You are on page 1of 410

www.cizgiliforum.com.

enginel

IVO A I M n i e
RIMA KOPRUSL

altn kitaplar yaynevi gjj

DRNA K P R S , ALTIN KTAPLAR YAYINEV tara fndan onuncu kez Eyli 1977'de yaynlanmtr.

9.77.85 - 10

Bu kitab hazrlayan Dilimize evirenler Kapak resmi Dizgi ve Bask

Dr. Turhan Bozkurt H. li Ediz - N. Mstakimolu Oral Orhon Sralar Basmevi

HASAN L EDZ'N ANISINA Bu byk roman tertemiz ve zenli Trkesi ile dili mize kazandran HASAN L EDZ, kitabn 10. basksn grmeden aramzdan ayrld. Bana, Drina Kprs en az 100 bask yapacak bir aheser, demiti. Osmanl mparatorluu'nun nasl, iin iin ykldn bundan daha gzel ve etkileyici biimde sergileyen br ro mann yazlamayacan sylerdi. HASAN L EDZ'in ocukluk yllar, Drina Kprs zerinde gemiti. Bu nedenle oralar ok iyi tanr, Balkan insanlarnn kardeliine ve ortak ynlerinin ayrlmazl na itenlikle inanrd. Sevin ve felket gnlerini bir arada yaamalar, onlar kopmaz balarla birbirlerine balamt. nsanlar bir gn gp gidiyorlar ama eserleri onlar kuaklar boyu yaatyor. Mimar Sinan ld ama yzyllar nce yapt Drina Kprs hl dimdik ayakta. HASAN L EDZ, evirinin her cmlesine, her keli mesine deer veren, evirdii eserin aslna ihanet etme yen esiz bir evirmendi. S U VE CEZA's ile DRNA KPRS ile daha nice evirileri ile aramzda hl ya yor. Bu basky onun ansna adyor, bir kez daha saygyla anyoruz. 26.8.1977 stanbul Dr. Turhan BOZKURT

TRK BASININDA DRNA KPRS


/

Drina Kprs, gerek Trk basnnda, gerekse haik ara snda derin yanklar yapt. Byk ilgiyle karlanan bu ese re basnmz geni bir yer ayrd. Drina Kprs zerine eitli yazlar yazld. Bu kitap zerine yazlan makalelerden baz nemli par alar aada okuyacaksnz.

DRNA KPRS 1981 Nobel Edebiyat Armaann kazanan ivo Andriin bu aheserinin en baarl evirisi Trke olandr. vo Andri'in eserlerinden ou Almanca, ngilizce, Franszca. taiyancaya ve baka dillere evrilmitir. Bugn dnyada en ok satlan onun kitaplardr. Eserleri ayr ayr gzei olmakla beraber, en ilgin, en nemli ve en gzeli "Drina Kprs'dr.' Milliyet Trker caroiu

NOBEL ARMAANINI KAZANAN ESER vo Andri'in 'Drina Kprs' adl eseri dnya ede biyat piyasasnda byk bir heyecan yaratmaktadr. 'Drina Kprs' konu itibar ile Osmanl mparator luunun, yani bizim tarihimizin Balkanlardaki akn, kuv vetli ve zayf taraflarn, Osmanl egemenliinin arln omuzlarnda tam malp ve esir bir milletin hisli bir ocuunun azndan ve olduka tarafsz bir gr ve tatl bir slpla hikyesidir. ... Kitaplmza bu deerde bir eser kazandran Altn Kitaplar Yaynevi'ni tebrik ve tevik etmek isteriz. Abbas Parmakszolu

TRKL TANITMAK Yurt dnda Trkiye'nin propagandasn yapmaa, Trkl ve Trkleri tantmaa son yllarda eskisinden daha fazia nem veriyoruz... Trkiye'ye byle bir propaganda vastas kazandrmaktan uzak bulunduumuz u srada, bir de neriyat yolu ile bize byk yardm dokunan dnyaca tannm bir yazardan bahsetmeyi arzuluyoruz: Bu yln Nobel Edebiyat Armaan'n kazanan Yugoslav yazar vo Andri'ten... Andri'e bu armaan kazandran Drina Kp rs adl romandr. Bu romanda bilhassa Osmanl mpa ratorluundan, dolaysyle Trklerden bahsediliyor, iin ga rip taraf Andri, dier yabanc yazarlarda allagelindii gibi eserinde Trkleri yermiyor. Eserinde gayet tarafsz ka labildii gibi Trklerden yana duyduu sempatiyi de gizle miyor. Ancak bu nl Yugoslav yazar gibi Trk dostlar Trkl btn dnyaya tantabilir, Trkl yceltebilir. Srr Korkut

DRNA KPRS ... Byk bir ilgi ile okuduum bu roman dou ile ba tnn ilikilerini, toplumlarn doudan batya, bat anlay nn douya manev anlamda geiini byk bir baar ile anlatyor. Yazar, Sava nehrine dklen Drina suyu ze rindeki bir kpry ele alarak, bu kprnn bandaki Viegrad kasabasnn orta adan gnmze gelen serve nini ilgin bir kurulu ve dille anlatm... Drina Kprs, doudan batya, altndan geen sular gibi, Osmanll ge irmektedir. Dou ile baty kaynatrmaktadr. Yzyllar bo yunca doudan batya olan bu ak, bir zaman geliyor ki tersine dnyor... Andri'in u gr ne kadar yerinde: Balkan savandan sonra yitirilen lkeler iin, Trk gen-

ieri, Mslman unsurlar ah vah ederken Bosnal genler, Srp genleri Viyana, Prag niversitelerinde okuyorlar... Srplar, Hrvatlar, Slovaklar milliyetilik fikirlerini geliti riyor, sosyalist grleri yayyor, Mslmanlar, Trkler, h l Drina Kprsne bakmakta, eski gnleri anmaktadrlar. Samim Kocagz

DRNA KPRS 1961'in Nobel Edebiyat Armaann alan Yugoslav ya zar vo Andri'in 'Drina Kprs' adl roman, kk Viegrad kasabasnn deimeler iinde hep ayn kalan v re, hlyac, ar yrekli Hristiyan ve Mslman halklar nn dou ykmlarndan dman igaline kadar trl trl ac belirtileri olan ortak bir kader nndeki yaantsnda, ite bu deiimsiz insan z anlatyor. Gerek bir hmanist olan vo Andri, ayr soylarn, ay r dinlerin insanlarn, herbirini kendisinden birer para sayarak iten bir sevgiyle kaleme alm. Bir ara Trkiye'ye gelerek Bursa'y ziyaret eden Andri yle diyor: Bizim topraklarmzda da ykan, yapan, iler leyen ve gerileyen bir kuvvetin yzyllar boyunca gemi olduu yolu grmek istemi ve mmkn olduu kadar ya kndan anlamaya zenmitim. Bir kuvvetin ykselmesini, batn ve bizden neler alp bize neler verdiini iyice l p bimek istedim. te Drina Kprs bu yolda bir abann zengin ger ekleri ile dolu. Andri, okuduumuz byk roman 'Drina Kprs' ile bizi zel olarak ilgilendiren, tarihsel yn dnda, sa natnn eleri gerekten de ilgin olan soylu bir yazarla kar karya bulunduumuzu gstermektedir.

UPRAmn ANLATTIKLARI 1961 Nobei Edebiyat Armaann kazanan 'Drina Kp rs' Yugoslav yazar vo Andri'in en baarl romandr. vo Andri'in romanc olarak en byk baars, insan larn hibirine kar kt duygular beslememesidir. Bu eser dilimize de evrilmi bulunuyor. Drina Kprs her bakmdan ilgiyle okunacak bir gte. t Ahmet Hisarl

VO ANDR VE ESERLER

HAYAT : Drina stndeki Kpr adl eseriyle Nobel Edebi yat armaann kazanan vo Andri, uluslararas n salm Yugoslav yazarlarndan biridir. vo Andri, 1686- 1851 yllar arasnda Bosna eyaleti nin merkezi olan Travnk kasabasnda, 10 Ekim 1892 tari hinde dodu. ok kk yata babasn kaybetti. Gen ya ta dul kalan ve Viegrad'I olan annesi, kk vo ile bir likte, Viegrad'taki ailesinin yanna gitti. Bylece vo And ri ocukluunu, delikanllk ann bir blmn, roma nna konu olan olaylarn getii Drina rma kysndaki bu kk kasabada geirdi. lk ve orta renimini ise Viyana. Zagreb, Krakow ve Graz niversitelerinde yapt. Bu ni versitelerde felsefe, Slav tarih ve edebiyat okudu. vo Andri, daha niversite sralarnda iken politiks ile ilgilenmee balad. Avusturya - Macar imparatorluu nun snrlar iinde yaayan Slav ulusunun kurtuluunu ve birliini salamaa alan devrimci genlik rgtne gir di. 1914 yl Hazirannda, Avusturya veliaht Ferdinand, bu rgte bal genlerden biri tarafndan Saraybosna'da l drld. Bu rgte bal birok Srp genci gibi vo Andri de, bu olayla ilgili olarak tutukland. Bir yl kadar tutuklu kaldktan sonra, srgne gnderildi. 1917 ylnda yaplan aftan yararlanarak, yarda kalm olan niversite reni-

13 mini tamamlad. 1918 ylnda Avusturya - Macar imparator luu paralanarak Yugoslavya devleti kurulunca, vo And ri, meslek olarak hariciyecilii seti. kinci Dnya Sava na kadar eitli lkelerde konsolosluk ve elilik etti, 1934'de Yugoslavya'nn Berlin Bykeliliine atand. Bu grevi 1941 ylna, yani Almanlarn Yugoslavya'y istils na kadar srd. EDEB ALIMALARI :

vo Andri, 1918 ylnda yaymlad Hapishane An lar ile yaz hayatna girdi. 1919'da lirik bir nesir kitab kt. 1920'de ise ilk hikyesi olan Ali Cercelez'in Yolunu yaymlad. Bunu, birok hikye kitaplar izledi. vo Andri, en nemli, en olgun eserlerini resm g revinden ayrldktan sonra yazd. Kendisini mehur eden Travnik Kronii, Drina stndeki Kpr, Matmazel adl byk eseri, 1945'de yaymland. Eserlerinden ou, zellikle Drina stndeki Kpr ile Travnik Kronii, bata Almanca, ngilizce, Franszca, talyanca olmak zere btn dnya dillerine evrildi. Byk bir sanat, ince bir psikolog olan vo Andri, eserlerinin ounda konu olarak doup byd Bosna' y semitir. Bu eserlerinde Bosna'nn, Osmanl egemen lii altna giriinden bugne kadar geen olaylarn, ehir lerini, kasabalarn, deta bir uluslar kokteyli halinde alan halkn, bunlarn gelenek, grenek, efsanelerini, masallar n, lklerini, tutkularn anlatmtr. BALICA ESERLER : Travnik Kronii : vo Andri'in en nemli eserlerin den biri olan Travnik Kroniinde Napoleon tarafndan bu kk Bonak kasabasna gnderilen Fransz konsolosu,

14

bunun siyaset ve ticaret alanndaki almalar, bu ilke! kasabada rastlad zorluklar, karlat tehlikeler, Avus turya konsolosu ile rekabeti, Franciscain papazlariyle bir likte Trk devlet otoritelerine kar evirdii- dalavereler anlatlmaktadr. Matmazel : vo Andri'in, teki eserlerine hi ben zemeyen Balzac'vari bir romandr. Ama Andri, bu eserin de de psikolojik gcn gstermekten geri kalmamtr. Eserin konusu ksaca yledir: Saray - Bosna'l bir gen kzda, babasn iflsa srkleyen felket karsnda byk bir ruh deiiklii oluyor. Ksa bir zaman sonra bu kz cim ri, insan dman, tefecilik eden bir kii olarak karmza kyor. Gitgide insanlardan uzaklayor, bir bana yaa maa balyor. Nasl ld de, kitabn sonuna kadar bir bilmece olarak kalyor. Drina stndeki Kpr : Yazarn en nemli, en nl eseridir. Bu nefis roman, Yugoslavya'da 15 kez baslm, memleketimizde birinci basks, 2,5 ay gibi ksa bir sre iinde tkenmitir. Drina stndeki Kpr eserin gerek lkemizde, ge rek baka lkelerde bylesine bir baar salamas, hele 1961 Nobel Armaann kazanmas, hi de bouna deil dir. Drina stndeki Kprde anlatlan olaylar, geri k ck bir kasabada, Viegrad kasabasnda geer, ama, bu kasaba rastgele bir kasaba deildir. Buras, o zamanlar her ikisi de Osmanl mparatorluunun birer eyaleti olan Sr bistan'la Bosna - Hersek snr zerinde, dou ile baty bir letiren, ya da ayran, Drina rma kysndadr. Bundan tr de, Osmanl mparatorluunun en gl zamannda, Viegrad kasabasnda, bu rman zerine kurulan kpr, yzyllar boyunca, dou le batnn al veriini salam, birok zengin ve byk olaylara sahne olmu, ya da bu olaylara tanklk etmitir.

15 te vo Andri romannn balca kiisi olarak bu kp ry semi, bu kpr ile bal 350 yllk tarih olaylarn da, deta bir mizansen olarak kullanmtr. Ama vo Andri, bunu yaparken kuru, yavan bir kronikr gibi davranmam, usta bir anlatla eserine, doup byd bu blgenin masallarn, efsanelerini, gelenek ve greneklerini de kat may unutmamtr. Bylece Drina Kprsnde, kprnn yapl, Srbistan isyanlar, kolera salgnlar, su basknlar, Bosna - Hersek'in Avusturyallar tarafndan igali, bu bl geye demiryolunun girii, 1912 Balkan sava, 1914 Hazi rannda Avusturya veliaht Ferdinand'n Srpl bir gen ta rafndan ldrlmesi, Avusturya - Srbiye sava, kprnn bir dinamitle atlmas gibi byk tarihsel olaylarn yan sra, istemedii bir delikanlya verildii iin kendini bu kprden azgn Drina'ya atan gzel bonak kz Fato'nun ackl serveni, kumarc Glasinanin'in, yar gerek, yan masal halinde anlatlan kumar tutkusu, Tekgz Salko'nun, gazinocu Lotika'nn yaamlar da yer almtr. Byk bir sanat olan vo Andri, stelik gerek bir hmanisttir. Bundan tr de, eitli dinlerin ve soylarn kaynat bu blgede, en kk bir din ve rk ayrm yap madan, anlatt olaylarda yer alan btn kiilere eit bir sevgi ve ilgi gstermesini bilmitir. vo Andri'in eserle rine uluslar aras bir nitelik veren de bu olsa gerek. Gerekten de vo Andri'in eserlerinin deil her say fasnda, her satrnda bile derin bir insan sevgisi grmek mmkndr. Bunun iindir ki yazar, romanlarnda yer ver dii kt kiileri bile yermee kyamam, bu ii, kendi azlaryla, yine onlara yaptrmtr. Bunun tabi bir sonu cu olarak vo Andri, romannda, gereki ve tarafsz kal masn bilmitir. Geri Andri, romannda insanlar diri di ri kaza geiren Abit aa gibi zalimlere de yer vermitir. Ama bu olaylarn 16'nc yzylda (1570) getiini, o alar da dnyann her yerinde insanlar kaza geirmek, ya da

16 diri diri atete yakmak olaylarna bol bol rastlandn d nsek, bu olayda bir olaanstlk grmeyiz. Kald ki, Abit aann bu tutumu, bu zalimce davranlar Osmanl saraynca da ho karlanmam, kendisi geri alnarak ye rine Arif Bey gibi i dnyas yumuak, drst bir kii gn derilmitir. Bylece Andri bu olayda da tarafszln el den brakmam, bit Aa gibi bir zalimin karsna Arif Bey gibi drst bir insan kartmay ihmal etmemitir. 1803 Srp ayaklanmas srasnda kprnn zerine Yelisey adl meczup bir dervile Mile adl saf bir kylnn balar kesilmiti. vo Andri bu olayn gnn koullar iin de tabi saylmak gerektiini, buna benzer bir baka olay la ok gzel anlatmak istemitir: 1914 ylnda Bosna'da Avusturya Veliaht bir Srp genci tarafndan ldrlnce Avusturya, Srbistan'a kar sava at. Avusturyal idare ciler snr blgesindeki Srplara bir gzda vermek iin, dmana kla iaret verdikleri iddiasiyle (iaret verme nin bile ne olduunu bilmeyen) snr kylerinden Srp ly susuz olmalarna bakmadan, asmaktan ekinmemi lerdir. Eserde, Saray - Bosna'daki eitli uluslarn, din ve rk ayrlklarna bakmadan, dardan ya da ierden bir kkrt ma olmadka, nasl karde gibi geindiklerini anlatan ok canl pasajlar var. ite Molla brahim'le rahip Nikola... Bi ri mslman, tekisi de ortodoks srp cemaatinin ruhan lideri. Rahip Nikola, genliinde Viegrad mslmanlaryle aras alp da gizlenmek, Srbistan'a kamak zorunda kalnca, o zamanlar kasabada babas ok hatrl bir kii olan Molla brahim, kendisine yardm etmitir. Daha son ralar, kasabadaki kargaalk dinince iki din arasndaki ili kiler de dzelmi, artk yan ban alm olan bu iki adam arasnda da bir dostluk balamt. akay seven ka saballar, iyi anlaan kiilerden sz ederlerken Papazla Hoca gibi seviiyorlar derlermi... Bu sz o blgede bir Atasz gibi yerleip kalmtr.

17 Zaten birok konularda kolayca birbirleriyle anlaan bu ruhan liderlerin ikisi de ileri dnceli kiilerdir. Ro manda rahip Nikola'nn grlerini karakterize eden yle bir pasaj var: Zalim bir oyuna kurban olan Avusturya or dusu erlerinden Galiyal Fedun, bu acya katlanamaz. Ken di canna kyar. Bununla ilgili olarak ortaya 'nemli bir so run kar: Fedun intihar ettiine gre hristiyan mezarl na gmiebilir mi? Rahip Nikola, Uniat mezhebinden bi rinin gnahn balayabilir mi? Bu ile grevlendirilen Avusturyal bir subay Nikola'ya ba vurur. Bu sralarda artk iyice yalanm bulunan Rahip Nikola'nn Yoso adl bir de yardmcs vardr. Rahip Nikola dncesini sylemee frsat bulmadan Yoso atlr: Bunun eine rastlanmam bir olay olduunu, Fedun'un h ristiyan mezarlna gmlmesinin hem kilise kanunlarna hem geleneklere aykr bulunduunu, ama, intihar ettii srada aklnn banda olmad isbat edilecek olursa bel ki bir ey yapabileceini syler. Rahip Nikola hemen ye rinden dorulur, ksaca: Bir felket oldu mu ortada isbat edilecek bir ey kalmaz, der. Kim akl banda iken haya tna kyabilir? Kim onu bir dinsiz gibi, bir rahibin yKhmt olmadan bir duvarn dibine gmmek sorumluluunu ss ne alabilir? Haydi git msy!.. ly hazrlamalarn emredinki, onu hemen gmelim. Hem de mezarla... Baka yere deil. Gnahlarn ben affedeceim. Avusturyal subay gittikten sonra Rahip Nikola'nn mezine syledii u szler ne anlamldr: Onun gnah larn neden affetmeyecekmiim? Hayatnda mutsuz oluu yetmiyor mu ki! vo Andri'in eserinde, buralara geldii zaman eriil mez bir ykseklikte olan Osmanl mparatorluunun k n douran nedenleri de aka grmek mmkndr: Viyana, Zagrep, Karkow, Graz niversitelerinde okuyan ve
Drina Kprs F./2

19 insann avucunu bo, namusunu da kirlenmi olarak bulduu bir hayal oyunu gibi onlarn avucundan da akp gi diyordu.

Bir ok dillere evrilmi olan Drina stndeki Kpr eserinin en baarl evirisinin dilimize yaplan evirisi ol duuna inanyoruz. nk eserde kimisi olduu gibi aln m, kimisi de Srp fonetiine uydurulmu yzlerce Trke sz yer alm bulunuyor. Yalnz yazarn, kitabn sonunda alfabetik olarak sralad bu eit szlerin saysr 218'dir. Yazarn, belki de Srplam sayd iin, eserde getii halde bu szle koymad Trke szlerin says ise 100' gemektedir. Eserin baka dillere yaplan evirisinde bu Srplam Trke szlerin mnsna ya hi yer verilme mi, ya da gerek anlamndan uzak verilmitir. Bir ok romantik bonak trklerinin akam geldi... gibi Trke szlerle, ya da: Hayli zaman oldu grmedim ben gibi Trke msralarla balad ok grlmektedir. Eserin ba ka dillere yaplan evirisinde bu trklerin anlam da ye teri kadar belirtilmemi bulunuyor. Konusu dikkate alnrsa Drina Kprs romantrun Trk okurlar iin neden ayr bir deer, ayr bir zellik ta-\ d kolayca anlalr. Drina stndeki Kpr, bir yandan 400 ksur yl ka der birlii ettiimiz Bosna'y ve Bosnallar, te yandan bu gnk Yugoslavya'nn en byk yazarlarndan biri olan vo Andri'i tanmamza yardm ederse, ne mutlu!.. 6/1X/1962 Hasan H EDZ

DRNA KPRS

I Drina ( 1 ) , daha ok, sarp dalar arasndaki dar bo azlarda ya da derin uurumlar iinde akar. Ancak birka yerinde kylar geni vadiler halinde alr, kh bir kysn da, kh her iki kysnda insanlarn yaamasna ve tarma elverili bazen dz, bazen dalgal ama bereketli ovalar meydana getirir. Bu ovalardan biri de burada, tam Drina'nn Butko kayalariyle Uzanvika dalarnn arasndaki dar boazdan ni bir dirsek yaparak meydana kt noktada, Viegrad'da (2) balar. Bu yerde Drina'nn izdii a ylesine dar, iki yanda(1) Drina: Sava rmann en byk koludur, biri Durmitor, b f ^ \ Komovi dalarndan kan Piva ile Tara akarsularnn birleme sinden meydana gelmitir. Gneyden kuzeye doru 333 kilomet relik bir alandan geen Tara da hesap edilirse, 461 kilometreyi bulur. ok meyilli bir toprakta akt iin, su, trafie elverili deildir. Odun ktklerini yzdrmekte ok kullanlr. Drina s tnde Zvornik civarnda 1955'te, byk bir elektrik santral ku. rulmutur. '2) Viegrad, Drina ile Rzav'n birletii yerde byk bir kasabadr. Orta alarda stratejik deeri vard. (H. li Ediz)

22 ki dalar da ylesine sarp, dik ve birbirine yakndr ki de ta tek para bir da yn gibi grnr, rmak sanki karan lk bir duvardan fkryormu izlenimini verir. Ama, da lar birdenbire ayrlarak biimsiz bir anfiteatr eklini alr. Ne var ki, bunun en geni yerinde bile ap kubak 15 ki lometreyi gemez. O kapal gibi duran sarp ve siyah dalarn arasndan, yeil kpkl sulariyle Drina'nn btn heybetye meyda na kt yerde byk bir kpr ykselir. Zarif bir biim de oyulmu, geni aralkl on bir kemerin stnde ykse len bu kprden balayarak, topra inili kl yelpaze biiminde bir ova uzanr, kk bir kasaba olan Viegrad'ia dolaylarn iine alr. Kk tepelerin yamalarnda ser pilmi kyler, tarlalar, otlaklar, etraf evrilmi erikler ve seyrek am koruluklar gze arpar. Ufkun sonundan ba klnca, insana sanki, yalnz yeil Drina deil, tepesindeki gnele, zerindeki bitkilerle btn bu kl, ekilmi top raklar da beyaz kprnn geni kemerlerinden akp yay lyormu gibi gelir. Kprden balamak zere rman sa kysnda, bir blm yamata, bir blm ovada olmak zere, ar ile kasabann merkezi bulunur. Kprnn br yakasnda, sol kysnda, boylu boyun ca Maluhino ovas uzanr ve Sarayevo'ya giden yolun ev resine serpilmi evleriyle ayr bir mahalle meydana geti rir. Bylece Sarayevo'ya giden yolun iki parasn birle tiren kpr, kasabay da d mahallesine balar. Burada balar kelimesi; gne sabahlar, biz insan larn evremizi grmemiz ve ilerimize gitmemiz iin do ar, akamlan da uyuyarak gnn yorgunluunu dindirme miz iin batar; dediimiz zamanki kadar bir gerein an latmdr. nk deerli bir eser ve esiz gzellikte olan bu ya p, daha zengin, ticaret bakmndan daha gelimi ehir-

23 lerde bile bulunmayan bu kpr (eskiden byle koca m paratorlukta ancak iki tane var derlerdi.) Drina'nn yata stnde gvenilir, temelli biricik geittir. Bosna'y Srbis tan'a, oradan da daha uzaklara, Osmanl mparatoriuu'nun teki blgelerine, hatt ta stanbul'a kadar balayan biri cik badr. nemli, byk kprlerin iki yannda ve balan : t noktalarnda bulunan kk kasabalarla dolaylarnn ge liip genilemeleri pek tabidir. Bylece zamanla burada da kprnn iki yakasnda evler, binalar oald. Kasaba kpr sayesinde yaad ve salam bir kkten g alr gibi byd. Kasabann tablosunu tamamlamak, kpr ile olan ili kisini iyice anlatmak iin unu da belirtmek gerekir ki, ka sabada baka kpr ile bir baka akarsu daha vardr. Bu, tahta bir kprs olan Rzav rmadr. Kasabann sonla rnda Rzav, Drina'ya dklr. Onun iin kasabann merkezi ve en kalabalk yeri, biri byk tekisi kk, iki rmak arasnda bir dil gibi uzanan kumlu topraklarda toplanr. Ir maklarn birletii yerde kasabann merkezi kurulurken dank yazlklar da kprnn te yannda, Drina'nn sol, Rzav'm sa kysnda uzanr. Kasaba su stne kurulmu tur. Kasabada baka bir kpr ile baka bir akar su daha bulunduu halde, Kpr stnde sz hi bir zaman Rzav'm stndeki kpr anlamna gelmez. O, ne bir tarih ne de bir zellii olan, basbaya tahta bir kprdr. O yal nz halka ve hayvanlarna geitlik yapar. Kpr stnde denince sadece Drina stndeki ta kpr akla gelir. Kprnn aa yukar uzunluu (250) genilii de (10) admdr, tam orta yerinde birbirine eit iki teras biiminde geniler. Bu teraslar ortadan geen araba yolunun iki kat geniliindedir. te kprnn bu b lmne Kapiya derler.,st blm gittike genileyen orta stuna iki yanndan yardmc stunlar eklenmi, araba yolunun sanda ve solundaki teraslar bu stunlara daya-

24 narak grideyen yeil sularn stnden heybetle ve zerafetle bolua doru uzanmtr. Uzunluklar ve genilikleri be adm kadar olan bu teraslarn etraf kprnnk gibi ta parmaklklarla evrilmitir. Kasabadan gelirken sada ki terasa Sofa derler. ki basamakla klr. Etraf ta sra larla evrilmitir. Parmaklklar bu sralara arkalk devini grr. Basamaklar, sralar, parmaklklar hep ayn beyaz ta tan yaplmtr. Sofa'nn karsndaki sol teras da ayndr, yalnz botur. Sras falan yoktur. Parmaklklarn orta ye rinde insan boyunda bir duvar var. Onun tepesine mermer bir kitabe konmutur. Kitabenin zerine, Trke, gzel bir yaz ile manzum olarak kpry yaptrann ad ve yapl tarihi kazlmtr. Duvarn dibinde bir eme vardr. Suyu, ta bir ejderhann azndan akar. Bu terasa, cezveleri, fin canlar ve her zaman yanan mangalyla bir kahveci yerle mitir. Sofada oturanlara kardan karya kahve tar. te Kapiya burasdr. Bu kasabada oturanlarn yaam, bu kpr ile Kapiya'snn stnde, evresinde ya da onunla ilgili olarak geli ir, akp gider. zel ya da genel yaantda, her geen ko nuda, masallarda, her zaman, Kpr stnde sz duyu lur. Gerekten de ocuklarn ilk gezintileri, ilk oyunlar ora da balar. Drina'nn sol kysnda doan Hristiyan ocuk lar, daha bir haftalk iken kpry geerler. nk vaftiz olmak iin onlar, sa kydaki kiliseye gtrrler. Hatt, sa kyda oturanlar, yani Mslman ocuklar bile, tpk babalarnn ve dedelerinin yapt gibi, ocukluklarnn b yk bir blmn kprnn stnde ya da evresinde ge irirler. Olta ile balk tutarlar, kemerlerin arasnda uuan gvercinleri yakalarlar, ince bir sanatla oyulmu bu ak renk talarn zarif izgilerine gzleri, daha kk yatan almtr. Onun btn oymalarn, oyuklarn ezbere bilir ler. Ayn zamanda kprnn kurulduu a zerinde anla tlan btn hikyeleri masallar da ezbere bilirler.

25 Bu hikyeler, hayalle gerein tuhaf bir karmndan domutur. ocuklar bunlar daha hayata gzlerini atk lar gnden beri bilirler, sanki doarken bu bilgileriyle do mular gibi. Tpk dualar gibi, ne zaman rendiklerini ya da kimin rettiini hatrlamazlar. Bilirler ki, bu kpry Sadrzam Sokullu Mehmet Pa a yaptrmtr ve o, bu kpr ile kasabay ereveleyen u dalardan birindeki Sokolovi kynde domutur. Bu dayankl ta antn yaplmas iin gerekli emri ve paray ancak bir sadrzam verebilirdi. (Bir vezir, ocuk ha yalinde parlak, nemli, korkun ve karmak bir yaratktr.) Kpry Mimar Rade yapmtr. Srbistan'da bylesine ok, gzel ve lmez eser brakabilmesi iin, onun yzlerce yl yaam olmas gerekir. O, kim olduu bilinmeyen masaliam bir staddr. Toplum ona diledii, istedii biimi vermektedir. nk kafay bir ok adlarla yormak, fikirce de olsa, bir ok kiiye borlu kalmak holarna gitmez. Yine bilirler ki, su perisi bu yapy daima baltalam tr. Gndz yaplanlar gece bozmutur. Nihayet sulardan bir ses ykselerek Mimar Rade'ye, Stoya ve Ostoya (1) adl biri erkek, biri kz iki karde bulup ortadaki stunlarn iine rdrmesini tlemi. Hemen btn Bosna'da bu o cuklar aramaa balamlar ve onlar getirecek olana ar maanlar adamlar. En sonunda seymenler cra bir ky de yeni domu ikiz iki karde bulup zorla getirmiler. Ama anneleri yavrularndan ayrlmak istememi, yedii dayak lara aldrmayarak, bara ara Viegrad'a kadar arkala rndan gelmi, orda mimarn karsna kmay baarm. Masal, ocuklar duvarn iine rmler, diye srp gider. nk baka trl olmasna imkn yoktu. Yalnz mi(1) Bu zei adlar, ayn zamanda dur ve kal anlamna gelir. (H. li Ediz)

mar, onlara acdndan annelerinin gelip onlar emzirebilrnesi iin, stunlarn arasnda geni boluklar brakm. Bu boluklar, sanatla yaplm yalanc pencerelerdir. Tpk kale mazgallar gibi bir ey. imdi bu deliklerde ya ban gvercinler yuva yapar, Yzyllarn ans olarak bu du vardan ana st szmaktadr. Bu incecik bir szntdr. Ve yln bir mevsiminde tan stnde silinmez bir iz halinde grnr. (Ana st, ocuk dncesinde, yakn bir ge mie bal, tadsz, yavan, ayn zamanda vezirler ve mimar lar gibi esrarl ve belirsiz br eydir.) Halk, stunlarn ze rindeki bu izleri kazr, bir toz halinde saklayp st olma yan emzikli annelere satar. Kprnn orta stununda, Kapiya'nm altnda daha ge ni bir aralk vardr. Kanatsz bir kap gibi. Demir bir maz gal gibi bir ey. Bu stunun iinde byk, karanlk bir oda bulunduunu ve bu odada bir Arap yaadn rivayet eder ler. Bunu da ocuklarn hepsi bilir. Birbirleriyle yarrca sna uydurduklar hayal hikyelerde bu Arap byk rol oy nar. Kime grnrse o insan lr. Henz hi bir ocuk gr memitir onu. nk ocuklar lmezler. Ama, bir gece Hamid'e grnm. Astml, gzleri kanl, ba her zaman du manl bir hamal olan bu adam, daha o gece lm. Aslnda krktk sarhomu ve geceyi sfrdan aa on be derece ak bir gk kubbe altnda geirmi. o cuklar, onlar hem eken, hem korkutan bir uurumu sey reder gibi arasra bu karanlk aralktan ieri bakarlar. B tn dikkatleriyle bakp bir ey grnce, barmaya szleirler. Azlar ak, gzlerini bu keskin ve karanlk uku ra daldrrlar. Merak ve korku iinde titriyerek beklerler. Sonunda yaramaz ocuun biri (her zaman da byle biri bulunur.) Arap!., diye bararak kaar ve oyunlar bozulur. Ayn zamanda hayal krklna da urarlar. Hele hayalleri gl olanlar, akadan hi holanmaz lar. nk onlar, dikkatle bakacak olurlarsa bir ey gr-

27 rnei baaracaklarna inanmaktadrlar. ocuklarn ou, geceleri bile ryalarnda bu Arapla urarlar. Yannda an neleri onlar uyandrarak bu korkulu ryadan kurtarr. On lara bir bardak su vererek Alahn adn tekrarlamalarn syler. Gndzki oyunlarndan yorgun den ocuklar da, nihayet derin bir uykuya dalarlar. Hi bir korku ocuklar da kkleip srp gidemez. Kprnn st yannda, topra kireli olan o dik ky da, iki yuvarlak oyuk grlr. Bu delikler, ikier ikier dz gn a ralklarla srer, sanki dev bir atn nal izleriymi gibi. Bu izler, eski kasabann yukarsndan inmektedir. Tal yokutan dereye kadar gelmekte, sonra yine teki kyda grlmektedir. Nihayet kahverengi yumuak toprakta ve bitkiler arasnda kaybolmaktadr. Yaz aylarnda tal ky da balk tutan ocuklar bilirler ki, bu izler, eski zaman savalarnndr. O devirde yeryznde ok iri yapl yiit ler yaarm. Ta henz sertlememi, toprak gibi yumuakm. Bu yiitlerin atlar da kendileri gibi iriymi. Yal nz bu izler Srp ocuklar iin arats (1)n nal izleridir. Kralievi Marko yukardaki eski kalenin zindanndan ka m ve bir srayta, o zamanlar kprs olmayan Drina'nn br kysna gemi. Mslman ocuklar ise onun Kralievi Marko'nun olmadn bilirler. (nk bir Hris tiyan piinin byle br gc ve byle bir at nasl olabilir?) Bunlar Cercelez Aiiya (2) ile kanatl ksrann izle ridir. Onun dereyi gemek iin sala ve kprye ihtiyac yoktu. Ama bu konuda hi kavga etmezlerdi. Her iki taraf da kendi inancnn doruluundan emindir. Bir kimsenin inancn ve grn bir bakasnn deitirdii hi grl(1) (2) arats: ni haik trklerinin kahraman Kralievi Marko'nun alaca atdr. Cercelez Aliya: Mslmanlarn masallam bir kahraman. (H. li Ediz)

28 memitir. Byk bir kse kadar geni ve derin olan bu u kurlarn iine, byk yamurlardan sonra suiar birikir ve tpk ta vazolarda olduu gibi uzun bir sre kalr. Ya mur suyu ile dolu olan bu ukurlara ocuklar Kuyu adn verirler. Ve inanlar ne olursa olsun, hepsi de tuttuklar balklar bunlarn iine brakrlar. Sol kyda, hemen yolun st yannda, olduka byk bir tmsek vardr. Sert, kayal bir toprak yndr bu. Bu tmsein stnde elik bir tel gibi sert ve dikenli bir ot tan baka ne bir iek, ne de bir yeillik biter. Kprnn evresinde oynayan ocuklara snr ve nian tahtas de vini grr. Eskiden bu tmsek Radisav'n mezar diye an lrd. O, Srplarn bir efi ok gl bir insanm, Sadrzam Mehmet Paa, Drina'nn stnde bir kpr yaptrmak ze re adamlarn yollaynca, herkes bu emre boyun emi ve bedava almaya katlanm. Yalnz Radisav kafa tutmu ve halk ayaklandrm. Drina'nn stnde bir kpr kurmak isteyenin zorluklarla karlacan bildirmi. Vezir onu ya kalayncaya kadar hayli uram, nk bir insan gcnn yetemeyecei bir gce sahipmi. Ona ne kama ilermi, ne de tfek mermisi. En kaln halatlar ve zincirleri bir ip gibi koparr atarm. Ona bu gc, stnde tad bir tl sm salyormu. Eer vezirin adamlarndan kurnaz ve sin si biri kp Radisav'n uan syletmeseymi, belki Sad rzam bu kpry kurmay hi baaramayacakm. Srrn renince, delikanly ipek iplerle balayp bomular. n k tad muskann yalnz ipee etkisi olmuyormu. Kadnlarmz, ylda bir gece bu tmsein stne gk ten beyaz bir k indiini ddia ederler. Ve bu, sonbaharda Hazreti sa'nn doumu le Hazreti Meryem'in gk'e e kilmesi arasndaki tarihe rastlarm. Bu masala inansn inanmasn, gkten bu atein inmesini bekleyen pek ok ocuk olmu. Ama, hi biri de bir ey grmemitir. Gnk daha gece yars olmadan, uyuyup kalmlardr. Oysa, by-

29 le bir ey dnmeyen bir ok yolcu, gece kasabaya girer ken bu tmsein stnde beyaz bir k grrm. Mslmanlara gelince, ok eski zamanlarda burada din uruna ehit dm bir derviin, eyh Turan'n yat makta olduunu iddia ederler. O, byk bir kahramanm ve kffar ordusuna kar Drina geidini korumu. Bu tm sein stnde bir ta, bir trbe bulunmaynn nedeni de, derviin byle vasiyet etmi olmasym. Kimse onun ne rede yattn bilmemesi iin, hi bir iz brakmadan gml mek istemi. nk bir gn yine kffar ordusu gelecek olursa, bu tmsein altndan kalkarak tekrar onlara yolu kapatacakm. Buna karlk, gkyznde bazan bu toprak ynna nur inermi. te ocuklarn yaam, kprnn altnda ve evresin de, byle ocuksu hayaller iinde akp gider. Ama, delikan llk ana gelince, kprnn stne, Kapiya'ya tanrlar. Genlik hlyalar orada bambaka konular stnde dn meye balar. lk hayat mcadeleleri, skntlar da orada balar. lk ak hlyalar, bakmalar, fsltlar, lf atmalar, ilk i grmeleri hep"burada balar, pazarlklar ve anlamalar hurda yaplr, ilk randevular burada verilir. Mevsimin, sata karlan ilk kiraz ve kavunlarn, sa bahn scak saleplerini, scak simitleri, hep burada, kpr nn bu tatan teras stnde bulursunuz. Dilenciler, sakatlar, czzamllar da burada buluurlar. Kendini gstermek, birini grmek ya da bir eyler satmak isteyen genler de burada toplanr. Orta yal, tannm kiiler de politikadan ya da or taklaa dertlerinden sz etmek zere gelip buraya oturur lar. Ama yine de ounluu, akalamaktan ve ark sy lemekten baka bir ey bilmeyen genler meydana getirir. Tarihsel olaylar bildiren ilnlar, beyannamelerde buraya emenin stndeki duvara aslr. 1878'e kadar, herhangi

30 bir sebeple cezaya arptrlanlarn, idam edilen ya da ka za geirilenlerin balar da burada gsterilirdi. Bu snr kasabasnda, hele kargaalk yllarnda, idam lara sk sk, hatt ileride greceimiz gibi bazen her gn rastlanrd. ster dn, ister cenaze alaylar olsun bir an Kapiya'da durmadan kpry geemezdi. Dn alaylar ka sabaya girmeden ou zaman burda durup sraya girerdi. Eer olaysz bar dnemi ise, herkes rak iesini az dan aza dolatrr, ark syler, Kolo (1) oynar ve ou zaman da burada tahminden fazla kalnrd. Cenaze alay larna gelince, cenazeyi tayanlar, lenin de yaamnn nemli br parasn geirdii bu Kapiya'da durup bir an dinlenirlerdi. Nasl ki kpr kasabann en ilgi ekici bir yeri ise, Kapiya da kprnn en nemli noktasdr. Viegrad'llardan konukseverlik gren bir Trk yolcusunun gezi notlarnda yazd gibi, Herkesin kalbinde yer etmesi gereken Kapiyalar kasabann can damar, kprnn kalbidir. Bu kpr, her eit cinler ve canavarlarla savamak, ocuklar diri diri duvarlara gmmek zorunda kaldklar sylenen eski zaman mimarlarnn ne kadar akll kiiler olduklarna da bir rnektir. Bunlar, yalnz binann salam lna ve gzelliine nem vermekle kalmam, gelecek kuaklarn rahatn, ondan ne trl yararlanabileceklerini de dnmler. nsan bu kasabann bugnk yaamn bilir ve iyice dnecek olursa btn Bosna'da, Viegrad'liarn Kapya'larnda duyduklar zevk ve rahatla benzer bir his du yan insann pek az olduunu anlar. Tabidir ki, k mevsimi hesaba katlmaz. O zaman kprden ancak zorunluk duyanlar geer. O da, rmaktan durmadan esen sert rzgrn altnda banr eerek ve adm(1) Kolo: Yugosiavlarn mill dans. (H. !i Ediz)

31 larn sklatrarak yrr. Elbette ki, Kapiya'nn ak tera snda durmak kimsenin aklndan gemez. Ama baka mevsimlerde Kapiya, byk, kk her kes iin Alahm bir nimetidir. steyen, gnn ve gecenin her saatinde ister bir i zerinde konumak, ister ahbap larla yrenlik etmek iin olsun, Kapiya'ya gidip oturabilir. Yeil ve cokun rman stnde, on be metre kadar yk selen bu tatan sofa; sanki havada yryor gibidir. yan koyu yeil tepelerle evrilmi, bann stn de, yldzl ya da bulutlu bir gk kubbesi, nnde ard mor dalarla kapal kk bir anfiteatr gibi uzanm bir ufuk... Sevincini, zntsn yada bo vaktini byle bir yerde geirmek... acaba dnyada ka zengine ya da vezire na sip olmutur? phesiz az, pek az kiiye... Oysa yzyllardan beri, bizimkilerden nice nice kiiler gelip bu sofaya oturmu, gnein domasn, akam eza nn, ya da ba stndeki gk kubbenin belirsiz bir biim de deimesini beklemitir. Kimbilir ka kii burada otu rup, bu dzgn parlak taa dirseklerini dayam, yzn avular iine alm, n dalar zerinde, bulutlarn gk yznde bitmez tkenmez oynamalarn seyrederek, lke nin hep ayn yalnz baka baka biimlerde dmlen mi kader yuman zmeye almtr. ok eskiden biri (her halde bu bir yabanc olmalyd ve aka ediyordu), bu Kapiya'nn, kasabann kaderi ve ka saballar karekterlen stnde byk bir etki yaptn sy lemi. Viegrad'llarm, hayl kurma ve dnceye dalma eilimlerinin, karakterlerindeki o melankolik umursamaz ln nedenini, Kapiya'da geirdikleri o uzun dnceye dalma saatlerinde aramak gerektir, demiti. Viegrad'llarm, teki kasaballarla llnce, zevkle rine dkn, eli ak ve hoppa kiiler olduklar inkr edi lemez. Kasabalar elverili bir yerdedir, yakn kyler bere-

32 ketli ve zengindir. Her halde, Viegrad kasabasna ok pa ra girer ama hi bir zaman fazla kalmaz. Hi bir tutkusu olmayan, sofu bir idareciye rastlanr sa, her halde o, kasabaya yeni gelenler arasndadr. Viegrad'n havasndan ve suyundan, ocuklar bile, elleri ak, parmaklar aralk doar. Eli aklk ve kaygusuzluk, burann geleneksel bir hastaldr. Viegrad'llar Yeni gn, yeni nafaka (1) parolas ile yaarlar. Sylen tilere gre ihtiyar Novak, artk yorulup haydutluktan ekil mek zorunda kalnca, yerine geecek olan olu, Grujitsa'ya yle bir t vermi: Pusuda beklerken yaklaan yolcuya dikkatle bak. Eer atn kurula kurula sryorsa, stnde krmz bir cep ken, gm kaplamalar ve ayanda da beyaz tozluklar var sa, o bir Foa'ldr ( 2 ) . Hemen saldr. nk st ba ve kesesi para doludur. Eer kl gsterisiz, ba eik, san ki dilenmee gidiyormu gibi atnn stne melmi biri ne rastlarsan, dnmeden vur!.. nk o bir Rogatitsa'ldr ( 3 ) , Onlar hepsi cimri, kurnaz, ama para babasdr. Ama eerin stne bada kurmu dmbelek alarak avaz avaz ark syleyen birine rastlarsan sakn vurma!.. Ve el lerini kana bulama, brak gesin. nk o, Viegrad'ldr ve be paraszdr. Onlarn cebi para tutmaz. Btn bunlar yukarda sz geen yabancnn dn celerini doruluyor. Oysa bu dncenin ne dereceye ka dar doru olduunu sylemek gtr. Bir ok eyde oldu(1) (2) (3) Srpaya yerlemi olan bu Trke szcz, Yugoslav dilinde de de bizdeki anlamnda kullanlmaktadr. Foa: Drina'nn sa kysnda bir ticaret merkezidir. 4.500 nfusu ve gzel bir cami vardr. Rogatitsa: Drina'nm sa kolu stnde byk bir kasabadr. (H. li Ediz)

33 u gibi, bunda da nedeni ve sonucu birbirinden ayrt et mek kolay deildir. Acaba bu neeli insanlar byle yapan Kapiya mdr? Yoksa istek ve ihtiyalarna cevap vererek Kapya m kendi zek ve muhayyilerinden domutur? Bu bo ve anlamsz bir sorudur. nk insanlarn ih tiya, dnce ve isteklerine karlk vermeden, rastgee meydana gelmi hi bir yap yoktur. Nasl k mimarlkta da motifsiz ekiller ve keyf izgiler bulunamaz. Ama, byk, gzel ve yararl olan her yapnn balan gc, yaants ve iinde ykseldii toplumla olan ilikisi birtakm esrarl, ackl ve karmak hikyelerin domas na sebep olur. Her ne hal ise... Her halde, bu kasaba halknn yaan ts ile kprnn arasnda yzlerce yllk sk bir ba var. Alnyaziar birbirine ylesine kenetlenmi k, onlar bir birinden ayr olarak dnp anlatmak elde deildir. Onun iin kprnn yapl ve alnyazs anlatlan hikyeler, ay n zamanda kasabann ve kasaballarn hayat hikyesidir. Kuaktan kuaa ve azdan aza anlatlan kasaba ile ilgili btn hikyelerde, orta yerinde bir ta gibi ta d Kapiya's ve on bir kemeriyle, her halde ta kprnn de ad geer.

II imdi de, bu yerde, bir kprnn, hele byle bir kp rnn kurulmas akldan bile gemedii zamanlara dne lim! Kimbilr, bu eski alarda buradan yorgun ve slan m olarak geen yolculardan bazlar, bu geni ve kpkDrna Kprs F./3

34 f rma aarak yolculuklarn kolaylkla sona erdirecek bir kprnn mucize kabilinden orada bulunuvermesini ne kadar byk bir itenlikle dilemilerdir. nk insanlar, orada yaamaa ve bunun glklerini yenmee altk larndan beri her halde bir geit kurmak arelerini de d nmlerdir. Yalnz herkesin hayli verimli, iradesi de istediklerini gerekletirecek kadar gl olamaz. Bu kprnn hayali, belli belirsiz, ilk defa, 1516 ylnn bir sabahnda, kendisini kynden alp ta uzaklara, parlak ve korkun stanbul'a gtrmek zere, buradan getikleri gn, yaknlardaki Sokolovi kynden on yalarnda bir oian ocuunun kafasnda canlanmt. O zamanlar yine bu ayn Drina, ou zaman bulank sulariyle bu kumlu ve tal kylardan, cokun ve yeil bir sel gibi akp gidiyordu. O ada da kasaba vard. Yalnz baka bir biim, bir baka byklkte idi. rman sa k ysnda imdi yklarn grld dik yamacn stnde, ku leleri, mazgallar, surlariyle Bosna Krallnn parlak dev rinden kalma iyi korunmu eski bir kale ykseliyordu. Bu, o an en byk derebeyierinden biri olan Pavlovi'in ese ri idi. Etrafnda da iyi korunmu bir kasaba grlyordu. Kalenin bulunduu binann yamalarnda ve kalenin koru yuculuu altnda, Bikavats ile Meydan adl Hristiyan ky leriyle De adl, slml yeni kabul etmi bir ky var d. Aadaki ovada Drina ile Rzav'n arasnda sonradan kasabann kurulduu yerde kasabalklarn toprak ve tarla lar uzanmakta idi. Bu tarlalarn arasndan bir yol geiyor,, bu yolun stnde de eski bir tahta han, birka su deir meni ve birka kulbe grnyordu. Drina'nm yolu ikiye bld yerde Viegrad'n o nl sal bulunuyordu... Eski ve siyah bir sald bu. Onu br k ydan br kyya geiren ask suratl Yamak adl biri idi. Uyankken bile onun dikkatini ekmek, bir adam de rn uykusundan uyandrmaktan daha gt. Dev yapl, iri

35 yar bir adamd ve olaanst bir gc vard. Ama yiite arpt uzun sava yllar onu bir hayli ypratmt. Bir gz ve bir kula kalmt. Bacann biri de tahtadand. Hi selm vermeden, konumadan insanlar, hayvanlar, eyay salma ykler, ar ve dzensiz bir biimde ama b yk bir gvenle kardan karya geirirdi. Yaval, tuhaf karakteri kadar drstl de nlyd. Tad yolcularla konumak, ilgilenmek isteklisi deildi. Kardan karya gemek iin ona dedikleri bakr ake leri kara saln iine atarlard. Bu paralar orada kumlu su larn iinde kalr, akam, salc onlar saln sularn boalt t kse ile kalr, kydaki kulbesine gtrrd. Sal yalnz, rman aknts ve ykseklii normal oldu u zamanlar ilerdi. Ama rman sulan kabard, normal bir seviyeyi at zamanlar sal bir koya eker, skca ba lard. O zaman Drina bir Okyanus gibi almaz olurdu. Ar tk Yamak'n teki kula da sarlar, gider, kasabadaki tarlasnda alrd. Gndzleri teki kyda, srsklam ol mu yolcularn souktan titreyerek bekledikleri grnr, arada bir: Hey!.. Yamak!.. diye seslendikleri iitilirdi. Ama, su alalmadka o ne grnr, ne karlk verir di. Sular aialmaa balaynca salc, kimse ile grmei, kimseye danmay gerekli grmeden, bir bana kararn verirdi. Irman sa kysnda, dan yamacnda eski kalenin ykntlar altnda bulunan kasaba, henz az nfuslu idi. Kpr yapldktan, ticaret ve geli gidi arttktan sonraki naline hi benzemiyordu. O yln kasm aynda ykl beygirlerle uzun bir kerva n n geceyi geirmek zere rman sol kysna yerletii tcrid. Yenieri aas silahl askerleriyle Bosna'nn dou

36 lanlarm) toplam stanbul'a dnyordu. Son geliinden beri alt yl gemi onun iin bu sefer seim kolay ve zen gin olmutu. stedikleri kadar grbz salkl ve zek ocuk bulabilmilerdi. Bunlarn hepsi de 10 - 15 yalarnda ocuk lard. Aileler ocuklarn ormana sakladklar onlara aptal grnmesini rettikleri halde yine de istedikleri sayy bulmakta zorluk ekmemilerdi. Toplanan ocuklar kk Bosna atlar stnde bir ka file halinde yola karlmt. Her atn stnde iki sepet vard. Ve her birinin iine de bir ocuk yerletirilmiti. Yanlarnda bir kn ve birer para rek vard. Baba evin den gtrdkleri son yiyecekleri idi bu. Gcrdayan ve sal lanan bu sepetlerden burunlarn dar karan krpe ve korkulu yzler grnyordu. Kimi sakin sakin dar bak yor yurdunu en uzak kelerine kadar grmeye alyor kimi alayarak yemeini yiyor kimi ban sepete dayam uyuyordu. ocuklar ellerinden alnan analar, babalar, kardeler sa ba dank, perian nefes nefese atlarn arkasndan kouyor, islm yaplmak, snnet edilmek zere yabanc diyarlara gtrlen ocuklarnn ardndan srkleniyorlar d. Artk onlar, dinlerini, asllarn, yurtlarn unutmaa, mrlerini yenieri ocaklarnda veya Osmanl mparator luunun nemli baka ilerinde geirmee mahkmdular. Bu perian kalabaln ounu, anneler, byk anneler ve kardeler meydana getiriyordu. Kafileye fazla yaklanca aann adamlar krbala zerlerine gelerek onlar dat yordu. O zaman kayor, yoldaki ormanlara gizleniyor, son ra yine kervann arkasnda toplanyor ve yal gzlerle se petlerin zerinden uzanan balar arasnda yavrularn ta nmaya alyorlard. Tutulmas en g olan analard. Sa ba dank, gs, bar ak, nereye bastklarnn farkn da olmadan bir lnn arkasndan gider gibi alayarak, d vnerek kouyorlard. Kimisi yar lgn bir halde, sanki

37 rahimleri paralanyor, doum sancs ekiyormu gibi kv ranyor inliyor baryordu, gzyalarndan nlerini gre mediklerinden atllarn nne kyorlard. Her krba vu ruuna aptalca bir soru ile karlk veriyorlard. Onu nereye gtryorsunuz? Kimileri de oullarna seslenerek, ona kendilerinden bir eyler vermeye, bir eyler sylemeye, tlerde ya da tenbihlerde bulunmaya alyorlard. Rade!,. Olum! Sakn anneni unutma!.. Baka bir kadn avaz avaz: lya!.. lya!.. lya!.. diye bararak sevgili ba gr meye alyor, sanki elinden bsbtn alman yavrusunun hafzasna bu hristyan adn iyice ilemek ister gibi dur madan dinlenmeden lya!.. diye haykryordu. Ama yol ok uzun... topraklar sert, vcutlar zayf, Os manllar ise gl idi. Yedikleri sopalardan ve yorgunluk tan bitkin bir halde nihayet bu faydasz abadan vazgei yorlard. En inatlar Viegrad'n sal nne kadar geliyor, orada kalyordu. nk rma gemenin baka bir yolu yoktu. Burada kyya oturup rahat rahat alayabiliyorlard. Hem artk onlar kovalayan kimse yoktu. Talam gibi oturup, aln, susuzluun, souun farknda bile olmadan Dubrun'a doru uzaklaan atllara bakyor, bir daha gremeyecekleri yavrularnn hayalini son defa grmeye alyorlard. O kasm gn, bu saysz sepetlerin birinde, yksek lerdeki Sokolovi kynden gelen on yalarnda esmer bir ocuk da vard. m ve kzarm, elindeki akyla, dal gn dalgn sepetin kenarlarn yontarak, kzarm kuru gz lerle evresine bakyordu. Seyrek st aalaryla kapl bu gri tal plak ky lar hafzasnda yer edip kalacakt. stnde kuzgunlarn uutuu bu bulank Drina'y. iinde bir gece yattklar

rmcekli, cereyanl yel deirmenini, ask suratl salcyj hi unutmayacakt. Vcuduna deta madd bir sanc sap land. Sanki siyah bir izgi gsn arada bir ikiye bl yor ve ona dayanlmaz br ac veriyordu. Htrasnda bu ac, daima, yolun birden kesildii bu noktaya, almas zor, pahal ve tehlikeli derenin talk kylarndaki o hazin ve ^ssz manzaraya bal olarak kalacakt. Buras sefaletin hkm srd dalk ve perian bir diyarn en duygulu noktas idi. nsan, gcnn yetmedii tabiat unsurlaryla karlayor, gszlnn aclar iin de karsna dikilen almaz engelin zorluunu daha iyi gryor ve bu glkJerin insan olunu her iinden alkoy duunu anlyordu. te btn bunlar, bir kasm gn ocukta, mr bo yunca hi gemeyecek olan madd bir sz brakmt, hat ta dini, yurdu ve yaants bsbtn deitii halde bile. Bu sepetteki ocuun ileride ne olduunu btn tarih kitaplar anlatr. Ve dnya onu bizden de iyi bilir. Zamanla o, padiah saraynda, devirmelerle birlikte yetimi, kapc ba olmu ve Barbaros'un lmnden son ra Kaptan paala ykselmi ve n dnyaya yaylmtr. O Sokullu Mehmet Paa ki, ktada ou zaferle sona eren savaiariyle, Osmanl mparatorluunun snrlarn geniletti, ona ite ve dta gven iinde bir idare sala d. Tasada ve mutlulukta pek seyrek ve sekin kiilerin duyduklarn duydu. Kudret ve iktidarda pek az kimsenin eritii ve pek aznn da koruyabildii yksekliklere kt. O, dncemizde bile izleyemediimiz yabanc bir dn yada yepyeni bir insan olmu ve phesiz onu vaktiyle alp gtrdkleri lkesindeki her eyi unutmutu. Belki Drina'nn Viegrad'dan geiini, yolcularn, iinde souktan ve korkudan titretikleri o yosunlu ar sal, ask suratl sal cy, bulank sularn stnde uuan kuzgunlar da unut-

39 mutu. Ama btn bunlarn brakt o madd sz, hi bir zaman dinmemiti. Tersine; yllar getike ve o ihtiyarladka artmt. Gsn ikiye blen o siyah izgi hayatn ona getirdii eitli ac ve mutsuzluklardan bambaka bir eydi. htiyar vezir bu acl anlarnda gzlerini kapar, gs n bak gibi saran bu sznn dinmesini beklerdi. te, yine byle bir annda, eer uzaklarda kalan Drina'dan, iinde eitli aclarn topland sal kaldracak, bu sarp ve ssz kylar, rman kestii yollar bir kpr ile birletirecek olursa belki bu acdan kurtulabileceini d nd. Ayn zamanda doduu ve yaamnn bir blm n geirdii topraklarla, Bosna'y da douya balam ola cakt. Bu noktada yaplmas gereken ta kprnn hayali de bylece, kapal gzlerinin nnde beliriverdi. Hemen o yl, Sadrzamn emriyle Drina'nm stndeki kpr yaplmaya baland. Kprnn yapl tam be yl srd. Bu hem ka saba, hem lke iin ok anl ve hareketli bir a oldu. Byk, kk, eitli olaylarla geen bir a!.. Ama yz yllardan beri kasabada eitli olaylar hatr land ve anlatld halde, (Kpr ile az ok ilgisi olan olaylar da) bu inaatn ayrntlariyle ilgili byk bir htra olmad. Halk, anlatabildii ve ona bir masal enisi verebildi i eyleri hatrlar ve anlatr. Baka yerler, onda iz brak madan geer gider. Uzun sren bu zorlu yap, halkn g znde, bakasnn adna ve onu ilgilendirmeyen bir eser di. Yalnz almalar sona erip kpr meydana ktktan sonra halk ayrntlar hatrlamaya ve onu kprnn kuru luuyla birletirmeye balad. Ona masallaan hikyeler ekledi ve sanatkrca ssleyerek uzun sre ansnda ko rudu.

III Vezirin kararn verdii yln ilkbaharnda adamlar ka sabaya gelip hazrlklara baladlar. Arabalar, eitli ara lar ve adrlarla birlikte ok kalabalk bir kafile halinde gel milerdi. Onlarn gelii kk kasabada ve yakn kylerde, hele hristiyanlar arasnda bir kayg uyandrd. Gelenlerin banda, Sadrzamn gvendii adamlardan biri olan bid Aa vard. Yardmcs da Mimar Tosun Efendi idi. bid Aa gelmeden hreti gelmiti. Bu insafsz, sert, kat yrekli bir adamd. Meydanda kurduklar adrlara yer leince bid Aa yksek memurlar ve btn ileri gelen mslmanlar bir toplantya ard. Uzun grmeler ol mad. nk yalnz bid Aa konutu. Oraya toplananlar, kendilerini, yeil gzl, krmz yzl, iri yar bir adamn karsnda buldular. Bu adam zengin stanbullular gibi gi yinmiti. Ksa kesilmi kzl bir sakal, Macar modasna gre incecik ulu byklar vard. Bu sert adamn szleri evresindekileri klndan da ok artt, bid Aa: Her halde benim zerime sylenenler daha ben gelmeden kulanza gelmitir. Bunlarn hoa giden gze! eyler olmadna eminim, diye sze balad. Herkesin ok almasn ve sz sylemeden boyun emesini isterim. stediim gibi almayan ve itiraz etmeden boyun e mek istemeyeni ldrmeye kararlym. Ben yaplamaz yok szlerini tanmam. Benim karmda bir insan kk bir szden tr ban kaybedebilir. Ben, kan dkmekten hi ekinmeyen kat yrekli bir adamm. unu da syliyeyim ki benim zerime duyduunuz sylentilerin hibiri uy durma ya da iirilmi eyler deildir. Benim -aacm gl ge vermez. Ben bu hreti, uzun yllar Sadrzama gster diim ballkla elde ettim. Allann inayetiyle imdi bana verilen devi de tamamlamak niyetindeyim. Buradan ay-

41 nldm zaman umarm ki duyduunuz sylentilerden da ha korkun rivayetler brakp gideceim. Halkn hi ses karmadan dinledii bu balangtan sonra bid Aa aklamalara giriti. Bu kprnn, en zen gin lkelerde bile ei olmayan bir yap olacan, vezirin belirttii sre iinde de bitmi bulunacan syledi. Son ra da onlara, nelere ihtiyac olacan, iilerden, Msl manlardan ve Hristiyanlardan neler beklediini anlatt. Yannda Tosun Efendi oturuyordu. Bu, ufak tefek sol gun benizli bir adamd. Yunan adalarnda domu, sonra dan mslman olmutu. stanbul'da Mehmet Paa adna birok vakfiyeler ve emeler yapmt. Sanki bid Aa'nn sylediklerini anlamyor gibi sessiz ve ilgisiz oturuyor du. Kadife gibi yumuak siyah gzlerdi bunlar, miyop gz ler, iinden baka bir ey grmeyen, bir ey hissetmeyen bir adamn gzleri... Burada toplananlar, bu dar ve boucu adrn altnda ok zgn ve perian grnyorlard. Bayramlk giysileri nin altndan damla damla ter ktn hissediyorlard. Her birinin yreini korku ve znt kaplamt. Sanki kasaba nn ve lkenin stne anlalmaz bir arlk kmt. So nunun nereye varacan kimse kestiremiyordu. lkin ormandaki aalar kesmekle ve ktkleri ta makla ie baladlar. Drna'nn her iki kysna da ylesine ok tahta ydlar ki, herkes kprnn tahtadan yaplaca na inand. Sonradan toprak seviyesini dzeltmek, ky daki kayalar krmak gibi karmak almalar balad. Bu bylece sonbaharn sonuna kadar srd. O mevsim ilere geici olarak ara verildi. naat iinin ilk blm yk bir ksmn da bedava i, bid Aa'nn ve yeil grlyordu. Bu sopa mill bitmi oluyordu. Bu ilerin b alan iiler yapyordu. Her sopasnn gzlemcilii altnda bir arkya bile konu olmutu.

42 bid Aa, bo vakit geiren ya da yeterince alma yan birini bu sopa ile iaret etti mi, bekiler onu hemen yakalyor, daha orada cezasn veriyorlard. Bayltncaya ka dar dvdkten sonra zerine su dkp onu yeniden al maya gnderiyorlard. Sonbahar sonlarna doru, bid Aa gitmee hazrla nnca yine kasabann ileri gelenlerini toplad. Kn bura dan gideceini, ama, gznn daima burada olacan her eyden onlar sorumlu tutacan syledi. Yapya bir zarar gelecek, inaattan bir tahta eksilecek olursa btn kasa ba halk cezalandrlacakt. Kasaba halk, btn k boyunca inaat gz bebei gibi korudu. lkbaharda bid Aa yine yannda Tosun Efendi ile g rnd. Dalmayal talar da birlikte getirmiti. Halk on lara hemen Romal ustalar adn takt. Bunlar otuz' kii kadard. Balarnda Antoine adnda Ultsinya'l (1) bir usta vard. Uzun boylu, yakkl bir adamd. Cesur bakl iri gzleri, kartal gagas gibi bir burnu, omuzlarna dklen kestane rengi salar vard. Temiz batl kl ile dikkati ekiyordu. Arap diye ardklar neeli bir genti. Bir yl nce kylara ylan tahtalara bakarak bid Aa'nm kpry tahtadan yapaca sanlmt. imdi ise herkes burada, Drina stnde yeni bir stanbul ehri kur mak istediklerine inanmaa balamt. ehirden bir saat uzakta, Banya yaknlarnda yontulan talar tamaa ba lamlard. Ertesi yl Viegrad'ta tuhaf bir bahar at. Her yl bu mevsim yeeren otlarn, aan ieklerin yannda topraktan bir sr baraka ykseldi. Suya yakn yeni yeni
(1) Duleigno: 4000 nfuslu kk bir kasaba. Eski Trk paalarnn oturduu yer. Bir Venedik kalesi, gzel bir camii, kumsal bir plaj var. Arnavutlua varmadan son Yugoslav limandr. Eski ad Ultsinya'dr.

43 yollar tredi. Atlarn ve kzlerin getii binlerce yol de ta karncalar gibi kaynayordu. Meydan ve Okolite halk her gn aada, rmak k ysnda, tell tell giden gelen insanlarn, hayvanlarn ve her eit yapnn yerden biter gibi bittiini gryordu. Dalk, kayalk kylarda ta ustalar alyordu. evre ye satklar tozdan her yer sapsar kesilmiti. Biraz ileride, kumlu ovada yerli gndelikiler kire sndryorlard. Kire ocaklarndan ykselen beyaz duman arasndan yrtk prtk elbiseleri bembeyaz olmu geiyor lard. Ar ykl arabalardan yollarda ukurlar alyordu. Khne sal bir kydan br kyya durmadan iileri, ke reste ve ustalar tayordu. Yan beline kadar bulank su larn iine giren iiler, suyun akntsn deitirecek olan direklerle kazklar dikiyor, sepetlere kil dolduruyorlard. Dalarn yamalarna serpilmi evlerde imdiye kadar sakin sakin yaam olan kasaba halk bunlar byk bir merakla seyrediyordu. Yalnz seyretmekle kalsalar yine iyi di. Ama bu almalar ylesine gelimi, ylesine geni lemiti ki kasabada ve yaknlarndaki btn canllar, hatta lleri bile iine almaa balamt. kinci yldan balaya rak alan iilerin says ylesine artt ki kasabann n fusuyla bir oldu. Ne kadar yk arabas, at ve kz varsa hepsi kpr iin alyordu. ekilebiien, yerde srklenebilen ne varsa topluyorlard. Bazan para karlnda bazan da bedava olarak. Kasabaya ok para giriyordu ama o lde hayat paha ll ve ktlk artyordu. yle ki, parann yars iilerin eline geinceye kadar harcanm oluyordu. Pahallktan ve ktlktan ok halkn omuzlarn kerten znt idi, nere den geldii belirsiz bu kalabaln yaratt gvensizlikti. bid Aa'nn sertliine ramen iiler arasnda kav ga, dv hi eksik olmuyordu. Mslman kadnlar bah eye bile rtnp kyorlard. nk yerli ya da yabanc

44 bu saysz iilerden biri her an karlarna kabilirdi. Ka sabann mslmanlar dinlerine ok bal idi. nk daha yeni mslman olmulard. lerinde babas ya da byk babas Hristiyan olan pek oktu. Onun iindir ki slm inanlarna bal ihtiyarlar bu hale aka kzyor ve bu ii gruhuna srt eviriyordu. Arabalar, keresteler, hayvanlar, toprak ve ta yn lar rman iki kysnda her gn biraz daha artyordu. Y kar, kazar ve krarken yola, avlulara, bahelere de zarar veriyorlard. nceleri, hemerileri olan bir Vezirin bu b yk vakfiyesinden dolay gurur duymulard. Ama o zaman henz bunun bylesine bir eziyete, kargaala, zntye sebep olacan bilmiyorlard. Gerek bir dine bal olmalar gzel eydi, stanbul' da kendi hemerileri olan bir sadrzamn bulunmas da gzel eydi. Hele rman iki kysn birletiren salam ve deerli bir kprye sahip olmak, hepsinden gzeldi. Ama imdiki durum, hi bir eye benzemiyordu. Kasaba br cehenneme dnmt, toz, duman ve kargaalk cehenne mi olmutu. Yllar geiyor, yap ykseliyor, byyor, ama sonu gelmiyordu. Btn bu yaplanlar kprden baka her eye benziyordu. te yeni Mslmanlar byle dnyor lard. Kiizadelikten de, gururdan da, ereften de bkm usanm olduklarn saklamyorlard. Kprye de, vezire de lanet ediyorlar, onlar bu beldan kurtanp eski skn ve rahatlarna kavuturmas iin Allaha dua ediyorlard. Irma^ n kenarnda, khne sain yanbanda geen gsterisiz yaamlarna razydlar. Bu olaylar, Mslmanlar kadar ka sabadaki Hristiyanlar! da zyordu. Ama, onlara kimse d ncelerini sormuyor, onlar da honutsuzluklarn gster mee cesaret edemiyorlard. te nc yl da gelmiti. nsanlar yine atlarn, kz lerini ve emeklerini bedavadan bu yapya vermilerdi.

45 Yalnz Viegrad'l Hristiyanlar deil, komu ka dlktaki halk da toplamlard. bid Aa'nn atllar her yan dolap Hristiyanlar! topluyordu. Kyl olsun, kentli olsun, hepsini kprde almaya srklyordu. Onlar uy kularnda bastrp tavuklar gibi yakalyorlard. Btn Bosna'da yolcular, birbirlerine Drina'dan gememeyi tlyorlard. nk kim olursa olsun, oradan her geeni yakalyor, en aa birka gn almaa zorluyorlard. Kasabal Hristiyanlar bedel olarak arap flar veriyor, kylerdeki delikanllar ormanlarda gizleniyorlard. Ama seymenler hemen ailelerinden rehin alyor ve ou zaman da kaan delikanlnn yerine bir kadn gtryor lard. Nihayet insanlarn bedava altklar nc sonba har gelmiti. Yapnn ilerlediine ve bu sefaletin dinecei ne hi bir belirti grnmyordu. Sonbahar ilerliyordu. Yapraklar dklmt. Yollar ya murdan srsklamd. Gittike kabaran Drina'nn sular bu lanmt. Bo tarlalarn stnde tembel kuzgunlar uuu yordu. Ama bid Aa almalar kesmiyordu. Kasmn sol gun gnei altnda zavall kyller, ta, tahta tayor, ya lnayak veya arklarla amurlu sulara dalyor, yorgunluk tan terliyor, rzgrda titriyor, pislikten simsiyah olan al varlarnn belini skyor, yamurdan ve kirden kararm ve yer yer yrtlm olan gmleklerini dmlyor, ama dalr diye korkularndan ykanmaa cesaret edemiyoriard. Hepsinin banda da bid Aa'nn yeil sopas asl du ruyordu. nk bid Aa, hem Banya'daki ta ocan, hem kprdeki inaat gnde birka sefer yokluyordu. Her kese kar fkeliydi. Zira gnler, gittike ksalyor, iler bir trl ilerlemiyordu. Srtnda kaln bir krk, ayanda izmeler, yz kpkrmz bir halde, suyun stndeki iske lelere trmanyor, demirci dkknlarna, kulbelere, isi

46 barakalarna dalyor, ii, beki, usta hepsini kontrol edi yor: Gnler ksald ve ksalmaktadr... Ah kpolular... Bedava ekmek yiyorsunuz! Diye baryor, hrsndan atlyordu. Sanki gnn ge domasndan, gecenin erken balamasndan onlar sorumlu imiler gibi. Ama hava kararmaa, Viegrad'n o hznl karanlklar etraf sarmaa, kasabann evresindeki dalar kapanp da birdenbire gece bastrmaa balaynca, bid Aa'nn fkesi son haddini buluyordu. Artk fkesini alacak kimse bulunmadndan, iin ya nda kaldn, bu kadar kiinin bo yere vakit geirdiini dndke kendi kendini yiyor, uyuyamyordu. Dilerini gcrdatyor, nbetileri aryor, onlarla ertesi gn, na sl alacaklarn nasl daha ok i karacaklarn kararlatryordu. Bu sre iinde, iiler kulbelerde ve ahrlarda uyuya rak dinleniyor, yeni g topluyorlard. lerinde uyuyamayp oturanlar da vardi. Geni bir ahrda, orta yerde bir ate yanyordu. Daha dorusu yanmt da yar karanlkla grlyordu. Hava, duman ve kurumakta olan elbise lerden, arklardan kan ar, eki koku ile dolmutu. Bu otuz kiilik kafilenin hepsi de o evreden gelen ky ller ve esirlerdi. Hepsi de bedava alan iilerdendi. Oboyak'larn (1} kurutuyor ve sadece atee bakmakla ye tiniyorlard. lerinde bir de Karadal vard. Nereden gel diini kimse bilmiyordu. Seymenler onu yolda yakalam lard. Gnlerden beri bedava almakta idi. Bkmadan, usanmadan herkese bu iin ona ok ar geldiini, ere fine yakmadn, byle di iler grmee almadn anlatyordu. imdi uyumayan kyllerin ou, hele gen(1) Oboyak: Askerlere ve kyllere orap devini gren drt ke kaba bir keten paras.

47 ler, onun evresinde toplanmt. Koyun derisinden yapl m gocuunun cebinden bir Gus!a(1) kard. Bu, avu ii kadar kk bir arat. Kyllerden biri, belki bir muhafz gelir diye korktuundan, kp dary gzetledi. Sanki onu ilk defa gryormu gibi, kimse gzn ondan ve iri elleri arasnda kaybolan Gusla'dan ayramyordu. Adam eilmi, gusla'y dizine almt. algnn sapn enesinin altna s ktrd. Yayna reine srd. Sonra stne fledi. Artk yumuam ve nemlenmiti. O, sanki yalnzm gibi sakin sakin hareket ederken herkesin gz ondayd. Nihayet kes kin ve bouk bir ses duyuldu. Heyecan artmt. Karadal sesini akort etti ve genizden bir ark sylemeye balad, Gusla'siyle de elik ediyordu. Ban marur bir eda ile arkaya atm kkrdak kemii deta dar frlamt. Yz nn keskin izgileri, kta parlyordu. Yorgun ve uzun bir name kard. aaa!.. aaa!.. Sonra przsz, gr bir ses le devam etti: Srp Kiral Stefan arap ier O verimli topraklarda Przren'de. Yan banda ihtiyar aile reisleri... Bunlar drt kii idi, bu ihtiyar bakanlar, Dokuz tane de piskopos vard, tulu da yirmi vezir Ve rtbe srasiyle Srp beyleri. Ski M i hail arap sunar Kzkardei Kondosya oday aydnlatr Gsnde yanan Deerli talarn parltsiyle... Kyller ark syleyen adamn yanna sokuldular. Ama hi grlt etmiyor, nefesleri bile duyulmuyordu.
(1) Yugoslav saz airlerinin kulland kemeneye benzer tek telli bir eit yayl sazdr. (H. li Ediz)

48 Herkes hayran hayran gzlerini krptryordu. Srtlar karncalanyor, dikleiyor, gsleri kabarp gzleri parldiyordu. Parmaklar ayrld, sonra tekrar kvrld. Karada l, melodisini gittike zenginletirdi. Sesi de gittike, daha gzelleti ve ykseldi. Angaryaclar artk uykular kat ndan bu sesten baka her eye kar duygusuz, sanki aln yazlarnn anlatmym gibi, arkya katlmaya balam lard. Kyllerin iinde kasabann hemen stnde bir ky olan Unite'den gelmi Radisav adl biri vard. Gzleri can l, ksa boylu, karayaz bir adamd. ne doru eiierek, bacaklarn ayra ayra, acele bir yry vard. Ve sanki un eliyormu gibi boyuna soldan saa sadan sola baiyle omuzlarn sallard. Ailesine Herats'lar denirdi. Deerli topraklar vard. Evlerinde erkekler oktu. Ama bu son krk yl iinde hemen btn ky halk Mslman olmutu. Bu nun iin bir araya toplanmak ve herkesten uzak yaamak zorunda kalmlard. Ufak tefek iine kapal, heyecanl bir adam olan Ra disav, bu sonbahar gecesinde etrafa isyan tohumlar eki yordu. Bir ahrdan brne gidiyor, deta kyllerin arasnda mekik dokuyordu. ou zaman bir kiiyle yava ya va bireyler konutuu grlyordu. En ok syledii unlard: Kardeim... Artk yeter!.. Kendimizi korumalyz. Gryorsunuz ya, bu uursuz yap bizi yutacak ve gme cek. Eer sa kalrlarsa ocuklarmz bile bedava ile dol duracaklar. Burada bizim kkmz kurutmak istiyorlar. Yaptklar baka bir ey deil. Baldr plaklarla Hristiyan larn kprye ihtiyalar yok. Onu isteyen Osmanllardr, Biz alaylar toplamyor, ticaret yapmyoruz. Sal neyimize yetmez? Bunun iin birka kii aramzda anlatk. Geceleri gidip yaplan ileri bozacaz ve bunu perilerin yaptm, Drina'nn stne bir kpr kurulmasn istemediklerini or-

taya yayacaz. Bir kere bunu deneyeceiz. nk baka aremiz kalmad. Her zaman olduu gibi, buna da kar koyan ekingen kiiler kt. Trklerin zeki ve kurnaz olduklarn, byle ey leri yutmayacaklarn, son gnne kadar bu angaryaya kat lanmalarn ve durumlarn daha fec hale sokmamalarn sylyorlard. Ama bir hayvan gibi bu yk tamaktansa, her areye ba vurmann daha iyi olacan dnenler de vard. Onlar bir kurtulua gtrecek olann arkasndan git meyi daha doru buluyorlard. Bunu syleyenlerin ou genlerdi. Evli, barkl, oluk ocuk sahibi adamlar da ister istemez buna raz oldular. Haydi gidip deneyelim. O bizi yemeden, biz onun ban yiyelim. Ama ya bu abalarmz boa giderse?.. Umutsuzlukla verdikleri bir karar, umutsuz bir el sailayla mnlandryorlard. Ve bylece; sonbaharn ilk gnlerinde, ilkin iilerin sonra da halkn arasnda su perisinin kpr iine karma ya baladna, gndz yaplan ileri geceleri yktna dair sylentiler dolamaya balad. Gerekten de su bentle riyle duvarlarn bulunduu yerde geni lde tahribat ba lamt. ilerin, stunlarn stne braktklar letler or tadan kayboluyordu. naatn toprak blmnde atlaklar oluyor, sonra sular alp onlar srklyordu. Kprnn ku rulamayacana dair sylentiler uzaklara kadar yayld, Mslmanlar da Hristiyanlar kadar bu sylentileri yay yorlard. , gitgide daha kesin bir hal alyordu. Hristiyan lar gizli gizli fsldaarak iin iin seviniyorlard. Vezirin eserini o zamana kadar gururla seyreden Ms lmanlar bile, imdi elleriyle bir umutsuzluk iareti yap yorlard. Sonradan Mslman olanlarn ou, Mslman ol duktan sonra, istediini bulamad, yine yavan ekmek yeDrina Kprs F./4

50 meye, dirsekleri delik gezmeye devam ettii iin, bu sy lentileri dikkatle dinliyor ve bir vezirin bile istemediini yapmaya baaramadn, tekrarlyor, bundan deta ac bir zevk duyuyorlard. Yabanc iilerin ii brakp gidecei bile syleniyordu. Kprnn yaplamayacan, zaten ona balamann bile hat olduunu iddia ediyorlard. Btn bu sylentiler halk arasnda arabuk yaylyordu. Halk, ok kolay masal uydurur ve onu ok kolaylkla yayar. Bu hik yelere tuhaf ve ayrt edilemeyecek bir biimde gerekler de karr. Geceleri gusla alan adam dinleyen kyller, kprnn temeline Stoya ve Ostoya adl ikiz kardei ldr meyecek olursa perilerin inaata zarar vermeyi srdreeklerini bid Aa'ya duyurmulard. Seymenleri, kylerde bu ocuklar ararken grdkleri ne yemin edenler bile vard. Osmanl seymenleri devriye geziyordu. Ama ocuk mocuk aradklar yoktu. Aann emri zerine kyleri dolayor, etraf dinliyor ve halka bu haberi yayanlarn kimler olduunu bilip bilmediklerini soruyorlard. O srada Viegrad'n st yanndaki bir kyde, kekeme ve aptal bir kz gebe kald. Bu, yabanc bir evde hizmet eden bir zavallyd. Kimin onu gebe brak tn bilmiyor, ya da sylemek istemiyordu. Bu kzn, he le bunun gibi bir kzn gebe kalmas ve bu ii yapann mey dana kmamas, hi iitilmemT bir eydi. Bu olay, t uzaklarda bile yanklar uyandrd. O sralar da kzcaz, etraf tahta perde ile evrilmi bir arsada do urdu. ocuklar ikiz ve l olarak dodu. Kyl kadnlar ona doumunda yardm ettiler ve ocuklar gtrp bir eriklie gmdler. Ama ana olmaktan yoksun olan gen kadn, gn sonra kalkt, her tarafta ocuklarn aramaya balad. Onun bitmek tkenmek bilmeyen sorularndan kurtulmak iin, iaretle ona, ocuklar kprye gtrdklerini anlattlar. Kzcaz, zayf, bitkin ve kederli, kasabann iinde do-

51 lamaya balad, iilerin etrafnda geziniyor, korku ile adamlarn gzlerinin iine bakyor, mrldanarak ocuklar nn nerede olduklarn soruyordu. iler ilkin akn akn yzne bakyor, sonra ile rinden geri kalmamak iin onu oradan kovuyorlard. Ne istediini anlamadklarn grnce, bulzunun dmelerini zyor, stten arlam, imi ve tepeleri atlam olan gslerini gsteriyordu. Ona nasl yardm edecekle rini, ocuklarnn duvarda gml olmadn nasl anlata caklarn bilemiyorlard. Onu inandrmaa alan gze! szlere de, horlamalara da, korkutmalara da sadece bir eyler mrldanmakla karlk veriyor ve her taraf aratr makta devam ediyordu. Sonunda onu kovmaktan vazgetiler. skelelerin etra fnda dolamasna ses karmyor, onunla karlamamak iin, derin bir acmayla yollarn deitiriyorlard. iler iin piirilen msr bulamacnn, kazann dibrde kalan ya nk blmn ona veriyorlard. Ona Deli linka adn takmlard. Btn kasaba onu bu adla aryordu. bid Aa bile ona br ey sylemeden yanndan gei yor, kr bir inanca kaplarak ban baka yana eviriyor, ona sadaka vermelerini emrediyordu. Bylece kzcaz, za rarsz bir deli olarak, orada inaatn yannda yaayp git ti. te bu yzdendir ki, duvarlarn iine ikizlerin gmld sylentisi kt. Kimi buna inanyor, kimi inanmyordu ama, yine de bu sylenti azdan aza dolayordu. naata yaplan zararlar, bazan daha az, bazan daha ok hep srp gidiyordu. Zararla birlikte perilerin Drina stnde br kpr yaplmasn istemedikleri sylentisi de srp gidiyordu. bid Aa fkesinden atlyordu. Her zaman vnd o mehur sertliine bakmadan, yapt eseri bozmak ce saretini gsterecek brinin bulunmas, onu ileden ka-

52 nyordu, Ayn zamanda burann ar elli, beceriksiz halkn dan, mslmaniarndan da, hristiyanlarndan da tiksini yordu. Bura halk, tembel ve miskin olduu halde, ok hazr cevap ve alayc idi. Anlamadklar, yapamadklar eylere bir kulp takmak iin dokunakl ve alayc szler bulmakta pek becerikliydiler. Irman her iki kysna da nbetiler kondu. O zaman karadaki tahribat durdu ama, rmaktaki srd. Yalnz mehtapl gecelerde bir ey olmuyordu. Bu da, perilere inanmayan bid Aa'y, bu ii gzle grlr, elle tutulur bir perinin yaptna, bsbtn inandrd. lk zamanlar ona syledikleri gibi bunun kyllerin bir kurnaz l olduuna inanmam, inanmak istememiti. Ama im di artk buna tamamiyle inanyor ve bsbtn deli oluyor du. Bir yandan da bu ii yapanlar yakalamak iin, sakin grnmesi ve fkesini gizlemesi gerekiyordu. Peri masa lyla kpry kurmaktan vazgeileceine dair kan sy lentileri de ne olursa olsun durdurmak gerekti. Seymen ban ard. Seymen ba Plevlie'de (1) domu, genliini stanbul'da geirmi, sar benizli, has talkl bir adamd. kisi de birbirine kar derin bir nefret duymaktayd. Ayn zamanda hem birbirlerini ekiyor, hem atyorlard. nk aralarnda daima korku ve phe ile yorulmu bir kin ve nefret duygusu kabarmaktayd. Kim seye kar nazik ve iyi davranmayan bid Aa, sonradan Mslman olan bu soluk yzl adama, bu renksiz dnmeye kar olan nefretini gizleyemiyordu. Ne sylese, ne yapsa bid Aa'ya batyor ve ona hakaret etmek ihtiyacn duyu(1) Plevlie: Rumeiinin, Osmanl mparatorluunun elinde bulunduu sralarda, Kosova iline bal Talca sancann merkezi olup, ayn ad tayan Talca kasabasdr. Srplarn Plevlie adn verdikleri bu kasaba. Drina rmana dklen ehotina aynn sa kysndadr. (H. li Ediz)

53 yordu. Pleviie'Ii onun karsnda ezilip bzldke, kurum suz ve nazik davrandka, ona olan nefreti bir kat daha artyordu. Seymen ba da, daha ilk gnnden beri, bid Aa'dan korkmaa balamt. Ve zamanla da bu korku, hi rahat ve huzur vermeyen bir kbus haline gelmiti. Adm atarken, bir i yaparken, hatta ryasnda bile (acaba bid Aa buna ne diyecek?) diye dnrd. Her hizmetine koarak, kendini alaltarak, bouna gzne gir meye urayordu. Onun her davrann bid Aa fke ile karlyordu. Bu anlalmaz kin, Plevlie'liyi felce uratyordu, onu daha da beceriksiz yapyordu. Bir gn bid Aa'nn yzn den, yalnz ekmeini deil, ban da kaybedeceine inan mt. Bunun iin de daima heyecan iinde yayor, lesi ye bir umutsuzluktan mthi bir alkanla geiyordu. imdi de sapsar, dimdik bid Aa'nn karsnda duruyor du. teki de fke ile: Be hey ku beyinli adam iyi dinle!., diyordu. Bu domuz srsn tanyorsun, dillerini, huylarn, soylarn biliyorsun da neden hl vezirin iini baltalayan uursuzu bulamyorsun? nk sen de onun gibi uyuzun birisin de ondan!.. Yalnz, senden de beter bir uyuz km, sana ef lik, mfettilik payesi vermi... Ve sana lyk olduun der si verecek kimse de karna kmam!.. Seni yle bir ye rin dibine sokacam ki, gnein altnda izin bile kalma yacak. stnde, clz bir at bile bitmeyecek. Eer gne kadar yaplan bu baltalama iini durduramaz, onu yapan yakalayamazsan, peri masallarn ve kprden vazgeile ceine dair olan sylentileri susturamazsan, seni kaza geirip iskelenin en yksek direine asarm ki, herkes gr sn ve ibret alsn!.. Dinm, imanm zerine yemin ederim ki, bunlar bo lflar deildir. Bugn perembe... Pazara kadar vaktin var. Haydi imdi cehennem ol git! Yallah!..

54 Yemin etmese de, bid Aa'nn dediklerini yapaca ndan emindi. Uykusunda bile onun sesini duyar gibi olu yor ve titriyerek uyanyordu. Yanndan da yle bir korku iinde ayrld ki, umutsuzluun verdii bir enerji ile hemen ie sarld. Btn adamlarn toplad. ldrc bir uyuukluktan sonra iddetli bir almaya koyulmutu. Svp sayyor, sanki onu diri diri kaza geirmiler gibi avaz avaz ba ryordu. Krler!.. Bedavaclar!.. Byle mi bekilik yaplr? imparatorluun mal byle mi korunur?.. Yemee gelince hepiniz hemen canlanr, koarsnz... e geldi mi, sanki ayaklarnz balarlar... aklnz dururr Sizin yznzden utanyor, yerin dibine geiyorum. Bir gn iskelelerin s tnde bir seymen krm yapacam. Yaplan bu zararlar durduramaz ve bu haydutlar yakalayamazsanz, bilin ki balarnz omuzlarnzn stnde brakmayacam... Kur an Kerim hakk iin... Daha iki gnlk mrnz var... Uzun sre bard, ard. En sonunda, syleyecek sz, edecek kfr bulamaynca, her birinin yzne ayr ay r tkrd. Barp armas bitince korkusunu da byle fke le iinden karp attktan sonra, byk bir enerji ile ie gi riti. Geceyi, adamlar ile kyda dolamakla geirdi. Bir an iskelenin, sularn en ileri noktasna uzanm blmnde bir grlt duyar oldu. Hemen o yana kotu. Bir tahta trts ve taa arpan bir tan sesini iitti. Yanna gelince, is kelenin krlm, duvarnda yklm olduunu grdler. Ama ortalkta kimseler yoktu. Bu hayalet sessizlii iin de seymenler gecenin rutubetinden ve kr inanlarn ver dii korkudan titremee baladlar. Birbirlerine sesleniyor, karanlkta gzlerini drt ayor, alev alev yanan me'alelerini sallyorlard... Ama. btn abalar bouna gitti. Yine

55 zarar yaplm ama, bunu yapanlar yakalanmamt. San ki bunlar gerekten de gzle grlmez elle tutulmaz yara tklard. Ertesi akam, Plevlie'li pusuyu daha iyi kurdu. teki kyda birka adam brakt. Hava kararnca, iskele stnde de adamlar saklad... Kendisi de iki seymenle sala bindi. Karanlkta grlmeden sal sol kyya ekti. Oradan birka krek vuruuyla inaatna balanm olan stunlardan biri nin yanna gelebilirlerdi. Bylece sabotajcy her iki taraf tan yakalayabileceklerdi. Meer ki uan ya da suya dalan bir yaratk olsun... Bu souk geceyi Plevlie'li salda uzan m olarak geirdi. stne koyun postlar rtmt. zn tl dnceler iinde bocalyordu. Zihninde daima bu so ru dolayordu: bid Aa acaba tehditlerini yerine geti recek, onu ldrecek miydi? Ho byle bir efin yannda yaamak, yaamak deil ikenceydi. Yapdan, suyun rl tsndan baka, en kk bir grlt duyulmuyordu. Byle ce gn aarmaya balad. Plevlie'liye yle geldi ki, sanki rutubetten ve souktan uyumu ve tutulmu olan vcu dunda hayat kararyor, ksalyordu. Ertesi gece nc ve son gece de ayn biimde bek lediler. Gece yarsn gemiti. Plevlie'li yava yava v cudunun uyumakta olduunu hissediyordu. Tam o srada hafif bir su prts duyuldu, prt biraz daha glendi, arkasndan da, iskelenin suya daldrlm direklerine vuru lan bir eyin grlts geldi. O yandan keskin bir de slk sesi duyuldu. Ama Pleviie'linin sal harekete gemiti bi le. Seymenba ayakta, gzlerini kocaman am, karanlk lar delmee alyordu. Ellerini oynatyor: Kree sarln, btn gcnzle kree sarln!.. Dye baryordu. Uyku sersemi olan adamlar, btn g leriyle krek ekiyorlard. Ama kuvvetli bir aknt onlar hedefe gelmeden yakalad, iskelelere yanaacaklarna, su yun akntsna doru srklendiler. Eer umulmadk br an-

56 da karlarna bir engel kp onlar durdurmasayd, t uzak lara srkleneceklerdi. Orada anaforun ortasnda ne bir direk, ne bir iskele vard. yle olduu halde saflar tahtadan ar bir cisme arpt ve bouk bir ses kard. Bu engel onlar durdurdu. O zaman yukarda, iskeledeki seymenlerin, biriyle bou tuunu grdler. Seymenlerin hepsi de yerli mslmanlard. imdi hep bir azdan baryorlard. Karanlkta kesik ve anlalmaz barmalar birbirine karyordu. Onu iyi yakala!.. Sakn koyverme!.. Kahraman!.. Buraya gel!.. GeJiyorum... Bu barmalarm arasnda suya ar bir cisim veya bir insan dt. Plevlie'li birka saniye akn baknd. Saln nerede durduunu, etrafta neler getiini anlayamyordu. Ama zihnini toplar toplamaz engelli sopasiyle, arptklar tahtaya dayanarak sal iskeleye doru srklemeye ba lad. Artk tahta direklerin yanma gelmiti. Avaz kts kadar baryordu: Meale!.. Mealeyi yakn!.. Halat bana atm!.. ilkin karlk veren olmad. Nihayet karlkl ar malardan, kimsenin birbirini anlamad barmalardan sonra, yukardan kk bir mealenin titrek grnd, Ik, birden adamlarn gzlerini karartt. Suda brak t kzl izle, insanlarn ve eyalarn glgelerini birbirine kartrd. Ama baka bir elde yine bir meale yand. Et raf aydnlatt ve adamlar soukkanllklarn elde ederek birbirini tanmaa baladlar. Her ey birden aydnland ve anlald. Plevlie'linin sal ile iskele arasnda, direkten yapl m bir sal duruyordu. Bu sal, fndk aac kabuundan ya plm bir iple iskelenin altndaki kirilere balanmt. Bu sayede, btn kuvvetiyle onu aaya srklemek isteyen suyun akntsna kar koyuyordu. skeledeki seymenler,

57 eflerinin bu sala.geecek yukar trmanmasna yardm et tiler. Hepsinin benzi umu, soluu kesilmiti. Deme lerin stnde bir kyl balanm yatyordu. Gs sk sk inip kalkyordu. Evlerinden urayan gzlerinin korkudan yalnz aklan grnyordu. Drt seymenin en yals, iske lenin eitli noktalarna nasl saklanp beklediklerini b yk bir heyecanla eflerine anlatyordu. Karanlkta bir k rek sesi iitince, ilkin bunu efin sal sanmlard. Ama gzleri alnca, iki adamn sallarn glkle balamakta olduklarn grmlerdi. Onlarn iskeleye trmanp yanlar na gelmelerini beklemiler, sonra baltalarla zerlerine sal drmlard. Bana bir tahta yedii iin baygn olann ba lamak kolay olmutu. Ama teki ilkin yar l gibi yatm, sonra birden dnerek, balk gibi tahtalarn arasndan suya atlamt. Seymen birden korkudan lfn kesti. Plevlie'li bar yordu: Onu kim elinden kard?.. Syleyin, kim kard onu? Hepinizi para para edeceim!.. Krmz, titrek n altnda seymenler gzlerini kr ptrarak susuyorlard. Oysa efleri, ortadan kaybolan ada m aryormu gibi, olduu yerde dnyor, durmadan kf rediyor, gndz sylemedii yakas almam kfrler sa vuruyordu. Ama birdenbire srad. Yerde yatan bal ky lnn stne, deerli bir definenin stne eilir gibi eil di, sonra btn vcudu titreyerek dileri arasndan m rldand: Bunu gz hapsinde tutun! Dikkat edin! Ah orospu ocuklar!.. Onu elden karacak olursanz bilin ki, banz uacak!.. Seymenler kylnn etrafn sardlar. Kydan, iskele ye trmanan iki seymen daha geldi. efleri emirler veri yor, onu daha sk ve salam balamalarn sylyordu. Ve bylece onu bir ceset gibi, byk bir dikkatle kyya ta-

58 dlar. Plevlie'li arkalarndan geliyor, nereye bastnn far kna varmadan yryor, bal adamdan gzlerini ayram yordu. Her admda sanki byyor ve imdi yaamaya ba lyordu. Kyda yeni yeni mealeler yanyor sonra tekrar parlyordu. Yakalanan kyly bir ii barakasna gtrd ler. Barakada ate yanyordu. Onu orada tekrar iplerle ve zincirlerle bir diree baladlar. Bu, Unite'li Radisav'm t kendisiydi. Seymenba, biraz yatmt. Kfretmekten vazgeti. Ama, yerinde duramyordu. Kaan kyly aramalar iin btn ky boyunca seymenler gnderiyordu. Eer boulmamsa, byle karanlk bir gecede onu bulmalarna imkn yoktu. Daha bir ok emirler veriyor, giriyor, kyor, tekrar ieri giriyor, heyecandan deta sarhoa benziyordu. Bal olan kyly sorguya ekmeye bile alt. Ama abuk vaz geti. Btn bunlar, yreini kaplayan endieyi yenmek ve gizlemek iin yapyordu. nk imdi onun tek bir d ncesi vard: bid Aa'y bekliyordu. ok beklemedi. bid Aa, alt zere, ilk uykusunu alnca, gece ya rsndan sonra, uyand. Tekrar uyuyamad iin, pencere nin nne gemi, karanlkta bakyordu. Bikavats'a bakan balkonundan gndzleri, kulbeleri, barakalar, deirmen, leri, ahrlar ve civarndaki kazlm toprakariyle tm Drina vadisi grnyordu. ler ok yava ve ok zor ilerliyor du. Bir gn btn bunlar vezirin kulana kadar gidebilir di. Her halde bunu ona br eritiren olurdu. Hatta belki de o souk, sinsi, tysz suratl Tosun efendi bu ii yapard. te o zaman, vezirin gznden debilirdi. Bunu dn mek, rahatn karyor, uykusunda bile, onu titretiyordu. Gzden dmek ihtimali aklna gelince, yedii yemek bile zehir oluyor, insanlar ona iren geliyor, yaam korkun bir biim alyordu. Gzden dmenin ne demek olduunu hayal edebiliyordu ve kendi kendine syleniyordu:

59 Sadrzamdan uzaklaacaksn! Dmanlarn seni alaya alacaklar, (hayr, hayr, bu olamazd!..) Artk bir ki iliin bir mevkiin kalmayacak. Bir paavra paras, sade bakalarnn deil, kendi gznde bile zavall, biare bir insan olacaksn! Glkle kazandn paray da. elinden ala caklar. Servetine dokunmasalar bile, stanbul'dan uzak, Anadolu'nun bir kesinde srgn olarak onu bir ucundan kemirmekle yetinmek zorunda kalacaksn! Ve gereksiz, g ln, unutulmu bir insan olarak... Hayr! Byle bir yaaya katlanmaktansa... her eye raz idi. Artk gnei grmemee, gnn havasn teneffs etmemeye, yaamamaya bin kere razyd. Durmadan zihnini kaplayan znt bu idi. Gnde ka sefer aklna geliyor, o zaman kan beynine kyor, akak lar zonkluyordu. Kara bir tortu gibi ken bu kaygdan hi kurtulamyordu. Gzden dmenin anlam, onun iin bunlard. Her saat byle bir ihtimal vard. nk her eye ve herkese kar bir bana idi. Ve on be yldr bu byle srp gidiyordu. Yni gze girdiinden ve g sahibi olduundan beri. Ve zir onu byk ve nemli ilerin bana geirdiinden beri... Byle bir zntye kim dayanabilirdi? Kim skneti ni koruyarak rahat uyuyabilirdi? Souk ve rutubetli bir son bahar gecesi olduu halde, bid Aa penceresini aarak karanlklara bakt. Bu kapal yerde deta bouluyormu gibi oluyordu. O vakit iskelenin stnde ve kyda klarn gidip gelmekte olduunu grd. Bu klarn gittike o* almakta olduunu farkedince olaanst bir eyler dn-' dn anlad. Gidip uan uyandrd. Ve tam Plevlie'linin vakit geirmek iin kime kfr edeceini, ne emir ve receini bilemedii srada aydnlanm ahra girdi. bid Aa'nn bu beklenmedik gelii adam artt. Bu n ne kadar heyecanla beklemiti! Ama imdi hayalinde canlandrd gibi ondan yararlanmasn bilmiyordu. Heye-

60 canndan kekeliyor, orada zincire vurulmu olan kyly unutuyordu. bid Aa onu kmseyen bir bakla tepe den trnaa szdkten sonra kylye doru ilerledi. Seymenler atei kurcaladlar, ate daha canl yanmaya balad. Bylece en karanlk ke bUe aydnlanm ol du. Durmadan odun atarak atei besliyorlard. Kylden ok uzun olan bid Aa, imdi nnde dur. mu bakyordu. Sakin ve dnceli idi. Herkes onun konu masn bekliyordu ama, o dnceye dalmt. te bunlarla arpp boy leceim! diyordu, Bu cieri be para etmez, sersem Plevlie'ii dnmesi ile Bu Hristiyan bitinin akla gelmedik kurnazl ve ktl ile... Birden vcudu rperdi. Hemen emirler vererek kyl y sorguya ekmeye balad. Ahr, seymenlerle dolmu tu. Uyanan iilerle ustalarn dardan sesleri geliyordu, bid Aa'nn sorduklarn Plevlie'ii tercme ediyordu. Radsav ilkin bir delikanl ile kamaya karar verdik lerini, sal onun iin yapp rmaa aldklarn syledi. Ona bunun imknsz olduunu sylediler. Byle karanlk bir gecede, dalgal, anaforlu, kayalkl ve kumlu bir rma gemek kabil deildi. Zaten kamak isteyenler gelip is keleye trmanmaz, yaplan ileri ykmazlard. Adam buna karlk, sadece bouk bir sesle: Her ey elinizde, ne isterseniz onu yapn! dedi. bid Aa: Ne istediimizi imdi grrsn! dedikten sonra adamlarna emirler verdi. Seymenler Radisav'm zincirleri ni zdler. Gsn atlar. Zincirleri kzgn atee atp beklediler. Zincirler ocan zincirleri olduundan is iinde idi. Elleri de simsiyah olmutu. Kylnn plak vcudun da ve kendi stlerinde siyah izler brakyordu. Zincirler akkor haline gelince ingene Mercan yaklat. Ve uzun br

61 maa ile ucundan ekti. br ucunu da bir s e y m e n a y n biimde tutuyordu. Plevlie'ii, bid Aa'nn szlerini tercme ediyordu. Haydi bakalm imdi her eyi aka anlat!.. Ne anlatabilirim, siz her eyi yapabilirsiniz; her e yi biliyorsunuz!.. Zinciri tutan adamlar kylye yaklatlar, zinciri, kll, plak gsnn etrafna doladlar. Adamn az bzld, Boynundaki damarlar iti. Kaburga kemikleri dar frla yacakm gibi vcudu gerildi. Karnnn adaleleri bir kaslp bir gevemeye balad, tpk kusarken olduu gibi. Adam, acdan inliyor, vcudunu balayan ipleri geri yor, bouna aba harcayarak kzgn zincirlerin vcuduna dememesine alyordu, gzlerini boyuna krptryor, ya naklarndan aaya yalar szlyordu. Zinciri ektiler. Bu henz balang... Konusan daha iyi olmaz m? Kyl birdenbire hzl hzl soludu, ama susmakta de vam etti. Syle bakalm, yanndaki kimdi? Ad Yovan'd ama kynn ve evinin nerede oldu unu bilmiyorum. Tekrar zinciri yaklatrdlar. Yanan derinin kllar kavmldu. Genzine kaan dumandan ksren ve acdan kvra nan kyl, kesik kesik konumaya balad. Kprdeki inaat ykmak iine yalnz iki kii kar mt. Byle olmas gerektiini dnmler ve yapm lard. Baka kimsenin haberi yoktu. Ve kimse de bu sabo taj iine karmamt, ilkin kydan gelip ayr ayr nokta lara karak iskeleyi ykmaya balamlard. Ama iskeleye bekiler konduunu grnce tahta ile bir sal yapmay dnmlerdi. Ve bylece grnmeden rmak yoluyla in aata gelebilmilerdi. Bunlar gn nce olmutu. Daha ilk gece yakalanmak tehlikesini atlatmlar ve yakay g kurtarmlard. Onun iin ikinci gece hi kmamlard.

62 Bu gece sah tekrar kullannca ite balarna bunlar gelmisti. Hepsi bu kadar... Her ey dediim gibi oldu. Bunlan yaptk. Siz de artk istediinizi yapn!.. Hayr, istediimiz bu deil, seni bu ie kim srk ledi onu syle? imdiye kadar ektiklerin imdiden sonra ekeceklerinin yannda hi kalr. Pekl!.. Ne isterseniz yapn!.. O zaman demirci Mercan elinde kerpeten ile yakla t. Bal olan adamn nne diz kt. Ve plak ayakla rnn trnaklarn skmeye balad. Kyl dilerini skm susuyordu. Bal olduu halde mthi bir titreme beline kadar btn vcudunu sarsyordu. Bu da ektii acnn ne kadar mthi olduunu gsteriyordu. Bir an, kylnn a. zindan birtakm anlalmaz szler dkld. Onun btn dav ranlarn dikkatle izleyen Plevlie'ii, eliyle ingeneye dur masn iaret etti. Birden srayarak: Ne?.. Ne diyorsun?., diye sordu. Hi!.. Ne diye bana ikence edip vakit kaybediyorsunuz Allahakna? Syle, kim kandrd?.. Yazk!.. Kim kandracak?.. eytan!.. eytan m?.. Tabi eytan, sizi bu kpry yapmaya gnderen eytann t kendisi!.. Yava ama ak ve metin bir tarzda konuuyordu. Plevlie'liyi dnce almt, eytan! byle olaanst bir durumda bu kadar aklkla sylenen tuhaf bir ke limeydi bu!.. Gerekten de bunda eytann eli olmalyd!.. Ban nne emi ayakta duruyordu. Sanki sorguya ekilen kendisi imi gibi... Bu bir sz, btn korku ve en dielerini olanca gcyle tekrar uyandrmt. Sanki su lunun yakalanmas her eyi silip sprmemi gibi... Belki de her ey... bid Aa da... Kprnn yapl

63 da... Bu lgn kyl de eytann esiri idi. Belki de saknl mas gereken biricik varlk eytand!.. Plevlie'ii titreyerek arkaya devrildi. bid Aa'nn f ke ile baran sesi onu kendine getirdi. Krbaciyle sa iz mesine vurarak: Hey ne oluyorsun... Yoksa uyuyor musun serseri?., diye bard. ingene elinde kerpeten diz km bekliyordu. Siyah parlak gzleriyle korka korka banda upuzun dikilen bid Aa'ya bakyordu. Seymenler, alev alev yanan atei tekrar kurcaladlar. Oda aydnlanm, snm, parlak bir grn almt. Fa kir ve sefil br kulbe gibi grnen bu yer sanki birden geniledi, deiti. evrede tuhaf bir heyecan ve sessizlik hkm sryordu. Bir insana ikence edildii, gerein meydana kt, mukadderatn kendini gsterdii her yer de olduu gibi... bid Aa, Plevlie'ii ve sulu, aktrler gi bi konuuyor, hareket ediyorlard. Odada bulunanlar ise, gzleri yerde, ayaklarnn ucuna basarak dolayor ve an cak ok gerektii zaman, o da yava sesle konuuyorlar d. Hepsi de burada bulunmamay, bu ie karmam ol may tercih ediyordu. Ama bu elde olmadna gre, el den geldii kadar az hareket ederek, seslerini ksarak, mmkn olduu kadar bu iten uzak kalmaya alyorlard. Sorgunun yava ilerlediini, bekledii sonucu ver mediini gren bid Aa, kfrederek, sylenerek ahrdan kt. Piievlie'li de arkasndan sallanarak geliyordu. Onun ardndan seymenler. Darda gn aaryordu. Daha gne domamt ama, etraf aydnlanmaa balamt. Dalarn arasndan ince bandlar halinde uzanm mor bulutlar, on larn arasndan da berrak, temiz deta yeil bir gk para s grnyordu. Nemli topran stne alak bir sis yayl mt. Onlarn zerinde de meyva aalarnn sararm te-

64 peleri ykseliyordu. bid Aa, durmadan izmelerini kam layarak emirler veriyordu. Suluyu zellikle kendisine kimin yardm ettii konu sunda sorguya ekmelerini, ama ikencede ileri gitmeme lerini, ayn gn le st iskelenin en yksek yerinde can l olarak kaza kaklmas iin gerekli btn hazrl yap malarn, onun kasabann her yanndan, rman her iki k ysndan da grlmesini istediini, Mercan'n her eyi ha zrlamasn, tellln her mahalleyi dolaarak, inaat balta layanlar nasl cezalandrldklarn gelip kpr stnde grmelerini ve Mslman, Hristiyan ocuk, ihtiyar, btn erkeklerin gelip mutlaka bu manzaray seyretmelerini iln etmesini istiyordu. Doan gn, bir pazard. Pazar gn de, teki gnler gibi, allrd, bugn nbetiler bile dalgndlar. Daha gn aarrken, sulunun yakaland ve le st cezalandr laca duyulmutu. Ahrdaki o ar, ekingen hava, inaa tn etrafn ve btn evreyi sard. Angaryaclar sessizce ilerini gryor, birbirlerine bakmaktan bile ekmiyorlar d. Sanki dnyann balangc ve sonu imi gibi, gzlerini ilerinden kaldrmyorlard. Saat on birden balayarak ka saba halk, ou Mslman olmak zere, kprnn yann daki dzlkte topland. ocuklar, orada bulunan yontul mam ta bloklarnn zerine trmandlar. iler, ancak lmeyecek kadar, karnlarn doyuracak ekmek paralar nn datld dar, uzun tahtalarn evresine dizilmilerdi. Bir yandan ekmeklerini iniyor, bir yandan sapsar yz lerle sessiz sessiz etrafa bakmyorlard. Biraz sonra, bid Aa grnd. Yannda Tosun Efen di, demirci ustas Antoine ve birka Mslman beyi var d. Mahkmun bulunduu ahrla kpr arasnda, yksek, kuru bir yere dizildiler. bid Aa bir kere daha ahra kadar gitti. Oradan, her eyin hazr olduunu sylediler. Aa yukar drt kar uzunluunda mee aacndan

65 yaplm bir kazk yerde duruyordu. nceltilmi, sivri ucu na demir geirilmi ve i ya ile yalanmt. skelenin yksek bir yerine de direkler ivilenmiti. Kazk onlarn arasna dikilecekti. Orada, kaz adamn vcuduna sok mak iin tahta bir tokmak, ipler ve daha baka eyler de vard. Pievlie'li ok tell ve heyecanl grnyordu. Bur nu toprak rengini alm, gzleri kzarmt. u anda bile Abid Aa'nn ate saan gzlerine bakamyordu. bid Aa: yi dinle!... diye syleniyordu. Eer her ey yolun da gitmez ve beni leme gln edersen... Ne sen, ne de o kei boku suratl ingene karma kmayn!... Alimallah her ikinizi de kpek encikleri gibi Drina'ya atar boarm!... Sonra tir tir titremekte olan ingeneye dnerek daha tatl bir ele devam etti: te sana yapacan iin alt kuru... Akama kadar sa kalmasn salarsan alt kuru daha alacaksn. Haydi bakalm, greyim seni!... Kasabann ortasndaki caminin minaresinden mezzi nin sesi duyuldu. Oraya toplanm olan halk endielenme e balamt. Biraz sonra ahrn kaps ald. On kadar seymen, beer, beer iki yana dizildi. Aralarnda yaln ayak, ba kabak Radisav geliyordu. Her zamanki gibi a buk, eik ama ayaklarn ayrmadan yryordu. Ve artk un eler gibi sallann da kaybetmiti. deta seke seke ilerliyordu. Parmaklarnda, trnaklarnn bulunduu yerler de kanl lekeler vard. Srtnda ucu sipsivri uzun bir kazk tayordu. Onun arkasndan Mercan'la ona yardm edecek olan iki ingene yryordu. Nereden kt, belli olmayan doru atmn stnde Pievlie'li grnd"."skelenin "balad noktaya varmak iin 100 adm kadar birey kalmt. Halk, bu isyan hazrlayan, yapy ykan adam grmek
Drina Kprs F./5

66 iin parmaklarnn stnde kalkyordu. Bsbtn baka trl hayal ettikleri bu adamn anlamsz ve perian hah onlar artt. Onun niin sradn.! ve byle seke seke niin yrdn bilmiyorlard. Kzgn zincirlerin gsn de brakt yaralan da kimse grmyordu. nk stne eski gmleini ve kuzu postunu giydirmilerdi. Daraacna gtren o byk suu ilemi olmak iin onu fazla anlamsz ve zavall buluyorlard. Yalnz, srtnda tad o uzun beyaz kazk sahneye korkun bir anlam ve riyor ve btn gzleri zerine ekiyordu. Kyda, topran tesviyesine balanld blme ge lince Pievlie'li atndan ndi. Sanki sahnedeymi gibi ahane bir eda ile gemleri uana uzatt sonra brleriyle birlikte amurlu ve dik yoldan rmaa doru indi. Biraz sonra, halk, onlarn ayn sray zleyerek iskeleye trmandklarn gr d. Yalnz tahtalardan yaplm olan. geitte seymenler Radisav' rmaa atlamasn diye ortalarna aldlar. Bylece ar ar trmanmakta devam ettiler, nihayet geldiler. Ora da, suyun zerine doru uzanan, kk bir oda bykl nde tahta demeli bir yer hazrlanmt. Br sahneye benzeyen bu yere, Radisav ingene ile birlikte kt. Seymenler iskelenin stnde etrafa daldlar. Dzlkte olanlar boyuna kmldyor, yer deitiriyordu. Bu tahtala rn yz adm ilerisinde bulunuyorlard. Her eyi, her hare keti gryor ama sylenenleri iitemiyorlard. Sol kyya toplanm olan halkla iiler, kat uzakta olduklarndan, daha iyi grebilmek ve bir eyler iitebilmek iin daha ok aba harcyorlard. Ama hi birey iitemiyorlard. Grdkleri de ilkin ilgi ekici deildi. Ama sonradan sah ne ylesine "korkun f>ir grn ald ki... hemen balar m evirip acele evlerine dndler ve gelip geleceklerine piman oldular. Radisav'a yatmasn syledikleri zaman biraz durakla d. Sonra sanki orada deillermi gibi ne seymenlere, ne

67 ingenelere aldr etmeden Plevlie'ye sokuldu ve kendin den biriyle dertleiyormu gibi yava sesle: Eer beni abuk kaza geirir ve bir kpek gibi ac ekmeme engel olursan her iki cihanda aziz ol... dedi. Pievlie'li srayarak geri ekildi. Onunla gizli konuu yormu izlenimini vermemek in barmaya balad. Hay slkter (1) gvur... Sultann yapsn ykmak cesaretini gsterdikten sonra imdi de kadn gibi mi yal varacaksn! Emredilen, yerine getirilecek, sana lyk olan cezay ekeceksin! Radisav'n ba daha fazla eildi. ingeneler stn deki gmlekle kuzu postunu kardlar. Gsnde zincir lerin at yaralar meydana kt. Bunlar kzarm ve i miti. Radisav artk hi sesini karmadan emrettikleri gi bi yzkoyun yatt. lkin ellerini arkasna baladlar. Son ra ayak bileklerine birer ip geirdiler. ingenelerden ne bin' bu ipleri bir yana ekerek bacaklarn iyice ayrdlar. O srada Mercan da kaz iki yuvarlak tahtann stne yerletirdi. yle k sivri ucu tam kylnn bacaktan ara sna geliyordu. Sonra kemerinden geni, ksa bir bak kard. Yerde yatan mahkmun nne diz kerek pantalonunun iki baca arasndaki blm kesti. Ve kazn ada mn vcuduna girebilmesi iin geni bir delik at. Cell dn iinin bu en fec blmn, vcudun ban dokunu u ile titrediini, yanyarya kalktn, sonra yine grlty le yere dtn gryorlard. bitince ingene sraya rak ayaa kalkt. Yerden tahta ekici ald ve kazn yu varlak tarafna ll, ar darbeler indirmee balad. ki vuruta br duruyor, kazn girdii vcuda bakyor, sonra da ingenelere dnerek ok yava ipi ekmelerini tembih ediyordu. Kylnn, bacaklar ayrk yatan vcudu igd
(1) Bu kelime metinde de, Trke anlamnda ve bu biimde kul lanlmtr. (H. li Ediz)

iie kvranyordu. Her eki vuruta bel kemii katlanyor, eiliyor, ama pleri ekince yine dikiliyordu. Kyy yle bir sessizlik kaplamt ki, her eki vuruunun dalarda uyandrd yanklar duyuluyordu. Daha yaknda olanlar, adamn alnnn yere arptn duyuyorlard. Bir grlt da ha iitiliyordu ki, bu ne bir inilti, ne bir yaknma ne son nefesini veren birinin hrlts idi. Bu, insan olundan ge len bir sese benzemiyordu. ki yana ekilen, sarslan, ikence edilen bu vcuttan, inenen bir tahtadan ve krlan bir aa dalndan kan sese benzeyen bir atrd geliyordu. ki vuruta br, ingene, yerde yatan vcuda doru eiliyor, kazn doru yoldan ilerleyip ilerlemediine ba kyor, hayatla ilgili bir organ zedelemediinden emin ol duktan sonra tekrar yerine dnyor, isine devam ediyordu. Btn bunlar kydan ok hafif duyuluyor ve hi grnm yordu. Ama herkesin bacaklar titriyor, yzleri sararyor, parmaklar buz kesiliyordu. O srada eki sesleri kesildi. Mercan, adamn sa kreinde kaslarn gerildiini, derinin kabardn grm t. Hemen bir ustura alarak yeri ha biiminde yard. So luk br kan akmaa balad. Gittike fazlalat. Bir iki vu rutan sonra, delinen noktadan kazn demir ucu grn meye balad. Bu u sa kulan hizasna gelinceye kadar daha bir iki darbe vurdu. Adam artk kaza bsbtn ge miti. ie geirilen bir kuzu gibi yalnz sivri ucu azn dan deil, srtndan kyordu. Ne barsaklar, ne de ci erleri zedelenmiti. Mercan artk tahta ekici frlatt ve yaklat, hareketsiz duran, vcudu gzden geirdi. Kazr sivri ucunun girip kt yerlerden damla damla akan ka tahtann stnde birikiyordu. ki ingene, adamn uyumu vcudunu srt st evirdi. Ayaklarn ucundan baladlar O srada Mercan adamn yaayp yaamadn kontrol ed: yordu. Yz birdenbire imi deta bymt. Gzler

69 kocaman alm, korku ile bakyordu. Gz kapaklar hi kmldamyordu. Az akt. Dudaklar sertlemi, kslm, bembeyaz dileri kenetlenmiti. Artk yznn baz. kas larn kontrol altna alamyordu. Onun iin yz bir mas keye benzemiti. Kalbi bouk bouk atyor, cierlerinden ksa ve sk nefesler kyordu. ingeneler onu ie geirilen bir koyun gibi yava yava kaldrmaya baladlar. Mercan bararak onlara dik kat etmelerini, vcudu fazla sarsmamalarn tembih edi yordu. Kendisi de onlara yardm ediyordu. Kazn, kaim ve yuvarlak olan tarafn da ayn yk seklikte bir tahtaya ivilediler ve hepsini birden iskele nin kazklan stne aktlar. ileri bitince geri ekilerek seymenlerin yanna git tiler. Ve bo kalan sahnede yalnz, gs ileri doru k m beline kadar plak, iki arn ykseklikte, dimdik ka za geen adam kalmt. Uzaktan kazn vcuduna ge tii ve ayak bileklerinin bu kaza balanm olduu gr lyordu. Kollan da arkasna balanmt. Onun iin, aa dan halka iskelenin t tepesinde, rman stnde, ha vada uan bir heykel gibi grnyordu. Her iki kydan bir mrlt ykseldi. Halk bir heyecan dalgas sarmt. Kimi gzlerini indirdi, kimi ban evir tmeden evinin yolunu tuttu. Ama ou da susmu, anormal bir biimde havaya dikilen bu nsan suretine bakyordu. Vcutlar dehetten buz kesiliyor, dizleri bklyor, ama bu manzaradan bir trl ne gzlerini ayrabiliyor, ne uzakiaablliyorlard. Korkudan heykeilemi bu insanlarn ara sna deli linka da kart. Herkesin gznn iine bakyor, kurban edilen ocuklarnn nereye gmidukler4ftLj)renmeye alyordu. O srada Pievlie'li, Mercan ve iki seymen ile tekrar mahkmun yanma gitti. Onu yakndan mua yene ettiler. Kazn boyunca ince bir kan szyordu. Ama adam yayordu, baygn da deildi. Gs inip kalkyor;

70 boynundaki damarlar atyor, gzleri ar ar ama durma dan dnyordu. ingeneler letlerini topladlar ve Pievlie'li ile kyya indiler. Onlarn yaklatn gren halk geriliyor, dalyor yalnz talarn stne trmanan ocuklar daha bir eyler bekliyordu. Artk her eyin bittiini farketmedlkierinden dereye atlarken birden havada asili kalm olan bu adam acaba ne olacak diye bekliyorlard. Pevlie'ii bid Aa'ya yaklat. Emirlerinin yerine ge tirildiini, mahkmun hl sa olduunu, hi bir organnn zedelenmediini ve daha da yaayacaa benzediini syle di. bid Aa ona hi karlk vermedi. Yzne bile bakma d. Eliyle atn getirmelerini iaret etti. Herkes dalmaya balamt. Kasabadan tellln sesi geliyordu. Hkmn ye rine getirildii ve yapya zarar verecek kimsenin bundan da kt bir cezaya arptrlacan iln ediyordu. Pievlie'li kendini birden, bo kalan alanda yalnz bul du. Ua, at yularndan tutmu duruyor, seymenler em rini bekliyorlard. Bir eyler sylemesi gerektiini hisse diyordu. Ama, iini kaplayan heyecan buna engel oluyordu. Daha hkmn infaz iin alrken dnemedii eyi, im di hatrlyordu: bid Aa'nn tehdidini!... Sulu yakalan mayacak olursa onu diri diri kaza geireceini syleme mi miydi? imdilik bu felketten kurtulmutu ama, en son anda... O da g bel synlabilmiti. Orada, iskelenin s tndeki adam, 'bu felkete arplmak iin geceleri sinsi sinsi btn gcyle almt. Irman stnde, smsk bal ve asl duran adama baktka ini hem korku, hem bir sevin dalgas kaplyordu. Byle fec bir kibete ura mad---iin" seviniyordu. Vcudunda br noksan yoktu ve istedii gibi hareket edebiliyordu ya!... Bunu dndke vcuduna kzgn ineler batyor, gsnden bacaklarna ka dar iniyor, komak, glmek, sramak, istedii gibi dav ranmakta serbest olduunu, istedii gibi glp konuabil-

71 diini hem kendine hem herkese ispat etmek istiyordu. iskelenin stnde, iniltilerle, beddualar iinde, en b yk nimet gibi lm beklemiyordu ya!.. Kollan kendili inden oynuyor, bacaklar kendiliinden dansediyordu. Du daklar aralanyor, asab bir kahkaha atyor, szler azn dan dklyordu. Hah!;. Hah!.. Hah Radisav?.. Dalarn perisi!.. Ne den bir kadavra gibi sertietin, katildin yle? Neden kp ry ykmaa almyorsun?.. Neden homurdanyor, inli yorsun?.. Haydi ark syle... oyna!.. Seymenier akn akn eflerine bakyorlard. O. kollarm am oynuyor, ark sylyor, katla ka nla glyor, boazndan bouk ve acayip sesler kyor, sazndan beyaz kpkler geliyordu. Doru at da, yan yan ona korku ile bakyordu.

IV Her iki kydan bu hkmn yerine getiriliini seyre denler, kasabann d mahallelerinde ve dolaylarnda kor kun sylentiler karmlard. Halk da, iiler de, anlatl maz bir korku ve dehet iindeydi. Bu kasm gnnde, ora da gzlerinin nnde geen olayn korkunluunu yava yava anlamaa balamlard. Btn konumalar, dnp dolayor, iskelenin stnde, hl sa olan adama gelip dayanyordu. Herkes ondan bir daha sz amamaa ka rar veriyordu, ama btn dnceleri o tarafa ynelir, gz leri oraya ekilirken bu kararn ne deeri kalyordu? Ta ykl arabalaryla birbiri ard sra Bana'dan gelen kyl ler gzlerini indiriyor ve acele gitmesi iin, hayvanlarn drtyorlard. Kprde alan iiler, bir zorunluluk duy madka birbirlerine seslenmiyor, gerekince de yava ses-

72 le konuuyorlard. Ellerinde ceviz aazndan yaplm denekleriyle bekiler daha yumuak ve daha merhametli dav ranyorlard. Dalmayah talar, alrken, yzleri sarar m, eneleri kslm bir halde kprye arkalarn dn yor kalemleri fke ile tan stne indiriyor ve kalemle rin akrts bir aa-kakan srsnn sesini andryordu. Hava kararnca, iiler acele evlerine dnyor, iske leden bir an nce uzaklamak istiyorlard. Hava kararmadan bid Aa'nn bir adamyla Mercan tekrar Radisav'm yanna kt. Kaza getikten drt saat sonra, hl sa ve kendinde olduunu grdler. Ate iin de yanyor, gzlerini glkle eviriyordu. Ayann dibin de ingeneyi grnce, daha yksek sesle inlemee balad. Durumdan honut, Bkavats'daki bid Aa'nn evine ktlar. Yolda giderken mahkmun hl sa olduundan, dilerini gcrdatarak syledii szlerin nasl anlaldn dan sz ediyorlard. Ertesi gn leye kadar yayacan umuyorlard. bid Aa da duyduklarndan memnun kald ve Mercan'a vadedilen mkfatn, verilmesini emretti. O gece kasabada ve kprnn evresinde ne kadar canl varsa, hepsi rahatsz bir uyku uyudu. Uyuyabilen uyu du, ama ounluk gzn krpmad. Ertesi gn bir pazartesiydi. Gneli br kasm gny d. Ne iskelenin evresindekiler ne kasabadakiler, suyun stndeki kalas ynnn bir ucunda, bir vapurun burnundaym gibi, suya doru uzanm, dimdik, bir bana du ran bu adama bir gz atmadan durabildi. ou da uyan d zaman bir gn nceki olaylar ryasnda grdn sanmt. imdi hareketsiz ve zgn, ryalarnn gnein altnda srp gerekletiini gryorlard. iler de yine br gn nceki gibi, sessizdiler. Hzn ve keder dolu bir sessizlikti bu. Kasabada ayn fsltlar ve ayn aknlk s rp gidiyordu. bid Aa'nn adamyla Mercan tekrar iske leye trmand. Mahkmun etrafnda birka kere dolandlar.

Balarn kaldryor, yzne bakyor ve birbirlerine bir ey ler sylyorlard. Mercan kala gz arasnda adamn pantalonunu ekti. Kyya indiklerinde hallerinden, adamn ru hunu teslim etmi olduunu anladlar. lm daima konumalara yol aar. Kapal duran az lar almt. stleri balan srsklam ve amur iinde, yzleri solgun, sakallar uzam, Bania'dan gelen koca ta ynlarn am aacndan yaplm manivellariyle yuvar larken, iiler, bir ara durup avularna tkryor ve bo uk bir sesle syleniyorlard. Allah gnahn affetsin!.. Zavall kurban gitti... Vah zavall bizler... - Grmyor musun, o azizlik mertebesine eriti. Ev liya oldu. Ve herkes, len adam, sanki bir bln banda dim dik yryormu gibi gryordu. imdi o, orada yksekler de onlara ne korkun, ne de ackl geliyordu. Tersine onun imdi herkesten ayrlp bydn, ykseldiini hisse diyorlard. Artk o yeryznde deildi. Elleri bir yere dokunmu yor, yzmyor, umuyor, arlk merkezini kendi stnde tayor, yeryznn balarndan kurtulduu iin de ac ek miyordu. Artk hi bir ey onu etkileyemezdi: Ne tfek, ne kama ne kt dnceler, ne insanlarn ac szleri, ne de mahkemeler... Bylece o, beline kadar plak, kollan, ayaklar bal, katlam ba kaza doru evrilmi, sert ve yklmaz bir ykseklie yerletirilmi, eriilmez bir heykele benzi yordu. Gndelikiler balarn eviriyor ve gizli ha ka ryorlard. Meydanda oturan kadnlar, birbirlerine gitmek iin ko arak avlular geiyor, bir, iki dakika konuuyor, bir, iki gzya dkyor, sonra yine yemeklerinin bana dnyor lard. lerinden biri bir aziz heykeli nnde bir kandil yak-

74 ti. Hemen teki kadnlar da onu taklide baladlar. ocuk lar, bu cidd havann iinde boyuna gzlerini krptryor byklerin: Allahm, bizi koru!.. Ey din kurban, en byk bir kilise yaptrm kadar Allahn katnda makbulsn!.. Gibi anlalmaz eyler sylediklerini iiterek: Din kurban ne demek?.. Kilise yaptrmak ne de rnek?., diye soruyorlard. Anneler onlar yattrmaya alyordu. Ortalk kararmaya balarken bid Aa tekrar inaat denetledi. Korkun cezann brakt etkiden sevinli, ky lnn kazktan indirilmesini emretti. Onu kpeklere atn.. O akam, karanlk birdenbire bastrmt. Hava, bir ilkbahar gecesi gibi nemli ve lkt. iler arasnda anla lmaz bir heyecan ve kaynama vard. Sabotajn lfn: bi le iitmek istemeyenler, imdi her trl fedakrl gze almaya razyd, l, hepsinin gznde bym, deta kutsallamt. Gl bir acma duygusunun, eski gelenek ve inan larn etkisi altnda birka yz kii, len adamn cesedini, ele geirmek iin aralarnda anlatlar. Onu hristiyanca gmmek istiyorlard. Ahrlarda, barakalarda toplanp gizli gizli konuarak aralarnda 7 kuru gibi nemli bir para top ladlar. Bu para le Mercan' kandrmak istiyorlard. B ii grmek in adam setiler. Bunlar, ilerinden en becerikli olanlard. Onlar celltla grmek aresini arayacaklard. Srsklam ve yorgunluktan bitkin br halde kyl, Mercanla pazarla giriti: lkin kurnazlkla konunun et rafnda dolaarak sz atlar. En yallar ingeneye: te her ey bitti, dedi. Kader byleymi. Yalnz biliyor musun ne var? O ne de olsa bir insandr. Bir Allah

75 yaratdr. Mesel kpeklerin onu paralayp yemesi hi de gzel olmaz. Mercan, bunun bir pazarlk olduunu hissettiinden, inattan ok ikyeti bir eda ile: Yok, hayr hi bundan "sz etmeyin! dedi. Beni ga liba atee attrmak istiyorsunuz. Abid Aa'nn ne yaman bir kurt olduunu bilmezsiniz. Kyl, alnarak dnd: Karmdaki ingenenin ne cini var, ne iman. nsan onunla ne arkada, ne dost olabilir. Ne yerde, ne gkte hi bir kutsal - ey stne yemin edemez. Sa elini cebine sokup kurular ald; Evet, biliyoruz. Bu iin senin iin de kolay olmadr.; biliyoruz. Yalnz sana hi zarar gelmeyecek. te bu rada drt kuru var... Bu da yeter. Hayr, hayr, hayat bana dnyann hazinelerinden daha deerlidir. Abid Aa beni dnyada sa brakmaz. n k o uyurken bile grr... Dndke korkumdan l yorum. Kyl, ingenenin ikyetlerine aldr etmeyerek: Drt, haydi be kuru olsun! dedi. Onu da bulma ya alyoruz, Korkarm, korkarm yapamam. Pekl! Sen kpeklere atmak iin emir aldn. Me sel kpeklere atyormu gibi yaparsn. Ve sonradan ne olduuna aldrmazsn. Sana bunun hesabn kimse sormaz. te biz de o zaman cesedi attn yerden alr, dinimize gre gmeriz. Ama gizlice ve kimsenin ruhu duymadan. Sen ertesi gn, cesedi kpeklerin alp gtrdn pekl syleyebilirsin. Kimse ne grr, ne bilir. Sen de hakkn alrsn. Kyl ihtiyatla ve dne dne konuuyordu. Ama ceset kelimesini sylerken, tuhaf bir ekingenlik duyu yordu.

76 Be kuru iin hayatm! tehlikeye atacam m sa nyorsunuz?.. Hayr, hayr!.. Kyl ok sakin: Alt kuru olsun!., dedi. O zaman ingene yerinden doruldu. Ellerini kaldrd. Gerekle yalan birbirinden ayrt etmeyen insanlarn yap t gibi: Yedi kuru verin ve ly - alp gtrn. Ama h i kimse grmesin! Bilmesin!.. Kyl ban sallad. Ve bu iki yzl adama, son kuru una kadar parasn verdii iin, piman oldu. ingene avucunda ka para olduunu nereden bilecekti? Sonra ayrntlar zerinde anlatlar. Mercan ly in dirince, rman sol kysndaki tal yolun zerine braka cakt ki, Abid Aa'nn adamlar onu grebilsin diye. Biraz tede allar arasnda kyller gizlenecekti. Ortalk kara rr kararmaz, ly alp gmeceklerdi. Ama gizli bir yere ve hi bir iz brakmadan. Bylece kpeklerin onu paralam olduuna herkes inanacakt. kuruunu pein, kalan drt kuruunu da er tesi gn, her bittikten sonra alacakt. O gece her ey konuulduu gibi geti. Hava kararr ken Mercan ly sol kydaki yolun aasna att. Artk o, ki kazkta seyrettikleri dimdik vcut deildi. Gene eski Radisav'd. Ufak tefek, kamburca. Yalnz sapsar ve cansz. Mercan bu ii bitirir bitirmez yardmclanyle sala at layp br kyya dnd. Kyller allarn iinde bekli yorlard. Yoldan birka ii ile evine dnen birka Ms lman geti. Sonra, evreyi saran karanln inde tam bir sessizlik hkm srmeye balad. Etraftan kpek ses leri geliyordu. Sahipsiz, yersiz yurtsuz kpek sesleri. a llkta saklanan kyller ta atarak onlar kovdular. Kpek ler kuyruklarn ksarak katlar. Ama lnn 25 adm te sinde durup beklediler. Etraf tamamiyle sessizlik kaplad-

77 n ve artk kimsenin gemediini gren kyller, saklan dklar yerden ktlar. Ellerinde kazma krek vard. Yan larnda getirdikleri iki tahta parasn aprazlama stste koyarak ly stne yatrdlar. Ve onu yokutan yukar tadlar. Orada, ilk sonbahar yamurlarnn,, dadan Drina'ya akarken, am olduu bir ukurun talarn aykla dlar. Derin bir mezar kazdlar. Hi konumuyor, grlt etmeden alyorlard. Kaskat kesilmi ve bzlm olan ly bu mezara indirdiler. Kyllerin en yals ukura at-' lad, iki akmak tan birbirine srterek ilkin ra para sn tututurdu, sonra muambaya sarlm bir mum par as kararak yakt. Onu lnn bacuna dikti. kere ha kard ve yksek sesle: Baba oul ve kutsal ruh adna!., diye seslendi. Me zarn st yannda duran kyller de, Baba, oul ve kutsal ruh adna, diyerek ha kardlar. Kyl cenazeyi sanki arapla slatyormu gibi bo elini silkeleyerek yava ses le ve derin bir vecdle, Ya Hazreti sa!.. Bu kulunun ruhu nu da ermilerinin arasna kabul et!.. diye dua etti. Sonra, birbirleriyle balants olmayan, anlalmaz baz szler daha mrldand. st tarafta bekleyen kyller durmadan ha karyorlard. Dua bitince ona yukardan, o tahtalar uzattlar. Onlar mezarn stne uzunlamasna yanyana yerletirdi. deta bir at meydana gelmiti. Son-. ra mumu sndrd. Bir daha ha karp mezardan kt. birden mezar hi bir ey belli olmayacak biimde toprakla rttler. Talar da yeni kazlm topran stne sraladlar. Bir kere daha ha kardktan sonra mezara en uzak olan yoldan evlerine dndler. O gece, rzgrsz, sakin, bol bir yamur yad. Sabah leyin de her taraf kaln bir sis tabakasiyle rtl di. Btn vadiyi lk ve rutubetli bir hava kaplamt. Kh ykselen, kh alalan beyaz ktan, gnein sisle arpt ve onu yenmeyi baaraca anlalyordu. Her ey, hayalet gibi be-

rsiz, yepyeni ve tuhaf bir biim almt. Birdenbire sisin arasndan insanlar kyor, sonra yine ylece kayboluyorIard, Sabahn ilk saatlerinde, bir yk arabas, bu sisli ha va iinde ehrin bir tarafndan br tarafna geti. ki sey men elleri kollan smsk bal Pievlie'iiyi gtryorlard, bir gn nce efleri olan Pievlie'iiyi. O gn kendini kazkta deil de hayatta bulmann sevinci iinde, herkesin nnde oynamaa baladndan beri skinieememiti. Btn adeleieri titriyor, yerinde duramyor, sapasalam ve davran larnda serbest olduunu herkese gstermek iin dayanl maz bir ihtiya duyuyordu. Aklna bid Aa gelince de [ne esini karartan biricik glge bu idi) hazin bir dnceye dalyordu. Ama biraz sonra kendinde yeni bir g hisse diyor ve zincirden boanm gibi hareketler yapyor, par maklarn aklatyor, bel kryor, oynuyor, her an yeni yeni hareketlerle kaza geirilmediini ispat etmek istiyordu. Dansnn temposuna uyarak nefes nefese syleniyordu: Bakn!.. Bakn... Byle de yapabilirim... yle de yapabilirim... Bir ey yemek istemiyor, konuurken birden szn keserek tekrar oynamaa balyor. abuk abuk: te... ite gryor musun?., diyordu. Bir gece nce Pleviie'iinin bana gelenleri bid Aa'ya anlattklarnda, souk bir tavrla: Deliyi Pievlie'ye gtrn, onu evinde balasnlar, etraf rahatsz etmesin! demiti. O, bu iin adam deildi zaten... bid Aa'mn dedii gibi yaptlar. Yalnz bir tri skinleemediinden onu balamak zorunda kaldlar. Alyor, tepiniyor, vcudunun bir blmn oynatabildii iin rp narak: te!., ite!., diye baryordu. En sonunda kollarn, bacaklarn da balamak zorunda

79 kaldlar. Arabann iinde smsk balanm bir uval bu daya benziyordu. Artk hi bir tarafn oynatamadm grnce, onu ka za geirmeye gtryorlar sandndan kvranp ac ac ac barmaya balad: Hayr bid Aa!.. Beni deil!.. Beni deil!.. Periyi yakalayn!.. Kasabann sonundaki evlerden bu sesi duyanlar da r frladlar. Ama araba hastay ve sevinenler! gtrerek, yalnz g nein glgesi grnen sis tabakas iinde, Dubrun'a do ru uzaklat. Pievlie'linin bu beklenmedik, hazin gidiiyle, halkn iindeki korku bsbtn artt. Kylnn susuz ve lmn den Pievlie'linin sorumlu olduu syleniyordu. Meydanda oturup Srp kadnlar mutsuz Radisav'm cesedini perilerin alp gtrdn ve Butko kayalar stne gmdn sy lyor, sanki binlerce mumun titrek dklyormu gibi gkten bu mezara byk bir aydnln indiini, gzleriyle grdklerini alayarak anlatyorlard. Bu fsltlar arasnda azdan aza eitli sylentiler dolayor, ama ilerini kaplayan korku hepsini bastryordu. Kprnn stndeki almalar da, durmadan, kesilmeden ve hi bir kargaalk kmadan hzla sryordu. Aralk ay nn balarnda ok sert bir k balamam olsayd kimbilir daha ne kadar srp gidecekti. Buna kar bid Aa'mn elinden bir ey gelmiyordu. Aralk aynn yarsnda grlmemi souklar, kar frtnala r ortal kasp kavuruyor, dondan talar yere yapyor, aalar atlyordu. Aralar, kulbeler, barakalar, her ey billur gibi ince, buzlu bir kar tabakas altnda kayboldu. ler kendiliinden durdu. bid Aa'mn evrede yaratt korku zayflad ve bsbtn kayboldu. bid Aa daha bir ka gn dayanmaya altysa da sonunda vazgemek zo-

80 runda kald, iileri yerlerine gnderdi, kendisi de byk bir kar frtnas altnda adamlaryla birlikte kasabadan ay rld. Ayn gn Tosun efendiyle Antoine usta da smsk sa rnarak ve samanlarn iine gmlerek bir kzakla baka bir ynden kasabadan uzaklatlar.. Angarya alanlar evlerine dald. Vdi, topran su yu imesi gibi, sessizce gzden kayboldu. naat da, atl m bir oyuncak gibi kald. bid Aa gitmeden, tekrar yerli Mslman beylerini ard. Elinden bir ey gelmediine ok zgnd. Yins bir yl nceki gibi, inaat onlara emanet ettiini syledi. Gidiyorum ama, bir gzm burada kalyor, unut mayn! dedi. Dikkat edin, Sultana ait bir ivinin eksilmesin den ise, si ba kesmeyi tercih edin. lkbaharda burada olacam ve bana her eyin hesabm vereceksiniz, Mslman beyleri de, bir yl nceki gibi sz vererek daldlar ve sk skya krklere, allara sarnarak evleri nin yollarn tuttular. Dnyaya k ve kar frtnalarn gndererek kudretli insanlarn zulmne sed ektii iin Allaha krediyorlard. Ama ilkbaharda gelen bid Aa olmad. Tosun efen dinin yannda, vezirin gnderdii baka bir adam vard. bid Aa'mn korktuu bana gelmiti. Durumu bilen ve her eyi yakndan grm olan biri onun Viegrad kprsndeki almalar zerine Sadrazama bol bol bilgi ver miti. ki yl sresince, her gn iki - yz kiinin bedava altklarn, on para almadktan baka kendi hesaplar na karnlarn doyurduklarn, Sadrzamn verdii paralar bid Aa'mn cebine attn (cebine att parann mikta rn, kuruuna kadar hesaplamlard), bu gibi hallerde her zaman olduu gibi, onun da bu hilesini, byk bir al kanlk, sertlik maskesi altnda gizlediini, zulmyle sade

81 Hristiyanlar! deil, Mslmanlar da bktrdn, bu m barek hayr iinden, bu zengin vakfiyeden sevineceklerine, tam tersine, onu yapanlar da, yaptranlar da lanetle an dklarn anlatmt. mr boyunca, memurlarn namussuzluu ve hrszl ile savam olan Vezir, ona ihanet eden bu hrsz ar tp hemen ald paralar geri vermesini sylemi. Ve da ha byk bir cezadan kurtulmak istiyorsa, hemen pilisini prtsn, oluunu ocuunu toplayp Anadolu'nun kk bir kasabasna g etmesini emretmi. bid Aa'nm yerine gelen adamn ad Arif Beydi. On dan iki gn sonra da Antoine usta, Dalmayal ilk ii ka filesi ile geldi. Tosun efendi onu, Sadrzamn bu yeni mu temediyle tantrd. Gneli ve lk bir nisan gnnde in aat gezerek, yaplacak ileri tesbit ettiler. Arif Bey git tikten sonra Antoine usta, gneli ve lk gne bakmadan, siyah byk paltosuna smsk sarnm olan Tosun efendi nin yzne bakt. Allaha kr, bsbtn baka bir adam!., dedi. Yal nz ok merak ediyorum, o hayvan buradan attrmak iin Sadrzama gerekli bilgiyi vermek cesaret ve kurnazln gsteren kimdir acaba? ' Tosun- efendi, paltosuna daha sk sarnd, gzlerini yerden kaldrmadan: Her halde bu gelen, ondan ok daha iyi!., demek le yetindi. Yeni ef Arif Beyin idaresi altnda inaat iine by le baland. Bu yeni gelen, gerekten de bsbtn baka bir adamd. ok uzun bacakl, biraz eik, sakalsz, elma ck kemikleri kk, ekik siyah gzl, gler yzl, insan d. Halk hemen ona Mumya lkabn takt. Barmadan, armadan, sopasn kullanmadan, sDrina Kprs F./6

82 vp saymadan grnte fazla bir aba gstermeden emir leri veriyor, ama, her eyi gryor ve hi brey gzn den kamyordu, O da Sadrzamn emirlerinin yerine gelmesi iin b tn gcyle alyordu. Yalnz korkulacak, saklanacak bir ey yapmayan namuslu bir adam olduundan, bakalarn da korkutmak gerekliliini duymuyordu. ler, ayn hzla srp gidiyor, (Vezirin istedii hz la) sular ayn iddetle cezalandrlyordu. Ama, angarya daha ilk-gnnden ortadan kalkt. Btn iilerin hakk de niyor, yiyecek olarak onlara tuz ve un veriliyordu. ler, bid Aa'nn zamanndan daha abuk ilerliyordu. Deli liinka bile o k, iz brakmadan ortadan kayboldu. naat byyor ve yaylyordu. imdi grlyor ki, Sadrzamn vakfiyesi yalnz bir kpr deildi. Gelip geen yolcularn hayvanlar, eyalar ve yklerlyle bir gece barnabilmeleri iin de bir han yaplyordu. Bu kervansaray da Arif Beyin gzcl altnda yaplmaa baland. Ka sabann arsna gidilen yerde, kprnn 200 adm te sinde, Meydan'a kan yokuun balad yerde, bir dz lk vard ki, her hafta orada pazar kurulurdu. te kervan saray bu dzlkte yapmaa baladlar. ar ilerliyor ama, daha balangta, zengin, dayankl, geni bir bina olaca anlalyordu. Halk, bu ta hann yavaa ykselmekte olduunun farkna bile varmad. nk herkesin gz kprdeydi. imdi yaplan iler ylesine karmak, ylesine a rtcyd ki, onu seyretmek iin kyda toplanan isiz, g sz takm, artk ipin ucunu karm, yapy izliyemiyor, ne yaptklarn da anlayamyordu. Deiik yerlerde ukur lar, bendler, kazlyor, sedlerle blnp kollara ayrlan r mak bir yataktan br yataa alnyordu. Antoine usta, Damaya'dan halat ustalar getirtmi ti. Komu kylerden bile btn kenevir rnn toplam-

lard. zel tezghlarda iiler, grlmemi kalnlkta ha latlar ryordu. Antoine usta ile Tosun efendinin planla ryla Rum doramaclar, zerinde tekerlei olan kocaman tahta vinler hazrladlar. Onlar sallarn stne yerletir diler. Ve bunlara, o yaplan kaln halatlar geirerek en ar talar, derenin yatanda birbiri peisra, ykselen stunlarn bulunduu yere tayorlard. Bu byk bloklarn, bulunduklar yerden stunun dibindeki yerlerine tamlar drt gn sryordu. Yllardr, her gn onlar seyretmekte olan halk, artk zaman anlamn ve bu inaat yaptrann amacn da unut mutu. Onlara yle geliyordu k, yap iierlemedikten ba ka, her gn eklenen yeni ilerle bsbtn karyor, uzu yor ve kprden baka her eye benziyordu. Hayatta hi almam, bir i grmemi olanlarn sabr pek abuk tkenir. Ve her ii kolayca eletirerek yanlla kaplrlar. Mslmanlar, kprden sz aarken, elleriyle anlam l br iaret yaparak gvensizliklerini belirtmee balam lard. Hristiyanlar ses karmyor ama, yapya, bakarken, iin iin seviniyorlard. Tam o sralarda Prboy f1) yaknlarnda Bania manas tr ba papaz, kutsal kitabnn son sahifesine unlar yazd: Mehmet Paa'nn Viegrad'ta, Drina stne kpr kurduu a bilinsin. Aalar ve zerlerine yklenen angar yalar yznden Hristiyan halk byk bir korku iindeydi. Deniz tarafndan sanatkrlar getirdiler. yl inaatla u ratlar. Bouna ok para harcadlar. Suyu, ikiye e bld ler, yirte kpry kuramadlar. Yllar geiyor, ilkbaharlar, yazlar, sonbaharlar, klar, birbirini kovalyor, ustalar, iiler gidiyor, tekrar dnyorlar(1) Lim rma kysnda banyolariyle nl kk bir kasaba. (H. li Ediz)

d. Artk Driria'rnn st atlarla kapanmt, bu kurulan is keleler yznden, kerestelerin, tahtalarn birbirine kar masndan ortaya tuhaf bir ekil kmt, iki ucunda tah tadan yaplm kocaman vinler ykseliyordu. Onlar, sk skya balanm olan sallarn stne akmlard. Irma n her kysnda ateler yanyor, bu atelerde kurun eri tilerek stuniardaki deliklerin ine dklyor, talar bir birine yaptrlyordu. nc yln sonlarna doru, byle byk yaplarda her zaman rastlanan byk bir felket oldu. Ortadaki s tunu tamamlyorlard. Bu stun hepsinden yksek, hep sinden geniti. Hele st blm. nk Kapiya ona daya nacakt. Byk bir ta blokunu tadklar srada, iler dur du. iler, balarnn stnde kaln halatlarla bal duran bu kocaman drt ke tan evresinde kaynap duruyor lard. Antoine'in yardmcs olan Arap koarak geldi. Yl lardan beri dnyann drt kesinden toplanp gelen bu insanlar aralarnda icat ettikleri o aprak, diliyle emir ler vermeye balad. O srada, anlalmayan bir sebeple halat gevettiler. Kocaman tan ilkin bir kesi kayd, sonra olduu gibi, telndan hi yukar bakmayan, hep aa bakan, bundan tr de tan dmekte olduunu grmeyen Arabn stne ykld. Ta blok, bir mucize ola rak gerektii yere dt ama, derken Arab'a- arpt v cudunun alt yann altna alarak ezdi. Herkes kouyor, yar dm istiyor, baryordu. Birka dakika sonra Antoine ye titi. Gen zenci, ilk baygnlktan aylmaa balad. Di lerini skm inliyor, umutsuzluk ve korku ile Antoine us tann yzne bakyordu. Antoine usta, kalar atlm, sapsar, ta kaldrmalar iin gerekli emirleri veriyordu. Ama hi bir ey kr etmedi. Gen adamn azndan kan boand, nefesi tkand, gzleri buuland. Yarm saat son ra da Antoine'nin ellerine smsk sarlm olarak ruhunu teslim etti.

85 Arap'a uzun zaman unutamayacaklar hazin bir cena ze treni yapld. Bu gen vcudun yarsn tayan tabutu izlemek, onu br sre omuzuna almak iin btn Msl manlar evlerinden kmlard. Antoine usta, onun mezar stne, kprnn talarndan gzel br kitabe dikti. Dulcigno'da henz kk bir ocukken, alktan ve sefaletten kur tard bu olann lm onu altst etmiti. (Orada br rastlant ile gelip yerlemi bir ok zenci ailesi vard.) Bu kazaya ramen iler durmad. O yl ve ertesi yl k yumuak geti. Aralk aynn sonuna kadar alabildi ler. naatn beinci yl geliyordu. imdi, tahta, ta ve e itli maddelerden yaplm olan bu biimsiz ember, der lenip toplanmaa balanmt. Meydan'a giden yolun kenarndaki dzlkte yaplan han, hayli ilerlemiti. skelelerini bile skmlerdi. Bu, kpr ile ayn tatan yaplm iki katl, ok byk bir bina idi. Hl iinde ve dnda alyorlard ama, zarafeti, b ykl, izgilerindeki ahenk ve dayankl malzemesiyle, kasabada yaplan binalardan bambaka olduu artk anla lyordu. Bu sarmtrak beyaz bir tatan yaplm, st koyu krmz kiremitlerle rtlm olan bina, incecik oyul mu br sra zarif penceresiyle, imdiden sonra, kasaba nn gnlk yaantsna karacak, onun bir paras olacak t. Bu ta han, onun gzellii karsnda hayran kalan hal ka, inanlmayacak derecede muhteem bir ant gibi geli yordu. Onu br vezir yaptrmt. Onlara yle geliyordu ki, byle bir handa ancak bir vezir kalabilirdi. Irman stndeki birbirine karm, biimsiz tahta yn da artk ncelmeye balamt. Arasndan, gzelim Bania talarndan yaplm kpr, gittike daha iyi gr nyordu. Kh yalnz, kh grup halinde iiler almalarn srdryorlard. Bu almalar imdiye kadar halkn gz ne birbiriyle ilgisi olmayan sama eyler gibi grnmt. Artk en kukulu kiilerin yreine bile bir inan gel-

misti. Bu karmak tahta ynnn altnda bir kpr vard. Esiz bir anlay ve kusursuz bir plnla yaplm bir kpri,. lkin, kylara en yakn ve en kk olan kemerler mey dana kt. Sonra birer birer tekiler de grnmeye ba lad. Nihayet en son iskelede de sklp atlnca, on bir kemerinin stnde grlmemi gzellikte kpr, btn b yklyle halkn gz nne serildi. Bu yepyeni ve heye can verici bir grnmd. yi dncelere olduu kadar, kt dncelere de pek abuk kaplan Viegradiiar, kukularndan ve tered dtlerinden utanyor, bu aheseri hayranlkla seyrediyor, heyecanlarna gem vuramyorlard. Henz kprden gemek iin izin kmamt. Ama, halk kylarda, hele kasabann en byk blm le ticaret blgesinin bulunduu sa kyda toplanyor, kprnn s tnden gelip geen, Kapiya'nn parmaklklarn cilalayan iilere bakyorlard. Viegrad'h Mslmanlar da, sonucu zerine be yl en kt tahminlerde bulunduklar bu eseri, gizleyemedikleri bir hayranlkla seyrediyorlard. Due'li ksa boylu bir hoca, sevin ve heyecan iinde syleniyordu: Size sylememi miydim, Padiahn elinden birey kurtulmaz! diye. Yapamayacaklar!.. Yapamazlar!., diyordu nuz. te gryorsunuz yapld!.. Hem de kpr!.. Ne aha ne ey!.. Kimse onun byle bir ey sylediini hatrlamamakla birlikte, yine herkes sylediini doruluyordu. Hatta hoca onlarla birlikte, kprnn de, bu inaat yaptrann da aley hinde konumutu. imdi herkes, ama herkes derin bir hayranlk ve se vin iinde syleniyordu: Efendiler... Hey efendiler... u kasabamzda biten harikaya bakn... Bir vezirin zek ve gcn gryorsunuz ya!.. G-

zn evirdii yerde hemen bir vakf douyor, evreye mut luluk getiriyor... Ksa boylu, neeli hoca: Durun, daha bu br ey deil!., diyordu. Pazara g trlecek bir hayvan gibi, onu nasl sslyor, parlatyor lar, baksanza!.. Taknlkta deta yar ediyor, birbirinden daha gze! daha gl, yeni szler bulmaya alyorlard. Yalnz Ahmet Aa eta, cimri ve huysuz bir adam ol duundan eseri de, onu venleri de kmsyordu. Zen gin bir zahire tccaryd. Sar yzl, keskin bakl, siyah gzl, yapm gibi duran incecik dudakl bir adamd. Bu gzel eyll gneinde, gzlerini krptrarak eski iddiala rnda direniyordu. Kimi insanlarn, yle sebepsiz ve man tksz kinleri vardr ki, bakalarnn yaratp icat edebilece i her eye kar cephe alr. Hayranlk iinde, kprnn kalelerden bile daha dayankl olduunu syleyenlere; k mseyen bir eda ile: Durun bakalm!., diyordu. Hele u byk su bas knlar olsun... O zaman ne olacan grrsnz!.. Herkesin can sklyor, kimse onun szlerini kabul et miyor, herkes hep bir azdan kprde alanlar, hele y znde kibar bir glmseme, sanki oyun oynuyormu gibi telsz, bu muhteem eseri meydana getiren Arif Beyi vyordu. Ama kimseye sz hakk tanmyan eta: Haydi canm!., diyordu. Eer yeil sopas, disiplin ve zalmliiyle bid Aa olmasayd, bu Haremaas byle kollarn arkasna balayarak ve srtarak bu kpry biti rebilir miydi? Bu gene! heyecandan, kendine yaplm bir hakaret gi bi sklan eta, fkeli fkeli maazasna dnd. Ve her gn k yerine oturdu. Buradan ne kpr, ne de gne grn yordu.

83 eta'dan baka herkes hayrand. Bu heyecan dalgas gittike artyor, kylere kadar yaylyordu. Ekimin ilk gn lerinde, Arif Bey kprnn almas erefine bir tren ha zrlad. Vezirin masraf iin verdii parann hepsini, on pa rasna bile ilimeden harcayan, zararsz bir sertlikle bu lunmaz bir drstle sahip' olan bu adam, bu eserin en nemli kiisiydi. Vezirden ok ondan konuuluyordu. Onun iin hazrlad tren de, zengin, parlak ve gzel oldu. Bek ilere, iilere hem elbise, hem para datld, iki gn s ren ziyafetler verildi. Her isteyen gelebiliyor, vezirin ere fine yiyor, iiyor, alyor, oynuyor, ark sylyordu. At koular yapld. Fakirlere et ve tatl datld. Kpry ka sabaya balayan pazar yerinde kazan kazan helva piti ve scak scak halka datld. Bayramda bile eker yemiyenier, bol bol eker yedi. Kasabann evresindeki kylere ka dar helva yiyen herkes Sadrzama ve eserlerine uzun mr vermesi iin Allaha dua etti. Kazann bana on drt defa gelen ocuklar vard. Alar artk onlar tanmlar, kep elerle kovalyorlard. Bir ingene ocuu, helvay fazla kardndan o gece ld. Bu gibi olaylar, halkn hafzasn da yer ediyor, kprnn yapl zerine anlatlan hikye lerde yer alyordu. Hele ondan sonraki yzyllarda byle na muslu khyalara bu gibi trenlere artk rastlanmaz olmu tu. Onlar da periler, Stoya Ostoya hikyeleri gibi masallamt. lk gnler ve ziyafet gnleri kprden br ok sefer ler gelip geti. ocuklar koarak, daha bykler, ar ar yryerek ve konuarak gzleri nne serilen ufuklar sey rederek geiyorlard. nk kimse bu elentiden geri kal mak istemiyordu. Herkes sanki yeteneklerinin oaldn, gcnn art tn duyuyor gibiydi. Sanki bir mucze, btn baarlan onlarn eriebilecekleri br ereve iine getirmiti.

89 Sanki hayatn bilinen elemanlarna: Gkyz, toprak ve suya, birdenbire bir eleman daha katlmt. Hayrsever birinin abasyla, insanlarn en eski rya larndan, en byk isteklerinden biri gerekleivermiti: Suyun stnde yrmek ve mesafeleri yenmek! Yerli Mslman genleri, helva kazanlarnn yannda Kolo oynuyor, oynaya oynaya kprye geliyor. (Orada san ki yeryznde yrmyor, havada uuyor gibiydiler). Kapiya'nn iini bir dolanyor, orada sanki talarn salam ln! denemek ister gibi kelerini vura vura tepirliyor lard. ocuklar da, hi durmadan tepinen bu genlerin et rafn alyor, bir tahta perdeden geer gibi bacaklar ara sndan geiyor, Koo'nun ortasna gelip duruyorlard. Bunca yldr sz edilen kprnn ortasnda, tam mut suz zencinin duvara rlm olduu ve geceleri hayaleti nin dolati sylenilen Kapiya'nn stnde bulunuyorlar d. Kolo'dan zevk alyor, ama tpk hayatta olduu ve kp rnn stnde alt zamanki gibi, Arap'tan da dleri patlyordu. Bu yksek ve tuhaf kprnn stnde iken, onlara y le geliyordu ki, sanki analarndan, babalarndan, oktan aynlmiar, olaanst yaplarn yapld, grlmemi oyun larn oynand siyah adamlarn lkelerinde kaybolmular d. Korkudan titredikleri halde, ne o ahane Kapiya'nn s tnde oynayan Kolo'dan ayrlabiliyor, ne de Arabi aklla rndan karabiliyorlard. Ancak yeni bir mucize dikkatlerini baka bir yere e kebildi: Muta diye arlan Murat adl bir gen, Nezuka'l Turkovi'lerln aa ailesinden bir divaneydi. Ona kasabada daima taklrlard. imdi birdenbire' kprnn ta korkulu u stne sramt. Gocuklar baryor, korkudan donakalan bykler, aa nmesi iin ona sesleniyorlard. Ama divane, hi aldr etmiyor, kollarn am, ban! arkaya atm, ayaklarn

90 birer birer ne atp dans ediyormu gibi ilerliyordu. Arsz ocuklarla birka serseri de yansra gidip onu kkrtyor lard. Kprnn br ucunda ise aabeyi Ali Aa elinde sopa onu bekliyordu. Gelir gelmez bir temiz dvd. Biroklar da yarm saat yryerek Kal ata ya da Mezalina'ya kadar gidiyor, karanlk ki dan arasnda eitli byklkteki on bir kemeriyle yeil sularn stne tuhaf arabeskler izen, uzaktan hafif ve bembeyaz grnen kp ry seyrediyordu. te o srada st yazl beyaz bir mermer getirdiler. Onu, Kapiya'da parmaklklarn stnde arn kadar yk selen krmz duvara yerletirdiler. Uzun zaman halk bu yazl tan evresinde topland. Onu seyretti. Nihayet Ms lman bir din adam, az ok okumas olan bir gen, bir fin can kahve hatr iin ya da salt iyilik olsun diye onu g bel okuyabildi. Gnlerce bu manzum satrlar belki yz defa hecelendi. stanbullu bir air olan Baki (13 tarafndan yazlmt. Bu vakf yaptrann adn, sann ve rtbesini, kprnn tamam land mutlu yl (Hicr 979, Mild 1571) yazyordu. Baki ahenkli hafif manzumeler yazarak byk antlar yaptran veya onaran byklere sunard. Onu yakndan tanyan ve kskananlar, Onun, stne yaz yazmad yalnz gk kub be kald derlerdi. Ama o da (para kazanmasna bakmaya rak) daima bir beddua gibi her airin yakasna yapan se faletin penesinden kurtulamyordu. Bu kasaba halknn eitimi kt, kafas kaln ve muhay yilesi zengin olduundan, yazy herkes kendine ve anlay na gre yorumluyordu. Bu da bir toplumun nne serilen her (metin) gibi ora(1) Baki:-Kitapta her halde bir dizgi yanl olarak Badi yazlm, ama biz onun, o alarn byk airi Baki olduunu tahmin edi yoruz. (H. li Ediz)

ta, iyi niyetli veya kt niyetli, akll veya deli, bilgin ya da cahil herkesin istedii gibi yorumlayaca lmsz bir tan stnde lmsz kalacak bir yaz oldu. Dinleyenlerden de herkes, karakterine en uygun, ku lana en tatl gelen msralar hatrnda tutuyordu. Ve by lece, orada herkesin gz nne serilen bu yaz, sert taa kazlm bu msralar, azdan aza geerken, baka kla brnyor, bazan alacak kadar deiiyordu. Yaznn an lam uydu: te, ann akll, byk adamlarnn en by ve en aklls olan Mehmet Faa, yreinin en byk isteini gerekletirdi. abas ve fedakrl sayesinde Drina'mn stndeki bu kpry yaptrd. Hzl akan bu derin sularn stne ondan nce gelenlerin hi biri kpr kuramamt. Bu yapnn salam olmasn, hayatnn mutluluk inde ge mesini, ihtiyarlnda hi keder grmemesini Allantan di lerim. nk hayatnda altnla gm mbarek vakflar uruna harcad. Bu gibi amalara harcanan servetin heba olduunu da kimse iddia edemez. Bu yap bittii zaman, btn bunlar yakndan gren Baki bu msralar yazd. Bu tesisi ve mucizeli bir gzellikte olan bu kpry Allah korusun! En sonunda halk buna da doydu. Hayranl da sona erdi. Kprnn talarn da yeteri kadar inedi. Msralar dinlemekten bkt. lk gnlerin harikas artk gnlk ya antlarna karmt. Artk kprnn stnden zgn, d nceli, dalgn, altndan akan bu grltl sular gibi ilgi siz geiyorlard. Sanki hayvanlariyle gelip geerken ineye ineye meydana gelen yollardan biriymi gibi... Du varn stndeki kitabede yer alan yazlar da btn ben zerleri gibi sustu. Artk rman sol kysndaki yol, teki tarafta, ovadaki yolla tamamiyle birleti. Yosunlu siyah sal, garip salcs ile birlikte ortadan kalkt. Vaktiyle zorlukla inip ktklar, kenarnda bekleyip o

kadar glkle kar kyya seslendikleri o kumlu kayalar, sen kemerlerin derinliklerinde kalmt. imdi btn bu zor geitler, azgn sularla birlikte sihirli bir el demi gibi a:lveriyordu. Btn bu engellerin stnde kanatlanm gibi. dorudan doruya bir kydan brne geiliyordu... Bunun iin de at nallarnn altnda sanki incecik bir tatan yapl m gibi ten, bir da kadar dayankl, sert, uzun ve ge ni kpry batan baa gemek yeterdi. Kulbeler, tahta deirmenler ve gerektii zaman yol cularn geceyi geirdikleri barakalar da ortadan kalkmt. Onlarn yerinde imdi her gn yolcusu oalan salam ve rahat bir kervansaray ykseliyordu. Hana, dzgn izgili bir kapdan giriliyordu. Kapnn her iki yannda parmaklkl iki byk pencere vard. Parmaklklar demirden deil, tek para kireli bir tatan yontulmutu. Bir dikdrtgen biimindeki kocaman avlusunda eyalar ve mallar koymak iin bol bol yer var d. evresinde 36 odann . kaps sralanyordu. Ahrlar ar kaya, tepenin stne yaplmt. Onlar da saltanat hara lar gibi tatan yaplmt. Edirne'den Saraybosna'ya ka dar bu hann bir benzeri yoktu. Her yolcu, hayvanlar!, hizmetkrlaryie bedava yiyip imek artiyle bir gece burada kalabiliyordu. Btn bunlar da kpr gibi Mehmet Paa'nm vakflar arasnda idi. 60 yl kadar nce o, bu dalarn ardnda, ykseklerde ki Sokolovi kynde domutu. ocukluunda baka Srp ocuklaryle birlikte kan bedeli olmak zere stanbul'a gtrlmt. Kervansarayn masraf, Mehmet Paa'nm mal-mlk yatrarak kurduu vakftan salanyordu. Bunlar; Macaristan'n son fethedilen yerlerinden alnan ganimet lerdi. Kprnn ve kervansarayn yaplmasiyie grld gibi birok zorluklar ve aclar ortadan kalkm oldu. Sadra zamn, ocukluunda, Viegrad'n salndan htra kalan o anlalmaz acnn da artk dinmesi gerekti. Ama bu acy

93 duymadan yaamak, yaptrd vakfiyenin verdii huzur iin de uzun sre yaamak ona nasip olmayacakm. Kervan saray yeni yeni ilemeye balamt" ki, Mehmet Paa, o gsn blen sancy, ama son olarak tekrar duydu. Bir cuma, maiyeti ile birlikte camiye giderken, st ba perian meczup br dervi ona yaklamt. Sadaka istemek iin sol elini uzatt. Maiyetinden birine ona para vermesini sylemek zere Vezir ban evirdii srada, adam sa eliyle, kolundan bir kasap ba kard ve Pa ann iki kaburgas arasna saplad. Maiyetindekiler hemen dervii ldrdler. ldrenle ldrlen ayn anda ruh teslim etti. Camiin nnde, gri talarn stnde bir sre yanyana yattlar. Kanl canl ve iman bir adam olan kaatil, indirdii darbeden hl hzn alamam gibi kollarn, bacaklarn am olarak yere uzanmt. Sadrazam da hemen onun yannda entarisinin gsndeki dmeler zlm, kavu u ileriye yuvarlanm bir halde yatyordu. Son yllar iin de zayflam, kamburlam, deta solmu ve yznn iz gileri sertlemiti. imdi byle gs bar ak, ba p lak, kanlar iinde yatarken, daha bir dakika nce Osmanl mparatorluunu idare eden devlet adamndan ok, ldrl m, Sokolovi'l bir kylye benziyordu. Vezirin lm haberi kasabaya aylardan sonra geldi. O da kesin olarak deil, gerek ya da yalan olduu bilinme yen bir fslt halinde. Osmanl mparatorluu, fena haberlerin, felketlerin azdan aza yaylmasndan holanmazd. Hatta o felket, komu bir lkede gese bile. Zaten o alarda Sadrazamn lmnden uzun uzun sz etmek kimsenin iine gelmiyordu. Onu ortadan kaldrmay baaran dmanlar, resm bir cenaze treni hazrlayarak yaad an anlarn da ken disiyle birlikte gmmek istiyorlard. Mehmet Paa'nm ou stanbul'da olan akrabalarna,

94 i arkadalarna ve taraftarlarna gelince: Eski Sadrazam dan, elden geldii kadar az konuulmasndan memnundu lar. nk ancak bu biimde yeni idarecilerin gzne gire bilir ve gemii onlara unutturabilirlerdi. Ama Drina stndeki iki gzel eseri yayor, kasaba ve evresinin gerek ticareti, gerek ulam stnde byk bir etki yapyordu... Bu etki, yaayanlara, llere, den lere, ykselenlere hi aldr etmeden srp gidiyordu. Kasaba, dalardan, rman kenarna doru inmeye balad. Geniledi, byd ve ta kpr ile, ta han adn verdikleri kervansarayn evresinde topland. Kpr, Kapiya'siyle ve evresinde kasabasiyle byle geliti. Bundan sonraki yz yl iinde kprnn, kasabann bymesinde ve halkn yaam zerinde oynad rol, yu karda sylediimiz biimde kald. Anlamn ve varln, dayankllna borlu idi. Kasabada brakt kl iz hi deimedi. Dalarn gkyzne izdii profilin hi deimedii gibi. Ay durmadan byyp kldke, kuaklar birbirini kovaladka o, kemerlerinin altndan akan su gibi dei meden kalyordu. Elbette o da zamanla eskidi ama yalnz insan mrn den deil kuaklarn akp gidiinden daha geni bir l snde. Bu yzden eskilii, gzle grlemiyor ve yaanr lml olmakla birlikte lmszle benziyordu. nk so nunu hi kimse goremiyordu.

V Birinci yzyl geti. Ama ok uzun srd. Hem insan lar, hem grdkleri ilerin ou iin tehlikeli oldu. Yalnz byk yaplar stnde iz brakmadan akp gitti. Kpr; Ka*

85 piya'siyle, karsndaki kervansaray ile olduu gibi kald ve ilk gnk gibi de ilemekte devam etti. ikinci yzyl da byle geebilirdi. Mevsimler gelir, ge er, kuaklar birbirini kovalar, ama yaplar deimezdi, Ama zamann yapmayacan, nceden grlmeyen uzak olayla rn beklenmedik kargaalklar yapt. O ada, XV||'nci yzyln sonlarnda, Trk ordular nn, yzyllk bir igalden sonra ekilmeye balad Maca ristan zerine, Bosna'da bir ok arklar syleniyor, konu malar geiyor, fsltlar dolayordu. Bir ok Bosna Beyi, side silah, Macaristan'daki arpaln, topran savunur ken can vermiti. imdi, bu lenlerin daha mutlu olduk lar sylenebilirdi. nk bir ok Bosnal sipahi, Maca ristan'daki zengin ve rahat yaantsndan sonra, imdi, Bosna'daki bakmsz ve verimsiz topran, skntl ve fakir ya amna dnyordu. Bu olaylarn uzak ve hafiflemi bir yanks da burala ra kadar geldi, ama, bu kck kasabann arklar diyar Macaristan'la bir ilgisi olabilecei kimsenin aklna bile gel memiti. Oysa yle oldu. Trklerin Macaristan'dan ekilrneeriyle, kervansarayn gelirini salayan vakf mallar da imparatorluun snrlar dnda kald. Kasaba halk olsun, yzyldan beri bu hana nen. yol cular olsun, ona ylesine almlard ki, bu masrafn ne Ne karlandn, kaynann nereden geldiini hi dn memilerdi. Kimsenin olmayan ve herkesin mal saylan bir yerdi oras! Yolun kenarnda yetimi verimli bir meyva aac gibi herkes ondan yararlanyordu. Vezirin ruhuna bir Fatiha okuyorlard ama, onun yzyl nce ldn ve simdi imparatorluun olan vakf mallarn kimin idare etti ini ve koruduunu hi dnmyorlard. Dnya ilerinin bu kadar uzaktan birbirine bal olabi leceini kim dnebilirdi ki?.. Onun iin de gelir kaynakJanmn kurumu olduunun kimse farkna varmad. Hizmet-

96 krlar almakta, hann yolcularn eskisi arlamakta de vam ediyorlard. Messesenin idaresi iin gerekli parann sadece gecikmi olduunu sanyorlard. Baka zamanlarda da byle eyler olmutu. Oysa aylar, yllar geiyor, para gelmiyordu. Nihayet hizmetiler ilerini brakp gittiler. O ada vakflar idare etmekle grevlendirilen Davut Hoca Mtevelli (halk onu yle ard iin Mtevelli ad ona soyad olmutur), her yana ba vuruyor, ama hi bir karlk alamyordu. Yolcular, kendi ilerini kendileri gr meye balamlard. Kendilerine ve hayvanlarna gerekli olan yerleri temizliyorlard. Ama bir yolcu gitti mi, her taraf pis ve dank brakyor, onlar temizlemek de ken disinden sonra gelene kalyordu. Her giden de burasn bulduundan pis ve dank brakyordu. Davut Hoca, han yaatmak ve kurtarmak iin elinden geleni yapt. lkin cebinden masraf etti. Sonra akrabalara borland ve her yl yapy onarp gzelletirdi. Byle gi derse ifls edeceini syleyenlere, parasn salam yere yatrd karln veriyordu. nk o, iini Allaha havale etmiti. Herkesin brakp unuttuu bu mbarek vakflar el bette ki Allah koruyacakt. Bu sofu, akll, azimli ve inat adam, hi bir umut olmad halde mcadeleden vazgeemedi. Kasaba halk onu uzun zaman unutmayacakt. Dnyada insanlarn gre vi her eit ykmlarla savamak olduuna kendini inandr mt. Bundan umudu olmasa bile yine savamak gerekti. Yklmaya yz tutan hann nne oturmu ona acyan ve onu bu iten vazgeirmeye alanlara yle karlk veriyordu: Bana hi acmayn... Biz, sradan insanlar, yalnz bir sefer lrz. Ama byk adamlar iki sefer lrler. Bi rinci sefer bu dnyay brakp gtkleri, ikinci sefer de braktklar eserler, yklp kaybolduu zaman. Artk ii gndeliini veremeyecek duruma gelince;

97 ihtiyarlna bakmadan kendi gc yettii kadar onarm yap maya, bahenin otlarn ayklamaya alt. Ve bylece lm, onu bir gn kiremitleri deitirmek zere dama k t zaman yakalad. Bir Sadrazamn yaptrp, tarihsel olaylarn lme mah km ettii bir messeseyi, bir kasaba hocasnn kurtara mayaca ok tabi bir eydi. Davut Hoca'nn lmnden sonra han az zamanda bs btn dklmeye ve bu dkntnn ilk belirtileri her yer de grlmeye balad. lkin kanalizasyon borular tkan d, etrafa fena kokular yayld. Dam akyor, kaplardan, pen cerelerden ieri rzgr giriyordu. Ama han, dtan hl o eski inceliini ve gzelliini koruyordu. Birinci katn yu murta biimi pencereleri, tek para tatan dantel gibi in cecik oyulmu kafesiyle dnyay hl sakin sakin seyret mekte devam ediyordu. Ama st katn sssz pencerele rinde, oktan terkedilmi evlerdeki sefalet ve perianlk gze arpyordu. Yava yava halk, bu handa kalmaktan ekinir oldu. Ya geceyi kasabada geiriyor, ya da para verip Ustamuyi'in(1) hanna iniyorlard. Vezirin ruhuna bir Fatiha okumak tan baka bir ey denmeyen hana artk inen kalmamt. Nihayet parann gelmeyecei, Vezirin vakfiyesiyle kimse nin, hatta yeni Vakflar Mdrnn bile uraamayaca an lalnca artk onunla uraan olmad, koca Kervansaray ssz ve dilsiz kald, tpk iinde yaanmayan ve baklma yan btn binalar gibi kmee balad. Avlusunda yabani otlar, devedikenleri bitti, saaklarnda kargalar yuva yapt. Bylece vakitsiz ve beklenmedik bir srada (byle eyler daima en beklenmedik zamanlarda olur.) Sadrazamn ter1'1 Mustafa Usta anlamna gelmektedir. (H. li Ed2) Drina Kprs F./7

kedilmi ve bakmsz kalm han yava yava dkld, y knt haline geldi. Kervansaray beklenmedik ve umulmadk olaylar yznden grevine devam edemeyerek yklmaya yz tuttu ama bakma, masrafa ihtiyac olmayan kpr, ol duu gibi kald ve ilk gnk gibi karlkl iki kyy birle tirmeye, stnden yk, canl, l, her ne geerse kar kyya atmaya devam etti. Duvarlarnda kular yuvalanyor, zamann at g rnmez atlaklardan otlar fkryor, byk talan rutubet ten ve scaktan sertleiyordu. Vadiden esen rzgrn dur. madan dvd, yamurlarn ykad, boucu scaklarn kuruttuu bu talar zamanla, burumu ktlar gibi mat ve koyu bir renk alyor, karanlkta, sanki iinden aydnlan m gibi parldyordu. Kasaba iin bir fet olan su tamas, ona hi dokun muyordu. Her yln ilk ve sonbaharnda sular taar ama her zaman byk zararlara sebep olmazd. Her yl, en az bir-iki sefer Drina kabarr, bulanr ve avlulardan kopard tahta perdeleri, kknden skt aa ktklerini, yakn kylardan srkledii dallarla yap raklar, kahverengi bir amur halinde byk bir grlt ile kprnn kemerleri arasnda srkler gtrrd. Kasabada, baheler, avlular, yakndaki evlerle dkknlar zarar grr vs hepsi bu kadarla kalrd. Ama, 20-30 ylda bir yle su basknlar olurdu ki, ayak lanmalar ve savalar gibi anlarda derin izler brakr, ou zamanlarda orann halkna, insanlarn yan, ya da bir bi nann yapln hesaplamak iin bir tarih devini grrd. Mesel (byk su basknndan be - alt yl nce ya da sonra, byk su baskn srasnda) gibi. Byle byk su basknlarndan sonra, kasabann, Dri na rmaJle Rza.v rmafarasnda, bir dil gibi uzanan kum lu topraklar zerindeki byk blmnde, tanabilir mal lardan ok az bir ey kalrd.

99 Byle bir fet kasabay birka yl geriye gtrr, o kuak, mrnn geri kalan blmn zararlar gidermek, binalar onarmakla geirir ve o sonbahar gecesinin kor kunluunu, mr boyunca unutmazd. Souun, yamurun ve uluyan rzgrn altnda birka fenerin titrek nda, dkknlarn ve eyalarn nasl boaltp yukarya, Meydan'daki dost ve akraba evlerine tadklarn hep anlatr d. Ertesi sabah bulank bir havada, farknda olmadan ken di kanlan ve canlar gibi sevdikleri bu kasabay yukardan seyrederken, sokaklar kaplayan, kimi evlerin damna ka dar kan ve tahtalar grlt ile birer birer sken'kpkl ve bulank sulara bakar ve ayakta kalan evlerin kimlerin olduunu tahmine alrlard. Slavalarda, (1) Noelde, ya da Ramazan gecelerinde ha yatlarnn en ac, en nemli olay olan su basknndan sz ald m, skntlarn, zntlerin yk altnda km, arlam, ak sal aile reisleri canlanr konukan kesi lirlerdi. On be yirmi yllarn yeniden para biriktirmeye, ev lerini onarmaya harcadktan sonra su basknnn hatras onlara dehet veri'ci, korkun, ayn zamanda yakn ve sev gili bir hatra gibi gelirdi. Bu, hl hayatta olan insanlarn arasnda deta bir ba idi. Birlikte geirilen bir felket kadar insanlar birbirine balayan hi bir ey yoktur. An lar bitip tkenmiyor ve bunlar sralamaktan hi yorulmu yorlard. Bylece, vaktiyle sularn yalad scack odalarnda otururken, baz heyecanl ve ackl sahneleri belki de y znc sefer byk bir zevkle anlatyorlard. Bu an ne ka dar acl ise, anlatlmas da ylesine zevkli oluyordu. Si gara dumanlar arasnda ya da bir kadeh raknn verdii ke
li) Slava: Aile reisi olan kii iin yaplan yortu. Yalnz Srp Grto. dokslarna zg bir gelenektir. (H. . Ediz)

100 yifle bu sahneler muhayyelede ou zaman deitiriliyor, gzelletiriliyor, ama kimse bunun farkna varmyordu. Hat ta olaylarn byle getiine yemin bile edebilirlerdi. Her zaman son sel felketini hatrlayan ve anlatan bir ka ihtiyar bulunurdu, bunlar her zaman genlere, dnya nn deitiini, ne o byk felketlerin ne de o eski mut luluklarn kaldn sylerlerdi. Uzun zaman anlardan silinmeyen ve son sel felketle rinden biri XVIII. yzyln sonlarnda olmutu. htiyarlarn anlattna gre o kuaktan, byk sel felketini gren hi kimse bulunmuyordu. Ama yine de sonbaharn yal gn lerinde herkes tetikte bekliyordu. nk herkes en byk dmann su olduunu biliyordu. Irmaa en yakn olan maazalar boaltmlard. Akamlan ellerinde fenerler r man evresinde dolayor, suyun sesini dinliyorlard. n k yallarn sylediine gre suyun uultusundan; yine her zamanki gibi zararsz bir tama ile mi kalaca; yoksa kpry, kasabay ap temeli salam olmayan her eyi alp srkleyen o byk fetlerden biri mi olaca anlalrm. Ertesi akam Drina'nn hi kabarmadn gren kasa ba halk derin bir uykuya dald. nk, bir gece nceki he yecandan ve uykusuzluktan bitkin bir halde idiler. te su onlar byle gafil avlad. O gece Rzav hi grlmemi bir derecede birdenbire kabard ve kpkrmz bir amur ha linde Drina'nn kollarn tkad. Bylece iki rman suyu birleerek kasabann zerine tat. Kasabann en zengin Mslman yerlilerinden biri olan Suliaa Osmanovi'in okgzel ve deerli, saf kan.bir arap at vard. Tkanan Drina, kabarmaya balaynca (daha su lar etrafa yaylmadan iki saat nce) at kinemeye balad. Ev halk ve seyisler uyanp onu rmaa yakn olan ahrn dan dar karmadka susmad. te kasaba halk da by lece uyanm oldu.

101 Bir ekim gecesinin souk yamuru ve sert rzgr alttnda, kamaya ve ne mmknse kurtarmaya altlar. Dize kadar sularn iinde yzyor, alayarak uyanan ocuklan srtlarnda tayorlard. Allarda davarlar meliyor.'her saniye Drina'nn, sular altnda kalan ormanlardan koparp uultu ile srkledii aalarn, kprnn ta kemerlerine arpmasndan bouk grltler geliyordu. Yukarda, suyun hi bir zaman trmanamad Meydan'da btn pencereler aydnlanmt. Sallanan zayf fenerler, karanlklar yarp ge iyordu. Btn evler, kaplarn am, kollarnda ocuklar ve en zorunlu eyalanyle, sapsar ve snksklam oraya s man-felkete uramlar topluyordu. Ahrlarda ateler ya nyor, orada da evlere smayanlar korunmaya alyorlar d. arnn ileri gelenleri, herkesi evlere Mslmanlar Mslman evlerine, Hristiyanlarla Yahudileri Hristiyan ev lerine yerletirdikten sonra, Hac Ristanov'un alt kat taki byk sofasna toplandlar. Kasabann btn yksek memurlar ve mahalle muhtarlar, Mslman, Hristiyan, Musevi, karmakark btn kasaba halkn uyandrp yer letirdikten sonra, srsklam ve bitkin oraya toplanmt. fetin iddeti ve felketin yk, bir dini tekinden, hele Hristiyanlar! Mslmanlardan ayran uurumun stne bir kpr kurmutu. Suliaa Osmanovi, zengin Petr Bodanovi, iri yar, az konukan ama ok spirituel bir adam olan rahip Mi.hailo, Mordo Papo, Viegrad'n arbal, sipirituel hocas Molla smet, Hac Lao diye anlan, ak ykreklilii ve hakl yarglaryle hreti uzaklara yaylan Yahudilerin Hahambas Elias Levi hepsi orada idi. Bundan baka burada her dinden on kadar tannm baka kiiler de vard. Hepsi de srsklamd. Yzleri sararm, eneleri kslmt, ama g rnte sakin, oturmu sigara iiyor ve imdiden sonra ba vurulacak areleri konuuyorlard. Her saniye, stlerinden sular akarak gelen delikanl-

102 lar, btn canllar, Meydan'a ve kalenin arkasna kar m, orada Mslman ve Hristiyan evlerine yerletirmi olduklarn, sularn aada boyuna ykselmekte ve sokak lar kaplamakta olduunu haber veriyorlard. Gece ilerle dike kasabann ileri gelenleri ve orada toplanm olanlar, (gece bitmeyecekmi gibi ar ar ilerliyor, sanki aa daki su gibi heybetli ve onun gibi ykselip iniyordu), rak ve kahve irek snyorlard. Tpk yeni bir hayat gibi, et raflarn smsk, scak bir ember saryordu. Bu, ne dne, ne yarna benzeyen insana gerek deilmi gibi geldii halde, hep gereklerden yaplm bir emberdi. Zamann tufan iinde beliren geici bir ada gibi. Konumalarn konusu da deiiyor, geniliyor, sanki szbirlii etmi gibi bambaka eylerden konuuyorlar, hi kyelerini dinledikleri eski su basknlarna bile dokunmu yorlard. u anda, balarna gelen felketle hi lgisi olma yan konular aryorlard. Bu umutsuz insanlar, sakin, ilgisiz, hatta keyifli grnmek iin umutsuzca rpnyorlard. Es ki inanlara bal, yazl bir kanuna deil, ama zengin ve soylularn ta eski alardan beri davranlarndan doan ve kkleen kurallara bal olan bu insanlar, bir aba gster meyi, nleyemedikleri bir felket nnde hi olmazsa so ukkanllklarn koruyarak endie ve zntlerini belli et memeyi bir dev biliyorlard. Tam yatmaya, tatl tatl konuarak aclarn bir an iin unutmaya ve ertesi gn muhta olacaklar gc top lamaya altklar srada, birka yabanc ieri girerek Kos ta Banats' getirdi. Gen adamn st ba srsklamd. Dizlerine kadar amura batmt. Belinde kua da yoktu. ktan ve kala balktan rahatsz olmutu. Sanki ryada imi gibi etrafna bakmyor, boyuna da eliyle, o sular damlayan yzn siliyordu. Ona aralarnda yer atlar. Rak ikram ettiler. Kade hi bir trl azna gtremiyor, tir tir titriyordu. Ambarla-

103 . rnm ve depolarnn bulunduu yerde, kendini uultu ile akan sulara atmak istediine dair odada bir fslt dolat. Gen bir adamd. Kasabaya dardan gelmiti. Bundan yirmi yl nce rak olarak almaya balam, iyi bir aile ye damat girmi ve abucak zengin olmutu. Bir kyl o cuu idi. Son birka yl iinde, bakalarnn hakkn gzet meden, cesur atllarla, kolayca zengin olmu, hatta eski zenginleri bile gemiti. Kaybetmeye almamt. Fel kete katlanmasn da bilmiyordu. Sonbaharda fazla miktar da ceviz ve erik alm, buna olanaklarndan ok para ya trmt. Yine bir yl nceki gibi kn kuru erik ve ceviz den byk kazanlar salayacan ummutu. te imdi de ifls etmiti. Bu mahvolmu adamn, zerlerinde brakt izlenimin kaybolmas iin bir hayli zaman gemesi gerekti. Gnk hepsi de az ok. su basknndan zarar grmt. Yalnz terbiyeleri gereince kendilerini tutmasn daha iyi bili yorlard. En yal ve en ileri gelenleri tekrar, konumay ba ka konulara evirdiler. Onlar buraya toplayan, etraflarn epevre saran felketle hi ilgisi olmayan eski eylerden sz etmee baladlar. Scak rak iiliyordu. Hikyeleri, eski gemi ala rn dikkate deer kiilerini canlandryordu. Rahip Mihaylo ile Hac Liao nderlik ediyorlard. Konu, eski su baskn larna gelecek olsa bile sadece ho ve elenceli yanlar n anlatyorlard. Sanki byl bir formlle suya meydan okuyorlard. Bir zamanlar kasabada rahiplik etmi Yovan adl bir papazdan sz almt. Namuslu ve drst bir adam oldu unu, ama dualarnn Allah katnda makbul olmadn an latyorlard. Sk sk grlen ve btn ekinleri kasp kavuran kurak yazlarda Papaz Yovan, ne zaman yamur duasna kalksa,

104 arkasndan daha byk kuraklk ve kavurucu scaklar olu yormu. Yine byle kurak geen bir yazdan sonra sonba harda Drina kabarp kasabay tehdide balaynca, Rahip Yovan mritleriyle kyya inmi, sularn ekilmesi iin duaya koyulmutu. Allahn daima rahibin istediinin ter sini verdiine dikkat eden Yoki adl sarho bir serseri hemen bararak ortaya atlm: Aman babalk, bu duay brak. Yazn ettiin duay tekrarla. Yamur duas edersen belki sular alalr! demi. imdi de tombul smet efendi, kendinden ncekilerin su ile savalarn anlatyordu. ok eskiden Viegrad'da, sular kabard zaman iki hoca duaya km. Birinin evi sularn bast aa blmde imi. tekisi ise tepede, suyun eriemiyecei bir yerde oturuyormu. lkin evi te pede olan hoca dua etmi ama sular bir trl ekilmemi. Sularn evini kaplamaa baladn gren bir ingene: Ey ahali!,. Evi bizim gibi sularn altnda kalan ar daki hocay getirin! Evi yksekte olan hocann yarm azla dua ettiini grmyor musunuz? diye barm. Alak fesinin altndan beyaz salar bukle, bukle d klen krmz yanakl ve gle Hac Lao bu akaya kat la katla gldkten sonra: Yamur duasndan o kadar ok sz etmeyin! Yok sa bizimkiler dua etmemiz ve sular geri evirmemiz iin bardaktan boanrcasma yaan bu yamurda bizi kap d ar etmee kalkrlar. Bylece aslnda nemsiz olan, yalnz kendileri ve ken di kuaklarndan olanlar iin bir anlam tayan hikyeler anlatp duruyordu. Bunlarn hepsi de bu kk kasabann tekdze, zahmetli gze! hayatna, yaam olduklar saf, iten yaantya, kendi yaamlar zerine anlard. Onlarla sk bir ba olan ama bu gece onlar, bu tuhaf daire iin de zarla birletiren faciadan ok uzak, hepsi de oktan

105 gemi eylerdi. Bu mevki ve servet sahibi insanlar, o cukluklarndan beri her eit felkete gs germeye al m olan bu adamlar, kanamadklar bir felkete gs germek, zntlerini datmak iin kendilerinde g bul maya alyor, bylelikle bu (byk tufan gecesini) de yenmeye urayorlard. Ama hepsi de ilerinden ok z gndler. Bu akalar sanki bir maske altndan gler gibi ireti bir glle karlarken, ac dnceler iinde boca lyordu. Daima kulaklar seste, suyun uultusunu dinli yorlard. Geceyi bylece geirdikten sonra ertesi sabah Meydan'dan kimi yar yarya, kimi bsbtn sular altnda ka lan ovadaki evlerini grebildiler. Ve o zaman hayatlarnda ilk ve son defa olarak kasabalarn kprsz buldular. Su 10 metreye ykselmi, kemerleri aarak kprnn stn . den tamt. Kpr bu dalgalarn altnda tamamiyle kay bolmutu. Yalnz Kapiya'nn bulunduu yksek nokta bu lank sularn arasndan sivriliyor, kk bir alayan mey dana getiriyordu. ki gn sonra sular birden ekildi. Gne grnd. Ve ekim aynn -baz gnlerinde olduu gibi bu bereketli top raklarn stnde parldad. Bu gze! gnein altnda kasabann dolaylarnda ack l ve korkun bir manzara gze arpyordu. Kydaki in gene ve fukara evlerinin hepsi de suya doru eilmiler di. Evlerin bir ou damsz kalmt. Svalar dklm, aralarndan tahtalar iskeletler gibi srtyordu. Tahta perdeleri kalmayan avlularda zengin evlerinin pencereleri km, kaplar ardna kadar almt. Hep sinin stnde de, suyun nereye kadar ykselmi olduu nu gsteren krmz amurdan bir izgi vard. Ahrlarn o u srklenip gitmi, ambarlar yklmt. Alak dkkn larda amur dize kadar kyor ve kurtaramadklar eyler bu amurun iinde yzyordu.

106 Yollar, suyun klmbiiir nerelerden srkleyip getirdi i aalar, dallar ve hayvan [eleriyle tkanmt. Kasaba lar ite bu hale gelmiti ve inip orada yaamak zorunda idiler. Sularn harap ettii kylar arasnda hl gr ve bu lank akan rman stnde hi deimeyen kprleri ise, gnein altnda, bembeyaz ve prl prl uzanyordu. S u , kemerlerin yarsna kadar ktndan, kpr her zaman kemerleri altnda akan rmaktan daha derin bir baka rma a gmlm izlenimini veriyordu. Kprnn stnde, parmaklklar boyunca, gnete ku ruyup atlayan amur tabakas birikmiti. Kapiya'nn s tnde kk dallardan ve sularn srkledii artklardan meydana gelmi bir yn vard. Ama hi bir ey, su basknn hi zarar grmeden at latan, ondan sonra da hi deimemi olarak meydana kan kpry etkilemiyordu. Kasabada herkes, hemen almaya koyuldu. Para ka zanmaya, yklanlar onarmaya urarken kimse kprnn zarar grmediini, bunun anlamn dnmeye bile vakit bulamyordu. Ama bu mutsuz halk, iine gidip gelirken bi liyordu ki suyun, hi ayrt etmeden her eyi mahv ve ha rap ettii bu kasabada hi deimeden kalacak lmez bir eser vard. O yl iddetli bir k oldu. Avlu ve ambarlara ydk lar her eylerini; odunlarn, unlarn, otlarn sular alp gtrmt. Evleri onarmak, tahta perdeleri batan yap mak, maazalarnda mahvolan mallarn yerine de kredi ile yeni mallar koymak gerekti. Eriklerle tehlikeli bir ticaret oyununa girimi olan Kosta Baranats o k karamad. Utancndan ve kederinden ld. Arkasnda kk ocuklar, bir sr bor ve gcnn yetmiyecei iler peinde ko mu'bir adamn ansn brakyordu. Ama daha ertesi yaz dan balayarak (Byk sel facias) yallarn bile hafza larndan silinmeye balad. Yalnz izleri, yreklerde daima

107 yaayacakt. Genler yine ark syleyerek, cill talan stne oturuyor, altlarndan uguldayarak akan sular da ar klarna sanki tempo tutuyordu. Unutmak, her acy siler, arkada brakrd. ark sy lemek ise, unutmak iin en gzel are idi. nk insan ark sylerken daima sevdii eyleri dnr. Ve byle ce, gkyzyle dalarn arasnda rman stnde uzanan Kapiya'da, birbiri ard ra gelip geen kuaklar, Drina'nn uultulu sularnn gtrd eylere fazla zlmemeyi reniyorlard. Farknda olmadan kk kasabann felsefesini de ora da renmi. oluyorlard. Hayat anlalmaz bir mucizedir, boyuna harcanr, erir, buna ramen yine dayanr, srp gider. Tpk Drina'nn stndeki kpr gibi.

V! Kprye ve Kapiya'sna su basknndan baka sald ranlar da oldu. Bunlara, olaylarn geliimi ve insanlarn an lamazlklar sebep oluyordu. Ama onlar su baskn kadar olsun kprye zarar veremiyor, onu deitiremiyordu. Geen yzyln banda Srbistan'da bir ayaklanma ol du. Srbistan'la Bosna'nn snr stnde bulunan bu kk kasaba, her zaman, Srbistan'da geen olaylarn etkisi al tnda kalmtr. nk Viegrad ile Srbistan etle trnak gibi bir eydi. Viegrad'da olup biten ktlk, hastalk, bas k, ayaklanma gibi olaylara Ujitsa halk kaytsz kalamyordu. Tabi bunun tersi de oluyordu. Yalnz balangta me sele onlara uzak ve eriilmez gibi geliyordu. nk olay Beigrad Paalnn bir ucunda geiyordu. nem verilmez di, nk ayaklanma yeni br ey deildi. mparatorluk ku rulduundan beri de ayaklanmalar hi eksik deildi. n-

108 k iktidar isyansz, entrikasz olamazd, tpk zarar ve zn t vermeyen bir zenginliin olamay gibi. Ama Srbistan' daki ayaklanma yava yava Bosna Paalnn, hele snr dan bir saat tede olan bu kk kasabann yaamn et kilemeye balad. Srbistan'daki ayaklanma geniledike Bosna'daki Mslmanlardan, orduya her gn biraz daha, insanca, silaha, malzemece yardm etmeleri isteniyordu. Srbistan'a giden ordu ile donatmn byk bir blm ka sabadan geiyordu. Bu hal Mslmanlar iin de, hele p heli grlen Srplar iin de tehlikeli oluyor, bir ok skn t ve masraf douruyordu. pheliler daha sk izleniyorve ceza gryordu. Nihayet yazn, ayaklanma buralara ka dar yayld. siler Ujitsa'ya uramadan kasabann iki saat ilerisine kadar gelmilerdi. Veletovo'da Ltf Bey kulesi ni topa tutarak yaktlar ve Tsrnima'da Mslman evle rini yaktlar. Kasabada, Kara Corc'un (1) top seslerini ku layla iittiini iddia eden Mslmanlar da vard, Srplar da, (tabi baka duygular altnda). Top seslerinin ehirden iitildii pheli bile olsa (nk insanlar daima sakndk lar veya umduklar eyi duyarlar) silerin geceleri Panos'da yakt atei kimse inkr edemezdi. Buras, Veletovo ile Gostilya arasnda olup, kasabadan yaln gzle seile bilecek kadar seyrek ve kocaman amlarn bulunduu sarp ve plak bir tepedir. Mslmanlar da, Srplar da bunu ok iyi gryor, farknda deilmi gibi davranmakla birlikte, onu dikkatle izlemekten geri kalmyorlard. Srp kadnlar ha karyor, anlatlmaz bir heyecan iinde alyorlard. Ama gzyalar arasnda da, tpk vaktiyle ninelerinin yine ayn Meydan'da ve gzyalar arasnda Radisav'm meza rna inen hayal grd gibi bu atein alevlerini g ryorlard. Bir yaz gecesinin karanlklar iine dzensiz bir
(1) Kara Corci: 1804'de Trklere kar ayaklanan Srplarn efi (H. . Ediz)

109 biimde dalan bu alevler ve ateler, Srplara yeni bul duklar bir bur gibi geliyordu. Ve o burta, kehanetler oku nuyor, gelecein olaylarn ve almyazsn tahmine al yorlard. Mslmanlar iinse bunlar, ateten bir denizin ilk dal galar idi. Srbistan' kapladktan sonra imdi de kasaba larnn tepelerine kadar uzanmt. Bu yaz gecelerinde her iki tarafn dualar (ama tabi ters ynlerde) bu atein evresinde toplanyordu. Srplar, her zaman yreklerinde yanan, sk skya giz ledikleri bu kurtulu ateinin bu yana, kendi tepelerine kadar uzanmas iin dua ediyorlard. Mslmanlar ise, ay n atein snmesi, kfirlerin amalarna erimelerine fr sat vermemesi, Hak dininin sal, bar ve eski dzeni geri getirmesi iin Allaha yatvaryorlard. Onun iin geceler, ihtiyatl, tutkulu mrltlarla dolu idi. inanlmayacak dnceler ve planlar, kasabann stn deki mavi karanlklarda kh arpyor, kh zafer kazanyor, kh knlyordu. Mslmanlar ve Srplar ilerine gidiyor, snk gzler ve anlatmz yzlerle karlayor, selmlayor, konuu yor, birbirlerine kar, tedenberi kasabada yer etmi olan o darlkl terbiyenin nezaket ve saygsn gsteriyorlard. Kalp para gibi kullanlan bu nezaket cmleleri sosyal ba larn srp gitmesine yardm ediyor onlar kolaylatryordu. lindan yortusundan- biraz sonra Panos tepesindeki ateler kaybolunca ve ayaklanma jitsa dolaylarndan s rlnce ne bir taraf, ne de teki taraf, yine durumunu bel li etmedi. Her iki tarafn da ne duyduunu anlamak ger ekten imknszd. Mslmanlar ayaklanmann uzaklatn grmekle se viniyorlard. Bununla birlikte sevinleri glgeli idi. nk bu kadar yakn bir tehlikeyi unutmak gt. ok sonra lar bile, ryalarnda kasabann evresindeki tepelerde do-

1.10 laan bir sr kvlcm gibi silerin yakt atei gryor ve Kara Corc'un top seslerini duyuyorlard. Bu, sanki uzak tan gelen bouk bir yank deil, evreye felket saarak her yan alt st eden bir top atei idi. Srplara gelince: Panos'daki ateleri sndn g rnce pek tabi olarak hayl krklna uradlar. Ama y reklerinin derinliklerinde, o kimseye aamadklar derin liklerde ans yayor ve bir kere' olan niin bir daha ol masn? diyorlard. Yreklerinde hl umut vard. Hakszl a uram olanlarn biricrk avuntusu olan o lgn umut.. dare banda olanlar, idare etmek iin zor kullanmaya mecbur olanlar, her zaman ll davranmak zorundadrlar. Eer, tutkularna kaplarak, ya da dmanlarnca mecbur edilerek lml davranlarn snrlar dna kacak olur larsa kaygan br yola sapm, bylece dmelerini hazr lam olurlar. Oysa zarar grenler ve smrlenler, zeklarn ve lgnlklarn istedikleri gibi kullanabilirler. Bu, onlarn smrenlere kar kh sinsi, kh aka kullanabildikleri iki silahtr. O alarda kpr Srbistan'la Bosna Paal arasn da, biricik gvenilir yoldu. O srada da nemi bsbtn bymt. imdi kasabada, ayaklanma bastrlmasna ra men, Drina kprs zerinde nbet tutan terhis edilme mi bir asker birlik vard. Birliin bu grevi daha kolay lkla grebilmesi iin kprnn ortasna bir nbeti ku lbesi yaptlar. Bu, deta, irkinlik rnei gibi bir ey ol mutu. Bu gibi hallerde, her ordu, devini gereince yapa bilmek iin, sonradan halka pek sama ve gereksiz gr nen bu eit asker karakollar kurar. Kaba kalaslardan ve tahtalardan yaplm olan bu tek katl bina, ok yksekti, ok kaln direkler stnde duruyordu. Kpry kemer gi bi ayor, yalnz iki utan bir sa ve bir de sol taraftan Kapiya'ya dayanyordu. Bir tnel gibi olan alt, yayalarn,

hayvanlarn ve arabalarn gemesi iin botu. Ama yukar dan -nbetilerin olduklar kattan (oraya tahta bir merdi venle klyordu) kpry her geen, her an kontrol edi lebiliyor, eyas, ktlar gzden geirilebiliyordu ve ge rekirse ona yol kapatlabiliyordu. Bu karakol, kprnn grnn ok bozmutu. Bu irkin tahta yapnn altnda gzelim Kapiya, btnyle kaybolmutu. Karakol, kaln di reklere oturmu her an zerine saldrmaya hazr irkin grnl bir dev kua benziyordu. Kulbe biter bitmez daha iindeki keskin am koku lar kaybolmadan nbetiler hemen yerletiler. Birinci gnsafak skerken, nbeti kulbesi kurulmu, bir kapan gibi ilk avn yakalad. Sabahn erken saatleri idi. Ufukta henz ykselmemi gnein kzll altnda, kulbenin bulunduu yere asker lerle birka da silahl kasabal toplanmt. Bunlar, gece leyin kasabann etrafnda devriye gezerek askere yardm eden yerli Mslmanlard. Nbetilerin miri bu kalabal n ortasnda oturuyor, karsnda da bir ihtiyar duruyor du. Bu hem papaza, hem dilenciye benzeyen sakin gr nl saf bir adamd. Buruuk yzne, beyaz salarna ra men, canl ve gler yzl idi. O fakirlii iinde bile zarif ve temiz grnyordu. aynie'li Yelisey adl biri idi. Yllardan beri her zaman byle gler yzl, sessiz ve sakin, kiliseleri, manastrlar dolar, din toplantlara, yortulara gider, ibadet eder, oru tutard. Yalnz eskiden Trk memurlar ona aldr etmez, bir meczup, Allahlk biri diye sayar, gidip istedii gibi konumasna gz yumarlard. Ama simdi Srbistan'daki ayaklanma yznden koullar dei mi, daha sert tedbirler almak gerekmiti. Kasabaya, mal iarn mlklerini isyanclarn yakt vlslman aileleri g etmiti. Etrafa kin've intikam duygular alyorlard. Her yana, t ileri karakollara kadar'nbetiler konmutu. Bu n betiler dnceli, ters grnyor, herkese ve her eye

112 kuku i!e bakyorlard, ihtiyar, Rogatitsa yolundan gelmi ti. Aksi gibi de karakolun tamamland ve nbetilerin gir dii gn geen ilk yolcu olmutu. Kt bir saate rastlam t. Henz gnn bile aarmad bir saatte elinde, bir mum gibi, stnde tuhaf kelimeler ve iaretler bulunan bir so pa tayordu. Karakol onu, rmcek sinei yakalar gibi ya kalad. Onu ksaca sorguya ektiler. Kim olduunu, ne yapt m, nereli olduunu ve bastonunun stndeki iaretlerle -harfleri anlatmasn istediler. O, sanki karakol nbetile rinin deil de yksek bir mahkemenin karsnda imi gibi btn sorulara ak ve serbeste karlk veriyordu: Kimse deilim, sadece yeryznde bir yolcuyum. u geici dnyadan gemekte olan bir yolcu, gnein glgesiyim dedi, sonra hayatta kalan ksa ve sayl gnlerini dua etmekle geirdiini, manastr manastr dolatn, b tn kutsal yerleri, arlarn ve Srp soylularnn mezarlarn ziyaret edinceye kadar da dolaacan syledi. Bastonunun stndeki harflerle kumalara gelince: Srbistan'n gemite ve gelecekteki byklnn ve ba mszlnn sembol olduunu ekledi. nk lmden sonra dirili zaman yaklamt. Hatta kitaplara, yeryzn deki belirtilere baklrsa umulduundan da yaknd. Gerekten zerinde kurulmu ve aclarla tekrar ka znlm gkler saltanat dinliyordu. Biliyorum ki bu sy lediklerim hounuza gitmiyor beyefendiler. nnzde bu itiraflarda bulunmamal idim. Ama beni yakaladnz. Ve si ze dorusunu sylememi istediniz. Baka kar yolu yok tu. Gerek olan Allahtr ve Allah birdir. Artk rica ederim brakn da yoluma gideyim. nk bugn Baniaya, Kutsal Trojitse manastrna gitmem gerek. Sylediklerini tercman efko, Trkeye eviriyordu. Manev anlamlar olan bu kelimeleri evirmekte ok zor luk ekiyordu.

Hastalkl bir Anadolu ocuu olan komutan, tercma nn syledii kark eyleri uyku sersemlii iinde dinli yordu. Arada srada, tercmann her sylediini byk bir canllkla dorulayan ihtiyara bakyordu. Komutann vicda nnda bir kan belirmeye balamt. Bu adam yar kakt. Meczup bir dervi, zararsz iyi yrekli bir adamd. htiya rn o tuhaf bastonunu belki iinde bir ey gizlidir diye hemen ikiye ayrmlard ama bir ey kmamt. efko'nun. tercmesinden ihtiyarn szleri phe veriyor, politika kokuyor ve tehlikeli maksatlar gizliyordu. Karakol komuta nna kalsa bu saf, bu bire adama, yoluna gitmesini sy leyecekti. Ama, orada, onunla birlikte nbet bekleyen, yol cular evirmekte ona yardm eden baka askerler de var d. Sonra^ kasabal Mslmanlar, sivil nbetiler de bulu nuyordu. Hepsi de sorguyu dinlemiti. Kt, sinsi bir adam olan Tahir avu da orada idi. Ka sefer onu efine ik yet etmiti. Sonra efko da vard. phesiz tercme eder ken, ihtiyarn szlerini bytmt. Zaten burnunu her ye re sokmaya, her taraf kartrmaya baylan bir adamd. Deli! olmadan bile trl sylentiler karabilir, iftira ata bilirdi. Orada, yerli Mslmanlar da vard. Gnll olarak nbet bekliyorlard. pheli bulduklarn yakalyor, gerek li gereksiz komutann iine karyorlard. Hepsi de orada toplanmt. Bugnlerde hepsinin kalbi nefretle dolu idi. alma duygusuyla tutuuyordu. stediklerini ldrmedik leri iin ellerine geeni ldrmek istiyorlard. Komutan on lar anlamyor, onlara hak vermiyordu. Ama karakolun, da ha ilk gn birin! yakalamasn istediklerini anlyordu. steklerine kar gelecek olursa onlar kzdracakt. Za rar da kendisine dokunacakt. Bu kak ihtiyar yznden bann derde girmesi ihtimali ona ok fena geldi. Bu ihti yarn, Srp mparatorluu zerinde olan hikayeleriyle, u srada kovan devrilmi arlar gibi fkeli ve cokun olan
Drina Kprs F./8

bu evre Mslmanlarnn arasnda daha uzaa gitmesi ne imkn yoktu. Onu getiren bu bulank sular varsn alp geri gtrsnd. htiyar henz baladklar, komutann da, idam sahne sini grmemek iin ehre gitmeye hazrland bir srada yerli Mslmanlarla zaptiyeler, gen bir Srply getirdiler. Kl, kyafeti ok periand. st ba yrtlm, yz g z syrlmt. Liesko'lu bir kszd ve Usoynitsa'da bir deirmende alyordu. Ad Mile idi. 19 yanda ya var .ya yoktu. Sa lkl, gl kuvvetli bir delikanl idi. O sabah gne do madan deirmene tlecek arpay yerletirmi, sonra byk bendi am, odun kesmek iin deirmenin stn deki ormana gitmiti. Baltasn sallyor, krpe yumuak dal lar kesiyordu. Sabahn serinlii ve baltasnn altnda in ce dallarn krl houna gidiyordu. Yapt ii severek yapyordu. Ama baltas ok keskindi. Bu incecik dallar da iinde duyduu gce gre ok zayft. Gsnde bir eyler kabaryor, hep barmak, haykrmak istiyordu. kard ses ler birbirine ekleniyor, uzuyordu. Btn Leisko'lular gibi onun da sesi yoktu. ark sylemesini de bilmezdi ama im di bu glgeli aalk yerde bararak ark sylyor ve bir ey dnmyordu. Nerede olduunu da unutmutu. Bakalarndan duyduu arklar tekrarlyordu. Srbistan'n ayakland o sralarda eski bir arknn: Ali Bey gen bir bey iken Bir kz bayran tayordu. arksnn baz szlerini deitirerek onu bu biime sok mulard: Corc gen bir bey iken, Bir kz bayran tayordu. Bosna'da iki din arasnda yzyllardan beri sren bu byk ve tuhaf savata din kisvesi altnda toprak, iktidar, kendi hayat gr ve dnyay idare edi biimi iin de

arpyorlard. Birbirlerinin sadece kadnlarn, atlarn, si lahlarn deil arklarn, iirlerini bile alyorlard. Onlar da deerli bir ganimet gibi birinden tekine geiyordu. imdi de, Srplar arasnda gizli gizli sylenen ark bu idi. Ve bunu sylemek iin Mslman evlerinden uzak yer leri, bayram veya yortu dolaysyle kapal olan yerleri ya da yerli Mslmanlarn ayak basmadklar uzaklardaki ot laklar seiyorlard. Oralarda, sszln, yalnzln ve fa kirliin mkfat olarak diledii gibi yaar, diledii arky syleyebilirlerdi. Oysa, Mile, deirmencinin yama olan Mile, Oluyats ve Orahovats Mslmanlarnn kasabaya, pa zara indikleri yolun tam stndeki bir ormanda bu arky sylyorlard. afak henz dalarn tepelerini aartmft. Glgelik yerler ise karanlklara gml idi. Mile'nin kradan st nemlenmiti. Ama boi uyku, scak ekmek ve bu yorucu i vcudunu scack tutmakta di. Baltasn sallyor, aa, sadcnn elini pmek isteyen gen bir gelin gibi eiliyor, etrafa ince br yamur gibi sular serpiyor ve yle eik kalyordu. nk yerdeki sk bitkiler yere dmesine engel oluyordu. Bir eliyle sanki saz alyormu gibi yeil daliar yolarken, bir yandan da baz szcklerin stnde durarak avaz avaz ark sylyor du. Onun iin zellikle cesaret ve gc belirten Corc, <-Gen kz, Bayrak kelimeleri stnde duruyordu. Geri bunlar, anlamlarn kavrayamad eylerdi ama, onun bir gen kza sahip olmas, onun bir bayrak tamas gibi istek ve hlyalarna karlk vermekte idi. Ksacas bu szleri sylemek bile ona br tad veriyordu ve iinde duyduu is tek ve gle de daha ok baryordu. ite Mile, gn aarrken hem dallar kesiyor, yoluyor, hem de ark sylyordu. Nihayet kestii odunu srtlaya rak slak yokuu inmee balad. Deirmenin nnde yer li Mslmanlar toplanmt. Atlarn balamlar, bir ey

bekliyorlard. On kii kadar vard. Delikanl birden, o ce sur halini kaybetti, yine odun kesmeye gittii zamanki gibi akn ve salak oldu. Artk ne gen kz, ne de bayrak kalmt. Kasabal Mslmanlar, elinden baltay brakmasn beklediler. Sonra drt yandan ona saldrdlar. Ksa bir bo umadan sonra onu uzun yularlarla baladlar. Yolda gi derken, srtna, kabalarna, bacaklarna sopalar iniyor, ona gen kzn,.Corc'un bayrann nerede olduunu soruyor... Hakaret ediyorlard. Gn henz aard halde Kapiya'daki karakolun altn da, meczup ihtiyar baladklar yerde isiz gsz bir s r insan toplanmt. lerinde Mslman gmenler de vard. Srbistan'dan kaan felket grm kiilerdi bunlar... Sanki byk bir olaya ya da dve hazrlanm gibi de silahl idiler. Gne ykseldike heyecanlar da artyordu. Gne de abucak ykseliyordu. Orada, ufuklarn ardndan Gole'in stnden, krmzya alan beyaz sislerin arasndan g rnyordu. Perian ve sefil klna, Drna'nn, hibir ayaklanmaya karmam sol kysndan gelmesine, bakmadan, delikan ly sanki bir ayaklanma elebas imi gibi,. karladlar. Orahovats ve Oluyats Mslmanlar Srp delikanlsnn, mahsus yapmadna inanamadklar kstah halinden t r, kkrtc bir biimde Kara Corc ile isyanclar ven arklar, sylediini iddia ediyorlard. Delikanlnn ne bir is yan elebasna, ne de bir kahramana benzer yan vard. Korkmu, her yan syrk iinde idi. st ba slak ve pe riand. Sapsar kesilmi, heyecandan alaan gzlerle komutana bakyor, sanki kurtuluu ondan bekliyordu. Kasabaya pek seyrek indiinden, kprde bir karakol kurulduunu da bilmiyordu. Onun iin imdi bana gelen lere bir trl inanamyor, rya grdn sanyordu. Ya-

117 banc bir diyarda, tehlikeli ve acmasz insanlarn arasnda kaybolmutu. Gzlerini yerden kaldrarak ve kekeleyerek hi bir ark sylemediini, Mslmanlarn erefine doku nacak birey yapmadn, deirmende alan zavall bir uak olduunu, odun kestiini ve buraya neden getirildi ini bilmediini, sylyordu. Korkudan tirtir titriyordu. Se rin derenin yannda duyduu heyecandan sonra ne oldu unu anlamadan birdenbire kendini eli kolu balanm, Kapia'nn stnde bulmutu. Herkesin gz stnde idi. Ve bu kalabalk iinde de karlk vermesi gerekiyordu. Her hangi bir tarihte en zararsz bir arky bile sylediini kendisi de unutmutu. Ama yerli Mslmanlar iddialarnda direniyorlard. silerin arksn sylemiti, hem de tam yoldan getik leri srada, onu balamak istedikleri zaman da kar gel miti. Hepsi ayr ayr komutana bunu aynile tekrarlyor lard. Vallahi m? Vallahi. Billahi mi? Billahi... Bunu sefer tekrarladlar. Delikanly Yelisey'in ya nna brakp celld uyandrmaa gittiler. htiyar gzlerini durmadan krptrarak delikanlya bakyordu. Delikanl utanm ve armt. Gpegndz byle bir kalabaln iinde bir bana kalmaya alkn olmad belli idi.. htiyar sordu: Adn ne? Sanki resm sorulara karlk veriyormu gibi ban eerek karlk verdi: Mile, htiyar ban Miie'in omuzuna doru eerek: Mile,'olum, pelim ve ha karalm! dedi. Ana oul ve Kutsal ruh adna!

118 Ha kard ve genci gzleriyle kutsad. Acele ediyor- clu. nk cellt yaklamakta idi. Erlerden biri olan cellt iini abucak grd. Dadan ilk inenler (Gnlerden aram ba idi ve pazar kurulduu gnd) kpry geerken, kara kolun yanna dikilen srklarn stnde bu balar grd ler. Kprnn stnde, balarn kesildii yerdeki kan iz lerini talarla rtmlerdi. Karakol, ite ie byle balad. O gnden balayarak isyanclarla ilgisi olan ya da ol duundan phe edilenler, ister snrda, ister kprde ya kalansn, muhakkak sorguya ekiliyor ve ilerinden pek az sa kalyordu. syanclarn ya da mutsuzlarn ba burada kesiliyor ve karakolun etrafna aklm kazklar s tnde gsteriliyordu. llerini gelip arayan olmazsa Drina'ya frlatyorlard. Bu isyan, zaman zamarf ksa ya da uzun aralklarla yllarca srd. Suya atlanlarn says bir hayli kabarkt. Rastlantya bakn ki bu r fakir ve masum iki kiinin lmyle alacakt. kisi de cahildi. Byk olaylarn kasr gas karsnda ba dnenler, ounlukla byle cahiller olur. Bu kasrga onlar, kar koyulmaz bir biimde eker ve yutar. te, ihtiyar Yelisey ile gen Mile iki karde gibi ayn anda, ayn yerde ldler ve balariyle asker karakolu ilk ssleyen kiiler oldular. Sonralar, ayaklanma srdke, karakol bu ssnden hi yoksun kalmad". Eskiden ad bile bilinmeyen bu iki mutsuz, bylece insanlarn anlarnda yer etti. Hatta baz nl kahraman lardan daha derin izler brakt. Kapiya, korkun bir n salan karakolun altnda kaybo lunca, onunla birlikte neeii toplantlar, sohbetler, arklar, zevk ve elenceler de kayboldu. Tahtalar zamanla gri bir renk alan tahta karakolun evresi de, askerin uzun za man oturduu her yer gibi tuhaf bir grn aidi. Direkler stnde er amarlar kuruyor, pencereden Drina'ya ! pler, yal sular ve her trl sprntler at-

119 lyordu. Beyaz parmaklklar stnde uzanan kir izleri... uzaklardan grlyordu. Yerli Mslmanlar bile oradan geerken artk zevk duymuyorlard. Srplara gelince; zorunluk duymadka ge miyor, getikleri zaman da gzlerini kaldrmadan acele ace le yryorlard. Celltlk devini uzun zaman hep ayn er yapt. Kaln kal, esmer bir Anadolu ocuu idi. Bulank sar gzleri, zenci duda gibi kaln dudaklar vard. Karn tok ve keyfi yerinde insanlar gibi tombul yz hep glerdi. smi Hayrettin'di. Ve abucak ad ve hreti btn kasabaya, hatta snra kadar yayld, devini zevkle yapyordu. deta onu bir onur meselesi yapmt. ok ustaca ve abuk i gr yordu. Kasaba halk, onun berber Muan'dan daha hafif eli olduunu sylyordu. Gen, ihtiyar onu adca olsun ta nmayan yoktu. Bu ad insanlarda merak ve korku uyandr yordu. Gnn, kprnn stnde, karakolun glgesinde, yatmak ya da oturmakla geiriyordu. Arada bir iekleri ni kontrol eden bir bahvan gibi kazktaki balar dolar d. Sonra tekrar gzleri apakl, ar hareketli ve kalender, gelip yerine oturur, esner, gerinirdi. Kprnn sonunda, merakl ocuklar duvarn arkasna birikip korkuyla onu seyrederlerdi. Ama i bana geldi mi Hayrettin birden evikleir ve parmaklarnn ucuna kadar vicdanl davranrd. Kimsenin kendi iine karmasn istemezdi. syan gelitike iine karanlar da oalyordu. syanclar kasabann st yann daki kyleri yaktka Mslmanlarn fkesi artk snr tan myor, yalnz isyanclar, casuslar ya da yle sandklarn yakalayp komutann karsna getirmekle kalmyor, ceza nn infazna da karmak istiyorlard. Bylece bir gn ka saballar, o byk su basknnda, Hoca ve Hahamla aka lamak gcn kendinde bulan Rahip Mihaylo'nun ban ela orada grdler. Mihaylc, Srplara kar duyulan kin ve

120 intikam isteine kurban giderek can verdi, ingene o cuklar da onun l dudaklar arasna bir sigara sktrdlar. Bunlar, Hayrettin'in ok kzd ve elinden geldiince de engel olmaya alt eylerdi. iman Hayrettin, anszn, arbon hastalndan ln ce, yerini onun kadar becerikli .olmayan baka bir cellt al d. Daha birka yl, sava devam ettii srece Kapiya'nn stnde balar eksik olmad. Byle zamanda insanlarn da yrei kat lastii iin, ar tk bu grnm bir tepki yaratmyordu. nnden ylesine ilgisizce geiyorlard ki, bu serginin sona erdiinin farkn da bile olmadlar. Srbistan isyan bastrlnca, karakol da nemini ve anlamn kaybetti. Artk kpry gemek ser best olduu halde, nbeti hl orada yatyordu. Eer bil gece unutulan bir mum yznden yangn kmam olsay d bu durum daha ne kadar srp gidecekti, Allah bilir, Gnn boucu scandan iyice kzm olan bu ral tah talar, dibine kadar yand. Sadece beyaz kpry deil, ev redeki- btn dalar aydnlatan ve rmakta kzl ve bulank yanslar yapan bu byk atei- halk, heyecanla seyretti. Gn aard zaman, kpr,, gzlerinin nne yine es kisi gibi kt. Yllarca Kapiya'y kapatm olan o irkin tahta binadan kurtulmutu. Beyaz talar yanm ve isten kararmt. Ama yamur ve kar, btn bunlar ok geme den ykayp temizledi. Karakoldan ve ona bal kanl olay lardan, birka hazin htradan baka bir ey kalmad. On lar da yava yava zayflad ve yeni kuakla hafzalardan silindi. Kapiya, kasaballar iin yine eski biimini almt. Ka sabadan gelirken soldaki terasta kahveci, takmlaryla yer leti. Mangaln yakt. Sadece emenin suku akmyordu. nk musluk devini gren ejderhann ba krlmt. Yi ne halk, sohbet etmek, i zerine konumak ve tatl tatl uyuklamak iin sofaya gelmeye balad. Yaz geceleri gen-

1-21 ler kafileler hafinde ark sylyorlard. Bir gnl ars n dindirmek isteyen ya da uzak diyarlarn servenlerinin zlemini eken genler gelip oraya oturuyorlard. Dar evreli yerlerde daima genlerin yreklerinde yaayan bir is tektir bu!.. Bu olaylardan yirmi yl sonra kprnn stnde akalap ark syleyen artk yeni bir kuakt. Ne o heyl gi bi ykselen biimsiz karakolu, ne nbetinin bouk hayk rn," ne Hayrettin'i... ne de atalar sz haline girmi bir ustalkla kestii balar hatrlyorlard. Sadece bahelerden eftali alan ocuklara kadnlarn yle bardklar iitiliyordu: ihtiyar

Hay seni Hayrettin alsn inallah... nallah anann ban kprde grrsn... Ama, tahta perdeden atlayp kaan ocuklar bu bed dualarn mnsn anlayamazd, yalnz ho bir ey olma dn bilirlerdi. Bylece: Kprnn yannda kuaklar, birbirlerini ko valayp geiyor, sonra kpr, insanolunun kaprisleriyle, gelip geici ihtiyalarndan doan izleri, bir toz gibi. ze rinden silkip atyor ve yine deimez, deitirilmez bii miyle hep ayn olarak kalyordu.

VII Kasabada ve kprde zaman akp gidiyor, yllar onar, onar atlyordu. XlX'uncu yzyln ortalarna doru geen onar yllarda, Trk mparatorluunu, iin iin yakan bir ate kemirip eritmekte idi. Ama grnte, bu yllar, kuraklk lara, su basknlarna, salgn hastalklara ve her eit zn tlere ramen adalar iin nisbeten mutlu ve durgun

122 geen yllard. nk btn bu olaylar birer birer geliyor, uzun bir sessizlik dneminden sonra ksa sren bir kasr ga gibi gelip geiyordu. Bosna ve Belgrad paalklar arasnda snr tam kasa bann stnden geiyordu. Bu snr zamanla, daha net bir biimde belirmee, iki lke arasnda bir snr anlamn al maya balad. Bu durum, o evrenin olduu kadar kasa bann da yaant koullarn deitiriyor, ticarete, ulam ilerine, kamu oyuna ve Mslmanlarla Srplar arasndaki ilikilere de etki yapyordu. Yerli Mslmanlardan yallar, gzlerini krptrarak, kalarn atarak bu deiiklie inanmak istemiyorlard, Bu korkun hayaleti karlarndan kovmak istiyormu gibi fkeleniyor, onu tehdit ediyor, birbirleriyle konumalara giriiyor sonra yine hoa gitmeyen yeni olaylar onlar kor kutup tela drnceye kadar, aylarca bu gerei unu tuyorlard. Bir gn Veletov'lu bir Mslman snrdan aa ine rek Kapiya'da oturdu. Orada toplanan yerli Mslman e rafna, Veletov'da olup bitenleri byk bir heyecanla an latmaya balad. Veletov'lunun anlattna gre kn bir aralk, kylerinin st yanna Yovan Mii adnda om az l biri gelmiti. Ryan serdar olan bu adamn hreti ok kt idi. Ta Aril'den, yannda silahl bir mfreze ile gelmi ti. Snr dolap lyordu. Ona, ne yaptn, ne maksatla byle davrandn soranlara, alml alml, kimseye, he le dininden dnm bonaklara hesap vermek zorunda ol madn; ama renmekte pek direnirlerse, Srbistan s nrnn nereye kadar uzanacan ve Srbistan'n nerelerini igal edeceini anlamak zere Milo tarafndan gnderil diini syledi. Veletov'lu, hikyesini yie srdrd: lkin, gvurun ikiyi fazla kardn, ne syledii ni bilmediini sandk. nk onun ne yaman bir haydut ve kt br insan olduunu oktan biliyorduk. Abuk sabuk ko-

123 nuuyor diyerek szlerine inanmadk ve bir daha da bu nu dnmedik... Aradan daha iki ay gemeden adam yine grnd. Bu sefer yannda Milo'un ordusundan br ete le soluk yzl, yumuak huylu, stanbullu bir de Padiah elisi vard. Gzlerimize inanamyorduk. Ne yazk ki, bu gelen eli de, herifin sylediklerinin hepsini dorulad. Srbis tan' Milo'un idare etmesi ve idare ettii yerlerin nere lere kadar uzandnn belirtilmesi iin padiah buyruu kmt. Elinin adamlar, Tetrebitse'nin altndaki yoku boyunca direkleri sralamaya balaynca, Mii fke ile direkleri skp frlatt ve leini kpekler paralayasca bu pis gvur, elinin stne yrd, onu bir kpei paylar gi bi paylad, idam cezasyla korkuttu. Snr oradan gemiyor! dye bard. Snr Rus a r ile Sultan belirttiler. Bu konuda Prens Milo'a bir de ferman gnderdiler. imdi snr Lim rma boyunca dos doru Viegrad kprsne gidiyor, oradan da Drina boyun ca ve btn'bu topraklar Srbistan'a kalyor. Bu da geici br zaman iin. lerde daha da geniletmek geerkecek!.. Eli onu g bel yattrabildi. Ve mesele imdilik bu kadarla kald. Ama, o zamandan beri iimize bir kurt dt. Ne yapacamz, nereye gideceimizi bilemiyoruz. Ujitsa'llarla konutuk. Onlar da ne yapacaklarn, bu iin nereye varacan bilmiyorlar. ki sefer hacca gitmi ve 90'm am olan ihtiyar Hac Zuko bir kuak gemeden Trk snrnn 15 konak uzaa, t Karadeniz kylarna ka dar gerileyeceini sylyor. Viegrad'llar bu Veletov'uyu byk bir dikkatle din lemilerdi. Grnte sakin olmalarna ramen ok zgn ve akndlar. Dinledikleri eyler onlara ylesine dokun mutu ki, yerlerinde duramyorlard... Grnmeyen gl bir dalga, altlarndaki ta kpry sarm gibi, oturmakta olduklar ta sralara smsk tutunmulard.

124 Sonunda kendilerini biraz topladlar. Ve bu olay nem siz gsterecek szler sylemeye baladlar. Kapiya'da tatsz haberlerden, ac dncelerden, faz la cidd meselelerden, zntl konumalardan holanmaz lar. nk btn bunlarn iyi bir belirti olmadn bilirler. Veletov'lunun sylediklerini kimse rtemiyor, onu nasl susturup yattracan da kimse bilemiyordu. . Bundan tr onun getirdii kt haberlerle, kendi yksek Veletova'sna dnmesini drt gzle bekliyorlard. Geri bunun la zntleri azalm olmayacakt, ama buradan uzakla m olacakt. Adam gittikten sonra, yaamann tadn ka ran, gelecei korkun gsteren konumalardan kurtulduk larna, eski alkanlklarna dnebileceklerine, Kapiya'larnda, eskisi gibi rahat, rahat oturabileceklerine sevindi ler. Dan ardnda geen olaylara gelince, varsn onlar da zaman deitirsin, hafifletsindi. Zaman, eserini tamamlad. Hayat, gnein altnda, hi deimemi gibi akp gitti. Kapiya'da konuulan eylerin stnden de 30 yla yakn bir zaman geti. Ryan serdar ile Trk delegesinin snr boyunca dik tikleri direkler, kklemiti. Biraz ge gelimiti ama Trk lere ac meyvelerini vermeye balamt bile... Trkler, Srbistan'daki en son ehirlerini de brakmak zorunda kal dlar. Bir yaz gn Viegrad kprs, Ujitsa'dan kap ge lenlerin meydana getirdii ackl bir kafile ile doldu. Kapiya'da gzel gruplarn uzun srd scak gnler den biri idi. Kasabal Mslmanlarn ardan dnp her iki terasa dolduklar saatti. O devirde kavunlar sepetlerle getirilirdi. Olgun kavun ve karpuzlar gndzleri soutur, geceleri ete onlarn satn alr, sofada oturup yerlerdi. o u zaman iki arkada, karpuz krmz m, yoksa beyaz m kacak, diye bahse tutuur, bahsi kaybeden paray der, sonra oturup konuarak, akalaarak onu birlikte yerlerdi. Ta teraslar daha gnn scakln koruyordu. Ama

125 gnein batyla birlikte rmaktan serin bir rzgr esme ye balard. Suyun ortas prl prl yanar, ama kenarlar, sazlarla stlerin dipleri, glgeli, koyu yeil grnrd. Etraf evreleyen tepeler, batan gnein altnda kzla bo yanrd. Yalnz bazlarnn rengi ok krmz, bazlarnn ise belli belirsiz. Ama, onlarn stnde, Kapiya'dan gz ala bildiine uzanan anfiteatrn gney batsnn yarsnda, her an renk deitiren kimi parlak, kimi soluk, yaz bulutlar uzanr. Bu bulutlar, Kapiya'nn, en gzel manzaralarndan biridir. Gn aarp gne ykselmeye balaynca, dalarn ardndan kaim ynlar halinde gelirler... Bu beyaz gm rengi ve gri bulutlar, periler lkesindeki ahane binalarn dzensiz, renk renk kubbeleri imi gibi grnr. Belli bir bykle varnca, gnein kavurduu kasabann stnde bylece ar ve hareketsiz asl kalrlar. Akam zerleri kprde oturan Mslmanlarn gzleri nnde her zaman bu bulutlar vardr, tpk sultann beyaz ipek adrlar gibi. Onlar seyrederken gzlerinde savalar, yiitlik sahneleri, ahane ve lks bir hayat canlanr. Kasabann evresindeki yaz bulutlarn karanlklar kapatnca, ay ve yldzlar, yep yeni, byl bir lke yaratr. Kapiya'nn bu deiik ve esiz gzelliini, hi bir za man yaz gecesinin bu saatinde olduu kadar kuvvetle du yamazsnz... nsan sanki, sihirli br asma salncakta gibi dir. Karalar aar, sularda yzer... Uzayda uar... Ama yi ne de kasabasna, bahesiyle, meyvalklaryla, erikleriyle beyaz evine smsk bal kalr. Byle bir evi, arda bir dkkn olmayan sradan ka saballar da, orada oturup kahvelerini ier, sigaralarn tel lendirirken, yeryznn zenginliklerini ve tanrsal nimet lerin sonsuzluunu bu saatte duyarlar. Zamannda dnlm, iyi br yere kurulmu, baa r ile bitirilmi bir yap, salam ve gzel olunca, btn

12b bunlar insanlara, hem de yzyllar boyunca, saiyabiliyordu. te yine, sohbetlerle, akalamalarla, birbirine ve ge enlere taklmalarla geen akamlarn birindeyiz; canl ve grltc akalara en ok hedef olan, ksa boylu, gl kuvvetli, tuhaf grnl bir genti. Bu, tek gzl Salko'dur ( 1 ) . Salko, vaktiyle kasabaya gelmi bir er, ya da subayla bir ingene kadnn oludur. Zaten babas, bu istemedii olu domadan kasabadan ayrlmt. Az sonra annesi de lnce ocuk, anasz, babasz byd. Btn kasaba ona bakt, yardm etti. O hem herkesindi, hem de hi kimsenin. Gider, evlerde, dkknlarda alr, kimsenin yapmak istemedii ileri yapar, lmlar, kanalizasyon ukurlarn temizler, len hayvan lelerini, suyun srkleyip getirdii her eyi gmerdi. Hi bir zaman bir evi, bir soyad, belli bir ii olmamt. Ayakta, ya da yrrken nerede olsa ye mek yerdi. Ambarlarda yatar, bakalarnn verdii alaca buiaca elbiseleri giyerdi. Daha kkken sol gzn kay betmiti. Drst, neeli, ikiyi seven, tuhaf bir tipti. Ka saba halkna sadece yapt ilerle deil, onlara aka et mek, alay etmek frsatn vermekle de hizmet ederdi. Yine evresine birka kii toplanmt. Hepsi tccar oullar idi. Onunla kaba akalar yaparak glyorlard. Hava, olgun kavunla, yeni kavrulmu kahve kokuyor du. Gne batmt ama Molievnik'tn stnde parldayan o byk yldz henz domamt. te o anda, en basit ey lerin bile nemli, byk bir grnme brnd, kuku dolu, ze! bir anlam ald anda, Ujitsa'dan gelen bir g men kafilesi kprde grnd. Adamlarn ou yaya ola rak st ba toz iinde iki kat yryorlard. Kk atlarn stnde de sarnp sarmalanm kadnlar, sandklara, de(1) Salih adnn bozmasdr. (H. . Ediz)

127 neklere balanm kk ocuklar, sallana sallana geli yorlard. Bazan da iyi bir ata binmi nemli bir kii gr nyor ama, o da cenazenin arkasndan gidiyormu gibi y ryor, gzlerini yerden kaldrmyordu. Bu hali ise de onu buraya srkleyen felketi daha gl olarak belirtiyordu. Kimi ipe bal bir kei srklyor, kimi de kucanda bir kz tayordu. Hepsi de susuyordu. ocuklar bile alam yorlard. Nal sesleriyle adamlarn ayak seslerinden, iki kat olmu beygirlerin stnde, bir birine arpan bakrlarn tkrdsndan baka ses duyulmuyordu. Yorgunluktan bit kin, bu mahvolmu insanlarn gelii ile Kapiya'daki canl lk birden snd. htiyarlar ta sralarn stnde talam gibi kalakaldlar. Genler birer duvar meydana getirdiler. Kafile aralarndan geti. Kasaba halkndan kimisi onlara selm vererek konuuyor, bir eyler ikram etmeye al yordu. Ama onlar, ikram edilen eylere bakmak iin bile balarn evirmiyor, selmlarna ancak karlk veriyor, bu gece konaklayacaklar Okolite'ye karanlk basmadan varmak istiyorlard. Aa yukar 120 aile vard. Yzden fazlas Saray - Bos na'ya gidiyordu. Belki de onlar orada misafir edeceklerdi. 15 aile kadar da kasabada kald. Bunlar burada akrabalar olan kimselerdi. Bu yorgun insanlardan yalnz bir tanesi, ailesi ve kim sesi olmayan darlkl fakir bir adamd, bir an Kapiya'da durup bol bol su iti. ikram ettikleri sigaray ald. Tozdan stba bembeyaz kesilmiti. Gzleri atei varm gibi parlyordu, baklar, hi bir eyin zerinde durmuyordu. Sigarasnn dumann zevkle savurarak etraf o parlak tat sz baklaryla szyor, bazlarnn ekine ekine sorduk lar nzik sorulara biie karlk vermiyordu. Suyunu itik ten sonra uzun byklarn sildi. Ksaca teekkr etti, yor gunluun verdii aclkla birka sz syledi: Burada oturmu, glp eleniyorsunuz ama, Stan-

128 evats'da neler olduunun farknda bile deilsiniz. te biz, Mslman topraklarna g ettik. Ama, sizler, sranz gelince acaba nereye gideceksiniz? Bunu kimse bilmez... Hi biriniz de dnmyorsunuz. Adam birden sustu. Bu syledikleri, daha bir sre ta sasz kalacak olan bu insanlar iin ok fazla... Ona, ne susmaa, ne her eyi aka anlatmaya izin vermeyen ke deri iin ise ok azd. Onun iin birden susmutu. Teek kr etti, veda etti ve kafileye yetimek iin acele acele uzaklat. Hep birden ayaa kalkarak ona iyi yolculuklar dilediler. Btn gece Kapiya'nn stnde hznl bir hava esti. Herkes susmu, dnceli idi. Tekgz bile merdivene oturmu, hareketsiz duruyordu. Kazand bir bahis saye sinde yedii karpuzun ekirdekleri etrafa dalmt. Ba n koluna dayam, gzlerini yere emi, ama nndeki ta grmyor, dalgn ve mahzun, sanki yakn br gelecein derinliklerine bakyordu. Herkes vaktinden nce dald. Ertesi gn her ey yine normal halini ald. Viegrad'llar mutsuzluu hatrlamasn sevmezler, hi bir eye de nceden zlmek alkanlklar yoktur. Gerek hayatta za man zaman byle durgunluk alar vardr. Onu hi bir za man eriilmeyen gvenilir bir hayatn zlemiyle karatmann anlam yoktur. XIX'uncu yzyln ortalarnda, bu 25 yl iinde, Sarayevo'da iki sefer veba, bir sefer de kolera salgn oldu. Bu gibi hallerde kasaballar; Hazreti Muhammed'in m minlerine byle zamanlarda yapmalarn tledii eyleri yaparlard. Bir yerde hastalk grlnce gitmeyin, nk hasta l alabilirsiniz! Ama, hastaln olduu yerde bulunuyor sanz oradan da kmayn, nk hastal bakalarna bu latrabilirsiniz. Halk, zorlanmadka, Peygamber bile sylese, salk kurallarna boyun emediinden, hkmet ie karyor,

her salgnda postann, yolcularn gelip gitmesine engel oluyordu. O zaman Kapiya'nn yaam da deiiyordu. D nmek, ya da ark sylemek iin oraya toplananlar, i sizler, gszler, ortadan kayboluyordu. Kprnn stn de o ayaklanma zamanlarnda olduu gibi, her gece nbet i bekliyordu. Sarayevo'dan gelenleri durduruyor, tfek lerini sallayarak, bararak onlar geri eviriyorlard. Atl postalarn getirdikleri mektuplar alyor ama, tedbir almak tan da geri kalmyorlard. Kapiya'da beyaz duman karken gzel kokulu bir odundan kk bir ate yakyorlar, zap tiyeler mektuplar birer maa ile tutup bu dumandan geiriyorlard. Ancak byle dezenfekte olan mektuplar gn deriliyordu, ama hi eya kabul etmiyorlard. Balca dev leri mektuplarla deil, insanlarla uramakt. Her gn bir ka kii geliyordu. Yolcu, tccar, postac gibi... Tam kp rnn giri yerinde bir nbeti beklerdi. Daha uzaktan g rr grmez eliyle yaklamann yasak olduunu anlatan bir iaret yapard. Durumu aklamak, geebileceini ispat et mek isteyen yolcu ile tartmalar balard. Her gelen de mutlaka kasabaya girmek niyetindedir. Kolera ile bir ili kisi olmadn, salkl bulunduunu iddia eder, hastaln ok uzaklarda, Sarayevo'da olduunu anlatmaya kalkar, bu aklamay yaparken yolcular yava yava ilerler, Kapiya'ya yaklarlard. Burada teki nbetiler de sze karr, tarttklar iin elleriyle hareketler yaparak bara bara konuurlard. Bu barmalarn baka bir sebebi de vard: Kprde nbet bekleyenler, gnlerini rak ierek, soan yiyerek ge irmekte idiler. devleri onlara bu hakk vermekte, n k her ikisinin de koleraya iyi geldiine inanmaktadrlar. Onlar da bu haklarndan fazlasyla yararlanmakta idiler. Yolcularn ou zaptiyeleri inandrmaya almaktan, yalDrina Kprs F./9

130 varmaktan yorulur, istediklerini yapamayacaklar iin z lerek dnerlerdi. Ama bazlar da ok inat olur, direnir, saatlerce bek lerdi. Eer zaptiye efi Salko Hedo orada ise, beklemee demez. nk Hedo tam anlamyla bir memurdur. Kar sndaki adam ne grr, ne de sylediini iitir. O ancak yrrlkteki kanunlara uymalarn sylemek iin azn aar. Grev banda kr ve sar olur. i bitti mi stelik de dilsizdir. Yolcu bo yere ona yalvarr, kompliman yapar. Salih aa ben salklym. yle ise geldiin yere salkla git!.. Haydi ek ara ban!.. Hedo ile tartlmaz. Emrindeki zaptiyeler de yine bi raz umut vardr. Kimi yolcu tartmay brakr, konumaya dalar, bandan geen felketleri anlatr. Yola kmasnn nedenini ve bandan geen felketleri sayar, dker... O zaman aralarnda sanki bir ba peyda olur. nk onu da ha iyi tanm olurlar, hi de koleral bir adama benzetmemee balarlar. Zaptiyelerden biri kasabaya gidip iste dii adam onun adna grebileceini syler. Bu, yumua mann ilk basamadr. Yolcu iin vasta ile grlemeye ceini bilir. Zaten zaptiyeler, rak tedavisinden yar sarho haldedirler. Yolcu, konumay uzatr, yalvarr; kh bir f arap vadeder, Allah rzas iin ona bu iyilii yapmas n rica eder, kh bir sevap ileyerek cennetini kazanma sn tler ve bu, uysal bulduu zaptiye ile yalnz kaln caya kadar byle srp gider. Uzayan, bir tartma, yan yarya kazanlm gibidir. Yufka yrekli zaptiye, duvardaki yazy okuyormu gibi ban evirir. Kollarn arkasnda kavuturur ve sa avucunu aar. htiyatl yolcu, anlatkla r paray usulcack zaptiyenin avucuna brakr, sonra saa sola bakar, kprnn br yarsn koarak geer ve kasa bada gzden kaybolur. Zaptiye de yerine dner, bir soan kiye bler, rak-

131 sna meze yapar, birden neelenir, tekrar kendisinde ka sabay koleradan korumak gcn bulur. Mutsuzluklar da sonsuz deildir. Bir bakma mutlulua benzerler, geip gi derler, daha dorusu biim deitirirler. Kapiya'da hayat yine eskisi gibi balar. Ve kprye ne yllar, ne yzyllar, ne insanlarla olan ilikilerindeki ha zin deiikler bir ey yapabilir. Btn bunlar stnden, tp k parlak ve cill kemerleri altndan akan azgn sular gibi gelip geer.

VIH Kprnn bana gelen ve Kapiya'da hayat durduran, yalnz savalar, salgn hastalklar, gler deildir. Olduu yla adn veren ve uzun zaman hafzalardan silinmeyen baz mstesna olaylar da vardr. Kapiya'nn sanda ve solundaki ta korkuluklar ama l ok olduundan, tekilerinden biraz daha. koyudur. Yz lerce yldan beri kyller, kpry geerlerken, dinlenmek iin yklerini oraya brakrlar. Bir balarna gelenler, biroirlerini beklerken dirseklerini oraya dayarlar, ya da dir seklerini dayayarak, altlarndan akan, her zaman prl prl ner zaman temiz, kpkl sular seyrederler. Ama onu sey-edenler hi bir zaman bu yln austos aynn son gnleinde olduu kadar kalabahk olmamt. Yaz henz bitmek .zere olduu halde sular yamurlardan bulanmt. Kemer--in arasndaki anaforlar beyaz kpklerden grlmyor- j . Bu dnen kpklerin iinde, tahta paralar, aa dal.sr, saman pleri birbirini kovalyordu. Ama, korkuluklar da balarn kollarna dayam, suyu seyredenler, artk on ara syleyecek bir eyi kalmayan, oktandr tandklar bu .'maa bakmyor, suvun v/i^r.m"

132 konumalarnda olduu gibi, onlan ok artan ve zen zalim bir alnyazsnn izini bulmaya alyorlard. O gnlerde Kapiya'da hi grlmedik bir hdise ol mutu. Bunun gemite de hi bir rnei yoktu. Belki de Drina'da bir kpr ve bir kasaba bulunduka da eine rast lanmayacakt. Olay, btn kasabay zm, sarsm ve dnyay do laan hikyeler gibi o da t uzaklara kadar yaylmt. Aslnda bu, Viegrad'a bal iki kk kyn, Velyi Lug ile Nezuka'nn hikyesidir. Bu kyler, kahverengi te pelerle yeil yamalarnn meydana getirdii anfiteatrn iki ucundadr. Kuzey douda, Strajiste buca, kasabaya en yakn ola ndr. Evleri, tarlalar, baheleri, birka tepenin stnde ya ylm ya da onlar ayran vadiler arasna skmtr. Bu tepelerden birinin yuvarlak brnde, erik baheleri iin de, tarlalarla evrilmi on be kadar ev vardr. Bu zengin, gzel bir Mslman kolonisi olan Velyi Lug kydr ve Strajiste bucana baldr. Ama bucaktan kasabaya daha yakndr. nk Velyi Lug'dan inen biri yarm saatte kendi ni ar iinde bulur. Onlarn da teki kasabalar gibi ora da maazalar ve ileri vardr. Onlarla Viegrad'llar ara snda fark yoktur. Sadece mallar daha emniyettedir. n k [tnda, salam bir toprakta ve su basknndan uzaktadrlar. Halk kasabann kt alkanlklarndan uzak, sakin, kendi halinde bir yaam srer. Velyi Lug'un bere ketli topra, temiz bir suyu vardr, insanlar da gzeldir. Orada, Viegrad'l Osmanagi'Ierin bir kolu oturur. Kasabadakiler daha zengin, daha kalabalk olduklar halde halk onlar bozulmu bulur. Ve gerek Osmanagi'Ierin, Velyi Lug'lular olduunu iddia eder. Erkeklerin hepsi yak kl olan marur ve alngan bir ailedir. Gzel bir evleri vardr. Blgenin en byk evi olan yamataki beyaz ev on larndr. Siyah samandan dam ve 14 caml penceresiyle,

133 daima badanal, bembeyaz, prl prl bu ev t uzaklardan gze arpar, Viegrad'a gelen ya da oradan giden yolcu nun ilk grd ey o olur. Lietan tepesinde batan gne in son nlar daima bu beyaz ve parlak eve gelip taklr. Kasaballar, akam zeri, batan gnein Osmanagi'in penceresine vuruunu, onlarn iten yann ve sonra bi rer birer snn Kapiya'dan seyretmeyi oktandr al kanlk haline getirmilerdir. ou zaman gne battktan sonra bile, bu pencerelerden birinin, bulutlarn altna giz lenmi son nla birden aydnlanverdiini ve snm ka sabann stnde birka saniye iri krmz bir yldz gibi parlad ok grlmtr. Evin efendisi Avdaga Osmanagi, kasabada hatr sa ylan, itibarl tannm bir kiidir. Ev hayatnda olduu gi bi, i alannda da gururlu ve ateli bir adamdr. arda depo gibi kulland bir dkkn vardr. Buras bask, lo bir yerdir. Hasrlar ve tahtalarn stne kuru erik, msr lar veya am kozalaklar yldr. Avdaga, toptancdr. Onun iin dkknn her gn a maz, pazar kurulduu gnler, bir de ileri gerektii zaman aar. Maazada daima oullarndan biri durur, kendi dk knn nndeki bir srada oturur. Orada mterilerle, ya da tandklarla konuur. Avdaga, sakal, by bembeyaz, uzun boylu, krmz yzl, heybetli bir adamdr. Sesi bouk ve ksktr. nk yllardan beri astm ekmektedir. Konuurken heyecanla np sesini ykselttii zaman (ki bu sk sk olur) kuvvetli br ksrk szn keser, boynundaki damarlar ier, y z mosmor kesilir, gzleri yala dolar ve gs dalarda ki frtnalar gibi iner, slk alar ve ter.Bu ksrk krizi geince kendini toplar, derin derin soluk alr, bir sre deiik ve hafif bir sesle konumas n srdrr. Kasabada ve evrede, sertliai. l i n i n a^.u,~.

134 sareti i!e tannmtr. Her ite byiedir, hatta ticarette bi le. Bu yzden ok kere zarara da uramtr. ou zaman, pervasz bir szle birdenbire eriklerin ya da msrn fiya tn, hi bir sebep yokken arttrr ya da indirir, bunu srf karsnda cimri bir tccara ya da parasnn stne tit reyen bir kylye meydan okumak iin yapar. Sert ve kesin kararlar verdii halde yine de gelip ona akl danrlar, tlerini alrlar. Onun iin Avdaga, Velyi Lug'dan inip maazasnn nne oturdu mu, seyrek olarak yalnz kalr. Onunla konumaktan, ona akl danmaktan holananlar oktur. ok ak yrekli, tok szl olduun dan, bakalarnn susmay ye saydklar durumlarda o, dndn aka syler ve dncelerini savunur. Astm' ve ksrkleri sk sk szn kestii halde, tuhaftr, hi bunlarn etkilerini kaybettirmez. Tam tersine onlara da ha inandrc, cidd, hazin bir arballk verir, bu da kar sndakinin direniini bsbtn krar. Avdaga'nn, hepsi de yetikin ve evli olan be olu ile, yeni evlenme ana girmi bir kz var. Kz Fato'nun ok gzel olduunu, babasna ok benzediini herkes bi lir. Kzn evlenmemesi, btn kasaba halkn ok ilgilendi ren bir konudur. Bizde, her devirde gzellii, kibarl ve erdemleri yznden bir gen kz hikye ve arklarda ya atmak dettir. O zaman o, birka yl iin eriilmez bir ama olur ve btn istekleri stne eker. Sesini iitmek le muhayyileler atelenir, evresinde erkeklerin hayran lndan, kadnlarn kskanlndan br ember rlr. Bun lar, tabiatn herkesin iinden ekip ayrd ve tehlikeli yk sekliklere kadar kard mstesna kiilerdir, 3u kz yalnz, yzyle ve vcuduyle deil, uyankll, hazr cevapll ve gzel konumasyle de babasna ben zerdi. Bunu delikanllar ok iyi bilirlerdi. Hele dnlerde ya da gezmelerde rastladklar zaman komplimanlarla, ya da kstah akalarla ona taklmaya, onu kandrmay 8 vsys

135 pmeye alanlar bunu ok iyi bilirlerdi. Konuma sanat da gzelliinden aa deildi. Ve ite, Avdaga'nn kz Fato zerine dzlen arkda (byle mstesna kimseler in arklar, birdenbire, kendi liinden doar) yle deniyordu: Ne kadar gzel, ne kadar akllsn Avdaga'nn kz dilber Fato. Kasabada ve evrede ondan byle sz ediliyor, arks syleniyordu. Ama Velyi Lug'lu. gen kza evlenme tekli finde bulunmak cesaretini gsteren pek azd. Bunlarn hepsi de sra ile red cevab alnca, Fato'nun etrafnda hemen deiik bir ahnyazsna ve kimseye nasip olmayan erdemlere sahip olanlarn etrafnda grlen hay ranlktan, kinden, hasetten ve aa vurulmu isteklerden rl bir boluk, bir ember meydana geldi. ok lf edi len ve arklar sylenen bu kiileri, kimseye benzemeyen aimyazlan arabuk alp srkler, ondan sonra da bunlar gerek bir yaamn deil, bir arknn, bir hikyenin efsa nelemi kahraman olarak yaarlar. Bizde burada, byle dillere destan olmu bir gen k zn evde kald ok grlmtr. Oysa ondan, her bakm dan ok daha aa olan gen kzlar kolaylkla evlenirler. Fato'nun bana byle br ey gelmedi. nk onun, ken disiyle evlenmek isteyecek ..kadar cretkr ve muradna erecek kadar inat ve kurnaz bir vardr. Viegrad'n bulunduu o inili, kl, dzensiz daire iinde Velyi Lug'un tam kar tarafnda Nezuka ky vard. Kprnn st tarafnda, aa yukar bir saatlik uzak lkta, sarp da silsilesinin ortasnda Drina'nn kahveren gi bir duvardan aar gibi ar bir dirsek evirerek meyda na kt yerde, ok bereketli bir toprak paras vardr. Bunlar, Butko'nun dik kayalarndan inen sellerin srkledi-

136 i topraklardr. Burada tarlalar, baheler ve yan tarafta da otlaklar grlr. Bu ayrlar tepelere doru dik kayalarn fundalklar iinde kaybolur. Btn ky, ayn zamanda Turkovi'lerin diye anlan Hamzi beylerin maldr. Yarsn da alt, yedi kyl ailesi yaar. teki yarsnda beylerin evi bulunur. Bata aile reisleri Mustafa Bey Hamzi olmak zere Hamzi kardelerin evleri. Ky her yerden uzaktr. Kuzeye bakar, gne grmez. Orada budaydan ok bol meyve ve ot yetiir. Etraf yksek dalarla evrili olduun dan gnn byk bir blmnde glgeler iinde kalr. Ora da yle bir sessizlik hkm srer ki... Bir hayvann boy nundaki ngraklar biraz fazla alsa etrafa uzun uzun yan klar yapar... Oraya yalnz bir yol kar. O da Viegrad'tan gelen yoldur. Kasabadan karken kpry geip, saa gi den byk yol bir tarafa braklr, sola dnp rmak boyun ca gidilir ve kyya inllirse karya dar ve tal bir yol kar. Bu yol sola dner, srlmemi yokulu topraklardan geer ve rmaa kadar inen dik kahverengi dan eteinde bir erit gibi uzanr. Bu yoldan at stnde veya yaya giden biri, kprnn stnden, sanki su ile kaya arasna atlm dar bir aa kt stnde yryormu izlenimini verir. Ve yrd srece, rman durgun ve yeil suyuna vuran hayali g rlr. te, kasabadan Nezuka'ya giden yol budur. Oradan da baka hi bir yere gidilmez, nk gidilecek yer, ne de yolculuk edecek bir kimse vardr. Evlerin st yannda, seyrek aal bir ormanla kapl olan dik yama beyaz de rin iki ukurla kesilmitir. obaniar dadan koyunlarn almak iin bu yoldan geerler. , Hamzl'lerin en yals olan Mustafa Bey'in beyaz, b yk evi ite ordadr. Ve ev, Velyi Lug'lu Osmanagi'in evin den daha kk deildir. Yalnz ondan farkl olarak ukurda olup, Drina'nn kysndaki ormanlar tarafndan tamamiyle

137 gze kapanmtr. Etraf yarm daire biiminde, otlar ka vak aalariyle evrilmitir. Bu aalar, bu her yan kapal, g eriilen toprak parasna, yapraklarnn hrts ve ha reketiyle daima bir canllk vermektedir. teki Hamzi kar delerin evi, biraz daha aada ve daha mtevazidir. o luk, ocuk kalabalk bir ailedir. Hepsi de ince, uzun boylu, soluk benizli, az konuur, iine kapal insanlardr. Ama ie gelince aralarnda byk bir birlik vardr. Kendilerinin olan eylere deer vermee ve onu savunmaya alkn drlar. Velyi Lug'un zenginleri gibi onlarn da arda, depoluk eden bir dkknlar vardr. Nezuka'nn btn rnn oraya yarlar. Her mevsim gerek kendileri, gerek kleleri, Drina boyunca uzanan o darack yolda karncalar gibi kay narlar. Kimi kasabaya mal gtrmekte, kimi de maln satm, parasn kemerine yerletirmi, dalar arasnda giz lenen kyne dnmektedir. Mustafa Bey Hamzi'in evinde, insann hi bir yere varmayacan sand bu tal yolun sonunda, srpriz gi bi karsna kan byk beyaz evde, Mustafa Beyin, drt kz ve Nail adl bir olu vardr. Bu Nezuka'l Nail bey de, Velyi Lug'lu Fatma'ya gz koyanlardan biridir. Bir dn de bir sr gencin zm saikm gibi asld bir kap ara lndan gen kzn gzelliini seyre doyamamt. kinci sefer onu arkadalar arasnda grdnde, ona aka yollu lf atmak cesaretinde bulundu: nallah Nezuka'l Mustafa Bey'in gelini olursun! Gen kz bir kahkaha att. Delikanl da kapnn aralndan: Hi glme, dedi. Erge bu mucize bir gn olacak! Gen kz tekrar gid ve yalnz onun yanda ve onun gzelliinde olan kadnlarda grlen gururlu bir eda ile: Bu ancak Velyi Lug, Nezuka'ya indii zaman ola bilir, dedi.

138 Tabiatn fazla cmert davrand kiiler, bazan ite byle kadere meydan okurlar. Gen kzn her davran, her syledii sz nasl her zaman azdan aza yaylrsa Hamzi'e verdii karlk da ylece her tarafa yayld. Kasabadaki akrabalarnn ba vurmalar da bir sonu vermeyince, Mustafa Bey, olunun gnl iini kendisi ele ald. Avdaga ile daima ortaklaa ileri olurdu. Hrsl ve marur olduundan Avdaga son zamanlarda nemli zarar lara uramt. Bu yzden de imdilik baz taahhtlerini kar layamayacak durumda idi. ardaki namuslu tccarlarn byle daima birbirlerine yaptklar gibi, Mustafa Bey de sessiz sedasz, byk bir tevazu ile ona bu konuda yar dm etti. Bu yan karanlk serin depolarda ve nlerindeki ta sralarda yalnz para ve ticaret ileri zlmez, bazan insanlarn aln yazlaryle de oynanr. Avdaga Osmanagi ile Mustafa Bey Hamzi arasnda ne geti? Ne konutular? Mustafa Bey Fato'yu biricik o luna nasl istedi? O marur ve sert Avdaga kzn nasl verdi? Bunu hi kimse, hi bir zaman renemeyecekti ve nitekim yukarda,. Velyi Lug'da baba ile kz arasnda neler getiini de gerek olarak kimse renememiti. Tabi ki kzn reddetmesi dnlemezdi. lkin zn t ve aknlk dolu bir bak, sonra vcudunun o kendine zg marur dikilii... En sonunda da baba emrine krkrne boyun ei... Bizde teden beri olagelen ve hl s rp giden bir dettir bu! Gen kz, bir rya imi gibi eyizini havalandrp yer letirmeye balad. Nezuka'dan hi birey szmad. Ted birli davranmasn seven Hamziler, baarlarnn da az dan aza dolamasndan holanmazlard. Ama kasabada dedikodu ald yrd. Hamzilerin istediklerini nasl elde ettikleri, koskoca Bosna'da kendine lyk bir koca bulama yan Avdaga'nn gzel ve kibirli kznn, nasl faka bastrl dn, Fato, herkesin nnde bunun olamayacan syle-

139 ciii halde Velyi Lug'un nasl Nezuka'ya indii gnn konu su olmutu. insanlar byledir. ok ykselen ve ykseklerde uan larn dmesinden deta tad duyarlar. Bir sre hep bu mesele konuuldu. Fato'nun nasl mah cup dtn anlatarak deta serin bir su ier gibi g nllerini ferahlattlar. Velyi Lug'ta ve Nezuka'da hazrlklar bir ay srd. Bir ay sre ile Fato, arkadalar, akrabalar ve hizmetileriyle eyizini hazrlad. Dikti, iledi. Gen kzlar ark syl yorlard. O da ark syledi. ark sylemek gcn, bile kendinde buluyordu. Dnceleri seyrini zlerken, o ark syleyen sesini dinliyor ve her ine batrta kendi kendi ne tekrarlyor ve biliyordu ki ne iledikleri eyler, ne de kendisi hi bir zaman Nezuka'ya gitmeyecekti. Bunu bir saniye bile aklndan karmyordu. Ama byle alr ve ark sylerken ona yle geliyordu ki Velyi Lug ile, Nezuka birbirine ok uzakt. Bir ay da ok uzun bir zamand. Ge celeri de hep ayn ey oluyordu. Bir ii bitirmek bahane siyle yalnz kalnca dnya, btn zenginlii, neeli deiik likleri, pr! prl klariyle alabildiine gznn nne se riliyordu. Velyi Lug'un geceleri lk, ama temizdir. Yldiziar alak ve titrektir. evreleri titrek beyaz bir kla evrilidir. Pen cerenin nnde duran Fato, bu geceye bakyordu. Btn vcudunda, sessiz, yaygn ve tatl bir g vard, sanki bu g bir sevin kayna imi gibi vcudunun her yann: bacaklarn, kalalarn, kollarn, boynunu, zellikle meme lerini ayr ayr duyuyordu. Dolgun ve ar, ama dimdik g slerinin tepeleri pencerenin tahta pancuruna dokunduk a, parlak gkyzn; gecenin karanlk boluu iindeki her eyiyle... evleri, binalar, tarlalar ve tepeleriyle san ki orada... gsnn ucunda hissediyordu. Sanki onlar da derin ve heyecanl soluuyle birlikte k a l k n i-m/m- b-ib,,.

140 iniyor... Gslerinin tepelerine dokunuyor... Sonra uzak lara gitmek iin ayrlyor... Tekrar dokunuyor ve yine uzak layor... Ve bu bylece srp gidiyordu. Evet... Dnya byk... Dnya kocamand. Gndzleri de Viegrad vadisi scaktan tututuu, tarlalar kaplayan budaylarn scaktan atlay bile duyulduu, kpr ile si yah tepelerin kapatt ehir, yeil sularn evresinde bem beyaz yayld zaman da byle idi. Ama geceleri, hele geceleri... Gkler tekrar canlanp tututuu zamandr ki, ihsan, dnyann o esiz gcn ve sonsuzluunu daha iyi duyar, kendini bu sonsuzluk iinde kaybeder... Artk ne benliinin, ne nereye gittiinin, ne yapacann ya da ne yapmak istediinin farkndadr. Ve yalnz orada, uzun zaman huzur iinde, gerekten huzur iinde yaanr. Orada mrnz boyunca sizi balayan... ve rilmi ar szler yoktur. ldrc vaitier, iinden kla mayacak durumlar yoktur... lm baka kar yolu olma yan ksa vadeli verilmi szler, sonunda ya lme, ya utanca gtren o insafszca akan zaman yoktur. Evet o... verilen bir szn bir daha hi deimedii gndr... Adsz ve dilsizdir. O srada aadan, sanki uzaktan geliyormu gibi ar, bouk, acl bir ses gelir: Aaa, ahh, ahh, kha. Bu, aada gece ksryle peneleen-Avdaga'dr. Fato bu sesi tanmakla kalmaz, uykusu kaan babasn, oturmu sigarasn ier ve ksrnn penesinde kv ranrken de aka grr gibi olur. Sevgili bir snak gibi tand iri kestane rengi gzlerini de grr gibi olur. Bu, yan glgelendirdii ileri glen nemli gzel gzleri... Tp k kendisininkine benzeyen gzleri... Ona, Hamz'e veril diini ve bir ay iinde hazrlanmas gerektiini syledik leri gn, deimez aln yazsn ite bu gzlerde okumutu. Kkha, Kkha, Aaaaahk!,.

141 Bir dakika nce, gecenin gzellii, dnyann bykl karsnda duyduu hayranlk birden sner. Topran o muhteem soluu durur. Kzn gsleri tatl bir kvranla kaslr. Yldzlar... Sonsuzluklar kaybolur... Artk sadece kanlmaz aln yazs ile babaa kalr. Zaman getike olgunlaan ve tanmlanan aln yazsiyle, o zalim ve insaf sz aln yazisiyle. Aadan, halvetten yine bouk ksrk ler gelir. Evet, iitiyor, onu sanki orada, gznn nnde imi gibi gryordu. O sevgili, gl, biricik babasn... Kendi ni bildi bileli, zlmez bir bala kendini tatl tatl bal hissettii babasn... Onu sarsan ac ve ksr, sanki kendi gsnde duyuyordu. phesiz, kendisinin hayr dedii yerde evet diyen azd bu... Ama her yerde onun la birlikte... Hatta... bunda bile. Onun azndan dklen eveti de benimsemiti... Tpk z ad gibi... te onun iindir ki, nikhlanmasnn arifesinde onun aln yazs, ok insafsz ve acayipti. Bir kar yol gremiyordu. nk, yok tu. Yalmz bildii bir ey vard: "Babasnn eveti yznden Mustafa Bey'in olu ile Kad'nn nne kmak zorunda idi. Ama onu bildii gibi Nezuka'ya ayak basmayacan da kesin olarak biliyordu. Yoksa kendi szne ihanet et mi olurdu. Bu da ayn derecede imknszd. nk o da bir Osmanagi sz idi. te tam orada babasnn eveti ile kendi hayr arasnda Velyi Lug ile Nezuka arasnda ki noktada hayalinde ne byk dnyann zenginlikleri, ne Velyi Lug ile Nezuka arasndaki yo! vard. Sadece; Kad' nn Mustafa Bey'in oluyla nikhn kyaca mahkeme ile kprnn sonundaki Nezuka'ya giden yolu dnyordu. Ve bu yolu gemeyeceini de kesin olarak biliyordu. Zihni bo yuna bu kk yol paras stnde gidip geliyordu. Mah kemeden kasabann ortasna, ardan kprye... Ama ora ya gelince, sanki bir uurum km gibi tekrar geri dn yor, ary geiyor, mahkemeye n s l i v o s - r l n \/<= h n v i o r i , . , -

142 madan gidip geliyor, gidip geliyor... ve aln yazs orada rlyordu. Bir yerde duramayan, bir kar yol bulamayan dncesi hep gelip Kapiya'ya saplanyordu. Genlerin ar k syledii, byklerin oturup sohbet ettii ve altndan k pkl yeil sularn akt, gze! beyaz Kapiya'ya... Ama byle bir zm yolundan korkarak zihni tekrar yolun bir bandan br bana kouyor, ama aresizlik iinde be yaz Kapiya'ya dnyordu. Artk dnceleri her gece biraz daha fazla... Her gece biraz daha uzun oraya taklp ka lyordu. Bu yolu hayalinde deil de, gerekten geecei ve kp rnn sonuna gelmeden ne olursa olsun bir sonuca var mas gerekecei gn dndke, iini, utanla kararm bir yaamn deheti ve lm korkusu kaplyordu. Yalnzl ve aresizlii iinde dnyordu ki: Bu so nucun korkunluu bile o gn geciktirmeye ya da dei tirmeye yeterdi. Ama gnler akp geti. Ne abuk, ne yava, dzgn ve uursuz... Bunlarla birlikte dn de att geldi. Austos aynn son perembesi (belirtilen gnd), Hamziler atiaria onu almaya geldiler. Bir zrh gibi vcu dunu kaplayan yeni, ar feracesi iinde onu bir ata bin dirdiler, kasabaya gtrdler, avluda eyizini, sandklarn da atlara yklediler. Nikh, mahkemede Kad'nn nnde kyld. Ve bylece Avdaga'nn kzn, Mustafa Bey'in o luna ve'rmek vaadi yerine geldi. Kk alay Nezuka yolunu tuttu. Dn orada yaplacakt. arnn yarsn getiler. Fato'nun, aklndan yz kere getii o k olmayan yolun yarsn!.. Bu, dndnden daha kolay olurdu. Ne yldzlar... Ne boluklar... Ne babasnn ksrkleri, ne de zamannn daha ar ya da abuk gemesi istedi vard. Kp rnn stne gelince gen kz, o yaz gecelerinde olduu gibi yine vcudunun her parasn ayr ayr hissetmeye balad. Hele gslerinin bir zrh iinde imiesine skl-

143

- "~

dm duyuyordu. Kapiya'ya geldiler. Gen kiz geceleri bir ok sefer hayalinde yapt gibi nnde giden en kk kardeinin kulana eilerek zengileri biraz ksaltmasn fslt le rica etti. nk artk kprden tal yola inen yokua yaklayorlard. lkin ikisi durdu. Biraz arkada da btn davetliler durdu. Bunda, bir fevkaldelik yoktu. D n alaynn Kapiya'da durmas ne birinci, ne sonuncu se ferdi. Kardei attan inip ona yaklamaya alt srada gen kz atn parmaklklara doru srd. Sa aya ile ta korkulua bast ve sonra kanatlanm gibi eyerin s tnden srayarak kprnn altnda uuldayan suya atlad, Arkasndan koan kardei, korkuluun stne boylu bo yuna uzand, feracenin ucunu yakalar gibi oldu ama tuta mad. Davetliler de eitli sesler kararak atlarndan in diler ve talam gibi ta korkuluun nnde kala kaldlar...

Akama doru, mevsime gre fazla souk kt ve ar kadan bir yamur yad. Drina kabard ve buland. Ertesi gn sar sular Faio'nun lsn Kalata yaknlarnda slk bir yere srkleyip brakt. Onu orada bir balk buldu. Gidip temeni ard. Biraz sonra temen, muhtar ve Tekgz Salko ile birlikte geldi. nk Salko, bu gibi olaylarda daima hazr bulunurdu. Kzn ls, yumuak ve slak kumlarn stnde yat yordu. Dalgalar gelip ara sra onu yalyor, bazan da, bula nk sular onu bsbtn rtyordu. Sularn gtrmedii si yah uhadan yeni feracesi kalkm, yzn rtmt. Gr ve uzun salarna karan kuma, bembeyaz ve dolgun v cudunun stnde siyah bir yn halinde duruyordu: Dalga lar incecik gelinliini stnden skp almt, Salko ile balk, eneleri kslm, zgn bir yzle su lara daldlar, gen kzn plak vcudunu, sanki canl imi

- 144 -

gibi dikkatli ve ekingen hareketlerle yerden kaldrp ky : ya kardlar, slak, amurlu feracesini stne ektiler. Kz ayn gn, sol kyda Velyi Lug'un eteklerinde yk sek bir yerdeki Mslman mezarlna gmld. Akama doru hayatlar heyecan ve gzellikten yoksun, isiz g sz serseriler kk meyhanede balk ile Salko'nun etra fn merakla sardlar. l ve cenaze zerine bilgi alabil mek iin onlara rak ve sigara ikram ediyorlard. Ama bir ey para etmiyordu. Rak da onlar syletmiyordu. Salko bi le susuyordu. Durmadan sigara iiyor ve bir gz ile duma nn ykseliini seyrediyordu. Bazan da arada bakyorlar d, Tekgz'le balk... Sonra da belirsiz bir biimde ka dehlerini kaldryor ve birden dikiyorlard. te Kapiya'da hi grlmemi ve iitilmemi bir fa cia da byle geti. Velyi Lug, Nezuka'ya inmedi. Avdaga'nn kz da bir Hamzi'e varmad. Avdaga, o gnden sonra kasabaya inmedi. O k onu yiyip bitiren dertten kimseye bir ey amadan bir ks rk nbeti srasnda ld. Ertesi yln ilkbaharnda Mustafa Bey Hamzi oluna Brankovits'li bir kz ald. Halk, daha bir sre bu olaydan sz etti, sonra unuttu. Gzellii ve zeks ile sanki lmszm gibi her eyin stnde parlayan gen kzda sadece dillerde dolaan bir ark kald.

IX Kara Corc isyanndan yetmi yl kadar sonra, Srbis tan'da yeniden sava balad. Arkasndan snr boylarnda oturanlarda da bir ayaklanma grnd. Yeniden Gostillia'da Jilivebu'da ve Veletova tepelerinde Srp ve Mslman evleri yanmaa balad. Bunca yl sonra tekrar Kapiya'da

ldrlen Srplarn balar grld. Bunlar, salar ksa kesilmi, kk kemikli, uzun bykl yass enseli, sska kyllerin balar idi. Ama bu da uzun srmedi. Osmanl lar ile Srbistan arasnda sava bitince halk da yatt. Ama bu, bir bar gsterisinden baka bir ey deildi. Altnda birok endie, heyecan ve znt mrltlar gizleniyordu. Yava yava, Avusturya ordusunun Bosna'ya gireceine dair sylentiler dolamaya balad. 1878 yl yaz balangcnda, Saray - Bosna'dan Priboy'a giden Osmanl birlikleri kasabadan geti. Padiahn, hi kar koymadan Bosna'y braktna artk herkes inanma ya balamt. Birka aile Sancaa g etmee hazrland. lerinde, bundan 13 yl nce, Srp egemenliinde kalmak istemeyerek Ujitsa'dan buraya gelen gmenler de vard. imdi de baka bir Hristiyan devletin buyruundan ka maya hazrlanyorlard. Ama ounluk kalyordu. lgisiz g rnmeye alarak byk bir znt ve aknlk iinde olaylarn gelimesini bekliyorlard... Temmuz balarnda Pleviie (1) mfts, yannda bir ka kiiyle Bosna'da Avusturyallara kar bir direnme ha reketi hazrlamak iin nemli bir kararla kageldi. Bu sa kin grnl sarn adam ok ateli ve heyecanl yara tlta idi. Her gn gelip Kapiya'da oturuyordu. Gzel bir yaz gn, kasabann btn ileri gelen Mslmanlarm ora ya toplad... Onlar Avusturyallara kar gelmeye ard. Resm emirlere bakmadan ordunun byk bir blmnn kalacana ve yerlilerle birleerek igal kuvvetlerine kar koyacana onlar temin etti. Btn genlerin hemen ona katlmalarn, iaelerinin de Saray - Bosna'ya gnderilme sini istedi. Mft, Viegrad'larn, lgn br hayat lgn bir lme ye tuttuklarn ve dvmekten holanmadk(1) Talca. (H. A. Ediz) Drina Kprs F./10

146 larn biliyordu. Yine de grd ekingenlik ve isteksiz lik karsnda amaktan kendini alamad. Fazla kalamaya ca iin, onlara, halkn yargsndan ve Allahn gazabn dan korkmalarn syleyerek ekip gitti. 1 Yerine yardmcs Osman Efendi Karamanhya'y . brak mt. Bu ayaklanmaya katlmak iin Viegrad'llar kandr mak devi ona kalyordu. Daha mft ile konuurlarken, onun bu dncesine en ok kar gelen Ali Hoca mtevelii olmutu. Ali Hoca'nn ailesi, kasabann en eski ve en tannm aiielerindendi. Hibir zaman byk bir servete sahip olmam, ama ak yreklilikleri, drstlk ve mertlikleri ile tannm lard. Batan kamayan korku nedir bilmeyen, dalkavuk luktan holanmayan di kkrtmalarn etkisi altnda kal mayan inat insanlard. Ailenin en yals, ki yz yldan artk bir sre nce kasabadaki Sokuliu Mehmet Paa Vakflarnn mtevelliligini yapm, bekisi, idarecisi olmutu. Kprnn yann daki mehur ta hanla da onlar uramlard. Macaris tan' kaybettikten sonra hann daresini salyan gelir kay nann da nasl kaybolduunu, ondan sonraki olaylarda hann nasl harap olduunu, vezirin yaptrd vakflardan yalnz bir kprnn ayakta kaldn yukarda grmtk, O, hibir bakma ihtiyac olmayan, hibir gelir istemeyen, sadece herkesin yararna hizmet eden bir vakfiye idi. Bun ca yl gururla, sadakatle hizmete mkfat olarak onlara (Mtevelli) lkabn takmlard. Davut Hoca bu vakflar korumak iin giritii sava kaybettikten sonra bu dev leri sona ermiti. Ama onlar hl kendilerini vakflarn m tevellisi gibi gryor ve kprnn bakmndan da kendile rini sorumlu tutuyorlard. nk kpr de, bu byk vak fiyenin ayrlmaz bir paras idi. Ailelerinde ok eskiden beri srp giden bir gelenek daha vard. Her kuakta hi olmazsa mtevellilerden biri, mutlaka okula gider, hoca

147 olurdu. imdi de sra Ali Hocaya gelmiti. Servetleri gibi aile de klm, azalmt. Birka yarcs ve arda hatrlanamayacak kadar eski zamanlardan kalan bir dkkn lar vard. Bu dkkn en iyi yerde kprnn yaknnda idi. Ali Hocann iki aabeyi savata lmt. Biri Rusya'da, teki de Karada'da. Ali Hoca henz gen, gler yzl, kanl, canl bir adam d. Mtevelli ailesinin drst bir ferdi olarak her eyde kendine gre bir dncesi vard. Ve bu dnceyi, inat la, direnerek savunmak deti .idi. Drst karakteri ve d ncelerinde direnmesi yznden kasabann teki hoca lar ve ileri gelenleri ile pek anlaamazd. Hocalk vasf ve rtbesi vard ama, belli bir grevi yoktu. Hocaik unva n ona hi bir gelir salamyordu. stedii gibi serbest ve bamsz olabilmek iin dkknn da bir bana idare edi yordu. Viegrad Mslmanlarnn ou gibi Ali Hoca da si lahl bir direnie kar idi. Onun iin korkaklk ve dinsiz lik gibi eyler sz konusu olamazd. O da mft kadar, di renie katlanlar kadar, gelecek olan yabanc ve hristiyan bir idareden, onun getirebilecei her eyden tiksini yordu. Ama Padiahn gerekten Bosna'y Nemse'iilere b raktn bilen, hemerilerini de ok iyi tanyan Ali Hoca, dzensiz bir halk direniinin ancak yenilgi ile sonulana can, daha byk bir felkete yol aacam dnyordu. Bir kere bu dnce kafasna yerleince onu aka yayd, iddetle savundu. Bu sefer de herkesten ok Mfty kz drarak artc sorular soruyor, akllca dnceler ileri sryordu. Bylelikle de, dmek ve fedakrlk tarafls olma yan, aka Mftnn direnme niyetlerine kar bir ruh ta yan Viegrad'llar da istemiyerek desteklemi oluyordu. Osman Efendi Karamanlya, Viegradllarla konumak zere orada kalnca, ilkin karsnda Ali Hocay buldu.

148 Aslnda tamamiyle Hoca gibi dnen, "ama dnce lerini geveleyen beylerle aalar, samim ve ateli hocay kozlarn paylamas iin Karamanliya ile yalnz braktlar. Viegrad'n ileri gelen Mslmanlar, akama doru Kaplya'ya gelip mevki srasiyle bada kurup oturmular d. Aralarnda zayf, uzun boylu, saz benizli, Osman Efen di Karamanliya da vard. Yznn btn kaslar tuhaf bir biimde gerilmiti. Gzleri ate gibi yanyordu. Aln yanak lar yere bere izleri iinde idi. Karsnda ise Ali Hoca y z kpkrmz, ayakta duruyordu. Ksa boylu olmasna ra men, heybetli bir grn vard. Ateli hoca, slk alan keskin bir sesle hep yeni sorular soruyordu: Bu kuvvetler ne kadar?... Nereye gidiyorlar?... Ne gibi vastalar var? Nasl gidiyorlar?... Amalar ne?... Ba arszla urarlarsa ne olacak? Hocann bu ii byle souk, deta bakasnn felke tine sevinen, ukalca bir eda ile ele al, Hristiyanlarn gl, Mslmanlarn akn olmalarndan doan znt y gizlemek iindi. Ama heyecanl ve ktmser Osman Efendi byle eyleri fark edecek ve anlayacak bir adam deildi. Sinirli, hasta, yobaz ruhlu ve son derece fkeli ol duundan, hemen soukkanlln kaybediyor, Hocann pheleri, tereddtleri onu, sanki karsnda bir Nemseli varm gibi ileden karyordu. Hocaya ylesine sinirle niyordu ki ona hep hakareti cevaplar veriyordu. Elde bulunan vastalarla gerekli olan yere gidile cek. Ama, dman bu topraklara sokmamaktr. ok soru soran, bu iin gereklemesine engel olur, dmana yar dm eder!.. Nihayet ly bsbtn kararak hocann her soru suna, onu kk drecek cevaplar vermeye balamt. lmek zaman gelmitir. Canmz vereceiz, he pimiz en son ferdimize kadar leceiz! Hoca! Ama ben Bosna'dan Nemseli'leri kovmak istedii-

149 n'zi, onun iin toplandnz sanyordum, dedi. Eer mese le lmekten ibaretse biz de lmesini biliriz, efendi. Bunun iin de sana ihtiyacmz yok! Karamanliya, kaba bir ed ile onun szn keserek: Gryorum ki hi de o yolu tutmuyorsun! dedi. Hoca da bak gibi keskin bir sesle karlk verdi: Bende gryorum ki sen lm yolunu tutmusun! Yalnz bu kadar sama bir ey iin, neden kendine arkada aryorsun, anlamyorum? Artk konuma kavga halini almt. Karamanliya, Ho caya: Pis gvur!.. Vatan haini!., diye hakaret etti. Kafa s kaza dikilmeye lyk bir vatan haini!.. Hoca ise ylmadan boyuna ii kurcalamakla megul d. Israrla sebep soruyor, deliller gstermesini istiyor, ha karetleri hi duymam gibi davranyordu. Gerekten de, onlardan kt iki tartmac, onlardan ters iki adam bulunamazd. Etraf bsbtn kartrp duru mu berbat ediyorlard. Onlardan baka bir ey beklenemez di. zc idi ama bunu deitirmeye de imkn yoktu. n k byle anlarda, bir toplumun sarsld, nne geilmez byk deiiklerin olduu anlarda bu gibi adamlar ortal bsbtn alt st ederler. Karklk alarnn belirtile ridir bunlar... Bu sonusuz kavga, aalarla beylerin pek iine yara d. Onlarla megul olan, onlarn dncelerini soran olma m, onlar da, kendiliklerinden dncelerini sylemek zorunluu duymamlard. Ertesi gn de Osman Efendi fke sinden titreyerek, kfrler savurarak adamlarn toplayp Sarayevo'ya, Mft ile grmee gitti. O aylar iinde gelen haberler, kasabalarn ve evleri ni korumak gibi oportniste dnceler beslemekle daha iyi ettiklerine, aalar ve beyleri bsbtn inandrd. Aus tos aynn ortalarna doru Avusturyallar Saray - Bosna'-

150 ya girdiler. Az sonra da Glasinats yaylasnda mutsuz bir sava oldu. Bu, her trl direnmelere bir son verdi. Ckolite'den geerek, Lieska tepelerinden nen yol dan Trk birliklerinin artklar gelmeye balamt: Sulta nn iradesine bakmadan, hayatlarn tehlikeye atarak di renme gleri ile birleen muvazzaf erlerdi bunlar. Sade ce ekmek, su istiyor ve Uvats'a giden yolu soruyorlard. Ama, direni gleri, bir yenilginin ykamyaca ateli ve mcadeleci kiilerdi, stleri balar toz iinde, kararm, perian; savaa katlmam Viegrad'l mslmaniarm so rularna ac ac cevaplar veriyorlard. Bir yandan da Drina kprsn korumak ve buradan gemeye engel olmak iin siperler kazyorlard. Ali Hoca bir kere daha ortaya atld. Nemsel'lerin, bir ucundan br ucuna, bit batan br baa Bosna'y is til ettikten sonra artk kasabann savunulamayacam, di reniin sama olacan, ylmadan ispat etmeye alyor du. Direni gleri de bunun doru olduunu biliyor ama, sylemek istemiyorlard. nk st ba temiz, karn tok olan bu insanlara kzyorlard. Hem korkak, hem akll dav ranarak arpmaya karmadan evlerini ve mallarn ko ruyabilmilerdi. Tam. o srada yine Osman Efendi kageldi. Her zamandan daha zayf, daha sar, daha kavgac daha heyecanl idi. O da baarszlk nedir bilmeyen insanlardan biriydi. Sadece direniten sz ediyor, nerede, ne pahas na olursa olsun lmek gerektiini sylyordu. Onun bu taknl ve heyecan karsnda herkes sindi, bir Ali Ho ca kald. Souk ve neesiz bir sesle, br ay nce, yine bu ayn Kapiya'da direniin sonu vermeyeceini haber ver mi olduunu, kzgn Osman Efendiye hatrlatt. Ona adam larn alp Plevlie'ye dnmesini, durumu bsbtn kar trmamasn tledi. imdi artk eskisi gibi ters konu muyor, Karamanliya'ya, bir hastaya hitap eder gibi tatl davranyordu. nk her eye ramen yaklaan felket-

151 ten Hoca da son derece zgnd. Karsnda, eski slm ku rallarnn artk uzun zaman korunamyaca, yabanc bir gcn yaklamakta olduunu gren her dini btn Ms lman gibi mutsuz ve zgnd. Szlerinden, elinde ol mayarak o gizli zehir salyordu. Karamanliya'nn btn hareketlerine, hznle cevap veriyordu: Efendi, sen zannediyor musun ki, oturup Nemseli'lerin memleketi istil etmelerini beklemek benim iin kolay bir itir? Bizi neler beklediini, hangi zamanlara kal dmz bilmiyor muyuz? Acmz, neler kaybettiimizi ok iyi biliyoruz. Eer bunu anlatmak iin geldinse keke hi zahmet etmeseydin? Vallahi Pieviie'den gelmee demez di. Benim grdme gre hesaptan anlamyorsun! Eer anlasaydn... yaptklarn yapmaz... sylediklerini syle mezdin. Azizim efendi bu senin dndnden ok daha byk bir azaptr. Bunun aresi var m bilmiyorum ama onun, senin gsterdiim yolda olmadn ok iyi biliyorum. Ama Osman Efendi, onun derin ve iten tutkusu olan direnme idealine cevap vermeyen eylere kar sard. stelik Hcca'dan Nemseii'ier kadar nefret ediyordu. Bu da daima byledir. stn bir dman yaklarken ve byk yenilgilerin arifesinde iken, karde kardee dman olur. Anlamazlklar -ortaya kar. Artk syleyecek yeni br kfr bulamadndan, boyu na hocaya vatan haini diye baryor v e : Git, kendini NsmssiPiere vaftiz ettir! diyordu. Hoca sknetle karlk veriyordu: Ecdadm kendini vaftiz ettirmedi ki, ben ettireyim, efendi!.. Ben ne kendimi vaftiz ettirir, ne de bir enayiyle birlik olup dvrm. flerl gelen Vlegrad'I Mslmanlarn hepsi de Ali Ho ca gibi dnyordu. Ama sylemeyi doru bulmuyorlar d. Hele byle ak ve kaba br biimde.,.

152 Yaklamakta olan Avusturyallardan korkuyorlard ama, bir askeri birlikle kasabaya hkim olan Karamanliya'dan da ekmiyorlard. Onun iin evlerine ve ehrin dn daki yurtluklarna kapanmay ye sayyorlard. Yalnz Ka ramanliya ve adamlaryla karlamak zorunda kalnca, ka amak cevaplar veriyor ve oradan svmak iin de baha ne aryorlard. Karamanliya ovada, kervansarayn harabeleri nnde sabahtan akam karanlna kadar srekli toplantlar ya pan bir meclis kurmutu. Bu mecliste eitli insanlar var d. Karamanlya'nn adamlar, rastgeie oradan geenler, ehrin yeni efendisine bir ey sormaya gelenler direni ilerin zorla eflerini dinlemee srkledii kiiler. Kara manliya durmadan konuuyordu. Bir kii ile konuurken bi le yzlerce insana sesleniyormu gibi baryordu. Yz bsbtn sararmt. Sapsar olan gzleri, yuvalan iinde fldr fldr dnyordu. Dudaklarnn etrafnda beyaz kpk ler toplanyordu. Kasaballardan biri, eyh Turhan'la ilgili inantan sz at. ok eski zamanlarda kffrm buralara girmesine engel olmak iin ehit dmt. Ve imdi r man br kysnda, kprnn st tarafndaki mezarnda dinleniyordu. Ama, dman askerlerinden bir tanesi kpr ye ayak basacak olursa... Hemen mezarndan kalkacak, yo lunu kesecekti. Karamanliya bu efsaneyi hemen benimsedi, ona drt elle sarld ve ondan gerek bir yardmc imi gibi sz et meye balad. Kardelerim! Bu kpr bir vezirin hayratdr. Bu kprnn, gvur kuvvetlere geit vermedii yazldr. Onu biz deil de, ne klcn, ne de tfein etkileyemeyecei bir evliya koruyor. Dman gelince o... mezarndan kal kacak, kprnn ortasna dikilecek... Kollarn aacak... Nemsei'ler de onu grnce bacaklar titriyecek, yrekleri azlarna gelecek, o kadar korkacaklar ki, kamaa bile

153 vakit bulamyacaklar... diyordu. Mslman kardelerim!.. Dalmayn!.. Hepiniz benimle birlikte kprye gelin. Bunlar sylerken uzun, siyah cppesi altnda dimdik, kollarn aarak evliyasnn nasl duracan gsteriyor, bu haliyle siyah, kocaman bir ha'a benziyordu. Vegrad'llar bu hikyeyi ondan iyi biliyorlard. o cukluklarndan beri ka sefer dinlemi ve anlatmlard. Yalnz yaant ile masal birbirine kartrmak,'hi bir can lnn kendilerine yardm edemiyecei bir durumda lle rin yardmna be! balamak istemiyorlard. Ali Hoca maazasndan ayrlmamt. Ta hann nn de olanlar kendisine anlattklar zaman acma ve hzn dolu bir anlatm ile elini sallayarak: Ben bu sersemin ne canllara, ne llere rahat vermiyeceini biliyordum, dedi. Artk Allah yardmcmz olsun! Dmann nnde kendini ciz hisseden Karamanliya, btn fkesini Hocadan alyordu. Baryor, korkutuyor ve ehirden ayrlmadan kendilerine kar savamak isteme dii, bakalarn da ettirmedii Nemseli'leri karlamas iin Hocay kulandan Kapiya'ya ivileyeceine yemin ediyordu. Avusturyallar Lieska yamalarnda grnnce bu tar tmalar birden dindi. O zaman kasabann gerekten savunulamyacan grdler. Karamanliya, kasabadan son ay rlanlardan biri oldu. Kervansarayn nnde, ta oraya ka dar srkledii iki-demir top brakyordu. Karamanliya ka sabadan ayrlmadan, ettii yemini yerine getirdi. Sanat demircilik olan uzun boylu, ama ku beyinli bir adama, Ho cay alp balamasn ve sonra Kapiya'da eski karakoldan kalan kaza sa kulandan ivilenmesini emretti. arda ve kpr yaknnda hkm sren genel kar gaalk ve heyecan arasnda, yksek sesle verilen bu emri herkes duymutu. Ama sylendii biimde yerine getirile-

154 cei kimsenin aklna gelmiyordu. Byle anlarda neler sy lenmez, ne yuvarlak lflar, ne kt kfrler edilmezdi! Bu da bunlardan biri idi... lkin imknsz bir ey gibi grnd. Bir hareket, bir korkutmadan baka bi rey olamazd. Ali Hoca da ii ciddiye almamt. Emri alan demirci de toplarn ivilerini akarken dnyor ve tereddt ediyordu. Ama hocay ivilemek,dncesi bir kere ortaya atlmt. Herkesin zihninde Yaplr!.., Yaplamaz! diye bir d nce belirmee balamt. ok sama, irkin ve imkn sz grnyordu. yle idi de. Ama byle boucu heyecan anlarnda ne olursa olsun bir eyler yapmak... grlmemi bir ey yapmak gerekti. Bundan baka da yaplacak sy yoktu. 3u imkn gittike maddlelyor, daha mmkn daha tabi gelmeye balyordu. Niin olmasn?,. Kendini pek de savunmayan Hocay iki kii yakalad. Kollarn arkaya baladlar. Henz bunlar fec ve lgn bir gerek olmaktan ok uzakt. Ama gittike yaklayordu. Ni hayet demirci duraksamasndan ve zaafndan utanm gibi az nce toplar akt ekici ortaya kard. Nemseii'lerin yarm saatlik yola kadar gelmi olmalar, ona birdenbire kararn verdirdi. Ve bu ii bitirmeye niyet etti. Ayn ackl dncenin altnda ezilen Hocaya da hersye kar bir umursamazlk gelmiti. Harta ona verilen o irkin, gln cezaya bile! Ve o imknsz grnen ey bylece gerekle, ti. Byle bir eyin olabileceine kimse inanmamakla bir likte, Hoca'nn kulandan Kapiya'ya ivilenmesine herkss biraz yardm etmi oldu. Halk, Nemseii'lerin nnden ka nca Hoca orada yalnz kald. Bu gln ve ackl durumda, diz st, hareketsiz durmaya mahkmdu. nk en kk bir hareket ona dayanlmaz bir ac; veriyordu. Ona bir daa gibi arlam ve bym gelen kula kopacak dye kor kuyordu. Baryordu. Ama sesini duyacak kimse kalma mt. Herkes evine, kyne dacnm. Kasabaya bir lm sessizlii kmt. Kprnn st, lm her ayi silip

155 sprm gibi sszd. Onu koruyacak kimsecikler yoktu. Ali Hoca, Kapiya'nn stndeki kaza ba yapm, yu varlak bir top gibi iki bklm olmu nliyordu. Ama bu du rumda bile Karamanliya'ya kar yeni deliller bulmaya a lyordu. Avusturyallar ar ar ilerliyordu. nceleri, br k yda, Kervansarayn nndeki toplar grnce durup da toplarnn gelmesini beklediler, leye doru kk bir ko ruluktan kervansaraya iki glle attlar. Bu da zaten k mekte olan han bsbtn ykt. Pencerelerindeki, tek par a bir bloktan oyulmu o gzelim kafesleri krd. Ancak Trk toplarn devirdikten ve balarnda kimse bulunma dn anladktan sonra atei kestiler. Sakncal admlarla kprye yaklatlar. Elleri tfeklerin tetiinde, ar adm larla Kapiya'ya geldiler; orada iki bklm olmu duran Hoca'y' grnce durakladlar. O da bann zerinden geen mermilerden ylesine korkmutu ki kulann acsn bile unutmutu. Tfek elde, yava yava yaklaan askerleri grnce inlemee balad. Bu, naslsa herkesin anlyabilecei bir dildi. Bu sayede tfeklerin tetikleri ekilmedi. Asker kp rde ilerlerken birka tanesi yannda kald. Etrafnda d nerek onu yakndan incelemek istiyor, durumun ne oldu unu anlamaya alyorlard. Ancak bir hastabakc geldikten sonra, kerpeten bu lup, atlar nalladklar cinsten iviyi kardlar. Hocay kur tardlar. Her taraf tutulmutu. ylesine bitkindi ki, inliye inliye ta basamaklarn stne ykld. Hastabakc yaral kulana ate gibi yakan bir ey srd. Acayip bir rya gryormu gibi Hoca, adamn kolundaki beyaz banda ba kyordu. stnde kocaman bir kzl ha vard. nsan ancak atei olunca byle korkun ve iren r yalar grrd. Bu ha yal gzleri nnde bir ayna gibi parldyor... byyor... korkun bir hayalet gibi ona ufku

156 kapatyordu. Ondan sonra bir asker yarasn sard. Sarg nn stne de sarn yerletirdi. Hoca, ba bal br leri szlayarak doruldu. Birka saniye kprnn korkulu una dayanarak durdu. Glkle kendini topluyordu. Kar sna rastlayan Kapiya'nm teki tarafndaki tan Trke yazlar stne bir asker, byk beyaz bir kt yaptr yordu. Hoca, ba ard, kulaklar uuldad halde me rakn yenemedi. Gidip beyaz ilana bakt. Bu General Filipovi'in bir bildirisi idi. Hem Trke, hem Srpa yazlm t. Avusturya ordusunun Bosna'ya girmesi dolaysiyle Bos na - Hersek halkna sesleniyordu. Hoca sa gzn kapyarak Trke metni hecelemee balad. O da sadece iri harflerle yazlan blm okuyabiliyordu. Bosna ve Hersek'liler! Avusturya mparatoru, Macaristan kralnn ordular lkenizin snrlarn geti. O, topraklarnz zorla almak iste yen bir dman olarak gelmiyor. Yllardan beri sadece Bos na - Hersek'i deil. Avusturya, Macaristan snrlarn da tedirgin eden kargaala son vermek iin dost olarak ge liyor. mparator - kral, snrlarnda huzuru karan bu kar gaalklarn daha fazla srp gitmesine, sefalet ve fel ketin kaplarna dayanmasna izin veremezdi. Durumunuz zerine Avrupa devletlerinin dikkatini ekti. Hep birlikte, oktan beri kaybetmi olduunuz bar ve sknu size Avusturya - Macaristan'n salamasna karar verildi. Mut luluunuzu candan dileyen padiahnz Sultan, sizi gl dostu mparator - kraln himayesine brakmay uygun gr d. mparator - kral bu lkenin btn evltlarnn ayn kanunlardan yararlanmasn, hepsinin hayatlarnn, dinleri nin ve mallarnn korunmasn istiyor. Bosna - Hersekliler, byk bir sevinle Avusturya,

157 Macaristan'n anl bayrann himayesi altna girin, asker lerimizi dosta karlayn. Kanunlara boyun ein, ilerinize dnn, emeinizin rnleri korunacaktr. Hoca bunlar, kesik kesik, kelime kelime okuyor. Hep sini pek anlamyor ama, her kelimesi ona bir ac veriyor du. Bu bambaka bir ac idi. Yaral kulann ve bann szsna benzemiyordu. Ancak mparator kelimesi ona anlatt ki... Artk ailesi ve btn yaknlar mahvolmutur. Hem de tamamiyle mahvolmulard. Yalnz tuhaf bir bi imde... Gzler gryor, azlar konuuyor, insan yaa makta devam ediyor, ama hayat, gerek hayat kalmyordu. Yabanc bir imparator onlara el koymu, yabanc bir dinin idaresi altna girmilerdi. Bu szlerden ve bu bildiriden bunlar anlalyordu. Hele gsne kurun bir glle gibi yerleen bu ar, onu daha ak bir biimde anlatyordu. Ve bu, insan olunun duyabilecei aclarn en ar, en k ts id. Burada, Osman Karamanliya gibi binlerce sersem hi bir yardmda bulunamaz, hi bireyi deitiremezdi. (Hoca kendi kendine byle syleniyordu.) Hepimiz leceiz... Varalm lelim!.. nsan iin ne yayabilecei, ne de lebilecei br a gelince yaknma neye yarard? Evet, ne yayabilir, ne le bilir, ancak topraa aklan bir direk gibi ryebilirdi. Bu ylesine byk, ylesine gerek bir sefalet ve perianlkt ki... Onu grmek ve anlamak Karamanliya gibilerin harc deildi. Bu anlayszlklar yznden durumu bir kat daha arlatryorlard. Ali Hoca bu dnceler iinde ar ar kprden k t. Hastabakcnn da onunla birlikte geldiinin farknda de ildi. Kulann acs, mparatorun szlerini okuduktan son ra gsne yerleen bu kurun gllenin yannda hi kal yordu. Ar ar yryor ve kar kyya hi varamayaca n sanyordu. Bu kpr... Btn kasabann gsn kabar-

tan kpr... Yapld gndenberi skca ailesine bal olan.. ocukken oynad ve btn mrn stnde geirdii kp r. Sanki ortasndan, tam Kapiya'nn olduu yerden kvermti. Sanki bu Nemse bildirisinin beyaz kd onu iki ye blm ve arada dev bir uurum almt. Sada ve solda ta stunlar yine ykseliyordu ama, stnde geit kalmamt. nk kpr artk iki kyy birletirmiyordu. Herkes olduu yerde sonsuz olarak kalmaya mahkmdu, Ali Hoca bu ateli dnceler iinde yava yava ilerliyor du. Yaral bir adam gibi sendeliyor, gzlerinden, durma dan yalar akyordu. Kpry ilk defa geerek yabanc ve tanmadk bir ehre giren hasta bir dilenci gibi sarsak adm larla yryordu. Birden yan banda sesler duyarak s rad. Yanndan askerier geiyordu. Kolunda byk bir ha tayan ve onu ivilendii yerden "kurtaran askerin ablak yzn tand. Asker glmseyerek ona pansumann gs teriyor ve anlamad br dilde bireyier sylyordu. Hoca, yine ona bir yardmda bulunmak istediini sanarak birden doruldu: Kendi iimi kendim grebilirim. Kimseye ihtiyacm yok benim! diyerek daha hzl ve kararl admlarla evine dnd.

X Avusturya birlikleri ancak, ertesi gn resmen kasa baya girdi. Kasabann stne ken bylesine bir sessiz lii, hi kimse, asla hatrlamyordu. Dkknlar almam t. Austos aynn sonlarna rastlayan bu scak ve gneli gnde, evlerin pencere ve kaplar smsk kapalyd. Yansokaklar ssz, meyva baheleriyle avlular bir lm sessiz lii iinde idi. Mslman evlerinde umutsuzluk ve tel

159 Hristiyan evlerinde se ihtiyat ve gvensizlik vard. Ama hepsi de korkuyordu. Kasabay igal eden Nemseliler de bir pusuya dmekten korkuyorlard. Szn ksas Mslmanlar, Nemselilerden; Srplar Mslmanlarla Nemselilerden, Museviler ise hepsinden ve herkesten korkuyordu. nk, hele sava anlarnda, her kes onlardan gl idi. Bir gn nceki top seslerinin yanklan hl herkesin kulanda idi. Eer insan sadece kendi korkusunu dinleseydi, kimse o gn burnunu bile kapdan zatamazd. Ama insan olunun kendisinden baka efendileri de var. Bir gn nce kasabaya giren Avusturya birlii, temenle zaptiye leri sakland yerde buldu. Avusturya birliine komuta eden subay, temene, grevine devam ederek kasabada dzeni salamasn sylemiti. Ertesi sabah Albay gelece i iin geliinden bir saat nce kasabann ileri gelenleri nin, yani her dini temsil eden byklerin kp Albay karlamalarn da ayrca tembih etmiti. Sapsar kesilen temen, mtevekkil bir. tavrla emri hemen yerine getirmi ve ibrahim Mollaya, Mderris H seyin efendiye, rahip Nikola'ya ve Hahamba Davit Levi'ye haber gndermi, hem ehrin ileri gelenlerini, hem de din temsilcilerini ertesi gn le vakti Kapiya'ya gidip kasaba adna Avusturya Albayn karlamalar ve arya kadar geirmeleri gerektiini bildirmiti. Sylenen saatten ok nce, drd de, ecinnilerin top oynad ar meydannda buluarak ar ar Kapiya'nm yolunu tuttu. Oraya geldiklerinde temen yardmcs olan Salko Hedo, bir zaptiyenin yardm ile Kapiya'nm basamaklanyia Avusturyal Albayn oturaca ta srann s tne parlak renkli Trk hals sermi bulunuyordu. Bir s re cidd vs sessiz durup beklediler. Okoiite yolundan kim selerin gelmediini grdler, baktlar ve bu sessiz an lamadan sonra sralarn hah serilmemi olan blmne

160 oturdular. Rahip Nikola, deriden yaplm, kocaman ttn kesesini kararak herkese ikram etti. Sofada yine tpk eskisi gibi, akranlariyle akalaarak vakit geirdikleri o genlik gnlerinde olduu gibi oturuyorlard. Yalnz ne var ki, zamanla az ok hepsi yalanmt. Rahip Nikola ile Molla brahim ihtiyarlamiard. Mderrisle Haham orta yal idiler. Orada resm elbiselerinin iinde oturmu her biri kendisini ve kendninkilerini dnyordu. Yaz gne inin altnda, birbirlerini uzun uzun szdler ve her biri tekini olduundan yal ve km buldu. Hepsi de tekinin ocukluunu, genliini, bu kpr de akranlaryla oynad, henz ne olaca belli olmayan krpe bir fidan olduu zaman aklna getiriyordu. Sigara larn tellendirirken konuuyorlar ama, konutuklarndan bsbtn baka eyler dnyorlard. Arada srada, ya banc, komutan getirecek olan Okolite yoluna bir gz at maktan da kendilerini aiamyorlard. imdiden sonra her ey o komutana bal idi. Dnyalarna, kasabalarna ve ba larna gelebilecek iyilik... ktlk... Drdnden en sakini, kendini en iyi tutmasn bileni hi phe yok ki rahip Nikola idi, ya da yle grnyordu. 70 yan gekin olduu halde, hl din ve gl idi. Bu kprnn stnde ba kesilen nl rahip Mihaylo'nun o lu idi. Genlii ok frtnal gemi... Korunmak iin bir ka sefer Srbistan'a kamt. Hibir eye boyun eme yen karakteri ve si davranlariyle nefret ve intikam his si uyandrmt. Ama, bu frtnal yllar getikten sonra, kasabaya yerlemi, babasnn yerine geip evlenmi ve durulmutu. O devirler artk ok geride kalm ve unutul mutu. Kendisi de glerek (benim huyum ok deiti, ba na kar koyanlar da uslandlar) derdi... Snr boyuna yaylm olan bir toplumu tam elli yldr sknetle, baar ile idare ediyordu. Sanki hayatn normal zntlerinden baka znt ve keder grmemi gibi, bu

161 ruhan reiste bir 'hizmetkr vefas ve bir prens vekar var d. Mslmanlara, mirlerine ve btn halka dil ve eit davranyordu. Ne ondan nce ne de ondan sonra gelenler den hi kimse onun kadar sayg ve sevgi grmemitir. Hi bir evrede, hibir din adamna bylesine itibar gsteril memitir. Ya, dini, cinsiyeti ne olursa olsun herkes onu sayyor, seviyor, byk baba diye aryordu. Btn ka saba ve evresi iin o, Srp kilisesini temsil ediyordu. s telik de onu, rahiplik ve efliin en gzel rnei olarak gryorlard. Uzun boylu, ok gl bir adamd. Fazla kl trl olmamakla birlikte, byk bir kalbi, duru bir muhake mesi, yiit bir ruhu vard. Glmseyii, karsndakini he men yumuatr, ona skn ve hayat verirdi. Gl, yksek kalpli, hem kendisi, hem evresiyle bar iinde yaayan bir insann o anlalmaz tebessm idi bu! ri yeil gzle ri bazan kslr, altn kvlcmlar saan bir izgi haline ge lirdi. htiyarlnda bile byle kalmt. Tilki derisinden uzun bir krk giyiyordu. Yz, yllarn pek az aartt, g sne kadar inen kzl bir sakalla evrilmiti. Bandaki yk sek rahip apkasnn altndan kocaman bir topuz grn yordu. Kprden, kendine zg vekarl bir geii vard. San ki kprye yaslanm olan bu kasabann ve btn bu da lk lkenin, 50 yldan beri deil de ok eskilerden, eit li tapnaklarla eitli dinlerin henz dnyay ayrmad, tufandan nceki zamanlardan beri ruhan efi imi gibi... Getii yollardaki iki tarafl dkknlarn sahipleri, hangi cinden olursa olsun kp onu selmlarlard. Kadnlar ona rastlaynca, bir kenara ekilerek yol verirler, balar eik oir halde byk babann, gemesini beklerlerdi. ocuklar, hatta museviler bile, oyunlarn yarda b-akr, seslerini keser, byk babann, eik balarna dokunDrina Kprs F./11

162 mas iin, kesik sal balarn uzatr, onun gl ve ne eli sesiyle, ok yaa olum, ok yaa!,. demesini bek lerlerdi. Byk babaya byle sayg gstermek deta bir gelenek haline gelmiti. Bu bir Atavismdi. nk, kuak lar dnyaya g.eiirken bu duygu ile doarlard. Yalnz Rahip Nikola'nn hayatn karartan bir glge vard: ocuklar ol mamt. Muhakkak ki ona bu byk bir darbe olmutu. Ama, ne ondan, ne. de karsndan kimse bir ikyet duy mamt. Evlerinde daima kyl akrabalarndan evlt edin dikleri birka ocuk bulunurdu. Bu ocuklara evlendirinceye kadar bakar, sonra bakasn alrlard. Rahip Nikola'nn yannda Molla brahim oturuyordu. Uzun boylu, zayf, kuru, seyrek sakall, sarkk bykl bir adamd. Rahipten pek de gen deildi. Kalabalk bir aile si ve babadan kalma zengin topraklar vard. Yalnz bir ouunkini andran hareketli mavi gzleriyle ylesine za yf, ylesine sklgan ve rkekti ki, Viegrad'n soylu aile sinden gelme br hocadan ok, fakir bir dervii andryor du. Molla brahim'in bir kusuru vard. Kekeme idi. Kasa ballar aka yollu (onunla konumak iin insann ii gc olmamal) derlerdi. Bununla birlikte Molla brahim cmert lii ile, iyi yreklilii ile evresinde n salmt. Her ha linde bir yumuaklk, derin bir huzur ve skn sezilirdi. Onunla tantnz m, kekemeliini de, d grnn de unuturdunuz. Hasta, dertli ve yoksullar kendine ekerdi. En uzak kylerden bile ona akl danmaya gelirlerdi. Evi nin nnde onu bekleyenler hi eksik olmuyordu. Ona akl danmak isteyen kadnlarla erkekler sk sk yolunu ke serlerdi. Kimseyi bo evirmezdi. teki hocalar gibi paha l muskalar, dualar satmazd. Biriyle konuaca zaman, karsna ilk kan taa, bir glge yere oturur, adamn ya va sesle ona derdini anlatmasn beklerdi. Molla brahim byk bir dikkat ve merhametle onu, dinler, sonunda ona birka tatl sz syler ve daima en iyi zm yolunu bu-

163 lurdu. Bazan elini cbbesinin cebine sokar ve kimsenin grmemesine dikkat ederek adamn avucuna birka para sktrrd. Bir Mslmana yardm etmek gerekince hi bir ey den ekinmez ve hi bir ey ona ar gelmezdi. Bu gibi eyler iin her zaman vakit ve para bulurdu. Bu gibi du rumlarda kekemelii de onu rahatsz etmezdi. nk ih tiya iinde kvranan bir din kardeiyle konuurken keke= melii tamamiyle unuturdu. Onun yanndan kan bsbtn avunmasa bile, derdini kendi derdi imi gibi paylaan biri ni bulmann ve iini dkm olmann rahatl iinde ora dan ayrlrd. Daima bakalarnn derdi ile uratndan kendini dnmeye vakit bulamazd. Onun iin yzyla yaklaan yaamnn hep salk, mutluluk ve refah iinde getiine inanrd. Viegrad'n mderrisi Hseyin efendi, henz gen, ol duka ksa boylu, gbeklice bir zatt. Daima temiz ve za rif giyinirdi. Dzgn kesilmi siyah yuvarlak bir sakal; yu varlak siyah gzleri, beyaz bir teni vard. yi bir eitim gr mt. Yeterince bilgili idr. Ama kendini olduundan da ok bilgili sanrd. Konumaktan, kendini dinletmekten pek holanrd. ok siyah kll, pembe trnakl, beyaz nazik el lerini, biraz yukar kaldrarak kelimeleri dikkatle seerdi. Sanki bir aynann nnde konuuyormu gibi davranrd. Kasabada en ok kitab olan o idi. Bunlar emberlerle evrilmi kilitli bir sandk iinde saklard. Bunlar, hocas Arap hocadan ona miras kalmt. Onlar yalnz tozdan ve gveden korumakla kalmaz, arada srada da okurdu. Bu ka dar ok pahal kitab olmas, kitabn ne olduunu bilme yen cahillerin gzlerinde onu ykseltiyor, ona deer kazan dryordu. Kasabann en belli bal olaylarn defterine not etti ini herkes bilirdi. Bu yzden de kasaballar onun. derin

164 bilgisi olan harikulade bir insan olduuna inanyorlard.. Kasabann da, halknn da erefi onun elinde idi. Mder ris bu ie giritii drt be yl iinde kk defterinin an cak be sahifesini doldurmutu. nk o kasabada geen olayiarn ou, yazd tarihte yer alacak kadar nemli bul mamtr. Onun iin de defteri, kendini beenmi bir ihti yar kz gibi bo, kuru ve verimsiz kalmt. nc din adam Viegrad'n Hahambas Davit Le~ vi idi. htiyar Hahamba, Hac - Liae'nin torunu idi. Dede si ona miras olarak yerini, adn, servetini brakmt ama, ruhunun huzur ve sknundan, zeksndan ve zarif nkte lerinden birey brakmamt. Sar benizli, zayf, gen bir adamd. Kahverengi kadi feye benzeyen gzleri, mahzun baklar vard. Anlatla mayacak kadar rkek ve ekingendi. Haham olal ok ofmam, haham olur olmaz da evlenmiti. Daha heybetli ve iri yar grnmek iin katn uhadan yaplm bol ve zen gin bir elbise giyerdi... Ama, bu zengin elbise iinde bi le clz bir hail vard. Seyrek sakallarn stnde de has talkl, ocuksu bir yz grnyordu. Halkn arasna girecei, bir konumaya, bir tartma ya katlaca zaman byk bir ac duyard. nk kendini zayf ve gsz bulurdu. u anda drd de orada, gnein altnda oturmu, resm elbiselerinin iinde, buram buram terliyordu. Grn mek istediklerinden ok daha zgn ve heyecanl idiler. oktandr, yalnz kendinin deil, bakalarnn da znt lerini, gerek dncelerini, aka perdesi altnda gizleme ye alm olan Rahip Nikola: Gelin de birer sigara daha tellendirelim! dedi. Vak timiz var. Bu adam ku deil ki uup kprye konsun... Hepsi de Okolite yoluna bakp sigaralarn yaktlar. Ar, ihtiyatl konuuyor, dnyor, dolayor, komuta n karlamak konusuna geliyorlard. Hepsi de ona Rahip

165 Nikola'nn Ho geldiniz demesini uygun buluyorlard. Rahip sesini karmadan uzun uzun arkadalarn szd. Gzkapaklar yar kapal, kalar atkt. Gzleri, glmser gibi, iinden altn kvlcmlar saan bir izgi haline gel miti. Gen Haham ylesine korkuyordu ki, sigarasnn du mann bile uzaa fleyecek gc kendinde bulamyor, be yaz dumanlar gelip byklarna, sakalna taklp kalyordu. Mderris de pek ondan aa kalmyordu. O gzel konu ma yeteneini, o bilgin adam olgunluunu bile yitirmiti. Ne kadar sararm olduunun, korkusunu ne kadar belli et tiinin farknda deil. nk kendi hakknda verdii yk sek kanaat buna engel oluyordu. Yine o ll davran larla bir konuya girimek istiyor, ama gzel elleri cbbesinin stne dyor, szleri birbirine karyordu. Her zamanki vekarn kaybediine ayordu. Onu tek rar elde etmee alyor, ama nafile!.. O, insann tam ih tiyac olduu zaman yitirdii deerli bir eye benziyordu. Molla brahim her zamankinden daha solgundu, ama sknetini, soukkanlln kaybetmemiti. Arada bir Ra hip Nikola ile bakyor, sanki gzle anlayorlard. Onlar, o ada Mslmanlarla Srplar arasnda ne l de bir dostluktan sz etmek mmknse o derece eski dost ve ocukluk arkada idiler. Rahip Nikola, genliin de, Viegrad Mslmanlariyle aras alp da gizlenmek ve Srbistan'a kamak zorunda kalnca, o zaman kasabada, babas ok nfuzlu bir adam olan Molla brahim ona yardim etmiti. Daha sonralar kasabadaki kargaalk dinince, iki din arasndaki ilikiler de dzelmi ve artk yan ban alm olan bu iki adam arasmda~da bir dostluk balamt. aka olarak birbirlerini komu diye arrlard. nk evleri kasabann karlkl iki ucunda bulunuyordu. Kurak lk, sel, salgn hastalk ya da baka felket anlarnda tabi her bri kendi toplumu arasnda ayn hararetle a l r l a r -

166 di. Baka zamanlarda, Meydan'da, ya da Okolite'de bir birlerine rastladklar zaman hi bir rahip ile hoca arasn da grlmedik br itenlikle selmlar, hal hatr sorarlar d. Rahip Nikola ubuu ile aasn, rmak boyundaki ka sabay iaret ederek alayc bir sesle: Orada, nefes alan, srnen... insan sesiyle konu an ne kadar yaratk varsa hepsinden biz, sen ve ben, so rumluyuz!., derdi. Molla brahim de kekeleyerek: Evet komum karlk verirdi. haklsn... Biz sorumluyuz!., diye

akay seven kasaballar, iyi anlaan kiilerden sz ederlerken: (Papazla hoca gibi seviiyorlar) derlerdi. Bu sz atasz gibi yerleip kalmt. imdi de ikisi, bir keli me sylemeden ok iyi anlayorlard. Rahip Nikola bunun, hoca iin ne kadar ac olduunu takdir ediyor, Molla bra him de rahip iin pek kolay olmadn biliyordu. Btn mrleri boyunca eitli olaylarda olduu gibi yine gzle riyle konuup anlayorlard. Kasabann btn iki ayakl ya ratklarndan sorumlu iki insan gibi... Biri ha karanlar dan... teki de secde edenlerden... O srada bir nal sesi duyuldu ve sska bir beygirin stnde gzclk eden bir zaptiye grnd. Soluk solua heyecanla uzaktan bir tel ll gibi bard: Geliyor!.. tnde!.. Komutan geliyor... te beyaz at s

Temen her zamanki gibi nazik, sakin ve sessiz orta ya kt. Okolite'den inen yokuu br toz bulutu kapla mt. XIX. yzylda, artk Osmanl mparatorluunun geri leme-devrinde domu ve imparatorluun uzak bir ke sinde dev alm olan bu adamlar, gerek bir ordunun, d zenli, tekiltl, gl bir ordunun ne olduunu bilmiyor lard. imdiye kadar btn grdkleri, kt giydirilmi,

167 kt donatlm, dzgn para almayan Padiah Ordusunun dzensiz birliklerinden ibaretti. Kendine gvenen muzaf fer, parlak bir ordunun ne olduunu ilk defa gryorlard. Bunun karsnda gzleri kamayor, dilleri tutuluyordu. Atlarn koumuna, askeri niformalarn dmelerine bir gzatmak yeterdi. Prl prl elbiseleri iinde bu svari av c blnn arkasnda byk ve gl bir lke, salam bir dzen ve zenginlik hissediliyordu. Bunun verdii a knlk ok byk, etkisi ok derin oldu. En nde, borazan alan iki svari geliyordu. Arkasn dan da siyah atlara binmi bir svari bl. Atlar iyice tmar edilmi, prl prl, bir gen kz gibi, trs gidiyorlar d. Svarilerin stnde gsleri sar eritlerle sslenmi krmz ceketler vard. Hepsi de gen, pembe yzl yank tenli, kvrk bykl idi. Hepsi de ylesine taze ve temizdi ki henz kladan km sanlrd. Arkalarnda, bata Albay olmak zere alt subaylk bir gurup geliyordu. imdi btn gzler ona evrilmiti. tekilerden daha iri br ata binmiti. Onlarn arkasnda da deri apkalarnn stnde sor gu ve gslerinde aprazlama -beyaz kay bulunan ye il niformal avclarla, bir blk piyade grnd. Borazan la, svariler, din admlariyle temenin nnden getiler ve arda bir kenara sralandlar. Viegrad'n drt by , kprnn stnde, Kapiya'da ayakta bekliyorlard. He yecandan sararan yzleri, gelmekte olan subaya dnkt. Gen subaylardan biri atn Albaya yaklatrarak bir ey ler syledi. Svariler yavaladlar. Din adamlarnn yan na gelince Albay birden durdu. Attan indi. Bu bir iaretmi gibi br subaylarda onu taklit ettiler. Askerler koa rak atlar alp birka adm geri ekildiler. Aya yere de er demez Albay sanki bsbtn deiti. Ksa boylu, gs terisiz, yorgun, sevimsiz, sert bir adamd. nce herkesin

168 hesabna o dm, savam gibi bir hali vard. Ama imdi gerekten olduu gibi grnyordu. itinasz, hatt derbeder giyinmiti. Bu bakmdan beyaz tenli, smsk niformal subaylarna hi benzemiyordu. Kendini hesapsz harcayan, kendi kendini yiyen bir adamn rnei idi. Yank yz, sakallarla evrilmiti. Baklar ku kulu ve bulankt. Banda kasketi hafife arplmt. Za yf vcudu buruuk niformas iinde yzyordu. Ayanda ksa svari izmeleri vard. Ayaklarn aarak ve kamsn sallayarak din adam larna yaklat. Bir subay, nnde dizilen adamlar iaret ederek aklamada bulundu. Albay fkeli, siyah baklariyle ksaca onlar szd. Ar devler yklenmi, byk tehlikelerle karlaan bir adamn keskin ve fkeli bak lar idi bunlar. Baka trl bakmasn bilmedii hemen anlalabiliyordu. Rahip Nikola ok tabi bir biimde, kolaylkla konu uyor, Albaydan ok, szlerini evirecek olan gen suba ya bakyordu. Her dinin burada bulunan temsilcileri adna konuuyordu. Yeni devletin isteklerine gre davranacakla rn, bar ve dzeni salamak iin ellerinden her geleni yapacaklarn sylyordu. Buna karlk ordunun da cemaat lerini ve ailelerini korumas, bar iinde yaamalarn ve namuslu bir yol ile hayatlarn kazanmalarna izin verme lerini rica ediyordu. Rahip Nikola ksa konutu. Ve hemen szn bitirdi. Sert albay kzacak vakit bulamad. Ama gen subayn e virmesini beklemedi. Krbacn aklatarak sert bir sesle szn kesti: Pekl!.. Pekl!.. yi davrananlar korunacaktr. Ama her yerde dzenin korunmas art!.. Zaten isteler de baka trlsn yapamazlar. Sonra ban sallayarak yzlerine bakmay, hatta se lm vermeyi bile gerekli grmeden yrd.

169 Din adamlar ekilip yol verdiler. Albay, arkasnda su baylar ve seyisleri ile nlerinden geip gitti. Kapiya'nn stnde yalnz kalan din adamlarna kimse aldr etmedi. Onlar da byk bir hayal krklna uramlard. Btn gece komutanla askerleri nasl karlayacaklarn dne rek gzlerini kapamamlard. Hatta bu sabah bile ayn d nce altnda ezilmilerdi. Her biri kendi karakter ve ha yal gcne gre bunu binbir trl tahayyl etmi ve ken dini en ktye hazrlamt. lerinden bazlar kendilerini bir daha evlerine ve ka sabaya dnmemek zere o uzak Almanya'ya srlm g ryordu. Bazlar ise eskiden Kapiya'da kafa kesen Hayret tin zerine sylenenleri hatrlyordu. Ne kendini dnen, ne de bakalarna nem veren, evresindeki btn insanlar ve lkeleri yalnz kendi he sabna ve kendi adna den bir sava konusu, ya da sava vastas sayan, hayat ve varl sava olan bu ufak tefek ama fkeli subayla aralarnda geenden baka ey akllarna gelmiti. Orda durmu, akn akn bakyorlard. Her bak lar sessiz bir soru idi. Hl yayor muyuz?.. in en g yann gerekten atlattk m? Bamza daha neler gele cek? Ne yapmal?, gibi. ilk kendisini toplayan temenle Rahip Nikola oldu. Artk din temsilcilii devlerinin bit tiine kanaat getirdiler. Evlerine dnebilirlerdi. Korkmaa, kamaya sebep olmadn, sadece davranlarna dikkat etmek gerektiini halka bildireceklerdi. tekilere gelince, yzlerinde bir damla kan, balarn da da akl kalmamt. Kendiliklerinden bir karar verme ye ciz olduklarndan, onlarn szlerini hemen kabul ettiler. lkin, hi bir ey karsnda soukkanlln kaybetme yen temen, iinin bana dnd. Zaptiye de, komutan arlamas ksmet olmayan haly toplad.

170 Salko Hedo yanbanda duruyordu, duygusuz, souk, tpk aln yazs gibi! Din adamlar da vedalatlar. Her biri kendi evinin yolunu tuttu. Haham bir an nce eve dnmek, karsiyle annesine kavumak ve ailece ocann scakl iinde huzura ka vumak iin can atyordu. Mderris ise, derin dncelere dalm bir halde da ha ar yryordu. Her ey, biraz kaba ve tatsz olmakla birlikte tahmin ettiinden daha iyi ve kolay gemiti. Artk korkmann gerei kalmamt. Ona yle geldi ki, imdiye kadar hi bir eyden korkmamt. Acaba kasabann tari hinde bu olayn ne derece nemi olabilirdi? Ona ne kadar yer vermeliydi. Her halde yirmi satr yeterdi. Hatta on be!.. Belki de on!.. Evine yaklatka satrlarn says da azalyordu. ev resinde her ey nemini kaybediyor yalnz kendi gznde kendisi byyor, deerleniyor ve nem kazanyordu. Molla ibrahim'le Rahip Nikola Meydan'a kadar birlik te ktlar. mparatorluk ordusu Albaynn grn ve dav ran onlar hem zm hem artmt. Yollarn ayrld noktaya gelince durup baktlar. Molla brahim gzleri ni ayor, dudaklarn oynatyordu. Sanki bir eyler syle mek istiyormu da baaramyormu gibi. Rahip Nikola, ho caya da kendisine de cesaret vermek istiyormu gibi o al tn kvlcmlar saan glmseyiiyle glmsyordu. u ordu kanl bir ey!.. Molla brahim!., dedi. Molla brahim: Do... do... doru... Sylyorsun... ka ka ka kanl!.. Diye kekeiiyerek yznde anlaml bir mimikle selm verip arkadandan ayrld. Rahip Nikola adamlarn srkleye srkleye kilisenin yanndaki evine geldi. Kars bir ey sormadan onu kar lad. Rahip, potinlerini, cbbesini ve kzl gri ve terli sa-

171 larmn stndeki apkay kard. Alak bir sedirin st- ~ ne yerleti. Tahta hcrenin iinde bir bardak su ile bir par a eker daima hazr dururdu. Suyunu iip serinledikten sonra bir sigara yakt. Yorgun gzlerini kapad. Ama kapal gzlerinin altndan gzlerimizi kamatrp btn gr amz kaplayan ve ondan baka bir ey gr memize imkn brakmayan bir imek gibi hep o sinirli, kk Albay gryordu. ini ekti, sigarasnn dumann uzaa fledi ve kendi kendine: Hele una bak, soyrat herif!., diye sylendi. Kasabadan oynak ve neeli allmam yeni bir me lodi geliyordu. Bu avc blnn borazan ve trampet ses leri id...

XI Kprnn yanndaki kasabann yaamnda meydana gelen byk deiiklik, Ali Hocadan baka kimseye zarar vermeden gelip gemiti. Birka gn sonra hayat eski seyrini ald. Ali Hoca bi le kendini toplayp teki tccarlar gibi, o da kpr yaknn daki maarasn at. Yalnz o gndenberi kulandaki ya ra izini kapatmak iin, sarn hafife saa eiyordu. Avusturyal erlerin kolunda o kzl ha grdnden ve gz yalar iinde imparatorun bildirisini, okuduundan beri gsne oturan o kurun glle kaybolmam, sadece klm, bir tespih tanesi kadar olmutu. Artk pekl onunla yaayabilirdi. Zaten kalbinde byk bir glle ta yan biricik insan deildi. Bylece halkn engel olamad ve yreinin derin liklerinde hl geici sayd bu igal altnda yeni bir a balad. galin bu ilk birka yl inde, bu kprden neler

172 gemedi! Yiyecek, giyecek, malzeme ve o zamana kadar grlmemi bir takm let ve edavatla dolu sar boyal as ker arabalar, uzun diziler halinde grlt ile kprden geiyordu. nceleri askerden baka birey grlmyordu, top raktan su fkrr gibi her yandan, her keden, her al nn arkasndan asker fkryordu. ar onlarla dolu idi. Her yerde, her yanda onlara rastlanyordu. Her saniye erik bahesinde ya da avluda bir askerle karlaan bir kad nn l duyuluyordu. ki aylk bir arpmadan ve yr yten sonra hayatta bulunmann sevinci iinde dinlenmek ve elenmek istiyorlard. Koyu mavi niformalariyle kasa bada, civarda, her yerde geziniyorlard. Kprde gnn her saatinde askerlerden geilmiyordu. Artk kasaballar Kapiya'ya pek gidemiyorlard. n k orada daima asker vard. Kh oturup etraf (seyrediyor, kh eitli dillerde ark syleyip akalayorlard. Siper liinin stnde imparatorun armasn [ F J I ] tayan kas ketlerinin iine yemi dolduruyorlard. Ama sonbaharla birlikte ordu kasabadan ekilmeye balad. Yava yava fark edilmeden azald, sadece jandar ma birlikleri kald. Onlar da karargh kurarak bsbtn kalacakm gibi yerletiler. O srada aileleri, hizmeti ve uaklariyle memurlar gelmeye baladlar. Byk, kk her snf memur geliyordu. Onlar da ustalar, teknisyenler iz ledi. Bizce bilinmedik iler yapyorlard. lerinde ekler, Polonyallar, Hrvatlar, Macarlar ve Almanlar vard. nceleri bir rastlant ile yollar buraya dm, bir sre iin yaadmz hayat paylamaya karar vermi gi bi grnyorlard. Sanki ordunun balad igali, sivil me murlar daha bir sre srdrmek istiyordu. Oysa her geen gn yabanclarn says da artyordu. Kasaballar en ok artan saylar deil, akl sr ermeyen planlar, yorulmak bilmeyen almalar ve bu ilerde gsterdikleri direni-

173 ti. Ne bir dakika rahat duruyor... Ne de kimseyi rahat bra kyorlard. Grnmeyen, ama her gn kendini biraz daha hisset tiren kanun, dzen ve ynetmeliklerden rdkleri an ii ne, insan, hayvan ve eyasyle, btn hayat almak ve et rafta ne varsa hepsini deitirmek istiyorlard. Sanki eh rin d grnnden baka, insanlarn da gelenek ve g reneklerini, beikten mezara kadar her eyi altst etmek niyetinde idiler. Btn bunlar sessizce, fazla konumadan, gce, zora bavurmadan yaplyordu. Onun iin kimse itiraz edecek bir sebep bulamyordu. Bir anlayszlk, bir direnile kar lanca hemen ii durduruyor, gizli bir yerde konuup anlayor, sonra sadece metodunu ve biimini deitire rek yine istedikleri amaca ulayorlard. Bo arsalar l yorlar, ormandaki aalar iaretliyor, su borularn, lm lar kontrol ediyor, ineklerin, atlarn dilerini muayene edi yor, arlk ve uzunluk llerinin doru olup olmadna bakyor, halkn ne gibi hastalklardan ikyeti olduunu soruyor, meyva aalarnn emsini istiyorlard. (Sanki ken dilerine elence aryorlard. Btn bu yaptklar insana sama, bo, anlalmaz eyler gibi geliyordu). Sonra bir den btn bu almalarn arkas, sanki hi olmam gibi kesiliyordu. Ama birka ay, hatta kimi zaman bir yl son ra, halk bunu unutmaya balad srada btn bu sama lar birden manalanveriyordu. Mahalle muhtarlar, beledi yeye arlyor, onlara ormandaki aalarn kesimi, tifse kar yaplacak sava, meyva ve yemi satmak usul, hay vanlar iin gei tezkereleri zerine ynetmelikler veriyor lard. Bylece her gn ortaya yeni bir dzen, yeni bir usul kyordu. Her tzk ile de herkes, zgrlnn bir dere ceye kadar snrlandn, ykmllnn oaldn g ryordu ama ayn zamanda, kasabann, kyllerin ve b tn halkn da hayat geniliyor, bollayordu. Evlerde, yal-

174 nz Mslmanlarn deil, Srplarn da evlerinde hibir ey deimemiti. Eskiden olduu gibi yayor, alyor, e leniyorlard. Ekmei teknede youruyor, kahveyi ocakta kavuruyor, amar kazanlarda kaynatyor ve kadnlarn trnaklarn harap eden sodal sularla ykyorlard. Tezgh larda dokuyor, gergeflerde nak iliyorlard. Bayramlar ve dnler iin o eski gelenekler korunmutu. Yabanc larn getirdikleri yeni geleneklere gelince, inanlmaz ve uzak bir eymi gibi sadece kulaktan kulaa fsldaarak dedikodusunu yapyorlard. Ksacas, evlerin ounda yine eskisi gibi yaanyor ve allyordu, igalden 15 - 20 yl sonra da ayn biimde yaayacak ve alacaklard. Ama, buna karlk kasabann d grn hzla de iiyordu. Evlerinde eski geleneklere bal olarak yaayan, onlar deitirmek istemeyen bu insanlar, ehirde yaplan lara ayor, biraz syleniyor, ama kolaylkla alyorlard. Bu gibi hallerde her yerde, her zaman grld gibi ye ni yaay dzeni, eski ile yeninin karmndan meydana gelmiti. Eski anlaylar ve deerler yenileriyle atyor, birbirleriyle kaynayor, ya da birinin tekini yok etmesini bekleyerek yanyana yaamay srdryorlard. Forintle. kreytzerin yan sra kuru ve para ile de hesaplarn gr yor, arn, okkay, dirhemi olduu kadar metreyi, kiloyu, kilogram da kullanyorlard. Bonolarnn vdelerini yeni. takvime gre hesapladklar gibi, bazan bu ii Aya Yorgi, ya da Aya Dimitri gibi eski takvimlere gre de yapyorlar d. Tabiat kanunlarna gre insanlar daima btn yenilikle re kar gelirler. Ama bu uzun srmez. nk nemli ola n, hayatn biim deil, hayatn kendisidir. Eski ile yeninin bu arpmasndan ac duyan kiiler de vard. Onlar iin hayat dzeni, kaytsz artsz hayata bal idi. Tsirnie'li emsi Bey Brankovi, bu eit insanlardan d. Brankovi'ler ehrin en itibarl, en ileri gelen ailelerin den biri idi. 6 olunun drd evli idi. Evleri, etraf tarla-

175 far, erik baheleri ve korularla evrili deta kk bir ky d. emsi Bey bu toplumun az konuan, kimsenin itiraza cesaret edemedii, sert, zorba bir bakan idi. Uzun boylu bir adamd. Ama yllar onu bir hayli emiti. Bana altn i lemeli bir sark sarard. Ancak cuma gnleri, o da cuma namaz klmak iin, kasabaya inerdi. galin ilk gnnden beri ne bir yere urar, ne kim se ile konuur olmutu, etrafna bile baknmyordu. Brankovi'lerin evine yeni moda ile ilgili bir ey getirmeye kimse cesaret edemezdi. Ne yeni bir giyim eyas, ne yeni bir alet, ne de yeni bir sz... Oullarndan hibirinin yeni rejimle ilgili bir ii olmazd. Torunlarnn hi biri okula gitmezdi. Bu topluluk bu durumdan zgnd. htiyarn bu inatlndan oullar da memnun deillerdi. Ama, mem nun olmadn kimse tlatmay, hatta bir bakla bile his settirmeye cesaret edemezdi. Yeni gelenlerle ibirlii eden Mslmanlar, emsi Beye rastlaynca ona byk bir sayg, hayranlk, biraz da vicdan azabna benzer bir duygu ile selm verirlerdi. Ka sabann en yal, en hatrl Mslmanlar, emsi Beyin yanna oturup onunla konuabilmek iin Kbeye gider gi bi Tsirnice'ye giderlerdi. Bunlar, sonuna kadar direnmeye ve ne pahasna olursa olsun, gerein nnde eilmeme ye karar vermi olanlard. Bu toplantlar, az konuulan ve hi sonuca varlamayan eylerdi. Yaz k boazna kadar ilikli elbise giyen emsi Bey, kk krmz seccadesinin stne oturarak evresinde misafirler olduu halde siga ra ierdi. Her zaman igal kuvvetlerinden, o anlalmaz, irkin ve yeni yaantya gittike uyan yerli Mslmanlardan konuulurdu. Bu sert, vekarl adamn yannda herkes en diesinden, aknlktan ve zntsnden sz amak zle mini duyard. Her konuma sorularla sona ererdi: Bu bizi nereye srklyor? Sonu nereye varacak? Evet bu durmak dinlenmek nedir bilmeyen, ne l, ne ra-

176 hat, ne-snr tanyan bu yabanclar ne idiler? Ne istiyor lard? Ne maksatla gelmilerdi? Sanki hepsi birbirine ba l imi gibi neden bu kadar ok eye ihtiyalar vard? Btn bunlar ne yapacaklard? Sonu gelmeyen bu eit giriimlere onlar srkleyen endie ne biim eydi? emsi Bey yzlerine bakar ve ou zaman bir ey sy lemezdi. Yz kararmt. Ama, onu karartan gne deil, i dnyasndaki skntlard. Baklar sert, ama dalgn ve botu. Acl siyah gz bebeklerinin etraf, ok yal bir kartalnki gibi beyazmtrak gri yuvarlaklarla evrilmiti. ri aznda incecik dudaklar bir izgi gibi durur, bu sm sk kapal dudaklariyle, sanki sylemek istedii bir ey varm da onu bir trl azndan tkaramyormu gibi da ima bireyler mrldanrd. Ama yine de herkes yanndan ii ferahlam ola rak ayrlrd. Belki avunmaz, yatmazlard ama, onun umut suz azim ve bamszlnn etkisi altnda kalr, heyecan lanrlard. emsi Bey cumalar her arya iniinde, gerek bi nalarda, gerek insanlarda, geen sefer rastlamad bir de iiklii grmeyi beklerdi. Grmek zorunda kalmamak iin gzlerini yere indirir, ama burada da, kurumu amurlarn iinde Trk atlarnn yuvarlak izleri yannda, Avusturya at larnn ular sivri nal izlerinin gittike oaldn fark ederdi. Bylece... orada, amurun iinde bile, insanlarn yznde ve evresindeki her eyde olduu gibi insafsz bir mahkmiyet okurdu. Bu, durdurulmas imknsz olan zamann mahkmiyeti id. emsi Bey, artk gzlerinin rahata taklabilecei hi bir ey kalmadna inan getirdikten sonra, kasabaya da inmez oldu. Sessiz, ama insafsz, herkese kar sert, hele nefsine daha da sert, bir aile reisi olarak yaad Tsirnie'ye bsbtn kapand. Kasabann en yal, en itibarl

177 Mslmanlar, kutsal bir emanet gibi yine onu ziyarete de vam ettiler. lerinde zellikle Ali Hoca Mtevelli de var d. galin nc yl emsi Bey hi hastalanmadan ld. htiyar dudaklarnn durmadan mrldand o ac szleri, hi bir zaman sylemeden ve her eyin yeni bir dzene brnd arya artk ayak basmadan gitmiti. Gerekten de kasaba ok deimiti. Aalar kesili yor, baka yerlere yenileri dikiliyor, yollar onarlyor, ye ni yollar, kanallar alyor, kurulular, belediyeye ait bina lar yaplyordu. arda dkknlar bir sra stnde deil di. Ama, bu o zamana kadar kimseyi rahatsz etmemiti. imdi onlar ykm, yerlerine yenilerini yapmlard. Tah ta kepenkli, eski lo dkknlarn yerinde, zerleri kiremit ya da inko kapl, salam, demir kepenkli maazalar gr lyordu. Bu arada Ali Hocann dkkn da kurban gidecek ti ama Hoca ok urat, oraya buraya bavurdu. Dva a t, en sonunda dkknnn olduu gibi kalmasn salad. ar meydan imdi bym ve tesviye edilmiti. Yeni bir hkmet kona yapld. Mahkeme ile hkmet oraya yerleti. Orduya gelince... O, daha da hzl alyor, sivil idare kadar yumuak davranmyordu. Barakalar yaplyor, toprak srlyor, ekiliyor, btn bir tepenin grn de itiriliyordu. Yal kasaballar bu deiikliklere bir trl alam yor, aknlklarn aa vurmaktan ekinmiyorlard. Tam, artk bu anlalmaz almalarn sona erdiine inandklar bir srada yabanclar insan bsbtn artan yeni bir ie balyorlard... Cidd bir ii deil de, ocuklarn sama oyunlarn seyreder gibi durup bu almalar seyrediyor lard. Yabanclarn byle durmadan, dinlenmeden, yapmak, kazmak, ykmak, bina etmek, yerletirmek, deitirmek istemelerini, tabiat glklerine nceden kar koymaya,
Drina Kprs F./12

178 ona engel olmaya 7a da ondan kamaya almalarn, bu rada kimse anlamyor, takdir etmiyordu. Tersine, hele ihti yarlar bunu zararl buluyor, hatta bir uursuzluk sayyor lard. Onlarn gznde kasaba, bir dou kasabas grn n kaybetmemeli idi. Eskiden onarlr, yklmaya yz tu tan desteklenir,, ama byle hibir ihtiya olmadan her ey alt st edilmezdi. Ne binalara dokunulur, ne de Allahn kasabaya verdii biim deitirilebilirdi. Ama, bu yabanclar, ilerini, dikkatle incelenmi an lalmaz planlarla yapyor... Ve kasaballar artacak bir hzla birbiri peinden sonulandryorlard. Bylece, bizim kilerin hi beklemedikleri bir anda, bundan yz yl n ce olduu gibi sra, imdi de kpr ile bir btn olan ha rap ve ihmal edilmi kervansaraya geldi. Ta han denilen binann oktan bir harabeye dnd gerekti. Kaplar rm, dantel gibi ilenmi kafesleri krlm, dam bina nn iine kmt. inden byk bir Akasya aac frl yor, allar, yaban otlar bitiyordu. Yalnz d duvarlar h l salam ve btnd. Hl eski ahenk ve, zerafetiyle dik drtgen biiminde ykseliyordu. Kasaballarn gznde o nemsiz bir harabe deil, kprnn tamamlaycs idi, do duklar ev kadar kasabann ayrlmaz bir paras idi. Tabi attan baka hibir gcn ona dokunabilecei akllarna bi le gelmezdi. Ama, ite gnn birinde onun da sras gel di. lkin mhendisler yknn evresini uzun uzun lp bi tiler. Sonra iiler gelip talar birer birer skmeye ba ladlar. inde yuva yapan kular rktp kardlar. Ksa bir sre sonra arnn st yanndaki dzlkte, dzgn ola rak istif edilmi bir ta ynndan baka bir ey kalmad. Bir yl kadar sonra, beyaz kervansarayn yerinde, daml in ko kapl mavi badanal yksek, kaba, bir katl bir kla yk seldi. Askerler btn gn avluda eitim gryorlard. On balarn gk gibi grleyen emirleri altnda, kurbanlar gibi kollarn ayor, ya da felket grmler gibi yzkoyun

179 tozlarn iine kapanyorlard. Akamlar da b irkin bina nn pencerelerinden armonik sesleri arasnda, anlalmaz sava trkleri ykseliyordu. Btn bunlar kasaba kpek lerini korkudan havlatan borazann keskin ve hazin sesi duyuluncaya kadar sryordu. Sonradan btn sesler kesi lince, pencerelerin klar da birer birer snyordu. te vezirin o gzel vakfiyesi de bylece ortadan^kayboldu ve halkn hl dil alkanl ile Ta Han dedii kla da, evresine yakmayan bir irkinlik iinde yeni yaa mna balad. Artk, kpr dokunulmam olarak bir bana kalmt. Doruyu sylemek gerekirse, yabanclarn getirdikle ri yeniliklerle, halkn deimeyen geleneklerinin arp mas asl kprde balad. Bunun sonucu olarak da, kasa bann eski ile ilgili her eyi gerilemek, ya da yeni ile ba damak zorunda kald. Halk elinden geldii kadar kprnn stndeki yaamnn deimemesine alyordu. Yalnz imdi Srplarla yahudiler daha serbest geliyor, artk eski si gibi Mslmanlarn gelenek ve ayrcalklarna aldr et meden gnn her saatinde gelip oturabilyorlard. Kk tccarlar da, yn, kmes hayvan ve yumurta almak iin orada oturup kylleri bekliyorlard. Gnein durumuna gre kprnn bir yanndan br yanna gemekle vakit geiren isiz gszler de istedik leri gibi gelip yerleiyorlard. Akama doru ise, i adam lar, alanlar, konumak, biraz sohbet etmek ya-da sey rek stlerle kumsallarn evreledii rma sessizce sey retmek isteyenler geliyordu. Geceleri kpr, genlerle sar holarnd. Gece hayat ilk zamanlar, halkn houna gitmeyen bir takm deiikliklere urad. Yeni hkmet ehri daim ola rak klandryordu. Daha ilk yllar, balca caddelerde yol kavaklarna direkler dikerek zerlerine, iinde gaz lm balar yanan fenerler yerletirmilerdi. Bu fenerleri temiz-

180 leyen, dolduran, yakan Srk Ferhat adl biri idi. Fakir bir adam olan Ferhat, belli bir maa almadan, bundan nce de belediye hesabna ramazan toplarn patlatr, buna benzer bir sr i yaparak oluk ocuk kalabalk ailesini gein dirmeye alrd. Kprnn bir ok yeri, zellikle Kapiya da bylece ay dnlatld. Fenerin asl olduu direk eski nbeti karako lundan kalan kaza ivilenmiti. Kapiya'daki bu fener, ka ranlkta sigara imesini, ark sylemesini sevenlerle, ru hunda ak frtnalar, yalnzln ya da sarholuun lgn ln tayan genlerin krp dkme isteklerine engel ol duu iin uzun mcadelelere yol at. Bu titrek k onlar sinirlendiriyordu. Birok sefer lambay da, feneri de frlatp attklar olmutu. ok kere de bu yzden para demeyle ya da hapisle cezalandrl mlard. Nihayet bir polis memuru nbet beklemeye ba lad. Bu sefer kprnn gece ziyaretileri fenerden daha tatsz, canl bir tankla karlamlard. Ama zaman orada da etkisini gsterdi. Yeni kuak yava yava almaya ba lad. yle ki, Belediye fenerinin soluk altnda artk serbeste hareket ediyor, ona ta, sopa... ellerine geen her eyi frlatmak gerekliliini duymuyorlard. Ay ol duu geceler Kapiya'daki fenerleri yakmadklar iin bu i daha kolaylat. Yalnz ylda bir kere kpr donanrd. Her yl impara torun doum gnnde, 18 austos gecesinde memurlar kpry dallarla, amlarla sslyor, hava kararmaya ba lar balamaz da dizi dizi kandilleri, fenerleri yakyorlard. ine doldurulmu binlerce konserve kutusu kprnn iki tarafna titrek alevlerini dkyordu. Bunlar sadece orta ye ri aydnlatp kprnn iki bayla stne dayand stun lar karanlkta braktndan, bu aydnlanm blm, bo lukta yzyormu izlenimini veriyordu. Ama bu kandiller

181 abuk yanp tkeniyor, tren de sona eriyordu. Ertesi gn kpr yine eski grnmn alyordu. O kuak ocuklarnn gznde yalnz, bu geici k oyunlariyle ykanan kpr nn yeni ve allmam canl ve derin, ama bir rya gi bi ksa ve geici hayali kald. Iklandrmadan baka, ye ni hkmet Kapiya'ya temizlik de getirmiti. Eskiden mey va kabuklar, karpuz ekirdekleri, fndk, ceviz kabuklar, rzgr ya da yamur gelip onlar srkleyinceye kadar b tn gn kprnn talarn kaplard. imdi belediye temiz lik iisi gelip her sabah kpry spryordu. Kimse buna itiraz etmemiti. nk insanlar, ihtiyalarna ve gelenek lerine cevap vermese bile temizlikten holanrlar. Ama ta bi bu ii kendileri grmemek artiyle. galin getirdii bir yenilik daha vard. lk defa olarak kadnlar da Kapiya'ya gelebiliyorlard. Memur eleri, kzla r, dadlar, hizmetileri, bir sre orada oturup konuabi liyorlard. Bayram ve yortu gnlerinde sivil ya da asker erkek arkadalariyle gelip oturduklar da grlyordu. Tabidir ki, Kapiya ile kasabann kadnlar arasnda her zaman bir balant bulunmutur. Delikanllar kprden ge en gen kzlara lf atmak, ya da gnl arlarn dindir mek, onlar unutmak... Ya da onlardan yaknmak iin ora ya geliyorlard. Kadnlar yznden ok kavgalar da olurdu. Sevgilileri iin ark syleyen, sigara ierek sessizce akan suyu seyreden, yalnz kendini unutmaya alan genler de pek oktu. Hepimizin esiri olduu, pek az kimsenin kurtulabildii yksek heyecanlarn kefareti bylece deni yordu. Genlerin arasndaki rekabetler de burada zlr ya da onlarn hesab grlrd. Birok ak entrikalar burada hazrlanr... Burada kadndan, aktan konuulur, hlya ku rulurdu. Nice aklar burada alevlenmi, yine niceleri burada snmtr. Ama ne olursa olsun ne Mslman, ne de H-

182 rist'yan kadnlar hibir zaman gelip Kapiya'da oturmam lard. imdi artk bunlar deimiti. Pazarlar ve yortu gn leri Kapiya'da iman yzl ii kadnlar grlyordu. V cutlarn skan korseden etleri taard. Yanlarnda, iyice fralanm, temizlenmi, krmz eritli, prl prl dme li niformalar iinde avular bulunurdu. gnleri ise memurlarla subaylar, eleriyle gezin meye gelirlerdi. Anlalmaz dilleriyle konuur, kahkaha ile gler, istedikleri gibi dolarlard. i gc olmayan bu ser best, neeli kadnlar az ok herkesi rahatsz ederdi. Halk buna sinirleniyor, aryordu, bu davranlar kabul etme dii halde birok yeniliklere olduu gibi, buna da alt. Kprdeki btn bu deiiklikler sadece manasz, kabuk ta kalm, geici eylerdi. Kasaballarn dncelerinde, geleneklerinde, kasabann d grnndeki eitli ve nemli deiiklikler, kprnn yanndan, ona ilimeden ge lip geti: yz yl gelip getii halde, stnde hibir iz kal mayan beyaz kpr yeni imparatorun idaresi altnda da hi deimeden kalacaa benziyordu. Kpr, vaktiyle en byk sellerin azgn ve karanlk su lar altndan sanki hi dokunulmam ve yeniden canlan m gibi nasl bembeyaz ktysa, bu yenilik ve deiiklik tufanndan yle muzaffer kacaa benziyordu.

XII imdi Kapiya'da yaam, daha canl, daha renkli olmu tu. Btn gn, hatt gecenin baz saatlerinde bile, bu renk li ve eitli kalabalk, bizimkiler ve yabanclar, genler ve yallar, deta Kapiya'da nbet deitiriyorlard.

Herkes sadece kendisiyle meguld. Herkes onlar oraya srkleyen dncelere, zevklere ya da tutkulara kendini tamamiyle kaptrmt. Onun iin, baka dnce ler ve kendi zntleri iinde, ban nne emi, sa na soluna bakmadan, hatta Kapiya'da oturanlar bile fark etmeden geenleri grmyorlard bile. Bu geen eitli insanlar arasnda Okolite'li Miln Glasinanin de vard. Bu, uzun boylu, solgun benizli, biraz eik yryen zayf bir adamd. Btn vcudu saydam, sanki arl yokmu da kurun tabanlar stnde yryormu izlenimini veriyor du, te onun iin yrrken sallanyor, kilise ocuklarnn ellerindeki bayrak gibi de eiliyordu. Salar, byklar vak tinden nce aarmt. Gzlerini hi' yerden kaldrmyordu. Oradan, byle bir uyur gezer gibi geerken Kapiya'daki insanlarn, davranlarndan deiikliin farknda bile ol muyordu. ark sylemek, tartmak, hlya kurmak, ya da vakit ldrmek iin oraya gelip oturanlar ou zaman onu gr mezlerdi. htiyarlar onu unutmulard. Genler onu hatr lamyorlard. Kasabada anlatlanlara, on iki yl nce onun zerine sylenenlere baklrsa onun alnyazs ile Kapiya arasnda sk bir balant vard. Miln'n babas ihtiyar Nikola Glasinanin, Srbistan ayaklanmasnn en alevli zamannda kasabaya gelip yer lemi, Okolite'de deerli topraklar satn almt. Onun, meru olmayan bir yoldan kazanlm ykl bir para ile bir yerlerden kap buraya geldii tahmin olunuyordu. Ama kimsenin elinde bir tutunak olmamakla beraber herkes bu ihtimale inanyordu. ki kez evlenmi, fazla ocuu olma m, bir bu Miln' yetitirmiti. Grnte ya da gizlide her nesi varsa Miln brakmt. Miln'n da Petr adl bir olu vard. Eer kumar gibi kt bir tutkusu olmasayd mal mlk ona bol bol yeter, hatta evldna da kalrd.

184 Gerek Viegrad'llar kumar sevmezlerdi. Grd mz gibi onlarn tutkusu bsbtn bakadr. Kadnlara a r dkndk, iki, ark sylemek ve doduklar rman kysnda babo gezerek hayal kurmak. nsanolunun her eyde yetenei snrldr. Bunda bi le... Onun iin de tutkular birbirleriyle atr, birbirini iter, ou zaman da biri tekini bastrr. Bu demek deildir ki, kasabada kumara dkn kim se yoktur. Ama, baka ehirlere gre kumarclarn says ok azdr. Bunlarn da ou, yabanclarla, kasabaya yeni gelenlerdir. Her ne ise; Miln Glasinanin de, bu tutkusu olanlardan biri idi. Daha ocukluundan beri kendini ku mara vermiti. Kasabada oynayacak kimseyi bulamazsa br bucaa gider, oradan, pazardan dnen bir tccar gibi ya cebi dolu, ya da bo dnerdi. Bazan da, hastalanm gibi yz altst ve sapsar bir halde, cepleri bombo, saati, kordonu, hatta ttn kesesi le sigara tabakas olmadan dnd de olurdu. Miln Glasinanin'in her zamanki yeri, Viegrad ar snn sonundaki Ustamiyi'in han idi. Orada, gndzleri bile mum ile aydnlanan penceresiz, darack bir oda vard. Bu odada her zaman, kumar her eyden stn tu tan drt kii bulunurdu. Oraya kapanr, sigara duman iinde, gzleri kan anana dnm, boazlar kurumu, elleri titreyerek ve ilekeler gibi kendilerini tutkularna feda ederek geceyi gndze balarlard. Miln, genliinin byk bir ksmn orada geirmi, gcnn de, malnn da byk bir blmn orada kaybet miti. Onu bu byk tutkusundan tamamiyle kurtaracak olan olay getii zaman, ya 30'dan fazla deildi. Biroklarnn aklayamad bu olay, hayatn da kknden deitirmiti.

185 Bundan on drt yl nce idi. Sonbaharda hana bir ya banc geldi. Ne yal, ne gen, ne gzel, ne irkindi. Or ta yal, orta boylu, az konuan, yalnz gzleri glen bir adamd. Kendini tamamiyle girdii ie veren bir i adam gibi. Geceyi handa geirdi, gn aarrken, kumarclarn leden beri topland bu kk odaya dt. Onu phe ile karladlar. Ama ylesine sakin ve alak gnll bir hali vard ki, ufacktan oyuna girdiinin farkna bile var madlar. Kazandndan ok kaybediyordu. Kalarn at yor, akn, gvensiz bir eda ile i ceplerinden gm pa ralar karyordu. Olduka nemli bir miktar kaybettii s rada, datmas iin ktlar ona vermek zorunda kaldlar. lkin yava ve ihtiyatl, sonra gittike daha canl ve daha serbest datmaya balad. Heyecansz, ama cesaretle so nuna kadar oynuyordu. Gm para yn, nnde kabaryordu. Nihayet oyuncular birer brer ekilmeye baladlar. lerinden biri altn kordonunu ktlardan birinin stne koydu, ama yabanc, sadece para ile oynadn ileri sre rek souk br eda ile bunu reddetti. Yatsya doru oyun sona erdi, nk hi kimsede para kalmamt. En son Mi ln kalmt. O da ekilmek zorunda kald. Yabanc, nazik e vedalaarak odasna ekildi. Ertesi gn tekrar oynadlar. Yabanc yine kh kazand, kh kaybetti. Ama, daima ka zanc kaybndan fazla idi. Kasaballar bir kez daha parasz kaldlar. Ellerine bakyor, kolunun iine dikkat ediyor, her yandan onu gz hapsinde bulunduruyorlard. Yeni ktlar getiriyor, sedirde yerlerini bile deitiriyorlard. Ama ne yapsalar kr etmiyor, yine yabanc kazanyordu. Basit 31 oynuyorlard. Bu, ocukluklarndan beri oynadklar kt hretli ama ok basit bir oyundu. Ne var ki yabancnn oyun tarzn bir trl kavrayamadlar. Bazan elinde 20, hat ta 30 olduu halde kt ekiyor, bazan da yirmi bete ka lyordu. nne srlen paray, byk kk hepsini kabul leniyordu. Oyuncularn ufak tefek mzklklarna gz yu-

186 muyor, ama daha by, daha gze arpan oldu mu faz la konumadan souk bir hareketle nlyordu. Handa bu yabancnn bulunuu Miln' skyor ve si nirlendiriyordu. Bugnlerde kendini iyi hissetmiyor, atei varm gibi btn vcudu aryordu. Bir daha oynamamaya karar veriyor, ama yine de oynuyor, son parasna kadar kaybediyordu. Utan ve fke iinde evine dnyordu. Dr dnc veya beinci akam kendini tutabildi ve evinde kal d. Para tedarik etmi ye giyinmiti. Ama ilk kararn de itirmedi. Ba kurun gibi ard. Nefesi daralyordu. Ne yediinin farknda olmadan birka lokma attrd. Sonra birka kere kap nne kt. Sigara iti, dolat. Bu ber rak sonbahar gecesinde, ayaklarnn dibinde uzanan can sz ehri seyretti. Byle dolaal ok olmutu. Birden yo lun stnde ilerleyen bir glge grd. Gelip evinin tahta perdesi nnde durmutu. Birisi: yi geceler komu!., dedi. Onu sesinden tand. Handaki yabanc idi. Adam her halde onun iin, onunla konumaya gelmiti. Miln tahta perdeye yaklat. Yabanc oradan gemekte olan biri imi gibi sakin ve kaytsz: Bu gece hana gelmeyecek misin? diye sordu. Bugn pek canm istemiyor ama, tekiler orada. Artk kimse kalmad. Bu akam her zamandan n ce daldlar. Gel seninle ikimiz bir oyun evirelim. Artk ok ge oldu. Gidecek yer de kalmad: Gider aada, Kapiya'da otururuz. imdi ay doa cak. Miln: Ama sras deil!., diye direniyordu. Konuan bakas imi gibi kendi sesi kendine yaban c geliyordu. Adam durmu bekliyordu. Sanki onun syle diinden baka trl davranmasna imkn yokmu gibi...

187 Miln bu yabancya kar gelmek istedii ve ondan tik sindii halde bahe kapsn at ve adamla gitti. Szleri, dnceleri ve iradesinin son hamleleriyle onu saran bu gcn etkisinden kurtulmaya, ona kar koyma ya a it halde yine de adamla birlikte gitti. Okolite yokuunu abucak indiler. Artk klmeye balayan ay Stam'evats'm arkasndan ykseliyordu. Kpr sanki ger ek deilmi ve sonu yokmu gibi grnyordu. nk iki ucu da beyaz bir sis tabakas altnda kayboluyor... te melindeki stunlar ise, karanlkta kalyordu. Stunlarn yalnz birer yan aydnlanm, br yanlar tamamiyle gl gede kalmt. Bu karanlk ve aydnlk izgiler birbirini ke siyor, kpr de, klarla karanlklarn oyunundan domu tuhaf bir Arabesk'e benziyordu. Kapiya'da bir tek canl yaratk yoktu. Oturdular. Ya banc ktlarn kard. Miln bir kez daha itiraz etmek istedi. Rahat olmadklarn, ktlar gremediklerini, pa : ray seemediklerini syledi, ama yabanc kulak asmad. Oyun balad. nceleri tek tk konutular, ama oyun kznca, bs btn sustular. Sade sigara saryor; birini sndrp, biri ni yakyorlard. Ktlar bir ok sefer el deitirdi, sonun da yabancnn elinde kald. iden slanm olan talarjn stne den paralar ses karmyordu. Miln'n o ok iyi bildii an gelmiti. Yabanc, 29 sa ys varken ikili ekiyor, says 30'u bulunca da birli eki yordu. Miln'n boaz kuruyor, gzleri kararyordu. Yaban cnn yz ayn aydnlnda her zamankinden sakin gr nyordu. Bir saat gemeden Miln btn parasn yitirdi. Yabanc, gidip evden para almasn syledi. Hatta onunla birlikte gitmeyi bile teklif etti. Gidip geldiler ve yine oyu na devam ettiler... Miln bir kr dilsiz gibi oynuyordu. K tlar tahmine alarak hangisinin istediini de yapt iaretlerle anlatyordu. Sanki oyun ktlar nefes bile al-

drmayan bu umutsuz delloda bir ayrnt, bir eit sebep ten ibaretti. Miln tekrar parasz kalnca yabanc yine gi dip evden almasn syledi. Ama, bu sefer onunla gitmeyi gerekli grmedi. Kapiya'da oturup sigarasn iti. Onunla birlikte gitmeyi gerekli grmemiti. nk artk Miln'n onu aldatp kamasna imkn yoktu. Miln onu dinledi. Hi kar koymadan gidip geldi. O srada ans birden dn d. Kaybettiklerini kazanmaya balad. Heyecandan boazndaki dm bsbtn skmt. Yabanc ortaya sr len paray iki, sonra da katna kard. Oyun gitgide hz lanyor, sertleiyordu. Ktlar slk alyor, altn ve g m paralar aralarnda mekik dokuyordu. Miln'n soluu kesiliyor, ay ile ykanan bu sakin gecede kh terli yor, kh yordu. Oynuyor, kt datyor, ktlarn saklyordu. Bunu keyfi iin deil, kendini zorunlu duydu u iin yapyordu. Ona yle geliyordu ki, bu yabanc sa dece duka altnlarn ekmekle kalmyor, kemiinin ilikle rini, damarlarndaki kann da damla damla emiyordu. Ve her kaybedite, gcn, iradesini de kaybediyor, arada bir yan gzle hasmna bakyor, karsnda eytann kor kun dilerini, ateten gzlerini grecek sanyordu. Ama yabancnn yz tersine, her zamanki gibi gndelik iini (sevimsiz ve tatsz bir ii) bitirmeye azmetmi bir insan gibi sakin ve duygusuzdu. Miln bir kere daha btn pa rasn kaybetti. Yabanc ona bu sefer hayvanlarna, malla rna ve topraklarna oynamay teklif etti: Ben ortaya prl prl drt Avusturya altn koya rm, sen de eyeri ile birlikte doru atn... Kabul m?.. Kabul!.. Doru at bylece gitti, iki yk beygiri ile inekler, bu zalar da onu izledi. Yabanc, iini bilen bir tccar gibi Miln'n ahrndaki hayvanlar birer birer sayyordu. San ki o evde domu bym gibi her birinin deerini de tahmin ediyordu.

189 Bak ben on bir duka altn koyuyorum, sen de Salkua adl tarlan!.. Sz m?.. Sz!,. Yabanc, kt veriyordu. Be ktla Miln'n 28 sa ys vard. Yabanc sknetle sordu: Daha ister misin?.. Miln, g iitilen bir sesle: Bir tane daha!., dedi. Btn kan yreine ekilmiti. Yabanc, ar ar kd evirdi, bir ikili idi, kurtar c bir kt! Miln kaytsz grnmeye alarak dileri arasndan: Yeter!., dedi. Sinirli bir davranla ktlarn toplayp saklad. Ka says olduunu hasmnn tahmin etmemesi iin yzne lgisiz bir grn vermeye alyordu. Bunun zerine ya banc, kendisi iin ak olarak kt ekmeye balad. 27'e gelince durdu. Sakin sakin Miln'n gzlerinin iine bakt. Ama beriki gzlerini yere indirdi. Yabanc bir kt daha at bir ikili gelmiti. Belli belirsiz iini ekti. 29'da kalma ya niyetli grnyordu. Kazanmak ihtimalinin heyecan iinde kan tekrar Miln'n beynine sarld. Ama tam o sra da yabanc srad. Gsn kabartt. Ban arkaya att, gzleri ve aln, ayn nda prl prl parlad. Bir kt daha at. Yine ikili!.. ikilinin st ste gelmesi biraz tu haft ama, olmutu ite!.. Miln, bu ak kdn iinde tarlasn, tpk ilkbahar da olduu gibi topra kabartlm, srlm haliyle gr yordu... Bu toprak izleri sanki kasrgaya tutulmu gibi et rafnda dnyor... Dnyordu. Yabancnn sesi sanki onu kendine getirdi. 31!.. Tarla benim!.. Sonra sra teki tarlalara, iki eve, Osaynitsa'daki ime-

e ormanna geldi. Arada srada Miln kazanyor ve hrsla birka duka topluyordu. O zaman umut altn gibi parlyor du. Ama bir iki mutsuz elden sonra parasz kalnca, yi ne malna oynamaa balyordu. Kumar, bir sel gibi hepsini silip sprdkten sonra oyuncular bir an durdular. Nefes almak iin deil, bun dan ikisi de korkuyordu, nesine oynayabileceklerini d nmek iin durmulard. Yabanc soukkanlln koruyordu, iin birinci bl mn baar ile bitirip ikincisine balamak iin sabrszla nan bir iiye benziyordu. Miln donmu kalmt. Her ya n uyumutu. Kannn kulaklarnda arptn duyuyor, s tnde oturduu sra sanki, kh havalanyor, kh yerin di bine iniyordu. O srada yabanc genzinden konuan o ahenksiz se siyle: Biliyor musun ne yapacaz dostum? dedi. Bir el daha evirelim! Ya hep... Ya hi! Ben kaybedersem bu ak am btn kazandklarm geri vereceim, sen de hayat n!.. Kazanrsan her ey senin!.. Tpk eskisi gibi para, hay vanlar, toprak... Ama kaybedersen kendini Kapiya'dan Drna'ya atacaksn!.. Btn bunlar, kendini tamamiyle kumara vermi iki kumarc arasndaki basbaya bir anlama gibi ilgisiz, so uk bir tavrla sylemiti. Miln hissediyordu ki onun iin ruhunu kaybetmek ya da kurtarmak zaman gelmiti. Yerinden kalkmaya, varn younu alp gtren, imdi de cann almak isteyen bu korkun kasrgadan syrlmaya alyordu. Ama, adam bir bakla onu yerine oturttu. Ve sanki handa 3 - 4 kuruuna oynuyorlarm gibi ban edi, elini uzatt. kisi de birer kt ekti. Yabanc bir drtl, Miln bir onlu ekmiti. Kt datmak ona dyordu. Birden umutland. Ktlar datt. Yabanc boyuna kt istiyordu.

191 Bir tane... Bir tane daha!.. Ancak be kt ektikten sonra yeter, dedi. Artk s ra Miln'a gelmiti. 28'e gelince durdu. Yabancnn st s te duran ktlarna, esrarl yzne bakt. Ka says oldu unu tahmin etmek imknszd ama, 28'den fazla olduu muhakkakt. Hem bu gece yle az sayda durmak niyetin de deildi. Hem de be kt ekmiti. Btn cesaretini toplayarak Miln bir kt daha at, drtl idi. 32 yap yordu. Oyunu kaybetmiti. Kda bakyor, bir trl gzlerine inanamyordu. Her eyi birden kaybetmi olmas ona imknsz grnyordu.. Bandan kaynar sular dklr gibi oldu. Birden her ey gznde aydnland. Hayatn deerini anlad. Onu hem ka saballarla hem yabanclarla, hatta bazan kendi kendine bile oynamaya srkleyen o uursuz tutkusunu btn dehetiyle grd. Her ey, sanki birden gne douyormu gibi aydn lanmt. Oyun oynad ve kaybettii acaba bir rya m idi?.. Her ey gerekti. Hem karlanmayan, nne geile meyen bir gerek!.. Bir eyler yapmak, inlemek, barmak, birini yardma armak istedi ama, iini ekmeye bile gc kalmamt. Yabanc yan banda bekliyordu. Birden kyda bir yerde bir horoz... Yksek ve prz sz sesiyle kokorlko! diye tt. ok yaknda olmalyd. Ka natlarnn rp bile duyuluyordu. O saniye dank du ran ktlar ni bir kasrgaya tutulmu gibi utu. Paralar da dald ve Kapiya yklacakm gibi t temellerinden sarsld. Miln korkudan gzlerini kapad. Artk lmek ze re olduuna inanmt... Tekrar gzlerini at zaman ken dini yalnz buldu. Hasm bir sabun kp gibi yok olmu tu. Onunla birlikte talarn stndeki ktlar, paralar da uup gitmiti... Eksilmeye balayan, ay, portakal rengin de, ufukta yzyordu. Serin bir rzgr kmt. Derinlik-

192 lerde suyun grlts gittike artyordu. Miln, stnde oturduu ta ihtiyatla yoklad. Kendini toplamaya, nerede olduunu anlamaya alyordu. Ne olmutu acaba?.. Nihayet glkle yerinden kalk t. Okoliste'deki evine doru yolland. Sendeleyerek, inliyerek yryordu. Evinin nne gelince yaral bir ku gibi oraya yld. Vcudu btn arl ile kapya arpt. Aile si uyanarak onu yatana tad. ki ay boyunca ateler iinde yand, sayklad. Kimse iyileeceini ummad. Ra hip Nikola geldi, ona son kutsal trenini yapt. Ama yine de iyileti ve kalkt. Kalkt ya, artk o eski adam deildi. Vaktinden nce km ihtiyarlamt. nsanlardan ka yordu. Az konuuyor, elinden geldii kadar az kimse ile gryordu. Artk glmek nedir bilmeyen yznde, s rekli olarak zgn bir dikkat, bir bekleyi vard. Sade evf ve ileriyle urayor, sanki hayatnda hi dost, ahbap edin memi gibi yayordu. Hastalnda rahip Nikola'ya, o gece Kapiya'da ban dan geenlerin hepsini anlatmt. Bunu en iyi iki dostuna1 da anlatmt. nk bu srla yaayamayacan anlamt. Tabi bu her tarafta duyuldu. Olanlar yetmiyormu gibf, ona ilveler de yaptlar, sslediier, sonra her zaman oldu u gibi, megul olunacak yeni bir ey knca unutup git tiler. Ama Miln Clasinanin'in glgesi kalan adam ya yor, alyor, kasaballar arasnda gidip geliyordu. Gen kuak onu ancak bugnk hali ile tanyor, baka trl ola bilecei akllarna bile gelmiyordu... Kendisi de her eyi' unutmu gibi davranyordu. Kasabaya inmek iin evinden kt zaman kpry ar admlarla geiyor, Kapiya'nn nne gelince hi heyecan duymuyordu. Bu beyaz ta sra larn dizildii ve tasasz insanlarn oturduu sofann, dn yann bir ucundaki o korkun yerle... Bir gece kumar oy nad, varn younu kaybettii hatta hem bu dnyada,,.

193 hem br dnyada ruhunu tehlikeye koyduu o uursuz yerle bir ilgisi olacan aklndan bile geirmiyordu. Miln o geceki servenini, ou zaman, evinin nn de dp bayld zaman grd bir kbusa veriyordu. Bu hikyeyi dinleyen rahip Nikola ile iki arkada da, bu nun, atein etkisiyle bir eit sayklama, bir karabasan ol duu kansnda idiler. nk eytann (31) oynayacana ve mahvetmek istediklerini Kapya'ya srkleyeceine kimse inanmyordu. Ama kimi zaman insann bandan yle karmak," y le ac eyler geer ki, onda eytann parma olduuna inanmamak g olur. nk ancak bu biimde ona bir an lam verilebilir, onu katlanlabilir bir hale sokabilir. Ksacas, yle ya da byle, eytann yardmyla ya da onsuz, uykuda veya gerekte, kesin olan bir ey varsa o da: Miln'n bir gece iinde saln, genliini, nem lice bir parasn kaybettii ve bir mucize kabilinden de kumar tutkusundan kurtulduudur. Miln'n hikayesiyle ilgili br hdise daha olmu, o da Kapiya'da gemiti. Miln Glansinanin'in rya veya getfek, Kapiya'da son kumar oynad o uursuz gecenin ertesi gn, gne li, gzel bir sonbahar gn idi. Gnlerden cumartesi idi. Cumartesi gnleri her zaman, Viegrad'l musevi tccar lar, erkek ocuklaryla birlikte Kapiya'da toplanrlard. o cuklarn zerinde Atlas alvarlar, uha fermene, balarn da krmz, yass bir fes olduu halde sanki iinde birini artyorlarm gibi rmak boyunca^tembel tembel gezinerek Allahn gnn kutlarlard. Ama daha ok Kapiya'da otu rur, bara bara, ateli ateli ispanyolca konuur, Srp a'y da yalnz kfr ettikleri zaman kullanrlard. O zamanki Kapya'ya ilk gelenler arasnda, sofu ve
Drina Kprs F./13

194 fakir bir adam olan berber Avram Gaon'un byk olu Bukus Gaon da vard. Bukus, 16 yanda idi. Henz bir i, bir meslek sahibi olamamt. Delikanl, btn Gaonlardan farkl olarak, biraz havai idi. Bundan tr de doru drst bir i bulamamt... Bu onu, herkesten daha krl, daha stn bir i aramaya zorlamakta idi. Oturmak isteyince, ta srann temiz olup olmadn anlamaya koyuldu. O za man iki tan arasna skm ince bir eyin parlamakta olduunu grd. Bu, insan gzne o kadar deerli gelen al tn prlts idi. Daha dikkatle bakt... phe yoktu. Oraya bir duka altn skmt. Delikanl, hem kimsenin grp grmediini anlamak, hem de altn karacak bir ey ara mak iin etrafna baknd ama hemen, gnn cumartesi olduunu ve herhangi bir ile uramann gnah olacan hatrlad. akn ve heyecanl bir halde oraya oturdu, leye kadar yerinden kprdamad... Yemek vakti gelip de, gen, ihtiyar, btn museviler evlerine dnnce kaim bir saman p buldu. Cumartesini de, gnah da unutarak al tn, skt yerden kard. Kuru bir yapraktan daha ar olmayan bir Macar altn idi bu. Eve yemee ge kald. Yu varlak, alak masada fakir sofralarnn nne oturunca (bu masann banda on kii idiler, on bir ocuk, anne ve baba) vaktinde yemee gelmesini bile bilmedii iin onu serserilikle sulayan babasnn paylamasna aldr etme di. Kulaklar uulduyor, gzleri kamayordu. oktandr ha ya! ettii lks hayat artk gerekleiyordu. Sanki cebin de gnei tayormu gibi oluyordu. Ertesi gn Bukus, faz la dnmeden, doru Ustamuyi'in hanna kotu. Gece gndz kumar oynanan kk odaya gitti. Bu oktan beri yapmak istedii bir eydi ama hi bir zaman cebinde oyun oynayacak paras olmamt. imdi artk ansn deneye bilecekti. Orada, heyecan ve endie dolu birka saat geirdi, lkin onu phe ile karladlar. Ortaya altn karnca onu

195 bir yerden arm olacan dndler, ama ses kar madlar. (Her kumar oynayann parasnn nereden geldi ini dnecek olsalard!..) Yeni kumarc iin zc daki kalar balad. Kazannca beynine kan hcum ediyor, scak tan ve terden gzleri buulanyordu. Fazlaca kaybedince de soluu kesiliyor, kalbi duracakm gibi oluyordu. Ama, btn bu ikencelerden sonra, yine de handan, cebinde 4 duka altnyla kt. Ate iinde yanmasna, kzgn sopa larla dvlm gibi kendini bitkin hissetmesine bakma dan dimdik ve gururla yryordu. Alev alev yanan gzleri nnde, fakirliinin stne klar saan uzak ve parlak ufuklar alyordu. Altnn sade prltsn deil, arln da hayatnda ilk defa duyuyordu. Ayn sonbaharda Bukus profesyonel bir kumarc oldu ve aile ocandan ayrld. Byk olunun yaptklarndan dolay ihtiyar Gaon yerlerin dibine geiyor, utanyordu. Btn musevi cemaati olann bu felketini, kendi felketi imi gibi hissediyordu. Bukus, daha sonralar, kasabay brakt ve dnyada kumarc olarak aln yazsn tamamlamaya gitti. On drt yl getii halde' hl ondan haber alnamamt. Sylendiine gre btn su, Kapiya'da bulunan ve skt yerden cumartesi gn karlan eytann alt nnda idi...

XII! galin drdnc yl gelmiti. Bir dereceye kadar her ey yatm, yerli yerine oturmutu. Trklerin zamannda ki o tatl ve sakin yaam yoktu ama (bu zaten imknszd) yeni anlaya gre her ey dzenleniyordu. Tam o srada lkede yine kargaalklar balad. Kasabaya yeni asker birlikler geldi ve Kapiya'ya tekrar nbeti kondu.

196 Bu, yle olmutu: O yl, yeni hkmet Bosna Hersek'te zorunlu askerlik usuln uygulamaya karar verdi. Bu, halkta, zellikle yer li Mslmanlar arasnda byk bir heyecan yaratt. 50 yl nce, Padiah, Avrupallar biiminde eitim grm dzen li bir ordu kurmaya karar verdii zaman hemen isyan bay ran ekerek arpmlard. Epey kan dklmt. n k hristiyanlar gibi giyinmek, gsleri stnde bir ha gibi aprazlama kaylar tamak istemiyorlard. imdi yi ne ayn niformay giyecek, stelik de, yabanc dinden, yabanc bir hkmdara hizmet edeceklerdi! Daha igalin ilk yllarnda evleri sayp numaraladklar ve nfus saym yaptklar zaman bu davranlar, yerli Ms lmanlarda epey endie ve korku yaratmt. Bu gibi durumlarda her zaman olduu zere, kasaba nn en ileri gelen, en okumu Mslmanlar bu kararlarn ne anlama geldiini, bunlara kar alnmas gerekli tedbir leri konumak iin aralarnda gizlice bir toplant yaptlar. Kasabann bu kalbur st insanlar, mays aynn bir gnnde bir rastlant ile olmu gibi, Kapiya'nn sofa snda bulutular. Bir yandan nlerine bakarak sessizce kahvelerini ierlerken, bir yandan da, yava sesle, hkme tin bu pheli kararlarn konutular. Alman yeni tedbirlerden hi kimse honut deildi. Bu tedbirler, anlaylarna, yaay biimlerine, gelenek lerine tamamiyle aykr idi. Hkmetin, kiisel ilerine ve yaaylarna karmas, onlara anlamsz bir davran gibi geliyordu ama hi kimse bu kararlarn gerek anlamm, bunlara kar alnmas gereken tedbirleri bilmiyordu. Aralarnda Ali Hoca da vard. Kapya'ya pek seyrek geliyordu. nk sofaya kan basamaklar grd zaman kulanda tuhaf bir sz duyard. Mderris Hseyin Efendi hem gzel konuan, hem ok okuyan bir adam olduundan

197 evlerin nne konan bu saylarn ve nfus saymnn m nasn herkesten iyi anlayabilirdi. Bana yle geliyor ki, bu bir gvur icaddr! diye sze balad. Fazla deilse bundan 30 yl nce Travnik'te Tahir Paa adl bir vezir vard. Hristiyandan dnme, mna fk, iki yzl bir adamd. Mslmanl kabul etmekle bir likte, kalben eskiden olduu gibi, Hristiyan kalmt. An lattklarna gre yannda her zaman bir an bulundurur, uan araca zaman papazlar gibi bu an alarm. te Travnik'te evlere numara koyan ilk insan bu Tahir Pa a oldu. Her evin stne numaral bir tahta aktrd. O yz den ona Tahtac lkabn takmlard. Ama halk ayaklan d, btn bu tahtalar skp bir araya toplad ve yakt. Az daha kan dklecekti. Ama bereket versin stanbul bunu haber ald, Tahir Paay geri ardlar. imdiki de ona benziyor. Nemseli'ler her eyin, hatta yalarmzn bile he sabn tutmak istiyorlar. Mderris dinlerken herkes susmu nne bakyordu. Mderris, gnn olaylar stnde fikir yrtmektense es kiden gemi olaylar anlatmasn severdi. Yine her za manki gibi sabrszlanan Ali Hoca oldu: Bunun Nemsel'lerin diniyle bir ilgisi yok, Mder ris efendi!., dedi. Bunu karlar iin yapyorlar. Onlar, bo yere vakit geirip elenmiyorlar. Uyurken bile hep ilerini dnyorlar. Daha gremiyoruz ama yaknda greceiz. Rahmetli emsi Bey Nemselimin bombasnn fitili uzun olur, derdi. Ne kadar hakl imi. Evleri numaralamaktaki maksatlar bence, yeni bir vergi koymak iindir. Ya da asker toola mak niyetindedirler. Ne yapmak gerektiini bana soracak olursanz, yle dnyorum: Hemen isyan et mek iin bunu yapacak gte bir ordumuz yok. Bunu kul da bilir, Allah da. Ama her emredilene de boyun eemeyiz. Onlarn koyduklar numaralar hi brimiz aklmzda tutma yalm... Doduumuz tarihi de doru sylemeyelim. Var-

198 snlar kendileri bulsunlar! Eer fazla ileri gider, ocuklar mza da el atacak olurlarsa, o zaman buna raz olmayalm.,, Allann izniyle kendimizi savunalm! Hkmetin bu can skc tedbirleri zerine bir sre daha konutular. Ama genel olarak Ali Hoca'nn syledik lerini kabul ettiler: Pasif direnme! Yalarn saklayacak ya da yanl bilgi vereceklerdi Kadnlara gelince bu konuda bir ey sormaya cesaret ede mezdi. nk bu, byk br hakaret olurdu. Hkmetin btn emirlerine ve korkutmalarna bak mayarak bu numaral levhalar, ya grlmeyen yerlere ya da tersine asyorlard. Bazan evlerini badana ederken gya farkna varmam gibi bu levhalarn stn de badana lyorlard. Direniin gizli, ama cidd ve iddetli olduunu gren hkmet de hogrrllkle davranyor, kanunu b tn iddetiyle uygulamaktan ekiniyordu. Bu olaylarn stnden iki yl gemiti. Herkes bunlar unutmaya balad srada asker toplama sorunu kt. Sos yal durumu ya da dni ne olursa olsun btn genler as kerlik devini yapacaklard. Dou Hersek'te aka bir ayak lanma ba gsterdi. Bu sefer mslmanlarm yambando Srplar da yer almlard. Ayaklanmann elebas yabanc devletlerle, zellikle, Osmanl devleti ile iliki kurmaya alyordu. Yeni hk metin, Berlin kongresinin ona verdii yetkileri atn, h l Trk egemenlii altnda bulunan igal blgesinde as ker toplamaya hakk olmadn" iddia ediyorlard. Bosna'da rgtlenmi bir direnme olmad ama ayaklan ma Foa ve Gorajde'den Viegrad'n bucaklarna kadar ya yld. Dank alan isyanclar yenilgiye uram, birlik lerin kalntlar, Srbistan'a ya da sancaa snmaya ba lamt. Byle sralarda hep olduu gibi haydutluk da alp yrmt. te bunun iin bunca yl sonra tekrar Kapya'ya, s-

199 rekli bir nbeti kondu. K olduu ve kar yad halde, iki jandarma gece gndz nbet bekliyordu. pheli gr dkleri yolcular durduruyor, stlerini balarn aryorlard. iki hafta sonra kasabaya Streifkorps birlii geldi ve Kapiya'da jandarmalarn yerini ald. Hersek'de isyan cidd bir nitelik alr almaz hareket halinde bir birlik olan bu Streif korps kurulmutu. Bu birlik engebeli arazide eitim gr m, ona gre silahlandrlm, yksek maal gnlller den meydana gelmiti. Aralarnda vaktiyle igal kuvvetle riyle gelen erler de vard. Onlar geri dnmek istemedik lerinden Streifkorpslarla kalmay tercih etmilerdi. lerin de jandarmadan oraya geenler de olduu gibi klavuzluk devini gren yerli kura" askerleri de bulunuyordu. Uzun ve sert geen ka bakmayarak Streifkorps'a bal iki asker Kapiya'da srekli olarak nbet tuttu. Gene! olarak bunlardan biri yabanc, biri yerli oluyordu. Kara Corc isyannda olduu gibi bir karakol kurulmam, ld rlen olmam, balar kesllmemiti ama, bu sefer de Kapiya'nm her kapatlnda olduu gibi kasabada derin izler brakan olaylar gemiti. nk byle kritik alar baz larna felket getirmeden kapanamaz. Sra ile nbet tutan Streifkorps erleri arasnda dou Galiyai bir de Rus bulunuyordu. Ad Gregori Fedun idi. Bu 23 yandaki delikanlnn dev gibi bir boyu, ama ocuk su bir ruhu vard. Ay gibi kuvvetli, gen bir kz kadar da utangat. Askerlik devini yapt srada bln Bosna' ya atamlard. Glasinats ve Maglaya savalarnda bulun mutu. Sonra da bir buuk yl Bosna'nn eitli garnizon larnda almt. Terhis zaman gelince Galiya dolayla rnda Kolomeia'daki baba evine dnmek ona zor gelmiti. nk orada ocuk!,, baka her ey azd. Pete'de henz alayndan ayrlmadan Streifkorps iin gnll toplamaya balamlard... Aylarca sren arpmalar arasnda Bosna' y yakndan tand iin mracaatn hemen kabul ettiler.

200 Gzel ormanlanyle kk bonak kasabalarn tekrar g recei iin seviniyordu. Oralarda kh tatl, kh skntl gnler geirmiti.-imdi o skntl gnler ona gzel gnler den daha parlak geliyordu. Gnll maandan ailesine birka Forint gnderecei zaman annesinin, babasnn, kz ve erkek kardelerinin sevincini gzlerinin nne getiri yor, gs kabaryordu. ans da yardm etmiti. Onu is yanclarn arpt Hersek'e deil de Drina stndeki bir kasabaya yolluyorlard. Orada grevi devriye gezmekle n bet beklemekten ibaret olacakt. K Kapiya'da, ou zaman saatlerce taban tepmekie, geceleri ise souun ta bile atlatt, kasabann stn de gk kubbenin solduu, yldzlarn kck mumlar ka dar parldad ak haval gecelerin ayaznda souktan donan ellerini flemekle geirmiti. Baharn ilk belirtisi ni Drina'nn eriyen buzlarnn top gibi patlayan ve insann ta iinde ten yanklariyle kprnn st yannda; birbirine yaslanm dalarn seyrek ormanlarnda ten rzgrn bo uk sesini de orada Kapiya'da karlad. Delikanl, sras geldike nbet bekliyordu. Topraktan, sudan ykselen ilk bahar prltlar yava yava btn benliini kaplyor, duy gularn ateliyor, bulandryor... Ona deta bir sarholuk la karma kark dnceler veriyordu. Nbet beklerken Ukrayna trkleri sylyordu. Bir ark sylerken ona y le geliyordu ki, sanki hep birini bekliyordu. Ve her geen gn de buna biraz daha inanyordu. Mart balarnda, komutanlk nbet tutan birliklere bir bildiri gnderdi. Salam kaynaklardan alnan bilgiye gre tannm haydut Yakov akrlya, Hersek'ten Bosna'ya ge mi, imdi de Viegrad dolaylarnda bir yerde gizleniyormu. Oradan da her halde Trk veya Srp snrna gemek isteyecekti. Bu yzden nbette ok dikkatli olmalar ha trlatlyordu. Streifkorps erlerine akrliya'nn eklini de tarif et-

201 mislerdi. Ksa boylu, gsterisiz, ama fevkalde sinsi ve kurnaz bir adamd. Etrafnda nbetileri bir ok kere al datp kamay baarmt. Fedun bu emri de her zamanki gibi byk bir ciddiyetle dinlemiti. Bu kadar tel fazla buluyordu. Genilii ancak on adm olan bu kprden bir kimsenin grlmeden geebileceine akl eriniyordu. Onun iin Kapiya'da ,gece olsun, gndz olsun birka saatlik nbetini rahat ve endiesiz geiriyordu. Tabi ki biraz da ha fazla dikkat ediyordu ama, bu dikkati Yakov yznden deildi. Onun nerede olduunu kimse bilmiyordu. Dikka tini eken ey, ilkbaharn yaklatn belirten tabiat olay laryd. nsan 23 yanda olur, kendini canl ve gl duyar, btn vcudu karncalanrken... evresi hep bahar koku lar bahar fsltlar ile dolarken, dikkatini yalnz bir eye vermesi pek kolay deildir. Dar geitlerde karlar eriyor... Daha hzl akan rmak ba dndryor... Kuzey batdan esen rzgr, karl dalar la vadideki tomurcuklarn kokularn birbirine katyordu. Fedun bir terastan br terasa giderek enginleri seyre diyordu. Eer gece nbetinde ise, duvara yaslanarak rz grla birlikte Malo Rusya arklar sylyordu. Gece ol sun gndz olsun iinden hep bir ey bekliyordu. Sanki gelecek biri varm gibi... Hem tatl, hem ac bir duyguydu bu! Havada, suda, toprakta geen harikulade olaylar da onu buna bsbtn inandryordu. Bir gn le vakti, n bet bekleyen delikanlnn yanndan bir Mslman kz ge ti. Gen kzlarn henz rtnmedikleri bir yata idi. Bs btn de ak kmadklar iin bir ala sarnyorlard. Sa lar, alnlar, eneleri kapatlr ama gzleri, yanaklar ve azlar akta kalrd. Mslman kzlarnn, rtlerin belki de yarn bsb tn gizleyecei henz ocukluktan kmam sevimli yz lerini masum bir nee ile gsterdikleri bir ad bu!..

202 Kapiya'da kimsecikler yoktu. Fedun'un nbet arkada Praa'I Stevan adl biri idi. Streifkorps'a bal kyller den idi. Olduka yal olan bu adam ikiye fazlaca dkn olduundan, emirlere aykr olarak ta sofada oturmu uyukluyordu. Fedun gen kza, skntl ve sklgan bir bakla bak t. Renkli al, yrynn hengine, rzgrn esiine uya rak etrafnda havalanyor, gnein altnda canl bir yaratkm gibi dalgalanp parlyordu. Sakin ve gzel yz aln gergin kumaiyle skca erevelenmiti. Kirpiklerini kr ptrarak gzlerini yere eiyordu. Ve yanndan bylece geerek kasabann ortalarna doru gzden kayboldu. Delikanl daha canl admlarla bir terastan tekine gitmeye balad. Gz hep ar tarafnda idi. imdi artk bekledii biri vard. Yarm saat sonra (kprde hl le vaktinin sessizlii egemendi) gen Mslman kz ardan dnd, tekrar heyecanl delikanlnn nnden geti. Bu sefer Fedun daha byk bir cesaret gstererek ona uzun uzun bakt. Ne tuhaf gen kz da yan gzle ona bakyor du... Hatta ftursuzca glmseyerek... Yznde birbirini oyunda aldatmaya alan ocuklarn o kurnaz anlatm var d. Tekrar dalgal yryyle gzden kayboldu. Gen ama dolgun vcudunu saran renkli rts de binbir kvrmla ar kasndan dalgaland. Kpry getikten sonra, alnn dou desenleriyle canl renkleri, br kydaki evlerin arasnda daha bir s re grnd, sonra kayboldu. Delikanl ancak o zaman bir ryadan uyanr gibi srayarak kendine geldi. Hl oldu u yerde ayn vaziyette duruyordu. Kendini toplaynca he men tfeini yoklad. Sanki farknda olmadan bir ey ka rm gibi etrafna baknd... Stevan, mart gneinin al datc sca altnda uyuyordu. Birden Fedun'a ikisi de bir kabahat ilemi gibi geldi.

203 Ne kadar srdn tahmin edemedii bu sre iinde yanlarndan bir tabur asker gese farkna varmayacaklar d. Tella Stevan' uyandrd... Nbet deiinceye kadar byk bir dikkatle beklediler. Gen kz, dinlenme dneminde de, nbet srasnda da btn gn vicdannn nnden bir hayalet gibi bir ok se ferler gelip geti. Ertesi gn leye doru, arda ve kprde kimse bulunmad bir srada tekrar grnd. Kurallarn pek iyi bilmedii bir oyun oynuyormu gibi Fedun da, tekrar bu alla erevelenmi yze bakt. Her ey bir gn nceki gi bi geti. Yalnz bakmalar daha uzun srd. Glmseme ler de daha canl ve daha cretkr oldu. Sanki bu oyuna ortaklk ediyormu gibi Stevan da yine, ta srann stn de uyukluyordu. Sonradan, her zaman yapt gibi, gz n yummadna geceleri yatanda bile uyumadna ye min etti. Dnte gen kz deta duraklad, gen askerin gz leri iine bakt. Kark ve anlamsz bir eyler mrldan d. Delikanl dizlerinin bkldn hissetti. Nerede oldu unu bile unuttu. Ancak, ryalarmzda byk bir cret gsterebiliriz. Gen kz tekrar br kyda gzden kaybolunca Fedun kor kudan titremeye balad. Bir Mslman kznn bir Nemse askerine bakmaya cesaret etmesi inanlr ey deildi. By le hi. duyulmam, ei grlmemi eyler ancak ryalar da olurdu. Bu lkede ve onun durumunda olan birinin bir Mslman kzna yanamaya, dokunmaya cesaret etmesi nin nasl bir tehlike yaratacan ok iyi biliyordu. Bunu orduda iken de, imdi Strelfkorps'da da kendilerine syle milerdi. Bu gibi sularn cezas ok bykt. Gururlar incinen fkeli Mslmanlar tarafndan ldrlerek, bunu hayatlar ile deyenler bile olmutu. Btn bunlar biliyor,

204 aykr davranmak istemiyordu ama ite tam tersini yap yordu. Mutsuz insanlarn felketi bundan ileri gelir. Parlak ve eriilmez olan eyler bir an iin onlara kolayca eriilecekmi gibi grnr ve bu istek bir kere ilerine yer leti mi her eye ramen ona el uzatanlara getirecekleri felketlere tekrar eriilmez bir hale gelir. nc gn leye doru Mslman kz yine ge ti. Tpk ryada gibi, her ey delikanlnn gnlnn ektii biimde oldu. Byk gc altnda baka her eyi silen tek gerek gibi. Stevan yine uyukluyordu. Hi gzn krpmadna ina narak Kapiya'dan kimsenin gemediine yemin etmeye ha zrd. Delikanl yine bir eyler kekeledi. Gen kz da ya valad. Ve anlalmaz bir eyler mrldand. Bu tehlikeli ve inanlmaz oyun bylece srp gitti. Drdnc gn gen kz yine Kapiya'da kimsenin bulunmad bir srada geti ve aktan yanp tutumakta olan delikanlya bundan sonraki nbetini ne zaman alacan fslt le sordu. O da akam ezannda, hava kararmaya balad zaman nbete geleceini syledi. Gen kz yryn yavalatt. Ama durmadan geerken ona yan gzle bakarak: Byk annemi kasabann arsna gtreceim, geceyi orada geirecek ve ben yalnz dneceim, diye m rldand. Her kelimesinde sanki onu tekrar greceinden doan bir sevin vard. Alt saat sonra Fedun, yine uyuklayan arkadaiyle Ka piya'da bulunuyordu. Yamurdan sonra ona vatlerle dolu gelen serin br akam balad. Geenler bsbtn seyreklemiti. Gen Mslman kz Osaynita yolunda grnd. Alaca karanlk alnn renklerini soldurmutu. Yannda iki kat olmu bir Mslman kadn vard. Kaln rtlere sarnmt. Sol eliyle Mslman kzn koluna, sa eliyle basto nuna dayanyordu... deta drt ayak stnde gidiyormu

205 izlenimini veriyordu. Fedun'un nnden bylece getiler. Gen kz da admlarn, yannda glkle yryen kadnn admlarna uydurmutu. lk karanln glgelerinde bsb tn iri grnen gzlerini gen adamn gzlerine dikmiti. Sanki onlardan ayramyormu gibi... O, ehirde gzden kaybolduu zaman delikanlnn btn vcudunu bir rperne ald. Ve sanki kaybettii bir eyi yakalamak istiyormu gibi acele acele bir terastan br terasa gidip gelmeye balad. inde, korkuya benzeyen heyecanla gen kzn dnmesini bekliyordu. Stevan uyukluyordu. Acaba kz ba na ne diyecek? diye dnyordu. Ya ben ona ne diye ceim? Belki de gece gizli bir yerde bulumamz teklif edecek? Bu dncenin verdii haz ve tehlikeli heyecan iinde titremekten kendini alamad. Byle heyecan iinde bir saat geti. Sonra bir yarm saat daha. Gen kz hl grnmyordu. Ama bu bekleyi bile ne kadar tatl idi!.. ken karanlklarla bu tatllk da artyordu. Nihayet gen kzn yerine Fedun'dan nbeti almaya gelen arkadalar geliyordu. Ama bu sefer gelen yalnz n bet bekleyecek olan iki er deildi. Yanlarnda, Astemen Drajenovi de vard. Bu koca siyah sakall adam, Fedun'la arkadana dnerek hemen yatakhaneye gitmelerini ve ye ni bir emir almadka oradan ayrlmamalarn emretti. Fe dun bir su ilemi olmas ihtimaliyle beynine kan hcum ettiini sand. Dzgn dizilmi on iki yatayla koca yatakhane buz gibi souk ve botu. Adamlar ya kasabada ya da yemekte idiler. Fedun ile Stevan endie ve sabrszlk iinde bekli yorlard. Astemen, niye onlarla o kadar sert konumu tu? Bir saat sonra erler yatmak iin gelmeye balad s rada bir onba ieri girdi. Kalar atkt. Yksek ve sert bir sesle arkasndan gelmelerini syledi. Onlara gittike daha sert davranyorlard. Bu hi de iyiye yorumlanamazd. Yatakhaneden kar kmaz ikisini ayr ayr yerlere

206 gtrerek sorguya ektiler. Gece ilerliyordu. Kasabada son klarn snd saat yaklayordu. Ama klann pen cereleri hl aydnlkt. Ara sra sokak kapsnn zili, anah tar akrtlar, ar kaplarn grlt ile alp kapanmalar duyuluyordu. Emir erleri gidip geliyor, karanlkta uyuyan kasabay acele acele geip kla ile karargh arasnda me kik dokuyorlard. Kararghn birinci katnn pencerelerin de de k vard. Btn bu d grnlerden de anlal yordu ki kasabada umulmadk bir eyler gemiti. Saat on bire doru Fedun'u, blk kumandannn b rosuna getirdikleri zaman ona yle geliyordu ki, Kapiya'daki olaylarn stnden gnler, hatta haftalar gemiti. Ma sann stnde yeil abajurlu maden bir gaz lmbas ya nyordu. Lmbann nnde Yzba Krmar oturuyordu. Lmba, kollarn dirseklerine kadar aydnlatyor, geri ka lan ksm abajurun glgesinde kalyordu. Fedun, bu tombul sar yz yakndan tanyordu. Sakalszd. Byklar grnmeyecek kadar kkt. Etraf koyu halkalarla evrilmi zeki gzleriyle daha ok kadna benziyordu. Ar konuan, ar kmldayan bu iman ve sakin su baydan ateten korkar gibi korkuyorlard. Bu iri gri gzle rin bakna dayanacak adam pek azd. Yava sesle, ar konuan ama sahnede imi gibi her kelimeyi birer birer ak ve belirli bir biimde syleyen bu adamn karsnda kekelemeyen yoktu. Biraz ilerde Astemen Drajenovi du ruyordu. Onun da vcudunun st yannn yars karanlkta kalmt. Yalnz kuvvetle aydnlanm elleri grlyordu, parmanda kaln altn bir halka vard. Sorguya Drajenovi balad: Stevan Kalatsan ile birlikte Kapiya'da nbet tuttu unuz srada saat beten yediye kadar vaktinizi nasl ge irdiinizi syler misiniz? Fedun, yznn kzardn hissetti. Herkes vaktini is tedii gibi ve elinden geldii kadar en iyi biimde geir-

207 meye alrd. Ama sonra, sert bir mahkeme nnde, en gizli dncelerine kadar, her eyin btn ayrntlariyle hesabn vermek zorunda kalaca kimsenin aklna gelmez di. Evet... Bunu hi kimse dnemezdi. Hele ilkbaharda vaktini Kapiya'da geiren bir delikanl ise, hepten d nemezdi. Ne cevap vermeli idi? Bu iki saatlik nbetini de her zamanki gibi, ondan nceki gnler gibi geirmiti. Ama u dakikada gndelik hayat zerine bile anlatacak bir ey bulamyordu. Hayalinde yalnz yasak olan ve herkesin bana gelen ikinci derecede eyler geit resmi yapyordu. Ama insan eflerine, Stevan'n her gnk gibi uyukiadn, kendisi nin de kprden geen tanmad bir Mslman kzyla birka kelime konutuunu, akam memleket arklar m rldanarak kzn ona a llmam bir ey... bir heyecan ge tirecek olan dnn beklediini syleyemezdi. . Yarabbim!.. Cevap vermek ne gt!.. Her eyi sylemek ne ka dar imknszd. Ama baz ayrntlar sylemeden gemek insan rahatsz ediyordu. Zaten acele etmek gerekti. Va kit geiyor, aknl ve sknts da artyordu. Bu skt ne zamandan beri devam ediyordu? Blk kumandan: Haydi, bekliyoruz!., dedi. Bu, iyi yalanm bir makinenin sesi gibi gl ve przsz kan Haydi! kelimesini herkes ok iyi biliyordu. Fedun daha ilk azda sulu gibi armaa, kekele meye balad. Gece ilerliyordu ama ne kararghn ne de klann klar snyordu. Sorgular, tutanaklar, yzleme ler birbirini kovalyordu. Ayn gn Kapiya'da nbet bekle mi olan teki erler de sorguya ekiliyorlard. Gelip ge enlerden bazlarn bulup getirmilerdi. Grlyordu ki ember hep, Stevan'la Fedun'un etrafnda daralyordu. Ona yle geliyordu ki gruptan nceki hlyalarnn so nucu olan btn o karmak ve eytan sorumluluklar, im-

208 di stne yklyordu. Stevan'la yzletirildi. Kyl, kurnaz kurnaz gzlerini krptryor, yapmack bir tavrla konuu yordu. ncecik bir sesle, boyuna cahil bir kyl olduunu ve her eyde bu Msy Fedun'un (nbet arkadana hep byle diyordu) arkasna sndn tekrarlyordu. Bir yandan alktan karn zil alan, te yandan da he yecandan titreyen delikanl: Artk cevap vermek gerekecek! diye dnyordu. Buna ramen ne gibi bir su ilemi olduunu bir trl anlayamyordu. Ama sabah, her eyi aydnlatt. Btn gece, ortasnda souk ve acmasz yzbann bulunduu o tuhaf ember etrafnda dnd durdu. Yzba dilsiz ve hareketsizdi. Ama kimsenin susmasna ve durma sna izin vermiyordu. Grn ve davranyla bir insan dan ok, heykellemi bir vazife idi. nsanolunun duygu larn, zaaflarn anlamadan korkun bir mahkeme rahibine benziyordu. Sanki, uyku, dinlenme, yemek gibi tabi ihti yalarn bile dnda kalan bir yaratkt. Gn doarken Fedun'u tekrar yzbann nne ge tirdiler. Broda, Drajenovi'in yannda bir jandarma ile bir kadn duruyordu. Gen adamn nce inanaca gelmedi. Bu gerek olamazd. Gen adam akna dnmt. O kark ryas hl sryor, hl gn aard halde bile gece bir trl bitip tkenmek bilmiyordu. Nbet bekleyen bu mu idi? Nihayet, iini ezen byk bir aba harcayarak Fedun dikkatle kadna bakt. Bir gn nceki Mslman kz idi. Yalnz alsz ve ba akt. Bana toplad kaln kestane rengi rgleri dalmt. Ayanda Mslman giyiniine gre renkli bir alvar vard. Ama st yan, gmlei keme ri ve yelei, kasabann st yanndaki yksek yaylada otu ran kyllerin kl idi. al olmaynca, daha yal ve daha iman grnyordu. Yz de bsbtn deimiti. Az byk ve haindi. Gz kapaklar kzarmt. Yalnz gzleri

209 duru ve parlakt. Dn akamki glgeler dalmt. Fedun'a imdiki grn kadar yabanc gelen sert ve kaytsz bir sesle: Evet, dedi. Drajenovi, sormakta devam etti. Kpry ka sefer gemiti. Fedun'a ne demiti? O ne cevap vermiti? Kz; genel olarak doru cevap veriyordu ama, halinde bir ilgisizlik ve kstahlk vard. Peki, Yelenka, kpry son getiinde o sana ne dedi?... Bir eyler mrldand ama, ne dediini pek anlaya madm. nk onu dinlemiyor, hep Yakov'u nasl geire ceimi dnyordum. Sadece bunu mu dnyordun? Evet... ok yorgun grnyor, fazla konumak istemiyordu. Ama, astemen inat ediyordu. Szlerinin dinlenmemesine alkn olmadn gsteren tehdit dolu bir sesle gen ka dndan, kararghta sylediklerinin hepsini tekrarlamasn istiyordu. Kz, kendini savunuyor, ilk ifadesinin bir bl mn atlayarak ksaltyordu. Ama Drajenovi szn kese rek ona tekrar batan anlatmasn sylyordu. Birer birer btn gerekler meydana kyordu. smi Yelenka idi. Yukar Lieska'da oturan Tosi ailesindendi. Haydut Yakov akirliya, geen sonbaharda oraya gelmi, k, kylerinin st yanndaki bir ahrda geirmiti. Ona gen kzn evinden yemek ve amar gndermilerdi. o u zamanda bu ii gen kz yapmt. Birbirlerini sevmi ve nianlanmlard. Karlar eriyince, Streifkorps da daha sk tedbirler alnnca, Yakov ne pahasna olursa olsun Sr bistan'a gemeye karar vermiti. Muhafaza altnda olmasa bile bu mevsimde Drina'y gemek gt. stelik de kpDrina Kprs F./14

rde srekli bir nbeti vard. Onun iin nbetiyi aldat maktan baka are yoktu, Yelenka da onunla birlikte gel mek, hayat pahasna da olsa ona yardm etmek istemiti. lkin Lieska stne inmiler, sonra da Okolite'de bir maaraya saklanmlard. Yakov, daha nce Gasinats'da ingenelerden ferace, alvar ve kemerden ibaret bir Mslman kadn elbisesi sa tn almt. Sonra da onun direktifiyle kprden gemeye balamt. zellikle yeril Mslmanlarn bulunmad saati seiyordu. Nbetiyi altrmak iin gn sra ile kpr den gemi, en sonunda Yakov'u da geirmeye karar ver miti. Neden bu erin nbet bekledii zaman setin? nk bana hepsinden yumuak grnmt de ondan. Sadece bunun iin mi? Evet. Astemenin srar zerine kadn devam etti: Her ey yle hazrlandktan sonra Yakov satn al d elbiseleri giymiti. Ve bylece onu ihtiyar bykan nesi imi gibi iki nbetinin nnden geirmiti. Hi bir eyin farkna varmamlard. nk Fedun yalnz onun y zne bakyordu. Daha yal olan arkada ise sofada uyu yordu. arya gelince, tam arnn ortasndan gemek is tememiler ve bir yan sokaa sapmlard. Onlar ele ve ren de bu olmutu. Yollar armlar ve teki snra ge ilen Rzav kprsne gelecekleri yerde bir Mslman kah vesinin nne kmlard. Tam o srada da birka Msl man dar kyordu. Aralarnda yerli bir jandarma vard. Hi tanmad bir kzn yanndaki ihtiyar grnce phe lenerek onlar izlemiti. Bylece Rzav'a kadar gelmilerdi. Orada yanlarna yaklaarak kim olduklarn ve nereye git tiklerini sormutu. Peesinin altndan jandarmay incele-

211 yen Yakov, o srada kamay uygun grmt. rtsn atp gen kz jandarmann stne yle bir itmiti ki, ikisi birlikte yere yuvarlanmlard. (Yakov ufak tefek olmasna ramen son derece kuvvetli, gz pek bir adamd.) Gen kz bunlar gayet sakin itiraf ediyordu. Jandar mann bacaklar arasna dmt. Jandarma ondan kur tulmak iin onu iterken Yakov kendini Rzav'a atm, su dizlerini getii halde deta bir su birikintisinden geer gibi kolaylkla br kyya kp kamlar arasnda gzden kaybolmutu. Ona gelince: Onu da karargha gtrmler, korkutmular, dvmler, ama baka syleyecek bir ey olmad iin susmutu. Kimlerden yardm grdklerini, Yakov'un plannn ne olduunu anlamak iin astemen, kz bir hayli sktrd. Ama nafile, sylemek istedii blmleri anlatrken fazla syla konuuyordu. Ama sylemek istemediklerine gelince azndan lf kmyordu. Drajenovi'in btn abalar bo a gitti. Yakov'u imdiye kadar mutlaka snrda yakalam lardr. Onun iin bildiklerini sylersen iyi edersin... Bou na ona ikence edilmesine de engel olursun, dedi. Onu mu yakalayacaklar?.. Onu mu?.. Bunu sylerken Drajenovi'e ne sylediini bilmeyen br adamm gibi acyarak bakyordu. st dudann ucu kmser bir eda ile yukar doru kalkt. Dudaklarnn b zlm bir sl hatrlatan bu hareketi kstahlk ve k mseme anlatyordu. Duygular, szlerini at zaman bu hareketi yapmaktan kendini alamyordu. Bu, gzel dzgn olan ehresini strapl ve sevimsiz yapyordu. Pencereden dar baknca yzne, ekilmi tarlas zerinde havann et kisini lmek isteyen bir ifti gibi sevinli ve ocuksu bir anlatm geldi. Allah yardmcnz olsun! dedi. O dn geceden bu saate kadar, deil buradan iki saat tede olan snr, koca

212 Bosna'y bile batan baa geerdi. Ben bundan eminim. Bana ne isterseniz yapabilirsiniz. Zaten bunun iin onun la geldim. Ama onu bir daha hi gremeyeceksiniz... Bu nu aklnzdan karn! Tekrar dudann ucu yukar doru kalkt ve yz da ha yal, kstah ve irkin grnd. Ama, dudaklar tabi halini ald m, yine bir ocuk ka dar saf, cesur ve sevimli oluyordu. Ne yapacan bileme yen Drajenovi, yzbaya bakt. O da kz gtrmesini ia ret etti. Tekrar Fedun'u sorguya ektiler. Bu uzun srmez di artk! Gen adam her eyi itiraf etti, kendini savuna cak tek bir sz sylemedi. Hatta Drajenovi ona, sorula ryla bir savunma yolu hazrlad halde bile hi oral ol mad. Yzbann onu aresiz bir ekilde mahkm eden ve iinde ac gizlenen cidd ve insafsz szleri bile gen adam uyuukluktan kurtaramad. Yzba ona Almanca: Sizi cidd, vicdanl, dnyada devinin ve lksnn ne olduunu bilen bir insan sanyordum. Bir gn blm zn gsn kabartacak bir er olacanz umuyordum. Oy sa kendinizi sevdaya kaptrdnz... Hem kr krne!.. n nzden geen ilk kadna kapldnz. Kendisinden cidd bir i beklenilmeyen zayf, iradesiz br insan gibi davrandnz. Sizi mahkemeye vermek zorundaym. Mahkemenin karar ne olursa olsun size gsterilen gvene lyk olmadnz, namuslu bir adam ve iyi bir asker gibi grevinizin ban da durmadnz bilmek, sizin iin cezalarn en by dr!.. Haydi gidin artk!.. Tane tane sylenen bu szler bile gen adamn vic danna yeni bir ey katmyordu. nk btn bunlar ken di kendine de tekrarlyordu. Bu kadnn, haydutun metre sinin, karsna k, syledii szler, Stevan'm davran , bu ksa sorgunun gidii... Hepsi baharn ona Kapiya'da oynad oyunu btn aklyla gsteriyordu. Bu saf, ha-

213 va, ama affedilmez oyunu!,. Yzbann szleri btn bun larn stne baslan resm bir mhrden baka bir ey de ildir. Onlar, kanunun ve kurallarn yazl olmayan baz is teklerini yerine getirmek iin Fedun'dan ok yzbaya ge rekli olan eylerdi. Gen adam kendini, harikulade bir sahne seyreder gi bi geniliini kavrayamad bir kefin karsnda buluyor du. Tehlikeli bir grev banda iken, fena bir saatte bir an kendini unutmann ne demek olduunu reniyordu. Eer orada, Kapiya'da geirdii bu saniyeler... bilinmemi kal salard... hi nemleri olmayacak, geceleri nbet bekler ken... can skntsndan arkadalarla anlatlan kk ak maceralar olarak kalacaklard. Ama byk sorumluluklarn lsne vurulunca, bu saniyeler kesin birer deer olu vermilerdi. Bu lmden de beter bir son demekti. ren, erefsiz bir son!.. Artk ne kendisine, ne de bakalarna aklamada bulunmak vard!.. Ne Kolemia'dan gelecek mek tup, ne aile resimleri... Ne de o kadar gururla eve yolla d posta havaleleri... Sadece kendini aldatm ve onu al datmalarna izin vermi bir adamn sonu vard. te onun iindir ki yzbaya verecek cevap bulamamt. Fedun ok sk bir nezaket altnda deildi. Sabah kah valtsn getirdiler, sanki baka birinin az ile yiyormu gibi yemeini yedi. Sonra kendi eyalarn toplamasn, si lahlaryla beylik eyalar teslim etmesini sylediler. Saat onda posta arabasiyle bir jandarmann gzcl nde Saray - Bosna'ya gidecek, orada asker mahkemeye verilecekti. Gen adam eyalarn toplarken orada bulu nan birka arkada, ayaklarnn ucuna basarak gzden kayboldular, arkalarndan kapy da sessizce kapatmlar d. Felkete urayan bir insann etrafn saran yalnzlk ve sessizlik emberi onun da etrafnda gittike geniliyordu, lkin duvardan, stne yalboya ile ismi, rtbesi, bl-

214 nn ve birliinin numaras yazlm olan siyah levhay kard. Levhann arka tarafna bir tebeir parasyle ve kk harflerle acele unlar yazd: Eyann hepsinin ltfen Kolemeiya'ya, babama gn derilmesi rica olunur. Btn arkadalarma selmlar. mir lerimden af dilerim. G. Fedun. Sonra bir kez daha pencereden bakt. Bu kadar dar bir evreden insan gznn bi rsaniyede grebilecei her eyi kavramaya alt. Sonra duvardan tfeini ald. iine iyice yalanm ar bir kurun yerletirdi. Pabularn ard. Bir akyla, orabnn sa ayak parmann stne bir delik at. Yatana uzand. Tfeini elleri ve dizleri ile tutarak namlusunu enesine dayad. Ayan oynatarak tetiin tam orabn deliine gelip taklmasn salad. Te tii ekti. Klann ii tfek sesinin yanklaryla inledi. Byk kararlardan sonra her ey sadeleir, kolaylar d. Doktor geldi. lm tesbit edildi. Bir tutanak tutuldu, o da sorgu kdna ilitirildi. O zaman gmlme ii orta ya kt. Drajenovi, rahip Nikola ile bu ii grmek iin emir ald. Fedun intihar ettiine gre, Hristiyan mezarl na gmlebilir mi idi? Rahip Nikola, Uniat mezhebine ba l birinin gnahn affedebilir mi idi? Son yllarda Rahip Nikola birdenbire kmt. Artk glkle yryordu. Onun iin kiliseye, kendine yardmc olarak Rahip Yoos'y almt. Rahip Yoso, duygulu ama he yecanl, yanm bir odun paras gibi karakuru bir adam d. Son zamanlarda Kasabada ve kylerde yaplan btn din trenleri zerine almt. nk Rahip Nikola artk ok zorlukla yryor, ancak evine ok yakn olan kilisedeki g revine bakabiliyordu. Yzbann emri stne Drajenovi, Rahip Nikola ile grmeye gitti. Saygdeer ihtiyar, onu evinde uzanm olarak kabul etti. Rahip Yoso da yannda bulunuyordu. Drajenovi ona

215 Fedun'un lm sebebini, gmlme meselesini anlatnca rahiplerin ikisi de bir sre sustu. Rahip Nikola'nm susmak ta devam ettiini grnce Rahip Yoso, ekingen bir tavr la bunun eine rastlanmam bir olay olduunu, Fedun'un Hristiyan mezarlna gmlmesinin hem kilise kanunlar na, hem geleneklere aykr olduunu, yalnz intihar ettii srada aklnn banda olmad ispat edilecek olursa bel ki bir ey yapabileceini syledi. Tam o srada Rahip Nikola, stne bir Trk seccadesi serilmi olan dar ve sert sedirin stnde doruldu. Vcu du yine, o her zamanki heykel dikliini almt. Kasabann arsndan geerken sadan soldan herkesin ona selm verdii zamanlardaki dikliini! Konumaya balar balamaz yz aydnland. Bu yz hl krmz idi. Ve sakaln iinde kaybolan uzun byklar vard. Artk bsbtn aarm olan kzl salar da dikil miti. B u . . . Doduu gnden beri kimsenin dncesinin etkisi altnda kalmam, dncelerini daima aka syle meye ve savunmaya alm bir adamn yz idi. Duraksamadan, byk lflar sylemeden, astemen ile rahibe dnd: Bir felket oldu mu ortada ispat edilecek bir ey kalmaz! dedi. Kim akl banda iken hayatna kyabilir? Kim onu, bir dinsiz gibi, hi bir rahibin yardm olmadan bir duvarn dibine gmmek sorumluluunu stne alabi lir? Haydi git Msy!.. Allah senden raz olsun! ly ha zrlamalarn emret ki, onu hemen gmelim. Hem de me zarla... Baka bir yere deil! Gnahlarn ben affedece im. Eer sonradan kendi mezhebinden de bir rahip bulu nacak olursa, benim eksiklerimi o tamamlasn! Drajenovi gittikten sonra arm olan rahip Yoso'ya dnd: Bir Hristiyana mezarlkta bir kabri nasl ok g rebilirsin? dedi. Hem de neden onun gnahlarn affetmi-

216 yecek misim? Hayatnda mutsuz oluu yetmiyor mu ki?.. Yukarda, hepimizin gnahlarnn hesabn soracak olan, varsn onun da gnahlarnn hesabn sorsun!.. te bylece Kapiya'da bir su ilemi olan delikanl sonsuz olarak kasabada kald. Ertesi sabah gmld. Ra hip Nikola, Kilise muhafz Dimitri ile onun gnahlarn af feden son treni yapt. Streifkorps'a bal erler, birer birer mezarn nnden geerek bir avu toprak attlar. Bir emir bekler gibi birka saniye mezarn banda kaldlar. Bir yandan da klann nnde dimdik ve bembeyaz bir bulut gibi ykselmi olan dumana bakyorlard. Orada Fedun'un kanl ot minderini yakyorlard. Kapiya'daki birka dakikalk heyecann, kaderin za lim penesi altnda hayatyla deyen gen erin maceras da kasabann uzun sre hogr ile hatrlad ve anlatt bir hikye oldu. Duygulu ve mutsuz gencin, ans, Kapiya'da ki nbetilerde daha ok yaad. Ertesi sonbaharda Hersek'te ayaklanma duruldu. Ta nnm birka Srp ve Mslman efi Karada'a veya Trk lere snd. Civarda birka haydut kalmt ama onlarn da ayaklanma ile bir ilgisi yoktu. Kendi hesaplarna soygun yapyorlard. Nihayet onlar da birer birer yakalandlar ve ya daldlar. Hersek yatt. Bosna tirazsz asker gnder di. Ama ilk askerlerin kasabadan gidii yle pek kolay ol mad. Koca bir blgeden yz kiiden fazla asker alnmam t. Ama kararghn nne toplandklar gn (kyller tor balan, aznlkta olan ehirliler tahta bavuilariyle) ehir de sanki bir hastalk varm ve bir alarm iareti verilmi gibi herkes birbirine girdi. Toplanan erlerin ou sabahtan beri iiyordu. Kyllerin stnde tertemiz beyaz gmlek ler vard. meyen pek azd. Onlar da eyalarn arasnda oturmu uyukluyorlard. ou heyecanl di. kiden yz-

217 leri kzarm, gnn heyecan ve yorgunluundan da ter iinde kalmlard. Ayn kyden be delikanl omuz omuza, babaa vermi, gen fidanlar gibi sallanyor, sanki yery znde yalnzlarm gibi uzayan kaba namelerle ark sy lyorlard. Hey gen kz... Hey!.. Hey!.. Hey!.. Onlar da kargaalk yaratyorlard ama asl uzak ky lerden onlar geirmeye gelen anneleri, kz kardelerin, akrabalarn yaratt kargaalk ok bykt. Onlar son bir kez grmek... istedikleri gibi alamak, yiyecek bir eyler vermek, ya da son bir sevencelik belirtisi gstermek is tiyorlard. ar meydan bu kadnlarla dolmutu. Mahk miyet haberini bekleyen insanlar gibi orada talam otu ruyor, ara sra konuuyor, ba rtlerinin ucuyla gz ya larn siliyorlard. Bu genlerin savaa, ya da kree git mediklerini, stlerinin, balarnn, yiyeceklerinin salana can, sadece Viyana'ya gidip mparatora hizmet edecek lerini, iki yl sonra memleketlerine dneceklerini, mpa ratorlukta btn genlerin askerlik devini yaptklarn bo una iln edip durmulard. Bu szler kulaklarndan rzgr gibi esip gemiti. San ki anlamadklar yabanc dilmi gibi. Onlar sadece kendi lerini yneten igdlerini dinliyorlard. Yzyllardan onla ra miras kalan bu igd de gzlerini yaartyor, yabanc bir imparatorun yabanc bir diyarda bilinmedik grevlere srkledii sevgili ocuklarn, hayatlarndan fazla sevdik leri bu kimseleri uzaklara kadar geirmek, son bir defa daha grmekten baka bir ey dnmyorlard. Karargh taki grevliler ve jandarmalar aralarna girerek onlar avut maya, yattrmaya alyorlard. Askerler, geilerine en gel olmamalarn, ortada zlecek hi bir neden olmadn, sokaklarda arkalarndan komamalarn, kargaalk yarat-

218 mamalarn' hepsinin salkla evlerine dneceini syleye rek nefes tketiyorlard. Kadnlar onlar dinliyor, dorular gibi balarn sall yor, ama hemen sonra tekrar barp alamaya balyor lard. Alayp inlemeyi, arkasndan aladklar kiiden ok seviyorlard. Hareket zaman erler drder drder dizilip kpry gemeye balaynca yle bir itime oldu ki en soukkanl jandarmalar bile kendilerini glkle koruyabildiler. Ka dnlar kouuyor... Jandarmalarn ellerinden kurtularak sevdiklerinin yan sra yryor... Birbirlerini iterek dryorlard. Onlarn lklar, jandarmalarn yalvarmalar, ve rilen emirler birbirine karyordu. Askerlerin nnde drt jandarma gidiyordu. Kadnlarn bazlar koarak kendile rini onlarn nne atyor, yollarn kesiyor: lkin bizi ineyin!., diye baryorlard. Adamlar onlar glkle yerden kaldryor... izmele rinin mahmuzlarna taklan salarn, eteklerini ayrmaya alyorlard. Askere giden genlerden bazlar utanyor, eve dnmeleri iin kadnlar fke ile yanlarndan kovuyor lard. Ama genlerden ou baryor ya da ark syl yordu. Bu da kargaal bir kat daha arttryordu. Baz ka saballar, heyecandan sapsar kesilmi, hep bir azdan ark sylyorlard: Sarayevo ve Bosna'da Olunu imparatora Asker diye yollayan Btn analar yasldr. Bu ark alamalara daha da hz veriyordu. Bin glkle kpry getiler. Saraybosna yoluna sa pnca; kasaba halk iki sra olmu onlar bekliyordu. Sanki kuruna dizilmeye gidiyorlarm gibi onlara acyorlard.

- 219 Aralarnda kimsesi olmayan kadnlar bile hngr hngr alyordu. nk herkesin mutlaka alayacak bir eyi bu lunur. Sonra bakasnn acsna alamak da her zaman tat ldr. Yanlara sralananlar yava yava azalmaya balamt. Kyller izlemekten vazgeiyorlard. En inat analard. On be yanda imiler gibi taburun arkasndan kouyorlard. Yol kenarndaki hendekleri atlyor, br yana geiyor, jan darmalar aldatarak evltlarnn yannda biraz daha fazla kalmaya alyorlard. Bunu gren delikanllar heyecan dan sapsar balarn evirerek: Haydi eve dn! Sana dn diyorum!., diye syleni yorlard. Ama anneler aldr etmiyor, gzleri evltlarn dan bakasn grmyor, kendi feryatlarndan baka ses duymuyorlard. En sonunda bu skntl gnler de geti. Halk kyleri ne dald, kasaba da sessizlie kavutu. Viyana'daki as kerlerden ilk mektuplar ve resimler gelmeye balaynca her ey daha kolay, daha dayanlabilir bir hal ald. Kadn lar bu resimlerle mektuplar alnca da aladlar ama, bu sefer sknetle ve sessizce: Streifkorps datld ve ehirden gitti. Kapiya'da artk oktandr nbeti bulunmuyor, halk yine, tpk eskiden ol duu gibi, burada oturuyordu. iki yl abuk geti. Bu sonbaharda, ilk giden gen as kerler tertemiz, salar kesilmi, iyi beslenmi olarak dn dler. Halk etraflarn ald. Onlar da askerlik yaamlarn, grdkleri ehirlerin bykln anlatmaya baladlar. Szlerine yabanc deyimler ve adlar katyorlard. kinci as ker toplamada tel ve alamalar daha hafif geti. Her ey daha tabi, daha kolay gelmeye balad. Eski gnleri pek iyi hatrlamayan genler yetimiti. Onlar bir ok nok tada yeni yaay dzenini kabullenmilerdi. Ama, Kapiya' da hl kasabann eski geleneklerine gre yayorlard. Ne

220 yeni giyime,.ne yeni unvanlara, ne yeni ilere aldr etmi yor, orada... tekrar onlar iin gerekten bir kalp ve mu hayyile ihtiyac olarak t... o eski alardaki kasaballar gibi oluyorlard. Yeni askerler giderken artk itiip kakma, barp armalar olmuyordu. Haydutlarn ad, sadece ihtiyarlarn hikyelerinde geiyordu. Nbetileri de, Kapiya'da bir ka rakol bulunduu zamanki Osmanl nbetileri gibi unutul du, gitti.

XIV Kprnn yanndaki kasabada yaam her geen gn biraz daha canlanyor, gittike daha dzenli, daha zengin bir hal, daha ahenkli bir ak alyor ve o zamana kadar grlmemi bir dengeye eriiyordu. B u . . . her yerde ve her ada hayatn arad ve ancak geici olarak biraz eri ebildii bir denge idi. O sralarda, XIX'uncu yzyln sonlarnda, imdi bura larn da idare eden ve elinde tutan o uzak ve bilmediimiz ehirlerde insan ilikilerinde olsun, sosyal olaylarda olsun seyrek rastlanan ve ksa sren bir sknet devri balam t. Bu sknetin bir paras bu unutulmu kylara da ya ylmt. Tpk denizin o byk sessizliinin en kk koy larda bile duyulusu gibi. Yirmi, otuz yl kadar sren bu nisb, Franois J o sephvari bar ve refah anda, birok Avrupal, yzyl lk hayallerini gerekletirecek bir forml bulunduuna ve bu genel zgrlk ve ilerleme iinde insanolunun zle nen o geliim ve mutlulua erieceine inanmaya balad. XIX. yzyl, milyonlarca insann gzleri nne eitli imknlar seriyor, elverili fiyat ve deme ile herkes iin

221 bir konfor ve mutluluk serab yaratyordu. Ama Bosna'nn bu cra, bu kk kasabasna btn bu XIX'uncu yzyl yaamnn ancak snk bir yanks gelebiliyordu. O da, ge ri kalm bu dou evresinin anlayabilecei ve kendine gre kavrayp uygulayabilecei bir lde. lk yllarn o gvensizlii, yerinde saymanlar, durak samalar geici olduu izlenimi kaybolduktan sonra bu ye ni dzen iinde kasaba da yerini bulmaya balad. Halk kazan, dzen ve gven buluyordu. Bu da hayatn, d ha yatn geliim ve ilerleme yoluna girmesi iin yetiyordu. Alt yan: ilkel duygular ve eitli rk, millet ve dinlerin sarslmaz inanlar gibi eyler de... arka plnda ve karan lklar iinde kalyordu. lm ve gmlmemi gibi grnen btn bu eyler, uzak bir gelecekte halka deiiklikler ve umulmadk fel ketler hazrlyordu. Bunlar halkn hele bu lke halknn, on suz yapamad eylerdi. lk anlamazlk ve atmalardan sonra yeni hkmet halkn stnde net bir salamlk ve sreklilik izlenimi b rakt. (Kendisi de bu duygunun etkisi altnda idi. nk byle olmasa gl ve srekli bir idare kurulamazd). G cn dolayl olarak hissettiriyor, onun iin de halk onu es ki Osmanl dzeninden daha kolay sindiriyordu. Agzln ve zulmn, geleneksel biimlerle bir arballk ve parlaklk maskesi altnda gizliyordu. Halk hkmetten kor kuyor ama, lmden ve hastalktan korkar gibi korkuyor, zulm, felket ve fenalk karsnda titrer gibi deil! Asker olsun, sivil olsun yeni idarecilerin ou yaban c idi. Halk tanmyordu. Aslnda bunlar nemsiz kiilerdi. Ama insan her admda, byk bir makinenin ufak arklar olduunu ve arkasnda uzun bir sra halinde daha gl insanlarla daha byk kurulularn bulunduunu hissedi yordu. Bu onlara kiiliklerini ok aan bir otorite ile insa nin nnde kolayca boyun edii sihirli bir szgeerlik

222 veriyordu. Buradakilerin gzne ok byk grnen o rt beleri, duygusuzluklar ve Avrupal tavrlariyle, kendilerin den bsbtn baka olan bu halka bir sayg ve gven a lyordu. Sevilmedikleri ve sempatik olmadklar halde ne bir eletiri, ne de bir imrenme duygusu uyandryorlard. te yandan bu yabanclar da bir sre sonra, iinde yaadklar bu tuhaf dou evresinin etkisi altnda kalmak tan kurtulamyorlard. ocuklar, kasaba ocuklarna yaban c adlar, yabanc deyimler retiyor, kprye yeni oyunlar, yeni oyuncuklar getiriyorlard. Ama memleket ocuklarn dan da ok ey kapyorlard. arklarmz, konuma bii mimizi, kfrlerimizi, birdirbir gibi eski oyunlarmz ve saire... Byklerde de ayn ey oluyordu. Bykler de tuhaf gelenekler ve deyimlerle yeni bir dzen getiriyor, buna karlk da dillerinde ve yaaylarnda her gn yerlilerden bir eyler alyorlard. Sonunda, halkmz hele Srplarla Ya hudiler, giyimleri ve davranlaryle gittike, igalin bu raya getirdii yabanclara benzemeye balyor, ama yaban clar da iinde yaadklar evrenin etkisi altna giriyorlard. Memurlarn ou, enerjik Macarlarla, kibirli Polonya llar, kpry skntyla geiyor, irenerek kasabaya giri yorlard. lk zamanlar, suyun stne kan zeytinya dam lalar gibi, hep ayr oturuyorlard. Ama, birka yl sonra onlar da saatlerce Kapiya'da oturmaya, kaln kehribar azlklariyle sigaralarn ierken, kasabann yerlileri gibi... mavi gkyznde ya da batan gnein durgun havasnda dumann dalp kayboluunu seyretmeye balamlard. Bazan da ileri gelenlerimiz ve beylerimizle bir demet may danozla yeil bir tepsinin nne geer, akamn gelmesini beklerlerdi. Bu arada, belli bir konusu olmayan derin bir sohbete dalar, raklarn ar ar yudumlayarak arada s rada azlarna bir lokma meze atarlard. Tpk Viegradlla.rm yaptklar gibi. Bu yabanclar arasnda kasabada ev-

223 enip yerleen ve bir daha oradan ayrlmayan memur ve esnaf da vard. Bu yeni yaant, hibir kasabalnn t ezeldenberi ru hunda besledii emeli, kannda tad eyi gerekletiremiyordu. Hepsi de, Hristiyan! da, Mslman! da, bu ye ni hayata, ihtiyatla, trl ekingenliklerle giriyordu. Ama bu ekingenlik gizli kalyor, oysa hayat gzle grlyor ve yeni imknlar iinde byk ve gl grnyordu. Kh uzun, kh ksa sren bir duraklamadan sonra, o unluk kendini bu yeni akma kaptryordu. gryor, alm satm yapyor, yeni dnce yeni davranlara gre ya yordu. nk bunlar herkese yeni ufuklar ayor ve daha ok imkn salyordu. Bu yeni yaam, eskisinden, Osman llar zamanndakinden daha az koullara bal deildi. Yal nz bu koullar daha kolayd. Bu koullar bu balar, imdi uzaklarda yerlemiti, insan onlar dorudan doruya his setmiyordu. Onun iin de halka, sanki etrafnda her ey deimi, zenginlemi ve genilemi gibi geliyordu. Ve sanki daha da rahat nefes alyordu. Yeni devlet, iyi bir idare sistemiyle, insanlarn cebin den Osmanl idaresinin zorla ektiini, acsz ve kimseyi sarsmadan ekip alyordu. O kadar ki, halk dedii vergi lerin, ykmllnn belki farknda bile olmuyordu. By lece Avusturyallar Osmanllar zamanndan fazla para e kiyor, ama bunu daha kolay, daha abuk ve daha emin bir biimde yapyorlard. Vaktiyle, nasl ordudan sonra jandarmalar, onlardan sonra da memurlar geldiyse, imdi de, memurlardan son ra tccarlar gelmeye balad. Yabanc mteahhitler, m hendisler, iiler geliyor, ormanlar kesiliyor, halka, tc carlara yeni kazan frsatlar kyor, konumada ve gi yimde de yeni gelenekler ve deiiklikler gze arpyordu.

224 lk otel yapld. (Bunun szn ileride edeceiz!) O zamana kadar bilinmeyen kantinler, dkknlar ald. Yz yllardanberi burada yaayan, Drina'nm stndeki kpr yapld zaman buraya gelmi olan spanyol Yahudilerinin, Sefardnierin arasna imdi Galiyal Yahudiler, Akenaziler de katlmt. Para, o zamana kadar grlmemi bir bollukla, taze bir kan gibi memlekette dolamaya balad. En nemlisi de genel bir biimde hic ekinmeden, ackca dolamas di. Heyecan yaratmaktan geri kalmayan bu altn, gm ve kt para aknnn ateinde herkes ellerini stabiliyor, hi olmazsa gzlerini doyuruyordu. nk en fakir insan da bile sefaletinin geici olduu hayalini douruyor ve bu hayal ona bu sefalete katlanmak gcn veriyordu. Eskiden de para vard, zenginler de vard. Yalnz bun lar azd ve zenginliklerini, engerek ylannn ayaklarn giz ledii gibi gizlerlerdi. Onlar yalnz soyiuluklaryla vnr, onu bir g ve savunma vastas gibi tar ve kullanrlard. Bu hem kendileri, hem de etrafndakiler iin ar bir yk t. imdi ise zenginlik ya da zenginlik denilen ey, genel di. ou zaman da kiisel zevk ve elence biiminde ken dini gsteriyordu. te onun iindir ki, onun prltsn ve kprtsn herkes grebiliyordu... Geriye kalan her ey de byle idi. O zamana kadar gizli kapakl yollarla tadlan zevkler, imdi aka satn alnabiliyordu. Ve bu... onla rn ekicilik gcn de, onlar arayanlarn saysn da o altyordu. ' . | Eskiden eriilmez, uzak ve pahal olan eyler... ka nunlarn ve geleneklerin yasak ettikleri eyler... artk pa ral ve kurnaz olan her kii iin eriilir bir hale gelmiti. O zamana kadar tatmin edilemeyen veya gizli kapakl yerlerde saklanan tutkularn, tihalarm ve ihtiyalarn imdi azok, ya da bsbtn giderilmesi iin aka are-

225 ler aranyordu. Gerekten bunda bile daha fazla bir disip lin, dzen ve kanun engelleri vard. Ahlkszlk cezaland rlyor, zevkler eskisinden daha g deniyor ve daha pa halya mal oluyordu. Yalnz metodlar ve kanunlar dei miti. Her eyde olduu gibi bunda da insana sanki hayat birden daha geni, daha lks ve daha serbest olmu gibi geliyordu. Gerek zevk ve mutluluklar eskisinden pek de fazla deildi. Yalnz bu zevke erimek ok daha kolaylam her yerde herkese mutluluk iin yer varm gibi grn yordu. Viegrad'llarn umursamaz bir yaama ve zevke olan dknlkleri; yabanclarn getirdikleri yeni krlar, yeni ticaret biimi, yeni geleneklerle bsbtn alevleniyor ve gereklemek imknlarn buluyordu. Kalabalk aileler halinde gelen Polonyal Yahudi g menler, btn almalarn bu alanda gsteriyorlard. Schreiber'in bir bakkal dkkn vard. Gutenplan askerler iin bir kantin amt. Tsaler br otel iletiyordu. Speriing'lerin bir soda imalthanesiyle bir fotoraf atlyeleri vard. Tsveher saati ve kuyumcu dkkn amt. Eski Ta Hann yerine yaplan kladan artan talarla br konak yapmlar, oraya hkmetle mahkemeyi yerle tirmilerdi. Ondan sonra kasabann en byk binas Tsaler'in oteli idi. Bu otel, kprnn yan banda, kyda yk seliyordu. Kprnn iki yanndaki yamalar eviren duvar lar ok eskiden, kpr ile birlikte yaplmt. Bylece kp rnn sanda ve solunda, deta suyun zerinde uzanan iki teras meydana gelmiti. Halkn, Kou yeri adn ver dii bu arsalarda, kuaklar boyunca ocuklar oynamt. imdi hkmet sol teras igal etmi, etrafn tahta per de ile evirmi, iine meyva aalaryla fidanlar dikerek
Drina Kprs F./1S

226 orasn bir fidanlk yapmt. Sa terasa ise oteli" yapm lard. Ondan nce arnn bandaki ilk bina Zaria'nn meyhanesi idi. Kasabann en ilek bir yerinde bulunuyor, kprden susam ve ackm bir halde gelen yolcunun tam karsna kyordu. imdi yeni otelin binas onu tamamiyle glgede brakmt. Alack olan eski meyhane, sanki yerin dibine batyormu gibi, hergn biraz daha alalyordu. Geri yeni otel, yan banda bulunan kprnn adn tayordu. Ama, halk, her eyi kendi mantna ya da ona verdii anlama gre adlandrr. Otelin stndeki Hotel zur Brcke (1} yazs pek abuk silinmiti. O levhay bu ilerden anlayan bir er boya ile yazmt. Ama halk ona Lotika'nn oteli adn takmt. Bu otelin ad da daima byle kald. Oteli Debora adl hasta bir kars ve Mina ile renaadnda iki kk kz olan Tsaler adl iman bir Yahudi amt. Ama otelin gerek patronu ve messesenin ruhu, Tsaler'in baldz Lotika idi. Bu, erkek enerjili, ak szl, ok gzel gen bir duldu. Otelin st katnda mterilere ayrlm derli toplu ter temiz alt oda vard. Birinci katta, biri son derece byk, tekisi kk olmak zere iki salon vard. Byk salona kk rtbeli subaylarla esnaf takm gibi, sradan, gste-. risiz kiiler gelirdi... Kk salon byk olandan, ift ka natl camlar buzlu bir kap ile ayrlmt. Kanadn birinde Extra, tekinde Zimmer (2) yazl idi. Oras sosyal haya tn merkezi idi. Oraya memurlar, subaylar ve ehrin zen ginleri gelirdi. Lotika'da, iilir, ark sylenir, kt oynanr, dans edilirdi. Ya da cidd konumalara dalnr, iler zmie(1) (2) Almanca (Kpr Oteli) demektir. Zimmer = Almanca oda demektir.

227 nir, gzel yemekler yenir, temiz yataklarda yatlrd. Hep ayn beyler, memurlar ve tccarlardan meydana gelen bu topluluk kimi zaman sabahtan akama ve akamdan sa baha kadar ier, ylesine zevk ve safaya dalard ki, niha yet alkoln ve uykusuzluun etkisiyle gzleri kararrd. (Artk Ustamuyi'in hanndaki o karanlk, havasz odada gizli kt oynanmyordu.) Lotika ikiyi fazla karanlarla oyunda btn parasn kaybedenleri, nezaketle kap dar eder ve henz sarho olmayan, oyun ve ikiye susayan mterileri karlard. Bu kadn ne zaman yer, ne zaman ier, ne zaman uyur, ne zaman giyinecek, sslenecek vakit bulur, ne zaman din lenir?.. Bunu kimse bilmez ve sormazd. nk her an ora da idi. (Ya da yle grnyordu.) Herkese kar nazik, her kesin emrine hazrd. Herkese ayn biimde davranrd. Yine herkese kar ayn biimde cesur ve tedbirli idi. Dol gun vcutlu, uzun boylu, fildii tenli, siyah sal, baklar ateli bir kadnd. Otele ok para brakan, ama sarholuk tan ou zaman kstah ve kavgac olan mterilere kar tamamiyle kendine gvenir bir davran vard. Konuur ken, herkese kar cesur, nkteli, zeki, okayc ve din lendirici olmasn biliyordu. Deiik tonlu bouk bir sesi vard. Ama yine de bazan bu ses, dem eken bir kumrunun sesi kadar okayc ve tatl olurdu. Her zaman yanl konu urdu. nk hi bir zaman adamakll Srpa renmemi ti. simlerin cinsini doru syleyemez, fiil ekimlerini ye rinde kullanamaz ama, yine de ton ve mn bakmndan halkn, anlatm biimine ok uyan tatl ve mecazi bir bi imde konuurdu. Her mteri onun varlndan yararlanrd. Otelde har cad paraya ve vakte karlk, herkes ona istedii kadar kur yapabilir, onunla gnl elendirebilirdi. Burada insa nn daima emin olduu yalnz iki ey vard: Parasn ve

228 vaktini israf etmek... st yani var gibi grnd halde varl hi de kesin deildi... Her iki kuan zengin ve hovarda beyleri iin Lotika deta bir serap, duygular ve itihalar ile oynayan, paha l, parlak ve souk bir hayaldi. Hikyelerde, onun iltifatn grm ndir kimselerden sz edilirdi. Ama bu iltifatn nereye kadar uzandn, ne olduunu kendileri bile syleyemezlerdi. ou zaman, beklenmedik kaba duygularn esiri olan bu zengin ve sarho adamlarla uramak pek kolay bir i deildi. Ama, erkek gibi cesur, becerikli, yorulmak nedir bilmeyen, kararn abuk veren, souk kanl bir kadn olan Lotika, her azgnl bastrmasn, her itihay dindirmesi ni bilirdi. Kusursuz vcudunun esrarl bir hareketi, derin kurnazl ve ondan aa kalmayan cesaretiyle, her biriy le arasndaki mesafeyi korumay baarr ve bylece onla rn isteklerini bsbtn kamlayarak kendi deerini de arttrrd. Bu alev alm insanlarn en azgn, en sarho ve en tehlikeli anlarnda onlarla, bir Toreador'un, boa ile oyna d gibi oynard. nk hayat erkenden renmi, pek karmak gibi grnen isteklerin srrn zmt. Bu duygulu, zalim, ehvetli insanlarn btn zayf nok talarn biliyordu. Onlara ok ey ikram ediyor, her ey vdediyor, ama ok az, hatta hi bir ey vermiyordu. On larn itahlar ylesine sonsuzdu ki, nasl olsa onlar do yurmak kabil deildi ve azla yetinmek zorunda idiler. M terilerin ouna bir hasta gzyle bak\yor, on\ava, zamar. zaman krizi tutan bir hasta gibi davranyordu. Ksacas, pek gzel ve namuslu br meslei olmayar Lotika'ya sa duyusu olan, iyi yrekli, iyi huylu bir kadir denilebilirdi. Gerektiinden ok iip para harcayanlarn gerektiinden ok oyunda kaybedenlerin imdadna yeti meini, onlar avutmasn da bilirdi. Onlar deli ediyordu

229 nk onlar aslnda deli idiler. Onlar aldatyordu. nk aldanmak istiyorlard. Nihayet, onlardan naslsa kaybetme ye ve israf etmeye niyetli olduklar eyi alyordu. ok para kazanyor, parasnn hesabn da biliyordu. Daha ilk yllarda kk bir servet biriktirmiti. Ama ayn zamanda, byk bir cmertlikle sessiz sedasz bir borcu unutmasn, ya da silmesini de biliyordu. Hastalara, dilen cilere, sessiz sedasz, byk bir incelikle para verir, ser vetini kaybeden zengin ailelere, iyi aileden olan ksz ve dullara, istemesini bilmeyen ekingen ve utanga fakirle re yardm ederdi. Bunlar da, kendinden bir ey vermeden, istedii ka dar paralarn ektii, ama hi bir zaman tamamiyie de reddetmedii o sarho kstah ve ateli mterilerini uzak. tutmasn bildii ve oteli idare ettii gibi, ustalkla idare ediyordu. Hayatta tecrbeli olan ve tarih bilen kiiler, bu kad na bu kadar di ve dar bir alma alan vermekle kade rin ona kar insafsz davrandn sk sk dnrlerdi. Eer byle bir yere dmemi ve byle bir i banda ol mam olsayd, bir tara otelini idare ederek zenginlerin, sefahat dknlerinin ceplerini o kadar kurnazlkla boal tan, haris olduu kadar fedakr, gzel ve ekici olduu kadar da namuslu ve souk olan bu kadn, neler yapmazd! Kimbiiir, belki de byk ailelerin, saraylarn, devletlerin kaderini idare eden ve her ii daima en iyiye doru srk leyen tarihin o nl kadnlarndan biri olurdu. O tarihte, 1885 de, Lotika'nn en gl olduu o a da, gecelerini, gndzlerini otelde bu Ekstra - Zimmerin pusiucamlar arkasnda geiren zengin ocuklar vard. Orada, hava aarrken sobann banda uyuklarlard. Bil gece nceki sarholuktan henz bsbtn aylrnam, uyku sersemliinin ve yorgunluunun etkisiyle nerede oldukla rn, ne beklediklerini bile unuturlard. Lotika, o zaman bu

- - 230 sessizlikten yararlanarak st kattaki odasna ekilirdi. Bu ras hizmetiler iin yaplm kk bir oda idi. Ama o bu rasn, kendisine bir bro olarak demiti. Bu kk yer her eit eya ile tklm tklm dolu idi. Resimler, altn,' gm, kristal biblolar. Orada bir perdenin arkasnda, ye il boyal elik bir kasa ile bir yaz masas duruyordu. Ma sann stnde, celpler, makbuzlar, hesap pusulalar Alman ca gazeteler, borsa oyunlarn yazan gazete kuprleri, pi yango listeleri ylmt. Bu tklm tklm odann biricik penceresi kprnn en kk kemerine bakyordu. te Lo tika bo saatlerini bu darack yerde geiriyor ve orada hayatnn srf kendisine ait blmn yayordu. Lotika, iinden ayrabildii bo saatlerinde borsa ha berlerini okur, prospektsleri inceler, hesaplarn gzden geirir, banka mektuplarn cevaplandrr, kararlar alr, emirler verir, yatrd paralar istedii biimde dzenler, yeni yatrmlar yapard. Bunlar Lotika nn bilinmeyen yan lar idi. Bu, hayatnn grnmeyen gerek yz idi. Lotika orada gler yzl maskesini frlatr atar, yz sert bir anlatm alr, baklar bulanr ve kesinleirdi. Ka labalk ailesine Tamova'l Apfelmayer'lere, evli kz ve er kek kardelerine, kadn ve erkek akrabalarna, bu odada mektup yazard. Bunlar Galiya nn eitli blgelerinden Avusturya ve Macaristan'a dalm, dou Galiyal fakir yahudilerdi. Lotika bir dzine yahudi ailesinin kaderini buradan idare ediyordu. Yaamlarnn en kk ayrntlarna kadar giriyor, evlenmeler dzenliyor, ocuklar ya okula yollu yor, ya da tedaviye gnderiyor, tembelleri azarlyor, atl gan ve tutumlular vyor, aile kavgalarn yattryor, a ranlara, ne yapacaklarm bilmeyenlere yol gsteriyor, hepsine daha iyi, daha akla yakn, daha itibarl bir hayat yolu tlyor ve bylece bir hayat kurabilmeleri iin de

231 onlara elinden gelen yardm yapyordu. Mektuplarnn her birine de bir ek ekledii iin bu tleri dinleniyor, yeri ne getiriliyor, madd bir ihtiya tatmin olunuyor, felket uzaklatrlyordu. O, ar yklerinin ve btn gnl tokluunun, biricik avuntu ve mkfatn, ailesinin her ferdinin byle kalknp ykselmesinde buluyordu. Apfelmayer ailesi sosyal ba kmdan bir derece bile ykselse, o da onunla birlikte yk seliyordu. O, ar iinin mkfatn bunda bulduu gibi, ilerdeki didinmeleri iin de gerekli olan g ve enerjiyi de orada topluyordu. Bazan Ekstra - Zimmerden yukar kt za man, ylesine yorgun, ve bkkn olurdu ki... Kendinde ne mektup yazacak, ne de hesaplarna bakacak g bulabili yordu. O zaman kk pencerenin nne gider, alt katn havasndan bsbtn baka olan rman serin havasn cierlerine eker ve gzleri, btn ufku kaplayan zarif ve gl ta kemerin altnda hzla akan suya dalard. ister gnn bol nda, ister gne doarken ya da atarken, ister kn donuk ay nda, ister yldzlarn tatl aydnlnda olsun, kemer hep ayn kemerdi! ki yan birbirine doru kvrlr, sivri bir kubbe ile birleir, kusur suz ve sarslmaz bir denge ile birbirine dayanrd. Yllar getike bu kemer, biricik ufku olmutu. Bu kemer, bu iki cepheli yahudi kadnnn, serinlenmek ve dinlenmek is tedii zaman, daima bir bana zmee alt, kiisel ya da ailev ilerin kmaza girdii zaman dertlerinin ses siz bir tan oluyordu. Ama bu dinlenme anlar hi uzun srmezdi. Gnk muhakkak aadan gelen bir grlt onu yarda brakrd.. Bu; ya onu aran yeni bir mterinin sesi, ya da, yeni aylp tekrar iki vermelerini, lmbalar yakmalarn, alg almalarn isteyen birinin haykr idi. O zaman snan brakr, zel bir anahtarla kapsn ki litler, mteriyi karlamak ya da sarhou, o kendine z-

232 g glmseyii ve szleriyle yattrmak zere aaya iner, onu, yeni uyanm bir ocuk gibi kandrarak tekrar ark sylemee, imee elenmeye ve para harcamaya balayaca masasnn bana oturturdu. O yokken aada iler karm, mteriler kavga et meye balamlardr. Tsrnie'ii sar benizli, yaban bak l gen bir bey, getirdikleri btn ikileri yere dkm, her eye bir kusur bularak mterilerle, garsonlarla kavga c tmeye balamt. O baz, ksa aralklardan sonra gelir, otelde gnlerce ier, Lotika'ya kur yapard. Ama yle bir iii vard ki, onu buna srkleyen eyin, Tarnova'l gze Yahudi'ye kar duyduu karlksz ak ve kskanlktan daha derin bir keder olduu anlalyordu. Lotika hi ekinmeden neeli ve tabi bir tavrla ona yaklar: Ne oluyor Eyp... Neden byle baryorsun ca nm?... Diye sorard. Sarho, gzlerini krptrarak, sanki bir hayalet gr m gibi ona bakard. Arlam bir dille: Nerede idin?... derdi. Nerede olduunu bilmek istiyorum. Bana burada iki deil, zehir veriyorlar, ben; zehirliyorlar. Ama bilmiyorlar ki eer istersem... Ben... Bilirim, bilirim Eyp... Senden daha iyi olan bil mem ama seni ok iyi bilirim. Hm!... Kiminle idin syle bakaym?... Akl banda kadnla sarhoun, pahal bir ie arap la iki bardan nnde, konumas byle ba sonu olma dan ve bir sonuca varmadan srp giderdi. (Lotika nn barda daima dolu kalyor, br boyuna dolup boal yordu). Gen serseri, ikiden arlam diliyle, lmden, ilc olmayan ak illetinden, daha buna benzer sama sa pan eylerden sz edip dururdu... (Lotika buniar ok iyi bilmektedir. nk aa yukar her sarho ayn eyleri tekrarlar). Gen kadn yerinden kalkar ve her akam s-

233 rekli olarak orada toplanan baka mterilerinin masasna giderdi. Masalardan birinde yeni yeni kahvelere kmaya ve imeye balayan gen zenginler vard. Bunlar Zaria'nn meyhanesini artk ok yavan ve skc bulan, bu otelde he nz sklganl brakmayan taral zppelerdi. Baka bir masada da memurlar, yabanclar, bir de subay oturuyordu. Bu gecelik subay gazinosunu brakarak sivillere mahsus olan bu otele gelmee tenezzl etmiti. nk Lotika'dan biraz bor para istemeye niyetlenmiti. nc masada, ormandan geen, odun tamaya yarayan tren yolunu yapmakta olan mhendisler oturuyor du. En kede de, gen ama zengin emlk sahiplerinden bir eyler hesaplamakta olan Pavlo Rankovi ile demiryo lunda alan Avusturyal bir mteahhit vard. Pavlo ala turka giyinmiti, banda da kahvede karmad krmz bir fes vard. iman soluk yznde, iki yara benziyen siyah ekik gzleri bir zafer ya da sevin nnda inanlma yacak bir biimde alyor ve eytanca bir prlt ile gl yordu. Mteahhit, gri spor bir kostm, ayana da dizine kadar kan bal sar botlar giymiti. Gm bir zincire taklm, altn yaldzl bir kalemle yazyordu. Oysa Pavio'nn elinde ksack bir kalem vard. Onu da, be yl nce maazasndan ivi satn alan asker bir marangoz brak mt. Demiryolunda alan iilerin yiyecei zerinden anlamaya alyorlard. Tamamiyie ilerine dalmlar d. arpyor, blnyor, topluyor, saylar sralyorlard. Bu saylarn kimisi, birbirlerini aldatmaa yanyacak olan k tlarn zerine yazlm duruyordu. Kimisi, zihnen hesap ladklar grnmez rakkamlard. Her birinin kendisi iin gizli kr imknlarn hesaplad saylard bunlar. Lotika herkese uygun bir sz buluyor, tatl, cmert bir glmseyi, ya da anlay dolu sessiz bir bakla her biri-

234 nin gnln alyordu. Sonra tekrar grltc ve kavgac olmaya balayan gen beyin yanna dnyordu. Uzun gece boyunca kafalar tsleyenlerin, o ok iyi bildii frtnal, heyecanl, sert, hatt bazan alamakla biten sahnelerine ramen... sakinletikleri bir n bularak tek rar odasna ekilebilecekti. Aadan yeni natrdlar onu arncaya kadar porselen lmbasnn beyaz altnda dinlenebilecek ya da mektup yazabilecekti... Ertesi gn, yine ayn hikye balayacakt. Sefahat dkn, ayn bey ya da bir bakas... Ayn eyleri tekrar layacak, Lotika da gler yzle karlamas gereken ayn zntler... ve hoppa grnmek zorunda oldt -icju avn va zife ile karlaacakt. Lotika'nn gecesi ve gndzn dolduran bu eit i lere dayanabilmesine ve iinden kabilmesine kimse akl erdiremiyordu. nk btn bunlara ne bir kadn kurnazl , ne de erkek gc yeterdi. Buna ramen hi yaknma dan hepsine yetiiyor. Kimseye bir ey anlatmyor, bir i yapld zaman ne yapldndan veya bundan bana ne gelebileceinden sz etmiyor... Vaktinin bu kadar dolu olmasna ve her eye ramen yine her gn Ali Bey Paie ayracak bir saat buluyordu... Kasabada sylenenlere baklrsa o, Lotika'nn kara dayanmayan, gerek sevgisini kazanmay baarm olar, biricik insand. Ama ayn zamanda o, kasabann en kapal en duygulu adam idi. Drt erkek kardeinin en by idi hi evlenmemiti. (Kasabada bunun sebebinin Lotika olduunu sylyorlard). Hi bir ile uramyor, kasaba nn genel yaamna karmyordu, imiyor, akranlariyio sefahat lemleri de yapmyordu. Daima ayn idi, kim olur sa olsun herkese kar ayn derecede nazik ve ekingendi. Kendi iine kapal olmasna ramen toplumdan ve sohbet ten kanmazd. Ama kasabada onun bir szn veya d ncesini tekrarlayan hi olmamt. Kendi kendine yeti-

235 yordu. Bakalarnn kendisi zerine besledikleri kandan memnundu. Olduundan baka trl olmak ya da grn mek heveslisi de deildi. Zaten kimseden de fazla bir ey bekledii yoktu. Soyluluunu, btn hayatn kaplayan ar bir unvan gibi tayan adamlardand. Bu, insann do utan sahip olduu yle saygdeer bir asalettir kil... Mnasn da yalnz kendinde bulur... ve ne tarif... ne in kr... ne de taklit edilebiliri... Lotika'nn, byk salonun mterileriyle pek al ve rii yoktu. Buras garson Malika ile ef garson Gustav'n dnyas idi. Malika btn kasabada, yrtc hayvan terbi yecisine benzeyen akll bir Macar kadn olarak tannm t. Gustav, Behemya'l bir Alnand. Kzl sal, ksa boylu fkesi burnunda, gzleri kanl, bacaklar ayrk, dztaban bir adamd. Onlar, btn mterileri, hatt btn kasabal lar tanrlard. Kimin dzgn para verdiini, her birinin sarholuk halinde neler yaptklarn bildikleri gibi, kimi souk... kimi candan karlamak ve kimi ieri sokmamak gerektiini de biliyorlard. (nk onlar otele lyk olma yan kimselerdi]. Bunlar, bol iki iilmesine, dzgn para denmesine her eyin de patrtsz, rezaletsiz gemesine dikkat ediyorlard. Lotika'nn prensibi bu idi. Nur Kein Skandal Hi bir rezalet yok. Ama bazan mstesna olarak, arap bek enmedik bir biimde birinin bana vuracak veya baka meyhanelerde itikten sonra biri zorla girecek olursa Mi ln adl uak ortaya kard. Miln, uzun boylu, iri kemik li, geni omuzlu bir adamd. Lial olan bu adam Herk gibi kuvvetli idi. Az konuur, her eit ii yapard. Her za man bir otel garsonuna yakr biimde giyinirdi. (nk Lotika hereye dikkat ederdi). Daima ceketsizdi. Beyaz bir gmlek stne kahverengi bir yelek giyerdi. nnde yeil keten bir nlk vard. K yaz gmleinin kollar dir seklerine kadar sval olurdu. Tyl kollarnn alt yan iki

236 fra gibi ortaya kard, ince ulu kk byklan vard. Siyah ve dmdz olan salarna subaylarn kullandklar kokulu pomatlardan srerdi. Miln her rezalet ihtimalini daha yumurtada iken bo an bir adamd. Hoa gitmeyen ve istenmeyen bu iin ok iyi hazrlanm ve yrrle konmu bir usul vard. Gus tav patrtc mteriyi, -Milan gelinceye kadar oyalamaa alrd. Miln'n arkasndan yaklatn grnce birden ekilir ve Lial, sarhou bir eliyle belinden, bir eliyle ya kasndan kavrar, bunu ylesine becerikli ve abuk yapar ki... Kimse onu nasl kavradn grp anlayamazd. Ka sabann en kuvvetli sarhou bile ii saman dolu bir bebekmi gibi uar, Malika'nn tam zamannda at kap dan" doruca sokaa frlard. apkasn, bastonunu ve kalan eyasn da Gustav arkasndan atard. Milan da btn h zyla srayarak demir kepenkleri indirirdi. Btn bunlar gz ap kapayncaya kadar olup biterdi. Bunlar yle bir anlama ve dzen iinde yaplrd ki, mteriler dnp bakncaya kadar istenmiyen mteri soka boylam olur du. Bu azgn sarho bile demir kepengi kh bakla, kh tala dvmekten baka bir ey yapamazd. Kepengin s tnde bunlarn izleri daima grlrd. Bu da artk otelde deil, sokakta olan bir rezaletti. Ona da her zaman otelin civarnda bulunan polis karrd. Adamn masalara, iskemlelere aslarak onlar deviri, ya da bir ift kzn bile ekip alamyaca biimde ayaklar ve elleriyle kapya sarld hi grlmemiti. Mi lan bu ii yaparken ne ar bir aba gsteriyor, ne fke leniyor, ne dyor, ne de gururlanyordu. Onun iin de iini daima abuk ve baar ile bitiriyordu. Mteriyi da r attktan sonra, sanki hi bir ey olmam gibi tekrar mutfaa veya ofise dnerdi. Yalnz bu arada Gustav gya bir raslant olarak Ekstra Zimmer'den geer, daha kibar mterilerle bir masada oturan Lotika'ya bakarak gzlerini

237 ap kapard. Bu bir olay geti ama zmlendi demek ti. Lotika da konumasn kesmeden ve yzndeki tebes sm silinmeden birden iki gzn kapard. Bu da Anla dm. Teekkr ederim... Sonuna kadar dikkatli olun! de mekti. Artk geriye sadece sarho mterinin itii ve kr d eylerin hesabn grmek kalrd. Lotika, akam ge vakit krmz paravannn arkasnda gnlk hesab grr ken, Gustav'dan bunlarn hesabn sormazd.

XV Bu patirtc mteri bylece kap dar edildikten son ra eer hemen hapse gitmezse otelin nnden birka tr l ayrlabilirdi. Ya sendeliyerek, Kapya'ya kadar srkle nir, orada rmaktan ve dalardan gelen serin rzgr akl n bana getirirdi, ya da meyhane deitirir, oraya yakn belediye meydannda olan Zaria'nm meyhanesine gider, istedii gibi dilerini gcrdatr, onu alaka otelden da r atan o grnmez ele bol bol sver, sayar... Kfreder, tehditler yadrrd. Burada, belli sayda ikilerini (gdala rn] (1) almak zere oraya gelen ve kendilerine eit kii lerle oturup konuan aile reisleriyle i adamlar hava ka rarrken evlerine dnerlerdi. Burada rezalet olmaz ve ola mazd. nk herkes Zarlardan niyet ettii veya deyebi lecei miktar ier, yine istedii gibi konuur ve davranr d. Burada mterilerden sarho olacak kadar para harca malar ve sonra da hi imemi gibi davranmalar isten mezdi. Ksacas biri ly karacak olursa, burada da ZariM) Srpada, Trke olarak (gda) yazlmtr. (M. . Edz)

238 ya ortaya kar, her zamanki ask sratiyle, sessiz seda sz en iddetli kavgalar yattrr ve sarholar susturur du. Kuvvetli kolunun ar bir hareketiyle ve yava sesle: Kes bakalm bunu... u samalklar brak!... Derdi. Ne ayr bir salonu, ne de garsonu olan (hizmet eden ler Sancakl kyllerdi. Onlar da kendi kyafetleriyle i g rrlerdi) bu eski meyhanede bile eski geleneklerle yeniler birbirine karrd. Tannm rak merakllar, en karanlk keye ekilir, lo ve sessiz yerleri sever, grltl veya veya patrtdan nefret ederlerdi. Rak kadehlerinin nnde kutsal bir eyin nnde oturrnu gibi otururlard. Mideleri yanar, karacierleri tutu ur, sinirleri geverdi. Tra olmam, st ba ihmal edil mi, dnyada bir eye aldr etmeyerek ve kendilerinden irenerek orada oturup imei srdrr ve vicdanlarnda kendilerini tamamiyle ikiye .verenlerin vicdann aydnla tan o mucizeli n yanmasn beklerlerdi. Bu, yle bir kt ki, onun uruna ac ekmek, dp lmek de tatl ge lirdi. Ama, ne yazk ki bu k gitgide seyrekleiyor ve yl lar getike aydnl da azalyordu. Yeni imeye balayanlar, daha grltc, daha konu kan oluyorlard. zellikle zengin ocuklar... Bunlar tehli keli bir yata olan genlerdi. Ktlk yolunda henz ilk admlarn atyorlard. Ve bylece tembellik ve iki gibi k t alkanlklara denen kefareti dyorlard. Yalnz bu dnem bazlar iin daha uzun, bazlar iin de daha ksa sryordu. Bununla birlikte, ou uzun sre bu yolda kalmazd. abuk geri dner, bir aile. kurar, kendini almaya ve ka zan yoluna verir, tutkularn lml olduu ve sefahatin giz li yapld burjuva yaantsna dnerlerdi. Yalnz aln ya zsnn oraya srkledii kk bir aznlk, bu yolda de vam ederdi. nk onlar hayat yerine, bu geici dnyada,

239 en ksa ve erTai"riatcjjTa;y_alleri yaratan alkol semilerdi. Alkol iin yayorlar ve kencH4ermr mahvediyorlard. On lar da burada, o karanlk kede oturan yz gz i in sanlarn durumuna dnceye kadar ieceklerdi. Bu yeni gelenekler, (disiplinsiz bir hayat, saygszlk, daha canl bir ticaret ve daha bol bir kazan) yerletiin den beri 30 yldr zurnas ile kasabann btn sefahat lemlerine karan ingene Sumba'dan baka imdi Frants Furlan da akordeonu ile Zaria'nn meyhanesine sk sk gel meye balamt. Bu, sa kulanda altn halka tayan sessiz, sska bir adamd. Meslei marangozluktu ama m zik ve arap merakls idi. Askerlerle yabanc iiler onu zevkle dinliyorlard. ou zaman meyhaneye bir de Guslar (1) gelirdi. Fukaraca giyinmi kupkuru bir Karadal idi. Kyafetine ramen duruu dik, baklar duru di... Karn a olmasna bakmadan marur bir adamd. Ama sa daka ile geinmek zorunda idi. Herkesten uzak bir keye ekilir, bir ey smarlamaz, nne bakar, bir ey anlamyor, bir ey umursamyor gibi grnrd. Oysa bambaka ey ler dnd belli idi. Her halde, iinde, eliik, birbir leriyle badamayan duygular, zellikle byk ruh asaletiyle, bakalarnn nnde gizlemeye baaramad sefa let ve zaaf arpmakta idi. Onun iin de kendine gveni yoktu. Ve herkesin iinde daima sklgand. Marur ve sa brl, kendisinden bir ark istemelerini beklerdi. O zaman bile Gusla'sn tereddtle torbasndan karr stne fier, telinin geveyip gevemediine bakar, bu teknik hazrlk lara kimsenin dikkatini ekmemeye alarak sazn akort eder, yayn telin stnde gezdirince ilkin titrek bir ses kar, yamurdan slanm bir yol gibi... Sonra az kapa l, genizden ark syleyerek guslann melodisine elik
'l) Gusiar : Kemeneye benzeyen gusiasmn eliinde arksn sy
leyen bir halk arkcs. (H. . Ediz)

240 eder ve onu kendi sesiyle iamamlaA-.^~fki ses, ikyetli bir melodi halinde ^ammiyle birbirine karrd. O za man bu zavall tamamiyle deiir, o ackl sklganl ge er, i dnyasndaki eliik duygular silinir, d grn ve aclar unutur, mtevazi maskesini yznden frlatp atan bir adam gibi dorulurdu. Artk ne olduunu ve ne yaptn gizlemenin gerei kalmamtr. Hi beklenmeyen yksek bir sesle arkya balar, daha dorusu giri msra larn okurdu. Kk fesleen birden balad alamaya, Tatl ebnem... neden stme dklmyorsun? O zamana kadar onu farketmemi gibi duran ve ko numalarn srdren mteriler de birden susarlar. Daha ilk msralarda hepsini, Mslmanlar da, Hristiyanlar! da ayn titreme alr. nk hepsi de arkda yaayan ayn eb neme susamtr. Guslar daha yava sesle devam edei". O kk fesleen deildi. Artk kyas perdesini aarak fesleenle ebnemin al tnda Mslmanlarla Srplarn gnllerinde gizlenen ger ek istekleri sayar dker. Dinleyicilerin duygular ayrlr, yni baka baka yollara sapar, herkes iinde yaayan is tek ve inancn yoluna gider. Buna ramen, yazlmam bir kanuna uyarak, hepsi de arky, dncelerinden bir ey belli etmeden memnun ve cidd, sonuna kadar dinlerler. Sadece nlerindeki kk rak kadehine bakarlar... Ve orada... raknn duru yznde arzulanan zaferleri... Dnyann hi bir tarafnda olmayan savalar ve o savalarn anl ve erefli kahramanlarn grrler. Gen patronlarla zengin ocuklar fazlaca kafay e-

241 kip>&t4oj3^o!unca meyhane canlanr. Ve ite o zaman Sumba'ya, Frants^birJan'a^ Tekgz'e ve ingene kars Sahaya i kar. ~ r~- aha, a bir ingene, kstah, erkeklemi bir kadn dr. Parasn verebilen herkesle ier; ama asla sarho ol mazd. Onun ak sak akalar olmadan bir zevk ve e lence lemi dnlemezdi. Onlarla elenen insanlar de iir ama Tekgz, Sumba ve aha daima oradadr. Onlar, alg, rak ve akalar sayesinde yaarlar. Onlarn ileri bakalarnn kazanc ve aylakl ile ilgiliydi. Bakalarnn parasn israf etmekle geinirlerdi. Gerek yaamlar ge ce balard, zellikle mutlu ve salkl insanlarn uyuduk lar saatte. O zamana kadar tutulan igdler raknn et kisiyle grltc bir hal alr, hep ayn olduu halde daima yeni ve daha gzelmi gibi grnr, beklenmedik takn lklar ortaya kar. Bu adamlar para ile tutulmu tanklar dr. nlerinde kimse olduu gibi grnmekten ekinmez. Sonunda utanmaz, piman olmaz. Bir Srp - Hrvat atasz ne gre: Derisinin altndaki kan gsterir. Onlarn ya nnda ve onlarla beraberken, halkn gznde rezalet ve aile arasnda su saylan eyler mubah olur. Onlar elendirenlerden sorumlu olmayarak ve asa letlerinin himayesine snarak bu paral, itibarl iyi aile babalar ve oullar, bir an iin, kimseye grnmeye ce saret edemedikleri biimde, tam olduklar gibi grnrler ve arada bir gerek benliklerini ortaya koyarlar. sterlerse onlar dver, onlarla alay edebilirler. Bu za limlerin iidir. Korkaklar onlara hakaret edebilir. Eli ak lar hediyeler verebilir... Kendini beenmiler, dalkavuk luklarn, melnkolik ve kaprisli olanlar, akalarn ve l gnlklarn; sefihler cretlerini ve hizmetlerini satn ala bilirler.
Drira Kprs F./18

242 Onlar, i dnyalarn gizleyen ve oldumd^^TSaka trl grnen kasaballarn, itiraf^iiUmedffrebed ihtiya larn karlaT^ar-r-^rrBTv-^aflatrr ne olduu bilinmeyen bir yerdeki sanatlara benzerler. Bu eit, kadn - erkek, ar kc, algc, soytar ve orijinal kiilere kasabada her za man rastlanr. lerinden biri ypranp lrse yerini bir ba kas alr. Tannm ve n salmlarn yannda yeni kuakla rn vakitlerini geirtecek ve onlar da neelendirecek ne mleri trer. Ama Tekgz Salko (1) gibisinin ortaya kmas iin uzun bir sre gemesi gerek. Avusturya igalinden sonra kasabaya ilk sirk gelince, Tekgz orada ip stnde dans eden bir kza vurulmutu. Onun yznden ne delilikler, ne lgnlklar yapm, hatta hapse bile girmi, dayak yemiti. Onun ban dndrp onu bu eit davranlara srkleyen zenginler ise byk para cezalan demek zorunda kalmlard. O gnlerin stnden birka yl gemi, halk ok e ye almt. Artk yabanc algclarn, cambazlarn, hok kabazlarn gelii olaan st bir heyecan yaratmyordu. Ama, Tekgz'n cambaz kza olan akndan hl szediliyordu. Gndzleri her ii yaparak herkese yardm eden, ge celeri de beyleri, zenginleri elendirmek iin, iip grlt karan Tekgz uzun sredir kendini byle ypratp duru yor ve bu, kuaktan kuaa srp gidiyordu. Bir ksm zeh rini dkp uslandktan ve evlenip durulduktan sonra, ayn yolun yolcusu olan yeniler, genler geliyordu. Tekgz ar tk vaktinden nce ihtiyarlam ve yorulmutu. Vaktinin ounu almaktan ok meyhanede geiriyor, kazancn-

(1)

Salko, Sah demektir.

( H . . Ediz)

dan "ziyade zenginlerin ona verdikleri sadaka, iki ve artk larla geinTyor-du, Sonbaharn yamurla- bir .gecesinde Zaria'nn meyha nesine gelenler, can sknts iinde bunalyorlard. Bir ma sann nne birka zengin oturmutu. Dnceleri, ar lam, zevksiz ve hazin konular evresinde dnyor, ko numalar ar, sinir bozucu ve bombo geliyordu. Yzle rinde souk, dalgn ve pheci bir anlatm vard. Rak bile keyiflerini yerine getiremiyordu. Tekgz meyhanenin bir kesinde uyukluyordu. Rutubetli scaktan, yorgunluktan ve yuvarlad rak kadehlerinden bitkin bir halde idi. Bu gn t Okolite'ye kadar baz eyler tam kemiklerine kadar slanmt. O srada zenginlerin masasnda, can sklan zengin lerden biri, gya bir rastlant ile, Tekgz'n mutsuz akn dan ve sirkteki danszlerden sz at. Herkesin gzleri keye evrildi. Ama Tekgz hi kmldamyor, uyuyor gi bi grnyordu. Ne isterlerse sylesinlerdi! O artk kesin kararn vermiti. Hem de ar mahmurluktan bann fena halde ard bir sabah bu karar vermiti. Onlarn ac alaylarna ve akalarna artk karlk vermeyecekti. Zen ginlerin bir gece nce yine bu meyhanede ona oynadklar o zalim oyun gibi bir oyun daha oynamalarna asla izin vermeyecekti. lerinden biri: Hl mektuplatklarn sanyorum, dedi. Baka biri de ekledi: u orospu ocuuna bak. bir kadn kucanda iken bir bakasyla mektupla kdahk ediyor ha! Tekgz kmldamamak iin kendini zor tutuyordu. Ama kendi zerine olan bu konuma, gne yzn gdklyormu gibi ona tuhaf bir heyecan veriyordu. Gz zoHa al mak istiyor, yzne mutlu bir glmseme yaylyordu. Ar tk susamayacakt. Eliyle ftursuz bir iaret yaparak: Btn bunlar artk geti!., dedi.

244 Geti ha?.. Dostlarm, bu tek gzl adarrjubThain dir. Biri orada, t uzaklarda... Yabana-'diyarlarda onun hasretiyle cayr cayr yanarken,"hiri de onun yznden ak ln oynatyor. Biri gemi... teki geecek!.. Gelsin n cs!.. Byle hepsini birbiri peinden deli ettikten son ra, nasl ruh teslim edeceksin?.. Tekgz ayaa kalkmt bile... Masalarna yaklayor du. Yorgunluunu da, uykusunu da, sabah lfa karmak iin verdii karar da unutmutu. Elini kalbine koymu ye min ediyordu. Hi de syledikleri gibi kadnlar ayartan bi ri deildi. Elbiseleri hl nemli, yz kirli ve slakt. Fe sinin de, cinsi di olduundan rengi umutu. Yz heye canl bir mutlulukla gerilmi, zenginlerin masasnn yan na oturdu. Tombul ve evik bir Yahudi olan Santo Papo hemen: Tekgz'e bir Rhum!.. diye haykrd. Santo Papo, Mente'nin olu ve tannm hrdavat Mordo Papo'nun torunu idi. Tekgz son zamanlarda rakdan ok, bulduka Rhum iiyordu. Bu yeni iki onun gibiler iin icat edildi denile bilirdi... Daha kuvvetli idi. Daha abuk etkiliyordu. Ve rak dan daha hotu. Yarm litrelik ielerde satlyordu. ste lik de, banda bir hasr apka, kulanda altn halkalar, kaln dudakl, gzleri ateli bir melek kadnn resmi vard. Altnda krmz harflerle Jamaika yazl idi. (Alkolden l drmak raddelerine gelmi bonaklar iin bu ekzotik iki Slovenski Brod'da Eisler, Sirovvatka ve Ortaklarnca ha zrlanyordu.) Tekgz bu melez kadnn yzn grr gr mez, hemen ikinin kokusunu, ateini duyar gibi oluyordu. Ve hemen dnyordu ki... Bir yl nce lm olsayd yeryznn bu nimetini bilmeyecekti. (Dnyada daha bu nun gibi ne gzel eyler vard!..) Onun iin ne zaman bir Rhum iesi asa, bir sre dalar dururdu. Bu dncenin ona verdii zevkten sonra da ikinin verdii zevk balard.

245 imdi de dar ieyi yzne yaklatrm, sanki oka yc bir dil ile onunla konuuyordu. Ortaya if atp onu konumaya zorlayan adam sert sert: Syle bakalm! dedi. Bu gen kz ne yapmak niyetindesin? Onunla evlenecek misin? Yoksa tekiler gibi elenip geecek misin? Sz konusu olan kz, Due'li P, kasabann en g zel kzdr. Annesi gibi nak ileyerek geinmektedir. Ya zn yaptklar birok gezinti ve iki lemlerinde, genler, P'dan, onun esiz gzelliinden sz aarak ona ark sylerlerdi. Tekgz de farkna varmadan, niin ve nasl ol duunu anlamadan onlarla birlikte heyecanlamaya bala mt. Bu da akalara yol amt. Bir cuma gn genler onu, kaplarn ve kafeslerin ardndan gen kzlarn konu malar ve kahkahalar duyulan bir mahalleye gtrdler. P'nn arkadalaryla birlikte bulunduu bu avludan Tekgz'n aya dibine bir demet iek attlar; Tekgz, iek leri inememek iin durdu. Heyecanlanmt. Onlar yer den almaya cesaret edemiyordu. Onu oraya srkleyen genler, omuzuna vurarak talihinden tr onu kutluyorlar d. Bu kadar kiinin iinde P onu semiti, imdiye ka dar kimseye gstermedii bir iltifatta bulunmutu. O ge ce hepsi rmak kysnda Mezalin'de, cevizin altnda saba ha kadar itiler... Tekgz, atein yannda, dimdik ve cidd oturuyor, kh dalgn, dnceli... Kh cezbeye tutulmu gibi grnyordu. O gece ona i grdrmediler .Kahve ile yemekle uramasn istediler. Zavall!.. Bir gen kz eliyle frlatlan bir demet i ein anlam nedir biliyor musun?.. Bununla sana: Senin iin bir kuru yaprak gibi soluyorum! Ve sen bana ne evlen me teklifinde bulunuyor, ne de bakasyla evlenmeme izin veriyorsun! te P sana bunlar sylemek istedi. Ve hepsi birden P'dan sz etmeye baladlar. E siz gzeliinden, namusundan, beyaz teninden, duvar tr-

246 manarak onu koparacak olan eli bekleyen olgun bir salkm gibi dalgalanarak yrynden sz ettiler. Bu bekledii de Tekgz'lsnn t kendisi idi. Zengin ocuklar, gya ierlermi gibi syleniyorlar d. Nasl olmutu byle bir kz ona gz koymutu! teki leri de onu savunuyorlard. Tekgz durmadan iiyordu. Kh bu mucizeye inanyor, kh onu imknsz grerek reddedi yordu. Zenginlerin yalanlarna kar kendini savunmaya a lyor, artk ekicilii olmayan yalanm zavallnn biri ol duunu ileri sryor... Ama yine de, sessizlik anlarnda P'y, gzelliini ve onun verebilecei mutluluu hayal etmekten kendini alamyor... Ve bunun kabil olup olma dn hi dnmyordu. Bu ahane yaz gecesinde, raknn, arklarn ve ayr da yanan atein yaratt sonsuzluk iinde her ey kabildi. Hi bir ey gerek olmad gibi, hi bir ey de inanlmaz ve imknsz olamazd. Zenginler ak'alariyle onu gln bir hale sokuyorlard. Bunu bilmiyor deildi... Ama beyler gl meden yaayamazlard. Mutlaka birine taklmalar, onu soy tarlar yapmalar gerekti. Bu her zaman byle olmutu... imdi de byle idi. Bunlarn hepsi bir aka oisa bile, harikulade ahane bir kadn zerinde olan ryas, btn mr boyunca hayal ettii ve hl hayalinde yaatt o eriilmez ak aka deildi. Tp k hayalinde olduu gibi ak hem yalan, hem gerek; ka dn, hem yakn, hem uzak gsteren bu arklar da yalan deildi. Ama bu zengin insanlar iin her ey... hatta bu bile elence konusu oluyordu. Olsun! Onun iin bir gerekti ya!.. Bu, zenginlerin alaylariyle, .arklarla, iki ile, hatta P'y'a bile ilgisi olamayan ve her zaman t iinde yaa yan kutsal bir eydi! Bunlarn hepsini biliyor... ve yine kolaylkla hepsini

247 unutuyordu. nk onda ruh eriyor, akl ise su gibi dk lp yaylyordu. ite Tekgz sirk artistine olan byk akndan ve bu Avustralyal kadnla olan rezaletti macerasndan yl son ra tekrar yeni bir akn bysne tutulmutu. i gc ol mayan zenginler de yeni bir oyun bulmulard. Bu, onlara aylarca, yllarca nese verecek kadar zalim ve heyecan ve rici bir oyundu. Bu, yaz ortalarnda olmutu. Sonbahar gemi, k gel miti. Tekgz'n gze! P'ya olan ak yznden doan akalar ve alaylar genlerin gecelerini dolduruyor, gnleri ni ksaltyordu. Artk Tekgz u, ya Ak ya da Gen da mat aday diye aryorlard. Gndzleri mahmur (1) ve uykusuz, dkknlarn byk, kk ilerini grr, eya ta r, saa sola koarken onu byle, ardklar iin aar, kzar ve omuz silkerdi. Ama akam olup Zaria'nm meyha nesinde lmbalar yannca biri: Tekgz'e bir Rhum!.. diye barr, baka biri de gya rastlant ile: Akam geldi gne batt Ama senin yznde hl parlyor, (2)
(1) (2) eviride geen Mahmur ve Mahmurluk szleri, kitabn asln da da Trkedir. Aslnda Trke Akam geldi szleriyle balayan bu Bosna tr ksnn ikinci msra Drina Kprsnn, gerek 1953 ylnda ya plan Srpa; gerek 1958 ylnda yaplan Hrvata basklarndan Na tvom licu vie ne sja biiminde kt iin, biz de aslna sa dk kalarak, bu trky, bundan nceki btn basklarmzda; Akam geldi, gne batt Senin yznde artk pariamyor, diye dilimize evirmitik.

248 arksn mrldanmaya balaynca birden her ey deiir di. Artk ne tayacak yk kalyor, ne de omuz silkmeler, ne kasaba... ne meyhane... ne de souktan donmu, tra uzam ve bakalarnn verdii paavralara sarnm Tekgz. Sadece batmak zere olan gnein aydnlatt ve as malarn ssledii veranda ile bir demet iek friatacar adam bekleyen bir gen kz kalyordu. phesiz etrafnda grltl kahkahalar, trl trl taklmalar, kaba akalar da vard... Ama btn bunlar... uzaklarda sisler iinde kayboluyordu. ark syleyen ise... T yan banda, kulann dibinde yayordu. isr.abilseydim eer Gne batarken yannda. Bu batan gnein , onu her gn kasabann stn de doup batan gerek gneten daha ok styordu. Tekgz'e bir Rhum!.. K geceleri ite byle geti. Kn sonuna doru P evleniverd Nak ileyerek geinen Dueli'l fakir kz, o gzellikle, henz tamamlanmayan 18. baharyle, kalenin ar ka tarafnda oturan Hac mer'le evleniyor, 55 yandaki bu zengin ve itibarl adamn ikinci kars oluyordu. Hac mer, 30 yldan beri evli idi. Kars tannm bir ailenin kz idi. Zeks ve beceriklilii le evrede n salHe var ki, bu trknn asln ve dorusunu, zellikle Bosna folklorunu iyi bilen Bosna'i dostlarmm uyarmasiye, trkdeki ikinci msran, daha ince bir anlam tayan: Ha tvom lict yote cja, yani: Senin yznde hl parlyor, biiminde olmas gerektiini rendik ve evirimizin altnc bas ksnda bunu dzelttik. (H. . E d i z )

249 misti. Kalenin ardnda deta koskoca bir ky olan malik neleri ok zengin ve verimli idi. Kasabadaki dkknlar salam malzeme ile yaplm ve byk bir gelir salamakta idi. Btn bunlar, gnde iki sefer kaieden kasabaya atla gidip gelmekten baka bir ey yapamayan ar haraketli, sakin Hac mer'den ok han mnn eserleri idi. Kasabada ve evredeki btn Mslman kadnlar iin onun bir sz, onun dncesi, birok me selelerde bir l yerine geerdi. Hac mer'ler, her bakmdan kasabann en iyi ye en itibarl ailesi idi. Ama artk yalanm olmalarna ramen ocuklar olmamt. Hac mer, Kabe'ye gitmi, kars tek kelere, fakirlere balarda bulunmutu. Yllar gemi, mal lan artm, gelimi ama esas noktada Allann ltfuna mazhar olamamlard. Hac mer'le ok akll olan kars bu mutsuzluu sabr ve tevekklle karlamlard. Ama artk evlt sahibi olmak umudu da kalmamt. Kadn 45 yana gelmiti. Hac mer'in arkasnda brakaca zengin miras tehlikeye dmt. Mesele sadece kalabalk olan akra balarn deil, btn kasabay megul ediyordu. Akrabalar ciftin ocuksuz kalmasn diliyorlard. Ama kasaballar by le bir adamn ocuksuz lmesine ve btn malnn birka akrabaya dalmasna zlyorlard. Bundan tr onu, gen bir kadnla evlenmek iin kandrmaya alyorlard. Bu me selede ehrin Mslmanlar ikiye ayrlmt. Meseleyi zen yine Hac mer'in ksr kars oldu. Her eyde olduu gibi azimli ve kararl bir tavrla kocasiy'e aka konutu: - Rabbime bin kr, bize her ey ihsan etti. Anla ma, salk ve zenginlik... Yalnz bir fakirde olan eyi ver medi. Kendi ocuumuzu grmeyi ve btn bunlarn kime kalacan bilmeyi bize nasip etmedi. Allahn takdirine bo yun emek zorundaym, ama sen deilsin. Gryorum ki, kasaballar zntmz benimseyerek seni evlendirmeyi

250 kafalarna koymular. Madem ki seni evlendirmek istiyor lar... Ben bunu kendi elimle yapmak istiyorum. nk se nin en yakn dostun benm! Bunun zerine ona plann anlatyor. Madem ki, ocuk lar olamyordu, umutlar da kalmamt, baka bir kadn, ocuu olabilecek bir kadn almas gerekiyordu. Kanun da ona bu hakk veriyordu. Kendisi tabidir ki, evini idare et meyi srdrecekti. Evin yal hanmefendisi olarak hereyin dzgn idare edilmesine dikkat edecekti. Hac mer itiraz etti. Ondan daha iyi bir arkada istemediini, daha gen bir kadna ihtiyac olmadn syledi. Ama Hac mer'in kars sadece direnmekle kalmad. Ona setii ka dnn kim olduunu da syledi... Madem ki ocuu olmak iin evlenecekti, ona gen, gzel, salkl ama fakir bir kz... mrnn sonuna kadar talihine kredecek birini bul mak gerekti. Onun iin Dua'l, nak ileyen kadnn kz gzel P'y semiti. Hac mer, yal karsnn yardm ve isteiyle gzel P ile evlendi. On bir ay sonra da nur topu gibi bir o cuklar dnyaya geldi. Bylece Hac mer'in miras soru nu zmlenmiti. Ve bylece kalabalk akrabalarn umut lar da suya dt. Ve yine bylece kasaba halknn da az kapand. P mutlu idi. Evin yal Hanmefendisi memnundu. kisi, ana kz gibi geinip gidiyorlard. Bu mutlu sonu, Tekgz iin byk aclarn balang c oldu. O k Tekgz'n P'nn evlenmesi yznden ek tii ac Zaria'nm meyhanesindeki isiz gszleri ok e lendirdi. Hayai krklna urayan k, eskisinden de ok iiyordu. Zenginler itiklerinin parasn dyorlar, buna kar lk da gzlerinden yalar gelinceye kadar glebiliyorlar d. Alayclar ona P'dan uydurma haberler getiriyorlard. Gece gndz aladn, derdini kimseye amadan onun y znden eriyip bittiini sylyorlard. Tekgz de deli olu-

251 yordu. Alyor, ark sylyor, btn sorulara byk bir ciddiyetle, ayrntl cevaplar veriyor, onu bu kadar cazibe siz ve zayf yapan aln yazsndan yaknyordu. Zenginler den biri soruyordu: Sylesene Tekgz, Hac mer'den ka ya kk sn? O ac ac: Daha gen olmam neye yarar ki!., diye syleni yordu. Bir bakas sze karyordu: . nsanlar aklar ve kalpleri ile lselerdi, Hac mer sahip olduu eyleri elde edemez... Tekgz'mz ce imdi bulunduu yerde bulunmazd!.. Tekgz' heyecanlandrmak ve zmek iin daha fazla sylemek gerekmezdi. st ste bardana Rhum dolduru yor ve ona sadece Hac mer'den daha gen, daha yak kl ve P'ya daha lyk olmakla kalmadn, sanld gibi de fakir olmadn sylyorlard. Bu ii gc olmayan insanlar, uzun k gecelerinde, rak kadehlerinin banda bal bana bir hikye uydur mulard: Babas hi tanmad bir Trk asker! idi. Biricik vrisi olan Viegrad'daki meru oluna Anadolu'da pek ok mal brakmt. Ama oradaki akrabalar bu vasiyetna meye itiraz etmilerdi. Bu dolandrc akrabalarna, hile ve planlarn bozmak iin onun uzak ve zengin Bursa ehrin de bir grnmesi yeterdi. O zaman Hac mer'i btn ser vetiyle birlikte satn alabilirdi. Tekgz onlar dinliyor, iini ekiyor ve sadece imek le yetiniyordu. Btn bunlar onu zyor ama, ayn zaman da kasabada kendisini tanmad babasnn uzak ve gze! lkesinde byk mirasa konmu, hakk yenmi ve aldatl m bir adam hissederek houna gidiyordu. imdi etrafn dakiler gya onun Bursa'ya gitmesini salamaya alyor-

252' Bu, en ince ayrntlarna kadar hazrlanm, uzun, za lim bir aka idi. Bir gece, szde seyahat iin hazr bir pa saport getirmilerdi. Meyhanede onu itiyor, drtyor, evi riyor, eviriyor, muayene ediyor ve kahkahalar iinde g ya pasaportuna belirli vasflarn kaydediyorlard. Baka bir gece Bursa'ya gitmesi iin ka paraya ihti ya olacan, nasl yolculuk edeceini ve geceleri nerede konaklayacan hesaplyorlar, bylece zaman, farkna va rlmadan akp gidiyordu. Tekgz, imedike kendini savu nuyor, bu sylenenlere hem inanyor, hem inanmyordu. Ama, sarho olur olmaz inanyormu gibi davranyor, ba du manl iken hangisinin yalan, hangisinin gerek olduunu sormuyor... kinci Rhum iesini de devirdikten sonra o eriilmez gzel Bursa'dan gelen kokular duyuyor, o yem yeil baheleri, beyaz binalarn bile gryordu. Gerek ten doduu gnden beri talih ona hi glmemi, hep al datlm mutsuzun biri idi. Hem de her eyde aldatlm t!.. Ailesinde, mallarda... Aknda. Ona ktlk etmiler, ylesine ok ktlk etmilerdi ki... Ailah da, kulu da ona borlu idi. tii her kadehle, bunu evresindekilere haykrmak ihtiyac da iinde deta bir ikence halini alyordu. Onun gznde apak olan br gerei ispat etmenin ne kadar g olduunu bilmiyor de ildi. Buna ramen raknn daha ilk kadehini yuvarlar yu varlamaz kesik kesik cmlelerle ve sarholuk gz yalar arasnda, bunu herkese ayr ayr anlatmaya alyordu. O anlatmak iin rpndka evresindekiler daha ok alay ediyorlard. O kadar ok ve o kadar zevkle glyorlard ki... Artk belleri aryor, soluklar kesiliyordu. Glmek bu lac ve dayanlmaz bir eydir... Her eit ikiden, her eit yiyecekten tatldr. Tekgz ile elenirken uzun k gecelerinin skntsn unutuyorlar ama, onlar da lsz br biimde meye balyorlard.

253 Tekgz' herkesten ok coturmasn bilen, cidd g rnl ve souk tavrl Mehaa(1) Sarat. ldr kendini, diyordu. Madem ki P'y bu ktrm {2} Hac mer'in elinden alamadn... Yaamaya l yk deilsin... Git kendini ldr... Sana tavsiyem budur!.. ldr kendini!.. ldr kendini!.. hi dnmedim mi sanyorsun?.. Drina'ya atlamak zere yz kere Kapiya'ya gittim. Her seferinde bir ey beni geri ekti. Seni aikoyan nedir? Korkudan baka bir ey de il... Korkudan altna ediyorsun da ondan!.. Hayr, korku deil... Vallahi korku deil!.. Tekgz glmeler, grltler arasnda yerinden s rad. Koynundan kard bir para ekmei kopard. Mehaa'nn burnuna dayad. Bunu gryor musun?., ite bu nimet hakk iin korku deildir. Tam o srada, biri hafif sesle bir ark mrldand: Ama, senin yznde hi parlyor. Hep birden arky tekrarladlar ve Meha'nm Tekyz'e: ldr kendini!... diye baran sesini bastrdlar. Ve bylece ark syleyerek bu zavally srklemek istedikleri heyecana, kendileri kapldlar. lgn bir sefa hat lemi balad. Bir ubat gecesi, Tekgz'n lgnlna kaplarak, sa bah ettiler ve kendi' lgnlklarnn kurban oldular. Mey haneden hep birlikte ktklar zaman gn aarmt. ileri kzm, ikiden damarlar imi, deta kendi lerinden gemi bir halde, incecik bir buz tabakasiyle kapl olan kprye geldiler. Tek tk kprden geenlere aldr
(1) (2) Mehmet Aa. Aslnda, Trke oiarak cuturum diye yazlmtr. (H. . Ediz)

254 ----etmeden grltler, kahkahalar ve banmaiar arasnda bir bahse tututular. ncecik bir buz tabakasiyle rtl olan darack korkuluun stnde kpry gemeye kim cesa ret edebilirdi?.. Sarhoun biri: Bu cesareti ancak Tekgz gsterebilir!., dedi. Tekgz m?.. Amma yaptn ha!.. Tekgz eliyle gsne vurarak: Kim cesaret edemezmi? Ben mi?.. Diye bard. Ben, bu dnyada hibir canlnn yapmaya cesaret edeme yeceini yapabilirim. Yapamazsn!.. Sk ise k ortaya. Vallahi yaparm!.. Tekgz yapar, yapar. Cesaret edemez, yalan!.. Zilzurna sarho olan bu adamlar barmakta ve ca ka satmakta birbirleriyle yaryorlard. Oysa bu geni kp rnn stnde bile zorla ayakta durabiliyor, birbirlerinin zerine yklyorlard. Tekgz'n ne zaman korkuluun stne sradn g ren olmad. Birden onun, balarnn stnde sallanmaktaolduunu farkettiler. Sarho ve perian olmasna ramen, dengesini ko ruyarak talarn stnde ilerlemeye alyordu. Bu korkuluk ancak iki kar eninde idi. Tekgz kh saa... kh sola eilerek yryordu; sanda kpr vard ve orada ayaklarnn dibinde her admn izleyen, ona an lalmaz bir uultu gibi gelen, seemedi szler syleyen bir sarho alay... Ama, solunda, boluk vard. Bu boluk ta bir yerde, grlmeyen rmak uulduyordu. Ve oradan, sabahn ayaznda beyaz bir dumana benzeyen kaln bir bu har ykseliyordu. Kprden tektk geenler, gzleri a knlktan bym, dehet iinde-, bu darack, kaygan duva rn stnde ilerlemeye alan adama bakyorlard. Tekg?

255 aresizlik iinde kollarn sallayarak boluun stnde den gesini salamaa urayordu. Bu sarho gruhundan bi raz daha akl banda oianiar, korkudan sapsar kesilmi, olduklar yerde donup seyrediyorlard. brleri, tehlikeyi gremeyenler; dengesini bulmak iin boluun stnde de ta dans eden sarhou bararak izliyorlard. Tehlikeli durumuyla Tekgz birden kendini arkadala rndan ayrlm buldu. imdi onlarn balar stnde dev bir canavara benziyordu. lk admlar yava ve ihtiyatl ol du. Ar pabular buzla rtl talarn stnde her saniye kayyordu. Ve ona sanki ayaklar kendiliklerinden kouyor mu gibi geliyordu. Altndaki derinlik, onu, kar konulmaz bir biimde ekiyordu. Hemen decek, dverecekmi gibi oluyor, ama byk tehlikenin yaknl ona, o zamana kadar bilmedii yepyeni bir g, bir kuvvet veriyordu. Dengesini salamak iin kprdanrken gitgide hzla narak, hafif hafif sryor, gittike de dizlerine doru da ha fazla eiliyordu. Farkna varmadan yryecei yerde kk admlarla dans etmeye balad. Sanki buzla kapl darack bir duvarn stnde deil de, geni, yeil bir a yrn stnde imi gibi. Bazan, ryada olduu gibi birden bire kendini hafiflemi ve eviklemi hissetti. Sanki ar ve yorgun vcudu arln kaybetmiti. Sarho Tekgz... artk kanatlanm, boluun stnde dans ediyor, uuyor du. Ona yle geliyordu ki, dans ettii dzln hengiyle birlikte vcuduna, ona dengesini salayan ve gven ve ren neeli bir g akyordu. Dans onu alelade bir yry n hibir zaman ulatramayaca yerlere gtryordu. Artk tehlikeyi, dmek ihtimalini dnmeden, kh bir ayann, kh br ayann stnde sryor, ark syl yor ve kendisine dmbelekle elik ediliyormu gibi de kol larn oynatyordu: Tiridam... tiridam... tiridridam... dam... hay, hay, hay!.. tiridam... tiri

Tekgz, kendine bir makam uydurmu, er makama uya rak tehlikeli yolunu dans ederek gvenli admlarla gei yordu. Dizlerini bkyor, ban kh saa, kh sola sallyor: Tiridam, tiridam, hey... hey... Hepsinin ba stnde, bu mstesna ve- tehlikeli du rumda o artk kasabann ve meyhanenin elencesi olan Tekgz deildi. Ayaklarnn altndaki, binlerce defa ekmeini kemirerek stnden getii, dalgalarnn arasnda tatl bir lm hayal ettii, Kapiya'snn glgesinde uyuduu kprnn elar ve kaygan duvar deildi! Hayr artk o, her gece ona mey hanede kaba akalar ve alaylar iinde szn ettikleri o uzak ve almaz yolculua kmt. Byk giriimlerin, istenen parlak yolu idi bu. Ve bu yolun sonunda, hakta olan mirasyla imparatorluun o gzel ve zengin Bursa, ehri vard. P ile ocuu vard. Kendi kars ile kendi ocuu! Byle kendinden gemi bir halde dans ederek, duvarn, sofann etrafn eviren ve rmaa doru uzanm olan blmn geti. Sonra da kprnn br yarsn! S o nuna gelince, osenin stne srad ve macerann bu bi imde bitiinden hayran ve kendini Viegrad'n o kadar iyi tand gvenli yolu stnde bulmaktan akn, heyecan la etrafna baknd. Onu tevikleriyle, alaylarla, barmalarla izleyen g ruh imdi heyecanla karlyordu. Dehetle donup kalm olanlar da koarak geliyorlard. Kimi onu kucaklyor, kim yzn ye rengi solmu fesini okuyordu. Aferin Tekgz!.. Aferin sana ahin yavrusu! Gaziye (1) aferin! Santo Papo, onu haa geriyorlarmr gi-b kollarn aa rak ve kendini meyhanede sanarak bouk sasle:
(1) Kitabn aslnda (gazi) olarak yazlmtr. (H.. .. Edlz}

257 Tekgz'e bir Rhum!.. diye baryordu. Bu genei itime, kakma ve barmalar arasnda bi ri, hi ayrlmamalarn, eve dnmemelerini ve Tekgz'n erefine imelerini teklif etti. Uzaktaki okullarna yetimek iin buzlu kpry ace le acele geen sekiz dokuz yandaki ocuklar durup bu tuhaf sahneyi seyrettiler. Hayretle alan kk azlarn dan beyaz bir duman kyordu. Sk sk giyinmilerdi. Ka ra tahtalarn ve kitaplarn koltuklarnn altnda tayan bu kkler, byklerin oyununa akl erdiremiyorlard. Ama, o kadar iyi tandklar bu adamn, kimsenin yrme dii ve yrnmesi yasak olan bir yerde sihirli bir elle srkleniyormu gibi nee ve cretle srayarak yryen ha yali, doduklar kasabann kprsyle birlikte, mrleri boyunca gzlerinden silinmeyecekti.

XVI Sar boyal Avusturya arabalarnn kprnn stn den ilk getii gnden bu yana 20 yl kadar olmutu... gal altnda yirmi yl!.. ok uzun bir ay ve gn dizisi. Bu gnlerin ve aylarn herbiri, ayr ayr baklacak olursa, insana pheli, kararsz ve geici eyler gibi gelir. Ama, bir btn olarak baklnca; kasabann hi hatrlamad ka dar uzun bir bar ve madd gelime a olduu grlr ve igal nnda henz yirmi yana basmam olan kua n yar mrn meydana getirir. Bunlar yle bir bolluk ve kazan yllar idi ki, anneler oullarndan sz ederken:
Drina Kprs F./H7

258 Allah oluma uzun mr, salk ve bol kazan ver sin! derlerdi. Btn mr yokluk ve sefalet iinde gemi olan, im di de ayda 20 forint karlnda Belediyenin sokak fene rini yakan Uzun Ferhad'n kars kocasndan sz ederken: kr Allaha, kocam Belediyede aylkl olarak a lyor! derdi. XIX. yzyln son yllar ite byle geti. Byk olay lara sahne olmadan heyecansz geen yllar, dklecei bilinmeyen yere gelmeden akan durgun ve takn bir r mak gibi... Bu yllara baktka insana yle geliyor ki, ack l ikyetler, kprnn yanndaki kk kasabada olduu gibi, Avrupa halknn hayatndan da silinmee balamt. Dnyann bir ucundan bazan byle sesler ykselecek olsa bile, ya bize kadar gelemiyor, ya da bize uzak ve an lalmaz eyler gibi grnyordu. Bir yaz gn, bunca yl sonra, Kapiya'da tekrar beyaz bir kt stnde resm bir bildiri grld. Bu seferki bil diri ksa id. Ve etraf kaln siyah bir izgi ile erevelen miti. Majesteleri mparatorie Elizabeth'in Cenevre'de i ren bir suikaste kurban gittii ve Luccheni adl bir tal yan anaristi tarafndan ldrld bildiriliyordu. ln bun dan sonra Avusturya - Macaristan krallnn ve btn aha linin derin znt ve nefretini belirtiyor, halktan sadk bir tebaas olarak imparatorluun etrafnda daha sk kenetlen melerini istiyordu. Onlarn bu davran, kaderin zalim bir darbesini yiyen hkmdara en byk avuntu olacakt. Bu bildiri de, Trk yazlarnn bulunduu tan alt yanna vak tiyle general Filipovi'in ehrin igal edildiini bildiren il nn bulunduu yere yaptrlmt. Bir imparatorieden ve bir kadndan szedildii iin halk bunu heyecanla okudu. Ama yakn bir ilgi ve byk znt gstermedi.

259 Bu olay, kasabada yalnz bir kiinin stnde byk bir etki yapt. Viegrad'da bulunan biricik talyan, Pietro So la idi. O hem mteahhid, hem duvarc idi. Ta krar, boya yapar, ksacas, kasabann kalifiye bir ustas idi. Kasaba halknn Petro usta diye ard bu adam, igal zamann da gelmi ve Stana adl pek de iyi hreti olmayan fakir bir kzla evlenmiti. Kadn kzl sal, iman, adamdan iki kat uzundu. Ar elli ve sivri dilli olarak tannmt. Onun la hi kavga etmemek daha hayrl olurdu. Pietro ustaya gelince, ufak tef ekti. Biraz eik yryen yumuak huylu, sarkk bykl bir adamd. yi alr ve ok para kazanrd. Zamanla gerek bir Viegrad'l olmutu. Yalnz o da Lotika gibi Srpay ve dzgn konumay iyi ce renememiti. Bir peri kadar becerikli olan elleri ve iyi huyu sayesinde kendini sevdirmiti. Bir atlet gibi kuv vetli olan karsna gelince, ona bir ocuk gibi hem sert, hem sevecen davranrd. Pietro usta, talarn tozundan s t ba bembeyaz ve renk renk boya iinde, Kapiya'ya ge lip iln okuyunca, apkasn gzlerinin stne geirdi. Her zaman dilerinin arasna sktrd piposunu btn g cyle skt. leri gelenlerden birine rastlaynca talyan ol duu halde Lucceheni ve iren cinayetiyle hibir ilgisi ol madna onlar inandrmaya urayordu: Onu dinliyor, ona inandklarn sylyor ve onu yattrmaya alyor, zaten byle birey dnmemi olduklarn sylyorlard. Ama o yine yaamaktan usandn, hayatnda bir ta vuk bile kesemediini anlatyordu. Bir insana, stelik de bir kadna, hem de bu kadar yksek bir kiiye nasl kyabilirdi. Nihayet bu korku onda gerekten bir hastalk halini ald. Kasaballar onun bu teliyle, cinayeti ileyenle, anar istlerle bir ilgisi olmadn ispata almasyla alay et meye baladlar. Kasabann ocuklar da hemen hain br oyun icat ettiler. Bir tahtaperdenin arkasna gizleniyor ve tam onun oradan getii srada:

260 Lucceheni! diye banyorlard. Biare adam da, eek anlarnn hcumuna uram gi bi kendini savunmaya alyor. apkasn gzlerinin st ne kadar indiriyor ve karsnn geni gsnde rahat ra hat alayabilmek iin, acele evine dnyordu. Ac iinde: Utanyorum!.. Utanyorum!., diye szlanyordu. Kim senin yzne bakamyorum. Haydi sersem!.. Neden utanacakmsn. Bir talyan, imparatorieyi ldrd, diye mi? Varsn talyan kral utan sn! Sen kimsin ki, utanabilesin? Onu sarsarak, yreklendirmeye alan ve ardan, gzlerini yere emeden ba dik ve rahat gemesini t leyen karsna o boyuna: Utanyorum ite!., diye yaknyordu. O srada yallar da Kapiya'da oturmu, gzleri yerde, hareketsiz, Avusturya imparatoriesinin ldrl ile il gili gazete havadislerini dinliyorlard. Bu haberler, tal balarn ve byk insanlarn aln yazlar zerine bir ko numa almasna vesile oluyordu. arnn tannm ve itibarl kiileri olan merakl bir toplulua da, Mderris H seyin efendi anaristlerin kimler olduklarn anlatmaya a lyordu. Bundan yirmi yl nce, yine ayn Kapiya'da, oktan be ridir her biri kendi mezarlnda yatmakta olan Molla b rahim ve Rahip Nikola ile birlikte Avusturyallar karla d zamanki gibi itinal giyinmi, dimdik ve tertemizdi. Y rei kat ve ruhu sert olanlar abuk ihtiyarlamazlar. Ken disi hakkndaki yksek kanaati, 20 yl iinde daha da derin lemiti. Lf aramzda, bilgin diye n almasna biraz se bep olan kitap sand hl okunup bitirilmemiti. Kasa bamzn tarihine yirmi yl iinde topu topu 4 sahifecik ek lenmiti. nk ya ilerledike kiiliine ve gemiine daha ok deer vermeye, evresinde geen olaylar da o lde nemsiz grmee balamt.

261 Bir takm kark el yazlarn okumaya alyormu gi bi, etkileyici ciddi bir tavrla yava ve ar bir sesle konu uyordu. Baka dinden olan bir kralienin kaderiyle ilgi lenmiyor, onu sadece konumak iin bir vesile sayyordu. Onun yorumlamasna gre, (bu da kendi dncesi deildi. Eski hocas Arap Hocadan kalan kitaplarda oku mutu) Anarist denen kimseler her zaman vard. Dnya nn sonuna kadar da bulunacaklard. nki insanolunun aln yazs byle yazlm, kadir ve mutlak Allah bunu byle uygun grmt. Her dirhem iyiliin yannda iki dirhem k tlk vard. Nefret olmadan iyilik, kskanlk olmadan b yklk olamazd. Nitekim yeryznde kk de olsa, glge vermeyen birey yoktu. Bu, zellikle ok byk, ok sofu, ok nl kiiler iin kanlmaz bir eydi. Celltlar da yanlarnda hretleriyle paralel olarak gider ve frsat kol lard. Yalnz bazan daha erken, bazan daha ge yakalard. te bir misal, diyordu. oktan beri yeri cennet olan hemehrimiz Sadrzam Mehmet Paa! Asaf'tan daha yetenekli idi ve padiaha hizmet etmiti. Bu, stnde oturduumuz ta da gc ve dinine ball sayesinde yaptrd. Ama o da anaristlerin ba altnda can verdi. Btn yeteneklerine ve btn gcne ramen, buna engel olamad. Plnlarnn alt - st olduunu gren kiiler, gl bir parti kurmulard. Meczup bir derviin eline silh ver diler. Dervi, srtnda cbbe, elinde tebih Sadrzam ile maiyetinin yolunu keserek boynu bkk bir tavrla sadaka istedi. Sadrzam ona para vermek iin elini cebine sokun ca, ba saplad. Mehmet Paa bylece ehit oldu. Adamlar, sigaralarnn dumanlarn savurarak onu din liyor, kh stnde Trke yazlar olan dikilitaa, kh siyah ereveli beyaz bildiriye bakyorlard. Mderrissin her s zn ve aklamasn pek iyi anlamadklar halde onu dik katle dinliyorlard. Ve gzleriyle sigara dumanlarn izler ken, duvardaki yazlarla bildirinin tesinde bir yerde, bam-

262 baka bir hayat hayal ediyorlard. Byk ykselileri ve byk dleri olan bir hayat!.. Bykln facia ile ka rt bir hayat! Ve bir ekilde, Kapiya'daki bu sakin ve monoton hayatlar, bu asalak hayatlariyle denkleiyordu. Bugnler de gelip geti ve Kapiya, sohbetleri, arklar ve akalariyle yine eski yaamna balad. Az tannm ya banc bir imparatorienin lmn bildiren bildiri de g nein, yamurun ve tozlarn altnda renk deitirdi. Niha yet rzgr onu yrtt, paralarn kylara savurdu. Yaramazlar bir sre daha Pietro ustann arkasndan Lucceheni diye barmakta devam ettiler. Niin bar dklarn ve bunun ne demek olduunu bilmiyorlard. Bunu srf, ocukluun saf ve duygulu kiilere taklmak, ac ver mek isteiyle yapyorlard. Daha bir sre barp sonra sustular. nk baka bir elence bulmulard. Meydanl Stana'nn, en yaygarac iki ocuu yakalayp bir temiz dvmesi de buna yardm etmiti. Bir iki ay sonra imparatorienin de Anaristlerin de adn azna alan kalmad. Yzyln son yllarnda hayat, ar tk tamamiyle uslanm, durulmu gibi grnyordu. Geni ve monoton akyle insanlarda umut uyandryor, nlerin de, gzlerin eriemeyecei kadar bir gelecee ynelen sa kin bir alma yzyl alyormu izlenimini veriyordu. Yabanc hkmetin bu durup dinlenmek bilmeyen a lmas onlara kazan ve bolluk getirmesine ramen, bi zimkilerin glkle kabul ettikleri bu alma, kasabann d grnnde de, halkn giyini ve gelenekleriyle de bir ok deiiklikler yapmt. Bu deiikliklerin nihayet profi li sonsuzlua kadar ayn kalan kprye de bulaaca ok tabiidir. Mutlu bir yzyln sonu ve biroklarnn duygu ve tah minlerine gre de daha mutlu bir yzyln balangc olan 1900 yl geldi. O srada kpry gzden geiren yeni m-

263 hendisler grnd. Halk artk onlara almt. Cepleri renk renk kalemlerle dolu, bu deri ceketli adamlarn bir binann ya da tepenin evresinde dolamasnn ne demek olduunu ocuklar dahi biliyorlard. Her halde, yklacak, kazlacak ve deiecek bir ey vard. Yalnz daha kprden ne istedik lerini kimse anlamyordu. Kasaba halk iin o... sonsuz olarak deimeyen bir eydi. Tpk zerinde yrdkleri toprak... ve balarnn stnde uzanan gkyz gibi. Mhendisler kprnn evresinde dndler, doland lar, ller aldlar, sonra kp gittiler ve her ey unutul du. Ama yaz ortalarnda sular en alak bir dzeye indii zaman, birden mteahhitlerle iiler grnd. Ve letlerini koymak iin ireti barakalar kurmaya baladlar. Kpr nn stne eya tayan vinli letler yerletirildi. Onla r harekete getirecek iiler ufak bir tahta balkon iinde stunlarn evresinde dolanabiliyor ve ellerindeki eki lerle atlaklara ve aralarnda ot fkran yerlere vuruyor lard. Otlar yolundu, en kk delikler bile kapatld. Ku vuvaan karld. En sonra sularn zamanla kemirdii te mellere e! attlar. Suyun aknts kesildi, baka yana ev rildi, yle ki, siyahlanm, yenmi talar meydana kt. O iri mee kazklarn da bir ka eskimiti. 330 yl kaldk lar suyun iinde kfekiden ta gibi olmulard. Vinler dur madan iliyor, imento ve ta dolu kasalar indiriyor ve bylece akntya en ok urayan orta stun rk di ler gibi dolduruluyordu. O yaz halk gelip Kapiya'da oturamad. Kprnn evresindeki yaant da durdu. nk her taraf imento ve kum tayan yk arabalariyle dolmutu. Her yandan iilerin sesleri, ustabalarn emirleri duyu luyordu. Kapiya'nn st de bir tahta deposu haline gel miti. Halk kprnn stnde yaplan bu ileri seyrediyor ve hayretle izliyordu. Kimi aka edip geiyor, kimi eliyle belirsiz bir iaret yaparak yoluna devam ediyordu. Ama

264 hepsi de inanmt ki, yabanclar bunu da bir i yapm olmak iin yapyorlard. nk baka trl yaayamazlar d. Bunu kimse aka sylemedii halde, herkes byle d nyordu. Kapiya'da oturmaya alm olanlar imdi gidip Lotika'nn otelinde, Zaria'nn meyhanesinde, ya da dkknla rn tahta kepenkleri nnde oturuyorlard. Bir yamurun, bir fetin gemesini bekler gibi, kprye yaplan saldrnn so na ermesini, Kapiya'nn serbest kalmasn bekliyorlard. Ta hanla Zaria'nn meyhanesi arasna skm olan Ali Hoca'nn dkkn nnde de (kpr orada yandan g rlyordu), sabah erkenden, isiz gsz iki Mslman otur mutu. undan bundan, zellikle kprden konuuyorlard. Ali Hoca zgn, stnde iilerin karncalar gibi kayna t kprye bakyor, bir yandan da onlarn sylediklerine kulak kabartyordu. Bu son yirmi yl iinde sefer evlen miti. imdi kendisinden ok gen bir kars vard. Mahal lenin dedikoducular iin bu yzden sabahlar aksi olduu nu iddia ediyorlard. Bu kadndan hayatta kalan on drt evld vard. Evde o kadar grlt yapyorlard ki, insann kulaklar uuiduyordu. arda aka olarak: Hoca, ocuk larnn hepsinin adn bilmez, derlerdi. Hatta bir hikye bile anlatrlard. Gya Hoca bir gn bir yan sokakta kendi ocuklarndan birine rastlam, ocuk elini pmek isteyin ce Hoca da onun ban okayarak: Sa ol, sa ol!., demi. Sen kimlerdensin baka ym?.. Hoca grnte ok deimiti. Yalnz daha iman lam, yznn o krmzl kalmamt. Artk eskisi ka dar evik admlarla yryemiyor ve meydann yokuunu da ha yava trmanyordu. nk bir zamandan beri soluu tkanyordu. Hatta uykuda bile rahatsz olduundan gidip kasabann doktoruna, Dr. Marovski'ye muayene olmutu.

265 Dr. Marovski, yeni gelenler arasnda, grt ve deer verdii biricik insand. Doktor da ona hastal geirme yen ama dayanlr bir hale getiren haplar vermiti. Hasta lnn Latince adn da renmiti: Anjina pektoris. Hoca, yabanclarn kasabaya getirdikleri deiikliklerin hi birini kabul etmeyen ndir Mslmanlardan biriydi. Ne giyiniinde, ne anlaynda, ne dilinde, ne de ticarette. Bir zamanlar umutsuz bir savunmaya kar bulunduu gibi, imdi de ayn inatla Avusturyal ve yabanc olan her e ye, evresinde grd her gelimeye kar geliyordu. Bu yzden bazan kavga bile etmi, para cezas demiti. im di artk hayalleri krlm ve yorulmutu. Ama karakteri Karamanliya ile Kapiya'da tarttklar zamankinden ayn idi. Her eyde, her yerde tuhaf dnceleri olan inat bir adamd. Yalnz o nl ak szll zamanla biraclk, mcadelecilii de karanlk bir keder halini almt. yle ki, artk en iddetli kelimeler bile onu tatmin etmiyor, ancak yal nzlk ve sessizlik iinde huzur bulabiliyordu. Zamanla bu hal Hoca'da artyor ve bsbtn dalgn, dnceli oluyor du. Ama ister mahallenin aylak insanlar, ister gen kars, ister sesleriyle evi dolduran ocuklar olsun artk, kimse ye ilgi duymuyordu, insanlarn varl bile onu skyordu. Gne domadan evden kayor, teki tccarlardan n ce dkknn ayor, namazn klyor, kahvaltsn ediyor du. Dkknn nnden geenlerden ve iten skld za man dkknn kepengin indiriyor, tabutum dedii kk odaya ekiliyordu. Buras dkknn arkasnda, lo, darack bir yerdi. Hoca, iine bzlnce vcudu hemen hemen b tn oday kaplyordu. Orada, st hal ile rtl, kk tahta bir sedir var d. Dizlerini bkp stne ancak oturabilecek kadar bir ey: Bir de stne bo kutularn, eski dirhemlerin ve dkkn da yeri olmayan eitli eyalarn sraland birka raf!

266 Bu karanlk darack yerde, duvarlar nce olduundan, arnn grlts, atlarn tepinmeleri, satclarn sesleri hep duyulurdu. Ona btn bu sesler sanki baka bir dn yadan geliyormu izlenimini veriyordu. Hatta bazan dk knnn nnden geenlerin, kendisi iin syledikleri ine leyici ve alayc szleri de duyard. Onlar byk bir ho gryle dinlerdi. nk onlar, onun gznde henz sk net bulmam llerdi. Btn bunlar iitir ve daha sani yesinde unuturdu. Burada, birka tahtann arasnda, ok tan beri bozulmu ve kt yola sapm olan bir hayattan bsbtn uzak, tamarniyie kendi dnceleriyle evrilmi bir snakta bulunuyordu. Hoca burada kendine gelirdi. Dnyann kaderi, insan larn gidiat zerine olan dncelerine dalyor, gerisini, arya, borlarnn ve klelerinin ona verdikleri zntleri, ona borcu olanlar, gzellii ve genlii birdenbire bir ce hennem huysuzluu haline giren fazla gen karsn; ha trladka, korktuu ve bir sultan hazinesine bile ar ge lecek olan ocuk srsn unutuyordu. Dinlenip kendini topladktan sonra, Hoca sanki yeni geliyormu gibi, tekrar kepengi kaldrr ve dkkn aard. imdi de iki komunun mnsz sohbetini bylece din liyordu. arnn nl isiz gszlerinden biri, Hoca'nn smarlad kahveyi yudumlarken: Allahm kudreti ve zaman neler yapyor gryor sun ya!., dedi. Pabu orab andrr gibi, ta bile and ryor... Ama Avusturyallar buna da izin vermiyorlar. Her bozulan hemen onaryorlar. Arkadayle ayn ayarda olan teki de: Haydi canm!., dedi. Drina, Drina olduka, kpr de kpr olarak kalacaktr. Zaten ona ilimeseler de o yine dayanaca kadar dayanacakt. Bu kadar masraf, grlt patrt hep bouna!..

267 Eer Ali Hoca szlerini kesmeseydi, konumalarn da ha hu biimde srdreceklerdi. Ben de bu kprye dokunmakla iyi etmiyorlar di yorum size! Bakn grrsnz! Bunun sonu iyi kmaz. Onu bugn onardklar gibi, yarn da ykarlar. Rahmetli Molla brahim bana anlatmt. Bir kitapta okumu, canl suya do kunmak, akntsn deitirmek ok gnahm. Ama Avus turyallar birey akp bir ey ykmazlarsa, rahat edemez ler. Ellerinden gelse yeryznn bile altn stne geti rirler. Adamlardan biri kpry tamir etmelerinin hi de fe na olmadn syledi. Bu kprnn mrn uzatmasa bi le, bir zarar da vermezdi. Hoca fke ile szn kesti: Zarar gelmeyeceini nereden biliyorsun?.. Sana kim syledi? Bir kelime ile ehirlerin ykldn bilmiyor musun? Bu dnya Allann szyle kurulmutur. Eer yaz man okuman olsayd (ki yok) bu yapnn baka yaplara benzemediini anlardn. Onlar Allah sevgisiyle, Allahm inayetiyle yaplm eylerdir. Bir a gelir onu baz insanlar yapar, yine bir a gelir, bakalar ykar. Ta han zerine ihtiyarlarn neler anlattklarn biliyor musun? Koskoca im paratorlukta bir ei daha yokmu, buna ramen bin yl du rabilirdi. Oysa balmumundan yaplm gibi ortadan siliniverdi. imdi de onun bulunduu yerde domuzlar homurda nyor. Nemseii'nin borusu tyor. teki savunmaya kalkt: Ama ben... diyorum ki... Dnyorum k... Hoca: Yanlyorsun! diye bard. Senin akln sra ne bir ey yaplr, ne de yklr. Bunu senin akln almaz! Yalnz yine sylyorum ki, btn bunlar hayra almet deil! Ne kpr, ne kasaba, ne de bunlar gzleri ile gren bizler iin.

268 teki haince, Kapiya'da hocann bana gelenleri im ederek: Doru... Doru... dedi. Bu kprnn ne olduunu Hoca kadar kimse bilemez!.. Bilmiyorum sanma! dedi ve herkesin alay ettii, ama yine de hem de bir ka sefer seve seve dinledii hi kyelerinden birini anlatmaya balad: Rahmetli babam, dnyada ilk kprnn nasl kurul duunu eyh Dede'den dinlemi, bana ocukken anlatm t: Kadiri mutlak, dnyay yaratt zaman, dnyann yz, nakl gzel bir tabak gibi dmdz ve parlakm. eytan, Allann demoluna bu ban kskanm ve henz yer yz sertlememi ve bir hamur gibi yumuakken Allahr. topraklarn uzun trnaklariyle kabil olduu kadar derin tr malamaa balam... Hikye rivayet eder ki, insanlarla l keleri birbirinden ayran uurumlar, rmaklar bylece mey dana gelmi ve Allann demoluna gdasn salayacak bir bahe gibi hediye ettii dnyada onlarn bir yerden baka bir yere gitmelerini imknsz bir hale sokmu. Allah bu mel'unun yapt ileri grnce, gazaba gelmi ama, ey tann bozduu bu ii batan yapamayaca iin, insanlara yardm etmeleri ve her eyi kolaylatrmalar iin melek lerini yollam. Melekler zavall insanlarn bu derinlikleri ve uurumlar aamadklarn, ilerini gremediklerini, bir kydan br kyya seslenerek bouna vakit kaybettikleri ni grnce, bu yerlerin stne kanatlarn germiler, insan lar da bir yandan br yana kolayca geebilmiler. dem olu da kprnn nasl yapldn ite bu meleklerden renmiler. Onun iin kpr yaptrmak eme yaptrmaktan sonra en byk sevaptr. Her kprnn ne biim olursa olsun, ister bir selin stne uzatlan bir aa kt, ister Mehmet Paa'nm gzel eseri gibi olsun, banda daima bir melek bekler. Ve Cenab Hak ona ne kadar mr verdi ise o kadar dayanr.

269 Dinleyenler nezaketle: Oh Allahm!.. Allahm!.. diye aknlklarn gste rirler. Byle konuarak zaman ksaltyorlard. Oysa gnler geiyor, orada kprnn stnde el arabalarnn gcrtlar kumla imentoyu kartran makinenin grltleri ile bir likte iler de ilerliyordu. Her zaman har tartmada olduu gibi, sz yine Hoca'da kald. nk onunla bir tartmay srdrebilecek, ya da srdrmek isteyecek kimse yoktu. Hele bunlar gibi im di kahvesini imi olan, yarn da vakitlerinin bir blm n onun dkknnda geireceini bilen kiiler, byle bir ie hi kalkmazlard. te Hoca, dkknnn nnden geen ya da bir i iin dkkna gelenlerle byle konuuyordu. Hepsi de onu alayc bir anlama merak, ya da dikkatle din liyordu. Ama kasabada onun gibi dnen hi kimse yok tu. Ktmserliini, kendisinin bile gereince aklayama d o karanlk duygularn da kimse anlamyordu. Zaten onu oktan beri, herkesten ayr dnen inat bir adam olarak kabul etmilerdi. imdi yllar, geim zorluklar, gen karsmn huysuzluklar da onun her eyi daha karanlk gr mesine sebep oluyordu. Onun iin de her eye uursuz ve mistik bir anlam veriyordu. Halkn ou, yabanclarn yllardan beri kasabada ve dolaylarnda yapt eylere olduu gibi, kprde yaplan ilere de ilgisiz davranyordu. ou da kum, tahta ve i ilere yiyecek tamakla hayatn kazanyordu. Yalnz ocuklar, iilerin tahta iskelelerin arasndan geerek orta stundaki o Karanlk oda dedikleri delie girdiklerini grnce, hayal krklna uradlar. nk on larn inancna gre orada bir arap yayordu. Oysa bu de likten kan iiler rmaa sepet sepet ku pislii atm lard ve hepsi de bu kadarla kalmt. Arap grnmemi-

270 ti. Arabn deliinden ktn, karsna ilk kan iinin gsne bir yumruk indirdiini grmek iin bo yere ky da bekleyip okula ge kalmlard. O, ylesine bir .iddetle vuracakt ki... i byk bir kavis izerek sallanan iskele nin stnden uup doru rman iine yuvarlanacakt! Bek ledikleri olmad iin kzyorlard. Kklerden bazlar byle bir ey grdklerini anlatmaya altlar ama, kim seyi kandramadlar. ocuklar onlarla alay ettiler. Yemin leri de boa kt. Kprnn onarm biter bitmez suyun getirilmesi ii balad. O zamana kadar kasabann tatl su akan iki eme si vard. Onlar da Meydan'da bulunuyordu. teki eme lerin hepsi de aa kasabada olduundan sular Drina ve Rzav'n sulariyle karyor, bulank akyor, scakta rman suyu azalnca da bsbtn kuruyorlard. Mhendisler bu suyu sala uygun bulmadlar. Yeni su dadan, Kabemik'in altndan Drina'nn br yakasndan getiriliyordu. Boru larn, ehire gelmesi iin kprden gemesi gerekiyordu. Kprde yeniden tel ve barmalar balad. Talar sk tler, borular in yollar kazdlar. Maltzlar yakarak zerin de zift sttlar, kurun erittiler. Halk tekileri olduu gibi bu almalar da pheli bir gzle ve merakla seyredi yordu. Dkknna kadar uzanan dumandan rahatsz olan Ali Hoca kalarn atyor ve dinsizlerin getirdikleri bu sudan kmseyerek sz ediyordu. Onun dncesine gre bu su ne imeye, ne de abdest almaya elverili idi. Eer es kisi gibi saf kan atlar bulunsa idi bu suyu onlar bile i mezdi. Oteline su getirtmi olan Lotika ile alay ediyordu. Ve onu dinlemek sabrn gsterenlere, borularla getirilen bu suyun kasabann erge bana gelecek olan grnmez felketlere bir belirti olduunu sylyordu. Ertesi yazn sonlarna doru bu i de tekiler gibi sona erdi. Borularn yerletirilmesi bitti. Yeni demir musluklardan, kuraklkla ya da suyun ykseliiyle hi ilgisi olmayan bol ve temiz

271 bir su akyordu. Kasaballarn byk bir ksm evine su getirtti. Bazs yalnz avlusuna kadar ald. O yln sonbaharnda demiryolu yapmaya baladlar. Bu daha uzun srd, daha nemli bir giriim oldu. nceleri hi kpr ile bir ilgisi yokmu gibi grnd. Ama bu sadece bir grnten ibaretti. Demiryolu dedikleri bu darack yol, gazete makale lerinde ve resm yazmalarda, Dou Demir Yollar diye adlandrlyordu. Bu yol, Vardite'de, Saray - Bosna'y Sr bistan'a; Uvats'da da Trk snr olan yeni pazar sanca na balayacakt. Bu yol, en nemli istasyonu olan Viegrad'dan geecekti. Bu yolun stratejik ve politik neminden btn dnya da ok szedilmiti. Hatta Hersek'in ilhak edileceine ve Avusturya - Macaristan'n Sancaktan geerek Selnie ka dar uzanmak istediine dair de sylentiler km ve bun larn douraca karklklar da tartlmt. Ama, bura da kasabada henz her eyin ekici ve zararsz bir grn vard. Yeni mteahhitler, yeni iiler geliyor ve birok lar iin de yerler ayrlyordu. Bu sefer her ey byk lde oluyordu. Bu 166 ki lometrelik yolun stnde yz kadar kpr ve kemerli kp r, aa yukar 130 tnel vard. Devlete 74 milyon Kruna'ya (1) mal olmu, yaplmas drt yl srmt. Halk, bu yksek saylar sylerken, hibir sayya smayan bu altn dan grmek istiyormu gibi dalgn dalgn uzaklara ba kyordu. Baz Viegrad'llar, sanki avularnn iinde say m gibi anlayl bir tavrla yetmi drt milyon... diye tekrarlyordu. te ikisi hl doululuunu koruyan bu uzak kasabada bile insanlar saylarn esiri olmaya ve istatistik lere inanmaya balamlard. 74 milyon!.. Yani kilometre
(1) Bir kruna be gm kuru karl idi. 20 kruna, bir Trk liras ederdi.

272 bana aa yukar yarm milyona yakn bir para; 445.782. 12 Krun. Bu az dolusu saylar tekrarlyor ama ne daha zengin, ne de daha akll oluyorlard. Demiryolunun yapl srasnda, halk, ilk defa olarak bunun igal yllarnn kaygsz, kolay ve emin kazancna benzemediini anlamt. Bu son yllar iinde eya ve er zak fiyatlarnda hayli ykselme olmutu. Fiyatlar ykseli yor, bir daha da inmiyordu. Kh daha uzun, kh daha ksa sren bir zaman sonra yeniden bir ykselme oluyordu. Para kazanlyordu, gndelikler dolgundu. Yine de kazan, ihtiyatan yzde yirmi eksikti. Bu her gn says artan bir sr insann hayatn zehirleyen lgn ve sinsi bir oyun du. Buna karlk yaplacak bir ey de yoktu. nk kk t uzaklarda idi. lk yllarn bereketinin geldii o ayn eri ilmez kaynaklardan geliyordu. galden hemen sonra zegin olmu birok patronlar, aradan on be yirmi yl ge meden fakirletiler. ounun olu imdi bakalarnn ya nnda alyordu. Tabiidir ki yeni gelenler arasnda da para yapanlar vard. Ama, para, sonunda insann, avucunu bo namusunu da kirletmi olarak bulduu bir hayal oyu nu gibi onlarn avucundan da akp gidiyordu. imdi kazanlarn ve hayata getirdikleri kolayln bir ok skntl yanlar olduu da meydana kyordu. Para ve onun elinde tutanlar, kurallarn kimsenin gerektii gibi bilmedii, sonucu belirsiz bir oyuna yatrlan bir paraya benziyordu. Farkna varmadan hepimiz bu oyuna ortak olu yor, kimimiz az, kimimiz ok bir yatrmla tehlike karsn da bulunuyorduk. Drdnc yln, yaznda ilk tren, yapraklar ve yeil liklerle ssl olarak kasabadan geti. Bu, genel bir elen tiye sebep oldu. ilere f f biralarla bir le yemei verildi. Mhendisler ilk lokomotifin yannda resim ektir diler ve o gn yolcular bedava tadlar. Bu ilk trene bi nenlerle alay eden Ali Hoca:

273 Bir gn bedava, ama mr boyunca paral!., di yordu. Tren bir kez ilemeye balaynca kprnn ve kasa bann yaamnda oynayaca rol de anlald. Yol, Meydan'm altndaki dik yama boyunca uzan yordu... Dan stnde kazlan yol, kasabay dolayor ve Drina'y keserek Rzav'n kysnda, son evlerin yanna ka dar iniyordu. stasyon orada idi. ster insan olsun, ister eya, Saray - Bosna ve Saray Bosna yoluyla btn bat dnyasna yaplan her trl ta ma ileri, o gnden sonra artk Drina'nn sa kysndan yaplmaa baland. Sol ky ve onunla birlikte kpr de felce uramt. Artk kprden sadece sol kyda oturan kyllerin yk tayan atlaryla, ormanlardan istasyona odun tayan kz ya da at arabalar geiyordu. Kprden sonra Lieska tepesini geerek Saray - Bosna'ya giden yo lu, eskiden arabaclarn ark sesleri ve hayvanlarn boyunlarndaki ngraklarn yanklariyle inleyen yolu, baz evlerle yollarn son demlerini ssleyen ot ve yosunlar kap lamaya balamt. Artk yolculuklarda kpr kullanlm yor, kimse oradan uurianmyor, orada vedalalmyor, yol cular atlarla uurianmyor ve geceleri at stndeki yol cularn arkasndan su dklmyordu. Yk beygirleri, st muamba rtl yk arabalar ve eskiden Saray - Bosna'ya gitmek iin kullanlan yolcu ara balar isiz kalmt. Yolculuk, geceyi Rogatitsa'da geirerek iki gn sr myordu. Drt be saat iinde sona eriyordu. Bu, herkesi dndryor ve hemen hzn getirecei krlar hesapl yorlard. Bir i iin sabahleyin Saray - Bosna'ya gidenlerin ak am evlerine dnmelerini tuhaf karlyorlard. Yalnz Al
Drina Kprs F./18

274 Hoca, pheci, inat, fazla ak szl, daima herkesten ayr dnen Al Hoca mstesna tabi. imdi ilerini ok abuk bitirdiklerini, hem zamandan hem paradan kr ettik lerini syleyenlere, Hoca ters ters: nemli olan insann kazand zaman hesap et mek deil, o zaman nasl harcadn bilmektir, diyordu. Eer bu zaman ktlk yapmaya harcanrsa onu iktisat et mek bin kere hayrl olur. Gene nemli olan bir insann abuk gitmesi deil, nereye gittiini ve ne yapmaya gitti ini bitmesidir. Onun iin tccara da, ac ac unlar sy lyordu : Eer gittiin bir cehnnemse daha ar gitmek daha hayrl olur. Eer Avusturyallarn bu makineyi senin gide cein yere abuk gitmen ve iini daha abuk grmen iin icat ettiine inanyorsan aptaln birisin. Sen yalnz bir yer den br yere gittiini gryorsun. Ama makinenin senin le birlikte, senin gibilerden baka neler getirip gtrd n hi sormuyorsun!.. Trenle yolculuk et dostum... ste diin kadar et... nallah bir gn seni byk bir hayal k rklna uratmaz! Bir gn gelecek Avusturyallar seni, trenleriyle istemediin ve gitmeyi hi dnmediin yer lere de srkleyecekler. Ta hann st yanndan tren ddn her duyuun da, Hoca kalarn atyor, dudaklarndan anlalmaz keli meler dklyordu. Dkknndan yandan grnen kprye bakarak yine o eski dncelerine dalyordu. En byk ya plarn bir tek szle yapldn, ehirlerin ve ehirlilerin bar ve sessizliklerinin de belki bir tren ddne bal olduunu dnyordu. Ya da bu, vcudu km ve bir den ihtiyarlam olan adama yle geliyordu. Ali Hoca her yerde olduu gibi, bu dncesinde de yalnzd. Herkes ona tuhaf bir adam gz ile bakyordu. Doruyu sylemek gerekirse, kyller de imendifere yle kolay alamamlard. Ona biniyor ama, bir trl

275 onunla kaynaamyor, detlerini, saatlerini renemiyorlard. Gne domadan dadan iniyor ve gne doarken ka sabaya geliyorlard. Daha ilk dkknlarn nne gelince hemen endie ile soruyorlard: Makine gitti mi? i gc olmayan, yalanc, vicdansz dkkn sahipleri: htiyar, senin dnyadan haberin yok galiba!.. O gideli ok oldu!., diyordu. Allah akna?.. Yarn bir bakas kalkacak merak etme! Arkasndan gelen ocuklarla kadnlara bararak ve acele acele giderek her nne gelene ayn eyi soruyor du. Ve byle konuarak istasyona geliyorlard. Orada bir memur onlara aldatlm olduklarn, trenin kalkmasna da ha saat vakit olduunu sylyordu. O zaman rahat bir nefes alarak istasyonun duvar dibine oturuyor, torbalar n aarak kahvalt ediyor, konuuyor, uyukluyorlard. Ama kulaklar de hep tetikte idi. Bir yerden marandiz dd iitildi mi, hemen ayaa frlyor, eyalarn srklyor: Haydi kalkn makine geldi!., diye baryoriard. Perondaki memur onlar dar iterek syleniyordu: Deli misiniz? Size trenin kalkmasna daha saat var demedim mi?.. Kuku ve gvensizlik iinde tekrar yerlerine dnyor lard. Ama bir ddk sesi duyulunca yine frlyor, itierek kakarak kouyorlard. Memur yine sylenerek onlar ge ri yolluyordu. Bir trl makinenin ne olduunu anlayam yorlard. Onlar iin o, hzl, esrarl ve sinsi bir eydi. Dik kat edilmezse, gz ap kapayncaya kadar insann elin den kaard. O sadece kyly nasl aldatp kaacam dnrd... Btn bunlar hocann terslii ve kylnn aptall gi bi sama eylerdi. Halka gelince, trenle alay ediyor ama daha kolay.da-

ha ho olan btn modern bululara alt gibi, ona da alyorlard. Kprye yine eskisi gibi gidip Kapiya'da oturuyor, gn lk iler iin kprden geiyor, ama yolculua gelince, yine zamann gsterdii biimi ve yolu benimsiyordu. Halk, kprnn o eski kpr olmadna, kprden ge en yolun artk bat ile douyu birletirmediine inanyor ve bunu kolayca kabul ediyordu. Daha dorusu bunu d nmyordu bile. Kusursuz bir anlayn ve byk bir sanatn eseri olan kpr ise... ihtiyarlk ve deiiklik nedir bilmeden, geici eylerin kaderini paylamadan, yine her zamanki gibi o lmsz genlii iinde uzanyordu.

XV3I Ama, orada kprnn yan banda, kaderin kendisini balad kasabada, yeni zamanlarn meyvalar olgunla makta devam ediyordu. 1908 yl geldi ve onunla birlikte byk bir endie ve karanlk bir korkutma glgesi de kasabann stne kt. Aslnda bu deiiklik daha nce, aa yukar yzyln ilk yllarnda ve demiryolu yapld sralarda balamt. Fiyatlarn ykselmesi, kt parann, hisse senetle rinin o ini klar yznden, politikadan daha ok konu ulmaya balanmt. O zamana kadar kasaballar, sadece bildikleri ve ya kndan ilgilendikleri kazanlar, salklar, elenceleri, aile leri, mahalleleri ve dinsel toplumlar gibi eylerle urar lard. leriye geriye bakmadan sadece onlara ilgi gste rirlerdi. imdi kendi ufuklarn aan ve ura evrelerinin dna kan konular zerinde de konuuyorlard.

277 Saray - Bosna'da partiler, din, mill birlikler ve r gtler kuruldu. Hemen sonra da bunlarn kasaba rgtleri meydana geldi. Saray - Bosna'da yeni kan gazeteler Viegrad'a geliyordu. lkin Srplar, sonra Mslmanlar, en sonra da Muse viler okuma salonlar atlar, korolar meydana getirdiler. Lise rencileriyle Prag ve Viyana niversitesinde oku yanlar tatillerini burada geiriyor, yeni kitaplar, brorler ve yeni bir konuma biimi getiriyorlard. Yallarn daima tekrarladklar gibi, dilini tutmann ve dncesini kendi ne saklamann doru olmadn gstererek genlere r nek oluyorlard. Yeni adlarla yeni kurumlar meydana kt, daha geni temellere dayanan atak amalar olan kurum lar... Arkalarndan da ii birlikleri kuruldu... te o zaman ilk defa olarak grev kelimesi duyuldu. Gen raklar da ha cidd bir ha! almlard. Akamlar Kapiya'da bakala rnn anlayamadklar eylerden konuuyor, birbirlerine sosyalizm nedir?, Dnyada ii snfnn amac ve yo lu gibi tuhaf adlar tayan, ciltsiz birtakm brorler ve riyorlard. Kyllere, tarmsal sorunlardan, kyl haklarndan, devlet topraklarndan szediyorlard. Kyller de bunlar sonradan dnp aralarnda konumak iin zihinlerine yerletirmek istiyormu gibi kalarn atarak, byklarn hafife oynatarak ve baka yana bakarak dinliyorlard. Ki mi vatandalar dilde ve dncedeki bu yenilikleri kabul etmiyor, kimileri tedbirli davranarak susmay tercih edi yordu. Ama, genler, fakirler ve isizler, bu szleri im diye kadar gizledikleri ihtiyalara cevap veren, hayatlar na, o zamana kadar yoksun olduklar byk bir ey, bir heyecan katan bir mjde gibi karlyorlard. Partiler ve dinsel toplumlar tarafndan yaynlanan makaleleri, konu malar, memorandumlar okuduka ilerinde sanki bal olan bir ey brden balarn koparyor, ufuklarda olan ba-

278 ka insanlar ve baka glerle birleiyordu. O vakit birbir lerine imdiye kadar hi bakmadklar bir ynden bakyor lard. Ksacas hayat daha zenginlemi ve o zamana ka dar kapaJ olan imkn ufuklar artk herkese almt. As lnda ne yeni bir ey elde ettikleri, ne de yeni bir ey gr dkleri vard. Ama gzleri kasabadaki gndelik yaamlar nn tesine de eriebiliyor, heyecan verici bir genilik ve g hayal edebiliyorlard. Gelenekleri deimemiti. Yaay biimleri ve ara larndaki ilikiler yine ayn idi. Yalnz, eski gelenekleri iinde oturmu, kahvelerini, sigaralarn ier, raklarn yudumlarlarken aralarna yeni bir konuma biimi, atak sz le ve fikir tartmalar giriyordu. Halk blnmeye ve grup lara ayrlmaya balamt. Yeni ilkelere ve yeni inanlara gre ya birbirlerine yaklayor ya da birbirlerinden uzaklayorlard. Ama, daima o eski tutkular ve atalardan kal ma tepkiler altnda. O sralarda kasabaya d olaylarn yanklar gelmeye balad. 1903'de (1) Srbistan'da, taht deiiklii, arkadan da Osmanl imparatorluu'nun da snrlar yaknnda olan ve her iki lkeye de derin ve grlmez balarla bal olan kasabalar bu deiikliklerden etkilendi. Ne dndn, ne duyduunu kimseye sylemedii halde btn bu, olay lar yayor ve yorumlamaya alyorlard. ehirde ilkin sivil, sonra asker otoritelerin basks duyulmaya balad. Bu, imdi bsbtn baka biimde uy gulanyordu. Eskiden herkesin ne yaptna, nasl davran dna dikkat ediyorlard. imdi ise herkesin ne dnd n, ne biim konutuunu renmeye alyorlard. S (1) Kral Alexandre ile karsnn Belgrad'ta bir subay grubu tarafn dan ldrlmesi zerine (10 Haziran 1903) Srp taht Obrevoni'ierden Karageorgevi sllesine geti. Ve Pierre I, kral oldu. 1908'de de Trkiye'de Abdihamlt a sona erdi (H. . Ediz)

279 nr boylarnda, kylerde jandarmalarn says gittike art yordu. Mahall komutanla, zel haber alma servisinden Lika'l bir subay geldi. Polis, yasak olan Srpa arklar syleyen ya da patavatszca konuan genleri yakalyor, onlardan para cezas alyordu. pheli grdkleri yaban clar yurt dna karyorlard. Vatandalar iinde fikir mnakaalar yznden kavga edip dvenler vard. Demiryolunun yaplmas ile sadece yolculuk ve ulam hzlanmad, hemen ayn tarihte olaylar da hzland. Bu hz lanma derece derece olduundan ve onlar da bunun ak na kapldklarndan kasaballar bunu pek hissetmiyorlard. Halk artk heyecanl eylere de almt. Heyecanl hava disler onlara iitilmedik mstesna eyler gibi gelmiyordu. Tersine, bu, sanki gnlk bir gda, gerek bir ihtiyat. Ya am bir yana yneliyor ve birden hzlanyordu. Tpk en gellere arpp kayalar aan ve alayan haline gelen bir sel gibi. lk trenin geiinden ancak drt yl kadar sonra, bir ekim sabah Kapiya'nn karsndaki terasa, Trke yaz larn altna tekrar beyaz bir bildiri yaptrld. Bu ok uzun bireydi ve onu mahall hkmetin memurlarndan Drago yaptrmt. lkin isizlerle ocuklar, sonra da halk top land. Okuma yazma bilenler bu yabanc deyimleri ve ya banc szleri yksek sesle hecelemeye alyorlard. te kiler gzleri yerde dinliyorlard. Hepsini dinledikten ve bir ka saniye durduktan sonra, sanki azlarndan kmak is teyen bir sz silmek istiyorlarm gibi elleriyle sakalla rn, byklarn svazlayarak gzlerini yerden kaldrmadan oradan uzaklayorlard. leden sonra, Ali Hoca da, dk knn kapal olduunu gstermek iin kepengini indirerek oraya geldi. Bu sefer bildirinin Trkesi yoktu. Hoca da Srpa okumasn bilmiyordu. Bir olan ocuk, sanki okul da imi gibi yksek sesle okuyordu:

- 280 Bildiri Bosna - Hersek Halkna Biz Avusturya mparatoru, Bohemya Kral ve ilh... Macaristan'n Katolik hkmdar Bosna ve Hersek halkna: Bundan bir kuak nce ordularmz lkenizin snr larn at... Ali Hoca sarnn altnda, sa kulann karncalan dn hissetti. Karamanlia ile tartmas ve her ey, san ki daha dn olmu gibi gznn nne geldi... Ona uygun grlen o davran, yal gzleri nnde titreyen o Kzl ha... Nemse askerinin iviyi kulandan itina ile kar ... Halka hitap eden beyannamesiyle o beyaz bildiri... ve her ey... ocuk okumasn srdryordu: Dman olarak gelmediimize... Yllarca yurdunuzu arl altnda ezen aclar; dindirmeye azmetmi br dost niteliiyle geldiimize de... da da... dair size teminat ver mitir. Bu kritik anda... ve... ve... ve verilen sz. Bu beceriksiz okuyucuya her yandan itirazlar yksel di. ocuk da kpkrmz kesilerek kalabaln arasnda gz den kayboldu. Onun yerine tanmadklar, deri ceketli biri geldi. Sanki oktan bu n bekliyordu. Ezberlenmi bir dua y tekrarlar.gibi makine hzyla okumaya balad: Bu kritik anda szlere verilen sz erefle tutuldu. H kmetimiz bar ve adalet iinde alarak yurdumuzu da ha iyi bir gelecee doru gtrmeye alt, memnunluk la ve aka syleyebiliriz k, rk bir topraa atlan to humlar, zengin bir rn verdi. Sizin de bunu Allann bir ltf gibi karlamanz gerek... Zulmn yerini dzen ve g ven ald. ler ve hayat durmadan geliti. eitli bir kl trn ykseltici izleri belirdi. Dzenli bir idarenin hima yesinde herkes almasnn karln grd.

281

Bkmadan bu yolda yrmek hepimizin devidir. Bu amac gz nnde tutarak bu lke halkna, politikadaki ol gunluuna olan gvenimizi gsterecek bir delil vermek is tiyoruz. Her iki lkeye de, iinde bulunduklar koullara ve akarlarna uygun olan merut bir idare vermesini ve by lece isteklerinin ve karlarnn kanun bir temele dayan masn istedik. imdiye kadar olduu gibi, imdiden son ra da ayr hkmete sahip olmakla devam edecek olan yurdumuzun iyilii hakknda kararlar verdiimiz zaman sizin de sesleriniz iitilecek. Ama bu Anayasann yerle mesi iin zorunlu olan artlardan birincisi: Her iki lkenin hukuk druumunun ak ve emin bir biimde belrtilmesidir. Bu prensibe dayanarak ve Macaristan tahtn igal et mi olan erefli seleflerimizle lkemiz arasndaki ok es ki balara sayg gstererek hkmdarlk hakkmz Bosna Hersek'e kadar uzatyoruz. Ve sllemize tannan veraset Srasnn lkenize de uygulanmasn istiyoruz. Bylelikle, her iki lke halk da, aramzdaki balarn srekli olarak glenmesinden doacak olan her trl iyi likten yararlanabilecek ve bu yeni durum, kltr ve refa hn lkenizde de emin bir biimde yerlemesinin garantisi olacaktr. Bonaklar ve Hersekliler: Tahtmz evreleyen eitli sorunlar arasnda sizin, madd ve manev refahnz dnmek sonuncu derdimiz olmayacaktr. Herkes kanun nnde bir tutulmas, lke nin idaresine ve kanunlarn yaplmasna katlmas... Btn dinlerin, btn dillerin ve btn mill zelliklerin ayn de recede korunmas idealimizdir. Btn bu iyiliklerden de bol bol yararlanacaksnz. Fertlerin zgrl ve ortaklaa almann yararlar, her iki lke iin hkmetimize yol gsteren yldz ola caktr!

282 Ali Hoca ban hafife emi az aralanm... bu sz leri dinliyordu. ou anlalmayan ve bilinmedik szlerdi bunlar... lerinde teker teker anlad kelimeler de vard. Ama bu metinde, onlar bile tuhaf ve anlalmaz eyler gi bi geliyordu. rk topraa atlan tohumlar..., Anayasann yer lemesi iin zorunlu olan art..., Hkmetimize yol gs terecek yldz... Evet... btn bunlar yine mparatorluk szleri idi!.. Her birini ayr ayr dnen Hocann i dn yasnn nne kh tehlikeli ve tuhaf bir manzara seriliyor, kh gzlerinin nne kurun kara bir perde ekiliyordu. Onun iin de ya hi bir ey gremiyor, ya da anlama d ve iyiye yoramad birtakm eyler gryordu. Hayat ta, olmayan ey yoktu. Her trl mucize olabilirdi. nsann bazan dikkatle dinledii halde ayrmtlariyle anlayamad bir eyi, bir btn olarak kavrad da olurdu. Bu tohum lar... bu yldz... bu taht zntleri. Btn bunlar varsn yabanc bir dilde sylenmi olsun... Hoca yine onlarn ne demek, nereye varmak istediklerini anlar gibi oluyordu. nk imparatorlar... Otuz yldan beri, milletlerin, ehir lerin, lkelerin tesinden birbirlerine sesleniyorlard. Ve her imparatorun, her bildirisinin ve her sznn ar sonu lar oluyordu. nk lkeler paralanmlard. Ve bu lke lerde mparatorluk szleri yznden balar uard. Tohum, yldz, taht endieleri gibi szler gerei gizlemek, her e ye gerek adn vermemek iin sylenen eylerdi. Bu sz ler lkede, eyaletlerde neler dndn ve onlarn, iinde yaayanlarla birlikte bozuk para gibi elden ele getiini, hak dinine sahip iyi niyetli bir insann dnya yznde ba ra ve rahata kavuamadn, durumunun, mallarnn, is temedii halde deitiini ve buna kar elinden bir e> gelmediini anlatmak iindi. Ali Hoca dinliyordu ve tekrar 30 yl nceki szleri ii tiyormu gibi oluyordu . O kurun glle tekrar gsne

283 oturmutu. Osmanl devrinin kapand ve mealesinin sndn haber veren bir mesajd bu!.. Bunu onlara tek rarlamalar gerekti... nk ne durumu grmek, ne de an lamak istiyor, bilmemezlikten gelerek kendi kendilerini al datmaya alyorlard. Bun karlk size gsterilen gvene lyk olmaya a lacaksnz ki Devletin ilerlemesinin en deerli teminat olan, halkla hkmdarlar arasndaki o asl ahenk, daima ortaklaa almalarmzla birlikte yrsn!.. Baehrimiz ve Kraliyet makammz olan Budapete' de verilmitir. Franois Joseph e.p. (1) Deri ceketli adam okumasn bitirir bitirmez beklen medik bir srada: Yaasn Yce mparatorumuz!., diye bard. Belediye fenerlerini yakan uzun Ferhat da, smarlama bir i yapar gibi: Yaasn... diye tekrarlad. Halk ayn saniye, sessizce dald; ayn gn, daha iyi ce karanlk basmadan bu bildiri yrtlp Drina'ya atlmt bile. Ertesi gn, phelendikleri birka Srp gencini su lu diye yakaladlar ve tekrar Kapiya'ya bir bildiri yaptr dlar. Yanma da br Belediye memurunu nbeti diktiler. Bir hkmet, bir bildiri ya da iln vastasiyle halka bar ve refah vdetti mi, tam tersini beklemek gerekti. Ekim sonlarnda, ordu gelmeye balad. Hem yalnz trenle deil, terkedilmi eski yoldan da geliyorlard. Yine 30 yl nceki gibi, Saray - Bosna'dan gelen o kestirme dik yoldan iniyor ve kpry geerek btn donatm ve ara laryla ehre giriyorlard. Svariden baka her cins asker
(1) e.p. = kendi elinden, demektir. (H. Ediz)

284

vard. Btn klalar dolmutu. adrlarda kamp yapanlar bile oluyordu. Durmadan yeni birlikler geliyordu. Birka gn kasabada kalyor, sonra Srbistan'a kar olan snr bo yunca uzanan kylere dalyorlard... Gelenlerin ou, e itli milletlerden yedek erlerdi. Bol para alyorlard. Kk dkknlara girip al veri ediyor sokak kelerinde meyva ve eker satn alyorlard. Fiyatlar artmaya balad. Sa manla arpa bsbtn tkendi. Kasabay evreleyen tepe ler stnde tahkimat yapmaya baladlar. Kprnn stn de de tuhaf bir alma grlyordu. Kasabadan gelip sol kyya giderken kprnn tam ortasnda, Kapiya'y hemen geince, zellikle bu i iin getirilen iiler, stunlardan birine bir metrekare byklnde bir delik ayorlard. alanlar yerin stne yeil bir adr germilerdi. ad rn altnda, gittike derinden gelen eki sesleri duyulu yordu. Sklen talar da korkuluun stnden rmaa fr latlyordu. Ne kadar gizli alsalar, kprye bir lm kaz dklarn herkes biliyordu. Yani stunun iinde t dibine kadar inen bir delik amlard. Ve buraya patlayc mad deler yerletireceklerdi. Bir sava kar da kpry uur mak gerekirse diye bunu yapyorlard. Bu deliin iine uzun demir merdivenler indirdiler ve her ii bitince de delii demir bir kapakla rttler. Birka gn sonra tozlanan bu kapak, talardan ayrd edilmez olmutu. stnden araba lar geiyor, atlar kouyor, yayalar da acele acele ilerine gidiyorlard. Kimsenin ne lm, ne de patlayc maddele ri dnd vard. Yalnz okul ocuklar, buraya gelince duruyor... Ve bu kapan stne vuruyor, iinde ne sak landn tahmine alyorlard. Belki de yeni bir arap var d!.. Patlayc maddelerin ne olduu zerine tartmaya tu tuuyorlar, ne gibi bir etki yapacan... byle bir yapy havaya uurup uuramayacan anlamaya alyorlard. Byklerden, onun evresinde dolanp onu inceleyen bir Ali Hoca Mtevelli vard. almalar srasnda ilkin ye-

285 il adr pheli gzlerle muayene etmiti. imdi de de liin stndeki demir kapa inceliyordu. Etrafta sylenen lere daima kulak kabartyordu. Bu stunda kuyu gibi bir delik atklarn ve iine patlayc maddeler yerletirdikle rini, bunlarn bir elektrik teiiyle kyya bal olduunu ve komutann, can istedii anda kpry, tatan deil de e kerden yaplm gibi orta yerinden ikiye ayrabileceini sylyorlard. Hoca dinliyor, ban sallyor... dnyordu. Gndz leri tabutuna, geceleri yatana girince hep bunu dn yordu. Kh olabileceine inanyor, kh dine imana sma yan byle lgnca bireyi kabul etmiyor... ama durmadan dinlenmeden hep onu dnyordu. O kadar ki... bazan r yasnda kendinden ncekileri... Mehmet Paa Vakfn ida re edenleri gryor... ve ona sertlikle neler olduunu, kp ry ne yaptklarn soruyorlard. Onun kafasnda da bu sorular, boyuna dnyordu. Kimseye de akl danmyor du. nk akll bir insann, akl danabilecei bir kii nin bulunmadna oktan inanmt. Zaten bu alanda ki minle insan gibi tartabiliyordu ki... Kimisi akln ve e refini kaybetmi, kimisi de kendisi gibi akn ve zgn d. Ama yine de bir gn bu mesele zerine bilgi edinmek frsat eline geti. Tsrna'l Brankovi'lerden olan Mehmet Bey Viyana ordusunda hizmet ediyordu. Askerlik devini yaptktan son ra askerde kalm, baavulua kadar ykselmiti. (gal den sonra Tsrna'ya kapanarak kederinden len emsi beyin torunu idi. Yallar hl onu ahlka en stn aa maya ulam ve yle de davranm olgun br insan rne i olarak gsteriyorlard). Mehmet Bey o yl izinli gelmi ti. Uzun boylu kzl sal, iman bir adamd. stnde sar eritler ve krmz pskllerle ssl, kusursuz mavi bir niforma vard. Yakasnda kk gm yldzlar gze arpyordu. Ellerinde kar gibi beyaz eldivenleri ve banda

286 krmz fesi hi eksik deildi. Nazik, gleryzl, son dere ce temiz ve ok terbiyeli idi. Uzun klcn talara srerek, arda dolar, mparatorun ekmeini yiyen, kendinden phesi olmayan ve kimseden ekinmeyen bir adam ola rak herkese kar itimat ve nezaket gsterirdi. Mehmet Bey, dkknnda Hocay grmeye gelince ona saln sor du. Ve bir kahvesini imek zere biraz oturdu. Hoca bu fr sattan yararlanmak istedi. Viegrad'dan uzakta oturduu ve imparatorun adam olduu iin onu zen mesele hak knda ondan bilgi istedi. Ona kprde olanlar ve kasaba da sylenenleri anlatt. Ve byle bir eyin mmkn olupolamayacan sordu. Herkesin yararna olan byle bir hay ratn bir plan gereince tahrip edilmesine imkn var m idi?.. Konunun ne olduunu anlar anlamaz, baavu birden ciddileti. Yznden glmseme silindi. Tral krmz y z karard. Bir geit resmine Dikkat!.. emrini alan bil er gibi bir an akn sustu. Sonra yava sesle: - Btn bu sylentilerde gerein de bir pay var, dedi. Sana ne dndm sylememi istersen... en iyi si bu konuda hi birey sormamak... hatta sylememektir. Bu sava hazrlklar ile ilgili bir eydir... Asker sr... ilh... ilh... Hoca yeni deyimlerden nefret ediyordu. Hele bu ilh... lerden. Bu deyim sadece sinirine dokunmakla kalmyor, ya banclarn dilinde gizlenen gerein yerini ald iin de kzyordu... Sanki o na kadar sylenen eylerin hi dee ri yokmu gibi... Allahakma benim nmde bu ilh... ilh... deyimi ni kullanma!., dedi. Ve kabilse bana kpry ne yapyorlar onu anlat. Bu bir sr olamaz. Sana sorarm... Okul ocuk larnn bile bildii birey nasl sr olabilir... Ve Hoca fke ile ekledi: Kprnn onlarn savalaryla ne ilgisi olabilir kil

287 Brankovi tekrar gler yzl halini almt: Elbette var!.. Hem de nasl!., dedi. Ve ona nezaketle... ocua seslenir gibi anlatt. B tn bunlar asker tze baldr. Bu ileri yapmak iin ayrca kpr ve kaz ileri ile uraan erler vardr. mpa ratorluk ordusunda herkes devini ve iini bilir. Bakala rnn iine karmann ve buna zlmenin gerei yoktur. Hoca yzne bakyor, onun sylediklerinden bir ey anlamyordu. Anladk... anladk... Hepsi gzel ama... Bunlar... Bu kprnn bir vezirin hayrat olduunu bilmiyorlar m?.. Onu Allah sevgisiyle ve ruhunun istirahati iin yaptrm olduunu, onun bir tan bile skmenin gnah olduunu bilmiyorlar m? Baavu bir ey sylemeden kollarn at, omuzlar n silkti. Dudaklarn skp gzlerini kapad. Yz kr, sa r, terbiyeli, kurnaz bir anlatm ald. Bu, uzun sre o kok mu eski brolarda alanlarn edindikleri bir anlatmd. Bu yerlerde sk dillilik, duygusuzluk, itaat, alaklk biimi ni almt. imdi bu ehrenin ihtiyatl susuu karsnda beyaz br kt paras bile daha konukand. Hemen biraz sonra, imparatorun adam gzlerini at. Kollarn sarktt. Yzndeki krklar kayboldu... Yine o her zamanki gven verici gler yzl grnn ald. Bu, mslman terbiye si ile Viyana sadeliinin iki su damlas gibi birbirine ka rmasndan gelen bir grnt. Sonra konuyu* deitirdi. Sekin szlerle salndan ve gen grnnden tr Hocaya komplimanlar yapt. Ve sonra geldiinde olduu gibi... o sonsuz nezaketiyle veda edip gitti. Hoca da fena halde bozulmu ve akn, orada kald. zntleri hi azalmamt. Dkknn nn de oturmu, martn iik gnnn parlak gneini seyredi yordu. Yandan, o sonsuz olarak ayn olan kpr grnyor du. Beyaz kemerleri arasnda Drina'nm grltc, aydnlk,

288 yeil sular gnete prl prl iki renkli tuhaf bir gerdan la benziyordu.

XVIII Dnyada lhak krizi diye anlan ve kpr ile yan bandaki kasabaya kadar uursuz glgesini dren o ger ginlik birdenbire gevedi. T... uzaklarda, ilgili bakentler arasnda yaplan ya zmalar, konumalar sayesinde bar bir zm yolu bu lunmutu. Snr, o her zaman abucak tutuan snr bu sefer alev almad. Snr boyundaki ehirlerle kyleri dolduran tabur lar, ilkbaharn ilk gnlerinde azalmaya ve ekilmeye ba lad. Yalnz, yine her zamanki gibi bu krizin getirdii dei iklikler olduu gibi kald. ehirde yerleen garnizon bu sefer, geen seferkinden daha bykt. Kpr hl dina mitli duruyordu. Ama Ali Hoca Mtevelliden baka bunu hi dnen yoktu... Kprnn solunda, eski duvarn s tnde uzanan teras da, eski meyva bahesi de asker bir liklerce igal edilmiti. Meyva bahesinin ortasndaki aa lar kesilmi, oraya tek katl gzel bir ev yaplmt. Bu ye ni Ordu Evi id. Yukarda Bikovats tepesindeki eski Ordu Evi, says her gn artan subaylara dar geliyordu. imdi kprnn sanda Lotika'nn oteli, solunda da asker mahfel vard. Birbirine benzeyen bu iki beyaz bina nn arasnda etraf dkknlarla evrilmi ar meydan uzanyordu. arnn st yannda, biraz tepede byk k la ykseliyordu... zi bile kaimadan ortadan kaybolan, Meh met Paa'nn yaptrd Kervansaraya besledii sayg ile, halk klaya da Ta Han diyordu. Geen sonbaharda askerin gelmesiyle birden ykselen

289 nyatlar deimemiti. Ama, dmeye deil, daima yksel meye eilimli idi. O yl, iki tane de banka ald. Biri Srplarn, tekisi Mslmanlarn. Halk bonolar il gibi kullanyordu. Ama para ne kadar bol olursa ihtiya da o lde oalyor, her kes kolayca borlanyordu. Yalnz hesapsz para harcayan larla, kazancndan ok masraf edenler iin hayat kolay ve gzel olmakta devam ediyordu. adamlaryla tccarlar zntl grnyorlard. Mallarn deme vdeleri gittike ksalyordu. Paral, gvenilir mteriler azalyordu. Fiyat bakmndan herkesin alamayaca kadar pahal olan mallar da gittike oalyordu. Artk tccar ii perakendecilie dkmt. Boyuna daha ucuz mal aryordu. Bol keseden mal alanlar hep pheli mterilerdi. En salam i, ordu ya ya da devlet messeselerine mal ve erzak salamak t. Ama bu gibi sipariler almak herkese nasip olmazd. Devlet vergisi ve Belediye resmi gittike oalyor, arlayordu. Vergi alma zaman sertlik artyordu. Borsa de erlerinde tehlikeli ini - klar gze arpyordu. Bu du rumun dourduu krlar grnmez ellere geiyor, oysa ka yplar, kralln en uzak kelerine kadar gidiyor... Kk ticaret sahipleriyle, ikinci elden sat yapanlarn tketici ye de zarar dokunuyordu. Kk kasabann halk da fazla bir huzur ve skn iin de deildi. Gerginliin azalmas ne ehirde Mslmanlar, ne de Srplar rahatla kavuturabilmiti. Birinde gven sizlik ve korku yaratm, tekinde gizli bir hayal krkl brakmt. Grnrde bir sebep olmad halde herkes, tekrar byk olaylarn arifesinde olduuna inanmaya balamt. Halk hem bir ey umut ediyor... Hem yine bir eyden kor kuyordu. (Dorusunu sylemek gerekirse, kimileri umutDrina Kprs F./19

290 lanyor, kimileri korkuyordu). Ve her eyi bu bakmdan, bu bekleyie gre inceliyor ve kabul ediyordu. Akas in sanlarn yrekleri znt ile dolu idi. Hatt okuma yazma bilmeyenlerin, cahillerin, saflarn ve genlerin bile. Yl lardan beri sregelen bu biteviye hayat, artk kimseyi tat min etmez olmutu. Herkes daha fazlasn daha iyisini is tiyor, daha ktsnden de korkuyordu. htiyarlar, gerek genel, gerek zel hayatn en mkem mel biimi saydklar, Trklerin zamanndaki o tatl huzu ru aryorlard. Ama onlarn says azd. tekiler, hepsi de, grltc, heyecanl bir hayat peinde idiler. Hep heye can aryor, hi deilse bakalarnn heyecannn yanksn duymak istiyorlard... Yalanc br heyecan veren grlt l patrtl hayata da raz idiler. Bu istek, sadece ruh hali zerinde deil, kasabann d grn zerinde de etki yapyordu. Kapiya'nn stndeki o eski dzenli yaay, o zararsz akalar, ak arklar, gkyznn, sularn ve da larn arasnda geen yaam, o bile deimeye balamt. Kahveci bir garmafon getirmiti. Bu, ar bir tahta ku tu idi. stnde mavi iee benzeyen bir borusu vard. O lu durmadan ine ve plk deitiriyor ve rtkan leti kuruyordu. Gramafon, Kapiya'y haykrlaryla titretiyor, yanklar her iki kydan duyuluyordu. Bunu, rakiplerinden geri kalmamak iin getirtmiti. nk imdi yalnz okuma salonunda ve kurumlarda deil, vaktiyle nndeki hlamur larn altnda, ayrlarn stnde veya teraslarda oturup ya va sesle ve az szle konutuklar o en mtevazi meyha nelerde bile gramofon vard. Her yerden tarazl crtlak ses leriyle, mterilerin isteine gre aldklar Trk marla r, Srp mill marlar ya da Viyana operetleri duyuluyordu. Gnk halk, artk yalnz grlt, hareket ve nee olan yer lere gidip para harcyordu. Gazetelere, gelip geerken me rakla bir gz atyor, sadece birinci sahifelerde iri punto larla heyecanl balklar bulunan gazeteleri satn alyorlar-

291 d. Kk puntolarla kenarlara yazlm makaleler alc bul muyordu. Her olay, grlt ve byk szlerle karlanyor du. Akamlar yatarlarken duyduklar ve grdkleri eylerle kulaklar nlamaz, gzleri parlamazsa kendilerini yaam saymyorlard. Kasabann aalan ve beyleri, grnte ilgisiz ve sa kin, Trablus'taki Trk - talyan savayla ilgili gazete haber lerini renmek iin Kapiya'ya geliyorlard. talyanlara dar beler indiren ve Sokullularn, Kprllerin torunu gibi Pa diah topraklarn savunan Trk'lerin gen ve yiit binba s Enver Bey zerine gazetelerde yazlanlar byk bir merakla dinliyorlard. Gramafonun grltc sesi duyulun ca, dncelerini rahatsz ettii iin kalarn atyorlar ve bu uzak Afrika kesindeki Trk toprann sonucu zerin de duyduklar candan endieyi belli etmemeye alyor lard. Bir raslant olarak o srada kprden, iinden dnmek te olan talyan Pietro geti. Pietro ustann keten elbisesi toz, boya ve neft ya iinde di. htiyarlam, daha fazla kamburiam, daha da ekingen ve korkak olmutu. Lucchani'nin imparatorieyi ldrd zamanki gibi... Yine an lalmaz bir mantkla, oktan beri hi bir ilgisi kalmad talyan vatandalaryla birlikte, yeryznn bir kesinde ilenen bilinmedik bir cinayet yznden kendisini de su lu buluyordu. Mslman genlerinden biri onu grnce seslendi: Vay namussuz!.. imdi de Trablus'u mu istiyorsun? Al sana Trablus!., diyerek ona dirseini gsterdi ve irkin birtakm iaretler yapt. Pietro usta ok yorgundu. Bsb tn ne doru eildi. apkasn gzlerinin stne ekti. Piposunu dilerinin arasna sktrd. Aralarn koltuu nun altna yerletirdi. Ve acele acele yukar Meydan'daki evine doru gitti. Kars Stana onu orada bekliyordu. O da ihtiyarlam ve kuvvetten dmt ama, barp arma-

292 s yerinde idi. Dili de yine sivri idi. Pietro karsna ac acr dert yand. Mslman genleri ondan, daha birka gn n cesine kadar, adn bile bilmedii Trablus'u istemi ve ya kk almayan szler sylemilerdi. Stana yine eski Stana idi. Ona acmak ve onu anlamak istemedi. Her zamanki gi bi bu davranlara lyk olduunu tekrarlad. Eer gerekten erkek olsaydn ki deilsin ta kalemini veya ekici pis suratlarna indirirdin, serseri lerin de bir daha sana hakaret etmek akllarndan bile ge mezdi. Tersine kprden geerken, karnda divan bile dururlard. Pietro sakin ve biraz mahzun: Ah Stana... Stana... Bir insan nasl kyar da hem cinsinin gsne bir eki indirir?., dedi. Bu yllar da bylece, byk ve kk heyecanlar iin de, daima da heyecan arayarak geti. 1912 yl, sonra da 1913 Balkan Sava ve Srplarn zaferi geldi. Kaderin tuhaf bir cilvesi olarak, kprnn, kasabann ve orada yaayan larn alnyazlar iin nemli olan olay, sessiz sedasz ve dikkati ekmeden oldu. Msrlarn toplanmasn, yeni rak rnn bekleyen kasabada ekim gnleri... Sabahlar ve akamlar kzl, leleri yaldzl olarak geiyordu. leden sonralar gnete Kapiya'da oturmak hl zevkli idi. Zaman sanki, kasabann stndeki hava esintilerini bile durdurmutu, ite bu.... tam o zaman oldu. Gazetelerin verdikleri birbiriyle elien havadisler ara snda, Osmanllar ile drt Balkan devleti arasnda sava patlam ve Balkanlarn eski yollar stnde harekete bile geilmiti. Btn dnya, bu savan anlamn kavrayp, ne mini lnceye kadar, Srplarn ve Hristiyanlarn zafer leriyle sonulanmt... Btn bunlar t uzaklarda... snrdan top ve silah ses leri gelmeden, Kapiya'da hi bir ba kesilmeden olmutu.

293 Para ve ticarette ciduu gibi byk olaylarda da her ey uzakta ve arabuk geiyordu. Dnyann bir tarafnda bir yerde, bir piyango ekiliyor, sava yaplyor ve hepimizin alnyazs da bylece uzak larda belirtiliyordu. Kasaba dtan sakin ve deimemi grnse dahi, bu olaylar, dncelerde byk frtnalar... hayranlk kasrga lar ve ok derin zntler uyandrmt. Bu son yllar iinde, dnyada her geen ey gibi bu olaylar da kasabada, Mslmanlarla Srplar tarafndan bir birlerine kart duygularla karland. Yalnz iki taraf da bu olaylarn iddeti ve derinlii zerinde birleiyordu. Bu olaylar, bir ksmnn umutlarn am, tekilerinin endi elerini gerekletirmiti. Yzyllardan beri tarihin ar yry nnde uu an emellerin imdi artk onun en lgn umutlar gerek letirme yolundaki uuuna ayak uyduramyor, hatta ona yetiemiyorlard. Kaderin hkmn vermi olduu bu sava hakknda kasabann grebilecei ve hissebilecei eyler, son hzla ve byk bir sadelik iinde akyordu. Uvats'da, Avusturya - Macaristan ile Osmanl devleti arasndaki snrn ayrld yerden, ayn ad tayan bir ay geiyordu. ayn stndeki kpr ise Avusturya ile Trk karakolunu birbirinden ayryordu. te bu kprnn ban da bir Trk subay ile bir blk asker grnd ve Avus turya tarafna geti. Subay teatra! bir jestle klcn kpr nn korkuluuna vurarak krd, sonra da Avusturya jandar malarna teslim oldu. Ayn anda tepeden aa grili Srp piyadeleri indi. Bos na ile Sancak arasndaki eski snr boyuna yerleti. Eski biim donatlm Trk erlerinin yerini ald. Artk Avustur ya, Osmanl, Srbistan arasndaki snr noktas kaybolmu tu. Daha dn Viegrad'n on be kilometre tesinde bulu-

294 nan Trk snr bin kilometreden fazla gerilemi, Edirne' nin tesinde bir yere ekilmiti. Bu kadar ksa bir zaman da bylesine ok, bylesine byk olaylarn gemesi, ka sabay temellerinden sarsmt. Bu sarsnt Drina'nn s tndeki kpr iin felket oldu. Tren yolu, ehri, Saray - Bosna ile birletirdikten son ra kprnn, bat dnyasyla ilikisinin hie indiini daha nce grmtk. imdi gz ap kapayncaya kadar dou ile de ilintisi kesilmiti. Daha dn orackta olan ve onu yaratan Dou... son zamanlar ok skm, kemiriimi olmasna ramen daim ve gerek olan dou, imdi bir hayalet gibi birden kayboluvermiti. Artk kpr, ehrin iki yan ile... Drina'nn iki yanndaki yirmi kadar bucak ve kyden baka bir yeri birletirmyordu. Vezir Sokullu'nun dinine smsk bal giriimleriyle imparatorluun iki parasn birletirerek, dou ile batiye gelip gitmeyi kolaylatracak olan byk ta kprnn im di cidden hem bat, hem dou ile olan balants kesilmi, batk vapurlar ve iine ayak baslmayan tapnaklar gibi kendi/haline braklmt. yzyl boyunca her eye kat lanm, her eit olay atlatarak yaamay srdrmt. Ve hi deimeden devini sadakatle grm, ama insan larn ihtiyalar baka ynler alm ve dnyada her ey deimiti. imdi, devi ona ihanet ediyordu. Bu byklk, bu gzellik, bu salamlkla daha yzler ce yl stnden ordular geebilir, kervanlar birbirini izle yebilirdi. Ama ite insan ilikilerinin o beklenmedik son suz oyunu yznden Vezirin bu byk eseri de birden, bir kenara atlm, hayatn aknn dnda kalmt. Kpr nn bugnk rol, llerindeki o henge, o sonsuz gen liine hi yakmyordu... Ama hl, vezirin kapal gzle ri altnda, i dnyasnda onu grd gibi, mimarnn ya-

295 ratt gibi, her eit deiiklie ilgisiz, salam, gzel ve gl olarak ykseliyordu. Burada birka satrla anlatlan ve birka ay iinde olup biten eyleri kasaballarn anlamalar iin ok aba ve za man harcamalar! gerekmiti. Ryada bile snrlar bu kadar abuk yer deitiremezlerdi. nsanlarn iinde, bu kpr gibi eski, dilsiz ve hare ketsiz uyuklayan ne varsa... birden canlanm, gnlk ya am, kamu oyunu ve her kiinin alnyazsn etkilemeye balamt. 1913 ylnn ilk gnleri yamurlu ve lk geti. Kasa badaki mslmanlar, kederli ve zgn gelip Kapiya'da otu ruyorlard. Yal bal on kii, bir gencin evresine top lanm gazete okumasn, yabanc deyimleri evirmesini, allmam szckleri yorumlamasn, corafya zerine bilgi vermesini bekliyorlard. Hepsi de sigara ierek sakin sakin nne bakyor ama znt ve aclarn gizleyemiyorlard. Balkan yarmadasnn blnn gsteren haritann stne eilmi, bu ylankavi izgilerde bir ey gremiyor ama, igdleriyle her eyi anlyorlard. nk corafyay kanlarnda tayor, dnyann biimini biyolojik bir biim de hissediyorlard. htiyarlardan biri gazete okuyan genlerden birine sordu: skp kimin olacak? Srbistan'n. Ah... Ya Selanik?.. Yunanistan'n. Ah... Ah... Ya Edirne?,. Her halde Bulgaristan'n. Ah!.. Ah!.. Ah!..

296 Bunlar, kadnlarda ve zayf insanlarda olduu gibi g rltc ve hznl szlanmalar deil, sigara dumanyla bir likte byklarnn arasndan geerek yaz havas iinde da lan bouk ve derin i ekilerdi. Bu ihtiyarlarn ou yetmiini gekindi... ocukluklarnda Trk egemenlii, Li ka'dan (1), Kordum'dan stanbul'a kadar; stanbul'dan da t o uzak ve eriilmez Arabistan'n llerle kapl belirsiz snrlarna uzanyordu. (Trk egemenlii demek... Muhammed dininin birletirdii yklmaz, paralanmaz byk bir topluluk demekti. Yeryznde mezzinlerin mminleri na maza ardklar btn yerleri iine alan topraklar demek ti.) Bunu ok iyi hatrlyorlard. Ama hayatlar sresince, Trk egemenliinin Srbistan'dan Bosna'ya, Bosna'dan da Sancaa doru ekildiini de hatrlyordu. te imdi de bu egemenlik, gzlerinin nnde, heves ve keyfine bal gel git sular gibi azalm ve birdenbire gzlerinden uzak yer lere ekilmiti. Ve onlar da sular ekildikten sonra kara da kalan su bitkileri gibi... aldatlm... braklm, kendi ahnyazlaryla babaa kalmlard. phesiz ki, her gelen Allahtan geliyordu. Btn bun lar da ilh takdire bal ama, insanlar iin anlalmas g eylerdi. nsann soluu tkanyor, vicdan bulanyor, ayn zamanda ayaklarnn altndaki topran, bir hah gibi sinsi ce kaydn hissediyordu. Devaml ve salam olmas ge reken snrlar deiiyor... hareketleniyor ve ilkbahardaki dereler gibi uzaklarda kayboluyordu. te, Kapiya'da oturup dalgn dalgn gazetelerin yazdk larn dinleyen ihtiyarlarn duygular bunlard. Sessizce dinliyor, gazetelerin imparatorluklar, devletler zerine kul(1) Lika Velebit sra dalarnn arkasndaki yaylalardan meydana gelen bir yerdir. Kordum = ,Lika'nm kuzey batsndaki birtakm tepelerdir. Bu yerde, Avusturyallar, Trklere kar bir kordon kurmulard. (H. . Ediz)

297 landklar szleri kstah, lgn ve yersiz buluyorlard. Bu biim yazlar ezel kanunlara ve hayatn felsefesine uyma yan irkin eylerdi. Bu, artk dzelmeyecek, ama anlayl ve namuslu bir insann da tevekklle kabul edemeyecei bir eydi. Sigara dumanlar balarnn stnde dne dne ykseliyordu. Yu karda, gkyznde, yamurlu bir yazn paralanm be yaz bulutlar uuyor... yeryzne, hzla kayp giden iri gl gelerini dkyorlard. Geceleri ge saatlere kadar ayn Kapiya'da Srp gen leri gelip oturuyorlard. Hi bir ceza grmeden, para ce zas demeden avaz avaz ve kstaha Srpa arklar sy lyorlard. Aralarnda sk sk niversitelilerle orta re nim rencileri de grlyordu. ou soluk benizli zayf genlerdi. Uzun salarnn stne gelmi kenarl, yass hasr apkalar giyiyorlard. Okullar alm olmasna ra men bu sonbahar sk sk geliyorlard. Bunlar Saray - Bos na'dan trenle bir ok tavsiyelerle geliyor, geceyi burada Kapiya'da geiriyorlard. Gece kasabada kalmyorlard. nk Viegrad'l genler, onlar belli yollardan Srbistan'a geiriyorlard. Yaz aylar gelip tatil de balaynca hem kasabada hem Kapiya'da hayat canlanyordu. nk renciler ye ni versiteliler evlerine dnyorlard. Ve bu kasabann btn yaamn etkiliyordu. Haziran sonlarnda Saray - Bosna'dan liseler, temmuz aynn ilk yarsnda da Viyana'da, Prag, Gratz ve Zagrep niversitelerinde Tp, Hukuk ve Felsefe okuyanlar yava yava dnyordu. Artk Kapiya'da olsun, arda olsun hep gen ve deiik, tuhaf yzl insanlar grlyor, davran lar ve giyimleri ile... eski alkanlk ve ayn olan gele neklerini brakmayan kasaba halkndan tamamiyle ayrl yorlard. Daima koyu renk ve yeni biim kostmler giyi yorlard. Bu, btn Orta Avrupa'da son moda olan en yk-

293 sek rnei saylan G!ockenfaondu. apkalar yumuak Panama hasrndand. Kenarlar inikti. Alt renkli bir kordel ile sslenmiti. Ayaklarnda burunlar kt ve kalkk, iri Amerikan kunduralar vard. ou kaln bambu baston lar tayordu. Ceketlerinin yakalarnda Sokol rgtnn ya da bir renci birliinin rozeti vard. niversiteliler, yeni szler, yeni akalar, yeni ark lar ve Viyana'da bir k nceki balolarn danslarn, zel likle Srpa, Almanca, eke yeni kitaplarla yeni iirler ge tiriyorlard. Eskiden de, igalin ilk yllarnda da kasabal genlerin okumak iin dar gittikleri olurdu. Ama hi bir zaman saylar bu kadar ok olmaz, byle yeni dnce ler, yeni ilhamlarla dolu gelmezlerdi. lk yirmi yl iinde birka kii Saray - Bosna retmen Okulu'ndan kmt. ki kii de Viyana'da Hukuk ve Felsefe Fakltelerini bi tirmiti. Ama bunlar seyrek kiilerdi. mtihanlarn sessiz sedasz geirmi, renimleri bitince de devlet brokra sisinin o kalabalk gri ordusuna karp kaybolmulard. Ama bir zamandanberi ehirde niversite renimi yapan lar oalmt. imdi Kltrel ve Mill birliklerin yardmy la kk esnaf ve kyl ocuklar da gidip okuyabiliyorlar d. rencilerin dnce ve karakterleri bsbtn dei misti. Artk onlar eski renciler, o ilk igal yllarnn sr okuduklar konu ile ilgili saf, sklgan renciler deiller di. Daha eski alarn o zevk ve safa dkn ilgisiz, ne eli genleri de deillerdi. Hayatlarnn belli br and genliklerinin btn taknlk ve lgnln Kapiya'da ge iren ve ailelerinin onlar evlendirelim de ark sylemek ten vazgesinler... dedikleri o gelecein patronlar da de glerdi. Bunlar, yepyeni genlerdi. Deiik devletlerde v deiik etkiler altnda okuyan genlerdi. renimlerini tamamladklar bu byk ehirlerder niversiteler ve liselerden, tamamlanmam bir bilgini

299 verdii o kendini beenmilik ve cretkrlkla dolu, insan haklan, milletlerin zgrl, ferdin mutluluu gibi yk sek dncelerle gzleri kamam olarak geliyorlard. Her tatilde sosyal ve din sorunlar zerine liberal d nceler... ve canlanm bir milliyetilik heyecan getiri yorlard. Bu heyecan hele son yllarda, Srplarn Balkan savandaki zaferlerinden sonra, ortaklaa bir inan hali ne gelmiti ve onlara kiisel fedakrlklar yapmak istei ni veriyordu. Asl toplant yerleri Kapiya idi. Akam yemeinden sonra oraya geliyorlard. Karanlkta, yldzlarn altnda, ya da ay nda, grltyle akan rman stnde, gecenin sessizlii iinde, arklarn, iirlerin, heyecanl konuma larn, bitip tkenmek bilmeyen tartmalarn yanklar du yuluyordu. niversiteli genlerin arasna, onlarla birlikte ilkokula gitmi arkadalar da katlyordu. Onlarn kimi raklk ediyor, kimi belediyede mtevazi bir sekreter, kimi de bir ticarethane veya herhangi bir messesede memur olarak alyordu. Bunlar da ikiye ayrlyorlard. Bir ksm kaderinden, her zaman kalaca kasabadaki hayatndan memnundu. Okumu arkadalarn merakla, sempatiyle din liyor, kendilerini onlarla kyaslamak, ya da onlar kskan drmak akllarndan gemiyordu. Onlar takdir ediyor, de ta mesleklerine ve gelimelerine yardm ediyorlard. te ki ksm, rastlantlarn zoru ile kalmaya zorunlu olduu ka saba hayatyla bir trl badaamamt. Daha yksek ve daha iyi tahayyl ettii bir eyi zlyor,,ellerinden kaan ve her geen gnle biraz daha uzaklaan ve eriilmez olan bir eyi... niversiteli arkadalaryla dost kaldklar halde bu genler, kaba alaylar ve dmanca susulanyla onlar dan ayrlyorlard. nk onlarn konumalarna ayak uyduramyor, bunun iin de aalk duygusunun verdii zn t iinde, samim olmayan ar ve kaba eletirilerle ya da ha talihli olan arkadalarnn yannda cehaletlerini ortaya

300 koyuyor, ya da bilgisizliklerinin iinde her eyle ac ac alay ediyorlard. Her iki ekilde de kskanlklarn belirli olarak his settiriyorlard. Ama genlik en kt duygular bile sabrla karlar ve onlarn arasnda serbeste hareket eder ve yaar. Kasabann stnde yldzl geceler, ahane yldz k meleri, gzel mehtaplar daima grld ve grlecek de... Ama, bu gibi konumalar, dnceler, duygularla Kapiya' da sabahlayan genler hi olmamtr, bundan sonra da olamayacan Allah bilir. Bu si melekler kua idi. Ve imdilik meleklerin b tn gcne, btn haklarna, ayn zamanda silerin ateli gururuna sahip olduklar o ksa dnem iinde bulunuyor lard. Bir kede kalm kk bir bonak kasabasndan ge len bu kyl, tccar ve esnaf ocuklarna kader, hi bir aba gstermeden, usuz bucaksz dnyaya bir giri kap s am ve byk bir zgrlk ideali vermiti. Doutan kendilerinde olan o taral nitelikleriyle dn yaya dalyor, renimlerinin konusunu, elencelerinin cin sini tandklarla arkadalarn evresini, yeteneklerine, du rumlarna, ya da rastlantlarn kaprisine gre kendileri se iyorlard. ou grd eylerden fazla bir ey kavraya myor, yararlanmasn bilmiyordu ama, ilerinde her iste diini yakalayabileceine ve yakalad eyin onun olaca na inanmayan, emin olmayan yoktu. Hayat... (Bu s2 konumalarda olsun, devrin edebiyatnda veya politikasn da olsun sk sk geiyor ve sayg gereince byk harfler le yazlyordu.) Hayat nlerinde bir ama, zgrle kavu an duygular iin bir hareket alan, entellektel merakla rn tatmin edecek bir zemindi. nlerindeki yol sonsuzlu a kadar akt. Bu yollarn ouna ayak basmalar bile (na zar olsa) istedikleri yolu serbeste seebilecek ve birin

301 den tekine atlayabileceklerdi. Hayatn ba dndrc zevki de bunda idi. Baka adamlarn, baka rklarn, baka alarda ve baka lkelerde yz yllar boyunca yaptklar abalar sa yesinde, hayatlar pahasna, hatt hayatlarndan da deer li fedakrlk ve ferakatlar pahasna yaratmaya ve elde et meye baardklar eylerin hepsi, kaderin tehlikeli bir he diyesi veya rastlant ile ele geen bir miras gibi imdi nlerine serilmi bulunuyordu. Bu insana, inanlmaz, tuhaf bir ey gibi geliyordu, ama gerekti. Ferdin ya da toplumun ahlk kurallarnn uzakla ra, cinayet snrlarna kadar dayand bu bunalm yllarn da, her grubun, her ferdin btn bunlar serbeste kabul ya da reddettii bir dnyada genliklerini diledikleri gibi harcayabiliyorlard... steklerini syleyebiliyor, her ey zerine serbeste, lszce yargda bulunabiliyor, iste diklerini sylemeye cesaret edebiliyorlard. Bir oklar iin bu szler hakaret yerine geiyordu. O, atalardan kalma duygularn, kahramanlk ve hret, zulm ve ykclk duy gularn tahmin ediyordu. Hem de bir eyler yapmaya, sy lediklerinin sorumluluunu tamak zorunda olmadan. lerinde en yeteneklileri, renmeleri gerekli eyle ri kmsyor, yapacaklar eyleri de kk gryorlard. Yalnz, bilmedikleri eylerle vnyor, gleri yetmeyen eylere, hayran kalyorlard. Hayata girmek iin bundan daha tehlikeli bir biim, mstesna davranlara, ya da tam bir bozguna gtren bun dan emin bir yol olamazd. lerinde gl, en iyi olanlar tam bir Hind fakiri fanatizmiyle kendilerini hareket alanna atyor, kk sinek ler gibi yanp kavruluyor, sonra da adalar tarafndan hemen kahraman ve ermi (ermileri bulunmayan hi bir kuak yoktur) mertebesine ykseliyor, topuuna varlmaz rnekler taban zerine oturtuluyorlard.

302 Her kuan kendine gre' hayalleri vard. Uygarla gelince: Kimi onun hzlanmasna yardm ettiine, kimi onun kne tank olduuna inanr. Genellikle gerek olan bir ey varsa o da: Bizim ona baktmz aya gre alevlenir, iin iin yanar ve sner. u dakika, Kapiya'nn stnde, yl dzlarn altnda, felsef ve siyasal problemleri kurcalayan kuak da, tekilerden sadece hayal bakmndan daha zen gindir, baka noktalarda tpk onun gibidir. O da yeni bir uygarln ilk mealesini yaktna ve snmek zere olan bir uygarln da son alevlerini sndrmeye inanmaktadr. Onun zerine zel olarak yalnz unu syleyebiliriz: Ha yattan, zevk ve zgrlkten bylesine cretle szeden, onu bu biimde hayal ettii halde ondan az nasip alan, onun kadar ar bir tutsak yk tayan ve ac eken bir kuak olmamtr. Ama 1913 ylnn yaznda, daha bunlar henz cretle szedilen belirsiz eylerdi. Bu eski kprnn stnde her ey insana yeni ve heyecanl bir oyun gibi geliyordu. O kpr ki, haziran aynn mehtapl gecelerinde tertemiz iz gileriyle, ebediyen gen ebediyen ayn... kemle ermi bir gzellik ve salk iinde zamannn getirebilecei her eyden salam ve insanlarn dnp yapabilecei her eyden de gl, bembeyaz uzanyordu.

XIX Austos aynn scak bir gecesi nasl teki gecesine benzerse kasabal rencilerle niversitelilerin konuma lar da, her zaman ayn idi, ya da birbirine benziyordu. ftiha ile yenilen acele bir akam yemeinden sonra (nk gn, su ve gne banyolariyle gemitir) birer bi rer Kapya'ya geliyorlard. lkin Yanko Stikovi geldi. Bu,

303 Meydan'i bir terzinin .olu idi. Drt smestrden beri Gratz niversitesinde Tabi Bilimler Fakit&si'ne gidiyordu. Kes kin profili, dz siyah sal, alngan, kibirli, zayf bir genti. Ne kendinden, ne de evresindekilerden honuttu. ok oku yor ve artk tannm olan bir takma adla, Prag ve Zagrep' de kan devrimci genlik dergilerinde makaleler yazyor du. Ayn zamanda iir de yazyor ve onlar baka bir tak ma adla yaymlyordu. Kk bir iir kitab hazrlamt ve afak da (Mill yazlar basan yaynevi) baslacakt. Bun dan baka iyi bir konumac idi. renci toplantlarnda ateli bir tartmac idi. Velimir Stevanovi, salkl ve ih yan bir genti. Bir aile tarafndan evlt edinilmi, asl bel li olmayan bir ocuktu. Alayc, gereki, tutumlu ve al kand. Prag'da Tp fakltesini bitirmek zere idi. Yakov Herak, Viegrad'da ok sevilen saf, temiz y rekli bir posta datcsnn olu idi. Hukuku idi. Esmer, ufak tefek, keskin bakl, abuk abuk konuan, mcade leci zihniyeti olan, iyi yrekliliinden utanan, btn duy gularn gizlemeye alan sosyalist bir genti. Ranko Mihaylovi ise, sessiz ve nzikti. Zagreb'te hu kuk okuyordu. imdiden memurluk hayatna atlmay d nyordu. Arkadalar arasnda, ak, politika, hayat ve sosyal dzen zerine yaplan tartmalara pek az karr d. Ana tarafndan ba, aznda bir sigara ile bu Kapiya'da kaza geirilen bapapaz Mihaylo'nun torununun olu idi. Orada Saray - Bosna'l birka lise rencisi de vard. Daha yal olan arkadalarnn, byk ehirlerin yaam zerine anlattklarn dinliyor, gen ocuklarn gizli emel leriyle gururunu kamlayan bir hayal etme gcyle de hep sini olduundan ve olabileceinden daha byk, daha g zel buluyorlard. Orada fakirlii salnn bozukluu ve ba arszlklar yznden lise drdnc snftan ayrlarak Viegrad'a dnmek zorunda kalan Nikola Glasinanin de var d. Soluk benizli sert bir genti. Odun ihra eden bir Al-

304 man firmasnda ktip olarak aljy^rdu'. Okolite'nin, ser vetini kaybetmi-rengtfM^f^Tesindendi. Byk babas Miln Glasinanin, igalden sonra Saray - Bosna'da bir akl hastanesinde lmt. Varlnn byk bir blmn, gel diklerini listeye kaydediyordu. Sradan insanlar iinde ge en yl iinde lmt; gsz, iradesiz, otoritesi olmayan hastalkl bir adamd. Nikola imdi btn gnn dere ke narnda, ar am ktklerini yuvarlayarak tahta bir tren gibi birbirine balayan iilerin banda geiriyor, odunla rn ka Ster (1) geldiklerini listeye kaydediyordu. Sra dan insanlar iinde geen ve ilerisi, gelecei olmayan bu i ona utan ve ac veriyordu. Durumunu deitirmek ve dzeltmek umudu olmay da bu hassas genci, vaktinden nce ihtiyarlayan ve az konuan fkeli bir insan yapm t. Bo saatlerinde boyuna okuyor, ama bu manev gda onu ne ykseltiyor, ne de huzura kavuturuyordu. nk artk onda her ey buruk bir tat brakyordu. Mutsuzluk, yalnzlk ve aclar, gzn am ve zihni ni bir ok noktada inceltmiti. Ama en gzel dnceler, en deerli bilgiler ona mutsuzluk ve ac vermekten ba ka bir ie yaramyordu. nk hayattaki baarszln, kk kasabadaki geleceini daha ak bir biimde gste riyordu. Bir de Vlado Mari vard. Meslei ilingirlikti. Neeli ve mert bir genti. Yksek okullara giden arkadalar onu ok seviyor, daima aryorlard, iyilii ve itenlii kadar gzel bariton sesine de deer veriyorlard. Bu ilingir kas ketli, kuvvetli gen, kendi kendine yeten alak gnll kiilerdendi. Kimse ile boy lmeyen, hayatn ona verdi i eyleri, sessizce, minnetle karlayan, elinde olan ve elinden gelen her eyi veren kimselerdendi.
(1) Ster: Odun ls. 1 metrekp'e eit.

305 ieniWe^tki_fJs kadn retmen bulunuyordu. Zorka ile Zagorka... kisi de Vtegj^d'l idi. Btn bu genler onlar-, dan yz bulmak iin yanmlcts~dtterrTrten^ farnda o saf, karmak, parlak ve acl ak oyununu oynu yorlard. Gemi zaman erkeklerinin, hanmlarnn nnde at oyunlarna giritikleri gibi, imdi de onlar fikir tartma larna giriiyorlard. Sonra da onlarn yznden Kapiya'da oturup yalnz bana sigara iiyor, ya da o zamana kadar bir yerde iip kafalar ttslenmi bir grupla birlikte ark sylyorlard. Yine onlarn yznden arkadalar arasnda gizli kinler, beceriksizce saklanan kskanlklar ve ak re kabetler oluyordu. Onlar saat ona doru evlerine dnyorlard. Genler daha bir sre kalyor, ama Kapiya'da hkm srmekte olan o nee birden snyor... O genel konuma yars hafifli yordu. Her zaman konumalarda ba rol oynayan Stikovi de sigara ierek susuyordu. . dnyasnda bir honutsuz luk vard. Btn duygularn saklad gibi, imdi bu ho nutsuzluunu da gizlemeye alyor, ama yine de bsb tn baaramyordu. Bu gn leden sonra retmen Zorka ile ilk randevusuna gitmiti. Zorka, dolgun vcudu, soluk yz ve ateli gzleriyle ilgin bir kzd. Stikovi'in srar zerine, kk bir kasabada bir gen kzla delikanl iin yaplmas en g olan eyi yapmlard. Kimsenin bilme yecei, grmeyecei gizli bir yerde bulumulard. Tatil de, tamamiye bo ve ssz olan, gen kzn ders verdii okula gitmilerdi. O, yan bir sokaktan ve baheden, gen kz da n kap dan ieri girmiti. Tavana kadar sralarla dolu, tozlu, yar karanlk bir odada bulumulard. Ak byledir. ou zaDrina Kprs F./20

306 man gzden uzak .irkin yerleri arar. ri--ftFrabiliyor, ne uzanabiliyorlard. kisi de heyecantr"ve beceriksiz... fazla _ syla arzu dofu ^e re'TridlTerr Gen kzn o kadar iyi tan d bu eski sralardan birinin stnde oturup sevitiler. ptler... evrelerinde hi bir ey grmyor, fark et miyorlard. Bu sarholuktan ilk ayrlan Stikovi oldu. B tn genlerin yaptklar gibi, hibir ey sylemeye gerek li grmeden, kabaca elbiselerini dzeltmeye alyor, git meye hazrlanyordu. O srada gen kz, alamaya balad. Karlkl hayal krklna uramlard. Gen adam onu bi raz yattrdktan sonra deta kaparcasna yan kapdan d ar frlad. Eve gelince postacya rastlad. Ona (Balkanlar, Srbistan ve Bosna - Hersek) adl bir dergi getirmiti. in de makalesi vard. Bu makaleyi tekrar okumak, zihnini bu yeni maceradan uzaklatryordu. Ama makale de onda honutsuzluk yaratt. Dizgi yanllar vard, kimi yerlerini gln buldu. imdi artk deitirmek imkn da yoktu. Ki mi cmleler ona sanki daha ak, daha gzel sylenebilirdi gibi geliyordu. te bu akam da Kapiya'da oturup, btn gece Zorka'nn nnde, onun makalesini tartmlard. Ba rakibi de o gzel konuan mcadeleci Herak't. Her eyi sosya list ve banaz bir adan eletiriyor ve inceliyordu. te kiler, tartmaya arada srada katlyorlard. retmenler, susuyor, gelip gelene grltszce bir zafer elengi ha zrlyorlard. Stikovi kendini ok zayf savunuyordu. nk im di kendisi de birdenbire makalede ok zaytf ve mantksz yanlar buluyordu. Ama bunu ne pahasna olursa olsun te kilerin nnde itiraf etmek istemiyordu. stelik de, bou cu tozlu snfta o gn leden sonra geenlerin htras da onu ac veriyordu. O sradaki ateli arzularnn amac, gzel retmenin yanndaki o ateli srarlarn nedeni, imdi ona pek baya ve irkin grnyor, kendini gen k-

307 za T<ri. sulu ve borlu hissediyordu. (Gen kz da otur duu yerden bu^yaz^ gecesinin iinde parldayan gzlerle ona bakyordu). O gn okula^gitmemi olmas... ve gen kzn imdi burada bulunmamas iin ok ey feda etmeye hazrd. Bu ruh hali iinde Herak ona, insann kendini glk le koruyabilecei br eek ars etkisi yapyordu. Sanki ona sadece makalesi iin deil... bu akam st okulda ge enler iin de karlk vermek zorunda idi. imdi her ey den ok istedii ey, burada uzaklarda olmak... Yalnz kalmak ve rahat rahat gen kzla ve makalesiyle bir ilgisi olmayan eyleri dnmekti. Ama ite onuru, onu kendini savunmaya zorluyordu. Stikovi, Tsvyi (1) ile trosmayer'in Herak da, Kautski ile Bebel'in dncelerini ileri s ryordu. Herak, Stikovl'in makalesini zmleyerek: Sen, sapan kzlerin nne koyuyorsun!... diye bard. Her eit dert ve sefalet iinde bocalayan Balkan kyls ile hi bir yerde ve hi bir durumda salam ve s rekli iki devlet rgt kurulamaz. Bamsz devletlerin ku rulmas iin gerekli olan koullar, ancak, smrlen snf larn, kyl ve iinin, yani ounluun nceden iktisad bir zgrle kavumas ile salanabilir. zlenecek yolun tabi seyri ite budur. Bunun tersi deil!... Onun iin mil l kurtulu ve birlik ancak sosyal durumu dzeltmek ve kurtulmakla olabilir. Yoksa, kyl, ii ve kk burjuvazi, yeni politik kurulua ldrc, bulac bir hastalk gibi, fakirlikleriyle, esaret duygularn da birlikte getirir. te
(1) ivan Ttviy' Srbistanl byk bir corafyac ve etnograf. 1914'den nce, Mill Yugoslav idealinin en ateli savunucusu. Hrvat Strosmayer ise Djakovo'nun piskoposu idi. O da Gney Slavla rn birlemesinin hatta btn Slavlarn anlamasnn ateli bir taraftan idi (H. Ediz).

308 yanda da aznlkta olan smrcler se asalaji^geffc; g rle antisosyal hislerini katarlar ki.JDunnf ne srekli bir devlet, ne de salam bjrJoplttl-Hirkurulabilir. Stikovi: Btn bunlar... Kitaplarda yazlan ve yabanc br ideolojiden gelen szlerdir azizim! dedi. Uyanan mill g lerin canl taknlklar karsnda kaybolup giderler, ilkin Srplarn, sonra da Hrvatlarla Slovenlerin, uyanan bu g lerinin hepsinin amac birdir. Olaylar, Alman nazariyeciierinin kehanetlerine gre gelimiyor. Tersine, tarihimizin derin anlam ve rkmzn ilhamiyle elele yryor. Balkan larda sosyal problemler, mill kurtulu hareketleriyle ve savalariyle zlyor. Ve her ey mantk erevesi iin de geliiyor. Kkten bye... blgeden, kabileden, dev lete, millete intikal ediyor. Kumanova ve Bregainlse'deki zaferlerimiz ayn zamanda ileri dncenin, sosyal adale tin de zaferi olmad m? Herak: Daha belli deil! Greceiz bakalm!... dedi. Onu imdi gremeyen, hi bir zaman gremeye cek demektir. Biz inanyoruz ki... Herak : Siz, inanyorsunuz... Biz bir eye inanmyoruz... Biz ancak, olumlu delillere ve gerek olaylara nanmak is tiyoruz, diye karlk verdi. Trklerin ekilmesi ve Avusturya - Macaristan'n zayflamas (ortadan silinmesine doru ilk adm) gerek ten esaret altna alnm snflarla gne altndaki yerini tekrar elde etmee alan kk demokrat milletlerin za feri deil m? Eer mill emellerin gereklemesi, sosyal adale tin de gereklemesi demekse... O halele byk sosyal problemler kalmad demektir. Artk mill ideallerinin ou nu gerekletirmi ve bu bakmdan tatmin olunmu olan

309 Bat Avrupa devletlerinde, artk, ne byk sosyal problem lerin, ne de bir hareket ve atmann olmamas gerekir di. Oysa, hi de byle olmadn gryoruz. Tam tersine. Stikovi biraz yorgun cevap verdi: Ben de sana tekrar ediyorum ki, mill birlie da yanan bamsz devletler kurulmadka... ferdin ve toplu mun zgrl ada anlama gre gereklemedike, sosyal kurtulutan szedilemez. nk bir Franszn de dii gibi; ilkin siyaset. Herak: ilkin midel... diye szn kesti. Bu noktada hepsi barmaya balad. Zararsz bir renci tartmas bir genlik kavgas biimine dnmt. Hep bir arada konuuyor, birbirlerinin szn kesiyorlar d. Ortaya atlan esprili bir szle kavga dindi ve kahkaha lar duyuldu. Bu, Stikovi iin, yenilgi ve geri dnme hissini verme den tartmay kesmek ve susmak iin bir vesile oldu. Zorka ve Zagorka, Ranko ve Velimir'in eliinde sa at ona doru evlerine dnnce tekilerde dalmaya ba ladlar. En sonraya Stikovi ile Nikola Glasinonin kal mt. kisi de bir yata idi. kisi de bir zamanlar birlikte li seye gitmi ve Saray - Bosna'da da birlikte kalmlard. Birbirlerini ok yakndan tandklar iin birbirlerini doru olarak deerlendirmesini ve birbirlerini gerekten sevme sini bilmiyorlard. Yllar getike aralarndaki uurum da alm, derinlemiti. Her tatilde bu kk kasabada bu luuyor, birbirlerini lyor ve ayrlmaz iki dman - ar kada gibi grnyorlard. imdi stelik o gze! retmen Zorka da aralarna girmiti. nk uzun k aylarnda Glasinanin ile Zorka arasnda iten bir yaknlk kurulmu, de likanlnn kza olan ak ve dknl gizlenemez bir ha le gelmiti. O, bu aka, hayatlarndan hi memnun olma-

310 yanlarn btn aclyle atlmt. Ama yaz aylar geiip de renciler akn edince, Zorka'nn Stikovi'e gsterdii ilgi hassas Glasinanin'in gznden kamamt. Onun iin aralarndaki gizli gerginlik, son zamanlarda bsbtn artmt. Btn tatil sresince daha hi babaa kalma mlard. imdi ilk defa olarak byie yalnz kalnca her ikisinin de ilk dncesi hemen kap gitmek oldu. Tatsz bitmeye mahkm olan bir sohbete balamak istemiyorlar d. Ama genlie zg anlamsz bir duygu, isteklerini ye rine getirmelerine engel oluyordu. Bu zor durumda-bir frsat onlara yardm etti. Ve hi olmazsa ikisini de skan ar sessizliin ykn bir sre hafifletti. Karanlkta kprde gezinen iki kiinin sesi ge liyordu. Yava yryorlard. Gelip Kapiya'da, korkuluun kesinde durdular. Sofrada oturan Stikovi ile Glasinanin onlar grmyor ama seslerini iitiyorlard. Gelenler kendilerinden gen iki arkadalar idi. Torna Galus ile Fehim Bahtiyarovi. Her gece Stikovi ile Herak'n evresin de toplanan liselilerden, niversiteliler grupundan biraz uzakta durmulard. Galus onlardan kk olmasna ra men mill hatip ve air olarak Stikovi'in rakibi idi. Onu sevmiyor ve beenmiyordu.. Bahtiyarovi'e gelince... Az konuan, kibirli, gzel br genti. Tam bir bey torunu. Torna Galus, uzun boylu, krmz yanakl, mavi gzl idi. Babas Alban Galus (Alban Von Gallus) Burgenland'n eski bir ailesinin son evld idi. Kasabaya igalden sonra memur olarak gelmiti. Yirmi yl Sular ve Ormanlar Mu hafaza Mdrl etmi.. imdi emekliye ayrlmt. Da ha ilk zamanlar Viegrad'da kasabann en zenginlerinden Hac Torna Stankovi'in kzyla evlenmiti. Kz, gl kuv vetli, esmer, iradeli ve biraz gekindi. tane ocuklar olmutu. ki kz, bir olan. de Srp Kilisesinde vaftiz edilmi ve Viegrad'I ocuklar gibi, tam Hac Torna'nrt torunlar gibi bymlerdi. htiyar Galus uzun boylu idi.

311 Vaktiyle ok yakkl idi. Kibar bir gl ve imdi beyazam olan gr salar vard. oktan gerek Viegrad'l olmutu. Kasabann Msy Albo'su idi. Yeni kuak onun, sonradan gelme bir yabanc olduunu aklna bile getir mezdi. Onun, kimseye zarar vermeyen iki tutkusu vard. Av ile pipo! Srp olsun, Mslman olsun pek ok dost edinmiti. Onlar avclk tutkusu balyordu. nk onlarla birlikte doup bym gibi zellikle rinin ounu benimsemiti: zellikle nee dolu sknetleriyle, sakin sohbetlerini. Galus bu yl Saray-Bosna lisesinde bakalorya imtiha nn vermiti. Sonbaharda renimine devam etmek zere Viyana'ya gidecekti. Bu konuda aile iinde gr ayrl vard. Babas onun teknik bilimleri ya da ormancl ter cih etmesini istiyordu. Ama kendisi edebiyat fakltesine girmek niyetinde idi. nk Torna babasna sade d gr nleriyle benziyordu. Eilimleri ve hevesleri tamamiyle ters bir yne gidiyordu. ok iyi bir renci idi. Alak g nll ve her eyde rnek olacak renci... mtihanlarn deta oyun oynar gibi kolaylkla veriyor. Ama aslnda bi raz kark ve dank olan manev emellerini gerekletir mek iin rpnyordu. Bu emeller, okul evresini ve resm program erevesini aan eylerdi. Saf, temiz yrekli, ama zihni daima endieli ve mtecessis olan renciler dendi. Kendi yandaki bir ok gencin geirdii, cinsel ha yatn o ac ve tehlikeli krizlerini bilmiyordu. Ama buna karlk, entellektel endielerini de pek g yattrabiiiyordu. Bu tip insanlar ou zaman hayatta, her ii bir kez deneyen ama belli bir yolu ve srekli bir ii olmayan, orjilal ve enteresan kiiler olarak kaldlar. Genler, sadece genlik ve olgunluk ann tabi ih r a l a r n a boyun emekle kalmazlar. Ayn zamanda aia dnce akmlarna, modaya, genlerin zerinde ge?ici olarak egemenlik eden zamann geleneklerine de uy-

mak, onlarn da kefaretini demek zorundadrlar. Galus da, hem iir yazyor, hem devrimci mill genlik rgtlerinde faal yelik yapyordu. Be yldan beri de istee bal Franszca derslerine gidiyordu. zel olarak edebiyat ve felsefe ile urayordu. Yorulmak bilmeden .tutkuyla oku yordu. Pek ok yabanc eser okumutu. Saray - Bosna lisesindeki o devrin genleri, tannm ve nemli bir Alman yaynevi olan (Reclam's niversa! bibethek) in kitaplarn okurlard. Bunlar, kk puntolar la yazlm sar kapl, ucuz, kk kitaplard ve o a genlerinin balca manev gdasn meydana getiriyordu. Onlarn sayesinde sadece Almanca eserleri deil, btn dnya edebiyatnn aheserlerini de Almanca evirilerin den okuyabiliyorlard. te Galus, modern Alman filozof larn, zellikle Nietzsche ve Stirner'i bylece tanm ve Milyatska (1) kylarnda uzun gezintiler srasnda, souk ve neeli bir tutkuyla onlar zerine bitip tkenmeyen tar tmalara girimiti. ou genlerin yapt gibi bilgisiy le kiisel yaamn asla kartrmazd. Bylece vaktinden nce olgunlam, eitli bilgilerle fazla yklenmi liseli lere o devirde ok rastlanyordu. yi bir renci ve bozul mam bir gen olan Galus'da, genliin o serbestlii ve ak taknlklar, atak dnceler, ar bir okuma heve siyle kendini gsteriyordu. Fehim Bahtiyarovi, sadece annesi tarafndan Viegrad'l idi. Babas Rogatitsa'l idi. Hl da orada kadlk edi yordu. Ama annesi, burann en soylu bir ailesi olan Osmanagi'lerdendi. ocukluundan beri yaz tatillerini annesiy le, annesinin ailesinde geiriyordu, ince, narin, t gibi bir genti. Mafsallar ince ama gl idi. Onda her ey l l, snk ve rtl idi. Sanki gnete- kalm gibi yank bir teni, ince, ekik bir yz vard. Yank renkli esmer te(1) Milyatska: Saray - Bosna ehrinin iinden geen ay.

313 ninde koyu mavi izgiler grnyordu. Az ve ksa hareket ler yapard. Siyah gzlerinin etraf mavi glgelerle evril miti. Kaim, atma kalar, gze! biimli dudaklar vard. Eu dudaklarn stnde de henz terleyen siyah incecik b yklar grnyordu. Byle yzlere Acem minyatrlerinde rastlanr. O da bu yaz bakaloryasn vermi, Viyana'da do u dillerine almak iin hkmetten bir burs bekliyordu, iki gen balanm bir konumay srdryorlard. Ko nu, Bahtlyarovi'in setii brant. Galus, dou dillerin: semekle yanldn ona anlatmaya alyordu. Galus her zaman arkadandan daha ok ve daha he yecanl konuuyordu. nk kendini dinletmeye alm t. Konferans vermesini de pek severdi. Oysa Bahtiyaro* vi, az ve ksa konuuyordu. Kendisine zg inanlar olan ve bakalarnn etkisi altnda kalmayan kiilerdendi. Galus, okumu genlerin ou gibi, syledii szler den, kulland deyimlerden, yapt pitoresk karlatr malardan memnundu ve her eyi genellie dkmekten holanyordu. Oysa arkada, souk, ilgisiz ve ksa cevap lar veriyordu. Ta srann stnde bir kenera bzlm oturan ve karanlkta kalan Stikovi ile Glasinanin susuyordu. Kp rnn stndeki arkadalarnn konumasn dinlemek iin sanki anlamlard. Galus ateli konuuyordu. Bu eit sorunlarda sizler, bey oullar, ou za man yanlyorsunuz. Yeni, zamanlar dzeninizi bozduu iin dnyada artk kendinizi rahat hissetmiyorsunuz! Sizler, iin dou gelenekleri ve dncesi, yzyllarca egemenli inizin temelini meydana getirmi olan sosyal ve hukuk dzenine skca baldr. Bunu anlyorum ama bu, Orientalisme'i bir bilim olarak kavradnza deli! olamaz. Do ulusunuz. Kabul... Ama bunun iin Orientalist olmak zo runda olduunuzu sanyorsanz yanlyorsunuz. Genel ola rak bilime istidadnz yok... Gerek bir eiliminiz de yok.

314 Ya?... Hayr, yok... Bunu kesin olarak sylerken sizleri kracak, fenanza gidecek bir ey sylemiyorum. Tam ter sine, bu topraklarn biricik efendilerisiniz... Ya da daha dorusu idiniz! Yzyllar boyunca, egemenliinizi genilet tiniz, glendirdiniz. Onu kh klla, kh kitapla, din, hu kuk ve asker bakmdan savundunuz! Bu da szi sava, idareci, devlet adam yapt. Bu snfa giren nsanlar dnya nn hi bir yerinde soyut bilimlerle uramazlar. Ekonomi, politika, hukuk renimi sizin iindir. nk sizler olumlu bilgiler iin yaratlm insanlarsnz. Egemen snfndan olanlar her yerde ve her zaman byledirler. Yani kltrsz kalmanz gerekiyor demektir. Hayr, bu... ne iseniz o kalmanz gerekiyor demek tir. Daha dorusu ne idiyseniz demek gerek. Buna zorun lusunuz... nk hi kimse hem olduu gibi kalp, hem de onun tersi olamaz. Ama bugn artk egemen snf deiliz. Bugn he pimiz eitiz. Bahtiyarovi bunlar gurur ve alayla kark bir aclk la sylemiti. Deilsiniz... Tabi ki deilsiniz.. Vaktiyle sizi oldu unuz gibi yapan koullar oktan deiti. Ama bu demek deildir ki sizler de ayn hzla deiebilirsiniz. Sosyal bir snfn temeli ykld halde kendisinin ayn kald ilk de fa grlmyor. Hayat koullar deiir ama bir snf insan ne ise yle kalr. nk ancak byle kalmakla yaayabilir ve yine byle kalarak, lr. Grlmeyen genlerin konumas bir an kesildi. Ko numa Bahtiyarovi'in susmasiyle kesilmiti. Ak gkyznde, ufkun sonunda, siyah dalarn s tnde frtnaya tutulmu gibi arpk bir ay grnd. s tnde Trke yazlar bulunan mermer levha mavi karan lklar iinde, hafif kl bir pencere gibi aydnland.

315 Bahtiyarovi bir eyler syledi ama ylesine yava konuuyordu ki Stikovi ile Glasinanin ancak tek tk... birbirini tutmayan kelimeler iitebiliyordu. Genler, ko nuurken, bir dnceden tekine kolaylkla atlar, baka bir konu ile megul olmaya balarlar.Dou dilleri etdn den, nlerindeki beyaz mermerin stndeki yazlara geti ler. imdi kprden ve onu yaptrandan sz amlard. Galus'un sesi ok daha yksek ve anlaml idi. Bahtiyarovi'in byle antlar yaptran Sokuliu Mehmet Paa il Osmanl idaresi zerine syledii vc szleri dorula makla birlikte Srp milletinin, gelecei, gemii, kltr ve uygarl zerine milliyeti grlerini ateli ateli anla tyordu. nk bu renci sohbetlerinde herkes kendi d ncesini izler. Galus da: Hakkn var, diyordu. Her halde bir dahi olmas ge rek. Bizim kanmzdan olup yabanc bir imparatorun hiz metinde ykselenlerin ne birincisi, ne de sonuncusudur. Biz stanbul, Roma ya da Viyana'ya, devlet adam, asker ve sanat olarak bu ayarda yzlerce insan verdik!... Mil letimizin byk gc ve modern bir devlet biiminde bir lemesinin anlam budur k: imdiden sonra deerlerimiz lkemizde kalacak... Burada geliecek ve genel kltre yardm yabanc merkezlerden deil, buradan ve bizim is mimizle yapacak. Bu merkezlerin bir rastlant ile kurulduunu ve is tenildii zaman istenildii yerde yenilerinin kurulabilece ini mi sanyorsun?... Rastlant ya da deil!... Bugn mesele o deil. Na sl kurulduklarnn nemi yok, nemli olan ey bugn bo zulmalar, snmeleri, ortadan kalkmalar ve yerlerini ta rih sahnesine kacak yeni merkezlere brakmalardr. Mil letin kendini dolaysz gsterebilecei gen ve hr mer kezlere.

316 Demek Sokuliu Mehmet Paa, yukarda Sokolovi'te bir kyl olarak kalsayd yine bu mertebeye ykse lecek... Ve u dakika stnde konutuumuz kpry yap tracakt, yle mi?... O ada elbette hayr!... Bahtiyarovi susuyordu. Onun bu, susuu, iddetli bir muhalefet gibi Galus'u ileden karyor, sesi ykseliyor ve gittike sertleiyordu. O devirde mill edebiyatta ok kullanlan kelimelerle ve yaratlmdaki iddetle devrimci genliin plnlarn ve devlerini sayp dkyordu. rkn uyanan canl glerinin hepsi harekete gee cek... ve onun darbeleri altnda halkn zindan olan Avus turya - Macaristan imparatorluu elbet yaknda yklacak. Bugn mill atllarmza engel olan, onlar uyutup para layan, milliyetilik aleyhindeki o geriletici gler zayfla yacak, yenilecek. Bunlarn hepsi de gerekleecek, nk yaadmz an zihniyeti en byk mttefikimizdir. nk esaret altnda bulunan teki kk milletlerin a balar bizimle ayn yne gitmektedir. Zamanmzdak milli yetilik eitli dinler, modas gemi inanlarn etkilerini de alt edecek ve mileti yabanclarn smrsnden kur taracak. te mll bir devlet o zaman doacak!.. Galus bu sefer de bu yeni devletin gzelliini ve s tnln saymaya balad. Bu devlet btn gney Slavlarn, bir kurtarc roln oynayan Srbistan'n etrafna toplayacakt. Bu devlet vatandan eitlii, mill haklar n, dinsel inanlarn korumak temelleri zerine kurula cakt. Konumasnda, bugnn ihtiyalarn belirten sz lerle, anlam belirsiz atak deyimler birbirine karyordu. Bu rkn, daima bir istek olarak kalaca tahmin edilen, de rinden ve iten gelen istekleriyle gndelik hayatn ger ekleebilecek olan ihtiyalarndan, kuaklar boyunca ol gunlaan, ama yalnz genlerin grp anlatabildikleri b yk gereklerden, mitolojik bir meale gibi genlikten

317 genlie geen, hi snmeyen, ama hi bir zaman da ger eklemeyen o ezel hlyalardan szediyordu. Gen ada mn szlerinde eletiriye dayanamayacak olan dnce ler bulunduu gibi, tecrbeye gelemeyecek olan teoriler de vard. Ama ayn zamanda taze bir soluk... nsanlk aa cn genletiren ve yaatan deerli bir zsu da vard. Bahtiyarovi susuyordu. Galus sanki bu, hemen o gn ya da ertesi gn olacak bir imi gibi arkadan inandrmaya alyordu. Bak greceksin Fehim! Diyordu. nsanln ilerle mesine en byk yardm yapacak olan bir devlet kuraca z. Oy'e bir devlet ki, orada harcanan bir aba makbul, her feda bir ermi olacak, her orijinal dnce bizim di limizle sylenecek, her hareket bizim admz, mhrm z tayacak. O zaman, serbest almamzn meyvas olan dehamz belirten eserler meydana getireceiz, yle eserler ki, onlarn yannda, yabanc idarecilerin yz yllar boyunca yaptklar eyler, bir ocuk oyunca gibi sama kalacak. En byk uurumlarn, en derin rmaklarn stne kprler kuracaz. Ve daha gzel daha byk yeni kpr ler kuracaz. Hem bunu, yabanc merkezleri esirlemi milletlerle birletirmek iin deil, kendi topraklarmz, kendi devletimizi dnyann br yanlariyle birletirmek iin yapacaz. Bizden nce gelen kuaklarn zledikleri eyleri yapmak phe yok ki bizim devimizdir. zgrlk iinde doan, adalete dayanan bir devlet, Tanrsal dn cenin yeryznde gerekleen bir damlas gibidir. Bahtiyarovi susuyordu. Galus'un sesi alalmaya ba lamt. Dncesi ykseklere ktka sesi kslyor, bouklayor, ateli ve gl bir mrlt haline geliyordu. Ni hayet gecenin o byk sessizlii iinde bsbtn kaybo lup gitti. Artk her ikisi de susuyordu. Buna ramen hava da Bahtiyarovi'in sessizliinin arl vard. Sanki bu su.su, karanlklar inde almaz bir duvar gibi ykseliyor...

318 ve gerekten varm izlenimini veriyor... ve bu varlk... arlyla Galus'un szlerini yalanlad gibi dilsiz ve ses siz, dncesini de belirtiyordu: Dnyann kurallarn, hayatn ve insan ilikilerinin temellerini belirten yzyllardr. Ama bu, deimeyecek ler demek deildir. Yalnz insan hayatiyle llnce, son suz gibi grnrler... Onlarn devam le bir insan mr arasndaki iliki, tpk bir rman yzndeki dalgal su ile dibindeki durgun grnen suya benzer... Biri dalgal, ha reketli ve hzl, tekisi hissolunmayacak kadar ar akar. Ve bu, merkezleri deitirmek dncesi bile zararl bir eydir. Bu, byk rmaklarn kaynaklarn, dalarn yerleri ni deitirmeye benzer. Ani deiiklikler istei ve onlar kuvvet zoru ile gerekletirmek dncesi, insanda ou zaman bir hastalk gibi belirir, daha ok kafasnda gle nir. Yalnz u var ki, bu kafalar iyi dnemezler. Sonun da bir sonuca varamaz. ou zaman da omuzlar stnde kalmazlar. nk dnyay yrten ve idare eden insanlarn istekleri deildir. stekler, rzgra benzer... Tozlan bir yandan alp br yana gtrr, bazan btn ufku karartr. Ama sonunda sakinleir. Yatr ve arkasndan dnyay yi ne o sonsuz biimiyle brakr... Yeryzndeki srekli eser ler Aliahn iradesiyle meydana gelir. nsan, ona krkrne boyun een bir letten baka bir ey deildir. Arzudan, insanolunun isteinden doan bir eser, ya gereklee mez, ya da srekli olamaz. Demek ki iyi deildir. Gece Kapiya'da, karanlk gkyznn altnda sylenen btn bu cokun ve cretkr szler de bir ey deitirecek deil dir. Onlar da dnyann byk ve srekli gereklerinin s tnden aarak, gidip arzularnn sknet bulduklar o yer lerde kaybolacaklar. Gerek olan u var ki, byk adamlar ve byk yaplar, insan gururunun o bo ve geici istekle riyle bir ilgisi olmayarak daima Tanrsal iradenin onlara belirttii yerlerde yetiip ykseleceklerdir.

319 Ama Bahtiyarovi bu szlerin hi birini sylemedi. Bu Mslman ocuu gibi felsefelerini kanlarnda tayanlar, onunla yaar ve onunla lrler. Onu szlerle anlatmay bil mez, bunu gerekli grmezler. Uzunca bir sessizlikten sonra Stikovi ile Glasinanin duvarn arkasndaki grnmeyen arkadalarndan birinin si garasn attn ve onun, uan bir yldz gibi byk bir ka vis izerek kprden Drina'ya dtn grdler, ayn zamanda iki arkadan yavaa ve sessizce arya doru uzaklatn iittiler. Arkalarndan ayak sesleri de kesildi. Yalnz kalnca, tekrar srayarak kendilerine geldiler. San ki yeni rastlam gibi baktlar. Ayn zayf nda yz leri, karanlkta n oynap birbirini kestii dzeylere benziyor ve onlara olduklarndan daha yal bir grn ve riyordu. Sigaralar birden fosforlu gibi parlad. Her ikisi de durgundu. Sebepleri ayr olmakla birlikte ayn derece de periandlar. Her ikisinin bir istei vard: Kalkp eve gitmek. Ama ikisi de, gnn scandan hl lk kalan ta n stnde deta mhlanm gibi duruyordu. Grlmeden dinledikleri gen arkadalarnn konumalar her ikisi iin de bir nimet olmutu. Birbirlerine hesap vermek, akla malarda bulunmak zorunluunu geri brakmt. Ama artk hesap vermekten kanlmazd. Sze ilkin Stikovi balad: Herak'm az nceki iddialarn iittin mi? Ama he men durumunun ne kadar zayf olduunu anlad ve sustu. Duruma hkim olduunu hisseden Glasinanin cevap vermedi. Stikovi sabrszlanarak devam etti: Rica ederim... Bugn bizim iin ihtill yolu ile ger ekletirilecek mill bir kurtulu ve mill birlik en n plan da gelirken, snflar arasndaki mcadeleden szetmek, bir takm anlamsz tlerde bulunmak, gln deil mi? Stikovi'in sesinde konumaya davet eden bir a r... ve sorular vard. Ama Glasinanin yine karlk ver-

medi. Dmanlk ve intikam duygularyla dolu bu sessiz liin iinde bir mzik sesi ykseldi. Bu, sol kydan, Ordu Evinden geliyordu. Birinci katn pencereleri aydnlk ve ar dna kadar akt. Piyanonun eliinde bir keman alnyor du. Keman alan Alay doktoru (Regimentsartz) Doktor Balach'a, Garnizon komutan Albay BaueKin kars elik edi yordu. Schubert'in piyano ve keman iin bir sonatnn ikin ci blmn alyorlard. ok iyi anlaarak almaya ba lamlard. Ama, yarya .gelmeden piyano ileriye gidiyor, keman makam bozuyordu. Ksa bir sre sustuktan sonra (herhalde o g pasaj zerinde konutular) paray yen; batan aldlar. Her geco byle alyor, ge vakte kadar alyorlard. Albaya gelince: O da baka bir odada ou zaman o bitip tkenmeyen kumar partilerine dalyor, bazan da bir Avusturya sigaras iiyor, ya da bir ie Mostar arab yannda uyukluyordu. Gen subaylar da, aralarnda, k mzisyenler zerine akalar yapyorlard. Gerekten de. Madam Bauer ile gen doktor arasnda aylardanberi karmak ve g bir macera gelimeye bala mt. En keskin zekl subaylar bile aralarndaki ilikinin niteliini anlayamamlard. Bazlar bu ilikinin tamamiyie pltonik olduunu sylyor, (tabiatyle bu nazariyeye g lyorlard) bazlar ise vcudun da ona dsen rol oyna dn iddia ediyorlard. Her ne ise, bu ikisi hi ayrlmyordu. Ve tabi, bu, as lnda iyi bir adam olan, ama grevinin arl, yllarn y k, arabn ve sigarann etkisiyle sersemleen Albayn ba baca, rzas ile oluyordu. Btn kasaba ikisini bir ift olarak tanyordu. Zaten su baylarn herkesten ayr, zel bir yaantlar vard. Sade Viegrad'n yerlileri ile deil, yabanc memurlarla bile temas etmiyorlard. Nadide iekleri olan yuvarlak ve yldz bi imi tarhlarla ssl parklarna girerken bir tabel vard.. stnde, kpeklerin ve sivillerin ieri girmesi yasak ol-

321 duu yazl idi. Elenceleri de, ileri de, niformasz olan lara yasakt. Gerekten de btn hayatlar: Glerinin en byk yaratcs imi gibi hayatlarnn herkesten ayr kal masna dikkat eden, kendi iine kapanan, hayatn insanla ra verdii her eyi: erefi ya da felketi, acl ya da tat ll parlak ve sert bir grn altnda gizleyen ayrcal, byk, kendi iine kapal bir kastn hayat idi. Ama hayatta yle eyler vardr ki, nitelikleri gerein ce gizli kalamazlar. En salam ereveleri bile atlatr, en sk korunan snrlar bile aar. Osmanllar der ki: ey saklanamaz: Ak, ksrk ve fakirlik. Bu sevien ift iin de durum byle idi. Kasabada gen, ihtiyar, ya da ocuk, onlara rastlamayan kimse yoktu. evrelerindeki her eye kar kr ve sar, sadece kendi dnyalarna dalm olarak Viegrad'n tenha yollarnda dolayorlard. obanlar bile onlara almt. Tpk maysta yol boyunca yapraklarn al tnda ifter ifter birbirine sokulmu olarak grlen bcek ler gibi... Onlara gnn her saatinde her yerde rastlamak kabildi. Drina ve Rzav'n etrafndaki eski kalenin duvarlar dibinde, ehirden kan yolda, Strajiste civarnda her yer de... Kh atlar stnde, kh araba iinde geiyorlar, ama ou zaman yaya geziyor ve yalnz birbiri iin yaayan iki kiinin ar admlariyle yryorlard. Bunlar... dnyada bir birlerine syleyeceklerinden baka hi bir eyle ilgileri olmadn gsteren admlard. Erkek, Macarlam, bir Slovak't. Fakir bir memurun olu idi. Devlet hesabna okumutu. Genti, gerekten bir mzisyendi. Zengin ve soylu Avusturyal ve Alman subay larla kendini ayn ayarda hissetmemekkten ac duyan ha ris ve hassas bir adamd. Kadn krkn aknd. Ondan se kiz ya bykt. Ama uzun boylu, sarn, ilerlemi ya na ramen pembe tenli, gzel bir kadnd. ri parlak gzDrina Kprs F./2I

322 ieri vard. Tavr ve edasiyle, gen kzlar ylesine hayran brakan kralie resimlerine benziyordu. Her ikisi de, ger ek ya da hayal birtakm sebepler yznden hayatlarndan memnun deillerdi. kisinin de ortaklaa bir ikyetleri var d. ou hava ve basit oian subaylarn arasnda, bu kk kasabada kendilerini srgnde imi gibi mutsuz hissedi yorlard. Onun iin de ikisi kazaya urayanlar gibi birbir lerine sokuluyor, birbirlerinin varl iinde eriyor, uzun sohbetlerde veya imdiki gibi mziin byl dnyasnda kaybolarak kendilerini unutuyorlard. Mziiyle, iki gencin arasnda srp giden ac sessiz lii dolduran grlmeyen ift ite bunlard. Gecenin sessizlii iine dklen mzik melodileri, bir an tekrar birbirlerine kart ve bir sre iin kesildi. Or tal kaplayan sessizlikte Glasinanin kat bir sesle ko numaya balad. Stikovi'in son szlerine karlk veri yordu: Gln m dedin? Eer doru sylemek gerekir se, bu tartmada gln olan ok ey var. Stikovi birden azndan sigarasn ekti. Glasinanin yava, ama kesin bir sesle dncesini anlatyordu. Bu d ncenin, bu gecenin ilham olmad belli idi. Her halde onu oktan beri zen bir eydi. Btn tartmalar dinliyorum... Sizin ikinizinkini de... Kasabann teki okumu genlerininkini de... Hepsi ni dinliyorum. Gazeteleri, dergileri okuyorum. Sizi dinle dike daha ok anlyorum ki, yazl ya da szl, btn bu tartmalarn hayatla, hayatn gerek problemleri ve ihti yalar ile hi bir ilgisi yok. nk hayat, gerek hayat, elden geldii kadar yakndan inceliyorum... Onu bakala rnda gryor, kendimde hissediyorum. Belki de yanlyorum... maksadm anlatamyorum. Ama, ou zaman yle dnyorum: Teknik ilerlemeler dnyada nisb bir bar, bir eit durgunluk, zel bir atmosfer, gerek olmayan sah-

323 te bir hava yaratt, bundan yararlanan bir snf halk da, aydn dediklerimiz de, dnyaya ve hayata baklar ve d nceleriyle elenceli bir tembel oyunu oynamak imknn buldular. B u . . . iinde egzotik iekler yetien sahte iklim li bir eit k bahesine benzer... Ama bir yn canlnn stnde kmldad gerek ve salam temelle... yni top rakla hi bir ilgisi olmayan bir fikir bahesine. Bu ynn alnyazsm ve ona belirttiimiz amaca ulamas iin atla ca mcadeledeki davrann tarttmz sanyorsunuz. Ama gerekte: Kafanzda dnen tekerleklerin ne bu ynn yaantsyle, ne de genel olarak hayatla bir ilgisi var. te... Oyunumuzun tehlikeli olduu nokta da bu... Hem ba kalar iin, hem de sizin iin tehlikeli olabilir. Glasinanin sustu. Bu iyi dnlm uzun konuma, Stikovi'i bir hayli artt. Ne ona karlk verebildi, ne de onu susturabildi... Sadece tehlikeli szn iitince eliy le alayc bir iaret yapt. Bu da Glasinanin'i sinirlendirdi i iin daha byk bir iddetle devam etti: Vailahi insan sizi dinleyince, btn sorunlar baar ile zld, btn tehlikeler sonsuz olarak uzaklatrld, btn yollar dzelip ald; artk stnde yrmekten ba ka yaplacak bir ey kalmad sanr. Oysa hayatta, kesin olan bir ey yoktur. Hi bir ey kolayca zlmedii gibi, onu tamamiyle zmek umudu da yoktur. Tam tersine, her ey g ve karmaktr. Amac ile uygun olmayan tehlike lerle kar karyadr ve insana pahalya mal olur. Ortada ne Herak'in atlgan tasavvurlarndan, ne de, senin byk hayallerinden bir iz var!.. nsanolu btn mr boyunca zlr clurur ve hi bir zaman, ne ona gerekli olann, ne de istediini elde etmeyi baarr. Sizin nazariyeleriniz gi bi nazariyeler, sadece onun kumar zevkini tatmin eder. Gu rurunu okar ve hem kendini, hem bakalarn aldatr. te gerek bundan ibaret... Veya bana yle geliyor. Hi de yle deil... nsanolunun ilerleyiini, m-

324 cadelesindeki anlam, dolaysyle bu mcadeleye yn ve ren nazariyeyi anlamak iin tarihin eitli alarn birbiriy le karlatrmak gerek. Bu szler Glasinanin'e yarda kalm renimine bir im gibi geldi ve her zamanki gibi onu rpertti: Ben tarihle uramyorum, dedi. Belli., Urasaydn grrdn... Ama sen de tarihle uramyorsun. Nasl ben?.. Yni... Elbette urayorum. Tabi bilimlerin yan sra m? Sesinde hain bir titreyi vard. Stikovi bir an aala d. Sonra l bir sesle karlk verdi: Madem ki renmek istiyorsun... Evet... Tabi bi limlerden baka politika, tarih ve sosyal sorunlarla da u rayorum. Hepsine yetiebiliyorsan akolsun!.. nk bildi ime gre stelik hatip, propagandac, air ve ksn da. Stikovi, can sklm bir tavrla glmsedi. Bo snf ta geirdii leden sonray hatrlad. Ve bu, zihninden uzak ama, ac bir an gibi gelip geti. O zaman, kendisi kasabaya gelmeden nce, Zorka ile Glasinanin arasnda sk bir samimiyet bulunduunu birden hatrlad. Sevmeyen bir adam ne bakasnn aknn bykln, ne kskan lnn gcn, ne de iinde gizlenen tehlikeyi anlayabilir. kin gencin konumas zaten bandan beri havada bu lunan bir dmanlk, kiisel ve zehirli bir kavga biimine dkld. Bu kavgadan ikisi de kanmad. Tpk aralarnda kaba ve fkeli oyunlar oynayan gen hayvanlara benziyorlard. Ben ne yaparsam yapaym, ne olursam olaym, bu nihayet kimseyi ilgilendirmez! Ben senin kerestelerine, tartlarna karyor muyum?.. Durumunu im eden en kk bir sz Glasinanin'i da ima fkelendiriyordu.

325 Benim tartlarm imdi bir yana brakalm! dedi. Onlarn sayesinde yayorum ama onlarla vurgunculuk yap maya kalkmyorum. Ne kimseyi aldatyor, ne de kimseyi batan karyorum!.. Ben kimi batan karmm?.. Batan karlmalarna izin verenleri. Yalan sylyorsun!.. Doru sylyorum... Bunun doru olduunu sen de pekl bilirsin. Mademki bana meydan okuyor, beni kkr tyorsun... Sana kim olduumu da syleyeceim!.. Hi merakl deilim!.. Ben yine de syleyeceim... nsan btn gn odun larn stnden atlasa bile yine grmeye, hissetmeye ve dnmeye vakit bulabilir. Senin o eitli uralarn, tut kularn, o atlgan nazariyelerin, hatta iirlerin ve-aklarn zerine ne dndm de syleceim! Stikovi kalkacakm gibi bir hareket yapt, ama yine oturdu. Ordu.Evinden oktandr piyano ile keman sesi ge liyordu. (Sonatn neveli, canl, nc parasn alyorlar d) bu sesler... gecenin karanlnda ve rman grlt s arasnda kaybolup gidiyordu. Teekkr ederim... Senden ok daha zeki olanla r dinledim ben... Hayr, hayr, onlar ya seni benim kadar yakndan tanmyor, ya sana yalan sylyor, ya da benim gibi d nyor ve susuyorlar. Btn nazariyelerin... Btn o d nce uralarn, tpk aklarn ve dostluklarn gibi ihtira sndan ileri geliyor. htirasn da yalanc ve zararldr. n k o da gururundan douyor... Sadece gururundan... Hah!.. Hah!.. Evet, ylesine ateli ateli konutuun o milliyet i dncelerin de gururunun belirtisinin baka bir bii midir. nk sen ne anan sevebildin, ne kardelerini...

326 Bir dnceyi ise bunlardan da az sevdinl Seni ancak gu r rurun, iyi yrekli, yksek ruhlu ve fedakr yapabilir. n k seni harekete getiren biricik g odur!.. Kendinden de fazla sevdiin biricik ey!.. Seni iyi tanmayan, almala rna, ateli mcadelene, milliyetilik idealine, bilgine, iiri ne ve insan kiiliini aan her yksek ama iin rpn na bakarak kolayca aldanabiir. Ama sen uzun zaman ne bu amaca hizmet edebilir, ne de bir kimsenin yannda ka labilirsin. Ona da gururun engel olur. Gururun sz konu su olmad dakika, btn bunlarn senin iin hi bir anla m kalmayacak ve uurlarna kk parman bile kaldr mak istemeyeceksin, o yzden de kendi kendine ihanet et mi olacaksn!.. nk sen de ann bir tutsa olmaktan baka bir ey deilsin!.. Sen ne kadar gururlu olduunun farknda deilsin ama, beni seni ok iyi bilirim. Kendini ne kadar beenmi bir canavar olduunu yalnz ben bilirim, Stikovi karlk vermiyordu. lk zamanlar arkadann, bu dnlm tanlm ateli szleri onu artmt. Birden karsna hi beklemedii bir rolde km ve onu bambaka bir k altnda grmeye balamt. Kulland deyimler tabi ki yreine iliyor, ona ac veriyordu ama karakterini byle derinden zmleyii de gururunu oku yor, deta houna gidiyordu. Onun gibi bir gence canavar demek... kstahln ve gururunu kkrtmaktan baka bir ey deildi. Glasinann'in bu zmlenmesini srdrmesini, giz li, kiiliine k tutmasn istiyordu. nk bunda, ms tesna niteliklerini, stnln ispat eden yeni deliller buluyordu. Sert baklar, karsndaki krmz tan stn de bsbtn gze arpan beyaz mermere takld. Bu Trk e yazlara dikkatle bakt. Sanki yannda oturan bu insaf sz arkadan iyice dnerek okunakl bir biimde syle dii szlerin gerek anlamn orada grp okumaya al yordu.

327 Sen her eye kar ilgisizsin! Ne seviyor, ne de nefret ediyorsun! Gnk her ikisi iin de biraz olsun ben liinden kmak, gururunu yenmek gerekir. Ve sen... bunu yapamazsn!.. Yapmak elinde olsa bile sana bunu yaptra cak g yoktur. Bakasnn sefaleti sana dokunmad gibi, znt de vermez. Hatta gururunu okamadka kendi se faletine bile kaytsz kalabilirsin. Ne bir ey arzular... ne bir eye sevinirsin. Kskan deilsin. Ama bu iyiliinden deil, snrsz egoistliinden ileri gelir. Bakalarnn ne mutluluunu, ne felketini grrsn. Hi bir ey seni et kileyip harekete getiremez. Ama hi bir ey de seni dur duramaz. Bu da cesaretinden deil... indeki iyilik duygu larnn nasrlam olmasndan ileri gelir. Senin iin gu rurundan baka bir ey yoktur. Ne kan balar, ne igd ler... Ne Allah... ne dnya... ne aile, ne de arkada.., Ken di yeteneklerini bile anlamaktan cizsin!.. Seni vicdann deil, ancak krlan gururunu etkileyebilir. nk sadece o, her aman ve her eyde, senin aznla konuur ve dav ranlarn idare eder. Stikovi birdenbire sordu: Zorka'y m kasdediyorsun? Mademki istiyorsun, yle olsun! Ondan da konua lm! Evet Zorka'y im ediyorum... Onu sevmiyordun. Bir nebze bile sevmiyordun... Yalnz, bu... her ne olursa ol sun... bir saniye sana zaaf gsteren... gururunu okayan hi bir eyin karsnda kendini tutmak elinde olamayn dan ileri geldi, evet, heyecanl ve tecrbesiz zavall ret meni elde ettin. Tpk, makalelerini yazdn, konferansla rn verdiin... konumalarn yaptn gibi. Onlar elde eder etmez, cann sklmaya balyor. Gururun skntdan esniyor, doymayan gzlerin uzaklarda baka bir ey ar yor, hi bir yerde durmasn bilmiyor, hi doymuyor ve tat min olunmuyorsun. Bu da senin cezan! Her eyi gururuna feda ediyorsun ama onun balca klesi ve en byk kur-

328 ban sensin! Belki daha bir ok hret ve baarlar elde edeceksin... Aldatlan kadnlarn zaafiyle elde ettiklerin den daha byk baarlarn da olacak... Ama seni hi bri tatmin etmeyecek, nk gururun daima daha ileriye git mesini... daima fazlasn isteyecek... nk o her eyi yu tuyor... Sonra da abucak unutuyor, yalnz ne kadar kk, ne kadar nemsiz olursa olsun her baarszl, her haka reti daima hatrlyor. Bir gn nihayet, etrafndaki her e yi kemirdikten, krdktan, kirlettikten, alalttktan, dattk tan ve yok ettikten sonra, bu ln ortasnda gururunla kar karya yapayalnz kalacaksn. Artk ona verecek bir eyin de olmayacak. O zaman kendi kendini yiyeceksin! Ama bunun da sana bir faydas olmayacak. nk daha iyi paralara alkn olan gururun yiyecek olarak seni be enmeyecek ve frlatp atacak!.. te bakalarnn gzne baka trl grnmene... sen de kendini baka trl d nmene ramen sen bylesin... ve seni ok iyi tanrn. Glasinanin birden sustu. Kapya'da gecenin serinlii duyulmaya balyor, rma n sonsuz grltsyle ona elik eden sessizlik de ev reyi kaplyordu. Kydan gelen mziin sustuunu, fark ede memilerdi. Genler, nerede olduklarn ve ne yaptklar n bsbtn unutmulardr. Her ikisi de genlie zg o derin dncelere dalmt. Kskan ve mutsuz olan tart lar adam ka sefer kuvvet, iddet ve tutkuyla dnd halde bir trl dile getiremedii eylerin hepsini sylemi ti. Duygularn dile getirecek kelime bulamazken bu gece, kolaylkla, heyecanla, acyla konumutu. Stikovi, gz bir sinema perdesi gibi mermerin s tndeki yazlara taklm, hi kmldamadan dinlemiti. Glasinanin'in her sz hedefe isabet etmiti. nenin her ba tn hissetmiti. Yalnz karanlklar iinde arkadann sy lediklerinde artk hakaret bulamyordu. Tehlikeli br ey

329 de grmyordu. Tam tersine sanki Glasinanin'in her s zyle biraz daha byyor, heyecanla, sratle ve cretle grnmez kanatlar stnde sessizce uuyordu. Sanki yer yznde kalm insanlarn balarnn, kanunlarnn ve duy gularnn ok stne... Bir bana... marur, mutlu (ya da mutlulua benzeyen bir duygu ile) ykseliyor... ve her e yin stnde uuyordu. Sanki bu ses... hasmnn bu sz leri... sularn rlts, aalarda bir yerde kalan grn mez dnyann grlts idi. Varsn o dnya ne dnrse dnsn... ne sylerse sylesin... Bir blgenin stnden uan bir ku gibi... Onun stnden de uup gidiyordu. Glasinanin'in bir an susmas her ikisini de kendine getirdi. Birbirlerine bakmaya cesaret edemediler. O sra da kprnn stnde birka sarho belirmeseydi, bu tar tma ne biim alrd Allah bilir. Sarholar, ba sonu olmayan arklar sylyor, na ralar atyorlard. Tenor bir ses hepsini bastryor, ok tiz den bir trl sonu gelmeyen eski bir ark sylyordu. ok gzel, ok akllsn Gzel Fato Avdagina Gelenleri seslerinden tanmlard. Zengin aile ocuk lar gen tccarlard. Birka ar ar, dmdz yryor... Birka ise zikzaklar izerek sendeliyordu. Yaptklar a kalardan Kavaklar altnda denilen evden geldikleri anla lyordu. Bundan nceki hikyelerimizde, kasabadaki bir yenilie iaret etmeyi unutmutuk. (Tabi siz de fark et misinizdir ki, insan sevmedii eyi abuk unutur.) On be yl kadar nce, daha demir yolu yaplmadan, Viegrad'a kars ile birlikte bir Macar gelmiti. Soyad Terdik'ti. Ka rsnn ad Yulka. Novi - Sad'li olduu iin Srpa biliyordu. Kasabada halkn dilinde yeri olmayan bir messese a mak iin geldikleri hemen duyulmutu. Gerekten de ka-

- 330 sabann bir ucunda byle bir ev atlar. Strajiste dann eteinde ykselen kavak aalarnn dibinde, bir Beyin es ki konan satn alarak tamamiyle deitiridler. Oras ka sabann kt tannm bir evi idi. Btn gn bu evin pen cereleri kapal, perdeleri inik dururdu. Ama gece olur ol maz antresinde beyaz bir k yanard. Bu, sabaha kadar yanan bir madenci lmbasnn idi. Birinci kattan daima ark ve laterna sesleri gelirdi. Genlerin ve sefahate d kn olanlarn aznda Terdik'in getirtmi olduu kadnlarn adlar dolayordu. lk zamanlar yalnz drt tane idiler. rma, iona, Frida, Aranka. Her cuma Yulkina'nn kzlar m, iki payton ile haftalk muayeneleri iin hastaneye giderken grmek mmknd. Yzlerini krmz ve beyaza boyuyor... apkalarna iekler takyor, ellerinde etraflar volanlarla ssi uzun emsiyeler tayorlard. Bu paytonlar geerken kasabann kadnlar, kzlarn hemen muhafaza altna alyor ve yzlerinde utan, tiksinti ve acmayla kark bir ifade ile balarn baka tarafa eviriyorlard. Demiryolunun ya plmasyla para ve ii akn da balaynca, kadnlarn say s da artmt. Terdik, eski Mslman konann yanma planl yeni bir bina yaptrmt. Damnda krmz kiremitler vard ve t uzaktan grnyordu. Bu bina blkt. Bil gene! salon, bir Extra - Zimmer, bir de Offiziers Salon (subay salonu) vard. Bu salonlarn fiyatlar da mteri leri de baka baka idi. Vaktiyle Zaria'nn meyhanesinde ve daha sonralar Lotlka'da ienlerin oullar ve torunlar kazandklar ya da miras yedikleri paralar imdi gelip ka saballarn Kavaklarn altnda dedikleri yerde yiyorlar d. Orada bol para yeniyor, kaba akalar yaplyor, bol bol iiliyor, santimantal dramlar oynanyor, bazen de byk kavgalar oluyordu. Bir ok kiinin veya ailenin felketi de oradan kk alyordu denilebilir. Gecenin ilk saatlerini Kavaklar altnda geirdikten sonra imdi serinlemek zere Kapiya'ya gelen'sarho gru-

331 bunun en nemli kiisi, Nikola Petsikoza adl iyi yrekli, salak bir genti. Zengin ocuklar ona iirir, sonra da onun la istedikleri gibi elenirlerdi. Kapiya'ya gelmeden, bir s re kprnn korkuluu nnde durdular. Grlt, sarho kavgalar duyuluyordu. Petsikoza, korkuluun stned, kp rnn sonuna kadar yryeceini iddia ediyordu ve iki lit re arabna bahse giriyordu. Pazarlk bitince delikanl kor kulua kt ve kollarn aarak yrmeye balad. htiyatla, bir ayan tekinin nne atarak bir uyur gezer gibi iler liyordu. Kapiya'ya gelince ge vakte kadar orada kalan iki genci grd. Onlara bir ey sylemedi, ama ark sy leyerek ve sarho gibi sendeleyerek tehlikeli yoluna de vam etti. Neeli arkadalar da arkasndan geliyorlard. Ayn zayf nda kocaman glgesi kprnn stnde dans ediyor... ve kar korkulukta krlyordu. Sarholar, aptal ca szler ve lgn barmaiar iinde grltyle getiler. Orada oturan iki gen de sessizce yerinden kalkt ve se lamlamadan her biri deiik ynlerdeki evinin yolunu tuttu. Glasinanin Drina'nn sol kysndaki karanlklar iinde gzden kayboldu. Evinin bulunduu Okoite'ye kan yo la oradan gidiliyordu. Stikovi ar admlarla ters yndeki ar meydanna doru yolland. Kararsz yryordu. Kasabadan daha serin ve daha aydnlk olan bir yerden ayrlmak istemiyordu. Kp rnn korkuluunun nnde biraz durdu. Bir eye dokun mak... bir yere dayanmak ihtiyacn hissediyordu. Ay, Vidovo tepesinin ardnda batmt. Delikanl kp rnn sonundaki korkulua dayanarak ehrin tek tk k laryla byk glgelerini seyretti. Ordu Evinin iki pence resi aydnlkt, artk mzik sesi gelmiyordu. Belki orada mutsuz ift, doktorla Albayn kars, aktan... mzikten... ve aralarnda bir trl badap skna varamayan aln ya zlarndan konuuyorlard.

- 332 Kprde, bulunduu yerde, Lotlka'da da bir pencerenin aydnlk olduunu grd. Kprnn iki yanndaki aydnlk pencerelere sanki bekledii bir ey varm gibi bakt. Yor gun ve mahzundu. Bul lgn Petsikoza'nn tehlikeli gezi si, birden gzlerinin nnde bir ocukluk ansn canlan drmt. Kklnde, sisli bir k sabah okula giderken bo dur Tekgz'n ayn korkuluun stnde dans ediini sey retmiti. ocukluk anlar daima onda tedirginlik ve hzn yaratrd. Glasinanin'in insafsz ve ateli szleriyle yaratt o her eyin, herkesin stndeki ekici ve tehlikeil uu... sanki btn bykln kaybetmiti... Sanki imdi yk seklerden dm ve tekiler gibi o da karanlk toprakla rn stnde srnyordu. retmenle aralarnda gememe si gereken eyler ona ayrca znt verdii gibi (sanki onun adna bir bakas hareket etmiti) zayf ve hatal bul duu makaleleri de rahatn karyordu. (Sanki isteine kar onlar da bir bakas yazp imzalamt). Glasinanin'in syledikleri de ona imdi kin, fke, ha karet ve tehdit dolu szler gibi geliyordu. Birden rperdi. Bu hem rmaktan ykselen serinlikten, hem de t iten gelen bir rperiti. Kendine gelir gibi oldu. Ancak o zaman Ordu Evindeki aydnlk pencerelerin de kararm olduunu grd. Bina dan son mteriler kyor, karanlklarn iinden uzun klnlan akrts, grltl ve sahte kelimelerin yanklan geliyordu. Delikanl istemeye istemeye duvardan ayrld. Otelde ki aydnlk pencereye, uyuyan kasabann bu son na bir kez daha bakt ve ar admlarla yukarda... meydandaki fakir evine doru yolland.

XX O gece kasabada, son hayat belirtisi gibi kalan biri cik aydnlk pencere, otelin birinci katnda, Lotika'mn oda sndaki o kk pencere idi. Bu gece de Lotika, her zaman ki gibi, st kalabalk kk masann nnde oturuyordu. Tpk bundan yirmi ksur yl nce otelin kalabalndan ve gelip gideninden bir saniye olsun kurtulabilmek iin bu kk odaya snd gibi. Yalnz bu gece aas karan lk ve sessizdi. Daha saat ona doru Lotika odasna ekilip yatmaya hazrland. Ama, yataa girmeden rmaktan gelen serinli i iine ekmek iin bir kere daha pencereye gitti ve kp rnn, hafif br ay nn aydnlatt, sonuncu kemerine, penceresinin hep ayn ve ebed manzarasna bakt. O sra da eski bir hesap aklna geldi, onu aramak zere masasna oturdu. Senetleri, hesap pusulalarn bir kere kartrmaya balaynca, vaktini de, uyku ihtiyacn da unuttu. ki saat ten fazla masann banda kald. Gece yarsn oktan gemiti. Ama artk Lotika'mn uykusu kamt. Birbiri pei sra saylar sralyor... sabi teler eviriyordu. Lotika yorgundu. Gndzleri iine bakar, sohbet eder ken hl canl, evik ve konukand ama geceleri bir kere yalnz kald m... yllarn ve yorgunluunun btn ykn duymaya balyordu. Lotika kmt. Eski gzelliinin yalnz izleri kalmt. Zayflam, yz sar bir renk bala mt... O parlak salar tepesinde seyrelmi, dileri... vak tiyle o dolu tanesi gibi sert ve prl prl dileri sararm, aralarnda boluklar meydana gelmiti. Her zaman prl p rl yanan siyah gzlerinde imdi sert, bazan da hznl bir anlatm vard. Lotika yorgundu. Ama bu... vaktiyle byk bir kazan ve byk bir almadan sonra biraz dinlenip gn! rahat lna kavuabilmek iin onu bu odaya koturan o tatl yor-

gunluk deildi. Artk ihtiyarlk gelmi, zor gnler de ba lamt. Onu kelimelerle anlatmaktan, kendine bile aklamak tan cizdi ama, zamann bozulduunu her admda hissedi yordu. Hele sadece kazancn ve ailesinin iyiliini dnen bir insan iin... Otuz yl nce Bosna'ya gelip ie balad zaman... hayat ona topyekn bir i gibi grnmt. Her ey onun istedii yolda gidiyordu. i de, ailesi de... herey ve herkes yerli yerinde idi. Ve herkes iin de yer var d. Her eyin stnde de bir kanun, bir dzen egemendi. Sert bir kanunla yerlemi bir dzen!.. te Lotika'ya dn ya byle grnmt. Ama imdi her eyin yeri deimi... hepsi alt st olmutu. nsanlar sanki sebepsiz ve mantkszca birbirine d man oluyor, birbirlerinden ayrlyorlard. Kazan ve kayp kanunu, insanlarn davranlarn daima idare eden o hari kulade kanun artk geersiz kalma benziyordu. nk bir sr insan, anlamsz ve maksatsz bir sr ey sylyor ve yapyordu. Bunlardan felket ve zarardan baka ne ge lebilirdi? Hayat knklanyor, dalp dklyordu. Bugnk kuaklar daha ok hayatla deil de, hayat zerine grle riyle meguld. Bu anlalmaz sama bir eydi ama byle idi. Onun iin de hayat deerini kaybediyor... kelimelerle harcanp gidiyordu. Lotika bunu aka gryor ve her an duyuyordu. Eskiden gzlerinin nnde neeli bir koyun srs gibi kaynaan iler imdi durulmu... arlamt. Tpk Yahudi mezarlndaki kocaman mezar talar gibi cansz yatyordu. Otel on yldan beridir iyi ilemiyordu. Kasabann ev resindeki ormanlar kesmilerdi. Balta sesleri ile birlikte oten en iyi mterileri, kazanlar da uzaklayordu. Terdik denilen o di, utanmaz ve kstah herif, Kavak lar altndaki Evini am. Lotika'mn birok mterisini

335 ekmiti. nk ne kadar para verirlerse versinler Lotika' mn otelinde byle eyler bulamazlard. Lotika bu ayp ve irkin rekabetle uzun zaman mca dele etmiti... Artk dnyann sonu geldiini... ne dzen, ne kanun kaldn, hayatn namusluca kazanmann mm kn olmadn tekrarlayp duruyordu. lk zamanlar, bir kez hrsndan, Terdik'i muhebbet tellll ile sulamt. O da ikyet ettiinden namusuna hakaret suu ile mahkm olan Lotika para cezas demek zorunda kalmt. Bugn de ona ayn ad veriyordu. Yalnz kimin nnde konutuuna dikkat ediyordu. Yeni Ordu Evinin de bir lokantas, zengin bir arap mahzeni, itibarl yabanclarn gelip yattklar temiz odalar vard. Gustav; o kurnaz, sessiz, ama becerikli ve sadk Gustav bile bunca yl sonra Lotika'dan ayrlarak, ehrin ortasnda tam ticaret yerinde bir kahve am, onun yar dmcs iken vicdansz bir rakibi oluvermiti. Grdmz gibi, son yllar iinde kasabada alan Koro topluluklarnn ve eitli Okuma Salonlarnn da kahveleri vard ve bir sr de mteri topluyorlard. Artk byk salonda o eski canllk kalmamt. Extra Zimmer'de ise durum daha da kt idi... Sadece birka bekr memur gelip yemek yiyor, gazete okuyor ve kahve iiyordu. Her gn leden sonra Ali Bey Pasi bir kere urar d. Lotika'mn o ateli ve az konuan genlik dostu! Sz leri ve davranlar yine her zamanki gibi ekingen ve l l idi. Daima derli toplu idi. stne bana yine eskisi gibi zeniyordu. Yalnz davranlar arlam ve salar aarmt. Yllardan beri ektii eker hastl yznden ona sakkarinli kahve piiriyorlardi. Sakin sakin sigarasn ier ve her zamanki gibi Lotika'mn anlatt eyleri dinler di. Saati gelince kalkar ve yine sessiz, sakin Tsrnia'daki evine dnerdi.

336 Lotika'mn komusu zengin Pavle Rankovi de her gn gelirdi. Mill kyafetinden oktan vazgemiti. Artk vcu da skca oturmu bir ehir kostm giyiyordu. Yalnz kr mz, yass fesini karmamt. Hl, gs kolal, yakas sert gmlekler giyiyor ve kol kapaklarna saylar yazyor du. Viegrad'n ticaret dnyasnda birinci yeri alal ok ol mutu. Durumu adamakll dzelmiti. Bununla birlikte o da baz glkelr ve endielerle karlamakta idi. Vakti hali yerinde olan btn yallar gibi o da, yeni yaay biimi, yeni dnce akm, yeni dnceler ve deyimler karsnda aryordu. O... bunlarn hepsini bir kelime ile adlandryordu: Politika!... te onu rahatsz eden, si nirlendiren de bu idi. Bunca yllk almalardan, tutum dan ve gnl tokluundan sonra tam huzur ve rahata ka vuaca zaman hayat zehirliyorlard. Vatandalarn oun luundan ayrlmak istemiyordu. Ama grnte olsun ba r ve huzur iinde yaamak istedii otoritelerle de bo zumak istemiyordu. Bu da g, hemen hemen imknsz bir eydi. Kendi oullaryla bile iyice anlaamyordu. Onlar da teki genler gibi artc ve anlalmaz bu luyordu. (Buna ramen zorunluktan ya da zaaftan genle re uyan yallar da oktu). Bu genlik, dnyas, davran ve hareketyile ona si bir genlik gibi geliyordu... Sanki hayat bu haliyle yaanmaya demen gryor... ve dada ki bir haydutun hayatn bile ondan iyi buluyordu. Bu gen lik ne sylediine dikkat ediyor, ne yaptnn farkna va ryor, ne harcadn hesaplyor, ne de kendi iiyle ura yordu. Onun nereden geldiini dnmeden ekmeini yi yor, sdece konuuyor, konuuyor... konuuyordu. Pavle'nin, oullaryla att zaman syledii gibi yldzlara havlyorlard. Sonu gelmeyen bu dnceler, bu lsz konuma lar, bu her eit hesaba dman hesapsz hayat, onu...

337 onun gibi btn hayat hesap etmek ve o hesaba gre ya amakla gemi bir adam umutsuzlua srklyordu. Onlar 'dinledii ve onlara brakt zaman iini bir znt kaplyordu.~Bank[ o ihtiyatsz ve hava davranlariyle onun gznde en kutslafenJeerli bir eye, hayatn temellerine dokunuyorlard. ini rahat ettirecek, onu inan dracak aklamalar yapmalarn isteyince de marur ve k mseyen bir tavrla birtakm anlamsz kelimeler sral yorlard: Bamsz, gelecek, tarih, bilim, eref, byklk gibi. Bu mecazi szleri iittike tyleri rperiyordu... Oy sa oturup Lotika ile bir kahve imek houna gidiyordu. Onunla iler ve olaylar zerinde konuabilirdi. Politikadan ve bir ey anlalmayan o tehlikeli byk szlerden uzak, rahat rahat konuabilirdi. Konuurken ou zaman eline bir kk kalem alrd. (Bu 25 yl nceki kalemi deil ama yine onun kadar kk ve parlakt) ve sylenenleri say larn o yanltmaz lsne vururdu. Kimi zaman Lotika ile, kiileri belki de oktan lm olan eski bir olay, ya da eski bir arky anarlard. Sonra Pavle iki kat zgn bir hal de karya geer, ardaki dkknna gider, Lotika da zn tl ve hesaplar ile babaa kalrd. Lotika'mn yatrmlar da otelinden daha iyi bir durum da deildi. galin ilk yllarnda herhangi bir iin hisse se nedini almak, iyi bir yatrm yapmak demekti. O zaman sadece ne kadar para getirecei dnlrd. Ama o za man otel daha yeni almt. Ve Lotika'mn yeteri kadar paras olmad gibi henz kredisi de yoktu. Kredi ve pa ra sahibi olunca da piyasann durumu deimiti. XIX. yzyln sonlarnda ve XX. yzyln balarndaki a deiiklii krizleri en ok Avusturya - Macaristan mparatorluu'nu sarsmt. Lotika'mn hisse senetleri rzgr daki toz zerreleri gibi dans ediyordu. Her pazar (Le MerDrina Kprs F./22

cure Viennois) gazetesinin borsa stunlarn! okurken hrsndan alard. O ada henz iyi ileyen otelin btn geliri bu deerlerin dnden meydana gelen^rg kapatmaya yetmiyordu. O sralarda tam iki yj_sferf bir sinir krizi ge irmiti. Ne konuulanJaxi--TTtyoT, ne de kendi syledikle rinin farkna varyordu, nsanlarn yzne bakyor ama on lar grmyor, sadece Mercure gazetesinin kk stun larn gryordu. O srada piyango biletleri de almaya ba lamt. Madem k her ey rastlant ve ans eseri idi... yle ise sonuna kadar oynayalm!., diyordu. Her lkenin o zamanki byk piyangolarna katlyordu. Hatta bir sefe rinde spanyol piyangosunun Noel biletinin drtte birini al may bile baarmt. Byk ikramiyesi 15 milyon Peeta idi. ekili srasnda heyecandan tirtir titriyor, kazanan numaralar okuduka hrsndan alyordu. Bir mucize ya ratmas ve byk ikramiyeyi kazanmas iin Allaha dua edi yordu. Ama bir ey kazanamyordu. Yedi yl nce Lotika'mn enitesi Tsaler, iki emekli ile ortaklaa, kasabada bir Modern st dkkn amt. Yatrlan sermayenin bete n Lotika vermiti. Bu ie byk umut balamlard. Kazanacaklarna ylesine gve niyorlard ki... Sermayedarlarn, ilk baarlardan sonra ka sabadan, hatta belki de Bosna'dan bile ayrlabileceklerini dnyordu. Messese henz kritik anlarn yaarken igal krizi or taya km, yeni sermaye bulmak umutlar da suya d mt... Snra yakn olan bu blgelerde gven ylesine azalmt ki, yatrlan sermaye bile erimeye balamt. ir ket \k[ yl sonra tasfiye olundu. Sermaye tamamlyle eri miti. Lotika en salam, en gvendii hisse senetlerini, Saray - Bosna bira fabrikasyle Tuzla'dak Solvay soda fab rikasnn hisse senetlerini de satmak zorunda kalmt. Aile skntlar da bu felketlerle paralel gidiyordu. Ma l felketlerin yansra aile kederleri de yer alyordu. Tsa-

339 ier'in kzlarndan irena, hi beklenmedik iyi br evlenme (drahomasn Lotika vermiti) yapmt ama byk kz IVna evde kalmt. Mianltlardan yana ans yardm etme mi, kk kardeinin dnnden sonra da bsbtn hrnlam, huysuz bir evde kalm kz haline gelmiti. O da hayat bir kat daha gletiriyordu. Hi bir zaman canl ve hareketli olmayan Tsaler bs btn arlam, kararsz olmutu. Evde durgun ve dilsiz bir misafir gibi yayordu. Debora hastalkl ve ya ilerle mi lomasna ramen, bir ocuk dourmutu. Bu ocuk g byyordu ve sakatt. On yama geldii halde ne ayakta durabiliyor, ne de konuabiliyordu. Tuhaf sesler kararak evin iinde emekliyordu. Ama bu mutsuz ocuk ok iyi yrekli ve sokulgand. Anasndan ok sevdii teyzesinin eteine yle bir yapyordu k, Lotika ilerine ve znt lerine bakmadan onunla urayor, onu yatryor, giydiri yor, uyutuyordu. Bu yarm ocuu grdke her gn yrei szlyordu. lerinin iyi gitmediine ve onu Vlyana'ya g trp byk doktorlara gsteremediine, bir hastaneye ya tramadna ok zlyordu. Sadece hayr ilemek, dua etmek ve Allann takdirini kazanmakla ya da bir mucize ile fellilerin iyi olamayacan dndke kahroluyordu. Lotika'mn koruduu Galyallara gelince: O kazan yllarnda okuttuu, evlendirdii bu kiiler de ona ayr bir znt kayna oluyordu. lerinde aile kurmu, iini geli tirmi ve zengin olmu kiiler vard. Lotika onlardan d zenli olarak haber alyordu. Tebrikler, minnettarlk duygulariyle dolu mektuplar yazyorlar ve ailelerinden haber ve riyorlard. Ama hayata atlmalarna yardm ettii, okuttu u, ie yerletirdii bu Apfelmayerier, Galiya'da doup yetien yeni fakir akrabalara yardm etmiyor, yabanc e hirlere yerlemi sadece kendilerini ve ocuklarn dn yorlard. Sanki btn baar istekleri alp didinmeleri... doup bydkleri ve Allahn nayetlerlyle kurtulduklar

340 Tarnovo ile o fakir ve dar evreyi unutmak, tamamiyle ha trdan silmek iindi. Lotika ise artk bu zavalllara yardm etmek iin bir bana para yetitiremiyordu. Kendinden bir kimsenin Tarnovo'da... O ok yakndan bildii ve mr boyunca mca dele ettii yz kzartc cehalet ve sefalet iinde srnd n dndke kalbinin szlamad bir gn yoktu. Ha yata atlmalarna yardm ettii kiiler arasnda da ikyet ler eksik deildi. lerinden en iyileri byk baarlar ka zanp umut verdikten sonra ya yanl bir adm atm ya da sonlarn getirememilerdi. Lotika'mn yardm ve tevikiyle Viyana'da Konservatuvar bitirip yetenekli bir piyanist olan yeenlerinden biri, en parlak ve hretli zamannda kendini zehirlemi, sebe bi de hi bilinmemiti. Yine yeenlerinden btn ailenin nd bir ocuk olan Albert, liseyi, sonra da Faklteyi parlak olarak bitirdikten sonra, srf yahudi olduundan ne kraliyet diplomas, ne de imparatorluk halkas alabilmiti. Oysa Lotika onu en azndan Viyana'da veya Lwow'da nl bir avukat olarak tahayyl etmiti. (Musev olduundan Lo tika'mn istedii gibi yksek bir memurlua giremezdi) ama hayalinde onu parlak bir avukat olarak grmekle de yapt fedakrln mkfatn alm olacakt. Ama onu byk bir hayal krkl bekliyordu. Gen hukuk doktoru gaze teci olmu, sonra da Sosyalist Partisi'ne girmiti. stelik de Viyana'daki 1906 genel grevinde kendisinden szettiren arlar kanadnda yer almt. Baehri temizlemek iin yabanclarn ve bozguncula rn uzaklatrlmasna karar verilince: nl fesatlardan Yahudi doktor Apfelmayer de 20 gnlk bir hapis cezas yedikten sonra ehir d edilmiti. Bunu Lotika kendi gz leriyle Viyana gazetelerinde okumutu. B u . . . Viegrad dilince haydut oldu demekti. Birka ay sonra sevgili Albert'-

341 inden Buenos Aires'ten bir mektup geldi. Oraya g edip yerlemiti. Bu felket gnlerinde kendi kk odasnda bile huzu ra kavuamyordu. Mektup elinde doru ablasna ve eni tesine komu ve lgn gibi ablasnn stne atlarak ba rmt: Ne olacaz... sorarm sana... ne olacaz?.. Kimse kendi bana kalknamyor, yryemiyor. Kolundan tutma dnz m hemen dyor. Sonumuz ne olacak? Lnetli bir milletiz!.. Hepsi bundan ibaret... Zavall Debora nohut tanesi gibi yalar dkerek Loti ka'mn sorularna: Gott!.. Gott!.. Gott!.. diye cevap veriyordu. Baka ne syleyebilirdi? Lotika bile bu sorularn cevabn vere. miyordu. Sadece, ellerini kavuturuyor, Debora gibi a layarak deil, ama korku, keder ve umutsuzlukla gzlerini havaya kaldryordu: Sosyalist olmu, So-sia-Iist... Sanki Yahudi olmak yetmiyormu gibi... stelik bir de bu!.. Hey byk Allahm! Biricik Allahm!.. Sana ne yaptm ki beni byle cezalan dryorsun?.. Sosyalist!., diye sylendi. Albert'e, bir lnn arkasndan alar gibi alad ve bir daha adn azna almad. yl sonra yine yeeni... Albert'in kzkardei Pete'de parlak bir evlenme yapt. Lo tika gen kzn eyiziyle megul olduktan maada, ocuk larndan ve lekesiz bir din gelenekten baka bir zenginlii olmayan Tarnovva'l Apfelmayer'ler arasnda bu dnn yaratt manev bunalm yattrmakta da en byk rol oynad. Bu yeeninin evlenmek zorunda olduu adam ok zengin bir borsac id. aYlnz Valvinst bir Hristiyand. Ve gen kzn da Hristiyan olmasn art komutu. Aile buna raz olmuyordu. Ama Lotika ailenin karn'dndn den bu kadar ok volta vurup yolunu armamasna imkn olmadn ve herkesin selmeti namna ykn bir ksmn

342 denize atmak gerektiini sylyordu. Gen kzn tarafn tuttu ve nihayet onun sz stn geldi. Gen kz vaftiz ol du ve evlendiler. Lotika, bu damadn yardm ile yetimi olan yeenlerinden hi olmazsa birini Pete'nin i evresi ne yerletirebileceini umuyordu. Ama talihsizlie bakn ki, bu zengin damat evlendikten bir yl sonra ld. Bu fel ket gen kadnn aklna dokundu. Aylar getikten sonra bile... Sakin delilikten baka bir ey olmayan hastalkl zntsyle Pete'deki evinde kapal yayordu. Zengin bir biimde denmi olan apartmannn her yerine siyah ku malar kaplamt. Her gn dzenli olarak kocasnn meza rna gidip baucunda oturuyor ve ona yava sesle o gnk borsa haberlerinin listesini okuyordu. Onu bundan ve uyu ukluundan vazgeirmeye alanlara yumuak ve tatl bir sesle: Kocasnn bunu her eyden ok sevdiini bunun ona tatl bir mzik gibi geldiini iddia ediyordu. te bu kk odada br ok insann kaderi toplanm, Lotika'mn o dall budakl ve ok nemli muhasebesinden bir ok hesap silinmi ama alma prensibi hep ayn kal. mt. Lotika yorgundu ama cesaretini kaybetmemiti. Her baarszlktan, her kayptan sonra dilerini skyor, tekrar mcadeleye atlyordu. Son yllarda abalar hep savun ma cephesinde kalmt. Ama gznn nnde hep ayn ama vard. Vaktiyle onu zenginletirip ykselten ayn inat la kendini savunuyordu. Otelde evin erkei, kasabann da Lotika teyzesi idi. Lotika, yorgun mu, deil mi, bunu kimse dnmyordu. Hl ondan bir yardm... bir t... hi deilse tatl bir sz bekleyen bir sr insan vard. Oysa Lotika gerekten yorgundu... Tahmin edilemeyecek kadar yorgun... O kadar k... yorgunluunun derecesini kendisi bile fark edemi yordu.

Duvardaki tahta saat biri aid. Lotika belini tutarak glkle doruldu. Kk tahta masann stndeki yeil lmbay dikkatle sndrd. Ve ihtiyar bir kadnn kk admlariyie, odasnda yalnz kald zaman yrd kesik admlarla gidip yatt. Karanlk, uyuyan ehrin stne tekdze br perde gi bi kapand.

XXI En sonunda 1914 yl, onunla birlikte de Drina'nn s tndeki kpr hikyesinin son yl geldi. O da, bundan n ceki yllar gibi, yeryznde olan her ey gibi ar ar gel di. Yalnz, dalgalar gibi yuvarlanan ve insana daima yeni, daima tuhaf gelen olaylarn byk grltsn de birlikte getirdi. Kprnn yanndaki kasabann stnden de nice yllar gemi, daha da nice yllar geecekti. Yln her eidini grm daha da her eidini grecekti ama 1914 yl daima onlardan ayr kalacakt. Ya da o yl yaam olanlar byle dnyorlard. Onlara yle geliyordu ki, yazlar ve syle nen her eye ramen, insanla zamann ve olaylarn altn da gizlenen alnyazs zerine neler grdn kimseye anlatamayacak veya anlatmaya dili varmayacaktr. Ynlar bir anda saran ve canllardan canszlara, on lardan da lkelere ve binalara yaylan o ortaklaa rpertiyi kim tarif edebilir? nsanlar sessiz ve hayvanca bir korkudan intihar l gnlna, en di ve kanl igdlerden di bir apulculuk tan, en soylu ve herkesi fedakrlklara srkleyen ve in san kendi gc stne bile kararak onu bir an iin baka kanunlarn egemen olduu baka dnyalarn yksek kre-

344 ferine uiatran o ortaklaa heyecan dalgas nasl anlatiabilirdi? Bunlar hibir zaman sylenemeyecek eylerdi. nk onlar grp sa kalanlarn dilleri tutulurdu. ller ise ko nuamazlard. Bunlar yle eylerdi ki sylenemez ama unutulurdu. Eer unutulmasa nasl tekrarlayabilirdi? 1914 yl yaznda, insanln kaderini idare eden efen diler, Avrupa'da yaayanlar genel bir oy hakk alanndan alp nceden hazrlanm olan genel sava arenas'na s rklerken, ilkin Avrupa'ya, sonra da btn dnyaya bulaa cak olan bir hastaln ilk belirtisi Viegrad'da grld. nsanlk, tarihin iki an birletiren bir zamana rast lyordu. Balamak zere olan adan ok, kapanmak zere olan an sonu daha ak grlyordu. O ada hl zu lm ve iddeti haki gsterecek nedenler aranyor ve bun lara, gemi yzyllarn sz hazinelerinden bir ad bulma ya alyorlard. Her geen olayda henz bir yenilik ekici lii, onurlu bir grn vard. Bu tarihe smayan, geici ve korkun ekicilik sonradan ylesine kayboldu ki, onu kuvvetle duymu olanlar bile hatrlayamaz oldular. Bunlar sadece geerken andmz eylerdir. Onu ancak gelecek an airleri ve bilginleri inceleyecek... bizim bilmedii miz zgrlk ve tarafszca yorumlayp canlandracaklardr. Belki o acayip yllar aklamay da baaracak ve onun dn ya tarihinde, insanln gelimesinde alaca yeri belirte ceklerdir. Burada, bu kitapta bizim iin o, hereyden nce Drina'nm stndeki kprye uursuzluk getiren yldr. 1914 ylnn yaz, burada yaam olanlarn anlarnda, yaadklar en gzel ve en kl bir yaz olarak kalacaktr. Gerekten de o yaz ok gzel, ondan nceki yazlardan ok daha parlak balamt. Erikler uzun sreden beri g rlmemi bir bolluk ve gzellikte idi. Tahl, ok bereketli olacaa benziyordu. On yl sren bir sinirlilik ve sarsnt-

345 dan sonra her nedense herkes, sakin.ve gzel bir yl, bun dan nceki yllarn zarar ve ziyann bol bol karacak ve rimli bir yl bekliyordu, nsan zaafnn bu en ackl, en fec yan, phesiz ilerisini grmek yeteneinden yoksun olu udur. Allah vergisi bilgi, sanat ve istidatla taban tabana elien bir kabiliyetsizlik... Kimi zaman yle mstesna yllar olur ki! (bu yl olduu gibi...) gnein scaklyla topran rutubeti en uygun bir gcn altnda bereketini dkmek ihtiyac ile titrer. Toprak ier, iinde hayatla ilgili her ne varsa yeerir, tomurcuk lanr... Yzlerce yaprak ve iek verir. Bu bereket solu unun, her toprak izinden ve kmesinden lk bir buhar gibi ykselip titredii grlr. Keiler ve inekler, dolgun ve ikin memeleri yznden art bacaklarn ayrarak yrr ve bu onlara salna salna bir yry verir. Her yaz banda Rzav'da srler halinde inen tatl su kefaileri ylesine bol akn eder ki... ocuklar onlar s yerlerde kovalarla top layarak kyya atarlar. Kprnn gzenekli ta yumuar ve sanki canl imi gibi topraktan taan bereketin gc ile ier, bu bereket neeli, uurlu bir eyyam bahur gibi ka sabann stn kaplar ve onun altnda herey abucak so luk alr ve daha byk bir gle byr. Viegrad vadisinde byle yazlara sk sk rastlanmaz. Ama byle bir yaz geldi m de, halk geirdii kt gn lerin hepsini unutur. Gelecek felketleri dnmez ve ze rine tanrsal bir bereket yaan bu vadinin kat glen mi olan hayatn yaar. nk kendisi de rutubetin, sca n ve taan hayat znn, bu gl oyunun br parasdr. Her zaman bir yaknma konusu bulan kyl bile yln iyi baladn kabul eder. Yalnz her umut verici sze: Eer byle giderse... cmlesini eklemeyi unutmaz. ardaki tccarlar da balar nlerinde, tpk ieklerin koynuna da lan bal ve yabanarlar gibi tutkuyla ilerine dalarak henz

346 iek halindeki eriklerle, baak halindeki budaya fiyat bi mek iin ehrin evresindeki kylere dalrlar. Bu kurnaz mteri bolluundan ve bu grlmemi be reketten akna dnen kyl, meyvalarn arl ile ei len aalarn altnda ya da dalgalanan tarlann yan ban da durur ve zahmet edip ayana kadar gelen ehirliye kar son derece ihtiyatl ve ekingen davranr. Bu ihtiyat ve ekingenlik, yzne gergin ve endieli bir anlatm verir. Bu da ktlk yllarnda kyllerin yzn kaplayan h zn maskesinden pek farkl deildir. Daha nemli ve tannm olan tccarlarn ayana ky l gider. Pazar kurulduu gnler, Pavle'nin dkkn para ya ihtiyac olan kyllerle dolar, Santo Papo'nun dkkn da ayn durumdadr. nk Vivegrad'n en hatr saylan yahudisidir. (Kasabada oktan beri bankalar bulunduu ve rehin karl kredi almak kabil olduu halde, kyller, he le yallar yine eski biimde borlanmay... babalarnn da vaktiyle borland zenginlerden hem mal, hem de para almay tercih ediyorlard.) Santo'nun dkkn, Viegrad arsnn en salam ve en yksek maazalarndan biri idi. Sert bir tatan yapl mt. Duvarlar kaln, yerleri ta denmiti. Kaplar ve kepenkleri oyma demirliydi. Dar uzun pencerelerinde sk ve kaln parmaklklar vard. Dkknn n taraf maaza blm idi. Duvarlarnda, tahta geni raflar gze arpyordu. stleri emaye mutfak takmlar ile dolu idi. Tavan ok yksekti... ylesine yk sekti ki... karanlklarda kaybolan bu tavanlara astklar ha fif eyalar salkm salkm sarkyordu. Uzun tezghn yann da stste ylm imento, ivi, al kasalar duruyordu. Renk renk ibrikler... kazmalar, krekler... sapsz kazmalar, tellerin zerinde ar bir kolye gibi sallanyordu. Keler de, gaz, boya, neft ya ve cil tenekeleri bulunuyordu. Bu dkkn yazn ortasnda bile serin, le vakti bile glgeli idi.

347 Ama, mallarn byk bir ksm, maazann arkasndaki depoda duruyordu. Oraya, alak bir demir kapdan giriliyor du. Ar eyalarn hepsi orada idi. Mesel demir sobalar gibi. Ondan baka kiriler, manivelalar... byk abalar ve eitli eyalar da vard. Hepsi de yle bir biimde stste ylmt K . . . 3 ! ' 8 [arnda ancak dar bir geit kalmt... Tpk ki duvar arasndan geer gibi. Buras sonsuz karan lklarla kapl id. Fenersiz oraya girilemezdi. Kaln duvarlardan, ta demeden ve stste ylm demir eyadan etrafa yle souk bir hava yaylyordu ki, onu hi bir ey datamaz ve- stamaz. Bu hava birka yl iinde, canl, krmz yanakl raklar, az konuan soluk benizli, i suratl ama becerikli ve mr boyunca tutum lu kalan bir tccar kalfas yapyordu. phesiz bu, patron kuaklar iin de ayn lde zararl ve acl idi, ama ayn zamanda malsahibi olmak duygusunu ve kazan hevesein verdii, zenginlik kayna olduu iin onlara tatl ve deer li geliyordu. u anda karanlk ve souk maazadan, Vertheim markasn tayan kasann yannda, bir masann nn de oturan adam, bundan otuz yl nce: Tekgz bir Rhum!.. Diye baran o ii iine smayan canl Santo'ya hi benzemiyordu. Yllar ve dkknda almak onu tamamiyle deitirmiti. Arlam, imanlamt. Rengi solmu, gzlerinin altndaki siyah halkalar yanaklarnn, yarsna kadar inmiti. Gzleri iyi grmyordu. Maden ereveli kaln caml gzlklerinin altndan bakan kocaman alm gzlerine sert bir anlatm gelmiti. Hl kiraz rengi br fes giyiyordu. Eski Trk klnn son kalnts idi bu. Seksen yan akn, ufak tefek bir ihtiyar olan baba s Mento Papo hl dinti. Yalnz gzleri ona ihanet etmi ti Hava gneli olunca dkkna gelir... Kaln camlarn altndan eriyecekmi izlenimini veren ve sulanan gzleriy le br kasann yannda oturan oluna, bir de tezghn ba-

348 nda oturan torununa bakar, maazann havasn iine e ker ve sa eliyle torununun olu olan on yandaki ocu un omuzuna dayanarak ar ar evine dnerdi. Santo'nun ou evli olan 6 kz ile be olu vard. B yk olu Rafo'nun yetikin ocuklar vard. O da maaza da babasna yardm ediyordu. Rafo'nun ocuklarndan biri, byk babasnn adn ta yan, Saray - Bosna'da liseye gidiyordu. Sekiz yanda iken okulunun akam teneffslerinde Zmaj'n (1) iirlerini mkemmel okuyan sar benizli miyop, clk bir ocuktu. Buna ramen iyi bir renci deildi. Ne Sinagog'a gitme sini, ne de babasna dkknda yardm etmesini severdi. Daima ya aktar olacan, ya da baka bir biimde hret yapacan sylerdi. Santo, olduka kirli ve yal olan, kenarlar alfabetik dzenle yaplm kocaman muhasebe defteri zerine eil miti... Yan banda bir kyl, bir ivi sandna ilimi oturuyordu. Bu Uzvanitse'li bro emalovi idi. Santo, bro'nun ona ne kadar borcu olduunu, imdi ona ne gibi artlarla ne kadar para verebileceini spanyolca hesapl yordu. Sinkuenta, sinkuenta ioo... Sinkuenta, ioo, sesionta o tres... Kyl sanki o son meteliine kadar ezbe re bildii, uykularn karan borcu hesaplamyormu da bir sihirbazlk yapyormu gibi ona endie ve merakla ba kyordu. Santo hesabn bitirip borcun miktarn ve faizin tutarn syleyince kyl yavaa: Tamam m acaba? diye mrldand. Maksad kendi zihn hesabyla karlatrmak iin vakit kazanmakt. Santo bu gibi durumlar iin hazrlad forml kullanarak: Tamamdr. braga... Baka trl olamaz, dedi.
(1) Zmaj: van vani Zmaj (1883-1904). Tannm Srp mill airi. zellikle ocuklar iin manzumeler yazmtr.

349 Borcun miktan zerinde byle dosta anlatktan son ra kyl tekrar bor istedi. Santo da imknlar ve artlar zerine aklamalar yapt. Ama bu byle abucak olmad. lkin aralarnda uzun bir konuma geti. Bu, en kk ay rntlarna kadar yine bir hasat zaman, bro'nun babasiyle Santo'nun babas arasnda geen konumann tpks idi. Bir ey anlatmayan gereksiz ve anlamsz bir sz kalabal ndan sonra konuya geiliyordu. Bilmeden onlar dinleyen biri bu konumann borla ve para ile bir ilgisi olmadna nanrd. O an insann edindii izlenim bu idi. Santo: Erikler ok iyi... Meyva da hi bir hasat mevsimin de olmad kadar bol, dedi. oktan grlmeyen bir bol luk yl olacak... Kyl: Evet, dedi. Allaha kr rn fena deil... Allah isterse meyva da, ekin de bol olacak... Bunun tersi sy lenemez... Ama bakalm onlara ne fiyat verecekler... Ba parma ile kaba ketenden yeil akrnn dikiini svaz lyordu. Santo: Fiyatlar imdiden bilinmez... Se nonlar Viegrad'a getirince belli olur. Biilrsin ya, fiyat sahibinin elindedir derler. Kyl yine ekingenliini brakmayarak: Evet eer Allah onlar korur ve olgunlatrrsa... dedi. Elbette... Allah takdir etmedike ne bir ey alnr ve ne de ekilir. Allah nasip etmedike insan topra iste dii kadar ekip srsn... btn zahmetleri boa gider... Santo bunlar sylerken eliyle demet demet eitli eyann sarkt yksek ve karanlk tavan iaret ederek takdiri ilhinin geldii yeri... gkyzn gsteriyordu. bro iini ekerek:

350 Doru sylyorsun! dedi. Kul eker... diker ama b Ailah Azimann yannda hepsini suya atmak gibi bit eydir. nsan topra beller... Otlar ayklar, budar, temiz ler... Ama eer Allah ksmet etmemise... Hepsi nafile dir. Hi bir ey kr etmez... Ama Allah bol br rn ver mek isterse kimsenin eksii kalmaz. Ve insan borcunu de der. Yenisi de alr. Yeter ki Allah salk versin!.. Evet... Salk!.. Her eyin ba salktr. Salk gi bi var m? Zavall insanolu byledir ite... Ona her ey! ver, saln al... Hi bir ey vermedin demektir. Santo konumay tamamiyle bu yne evirmiti. Ky l de salk zerine dncelerini aklad. Hep genel, bi linen eylerdi. Bylece konuma bir sre, bir gevezelil" halinde srd. Ama tam uygun zaman gelince; sanki es ki bir treye uyuyormu gibi balad noktaya dnd. B sefer yeni borcun pazarlna giritiler. Borcun miktarn faizini, vdesini ve nasl deneceini tarttlar. Kh ate l ateli... Kh sknetle... Ama daima endie ile uzur uzun maksatlarn anlattlar. En sonunda anlap ilerin bitirdiler! O vakit Santo ayaa kalkarak cebinden br zin cre bal anahtarlarn kard. inden anahtar? ayrmadar para kasasn amaya balad. Kasa kn gcrdad. Ve a ar ald. Sonr btn kasalar gibi derin bir i eki ini andran maden bir sesie kapand. Kylye paralar birer birer sayd. Btn bunian biraz mahzun bir trenle ve byk bir dikkatle yapyordu. Sonra daha byk ve ateli bir sesle: Nasl braga tamam m?.. Memnun oldun mu?., di ye sordu. Kyl yava sesle, dnceli bir tavrla cevap verdi Evet, saol!.. Haydi Allah kolaylk versin, iini rast getirsin. n ailah yine salkla ve dosta grmek nasip olur...

351 Torununa, gidip kardan yolun br tarafndaki kah veciden iki kahve getirmesini syledi. Biri ekerli, biri sade... Bir baka kyl de ayn i ve ayn hesaplar iin kap nn nnde bekliyordu. Bu kyllerle, hasat ve rn zeri ne tahminlerle birlikte mstesna bir yln ar ve scak ha vas da Santo'nun dkknnn en karanlk kelerine kadar szld. Bu hava yeil elik kasann stn bile buulan drd. Santo yumuak, san ve yal boynunun etrafndaki gmlein yakasn ahadet parma ile at ve mendiliyle buulanan gzlk camlarn sildi. te yaz byle balamt. Ama yine de yazn daha balarnda, geici bir endie ve keder glgesi belirdi. lkbaharn ilk gnlerinde Uvats'ta, eski Osmanl - Avusturya, Yeni Srp - Avusturya snr stndeki kk bir bucakta, bir tifs salgn ba gster di. Bu yer tam snrda olduu ve jandarma klalarnda da iki vak'a grld iin Viegrad'n asker doktoru, doktor Bala, yannda bir hastabakc ve gerekli illarla Uvats'a geldi... Kararl ve becerikli bir adam olduundan hastalan hemen ayrd, gerekli tedbirleri ald. Ve bakmlaryla, biz zat kendisi urat. Bylece 15 hastadan yalnz ikisi ld. Salgn da ileri gitmedi ve n alnm oldu. Ama son hastalanan Dr. Bala'n kendisi oldu. Hasta l aldnn anlalmamas, hastalnn ksal, beklen medik ihtiitlar yapmas ve ni lm, btn bunlar ms tesna bir faciann izlerini tayordu. Bulama tehlikesi olduundan doktoru Uvats'a gmd ler... Cenazesinde Madam Bauer ile kocas ve birka su bay geldi. Mezarna kaba tatan bir ant konmas iin Ma dam Bauer para verdi. Olaydan sonra da hemen, hem eh ri ,hem kocasn brakt. Viegrad'da, Viyana yaknlarnda bir sanatoryuma girdii sylentileri dolat. Daha dorusu bu... ehrin gen kzlar arasnda fslt halinde dolaan bir sylenti idi. nk kasabann yallar, bulamak teh-

352 likes geince, alnan tedbirler de ortadan kaldrlnca dol toru da, Albayn karsn da unuttular. Cahil ve tecrbesi olan kzlarmz Sanatoryumun ne demek olduunu bilmiyo lard. Ama ksa bir zaman nce doktorla Albayn karsn yapt gibi dadaki yollarda ve yokularda iki kiinin bas baa dolamasnn ne demek olduunu ok iyi biliyorlard Gen kzlar, aralarnda gizli konuur, mutsuz ift zerin< bu yabanc kelimeyi kullanrken Sanatoryum denilen ye ri, gzel ve gnahkr kadnlarn gayri meru aklarnn ke faretini demek iin kapandklar esrarl, hazin bir yer ole rak hayl ediyorlard. Mstesna bir gzellikte ve parlaklkta olan bu yas tarlalarn ve tepelerin stnde, ehrin evresinde byyo ve olgunlayordu. Akamlar orduevinin, kprnn yanr daki rmaa bakan pencereleri yine bir yaz nceki gibi ay dnlk ve ardna kadar akt. Ama artk keman ve piyan sesi duyulmuyordu. Yazn boucu scann ve itii arabn etkisiyle bu ram buram terleyen Albay Bauer, masasnda, yal subay iann ortasnda, saf ve gle yzyle oturuyordu. Kasabann delikanllar, scak gecede Kapiya'da otur mu ark sylyorlard. Haziran sonu yaklayor, her ya; gibi Liselilerin, niversitelilerin dnmeleri bekleniyordu Byle bir gecede Kapiya'da... nsana zaman durmu gib gelir. Oysa hareket iinde taan hayat... zengin, sonsu; ve kolay akar gider... Ve bunun ne kadar zaman byle s receini kimse kestiremez. Gecenin bu saatinde ana caddeler aydnlk iindedir nk ilkbahardan beri kasabaya elektrik gelmitir. Bir y nce kasabadan iki kilometre ilerde, rman kenarna elek trik gc ile ileyen bir kereste fabrikas kurulmutu. L den aalarnn talandan reine ve neftya karyorlar d. Fabrika belediye ile bir kontrat imzalamt. Bu kontra

353 gereince fabrikann elektrik santral ehrin sokaklarn ay dnlatacakt. Yeil fenerler de ilerindeki gaz lmbalar ile bylece ortadan kalkmt. Tabi onlarla birlikte, onlar temizleyen, yakan Uzun Ferhat da. ehir boyunca uzanan ana cadde kprden yeni mahalleye kadar puslu caml kocaman lm balarla aydnlanyordu. Oysa sada ve solda Bikavats'n etrafnda dolana dolana Meydan'a ve Okolite'ye kan ikinci derecedeki yollar kk ve baya ampullerle aydn lanmakta idi. Dzgnce sralanan bu klarn arasnda dzensiz gl geler gze arpyordu. Bunlar yokularn stnde kat kat uzanan byk bahelerle avlulard. Bu karanlk bahelerden birinde, retmen Zorka ile Nikolay Glasinanin babaa oturuyorlard. Bir yl nceki tatilde Stikovi geldii zaman aralarnda peyda olan so ukluk uzun zaman, yeni yln bana kadar srmt. te o zaman her k olduu gibi Srp Ocanda Aya Sava yortusu iin konser ve tiyatro hazrlklar balamt. Zorka le Glaninanin de bu hazrlklara yardm etmilerdi. Pro valardan dnerken geen yazdan beri ilk defa olarak konu mulard. nceleri bu konumalar ksa srm... marur ve ekingen bir hava iinde gemiti. Ama grmekten vazgememilerdi. nk genler en umutsuz ve ac ak kavgalarn bile iinde hibir ak oyunu ve dncesi bu lunmayan bir hayata ye bulurlar. Bu sonu gelmeyen kav galar srasnda... nasl olduunu kendileri de anlamadan barvermilerdi. imdi bu scak yaz gecelerinde srekli olarak buluuyorlard. Ara sra, orada bulunmayan Stikovi yznden tekrar sonusuz bir kavgaya tututuklar olu yordu ama... bu kavga onlar birbirlerinden ayrmyor...
Drina Kprs F./22

354 uzaklatrmyor.,, tam tersine, her kavgadan sonra bira; daha yaklayorlard. imdi scak karanlklar iinde, ihtiyar bir ceviz aa cmm kknde oturuyorlard. kisi de kendi dncesine dalm, aada, kasabada, biteviye bir grlt ile uulda yan rman kenarnda sralanan kkl bykl klara bakyorlard. Glasinanin az nce ok konutuu iin bir an sus mutu. Btn gece azn amayan Zorka da sessiz oturu yordu. Kadnlarn her eyden gl bulduklar ak znte rine daldklar zamanki gibi susuyordu. Bir yl nce, hem de bu gnlerde... Stikovi geldii zaman, nnde sonsuz bir mutluluk dnyasnn tam bit ahenk iinde birleen duygularn, isteklerin ve dncele rin bir p kadar tatl olduu, bir insan mr kadar uzun srd bir ak cennetinin aldn sanmt. Ama bu ha yali uzun srmemiti. Btn tecrbesizliine ve ak sar holuuna ramen, gen adamda ihtirasn abuk alev alp yine ayn abuklukla sndn farketmiti. O, srt kendini ilgilendiren bir kanuna boyun emi, ona nem bile vermemi, onu grlmeyen bir yara gibi szlayan bir aknlk iinde brakarak deta veda etmekten kp git miti...Ondan gelen mektup, ebed ustaln gsteren bir kompozisyon aheseri idi. Ama bir avukat dncesi gibi ll ve hesapl, bo bir cam kse gibi de saydam ve berrakt. Akarndan, sanki yz yllardan beri mezar larnda yatan anl ller gibi szediliyordu. Kzn, buna karlk olarak gnderdii iten gelen o ateli mektubuna da sadece bir kartla cevap vermiti. Bam dndren, bana huzur ve rahat vermeyen i lerim arasnda seni, rman grltsyle, grlmeyen bitkilerin kokusuyla dolu Viegrad'm sakin bir gecesi gi bi dnyorum, diyordu. Hepsi bu kadar.

355 Sularn mrltsyla grlmeyen bitkilerin kokusunu bouna hatrlamaya alt. Onun, aralarnda geen her e yi unuttuu gibi kendisi de belki bunlar unutmutu. Aldan dn ve aldatldn dndke fenalklar geiriyordu. Sonradan kendi kendine aklayamad bir eyle de avu nuyordu. Bir mucizeden daha g inanlr gibi bir eydi bu. O anlalmaz bir adamd. Souk, egoist ve kaprisli idi. Belki de mstesna yaradlta olan her insan byledir diye dnyordu. Ksacas, btn bu eylerden aktan ok acya benziyordu. dnyasndaki kntsnde, ruhunun derinliklerin de krlan eyden hissediyordu ki, onun uyandrd akn btn arl sadece kendi omuzlarna ykleniyor ve ger ek adn vermeye cesaret edemedii bir sis tabakas iin de uzaklarda kayboluyordu. Seven bir kadn... btn umut lan snse bile... akn, domas nasip olmayan bir ocuk gibi sever. ok ac ekmi, ama kendine hkim olabilmi ve ona cevap vermemiti. ki aylk bir susutan sonra bir kart daha gelmiti. Alplerin, yksek bir tepesinden yaz yordu: 2000 metrelik bir ykseklikte, etrafm eitli dil ler konuan kozmopolit bir halkla evrilmi... Ufkun ses sizliini seyrediyor, geen yaz ve seni dnyorum. Genliine ve tecrbesizliine ramen bu ona yetmi ti. Eer seni sevmedim, sevmiyorum..! ve hi de sevme yeceim! demi olsayd bundan daha ak konuamaz ve ona bundan fazla ac veremezdi. nk, sz konusu olan belirsiz uzak htralar, mektup yazd yerin ykseklii, etrafn eviren insanlarn dilleri deil, akt. Ama ite ak yoktu. Zorka ksz olduundan buradaki akrabalarnn evin de bymt. Saray-Bosna'da retmen okulunu bitirince oriu Viegrad'a tyin etmiler ve tekrar, hi bir hiss ba olmayan o zengin insanlarn yanna dnmt.

356 Zorka gitgide sarard... zayflad ve kendi iine ka pand. Kimseye derdini sylemedi. Noel yortusunda gn derdii karta da cevap vermedi. Bu da tekiler gibi kusur suz bir stille yazlm, ksa, souk bir kartt. ledii su un, aybn kefaretini, kimsenin avutmasna ve yardmna muhta olmadan kendi kendine demek istiyordu. Ama gen, cahil, tecrbesiz, zayf ve bitkindi. Yalanm duy gularn, ateli isteklerin ve kendi dncelerinin (Stikovi'in o insanlktan uzak, anlalmaz davranlar gibi) karmakark olan ana bsbtn taklp kalyordu. Birine derdini aabilse, bir akl danabilse. her halde rahatlard. Ama utana ona engel oluyordu. Zaten ona yle geliyordu ki, btn kasaba halk onun hayal krkln bi liyor, nlerinden geerken onu alayc ve insafsz baklariyle szyorlard. Ne kitaplar, ne insanlar ona her eyi aklayamadklar gibi, kendisi de bir ey aklayacak hal de deildi. Onu gerekten hi sevmediyse... bu komedi nin,, geen yaz onu kandrmak iin syledii o ateli sz lerin gerei ne idi Okul sralar stnde oynanan sahneye ne lzum vard? O sahneyi ki ancak ak mazur gsterebi lir... Onsuz, katlanlmaz bir hakaret, kklk olurdu. Byle bir oyunla gnln elendirecek... hem kendi ni, hem bakasn bu derecede alaltacak kadar saygsz insanlar da dnyada vard demek? Eer ak deilse, onlar byle bir davrana srkleyen duygu ne olabilirdi? O yakc baklarn... o scak ve kesik nefeslerin... o ateli plerin anlam ne idi?.. Btn bunlar ak deil de ne idi? Muhakkak ki ak deildi. Bunu gittike daha iyi anlyor... Daha ak gryordu ama bunu bir trl kabul edemiyor du. (Kim byle bir eyi tevekklle kabul edebilmiti ki}. ini paralayan bu acy dindirmenin bir aresi avrd. O da lmd. Daima... mutluluk hlyalarmzn yan banda bekleyen lm..

357 Zorka, lm... diye dnyordu. Kapiya'nn stn den rman serin sularna szlvermek... Sanki bir kza imi gibi... Ne mektup, ne ved... ne itiraf... ne de alalmaki. Evet, lmek diye dnyordu. En ateli sohbetle rin ortasnda, herkesin maskesi altnda gizlenen o glm semelerini grmemek iin uykuya yatmadan nce, uyanr uyanmaz... Gnlnde her ey bunu tekrarlyordu. lmek... lmek... lmek... Ama insan lmyordu ite... Acsiyle ve dayanlmaz dncesiyle yayordu. Avuntu ona da umma d yerden geidi. Noel tatili yaklat srada acs artk son haddini bulmutu. Bu dnceler... bu cevapsz kalan sorular insan hastalktan da beter zehirliyor, mahvediyor du. Artk herkes onu deimi bularak zlyor ve kendini baktrmasn tlyordu. Akrabalar, ok ocuklu ve ne eli bir adam olan mdr ve arkadalar bile. Mutlu bir rastlant olarak konser provalar da o sra da balad ve ka aydan sonra tekrar Galsinanin ile ko numak frsatn elde etti.Delikanl, uzun zaman onunla karlamamak ve onunla konumamak iin elinden geleniyapyordu. Ama o temiz, samm tiyatro ve mzik elen celeri doiaysiyle byle kk yerlerde hkm sren he yecan... birlikte eve dndkleri o serin ve berrak geceler, sras ok ak olan iki genci birbirine yaklatrmt. Gen kz buna srkleyen acsn hafifletmek ihtiyac idi. te kinin de akt. Samim ve derin olduu zaman her eyi unutan ve affeden ak. ilk grmeleri, pek tabi olarak souk ve anlaml sz lerle ve bir gvensizlik havas iinde geti. lk uzun ve aklamal konumalar sonusuz kald. Buna ramen bun lar bile gen kz yattryordu. lk defa olarak canl bir varla, ac ve yz kzartc ayrntlara girimeden gnln deki acdan sz edebilirdi. Glasinanin onun onurunu in-

358 ciltmemeye alarak, gze! ve renkli edyimierle uzun uzun ve scak konuuyordu. Stikovl'den szederken ge rektiinden ok ar szler kullanmyordu. Aklamalar o gece... Kapiya'da sylediklerine benziyordu. Ksa, kesin ve insafszd. Stikovi, yaradl gereince, srf kendini dnen bir canavard. mrnde hi bir ahs, hi kimseyi sevmemi, kendinden memnun olmad in ac ekmi ve onun iin de ona yaklaan ve aldananlara da ac vermi bir insand. Glasinanin aktan ok az szediyordu. Ama o... her sznde, davrannda, her baknda kendini belli ediyor du. Gen retmen onu, ou zaman susarak dinliyordu. Bu konumalarn her saniyesinden holanyordu. lk defa olarak iindeki huzursuzluun hafiflediini hissediyordu, ilk clefa olarak kendini deersiz bulmaktan kurtuluyordu. Delikanlnn ak ve sayg dolu szleri ona, aresiz bir biimde m.ahvolmadn, o derin umutsuzluun bir hayal den ibaret olduunu gsteriyordu... Tpk bu yaz gibi... R yasnn bir hayalden ibaret oluu gibi. Delikanl onu, iinde kendini kaybetmeye balad o karanlk dnyadan ekip karyor ve her eye bir il ve bir are bulunduu insan hayatnn gereklerine doru srklyordu. Bu sohbetler Aya Sava yortusundan sonra da srd. K geti. Bahar geldi, her gn buluuyorlard. Za man getike, gen kz da kendini toplad, glendi, ifa buldu. Ve genlie zg o hzla deiti. O heyecanl ve be reketli yaz da byle geti. Artk herkes Zorka ile Glansinanin'e sk sk buluan iki gen gz ile bakyordu. Oysa, dorusunu sylemek gerekirse kz, Glasinam'in evvelce dikkatle dinleyip il gibi itii szlerini ar: < enteresan bulmamaa balamt. Kimi zaman bu kar-

359 hkl dertleme ve iini dkme ona ar geliyordu. Arala rnda bir samimiyetin nasl doduuna ayor, kendine deta kzyordu. Kimi zaman ruhunu kurtarm olduunu hatrlayarak bu sknty yenmeye alyor, onu elinden geldii kadar dikkatle dinliyordu. Tpk borcunu bilen min nettar bir borlu gibi. Bu yaz gecesi elini, gen kzn elinin stne koymu tu. (Bu temiz duygularn son creti idi) ve bu temasla ge cenin zengin lkl ruhuna doluyordu. Byle anlarda, bu kzda ne byk hazinelerin sakl olduunu anlyor ve haya tndaki acln ve honutsuzluun bereketli bir g hali ni aldn hissediyordu. yle bereketli bir g ki, iki varh en yksek amalara kadar srkleyebilirdi... Yalnz ye ter ki ak onlar birletirsin... onlara destek olsundu. Karanlkta, ii bu duygularla dolup taarken, o artk Viegrad'n byk bir messesesinde alan kk bir memur deil, gndz ki Glasinanin deil, hayatn ve ge leceini serbeste dzenleyen, kendine gvenen bir insan d. nk samim bir ala seven bir insan, bu ak kar lkl olmasa bile nnde... becerikli ama ihtirasl ya da egoist bir kiiye sonsuz olarak bilinmedik ve kapal kala cak olan yollarn, imknlarn ve ufuklarn aldn grr. imdi de yanndaki kadna sylyordu: Aldanmadm sanyorum... Bu seni aldatmama imkn olmadna bir delildir. Kimi konuur ve samalar ken... kimi i grr. Mal satn alrken onlar dikkatle ince liyor ve zliyorum. Ve burada hayat olmadn gittike da ha iyi gryorum. Daha uzun zaman burada ne rahat, ne dzen, ne de kazanl bir i bulmak kabil olacak... Ne Herak'iar, ne de Stikovi'Ier bir ey yapmay baaracaklar. Durum yine gittike ktleecek, yklmak zere olan bir

360 evden kaar gibi buradan kamalar, her admda rastlanan, tel iinde rpnan bu kurtarclar... bir felkete doru gittiimizin en ak belirtileridir. Elden bir ey gelmeyince kamak gerekir. Gen kz susuyordu. Sana hi szetmedim ama bunu ok dndm, bi raz ilgilendim. Bilirsin ki Okolite'den Bodan urovi adi bir arkadam var. yl nce Amerika'ya gitmiti. Hatt bana gnderdii fotorafn sana gstermitim. Beni yanma aryor, gvenli bir i, yksek br maa vdeditor, Pln gerekletirmenin yle kolay ve basit bir i ol madn biliyorum. Ama bence imknsz da deil. Her e yi dndm, hesapladm. Okolite'de neyim var, neyim yoksa satacam. Eer seninle anlarsak hemen evlenip Zagreb'e gideriz. Orada gmenleri Amerika'ya gnderen bir bro var. Bodan bize bir kabul fii gnderinceye kadar orada bekler ve bu sre iinde ngilizce reniriz. Askerlik iimden tr bunu baaramayacamz arlarsam, Srbis tan'a geer oradan gideriz. Senin fazla zorlukla karla maman iin ben elimden geleni yaparm. Orada... Amerika' da her ikimiz de alrz. Orada kendi okullarmz var ki onlara retmen gereklidir. Ben de kolayca i bulurum. nk orada iler ak ve herkes alabilir. Orada zgr ve mutlu oluruz. Btn bunlar gerekletireceim, yeter ki sen benimle ol! Delikanl bir sre sustu. Zorka elini skarak: Teekkr ederim Nikoia!.. ok teekkr ederim. Sen ok iyi insansn! diye mrldand. Genlerin arklar Kapiya'dan onlara kadar geliyor du. Bunlar Viegrad'l genlerdi. Belki de Saray-Bosna'dan Liseliler de gelmiti. On be gne kadar niversiteler de gelecekti, Zorka o vakte kadar hi bir eye karar vere mezdi. Her ey ona ac veriyordu... Bu adamn iyilii ise

361 her eyden ok... ama bir srada ona evet diyemezdi... Onu para para etseler yine diyemezdi. Hi umudu olmad halde, o, sevmesini bilmeyen adam bir kere daha grmek istiyordu. Bir kere daha grsn... sonra ne olursa olsun du! Nikola beklerdi. Bunu biliyordu. Elele tutuarak kalktlar ve arknn geldii yere inen dik yokua saptlar.

XXII Her yl olduu gibi bu. yl da Vidovdan yortusu iin Srp toplumu Mezalin'de bir kr elencesi dzenlenmiti. Oraya, Rzav ile Drina rmaklarnn birletii yere, yksek ve yeil kynn sk yaprakl ceviz aalar altnda adrlar kurdular... Orada iki satyor, ierde de hafif atete kuzu eviriyorlard... Yemekleri ile gelen aileler glgelik yerle re oturmulard. Aa dallarndan meydana gelen bir t nelin altnda alg sesi geliyordu, Topra yatkn olan bir dzlkte sabahtan beri Koio oynuyorlard. Yalnz isiz g sz olanlarla genler dans ediyorlard. Bunlar kilisedeki yinden sonra doru Mezalin'e inerlerdi. Asl bayram le den sonra balayacakt. Ama Kolo alm yrmt. Son ralar bylesine canl, bylesine gzel olamazd. nk halk gelmee balaynca, evli kadnlar, tatmin olunmam dullar ve ocuklar da dansa katlacakt. O zaman Kolo uzun ve neeli, ama yer yer kesilen ve ahengini kaybeden bir zincir biimini alacakt. Oysa, iinde gen kzdan ok deli kanl bulunan bu ksa Kolo, ok canl veneeli idi. Tpk havada dnen bir kement gibi uuyordu. evresinde her-

ey, onunla birlikte dnyor, dalgalanyordu. Mziin tem posuna uyan hava... aalarn sk dallar, yaz bulutlar, her iki rman duru sular, hatt ayaklarnn altndaki toprak bile... Onlara sadece vcutlarnn hareketini bu ahenge uydurmak kalyordu. Koloya girmek iin genler yoldan koarak geliyorlar d. Gen kzlar bir an durup Kolo'yu seyrederken tempo tutuyor, sanki gizli bir gcn onlar srklemesini bekli yorlard. Sonradan souk suya atlar gibi balarn eerek dizlerini hafife bkerek Koio'nun iine dalyorlard. Yaz toprandan gelen gl bir akm, bu boalm ayaklara, oradan da zincirlenmi scak ellere geiyor ve bu zincir sanki ayn kanla canlanan, ayn ahenkle srklenen bir varlkm gibi titriyordu. Delikanllar balarn arkaya atarak dans ediyorlard. Yzleri sararm, burun kanatlar titriyordu. Gen kzlar ise yanaklar kzarm... Dansn verdii o ehev haz bakla rndan okunmasn diye mahcup br ed ile gzlerini yere eiyorlard. Elence henz balarken Mezalin yaylasnn zerin de siyah niformal jandarmalar grnd. Elbiselerinin ku ma ve silhlar le sonras gneinde parlyordu. Fuar larda ve elence yerlerinde dolaan normal devriye kolla rndan daha kalabalktlar. Doruca alglarn bulunduu yeil tnele doru ilerlediler. Mzik letleri birer birer sustu. Kolo biraz daha salland. Sonra o da durdu. Genle rin itiraz sesleri duyuldu. Daha henz hepsi elele tutunuyordu. Bazs kendini dansa ve henge yle kaptrmt k, olduu yerde oynuyor, algnn balamasn bekliyordu. Ama algcalr acele ayaa kalkm kemanlariyle borula rn muamba torbalarna yerletiriyorlard, jandarmalar, ayrlara dalm ailelerin ve adrlarn yanna doru iler-

364 Saray-Bosna'da vetiahta yaplan suikasti halka haber veriyor ve bu irkin hareketin uyandrd znt ve fkeyi' belirtiyordu. Ama bir kii bile durup onu okumad. Herkes nbet inin nnden ban eerek geiyor ve kabil olduu kadar abuk oradan uzaklayordu. Nbeti o gnden balayarak kprde bsbtn kald. Ve btn kasabann hayat da birden kesildi. Tpk Mezalindeki Kolo gibi.,. Neeli bir bayram gn olarak bala yan o temmuz gn gibi. imdi artk tuhaf gnler birbirini kovalyordu. Sessiz ce okunup birbirine uzatlan gazeteler, yava sesle konu malar, endie ve tehlike dolu bir hava. Srplarn ve phe li grlen yolcularn tutuklanmas, snrda asker basknn arttrlmas.. Hep gnler bunlarla dolu idi. Yaz geceleri birbiri peisra geiyor, ama artk ark sesleri iitilmiyor, genler Kapiya'da toplanmyor, karan lkta iftlerin fslts duyulmuyordu. Kasabann iinde en ok askere rastlanyordu. Akam saat dokuzda Bikavats'daki barakalarn ve kprnn yanndaki byk klann bo razanlar Avusturyallarn yat borusunun hazin melodisini alnca sokaklar hemen tamamiyle boalyordu. Bu, sevienler, bulumak ve grlmeden konumak isteyenler iin hazin bir dnemdi. Giasinanin her gece Zorka'nn evinin nnden geiyordu. Gen kz hayli yksek olan birinci ka tn ak penceresi nnde bekliyor ve orada konuuyorlar d. Ama ksaca... nk delikanl, karanlk bastrmadan kprden geerek Okolite'dek evine dnmek iin acele, ediyordu. Bu gece de byle gelmiti. Sapsar idi, apkas elinde, gen kz kapya ard. nk ona br syleyecei vard. Gen kz duraksayarak aaya indi. Ayakta, avluya kan;

363 ediier. Her yerde jandarma avuu yava sesle bireyler sylyor ve bu sz sihirli bir kelime gibi hemen btn ne eyi sndryor... dans durduruyor, konumalar kesiyor du. Birinin yanna yaklat m, o kimsenin hemen tavr de iiyor, yapt i ne ise vazgeiyor ve eyasn abucak toplayp oradan uzaklayordu. Gen kzlarla delikanllarn Kolosu en son dalan oldu. Onlar, ayrn stndeki dans larn brakmak istemiyor, neelerinin ve elencelerinin bsbtn sona ermi olduunu akllarna bile getirmiyorlard. Ama jandarma avuunun sar yz ve kanl gzleri karsnda en atelileri bile gerilemek zorunda kalyordu. Hayal krklna urayan ve aran halk, geni beyaz yolu izleyerek Mezalin'den dnyor ve ilerleyip ehre yak latka korkulu ve yava bir sesle, o sabah Saray-Bosnada Aridk Fransua Ferdinand ile karsna yaplan suikastten ve Srplara kar her tarafta hazrlanan kovuturmadan sz edildiini iitiyorlard. Kararghn nne gelince, ilk yakalananlar grdler. Kollar bal olarak bekliyorlard. lerinde gen Pope M i lan da vard. Jandarmalar onlar hapse gtryorlard. Ve bylece bir nee ve elence g n olarak balayan bu yaz gnnn leden sonrasn ke derli bir hava kaplad. Ac ve korkulu bir bekleyi balad. Kaplya'ya, o daim nee ve canllk yerine, imdi bir lm sessizlii km, bir nbeti bile konmutu. Bu, ye ni donatlm bir erdi. Sofadan dinamitli stunun azn kapatan demir kapaa kadar boyuna gidip geliyordu. Yo rulmak bilmeden bu be alt admlk yerde gidiyor geliyor ve her dnnde sngs, bir iaret verir gibi gnete parlyordu. Ertesi sabah erkenden, stnde Trke yazlar bulu nan dikili tan hemen stnde beyaz bir iln grld. ri puntolarla yazlm ve geni siyah bir izgi ile de ereve lenmiti...

365 kapnn eii stnde, delikanl ile ayn boyda duruyordu. Glasnanin heyecanl idi. Bir mrlt halinde gelen sesi g iitiliyordu: Bu gece kamaya karar verdik, dedi. Viado Mari ile iki kii daha var. Her eyin iyi hazrlandn ve geebi leceimizi umuyorum. Ama eer.biz... bir ey olacak olur sa Zorka!... Gen adamn mrlts dindi. Zorka'nn hayretle alan gzlerinde korku ve endie grmt. Kendisi de ok he yecanl idi. Gelip ona haber verdiine deta piman ol mutu. Sana haber vermemin daha iyi olacan dn mtm dedi. Teekkr ederim!.. Bizim... eyden... YaYni Ame rika'dan bir ey yok ! Hayr!.. Bir ey yok deme! Eer bir ay nce sa na evlenmemizi teklif ettiim zaman kabul etmi olsay dn... imdi belki de buradan ok uzakta bulunacaktk! Kimbilir... Belki de byle olmas daha iyi oldu... imdi durumu gryorsun. Arkadalarla gitmeliyim. Orada sava var ve hepimizin yeri imdi Srbistan'dr. Byle yapmak gerek Zorka... Mutlaka yapmak gerek... nk devimiz dir... Ama... eer sa kalrsak... zgrlmze kavuur sak... belki de denizler ar o Amerika'ya gitmemizin ge rei de kalmayacak. nk bizim de burada bir Amerikamz olacak... alan, namusuyle para kazanlan... serbest ve rahat yaanan bir yurdumuz olacak. Eer sen istersen... Yine orada ikimiz birlikte yaayabiliriz... Bu srf senin elin de... Seni dneceim Zorka... seni daima dnece im... Sen de... bazan... O an syleyecek sz bulamayan delikanl elini kald rp gen kzn kestane renkli gr salarn okad. Bu her

366 zaman arzulad bir eydi, te imdi hkm yiyen bir mahkm gibi istei yerine geliyordu. Ama gen kz birden rkerek ekildi ve eli havada kald. Sonra kap sessizce kapand ve bir saniye sonra Zorka pencerede grnd. Solgundu. Gzleri bym, parmaklar birbirine kenet lenmiti. Glasinanin pencerenin altndan geti. Ban ar kaya atmt ve yz kaygusuz, gle... deta gzeldi. Zorka sonra ne olacan grmeden korkuyormu gibi ar tk kararm olan odasna ekildi. Odada iltesinin stne oturdu. Ban edi ve alamaya balad, ilkin sessiz sessiz alyordu. Sonradan alamas hz land... nk bir kar yolunu bulamad bu durumun b tn arln omuzlarnda duyuyordu. Aladka... alana cak sebepler oalyor, znts de artyordu. Hep are sizlik iinde idi. Ne bir kar yol bulabiliyor... ne de bir karar verebiliyordu. Bu uzaklara giden, namuslu ve iyi y rekli Nikola'y hi bir zaman lyk olduu gibi sevemeye cekti. Kimseyi sevmeyenin onu sevdii gn hibir za man gremeyecekt.i Daha geen yl, kasabann stnde prl pr! yanan o neeli ve gzel gnler hibir zaman ge ri gelmeyecekti. Hibir zaman, iimizden hi kimse bu ka ranlk da erevelerinden kurtulmay, o Amerika'y gr meyi, burada dedikleri gibi ok allan, zgr ve rahat yaanlan bir lke yaratmay baaramayacakt. Ertesi gn, Glasinanin'in, Vlado Mari'in ve daha bir ka kiinin Srbistan'a kam olduu duyuldu, teki Srp lar, aileleriyle ve btn mallaryla birlikte, bu kaynaan vadide bir kapana kslm gibi kaldlar. Kasabann stn deki tehdit ve tehlike havas her gn biraz daha arlaryordu. Ve nihayet, temmuz sonlarnda bir gn, zamanla b tn dnyaya yaylacak olan ve bir ok lkenin, ehrin, ay n zamanda Drina'nn stndeki kprnn de alnyazsn oeiirtecek olan frtna snda patlad.

367 te o zaman Srplar ve onlarla ilgili olan her eyi iz lemeye baladlar. nsanlar ikiye ayrlmlard: zleyenler le izlenenler. nsann iinde yaayan, ama gelenekler ve kanunlar denen o engeller ortadan kalkmadka kendini gstermeye cesaret edemeyen o canavar... artk serbest kalmt. aret verilmi, engeller kaldrlmt. insanlk tarihinde ou zaman grld gibi, btn iddetli davranlar, soygunculuk, hatta insan ldrme bi le mubaht. Yalnz bunun verilen bir parola ile olmas, yk sek karlar uruna yaplmas, ya da adlar ve inanlar beili kk bir toplulua uygulanmas artt. O ada uyank dnceli ve grmesini bilen bir adam bir mucizeye ahit olabilir, koskoca bir toplumun bir gn iinde deiiverdiini gzleriyle grebilirdi. inde daima nefretler, kskanlklar, kr inanlar, din tahammlszlk ler, kabalk ve zalimlik gizleyen, ama yzyllk gelenee dayanarak kalbinde insanla ve btn dzenli ve ll eylere kar da bir sayg ve merhamet besleyen ar mahallesi bir iki saniye iinde deiivermiti. Btn bu kaba duygular ve kt alkanlklar, katlanlabilir bir snr zerinde koruyarak onlar ortaklaa hayat ve genel yarar uruna yattrmay ve idare etmeyi baaran duygular bir den silinivermiti. 40 yldan beri arda sz geen insanlar bir gece iinde yok oluvermilerdi. Sanki hepsi birdenbire oluver miti. Gelenekleriyle, inanlaryla, temsil ettikleri kurulu larla birlikte. Srbistan'a sava aldnn ertesi gn, Schutz Korps (1) eteleri kasabann iinde dolamaya baladlar. abucak silahlandrlm olan bu birlik, Srplar yakalamak
(1) (Schutz Korps) Muhafz Birlii.

-^36S

iin hkmet adamlarna yardm edeGekti. lerinde inge neler, sarholar ve her eit serseri vard. ou, toplum la aras alm, kanundan kaan insanlard. Genliinde iren bir hastalktan burnu dklm, isiz gsz, na mussuz bir ingene olan Husa Kokoar on kadar baldr plan bana gemi, uzun sngl, eski sistem VVerndl tfeklerle, ar banda balca sz sahibi olmutu. Bu tehlikeedn nce, Srp Kilise - Okul Dernei Ba kan Pavle Rankovi yine ynetim kurulunun drt hatr sa ylr yesiyle birlikte kaymakam Sabliak' grmeye eitti. Kaymakam, dazlak kafal, sar benizli, gbekli bir adamd. Viegrad'a yeni atanmt. Aslen Hrvatt. Pek sinirli idi. Yeteri kadar, uykusunu alamamt. Gzkapaklar kzarm, kansz dudaklar kurumutu. Ayanda izmeler, yeil avc biimi ceketinin yakasnda da iki renkli (sar - siyah) bir iaret vard. Onlar ayakta karlad. Oturmalarn bile teklif etme di. Pavle Rankovi'in yz saarrmt. Gzleri mavi iki iz gi haline gelmiti. Yabanc ve bouk bir sesle; Kaymakam Bey! dedi. Neler olduunu ve neler ha zrlandn gryorsunuz. Ve biliyorsunuz ki bizler... Visegrad vatanda olan bu Srplar byle bir eyi asla iste mezdik... Kaymakam fkeli bir tavrla szn kesti: Bir ey bilmiyorum, bir ey de bilmek istemiyorum, eledi. imdi grlecek nemli ilerim var. Masal dinleme ye vaktim yok... te size btn syleyeceklereim bu ka dardr. Rankovi, sanki sknetiyle bu fkeli ve heyecanl adam yattrmak istiyormu gibi sakin sakin: Kaymakam Bey... dedi. Size hizmetimizi teklif et meye, sizi temin etmeye geldik k...

Hizmetinize ihtiyacm olmad gibi, bana teminat verecek bir eyiniz de yok... Elinizden ne yapmak geldii ni Saray - Bosna'da yeteri kadar gsterdiniz, Rankovi ayn sesle ve ayn inatla devam etti: Kaymakam Bey... arzu ediyoruz ki, kanun ereve si iinde... Evet... kanunlar imdi aklnza geliyor galiba!.. Han gi kanundan szetmek cr'etinde bulunuyorsunuz? Devlet kanunlarndan Kaymakam Bey... Herkes iin yrrlkte olan devlet kanunlarndan... Kaymakam brden ciddileti... Sanki biraz fkesi ge mi gibi idi. Pavle Rankovi bu heyecanl adamn sk tundan yararlanarak: Kaymakam Bey... dedi. Size ailelerimiz, malmz, canmz emniyette mi diye sormak istiyoruz... dedi. Eer deilse ne yapabiliriz? Kaymakam avularn havaya evirerek ellerini Rankovi'e doru uzatt. Omuzlarn siikt, gzlerini kapad ve renksiz, incecik dudaklarm skt. Pavle Rankovi, hkmet adamlarnn zor durumlarda takndklar bu karakteristik tavr ok iyi biliyordu. nsafsz bir kr - sar - dilsiz anlatm idi bu!.. Artk bu grme den bir sonu kmayacan anlamt. Kaymakam kollarn yanna sarktt. Ban kaldrd ve daha yumuak bir sesle: Asker otoriteler herkese ne yapacan bildire cek! dedi... imdi de kollarn ap, gzlerini kapamak ve omuz silkmek sras Rankovi'e gelmiti. Deiik ve cidd bir sesle:
Drina Kprs F./24

Teekkr ederim Kaymakam Bey! dedi. Drt Meclis yesi dimdik ve beceriksiz bir tavrla se lm verdiler ve hep birden hkm yemi insanlar gibi ora dan ktlar. arda byk bir kaynama vard. Gizli toplantlar yapyorlard. Ali Hoca nn dkknnda Osman Aa abanovi, Suliyaga Mezili, Nail beg Turkovi, gibi ehrin ile ri gelen mslmanlarndan birka toplanmt. Hepsi de sapsar kesilmi ve endieli idi. Yzlerinde, beklenmedik olaylar, byk deiiklikler karsnda daima kaybedilecek bir eyi olan insanlarn yznden beliren o donuk ve cid di anlatm vard. Hkmet oniardan Schutz Korps'un ba na gemelerini istemiti. Onlar da ne yapacaklarn karar latrmak iin buraya toplanmlard. Ama, bir rastlant ile bulumu izlenimini vererek dikkati ekmemeye alyor lard. Bir ksm kabul etmek tarafls di. tekileri bundan ekmiyorlard. Ali Hoca heyecan iinde idi. Burnu kzar m, gzlerine o her zamanki parlts gelmiti. Schultz Korps ile ibirlii yapmak dncesini iddetle reddedi yordu. Eraf olmak dolaysyla silahlanp, ingenelerin ye rine gemek ve mslman gnll blnn kumandas n ele almak isteyen Nail Beye hcum ediyordu. Ben yaadka byle bir ie burnumu sokmam!., diyordu. ki tutamlk akln varsa sen de karmazsn! H ristiyanlarn dvmek iin bizi ileri srdklerini, sonra da btn suu bizim omuzlarmza ykleyeceklerini daha anlamadn m? Eski gnlerde, Kapiya'da, Karamana efendi ile tart: c gibi, yine ayn cerbeze ile dncelerini savunuyor .5 Mslman kulana hibir taraftan iyi bir ses gelme yeceini herhangi bir ie karmann zarardan baka bir 35/ getirmeyeceini ispata alyordu.

371 oktan beri, kimse bize bir ey sormuyor, bizi he saba katmyor, Avusturyallar Bosna'ya girdiler... Ne padi ah, ne de imparator bize IVlslman Beyleri ve efendi leri izniniz var m? diye sormadlar. Sonra Srplarla Kara dallar... daha dnk reayalar ayaklandlar ve Mslman mallarnn yarsn ellerine geirdiler. Kimse dnp yz mze bile bakmad. imdi de imparator Srplar kovalyor., yine kimse bize bir ey sormuyor. Sadece bize birka pan tolonla birka silah vererek argan'a trmanrken pantolo nunu yrtmasn diye Avusturyallara Srp avclnda nc lk etmemizi istiyorlar. Bunca yldr bunca nemli iler ol du, kimse bize ebir ey sormad da imdi koltuklarn ka bartan bu dostluk nereden geldi? Hi kendi kendine sor dun mu? Ben sana syleyeyim: Bunlar yle kurnazca ya plm hesaplardr ki... Burnunu sokmayan daha iyi eder. Burada snrda birbirlerinin karnn demeye baladlar bi le... Sonu nereye varacak Allah bilir? Srbistan'n arkasn da mutlaka saklanan biri var. Baka trl olamaz. Ama sen orada Nezuka'da pencereden sadece bir da grrsn, o ta ynn ilerisini gremezsin! Gel baladn bu iten vagen. Schutz Korps'a girme! Bakalarn da kandrp s rkleme! Elinde kalan on kleyi sktrarak onlardan biraz yararlanmaya al! Hepsi de cidd ve hareketsiz susuyordu. Nail Bey l gibi sararmt. Belli etmemeye alt halde fena ierlemiti. Kafas daima bir karar evirip evirmekle meguld. Hoca, Nail Bey'den baka hepsini caydrm, soutmay baarmt. Sigaralarn iiyor ve yk tayan beygirlerle arabalarn kprden geiini sessizce seyrediyorlard. Nihayet, birer birer kalkp msaade istediler. En son Nail Bey kalmt. Onun ilgisiz selmna karlk Hoca bir kere daha gznn iine bakarak deta mahzun bir tavrla: Gryorum ki, gitmeye niyet ettin! dedi. Hayatn

tehlikeye koymak istiyorsun... ingenelerden daha az ce sur grnmekten korkuyorsun! Yalnz eskilerin u szle rini unutma!.. imdi lmek zaman deil, kendini gster mek zamandr, ite o zaman geldi. Hocann dkknn kprden ayran ar meydan, ara balar, atlar, her eit silahl askerlere, polis kaydn yap trmaya gelen yedek erlerle dolmutu. Ara sra jandarma larn, kyl ya da ehirli, eli kolu bal bir grup Srb, g trd grlyordu. Hava toz iinde idi. Herkes gerekti inden ok bararak konuuyor, gerektiinden ok hareket ediyordu. Kpkrmz kesilen yzlerinden terler akyordu, Her dilden kfrler iitiliyordu. Alkolden, uykusuzluktan ve kanl olaylarla tehlikeler yaklat zaman nisanlar da ima saran o acl heyecandan gzleri prl prl parlyordu.

Meydan'n ortasnda; tam kprnn karsnda, Macar yedek erleri, stlerinde yeni niformalarla kazklar yon tuyorlard... ekiler abuk abuk inip kalkyor, testereler kesiyordu... Birden Meydan'da bir mrlt dolat. Bir dar aac yapyorlard... Etrafnda ocuklar toplanyorlrad, Ali Hoca dkknnn eiinde durmu bakyordu. lkin iki kaz havaya diktiler... Sonra bykl bir ihtiyat erinin trmanarka stlerine yatay durumda bir ncsn koyduunu grd. Sanki helva datlyormu gibi halk oraya toplan m, daraacnn evresinde canl bir halka meydana getir miti. Kalabaln ou askerdi. Ama fakir islm kylle ri ile ehirli ingeneler de vard. Bir an halk araland ve subayla ktip iin iki iskemle ile bir masa getirdiler. Da ha sonra Schutz Korps yeleri ilkin iki kyl, sonra da bir ehirli getirdiler. Kyller Pozderie ile Kamenitse s nr kylerinin muhtarlar idi. ehirliye gelince: Vayo adl

373 bir Lika'l di. oktan beri evienip kasabada yerlemi olan bir mteahhitti. de bal idi. Yzleri sapsar, stleri balar toz iinde idi. Davul hzla almaya balad. Genel kaynama ve heyecan arasnda, davulun sesi, uzaktan ge len bir gkgrltsn andryordu. Daraacmm evresin deki halkada byk bir sessizlik hkm sryordu. Bir Ma car ihtiyat taburundan ola nsubay, Almanca yazlm lm kararn yksek sesle okudu. Bir avu da okuduklarn e viriyordu. Harp divan tarafndan her de lme mah km edilmilerdi. nk snrdan Srp snrna kla ia ret verdiklerini grenler olmu, tanklar da bunu yeminle dorulamlard. Hkm, herkesin nnde, kprnn yan bandaki meydanda yerine getirilecekti. Kyller akn akn gzlerini krptrarak susuyorlard. Vayo yznden su gibi akan teri siliyor... Yava ve mahzun bir sesle ma sum olduunu iddia ediyor ve bunu acaba baka kimse tek rarlayabilir mi, diye gzlerini aarak etrafn aratryordu. Tam hkmn yerine getirilecei srada, bacaklar (X) bi iminde olan kzl sal, ksa boylu bir er, kalabal yara rak tella ortaya atld. Bu, Lotika'nn otelinde garsonluk sonra da arda kahvecilik eden Gstav'd... stnde yep yeni bir niforma vard. Onba rtbesini tayordu. Yz kpkrmz idi. Gzleri eskisinden beter kan anana dn mt. Bir tartma oldu. avu onu uzaklatrmaya a lyor, ama kavgac garson ona engel olmak in bir sar ho sesiyle avaz avaz Almanca baryordu: On be yldr burada Mill Emniyet ajanl yapyo rum. En yksek asker makamn gvenini kazanm bir ada mm. ki yl nce Viyana'da, zaman gelince iki Srp' elim le asmama izin vereceklerien bana sz verdiler... Siz ki minle konutuunuzu biliyor musunuz?.. Benim hakkmdr!. imdi siz... Halk arasnda mrldanmalar oldu. avu armt.

374 Gstav gittike fkeleniyor, ne olursa olsun iki Srp' ken di eliyle asmak istiyordu. Tam o srada temen ayaa kalk t. Kibar grnl, zayf, esmer bir adamd. Sanki tutuklu olan kendsii imi gibi sararm ve zgnd. Gstav sarho olmasna ramen savunmaya hazrland. Ama ince byklar titriyordu... Ve gzleri frldak gibi saa sola dnyordu. Subay sanki yzne tkrmek istiyormu gibi ona yaklat. imdi hemen buradan defolup gitmezsem seni ba layp hapse atmalar iin emir veririm... Ve yarn da sor guya ekilirsin!.. Anladn m?.. Haydi yle ise kr.boynu nu bakalm!.. Temen, Macar vesiyle Almanca konuuyordu. Ya va konumasna ramen sesi bak gibi keskin ve sertti. Sarho kahveci birdenbire sindi. Durmadan askerce bir selm vererek ve anlalmaz birtakm szlerle zr dile yerek kalabaln arasnda gzden kayboldu. O zaman yi ne herkesin dikkati mahkmlara evrildi. Aile sahibi olan her iki kyl de ayn durumda idi. Tir tir titriyorlard. Kz gn gnein ve kalabalktan etrafa yaylan boucu havann etkisiyle gzlerini krptryor, kalarn atyorlard. San ki btn zntleri bundan ibaretmi gibi. Vayo, yalvaran, alamakl bir sesle masum olduunu iddia ediyordu. Ona rakibi iftira etmiti. Kendisi hi asker dik yapmam ve kla iaret verilebileceini de hi duy mamt. Biraz Almanca biliyordu. Kelimeleri teker teker syleyerek umutsuz bir sesle bir gn ncesinden beri onu el ip srkleyen ve lme gtrmekle tehdit eden bu uur suz aknty durdurabilmek iin kandrc szler bulmaya alyordu. Herr Leutenant, Herr Leutenant, um Gottes VVillen.. .eh unschuldiger Menseh... vicle kinder... Unschuldigi

Lge! Alles Lge {1} diyordu. Hep inandracak ve gerek hissini verecek olan kelimeleri semeye alyordu. Askerler ilk getirdikleri kylnn yanna gitmilerdi. Adam kederle baln kard. Kilisenin bulunduu mey dana doru yzn dndrd ve iki kere ha kard. Subay gzyle ilkin Vayo'nun iini bitirmelerini iaret etmiti. Sras geldiini gren Lika'l adam umutsuzluktan kendini kaybetmiti. Kollarn havaya kaldrarak yalvaryor ve ava z kt kadar da baryordu. Nein, nein, niht, um Gottes Willen, Her Leutenant Sie Wissen... alles ist Lge... Gott, Alles Lge (2j. Ama, askerler onu belinden ve bacaklarndan yakala n iplerin altndaki sehpaya srklyorlard. Halk da, bu nu, sanki temenle mutsuz mtetahhidin arasnda bir oyunmu ve kimin kazanp kaybedeceini grmek iin bekliyormu gibi soluk almadan merakla seyrediyordu. O zamana kadar sadece anlalmaz birtakm konuma lar duyan ve bu youn kalabaln emberi iinde neler ge tiini grmeyen Ali Hoca o srada halkn ba stnde Va yo'nun korkudan deliye dnm yzn grd. Asker ma kamlar tarafndan dkknlarn ak kalmas iin kesin bir emir verildii halde hemen koup dkknn kapad. ehre boyuna hep yeni birlikler, donatm ve cephane geliyordu. Sadece tren yoluyla deil... Trenler fazlasyla ykl olduundan Rogatitsa'dan geen eski araba yoluyla da ulam yaplyordu. Kprden gece gndz atlar... ara balar geiyor ve ehre girerken ilk grdkleri ey sehpa(1) (2) Aslnda Almancadr, Temen Bey... Vallahi susuzum. ok o cuum var... Susuzum. Yalan. Sylenenlerin hepsi yalan! Hayr, hayr, Allah rzas iin Temen bey... Biliyorsunuz ki,., hepsi yalan... Allahm! Hepsi yalan!..

376 ' iar stnde sallanan bu adam oluyordu. Ve her zaman da kafilenin ba taraf kalabalk sokaklarda tkanp kald ndan, alt taraf ya kprde, ya daraacnn dibinde durup yolun almasn bekliyordu. stleri balar toz iinde, yzleri kzarm ve bar maktan sesleri kslm olan avular, atlar stnde yk ler beygirlerle arabalarn arasnda dolayor, elleriyle are sizliklerini gsteren iaretler yapyor, Avusturya - Maca ristan krallnda kullanlan her dilde btn kutsal eylere, btn dinlere kfr ediyorlard. Drt ya da be gn sonra idi. Sabah erken kprden geen asker birlik, dar ardan yava yava ehrin orta sna doru uzanrken kasabann zerinde hi allmam keskin bir ddk sesi duyuldu ve Kapiya'nn tam yan ba nda, kprnn tav korkuluuna bir mermi dt. Etrafa srayan ta ve demir paralar hayvanlarla nsanlara arp t. Bir itime kakma oldu. Atlar aha kalkt ve herkes ka maya balad. Halkn bir blm ne, ehrin merkezine doru kouyor, bir blm ise ters tarafa gidiyor ve geldi i yoldan dnyordu. O srada mermi daha dt, kisi suya ve bir tanesi kprnn stne, atlarla insanlarn ara sna dmt. Ve gz ap kapayncaya kadar kprnn st boald. Boalan meydanda sadece siyah glgeler g rlyordu. Bunlar devrilen arabalar ve len atlarla insan larn cesetleri idi. Butko kayalarndan ate eden Avusturya'nn sahra top larnn sesleri duyulmaya balad. Kprnn her iki yann da panie uram olan asker birlii dadan arapnel ya muruna tutan, Srp bataryasn douyorlard. O gnden sonra Panos'un sahra toplar boyuna kpr y ve yan bandaki klay dmeye balad. Birka gn sonra, doudan Gole tarafndan baka bir grlt geldi.

' 377 Top sesleri uzaklam derinden gelmeye balamt ama mermiler ehrin stne daha sk yayordu. Bunlar Obs toplar idi. Yalnz iki tane idiler. lk mermiler Drina'ya d mt. Sonrakiler kprnn nndeki meydanla derek o civardaki evlere zarar verdiler. Bu arada Lotika'nn oteiiyle Ordu Evi de zarar grmt. Sonra da dzgn aralk larla kpry ve klay dvmeye balad. Atei sndr meye alan askerler Panos tepesinden ate eden batar yann arapnelleri altnda can verdiler. Nihayet klay ka deriyle babaa brakmak zorunda kaldlar. Tahta olan yer leri tamamyie yanmt. Alev alev yanan enkazn stne ara sra den mermiler binann i atrafn da ykyordu. Ta Kan bylece ikinci defa olarak bir yknt haline geldi. Bundan sonra Gole'teki iki Obs topu kpry kendi- , sine hedef tuttu. zellikle ortasna nian alyorlard. Mer miler kh sama, kh soluna dyor, kh kemerin tala rna arparak patlyor... kh kprnn stne rastlyordu. Ama orta stundaki patlayc madde bulunan deliin ka pa stne hi biri dmedi. On gn sren bu bombard man kprye byk bir zarar vermedi. Mermiler, stun larn dz yzeyine, yuvarlak kemerlerine arpyor, geri geiiyo, havada patlyor ve ta duvarlar stnde birka beyaz syrktan baka br ey brakmyordu. arapnel paralan ise, duvarlarn parlak ve salam y zne dolu taneleri gibi arparak sryordu. Yalnz kpr nn stne den mermiler pek derin olmayan ukurlar brakyor, bunlar da kprnn stnden gemedike belli olmuyordu. Ve bylece... ehrin stnde patlayarak btn eski ge lenekleri ati st eden... canl ve cansz her eyi biip ge en bu yeni kasrgay da kpr yine her zamanki gibi sa lama, beyaz ve dokunulmam olarak atlatt.

XX1!J Arkas kesilmeyen bombardman yznden, gndzle ri kprden says az da olsa bir kafilenin gemesine im kn kalmamt. Siviller serbeste, askerler koarak kp ry geiyor, ama biraz kalabalk bir grup grnd m, Panos tepesinden arapneller yamaya balyordu. Bir ka gn sonra iler biraz dzene girdi. Halk atein ne zaman daha gl, ne zaman daha hafif olduuna ve ne zaman bs btn kesildiine dikkat etmi ve kendisini ona gre ayar lamt. Bir yerden bir yere gitmek ya da nemli bir grmek gerekince Avusturya devriyelerinin onlar rahat b raktklar zaman seiyorlard. Panos da bataryas yalnz gndzleri ate ediyordu, Ama Golea'nm arkasndaki Obs toplar, asker bir liklerin ve donatmn kprnn br yakasndan kar yaka sna gemesine engel olmak iin geceleri de alyordu. Kasabann merkezinde ya da kpr civarnda oturan lar bu bombardmandan korunmak iin aileleriyle, ya Meydan'a, ya da gizlenmi olan baka yerlerdeki akraba ve dostlarnn yanma snmlard. ocuklarn ve en gerekli eyalarn da yanlarna alarak kayorlard. Bu byk su basknlarnda birlikte geirdikleri zntl geceleri hatr latyordu. Yalnz bu sefer, dini ayr olanlar, ortaklaa bir felket karsnda bir btn olarak birlemiyor, eskisi gibi tatl sohbetlerle kederlerini unutmaya, kendilerini oyalamaya almyorlard. Mslmanlar, mslman evlerinde, Srplar da vebaiar gibi Srp evlerinde toplanmlard. Bylece ikiye bln m, ayrlm olmalarna ramen yine de ayn biimde ya syorlard. Kendilerinin olmayan evlere snm, uzun saat-

379 'eri nasl geireceklerini, endieli ve zntl dnceler iinde ne yapacaklarn bilemiyorlard. siz, gsz, fel kete uramlar gibi kollarn sallayarak dolayor, hayat larndan korkuyor... mallarn gven altnda grmyor, e liik duygular iinde bocalyor ve tabiatiyle de bu duygu larn birbirlerinden saklamaya alyorlard. Eskiden, byk su basknlarnda olduu gibi, her iki tarafta da yallar sakin ve umursamaz grnerek etrafn dakiler! akalar ve hikyelerle yattrmaya ve oyalamaya alyorlard. Ama byle bir felket karsnda o eski dav rann geersiz kald grlyordu. Eski hikyeler renk lerini kaybetmiti. akalarn tad tuzu kalmamt. Yenile rini yudurmak hem zordu, hem vakit isterdi. Geceleri herkes gzn krpmad halde uyuyormu gibi grnyordu. Daima yava sesle konuuyorlard. Ba larnn stnde her dakika kh Srplarn, kh Avusturyal larn otplar grlerken byle bir ihtiyata gerek ne olduunu kendileri de bilmiyordu. Dmana iaret vermek korkusu zihinlere yle yerlemiti k... Bir kibrit akmaya bile kor kuyorlard. Oysa nasl iaret edildiini ve bu iaretlerin ne demek olduunu kimse bilmiyordu. Sigara mek iin bile erkekler perdeler sk skya rtlm br odaya kapanyor veya balarnn stne br ey rterek onun altnda siga ra iiyorlard. Teredn bunaldklar halde kaplan, pencere leri smsk kapal tutuyorlard. Kasaba, engel olamad bir tokattan korunmak iin eliyle yzn kapayp bekleyen bir zavallya benziyordu. Evlerin hepsine sanki bir lm srgs ekilmiti. nk hayatta kalmak isteyen l tak lidi yapmak zorunda di. Bu bile her zaman yardm etmi yordu. Mslman eylerinde daha canl bir hava vard ve halk kendisini daha serbest hissediyordu. Eski cengverlik duy gulan kt bir zamanda uyanmt. Balarnn stnde top-

380 larla dello eden bu iki Hristiyan kuvvet onlar artm, hareketten ciz brakmt. Ama onlarn da gizli ve byk dertlerei vard. Onlar da bir zm yolu, bir kar yol bu lamadklar felketler iinde rpnyorlard. Ali Hoca'nm kale dibindeki evi gerekten bir okula dnmt. Zaten says kabark olan ocuklarna imdi bir de M uyaa Mutapsi'in dokuz ocuu katlmt. Bunlarn yalnz byk, tekileri kkt. Boy - boy olan bu o cuklar ancak birbirlerinin kulaklarna kadar geliyorlard. Her dakika onlar armak, onlara bakmak zahmetine kat lanmamak iin hepsini byk ve serin bir odaya kapatm lard. Anneleriyle ablalar, barmalar, itiip kakmalar arasnda onlar idareye alyorlard. jltsei diye anian Muyaga Mutapsl, kasabann es kilerinden biri di. (Oraya nasl, niin geldiini aada g receiz) ellisini akn, uzun boylu bir adamd. Kemerli bir bumu, tamamiyle krlam salar vard. Yznde derin izgiler grnyordu. Sesi ar ve cidd, davranlar, bir askerinki kadar sert ve kesindi, Ali Hoca'dan on ya kk olmasna ramen ondan yal duruyordu. Ali Hoca ile btn gn evde oturuyor, durmadan sigara iiyor, az ve seyrek konuuyordu. Daima dalgn ve dnceli dii. Dncelerinin ciddili i, yznden belli oluyordu. Yerinde br trl duramyor, kalkyor, evin nne kyor, baheden, rman her iki k ysndan kasabay evreleyen dalara bakyor, dimdik du rarak havann iyi olup olmayacan anlamak istiyormu gi bi gzleriyle ufku aratryordu. Onu hi yalnz brakmayan daima avutan ve yattrmak isteyen Hoca da arkasndan geliyordu. Dik bir meyille aaya doru uzanan gzel bahede, yaz ortasnn derin sessizlii hkm sryordu. Soanlar

kesip yere yaymlard. Ayiekleri btn gzelliiyle a m, siyah gbeklerinde arlar vzldyordu. Kenarlarndaki kk iekler tohum vermeye balamt. Bu ykseklikten aada uzanan ehir, iki rman, Rzav ile Drina'nn ara snda bir ataln iki dii arasna skm gibi kalan kum sal ve eitli ykselilerde, baka baka grnteki tepeieriyle ehrin stnde bir ta gibi duran dalar grn yordu. Kasabann evresindeki dzlklerde ve dalarn ya malarnda yeil msr tarlalaryla olgun arpa tarlalar alt alta uzanyordu. Beyaz evler prl prl parlyor, tepeleri kaplayan ormanlar karanlk kmeler halinde grnyordu. Her iki tarafta da bombardman hafiflediinden insan aldanyor, onlar bir bayram gnnn zararsz toplarna benze tiyordu. Veya gz alabildiine uzanan topraklar ve tepe sinde berrak gkyz ile henz balayan bu yaz gnnn sessizlii iinde insan yle dnyordu. Btn skntsna ramen Muyaga'nn dili zlmt. Hoca'nn gzel szle rine cevap vererek hayatn anlatmaya balad. Bunu Hoca bilmiyor deildi ama, burada... bu gnein altnda, boa zn skan bu dm... mutlaka zmesi, ondan kurtulma s gerekti. Zaten bu alnyazs bu yaz gnn her saniyesin de ve iki taraftan atlan top sesinde tamamlanyordu. Trkler, Srp ehirlerinden ayrlmaya baladklar za man henz be yanda idi. Mslmanlar, Trkiye'ye g etmiler, ama babas Sulga Mutapsi, genliine ramen Lfjitse'nin en ileri gelenlerinden olduu iin ailesinin eski vatan olan Bosna'ya g etmeye karar vermi ve byle bir srada evleriyle topraklarnn satndan ne kadar para el de edebildiyse hepsini yanna alarak ocuklarn kfelere yerletirmi ve Ujitse'yi bsbtn terk etmiti. Onunla bir likte g eden birka aile ile hl bir Trk hkmeti bulu nan Bosna'ya gemiler ve orada Ujitse'li Mutapsilerin bir kolu bulunan Vlegrad'a gelip yerlemilerdi. Aradan on yl gemi, tam durumu dzeltip salam-

382 Iamaya balad srada Avusturyallarn igali olay or taya kmt. Geimsiz ve sert bir adam olduundan, Srp hkmetinden kaarak baka bir hristiyan hkmetinin idaresine girmekte bir mn olmadn dnm, bir yl sonra tekrar oluunu, ocuunu alarak Sancak'ta Yeni Va ro'a yerlemiti. mrn an alnan bir ehirde geir mek istemeyen birka aile de onunla birlikte gelmiti. Muyaga o zamanlar onbeini henz gemi bulunuyordu. Su laa ticaretine orada devam etmi, br ocuklar da ora da domutu. Ama Ujitse'yi unutamamt. Sancan dei ik hayatna ve insanlarna bir trl alamamt. O yz den de vakitsiz lmt. Kzlarnn hepsi de gzel ve na muslu olduklarndan iyi evlenmeler yapmlard. Oullar da babalarndan kalan mal gelitirmi, bytm ve birer birer evlenmilerdi. Bu yeni evrede de byle salam bir biimde yerleince bu sefer de 1912 Balkan Sava k mt. Muyaga, Yeni Varo civarnda Srplarla Karadallara kar koyan Trk birliklerine katlmt. Direnme ksa sr mt. Ama baarszla urad sylenemezdi. Yalnz silahlarn ve binlerce insann almyazs sanki orada deil de, her trl direniin dnda kalan uzaklarda bir yerde belirtiyormu gibi Trk birlikleri birdenbire Sanca bo altmlard. Oturup da ocukken nnden kat ve im di de direnmeye alt, ama baaramad bir dmann gelmesini bekleyemezdi. Baka bir lkeye de kaamaya ca iin Muyaga, Bosna'ya, vaktiyle babasnn brakm olduu egemenlik altna dnmeye karar vermiti. Ve ite bylece nc sefer gmen olarak ocukluunu geirdi i bir ehre dnmt. Biraz paras olduundan, biraz da ilerinde akrabalar b'jlunan Viegrad'l mslmanlar yardm ettiinden bu son yl tekrar ilerini dzeltmeye almt. Ama bu kolay

383 bir i deildi. Grdnz gibi nankr ve gvensiz bir a da yaanyordu. Durumu salam olanlar iin bile kazan glemiti. Daha ok hazr parasyla geiniyor, zamann dzelmesini bekliyordu. Bu ehirde iki yl bir gmenin ezi yetli hayatn yaadktan sonra imdi de yeni bir frtna kopmutu. Artk neye teebbs edeceini, ne yapacan bilemiyordu. Yaplacak ey: endie ile durumun gelime sini izlemek ve onun nasl biteceini korku iinde bekle mekti. Btn bunlar yava sesle ve dank bir biimde an latyordu. Tpk ok iyi bilinen ve bandan, ortasndan, ya da sonundan, her neresinden balanrsa balansn yine an lalan eylerden szeder gibi. Muyaga'y son derece seven ve takdir eden Hoca, onu yattrmaya ve avutmaya alyordu. Derdine bir are bulmak imkn olmadna gre, hi olmazsa bu namuslu ve talihsiz adamn, b Mslman adamn almyazsna ortak olmak istiyor ve bunu kendine bir dev biliyordu. Muyaga orada oturmu sigarasn ierken kaderin yere ald bir adam rnei idi. Alnnda ve akaklarnda iri ter taneleri boncuklanyor, bir iki saniye orada ylece kalyor, sonra irileiyor... arlayor, gnete bir an parldayp buruuk yanaklarndan aa szlyordu. Ama Muyaga bunlar his setmiyor ve silmiyordu. Donuk gzleri nndeki yeilliklere taklm, dnce lerine dalm... sadece dnyasndan geenleri dinliyordu. nk onlar, sylenen avutucu szlerden de gl, top ses lerinden de grltc idi. Yalnz arada srada birka keli me syleyerek eliyle olumsuz bir iaret yapyordu. Bu sz ler etrafnda geen ve ona sylenenlerden ok gnlnden geenlere karlkt. y l e bir durum geldi ki hocacm... Allah bilir insan

384 ban nereye sokacan bilmiyor, rahmetli babamla ben... dinimize ve mslman geleneklerine sadk kalmak iin eli mizden geleni yaptk. Byk babam Ujitse'de ld. Bugn belki mezarnn izi bile kalmamtr. Babam Yeni Varo'da gmdm. Mezarn imdi hristiyan srsnn ineme dii ne belli? Hi olmazsa ben... burada... ezan sesinin du yulduu yerde leceimi umut ediyorum. Ama grnyor ki alnmza byle yazlm. nsanlarn kaybolmas, aile me zarlarnn yeri bilinmemesi mukaddermi... Bu da takdiri ilhi deil mi? Gryorum ki, artk gidilecek bir yer de kal mad. Hak dinine dnya yznde yer kalmayaca syleni len zamana geldik. imdi ben ne yapabilirim?,. Nail Bey'le birlikte Schutz Korps'Iara katlaym ve elimde bir Avustur ya tfeiyle can verip hem bu dnyada hem br dnyada lanete mi urayaym?.. Yoksa burada oturup Srplarn gel mesini bekleyip 50 yldr diyar diyar katm bir eyi mi kabul edeyim? Ali Hoca ona umut ve cesaret verecek birka sz sy lemeye hazrlanrken, Butko kayalklarndan grleyen top larn sesi szn yarda brakt. Hemen arkadan Panos top lar da ona karlk verdi. Toplan balarnn stnden ve olduka alaktan atyorlard, yle ki eitli byklkteki mermiler hazin ve maden bir sesle balarnn stnde me kik dokuyor, grltleri, ihsann t ine ileyerek damar larn szlatyordu. Ali Hoca ayaa kalkt ve hi olmazsa sa ak altna snmalarn teklif etti. Muyaga da bir uyurge zer gibi arkasndan gitti. Meydan'daki kilisenin etrafna toplanan Srp evlerine gelince orada tersine, ne gemiten bir yaknma ne gelecek zerine bir endie vard. Orada sa dece bu nn korkusuyla onun arl vard. Orada... rinden sonra drmelerden siz aknlk dehet salan byk bir korkunun ilk darbele muhakemesiz, kanunsuz tutuklamalar ve l sonra insanlarn stne ken o derin ve dil vard.

385 Ama, bu aknln altnda da gnllerinde her zaman her ada yaam olan bir ey de vard. Gizliden gizliye dinleyen bir kulak... Tpk bundan yzyl nce Panos tepe. lerinde isyanclarn atei yand zamanki gibi... ayn umut... baka trl olmazsa, her eye katlanmak karar... ve niha yet sonunda mutlu bir sonuca varmak inanc. Vaktiyle Ka ra Corc'un ayn tepeden gelen top seslerinin hafif grlt sn duyabilmek iin, ruhlarn en derin noktalarna kadar ileyen bir endie, aknlk ve heyecan iinde kulak ka bartanlarn torunlar ve torunlarnn ocuklar... imdi onlar gibi evlerine kapanm... karanlklarn iinde, Velotovo te pesinden gelen ve balarnn stnde gk gibi grleyen ar toplarn sesini dinliyor... Ve seslerden hangisinin Srp larn, hangisinin Nemseiern olduunu bulmaya alyor lard. Bu seslerin kimini kfr, kimini sevgiyle karlyor ve onlara eitli adlar ve lkaplar takyorlard. Ve btn bun lar, mermiler yksekten geerek civara dt zaman olu yordu. Top atei ehre inince, szleri birden kesiliyor ve susuyorlard. Onlara yle geliyordu ki... bu derin sessizlik iin... bunca mesafenin ortasnda her iki batarya da onlar ve evlerini topa tutuyordu. (Buna yemin edebilirlerdi.) Ve ancak top sesleriyle patlama grlts dindikten sonradr ki deiik bir sesle tekrar konumaya balyor... merminin ok yakna dtn... deiik ve ok tehlikeli bir cinsten olduunu iddia ediyorlard. ar mahallesindeki tccarlarn byk bir ksm Risti'in evine toplanmt. Bu ev tam papazn evinin st ya nnda bulunuyordu ve ondan ok daha byk ve ok daha gzeldi, iki yannda uzanan meyilli erik bahelerinin ara sndan top ateinden daha korunmubir yerde idi. Erkek azd ama, kocas tutuklanan ya da rehin olarak alnan kadn pek oktu. Hepsi ocuklar ile birlikte buraya snmlard,
Drina Kprs F./2S

386 Bu, byk, geni ve zengin evde, sadece Mihayo Risti, kars ve du! gelini oturuyordu. Gelini, kocasnn l mnden sonra, ne evlenmek, ne de ailesinin yanna dn mek istemi, burada kalmt. ocuklarn bu iki ihtiyarn yannda bytyordu. Byk olu, iki yl nce Srbistan'a kam, Bregalnissa'da lmt. On sekiz yanda idi. htiyar Mihaylo, kars ve gelini, misafirlerini sanki isim gnleri imi gibi arlyorlard. Hele ihtiyar yorulmak nedir bilmiyordu. Hi alk olmad halde ba ak gezi yordu. (Her zaman krmz fesini bandan hi karmazd) ve gr kr salar alnna, kulaklarnn etrafna dklyordu. Alt yanlar ttnden sararan gm rengindeki kocaman byklar hi silinmeyen bir tebessm gibi dudaklarn ev reliyordu. Birinin bakalarndan fazla skldn ve zld n grecek olursa, hemen yanna kouyor... onu avutu yor, rak, kahve, sigara ikram ediyordu. Henz gen saylan bir kadn, eliyle uzun beyaz boynunu gstererek: ok teekkr ederim... baba Mihaylo... Ama imkn yok. Boazm tkanyor!., diye yaknyordu. O, Okalite'li Petr Gatal'n kars idi Pter geen gn bir i iin Saray-Bosna'ya gitmiti. O, orada iken sava pat lam ve bi rdaha onda nhaber alnamamt. Onlar asker evlerinden dar atnca da oluu ocuuyla, kocasnn ailesiyle aralarnda sadlk balar olan Mihaylo Risti'in evine snmt. Brakp geldii evini dndke ac iin de kvranyordu. Kh sinirli sinirli ellerini outuruyor, kh hkrklarla alyor, kh derin derin iini ekiyordu. Mihay lo, gzlerini ondan ayrmyor, sk sk yanna gidiyordu. n k bu sabah Petr'i Saray-Bosna'dan dnerken rehin olarak yakaladklarn ve Vardite'ye gtrp orada yanl bir ih bar yznden kuruna dizildiklerini haber almt. Bu haberi henz karsndan saklyorlard ve Mihaylo, onu biraz altr madan bu ac haberi birdenbire vermemelerine dikat ediyor-

387 du. Kadncaz her dakika yerinden frlyor, avluya kp Okolite'ye bakmak istiyordu. Ama Mihaylo elinden geldii kadar onaengel olmaya alyordu. nk Gatalovi'lerin, Okolite'deki evlerinin yandn ok iyi biliyor ve zavall kadnn hi olmazsa bu manzaray grmesini istemiyordu. aka ediyor, glmsyor, durmadan ona bireyler ikram edi yordu. Al benim kk Stanoyka'm. Al kuzucuum... di yordu. Bir kadeh olsun al...- Bu rak deil, kederleri datan iksirdir. Ve kadn sz dinleyerek iiyordu. Mihaylo, sonra bunu herkese dolatryor... yorulmak bilmeyen, kar ko nulmaz itenlikle herkesi avutmaya alyordu. Sonra tek rar Petr Gatal'n karsnn yanna gidiyordu. imdi gen ka dn biraz daha sakinlemiti. Dnceli dnceli nne bakyordu. Ama Mihaylo yannda nhi ayrlmyordu. Btn bunlarn geeceini, Petr'in Saray-Bosna'dan sa salim ge leceini ve birlikte Okolite'deki evlerine dneceklerini syleyerek onu bir ocuk gibi oyalamaya alyordu. Ben Petr'i ok iyi tanrm. Vaftizinde bile bulun dum... Bu vaftiz uzun zaman sz konusu oldu. Sanki bugn m gibi hatrlyorum. Yanko Gatal'n ocuklarnn isim ba bas olan rahmetli babamla bu senin Petr'in vaftizlerine git tiim zaman, ben de evlenme ana gelmi bir delikanl idim. Ve herkesin bildii vaftiz hikyesini anlatmaya balad. Ama bu, o gece... bu mstesna saatte hepsine yeni bir hikye gibi geliyordu. Kadn, erkek imdi etrafna toplan m, onu dinliyor ve dinlerken tehlikeyi unutuyorlard, top seslerine kulak vermiyorlard. O eski gzel alarda idi. Viegrad'm papaz me hur rahip Nikola sad. Yanko Gatal oktan evli idi ve bir sr kzdan sonra nihayet bir erkek ocuu dnyaya gelmi ti. Ertesi hafta vaftiz iin ocuu kiliseye gtrdler. Bir ka akraba ile birka komu da mutlu babaya elik ediyor-

388 du. Okolite'den inerken sk sk durarak isim babasnn b yk matarasndan scak scak rak itiler. Kpry geerek Kapiya'ya gelince de biraz durup dinlenmek ve birka yu dum daha imek iin sofaya oturdular. Sonbaharn son gn leri idi. Hava hayli soumutu. Kapiya'da ne kahveci kal mt, ne de kahve imeye gelen kasabal mslmanlar. O* nun iin Okolite'liler, oraya... kendi evlerinde imi gibi rahat rahat yerletiler ve torbalarn aarak bir ie rak ile teberi kardlar. Can- gnlden birbirlerinin salna iiyr... konuuyor ve yinden sonra ocuu vaftiz edecek olan papaz unutuyorlard. O ada XIX uncu yzyln 70 inci yllarnda, henz kiliselerde an almaya izin yoktu... ve bu neeli grup, zamann getiinin, yinin oktan bittiinin farknda bile deildi. Sohbetlerinde ocuun geleceinden, anasnn babasnn gemiinden ateli ateli szediyor ve artk zaman kavram kalmyor... onu hi hesaplamyorlard. Birka kere isim babas vakti hatrlar gibi olmu... ve ha rekete gemelerini sylemiti ama, onu hemen susturuvermislerdi. sim babas: Haydi dostlarm, artk gidelim... yerine getirelim, diyordu. dinimizin emrini

tekiler: Haydi canm, diye syleniyorlard. imdi bizi rahat sz etmenin ne anlam var? Kasabada imdiye kadar kim vaftiz olmadan kalm ki!., diyerek birbirlerine mataralarn dan rak ikram ediyorlard. Baba da, arada gitmek iin bir kalkmyordu ama, rak nihayet hepsini susturmu, yattrmt. O zamana kadar ocuu, souktan moraran kollarn da tayan kadn usulca ta srann stne brakt. Ve stne alacal bir al rtt. ocuk sanki beiinde imi gibi rahat rahat yatyordu. Bazan uyuyor, bazan da bu neeli havaya ortak olmak istiyormu gibi gzlerini ayordu. sim babas:

389 Bakn bizim kasabann ocuu olduu nasl belli! de di. O da toplum hayatn ve elenceyi seviyor... Komulardan biri: Salna Yanko! diye bard. Allah oluna uzun mrler ve mutluluklar versin!.. nallah evltlarn iinde onunla gsn kabarr... Srplarn sevgisini kazanr... an ve hret sahibi olur ve bolluk iinde yaar... Ve inallah... Baba: Artk vaftize balasak nasl olur? diye szn kesHepsi birden: Vaftiz iin hi zlme! diye bartlar. Ve tekrar rak elden ele dolat. Komulardan biri kahkaha tufan iinde: Rahip efendi Borovats'a vaftiz yaplmad ama, bu arslan gibi bir delikanl olmasna engel olmad, dedi. Altn daki at bile iki bklm oluyor. . Kapiya'dakiler artk zaman kavramn bsbtn yitir milerdi. Ama rahip Nikola yitirmemiti. Bir sre kilisenin nnde bekledi, sonra tilki krkn giyerek Meydan'dan ehre indi. Yolda rastlad biri ona kalabaln ocukla bir likte Kapiya'da olduunu syleyince, o tarafa yolland. O, kendine zg tavrlyle onlar azarlamaya hazrlanyordu. Ama onu ylesine byk bir sevgi ve ylesine candan karlad lar, zr dileyerek yle gzel dileklerde bulundular ve yle tatl szler sylediler ki, sert ve fkeli bir adam olmas na ramen kalben bir Vegrad'l olan rahip Nikola, olan affederek mataradan bir yudum iti ve bir lokma bir ey yedi. Sonra ocuun stne eilerek ona gzel szler sy ledi... ocuk da iri mavi gzleriyle bu gr kzl sal, kz! bykl, i yze sakin sakin bakyordu.

390 ocuun Kapiya'da vaftiz edildii zerine ortaya kan sylentiler geree uygun deildir. Ama uzun uzun sohbet edildii ve birok da sala iildii muhakkakt. Bu neeli grup ancak akama doru Meydan'n yolunu tut tu. Kiliseyi atrd. Ve isim babas arlaan diliyle keke leyerek, eytana uymayacana ve onun manevralarna kan mayacana dair yeni Viegrad'l adna yemin etti. Mihaylo, hikyesini yle bitirdi: ite dostumuz Petr'i byle vaftiz ettik, (Allah ona salk ve selmet versin). imdi artk krkn geti ve bir eyden yoksun kalmad. Herkes sra ile birer fincan kahve ve birer kadeh ra k daha iti. Bu duruma katlanabilmek iin gerei unut mak zorunda idiler. Hepsi imdi daha rahat ve kolay ko nuuyordu. Hayatta, bu karanlklardan, bu top seslerinden ve bu korkudan daha baka eyler... daha nsanca ve ne eli eyler de bulunduunu gryorlard. te bu gece de tehlike ve ac dolu, ama ayn zaman da kl, sarslmaz ve drst olan hayatlar byle geti. Dedelerden miras kalma bir igd ile, onu paralyor, onu ani duygulara... iten gelme ihtiyalara biyor ve onun iin de kendilerini unutuyorlard. nk ancak byle her saniyeyi ayr ayr yaayarak, ne arkaya bakmayarak, in san bu hayata katlanabilir ve kendini daha iyi gnlere sak layabilirdi. Nihayet sabah oldu. Bu top atei iddetlene cek, bu anlalmaz ve tkenmez sava oyunu gn n da da devam edecek demekti... nk artk gnlerin ad ve anlam kalmamt. Zaman, anlamn yitirmiti. Bekle mek ve titremekten baka bir ey bilmiyorlard. Bir oto mat gibi alyor, konuuyor, dnyorlard. Eski kalenin dibinde ve yksek mahallelerde ite by le ya da buna benzer bir yaam sryorlard. Aada,

391 ehrin merkezinde kalan pek azd. Savan daha ilk g n maazalarn ak kalmas iin kesin emir verilmiti. Geici birliklerin, ufak tefek ihtiyalarn salamak, zel likle halka, dmann uzak olduunu ve ehrin tehlikede olmadn gstermek istiyorlard. Bu emir, bombardmana ramen yrrlkte kalmt. Ama herkes bir bahane bularak gnn byk blmnde maazasn kapal tutuyordu. Ali- Hoca'nn da Pavle Rankovi'inki gibi kprye ve ta han'a en yakn olan maa zalar btn gn kapal kalyordu. nk tehlike ile daha ok kar karya idiler. Ayn biimde Lotika'nn oteli de bsbtn kapanmt. nk stne den bir mermi da mn ykm, duvarlar da arapnelden delik deik olmu tu.'Ali Hoca gnde bir iki sefer yukardaki evinden inerek her eyin yerli yerinde olup olmadna bakyor, sonra yi ne evine dnyordu. Lotika da otelin ilk bombaland gn ailesiyle birlikte oteli brakmt. Drina'nn br kysna geip byk, geni, yepyeni bir slm evine yerlemiler di. Bu ev, yoldan bir hayli ierde idi. ukur bir yerde ve meyva bahelerinin sk yaprakl aalar altnda gizlen miti. Sadece krmz kiremitleri grnyordu. Ev sahibi ailesiyle yazla kmt. Hava kararp, etraf sessizlik kap lamaya balarken otelden kmlard. Yanlarnda adamla rndan yalnz, o hi deimeyen sadk Milan kalmt. Ar tk yal bir bekrd ama hl stne bana itina ediyor du. Hem otelden atlacak kimse kalmayai ok olmutu. teki uaklar, bu gibi hallerde sk sk grld zere, daha ilk top sesini duyar duymaz kamlard. Her zaman her eyde olduu gibi tanmalarna da Lotika gz kulak olmutu. O, gerekli emirleri verirken kimse itiraz etme miti. Alnmas gereken en deerli, en gerekli eyalar gs termi, herkesin nasl giyineceini tarif etmi, Debora'nn hasta ve topal ocuunu kimin tayacan, hasta ve bitkin olan Debora ile korkudan deliye dnen iman ki-

392 zina kimin yoi gstereceini sylemiti. Sonra, hasta o cuu bir el arabasna koyarak Lotika, Debora, Mna ve Tsaler ellerinde gerekli eyalar ve bavullarla gecenin ka ranlndan yararlanarak kpry gemilerdi. 30 yldan beri ilk defa olarak, otel, iinde hi bir canl yaratk ol madan bombo kalyordu. lk mermilerden zarar gren o korkun haliyle bir harabeye dnmt bile... Daha kprye admlarn atar atmaz, genci de, ihti yar da, topal da, iman da, yolculua almam olan da, her ada dnyann btn yollarn inemi olan c serseri Yahudilere benzemilerd. Kpry byle geerek byk slm konana gelip yerletiler. Orada Lotika, e yalar gibi ev halkn da odalarna gtrd. Ama yatmak sras gelince; kendisinin olmayan bu yar bo odada, kendini, btn mrn birlikte geirdii k tlarndan ve ilerinden uzak bulunca, ilk defa olarak b tn gcn ve dayanklln yitirdi. i paraland ve ac l bo evde uzun yanklar yapt. B u . . . imdiye kadar kimsenin asla grmedii, .iitmedii, ihtimal bile verme dii bir eydi. Lotika'nn hkrklar da bir erkeinki gibi bouk, gl ve ac id... Artk kendini tutamyordu, i te o zaman btn aile halkn bir korku ve dehet kaplad. Mthi bir aknlk iinde idiler. Bir sre ortala de rin bir sessizlik kt. Sonra btn ev halkn saran bir barp alama balad. Lotika'nn byle kendini brak onlar iin savatan cia byk br felketti. Bu, evlerin gmesi... kmesi de nekti. nk o varken hereyin dzelmesi imkn vard ve hereye katlanlabilirdi. Ama o olmaynca artk bir ey dnemez ve yapamazlard. Ertesi sabah, krmz bulutlarla ssl, iylerle snm, ' j s cvltlar iinde parlak bir yaz gn doduunda, -dr,

393 geceye kadar, btn ailesinin kaderini elinde tutan bir za manlarn Lotika'sn, yere ylm, kendini bile idareden ciz, ihtiyar bir Yahudi kadn olarak buldular. Neden kork tuunu, neresi ardn bile syleyemiyordu. te o za man bir mucize oldu. O, btn gn uyuyan, genliinde bile idaresiz olan, birey dnemeyen, btn aile efra d gibi Lotika'nn idaresi altnda yaayan, o ar ve hare ketsiz Tsalet, o hi bir zaman gen olmayan Tsaler bir denbire gerek bir aile reisi olarak ortaya kt. Gerekli olan karar almakta tereddt etmeyen ve onu uygulaya cak, gerekletirecek kadar kendinde g bulan bir aile reisi. Baldzn kk bir ocuk gibi tedavi ve teselli edi yor... ve bir gn nce onun yapm olduu gibi herkesle ayr ayr ilgileniyordu. Sakin zamanlarda ehre iniyor, yi yecek, giyecek ve gerekli eya getiriyordu. Bir yerden bir cioktor da bulup hastann yanna getirdi. Doktor, yal ve yorgun kadnda byk bir sinir bozukluunu tehis etti ve hastay hemen buradan uzaklatrmalarn, asker? harekt tan uzak bir yere gtrmelerini tledi, birtakm damla lar verdi. Tsaler, aileyi Ragotitsa'ya oradan da Saray Bos na'ya gtrecek bir araba tedarik etmek iin hkmet memurlariyle anlat. Yalnz Lotika'nn yolculuk yapacak bir hale gelmesi iin bir iki gn beklemek gerekti. Lotika bil inmeli gibi srt st yatyor... sessizce alyor ve o kar k, pitoresk dili ile korku, umutsuzluk ve nefret anlatan birtakm szler mrldanyordu. Etrafnda, tahta deme nin stnde Debora'nn mutsuz ocuu, emekleyerek tey zesine akn akn bakyor, yalnz Lotika'nn anlad o grtlaktan gelen tuhaf seslerle bireyler sylemeye al yor, ama artk kimse ona karlk vermiyordu. Lotika ne yemek yemek, ne de kimseyi grmek istiyordu. Tuhaf ha yallere kaplarak kendine madd aclar yaratyor ve bu ac larla kranyordu. Kh ayann altnda iki tahtann tuzak

394 gibi aldn ve korkun bir uuruma yuvarlandn g ryor, barmaktan baka kendini savunacak, tutunacak bir ey kalmadn sanyordu. Kh kendini birdenbire uzam gryor, vcudunu hafiflemi hissediyor ve bir dev ba caklar ve gl kanatlar olduunu sanyor ve gya bir devekuu gibi kouyor, admlarn buradan t S a r a y - B o s na'ya kadar uzatyordu. Bacaklarnn arasnda rldayan de relerle deniz kk bir havuz gibi kalyordu... ehir de, kyler de ayaklarnn altnda talar gibi trdyordu. B tn bu manzaralar kalbinin hzla arpmasna sebep olu yor, soluu tkanyordu. Bu kanatl kounun onu nereye kadar gtreceini, nerede duracan bilmiyordu. Sadece ayaklarnn altnda bir imek hzyla alan o tehlikeli tah talardan onu kurtardn biliyordu... stnde kalmas iyi olmayan bir topraktan uzaklatn, pis bir tabakadan at lar gibi kyleri, ehirleri... ve insanlarn birbirlerini aldat tklar, szle ve say ile yalan syledikleri yerleri at n biliyordu. Sz komedyalar bitti m, saylar da kart m... tpk sahnedeki bir sihirbaz gibi hemen oyunu evi riyor ve sylenenin, beklenenin tersine bu sefer, toplar, tfekler ve eitli silahlar ortaya kyor... ve hibir trl anlamak imkn olmayan, gzlerini kan brm insan lar ilerliyorlard. Bu istilnn karsnda o artk uar gibi koan deve kuu deildi. Sert bir tahtann stnde yatan, eli gc yet meyen ihtiyar bir kadnd. Bu insanlarn arlar gibi binler cesi, milyonlarcas birden hcuma geiyor ve metodtu bir biimde silah ekiyor, ldryor, boazlyor ve her eyi acmadan mahvediyorlard. imdi onlardan biri ona doru eilmiti. Yzn gremiyordu ama dipiinin ucunu ka burgalarnn stnde en nazik yerinde hissediyordu. Lo tika uyanarak stne rttkleri ince al frlatt: Hayr... Olamaz!.. Beni kurtarn!.. mdat!., diye ba:.:-dl.

395 Salak ocuk korkusundan duvarn dibine bzlm, iri kara gzleriyle ona bakyordu. Bu gzlerinde acma ve kor kudan ok merak vard. Mina bitiik odadan ieri dald. Lotika'y yattrd, yzndeki souk terleri sildi. Ve ona nceden dikkatle sayarak damlatt Valeryanl suyu iir di. ayrlarn dalgaland ovada bu uzun yaz gn hi bit meyecekmi gibi grnyor, insan gnn ne zaman aardn hatrlamyor, akamn da hi gelmeyeceini san yor. Oda scakt ama gnein o yakc etkisi duyulmuyor du. Evin iinden ayak sesleri iitildi. Kasabann varola rndan baka yurttalar da geliyordu. Bazan bir subayn veya bir erin geldii de oluyordu. Mila'n durmadan kahve piiriyordu. Yiyecek ve meyva ok boldu. Btn bunlara bakarak insan bir yazlk hayat yaadn sanabilirdi. Eer arada srada Lotika'nn ac l duyulmasa ve buraya bir homurtu halinde gelmese ve bu top sesleri olmasayd. Bunlar, dnyada bir dzenin bozulduunu ve genel bir fe lketin bu sakin uzun yaz gnnde tahmin edilemeyecek kadar yakn olduunu gsteriyordu. te sava, Lotika'nn oteli le onun iinde oturanlar bu hale getirmiti. Pavle Rankovi'in dkkn da kapal idi. Daha savan ikinci gn Pavle ile onun gibi itibarl birka Srp' rehin olarak almlard. Kimisini istasyona gtrmlerdi, ora da onlar trafiin dzgn ilemesini salamak iin, rehin olarak muhafaza ediyorlard. tekilerini kpr yaknna, orada Meydan'n sonundaki tahta bir kulbeye gtrm lerdi. Pazar kurulduu gnler, Belediye terazisi burada du rur ve navlun paras da buradan alnr. Bunlar da kpr nn zarar grmesine ve yklmasna engel olmak iin rehin olarak muhafaza ediliyorlard. Pavle bir kahve iskemlesinde oturuyordu. Ellerini diz leri stne koymu, ban nne emiti. Byk bir a ba harcadktan sonra gten kesilerek, dinlenmek iin ora-

396 ya km bir adama benziyordu. Saatlerce o durumda k mldamadan durdu. Kapnn yannda bo uvallar stnde iki ihtiyat eri oturuyordu. Kaps kapal idi, erisi yar ka ranlk, havas scak ve ard. Panos'tan veya Gole'ten bir mermi slk alarak dt m... Pavle heyecanndan tkrn yutuyor, ve nereye dtn anlamak iin et raf dinliyordu. Kprnn dinamitli olduunu biliyor, boyu na bunu dnyor, bir mermi oraya rastlayacak olursa acaba iine girip dinamiti patlatr m diye kendi kendine soruyordu. Erban, nbeti erlere emirler verdiini iitti. emirleri her zaman ayn szlerle bitirdi: Bu

Kprye zarar verebilecek en kk bir davran... ve byle bir ey hazrlandn gsteren pheli br iaret grld m adam hemen ldrlecek!.. Pavle bu szlere artk almt. Sanki onu ilgilendirmiyormu gibi dinliyordu. Kulbenin yan banda mermi ler ve arapneller patladka, elik paralar tahtalara arp tka korkuyordu ama bitmek tkenmek bilmeyen zaman la, katlanlmaz dnceleri ona daha ok ac veriyordu. Pavle, bana gelenleri, evini ve mallarn dnyordu. Ve dndke de bunlarn hepsi ona korkulu bir rya gibi geliyordu. nk bu son gnler kendisinin ve ailesinin ba sna gelen eyler baka trl aklanamazd. Daha birinci gn jandarma, niversiteli iki olunu da alp gtrmt ve evde yalnz karsyla iki kz kalmt. Osoynitse'de byk flarn yapld atelye gzleri nn de yanmt. Civar kylerdeki rgatlar ya dalm, ya da lmt. Kasabann iinde datt dn paralar batm t. ki adm tede kasabann en gzel dkkn olan maa zas kapatlmt. Ya yama edilecek, ya da br mermi d p onu harap edecekti. Kendisi de bu yan karanlk bara-

397 kada bir rehin olarak oturuyordu ve hayat, elinde olma yan bir eye, kprnn almyazsna bal idi. Dnceler zihnine grltl ve dzensiz dalgalar gibi saldryor, ar pyor ve dalyordu. mr boyunca yalnz ileri ve aile siyle uram bir adamn kpr ile ne ilgisi olabilirdi? Onu dinamitleyen de, imdi bombardman eden de o de ildi. Hibir zaman, ne raklnda, ne de bekrlnda Kapiya'ya gidip oturmamt. Hibir zaman vaktini Viegrad'n aylak halk gibi ark sylemek ve aka etmekle geirmemiti. imdi hayat gznn nnde geit resm ya pyordu... Hatt oktan beri unuttuu ayrntlara kadar... Sancaktan geldii zaman hatrlyordu. On drt yalarnda idi. Karn at. Opanka'lar (1) delikti. Petr isminde bir zen ginle anlaarak ylda bir kat elbise, iki ift ayakkab ve boaz tokluuna onun hizmetine girmiti. ocuklar ta yor, dkknda hizmet ediyor, kuyudan su ekiyor, atlar t mar ediyordu. Merdiven altnda, ayaklarn bile uzatamacl darack bir yerde yatyordu. On be yana gelince maala onu dkkna almlar, yerine de Sancakl baka bir kyl ocuu gelmiti. te, para biriktirmenin usuln ve mnsn o zaman anlamt. Be yl dkknn arkasnda kk bir odada yatp kalkm ve hibir gn ate yakma m hibir zaman da mum nda yatmamt. 23 yama geldiinde de zengin Petr onu aynice'li zengin ve iyi bir kzla evlendirmiti. O da bir tccar kz idi. Ondan sonra birlikte para biriktirmeye balamlard. gal yllar gel mi ve iler canlanmt. Kazanlar kolay, masraflar azd. Daima masraftan kanm, kazantan yararlanm ve, by lece bir dkkn sahibi olabilmiti. Sonra tekrar para birik tirmeye balamt. O ada para kazanmak hi de g deildi. ok abuk para kazanp ayn hzla kaybedenler de oktu. Kazandn
(1) Opanka: ark.

398 korumak kolay deildi. Ama o bunu da baarmt. Bu son yllarn heyecan ve politika akmlar ortaya knca, ya ilerlemi olmasna ramen yeni zaman anlam ona kar koymak, ya da uymak, ksacas, bu a zarar grmeden ve kk dmeden geirmek iin elinden geleni yap mt. Belediye reisine yardmclk etmi, ruhan meclisin ve Srp ark korolarnn (concorde) bakanln etmi, Srp bankasnn balca hissedarlarndan biri olmu ve Ziraat bankasnn Ynetim Kurulu yeliine atanmt. arda h km sren gelenek ve kurallara boyun eerek her gn sa ys kabaran kartlk arasnda volta vurarak gemisini, bu zorluklar iinde karma zarar gelmeden yrtmeyi baar mt. Ve btn bunlar halkn gznde kk dmeden, Hkmet byklerini kzdrmadan yapmaya almt. Kasaballar onu ei olmayan deerli, ihtiyatl, temkini bir insan rnei olarak gryorlard. Bylece bir insan mrnn yarsndan fazla bir zama nn almak, para biriktirmek, didinmekle geirmi, bir sinei bile incitmemi, herkese selm vermi, herkesin gnln alm ve para biriktirmekten baka bir eyle u-amayarak sessizce yoluna devam etmiti. Ama bakn ki, bu yol onu nereye karmt?.. Haydutlarn en sefili gibi :! <i asker arasnda, cehennem bir bomba gelip kprye bir zarar vermesin... ve bu yzden onu kuruna dizmesinler .eya bomasnlar diye tirtir titreyerek bekliyordu. Sonun da anlamt ki: (Ona en ok ac veren de bu idi.) Bouna <endine bu kadar eziyet etmi, bir kpek gibi almt, Genellikle yanl bir yol izlemiti... Oullarnn da, gen sin de hakk vard. Gerekten saynn hi rol olmayan 'ssapsz bir ada yayorlard. Belki de baka lleri :ian ve baka biimde hesap yaplan bir ada! Her ne r'ursa olsun onun hesab yanl km, ls ksa gel miti.
!

399 Pavle kendi kendine, syleniyordu: Ya... ite byle... Herey sana almay, tutum lu olmay retiyor. Seni buna srklyor. G sahibi ol mak istei akln ve kilise... hepsi. Sen de onlara uyuyor, ihtiyatla admn atarak drst bir yaay sryorsun. Da ha dorusu hi yaamyorsun... Ama alyor, didiniyor, para biriktiriyor, zlyorsun. Ve hayatn bylece geiyor. Sonra birdenbire bu oyun artk para etmez oluyor... Her kes beceriklilikle, aklllkla alay ediyor, kilise de kapla rn kapayarak susuyor. Otoritenin yerini kuvvet alyor, ka zan zorlularn eline geiyor ve kimse senin harcadn abay takdir etmiyor. Bu kabil mi?.. Byle bir eyin doru olmas mmkn m? Pavle boyuna kendine bunu soruyordu. Buna bir kar lk bulamaynca yine ilk dncelerine, her eeyi kay betme faslna dnyordu. Kendini ne kadar zorlarsa zor lasn, baka ey dnemiyordu. Daima ayn dnce zih nine saplanyordu... Zaman da, ldrc bir yavalkla s rklenip gidiyordu. Ona yle geliyordu ki, stnden bin lerce sefer dnp bakmadan getii bu kpr, imdi b tn bir sr gibi, bir eit uykuda... uyan olmayan bir uykuda imi gibi. ite Pavle bunun iin ban emi, omuzlarn kaldr m, iki kat oturuyordu. Derisinin her gzeneinden ter szyor... gmleinin, yakasnn ve kolal kol kapaklarnn altndan akyordu. Krmz fesinin altndan akan teri sili yor ve ter ar damlalar halinde yzne dklyordu. San ki byle akan ve onu terkeden hayat idi. Orta yal iki Macar kyls olan erler, stne kekik ekilmi domuz pastrmas ile ekmek yiyorlard. Ve sanki tarlada imiler gibi kk bir bakla kh bir para ekmek, kh bir para pastrma keserek ar ar yiyorlard. Sonra da sra ile teneke bir mataradan birer yudum beyaz a-

400 rap ierek ubuklarn yakyor, sigaralarn tellendirirken bir tanesi: mrmde byle terleyen insan grmedim, dedi. Ve tekrar bir sessizlik iinde sigaralarn imeye devam ettiler. Ama ter yerine kan dken ve uyan olmayan bir r yada kendini kaybeden yalnz Pavle deildi. Bu yaz gnle rinde Drina ile orak snr arasnda uzanan bu darack top rak parasnda, ehirlerde ve kylerde, yollarda ve orman larda her yanda, insanlar yzlerinden ter akarak hem ken disinin, hem bakasnn lmn aryor, ayn zamanda da bu lmden korkuyor... Btn g ve imknlaryle de ken dini ona kar savunmaya alyordu, nsanlarn, sava denilen bu tuhaf oyunu gittike geniliyor, yaylyor ve can l cansz hereyi egemenlii altna alyordu. Belediye barakasnn biraz ilerisinde bugn, grlme mi bir birlik vard. niformalar beyazd. Balarna beyaz smrge balklar giymilerdi. Bunlar Alman birlikleri idi, Savatan nce milletleraras orduya bal olarak kodra"ya gnderilmilerdi. Baka Milletleraras birliklerle bera ber bar ve dzenin korunmasna gzclk edeceklerdi. Sava knca kodra'yrbrakp Srp snrna en yakn Avus turya birliklerine bavurmalar iin emir almlard. Dn gece gelmiler ve imdi ar ile meydan arasndaki dz lkte dinleniyorlard. Orada tenha bir kede saldr emri ni bekliyorlard. Yz yirmi kii kadardlar. Yzbalar s caa hi dayankl olmayan iman br adamd. u anda jandarma avuu Daniel Repats' karsna alm azarla makla meguld. Onu Alman ordusundaki bir st rtbeli nin, kendisinden aa rtbedeki birini azarlad gibi azar lyordu. Yani... karsndakini hie sayan zppe bir tavrla baryor... ve adamlariyie, en gerekli eylerden yoksun olduklarn... susuzluktan lmek zere olduklarn syleye-

401 tek yaknyordu. Oysa etraflar, herhalde ierisinde gerek li eyler bulunan dkknlarla evrilmiti. Ak kalmalar na dair verilen emre ramen kapatlmlard. ' Siz burada necisiniz?., diyordu. Jandarma m, yok sa kukla m? Ben burada adamlarmla susuzluktan gebereyim mi? Yoksa bir haydut gibi dkknlar m kraym? Hemen bunlarn sahipleri bulunsun... ve bize gerekli olan yiyecek, iecek salansn. Ama hemen... bunun ne demek olduunu biliyor musunuz? Hemen. Her kelimede yzbann yzne biraz daha kan h cum ediyordu. Beyaz niformasnn stnde ba, dibin den kaznm salariyle bir gelincie benziyor ve byk bir fke iinde bir meale gibi yanyordu. avu Repats afallamt. Gzlerini krptryor, ne cevap vereceini bilemiyordu. Anlyorum Yzbam... Hemen yaplacak efendim... Anlyorum... hemen... Bu uyuukluktan ve aknlktan birdenbire byk bir hamaratla geerek arkasn dnd ve arya dalp sanki fkeden yanan Yzbaya yaklat iin jandarma avuu da birden alev almt ve bu alev onu komaya... etrafn dakilere vurmaya zorluyordu. Koarken ilk karsna kan Ali Hoca oldu. Dkknn dolamak iin henz mahallesin den iniyordu. Vakmaister (1) Repats'n bir kasrga gibi zerine geldiini grnce hoca birden ard ve bu deli ye dnm yaban grnl adam acaba yllardan beri sessiz ve sakin bir vakarla dkknmn nnden geen adam mi? diye dnd.
(1) Almanca (Wachmetisier)in syleni ekli. Drina Kprs f./2z

402 imdi bu karsna dikilen.adam gzleri dnm, kor kusundan baka bir ey grmeyen Repats idi. avu, san ki bir dakika nce yzbadan grdklerini ve iittiklerini tekrarlyormu gibi barmaya balad. Sizin topunuzu birden amal... Hey Yarabbim!.. Size dkknnz ak tutun! diye emir vermediler mi? Eer... sizin yznzden... ben... ve aknlndan ne sy leyeceini bilmeyen Ali Hocann sa yanana yle bir tokat aketti ki, sar sa kulandan sol kula stne srad. Sonra da avu, ayn tel iinde baka dkkn lar atrmak zere oradan uzaklat. Hoca sar dzeltti. Dkknn tahta kepengini indirip aknlktan zerine otur du. Rafta serilmi mallarn etrafna beyaz niformal aca yip tavrl askerler toplanmt. Bylesini hi grmemiti. Hep kendini ryada sanyordu. Ama gkten tokat yad bu devirde hibir eye almazd. Bylece btn bir ay... kprnn srekli bombardma n altnda, etraf inleten top ateleri arasnda... her trl sknt ve ac iinde... ve en byk felketleri bekleyerek geti. Savan ilk gnleri halkn byk bir blm iki ate arasnda kalan ehri terketmiti. Eylln sonlarnda ise ehir boalmaya balad. Son kalan memurlar gece vakti kpry geerek o seye ktlar. nk demiryolu kesilmiti. Yava yava as ker birlikler de Drina'nn sa kysndan ekildiler. Orada yalnzca az sayda olan mdafiler, nc blnden birka birlik... birka tane de dank jandarma devriyesi kal mt. Kpr de orada bir mahkma benziyordu. Ama arp an iki dnya arasnda hl btn ve hi dokunulmam olarak uzanyordu.

XXIV Gece gkyzn bulutlar kaplad. nsan, kendini Son baharda sanrd. Bulutlar aralarnda gkyz paralariyle dalarda taklp kalyordu. Avusturyallar son birliklerini geri ekmek iin bu karanlk geceden yararlandlar. Birlik ler, afak skmeden ok nce, sadece Drina'nn br ya kasna gemekle kalmam Liyeston dann br yannda ki tepelerle... Srplarn gznden ve hedefinden uzak yer lere kadar gitmilerdi. afak skerken ince bir bahar yamuru yamaya ba lad. Devriye kollar, kimse kalp kalmadn anlamak iin bu yamur altnda kprnn yanndaki evlerle, maaralar aradlar. Her yer l gibi idi: Orduevi, Lotika'nm oteli, ya kn kla ve ehrin banda bulunan dkknlar... Yalnz, evinden gelip henz kepengini amakta olan Ali Hoca'y dkknnn nnde buldular. Hoca'nn, ei - benzeri bulun mayan bir adam olduunu bilen jandarmalar, ona kesin olarak dkknn kapatp ardan uzaklamasn tenbih et tiler. nk, kpr civarnda durmak resmen yasakt ve lm tehlikesi vard. Hoca onlara, ne sylediini bilmeyen bir sarho gibi bakt ve karlk vermeye, hayatmzn oktan beri tehli kede olduunu, hepimizin lden farksz olduunu, ancak sramz gelince gmleceimizi sylemeye hazrland. Ama son gnlerde ald ac dersler onu bunlardan vazgeirdi. ve kesin bir tavrla onlara: Gerekli bir ey almak iin gel diini ve hemen evine dneceini syledi. Jandarmalarn acele ileri olmalyd ki ona bu mahalleden abuk ayrl masn tekrar tenbih ettikten sonra ary batanbaa ge ip kprye doru uzaklatlar. Ali Hoca onlarn, yamu'-

_ 404

dan kaln ve nemli bir hal haline gelen toprak yollardan sessiz admlarla uzaklamalarn seyretti. Kpry getik lerini grd. Kprnn korkuluu stnden yalnz omuziariyle balar ve tfeklerinin uzun sngleri grnyor, Butko kayalklar tepesinden gne douyordu. Ali Hoca, Onlarn btn tedbirleri byle iddetli, nemli ve aslnda samadr, diye dnd. Ve retme nini aldatan bir ocuk gibi kendi kendine glmsedi. Kepengini, iine szlebilecek kadar kaldrd, sonra da ya vaa kapayp brakt. Dardan maaza kapal imi gibi grnyordu. Karanlkta kalnca, maazann arkasndaki o kk ara la, tabutuna ekildi. Ka sefer... can skc insanlardan, yorucu ve zehirleyici konumalardan kamak, ailesinden ve kiisel isteklerden kurtulmak iin buraya snmt. Ba caklarn altna alarak sert ve alak bir iskemlenin stne oturdu, rahat bir nefes ald. D dnyann eitli etkileri altnda bulunan dn celeri hl dankt. Nihayet yatmt ve bir terazi gibi dengesini bulmutu. Darack oda vcudunun scakl ile snd ve Hoca, yalnzln, sknun ve unutmann rahatl na kavutu. Bu rahatlk, karanlk ve tozlu aral, yemyeil kylar ile, tatl tatl mrldanan sulariyle usuz, bucaksz cennet bahelerine eviriyordu. Bu darack yerin karanl iinde, doan gnein ve yamurlu bir sabahn serinlii hissediliyordu. Darda al lmam bir sessizlik hkm sryordu. Ve onu ne bir atrtnn, ne bir ayak veya insan sesinin bozmamas bir mucize idi. Hoca'nn kalbi bir minnettarlk ve mutluluk duygusuyle doldu. Allaha kr, bu iki tahta paras, sihirli bir gemi gibi Hak dininden birini, her felketten, her sefaletten, netice-

405 siz zntlerden, bann stnde arpan iki dmann ate kusan toplarndan korumaya yetiyordu. Bu dmanla rn her ikisi de kfirdi. Ve hangisinin daha beter olduu nu insan kestiremezdi. Hoca, Sava baladndan beri hi byle bir sessizlik grlmemiti, diye dnyordu. Bu sessizlik ne kadar gze! ve tatl idi. Onunla insan oktanberi zayflayan ve Hristiyanlarn top grltleri altn da bsbtn kaybolan gerek ve insanca hayata bir an ol sun kavuabiliyordu. Sessizlik duaya yardm ederdi. Hat t bal bana bir dua demekti. O srada Hoca, altndaki kk iskemlenin havaland n ve onu bir oyuncak gibi kaldrdn hissetti. O tatl sessizlik bozuldu ve bouk bir uultuya, sonra da btn havay kaplayan ve kulak zarn patlatan bir gmbrtye evrilerek, her taraf sard ve insan kulann duyma yete neini de at. Kardaki rafta bulunan eyalar tkrdayarak havaland ve stne dkld. Hoca, ah, diye inle di. Daha dorusu inleyen dncesi oldu. nk ne ses, ne de iitme hassas kalmt. Nasl ki dnyada yeri kal mamt. Kulaklar sar eden bir grlt her eyi bomu, ezmi, kknden skm ve bir ta gibi beraberinde s rklemiti. Ona yle geliyordu ki: ehrin, zerine kurulmu olduu iki rman arasndaki bu dil paras, korkun bir grlt le yerinden sklp karlm, havaya frlatlm ve hl orada uuyordu. Sanki her iki rmak birden yata ndan frlam ve imdi kvrlarak ykseliyordu... ve su larn arl altnda srklenerek bolua dklyordu. Tpk durdurulmayan ve kesilmeyen iki alayan gibi. B u . . . acaba kyamet gn m idi? Kitaplarn ve oku mu insanlarn szettii o mukaddes saat, gz ap kapa yncaya kadar dnyann bir kvlcm gibi yanp bitecei saat mi gelmiti? Bir bakiyie lemleri yakp sndren Allah iin bu pa trt, grlt ne idi ki? Hayr, bu, Allahn eseri olamazca

406 Ama insan eli nasl bu kadar gl olabilirdi? Onu arp mak, krmak ve iinde her ne varsa dncesine kadar hep sini bomak isteyen bu sinsi darbenin altnda, aldatlm, akn ve perian olan Hoca buna nasl karlk verebilir di? Onu srkleyen bu gcn ne olduunu bilmiyordu. Ne reye utuunu, nerede duracan da bilmiyordu. Yalnz kendisinin, Ali Hoca'nn, her yerde ve her eyde h akl k tn biliyordu. Tekrar Ah! diye sylendi ve bu sefer acyla inledi. nk onu havaya kaldran g imdi de id detle, hoyrata geri getiriyordu. Ama eski yerine deil de demenin stne... Tahta duvarlarla devrilen iskemlenin arasna atyordu, Banda kuvvetli bir sanc, dizlerinde ve srtnda bir ar hissetti. Kulana btn bu grltlerden ayr bir ses geldi. Bu, dkknnn damna kuvvetle inen bir darbe ile duvarn arkasndaki tahta ve maden eya larn tkrts ile angrts idi. Sanki dkkndaki btn e ya canlanm, umaya balam ve uarken havada birbiri ne arpyordu. Bu darbeden sonra sokan kaldrmlarna ve dkknn damna ta yamaya balamt. Ama artk Hoca kendini kaybetmi, yerde yatyordu. Kk aral ona. tabut olmutu. Darda gn tamamiyie aarmt. Ne kadar zaman by le baygn yattn bilmiyordu. Onu derin baygnlndan uyandran ey, bir kla insan sesleri oldu. Glkle ken dine gelebildi. Oysa tam bir karanlk iinde oturmu ol duunu hatrlyordu. Oysa imdi, kk br aralktan bu raya k szyordu. nsan kulann tahamml dnda olan ve insann kalbini durduran bir grltnn dnyay kapla m olduunu hatrlad. imdi ise derin bir sessizlik hkm sryordu. Ama bu... onu havaya frlatan o fetten nce ki... ona ylesine tatl gelen o sessizlie benzemiyordu. Onun kt kardeine... lme benziyordu. Bu sessizlik ne kadar da derindi. Bunu... onu aran seslerin... t uzak lardan geliyormu gibi derinden gelmesinden anlyordu.

407 Hl yaadn ve o kk aralkta bulunduunu an layan Hoca, bann stne yklan eyalarn altndan bo yuna Of!., ah!.. diye inleyerek doruldu. imdi sokak tan gelen sesleri ve seslenileri ok iyi duyuyordu. Eile rek dkkna giden dar geitten ieri szld. Gnn bol nda oras etrafa dalp salan eyalarla karmakark bir halde idi. Tam orta yerde insan ba byklnde ko caman bir ta duruyordu. Hoca gzlerini kaldrnca tavan dan aydnlk geldiini grd. Belli ki ta, dam ve tahta tavan delerek gemiti. Tekrar taa bakt. Beyaz ve sa vatl idi. Yz parlak ve dzd. Bir yan dzgn kesilmi olmasna ramen br yan bloktan zorla koparlm gibi eri br idi. Hoca, Eyvah!., kpr! diye dnd. Ama sokaktan gelen ses gittike ykseliyor, boyuna onu a ryor ve birey dnmesine vakit brakmyordu. Bylece her taraf szlaya szlaya ve henz zihnini toplayamadan Hoca kendini be alt genten kurulu bir grupun nnde buldu. Sakallar uzam, stleri balan toz iin de idi. stlerinde gri niformalar, balarnda kasketler ve ayaklarnda opanki'ler (1) vard. Hepsi de silahl idi. G slerinde aprazlama, parlak, kk kurunlarla dolu fienklikler tayorlard. ilingir Vlado Meri de aralarnda bulunuyordu. Ama banda kasket yerine bir kalpak vard. Onun gsnde de aprazlama bir fienkk gze arp yordu. lerinden biri efleri olmalyd. nce bykl, dz gn yzl, keskin izgili ve parlak gzl adam... Hemen Hoca'ya doru ilerledi. Tfeini omuzunda avclar gibi ta yordu. Sa elinde de fndk aacndan yaplm ince bir sopa vard. fke ile kfr etmekte idi. Sesini ykselte rek: Hey... bana baksana! dedi. Hi insan dkknn
<1) ark.

408

ardna kadar ak brakr m?.. Sonra da bir eyin eksildi mi askerlerin, dkknn yama ettiini syleyeceksin! Se nin mallarn korumak benim stme vazife mi? Adamn yz sakin, deta hareketsizdi. Ama sesi f keli idi. Elindeki sopa da korkutucu bir biimde kalkyor du. O srada Vlado M a ne ona yaklat. Yava sesle bireyler syledi. yi namuslu bir adam olabilir ama, dkknn bir daha ak ve bo bulursam bu sefer elimden yle kolay kurtulamaz! dedi. Silahl adamlar yollarna devam ettiler. Hoca, Bunlar da baka! diye dnerek onlar gzleriyle izledi. Gelir gelmez beni burada buldular... Zaten bu ehirde her ne deiiklik olursa olsun, ilkin cezasn ben ekerim! By le syleyerek alt st olmu, dkknnn nnde ayakta du ruyordu. Ba aryordu. Az ak ve vcudu krk dkk t. nnde uzanan ar sabahn ilk nda bir sava mey danna benziyordu. Kaldrmlar, kkl bykl ta, kire mit paralariyle, krk dallarla dolmutu. Gz kprye" ili ti. Kapiya yerinde duruyordu. Ama hemen sonra kpr iki ye ayrlyordu. Yedinci stun ortada yoktu. Altnc stun la sekizinci stun arasnda bir boluk srtyor ve byle yandan baknca rman yeil sular grnyordu. Sekizin ci stundan balayarak kpr tekrar devam ediyor ve te ki kyya kadar gene dnk ve her zamanki gibi parlak, dz gn ve beyaz uzanyordu. Ali Hoca, gzlerini birka kez ap kapad. Bu fel kete bir trl inanamyordu. Nihayet bsbtn kapad ve kapal gz kapaklarnn altnda, bundan be yl nce gr d askerler canland. Yeil adrn altnda, bu yedinci s tunda bir eyler kazyorlard. Sonra da o deliin stne konan demir kapak gznn- nne geldi. Dinamitlenmi

409 stunun azn kapatyordu. Yan banda Baavu Brankovi'in, kr, sar, dilsiz ama, anlaml hayali belirdi. rpererek tekrar gzlerini at. Gznn nndeki grnt hep ayn id. Kkl bykl talarla kapl olan ar, bir stunu yok olan kpr... ve kabaca koparlan iki kemerin arasnda srtan boluk!.. Byle eyler ancak ryada olabilir ve grlebilirdi. Evet, yalnz ryada. Ama bu inanlmaz manzaradan ban evirince de, iindeki kocaman tala karsna dkkn kyordu. Oraya buraya salan eyalarn arasnda yedinci stunun br paras duruyordu. ehrin merkezinden, biri nin seslendii duyuldu. Arkasndan da Srpa verilen bir ka komutla yaklaan ayak sesleri. Ali Hoca hemen kepengini kapatp kilitledi ve evine doru yolland. Bu yokuu karken ka sefer soluu tkanm, kalbi deta baka tarafta arpmt. Zaten 50 yandan sonra bu yoku, doduundan beri inip kt bu yoku, ona fazla dik, yol daha uzun grnmeye balamt. Hi bir zaman bugnk kadar uzun gelmemiti, Oysa bugn ehrin mer kezinden bir ayak nce uzaklamak ve evine dnmek is tiyordu. Kalbi yle anormal bir biimde arpyordu ki, so luu tkand ve durmak zorunda kald. Orada, aada bir yerde ark sylyorlard. Orada... aada harap kpr vard. Haincesne, zalimcesine ikiye blnmt. Bu sahneyi grmek iin ban evirmek bile gerekli deildi. (Zaten dnyada ban evirip bakmazd} T dipte... krlan stun dev br ktk gibi duruyordu. Ke merin etrafna binlerce para sram ve kemerin san da ve solundaki stunlar kabaca krlmt. Aralarnda on be metrelik bir boluk srtyordu. Kopan kemerin krk kenarlar... sanki birlemeye alyormu gibi zgn z gn birbirine doru uzanyordu. Hayr, dnyada hibir kuvvet ona ban evirten", ez-

410 di. Ama ilerlemeye ve yokuu kmaya da gc yoktu. n k kalbi, soluu gittike tkanyor, bacaklar da ona artk boyun emek istemiyordu. Derin derin soluk almaya ba lad. Yava, dzgn ve her seferinde daha da derin soluk alyordu. Eskiden bu ona iyi geliyordu. imdi de iyi geldi. Gsnn hafiflediini hissetti. Bu derin ve geni soluk larla kalbinin arpnts arasnda kendine bir eit denge salad. Tekrar yrmeye balad. Evini, yatan dn mek ona g veriyordu. Ar ar ve zorlukla yryordu. Ve sanki o da onunla birlikte yryormu gibi gznn n ne hep kprnn yklm manzaras geliyordu. Birisinin bi ze ac vermemesi, bizi izlememesi iin ona arkamz e virmemiz yetmiyordu. Gzlerini de kapasa yalnz onu g recekti. Hoca biraz daha arhat nefes almaya balamt. Evet... diyordu. Btn bu aralarn, makinelerin o alma ve acelenin ne olduu, neye yarad imdi anla lyor. O, her zaman her eyde ve herkese kar hakl kmt ama imdi... yanlmam olmak, ona memnuniyet vermiyordu. lk defa olarak buna ilgisiz kalyordu. Fazlasiyle hakl kmt. Yllarca onlarn kpr stnde al malarn seyretmiti. Onu gzelletirmi, temizlemi, su borular demi ve elektrikle aydnlatmlard. Sanki g zel ve faydal bir hayrat deil de alelade bir kaya paras imi gibi... Onlarn ne olduklar imdi meydana kmt. Hoca bunu oktan biliyordu ama, bugn aptaln biri bile bunu grebilirdi, Aliaha vakfedilmi olan en gzel... en salam eye el uzatmlard. Ve bu nereye kadar varacak t, Allah bilirdi! te Sadrazamn kprs bile, inci bir ger danlk gibi dklmeye balamt. Birey bir kere bala maya grsnd... Artk onu hibir g durduramazd. Hoca tekrar durdu. Nefesi ona birden ihanet etti. Yo ku, karsna almaz bir engel gibi dikildi. Tekrar derin bir soluk alarak kalbini yattrmaya alt ve tekrar ne fesi dzeldi. Canland ve daha abuk yrmeye balad.

411 Ziyan yok! diye dnyordu. Burada yklrsa el bette baka bir yerde yaplr. Belki baka diyarlarda, daha sakin blgelerde, Aliaha sayg gsteren insanlar vardr! Allah Drina'nn kysndaki bu mutsuz kasabay terkettikse btn dnyay, yeri, g de terk etmedi ya! Bu adam lar mahere kadar byle davranmayacaklard ya!.. Ama kimbilir? (Ah yalnz... bir para soluk alabilseydi) kimbilir? Belki de onu sonradan yutup harap etmek iin her e yi dzelten, tamir edip temizleyen ve mkemmelletiren bu bozuk din... Allahm dnyasn da bir gn le evire cekti... Sama yaplar ve kanl harabeleriyle onu... o an lalmaz itihasn tatmin etmek ve aln doyurmak iin kendine bir otlak yapacakt! Her ey olabilirdi. Yalnz mm kn olmayan br ey vard. O da, dnyay gzelletirmek ve insanlarn daha gzel ve daha rahat bir yaam srme leri iin dayankl, lmsz antlar yaptran byk adamla rn dnyadan bsbtn yok olmas idi. Eer byle bir ey olursa... Bu, Allahm sevgisi de dnyadan kalkt, yok oldu demekti. Hayr!.. Bu olamazd. Bu dnceler altnda ezilen Hoca, gittike daha ar, daha zor yryordu. imdi kasabada ark syledikleri da ha iyi duyuluyordu. Yalnz birazck daha fazla soluk alabilse... ve yol bu kadar dik olmasa... evine kadar gidip di vanna br uzanabilse... ailesinden birini grp sesini iitebilse!.. Evet istedii hepsi bu kadard. Ama bu da im knszd. Artk kalbinin vurulariyle nefesi arasnda bir denge salayamyordu. Kalbi tamamyle soluunu tkam t. Tpk bazan uykusunda olduu gibi. Yalnz bu sefer se lmete karan uyan yoktu. Azn at, gzlerinin yuvalarndan dar frladn hissetti. Boyuna uzayan yoku... imdi geliyor... geliyor... yzne yaklayordu. Nihayet bu kuru ve sert yol, btn gr alann kaplad. Sonra zifir bir karanlk haline gele rek onu tamamyle kavrad.

Meydan'a kan yokuta Ali Hoca uzanm yatyor, kia titreyilerle Aliaha ruhunu teslim ediyordu.

SON Belgrad, 1942 Temmuz 1943 Aralk.

You might also like