui'ye anlaml anlaml gz krpt. Tr kistan'dan gelen kervanlarn Da Hseyin tarafndan sk sk soyul duunu duymutu. Sylendiine gre bu ii Byk nderin hi mayesinde, hi olmazsa izniyle yapyordu. Gerekten de Hasan bni Sabbah tarikatn ayakta tutmak iin bu yntemin uygulanma sna izin veriyordu. Parann tm datlp bittikten sonra ev sahipleri misafirlerine et kzartmas ve leziz araplar ikram ettiler. Bu arada herkes zel konumalara dalmt bile. Karlkl olarak birbirlerine dertlerini ve tasalarn anlatyorlard. Bir ksmnn Ismail davasna olan inanc neredeyse yok olmutu. Sonunda da aile meseleleri grlmeye baland. Kimisinin Alamut'ta bir olu, kimisinin de kz vard. Ev lilik ilemlerinin dzenlenmesi gerekiyordu ve dn masraflar zerinde ateli tartmalara balamlard bile... Eski dosttan ile yaptklar bu konumalarda, Byk nder'in dedikodusu da yaplyordu elbette, iki kz, Hatice ve Fatma, Ebu Soraka'nn gzetimi altnda hareme kapatlmlard. lki on , ikincisi ise henz on bir yalarndayd. Hasan onlar Ebu Soraka'ya teslim ettiinden beri ne yanna arm, ne de durumlar hakkn da bilgi edinme ihtiyac hissetmiti. Ebu Soraka Huzistan elisine, kzlarn daha babalarnn ismini duyar duymaz titremeye baladk larn anlatmaktayd. Bu tr bir ilikiyi doru bulmadn da ak 134

ak sylyordu. nk kendisi son derece efkatli bir babayd. Onun dnda hi kimse Hasann kadnlar hakknda en ufak bir bilgi krntsna bile sahip deildi. Kulaktan kukta onlann da sara yn duvarlan iinde oturduklar fsldanmaktayd sadece. Buna kar lk Huzistan elisi dinlemek isteyen herkese, Byk nder'in z olu Hseyin'in, Hseyin Alkeyni tarafndan zapt ediien kaleler den biri olan Zur Gumbadan'da oturmakta olduunu anlatyordu. Orada bizzat babasnn emri ile sradan bir asker olarak hizmet ediyordu, nk babasna kar gelme suunu ilemiti! "ocuk gerekten de bir yaban kedisi kadar vahi" diye ilave etti eli. "Fakat babas ben olsaydm, onu yanmda alkoyardm. inann bana eer Hasan ocuu yannda tutsayd, hi olmazsa onu hizaya getirmek iin bir eyler yapmaya alrd. Bunu yapmak yerine ocuun kt artlarda yaayarak aalanmasna neden oluyor. ocuun kt mizac de giderek bozuluyor tabii..." Misafirler gn daha Alamut'ta konakladlar; drdnc gn de memleketlerine geri dnmek zere hepsi birden yola koyuldu lar. Kaledeki yaam da nomrtal seyrine girdi, ta ki beklenmedik bir ziyareti gelene kadar...

135

Altm yalarnda gzken yal bir adam, yanndaki on be kiilik refakati birlii ile kaleye giden geidin kapsna dikildii vakit, gzel bir yaz gn kendisini olanca scaklyla hissettir mekteydi. Kap muhafzlar kendisini durdurarak kim olduunu ve ne istediini sordular. Yal adam ismini syledi. sfahan kalesinin eski reisi Ebu Fazl Lumbani'nin ta kendisiydi ve R e y d e n geliyor du. imdiki komutan tarafndan Byk n d e r ' e son derece nem li bir haber iletmekle grevlendirilmiti. Nbeti subay atn drt nala kaleye srerek gelen ziyaretiyi stlerine haber verdi. ikindi namaz vaktiydi. Toplanma borusu ald esnada talebe ler len dinlenmesine ekilmilerdi. Aceleyle sandallarn bala dlar, cppelerini giydiler, silahlarn kuanarak avluya koturdular. Yzba Minuehr, Da Ebu Soraka, Da ibrahim ve Da Abdlmelik onlan at zerinde bekliyorlard bile. Gen adamlara at bin emri verildi. "Bir eyler oluyor" diye fsldad Sleyman yanndaki arkada na. Burun kanatlan heyecanla alp kapanyor, gzlerinden alevler fknyordu. Bu arada Ebu Ali de dierlerinin yanna gelerek uzun tyl k k kr atma binmiti. arpk bacaklar atn sarsn kuvvetle sar mlard, drtnala talebelerin yanna giderek onlara hitap etti: "Delikanllar! Az sonra efendimizin yakn arkada olan nemli bir adam tanma bahtiyarlna erieceksiniz. Bu a d a m efendimizi drt ay ba vezirin takibatndan .saklayarak kendisini byk bir tehlikeye atm olan sfahan eski reisi Ebu Fazl dr. Onu deerine iyk bir ekilde karlayn ve davamza olan byk faydalarn gz nnde bulundurarak hizmet edin." 136

Atn mahmuzlad ve bir rpda uurumun zerindeki tahta kpry averdi. Ebu Fazl beklemekten sklmt. Geide doru fkeli baklar frlatyordu. At da huysuzlanmaya balamt, sanki efendisinin kzdn anlamt. Nihayet boazdan bir grup svari kt. Svari lerin lideri Ebu Ali'yi hemen tanmt yal adam. Eski arkadat lar. Atlarn drtnala birbirlerinin zerine srdler. Kucaklamak iin attan inerek vakit kaybetmeye gerek grmemilerdi. "Alamut kalesinde seni ilk karlayan olmaktan byk sevin duyuyorum!" dedi Ebu Ali ona. "Teekkr ederim, ben de sevinliyim" diye cevap verdi Ebu Fazl - a m a sesinde hafif bir honutsuzluk sezinleniyordu. "Fakat gryorum ki hi de aceleci deilsiniz. Eskiden ben bakalarn bekletirdim kapmda. Nasld o deyi? Bugn sana, yann bana..." Ebu Ali arkadann ineli laflarna sadece gld. "Evet zaman deiiyor" diye karlk verdi. "Ama kzmana gerek yok eski dos tum. Sadece sana lyk bir karlama treni hazrlamak istemitim." Ebu Fazl bu zr kabul etti. Gm renkli gzel sakaln svaz layarak dier dalerin elini skt ve Minuehr'i selamlad. Yzbann bir emri zerine talebeler kusursuz bir dzen iin de, ziyaretilerin az zerinde bulunan avluda yerlerini aldlar. Ve yerlerini alr almaz yldrm hzyla nce iki gruba ayrldlar, sonra il yavrusu gibi drt bir yana dalverdiler. Keskin bir slk sesi du yulmas zerine talebeler bir anda toplanarak tekrar kusursuz bir dzene girdiler. Aniden yksek bir haykr iitiidi, talebeler bir daha iki ayr grup oluturarak birbirlerine mzraklan ile drtnala saldrdlar. Gerek bir dman le mcadele ediyorlard sanki. Ama birbirlerinin yanndan kayp getiler, son bir kere toplanarak atlarn tek sra halinde k noktasna srdler. "Mthi genler! Bu ne disiplin!" diye bard Ebu Fazl tm itenliiyle. "tiraf etmeliyim ki onlan sava alanna greceimi d nmek bile souk terler d k m e m e neden oluyor. Tebrik ederim!" Ebu Ali honutlukla glmsedi. "Bu grdklerin daha ne ki eski d o s t u m ! " dedi ona. "Dur baka lm hele bir kaleye kalm d a . . . " 137

Bararak bir emir verdi. Hep beraber atlarn kaleye doru sr dler. Kaleye ulatktan zaman Yzba Minuehr talebelerine Ebu Fazl'n refakatileri ve adar ile ilgilenmeleri emrini verdikten sonra onlardan ayrlarak misafirlerin yanna gitti. Yol boyunca Ebu Fazl kale hakknda bilgi alm, insanlarn ve hayvanlarn saylar onu hayrete drmt. "Gryorum ki buras gerek bir ordugh sevgili dostum! Ben bir peygamber ile karlaacam dnyordum a m a anlalan karmda gerek bir ordu komutan var... uraya bak! Bu mthi eylerin eski arkadam bni Sabbah'n eseri olduuna bir trl ina namyorum." "Burada seni birok srprizin beklediini sylememi miy dim?" Byk Da gld. "Aa yukar yz kiiyiz bu kalede. Ama grdn gibi ok iyi eitilmi askerlere sahibiz. Yiyecek, iecek ve malzeme sorunumuz ise hi yok. Civardaki kaleler de davamzn atei ile yanp tutuuyorlar. Bir iaretimiz ile bize. iki yz asker yollamaya hazr hepsi d e . Dediim gibi btn evre bi zim tarafm zda ve tehlike durumunda kaleye bir anda bin be yz adam toplayabiliriz." "Her eye ramen az bir say, ok az" diye homurdand Ebu Fazl. "Ne d e m e k istiyorsun?" "Bu bir avu ieker ile sultann ordusuna kar koyabileceine inanmyorsun deil mi?" "Tabii ki inanyoruz buna, hem de nasl! Fakat bu aralar bizi tehdit e d e n bir tehlike yok nasl olsa yle deil mi?" Ebu Fazl ban edi. "Bu konuyu Seyduna ile greceim." Dailer birbirlerine baktlar. Nihayet st terasa kabilmilerdi. Ellerinde ar grzler tayan rnuhafzlann arasndan Byk n der'in kkne girdiler. Dier ileri gelenler kendilerini kabul salonunda bekliyorlard. Ebu Fazl bo yere onlarn arasnda eski arkadan arad. b n i Sabbah nerede?" diye sordu? Ebu Ali sakaln kad: 138

imdi gedip senin ziyaretini bildireceim kendisine. Bu arada ltfen rahatna bak." Ebu Fazl arkasndan barrken gzden uzaklat: "Bu yolculuu elence olsun diye yapmadm syle ona. Ku mandan Metsufer'den nemli bir haber getirdim! leride beni bek lettii her an iin byk pimanlk duyacak!" Honutsuzlukla ku ty yastklarn iine gmld. Dier daler de etrafna oturdular. Bu arada hizmetkrlar misafirleri ile il gilenerek, eitli ikramlarda bulunuyorlard. "Gren de ondan bir ey isteyeceimi sanacak" diye mnldand kendi kendine. "Bu kadar fkelenme hrmetli da" Ebu Soraka onu yattrma ya alt. "Aiamut'ta iler artk bu ekilde yryor." "Byk nder Alamut'a yerletiinden beri odasn sadece bir kere terk etti" diye aklad brahim. "Haftalardan beri Byk Daler dnda kimse ile grmyor." "Bunlar biliyorum" diye szn kesti Ebu Fazl. "sfahan'da ben de adam etmek istediklerimi kapmda bekletirdim. Ama ka pm arkadalarma her zaman ardna kadar akt! Bu konuda ibni Sabbah'a syleyecek bir ift lafm var..." "Hrmetli reis, efendimiz ba vezir tarafndan aranmakta iken, senin onu drt ay boyunca saklam olduunu duyduk" diye kur nazca lafa kart Yunanl. Reis kahkahalarla gld. "Peki onun deli olduunu dndm de sylediler~m* na? Zaten benim yerime bakas olsa, ne dneceini bilmek is terdim dorusu!" "Ben duymutum." Ebu Soraka bunu eklemeyi uygun bulmu tu. "Ama dorusunu isterseniz olaylarn nasl gelitiini tam ola rak ben de bilmiyorum." "Ah! Demek olaylann nasl gelimi olduunu bilmiyorsun! Eer ilgileniyorsanz, size bunu anlatabilirim" dedi eski reis. Dalerin hepsi birden harekete geerek Ebu Fazl'in altna bir ka tane daha yastk yerletirdiler. Sonra da binbir trl sayg gs terisi ile yal adamn evresine yerletiler. 139

Szlerine balarken, lzumundan biraz fazla ksrerek boaz n temizledi: "ibni Sabbah ile ben yllardan teri grmyoruz. Her ey onun bu geen sre sarfnda olduka deimi olduuna iaret ediyor. Fakat eskiden, onunla yeni tantm samanlar, tasavvur edemeyeceiniz kadar akac bir adamd. Sultann can skld zaman yapt bir tek espri, ortamn aniden neelenmesini sal yordu. Ba vezirin onu kskanmasn pek de yadrgamamak gerek aslnda! Ondan kurtulmak iin elinden geleni ardna koymayaca ta bandan belli olmutu. Neyse ki Masan Msr'a kamaya mu vaffak oldu, bir sene sonra ad sarayda oktan unutulmutu bile ba vezir haricinde elbette, nk hakl olarak Hasann intikam al masndan korkuyordu. Onun Msn terk ettiini rendii zaman, tm casuslarn saklanmakta olduu yeri bulmalar ve onu ldr meleri iin grevlendirdi. Fakat sanki yer yarlmt da Hasan iine girmiti. Sonra gnn birinde ben evimde dinlenirken odamn ka psn rten perde ald ve ieri heybetli bir eyh girdi. zerinde kaim br klk cppe vard ve d iin ona sk sk sarlmt. O kadar korkmutum ki az kalsn yreime necekti. Tekrar kendi me geldiimde hizmetkrlarma seslendim: 'Buraya gelin aptallar! Bu adam evime hanginiz aldnz?' Fakat o anda adam suratn r ten yakasn indirdi ve karmda eski dostum Hasan'n neeli eh resini gldm. Bir mucize eseri olarak kanl canl karmda duru yordu. Asl o zaman titremeye balamtm. Aceleyle odamn ka psn rten perdeleri ektim. ldrdn m sen?' diye ktm ona. Ba vezirin yzlerce adamnn peinde olmalarna ramen, sfa han'da srtyorsun. Bu da yetmezmi gibi, nceden haber ver meden saygdeer bir Mslman'n evine girip onu da tehlikeye orsun!' Her zaman yapt gibi glmseyerek babacan bir ta vrla omuzlarma vurdu. 'Hadi, hadi dostum!' dedi. 'Saraydayken birok arkadam vard. Fakat gzden dtmden beri tm ka plar suratma kapanyor!' Ne yapabilirdim ki? Ona evimde kalma sn! teklif ettim - ama kimsenin onun varlndan haberdar olma mas iin de azami aba sarf ediyordum. Vaktinin ounu odasn da geirmek zorunda kalyordu ama sabr sonsuzdu. Srekli olarak 140

ya bir kada bir eyler iziktiriyor ya da hayaller kuruyordu. Ne zaman onu ziyaret etsem, bkp usanmadan kurduu hayalleri an latyordu bana. Fakat bir keresinde beni derinden etkileyen br cmle kt a zndan: iin garibi bu cmleyi de her zaman kulland o alayc ve akac ses tonu ile sylemiti. Sylediini doru olarak kabul et mek iime gelmediinden, devaml yaptm zere bu cmlesini de glerek ve akaya alarak geitirmek istedim. Fakat o konu maya devam ediyordu: 'Sevgili dostum! Bana canm emanet edebileceim gvenilir adam verseler, bir yldan ksa bir sre de sultan devirir ve devletini de ykanrn.' Nefessiz kalana kadar gldm. Ama o son derece ciddiydi. Beni omuzlarmdan yakalad ve gzlerimin ta iine o kadar delici baklar frlatt ki srtmn r perdiini hissettim. Devam etti sonra: Ciddiyim, Reis Ebu Fazl Lumbani, hem de hi olmadm kadar ciddiyim!' Geriye ekilerek ona baktm. Sanki odann iinde dokuzuncu mucize gereklemi ti. Dnn, adamn biri, kim olduu nemli deil, bana snrlar Antakya dan Hindistan'a, Badat'tan Karadeniz'e uzanan bir im paratorluu iki- adam ile bir seneden krsa bir srede ykabilece ini sylyor! Syleyin bana, benim yerimde olsanz, sizler de aknlktan aznz be kar amaz mydnz? Bir an iin, yalnz ve tehlikelerle dolu yaam yznden akln kardn sandm. Birka kelime ile onu yattrdm ve odama ekildim. Hemen bir hekim artarak delilie kar bir ila hazrlamasn istedim. Birok kez de iinneye altm ona bunu. Ama o her defasnda ilac i meyi reddetti. Artk bana gveni kalmadn anlamtm." Bu hikye salondaki adamlar olduka neelendirmiti. "Masal gibi bir macera!" diye bard Yunanl. 'Tam da ona gre!" "Peki ya Hasan'n szleri hakknda bugn ne dnyorsun hrmetli reis?" diye bilmek istedi Ebu Soraka. "Korkarm ki ok, ama ok ciddiydi!" dedi Ebu Fazl. Yz ka rarmt. Ve odada bulunan herkese uzun sre dik dik bakt. Ebu Ali tekrar salona girer girmez doruca misafire yneldi: "Gel! bni Sabbah seni bekliyor."
t

141

Reis yava hareketlerle ayaa kalkt, hafif bir ba hareketi ile oradakileri selamlad ve Byk Da'nin pei sra gitmeye balad. Usuz bucaksz bir koridorda yryorlard. Her ke banda dev gibi zenciler nbet tutuyordu; ellerinde hametli grzler var d Nihayet kulenin tepesine kan bir dner merdivene ulatlar ve ar ar kmaya baladlar. "Ibni Sabbah kulenin en tepesinde mi oturuyor yoksa?" diye sordu Ebu Fazl. Bir yandan da lanetler okuyarak elinin tersiyle al nndaki terleri siliyordu. "Bildin hrmetli reis!" Merdiven giderek daha da daralyor ve dikleiyordu. Reisin ne fesi ise giderek daha ok tkanmaya balamt. "Biraz duralm" dedi ona "artk o kadar gen deilim." Ksa bir mola verdiler. Yal reis biraz dinlendikten sonra tekrar merdiveni kmaya baladlar, fakat Ebu Fazl tekrar homurdanma ya balamt: "Babamn sakal adna! Bu lanet olas merdivenin sonu asla gelmeyecek mi? htiyar tilki srf bize eziyet olsun diye yuvasn bu kadar yksee kurdu deil mi?!" Ebu Ali iinden gld. Nihayet merdivenin sonuna ulatklannda htiyar reis soluk solua kalmt. Ban nne ok fazla emi ti, o nedenle merdivenin sonunda dikilerek odalara giri k kontrol eden muhafz gremedi. Son basama kt anda az kalsn kafasyla nnde ykselen iki plak siyah bacaa arpacak t. ararak ban kaldrd. Bir anda irkilerek arkaya doru srad. Ebu Ali arkasndan yetierek yal adam tuttu, yoksa aa d mesi iten bie deildi. Yar plak dev bir zenci bronz bir heykel gibi dikiliyordu nlerinde. Penesindeki grz o kadar ard ki reis onu iki eliyle bile yerinden krnldatarnazd. Ebu Fazl kprdama dan duran muhafzn etrafndan kukuyla dolat. Koridorda bir kez daha ban evirip ardna baknca, zencinin kendisini izleyen baklaryla karlat. Hi de dosta deildi bu baklar dorusu! "Hayatm boyunca bu kadar iyi korunan bir kral veya sultan grdm hatrlamyorum" diye hrlad misafir. "Dorusu bu Af rikal ve grz hi de ho bir karlama deil..." 142

"Kahire halifesi Hasan'a bu hadmlardan tm bir kou dolusu hediye etti" diye aklad Ebu Ali. "Gelmi gemi en gvenilir muhafzlardr onlar." "Alamut bana gre bir yer deil" diye szland reis. "Hele bu yamdan sonra..." Bir kapnn nnde durdular. Kapdaki muhafz az ncekine ikiz kardei kadar benziyordu. Ebu Ali birka kelime mrldand dev zenci bunun zerine kapy rten perdeyi yana ekti. Basit denmi bir odaya girdiler. Byk Dal hafife ksrd. Duvarda asl bir halnn arkasnda bir eyler kmldad. Kaln ku ma, grnmeyen eller tarafndan kaldrlmt. Ortaya kan gizli kapda Ismaillerin Byk nder'i belirdi: Hasan Ibni Sabbah. Gz leri sevinle parlyordu. Hzla eski dostuna yaklat ve kuvvetle elini skt. "uraya bak! sfahan'daki ev sahibim! Bu defa yannda delilik ilac getirmediini umarm." Scak bir glmsemeyle iki ihtiyarn odaya girmelerine izin verdi. imdi daha iyi denmi bir odada bulunuyorlard. Sanki bir limin odasyd buras. Duvarlardaki raflar kitaplarla doluydu; her tarafta zeri yazl ktlar gze arpyordu. Zemin ise hallarla kaplyd. Sada solda eitli astronomi aletleri, lm aletleri ve hesap makineleri, kat ve kaiemier, bir mrekkep fs, ksacas derin bir timin ihtiya duyaca tm malzeme karmakark bir ekilde etrafa yaylmt. Yal reis hayretle evresine baknd. Aa da grd basit kale ile u anda grdkleri arasnda bir iliki kurmak istediyse de baarl olamad. "Yoksa gerekten de bana delilik ilac getirdin mi?" diye aka lat Hasan ve glerek sakaln okad. Birka gri tel hari simsi yaht sakal. "Hangi ulv amacn seni dnyann bu ucuna attn sorabilir miyim?" "Dorusunu istersen artk delilik ilacna ihtiyacn kalmadn dnmeye baladm" dedi yal reis bir sre sonra. "Fakat Mutsufer sana bir kt haber yollad: sultann emri zerine Emir Arslav ta otuz bin kiilik bir ordu ile Hemedan'dan yola kt. Hedefleri ise Alamut. Trklerin svari birlikleri birka gn ierisinde Rud143

bar'a ulam olacak. Kalenin surlannn dibine ulamalar ise fazla uzun srmez." Hasan ve Ebu Ali bir ^n iin gz gze geldiler. "imdiden mi?" dedi ibni Sabbah dnceli bir sesle. "Bu ka dar abuk harekete gemelerini beklemiyordum. Belli ki sarayda deien bir eyler var..." Arkadan kede duran yastklara buyur etti. Kendisi de yan na oturarak dnmeye balad. "Bildiim her eyi anlatacam sana" diye devam etti Ebu Fa zl. "Kaieyi mmkn olduu kadar abuk boaltman gerektiini kabul etmelisin." Hasan sknetini bozmad. Reis gz ucuyla onu szyordu. Altm yanda olmasna ramen, yan kesinlikle gstermiyordu Hasan. Vcudu genliinin kvrakln muhafaza edebilmiti. Y znn rengi canlyd ve gzleri hla genliinin zeki ve delici ba klarna sahipti. Bunlarn dnda dikkat ekici bir zellii yoktu. Orta boylu, normal yapl bir adamd: Ne iman, ne de zayf. Dz ve uzun bir burun ile dolgun dudaklara sahipti. Genelde yksek bir sesle, alayc ve dobra dobra konuuyordu. Fakat dnrken bambaka bir insan olup. kyordu: Gzleri donuklayor, yz hat lar souk, hatta kat bir ifadeye brnyordu. Sanki grnmeyen bir varl inceler gibiydi. Ona inananlarda istemeden de olsa kor ku uyandrd muhakkakt. Genel olarak yakkl bir adamd - ama bu tr zelliklerini ken di amalan dorultusunda n plana karmay sevmiyordu. Alnn krtrarak misafirine dnd: "Baka neler syleyecek sin? Seni dinliyorum." "Eer imdiye dek duymadysan" diye devam etti reis "ben den duymu ol. Eski dmann Nizam l-Mlk attk ba vezir deil." Hasan ayaa frlad. Tir tir titriyordu. "Neler sylyorsun?" diye bard. Kulaklarna inanamyordu. "Sultan Nizam l-Mlk' grevden ald ve yerine geici olarak Han.n Sultan'n muhasibini atad." "Tac l-Mlk m?" dedi Ebu Ali sevinerek. "O bizim mttefiki mizdir." 144

' Artk deil. Hamm Sultan olunu meru yollardan tahta geir meyi aklna koymu." "ihanet!" diye hrlad Byk Da. Hasan sessizce dnmeye devam ediyordu. Yere eilerek parma ile halnn zerine daireler izmeye balad. Dier iki adam tek kelime etmeden onu izliyorlard. Efendilerinin konuma ya balamasn beklemekteydiler. "Eer Hanm Sultan'n muhasibi gerekten de Nizam iMlk'n yerine getiyse" dedi Hasan sonunda "saraydaki duru mumuz kkl bir deiiklie urad demektir. Bu da hesaplarm allak bullak ediyor. Bahara kadar bizi rahat brakacaklarn dn yordum. O zamana dek hazrlklanm tamamlam olurdum. Oysa imdi alrnalanmz acilen hzlandrmalyz." "En nemlisini unuttum" dedi yal reis. "Nizam l-Mlk vezir olarak kalmay becerdi. Fakat sultan en ksa srede smaililiin k kn kazmasn kesin bir dille emretti ona!" "lm-kalm sava anlamna geliyor bu!" dedi Ebu Ali bouk bir sesle. "Sabk ba vezir artk sry paralamas stenen bir kurt." "Ama biz koyun deiliz." Hasan gld - grne gre bir zm yolu bulmutu, nk eski neesine kavumutu tekrar. "Acilen nlemler almak zorundayz" dye devam etti. "Metsufer ne dnyor? Bize yardm edecek mi?" "Alnacak btn tedbirleri inceden inceye dndk" diye ce vap verdi Ebu Fazl. "Sana deer veriyorum ve Trk svarilerinin geri ekildiini fark etmemeleri iin elimden geleni yapacam. Sultann ofdusunun bykl karsnda geri ekilmekten baka bir ey gelmez elinden." "Anlyorum, anlyorum" diye mrldand Hasan. Eski muzip g lmsemesi tekrar dudaklarna yerleti ve gzlerinde bir ate yan maya balad. "Peki efendi hazretleri nereye ekilmemi tavsiye buyuruyorlar?" "Btn imknlar tek tek gzden geirdik" dedi yal reis. Hasan'n alayc glmsemesini fark etmemi gibi davranyordu. "En uygunlar olarak unlar tespit ettik: lk olarak, senin iin kestirme olan yolu izleyerek, vahi Krtlerin lkesinden Bizans'a gemek. 145

Oradan da Msr'a gidebilirsin. Mutsufer sana uzun olann tavsiye ediyor, yani dou yolunu. Mev veya Niapur'a ekilerek glerini Hseyin Alkeyni'nin gleri ile birletirebilirsin. Oradan Kabil'e gi derek sana snma hakk tanyacak birisini bulmak, ok kolay ola caktr nasl olsa." "Gerekten de harika bir plan" dedi Hasan glerek. "Peki ya birliklerim sultann svarileri nnde yeteri kadar hzl davranamayp geri ekilemezlerde?" "Bunu da dndk elbette" dedi reis ve Hasana biraz daha yaklat. "Eer btn bu insanlarla beraber yola kmak sana ok riskli geliyorsa, Mutsufer sana ve arkadalarnn tmne snma hakk veriyor. Zaten beni zellikle bunun iin gnderdi buraya." "Mutsufer akll bir adam ve bana gsterdii dostluu uzun za man unutmayacam. Fakat benim kafamn iine bakamyor ve kalbimi okuyamyor." Hasann sesi soukkanl ve kararlyd. "Alamut zapt edilemez bir kaledir; o halde niye burada kalmayalm? Trk svarilerini parampara edecek gce sahibiz ve sultann bir likleri kaleye ulat zaman savaa hazr olacaz." Ebu Ali parlayan gzlerle Hasan'a bakt. Sonsuz bir gven du yuyordu ona. Ebu Fazl ise kulaklarna inanamyordu. "Sevgili dostum Hasan, bugne dek senin ihtiyar bir kurt oldu unu dndm" dedi. "Son zamanlarda ok hret kazandn, tm ran'da yalnzca senden bahsediliyor. Sarayda yaptklarn ile dierlerinden daha baarl bir devlet adam olduunu ispat ettin. Fakat az nce sylediklerin kalbimi korku ve endie ile doldurdu." "Amacmn yarsna bile ulaamadm daha aslnda" diye cevap verdi Hasan. "Bu gne kadar devlet ynetimindeki yeteneime gvendim. Ama artk inancn neleri baaracan greceiz." Bunlar zel bir vurguyla sylemiti. Sonra da Byk Da'ye dnd: "Git ve liderler meclisini topla!" diye emretti. "Tm kale he men alarm durumuna gesin. Talebelere haber ver. Yarn feda ol ma imtihanna girecekler. Herkes her eyi bilmek zorunda... B yk meclisi benim adma sen yneteceksin. Liderlere misafir bek lediimizi ve onu bulunduumuz yerde karlayacamz syle. 146

Herkesin tek tek fikrini sor. Hepsini dinledikten sonra bana rapor ver. Kalenin savunulmas iin gerekli hazrlklar, yzbann kont rol altnda balasn." "Her ey emrettiin gibi olacak!" Byk Dai bayla selam ve rerek odadan kt. Ksa zaman sonra davullar ve borular askerleri silah bana, liderleri de toplantya ardlar. Ebu Ali suratnda ciddi bir ifadeyle toplant salonunda bekliyordu. Daler ve subaylar bir anda saiona dolutular. Herkes geldikten sonra Byk Daf orada bulunanlar teker teker szd. "Sultan ba veziri grevden ald" dedi gereksiz aklamalara girimeden. "Ve ona kesinlikle uygulamas gereken bir grev ver di: lsmail hareketini bitirmek. Hemedan Emiri Arslanta otuz bin adam ile Alamut zerine yryor. Trk svarilerinin ncleri bugn-yarn Rudbar'a ulam olurlar. Rey kalesi komutan Metsufer bize destek gndereceini vaat etti. Seyduna bu hcuma nasl kar koyabileceimiz hakkndaki dncelerinizi renmemi iste di benden. Deerli fikirlerinizi dinledikten sonra gerekli olan tm nlemleri alacak." Liderler birbirlerinin suratlarna baktlar. Birka kendi aralarnda fsldat, sonra salona derin bir sessizlik hakim oldu. "Yzba, sen en tecrbeli askerlerden birisin" dedi sonunda Ebu Ali Minuehr'e dnerek. "Sence u anda en nemli sorunu muz nedir?" "Trk svarileri o kadar da nemli deil" diye cevap verdi yz ba. "Kale bu tr bir saldnya rahatlkla kar koyabilecek gte. Hatta her trl hcuma kar koyabiliriz. Beni asl dndren otuz bin kiilik bir ordunun kuatmasna nasl dayanrz? Hele bu ordu kuatma makine ve aralarna da sahipse. "Peki elimizdeki erzak bizi ne kadar idare eder?" diye bilmek istedi Yunanl. "En az alt ay" diye karlk verdi yzba. Fakat Rey tarafna bir kervan yollama frsat bulabilirsek, Metsufer bize alt ay daha yete cek erzak rahatlkla gnderebilir." "nemli bir noktaya deindin!" dedi Ebu Ali ve bunu not etti. 147

Abdlmelik lafa kart: "Hemen kaleye kapanmamzn pek uygun olmayacan san yorum. Trk nclerini gl bir aknla perian edebiliriz, hele bir de Metsufer gerekten de bize takviye birlikler gnderirse. Sulta nn esas ordusu henz ok uzaklarda." Tahmin edilecei gibi bu plan gen subaylar zerinde byk etki yaratt. "Sakn aceleci davranmalym!" diye uyard Ebu Soraka. "Unut mayn ki kalede kadnlar ve ocuklar var. Sava kaybedersek onlann hali ne olur?" "Gerek bir savann kadnian ve ocuklan dnmemesi ge rektiini sylememi miydim size!" diye bard brahim fkelenerek. "Unutma ki kalede yaknlar olan tek kii ben deilim" diye karlk verdi Ebu Soraka - bu szlerle aka Hasan'm kzlanna g n d e r m e yapyordu Da ibrahim fkeyle dudaklarn srd. "Sze ok iyi bir tavsiyede bulunaym" dedi El Hekim gierek. "Kadnian ve ocuklar develerle eeklere ykleyerek Metsufer'e yollayalm. Kervan da dnte bize gerekli gda maddelerini geti rir. Bylece bir tala iki ku vurmu oluruz. Hem kalede ie yara maz boazlan beslemekten kurtuluruz, hem yaknlarmz iin en dielenmemize gerek olmaz, hem de kervan yolun yarsn bo olarak gitmek zorunda kalmaz," "Zekice bir dnce" dedi Ebu Ali ve bunu da not etti. Bir anda ateli bir tartma balamt. H e p bir azdan eksikle rin ne olduuna kafa yoruyor ve grev dalm yapyorlard. Nihayet Ebu AH toplanty bitirdi. Komutanlara niha kararlan beklemelerini emrettikten sonra, Hasan'n kulesine gitmeye dav rand. Aradan geen zaman zarfnda, eski reisten saraydaki ani grev deiikliinin nedenleri zerine detayl bilgi almt Hasan. nk hl saray evreleri ile yakn ilikiler iindeydi. zellikle g e n Ha nm Sultan Trkn Hatun'un veziri Tac l-M!k, onun salam bir haber kaynayd. Melikah eski karsnn kendisine dourmu ol148

dugu Berkyaruk'u tahtn resmi varisi ilan etmiti. Gen adam he nz yirmi yandayd ve Hindistan snrndaki si derebeylerinin ayaklanmalarn bastrmakla meguld bu anda. Gen Hanm Sul tan onun yokluunu frsat bilerek, drt yandaki olu Muhammed'i Iran tahtnn resmi varisi yapmak zere faaliyetlere bala mt. Nizam l-Mlk bu plann en koyu muhaliflerindend. Sultan ise bazen g e n ve gzel karsnn bysne kaplyor, bazen de vezirini dinlemeyi tercih ediyordu. Ba vezir Halifenin ve btn Snni kesimlerin kendisini destekleyeceini dnyordu. Hanm Sultan ise Nizam l-Mlk'n tm dmanian, hatta onun gzden dmesini drt gzle bekleyen herkes tarafndan iddetle destek leniyordu. Hanm Sultan'n veziri ise Snni kesimlere kar d e n g e unsuru oluturmaian iin balarnda Hasan'n bulunduu Ali taraf tarlar ile ilikiler kurmutu. Saraydaki bu iktidar kavgas Hasan'n ekmeine ya sryordu. Hanm Sultanla bir anlama yapmt: Ona davasn tm iran'da destekleyeceine sz vermiti. Tac fMlk ise Trkn Hatun'un hkmdar sakinletirerek, kuzeyde olup bitenlere gz yummasn salamas iin elinden gelen her eyi yapacakt. ki yl boyunca Trkn Hatun ve veziri yeminlerini tuttular. Ni zam l-Mlk smail hareketine kar ne zaman bir eyler yapmak istese Trkn Hatun ve Tac l-Mlk sultan yumuatmaya ala rak, vezirin bu isteinin sebebinin Hasan Ibni Sabbah'a kar duy duu kiisel fke olduu konusunda ikna ediyorlard. Zaten sultan da bu tr eyleri iitmeyi arzu ediyordu. Tahtn varisi sorununda daha ok Nizam'n fikrine eilimli olduu iin, bu konuda karsna ve vezirine destek vermek, dengeyi salamak asndan iine ge liyordu. Fakat Ebu Fazl'in getirdii haberler tm dengeleri alt st et miti. Nizam l-Mlk Hseyin Alkeyni'nin tm Huzistan blgesini Hasan'n adna ayaklanmaya tevik ettikten sonra, tm kuvvetleri ni Zur Gumbadan kalesinde toplamay kafasna koyduunu ren miti. 8u tehlikeli bir eydi. Er veya g e Hasan ile kesin bir hesap lamaya girmesi gerektiini biliyordu, bu nedenle son kozlarn da oynayarak sultan ikna e t m e y e alt. ok yllar nce Hasan' ie \ 149

yaramaz bir dalgac olarak takdim etmeyi baarm, bununla da yetinmeyerek kendisini, sarayn veririni yerinden etmek istedii iin her trl dalavereyi evirebileceine inandrmt sultan. Nizam'in szlerinin ve evirdii dolaplarn etkisinde kalan sul tan, gazaba gelerek Hasan saraydan kovmutu. Bu arada Ha san'm basanlarn kk grmek gibi derin bir yanlg iine dt nn farknda deildi, Sultann bu yanlgya dmesine neden olan Nizam ise durum tehlikeli bir hal almaya balaynca sultana gerekleri anlatmaktan baka bir aresi kalmadn anlad. Efendi sinin nne diz ken yal adam, Hasan'a yapt hakszlklar ve arkasndan evirdii dolaplar bir bir anlatarak, aslnda Hasan'm son derece yetenekli bir devlet adam olduunu itiraf etti. Sultan fkeden bembeyaz kesilmiti. nne diz kerek gnah kartan yal adam tek kelime etmeden ayayla iterek odasna ekdi. Ksa bir sre sonra ise ba vezirin grevden alnarak, yerine geici olarak Hanm Sultan'in muhasibinin atandn aklad. Nizam ve zir rtbesinde kalmt ama smail! hareketini en ksa zamanda dnya yznden silme enirini acele ve kesin olarak yerine getir mesi gerekiyordu. Btn bu gelimeler sonunda Hanm Sultan ve veziri mttefiklerine yardm etmekten vazgemilerdi, nk nasl olsa en tehlikeli dmanlar gzden dmt ve sultan etkileye bilmek iin, kimsenin yardmna ihtiyalar kalmamt. Bu heyecanl gelimelerden sonra hkmdar kz kardeini -ve kocasn yani halifeyi- ziyaret etmek zere Badat'a gitmiti. Kafa snda ok nem verdii bir plan kurmutu: Trklerin sultannn ya ni kendisinin kz kardeinin halifeye dourduu olan ocuunu, ileride hilafet makamna oturtmaya karar vermiti. Bu kararn uy gulamak iin elinden geleni ardna koymamaya hazrd. Ebu Ali rapor vermek iin geri dnd zaman, Hasan Ebu Fazl'dan sarayda dnen son entrikalar en ince ayrntsna kadar renmiti. imdi de tm dikkatini adamlannn dncelerine ver mek istiyordu. Byk Da'nin szlerini bitirmesiyie birlikte ociann ierisinde bir ileri bir geri dolanmaya balad. Durumu dikkatle de erlendirdii her halinden belliydi. Nihayet Ebu Ali'ye dnerek emretti: "Tahtan al ve yaz!" 150

Byk Da yere bada kurdu, tahtay sol czine koydu ve ka m kalemi mrekkebe batrd: "Hazrm ibni Sabbah.' Hasan yazdklarn okuyabilmek iin adamn sol omuz bana dikildi ve gerekli yerlerinde aklamalar yapt emirlerini yazdr maya balad: "Trk svarilerini karlama konusunda" diye balad "Abdlmelik hakl. Kendimizi kaleye kapamakta acele etmemeliyiz. Belli bir blgede onlar pusuya drecek ve yok edeceiz. Bu arada Metsufer'in ksa zamanda takviye birlikler gndermesini salamak zorundayz. Ebu Ali, sultann nclerini karlayacak birliin komu tanln sen yapacaksn. Minuehr kalenin savunmas ile ilgilene cek. Meydan savalarn sevdii iin bu hi houna gitmeyecek ama kalenin savunmasn emin ellere teslim etmek zorundayz. Gereksiz yere beslemek zorunda olduumuz ve bize yk olan ka dn ve ocuklann kaleden ayrlmas son derece nemli. Abdlmelik hepsini karanlk basmadan develere yklemi olsun. Yats na mazndan nce kervann yola km olmasn istiyorum. Metsufer iyi kalpli birisidir, houna gitse de gitmese de bu ba belalarn iyi karlayacandan eminim. Bu arada ona acilen bir haberci yolla yarak neler olup bittiini haber vermeliyiz: Mmkn olduu kadar abuk ihtiyacmz olan erzak hazrlamal ve bize gnderebilecei tm adamlar yola karmal. Zaman kazanmak iin kadnlan ve ocukian her trl ite altrabilir. Sen ne dersin dostum Ebu Fazl?" nce bir glmsemeyle reise bakyordu. "Ben de Abdlmeiik'in kervanyla birlikte yola kacam" diye cevap verdi eski reis. "Dnyada hibir kuvvet sultann ordusu gel dii zaman bu fare kapannda bulunmam salayamaz. Tavsiyele rimiz bir ie yaramad. Grevimi yerine getirdim; imdi yapmay dndm tek ey henz vakit varken ortadan toz olmak." "Kararn ok beendim" dedi Hasan glerek. "Yanndaki mu hafz birliinde, kervann gvenliini salayacak yeteri kadar adam var. Bylece Abdlmelik yanna fazla adam almak zorunda kalmayacak. Dn yolu iin Metsufer kervana birka tane muha fz verirse yeterli olur. Haremimizdeki kadnlara iyi bakaca konu sunda ona gveniyorum." 151

Sonra tekrar (f.bu Ali'ye dnd: "abuk Rudbar'a bir haberci gnder. Buzruk mid'e hei' eyi olduu gibi brakarak buraya gelmesini emrediyorum. Ona ihtiya cm var. Ne yazk ki Huzistan ok uzakta. Hseyin Alkeyni'nin bu raya vaktinde yetimesi mmkn deil... Fakat onu durumdan haberdar etmek gerekir. nk burada gelecek kuakian hayrete 'drecek eyle." olacak..." Sanki kendi kendine glyor gibiydi. Ksa bir sessizlikten sonra . reise dnd: "Bana kalrsa bir zamanlar sfahan'da olduu gibi be ni hl deli sanyorsun nk otuz bin askerin kaleye snm bir avu adama saldrmak zere olduuna ahit olmaktasn. Fakat bir zamanlar Bedir savanda. Muhammed'e de yardm eden melekle rin, imdi de bize yardm etmek iin etrafmzda toplandklarn grmyorsun." "aka yapyorsun! Her zamanki gibi saka yapyorsun!" diye karlk verdi Ebu Fa2.1l ac bir glmsemeyle. "u anda aka yapacak durumda olduumu mu sanyorsun yoksa eski dostum" dedi Hasan neeyle. "Diyetim ki biraz, st ka pal konuuyorum. Ama size bir srpriz hazrisyoam, yle bir srpriz ki gzlerinize ve kulaklannza inanamayacaksnz. mann nelere muktedir olduunu ispat edeceim sizlere!" Bir sre daha emirlerini yazdrmaya devam etti ve Ebu Ali'ye dnerek syleyeceklerini bitirdi: "Herkese zerlerine den g revler konusunda gereken bilgileri, en ince ayrntsna kadar ver. Gnderilecek habercileri sen se ve buyruklar hazrla. Abdlmelik yola kmadan nce kzlarm bana getirsin. lerini bitirdikten son ra birlii topla ve sultann bize sava atn syle. Talebelere ya rn sabah iin hazrlanmalarn syle. Fedalik imtihanna girecek ler. Snav baaramazlarsa bir daha asla ikinci bir hak tannmayaca n! syleyerek korkut onlar. Akama doru ise onlar cem evin de topla ve onlar trenle feda yap. Bu dnyadaki yaamlarnda grdkleri en nemli ve kutsal tren olsun bu. Aynen Rahire'deki trende izlediimiz gibi. Aka anladn m beni?" "Evet Ibni Sabbah." Hasan iki ihtiyarn gitmelerine msaade etti. Yastklarn zerine 152

uzanarak br sre verdii emirleri dnd. nemli bir ey unut madna emin olunca, gnl rahatl ile huzurlu bir uykuya dald. Birlik hl kzgn gne altnda avluda bekliyordu. Askerler stleri nin Byk Onder'in kkne girdiklerini grmlerdi. Aradan epey zaman gemiti. Sabrszlklann bastrmakta olduka zorlan yorlard. Talebeler ise klann nnde iki sra halinde dikiliyorlard. e refli bir by karlama grevinin kendilerine verildii iin ken dileriyle gurur duyuyorlard. Onlar da sabrszlanmaya balamlard. lk olarak Sleyman sessizlii bozdu: "eride neler olup bittiini ok merak ediyorum. Belki de la net olas eitimden yaknda kurtulacaz..." "Niye! Zor mu geliyor artk?" diye alay etti Yusuf. Talebelerin dudaklarndan bir glmseme geti. "Bana yle geliyor ki" diye karlk verdi Sleyman "asl sen koca gbeinin erimesinden korkuyorsun. Yoksa korktuun da vullarn gmbrtsyie borularn sesi mi?" "Dur bakalm! nallah yaknda dmann karsna kanz. O . zaman greceiz ilk kim saldracak dmana!" "Sen phesiz, deil mi? Hi sanmyorum dorusu. Ama sa va esnasnda ok korkacak olursan, srtmn arkasna saklanmana msaade edebilirim." "Kesin tartmay!" diye kart Ibni Tahir. "Henz ortada hibir ey yok..." "Eer bir sinee dnebilseydim, gidip onlarn neler konu tuklarn dinlerdim" diye hayal kurmaya balad beyde. "Bana kalrsa bir sinee dnmeyi asl dman grnd zaman arzu edeceksin" diye alay etti Sleyman. "Eer dman alt etrnek iin uzun bir dil gerekiyorsa, phe siz en byk kahraman sensin! Sultan bile senin enene katlanmaktansa tahtndan feragat etmeyi ye tutar!" "Dur bakalm, birka gn sonra kimin enesi, kimin klc uzunmu greceiz nas.it olsa!" Onba Abuna nlerinden geiyordu. Yrrken onlara seslendi: 153

"Hava snmaya balad genler! Sultann birlikleri zerimize yryor." Kimseden t kmad, iten ie duyduklan korku yerini yava yava cokuya ve lgnca bir sevince brakyordu. "Nihayet!" diye bard Sleyman. Tm ruhuyla bardn herkes hissetmiti. Birbirlerine baktlar. Gzleri ve yanaklan alev alev yanyordu. Glmsyorlard. Gzlerinin n n d e n kahramanlklar, baarlar, lmszl hak edileri geiyordu... "Lanet olsun! Daha ne kadar bekleyeceiz!" diye patlad S leyman. Yerinde duramyordu artk. "Yeter artk! Zndklar geber telim!" Abuna iki adamn eliinde avludan geti; ellerinde atn dizginlerini tutuyorlard: iki siyah sava at ve Ebu Ali'nin kk at. Birisi fsldad: "Seyduna konuacak!" Saflarda bir mrldanma oldu: "Ne? Kim dedin?" "Seyduna!" "Kim dedi bunu? Beyaz at Ebu Ali'nin. Ve siyah atlardan biri yzbaya ait." "Peki ncs?" Kkn kapsnn nndeki muhafzlar silahlarn kaldrarak hazrola getiler. Byk Da ve dier liderler dar ktlar. Ebu Ali, yzba ve Da brahim demin getirilen atlara bindiler. Dier lider ler ise kendi blklerinin bana geerek; askerlere gzlerini B yk n d e r i n sarayna dikmelerini emrettiler. Ebu Ali ve iki refakatisi atlann avlunun ortasna kadar srd ler; sonra Byk Da elini kaldrd. Bir a n d a lm sessizliine b rnmt ortalk. Byk Da zengilerinin zerinde ayaa kalkarak yksek sesie konumaya balad: "ismailler! Mminler! Allah'n ve Byk nderimizin akna! imtihan ve karar vakti geldi. Byk nderimize ve ehitlerimize duyduunuz ball ve teslimiyeti ispat edeceksiniz. Sultann emri zerine ikenceci ba kpek olu kpek Arslanta, otuz bin 154

adam ile zerimize yrmektedir. Amac hak yolunda yryenleri sonsuza dek ortadan kaldrmaktr. Birka g n e kadar kalemizin di binde borulannn sesini iitecek ve Abbasi kpeinin siyah bayra nn dalgalanmasn seyredeceiz. Bu yzden efendimiz adna si ze bu andan itibaren gece-gndz blklerinizde hazr vaziyette beklemenizi emrediyorum. Bu e m r e kar gelenler hain olarak ka bul edilip lmle cezalandracaklar. Toplanma borusunun aln iittiiniz anda, zaman geirmeden burada toplanmalsnz. stle riniz size gereken emirleri vereceklerdir. Atn talebelerden yana evirdi: "Kendinizi feda e t m e y e hazr olan sizler, efendinizin emirlerini dinleyin! Yarn sabah imtihana tabi tutulacaksnz. Baarl olanlar yarn akam feda olacaklar. Size tavsiyem.- kendinizi ruhen hazr layn, nk feda rtbesini alacanz tren hayatinizin en nemli an olacaktr." Tekrar ble doru dnd: Sesi tm alanda nlyordu: "lsmail savalar! Peygamberin szlerini hatrlayn. Aslanlar gibi savan, nk korku hi kimseyi lmden kurtaramaz. Ehed en l ilahe illallah ve ehed enne Muhammedn abdh ve resulh. Yeti ya Mehdi!" Talebeler bir anda yldrm arpma dnmlerdi. Byk imti han gn gelip atmt ve daha hibiri kendisini hazr hissetmi yordu. Bembeyaz suratlarla odalarna dndler, g z ucuyla birbir lerini szyorlard. "Sultana hcum!" diye bard Sleyman. "Nasl olsa bir ey bilmiyoruz, bu yzden en iyisi gidip kadimizi er olarak yazdralm." "Evet, hepimiz bunu yapmalyz. Sonra da bizimle canlar ne isterlerse yaparlar" diye katld beyde arkadann szlerine. lerinde en ok korkan Yusuf tu. Srekli alnndan akan terleri siliyordu. aktrmadan arkadalarn szyor, az da olsa bir umut yakalamaya alyordu. "Gerekten de imtihan syledikleri kadar korkun mu olacak?" dedi berbat bir ruh haliyle. "Ne sandn? Yorgunluktan pestilin kacak, dmanlar gidene kadar ayaa bile kalkamayacaksn!" diye alay etti onunla Sleyman.

155

Yusuf zntyle i ekerek ellerini yzne nl. "Ne yapacaz imdi?" diye sordu Naim. "Kendini kaldrp ahrud'a at! Yapabilecein en iyi ey bu za ten" diye dalga geti Sleyman. Ibni Tahir Safa karma ihtiyac hissetti: "Hadi, hadi! Kendinize gelin. Gerekten efendimizin bizi basit asker seviyesine indirmek iin setiine mi inanyorsunuz? Bir s r ey rendik burada! Ben imdi kafam notlanma gmp rendiklerimizi tekrar edeceini. Size de ayn eyi yapmanz salk veririm." Dierleri hep bir azdan bardlar: "Yksek sesle oku da biz de bir eyier renelim bari!" Ibni Tahir hep beraber terasa kmay teklif etti. Notlarn alarak yere oturdular. Delikanl dersler esnasnda tuttuu notlar arkada larna okumaya balad. Anlamadkla! yerleri elinden geldiince aklamaya alyordu. Yava yava korkularndan syrlmaya ba lamlard. Fakat yarnki imtihan akllarna geldike souk terler dkmekten kendilerini atamyorlard. lerinde az da olsa bir korku vard. Gariptir ki artk hibirisinin aklna yaklamakta olan dman gelmiyordu. Terasn br ucunda selvi ve kavaklardan oluan kk bir koru, gvercinliin yanndaki harem binasnn kulesini gzlerden sakl yordu. Abdlmelik kadnlarn zerine bir ahin gibi saldrmt. Ba ra ara acele etmelerini sylyordu. Kadnlar feryat fign ora dan oraya koarak eyalarn toplamaya alyorlard. Btn bu velvele karsnda, haremaalannn kl bile kprdamyordu. Srta rak kadnlarn rkek tavuklar gibi oradan oraya koturmalarn sey rediyorlard ki Abdlmelik bararak onlara da yardm etmelerini emretti. Bu arada bir dzine adam katrlar ve develeri haremin nne getirmilerdi. Nihayet tm hazrlklar tamamland. Subaylar ve daler ailelerine veda ettiler ve kervan yola kt. Ebu Soraka'mn kalede iki kars vard. lki kendi yalarnda, a znda hi dii kalmam ihtiyar bir kadnd. Bu karsndan doan iki kz, imdi Niapur'da evliydiler. Da ona genliinden bu yana 156

balanmt, bir ocuun annesine nasl ihtiyac varsa, o da kars na ayn ihtiyac duyuyordu. kinci kars daha gen bir kadnd. Bu kadndan bir olu ve bir kz dnyaya gelmiti ve ikisi de haremde Hasan'in kzlaryla beraber byyorlard. Bu kadn da onu ok se viyordu, ayrlk vakti gelip atnca, Ebu Soraka onlar ne kadar z leyeceini daha iyi anlad. Az. kalsn alayacakt ama g bela gzyalarna hakim olmay basard; duygulann aa vurmak ya kk almazd nk. El-Hekim'in ihtiyar bir Msrl kars vard. Onu buraya Kahi re'den getirmiti. ocuktan olmamt, haremde onun evlenme den nce bir fahie olduu dedikodusu yaplyordu. Kadn yama ramen hl son derece gzeldi ve bu da El-Hekim'in ok houna gidiyordu. Kadnn kendisi zerindeki etkisinden nefret ediyor ve buna lanet okuyordu ama ne zaman kaleye bir kervan gelse onun houna gidebilmek iin bir hediye almay asla ihmal etmiyordu. htiyar br Etiyopyal kadn, kansnn hizmetkrln yapyordu. Onun ise btn gn yastklara uzanarak keyif atmaktan, boyan-, maktan, ipekli giysilere brnmekten ve hayal kurmaktan baka bir ii yoktu... Yzba Minuehr nc kez evlenmiti, ilk iki evliliinden olan ocuunu, yeni karsnn efkatli ellerine teslim etmiti. Kervann hareket etmesi esnasnda yzba ailesinin yanna gele rek ksaca veda etti. Gereinden uzun kalrsa yumuayabilecegini dnyordu. Bu ksa veda treninden sonra herkes grev yerine dnd. Ebu Soraka ve El-Hekim, -be kelime konuacak kadar vakit bulmulard. "Kale bize artk ok ssz gelecek!" diye i ekti ilki. "Bu dnyada yemek ve imekten sonra, uruna mcadele edi lecek tek eyin kadn sevgisi olduunu syleyen filozoflara katl mamak eide deil dorusu" diye destekledi onu Yunanl. "Byk nder bundan bile feragat ediyor!" dedi da. Yunani dudaklann bkt: "KK bir okul ocuu gibi konuuyorsun." Ebu Soraka'mn koluna girerek kulana fsldad: 157

"nderimizin kalenin arkasndaki bahelerde neler sakladn dnyorsun? Kedi yavrular m? Sama... Orada, tm gzler den uzak yetimekte olan yal kazlarn tadn, eminim ki hibiri miz bilmiyoruz." E bu Soraka dncelere dalmt. "Hayr, bu konuda sana katlmam mmkn deil" dedi sonun da. "O duvarlarn ardnda bir eyler dndn ben de dn yorum. Ama bu her neyse sadece onun deil, hepimizin kar iindir." "stediini dnmekte serbestsin" diye cevaplad hekim biraz hayal krklna urayarak. "Fakat unu unutma ki efendimiz bu gne dek en iyi paralan hep kendisine saklad." "Aman! Az kalsn bir ey unutacakt mi" dedi Ebu Fazl akam st Hasan"la vedalarken. Gzn anlaml anlaml krpt. "Sana bir hediye getirdim. Ama korkma bu defaki deiilik ilac deil. Yine de sevineceini dnyorum. Ne olabileceini tahmin eder misin?" Hasan hayretle gld. nce Ebu Fazl'a, sonra da kenarda du ran Ebu Ali'ye bakt. "Bilmiyorum. Bir ey diyemeyeceim." "Eer hediyeyi almak istiyorsan, nce hi olmazsa bir tahmin de bulunmalsn" dedi ona Ebu Fazl muzip muzip. "Sana yardmc olaym. ok zengin olmana ramen, atafat ve gsteriten holan myorsun. Sadece bir tek ey senin ilgini ekiyor. Anlatabildim mi?" "Yoksa bana bir kitap m getirdin?" "Bildin Hasan. Bir kitap. Ama kimin?" "Bunu nasl bilebilirim ki? Belki de eski yazarlardan birisinin. Mehur hekim ve filozof tbni Sina m yoksa? Hayr? O zaman bir adamz demek ki. Belki de din alimi El Gazali?" "Hayr, onun bir kitabn sana getirmeyi pek uygun bulmadm" diye aka yapt Ebu Fazl. "Senin iin fazla dindar bir hediye olur du. Benim hediyem senin dncelerine ok daha yakn." "Allah adna, ne dediini anlayamyorum!" Ebu Ali glmseyerek lafa kart: "Bir kez de ben deneyebilir miyim?" 158

"Tabii ki. Dene bakalm ansn" dedi oktan pes etmi olan Hasan. "Bahse girerim ki Ebu Fazl sana eski dostun mer Hayyam'n bir kitabn getirdi." Eski reis kahkahalarla glmeye balad. "Nasl olur da dnemedim bunu!" diye bard Hasan ve eliyle alnna vurdu. "Niapur'daki bir arkadamn bana gnderdii drt tane iiri getirdim sana. O bunlar mer'in azndan bizzat dinlemi. Sevi neceini tahmin ettim." "Gerekten de daha iyi bir hediye veremezdin bana!" diye te ekkr etti Hasan. "Bana gsterdiin alakaya gerekten ok teek kr ederim." Ebu Fazl cppesinin altndan bir tomar kat kartarak arkada na uzatt. Hasan katlar aarak okumaya balad. Baklarn tekrar kaldrd zaman gzleri dnceli bir ifadeyle dolmutu. "Ne kadar da garip!" dedi bir sre sonra. "Ayn gne iki okul arkadamdan haber alyorum: Nizam ve Hayyam..." Fakat tam o anda kapdaki hadm, Abdlmelik'in Hasann kz larn getirmi olduunu bildirdi. "Git imdi eski dostum" dedi Hasan ve arkadan kucaklad. "Kadnlarmza ve ocuklanmza iyi bak. Gnn birinde belki bir eye ihtiyacn olur. O zaman beni hatrla, nk sana borluyum." Ebu Ali'ye bir iaret yapt ve iki ihtiyar oday terk ettiler. Abdlmelik perdeyi yana ekti ve Hasan'n iki kz, Hatice ve Fat ma ekinerek ieri girdiler. "Sana kzlarn getirdim Seyduna." Hasan kzlarnn gzlerinin ta iine bakt. "Korkak tavuklar gibi ne bekleiyorsunuz orada? Yanma ge lin!" diye homurdand. "Ananz sizi bana yk olmanz ve sizi her grmde onu hatrlamam iin, zellikle yanma gnderiyor. Si ze baktm zaman iimin dayanlmaz bir fkeyle dolduunun far knda tabii. Ne yapalm! Babalk grevimin emrettii gibi sizi ka bul ettim. Ama bu kadar yeter. Haremin kalan ksmyla beraber Metsufer'in gzetiminde Rey'e gideceksiniz." 159

Sonra da Abdrnelik'e dnd: "Metsufer'e syle; onlara sadece rettikleri ipliin deeri ka dar yemek versin. Etenim kzlarm olduklar iin onlara ayrcalk yapmaya kalkmasn sakini Eer sz dinlemezlerse onlar diledii zam slarak satabilir. Sattan alaca parann yansn masraf rak kendine saklasn, dier yarsn da bana gndersin. imdi acele etmeHyiz. nce namaza, sonra da yolculua!" ki kz arabuk da szlrken Abdrnelik bir an daha ieri de kaid. "Mutsufer onlara nasl davranmas gerektiini bilir. O akll bir adam ve bir yn ocuu var. Bu arada kzlar kapnn nnde datyi bekliyorlard. Gzleri ya larla dolmutu. 'Halbuki ok da gzel bir yz var..." dedi gen olan. "Bizi neden sevmiyor ki?" diye ini ekti by alayarak. Abdrnelik onlar dar kard. "Korkmanza gerek yok yavrularm" diye onlar teselli etti. "Mutsufer'in altn gibi bir kalbi vardr, ocuktan sizinle oynamak tan mutluluk duyacaklar. zlmeyin, haliniz daha da kt olabilir di..."

VI
Ann getirdii akam yemeini Hasan fark etmedi bile. De rin dnceler iinde duvardaki mealeyi alarak masann zerin deki lambann fitilini tututurdu. Alkn ve dikkatli bir hareketle, ateten zarar grmemesi iin duvardaki perdeyi yana ekti. Birka basamaktk bir merdiven iie kulenin balkonuna kan dar koridor da yrmeye balad. Yolunu grebilmek iin mealeyi bann s tne kaldrd ve nihayet balkona kabildi. Souk ve temiz havay cierlerine ektikten sonra parmakla yaklaarak mealeyi bann zerinde kez evirdi. Aadan ayn ekilde gecikmeden cevap verdiler. Hasan da iareti aldn belirtmek iin mealeyi bir kez daha bann stn de evirerek odasna geri dnd. Bu i iin hazrlanm bir delikte mealeyi sndrd; beyaz kaln bir cppeye brnerek kar du vardaki haly yana ekti. Girdii hcre ok kkt ama duvarlan tamamen hallarla kaplanmt. Yerde bulunan ar bir grz kald rarak, duvarlarn birine taklm parlak bir madeni levhaya kuvvet le vurdu. Aniden grnmeyen bir krk almaya balad. Yava yava hareket eden hcre, giderek daha hzl bir ekilde aaya doru inmeye balad. Yolculuk epey uzun srd. Her defasnda bir korku kaplyordu Hasan'in iini bu yolculuk esnasnda. Ya gn brinde mekanizmann bir ksm almazsa? iinde bulunduu hcrenin kulenin dibindeki kayalara arpp paralanmas iten bile deildi. Veya o ok gvendii zencilerden birinin gnn birinde can sklp, onu teki aleme gndermek iin mekanizmay kasten bozmas durumunda ne yapabilirdi ki? Kkken tutsak edilip er keklikleri kopartlm olan bu adamlardan biri, kendisine yaplan hakaretin intikamn bir grz darbesi ile almak isteyebilirdi. Evet, ayn ylan oynatclarnn ylanlar kavallarnn mzii ile byledik161

160

Seri gibi, o da bu adamlar baklar ile uy all atn yordu. Fakat g nn birinde ona ihanet etmeyeceklerini kim garanti edebilirdi ki? Kendisine tam bir sadakatle balanmalar iin elinden geleni yap mt Dnyada ondan baka hi kimsenin szn dinlemezlerdi. nlerinden geen herkes titriyordu - Ebu Ali bile nbetilerin ya nndan geerken iindeki hafif korkuyu bastrmakta glk eki yordu. Onlar en asi daleri ve liderleri kontrol altnda tutmakta kul land canl birer silahtlar. Yaknda bir de fedaler eklenecekti si lahlarna. O zaman adamlarn iten de kontrol edebilecekti. Ken disini bo hayallere asla kaptrmyordu: Dalerin ve dier nemli kiilerin dinleri imanlar yoktu. Kendi karlarn korumaktan baka bir ey dnmyorlard. Davasn yrtmek iin insanlardan olu an bir mekanizma kurmutu etrafna. Ayn asansr altran mekanizma gibi, meydana gelebilecek en kk bir aksaklkta, tm sistemin bir anda parampara olmas iten bile deildi. K ck bir hata yaam boyunca gerekletirmeye altklarn yok ederdi. Asans. durdu; kulenin dibine ulamt kr altran zenci perdeyi yana ekti. Serin bir koridora gimniti Hasan. Belli belirsiz bir hava akm mealelerin klarnn rkek kular gibi uumalar na neden oluyordu. Hasan arkasna dnerek peinden gelen zen cinin gzlerine delici nazarlarla bakt. Sakinlemiti tekrar, son de rece sakindi artk. 'Kpry indir!" diye emretti hrn bir sesle. "Emredersin ey Seyduna!" Zenci siyah br kolu yakalayarak kuvvetle aaya bastrd. Du varlardan biri harekete geti; kulana hzla akan derenin arlts gelmeye balamt. Yava yava meydana kan bolukta nce parlayan yldzlar gze arpt, sonra da byk bir para gkyz grnd. Kpr.hzla akan derenin zerine inmeye balamt. teki tarafta mealeli bir adam bekliyordu. Hasan ona doru y rd. Kpr ardndan tekrar yukar kalkt ve dar aral kapad. "Her ey yolunda m Ad?" "Evet ey Seyduna!" "Meryem'i soldaki kke getir, Onu orda bekleyeceim Sonra da Apama'y sadakine gtr. Fakat ikisiyle de tek kelime konuma." 162

"Ba stne ey Seyduna!" Adamlar birbirlerine hafife glmseyerek, akar suyun doal bir set yardmyla oluturduu kk glce yrdler. Kk bir kayk onlar bekliyordu. Kaya yerletiler ve Adi kreklere asld. Dar bir kanaldan geerek bir kumsala vardlar. Gzel aalar ve i eklerle ssl bir yol i ksmlara doru uzann^ktayd. Ta yukar larda kk bir kk gecenin iinden ltlar saarak parlyordu. Adi kkn kapsn at ve ieriye girdiler. Salonun drt ke sindeki lambalar yaknca her taraf l l oldu. Kkn ortasndaki havuzdaki sularn parltlan, tavana binbir renk, binbir desen ile yansyorlard. Hasan havuzun yanna geldi. Gizli bir musluu aar amaz muhteem bir fskiye neredeyse tavana kadar ykseldi. "Zamanm bekleyerek harcayacak deilim" dedi efendi ve kendisini yastklarn zerine brakt. "Git ve abuk Meryem'i bura ya getir!" Sonra da dncelerini akmakta olan suyun yumuak mrltsna terk etti. Bir sre sonra kendisinden o kadar gemiti ki kzn geldiini bile fark etmedi. "Es-Selam n aleykm ey bni Sabbah" diye selamlad kz onu. Hasan annda kendisini toparlad ve kza yanna gelmesini sy ledi. Meryem yannda yiyecek ve iecekle dolu byk bir sepet getirmiti. Adamn ayaklarnn dibine oturdu ve elini pt. Hasan iliklerine kadar titremekten kendini alamamt. Meryem ise bu arada sepeti boaltarak iindekileri yere koymutu. "Nasl, kzlar biraz gelime gsterdiler mi?" "Her ey emrettiin gibi ey bni Sabbah." "yi! Ama elence dnemi artk sona erdi. Sultann ordusu ze rimize yryor, birka gne kadar kalenin eteklerine gelmi olur." Meryem gzlerini iri iri at, Hasan'n dudaklarndaki belli belir siz glmsemenin farkna varmt. "Ve sen bu kadar sakinsin?" "Niye olmayaym ki? Baa gelen ekilir! Hatta kadehime ura da duran araptan doldurmaman iin bir neden bile grmyorum!" Meryem ayaa kalkarak iki kadeh arap doldurdu. zerinde, yatarken giydii incecik pembe gecelii vard sadece. Hasan kz tepeden trnaa szd. Kadehlere arap doldurmakta olan bem 163

beyaz elleri, n altnda sanki effafn i gibi duruyordu. Tek keli me ile mkemmeldi. Hasan gsnn derinliklerinden gelen ac dolu bir inlemeyi glkle bastrabildi. htiyarladnn farkndayd, bu dnyada her eye ge sahip olduunun da... Kz kadehlerin birini ona uzatt. Birbirlerinin salna itiler ve Meryem o anda bu sert adamn gzlerinin hafife nemlendiini faik etti. Bunun ne anlama geldiini tahmin edebiliyordu. Fakat bu durum uzun srmedi ve o her zamanki alayc glmseme yine Hasan'm dudaklarna gelip yerleti... "Herhalde uzun sredir merak ediyo sundur" dedi kza "btn bu muhteem baheleri ve sra kkleri neden yaptrdm ve allmam -hm!- metotlarla eitime tabi tutuum bu kzlarla ne yapmak istediimi. Bugne dek bana hibir ey sormadn ve inan bana, aznn sklnn deerini son derece takdir ediyorum." Meryem bu arada adamn sa elini tutmutu. Bu el kuvvetle doluydu ama bir o kadar da efkatliydi. Adamn gzlerinin iine bakt: "Gerekten de sana hibir ey sormadm Ibni Sabbah. nk yapmak istediklerinin neler olduunu anladm sanyorum." "Eer gerekten bunu baardysan sana krallm veririm." Hasan'm bu szlerini nce alayc gl, sonra da kahkahalar takip etti. "Peki ya gerekten de baardysarn?" "Syle o zaman." "Bu baheleri en sadk ve fedakr kullarna bir mkfat olarak hazrladn dnyorum." "te bunda yanldn tatlm." Meryem son derece aknd. Hasan da onun bu aknl ile gizliden gizliye alay ediyor gibiydi. "Bir kesesinde -hatrlyor musun hl? - her eyin ne kadar sk c olduundan, artk hibir eyin ilgini ekmediinden, hibir e yin seni neelendirmediinden ikyet etmitin. O zaman sana Yunan filozoflarn ve kendi filozoflarmz anlatmaya almtm, sana doa bilimlerini tantm, insann gizli gdlerin!, davranlarmn gerek nedenlerini aklam, elimden geldii kadar evrenin blmlerini tasvir etmeye almtm. Sana yaptm gezileri ve
164

baarszlklarm anlatm, eski hkmdarlardan ve ahlardan, sul tanlardan ve halifelerden sz etmitim. Sk sk sana syleyecek daha pek ok eyim bulunduunu ama bunun vaktinin henz gel mediini eklemitim. Bir defasnda, Sultan Meiikah' devirmek iin bana yardm etmeye hazr olup olmadn sormutum! O za man glmseyerek cevaplamtn: 'Neden olmasn?' Verdiin ce vab muvafakat olarak kabul etmitim. O zaman aka yaptm sanmtn belki de. Bu akam ise bana verdiin sz hakknda ko numaya geldim." Meryem soran gzlerle bakt ona. Bu garip konumadan ne tr bir anlam karmas gerektiini anlayamamt. "Dikkatini baka bir yne daha ekmek istiyorum hayatm. Ba na sk sk genliinde bana gelen olaylardan sonra, artk bir eye inanmann pek mmkn olmadn sylerdin. Ben de bilimle ge en uzun bir yaamn sonunda, seninle ayn yargya vardm sylemitim. unu sormutum sana: Prensip olarak ulalamaz olan hakikatin, gerek de olmadn kavrayan bir kimsenin neler yapmasna izin verilmitir? Bana ne cevap verdiini hl hatrlyor musun?" "Elbette Ibni Sabbah. nsanlarn mutluluk, ak, sevin olarak adlandrdklar eylerin hepsinin yanl faraziyeler zerine kurulu yanl hesaplarn bir birikimi olduunu kefeden herkes, kalbinde sadece korkun bir boluk bulacaktr. Bu sersemlikten kurtulmann yegane yolu ise kendisinin ve bakalarnn yaarnlaryla kumar oy namaktr. Bunu baarabilecek yetenee sahip olan kiiler istedik leri her eyi yapabilirler." Hasan neeyle slk ald. "Pekl hayatm, ite imdi sana kendinin ve bakalarnn haya tyla kumar oynama frsat tanyorum. Memnun musun?" Bir anlk aknlktan sonra Meryem Hasan'n gzlerinin iine bakt. "zmem gereken bir bilmece mi bu yoksa?" "Hayr. Sadece sana mer Hayyam'dan birka iir getirdim. Onlar sana okumak istiyorum. Kader bu eski arkadan tam da bu akam karma kmasn istedi. Sana bahsettiim sfahan'daki o 165

yal reis -hani beni deli sanan- bana bugn onun birka iirini he diye etti. Dmann bizi ziyaret edeceini de ayn adamdan rendim zaten." Elindeki katlar Meryem'e uzatt. "Her zaman beni sevindirmeye alyorsun" dedi Meryem
kranla.

Kalp glmseyen bit ehre arar, Kol ise kadehe doru uzanr... Her toz zerresinde ben varm, Ve btn toz zerreleri bir tek ehre olutururlar.

"Hayr hayr. Sadece kendimi senin sesini duyma mutluluun dan esirgemek istemiyorum. Biliyorsun ki bu tr zevklere kar doal bir eilimim var..." "yleyse okumaya balayaym m?" Ban yal adamn dizlerine dayayarak okumaya balad:
Sarho musun, ak msn? Sevin yleyse. Sevgi ve arap seni mutlu mu ediyor? zlme sakn.

"Evren senin iinde ve sen evrensin. mer bir zamanlar bu fik ri savunmay ok severdi." Hasan dncelere boulmu gibiydi. "Sevdiklerimin hepsi bu. Evet, sevdiklerimin hepsi" diye mrl dand kendi kendine. Meryem drt dize daha okudu:
Eer ilkbaharda bir cennet kz Kadehime ark syleyen arap doldurursa Beni yerecek olanlarn vay haline! Bir kpek bile cennete benden fazla nem verir.

Bizim halimiz ne mi olacak? Dert etme.


Sen nesin? Bunu asla bilemeyeceksin. yleyse salna!

"Ne kadar bilgece" diye i ekti Hasan kz okumay bitirince. "Hepimiz, zellikle biz ikimiz, gelecee ok fazla nem verdii mizden, bugnn tadn yeterince karamyoruz. Drt dizede ge ni bir dnya resmi. Devam et! Okuman blmek istemiyorum."
Sabahn ordular geceyi kovalyor, Ayaa kalk! Akn ve arabn saati ald! Nergislerin uykularn blme vakti geldi. Yeter ayaklarmn dibinde uzandn. Ayaa kalk! Sma sylyorum: Zaman geldi.

"Ne basit bir gerek" diye bard Hasan. "Gzel bir ilkbahar gn, bir kz kadehine arap dolduruyor. Baka bir cennete ne ih tiyacmz var? Ama bizim kaderimiz sultanla sava etmek ve ka ranlk planlar yapmak!" Bir sre sustular ikisi de. "Bana bir ey sylemek istiyordun" diye hatrlatt Meryem ona. Hasan glmsedi. "Evet, ama beni yanl anlamaman iin, nasl yapacam d nyorum. Yirmi yldan beri tm dnyadan zenle sakladm bu srr iimde tayorum ama nihayet birisine anlatma vakti geldiin de syleyecek sz bulamyorum..." "Giderek daha zor anlalr oluyorsun benim iin. Yirmi yldan beri beraberinde bir sr tadn m sylyorsun? Ve bu sr bu bahelerle mi ilgili? Iran krallnn k? Benim zavall gzle rim iin bunlar gereinden fazla bulank..." "Biliyorum. Sana her eyi anlatmadm mddete, hibirini kesin olarak anlayamazsn zaten. Bu baheler, kzlar, Apama ve retileri, sen ve ben - bunlarn hepsi yoktan var ettiim byk 167

Hasan tm kalbiyle glyordu ama kalbi nemliydi. "Elski dostum dnyada nelerin iyi olduunu biliyor" diye bar d. "Sabahn krnde bir bardak arap ve ayaklarnn dibinde bir gzel. Hangi erkek, hangi kral daha gzel bir ey arzulayabilir ki?" Meryem okumaya devam etti:

166

bir plann paralar. Fakat imdi hesaplanrm doru olup olmad n anlama vakti geldi. Benim iin geriye dn artk yok. Syle yeceklerimi irade etmekte ok zorlanyorum dorusu." "Her zamanki gibi beni yine artyorsun Hasan'm. Konu, se ni tm kalbimle dinliyorum." "Beni daha iyi anlaman iin nce genliinle geri dnmek isti yorum. Bildiin gibi Tus ehrinde dodum ve babamn ad Ali, Peygamber ve miras zerine yaplan tm kavgalar beni ok ilgi lendiriyor, hatta beni garip bir biimde ekiyordu, slam'n saysz savalar arasnda en ok ehit Ali'yi beeniyordum. Onu ve ai lesini ilgilendiren her ey, zlmesi gereken bir esrar perdesiyle rtl gibi geliyordu bana. Bunlarn arasnda beni en ok ilgilendi reni ise Allah'n onun soyundan Mehdi adl son ve en byk pey gamberin geleceini mjdelemesiydi. Babama, akrabalarna, arka dalarna, ksaca evremdeki herkese, Mehdi'yi bize tantacak olan iaretin ne olduunu soluyordum. Fakat bana kesin bir ey sylemekte ok zorlandklarn anladm. Hayal gcm almaya balamt: bazen o ya da bu mminde, bazen de mehur bir hemehrimizde Mehd'nin hatlarn grr gibi oluyordum. Hatta kendi kendime dncelere daldm gecelerde ok ileri gitmeye bile cret edebiliyordum. Yoksa beklenen kurtarc ben miydim?! Bu akl almaz efsane hakknda daha taza bilgi edinmek ii yanp tutuuyordum. Gnn birinde, ehrimize Amireh Zarab adnda byk bir dainin geldiini rendim. Mehdi hakkndaki her eyi bildii sy leniyordu. Ben bu adam hakknda bilgi edinmeye alrken, Ali'nin davasn pek de beenmeyen bir yeenim, bana bu p heli danin tsmaii mezhebinin bir yesi olduunu ve bu tarikatn yelerinin sofistler, serbest dnceliler ve tanrtanmazlar gibi dctvrandklann syledi. Henz yirmi yana girmemi olmama ramen, bu pheli misafiri ziyaret etmeye karar verdim. Ismail mezhebinin gerekten de serbest dncenin bir eidi olup ol madn ve Mehdi hakknda ne dndklerini bir de onun azn dan renmek istedim. Amireh Zarab bana binbir trl hikaye ile ismail mezhebini stnkr olarak anlatmaya balad. Ali'nin Mu168

harnmed'in yegane meru varisi olduuna ve Ali'nin sekizinci ku aktan torunu smail'in olu Muhammed'in gnn birinde El Mehdi adyla zuhur edeceine yeminler etti. Ondan sonra Ali'ye inanan dier mezheplerin itikatlarn anlatt, bu arada Mehd'nin smail'in soyundan gelmeyen on ikinci imam olarak zuhur edece ine inananlara lanet okumay da ihmal etmiyordu! Kiiler etrafn da dnen btn bu tartmalar ve kavgalar, bana ok acnacak ve zavall davalar olarak grnd. Hibir srrn izi bile yoktu bu anlat tklarnda. Honutsuzlukla eve geri dndm ve bir daha din kav galarna bulamamaya karar verdim. Yatlarmn birou gibi da ha basit uralarla vakit geirmeye altm. Eer bir mddet sonra Eb Nedim Zarac adnda baka bir Is mail dervii ehrimize gelmeseydi, hi phesiz bunu baaracak tm. Merakm yenemeyerek onu da ziyaret ettim. Fakat onun ha lefi olan ve bana en kk bir sr krnts bile aklamaya muvaffak olamayan da beni ylesine kzdrm ve hayal krklna urat mt ki onunla ve acnacak retisi ile alay ettim. Anlattklarnn bana en az Snnilerin iddialar kadar gln geldiini syledim. Artk hi mi hi gvenim yoktu onlara. Tm yaptklar kendileriyle konumaya alanlarn kafalarn bulandrmaktan ibaretti! Bu ekil de bir mddet hakaret ettim ona. Her an kap dar edilmeyi bek liyordum. Fakat refik beni skunetle dinliyordu. Hatta dudaklarn da honut bir glmseme grr gibi oldum. Nihayet syleyecek hibir eyim kalmad zaman konumaya balad.- mtihan ok iyi basardn gen dostum. Bunu sana sylememe msaade et. Gnn birinde ok kudretli bir da olacaksn. Evet, sen gerek Is mail retisi iin hazrsn. Fakat bana sz ver. Mezhebimize kabul edilene kadar, sana anlatacam eylerden hi kimseye bahsetme yeceksin.' Bu szler beni derinden etkiledi. Demek ortada bir sr olduu konusunda yanlmamtm. Titreyen bir sesle istedii ye mini ettim, o da anlatmaya balad: 'Ali ve Mehdi hakknda anlat lan hikyeler, Ali'yi seven ve Badat'tan nefret edem mminler iin uydurulmu hikyelerdir. Daha zeki olup da bu masallar yutmayanlara, dncelerimizi Halife el-Hakim gibi anlatmay tercih ediyoruz: Kuran sadece ve sadece hasta beyinlerin bir rndr! \ 169

unu bil ki kimse ctsla hakikatin ne olduunu bilemez. Bu yzden biz hibir eye inanmyoruz ve bu yzden her eyi yapabiliriz.' Yl drm arpma d n m t m . Peygamber bir akl hastasyd! Dama d Ali de bunlara inand iin delinin tekiydi! Ve imdiye kadar Mehdi hakknda rendiklerimin hepsi, o srlarla ve kurtarclarla dolu harika reti, basit insanlardan oluan kitleleri uyutmak iin uydurulmu bir masald! O an iin hakl olduunu sandm bir f keyle dervie bardm itiraf etmeliyim: 'Peki a m a neden? Ne d e n insanlar bylesine yanl yollara sevk ediyorsunuz?" Bana sert bir bak frlatt: Trklerin klesi olduumuzun farknda deil mi sin? Ya Badat'n onlarn tarafn tuttuunu? Ya halkn durumunu? Ali isminin kutsall sadece burada! Biz bu ismi halk sultana ve halifeye kar kkrtmak iin kullandk. Hepsi bu ite.' Azm tahta gibi kurumutu. O g n e kadar iinde yaadm byl haya! ale mi bir anda yok oluvermiti. Hastalandm. Krk gn lmle yaam arasnda gidip geldim. Nihayet ateim dt. Tekrar g c m e ka vutum. Fakat hayata dnen bu insan yepyeni birisiydi..." Hasan sustu. Derin dncelere dalmt. Bunun zerine o ana kadar gzlerini Hasan'in dudaklarndan ayrmayan Meryem bir so ru sormaya cesaret edebildi: "Fakat ey ibni Sabbah, daha nceki hocann seni bu kadar ha yal krklna uratmasna ramen neden bu kfirce dnceye bu kadar abuk balandn?" "Sana aklamaya alaym, tik da bana bir sr olay anlatm t. Hepsi de ilk bata gerek ve mantkl gibi grnyordu fakat iimde bir phe glgesinin varln hissediyordum. Anlattklar ne bilgiye kar olan susuzluumu gidermiti, ne de daha yksek bilgi basamaklarna kmak iin kullanacam yolu amt. Mant m o gze! dsturlar hayattaki tek hakikatler olarak alglamaya hazrd fakat kalbim buna raz deildi. kinci hocamn bana anlat tklar ile nereye varmak istediini hemen anlayamadm da ka bul etmeliyim. Fakat bu defa aklamalar ruhumun derinliklerinde, rktc ve bilinmeyen bir glge eklinde kald. Gnn birinde mantmn bunlar kavrayacan biliyordum. Mantm imdilik bunlar reddediyordu ama kalbim h e m e n kabul etmiti. Hastalk170

tan kalktm zaman hayatma yeni bir yn vermeye karar verdim. Elimde olan tm imknlar kullanarak, refikin bana anlattklarn anlamama veya onlarn samalklarn kavramama yardmc olacak bir bilgi seviyesine ulamak istiyordum, insanlarn bildii her eyi renmeye ve hibir eyi atlamamaya karar verdim. n m e bir frsat kmakta gecikmedi. Gentim. Dilimi tutmasn bir trl beceremiyordum. Benimle konumak isteyen herkesi, ruhumu rahat sz eden bitmez tkenmez tartmalarn iine ekiyordum. Ali'nin gizli bir mridi olarak bilinen babam korkmaya balamt. Hakkn da karlan zndklk sulamalarndan kurtulmak iin, beni Niapur'da Muvafk Edin'in medresesine yollad. Orada mehur mer Hayyam' ve o zamanlar henz ba vezir Nizam l-Mlk olmayan adam tandm... Hocamz hakknda syleyebilecek ok bir eyim yok. Bize bir ok filozoftan bahsediyordu ve Kuran' batan sona ezberlemiti. Fakat adamn tm bilgisinin bir damlas bile benim susuzluumu dindiremiyordu. Az nce adlarn andm iki kii ile tanmam, benim zerimde ok daha byk bir etki etmiti. Mstakbel vezir de benim gibi Tus ehrinde domutu ve ayn ismi tayorduk: Hasan bni Ali. Benden sekiz veya on ya bykt, zellikle mate matik ile astronomi bilimlerinde ok geni bilgiye sahipti. Fakat din sorunian, hakikati aramak, hi mi hi ilgilendirmiyordu onu. Bylece iik kez bir varl dierinden ayran uurumun farkna var dm. Grne gre imdiye dek ne Tus ehrinde oturan Ismaili bykleri hakknda bir ey duymutu, ne de kendisini lmn ei ine getiren ruhsal bir kriz yaamt. Fakat gl bir mant vard ve seviyesi hi phesiz ortalama bir talebenin ok stndeydi. mer ise bambakayd. Ailesi Nisapur'luydu ve evresinde sa kin, alakgnll bir gen olarak tannyordu. Fakat onunla yalnz konuulduu vakit, hemen ruhunun gerek rengini belli ediyordu: Her eyle alay ediyordu ve inanszd. Ruh hali son derece dei kendi. Can ok skknken bir anda son derece konukan olabili yordu, yle ki insan onun syledikleri zerine gnlerce dnebi lirdi. Sonra aniden dler grmeye balyor veya can skc biri olup kyordu. Nizam ve ben kendimizi ona ok yakn hissediyor\ 171

duk. mz her akam babasna ait bahede toplanyor ve gele cee yneiik byk planlar kuruyorduk. Yaseminler etrafa gzel kokular sayor ve gece kelebekleri ieklerin zsulann iiyorlard. Biz de allarn altnda oturarak kaderimizi yazyorduk. Daha dn gibi hatrlyorum Bir akam, nedense onlara byklk taslamak is tedim ve gizli bir smail tarikatna ye olduumu anlattm. Onlara dervilerle yaptm grmeleri ve bana anlattklarn olduu gibi aktardm. Seluklulara ve onlarn klesi halifeye kar savaan in sanlar olarak tasvir ettim onlar. aknlklarnn farkna vardm zaman ise eski dncelerimi anlatmay uygun buldum: 'Eski iran'n asil sallar olan Hsrev'in, Rstem Fidevsi'nin torunlarnn bu at hrszlar ile ibirlii yapmalarn uygun buluyor musunuz? Onlarn bayra siyah olduuna gre, bizimki de beyaz olsun. K t olan tek bir ey vardr aslnda: yabanclara tabi olarak nlerinde srnmek ve barbarla boyun emek.' Konu ok nazik oiduu iin, szlerim ikisini de derinden etkilemiti. 'Ne yapmalyz sence?' diye sormutu mer. Mmkn olduu kadar abuk st seviyelere ulamalyz. nemli bir greve gelen ilk kii dierlerine yardm etmeye mec bur olsun.' nerim holarna gitti ve kk bir tren ile anlamay perinledik." Hasan sustu. Meryem efkatle adamn zerine eildi. "Gerekten de yaamn bir masal andryor" dedi dnceli dnceli. "Ben de" diye devam etti Hasan "yirmi yl buyunca kalbimde genliimin masaln tadm. Peygamberin ailesine ve ulv srlara byk bir iman besliyordum. Yaadm ilk ve en byk hayal k rklmn yaras asla iyilemedi. Fakat bilinmezcilie kar olan eilimimi destekleyen olgular gnden gne artmaktayd. Ali taraf tarlarnn olaylara nasl bit bak alar varsa, Snnilerin de ayn ekilde bir bak alan olduunun farkna varmtm. Ve onlar kendi inanlarn nasl hararetle savunuyorlarsa, btn Hristiyan mezhepleri, Yahudiler, Brahmanlar, Budistler, ateperestler, ksaca btn kfirler de kendi grlerini ayn evkle savunuyorlard. B tn taraflarn filozoflar var gleriyle kendi dncelerinin dogru172

lugunu ispata almaktalar; kimi tek tanrya, kimi birok tanrya, kimisi de tanrnn olmadna, her eyi tesadflerin belirlediine inanyordu. smail dalerinin ulvi inanlarn giderek daha da iyi anlamaktaydm. Hakikat biz insanlar iin ulalmazdr, bizim iin hakikat yoktur. Peki ne yapmalyz? Mutlak olana ulamann mmkn olmadn idrak eden, hibir eye inanmayan kimseye, her eyi yapma izni verilmitir ve korku duymadan ihtiraslarnn peinden gidebilir. Gerekten de idrakin son noktas bu dnce miydi? Benim ilk ihtirasm renmek, her ey hakknda bilgi edin mek oldu. Badat, Basra, skenderiye ve Kahire'de bulundum. Tm bilim dallarnda renim grdm-. Matematik, astronomi, fel sefe, kimya, fizik, tabiat tarihi. Birok yabanc etil rendim, dier uluslarn gelenek ve greneklerini inceledim. smail retisi bana giderek daha yaknlaryodu... Ama o zamanlar daha gentim ve insanln byk ksmnn cehalet iinde olduu, yalanlarn pein elen gittii ve batl inanlara saplanp kald dncesi, beni son derece rahatsz etmekteydi. Bu dnyadaki grevimin insanlarn arasna hakikat tohumlan ekmek, onlarn gzlerini amak, insanl yanlglara ve karanla mahkum eden yalanclardan kurtarmak olduunu sanyordum, ismail retisi benim iin cehalete ve ya lanlara kar balattm mcadelenin bayra olmutu. Kendimi insanln kr yryn aydnlatacak bir meale olarak gryor dum. Bir kez daha derin bir hayal krklna uradm! Btn tarikatla rmz beni smail hareketinin bir mcahidi olarak karladlar, fakat liderlerine planlarmdan, yani kitleleri aydnlatp bilinlendirme is teimden bahsettiimde, balarn hayretle sallayarak bu tr ey lerden bahsetmemem konusunda beni uyardlar. Girdiim her ev den, katldm her meclisten kovuluyordum. ok ksa bir sre sonra, hareketin yneticilerinin gerei insanlardan gizlemek iin byk aba sarf ettiklerini gzledim. nk bunda kendi ahsi karlar vard. Artk kitlelere, halktan insanlara dolaysz olarak ses lenmeye karar verdim. Pazar yerlerinde, kervansaraylarda, hacla rn toplandklar tapnak glgelerinde velhasl insanlarn bir arada olduklar her yerde konumaya balyordum. Onlara bugne dek
173

inandklar her eyin yalan olduunu, kendilerini artk bu masallar dan ve yalanlardan kurtarmalar ve hakikati aramalar gerektiini sylyordum. Sonu ne oluyordu peki? Daha sylemek istedikle rimin sonuna bile gelemeden, ta ve kfr yamuru altnda ora dan kamak zorunda kalyordum. O zaman tek tek insanlarn gz lerini amann daha akllca olacana karar verdim. Birou beni ilgiyle dinliyordu. Fakat syleyeceklerimi bitirdiim zaman, kendi lerinin de bir zamanlar inanmaktan vazgetiklerini anlatyorlard. Ama sonradan tereddt iinde bocalamak ve ebedi bir aray iin de olmaktansa, salam bir dala tutunmay tercih etmilerdi. Sade ce cahil halk deil, okumu ve bilgili kiiler de ulalabilen bir ya lan, ulalamaz bir geree ye tutuyorlard. nsanlar tek tek ve ya topluca geree yneltme abalarm baarszlkla sonulan mt Aka grld zere benim iin son derece nemli olan hakikat, dier insanlar iin yle pek de nemli bir nesne deildi. Bylece kendime bitiim misyonu terk ettim ve silahlarm knla rna koydum. Btn bu bo abalar sonucu ok deerli vaktimi ziyan etmi tim, zellikle de dier iki arkadamn baanlann grnce, bu da ha da belirgin olarak ortaya kyordu. Tus ehrinden gelen ada m bir Selukiu prensinin hizmetine girmiti ve sonradan o za manki sultan Alparslan aha vezir olmutu. mer ise matematik i ve astronom oiarak n yapmt. Genliimizde yaptmz an lamaya uygun oiarak, Nizam l-Mlk kendisine devlet kasasn dan yllk iki bin altnlk maa balamt. mer'i Niapur'daki evinde ziyaret etmeye karar verdim. Yola koyuldum -tam yirmi yl nceydi bu!- ve eski okul arkadam a rap kadehleri, kadnlar ve kitaplar arasnda buldum. Grnm pek itimat telkin etmiyordu galiba. Evet, o soukkanl arkadam bile beni grnce irkilmekten kendini alamad. 'Ne kadar da de imisin!' dye bard nihayet beni tandnda, ine iplie dn msn, gne derini kaya evirmi! Grenler seni cehennem kakn sanacaklar...' Beni kucaklad ve evinde misafir olmam is tedi. Teklifini kabul ederek yaad zevk sefann iine daldm. Uzun yllardr tm dnyada kendimden gemi bir ekilde dolan174

yordum. Nihayet biraz huzurun ve gzel tartmalarn keyfini karma ansn yakalamtm. Geen zaman zarfnda tm yaadkla rmz, ruhsal dnm terim izi, edindiimiz tecrbeleri birbirimize anlattk. Sonuta ikimiz de hayrete dtk: ok deiik yollardan da olsa, birbiriyle az ok uyum iinde olar sonulara ulamtk ikimiz de. O, tabiri caiz ise kendi evinden asla uzaklamam iti. Buna karn ben dnyann hemen hemen yansn gezip dolam tm, 'inanlacak gibi deil! Bugn senin azndan dinlediklerim, bana bugne dek yaptklarmn tmnn doru olduunu ispat ediyor" diyordu srekli. Ben de ona u eklide cevap vermekten kendimi alamyordum: 'Birbirimizi bu kadar iyi anladmz g rnce, kendimi sanki gk kubbenin inkr edilemez uyumun delili olan yldzlarn vzltsn iiten Pithagor oiarak gryorum...' zellikle bir konu bizim iin vazgeilmezdi: mutlak oiana ula ma imknlar. Mutlak olan topyekn ve nihai bir biimde idrak etmek imknszdr' diyordu nk duyularmz bizi aldatmaktadr. Fakat onlar dmzda olar eylerle mantmzn kavradklar ara sndaki yegane araclardr." - Sylediklerin Demokit ve Pithagor'ur syledikleri ile birebir akyor' diye belirttim. 'Bu yzden insanlar onlan daima tanrszlkla sulandlar. Fakat onlara masallar anlatan Platon'u ba tac ettiler.' - 'Kitleler her zaman byledir di ye karlk verdi mer. 'Belirsizlikten her zaman korkarlar, bu yz den ak bir yalan ulalmaz gereklere ye tutarlar. Hele bu ya lanlar ne kadar ulvi ve yksek olurlarsa, deerleri de o kadar artar. Buna kar yapacak hibir ey yok. KJtieiere peygamberlik etmeye kaikan birisi, onlara ana-babalann ocuklarna davrand gibi dav ranmaldr. Masallar ve bo hayallerle beslemelidir onlar. Bu ne denle de gerek bilgeler, her zaman kitlelerden uzak durmay yelerler.' - Fakat Muhammed kitlelerin iyiliini istiyordu!' - 'Evet evet, o insanlarn iyiliini istiyordu ama onlarn sonsuz aptallklar nn da farkndayd. Onlara ok acd iin, bu ve br dnyada ekecekleri aclarn bedeli olarak cenneti vaat etmiti' - 'Peki sen ce Muhammed neden sadece masallar zerine kurulu bir reti uruna binlerce insann lmesine msaade etti?' - 'Sanrm daha da sefil nedenler yznden birbirlerini nasl olsa ldreceklerini \ 175

biliyordu. Onlarn dnya zerinde iyi-kr mutlu olmalarn isti yordu. Bu iin stesinden gelebilmek iin de, ba melek Cebrail ile grt yalann uydurdu. Aksi takdirde kimse ona inanmaz d! Ve lmden sonra tm gzellikleriyle cenneti vaat etmesi, ona inananlar gl ve yenilmez klyordu!' - 'Bana kalrsa' diye de vam ettim bir sre dndkten sonra 'gnmzde artk hi kim se sadece cennet vaat ediliyor diye mutlulukla lme gitmez.' 'Halklar de yalanrlar' diye cevap verdi bana. 'nsanlar cennet fik rine altlar ve eski duygular uyanmyor artk ilerinde. Sadece yeni bir eye inanmaktan korktuklar iin bu dnceyi bir kalp olarak kabul etmeyi ye tutuyorlar.' - 'Demek ki sen gnmzde peygamberlik etmek isteyen birisinin, cennet vaadi ile hibir ey elde edemeyeceini dnyorsun!' mer glmsedi: 'Kesinlik le yle. nk nasl solmu bir lle bir daha canlanmazsa, snm bir meale de bir daha yanmaz. Halk kk dnyasnn kendi k k mutluluklarn yeterli bulmaktadr. Eer insanlara bu dnyada ki yaamlar esnasnda cennettin kaplarn amann bir yolunu bu lamazdan, peygamberlik etmekten peinen vazgesen daha iyi olur,' Bu szleri dinler dinlemez arplma dndm. mer akadan sylemi bile olsa, ruhumu kasp kavuran bir ate yakmt. Evet, milletler gerekten de masallar ve haya! mahsulleri iinde yayor lar ve etraflarn evreleyen karanl seviyorlard. Bir anda kafam da bir plan belirdi. Dnya buna benzer bir ey grmemi ve duy mamt: insanlarn krlklerini son snrna kadar kullanacaktm! Onlarn srtlarna basarak kudretin en st seviyelerine ulaacak, kendimi dnyann kalan ksmndan bamsz klacaktm. Masala vcut bulduracaktml Efsaneyi gerek yapacak ve tarihin onu uzun sre unutmamasn salayacaktm. nsanlar zerinde byk bir de ney yapacaktm!" Hasan Meryem'i kenara iterek ayaa frlad. Havuzun etrafnda bir lgn gibi dnmeye balad. Meryem onu bu halde daha nce hi grmemiti. Delirmiti sanki! Nihayet szlerinin manasn kav ramt. Korku dolu bir sesle sordu: "Ya sonra? Sonra ne yaptn?" 176

Hasan bir anda durdu. Tekrar kendine gelmiti. Dudaklarnda alaya ve muzip bir glmseme belirdi. "Ne mi yaptm?" diye tekrar etti. "Masallar geree dntr menin yollarn aratrdm. Sonunda da Alamut'a geldim. Masal gerek oldu. Cennet yaratld ve ziyaretilerini bekliyor." Meryem ona bylenmi gibi bakyordu. Yavaa konumaya balad: "Sen belki de seni tasavvur ettiim gibisin..." Hasan neeyle gld: "Peki neyim ben? Kendimi biraz mecazi olarak tasvir etmeme msaade et: Korkun bir cehennem hayalcisi!" Garip bir biimde glmeye balad: "phesiz bu beni ok gu rurlandryor" diye ilave etti. "Artk niyetimi bildiine gre, sana kesin talimatlar verme vakti geldi. Cennet sakinlerinden birisi ge len ziyaretilere gerek kimliini ifa ederse, lmle cezalandrla cak. Sen de kimseye bir ey sylemeyeceksin. stisna tanmayaca m. Beni anladn umarm. Kzlara ulv sebepler yznden ger ekten cennetteymiler gibi davranmalar gerektiini anlat. imdi lik grevin bu. Kendini buna hazrla; ve yarn akam beni tekrar burada bekle. O zamana kadar iyi geceler!" Kz efkatle kucaklayarak pt ve hzl admlarla uzaklat. Adi kydaki kayn yannda bekliyordu. Hasan kaya bindi ve emretti: "Apama'ya!" Eski sevgilisi, dierine tpatp benzeyen bir kkte bekliyordu Hasan'. Kadn yerinde duramyordu. Bazen kibirli tavrlarla yastkla rn zerine uzanyor, bazen de sabrszlna yenik derek odada bir ileri Bir geri dolanyordu. Devaml kapya bakyor, kendi kendi ne konuuyor, fkeleniyor, grnmeyen bir dinleyiciye e!-kol ha reketleri ile destekledii yzlerce sebep anlatyordu. Hasan onu grd zaman, dudaklarnda beliren alayc g lmsemeyi zorlukla bastrabiidi. Cafcafl bir makyaj yapmt Apama. Boynuna, kulaklarna, kollarna ve bacaklarna, ksacas gr nrde olan her yerine mcevherler takmt. Salarnda ise prl pv 177

rl parlayan elmasl bir toka gze arpyordu. Sanki otuz yl nce, doulu bir prensi kabul etmeye hazrlanr gibi sslenmiti. Fakat o zamanlarn Apama's ile bu gnk arasnda ne kadar byk bir fark vard! Onu dolgun ve sk etli, harika vcut hatlanna sahip bir kz olarak hatrlyordu; ama imdi bir deri bir kemik kalmt. Tm vcudu sarkm ve kn kr olmutu. kk yanaklarn ayn du daklar gibi gz alc knruz bir renge boyamt. Salar, kalan ve kirpiklerine simsiyah srmeler srmt. Hasan ona baknca et ve kemikten yaplan her eyin gelip geiciliini grr gibi oldu. Kadn aceleyle misafirinin elini pt ve onu yanndaki yasta buyur etti. Sonra da sitem dolu bir sesle konumaya balad: "On dan geliyorsun yine! Eskiden dinlenmeme bile frsat vermezdin!" "Samalama!" Hasan honutsuzlukla alnn krtrd. "Seni nemli bir sebep yznden arttm. Gemii rahat brakalm, onu hi kimse elimizden alamaz." "Belki de gemiinden pimanlk duyuyorsun?" "Bunu hi syledim mi?" "Hayr. Fakat..." "Fakat yok. Syle bana, her ey hazr m?" "Her ey emrettiin gibi." "Baheye yaknda ziyaretiler gelecek. Sana tamamyla gven mek istiyorum." "Rahat olabilirsin. Beni iine dtm derin sefaletten kurtar dn asla unutmayacam." "Pekl. Kzlarn durumu nasl?" "O aptal kazlara elimden gelenin en iyisini retmeye altm." "yi." "Sana bildirmek istediim bir ey var. Bunu grevim olarak ad dediyorum. Hadmlarnn ok gvenilir olduklanndan kukuluyum." Hasan gld. "Her zaman ayn terane. Bakasn bilmiyor mu sun?" "Onlarn tamamen gvenilmez olduklarn sylemiyorum. Sa na ihanet edemezler, nk senden ok korkuyorlar. Fakat bazlannn erkekliklerinin tamamen yok edilmediinden pheleniyorum!" Hasan daha da neelendi: 178

"Kendi zerinde mi denedin?" Apama rencide olarak geri ekildi: "Bunu nasl dersin bana! O kpeklerle ha!" "Bu garip kanya nasl kapldn?" "Kzlarn etrafnda dnp duruyorlar ama bence sadece yap malar gereken grevleri yznden deil. Benden hibir ey gizleyemezler. Onun dnda..." "Evet?" "Bir keresinde Mustafa bana uzaktan bir ey gsterdi." Hasan sessizce glmeye balad. "Deli olma. Sen ihtiyarsn ve gzlerin artk uza seemiyor. Seninle alay etmek iin orasna bir ey balam olmal. Yoksa hl grnnn insann ehvetini kabarttn m dnyorsun?" "Beni kryorsun. Sadece kzlarla yatmalarn istemiyorum." "Kzlarn tek bildii de bu deil mi?" "Aralarnda bir tanesi var ki belki onu sen istersin diye syle mitim..." "Hadi hadi, artk yalandm grmyor musun?" 'Tepeden trnaa srlsklam k olacak kadar da yal deilsin!" Hasan son derece elenmekteydi. "Eer bu gerek olsayd beni tebrik edebilirdin. Maalesef ben kendimi snm bir yanarda gibi hissediyorum." "Sakn yanlma! Fakat hakl olduun bir ey var. Senin yandakilerin daha olgun kadnlara ihtiyac vardr." "Apama gibi birisine yle mi? Ah eski sevgilim! Ak ile kzart ma birbirlerine benzer: Diler yalandka kuzunun da giderek genlemesi gerekir." Apama'nn gzleri yalarla doldu. Fakat zntsn cesaretle gizledi ve devam etti: "Neden sadece bir tek kadna bal kalyorsun? Bilgeliin ne sylediini bilmiyor musun? Sk deiiklik erkei zinde ve istekli tutar. Peygamber bunun en iyi rneklerinden biriydi. Son ykan mzda bu gen bldrcnlardan birisini iyice inceledim. Vcudu son derece salkl ve gzel. Hemen aklma sen geldin. Kz daha on drdnde bile deil..." \ 179

"... ve ad Halime. Enliyorum biliyorum. Sen daha suratn bile grmeden ben onu kollarmda tamtm. Daha buraya getirildii gn onu Adi'ye teslim eden bendim! Fakat unu unutma; o bldr cnlardan bir tanesi bile benim gibi yal bir adamn midesine oturur!" T e k i neden h e p ayns olmak zorunda? Ondan bkmadn m hl?" Hasan iinden gld. "Akll bir a d a m bir keresinde yle sylemiti: Perhiz yapmak faydaldr. Her gn bir dilim yulaf ekmei, itahn cennet yemile rinden daha fazla aacaktr." "O ukala cahilden eninde sonunda bkacaksn nasl olsa!" "St ve bal renginde bir ten, bu durumda en yksek bilgiye benzer." "Bir defasnda bana beraber yaadmz ay zarfnda, tahsil ile geirdiin on yldan daha fazla ey rendiini sylediini ok iyi hatrlyorum." "Tahsilin genlie, elencenin de yalla ihtiyac vardr..." "Onda seni bu kadar etkileyen ne olduunu syle bana!" "Bilmiyorum, belki de kalplerimiz birbirine az da olsa uyumlu olduundan." "Bunlar sadece beni krmak iin sylyorsun!" "Bunu aklmdan bile geinmedim." "Asl imdi krdn beni!" "Hadi hadi. Bu yanda kskanlk yapyorsun!" "Kime diyorsun bunu? Ben! Ak rahibesi Apama! prensin, yedi veliahdn, bir mstakbel halifenin n n d e diz ktkleri Apa ma m kskan? Bir at suratly, bir clz turnay m kskanacam?" Sesi hiddetten titriyordu. Bunun zerine Hasan unlar syledi: "Hayatim, btn bunlarn zerinden otuz yldan fazia zaman geti. Artk azn tamamen disiz, bir deri bir kemiksin, cildinin rengi solmu..." Apama nefes almaya alt. "Ya sen? Daha yi grndn m sanyorsun?" "Allah beni byle yanlglardan saklasn! Aramzda bir tek fark var: ben ihtiyarm ve bunu kabul ediyorum; sen de ihtiyarsn a m a bunu kabul etmiyorsun." 180

"Buraya sadece benimle alay etmek iin mi geldin?" Yanaklarndan yalar akyordu. "Kesinlikle hayr eski sevgilim. Mantkl ol biraz. Tecrbene ve bilgilerine ihtiyacm olduu iin arttm seni Seni derin sefaletinin iinden ekip aldm zaman Sylemitin bunu bana. Ben bir varl srden ayrt eden mezi yetleri her zaman takdir etmiimdir. Senin de ak ilerindeki bilgi ve becerine byk hayranlk duyuyorum. Ve sana sonsuz gven duyuyorum. Daha ne istiyorsun?" Hasan iin iin glmeye d e v a m ederken, Apama alamaya devam ediyordu. "Niye bu kadar ihtiraslsn?" Apama gz ucuyla Hasan'a bakt. "Ne yapaym" diye itiraf etti. Hasan'in boynuna sarld. "Ben de byleyim ite." "O zaman brak da sana yakkl bir zenci gndereyim." Rencide olmu bir tavrla elini sallad. "Haklsn. Ben ok ihtiyar ve irkinim. Fakat gelip geen gzel eyler iin ne kadar ok ac ektiimi sana asla tarif e d e m e m . " Hasan tekrar ciddi bir sesle konumaya balad: "Misafirlerin karlanmalar iin kkleri hazrlayacaksn. Her ta rafn itinayla silinmesini ve temizlenmesini sala. Ve kzlarn geve zeliklerine dikkat et. Olup bitenden haberdar olmalarn istemiyo rum. Yarn akam buraya bir daha geleceim. O zaman sana kesin talimatlar vereceim. Benden bir istein var m?" "Hayr efendim. Sana teekkr ederim. Gerekten de bir kez olsun brn d e n e m e k istemez misin?" "Hayr teekkr ederim. yi geceler." Meryem geri dnerken kalbi huzursuzlukla dolmutu. Hasan ona bu akam bir anda alabileceinden ok daha fazlasn anlat nt. fakat baz eyleri kavrayabiliyordu: Korkun bir mantk i bandayd. Ona g r e dnya zerindeki her ey, insan ve hayvan, canl ve cansz yaratklar, byk bir oyun iin hazrlanm dekorlar dan bakas deildi: Karanlk bir hayaletin vcut bulmas. Bu ruhu sevmekle beraber, ondan biraz da korkuyor hatta nefret ediyordu.

181

Aniden birisine alma ihtiyac hissetti iinde. Yreinde ktlk bulunmayan birisiyle birka kelime konumaya ihtiyac vard. Halime'nin yatana giderek yan karanlkta onu seyretti. Kzn uyur numaras yaptnn farkna varmt. "Halime!" diye fsldad ve yatan kenarna oturdu. "Hadi, uyumadn biliyorum. Bana bak." Halime gzlerini aarak zerindeki rty yana itti. Pembe gleri heyecanla inip kyordu. "Ne oldu?" diye sordu korku dolu bir sesle. "eneni tutabilir misin?" "Evet Meryem..." "Bir mezar kadar sessiz olacak msn?" "Bir mezar kadar." "Seninle konutuumun farkna varrsa ikimizin de kellesini uurtur. Sultann ordulan kaleyi kuatacaklar." Halime alak sesle bard. "Bizim halimiz ne olacak?" "Yava! Seyduna bizi koruyacak. Bu andan itibaren her trl itaatsizlik lmle cezalandrlacak. Bizi zorlu imtihanlar bekliyor; bunu bilmelisin. Eer sana sorulursa, kim olduumuzu ve nerede bulunduumuzu asla sylemeyeceksin." Kz iki yanandan pt ve yataa geri dnd. Gece boyunca ikisi de gzlerini krpmadlar. Meryem kafasna sanki tonlarca arlkta talar dm gibi hissediyordu kendisini. Kinat bir ban srtnda denge durumundayd sanki. nlerinde ki gnlerde acaba hangi tarafa doru devrilecekti? Buna karn Halime'nin iini ho bir duygu kaplamt. Btn yaam ne kadar da gzel bir macerayd! Trkler kaleyi muhasara edeceklerdi, Seyduna da kimse bir ey grmeden ve duymadan onlar mdafaa edecekti. Ve buna ramen korkun bir tehlike on lar bekliyordu. Her ey ne kadar da garipti: Garip ve gzel!

VII
Fedai adaylar, sabahn ok erken bir saatinde hocalarnn eli inde kaleyi terk ettiler. Kusursuz iki sra halinde nce asma kp ry, sonra da boaz drtnala atlar. Atlarn derenin olduu ta rafta srenler, uurumdan sadece iki ayak uzaklndaydlar. Fakat geen zaman zarfnda hepsi de ok iyi birer svari olmulard, tehlikede olup olmadklann gzlerinin ucuyla bile olsun kontrol etmeye gerek grmediler. Vadiye ulatklarnda Minuehr onlara yumuak eimli bir ya macn dibinde durmalarn emretti. Delikanllarn heyecanlar had safhadayd. Duyduklar korku atlanna da bulamt, hayvanlar hu zursuz huzursuz kiniyorlard. Bir sre sonra Ebu Ali ile Da bra him de onlara katldlar. Ebu Ali yzba ile birka kelime konu tuktan sonra atn tepenin bana doru srd. Etraftan t km yordu. Birden Minuehr yksek bir sesle delikanllara bir emir ver di. Svariler bir anda etrafa daglverdiler. Zor ve kank hareketle ri pe pee yapyorlar, birbirlerine hcum ediyorlar, geri ekiliyor ve tekrar hcuma kalkyorlard. Bu arada son derece dzgn gruplar oluturmulard ve dzenlerini asla bozmuyorlard. Tepe nin banda bulunan Ebu Ali uzun tyl kk atnn zerinde aa da olup biteni izliyor ve dier dalere grlerini bildiriyordu. "Minuehr onlar iyi eitmi, buna hi phe .yok. Fakat bu Trk usul sava tekniinin, bizim dalk blgemizde ie yarayp yaramayaca beni biraz dndryor. Eskiden biz tek bamza saldrr, nmze kan klcmzla alaa eder ve sonra bir anda dalverirdik. Bu ekildeki iki- saldrdan sonra dman tama men tahrip olurdu." Fakat delikanllar bir sonraki denemede saldr tekniklerini de itirip teke tek dv usuln uygulaynca, Ebu Ali'nin gzleri hayranlkla parlamaya balad. Honutlukla sakaln svazlyordu. 183

182

Atndan indi, dizginleri eline alarak yamatan aa yrd. Aalarn altndaki ardan glgesine bit hal serdirerek zerine rahata kuruldu. Dier dafler de onu takip ettiler. Yzba ikinci bir emir verdi. Talebeler atlarndan indiler ve cppelerini kardlar. zerlerinde sadece hafif zrhl gmlekleri kalmt. Mzraklarn yere koyarak kalkanlarn! ve ciritlerini aldlar. Artk sava yeteneklerini sergileme vakti gelmiti. Delikanllar ellerindeki hedef tahtalarn belli uzaklklara koyarak oklarn frlat maya baladlar. !bni Tahir ve Sleyman'n on atndan bir tanesi olsun hedefini amad. brleri de ok baarl sonular elde etti ler. Sonra da sra cirit atmaya geldi Balangta Byk Dat'ler ze rinde kt bir etki brakmaktan korktuklar iin biraz, tutuk davran yorlard ama hocalannn yzlerindeki glmsemeyi grnce cesa retleri yerin* geldi ve birbirlerine meydan okumaya baladlar. Herkes elinden gelenin en iyisini yapmak istiyordu. Bu sefer Yusuf hepsine stn gelmiti. Fakat harcad abadan dolay kpkrmz kesilen Sleyman pes etmeye niyetli grnmyordu. "Daha ok yemek yemelisin" diye alay etti Yusuf. "Biraz zayf kalmsn!" Sleyman dudaklarn srarak ciridi savurdu. ok iyi bir at ol masna ramen Yusuf un ciridine yaklaamamt bile. Bir sonraki denemede Yusuf kendi rekorunu krd. "Fevkalade" dye takdir etti onu Ebu Ali. Fakat kl msabakasnda Sleyman'a rakip dayanmyordu. Msabakalar karlkl mcadele eklinde geiyordu. Galip gelen bir .sonraki karlamaya katlmaya hak kazanyordu. Ibni Tahir n ce beyde'yi, sonra da Ibni Vakkas' yendi. Fakat Yusuf'un ac kuvvetine kar koyamad. Buna karn Sleyman tm rakiplerini alt etmiti. Sonunda tekrar Sleyman ile Yusuf kar karya kald lar. Sleyman kalkann yukar kaldrd; gzleri rakibini alayl bak larla szyordu. "iiildi gster bakalm nasl bir kahraman olduunu!" diye meydan okudu Yusuf'a. "Acele etme" diye karlk verdi Yusuf. "Daha az nce cirit at nda grdk ne kadar marifetli olduunu..."
184

Msabaka balad. Yusuf rakibinin kendisinden daha stn ol duunun gayet iyi farkndayd. Bu nedenle ac kuvvetini kullana rak, durumu kendi lehine evirmek niyetindeydi. Kkreyen bir as lan gibi rakibinin zerine saldrd. Fakat Sleyman bacaklarn iki yana aarak, hemen hernen hi kmldamadan hcumu baaryla savuturdu. ok iyi hesaplanm bir sray ite Yusuf'u aldatmay baard. Yusuf korunmak, iin kalkann kaldrnca, Sleyman'n kl c gsn koruyan ince zrha yavaa dokundu. Talebeler ve hocalar Yusuf un suratndaki hiddetti ifadeye gl mekten kendilerini alamadlar. "Cesaretin varsa tekrar deneyelim!" diye bard Yusuf. "Bu defa elimden kurtulamayacaksn." Minuehr mdahale etmek istedi ama Ebu Ali bir iaret ile onu durdurdu. Kllar tekrar arptlar. Yusuf taktii gerei rakibinin zerine bir boa gibi saldrd bir daha. Sleyman ise onu gln hale drmek iin elinden geleni yapyordu. Etrafnda srekli dans ediyor, bir o yana, bir bu yana srayp duruyordu. Sonra ani den imek hzyla bir hamle yapt ve klcnn ucu bir kez. daha za vall Yusuf'un kalkannn altndan, gsnn ortasn buldu. Seyirciler galibi cokulu alklarla kutladlar. Bu arada Ebu Ali de ayaa kalknt. Genlerden birisinin kalkann ve klcn alarak Sleyman'a meydan okudu. Tm gzler onlara evrilmiti. Ebu Ali yal bir adamd, Sleyman'n tek bir hcumuna bile kar koymas imknsz gibiydi, Sleyman aknlkla yzbaya dnd. "Sana emredileni yap!" dedi yzba. Hl kararsz olan Sleyman yerini ald. " "Zrhmn olmamasna nem verme delikanl!" dedi Ebu Ali ona alakgnlllkle. "Sadece formda olup olmadm anlamak istiyorum." Bu szlerden sonra klcn Sleyman'n kalkanna doru savur du. Aka grlyordu ki Sleyman ne yapacana hl karar ve rememiti. "Niye tereddt ediyorsun? Saldr hadi!" diye cesaretlendirdi onu Byk Da. Sinirlenmeye balamt. 185

Delikanl hcum etmeye hazrland ama daha kmldar kmlda maz klcnn elinden utuunu hissetti. Ebu Ali'nin cppesinin al tndan gzken kolu, neredeyse bir ocuk karas kadar kalnd. Seyirciler arasnda hayret dolu bir mrlt doland. Ebu Ali sinsi ce glmsedi: 'Bir daha d e n e m e k ister misin?" Bu defa Sleyman ii en bandan ciddi tutmaya karar vermiti. Kalkann neredeyse gzlerine kadar kaldrarak rakibini g z l e m e y e balad. Ebu Ali ateli delikanlnn hcumlarna baaryla kar ko yuyordu. Sonra da kendisi bir dizi saldrda bulundu. Sleyman bir yandan geri ekilirken, bir yandan da birka cretkr hamle yapt. Fakat yal adam btn hamleleri engelledi. Sonunda da beklen medik bir darbe ile ikinci kez delikanlnn klcn elinden drd. Ebu Ali tatmin olmu bir glmseme ile klla kalkan sahibine geri verdi ve bard: "ok iyi bir kl ustas olacaksn Sleyman. Ama nce benim gibi elli sava geride brakmay beklemen lazm." Minuehr'e el sallad. Kazand zaferden dolay gurur iindey di. Sonra da n n d e iki sra halinde duran talebelere dnd: "imdi de bana iradenizin glenip glenmediini gsterin bakalm. Hocanz Abdimelik seyahatte olduu iin onu ben tem sil edeceim." Talebelerin n n e geerek onlan souk baklarla szd: "Nefesinizi tutun!" Baklar talebelerin zerinde geziniyordu. Ksa sre sonra bo ulma belirtileri ba gsterdi: boyun ve akaklardaki damarlar ga rip biimde kabarmlar, gzler ileri frlamlard. Delikanllardan biri arkaya devrildi aniden. Ebu Ali onun yanna gitti. Tekrar nefes almaya baladn grnce memnuniyetle glmsedi. Dierleri de teker teker yere ylmaya baladlar. Ebu Ali dailere ve yzba ya bakt: "Olgun armutlar gibi dklyorlar" dedi neeyle. Sonunda tanesi ayakta kald: Yusuf Sleyman ve bni Tahir. Byk Da onlara yaklat; dikkatle burun deliklerini ve azlarn incelemeye balad. 186

"Gerekten de nefes almyorlar. Fevkalade!" dedi yavaa. O anda Yusuf sallanmaya balad. n c e dizleri bkld sonra da boylu boyunca yere serildi. Yere der dmez gzlerini at aknlkla etrafna bakmyordu. Sleyman ise yeni kesilmi bir aa kt gibi devrildi yere. ibni Tahir hl direniyordu. Ebu Ali ve Minuehr sessizce birbirlerine baktlar. Sonunda bu cesur deli kanl da sallanmaya balad. Ebu Ali tam dier imtihanlara balamaya hazrlanrken kaleden drtnala bir haberci geldi ve Byk n d e r i n vakit geirmeden kendisini grmek istediini bildirdi, imtihanlar leden sonra ka lede devam edecekti. Byk Da at bin emri verdi ve birliin n n d e atn drtnala kaleye srmeye balad. Talebeler sabahn erken saatlerinde kaleden aynldklan srada, ku lenin tepesindeki muhafz yabanc bir haber gvercininin yakla makta olduunu grd. Aceleyle bu ile ilgili muhafzlara seslen di. Adamlar yaylarn gererek beklemeye baladlar. Fakat gver cin kendi kendine kuleye konduu iin onu vurmalarna gerek kal mad. Sa ayana bir ipek paras sarlmt. Haberci ba aceleyle Byk nder'in kkne kotu ve gvercini orada beklemekte olan Hasan'n zel muhafzlardan birine verdi. Muhaliz haberi alarak Hasan'a okumaya balad: "ismaillerin nderi Hasan bni Sabbah'a selam! H e m e d a n Emiri Arslanta byk bir ordu ile bize hcum etti. Rudbar'n batsn daki kaleler ona teslim oldular. Biz se glkle hazrlk yapabile cek zaman bulabildik ve Trk svarilerinin hcumlarn nleyebildik. imdi ise Alamut zerine yryorlar. Bizim zerimize ise ka leyi ele geirmek amacyla byk bir ordu yrmektedir. Emirleri ni bekliyorum. Yazan: Buzruk mid." "Gvercini habercim Rudbar'a ulamadan nce gndermiler" diye belirtti Hasan. "Yahut Trkler haberciyi yakaladlar. Demek oyun balad!" Sknetle glmsedi. "Keke genler fedalie kabul edilmi olsalard!" diye i ekti.
i

187

Kk bir kutudan gvercini)) ayana sanl olana benzer bir para ipek kard. zerine Buzruk m i d e hitaben bir emir yaza rak hayvann ayana sard. Hemen buraya gelmesini emrediyor du Rudbar kalesi kumandanna. pek parasn Rudbar gvercinle rinden birisine balamak zereyken, ona tyl bir haberci daha getirdiler. Bu defa grtlana nbetinin oku saplanmt. Hasan kuun ayana inli haberi okumaya balad: "Ismailflerin nderi Hasan Ibni Sabbah'a selarn! Emir Kzl Sank Huzistan ve Horasan'da toplad tm kuvvetler ile zerimize y rmektedir. Kk kaleler teslim oldular ve mminler Zur Gurnba d a n a snmak zorunda kaldlar. Dman bizi muhasara etti. Hava ok scak ve su ktl ekiyoruz. Yiyeceimiz de yeterli deil. Ka lenin savunulmas iin emir verdim ama olun Hseyin, serbest gei karlnda kaleyi teslim e t m e m i z iin askerleri kkrtyor. Acil emirlerini bekliyorum. Yazar: Hseyin Alkeynl." Hasan'n surat kapkara kesilmiti. fkeyle dudaklarn sryordu; tm vcudu tir tir titremeye balamt. lgn gibi odann iin de dolanmaya ve bagnnaya balad: "Olum olacak alaa bak! Onu zincire vuracam! Onu kendi ellerimle boacam!" Byk Da odaya girdii zaman tek sz sylemeden mektupla r ona uzatt. Ebu Ali haberleri merakla okudu. "Mantm bu iki kale iin yaplacak bir ey kalmadn syl yor" dedi sadece. "Ama sen kesinlikle br eyler dnmsndr ve sana gveniyorum." "Pekl!" diye cevap verdi Hasan. "Hemen Rudbar ve Zur Cumbadan kalelerine haberciler yollayacam. Olum olacak haini ve memnun olmayanlarn tmn zincire vurup a ve susuz zin dana atsnlar. brlerinin sonuna kadar dmana kar koymalar n emrediyorum." Aceleyle emirleri ipek paralarna yazd. Hasan ve Ebu Ali ken di elleriyle mesajlar hayvanlarn ayaklarna baladlar ve kulenin tepesinden salverdiler. Tekrar odaya dndklerinde Hasan Byk Da'ye dnd: "Artk talebelerin fedalie kabul edilmeleri gerekiyor. Onlar 188

zerlerine kudretimizin kalesini ina edeceimiz birer kayadrlar. mtihanlarda baarl oldular m?" "Dorusu delikanllar ok beendim" dedi Ebu Ali. "Minuehr ve Abdlmelik onlardan hakiki birer asker yapm." "Ah! Keke Buzruk mid de burada olsayd" diye homurdand Hasan. "Size nasl bir srpriz hazrladm yaknda greceksiniz!" "Nihayet! Merakm ok uzun zamandr dizginlemek zorunda kalyorum dorusu" dedi Ebu Ali glerek. mtihanlara ikinci namazdan h e m e n sonra devam edilmesi karariatmlmt. Talebeler ve hocalar y e m e k salonunda toplandlar. Ebu Ali saiona girer girmez szl imtihanlar balad. Byk Dat'deki deiiklik herkesin dikkatini ekmiti. Duvarn dibindeki yastklara yerlemiti. Bo bo n n e bakyor ve talebelerin ce vaplarn yanm yamalak dinliyordu. Ebu Soraka genlere Ismail tarihi hakknda sorular sormaya balad. Talebeler sorularna ksa ve kesin cevaplar veriyorlard. Grne g r e her ey sabahki gibi iyi gidecekti. Ama Ebu Ali bir anda ayaa frlad ve kendisi sorular sormaya balad. "Kt!" diyordu istedii cevaplan alamad zaman. Ebu Soraka her soruyu doru olarak cevaplandran Ibni Tahir'de oyaland biraz. "Devam!" dedi Byk Da sabrszlkla. "Bu delikanlnn kafas nn altn anladk. Biraz da tekileri dinleyelim bakalm!" Cafer ve beyde kendilerine sorulan sorulardaki tuzaklara he men dtler. Ebu Soraka sonunda Sleyman'a dnd. Ebu Ali sakaln svazlyordu. Sleyman sorulara ksa ve ikna edici cevaplar veriyordu, sanki sylediklerinin hepsi doruydu. Ama tm cevaplar istenilenden ya ok ksayd, ya fazla basitti, ya da yanlt. "Hakikatleri klcn kullandn kadar iyi kullanamyorsun deli kanl!" dedi Ebu Ali ban sallayarak. "Bir fedanin ruhu asla yanl yapmamal," Sleyman hayal krkl iinde yerine geti. Nihayet sra YusuFa geldi. Talebeler onun iin zlmekle bera189

ber iin iin glmekten de kendilerini alamyorlard. Ebu Soraka onun iin ok basit bir soru hazrlamt: Ali ile smail arasndaki imamlarn isimlerini sordu ona. Fakat Yusuf'un akl ok karmt. Henz nc imama gelmiti ki tkanp kalverdi. ehit Ali'nin sakal adna!" diye bard Byk Da fkeyle. Byle bir cehalet karsnda ne yapacam bilemiyorum.' Ebu Soraka diriden ok lye benzer bir ekilde kesine eki len Yusufa yiyecekmi gibi bakyordu. Sonra da El-Hekim onlar imtihan etti. Hekim, bu maceradan kolaylkla syrlmay baard. Ebu Ali'nin felsefe ve insan yaradl hakknda pek az ey bildiinin farkndayd. Gerekten de Byk Da verilen tm cevaplar karsnda -ister eksik, isterse yetersiz ol sunlar- beeniyle ban sallyordu. Corafya imtihannda ise hepsi ok baarlydlar; yzba honut bir glmseme ile onlar kutlad. Gramer, matematik ve metrik de, corafya mtihan kadar abuk sonuland. Fakat din bilgisi konusuna Byk Da daha fazla za man ayrmay tercih etti. Bu konuya byk nem veriyordu. bra him ak ve anlalr sorular soruyor, genellikle de tatmin edici ce vaplar alyordu. "Pekl, adaylanmzn hangisinin doutan zeki olduunu an lamaya alalm bakalm" diye araya girdi Ebu Ali. "Yusuf, byk cirit stad syle bakalm, Allah'a hangisi daha yakn? Ba melek Cebrail mi, yoksa peygamber mi?" Yusuf ayaa kalkt fakat etrafna mitsiz baklar frlatmaktan baka bir ey gelmiyordu elinden. Ebu Ali onun etrafnda oturan lara ayn soruyu yneltti. Birisi peygamber dedi, br de ba melek. Fakat her ikisi de iddialarn en kk biimde olsun ispat lamaktan ok uzaktlar. Ebu Ali kt kt srtyordu. "Arkadamz ibni Tahir sylesin bir kez de" dedi sonunda. ibni Tahir ayaa kalkt ve sakin bir sesle konumaya balad; "Ailah Muhammed'e grevini bildirmek iin ba melek Cebra il'i bizzat yollad. Allah eer Muhammed'i dier tm varlklardan farkl klmak istemesiydi, rahatlkla meleini grevlendirebilirdi. Fakat bu esiz emsalsiz grevi Muhammed'e vermek istedii iin 190

bunu yapmad. Bundan dolay Muhamued ister istemez cennette Cebrail'den daha yksek bir mevkie sahip olacaktr." "te doru cevap bul" dedi Ebu Ali. "Bize bunu da akla: Peygamber ile Seyduna arasnda ne tr bir benzerlik mevcuttur?" bni Tahir glmsedi. Biraz dndkten sonra cevap verdi: "Peygamber ile Seyduna arasnda, byk ve kk kardeler ara sndaki ilikinin ayns mevcuttur." "Doru, Ama hangisi mminler zerinde daha gl bir etkiye sahiptir?" "Seyduna. nk cennetin anahtarlarn elinde o tutmak tadr." Ebu Ali ayaa kalkt. Dierleri de hemen onu izlediler. Ebu Ali bir sre talebeleri inceledikten sonra konumaya balad: "Hamama gidip ykann. En temiz gsterili elbiselerinizi giy melisiniz. Sevinin. Yaamnzn en nemli an ok yakn. Yats na maznda fedalie kabul edileceksiniz." Dudaklarnda gizli bir glmseme olduu halde hafife eildi ve hzl admlarla salonu tene etti. Kaleye atn drtnala sren bir haberci gelmiti. Rey'den kmt yola. Metsufer tarafndan takviye olarak gnderilen svari birlii nin yola ktn bildirdi Hasan'a. Ayn anda kaleye gelen bir ke ifi, Trklerin nclerinin yaklatn haber verdi. Kaleye doru sratle yol alyorlard. Gece bitmeden, en iyi ihtimalle afak sker ken surlanr dibine ulam olurlard, buras kesindi. Hasan Ebu Ali ve Minuehr'in acilen gelmelerini emretti. Onla r odasnda karlayarak gelimeleri anlatt. Yere byk bir harita sermiti. birden haritann zerine eilerek, sultann ordusunu nerede karlamalarnn kendileri iin en iyi olacan dnmeye baladlar. "ncelikle Metsufer'in adamlarna bir haberci yollayalm" diye kararn bildirdi Hasan. "Buraya ok abuk gelmesinler. Abdlmelik onlar nce Rudbar yoluna doru gtrsn. Orada Trk ncle rinin gemesini beklesinler ve daha sonra kendilerini gsterme den arkalarndan gelsinler. Biz Alamut'ta dman karlar karla maz var gleriyle hcuma kalksnlar. Bylece onlar deirmen talarnn arasndaki buday gibi ezeriz." 191

Ebu Aii ve yzba plan onayladlar. Bir subay ismi syleyerek, onun birka kiiyle Metsufer'in adamlarna doru gitmesini ner diler, Minuehr en nemli emirleri aldktan sonra Hasan Ebu Ali'ye talebelerin durumunu sordu. "Hepsinin de bir peygamber olduunu sylemek zor" dedi glerek. "Ama atele dolular ve sarslmaz bir inanlar var." "Hadi yleyse! Fedalie kabul edilme vakitleri geldi de gei yor" dedt Hasan. "te bu etmeleri gereken yemin metni. Trenin mmkn olduu kadar aaal olmasna dikkat et, onlara uzun uzun peygamberden ve ehitlerden bahset, gen ruhlarn vecde getir, atelerini krkle ve kararllklarn elikletir, Tamamen tes lim olmamalar durumunda, korkun cezalara arptrlacaklarn syleyerek korkut onlanl Hayallerimdeki talebeleri yetttirebllmeyi ne kadar uzun yllar boyunca haya! ettim! Amalarn, karakterleri ni, hedellerini benim biimlendlrebilecegim talebeler! Nihayet, ni hayet her ey hazr! Amacma ulatm!" "Senin bilgeliine her zaman gvendiimi biliyorsun" diye s zn kesti onun Ebu Ali. "imdiki davranlarnn da bir sebebinin olduuna eminim. Fakat kabul trenini senin ynetmenin daha uygun olaca dncesi kafamdan bir trl kmyor. Bak! Seni bir kez grmek iin nasl yanp tutuuyorlar! Onlara kendini bir ke re gster ki urunda lecekleri kiinin gerekte de etten ve ke mikten bir insan olduuna, bo bir hayal olmadna iman etsin ler. Kabul treninin kutsall bu ekilde ayyuka kar!" "Biliyorum ama yine de yapmayacam. Hasan dncelere dald, baklar haldaki bir motife kilitlenmiti. "Ne yaptm biliyorum" diye ekledi sonunda. "Eer birisi in sanlar kullanmak, onlar sadece bir ara olarak grmek istiyorsa, yapaca en iyi ey onlarn sorunlarna uzak durmaktr. Byk ka rarlarn arifesinde ise kalbin sesine kulak verilmemelidir. Buzruk mid buraya geldii zaman sana her eyi anlatacam. Fedalere teslim edecein bayrak hazr. Git ve sana emrettiklerimi yap. Bu tren benim gzmde Trklere kar kazanacamz zaferden da ha nemli."

Akama doru Byk Onder'in kkndeki toplant salonu bir cem evi olarak hazrland. Talebeler kalenin bu ksmna girme izni ni ilk defa elde etmilerdi. Grzlerle silahlanm hadmlardan olu an muhafz bl gece nedeniyle takviye edilmiti. Zenciler bu defa zrhlara brnmler ve tepeden trnaa silahlanmlard. Bombo ve bembeyaz salona girdiklerinde delikanllar ellerinde olmadan rperdiler. Kendileri de tamamen beyaz elbiseler giy miler ve beyaz sanklar takmlard. Aldklar emir uyarnca ayak lar plakt. Nihayet yats namazn bildiren boru sesi duyulur duyulmaz Ebu Ati ieri girdi. O da bembeyaz elbiselere brnmt ve kafa snda beyaz renkli koca bir sark tayordu. Salonu bir utan dier uca arnlayarak talebelerin karsnda yerini ald. Dier liderler iki sra halinde onun etrafnda ayakta duruyorlard. Tren balama. nce Ebu Ali monoton bir sesle konumaya balad. Yz tale belere dnkt. Trenin anlam ve nemini anlatt nce uzun uzun. Seyduna'ya hizmet edebilmekle duymalan gereken hakl gururdan ve ehitliin neminden bahsetti. Bu arada ehitlere ve rilecek mkfat de belirtmeyi ihmal etmedi. "Yaamnzn en nemli an gelip att" diye devam etti. "Se kin bir birlik olmakla grevlendirildiniz: Fedaler - kutsal dava u runa ehit olmaya hazr olanlar. On iki kiisiniz; yz binlerce m min arasndan yalnzca sizler bu erefe layk grldnz. Seydu na'ya olan ballnz ve imannz elde silah ispat edeceiniz im tihan gn de yaklamaktadr. Dman Alamut zerine yryor. inizde zor anda tereddt edebilecek birisi var m? inizde iha netinin bedelini aalk bir lm ile demek isteyebilecek birisi var m? Hayr! Aranzda hainlerin bulunmadn biliyorum. Seyduna ile hepinizin lehinde konutum ve ondan hepinizin fedalie kabul edilmesini istedim. Sylediklerimi kabul etme ltfunu gs terdi. Onun ltfunu ve benim gvenimi boa karmayacanz umarm! Bu durumda sizleri onun adna feda ilan ediyorum. im di size etmeniz gereken kutsal yemini okuyacam. Her biriniz adnz syleyerek okuduklarm harfiyen tekrar edeceksiniz. Ye min ettikten sonra artk bambaka insanlar olacaksnz. Artk birer

192

talebe deil efendimizi kanlan ve canlaryla korumaya and imi Fedalersiniz. imdi dikkatle dinleyin ve her kelimeyi tekrar edin!"

Kocaman ellerini ge yneltti ve baklarn yukar kaldrd, Kendinden gemiesine davud bir sesle konumaya balad: "Allah adna, resul Muhammed adna, Ali ve tm ehitler adna, efendimizin ve vekillerinin tm emirlerini bir an bile tered dt etmeden yerine getireceime yemin ederim, ismail hareketi nin beyaz sancan hayatmn sonuna dek savunacama yemin ederim. Verdiim bu sz ile fedalie kabul ediliyorum; bizzat Seyduna'dan baka hi kimse bu rtbemizi elimizden alamaz.. Ehed en I ilahe illallah ve ehed enne Muhammedn abdh ve resuln. Yeti ey Mehdf!" Talebeler trenin hametinden gzle grlr derecede etkilen milerdi. Suratlan kar gibi beyazd, gzleri se alev alev yanyor du. Dudaklarnda mutlu bir glmseme belirmiti. Kalplerini ina nlmaz, bir mutluluk doldurmutu. Uzun ve bitmez tkenmez st raplar sona ermi, amalarna ulamlard. O kadar zlem duy duklar rtbeye sonunda kavumulard ite! Ebu Ali brahim'e bir iaret yapt, o da elindeki sanca ona uzatt. Byk Dal sanca at. Talebeler beyaz zeminin stne Kuran'n yirmi sekizinci ayetinin drdnc suresinin altnla ilenmi olduunu grdler: "Biz ise yeryznde zebun bir hale getirilmesi istenenlere ltuf etmeyi ve onlan halka hakim klmay ve onlar varis olarak brakmay irade ettik!" "bni Tanir! Buraya gel!" diye bard. "Seilmilerin ilki sen ol duun iin sanca sana emanet ediyorum. Bu beyaz bayrak son suza kadar sizin erefinizin ve gururunuzun sembol olsun! Eer sancan dmanlarn ayaklarnn altnda inenmesine izin verir seniz, sizin de erefiniz ve gururunuz ayaklar altnda inensin. Bu yzden onu gzbebeinizden daha iyi korumalsnz. Yasayan bir feda? bulunduu mddete hibir dman onu elinizden alamaz. Ancak hepinizin cesetlerini ineyerek sancaa sahip olabilir. Ara nzda en kuvvetlilerden beini sein. Kura ile kimin bayraktar ola cana kasar vereceksiniz." ibni Tahir ryada gibi bayra teslim aidi ve tekrar fedailer ara

sndaki yerine geti. Yaamnn en nemli an geride kalmt ve iindeki tatl mutluluk yerini yava yava yakc bir acya brakyor du. Sanki bir anda mkemmel bir eyi yitirmi gibi geliyordu ken disine. Az nce yaad o son derece ksa ann, tm yaam bo yunca bir daha asla geri gelmeyeceini biliyordu. Kalede hummal bir faaliyet vard. Habercilerden bir ksm ieri gi riyor, bir ksm dar kyordu. Abdlmeiik gelimelerden zama nnda haberdar edilmiti; Mutsufer ile beraber Trk atllannn ge ecei yola sapmt. Dmann bulunduu yere doru birok ke ifiler gnderilmiti. Bunlar gizli iaretleri ile birbirleriyle kolaylk la haberleiyor ve kalenin Trk atllarnn hareketlerinden haberdar olmasn salyorlard. Ebu Ali trenden geri dndnde Hasan rahatlayarak haykrd: "Bitti nihayet!" Sonra da Byk Da'ye emir vererek, kalenin kapsnn nnde ki geidin ban kuvvetleriyle beraber tutmasn ve Trk svarileri ni orada karlamasn istedi. "Fedaleri ne yapacaz?" diye sordu Ebu Ali. "Bu arpma onlar iin biilmi kaftan" diye cevaplad Hasan. "Onlar yannda gtr; Ebu Soraka onlara komuta etmeye devam etsin. Balarna bir ey gelmemesine dikkat et! ok daha nemli iler iin onlara ihtiyacm olacak. Sakn onlara lzumundan fazla tehlikeli grevler verme! rnein ilk oklar onlar atabilir ama ya kn dv tecrbeli askerlerin ii olsun. Ksacas onlar ya ortaln biraz yatmas, ya da savan aleyhimize gelimesi durumunda s cak atmann ortasna gnder. Eer durum msait olursa, d mann bayran eie geirmekle grevlendir onlar. Sana gveni yorum. Sen ortak, geleceimizin dayand salam bir stunsun." Hasan Ebu Ali'yi gnderir gndermez kalenin arkasndaki bah elere doru yola koyuldu. "Beni Meryem'in kkne gtr sonra Apama'y da oraya ge tirt' emrini verdi Adi'ye. "Artk kavga etmenin sras deil." >*Meryem onu beklemekteydi. Hasan ona Apama'y da ard n syledi. \

195

"O kadn geen g e c e d e n beri son derece garip davranyor"

dedi gen kz biraz fkeli bir sesle. "Ona kesin talimatlar vemnisin gibi geldi bana. "imdi aka yapmann sras deil" diye Hasan szn kesti k zn. "Byk bir sorumluluk altna girdik. Planmzn ilemesini ve dmann mahvolmasn istiyorsak glerimizi birietirmeliyiz." Bu atada Adi Apama'y getirmiti. Kskanlkla kkn i de mesini inceledi. "Kendinize ne kadar da gzel bir yuva yapmsnz byle" diye alay etti. "Ayn kumrular gibi..." "Ebu Ali adamlanyia beraber surlanmzn nnde sava dzeni ald. Bizi her an muhasara edebilecek olan sultann ordusunun zerine yryor" diye szlerine balad Hasan. Apama'nn syle diklerini iltmemiti sanki. Yerdeki yastklara oturmadan nce ka dnlardan oturmalarn rica etti. Bu haberler yal kadnda byk bir korku uyandrma benzi yordu. Bir Hasan'a, bir Meryem'e bakmaktan kendini alamyordu. "Bizim halimiz ne olacak peki?" diye sordu akn bir sesle. "Emirlerimin kelimesi kelimesine uygulanmas halinde hibir ey olmayacak" diye uyard onu Hasan. "Aksi takdirde imdiye kadar dnya zerinde grlmemi boyutlarda bir katliama kurban gideceiz." "Dediklerinin hepsini harfiyen yapacam erendim" dedi Apama. Bu arada kendisine bir bardak arap doldurmutu. "Aynsn senden de bekliyorum Meryem. yi dinleyin: Yapmak istediklerimin baanl olmas iin gerekli en nemli ey u: Bu baheye gerekten de doast bir grnm kazandrmak iin elinizden geleni yapacaksnz. Baka szlerle; bu bahe basit ve cahil yrekler iin, gerek bir cennet manzaras arz etmeli. Tabii ki gn nda deil, nk etrafn manzaras yaplan sahtekarl or taya kan. Fakat geceleri bu i iin ok uygun. Bize lazm olan en nemli ey mkemmel bir aydnlatma sistemi. Gze arpmas is tenen her ayrnt ortaya karlmal, gerisi ise karanlklara gml kalmal. O Uzakdoulu prensin Kabil'de erefine verdii geceyi hl hatrlyor musun Apama?" 196

"Aman Allah'm! Nasl unutabilirim ki! O zamanlar genliimi zn en gzel alann yayorduk. "Dediim gibi, yapmamz gereken en nemli ey belli detayla r ortaya karmak. in'den gelen o fenerleri hatrlyor musun? e refine verilen baheyi bir peri lkesine evirmilerdi. Her yer ta mamen aydnlkt ama o kadar deiik gzkyordu ki sanki bir masal dnyas gibi..." "Evet! Ve suratlanmz bazen altn, bazen erguvan, bazen yeil veya mavi, bazen de her renkte parlyordu! Olaanstyd! Ve hepsinin ortasnda ateli ihtirasmz..." "Gerekten de harika bir sahneydi. Fakat benim bilmek istedi im, o fenerlerin ayrntlann hl hatrlayp hatrlamadn. Ben zerlerini imdi de yapabilir misin?" "Haklsn, olanlar gemite kald ve konumann bir anlam yok. imdi srada bakalan var. Hl o fenerleri hatrlayp hatrla madm m sordun? Kadm ve boyalanm olsa, elbette ki aynlanndan imal edebilirim." "stediin malzemeyi alacaksn. Peki ya boyama ilemi?" "Kzlardan bir tanesi bu iten ok iyi anlyor." "Fatma" diye ilave etti Meryem. Bu konumay sessiz bir gl ckle zlemiti. "Kzlann hepsi Apamayayardm edebilirler." "yle olmas gerek zaten. nk yann aksam her eyin hazr olmas lazm. Hadmlar yemek ve arap hazrlasnlar. Mahzende yeterli arap olduunu umuyorum." "Yeterinden de fazla." "yi. Yarn sabah namazyla ikindi namaz arasnda baheyi zi yaret edeceim. Kzian sevkJendirmek iin onlara grnmek isti yorum. Bu arada baheyi ziyaret edecek olan misafirlere nasl davranmalan gerektii konusunda da bizzat talimatlar vereceim. a ka kaldracak durumda deilim. Huri olmadn ve burasnn da cennet olmadn aa vuran herkes gznn yana bakmadan cezalandracaktr. Bu kk oyunun size ok zor gelmeyeceini umarm." "Hepsi de kendisini bir prenses sanyor" diye sze balad Apama. "Yani..." 197

"Yine de onlar rollerine biraz hazrlamamz gerekir' diye lafn kesti Meryem endeyle.

"lm cezas tehdidi iimizi kolaylatracaktr inann bana" di ye onlar yattrd Hasan. Kkler de karlama treni iin kusur suz olarak hazrlanmal elbette. Kzlar batan ayaa uyumlu olma llar. Tepeden trnaa ipeklilere, altn ve mcevherlere brnsnler. O kadar gzel olmallar ki gerekten de cennet sakinlerinden bir farklar kalmamal. Umarm bugne kadar rendikleri onlara faydal olmutur." "Bunlar dnp zlmene gerek yok erendim. Meryem ve ben her eyi istediin gibi yapacaz." "Pekala, syleyin bana, o kk maymunlarn karsna nasl kmalym? zerlerinde en byk etkiyi nasl uyandrabilirim?" "Bir sultan gibi grnmelisin" diye cevaplad Meryem. "Seni yle hayal ediyorlar." "Maiyetinde birka kii getirsen iyi olur" dedi Apama. "Mm kn olduu kadar gsterili bir ekilde kmalsn karlarna." "Muhafzlarn ve iki yardmcmn dnda bahelerin srrn hi kimse renmemeli. Bu kk kazlar bir sultan nasl canlandnyorlar kafalannda?" "Asil bir ehre, azametli tavrlar, bir sultanda olmas gereken asgari zellikler" dedi Meryem glerek. "zellikle de erguvan bir kaftanla, kafanda altn bir tac unutmamalsn." "Gerekten de, halkn gznde deer kazanmak isteyen kii, halkn istedii gibi giyinmelidir." "Bu dnya byle" diye i ekti Apama. "Neyse ki bu tr ss eyalarndan kalede yeterince var. Zama nnda epeyce biriktirmitik." Hasan glmeye balad. Apama'nn kulana eilerek sordu: "Hamamlar hazr m? Ve lazm olan dier eyler?" "Her ey hazr efendim." "yi. Yarn sabah erkenden almaya balayn ve sonra kzlarla beraber beni bekleyin. yi geceler." Adi onu sessizce bahelerin kapsna gtrd.

Hasan odasna ekildii zaman olan biteni bir daha kafasndan ge irdi. Yirmi yldan beri gece gndz demeden, durup dumtadan amaa uruna alyordu. Yirmi zor yl. Asla tereddt etmeden, bir an bile korkmadan. Kendisine kar da kat ve acmaszd. Ve bunlarn hepsini arzusunu gerekletirmek, ryalann hakikat kl mak iin yapmt. Ne byk bir masald yaam! Genlik hayallerle doluydu, yal lk ise canl bir arayla. Ve imdi, yaamnn son demlerinde, r yalar gerek olmaya balamt. Binlerce mminin efendisiydi. Kudretinde eksik kalan bir tek nokta vard: btn yabana hkm dar ve despotlarn korkulu ryas olmak! imdi yrrle koydu u plan, ona bu ite yardmc olacakt, insan doasnn ve zaaflar nn stnde ykselen bir pland bu. Vahi ve lgn, ince ince he saplanm, ok iyi dnlm bir plan. Aniden aklna bir ey geldi: Acaba bir yerde yllarn verdii bu plan bozabilecek br hata yapm myd? Kck bile olsun bir ey unutmu muydu? Yrei aniden titremeye balamt. Ya bir yerde bir hata yaptysa? Bo yere uyumaya alt. Batan savulamaz. bir huzursuzluk ona ikence ediyordu. abalarnn akamete uramas durumunda ne gibi sonular doacan imdiye kadar ciddi olarak hi dn memiti. Gerekten de btn olaslktan hesaplam myd? Bu dnce onu ilk defa rktyordu. "Hadi kendine gel, hepsi hepsi bir gece daha atlatacaksn" diye ikna etmeye alt kendisini "sonra her ey dzelecek yine." Bir an nefes alamadn zannetti. Ayaa kalkarak kulenin en u noktasna kt. zerinde sonsuz ltsryia gk kubbe ykseli yordu. Aadan ise iddetle akan rman alamas ykseliyor du. evresinde ise deiik yaamlar ile baheler vard. Olaans t ryalarnn ilk meyveleri! Darda, kalenin nnde, adamlar sultann ordusunun nclerini bekliyorlard. Hepsi ona snrsz de recede gveniyorlard. Hepsi onun otoritesine snrsz lde tes lim olmulard. Acaba onlar nereye gtrmekte olduunu, ile rinden bir teki bile tahmin edebiliyor muydu? Bir an iin aklndan her eyden vazgemek geldi. Korkuluun 199

198

zerinden atlayarak ortadan kaybolabilirdi. ahrud onu uzaklara gtrrd nasl olsa. Bu ekilde tm sorumluluklarndan ebediyen srynlrd. Fakat adamlarnn hali ne olurdu o zaman? Herhalde Ebu Ali. Byk nderin Empedokies gibi yaarken cennete alndn sylerdi. Ve byk bir peygamber ve evliya olarak sayg grrd. Belki de onun cesedini bulurlard. O zaman ne derlerdi acaba? Derinliin kendisini ektiini hissediyordu. Duvara skca yap t. Aniden boluun cagnsna uymamak iin olanca gcyle kar koyduunu fark etti. Korkusu ancak odasna dnd zaman ya tt. Uykuya dald zaman afak skmeye balamt. Ryasnda aynen on sekiz yl nce olduu gibi, sfahan sarayla rnda bulunduunu grd. Byk bir bekleme odas. Her tarafta asil ve nemli kiiler vard. Sultan Melikah yastklarla kapl bir di vana uzanmt ve Hasan'in raporunu dinliyordu. Bir yardan kay tan byklarn svazlyor, bir yandan da arabn yudumluyordu. Es ki okul arkada, imdiki ba vezir, sultann yannda dikilerek ona gz krpyordu. Hasan raporu okumaya devam ederek sayfalan eviriyordu. Aniden sayfalarn bo olduunu fark etti. Devam ede miyordu. Dili dolat. lgisiz eyler kekelemeye balad. Sultan so uk ve sert gzleriyle ona bakyordu. "Yeter!" diye bard ve ona kapy gsterdi. Dizlerini ba zlmt. Ba vezirin eytani kahkahalan salonda nlyordu... Ter iinde uykudan uyand. Tm vcudu titriyordu. "Allah'a kr" dedi rahatlayarak. "Sadece bir ryaym." Sonra rahat ve derin bir uykuya dald.

VIII

Yldzlarn gkyznde prl pnl parlad gzel bir geceydi, insann, kinatn kalp atlarn iittiini sand gecelerden biri. Gnein kavurduu topraktan ykselen s, Demavend ve Elbruz dalarnn zirvelerinden esen souk kar rzgryla birleiyordu. Savalar geitte tek sra halinde ilerliyorlard. Atlarnn zerin deydiler. Ebu Ali en batayd. Her be savann birinde bir me ale vard. Alevin etrafnda uuan gece kelebekleri atee ok faz la yaklatklarnda atrdayarak yanyorlard. Subaylarn ve avula rn emirleri, devecilerin haykrlar, atlarn kinemeleri, boazn derinliklerinde yanklanarak kat kat ykseliyorlar, neredeyse rma n alamasn bile bastryorlard. Fedaler kamplann yamacn bandaki gvenli bir yere kur mulard. adrlarn kurduktan sonra ate yakmlar ve nbet sra sn belirlemilerdi. Yaklak iki yz metre uzaklarnda dier sava lar -svariler, mzraklar, okular- geici bir karargh kurmular d. Onlar da kk bir ate yakmlard; her zamanki yemeklerini piirmekteydiler. Btn bir kz atein stnde eviriyorlard. Bu arada birbirleriyle alak sesle sohbet ediyor ve glyorlard; ama sk sk ilerideki bir noktaya baktklar da gzden kamyordu: Gerekten de keskin gzl birisi uzaklardaki geidin bandaki ku lenin stnde bir heykel gibi dikilerek ufku gzetleyen nbetiyi fark edebilirdi. Devriye kollar ise grevlerine balamadan nce az da olsa uyuyabilmek iin, battaniyelerine sk sk sarlmlard. Fedailer kendilerini yorgun hissediyorlard. Btn gn sinir bo zucu imtihanlara girmiler ve kabul treni de heyecanlarn doru a karmt. Ebu Soraka'nn tavsiyesi zerine battaniyelerine sar larak uyumaya altlar. Son iki gn onlar iin o kadar olaanst eylerle doluydu ki kendilerini bekleyen sava artk onlan heye201

200

canlandrmyordu. Birka hemen uykuya dald; birka ise battani yelerinin altndan snmekte olan atee doru yaklatlar. Allah'a kr eitim dnemi sona erdi nihayet" diye i. ekti Sleyman huzurlu bir sesle. "Gerekten de gece dman bekle mek ile btn gn k st oturup yaz yazmak arasnda byk fark var." "Mesele ju ki acaba dman gerekten de gelecek mi?" dedi bni Vakkas huzursuzlukla. Okulda en sakin ve dikkat ekmeyen rencilerden biri idi; ama yaklaan dman onda bir eit sava lk ruhu uyandrm olmalyd. "ite buna rezalet derler" diye karlk verdi Yusuf. "O kadar hazrla/idik ve heyecanlandk! Trkleri kllarmzn ucuna takp kovalayamayacak myz yani!" "Daha da komii ne olur biliyor musun? Dilin be kar sarka rak bir sr talim yaptn. Bunlarn karln alamadan Trkler seni ldrrlerse ok glerim" diye alay etti Sleyman. "Allah hepimizin kaderini izmitir" dedi Cafer bir filozof tav ryla. ekilen kura sonucu bayraktar olma erefi kendisine nail ol mutu, iinde ykselen kibir duygusunu, belki de kadercilik ile bastrmak istiyordu. "Yine de bylesine zorlu bir eitimden sonra o vahilerden bi rinin bizden birisini ldrmesi ok aptalca, olurdu dorusu" diye srtt beyde. "Korkak bin kere, cesur ise bir kere lr" dedi Cafer anlaml an laml. beyde fkelenmiti: "Ne demek istiyorsun? Bu gece lmek istemediim iin ben bir korkak mym yani!" "Tartmay kesin" diye lafa kart Yusuf, "ibri Tahir'e bakn! Yldzlan sayarak hoa vakit geiriyor. Belki de onlan son kez say dn dnyordur." Sleyman alay etti: "Aman Allah'm! Yusuf bile air kesildi bamza!" Arkadalarnn bir ka adm uzanda battaniyesine sarnarak yatan Ibni Tahir gerekten de yldzlara bakmaktayd. 202

Hayatm ne kadar da garip diye dnmekteydi, ocukluu mun uzak bir hayali artk gerek oldu. Babasnn evindeki ocuk luk yllarn hatrlamt; babasnn etrafnda toplanan erkeklerin sylediklerine kulak kabartyordu. Halifenin hak iddias zerine tartyorlard; bu arada Kuran'a danyorlar, Snnilii ktlyorlar ve birbirlerine gizlice Mehd hakknda yeni rendikleri srlar an (atyorlard. Ali'nin soyundan gelecekti ve zuhur etmesiyle birlikte dnya adaletsizliin ve yalancln penesinden kurtulacakt. "Oh! nallah zuhur ettii zaman ben de hayatta olurum!" diye i ekiyor ve ruhunun alev alev yandn hissediyordu. Ali ve pey gamberin olduu gibi, onun da hizmetkr sayyordu kendisini. s temeden kendisini Muhammed'in damad ile kyaslyordu srekli, mminlerin en atelisi ile: Ali de ok gen yata kann iman u runa aktmaya karar vermiti, ona ramen peygamberin halifesi olma hakk elinden alnmt. Halk isyan ederek onun halife olma sn salamt ama bir sre sonra bir alan haneri ile ehit ol mutu, ite btn bu olaylar Ibni Tahir'in iinde yanan atei krk lemiti. Ali onun iin, rnek alnacak, ulalmaya allacak tek in san idi. Seyduna'nn hizmetine girmesi iin babas onu Alamut kalesi ne gnderdii zaman, kalbi nasl da titremiti! Bu adamn bir evli ya olduunu duymutu, hatta birok insan onun bir peygamber olduuna bile inanyorlard. indeki biri ses yle diyordu ona: Bu adam senin iin hasretle beklediin, yanp tututuun el-Mehd olacak! Fakat neden kendisini hi kimseye gstermiyor? Niye fe dailie kabul trenlerini bizzat kendisi ynetmemiti? Niye bu ii dileri dklm bir ihtiyara vermeyi yelemiti? O ana kadar Seyduna'nn gerekten kalede oturup oturmadndan phelen mek hi aklna gelmemiti. Fakat tam bu anda kafasnda korkun bir dnce belirmiti: Ya Alamut kalesinde Hasan ibni Sabbah di ye birisi yoksa! Ya Seyduna arkasnda bo bir taht brakp ortalar dan kaybolduysa ve F_bu Ali dier dalerin ve eyhlerin onayyla hkmdarln ilan ettiyse? Ebu Ali bir peygamber mi? Hayr! Bir peygamberin d grn byle olamazd, olmamalyd. Belki de sadece bu yzden, mminlerin iinde de ayn duygularn uyan203

mamas iin, suskun ve grnmez bir Seydura icat etmilerdi! nk kim Ebu Ali'yi Ismaiiierin en Byk rder'i olarak kabul edebilirdi ki? Her halkrda kalede byk bir sr saklyd bunu hissedebili yordu, iindeki merak onu bu gece her zamankinden daha ok kasp kavuruyordu. Acaba gerei rten esrar perdesini gnn bi rinde aralayabilecek miydi? Acaba yaayan gerek Seyduna'y' kendi gzleriyle grebilecek miydi? Drtnala koan bir atn sesini duydu aniden. radesi dnda si lahn kavrayarak ayaa frlad. Arkadalar battaniyelerine sarlm uyumaktaydlar. Bir haberci gelmiti. Ebu Ali ile alak sesle konu tuklarn grd. Ksa bir emir iitti ve nbetiler yanmakta olan son ateleri de sndrdler. Dman yaklamaktayd hi phesiz. Fakat onun iine garip bir huzur duygusu yerlemiti. Yldzla rn canl, parlak klarna bakt. Ne kadar kk olduunun farkna vard, kinatta bir nokta kadard ancak. Bunu anlamak ona mutlu luk vermiti. "Belki de gnn birinde gerekten cennete girebilirim" diye mnldand kem kendine. "Oh! Ne kadar ok istiyorum!" Ryasnda onu orada beklemekte olan bakireleri grmt... bembeyaz tenli, kapkara gzl hurileri. imdiye kadar tand ka dnlar gznn nnden geirdi: Annesi, kz kardei, birka ba ka tandk kadn. Huriler bambaka olmal diye dnd hayaller iinde. Her halkarda bu dnyada dklen kanlara deecek g zellikte olmalydlar. Ve cennete nasl gireceini hayal etmeye balad. Her tarafn sarmaklar brm byk bir demir kapdan geecekti nce. Et rafna baknacak ve Kuran'da vaat edilen eyleri arayacakt. Tekrar battaniyesine sanld. Evet gerekten de cennetteydi... Son derece gzel bir kz ona doru geliyordu. Br hayal kadar gzel, bir hayal kadar harika ve bir hayal kadar gz kamatnc... cennetle arasn da kurduu ba koparmaktan korkarak uyuyakald. Borazann sesi eski bir sava lyd sanki! Davullar gmbrde meye balad, btn blk az sonra ayaktayd. Fedaler aceleyle 204

kllarn kuandlar, miferlerini taktlar ve mzraklanyla kalkanla rn aldlar. Yar uykulu vaziyette sraya geerek, gz ucuyla birbir lerini szmeye baladlar, 'Bir haberci sultann ordusunun yaklamakta olduunu bildir di" dedi tbni Vakkas. En son nbeti o tutmutu. Ebu Soraka ksa bir teftiten sonra ok ve yaylarn hazr tutmalann emretti. Fedaler aldklan talimat zerine, geceyi geirdikleri tepenin bana giderek mevzi aldlar. Soluklann tutmu bekliyor lard fakat grne gre dman hi de acele etmiyordu. Bir s re sonra zaman geirmek iin kuru incir, hurma ve kurabiye ye meye baladlar. Atlar tepenin ayanda kalmt. Balarnda iki asker vard. Za man zaman huzursuz bir ekilde kinedikleri iitiliyordu. Nihayet hava aydnland. Fedaler bln kalan ksmnn or dugh Kurduu kk ykseltiyi grebiliyorlard. Ebu Ali svarile rine yandaki bir sra alln arkasnda mevzi almalann emretmi ti. Atlarnn yannda, bir ayaklan zengide olduu halde bekliyor lard. Mzraklar ve kllar ellerindeydi. Okular ise tepenin etraf na dalmlard. Byk Da herkesin yerli yerinde olduundan emin olmak iin etraf geziyordu. Arkasndan gelen bir asker atnn dizginlerini tut maktayd. Bir sre sona da fedalerin nne geldi. Birden vadinin sonunda beyaz bir lekenin belirdiini grdler. Ebu Ali gzetleme yerini terk ederek Ebu Soraka'nn yanna geldi. Nefes nefese ileride bir yerleri iaret etti. "Yaylannz hazr tutun!" diye emretti da. Beyaz bulut giderek byyordu; bir sre sonra bir tek atl seil meye baland. Atn lgnca mahmuzluyordu. Ebu Al gzlerini krptrarak ona bakt "Oklannz frlatmayn! Bu bizden biri" diye bard sonunda. Atma atlad, birka askere kendisini izlemelerini emrettikten sonra yamatan aa inmeye balad. Arkasndan gelen askerler den birisinin bayran elinden kapt gibi atn drtnala ziyareti ye doru srmeye balad. Kardan gelen atl beklenmedik bu karlama yznden ard hatta bir an iin atn dizginledi. Ama 205

beyaz bayra grnce atn mahmuzlamaya devam etti. Nihayet Ebu Ali ziyaretiyi tand: "Buzruk mid!" "Ebu Ali!" Svari eiiyie arkasn iaret ediyordu. ikisi birden ufka baktlar. Hzla yaklat beili olan siyah bir iz gi belirmiti uzaklarda. Bir sre sonra atiiann siluetleri seilmeye baland. Balarnn zerinde halifenin siyah bayra dalgalanyordu. Ebu Ali emretti: "Yaylarnz gerin!" Ebu Ali ve Buzruk mid aceleyle tepenin bandaki adamlann yanna gittiler. Adamlann hepsi hcuma hazrd. Heyecandan tir tir titriyorlard. Okular yeni bir emir aldlar: "Herkes kendisine bir adam sesin!" Dman atllar ok menziline girmilerdi. "Oklannz frlatn!" Oklar Trklerin zerine utu. Birka at svarilerini altlarna ala rak yere devrildiler. Saldrganlar bir an iin duraksadlar. Komutan lar olduu, kafasnda miferde tad tulardan aka belli oian lider yksek sesle haykrd: "Boaza! abuk!" Ebu Ali iaretini vennek iin bu aru beklemiti. Svari birliinin en nnde olduu halde hmla yamatan aa indi, sert bir ma nevrayla boazn giriini tuttu. Trkler bu ksa zamanda oraya ulamaya muvaffak olamamlard. Ortal savan grlt patrts sarmt: Silahlar uuuyor, mzraklar mzraklarla arpyor, balarn zerinde evrilen kllar parldyor, beyaz ve siyah bayraklar birbirine karyordu. Tepenin bandaki fedailer aadaki sava izliyorlard. Gs leri mthi ekilde daralmt. "Haydi! Atlara! Dmana hcum!" diye bard Sleyman ve atna doru yrmek istedi. Ebu Saraka Sleyman'n zerine allayarak onu engelledi. "Delirdin mi? Emri duymadn m?" Sleyman lgnca bir fkeyle lanet okumaya balad. Elindeki 206

sadak ve yay ikeyle yere frlatt, kendisine emrediidtgi gibi siper ald. lgnca alyordu. Trkler aldklan ilk darbenin aknln zerlerinden attktan sonra toparlanarak boazn giriindeki direnii krmak, iin var g leriyle hcuma kalktlar. Komutanlarnn kalede ok az sayda sa va bulunduuna emin olduu belliydi. smail! askerlerinin b yk ksm vadiye inmiti, o da bundan yara .'anarak kaleye giden yolu tutmak ve stnl ele geirmek istiyordu. Fedaler, Alamut saftanndaki askerlerin ilk ehitlerini verdiklerini fark ettiler. Hepsi hiddetten tir tir titriyordu! Bir ey yapmadan orada oturmak zorunda kalmalar dayanlmaz bir ikenceydi. Ebu Soraka durmakszn gzleriyle ufku taryordu. Nihayet, ni hayet ufukta yeni br siyah izgi belirmiti! Fedailer nce bunu fark etmediler. Fakat yeni gelenlerin bayra nn ehit Ali'nin beyaz renginde olduunu gren Ebu Soraka'nn kalbi sevinle doldu. imdi fedaileri .savaa gndermenin tam srasyd. Gzleriyle dmanlarn komuta kademesini arad ve onu fedalere gsterdi: "Atlarnza binin!" diye bard onlara. "Bayrakiannt zapt edin! Bir erkek gibi dvn!" Gen adamlar sevin lklar iinde gz ap kapahncaya ka dar yamatan aa indiler ve atlarna bindiler. Kllar knlanndan syrld ve Cafer beyaz bayra yukar kaldrd Hepsi birden Trkle rin kuvvetli kanadna hcum ederek onian rmaa doru geri e kilmeye zorladlar. Hasl olan karklktan yararlanan Sleyman dilerini skarak sik dmann ldrd. Elde ettikleri avantaj iyi deerlendirmeye kararl olan Cafer arkadalarn peinden srkle yerek dmann iine dald. Yusuf lgnca haykrlar arasnda ol duu yerde fr dnerek kendisine yaklaan dman askerlerini ge ri ekilmeye zorluyordu. Ibni 'Fahir ise arkasnda arpk bacakl bir Tatar'n sakland kalkana saldryordu. Tatar knlan mzran frla tp atmt; elindeki kalkan ve kl ile kendisini mdafaa etmeye alyordu. Ama bir sre. sonra kalkan tutan kolu yoruldu ve g venil bir yere saklanmak iin kamaya balad. Sleyman ve ya nndakiler birka dman daha eerlerinden alaa ettiler. Beyaz bayrak siyah bayraa giderek yaklayordu... \ 207

Sonunda Trklerin komutan kendilerine saldranlarn niyetleri ni anlad. "Bayra koruyun!" diye yie yksek bir sesle bard ki dost dman herkes onu iitti. ibni Tahir bard: "Komutana saldrn!" Trkler bayraklannn ve komutanlarnn etrafnda toplandlar. Bir an sonra Abdlmelik ve adamian dmann zerine karabasan gibi ktler. Dehete den Trkler rzgrda savrulan yapraklar gibi dalverdiier. Bu arada Sleyman dman bayraktarn gzden kanmamt; bni Tahir de komutan. "Geri ekilin!" diye bard dman komutan. "Bayra koruyun!" Fakat ibni Tahir hemen yan bandayd. Kllar att. Tam bu anda Mutsufer'in adamlar onlara yardma gelmiti. Birka Trk onlan engellemeye alt. Ortalkta muazzam bir karklk vard, dman kumandan ve at, az kalsn yere deceklerdi. bni Tahir kargaadan abuk syrld. Gzleriyle dman bayraktarn anyordu. Az ilerde rman kysnda at srerken buidu onu. Sleyman onu bir glge gibi takip etmekteydi. Arkadana yardm etmek iin abucak onlara doru srmeye balad atn. Fedalerden bir ka da ona katld. Sleyman dman bayraktannn hemen ardndaydi; atn lgn gibi mahmuzluyor ve adamn zerine atlamamas iin mzragyla yan tarafn koliuyordu. Fakat Sleyman'n bir anlk dikkatsizliin den yararlanan Trk aniden mzragyla fedaye vurdu. Ald ani darbe ile sarslan Sleyman atndan dt. bni Tahir haykrarak atn mahmuzladi; hemen sonra bayraktarn yannda bitivermiti. Yerde yatan Sleyman' grdnde bembeyaz kesildi. Aklnda bir tek ey vard: Verilen emre uymak ve dman bayran ele geirmek. Trk' nehre doru geri ekilmeye zorlad; sonunda s varinin arkasnda geriye gidebilecei yer kalmad ve atyla bera ber lgnca akan nehrin kpklerine kart. bni Tahir saniyenin binde biri kadar tereddt an geirdi. Sonra da dik kydan aa inerek atn doruca kpren suyun iine srd. Az kalsn aknt 208

onu srkleyip gtrecekti fakat hemen kendisini toparlad ve at n suyun stnde kalmaya zorlad. Trk askeri az ilerdeydi, var g cyle bayra suyun stnde tutmaya alyordu. bni Tahir az sonra onu yakalad. Bana kuvvetli bir kl darbesi alan Trk'n bayrak tutan eli gevedi, kendisi de akntd^i kayboldu. Halifenin siyah bayra artk bni Tahir'in ellerindeydi. Kydan zafer lklar ykseliyordu. Fakat aknt ok kuvvetliy di. At nefes almakta zorluk ekiyordu, debelenerek ban suyun stnde tutmaya almaktayd. bni Tahir at kyya yneltmeye alt ama bouna. Bu arada arkadalar onu kydan takip ederek hem gzden karmamaya hem de cesaretlendirmeye alyorlar d. Nihayet bir tanesinin aklna suya girerek ona bir mzrak uzat mak geldi. bni Tahir kendisine uzatlan mzra yakalad. Bunu gren dier fedaier ona arabuk bir ip attlar ve bni Tahir'i g bela kyya ekebildiler. "Sleyman nasl?" diye sormak oldu ilk ii kyya kar kmaz. Dman bayran bni Vakkas'a uzatmt. Fedaler birbirlerine baktlar. "Durumu nasl?" Geri dndier. Sleyman yava yava onlara doru yryordu. Gzleri hayal krkl ile doluydu. Atn arkasndan ekmekteydi. bni Tahir atn ona doru srerek seslendi: "Dman sancan ele geirmemizi sana borluyuz!" br bo ver der gibi elini sallad. "Neden? Hayatmda ilk defa nemli bir i yapma frsat yakala dm, onda da bir aptal gibi davrandm. Kader benden yana deil, bugn bunu daha da iyi anladm." ok sinirliydi. Arkadalar ata binmesine yardm ettiler. Toplan ma borusu ald, ordugha geri dnme vakti gelmiti. Trklere kar kazanlan zafer kusursuzdu. Dman svari bl nn komutan ve yz yirmi askeri ldrlmt, bunun yan s ra otuz alt yaraly da esir almlard. brleri ise drt bir yana da lmlard. Onlar takip eden askerler birer ikier geri dnerek kurbanlarnn saylarn bildiriyorlard. Ismaillerin yirmi alt lleri ve bir o kadar da yarallar vard. 209

bu Ali tepenin eteine byk bir ukur kazlarak dman l lerinin iine atlmalarm emretti. Sonra da Trk komutannn ba nn kesilerek bir mzran ucuna taklmasn istedi. Gzetleme ku lesinin tepesinde uygun bir yerde ibreti alem olsun diye sergilen meliydi. O srada kalenin savunulmas ile grevli adamlar, bala rnda Minuehr olduu halde sava meydanna gelmilerdi. Sava a katlamamaktan byk znt duyuyorlard ve zafer sarhou askerlerin aniattklann somurtarak dinliyorlard. El-Hekim ve yardmclan yarallarla ilgileniyorlard. u anda geici olarak pansu man yapryordu takat kaleye varnca iinin zorlaacann farkn dayd hekim. Btn yarallar sava alanndan uzaklattnldktan ve dman lleri gmldkten sonra Ebu Ali toplanma borusunun alnma sn emretti. Askerler ehit olan arkadalarn ve dmandan ele geirdikleri ganimetleri develere ve katrlara yklediler. Kendileri de atlanra binerek zafer naralan eliinde kaleye doru yol alma ya baladlar. Hasan kulesinin tepesinden savan seyrini izlemiti. Fedaflerin sa vaa itiraklerini ve Abdlmelik'le Mutsufer'in adamlarnn yetie rek son darbeyi indirilerini grmt. Sevinliydi. Sonutan ziya desiyle memnundu. Bir gong sesi birisinin geldiini bildirdi ona. Kimse, hatta ha dmlar bile izinsiz kuleye kamazlard. Bu suun cezas lm idi. Hasan odasna geri dnd. Buzruk mid kendisini bekliyordu. Hasan ona doru yrd ve adam gsne bastrd. "Ne kadar sevinliyim" diye bard. Ebu Ali'nin aksine Buzruk mid iriyan bir adamd: Uzun boylu ve csseliydi, sert ifadeli yz, aralarnda birka tane gm renkli tel bulunan siyah, kvrck bir sakal ile evrilmiti. Canl gzlerin den irade kuvveti ve kararllk fikryordu. Gzel, dolgun dudakla r vard ama glmsemesinde sert, hatta acmasz bir eyler sezin leniyordu. Btn teki liderler gibi Buzruk mid de beyaz bir Arap cppesi ve beyaz bir sark giymiti. Sarktan aa sarkan be yaz bir kefiye omuzlanna dklyordu. Elbisesi en iyi cins kuma210

tan yaplmt ve tam vcuduna gre dikilmiti. At srtnda yapt bu kadar uzun ve yorucu yolculuk sonunda bile, bir davete git mek zere giyindii sanlabilirdi. "Az daha Trklerin eline decektim" diye anlatt glerek. "Dn ikindi namazndan sonra gvercinin emrini getirdi bana. Adamlarma gereken talimattan verip yola kmaya hazrlanrken, gnderdiin haberci kaleye ulat; ahrud'u yzerek gemiti. nk Trkler kalemin nnde hatr saylr byklkte bir kuvvet brakmlard, bunu gren adamn korkarak uzun yolu, yani mnak yolunu semi." Sonra da kendisinin en ksa yolu -nehrin teki tarafn- tutarak Trklerden nce kaleye nasl ulatn anlatt. Takipileri ensesin de hissederek nehri dar bir yerinden gemi fakat Alarnut'a ulat zaman askerlerin onu tanyp kpry indirecek kadar zaman bulamayacaklarn dnmt. Veya kprnn indiini gren Trklerin vaziyeti kendi lehleri iin kullanarak peinden kaleye h cum edeceklerinden korkmutu. Hasan sevinle ellerini ovuturdu. "Her ey mkemmel iledi" dedi sadece. "Ebu Ali ve senin iin neler hazrladm grnce aknlktan kk dillerinizi yuta caksnz." Bu anda Ebu Ali odaya girdi. Hasan onu kucaklamadan nce sevinle glmsedi. "Grdn m" dedi Ebu Ali'ye. "Yanlmadm!" Ve kendisine savan tm ayrntlann anlatmasn istedi. Onu zellikle fedalerin davranlar ilgilendiriyordu. "Demek ki Tahir'in torunu, airimiz, dmann bayran ele geirdi ha! Mkemmel, ok mkemmel!" "Sana daha nce sz ettiim Sleyman bayraktar kovalad ama atndan drld. Bunun zerine lbni Tahir yanm kalan ii tamamlad" diye aklad Ebu Ali. "Trk rmaa dnce lbni Tahir de peinden suya atlad; baka trl bayraa ulaamazd zaten." Sonra da savata ehit denleri sayd ve birka kelime ile ga nimetten bahsetti. 211

"Toplant salonuna geelim diye nerdi Hasan. "Bu gzel za fer iin adamlarmz bizzat tebrik etmek istiyorum." El-Hekim fedailerden birkan yardmcs olarak grevlendirmiti. Yarallarn durumunu ve bakmlarnn nasi yapldn kendi gzle ri ile grmelerini istiyordu. Delikanllar knk kemikleri dzeltmekte ve yaralar sarmakta ona yardmc oldular. Baz ar vakalarda ya ray dalamak gerekiyordu, ksa zaman sonra salonun tmn ya nk et kokusu sard. Yaralan kzgn demirlerle dalanan adamlarn ac dolu feryatlar tm kalede yanklanyordu. Kollar veya bacakla r kesilmek zorunda kalanlar, duyduklar acdan dolay baylyorlar d. Fakat ayidklan vakit tarifsiz zntleri nedeniyle yarallardan daha iddetle feryat etmekteydiler. "Korkun!" diye mrldand bni Tahir. "Ucuz kurtulduumuz ig'n gerekten de ok anslyz" dedi Yusuf. "Sava gerekten de fec bir ey!" diye i ekti Naim. "Her halkrda senin gibi gvercinlere uygun deil" diye takl d Sleyman. "Naim'i rahat brak" dedi Yusuf sinirlenerek. ""Btn sava bo yunca yanmdan ayrlmad ve ben de en sonlarda deildim sannm." "yle yksek sesle brdn ki Trkler savamak yerine kulak larn tkamay tercih ettiler" diye akalat Sleyman. "Bu yzden de bizim crcrbcei kanatlarnn altndan ayrlmad." Bu arada beyde Sleyman'a bir hatrlatma yapma gereinde bulundu: "Fakat sen de o kadar abalamana ramen Trklerin bayrana ulaamadn." Sleyman'n rengi att. Tek sz sylemeden dier hastalarn yanma giden hekimi takip etti. Yunanl akll bir adamd, yarallarn alayp inlemeleri onu etki lemiyordu. Zaman zaman adamlar gzel szlerle cesaretlendiri yor, iini iyi bir el sanats ustalyla yapyordu. Frsattan istifade ederek fedalere temel ilkyardm dersleri verdii gibi, kendi felse fesinin doruluunu pratikte onlara ispat etmek arzusundayd. 212

Trklerden biri Abuna nn kolunu krmt. E-Hekim onun yata nn kenanna oturarak, kolunun sargsn zd. Sonra da dikkatli hareketlerle krlan kemii yerine yerletinneye balad. Abuna acyla inlerken el-Hekirn bir yandan da fedalere ders veriyordu: "Vcudun kendi arasndaki uyuma olan eilimi o kadar fazladr ki krlan kemikler d bir mdahale olmadan bile birbirlerini bul maya ve birlemeye alrlar. Bu yeniden yaplanma arzusu yle sine kar konulmaz bir kuvvettir ki sonunda uygunsuz duran ke mikler bile birbirlerine kaynarlar. yi bir hekimin grevi ise vcut taki bu tr yanllklar tespit ederek, onlar doann iaret ettii biimde yeniden bir araya getirmektir." El-Hekim yaral Ismaiiler tedavi ettikten sonra bitap dmt. Daha srada bekleyen pek ok Trk yaral olduunu biliyordu. On lara ne yaplacan renmek iin bni Tahir'i Ebu Soraka'ya gn derdi. Onlar daha stnkr tedavi etmek geiyordu iinden, da ha da iyisi, ar yaratlan etkili bir zehir ile br dnyaya yolcu et mekti. Gelen emir yleydi: "Trklerin bakm sanki en iyi dostlarmz m gibi yaplacak. Onlan ilerde rehine olarak kullanabiliriz." Hekim lanetler okuyarak ie koyuldu. Fakat bu defa inleyen ya rallar cesaretlendirici szler ile avutmak sz konusu deildi. Fe dalere ders vermekten ise tamamen vazgemiti. Onlara sadece nemsiz ileri grdryordu. Bu arada lerinde bu ie eli en yat kn olann beyde olduu da dikkatini ekiniti. En son yaray sard zaman saat gece yarsn oktan gemiti. Yardmclanna gerekli talimattan vererek dierleri gibi yatmaya gitti. Toplant salonundaki liderler ise o saatte yemek-imekle megul dler. Yemek esnasnda o gn kazanlan zaferin ayrntlar zerine sohbet ediyorlard. Herkes Byk nder'in verdii kararlarn ky metini takdir ediyor ve zaferin olas sonulan zerinde fikir yr tyordu. Kendisine verilen grevi kusursuz bir ekilde yerine geti ren Abdlmelik de herkes tarafndan vlmekteydi. Hasann ve Byk Da'nin terifleri ortam daha da neelendirmiti. Byk n der'in ehresi honutlukla parlyordu, her birini tek tek selamlar ken yanaklan mutlu bir glmsemeyle titriyordu. 23

"Hepiniz bana son derece yardmc oldunuz" dedi onlara ye mee balamadan nce. zellikle sava yneten Ebu Ali'yi uzun uzun tebrik etti. Sonra da Abdlmelik'e dnerek Mutsufer ile harem konusunda nasl an latn sordu. Savaa yapt etkili mdahale iin ona teekkr etti. Ayrca fedalere komutanlk yapan Ebu Soraka'y da emirlerini eksiksiz uygulamasndan dolay tebrik etti. Bu arada gizlice Yzba Minuehr'e bakyordu. Suratnda alayc bir glmseme vard. Minuehr konumalara katlmyordu. Herhangi bir faaliyet gs termeden kalede kald iin son derece fkeliydi, imdi de dier lerinin vg dolu szlerle taltif edilmelerini dinlemek zorundayd. Karanlk baklarla etraf szyor, az yiyor ve ok iiyordu. Hasan'n alayl baklann fark edince, iriyan gvdesi titremeye balad. "Aramzdan iki kii bugn kendilerini feda etmek zorunda kal dlar'' diye sze balad Hasan. Sesinde g bela saklamaya al t muzip bir ton vard. "Onlara byk sayg gstermeliyiz. Ger ek bir asker iin en byk eref dmana kar dvmektir. Bu, sadece en byk eref deil, ayn zamanda en byk mutluluktur. Daha ulv sebepler yznden bylesine bir eref ve mutluluktan feragat eden kimse, gerek bir erkek olduunu ispat etmitir. Ve zel bir saygy da hak etmitir." Herkes akn baklarla ona bakyordu. Hasan daha ciddi bir sesle devam etti: "Dediim gibi, aramzdan iki kii tm ruhlaryla asker olmalanna ramen, bugn bu eref ve mutluluktan feragat ettiler. Bu iki kiinin biri Minuehr, dieri de benim. Byk fedakrlmzn se bepleri malumdur. Kendi amdan, sizin savata gstermi oldu unuz baar ve zafer beni fazlasyla tatmin etti. Minuehr ise bu gn gsterdii fedakrln mkfat olarak, benim tarafmdan tm Ismaili kalelerindeki garnizonlarn bakomutan olarak atan m ve emir rtbesi ile taltif edilmitir." Ayaa kalkarak yzbann yanna gitti. aknlktan ve hayret ten kpkrmz kesilen Minuehr de ayaa kalkmaya alyordu. "aka yapyorsun Seyduna!" diye kekeledi. "Kesinlikle yapmyorum dostum!" diye cevap verdi Hasan ve 214

onu kucaklad. "Ferman imzaladm bile Ebu Ali onu sana takdim edecek." Salondan tasvip eden bir uultu ykseldi. "Bunu dnda sen de herkes gibi ganimetten payna deni alacaksn" diye devam etti. "Bu nedenle hemen imdi blmn nasl yaplacan tespit edelim." abucak ellerine geen hayvan larn ve silahlarn saysn saptad. Bu sayya baz deerli eyalar ile birok aitn para da eklendi. "Minuehr ve savaa katlan dier liderler, rtbelerine uygun birer takm harp tehizat ile bir binek hayvan alacaklar" dedi. "Her biri aynca onar tane altn para alacak. Mutsufer'in adamlanna da onar altn para ile, subaylarla avulara birer takm harp tehi zat verilecek. Mutsufer'in kendisine ise bize takviye gnderdii iin teekkr olarak on deve ile iki yz altn gnderilecek. ehitle rin ailelerine tazminat olarak onar altn verilecek. Geri kalan, b lkteki adamlara datlacak. Fedaler ise bir ey almayacaklar, nk bugn savaa katlmalan kendilerine ltfedildi, bu onlar iin yeterli olmal." Herkes kendi payna deni aldktan sonra Hasan szlerine de vam etti: "Demiri tavnda dvmeliyiz. Trk nclerinin hezimeti tm iran'a yldrm hz ile yaylacaktr. Yandalarmzn ve mminleri mizin heyecanlan artacak, mtereddit olanlarn tereddtleri ise azalacaktr. Bugne dein gizli olarak bize bal bulunanlar artk aka saflarn belirleyecek cesareti kazanacaklar. Ve u anda mu hasara edilen kalelerdeki arkadalanmzn direnme kuvvetleri kat be kat artacak. Dmanlarmz ise artk bizi ciddi bir rakip olarak dikkate almak zorunda kalacaklar ve malum hainler, korkunun ne demek olduunu anlayacaklar." Bu szleriyle ba veziri kast etmek istiyordu. Liderler balarn sallayarak, demek istediklerini anladklarn belirttiler. "Bu zaferden sonra kalemize taraftarlarn akn edeceini d nyorum" diye devam etti. "Btn Rudbar b|gesi bizden yana ve artk babalar oullarn tsmail davasna hizmet etmeleri iin kale mize gndermekte tereddt etmeyecekler. Sen Ebu oraka, onlar 215

karlayacak ve daha nce yaptn gibi snava tabi tutacaksn. En genleri, kuvvetlileri ve yeteneklileri fedai olacaklar. ne srd m tek kuu! yine ayn: Evli olmamalar ve sefih bir hayat srme meleri gerekli Akas; kadnlar ve cinse! ekiciliklerini tanma m olmalan lazm. Dierleri ise ayet silah tamaya uyguniarsa saflarmza, asker olarak katlabilirler. Eski kurallar dzeltecek ve yeni kurallar koyacaz. Savatan nce kalede bulunanlar birtakm haklara sahip olacaklar. Bugn baar salayanlarn rtbeleri yk seltilecek. Rtbeler, grevler, haklar ve devler yeniden belirlene cek. ok ar cezalar uygulayacaz. Her asker ayn zamanda m min olmak zorunda olacak. Askerlerin kalplerini her trl dnyevi hrstan arndrmalyz. Bugn askerlerin ilk ve son defa arap ime lerine izin veriyorum - Mutsufer'in kalede misafir bulunan askerle rinin erefine veriyorum bu izni. Hepsi bizim yasak ve serbest olan her eyin efendisi olduumuzu renmeli. Bylece farknda olmadan bize hizmet etmi olacaklar. Evet, bundan sonraki en nemli hedefimiz yeni taraftarlar kazanmak olmaldr! Fedaleri l kenin drt bir tarafna gndererek, bizim iin konumalarn ve ye ni taraftarlar kazanmalarn salayacaz. Tutsaklara da dncele rimizi reteceiz. Herkes onlarla ilgilensin. Sultann ordusu kale mize giderek daha fazla yaklayor, yaknda bizi muhasara edece i kesin. Fazla vaktimiz yok. Bu yzden onlar iyi tanyan adamlara ihtiyacmz var. Onlar bizim inancmz ve ateimizi kendi saflarna tayacaklar. Yapmamz gereken ey, ncelikle onlarn inanlarn temelden sarsmaktr. Gerisi kendi kendine gelecektir." Abdimelik'e dnerek, yanna yeterli sayda adam alp, yann sabah -ayet hl orada iseler- Trk nclerini kovmak iin Rudbar'a yrmesini emretti. Kazvin ile Rey arasndaki tm blgede devriye gezerek, son dman birliklerini tesadf ettii yerde yok etmeliydi. Sultann casuslar gndermi olabilecei ihtimali zerin de durmay da ihmal etmedi. Sonra da liderlere veda etti, Byk Da'lere bir iaret yapt ve odasna ekildi.

Alamut askerleri ve Mutsufer'in adamlar yksek sesle barp g lerek o gn kazandklar zaferi kutluyorlard. Alt teraslarn zerin de alelacele ateler yaklmt, zerlerinde kocaman kzler ile yal koyunlar evriliyordu. Adamlar ise atein evresinde otur mulard. Etin pimesini sabrszlkla bekliyorlard. Burunlarna ne fis kokular geliyordu. Itahlannt amak iin elemeklerden kk paralar kopartarak atete cszrdayan yaa banyorlard. Hepsi de yksek sesle ne byk kahramanlklar yaptklarn etrafndakilere anlatarak bbrleniyorlard. Dmann says aniden abartl biim de artmt; btn askerler elinden kardklar dmanlarn says na bire bin katmakta bir saknca grmyorlard. Herkes o kadar ok atp tutmaya balad ki i sonunda tartmaya ve kavgaya d kld. Bir kzn veya koyunun pitii anlalnca, adamlar bak larn ekerek hayvann zerine saldryorlard. En iyi paray almak istiyordu hepsi de. Birbirlerini yumruklan ile tehdit ediyor, hatta silahlarn bile gsteriyorlard. avular onlar zapt etmekte olduk a glk ekiyordu. Ama sonunda herkese yetecek kadar et ol duu anlald ve birbirlerini ldrmek zahmetine demeyecei ortaya kt. Bu arada birka eein srtnda byk flar gelmiti. Flarn indeki byk testilere doldurulmaya balanmt. "arap imemize kim izin verdi?" diye birbirlerine sordular aknlkia. "Seyduna" diye cevap verdi avular. "Ismailflerin nderi ve yeni peygamber." "Peygamberin yasaklam olduu eylerin yaplmasna izin ver meye hakk var m?" "Elbette var. Allah ona izin verme ve yasaklama yetkisi ver mitir. Fiatta cennetin anahtarlarn bile ona teslim etti." arap meye alkn olmayan adamlar, ksa bir sre sonra etki sini grmeye baladlar. Byk nder'e ballk yeminleri ederek, onun retisi hakknda tartmaya ve kavga etmeye baladlar. Gzle grlr bir ekilde hayrete dm olan misafir askerler, Alamut askerlerine birok soru yneltiyorlard Aralarndan biro u, Mutsufer ile yaptklar szlemenin bitiinden sonra Seyduna'nn hizmetine girmeye karar verdiler. 217

Okul binasnn atsnda oturan fedaler, aadaki hercmerci seyrediyorlard. Koyun kzartmas yiyerek alklarn bastrmlard. Neeleri yerindeydi; o gn yaptklar kahramanlklar anlatp duru yorlard. Canlan arap imek istemiyordu. Kendilerinin sekin bir lik olduklarnn bilincindeydiler ve aada vahiler gibi atein et rafnda dans eden ahmaklar hor grerek seyrediyorlard. Hekime yardm edenler ise korkun izlenimlerini dierlerine aktaryorlard. Bir sre sonra dman bayrann zapt zerine konumaya bala dlar. Kalpleri artk daha hzl atyordu.

IX
Alamut askerleri sultann nclerini krp geirirken, kkn arkasndaki bahelerde hummal bir faaliyet vard. Adi sabahn kr bir vaktinde Apama'y kzlann yanna gtr mt. Kzlann ml ml uyumakta olduklarn gren yal kadn bir anda kprverdi. Yerdeki ar tokma g bela kaldrarak hzla duvardaki gonga vurdu. Demir levhadan ykselen derin uultu ile tatl uykularndan acmaszca uyandrlan gzeller kor kuyla yataklanndan frladlar. Dar kar kmaz zerlerine bir s r hakaretler yamaya balad: "Sizi gidi tembel kanlar! Seyduna'nn buraya gelmesi an mese lesi, sizler de sanki hi iiniz gcnz yokmu gibi ml ml uyu yorsunuz! Eer bu halde yakalanacak olursanz, benimki de dahil hepimizin balarn vurdurur." Kzlar alelacele giyindiler. Efendilerinin baheyi ziyaret edecei haberi onlar korku ve dehete drmt. Apanna ve Meryem yapmalar gereken ileri anlattlar. Apama delirmiti sanki. "Keke onlara balarna neler geleceini sylemeye cesaret edebilseydim!" diye herkesin duyabilecei bir sesle kendi kendine konumaya balamt. Syledikleri, kzlann heyecanlarn daha da arttrmaktan baka bir ie yaramyordu. Dzeni salamak isteyen Meryem bir oraya bir buraya koturup durmaktayd. Hasan fenerlerin yapm iin ihtiya duyduklan tm malzeme leri gndermiti onlara.- Kt, boya, mumlar... Apama Fatma'y yanna ararak feneri nasl yapacan kza gsterdi. Bir sre son ra ilk fener hazrd bile. Oday karartarak fenerin iine yanan bir mum koydular. Kzlar hayranlk dolu lklar attlar. 219

218

"Aptal kazlar! Kargalar gibi gakiayacanza iinizi abuk yap maya alr!" diye bard yal cad. Fatma herkese bir i verdi. Kimisi parmen zerine motifler iziyor, kimisi boyalan kantryor, kimisi de fenerler iin lambalar katlyordu; digerieri bu paralar kesiyor, yaptryor ve boyuyordu. leri biten fenerler ise kurumalar iin gnee konuluyordu; saylan hzla artmakta di. Aradan geen tm zaman zarfnda kz lar Seyduna'nn ziyaretinden baka tek kelime etmemilerdi. Cada hayal kunraya balamt bile: "Onun bir sultana benzediinden eminim" dedi. "Altn ve er guvana brnm..." "Hayr!" diye kar kt Halime. "Onun bize bir peygamber gi bi geleceinden eminim." "Bale sen! Kendisi mi syledi bunu sana?" diye dalga geti br. Halime Meryem ve Adi'nin kendisine anlattklarn kzlara da anlatmak iin yanp tutuuyordu. Fakat kendine hakim olabildi. Apama uzakta deildi ve onun somlarna muhatap kalmak hi de ho olmazd dorusu... "Muharnrned hem bir peygamber hem de bir hkmdard" d ye aralarn buldu Fatma. "Seyduna hakknda m konuuyorsunuz?" diye bilmek istedi o anda nlerinden gemekte olan Apama. Kt kt srtyordu. "Durun bakalm nasl olsa birkanzn kellesi bu akam artk omuzlarnn zerinde durmayacak! Evet, en ge bu akam baka misafirleriniz de olacak... ve unu unutmayn: ayet iinizden biri si gelen misafirlere burasnn neresi olduunu ve gerek kimliini aklamaya cret ederse annda boynu vurulacak. O zaman gre ceiz sama sapan lakrdlar etmeye devam edip etmeyeceinizi!" Kziar korkuyla Meryem'e dndler. "Apama hakl" dedi. "Seyduna bu bahelerin gerek cennet rneine gre dzenlenmelerini emretti. Bu andan itibaren sizler de gerekten cennette bulunuyormu gibi davranmak zorundas nz. Siz artk sradan kzlar deil birer hurisiniz. Kendinizi yeni kim ilginize altrmalsnz, azck aba gsterirseniz bunun hi de zor olmadn anlayacaksnz. Ve ben de sizleri uyarmak zorundaym: 22

Ziyaretilerin huzurunda gerek kimliini ifa eden orackta ld ailecektir." "yleyse ben azm bile amayacam" dedi Sara. "Sana sorulan tm sorulan cevaplamak zorundasn" diye uyar d Apama. Halime hkrmaya balad. "Kimsenin beni grmemesi iin gidip saklanacam!" "Hele bir dene!" diye cyaklad Apama. "Seni ikence tezg hnda grmekten byk zevk alacam dorusu!" Gen kzlann ilerindeki korku giderek bymekteydi. Balann nlerine eerek fenerleri hazrlamaya devam ettiler. "Hadi uzatmayn" dedi Fatma sonunda. "Baa gelen ekilir... Ben nceden haremde yaadm iin, rol yapmann ne demek olduunu bilirim. Erkekleri tannm. Onk\ aldatmak kolaydr zellikle tecrbesiz gen olanlan, ok kolay. Nasl olsa baheleri miz gerekten de cennete benziyorlar. Huri numaras yapmak ok kolay olacak bence." "imdi anlyorum!" diye bard Zleyha. "Evet niye bize srar la Kurann cenneti ve oradaki yaam tasvir eden blmlerinin an latldn imdi anladm. Ne dersiniz?" Meryem glmsedi. Zleyha'nn syledikleri aklna bile gel memiti. Hasan gerekten de her eyi hesaplamt. Gerek bir cehennem hayalcisiydi o! "Hakkn var Zleyha" diye ona katld Zeynep. "En iyisi o hari ka blmleri bir kez daha gzden geirelim..." "Hadi ocuklar! Biraz hayal gcnz altrn!" dedi Fatma yumuaka. "Sadece gerek cennetteymi gibi davrann. Gerisi kendiliinden gelir nasl olsa..." "Ne kadar tabii davranrsanz, oyununuz da o kadar iyi sonu lanr" diye Meryem konuulanlar bilgece toparlad. "Olay abart mayn, huri olmak ok normal bir eymi gibi davranmaya aln. Ve sadece size bir ey sorulduu zaman konuun." Halime korkularnn yava yava yok olduklarn hissediyordu. Her zamanki gibi merakla bard."Peki ama Seyduna niye bizim cennetteymi gibi davranmam z istiyor?" 221

"Dilinizi tutmay renmeniz iin kk maymun!" diye hm la szn kesti Apama. Moad ve Mustafa, mutfaa sepetler dolusu itah ac kmes hayvanlar -zellikle bldrcnlar, keklikler ve su kulan- ve balklar tayorlard. Apama mutfaa giderek yardmclar ile beraber ye mekleri hazrlamaya koyuldu. Fakat Haiime'nin merak tatmin olmamt. "Peki kendilerine huri olduumuzu syleyeceimiz misafirler kimler?" Sorusunu glmeler izledi. "Bunu size sylemem lazm aslnda" dedi Meryem muzip bir sesle "nk kim olduklar sizin iin fark etmemeli. Zaten biraz sonra Seyduna bizi ziyaret ederek bu konuda kesin talimatlar ve recek. Ama bu kadar ok soru sormaman iin sana syleyebilirim k bence gelecek olanlar... herhalde ok yakkl gen adamlar olacaklardr diye dnyorum..." Halime bir gelincik gibi kpkrmz kesildi. Herkes ona bakyor du. Gzlerini indirerek ayan yere vurdu. "Ve ben bu oyuna katlmayacam!" "Mecbursun!" dedi Meryem ciddiyetle. Halime tekrar ayan yere vurdu. "stemiyorum!" "Halime!" Meryem'in yanaklan fkeden kzarmt. "Seyduna'nn emirle rine kar m kyorsun yoksa?" Halime susarak dudaklarn srd. Fakat tahmin edilecei zere bir sre sonra sakinleerek yeniden dosta davranmaya balad. "Peki sonra ne olacak?" diye sordu uslu uslu. Meryem glmsedi. "O zaman hele bir gelsin de..." Kzlar onunla alay etmeye baladlar. "Onu peceksin" dedi Fatma. "Ve onunla Apama'nn bize rettii eylerin tmn yapa caksn" diye ekledi Sara sinsice, Halime kzmt: "Eer hemen beni rahat brakmazsanz elime geen ilk eyi kafanza frlatacam!" 222

Meryem dzeni salamas gerektiini anlad: "inize bakn! Bo gevezeliklerinizle ok vakit kaybettik zaten." Sara bir kede oturarak fenerleri raptediyor ve yaptryordu. Halime onun yanna snd. Bir sre nce barmlar ve eskisi gi bi iyi arkada olmulard. Halime Fatma'nn kendisi iin yapt tahta zarlarla oynamay ok seviyordu. Sarayla beraber sk sk zar atyorlard. Oyunlarnda her trl eyi koyuyorlard ortaya: Yemiler, muzlar, portakallar, ekerlemeler, pckler; en ok kimi sevdiklerini de soruyorlard zarlara. ayet arkadalanndan birisi Halime'ye le dinlenmesini beraber geirme teklifinde bulunursa, kz nce yannda tad zarlara danyor ve ne yapacana sonra karar veriyordu. imdi yine kk tahta paralarn kuandan kartm ve Sara'yi kendi siyle oynamas iin zorlamaya balamt - kimsenin kendilerini grmemesi iin byk bir kt parasnn arkasna saklandlar. Sara'mn yannda ortaya srebilecei birka tane yemii vard. Kazan mas durumunda Halime ona yemilerinin says kadar pck ve recekti. Sara yemilerini kaybetti. Bir dahaki sefere kazanann kay bedenin kulaklarn ekmesi konusunda anlatlar. Halime bir daha kazand. "imdi drt kere kulaklarn ekeceim" diye gld. Sara ona dikkatle bakmaya balamt. "Neden zarlar atmadan nce onlara dikkatle bakyorsun?" d ye sordu. "Herzaman byleyapryoam... hepsi bu." Sara kendilerini ziyaret edecek yakkl gen adamn kime ks met olacan zarlara sormay nerdi. Halime yksek bir say att. "Hile yapyorsun Halime. Yksek bir say gelmesi iin zarlar elinde ayarladn grdm. Sonra da onlar ok yava attn. Ya benim gibi oynarsn ya da bir daha seninle oynamam." Halime onun istedii gibi yapt ve kaybetti. "Grdn m?" diye gld teki. "Hile yapmadn zaman kay bediyorsun." "yleyse ben de bir daha oynamam" diye suratn ast Halime. "Sadece kazanmay ok seviyorum. 223

"Nasl? Peki ya ben de hile yaparsam?" "Hayr! Sen yapamazsn." "Amma da akllsn! Yani sen hile yapabilirsin, ben de aptal gi bi seyrederim yle mi!" Meryem oniara yaklat. "Yine ne var?" Sara aceleyle zarlan bacaklarnn arasna saklad. "Hangimizin fenerleri daha gzel yaptrdn tartyorduk..." Meryem aya ile kzn dizlerini aralad. Zarlan grnce surat fkeyle karard. "Demek yle! Her an Seyduna buraya gelebilir ve siz gnl ra hatlyla zar atyorsunuz! Devam edin oynamaya devam edini Bu akam da karalarnz iin oynarsnz artk!" Sert sert Hatimeye bakt. "Bunlar senin zat lann Halime! Asla slah olmayacaksn! Asla is tediim gibi biri olamayacaksn!" Zarlan alarak cebine koydu. "imdilik byle olsun!" dedi ve dier krzlann yanna gitti. Halime'nin gzlen yalarla dolmutu. Ama bunu gstermek is temedii iin, kaldklar yerden tartmaya devam etti: "Dediim gibi eer kazanamayacak olursam zarlan ne yapa ym ki? Tm kabahat sende! ayet kavga karmasaydm buniann hibiri olmayacakt!" Tekrar ilerine dndler. "Dinlesene!.. Aslnda harika br ey!" Sara hayal kuruyordu. "Ziyaretilerimiz bizi gerekten de huri sanrlarsa, o zaman bize derhal ak olmalar gerekir! yle deil mi?" Halime frsat karmadi: "Yazk imdi zarlarmz olsa ziyaretilerin hangimizi seeceini sorardk onlara." "Nasl olsa hile yapardn. ok kr Meryem ald onlan... Za ten ben hangimizi seeceklerini ok iyi biliyorum..." "Seni seeceklerini sanyorsan ok aldanyorsun! Onlarn gz lerine bile arpmayacandan eminim!" "Sen nce bir erkei sevmenin ne olduunu ren hele ma224

sum bebek! Nasl olsa korkudan bir keye sineceksin ve kimse seni fark etmeyecek. Bana geleceklerin hepsi bu ite." Halime gzlerinin yalarla dolduunu hissetti. "Senin nasl biri olduunu syleyeceim oniara!" "Syle de glsnler sana. Sylediklerine inanacaklarn m san yorsun ? " "Grrsn! Onlara bana ak olduunu syleyeceim... Evet, ayet beni rahat brakmazsan, yapacam bunu." Sarann gzleri ldyordu. "Gerekten de yapar msn bunu?" Halime ayaa kalkt. "Sadece gerei syleyeceim onlara..." Garip bir ekilde gld, gzlerini silerek baka bir grubun yan na gitti. "Bu akam her taraf aydnlatld zaman kendimizi gerekten de cenneteyrni gibi hissedeceiz" diye kendini ikna etmeye al yordu Zleyha. "Artk korkmuyorum. Hepimiz tllere brnece iz ve gerek huriler gibi dans ederek arklar syleyeceiz." Safiye i ekti: "Senin iin kolay tabii. ok gzelsin ve ok iyi dans ediyorsun." Meryem onlar cesaretlendirmeye alt: "Hepiniz ok gzelsiniz ve ok iyi dans ediyorsunuz." "Hi olmazsa kk dnyamza biraz renk gelecek" dedi Fat ma sevinle. "Ve nihayet bir ie yarayacaz. Btn bu rendik lerimizin ve abalanmzn boa gitmesi ok yazk olurdu." Cada hl endieliydi: "Seyduna gerekten de emrine uymayanlarn ban vurdura cak m?" "Hi phesiz!" diye uyard onlan Meryem. "Her dediini mut laka yerine getirir. Ona gre davrann. Bir ey sylemeden nce dndklerinizi enine boyuna iyice tartn." "Nedendir bilmiyorum ama artk hi korkmuyorum" dedi Fat ma neeyle. "Fakat ya iimizden birisi enesini tutamazsa?" diye steledi Safiye. "O zaman hemen bir bakas durumu dzeltmeye almal" dedi Fatma. : 225

"Nasl dzeltecek?" "Yani yaplan yanl ya bir akaym gibi karlayacaz ya da baka bir anlam vereceiz." "Senin yanndan hi ayrlmayacam" dedi Cada. "Ben d e ! " dedi bir bakas ve hepsi bir azdan onun yanndan ayrlmak istemediklerini barmaya baladlar. Fatma glyordu. "Hadi ocuklar, bu kadar da korkak olmayn. nsan bir eyi yapmak zorunda olduu zaman yapar. Her ey yolunda gidecek, bunu hissediyorum." Aa yukar btn fenerler hazrd. "Grdnz gibi isteyince her eyi baaryorsunuz" diye v d onlar Meryem. "imdi beni takip edin size bir ey gstermek istiyorum." Onlar o ana dek daima skca kilitli olan bir odaya gtrd. Kapy at. Kzlar kamaan gzlerini krptrmak zorunda kaldlar. O d a gerek bir elbise deposuydu. pek ve brokar elbiseler, samur kaftanlar, peeler, harika ilemeli sandallar... Sernerkant, Buhara, Kabil, sfahan, Badat ve Basra pazarlarnn en g z d e mallannr tm burada ynlar halinde toplanmt. Mcevherlerle bezen mi altn ve gmten yaplma alnlklar, inci gerdanlklar, altn bi lezikler ve elmasl sa ineleri, firuze ss eyalar, mcevher ve safirle ilenmi kpeler. Btn bu inanlmaz gzellikteki eyler, bitmez tkenmez bir kaynaktan fkryormu gibi sonsuz okluk taydlar. Halime ekinerek sorabilmeye cesaret etti: "Bunlarn hepsi ki me ait?" "Hepsi Seyduna'nn" dedi Meryem. "Efendimiz ne kadar zengin byle?!!" "Sultandan ve halifeden daha zengindir." "Ve bunlarn hepsi bizim kullanmamz in" diye aklad Mer yem. "Herkes kendisine en ok yakacan dnd mcev herleri alsn. Onlar odanza da gtrebilirsiniz." Kzlara ipek libaslar ve peeleri denemelerini syledi. Onlara ar brokar kaftanlar giydiriyor, parmaklarna yzkler takyor, bi-

lezikler, brolar, gerdanlklar denemelerini sylyor, kulaklarna kpeler takyor, ekmecelerden cepkenler ve sandallar karp on lara uzatyordu... Kzlarn hepsi son derece gzel ilemeli kk birer ayna ile iinde misk ve baka kokularn bulunduu birer k k kutu aldlar. Sonra da alnlklar, sa tokalar, bin bir deiik bi imli kk sarklar ve takkeler d e n e m e y e baladlar... Bylesine bir lks daha nce ryalarnda bile grmemilerdi. Kendilerini bi rer prenses gibi hissediyorlard. Halime heyecandan kzarm yanaklarla bard: "Gerekten de kendimizi birer huri olarak hissetmekte pek zorluk ekmeyeceiz!" "Size sylemitim!" dedi Fatma gururla. "in kts her ey bittikten sonra tekrar sradan kzlar olmaya almakta zorlanacaz." Halime yzn neredeyse saydam bir peeyle rtt. Omuzla rna ald bir kaftan da biraz aa kaydrd. Seyduna'dan geldii gece Meryem'in zerindeki gecelik gibi... "Aman Allah'm! Ne kadar da gzel!" diye bard Sara. Halime kzard. En gzel olmak istiyordu ve saf saf kekeledi: "Ama misafirler geldii zaman hepimiz byle giyinmi olacaz!" "Bu kk marklklar da nesi?" diye alay etti Meryem. "Bana ne! Utanacam ite..." Herkes kk hazinesini alarak odasna gtrd. Az sonra ise gongun uultusu iitildi. Apama telala mutfaktan frlayarak bar maya balad."abuk abuk! Acele edin! Seyduna geliyor," Hasar Byk Da'leri daha nce planlad gibi zel bir toplantya davet etmiti. Duvardaki kandilleri kendi elleri ile yakt ve pence releri sk sk rtt. Hadmlardan biri byk bir testi arap getir miti. Adamlar yastklarn zerine oturdular. arap testisi elden e!e dolamaya balamt. "Seni ta Rudbar'dan buralara bo yere armadm" diye sze balad Hasan "nk Ebu Ali ve sana mirasm aklamak istiyo rum. Aslnda Hseyin Alkeyni de burada olacakt fakat olaylar ok sratti geliti.,. Huzistan buradan o kadar uzak ki ona bir haberci bile gnderemedim. Gelebilseydi iyi olurdu nk konu tarikat mzn gelecei zerine..."

Ebu Ali kurnazca glmsedi."Sanki hemen yarn bu dnyadan aynlacakm gibi konuuyor sun. Dur bakalm! Mirasn brakmakta ok acele ediyorsun. Ya tuk mid veya ben senden nce topran altna gidecek olur sak?" "Hseyin Alkeyni'nin ve bizim isimlerimizi andn" diye ekledi Buzruk mid "fakat z olun Hseyin'i unuttun. Ne de olsa senin gerek mirasn o!" Hasan sanki bir rmcek tararndan sokulmu gibi ayaa frla d. Odann iinde bararak bir ileri bir geri yrmeye balad: "O yabani danay hatrlama bana! Benim misyonum akl ve manta dayanmaktadr birtakm bo hayaller zerine deil! O lum! Olum! Ne olu! Acaba urap didinip ortaya kardklanmn hepsini, kaderin bir cilvesi olarak olum olarak dnyaya ge len o budalaya teslim edip perian olmasn m salayaym? Asla! Ben torna kilisesi gibi akll olacam. Adamlar balanna sadece en yetenekli olann gemesine izin veriyorlar. Kan ba akrabal na dayanan hkmdarlklar, pek yaknda yok olmaya mahkmdurlar fakat Roma kilisesi bin yldan fazla bir sredir ayak ta sapasalam duruyor. Ogullanm? Kardelerim? Benim gerek oullarm ve kardelerim sizlersiniz! Btn bunlar ancak sizden aldm g ile yapabiliyorum!" Byk Da'ler onu daha fazla zorlanmadlar. "Eer sylediklerimin seni bu kadar kzdracan bilseydim di limi tutardm, bundan emin olabilirsin" dedi Buzruk mid. "Fakat senin kan ba ve miras hakknda -nasl desem?!- bylesine dei ik dncelerinin olduunu nereden bilebilirdim?" Hasan glmsedi. Kendisini kaybettii iin biraz, utanmt. "Ben de nce umutlarm kan bevgina balamay dnyor dum..., Msr'dan yeni dndm zamanlar" diye anlatmaya de vam etti kendisini mazur gstemnek iin. "Bana olumu getirmi lerdi. Yakkl ve glyd ona bakmak insana zevk veriyordu. Onu okuluma aldm ve... size hayal krklm nasl tasvir edece imi bilemiyorum. Onun yandayken hakikate ermek arzusuyla alev alev yanyordum ben. Ama ya o? Benim merakmn zerresini

bile bulamyordum onda! nce sakin davranp ona yardmc ol maya karar verdim. 'Kuran yedi mhrl bir kitaptr' dedim ona. Cevap olarak bana ne dedi biliyor musunuz: 'Bana ne? Beni ilgi lendirmiyor...' - 'Halk kitlesinde sakl olan srlar renmek iste mez misin?' - Hayr bu konu zerre kadar ilgimi ekmiyor.' Bu hoppal bir trl kavrayamyordum. Biraz olsun ilgisini ekebil mek iin genliimde verdiim mcadeleleri anlattm ona. Peki btn bu angarya neticesinde eline ne geti?' Bir babann oluna verdii tlerin tm sonucu buydu ite. Onu rehavetinden ka rp almak, onu sarsmak iin en byk smmz ifa etmeye karar verdim. 'retimizin en temel dstur olarak neyi kabul ettiini bi liyor musun?' diye bardm. 'Hibir ey gerek deildir, her eye izin vardr.' Bover der gibi elini sallad. Bu meselelerle ben daha on drt yandayken ilgilenmeye balamtm.' Btn hayatm bo yunca beni srkleyen, uruna saysz tehlikelere atldm, yz lerce okulda ve filozofta renim grmeme neden olan bu idrake daha on drt yandayken ulamtm! Hayretler iindeydim: De mek ki daha beikteyken bilge olan olum buydu! Ne kadar ko mik! Onun bilgelikle en ufak bir ilgisi bile yoktu! Bylesine bir bu dalalk karsnda son derece hiddetlenmiim. Hi olmazsa sra dan bir asker olarak hizmet etmesi in onu Hseyin Alkeyni'ye teslim ettim. Devamn biliyorsunuz..." Byk Da'ler birbirlerine baktlar. Buzruk mid ok sevdii olu Muhammed'i dnd. Bir ara feda olmas iin onu Ha san'in okuluna gndermeyi dnmemi miydi? Aklna gelen bu dnce souk terler dkmesine yol at. Dilinin ucuna kadar gel mi olan soruyu o anda Ebu Ali sordu Hasan'a: "Beni rahatsz eden bir ey var bni Sabbah... Bizim dnce mizin salt mantk zerine kurulu olduunu sylyorsun daima. Bunun anlam nedir?" Hasan ellerini arkasnda kavuturarak odada bir ileri bir geri gitmeye balad. "Bu dnce bana ait deil aslnda" diye balad sze. "Yakla k doksan yl nce mehur Kahire halifesi ei-Hakim, kendini v cut bulmu Tann olarak ilan ederek, benzer bir denemede bulun229

mutu, fakat aklna o an gelen bu dnce sonradan bir hayli ka fasn kartrmt. Sonunda da yle bir noktaya gelmiti ki kendisi bile ilahi bir varlk olduuna inanmaya balamt. Buna ramen onun daileri bize deerli bir miras braktlar. Kastetmek istediim el-Hakim'in kne neden olan temel dsturumuz..." "Artk bu dsturumuzun deerinin biraz azaldn dnm yor musun? zellikle de lzumundan fazla kii rendii iin?" '"Hibir ey gerek deildir, her eye izin vardr' bilgeliinin, insanlarn deiik manalar karmasna son derece uygun olduu nu ben de kabul ediyorum: Olumun acnacak rnei bunu aka gsteriyor. Bu bilgelik insann iinde ya vardr ya da yoktur. ayet insann ta doumundan beri iinde yoksa, onun iin anlamsz keli meler topluluundan baka bir ey olmayacaktr. Fakat doumdan beri iindeyse, o zaman da tm yaam boyunca yol gsteren bir yldz gibi parlayacaktr nnde. Hakim in de soylarndan geldii Karmatlar ve Druslar, bilge kiinin amacna ulamas iin bilimin dokuz basaman trmanmas gerektiini biliyorlard. Onlarn daileri kendilerine mrit toplamak istedikleri zaman, Ali'nin sla lesi ve Mehdfnin gelii hakknda gzel nutuklar atmakla yetini yorlard. Talebelerin byk ksm bu acnacak masallar ile yetini yordu zaten. Zeki olanlan ise daha fazlasn renmek istiyorlard. O zaman da onlara Kuran'in gizli manalar saklayan doast bir tasvir olduunu sylyorlard. Eer hl rendikleriyle yetinme yen biri varsa, o zaman hocas ona bugne dek rendiklerinin Kuran'n hatta genel olarak slam'n ne kadar bo ve deersiz ol duunu gzlerinin nne sermekte tereddt etmiyordu. Daha da ileri gitmek isteyenler, tm dinlerin doru ve yanl eyler ierdik lerini dolaysyla ayn deerde olduunu reniyordu. Ksa zaman ncesine kadar retinin bu en st dsturu yani btn retilerin ve nazariyelerin inkr edilmeleri ok az sekin kii tarafndan bilin mekteydi. Bu basamaa adm atmak byk bir cesaret ve kuvvet talep etmektedir. nk bunu yapmaya cesaret eden kii o andan itibaren dikenli yollarda yalnz bana yryecek ve tutunaca bir dala sahip olamayacaktr. Bu dstur ok sayda kii tarafndan bi linse de geerliliini yitirmez. Dnyann yaradl byledir: nsan 230

kendisine en basit biimiyle anlatlan gerekleri bile ou zaman tam olarak idrak edemez." "imdi daha iyi anlamaya balyorum" diye szn kesti Ebu Ali. "Fakat merak ettiim bir konu var. Bizi buraya mirasn akla mak iin ardn syledin. Seni bunu dnmeye iten nedir? Henz gayet din ve salklsn." Hasan gld. Dnceli tavrlarla odann iinde dolanmaktayd hl. Daler merakla seyrediyorlard onu. "Yarn ne olaca hi belli olmaz. Geride brakacam miras onu uygulamaya koyacak kiinin baz ilgin, hatta garip eyler zerinde belli birtakm bilgilere sahip olmasn gerektirmektedir... Ve ben Hseyin Alkeyni de dahil nz miraslarm olarak ta yin ettiime gre tarikatmzn tm geleceinin bal olduu plan hi olmazsa ikinize aklamalym. ok nem verdiim bu dn celerin bir ksmn zavall Hakim'den... ve hatta bir ksmnn da Roma kilisesi mcahitlerinden aldm belirtmeliyim. Her eye ramen bu plann temeli yine de bana aittir. Dinleyin." Odann iinde dolanmaktan vazgeerek yanlarna oturdu, du daklarnda ocuka denilebilecek bir glmseme vard; biraz son ra anlataca eyler yznden kendisine glnmesi veya deli yeri ne konmas tehlikesinin mevcut olduunu bilen bir adamn g lmsemesi... "Pek iyi biliyorsunuz ki Muhammed slam uruna elde kl lenlere mkfat olarak cennetin gzelliklerini vaat etmitir. Ora daki zevkleri tadabilecekler, yeil imenlerin ve ayrlarn zerinde dolaacaklar ve mrldanan derelerin yannda dinlenecekler. Etraf larnda iekler aacak ve gzel kokular her taraf saracak. Enfes yemeklerle ve seilmi meyvelerle beslenecekler. Kara gzl, ola anst gzellikteki huriler kendilerine sra kklerde hizmet edecekjer. Onlarn tm isteklerini yerine getirmelerine ramen er demlerini ve bekretlerini ebediyen koruyacaklar! Huriler onlara altn testiler iinde sarho etmeyen arap ikram edecekler. Ve gnlerini ebediyen bolluk ve snrsz mutluluk iinde geirecek ler." Byk Daler aknlkla birbirlerine baktlar. 231

"Bunlarn hepsini gayet iyi biliyoruz" dedi Ebu Aii glerek. "Bu

konuda bize inanabilirsin." "Harika! O zaman peygamberin ve retisinin nderliinde ilk mminlerin bu vaat uruna aslanlar gibi dvtklerini de bilirsi niz. Kendilerine emredilen her eyi sevinle yerine getiriyorlard. Hatta ehit den bazlarnn, kendilerini bekleyen zevklen d nerek dudaklarnda bir glmseme ile ldklerini anlatrlar. Maa lesef peygamberin lmnden sonra bu gzel vaade olan inan gnden gne azald. Mminler somut hederleri soyut hedeflere ye tutmaya baladlar: nsann elindeki bir sere damdaki bir g vercinden daha iyidir. Ne yazk kimse br dnyadan geri gelerek her eyin peygamberin vaat ettii gibi olup olmadn anlatama d. Sonu olarak kendimizi Muhammed ile karlatracak olursak, onun bizden ne kadar avantajl olduunu rahatlkla grebiliriz, ilk mminlerin iman onun mucizeler yaratmasna msaade ediyor du. Fakat benim dndm gibi sadece manta dayanan bir retinin kurulmas bu tr mucizeler olmadan imknszdr. Benim ilk hedefim de etrafma topladm mritlerime eitim yolu ile o ilk mminlerdeki iman kazandrmakt." "Kendini tebrik edebilirsin Ibni Sabbah" diye dalkavukluk yapt Ebu Ali. "Fedaler sabahleyin bunu baardn ispat ettiler." "Hadi hadi sevgili dostum! lk mminlerin iman yannda be nim fedalerimin ne kadar zavall kaldklarn bilmiyor muyum sa nyorsun? Fakat sana sylyorum: ok ama ok daha fazlasn el de etmek iin bir are bulmalym muhakkak." "Ibni Sabbah! Biraz daha ak konuamaz msn?" diye atld Buzruk mid. "Glmseyiinin ardnda ne gibi srlar sakl?.. Ve bi zi daha da merakta brakmak iin btn bu dolambal yollar! Ne reye varmak istiyorsun byle?" "Benim planm dev boyutlarda" diye Hasan devam etti. "Bana lmeyi zleyen, hibir eyden korkmayan mminler lazm. Keli menin tam anlamyla lme ak olmalar gerek! lmn peinde komalarn, ona yalvarmalarn istiyorum. ardklar lm ise bakire bir gen kz gibi kat kalpli olmak yerine onlara acyarak seslerine kulak verecek..." 232

Ebu Ali ve Buzruk mid kahkahalarla glmeye baladlar. Hasan'n eski gnlerde olduu gibi aka yapmaya baladn san yorlard... ve ona inanmadklarn gstermenin kendileri iin daha iyi olacan dnmyor da deildiler! Fakat Hasan planlarn anlatmaya devam ediyordu: "Dinleyin! Tarikatmz gerektii zaman karmza kacak her dmana, hatta tm dnyaya meydan okuyacak kadar gl ol maldr. Bu dnya meselelerinin en yksek karar mercii haline gel melidir. Fakat bu amaca ulaabilmemiz iin bize lm seven m minler gereklidir! lmelerine izin vermek ile kendilerine byk bir iyilik yapacamz mminler! Eibette ki nerede ve nasl lecekleri ni kendileri semeyecekler. zin verdiimiz her lm bize nemli yararlar salamal. te: planmn z ve size aklamak istediim mirasm bundan ibarettir." Dudaklarndaki glmsemeye ramen sesindeki kararllk dik kat ekiciydi. Byk Da'ler akn akn birbirlerine bakyorlard. Ne dneceklerine karar verecek durumda deildiler. "Kendi kendime Trklere kar bugn kazanm olduumuz za ferin seni sarho edip etmediini soruyonjm. Acaba sadece aka m yapyorsun ya da..." Ebu Ali cmlesini tamamlayamad. "Veya ne! Devam et!" diye aiay etti Hasan: "phesiz senin aklna da bir zamanlar sfahan'da reis Lumbani'nin aklna gelenler geldi. Kalplerinizden geenleri okuyabiliyorum. yle dnyor sunuz: te nihayet delirdi!! Hele sizi bekleyen srprizi bir grn de ondan sonra karar verin bakalm." "Nasl istersen" dedi Ebu Ali biraz bozuk bir sesle "ama biz imdi olduumuz insanlar olarak kaldmz mddete, lm z leyen hatta lmn peinden koan bir insana rastlaman mmkn olmayacak. En azndan yeni bir insan yaratana kadar - ki bunu ne senin gibi bir akac ne de Hakim gibi bir deli baaramaz..." "te benim yapmak istediim de tam bu!" diye bard Hasan sevinle. "nsanolu yal ve hasta olduu iin Allah'n iliine gir mek ve onun grevini stlenmek istiyorum. amuru yeniden yo uracak ve biim vereceim." 233

Ebu Ali honutsuzlukla Buzruk Umid e dnd. Buzruk mid bir an Hasan inceledi. Hasanla Ebu Ali arasn daki konumay dikkatle dinlemiti. inde Byk nder'in gizli bir maksad olduuna dair youn bir his vard. "nce kendi mirasn anlattn" dedi Hasan'a dnerek "sonra peygamberin ehitlere vaat etmi olduu cennetin gzelliklerin den, sonra hkmranl tm dnyaya yaylacak bir gten, sonra A seve seve lme koacak yeni bir insan trnden bahsettin! Btn bunlar arasndaki ilikiyi bilmeyi ok isterdim dorusu..." "ok basit bir iliki var" dedi Hasan glerek. "Sizleri benim ya ratacam bir tarikatn mirass yapacam. Bu tarikatn gc ise tamamen yeni insanlara dayanacak. Bu yeni insanlar sradan in sanlardan lme duyduklan delice zlem ve Byk nder'e kr krne ballklar ile ayrlacaklar. Peki bu deerli meziyetleri bu adamlara nasl kazandracaz? Kendilerini lmlerinden sonra bekleyen cennet inancn tekrar uyandrarak!" "Ne de gzel bir plan!" diye patlad Ebu Ali. "nce peygam berin lmnden beri bu inancn ok azaldn kabul ediyorsun, sonra da tarikatmzn gcn bu azalan inan zerine kumnay ha ya! ediyorsun! Belki eytan sylediklerini anlayabilir ama ben tek kelime bile anlamadm'" Hasan byk bir neeyle glyordu. Emri altnda bulunan ada mn fkesi onu gzle grlr biimde elendiriyordu. "Fakat sevgili dostum Ebu Ali, gerekten de mritlerimizin cennet zevklerine olan inanlarn yeniden tesis etmenin ve lme seve seve girmelerinin bir yolu yordam gelmiyor mu aklna?" "O zaman cennetin kaplarn a ve onlara gster!" diye bar d Ebu Ali. "Onlara cennetin zevklerini tattr!! Nasl olsa herkese cennetin anahtarlarna sahip olduunu retiyorsun! Dorusu bu durumda lmeyi ben de isterdim..." "te! Nihayet sizleri getirmek istediim noktaya ulatrdm!" diye bard Hasan zafer dolu bir sesle. Ani bir hareketle ayaa srayverdi. "Gelin oullanm, beni takip edin. imdi size cennetin kapsn aacak olan anahtar gstereceim." Yirmi yandaki bir delikanl gibi koarak yan odaya geti, kule nin stne kan merdiveni kapamakta olan haly yana ekti. 214

"Gelin!" dedi ve onlar terasa kadar gtrd. Byk Da'ler bir yandan onun arkasndan yrrken dier yan dan da manal manal birbirlerine bakyorlard. Ebu Ali iaret par man alnna gtrerek kalarn kaldrd. Buzruk mid ona "bek leyelim" anlamnda bir iaretle cevap verdi. Terasa ktlar - o gne dek hibirine bu terasa kma izni veril memiti. Gerek bir rasathaneydi buras. Zemin byk bir gk ha ritas gibi dzenlenmiti. Dnyann gne etrafndaki, ayn dnya etrafndaki hareketleri ile Zodyak emberinin tm en ince detay na kadar belirtilmiti. Yine ayn ekilde taa ilenmi saylarla doiu hesap cetvelleri, etraflanndaki geometrik ekillere iaret ediyorlar d: Daireler, elipsler, paraboller ve hiperboller. Her tarafta eitli trlerde ve biimlerde l ve izim aralar vard: Usturlaplar, pusulalar, trigonometri hesaplar iin aralar, bir yn gizemli alet ve edevat. Terasn ortasna bir gne saati yerletirilmiti. Hatta kt havalarda bu hassas aletleri kaldrmak iin kk bir depo bi le mevcuttu. Deponun bitiiinde ise camdan bir limonluk vard. ats akt. inde sadece uzun sapl bir bitki yetiiyordu. Ters dnm kk fralara benzemekteydi bitkinin filizleri. Byk Da'ler etraflann abucak incelediler. Baklar nihayet kulenin et rafn dolamakta olan balkonun korkuluklannn en st noktasna taklp kald: Elinde kocaman bir grz tayan dev bir zenci hi k prdamadan, bir heykel gibi nbet tutuyordu... Gne terasn tam zerindeydi ama dalardan esen serin rzgr havay ho bir ekilde serinletiyordu. "Sanki yksek bir dan doruklanndayz" dedi Buzruk mid ve serin havay cierlerine ekti. "Yuvan cennete daha iyi bakabilmek iin mi bu kadar yksee yaptn" diye gld Ebu Ali. "Yoksa mehur anahtar uradaki teles kop mu?" "Evetl Bu rasathaneden cenneti gzetliyorum" diye cevaplad Hasan gizemli bir glmsemeyle. "Fakat deminki tahmininin yan l olduunu belirtmeme msaade et. Cennetin anahtarlar ura daki limonlukta bulunuyor." Limonluun yanna giderek iindeki bitkileri iaret etti. 235

Byk Da'ler balarn sallayarak ona yaklatlar. "Hasan Hasan!" diye itiraz etti Ebu Ali yumuaka. "Ne zaman aka yapmaya son vereceksin? mzn de artk saygdeer bir grnm arz etmeye mecbur olduumuz bir yata bulunduumu zu unutma! Tamam bugnn ok sevinli bir gn olduunu ben de kabul ediyorum. Zaten zararsz akalarn her zaman iyi niyetle karladm ama sabahtan beri yaptklarn biraz fazla oldu dorusu." Hasan delici baklarn ona dikti. 'Burada yetien bitkiler, cennetin zevklerine alan kapnn anahtardr" diye tekrarlad sabrla. "Bu yabani otlar m?" Evet. Artk aka sona erdi." Deponun yanndaki glgelikte bulunan yastklara oturmalarn iaret etti. "Size gsterdiim o bitki, Hint kenevirinden baka bir ey de ildir; bu bitkinin suyunun hayret verici etkileri olduunu bilmeli siniz. Uzun zaman nce Kabil'de zengin bir Hint prensinin davetli siydim. Benim erefime verdii davet btn gece devam etti. Sa baha doru misafirler veda etmeye balaynca prens ben de dahil birka misafirden biraz daha kalmalarn istedi. Bizi tepeden trna a hal kapl gizli bir odaya gtrd. -be kandil solgun klar yayyordu etrafa, oda yan karanlkt. 'Size hazrladm bu elence yle sradan bir ey deil' dedi ev sahibimiz. imdiye kadar hi grmediiniz blgeleri ve ehirleri ziyaret etmek ister misiniz? Si zi istediiniz anda istediiniz yere gtrebilirim. Bakn! u kutu nun iinde masallan aratmayacak derecede olaanst bir by saklyorum.' Bunlar syledikten sonra kutuyu at ve ilk bakta zararsz ekerlemelere benzeyen haplar bize gsterdi. "Aln! Birer tane denemeniz iin size srar ediyorum!" dedi. Fazla stelemesi ne gerek brakmadan haplardan birini azma attm. nce prensin bize sradan ekerlemeler yedirdiini dnerek ho bir aka san dm bunu. Fakat hapn stndeki tatl kaplama bittikten sonra hay retle ac bir tat aidim. Yoksa zehir m? diye dndm nce. Ve gerekten de o anda bam dnmeye balad. Bir an sonra olaa nst eylerin olmaya baladn hissettim. Duvardaki hallarn renkleri sanki bir mucizeyle canlanmaya balamt. 236

Ve o andan sonra zehir dncesi bir daha aklma bile gelme di. Tm dikkatimi duvarlardaki inanlmaz renk deiimlerine ver mitim. Sonra da hallardaki figrlerin anlalmaz bir ekilde dei ime uramaya baladklarn fark ettim. Duvarda asl duran hal nn zerinde, cariyelerinin ortasnda oturan sakall bir erkek figr bulunmaktayd. Erkek figr yava yava silinmeye balad ama cariyeler giderek byyoriard. Hatta dans bile etmeye balam lard! nanlmaz bir aknlk iindeydim. O zaman aklmdan ge enleri bugn bile aynen hatrlyorum: Bu imknsz, bu sadece bir resim!! nmdeki sahneyi en ince detaylanna kadar izleyebiliyor dum: Ne mthi bir elikiydi bu! Cariyeler hem kprdamakszn yerlerinde oturuyorlar hem de etrafmda dans ediyorlard! Az son ra nmdeki nesne sadece bir resim olmaktan ok ok uzakla mt. Gzlerimin nnde kvrlan vcutlar hem son derece doal dlar hem de tenin gerek rengini tayorlard. Yoksa gzlerim mi aldanyordu? Asla!! ylece farknda bile olmadan gzlerimin nnde gerekleen mucizeyle tamamen btnletim. Odada baka insanlarn A bu lunduunu oktan unutmutum. Duvardaki kzlar artk odann or tasna doru ilerlemeye balamlard. Canl renkler bin bir deiik yansma ile parlryorlard. Gen ve gzel kzlar saysz iveler ve cilvelerle nmde dans etmeye balamlard. Cokunluun son kertesine ulamtm. Birdenbire aklma u dnce geldi: Belki de btn bu olaanst eylerin gereklemesini salayan by c bizzat bendim! Bir deneme yapmak iin nmde dans eden varlklara baka bir pozisyon almalarn emrettim konumadan. Emrimi annda yerine getirdiler, Demek ki kar konulmaz bir g cn efendisiydim ben! Odann iinde zaman ve meknn kanunla rna bal olmakszn hareket eden her eyin zerinde, hkmetme kudretine sahiptim! imde sakl olan bu bitmez tkenmez kudre tin farkna daha nce varmadmdan dolay aknlk iindeydim. Allah'tan neyim eksik ki!? diye dnyordum. Kudretimden sar ho olmutum. Aniden gzlerimin nnde prl prl parlayan zar lar belirdi. Gerek gibiydiler. Bir sre sonra ise inanlmaz bir ey daha oldu: Zarlar, Kahire ve skenderiye'den ok daha byk ve 237

muhteem bir ehre d n m e y e baladlar. Nefesim kesilmiti. Hayatmda bu denli gzel bir yer grmemitim. Devasa minareler gklere ykseliyor, altn ve g m kapl kubbeler, olaanst g zellikte fayanslarla kaplanm binalar rtyorlard. Ruhum sonsuz bir saadet iindeydi. Kendimden gemitim. imdeki bir ses bana yle fsldyordu: 'Sen artk Allah oldun!! Evet evet, sen Tanr'nsn ta kendisi, dnyalarn efendisisinl' Sonra resimler gzlerimin nnden silinmeye balad. Haya! meyal bu bynn yaknda sona ereceini ve gnlk yaantma geri dneceimi hissediyordum. Btn bu zenginlikleri kaybet mek korkusu yerlemiti iime. Bu yce seviyede kalabilmek iin kendimi ok zorladm a m a bouna. Vcudumda ani bir yorgunluk hissettim, gzlerimin nndeki canl renkler parlaklklarn yitire rek matlarlar. Baylmtm. Kendime geldiim zaman bam d nyordu ve iimde derin bir irenme duygusu vard. Srekli, gr m olduum resimleri dnmek zorundaydm. Btn zaman boyunca uyank mydm? Yoksa rya m grmtm? Eklemiyor dum. Aklma gelen her ey, uyankln damgasn tamaktayd. Fakat, ayet rya grmediysem nasl olup da var olmayan eyleri grebilmitim? Kafam atlayacak gibiydi. Bir hizmetkr bana bir bardak souk st getirdi. O d a d a yalnz olmadm hatrlamtm. Dier misafirler etrafmda yatyorlard. Zorlukla nefes alabildikleri ni fark ettim. Suratlar bembeyazd... Aceleyle elbiselerimi dzelt tim ve kimselere g r n m e d e n kona terk ettim." Bunlar anlatrken Byk Da'ler t karmadan aznn iine bakyorlard. Sustuu zaman Ebu Ali sordu: "Peki btn bu mucizelere o haplarn neden olduunu nasl anladn?" "Sabredin anlatacam" diye devam etti Hasan. "Ayn gnn akamna doru iimi garip bir huzursuzluk kaplad. Kendimi ok zorlamama ramen yerimde durarnyordum. Bir sre sonra ayak larmn beni farknda olmadan, dn akamki prensin konana ge tirmi olduklarn fark ettim. Ev sahibi glerek kapda belirdi. Sanki geleceimi biliyor gibiydi. 'Dier misafirler de burada' dedi bana. nk kim bu mucizevi haplar bir kere tadarsa o sonsuz zengin 238

lklere ebediyen sahip olabilmek iin yanp tutuur. Tekrar tekrar buraya gelir ve sonunda o haplarn klesi olur. Onlardan vazge mek yerine lmeyi tercih eder. Bu yzden sizleri uyarmak istiyo rum: Bu ekerlemelerden sizlere bir daha tattrmayacam gibi kendime de onlarn nasl yapldklarn anlatmay yasaklyorum.' Birka gn sonra heyecanm yatt. Fakat merakm uyanmt bir kere. Bu srr aydnlatmaya yemin ettim. Kader yzme glyor du. Sizlere daha nce kendisinden bahsettiim Apama adl bir ka dn ile tanmtm. O zamanlar Kabil'in en gzel cariyesi olarak kabul ediliyordu. Bu arada sizlere, sakladm birka srprizim da ha olduunu belirteyim h e m e n . . . " Hasan tekrar gizemli bir ekilde glmsedi ve d e v a m etti: "im kpr kprd, son derece atlgandm. Ruhumda yanrhakta olan ihtiraslar kendi kendime dizginleyecek yaradlta bir adam deildim. Prens Apama'nm sahibi idi; a m a ben onun misafiri, ka dnn kalbine sahip olmutum. Geceleri efendisinin bahesinde buluarak yasak akn cennetinde yuvarlanyorduk. Prensinin ze rinde hayrete ayan bir etkisi vard; kendisine iimi yakp kavuran konuyu anlattm zaman, merak ettiim srr elde etmesi pek de uzun srmedi. Bylece o mehur haplar oluturan esas m a d d e y e haha ad verildiini rendim. Hint keneviri ad verilen bir bitki nin suyundan elde ediliyor ve bu bitkiyi uradaki limonluun iin de grebilirsiniz," Gne batmak zereydi, glgeler uzamlard. Hasan szlerini bitirdii zaman de sustu. Ebu Ali alnn krtrarak n n e ba karken, Buzruk mid baklaryla d a sralarn izliyordu. Nihayet sze balayan da o oldu: "Yava yava niyetinin ne olduunu anlyorum. Kendi yaadklarn mminlere de yaatmak istiyorsun. Ama tek farkla: Sen o haplara baml olmaktan kurtuldun fakat mminleri haplara esir edecek ve onara her istediini yaptracaksn." "Yani bundan gerekten de byk sonular elde edeceini mi umuyorsun?" diye fkeyle konutu Ebu Ali. "F5u haha veya ad her neyse, ondan verdiin mminlerin iradelerine etki edip, ger ekten de onlar lme gndereceini mi dnyorsun? Kusura balona ama bana yle geliyor ki derin bir yanlg iindesin. Ger239

ekten de bu haplar olmadan yaayamasaiar bile, bu yzden se nin isteklerine uyarak kendilerini lme gtrecekleri hibir yerde yazl deil! Bu yana ramen ok gereksiz zahmetlere girmisin. Gerekten de bir tek hapn onlan cennete girdiklerine ikna edece ine nanyor musun? Hadi! Bunun imkansz olduunu sen de bili yorsun! Biraz mantkl olmaya alalm... Almamz gereken acil karariar var. Sultann ordusu bize doru hzla yaklayor..." "Sana tamamen katlyorum'' dedi Hasan kurnazca. "zerimize gelen dman kuvvetleri karsnda yapacak iki ey kalyor bize: ya Mutsurer'in tavsiye ettii gibi abucak bir kervan hazrlayp Af rika'ya kamaya almak ya da bir mucizenin geekiemesini um mak. Bildiiniz gibi ben ikinci yolu setim. Fakat karar deitir mek iin daha yeterince zamanmz var.'' "Peygamberin sakal adna!" diye bard Ebu Ali fkeyle. "Ne demek istediini anlamak mmkn deil. Bir kere olsun syleye ceklerini ak ve anlalr olarak ifade etmeye alsana!" "Pekl deneyelim bakalm! u anda bulunduumuz yerde cennetin anahtarlarn sakladm daha nce sylemitim. Fakat hepsi bu deil. Buradan cennette olup bitenlere de bakabiliyo rum! Sizler kalenin bu tarafnda olup biten her eyden en ince ay rntsna kadar haberdarsnz. Fakat ya kulenin br tarafnda neler olup bittiini dndnz m hi? O zaman ltfen korkuluklara kadar buyurun ve kendi gzlerinizle grn!" Byk Da'ier aceleyle kulenin etrafn dolaan balkona yrd ler ve aa eilerek yksek duvarn arkasnda olup bitenleri gr meye altlar. aknlktan kk dillerini yutacaklard neredeyse. Harika baheler ve korularla dolu, olaanst gzellikte yemyeil bir alan, gzlerinin nne harita gibi serilmiti. Alann taraf r mak ile evriliydi. rmaktan kaynaklanan kk kollar, yzlerce k k dala ayrlarak, yemyeil alan birok adacklara blmlerdi. Bu nedenle aas gerek bir labirente benziyordu. Gzle grlen her yerde beyaz talarla ilenmi yollar, gnein altnda sanki kris talden yaplm gibi parlayan kk kkler, onlar evreleyen si yah selvi aalar ve sonsuz gzellikte fskiyeler bulunuyordu. Aalarn altnda ve ayrlarda ise kelebeklere benzer birtakm 240

varaklar sonsuz bir neeyle dans edercesine kouturup duruyor lard. "Bir mucize, gerek bir mucize" diye mrldand Buzruk mid uzun bir sessizlikten sonra. "Dounun btn airleri ve masalclar burasnn ryasn gr yorlar" dye ekledi Ebu Ali. Hasan ayaa kalkt. Suratnda byk bir mutluluun izleri vard. "Bir an sizlerin de benimle beraber Kabil'deki prensin konan da olduunuzu dnelim" dedi. "Sizler de birer haha hap ala rak bahsetmi olduum o harikalar yaayp kendinizi kaybetmi olun. Fakat sonra benim gibi o yar karanlk odada deil de, gen bakirelerin size Kuran'da tasvir edildii gibi hizmet ettii bu bah elerde uyansaydnz acaba neler dnrdnz? Syleyin bana!" "Her eyi dnmsn!" diye bard Ebu Ali hayranlkla. "Gen ve tecrbesiz olsaydm, gerekten de Allah'n bahelerinde olduumu sanrdm." "Fakat btn bunlan ne zaman yaptrdn? Kime yaptrdn?" di ye sordu Buzruk mid aknlkla. "Aiamut kalesini ina eden Deylem krallar, bu alanda baheler ina etrnek istemiler ve uygun bitkiler bile dikmilerdi. Fakat da ha sonra, kalede hkm srenler bu baheleri kendi hallerine b raktlar. Her taraf yabani otlar sarmt. Benden nce kalede h km sren Mehd, bahelere nasl girileceini bile bilmiyordu. Fa kat ben baheler hakknda oktan bilgi edinmitim ve 'cennet' planm da kafamda son eklini ald iin, ne yapp edip kaleyi ele geirmeye karar verdim. Tm ilerle bizzat kendim ilgilenip, her eyi en ince ayrntsna kadar hesapladm. Sonra Msr'dan hadm lar gelince ie koyulduk. te bu cenneti byle yarattm. Kalede buradan haberi olan, benden ve hadmlardan b&ka. bir sizler var snz." "Hadmlarn gnn birinde sana ihanet etmelerinden korkmu yor musun hi?" diye sordu Buzruk mid endieyle. "Onlar tanmadn belli oluyor" diye karlk verdi Hasan. "Yaamlar zerine benden baka hi kimse ile konumuyorlar. Balan olan Yzba Ali bana kr krne baldr. Zaten eneleri241

n tutmamalar durumunda, annda lmle cezalandrlacaklarn biliyorlar. Onlara gveniyorum." Peki ya bu cennet iin belirlediin kurbanlarn, numaran anla yabilecekleri aklna gelmiyor mu hi?" diye sze kart kurnaz Ebu Ali. "te bu nedenle gen ve tecrbesiz adamlar setim. Hibiri bir kadnn kendisine verebilecei saadetleri bilmiyor. Bakir bir gen adamdan daha saf bir varlk yoktur dnyada; sadece bir ka dn bir adam gerek bir erkek haline getirebilir. Vcudun masu miyetini kaybetmesiyle beraber ruh da masumiyetini kaybeder. Her ey gen adam kaamayaca kaderine yneltir artk. Amac na ulamak iin her eye hazrdr. indeki ihtiras gzlerini kr et mitir...". "Peki bu genler kim?" Hasan'n cevab sadece bir glmseme oldu. "Fedaler mi?" "Kendin syledin!" Bu aklamay buz gibi bir sessizlik takip etti. Byk Da'ler hl ayaklarnn altnda uzanmakta olan bahelere bakyorlard. Hasan onlara acma duygusuyla kark bir alayla bakyordu. "Sakn dilinizi yutmu olmayasnz? Bugn Trklerin nc kuv vetleri ile yaptmz savata yirmi alt adammz kaybettik. Eer sultann asl ordusu ile arpacak olursak hepimiz mahvoluruz. Bu nedenle dnyann btn hkmdarlarn ve krallarn korkudan tit retecek birka kahramana ihtiyacm var. Bu adamlar nasl eitece imi gstermek iin ardm sizi buraya. Bu akam insan doas nn dnm zerine yapacam bir deneyde sizler de hazr bu lunacaksnz. Ebu Ali, sen fedalerimizi yakndan tanyorsun. Bana gerek ahsiyetleri gerekse de vcut zelliklen dolaysyla dierle rinden ayrlarak bambaka bir tip oluturan tanesinin adn sy le! Planlarmz iin uygun olan adamlar saptamalyz. Baheler zi yaretilerini bekliyorlar..." Ebu Ali Hasan'a bakt. Rengi solmutu. "Ne demek istiyorsun ibni Sabbah?" "ahsiyet olarak dierlerinden belirgin ekilde ayrlan tane fedanin adn syle bana." 242

Ebu Ali sanki konumay unutmuasna ona bakyordu. "Sana yardm edeyim. Emrini beklemeden Trklerin zerine saldrmak isteyen o cesur delikanlnn ad neydi?" "Sleyman." "Peki birliin en kuvvetlisinin ad?" "Yusuf." "yi. ncs de bni Tahir olacak. Onun nasl tepki gstere ceini merak ediyorum, O bir ey arlamazsa dierlerinin bir ey anlamas mmkn deil!" Buzruk mid'in alnnda souk terler boncuklanyordu. Az kal sn Hasan'a olan sonsuz gvenini ispat iin olu Muhammed'i fe da okuluna gnderecekti! imdi ise aklnda tek bir ey vard; onu bu yerden mmkn olduunca uzak tutmak. Onu Suriye'ye veya Msr'a... uzak bir yer olsun da nere olursa olsun gnderecekti. Ebu Ali ise olan bitenler karsnda nasl davranmas gerektiine hl karar verememiti. Hasan gizlice glerek seyrediyordu onlar. "Boaznza bir ey mi takld? Olaylar bu kadar da abartma yn! Sizleri o kadar mkemmel bir surette ikna edeceim ki ok yaknda tm planmn en byk hayranlarndan birisi olacaksnz. Ama nce elbise dolabma bir urayalm! Cennetimizi gerek kral lar gibi ziyaret etmek iin gerek krallara benzemeliyiz." nlerine derek, odasnn yanndaki kk bir blmeye girdi. ki hadm eitli giysiler hazrlamlard. Hasan hadmlardan birisi ni yannda alkoydu, dierini de Seyduna'nn ziyaretini bildirmesi iin bahe sakinlerine gnderdi. Hadmn yardmyla arkada sessizce giyindiler. Altn ile meli ar brokar cppeler giymilerdi. Hasan cppesinin zerine erguvan renkte bir de kaftan giydi. Byk Da'ier ise mavi renkli samur kaftanlar giydiler. Hasan kafasna mcevherlerle kapl altn bir ta geirdi, Byk Da'ier ise altn tepeli sarklar taktlar. Hasan altn ilemeli, iki arkada ise gm ilemeli sandallar giydiler. Son olarak da kabzalar son derece zengin ilemelerle ssl kllar kuandlar. Giyinmeyi bitirince Hasan'n odasna geri dndler. 243

"ehit Ali'nin sakal adna!" diye bard Ebu Ali yalnz kaldkla rnda. "Bu kyafet iinde neredeyse kendimi gerek bir kral sana cam!" Hasan ona bakt: "Seni btn krallardan daha kudretli yapacam." Grnmeden kulenin aasna inmesini salayan asansrn hcresine buyur etti onlar. Bir gong sesi duyuldu ve kk hcre byk bir hzla aa inmeye balad. Ebu Ali kollann sallayarak bir yerlere tutunmaya alt, az kalsn arkadalarnn da dmele rine sebep olacakt. "Ne biim bir by bu! Lanet olsun!" diye kfretti neler olup bittiini biraz anlaynca. "Yoksa bizi cennetten nce cehenneme mi gndermek istiyorsun?" Buzruk mid lafa kart: "Dostumuz Hasan kendisi gibi anlal maz ilerle uramay ok seviyor!" "Bu bynn anlalmaz bir taraf yok" dedi Hasan. "Arimed'in bir icadnda bulunuyorsunuz. Temel olarak i ie gemi borulardan oluuyor; ayn llerdeki kuyularn mekanizmalar gibi." Seyduna'nn muhafzlar onlar dehlizin aznda bekliyordu. Hepsi de zrh ve mifer takmlar; tepeden trnaa kadar silahlan mlard. Beilerindeki kllardan baka ellerinde byk bir grz ve bir mzrak tayorlard. Davullar ve borular eliinde kafile ilerle meye balad. Aa indirilen kpry geerek nehir boyunca yrmeye ba ladlar. Az ilerde birka hadm onlan bekliyordu. Hadmlar tarafn dan kullanlan kayklara binerek, br cins kanal vastasyla bahenin ilerine doru yol almaya baladlar.

Kzlar karlama merasimine hazrlanmak iin aceleyle odalar na kotular. zerlerini deitirdiler ve sslendiler. En gzel kya fetlerini giymilerdi. Sonunda heyecan iinde odalarnn nndeki meydanda toplandlar. Son derece heyecanlydlar. Meryem onlan yattrmaya alyordu. Birden Apama'nn kendilerine doru ko tuunu grdler, ldrm gibiydi sanki. "Aman Allah'm! unlann haline bak!" diye inledi. "Beni ldr mek mi istiyorsunuz? Seyduna sizleri grnce ne diyecek kim bi lir! ok sert bir efendidir o gznden asla bir ey kamaz!" Halime'nin nnde durdu. "Btn peygamberler ve ehitler adna! unun nasl sslendii ne bakn! Bir baca topuuna kadar rtl, dieri dizine kadar!" Halime korkuyla elbisesini dzeltti. Ama Apama kendi elbise sini de dzgnce giymemiti. plak gbei gzkyordu. Mer yem Apama'nn yanna giderek kulana elbisesini dzeltmesini fsldad. "Biliyordum! Muhakkak beni mezara gndermek istiyorlar!" Evine koturdu ve aceleyle elbiselerini dzeltti. Geri dnd nde etrafna azamet sayordu. Bu arada kayklar kyya yanamlard. Hasan ve maiyeti kyya atlad. Hadmlar drtl saf tuttular-, davullar gybrdyor, her ta raftan boru ve trampet sesleri ykseliyordu. 'Seyduna size hitap ederse nnde diz kn ve elini pn!" diye tslad Apama. "Onu grdmz zaman di2 kmeli miyiz?" diye sordu Fat ma endieyle. "Hayr" diye cevaplad Meryem. "Sadece nnde yere kadar eilin ve ancak emir verdii zaman dorulun."

244

245

Kesinlikle leceim!'' diye fsldad Halime yannda duran Cada'ya. Cada cevap vermedi. Surat bembeyazd ve boazna bir yum ru gelip oturmutu. Hasan bir yandan hzl admlarla yryor, bir yandan da arka dalarna gstermek istedii baheleri dikkatle inceliyordu. Buzruk md hayranlkla etrafna baknd. "Ne bir Hsrev, ne de bir Behrarn Gr burasn ryada bile grmeye cesaret edemezdi." Ebu Hasan daha da abartt: "Nuirevan bile burasn grnce kskanlktan lrd!" Hasan glmsyordu. "Unutmayn ki bunlar sadece n hazrlklar. Bu akamki dene yimizin yannda hi kalrlar." Bahenin merkezine ulatlar. Gen kzlar yarm daire olutur mular ve dzenli bir biimde kk evlerinin nnde bekliyorlar d. Apama ve Meryem kzlarn nlerinde duruyorlard; bir iaret zerine hepsi yerlere kadar eildi. "urada grdnz ihtiyar size bahsettiim mehut Apama" dedi Hasan glerek. "Zaman ne kadar acmasz!" diye i ekti Ebu Ali yavaa. Se sinde gizli bir alay vard. "Bu kadar yeter!" diye bard Hasan. Kzlar doruldular. Ken disi de nlerinde eilerek selamlarna karlk verdi. Apama ve Meryem ne karak Hasan'in elini ptler. Hasan arkadalarna dnerek kzlar gsterdi. "Nasl? Cennet iin yeterince iyiler deil mi?" Ebu Ali mrldand: "Genliimde ben byle hurilerin arasna gnderselerdi cen nete inanmak iin hahana gerek duymazdm." "Gerekten de biri dierinden daha gzel" diye hayranln belirtti Buzruk mid. Davul ve boru sesleri kesildi. Hasan konumak istediini belirt misti. "Bahelerimizin kzlar" diye sze balad. "Amirlerinizden siz lerden neler istediimizi rendiniz. ncelikle bilmelisiniz ki 246

emirlerimizi harfiyen yerine getirmeyenler iin acmamz yoktur. Fakat bize tam bir teslimiyetle hizmet edenlere kar anlayl ve eli ak davranrz. Ordumuz halife ama bize saldran sultann or dusunu bu sabah yendi. Halife tahtmz ele geirmek istiyordu. Btn kale bu zaferi kutluyor. Bu sevinci buraya da tayacaz. arap ve binlerce baka gzel ey emrinize amadedir. Bugnk savata byk kahramanlklar gsteren gen yiidi bu akam size gndermeye karar verdik. Onlar eleriniz ve sevgilileriniz gi bi karlayn! Onlara kar ak dolu olun, cilve ve edalarnzla onlar honut kln! Bu mutluluu onlara Allah'n emri zerine ltfediyo ruz. nk bir gece Allah'n bir elisi bize geldi ve bizi yedinci kat gkte bulunan yce tahtn nne kard. Ve Allah bizimle konu tu: 'Ey peygamberimiz ve temsilcimiz olan Ibni Sabbah! Baheleri mize iyice bak. Dnyaya geri dn ve kalenin dibinde aynlarn in a et. Orada gzel bakireleri topla; ve onlara benim adma huriler gibi davranmalann emret. Sonra hak yolu iin savaan en cesur savalara bahelerin kapsn a! Kendilerini gerekten bizim bahelerimizde sansnlar ve bu onlarn mkfat olsun. nk peygamberden ve senden baka hi kimseye, yaamlan srasnda krallmzn snrlarn ama izni verilmemitir. Ama senin bahe lerin bizimkilerin ayns olduu ve ziyaretilerin imanlar sarslmaz olduu iin, onlar kendilerini gerekten bizim bahelerimizde sa nacaklar. Daha sonra ise bizim kudretimiz sayesinde bu mutluluu tatmaya devam edecekler!' Allah byle konutu ve biz de emirle rini yerine getirdik. Bu yzden ziyaretilerin yannda gerek huri ler gibi davranmanz istiyoruz. nk onlarn mkfatlar ancak bu sayede mkemmellie eriir. Onlarn de gerek birer kah raman: Yusuf dmana kar amansz, dosta kar sevecen; Sley man Suhrad kadar yakkl, br aslan kadar cesur! Ibni Tahir Ferhad gibi becerikli, bronz kadar sert - ayn zamanda bir air! birden dman bayran zapt ettiler. Yusuf yolu at, Sleyman bir aslan gibi saldrd, Ibni Tahir bayra ele geirdi. Cennetin mutluluklarn binlerce kez hak ettiler. Eer kim olduunuzu syler ve onlar ha yal krklna uratrsanz, daha bu gece bitmeden boynunuz vu rulacaktr. Kesin iradem budur!"
V

247

Kzlar korkudan titriyorlard. Dadann ba dnd ve baylarak yere dt. Hasan bayla onu iaret etti. Kzn bana bir testi so uk su dken Meryem onun kendine gelmesini salad. Daha sonra Hasan Apama ile Meryem'i kenara ekti, "Baheler hazr m?" diye sordu. "Ya kzlarn durumu nasl?" "Emirlerini bekliyorlar" diye cevaplad Apama. "Her bahede kzlardan biri idareyi eline alarak tm olaya ha kini olmal. Bu sorumluluu yklenecek kim var ilerinde? En ce suru ve yeteneklisi hangisi?" "Sana ilk olarak Fatma'y neririm"' dedi Meryem. "ok yete nekli ve her konuda bilgi sahibi." "Tamam. Ya sonra?" "Zleyha. ilerinde en iyi dans edebileni, ok aptal olduu da sylenemez." "ok iyi. Tam Yusuf iin biilmi kaftan. Fatma Sleyman ile il gilensin. ncs ise sen olacaksn Meryem..." Meryem'in rengi ara. "aka yapyorsun herhalde ey !bni Sabbahi" "Bugn aka yaplacak gn deil. Emirlerim yerine getirilsin. tbni Tanr bir tilki kadar kurnaz. Onu baka birisine teslim etsem muhakkak durumdan phelenir." "Hasan!" Meryem'in gzleri yalarla dolmutu. Apama da geri ekilir ken bunu fark etmiti; kalbi deiik duygularla dolup tayordu bir yandan sevin, dier yandan irenme. Hasan akayla konutu: "Bana bir sre nce dnyada artk hibir eyin kendisini elen dirmediini ve bu korkun can skntsn ancak tehlikeli bir oyu nun yok edeceini kim sylemiti?" Meryem strap iindeydi: "Demek beni asla sevmedin..." "Ondan da fazla sana ihtiyacm vard! Ve sana hl ihtiyacm var. Hadi! nerimin zerindeki tm etkisi bu mu?" "Bana asl ac veren, bana oynadn oyun." "Fakat sana bu akam nasl bir frsat verdiimin farknda deil

misin?" dedi Hasan ayn akac tarzda. "Bu delikanlnn gerekten de cennete olduuna inanmas iin, tm zekn, tm byn ve tm tecrbeni kullanman gerekecek." 'Beni drsen daha iyiydi." "Hislerime bu kadar deer verdiini hi fark etmemitim. Fakat karar verildi. Bu grevi yerine getirmeni istiyorum. Aksi takdirde senin iin bir istisna yapmayacam..." "Hazrm" dedi sonunda, "Sana teekkr ederim." Hasan tekrar kzlara dnd. Fakat bu defa doruca ontarla ko numay yeledi: "Zleyha! Arkadaianndan yedi tanesini se. Onlarla beraber Yusuf'u karlayacaksn ve baardan sen sorumlu olacaksn!" "Emirlerine itaat edeceim ey efendim." Cesaretle arkadalarna seslenmeye balad-. "Haneliye! Esma! Habibe! Kk Fatma! Rukrye! Zofana! Ve..." "Demin baylan k de a!" diye nerdi Hasan. "Onunla he sap tamam olur." Sonra da Fatma grubunu toplamaya balad... "Zeynep! Hanm! Trkn! Seher! Sara! Leyla! Aye!" Halime yalvararak Fatma'ya bakyordu. Kendisini semediini grnce ona seslendi: "Beni de se!" "Bu kadar yeter!" dedi Hasan. Fakat kzlarn Halirne'nin hayal knklna gldklerinin farkna vannca glmseyerek Fatma'ya seslendi: "Pekl! Onu da al bakalm!" Yannda Fatma, Zeynep ve Sara varken korkacak ne olabilirdi ki? Hasan'n yanna gitti, nnde diz kt ve elini pt. "Dikkatli ol kk kurbaa" dedi Hasan. Dosta yanan okad ve onu dierlerinin yanna gnderdi. Mutluluktan kpkrmz kesilen Halime ayaklan birbirine dolaarak yerine dnd. Meryem geride kalanlara bir gz att: Safiye, Hati ce, Sit, Cveyre, Reyhane ve Tayyibe. Eski soukkanllna kavu mutu tekrar. Bu arada Hasan sorumlular yanna ararak onlara son tali matlar verdi: 249

"Hadmlar delikanlla buraya getirecekler. Geldiklerinde derin bir uykuda olacaklar. Onlar yava yava ok dikkatli uyandrn. nce st sonra meyve ikram edin. Cesaretlenmek iin, misafirle rin nne kmadan her biriniz birer bardak arap iebilirsiniz. Da ha fazla deil ama! Ancak delikanllar sarho olduktan sonra, sizler de imeye balayabilirsiniz fakat ly sakn karmayn! Sonra bana detayl bir rapor sunacaksnz... Veda etme vaktini bildiren sese dikkat edin. Boru kez tecek. Bu arada Apama'nn sizlere verecei kk haplar fark ettirmeden delikanllarn kadehine ata caksnz. Bir sre sonra uykuya dalacaklar. Fakat barda tamamen boaltmalar gerek! Uykuya dalnca hadmlar onlar alp gtre cekler." Szlerini bitirdikten sonra bir kez daha kzlar inceledi ve veda iareti olarak nlerinde azck eildi. Adi ve Apama onu kayn yannda bekliyorlard. Onlara son emirleri verdi ve Apama'nn eli ne kk bir paket kaydrd: "Paketin iindekileri sorumluya vereceksin. Ziyaretilerin seni grmemelerine dikkat et. Bu arada gzlerini Meryem'den ayrma: Delikanl ile yalnz kalmamal..." Sonra maiyetine bir iaret yapt ve hep beraber kalenin yolunu tuttular. Hasan iki arkadandan ayrldktan sonra kulenin br tarafna git ti. Buras muhafz birliinin ikametine ayrlmt. Geliini bildiren bir boru sesi duyuldu. Yzba Ali ona doru gelerek her eyin ha zr olduunu bildirdi. Tam eili tane dev zenci tepeden trnaa silahlanm olarak ko ridora tek sra halinde dizilmilerdi. Hi kprdamakszn dimdik nlerine bakyorlard. Hasan tek kelime etmeden onlar szmeye balad. Onlar her tefti ediinde iini bir korku saryordu. Ama rahatsz edici bir korku deildi bu, aksine houna bile gidiyordu. Arkasnda bu adamlar varken kimsenin kendisinin klna bile zarar veremeyeceini biliyordu. Ve bu adamlardan hibirisi kendisine herhangi bir zarar vermeyi aklna bile getirmezdi! Neden? Niye kendisine bu kadar kr krne balydlar? Niin insanlar zerin250

de bu kadar byk bir gc vard? Ruhun gc! diyordu kendisine sk sk. Dnyada kendisinden baka hi kimseden korkmayan bu hadm canavarlarn dizginlerini ancak bu ekilde kontrol altnda tutabiliyordu. Adamlarn hepsini tefti ettikten sonra Yzba Ali'yi kenara ekerek emirlerini vermeye balad: "Yats namazndan sonra on adam ile aadaki mezarla ge leceksin. Sana tane uyuyan delikanl getireceim. Onlar sed yelere koyarak bahelerin iine tayn. Adi sizi bekleyecek. Ona uyuyan delikanllarn isimlerini sylediiniz zaman hangisini nere ye gtrmeniz gerektiini syleyecek. Yolda onlarn saykladn iitirseniz endielenmenize gerek yok. Fakat ilerinden birisi uya np da zerindeki battaniyeyi kaldrmak isterse sessizce iini biti receksiniz. Ayns dn yolu iin de geerlidir. Birisini ldrmek zorunda kalrsan cesedi bana getir. Her eyi anladn m?" "Her eyi anladm ey Seyduna!" "O zaman yats namazndan sonra grrz." Yzbaya selam verdikten sonra heykel gibi kprdamadan du ran muhafzlarn nnden geti ve gizli yoldan dairesine dnd. Ebu Ali kalenin i ksmnda oturuyordu. Kendisine ait olan odalar dan birisini Buzruk mid'e vermiti, iki arkada bahelere yaptk lar geziden sonra Ebu Ali'nin od^snda bulutular. Uzun sre ikisi de tek kelime etmedi. Birbirlerinin neler dndn anlamaya alyorlard. Sonunda Ebu Ali dayanamayarak arkadan yokla mak istedi: "Dorusu olan "biten hakknda neler dndn bilmeyi ok isterdim." "Ibni Sabbah tartmasz byk bir adam..." "Evet, byk bir adam..." "Fakat bazen dnyorum ki... -imdi syleyeceklerim ara mzda kalmal- umarm sana gvenebilirim..." "Allah'n adna yemin ederim!" "Bazen bana yle geliyor ki ruhu, kendisine bask yapan baz eylerin etkisi altnda; akl pek banda deil."
i

251

"Doru. Dncelerinin byk ksm gerekten pek normal de il gibi, zellikle biz sradan lmller iin! Fakat benim asl bil mek istediim, bize miras olarak brakmak istedii plan konusun daki dncelerin." "Vallahi dorusunu sylemek gerekirse, aklma devaml me hur Habernak saraynn inas hikayesi geliyor! Biliyorsun kral Naaman Senamar adil mimar bu i ile grevlendirmiti. ini baaryla bitirmesi durumunda byk bir mkfat vaad etmiti. Sarayn ya pm biter bitmez, mimar surlann zerinden aa attrd. Mkafat buydu ite!" "Fedalerin balltkian karlnda alacaklar mkfat bundan farkl olmasa gerek." "Pek sen ne yapacaksn?" diye bilmek istedi Buzruk mid. "Ben mi?" Ebu Ali dncelere dalmt. ki karsn ve iki ocuunu kay bettikten sonra, hayat ona bo ve anlamsz gelmeye balamt. Yaklak on be yl nce Kazvin'den kamak zorunda kalarak Suri ye'ye snmt. Orada dncelerini yaymaya devam etmiti. Her iki kansn evde brakmt: Habibe, yal olan, kendisine iki ocuk vermiti. Daha gen olan Aye'yi ise byk bir tutkuyla se viyordu. Yakiak yllk bir aynlktan sonra eve geri dndn de Habibe'nin azndan gen kars Aye'nin komulardan birisi ile mercimei frna verdiini iitmiri. Kskanlktan deliye dne rek nce komusunu sonra da vefasz karsn ldrmt. Kendi sini mutsuz klan haberi veren kars Habibe'yi ise iki ocuuyla beraber Basra'ya giden iik kervana bindirmi ve kle pazarnda satmt. Geri sonradan vicdan azab ile onlan her tarafta aratm fakat izlerine rastlayamamt. Bana bu felketler geldii esnada ise Hasan ondan kendisine katlmasn istemiti, ismaili davas ar tk tm hayatn tekil ediyordu. Kaderi byle izilmiti. yle d nmekteydi: 'Baka seimim yok. Byk bir yanllk yaptm ve sonularna katlanacam. Kaderim byleyrni..." Buzruk mid karanlk baklarn yere dikmiti. Tm ruhuyla bir askerdi o. Rudbar kalesinde, verdikleri szleri tutmayarak, smal saflarn terk etmek isteyen tam on be askerin boyunlarn vur252

durtmutu. Dmana kar her trl hile ve desisenin serbest ol duunu dnyordu. Fakat en sadk mritlerine byle bir oyun oynamak!! Akl havsalas almyordu br trl. "Bahelerden dndkleri zaman fedalerle ne yapmay d nyor dersin?" dye sordu. "Bilmiyorum. Ama ayet plan baarya ularsa, elindeki hahaler hi phesiz dmana kar korkun bir silah olacaklar." "Baarl olacana inanyor musun?" "Kim bilir? Dnceleri bana glgsnca geliyor. Dorusunu ister sen Alamut kalesini ele geirme plann da lgnlk olarak deer lendirmitim. Fakat sonucu baarl oldu." "Olaylara bak as o kadar farkl ki onu takip etmekte ok zorlanyorum dorusu " "Byk adamlarn lgnlklar mucizeler yaratr." "Dinle! Benim iin ok kymetli olan br olum var. Onun Hasan'n hizmetinde bir feda olmasn istiyordum. Hasan buna en gel olmutu. O zamanlar ok bozulmutum buna. Fakat imdi onu dnyann br ucuna gndermek istiyorum! Hemen bu akam bir haberciyi yola karacam." Buzruk mid kadnlan ve yaamay seviyordu. lk kans, gen Muhammed'in annesi, lousa yatanda lmt. Uzun yllar kim se onu teselli edememiti. Fakat sonra bir e daha almaya karar verdi sonra bir daha ve sonunda Rudbar'da byk bir harem sahi bi olmutu. Fakat btn bu kadnlar ilk karsna duyduu zlemi unutturamamlard. Kendisi ismail'in soyundan gelmekteydi, bu nedenle sultann hizmetinde ykselmesi mmkn deildi. Msr'a gitmi ve oradaki halife onu Hasan ile tantrmt. Her eyini ona borluydu: G, rtbe, zenginlik. ok iyi bir liderdi ama dikkati onu dolambal yollarda ilerlemeyi men ediyordu; salam zemine basmay tm hayat boyunca sevmiti. "Dnyorum ki" dedi sonunda "Hasan izlemekten baka bir ey yapamayz. Eer malup olursa biz de malup oluruz. a yet baar kazanrsa, kazand baar yntemlerinin sertliini unutturacaktr." "Gerekten de baka bir seim ansmz yok" dedi arkada. 253

"Hele benim durumum daha da kolay: Ben Hasana her zaman hayranlk duydum; ne yaparsa yapsn onu izlemeye hazrm." Bu konumadan sonra Buzruk mid odasna ekilerek oluna bir mektup yazd: "Muhammed, olum, hayatmn neesi! Hemen Suriye'ye ve ya elinden gelirse Msr'a git. Orada arkadalarm bul ve seni be nim gnderdiimi syle! Sana yardm ederler. Bir babann sevgisi nin sana emrettiklerine itaat et! Oraiara sa salim ulatnn habe rini almadan kalbim rahat etmeyecektir." Bir haberci ararak mektubu Rey ehrine gtrmesini syledi. "Douya giden yolu kullan" dedi ona. "Sultann nc birlikleri seni ele geirmesinler. Mutsufer sana olum Muhammed'i nere de bulacan syleyecektir. Onu bul ve bu mektubu ona ver. G revini laykyla yerine getir! Dnte gzel bir mkafat bekliyor seni." Ona yolculuk iin biraz para verdi. Az sonra kaleden doludiz gin ktn grnce rahatlayarak i ekti. Ayni gnn akam, hekim ile Ebu Soraka bo harem binasnn da mnda oturuyorlard. nlerinde byk bir para et kzartmas ile bir testi arap vard. Bir yandan birbirlerine yiyecek-iecek ikram ederken dier yandan da kalenin surlarnn dibindeki curcunay seyrediyorlard. Tam felsefe yaplacak bir ortamd szn ksas. "Ne kadar canl bir yaam" dedi Yunanl huzurlu bir sesle. "Bundan yllar nce Bizans'ta bulunurken, emeklilik yllarm, Ku zey iran'n ku umaz, kervan gemez bir blgesinin kartal yuvas na benzer bir kalesinde Isma zaferlerini bekleyerek geirmek is tediimi dnrdm daima!! O zamanlar kumar oynamay ok severdim. Nitekim bir sre sonra borlarm deyemeyince zincire vurularak zindana atldm. Dostlarm borlarm demek yerine, beni hapisten kardlar; sonunda kendimi bir gemide buluverdim. Sonra kle olarak satldm ve halifenin hekimi olarak saraya girme yi baardm. O zaman Ibni Sabbah sarayda an ve hret iinde yayordu. Ben de ona hediye edilme mutluluuna nail oldum. te gryorsun; u anda ondan tek ikyetim beni haremimden ayrm olmasdr!" 254

Ebu Soraka glmsedi: "Sana teselli olacaksa syleyeyim: Hepimiz ayn durumdayz." Hekim ona anlaml bir bak frlatt. "Gerekten mi? Kalenin arkasnda ne olduunu dndn m hi? Orada Hasan ve Byk Da'leri iin bir zel elence merkezi kurulmu olamaz m sence?" Ebu Soraka hekime dikkatle bakt: "Gerekten de Hasan'm kendisi iin zel bir harem kurmu ol duunu mu dnyorsun?" "Baka ne olabilir ki? Birok kervancdan tm ran'n en gzel kzlannn gizlice buraya getirildiini rendim. Bugne kadar bir tekini olsun grebildik mi?" "Bunlar bo lakrd. Aada bir hazrlk olduunu ben de bili yorum. Ama gerek amacndan hibir zaman phe etmedim: Oras kalenin ciddi bir muhasaras durumunda kaabilmemiz iin hazrlanan gizli bir k!" "Amma da safsn! Ben Hasan' iyi tanrm. O bir filozof. Ve bir filozof olduu iin, yaamn tm amacnn eninde sonunda zevk aimaya dayandn bilir. Zaten elindeki imknlar kullanmyorsa aptaln teki demektir. Dnyada duygularmzla kavrayabileceimiz eylerden baka ne var ki? Her ey hakikatin egemeniiindedii; bu yzden her zaman insann ihtiraslarn dizginlemesinden ya naydm. Evet! Bunda en kt ey ise insann igdlerinin kendi sine emrettiklerine ulaamamasdr. Ve bu durumda tbni Sabbah' akll bir adam olarak takdir etmeliyim: Her istediini ele geirme yi ok iyi becerdi. Hseyin Alkeyni btn yl boyunca Horasan ve Huzistan'dan geen kervanlardan hara ald fakat Hasan ondan bi le hl vergi alyor!" "O byk bir usta" diye katld ona Ebu Soraka - fakat iten ie kendisini dinleyen birilerinin olmasndan ve Byk nder halikn da sarf edilen bu yakksz szleri iitmesinden korkuyordu. Yunanl neeyle gld: "O senin tahmin ettiinden ok daha byk ve kudretli! Dn hele! Msr'da iken, br keresinde halife nin muhafz ba olan korkun Bedr el-Cemal'le dehetli bir anla mazla dmt. Herkes hayatndan endie ediyordu. Ama o 255

hibir ey olmam gibi halifeye giderek, kln bile kprdatmadan son derece ilgine tekliflerde bulundu, Na! olsa halifenin kendisini o gece herhangi bir gemi ile nereye olursa olsun gndermek iste diini biliyordu. Halfeye iran'a giderek kendisi adna taraftarlar toplayacana ve Badat iktidarn ykacana sz verdi; bu ekil de hem elini kolunu sallayarak lkeyi terk etti, hem de byk kese dolusu altn yannda gtrd! Buradan bile elini zavall hali fenin kasasna uzatmaktan geri kalmyor: Msr'dan gelmesi bekle nen kervann azck gecikmesi halinde bile, hemen aaya bir eli gndererek Kendi hesabna almaya hazr olduunu belirtiyor. Biare halife ne yapsn! Hemen bir ferman kartarak efendimizin kalesinde, bilmem hangi lksn karlayabilmek iin zavall halk nn kendisine demekte olduu vergiyi daha da arlatryor. Onu gerek bir filozof olarak nitelendirmekte haksz mym? Biz kanlanmz gnderip kemerleri skmak zorunda kalyoruz, oysa o..." Tam o esnada arkalarndan gelen ayak sesleri iki kafadarn y reklerini hoplatt. Ebu Ali anszn arkalarnda bitivermiti. "Es-Seiam n aleykm dostlarm" diye selamlad onlar. Bu arada iin iin akniklanna glyordu. "Seni aryordum Ebu Soraka. Yusuf, Sleyman ve tbni Tahir'in, drdnc ve beinci saatler arasnda, Byk nderin yannda olmalarn salaman lazm. Evet, Seyduna'nn huzuruna kacaklar! Bu nedenle uygun bir bi imde hazrlk yapsnlar. Szlere yi bir akam dilerim." Bu akam, ilerinden nn Seyduna tarafndan kabul edile ceini renen fedailer son derece heyecanlandlar Herkes bir azdan bu davetin nedenleri zerinde fikir yrtyordu. "Savata en ok kahramanlk gsterenleri mkfatlandrmak is tiyor" dedi Ibni Vakkas. "Ne kahramanl?" diye sze kart beyde. "Gerekten de Trklerden bayra zapt eden tbni Tahir'i kastetmiyorum tabii. Fa kat attan den Sleyman ile korkudan bas bas baran Yusuf da m kahramanlk gsterdiler?" "En ok dman Sleyman ldrd, Yusuf da dman bayra na giden yolu at" diye hatrlatt Cafer. "Doru" dedi Naim. "Ben onlarn yan basndaydm." 256

"Sen mi?" diye kmsedt onu beyde. "Son grdmde, Trklerin seni fark etmemeleri iin YusuFun ardna saklanm titri yordun!" Naim fkeden lgna dnmt: "Seni pis zenci" diye yumruunu beyde'nin suratna doru savurdu. Seilmi olan kii, bu arada, hamamda ykanyor ve akam iin hazlklann tamamlamaya alyorlard. Son derece heyecan lydlar. Arada bir rpermekten kendilerini atamyorlard. "Huzura knca nasl davranmalyz?" diye sordu Yusuf dier ikisine. Bir ocuk saflyla bakyordu onlara. "Bu akam Byk Daf'nin bize emrettii gibi" diye sakinletir meye alt onu tbni Tahir. "Peygamber Ali'nin sakal adna!" diye bard Sleyman. Duy duu heyecan nedeniyle srtndan bir scak, bir souk terler boanyordu. "Seyduna'nn huzuruna kabul edilme erefine bu kadar abuk nail olacamz hi dnmezdim dorusu. Bu sabah ger ekten de byk kahramanlklar gstermi olmalyz..." "Demek ki bizi bu yzden ardna eminsin?" diye sordu Yusuf. "Yoksa kendini buna layk grmyor musun?" diye alay etti Sleyman. "Belki de sadece Ibni Tahir ile ben huzura kmalyz. Ne de olsa sen ok atmak yerine barp durdun." "Samalama! Trkler tarafndan atndan drlen ben deildim!" Ksa bir sessizlik oldu. "Hele bir Seyduna'nn huzuruna k bakalm" dedi Sleyman. Arkadann szlerine alnmt. "Neler yapacan greceiz hep beraber!" "Yoksa Seyduna'nn Ebu Soraka olduunu mu sanyorsun?" dedi teki fkeyle "o da bana yedi imam soracak deil ya!" Ibni Tahir onlar bartrmak istedi: "ikiniz de her zamanki gibi samalamayn yeter." de bembeyaz cppeler, dar, beyaz poturlar ve beyaz sa rklar giyerek arkadalarnn yanna dndler. Akam yemeinde boazlarndan aa bir ey gemedi; di erlerinin kskan baklarnn farknda bile deillerdi. 257

"Geri dnnce bize neler olduunu anlatacak msrt?" diye sor du Naim yemekten sonra ibni Tahir'e, "Elbette! Soracan her eyi hem de!" dedi bni Tahir g giz leyebildii bir heyecanla. Ebu Ali onlar Byk nderin kknn kapsnn nnde bekli yordu. Yzierindeki heyecan fark edince bir an iin znt duydu: Nereye gideceklerini bir bilseler! "Gelin" dedi cesaretlendirici bir sesle. "Suratnzda sizin gibi kahramanlara yakr bir ifade olsun! eri girince yere kadar eilin ve Seyduna dorulmanz emredinceye kadar ylece kaln. Eer size bir ey soracak olursa nce hrmetle elini pn. Sorularna k sa ve doru cevaplar verin. Seyduna'nn ruhlan okuyabildiini unutmayn!" Kulenin merdivenlerini trmandlar. Sleyman az kalsn merdi venin banda nbet tutan zenciye arpacakt. rkilerek geriye doru srad; fakat hemen sonra korktuunu belli etmemek iin yere eilerek tkezlemesine neden olan bir eyler arad. "Onun yerinde olsam ben de korkardm" diye fsldad Yusuf bni Tahir'in kulana. Kalpleri korkuyla arparak bekleme odasna girdiler. Duvardaki hal aniden yana ekildi ve ierden ykselen bir ses iittiler: "eri girin!" Ebu Ali onlara yol gsterdi. nce bni Tahir girdi ieri. Sley man hemen arkasndan onu izliyordu. Fakat Yusuf ne yapacan armt. Korkudan dileri takrdyord. Geriye dnp kamay ok isterdi fakat bunu yapamayaca iin, aresiz arkadalarn ta kip etti. Odada iki kii vard. Buzruk mid'i daha nce grmlerdi. Fa kat yanndaki adam kendilerine yabancyd. zerinde basit bir kahverengi cppe, banda ise beyaz bir sark vard. Sradan bir adama benziyordu. Ne korkutucu ne de ok sert bir izlenim uyan dryordu. Demek Seyduna, Ismaillerin grnmez nderi, bu adamd! Yan yana dizilerek yerlere kadar eildiler. 25 S

"Bu kadar yeter dostlarm, bu kadar yeter." Seyduna delikanl lara dorulmalarn iaret etti. Yanlarna yaklaarak glmsedi. Y znde kendilerini iyi hissetmelerini istediini belirten bir ifade var d. "Bana sultann askerlerine kar gsterdiiniz kahramanlklar anlattlar. Ben de sizleri mkfatlandrmaya karar verdim. "Sen bni Tahir" -ona doru dnmt bu arada- bana hem yazdn iirlerle hem de zellikle bugn zapt ettiin dman bayra ile mutluluk verdin! Sen Sleyman", korkusuz bir sava olduunu kantladn bu gn. yi bir kl ustassn. Bize daha ok hizmetlerde bulunacaksn! "Ve sen Yusuf diye devam etti. Dudaklannda hafif bir glm seme vard. "Zndklarn zerine bir aslan gibi kkreyerek saldrd n biliyorum. Seni de tebrik ederim!" Kendilerine uzatlan eli aceleyle ptler nk Seyduna elini ok abuk geri ekmiti. Gzleri gururla parlyordu. Daha nce kendilerini hi grmedii halde nasl olur da haklarnda bu kadar ok bilgiye sahipti? Ebu Ali mi anlatmt ona kendilerini bu kadar detayl olarak? Demek ki hizmetleri gerekten de ok bykt! Byk Da'ler kenarda duruyorlard. Yzlerinde derin bir heye can ifadesinden baka bir ey okunmuyordu. "Bu byk gnn ncesinde bilgilerinizi snadk, hemen sonra da kahramanlnz snama frsat yakaladk. imdi sra benim en ok deer verdiim imtihana geldi. Onu bu akam iin sakladk, imannzn gerekten de sarslmaz olup olmadn grmek istiyo rum!" enesini uzatarak Yusuf un nne dikildi. "Amirlerinin sana rettiklerine inanyor musun? Tm kalbinle iman ediyor musun gerekten?" "man ediyorum ey Seyduna!" Sesi biraz ekingendi ama tam bir itikat sergiliyordu. "Ya siz ikiniz Sleyman ve bni Tahir?" "man ediyoruz ey Seyduna!" "Peygamberin tek gerek mirassnn ehit Ali olduuna iman ediyor musun Yusuf?" "phesiz iman ediyorum ey Seyduna!" 259

Yusuf kendisine byle sorular yneltilmesi karsnda armt adeta. "Ve sen Sleyman, Ali'nin iki olu olan Hasan ve Hseyin'in haksz yere mirasndan mahrum edildiine iman ediyor musun?" "Hem de hibir phe glgesi bile olmadan ey Seyduna!" "Ve sen ibni Tahir, smail'in yedinci ve son imam olduuna iman ediyor musun?" "Evet, iman ediyorum ey Seyduna!" "Ve gnn birinde Mehd'nin son peygamber olarak dnyaya gelip adalet ve hakikat datacana iman ediyor musun?" "Buna da iman ediyorum ey Seyduna!" "Yusuf! nderinize, yani bana, Allah'n iradesiyle kudret bah sedildiine iman ediyor musun?" "man ediyorum ey Seyduna!" "Sleyman! Yaptm her eyi Onun adna yaptma iman ediyor musun?" "man ediyorum ey Seyduna!" Hasan bni Tahir'e dnerek onu dikkatle szd. "Ya sen bni Tahir, bana, her istediim kiiyi cennete sokabil me yetkisi verildiine iman ediyor musun?" "man ediyorum ey Seyduna!" Hasan dikkatle dinlemiti, ibni Tahir'in sesinde de sarslmaz bit itikat vard. "Pekl Yusuf! Bakalm imann gerekten de salam m? Sana kulenin zerine kp aa atlaman emretsem ve hemen akabin de cennet kaplannn senin iin ardna kadar alacaklarn syle sem sevinir misin?" Yusuf un beti benzi att. Hasan belli belirsiz glmsedi. Byk Da'lere dnd. Onlar da glmsyorlard. Ksa bir tereddt anndan sonra Yusuf cevap venneye muvaf fak oldu: "Evet sevinirim ey Seyduna!" "ok iyi! O zaman emrediyorum sana: Kulenin tepesine k ve aa atla! Yusuf Yusuf! Kalbinin ta derinliklerini okuyabiliyorum. mann o kadar zayf ki... Ya sen Sleyman onun yerinde olsan se vinir miydin?" 260

Sleyman tok bir sesle cevaplad: "Gerekten sevinirdim ey Seyduna!" "Bak sen... Ya o emri sana imdi versem!? Grdn m? Ren gin soldu aniden! Dilin kararl ama imann deil. Fedakrlk iste meyen eylere inanmak ne kadar da kolay!! Ama inancmz uru na fedakrlk yapmaya gelince i birdenbire deiiveriyor." bni Tahir'e dnd. "Biraz da senin iine bakalm air! Bana cennetin anahtarlarnn verildiine iman ediyor musun?" "man ediyorum ey Seyduna. Sen layk bulduun kiiyi cenne te sokabilirsin." "Peki ya anahtar ne oldu? Sana anahtan sormutum!" bni Tahir tm cesaretini toplad. "man etmek iin kendimi zorluyorum ama itiraf etmeliyim ki bu anahtann mahiyetini anlayamyorum." "Uzun szn ksas, Ali ve imamlar hakkndaki her eye iman ediyorsunuz. Oldu bitti! Hepsi bu!" diye bard Hasan. "Niye size sylenenlerin yansna iman ediyor, br yansna etmiyorsunuz? Bize tarikatmzn kendilerine rettii her eye inanan mminler lazm!" Bu szlerden sonraki sessizlik fedalere dayanlmaz geldi. Diz leri titriyor, alnlanndan souk terler boanyordu. Hasan acmadan devam etti: "Baka kelimelerle ifade edersek, beni bir yalanc yerine mi koyuyorsunuz?" feda bir anda bembeyaz kesildiler. "Hayr Seyduna hepimiz sana iman ediyoruz!" "Hayr! Hepinizin kalplerini okuyabiliyorum. man etmeyi ok isterdiniz ama bunu yapamyorsunuz. Neden ibni Tahir?" "Her eyi biliyorsun, her eyi gryorsun ey Seyduna! Mant n alamayaca eylere iman etmek ok ama ok g... trademiz istiyor ama mantmz kabul etmiyor. "Doru szlsn ve bu houma gidiyor. Eer seni gerekten de cennete gtrsem ve kendi ellerinle dokunsan, kendi gzlerin le grsen, kendi kulaklarnla duysan, kendi dudaklannla tatsan o zaman ne dnrdn? O zaman iman eder miydin?" 261

'"Nasl phe edebilirim ki ey Seyduna!" "Buna sevindim- Sava gcnz kantladnz. Ama sizin zayf noktanz biliyordum; bu yzden sizi buraya getirttim. mannzn kaya gibi salam olmas iin sizlere yardm etmek ve zaafnz a manz salamak istiyorum. 8u yzden cennetin kaplarn bu ak am sizler iin amaya karar verdim." Fedalerin gzlerinde tasavvur edilemez bir aknlk ifadesi vard. Kulaklarna inanamyoiardl "Niye bana byle bakyorsunuz! Sizleri bu ekilde mkfatlan dracam iin sevinmeniz gerekmez deil rni?" "Sylediin..." ibni Tahir kekelemeye balad ve cmlesini tamamlayamad. "Szler iin cennetin kaplarn aacam syledim ve bunu ya pacam da! Hazr msnz?" de anszn yere diz ktler. Sanki grnmeyen bir kuvvet onlar arkalarndan itmiti. Hasan'm nnde secdeye vararak ylece kaldlar. Hasan kenarda bekleyen arkadalarna bir bakj Srlatt. Yzle rinde endieyle kark bir heyecan okunuyordu. 'Ayaa kalkn!" diye emretti genlere. Emrine itaat ettile. Hasan duvardan bir mum alarak, fedaleri asansrn hcresine gtrd. eriye zeri hallarla rtl tane yayvan dek serilmiti. "Deklere uzann!" diye emretti. Elinde tad lambay Ebu Ali'ye verdi. Buzruk mid'e bir testi arap uzatt; kendisi, ise yanndaki sehpann stndeki altn mahfazay eline alarak at. "Cennetin yolu uzak ve zorludur. te size g kazandrmak iin yiyecek ve iecek. Elimdekileri aln!" Teker teker fedalerin yanna giderek her birinin dudaklarnn arasna kk bir hap sktrd. Yusuf o kadar kendinden gemiti ki dilerini zorlukla arayabildi. Sleyman ve bni Tahir hap yutabil mek iin ellerinden geleni yaptlar. Hapn tad nceleri ok tatlyd ama bir sre sonra aclamaya balad. Azlarndaki naho tad gidermek iin arap imelerini emretti Hasan. Bu arada onlar dik katle szyordu.

Alkn olmadklar arap bir anda balarn dndrmt. Son ra da bilinlerini yitirmeye baladlar. Vcutlar git gide geve mekteydi... Yusuf nce boazlanan bir kz gibi hrldamaya ba lad sonra da baygnln penesine dt. Arkadalan ise sarho luk ve merak arasnda gidip geliyorlard. Ya bu bir zehirse? diye dnd bni Tahir; ama binlerce renkli resim anszn lgn gibi gzlerinin nnden gemeye balad. Bylenmi gibi onlar izle meye alyordu. Hasann gzleri faita gibi almt. "Ne gryorsun bni Tahir?" Fakat delikanl onu artk duymuyordu. Gzleri, nnden geen lgn resimlerdeydi, sonunda kendisini tamamen teslim etti onla ra ... Sleyman gerek ile gerek olmayan kartrmasna neden olan hayallere kar mcadele diyordu: Bir mddet daha merakla kendisine bakan nderi grmeye devam etti. Ama o da gzle rinin nnden geen lgn resimlere fazia dilenemedi. Bir ar iin Hasan'n kendisine zehir vermi olabileceini geirdi aklndan. Hayr! mknsz, olamaz! Resimler canlanmaya balamlard, kar konulmaz bir ekilde kendilerine aryorlard onu. Sonunda de rin derin i ekti. Mcadeleyi brakmt. Ruhu huzurla dolu olarak kendisini hayallere, teslim etti. Yusuf yatt yerde bir sre inleyerek saa sola dnd sonra derin bir uykuya dald. Hasan yaranda kapkara rtler getirmiti. Delikanllarn zerle rini teker teker skca rtt. Bu ii bizzat yapmay tercih etmiti. Verdii bir emir zerine, asansr hzla aa inmeye balad. Kulenin dibinde muhafzlar onlar beklemekteydi. Fedalerin yattklar sedyeler ikier zenci tarafndan bahelerin ortasna doru tanmaya balad. Sedyeleri tamakla grevli olan hadmlar kontrol etmeleri iin her sedyenin bana ayrca iki adam daha vermiti Hasan. Aradan geen btn bu zaman zarfnda Byk Da'ler tek keli me bile etmemilerdi. Fedalerin dnn beklemekten baka areleri olmadn biliyorlard. Hasan yzn onlara evirerek al ak bir sesle konutu: 26i

"Her ey Kararlatrdmz gibi gerekleti deil mi?" "yle grnyor Seyduna." Hasan derin bir oh ekti. "Yukan kalm" dedi sonunda. "Btn olup bitenler aynen bir ski Yunan trajedisine benziyor. ok kr birinci perde sona er di!"

XI
Bahelerdeki tm hazrlklar sona ermiti. Byk nderin tali mattan uyannca kzlar yaplacak leri aralannda paylamlard. Hadmlar Fatma ve Zleyha'y arkadalaryla beraber kendilerine aynlm olan baheye gtrdler. Fatma'nn krall bannaklarn sol altndaki kk ormann kysmdayd, Zleyha ise br tarafta hkm sryordu. Her birinin bahesi nldayarak akan dereler ile dierlerinden aynlrmt. Bahelerin plan ylesine ustalkla tertip lenmiti ki iki ayr yerde konuan insanlarn birbirlerini duymalar neredeyse imknsz gibiydi. Hadmlar btn gn uraarak kklerin etrafndaki aalarn arasna yapraklarla ssl ipler germiler ve kzlann hazrladklar fenerleri bunlara asmlard. Fenerler gerekten de akla hayale ge lebilecek en deiik biim ve renklerde hazrlanmt. Akama doru hava kararmaya yz tuttuu zaman kzlar fenerlerin iindeki mumlan yaktlar. Etraf birden bire tamamen deimiti. Baka bir boyuttaydlar sanki. Her yer baka bir dnyadan gelen k huzme lerine boulmutu. Kzlar fenerlerin arasnda gezinerek renk der yasnda yzen vcutlarn zevkle izliyorlard. Btn bu inanlmaz ve gerekst renk cmb, havann kararmas sonucu ortaya kan k deiikliklerinin yardmyla, gerek dnyann tmn, ci vardaki dalan, kaleyi, hatta yldzlan bile, kaln bir perdeyle rt mt sanki. ieklerle sslenmi kklerin lerindeki muhteem fskiyeler, gizemli klar saan kandillerin aydnlnda etrafa sihirli su zerre leri sayorlard. Altn kapl masalann zerindeki altn ve gm tepsilerde eitli leziz yiyecek ve iecekler misafirleri bekliyordu: kzartlm av kular, kzartlm balklar, sanatkarane sslenmi pastalar ve her eit meyveler - incir, kavun, portakal, elma ve 265

'64

eftali, iri taneli zmler. Her masada ak byk testi arap bulu nuyordu; etraflar da ii ra dolu kaplarla evriliydi. Yats namaz vakti gelip attnda Adi ile Apama son kez bah eleri tefti ettiler. Yal kadnn dikkatli gzlerinden hibir ey kamyordu. Eline firsat gemiken son kez kzlara tler yadr maktan geri kalmad. Meryem Fatma ve Zleyha'ya ikier adet uyku hap verdi; ayet birincisi yeterince abuk etki etmezse deli kanlya ikincisini vereceklerdi. Ortadan kaybolmadan nce son bir t daha vermeyi ihmal etmedi: "Delikanllarn ok fazla som sormalarna frsat tanmayn. Onlar megul edin ve en nemlisi: Onlar sarho edin. Unutmayn! Seyduna adil ama serttir!" Verdii bu son tten sonra ortadan kayboldu. Onun gitme sini bekleyen grup sorumlular ise bu frsat deerlendirerek ken dilerine ve arkadalarna cesaret vermesi iin birer kadeh arap doldurdular. Fatma'nn grubu ok canlyd. Kzlar glyor ve eleniyorlard; heyecanlarn unutmay az da olsa baarmlard. Sihirli aydnlatma ve arap etkisini gstermeye balamt bile. Ve az sonra kendile rine olan gvenlerini tekrar kazandlar, hatta yaayacaklar mace rann hayalini kurmaya bile baladlar. "Ad Sleyman. Seyduna'nn dediine gre ok yakklym" dedi Leyia baygn bir sesle. Sara glmsedi; "Ne ol Yoksa ona gz mu koydun?" "Bunu sen mi sylyorsun? Kendi haline bak nce! Sabrszlk tan neredeyse hasta olacaksn." "ilk dans Halime'ye braksak nasl olur?" diye nerdi Hanm. Halime irkildi: "Asla olmaz!" "Korkma" dye yattrd onu Fatma. "Btn bu olayn baar sndan ben sorumluyum. Herkesin bir grevi olacak." "Peki ya k olursa ne olacak?" diye sordu kurnaz Aye. "Hi umutlanma! Ne kadar yrtk olduunu biliyoruz ama ona skmeyeceine eminim" dedi Sara. "yle mi? Demek senin kara derini beenecek?" "Kesin sesinizi!" diye kart Fatma. "Kime k olmasnn ne nemi var. Biz Seyduna'nn ermindeyiz ve bu akamki tek grevi miz onun emirlerine itaat etmek." 266

"Onun Zeynep'e k olacandan eminim" dedi Halime. "Niye zellikle Zeynep?" diye sordu Sara. fkelenmiti tekrar. "nk altn gibi sar salar ve ok gzel mavi gzleri var," Zeynep glmeye balad. "O da Seyduna kadar gururlu mudur sizce?" diye sordu Halime. "u kk maymuna bakn hele" diye alay etti Fatma. "imdi de Seyduna "yi hayal etmeye balad!" "Onu ok beendim." "Bana bak Halime, bu akam geekten de oyun oynamann s ras deil. Zaten Seyduna bizim iin gelmedi buraya. Onun hak knda bu ekilde konumaman tavsiye ederim sana." "Ama o Meryem'i seviyor!" "Sen Meryem deilsin ki!" dedi Sara kt bir ifadeyle. "Bu tr eyleri bir daha iitmek istemiyorum!" diyerek tart maya son verdi Fatma. "Acaba elbiseleri nasl?" Aye'nin bu masum sorusunu Sara alayla karlad: "Ne elbisesi! plak gelecek tabii ki!" Halime gzel kollaryla yzn kapad. "Ona bakmayacam" "Biraz sakinlemek iin ne yapalm biliyor musunuz? Onun iin bir iir besteleyelim!" diye bir fikir att ortaya Seher. "yi fikir! Fatma ilk msray sylesene!" "yi ama onu daha grmedik ki!" "Fatma az sonra hayal krklna urayacandan korkuyor" di ye alay etti slah olmaz Sara. "Beni daha fazla tahrik etme Sara. Pekl deneyeceim. Mese la: Sleyman arkadamz cennete geldi..." "Samalama!" diye bard Fatma. "Sleyman Trklere kar sa vam olan bir kahraman. yle sylemeliydin: Sleyman yenil mez kahraman cennete geldi..." "Bu daha m iyi yani!" Fatma sinirlenmiti. ""Nasl olup da dili nin dolanmadna atm! Dinleyin imdi: Sleyman gklerin kara kartal cennete geidi. Gz Halime'ye iliince iinde ak alevlen di." v 267

"Hayr! Bu iiri istemiyorum ben! eledi rkek kz. 'Aptal ocuk! Anlaana! Bu sadece bir aka." ; ieyha'nn grubu bu kadar tasasz deildi. Cada g bela ayakta iurabiliyordu ve kzlarn kk Fatma' olarak adlandrdklar o cuk bir keye sinmi titriyordu. Esma sonu gelmeyen sama sa pan sorular sormaktayd. Hanefiye ve Zofana yapacak daha iyi bir ey bulamadktan iin kavga ediyorlard. Sadece Ruklye ve Habibe biraz daha iyi bir grnt arz etmekteydiler. Zleyha sabrszlk iindeydi; btn bu maceray tek bana y netme erefi biraz bana vurmutu. Grnts imdiden gznn nnden gitmeyen yakkl Yusuf sadece kendisine bakacak ve dierlerini fark etmeyecekti bile. Evet, seicin kz kendisi olacakt; bunu hak etmiti. Zaten gzelliinin yan sra, dierlerinden daha cesur ve giriken deil miydi? arap yreini yumuatmt: etra fndaki her ey onun iin nemini yitirmiti. Arp' eline ald ve dal gn dalgn tellerine dokunmaya balad. Hayalinde kendisini sevi len, arzulanan, byleyici ve muzaffer olarak gryordu. Yusufa imdiden k olduunun farknda deildi henz... evresindeki ortamn ihtiamna ramen Meryem'in evresi bo ve sszd. Yanndaki kzlar tmnn en utangatan en gvensizle riydiler. En ok arzuladklar ey Meryem'e sokulmak onda scaklk ve teselli aramakt. Meryem ise ok, ok uzaklardayd... Hasan'n kendisini sevmediini renmesinden bu kadar etki leneceini hi dnmemiti. Belki de iindeki acnn gerek se bebi bu deildi. Onu en fazla etkileyen Hasan'n kendisini amac na ulamakta bir ara, hatta bir silah olarak kullanm olmasyd. Bunun sevgiyle herhangi bir ilgisi yoktu. Utanp sklmadan, gayet sakin olarak, kendisini bir gece iin baka bir erkee teslim etmiti. Erkekleri tanyordu. Kocas olan Musa ho olmayan bir ihtiyar d. Fakat ok iyi biliyordu ki baka bir erkein ona dokunmasna izin vermektense lmeyi veya ldrmeyi yz kere ye tutard. Sevgilisi Muhammed ona sahip olmak ve alkoymak iin hayatn ortaya koymu sonunda da kaybetmiti. Sonra Basra'daki kle pa268

zarnda sata kartld zaman, ok iyi bilmekteydi k sadece s radar bir kle olmasna ramen sahibi kendisini asla bir bakas ile paylamazd. Hasan'n mal olduu zaman da bu inanan koru maktayd. Bugnk karan kendisini sadece aalamakla kalma m, ayn zamanda iindeki gizli gven duygusunu a. yok etmiti. Eer becerebilseydi hkrklara boulurdu. Fakat gzleri yaar ma yeteneklerini oktan yitirmilerdi. Hasan'dan nefret mi ediyor du? Duygular ok fazla kabarmt; onun iin bu soruya cevap ve remiyordu. nce kendisini ahrud'a atmaktan baka aresi olma dn dnmt. Sonra intikam almaya karar vermiti fakat bu duygusu da uzun srmemi ve yerini sonsuz bir zntye terk et miti. Hasan'n davran zerine dndke kendisini bunu yap maya iten mant daha iyi anlyordu. Dnyay kavray biimi, kit lelerin gznde kutsal ve dokunulmaz olan her eyi hor grmesi, elde bulunan btn bilgileri sorgulay, dncelerinin ve davra nlarnn koulsuz zgrl; bunlann hepsine bugne dek bin lerce defa hayran kalmam myd? Kendi kendine bunlann laftan ibaret olduunu sylyordu daima. Kendisi bu laflar pratie ge irmekten aciz olduu iin; onun da ayn derecede aciz olduunu dnmekteydi. Artk bu akl almaz varln dier yzn de grmeye bala mt. Her eye ramen onun tevecchn yitirmediinin farkn dayd. Sevgisini bu ekilde gsteriyordu belki de. Peki ya kendisi? Onu nemsemek in hl bir gerekesi var myd? Dnceler ve fikirler ikisi iin de sevimli oyuncaklardan baka bir ey deillerdi. Ruhsal idrak ise Hasan'a gre zorunlu olarak pratie geirilmeliy di: Mantnn kefettii her yeni ey onu tamamen etkisi altna alyordu. Artk bir daha asla sevemeyeceini, hibir eye inana mayacan ve hibir geerli prensibi kabul edemeyeceini Ha san'a yzlerce kez sylememi miydi? Acaba Hasann son karan, kendisine verdii deerin ve gvenin bir gstergesi miydi? Bilmiyordu. Ne kadar anlamaya ve kavramaya alsa da kalbi nin derinliklerindeki ac ve aalanma duygusu asia kaybolmuyordu. Hayr! Hasan iin sadece ihtiyac olduu zaman kulland bir eyadan ibaretti. 269

ir -

<

Kadehleri birbiri ardna boaltyor ve kimseye fark ettirmeden sarho oluyordu. Ruhunun giderek daha berraklat hissine ka plmt. Anszn olup bitenlerin farkna vard.- Bir eyi, bir kiiyi bekliyordu. Ne kadar da garip, btn bu zaman zarfnda br kez olsun ibni Tahr'i dnmemiti. Hasan onu canl ve zeki bir gen olarak tasvir etmiti. Bir air! inde garip bir his vard. Sanki bir melek, kanadyla dokunmutu ona. ok yaknlarnda bir ey vard. Belki de kaderin ta kendisiydi bu! Parmaklan arpn tellerinde gezinirken algdan zlem dolu nameler ykseliyordu. "Bu akam ne kadar da gzel!" diye fsldad Safiye ona bakarak. "ibni Tahir onu grr grmez k olacak!" dedi Hatice ayn ses tonuyla. "Ne kadar gzel olur!" diye hayal kurmaya balad Safiye. "On lar iin en gzei iirleri bestelerdik." "ibni Tahir" i onun ayaklarnn dibinde grmeyi bu kadar ok mu istiyorsun?" "Evet! Ne kadar ok istediimi tahmin bile edemezsin!" Byk Da'ler Hasan'la beraber sessizce kulenin tepesine ktlar. Terasa ktklar anda gzleri yldzlarn n bile glgede braka cak gzellikte bir k huzmesine takld. Hasan'la beraber balko nun korkuluklarna yaklatlar ve aa baktlar. Her kk de birer k deryasna dnmt, iten ve dtan aydnlatlm sra duvarlar, ieride olan her eyi, her hareketi, bi raz daha kk llerde dar yanstyordu. "Gerekten de sen ei benzeti bulunmaz bir insansn" dedi Ebu Ali hayranlkla. "Bize birbiri ardna srprizler yaatacana sz ver mitin. Szn tuttuunu gryorum!" "Evet, br efsane gerek oldu" diye homurdand Buzruk mid. iine dt derin aknlktan syrlamamt henz. "Yetenekle rinin kudreti, iimizde tam olabileceimiz tm gizli dnce lerden syrlmaya itiyor bizi." "Sabrl olun. Beni vaktinden nce takdir etmeyin" diye glm sedi Hasan tevazu gstererek "Kahramanlarmz uyumaya devam 270

ediyorlar. Henz hibir uyanma belirtisi gstermediler. Biraz bek leyelim ve neler olacan grelim: Bakalm yapmak istediklerimi zi baarm myz?'* Onlara hangi bahede hangi fedanin misafir edildiini anlat maya balad. "Byle bir plann aklna gelmi olmasna" diye hayret etti Ebu Ali, "hal bir trl ak! sr erdiremiyorum! Sadece bunun doast bir gcn verdii ilham olduunu tahmin edebiliyorum. Eer bu ilham Allah'tan deilse tandk baka bir Rhtandr mutlaka!" "Allah olmad kesin" dedi Hasan glerek. "Fakat belki de es ki dostumuz mer Hayvan" dan..." ki akadana yirmi yl nce Niapur'a yapt ziyaretten bah setti. Ve air arkadann, kendisine, bu akamki deneyi yapabilme fikrini nasl verdiini anlatt, Ebu Aii hl inanamyordu: "Bu gizli tertibatn plann bunca zamandr kafanda tadn m sylemek istiyorsun yoksa! Nasl oldu da ldrmadtn?" "ehit Ali'nin sakal adna!" diye aknln belirtti dieri de. "Bu plan benim aklma gelmi olsayd bir ay bile sabredemezdim. Onu gerekletirmek iin elimden gelen her eyi yapar veya baa rya, ya da baanszlga ulaana kadar br an bile huzur bulamazdm." "Dorusunu isterseniz, baarszl engellemek iin bir insann elinden gelebilecek olan her eyi yaptm" dedi Hasan. "Byle bir dnce insann kafasnda ana karnndaki bir bebek gibi byr ve geliir. nce ok kktr ve sadece bir yerlere tutunup gelime arzusu vardr. Daha o zamanlar bile byk bir kudrete sahiptir. Ya va yava kendisini tamakta olan etkisi altna alr. insan bu du rumda bu dnceyi gerekletirmekten, bu harika varl gn yla tantrmaktan baka hibir ey dnemez ve arzulayamaz. inde bylesine efsanevi bir hlya tayan birisi yan yarya ldr mtr. Onun doru veya yanl, iyi veya kt olduunu dn mez bile. Grnmeyen bir kuvvetin etkisi altnda hareket eder ar tk, Sadece kendisinden daha gl bir kudretin maas olduunu bilmektedir. Ve bu kudretin cennetten mi yoksa cehennemden mi kt onu hi mi hi ilgilendirmemektedir. 271

"Ve sen yirmi yl boyunca, plann gerekletirmek iin hibir

adm atmadn m? Srrn hi kimseye amadn m?" Ebu Ali kendini ne kadar zorlarsa zorlasn, Hasan'in anlattklanna bir trl inanamyordu. Hasan onun aknlna gd. "Eer planm sana veya herhangi bir arkadama aniatsaydm, benim ya bir akac ya da bir deli olduumu dnrdnz. Ama bu plan daha nce uygulamaya koymay ok kere dndm inkr edemem. Fakat her defasnda vaktin henz gelmediini anlamak ta gecikmedim. ok kr ki yoluma kan engeller beni asla d~ zeltemeyeceim hatalar yapmaktan korudular. Hatta daha mer Hayyam bana bu fikri verir vermez uygulamaya geirmek istedim. mer bana hemen ba vezire gitmemi ve genliinde verdii s z yerine getirmesini istememi salk vermiti. Nizam l-Mlk. ba na, umduumdan daha da fazla yardmc oldu. Sultana beni arka da olarak takdim etti, bylece saraya kapa atmay becerdim. Ba vezirden daha hosohbet bir muhasip olduumu elbette tah min etmisinizdir! Ksa srede sultanla aramda bir yaknlk dodu ve bana dierlerinden farkl davranmaya balad. Yava yava ile ri yoluna koymaya balyordum. Planm uygulama vaktinin geldi ini dnyordum. Tek beklediim, sultann beni nemli bir g rev ile bir sefere yoilamasyd. Fakat o zamanlar ok saf olduumu itiraf etmeliyim. Eski okul arkadamn kalbinde yeeren kskanlk tohumlarnn farkna varamamtm. Onunla rekabet etmek benim iin ok normal bir eydi, onun, bunu bir aalama olarak kabul edeceini dnmemitim hi. Gnn birinde sultan, dev impara torluunun gelir ve giderlerine dair bir rapor hazrlanmasn istedi. Btn verilerin toplanmas iin ne kadar zamana ihtiya duyduu nu sorunca, Nizam l-Mlk en az iki yla ihtiya duyacan syle di. 'Ne! ki yl m!' diye bardm. 'Bana sadece krk gn sre tan, sana lkenin tm hesaplarn en ince detayna kadar gzlerinin nne sereyim." Okul arkadamn beti benzi att ve tek kelime etmeden salonu terk etti. Sultan nerimi kabul ermiti. Nihayet yeteneklerimi sergileme imkn bulduum iin ok mutluydum. Gvendiim tm adamlarmla beraber ie koyuldum. Youn bir alma sonucu, benim ve sultann adamlarnn da abalar saye272

sinde, gerekten de krk gn sonra sultann istedii raporu hazrla maya muvaffak oldum. Bana tannan sre dolduu zaman katla rmla beraber sultann huzuruna ktm. Fakat henz birka sayfa okumaya kalmadan, katlardaki rakamlarn kt niyetli birisi tara fndan deitirildiinin farkna vardm. Kekelemeye balayarak, eksik ve hatal yerleri ezberden okumaya altm. Fakat sultan be nim aknlmn farkna varmt. Son derece fkelenmiti, dudakian titriyordu. Aniden ba vezir konumaya balad: 'Bilge adamlar bu iin en az iki yl gerektirdiini hesapladlar. ki yllk ii krk gnde yapabileceini iddia eden bir palavracnn elinden, kar nda kekelemekten baka ne gelebilir ki?' ten ie eytanca gl dn iitiyordum. Bu kt oyunu bana oynayann o olduunu fark ettim. Fakat sultan aka kaldracak halde deildi. Son derece utanyordum. Saray terk ederek alelacele Msr'a gittim. Sultann gznde ie yaramaz bir palavracdan baka bir ey deildim ar tk. O zamandan beri ba vezir intikam almamdan korktuu iin beni yok etmeye alyor. Bylece planm gerekletirme teeb bslerimin ilki suya dm oldu. Fakat zgn deilim. nk bu nun bir erken doum olacan biliyorum artk." "Senin ba vezir ile olan kavgan daha nce de iitmitim" de di Ebu AH yksek sesle. "Fakat bu anlattklanndan sonra mesele bambaka bir boyut kazand. Artk Nizam l-Mlk'n Ismailiere kar besledii derin nefretin sebeplerini daha iyi anlayabiliyorum." "Dinleyin daha bitmedi: Beni Msr'da ok iyi karlamlard. Halife Mostanzar Biliah, muhafz ba mehur Bedr el-Cemal' beni karlamas iin ta snra kadar yollad. Kahire'de IsmailT davasnn bir evliyas gibi karlandm. Dorusunu isterseniz bana gsterilen bu ilgi beni bile olduka artmt. Fakat bir mddet sonra mese lenin i yz ortaya kt. Halifenin iki olu daha babalan lmeden miras ve taht kavgasna tutumulard bile. Daha yal olan Nasr babas gibi zayf yaplnn tekiydi. Kanunlar ondan yanayd. Onu ve babasn ksa srede etki altna aldm. Fakat Bedr el-Cemal'in kararllna gereken nemi vermemitim. Bedr halifenin kk olu Amustamali'yi destekliyordu. Ondan daha ar bastm fark ettii anda beni tutuklatt. Halife korkmaya balamt. in akas273

nn kalmadn anladm. Msr ve benim iin beslediim tm b yk hayalleri tem edip bu Frenk gemisine kapa attm. Kaderim ite bu gemide belli oldu. Ak denize ktm zaman, geminin Bedr el-Cemai'in syle dii gibi Suriye'ye doru deii, aksine batya, yani Afrika'nn her hangi bir yerine doru yoi almakta olduunu fark ettim. Yoksa be ni Kahire'ye bal bir limana m gtryorlard? O zaman iim bi tik demekti. Az sonra, oralarda sk sk grlen frtnalardan biri koptu. Halifenin bana gizlice birka Kase altn vermi olduundan bahsetmi miydim? Onlardan birini kaptana vererek geriye dn mesini ve beni Suriye'ye ait bir limanda karaya karmasn rica et tim. Nasl olsa, frtnadan katn bahane edebilirdi rahatlkla. Al tnn ekiciliine kar koyamad. Frtna gitgide iddetleniyordu. Yolcular, hatta aralanndaki FrenkJer bile cesaretlerini kaybettiler. Yksek sesle dua ederek ruhlarn tanrnn koruyucu ellerine terk ediyorlard. Bir tek ben sakindim. Bir keye kerek bir yandan kurutulmu hurma yiyor, dier yandan da bu kadar ucuz kurtuldu uma seviniyordum. Sknetim dierlerini aknla uratmt. Rotay deitirdiimizi fark etmemilerdi. Onlara tek bir cevap verdim; Allah bana Suriye'de bir yerde karaya kacamz ve yol boyunca baka bir sorunla karlamayacamz bildirmiti. Bu 'kehanet' bir gece iinde gerekleti ve herkes beni byk bir peygamber olarak grmeye balad. Yolcularn tm mridim ol mak istiyorlard. Bu beklenmedik baardan kendim bile rkm tm. mann ne kadar byk bir kudrete sahip olduunu ite o za man anladm. Tm yaplmas gereken dier mminlerden biraz daha fazla bilgili olmakt. Sonra keramet gstermek bile ok kolay bir eydi. Br anda her eyi kafamda aka grmeye balamtm. Planlarm gerekletirmek, dnyay tersine evirmek iin Arimed'in de syledii gibi bir tek salam dayanak noktasna ihtiya cm vard. Artk bu dnya zerinde hkmdarlarn tevecchne, an ve hrete ihtiyacm kalmamt. Sadece salam bir kale ve onu isteklerime gre deitirmemi salayacak maddi imknlar la zmd bana. Ba vezir ve dnya hkmdarlar nmde titreyeceklerdi artk!"

Gzlerinde garip bir tehdit ifadesi vard. Ebu Al'nin nnde vahi bir hayvan duruyordu her an saldrmaya hazr bir canavar. "Artk salam bir dayanan var" dedi Ebu Ali yavaa. Sesin de az da olsa bir korku seziliyordu. "Evet!" dedi Hasan. "Gerekten de var." Balkon korkuluklarndan uzaklaarak yerdeki yastklarn zerine uzand. ki arkadandan da ayn eyi yapmalarn rica etti. Souk mezeler ve testiler dolusu arap kendilerini bekliyordu. Konuma dan yediler. "Dmanlar aldatmakta tereddt etmem. Ama kendi dostlar ma ayn eyi yapmak istemem dorusu!" dedi Buzruk iimid ani den. Btn zaman boyunca susmu, kendini toplam ve iinden geenleri sylemiti. "Eer seni doru anladmsa Ibni Sabbah" diye devam etti "ta rikatmzn kudreti, bundan sonra, fedailerin kr krne ballk lar zerinde ykselecek. nk onlar en kararl ve imanl mritle rimiz! Tm duygularmz bir yana iterek, her dediimizi gzlerini krpmadan yerine getirmeye zorlayacaz. Sadece duyulmadk grlmedik bir sahtekrlk ile bunu baarabiliriz. Gerekten de d ncelerin mkemmel. Fakat bu dnceleri gerekletirmek iin kullandn 'aletler' yle sradan aletler deiller: Onlar yaayan in sanlar, bizim dostlarmz!" Hasan bu itiraz bekliyordu sanki. Sknetle konumaya bala d: "Fakat aslnda tm tarikatlarn kudretleri, taraftarlarnn kendile rine kr krne inanmalarna baldr! insanlar idrak yetenekleri lsnde bu dnyada bir yer edinirler. Oniara nderlik etmek is teyenler, yeteneklerinin eitliliini gz nnde tutmak zorunda drlar. Bir zamanlar kitleler, peygamberlerden mucizeler gerek letirmelerini talep ediyorlard. Peygamberler de itibarlarn koru mak iin istediklerini yapmak zorundaydlar. Bir grubun bilin se viyesi rie kadar dkse, onu harekete geiren fanatiklik de o ka dar byktr. Bu nedenle ben insanl iki gruba ayryorum. Bir tarafta ne ve nerede olduklarn bilen bir avu insan; dier tarafta da bunu bilmeyen kitleler. lk grup nderlik etmekle, ikincisi de onlar izlemekle grevlidir. lki anne babann, ikincisi de ocuklav

275

nn roln stlenmitir. lki mutlak olana asla ulalamayacan bi lir, ikincisi de ona ulamay arzular lkinin elinden, dierlerinin ruhlann masallar ve hayal mahsulleri ile doyurmaktan baka ne gelir ki? Yalan ve dolan?! Bence bir sakncas yok Bunlar insanla ra acdklar iin yapyorlar. Geri bunun da bir nemi yok, nk nderler iin ok ak ve net olan hederler sradan halk tarafndan asia kavranamayacakr. Yalan ve dolan ile iyi dnlm bir m essese kurulacaksa neden olmasn? Size eski Yunan filozofu Empeclokles rneini vermek istiyorum. Daha salnda, rencileri, kendisini bir Tann olarak kabul etmeye balamlard. leceini hissettii zaman kimseye haber vermeden bir yanardan tepesi ne karak, kendisini fokur fokur kaynayan kraterin iine att. Bir zamanlar, kendisine inananlara bir kehanette bulunmutu nk: lmek zere iken bir mucize gerekleecek ve canl vcudu yer yznden alnarak br dnyaya gtrlecekti. Maalesef kraterin kenannda sandalnn tekini drd, bu onu ele verdi. Eer o mehur sandal bulunmam olsayd, dnya, Tann Empedokles'in' ilhi artan kendilerini gzetlediine inanacakt. Bu olay zerine biraz, dnecek olursak, filozofumuzun bunu kendi karlar iin yapmadn aka anlayabiliriz. ldkten sonra, havarilerinin, onun ge ktna inanmalarndan ne gibi bir yarar elde edebi lirdi ki? Ben, onun, gayet ince bir davran gstermi olduunu dnyorum. lmszlne sarslmaz bir iman besleyen m minleri zmek istememiti. Onlarn, kendisinden yeni bir masal beklediklerini biliyordu; ve onlar hayal krklna uratmak niye tinde deildi. "Doru! Bu anlattn trden bir yalan tamamen masumdur" dedi Buzruk mid ksa bir dnmeden sonra. "Fakat fedailerin iin dndn sahtekarlk sonuta onlar iin lm kalm mese lesi deil mi..." "Dinleyin!" diye steledi Hasan. "Size planmn kapsaml bir felsefi aklamasn yapmaya da sz vermitim. ncelikle ayaklar mzn altndaki bahelerde neler olup bittii konusunda anlama ya alalm, sonra da bu olup bitenleri paralarna ayntrarak analiz etmeye alalm. Elimizde tane delikanl var. Bu deli-

kanllar onlar iin cennetin kaplarn atmza inanma eilimin deler. Eer gerekten de buna ikna olurlarsa, neler hissedecekler sizce? Bunun farknda msnz dostlanm? imdiye dek hibir lmlnn tatmad bir mutluluk!! Yaam boyu o gzel an d np mutlu olacakJar! Bir de oraya ebediyen gideceklerini ren dikleri an dnsenize!" "Takat ne kadar yanldklarn bir bilseler" dedi Ebu Aii glerek "btn dnyada bunu en iyi bilen bizleriz sannm." "Biz biliriz de ne demek!" diye bard Hasan fkeyle. "Yarn neler olacan biliyor musun? Kaderin bana neler tattracan bili yor muyum? Buzruk mid ne zaman leceini biliyor mu? Ve bu na ramen her ey, ezelden beri kainatn dzeninde yazl olmal. Ptagoras insann her eyin ls olduunu sylyordu. nsann alglad eyler vardr, alglamadklar ise yoktur. Aadaki adam cenneti alglyorlar ve ondan ruhlan, vcutlar ve bilinleri ile zevk alyorlar. Demek k cennet, onlara gre artk vardr. Sen Buzruk mid, anladm kadaryla fedaleri iine ektiim sah tekarlktan rkyorsun. Fakat unuttuun br ey var! Biz de her gn alglarmzn kurban olmaktayz. Ben eitli dinlerde yaratan olarak adlandrlan varlktan ne daha stnm, ne de daha aal m. Alglarmzn bizi yanlgya sevk ettiklerini Demokrit bile fark etmiti. Onun iin ne renkler, ne tatl, ne ac, ne souk, ne de s cak vard. Sadece atomlar ve mekn. Empedokles de, tm bilgile rimizi sadece alglarmz araclyla edindiimizi fark etmiti. On larn aracl olmadan edindiimiz eylerin, bizim iin hibir anla m olamaz, bile. ayet alglarmz bizi aldatyorlarsa, onlar aracl yla edindiimiz bilgilerin donluuna gvenme imknmz ola bilir mi? Aadaki bahede bulunan hadmlara bir bakn! Tm ran'n en gzel kzlarn onlarn himayesine teslim ettik. Fakat on lar iin, gzel bir kzn byleyici kokusunun ve ehresinin ne gibi bir anlam vardr? Ya da gen bir bakirenin dipdiri memelerinin? e yaramaz bir et ynn elde tutmann verdii naho duygudan baka hibir eyi te alglarmzn izafilii burada yatmaktadr. Kr bir insan iin iek aan bir bahenin en gzel renkleri ne ifade eder? Sarlar blbln akmasn iitemezier. Bir bakirenin by277

276

su br hadm etkileyemez. Ve aptallar dnyann tm bilgelikleri le alay ederler." Ebu Ali ve Buzruk mid ne yapacaklarn bilemedikleri iin glmeye baladlar. Fakat he ikisi de ayn izlenimi edinmiti: Ha san onlar ellerinden tutarak, daha nce uzaktan bakmaya bite ce saret edemedikleri dipsiz bir uurumun derinliklerine uzanan dar bir merdivenden aa indiriyordu. Biraz nce sayd sebeplerin hepsini, uzun bir zaman zarfnda olgunlatrdn anlamlard. "Bakn" diye devam etti "eer insan benim gibi evresinde grd, duyduu, alglad eylere gvenemeyeceinl idrak erlerse, eer her taraftan gvenilmez ve kt niyetli eylerle ev relendiinin ve devaml yanlglarnn kurban olduunun bilincine varrsa, o zaman insan bunu bir ktlk olarak deil bir yaam zo runluluu olarak kabul eder. yle bir zorunluluk ki er ya da ge kendisini ona uydurmak zorundadr. Yksek br idrak seviyesine ulam bir insan iin, haya! etmek, binlerce baka gzel zellii nin yan sra, her eylem ve her ilerlemenin ss ve itici gcdr. Heraklit, kendi kinatnda, zaman tarafndan dzenlenen karmak bir ynt gryordu Zaman renkli talarla oynayan bir ocua benzetiyordu. ocuk talan diledii gibi ayrmakta veya birletir mekteydi. Ne ince bir mukayese! Bu yapc, yaratc ihtiras, dnya lara hkmeden manasz irade ile kaynamyor mu? Bu ihtiras son radan ykmak iin yaratmad m bu dnyalar? Bu dnyalar varol duklar mddete kusursuz ve mkemmeldirler, sonra da ilerin de barnan kanunlar sebebiyle kendi klerini hazrlarlar. Biz de byle bir dnyada bulunuyoruz. Biz de bu dnyaya hkmeden ka nunlara tabiyiz. Onlarn birer parasyz ve kendimizi onlardan kur tarmamz mmkn deil. Emin olabileceimiz sadece bir tek ey vardr: yanlg ve hayal bu dnyann yegane itici gleridir..." "Merhametli Allah adna!" diye bard Ebu Ali. "Hasan sen de ok zel kanunlara tabi olan bir dnya yaratmadn m? Senin dn yan renkli, ilgin, ve gerekten de epeyce, korkun! Alamut'u sen yarattn bni Sabbah" Bu itiraf Hasan'n dudaklarnda bir glmseme belirmesine yol at. Buna karn Buzruk mid dnceli ve akn bir ekilde div 278

lemek ve izlemekle yetiniyordu. Konumann yava yava kendisi ne tamamen yabana ve anlalmaz olan bir alana kaydnn far kndayd. "Yaptn akada, aslnda, epeyce gerek pay var sevgili dos tum Ebu Ali" dedi Hasan dnceli bir ifadeyle. "Az nce aada da size sylediim gibi, ben yaratcnn iiiine bizzat giderek, onun ne yaptna baktm. Belki de ok merhametli olduu iin, geleceimizi ve lm gnmz bizden saklad. Benim de baka bir ey yapmaya niyetim yok. Bu dnyadaki hayatmzn bir hayal den daha iyi olduu nerede yazl Aliah akna? Fakat bilincimiz hayal olanla gerek olan ayrt etmeyi becerebilir. Eer fe dalerimiz uyandklar zaman gerekten cennette olduklarna ikna olmularsa, o zaman gerekten de oradaydlar! nk gerek ve sahte cennet arasnda bir fark yoktur. Bir yerde bulunmu olduu muza gerekten inanyorsak, o zaman oradaydk demektir. Ger ekten Allah'n bahelerine gitseler yine ayn zevkleri, ayn mutlu luklar tatmayacaklar myd? Epikr'n ne dediini hatrlyor mu sunuz? nsanolu ac ve elemden mmkn olduunca kamai, refah ve mutluluk dolu bir yaam srmeye almaldr, fe dalerden daha ansl kim vardr ki u dnyada! Dnn, cennete gittiler! Onlarn yerinde olmak iin neler vermezdim ki! Ah! Aa daki bahelerin, gerekten de cennet oiduklann kendimi bir kerecik ikna edebilseydim... ve onlardan zevk alabilseydim!" "Gerek bir sofistsin!" diye bard Ebu AH hayranlkla. "He men ikence tezghna yatr beni! Nasl olsa, sende bu yetenek varken kuty bir yatakta yattma annda kna oluverirdim. s mail'in sakal adna, mutluluktan glerdim bile..." Ebu Ali'nin neesi kara kara dnen Buzruk mid'e bile bu lamt. "Aadaki yiitlere bir gz atmaya ne dersiniz?" diye sordu Hasan. Ayaa kalkarak balkonun parmaklklarna gittiler. "Henz her ey sakin" dedi Buzruk mid. "Tekrar konumuza geri dnebiliriz... Bize diyorsun ki bni Sabbah, tek bir kerecik bile olsa cennette olmaya inanmay arzu ederdim. Fakat fedalerin bu279

na inanyor olsalar bile, ellerine gerekten de ok ey geiyor mu? Her yerde bulabilecekleri yiyeceklerden tadyorlar ve gnein al anda yzlercesi bulunan gen kzlarla tanyorlar..." "Hayr!" diye szn kesti onun Hasan. "Sradan bir lml iin, yemekler ayn olsalar bile nerede yedii ok nemlidir. Bir sultann saraynda yemekle sradan bir evde yemek arasnda da lar kadar fark vardr. Keza sradan lmller birbirlerine ikiz karde kadar benzeseler bile, bir prenses ve srtma kz arasndaki fark annda anlayabilirler. nk duyduumuz haz sadece vcudun al glamalarna bal deildir. Haz almak basit bir olay deildir... o kadar ok deiik etkilere baldr ki! Ebedi bakire kalan bir huri olduuna inanlan br luzdan alnan haz ile sradan bir kle kzdan alman haz kesinlikle ayn ey deildir." "Unuttuumuz bir noktaya parmak bastn" diye bir anda lafa kart Ebu Ali, "Kuran cennet kzlarnn bekaretlerini asla yitirme yeceklerini syler. Buna bir are buldun mu? Unutma, byle k k ayrntlar tm plann bir anda rezil edebilirler..." Hasan gld: "Aadaki kzlardan ok aznn el dememi olduunu biliyo rum... Apama'y ta uzaklardan buralara kadar bo yere getirmedim herhalde!! Kendisinin bir zamanlar Kabil'den Semerkant'a ka dar uzanan tm blgelerin en mehur en maharetli aiftesi oklu unu unutmayn! On k eskittikten sonra bile on alt yandaki bir bakire kadar gen ve taze. kalmasn beceriyordu. Nasl beceriyodu bunu? Kendine has bir srr vard elbette. Aslnda ok basit bir ey ama bilmeyenler iin gerek bir mucizedir bu. Bu mucize nin anahtar eitli minerallerin karm bir svdr. Bu sv, doru kullanld takdirde zarlarn eski elastikiyetlerini kazanmalarna yardmc olur. tik defa bu zevki tadacak olan acemi bir aylak, pek doru olmasa bile, gerekten el dememi bir bakire ile beraber olduu hissine kaplr." "Gerekten bunu da m dndn? Sen eytann ta kendisi sin!" diye bard Ebu Ali. "Bakn! Fedalerden bir tanesi uyand!" Buzruk micl aasn iaret ediyordu. 280

birden aaya eilerek baheleri gzlemeye baladlar. Nefes bile almaya cesaret edemiyorlard. Kkn camdan atsn dan kzlarn uyanmakta olan fedaye bir eyler anlatmaya altk larn grebiliyorlard. "Sleyman..." Hasan birden sesini alaltt. Sanki aadan ken disini duyabileceklerinden korkuyordu. "Cennette uyanan ilk lml!" Uyumakta olan Sleyman' tayan hadmlar Fatma ve arkadalar nn bulunduu kke girdikleri zaman ieriye bir lm sessizlii kt. ki muhafz tek kelime etmeden delikanly kollarndan ve bacaklarndan tutarak bir yn yastn zerine braktlar., Sonra bo sedyeyi aldlar ve oradan uzaklatlar. Kzlar nefes bile almaya cesaret edemeden siyah rtnn altn dan belli olan vcudun hatlann inceliyorlard. Zeynep fsldayarak Fatma'ya, artk misafirin yzne bakma vaktinin gelip gelmediini sordu. Fatma ayak ularna basarak fedaiye yaklat, yava bir ha reketle zerindeki rty ekip ald. Byk bir hayret iinde oldu u yerde donakaimt sanki Uzun sredir bekledii bu an o kadar ok hayal etmiti ki... Fakat yine de gzlerinin nndeki bu gzel lik onu artmt: bir kznkine benzeyen pembe yanaklar, kiraza benzeyen yan ak erguvan dudaklar, airlerin iirlerindeki inci diler... Hele o uzun kirpikler!., yanaklarnn zerine ince uzun glgeler halinde dyorlard. Delikanl yan tarahnn zerinde ya tyordu. Br kolunu bann altna koymutu, dieriyle de efkatle yastn kavramt. "Onu pek irkin bulmadn sannn" dedi Hanm uh bir tavrla. M "Ona Ak olmayacam! br kzlar da onlara yaklamlard. "Yava! Neredeyse gzlerinizle yiyeceksiniz onu!" diye bard Sara dayanamayarak. "ayet mmkn olsayd, sen oktan yapardn o dediini!" diye alay etti Zeynep. "Doru syledin!" Fatma arpn yanna gitti ve ellerini yavaa tellerin zerinde 281

gezdirmeye balad. Delikanlnn kprdamadn grnce cesaret lendi ve bir melodi almaya balad. Fakat bu da derin bir uykuya dalm olan fedainin stnde etkili olmad. "Sanki o burada deilmi gibi konumaya devam edelim" dedi sonunda. Yarn kalm olan sohbet bir anda tekrar canland. Glmeye ve akalamaya balamlard yine. Bir sre sonra delikanl kpr danmaya balad. lk Zeynep fark etmiti bunu. "Bakn! Uyanyor." Fatma iki eliyle gzlerini kapad. "Hayr, sadece rya gryor" dedi Sara. Halime uyuyan delikanlya efkatle bakyordu. "Sana gveniyorum!" diye uyard onu Fatma. "Salcn bir aptal lk yapma." Sleyman dorulmak iin br hareket yapt, gzlerinden birisini at ve hemen tekrar kapad. Sonunda kaamak da olsa etrafna bir bak frlatmaya karar verdi. Bir sr kz vard yan banda, hepsinin de gzlerinden merak ve utanma okunuyordu. Ban sallad, anlalmaz birka kelime mrldand ve tekrar uyumaya ha zrland. "Rya grdn sanyor galiba" diye fsldad Aye. Fatma delikanlnn yanndaki yastklara oturdu. Bir anlk tered dtten sonra parmak ularn suratnda gezdirmeye balad. Sleyman rperdi. Yavaa dnerek elini kzn baldrna koydu. Fatma'nn vcuduna bir ate paras demiti sanki. Sleyman, ni hayet dorulmay baard fakat gzlerini ak tutmak iin byk bir aba sarf ettii belliydi. Baklar yanndaki kzn zerine kayn ca onun titrediini fark etti. Sessizce, bir makine gibi onu pmeye balad. Sonra da kz kuvvetle kendisine ekti. Birbirlerine gster dikleri sevgi, zerindeki sersemlii atmasna yeterli olmamt. Fatma olup biteni glkle kavrad. Delikanl biraz kendini to parladktan sonra heyecan dolu bir sesle sordu ona: "Sleyman... beni seviyor musun?" zerine eilerek kendisine bakan surat dikkatle inceliyordu. Sleyman mrldand: "Hadi! Bunlarn hepsinin sadece bir rya ol282

dugunu biliyorum... Yine de ok gzelsin. Ama lanet olsun bu gzel rya dd her zamanki gibi az sonra rezil olacak " Fatma cesaretini toplayarak az kaisn kendisini etkisi altna ala cak olan o tatt byye kar koymaya alt. Baklar arkadalar nn zerinde dolat. Utanmt; ama grevini yerine getirmek zo runda olduunu biliyordu. Baarszla uramas durumunda efendilerinin onlan arptraca korkun ceza beliverdi gzlerinin nnde. Yavaa itti delikanly: "Utanmyor musun Sleyman? Cennettesin ve lanet ediyorsun!" "Cennette..?" Gzlerini ovuturarak etrafna baknd. "Ne... neredeyiz biz?" Elleriyle etrafn yoklamaya balad. Altndaki yastklara dokun du nce, sonra da korkarak Fatma'nn plak tenini okad. nle rinde bir fskiye anidyordu. Bir uyurgezer gibi ayaa kalkarak su yun yanna gitti, bir elini iine daldrd. "Ey kutsal cennet" diye mrldand. "Gerek mi... gerekten de cennette miyim?" Nefes bile almadan kendisini seyreden dier kzlar fark etti. Ya kendine gelirse, ya kendisine oynanan oyunun farkna varrsa! Hepsinin kelleleri uurulurdu! Onu bu gecenin sonuna kadar oya lamaya muvaffak olabilecekler miydi? Fatma bir eyler syleyebildi sonunda: "Geride uzun bir yol braktn. Susadn m?" "Evet susadm..." Sara ona bir tas taze st uzatt. Sleyman st alarak kafasna dikti ve bir yudumda bitirdi. "Yeniden domu gibi oldum!" Ve dudaklarnda bir glmse me belirdi. "Gel seni ykayalm!" dedi Fatma. "Nasl istersen ama dierleri arkalarn dnsnler." Ona itaat ettiler; sadece Sara ve Zeynep birbirlerine bakarak k krdadlar. "Neden glyorsunuz?" dedi kukuyla Sleyman. Bir yandan da elbiselerini kartmakla meguld.

"Henz buradaki usulleri bilmiyorsun" diye cevap verdiler ona. Suya dald. "Ne kadar da iyi geldi!" dedi aniden neeli bir sesle. Ba dnmesi gemiti. Fakat bu, duyduu aknl bir nebze olsun azaltmamt; kzlarn varl ise ona yabanc gelmiyordu ar tk. Bir havlu isteyince arzusu annda yerine getirildi. "Sizin de benimle beraber ykanmanz istiyorum." Fatma onlara ksa bir iaret yapt. zerlerindeki tlleri karta rak suya girdiler. Halime saklanmak istediyse de Sara onu kolun dan tutarak havuzun iine ekti. Birbirlerine su sratarak akalamaya baladlar; az sonra kk, neeli kahkahalarla nlamaya balad. Sleyman cppesini giye rek yastklara uzand. Zevkle kzlara bakmaya balad. "Buras ne kadar gzel bir yer!" diye bard parlayan gzlerle. Aniden kendisini halsiz, ve a hissetti Masann zerinde duran leziz yemeklere doru bir gz att. Fatma alelacele giyindi. Misafirinin dncelerini okumuasna yanna gitti ve melekler gibi glmseyerek ona bakt. "Kamn a m Sleyman?" "Hem de nasl!" Kzlar ona hizmet edebilmek iin birbirleriyle yanyorlard. S leyman'n yemeklere a kurtlar gibi saldrmasn hayretle seyredi yorlard. Kamn duyurduka gc kuvveti yerine geliyordu "Kadehine arap doldurun!" dedi Fatma arkadalanna yavaa. Byk yudumlarla kadehini boaltan Sleyman br yandan da kendisine hizmet eden gzel bakireleri gzden kanmyordu. Kz larn tenleri ipek tllerin altndan l l parlyordu. Ba tekrar dnmeye balamt. "Bunlarn hepsi bana m ait?" Sesinde hl bir nebze inanamazlk vard. Emin olmak iin Aye'yi kendisine doru ekti. Ay e, kendini korumak iin en kk bir hareket bile yapmamt. Bu arada Leyla gnll olarak yanna yaklat ve bir kedi gibi srna maya balad. "Onu sarho edin!.. Onu byleyin!.." diye fsldad Fatma. Bi; yandan da kzlar ona doru itiyordu. 284

arabn yumuak scaklnn bana vurduunu hissediyordu. "ehit Al'nin sakal adna!" diye bard aniden. Sanki bir bil mecenin cevabn bulmutu. "Seyduna gerei syledi! Bana cen netin anahtarlarn verdi..." O andan itibaren kendisini tamamen aka adad. Az sonra elle ri ve dudaklan kzann scak ve yumuak vcutlannda kaybolmu tu bile... Birdenbire huzursuz bir ekilde ban kaldrd. "Yoksa ben l mym?" "Korkma" diye yattrd onu Fatma. "Yarn tekrar Alamut kale sinde, Seyduna'nn hizmetinde olacaksn." "Seyduna'y tanyor musunuz?" "Cennette olduumuzu unuttun mu yoksa?" "O zaman son haberleri de biliyorsunuzdur: Zndklara kar sa vatk ve onlar mahvettik." "Hepsini biliyoruz. Trklerin zerine ilk atlan sendin ve bni Tahir de bayraklarn ele geirdi!" "Allah! Bunlan beyde ve Nam'e anlattm zaman bana g lecekler. .." "manlar bu kadar zayf m?" "Peygamberin sakal adna! Onlar bana byle bir masai anlata cak olsalar asla inanmazdm! ibni Tahir ve Yusuf neredeler? Onlan gremiyorum..." "Onlar da senin gibi cennetteler. Tekrar br dnyaya gittii nizde birbirinizie konuarak, burada yaadklarnz karlatrabilir siniz.'' "Gerekten de, Allah adna!.. Kaderin cesur Mslmanlara ne kadar gzei hediyeleri var!" Byk bir mutlulukla onlara Alamut kalesinden, arkadalarn dan, Trklere kar yaptklar savatan bahsetmeye balad... Kzlar etrafna toplanmlar ve anlattklann zevkle dinliyorlard. Erkeklii ile vnen ilk insand o bu bahede. Bunun yan sra gerekten de ok ho bir delikanlyd. Hepsi de onu ok sevmilerdi. Fatma ayaa kalkmt. Az ilerde duran arpn bana oturdu, el lerini yavaa tellerin zerinde gezdirmeye ve alak br sesle ark
j

285

sylemeye balad. Zaman zaman yumuak baklaryla delikanly okuyordu; bu baklarda dnyann en derin ak okunuyordu. "Fatma bizim iin bir iir besteleyecek" diye fsldad Hanm. Halime, Hanrn'in arkasna saklanmt. Ancak oradan bakmaya cesaret edebiliyordu Sleyman'a. Onu ok beenmiti o da dier leri gibi. Ak konuma tarz, neesi gl, cesareti, her eyi onu bylyordu. Fakat ona gereinden fazla k olduu iin kendine gizliden gizliye kzmyor da deildi. Sleyman da bu arada hayran hayran kendisini szmekte olan bir ift parlak gz fark etmiti, Fakat Hanmn arkasna saklanm olan kzn parmak ulanyla gzlerinden baka bir yeri grnm yordu, Acaba az nce ona da dokunmu muydu? Bilemiyordu. Fatma,Zeynep. Aye, Leyla... onlarn isimlerini bile renmiti. Arkanda saklanan bu ufaklk da kim?" diye sordu Hanm'a. O mu? Halime!" Dierlerinin uzun uzun glmeleri zerine Sleyman biraz ar d. Byk gzler ve pembe parmak ular, kendisine doru yr yen Hanm'n arkasnda kaybolmulard. "Buraya gel Halime! Seninle daha tanmadm bile." Hanm ve Seher onu ellerinden tutarak yastklarn arasndaki s nandan dar kardlar. Ayaklar halya yapm gibiydi, bir adm, bile ilerlemiyorlard. "Bu ufaklk her zaman byle ekingen mi?" "Evet. Hatta kertenkele ve ylanlardan bile korkuyor." "Benden korkmana gerek yok. Grdm kadaryla sen ne bir Trk, ne de bir zndksn. Sadece onlar benden hakl olarak korkar lar. Halime'yi pmek iin dudaklarn uzatt ama kz ban ondan karmt. Sleyman'n aknln fark eden Fatma kk asiye uzaktan bir iaret yapt. Bunun zerine Halime hzla Sleyman'n boynuna sarld ve ban geni gsne gmd. "brlerinin burada bulunmalarn istemiyorum" dedi Halime onun kulana. Sleyman kzlara dnd: "Fatma'nn yanna gidin, bizi yalnz brakn." 286

Ne harika bir kz! diye dnd ve Halime'yi sanki kadnlardan ok iyi anlarm gibi szd. Bu kadar narin bir kz hayatnda daha nce hi grmemiti. Halime vahi br kedi gibi ona sarld ve yzn pcklere bomaya balad. "Allah adinal Ne kadar da tatlsn!'' Ve kzn kendisini onun kol larna terk ettiini hissetti. ok ok sonralar, nihayet kendilerine geldikten sonra Sara ie riye girerek delikanlya bir kadeh arap uzatt. O, arab ierken, Zeynep de yanlarna gelerek dalan yastklar topluyordu. Sley man yksek sesle dnyordu: "imdiye kadar, bu kadar tatl, bu kadar nefis hibir ey tatmamtrr." Halime ise yastklarn en yumuak yerine gmlmt. Gzle rini kapar kapamaz uykuya dald. Fatma hafife ksrd: "Bu aksamn erefine bir iir yazdm" dedi. Dudaklannda olaanst gzellikte bir glmseme vard. Yanaklarndaki gamzeleri asla unutamayacan dnd Sley man. Fatma arp almaya balamt. "Dinleyin: Cjklerin kartal Sleyman, Cennete geldii zaman, Etrafna baknd, Ve gzel Fatma 'nn farkna vard. Ona efkatle yaklat, Ve bir kuu gibi kucaklad. Ona her dokunuunda Cennette olduuna daha fazla inand. Leyla kskanmti: Ne kadar da yakkl bir delikanl! Cennetin efendisini, Erkei olarak koynuna ald. '. 287

Sleyman birden Trkn' grd, Erguvan dudaklannm farkna vardt. Bir anda hayranlk fa doldu ii, Ruhu ve bedeni akla yanmaya ba/ad. Sonra kalbi kanatlan/verdi, Gzel Sara 'ya doru. afan kzl kokusunu Doya doya iine ekivetdi. Yorulunca gzel siyah gzlerden. Ve esmer gzeli bedenden, Mavi hteii gzleriyle. Ona bakan Zeynep 'i grd. Fakat biraz sonra, Halime iin yanp tututu O kadar narin, o kadar tatl, Sanki peri padiahnn kz! Hanm ve Seher, Koliann ona uzattlar. Dudaklarna bir pck, Ve bakn, ite, yanyor akla! Zavall Fatma, Gzyalanna hkim oluyor. Ve sadk olmayan sevgilisinin, Ardndan arklar sylyor. Neeyle ve mutlulukla, Ona doru geldi Sleyman Gzlerini pverdi Onu bir daha k etti.

Ve sonunda kzlann hepsi, Glerek ve oynayarak, akyarak ve sevinerek, Titreyen daa kmaya baladlar! Cennet cennet olur muydu, Eer yiit sava. Gl pehlivan burada olmasa. Selam sana! Sleyman!" Gzeller gzeli air kzn iiri uzun sren kahkahalar ve bagnlarla kutland. Yiit Sleyman kendisinden gemiti sanki kadehini Fatma'nn erefine kaldnyordu devaml. evresini saran kzlardan glkle kurtuldu, kendisini Fatma'nn ayaklarnn dibine att ve ona tm kalbiyle sarld. "Gzel iirini ok beendim. Onu bana kelimesi kelimesine yazman istiyorum. Naim ve beyde iirini dinledikleri zaman, azlar aknlktan bir kar ak kalacak." "unu bilmelisin ki cennetten ayrlrken yannda hibir ey g tremezsin" diye ona aklamada bulundu. "O yzden gzel iiri mi ezberlemek zorunda kalacaksn." Az nceki amata Halime'yi uyandrmt. aknlkla etrafna baknd: "Ne oldu?" "Fatma bir iir okudu" dedi ona Sara. "Senin iin de gzel bir drtlk ayrm..." "Gerekten de gzel olmal yleyse" dedi Halime ve tekrar yastklanna gmld. "Benim gibi bir misafiriniz varken nasl olup da uyuya kalrsn!" diye gld Sleyman. Bunun zerine Halime kendisine geldi. Sleyman Halime'yi yavaa sarst, o da kendisini erkein s caklna teslim etti. Delikanlnn lk nefesi, Halime'nin tekrar mutlu bir uykuya dalmasna neden oldu, Sleyman da az sonra yavaa kestirmeye balad. "unlara bakn ne kadar da sevimliler!" 289

288

'"Brakalm uyusunlar.'' Fatma Zeynep'e yanna oturmasn iaret etti. 'Bir teklifim daha var: Bu ifte kumrular iin bir iir yazalm..." neri sevinle kabul edildi. Bu arada kzlar pe p e e kendileri ni daha da rahatlatan arap kadehlerini deviriyorlard. iir sona er dii zaman Fatma sevgilileri uyandrd, ikisi de gzlerini ovutura rak uyandlar ve birbirlerine sevgiyle glmsediler. "Ah! Keke Yusuf beni grebilseydi!" Hi tartmasz mutluluun en st basamanda bulunuyordu. Kzlar bu frsattan istifade ederek deerli iecekten bir kadeh daha doldurdular ona. Sleyman kadehi eliyle iterek testiden "imeye balad. "Allah'm!" diye bard. "Hibir sultann benim kadar mutlu olmasna imkn var m?!" Cennet kzlar onu daha da mutlu etmek istiyorlard: "Dinle! Fatma ve Zeynep yeni bir iir yazdlar!" Srtn yastklara rahata dayad, Halime'yi kendine ekti ve kz lar dinlemeye balad. Allah'n cennetindeki Sevimli kk Halime Yzn burutururdu devaml Tatl ak szlerini dinleyince Ylanlardan ve kertenkelelerden Ne kadar da ok korkuyordu belli ki birileri Kendisini yutacaklarn sylemiti Gznn ucuyla Bakyordu masum hadmlara Ama onlarn erkek olmadklarn zlerek anlad eninde sonunda

Akll yiit Sleyman Farkna vard onun saflnn Ve gzel szcklerle kalbini geiriverdi ele Gl erkein kollan Sard bakirenin kalalarn Onlar bedeninde hisseden Halime Bembeyaz kesildi birdenbire

Sevgilisinin kollarnda Kendisinden gemiti bitliyordu tm bedeni sevin ve zevkten Belki de utanmazca ihtiraslardan! O kadar korkuyordu ki Yanl bir ey yapmaktan Unutuvedi birdenbire Ona retilen her eyi Ama nihayet tanmt O bir anlk Dayanlmaz zevkle Ne deniyordu adna? ehvet! Bu cesur sanat denemesinin kzlar zerinde yaratt etki Haline'nin kpkrmz kesilmesine neden olmutu. Ondan baka hepsi kahkahalarla glyordu. O/ellikle de Sleyman; o kacla sarhotu ki ayaklarnn zerinde zorlukla durabiliyordu. "Glmeyi hemen kesmezseniz kafanza yastklar frlatacam!" Kz hiddetle onlara yumruunu sallyordu. Fakat uzaklardan melankolik bir boru sesi duyulmutu bile... Bir defa, iki defa, defa... Kzlar seslerini kestiler. Fatma bembe yaz kesilmiti. Onlardan uzaklaarak uyku ilacn hazrlamaya ko yuldu. Sleyman armt:

290

"Bu ses ne anlama geliyor?" Glkle ayaa kalkt. Ayaklarnn zerinde zorlukla durduu nu anlaynca biraz temiz hava almak iin dar kmak istedi. Tam o anda Fatma'nn sesini d uydu: "Bir kadeh daha Sleyman?" Ki/ rahatszln gizlemekte zorluk ekiyordu ama arkadalar imdadna yetierek onu tekrar yalklarn zerine ektiler. "Yatn beyde ve Naim'e cennet hakknda neler anlatacak sn?" diye sordular ona phelerini datmak iin. "Naln ve beyde mi? O iki Trk bana asla inanmazlar! Fakat hele ban... yalanc d e m e y e cret etsinler! u grdnz yumru umu burunlarnn dibinde hazr tutacam!' Seri yumruunu havada sallyordu. Fatma hazrlad kadeii ona uzatt. Zaten akl kark olan Sleyman kadehi bir dikite bo altt. Fakat hemen o an zerine gaip bir uyuukluk kt; tm g cn toplayarak son anda birka kelime sylemeye muvaffak ola bildi: "Bi hatra,.. bana herhangi bir hatra verin!" "Buradan hibir ey gtremezsin!" Fatma'nn kararndan dnmeyeceini hissediyordu. Uyumu eli yavaa Halime'nin bileini arad; g bela, altn bir bilezii kararak kimseye fark ettirmeden cebine koymay baarabildi. Son ra da derin bir uykuya dald. Halime onu ele vermek istemedi. Zaten nasl yapabilirdi ki? Kalbi ona aitti artk Kk yeniden elle tutulabilir younlukta bir sknet kaplamt. Tek kelime e t m e d e n siyah rty getirdiler ve /eine rttler. Arlk ellerinden beklemekten baka bir ey gelmezdi... "Aslnda, eylerin kendileri, bizi mutlu veya mutsuz klmazlar" di ye yksek sesle dnd Hasan "aksine bunu yapan, onlardan edindiimiz izlenimler ve yanl alglamalardr. Cirmi ihtiyar hazi nesini kimsenin gremeyecei bir yere saklar: Her yerde kendisini fakir olarak tantr ama iten ie zenginliine sevinmektedir. Kom ulardan biri hazinesini bulur ve onu alar. Peki cimri ihtiyar hazi-

nesinin alndn anlayana kadar, hrsz, onun hazinesi ile mutlu olmasn engeller mi? Ve bana gelen felaketten haberdar olmak szn lmesi durumunda, son nefesinde dnyaya sahip olduunu dnmez mi? Ayn eyi sevgilisinin kendisini aldattn bilme yen adam iin de syleyebiliriz. Eer aldatldnn farkna var mazsa sevgilisinin kollarnda hayatnn en mesut anlarn yaama ya devam edecektir. Veya diyelim ki adamn sevgilisi sadakatin ta kendisidir fakat yalanc azlar, adam, bunun byle olmad ko nusunda ikna ederler - bu durumda cehennem azab ekmez mi? Demek ki hakiki eyler veya gerekler, mutluluumuz ile mutsuz luumuz arasndaki izgi olamazlar, sadece, kararsz bilincimizin bir tasavvurudurlar. Bu tasavvurlarn ne kadar yanl ve yanltc oldukJan, her geen gn, eitli biimlerde aa kmaktadr. Mut luluumuz salam bir temele otumramaktadr. ikayetlerimizde ne kadar da haklyz! Bilge insan iin mutluluk veya mutsuzluk arasnda bir fark yoktur, sadece aptallar ve budalalar mutlu olduk lar iin sevinirler!" "Felsefen hi de bana gre deil!" diye kzd Ebu Ali. "Hakl sn, yaam yolunda ok kez yanlyor ve yanl tasavvurlarn kur ban oluyoruz. Fakat btn mutluluklar yanl tasavvurlara dayan yor diye hayatn tm mutluluklarndan vazgemek zorunda myz gerekten? Sana gre, bilge insan, tm hayatn phe ve gven sizlik iinde mi geirmelidir?" "yleyse fedaleri cennete yolladm zaman, neden bu kadar sinirlendin? Onlarn mutluluu ile yaamn gerek artlarn kabul etmek istemeyenlerin szm ona mutluluklar arasndaki fark ne dir? Seni rahatsz eden eyin ne olduunu biliyorum! Seni rahatsz eden, mzn bildii eylerin, onlar tarafndan bilinmemesidir. Fakat durumlan, aslnda kesinlikle kt deil, benimkinden daha iyi en azndan. Bir dnsene, ayet kontrol edemedikleri bu ma ceraya bilinli olarak ekildiklerinin farkna varsalard, mutluluklar bir anda ne byk bir acya dnrd - nk ben, u anda yaa dklar eyleri, onlardan ok daha nce biliyordum. Ne mutlu on lara ki kendilerinden daha kudretli, daha zeki birinin elinde, irade si birer oyuncak, birer satran figr olduklarnn farknda deiller! 293

Ya kendi iradeleri dndaki byk bir plann basit birer paras ol duklarn fark etselerdi? Benim amdan byle bir phe, byle bir korku hayatm mahveder ve her anm zehirlerdi! Yoksa benim zerimde, beni etkileyen, beni kontrol eden, hakkmda hkm veren, hatta lm gnm bile belirleyen bir g m var! Acaba doal olaylarn srlarn aratranlar, neden daima en zeki insanlar dr? Niye en bilge insanlar kendilerini ihtirasla bilime adyorlar? Geri Epikr demiti ki bilge insan, gkyz srlar ve lm bilme cesi tarafndan eziyete uratlmasa, mutlak bir mutluluk yaaya caktr. Fakat bunu bilmek bir ie yaramyor: nsan bu korkuyu ve pheyi kendisinden asla uzaklatramaz. Tm yapabilecei, ken disini bilime ve aratrmaya adayarak, onu aklamaya almaktr." "Ne kadar da akll szler!" dedi Ebu Ali. "Eer seni doru anladmsa felsefeni u ekilde zetleyebiliriz: Allah olmadn iin ok zgnsn!" Bu parlak fikri Buzruk mid ok komik buldu, hatta Hasan bile glmek zorunda kald. "ok da haksz saylmazsn aslnda" diye kabul etti. Balkon korkuluuna dayanarak, eliyle zerlerindeki gkyzn gsterdi. Binlerce ve binlerce yldz l l parlyordu. "u muazzam gk kubbeye bir bakn! Aristarchos, bu yldzlarn hepsinin birer gne olduunu sylyordu. Hangi insann akl bunu alabilir ki? Ve yine de bu kainattaki her ey bir amaca gre dzenlenmitir ve bir kuvvet tarafndan idare edilmektedir. Bu kuvvet ister Allah olsun isterse doa; ne fark eder ki? Bu muazzam gk kubbe altnda he pimiz ok gln ve sefiliz. lk kez on yandayken, dnya kar sndaki kklmn bilincine vardm. O zamandan bu yana ne kadar ok acya katlandm ve ne kadar uzun bir sre geti! Allah'a olan inancm, peygamberine olan gvenim, ilk akn harika by leyicilii, hepsi geldi geti... Yaseminler bile ilk zamanlar beni byledikleri gibi kokmuyorlar artk, laleler bile eskisi kadar renkli deiller! Sadece kainatn bykl karsndaki hayranlm ve gkyz srlarndan duyduum korkum deimedi Dnyamzn kainatta bir toz zerresi, bizim ise kk izikler olduumuzu bil mek beni hl sonsuz bir kederle dolduruyor..." 294

Ebu Ali arpk bacaktan zerinde dorularak sanki grnme yen bir dmandan saknmak istercesine elleriyle yzn kapad. "Beni bu kadar mtevaz yaratarak bu tr sorunlardan esirge yen Allah'a krler olsun!" diye bard ve bunlar sylerken hi de aka yapmyordu. "Bunlara kafa yormay Batui, Mamun ve Ha life Ebu Mahar'a brakmay tercih ederim." "Benim o zamanlar ok fazla seeneim olduunu mu d nyorsun?" dedi Hasan zoraki bir glmsemeyle. "Evet ey Protagoras, insann her eyin ls olduunu sylerken ok haklydn! Bu dnceyi kabul etmekten baka ne gelir ki elimizden? zerin de yaadmz amurdan ve sudan yorulmu bu dnyay kt ak lmzla kavramaya almaktan, kinatn bilinmeyen taraflarn ise bizden daha saf ve temiz varlklara brakmaktan baka aremiz yok! Bu kk zavall gezegen, mantmza ve irademize layk olan hareket alanmzdr. insanolu her eyin lsdr!" Bit ka dar kk insanolu, bir anda hrmete lyk bir yaratc mertebesi ne ykseldi!! Tek yapmas gereken ey kanaatkar olmaktr. Geni kinat gr alanndan karp sadece adrlann kurmu olduu salam zeminle yetinmelidir. Bunu kesin olarak kavradm za man dostlarm, ite o zaman tm gcmle kendimi ve evremde ki her eyi dzenlemeye giritim. Kinat gzme devs bo bir kt gibi grnyordu. Ortasnda gri bir leke vard sadece: Geze genimiz! Bu gri lekenin ortasnda kck bir kara nokta, ben, bi lincim: kesin olarak tandm yegane eyler. Bo kdn tmn den feragat ettim -alak gnll olmak lazm!- ve tm dikkatimi bu kk gri leke zerinde younlatrdm. Hazrlklar yapmal, yetenekler deerlendirmeliydim ve sonra... sonra da kendi mant mza, kendi irademize gre yneteceimiz hkmranlklar kur malydm. Allah'la boy lmeye kalkan bir insan iin altta kal maktan daha korkun bir ey yoktur!" "imdi seni anlyorum Ibni Sabbah" dedi Ebu Ali nkteli bir sesle. "Demek ki gk yznde Allah ne ise sen de yer yznde onu olmak istiyorsun!" "ok kr! Sonunda anlayabildin!" diye tebrik etti Hasan onu. "Zaten vakti de gelmiti. Yoksa hkmranlm kime miras bra kacam gerekten bilemeyecektim." 295

~1

"Ama" diye dalga geti Ebu Ali. "Sen bu bo kda burnunu sokmusun bile! Yoksa cennetin iin nasl yer bulabilirdin ki?" "te olaylar aka gren bizler ile uursuzca karanlkta yr meye alan kitleler arasndaki fark bu: Biz kanaatkar olmay ba ardk, onlar ise kendilerini kontrol edemediler veya etmek iste mediler. Bizden kendilerini tannmayan ve tanmlanamayan bl gelere hcum ettirmemizi talep etmekteler. nk bu belirsizlie dayanamyorlar. Bizler ise kesin olan hibir hakikatin olmadn bilenler, onlarn avunabilmeleri iin gzel hikayeler uydurmak zo rundayz. "Aada yarattn masal iyi bir sonuca ulaacaa benziyor" dedi balkondan aa bakan Buzruk mid. "kinci delikanl da uyand; gzel kzlar etrafnda dans etmeye baladlar bile!" "Gelin bunu seyretmeliyiz" dedi Hasan ve Ebu Ali'ye iaret ederek kendisi ile beraber balkonun kenanna gelmesini istedi. Zleyha delikanlnn vcudunu rten siyah rty yavaa kaldr d esnada kzlarn hepsi nefeslerini tutmulard. Hadmlar az n ce kkn tam ortasna brakmlard onu. rtnn dna taan dev gibi ayaklan gren kzlar aknlkla donup kaldlar. Yusuf un korkutucu irilikteki gvdesi nihayet nlerinde uzan yordu. "una bakn! Sanki bir dev! Kollan Cada'nn belinden daha iri" diye fsldad Zofana kendisine biraz cesaret kazandrmak iin. "Senin durumun Cada'dan farkl sanki!" diye bard Rukiye. Zleyha delikanlnn yanna diz kerek byienmiesine onu seyretmeye balad. "Uyand zaman ne yapacak dersiniz?" dedi kk Fatma. Son derece utanga bir kzd. "Seni bir lokmada yiyecek!" Habibe onunla elenmek iin hi bir frsat kagrmyordu. "Onu korkutmay brakn. Ne durumda ol duunu grmyor musunuz?" Rukiye gld. Yusuf hl uyuyordu. Bu zamana dek sadece bir kez kmldamt. Gzlerine den n kendisini rahatsz etme mesi iin olduu yerde yavaa dnmt. 296

Zleyha ayaa kalkarak arkadalarna dant: "Ml ml uyu yor. Bir an iin baygn olduunu bile dndm. Ne kadar muhte em bir delikanl! Uyand zaman kk bir konserle, kk bir dans gsterisini hak etti bence yle deil mi?" Hepsi alglanna uzanarak gayet yava ve yumuak bir para almaya baladlar. Zleyha ve Rukiye tamburlarn sallayarak bir ka dans figr yaptlar. Cada ve Fatma gereinden fazla korkak olduklar iin onlar seyretmekle yetiniyorlard sadece. "Hi olmazsa ark syleyin!" dye bard Zleyha onlara fke lenerek. "Sadece aznz ap kapayarak beni aldatmaya alma yn. Ben kl yutmam!" Esma kzlann kk kavgalanndan yararlanarak, delikanlya olan hayranln belli etti: "Yiit Rstem'in olu Suhrab bile bu kadar yakkl deildi muhakkak!" "Kendini gzel Gurdaferi mi sanyorsun yoksa?" Zleyha glmekten kendini alamaynca Esma ona diklendi: "Kk hanm! Glmeye cesaret ettiinize gre kendinizi ula lmaz sanyorsunuz herhalde!" Zleyha'nn en byk silah danst. Bu nedenle ona cevap ver mek yerine, kalalarn, ekiciliklerini ortaya koyan harika bir ekil de kvrmaya balad. "Kk hanm ekici kadn rol oynuyor" diye gld Esma "oysa kahraman horul horul uyuyor!" "... ayn Ktfir'in kans Zleyha karsnda kaytsz kalan Msrl Yusuf gibi!" diye glmeye balad Rukiye. Bu arada mzik almaktan da vazgemilerdi. alglarn bir kenara koyarak doalama yapmaya baladlar. Fakat ksa bir sre sonra kavga etmeye baladktan iin Yusuf uykusundan uyand. Dirseklerinin zerinde dorularak aknlkla etrafna baknd, son ra da kzlar dehete dren kahkahalarla glmeye balad. "Bamza gelenler! Kim olduumuzu anlad! Her eyi duydu!" Zleyha ban ellerinin arasna almt; arkadalarna ne yapa lm diye soran gzlerle bakyordu. Yusuf ise gzlerini zorlukla ak tutabiliyordu. Kzlarn ona sun duu manzara karsnda aknla ve hayranla dmt. 297

"Allah-u Ekber! Bu bir rya deil!" Zleyha onun dediklerini iitince kendisini toplad. Kalalarn harika bir ekilde sallayarak Yusurun yanna gitti ve yerdeki yastk lara oturdu. "Gerekten de Yusuf rya grmyorsun! Cennettesin artk, biz huriler senin emrine amadeyiz." Yusuf dikkatlice kprdand. Ayaa kalkarak havuzun etrafnda doland merakla kendisini izleyen kzlara ekinerek bir gz att. Sonra tekrar Zieyha'ya dnd. "Tm ehitler adna!" diye bard. 'Seyduna gerei sylemi ve ben aptal ona inanmadm." Kendisini yastklarn zerine brakt. ok yorgundu ve aznda ac bir tat vard. "Sleyman ve bni Tahir neredeler acaba?" "Cennette, ayn senin gibi." "Susadm." "Ona st getirin" diye emretti Zleyha. Byk br tas stn hepsini iti. "Kendini daha iyi hissediyor musun yiidim?" "Kendimi daha iyi hissediyorum." "Uyandn zaman neden gldn sorabilir miyim?" Yusuf hatrlamaya alt ve birden tekrar glme krizine tutuldu. "nemli bir ey deildi" dedi bir sre sonra. "Sadece anlamsz ryalar." "Bize anlatmak ister misin?" "Bana gleceksiniz... Pekl. Seyduna bana bir cins hap iirdi ve o anda umaya baladm sandm. Yanl hatrlamyorsam o an yataa benzer bir eyin zerinde yatyordum. Yedi peygamber adna! Buraya nasl geldim? Yoksa gerekten utum mu?" "Elbette ki utun sevgili Yusuf. Hepimiz bize doru szlrken seyrettik seni." "Merhametli Allah! Gerek mi bu? Sonra grdm ryay da -eer bir ryaysa tabii- dinleyin! Byk bir lkenin ve byk bir ln zerinde uuyordum. Aniden altndaki kumlarn zerinde benimle ayn yne doru uan bir akbabann glgesini fark ettim. 298

Yrtc kuun beni takip ettiini dndm nce. Yukar, aa, sa a ve sola baktm. Kutan hi iz yoktu. nce sol elimi, sonra da sa elimi salladm. Glgenin kanatlar da yaptm hareketlerin aynlarn yaptlar. (Bu arada kk bir ocukken babamn srlar n gttm de belirtmeliyim. O zamanlar bu kularn glgeleri ni ok sk grrdm. Hayvanlar onlardan korkar ve kaarlard. yi tanrm onlan...) Acaba bir kartala m dntm? diye dnyor dum. Aniden byk bir ehrin stnde utuumu fark ettim. y lesini daha nce hi grmemitim. Dalara benzeyen saraylar, bir ordunun mzraklarna benzeyen kuleler ve minareler. 'Acaba Ba dat veya Kahire zerinde mi uuyorsun Yusuf?' diye sordum ken di kendime. Sonra da uarak sonu gelmez bir arnn zerinden getim. Aadan banlar ve haykrlar ykseliyordu. Nihayet inanlmaz derecede yksek bir minareye ulatm. En ucu bak sr t gibiydi. Minarenin en st erefesinde bir adam durmaktayd. Onun halife olduunu hemen anlamtm. Deliler gibi bararak elini kolunu lgn gibi sallyordu. Sanki br selama karlk veriyor mu gibi geldi bana: nk adam saygyla eiliyordu; o eilirken minare de eilmekteydi. Kimin selamn aldn anlamak iin et rafma bakndm. Fakat kimseyi gremedim. 'Yusuf dedim kendi me 'halife ve minare nnde eildiine gre. olduka yukarlara km olmalsn!' Aniden halifenin Seyduna'ya ok benzediini fark ettim! rperdim. Bir ka yolu bulmak iin etrafma bakn dm. O anda Seyduna ayn bir maymun gibi minareden aaya atlad ve tek bacann zerinde ok komik bir dansa balad. Hin distan'dan gelen ylan oynatclan onun etrafna toplandlar ve fltlerinden kan nameler eliinde, Seyduna, olduu yerde l gnca dnmeye balad. Yapacak bir eyim yoktu. Yksek sesle glmek zorunda kaldm. O anda da sizleri fark ettim. Bir mucize bu! Gerek ryalara baskn kt!" Kzlar glmeye baladlar. "Bu gerekten de garip bir rya!" dedi Zleyha. "Yoksa bu r ya m grnmez kanatlarnn zerinde seni buraya getirdi?" Yusuf her ne kadar ryalara dalm olsa bile odann iindeki masann stndeki leziz yiyecekleri fark etmekte ge kalmad. Bir 299

aslar kadar ackmt. Burnuna gelen gzel kokular itahn kabart mt ve gzleri yeniden parlamaya balad. "Sofraya oturmak istediinin farkndaym" diye takld Zleyha. "Fakat kurallara gre nce banyo yapman gerekiyor. Piman ol mayacaksn. su bir harika!" nnde diz kerek sandailannn backlann zmeye balad. Bir bakas da arkasna geerek cppesini karmak istedi. Fa kat Yusuf buna izin vermedi. Brak da giysilerini karalm Yusufi" dedi Zleyha yavaa. "Buras cennet. Her eyi yapabilirisin; hibir ey seni utandrmamal." Sonra da elini tutarak havuzun kenarna gtrd onu. Yusuf belindeki petamal zerek suya dald. Kzlar da zerlerindeki ipek kumalar kartarak peinden havuza girdiler. Yusuf banda ki sang gkarmadg iin glmeye baladlar, ok komik gelmiti bu onlara. Bin bir ive ve cilveyle ykanmaya baladlar; oyunlar oynuyor, akalayor ve birbirlerine su sratyorlard. Yusuf havuzdan kp kurulanr kurulanmaz nne tepsiler iin de leziz yiyecekler koydular. Delikanl yemeklere saldrd, hepsi nin tadna bakmak istiyordu. "Alah-u Ekber! Artk cennette olduuma eminim." Ona arap verdiler. "Peygamber bunu yasaklamam myd?" "Allah'n cennet sakinlerinin arap imesine izin verdiini unuttun mu? Yoksa Kuran' m bilmiyorsun? Korkma! Seni ok sar ho etmeyecek!" Zleyha ona ok srar ettii ve ok da susam olduu iin ilk testiyi neredeyse bir solukta bitirdi. Tekrar yastklara uzand, ken dini garip bir ekilde huzurlu ve neeli hissediyordu. Zleyha ona sokuluverdi ve kollarn boynuna dolad. "Ah! Keke Sleyman ve bni Tahir beni byle grebilselerdi!" Kendini bir tann gibi hissediyordu. Trklere kar yapt son kahramanlklar mutlaka anlatmalyd onlara! Rukiye bir yandan onu dinliyor bir yandan da sofrada hibir eyin eksik olmamasna gayret ediyordu. Sohbet bittii zaman gen kzlar alglarn alarak 300

bir yandan mzik yapmaya, bir yandan da zel olarak Yusuf iin besteledikleri arky sylemeye baladlar. Yusuf hayretle ve duy gulanarak dinliyordu onlar... Zleyha nn vcudu Br yay gibi gerildi nk yakkl ava Kalbinin tam ortasna nian almt Sen Trkleri yenen kal raman Uzun sre aradn arzuladn kz Ve yceler ycesi Allah Onu sana verdi sonunda Yusuf! O sana ait Fakat souk ve kat olma ona kar O Msrl gibi Akn gizlemeye alma sakn Bak senden hi ekinmiyor Sana akn hediye ediyor Gzel siyah gzlerini Ve slak dudaklann Zleyha tekrar delikanlnn koynuna sokuldu ve ban gs ne yaslad. Bu arada, elleri ile binlerce ak oyunu yapmay ihmal etmiyordu. Yusuf tam kendisinden gemeye balamt ki kz bir den ayaa frlad. Arkadalanna bir iaret yapmas zerine hepsi alglarn alarak almaya baladlar. Sonra da son derece ilgin bir dansa balad. Kollann yukar kaldrm gslerini gururla ileri karmt. Kalalann nce ga yet yava, sonra da giderek daha hzl bir ekilde evirmeye bala d. Yusuf onu alev alev yanan gzlerle seyrediyordu. Gen kzn kvrak hareketleri en az arap kadar tesirliydi. "Allah-u Ekber!" dedi bylenmi gibi. Zleyha kendisinden gemiti. Tm vcudu rperti elaleleri 301

altnda titriyor gibiydi. Vcudunun her taraf ayr ayn oynuyor ve titriyordu; sanki artk kendi paras deillerdi. Sonra da lgn gibi kendi etrafnda dnmeye balad, on kez, yirmi kez... ve bir topa gibi Yusuf un kollarnn arasna utu. Bu defa Yusuf onu pckle re bomaya balamt. Kz kendisine yle bir kuvvetle ekiyordu ki sanki kemiklerini kracakt. Etrafnda olup bitenlerin farknda de ildi artk hatta Rukiye'nin parmak ularnda birbirine sanlm v cutlarna yaklaarak bir rtyle rttn bile fark etmedi... Hayatnn en mutlu anlarn yaayan delikanl tatl sarholuun dan syrlr syrlmaz, merakla etrafna baknmaya balad. Zevk da kikalarn izleyen yar uyku halinde, tm bunlarn bir rya olmasn dan ve az sonra Alamut kalesinde uyanacandan korkuyordu. Fa kat gzleri onu aldatmyordu. Cilveli Zleyha ve yedi arkada gerektiler; etrafndaki cennet de pheye yer brakmayacak ka dar gerekti; o halde neden korkuyordu ki? Zaten hurilerle de ar tk samimi olmam myd? Kendisini onlarn alakalarna terk et mek, dnyann en normal, en tabii eyi deil miydi? Aslnda v cutlarn! rtmesi gereken ince giysiler, onlarn harika tenlerinin da ha da parlak ve ltl gzkmelerini salamaktan baka bir ie ya ramyordu. Zleyha'nn gururla uzatt gslerine bakmak iin her ban evirdiinde iinde yeni bir ihtiras yanarda patlyor du... Fakat zihninin derinliklerinde ona hl eziyet eden bir dnce vard: Burada yaadm eyleri tekrar kalenin duvarlar arasna dndm zaman anlattmda bana kim inanr ki? Kendisi bu dncelere dalmken etrafndaki kzlarn kendi aralarnda fsldattklarnn farkna bile varmad. "Brak da onunla biz de elenelim biraz" diye fsldad Rukiye mutluluktan uan Zleyha'ya. "iime ne hakla kanyorsun?" diye sinirlendi Zleyha. "Burada emirleri veren benim, size ihtiyacm olduu zaman da haber veri rim." "una bak! Kendini ne sanyorsun sen? Seyduna bizi buraya ss bebei olarak m yollad?" Rukiye'nin surat fkeden kararmt. 302

'Brak da Zleyha istediini yapsn" dedi Cada tm iyi niyetiyle. "Kes sesini kk crcrbcegi. Onu sadece kendisine saklamak istiyor hepsi bu..." "yi ama Yusuf un da onu beendiini grmyor musun?" "Bakalarna bakmasna frsat vermiyor ki." Bu defa Zleyha lafa kart: "ok kr ki seni grmedi. Yoksa cennette olduundan kesinlikle phelenirdi!" Rukiye bir fke krizine yakalanmak zereydi. Fakat Yusuf tama men uyanmt ve onlara bakyordu. Zleyha Rukiye'ye korkun bir bak frlatt; o ve dier kzlar tek kelime etmeden masann s tndeki yemekler ve testilerle ilgilenmeye baladlar. Zleyha da bu ftrsat deerlendirip, en tatl glmsemesiyle delikanlnn yan na sokuldu.- "Sevgilimiz gzelce dinlendi mi?" Cevap vermek yerine kuvvetli kolunu kzn beline dolad ve onu kendisine ekti. Bu esnada baklar kzn omuzlarnn stn den grd Cada ve kk Fatma'ya takld. ki gvercin duvarn dibindeki yastklann zerine edeple tnemilerdi. Merak ederek ve ekinerek onlar seyrediyorlard. Fakat Zleyha tetikteydi: "Ne reye bakyorsun yie sevgili Yusuf?" "... Dandaki gzel klara bakyordum" diye kekeledi zavall. "Bu cennette biraz dolaalm m?" "Nasl istersen. Gel seni gezdireyim..." "u kkler de gelsinler. Ve bayla Cada ve kk Fatma'y iaret etti. "Eer seninle gelmelerinden daha ok hoian&caksan onlarla gidebilirsin. Ben burada bekleyebilirim." Bu szlerde gizli olan ithamn sertlii Yusuf u artmt. "Kt bir ey sylemek istemedim" dedi. "Sadece kenarda oturmak zorunda kaldklar iin onlara acdm hepsi bu." "Sus. Kendini ele verdin. Benden bktn biliyorum." 'Tm peygamberler ve ehitler adna! Bu yalan!" "Ne! Cennette kfr m ediyorsun?" "Beni dinlemek istemezsen bunu detiremem Zleyha." Sylemek istediklerini fde etmekte glk ekiyordu. "Fakat se nin in o kadar nemliyse ikimiz gidebiliriz. Onlar da canlarnn istediklerini yapabilirler." 303

Kskan kzn yanakiannda parlayan gzyalarnn altnda zafer dolu bir glmseme belirdi. Ban evirerek hor grd iki kza seslendi: "Siz de bizi takip edebilirsiniz. Eer bir eye ihtiyacmz olursa size sesleniriz.'' Dar ktklar zaman Yusuf baheyi aydnlatan gizemli klar inceledi. "Alamut'a geri dndm zaman kendi gzmle grdm eylere hi kimse inanmayacak" dedi ban sallayarak. "Sana o kadar m az gveniyorlar sevgili Yusuf?" "Yok canm, o kadar da deil. Szlerime inanmayan yumruu mu kafasna yer!" Birbirlerine akla sarlarak olaanst iek kokulan ile kapl bahenin yollannda gezmeye baladlar. Dier kzlar da uygun bir mesafeden onlar izliyorlard, zlem ve arzu doluydular. "Ne kadar byleyici bir gece!" diye i ekti Cada. "Gerekten de cennette miyiz acaba?" "Bir de Yusufun hissettiklerini dnsene!" dedi Rukiye. "Ne de olsa gerekten cennette olduunu sanyor." "Yusufun yerinde olsan sen neler dnrdn?" diye bilmek istedi Esma. "Sen de ayn eyleri hisseder miydin?" "Bilmiyorum... Dnyay tanmasaydm henz, belki..." "Efendimiz gerekten de ok garip bir kudretin sahibi. Gerek ten de bu baheleri yapmas iin Allah'n ona yardm ettiine ina nyor musun?" "Senin yerinde olsam bu kadar ok soru sormazdm kk Es ma! Efendimizin gerekten de ok kudretli biri olduunu unutma. Belki de byk bir bycdr ve u anda konutuklarmz dinle mektedir." "Beni korkutma Rukiye!" dedi zavall kk kz. Arkadann koluna kenetlenmiti sanki. Birka adm tede Yusuf Zleyha'ya kendisine eziyet eden korkuyu anlatyordu: "Seyduna bu cenneti bana bir gece iin a may ltfetti. Acaba beni buraya bir kez daha gnderir mi?" Zleyha titredi. Ne cevap verebilirdi ki? "Bunu bilemem! Bildiim kesin bir ey varsa o da senin bizim 304

efendimiz olduundur. br dnyay ebediyen terk ettiin zaman sana burada hizmet edeceiz yine." Bu szler onun korkularn yattrmaktan ok uzakt. Sert bir hareketle kz kendisine ekerek gsne bastrd. "Bizden ayrlacan iin ok mu zgnsn?" "Hem de nasl!" "Beni hatrlayacak msn?" "Seni asla unutmayacam." Uzun uzun ptler. Sonra da gecenin serinlii onlar rpertmeye balad ve tekrar ieri girmeye karar verdiler. Souk hava Yusuf u ayitmt. Tekrar imeye balad. Ka kadeh itiini saym yordu, nk arabn kendisine cesaret verdiini hissediyordu. Zleyha kadehine algam suyu doldurmakla megulken Yusuf bu frsat karmayarak Cada yi kendisine ekti ve pmeye bcilad. "br dnyadan ebediyen ayrlacam zaman sen de bana hizmet edenlerden olacak msn?" diye sordu kza. Kk kz cevap vermek yerine kollann onun boynuna dolad. arap ona da cesaret kazandrmt. Fakat Zleyha geri dnmt bile ve gzlerinde fkeli alevler parlyordu. Cada hemen ona yer at ve Yusuf sklarak glmsedi. "Sadece kk bir akayd!" diye kendisini savunmaya alt. "Yalan sylemene gerek yok! Ne yaptn gayet iyi grdm." Yusuf onu kucaklamak istedi. "BraK beni ve cann kime isterse ona git. Kaba bir hareketle srtn dnd ona... ve ayn anda camdan kendisine bakan Apama'ntn fkeli suratn grd. Camdaki surat hemen gzden kayboldu ama Zleyha'y kendine getirmeye yet miti bile. Hemen arkasna dnd ve kendisini tekrar sevgilisinin kollarnn arasna att. "Yusuf! Yusuf... Biliyorsun ki sen bizim efendimizsin... hepimi zin efendisi! Seni sadece biraz kzdrmak istemitim." Onu elinden tutarak yavaa arkadalarnn yanna gtrd: "Sen efendimizsin aramzdan istediini seebilirsin." Kzlarn hepsi Yusuf a sokularak onu arap ve ak iie sarho et meye baladlar. Delikanlnn kalbi duyduu haz ve gurur ile do305

lup dolup tayordu. Evet kendisi bu sekiz gzelin efendisiydi, ruhlar ve bedenleri ile kendisine aittiler. Ayn ekilde, bu inanl maz gzellikteki baheler ve sra kkler de. Bazen zamann su gibi akp gitmesi karsnda korkuya kaplyordu ama hemen bir testi arab kafasna dikerek kendine geliyordu. Sonunda zaman bildiren boru sesi duyuldu ve Zleyha aceley le uyku iksirini hazrlamaya gitti. Hap kadehe atarken elleri titri yordu. Ne yaptn gren Cada kk bir lk att, kk Fatma da elleriyle yzn kapad. Yusuf bu kadehi de aynen dierleri gi bi aklna herhangi bir ey gelmeden bir dikite boaltt. ksir etkisi ni annda gsterdi ve delikanl bir aa kt gibi olduu yere devrildi. Kzlar titreyerek zerini rttler Birdenbire her ey do~ nuklamt byl klar bile eskisi kadar parlak grnmyordu gzlerine. Kulenin tepesindeki Ebu Ali hl kararsz grnyordu: "Bu hahaileri yaratmak ile" dedi sonunda Seyduna'ya "tam olarak neler yapmak istediini hl anlam deilim. Umalm ki deneyin baarya ulasn. Gerekten de tarikatn kudretini onlarn zerinde ykseltebileceini dnyor musun?" "phesiz. Tarihin bize rneklerini sunduu politik idare biim lerinin hepsini inceledim. yi ve kt yanlarn karlatrdm. Hi bir hkmdar, gerekten asla tam bamsz olmad. Bir devletin ykselmesini engelleyen en nemli etkiler zaman ve mekndr. Makedonyal skender ordusuyla beraber dnyann yarsn fethet ti. Fakat imparatorluunu doruk noktasna karamad nk lm onu engellemiti. Roma imparatorlan kuaklar boyunca hkm ranlk alanlann geniletmeye altlar. Her kar topra kl zo ruyla fethetmeye alyorlard. Mekn onlan engellemese bile lm onlar sonunda gelip yakalyordu. Muhammed ve halifeleri daha iyi bir yntem buldular. Dman zerine misyonerlerini gn dererek, nce ruhlann zapt etmeye altlar. Bylece dmann direni ruhunu krdlar ve lkeler olgun armutlar gibi ellerine d t. Fakat ruhun gl olduu yerlerde, mesela Hristiyaniarda, bu plan sekteye urad. nk Roma kilisesi ok salam bir yntem takip etmektedir. Onlarda iktidar, maalesef Mslmanlarda oldu306

gu gibi kan bana gre deil, sadece ve sadece ona talip olanla rn ruhi glerine dayanmaktadr. Sadece en cesur ruhlar zirveye ulaabilmektedirler. Haa inananlar bu kadar kudretli bir ktle ha linde bir arada tutan en nemli etken de ruhun deerine olan inanlardr. Grne gre kilise, kendisini zamann kleliinden kurtarabilmitir. Fakat hl mekana bal kalmaktadr. Bizzat bu lunmad yerlerde hibir gc yoktur. Bu da onu dikkatli olmaya, dmanlaryla uzlamaya, kendisine gl mttefikler aramaya yneltmitir. Ben ise hibir mttefike ihtiya duymayan bir yap ina etmek istiyorum. Bu zamana kadar hkmdarlar ordular vas tasyla birbirleriyle savatlar. Yine ordulan vastasyla lkeleri zapt ettiler ve kudretli rakipleri bertaraf ettiler. Bir kar toprak iin ba zen binlerce asker gzn krpmadan ldkleri iin, hkmdarla rn kendi kafalar iin endielenmelerine hi gerek kalmyordu. Biz ise darbelerimizi artk onlara ynelteceiz! Baa indirilen darbe tm vcudu sarsar. Kendi bann tehlikeye dtn hisseden her hkmdar geri adm atmaya hazrdr. Fakat bu korkunun etkili olabilmesi iin en arpc yntemlerin uygulanmas gerekir. H kmdarlar iyi korunurlar ve gzetilirler. Sadece lmden korkma yan, hatta im arayan birisi onlar tehdit edebilir. te bugnk deneyimiz ile byle insanlar yaratmaya alyoruz. Onlar yaa yan hanerler yapacaz; bunun neticesinde zaman ve mekn bir anda bize tabi olacak. Her tarafa korku ve dehet salacaklar. Kitle ler arasnda deil ama sadece meshedilmi ve talandrlm ba lar arasnda. Bize kar koymaya cret edebilecek hkmdarlar kendi hayatlar iin titreyecekler..." Bu szleri uzun bir sessizlik izledi. Byk Da'ler ne birbirlerine, ne de Hasan'a bakmaya cesaret edebiliyorlard. Nihayet Buzruk mid konumaya cesaret edebildi. "Bu ana kadar bize anlattn her ey son derece ak ve basit Ibni Sabbah. Fakat ayn zamanda, o kadar cretkr ve o kadar korkutucu ki sanki onlarn bir insan beyninin rn olmadklarn dnmek zorunda kalyorum. Sanki bunlar gerekle hayali deitirmeye alan kt niyetli bir hayal cinin dnceleri." Hasan glmsedi: "Sanrm sen de Ebu Fazl gibi benim deli ol\ 307

duumu dnmeye baladn. nk bugne dek allagelmi izginin dna kmaya asla cesaret edemedin. Oysa k her za mankinden farkl yntemler izleyerek bunlar gerekletiren kiiler yazmlardr tarihimizi. rnein Muhammed balangta evresin deki herkesin alay konusuydu. Planlarn etrafndakilere anlatt zaman, ona yar deli bir hayalci gzyle bakyorlard. Fakat yaptk larnn baars, bize, sadece ve sadece onun hesaplannn doru olduunu kantlyor, ona kar kar kukucularn deil. Ben de planlarm gereklerle lmeye kesin kararlym." "Gerekten de fedalerinin istediin tipte insanlar olacaklarn dan emin olsaydk, o zaman sylediklerine gerekten de kar kamazdk" dedi Ebu Ali. "Fakat yaayan bir insann lm zleye ceine nasl inanabilirsin ki? br dnyadaki cennete kesinlikle inansa bile!" "Benim nancm, sadece insan ruhu zerine bildiklerime deil, insann i orgahlannn alma ekilleri zerine yaplar aratrma lardan elde edilen sonulara da dayanyor. Deve, katr ve at srtn da dnyann neredeyse yarsn dolatm, uzun mesafeler yr dm ve denizleri atm; saysz nsanla tantm, onlarn gelenek ve greneklerini inceledim. FUhatikla syleyebilirim ki bugne kadar insani denilebilecek tm eylemleri bizzat denedim. Hatta insan mekanizmasnn; yani ruh ve bedenin, nmde ak bir ki tap gibi durduunu syleyebilirim. Fedaler Alamut'ta uyandklar zaman, cennette olmamaktan byk znt duyacaklar. Grdk lerini arkadalarna da anlatarak zntlerini dierlerine de aktara caklar. Bu arada hahan zehri vcutlarna etki ederek ondan bir kez daha almak iin dayanlmaz bir arzu uyandracak. Bu arzunun nedenini, cennetimde yaadklan eylere balayacaklar ve zihinle rine bir daha silinmernek zere yerleecek. Ak iksiri damarlarnda dolamaya balayarak onlar lgnln eiine getirecek olan bir ihtirasa tutsak olacaklar, Bu durum onlara giderek daha da daya nlmaz gelecek.' Anlattklar ve ruh halleri tm etrafndakileri zehir leyecek. Kanlanndaki isyan atei zihinlerini bulandracak. Artk d nemeyecek ve ayrt edemeyecekler. Vakti geldii zaman onlar biz teselli edeceiz. Onlara bir grev vereceiz ve verdiimiz g308

revi yerine getirdikten sonra ldkleri takdirde, cennetin kaplar nn onlara o anda alacan syleyeceiz. Bylece glerek l mn kollarna atlacaklar. Tam bu anda balkondaki hadm odaya girdi: "Seyduna! Apama vakit kaybetmeden baheye gelmeni istiyor." Tamam." Hasan ksa bir sre iin onlardan ayrld. Geri dnd zaman biraz endieliydi: "lbn Tahr'de yolunda gitmeyen bir eyler var. Ben burada bekleyin..." Pelerinini kuand ve gizli geitten kulenin dibine indi.

309

XII
bni Tahir in vcudunu baheye tayan hadmlar bir lm ses sizlii tarafndan karlanmlard. Tek kelime etmeden onu yere braktlar ve geldikleri ciddiyetle geri dndler. Baka bir dnya dan gelen uursuz hayaletlere benziyorlardi; giderken sedyeyi de beraberlerinde gtrdler. Safiye korkuyla Hatice'ye sokuldu. Siyah rtnn altndan belli olan vcudun hatlarndan rkmt. Dier kzlar da talam gibi havuzun etrafnda oturuyorlard. Meryem bir arpn bana diz kerek dalgn dalgn nne bakmaya balad. Acs tekrar canlan maya balamt. Hasan kendisine bir sevgili gnderdiine gre sandndan ok daha az seviyordu onu. Ya da hi. Kendisini an yordu: ayet Hasan ona fark ettirmeden aldatsayd, onu daha da fazla severdi. Fakat artk ondan nefret ediyordu, ondan nefret et mek zorundayd. Ve ayn zamanda nnde yatan saf ve masum delikanldan da nefret ediyordu. Demek ki gzelliini ve ekicili ini kullanarak onu cennette olduuna inandracakt! Ne kadar aalk bir ey! rtnn altndaki vcut kmldamaya balad. Kzlar soluklarn tuttular. "Reyhane rty kaldr!" Meryem'in sesi rahatszlk verecek derecede sert kyordu. Reyhane itaat etti fakat eleri titriyordu. Ibni Tahir'in ehresini grd an aknlktan donakald. zerinde tek tk kllar bulunan pembe yanaklar onu bir ocuk gibi gsteriyordu. Beyaz sar ka fasndan kaymt ve ksa kesilmi sk salar meydana kmt. Gzkapaklarn uzun kirpikler evrelemiti ve ince dudaklarnda biraz kat bir ifade vard. 310

"Demek air ibni Tahir bu!" diye mrldand Hatice. "Ve Trklerin bayran zapt eden!" diye ekledi Sit. "Ne kadar yakkl!" dedi Safiye. Meryem de uyuyan delikanly grmek iin ayaa kalkmt. Yznde bir glmseme belirdi. Kurbann byle dnmemiti hi. Demek ki air yiit buydu! Elenerek dnd: Gerekten de bir ocuk daha.' Yine de kendisini ok rahatlam hissetmiyordu. Onu, cennette olduuna ikna etmeyi gerekten de baarabilecek miydi? Bu dnce kalbinin kt kt atmasna neden oluyordu. Doruyu sylemek gerekirse Hasan'n verdii grev onu bir an bile rahat brakmyordu. Efendisi srarla kendisini olduu gibi gs termekten kanyordu. phesiz onda bycye benzeyen yanlar pek fazlayd! Dnceleri ya lgncayd ya da karanlk ve buu luydu. Nihayet mekanizmay altrmt. Kendisi de bu mekaniz mann kk br arkyd. Bu bir gven iareti deil miydi? Acaba bu emsalsiz adamn gr asn paylamaktan kendisini alkoyan kendi gururu muydu? Bu byk oyunu her zaman arzulamam myd? Belki de Hasan ona yeniden hayatla bansma frsat vermi ti! Belki de bu oyun gln bir maceradan ok daha fazla bir eydi! Arkadalar da sanki ruhlanndaki byk bir ykten kurtulmu lard. Hatta ekingen Fatma bile yle barmt: "Buna Allah'n bahelerinde olduuna inandrmak hi de zor olmayacak!" Meryem arp almaya balad. "Gelin! imdi ark syleme ve dans etme zaman! Ksa sre sonra ortam gevemiti. Fltler ve tamburinler inle meye balamlar, gen vcutlar zerlerindeki saydam kumalar syrarak alml uzuvlarn gzler nne seriyorlard. Onlar byle seyredince ne kadar da gzel grnyorlar diye dnd Mer yem. Ve kzlarn sanki misafirleri uyanm da onlar seyrediyormu gibi, binlerce ive ve cilve ile dans etmeleri onu gldrmeyi ba ard. "Kolay kolay uyanacaa benzemiyor" dedi gzel Sit ve tamburisiyle zilini kenara koydu. "Onu slatalm m?" diye sordu Reyhane. V.L

"Delirdin mi?" dye kzd Hatice. "Cennette byle karlama olur mu hi?" "Siz en iyisi, almaya ve oynamaya devam edin" dedi Mer yem. "Ona uyanmasnda biraz yardmc olmaya alacam." Yanna diz kerek evresini szmeye balad. Yz hatlar te miz ve asildi. Eliyle omzunu okad ve delikanlnn titrediini fark etti. Anlalamayan birka kelime mrldand. Ruhunda korku ve merak duygulan arpyordu. Bu bilinmeyen yerde uyand za man ne diyecek acaba? Ne yapacak? Ona ismiyle seslendi yavaa. Ibni Tahr bir anda doruldu, yastklarn zerine oturarak gzlerini ovuturmaya balad. akn lkla etrafna baknd. "Btn bunlarn anlam nedir?" Sesinde korku belirtileri vard. Kzlar arkanna ve danslarna ara verdiler; suratlarnda derin bir aknlk vard. Meryem hemen konumaya balad: "Cennettesin Ibni Tahir." Ibni Tahir gzlerini iri iri at sonra ba tekrar yastklann zeri ne dt. "Rya grm olmalym" diye mrldand. "Duydunuz mu?" diye mrldand Hatice korkuyla. "Cennette olduuna inanmak istemiyor..." Meryem ise bu balangtan cesaret kazanmt. Tekrar Ibni Tahlr'ln omuzlarn okadi. Kulana ismini fsldyordu. Delikanlnn baklar Meryem'in yzne taklmt. Dudaklar titriyor, gzlerinden korku okunuyordu, ibni Tahir vcudunu kont rol etmeye balad, uzuvlarn tek tek yoklad ve iinde bulunduu mekn inceledi. Sonra aniden elleriyle gzlerini kapad. Surat balmumu gibi sararmt. "Fakat bu doru olamaz" diye kekeledi. "Bu gignlk... veya bir sahtekrlk!" "mansz bni Tahir! Seyduna'nm gvenine byle mi karlk ve riyorsun?" Meryem sitem edercesine glmsyordu. aknlkla ayaa kaikt ve etrafndaki eyleri incelemeye bala d. Duvarn yanma giderek ona dokundu, havuza giderek elini su312

ya daldrd. Sonra kzlara rkek bir bak frlatarak tekrar Meryem'e dnd. "Anlamyorum" dedi titreyen bir sesle. "Akam Seyduna nce bizi artt, sonra da yar tatl, yan ac garip bir hap yutmamz emretti. Uykuya daidm ve binlerce garip rya grdm. Ve imdi de bu yerde uyandm... Danda ne var?" "Baheler: Kuran' okudunsa bilirsin nasl olduklann..." "Onlar grmek isterdim..." "Seni gezdireceim. Ama nce ykanmak ve bir eyler yemek istemez misin?" "Sonra. nce nerede olduumu anlamak istiyorum." Kapya giderek perdeyi yana ekti. Meryem bni Fahir'in elini tutarak onunla beraber yrmeye balad. Terasa kan merdivene geldikleri zaman ibni Tahir hayretle bahelere bakmaktan kendisi ni alamad: "Ne kadar harika br sahne! Gerekten de Alamut'tan ok uzaktayz! Beni bu kadar uzaa gtrebildiklerine gre ok uzun sre uyumu olmalym." "Gnah ilemekte olduunun farknda dei misin bni Tahir? Hl cennette olduuna inanmak istemiyor musun? Yz bin paraseng seni dnyandan aynyor. Buna ramen tekrar Alamut'ta uyandn zaman sadece bir tek gece gemi olacak. Dik dik Meryem'e bakt. Tekrar tepeden trnaa tm vcudunu kontrol etti. "O halde rya gryorum! Zaten ryamda buna benzer sanr lan daha nce de grmtm. Bir gece, henz babamn evinde otururken, altn dolu bir kp atm grdm ryamda. O za man neler dndm hl ok iyi hatrlyorum.- imdiye kadar bir1 hazine bulduumu ok grdm ryamda ama bu defa phe siz iti bir rya deil gerein ta kendisi bu! Kp ters evirerek il il altnlarn dklmelerini seyrettim. Bir yandan altnlar sayarken bir yandan da iin iin glyordum. Allah adna! Bu bir rya de il!" diye bardm. Ve tam o asda uyandm. Yaadm macera bir ryadan baka bir ey deildi.... Uradm hayal krkln tah min edebilirsin. Bu yzden kendimi ok fazla kuruntuya kaptrma33

sam iyi olur. Bu harika bir rya inanlmaz derecede gereki ve hayat dolu. Fakat bunlarn Seyduna'nn hapnn etkileri olmas da ok mmkn, Uyandm zaman gereinden fazia hayal krklna uramak istemiyorum." "Gerekten de benim sadece bir rya olduumu mu dn yorsun? Uyan artk! Bana bak, bana dokun!" Meryem ibni Tahir'in elini tutarak vcudunda dolatrmaya balad. "Benim de senin gibi yaayan bir varlk olduumu anlam yor musun?" Sonra da iki eliyle delikanlnn ban tutarak gzlerinin ta iine bakt. bni Tahir titredi. "Kimsin sen?" diye sordu. Sesine hl inanmaz bir ton hakimdi. "Ben Meryem'im, cennet kz." Kafasn sallad ve nihayet merdivenlerden inmeye karar verdi. Bir sre etraflarnda gece kelebeklerinin ve yarasalarn uumakta olduu fenerlerin altnda dolat. Etrafnda daha nce hi grme dii bitkiler ve iekler yetiiyordu. Aalarn dallannda da ona yabanc olan meyveler sallanyordu. "Btn bu eyler sanki byl gibi" diye mrldand. "Evet ger ekten de bir rya lkesi..." Meryem onun yan banda yryordu. "Hl kendine gelemedin mi? Artk dnyada olmadn, aksine cennette olduunu an lamaya al!" Mzik ve alg sesleri geceyi nlatyordu. Sesler sra kkten geliyor gibiydi, ibni Tahir durarak dinlemeye balad. "Bu sesler ok fazla dnyev" dedi. "Ve sen de, senin de ok fazla dnyev zelliklerin var. Cennette olduumu nasl tasavvur edebilirim ki?" "Gerekten de Kuran bilgin bu kadar kt m? Kitapta, m minlerin yabanclk ekmemeleri iin, cennet harikalarnn, dnya daki rneklere baklarak yaratld yazldr. Eer imann gerek ten salamsa neden aryorsun ki?" "Nasl armayaym? Yaayan bir varlk, etten ve kandan bir insan, nasl cennete girebilir ki?" "Demek ki sana gre peygamber yalancnn tekiymi..." 314

"Allah beni byle bir dnceden korusun!" "O da dnyadaki yaam esnasnda buraya gelmemi miydi? Allah'n nne etten ve kandan bir insan olarak kmam myd? Kyamet gn etler ve kemikler tekrar birlemeyecek mi? Eer dudaklarn gerek dudaklar olmasa ve vcudun gerek bir vcut olmasa, sana ikram edeceimiz arab ve yiyecekleri nasl tada aksn, hurilerden nasl zevk alacaksn?" "Bu mkfat, bize, ancak lmmzden sonra ltfedilecektir!" "Allah'n seni lyken cennete daha kolay gtrebileceini mi dnyorsun?" "Hayr. Ama yle yazlmtr!" "Allah'n Seyduna'ya cennetin anahtarlarn vererek her istedi ini ieri sokmakla yetkilendirdii de yazldr. Yoksa buna inanm yor musun?" "Ben bir aptalm! Bu olanlar gzel bir rya olarak kabul etmek ten vazgememeliydim! Fakat buradaki her ey, seninle konuma mz, senin grntn, eyalar, o kadar gereki ki yava yava san rnn etkisinden karak umut etmeye baladm hissediyorum. Bu bir sannysa tabii ki..." Ne kadar heyecanl bir macera diye dnd Meryem. "Demek ki sadece mit etmekle yetiniyorsun. Fakat bu hl inanmadn anlamna gelir bni Tahir! Dik kafalln beni hayrete dlyor. Bir kez daha iyice bak bana!" Etrafa k saan bir fenerin altnda durmulard. Fenerin zeri de ak azyla saldrmaya hazr bir kaplan resmi vard. bni Tahir bir kaplan resmine bir de kzn yzne bakyordu. Aniden kzn mis gibi kokan vcudunun kokusunun kendisini etkilemeye bala dn fark etti. Yeni ve lgnca bir dnceye kapld. Birileri ken disiyle eleniyordu. "Bu eytan bir oyun!" Gzlerinde vah bir kararllk okunuyordu. "Klcm nerede?" Hiddetle Meryem'i omuzlanndan yakalad. "tiraf et kadn! Bunlarn hepsi utanmaz bir sahtekrlk!" ki adm yanndan gelen bir sesle irkildi. yerdeki talar gcrd315

yordu. Karanlk bir sima zerine atlayarak onu yere ykt. Korku dan soluu kesilerek, zerindeki yeil renkli iki vahi gze bakt. "Ahriman!" Meryem leopar yakalad ve zavall detikanlsy kurtard. "imdi bana inanyor musun? Az kalsn yaamn tehlikeye ata caktn!" Evcil hayvan kzn ayaklarnn dibine uzand. bri Tahir ayaa kalkt. ayet gerekten uyusayd, duyduu korku onu uyandrm olurdu. Dernek ki yaadklar gerekti! Fakat neredeydi? Garip de recede uzun bacakl kedinin zerine eilen kza bakt. Hayvan kamburunu kartm, mutlulukla geriniyor ve mrldanyordu. "Cennette iddetin yeri yoktur ibni Tahir!" Yavaa gld. Bu gl delikanlnn kalbine ilemiti. Bir san rnn kurban olmas o kadar da nemli miydi? Nasl olsa gnn birinde uyanacakt. Yaadklar allmam harika ve muhteemdi, gerek olmas art myd? u anda hissettikleri gerekti ve nemli oian da buydu. Nesnelerin gerek olup olmadklar konusunda ya nlgya debilirdi. Ama duygular ve dnceleri konusunda asla! Etrafna baknd. Ta uzaklarda, gecenin karanlnda ge yk selen byk bir ktle vard. Alam ut kalesine ait dev bir tahkimata benziyordu. Elini gzlerine siper ederek gecenin karanln baklaryla del meye alt. "uradaki bir duvar gibi ge ykselen ey de nedir?" "O el-Araf, cennet ile cehennemi birbirinden ayran duvar." "nanlmaz!" diye mrldand. "Bir an sanki en stnde bir gl ge grr gibi oldum." "Herhalde elde silah hak yolu iin arprken len yiitlerden birisine aittir. Fakat maalesef anne-babalarnn istememelerine ramen savaa gittikleri iin, oradan bahelerimizi seyretmek zo runda kalyorlar. Buraya gelemezler nk Allah'n drdnc em rini ihlal ettiler. Cehenneme de gnderilmeyecekler nk hak yo lunda ehit dtler. Artk ebediyen Srat kprs zerinde gez meye ve aasn seyretmeye mahkmlar. Biz zevkini karyoruz, onlar bize bakyorlar." 316

'Peki Allah'n taht nerede, sonsuz merhametinin almeti nere de, peygamberler nerede? "Cenneti yeryznn herhangi bir blgesi gibi tasavvur ede mezsin bni Tahir. Cennet buradan, el-Araf m dibinden balar ve usuz bucaksz alanlar kaplayarak son katna kadar ykselir. Tm canllar iinde sadece peygamber ve Seyduna oraya girmeye yet kilidirler. Sizin gibi basit seilmiler iin ilk kat uygun grlmtr." "Yusuf ve Sleyman neredeler?" "Onlar da burada, el-Araf in dibindeler. Ama onlann baheleri ok uzaklarda. Yarn Alamut'a geri dndnzde, yaadkiannz birbirinize anlatmak ve karlatrmak iin ok vaktiniz olacak." "Evet, sabrszlm buna izin verirse tabii." Meryem glmsedi. "Bu kadar meraklysan, istediini sorabilirsin bana." "Bu bilgileri nasl edindiini anlat bana." "Her huri belli biimde belli amalar iin yaratlmtr. Allah ba na geree ar meraklar olan kat inanllan yumuatma bilgileri ni ve kudretini vermitir." "Rya gryorum, rya gryorum..." diye fsldad bni Tahir. "Ve buna ramen gerek olan hibir ey bu ryadan daha ak olamaz. Grdm her ey, bu harika varln bana anlatt her ey, -genelde her eyin kopuk ve karmak olduu gerek ryala rn aksine- olaanst bir biimde uyuuyorlar. Keke btn bun lar Seyduna'nn sonsuz yeteneklerinin bir meyvesi olmasa..." Meryem bu dnceleri dikkatle dinliyordu. "Sen iflah olmaz sn bni Tahir. Gerekten de zavall mantn ile koskoca kinatn tm srlarna vakf olabileceini sanyor musun? Oh! Ne kadar ok eyin senin gzlerine gizli kaldn bir busen! Fakat artk tartma y brakalm. Hurilere geri dnme vakti geldi artk. Deerli misafir lerini sabrszlkla bekliyor olmallar." Ahriman' brakarak allklarn arasna gnderdi. Sonra da, bni Tahir*in elini tutarak kke doru yrmeye balad. Merdivenin bana geldii zaman belli belirsiz bir slk sesi duydu. phesiz Apama onlar dinlemiti ve kendisiyle konumak istiyordu. bni Tahir'i sra salona gtrerek yavaa kzlarn aras na itti.

Yastklarn rerine bada kurup oturdu. Kendisinin onuruna hazrlanan yemek, grlt ve amata arasnda balamt. Kzlar s raya ona hizmet ediyorlard. Meryem onun salna iti. Byle gzel bir ortamda asla bulunmamt. radesi dnda kzlarn nee lerine katlmaya balamt. Meryem kendisini ok iyi hissediyor du. bni Tahir gelmeden nce zeksn keskinletirmek iin boalt t kadehler, iinde sonsuz bir mutluluk duygusu uyandrmlard. Konuma ve glme ihtiyac hissediyordu. "Sen bir airsin ibni Ta hir" dedi ona byleyici bir glmsemeyle. "Bouna inkr etme, hepimiz biiyotz bunu. Bize eserlerinden birka rnek sunmak is temez misin?" "Kim anlatt bunu size?" Kpkrmz kesilmiti. "Ben air dei lim ve sze okuyacak iirim yok!" "Demek airliini gizlemek istiyorsun! Ama imdi tevazu gs termeye ne gerek var? Hepimiz heyecanla seni bekliyoruz grd n gibi." "Bizden korkuyor musun yoksa? Sessizce ve istekle dinleyece imizden emin olabilirsin."' "iirlerin ak zerine mi?" diye sordu Hatice. "Bunu nasl sorabilirsin Hatice!" dedi Meryem. "bni Tahir yeni bir peygamberin hizmetinde ve hak yolu uruna savayor." "Meryem hakl" dedi ibni Tahir. "nsan tanmad bir eyin arksn syleyebilir mi?" Kzlar glmsediler. Tecrbesizliini bu kadar ak bir biimde ortaya koymaktan ekinmeyen bir delikanlyla beraber olmaktan ok hoianmlard. ibni Tahir Meryem'e bakt. ini tatl bir korku sarmaktayd. Sa vatan nceki akam dnd ve aklna Alamut'un surannn d nda, yldzlarn altnda yatt gece geldi. Karmakark duygular iindeydi o akam da. Arkadalarna bakyordu. Sleyman erkek gzelliinin bir timsali gibiydi. Acaba o akamki duygular u an da yaamakta olduklarnn bir habercisi miydi? Yine karsnda ok gzel bir yz vard ama dierinden kat kat daha gzel... Mer yem'e her baknda onun bugne dek tand her eyden daha gzel olduunu dnyordu, hatta vcut bulmu gzelliin ta 320

kendisiydi. Ondaki her ey bu dnyaya ait olmayan bir mhr ile nianlanmt: solgun, hafife kabank aln, dz burnu, dolgun kr mz dudaklar, br ceylanmkini andran, fakat zek dolu byk gzleri... Evet, bu daima iinde tad hayalin vcut bulmas de il miydi? Bir ryay gerek klabildiine ve bir masal varlna ha yat verebildiine gre, Seyduna'nn haplar gerekten de olaa nst bir sihir gcne sahip olmalydlar. Rya bile grse, cennet te veya cehennemde bile olsa, ona tamamen yabanc olan sonsuz bir mutluluk yolunda ilerlediini biliyordu. "air bni Tahir'i bekliyoruz. "Peki birka msra hatrlamaya alacam..." Kzlar altlarna birer yeistik ekerek bni Tahir'in etrafna yayld lar. Nadir bir gsteriyi izlemeye hazrlanr gibiydiler. Meryem onun yanna oturdu. O kadar yakn oturmutu ki kzn gsleri nin hatif basksn teninde hissedebiliyordu, inde ykselen garip, hatta ac veren arzu ban dndrd. Gzlerini yere dikerek, Alamut zerine yazd bir iiri duyulur duyulmaz, gvensiz bir sesle okumaya balad. Ksa sre sonra kalbi yeni bir heyecanla dolma ya balamt. Evet, iirinin szckleri ona bo ve anlamsz geli yordu ama sesi onlara yeni bir anlam katyordu. Sesini etkileyen ise iindeki heyecann yansmasyd. Alam ut'u anlatan iirinden sonra, Seyduna ve Al zerine yaz d iiri okumaya balad. Kzlar ksa bir sre sonra, sesinde hangi duygularn sakl olduunu anlamlard bile. Meryem kendisi iin okuduundan, kendisini anlattndan emindi! Birdenbire sevil meyi arzu etti, hem de bugne dek sevilmedii gibi. Dudaklarn da gizemli bir glmseme vard. Kendi iine doru akp gitmesini dinliyordu. bni "Fahir'in szleri ok ama ok uzaklardan geliyordu sanki. Ancak bni Tahir Seyduna'dan bahsetmeye balad zaman kendine gelebildi tekrar: Bir bilseydi! "Bunlarn hepsi ie yaramaz!" diye bard szlerine son verdi gi zaman. "Hepsi anlamsz, bo szler. Gerekten de ok zg nm. En yisi bu mkemmel arab imeye devam edelim..." Kzlar onu en tatl szcklerle avutmaya altlar. "Hayr hayr. Bunlarn gerek iir olmadklarn! biliyorum. Ger ek edebiyat bambaka bir vurguya sahiptir." 321

imu.mm*J<?!?-m

Meryem'e bakt. Kz ona glmsedi fakat bu glmseme son derece gizem doluydu. Bir anda gerek edebiyatn nasl olmas gerektiini kavrad. Evet, gerek edebiyatta bu glmseme sakl olmalyd! Bu gne kadar beendii ve hayranlk duyduu her ey, sadece bu akam yaadklarnn birer yedeiydi. Korku dolu bir heyecanla hissetti ki yaamnda ilk kez seviyordu. Hem de ru hunun ta derinliklerinden gelen sonsuz bir sevgi! Aniden aklna yalnz olmadklan geldi. Dier kzlarn varl onu rahatsz etmeye balamt. Oh! Ne olurdu Meryem'le ba ba a kalabilseydi! Ne olurdu ona aklndan geenleri syleyebilseydi! Onun ellerini tutarak gzlerinin iine bakard. Kendisinden sz ederdi, duygularndan, sevgisinden. Bu bahelerin gerekte ne ol duktan umurunda myd sanki? ster rya, isterse de gerek olsun lar hi fark etmezdi. Sadece bu ilahi tasvire kar hissettii duygulann, iinde kalmasn istiyordu. Peygamber, dnyev yaamn, br dnyann zayf bir yansmas olduunu sylememi miydi? Fakat u anki hisleri, bu hisleri yaamasna neden olan, ulalmaz hakikatin soluk bir yansmas olamazd, istedii kadar ulv olsun. Gzlerinin nndeki resim ok fazla harikalar ieriyordu, olmas gerekenden ok ama ok mkemmeldi. Belki de vcudu hl yukanda, Seyduna'nn karanlk odasnda yatmaktayd! Belki de sadece ruhundan kopmu kk bir para benlii, bu olaanst duygulan tadyordu. Fark etmiyordu onun iin! Meryem'in gzellii gerein ta kendisiydi ve onu zapt eden duygular da gerektiler. Kzn narin, pembe, harika biimli elini tuttu ve alnna bastrd. "Alnn ate gibi lbni Tahir!" "Yanyorum!" diy*e fsldad. Ate saan gzleriyle Meryem'e bakt. "Alevler iindeyim." Nasl bir ihtiras bu diye dnd Meryem. Kalbinden vurul mutu. Ben de byle bir atele yanacak mym? lbni Tabir kzn elini pmeye balad, ihtirasla, lgn gibi. br elini tutarak yanan dudaklarna gtrd. Yzne bakmak iin ba n kaldrdnda, aknlkla bir ift dnceli gz fark etti.

Muhammed beni Musa'dan kardnda ite byle seviyordu diye dnyordu. Ama daha olgun, daha vahiydi. Boazna bir yumruk tkand. Neden gzel olan her ey vaktinden ok sonra geliyor? Dier kzlar lbni Tahir'in kendileriyle bu kadar az ilgilenmesin den olduka rahatsz olmulard dorusu. Alak sesle kendi arala rnda konuuyorlar ve karlarnda ak oyunlar yapan ifte duy duklan kzgnl zorlukla saklayabiliyorlard. Nihayet lbni Tahir Meryem'in kulana fsldad.- "Bizi yalnz brakmalann istiyorum." Meryem kzlarn yanna giderek kendilerini yalnz brakmalarn istedi. Orada dilediklerince vakit geirebilirlerdi. Biraz fkelenmelerine ramen itaat ettiler. "Her eyi kendin iin istiyorsun!" diye protesto etti Reyhane yavaa. "Kalbinde baka birisinin bulunduunu duyunca Seyduna ne diyecek?" Meryem anlaml bir ekilde glmsemekle yetindi. Sadece Tayyibe neeli olmaya alt: "Gelin kzlar! Biraz arap alp odalarmza gidelim. Nasl olsa baka aremiz yok." Meryem kendisini gl hissediyordu, bu yzden suratlarn astklar iin onlara kzmad. Her birine sevgiyle bakt ve Safiye'ye efkatle sanld. "Kalbinin nasl tuzaa dtn anlatan br ark besteleyece iz!" diye tehdit etti onu Sit. "Ve geri geldiimiz zaman, misafiri mizin kulaklann bylemek iin onu sizlere syleyeceiz." "Tamam. Gidin istediiniz arky besteleyin ve sonra da gelip bize syleyin." Sonra onlardan ayrld ve lbni Tahir'in yanma dnd. Delikanl nn iine dt -ve kendisinin de dmekte olduu- sersemlii datmak iin, birer kadeh arap doldurdu ve birbirlerinin salkla rna itiler. Bu arada gzlerinin ilerine bakyorlard. "Bana bir ey sylemek istiyordun lbni Tahir." "Hissettiklerimi anlatmak iin kelimeler ok yetersiz kalyor. Sanki kefetmi gibiyim. Bu ksa zaman zarfnda o kadar ok 323

ey yaadm ki? Ferhad ve irin hikyesini biiiyor musun? Seni ilk kez grdm zaman, sanki daha nce karlamz gibi geldi bana. irin'i de hep senin gibi hayal ederdim. Tek bir farkla, u an da gzlerimin nnde olan ok daha zenli... ve dolaysyla ok daha mkemmel. Glme Meryem. Allah ahidim olsun, zavall Ferhad' gerekten anlayabiliyorum imdi. Her gn bylesine g zel bir eyi grmek ve ondan ebediyen ayn kalmak! Bu, cehen nem azab deil midir? Bu nedenle akln kard Ferhad. Daima gzlerinin nnde olan resmi bile kayalara kazmak zorunda his sediyordu kendisini. Allah adna! Acs ne kadar byk olmalyd! nk asla gei gelmeyeceini bile bile her gn kaybedilen o b yk mutluluu hissetmekten daha korkun, bir ey olamaz." Meryem gzlerini yere evirdi. Vcudu ince ipeklerin altnda ltlar sayordu. Yan diz km, dirsegiyle yavaa yastklara dayanm duruuyla, deerli mermerlerden yaplm bir heykele benziyordu. Yznn, ellerinin, bacaklarnn zarif hatlar, neredey se mzikal bir uyum ierisindeydi. Mkemmellii, ruhunu o dere ce etkilemiti ki sanki bir tanra heykeline bakarm gibi seyredi yordu onu. Ona duyduu sevgi ile i geirdi derin derin. Aniden ellerine gzyalannn damlamakta olduunu hissetti. Meryem irkildi: "inde olanlar anlat bana bni Tahir." "ok fazla gzelsin. Gzelliine dayanamyorum. Bunun iin ok zayfm." "Oh! Seni akilsiz dellkanll" "Evet, ben aklszm. Ben deliyim. u anda Seyduna ve ehit Ali, benim iin in imparatorundan daha fazla bir anlam tam yorlar. Allah' tahtndan indirmek ve yerine seni oturtmak istiyo rum." "Gerekten de delisin sen! Bunlar kfirane szler. Sen cennet tesin. Unutma bunu!" "Fark etmez. Cennet veya cehennemde olaym ama yeter ki sen yanmda ol, irin, tanram." Meryem glmsedi. "Beni kartryorsun. Ben irin deil Meryem'im. Ve cennetin sradan kzlanndan birisiyim." *24

"Sen jrin'sin. irin! Ve ben sensiz kalmak zorunda olduu iin acdan ldran lanetli Ferhad'im." Bu allagelmemi derecede ateli bir mizaca sahip delikanly tutup da bana yollamak, ne eytan bir fikir! diye dnd Mer yem. bni Sabbah gerekten de korkun bir cehennem hayalcisiydi... Meryem nihayet kararn verdi. ki eliyle delikanlnn ensesini tutarak yzn yzne yaklatrd ve gzlerinin iinde kendisini kaybetti. Sanki zayf vcudunun, onu zincirlerinden kurtaran ar ihtirasa dayanamyormu gibi titremeye baladn fark etti. Dudaklann onunkiierin zerine koydu, ibni Tahir kendisini ona teslim etti fakat en kk bir ihtiras belirtisi gstermeden-, baylmt... Kzlarn hepsi bir odada toplanmlard. Yere serdikleri yastkla rn zerine yan gelip yatmlard; bol bol arap iip eleniyorlard. ok neeliydiler: ark sylyor, kavga ediyor, tekrar baryor ve birbirlerine sevgi gsterilerinde bulunuyorlard. Apama bu durumda yakalad onlan. nce pheyle perdeyi kaldrd, sonra da misafire yakalanma tehlikesi bulunmadn an laynca hmla ieri dald. "Misafiriniz nerede? Ya Meryem?" Hiddetten titriyordu. Kelimenin tam anlamyla g'leden kmt. "Kkte yalnzlar." "Demek Seyduna'nn emirlerini bu ekilde yerine getiriyorsu nuz! Hepinizin kellesini uurtacak! Byk ihtimalle o ie yaramaz kadn, misafire srlarmz anlatyor; siz de burada ksraklar gibi kiniyorsunuz!" Kzlardan bazlar alamaya baladlar. "Meryem, bize, kendilerini yalnz brakmamz emretti." "Geldiiniz yere abuk geri dnn! Sevgilinizle megul olun ve o fahienin ona neler anlattn renmeye aln! iinizden birisi bana rapor verecek. Glcn sol yanndaki beyaz gl aac nn arkasnda bekleyeceim..." Sra salona girdikleri anda garip bir manzarayla karlatlar. bni Tahir l gibi solgun ve kprtsz, yastklarn zerinde yatmak tayd; dudaklarnda mutlu bir glmsemenin izleri okunuyordu. Meryem ise delikanlnn zerine eilmi, ihtirasla yzn inceli yordu. Etrafna baknd ve arkadalarn fark etti. Korku dolu ehre-

lerine bakar bakmaz neler olup bittiini anlad. Ayaa kalkarak yanlarna gitti. Aparna?" diye sordu sadece. Kzlar evet anlamnda balarn sallaynca umursamaz bir tavrla omuzlann silkti. "arknz bitirdiniz mi?" "Evet." Ibni Tahir uyanmt ve neeyle etrafna bakmyordu. "zin verirseniz size arkmz sylemek istiyoruz" dedi kzlar dan birisi cesaretle. "Bir ark! Ne kadar gzel! Elbette isterim." Delikanl bu teklif ten ok holanm gibi grnyordu. Kzlar alglarn alarak lbni Tahir'in evresine oturdular. Arp ve zilleri almaya balayarak, bir anda tm ekingenklerinden synldlarve ark sylemeye baladlar...
Bir zamanlar Allah 'm cennetinde, Gen bir huri vard, Meryem 'di ad. Ak doluydu kendisi. Uzun siyah salan, Pembe yanaktan, Gzel hattan. Kara gzleri, dolgun dudaklar, Zarif kollar, gzel bacaklar, Bir kralie gibi yryordu Kibar ve asil... Gzellere hkmetmesi Allah onu seti. Akl ve gzellii, Esiz ve emsalsiz... 326 iin,

Gn ve yerin Tm srlanna vakf Tm sanatlara... Ve bilgelii de unutulur gibi deil. Daha dnn akll kraliesi. Bugn o gzel ehreni Al al yapan O narin kor da nedir? Bu enlii izleyen bizler. Kalbinin tutsak edildiini biliyoruz. Uzaklardan gelen bir yiit, Kalbini almay aklna koydu. te kraliemiz burada, Ruhu ve vcuduyla k. Kendisini byleyen kahraman iin Alev alev yanmaya hazr.

Adi'nin himayesindeki Apama, kanal vastasyla Hasan'n sak lanmakta olduu yere ulat. "Beni neden arttn?" diye sordu gzle grlr bir can skn tsyla. "Bana kzma efendim. Her ey ok iyi gidiyor, sadece bir bah e dnda. Meryem acemi bir ayla nasl evcilletirecegini bil miyor ya da bilmek istemiyor." Grdklerinin ve duyduklarnn hepsini ona anlatt. "Bence Meryem doru olan yapm" dedi. "Ibni Tahir'e teki lerden farkl davranmak gerektiini anlamadn m? Ve bu yzden beni buraya arttn!" "Doru olan m yapm! Bir zamanlar hibir erkein bana kar koyamadn bilmene ramen mi sylyorsun bunu! Demek ki senin gznde ben beceriksizin tekiyim, Meryem de usta!" Hasan glme isteini zorlukla bastrd.
327

"Kzacak ne var bunda? Meryem sadece baz olaylara senden farkl bakyor hepsi bu!" benden farkl m! Aman Allah'm! Bu bilgelii nereden edin mi otsun ki? Yal Yahudi'den mi yoksa.? Veya lden gelen vah iden mi?" "Ya benden edindiyse..." "Tm yapmak istedii beni aalamak... Fakat sana ihanet edeceinden eminim. Ona k olduunu biliyorum!" Gece ok karanlk olduu iin Apama yal adamn alnnn bir denbire kpkrmz kesildiini grmedi. Fakat hassas bir noktaya temas ettiini hissetmiti. "Birbirlerini seviyorlar ve kumrular gibi seviiyorlar. Biliyorsun o bir air ve bir kadn kaibinin bundan etkilenmemesi asla mm kn deildir. Bu andan itibaren Ibni Tahir'i hatrladka titreyecektir. nan bana, onu uyarmak isteyecektir, en azndan phesini uyandracaktr." Adm sesleri duyuldu. Adi Reyhane'yi getirmiti. Reyhane ok heyecanlyd, fakat Hasan ona baknca heyecan biraz yatt. "Korkma" dedi. "O ikisi ne yapyorlar?" "Ibni Tahir k olmua benziyor." "Ya Meryem?" Reyhane bakjlann yere evirdi. "Bilmiyorum." "Onunla konumak istiyorum" dedi Hasan. Reyhane korkuyla Apama'ya bakt. "Ne bekliyorsun?" diye sordu Hasan aknlkla. "Haberini ona nasl gtreyim? Ya bni Tahir onu takip etmeye kalkrsa?" "Meryem buraya muhakkak gelmeli. Bir yolunu bulur nasl olsa!" Reyhane yerlere kadar eildi ve aceleyle uzaklat. Kke geri dnd zaman Meryem ona yavaa sordu: "Apama'y grdn m?" "Evet. Seyduna kanaln kysnda. Seni bekliyor. Bir bahane uy dur ve ona git." Meryem ibni Tahir'e dnd: 328

"Ben gerekten seviyor musun?" "phen mi var?" "spat et: Benim iin bir iir yaz!" "Sana lyk olabilecek bir iiri nasl yazabilirim ki?" Irkilmiti. Meryem rezil olmam m istiyor yoksa? "Beni seviyorsan dediimi yap." "Fakat sen buradayken, nasl olur?" "Korkma, seni rahatsz etmeyeceim. Baheye karak senin iin iek toplayacam; bu arada, sen de, asknn sana syleye ceklerini kda geirebilirsin." Sonra kzlara dnd. "Onun yanndan ayrlmayn. Mzik aln ve onu neelendirin." Yrrken Reyhane'ye fsldad: "Salonu terk etmemeli! Bir ey olursa, bundan sizleri sorumlu tutarm!" Pelerinine brnerek bahelerin iinden geti. Hasan kayklarn yannda kendisini bekliyordu. Onu kolundan hoyrata yakalad. "Cennette olduuna inanyor mu hi olmazsa?" "k olduuna gre inanyor demektir!" "Bu bir cevap deil. Bir anda tamamen deitin. ayet buna inanmazsa, kimseye acmayacam bilmelisin!" "Seni onun cennette olduuna inandna dair temin ederim. Sadece, Apama'ya, bir hortlak gibi etrafmda dolaarak beni rahat sz etmemesini emret." "Sen iyisi mi akln bana biraz daha fazla topla. Dikkat et de dizginler elinden kamasn!" Doru mu duymutu? Hasan kalbinden mi vurulmutu? De mek ki her eye ramen onun iin bir eyler ifade ediyordu... "Korkmana gerek yok bni Sabbah. Dizginleri elimde skca tu tuyorum . "Senden beklediim de bu... Buraya gelmek iin nasl bir ba hane uydurdun?" "Ona bir grev verdim: Benim iin bir iir yazmasn syledim ona." Hasan kzn koluna girdi. Birlikte ky boyunca yrmeye bala dlar. 329

Sana k olduuna inanyor musun?" Hi phesiz!"


"Ya sen?"

"Seni ilgilendiriyor mu?" lgilendirmese sormazdm!" "fbni Tahir yetenekli bir delikanl. Ama bir erkek olmas iin, kat etmesi gereken uzun bir mesafe var daha nnde." "imdi geri dn ve onu mmkn olduu kadar abuk uyut." Meryem de artk dayanamyordu zaten: inden glmeye ba lad. Hasan onu alnndan perek tekrar Apama'ya dnd. "Efendimiz kskanyor sannm?" diye sordu Apama kt bir ni yetle. "Belki de, ama malum, Apama'dan daha az..." Ona hoa kal anlamnda el sallad ve Adi'ye kendisini kuleye gtrmesini emretti. Kayn iindeyken derin derin dnyordu. Kaleye dner dnmez borazanclara emir vereceim. Bu gnlk bu kadar yeter! Kalbinde ar bir yk vard sanki. Eski dostu mer Hayyam'n resmi belirdi birden zihninde. Rahat yastklar zerinde yatarken, bir yandan gzel bir kzn getirdii arab yudumluyor, dier yan dan da tm dnya ile alay ediyordu. Bu arada, bir yerlere ulat n da hissediyordu - hem de bu huzur ve ban ortamnda. Hasan o an onu kskand. mzn arasnda en iyi paray o seti p hesiz, diye dnd. Meryem'in dudaklarnda bir glmseme ile geri dndn g ren kzlar rahatladlar. Kollan ieklerle doluydu. Bunlar, yaz tah tasna eilmi olan Ibni Tahir'in bandan aa yadrd. "Gzel bir iir geldi mi aklna?" "En azndan denedim." "Bize birka msra okudu bile", dedi Sit. "Duyunca kendinden geeceksin!" "Meraktan lyorum." Hap avcunun iinde saklayarak Ibni Tahir'in yanna diz kt. Yavaa ona yasland ve omuzlarnn zerinden yzn seyretme ye balad. bni Tahir okumaya balad:
330

Ey br Ferhad, anlayabilir miydim Akn bu kadar abuk alevleneceini? Kor gibi yanan ateinin bu denli yakc olduunu. Kimden renebilirdim ki? Peygamber Ali'ye olan inancm, Benim iin ok deerli olan her ey, Artk bana bo ve tatsz geliyor. Allah! Sen ki ruhlarn derinliklerini okuyabilen,

Ve Meryem 7 irin'den daha gzel yaratan.


Her eyi gren, bilen, anlayansn. Syle bana, ne yapmalym ? Ak tm benliimi kaplad birdenbire, Artk gremiyorum, duyamyorum, hissedemiyorum, Ondan gayrisini. Ah! Sevgili Meryem, ruhumun ruhu!

Allah'm! Bu zor imtihanda Bir kurtulu yolu gster bana. Yoksa atam Adem gibi, Ben de kovulacak mym cennetten? Belki de gstermek istedin bana Savamn sonunda alacam mkfat Peki, ne yapmak zorundaym, Bu mkfat ilelebet hak etmek iin? Ey Meryem, daha dne kadar krdm, Ve bilmiyordu kalbim neye zlem duyduunu. Ve bilmiyordu ruhum dncelerini neye yneltmesi gerektiini Fakat imdi her ey apak. Kalbim huzur buldu, ruhum kabard Snrsz bir mutluluk iimi doldurdu, Ey Meryem, gzlerinin iinde kendimi kaybettiim an!

33 i

Meryem'in gzleri dolu doiu olmutu. Gzyalarn saklamak iin abucak Ibni Tahir'in boynuna sarld. ok zgnd. Zavall delikanl, diye dnd. O kadar iten ve o kadar iyi ki... Genlik hayalleri iinde Kalbinde yalan ve ihanete yer yok. Ve benim pa yma den, onu Hasan'in kurban yapmak! "Neyin var Meryem?" "O kadar gen ve o kadar iyisin ki." ibni Tahir glmsedi ve Meryem onun kzardn fark etti. Sonra a imek iin bir eyler istedi, kadehi boalttnda zerine aniden br arlk ktn hissetti. Etrafndaki her ey dnmeye balamt. Gzlerinin nnde daha nce hi grmedii bir man zara belirmiti. Aniden ellerini kafasna gtrd ve geriye doru dt. "Artk hibir ey gremiyorum. Allah adna! Kr oluyorum! Neredesin Meryem? Batyorum. Bolua dyorum..." Kzlar korkmaya balamlard. Meryem onu pt. "Buradaym Ibni "Iahir. Yan bandaym.'' "Seni duyuyorum Meryem" dedi yorgun bir glmsemeyle. "Ey Allah! Her ey ne kadar da. abuk deiiyor! Grdm sade ce bir ryayd. Ailah adna! imdi geriye uuyorum. Grdm garip ryay dinle Meryem! Kutsal Kahire ehrine gelmitim. Du yuyor musun? Halifenin sarayndan ieri girdim. Etrafm karanlkt. Oh! imdi de ayn karanlk .sard etrafm. lerdeki kapnn arkas aydnlkt; fakat kapnn ardndaki taht gzlerimi kr etmiti sanki. Halifenin sesini iittim. Ama o Seyduna'nn sesiydi. Ona doru baktm. Bir ey seebilmek mmkn deildi. k kapsna dn dm; Salon muhteem bir ekilde aydnlatlmt. Merhametli Al lah! NaSi! bir zayflk! Seni artk duyamyorum Meryem! Bana bir iaret ver, dokun bana, hayr, hayr, sr beni! Buraya, kalbimin tam altna, sk, daha sk, seni hissedebileyim, hl burada olduunu bilebileyim!" Meryem ibni Tahir'in elbisesini aarak kalbinin tam altndaki deriyi srd. Tarif edilemeyecek derecede zgnd. "imdi seni tekrar hissediyorum Meryem! Oh! Ne kadar gzel bir lke! Bale! Akmdaki lke! u altn kubbeye, krmz ve yeil a332

tlara bak! uradaki gk mavisi kuleyi gryor musun? evresinde bin tane bayrak dalgalanyor, bin tane renkli sancak uuuyor rzgrda. Binaiar, saraylar, lgn bir hzla geiyorlar nmden!.. Tutun beni! Size yalvaryorum, tutun beni!.." , Ban arkaya att. Boazndan ac dolu bir hnlt ykseldi. Kzlarn hepsi geri gelmilerdi. "Hepimiz mahvolacaz" dedi Sit karamsar bir sesle. "En iyisi kendimizi nehre atalm" dedi Meryem. bni Tahir baylmt. "Ona cppesini giydirin!" taat ettiler. Meryem yastklarn zerine uzanarak tavan seyret meye balad. Gzleri kuruydu. Ebu Ali ve Buzruk mid kulenin tepesinde yalnz kaldklarnda afallam bir ekilde birbirlerine baktlar. Uzun sre balkon korku luklarna dayanarak, tek kelime etmeden gecenin karanln sey rettiler. "Btn bu olup bitenlere ne diyorsun?" dedi Buzruk mid so nunda. 'yle bir aa takldk ki kendimizi biraz zor kurtannz." "Dinle beni: Allah'n Ailah olduu ne kadar kesinse Ibni Sabbah'n deli olduu da o kadar kesindir." "Her halkrda ok tehlikeli bir adam olduu kesin." "Gerekten de hibir ey yapmadan eserini tamamlamasn seyretmeyi dnyor musun? Kapana kslan bir kaplan ne yapar?" Ebu Ali srtt. Fakat br dncelerini sylemeye devam etti: "Dileriyle etrafndaki tuzaa bir delik aar." "Ve sonra?" "Sonra da kap gider!" "Gnn birinde, bizi de cennetlerinden birisine gndennesinden korkmuyor musun?" "Gerekten de gzel bir yerse kar koymayz ona." "Gzel deilse de koymayz herhalde..." "Dinle Ebu Ali" -dudaklarn arkadann kulana iyice yaptr d- "henz zamanmz var. Biraz sonra mz kulede yapayalnz kalacaz..." v 333

"Ne demek istiyorsun?" "Sana gvenebilir miyim?" "Bir karga baka bir kargann gzn oymaz. Ancak bir karta ln..." "Geri geldii zaman onu girite karlayalm. Ben arkasna ge ip hanerimin kabzasyla onu sessizce bayltrm. Sonra da onu korkuluun stnden ahrud'a atarz." "Ya dier mminler?" "Onlara Seyduna'nn bahelerden geri gelmediini anlatrz." "Fakat hadmlar onun geri geldiini biliyorlar. Buradan sa k mamz ise mmkn deil." "Olay anlalana kadar ok uzaklara gitmi oluruz." "Onun iin yaamn feda etmekten ekinmeyecek bir mmin yoktur. A gerekten de ok iyi rlm." "Her iin bir tehlikesi vardr." "Onun yerine gemeyi beklememiz bence daha uygun." "Fakat Hasan delinin teki!" "Dncelerimizi okuyamayacak kadar deil!" "Korkuyor musun yoksa?" "Sen korkmuyor musun?" "te bu nedenle, korktuum iin, bu meseleyi kesin olarak bi tirmek istiyorum." "Dncelerimizin farknda olduundan adm gibi eminim. En iyisi bir mezar kadar sessiz olmak. Hadmlar korkun birer silahlar... " "Fedaler daha da korkunlar." "yleyse susalm. Onlar sadece Hasan'n elinde deil, bizim de ellerimizde birer kl olacaklar." "Belki de haklsn. Hasan korkun bir efendi ve her eyi batan dnmenin vakti oktan geti herhalde. Bize tm srlarn anlatt, en ufak bir dneklii lmle cezalandraca kesin!" "yleyse onu izleyeceiz." "Dinle! Geliyor. Hm! Hm! Bu akamki deneyinin son derece il gin olduunu kabul etmeliyim..." "Ben daha da ileri gideceim! lgin olmas bir yana, ok ey vaat ediyor!" 334

Hasan nefes nefese onlara bir bak frlatt ve glmeye balad. "Umarm fazla sklmamsnzdr! Fakat birbirinize anlatacak ok eyinizin olduundan eminim. Vaktinizi boa geilmediniz herhalde." "Aada iler nasl? Merak ettik. Apama seni neden artm?" "Sadece kadn kskanl! Ak zerine eski ve yeni dnceler zrvalad yine. Erkeklerin en kolay hangi yntemle elde edilecek leri sorusuna cevap vermek zorunda kaldm." Byk Da'ier gldler. Kt an geride kalmt. "Bana kalrsa, yeni yntemleri eskilerine tercih ediyorsun", di ye aka yapt Ebu Ali. "Ne yapalm? Dnya devaml ileriye doru hareket ediyor. Bu yzden eskilerden yenileri lehine vazgemeliyiz." "fbni Tahir bu yeni yntemin avucuna dt her halde!" "u Ebu Ali'ye de bakn hele! Ondan byk bir ruh avcs olacak!" "Her halkrda sen ei benzeri bulunmaz bir sevgilisin, pey gamberin sakal adna! Eer ben bir kadn iin bir eyler hissetsem, isterse yrtk bir gmlekten farksz olsun, onu bir bakasna brakmaktansa ldrmeyi tercih ederim." 'Bunu ispat ettin zaten sevgili Ebu Ali! Bu yzden imdi ne es ki, ne de yeni bir faraziye koyabiliyorsun ortaya. Fakat beni ele alrsak, benim bir filozof olduumu unutma. En ok deer verdi im ey dokunabildiim eydir. Sadece bir tek gece ok ey de itirmek iin yeterli deildir." "Insanlann gr de bir gecede deiemez" diye belirtti Ebu Ali. "Fakat bu prensibi, sadece ak ilerinde uyguladn sanyo rum. Daha bu sabah, birisi, saln salt mantk altrmalar zeri ne kurmak stediini sylememi miydi?" "Beni bir av kpei gibi izliyorsun!" diye patlad birden Hasan. "Gerekten de ztlklarn birliinin imknsz olduunu mu savunu yorsun? Aksi takdirde vcut ve ruh el ele nasl yryebilirlerdi?" "Eer cehennemde evliyalar olsayd sen cehennemde bir evli ya olurdun." "Tm ehitler adna! Prensesim de az nce ayn eyleri syle miti!"
V

335

"Her halkrda sevindirici bir uyuma bu." Ebu Aii Buzruk mid'e gz. krpt. Bu arada Hasan bir meale yakarak, borazanclara iaret vermek iin aaya doru sallyordu. Bahelerden ayn ekilde cevap alnca mealeyi sndrd ve yerine koydu. "Evet ever, aadakiler gerekten de durumu en iyi olanlar" diye devam etti. Sanki kendi kendine konuuyordu. "Arkalarnda kendilerinin yerine dnen ve karar veren birisi var. Fakat bizim sorumluluklarmzn ve perianlmzn bilincini kim ortadan kald racak? Ya da, yannlan dnerek geirdiimiz uykusuz geceleri? Ya arkasndan byk hiliin geleceini bildiimiz lmden duy duumuz korkuyu kim giderecek? Gk kubbe hl binlerce yldz ile gzlerimizde parlyor; hl hissediyor, hl dnyoruz. Fa kat, ya bilincimizin verdii eziyetlerin son bulaca, hiliin son suz karanlna ayak basacamz o byk an geldiinde? Evet, aadakilerin durumu gerekten de ok iyi. Onlara bir cennet ya rattk ve lmden sonra sonsuz zevklerin kendilerini beklediini rettik onlara. Onlardan daha kskanlacak yaratklar tanyor mu sunuz bu dnyada?" "Duydun mu Buzruk Llmid? Hasan hakl olabilir..." "Demek ki yava yava kavramaya balyorsunuz! Biliyoruz ki bizler, grnen gereklerin ok kk bir noktasnn efendisi ve sonsuz byklkteki bilinmeyenin klesiyiz. Ben, bizi, gkyzn kefetmi olan bir bcek ile karlatryorum. uradaki bitki sap na trmanacam" diye dnr. 'Hedefe ulamak iin yeterince yksek grnyor gzme.' Sabahtan balayarak akama dek tr manr. Yukan ulatnda ise tm abasnn boa olduunu grr. Toprak kendisinin birka adm altnda, yldzlarla dolu gkyz ise hl ok uzaklardadr. Tek fark bcein yukar kan baka bir yol grememesidir. nancn yitimni ve kinatn sonsuz bykl karsnda bir hi olduunu kavramtr. Tm zamanlar iin, her trl mutluluk ansn yitirmitir artk." Byk Da'lere bir iaret yapt. "Gelin! Cennetten dnyaya geri dnen ilk mminleri karla nmalyz." 336

Fatma'nn evresindeki kzlar camdan baktklarnda Sleyman' gtrmek iin gelen hadm grdler. " l gmc gibi!" dedi Sara dnceli dnceli. 'Fatma! Son bil kez grebilmemiz iin Sleyman'n yzn a!" diye yalvard Zeynep. Fatma uyumakta olan delikanlnn yzn at. ok sakindi, belli belirsiz nefes alyordu. Suratna ocuka bir ifade yerlemiti. Kzlar byk gzlerle ona baktlar. Zeynep parmaklann srd ve zgn baklarla onu okad Farna Sleyman' abucak rtt tekrar. Hadmlar ieri girdiler ve tek kelime etmeden delikanlnn v cudunu sedyeye yklediler. Gidileri de gelileri gibi sessizce ol du. Hadmlarn dan kmalaryla beraber, kzlann hkrmaya ba lamalar da bir oldu. Halime ac dolu bir lk atarak alamaya balad, sanki diri diri derisini yzyorlard. Hadmlar bu defa da Yusuf'u almaya gelmilerdi - fakat burada sa dece Cada ve kk Fatma aladlar. Zleyha onlarn geli ve gi dilerini ses karmadan izledi. Duygulann aa vurmayacak ka dar gururlu idi. "Bu da hkmranlnn sonu oldu" dedi Hanefi'ye yalnz kal dklarnda. "Bir gece iin bir erkee sahip oldun. imdi de onu sonsuza dek kaybettin. Biz hibir eye sahip olmamakla belki de senden daha anslyz." Zleyha tasasz bir cevap vermeye alt. Ama acs ok b ykt; dudaklarn srarak ban yastklara gmd "Kalpsizin tekisin Hanefi" dedi Esma fkeyle. "Onu zmek, istememitim." Ve Zleyha'ya yaklaarak salannr okamaya balad; brleri de ona uyarak, mutsuz kzn salarn okamaya ve onu teselli et meye altlar; ta ki uyku gzyalarn kurutuncaya kadar. Hadmlar bni Tahir'in uyuyan vcudunu almaya geldikleri za man, Meryem kzlardan odalarna ekilerek uyumalarn rica etti. Saylar bu akam pek kabark deildi zaten, Fatma'nn ve Zleyha'nn etrafndaki kzlar, zaten kklerinden kmamlard. Sonuta Meryem yalnz bana uyudu. Bununla birlikte HaliI

337

me'nin vatl ve ocuka konukanl, ona ok yardmc olurdu. Acaba bu zor akam nasl geirmiti? Dier kzlarn durumlar na sld? Dndke huzuru kayordu. Ama yarna kadar beklemek zorundayd! Beklemek! - ve belki de afak klarnn dataca karanlk dnceler ile boumak! Btn kaderi buydu ite. Hasan canl yklerini koridorun banda brakan hadmlara dnd: "Her ey yolunda gitti mi?" "Her ey yolunda gitti ey Seyduna!" Arkadalanna asansrn hareketli hcresine binmelerini rica etti. Sedyeleri de oraya koymulard. Ksa sre sonra, grnme yen siyah kollar oniar en yukanya karmlard bile. Yukanya vardklannda Hasan uyuyan delikanllann zerlerini at. "Olduka yorgun grnyorlar dorusu!" dedi Buzruk mid yavaa. Hasan glmsedi. "ok uzun zaman uyuyacaklar. Uyanma vakitleri gelince baa rl olup olmadmz anlayacaz." Delikanllarn hava alabilmeleri iin hcrenin giriini rten per deyi yana ekti. Kapnn yanna bir nbeti diktikten sonra arka dalarn uurlad. 'Trajedimizin ikinci perdesi de sona erdi" dedi onlara. "Yarn tekrar burada buluuruz. yi geceler." Aadaki bahelerde ise hadmlar i basndaydlar. Narin fenerleri asl olduklar yerlerden indirerek, ilerindeki mumlan sndryor lard. Bazlar snmt ama bazlannn iinde hl titrek bir alev vard. Bahelere tekrar gece hakim olmutu. rkek gece kelebek leri tekrar umaya balamlard. Yarasalar da bceklerin pein deydiler. Uzaklardaki ormann iinden ise'kh bir baykuun, kh bir panterin sesi geliyordu. Son fener de snmt. Gizemlerle dolu harika bir yaz gecesiydi. Gkteki yldzlar binlerce esrarl alevle parlyorlard - uzak, eriilmez. Mustafa elindeki mealeyi serte sallayarak alevlerin canlan masn salad. Mealenin kayktaki dier alt hadm da ay dnlatyordu. 338

Geerken kzlara bir gz atalm' diye nerdi dans retmeni Esad. 'Bu akam onlar iin olduka zor gemi olmal." Fatma ve arkadalarnn uyuduklar kke gittiler. Esad kapy gizleyen perdeyi yana ekti-, Mustafa da odann iine girerek elin deki meale ile etraf aydnlatt. Kzlar ahane bir karmaa iinde uyuyorlard. Yastklara geliigzel serilmilerdi, kimisi rlplakt, kimisi de bir elbisenin veya battaniyenin ucuyla yle bir rtnmlerdi. Byk ounluu, sslerini kartma ve makyajlarn sil me zahmetine bile katlanmamlard. Gzel kollannn ve bacaklar nn altnda, ipek ve brokar kumalar bulunuyordu. Tatl gsleri, nefes aldka, huzurlu bir dzenle, aa ve yukar hareket ediyor du. "Maaallah! Buradaki baya iyiymi!" dedi Esad anlaml an laml ve bu ekilde Sleyman'n ateine olan hayranln dile ge tirmi oldu. "uraya bakiri! Sanki savatan km gibiler!" Grd manzara Mustafa'y o derece kendisinden geirmiti ki mealesini elinden drmek zorunda kald. Dayanamayarak odadiin dan frlad, lgn gibi nehrin kenarna kotu ve gecenin iine doru haykrmaya balad. "Bu adam vahi bir hayvan. Aman Allah'm! Bizi ne hale soktu lar!"

339

XIII
Ertesi gn, daha sabahn erken saatlerinde, Byk Da'ler an latklar zere Hasan'n odasnda bulutular, "Biraz nce, hl uyuyan delikanllara baktm" dedi onlara Ha san selamlama faslndan sonra "Sanrm artk onlar uyandrma vakti geldi." Onu takip ettiler. Hasan pencereleri rten perdeleri ekince, ieriye gz kamatrc gne doldu. Sonra da odaya girerek gizli geide yneldiler. Delikanllar hal sedyelerin zerinde yat yorlard. Grne gre huzurlu bir uyku iindeydiler. Hasan he yecan ve dikkatle delikanllarn suratlarn inceledi. "D grn itibanyla bir deiime uramam gibiler. Bilme miz gereken, ilerinde neler olduu, ruhlannda ne gibi deiimler olduu. Bunu da hemen imdi reneceiz." Yusuf'u omuzlarndan tutarak sarst. "Yusuf ben duyuyor mu sun? Gn aydnlanai ok oldu sen hl uyuyorsun!" Yusuf irkilerek gzlerini at, dirseklerine dayanarak, aknlkla etrafna baknd. Tek kelime etmeden ve dnceleri bambaka yerlerde alarak, dik dik nderlere bakt, kendine gelmesi uzunca bir mddet srd. Ve suratnda snrsz bir aknln izleri okunu yordu. "Btn gece ne yaptn ki bu kadar ge uyanyorsun?" dedi Ha san ve muzip bir tavrla ona bakt. "izninle cennette bulunuyordum ey efendim" diye cevap verdi br ve korkuyla ona bakt. "phesiz gzel bir ryayd olum." "Hayr hayr, gerekten de cennetteydim..." "Yusuf beni kandrmaya utanmyor musun?! Arkadalarn byle bir palavraya kim bilir nasl glecekler." 340

"Ey Seyduna, gerekten de cennette olduuma eminim, bili yorum bunu!" "Demek ki sana cennet bahelerinin anahtann verdiime ikna oldun!" "En ufalt bir phe glgesi bile olmadan ey Seyduna!" Konuma sesleri Sleyman' uyandrmt. Yatanda dorulmutu, bakian Hasan ile Yusuf arasnda gidip geliyordu. Onun da suratnda sonsuz bir aknlk ifadesi vard. Aniden her ey aklna geldi ve telala vcudunu yoklamaya balad. Parmaklan cppesinin cebinde dolat zaman, Hallme'nin bilezii eline geldi. Suratnda dehet ifadesi belirmiti bu defa! "Bakn! Sleyman da uyanm. Onun da, gece boyunca neler yaptn merak ediyorum, bu saate dek uyuduuna gre!" "Allah'n ve senin izninle cennetteydim ey Seyduna!" "Hadi hadi! Grdn ryay gerek mi sanyorsun?" "Hi kimse orada bulunduuma inanmamaya cret edemez... Demek istiyorum ki gerekten ve her eyimle orada bulunduu ma dair bir delilim var." "Delil mi? Onu bana gster!" Sleyman bunu sylememesi gerektiini ok ge anlad. Tela la kendisini hakl karmaya alt. "Nasl ol o da elime getiini bilmiyorum. Kendimi ok yor gun hissediyordum, tutunacak bir yer aradm ve aniden elimde bu bilezii hissettim. Ondan sonrasn hatrlamyorum." "Ver bakaym." "Sleyman zntyle ganimetini uzatt. Byk nder korkun bir bakla bilezii inceledikten sonra onu daiere uzatt. "Gerekten de inanlacak gibi deil" dedi. "Bu bilezik gerek ten de cennetten gelmie benziyor." "Zleyha'nn da buna benzer bir bilezii vard" diye Yusuf lafa kart. "Ama yanmda bir hatra gtrmeyi yasaklamt bana." "Sleyman Sleyman" dedi Hasan ban sallayarak. "Bu bilezi i ele geirmene hayret ediyorum dorusu. Nasl olur da cennet te hrszlk yaparsn?" 341

Zavall delikanl korkmaya balamt. "Naim ve beyde'nin bana asla inanmayacaklarn dndm. Bu nedenle de bilezii alkoymaya karar verdim." "Yoksa arkadalarnn arasnda byk bir yalanc olarak m tan nyorsun?" "Benim onlara anlatacam eyleri onlar bana anlatsalard, ben de onlara inanmazdm!" "ok iyi! imdilik bu bilezik bende duracak. Seni tekrar cenne te gndereceim zaman, bilezii benden alabilirsin. Fakat orada kendini nasl affettireceini imdiden dnmeye balasan iyi olur!" Bir sreden beri uyank olan ama daha kendine gelemeyen Ibni Tahir konumay aknlkla dinliyordu. Yava yava, gece olup bitenler aklna gelmeye balamt. Elini gsne gtrd ve bir an iin rperdi: Kalbinin tam altnda Meryem'in dilerinin acyan izleri vard. Hasan ona dnd. "ki arkadann azndan da inanlmaz eyler iitiyorum. Onla r, dn akam seninle beraber bu kk odada brakmtm. imdi de beni, gece boyunca bu odada bulunmadklarna, aksine baka bir dnyaya gittiklerine ikna etmeye alyorlar. Sen soukkanl ve dnen bir kafaya sahip olduun iin, onlara inanmamam ge rektiini anlamaya al. Aksi takdirde oturduumuz yerin, gece hayaletlerin aknna urayarak, insan Allah bilir nerelere kardk larn dnmek zorunda kalacam..." "aka yapmay sevdiini biliyorum ey Seyduna! Geceki yolcu luumuzu sana borlu olduumuzu da biliyorum... ve imdi de bizi denemek istiyorsun!" "Demek sen de ibni Tahir! Sen de geceyi u anda iinde bulun makta olduumuz odada geirmediini iddia ediyorsun! Demek ki cennetin anahtarlarna sahip olduumu sylediimde, sadece mecazi bir eyi kastetmiyormuum!" "Affet beni Seyduna. Kalbime bir daha asla phe szamayacak." "Pekl dostlarm. Fakat bilmek istediim bir ey var. Gece bo yunca nerede olduunuzu soran arkadalarnza ne cevap vere ceksiniz?" "Gerei syleyeceiz: Efendimizin ltfuyla cennetteydik. Hepsi bu." 342

"yle olsun. Umarm imannz her zaman bu kadar salam ka lr. nk yaknda bana lzm olacak! imdi arkadalannzn yan na gidin." Muflafzlardan birini ard ve onlan aaya gtrmesini syledi. Byk Da'lerle yalnz kaldnda, gzle grlr biimde rahat lamt. "Her ey ngrdm gibi gerekleti." Ebu Ali kollarn aarak onun zerine atlad. "Allah-u Ekber!" diye bard. "Arimed'in noktasn buldun." Kucaklatlar. "Son ana kadar baar kazanacandan kuku duydum" diye iti raf etti Buzruk mid. "Fakat imdi, insan tabiat deitirmeye muvaffak olduuna inandm. Bu hahailerle, gerekten de kor kun bir silah yarattn!" "nc perdenin sonu" diye i geirdi Hasan. "'Uyan veya Hayal Bahelerinden Dn' diye adlandrabilir." Arkadalarndan nn Byk nder tarafndan arlmas ve gecenin ilerleyen saatlerine kadar da geri gelmeyileri fedaleri meraklandrmt. Aralarnda ateli tahminler ve tartmalar yap yorlard. Yatak odasndaki deklerinin zerine uzanmlard ama gzlerine bir trl uyku girmiyordu. Talihli arkadalannn geri d nerek, balanna nelerin geldiini anlatmalann merakla bekliyorlard. "Nihayet Seyduna hakknda bir eyler renebileceiz" diye seviniyordu beyde. "Sizce onlar niye artt ki?" diye sordu Naim endieyle. "Niye mi? Byk ihtimalle Trk bayran zapt ettiklerinden tr kutlamak iin..." "Sana sormadm: Daha zeki birinden cevap bekliyorum." "Yoksa onlan cennete gtrmek istediini mi sanyorsun?" di ye alay etti Abdullah. "Elbette ki onlar mkfatlandrmak iin a rd. Belki de dier dalerle beraber yemek yiyorlardr." "Belki de haklsn" dedi Cafer dnceli dnceli. "Peki o halde niye bu saate kadar dnmediler?" beyde a knd, "Belki de onlara ok erefli bir grev verildi... Belki de kale yi oktan terk etmilerdir?" 343

"Btn bu amasz lakrdlar neden?" diye sordu Abdurrahman. "Kendileri bizzat buraya dnp neler olduunu bize anlat mayana kadar, nerede olduklarn ve neler grdklerini bilemeyiz. imdi yaplacak en iyi i yatp uyumak... Hak edilmi bir dinlen me kadar gzel bir ey yoktur!" Ertesi gn. arkada aniden ortaya ktklarnda, dierleri oktan uyanmlard Hepsi de onlann zerlerine atldlar. Her kafadan bir ses kyor, herkes bir ey sonnak stiyordu. "Durun da nce yatak odasna gidelim" dedi Sleyman. "Ora da konuabiliriz. Kamm a ve ikenceye uram gibiyim. Ayakta zor duruyorum." arkada yatak odasna gelir gelmez, kendilerini glkle klerine attlar. Dierleri onlara st ve ekmek getirmilerdi. "Kim balamak istiyor?" diye sordu Sleyman. "Sen bala" diye cevap verdi Yusuf. "Son derece sabrszm, onun iin, olanlar batan sona dzgn olarak anlatabileceimi sanmyorum... Ve tek bir kiinin bile bana inanmamaya cret et mesi durumunda lgna dneceimi dnyorum, bu da baka bir mesele." Fedailer dein etrafnda halka biiminde oturuyorlard. "Mucizelere inanyor musunuz?" diye balad Sleyman. Fedaler birbirlerine baktlar. "Eski zamandaki mucizelere, evet" dedi Naim. "Peygamber a mucizelere inanmamz yasaklamtr." "u uzun dilliye bakr, hele! Peki Seyduna ne retiyor?" "Onun mucizeler hakknda ne dediini bilmiyorum." Sleyman'n ses tonu Naim'i daha dikkatli olmaya sevk etti. "Allah'n Seyduna'ya cennetin anahtarlarn vermi olduunu renmedin mi?" Odada e'fle tutulur bir sessizlik vard. Sleyman zafer dolu ba klarn fedailerin suratlarnda dolatryordu. Yeteri kadar merak uyandrdna kanaat getirince, yksek sesle bard: "Fedaler! Geen gece Seyduna bize cennetin kaplarn ama Itfunda bu lundu" .44

fedaler tek kelime etmeden birbirlerine baktlar ve aniden kahkahalarla glmeye baladlar. Sadece gece yolcusu tavrlar n deitirmemilerdi. "Bizi aldatmak iin aralannda anlamlar" diye alay etti Abdurahman. "Her zamanki gibi Sleyman bizimle alay ediyor" diye ekledi Naim. Ibni Vakkas kmseyerek dudak bkt: "Bo verin onlar. ip iip ahrn birinde szmlar herhalde. Suratlarndan belli zaten. Bu sama palavra ile de utanlarn rtmek istiyorlar..." "Byle olacan biliyordum" dedi Sleyman fkelenerek. "Sen anlat onlara Ibni Tahir. Seni dinlerler belki," "Bu kadar aka yeter!" diye bard beyde sinirlenerek. "im di sizin Seyduna'yi grp grmediinizi bilmek istiyorum." ite bu anda Ibni Tahir sze balad: "Dinleyin dostianm. Bu gece yaadiklanmz gibi inanlmaz eylerden sz etmenin ok g olduunu kabul ediyorum. Bizimle elenmenizi de ok tabii kar lyorum. Fakat Sleyman'n syledii her ey gerein ta kendisi. Ltfen biraz sabredin ve dinleyin. Onun devam etmesine msaa de edin..." Surat son derece ciddydi ve sesinde akadan bir nebze bile olsun eser yoktu. Fakat bu olanlar her eye ramen bir dankl d deil miydi? "Bylesine inanlmaz bir eyi bana yutturmaya alan babam bile olsa, onu hemen yalanclkla sulardm" dedi Cafer. "Fakat se nin de bu oyunun iinde olman ok garip dorusu Ibni Tahir. Fa kat Sleyman'n anlattklar... Neyse, bizim iin hazrladnz g zel maal dinleyelim bakalm." . Sleyman ban kaldrarak etrafndakilere bir kez daha bakt ve her eyi en bandan anlatma zahmetine katland; kuleye nasl k tklar, kapda nbet tutan dev gibi silahl muhafz, Ebu Ali'nin on lar Seyduna'nn karsna kartmasn. Baz ayrntlar atlamas du rumunda Yusuf onu tamamlyordu. Bylece delikanllar, Byk nder ile yaptklar konumay en ince detayna kadar anlattlar. Sleyman anladka anlatyor ve fedaler sylediklerini giderek 345

daha byk bir ilgiyle dinliyorlard. Sleyman Seyduna'nn kendi lerine, iinde yatak bulunan hcreye girmelerini emrettii sah neyi anlatmaya balad an, herkes nefesini tutmutu. Tm gzler Sleyman'n dudaklarna evrilmiti. Ibni Tahir de ilgiyle dinliyordu, Farknda olmadan elini gs ne gtrmt, Meryem'in kendisine brakt hatray hissetmek istiyordu. Yine gnlk yaamn sradanltma dnm olsa bile, geirdii olaanst gecenin, kalbinin tam zerindeki delili, kalbi nin kt kt arpmasna neden oluyordu. inde yeni bir inan do maktayd: Tecrbe ve mantn delillerini gururla reddeden bir inan. Sleyman imdi de Seyduna'nn kendilerine o harika haplan vermesini ve kendilerin bilinmeyen lkeler zerinde uarken gr melerini anlatyordu. Bilincini kaybetmeden evvel grd ryay da anlatyordu... Ve sonra da cennette kendisine gelmesini. Fe dalerin gzleri parlamaya balamt, yanaklarn ise ate basmt; sabrszlktan dolay gzle grlr bir biimde tin iyotlard... Deli kanl raporuna devam ediyordu: uyand zaman grdklerini, sr a kkn ihtiamn detaylaryla anlatyordu. Ve sonunda gen kzlar... "Belki de hepsi bir ryayd.'' Bu sz, beyde'nin dudaklarnn arasndan kmt. Birbirleri ne olan baklarndan, kafalarnda canlandrdklar hayallerin, onlar ne kadar etkiledikleri belli oluyordu. Kk Naim Ibni Tahir'in ya nma bada kurmutu. Surat bembeyazd, aynen, korkun haya let hikyeleri dinleyen bir ocua benziyordu. "O odada grdm her ey" diye devam etti Sleyman "hi phesiz sizinle beraber urada oturmam kadar gerekti. Byle bir ihtiam tasvir etmek ok zor: Her ey altndan ya da gmten yaplmt. Yataklarn zerlerinde ormanlardaki yosunlardan daha yumuak olan hallar seriliydi... Yumuack kuty yastklar, ina nlmaz bollukta ilhi yemekler, insan neelendiren ama zihnini bulandrmayan tatl bir arap. Ksacas, her ey tpatp Kuran'da anlatld gibi. Ve huriler, ocuklar! pek ve kadife gibi bir ten, iri ve parlak gzler, ve gsler... Allah! Sadece hatrladka bile ka346

nm kaynamaya balyor." Ak macerasn hibir ayrnty atlama dan anlatt. "Ahi Keke orada olabilseydim!" beyde yrekten gelen bu la engel olamamt. "Sadece bir tekine bile dokunmaya cret etseydin, seni kendi ellerimle paralardm." Sleyman'n gzleri bir detininki gibi parlyordu. beyde geri ye ekildi. Arkadan tanyordu: Onunla aka yapmaya gelmezdi. Fakat onu bu durumda hi grmemiti. Dn geceden sonra, ne ol duunu tanmlayamad bir deiiklik hissediyordu onda, sanki tehditkr bir havaya brnmt. "Onlar benim hurilerim! Anlyor musunuz? Onlar artk bana aitler, hem de ebediyete kadar! Yaamma mal olsa bile, onlarn bir tekinden de asla vazgemeyeceim. Oh! Benim kk ceylan larm! Sizin tasavvur bile edemeyeceiniz mutluluk kaynaklan! Hi biriniz onlarn bir tekini bile arzulama hakkna sahip deildiniz. Al lah onlar bana layk grd! Ve gnn birinde, onlann ilelebet ba na ait olacaklarn dndke iim alev alev yanyor!" Besbelli ki Sleyman bambaka birisi olmutu. Hepsi ona hay ret ve kuku dolu gzlerle bakyorlard - hatta azck da korku oku nuyordu bu gzlerde. Arkadalarnn iinde bulunduklar ruh hallerini kavrayamayan bir tek Yusuf vard; belki de bu durum ona normal gelmekteydi, nk ayn deiim nde da grlyordu. Sleyman'n ak maceralarndaki kahramanlklarn sonsuza kadar abartmas zerine da yanamayarak lafa kanti: "Bir gece iinde dokuz huriyi kadn yap tn anlatmayacaksn herhalde bize, yle deil mi?" "Niye yalan syleyeyim ki? Sen aynsn yapmadn m?" "Sleyman en ciddi konular bile abartmak zorunda galiba!" di ye alay etti Yusuf. fkesinden hibir ey yitirmemiti. Sleyman elinden gelse baklaryla ldrecekti onu. "Diline hkim ol! Anlattklarmn hibiri Kuran'da yazl olanlar dan fazla deil!" "yleyse Kuran m abartyor?" Herkes gld. Sieyman dudaklarn sryordu. 347

"Kadnlar, kahramanlklarm msralara dkmem konusunda ok stelediler Fakat belki de hurilerin yalan sylediklerini d nyorsunuz..." "O zaman oku onlar bize!" Hafzasn toplamaya alt; fakat ksa zaman sonra dili dola maya balad. Yusuf dizlerini dverek glmeye balad. Neesi brlerine de bulat ve herkes kahkahalar atmaya balad. O an da Sleyman bir ok gibi ibni Tabirin deinin zerinden uarak yumruunu Yusuf un suratnn tam ortasna gmd. Yusuf igd sel olarak darbeyi ald yere elini gtrd Gzlerini iri iri aarak ayaa frlad; kan beynine sramt. "Ne! Bir ksran beni iftelemesine izin mi vereceim?" Yldnm hzyla Sleyman' duvara yaslad. Sleyman duvarda asl olan kllann sakrdadklarn hissetti. Elini uzatarak kllarn birini kapt ve kan brm gzleriyle takibine bakt. "Kpoiu! Gel buraya! Seni geberteceim!" Yusuf bembeyaz kesildi, iindeki tm hiddet bir anda snm t. Fakat bni Tahir onun kmldamasna meydan bile vermeden Sleyman'n zerine atlam ve kl tutan kolunu kavramt. Ca fer, ibni Vakkas ve dierleri de ona yardm ederek, saldrgann si lahn elinden almlard... "Delirdin mi sen? Daha dn gece Seyduna seni cennete gn derdi, oysa imdi, arkadalannn arasnda bir katliam yapyorsun! Ve sen de Yusuf, neden haddini bilmiyorsun? Neden onun lafn kestin? Hepimiz ayn hamurdan yorulmadk ve herkes gemisini bildii gibi yrtr." "bni Tahir hakl" dedi Cafer. "Brakalm da Sleyman sonuna kadar anlatsn. Sonra da sra Yusuf un." Hepsi de Sleyman'dan anlatmaya devam etmesini rica ettiler. Yusuf inatlkla kollarn gsnde kavuturdu ve deine uza narak tavan seyretmeye balad. Sleyman ona elenen bir bak frlattktan sonra, anlatmaya kald yerden devam etti. Garip bir biimde, artk kimse, cennete gitmi olduklarndan phe etmiyordu. Cennet baklanda, onlara, binlerce soru ynelti yorlard, ksa bir zaman sonra ise cennet baheleri ve huriler hak348

knda bilmedikleri hibir ey kalmamt. Hepsi de hurilerin hayali ni kurmaya balamlard, hatta tariflerden yola karak, en been diklerini kendilerine ayrmaya balamlard bile. "Ve sonunda dn gece uykuya daldn hcrede uyandn yeni den?" Naim bir ocuk gib soru sorma sanatna vakft. "Aynen. Her ey tpk bir nceki akam gibiydi. Sadece Halime'nin bana verdii bilezii cppemin cebinde hissedebiliyor dum, o kadar." "Seyduna onu niye elinden ald?" "Herhalde onu kaybedeceimden korkuyordu. Fakat bir daha beni cennete gnderecei zaman, bilezii vereceine dair sz verdi." "Ne zaman olacak bu?" "Bilmiyorum, ama Allah izin verirse, ksa sre sonra." imdi maceralarn anlatma sras Yusuf'a gelmiti. Balang ve sonu biliyorlard zaten. Anlattklarn sra kkte yaadklan ile snrl tutmak zorunda kald. arklar ve zellikle de danslar herke si bylemiti. Byk bir heyecanla Zleyha'nn zarafetini, gzelli ini, dans srasndaki ehvetli hareketlerini anlatyor, marifetlerini ve ve bititemiyordu. Kalbinin ona ait olduunu daha ak anla tamazd. Sadece Cada'ya gstermi olduu br anlk lgiden dola y znt duyuyordu ve kalbinin ait olduu kadna gsterdii sa dakati abartmakta da hibir saknca grmyordu. "Sadece o benim kadnm" diye szlerine son verdi "dierleri ne kadar tatl ve ho olsalar bile, sadece onun emrinde, ona hiz met etmek iin varlar ve gzellikte hibiri onunla boy iemez." Sleyman ok daha iyi bir anlatcyd. Yusuf un hikyesi onlar az ncekinin yans kadar bile etkilememiti. Sadece bir kez fe dalerin soluklarnn tutulmasn salayabilmiti; o da, gizemli k larla aydnlatlm bahelerde yapt gezintiydi. Sleyman bunu yaamamt ve imdi de sra kkn kendisini ok fazla etkilemi olmasndan ve darya bir kerecik bile olsun bakmamasndan znt duyuyordu. 349

Ibni Tahir macerasn ksaca anlatt. Meryem'in kendisini nasl karladn tasvir etti onlara. Kendisini bahelerde gezdirmi ve el-Arafn duvarlarn gstermiti: Duvarn zerinde bir glge dola p duruyordu. Bu glge, bir zamanlar ana-babasnn isteine kar gelerek slam iin ehit den yiitlerden birisinin ruhuydu. Mer yem hakknda ise Da brahim'den daha akll olduunu sylemek le yetinmiti. Bir anlk tereddd srasnda, bir cins byk kedinin kendisine saldrmasn da anlatmt. Kedinin isminin Ahriman ol duunu duymutu. Bu hayvan, el-Araf ve eski yiidin glgesi... Bunlar fedalerin meraklarn krkleyecek eylerdi; fakat Ibni Tahir bu sabah hi de konukan deildi dorusu. Brakn da biraz dinlenelim" dedi sonunda. "Nasl olsa yakn da anlattklarmz dinlemekten bkacak ve en az da bizim kadar bilgi sahibi olacaksnz." Bunun zerine, eneleri daha dk olan Yusuf ve Sleyman'a dndler tekrar. Ksa zaman sonra arkada, kendilerini ilahlarla bir tutmaktan ekinmeyen eski Pers krallarna benzemilerdi fe dailerin gzlerinde. Apama gece boyunca gzn bile krpmamt. Karanlk, genlii nin muhteem gnlerine ve harika gecelerine ait olan anlarnn tekrar canlanmalarna neden olmutu. Korkutucu bir kesinlikle, en kk ayrnty bile hatrlyordu. Cehennem straplar ekmektey di. Bir zamanlar barolde oynad ve bitmesini hi arzulamad oyunda, kendi dn seyretmek, ona korkun aclar veriyordu. Artk ak krallnda bakaJar hkmediyordu. Gnein ilk klarnn Elbruz dalarnn zirvelerini altn rengine boyamasyla beraber ayaa kalkt. Umutsuz bir ifade, kl rengi bir surat ve karmakark salarla, dallarn oluturduu rgnn ara sndan ufka doru bakmaya balad. Arkasnda gerek dnyaya dnmesine tm zamanlar iin engel olan Alamut kalesi ykseli yordu. Fakat bu ihtiyar ve irkin haliyle gerek dnyada ne yapa bilirdi ki? Allah'a krler olsun ki Hasan, onu, iinde bulunduu sefaletten kurtarm ve tekrar insan gibi yaamasn salamt! Krall burasyd artk. phesiz ac dolu bir krallkt buras, nk 350

kendisine daima gemiin atafatl gnlerini hatrlatyordu. Fakat bir bok yn zerinde yava yava rmektense dm bir me lein ac gururunu tamay yelerdi. zntye adanm geceler boyunca, Hasan'in hayatndaki ro lnn ne olduunu sorup duruyordu kendi kendine. Eskiden, ok uzun yllar nce, gen ve yakkl, yar peygamber ve yar hayalci bir apknd Hasan. Ama aradan geen zaman ve ondan ok daha nemli adamlar, onun hafzasndan oktan silinmilerdi. Eer za mannn politik kavgalarna ve dini tartmalarna bu kadar youn biimde bulam olmasa, onun adn bile unutaca kesindi. ok derin bir sefaletin iinde olmasnn zerinden, daha iki yl bile gememiti. Beklenmedik bir anda, kendisine ondan bir mektup getirilmiti. Bir kalenin efendisi olduunu ve kendisine ihtiyac ol duunu, abuk gelmesini yazmt ona. Kaybedecek hibir eyi yoktu; kararn abucak verdi. steme mesine ramen iinde solgun bir mit domutu. Nihayet tm kudreti ile Hasan grd. Yoksa o kendisini seviyor muydu hl? Bilmiyordu. Fakat sonunda, ac gerei kabul etmek zorun da kald. Bir zamanlar kendisini tm kalbiyle sevmi oian adam, artk iindeki atein bir bakas iin yanmakta olduunu bile on dan gizlemiyordu. Evinden dar kt. Aalarn dallarnda binlerce ku cvlda yordu. Otlann zerlerinde i damlalar vard. Bu harika yaz saba h, aclarn daha da derinletiriyordu. Sonunda ac anlar bir kena ra brakt, yzn ykayarak kendisine gelmeye ve karmakank salann dzeltmeye alt ama daha da korkun gzkmekten baka bir ey elde edemedi. Sonra da hadmlann uyumakta oldu u bitiikteki eve gitti. Yan ak kapdan adamlarn horultular iiti liyordu. Bu rahat, huzurlu uyku, onu iyice ileden karmt. Yk sek sesle ieriye, gnn oktan aydnlandn, alma vaktinin geldiini bard. "Lanet olas cad!" Mustafa sinirlenmiti; Adi ise glmekteydi. "htiyar orospu, se ni hangi lam ukurundan getirdiler buraya?" Apama sinirlenerek kapy ardna kadar at. Havada uan nes351

neyi fark ettiinde, terlii kafasna yemiti bile. Bir srayta dar kt. "Durun bakalm kpek soylar! Seyduna srtlarnz dilim dilim do ray arak Gmbrtl kahkahalar evi sarst. "Kayklara gidin hayvanlar! Unutmayn kzlara geri gtreceksiniz. Ve abuk olun ki Seyduna onlar bu halde yakalamasn.'' Esneyerek ayaa kalktlar, rengarenk cppelerini zerlerine ge irdiler ve hi acele etmeden dar ktlar. Bu arada aalk ihti yara en kk bir bak frlatmaktan bile imtina ediyorlard - geri bu nefretin sebebini her iki taraf' d^ bilmiyordu ama yine de olan ca iddetiyle srp gitmekteydi. Kanaln kysnda stnkr y kandlar ve kayklara binerek ksa zamanda nehrin ortasna ulat lar. Apama Adi'nin yanna oturmutu, dierleri de onun zerine su sratmak iin ellerinden geleni yapyorlard. "Durun bakalm aalk yaratklar! Son glen iyi gler! Allah neden hadm edildiinizi iyi bilir ya..." "Dikkatli oi. Yoksa geri kaimn o azck Erkekliini de &es/ve.v/m Ve Artk bir kz olursun!" Ad kayn tehlikeli bir biimde sallanmasn salad ve arkadalan ihtiyarn suya dmemek iin kpeteye sarldn grn ce neeyle gldler. Nihayet Fatma" ve arkadalarnn uyumakta olduu kk adaya vardlar. Apaoa karaya karak kke doru yrmeye balad. Bu arada tabiat tamamen uyanm ve da yamalann okamaya balamt bile. Camdan salonun iine bakt. Kzlar yastklann arasnda utan mazca yatyorlar ve derin derin uyuyorlard. Bir intikam melikesi gibi ieri dald, byk tokma yakalayarak iddetle gonga vurdu. Kzlar byk bir korkuyla uyanarak ayaa frladlar. "Sizi gidi orospular! Btn gece fuhu yaptnz, imdi de ml 352

ml uyuyorsunuz! abuk kaya binin ve eve gidin, Seyduna sizi bu halde yakalarsa hakknzda hi de hayrl olmaz!" Kzlar pelerinlerine brnerek kanala gittiler. Kendilerini uyan dran konserin yaratt aknl henz zerlerinden atamamlar d; karmakark salar ve uyku akan gzleriyle kayklara sktlar. Kar kyda Meryem onlar beklemekteydi. Makyaj yapmak ve dudaklarn boyamak iin vakit bulmutu, ama ok kt bir gece geirdii her hafinden belliydi. Baklar Apama'nn baklaryla karlat; Meryem ilk defa bu baklarda bir muvafakat okuyordu. htiyar kadn hadmlarla beraber dier kklere ele gitti ve ora da uyumakla olanian ayn ekilde uyandrd. Sonra tekrar kyya dnd ve orada beklemekte olan Meryem'le bir kez daha karlat; "Uyuyamadm m?" "Hayr. Ya sen?" "Ben de uyuyamadm." "Yaantmz gerekten de ok garip. Aslnda yle demek istiyordu; Korkutucu. Fakat Apama onu anlamt. Zleyha ve arkadalar, telala, gecenin izlerini yok etmeye a lyorlard. kindi namazndan az nce eski dzen kurulmutu. Hayat devam ediyordu. leden sonra ist; Hasan, drt muhafzn eliinde onlar ziya rete geldi. taatkar bir ekilde evresinde yanm daire oluturarak beklemeye haladlar. Gecenin nasl gemi olduunu kendi az larndan dinlemek istediini syledi onlara. Titreyen seslerle soru lanna cevap vermeye baladlar. Aniden cebinden altn bir bileik kararak, kzlarn burunlarnn ucuna uzatt: "Bu bilezik hanginizin kolundayd?" Halime bilezii hemen tand ve az kalsn korkudan baylacakt. En kk bir ses karacak durumda bile deildi. Dierlerinin de kendilerini hi de rahat hissetmedikleri belli oluyordu. Meryem tek tek kzlarn yzlerine bakt; Halime'ye geldii zaman ise lemen anlad. Hasan'a sessizce yakard; ama dudaklarnda muzip bir glmsemenin izlerini grnce biraz rahatlad. "Demek ki bu bilezik hibirinize ait deil. O halde feda bana yalan sylemi olmak..." 353

Delici baklarla Halime'yi szyordu. Kzn yanaklarndan iri yalar akmaya balad; enesi tir tir titriyordu. Kendini celladn nnde diz km olarak grmeye balamt bile ve ensesinde souk metali hissediyordu. "Ne kadar gzel sevgili Halime! Aslnda beyinsiz kafanla ne yapmam gerektiini biliyorsun. Ve ayet delikanl senin yznden srrmz grenseydi, bunu bi acmadan yapardm. Bu defalk ha yatn balyorum ama bir dahaki serere celladn elinden kurtula mazsn!" Bilezii tekrar cebine koydu. Meryem'in bir iareti zerine Halime byk bir sevinle Hasan'n ayaklanna kapand. Ona teekkr etmek isterdi ama konuamryordu. Bu yzden elini pmekle yetindi. "Sonra gelecek olan misafirlerinizde daha gayretli olmanz isti yorum" dedi onlara veda ederken. "Bu geceki tecrbelere her za man ihtiyacnz olacak. Gece ve gndz hazrlkl olun!" Kzlarn nnde hafife eildi ve Meryem'e kendisini takip et mesini iaret etti. "Bu aksam beni bekle. Sana syleyecek birok eyim var." "Ba stne!" diye cevaplad - ama ilk defa onunla beraber ol ma dncesi kendisini mutlu etmiyordu. Akam olunca kzlann hepsi havuzun etrafnda toplandlar ve birbirlerine nceki gece hakkndaki dncelerini ve tecrbelerini anlatmaya baladlar. Halime ise kzlarn az uzana oturmu, ko numadan sylenenleri dinliyordu. Hayatnda ilk defe., gerekten yalnz kalmay istiyordu. Kalbinde byk btr sr gizliyordu. Kimse bilmiyordu bunu. Bu SISTI her nne gelene anlatma rizikosunu geze alamazd. Sleyman' seviyordu. Onu deliler gibi seviyordu. zellikle bir soru ruhuna strap veriyordu ama kimseye sormaya cesaret edemiyordu. Nihayet Fatma'ya ba vurmaya karar verdi. "Bir eyi pek iyi anlayamadm. Bir dahaki sefere de ayn misafirleri mi arlayacaz?'' Fatma ona bakar bakmaz iinden geenlerin tmn anlad. Cevap verdii zaman, kalbi acma duygusuyla dopdoluydu: "Kimbilr sevgili yavrum! Hi birimiz bilmiyoruz bunu!" 354

Halime ona huzursuz bir bak frlatt. Aniden Fatma'nn her e yi anlam olmasndan phelenmeye balamt. Gerekten de Sleyman' bir daha asla gremeyecek miydi? Gece boyunca p he iini kemirip durdu. Tamak zorunda olduu yk kendisi iin ok ar degii miydi? Artk bir ocuk olmaktan vaz m gemiti yoksa? Byk haber kaleye ayn gnde yaylverdi: Hasar bir gece iin, fedaye cennetin kaplarn amt. Ebu Soraka ad geen fe daleri bu konuda bizzat sorguya ekmeye karar verdi. Geldiinde de uyuyordu. Fakat arkadalar, onlann azlarndan duydukla r her eyi tek tek anlattlar. Cesur adamn alnndan boncuk bon cuk terler akyordu. Hemen Ebu Al'ye giderek, fedalerin, duy mak isteyen herkese anlattklar eyleri anlatt. Ebu AH glerek karlk verdi: "Demek ki sylediklerine inanyorlar. nandklanna gre de syledikleri gerektir. Gerei sylememeye neden ihtiya duy sunlar ki?" Ebu Soraka irkilerek sylediklerini onaylad ve aceleyle heki min yanna giderek en son haberler hakkndaki fikrini duymak is tedi. "Bence Hasan bu kk numaray bizi tamamen kontrol altna almak iin evirdi" dedi Ebu Soraka. "Fakat, bu zaman dek, do rulua son derece bal olan delikanllar, bu iren yalan yayma lar iin nasl kandrdn merak ediyorum!" "Btn bu olanlann arkasnda ok daha tehlikeli eyler olduu nu hissediyorum" diye uyard onu hekim. Kalenin arkasndaki ha rem hakkndaki konumamz hatrlyor musun? Belki de orasn zel olarak bu delikanllar iin hazrlatt." "Fakat o zaman neden srlarn bize da amyor? Ne kadar az ey bilirsek, o kadar fazla tahmin yrteceimizi o da biliyor!" "Sana iyi bir t vereyim mi hrmetli da? Btn tahminlere bo ver ve duyduklarnn hepsini unut. Aksi takdirde derinin ne kadar kymet tayacan bilemem. nk ne Byk nderle, ne de bu gen fanatiklerle aka yapmaya gelmez. imdiye kadar ok 355

ey duydum ve grdm. Fakat Ibni Sabbah'n etrafnda, tecrbele rimi ve mantm aan bir esrar perdesi var." Ebu Soraka'nn grevi bana dnmekten baka aresi kalma mt Fakat kalbi huzurlu deildi. fedanin yaadklar, kendisini son derece rahatsz ediyordu. Dai brahim olaya bambaka bir ekilde yaklat. nce ayn teki ler gibi ard. Sonra olaylar berrak mantyla inceden inceye tahlif etti. "Seyduna ne yaptn biliyor" diye balad szlerini. "Biz onun hizmetindeyiz. Gelien oiaylan bize anlatmamasnn bir nedeni vardr mutlaka." Koularda ise bu konu hakknda daha ateli tartmalar yapl maktayd. Fedailerini yemek hizmetlerini gren birka astsubay ve asker, yemek esnasnda konuulanlar dinlemiler ve duyulmadk mucize haberini abue-sk etrafa yaymlard - nk nedense mu cizeyi iitenlerin hepsi bir anda, cennet bahelerine yaplan gezi nin doruluuna hi phelenmeden inanyorlard, hatta, fe.-}'<, bile fazla. Ka bir sre sonra tm blk olan biteni duymu ve inanmt. "Allah kendisine bylesine yce bir kudret bahettiine gre, efendimiz gerekten de byk bir peygamber olmal" diye fsld yordu herkes. "Ya btn bunlar fedailerin bir uydurmasysa?" diye soruyordu arada $u.da birtakm pheciler. "Mmkn deil!" diye szleri kesiliyordu, mucizeyi fedalerin darndan bizzat iitmi olan birisi tarafndan. "Hepsi de son de ilenmi grnyorlard." Ve ilave ediyordu-, "Her halkrda bu mucize, Ismail retisinin yegane gerek reti olduunu ispat ediyor. Sadece hain bir kpek, bu mucizeye ramen Seyduna'nn misyonunu inkr edebilir." Dierleri de hep bir azdan ona katlyorlard. "Bugnden itibaren hibir znda acmayacam. Seyduna'nn byk bir peygamber olduuna iman etmeyen herkesi para par a dorayacagm!" 356

"Evet! Zndk kpeklere kar dvmek, bizim iin gerek bir elence olacak! Hepsi kllarmzn altnda gebermeli..." Bu tr konumalar Emir Minuehr'in ilgisini ekmiti. Br an ses karmadan dinledi. Sonra da her eyi bandan sonuna kadar bir kez daha anlattrd. Askerler merakla onu nceliyorlard. Fakat, suratndaki en kk br kl bile kmldamyordu. Kendisinden bir aklama beklendiini anlad zaman unlar sylemekle yetindi: "Fedailer Byk nder'in ltfuya cennette gittiklerini iddia edi yorlar ve o da buna kar kmyorsa, demek ki buna inanmamz ve davranlarmz ona gre dzenlememiz gereklidir. Buna ramen odasna geri dnerken alnn kntrmt. O da Byk nderin planlarn neden kendilerine de anlatmadn merak ediyordu. Fakat birliklerinde fark ettii o vahi heyecan, kendisini daha da ok rktyordu. Ne olduunu tam olarak kestirememesine ramen, bu olayn arkasnda bir sahtekrln yatt na emindi. Sadece tecrbeli eski askerlerinin, fanatiklerden olu an bir orduya dnmek iin bir iaret beklediklerini hissediyor du. Bu durumda her trl iddet eylemine hazr oian askerler, ar tk onu, komutanlar olarak kabul etmeyecek, aksine emirleri, g rnmeyen bir gten, daha dorusu bizzat Byk nder'in ruhani kiiliinden alacaklard. Fakat kendisini bu akntya kaptrmaktan baka ne gelebilirdi ki elinden? Bizzat Hasan, onu Emir unvan ile taltif etmiti; bu hem asker, hem de din bir unvand ayn zaman da. Eri iyisi, olaylar kendiliinden akla kavuana kadar sabret mek ve teklemekti. Kendisi yle ya da byle, bizzat Hasan tara fndan kurulan mekanizmann iyi alan bir dilisi deil miydi? Ona biilen grevden nasl kaabilirdi ki? Fedaler ta ki akam olana dek btn gn, arkadalannn macera lar hakknda binlerce tartmaya girmiler ve yorum yapmlard. Hikyeyi batan sona inceden inceye aratrmlar ve akillanna ta klan en kk mevzu zerinde bile, saatler boyunca dnp ta nmlar, fikirler ne srmlerdi. "Sana saldran hayvann ismi gerekten de Ahriman myd?" diye sordu Naim Ibni Tahir'e. "Muhakkak peygamber tarafndan 357

Demavend dandan karlarak, hurilere hizmet etmeye mahkm edilmi evcil hayvanlardan tekiydi." "Olabilir. Bu konuda daha fazlasn syleyemediim iin ok zgnm. Ama o kadar ok grecek ey vard ve zaman da o ka dar azd ki..." Hepsi de o gece uyumakta zorluk ektiler. Deklerinde bir sa a bir sola dnp duruyorlard. Kafalarnda, kendilerine en ince detaylarna kadar anlatlm cennetin hayalinden baka bir ey yoktu: Yar plak kzlar kendileri iin dans edip ark sylyorlard. Gen kzlann soluklannn kendilerini aksadn hissediyorlar, hat ta, yan balarnda, yastklara gml olarak yattklarn grr gibi. oluyorlard. Odann her tarafnda inanlmaz bir sabrszln belirti leri vard: i ekmeler, di gcrtlar, bastrlm inlemeler... Gece yarsndan az sonra ay ak pencereden Ibni Tahir'in yatana vuruyordu. Ibni Tahir iki tarafn abucak kontrol etti. S leyman ve Yusuf rahata uyuyorlard, iyi durumdalar diye dn d. Kendisinde garip bir huzursuzluk sezinliyordu. Acmasz bir kuku kemiriyordu iini: Macerasnn bir rya mahsul olarak g rlebileceini pekl biliyordu, fakat, imdi ruhunun her zerresiyie sevdii Meryem'in gerekliinden nasl phe edebilirdi ki? Sabaha kar bir karara vard. Ayaa kalkarak, ses karmadan Naim'in yatana gitti. "Uyuyor musun Naim?" diye fsldad alak sesle. "Hayr uyuyamyorum. Ne istiyorsun?" Ban kaldrarak Ibni Tahir'i gvensiz baklarla szd. "Sr tutabilir misin?" Naim korkmaya balamt. "Korkma. Kt bir ey olmayacak. Sadece sana br srrm a mak istiyorum." "Bana gvenebilirsin!" "Ali'nin kutsal adna yemin edebilir misin?" "Ali'nin kutsal adna yemin ederim." "iyi. Benimle pencereye gel." Skmekte olan afan nda Ibni Tahir Meryem'in kendisine brakm olduu alameti, o kk sr Naim'e gsterdi. 358

"Gryor musun?" "Evet. Sanki birisi seni srm." "Daha dikkatle baki" "Ey Allah! Ne kadar kk bir az!'' "Bunlar onun dileri Naim." "Meryem?!" rken delikanlnn srtndan souk bir rperti geti. "Evet, Meryem'in bana brakt hatra bu. Yaknda yok olacak. Bir para mum al ve atete yumuat, izlerin kalbn almam iin bana yardm etmelisin." "Seve seve Avni." Mum az sonra hazrd. Ibni Tahir onu eline alarak bir daire bici mine getirdi, Naim de gsndeki ize bastrd. Sonra da yavaa kaldrd. Meryem'in di izleri, bu ireti mhrn st yzeyine ge milerdi. "Allah!" diye inledi Ibni Tahir. ok mutluydu. "Bu andan itiba ren benim en byk hazinem bu. Onu peygamberin kutsal ema netlerinden biriymi gibi saklayacam." Naim'e sarld, "Teekkr ederim dostum. Srrm paylahgm yegne insan sensin. Dilini tutacan konusunda sana gveniyorum." "ansl lml" diye i ekti Naim. "Ben de byle sevmek is terdim." "Belki de bu duyguyu tatmaman senin iin daha iyidir. Bu ak, ayn anda hem cennet, hem de cehennem..." Bu szlerden sonra birbirlerinden ayrlarak yatmaya gittiler. "Sen korkun bir efendisin" dedi Meryem, Hasan ona gece ziyare tinde bulunduu esnada. "Hepimizin yaam ve lm hakkn elin de tutuyorsun. Dn akamki misafirlerimiz ile ne yapmay dn yorsun?" Hasan dnceli dnceli bakt ona. "Bilmiyorum. Duruma bal." Renginin solukluunu fark etmiti. "Gryorum ki geen gece senin iin zorlu bir imtihand" dedi belli beiirsiz bir alayla.
y

359

"ok dnmeme neden oluyorsun Ibni Sabbah." "Bir kadn dnmeye balad m tehlikeli oluyor demektir." "Dediin gibi olabilmeyi isterdim." "Ne yapardn o zaman." "Fedaleri uyarrdm sana kar." "yleyse kulemin onlarla sizin aranzda durmas iyi bir seim." "Belki de deil. Ama u anda yie. ok gszm." "Kadnlar, kadnlar! Arnz ok laf yapyor ama icraata gelince korkudan titremeye balyorsunuz. Bir an iin seni kendime ok yakn hissetmitim. Mutluydum. Ama imdi yine yapayalnzm." "Ne yapabilirim ki? Yaptklarn bent dehete dryor." Uzun sre sustular. Nihayet Meryem konumaya balad: "Ge en gece baz kzlar gebe kalm olabilirler. Oniarla ne yapmay dnyorsun?" "Apama her eyi dzeltebilecek maddeler ve bitkiler tanyor. ayet baarl olamazsa, her eyi doann kanunlarna brakalm. Yeni bir kuaa her zaman htiyacmz var." "Zavall ocuklar, babasz byyecekler." "Yalnz olmayacaklar sevgili Meryem. Fakat iimde bana baka bir ey daha sormak istediine dair bir his var" dedi glerek "Beni yanl anlaman istemiyorum." "Konu!" "Ibni Tahir nasl?" Bunian sylerken kannn bana hcum etti gini hissediyordu. "O kadar nemli mi senin iin? Sannn ak acs yznden kendisini hi de iyi hissetmiyor ve gn getike de ktye gidiyor." "Zlimsin!" "Zalim mi? Sadece en dorusu olduunu dndm eyi syledim." "Bir arzumu yerine getirir misin?" Hasan ona bakt. Bir ey sylemedi ama bayla konumasn iaret etti, "Ltfen, eer senin iin biraz deerim varsa ona ac." "Acmak? Bu da ne demek? Ben ne zulm, ne de acmay tan rm. Tm yaptm bir plan iletmek, hepsi bu!" 360

"Biliyorum. Ama senden rica ediyorum, plannn Ibni Tahir ile ilgili olan ksmna biraz msamaha ester." "ok fazla ey istiyorsun! Yirmi yllk hazrln ne anlam var o zaman peki?" "Dinle. Bugne kadar sana daima itaat ettim ve edeceim. Sz ver bana." "Hayr! Yapamam. Bunu yapmak benim kudretimi ayor." "Peki, farz edelim ki Ibni Tahir kendiliinden gerei rendi. O durumda ne yapardn?' Hasan ona kukulu bir bak frlatt. "Ne demek istiyorsun?" "Korkma. Belki de aksinin daha iyi olmasna ramen, ona hi bir ey gammazlamadm." "Kendiliinden gerei rense mi? Yani planm yarya kadar kavram olsa? Sanrm o durumda beni anlard. Benim ruhumun bir ocuu olurdu. ayet... ayet beni bir dolandrc yerine koy mazsa tabii. Bu durumda da tm dnyaya benim dolandnc oldu umu iian ederdi... Evet, bu daha gereki. Benim tm hayatm harcadm bir eyi, henz o yatayken nasl anlayabilir ki?" "Yine de soruyorum sana: Sen ne yapardn?" "ok fazla soruyorsun. kimiz de yorgunuz. Ge oldu." Ayaa kalkt. Surat karanlkt. Meryem'in gzlerinde yalar parlyordu. "O daha bir ocuk." Hasan tek kelime etmeden kyya yrd ve Adi'nin kulland kaya bindi.

361

XIV
ultanm nc birliklerinin Alamut kalesi nnde aldklar ar malubiyetin sonulan, ksa zamanda grlmeye baland. Her ta raftan kaleye, yeni gelimeler hakknda raporlar yayordu. Sava n ertesi gn Abdlmelik, yirmi svari iie Rudbar kalesine git miti. Akama doru uygun bir azaldkta mevzi almlard. D man saflarna gnderilen keifiler, Seilenin, saylan en fazla yz olan Trk askerleri tarafndan abluka altnda tutulduunu bildirdi ler. Hava daha tam olarak aydnlanmam!! ki dl adamlarna h cum emri verdi. Savalar yamatan aa bir akbaba srs gibi saldrdlar ve daha ilk anda dman askerlerinin yarsndan fazlas n knp geirdiler. Kalanlar ise drt bir yana doru arkalarna bak madan kamaya baladlar. Daha sonra, birliiyle beraber drtnala Kazvn zerinden Reye giden Abdlmelik, sultann ordusunun zerine de keifilerini gnderdi. Oradan da Alamut'a geri dnd ve yol boyunca topla d yaklak iki dzine esiri de beraberinde getirdi. Sefer toplam olarak drt gnden fazla srmemiti. Tm Rudbar blgesi isyan bayra amt. imdiye dek gizlice Ali'ye iman eden ve sultanla Badat halfesinden nefret eden halk, ismail! zaferini kendi zaferi gibi kutlamt. Savatan hemen sonra Alamut kaplar, Byk nder'e hizmet eden heyecanl g nlller tarafndan alnmaya balamt bile. Ebu Soraka'nn onlar la uramaktan ban kayacak vakti olmuyordu. En gen ve kuv vetlilerini feda okuluna gnderiyordu. Minuehr ise bu yeni ge lenlerle yeni birlikler oluturuyordu. Savata gayret gstermi olan eski askerlerden birou, astsubay rtbesi ile taltif edilmilerdi. Savatan nce erba ve astsubay olanlar ise daha erefli makamla ra getirilmilerdi. Daha aradan on gn gemeden, yzer kiilik yeni birlik oluturularak mminlerin kk ordusuna dahil edileli. 362

"Btn sistemi yenilemeli ve yeni talimatlar yaynlamalytz" dedi Hasan, Ebu Ali'ye "ayet bu tecrbesiz birliklerden tek bir reti ve tek bir nder tanyan yeni bir ordu kumak istiyorsak ta bii. Peygamber mminlere arab haram klarken ok haklyd. Bi zim baka trl davranmamz aptallk olur, nk kuru kalabalklar yerine, vurucu gc yksek olan salam ordulara ihtiyacmz var. Askerlerin de karar verme yeteneklerinin gelimesi lzm. Bu tr kuvvetleri sadece ok ak ve sert emirlerle harekete geirebiliriz. Ve emirlerimize kr krne itaat edilmesini de kesinlikle sala malyz." Bylece yeni birliklerin yemin trenleri, ikili elencelerle kut larmad. Sadece, Ebu Ali birliklerin nne karak onlara yeni emir ve talimatlardan oluan uzun bir ferman okudu. Amirlerine bakaldran, emirlere taat etmek istemeyen, kavga veya baka bir nedenle bir Ismall taraftann ldren, Byk nder hakknda kt szler sarf eden veya emirlerine pheyle yaklaan, arap veya baka bir sarho edici madde ien, sefih bir hayat s ren. .. herkes iddetle cezalandrlacakt. Kendini dnyev zevklere kaptranlar, sadece kendi zevki iin mzik yapanlar veya dinleyenler, dans edenler veya bakalarnn dansianna katlanlar, batan kartc kitaplar okuyan veya dinle yenler; ar bedensel ve ahlak cezalara arptrlacaklard. Fedalere ise kendi yeteneklerine uygun zel grevler verilmi ti. Cafer Mutsufer'in hkm srd Rey ile Alamut arasnda, s rekli, haberci olarak grev yapacakt. Naim yeni birliklere din dersi veriyordu; tbni Tahir ise tarih ve corafya Yusuf ve Sleyman ise yeni feda talebelerine dv sanatlannda ders veriyorlard. Her sabah bir zamanlar Minuehr'in kendilerine ders verdii yaylaya gidiyorlard. Kurnaz beyde bir keifi birliinin komutanln yapmaktayd. Grevleri ise sultann ordusunun hareketlerinin ta kip etmekti. Onun yardmcs konumunda olan Abdurrahman, Ibni Vakkas, Abdullah ve Halfa, az bir zaman sonra, Kazvin, Rey ve Alamut arasndaki en ksa yollar ezbere renmilerdi. Emir Arslanta'n niyetini anlamakta da ge kalmadlar. Emir, mmkn ol duu kadar ksa bir zamanda Kazvin ve Rey ehirleri ile Alamut 363

arasndaki yolu kesmek istiyordu. Bylece Alamut'un d dnya ile olan balants tamamen kopmu olacakt. EJbruz dalarnn eteklerine kurulu bulunan kaleden dalara doru kamann imkn yoktu. Hemen hemen hepsi ar yaralanm olan Trk tutsaklar, kendile rine yaplan iyi muamele karsnda akna dnmlerdi. Hekimin ve yardmciannn becerikli eiieri sayesinde, yaralan ksa zamanda iyilemiti. Gn boyu odalarnda kalmak zorunda idiler; ama ak amlan, odalar ile koular arasndaki alana karak temiz hava al malarna izin veriliyordu. Cerrahlar ve yemek getirmekle grevli askerler, onlarla gnden gne daha samln! konuuyorlard... ve onlara /Ulah'n Seyduna'ya bahettii nanlmaz kudret sayesinde, fedanin cennette geirdikleri o muhteem geceden sk sk bahsediyorlard. Yabanclar zellikle hayrete dren ey ise kim olursa olsun tm Ismaiii taraftariannn davalarna yrekten bal olmalaryd. Bu balln sebebi sorulduunda ise u cevap aln yordu; Seyduna byk br peygamber ve ak yaknda tm slam dnyasn bir tek bayrak altnda toplayacak. Zaman zaman dalerden biri, hatta bazen bizzat Ebu AH, tut saklar! ziyaret ediyordu. Sultann ordusunun bykl, askeri eitimleri, dini inanlar hakknda .somlar yneltiyorlard onlara. Sonra da smail? davasn ana hatlanyla anlatyorlar ve nderlerinin sayesinde ok yaknda dnya zerinde adaletin ve bansn hakim olaca bir dzen kurulacan sylyorlard. Bu ekilde, tutsakla rn dini inanlar yava yava temelinden sarslmaya balanm ve gelecekte onlan yeni inanca balayacak ihtida olaynn temelleri atlmt. eitli nedenlerle kollan veya bacaklar kesilmek zorunda kalnan veya ar hasta olan bu zavalllardan birka, Hasan'm emri ile serbest braklmlard. Bu adamlarn sultann ordusuna gide rek, Alamut kalesinde grdklerini ve duyduklarn anlatmalarn istenmekteydi. Bylece, ordunun savama azmi de ok yaknda krlm olacakt. Bu askerleri develerin srtna balayarak, silahl muhafzlar eliinde Kazvin'e kadar gtryorlar ve orada bir t ren ile serbest brakyorlard. 364

Bahelere yaptklar ziyaretten sonraki gece, Yusuf ve Sley man ok yorgun olduklar iin derin bir uyku ekmilerdi. Fakat er tesi gnn akamna doru, ilerinde ok garip bir huzursuzluk ol duunu hissettiler. Bir eyler eksikti sanki ve bu eksiklik de ilerin deki garip hiddetin daha da artmasna neden oluyordu. En urak bir uyku ihtiyac hissetmedikleri iin, ayn ayr gezintiye kmaya karar verdiler ve sonunda toprak tahkimatlarn orada bululular. "Susadm" dedi Yusuf bir sre sonra. "ahrud'da yeteri kadar su var." "Benim iin ok az. Eer istersen sen iebilirsin hepsini." "Yoksa cann arap m istedi?" diye gld Sleyman. Yusuf ka ranlk baklar frlatt ona. "Yat borusu oktan ald." "Bana neden sylyorsun ki? ayet istiyorsan git kendin yat." Surlarn zerine oturarak, bir sre aada akan rman ala masn dinlediler. "Bana yle geliyor ki sanki bir eyler sylemek istiyorsun" dedi Sleyman sonunda merakJ-alayc bir ses tonuyla. Yusuf dilinin altndaki baklay eveleyip geveliyordu: "Senin du rumunda bir gariplik yok mu?" 'Ak konu. Seni rahatsz eden nedir?" "Bana yle geliyor ki sanki i organlarn kor haline dnm ler. Ate akaklanma vurdu. Dayanlmayacak derecede susadm." "O zaman neden su miyorsun?" "iiyorum imesine ama bir faydas olmuyor ki! Sanki hava yu tar gibiyim. imdeki atei kesinlikle sndrmyor." "Biliyorum. Sebebi de u lanet olas haplar. Ahi Keke bir tane cik daha hapmz olsayd. Annda huzura ererdik." "Seyduna'nn bizi yalcn bir tarihte yeniden cennet bahelerine yollayacan dnyor musun?" "Ne bileyim? Sadece o geceyi dnmek bile ateimin kma sna neden oluyor. Eriyecek gibi oluyorum." ok yaknlarndan mealelerini sallayarak bir devriye geti. Ta larn arkasna saklandlar hemen. Gizlice yatak odasna geri dndler. Arkadalar oktan uykuya 365

dalmlard Sadece ibni Tahir uyankt; deinin stne bada Kurarak oturmu ve srtn! duvara yaslamt. Sanki bir eyi dinliyor gibiydi. Onlarn geldiini iitince irkilmekten kendini alamad. "Uyumadn m hl?" diye sordu Sleyman. "Uyuyamadm! Sizler gibi." Yusuf ve Sleyman soyunarak deklerine uzandlar - Odada dehetli bir scak vard ve susuzluklar giderek daha da artyordu. "Lanet olas byclk!" dedi Yusuf ve yana dnd. "Uyuman engelleyen anlarn m?" diye sordu bni Tahir. "Neyapmak istiyorum biliyor musunuz? arap imek!" "Btn gece uyank kalmaya m niyetlisiniz?" dedi Yusuf fkeyle. "Yoksa sen uyumak m istiyorsun?" dedi Sleyman dalga ge erek. Ertesi sabah tm organlar kurun gibi ard. Ayn gn Ebu Soraka onlara yeni bir grev verdi. Birka saat sonra kulelerden birinin bodrumuna tanmlard. Eski yatak oda larnda yeni talebeler kalacakt. Artk bir odada iki veya kii ya tyordu. Yusuf, odasn, beyde ve Jbnl Vakkas ile paylayordu; bni Tahir Cafer ile Sleyman da Naim le kalyordu ibni Tahir her sabah hocalk grevine balad zaman, derin bir zntden baka bir his olmuyordu iinde. Yeni gelenlere bakyor -ksa sre nce o da onlardan biri deil miydi?- ve mutlu talebelik gnlerinin ne abuk getiine hayflanyordu. Bir daha asla bu genler gibi masum olamayacakt. Onlar ve kendisi arasnda al maz bir duvar bulunuyordu. Ac bir glmseme le onlarn tasasz konumalarn dinliyordu. Bir bilselerdi? diye dnmekteydi. Uykusuz geceler, ksa zamanda, gzel hatlarn irkinletirmiti; Derisi l gibi beyazd, yz hatlar sertlemiti, gzleri iyice u kura kam ve garip bir ifadeye brnmt... Artk karanlk, he men hemen bombo gzlerle bakmaktayd dnyaya. "Bu ibni Tahir, cennete gidenlerden biri" diye birbirlerine fsl dyordu askerler o nlerinden geerken. Daha dn, sradan bir talebeyken, bugn, genlerin yreklerini titreten bir smail! kahraman olmutu. Eskiden herkesin ismini g 366

renmesini istediini hatrlyordu! Oysa imdi, hibir anlam ifade etmiyordu bu. Bazen kendisine hayranlkla bakan gzlerden rahat sz bile oluyordu. Bu anlarda kap gitmek, insaniann olmad s sz yerlere yerlemek ve dnceleriyle ba baa kalmak, istiyordu. Meryem'e... Evet, Meryem onu yeni gelenlerden ve eski arkadalarndan ayran en byk gizemdi. Azck uyumaya muvaffak olduu gece lerde, daima onu gryordu ryasnda! Sanki her zaman onunla berabermi gibi geliyordu kendisine. Bu yzden, her trl kalaba lk onu rahatsz ediyordu: Bir arda kendini yeniden byl sra kkte buluyordu.., Meryem zerine eiliyordu... Onu ok ak olarak gryordu, vcudunun tm hatlarn hatrlyordu, ta ki kor kun, bir ac ile uyanncaya kadar. Ah! Keke ona dokunabiiseydi! Gerekten de, Hsrev tarafn dan irininden ayrlar Ferhad kadar ac ekiyordu en az. Akln yi tireceinden korkuyordu sk sk. Sleyman ve Yusuf, hi olmazsa an ve hret ile teselli bulu yorlard. Sabahlan, adamlaryla beraber at srtnda kaleyi terk ederlerken, hayranlk dolu baklar onlar izliyordu daima. Fakat gecelerini birer kabusa eviren sinirliliklerinin fkesini talebelerden kartyorlard. Yusuf adamlannn icraatlarndan memnun kalmad zamanlar bir arslan gibi kkyordu. Fakat talebeler, ksa zaman sonra, Sleyman'n fke nbetleri nin ok daha tehlikeli olduunun farkna vardlar. Talebelerin yap t bir hatay yakalad zaman frsat kanmayarak, kusurlarn herkesin oltasnda alenen .suratlarna vuruyordu. Sleyman'n sz leri bir krba gibi saklyordu o zaman. Yusuf ders anlatmaktan holanyordu: Ona soru sorulmasn seviyordu ve sorulan soruyu da. elinden geldii kadar detayl olarak aklamaya alyordu. Kendisine sayg ve hrmet gsterilmesi yeterliydi onun iin. Fakat Sleyman'a bir ey yormaya cret eden bir talebe, tadn uzun za man unutmayaca tokatlar da hesaplamak zorundayd. Gnler bu ekilde geiyordu, fakat akamlan, korku ve dehe tin hakimiyeti balyordu. Btn gece gzlerini bir kez olsun kpmamaya mahkm olduklarnn farkndaydlar. 367

Birgn Sleyman, Yusuf ite Ibni Tahir'i bir kenara ekti: "Artk dayanamyorum! Seyduna'y grmeye .gideceim." "ldrdn rn sen!" diye bard Yusuf korkuyla, "Hibir faydas olmaz" dedi Ibni Fahir. "Bizim katlandklarmza sen de katlanmak zorundasn!" Sleyman kendisini kaybetti: "Fakat ben tahtadan yaplmadm ki! Ona gideceim ve her eyi anlatacam. Ya bana, dl cen nete girmek olan bir grev versin, ya da kendimi ldreceim." Gzleri dnmt, yle ki sadece aklan grnmekteydi. Vahi bir hayvantnkiler gibi pariyorlard, enelerini smsk bastrmt birbirine. Grn ile etrafa heyecan ve dehetli bir hiddet sa tayd. Ertesi gn, Ebu Soraka'dan, kendisini Ebu Ali'ye gtrmesini istedi. "Ondan ne istiyorsun?" "Onunla konumam lazm." "Neden? Bir ikyetin mi var?" "Hayr. Sadece ondan bir grev isteyeceim." "Zaman geldiinde, bunun iin istekte bulunmana gerek kal madan sana verilecek zaten!" "Fakat benim Ebu Ali ile konumam lzm!" Ebu Soraka birdenbire Sleyman'n gzlerinde beliren delice panitlan fark etti. Kendi bulatklar pislii kendileri temizlesinler diye dnd, "Pekl! Bu kadar stelediin iin isteini Byk Da'ye bildire ceim." Ebu li, Sleyman'n kendisi ile grmek istediini duyunca byk bir rahatszlk hissetti. "Bekle biraz" dedi Ebu Soraka'ya - ve ne yapmas gerektiini danmak iin Hasann kulesine gitti alelacele. ".Sana onu kabul etmeni tavsiye ederim" dedi Hasan. "Sonra gel ve bana rapor ver. ok ilgin eyler duyacamdan eminim!" Ebu Ali Sleyman' byk toplant odasnda kabul etti. Kimse ler iitmeden konuabilirlerdi orada, "Kalbinden neler geiyor! Benimle konumay niye istedin?" *68

Sleyman gzlerin yere indirdi. "Senden hrmetli Dal. beni Seyduna'ya gtrmeni rica ediyo rum." Ebu Ali armt. "Bu da ne demek oluyor! Seyduna sabahtan akama kadar bizim iyiliimiz iin alyor 0 r >un zamann m al mak istiyorsun? Ona syleyecein her eyi, tuJ - beklemeden ba na syle!" "Bu ok zor. Derdimin derman sadece o olabilir." "Konu! Sylediin her kelimeyi ona ileteceim." "Artk dayanamyorum... Bana tekrar cennetin kaplarn aa cak: olan bir grev istiyorum." Ebu Ali rperdi. Sleyman'n bakiann grmt; Bu baktla da vahi bir alev parlyordu. "Sen delirmisin Sleyman! steinin bir tr bakaldr olduu nu biliyor musun? Ve isyanlann bizde lmle cezalandrldn..." "Bu ekilde ac ekmektense lmek daha iyidir." Sleyman bu szleri duyulur duyulmaz bir sesle nne fsldamt ama Ebu Ali sylediklerini iitti. "imdi git. Dediklerini ona syleyeceim. Belki de kurtuluun tahmininden daha da yakndadr." Ebu Ali geri dndnde Hasan soran gzlerle ona bakt. "Ona, kendisini dl olarak cennete geri gnderecein bir g rev vermeni istiyor. Artk dayanamadn sylyor." Hasan glmsedi: "Yanlmamm. Zehir ve baheler etkilerini beraber gsteriyorlar. En nemli imtihan pek uzakta deil artk." Sleyman ektii aclar sonucu yava yava akln oynatmaya balamt. Yine uykusuz gecelerden birinde, yavaa dorularak Naim'in deinin ayak ucuna oturdu. Naim de o srada uyand ve ayann dibinde oturan karaltya aknlkla bakt. Onun Sley man olduunu anlad zaman korkusu bir kat daha artt. "Ne oldu?" Sleyman cevap vermedi. Hi kmldamadan dik dik ona bak yordu. Solgun ve kk surat karanlkta parlyordu. Naim yava yava Sleyman'n hatlarn daha iyi semeye balad. "Ne istiyorsun?" diye sordu ona aniden rkerek.
<

369

Sleyman sert bir hareketle zerindeki rty at. "Bana gsn gster.'' Naim talam gibiydi. Aniden, Sleyman kendini onun kollanna att ve ehvetle kendisine doru ekti. "Oh! Halime! Halime!" diye inledi. "Yardm edin!" Naim'in imdat l geceyi yrtt. Koridordaki bir muhafzn ayak seslerini iittiler. Sleyman bir anda kendisine geldi. "Beni ele verirsen seni ldrrm. Sadece bir rya grdn..." dedi ve kendisini deine att. "Sen mi bardn Naim?" diye sordu o anda ieri giren muhatz. "Evet. Korkun bir rya grdm..." Asker rahatlam bir ekilde dan kt; Naim ise rtsn aa rak ayaa kalkt. "Nereye gidiyorsun?" diye sordu Sleyman - delici nazarlarla szyordu onu. "Senden korkuyorum." "Aptal! abuk yat ve uyu. Ben de uyumak istiyorum..." Ertesi sabah Naim, Ebu Soraka'dan kendisine baka bir oda vermesini rica etti. Artk Sleyman ile ayn odada yatmak istemi yordu. "Neden?" Naim omuzlarn silkti. Surat bembeyazd ve gzleri korku do luydu. Ebu Soraka ona baka bir ey sormad. Ne kadar az ey blirsem o kadar iyi diye dnyordu. Naim'in isteini kabul etti ve Abdurrahman'a Sleyman'n odasna tanmasn emretti. Dier fedaler kendilerine verilen grevi yerine getirmek iin bir birleriyle yanyorlard. beyde Ibni Tahir ismail'in yerine kale ko mutan olan Buzruk mide bir mesaj gtryordu. Hasan ksa bir sre nce Ibni Tahir'i blgenin Dasi olarak atamt. beyde son grevinden baaryla dnm, Emir Arslanta'n Kazvin ile Rey arasnda bulunan birliklerinin hareketlerini ayrntl olarak incele miti. Ibni Vakkas, Kazvin ile Rey Emir'inin kuvvetlerinin arasnda-

ki balantnn gvenliini salyordu; ve blgedeki Ismailier onu, gnlk olarak, dman birliklerinin en kk hareketlerinden bile haberdar ediyorlard. Tm belirtiler, Emir Arslanta'n, Alamut kalesine saldrmak iin hi de acele etmediini gsteriyordu. Yakkl komutan tm haremini yanna almt. Blgenin eraf ve ileri gelenlerini bitmez tkenmez ziyafetlere davet ediyor veya onlarn sofralanna konuk oluyordu. Bunu dnda, subaylar ile iki iiyor ve tm vaktini danszler ve algclarla geiriyordu. Astsubaylar ve askerler, ken di hesaplanna civar kylere yama aknlar dzenleyerek, holar na giden her eyi alyorlar, bylece kendilerine ve onlan gnde ren sultan ve ba vezire duyulan nefreti daha da artryorlard. beyde kt bir baka keif gezisinden sevinli haberlerle dnd. Serbest braktklar Trk askerleri, arkadalarna Alamut kalesindeki lsmailerin yaantlann ve istedii kiiyi cennette gn derme yeteneine sahip olan nderlerinin yeteneklerini uzun uzun anlatyorlard. Epey zamandr atalet iinde bulunan askerler, bu hikyeleri azlarnn sulan akarak dinliyorlar ve tam da onlara hitap eden bu yeni inan kabul etmeyi dndklerini ak ak sylyorlard. O andan itibaren herkes ya kjsaca nder', ya da dan eyhi' diye arlan adama duyduktan merak yznden, Alamut kalesi ile ilgileniyordu. Ksa zaman sonra Ismail casuslan dman saflannn arasnda sanki kendi evlerindeymi gibi rahatlk la dolaabiliyorlard. Toplantlar dzenleyerek, politik veya dinsel konularda tartyorlar, onlara 'eyh'in retisinin temel prensiple rini anlatyorlard. Onlara inanmayan veya alay eden kiiler bile saflarnn arasnda rahata hareket edebilmelerine karmyorlard. Be yz kiilik bir fanatik grubu tarafndan savunulan mtevaz bir kaie, sultann otuz bin kiilik ordusunun karsnda ne yapabilirdi ki? Ksacas Hasan'n casuslarnn bildirdii her ey, dman asker lerinin sava etmek iin, hi de yle kutsal bir imanla yanp tutu madklarn gstermekteydi. lerinde bulunan az bir birlik ruhunu yok etmek de, pek zor olmayacakt dorusu! Ebu Ali vastasyla, iinde bulunduklar ortamn msaitliini grev

370

371

nen Hasan, karar vermekte gecikmedi: "Dman ordusunun k akllca hazrlanan iki olayn bir sonucudur: nce Trk svarile rinin malubiyeti, sonra da 'cennet deneyimizin' baars. Bu ekil de hem Emir'i yava ve temkinli olmaya mecbur ettik, hem de dman saltan arasnda, ak ve gizli yntemlerle mucizemi/iri ha beri son sratle yaylmaktadr. Dman askerlerinin manevraSan gnden gne azalyor ve nemsizleiyor. Evet, halkn hayal gc n beslemek iin, bu tr masallar uydurmak, gerekten de ok et kileyici bir yntem..." Fedailerin ziyaretinden sonra bahelerdeki yaam da deimi ti. Eskiden haremlerin zevk ve sefahat ortamn yaam olar kzlar suskunlaarak, anlarnn derinliklerine gmlmlerdi. lerinden bir ksm yeni maceralar ile eskilerini karlatrrken, gen adam larn ziyaretleri srasnda ihmal edilmi olar dierleri de, eski yaa dklarn allayp puiiayarak bbrleniyorlard. Hi beklemedikleri bir anda, bir gecelik bile olsa, kendilerine birer sevgili sunulan kz lar ise yaadklar ak gecesini ve ve bitiremyortard. Tabii b tn bu vnme ve bbrlenmeleri kavgalar, dvler ve patrtlar takip etmekte ge kalmyordu. Tm kzlarn fkesi burnundayd, nk hanmefendilerin sslenip pslenmekten, dik-nak ile mekten, ufak-tefek ev ileri yapmaktan baka ileri gleri kalma mt ne de olsa! ou ayn misafirlerin bir daha gelip gelmeye ceklerini merak ediyorlard. Bir nceki misafirler tarafndan yete rince ilgi grmeyenler ise deiik kimselerin gelmesinin daha uy gun olaca konusunda srar etmekteydiler. Bir dahaki misafirlerin kendilerine de tenezzl edeceklerini umuyorlard. Fakat ou Ha san'm kendilerine yeni sevgililer gnderecei konusunda hemfi kirdiler. Hatta Yusuf tan ayr kald ilk gnlerde, bir daha asla te selli bulamayacakm gibi znt duyan Zleyha bile bu dnce yi her geen gn daha ok beeniyordu. Sadece Halime Sley man' belki de bir daha asla gremeyeceini anlamyor veya anla mak istemiyordu. Halime'nin durumu Meryem'i endielendirmekteydi. Birka. gn iinde surat ufaimti; gzleri alamaktan kan anana dn mt, uykusuzluk yznden gzlerinin etrafnda koyu halkalar 372

belirmiti. Elinden geldiince Halime'yi teselli etmeye alyordu ama kendi yrei de ac doluydu. Zavall bni Tahir'in kaderini d ndke mtemadiyen titriyordu. Devaml Hasan'n kendisini a rtmasn bekliyordu ama o kendisini aklndan silmi gibiydi. bni Taiir iin ana sevgisine benzer bir sevi hissediyordu iinde ve onun kaderinden kendisini sorumlu hissediyordu - ve ayrca Hali me'nin kaderinden de. Sultann nc birliklerinin malubiyetinden yaklak bir ay son ra, yeni ba vezir Tac el-Mlk, Hasan'a bir eli gnderdi. Eliye, Alamut kalesine giden yol boyunca, Metsufer'in adamlanndan oluan bir birlik elik etmiti. Hasan eliyi hemen kabul etti. Elinin sylediine gre, sultan, nc birliklerinin ald ar malubiyeti Badat yolunda haber al mt. Kendisi o srada Bat ran'da, Nehavend dvannda bulun maktayd. Bu sinir bozucu haberin hemen ardndan Nizam lMik de sultan yattmak iin oraya gelmiti. Nizam l-Mik'n korkun bir ikna yetenei vard. Sultana, uzun uzun, Arslanta'n bir ie yaramadan oyalanp durduu, halbuki onun hemen ve aci len Alamut zerine yollanmas gerektiini anlatt. Ayrca bu iin tm sorumluluunun yeni ba vezire verilmesi de siyasi olarak iyi bir tercih .saylmazd, nk ba vezirin, Hanm Sultan'n da yard myla ismailflerin gizli hmisi ve destekisi olduu biliniyordu! Sabk vezirinin anlattklarndan etkilenen sultan, kendisine hemen orackta tm yetki ve grevlerini iade etti. Fakat Hanm Sultan bu iten hi holanmamt. Tac el-Mlk'n ba vezir olarak kalmasn da srar ediyordu ve Nizam' ba vezir olarak tanmayacan bil dirmiti. Ksacas Nizam l-Mik Nehavend civarndaki birliklerini dzene sokmakla meguld. Blgede oluan genel ayaklanma havasn datarak, sultann ve dolaysyla kendi otoritesini yeni den tesis etmekti amac. Emir Arslanta'a da Alamut'u zapt etme si iin bir ay sre tanmt. Kaleyi ele geirdikten sonra yerle bir etmesini de art komutu, yoksa kendisini vatana ihanet ile su layacakt. Ayn ierikte bir baka ferman da, hal Zur Cumbadan kalesi dibinde bo yere beklemekte olan Emir Kzl ark'a gnde rilmiti. 373

"Hanrn Sultan ve ba vezirinin, eski dostlar Hasan'a gnder dikleri son haberler bunlar: Bu haberlerin doru olduklarna yemin ediyor ve davalarnda kendilerini desteklemeni rica ediyorlar." Hasan eliye yle cevap verdi: "Efendilerine, ncelikle ben den selam gtr. Sonra da, ok arm olduumu, nk ksa sre nce kendilerinin szlerini tutmadklannt syle. imdi zor du ruma dtkleri iin benden yardm istiyorlar. Yeminlerini tutma m olmalarna ramen, kendilerine bir kez daha yardm edece im. Fakat bundan sonra, bir daha beni hayal krklna uratmay akllarndan bile geirmesinler. Kendilerinin ve benim dmanla rmla yapacamz bu hesaplama gelecek iin bir uyan olsun." Hemen akabinde eliyi salverdi. Adamlarna, elinin bir kral gibi arlanmasn ve anna yakr hediyeler verilmesini emretti. "Nihayet belirleyici an geldi" dedi sonra Byk Da'lere. Son derece huzurluydu; kesin kararlann vermi ve kararlanna kar konamayacan bilen insanlarn huzuruydu bu. "Demek ki Nizam l-Mlk dizginleri tekrar eline geirmi" diye szlerini balad. "Bunun anlam, bundan sonra bizim en yaman dmanmz olaca ve bizi yok etmek iin her eyi yapacadr. Bu nedenle derhal harekete gemeliyiz." Ibni Tahir gnn birok saatini edebiyata ayrmaktayd. Bu ona kalbini paralamakta olan huzursuzluklar ve zlemleri geici de olsa unutturuyordu. Dizelerini yabanc baklardan zenle gizledi i kk kt paralan zerine yazyordu. Her kelime zerinde ince ince dnyor ve bu sanatn, kalbindeki basky hafiflettiini hissediyordu. Talebelere verdii derslere hazrlanma bahanesiyle gzlerden uzaklayordu sk sk. Bu da ona, kendi hayal dnyasna dalma veya kendisini tamamen sanata adama frsatn tanyordu. Bu gizli almalar sonucu ortaya uzun bir iir kmt:
Bir zamanlar ruhum Peygamberlerin retisiyle doluydu. Seyduna, Ali ve sen, smail, Gelecek olann ncs, 374

Benim iin her eydiniz. Bugn sadece senin hayalini gryorum, Meryem. Kalbimi tamamen dolduruyor ve ruhumu yutuyor: Gizem dolu sesin ve glmseyiin, Dudaklarnn soluu.vcudunun zarafeti, Onlarsz yaamn lmden fark ne... Hibir kadnn sahip olmad O gzel ellerin, Her eyi bilen ruhun ve zekn, Gzlerinin sonsuz uurumu, Varlmn ve tm kinatn aynas... Senin yannda peygamber kimdir ki! Meyem benim inancm, yaamm ve biricik tanrm, Ve benim yegane cennetim! Ruhumun derinliklerinin, bilincimin zirvesinin, Ve kalbimin yegane hkmdan. Senin daima karmda olan hayalin, iimde garip bir phe uyandryor: Gerekten de bana benziyor musun? Senin duygularn ve arzularn, Bu dnyann bir varl m? Kalbimin altnda tadm dudaklannm izi Bir kant m? Fakat belki de etsiz ve kansz, Seyduna 'nn bylerinin rn olan, Bir hayalsin sadece. Bylesine acmasz bir hayalden, Kendimi nasl kurtarabilirim ki? Sadece rzgra ak olmak. Zehirli bir soluu sevmek! Seyduna, bir yalanc m? Ey melun phe! Beni bu tuzaa dren kudretli erendi,

Kimsin sen?
Mehdf veya peygamber misin? Allah msn?

Acdan ldrm bir haide Kaybolan mutluluun hayalini Sert kayalara ilemek ben/'-T kaderim mi? Veya daha iyisi kalbimi mi paralayaym? Kim verdi sana bu kudreti ey Seyduna! Yaayanlara cennetin kaplarn aabilme yetkisini, Kendin iin kullanabiliyor musun bu yetkiyi? Meryem 'i tanyor musun? Ey cehennemi phe! Ey lgn kskanJk! Peygamberin bir zamanlar Demavend dann atete kapl zirvesine hapsettii O byclerin sihirli glerine sahip misin? Yoksa Meryem, yaammn , tatl bir serap Sakrn Senin eytan oyunlarnn ren bir oyunu olmasn! Hayrl Hayr, celennemin kucanda inliyor ak! Hi kimse bu mucizeyi inkr edemez! Mucizelerin en tatlsn... Nede , ey lgnlk, Bir an iin atn cennet kaplarn Hemen kapadn tekrar? Aym ve birletiren, zalim ve iyi efendi, Eer Meryem 'e kavumaksa lmn bedeli, Emret, Surlardan aaya ataym kendimi bolua! Bana glecek ve onu sevdiimi greceksin. Yoksa Beni bekleyen ebedi mutlulua kavumak iin, Kendimi hanerlemem mi lzm? Yoksa Deva 'lara yi tanrlara ulamam iin, Atein iinden mi gemeni gerekiyor? t! Bir tek sz syle

Ve bu korkun ikence ebediyen son bulsun! Cennetten kovulan Adem gibiyim karnda Sana Meryem 'i geri ver! Bu aa karsnda yreim paralanmadan... Bir akam Hasan onu snamak iin yanna ard: "mann salam m imdi?" "Evet ey Seyduna!" "istediim zaman cennetin kaplann sana aacama iman ediyor musun? Gerekten inanyor musun buna?" "irnan ediyorum ey Seyduna!" Odada yalnzdlar. Hasan etkileyici baklarla szyordu onu. Baieye gnderdii akamdan beri ne kadar da ok deimiti! Zayflamt, avurttan kmt, gzleri ukura kamt ve atele parlyordu. Hasan mekanizmasnn korkun sonulara neden oldu unun farkna vard. "Ebedi mutluluk kazanmak istiyor musun?" Ibni Tahir kasld. Yz aydnland, Hasan a yalvaran bir bak Adatt. "Oh Seyduna!" Hasan yere bakyordu. Aniden kalbinde bir ac hissetmiti. Bu yzden, fedailerle daha yalan ilikiye girmekten devaml kan mt... "Sana bo yere cennetin kaplann amadan. Sarslmaz bir ima na sahipsin imdi. Artk ebedi mkfatna kavuma vaktinin geldi ini dnyorum, tabii grevini yerine getirdikten sonra. Teolog el-Gazali'yi tanyor musun?" "O sofistten bahsediyorsun deil mi ey Seyduna..." "Evet. Filozoflarn k adl kitabnda, retimizi en baya bir biimde yerden yere vuran adam. Br seneden biraz daha uzun bir sre nce, ba vezir onu, Badat'ta bir medresenin mderrisli ine tayin etti. Senin grevin; sanki onun rencilerinden biriymisin gibi davranmak, ite bu kitab sana veriyorum. ok kaln deil. Sen yeten kadar zekisin; bir gece iinde kitab okuyabilir ve renebilirsin. Yarn sabah erkenden tekrar bana gel. Artk zel 377

olarak benim hizmetimdesin. Kimseye tek kelime etmek yok. Be ni anladn m?" "Seni anladm ey Seyduna!" bni Tahir Hasan'n yanndan dar ktktan sonra sevinten kabna smyordu. Mutluydu, gerekten de ok mutluydu. Delikanl, merdivenlerde Ebu Ali ve Buzruk mid'e rastlad. kisi de nefes nefese kalmlard ve son derece fkeliydiler. Yanlarnda ok uzak yoldan geldii belli olan bir adam vard. Batan aa tozlara bulanmt, alnndan ve ensesinden akan ter, pislik iindeki vcudunda yollar izmiti ve glkle nefes alabiliyordu. Ibni Ta hir adamn geebilmesi iin iyice duvara yasland, iinde bir his, Alamut'u ok zor, ok ar gnlerin beklediini sylemektey di. Muhafz perdeyi yana ekerek ziyaretileri ieri ald. "Huzistan'dan bir haberci" dedi Ebu Ali nefes almaya alarak "Zur Gumbadan'dan." "Ne oldu?" Hasan kendisine hakim olmaya alyordu. Kt bir haber ala can adamlarn suratlarndan okumutu. Haberci kendini Hasann ayaklarnn dibine att. "Hametli efendimi Hseyin Alkeyni ldrld!" Hasan lm beyazlna brnd aniden. "Kim yapt bunu?" "Bala beni Seyduna! Hseyin, senin olun!" Hasan yldrm arpm gibi olduu yerde salland. Kollaryla grnmeyen bir dman boazlamak istercesine, birtakm hare ketler yapt, bir defa kendi ekseni etrafnda dnd ve yeni kesil mi bir aa. kt gibi yere devrildi.

XV
Byk nder'in olu, Huzistan dastni ldrmt! Ertesi gn btn Alamut bu konuyu konuuyordu. Aslnda haberci kimselere tek kelime etmeden Byk Da'lere ba vurmutu, onlar da haber ciyi derhal Hasana gtrmlerdi. Bu arada kulak misafiri olan bir astsubay, haberi tm kaleye yaymt herfalde! Belki de Byk Da'lerden biri istemeden azndan karmt. Her halkrda tm kale olup biteni renmiti. Durumu, mminlerden gizlemenin hibir imkn kalmamt. ibni Tahir Hasann kendisini karlayabilecek duruma gelmesi iin epey beklemek zorunda kalmt. Byk nder, cinayetin tm aynntlann renmek istiyordu. Haberciye olanlar en ince aynntsna kadar bizzat kendisine anlatmasn emretmiti. "yleyse dinle ey Seyduna" diye balad sze adam. "Emirleri ni tayan haber gvercini Zur Gumbadan'a ulatnda, Kzl Sa rk, bir haftadr surlann dibinde bulunuyordu. Blgede bulunan daha nemsiz tm direni merkezlerini zapt etmi ve bizi muha sara etmek iin de yaklak yirmi bin adamn brakmt. Bize ser best gei nermiti ama Byk Da bunu reddetti. Olun Hse yin kaleyi dmana satmay nerdii zaman Alkeyni byk bir aknla dmt. Bu nedenle ne yapmas gerektii konusunda fikrini sormutu ve sen de zaman geirmeden olunu zincire vur masn emretmitin. Alkeyni olunun bunu bizzat kendisinden renmesini istemi ve eer isterse kendisini sana gnderebilecei ni sylemiti. Fakat Hseyin ldrm gibiydi ve mantkl davran maya da yanamyordu. Civarda bulunan herkes onun barlarn iitiyordu: "Kpek herif! Beni babama sattn!" Sonra da klcn e kerek darbeyi vurdu. "Onu ne yaptnz?" 379

378

"Zincire vurduk, imdi zindanda. Kalede kumanday imdilik eyh Abdlmelik bin Ate stlendi." "Peki durum nasl u anda?" "Zor efendim. Suyumu/, ok azald ve yaknda kaleye sman mminlerin hepsine yetecek kadar yiyeceimiz de kalmayacak. Saylan binden fazla! Geri Huzistan halk bizim tarafmzda ama Kzl Sark eytann ta kendisi ve tm blge insanlar ondan tir tir titriyorlar. Bu nedenle yars, bize yardmc olmay kabul et seler, ok iyi." Hasan ona teekkr etti. Tekrar kendine gelmi ve eski kararl lna kavumutu. "Olunu ne yapmay dnyorsun?" diye sordu Buzruk mid. "Cezasn kanunlarmza gre vereceiz." Ziyaretilerini yolcu ettikten sonra Ibni Tahir'i artt. "Gazali hakknda ne dnyorsun?" "Btn gece onunla ilgilendim ey Seyduna!" "yi. Huzistan'da olanlar duydun mu?" Ibni Tanr adamn suratnda endie izlerine rastlamt. "Duydum ey Seyduna." "Benim yerimde olsan ne yapardn?" Delikanl zeki gzleriyle ona bakyordu. "Kanunun emrettiini yapardm ey Seyduna." "Haklsn. blisin kim olduunu biliyor musun?" "blis ilk insanlar doru yoldan saptran kt melektir..." "iblis bu sylediinden daha da fazladr. blis efendisini inkr etmitir, Allah'n yeminli dmandr." Ibni Tahir bayla evetledi. "Hak yolunu inkr eden ve ona kar mcadele eden herkes, biis'in yalandr. nk hak yolu, tek yol, Allah'n yoludur." "... Ismaiffierin rettii gibi!" "Doru syledin. Pekl syie bana, imdiye dek hak yolunu inkr eden ve ona kar mcadele eden birisini duydun mu hi?" Delikanh onun gzlerinin iine bakarak dncelerini anlamaya alt: "Ba veziri mi kast etmek istiyorsun ey Seyduna?" "Evet Bykbabann katilini! nceleri bizim inancmz kabul 380

ediyordu. O bizim blisimiz, bizim kt melegimizdir! Peki sen bi zim ba meleimiz olmaya ve babann intikamn almaya hazr m sn? Klcn hazr tut!" Ibni Tahir yumruklarn skt. Tm kudretiyle doruldu. Gen bir servi aacna benziyordu. "Klcm hazr ey Seyduna." "Rey ile Badat arasndaki yolu biliyor musun?" "Biliyorum. Ben o yol zerinde bulunan Sava'danm." "yleyse dinle. Hemen yola kacaksn. nce Rey'e, oradan da Sava ve Hamedan zerinden Nehavend'e gideceksin. Fakat babann evinden kan! Btn yol boyunca tek bir ey dnecek sin: amacma nasl ulaabilirim? Gzlerini ve kulaklarn ak tut, belki ba vezirin niyetleri hakknda bir eyler renebilirsin. Bana ba vezirin Nehavend'de bize kar ve sfahan'da da rakibi Tac lMlk'e kar byk bir ordu toplamakta olduunu sylediler. De dikle timi takip edebiliyor musun? Gazali onun arkadadr. Sen bu andan sonra, hrmetli din liminin talebesi Osman'sn ve ba ve zire efendinin bir ricasn gtryorsun. Bu nedenle, sana verdi im kitab cia yanna almalsn. Senin iin Snni talebelerin giydii siyah elbiselerden hazrlattm. Al, bu da yol boyunca harcaman iin para ve ldrecein adama verecein bir mektup. Mektubun zerinde grdn mhr, sana tm kaplan aacaktr." Ibni Tahir siyah giysiyi Hasan'm ellerinden ald ve ona tatl bir huzursuzlukla bakt. Para kesesini kuana, mektubu da koynuna soktu. "Ba vezirin karsnda nasl davranman gerektiini hekimden rendin. Alamut'u terk edene kadar eyalanm u uvaln iinde sakla. Kalenin gr alannn dna kar kmaz zerini deitir ve kimliini belli edecek her eyi burada brakmaya zen gster. Nizam l-Mik' tanrm. Eer Gazali tarafndan gnderildiine inanrsa seni ok iyi karlayacaktr. Ve imdi iyi dinle! Mhrl mektubun krvrmlannn birinde, dnyann en kk ve en sivri u lu haneri sakldr. Bu grnmez silah fark ettirmeden eline kaydmnalsn. Mektubu alcsna verdiin an, belli belirsiz br hareket, kimse fark etmez bile! Ve ba vezir mektubun mhrn amakla megulken, sen de sadece kolunu uzatp, hanerin sivri ucuyla * 381

boynunun tam u noktasndan vuracaksn! Eer derisinde birka darniack bile olsa kan grrsen, grevini baarmsn demektir. Fakat bu arada kendini yaratamamaya dikkat et, nk hanerin ucu son derece tehlikeli bir zehre batrlmtr. Dikkatsizlik sebe biyle kendini en basit bir syrk biiminde bile yaralarsan, ok zle diin cennetin kaplar sana ebediyen kapanacaktr." ibni Tahir onu dinliyordu. Rengi bembeyazd ama gzleri parl yordu: "Ve... daha sonra ne yapmalym?" Hasan ona ksa ve sert br bak frlatt. "Sonra da kendini Allah'n ellerine teslim eti Cennetinin kapla r sana alacaktr. Oraya girmeyi artk sana kimse yasaklayamaz. Meryem seni hizmetkrlarnn arasnda bekleyecek. ehit der sen dosdoru onun kollarnn arasna uacaksn. Beni anladn m?" "Seni anladm ey Seycluna!" Hasan'm nnde eilerek elini pt. bni Tahir yal adam et kisi altna alan huzursuzluu fark ettiinde, kendisiyle meguld. Hasan arkasn dnerek duvara doru yrd ve bni Tahir'in n ceden tand altn kutuya uzand. Kutunun iinden birka kk hap alarak, ince bir kuma parasna sard. "Bunlardan her akam bir tane al. Seni cennetin eiine kadar gtreceklerdir. Fakat darbeyi indirecein an iin de bir tane sak lamaya zen gster. Ba vezirin grne kmadan hemen nce hap almalsn. Bunlar, bildiin gibi, cennetin anahtarlardr." Ellerini bni Tahir'in ornuzlanna koydu. "Artk yolculuk iin hazrlan olum." Delikanl ona veda etti. Son derece garip hissediyordu kendisi ni. Bembeyazd, akl karkt ve coku doluydu. Perdenin arkasn da kaybolana kadar gzleriyle izledi onu Hasan. Kalbinde bir sz vard. Zorlukla nefes alyordu. Terasa karak temiz hava almalyd. Derin derin nefes alyordu. Henz sonum gelmedi diye dn mekteydi. Sadece bu korkuluun zerinden atlamaya karar ver meliyim, sonra her ey son bulacak. Ama kim bilir nerede aylrm sonra? Alkeyni'nin lm haberini ald gece, lm benzeri bir koma ya girmiti. Byk Da'ler onu tekrar kendisine getirmek iin ol382

duka uramlard. Uyand zaman nce lm olduunu ve artk baka bir dnyada bulunduunu zannetmiti. Dehetli bir korkuya kaplmt bir anda. Demek ki lmden sonra hayat var m diye dnmt hemen. Bir zamanlar, lmden sonra son suz bir hilik bulunduuna inandn dnmt. Sonra arkada larnn sesini iitmi ve hemen kendisini toparlamt. Allah'a kr zaaf hemen son bulmutu. Byk Da'leri yolcu etmiti sonra. Hseyin Alkeyni, sa kolu, ldrlmt. Hem de kendi z olu taralndan! Kanun amanszca uygulanacakt. bni Tahir yola koyulmalyd. zenle mhrledii bir mektup yazmt. Sonra da bir biz veya ineden daha byk olmayan sivri bir bak alarak, son derece tesirii bir zehre batmn ve kurutmutu. Ancak bu ileri hallettikten sonra, kendisini yataa atarak l gibi uyumutu. Daler ve dier liderler, Huzistan cinayeti hakknda ateli tart malara girmilerdi. Hasan ne yapacakt acaba? Gerekten de ka nunun dediklerini yerine getirecek miydi? Kendi oluna verilecek hkm imzalayacak myd? "Olu hakknda karar vermek, bni Sabbah iin de kolay olma yacak" dedi Abdlmelik. "Hseyin Alkeyni onun sa koluydu. Ka tili ise kendi z olu..." "Kanun her eyin stndedir!" diye belirtti brahim. "Samalk. Bir karga baka bir kargann gzn oymaz" dedi Yunanl ineleyici bir tarzla. brahim ona doru karanlk baklar frlatt. "Burada sz konusu olan sradan bir su deil." "Biliyorum Da brahim. Fakat bir babann olunu cellada tes lim edeceini aklm pek almyor." "Hseyin smail! tarikatnn bir yesi." "Haklsn" diye sesini ykseltti Ebu Soraka. "Kendi yazd ka nunun ana dt." "Sizin iin konumak kolay" dye kzd Minuehr. "Bir kere de oluna verilen hkm okuyaca an gzlerinizin nne getirme ye alsanza!" "Bakalarnn oullar iin hkm vermek ok daha kolaydr" diye mrldand Yunanl. 383

"Ben bu durumda Byk nderin yerinde olmak istemezdim" diye steledi Abdlmelik. "Alkeyni onun iin bir ouldan ok da ha nemliydi. Baarsnn neredeyse yansn ona borlu..." "Bir baba, her zaman olunun yaptklarndan sorumlu deildir" diye belirtti brahim. "Fakat olu iin hkm verse, yle diyecekler: ne zlim bir baba! Kanunu deitirme kudretine sahipti ama bunu yapmad." Efau Soraka'nn dncesi buydu. Yunanl ise bu dnceye unlan ilave etti: "Yabanclar phesiz onunla alay edecekler. y le dediklerini duyabiliyorum bile: 'Budalaya baki Kendi koyduu kanunu deitirmeyi bile beceremedi...'" "fakat, knunu herkes iin eit olarak uygulamasa, bu defa da mminler rahatsz olacaklard. Zaten btn kanunlarn ortak zel likleri, tek tek kiilerin kartan yerine, genelin karlarn korumak deil midir?" "Byk nder'imiz gerekten de son derece acmasz bir eli kide bulunuyor" diye balad Yunanl. "En nemli anda en iyi ar kadan yitirdi. Artk Huzistan'da kim onun adna vergi toplaya cak? Kim zndklann kervanlarn kstracak ve hara alacak? Evet, belki de kanunu tm iddetiyle uygulamaktan baka bir aresi yoktur..." Yusuf ve Sleyman taiebeieriye beraber her sabah yaptklar at intisinden geri dnmlerdi, Gne avludaki talan acmaszca yakt iin, odalarnn serinliine bir an nce kavumay istiyorlar d. Deklerinin zerine yatarak, vakit geirmek iin, kurutulmu meyveler iniyorlar ve bo gevezelikler yapyorlard. radelerinin son krntlarn da yok etmekte olan zaaflarna kar savaacak gler kalmamt. lerinde uyanan ve hl tatmin bulamam olan ihtirastan, onlar garip bir tembellie itmekteydi. Balarnda srekli bir arlk vard; ukura kam karanlk gzleri bolua bakyordu. Birden bire kk Naim paldr kldr odaya girdi. "ibni Tahir Seyduna'nn yanndan geri geldi. Yo! hazrl yapyor." Yldrm arpma dnmlerdi. 384

"Nereden biliyorsun?" "Onu kuleden gelirken grdm. Beni fark etmedi bile. Akln oynatm sanrm. akn akn etrafa bakmyor ve mutlu bir ifa deyle glmsyordu. Askerin birine, atn eyerlemesini emrettii ni iittim." "Cennete yolculua hazrlanyor." Sleyman deinden frlad. "Gel Yusuf, ibni Tahir'in yanna gidelim." bni Tahir bu arada knn balamakla meguld. Meryem'in di izlerinin bulunduu mum levhay ksa bir kararszlktan sonra paralamaya karar verdi. Sonra da iirlerini kk bir paket haline getirerek, o esnada odaya giren Cafer'e verdi. "Ben dnene kadar bunu sakla. ayet bir aya kadar dnmez sem Seyduna'ya verirsin." Cafer bunu yapacana dair sz verdi. Tam o anda Yusuf ve Sleyman odaya daldlar, pelerinden gelen Naim kapnn eiin de durmutu. "Seyduna'nn yannda miydin?" Sleyman bni Tahir'i omuzlarndan yakalamt ve soran gz lerle ona bakyordu. "Beni kabul ettiini kimden rendin?" "Naim syledi bana." "O zaman belki bana verilen grevi de biiiyorsundur?" Kendisini Sleyman'n kollanndan kurtararak, iinde Hasann verdii eyalar olan kn omuzlad. Yusuf son derece zgn ba klarla seyrediyordu onu. Cafer Naim'e bir iaret yapt ve birlikte oday terk ettiler. "Benim iin ok zor ama susmak zorundaym" diye aklad b ni Tahir br ikisine yalnz kaldklarnda. "Hi olmazsa yaknda cennete geri dnp dnemeyeceini syle!" Sleyman'n sesi yakaran ve perian bir tonda kyordu. "Sabrl olun. Seyduna'nn size emrettii her eyi yapn. Ve bizi unutmadn bilin." Onlara veda etti. 385

"Bizler fedaileriz" diye ilave etti "bunun anlam lme adan mlar. Fakat lmden sonra hak edeceimiz dl grme ayrca ln kazandk. lm bizi korkutamaz artk." Onlar son bir kez kucaklamak isterdi ama ar duygusallk gsterisinde bulunmay istemedi. Onlara ksaca el sallamakla ye tindi ve atna doru yrd. Eyere yerletikten sonra, kapdaki nbetiye parolay syledi ve asma kpry indirmesini emretti. Sonra da atn mahrnuzlad. Boazn tam ortasnda atn durdurarak ardna bakt. Birka ay n ce yine ayn noktada durarak., nnde ge ykselen kuleleri hay ranlkla seyretmiti. Buras Alamut'tu, kartal yuvas. Dnyann ka derine ekil veren mucizelerin dkld pota. Acaba burasn bir daha grebilecek miydi? ini garip bir hzn kaplad. Buradan ayrlmak, ummad kadar duygulandrmt onu; yle ki &z kalsn gzlerinde biriken yalar aa szlmeye balayacaklard. Gzlerden uzak bir yerde zerini deitirdi, yanma almaya ge rek grmedii her eyi knn iine doldurarak bir kaya kovuuna yerletirdi ve zerini talarla kapad. Yeni elbisesini inceledi. Artk bni Tahir deil, Badat medrese sinin mehur hocas el Gazali'nin en sevdii renci olan Os man'd. Siyah bir alvar, siyah bir cppe ve siyah bir sark giyin miti. Snnilerin, Allah dmanlarnn, zndklarn rengiydi bu. El bisesinin geni yenlerinde ise Hasan'n ona verdii kitab ve ara snda zehirli hanerin bulunduu uursuz mektubu saklyordu. Er zak antasn ve su matarasn son bir kez kontrol ettikten sonra, gneye giden yola doru atn mahrnuzlad. Btn gn ve yan gece boyunca hi durmadan yol ald. Ancak ay gkyznde ykseldii zaman dinlenmeye karar verdi. Kayala rn arasnda kamp kurdu. Ertesi sabah bir tepenin zerinden aa bakt ve vadiye yaylm olan sivri adr ularndan bir deryay gr d. Bunlar sultann ordusunun nce birlikleriydi. Nasl mevzi al dklarn inceledikten sonra tekrar yola koyuldu ve Rey ehrine ulat. Geceyi geirmek zere girdii handa, Arslanta'n, nihayet Afcmut kalesine saldrmaya hazrlandn rendi: Tm ordu 386

dalaa doru yola koyulmutu. Sultan, atl birliinin ksci sre n ce tatt malubiyetin kendisine verdii utanc, en ksa srede te lafi etmek istiyordu. Fakat Ibni Tahir ba vezirin planlan hakknda bir ey renmeye muvaffak olamad. Uyku zaman gelmiti artk. Titreyen elleriyle kk knn aarak, Hasan'n kendisine verdii haplardan birisini yuttu. Sonra da etkisini gstennesini beklemeye balad. Bir an sonra, iinde, bir zamanlar kendisini ge ykseltmi olan o gili kudreti hissetti; ama bu sefer korkudan eser yoktu iinde. Meryem'i dnmeye balar balamaz gzlerinin nnden byleyici hayaller gemeye balad. Drt keli devasa saraylar ve ge ulaan kuleler, gz kamatran beyaz renkler iinde ge ykseliyordu. Sonra da sanki grnmez bir el tarafndan silinmi ler gibi gzlerinin nnden kaybolmaya baladlar. Sonra renkli kubbeleri ve olaanst ihtiamlanyia birok ehir gznn nn den gemeye balad. Tanmad bu yerlerin tek hkmdarnn kendisi olduunu hissediyordu. Nihayet hayaller gzlerinin nn de doruk noktalarna ulatlar ve aniden dalverdiler. ibni Tahir bitkin bir ekilde yataa uzanarak uyumaya balad. Ertesi sabah uyand zaman vakit olduka ilerlemiti ve her taraf krlp dk lyordu. Oh! Neden bu defa sra kkten ok uzaklarda uyanm t ki? Kaybedecek zaman yoktu. "leri!" diye mrldand cesaretlen mek iin ve tekrar yola koyuldu. Doduu ehre uramaktan ka nd: Anlar onu rktyordu. Gne acmaszca parlyordu tepe sinde ve ba tayamayaca kadar arlamt. Uyuukluuna engel olabilmek iin, kendini, sadece hedefe konsantre olmaya zorlad. Aslnda istedii bir tek ey vard: herhangi bir hana gidip yataa uzanmak ve o haplardan bir tane daha almak... ve kendini hapn esrarl gcnn kollarna brakmak. Hamedan'a gelmek zereyken yolda bir grup silahl svariye rastlad. "Nereden geliyorsun?" diye sordu ona astsubay. "sfahan'dan. Beni Badat'tan ba vezire ulatrmam gereken bir haber ile buraya yolladlar. Fakat rendim ki hrmetli ba ve387

zir de sultann ordusuna katlmak iin, zerinde bulunduumuz yolu tutmu." "Nasl? Ba vezir hazretlerini mi grmek istiyorsun yani?" Astsubay ona kar birden ok saygl davranmaya balamt. "Ona vermem gereken bir mektup var. Ama sfahan'da baka insanlarn iktidar ellerinde tuttuunu rendim..." "yleyse bizimle gel! Ba vezir hazretleri ordughn kurmak iin Nehavend'e gittiler. Deniliyor ki orada toplad birlikler ile hemen sfahan zerine yryecekmi." "Demek yle! Az kalsn yanl yolu tutacaktm! Dn konaklad m handa, ba vezir hazretlerinin ani seyahatinden, sadece bir tesadf sonucu haberdar olabildim. Fakat o birtakm zndklar ze rine yrmek niyetinde deil mjydi?" smailleri kast ediyorsun herhalde? Onlar tehlikeli deiller. Kzl Sark ve Arsianta yaknda ilerini bitirirler. Hayr, bu mesele ondan ok daha nemli." "Bu konuda bir ey bilmiyorum maalesef." "Sarayda iddetli taht kavgalar olduu yolunda sylentilerle alkalanyor her taraf. Nizam l-Mlk, sultann iik doan olu olan Berkyaruk'u veliaht ilan etmek istiyor; Hanm Sultan ise kendi o lu olan Muhammed'l veliaht olarak kabul ermesi iin bask yap yor sultana. Ordu ve halk Berkyaruk'tan yana. Onu ben de gr dm bir defa: Tam bir erkek ve tepeden trnaa asker. Fakat Muhammed*ln nasl biri olacan kimse bilemez, nk ocuk henz beikte." Hamedan'a ulamadan nce, lbni Tahir, halk arasnda ve saray evrelerinde yaylan tm sylentiler ve dedikodular hakknda de tayl bilgi sahibi olmutu. ehirde ise sultann Nehavend'den aynlarak Badat'a doru gittiini haber ald. Arkada olan astsubaya veda ederek bir hana yerleti. Ertesi sabah da atn bir yenisiyle deitirerek Nehavend'e doru yola kt. lkenin her tarafndan ordugha birlikler akyordu. Gneten kav rulan bozkrn ortasna binlerce adr kurulmutu. Atlar, katrlar ve develer, kurumu otlar ar ar kemirmekteydiler. Ortalkta sa388

dece binek hayvanlar deil, baka trden de binlerce hayvan g rlyordu. Ordunun ardndan gelen binlerce balk kz, kei ve koyun srleri, obanlannn baklar altnda bir tutam yeil ot bul mak iin didiniyorlard. Civardaki tm yollar, hayvanlan iin yem bulmakla grevlendirilmi askerler tarafndan kesilmiti. Ordughn inde byk bir bo alan gze arpmaktayd: Daha birka gn ncesine kadar, sultann adrlan orada kuruluydu; ezil mi otlar ve bek bek ate kalntlar, kraliyet adrlannn yerlerini iaret etmekteydiler. Bu alanda imdi tek bir adr gze arpmak tayd: byk ve son derece aaal bir adr. Yani ba vezirin ka rargh. Bir ka ay nce efendisiyle aras bozulduundan bu yana Ni zam l-Mlk yalanmt. Yetmi yana girmi olmasna ramen o zamana dek belli bir kuvveti muhafaza etmesini becermiti ve at zerindeki duruu hl askerler zerinde hayranlk uyandrabiliyordu. Otuz yldan daha uzun bir zamandr devletin iplerini ellerinde tutmaktayd. imdiki hkmdann babas Sultan Alparslan ah, onu ba vezir yapm ve bundan da asia pimanlk duymamt, lmeden nce ise olu olan veliahda kendisini rnek bir devlet adam olarak tavsiye etmiti. Veliaht bu tavsiyeye uymu hatta daha da ileri giderek ba veziri 'atabey' unvan ile taltif etmiti. Nizam snrlarda ban tesis etmiti. Yollan iaretlemi, camiler, kervansaraylar ve medreseler yaptrm, vergi kanununu dzenle mi, memleketi hibir zaman eriemedii bir refah seviyesine karmt. Bylece uzun zaman gen hkmdann snrsz gveninin zevkini karmt, ta ki gen Hanm Sultan aralannda ikilik yarata na kadar. Daha nce de, sk sk kskan ve kt niyetli rakipler, onu, sultann gznden drmeye almlard, fakat sultan, hi birisinin sylediklerine nem vermemiti. Ba veziri memuriyeti esnasnda zengin olduu iin asia sulamam, aksine on iki olu nun tmn de, devletin st kademelerine yerletirmesine bile gz yummutu. Fakat gzel Trkn Hatun, bir sre nce, srarl a balar sonucu, hkmdar olan kocasn, ba vezirin kendisine bir acemi aylak gibi davrand ve imdiye dek gvenini utanmazca kendi menfaatleri uruna suiistimal ettii konusunda ikna etmeye 389

muvaffak olmutu. Nizamn en byk olu olan vezir Muaridevle'nin talihsiz bir davran. Hanm Sultan'n iddialarn dorulayan bir nitelik kazand. Sultan, Adil simli bir kiinin devlet hizmetine alnmasn tavsiye etmiti. Fakat vezir bu tavsiyeyi geri evirmi ve aday olan kiinin o mkma layk olmadn ileri srmt. Bunun zerine sultan gazaba gelerek barmaya balamt: "Ben gerekten de kendi lkemde bir hi miyim?" Sonra da Nizam'n olunu o anda grevinden affederek yerine Ad il'in atanmasn emretmiti. te bu hareket Nizam' tam kalbinden yaralamt. Hkmdarn nankrl hakknda birka kelime tlatm, bunlar da hi vakit kaybetmeden sultann kulana gitmiti. Sultan da son derece sinirlenerek Nizam uyarm ve bu yaptn bir daha tekrarlamas durumunda, ba vezirliin sembolleri olan kalemlii, mrekkep hokkasn ve serpuu geri alacan belirtmiti. "Sultana hokkay ve serpuu geri vermekte hi tereddt et mezdim aslnda" demiti Nizam ac dolu bir ifadeyle. "Ama ne de olsa memleketimdeki huzur ve refah benim eserim. Deniz kabank olduu zamanlar, hametmeap bana tevecch ediyordu. Ama imdi dalgalar yatt ve gkyz ak. Artk bana iftira edenlere kulak veriyor. Fakat yaknda kafasnda tad tacn gvenlii ile benim ellerimde bulunan hokka ve serpuun arasndaki yakn ve ayrlmaz ilikiyi kavrayacak..." Bu laflar sultann honutsuzluunu daha da artrmaktan, hatta had safhaya kartmaktan baka bir ie yaramad. Sonunda olanlar oldu: Ba vezir, sultana, bir zamanlar Hasan'm yetenekleri konu sunda kendisini yanlttn syleyince, bu, barda taran son damla oldu. Sultan son derece fkelenmiti ve kendisini aptal ye rine konmu gibi hissediyordu; bir anda ba vezirin tm yetkilerini elinden alverdi. Fakat imdi, memleketin iinde bulunduu tehlikeli durum se bebiyle yeniden barmlard ve Nizam yava yava devlet ilerini yeniden eline geirmekteydi. ki eyi ama edinmiti kendisine: rakibi Tac i-Mlk' bertaraf etmek ve onun mttefiki, can dma n Hasan' ldrmek. Bunu baarabildii takdirde, yeniden, ksa zamanda imparatorluun tek hakimi olacakt. 390

Bu ynde att ilk admlar cesaret vericiydi. Trk svarilerinin Alamut nnde aldklar malubiyeti ok iyi bir ekilde kullanmay becermiti; Aslnda hafif bir arpmadan baka bir ey olmayan bu olay ok abartarak, sultann Tac l-Mlk'e duyduu gveni bir kalemde temellerinden sarsmt. Sultan, karsnn ve muhasibinin, tsmaiilere kar almak istedii tedbirlere ne kadar iddetle kar ktklarn unutmamt. Nizam da bu frsat deerlendirerek, a yet, tebaasnn gznde biraz kalm olan saygnln korumak is tiyorsa, o zaman vakit geirmeden bu sapklarn zerine sefere kmas gerektii konusunda sultan ikna etti. Sylediklerinden son derece etkilenmi olan sultan ise ona tm yetkilerini geri ve rerek, Alamut kalesine nihai darbeyi indirmesini emretti. Orada gerekleen mucizeler hakkndaki masallar, fanatikler tarafndan drt bir yana yaylan Hasan'n adamlarn cennete gnderdii pa lavralar, elbette ki ba vezirin de kulana gelmiti. phesiz bu masallarn hepsinin uydurma olduunu biliyordu ama kitleler ze rindeki etkisini de grmezlikten gelemezdi. ok iyi biliyordu ki kitleler sadece batl inanl olmakla kalmayp bu tr mucizeler ya ratan kiileri dinlemekten ve takip etmekten de son derece hola nyorlard. Bylece Nehavend'deki ordugh, bir bakma, imparatorluun geici bakenti durumuna gelmiti, insanlar ba vezir Nizam lMlk'e ikayetlerini bildirmek ve dilekelerini vermek iin lkenin drt bir yanndan buraya geliyorlard. Tac l-Mlk ba vezir oldu u ksa mddet zarfnda, birok st dzey memurun grevlerine son vermi ve yerlerine aceleyle kendi adamlarn doldurmutu. Gzden den bu memurlarn, eski hamilerinin yeniden ba vezir olduklarn duymalar ile ordugha komalar bir oldu. Nizam lMlk'e dilekeler vererek veya gvenilir adamlarn yollayarak yi ne eski memuriyetlerine kavumay umuyorlard - ne de olsa ken dileri ona olan ballklar yznden gzden dmemiler miydi? Nizam l-Mlk hepsini iyi karlyor ve onlara vaatlerde bulunu yordu. Bu arada, bir yandan da kuvvetli bir ordu tekil etmekle urayordu, nk hl, Hanm Sultan'n himayesinde olan raki 391

binin grevlerinden ekilmesine zorlamann en iyi ynteminin bu olduunu dnyordu. Gzel bir gnn sabah, terifat ba ieriye girerek, el-Gazali'nin talebelerinden Osman'n huzura kabul edilmeyi dilediini bildirdi. Efendisi onu zel bir mektup iie Badat'tan gndenniti ve mek tubu kendi elleri ile ba vezire teslim etmesini istemiti. Ba vezir bir yastk ynna uzanm, kahvaltsnn tadn kar makla meguld: kuru zm, reei ve baka tatl ekerlemeler, yan bandaki masann zerindeki altn tepsinin iinde bol miktar da bulunuyordu. Ba vezir de can ektike elini uzatp istedikle rinden almaktayd. Bakr bir ibrikten kadehine dkt ray da arada bir yudumluyordu. Kendisine gelen dilekeleri incelemeyi daha yeni bitirmiti ve iki yanndaki ktiplerin nnde ktlar y lyd. "Ne? El-Gazali'nin bir talebesi mi dedin? abuk ieri aln onu! Hemen buraya gelsin," Ba vezirin yanna ulamak, Hasan Sabbah'n huzuruna gkabilrnekten ok daha kolayd. Ibni Tahir buna bizzat ahit olmutu. Ordugha ulat zaman doruca bir muhafzn yanna gitmi, o da kendisini nbeti subaya gtrmt. Ibni Tahir ona, Badat medresesinin rnhryle mhrlenmi ve ba vezire hitaben yazl m olan mektubu gstermiti. Kendisine Nizam'n yeil adrn gstermiler ve oraya kadar gitmesine izin vermilerdi. ok sakin ve kendine hakimdi. Tm dikkatini bir tek noktaya yneltmiti: nderinin kendisine verdii ve yerine getirmek zorunda olduu emir. adra girmeden nce, bu an iin saklad son hap da yut tu, sonra da adra ayak bast. Bir muhafz onu durdurdu. Ak bir ifadeyle ona ziyaretinin se bebini anlatt. Yuttuu hap henz tesir etmemiti. Buna ramen aklna Meryem'in hayali geldi ve dudaklarndan ocuka bir g lmseme geti. Aradan geen zaman zarfinda onu fazla dn memiti. Fakat bir anda u dnce iinde kesinlik kazand: Mer yem onu yukanda mkfat olarak beklemekteydi! Grevini baa rabilmek iin her eyini ortaya koymalyd... 392

Muhafz ondan baka bir odaya gemesini istedi, ibni Tahir so ukkanllkla istee uydu. Vezirin adr gerek bir sarayd! eride sadece kk bir muhafz birlii gze arpyordu. Komutanlarnn omuzlarnda, rtbe ve grevini belli eden som altndan kk si lahlar vard. Bir adam muhteem kyafetlere brnmt. Altn ve gm eritlerle ilenmi krmz bir gmlekle, krmz bir alvar giymiti. Banda uzun tularla ssl renkli bir sank bulunuyordu. Bu adam vezirin terifatg bayd. Ciddi bir ifadeyle ziyaretiyi szd ve arzusunun ne olduunu sordu. bni Tahir terifat bann nnde eilerek selam verdi. zen le kendisini gnderenin ismini syledi ve elindeki mhrl mek tubu gsterdi. Terifat ba, muhafzlardan birine ziyaretinin zerini aramasn syledi. zerinden sadece el-Gazali'nin bir kitab ile bir kese iinde biraz para kt. "Burada usul byle!" dedi terifat ba zr dilercesine. Sonra da kap vazifesi gren perdeyi yana ekerek ba vezire ziyaretiyi bildirmeye gitti. Birden Ibni Tahir iinde dayanlmaz bir gerilimin ykseldiini hissetti. Zehir etkisini gstermeye balamt. Gaipten sesler iit meye balamt aniden. aknlkla Meryem'in sesini dinliyordu. "Allah'm! Seyduna hakl!" diye mnldand yavaa. "Cennetin seslerini duymaya baladm bile." Terifat ba ona sesini duyurabilmek iin iki kez seslenmek zorunda kald. Sonunda Ibni Tahir onu takip etmeye balad, bir muhafz perdeyi ak tutuyordu. Yastklarn zerinde ihtyar bir adam grd. Asil suratnda iyi niyetli bir ifade vard. Ibni Tahir yal adamn kendisine seslendiini fark etti ama sesi ok uzaklar dan geliyordu. Yal adamn nnde yerlere kadar eildi. Tekrar dorulduunda iinde bulunduu oda aniden deiime uram t. Cennetin sra kk! diye bard iinden bir ses. Fakat o anda ciddi bir ses kendisine hitap etti: "Sakin ol olum. Demek elGazali'den geliyorsun?" nnde tekrar ba vezirin simasn grd. aknln zerin den atmasna yardmc olmak iin ona dosta glmsyordu. Ibni Tahir aniden deminki hayalleri itii haplarn etkisiyle grdn anlad. Bir anda kendisini toparlad. 193

"Evet hametlim. Efendim ei-Gazali sana bu mektubu yollad." Mektubu ihtiyara doru uzatt. Bu arada ok hafif bir hareket ile kck haneri avucuna kaydrd; kimse bu hareketin farkna bile varmamt. Vezir zariin zerindeki mhr yrtarak mektubu amaya balad. "Badat'taki akll dostumuz acaba bizden ne istiyor?" Ibni Tahir cevap vermek istercesine vezirin nnde eildi ve hzl bir hareket ile haneri enesinin hemen altndan boynuna saplad. Vezir o kadar armt ki ac bile duymad. Sadece gz lerini iri iri at; mektupta yazl olan bir tek cmleyi okudu ve an lad. Ancak o zaman imdat isteyebildi. ibni Tahir yerinden kmldamamt, sanki hareketleri ve davra nlar fel olmutu. Hayran baklarnn nnde oda deimeye balamt. Sabrszlkla Meryem'in ismini seslendi; bir an nce ona kavumak istiyordu. Bir tek arzusu vard sadece.- yere uzan mak ve damarlarn yakan o harika zehrin etkisini doya doya tat mak. Fakat askerler zerine ulianmlard bile. Ibni Tahir etrafa yumruklar savuruyor, tekmeliyor ve sryordu. zerine yamur gi bi darbe yadn hissediyordu. Vcudundan elbiselerini ekip al dlar. Aniden aklna grevinin bir parasnn da lmek olduu gel di. Bir anda sakinieerek kendisini kurtaracak olan lmcl darbe yi beklemeye baiad. Bylenmi gibi gzlerinin nnde beliren Meryem'in ehresine bakyordu; fakat bu ehre kandan bir peey le rtlyd. Vezirin hafif sesi kulana geliyordu: "ldrmeyin onu! Sa yakalayn!" Vcuduna inen darbelerin iddeti biraz azald. Ibni Tahir elleri nin ve ayaklarnn balandn hissetti. Suratndan akan kanlar y znden hibir ey gremiyordu. Gl kollar onu bacaklarnn zerine dorulttular, sonra korkun bir ses grledi: "Kimsin sen, katil?" "Ben efendimizin lme adanm hizmetkrym!" Bu arada vezirin yaras ykanm ve sarlmt; birisi hekim a rmay akl etmiti. Yaral delikanlnn szlerini ilemiti. "Oh! Zavall akn!" diye inledi. "O caniye inanm..." 394

Muhafz ba mektubu yerden ald ve zerinde ne yazdna bir gz atarak terifat bana uzatt. O da mektubu okudu ve herkes onun aniden korkuyla irkiidiini grd. Mektupta sadece birka kelime yazlyd: "Cehennemde grmek zere! Ibni Sabbah." Bu arada hekimba da olay yerine gelmi ve yaray inceleme ye balamt. "Kt m?" diye sordu vezir korkudan titreyen bir sesle. "Kt olduunu hissediyorum." "Sanrm haner zehhiiymi" diye fsldad hekimba muhafz bana. "Alamut eyhi gndermi katili" diye anlaml bir sesle bilgi verdi o da hekimbana. Olup bitenler ksa sre sonra azdan aza yayld: Ismailfierin nderi ba veziri ldrmesi iin adamlarndan birini gndermiti! "Ne? Dan eyhi mi? Hani vezirin sfahan'da rezil ettii Hasan m?" "te o! Bylece intikamn alm oldu..." Ibni Sabbah'in bu pervasz eyleminde, hepsinin kanlarn don duran, anlalmas olanaksz bir ey vard. "Peki katil olacak o salak, dman kararghnn iine elini kolu nu sallaya sallaya dalm ama bir daha nasl kacan hi dn memi mi? Nasl olur da lecei muhakkak olan byle bir ie kal kr?" "Ar fanatiklik insan buralara kadar srklyor demek ki..." "Mutaassptk m? Bu lgnln ta kendisi!" htiyarlar bile, katilin nasl olup da bylesine bir soukkanllk ve cesaret gsterdiini anlayamyorlard. Hatta bir ksm o kadar armlard ki ellerinde olmadan katilin davranna hayranlk duymaya bile balamlard. "te lmden korkmayan birisi!" "Belki de lm hor gryor..." "Veyahut da onu aryor!" Etraftan davul ve borazan sesleri ykselmeye balanmt bile. st rtbeli bir memur, silahlarn kuanarak koturan askerlere ksa bir aklama yapt: Ba vezir ar yaralanmt; Ismaillerin n deri, dan eyhi, onu ldrmesi iin bir katil yollamt. 395

Kara haber, fkeli barlar ve silah nlamalar ile karland. Eer bu anda smailTlere saldrma emri verilseydi, adamlarn hepsi canla baia savarlard hi phesiz. Hekimba kan durdurmaya muvaffak olmutu ama yaralnn du rumu gzle grlr bir biimde arlamyordu. Damadan imiti. Bann iinde davullar alnyordu. "O kk haner zehirliydi muhakkak" dedi titrek bir sesle ve hekimbana zgn bir ocuk gibi bakt. "Bir aresi yok mudur?" Hekimba kaamak bir cevap verdi: "Meslektalarmla gr mem lazm..." Dier hekimler de aceleyle arlmlard ve n odada bekleiyorlard. Aralarnda ksa bir tartma yaparak grlerini bildirdi ler. ounluk nce yaray dalamak gerektii kansndayd. Trensel bir hava iinde, durumu iyice arlam yaralnn yanna geldiler. "Yaray dalamamz gerekiyor" dedi hekimba. Yaral rperdi. Alnnda souk terler belinneye balamt. "Bu ilemin ok ac vereceini tahmin ediyorum." Sesi korku dan atallamt. "Baka aremiz yok" dedi hekim kuru bir sesle. "Allah yardmcm olsun!" Hekimler vahi aletlerini hazrlamaya baladlar. Hizmetkr lardan birisi ii kor halinde kmrlerle dolu bir mangal getirdi. De mir aletlerin akrtlan iitiliyordu. Yaplan btn bu hazrlklar izle yen ba vezir, aslnda hi de umutlu deildi. Damarlarndaki zehi rin amansz ilerleyiini hissediyordu: Artk kurtuluu olmadn anlad. "Dalamann bir faydas olmayacak" dedi bitkin bir halde. "B rakn da rahata leyim bari..." Hekimler rahatlayarak birbirlerine baktlar. Artk ne yaplrsa ya plsn fayda etmeyeceini biliyorlard. "Sultana haber verildi mi?" "Haberci yola kt bile. Yaknda hametli sultana ular." "Ktip!" diye seslendi alak bir sesle. Ve yazdrmaya balad: "Hametli sultan ve imparator! Hayatmn byk bir ksmn, im paratorluunda adaleti tesis etmekle geirdim. imdi de tm h396

kmdarlartn kral olan Allah karsnda, bu dnyada yaptm ile rin hesabn vermeye gidiyorum. Sana hizmet ettiim mddete asla sarslmam olan ballm, ona kant olarak gtreceim. Yetmi yamda bir katilin eliyle lyorum. Senden istirham ediyorum, bu eli silahlandrm olan adamn ismini unutma. Bu cani sa ve selamette olduu mddete, ne sen, ne de impara torluun huzur bulabilirsiniz. ayet sana hakkm getiyse helal et. Ben de sana hakkm helal ediyorum. Ve hametli sultana vcutla r ve ruhlanyla bal olan oulianm unutma." Bu kelimeler onu ok yormutu. Zorlukla nefes alabiliyordu. Hekimba yaralnn alnna souk bir kompres koydu. Ba vezir aceleyle ogullanna da bir veda mektubu yazdrd ve sonra sordu: "Katil nerede?" kence tezghnda" diye cevaplad ktip. "Bildii her eyi renmek istiyorlar." "Onu buraya getirin!" Kan iindeki vcudu ve paralanm elbiseleriyle bni Tahir'i getirdiler. Ayaklannn zerinde zorlukla duruyordu. Vezir tanma d bu yz inceledi ve rperdi. "Bu bir ocuk henz" diye mrldand. "Neden beni ldrmek istedin?" bni Tahir dorulmaya alt ve hafif bir sesle cevap vermeye alt: "nk Seyduna emretti!" "lmn de seni burada beklemekte olduunu bilmiyor muy dun peki?" "Biliyordum." "Ve hi korkmadn?" "Bir feda iin tamamlanm bir grevin sonundaki lm mut luluk demektir." "Nasl bir lgnlk bu?" diye inledi vezir. Birdenbire fena halde fkelenmiti. "Gzlerin kr olmu! Ne yaptn bile bilmiyorsun daha! isma il! retisinin temel ilkesinin ne olduunu biliyor musun?" "Elbette: nderinin emirlerini yerine getir!" "Aptal! Mutaassp akn! Efendinin retisini benim de bildi imi sana sylemediler mi?". 397

"Sylediler elbette, Sen bir dneksin. Bir hain." Nizam tenezzl ederek glmsedi. "Dinle delikanl. smailliin temel dsturu yledir: Hibir ey gerek deildir, her eye izin vardr!" "Yalan!" Ibni Tahir fkeden titriyordu. "Sen Seyduna'nn kim olduunu bilmiyorsun. Seyduna tm in sanlarn en kutsal ve en kudretlisidir! Bil ki Ailah ona istedii kul larna cennetin kaplarn ama yetkisini-vermitir." Ba vezir aknlktan donakald. Glkie dirseklerinin zerin de dorularak Ibni Tabirin gzlerinin iine bakt. Hayr, bu deli kanl yalan sylemiyordu, hi phesiz. Alamut'tan yaylan bu masailan kendisi de duymutu. Bir geceliine cennete gnderilen o delikanllardan bahsedildiini de iitmiti. imdi anlyordu..." "Demek sen cennete gittiini iddia ediyorsun?" "Kendi gzlerimle grdm orasn! Ve oradaki harikalara bizzat kendi ellerimle dokundum!" "Ve ldkten sonra oraya geri dneceinden hi p h e etmi yorsun!" "Evet! lm beni oraya gtrecektir." Vezir kendisini yastklara brakt. "Allah! Allah!" diye kekeledi yavaa. "Ne byk bir gnah! Dernek bu yzden o kadar ok g ze! kle kza ihtiya duydu! Tm kle pazarlarnda adamlar srekli satn alyorlard..." Ibni Tahir irkildi. Dikkatten tm yz hatlar gerilmiti. "Seni yanl yola srklemi olabilecekleri aklna gelmedi mi hi?" diye bilmek istedi ba vezir. "Bu cennetin Hasan'in kendi eseri olup olmadn merak etmedin mi? Eminim sylediin yere giderken Alamut'tan aynimamsmdr bile!" "Alamut'un bu tr bahelere sahip olmas mmkn deil. Be nim grdklerim Kuran'daki tasvirlere tam tamna uyuyorlard." Konuulanlar dinlemekte olan ve iran'daki tm kaleleri tanyan eski bir subay sze kart: "Bahsettii, her halde eski Deylern krallarnn kalenin arkasnda ina ettirdikleri mehur zevk baheleridir. Onlardan bahsedildiini sk sk iitmitim." *98

Ibni Tahir gzlerini iri iri amt. ocuka bir korku okunuyor du ilerinde. "Sadece benim aklm kartrmak iin uydurdun bu hikyeyi!" Subay sert bir sesle devam etti: "Diline hakim ol, katil! lkenin kuzeyinde hizmet etmi olan herkes Aiamut kalesinin arkasndaki baheleri bilir. Deylem krallarnn baheleri olarak n kazanmlar dr." Olaylar Ibni Tahir'in gzlerinin n n d e dans etmeye balam lard. Son bir itirazda bulundu: "Bu bahelerde evcil bir leopar grdm. Bir kuzu kadar uysald ve efendisini bir kpek gibi izli yordu. Orada bulunanlar kahkahalar atarak glmeye baladlar. "Dnyann tm hkmdarlarnn ve byklerinin byle evcil hayvanlar vardr zaten! Hatta avclar onlar av kpei olarak kulla nyorlar..." "Ya bana hizmet eden cara gzl huriler?" "Kara gzl huriler mi?" diye gld ba vezir acyla. "Hasan'n elencesine tahsis edilmi klelerden bakas deiller. Onlar iran'n tm kle pazarlarndan satn ald. Adamlarm bana alve rileri hakknda ayrntl raporlar verdiler..." ibni 'Fahir'in gzleri kararmaya balamt. Birdenbire her eyi olanca plaklyla kavrad. Meryem - Hasan'n klesi ve sevgilisi. Kendisi, Ibni Tahir, onun iren entrikalarnn ve sahtekrlklarnn kurban. Dizlerini ba zld. Yere ylarak hkrmaya balad. "Allah'm! Atfet beni," Ba vezir harcad aba sonucu bilincini yitirmek zereydi. Grtlandan ac dolu bir hrlt ykseldi. Ktip ba vezirin yanbana oturdu. "lyor!" diye fsldad - gzleri yalarla dolmutu. Hekimler yaralnn etralna tler; bir miktar taze su ve kes kin kokulu maddelerle ba veziri tekrar yaama dndrmeye mu vaffak oldular. "Ne byk bir canilik" diye mrldand tekrar kendine geldii zaman. nnde diz km olan Ibni Tahir'i fark etti. 399

JF"?

imdi anladn m sana yaptklarm?" Delikanl evet dercesine ban sallad. Tek kelime etmiyordu. Hayatnn karardn hissetmekteydi. "Senin krln yznden lyorum!" diye devam etti yaral. "Allah'm! Allah'm! Ben ne yaptm?" "Piman msn?" "Pimanm." "Bu kadar azimli bir delikanl olduuna gre, yaptn hatay telafi etmek istemez inisin?" "Keke mmkn olsayd!" "Mmkn. Alamut'a geri dn ve iran' o smail ejderhasnn penelerinden kurtar!" bni Tahir kulaklarna inanamyordu. Aktt gz yalannn ara sndan kurbannn kendisine solgun, ocuksu bir ifadeyle glmsediini grd. Fakat gzlerinin nndeki bulank yzler, karanlk ve dman ca bakyorlard. "Demek ki korkuyorsun!" "Hayr korkmuyorum. Fakat benimle ne yapmay amaladn z bilmiyorum." "Seni Alamut'a geri gndereceiz." Nizam'n evresindeki adamlarn suratlanndan, bu fikri hi be enmedikleri okunuyordu. Katil cezalandnlmak zorundayd! Nasl olur da onu serbest brakabilirlerdi... Vezir bir el hareketiyle homurdanan adamlar susturdu. "Ben insanlar tannm" dedi. "Hasan'la baa kabilecek bir tek insan varsa, o da bu delikanldr." "Fakat bu katili hibir suu yokmu gibi serbest brakamayz ki! Sultan hazretlerine ne cevap veririz sonra?" "Bunu dert etmeyin. Henz hayattaym ve verdiim emirler den ben sorumluyum. Ktip!" abucak bir ferman yazdrd. Orada bulunanlar balarn salla yarak birbirlerine bakyorlard. "Beni ldren bu gen adam, Alamut'taki kana susam cana varn bir kurbandr. Kendi intikamn ald takdirde, benim de In400

tikamm alm olacaktr. Bir blk asker ona Alamut kalesine ka dar elik etsin. Orada grevi olarak kabul ettii ii yapacak." "Onu hanerimle delik deik edeceim." bni Tahir ayaa kalkt. Gzleri nefretle parlyordu. "Ya intika mm alacam ya da leceim. Buna sz veriyorum." "Duydunuz mu? Bu bana yeter. imdi onunla ilgilenebilirsiniz: Yaralarn ykayn ve tmar edin. Doru dzgn giysiler verin. Ah! O kadar yorgunum ki..." Gzlerini kapad. Damarlanndaki kan ate gibi yanyordu. Titre meye balad. "Son yaklayor!" diye fsldad hekimba. areti zerine herkes salonu terk etti. lmekte olan adam ile hekimba salonda yalnz kaldlar. Muhafzlar bni Tahir'l uzak bir adra gtrdler. Onun ykan masna yardm ettiler, yaralann sardlar, temiz giysiler getirdiler. Sonra da bir diree baladlar. Hayat ne kadar da korkuntu! Btn taaftarlannn bir evliya ol duunu kabul ettikleri adam, aslnda yalanalann en bynden bakas deildi, insanlarn yaamlan ve mutluluklan ile bir ocu un taianyla oynamas kadar rahatlkla oynayabiliyordu. Herkesin kendisine olan inanan kt emelleri iin kullanmt. Kendisinin bir peygamber, Allah'n bir elisi olarak grlmesine rahatlkla izin verebiliyordu. Bunu nasl yapabilirdi? ibni Tahir bu konuda kafa yorduka, karar gitgide kesinleiyordu: Alamut'a geri dnmeliy di! Yanlg iinde olmadna kanaat getirmesi lazmd. Vezir geceyi ateler iinde yanarak ve uuru hemen hemen ka pal olarak geirdi. Zaman zaman korkun sanrlar onu uyandr yordu. Bu anlarda inliyor ve Allah' yardma aryordu. Sabaha doru son gcn de yitirdi ve br daha kendisine gelemedi. leye doru kalbi durmutu. Haberciler kara haberi drt bir yana yaydlar: "Nizam l-Mlk, devletin ve dnyann dzenleyicisi, Celaled Din, lkenin ve inancn erefi, Alp Arslan ah'n ve olu Melik'in ba veziri, iran'n tanm olduu en byk devlet adam, Alamut eyhinin kurban olarak lmtr." 401

XVI
bni Tahir'in Alamut'u terk ettii gn, kaleye gelen bir keifi u haberi getirdi: Emir Arslanta'n birlikleri yeniden harekete ge milerdi. Ksler vuruluyor, borular tyordu. Herkes aceleyle is tihkmlarn arkasndaki yerini ald. Boazda mevzii alm olan as kerlere ise dman ncleri grnene kadar yerlerinde kalmalar emredilmiti. Sonra da dzenli olarak geri ekilecekler, zellikle de boazn iine ve etrafna ayak oltalar yerletireceklerdi. Her saat ba kaleye yeni keifiler geliyor ve Trk ordusunun hareketleri hakknda aynntl bilgiler veriyorlard. Ertesi gn, saba hn ok erken bir vaktinde, Hasan, Byk Da'leri kuledeki odasna artt ve birden ufku gzetlemeye baladlar. "Btn tedbirleri aldn demek?" diye sordu Ebu Ali endieyle ve yan gzle Hasan'a mterrakip bir bak frlatt. "Evet ve her ey ayn sylediim gibi gerekleecek. Alaca mz her darbe iin bir kar darbe dndm." "lbni Tahir'i Nehavend'e mi gnderdin yoksa?" Buzruk mid bu soruyu ylesine apansz sormutu ki cesareti karsnda kendisi bile ard. Hasan kalarn kaldrarak sanki soruyu duymam gibi ufka bakmaya devam etti. "Aldm btn tedbirler" dedi bir sre sonra "ortak davamzn zaferi iin." Byk Da'Ier birbirlerine baktlar. Hasan'm ne tr bir kar dar be hazrlam olduunu tahmin ediyor, fakat buna ramen korku larna engel olamyorlard. Ne olursa olsun baar binlerce kk tesadflere balyd. Bu adamn hesaplarndan her zaman bylesi ne emin olabilmesi iin, gerekten de ei benzeri bulunmaz, hatta anormal yeteneklere sahip olmas gerekliydi. 402

"Bir an iin farz edelim ki" diye sze balad tekrar Buzruk mid "Emir'in ordusu ka kadar kalenin nnde kalacak." "Yoksa susuzluktan leceimizi mi dnyorsun?" diye sordu Hasan glerek. "Savunmamz ok salam ve bize bir yl yetecek kadar erzakmz var." "Bu ordunun yerine bir ikincisi hatta bit ncs gnderilebi lir. O durumda ne yapacaz?" "Gerekten de bilemiyorum sevgili dostum. Ben ya ok ksa vadeli planlar yapanm - ya da ok, ok uzun vadeli." "Hibir k yolumuzun olmamas son derece tehlikeli." "Peki ya dalar sevgili dostum? Kendinizi bulmanz iin, ne den hepinizi dalara gndermiyorum ki?" Hasan kendi yapt akaya yavaa kendisi gld. Sonra da onlar teselli etmek iin unlar syledi: "Ben kuatmann ok ksa sreli olacan dnyorum." Tam bu anda Buzruk mid boazn giriindeki gzetleme ku lesini iaret etti: Grnmeyen bir el kulenin tepesindeki bayra yavaa indiriyordu. "Muhafzlar grev yerlerini terk ediyorlar" dedi nefesini tuta rak. "Dman yaklayor." Ksa bir sre sonra ise ufukta beliren toz bulutu, dman atlla rnn yaklamakta olduuna iaret etti. Snnilerin kara bayraklar grnmeye balamt. Bir sre sonra Trklerin ilk atl birlii gele rek boaza hcum etti. Gzetleme kulesinin tepesinde snnilerin grkemli kara sancaklar dalgalanmaya balamt bile. Dman birlikleri bitmez tkenmez gibi grnyorlard. Ksa sre sonra btn vadi, hatta dan yamalar bile adrlarla kap lanmt. Akama doru sava kuleleri ve muhasara makineleri de grndler: Saylar tahminen yz kadard. nder, kulenin tepesinden dmann yapt hazrlklar izli yorlard. "aka yapar gibi bir halleri yok!" dedi Ebu Ali. "Ciddiye alnmas istenen bir zafer iin, ciddiye alnacak d manlar gereklidir" diye cevap verdi Hasan. "Hazrlklar en ge iki- gn iinde sona erer" diye uyard Buzruk mid. "Sonra da hcuma geecekler." 403

"Boaz kullanarak bize saldrmak isteyeceklerini sanmyorum" diye tahminde bulundu Ebu Ali. "Geit o kadar dar ki onlann t mn daha surlann eteklerine gelir gelmez teker teker temizle memiz ocuk oyunca olur bizim iin. Hayr, onlann komu zir vede mevzi alacaklanndan eminim. Bylece bizimle ayn yksek likte olacaklar. Fakat yeteri kadar dikkatli davranrsak, orada da. fazla etkili olacaklanm pek sanmam." "ayet kaleyi yllar boyunca muhasara edip, alk neticesinde ele geirmeyi dnmyorlarsa" diye tamamlad onu Hasan "son derece yrtc bir komutana ihtiyalan var demektir. Fakat tm ran'da bu kadar yetenekli bir asker bulunduunu sanmyorum." "En kudretli mttefikleri zamandan bakas deil aslnda!" diye ekledi Buzrk mid. "Bizimkisi de benim cennetim" diye glerek karlk verdi Hasan. Kalede an kovann andran hummal bir faaliyet vard gn bo yu, n kule ve yanndaki surlar askerlerle doluydu. Muhasara ma kineleri, Trk nclerinin zerine ar kaya paralan ve kocaman ktkler frlatmaya balamt bile. Surlarn uygun yerlerine kur un, zift ve ya dolu kazanlar yerletirilmi, altna ateler yakla rak, her an dmann zerine dklmeye hazr hale getirilmiti. Sava miferleri giymi subaylar kararghtan karargha koarak, son hazrlklarn tamam olup olmadklann kontrol ediyorlard. Minuehr ise yannda iki yaveri olduu halde at srtndan inmeyerek, tm bu hazrlklar organize ediyordu. nder, kulenin tepesin de olup biteni seyrediyordu. Feda okulunun yeni talebeleri kendilerine grev verilmesini bekliyorlard. Suratlar solgundu. renimlerinin byle ani bir bi imde kesilmesi onlan artmt. Yusuf ve Sleyman birliklerine komuta etme emri almlard; her frsatta kendilerinin Trklere kar gsterdikleri kahramanlklar ve ve bitiremyoriardt. Delikanl larn bu bbrlenmeleri bo yere deildi. Yeni fedaler onlarn an lattklarndan etkilenmilerdi ve imdiden zafer sonras kazanacak olduklar dlleri dnerek seviniyorlard. Kendilerinin sekin bir lik olduklarnn bincindeydiler ve buna uygun davranyorlard. ki arkada, leden sonra gvercin evlerinin bulunduu kulenin mu404

halazas ile grevlendirilmilerdi. Ellerinde ok ve yaylan vard, ge reinde kzgn zift ve ya dolu kazanlar boaltmak iin emirlerine de ait asker verilmiti. nc namazdan sonra Sleyman ve Yusuf yemeklerini ge tirttiler. Beklerken sava miferlerinin karttlar, nk hava keli menin tam anlamyla cehennem gibi scakt. Delikanllar akr akr terliyorlard. Alt ay nce kaleye ayak bastklar gn hatrlayan in sanlar, onlar artk zorlukla tanyorlard: tenleri gneten yanarak kapkara olmutu, avurtlan kmt ve yz izgileri kat, hatta za lim bir ifade almt. Alnan tedbirleri konuuyorlard kendi aralannda, bir ksmndan pek memnun olduklan sylenemezdi. "Farenin deliine sakland gibi sndk buraya" diye kzd Sleyman, "lik sefer bambakayd halbuki. Dmann kafasn pat latmak tam bana greydi dorusu!" "Bekleyelim bakalm" diye sakinletirdi onu Yusuf. "Belki de Seyduna'nn dnd bir eyler vardr. Aada tam otuz bin zndk var, hi de az bir say deil bu." Tamamen katlyorum sana. Ama onlara derslerini vemeyi o kadar ok isterdim ki..." "Aklmdan btn gn neler geiyor biliyor musun? Kimseye bahsetme fakat bundan. Seyduna'dan beni dmann iine gn dermesini istemeyi dnyorum. O Arslanta kpeinin iini orackta bitireyim." "Buna izin vermez. Ona yemin ettik ve emirlerini beklemek zorundayz." "Bktm artk bu lanetti bekleyiten! Emin ol ki delirmeme ok az kald. Bazen kendimi son derece acayip hissediyorum. ki gn nce, drdnc ve beinci narriazlann arasnda, iimde aniden dehetli bir fke uyand. Bunu neden yaptm bilmiyorum ama bir de baktm ki surlann zerindeyim ve hanerim elimde. Tam al tmda yenilerden gevezelik ederek yryorlard. Onlarn yak lamalarn bekledim. Kanm damarlanmda kaynyordu. Kar ko nulmaz bir istek kaplad iimi: Hanerimi onlann kaburgalarnn arasna saplamak istiyordum. Saklandm yerin altndan geerken 405

zerlerine atladm. Kanlar gibi barmaya baladlar. Tam hane rimi kaldrdm anda kendime geldim. O kadar bitkindim ki ayak ta zorlukla durabiliyordum. Son gcm toplayarak onlara glmseyebildim: 'Kahramanlarm benimi" diye kekeledim. 'Cesaretinizi snamak istedim ama gryorum ki henz hazr deilsiniz.' Ve onlara Abdlmelik usul ksa bir vaaz verdim: Bir lsmail, zellikle de bir feda, her zaman tetikte olmaldr. Her nlerine gelenden bu ekilde korkacak olurlarsa, sekinler birliine utan vermekten baka bir ie yaramazlar. Bylece bu maceradan syrldm. Fakat o g n d e n beri delirme korkusuyla yayorum srekli, inallah yakn da Seyduna bize istediimiz grevi verir..." Yusuf rperdi: "Bunlar Seyduna'nn haplarnn etkileri! Cenne tin kaplarn amak iin onlar kulland ama imdi aklmzda oraya geri dnmekten baka bir ey yok!" "Bana cennetin tadn alp da, oraya dnmek istemeyen bir kii gsteri Allah'm! Neden bu kadar uzun snyorsun bizleri?" Bylece, hummal almalar ve lm sessizlii iinde tam iki gn geti. Kalenin iindeki adamlar iin beklemek tam bir iken ceydi. Kulenin tepesinde ise Hasan ve iki Byk Da srekli etraf gzetliyorlard. Ortada bir eyler oluyormu gibi br hava vard fa kat boazn yksek duvarlar komu zirveyi baklardan saklyor du. Ebu Ali ise beyde'ye, komu zirveye birka keifi gnder mesini emretmiti. Dmanlar, Ismaiiferin boazn iine braktk lar engellerin tmn temizlemilerdi ve emilin adamlar araziye uyum salamakla meguldler. Halfa ve Ibni Vakkas afak skerken kale duvarlarndan aa inme emrini almlard. Sonra da yzerek nehri geecekler ve bo azn br yannda ykselen kaya duvarna trmanacaklard. Alamut'taki tm askerler onlarn nefes kesen trmanlarn izliyorlar d: Kalenin grm geirmi eski savalar bile rpermekten ken dilerini alamyorlard. Ibni Vakkas nden trmanyordu. Salam bir kaya kntsna ulatnda, aaya, belindeki ipi sallandryor ve Halfa'nn yukar daha kolay kmasn salyordu. Zirveye vardkla rnda g n e oktan ykselmiti. Bellerindeki halattan, ikiye yarl m bir aacn gvdesine baladktan sonra, bir anda sipere yat406

tklar grld. Kaledeki okular onlar korumak iin ok ve yaylar na sarldlar a m a buna gerek kalmad. ki arkada civar iyice g zetledikten sonra halatlar aaca daha sk balayarak, bir may mun evikliiyle aaya kayverdiler. Balarna br i gelmeden nehri getiler ve arkadalar onlar surlardan yukar ekti. Getirdik leri haberler birka kelimeden ibaretti: Dman kaya duvarlarnn tepesinde mevzi almt ve akalozlarla baruttu mancnklar yer letirmekle meguldler. Haber kalenin iinden bir lk gibi geti. Ve birka saniye sonra ilk ta glle nehrin zerinden uarak surlarda patlad. Bunu birok baka glle takip etti ve az sonra arpma sesleri ahrud'un alamasn bile bastrd. Duvarlarn stndeki adamlar, altlanndaki zeminin titrediini hissediyorlard. Beklemekten sklm suratla rn dmandan yana evirmilerdi a m a Trkler hla kendilerini gsterip g s t e r m e m e konusunda karar verememilerdi. Ksa bir sre sonra kar kyda ykselen kaya duvarnn byk bir ksm gmbrdeyerek havaya utu ve aada akan ahrud'un kpkl sularna gmld. Byk ihtimalle belli yerlere nceden barut yerletirmilerdi. Dev kaya bloklarnn bir ksm akar suyla beraber srklenip gitti ama dierleri o kadar byktler ki nehrin tam orta yerinde doal bir set oluturarak, kpren suyun kk bir glce dnmesine yol atlar. Kar zirvede nihayet ufack siluetler seilmeye balanmt. Bir yn fieki, mancnklara b yk kaya glleleri yklemekle urayorlard. Minuehr bir emir verdi ve kar tarafa ok yamaya balad. Fakat aradaki mesafe ok fazla olduu iin, Trkler oklardan fazla rahatsz olmadlar. Cevap ise gecikmeden geldi: Alev alev yanan bir glle surlarda patlad, bunu da birou takip etti. Glle yamurunu da bir ok yamuru takip etti. Minuehr yaralanan bir askerin zerine atlad: "Aptal! Sakland nz yerden kmayn sakn! Herkes tam siper alsn!" fke ve hiddet nedeniyle burnundan soluyordu. Askerler ise solgun glmsemelerle birbirlerine bakyorlard; kendilerinden bu kadar gl bir dman karsnda ne kadar dayanabileceklerini kara kara dnmeye balamlard.

407

"Gelin! Bu kadarck eyden korkulur mu?" diye kkredi Minuehr. "Kk bir enlik atei, o kadar! Hibir tehlikesi yok!" Fakat glle ve ok yamuru askerlerin morallerini bozmutu. Hepsi de kalenin tm klarnn kapal bulunduunu biliyorlard, burada kapana kslmak yerine, ak arazide savamak isteyenlerin sayss bir hayli kabarkt. "Seyduna bana izin verse, fedalerimin bana geer ve kar zirvedeki maymunlann hepsini temizlerdim" diye bard Abdimelik. fkeden kuduruyordu. Yusuf ve Sleyman da yumruklarn skmlard. Trkleri knp geinmek iin dayanlmaz bir istek vard ilerinde. Fakat Seyduna son derece sakin, hatta kkrtc bir tavrla planlarn gzden gei riyordu. Onun bu durumunu fark eden Sleyman iyice meraklan maktan kendisini alamyordu. Ebu Aii surlar incelemekten geri dnmt. "Askerler huzur suzlar" dedi zoraki bir glmsemeyle. "Arslata bu yzden geldi zaten buraya" dedi Hasar. "Bizi etkiiemk ve korkutmak istiyor. Fakat bu durumu lehine evirmek istiyorsa acele etmesi lazm. Birka gn sonra askerlerimiz bu kar gaaya alacaklar ve o lanet olas glleleri havada vurmakla vakit geirmeye balayacaklar." "Yani yaknda onlar rrerdivenieriyie beraber surlarmzn dibin de greceimizi mi sylyorsun?" "Hayr hayr. Diha ok kalplerinden geenleri bize syleyecek lerine inanyorum..." nc namaz esnasnda glle yamuru balad gibi anden bitti. Ortal esrarengiz bir sessizlik kaplamt. Kaledeki herkes deminki curcunann az sonra vuku bulacak daha nemli bir olayn habercisi olduunu hissediyordu. lk olarak kulenin stndeki adam allmadk bir hareketlilik sezinlediler: svari drtnala boazdan geiyorlard. Asma kprye yaklanca atlarndan indi ler ve atekes arsnda bulundular. "Bir tuzak dA olabilir!" diye Mnuehr'in kulana fsldad su baylardan biri. "Kpry ancak Byk nder emir verdii zaman aaya in direceiz" diye teskin etti onu Minuehr.

Emir az sonra verildi. Zincirler gcrdadlar, kpr aa indi ve dman ordusunun elisi solgun ama erefli bir tavrla Alamut'a girdiler. Minuehr onlar saygyla karlad. Hasan'tn kesin emri ile btn askerler avluyu terk etmilerdi, sadece muhafzlar yerlerinde duruyorlard. lk yukan avluda fedaler ve okular d zen almlard, ikinci yukan avluda ise tm svari snf kusursuz bir nizamda bekliyorlard. Minuehr ve eliindeki subaylar, misa firlerini adamfannn tam ortasna gtrdler. "Bizi etkilemeye altlar" dedi Hasar. Manzaray yukardan izlemekteydi. "Fakat etkileme sras imdi bizde ve eminim ki az sonra greceklerini kyamete kadar unutamayacaklar..." Sesi ve surat Byk Da'lerin rpermelerine neden oian taas sup ile dolmutu yine. Dudaklannda fedalerini bahelere gnder dii o gece beliren gizemli glmseme vard yine. "Boylann bir ba klterek, kellelerini ibret-i alem olsun diye surlarda sergilemek niyetinde misin?" diye sordu Ebu Ali. "Bunu yapacak kadar aptal deilim. Emirin ordusu buna o ka dar sinirlenir ki yreklerine salmak stediim korkunun son zerresi de uup gidiverir. Ebedi bir zafer kazanmak istiyorsak ne yapp edip adamlan korkutmalysz." "Birlik tren dzeni ald, eliler de bekliyor" diye hatrlatt Buzruk mid. "Beklesinler. Demin zerimize taya yadrarak bizi ypratmak istiyorlard, imdi de gne altnda kalarak biraz & onlar ypransnlar bakalm..." Emir Arslanta'n elilerinin lideri, svari bl komutan Ebu Cafer'den, fedaler ve okular arasnda yer almasn rica etmiler di. Klcnn kabzasna hafife dayanmt; bir yandan da dudak b kerek adamlan inceliyordu. Kendisine elik eden iki adam yannda kmldamadan duruyorlard; elleriyle kllarnn kabzalarn kavra mlard ve vahi baklarla etraflann szyorlard. de giderek artan sabrszlklarn ve kendilerini bekleyen kaderlerinden duyduklan korkuyu yattrmak iin, byk glk ekiyorlard. On adm telerinde Mnuehr'in subay birlii hazrolda bekli yordu. Minuehr arada bir yaverleriyle birka kelime konuuyor,
'v

409

elileri inceliyor ve kkten yana kaamak baklar frlatyordu. Fa kat kulede hibir hareket yoktu. Sanki Hasan adamlarnn tmyle ekiJdiklerini ve elilerin kzgn g n e altnda beklemekte oldukla rn unutmu gibiydi. Gne gerekten de acmaszd fakat ister at l, ister yaya olsun orada beklemekte olan askerlerin hibirisi en kk bir rahatszlk belirtisi bile gstermiyordu. lk huzursuzluk belirtilerini gstermeye balam olan dman elilerini kaytsz baklarla szmekle yetiniyorlard sadece. Nihayet liderleri olan Ebu Cafer uzun bekleyiten sklarak ve sinirlenerek Minuehr'e dnd ve yapmack bir dost sesiyle sordu: "Elgleri kzgn gnein altnda bekletmek burada gelenek midir?" "Burada sadece bir tek gelenek hkm srmektedir, o da n derimizin emirlerine kesin itaattir." "Bu durumda efendim olan hametli Emir rslanta'a bu uzun beklemenin efendinin verecei cevabn bir paras olduunu be lirtmek zorunda kalacam." "Nasl istersen!" Tekrar sessizlie gmldler. Ebu Cafer kzgn baklarn g e ynelterek, kolunun yeni ile alnnda oluan ter damlalarn siliyordu. Huzursuzluu yava yava korkuya dnmekteydi. Niye bu silahl adamlarn ortasnda bekletiliyorlard? Beyni mtemadiyen alyor ve iindeki korku giderek byyorclu. Liderler nihayet kuleyi terk e t m e y e karar verdiler. Beyaz tren elbiseleri iindeydiler ve Hasan'n zel muhafz birlii tarafndan korunuyorlard. Aiamut kalesini zapt ettikten sonra, kendisini, ilk kez olarak mminlere gsterecekti. Mminler de bu davrann nemini pekl kavryorlard. Kendisi bile biraz heyecanlanmt. Boru sesi kalenin efendisinin geliini duyurdu. Btn baklar st terasa yneldiler: Parlak beyaz giysiler iinde adam belir miti orada aniden, etraflar kocaman grzleri yar plak tayan dev zencilerle evriliydi. Savalar nefes bile almaya cesaret e d e miyorlardi: a d a m d a n bir tanesini tanmyorlard. Bu Seyduna olmalyd. Yusuf ve Sleyman gzlerini fal ta gibi amlard. "Seyduna!" diye fsldadlar arkadalarna. Haber azdan aza yayld. 410

"Seyduna nihayet kendisini bize gsterdi. Byk eyler olacak Birliklerin heyecanlar hayvanlara da sramt. Huzursuzlukla yerlerinde kprdanp duruyorlard. elinin yzlerinde de belli bir heyecan ifadesi vard; nder kendilerini garip muhafzianyla beraber gsterdiklerinde balarm kaldrdlar ve aniden bembeyaz kesildiler. Hasan muhafzianyla beraber st terasn en ucuna kadar ilerle di. Herkese t e p e d e n bakyordu. Tm kalede mutlak bir sessizlik hkm sryordu. Sadece Aiamut kalesinin ebedi mzii olan bo uk bir alama sesi geliyordu aalardan. Yeni gelen konuaca n bildirmek iin elini kaldrd. Ebu Cafer'den tarafa dnerek ber rak bir sesle konumaya balad: "Sen kimsin yabanc? Alamut'ta ne istiyorsun?" "Efendi! Ben Ebu Bekir'in olu Ebu Cafer'im ve burada efen dim hametli Emir Arslanta'n emri zerine bulunuyorum. Mem leketimizin ve mutluluu, hametli imparator Melik ah, hak sz yere ele geirdiin Aiamut kalesini geri istediini sylemek zere beni gnderdi. Hametli imparator seni bir uyruu olarak gryor ve kaleyi gn iinde boaltarak serdar- ekrem ha metli Emir rslanta'a teslim etmeni istiyor. Efendim sana ve adamlarna serbest gei hakk tanyor. Fakat efendimizin emirleri ne uymazsan seni vatan haini olarak kabul edeceini bilmelisin: Bu durumda, son darbeyi vurana kadar seni amanszca takip ede cek. nk bizzat hametli ba vezir Nizam l-Mlk, byk bir ordunun-banda Aiamut'a doru ilerlemektedir ve Ismail hareketi ni sonsuza dek ortadan kaldrmaya kararldr. Efendimin sana bil dirmemi emrettii haberler ite bu kadar." Son szlerini sylerken sesi belli bir biimde kendine olan g venini yitirmiti. Hasan ona alayc bir g l m s e m e ile cevap verdi ve onu komik duruma drmek iin onunki gibi aaal bir sesle konumaya balad-, "Ebu Bekir'in olu Ebu Cafer! Efendin hametli Emir rslan ta'a unlar syle: Aiamut onun saldrsna kar koymaya hazr dr. Dmanlanmzn gznde fazla bir nemimiz olmamasna ramen, harekete g e m e d e n nce iki kez dnmesini tavsiye
'v

411

ederim ona: nk silahlarn atmalanyla beraber nclerinizin bana gelenleri o da tadabilir. Gnn birinde, kellesinin 6ir mzra n ucunda olarak buradan sergilenmesi, hi de ho olmaz dorusu." Ebu Cafer'in beynine kan srad. ne don bir adm att ve klcnn kabzasn kavrad. "Efendime hakaret etmeye nasl cret edersin? Seni gidi gasp ! Msrllann paral askeri! Otuz bin kiinin aada beklediini bilmiyor musun?" Bu cevaba ok kzan Ismailler silahlann kavradlar. Fakat Ha san soukkanlln korudu. "Yabanc efendilere hakaret etmek sultann alkanl mdr?" dye sordu yumuak bir sesle. "Hayr. Fakat bize layk grlen davrana ayn ekilde karlk vermek alkanlmzdr." "Aada otuz bin askerin beklediinden dem vurdun. Sana soruyorum: Bu adamlar buraya ekirge avlamak iin mi geldiler? Yoksa canlan yeni bir peygamberi dinlemek mi istedi?" "Eer Ismailler ekirge iseler, evet, ekirge av iin geldiler! nk yeni bir peygamberden bahsedildiini hi duymadm do rusu." "O halde yerlerin ve gklerin efendisi Hasan ibni Sabbah ismi ni de hi duymadn demek ki! Ya da Allah'n ona cennetin kapla rn ama yetkisini verdiini?" "Hasan bni Sabbah isminden sz edildiini duydum; bir zndk tarikatnn lideri olarak tannyor. ayet hislenin beni yanltmyorsa u anda onun karsnda duruyorum. Fakat bu adamn yerlerin ve gklerin efendisi olmas, benim iin yeni bir ey ve Allah'n ona bu tt bir kudret verdiini de hi bilmiyorum dorusu!" Hasan etrafa baknarak gzleriyle Yusuf ve Sleyman' arad. Bulunca da yanna gelmelerini iaret etti. Delikanllar safllann terk ederek st terasa kan merdivenlere yneldiler. Herkesin duyabi lecei bir ekilde onlara dnd: "Btn peygamberler ve ehitler adna, bir gece boyunca cen nette kalmanza izin verildiine ve bu zaman boyunca aklnzn ve bilincinizin tamamen yerinde olduuna yemin edebilir misiniz?"

"Yemin edebiliriz ey Seyduna!" "Yemin edin!" Yksek ve berrak bir ses ile yemin ettiler. Ebu Cafer glmek istedi ama delikanllarn seslerindeki kararl lk ve kanaat, onu, o kadar ok etkiledi ki srtnn rperdiini his setti. Yaverlerine br bak frlatt. Yaverlerinin o anda onun yerin de lrnadklanndan ok mutlu olduklan her hallerinden belliydi. Hi phesiz ok pis bir ie bulamt. Tekrar konumaya balad, fakat balangtaki gveni kaybolmutu artk: "Efendi, buraya retinin incelikleri zerinde tartmaya gel medim. Sana efendim hametli Emir Arslanta'n emirlerini getir dim ve cevabn bekliyorum." "Neden kayorsun dostum? Senin iin sahte veya gerek pey gamber iin savamann bir nemi yok mu?" "Ben peygamberler iin savamyorum. Hametli emirin hiz metinde bulunmakla yetiniyorum." "Deiik hkmdarlarn emrinde peygambere kar savaanlar da ayn byle konumulard. Ve ayn byle kendi sonlann hazr lamlard." Ebu Cafer sebatla yere bakyordu. Susuyordu. Hasan Yusuf ile Sleyman'a dnd. Delikanllar sanki ayakianndan merdivene zincirlenmilerdi, hi kmldamadan bekliyorlard. Baktan sonsuzluk ta bir yerlere dikilmiti. Gzlerinde garip bir ate yanyordu. Birka basamak aa inen Seyduna onlann yanna gitti ve cebinden kard bir bilezii Sleyman'a gsterdi "Bu bilezii tanryor musun Sleyman?" Sleyman'n tm vcudu rperdl ve dudaklarnda hafif kpk ler belirdi. lgn bir mutluluk duygusu ile titreyen sesiyle konu tu: Tanyorum efendim." "Git! Bilezii sahibine geri gtrmene msaade ediyorum!" Sleyman'n dizleri titriyordu. Hasan elini tekrar cppesinin ce bine soktu ve ona bir hap uzatt: "Yut bunu." Sonra da Yusuf a dnd. "Sleyman' takip etmeni istesem se vinir misin Yusuf?" "Oh!.. Seyduna!"
i

413

Yusuf"un gzleri vecd iinde parlyordu. Hasan ona da bir hap verdi. Emirin elileri bu sahneyi arian br rahatszlkla izliyorlard. zellikle iki delikanlnn yumuak ve sanki burada olmayan bak lar, onlar son derece huzursuz etmiti. Sanki normal insanlarn giriine msaade edilmeyen baka bir dnyada, sonsuz zevkleri tadyor gibiydiler. Ebu Cafer boulurcasma sordu: "Btn bunlar ne anlama geliyor efendi?" "Greceksin. Sana sylyorum.- Gzlerini drt a. Gzlerinin nnde az sonra vuku bulacaklar, insanlk tarih boyunca ilk defa gereklemektedir!" Sonra grkemle doruldu ve Yusufa dnerek tok bir sesle ko numaya balad: "Yusuf Zleyha seni cennette bekliyor! u kuleyi gryorsun! Yukarsna k ve kendini aaya at. Zemine dedi in an kalbinin sevgilisi seni kollannn arasna alacaktr!" Yusuf'un srati mutluluktan l sld. Hap yuttuu andan itiba ren, ii uzun zamandr hissetmedii bir mutluluk duygusu ile dol mutu. Harika, huzurlu bir mutluluk. Her ey arkadalar ile birlikte cennet bahelerini ziyaret ettii an gibiydi. Hasan szlerini bitirir bitirmez geri dnd ve kuleye kmaya balad. Hasan lm ses sizlii iinde Sleyman'a dnd: "Yannda bir haner var m S leyman?" "te burada Seydunal" " eli ayn anda silahlarnn kabzalarn tuttular fakat Hasan dosta bir glmseme ile onlan yattrd. Sonra Sleyman'a dn d: "Bu bilezii al ve haneri tm kuvvetinle kalbine sapla. Elin deki mcevheri seni bekleyen sahibine venne vakti ank geldi!" Sleyman bilezii vahi bir sevin ile kapt. Onu gsne bas trd. Sonra hanerini kaldrd ve tm kuvvetiyle kalbinin tam orta sna saplad. Rahatlayarak i ektii iitildi ve hemen sonra en alt basamakta olduu yere yld. Yz akl almaz bir mutluluk ile aydnlanmt. Bu sahneyi izlemek zorunda kalan eli, sanki talam gibi olduklar yerde kalmlard. 414

Hasan dudaklarnda yorgun bir glmseme ile elilere cesedi gsterdi: "Gelin ve kendi gzlerinizle grn!" Ksa bir tereddtten sonra itaat ettiler. Haner kabzasna kadar delikanlnn gsne saplanmt. Beyaz elbisesinde byk bir kan lekesi olumutu. lyken bile byk br mutluluk iinde glm syor gibiydi. Ebu Cafer elleriyle gzlerini kapad: "Oh! Merhametli Allah!" Hasan muhafzlardan birine cesedi rtmesini emretti. Sonra da kuleye dnerek yukarsn iaret etti: "Oraya bakini" Yusuf nefes nefese son basamaklar da trmanmt. Kalbi g sn paralayacakm gibi atyordu. Dar balkon zerindeki muha fzlar aknlktan donakalrnlard, hibir ey yapmadan ona bak yorlard. Yusuf balkon parmaklklarnn stne trmand. Bir anda inanlmaz bir manzara belirdi gzlerinin nnde: Tm ufuk saray lar, kuleler, kubbelerle kaplyd. Ayaklarnn altnda muazzam bir renk cmb uzanyordu. Ben bir kartalm diye dnd. Evet ben tekrar bir kartalm, kularn kral.., Kollarn bir kuun kanatlan gibi iki yana aarak kendisini bolua brakt. Vcudu bouk bir darbe ile orada bekleyenlerin birka adm uzanda yere akld. rken atlar binicileri tararndan glkle zapt ediliyordu. "Zahmet edip u adama da balkn!" dedi Hasan elilere dnerek. "Yeteri kadar grdk" dedi Ebu Cafer gvensiz bir sesle. "ok iyi Ebu Cafer! Efendine grdklerini anlat ve ona unlar syle: Ordusu otuz bin asker kuvvetinde olabilir arna deminkiler gibi iki askeri yoktur. Ve ba vezirin tehdidine gelince o nemli ahs hakknda kimsenin bilmedii bir ey biliyorum ama bu sim aklamak iin henz ok erken: Alt il on gn arasnda efendinin kulana gelecektir nasl olsa. O zaman beni ve haberimi hatrla sn. imdi git. Sana iyi bir yolculuk dilerim." elinin atlarnn getirilmesini emretti. Ebu Cafer ve yaverleri yerlere kadar eildiler ve Hasan onlar uurlad. Muhafzlar ceset leri kaldrdlar. Bir an sonra ise zel muhafzlarnn eliinde kule sine geri dnd. Herkes kalbinde ar bir zntyle grevinin bana dnd. Bu sahneyi seyredenler, her eyin ne kadar tuhaf olduunu anlatmak 415

iin kelime bulamyorlard. Azlardan szckler glkle kyor du... "Artk hibir phe olama:!:. Seyduna gerekten de kendisine inananlarn yaamlarnn ve lm Serin in efendisi! Demek ki bir ef sane deilmi: Gerekten de istedii kiiyi cennete gndemne ye teneine sahip!" "Peki ya sana kalbine br bak saplaman emretse?" "Hi duraksamadan itaat ederdim." Hepsinin gzlerinden alevler fknyordu; hepsi de Seydu na' nn ve ismaiilerin gzlerinde ykselmek iin her zamankinden daha fazla arzu hissediyorlard. "Elilerin birdenbire nasl beyazladklann fark ettin mi? Ebu Cafer yelkenleri nasl suya indiriverdi hemen!.." "Seyduna'yia baa kabilecek hibir hkmdar yok gerekten de..." "Kendini yeni bir peygamber olarak tanmladn duydunuz mu?" "Bunu bimfyor muydun?" "Ebu Cafer Seyduna'nn Kahire halifesinin hizmetinde olduu nu nasl iddia edebildi ki?" "Kim bilir. Yanlyor olmal..." Fedaler ise tek kelime etmeden surlarn zerinde bulumular d. aknlkla birbirlerine bakyorlard. Her zamanki gibi sessizlii bozan beyde oldu. "Yusuf ve Sleyman' imdilik kaybettik. Bu dnyada onlan bir daha gremeyeceiz." Kk Naim'in gzleri yalarla dolmutu. "Emin misin?" "Hadmlann tadklan cesetleri grmedin mi?" "yleyse u anda cennette olmalar gerekir?" beyde dikkatle glmsedi. "Buna inanyor olmalsn!" "Ya sen?" diye sordu Ibni Vakkas. "Seyduna byle olduunu iddia ediyor. Aksini dnmek ya saklanmtr." i: 6

"En kk bir phe bile byk bir su demektir!" Cafer olanca ciddiyetiyle sylemiti bunlar. "Artk aramzda olmadklarn dndke, her ey bana o ka dar bo geliyor ki" dedi Ibni Vakkas hznle. "nce Ibni Talir terketti bizi, sonra da bu ikisi..." "Ibni Tahir'in bana neler geldi acaba?" diye sordu Naim. "O da cennettedir herhalde..." "Bunu ancak Seyduna ve Allah bilebilir!" diye karlk verdi Ibni Vakkas. "Onlar tekrar grmeyi ne kadar da ok isterdim" dedi delikan l zlemle. "Sanrm o da iki yol arkadayla ayn yere gitmek zorunda kal d" dedi beyde gizem dolu bir sesle. Yzba Ebu Cafer Emir Arslanta'a aknln anlatacak kelime bulamyordu: "Emir hazretleri de o iki delikanlnn efendilerinin emirlerini ye rine getirirken gsterdikleri istek ve evkin, btn bu olayn en arpc yan olduunu dnmyorlar m? Eminim ki bana bu ka dar acmasz bir diktatr karsnda yapacaklar baka bir ey olma dn syleyeceksiniz... fakat kendilerini lmn kollarna atarken suratlanndaki lgn mutluluk ifadesini ne kadar byk bir akn lkla seyrettiimizi tahayyl edemezsiniz. Keke Emir hazretleri de onlarn cennet' kelimesini iittikleri anda, gzlerinde beliren kut sal parlamay grebilselerdi! Kalplerini en kk bir phe krnts bile glgelemiyordu. Bir an sonra, evvelce ziyaret etmi olduklar n iddia ettikleri cennet bahelerine gidecekleri dncesine olan inanlar, en az Alamut kalesinin kayalar kadar salam grn yordu. Kesinlikle hi abartmyorum. Bunu size yaverlerim de tas dik edebilirler." Emir Arslanta derin dncelere dalm olarak adrnda volta atmaktayd, iriyar bir adamd. Bakml d grn, yaam sev diine ve yaamdan elinden geldiince zevk almaya altna delalet ediyordu. Fakat yz hatlar ok dertliydi. Hasan'n cevab aklna ok kt eyler getiriyordu. Srayla elilerin yzlerine bakt.

417

"Bir sahtekrln kurban olmadnza emin misiniz?" "Hem de hi phesiz" diye steledi Ebu Cafer. "Sleyman is mindeki delikanl bizim en fazla be, alt adm temizde haneri kalbinin tam ortasna saplad, Yusuf adl br de tm Aiamut'un gzleri nnde kendisini kulenin tepesinden aa att." Arslanta inanmaz bir ifadeyle kafasn sallad. "Bir trl inanamyorum. imdiye kadar Hindistanl mehur b yclerin kahramanlk masallarn ok iittim. Dediklerine gre kendi kendine havada asl duran iplerin tepelerine trmanyorlar; ve bu iplerin zerinde dans etmeye cesaret eden cambazlar da tek bir emirleri ile aa drebiliyorlarm. Sonra da aa de rek kaburgalarn kran talihsiz cambazn zerine bir hasr sepet geirip bir dua mrldanyorlar ve cambazn az sonra eskisinden de salam olarak ortaya kmasn saglyorlarm. Evet btn bu ilerden haberim var. Btn bunlasn gzbacl ve sahtekrln m kemmel br gsterisi olduunun da farkndaym." 'Takat burada bu tr bir by sz konusu deil!" diye szn kesti onun Ebu Cafer. "Haner Sleyman'n kalbine kabzasna ka dar saplanmt. Ve gmlei de gerek kanla kpkrmz olmutu." Emir derin derin dnyordu. Kendisine anlatlanlara inanmak iinden gelmiyordu bir trl. "Neyse ne!" dedi bir sre sonra. "Grdkleriniz, ve duyduklarnzhakknda bir mezar kadar- suskun olmanz emrediyorum sizle re' Askerlerin ne tur bir rakiple kar karya olduklarn renme lerini hi istemem dorusu.Bakarsnz emirlere bile kar koymaya alabilirler.Ba vezir buraya doru geliyor. Onun hi akas ol madn bildiim iin emirlerini harfiyen uygulamalyz." Yaverler birbirlerine korkuyla baktlar. Buraya gelirken arkada larna Alamut kalesindeki garip ziyaretlerinden bahsetmilerdi bi le Fakat emir, adrnda volta atmaya devam ettii iin, onlarn deien surat iradelerini fark etmedi biie. "Acaba Ismaillerin nderi, ba vezir hakknda alt il on iki gn arasnda bir .eyler reneceimi sylerken ne demek istiyordu?" "Emir hazretlerine bana sylenen her eyi aynen ilettim" dedi Cafer. "Herhalde bizi korkutmak istiyor. Ba vezir hakknda bizim
'

bilmeyip de onun bildii ne olabilir ki? u anda sfahan yolunda Oradan da bu tarafa gelerek bizimle birleip Alamut'u yerle bir edecek... Bundan baka ne olabilir ki?" Emir biraz da sabrszlk ieren bir el hareketiyle onu susturdu. "Bu znd temizleme erefi niye bana nail oldu ki? Ne biim bir rakip bu? Kalenin iine snp meydan sava vermekten ka nan zr delinin teki. Btn gn sama sapan ocuk masallar uydu rup, benim cahillerimin kafasn kartryor, kendi cahillerini ise l gn lm makinelerine dntrebiliyor. Gel de byle bir dman ele geir bakalm!" Ksa bir skuttan sonra devam etti: "Pekl gidebilirsiniz. De diklerinizi anladm. Olup biten her ey hakknda tek kelime bile etmeyin!" Eliler efendilerinin nnde eildiler ve adr terk ettiler. Yalnz kalan Emir kendini yastkJann zerine atarak, bir kadeh arap doldurdu ve bir dikite midesine indirdi. Suratnn rengi ya va yava yerine geliyordu. Ellerini rpt. Perdenin arkasndan iki tane gen ve gzel cariye kt. Koarak yanna geldiler ve seve cen elleriyle onu okamaya baladlar. Az sonra Alamut kalesi de Hasan ibni Sabbah da unutulup gitmiti. Elilerin garip davranlar ve nemli bir sr sakladklarn belli eden suratlar, darda bekleyen arkadalarnn meraklarn iyice kamlamt. Fakat eliler efendilerinin emrine itaat ederek, onlara tek kelime biie edemeyeceklerini belirtiler. Bunun zerine elde bulunan, yani dikkatsiz yaverin azndan kard az bir bilgi, yl drm hzyla ordunun iinde yayld, Tm adrlarda ateli toplant lar ve tartmalar yaplmaktayd. Askerler dncelerini aka be lirtmekten ekinmiyorlardi: "Btn bu olanlardan sonra, Alamut kalesinin efendisinin yeni bir peygamber olmas, pekl mmkn dr. O da Muhammed gibi icraatna bir avu sadk adamyla ba lamt. Oysa imdi saflarnda binlerce kii savayor." "ismaillier Ali'nin taraftariar. Bizim babalarmz da yle deil ler miydi? Babalarmzn inanlarna sadk kalanlar neden yok edelim k?" 419

"Zaten Muhammed, Alamut'un efendisi kadar kudretli deildi. Kendisi cennete gidebiliyordu. Fakat baka birisini cennete gn derebiliyor muydu? Demek istediim, yaayan birisini?" "Sylendiine gre, herkesin nnde kendilerini ldren o de likanllar, cenneti ziyaret etmiler. Ben buna inanyorum: Yoksa baka trl nasl olur da bylesine byk bir evkle lme koabi lirlerdi ki?" 'Tm hayatm boyunca buna benzer bir ey duymadm. Bu ka dar kudretli bir peygambere kar savamann gerekten de bir anlam var m?" "ismailler aslnda ne Trk, ne de inliler! Sultan onlara neden sava at ki? Onlar da bizim gibi ranl ve Mslmanlar." "Ba vezir tekrar sultann iltifatn kazanmak iin bizi buraya gnderdi. Tek amac eski itibarm geri kazanmak. Sanki biz bunlar biliniyoruz. Bizi aptal m sanyorlar yoksa?" "Neyse ki Emir akll bir adam. Acelesi yok. K geldii zaman kamp biraz daha aa alnz. Hepsi bu!" "Kimsenin nefret etmedii bir dmana kar savayoruz! Ne kadar aptalca." Byk Da'ler tek kelime etmeden. Hasan'la beraber kuleye k mlard. nderleri gzle grlr biimde yorulmutu. Bitkin bir hareketle pelerinini omuzlarndan syrarak kendisini yastklarn s tne brakt. tekiler ayakta bekliyorlard. Nihayet Hasan sknu bozdu: "u anda yanmda kim olsun isterdim biliyor musunuz? mer Havyam!" "Neden zeiiikle o?" Ebu Ali'nin sesi sert hatta tehdit eder gibiydi. "Tam olarak ben de bilmiyorum. Sadece onunla konumak is terdim, hepsi bu." "Vicdann m szlyor yoksa?" Buzruk mid bunlar sylerken, ona, karanlk baklar frlatyordu. Hasan isteksizce ayaa kalkt. Makam ve rtbe sahibi iki arka dana inanmaz gzlerle bakt ama tek kelime etmedi. "Biliyor musun, delikanllar grmek iin bahelere indiin o 420
um

gece, seni ldrp kulenin tepesinden ahrud'a atmay nermi tim Ebu Ali'ye."

Hasan mekanik bir hareketle klcnn kabzasn kavrad. "Bu asi! dnceyi bir ekilde hissetmitim. Niyetinizi neden uygulamaya koymadnz sorabilir miyim?" Buzruk mid omuzlann silkti; Ebu Ali kzgn gzlerle onu s zyordu. Sonra devam etti: "Pekl, madem bilmek istiyorsun, bunu yapmadmza az nce piman oldum." "Gryor musun, tam da bu nedenle, yanmda senin yerine mer Hayyam'n olmasn arzu etmitim. Fakat sakn korktuumu sanma. Sadece birileriyle olup bitenler zerine konumak ister dim, hepsi bu." "Konu. Seni dinliyoruz." "O zaman size bir soru yneltmeme msaade edin: Bir ocu un renkli oyuncaklar karsnda duyduu sevin, gerek bir se vin midir?" "Neden yine dolambal yollara s^^pyorsun bni Sabbah?" diye sordu Buzruk mid sabrszlkla. "Syleyeceklerini lafi dolandrma dan dosdoru syle." "Az nce beni dinleyeceinizi sylemitiniz." Hasan'n sesi tekrar eski sertliine ve kararllna kavumutu. "Yaptklarm hakl karmaya almak gibi bir niyetim yok. Sadece aklamak istiyorum. Bir ocuun kendisine verilen, cezbedici renkli oyun caklar karsnda duyduu sevin, yetikin bir erkein parasn sa yarken veya karsn severken ald muazzam haz kadar byktr en azndan. Her tarafn duyduu sevin, kendi bak alarna g re, gerek ve halis bir sevintir. Herkes sadece kendisinin o anki durumuna gre elde ettikleri ile mutlu olabilir. Buna gre lmn mutluluk ile e anlaml olduunu bilen bir kii, baka birisinin pa rasn sayarken ya da karsn severken ald haz kadar mutlu olur lmekten. Ne de olsa hepimiz lmden sonraki pimanln bir anlam olmadn biliyoruz." "Yaayan bir kpek l bir kraldan daha deerlidir" diye mrl dand Ebu Ali. "Kpek ya da kral, sonunda lmek zorundasn. Demek ki kral olmak daha iyidir." 421

"Senin iin konumak kolay tabii, sen, lm ve yaam zerin de hkmetmeye kalkan adam!" diye bard Buzruk mid. "Fakat ben, senin fedalerin gibi lmektense, kpeklerin iinde en son kpek olmay yelerdim." '"Beni anlamadn" diye karlk verdi Hasan. "Kim senin lmen gerektiini sylyor ki? Onlarla senin gr alarnz arasnda dnyalar kadar fark var. Onlar iin mutluluklarn en by anla mna gelen ey, s e n d e ancak dehet uyandryor. Fakat biliyor musun, kimi insan iin d e . u anda senin bulunduun mevki, en azndan onlann bak asndan, son derece korkun bir ey. Kim se kendisini her taraftan, tm bak alarndan inceleyemez. Bunu phesiz her eyi gren Tanr yapabilir sadece. Demek ki braka lm da herkes kendi istedii gibi mutlu olsun." "Fakat sen bu ocuklar bilerek ve isteyerek yanlttn! Sana ka ytsz ve artsz teslim olan bu adamlara, bu ekilde davranma hakkn nereden alyorsun?" "Bu hakk lsmaiii inancnn en byk dsturunun doruluuna olan inancmdan alyorum." "Ve buna ramen her eyi gren birTann'dan bahsediyorsun?" "Evet, ben her eyi gren bir Tanrdan bahsediyorum. Ne Yehova, ne Hristiyanlarn Tanrs, ne de Allah, zerinde yaadmz bu dnyay yaratm olamazlar. Dnyamza bakn: Hibir ey hi bir eye baml deil, gne, byk bit iyi niyetle, kuzunun ve kaplann, sinein ve filin, akrebin ve kelebein, ylann ve gverci nin, keinin ve aslann, iein ve meenin, kraln ve dilencinin zerinde ayn ekilde parlyor. Hastalklar, iyileri ve ktleri, g lleri ve gszleri, aklllar ve aptallar ayn ekilde vuruyor. Mut luluk ve kskanlk tesadfen datlyor, yaayan her eyi ayn son, lm bekliyor. Hayr! Burada sizin karnzda durduum gibi, sadece her eyi gren o Tanr'nn peygamberiyim ben, sadece ve sadece onun!" Byk Da'ier rperdiler. Demek bu garip adam imdi iinde bulunduu lgnla srkleyen s e b e p buydu! Demek ki kendisini gerekten de gizliden sizliye bir peygam

ber olarak gryordu! Ve tm felsefesi bir gz boyamasndan ba ka bir ey deildi, sadece phecilerin ve kim bilir, beiki kendisi nin de akln, elmeye yaryordu. Sahip olduu inan ile fedalerine dier smail nderlerinden daha yakn deil miydi? "Demek ki yine de bir Tanrya inanyorsun" diye sordu Buzruk Umid korkuyla kark bit aknlkla. "imdi syledim ya sana bunu!" Aralarnda byk bir uurum olumutu aniden. Odadan k madan n c e saygyla eildiler, "Grevlerinizi yerine getirin! Szler benim halifelerim olacaksnz " Bir babann ocuklarna glmsedii gibi glmsedi ve onlar. uurlad. Koridora ktklarnda Ebu Ali bard: "Firdevs iin ne de czel bir malzeme!"

423

XVII

Drdnc perdenin sonu" diye mrldand Hasan tekrar yalnz kaldnda. Ayn akam karanlk basnca beyde, Cafer ve Abdurrahman' odasna agrtmt. Ebu Soraka delikanllara emri bildirdi. Fedailer bir anda heyecana kapldlar. Kendisini neyin beklediini tahmin eden beyde'nn esmer surat aniden kl rengine dnverdi. Tuzaa dm vahi bir hayvan gibi bakmyordu etrafna. Abdurrahman da korkmutu: "Neden Seyduna bizi zellikle bu g&ce aryor ki?" "Yusuf, Sleyman ve Ibni Tahir artk burada olmadklarna gre, cennete gitme srasnn bize geldiini dnyor olmal" dedi Ibni Vakkas. "yleyse bizim de mi kuleden aa atlamamz ya da kalbimi ze bir haner saplamamz gerekecek?" "Bunu Seyduna'ya sonnalsn!" Sadece Cafer haberi soukkanllkla karlad. "Yaamn ve lmn efendisi Allah'tr" dedi. "Ve Seyduna onun dnya zerindeki temsilcisidir." Ebu Ali onlan kkn kapsnda karlad ve kuleye gtrd Ebu Soraka ise delikanllara emri ilettikten sonra, endieyle do lu olarak Minuehr'i aramaya kt. Onu surlarn zerinde, bir zift kazann tefti ederken buldu. Arkadan yavaa bir kenara eke rek, endielerini dile getirmeye balad: "Fedalerin lm hakkn da neler dnyorsun emir?" "Seyduna her eye kadir bir efendi..." "Dncelerini renmek istiyorum! Davran biimini doru buluyor musun?" "Bu konuya hi kafa yormuyorum sevgili dostum! Sana da yle yapman tavsiye ederim." 424

"Yani sultann ordusunu byle yntemlerle mi malup edece iz?" Bunu sadece Seyduna bilebilir. Benim bildiklerimin tm, eli mizdeki birliklerle ok (azla dayanamayacamzdr." "Vallahi ben souk terler dkmeye baladm bile!" "Yalnz deilsin zlme. Mesela Emir Arslanta da eminim ki u anda souk terler dkmektedir." "Dernek ki Seyduna'nm amacna ulatna inanyorsun?" "imde bir his ona sonsuz gven duymamz sylyor bana. Bu sabah Alamut'ta olan eyleri, dnya yznde daha nce hi kimse ne grd, ne de duydu..." Ebu Soraka hayretler iinde ban sallayarak, nefer diyeceini merak ettii hekimin yanna gitti. Yunanl civarda kimselerin ol madndan emin olmak iin etrafna baknd, Sonra da karsnda kinin kulana fsldad: "Hrmetli dal! Tam bu anda, Bizans zin danlarndan katm gn lanetlemekle meguldm. nk bu .sabah kalede yaadmz eyler, Yunan dramclannn hayal gle rinin bile ok ok tesinde. Byk nder'in bize seyrettirdii za lim oyun, cehennem kraln bile kskaniktan attatabiiirdi. Gnn birinde Alamut surlarnn arkasndaki bahelerin harikalarn bize de tattrmak isteyebileceini dndke damarianmdaki kan do nuyor dorusu!" Ebu Soraka'nn rengi soldu: "Bizi de kkn arkasndaki me hur bahelere gndereceini mi dnyorsun?" "Bunu nereden bilebilirim saf dostum! Ne olursa olsun cenne tin kaplarnn gece-gndz ak olduklarn bilmek bizim gibi ka lede yaamal erefine nail olanlar iin pek de i ac bir durum deil." "Korkun! ok korkun!" diye mrldand Ebu Soraka ve kolu nun yeniyle alnnda oluan souk terleri sildi. "ok kr ocukla rmz Mutsufer'in yannda..." "Evet, gerekten de." Yunanl onun dncesine katlmt sanla. Fakat Ebu Soraka oradan uzaklat esnada, Yunanlnn dudak larnda beliren ac glmsemeyi gremedi. Yeni gelecek olan misafirler iin bahelerin hazrlanmas oktan 425

sona ermiti. Misafirlerin o akam geleceini renen kzlar odalarnda bayram havas estirdiler. Evet, kaderlerinin ne olduunu biliyorlard artk. Ak onlarn meslekleriydi; bu da holarna gitmi yor deildi. Sadece Halime korkuyordu. Sleyman'n ansna tapnyordu sanki: Onu efendisi olarak kabul ediyor, gizlice onunla sohbet edi yor ve gnlk hayatn bin bir trl sorunu karsnda nasl davran mas gerektiini ona danyordu. Byle anlarda gerekten cie onunla beraber olduunu dnyor ve buna inanyordu; bazen dier kzlar, onu kendi kendine kahkahalarla glerken yakalyorlar d, sanki o an, etlen ve kemikten birisiyle akalayor gibiydi. Balarda ona Sleyman'n byk ihtimalle bir daha asla buraya gelmeyeceini syleyerek, kendisini toplamasn salamaya al tlar. Fakat tm anlattklarnn, bir kulandan girip br kulan dan ktn fark edince, ikna etmekten vazgeip hayalleriyle ba i braktlar. O akam yeni delikanllarn geleceini renen gen kz, kuru bir yaprak gibi sallanarak, baygn bir ekilde Mer yem'in kollarnn arasna dt. "Aman Allah'm!" diye bard Meryem. "Ne yapacaz imdi bununla?" "Seyduna, bu akam gelecek olan delikanllar karlama izni verdi sana. Onun iin de ayn izni koparmaya alsana!" diye nerdi Rukiye. "O zaman, kendisini bilerek ve isteyerek Sleyman'dan ayr mak istediimizi dnr" diye uyard Fatma. "O zaman da ken disine bir ey yapacandan korkuyorum dorusu." "Sleyman'n bir daha mutlaka gelmesi gerektii fikrini kafas na nasl soktu ki?" diye sordu Rukiye aknlkla. "Halime onu seviyor, o da bir daha geleceini sylemi. mit etmesi iin bu kadar yeterli" ciedi Fatma. "Halime iin o Seyduna'dan bile byk bir peygamberi" Bu arada gen kz yava yava kendine gelmekteydi. Arkada larna aknlkla bir bak frlatt ama hemen sonra ald haber ak lna geldi ve kan yanaklarna hcum etti. Ayaa kalkt ve hazrlan mak iin odasna gitmeye karar verdi.
426

Meryem kararn vermiti: "Ona her eyi anlatacam." "Asla inanmaz sana" dedi Zleyha. "Onu tanyorum. Kaln ka falnn teki; onu Sleyman'dan uzak tutmak isteyeceini dne cektir." "Fakat Sleyman'n yerine bir bakasnn geldiini grrse kal bi ok kt knir!" "Biz buna nasl altysak, o da ayn ekilde almal" dedi Sara "Halime senin gibi deil, bunu kafana sok artk! Hayr! Seydu na ile konuacam." "Dinle Meryem" diye steledi Fatma. "nce onunla konuma mza izin ver. Belki akln bana getirmeyi baarabiliriz. Geri ba arma midimiz hi yok gibi ama olsun." Halime'nin odasna gittiler. Gen kz aynann nnde oturu yordu. Makyaj yapmakla meguld. Dudaklarnda bir glmseme vard. Arkadalarn grnce gzel hayallerini bldkleri iin f keyle alnn krtrd. Meryem'in yrei szlad. "Sen konu" diye fsldad Fatma'ya. Fatma cesaretle konumaya balad: "Misafir gelecei iin ok seviniyorsun bakyorum..." "Beni rahat brakn. Hazrlanmak iin yeterince zamanm olsun istiyorum," "Dinle Halime" dedi Meryem tm cesaretini toplayarak "sen de ok iyi biliyorsun ki misafirlerimiz bu baheleri yalnz bir defaya mahsus olmak zere ziyaret edebilirler. Bu gerei kabul etmeye al..." Ahriman odaya girerek gen kza srnamaya balad. "Hadi Ahriman, kov onlar. Onlar ok ktler." "Meryem aka yapmyor" diye steledi Fatma yavaa. "Gidini" "Gerekten de kaln kafalsn" dedi Sara fkelenerek. Oday terk ettiler. Fatma ve Zleyha tescili edilemeyecek ka dar zgndler: "Mantkl olmak stemiyor ve kendisine sylenen her eyi geri eviriyor: hatta Meryem'i bile dinlemiyor." Biraz sonra Aparna kzlarn yanna geldi. Onlara Seyduna'nn

427

yeni bir emrini getirdi. Hepsi ya takma isimler kullanacaklar ya da isimlerini kendi aralarnda deitireceklerdi. Seyduna buna byk nem veriyordu ve kzlara sakn bir falso yapmamalarn emret miti. Meryem ve Fatma kzlarn isimlerini deitirme ilemini st lendiler... "Halime, unutma sakn: Bu akam sen artk HaJime deilsin. s min artk Sariye." Kzcaz hznle glmsedi: "Beni tekrar tanyamamas iin, bu acnacak numarann yeterli olacan m sanyorsunuz gerekten?" "Gldn gryorum" dye uyard onu Meryem. "Bu konu son derece ciddi. Zaten bilmelisin ki geen seferki bahelere dar gtlmayacaksnz bu defa." Halime imdi gerekten de rahatsz olmutu. "Ne demek istiyorsun?" "Bunun ne anlama geldiini ok iyi biliyorsun" dedi Fatma ona. Halime dik dik onlara bakyordu. Gzleri yalarla dolmutu. "Neden hepiniz bana bu kadar kt davranmaya baladnz birden ' bire?" Bu szlerden sonra koarak baheye kat ve bir alln arka sna sakland. Sara peinden gitmiti, onun akln bana getirme yi, son bir kez. denemek istiyordu: "Fatma ve Zleyha'nn ocuk beklediklerini biliyor musun? Meryem'le konuurlarken duydum bunu. Fakat sana sylediimi hi kimseye anlatma!" "Neden sadece onlar?" "Hadi! Sen de mi bir eyler saklyorsun yoksa?" Halime ona dilini kard ve oradan uzaklat. Akama doru Hasan Meryem'i bahelerin birisine artt ve o da, ona, zavall Halime'nin Sleyman' bir trl unutamadn dan bahsetti. Hasan karanlk bir bak frlatt. "Zamannda sert araplar iirerek unutmasna yardmc olmak, sizin grevinizdi. Bu akam sorun kartrsa, sizi sorumlu tutarm." "Senden rica ediyorum, onu bu akamlk affet." "Bugn o, yarn bir bakas. Yirmi yldan beri bir plan zerinde 428

alyorum ve imdiye kadar hibir zaafa izin vermedim. Ve sen. imdi, aptal bir kz yznden ipin ucunu karmam istiyorsun!" "yleyse hi olmazsa onun yerine gememe msaade et." So uk gzlerinde artk en kk bir dostluk bile gzkmyordu. Fakat Hetsan merhametsizdi. "Hayr izin vermiyorum. Kendi yediiniz halt kendiniz temizlemelisiniz. Bu akam kararlatrlan saatte yine burada buluacaz. Birlikte ziyaretilerin geri gtrtilerini bekleyeceiz. Anlald m?" Meryem dudaklarn srd ve tek kelime bile etmeden Hasan'n yanndan uzaklat. Kzlarn yanna gelir gelmez Halime'nin yanna gitti. "Sleyman'n bu akam gelmeyeceini anlamadn m hl! Ka fan altr; aptallk yapma. Unutma ki hayatn tehlikede!" Halime ise cevap olarak tepinmeyi tercih etti. Her zamanki gi bi masum kurban rol oynuyor ve o eski arky sylyordu: "Ne den bana bu kadar kt davranyorsunuz?" beyde fedanin cennete yaptklar gezi sonrasnda anlattklar nn, tek kelimesini bile unutmamt. Doutan sahip olduu p hecilik ile onlarn yerinde olsa ne yapacan sormutu kendi ken dine birok kez. Fedalerin anlattklarnda birbirini tutmayan pek ok nokta vard ve bu da inkr edilmeyecek bir ekilde phelenditmiti onu. Akamleyin arkadalaryla beraber Byk nder'in huzuruna ktnda, iinde en az korku kadar merak da vard. Fakat kendisi ne mkemmel bir ekilde hakim olmay baard. Hasan'in sorular na ak ve net cevaplar verdi. Bu defa Byk Da'ler odada hazr bulunmuyorlard. Hasan'n onlara ihtiyac yoktu, ilk ve ok zor de neyi baaryla geride brakmt; artk uzun bir sabrn sonucu ola rak, altrd mekanizmaya tam manasyla hakimdi. Cafer ve Abdurrahman kutsal bir rpertiye tutulmulard. Niha yet Ismaillere hkmeden adamn odasna ayak basabilmilerdi! te burada, nlerinde duruyordu! Hibir phe eziyet etmiyordu onlara artk! Sorularn cevaplamak ve emirlerini yerine getirmek iin yanp tutuuyorlard. Kendilerinin cennete gnderileceklerini 429

rendiklerinde, suratlarnda mutlu bir glmseme belirdi. Sade ce beyde bembeyaz kesildiini fark etti; ama bir ey belli etme meye ve gzlerini drt amaya karar verdi. Hasan onlar gizli hcreye gtrd ve onlar iin hazrlatt d ekleri gsterdi. Kadehlerine arap doldurdu ve yutmalar iin k k birer hap verdi. Cafer ve Abdurrahman hap annda yuttular ama beyde son derece soukkanlyd, hap bir mddet aznda sakladktan sonra fark ettirmeden cppesinin cebine sokmay ba ard. Yar kapal gzlerle arkadalarn seyretmeye balad. Az sonra inleyerek olduklar yerde sallanmaya baladklarn fark edin ce, o da ayn biimde davranmaya karar verdi. ilk olarak Abdurrahman uykuya dald. Cafer bir sre daha di rendi ama sonra glkle yana dnd ve uyumaya balad. ite imdi korkmaya balamt beyde. Gzkapaklarnn ara sndan bile bakmaya cesaret edemiyordu. Hasan hi kmldama dan hcrenin kapsnda duruyor ve perdeyi ak tutarak yan oda dan ieri k girmesini salyordu. Hepsinin uyumasn bekledii aka belliydi. Sonra ne yapacakt acaba? beyde yksek sesle horlamaya, sonra da yan tarafa dnerek uyuyan birisi gibi dzgn soluk alp vermeye balad. Bir an sonra etraf aniden karard. Ha san zerlerine bir rt rtmt. Bir gong sesi duyuldu ve hcre nin zemini aniden titremeye balad; beyde'nin iinde yle bir his vard ki sanki bir uuruma dyorlard. Az kalsn korkudan bas bas baracakt, fakat son anda kendini tutarak skca iltesinin kenarlarna yapt; bu arada beyni lgnca alyordu. Durduklar n hissetti aniden. Sern bir hava akm doldu hcrenin iine. Bir mealenin n hissetti ve Hasan'm sesini iitti; "Her ey yolun da m?" "Her ey yolunda ey Seyduna!" "yleyse geen defa yaptklannzn aynsn yapn yine!" Gl kollar, sedyeleri kavrayarak yukar kaldrdlar. Kk bir kprnn stnden getiklerini fark etti beyde. Sonra da bir ka ya bindirildiler, krek seslerini aka iitiyordu. Tekrar kyya kmalar epey uzun srd. Onu tekrar yukar kaldrp tamaya baladlar. Nihayet kapal bir mekna tandn fark etti. Etraftan 430

gen kz sesleri ve mzik nameleri geliyordu. Kuvvetli eller kol larndan ve ellerinden yakalayarak yastklardan oluan bir yataa yatrdlar. Sonra da uzaklaan ayak seslerini iitti. Demek ki imdi efendimizin cennetindeyfm! diye dnd ve nefesini tuttu, Yusuf ve Sleyman'n o kadar zlem duyduklar, hatta uruna gzlerini bile krpmadan lmn kucana kotuklar yer! Tarif edilmez bir dehete kaplmt! Ne byk br sahtekrlk! dye dnd. Abdurrahman ve Cafer hibir ey sezinlemiyorlar! Sonra balarna neler gelecek acaba! Kendisini ele veremezdi ya! Peki ya Seyduna ona da Sleyman gibi vcuduna br bak sokma sn emrederse? Kar koyduu takdirde daha da dehetli bir lm onu bekleyecekti nasl olsa! Korkun! Bu hayal krklna nasl da yanabilirim! diye i ekti. Yatt yere yaklaan yumuak admlar iitti. Uyand zaman, baka bir dnyada, cennette imi gibi davranmas gerekiyordu. Birisi zerindeki rty kaldrd. ok ksa bir an iin gzkapakiann hafife aralad. Etrafn grebilmesi iin yeterli olmutu bile! Birbi rinden gzel gen kzlar evrelemilerdi etrafn, merakl ve biraz da rkek baklarla seyrediyorlard onu. Tm korkusunu aip gt ren bir ihtiras dalgas ykseldi iinde. Kendisini onlarn ayaklarnn dibine atmak; iinde ykselen ihtiras dindirmek istiyor; ama buna henz cesaret edemiyordu. Hayr, biraz daha uyur rol yapmas gerekiyordu. Fakat kulaklar, evredeki en kk br grlty bile iitiyor ve mucizevi bir iareti bekliyordu. Bo yere Halime'y, Sleyman'n bu akam aralarnda olmaya ca konusunda ikna etmeye almlard. Kk masum kalbi onun geleceine sarslmaz bir inan besliyordu, lik seferde oldu u gibi, grubu Fatma ynetiyordu ve Sara da araianndaydi; ama Zeynep ve birka baka kz br gruplara datlmlard. Ayn kkte de bulunmuyorlard: Orta bahedeki kkteydiler - Mer yem'in ilk gece grevini yerine getirdii yerde. Hadmlar sedyeyi yere braktktan ve uyuyan delikanly yastk larn arasna yatrdktan sonra Halime, heyecan ve korkudan Sara'nn arkasna saklanmt. Fatma delikanlnn yzn rten rt y kaldrd zaman ise heyecandan lecekti az. kalsn. Fakat orta431

ya Sleyman'n yerine beyde'nin ehresi knca sanki gzlerinin nnde bulunan bir peeyi ekip almlard. inde y^tadi by l dnya, bir anda yklp gitmiti. Gzlerini kocaman at, boa zndan ykselen bir l zorlukla bastrd ve yumruunu kanatncaya kadar srd. Sleyman' ebediyen kaybettiini anlamt. Ok gibi kapya frlad. Yaamn ne gibi bir anlam kalmt ki? Ken dilerine inanmad iin tekiler istedikleri kadar alay etsinler! Ar kadalar neler olduunu kavrayana kadar, koridorun sonuna ula mt bile. Bir an sonra ise kertenkelelerin gnelendii kayalkla rn bulunduu uuruma komaya balamt bile. "Rukiye! Sara! abuk yakalayn onu!" diye bard Fatma bogulurcasna bir sesle. ki kz Ahriman'n da kendilerine katlm olduunu fark bile et meden, baheye doru komaya baladlar. Hzla akan nehrin k ysndaki uuruma kotular dosdoru. Oraya ulatklarnda, Halime kayalklarn zirvesine kmt bile. Son anda kzn kollarn iki yana atna ve kendisini aaya b raktna ahit oldular. Sonra da uzun ve umarsz bir lk ittiler sadece. Halime akntnn en gl olduu yere dmt ve hzla s rkleniyordu. Kayalardan aa yldrm hzyla inen Ahriman, bir an bile tereddt etmeden, onun peinden suya atlad. Hayvan y zerek onu yetiti ve kudretli eneleri iie elbisesini yakalamaya mu vaffak oldu. Fakat aknt ikisini de alp gtryordu. Halime lm korkusu iinde hayvann boazna skca sarld. Az ilerideki sivri kayalara arpp paralanmalar an meselesiydi artk. Karanlkta da grebilen Ahriman, tm kaslarn gerdi ve kyya tutunmaya al t. Fakat artk ok geti. Peneleri slak kayalarda kayyordu. Son bir kere akntya kar koymaya alt, fakat tm gcn harcam t. Kuvvetli bir girdap, ikisini birden derinlere ekti. Sara ve Rukiye olayn sonunu grememilerdi nk ok uzak taydlar. Fakat korkun bir ey olduunu anlamlard. Alaya a laya dn yolunu tuttular. Zofana onlar kkn kapsnda bekli yordu. "Kendisini suya att. Aknt onu alp gtrd!" 432

Daha fazlasn syleyemediler. "Allah akna! Grdklerinizden tek sz etmeyin! Delikanl uyand ve dorusu onun ok garip olduunu dnyorum. San rm bizim huri olduumuza inanmak istemiyor..." Gzyalarn silerek Zofana'nn peinden kke girmek zorun da kaldlar. beyde yznde kstah bir ifadeyle yataa uzanmt. Birbiri ardna, Fatma ve Driye'yi kucaklayp duruyordu. Onlara glm serken dudaklanndaki aalama aka grlyordu. Bo yere onu sarho etmeye alyorlard: dudaklarn kadehe srmyordu bile. Ak dakikalar sona erdikten sonra, onlara Alamut'taki haya tndan bahsetmeye balad; son derece kurnaz bir ifade vard du daklarnda. Yusuf ve Sleyman'dan bahsettii zaman, kzlardan birkann anlaml anlaml birbirlerine baktklarn fark etti. Srf kz larn verecekleri tepkiyi grebilmek iin Yusuf ve Sleyman'n bu sabah cennetin yolunu nasl tuttuklarn detaylaryla anlatmaya balad. Tam on ikiden vurduunu biliyordu; etrafndaki suratlar dan bazlar bambaka kesilmilerdi bile: Duygulann zorlukla sak layabiliyorlard. indeki kt niyetlerini tatmin etmi olmakla be raber, kendisinden nce bakalannn bu gzel kzlarn beenisini kazanm olmalarndan rahatsz olmutu. Bu anda, gzleri Sara'ya takld: "Demek Sleyman'n bahsettii esmer Sara da burada! Fa kat gryorum ki bu arada baka bir isim takm kendisine." De mek bu dnyann byklerine lyk grlen cariyeler bunlard! Ko lunu uzatarak Sara'yi bileinden yakalad ve kaba bir hareketle kendisine ekti. Burun delikleri kabarmt. Yzndeki pembe pe eyi ekerek yrtt ve kz iddetle vcuduna bastrd. beyde inle meye balamt. Sonunda Sara'yi yanna yatrd ve kendisini ze rine att. Sara zavall Halime'nin bana gelenleri unutmutu bile... Artk onu sarho etmek kolaylamt. kram edilen her eyi kar koymadan kabul ediyordu. Az sonra ar yorgunluk nede niyle uyuyakaidi. Fatma epeydir bu an beklemekteydi: "Rukiye! abuk Meryem'in yanna giti Ona her eyi anlat! Hali me'nin kendisini nehre attn ve beyde'nin masallarmza inan madn syle!" \ 433

Kanaln kysnda, banda Moad'n bekledii bir kayk bulunu yordu. Rukiye kaya atlad: "Beni derhal Meryem'e gtr! abuk!" "Meryem Seyduna'yla beraber." "Daha da iyi!" Yar yolda Apama'y baka bir baheye gtrmekte olan Adi ile karlatlar. "Halime kendisini nehre att!" diye bard Rukiye onlara. "Ne diyorsun?" Rukiye syleciikJenni tekrarlad. Yal kadn ve hadmlar deh etle rperdiler. "abuk yerini gster bana! Belki onu hl kurtarabiliriz!" "ok ge! Aknt onu srkledi bile!" "Allah'm! Neden bunlara gerek vat?" Mustafa krekleri brakarak elleiyle yzn kapad. Hasan ve Meryem gzlerden rak bir kkn iinde sessizce otu ruyorlard. "Biliyor musun" diye anlatmaya balad Hasan bir anda "yar dmclarm az kalsm beni kulenin stnden ahrud'a atacaklard... Hem de fedalere Allah'n bahelerinin kaplarn atm o gece." "Ne sebeple?" diye sordu Meryem aknlkla. "nsann balad bir ii bitirmeye kendisini zorunlu hissettiini anlayamadkian iin." "Yaptklannn onlan korkuttuunu sylesene aka! Ne yaptn onlarla sonra?" "Ne mi yaptm? Kalenin iinde eskisi gibi rahata dolayorlar! Hepimizin iinde kt dnceler var. Bu yzden onlar sulaya mazdm. Zaten bana kar ne yapabilirler ki? Hepimizin refah ve mutluluu sadece benim kurduum dzenlerin ilemesine bal. Elbetteki can dmanmz ldrmelerine bal bu biraz da..." Duyulur duyulmaz bir sesle gld: "... Elbette eski rakibimi, can dmanm kast ediyorum: benim lmemi gerekten isteyen tek insan..." "Kim olduunu biliyorum" dedi Meryem dalgn dalgn. Tekrar uzunca bir sessizlik oldu. Hasan Meryem'in derdini biliyordu. Fa 434

kat bu hassas konudan zellikle kanyordu. Meryem de bu ko nuyu amaya cesaret edemiyordu. Nihayet kendini tutamad: "Sylesene, cennetine ilk getirdiin delikanl iie ne yaptn?" "Yusuf ve Sleyman bu sabah dman ordusunun moralini bozmak iin stlendikleri grevi, byk bir baaryla yerine getir diler." Meryem'e dik dik bakarak, yreinden geenleri okumaya a lyordu. "Onlar ldrdn m?" "Bu ii kendileri hallettiler. Ve inan bana, lmelerine izin verdi im iin, son derece mutluydular." "Sen vahi bir hayvansn! Bana her eyi anlatman istiyorum!" Hasan onu fazla yalvartmad. Onu dinlerken Meryem de bylenmekle dehete dmek arasnda gidip geliyordu, "lmlerine dek sana yrekten bal olan bu delikanllar kur ban etmek seni hi etkilemedi mi gerekten de?" Hasan'n sesinde belli belirsiz bir sknt sezinler gibi olmutu: "Sen bunu anlayamazsn. Baladm bir ii bitirmek zorundaym. Fakat bu emri verdiim zaman, dehete dtm itiraf etmek zorundaym. imdeki bouk bir ses bana yle fsldyordu: Eer zerimizde birisi varsa, buna msaade etmeyecektir. Ya gne ka raracak ya da yer yerinden oynayacak. Kale yklacak ve seni tm ordunla beraber topran altna gmecek. Emin ol hayaletlerle karlam kk bir ocuk gibi tir tir titriyordu kalbim. En azndan kck bir iaret bekliyordum, inan bana anlattklarmn tm gerek. O anda sadece bir eyler kmldasayd, mesela gnein nnden bir bulut geseydi veya kuvvetli bir rzgr esseydi, o emri asla vermezdim. Her ey bittikten sonra bile, hl olaans t bir eylerin olmasn bekliyordum. Fakat gne Aiarnut'un, be nim ve cesetlerin zerinde, eskisi gibi ldamaya devam ediyor du. Birdenbire aklmdan u dnce geti; Ya zerimizde olan hibir g yok, ya da bu g aada olup bitenle hi mi hi ilgi lenmiyor. Veyahut da, yaptklarm honutlulukla seyrediyor. Gizli den gizliye bir Tanr inancna sahip olduumu da bylece fark et tim. Fakat bu Tanr, ocukluumun Tann'sndan bambakayd. Ay435

'

M bu dnya gibi iinde bin bir eliki barndryordu, ve yine bu dnya gibi kat, snrl, ll ve saylyd. Sonlunun iinde sonsuz! uk. Cam bir kap iindeki devs kaos. Korkutucu fkeli bir ejder ha. Ve yaamm boyunca bu Tann'ya hizmet etmi olduumu an ladm." Gzlerini bolua dikmiti, sanki birtakm hayaller egemenlik leri altna almlard onu. Bu adam sadece bir despot deil ayn amanda da delinin teki diye dnd Meryem. "Bana tbrti Tahir'in nerede olduunu syleyebilir misin?" Hasan gzlerini yere indirdi. 'Onu can dmanna m yolladn yoksa?" Hasan anlaml baklarla Meryem'i szd. "Sen iddia etmemi miydin bir zamanlar" diye hatrlatt ona artk asla hibir eye inanmayacan ve asla bir eyden korkma yacan? Bir eylere katlanmak zonanda kaldn zaman, tm kuvvetin uup gidiverdi. Oysa benim yklendiim arl bir d nsene) Kk eyler iin cesaretin var, fakat byk eyler iin daha fazlasna ihtiyacn var..." Hasan szlerini bitirir bitirmez Moad'n kay kyya yanat, Rukiye tir tir titreyerek-Meryem'e kotu; Hasan'a gznn ucuyla bile bakmamt. "Halime kendisini nehre att!" diye yaknd. Meryem kalbini tuttu. Hasan'a dnerek ona yle bir bak fr satt ki ne demek istedii ok ak anlalyordu.- Bu senin eserin! Hasan Irkildi. Kzdan daha fazla anlatmasn istedi. "Demek Sleyman yerine beyde'nin geldiini grnce kap gitti? Ve beyde'nin de cennet masalmza inanmadm syl yorsun?" Meryem'e bakt. Gen kz kafasn ellerinin arasna alm hkra hkra alyordu. Onu bu durumda gren Hasan hemen kendisini toplad: "Dikkat edin de hi olmazsa devam iyi gelsin." Aceleyle kyya gitti. Adi onu kaynn banda beklemekteydi. "Kaleye, abuk!" dye emretti ona.

"Orta baheye gtrdnz adam, kimseye fark ettirmeden bo un" dedi hadmlara. Aceleyle artmt onlar. "Onunla yainu kalana kadar bekleyin. Sonra zerini arayn ve bulduunuz her e yi bana getirin. Bu sabah lenlerle beraber gmn onu. Baheler br tarafna, dan eteklerine. iniz biter bitmez, bu akam bal elere gtrdnz dier iki ziyaretiyi bana getirin." Suratnda karanlk ve kararl bir ifade vard. Tek kelime etme den asansrle yukar kt, en st terasa kan merdiveni tumana ve kararlatrlm sinyali bahelere gnderdi. Zaman dolmuu, seilmi olanlar cenneti artk terk etmeliydiler. Ne Ebu Ali'nin, n de Buzruk midin orada bulunmamalar, kendisini rahatlatm Onlara anlatacak nesi kalmt ki? Artk icraatn sona erdirerei tm dnyaya anlatmalyd. Mminlerinin anlayabilmesi iin re tisinin esaslann basit bir ifadeyle yazmal, halifelerine son sran aklamalyd. Olduka ar bir grevdi bu. Yaam ksayd ve yalanmt artk. Bitkin bir halde odasna dnd ve kendini yatan zerine v rakti; fakat uyku gelmemekte direniyordu. Yarn, tm korkusun yenmi olacakt. O an, Sleyman'n yz tm detaylaryla kar snda duruyordu: Yznde mutlu br glmseme vard fakat lr annda iindeki yaam snvermiti. Aman yarabbi! Ne kad, korkun bir tecrbe! Sadece dncesi bile souk terler dkme: ne neden oluyordu. Sonra aklna, Ibni Tahir'in de ayn dnceli ye ayn ruh haliyle Nihavend'e gitmi olduu geldi. Can dman "zt kutbu" orada bulunuyordu. Ba vezir Nizam l-Mlk, insanim rn ulv olarak kabul ettikleri eyler zerine kurmutu icraatn Ama yine de ruhunda yalanclk vard: Halkn ve mminleri nnde eilmesine ramen, ruhunun en derin noktasnda kk se lan ac kanaatiar, onlardan saklamaya zorluyordu kendisini. Kitle lerin saygsn kazanm ve kudretinin zirvesine ulamt. Ve bu larn hepsi halka gsterdii hayrhahlg, eli akl ve kk ltu lan sayesinde olmutu. Dnyada ona benzer birisi daha var mj di? Nizam l-Mlk gerekten de kendisinden nce davranm On yldan beri, eski dman Hasan'dan bir adm nde ilerliyorch Sonunda Hasan'n, onun tam aksi istikmetine ilerlemekten ba!

436

bir aresi de kalmamt! "O glmsyor, ben ise ters ters bakyo rum. O affedici, ben ise merhametsizim. O mlayim, ben ise itici olmak iin zorluyorum kendimi.'' Fakat bunlara ramen, ba vezi rin de istedii zaman zalim ve merhametsiz olabileceini biliyor du, yle dnmekteydi: Onu ortadan kaldrabilirsem, ran'n tek gerek efendisi ben olurum. "Bu gece bir bitse!" diye i ekti. Pelerinine skca sarlarak terasa geri dnd. Bulunduu yerden baheleri seyrelmek houna gidiyordu. Hadmlar son fenerleri de indirmilerdi. Baklarn dalara yneltti. Yamacn eteklerinde klar parlyordu. lleri gmyorlar diye dnd ve rpermekten kendini alamad. Birdenbire aklna korkun bir dnce gel miti: Kendisi de gnn birinde hilie dnmek zorundayd! "Hi bir eyi kesin olarak bilmiyoruz. zerimizdeki yldzlar suskun ve Sadece tahminlerle snrlandryoruz kendimizi, bu yz den de, yanlglara kaplp gidiyoruz. Bizi sevk eden Tanr gerek ten de korkun bir ey?" Tekrar ieri girdi ve gizli geidin kapsndan hcrenin gelmi olduunu grd. Cafer ve Abdurrahman derin derin uyuyorlard. zerlerindeki rtleri kaldrd. Yan odadan szan k delikanllarn yorgun suratlarnn zerine dyordu. Uzun uzun onlara bakt. "Dnyadaki en garip yaratk hi phesiz insanolu" diye mnldand. "Bir kartal gibi umak istiyor ama kanatlan yok. Bir aslan. kadar kuvvetli olmak istiyor ama peneleri yok. Onu ne kadar noksan yaratmsn ey Tanr! stne stlk br de onu cezalandr mak iin noksanlarn idrak etme yeteneini de vermisin..." Tekrar yataa uzand ve uyumaya alt ama uyku, onu sabaha kar yakalad ancak. "Ibni Sabbah gerek bir peygamber, Her eye ramen inand bir Allah var" diye duygularn at Ebu Ali Buzruk mid'e. Ona neeli, hatta ocuka bir bak frlatt, sonra da ayn sami mi sesle devam etti: "Yanlmadm grdn imdi deil mi? Sy ledikleri ne kadar imanszca olsa da, ismaililerin tek nderinin sa dece onun olabileceine inanmtm her zaman. nk bunun iin gerekli olan cesarete bir tek o sahip! Allah'a kr! Bir peygambe rimiz var!" 438

"Korkun bir peygamber" diye mrldand Buzruk Umid. 'Muhammed ondan daha az korkun deildi. Binlerce insan lme gndermiti. Buna ramen ona inanyorlard. imdi ise Mehd'yi bekliyorlar..." Ebu Ali'nin yznde kurnaz bir glmseme belirmiti: "Kitleler bugne kadar asla bo yere birisini beklememilerdir. Tarih benim ahidimdir. Binlerce ve binlerce insann yrekleri, onu iyi ya da kt var edeceklerdir. Zaten insanln en byk srr da bu deil mi? Ne zaman ve nereden gelecei asla bilinmez ama beklenen eninde sonunda daima gelir." "Anlalan Hasan'n delilii sana da bulam. nanyorsun! Ve buna ramen insanlarn sadece sahtekarlktan grdn biliyor sun." "O bile bir eylere inandktan sonra, ben neden inanmayaym ki?" "Belki de her ikiniz de ayn eyleri arzu ediyorsunuz!" "Dafler bize gven duymuyorlar, bunun tek sebebi de onlann liderleri olmamz. Sadece Hasan fedalerinin sayesinde her eyi elinde tutuyor. Bu yzden onun yannda olmalyz." "Dnekliin byk rahatszlk uyandnyor bende. Fakat hakkn var hi phesiz. br mevkii sahiplerinden bekleyecek bir eyi miz yok. Hibiri bizden yana deil. Demek kj bizim yanmz, n derimizin yan..." Ayn saatte btn kzlar havuzun etrafnda toplanmlar ve Halime'nin yasn tutuyorlard. Fatma neler olduunu dierlerine an latmt. zerlerinden yrtc bir kuun glgesinin getii, rkm bir gvercin srsn andryorlard. Sel gibi dktkleri gz yalan bile arkadaiannr bana gelen felakete duyduklar znty ifa de etmekten ok uzakt. Kara haber yznden, aslnda birbirlerine ne kadar bal olduklarn, hatta bir aile gibi olduklarn daha iyi anladlar. Hepsi matem tutuyordu... "Halime hepimizin en iyisiydi..." "Onsuz baheler bombo kalacak!" "Canmz lesiye sklacak!" "Onsuz nasl yaayabiliriz ki?" Meryem biraz uzakta oturuyor439

du. Kzlann syledikleri acsn daha da artrmaktayd. Son derece aresizdi ve kendisini dnyaya balayan son balarn da koptuu nu hissediyordu. Daha fazla strap ekmenin ne anlam vard? Ha va aydnlanmaya balaynca, knlan yataklarna gnderdi. Keskin bir bak alarak artk boalm olan odasnn yanndaki hamama girdi. Havuza scak su doldurdu, soyundu ve iine girdi, Kk bir hareket ile damarlarndaki kan yavaa dar akmaya balamt. imdi kendisini daha iyi hissediyordu. Su gitgide daha fazla kzatyordu, indeki yaam belli belirsiz vcudunu terk ediyor ve geri ye sadece byk bir yorgunluk brakyordu. "Uyku!" Baka bir is tei yoktu. Gzlerini kapad ve kendini suyun scaklna terk etti. Ertesi gn onu uyandrmak isteyen Fatma gen kzn solgun ve plak vcudunu suyun iinde buldu. Fatma'nn att korkun lk, tm evde n n nlad. Sonra da bilincini kaybetti. Nehrin kysndaki ayrda otlamakta olan katrlara ve keilere o banlk yapmakta olan sultann ordusunun bir askeri, dallar arasn da plak bir gen kzn cansz bedenini kefettiinde, gne ok tan ykselmiti. Kz dallardan kurtararak kyya ekti. "Ne kadar da gzel" diye geti iinden. Birka, adm Herde ise bir leopar olduunu hemen anlad, b yk br hayvann lei bulunuyordu. Onu da kyya ekti. Vahi ke dinin kokusunu alan adar, yksek sesle kinemeye baladlar. Nbeti asker subaya haber vermeye giderken, dier askerler de bu ilgin grnty yakndan seyretmek iin kyya gidiyorlard. "Bir leopar ve gen bir kz. lm onlar ayn anda kucaklam. Kt bir iaret bu!" dedi grm geirmi eski bir sava. Nbeti subay, adamlarna cesetleri yan yana gmmelerini emretti.

XVI11

Takip eden gnlerde, sultann birlikleri, kaleyi dzenli ola rak bombardman etmeye devam ettiler. Fakat Ismailfler bir sre sonra, surlarn mtemadiyen dven talarn grltsne alm lard. Muhafzlar surlarn zerine karak yaplan atlar hakknda bilgi vermeye bile balamlard. Baarsz atlarla alay ediyorlar d; hatta baarl olanlara alk tutacak kadar bile ileri gitmilerdi. Dman askerlerine el kol hareketleri yaparak eleniyorlard; ksa cas kalede artk hi kimse en hafif bir korku bie duymuyordu. beyde ortalktan kaybolduundan beri keifilerin komutanl na bn Vakkas getirilmiti, iki ordu arasndaki ilikileri scaklatr mak grevi, tam onun iin biilmi kaftand. Adamlarna, tutsak lardan birini, dman ordusunun n saflarna kadar bizzat gtr r melerini emretmiti. Tutsak inanlmaz bir hzla arkadalarnn yan na komu ve azndan kpkler saarak Ismaillerin kendisine ne kadar iyi baktklarn anlatmaya balamt. Keifilerden biri Emir'in askerleri ile pazarlk yapmaya balamt biie; onlara Alamut kalesinde herkese yetecek kadar altn okluunu, bouna l meyi beklememelerini anlatp duruyordu! Zaten iki ordu arasnda, her iki tarafn da lehine olan karaborsa faaliyetleri alabildiine yrmt. zellikle Ibns Vakkas elini ovuturup duruyordu, nk bu kanal vastasyla, dman ordusu hakknda pek ok faydal bilgiler elde etmekteydi. lk rendii ey Emir'in ordusunun otuz bin deil en fazla bu nun yans kadar askere sahip olduuydu. Kt takviye edilen mu-, hasaraclar, bir sre sonra gda maddesi sknts ekmeye bala mlard; birliklerdeki askerle ise geri ekilmek istediklerini artk aka sylemeye balamlard. Emir Arslanta bile bir an iin adamlarndan be ya da on bin tanesini Rey veya Kuzvin'e gny 441

440

"

dermeyi dnmt; ama Ismailflerin rktc kararllklarnn gayet iyi farkndayd ve birliklerinin saysnn azalmas durumun da, birka hafta evvel atl nclerinin bana gelen eyin, kendi bana da geleceinden ad gibi emindi. Aradan en fazla bir hafta gemiti ki glkle nefes alan bir ha berci Emir hazretlerine korkun bir haber getirdiini haykrarak or dugha dald: Ba vezir kendi adamlannn t a m ortasnda, fanatik bir rsmail tarafndan ldrlmt. Arslanta yldrmla arplm gibi olduu yerde kalakalmt. Gzlerinin n n d e n kendisiyle he saplamaya and ien klk deitirmi bir katilin hayali geiyordu. Alnn souk terler kaplad. "Ebu Cafer gelsin!" diye emretti. Yzba zaman kaybetmeden efendisinin yanna gitti. "Duydun m u ? " diye sordu Emir endieyle? "Duydum hametlim. Nizam l-Mlk ldrlm." "Alamut kalesinin efendisi ne demiti?" "Ba vezir hakknda, sizin kulaklarnza alt il on iki gn arasn da ulaacak bir bilgiye sahip olduunu sylemiti. Ve sonra da kendisini ve haberlerini hatrlamanz istemiti." "Ey Allah! Allah! Her eyi biliyormu. Hi. phesiz katili Nehav e n d ' e gnderen de ta kendisiydi. Kendisini hatrlamam syler ken ne demek istedi acaba?" "Korkarm senin iin pek hayrl eyler degii efendim." Emir dehet iinde elleriyle yzn kapad ve yaral bir geyik gibi kapya kotu. "Muhafz ba! abuk! Adamlarn on katna kar ve hepsi ellerinde silah olduu halde hazr beklesinler! adr ma bizzat benim aracam subaylar dnda hi kimseyi sokma." Sonra Ebu Cafer'e dnd: "Davullar alnsn! Acilen herkes si lah bana gesin! Alamut ile en kk bir iliki kurmak isteyenierin derhal boyunlar vurulsun!" Ebu Cafer ald emirleri yerine getirmek zere kapya henz ynelmiti ki ieriye paldr kldr bir subay girdi. "hanet! Mancnklar kullanan adamlar, atlar ve katrlar ala rak gneye doru kamlar. Balarndaki subaylar kendilerini en gellemek istemiler fakat onlarn ellerini kollara balayp bir ke nara atmlar. Az nce bulduk onlar."

Arslanta delirmek zereydi. "Itoluit! Onlarn gitmelerine msaade edenlerin arasnda sen de vardn deil mi?" Subay gzlerini yere indirerek kendisine hakim olmaya alt. "Karnlan a. 'Dalarn eyhi' apndaki bir peygamberle sava mak istemiyorlar." "O zaman bana bir fikir verin! Ne yapmalym?" Ebu Cafer kuru br sesle cevaplad: "smaillerin can dman ba vezir ld. Tac i-Allk imdilik kazand. Onunla Alamut efen disinin aras kt saylmaz..." "Ne demek istiyorsun! Ak konu." "Mancnklar kullanabilen askerler t o r oldular. Bu kalenin n n d e daha fazla beklemek iin ne gibi bir sebebimiz var ki?" Arslanta gzle grlr biimde rahatlamt. Yine de det ye rini bulsun diye itiraz etmekten geri kalmad: "Demek rezil olarak kamam neriyorsun? "Hayr hametlim. Ba vezirin lmnden sonra durum tama men deiti. Sultann ve yeni ba vezirinin emirlerini beklemek zorundayz." "Bu da doru tabii..." Emir hazretleri hemen subay meclisini toplad. ounluu geri ekilmekten yanayd. Zaten askerlerin byk ounluu ismailler ile savamay reddediyordu. "Pekl" dedi sonunda emir. "Ordugh datn; askerler de hemen geri ekilmeye hazrlansnlar." Ertesi sabah g n e bo bir araziyi aydnlatyordu. Sadece i nenmi toprak ve saysz kamp atei kalnts dn akam burada devs bir ordunun konakladna delalet ediyordu. tbni Vakas casuslar vastasyla ba vezirin lmn annda haber almt. "Bir Ismail ba veziri adrnn tam ortasnda ldrm! Sulta nn ordusu Aiamut'un nnden sefil bir halde geri ekiliyor." Bu sylenti tm kalede bir imek hzyla yayld. bni Vakkas nce Ebu Ali'ye haberi bildirmiti; o da zaman kaybetmeden Buzruk mid'in yanna komutu.

442

443

"ibni Tahir grevini yerine getirdi' Nizam l-Mlk ld!" Hasan'a haber vermeye gittiler. Meryem'in korkun lmn den beri Byk nder daha da iine kapanmt. Mekanizmas ku sursuz bir ekilde ilemekteydi; kkat kendisine itaat etmeyi red deden her eyi arklarnn arasnda tyordu, lk kurban bir ikincisi, onu da bir ncs izlemiti. Hasan yaratt mekaniz may artk tamamen kontrol altnda tutmay baaramadnn far kndayd. Sanki garip bir ekilde canlanmt ve kendisi iin nem li olan eyleri de gzn krpmadan yok ediyordu Meryem'in n tihan ona ok dokunmutu; kendisini olduu gibi gsterebildii tek insan oydu nk. Keke mer Havyan yannda olsayd! Aca ba davranlarn nasl deerlendirirdi air? phesiz onlar onayla mazd ama ne yapmak istediini anlayabilirdi. Bu ise tekinden daha nemliydi. Byk Daf'ler odasna daldklar zaman, sevinle dolu yzlerinden kendisine nemli bir haber getirmi olduklarn anlad. "Emirin ordusu ardna bakmadan kayor. Fedain ise ba veziri ldrm!" Hasan ayaa kalkt. Genlik yllarnda birbirlerine byk bir ye minle balanan arkadan en soylusu artk yoktu. Artk hibir ey onu tutamayacakt! "Nihayet!" diye mrldand. "Eki adamn lm, benim iin tali hin balangc anlamna geliyor..." Bir sre sustuktan sonra Byk Da'lere dnd; "Failin akbetini renebildiniz m ?" Buzruk mid omuzlarn silkti: "Hayr bir ey bilmiyoruz. Zaten bir tek seenekten baka ne gibi bir ans var ki?" Hasan adamlarnn gzlerine bakarak dncelerini okumaya alt. Ebu Ali'nin suratndan ballk ve gven okunuyordu. Buz ruk mid'in gzlerinde ise tasvip, hatta hayranlk vard. ekti. "Fedalere syleyin, bundan sonra en byk ehidimiz Ibni Tahir'dir. Dua ederken Sleyman ve Yusuf'la beraber, onun da adn ansnlar. Emrim byledir, bu andan itibaren devaml yu kar kacaz. Zapt edilmi btn kaleleri kurtaracaz. Bir haberci acilen Zur Gumbadan'a gitsin, Hseyin Alkeyni'nin intikamn al444

mak zorundayz, Kzl Sank muhasaray kaldrr kaldrmaz, bir ker van olumu buraya getirsin." Onlar yolcu ettikten sonra kulenin en tepesine karak emirin ordusunun geri ekiliini seyretmeye balad. Ertesi sabah birbiri ardna birok haberci die tsmail kalelerine doru drtnala at srmeye baladlar. Ibni Vakkas'a Rudbar ahalisi ile iliki kurma grevi verilmiti. Gece kerken Ebu Ali nefes nefese Hasan'in yanna kt. "nanlmaz bir ey oldu!" diye bard henz kapdan ieri bile gir meden "Ibni Tahir kaleye geri dnd." Ba veziri ldrd gece, Ibni Tahi'in hayatnn en kt gecesiy di. Ellerinden ve ayaklarndan adrn ortasndaki byk diree zincidenmiti. Btn gece direin dibinde hi kmldamadan yat mt ama kafasnda binlerce dnce lgn resimler halinde dola np duruyordu. Aiamut'takl ihtiyarn alayc kahkahalarn iitiyordu sanki. Bu kadar bariz bir sahtekrln, nasl olup da daha nce far kna varamamt? Gzleri bu denii kr myd gerekten? Allah Allah! Fakat onun gibi, hakikate hizmet ettiine inanlan byk bir din nderin bir sahtekr olduunu nasl dnebilirdi ki? Onun bylesine br alakl yapabileceini? Ve Meryem, meleklere benzeyen kz, onun su ortandan bakas deildi! Seyduna'dan daha da ktyd hatta; nk onun emirlerini uygulamak iin ak kadar kutsal bir duyguyu bile kullanabilecek kadar aalkt. Aman Allah'm! Gzne ne kadar da aalk grnyordu imdi! Gece bitecek gibi deildi. Ac ve korku onu merhametsizce uyank tutuyorlard. Meryem gerekten de o iren ihtiyann sev gilisi miydi? Beraberce kendisinin ocuka saflna glyorlar myd? Ve kendisi, Ibni Tahir, en gzel iirlerini ona adamt! Ken disi gece ve gndz Meryem'in hayalini kurarken, onu zlerken, ona ihtiya duyarken, o alak ihtiyar onun byleyici vcuduyla ihtiraslarn dindiriyor, yudum yudum akn iiyor ve ona inanan lar, onu sevenleri, ona sayg duyanlar lme gnderiyordu! Al lah Allah! Ne korkun bir gerek! Bye bir ey nasl olabilir? By lesine bir suun cezasn verecek bir kimse yok mu? Kimse yok mu gerekten? 445

Meryem - bir fahie! En ok arna giden buydu ite! Gzelli i, zeks, yumuakl..., bunlarn hepsi kendisi gibi aptallar iin mi meer! Bylesine bir utanla yasamasna imkn yoktu. Srf bu yzden Alamut'a geri dnmeli ve ihtiyarla hesapiamalyd! Ona birisini ldrmesini emretmiti, o da emrini yerine getirmiti. Do laysyla kendisi de lm hak etmiti phesiz! Fakat? Bunlara ramen! Meryem ruhunun en gizli kesinin en tatl varl olarak kalmam myd? Kalbinde kor halinde yanan atei o yakmam myd? inde binlerce bilinmeyen duygular uyandrmt. Artk bilmesine ramen onu hl arzuluyor muydu? Oh! Onu son bir kez daha kendisine ekse, son bir kez kucaklasa! Ertesi sabah ba vezirin ldn sylediler ona. Onu Ala mut'a gnderme fikri henz kesinlik kazanmamt: Sultann emri ni bekliyorlard. Haberciler Sultan yakaladklar zaman Badat yo lunu yanlamt bile. Hemen .geri dnd, iki gn sonra tekrar Nehavend'deydi. Ba vezirin tahnit edilmi cesedi ykanm, yalanm, parfimlenmi, erguvan! giysilere brnm olarak byk bir debdebe ve ihtiam ile bayraklar, talar ve sslemelerle kapl gk mavisi bir elaeliln altna yerletirilmiti. Kafasnda devs bir sark vard. Ayak ularnda ise makam ve mevkiinin iaretleri olan kalemlii, mrekkep hokkas ve serpuu gze arpyordu. Mum rengi alm olan surat, uzun ve beyaz sakal ile etrafa asalet, sknet ve ha met sayordu. Mteveffann ok sayda olan oullar, lkenin her yerinden en hzl atlara binerek, cenazeye yetimilerdi. Babalannn yan bana diz kerek,, kaskat kesilmi souk ellerini uzun uzun ptler, bu arada alamalar ve inlemelerden oluan bir kon ser, glgeliin ve tabutun etrafndaki havann titremesine neden oluyordu. Vezirinin cesedini gren sultan br ocuk gibi hkrmaya bala mt. urackta yatan adam, tam otuz yl boyunca lkesine hizmet etmiti! "Prenslerin babas - Atabey!" Bu unvan ne kadar da ok hak etmiti! Geen sene ona sert davrand iin son derece pi mand imdi! Nasl olmutu da bir kadnn devlet ilerine karma sna izin verebilmiti? Keke onu da dierleriyle birlikte haremine 446

kapasayd! Ordughn ileri gelenlerden cinayetin ayrntlarn rendi Demek Hasan'in gerek yz buydu! steseydi katilini veziri yerine kendi zerine de gnderebilirdi rahatlkla! Dehetle rperdi. Hayr, dnyada bu tr alaklklarn var olmasna msaade ede mezdii Hasan yok edilmeliydi! Ve onunla beraber tm Ismailler. Onlarn tm kalelerini yerle bir edecekti! Vezirin oullarna babalarnn cenazesini sfahan'a gtnnelerini ve orada byk bir trenle topraa vermelerini emretti. Katile gelince hepsi de mteveffann son arzusuna uyulmas gerektiini dnyorlard. "Alamut'ta yle ya da byle lm bulacak nasl olsa!" dedi Sultan ve Ibni Tahir'i huzuruna getirmelerini emretti. Yaralarndan hla kanlar akmakta olan Ibni Tahir'i, perian vazi yetini dikkate almadan, ite kaka kraliyet adrna soktular. Onun yzn gren sultan, armaktan kendisini aamamt. Hkm darlk yllarnda, bir bakta insanlarn ne mal olduklann anlamay renmiti. Bu smail'i bir katile benzemiyordu. "Byle bir cinayeti na! ileyebildin?" Ibni Tahir kalbinden taan her eyi anlatt ona. Szleri yalandan ve art niyetlerden uzakt. Fakat anlattklar, etrafn evreleyen kat yrekli adamlar bile dehete drmt. Sultan eski bahelerin hikyesini biliyordu: Ama bu derece eytan br dzeni daha nce hi iitmemiti. "Seni nasl kullandklarnn farkna vardn m imdi?" diye sor du delikanlya. Ibni Tahir bu arada szlerine son vermiti. "Bu i ren ihtiyarn elindeki bir silahtan baka bir ey deilsin sen!" "lediim suun kefaretini demeye ve dnyay bu Alamut canavarndan kurtarmaya hazrm." "Sana gveniyorum; gitmene izin vereceim. Kaleye ulaana kadar otuz adam elik edecek sana. Fakat dikkat et ve kendini ele verme. Cezalandracan kiinin nne kana kadar, fkene ha kim olmaya al Sen kararl ve zeki bir delikanlsn. Plann baar szlkla sonulanmamak." Gerekli dzenlemeleri yaptktan sonra, sultan, tekrar Badat'a doru yola koyuldu, Ibni Tahir ve yanndakiler en ksa yoldan Alamut'a doru at ko447

pardlar. Buna ramen, ba vezirin lm haberi onlardan bir gn nde ilerliyordu. Rey ve Kazvin arasnda, emirin ordusunu terk et mi olan bir grup asker ile karlatlar. Nizam'in lmnn birlik ler zerinde ne gibi bir etki yaptn rendiler onlardan: Alamut kalesi muhasaras kaldnlmt! Demek ki bir Ismail birliinin kuca na dme ihtimalleri de mevcuttu. Fakat bni Tahir yanndakilerin endielerine son verdi: "ahrud'un arka tararnda bir patika biliyorum. O yol emindir!" Az sonra nehrin dar bir yerine geldiler ve kar kyya getiler. Dar ve dolambal bir yol dalarn arasndan uzanyordu. Atlann Alamut'a dogtu topukladlar. Dar patikann bir taran uurumdu; dier yan ise allklarla kaplyd. Aniden keifi olarak nden gnderdikleri adam geri gelerek, ilerden bir svarinin kendilerine doru geldiini haber verdi. allklarn arkasna saklanarak ona pusu kurdular. Yabanc svarinin yzn gren bni Tahir annda tand ibni Vakkas. Seyduna onu Rudbar'a gnderiyor olmal diye dnd. ten ie, fedanin kendisine kurulmu olan tuzaktan kurtulmasn arzu ettiini fark etti: "Ne de olsa o da ihtiyann yalanlannm bir kurban deil mi? Ayn benim olduum gibi..." Sonra da ruhunun -.a derinliklerinde Alamut'taki yaama hl bal olduunu hissetti. Garip, ama gerek... Sultann askerleri bni Vakkas'in etrafn yldnm hzyla sardlar. Alan ok dar olduu iin, mzran kullanmaya frsat bulamamt. Onu elinden atarak klcn ekti ve bir lk atarak dmanlarnn zerine saldrd: "Yeti ey Mehd!" Onun cesaretinden rken adamlar abucak klcnn nnden eki.ldiler. Biraz arkada durmakta olan bni Tahir suratnn bembe yaz kesildiini hissetti; sanki fel inmi gibi hibir yerini kprdatamyordu. Kalenin nnde yaptklar ilk sava hatrlad, bayra zapt edilerini, dmann zerine saldrmak isteyen Sleyman'n, Ebu Soraka kendisine engel olduu zaman fkeden nasl tepindiini... ismaiilerin balangtaki gleri ile imdiki arasnda ne ka dar byk fark vard; artk binlerce kiiden oluan ordulara sahipti ler. Ban atnn sarsna dayad ve sessizce alamaya balad.

bni Vakkas ise bu arada eytan gibi dvyordu az kalsn kendisine bir yol amaya muvaffak olacakt. Klc, nne kmaya cesaret edenlerin kalkanlarnda ve miferlerinde nlyordu. So nunda askerlerden birisi yere atlad, fedanin mzran alarak, at nn gvdesine saplad: aha kalkan hayvan yere yuvarlanarak bini cisini altna ald. bni Vakkas kendisini ok abuk kurtard ama ba na inen bir grz fark etmekte ge kalmt. Onu baladlar. Ya ras pek kt grnmyordu; tedavi edildii srada kendisine gel di zaten. Gzlerini aar amaz ibni Tahir'i grd. Daha geen ak am onun ismini, sonsuz saadete kavuanlann isimleri arasnda okumutu. Birden iini garip bir korku sard: Yoksa ldm m... fakat dmanlann lideri, zerine doru yrmeye balamt bile. Bu arada da bni Tahir onu omuzlarndan sarsarak, kendisine getir meye alyordu: "Uyan bni Vakkas! Beni tanmadn m?" Yaralya su vermelerini istedi. bni Vakkas suyu hrsla iti. "bni Tahir! Demek ki lmedin! Bu adamlann arasnda ne iin var?" Dman subayn iaret ediyordu. "Dnya zerindeki gelmi gemi en byk yalancy ldr mek iin Alamut'a geri dnyorum. Hasan ibni Sabbah bir pey gamber deil aksine byk bir yalana. Kaplarn bize at cen net, kendisinin hazrlad bir sahneden baka bir ey deil. Ziya ret ettiimiz baheler, aslnda Alamut'tan hi de uzakta deiller, sadece kalenin arkasnda sakllar. Bir zamanlar Deylem krallarnn yaptrd bahelerden baka bir ey deil cennetimiz..." bni Vakkas aalarcasna suratn buruturdu: "Hain!" ibni Tahir kpkrmz kesildi. Fakat yaral onu dinlemek bile iste miyor, kendi sama inancnda srar ediyordu: "Ben sadece bizi Seyduna'ya balayan yemine inannm!" "Bu yemin onun bizi kandrmasna engel olmad! Demek ki bi zi balamaz!" "Bu yeminin adna sultann ordusunu malup ettik. smaiilerin dmanlar nmzde titriyorlar!" "Bunu sadece bana borlusunuz. Ba veziri benim ldrd m unutma!" 449

448

"Biliyorum Bu yzden de Byk nder seni en byk ehit ilan etti. Ve sen de onu ldrmek istiyorsun! "imdi bildiklerimi daha nce bilmi olsaydm, onu o zamanlar ldrrdm!" "Onu ldrmek mi? Bir emri ile Sleyman hepimizin gz nnde kalbine bir bak saplad, Yusuf da kendisini kulenin tepe sinden aaya att. lrken bile suratlarnda var olan ifadeyi ya kandan grdm: Kendilerini bekleyecek olan dlden bir an bile phelenmemilerdi." "Allah'm! Kalpsiz cani! abuk! Acele etmeliyiz! Hanerimi ne kadar abuk kalbine saplayabilirsem, dnya da bu kbustan o ka dar abuk kurtulmu oiur..," Tekrar yoia koyuldular. Alamut'tan yann parasang nce birli in lideri adamlarn durdurdu ve lbni Tahir'e dnd; "Bundan sonra yolculuuna yalnz devam etmelisin. Yaraly rehine olarak yanmzda gtreceiz. Allah intikamn almana yardm etsin. Ve sonra da kolay bir lm nasip etsin." bni Tahir rma at. Birka adm ileride, elbiselerini saklam olduu yeri kolaylkla buldu. zerini deitirdikten sonra boaza doru ilerlemeye balad. Sultann askerleri uzun sre onu gzle riyle izlediler; sonra da liderleri at bin emri verdi ve tekrar Rey yo lunda at koturmaya baladlar. Boazn giriini kontrol eden kuledeki muhafz fedaiyi tand ve gemesine msaade etti. Asma kprnn indirilmesinde de bir zorlukla karlamad. Askerler onu avluda karladlar, falcat sanki hayalet grm gibi bakyorlard ona. Hemen nbeti subay buiciu; "Seyduna ile grmem lazm hemen! Sultann or dugahndan ok nemli bir haber getirdim." Nbeti subay telala Ebu Ali'nin yanma gitti ve onu olaydan haberdar etti. O da aceleyle Hasan'in yanna koturdu. Bu zaman zarfnda ise lbni Tahir bekliyordu, kararl ve kt niyetli. Elinde ol madan cppesinin altndaki klc bir kez daha kontrol etti; geni kuann altnda bir haner, kolunun yeninde ise ba veziri ldr d zehirli haner saklyd. lbni Tahir'in dnn renen Hasan'in nutku tutuldu. Gr450

meyen baklarla Ebu Ali'ye bakmaya balad; onun orada olduu nu unutmu gibiydi. Fakat kafas imek hzyla alyr ve bu ina nlmaz mucizeye neden olabilecek tm olasiklan gzden geiri yordu-, aklna bin bir trl ey geliyordu ama akla en yakn olan, bunun bir tuzak olmasyd. "Git! lbni Tahir buraya gelsin! Muhafza syle, onun gemesine msaade etsin." Ebu Ali dar kar kmaz zel muhafzlardan beini ard ve n odann perdesinin arkasna saklanmalarn syledi. eri giren adam etkisiz hale getirerek, elini kolunu balayarak ona getire ceklerdi. Sonra beklemeye balad. Byk nderin kendisini, zaman kaybetmeden yanna ard n iiten lbni Tahir, dncelerini toplamaya alt: "ntikamm almalym! Allah'm! Bana yardm et!" Abdlmelik'ten rendii yakn dv tekniklerini bir kez da ha aklndan geirdi: Ona bir tuzak kurulmu olmas ihtimalini gz den uzak tutmamalyd. Onun odasna kadar bir gidebilse! Solgun ama kararl bir ekilde kuleye doru yrmeye balad. Cppesinin kollarn biraz geriye atmt, hanerini saldrya hazr biimde elinde tutuyordu. Siyah muhafzlann nnden geerken hafife tereddt eder gibi oldu. Tm klarda olduu gibi, kori dorun banda ve sonunda da nbet tutuyortard. Geri dnmemek iin, kendine iddetle hakim olmak zorundayd. Bir trl sonu gel mek bilmeyen merdiveni ryadaym gibi kt. Merdivenlerin so nunda nbet tutan dev muhafz ona dikkat bile etmemiti. Om zunda kocaman bir grz tayordu. ntikam saati gelmiti: Zaaf gstermeyeceini hissediyordu. Koridordan soukkanllkla geti. n odann giriinde baka bir muhaliz nbet tutmaktayd. Perdeyi kaldrd ve ona girmesini iaret etti. Srtnda souk bir rperti dolat. abuk! abuk! diye tekrarl yordu iinden cesaret kazanmak iin. Mmkn olduunca abuk bitirmeliyim iimi! Dikkat ve kararllkla ieri girdi. Dudaklarn bir birine kenetlemiti. Tam bu anda dev gibi yumruklar zerine ul landlar. Birisi kollarn artesna bkmeye alt ama sert bir hare451

ketle bileklerini kurtard ve klcn ekmeye muvaffak oldu. Fakat ensesine nen iddetli bir darbe onu yere ykt. Sanki zerinden bir fil srs geiyordu. Tekrar kendisine geldii zaman, ellerinin ve ayaklannn balanm olduunun farkna vard. lgnca bir fke nin etkisinde kalarak barmaya balad-. "Niye bu kadar aptalm? Neden?" Hasan odasndan kt. "Emrini yerine getirdik ey Seyduna!" "yi, Dar kn ve koridorda emirlerimi bekleyin." Elleri ayaklan bal olarak yerde yatan Ibni Tahlr'i inceledi, su ratnda alayc bir glmseme vard. "Cani! Masumlann katili! Ellerinde yeterince kan yok mu artk?" Hasan bir ey duymam gibi davrand. "Emri yerine getirdin m?" diye sordu sadece. "Neden soruyorsun ki bunu, yalanc? Gzlerimin ne kadar kr olduunu herkesten iyi sen biliyorsun..." "yi. Ellerinden nasl kurtulabildin?" Ibni Tahlr acyla glmsedi. "Huzursuz mu etti seni? Cierlerini skmek iin buraya dnd m bil, yeter." "Pek kolay olmayacak herhalde yiidim!" "Farkndaym kinci kez bir aptal gibi davrandm." "Neden? Bir fedai olarak zaten lme adanmtn. Seni ehit mertebesine ykselttik. imdi de geri dnerek planlanmz bozu yorsun! Seni kalc olarak cesurlarn cennetine gnderme vakti geldi de, geiyor bile!" "te bu yalanlarna bir kere inanmtm: Bize Deylem krallannn bahelerini amtn... Senin cennetindi buras! Ve bu gzel hayal uruna bir insan ldrdm: hem de hayatn an ve erefle geirmi bir insan! lrken bile benim gzlerimi amak ltfunda bulundu. Ne kadar korkun!" "Salon ol ibni Tahir, hemen hemen tm insanlk seninkine ben zer bir krlkte yayor zaten." "Baka trl nasl olsun ki? Senin gibi insanlar olduka hele! n sanlarn gvenlerini hemen ktye kullanmak isteyenler! Sana 452

inanmaya ilk hazr olanlardan biriydim ben! nk aklma her ey gelirdi ama senin gibi, Mslmanlann yars tarafndan peygam ber olarak kabul edilen birinin, bir sahtekr ve yalancdan baka bir ey olmadn asla dnemezdim! Ya da, sana inananlar bi lerek ve isteyerek yanl yollara saptrablleceini! Kendi canice planlann gerekletirmek iin, onlann inanlarn ktye kullana bileceini!" "Baka bir istein var m?" "Lanet olsun sana!" Hasan glmsedi. "Bunlar beni azck olsun incitmeyen szler!" Ibni Tahir kuvvetinin giderek zayfladn hissetti. Biraz daha sakin olmaya zorlad kendisini: "Biliyorum, beni ldreceksin... Fakat sana son bir soru sormak istiyorum." "Dinliyorum." "Bylesine tiksindirici bir plan nasl olup da dnebildin ve bizleri alet edebildin? Bizleri, sana ruhlar ve vcutlanyla bal olan insanlan?" "Gerek sebebini renmek ister misin?" "Baka bir ey istemiyorum senden." "yleyse dinle. Bu senin son ansn. Ben taraftarlarma daima Arap asll olduumu anlattm. Rakiplerim ise aksini ispat etmeye altlar. Hakl olan onlard. Fakat neden byle davrandm? nk siz Persler kendi rknza gereken nemi vermiyorsunuz. Peygam berin doduu lkeden gelen herhangi biri, sefil bir dilenci bile olsa, sizin gznzde dnyann en kymetli adam oluveriyor. Oy sa sizler Rstem'in ve Suhrab'n, Minuehr'in ve Feridun'un torun larsnz. Hsrev'in, Ferhad'n, eski byk Pers krallarnn, Pers im paratorluunun varislerisiniz! Fidevsi'nin, Ansari'nin ye daha nice airin sizin dilinizi konutuunu unuttunuz! Kendinizi Araplann di nine ve kltrlerine tabi kldnz! imdi de, bozkrlardan gelen at hrszlannn, Trklerin nnde, karn st yerlerde srnyorsu nuz! Seluklu kpeklerinin yarm asrdan beri size hkmetmeleri ne msaade ediyorsunuz! Oysa siz Zerdt'n torunlarsnz! Genliimde iki arkadam ile kutsal bir yemin ettim: Bunlardan birisi ldrdn ba vezir idi, teki de air mer Hayyam. Bu 453

taht hrszlarn alt etmeye yemin etmitik. Planlarmz gerekle tirmek iin toplumun en st seviyelerine ulamaya alacak ve bu abalannz srasnda birbirimizi tm gcmzle destekleyecektik. Ben ara olarak Ali taraftarlarn kullanmaya karar vermitim. n k bunlar Badat halifesine, dolaysyla da Trklere kar idiler. Ve zir ise Seluklularn hizmetine girmeyi yelemiti. nceleri onun setii yolun, emellerimizi gerekletirmek iin gereinden uzun olduunu dnyordum. Bu nedenle onunla konumak istedim ama hl bu ocuka' dncelere inandm iitince ok ard. Her ne kadar saraya girmeme yardm ettiyse de, ksa sre sonra benim, eski kararlarmza bal kaldm kabul etmek zorunda kal d. Nfuzumun giderek arttnn farkna varnca, beni yok etmek iin elinden geleni yapmaya balad ve bir sre sonra srgne git meye mecbur kaldm. Bama tam on bin altn d! koymutu! Genlik ryamz da bylece sona erdi. Ba vezir, anann yann da otuayor ve yabanclara irin gzkmek iin her trl soytarl yapyordu. mer Hayyam ise arap iiyor, kadnlar seviyor, kay bettii zgrlne yanyor ve dnyadaki her eyle alay ediyor du. Fakat ben dayandm. Gerek bu tecrbe, gerekse de saysz bakalar gzlerimi amlard. Halkn kaytsz ve tembel olduu nun farkita vardm; onlar iin kendimi harcamaya demezdi. Bo yere onlar uyandrmaya ve aydnlatmaya almtm. Insanlann byk ksmnn hakikatin ne olduuna ilgi duyduuna inanyor musun yoksa? Umurlarnda bile deil! Tek istedikleri rahatlarnn bozulmamas ve hayal glerini canl tutmak iin masallar. Veya kimin hakl, kimin haksz olduunun, onlar iin bir anlam ifade et tiini mi dnyorsun? Asla! Yeter ki onlarn zavall isteklerinin bir ksmn tatmin et. Artk kendimi bo hayallere kaptrmak iste miyordum. Madem ki insanlk bu ekilde, artk ben de uiv ama lanma ulamak iin onu kullanacaktm! insanlarn aptallklarnn ve saflklannn kapsn almtm. Onlarn her trl bencil isteklerin den ve zevklerinden kendi karma yararlanmaya baladm. Tm kaplar nmde bir bir almaya balamt! Bir sre sonra, senin de saflarna katlmak istediin mehur bir peygamber olmutum! Artk ben kitlelere gitmiyorum onlar benim ayaklanma geliyorlar. 454

Ardmdaki tm gemileri yaktm. imdi ileri gitme vakti, Seluklu lar ykana kadar da hi durmadan ilerlemeye devam edeceim. Fakat beni anlamakta zorluk ektiine eminim. yle deil mi?" ibni Tahir gzlerini fal ta gibi amt. Kulaklanna inanamyordu. Her eye hazrlanmt fakat Hasann kendisini hakl karma ya alacan hi dnmemiti. Fakat Hasan szlerini bitirme miti henz. "Sakn bana fedalerin szde cesaretlerinden bahsetmeye kalk ma! Yaammn altm yl boyunca devaml kelle koltukta gezdim. lmm ile Pers tahtnn yabanc despotlardan kurtulacan bil seydim, emin ol gzm bile krpmadan seve seve herhangi bir cennete giderdim. Fakat burada da kendimi kullandrmak niyetin de deildim: Onlardan birisi tahttan drlse bile, yerine hemen bir bakasnn kacandan emindim. O zamanlar lmmn hi kimseye kalc bir faydas olmazd. Baka trl davranmalydm. Kendilerini kurban etmeye hazr gnlller yaratmal ve onlarn ballklarnn meyvelerini toplamalydm. Benim iin yksek mev kilerdeki insanlan vuracak ellerim olmalyd. Fakat hibir gnll bulamadm. Kimse kendisini, ulv amalar dorultusunda feda et meye niyetli deildi. Bunun zerine baka bir yntem denemeye karar verdim. Bu yntem... Zaten biliyorsun: kayalklarn br ta rafnda bulunan Deylem krallarnn bahelerini, en ince detaylarna kadar ileyerek, suni cennetler yarattm, fnsan yaamnda hayaller nerede balar, gerekler nerede sona erer? Buna cevap vermek ok g. Bunlar anlamak iin henz ok gensin. Keke benim yalarmda olsaydn! O zaman herkesin kendisine ait bir cenneti olduunu bilirdin. Ve bu cennetlerin, aslnda, ahsi arzularn birer hayali olduklann kavrardn. Ald haz onun iin gerektir, baka br eye de ihtiyac yoktur. Eer numaram anlamam olsaydn, sen de son derece mutlu olarak lecektin. Ayn Sleyman ve Yu suf gibi..." !bni Tahir uyumu gibi kafasn sallad. "Sana kalrsa, idrak etme, insanlara verilen en korkun hediye!" "El-Araf in ne olduunu biliyor musun?" "Bildiimi ok iyi biliyorsun ey Seyduna! Cenneti cehennem den ayran duvarn ismi. 455

"iyi. Deniliyor ki bu duvar kendisini byk bir ama uruna fe da etmi ama ebeveyninin nzasn almam olan kiiler iin yaratl mtr. Cennette girmelerine msaade edilmez ama cehennemi de hak etmemilerdir. Onlarn kaderi her iki taraf da yukardan seyretmektir. Bilmeleri iin! Evet, el-Araf, gzleri aldktan sonra, bildiklerinin yolunda yrmeye cesaret edebilmi kiilerin mihenk tadr. Bak! Cennete gittiine inanyordun! Ama artk bildiin iin cehennemdesin! El-Araf in duvarlannn zerinde mutlulua ve ha yal knklna yer yoktur. El-Araf iyiliin ve ktln denge ha linde bulunduu yerdir! Oraya uzanan yol ise uzun ve zorludur. Bu yzden ok az kiiye zerinde yrme izni verilmitir. Ve bu insanlarn ok az bir ksm, yolun sonuna dek yrmeye cesaret edebilmitir. nk orada, yukanda olanlar, yalnzdrlar, hemcins lerinden ebediyen aynlmlardr. O ykseklikten aa bakabilmek iin kalbi elik gibi sertletirmek gerekir. Anlyor musun artk?" "Ne korkun" diye i ekti lbni Tahir. "Korkun olduunu dndn ey nedir?" "drake bu ekilde ulalmas ve bu kadar ge gelmek zorunda olmas. Dediine gre, benim yaamm imdi yeniden balyor." Hasan alev saan gzlerle ona bakt. Surat aydnlanmt. Fa kat ona u soruyu sorarken, sesinde az da olsa bir phe sezinle niyordu: "Eer u anda ' y ^ ' d e n ' yaamaya balasaydn, ne ya pardn? Ne yapmak isterdin?" "nce elimden geldii kadar ok ey bilmeye alrdm, ben den nce yaam zeki insanlann bildiklerini okumaya balardm. Btn bilimleri inceler, doann ve kinatn srlarna vakf olmaya abalardm. Mehur medreselere gider ktphaneleri kantnrdm..." Hasan glmsedi: "Ya ak! Ak unuttun mu yoksa?" lbni Tahir'in surat karard: "Bu beladan uzak durmay yelerim. Kadnlar vicdanszdrlar." "Bak hele! Bu derin idrake nasl vardn?" "Nedeninin sen de biliyorsun benim kadar!" "Meryem'i mi kastediyorsun? Uzun zamandr bana senin iin bask yapyordu. Srf sen de deil, hepiniz iin! Fakat artk aramz da deil. Damarlarn kesti: Kan ve yaam, beraberce akp gittiler vcudundan." 456

tbni Tahir sarard. Onu hl seviyordu, hem de ok seviyordu. "El-Araf a trmanmak isteyen kimse aka hkmetmesini bilmeli." "Anlyorum, bunu bile anlyorum." "imdi ne dnyorsun benim hakkmda?" lbni Tahir glmsedi. "Bana ok yaklatn, inanlmayacak kadar yaknsn..." "Belki de artk krk yanda bir insann, kalbinde bir planla dn yay dolamasnn ne demek olduunu anlarsn. Yirmi yl boyunca byk br ryay gerekletirmeye almann ne demek olduu nu! Byle bir rya, byle bir plan, grnmeyen bir efendinin emir leri gibidir. Btn dnya, kaleni muhasara eden bir dman ordu su gibi grnr gzne. Duvarlarn arasndan canl olarak dar szlmeli. sonra da dman kararghnn tam ortasnda emir yeri ne getirilmelidir. Bu arada insan cesur olmak ve kendini kurtar mak zorundadr. Cesur ve dikkatli! Anlyor musun?" "Gryorum ki seni dinleyenlerin gzlerini amay ok iyi bili yorsun..." "Beni hl irenilecek bir cani olarak gryor musun?" "Sen de biliyorsun ki bu n altnda bu szn bir anlam yok." "El-AraFa trmanacak cesaretin var m?" "imde bu ihtiras ateini yaktn ama artk bir ey yapamam..." Hasan ona yaklat ve balann zd. "Ayaa kalk. Serbestsin." lbni Tahir armt: "Ne demek istiyorsun? Seni anlamyo rum" diye kekeledi. "Serbestsin!" "Nasl serbest? Ben? Seni ldrmek istediimi unuttun mu?" "Artk lbni Tahir yok. Eski ismini alacaksn tekrar: Avni. ElAraf a trmanmaya baladn. Kurtlar birbirlerini yemezler." lbni Tahir hkrmaya balad. Kendini Hasan'n ayaklannn dibi ne att. "Affet! Affet!" "Buradan ok uzaklara git olum! Her eyi bilmeye ve ren meye ai. Hibir eyden korkma. Her trl n yargy kendinden uzaklatr. Hibir eyi yceltme ve hor bakma. Kendini her eye ada. Cesur ol. Dnya sana artk bir ey veremedii zaman geri 457

gel. O zaman ben belki burada olamam. Fakat bana bal olanlar burada olacaklar. Geri geldiinde iyi karlanman salayacam. O vakit geldii zaman ei Araf m en tepesinde olacaksn..." ibni Fahir heyecanla onun ellerini pt. Hasan ise Ibni Tahir'i yerden kaldrd ve uzun uzun gzlerine bakt. Sonra da onu kendi ne ekti ve skca sanlci Gzyalarn gizlemeye alyordu. "Olum..." diye kekeledi. "Yal kalbim tm sevgisini sana ak taryor. Sana para vereceim. stediin her eyi yannda gtrme ni salayacam." ibni Tahir'in akl son derece kankti: "Son bir kez daha bahe lerine g z atabilir miyim?" "Gel kulenin tepesine kalm." Birlikte terasa ktlar. Geni bahe t m ihtiamyla ayaklarnn altnda uzanyordu. bni Tahr i ekti. Ruhunun derinliklerindeki son engel de erimiti. Ban korkuluklarn zerine koydu ve hkra hkra alamaya balad. Geri dndler ve Hasan gerekli tm emirleri verdi. Delikanl eyalarn toplad - iirleri de dahil. Bu hatralar onun iin birok bakmdan ok deerliydiler. Para ve silahlarla kuanm olarak ka leyi terk etti. Srtnda hatn saylr byklkte bir kn tayan bir yk eei peinden geliyordu. Gne tm ihtiamyla parlyordu. evresini kaplayan her eye akn gzlerle bakt. Dnya yeni y kanmt sanki. Sanki ilk kez gryordu onu. Kafasndaki binlerce soru bir cevap bekliyordu. Feda bni Tahir lmt. Filozof Avni uzun bir yolculua kmak zereydi. Hasan odasna geri dnerken kalbinin o g n e dek tatmad bir duyguyla dolduunun farkna vard. Br an sonra ise Byk Da'ler odann iine daldlar. 'Bu da ne d e m e k oluyor? bni Tahir'in kaleyi terk ettiini bili yor musun? Tm kale onun rahat rahat ekip gittiini grd!" Hasan neeyle gld. "Yanlmsnz. Gzleriniz sizi aldatm. bni Tahir Ismail dava snn bir ehidi olarak ld, o giden bir bakasyd. Ben ahsen kirn olduunu bilmiyorum. Fakat size anlatmam gereken bir ey var. Bugn gzel bir ey oldu: Artk bir olum var..." 458

Byk Da'ler balarn sallayarak birbirlerine baktlar. bni Tahir'i Alamut'a getiren Trk birlii, yanlarnda umulmadk bir tutsak, zavall bni Vakkas ile Nehavend'e geri dnmt. Yol bo yunca rastladklar tm insanlara, kendilerine yeni bir haberin ula p ulamadn sordular. Dnyay en az ba vezirin lm kadar sarsacak bir baka haberi, IsmailHerin nderlerinin lm haberini bekliyorlard. Ama bouna. Mteveffa ba vezirin olu Fahr el-Mlk, bu durum karsnda zavall bni Vakkas', babasnn katili olarak byk bir trenle idam ettirdi. Bu ekilde, hem babasnn intikamn alm oldu, hem de gerek katilin anszn ortadan kaybolmasn dnyadan gizleyebildi. Bu esnada seyyah bni Tahir, ran'n dousundan Hindistan'a gemek zereydi. Artk kendi yoluna gitmek zorundayd.

459

XIX
med'in veliaht olarak ilan edilmesi iin gereken her eyi yapmt bile. Plannn ba dman artk hayatta deildi ve kararsz sultann da, ihtirasl einin arzularna kar koyacak kadar gl bir iradesi yoktu. Zaten hkmdar, bu taht kavgalar ile pek az ilgilenmek teydi. Bir sre Badat'ta ikamet etti. erefine gnler sren gr kemli ziyaretler ve davetler verilmekteydi. Halife dnda, impara torluuna bal blgelerden gelen binden fazla kral, hkmdar ve ynetici, kendisini ziyaret ederek ballklarn ve sadakatlerini arz, etmilerdi. ok uzun yllardr sadk danman olan adamn lm, onda gizli kalm olan bir byklk duygusunu n plana gkarmt. Arzulad hibir ey yoktu artk. Mutluydu... Sultann ordularnn Alamut ve Zur Gumbadan kalelerinden e kilmeleri, yeni ba veziri dikkatli olmaya yneltmiti. Hasann ne kadar tehlikeli birisi olduunu ve lkeye verebilecei zararlar ok iyi bilmekteydi. Ne de olsa artk hametli Seluklu mparatorluu nun ba veziriydi, bu nedenle de kendisini lkenin dirliinden ve gvenliinden sorumlu hissediyordu. Sultann Ismaii kalelerinin yerle bir edilmesi konusundaki kesin emri, ok hassas olan bu an da, imdadna Hzr gibi yetiti. Vakit kaybetmeden Emir Kzl Sark ve Emir Arslanta' grevlerinden alarak, yerlerine gen ve kararl iki Trk subayn tayin etti. Yeni komutanlar, dalm olan birlikle ri acele toparlayp Alamut ve Zur Gumbadan'a hcum etme emri ni aldlar. "Son haftalar baya hareketli geti" dedi Hasan Byk Da'lere. "nmzdeki savalara hazrlanmak iin biraz dinlenmemiz lazm. Kalelerimizde meydana gelen hasarlar da tamir etmeliyiz bu ara da. Onun iin, sultan ile erefli bir bar anlamas imzalamaya a lalm." Feda Halfann Badat'a giderek hkmdar saraynda ziyaret edip, ona yazl artlan sunmas kararlatnld. Hasan u nerileri yapyordu: Ba vezirin seferinden nce lsmaillere ait olan tm ka leler ve hisarlar, kendilerine geri verilmeliydi. Sultan zarar grm olan kaleler iin tazminat demeliydi. Hasan ise bunun mukabilin de yeni kaleleri ele geirmemeyi taahht ediyordu. Ayn zaman461

Hzl haberciler ba vezirin lm haberini blgeden blgeye tayarak, tm Seluklu imparatorluunda huzursuzluk tohumlan ekmeye baladlar. Cebr lm tm slam' ebediyen sarsacak olan sonular doumnutu. Ismaii direniinin Huzistandaki merkezi olan Zur Gumbadan kalesi, uzun sredir muhasara edilmekteydi. Kalenin mdafaaclan, alk ve susuzluktan ok kt durumlara dmlerdi, tam tes lim olmay dnmeyi balamlard ki ayn Alamut'ta olduu gi bi, kalelerinin muhasaras bir gecede kaldnld. Ba vezir, Ismaililerin can dman, artk lmt. Halefi ve rakibi olan Tac l-Mlk, Hasan'm dostu olarak kabul ediliyordu. Bu nedenle Kzl ark'n birlikleri, muhasaray devam ettirmeyi gereksiz grmlerdi. Ne sultann, ne de yeni ba vezi rin emirlerini beklemeye gerek gmeden, kendi kendilerine e kilmilerdi. Birka gn sonra Hasan'n Zur Gumbadan'a giden ha bercisi herhangi bir engelle karlamadan kaleye girdii iin ok ard. Hasan hi vakit kaybedilemeden Hseyin Alkeyni'nin kati linin kendisine gnderilmesini istiyordu. Hseyin Alkeyni'nin ha lefi olan eyh Bin Ate hemen ertesi gn yola bir kervan karta rak Hseyin'i Alamut'a gnderdi. Ba vezirin lm haberi Hindistan snrndaki asilerin ayaklan malarn bastrmakla megul oktn Berkyaruk'a, sultann en byk oluna ulat sonunda. Ordunun bir ksmnn komutasn kardei Sancar'a brakarak, geriye kalan ksm ile vakit geirmeden Isfahan zerine yrd. Taht zerinde olan hakkn kimseye kaptrmak ni yetinde deildi. vey annesi Trkn Hatun ve veziri Tac lMlk'n olas planlarn bozmak istiyordu. Fakat yeni ba vezir bo durmuyordu. Drt yandaki Muham 460

da, lkenin ku/.ey snrlann da, ieri szmaya alan barbarlara kar korumaya hazr olduunu bildiriyordu. Fakat ltfederek hiz metine verdii ordusu iin sultan ona yllk be bin altn demeliydi. Hasan mektubun zerine mhrn bastktan sonra glmsedi. Teklifinin aslnda bir meydan okuma olduunu ok iyi biliyordu. Bakalm sultan ne cevap verecekti? nk ne de olsa ran'n anl anl hkmdarndan istedii yllk bir vergiden baka bir ey de ildi! Hasann tam yetkili elisi olmasna ramen, sultann icra me murlan Halfay Hamedan'da yakaladlar; zincire vurarak Badat'a gtrdler. zel muhafz birliinin komutan Hasan in gnderdii mektubu kendisi onuruna yaplan enliin tam ortasnda verdi efendisine. Hkmdar mhr kopartar^ mektubu at ve merakia okudu. Bir anda rengi soldu, dudaklar titremeye balad. "Bylesine muhteem bir kutlama esnasnda, bana bu paavra y getirmeye nasl cret edersin!" diye kkredi zavall muhafz ba nn suratna. zel muhafz birliinin komutan kendisini yere atarak sultann nnde secdeye vard. Kendisini affetmesi iin yalvarmaya balad ona. "Oku o zaman ne yazdn!" diye grledi sultan. Avluyu terk ederek saraya girdi. Histeri krizi geirmeye bala mt. Penceredeki perdeleri yrtyor, duvardaki hallar yerinden skyordu. Etrafta krlp dklecek ne kadar ey varsa hepsini un ufak etti ve sonra da bitkin bir halde yastklarn zerine yld. Zorlukla nefes alyordu. "Yakaladnz sersemi getirin bana!" dedi bouk bir sesle. Eli kolu smsk balanm olan Halfa'y getirdiler. Diriden ok lye benziyordu. "Kimsin sen?" Tutsak zorlukla bir eyler mrldanmaya balad. "Feda mi dedin? Profesyonel katil yani!" Kendini savunamaz durumda olan eliye doru bir hamle yap t, fkesi lgnca bir hiddete dnmt yeniden. Klcn ekti ve tm gcyle zavallya saplad. 462

Hiddeti geldii gibi bir anda yatt. nndeki cesedi gren hkmdar kendine geldi. Sknetle zel ktibine ve muhafz ba na sordu.- "Hasan'in bu utanmazca meydan okumasna nasl bir cevap vermemi tavsiye ediyorsunuz?" "Hametli sultan, tsmaililere kar balatt askeri harektn gcn artrmal" dedi muhafz ba. "Fakat bu terbiyesizlik de cevapsz kalmamal" dedi ktip. "Hametli sultan, kendisi adna bir cevap kaleme almama msaa de etsin." Aiamut'a bir haberci gndermeye karar verdiler. Ktip yazd mektupta Hasan' katil, vatan haini ve Kahire'nin paral askeri ola rak tanmlyordu. Ona haksz yere gasp ettii tm kale ve hisarlar hemen ve koulsuz, olarak teslim etmesini neriyordu. Aksi takdi re Ismaillerin bulunduklar yerlerde ta stnde ta kalmayacak ve kadnlarla ocuklar da dahil olmak zere, hepsi arnanszca kl tan geirilecekti. Kendisi de en korkun cezalara arptrlacakt. Hametli sultann kendisine verdii cevap bundan ibaretti, Gazneli Halef sminde gen bir subay bu ie memur edildi. At na atlad gibi drtnala yol almaya balad; alt gn sonra Alamut kapanna ulamt bile. Minuehr onu kulesinde alkoyarak sultann mektubunu Ebu Ali'ye gnderdi, O da Hasan'a gtrd. Hasan mektubu skunet le ve ilgiyle okuduktan sonra Byk Da'ye gsterdi. Bir adam gnderip Buzruk mid'i artt ve durumu toparlad; "Sultan kendisini dev aynasnda grd iin gzleri kr olmu. Kendisini tehdit eden tehlikenin farknda bile deil. Bizi tanmak istemiyor. Kendisi iin ne kadar kt bir karar!" Haberciyi zincire vurup kendisine getirmelerini istedi. Halef nce zincire vurulmasna kar koymaya alt: "Bunu nasl yapabilirsiniz!" diye bard. "Ben hametli sultann, mpara torluun ve ran'n ahnn habercisiyim! Beni zincire vurursanz, tm erefinizi yitirirsiniz)" Yapacak bir ey yoktu. Zincire vurulmu bir halde Byk nder'in nne karlacakt. "Bu kt muameleye iddetle itiraz ediyorum" diye sze ba lad liderlerin bekledii n odaya girerken. 463

"Gnderdiim eli nerede?" diye sordu buz gibi bir sesle Hasan. "ncelikle..." diye balad Haief fakat szne devam edemedi. "Elim nerede?" Hasan gzlerini subaya dikmiti. Sesi sert ve emrediciydi. Ha lef igdsel bir davranla gzlerini yere indirdi. Susuyordu. "Ne oldu? Dilini mi yuttun yoksa? Bekle, sana hemen dilini zecek bir ey gstereyim..." Kapda bekleyen hadma seslenerek cellad armasn emret ti. Gelirken yamaklann ve ikence aletlerini de getirmesini zel likle belirtti. Sonra tekrar Byk Da'lere dnerek onlarla ilgisiz ko nularda konumaya balad. Durumun ktye gittiini fark eden Halef ekingen bir sesle konumaya alt tekrar: "Ben hametli sultann adna geliyorum. Onun emirlerini iletmeye memur edildim sadece..." Szlerini kaale alan olmad. Hasan ona bakmad bile. Bu arada cellat ve iki yama odaya gelmilerdi. de gerek devdiler. Hemen ikence tezghn hazrlamaya baladlar. Yanlarnda getir dikleri kk mangallarda kor halinde kmrler vard. Byk bir sandn iinden de metal akrtlar geliyordu, ikenceciler aletle rini odann bir kenarnda yere koymaya baladlar. Habercinin al nndan akr akr terler akyordu; az tahta gibi kurumutu. "Gnderdiin elinin bana neler geldiini nasl bilebilirim" dedi titrek bir sesle. "Ben sadece bir emir aldm ve onu yerine ge tiriyorum." Hasan sylediklerini duymazlktan geldi. Bu arada cellat da ha zrlklarn bitirmiti. "Her ey hazr ey Seyduna." "nce onu hafife kzart bakalm." Cellat sandn iinden metal bir ivi alarak kzmas iin korla rn zerine yatrd. "Bildiim her eyi anlatacam!" diye barmaya balad. Hsan'n kl bile kprdamad. Az sonra ivi kpkrmz olmutu. Cellat onu bir maayla ateten ald ve tutsaa yaklat. Kendisine yaklaan iviyi gren Halef o anda intihar edebilmeyi ok isterdi: "Efendim! Ac bana! Merhamet et! Gnderdiin eliyi bizzat sul tan klcyla ldrd!" 464

Hasan ona doru dnd ve cellada beklemesini iaret etti. "Bakyorum konumaya baladn! Demek sultann bizzat kendi si elimi ldrd? Kt, ok kt..." Sk sk sultan en etkili nasl korkutabileceim dnyordu. Bir yandan onun habercisini seyrederken, dier yandan da kafasnda bir plan filizlendiriyordu. "Hekimi ar!" diye emretti hadma. Haief titredi. Bu yeni emrin kendisi iin hi de hayrl olmad n hissediyordu. Bu arada Hasan Byk Da'lere iaret etti. Biriikte Hasan'tn edasna getiler. "Alt ay daha bekleyecek halimiz yok" dedi onlara. "Dmanlanmzm bizden erken davranmalann istemiyorsak hemen harekete gemeliyiz Kendimizi bo hayallere kaptrmayalm. Bu andan iti baren, sultann, elindeki tm imknlar ile bizi yok etmek isteyece i ok ak." Fakat vermi olduu karann ne olduunu onlara sylememiti. Bu arada odaya giren hadm, hekimin geliini haber verdi. "Buraya gelsin" diye emretti Seyduna. Yunanl odaya girdi ve yerlere kadar eildi. Tutsamz grdn m?" diye sordu Hasan hekime. "Evet. Hl n odada bekliyor." "Onun yanna tekrar git. Adamn tm detaylarn incelemeni istiyorum." Yunanl itaat etti ve tekrar geri dnmesi birka dakika srd. "Ona benzeyen bir fedamiz var m?" diye sordu Hasan. Hekimin gzleri byd. "Ne demek istediini anlayamadm ey Seyduna. Yz hatlar mteveffa beyde'yi andryor biraz." Hasan sabrszlkla yzn buaturdu. "Sen bir hekimsin ve yetenekli bir cerrahsn. Cafer'i bir ekilde bu adama benzetebilir misin?" Hekimin surat birden aydnland. "Evet. Bu sanat iyi bilirim." "Bak grdn m, birbirimizi ne gzel anladk..." "nce aka yaptn sandm Seyduna... Darda bekleyen 465

adamn ksa, kvrck bir sakal, hafif kemerli bir burnu ve yznde yaralan var. Tm bunlar bir bakasna aktarlmak iin yaratlm sanki. Fakat alrken modelimi devaml gzlerimin nnde bu lundurmama izin vermelisin." "Peki. fakat bana yaratacan benzerliin, insanlar yanltacak kadar gereki olacan garanti edebilir misin?" "Bir yumurtann brne benzedii kadar benzeyecekler bir birlerine. Hazrlk yapmak iin biraz zamana ihtiyacm var sadece." "yle olsun. Hazrlklarn abuk bitir." Hekim, odadan ayrlmasndan sonra Hasan Cafer'i artt. Ca fer huzura kt zaman ise onunla konumaya balad: "Sana ok zel bir grev vereceim. Onu yerine getirdikten sonra smailler adn yldzlara yazacaklar. Cennetin kaplan sana ardna kadar a lacak." Cafer ibni Tahir'i hatrlad, tbni Tahir'i birka gn nce kalede kanl canl olarak gmmt. Oysa ki onu hl ehit olarak kabul etmekteydiler. Hatta greve gitmeden nce kendisine verdii emanetleri de gen yiide geri vermiti. Bu ortaya k ve kaybo lu arasnda mantnn kavrayamad bir sr gizliydi. "Emrettiin gibi olacak Seyduna." Surat gururla parlyordu. Aradan geen btn bu zaman zarfnda, kendisine neler yap lacan giderek daha fazla merak etmekteydi Halef. Bu merak korkusunu daha da krklemekteydi. Birka adm tesinde cellat kasl kollanyla oynuyor ve elenerek bakyordu ona. Yamaklan ise dzenli aralklarla atei krklyorlar ve ikence aletlerini anlaml baklarla szyorlard. kence tezghnn alp almadn kontrol etmek iin de hibir frsat karmyorlard. Sonunda he kim, bir kez daha odada belirdi. O da yannda ne ie yarayacaklar pek belli olmayan bir sr alet edevat getirmiti. Yan odada Hasan Cafer'e bir sr ayrntl talimatlar veriyordu. "ncelikle yan odada bekleyen tutukluyu dikkatle inceleyecek sin. Onun tm mimik ve davranlarn renmek ve hatrlamak zorundasn! Nasl glyor? Nasl konuuyor? Sonra da az sonraki sorgu esnasnda duyacaklarn hafzana kazmalsn. Hibir eyi ka~ iTnamalsn! Daha sonra onu ok gereki bir biimde taklit et466

mek zorunda kalacaksn, nk onu ok iyi tanyan kiilerle ilgile neceksin. Baka bir deyile tam bir dnm yasamak zorundasn. Birlikte n odadaki tutsan yanna gittiler. Hasan hazrlkl ol masn emretti cellada. Sonra tutsaa dnd: "Adn ne ve nere den geliyorsun?" Halef biraz toparlanmaya alt: "Hametli sultann bir habercisiyim..." Hasan patlad: "Cellat, aletlerini hazrla! Seni sorulanm tam ve doru olarak cevaplaman iin uyanyorum. Bilmen gereken bir ey var ki seni bir sre iin Alamut'ta tutmay dnyorum. Syleye ceklerinin bir tanesinin bile yanl kmas durumunda, seni aa daki avluda drt paraya ayrtacam. Durumunun ne olduunu rendin. Konu!" "Adm Halef, mer'in olu. Ailem Gazneli. Orada dodum ve genliimi orada geirdim." "Dikkat et Cafer! Yan ka ve ka yldr sultann ordusuna hiz met ediyorsun?" "Yirmi yedi yandaym. On yedi yandan beri sultann ordu suna hizmet ediyorum." "Orduya nasl girdin?" "Amcam Otam, Hseyin'in olu, hassa ktas komutandr. Hametli sultanmza beni o tavsiye etti." "imdiye kadar grev yaptn yerleri say!" "nce Isfahanda grev yaptm. Sonra da hametli Sultana, zel ula olarak tm lkede refakat ettim." Sultanla beraber ilerinden getii veya birka gn konakladk lar ehirleri tek tek saymaya balad. Sonra da atklar yollan. Sorgu srasnda evli olduunu ve iki kars bulunduunu rendi ler. kisi de ona birer oul dourmulard. Hasan gitgide daha faz la detaylara iniyordu. Ona amirleri hakknda sorular soruyordu: Alkanlklar neydi, grevleri, arkadalar, bo vakitleri... En ince ayrntlar bile bilmek istiyordu. Adam onlara, amirleri ile olan ili kilerini, sultanla yapt grmeleri -zellikle yeni tarihli olanlarbu grmelerin nasl getiklerini, kurallar, her eyi anlatyordu. Son olarak da Isfahan ve Badat saraylarnn planlar hakknda 467

bilgi verdi. Sultann dairesine ulamak iin uyulmas gereken kural ve talimatlar, binlerce protokol kuraln anlatt. Cafer'in ii ok zordu. ok ksa bir zaman zarfnda kendisininkinden tamamen farkl bir dnyaya hazrlanmas gerekiyordu. Bu dnyaya ok iyi bir uyum gstermeliydi, hatta orada kendisini evindeymi gibi hissetmeliydi. Hasan son olarak da tutsaktan Alamut'a yapt yolculuun safhalann anlatmasn istedi. Getii yollan, nerede konakladn, hatta bindii atlan... Sonra da cellada iaret ederek elbiselerini kannas iin adam zmesini istedi. Halef son derece korkmutu: "Bu da ne dernek oluyor efendi?" "abuk ol! Kaamak aramaya alma! Beni baka yntemler kullanmaya zorlama. Hemen sangn kar!" "Hayr yapamam!" diye inledi tutsak. "Kendimi bu derece aaglatamam!" Hasann bir iareti zerine cellat tutsa boynundan kavrad. Yamaklar akkor halindeki iviyi maayla tutarak adamn gsne yaklatrmaya baladlar. Kzgn metal daha deriye temas etme miti ama adamn gsnden tslamalar iitildi ve deri bir anda k zard. Halef hayvani bir lk att. "stediinizi yapn bana. Yeter ki yakmayn beni." Elbiselerini tamamen gkardlar ve ellerini tekrar arkasndan baladlar. Cafer btn olup bitenleri gzn bile krpmadan seyrediyor du. Duygularna hakim olmay renmiti Alamut'ta. Memur edil dii grev, iten ie onun gururunu okuyordu sadece. "imdi sra sende. Neler yapabileceini grelim bakalm" diye bard Hasan hekime. "Tutuklu! Vcudundaki yaralarn nerede ve nasl olutuklann bir kez daha anlat bakalm." Halef korkudan titreyerek sultann hadmlarnn biriyle kavgaya tutumu olduunu anlatt. Bu arada hekim uzun, keskin bir bak, bir ine, eitli svlar ve merhemler hazrlayarak, Cafer'den beline kadar soyunmasn rica etmiti. Bir sanatj edasyla gmleinin kollarn kvrd, cellat yamaklanndan birisini, iinde ok ilgin alet468

lerin bulunduu sandnn bana nbeti olarak dikti ve ie ba lad. nce delikanlnn vcudunun eitli yerlerine bir merhem srd. Merhemi srd yerlere, Halefin vcudundaki yaralarn ekillerini izdi. br yamaklara da, bak ve ineyi ate zerinde stmalarn emretti. Emri yerine getirilince, kzgn bak ve ine ile izdii izlerin zerinden geti. Bu arada deriyi hafife yakyor, ke siyor ve iziyordu. Cafer dudaklarn srd; surat acdan bembeyaz olmutu. Fakat baklar Hasan'nkilerle karlat zaman, ona harika bir glm seme gndererek, sanki hibir ey olmuyomu gibi davranyordu. Halef yava yava kalenin efendisinin amacn anlamaya bal yordu. Kalbi isyan bayra amt. Eer dn baarl olursa, bu gen smail, sultanla bizzat grme ans bile yakalayabilirdi. Ba vezirin lm ise sonra neier olacan gsteriyordu. "Byle sine bir cinayete yardmc olduum iin lanetleneceim!" diye d nd sdk haberci. Korkunu dizginle! diyordu bir ses iinden ona. Efendin iin yapman gerekenleri hatrla! Bacaklar bal deildi. Bir an durarak hekimin Cafer'in yana n bakla izmesini bekledi. Ve tam o esnada onlann zerine atla yarak hekimin kamna kuvvetli bir tekme att. Hekim sarslarak ye re derken, elindeki bakla Cafer'in suratn boydan boya izdi. Delikanln surat biranda kan iinde kalmt. Halef de dengesini kaybederek hekimin zerine dt; eline geen hrsat deerlendi rerek dilerini adamm boaznn ta derinliklerine kadar gmd. Kurbannn grtlandan ac dolu bir haykr ykseldi. Ebu Ali, Ca fer ve cellatlar, hekimi kurtarmaya alyorlard ama lgna dnen tutsak, dilerini azck olsun gevetmiyordu. Sonunda cellat ya maklarndan birisinin aklna akkor halindeki iviyi adamn srtna sokmak geldi. Tekrar ac dolu bir brme iitildi. Cesur haberci kvranmaya balad,- elleriyle bo yere yarann olduu yere ula maya alyordu, "abuk! kence tezghna!" diye bard Hasan. Halef tm gcyle kar koymaya alyordu, fakat demir gibi peneler karsnda fazla dayanamad. Gz ap kapayncaya kadar ikence tezghna balann-t bile. Bu arada Yunanl kendisini 469

toplamt ve inliyordu: yamaklar yarasn ykmlar, merhem sr mler ve sarmlard. Cafer ise ok sakindi. Arada bir suratndan akan kanlar silerek, hekimin iine devam etmesini bekliyordu. "Rezil herif! Her eyi mahvetti!" diye ikyet etti hekim, Ca fer'in yarasn incelerken. "Suratnn tam ortasndaki bu kocaman yaray ne yapacaz imdi?" "nce yaray bir yka bakalm" dedi Hasan. "Sonra ne yapaca mza karat veririz." Cellada dnd. "almaya bala. Baylnca tekrar iimize yarar." Makine tutsan vcudunu germeye balad. Mafsallar birer bi rer krlyordu. Halef korkun lklar atyordu. Hekimin yz soigunlat. Aslnda sk sk cerrah olarak al masna ramen, bylesine hayvan lklar daha nce hi iitmemiti. Aceleyle Cafer'in yzndeki yaray ykad - bu arada onlara ba kan Hasann aklna bir fikir geldi: "Cafer! Bu yaray sana bizzat Ismaillerin nderinin atn syleyeceksin. Sana hametli sultann habercisine! Sultann mektubu onu o derece kzdrmt! Sana kl cyla vurdu. Beni anladn m?" "Seni anladm Seyduna!" "Hadi hekim, eserini tamamla!" Halef nceleri kesik kesik lklar atyordu. Az sonra ise lk lar kulak tmalayan bir ulumaya dnt. Cellat tezgh durdur du. Tutsak bilincini yitirmiti. "Pekl" dedi Hasan, "tinize biz olmadan devam edin." Hasan ve Byk Da'ier oday terk ederek kulenin tepesine k tlar. Bu arada ise Yunanl hekim, becerikli elleri ile Cafer'i hamet li sultann habercisi Halefe dntrmekle meguld. Birka saat sonra ii bittii zaman, tutsan elbiselerini Cafer'e giydirerek on larn yanna yollad. Hasan elinde olmadan irkildi: Benzerlik hayret vericiydi. Ayn ekilde kesilmi byk ve sakal, yzdeki ayn yara lar, ayn kemerli burun, hatta kulaktaki ayn doum lekesi! Aynen kopyalanm bu yeni suratta sadece bir tek farkllk gze arpyor du: uzun, taze bir yara izi, yanan boydan boya ikiye blyordu. 470

"Kimsin sen?" "Adm Halef, mer'in oluyum. Ailem Gazneli..." "yi. Kalann da hatrlyor musun?" "Kesinlikle ey Seyduna!" "yleyse iyi dinle. Gidip bir at eyerlet ve hemen bugn yola k. Habercinin kulland yolu gerisin geriye takip ederek Ba dat'a git. Hametli sultana Alamut efendisinin szl mesajn g treceksin. Hanlar ve konaklama yerlerini biliyorsun. Gzlerini ve kulaklarn ak tut. Sultann tesadfen Badat'tan ayrlp ayrlma dn renmeye al. Ne olursa olsun onun huzuruna karlma n salamaya al. Sakn seni bundan vazgeirmelerine msaade etme! Cevabm sultana yalnzca sen bildirebilirisin. Bu arada sana Alamut'ta reva grlen kt muameleyi anlatmay ihmal etme! Beni anladn m? Sana birka tane hap vereceim. Bunlarn ne ie yaradklarn biliyor musun? Her akam bir tane al fakat sultann karsna kacan an iin bir tanesini saklamaya zen gster, ite zehirli bir haner. Fakat ok dikkatli ol, nk zehir ok kuvvetli dir, en kk bir izik bile lm getirir! Sultann huzuruna ktn zaman, br dnyada cenneti ve bu dnyada da ismailfler arasn da an ve eref kazanman iin ne yapman gerektiini biliyorsun. Her eyi aka anladn m?" "Evet Seyduna!" Cafer'in surat ate gibi yanyordu. "mann salam m?" "Evet Seyduna." "Ya kararlln?" "Sarslmaz olarak!" "Sana gveniyorum. Beni hayal krklna uratmayacan bi liyorum. Bu kk keseyi al. Ruhum yol boyunca yannda olacak. an ve eref kazan. Kazanacaklann tm Ismaiiiere ait olacaktr!" Sonra da ona msaade etti. Birka saat sonra yaayan hanerlerden bir yenisi Alamut'u terk ediyordu.

471

Hasan bahelerde dolayordu. Meryem'in ve Halme'nin bu ka dar zc bir ekilde yaama veda etmelerinden sonra byl mekAnr sakinlerinin arasnda byk bir umutsuzluk yaanyordu. Bu durum sadece kzlar deil, Apama'y ve hadmlar da etki lemiti. Kk bir imenliin ortasnda bulunan birka servi aacnn al tnda topraa vermilerdi Meryem'i. Kzlar mezann zerine laieler ve nergisler', menekeler ve uha iekleri ekmilerdi. Byke bir taa bir salkmst resmi hakketmiti Fatma. zerine bir ey yaz maya ise cesaret edememiti Mezarn yan bana, gllerle bezeli kk bir tepenin zerine, yine Fatma'nn eseri olan ta bir ceylan yerletirmilerdi. Kk Halme'nin ansn yaatyorlard onda. Her sabah bu kutsal yeri ziyaret ediyor ve arkadalarnn ardndan gzya dkyorlard. Meryem'in grevlerini Fatma stlenmiti. Fakat Hasar ile an cak Apama vastasyla balant kurabiliyordu. Aralanndaki tm so runlar sona ermiti artk. Apama hemen hemen daima yalnzd. Sk sk onu kendi kendine konuurken duyuyorlard. Ellerini ve kollann hararetle sallyor, yksek sese yanndaki grnmeyen bir refakatiyle sohbet ediyordu. Bu durumu gren kzlar glmsemekten kendilerini alamyoriard fakat yal kadnla ba baa kal dklarnda, ilerinde hemen eski korkulan uyanveriyordu. Apama'nn ak gecelerinin etkilerini yok etmekteki becerisi, umulan sonucu vermekten ok uzakt. Zleyha, Leyla ve Sara ilerinde ye ni bir yaamn doduunu hissediyorlard. Mutlu ve sabrsz bir ekilde vaktin gemesini bekliyorlard. Bu duruma en ok Driye ve Safiye sevinmilerdi; bahe sakinlerinin saylannn artmasn heyecanla bekliyorlard. lenlerin yerlerini alm&lan iin Hasan onlara iki yeni arkada gndermiti. Sakin ve mtevaz kzlar olmalarna ramen gnlk yaamn tekdzeliine bir nebze olsun deiiklik getirmilerdi... "Sonbahar geldi bile. Yaknda da k gelecek" dedi Hasan bah enin terk edilmi bir blmnde Apama ile dolarken. "Bu son nlan iyi deerlendirmeliyiz. Bahelere birka gen adam gnd i dnyorum. nk yaknda yamurlar ba

layacak, onlarla beraber kar ve souk gelecek. O zaman, hoa kal cennettin zevkleri!"' "Peki kzlarn ne yapmas gerekiyor?" "Yeteri kadar koyun ve deve yn var, keza ipek de. Kzlar yn egirsinler, rsnler ve diksinler. Canlan ne isterse onu yapsnlar. Alamut'un her eye ihtiyac var!" "Peki ya eitimleri?" "Onlara retecein br eyler kald m?" Hayr, ak olmaktan baka her eyi rettim onlara. Fakat bu nu kendilerinin renmeleri gerekir" Hasan uzun zamandr bu kadar iten glmemiti. "Pekl, imdilik bu kadar yeter! Gryor musun ben de senin le ayn durumdaym! Benim de el verebileceim kimsem yok." "Bir olun var ya!" "Evet. Her gn onun kaleye getirilmesini bekliyorum. Boyunu bir ba kadar ksaltmay dnyorum." Apama ona knayarak bakt. "Yine mi akaianndan biri?" "Neden aka yapaym ki? En deerli mttefikimi ldren ada m, baka trl nasl cezalandrabilirim ki?" "Fakat o senin olun!" "Olum! Bunun anlam nedir ki? Belki -belki diyorum, nk benim ne kadar dikkatli olduumu bilirsin- akmn meyvesidir o. Fakat asla ruhumun meyvesi olmad! Bir an iin kabul edelim ki mirasm brakabileceim birisi var. Ama o u anda ok, ok uzak larda, dnyay dolamakla megul. Nerede olduunu kesin olarak bilmiyorum, ismi sana yabana olmamal. Ibni Tanr..." "Nasi? Ibni Tahir mil O lmedi mi? Veziri ldren o deii miydi?" "Evet, onu ldrd. Fakat buna ramen lmden kurtulmay baard..." Ona delikanlyla yapt son konumay anlatt. Yal stadn ku laklarna inanamyordu. "Ve sen Hasar, onun gitmesine msaade ettin?" "Evet, aynen yle." "Bu imknsz!" \ 473

"Eer kalbimin derinliklerini gerekten okuyabilseydin bunu anlayabilirdin. O bizden biri oldu. Benim olum, benim kk kar deim. Her akam izledii yolda, dncelerimle elik ediyorum ona. Onda kendi genliimi gryorum. Ona baktm zaman, karakterinin gelimesini, dnya grnn deimesini... gryo rum. Oh! Bana o kadar ok benziyor ki!" Apama inanamaz bir tavrla ban sallad. Bu Hasan ona o ka dar yabancyd ki,.. Kendini ok yalnz hissediyor olmal dedi ayrlrken. Bir insana bu kadar ok balandna gre! Fakat o da tm babalar gibi, iyili ini korku maskesinin altna gizlemiyor muydu? Ertesi sabah Zur Gumbadan kalesinden gelen bir kervan, Hasan'n kendisine lyk olmayan olu Hseyin'i zincire vurulmu bir halde Aiamut'a getirdi. Huzistan Da'sinin katilini kendi gzleriyle gr mek isteyen tm garnizon alt avluya topland. Kocaman zincirlerle balanm olan Hseyin karanlk baklar n yere dikmiti. Babasndan biraz daha uzun boyluydu ve onun yz hatlarna sahipti. Fakat daha vahi, daha zalim izgilerdi bun lar. Zaman zaman evresinde toplanm olanlara ters ters bakyor du, onunla gz gze gelenler souk terler dkmekten atamyor lard kendilerini. Sanki vahi bir hayvan duruyordu nlerinde - tut saklk sebebiyle ldrm bir hayvan. Minuehr onu sradan bir tutuklu gibi karlad. "Beni hemen babama gtrn!" Yal asker sanki onu duymamt. "Abuna! Yanna alt asker al ve bu adam zindana ati" Hseyin hiddetten kprd: "Ne dediimi duymadn m?" Minuehr ona srtn dnd. Hseyin sanki delirmiti. Korkun seslerle dilerini gcrdatyor, kaln zincirlerine ramen etrafa sal drmak iin tm gcn kullanyordu. Minuehr birdenbire arkas n dnd ve Hseyin'in suratnn tam ortasna bir yumruk att. De likanl bir hayvan gibi ulumaya balad... "Serbest olsaydm cierlerini gsnden bizzat skerdim itolu!.." 474

Abuna ve alt adam onu yakaladlar ve Alarnut'un en derin zindannn en karanlk hcresine attlar. Hseyin hcreye girerken dengesini kaybetti ve suratyla bir pislik ynnn tam ortasna dt. "Bekleyin! Serbest kalr kalmaz hepinizi kuduz kpekler gibi geberteceim!" Fakat ar demir kap arkasndan kapanarak kilit lenmiti, kimse sylediklerini iitmiyordu. ki ay zincire vurulu olarak yaad. Tuzaa dm bir yaban kedisi gibi srmaya hazrd. Tm dnyadan nefret ediyordu. Ser best kald zaman eline geen ilk adam boazlayacan syler ken kesinlikle abartmyordu. Hseyin Alkeyni'yi ldrd iin piman deildi. Kendisini bekleyen kaderden veya hayatn kay betmekten de korkmuyordu. Daha kk bir ocukken bile etrahndakilerin korkulu ryas olmutu: Hibir otoriteye boyun emi yordu, sinirlendii zamanlar en kt iddet eylemlerini gerekle tirmekten geri kalmyordu. Hasan uzun sre onu kendi haline b rakt. Hseyin ilk karsnn oluydu. Kadn onu Demaven'den pek uzak olmayan Firuzkuh adl bir da kynde iyi-kt bytmt. Bykbabas kk asiyi dayak atarak ve a brakarak ehliletirme ye almt. Fakat kk canavar, isteklerine kar koyan kiilere kim olurlarsa olsunlar- boyun emeye niyetli deildi. Bylece, k t huylu aksi ihtiyar, kana susam Hseyin'in ilk kurban oldu.- Ye dii dayaklara dayanabilecek hale geldii ilk gn, bykbabasn gzlerden rak bir yere ekti ve kafasn paralad. O gnden son ra, gerek bir yaban gibi yaamaya balad; ailesine olmadk ezi yetler ediyor ve tarlalarda almaya kesinlikle kar kyordu. As kerlerle ve atlarla ilgilenmek yerine hayvan srleri ile zaman ge irmeyi tercih ediyordu. Babasnn Msr'dan geri dndn ve lkenin kuzeyine yer letiini duyunca, onun yanna gitmeye karar verdi. Babasn hi tanmyordu; tek bildii, onun, hemen hemen tm dnyay gez mi ve maceralarla dolu bir yaam srm bir adam olduuydu. Tanmad bu adamn yanna gitme dncesi, rahat bir yaama kar olan arzularn krklyordu. Fakat byk bir hayal krklna uramas uzun srmedi. Babas ondan en ok nefret ettii eyleri v 475

yapmasn talep ediyordu: renme, itaat, alma Balangta gerek yzn gstermeye alyordu ama sonradan gerek duy gulan n plana kmaya balad. Gnn birinde artk kendisine ha kim olamad ve tm fkesini babasnn suratna kustu: "Brak da aptallar bir eyler renmeye alsnlar, klelerin ayaklarnn di binde srnsnler! Ben ne onu, ne de tekini istiyorum!" "ok iyi!" diye cevaplad Hasar ve onu bir direke balatarak tm garnizonun nnde krbalatt. Sonra da, Hseyin Alkeyni'nin ordusunda sradan bir asker ola rak hizmet etmeye zorlad. Orada dik ballnn biraz kmlacan mit ediyordu fakat delikanl Zur Gumbadan'da geirdii tm za man, huzursuzluk tohumlan ekmek iin kulland. Kale kumandan olan Byk Daf, Hseyin'le baa kamayacan anlaynca, baba snn yardmn istemekten baka bir are bulamad. Bunun sonu lan ise ok kt oldu nk Hasan terbiyesiz olunun zincire vunimasn emretti. Hseyin ise kendisine yaplan bu hakarete. B yk Dafyi ldrerek cevap verdi. imdi, zindanda geiriyordu gnlerini ama kendisine verilecek olan ceza onu pek az ilgilendiriyordu, iledii suun Ismaillerin gznde ne kadar ar olduunu fark edememiti henz. Ona ka lrsa, kstah danin kendisine, Byk nderin oluna el kaldrma ya yeltenmi olmas bile ldrlmesini gerektirecek bir sutu. Kendisi doutan soylu deil miydi? Fakat u anda, babasnn te lesinin zindanlanndayd. Gerek buydu ite! Olunun kaleye geldii haberini Hasan'a verme grevini Ebu Ali stlendi, "iyi! Onunla konumak istiyorum. Buraya getirin onu." Abuna ve adamlar aceleyle tutuklunun yanna gittiler: "abuk! Ayaa kalk! Seyduna'nn huzuruna kacaksn!" Hseyin kt kt gld. "Nihayeti Allah'a krler olsun! Hepinizi kan kncaya kadar krbalamakta bir an bile tereddt etmeyeceim." Kkn kapsnda Abuna onu muhafz ktasna teslim etti. H seyin irkilmiti. Alamut'taki yaam kkten deiikliklere uramt. Her tarafta elik gibi, kat bir disiplin hkrn sryordu. Babasn koruyan muhafzlar hi de gven telkin eder gibi grnmyorlar476

di, merdivenin bandaki nbeti ise gerek bir canavar gibiydi. Deiikani siyah muhafzn delici baklarn ensesinde hissediyor du. Bunun anlam iyi deildi. Babasnn bu tr canavarlar hizmeti ne alaca aklna nasl gelebilirdi ki? Byk nderin odasna getirildi. Elinde olmadan kapnn bir adm dnda durdu. Hasan ban kaldnp ona bakmaya bile te nezzl etmemiti. Bir yn yastn ortasnda oturuyordu; elindeki katlar incelemeye dalm gibiydi. Bir sre sonra ban kaldrd ve tek kelime etmeden olunu inceledi. Sonra yavaa ayaa kalkt. Kk bir iaretle muhafz dar gnderdi ve olunu bir kez daha tepeden trnaa szd. Hseyin dayanamayp patlad: "Beni bu zincirlerden kurtarmann vakti gelmedi mi hla? Ne za mandan beri bir oul babasnn huzuruna zincirlenmi olarak k yor?" "Demek ki ksmet bugneymil" "Benden korkuyor musun yoksa?" "Kuduran kpekleri ldrmeden nce balarlar." "Gerekten de, rnek alnacak bir babasn!" "Haklsn. nk senin dnyaya gelmeni salamak gibi byk bir gnah iledim ve yllardr bunun acsna katlanyorum." "Demek ki beni balarmdan kurtarmay dnmyorsun?" "Sannn seni nelerin beklediinin farknda deilsin. unu bil melisin ki kendi koyduum kanunlara kesinlikle uymay dn yorum." 'Tehditlerinin beni korkutacan'dnyorsan ok yanlyorsun!" "Aptal! Gururun ne kadar budalaca!" "istediin gibi hakaret edebilirsin bana. Nasl olsa beni etkile miyor." "Aman Allah'm! Hl ilediin suun niteliini kavrayamam sn!" "En azndan kurtulunca neler yapacam biliyorum. Hi kimse beni zincire vurma hakkna sahip deildir." "Kes sesini! Benim en deerli mttefikimi, en iyi dostumu l drdn. Hem de sadece emirlerime uyduu iin!" "Senin iin bir arkada bir ouldan daha m nemli?" 477

"yle maalesef." "Btn Iran senin gibi bir babayla gurur duyabilir. Beni ne yap may dnyorsun?"

Hseyin onu baklaryla ldrmek istiyordu.

"Bir amiri ldrenler iin kanun ne ceza uygun gryor?" "Yazm olduun kanunlar okumadm." "nemli deil. Sana bizzat syleyeyim: Kanuna gre bu tr bir suun cezas udur: nce sa elin kesilecek sonra da tm mmin lerin huzun nnde boynun vurulacak." Hseyin gzlerini iri iri at: "Beni bekleyen cezann bu oldu unu sylemeyeceksin yle deil mi?" "Bu kanunlar aka olsun diye mi yaptm dnyorsun yok sa?" "nanlacak gibi deil! Byle bir babann karsnda dehete dmemek mmkn m?" "Beni kt tanmsn." "Haklsn. Mutlulukla kabul ediyorum."
"Hl eskisi kadar terbiyesizsin."

"Ne bekliyordun ki? Elma, aacn dibine der." "Duygusal szlerle yitirilecek vaktim yok. Yann mahkeme kar sna karlacaksn. Daler hakknda hkm verecekler. Bu seninle son konumamz. Annene ne syleyeyim?" "Benim iin byie rnek bir baba semi olduundan dolay, ona tarafmdan teekkr et. Herhangi bir hayvan bile yavrusuna daha iyi davranrd!" "phesiz. Bir hayvan olduu iin. Biz insanlar ise baka bir kuvvetin etkisinde davranmak zorundayz: Mantn kuvveti. Bu nedenle sert ve mmkn mertebe adil kanunlara "ihtiyacmz var. Bana syleyecek baka bir eyin var m?" "Sana syleyecek neyim olsun ki? Nasl olur da biricik olunu, biricik varisini idam ettirmek istersin? Ya varisin kim olacak?" Hasan yksek sesle gld. "Sen, Hseyin, benim varisim mi? Salt mantk zerine kurulu bir dzene sahip olan cemaati ileride sen mi yneteceksin? Sen bir eee yular takmaktan baka hibir ey bilmeyen olum! Bir kartaln, hkmdarln aptal bir danaya miras brakt grlm duyulmu ey midir? Senin esas derdin bu ite: Cannn istedii her eyi yapabileceini sanyorsun!" 478

"Kpein babas kpek, danann babas boadr! Oul nasl, baba yle..." "Dediklerin doruysa, sen benim olum deilsin." "Anneme hakaret mi etmek istiyorsun?" "Asla. Sadece kpek ve dana iin sylediklerinin, insanlar iin geerli olmadn ispatlamaya alyorum sana. Aksi takdirde ba balarn zeklar ve cesaretleri ile kurduklar, hkmdarlklar, bece riksiz ve aptal ogullann ellerinde yok olmak zorunda kalmazd." "Doru. Fakat dnyada hibir sultan veya ah yoktur ki bir olu olduu halde hkmdarln bir yabancya teslim etsin." "Bu konuda da ilk olmay tasarlyorum. Soracan baka bir ey var m? Annene hibir ey sylemeyeyim mi?" "Demin sylediklerimden baka bir eye gerek yok." Yal adam muhafzlar ard. "Tutukluyu zindana geri gtrn." Delikanl titremeye balad. "Klelerinin mahkemesine, kar bakalm beni! Ne kadar rezil biri olduunu, tm dnyann yzne haykracam!" Yksek Mahkeme ertesi gn topland. Bakanln Ebu Ali yap yordu. "Kanunlar inceleyin ve kanunlarn emrettii gibi hkm verin. Hasan byle emretti." Hepsi yerlerine oturduktan sonra muhafzlar Hseyin'i getirdi ler. Ebu Ali onu iki crm ile suluyordu. Birincisi; amire ba kal drmak, ikincisi; amiri ldrmek. Her iki crmn de cezas lm idi. "Sulann kabul ediyor musun Hseyin lbn Hasan?" "Herhangi bir su ilediimi reddediyorum. Kabul ettiim tek ey demin saydn ileri yaptm." "Br amire ba kaldrma bile en ar cezay gerektiren bir sutur." Hseyin patlad: "Benim Byk nder'in olu olduumu unut mayn!" "Kanun hibir istisna tanmyor. Alkeyni iin sen rtbesiz bir as kerdin. Biz de seni rtbesiz bir asker olarak kabul ediyoruz." "Beni kimin zincire vurduu, benim iin ne fark eder ki?" 479

"Grdn gibi halihazrda zincire vuruluun zaten. Gerekten de kendini savunmak iin bir eyler sylemeyecek misin?" "Benden ne gibi bir savunma bekliyosun? Alkeyni benden kurtulmak iin beni kallee babama ispryonlad. Bu tr bir mua meleyi kabul edemezdim! Ben herhangi birisi deilim. Eer unuttuysan hatrlataym: Ben bmaillerin Byk nder'lerinin oluyum!" "Fakat sen ona isyan ettin. Zincire vurulman bizzat Byk n der emretti. Ald emre itaat etmekten baka hibir suu olma yan adam, bu nedenle ldrdn zaten. Byle degii mi?" "Ayn dediin gibi." "ok iyi. Abdlmelik! Kanunun bir amire kar ayaklanma veya bir amiri ldrme sularnda ne tr cezaiar verdiini oku!" Abdlmelik tm heybetiyie ayaa kalkt. Elinde kaln bir kitap vard. Kitabn gerekli sayfasn aarak hrmetle alnna gtrd. Sonra da yksek sesle okumaya balad: "Amirine kar koyan, amirinin emirlerine kar kan veya ami rinin emirlerini herhangi bir nedenden dolay yerine getirmeyi reddeden bir lsmaii, zorlayc sebeplerin bulunduu durumlar ha ricinde lmle cezalandrlr ve boynu vurulur. Amirine saldrma veya amirini ldrme suunu ileyen bir Ismai lmle cezaland rlr. Boynu vurulmadan nce, sa eli kesilir." Abdlmelik kitab kapad, meclisin nnde hrmetle eildi ve yerine oturdu. Ebu Ali tekrar sze balad. "Hrmetli Daleri Kanu nun bir amire kar ayaklarma veya bir amiri ldrme sularna verdii cezalan iittiniz. imdi siziere sormak istiyorum. Kalbiniz san iki crm iin de sulu buluyor mu?" Buzruk mid'e dnd, ona adyla seslendi ve cevap vermesini talep etti: "Sulu." Buzruk mid bir an bile tereddt etmemiti. "Emir Minuehr?" "Sulu." "Da brahim? "Sulu." "Da Abdlmelik? "Sulu." "Da Ebu Soraka?" 480

"Sulu." Hseyin her isimde irkilmekten kendini alkoyamamt. Son ana kadar, birisinin kendisinin lehinde konuacan, kendisinin hakl olduunu, erefini kurtannak iin baka trl davranamaya can sylemesini umut ediyordu iten ie. Fakat son cevaptan sonra tm umutlar suya dt. Kendinden geerek adamlarn su ratlanna bard: "Cani kpekler!" Zincire vurulmu olmasna ramen, zerlerine atlamak istermi gibi bir hareket yapt. Muhafzlar onu glkle zapt edebildiler, yuvalarnda deli gibi oynayan gzlerinde lgnca bir fke okunu yordu. Ebu Ali ayaa kalkt. "Hrmetli Daler! Kendisine atfedilen c rmlerden dolay, oybirlii ile sann sulu olduuna karar verdi niz. Hseyin, Hasan'n olu ve Sabbah'n torunu, lme mahkm edilmitir: nce kanunun emrettii gibi eli kesilecek, sonra da boynu vurulacaktr. Hkm, kararn Byk nder tarafndan tasdik edilmesiyle beraber uygulamaya konulacaktr. Mahkemenin hr metli yelerinin ilave etmek istedikleri baka bir ey var m?" Buzruk mid ayaa kalkarak sz istedi. "Hrmetli Daler! Huzistan'n Byk Da'sini ldrmekle sulanan Hseyin Ibni Hasan hakknda verilen hkm iittiniz. Bu suu iledii ispat edildii gi bi zaten kendisi de yaptklarn itiraf etmitir. Bu nedenle hakknda verilen hkm tamamen yerinde ve uygundur. Buna ramen hr metli mahkemeye hatrlatmak isterim ki Byk nder'in kanunlar sertletirmesinden bu yana, hakknda hkm verilen ilk ahs H seyin'dir. Bundan dolay eer hkml de kabul ederse Seyduna nezdinde onun iin bir af talebinde bulunulmasn teklif ediyorum." Yaplan teklif hrmetli meclis yeleri tarafndan onaylayan m rltlar ile karland. "Hkml! Byk nder'den af talebinde bulunmak istiyor musun?" Hseyin eline geen frsat deerlendirerek fkesini dar kus tu. "Asla! Tek olunu cellada teslim eden bir babadan asla af tale binde bulunmam." "Sakin ol Hseyin." 481

Buzruk mid onu ikna etmeye alt fakat delikanl onu dinle medi bile: "Bouna eneni yorma!" "Gururunu yenmeye alI Bu af talebi senin son ansn!" "Sizden tek bir isteim var: Ona, bir kpekten bile daha kt olduunu syleyin." ibrahim fkeden kpkrmz kesildi. "Diline hakim ol cani!" "Asl sen diline hakim ol. Azn le gibi kokuyor." Buzruk mid ve Abdlmelik hkmlye yaklatlar. "yi dn Hseyin lbnl Hasan" dedi Byk Da. "Tek sz sy lemen yeter. Sonra baban ikna etmeye alacam." "Bir hkmlnn af talebinde bulunmas, utan verecek bir ey deildir" diye steledi Abdlmelik. "Sadece suunun bykl n anladn ve her eyi dzeltmek istediini gsterir." "Ne isterseniz yapn" dedi Hseyin sonunda. Ebu Ali, Buzruk mid ve Abdlmelik, beraberce Hasan'a mah kemenin sonucunu bildirmeye gittiler. Hasan onlar soukkanllkla dinledi. Fakat Buzruk mid af tale binden bahsedince buz gibi bir sesle isteklerini geri evirdi. "Bu kanunu ben yaptm ve onu ilk ihlal eden de ben olmak is temiyorum." "lk kez bir Ismaii, byle bir sutan dolay mahkeme ediliyor." "ite bundan dolay kanunun uygulanmasn istiyorum. bret-i iem olsun." "Bazen acma duygusuyla hareket etmek, kanunun harfi harfi ne yerine getirilmesinden daha etkili sonular verir." "Baka durumlarda belki. Fakat bu durumda deil. Eer Hse yin'i affedecek olursam mminler yle diyeceklerdir: Bakn hele! Kanunlar bizim iin. Olu iin deil.' Kurtlarn birbirlerine saldrmadklarn bilirler. Bunu istemiyorum." "Fakat, verilen hkmn uygulanmas durumunda yle bara caklar: "Ne kadar kalpsiz bir baba!" Hasan alnn krtrd. "Ben kanunlar istisnasz tm Ismaililer iin yaptm. Ben Byk nderim ve kanunun koruyucusuyum. Bu nedenle hkm imzalayacam." 4 82

Abdlrneiik'in elindeki hkm ald, dikkatle okudu ve kalemini mrekkebe batrarak, kararl bir tavrla altn imzalad. "te" dedi. "Ebu Ali! Hkm sen okuyacaksn. Yarn sabah g ne dogmadan nce, cellat grevini bitirmi olacak." "Anladm tbni Sabbah." Btn zaman zarfnda bir kenarda duran Buzruk mid konu mak istediini belirtti. "Belki de hkm biraz daha yumuatmak mmkn olabilir. Ne de olsa olayda belli bir tahrik sz konusu..." "Hkm imzaladm bile. Zahmetiniz iin sizlere teekkr ederim." Yalnz kald zaman Hasan dnmeye balad: Olum, eseri mi tamamlamam yolunda bir engel. Onu ortadan kaldrrsam, vahi bir hayvan m olacam? Baladm ii bitirmek zorunda ym. Kalbim kar ksa bile bunu yapacam. nk byk olan her ey insani olan her eyin karsnda bulunmaldr.

483

XX

Askerler ertesi sabah gmbrdeyen davullarn sesiyle uyandlar. Neler olup bittii kulaktan kulaa uuuverdi: Huzistan datsini ldrd iin Byk nder'in olunun boynu vurulacakt. Ebu Ali, Minuehr ve brahim'le birlikte tutuklunun hcresine girdi. Af talebinin Byk nder tarafndan geri evrildiini syle dii zaman, sesi biraz titriyordu. "Cesur ol Ibni Hasan! Adalet yerini bulmak zorunda." Hseyin adamlara kuduz bir hayvann gzleri ile dik dik bakt. Sonra onlarn zerine atlamak istedi ama ayaklan zincirlere dolan d ve yere dt. 'Lanetli kpekler! Sizi gidi lanetli kpekler!" diye inledi. Muhafzlar Hseyin'i tutular. Tm gc ile direniyordu delikan l. Onu darya srkleyerek karmak zorunda kaldlar. Tm birlikler her iki avluya tren dzeni ile yerlemilerdi. Alt avlunun tam ortasnda byk bir idam kt vard. Celladn grnmesiyie beraber herkes dehete dt. Yar beline kadar p lakt, omzunda devs bir baltay gururla tayordu ve kendisine bakanlar grmyor gibi davranyordu. Saflarda bir fslt doland: "te, getiriyorlar onu!" Hseyin lm tuzana dm vahi bir hayvan gibi kudurmuasna muhafzlara direnmeye alyordu. Onu srkleyen adamlar yorgunluktan bitap dmlerdi, ilerlemesi iin onu bite viye iteklemek zorunda kalyorlard. Hkml cellad ve baltasn grd zaman titremeye bala d. Dudaklarn birbirine kenetlemiti, azndan tek bir sz bile karamyordu. Nihayet kendisini nelerin beklediini kavramt. "Seyduna'nm olu, Byk nder'in olu..." diye fsldyorlard sallardaki adamlar. 484

Ebu Ali, Buzruk Umid ve Minuehr atlarna bindiler. Bir boru sesi iitildi. Ebu Ali atn birka adm ileriye srd. Elindeki kd aarak yksek sesle lm hkmn okumaya balad. Sonra da cellada grevini yapmasn emretti. Kalenin inde elle tutulabilecek bir sessizlik vard; sadece aa da alayan nehrin sesi iitiliyordu. Birden Hseyin'in boazndan bir lk koptu: "Askerler! Duy madnz m? Babam z olunu cellada teslim ediyor!" Saflarda bir kaynama oldu. Fedailerden oluan kk grubun nnde duran Abdurrahman ban evirerek arkasnda duran k k Naim'e bakt: Delikanl mumdan bir heykel gibi sapsan kesil miti. Cellat yamaklan tutsan sa elini zdler. Hseyin hl umutsuzca kar koymaya alyordu, igdsel olarak elini idam ktnden uzaklatrmak istiyordu. Fakat dev gibi yamaklar onu skca kavradlar, zorla ktn yanna getirerek dizlerinin stne ktrdler ve elini adalet aacna koydular. Cellat Hseyin'in bi leini zorla ktn zerine yaptrd ve baltasn havaya kaldrd. Havada parlayan balta, bilein zerine hzla indi. Krlan kemikle rin korkun atrts tm kalede yankland. Hseyin insanlk d bir lk att. Srayan kan iki cellat yamann suratlann krmzya boyad. Bilincini kaybeden tutukluyu ayaa kaldrdlar ve bu defa ban ktn zerine koydular. Baltann tek bir darbesi ile cellat Hseyin'in ban boynundan ayrd. Yamaklarnn uzatt bir pe lerini kanlar iindeki cesedin zerine frlatt. Sonra da Ebu Ali'ye dnerek, kuru bir sesle, det olan cmleyi syledi: "Cellat grevini yerine getirdi." "Adaletin hakk verildi" diye cevap verdi Byk Da. Atn orada toplanm olan askerlere doru srd. "Ismailler! Alamut'ta hkm sren zorlu adaletin ahidi oldunuz! Byk n derimiz Seyduna hibir istisna tanmamaktadr. Kanun su ileyen herkesi ar biimde cezalandracaktr. Bu yzden kanuna bal kalmanz ve ona uymanz tavsiye ediyorum size. Ehed en l ilahe illallah ve ehed erme Muhammedn abdh ve resulh. Yeti ey MehdP," \ 485

Yksek sesle, herkesin iinin bana dnmesini emretti ve adamlar daldlar. Orada burada fsltlar iitiliyordu... "Gerekten! Dnyada hl adalet varm demek ki!" "Kendi olunu kanuna kurban edecek baka bir nder, baka bir hkmdar biliyor musunuz?" Byk nder'in oluna lyk grd ceza, tm imparatorlu un bir bandan teki bana yldrm hzyla yayld, Halk kitlesi, "Dalann eyhi'nin isminden daha bir sayg ve korkuyla sz et meye baladlar... Sultann habercisi Halef grnmndeki Cafer Badat'a gider ken birok macera yaad. Kazvin'den hemen sonra, atl ve yaya askerlerden oluan bir babozuk srsne katld. Bunlar Emir K zl ark'n sonusuz Huzistan seferinden sonra dalm olan or dusunun bir ksmyd. Askerler onun sultann zel habercisi oldu unu anladklar anda seslerini keserek geriye ekildiler. Habercilerin durak noktalanndaki grevliler, sultann zel ha bercisine, en yi ve en dinlenmi atlar vermeye altlar, ilk gece yi ak havada geirmiti. Ana yola ulat zaman, yolunu yle ayarlad ki akamlan, daima, gzel kervansaraylarda konaklayabili yordu. Badat yolunu yarlad zaman, odasn, Kzl ark'n em rinde hizmet etmi bir grup subay ile paylamak zorunda kald. Zur Cumbadan muhasarasnn kaldnldn ve ba vezirin l mnden sonra birliklerin moral olarak kntye uradn rendi onlardan. Bu arada yorum yapmaktan da geri kalmyorlard. "Tm kuzey blgeleri, ismaiileri karde olarak kabul eden ii lerin elinde. Artk Nizam l-Mlk de yaamadna gre, 'Dalann eyhi'ne kar savamann ne anlam var ki?" Cafer sultann zel habercisi olduunu ve buraya doruca Alamut'tan geldiini syledi onlara. Odann iinde birdenbire buz gi bi bir hava esti. "Bizi ele verme" diye yalvarmaya balad askerler sonunda. "Btn ordu bizim gibi dnyor. Fakat emir geldii zaman sa vamaya hazrz. Her zamanki gibi..." Onlar sakinletirdi. Askerler meraklanmalard. Kendisi de a knlk iindeydi. Kendisini rolne bu kadar kaptrmasnn sebebi 486

d grnndeki deiiklik miydi, yoksa kendini ele vermekten duyduu korku muydu? Alamut hakknda korkun hikyeler anlat maya balad, bir sre sonra, dinleyen herkesin salan korkudan diken diken oldu. Sabahleyin ter iinde uyand; ryasnda Aiamut ile ilgili korkun karabasanlar grmt. Fakat hemen kendine geldi. Trklerin kulland cinsten olan tm silahlan duvarda asly d. Bir anak yal st iti, biraz yulaf ekmei yedi, sabah namazn kld ve yola kt. Bir sre yol aldktan sonra kendisine doru gelen dzenli bir birlik ile karlat. Komutanlar onu durdurarak kendini tantmasn istedi. Cafer sultann zel habercisi olduunu ve Alamut'tan dn dn anlatt. "ok iyi. Ben de Ismaili kalelerinin nnde rezil olan birlikleri mizi tekrar toparlamaya memur edildim. Hametli sultanmz, tek rar zndklann zerine yrmemiz emrini verdi." Acaba Seyduna Alamut'u tehdit eden tehlikeden haberdar m? diye dnd Cafer. Fakat bu tr eyleri dnmemeliydi. Aklnda sadece ve sadece yerine getirecei grev olmalyd. Yolda sk sk dzenli birliklere rastlamaya balad. Her seferin de durmamak iin, daha uzaktan gemesine msaade etmelerini bagnyordu. Yolun ki tarafnda atlar, develer, katrlar ve srlar, dalarn son yeilliklerini yemekle meguldler. Nehavend'de byk bir ordunun bulunduunu bildii iin, ehrin etrafndan dolamak zorunda kald fakat Badat yolu bunun dnda tamamen akt. Tekrar kervansaraylarda konaklamaya ve hatta tek kiilik odalarda gecelemeye balad. Bu dinlenme anla rndan birinde haplardan birini yuttu. Yaad tecrbe onu ruhu nun derinliklerine kadar sarst. Yolun geri kalan ksmn elikili ruh halleri iinde geirdi: inde bazen bouk bir huzursuzluk vard, bazen de karmakank hayaller gryordu. Bazen de birok insa nn kaynat kalabalk ve grltl bir ehirde olduunu sanyor du. Sonra da cennet bahelerindeki kara gzl hurilerin yanna dnyordu. Gece ve gndz birbirine gemiti. Ksa bir sre son ra bu gizemli haplar, onun iin zevk ve ihtiras kayna haline gel miti. Sonunda yle bir hale geldi ki son gn iin saklad tek ha487

p yutmamak iin mthi bir irade gc kullanmak zorunda kaidi: kader annda gerekli olacakt bu hap ona! Ryada gibi at srmeye devam ederken birdenbire byk bir ehrin kaplannn nnde buldu kendisini. Tepeden trnaa silah lanm muhafzlar yolu kesmilerdi. Hayal grmeye o kadar al mt ki atn dosdoru muhafzlarn zerine srd. Muhafzlar kendilerini korumak iin mzrakiann dorulttular; tam o anda Ca fer kendine geldi ve nerede olduunu, ne yaptn hatrlad. On gn nce Aiamut'u terk etmiti ve imdi de Badat kapianndayd! "Ben hametli sultann bir habercisiyim!" diye bard ters ters. Muhafz ba, Cafer'in ktlann kontrol etti. 'Tamam! Geebilirsin." ehrin surlann geride brakr brakmaz, rya ile gerein birbi riyle kantn Fark etti. Cadde boyunca mermer saraylar pe pee sralanmaktayd. Az ilerde ise altn veya turkuvaz renkli kubbeleri bulunan say sz cami gze arpyordu. eit eit minareler gklere yksel mekteydi, pazar yerlerinin etraflannda saysz insan kaynayordu. Az sonra yolunu kaybetti. Alamut'tak benzerinin verdii bilgilerin ve yol tariflerinin bir hkm kalmamt. Cesaret kazanmak iin kendi kendine konumaya balad: Gayret Caferi Grevini yerine getinneyi baanrsan, binlerce kez daha gzel ehirler sana ait ola cak!" Devriye gezdikleri belli olan drt asker grd ve onlara yakla t: "abuk bana hametli sultann sarayna giden en ksa yolu gs terin!" Adamlar ona aknlkla baktlar ama Cafer bozuntuya vermedi: "Bana ne diye yle bakyorsun? abuk yolu gster!" "Zaten u anda saraya gitmekteyiz. Bizi takip et." Adamlardan biri atnn dizginlerini tuttu. Bir sr mahalleden getikten sonra usuz bucaksz bahelere ulatlar. "ite hametli sultann saray buras." Muhteem bir yapnn beyaz mermerleri gnein klan ile y kanyordu. Cafer binay hemen tand: Halef onu en ince ayrnts na kadar tasvir etmiti. Yol gsteren askerler yanndan ayrlarak

bahenin kenanndaki muhafzlara mahsus kk binaya gittiler. Kendisi ise atn ana kapya doru srd ve kapda nbet tutan muhafza parolay syledi. Muhaliz armt: "Bu parola oktan deiti." "Biliyorum. Ben hametli sultann zel habercisiyim. Saraydan ayrlal ok zaman oldu. Alamut'tan geliyorum ve sultanmza acil bir mesaj getirdim." Bu arada astsubaya haber verilmiti. Bir sre sonra olay yerine gelerek aknlkla haberciyi incelemeye balad. Karsndaki adam tepeden trnaa toza topraa bulanmt, birka gecedir uyumad belli oluyordu ve sa yananda boydan boya irkin bir yara gze arpyordu. "Nbeti subay armam gerekiyor!" Cafer bir anda tm gcnn tkendiini hissetti. Sanki sinirleri iki deirmen ta arasnda tlyordu. Kardan gelmekte olan subaya bakt. Acaba onu tanyor muydu? Tam panie dmek zereyken, subay ona seslendi: "Bak sen! Bu dostumuz Hasan Ibni mer deil mi?" "Baka kim olacakt ki? abuk, hametli sultann hassa ktas komutanna geldiimi haber ver. ok acele sultanmz ile gr mem lazm." "u gzel hayvann srtndan in hele! Tamam, imdi ardmdan gel!" dedi subay ban sallayarak. Hi konumadan sarayn iinde ilerlemeye baladlar. Cafer ya nndaki adamn yan gzle kendisini szdnn gayet iyi farkn dayd. Fakat bunlar tehlikeli baklar deildi: Subay Gazneli HaleFi tanmakta glk ekmemiti sadece lesiye yorgun grnyor du, o kadar!" Onu abucak hassa ktas komutan olan emire gtrdler. "Ya grevin? Yerine getirdin mi?" "Evet. Giderken bana verdiin talimatlara harfiyen uydum. Fa kat ok zor oldu dorusu. Beni korkun bir ekilde karladlar. Hametli sultann planlan hakknda bir eyler renebilmek iin beni epey sktrdlar. Fakat sanrm yeterince cesur davranabildim. Sultana nemli haberlerim var." 489

488

"Bir mektup mu getirdin?" "Hayr, sadece szl bir mesaj." "Syle." "Mmkn deil. nderleri mesaj sadece ve sadece sultanm za gnderdi." "Saray kurallarn unuttun mu?" "Hayr Emir. Fakat zndk bann suratmda at yara hl sz lyor ve tm kemiklerim anyor. Hi vakit kaybetmemem lazm. Getirdiim haberler ok korkun." "Hasan bni Sabbah nasl bir adam?" "Gerek bir cellat. nsan suretine girmi vahi bir hayvan. Onu ve tm adamlarn yeryznden silmenin vakti oktan gelmi." "Sultanmz da bunu yapmay dnyor. Burada bekle. Ha metli sultann seni kabul edip edemeyeceine bakalm." Yalnz kalan Cafer bu frsat deerlendirerek elinde kalan son hap da yuttu. Hap etkisini annda gsterdi. Etrafndaki eyler artk alt biimde ekil deitirirlerken, kendine olan gveni de yeri ne geldi indeki cokun duygulara hakim olmay becererek ken disini bir tek konuya konsantre etti: Baamnak zorunda olduu grev! O gn -Hristiyanlarn zaman ls ile bin doksan iki ylnn ka sm aynn on sekizinci gn- Sultan Melikah hareme ksa bir zi yaret yapmt. Halifenin tek kans olan kz kardei burada otur maktayd. Ayn zamanda enitesi de olan halifeyi, mminlerin h kmdarn, ksmen ikna, ksmen de bask metotlarn kullanarak, kk olu Cafer'i tahtnn veliahd olarak ilan etmesini baarmt. Bu ocuk kz kardeinin halifeye verdii ocuktu. lk karsndan olan byk ogiu Mustazir ise veliahtlktan uzaklatrlmt. Halife nin bu karar vermesini salamak kolay olmamt. Sultan, Mukte dir ismi ile hkm srmekte olan halifeyi, bir sre iin. Basra'ya srgn olarak gndermek zorunda bile kalmt. Sonra da kayn biraderinin, yani sultann emirlerine uymas iin, son kez olmak zere on gnlk bir sre tanmt. Halife sonunda sultann taleplerini yerine getirmeye karar ver miti - en azndan prensip olarak. Az nce kz kardeinden ren490

misti bunu. imdi ise ellerini ovuturarak yastklardan oluan ger ek bir tahtta oturuyordu. Hayatnn en parlak yllarn yaamak tayd; akll, yakkl gen bir adamd. Zenginlii ve lks hayat se viyordu, sanatlarn ve ilim adamlarnn hmisi idi. Yeni ve all mam olan her ey onun houna gidiyordu. yle dnmektey di: "Daha fazla ne arzu edebilirim ki? mparatorluumun snrlar hibir zaman bu denli geni olmamt. Krallar ve hkmdarlar ba na uyruk oldular. Az nce mminlerin hkmdann dize getirdim. Ksa bir sre sonra ailemden bir kii, peygamberin vekillerinin tah tna oturacak. Amaladm tm hedeflere ulatm. Artk kudreti min zirvesindeyim." Kapda beliren ktip hassa ktas komutannn ziyaretini bildir di. Komutan sultann huzuruna kt zaman usullere uygun ola rak yerlere kadar eildi. Sonra da konumaya balad: "Sultanm! Halef bni mer Alamut kalesinden geri dnd. Ismaililerin nde ri planlarn renmek iin ona ikence etmi. Sana szl bir me saj var. Hametli sultana kendisini naizane kabul buyurmasn ri ca ediyor." Sultann rengi soldu: "Ne! Benim elime ikence etmeye nasl cesaret eder! Oh! Allahsz, kitapsz rezil! Halefi buraya getir. Ne ler olduunu bana kendisi anlatsn." Emir sultann huzurundan aynld ve Cafer'i de alarak geri dnd. Feda kendisini sultann nnde yere att. "Ayaa kalk bni mer!" Cafer'in suratna bakan sultan kzgnln gizleyemedi. "Neler oldu Halef? Her eyi anlat. Dalarn eyhi olduunu id dia eden o cani seni nasl karlad? Bana gnderdii mesaj nedir?" Cafer'in ba dnyor ve gzleri kararyordu. Etrafndaki her ey, hahan etkisiyle inanlmayacak biimlere dnyordu. Tm gc ile kaderini belirleyecek olan dnceye kenetlendi: Seyduna'nn emrini yerine getirme zaman geldi... Huriler beni bekliyorlar! Halefin sultann huzurunda neler sylemesi gerektii ni hatrlamaya alt: "Sultanm, lkemizin ve mutluluu!" di ye kekeledi. "Alamut'a sa salim ulamay baardm. Ama o adam beni yaralad..." v 491

Kolunun yeninde sakl olan kk haneri yoklad ve hafif bir hareketle onu eline kaydrd. Sonra da tm cesaretini toplayarak sultann zerine atlad. Sultan igdsel olarak geri ekildi. Koluyla kendini korumaya alt iin, Cafer'in savurduu kk haner sadece kulan ha fife izebildi. Cafer br kez daha silahn kaldrd. Fakat emir kendi ni toparlamt. Klcnn bir hareketiyle delikanlnn kafasn uurdu. Ktip bir lk att. "Sus!" diye bard emir. Korkudan tir tir titreyen sultana, yastklara uzanmas iin yar dm etti. Sultann surat bembeyaz kesilmiti. "Bu adam delirmi!" dedi bouk bir sesle. Cesedin zerine eilerek klcndaki kan Cafer'in elbisesine sildi. "Delirmi!" diye tekrarlad sultan elinde olmadan. "Alamut'tan gelen her ey ya ldryor ya da ihanet ediyor!" Ktibin ln duyan birok muhafz ve st rtbeli asker bir anda salona dolutular. Sultan alnnn terlediini hissetti. Koluyla alnn sildi ve elbisesinin kolunun kan iinde kaldn fark etti... "Bu da ne demek oluyor?" Gzlerinde korku okunuyordu. zerine eilen ktip dehet iinde barmaya balad: "Sultanmz yaralanm! Kula kanyor!" Bunun zerine emir yerdeki kk haneri kaldrd. Sararmt. Ba vezirin ldrlmesinin aynntlar aklna gelmiti bir anda. So uk bir rperti dolat tm vcudunda. Adamn kellesinin sakaln ve byn ekitirdi emir - her ikisi de elinde kalmt. "Bu Halef deil" diye mrldand. Sultan ona bakt ve her eyi anlad. Gzlerinde tarifsiz bir znt okunuyordu. Cinayete kurban giden ba vezirini hatrla mt. leceini biliyordu. Hepsi cesedin etrafna toplandlar. Sultann hekim ba agnlmt. Emir onun kulana eilerek fsldad: "Korkarm ki zehirli bir hanerle yaraland. Elini abuk tut!" Hekim yaraly muayene etti. "Yara pek derin deil" diye teskin etmeye alt odadakileri. "Fakat ihtiyaten dalamamz yerinde olur." 492

"Demek ldrc olabileceini dnyorsun?" Sultann korkudan boaz dmlenmiti sanki. "Her eyin iyi gitmesini umalm" diye cevaplad hekim ba. Yardmclarna emir vererek gerekli aletleri getirmelerini istedi. Gz ap kapayana kadar her ey hazrlanmt. Emir ise bir anda olup bitenlerin tad ehemmiyeti kavram t: "Kimse saray terk etmesin. Az nce olanlardan tek kelime bah sedilmeyecek! Komutay zerime alyorum ve emirlerime itaat edilmesini istiyorum!" Muhafzlar Cafer'in cesedini dan kardlar ve sultann hizmetkrlan aceleyle yerdeki kan lekelerini sildiler. Sultan korkuyla korlarn zerinde kzarmakta olan demir para sna bakt. Son derece huzursuzdu: "ok acyacak m?" "Hametli sultan birka bardak arap isinler. Canlarnn acsn biraz azaltacaktr." Hizmetkrlar aceleyle bir testi arap getirdiler. Hekim ba sul tann hafif akrkeyif olduunu fark eder etmez kor halindeki de mir ineyi yaraya bastrd. Yaral korkun bir lk att. "Sabr sultanm!" "Bana ikence etmeye devam edersen kafan uurturum." "Hametli sultan dilediini yapmakta serbesttir. Ama yarann dalanmas lazm." Sultan dilerini skt ve hekim ba iini tamamlayabildi. "ok acd" diye inledi sultan her ey bittikten sonra. Rengi ki re gibiydi. Hizmetkrlar bir sedye getirmilerdi. Hekim ba sultana yattna bir ila verdi ve perdeleri ekti. Hasta az sonra uykuya dalmt. Hametli sultann maiyeti bekleme odasna ekildi. Zaman za man hekim hastay kontrol etmeye gidiyor dierleri de kalpleri endieyle dolu olarak dnmesini bekliyorlard. "ok kt grn myor" diye tekrarlyordu her defasnda. Fakat hastann yannda kald sreler giderek uzamaya balamt ve sonunda bitkin bir suratla geri dnd. "Sultanmzn atei var hem de ok yksek bir ate. Sayklama ya balad. Korkarm ki zehir..."
y

493

"Allah! Ne iren bir cinayeti'' diye mrldand emir. Hekim bayla beraber hastann odasna girdi. Solgun bir k ierisini aydnlatyordu. "Kurtarn beni! Kurtann beni!" diye yalvard sultan kendisinde olduu ksa anlardan birinde. "Damarlarmda ate dolayor san ki..." Sonra tekrar sayklamaya balad. Bekleme odasnda oturan adamlarn tm, yatann evresine topland. lmekte olan adam aniden ark sylemeye balad. Hepsi yere diz kerek sul tann nnde secdeye vardlar. "Ne korkun bir son!" Az sonra yaral yatanda doruldu. Etrafa aknlkla bakarak ayaa kalkmak istedi. Hekim ba ona engel oldu ve dierlerine oday terk etmelerini iaret etti. Emir orada hazr bulunanlan bekleme odasna toplad: "Sulta nmz kendine geldii zaman, vasiyeti ve velayeti konusunda ne ler dndn sormak zorundayz ona. Muhammed henz drt yanda. O yata bir ocuk koca imparatorluun dizginlerini elinde tutamaz." "Biraz daha bekleyelim" dedi yal bir sarayl. "Yani Hanm Sultan'a frsattan istifade edip Tac l-Mlk' bize sultan olarak kabul ettirmesi iin zaman m tanyalm?" dedi ktip fkeyle. "Sultana, kendisinin lmekte olduunu dndmz belli etmemeliyiz" diye steledi orada bulunan yksek mevkii sahiple rinden biri. "Burada ran'n kaderi sz konusu" diye karlk verdi emir ku ru bir sesle. "Acaba hametli sultann kz kardeine haber versek mi?.." "Buraya kimseyi sokmayacaz!" diye bard emir. "Hi kimse sultann lsmaitiler tarafndan ldrldn renmemeli. ok zorda kaldmz takdirde, sultann ani bir havale sonucu ld n sylemeliyiz. Eer hametli sultann da ba veziri ile ayn kade ri paylatn, Aiamut'taki kana susam caninin kurban olduunu 494

kabul edersek, ncelikle her iki trajedinin hesabn vermek zorun da kalrz.., ve halk yle bir korkuya kaplr ki bir daha o zndklara kar savamak isteyen hi kimseyi bulamayz." afak skene kadar can ekien yaralnn yannda kaldlar. Ate i giderek ykseliyordu ve sonunda yle bir hal ald ki veliaht ta yin etmekte ge kaldklann anladlar. Sultann bilinci bir daha al mad. Sabahn erken saatlerinde komaya girdi. kinci namazdan az nce hekim ba sultann kalbinin durmu olduunu syledi. Her kes alyordu: ran kendisini ynetebilecek tek insan yitirmiti. Daha dn cokun bir nee frtnas yaayan Badat ehri bir an da yasa gmld. Sultann lm haberi henz ehrin varoianna ulamadan, taht kavgas bir i savaa dnmt bile. Hzl ha berciler atlarna atlayarak, kara haberi iletmek iin drt bir yana savruldular. Hassa ktas komutan olan emir adamlarn hl Hin distan snrlannda olan Berkyaruk ile mteveffa ba vezirin oluna yollad. Muhammed'in taraftarlar ise sultann hl sfahan'da h km srmekte olan kars ile veziri Tac -Mlk'e adamlarn gn derdiler. lkenin u noktalarnda ve Suriye'de hkm sren ve Seluklulann egemenliini kabui etmi olan birok kral ve hkm dar trenler sebebiyle bir araya geldikleri Badat ehrini alelacele terk ettiler. Bu umulmadk gelimeyi kendi lehlerine kullanarak, Seluklu egemenliinden kurtulmay tasarlyorlard. Merhumun ansna alt aylk bir yas ilan etmi olan halife ise olaylarn bu ekil de bir hal almasndan son derece memnundu. Nihayet istedii olunu veliaht tayin etmekte serbest kalmt. Tekrar byk olu nu veliaht tayin etti... ve habercileri dnyann drt bir yanna da larak hkmdarlara son deiiklii haber vermeye baladlar. Badat saraynda ise daha sultann ld gn, binlerce entri ka evrilmeye balanmt. Taht zerinde hak iddia eden ahslar, yerden mantar gibi bitmeye balamlard; her birinin de yannda silahl bir muhaliz birlii bulunuyordu. Mteveffa sultann hemen hemen tm oullar ve kardeleri, kendilerine ateli yandalar bul mulard. Hepsinin de ilk leri, kendilerine destek olan adamlara bol keseden rtbeler datmak ve zavall halifeye bask uygulaya rak onu kendi yanlanna ekmek olmutu. Her trden entrika ve 495

dolaplar sonunda, geriye birbirine rakip iki grup kalmt: Berkyaruk ve Muhammed taraftarlar. lmnden nce sultann eilimi ikinciden yana olmutu; Hanm Sultan ve su orta Tac l-Mlk de bu avantajlarn kullanmaya altlar. Yksek makam ve mevkii sahibi tm beyler, snr tanmayan ihtiraslar, ancak mteveffa ba vezir tarafndan dizginleneblen din bykleri, ksacas tm nemli adamlar henz ocuk yataki Muhammed'den yana tavr aldlar. Kanl bir sava kokusu vard havada. Berkyaruk'un taraftarlannn Badat'taki yaamlar hi de kolay deildi: Ya kamak ya da sak lanmak zorunda kalyorlard. Muhammed'in taraftarlan ise byk bir sabrszlkla sfahan'dan gelecek olan haberleri bekliyorlard. Hanm Sultan ve Tac l-Mlk orada byk bir ordu toplamakla meguldler. Fakat en nemlisi de zayf karakterli halifenin, kendi adaylarn sultan olarak kabul ve ilan etmesiydi. Kar taraf, bylesine ar bir darbeden sonra bir daha kendisini asla topartayamazd. Ismaillere kar savamak zere, Nehavend ve Hamedan taraf larnda toplanan birlikler ise sultann lmnden hemen sonra, zndklara kar savamaktan vazgeip, Isfahan zerine yrme emri aldlar. Fakat yar yolda fikirlerini deitirmelerini salayan nemli gelimeler oldu.- Sultann dul kars, komutanlara deerli hediyeler yollam ve eer kk Muhammed'den yana tavr ko yarlarsa, birliklere ift maa verilecei vaad edilmiti. Ayn zaman da birok eli, Badat'a giderek, halifeyi de brne benzer- ga yet ikna edici yntemlerle, kk Muhammed'i Iran hkmdan olarak ilan etmesi ve adna tm lkede hutbe okutulmas konu sunda karar vermeye zorlamlard. Kaybedecek hi zamanlan yoktu, nk Berkyaruk, birliklerinin bir ksm ile Isfahan snrna gelmiti bile. Babasnn da ba vezir den bir sre sonra ldrlm olduunu henz bilmiyordu. ehre girdii zaman karmakark bir vaziyetle karlat. Asl nesli belir siz bir sr asker, ortalkta naralar atarak, kk Muhammed'in hkmdarln kutluyorlard. Berkyaruk birka gn ge kaldn anlad. Halk sultann dul karsna ve vezirine kar kkrtmaya a ltysa da yeni gelen bir haber onun sonu oldu: Halife nihayet k496

k Muhammed'i Iran sultan ilan etmeye karar vermiti! Berkya ruk aceleyle geriye kalan birliklerini toparlayarak, genlik arkada EmirTktekin'in, kendisine snma hakk tand Savaya gitti. Artk yapabilecei tek bir ey vard: Yeni sultana kar olan tm gruplan bir araya toplayarak mcadeleye girimek. Nizam'n be olu ona katld. Berkyaruk onlardan birisini acele olarak ba vezir ilan etti. Ksa bir zaman sonra byk bir askeri kuvvet toplamaya muvaffak olmutu. Pes etmeye asla niyetli deildi. Hanm Sultan ve veziri genel kargaalk halini ok iyi deerlen direrek durumu kendi lehlerine evirmeyi baarmlard. Fakat unuttukian bir ey vard: eski mttefikleri Hasan. Emir Tktekin ve Mutsufer iyi komulard. Ve Berkyaruk da Mutsufer'in aracl yla Alamut'un efendisi ile balant kurmaya alyordu.

497

XXI
Daha dne kadar dnyann yarsna hkmeden Seluklu mpa ratorluu artk k srecine girmiti. Mteveffa sultann amcala r ve yeenleri, oullar ve kardeleri birbirleri ile savayorlard; bir sre sonra kimin kime kar savat ve ran' kimin ynettii, gerek bir muamma olmaya balad. Bu zaman zarfnda ise ismail taraftarlar birbirlerine sk sk kenetlenerek, tm vakitlerini, kale ve hisarlarnn surlarn ve savunma sistemlerini Alamut rneine gre glendirmeye ayryorlard. Sultan Melikah'n im haberi tm ismail cemaati iin gerek bir bayram oldu. Rey, Rudbar ve Kazvin kaleleri tarafndan yneti len tm blgeler, Firuzkuh, Damagan ve hatta Kord Kuhy'e kadar uzanan tm dalar, bu arada Zur Gumbadan kalesi ve topraklar artk gvendeydi. Sadece haberciler deil, smail birlikleri de kendilerine ait ka leler arasnda bar ve huzur ortam iinde seyahat ediyorlard ar tk. Alamut mminlerin aknna uramt. nsanlar kalenin surlannn ardnda hem gven dolu ve mreffeh bir hayat yasamak, hem de inandklar eylere zgrce ibadet etmek istiyorlard. Bir sre sonra kale, yeni gmenler kabul edemeyecek duruma gelince, Da Ebu Soraka, sadece en gl ve kuvvetlilerini alkoyup, dier lerine de Byk nder adna deerli hediyeler verip tekrar evleri ne gitmelerini ve orada dolaysz olarak Alamut efendisinin koru mas altnda bulunacaklar gl cemaatler kurmalarn istiyordu. Yeni bir asr balyordu ve ksa sre sonra ayn Fatm Msr'da olduu gibi Kuzey ran'da da Ali'nin mbarek ismi her tarafta yan klanacak, retisi bir gne gibi mminleri aydnlatacakt. Hasan tarafndan kurulan istihbarat rgt, mkemmel bir bi imde alyordu. Alamut'un efendisine, taht kavgas yapmakta 498

olan gruplarn hareketleri hakknda, gn gnne bilgi veriliyor du. Sultan Muhammed'in tahta kn ve Berkyaruk'un hayal krk ln ilk haber alan kiilerden birisi Alamut'un efendisi idi. Seluk lu mparatorluu'nu tayan stunlarn birer birer yklmasn sey retmekten byk bir mutluluk duyuyordu. Genliinin ryas ger ek olmutu. "Her ey sanki bir rya gibi" diyordu. "Btn bu olaylan bizzat ben hazrlamam olsam bunlara inanmay reddederdim. Arzula rm ne kadar da glym byle! Sanki dncelerim rnaddeleip, demir br eki haline dnmler!" Sonra da iini garip bir boluk duygusu kaplyordu. Sanki etra fndaki tabiat aniden suskunlayordu. inde gizli bir gzellik ba rndran byk ve rktc bir ey onu terk ediyor ve kendisine ondan ok uzaklarda gnein altnda bir yer aryordu. Bazen de artk yok olan huzursuz gnlere duyduu bir zlem kaplyordu ii ni. Artk kurduu binay dandan seyretme, kudretini lme ve snama vakti gelmiti. K balangcnda, Rey ehrinden yal Reis Ebu Fazl kaleye geldi. Ayn alt ay nce olduu gibi, nemli bir haberle gelmiti yine. Sava emiri Tktekin, Berkyaruk'a snma hakk tanmt; iran'n eski bakenti olan Rey'de onun sultanln ilan edecekti. Bu amala Metsufer'den yardm ve destek talep etmiti. Metsufer ise Tktekin'e nce Hasan ile konumasn ve onun onayn almas n tavsiye etmiti. Bu nedenle Ebu Fazl bir kez daha Alamut yolu nu tutmutu. Berkyaruk sultan ilan edilir edilmez tm kuvvetleri ile sfahan zerine yrmeye ve Muhammed'i tahttan indirmeye karar vermiti. Hasan Byk Da'lere ve Minuehr'e haber gndererek kendi sini ve Ebu Fazl' dairesinde ziyaret etmelerini rica etmiti. " "imdi karar verme an" dedi hepsi geldikten sonra. "Halife ve hemen hemen btn komutanlar, kendilerine bal birlikleriyle Muhammed'i sultan ilan ettiler. Sakn kendimizi bo hayallere kaptrmayalm. ayet Hanm Sultan'n taraf kazanacak olursa, Tac 499

l-Mlk'n zerlerine saldraca i!k grup Ismaililer olacaktr. n k iktidara bizim yardmmzla kavutu ve her yeni despot gibi nce borlu olduklarndan kurtulmak isteyecektir. Nasl bir insan olduunu zaten biliyoruz. Berkyaruk da bize ihtiya duymad ilk anda bizden kurtulmaya alacaktr. te bunun nne gemeli yiz. Parolamz yle olmaldr: Artk ran'n hibir hkmdar snr sz gce sahip olmamaldr! Demek istediim; Muharnmed'i taht tan indirmek iin imdilik Berkyaruk'a yardm edebiliriz. Isfahan zerine yrd zaman onun arkasn kollayacaz. Ama demir tavnda dvlr! Berkyaruk ile nce bir anlama imzalayacaz: ayet kazanacak olursa, ne bizim kalelerimize saldrmaya teeb bs edecek, ne de taraftarlanmz takibata uratacaktr. Ve ne ka dar gl olduumuzu iyice anlamas iin, hizmetlerimize karlk, ondan, ylik bir vergi talep edeceiz. Bu dnyann kudretlilerinin ve hkmdarlarnn, yaamlarnn bizim elimizde olduunu anlamalannn vakti geldi artki" Odada bulunanlarn itiraz veya ilave edecek hibir eyleri yok tu. Berkyaruk'a hitaben bir mektup yazarak artlarn bildirdiler. Sonra da odada son derece neeli bir sohbet balad. Bir arap testisi elden ele dolayordu. Hasan aniden dudaklannda ince bir glmseme ile Reis Ebu Fazl'a dnd: "Bana vermek istediin delilik ilacna ne oldu? Hl bekliyorum.." Ebu Fazl kulann arkasn kad: "Biliyor musun bni Sabbah, artk yalandm ve dnyadaki hibir ey beni artmyor. Yedi yl nce gzme delilik olarak grnen eyin, ince bir zek ve bilge lik olduunu biliyorum imdi. Artk hibir ey anlayamyorum. Bu yzden dnya meseleleri hakknda hkm vermekten oktan vaz getim. Benim devrim kapand." Hasan neeyle glmeden nce bir an duraksad. "Cirm ol duum ryay hl hatrlyor musun eski dostum? Bir zamanlar ilelebet kalmas iin ina edildiini sandn bina bak ne kadar ko laylkla yklverd. Bana kr krne bal olan bir avu insan, ko ca Seluklu Imparatorlugu'nu yerle bir etmem iin yetti de artt bi le! Sana soruyorum: Alamut'un korkmas gereken bir hkmdar, bir nder, bir peygamber, bir bilge veya devlet var m dnya ze rinde?"
500

"Bildiim kadaryla yok ey bni Sabbah. nk yaayan haner lerin, sana en kk bir direnite bile bulunmaya cret edenleri ra hatlkla ldrebilirler. Bu artlar altnda kim senin dmann olmak ister ki?" 'Maalesef birka tane var hl sevgili dostum! Fakat dnyann ta br ucundaki hkmdarlarn bile bizden korkacaklan an artk yakndr. Sonra da dnyann tm krallanndan ve hkmdarlarn dan, denizin br tarafnda otursalar bile bize vergi demelerini talep edeceiz." Ebu Fazl kararszlkla ban sallad. "Sana inanyorum, nk inanmak zorundaym. Fakat hl an layamadm bir ey var: Nasl oluyor da bu delikanllar bir iaretin zerine canlann seve seve feda ediyorlar?" "nk lecekleri anda cennetin kaplarnn kendilerine ardna kadar ak olacan biliyorlar." "Bu hikyeye inanmam istemeyeceksin benden yle deil mi?' Hasan alaya bir tavrla gzn krpt. "Doruluunu kendin kontrol etmek ister misin?" "Allah beni fazla merakl olmaktan korusun! nk sen her e yi yapabilirsin. Dn hele! Beni cennetin gerekten var olduunu ikna etmeyi baarabilirsen, yama, bama ve aryan kemikleri me aldn etmeden, elimde bir haner ile ilk grdm kraln ve ya hkmdarn zerine atarm kendimi." Herkes glt ve bu aka ile toplant son buldu. Ertesi sabah Ebu Fazl Alamut'tan ayrld. Devesi birbirinden deerli hediyelerle yklenmiti. Aradan daha yedi gn gememiti ki bir haberci tarafndan Hasan'a Berkyaruk'un cevab getirildi. Tm artlarn kabul ettiini bildiriyordu. Olaylar sonradan yle geliti: Tktekin Rey ehrin de Berkyaruk'un sultanln ilan etti. lk frsatta Isfahan zerine y rmeye karar verdiler. Tac l-Mlk onlardan erken davranmak is tedi ve birliklerini Sava zerine gnderdi. ki ordu Hemedan ve Kharb arasndaki Barugcir'de karlat. Tac i-Mlk yenilerek tut sak edildi; Berkyaruk'un ilk ii de onun kafasn kestirmek oldu. Artk Isfahan yolunda bir engel kalmamt. Yeni yln balangcn\ t 501

da ehrin surlarna dayanmt bile. Mteveffa ba vezirin ikinci olu Hasan birlikleriyle beraber Horasan'dan sfahan'a gelmi ve Berkyaruk'un ordusuna katlmt: Yeni Sultan onu ksa srede ve ziri yapt. Meliksah'n dul karsnn ordughn her geen gn daha fazla adam terk etmekteydi ama kadnn Berkyaruk ile anlaarak bar yapmay isteyecek kadar mant kalmt. imdi de Trkn Hatun saflarna katlmaya cesaret eden amcas Azerbaycan valisi ismail bin Yakut zerine yrme vakti gelmiti: Onu tutsak ede rek boynunu vurdurdu. Fakat tam bu meseleyi yoluna koymutu ki Bin Yakutf'nin vey kardei Tutu am'da isyan bayra at. Ha lep valisi Aksungur'un yardmyla, ksa zamanda, Antakya ve Mu sul'u ele geirdi, hatta kazand basanlardan zafer sarholuuna derek, rkm olan halifeden kendisini sultan ilan etmesini bile istedi. Bir anda imparatorluun tm snr boylarnda isyanlar patlak vermiti. Bal beyler ve hkmdarlar, birbirleri ardna bamsz lklarn ilan ediyorlard. Hatta valiler bile merkezi ynetimin gc n sarsacak davranlarda bulunmaktan geri kalmyorlard. Ksaca s, bir sre sonra, herkes, komusuna sava ilan etmeye balad ve zavall halife de kendisini tehdit eden herkesi sultan ilan etmek zorunda kald. Hatta yle bir an geldi ki Badat'ta bir ay iinde veya drt deiik sultan adna hutbe okutulduu bile oldu. Hasan'n harekete geme vakti gelmiti artk. Kendisine bal tm kalelerin komutanlarn ve dnyann drt bir yanndan retisine sempati duyan herkesi Alamut'a davet etti. Gzel bir k akamyd. Alamut'a henz kar yamamt ama evrede bulunan dalarn zirveleri kaln beyaz bir tabakayla kap lanmlard. Dalardan aa buz gibi br rzgar esiyor ve insan bak gibi kesiyordu fakat gne dalann zerinde grnr grn mez hava yumuamaya balyordu. Davullar gmbrdemeye baladklannda ortalk henz karan lkt. Herkes bir anda ayaklanmt. Askerler, fedaler, subaylar ve sradan mminler, tren elbiselerini giyiyorlard. Azdan aza dolaan bir fslt, bugnn, Alamut tarihinin en nemli gn ol502

dugunu bildiriyordu: Tm zamanlarn sonuna kadar yrrlkte ka lacak, muazzam nemli kararlar alnacakt bugn. Birinci namazdan sonra liderler ve nemli misafirler toplant salonunda bir araya geldiler. Salonun zemininin hemen hemen t m yastklarla kaplanmt. Hasan maiyetinde Byk Da'Ier olduu halde, salona ayak bast. Uzun, kusursuz beyaz cppesi, ayak bileklerine dek inmek teydi. Harika gzellikte bembeyaz bir sank kafasn sslyordu. Salonda bulunan herkes ayaa kalkarak byk bir sayg ile Ha san'n nnde eildi. Hasan ise tek tek misafirlere ho geldiniz dedi ve dosta glmsedi. Sra Mutsufer'e geldii zaman, kzlar nn durumu hakknda bilgi almak istedi: 'Kzlanm nasllar? Hayat larn kazanmak iin yeterince alyorlar m?" Mutsufer kzlar hakknda uzun bir vg konumas yapt. "yi"' dedi Hasan. "almaya devam etsinler. Eer uygun adaylar karsa, onlar evlendirmekte bir saknca grmyorum." Mutsufer elinden gelenin en iyisini yapacana sz verdi. Misafirlerin arasnda Reis Ebu Fazl'i grnce, onu bir aka ile selamlamaktan kendisini alamad: "Son zamanlarda seni sk sk grmekten mutluluk duyuyorum. Acaba benimle beraber Alamut'ta kalmay dnmez miydin? Seni bahelerimin bakm ile grevlendirirdim. Seninle ilgilenecek birka gzel huri var elim de..." "Teklifin iin teekkr ederim" diye cevap verdi yal reis. "Fa kat hakiki cennetin kapsn alacam gnlerin pek de uzakta ol madklarn hissediyorum..." Ald cevap Hasan'in ok houna gitmiti. Bunun zerine, herkesten, rahat edecekleri bir yere oturmalarn rica etti. "ismaillerin dostlar ve liderleri! Bugn sizleri buraya toplama mn nedeni artk mezhebimizin yaps ve hedefleri hakknda ak ve kesin kararlara varmamzn vaktinin gelmi olmasdr. Bu kaleyi ele geirmemizden sonra, yaptmz her te baanl olduk. Bu da, salam temeller atm olduumuzun bir gstergesidir. Ne ka dar gl olduumuzu, gerek savaiardaki baarmzla, gerek de baka yntemlerle ispat ettik. Emirnamelerimizin arasndaki uyum 503

ve kararlla ramen, hl baz eyleri bizim iin pek ak deil. zellikle de bundan sonra d dnyaya kar taknacamz tavr haltknda kesin kararlar alm deiliz Ben bunun ok normal oldu unu dnyorum. nk bir giriimin niha baans daima ilk yaplan bir plan le onun gereklemesine yardmc oian beklendik veya beklenmedik etkenlerin bir sonucudur. Bu kaleyi mteveffa sultandan ele geirdiimiz zaman, yaptklarmzn tmn, bize tam yetki vermi olan Kahire halifesi adna yapyorduk. Bunu yap mamz kesinlikle artt, nk o zamanlar, hemen hemen hi kim se tarafndan nemsenmiyorduk. Fakat imdi durum kkten bir deiime uram durumda. En korkun dmanlarmz artk ha yatta deiller. Kudretli Seluklu mparatorluu kyor. Msr ok uzaklarda. Buna karn bizler kendimizi demir bir yumruk haline getiren atlmlar yaptk. Dnyann baka hibir yerinde bulunama yacak mminler yetitirdik ve eittik, ilerindeki coku artk bir ef sane. Kararllktan alamaz. Kahire'nin onlar iin anlam nedir? Hi! Peki ya Alamut onlar iin ne ifade ediyor? Her ey.. Dostla rm! Ben yalandm ve daha yaplacak ok ey var. Aranzdan ay rlmadan nce, retimizin tm aynntlannn incelendiini ve bu inceliklerin kda geirilerek, bizden sonra gelecek olanlara bra klmak zere hazrlandn grmeyi ok isterdim. Dsturlarmzn, byk bir ihtimamla, tekilatmzn sekiz basamana uydurulmas gerekmektedir. Bilmelisiniz ki bugn kendimi, son kez olarak m minlerimize gsteriyorum. Yanndan itibaren kuleme ekilecek ve bir daha dar kmayacam. Bu arada tekliflerinizi dinlemekten mutluluk duyacam..." Ebu Ali'ye doru bir bak frlatt ve Byk Da hemen sze balad: "Mehabetli nderim ve dostlanm-, ncelikle szlerden bir ricam olacak: Bana kalrsa da Kahire ile ipleri koparmann vakti geldi; trn dnyaya kararllmz gstermeli ve tam bamszl mz ilan etmeliyiz! Bylece hem gcmz herkese gsterecek, hem de bugne dek bamllmz bahane ederek -iyi Persler ol dan iin- bizden uzak duranlarn sempatisini kazanacaz. smaiilern nderi bu dnceyi hararetle tebrik etti. Fakat Mutsufer Ebu Fazl'a rkek bir bak frlatt.

"Allah adna! Peki, Msr'daki halifenin gerekten de Ali ve Fat ma'nn soyundan geldiine inanan mminlerin ne diyeceini d ndnz m hi? Hepsi bize srt evirecekler!" "Kendini zme Mutsufer" diye teselli etti onu Buzruk mid. "Bu mminlerin bir faydalar yok. Fakat bizim dayanamz olanla rn ise tek bir parolas var.- Alamut!" "Mezhebimizin kuvveti, taraftarlarmzn saylarna deil" diye belirtti Hasan "aksine onlarn yeteneklerine dayanmaktadr. Top raklarmz ne kadar geni olursa olsunlar, kalelerimiz yeterince salam deillerse bir ie yaramazlar. Bulunduumuz her yerin ke sin efendisi biz olmalyz. Kuvvetli olduumuz her yerde bu byle olmaldr. Kahre'den ayrlmak bizim doumumuz anlamna gel miyor. Bir ocuk yetikin olmak istiyorsa annesi ile olan balann koparmaldr." Mutsufer bu agklamalan kabul etti. Ebu AH ise yeni bir neri yapyordu: Hasan merkezi Alamut oian yeni bir devletin ba ve byk nderi olmalyd. Teklif oybirlii ile kabul edildi. Resmi bir art dzenleyerek tam bamsz bir ismailt devletinin kurulduunu ve bakannn Hasan Ibni Sabbah olduunu ilan ettiler. Orada bu lunan herkes bu artn altna imzasn koydu. Hasan ayaa kalkarak kendisine duyduklar gven nedeniyle orada bulunanlara teekkr etti; sonra da Ebu Ali ve Buzruk midi kendisinin yardmclan ve miraslar olarak tayin etti: lkini devletin i ilerine, ikincisini ise diplomatik ilikilerin idaresine memur etmiti. Syleyecek son birka sz daha kalmt... "Bu ekilde bizi d dnyaya balayacak olan dzeni kurmu olduk. imdi de kudretimizin geliimi ve kuvvetlenmesi meselesi ni ele almalyz. nk canl ve salam kalmak isteyen yap, hi durmadan kendisini gelitirmek zorundadr. Zinde kalmak isteyen bir vcut gibi, hareket ve inkiaf halinde olmaldr. Elimde civar mzda bulunan en gl kalelerin bir listesi var. Birou bize katl mak iin bir iaretimizi bekliyorlar. Davamz iin nemli birer mer kez olacaklar. Lamsir hisarn hepiniz bilirsiniz. ok iyi bir konum da olmasna ramen, bu aralar ok zayf bir askeri birlik tarafndan savunuluyor-, bizim askerlerimizin kutsal atelerine kar koyabiV

505

iTies; sz konusu biie olamaz. Buzruk Urnid gerekli yntemleri kullanarak, orasn ok ksa bir srede ele geilebilir. Bu meseleyi, bizini iin hayrl bir ekilde sonulandracana eminim... Abdlmelik, sen gen ve cesursun, sfahan yaknlarndaki Hahdis kalesi ni ele geirmek iin, kab kabna smayan delikanllardan birka tanesi, senin iin yeterli olacaktr herhalde. Sultan oray, lmn den nce, sanki bizim iin yaptrmt. Bu ekilde randa hkm srmekte olan kral ve yneticileri daha yakndan kontrol edebili riz... Ve sana Ebu Ali, en zor, dolaysyla da en ekici grevi lyk grdm. Sen benim mzrak basmsn. Suriye'yi tanyorsun; Daha t\c\: Massiaf kalesini, yani senin sylediin gibi teki Alamut'u grdn biliyorum. O kale de zapt edilemez olarak kabul edili yor: Fakat sen orasn zapt edeceksin. Yanna gerekli grdn ka dar asker ve tedai alabilirsin. Bu arada memlekette hkm sren kargaalk nedeniyle, kalenin surlarnn dibine kadar taciz edilme den gelebilirsin. Geri kalan her eyi sana brakyorum: Massiaf ele geirilecektir. Orada Alamut rneine gre bir fedai okulu kura caksn. Uygun bulduun tm tedbirleri uygulamakta serbestsin Sadece verdiin kararlar sk sk bana bildirmeyi ihmal etine... Ve sen Bin Ate, seni Byk Da ilan ediyorum. Huzisfan'a geri dne cek ve Zu Cumbadan kalesini ynetmeye devan edeceksin. Ku zeydeki Kord Kuhy ehri ile civardaki tm kaleleri zapt edecein den eminim nasl olsa. Eer ok zel bir mesele iin bir fedaiye ihtiyacn okusa onu sana gndereceim... Bu andan itibaren tm kale komutanlar Mezun Da rtbesini alacaklar. Fakat hepsi de ka rarghlarnn en yaknnda bulunan Byk Da'ye bal olarak faali yet gsterecekler... Hepiniz tekilatmzn yapsn biliyorsunuz. Gerekli talimatlar hazla hazrlamaz kalelerinize gndereceim. imdi birliklerinize geri dnn. Ebu Ali, askerlere aldmz tedbir leri anlat ve az soma onlara konuacam bildir. Bugn beni son kez grecekler." Ebu Ali'nin karsnda duran askerler, alnan kararlar hayranlk ve sevinle karladlar, zellikle Alamut'un bamszlk karar byk bir cokuyla kutland. Yeni fetihlerin ve savalarn ilan, onlarn sa
506

va ruhlarn da etkilemiti: Alamut duvarlarnn, kendilerine ok dar geldiini hissediyordu hepsi de. Nihayet en stteki terasta byk nder grnd. Etraf bir anda lm sessizliine brnmt. Konumasna balarken, sesi en ar ka saflarda bile yanklanyordu: "Ismailler! Mminler! nderlerini zin bugn yapt toplantda alnan kararlar Byk Da size bildir di. Gerekten de artk ok glyz. Fakat davamzn baars siz lere, daha dorusu sizlerin davamza olan ballnza dayanmak tadr. Sizler dorudan doruya komutanlarnzn! emirlerine itaat ediyorsunuz, onlar da benim emirlerime itaat etmektedirler. Ben de, beni gndermi olan yceler ycesine itaat ediyorum. Doru dan veya dolayl olarak, hepimiz onun emirlerini yerine getiriyo ruz. Artk gnlk ilerinize geri dnn. Ve artk el-Mehd'yi bekle meyin, nk el-Mehd zuhur etmitir!" Son szlerinin sebep olduu aknlk daha yatmadan, orta dan kaybolmutu bile. Toplant salonuna giderek, orada bulunan lara veda etti. Sonra da Byk Da'ierle beraber dairesine ekildi. "Az nce trajedimizin beinci ve sonuncu perdesini oynadk" de miti Byk Da'lere o akam zgnce bir glmseme ile. "Artk zerimizde Allah'tan ve muammal cennetinden baka bir ey yok. Her ikisi hakknda da hemen hemen hibir ey bilmiyoruz ve asla da renemeyeceiz. Bundan dolay, iinde asla cevap ala mayacamz sorular bulunan defterimizi artk kapayalm. Bu an dan itibaren, dnyay olduu gibi kabul edeceim. Onun orta ka rarll, bana tutmam gereken tek yolu gsteriyor. Bu snakta oturup en nemli bilmecenin zmn beklerken, dindar ocuk larmz iin de en renkli masallar uydurmalym. Dnyay tanyan yal bir adamn, kendisini efsane ve kssa biiminde takdim etme sine izin verilmitir. Yapacam baka ne i kald ki? Sradan m minler iin dnyann yaratl, cennet ve cehennem, peygamber ler, Muharnmed, Ali, el-Mehd hakknda bin bir trl hikye uy durmalym. Mmin srsnn hemen zerinde, savaan taraftar larmz bulunuyor. Hayatmz dzenleyen yasaklarn ve kanunlarn nedenini niinini bilme hakkna sahipler. Onlar iin bir kanun kita507

b ile resimli bir ilmihal hazrlayacam. Fedailer gizli bilgilen renme hakkna sahip olacaklar. Onlara Kuran'n gizli anlamlar ta yan ve belli bir anahtara gre okunmas gereken bir kitap olduu nu reteceim. Fakat onlarn bir derece zerinde bulunan daler ise aslnda Kuran'n da hibir gizli anlam iermediini renecek ler. Ve en yksek dereceye ulamaya lyk olduklarn ispat eden ler, zerine tm binamz ina ettiimiz korkun dsturumuzu renecekler: 'Hibir ey gerek deildir, her eye izin verilmitir!' Btn bu mekanizmann iplerini ellerinde tutan bizler ise niha d ncelerimizi kendimize saklayacaz." "Kendini tm dnyadan soyutlamak istemen ne kadar kt!" diye zntsn belirtti Buzruk mid. "Tam da son basamaa ulamken..." "nemli bir grevi yerine getiren bir insan, ancak lm vasta syla gerek yaama balar. Bu, zellikle peygamberler iin geer lidir. Yaplacak olan her eyi yaptm ve artk biraz da kendime za man ayrmann vakti geldi. Eserlerim iin bir daha domak zere, insanlk uruna leceim. Kendimi amak iin baka bir yntem dnemiyorum. Sanrm sizler de benim gibi dnyorsunuz..." Bir mddet sonra devam etti: "Bana, yaptm bu ilerin anlam ve amalarn soracak olursanz, emin olun, bilmiyorum. imizde ki bir g bizi giderek bymeye zorlad iin, giderek bymek teyiz. Aynen toprakta filizlenen, yeeren ve sonunda meyve ve ren bir tohum tanesi gibi. Aniden var oluyoaz ve aniden yok olu yoruz... Bahelerimize son bir kez gz atalm!" Byk Da'lerle birlikte asansre gitti ve aaya indiler. Muha fzlardan biri, onlar iin kk kay hazrlamt. Ebu Aii kreklere aslarak, onlar bahenin ortasndaki adaca gtrmeye balad. Aalar yapraklarn, ayrlar da otlarn yitirmilerdi. Grnr de ne bir yeil, ne de bir iek vard. Sadece koyu renkli bir selvi korusu, ka kar direniyordu. "imdi birisini buraya yollarsan" dedi Ebu Ali "cennette oldu una biraz zor inandrrsn onu." "Dnya renklerden, sdan ve ktan oluuyor" diye karlk verdi Hasan. "Bunlar' bizim alglarmzn besinleridir. Tabiatn ze508

rine bir gne dmeye grsn, gzlerimiz her eyi bamba ka grmeye balar! Ve bu deiiklik, duygularmzda, dnceleri mizde, nh halimizde de birtakm deiiklikler meydana getirir. Hayatn ebedi mucizesi ite burada yatmaktadr, baka bir eyde deil." Apama onlara doru geliyordu. "Kzlarmzn durumlar nasl?" diye sordu Hasan. "ok konuuyor, ok alyor, ok glyorlar... ve ok alyor lar. Ama ok az dnyorlar." "En iyisi. Aksi takdirde bir hapishanede oturduklarnn farkna varabilirlerdi. Geri onun da bir zarar yok. Kadnlar haremlere ve hapishanelere alknlar. Onlar mrleri boyunca drt duvar aras na kapamak ok kolay. Kendilerini tutsak olarak hissetmedikleri mddete tutsak deildirler. yle insanlar vardr ki koskoca dn yamz bile onlar iin bir hapishaneden baka br ey deildir n k onlar, kainatn sonsuz boluunu grmektedirler, milyonlarca yldz ve evreni seyretmektedirler ama bunlann kendilerine ebe diyen yasaklandn bildikleri iin, idrak ettikleri ey onlar d nlebilecek en byk kleler haline getirmektedir: Zamann ve meknn kleleri." Terk edilmi yollarda sessizce yrdler. "Demek ki bu terk edilmi cennette yeni bir ey olmadn sylyorsun!" "Evet. Birka bebek beklememizin dnda..." "Onlara ihtiyacmz var. Her eyin yolunda gitmesine dikkat et." Sonra tekrar Byk Da'lere dnd: "Bu ocuklar, babalar ta rafndan annelerinin cennette yaayan huriler olduklar inancyla bytlen tek varlklar olacaklar." Havuzun etrafnda dolatlar. "nce bahar gelecek, sonra da yaz" diye devam etti Hasan. 'Tabiat bu bahelere eski ihtiamn geri verene kadar, k scak ve salkl olarak atlatmaya aln. Biz de odalarmza ekileceiz. Gkyz pheli bulutlarla kaplan d, belki deyann kar yaacak. Souk geliyor, byk souk..." Tekrar kaleye dndkleri zaman Hasan iki arkadana veda etti: "Dnyann kaderi, gnein etrafnda binlerce ve binlerce kez dn509

mek - gen dnyamz daha yarm dn bitirmedi bile. Ama bu na ramen gnein altnda ok eyin deimi olduunu syleye biliriz". Iran mparatorluu artk yok. Bizim mezhebimiz ise karan lklardan syrld. Acaba kaderi nasl olacak? Bilemiyoruz. zeri mizdeki yldzlar susuyorlar." Arkadalarn son bir kez kucaklad. Sonra da gzden kayboldu. Dairesine kapanarak bu dnya iin ld. Fakat efsanelerde ebediyen yaayacak.

YAZAR STNE...

Hasan Sabbah ve Alamut Kalesi efsanesi Trke okuyan okur tara fndan ok yakndan bilinmektedir. Kitabmzn dnya okurlarna sunulmasnda belirleyici bir neme sahip olan Fransz Phebus Ya ynevinin sahibi deerli yaync Jean-Pierre Sicre, yazar VVladimir Bartol hakknda kitabn orjinaline bir sonsz yazmtr. Biz, kitap hakkndaki, Hasan Sabbah ve Alamut Kalesi hakkndaki deerlen dirmeleri, kitab okuyan okura brakarak ve deerli yayma JeanPierre Sicre'nin de ho grsne snarak, yazsndan, yazar tan tan baz blmleri buraya alyoruz. Deerli yaync jean-Pierre Sicre, VVladimir Bartol'u yle anlat maktadr: "... 1903 ylnda Trieste civarnda kk bir Sloven ehrinde dnyaya gelmitir. VVladimir Bartol, Fransz kltr alm olan an ne ve babasnn etkisiyle, yirmili yllarda Sorbon'da tahsil grd. Yksek reniminin byk ksmn, anayurdunun bakenti olan Ljubljana ehrinde tamamlad. renim grd dallan, bak alarna gre, geliigzel veya ansiklopedik olarak tanmlamak mmkndr: Felsefe, psikoloji (Bartol, Freud'un o zamanlar pek tannmam olan eserini ok erken yalarda kefetmiti), biyoloji (Bartol tm yaam boyunca kelebeklerin yaamlarna hayran kal mtr), dinler tarihi. Ksacas, son savatan nce youn anlamaz lklar tarafndan paralanm bir lke iin, hi de uygun olmayan bir eitim. Ljubliana, otuzlu yllarda zt ideolojilerin birbirleriyle iddetle attklar bir ehir olmutur. ... ilk eseri olan Alamutu 1938 ylnda ana dili olan Slovence ile kaleme alarak tamamlad. II. Dnya Sava'nn kark ortamnda, umduu ilgiyi bulamad kitab. Hatta el altndan satlacak kadar tehlikeli bir kitap olarak kabul edildi uzun sre. Bartol, sava ylla rnda vatann igal eden Alman ve talyan faistlerine kar mca dele etti. 511

510

Savatan sonra kurulan Yugoslavya da istedii ortam bulama d iin 1946 ile 956 yllan arasnda on yl boyunca ikmet ede cei Trieste'ye yerleti. 1956 ylnda geri dnerek Alamut'u bir kez daha yaynlamay baard. 1960 ylnda Yugoslavya Yazarlar Birlii bakanlna seilerek, nihayet layk olduu itibara ulat. Kitab ise 1967 ylndaki lmne kadar bir daha yaymlanamad; herkes tarafndan ba eseri olduu kabul edilmesine ramen, sa dece 1980 ve 1984 yllarnda iki basks yapabildi. Son yllarda pek ok yabana dile evrilerek bu lkelerde basl mtr. ." Atilla Dirim (evirmen)

http://genclikcephesi.blogspot.com

512

You might also like