You are on page 1of 110

Ivan Sergeyevi Turgenyev _ Babalar Ve Oullar www.kitapsevenler.

com Merhabalar Buraya Yklediim e-kitaplar Aada Ad Geen Kanuna stinaden Grme zrller in Hazrlanmtr Ekran Okuyucu, Braille 'n Speak Sayesinde Bu Kitaplar Dinliyoruz Amacm Yayn Evlerine Zarar Vermek Deildir Bu e-kitaplar Normal Kitaplarn Yerini Tutmayacandan Kitaplar Beyenipte Engelli Olmayan Arkadalar Sadece Kitap Hakknda Fikir Sahibi Olduunda Aada Ad Geen Yayn Evi, Sahaflar, Ktphane, ve Kitaplardan Temin Edebilirler Bu Kitaplarda Hi Bir Maddi karm Yoktur Byle Bir eyide Dnmem Bu e-kitaplar Kanunen Hi Bir ekilde Ticari Amal Kullanlamaz Bilgi Paylatka oalr Yaar Mutlu Not: 5846 Sayl Kanunun "altnc Blm-eitli Hkmler " blmnde yeralan "EK MADDE 11. - Ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim ve edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir ticar ama gdlmeksizin bir engellinin kullanm iin kendisi veya nc bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu, vakf veya dernek gibi kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill alfabesi ve benzeri 87matlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda ngrlen izinler alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir ekilde satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. Ayrca bu nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur." maddesine istinaden web sitesinde deneme yaynna geilmitir. T.C.Kltr ve Turizm Bakanl Bilgi lem ve Otomasyon Dairesi Bakanl Ankara Bu kitaplar hazrlanrken verilen emeye harcanan zamana sayd duyarak Ltfen Yukardaki ve Aadaki Aklamalar Silmeyin Tarayan Yaar Mutlu web sitesi www.yasarmutlu.com www.kitapsevenler.com e-posta yasarmutlu@kitapsevenler.com yasarmutlu@yasarmutlu.com mutlukitap@hotmail.com kitapsevenler@gmail.com I. Turgenyev BABALAR ve OULLAR MORPA KLTR YAYINLARI DNYA KLASKLER DZS Yaynlayan : MORPA Kltr Yaynlar Ltd. ti. Ankara Caddesi 46/1, 34410 Caalolu-STANBUL Tel: (0.212) 512 62 09 Her hakk mahfuzdur. Dizgi Grsel Dzen : Murat Dizgi Kapak Dzeni : Murat Savakan Bask : EKO OFSET Cilt : Yedign Mcellithanesi VAN TURGENYEV Babalar ve Oullar Trkesi Sibel Akyz I Tarih 20 Mays 1859. Geni caddedeki hann alak eiinden; "Ee, Pierre, daha gelen giden yok mu?" diye uana seslenen kel kafal adam 40 yann biraz zerinde olmalyd; srtnda tozlu bir palto, ayanda kareli pantolon vard. Uak ise geni yzl, san, az sakall, donuk bakl, kk

gzl iriyar bir genti. Firuze tal kpesi, meli salar, grgl tavrlar ile yeni neslin kusursuz bir rnei olan bu uak kendinden olduka emin bir bakla yola doru bakt: "Hayr efendim, henz yok," dedi. Beyefendi: "Yok ha," diye tekrar sordu. "Yok," diye karlk verdi uak. Yal adam iini ekerek bir banka oturdu. O orada ayaklarn altna toplam; dnceli, soran baklarla etrafn incelerken biz onu okuyucuya tantalm. Ad Nicolas Petrovitch Kirsanov'dur. Kk hann 15 km kadar uzanda ikiyz kiilik gzel bir maliknesi; kendi deyimi ile, bu topraklar kyllerle paylamaya baladndan beri, bir iftlii vardr. Alaydan yetime, okuma yazmas pek olma. Turgenyev yan babas 1812'de general olmu sert bir askerdir; grevi dnda hayattan pek haberi olmayan bu adam Rusya'ya yrekten balyd. nce tugay komutan, sonra tmen komutan olmu, ancak hep tarada yaam ve orada rtbesi sayesinde nemli ahsiyetlerden saylmtr. Nicolas Petrovitch, ileride bahsedeceimiz aabeyi Paul gibi, Rusya'nn gneyinde dnyaya gelmi; 14 yana kadar evde, boaz tokluuna alan, olduka serbest davranl dadlar, yaverler tarafndan eitilmiti. Koliazine soyundan gelen annesinin kzlk ismi Agathe idi; general hanm olunca ismi Agathoclee Kouzminicha olarak deimiti. Dediim dedik bir kadnd. atafatl balklar, hrtl ipek elbiseleriyle kasla kasla dolard. Kilisede, haa herkesten nce o yaklard; sabahlar ocuklara elini ptrr, yatma vakti gelince onlar ha kararak kutsard; zetlersek, kendi kurallarna gre yaard. Pek cesur saylmayan, hatta kendine "korkak" lkab taklan Nicolas Petrovitch, aabeyi Paul gibi, o da general babasnn etkisi ile orduda grev alacakt. Ancak, tam atanma haberinin geldii gn bacan krm ve iki ay dinlenmek zorunda kalmt. Gene de baca tam iyilememi, mrnn sonuna dek hafif aksamt. Bunun zerine babas onun asker olmas arzusundan vazgeti, kendi hline brakt. 18 yana geldiinde onu Petersbo-urg'a gtrp niversiteye kaydettirdi. Bu srada aabeyi de Muhafz Alayna subay olarak atanmt. ki gen Petersbo-urg'da ayn daireyi paylayorlard. Anneleri, orada nemli bir devlet memuru olan yeeni Elie Koliazine'den kendilerine gz-kulak olmasn rica etmiti. Babalar ve Oullar Babalar onlarn yannda kalmam; grevinin bana, hanmnn yanna dnmt. Oullarna, askeri ktibe yazdrd belli, kurun renkte ktlarla mektup gndermekle yetiniyordu. Bu sayfalarn hemen altnda u imza bulunurdu: "Pier Kirsanov Tmen Komutan." 1835'de, Nicolas Kirsanov niversiteden 'meslee aday' unvan ile mezun oldu. Ve ayn sene General Kirsanov kt bir teftiten sonra zorunlu olarak emekliye ayrld ve Petersbourg'a yerleti. Tauride Bahesi'nin hemen yaknnda bir ev kiralayp, bir ngiliz Kulbne tam ye olmutu ki, beyin kanamas geirerek yaamn yitirdi. Hemen ardndan hanm da vefat etti. Kadncaz bakentin yaantsna uyum salayamamt; burada yaamak mecburiyeti kadn iin iin eritmiti. Annesi babas henz hayattayken ve zntler iindeyken, Nicolas Petrovitch kald dairenin sahibi Bay Prepolovenski'nin kzna k olmutu. Kz gzeldi, kendisini gelitirmi saylrd. Dergilerin bilim kelerindeki ciddi makaleleri okurdu. Yaz sresi biter bitmez Nicolas Petrovitch onunla evlendi ve babasnn ona salad Bayndrlk Bakanlndaki grevinden ayrlarak, sevgili Macha's ile birlikte, nce Su ve Orman rnleri Enstits yaknndaki bir yazla, sonra ehirde, pek snmayan, ufak ama sevimli bir eve en sonunda da oullar Arcade'n dnyaya geldii kye yerletiler ve aklarn en gzel ekilde yaadlar. Sakin ve ho bir yaant sryorlard. Birbirlerinden pek ayrlmazlard: Birlikte kitap okur, drt elle piyano alar; detler sylerlerdi. Kadn iek yetitirir, avludaki kularla ilgilenir; adam ise arada srada ava

kar, iftlik ileri ile urard. Arcade da bu huzurlu ve zevkli ortamda yetiiyordu. 8 . Turgenyev On sene bir rya gibi gelip geti. 1847'de Bayan Kirsanov vefat etti. Kocas bu darbeye dayanamad, birka haftada salar bembeyaz oldu. Dncelerinden biraz olsun syrlabilmek amacyla yurt dna kmay plnlyordu ki; olayl 1847 senesi geldi att. Her eye ramen kyne dnmek zorundayd. Uzun bir suskunluk dneminden sonra, kendisini iftlikteki yeniliklere verdi. 1855'te olunu niversiteye yazdrd; Saint-Petersbo-urg'da onunla birlikte k geirdi. Hemen hemen hi darya kmadan Arcade'n gen arkadalar ile yakn ilikiler kurmaya alt. Son k, bu programn uygulayamad, iftlikte kald. Ve ite, 1859 ylnn Mays aynda imanlam, hafif kamburla-m hlde, kendisi gibi o da 'meslee aday' unvanm kazanan olunun dnn beklemektedir. Uak, saygszlk etmemek, efendisinin gznden dmemek iin kapdan km, piposunu yle yakmt. Nicolas Petrovitch ba ne eik, peronun eski psk basamaklarna bakarken hayallere dalmt: rice bir tavuk yava yava basamaklar trmanyordu; pis tyl bir kedi tnedii yerden kendisine kt baklar atyordu. Yakc bir gne vard; kk hann yar glge bekleme odasndan scak avdar ekmei kokular yaylyordu. Bizim Nicolas Petrovitch hayalleri arasnda kaybolmutu: "Olum... mezun oldu... benim Acade'm," Bu dnceler hi aralksz beyninde dolayordu; baka bir eye kendisini veremiyordu. Aklna lm kars geldi: "Bugn gremedi," diye znt ile mrldand. ri, mavili bir gvercin yola kondu, aceleyle kuyunun kenarndaki birikintiden su imeye koyuldu. Nicolas Petrovitch gzlerini kua evirdi ki, tam o srada yaklaan Babalar ve Oullar arabann tekerlek sesleri duyuldu. Uak kapnn te yanndan kp yanna geldi: "te sonunda geldi sanrm." Nicolas Petrovitch bir srayta yerinden kalkt, gzlerini yola dikti. Sonunda at arabas ve banda renci kasketi ile Arcade'n sevimli yz grnd. "Arcocha! Arcocha!" diye bard Kirsanov. Elini, kolunu sallayarak ona doru kotu. Birka saniye sonra, dudaklar tozlanm gencin, gne yan, sakalsz yanaklarndan doya doya pyordu. II Arcade, yol yorgunu olmasna ramen gene de babasn nee ile perek, canl, cvl cvl bir sesle: "zin ver de stm temizleyeyim babacm; elbisen kirlenecek," dedi. "Ziyan yok olum," dedi babas efkatle glmseyerek. Biraz geriledi, olunu yle bir inceledi, sonra hemen hana doru ynelerek atlarn hazrlanmasn emretti. Nicolas Petrovitch olundan daha heyecanl grnyordu. Kendini kaybetmi, akn bir hli vard. Arcade onu durdurdu. "Babacm, sana mektuplarmda ska bahsettiim yakn dostum Bazarov'u takdim edeyim. Bizim misafirimiz olmay kabul etti." Nicolas Petrovitch pskll, ince bir stlk giymi, arabadan henz inmekte olan uzun boylu gence yaklat. 10 . Turgenyev Gencin, plak ve krmz elini coku ile skt. "Memnun oldum. Bizi ziyaret etme nezaketi gsterdiiniz iin ok teekkr ederim," diye sze balad. "Umarm adnz ve baba adnz sylersiniz..." "Eugene Vasiliev," diye cevaplad Bazarov uyuuk, ancak cesur bir sesle. stndekinin yakasn aarak, Nicolas Petrovitch'in yzn tam olarak grmesini salad. Geni alnl, uzun, zayf yznde iri el gzler ldyordu. Uzun, kum renginde favorileri vard. Sakin tebessm yzne canllk katmt. Zeki ve kendinden emin bir ifadesi vard. "nallah yanmzda sklmazsnz, ok sevgili Eugene Vas-silitch," dedi Nicolas Petrovitch. Bazarov cevap vermedi, yalnzca kasketini hafife oynatmakla yetindi.

Nicolas tekrar oluna dnd: "Ee, ne diyorsun Arcade? Hemen atlar koalm m, yoksa biraz dinlenmek mi istersiniz?" "Evde dinleniriz baba; atlan koalm." "Tabii, hemen! Hey Pierre, duduyor musun? Gerekeni yap olum, hadi!" ada bir uak rnei olan Pierre gen efendisinin elini pmeye yeltenmemi, yalnzca uzaktan bayla selmlamakla yetinmiti. Nicolas Petrovitch bu srada han sahibesinin getirdii suyu imekteydi. Skntl bir hlde: "Ben buraya faytonla geldim ve fayton iki kiilik. Ancak bir de sizi getiren arabaya koabileceimiz at var. O hlde, bilmiyorum ki arkadan..." diye anlatyordu. Babalar ve Oullar 11 Arcade: "O da dierine biner," diye kesti. "Yalvarrm ona farkl grnmeye alma; o samimi, sade bir insandr, greceksin." Bu arada Bazarov, piposunu yakm, atlar hazrlayan srcye yaklamt: "Haydi kmlda bakalm kabasakal!" diye seslendi. "Duyuyor musun, Mitioukha, bey seni nasl aryor, duyuyor musun? Gerekten de kabasakalsn sen," diye glyordu, elleri gocuunun cebindeki, teki arabac. Mitioukha kalpakl ban sallamakla yetindi; ter iindeki atlarn dizginlerini zd. Nicolas Petrovitch: "Haydi ocuklar, daha hzl, elinizi abuk tutun!" diye bard. "abuk olursanz size iki smarlarm." Birka dakika sonra atlar kouldu bile. Baba ve oul faytona, Pierre de arabacnn yanna yerleti. Bazarov ise atlarn ektii teki arabaya binerek, ban deri yasta gmd. ki araba ylece yola koyuldu. III "te sonunda 'meslek aday' unvann aldn ve eve geri dndn," dedi Nicolas Petrovitch. Konuurken de bir yandan olunun omzuna, dizine dokunuyordu. "Amcam nasl, iyi mi?" diye sordu Arcade. Ruhunu dolduran o ocuksu sevinci saklayp, konumay gndelik konulara : . Turgenyev ekmeye alyordu. Amcan iyi. O da benimle gelecekti ancak, neden bilmem sonra fikrini deitirdi." "ok bekledin mi?" "Be saat kadar." "Ah benim iyi yrekli babacm!" Coku ile babasnn yanana sesli bir pck kondurdu. Babas glmseyerek: "Sana hazrladm at grmelisin, harika bir ey; odan da yeni hal ile dettik!" dedi. "Bazarov iin de bir oda var m?" "Ona da bir oda hazrlarz." "Yalvarrm baba, ona kar nazik ol! Onun arkadalnn benim iin ne kadar deerli olduunu bilemezsin!" "Yeni tantnz, deil mi?" "Aslnda yle." "Ben de kendi kendime onu geen k grmedim, diyordum. Ne i yapyor?" "Aslnda doa bilimci. Ancak her konuda bilgisi var. Seneye tp dalnda doktorasn sunacak." "Demek tp fakltesinden" diye mrldand Nicolas Petro-vitch. Ksa bir sessizlikten sonra eliyle aada bir yeri iaret ederek seslendi: "Pierre, u geenler bizim kyller deil mi?" Pierre, efendisinin gsterdii yne bakt. Dar yolda, sska atlar koulmu birka araba hzla ilerlemekteydi. Hepsinde gocuklarn rzgra am bir ya da iki kyl oturmaktayd.

Babalar ve Oullar 13 "Evet baym," dedi Pierre. "Nereye gidiyorlar dersin? ehre mi?" "Muhtemelen. Meyhaneye gidiyorlardr," diye cevaplad onlar kmseyerek. Grn dorulamasn istercesine yanndaki arabacya bakt. Ancak teki tepki vermedi; o genlerin grn paylamayan, geri kafal, yal birisiydi. Nicolas Petrovitch tekrar oluna dnd: "Bu sene kyllerle byk dertler yaadm. Vergilerini demiyorlar. Ne yapacaz bilemiyorum." "Ya gndelikiler, onlardan memnun musun?" "Eh, evet," dedi dilerinin arasndan Nicolas Petrovitch. "Arkandan onlar kkrtyorlar, ite sorun da burada. Sonra dikkatli almyorlar, aletleri kt kullanyorlar. Fakat gene de pek kt almadlar. Zamanla herhalde daha iyi olacak. Allah akna, syler misin, sen artk tarmla ilgileniyor musun?" "Asl sorun buralarda hi glge olmamas," dedi Arcade kendisine sorulan soruyu cevaplamayarak. "Evin kuzey ksminin balkonunu geni bir sundurma ile kaplattm. Artk le yemekleri bile ak havada yenebilecek hlde." "yleyse desene, kendimizi yazlkta gibi hissedeceiz! Brakalm imdi bu samalklar bir kenara! Gkyz ne kadar da gzel! Her yan ne gzel kokuyor! Bahse girerim, dnyann hibir yerinde hava bylesine gzel kokmuyordur. Tabii, gkyz de burada..." Arcade birden sustu, geriye doru bakt ve szne devam etmedi. "Elbette ki buras sana bambaka grnecek. Buras senin 14 . Turgenyev doduun, bydn yer. Sen bu topraklarn ocuusun" dedi. Nicolas Petrovitch: "Yanlyorsun babacm, nerede doduumun bir nemi yok!" "Gene de..." "Gerekten; kesinlikle bunun nemi yok." Nicolas Petrovitch bir ey sylemedi, yle bir gznn ucuyla oluna bakt. Araba ancak yarm kilometre kadar ilerledikten sonra yeniden sze baladlar: "Sana yal stninenin, Iegorovna'nn ldn yazm mydm, hatrlamyorum." "Sahi mi! Zavall ihtiyarck! Ya Prokofitch? O hl yayor mu?" "Tabii ve hl ayn gevezelikte. Marino'da pek byk deiiklikler grmeyeceksin." "Khyan gene ayn m?" "Hayr, deitirdim. Eski, azat edilmi kleleri yanmda tutmamaya; hi olmazsa sorumluluk istemeyen ilerde onlar kullanmaya karar verdim." Arcade gzleriyle Pierre'i iaret etti. Nicolas Petrovitch alak sesle: "O zgr. Yalnzca hizmetkrlk yapyor. imdi khya olarak bir sanatkrn olunu ie aldm, o doutan zgr olanlardan. lerin stesinden gelebilecek gibi gzkyor. Ona senede ikiyzelli ruble veriyorum," diye fsldad. Sonra eliyle alnn, kalarn kayarak, ki bu onun iinde sknt olduuna iaretti, ekledi: "Aslnda... Aslnda sana daha nce Marino'da byk deiBabalar ve Oullar siklikler olmadn sylemitim ya. Bu pek doru deil. Seni nceden uyarma ihtiyac hissediyorum. Her ne kadar..." Ksa bir tereddt anndan sonra Franszca olarak szlerine devam etti: "Radikal bir ahlk, benim bu iten itirafm yersiz bulacaktr; ancak birincisi, bunu saklayamam ve sonra ikincisi, senin de bildiin gibi baba-oul ilikisi hususunda zel prensiplerim vardr. Beni sularsan sana hak veririm. Benim yamdaki bir adam ve o kz... Sana muhtemelen daha nce ondan bahsetmiimdir." "Fenetchka m?" diye sordu Arcade, ilgisiz bir tavrla.

Nicolas Petrovitch kzararak: "Ltfen onun ismini yksek sesle syleme... Evet, ite o... Artk benimle birlikte oturuyor. ki kk odamz var, bize ait. Ancak bu pekla deiebilir," dedi. "Peki ama neden deisin, babacm?" "Arkadan yanmzda kalacak. Ayp olur." "Bazarov'u yalvarrm, dnme babacm. O bu tr eyleri nemsemez." "Hem sonra sen de varsn. Yalnzca kk daire pek iyi durumda deil, aksilik burada!" "Ltfen babacm, zr diliyor gibisin. Utanyor musun yoksa?" "Aslnda utanmam iin yeterince sebebim var," dedi Nicolas Petrovitch iyice kzararak. "Yeter babacm, rica ederim," diye efkatle glmsedi Arcade. 'Niin sulu hissediyor ki kendini' diye dnyordu iinden. Yrei iyi niyetli, yumuak babasna kar acma ve 16 . Turgenyev efkatle doldu. "Rica ederim, yeter," diye tekrarlad, kendisini zgr, geli-, mi, bu konulardan syrlm bir birey hissetmenin tadn kararak. Nicolas Petrovitch, elleriyle hl alnn, kalann ovalamaktayd, oluna kaamak bir bak att, iinde hafif bir sknt duydu. Fakat hemen kendine kzarak, toparland. Ksa bir sessizlikten sonra: "te bizim tarlalar," dedi. "uradaki bizim koru deil mi?" diye sordu Arcade. "Evet ama artk bizim deil. Sattm. Bu sene kesilecek." "Niye sattn?" "Paraya ihtiyacm vard ve zaten arazi ksmen kyllerindi." "Sana vergilerini demeyen kyllerin mi?" "Bu onlarn bilecei i. Eninde sonunda bir gn deyecekler." "Yazk olmu koruya!" dedi Arcade ve evreyi seyretmeye koyuldu. Bir yanda alalan, tede ykselen tarlalar ufuk izgisine doru sonsuzmucasna yaylmaktayd, ileride kk korular gzkmekteydi. Clz fundalklarn bulunduu dar vadiler. II. Catherine zamanndaki plna uygun olarak, kavisli bir snr izmekteydi. Yol boyunca, kenar oyuntulu nehirlere, zerindeki bentleri acnacak halde olan minik gllere, ounun ats devrilmi derme atma evlerin bulunduu kylere, kendi hline terkedilmi harman yerlerine ve yanlarnda geni kapl, duvarlar sazdan rlm minik ambarlara, kaba svas yer yer dklm, Babalar ve Oullar 17 halar eilmi viran mezarlar ile kimi ahap, kimi tuladan kiliselere rastlanmaktayd. Arcade iinde giderek artan bir sknt duydu. stelik bu yetmiyormu gibi, yanlarndan getikleri btn kyller yrtk prtk giyinmiler, clz beygirlere binmilerdi. Yol boyundaki stler, dklm yapraklan, krk dallan ile st ba yrtk dilencilere benziyorlard. Kemiriimi gibi delik deik deriieriyle elimsiz inekler hendeklerdeki otlardan oburca yemekteydi. Sanki bir canavarn lmcl penesinden kl pay kurtulmulard. Bu acnacak hldeki gsz hayvanlarn grnts, u gzel ilkbahar gnnde insann zihninde bitmek bilmeyen frtnalar, donlar, kar ile sinsi k canlandrmaktayd. "Hayr, bu lke kesinlikle zengin deil. Ne topraklar verimli, ne de insanlar bilinli! Bu hlde devam edemez. Bir reform gerekli. Ancak nasl? Nereden balamal?" diye dnyordu Arcade. Bu tr dnceler iinde olduu hlde, gene de ilkbaharn verdii yaama sevincini hissetmekteydi. Her yan neeli yeil bir renk brmt; aalar, allar, otlar, her ey hafif bir meltem esintisi ile tatl tatl kprdyordu; tarlakular-nn bitmeyen arks her yerde nlamaktayd. Kuzgunlarn gzel siyahi renkleri, henz boy atm baak tarlalarnn, ak yeil rengi zerinde iyice belirginleiyordu. Arcade bu manzaraya doya doya bakt. Dnceleri yava yava geveyip dalmt. zerindeki kaputu kararak babasna ylesine neeli, ylesine ocuksu bakt ki, yeniden sarma dola oldular. "Pek bir yolumuz kalmad," diye belirtti Nicolas Petrovitch.

"Bak, hemen u kk tepeyi geince evimiz gzkecek. 18 I. Turgenye Seninle ok iyi anlaacaz. Arcadia; malikane ile ilgilenmeme yardmc olursun; tabii umarm bu seni skmaz. Artk bundan byle birbirimizi daha iyi tanmal, birbirimize daha yakn olmalyz, yle deil mi?" "Tabii ki!" dedi Arcade. "Bugn de hava ne kadar gzel!" "Bu senin erefine sevgili ocuum. Evet, bugn ilkbaharn en parlak gn! Ancak ben de Pukin'in "Eugene Oneguire" de belirttii gibi dnyorum; bilirsin." Ah! Geliin beni ne kadar hznlendiriyor. lkbahar, ilkbahar, ey ak mevsimi Ne kadar... "Arcade," diye seslendi Bazarov bu arada, dier arabadan. "Bana bir kibrit yollasana. Puromu yakamyorum." Nicolas Petrovitch sustu. Babasn aknlkla, ancak bir o kadar da efkatle dinleyen Arcade aceleyle cebinden gm kibrit kutusunu karp Pierre araclyla Bazarov'a gnderdi. "Sen de ister misin?" diye yeniden seslendi Bazarov. "Tabii ki." Pierre elinde kibrit kutusu ve kaln bir puro ile dnd. Arcade hi beklemeden purosunu yakt. Etrafa ac, kuvvetli bir koku yayld. mrnde hi sigara imedii iin Nicolas Petrovitch ban te yana evirmekten kendini alamad. Fakat olunun rahatsz olmamas iin, bunu belli belirsiz yapt. Bir eyrek saat kadar sonra, iki at arabas, yeni boyanm, krmz tulal, gri ahap evin nnde durdu. Marino'ya varmlard Yeni Kasaba'ya ya da kyllerin deyimiyle "Gebeler iftlii"ne. Babalar ve Oullar 19 IV Uaklar efendilerini karlamak iin darya akn etmedi. Yalnzca merdivenlerde oniki yalarnda bir kz ocuu grld; ardndan Pierre'e ok benzeyen, armal beyaz dmelerle bezenmi gri kyafetiyle gen bir uak belirdi: Bu Paul Petrovitch'in uayd. Hibir ey sylemeden arabann kapsn ve kapaklarn at. Nicolas Petrovitch, olu ve Bazarov neredeyse eyasz saylabilecek, lo yemek odasndan geip daha modern tarzda deli salona getiler. "Evet, nihayet evimizdeyiz!" dedi Nicolas Petrovitch kasketini karp salarn savurarak. "Her eyden nce, biraz dinlenip, kendimize gelmeliyiz." "Aslnda bir iki lokma bir ey yesek hi fena olmaz," dedi Bazarov gerinerek ve kendisini bir divana att. "Evet, evet! Haydi akam yemeini hazrlayn, abuk!" Bu arada Nicolas Petrovitch grnrde bir neden olmad hlde ayaklaryla yere vuruyordu. "Ah ite, tam zamannda da Proko-fitch geldi!" eri giren ak sal adam altm yalarnda olmalyd. Zayf, esmer tenli idi. zerinde deri dmeli kahverengi kyafet, boynunda pembe renkli bir-fular vard. Yznde geni bir tebessm ldyordu. Gelip Arcade'n elini pt, misafirin de nnde eildikten sonra kapya doru geriledi, elini beline dayayarak orada ylece durdu. "te olumuz, Prokofitch. te sonunda aramzda... Evet? 20 . Turgenyev Onu nasl buldun?" diye sordu Nicolas Petrovitch. "ok iyi grdm beyefendi," dedi geni bir glmsemeyle yal adam. Birden kalar atld, ciddi bir ifade ile: "Yemei hazrlataym m?" diye sordu. "Evet, evet, ltfen. Belki daha nce, biraz odanza ekilmek istersiniz." "Hayr, teekkrler, art deil. Yalnzca valizlerim ve paltom tansn yeter," dedi stndekini kararak. "Tamam, Prokofitch, o hlde beyin paltosunu alabilirsin!" Prokofitch sanki bir an tereddt eder gibi oldu; sonra Baza-rov'un paltosunu alp, ayaklarnn ucuna basa basa odadan kt.

"Ya sen Arcade, sen odana gemek ister misin?" "Evet, biraz temizlensem iyi olur," dedi Arcade. Tam kap-- ya ynelmiti ki, ieriye, koyu renk ngiliz kumandan bir takm giyinmi, eski moda ksa bir kravat takm, cill botlar ile bir adam girdi. Bu Paul Petrovitch Kirsanov'du. Krkbe yalarnda gsteriyordu. Ksa kesilmi ak salarnda gmi prltlar vard. Solgun, karksz dzgn hatl yz zenli bir el tarafndan ilenmi gibi kusursuzdu. Belirgin bir gzelliin izlerini koruyordu. Hele ldayan o siyah/iri gzleri gerekten ok gzeldi. Arcade'n amcas btn kibar, ince davranlaryla bir gencin kibarln yanstmaktayd. Genelde yirmili yalar geince kaybedilen dnyevi eylerden uzak, yksek idealleri olan birisinin edas vard. Paul Petrovitch uzun, pembe trnakl gzel elini pantolonunun cebinden karp yeenine uzatt. nce Avrupallar gibi el skp tokalatktan sonra, Rus usul kez sarld; daha doBabalar ve Oullar 21 rusu, mis gibi kokan byklarn yeeninin yzne deirdi: "Ho geldin," dedi. Nicolas Petrovitch, ona Bazarov'u takdim etti: Paul Petrovitch hafifle eildi, glmser gibi yapt, ancak, elini uzatmad. "Bugn geleceinizi tahmin etmiyordum," dedi sevecen bir sesle. Olduka nazik bir biimde omuzlarn oynatt. Konuurken gzel beyaz dileri grnyordu. "Yolda herhangi bir sorun kt m?" "Pek saylmaz," diye cevaplad Arcade. "Hayr, yalnzca yol biraz uzad. Bu yzden de imdi kurtlar gibi az. Prokofitch'e acele etmesini syle baba! Ben hemen dnerim." "Bekle seninle geliyorum" diye bard Bazarov, oturduu yerden frlayarak. ki arkada odadan ktlar. "Bu kim?" diye sordu Paul Petrovitch. "Arcade'n bir arkada; ok akll birisi olduunu sylyor." "Bir sre burada m kalacak?" "Evet." "Bu uzun sal tip mi yanmzda kalacak?" "Evet dedim ya." Paul Petrovitch parmak ularyla masaya vuruyordu. "Arcade' biraz gz alm buldum," diye gzlemini belirtti. "Onu tekrar aramzda grmekten ok mutluyum." Sofrada az konuuldu. Bazarov neredeyse hi konumad, ancak bol bol yemek yedi. Nicolas Petrovitch kendi deyimiyle 'kendi ifti yaam'ndan alnt birok hikyeler anlatt; beklenen hkmet nlemlerinden, komitelerden, milletvekillerinden, 22 . Turgenyev tarm makinelerinin kullanmnn yararndan vs. bahsetti. Paul Petrovitch yava admlarla yemek odasnda dolayordu -hibir zaman akam yemei yemezdi.- Ara sra elindeki krmz araptan yudumlayp, anlatlanlara "Ya yle mi?" deyip, ban sallamakla yetiniyordu. Arcade onlara Saint Petersbourg'dan haberler verdi. Ancak zerinde bir para ekingenlik hissediyordu. imdiye kadar ocuk muamelesi grd bu yerde, imdi kendisine bir gen adam gibi davranlp, sayg gsterilmesinin verdii bir ekingenlikti bu. Laf gereksiz yere uzatyor, 'baba' diye seslenmekten zellikle kanyordu; istemedii hlde her seferinde kadehini son damlasna dek bitirerek ok miktarda arap iti. Prokofitch onu izliyor, dudaklarn srp duruyordu. Akam yemeinden sonra herkes odasna ekildi. "Amcan tuhaf bir adam, deil mi?" dedi Bazarov Arcade'a. Robdambryla yatan kenarna oturmutu. Piposunu yakt: "Kasabada bylesine klk insann tuhafna gidiyor! Hele o trnaklar, tam vitrinlik!" "Fakat bilir misin, o zamannda bir aslan gibiydi. Bir gn sana onun hikyesini anlatrm. Bir tanr kadar gzeldi, kadnlarn ban dndrrd."

"Anlat, anlat. Yakkl bir ihtiyarn anlar! Ne yazk ki, burada etkileyebilecei kimse yok. Ona bakmaktan kendimi alamadm. Kolal yakas kaya gibi, ya o enesi... Ne de iyi tra etmi. Sence btn bunlar komik deil mi Arcade?" "Belki, fakat o gerekten, harika bir insandr." "Tuhaf bir eski zaman adam o! Baban, evet o iyi birisi. iir okumay bilmiyor, tarmdan belki hibir ey anlamyor, ama Babalar ve Oullar 23 ok iyi birisi." "Babamn altn gibi bir kalbi vardr." "Baban ekingen birisi farknda msn?" Arcade sanki kendisi hi ekinmemi gibi ban sallad. "Bu romantik ihtiyarlar gerekten de ilgin oluyorlar. Kendilerine sinir sistemlerini bozacak kadar ykleniyorlar ve bir darbe ile bu denge bozulabiliyor. Neyse haydi ben gidiyorum. Odamda ngiliz stili bir lavabom var, ama kapm kapanmyor. nemli deil, insanlar una zendirmek lzm: "te ngiliz lavabolar, ite geliim." Bazarov odadan kt. Arcade' bir sevin duygusu sard. Kendi yatanda, ok deerli stannesinin yorulmak bilmeyen elleriyle iledii yorgann altmda, doduu evde uyumak ok huzur vericiydi. Arcade len stannesini hatrlayp, zntyle iini ekti. Tanr'dan onun ruhuna rahmet diledi. Kendisi iin dua etmezdi. Yasta bam koyar koymaz hemen uykuya dald. Yan odadaki Bazarov da... Fakat evdeki dier kiiler daha uzun bir sre uyank kald. Nicolas Petrovitch olunun eve dnnden ok etkilenmiti. Yatana uzand, ancak mumu sndrmedi. Ban ellerinin arasna alp deiik dncelere dald. Aabeyi ise geceyi kendi odasnda, minenin zayf nda, geni koltuunda oturarak geiriyordu. stn deitirmemi, sadece cill izmelerini karp yerine, krmz in ii terliklerini giymiti. Elinde Galignani'nin son says vard, ancak okumuyordu. Gzlerini mavimtrak, gittike snen atein titretii mineye dikmiti. Ne dndn Tanr bilir, fakat uras kesin ki; yalnzca gemii dnmyordu. Evin arkasndaki kk odada ise, gen bir kadn geni bir divanda oturuyordu. zerinde mavi 24 . Turgenyev bir hrka vard. Koyu renk salarna beyaz bir earp rtmt. Bu kadn Fenetchka idi. Ara sra uyuklasa da, btn dikkatini yan odada uyuyan bebein nefes alna vermiti. Ertesi sabah, Bazarov herkesten nce uyanp evden kt. "una bak, etraf inceledikten sonra, buras insana pek de gzel gelmiyor," diye dnd. Topraklarn kyllerle paylatktan sonra; Nicolas Petrovitch, ans eseri tamamen bo olan, yaklak drt dnm genilikteki bu topraklara yeni malikanesini kurmutu. Buraya bir ev, mtemilt, ahr ve bir al yaptrm, bir bahe oluturmu, bir gl ve iki kuyu kazdrmt. Fakat fidanlarn ou tutmam, gl tam, kuyulardan kt su kmt. Yalnzca arda saran akasya ve leylklar bymt, altnda oturulup ay iiliyor yemek yeniyordu. Birka dakika iinde Bazarov bahenin tamamn dolam; ahrlarn etrafnda bir tur atmt. Mtemilttan yanna iki ocuk buldu ve birlikte kurbaa yakalamak iin batakla gittiler. "Kurbaay ne yapacaksn?" diye sordu ocuklardan birisi. "Sana bunu anlataym," dedi. Kendinden kklerle iliki kurmakta zel bir yetenei olan; onlar kmseyip rahatsz etmeyen Bazarov, 'Kurbaalarn karnlarn ap iinde ne var, diye bakyorum ve bu ekilde, iki ayamz zerinde yrmemiz dnda pek farkmz olmayan bu kurbaalar sayesinde, bizim iimizde de neler olduunu anlamaya alyorum." "Bunu bilmenin sana ne yarar var?" Babalar ve Oullar 25 "Bylece sen hastalandnda, ben seni iyiletirmek iin gelince yanlmayacam." "Sen doktor musun?"

"Evet." "Vaska, duydun mu? O bizim, senin ve benim kurbaalara benzediimizi sylyor. Ne komik deil mi?" "Ben kurbaalardan korkarm," dedi Vasko. Dz yakal gri bir kazak giymiti. Yedi yalarndayd, plak ayaklyd. "Neden? Kurbaalar srr m?" "Hadi bakalm filozoflar, suya girin!" dedi Bazarov. Bu arada Nicolas Petrovitch de uyanmt. Arcade'n odasna girdiinde, onu giyinik buldu. Baba oul sundurmal terasa ktlar; parmakln yanndaki masann zerinde, leylk demetleri arasnda, bir semaver kaynyordu. nceki gn yolcular ilk karlayan gen kz orada belirdi, alak sesle: "Theodosie Nikolovna kendisini pek iyi hissetmiyor, o yzden gelemeyecek. ay kendiniz mi servis yaparsnz, yoksa Douniacha'y gndereyim mi, diye soruyor." "Servisi ben yaparm," diye aceleyle cevaplad Nicolas Petrovitch. "Arcade ayna st ya da limon alr msn?" "Biraz st alaym." Ksa bir an sonra, Arcade sorgulayan bir sesle: "Baba," dedi. Nicolas Petrovitch sknt ile oluna bakt: "Ne var?" Arcade gzlerini indirdi. "zr dilerim baba, eer sorum yersizse..." diye sze balad. "Fakat senin dn gsterdiin akszlln beni bunu sor26 . Turgenyev maya itiyor." Evet?" "Eer izin verirsen sana soraym; ben varm diye mi Fenetchka ay servisi yapmaya gelmiyor?" Nicolas Petrovitch yavaa ban evirdi. "Belki. yle sanyordur ki... Belki rahatsz olmutur..." dedi nihayet. Arcade babasna bakt: "Rahatsz olmas iin hibir sebep yok ki! ncelikle benim dncelerimi biliyorsun -bu szleri sylemek Arcade'n zellikle houna gidiyordu- hem sonra senin alkanlklarn, yaantn deitirmekten holanacam m dnyorsun? Ayrca, eminim ki sen kt bir seim yapmazsn, eer sen ona seninle ayn at altnda yaama hakk verdiysen, bu onu hakediyor demektir. Her neyse, babay yarglamak oula dmez, hele benim gibi olunun zgrln hibir zaman kstlamam bir babann oluna hi dmez." Arcade'n sesi nce titriyordu; babasna sanki bir tr t verdiinin farkndayd. Kendisini ok yksek gnll birisi gibi hissediyordu. nsan her zaman iin byle bir konuma yaparken kendi sesinden etkilenir, Arcade da szn kesin, gsterili bir tavrla bitirdi. "Teekkrler Arcocha" dedi Nicolas Petrovitch bouk bir sesle. Gene elleri yznde dolayordu. "Doru sylyorsun. Tabii ki o kz bunu haketmeseydi... Geici bir heves szkonusu deil. Sana bunlardan bahsetmek benim iin hi de kolay olmuyor. Fakat senin eve geliinin ilk gn buraya gelmek, onun iin ne kadar zor, anlyorsun." "Madem yle, ben onu grmeye giderim." Kendisini yeniB abalar ve Oullar 27 den ycegnll hissederek yerinden bir srayta doruldu. "Benden ekinmemesi gerektiini ona anlatacam." Nicolas Petrovitch de ayaa kalkt. "Arcade... Ltfen... Nasl olur? Orada ey var... Sana daha sylemedim." Fakat Arcade artk onu duymuyordu; terastan koarak ayrld. Nicolas Petrovitch derindena sarslm bir hldeydi. aresiz gzlerle olunun gidiine bakt ve yerine oturdu. Kalbi hzla atmaktayd. u andan itibaren olu ile gelecekteki ilikilerinin nasl olacan bilemediinden mi? Arcade'un bu konu yznden artk kendisine sayg duymayaca dncesinden mi? Yoksa kendi zaafna m zlyordu? Bunlarn hepsi birden olmalyd... Bu srada yz kpkrmz kesilmiti, kalbi durmakszn arpyordu.

Arcade hzl, grltl admlarla terasa geri geldi: "Tantk baba!" diye bard efkat, iyilikle kark bir zafer duygusuyla. "Thedosie Nikolovna'nn bugn biraz ars varm; ge saate kadar yanmza gelemeyecek. Ama nasl olur da bana bir kardeim olduundan bahsetmezsin? Bilseydim, onu gelir gelmez kollarma alrdm." Nicolas Petrovitch bir ey demek istedi. Oturduu yerden dorulmaya alt... Arcade babasna doru atlp boynuna sarld. Bu arada arkalarndan Paul Petrovitch'in sesi geldi: "Neler oluyor? Siz hl sarlp kucaklayor musunuz?" Baba oul ikisi de onun byle bir anda gelmesine minnet duydular. yle dokunakl anlar vardr ki; insan bu anlardan hemen kurtulmak ister. 28 . Turgenyev "Ne o, ardn m?" dedi neeyle Nicolas Petrovitch. "Arcocha'y o kadar uzun zaman bekledim ki... Ktan beri onun hasretiyle yayorum." "Bu beni hi artmad," dedi Paul Peetrovitch. "Ben bile onu kollarma almak istiyorum," Arcade amcasna yaklat ve yeniden onun o gzel kokulu byklarn yananda duydu. Paul Petrovitch masada yerini ald. ok ho, ngiliz ii bir sabahlk giymiti; banda da kk bir fes vard. Geveke balanm, dar ksa kravat ve zerindeki bu sabahlk ky yaantsyla bir kartlk oluturmaktayd; ancak o, ne trandan ne de gmleinin kolasndan vazgemezdi. "Arkadan nerede," diye sordu Arcade'a. "Darda. Genellikle erkenden kalkar ve sada solda dolar. Onu kendi hline brakmal; kendisi ile ilgilenilmesinden pek holanmaz." "Evet, belli oluyor," dedi Paul Petrovitch ekmeine yavaa tereya srerek. "Burada uzun sre kalacak m?" "Duruma gre. Babasnn yanna gidiyordu, geerken bize urad." "Babas nerede oturuyor?" "Buraya yaklak seksen kilometre uzaklkta; orada kk bir maliknesi var. Eskiden tmen hekimiymi." "Tamam, anladm... Ben de kendi kendime soruyorum, bu Bazarov ismini nerede duydum diye. Hatrlar msn Nicolas? Babamn tmeninde Bazarov adnda bir hekim vard." "Sanrm hatrladm." "te babas o!" Paul Petrovitch byklarn kmldatarak: "Peki yeniden senin bu arkadan Bazarov'a dnecek olurB abalar ve Oullar 29 sak; nasl birisidir kendisi?" diye sordu kelimelerin zerine basa basa. "Bazarov nasl birisi mi?" diye glmsedi Arcade. Gerekten size onun nasl birisi olduunu sylememi ister misiniz amcacm?" "Evet, ltfen sevgili yeenim." "Kendisi nihilisttir." "Nasl?" diye sordu Nicolas Petrovitch. Paul Petrovitch'in ekmee ya sren eli bir an iin havada kald. "O bir nihilisttir" diye yineledi Arcade. "Nihilist ha!" dedi Nicolas Petrovitch. "Nihilist benim anladma gre hibir ey anlamndaki lhinde 'nihil' kkendin geliyor. yleyse nihilist, 'hibir eye inanmayan, hibir eyi tanmayan anlamna geliyor olmal." "Ksaca yle de diyebilirsin: Hibir eye saygs olmayan insan" dedi Nicolas Petrovitch ve ekmeine ya srmeye devam etti. "Her eye eletirel gzle bakan birisi" diye dzeltti Arcade. "Hayr. Ayn ey deil. Bir nihilist hibir otoriteye boyun emez, hibir inanc, hibir prensibi benimsemez; o prensip, o inan ne kadar sayg grm olursa olsun." "Fakat bu iyi bir ey mi?" diye szn kesti Paul Petrovitch. "Bu kiiden kiiye deiir amcacm. Kimine gre iyi, kimine gre de ok ktdr."

"O hlde, yle grnyor ki, bunlar bizim kabul edeceimiz trden eyler deil. Bizler eski zaman insanlar, prensipsiz, inansz insanlarn adm atmasnn, nefes almasnn bile 30 . Turgenyev imknsz olduunu dnrz. -Paul Petrovitch 'prensip, kelimesini Franszca olarak zerine basa basa telffuz ederdi- "Siz her eyi deitirdiniz, Tanr sizi korusun, size akl fikir versin. Biz de uzaktan sizi seyretmekle yetiniriz bay... Neydi o kelime?" "Nihilistler," diye vurgulad Arcade. "Evet. nceleri hegelistlerimiz vard, imdi de nihilistlerimiz. Bombo bir lde, mutlak bir bolukta ne yaparsnz, merak ediyorum. Neyse bu konular imdilik bir kenara brakalm. Kardeim, Nicolas Petrovitch zile basar msn? Kakao ime vaktim geldi." Nicolas Petrovitch zile bast, "Douniacha!" diye seslendi. Ancak onun yerine Fenetcha gelmiti. Yirmi yalarnda, beyaz, yumuak tenli; gzleri ve salar koyu renkli, krmz etli dudakl, yumuak, kk ve zarif elleri olan gen bir kadnd. Basma bir elbise giymiti; yepyeni ak mavi bir al yuvarlak omuzlarn rtmt. Elindeki bir fincan kakaoyu Paul Petrovitch'in nne braktktan sonra, orada yle ekingen bir hlde kald. Gzel yzne yakc bir krmzlk yaylmt. Gzlerini indirdi, parmak ular ile hafife masaya dayand: Hem orada olmaktan utanyor, hem de orada bulunma hakkn hissediyormu gibiydi. Paul Petrovitch ciddi bir edayla kalarn kaldrd; Nicolas Petrovitch ise gene ne yapacan armt: "Gnaydn Fenetchka" dedi dilerinin arasndan. "Gnaydn beyler" dedi, tutuk fakat, gzel tonlu bir sesle. Kendisine itenlikle glmsemekte olan Arcade'a gznn ucuyla bakt ve aniden uzaklat. Yrrken hafif sallanyordu, Babalar ve Oullar 31 ama bu bile ona yakyordu. Terasta birka dakika iin byk bir sessizlik hkim oldu. Paul Petrovitch ar ar kakaosunu yudumlamaktayd, birden ban kaldrd ve: "te, bakn, bay nihilist de geliyor," dedi alak sesle. Gerekten de, Bazarov, ieklerin arasndan geerek hzl admlarla geliyordu. Mantosu ve pantolonu slanmt; bir bataklk bitkisi eski, yuvarlak apkasna yapmt; sa elinde iinde bir eyin kmldayp durduu kk bir torba vard. Terasa hzl bir adm att, ba ile oradakileri selmlayarak: "Gnaydn baylar. aya geciktiim iin zr dilerim, ancak unlar hemen yerine koyup dnerim." "Onun iinde ne var, slk m?" diye sordu Paul Petrovitch. "Hayr, kurbaa var." "Yemek iin mi yoksa, yetitirmek iin mi?" "Deneylerim iin," dedi, ilgisizce Bazarov ve odasna gitti. "imdi gidip onlar kesecek. Prensiplere inanmyor, ancak kurbaalara inanyor!" dedi Paul Petrovitch. Arcade amcasna acmayla bakt, Nicolas Petrovitch omuzlarn silkti. Paul Petrovitch, kendisi de akasnda biraz ileri gittiini anlad ve konuyu malikneye, yeni khyaya getirdi. Yeni khya bir gn nce kendisine Thomas adnda bir iiden ikyet etmi, serserilik yaptn sylemiti. "yle aptal birisi ki, herkese kendisinin ne mal olduunu gsteriyor; bir gn aptall yznden bana bir i alacak, bakn size sylyorum" diye yorumlarda bulundu. 32 . Turgenyev VI Bazarov gelir gelmez masaya oturdu va ayndan yudumlamaya koyuldu. ki karde bir ey sylemeksizin ona bakmaktayd. Arcade gz ucu ile bir yandan amcasn, bir yandan babasn inceliyordu. Sonunda Nicolas Petrovitch: "Evden epey uzaa m gittiniz?" diye sordu. "Kavak korusunun hemen yannda kk bir bataklk var, oraya gittim. Oradan drt be tane ulluk kaldrdm, gidip onlar vurabilirsin Arcade."

"Siz avlanmyor musunuz?" "Hayr." "Siz fizikle urayorsunuz, deil mi?" diye sordu Paul Petrovitch." "Evet, genel olarak doa bilimleri ile ilgileniyorum." "Germenler bu konuda gzel gelimeler kaydettiler sanyorum." "Evet, onlar bizim retmenlerimiz," diye nemsemeyerek cevaplad Bazarov. Paul Petrovitch 'Alman' yerine alayc bir tavrla 'Germen' demeyi tercih etmiti ancak, kimse bunun farkna varmad. "Demek Almanlar bu kadar yce deerde buluyorsunuz?" diye sordu ar bir kibarlkla Paul Petrovitch. Aslnda iin iin sinirlenmeye balamt. Aristokrat yaps, Bazarov'un nemsemez tavrlarndan dolay epey sarslmt. Bu, nemsiz hekimin olu, karsnda hibir ekingenlik gstermedii gibi lubal cevaplar veriyordu. Sesinin tonunda bile, sanki kstah bir ifade vard. Babalar ve Oullar "Onlarn bilim adamlar gerekten bilgililer." "Anlyorum. Herhalde Rus bilginleri iin ayn grte deilsiniz?" "Varsayalm yle." "Ne byk fedakrlk!" dedi Paul Petrovitch yerinde dorulup, ban geriye atarak. "Anlayamadm bir ey var: Demin Arcade Nikolaevitch sizin hibir otoriteyi kabul etmediinizi, onlara inanmadnz sylyordu." "Niin kabul edecek misim? Hem neye inanmam istiyorsunuz ki? Bana yararn sylesinler, kabul edeyim, yalnzca tel bir yararm." "Almanlar hep yararl eylerden mi sz ederler?" diye sordu Paul Petrovitch. Yznde ilgisiz, uzak; btn varlyla te leme gemi gibi bir ifade vard. "Hepsi deil," diye hafife esneyerek cevap verdi Bazarov. yle grnyordu ki, bu szl delloyu devam ettirmek niyetinde deildi. Paul Petrovitch Arcade'a bakt, sanki baklaryla: "Arkadan ne kadar da kibar!" demek istiyor gibiydi. "Ben kendi adma, Almanlar pek sevmem!" dedi; konumak iin aba sarfediyor gibiydi. Rusya'da yaayan Almanlardan bahsetmiyorum. Onlarn ne biim adamlar olduunu hepimiz biliriz. Fakat Almanya'daki Almanlar bile bana antipatik 1 geliyorlar. Eskilerden bir Goethe, bir Schiller hl geerli, ancak baka?.. Kardeimin favorileri... Ancak uzun zamandr, kimyager ve materyalistler dnda bilim adam yetimiyor." "Onurlu bir kimyager, herhangi bir airden yirmi kat daha yararldr," diye onun szn kesti Bazarov. 34 . Turgenyev "O hlde buradan, sizin sanata da inanmadnz sonucu kyor?" diye sordu Paul Petrovitch; uykudan yeni uyanm gibi kalarn kaldrarak. Bazarov alayc bir glle: "Para yapma sanatna veya hemeroid iyiletirme sanatna inanrm ben!" dedi. "Ah! Demek her eyi alaya alyorsunuz. Her eyi reddetmenin yolu bu mu? yle olsun. Bilim dnda bir eye inanmyorsunuz ha?" "Size daha nce de sylemitim, ben hibir eye inanmyorum. Hem sonra bilim, genel bilim dediimiz nedir ki? Bilim de yalnzca bir meslek. Fakat aslnda 'bilim' diye bir ey de yoktur." "Harika! Btn herkese benimsenmi gerekler bile, sizin bak anza gre gereksiz, yle mi?" "Bu bir snav m?" diye sordu Bazarov. Paul Petrovitch hafife sarard... Nicolas Petrovitch konumaya katlmak zorunda kald: "Sevgili Eugene Vassilitch; sizinle ileride bu konuda daha etraflca konuuruz. Biz sizin dncenizi reniriz, kendimi-zinkini anlatrz. Ben kendi adma, sizin doa bilimleri ile ilgilenmenize ok sevindim. Liebig'in toprak slah zerine ilgin keifler yaptn duydum. Benim tarm alanndaki almalarma yol gsterebilirsiniz. Sizin deerli tlerinizi bekliyorum." "Emrinize amadeyim, Nicolas Petrovitch, ancak Liebig'de ne bulabilirsiniz ki! Alfabe renilmeden okuma yazma renilmez; yoksa ne "A"y, ne "B"yi tanyabiliriz."

Babalar ve Oullar 35 "Sen gerekten de tam bir nihilistsin" diye dnd Nicolas Petrovitch. "Ne olursa olsun, izninizle sizin bilgilerinize danabile yim," diye yksek sesle ekledi. "Fakat, aabeyciim, yle sanyorum ki khya ile gidip konumamzn sras geldi." Paul Petrovitch ayaa kalkt. "Evet, dedi kimseye bakmakszn, "Zamann stn insanlarndan uzakta, byle bir kyde yayor olmak ne byk felket! nsan aptala dnverir. Sen rendiklerini unutmamak iin didin dur ve birden her ey bitiversin! Bir de bakarsn ki doru drst insanlarn artk bu samalklarla uramadklarn, senin yal, geri kalm biri olduunu sylerler sana. Ne yapacaksn? Genliin bizden daha akll olduuna inanmaktan baka aremiz yok." Paul Petrovitch topuklarnn stnde yavaa dnerek odadan kt; Nicolas Petrovitch de onun arkasndan. "Sylesene, amcan hep byle midir?" diye sordu Bazarov Arcade'a souka. "Dinle, Eugene, ona kar ok krc davrandn. Onu incittin. Ona hakaret ettin." "Ne yani? Bir de bu tara aristokratlarn alttan m alacam? Sonuta; bu kral edalar, kendini beenmilikten, kasntdan. Madem ki arad yaam Petersbourg'dayd, orada kalsayd. Aman ne hli varsa grsn!.. Biliyor musun, ok nadir cinsten bir su bcei Dysticus Marginatus buldum, sana gsteririm." "Sana onun hikyesini anlatacam sylemitim," diye sze balad Arcade. 36 . Turgenyev "Bcein hikyesini mi?" "Hadi Eugene, yeter artk! Tabii ki amcamn hikyesini. Onun hi de dndn gibi biri olmadn greceksin. Alay edilmekten ok acnmay hakediyor." "Ben de aksini iddia etmiyorum, fakat niin bu konuya bu kadar saplandn?" "Adil olmak gerekir, Eugene". "Adil mi? Neden?" "Ltfen dinle!.." Ve Arcade ona amcasnn hikyesini anlatmaya koyuldu. VII Paul Petrovitch, kardei Nicolas gibi, evde yetimiti, sonra Saray Muhafz Okulu'na katlmt. ok gen olmasna ramen yakkll ile hemen farkediliyordu. Ayrca kendinden ok emin, biraz da alaycyd. nsanlara tatl tatl satamadan duramazd. Sevilmemesi imknszd. Subay olur olmaz her yerde grnmeye balad. evresinde ok sayg gryor, el stnde tutuluyordu. Bunun sonucu olarak mardka maryor, sama davranlarda bulunuyor, roller kesiyordu; ancak, bu hlleri bile ona yakyordu. Kadnlar ona deli olurdu; erkeklerse onu nemsemez gibi grnseler de, iten ie kskanyorlard. Kendisine bir gram bile benzemeyen, ok sevdii kardei ile birlikte oturuyordu. Nicolas Petrovitch'in aya biraz aksyordu. nce hatl, sevimli yznde biraz hznl bir ifade vard. Ufak siyah gzl; seyrek salyd. Biraz tembeldi ancak, okumay ok seBabalar ve Oullar 37 verdi. nsanlara daima phe ile yaklard. Paul Petrovitch ise evde pek kalmaz, darya kard. Cesareti ve beceriklilii ile dillere destand. Kibar genler arasnda 'jimnastik' modasn balatan oydu. Topu topu be ya da en fazla alt kitap okumutu, onlar da Franszca'yd. Erken saylabilecek bir yata, yirmi-sekizinde yzba olmutu. Parlak bir kariyer onu beklemekteydi, sonra birden her ey deiti. O sralar, bugn bile hatralarda olan bir kadn, Prenses R., Petersbourg sosyetesinde grnmeye balamt. yi renim grm, kibar; ancak, biraz budala bir adamla evliydi. ocuklar yoktu. Kadn bir bakarsnz Avrupa'da, bir bakarsnz Rusya'dayd: Ksacas ilgin bir yaam srerdi: Koket, havai bir kadn olarak tannmt. Her eit zevke kendini tutku ile brakrd. Bitkin dene dek danseder, akam yemei ncesi lo konuk odasna kabul ettii genlerle akalar, katlrcasna glerdi.

Fakat geceleri alar, dualar eder, bo yere huzur bhnaya abalar, sabaha kadar odasnda dolanr, ellerini mitsizlikle outurur dururdu. Sabaha doru solgun ve buz gibi olmasna ramen, dua kitabnn zerine eilmi, hl uyumam olurdu. Ertesi gn hibir ey olmam gibi, yeniden salon kadn kimliine brnr; gezer, gler, gevezelik eder, en kk elenceye hazr olurdu. Prenses R. nin muhteem bir vcudu vard. Altn sars gr salar, neredeyse dizlerine uzanmaktayd; gene de pek gzel denilemezdi. Yznn en gzel yan gzleriydi. Kk, grimsi bu gzlerde asl gzel olan, baklaryd. Derine ileyen bu baklarda, lgnlk yapacak kadar tasasz, hayalkrklna varan derecede hayalperest, gerekten canl, yaayan bir ifade vard. En sama sapan eylerden bile bahse38 . Turgenyev derken olaanst bir k yaylrd. Ayrca ok da zenli giyinirdi. Paul Petrovitch onunla bir baloda tanm, kendisi ile bir mazurka dans yapmt. Btn bir dans boyunca, kadn kendisiyle doru drst iki lf etmedii hlde, Paul Petrovitch ona deliler gibi kaplmt. Zaferlere alkt, gene ayn hzla amacna ulat. Ancak, bu sefer kolay elde etmek onu kadndan soutmad. Aksine ona gittike baland. Bu kadn; sanki kendisini tam olarak teslim ettii zaman bile iinde bir eyler saklyordu. Ruhunun derinlerinde neler gizliydi. Bunu yalnzca Tanr bilebilirdi. Birtakm doast glerin etkisinde gibiydi; sanki bu glerin elinde bir oyuncakt, kadnn akl onlarla baa kmaya yetmiyordu. Tutarsz davranlarda bulunuyordu, kocasnn phesini uyandran tek ak mektubunu kendisine tamamen yabanc birisine yazmt. Ak, sevin yerine ona hzn verirdi. Birlikte olduu kiiyle glmez, akalamazd. Onun szlerini dinler, akn akn ona bakard. Kimi zaman bu aknlk buz gibi bir korkuya dnr, yz btn hayatiyetini kaybeder, vahileirdi. Kendisini yatak odasna kapatr; oda hizmetisi, kula kapda, kadnn hkrklarn dinlerdi. Paul Petrovitch ou kez, birlikte geirdikleri tatl bir akamdan sonra iinde bir baarszlk sonras hissedilen yakc bir ac duyard. "Daha ne istiyorum?" diye sorard kendi kendine; bu ac bylece srer giderdi. Bir gn gen kadna zerinde bir sfenks bulunan yzk hediye etmiti. "Bu nedir? Bir sfenks mi?" "Evet. Ve bu sfenks sizindir." "Benim mi?" diye tekrarlad, gizemli tavrn taknarak. "Bilir misiniz ki, bu ok gurur verici bir ey," diye hafife Babalar ve Oullar 39 glmsedi, gzlerinde ayn gizemli ifadeyle. Paul Petrovitch, Prenses R. tarafndan sevildiini bildii hlde mutlu deildi. Fakat kadn ondan souyunca -ki bu ok abuk oldu- akln kaybeder gibi oldu. Kskanlktan gz dnmt; kadna rahat vermiyor, her yerde onu takip ediyordu. Bu bitmek bilmeyen takipler sonunda kadn canndan bezdirdi ve Rusya'y terketti. Arkadalarnn yakarlarna, amirlerinin nasihatlerine aldrmayan Paul Petrovitch grevinden istifa etti ve prensesin pei sra o da gitti. Drt yl boyunca Avrupa'da kald; kh onu takip ederek, kh gnll olarak izini kaybederek. Kendisinden utanyordu, ancak elinden bir ey gelmiyordu. Bu kadnn aslnda anlamsz olan, ama ona byleyici gelen o gizemli hayali ruhunun derinliklerine ilemiti. Baden'deyken yeniden biraraya geldiler, ona yle geldi ki; kadn hibir zaman onu u anki kadar tutku ile sevmemiti... Ancak bir ay bile gemeden her ey sona erdi: Ate bir daha alevlenmemecesine snmt. Kanlmaz ayrl farkeden Paul Petrovitch, arkada kalmalarn istemiti, sanki byle bir kadnla arkada olmak mmknm gibi... Kadn gizlice Baden'den ayrld ve bir daha da grnmedi. Paul Petrovitch Rusya'ya dnerek, eski hayatn kurmaya alt, ancak uyum salayamad. Hibir yerde tutunamyor, oradan oraya dolap duruyordu. Gene kibarlar evresine giriyor, eski davranlarn koruyordu, vnlecek bir iki gnl maceras da olmutu, ancak maalesef artk ne kendinden, ne de bakalarndan bir ey beklemiyor, byle eylere fazla ilgi duymuyordu. Yalanm, salar aarmt. Akamlarn kulpte geirmek, her eye kmseyerek somutmak, dier bekrlarla lf olsun diye undan bundan konumak, artk onun gndelik al-

40 . Turgenyev kanlklarndan olmutu, ki bu da iyiye iaret deildi. Kesinlikle evlilik fikrine yanamyordu. Bylece tam on yl, renksiz, bombo ve korkun bir hzla geti. Hibir yerde zaman, Rusya'daki kadar hzl gemez: Bir de cezaevinde bu kadar hzl getii sylenir. Bir gn, her zamanki gibi kulpte yemeini yerken, Prensesin lm haberi geldi. Paris'te, deli denilecek bir hlde iken lmt. Hemen masadan kalkt, uzun sre kulbn salonunu doland, arada bir de oyun masasnn yannda ylece duruyor, sonra dolamaya devam ediyordu. yle olduu hlde, o gece de her zamanki saatinde kulpten ayrld. Birka gn sonra, eline, adna gnderilmi bir paket geti: inde Prenses'e hediye ettii yzk vard. Sfenksin zerine bir ha iareti izmi ve u mesaj yazmt: "Bilmecenin zm hatadr." Bu olay 1948 senesinin balarnda geiyordu; bu srada Nicolas Petrovitch karsn kaybetmi ve Petersbourg'a gelmiti. Paul Petrovitch kardeini kye yerleeli neredeyse hi grmemiti. Nicolas Petrovitch'in evlilii ile onun Prenses ile ilikisinin balamas ayn zamana rastlamt. Avrupa'dan dnnde, onlarn mutluluunu paylamak niyetiyle iki aylna kardeini ziyarete gitmi, ancak bir hafta zor dayanmt. Durumlar birbirinden ok farklyd. Ancak 1948 senesinde bu fark azalmt: Nicolas Petrovitch karsn kaybetmiti, Paul Petrovitch ise anlarn. Prensesin lmnden sonra, kendisini onu dnmemeye zorluyordu. Nicolas'm ise dolu dolu yaanm bir hayat, gzlerinin nnde byyen bir olu vard; oysa ki Paul, yalnz adam, alkantl bir yaam yaamt; umutlar, pimanlklara dnm, pimanlklar ona umut gibi gelmiti. Artk yle bir yaBabalar ve Oullar 41 tayd ki, ne gen bir adamd; ne de bir ihtiyar. Paul Petrovitch iin bundan sonra yaamak, Nicolas iin olduundan daha zordu gemiini kaybedince her eyini yitirmiti. Bir gn Nicolas Petrovitch, Paul Petrovitch'e: "Seni Marino'ya davet etmek isterdim. -Karsnn adn yaatmak iin malikanesine bu ad vermiti.- Ancak benim rahmetli eimin varl'srasnda bile dayanamadna gre herhalde imdi skntdan patlarsn." "O zaman ok aptal ve bomuum da ondan," dedi Paul Petrovitch. "imdi daha akllanm, daha sakinlemi durumdaym. Dndnn aksine, bundan sonra hayatmn geri kalan ksmn seninle geirmek istiyorum. Eer sen istersen tabii." Nicolas Petrovitch cevap vermek yerine, aabeyine skca sarld. Fakat Paul Petrovitch'in bu niyetini gerekletirmesi iin aradan bir, birbuuk yl gemesi gerekti. Oraya yerletikten sonra, bir daha oradan ayrlmad, hatta Nicolas Petrovitch'in klar Petersbourg'da geirdii yl boyunca bile. Genellikle vaktini, ngilizce eserler okumakla geiriyordu. Zaten kendisine de ngiliz stilinde bir yaam kurmutu; komularla ok az grr, resimler dnda pek darya kmazd. Seimlerde de ounlukla suskunluunu koruyordu; yalnz arada bir, liberal grleri, gemii savunan mlk sahiplerini korkutuyordu. Ama yeni kuak temsilcilerine de yakn deildi. Her iki kuak da onu "kendini beenmi" olarak nitelemekteydi; ancak te yandan, soylu tavrlardan tr ona gpta ediyorlard. Sayg gryordu. ok ho bir giyim tarz vard, her zaman en pahal otellerin en iyi odalarnda kalr, en iyi yerlerde yemek yerdi; hatta bir akam, Louis-Philippe'in masasnda Wellington ile birlikte yemek 42 . Turgenyev yemiti. Yannda hakiki gmten mini banyo kveti olmakszn yola kmazd. En nadide, hemen farkedilen cinsten parfmler srnr, ustaca Whiss oynar, ancak hep kaybederdi. Ayrca insanlarla arasna mesafe koyan gururundan dolay da, kendisine sayg duyulurdu. Kadnlar onun ok ho bir melankolik olduunu dnrlerdi, fakat o kadnlarla ilgilenmezdi. "Gryorsun ya Eugene, amcama ne kadar hakszlk ediyorsun!" dedi Arcade anlatmasn bitirince. "Sana daha, ka kez babama btn parasn vererek, onu felketten kurtardn anlatmadm; belki sana daha nce sylemiimdir,

iftlikte mallarn ayrmadlar. Zaten o, herkese her zaman yardma hazrdr ve zellikle kylnn yararn dnr. Onlarla konuurken burnunu tkar, kolonya koklar ama..." "Sinirseldir," diye szn kesti Bazarov. "Belki, ama ok iyi kalpli birisi ve kesinlikle aptal deil. Bir bilsen bana ne yararl tler vermitir... Hele hele kadnlara nasl davranlmas konusunda..." "Eee! Stten az yanan yourdu fleyerek yermi. Biz biliriz bu ileri!" "Hem sonra tek kelime ile, derinden yaral, mutsuz biri o, inan bana," diye devam etti Arcade. "Ondan nefret etmek, alay etmek hakszlk olur." "Hey! Ondan nefret eden kim? Szm kesme sakn: Hayatn bir kadnn ak zerine kurmu ve bunu kaybedince kendini brakan, artk hibir ie yaramayan adam, adam deildir. Onun mutsuz olduunu sylyorsun; yle olabilir, bunu sen benden daha iyi bilirsin, elbette. Ama bence kafasndaki samalklardan henz kurtulmu deil. Kendisini, Galignani'nin saBabalar ve Oullar 43 malklarla dolu eserlerini okuduu ve ayda bir kez bir kyly krbalanmaktan kurtard iin ok mhim bir adam sayyor." "Fakat sonu olarak, onun yetitii a, nasl bir eitimden getiini biliyorsun," dedi Arcade. "Eitim mi?" dedi Bazarov. "Herkes kendi kendini eitmeli. rnein beni ele al... aa gelince, niin aa uyacakmm? Aksine, a bana ayak uydursun. Hayr, dostum bunlarn hepsini bir kenara brak, hepsi samalk! Hem sonra bir kadnla bir erkek arasnda gizemli bir takm ilikiler olduuna dair o hikyeler? Biz fizyologlar ne olduunu iyi biliyoruz. Bir gzn anatomisini incele de syle bakalm, nerede bu nl gizemli bak. Btn bunlar romantizm, gelip geici, "sanat" samal. Her neyse brakalm da btn bunlar, benim bcei inceleyelim." Bunun zerine iki arkada, Bazarov'un ucuz ttnle kark ila kokan odasna girdiler. VIII Paul Petrovitch kardeinin khya ile olan konumasna pek katlmad. riyar, kurnaz bakl, veremli gibi ince sesli bir adam olan khya, Nicolas Petrovitch'in her szne "Emriniz olur efendim, hemen yaparz," diye cevap veriyordu. Kylleri hrszm, ayyam gibi gstermeye urayordu. iftlik ilerinde oturtulmaya allan modern sistem, yalanmam araba tekerlekleri gibi gcrdyor, acemice yaplm eyalar gibi her yandan atrdyordu. Nicolas Ptrovitch cesare44 . Turgenyev tini kaybetmiyordu; ancak sk sk iini ekerek bu durumu sor-guluyordu. lerin parasz yrmeyeceinin farkndayd, ancak paras neredeyse bitmiti. Arcade'm amcas iin syledikleri doruydu: Paul Petrovitch kardeine birok kereler yardm elini uzatm; birok kez kardeinin iin iinden kamadn, rpndn grp, ona: "Ben sana para verebilirim," demi ve onu bu durumdan kurtarmt. Ancak imdi onun da pek paras kalmamt, o yzden konumaya katlmayp, uzaktan izlemeyi tercih etmiti. ilerle karlalan sorunlar, onun da cann fena hlde skmaktayd. Ona yle geliyordu ki, kardei tm abas ve isteine ramen ilerin stesinden gelemiyordu. Tam olarak hatann nerede olduunu bilmiyordu. Yalnzca "Kardeim pek pratik zekl deil, uygulama konusunda bilgisi yok, onu kandryorlar," diye dnyordu. Nicolas Petrovitch ise aabeyinin ok yksek pratik zeks olduu inanandayd ve hep ona akl danrd: "Ben zayf, savunmasz bir adamm. Her eyden herkesten uzakta yaadm, ama sen ticaret adamlaryla i ie yaadn, kartal gibi baknla onlar tanrsn," derdi. Paul Petrovitch kardei byle konuunca ban evirir, ancak onun fikrini deitirmeye uramazd. Nicolas Petrovitch'i alma odasnda braktktan sonra, odalar ayran koridoru geti ve alak bir kapnn nne gelince bir sre dnceli dnceli byklarn dzelterek bekledi, kapy ald. "Kim o? Buyurun!" diyen Fenetchka'nn sesi duyuldu.

"Benim" dedi Paul Petrovitch kapy aarak. Fenetchka kucandaki bebeiyle bir srayta oturduu Babalar ve Oullar 45 yerden frlad; bebeini yanndaki hizmeti kzn kucana verdi, hizmeti ocuu darya gtrd. Fenetchka aceleyle bandaki rty dzeltti. "Sizi rahatsz ediyorsam zr dilerim," diye sze balad. Paul Petrovitch, kadndan yana bakmakszn, "Yalnzca unu sormak iin uramtm, bugn sanrm birisi ehre iniyor... Bana da yeil ay almalarn syler misiniz, diye soracaktm." "Tabii ki efendim!" diye cevaplad Fenetchka "Ne kadar istiyorsunuz?" "Sanrm yarm kilo yeterli olur. Grdm kadaryla deiiklikler yapmsnz," diye ekledi evresini inceleyerek. Fenetchka'ya gz ucuyla bir bak att. Kadnn, kendisini anlamadn farkedince: "Perdelerden bahsediyorum," dedi. "Ah! Evet! Perdeler, Nicolas Petrovitch sa olsun, o hediye etti; fakat aslnda perdelerimiz yaplal uzun zaman oldu." "Buraya epeydir gelmediim iin grmemitim. Artk tamamen yerlemisiniz." "Bunu Nicolas Petrovitch'e borluyuz," diye mrldand Fenetchka. "Eski oturduunuz kk daireden daha iyidir herhalde?" diye sordu nazike Paul Petrovitch. "Oh! Evet! Tabii ki!" "Oraya imdi kimler yerleti?" "amarclar!" "Ya!" Paul Petrovitch sustu. Fenetchka "imdi gider," diye dnyordu, ancak o gitmedi. Fenetchka da orada parmaklarn oy46 . Turgenyev natarak kald. "Niin-bebeinizi dar gnderdiniz" diye devam etti Paul Petrovitch. ocuklar severim, onu bana biraz gstersenize." Fenetchka needen, aknlktan kpkrmz oldu. Paul Petrovitch'den ekindi, kendisi ile imdiye kadar hi konuma-mt. "Douniacha!" diye seslendi "Mitio'yu getirin! Ya da durun, bekleyin; nce ona bir eyler giydirelim!" -Fenetchka evde herkese 'siz' diye hitap ederdi.- Kapya yneldi. "yle de getirseniz olur," dedi Paul Petrovitch. "Hemen gelirim," diyerek aceleyle kt Fenetchka. Yalnz kalnca Paul Petrovitch etrafna bu sefer iyice bakt. Bu bodrum katndaki kk oda ok temiz ve ok sevimliydi. Yeni boyanm demeden nane, melisa kokular yaylyordu. Arkalklar arp biimli sandalyeler duvar boyunca dizilmiti; merhum babalar bunlar Polonya'daki sefer srasnda almt. Odann bir kesinde yuvarlak kapakl, dkme bir sandn yannda muslin bir cibinlik altnda kk bir karyola duruyordu. stnde kabark bir yatak vard. te kede, Ermi Nikolas'n karanlk byk ikonunun nnde bir kandil yanmaktayd; gsnde minimini bir porselen paskalya yumurtas, krmz bir-kurdelenin ucunda sarkmaktayd. Pencere nlerinde azlar skca kapatlm reel kavanozlar diziliydi; Feretchka'nn el yazs ile: "frenk zm reeli" diye yazlyd. Nicolas Petrovitch'in en sevdii reeldi bu. Uzun bir iple tavana balanm kafeste, ksa kuyruklu bir saka kuu durmakszn zplyordu. Kafesten etrafa dar taneleri salyordu. ki pencerenin arasna kk bir komodin yerletirilmiti; komodinin arkasndaki Babalar ve Oullar 47 duvarda Nicolas Petrovitch'in bir sokak fotorafs tarafndan ekilmi, olduka kt fotoraflar aslyd. Ayn yerde Fenetchka'nn da kendisine pek benzemeyen bir resmi vard; gergin glmseyii dnda hibir ey belirgin deildi, olduka karanlk ekilmiti. Ve Fenetchka'nn resminin zerinde, uzaktaki Kafkas dalarna bakan, srtnda paltosu, atk kalar ile Iermolov'un bir portresi vard.

Be dakika geti; yan odadan fsltl konumalar, hrtlar geliyordu. Paul Petrovitch komodinin zerindeki, kapa yer yer yalanm kitab eline ald: Marsalski'nin "Silahrler" adl eseriydi bu, birka sayfa evirmiti ki, kap ald ve kucanda Mitia ile Fenetchka ieri girdi. ocua yakas dantelli kpkrmz bir gmlek giydirmi, salarn taram, yzn ykamt. Tm salkl yatlar gibi, ocuk hzl hzl nefes alyor, grd herkese minik ellerini uzatyor, yerinde duramyordu; gmleinin gzelliinden kendisinin de pek etkilendii belliydi. Kk tombul bedeninin her yanndan nee yaylyordu. Fenetchka da salarn dzeltmi ve daha gzel bir barts takmt, ama teki ile de gayet gzel grnyordu. Gerekten de dnyada, kucanda salkl bir bebek tayan gen gzel bir anneden daha gzel bir tablo var mdr? "te gen bir delikanl," dedi Paul Petrovitch alakgnlllkle. aret parmann uzun trnayla Mitia'nm tombul gerdann gdklad. ocuk gld. "Gryor musun, bak, senin amcan!" dedi Fenetchka ocuun zerine eilerek. Bu srada Douniachka pencerenin kenarnda sessizce yakt mumu yerine yerletiriyordu. "Ka aylk?" diye sordu Paul Petrovitch. 48 . Turgenyev "Alt. Gelecek ayn 1 l'inde yedi aylk olacak." "Sekiz aylk olmayacak m; Theodosie Nikolai'evna?" diye tereddtle sze kart Douniachka. "Hayr, yedi olacak." ocuk gzlerini kuun kafesine dikmi glyordu; birden elleriyle annesinin burnuna ve dudaklarna yapt. "Kk yaramaz seni!" dedi Fenetchka, ocuun ellerinden kurtulmaya almadan. "Kardeime benziyor," dedi Paul Petrovitch. Fenetchka "Kime benzeyecek ki?" diye geirdi iinden. "Evet" diye srdrd konumasn Paul Petrovitch; kendi kendisiyle konuuyormu gibiydi. "Benzerlik tartlamaz." Fenetchka'ya dikkatle, neredeyse hznl bir bakla bakt. "Bak canm, ite senin amcan!" diye tekrarlad Fenetchka, alak sesle. Birden arkalarndan Nicolas Peetrovitch'in sesi duyuldu: "Ah! Paul! Burada miydin?" Paul Petrovitch kalar atlm vaziyette, hzla ona dnd. Fakat kardei ylesine neeli, ylesine scak bakyordu ki, kendini glmsemekten alkoyamad. "Pek eker bir olun var," dedi; saatine bir gz att. "aymla ilgili bir sipari vermek zere uramtm..." Sonra ilgisiz bir tavrla odadan ayrld. "Kendiliinden mi geldi?" diye sordu Nicolas Petrovitch Fenetchka'ya. "Evet. Kapy ald ve ieri girdi." "yle mi?.. Arcacha henz gelmedi mi?" "Hayr. Acaba ben mtemilata tansam daha iyi olmazBabalar ve Oullar m?" "Ne iin?" "lk zamanlar bylesi daha iyi olur, diye dnyordum." "Hayr," dedi Nicolas Petrovitch. Sesi kararsz kmt, eli gene alnnda gezinmekteydi. "Bu daha nce olmalyd... Merhaba tombiim" diye ocua yaklat, tm neesi geri gelmiti, ocuu yanaklarndan pt. Sonra yanbandaki Fenetchka'nn st beyaz kollarndan pt. "Nicolas Petrovitch! Ltfen kendinize gelin!" diye kekeledi, ban ne eerek. Byle biraz akn, efkatle glmsedii zaman dayanlmaz oluyordu. Nicolas Petroviich Fen. tchka'yla yle tanmt: yl nce, evinden epey uzakta bir kasabaya gitmi; ii uzaynca orada bir handa gecelemek zorunda kalmt. Kendisine sunulan odann temizliinden, araflarnn beyazlndan ok etkilenmiti. Aklndan "burann sahibi Alman olmal" diye bir dnce gemiti. Fakat aksine Rus'tu. Elli yalarnda, zenli giyinen, zeki ve onurlu bir kadnd. Sakin bir konumas vard. ayn yudumlarken kadnla sohbet etmi, ondan ok ho-lanmt. O sralarda Nicolas Petrovitch maliknesini yeni yaptrmt ve kleleri yannda tutmak istemiyor, kendisine bir personel

oluturmaya abalyordu. te yandan, hann sahibesi de ehre gelen yolcularn azlndan, ilerin durgunluundan ikyetiydi. Nicolas Petrovitch ona kendi maliknesinde khya olarak almay nerdi. Kadn hemen kabul etti. Kocas leli ok olmutu; ondan geriye bir tek, kz Fenetchka kalmt. ki hafta sonra Arina Savichna Marino'ya kz ile birlikte gelip yerleti. Nicolas Petrovitch'in seiminin mkemmel olduu belliy50 . Turgenyev di: Arina evi dzene sokmutu. Onyedi yandaki Fenetchka'ya gelince, kimsenin ondan haberi yoktu, ortalklarda pek grnmezdi. Kendi hlinde, sessizce kendi kesinde yayordu. Yalnzca pazar gnleri kilisedeki trene giderdi. Zaten Nicolas Petrovitch de onun o gzel yzn, beyaz tenini bu ekilde far-ketmiti. Bylece bir yl geti aradan. Bir sabah, Arina onun alma odasna geldi, her zamanki gibi nnde eildikten sonra, kznn yardmna gelmesini rica etti; kznn gzne sobadan kvlcm sramt. Btn toprak sahipleri gibi, Nicolas Petrovitch de hastalklar iyiletirme konusunda bilgi sahibiydi, hatta kendi yazd reeteler bile vard. Arina'ya kzn getirmesini syledi. Fenetchka Bey'in kendisini ardn duyunca nce ok korkmu, fakat sonra annesinin pei sra gitmiti. Nicolas Petrovitch onu pencerenin nne getirdi, ban ellerinin arasna ald. Kvlcm sram olan krmz gz muayene ettikten sonra hemen orada hazrlad bir kremle pansuman yaplmasn salk verdi; mendilini yrtarak onlara nasl pansuman yaplacan da tarif etti. Fenetchka aklamalar bittikten sonra tam odadan kyordu ki Arina ona: "Beyin elini psene, koca sersem!" dedi. Nicolas Petrovitch ona elini vermedi, yalnzca kzn eik bana, salarnn arasndaki izgiye belli belirsiz bir pck kondurdu. Fenetchka'nn gz hemen iyileti, fakat onun Nicolas Petrovitch zerinde brakt etki pek abuk gemedi: Onun o przsz cildi, utanga utanga kendisine bakan efkatli yz gznn nnden gitmiyordu. peksi salarn avularnda hissediyor, prl prl kk dilerinin gzkt o masum, slak dudaklar yeniden hatrlyordu. Ona kilisede daha dikkatli bakt ve konumaya alt. Babalar ve Oullar 51 nceleri kz ondan rkyordu. Bir seferinde, akam zeri, tarlalarn br tarafndan, tam kardan Nicolas Petrovitch'in yryerek geldiini grnce, yz yze gelmektense allarn arkasna sakland. Ancak Nicolas Petrovitch onun gzel ban farket-miti, kz sanki kk vahi bir hayvan gibi sakland yerden kendisine bakmaktayd, nazike seslendi: "Merhaba! Fenetchka, bilirsin ki ben kimseyi yemem." "Merhaba," diye mrldand teki, yerinden kmldamadan. Yava yava ona alyordu; ancak grnte hep ekingendi. Tam bu sralarda da annesi Arina aniden koleradan ld. Fenetchka nereye gidebilirdi? Saduyu, dzenlilik, ciddilik bakmndan annesine ekmiti; fakat ylesine yalnz, ylesine toydu ki!.. Hem Nicolas Petrovitch de yle iyi, yle nazikti ki... Herhalde daha fazlasn anlatmaya gerek yok." Nicolas Petrovitch. "ylesine mi geldi gerekten aabeyim?" diye sordu "Geldi, kapy vurdu ve ieri girdi ha?" "Evet." "yi. Mitia'y kucama versene, biraz hoplataym onu!" Ve Nicolas Petrovitch olunu tavana doru hoplatmaya balad. ocuk glmekten katlrken; annesi her seferinde endieyle ocuu bacaklarndan tutmaya alyordu. Paul Petrovitch'e gelince; o, duvarlar, koyu gri, kark desenli gzel bir duvar kd ile kapl, k alma odasndayd. Duvarda, gzalc renklerdeki Acem hals zerinde silh kol-leksiyonu aslyd. Ak yeil kadifeyle kapl ceviz aacndan koltuklar; Rnesans stili kestane aacndan eski, kararm bir 52 . Turgenyev ktphane, zerini minik bronz heykellerin ssledii muhteem bir yaz masas, bir mine... Divana uzanmt, ellerini bann arkasna kenetlemi ve umutsuz

denilebilecek bir bakla gzlerini tavana dikmiti. Yznde beliren duygulan saklamak istercesine yerinden kalkt, perdeleri kapatt ve yeniden divana uzand. IX Ayn gn Bazarov da Fenetchka ile tant. Arcade ile bahede dolayor ve ona, niin baz allarn, aalarn iyi tutmadklarn aklyordu: "uraya ncelikle gmi kavak, gknar, hatta topraa biraz gbre eklemek koulu ile hlamur dikmeli. Bak, arda saran akasya ile leylk ne gzel tutmu! nk bunlar fazla bakm istemeyen trlerdir. Ah! Orada birisi var!" Orada ardan altnda, Fenetchka yannda Mitia ve Douniacha ile oturmaktayd. Bazarov durdu, Arcade Fenetchka'y sanki ok nceden beri tanyorlarm gibi bayla selmlad. "Kim bu?" diye sordu Bazarov arda geince. "Ne gzel bir kz!" "Kimden bahsediyorsun?" "Ne acayip bir soru! Orada en gzel kim vardysa ondan tabii ki." Arcade ona ksaca, sknt ile Fenetchka'dan bahsetti. "Ah! Baban gryorum ki pek zevkli adamm. Baban ok houma gitti, biliyor musun? Ha! Ha! Yaman adam dorusu! O halde, o bayanla tanmalyz," diyerek ardaa doru geri dnBabalar ve Oullar 53 d. "Eugene" diye bard Arcade korkuyla "Ltfen dikkatli ol! Yalvarrm onu incitme!" "Endielenme! Dadan inmedik!" dedi Bazarov. Fenetchka'nn yanna gelince kasketini kard, uygarca kadn selmlad: "zin verirseniz size kendimi takdim edeyim Arcade'm arkadaym. Sakin, kendi hlinde bir adammdr." Fenetchka oturduu yerden doruldu, ona bakt, ancak hibir ey sylemedi. "Ne eker bir ocuk!" diye devam etti Bazarov. "Endielenmeyin, benim nazarm demez. Fakat niin yanaklar bu kadar krmz? Di karyor olmal, yle mi?" "Evet," diye onaylad Fenetchka. "Drt tane kt bile, ama imdi yeniden di etleri iti." "zin verin de bakaym, korkmayn, ben doktorum." Bazarov ocuu kollarna ald; ocuk Douniacha ve Fenetchka'y olduka artarak hi direnmedi. "Gryorum... Bir ey yok, olduka normal bir durum: ok gzel dileri olacak bu adamn. Eer herhangi bir sorun olursa beni arabilirsiniz. Ya siz, siz naslsnz? Salnz yerinde mi?" "Evet. Allah'a kr!" "ok iyi. Ya siz?" diye ekledi Douniacha'ya dnerek. Efendilerinin yannda olduka ciddi bir tavr taknan, onlar uzaklatnda lgn kahkahalar ortal nlatan Douniacha cevap vermek yerine glmekten katlyordu. "O halde harika! Size bu kk kahraman geri vereyim." 54 . Turgenyev Fenetchka ocuu kucana ald. "Sizden holand," dedi alak sesle. "Beni btn ocuklar sever," dedi Bazarov. "Bu bir srdr." "ocuklar sevildiklerini hissederler," diye sze kart Dou-niacha. "Bu doru. Mitia'y bilirsiniz, herkese gitmez," dedi Fenetchka. "Ya bana? Bana da gelir mi acaba?" diye atld Arcade. imdiye kadar onlar uzaktan izlemekle yetinmiti. Sevgiyle kollarn Mitia'ya doru uzatt; ama ocuk ban evirdi, alamaya balad. Fenetchka bu durumdan ok huzursuz olmutu: "Baka zaman gelir; naslsa almaya yeterince vakti olacak," dedi Arcade efkatle. . ki arkada uzaklatlar. "Ad neydi?" diye sordu Bazarov. "Fenetchka Theodosie" diye cevaplad Arcade.

"Ya soyad ne? Onu da bileyim." Nikolaevna. "yi! Ondan holandm, nk hlinden utanyormu gibi deildi. Bahse girerim bakalar onu bu durumdan tr sulard. Ne samalk! Niye utanacakm ki! O her eyden nce bir anne! O halde hakldr!" "O, evet; fakat babam..!" dedi Arcade. "O da!" diye kesti Bazarov. "yle mi? Bence deil, ben onu hakl bulmuyorum." "Kk mirasmz seni,pek memnun etmemie benziyor, yle mi?" "Beni bu tr dncelerle sulamaya utanmyor musun?" Babalar ve Oullar diye fkeyle isyan etti Arcade. "Ben bu adan babam haksz grmyorum; ama onunla evlenmesi gerektiini dnyo-, rum." "Vay canna! Bakar msnz ne kadar da soyluyuz! Senin iin hl evliliin bir anlam var; senden bunu beklemezdim!" dedi sakince Bazarov. ki arkada bir sre sessiz kaldlar. "Babann btn el att ileri grdm" diye sze balad Bazarov. "Hayvan srleri be para etmez, atlar bitkin, binalar ok irkin ve alanlar kesinlikle birinci snf birer miskin Khyaya gelince ya aptal, ya da dolandrcnn teki; hangisi olduuna henz karr veremedim." "Bugn ok acmaszsn, Eugene". "Ve ok sevgili dostum, iyi kalpli Rus kylleriniz baban dolandracaklar; bundan eminim. u zdeyii bilirsin: 'Rus kyls eytann bile stesinden gelir.' "Amcama hak vermeye baladm: Ruslar hakknda ne kadar kt dncelere sahipsin!" dedi Arcade. "Bir Rus'un en iyi yan da bu zaten: Kendisinin ne denli kt olduunu bilmesi. nemli olan udur: ki kere iki drt eder. Gerisi fni." "Doa da m fni?" diye sordu Arcade; gnein yakc nn aydnlatt eit eit renkteki tarlalara dnceyle bakarak. "Doa da fni; bir esinti. Doa bir tapnak deil, insanlarn alt bir atlyedir." Tam bu srada evden bir viyolonsel sesinin geldiini duydular. Deneyimsiz, ama cokulu bir el Schubert'in 'Bekleyi'ini 56 . Turgenyev almaktayd ve melodi tatl tatl etrafa yaylyordu. "Bu neyin nesi?" diye sordu Bazarov arm bir hlde. "Babamdr." "Viyolonsel alar m?" "Evet." "Fakat ka yanda ki o?.. "Krkdrt yanda." Bazarov kahkahalarla glmeye balad: "Niin glyorsun?" diye sordu Arcade. "Baksana! Krkdrt yanda, aile babas bir adam oturmu viyolonsel alyor!" Bazarov hl glyordu; fakat bu sefer okul hocasna duyduu saygya ramen Arcade hi glmsemedi bile. X ki hafta gemiti bile. Marino'da hayat kendi aknda devam ediyordu: Arcade elenmeye bakyor, Bazarov alyordu. Evdekiler ona, patavatsz tavrlarna, beklenmedik, lakayt konumalarna almlard. zellikle Fenetchka onu yle benimsemiti ki, Mitia bir gece havale geirdiinde onu uyandrmaktan ekinmedi. Bazarov her zamanki gibi yar esneyerek, yar akalaarak ocuu sakinletirene kadar Fenetchka'nn yannda iki saat kald. Buna karlk Paul Petrovitch Bazarov'dan tm benliiyle nefret ediyordu; onu kibirli, edepsiz, aa tabakadan birisi olarak deerlendiriyordu. Bazarov'un kendisine sayg duymadn; kendisini saygdeer Paul Kirsanov'u kmsediBabalar ve Oullar 57

ini sanyordu. Nicolas Petrovitch bu gen "nihilist"ten biraz ekiniyor ve Arcade'n ondan etkilenip, zarar grmesinden korkuyordu; fakat ayn zamanda onun konumalarn dinlemekten, kimya ve fizik deneylerine katlmaktan keyif alyordu. Bazarov mikroskobunun banda inceleme yaparak saatler geirmiti. Hizmetiler bile, alayc tavrlarna ramen ona balanmlard: Her eye ramen ona kendilerinden biri gz ile bakyorlard, 'bir efendi' gibi deildi. Douniacha onunlayken zgrce, kahkahalarla glyor ve yanndan geerken anlaml anlaml gz krpyordu. Pierre kendini beenmi, kibar grnmekten baka derdi olmayan, okumaktan ok heceleyen, sk sk ceketinin zerindeki tozlar silken, o aptal ocuk bile Bazarov'un kendisine biraz olsun dikkat etmesi iin, ok neeli, prl prl bir ifade taknrd. Hizmetilerin ocuklar, kendi yavrular gibi, "Toktor" "Toktor" diye bararak peisra dolanyorlard. Yalnzca, Pro-kofitch onu sevmezdi, sofrada ona taban hep ask suratla verirdi. Onu "kazk dolandrc" diye adlandryor, yaban domuzuna benzetiyordu. Prokofitch bu tutumlar ile Paul Petro-vitch'ten aa kalr yan olmayan, tam bir aristokratt. Yln en gzel gnleriydi; haziranbayd. Hava harikayd; her ne kadar kolera tehdidi yeniden belirdiyse de, halk buna alkt. Bazarov erkenden kalkyor ve 2-3 km kadar yryordu. Amasz gezmezdi, her seferinde ya bitkileri inceler, toplar ya da bcek yakalard. Arasra Arcade da ona elik ederdi. Genelde, dnte, aralarnda bir tartma kar ve ounlukla pes eden Arcade olurdu. Bir gn, her zamankinden biraz fazla gecikince, Nicolas Petrovitch onlar merak ederek baheye indi. Biraz ileride yld58 . Turgenyev rm dmt. Kameriyenin bulunduu yere yaklat zaman birden hzl admlarla gelen iki gencin seslerini duydu. Kameriyenin te yanndan geldikleri iin, onlarn Nicolas Petrovitch'i grmelerine imkn yoktu. "Babam yeterince tanmyorsun," diyordu Arcade. Nicolas Petrovitch nefesini tuttu; onlar dinledi. "Baban ok iyi birisi, fakat modas gemi. Onlarn zaman oktan bitti..." Nicolas Petrovitch kulak kabartt. Arcade cevap vermedi. "Modas gemi," adam bir iki dakika yle, hareketsiz kald, sonra yavaa eve yneldi. "nceki gn, onu Pukin okurken grdm," diye devam etti Bazarov bu arada. "Ltfen ona bunun ne kadar sama olduunu bir kez akla! Her eyden nce, artk bir delikanl deil. Bu samalklar unutmak iin daha ne bekliyor? Sonra bu ada romantik olmak ne komik bir dnce! Ona yararl bir eyler okutsana!" "Ne mesel?" "Balang iin Bchner'in 'Staff und Kraft'n mesel." "Ben de yle dnyordum. Bu kitap onun anlayabilecei bir dilde yazl," diye onaylad Arcade. Ayn gn yemekten sonra, Nicolas Petrovitch aabeyi ile onun alma odasnda syleiyorlard. "Bakar msn! yle grnyor ki sen ve ben, onlarn gznde modas gemi, zamann doldurmu kiileriz. Belki Bazarov hakldr, ancak canm skan bir eyi itiraf edeyim: Arcade ile ok yakn olacamz, arkada olacamz dndm bir anda, birden bir bakyorum; o ok ileride, bense geride: Bu da b' Babalar ve Oullar 59 zim anlamamza engel oluyor." "Fakat o niin ileride olsun? Ve neden bizden bu kadar farkl olsun?" diye sabrszlkla bard Paul Petrovitch. "Hep bu gen 'nihilist' beyimiz sayesinde bunlar beynine dolduruluyor. O zavall, hekim bozuntusundan nefret ediyorum! Bana gre o bir arlatandan baka bir ey deil ve eminim ki onca kurbaa deneylerine ramen, fizikten de pek anlamyor!" "Hayr aabey, ltfen byle konuma! Bazarov zeki ve bilgili birisi!" "Sonra o ne kendini beenmilik!.." diye szn kesti aabeyi. "Evet, kendini beenmi birisi olabilir, fakat bu kanlmaz gzkyor. Benim asl anlamadm u: Zamana uymak iin elimden geleni yaptm; kyllerin

geleceini salama aldm, bir iftlik oluturdum, btn kyde 'kzl' diye anlsam da... Okurum, kendimi gelitirmeyi severim, an yeniliklerine ayak uydurmaya alrm, ama gene de benim 'modas gemi' biri olduumu dnyorlar. Korkarm ki onlar hakl, ne dersin aabey?" "O niye?" "Greceksin. Demin koltukta oturmu, Pukin'in (Tsiganes) adl eserini okuyordum; elimde kitap, dalmm. O srada Arcade geldi, bir ey sylemeksizin efkatle, elimdekini yavaa ekti, yerine Almanca baka bir kitap brakt. Sonra glmsedi ve elinde Pukin'imle kt gitti." "u hle bak! Peki hangi kitapm sana verdii?" "te burada!" Nicolas Petrovitch pantolonunun arka cebinden Bchner'in . Turgenyev 9. bask, o nl eserini kard. Paul Petrovitch kitab eline ald, evirdi evirdi. "Hmm," diye homurdand. Arcade, seni anladm kadar ile eitmek istiyor. Okumaya altn m?" "Evet." "Eee?" "Evet. Ya ben aptalm ya da btn bunlar deli samas. Herhalde ben aptal olmalym!" "Almanca'y unutmam msn?" "Anlayacak kadar hatrlyorum." Paul Petrovitch yeniden kitab ald ve kardeine bir bak att. Ksa bir sessizlikten sonra: "Biliyor musun?" diye sze balad Nicolas Petrovitch, konuyu deitirmek istercesine: "Koliazine'den bir mektup aldm." "Mathieu Ilitch'den mi?" "Evet. Tefti iin ehre gelmi. Biliyorsun artk byk adam oldu, bizi ailece yeniden grmek istiyor; seni, beni ve Arcade' yanna bekliyor." "Gidecek misin?" "Hayr. Ya sen?" "Ben de gitmem. Mathieu'nun kendini vmesini dinlemek iin bo yere 50 km yol gidemem, can cehenneme! evresinde, bize ihtiya duymayacak kadar dalkavuk vardr zaten. Hem sonra, gizli danmanlk ok mu nemli bir grev sanki! Ordudaki grevime devam etseydim, u an en yksek mertebede olurdum. Sonra unutmayalm ki, sen ve ben, artk modas gemi adamlarz." Babalar ve Oullar 61 "Evet aabey; yle grnyor ki bize bundan sonra tabutlarmz sipari edip, elimiz gsmzde, lm beklemek dyor," dedi Nicolas Petrovitch derin derin iini ekerek. "Hayr! Bunu okadar abuk kabullenemem!" diye homurdand aabeyi. "u doktor bozuntusu ile yaplacak bir kavgam daha var." Ayn gn, akam aynda kavga oldu. Paul Petrovitch zaten salona olduka sinirli, kavgaya hazr bir ruh haliyle gelmiti. Dmannn tek bir sz sylemesini bekliyordu, ancak bu o kadar abuk olmad. Zira Bazarov, iki "yal Kirsanov'un yannda pek konumazd, o akam da pek keyfi yerinde deildi. Hi konumadan ay stne ay iiyordu. Paul Petrovitch'in ise ii iine smyordu. Sonunda bekledii an geldi. Havadan sudan konuurlarken, sz komu iftlik sahibine geldi. Onu Petersbourg'dan tanyan Bazarov: "Alan, pis kk bir aristokratn tekidir," diye atld. "Size bir ey sorabilir miyim?" dedi Paul Petrovitch; sinirden dudaklar titriyordu. "Size gre 'alak' ve "aristokrat' ayn ey mi?" "Ben 'pis, kk bir aristokrat' dedim" ve sakin sakin ayndan yudumlamaya devam etti. "Kesinlikle yle dediniz, ancak ben eminim ki, sizin iin aristokratlar ve pis kk aristokratlar ayn snfa dahil. Ben buna katlmyorum ve size bunu aklamak zorunda hissediyorum. Ben her yerde liberal ve ilerici birisi olarak tannrm, bunu size temin ederim; ite bu yzden de gerek aristokratlara sayg

duyarm. Hatrlayn sayn baym... -Bazarov gzlerini Paul Petrovitch'e dikti- O ngiliz aristokratlarn hatrlayn sayn ba62 . Turgenyev ym. Haklarndan bir para olsun dn vermemiler ve bu yzden de bakalarnn haklarna sayg gstermilerdir; bakalarnn kendilerine kar grevlerini yerine getirmelerini istediler ve bu sebeple kendi grev ve sorumluluklarn da yerine getirdiler. te byle bir aristokrasi sayesinde ngiltere zgrln kazanm ve bu zgrlk gvence altna alnmtr." Paul Petrovitch'in, bunlar sylerken sesinin tonu ykselmiti. "Biz bu szleri ok duyduk; bunlar anlatmakla nereye varmak istiyorsunuz?" "Bunu sylemek istiyorum, sayn baym..." Paul Petrovitch, fkelendii zaman, 'unu' yerine 'bunu' derdi; bunun dilbilgisi kurallarna aykr olduunu bile bile. Bu, onun iin, ar Alexandre zamanndan kalma bir kullanm ekliydi ve bylelikle gelenekleri yaatm oluyordu. ar Alexandre zamannda, bykler kendi anadillerini konutuklar o ender durumlarda, bazlar 'bu' bazlar 'u' derdi ki, bu u demekti: Biz gerek Ruslarz, kkenden Rus'uz; ayn zamanda okulda retilenleri de ciddiye almayacak yce kiilerdeniz. "Bunu sylemek istiyorum ki, eer insann onuru, kendisine saygs, bir aristokratta bulunmas gereken yksek duygular yoksa; o zaman halkn yararna bir sosyal yaplama iin gerekli salam temeli de yoktur. 'nsan' sayn baym, esas olan 'insan'dr. nsanolu bir kaya kadar salam olmaldr, nk her ey onun zerine kurulmutur. Eminim ki, siz benim alkanlklarmla, kendime olan saygmla, titizliimle alay etmektesiniz; fakat sonuta btn bunlar kiinin onuruyla, kiinin sorumluluk duygusu ile ilgili. Dnyann bir ucunda bir tarada oturuyorum, Babalar've Oullar 63 ancak gene de kendimi brakmyorum, nk kendime saygm var." "Bir dakika, Paul Petrovitch! Diyelim ki kendinize sayg duyuyorsunuz, ancak kollarnz kavuturmu bir ii yapmyorsunuz, syler misiniz bunun halka yarar nerede? Kendinize sayg gstermeseniz de halk iin bir ey deimeyecekti, yle deil mi?" diye sordu Bazarov. Paul Petrovitch sarard. "Siz burada bambaka bir konudan bahsediyorsunuz. O ayr bir konu! Size, sizin deerlendirmenize gre niin 'kollarm kovuturmu oturduumu' aklamak zorunda deilim. Sylemek istediim yalnzca, aristokrasi; bir ilke, bir yaam tarzdr. amzda yalnzca treyi tanmayanler ve tamamen bo kafal olanlar ilkesiz yaarlar. Geldiinin ertesi gn bunu Arcade'a anlattm ve imdi de sizin nnzde tekrarlyorum. yle deil mi, Nicolas?" Nicolas Petrovitch bayla onaylad. "Aristokrasi, liberalizm, ilericilik, ilke... bu yabanc kkenli szlerin hepsi de bo eyler," diye devam etti Bazarov. "Ruslarn bence bunlara ihtiyac yok." "Peki sizce Ruslarn neye ihtiyac var? Sizi duyan da Ruslarn insanlk d olduunu sanacak. Hem sonra tarihsel manta gre..." "Tarihsel manta gerek yok!" "Nasl olur?" "Sylediim gibi! Karnnz acktnda aznza bir lokma ekmek girmesi iin manta ihtiyacnz yok! Bu soyut kavramlar bize gre deil!" . Turgenvev Paul Petrovitch'in kollan havaya kalkmt: "Sylediklerinizden tek kelime anlamyorum! Siz Rus milletine hakaret ediyorsunuz! lkeler, kurallar nasl reddedilir anlamyorum! Peki siz. neyi doru alarak hareket ediyorsunuz?" "Amcacm, size daha nce de sylemitim, biz hibir eyi doru olarak kabul etmiyoruz" diye Arcade sze kart. "Neyi faydal buluyorsak, onun dorultusunda hareket ediyoruz," dedi Bazarov. "u yaadmz ada, en faydal ey her eyi reddetmektir. Biz de yle yapyoruz. Her eyi reddediyoruz." Her eyi mi?" "Her eyi."

"Nasl her eyi? Yani yalnzca sanat, iiri deil, ayn zamanda, sylemeye dilim varmyor..." "Her eyi," diye cevaplad Bazarov. nanlmaz derecede sakindi. Paul Petrovitch gzlerini kocaman am, ona bakyordu. Bu kadarn beklemiyordu. Arcade ise zevkten drt ke olmutu. "Msaadenizle," diye sze girdi Nicolas Petrovitch. "Her eyi reddediyorsunuz veya daha dorusu, her eyi ykmak istiyorsunuz. Fakat sonuta, yklanlarn yerine yeni bir eyler de yapmak gerekecek." "Bu bizim grevimiz deil... nce ortal pisliklerden arn-drmalyz." "u anki artlarda halk bunu istiyor," diye ciddi bir tavrla sze girdi Arcade. "Halkn isteklerine cevap vermeliyiz, kendi egoiste isteklerimizi tatmin iin yaamaya hakkmz yok." Bu son syledikleri Bazarov'un pek houna gitmemiti. BiBabalar ve Oullar 65 raz felsefe, biraz romantizm kokuyordu. Bazarov'a gre ikisi ayn eylerdi; ancak gen akl rencisini yalanlamaya yelten-medi. "Hayr, hayr!" diye bard Paul Petrovitch yerinden frlayarak. "Sizin Rus halkn yakndan tandnza, Rus halknn ihtiyalarnn temsilcileri olduunuza inanmak istemiyorum! Hayr, Rus halk sizin anlattnz gibi deildir! Geleneklerine baldr, vatanseverdir, inansz yaayamaz..." "Bunlar inkr etmiyoruz," diye szn kesti Bazarov. "Ben bile sizin bu sylediklerinizin doruluunu onaylamaya hazrm." Fakat eer sylediklerim doruysa..." "Gene de bu hibir eyi ispat etmez." "Kesinlikle bu hibir eyi ispatlamaz!" diye tekrarlad Arcade. Rakibinin tehlikeli hamlesini nceden sezmi, tecrbeli bir satran oyuncusu gibi kendinden emin, keyfi yerindeydi. "Nasl, nasl hibir ey ispat etmez?" diye kekeledi Paul Petrovitch. ok armt. "Yani siz kendi halknza da m karsnz, onu mu demek istiyorsunuz?" "Neden olmasn?" diye bard Bazarov. "yle olsa ne yazar? nsanlar bir gk grlts duysa, bunu lyas Peygamberin gkyznde dolaan arabas sanyor. O halde ben neden onlardan olaym? stelik onlar Rus ise, ben Rus deil miyim?" "Hayr, siz bir" Rus deilsiniz! Btn bu sylediklerinizden sonra sizi bir Rus gibi kabul edemem!" "Benim bykbabam toprakla uraan bir iftiydi," diye 66 . Turgenyev kibirle cevaplad Bazarov. "Sizin iilerinizden herhangi birine sorun bakalm, hangimiz daha Rus'uz? Siz onlarla konumasn bile bilmezsiniz!" "Siz onlarla konuuyorsunuz belki, ama bir yandan da onlarla alay ediyorsunuz." "Fakat eer hak ediyorlarsa, bunda yanl olan ne? Siz benim kiisel grlerimi reddediyorsunuz, fakat bunun tesadfen olutuunu, sizin bu denli savunduunuz o 'mill ruh'tan kaynaklanmadn kim syledi?" "Nihilistlerin yararl olduunu mu sylyorsunuz?" "Yararl veya deil. Bunu yarglamak bize dmez. Siz bile kendinizi yararsz grmyorsunuz, sanyorum." "Beyler, beyler! Rica ederim, kiisel saldrlarda bulunmayn!" diye bard Nicolas Petrovitch, yerinden dorulmutu. Paul Petrovitch glmsedi, kardeini omzundan eliyle iterek oturttu: "Endielenme! Doktor beyimizin acmaszca alaya ald kendime olan saygmdan tr, kendimi kaybetmeye hi niyetim yok." "Affedersiniz," diye Bazarov'a dnd yeniden. "Siz kendi doktrininizin bir yenilik olduunu mu sanyorsunuz? Yanlyorsunuz. O gklere kardnz materyalizm birok kereler denendi ve her seferinde de ifls etti!" "Gene yabanc bir kelime..." diye onun szn kesti Bazarov. Sinirlenmeye balamt, yzne doru bir krmzlk yaylyordu. "ncelikle biz hibir eyi gklere karmayz; bu bizim detimiz deil..." "yleyse ne yapyorsunuz?" Babalar ve Oullar 67

"Anlataym. ok deil, daha dne kadar devlet memurlarmzn rvet yediinden, lkemizde ne yol, ne ticaret, ne de adalet olmadndan bahsediyorduk..." "Evet, doru, siz 'muhbir' olmalsnz; yle adlandrlyordu sanrm. Sulamalarnzn ouna katlyorum, ancak..." "Fakat daha sonra anladk ki; Rusya'nn aclar hakknda nutuk ekmek, bizi alaltmaktan, bizi birer bilgi yapmaktan baka bir ie yaramyor; gl ruhlarmzn, vicdanlarmzn faydas olmadn, zamanmz bo szlerle geirdiimizi grdk. Her eyden konuurduk: Sanattan, parlamentodan, avukatlardan, yaradltan ve daha nelerden... Ama ne yarar vard? Oysa asl konu, gnlk ekmek parasdr, bizi bezdiren bo inanlarmzdr, yanlarnda alanlarn namussuzluu yznden i adamlarnn batmasdr, hkmetin salamaya alt zgrln bile iyi bir deiiklik olmaddr, zira kyl, meyhanede son kuruuna kadar iip szabilmek iin, kendi malndan bile alacaktr." "imdi anladm," diye szn kesti Paul Petrovitch. "Btn bunlardan ylnca, siz de hibir eyi ciddiye almamaya karar verdiniz." "Hibir eyi deerlendirmemeye daha dorusu," diye dzeltti Bazarov, kararl bir ifade ile. Bu 'saygn bay'n nnde dncelerini bu kadar etraflca anlatt iin kendi kendine kzd. "Ve yalnzca alay etmekle yetinmeye karar verdiniz, yle mi?" "Evet, yle!" "Ve bunun da ad "nihilizm' oluyor ha?" 68 . Turgenyev "Evet, yle oluyor," diye kstaha onaylad Bazarov. Paul Petrovitch'in kalar atlmt. "Allah Allah!" dedi olduka sakin bir sesle. "Demek ni-hilzm, bizim tek k yolumuz ve sizler de bizim kurtarclarmz oluyorsunuz. Fakat o hlde neden, en azndan sizin gibi her eyi eletiren dierlerine svp sayyorsunuz? ene almakta onlardan aa kalan bir yannz yok!" "Bizim de kusurlarmz var, ancak bizi ene almakla sulayamazsnz," dedi Bazarov dilerinin arasndan. "Bir ey yapyor musunuz ki? Bir eylemde bulunuyor musunuz?" Bazarov cevap vermedi. Paul Petrovitch'in sinirden her yan titriyordu, neyse ki ksa srede kendisini kontrol altna almay bildi ve szne devam etti: "Eylem yapmak, ykmak!... Ancak sebebini bilmeksizin ykmak mmkn m?" "Kendimiz bal bana bir kuvvet olduumuz iin ykyoruz," diye atld Arcade. Paul Petrovitch alayc bir ifadeyle yeenine bakt. "Evet! Kuvvetin kimseye verilecek hesab yoktur!" dedi iinerek Arcade. "Seni zavall!" diye avaz kt kadar bard Paul Petrovitch. Artk kendini tutamayarak: "Bu davrannla, bu iddial formlnle Rusya'ya ne saladn bir an olsun dndn m? Hayr! Aman Allah'm, melek bile sizin karnzda sabrn tketir! Kuvvetmi! lkel bir adamn da, bir Mool'un da kuvveti vardr, ancak bu neye yarar ki? Asl yceltmemiz gereken lygarlktr, evet, sevgili bayr.; asl ballk duymamz gereken Babalar ve Oullar 69 uygarln meyveleridir. Ve ltfen bana bunlarn hibir eye yaramadn sylemeyin! En kt ressam veya gecede yalnzca be kpek kazanan bir engi bile sizden daha yararldr, nk onlar uygarln temsilcisidir, sizin gibi ilkel bir Mool kuvvetinin deil! Kendinizi 'ilerici' olarak iln ediyorsunuz, ancak siz bir ilkel adamn kansna yakrsnz. Kuvvetmi! Hem sonra siz, kuvvet taraftan baylar, sizin saynz bir elin parmaklarn gemezken, te yandan en deerli inanlarnn sizin tarafnzdan inenmesine izin vermeyecek ve sizi ezecek milyonlar var!" "Ezsinler; zaten bizim istediimiz de bu!" dedi Bazarov. "Fakat henz son szmz sylemedik: Biz, sizin dndnzden ok fazla saydayz." "Ne yani? Siz ciddi ciddi btn bir halkn stesinden geleceinizi mi dnyorsunuz?"

"Bir kpek deerindeki bir mum bile, bilirsiniz koca Moskova'y tututurmaya yetti," dedi Bazarov. "Demek yle! ncelikle neredeyse eytans bir kendini beenmilik, sonrasndaysa her eye ynelik ac bir alay! te genlii kendine eken ey; ite zavall ocuklarmzn saf yrekleri nelere inanp, nelere boyun eiyorlar? Bakn, bir tanesi de burada, hemen sizin yannzda. Neredeyse nnzde diz kecek; gururla bakn eserinize! -Arcade kalarn atp ban te yana evirdi.- Ve bu salgn ok uzaklarda bile kendini gsterdi! Duydum ki, Roma'daki resimcilerimiz Vatikan Mzesi'ne ayak basmyorlarm. Sebebi de, Rafael bal bana bir resim ustas kabul edildii iin, onu aptal buluyorlarm. Gryorsunuz ya, kendileri zavall bir gszlk iinde, yaratclktan 70 . Turgenyev yoksunlar... Hayal gleri "emedeki Gen Kz" tablosundan teye gidemiyor, bilirsiniz ki bu olduka kt bir resimdir. imdi size gre bunlar yaman adamlar, yle mi?" "Bana gre ne Rafael, ne de dierleri be para etmez." "Bravo! Bravo dorusu! yi dinle Arcade... Bak, gnmz genlerinin nasl konumalar gerektiini ren! Sizi nasl taklit etmesinler, sorarm size? nceden genler okumak zorundayd, 'kara cahil' olmak istemiyorlard; bunun iin ister istemez abalyorlard. Bugn ise yalnzca "samalk, dnyadaki her ey birer samalk" denekle yetinip, kendilerini bylece ispatlam oluyorlar. Genler bu iten pek honut: Neden olmasnlar ki; eskiden byle dnenler hibir ie yaramayan bo kafal serseriler olurken, imdi tescilli 'nihilist' diye anlyorlar. "Baknz, zerinde o kadar zenle durduunuz kendinize olan saygnz neredeyse ifls etmek zere!" dedi soukkanl bir tavrla, Bazarov. Oysa Arcade'n gzleri fkeden ate sayordu. "Tartmamz ok uzad. Artk burada kessek iyi olur gibime geliyor." Ayaa kalkt: "Ben kendi adma, bana veya sosyal aile yaammzda, amzn tek ileyen, reddedemeyeceim bir kurumunu gsterirseniz; sizinle uzlamaya hazrm." "Size bir deil, milyonlarcasn gsterebilirim! diye bard Paul Petrovitch "Milyonlarcasn... rnein 'komn ky yaamn' ele alalm." Bazarov yznde alayc, souk bir glmseme ile: "Bu konuyu kardeinizle konusanz iyi edersiniz. Bana yle geliyor ki, o deneyimleriyle, komnden, kyl dayanmasndan, kanatkrlndan ve dier bo lflar hakknda ne dnme si gerektiinden nasibini almtr." Babalar ve Oullar 71 "Peki ya aile? Kyllerimizin aile yapsn ele alalm!" "Bu konuyu da etraflca ele almasak, sizin lehinize olur. Kylerde kaynpederlerin, gelinlerin rzna getiini duymusunuzdur. Tavsiyemi dinleyin Paul Petrovitch, bir iki gn bu konuda dnn; bu ekilde aklnza pek rnek gelmiyor olabilir. Gznzn nnden btn sosyal yaplarmz geirin ve hepsi hakknda ok iyi dnn. Bu srada biz de Arcade ile..." "Siz de her eyle ac ac alay etmeye devam edersiniz," diye szn kesti Paul Petrovitch. "Hayr, biz kurbaalar inceleyeceiz. Gel Arcade! Grmek zere baylar!" ri arkada bylece odadan ktlar. ki karde bir sre, yle sessizce, yz yze, baktlar. "Gr ite!" dedi nihayet Paul Petrovitch." Gnmzn genlii naslm, gr! te bunlar, bizim miraslarmz!" "Bizim miraslarmz!" diye tekrarlad Nicolas Petrovitch; gsz bir i ekile. Btn tartma boyunca huzursuzluktan yerinde duramadysa da hibir ey sylememi, Arcade'a uzaktan ac ac bakmakla yetinmiti. "Aklma ne geldi biliyor musun, aabey? Bir gn zavall annemle yaptm bir tartma: O baryor, beni dinlemeyi reddediyordu... Sonunda ona 'beni anlayamayacan, nk farkl kuaklardan' olduumuzu syledim. ok yaralanmt, bense yle dnmtm: 'Ne yapabilirim ki? Gerekler ac olabilir, ama bunu bilmesinde fayda var.' Ve ite, imdi sra bizde, bizim miraslarmz da ayn eyi syleyebilirler: 'Siz bizim kuamzdan deilsiniz, bu ac gerei bylece bilin".

"Ah! Hayr, sen hogr ve alak gnllkte ileriye gidi72 . Turgenyev yorsun. Aksine ben kesinlikle, bizim bu ksk beylerden daha hakl olduumuzu dnyorum. Belki, artk gnmzde eski saylan, modas gemi szlerle anlattk kendimizi ve gnmz genlii kadar gz pek de deiliz! Hem o ne bbrlenme, o ne kendini beenmilik! Onlara krmzy m yoksa beyaz m tercih ettiklerini soracak olsan, sanki tm dnya gzn dikip cevabn bekliyormu gibi, sesini alaltp, gsterili bir tarzla: "Krmzy semek benim alkanlklarmdandr," diye cevap verecekler. "Baka ay istemiyor musunuz?" diye kapnn aralndan, Fenetchka'nn sesi duyuldu. Tartma sesleri dininceye kadar salona girmeye cesaret edememiti. "Yok, semaveri kaldrabilirsin!" diye cevaplad Nicolas Petrovitch, gen kadn karlamak iin ayaa kalkt. Paul Petrovitch kardeine iyi akamlar dileyip, alma odasna ekildi. XI Yarm saat sonra, Nicolas Petrovitch baheye indi ve o ok sevdii kameriyeye yneldi. zntl dnceler iindeydi. lk kez olu ile aralarndaki ayrln kesin bir ekilde bilincine varmt. Zamanla aralarndaki mesafenin daha da artacan hissediyordu. O hlde, klarn olunun yannda Petersbourg'da en yeni eserleri okuyarak geirmesinin, genlerin neler konutuunu dikkatle dinlemesinin, onlarn tartmalarna katlmasnn hibir anlam yoktu. "Aabeyim bizim hakl olduumuz gBabalar ve Oullar 73 rnde: benim inancma gre onlar "geree" bizden daha uzaktalar, ancak onlarda bizde olmayan yle bir ey var ki, bu onlarn hakl olmasn salyor... Genlik mi? Hayr, yalnzca genlik deil. Feodalizmin kt etkilerinin, bize nazaran, onlarn zerinde daha az olmasndan m acaba?" diye dnyordu. Ban ne emi; elleri gene yznde gezinmekteydi. "Fakat nasl olur da, iir inkr edilir? Sanata, doaya nasl duyarl olunmaz?" diyordu kendi kendine. nsan doaya nasl duyarsz kalabilir, anlamak iin evresine baknd. Akam oluyordu; gne bahenin hemen ilerisindeki kavan ardndan yavaa kayboluyordu. Sonsuz gibi gzken tarlalarn zerine kavaklarn glgesi dyordu. Korunun hemen yanndaki glgeli patikadan beyaz ata binmi, ufak tefek bir adam geliyordu. Glgeden gittii hlde, tepeden trnaa, gmleinin omzundaki yamaya kadar ok net grlebiliyordu. Atn bacaklarnn hareketini de bu kadar net izlemek insana ayr bir haz veriyordu. Gnein son klar korunun yapraklarla rtl atsndan szlp, kavak gvdelerini ylesine bir a bomutu ki, kavaklarn gvdesi am gibi kaln grnyordu. stlerde ise yapraklar neredeyse, lacivertimsi bir renk almlard, batan gnein kzllyla renklenmi gkyznn solgun mavisinin altnda. Ykseklerde krlanglar uuyordu. Rzgr tamamen dinmiti, birka ar hl tembel tembel lleleri geziyorlard; daldan kopmu bir srgne bir sinek ordusu hcum etmiti. "Tanrm her eyi ne kadar da iyi dnm," dedi iinden Nicolas Petrovitch ve aklna sevdii dizeler geldi, sonra Arca-de', Staff und Kraft' hatrlayp sustu. ylece kameriyenin altnda, yalnz oturup bir hznl, bir neeli dnceler arasnda 74 . Turgenyev geziniyordu. Hayal kurmay oldum olas severdi: ky hayat onun bu ynn gelitirmiti. ok ksa bir sre nce, kk handa olunu beklerken de bu eit dncelere dalmt. Ksack zamanda her ey nasl da deimiti; o zaman henz belirsiz olan pheleri kesinlik kazanmt. Yeniden merhum hanmn hatrlad; onun, o yuvasna bal, evini ekip eviren ev kadn hli deil de; ince, uzun boylu, masum hli ve merakla bakan gzleriyle gen kzl gznn nne gelmiti. lk kez onu grd zaman hatrlamt. O zamanlar kendisi daha renciydi. Onunla, kiracs olduklar apartmann merdivenlerinde karlamt, dalgn dalgn merdivenden karken kza arpm, zr dilemek iin ona dnm, ama o ararak "zr dilerim baym" demiti. Kz ba nnde glmsemesini zorla

bastrmaya alm, sonra da korkmu gibi koa koa uzaklamt. Merdivenin sonunda gzlerini Nicolas'a dikmi, ksa bir an iin bakmlard. Kz kpkrmz kesilmiti. Daha sonraysa ilk utanga ziyaretler, yarm yamalak itiraflar, hafif glmsemeler; bir belirsizlik, bir hzn ve sonra tutkulu dokunular ve nihayet o nefes kesen mutluluk... Btn bunlarn hepsi neredeydi imdi? O gen kz kars olmutu, dnyada ender bulunacak bir mutluluu tatmlard. "Fakat, niin o muhteem anlar, bir mr boyu srmyor?" diye dnd. Dncelerini netletirmeye almyordu, fakat o mutlu anlar u an yeniden yaamasn salayacak hafzasndan daha kuvvetli bir eylere ihtiya duyuyordu. Sevgili Marie'sine yeniden dokunmak, onun scakln ve nefesini hissetmeye ihtiyac vard ve ite karsndaki bu varlk... Yoksa, onun hayali miydi? Babalar ve Oullar 75 "Nicolas Petrovitch, neredesiniz?" Fenetchka'nn sesiyle ir-kildi. Pimanlktan ya da utandndan deil... Hibir zaman karsn Fenetchka ile karlatrmamt; gen kadnn kendisini aryor olmasna can sklmt. Birden onun sesi kendisine beyaz salarn, yalln anmsatt. Gemiin sisli perdesi ardnda kalan, bir anlna da olsa iine girmeyi baard iini titreten o byl dnya birden kaybolmutu. "Buradaym," diye cevaplad. "imdi geliyorum". 'te feodalizmin kt sonular' diye bir k akt beyninde. Fenetchka ona yle bir bakp, bir ey sylemeden gzden kayboldu. Ancak o gelince, Nicolas Petrovitch gece olduunu farketti. u an her yerde karanlk ve sessizlik hkimdi. Karanlkta seebildii kadar, Fenetchka'nn yz ne kadar kk ve solgundu! Yerinden kalkt, eve gitmek istedi. Fakat hatralardan heyecanlanan yrei, gs kafesinde hzla arpmaktayd; sakinlemek iin bahede yavaa yrmeye koyuldu, kh yerlere, kh yldzlarn kaynap birbirlerine gz krptklar gk yzne dalgn dalgn bakarak. Uzunca bir zaman, bitkin dene dek yrdyse de, gene de kendisini boan o belirsiz, zc sknty yenemedi. Bazarov duysayd, kendisiyle ne kadar alay ederdi! Arcade bile onu ho karlamazd: Krk yalarna gelmi, bir malikne sahibi olan, bu adamn gzleri yalarla doluydu, hem de hi sebebi olmakszn. Bu, o yanda viyolonsel alyor olmasndan daha da komikti. Nicolas Petrovitch hl bahede yryor, can eve girmek istemiyordu. Oysa ki ev l l, aydnlk pencereleriyle ylesine sakin ve yumuak bir yuva grntsndeydi ki! yle olduu hlde, gene de karanl, baheyi, yznde hissettii havann 76 . Turgenyev serinliini ve hzn, bu karman orman duygulan brakp da ieriye giremiyordu. Dar bir yolun dnemecinde, birden karsna Paul Petro-vitch kt. "Neyin var?" diye sordu Nicolas'a. "Hortlak gibi bembeyaz olmusun; iyi grnmyorsun! Neden yatmaya gitmiyorsun?" Nicolas Petrovitch ona biraz durumunu anlatt ve yatmaya gitti. Paul Petrovitch bahenin sonuna kadar yrd ve o da kardei gibi, yldzlara bakarak kendi dncelerine dald. Fakat, gzel kara gzlerinde yldzlarn yansmas dnda, bir ey grlmyordu. Romantik birisi deildi ve ar derecede modaya dkn, alayc Fransz ruhu, hayal kurmay bilmezdi. Ayn gece Bazarov Arcade'a: "Biliyor musun? Harika bir fikrim var. Baban bugn mehur bir akrabanzdan davet aldnz sylemiti. O gitmek istemiyor, onlarn yerine biz gitsek? Zaten seni de davet etmi. Hem buradaki ortamdan biraz uzaklasak iyi olabilir. Hem de be alt gn kalr, gezeriz, dncelerimizi oradakilerle de paylarz. Gerisini bo ver!" "Oradan dnte buraya gelir misin?" "Hayr, doruca babamn yanna giderim. Biliyorsun ki otuz kilometre ileride oturuyor. Onu grmeyeli uzun zaman oluyor, annemi de. Bu iki yal insan memnun etmi olurum. Annem ve babam ok iyi insanlardr, zellikle de babam, ok neeli birisidir. Hem sonra, ben onlarn tek oluyum." "Onlarn yannda uzun sre kalacak msn?"

"Sanmam. abucak sklrm." Babalar ve Oullar 77 "O zaman dnte buraya urar msn?" "Bilemem... Bakarz. Ne dersin? Gidiyor muyuz?" "Tamam, anlatk..." dedi nemsemez bir tavr taknan Arcade. Aslnda arkadann bu nerisine fazlasyla sevinmiti. Fakat duygularn saklamay nihilistliinin bir gstergesi biliyordu. nsan ya nihilisttir ya da deil... "Ertesi gn, Bazarov'la yola ktlar. Marino'daki dier genler bu duruma zlmt, Douniacha alamt bile. Fakat yallar rahat bir nefes aldlar. XII Gittikleri ehir, artk Rusya'nn hemen her yerinde grlen ilerici, gen ve despot bir valinin ynetimindeydi. Greve balad ilk yl, kendisini olduka dostane karlam olan Belediye Bakan ile anlamazla dmt. Muhafz Alay'ndan binbalk rtbesi ile emekli olan Belediye Bakan, ayn zamanda iyi bir at terbiyecisiydi. Vali, kendi memurlaryla bile anlaam-yordu. Bylece ortaya kan atmalar yle bir boyut almt ki, Peters bourg'daki Bakanlk, yerinde inceleme yapp, olaylar aa karmas amac ile oraya gvenilir bir adam gndermeyi uygun buldu. Bakanlk bu i iin, Kirsanov'larn akrabas, seneler nce iki kardei Petersbourg'da kollam olan- Mathieu Ilitch Koliazine'i grevlendirdi. Henz gen saylrd, krk ya-larndayd. Kendini hl bir devlet adam olarak gryor ve gsnn iki yannda birer madalya tayordu. Ancak bunlar78 . Turgenyev dan bir tanesi, itiraf etmek gerekirse, biraz tuhaf, kt bir madalyondu. Yanna uzlatrc olarak gnderildii vali gibi, o da ilerici olarak tannyordu. Dier nemli, kodaman adamlara pek benzemezdi. Kendisini ok ykseklerde grrd, kendine olan gveni snrszd, fakat davranlar olduka sade, baklar onaylaycyd. Bakalarn hogr ile dinler ve ylesine tatl tatl glmserdi ki, onunla ilk tantnzda, onu 'ok sevimli birisi' diye tanmlardnz. yleyken, yeri geldiinde 'masaya yumruunu indirmesini' de bilirdi. Bu durumlarda "G gereklidir," derdi; "G bir devlet adamnn en nemli zelliidir." Fakat bunlar onun kolayca kandrlmasna engel deildi. Birazck deneyimli, herhangi bir memur, onu parmanda oynatabilirdi. Mathieu Ilitch, Guizat'nun en byk hayranlarndand; evresindeki herkesi kendisinin geleneksi, eski kafal brokratlardan olmadn, sosyal yaamdaki farkllklarn, onun iin en ufak bir nemi olmad grn kabul ettirmeye urard. Bu trden byk lflar bilirdi. Kendisine 'ilgisiz' ss vermeye alsa da, ada edebiyatn en yeni eserlerindeki gelimeleri de yakndan takip ederdi: "Tpk olgun bir insann, sokakta bir ocuk srs grnce onlarn peinden giderek elenmesi gibi." Gerekte Mathieu Ilitch, I. Alexandre ann dier devlet adamlarndan pek farkl deildi. O da gece Petersbourg'da oturan, Madam Suetchine'in evine gitmeden nce, Condillac'tan aceleyle bir sayfa okumaya alanlardand. Yalnzca biraz daha modern tavrlyd. Becerikli bir dalkavuk ve akgz biriydi. ten anlamazd, pek zeki de saylmazd, fakat, gemisini yrtmeyi bilirdi: bu konuda kl yutmazd, eee, nemli olan da bu Babalar ve Oullar 79 deil miydi? Mathieu Ilitch Arcade'i, yksek bir devlet memuruna yarar ekilde, hatta nee ve itenlikle karlad denilebilir Ancak, Arcade'n, babas ve amcas ile gelmediini, onlarn kyde kaldklarn renince ok ard. "Baban her zaman tuhaf bir adamd," dedi, gz kamatrc kadife robdambrnn psklleri ile oynayarak. Uzun zamandr orada, smsk niformasnn iinde hazr olda bekleyen memura dnd: "Ne var?" dedi. Uzun zamandr kmldamadan bu an bekleyen grevli, yerinden hafife kprdad, fakat teki, onun bu zor durumda olmasndan gayet memnun, onu dinlemedi bile.

Yksek devlet memurlar bunu ska yaparlard: astlarn g duruma drmekten, onlar artmaktan zevk alrlard. Bu amaca ulamak iin kullandklar yollar da eitliydi. En yaygn olanlarndan bir tanesi ya da ngilizlerin deyimiyle 'is quite a favourite' olan da uydu: Yksek devlet memuru, en sade szleri bile anlamaz, birden sarlar. yle sorar rnein: "Bugn gnlerden ne?" Karlnda byk bir saygyla: "Bugn gnlerden cuma, Sayn Ekselanslar" cevabn alrd. "Ne? Nasl? Ne dediniz?" diye yeniden tella sorard yksek devlet memuru. "Bugn gnlerden cuma, Sayn Ekselanslar." "Nasl? Ne? Bu da ne demek? Cumaym! Hangi cuma?" "Cuma, Ekselanslar, haftann bir gn!" "una bak! imdi de bana ders vermeye mi kalkyorsun?" 80 . Turgenyev Liberal tannmasna ramen Mathieu Ilitch de bu trden bir devlet memuru saylrd. "Dostum, valiyi ziyaret etmeni tavsiye ederim," dedi Arca-de'a. "Bunun st makamlar ziyaret etmenin yararl olacana dair geri kalm fikirlerin taraftar olduum iin sylemediimi anlyorsun; hayr! Sadece bunu vali nemli bir adam olduu iin sana neriyorum... Hem, ehrin sosyetesi ile de tanmak istiyorsundur; dadan inmediine gre. yle deil mi? br gn byk bir balo olacak." "Siz de orada bulunacak msnz?" diye sordu Arcad*. "Bu balo benim onuruma dzenleniyor zaten," dedi Mathieu Ilitch neredeyse zntl bir ifadeyle: "Dans bilir misin?" "Evet, ama pek iyi deil!" "Bunun nemi yok. Burada gzel kadnlar var. Bir gen adam iin dans etmeyi bilmemek utan verici bir ey! Bu eski bir n yarg deil, 'insann akl bacaklarnda olmal' diye dnmem, ama biliyorsun ki bayronizm'in'*' de artk modas geti." "Ama daycm, bayronizm tasladm iin deil..." "Seni bu ehrin kadnlaryla tantracam; seni kanatlarmn altna alyorum," diye onun szn kesti Mathieu Ilitch, kendinden olduka honut, glmsyordu. "Bundan memnun olursun herhalde, yle deil mi?" eriye bir hizmeti girdi ve Mal Mdr'nn geldiini haber verdi. Yumuak bakl, dudaklarnn kenarlar kr kr, yal bir adamd gelen. zellikle yazlar, kendi deyimiyle, "g-(*) Toplum yaaynn kmsenmesi anlamnda kullanlmtr. Babalar ve Oullar 81 zel arcklarn her iekten rvet ald" gnlerde doaya akt. O gelince, Arcade oradan ayrld. Bazarov'u, indikleri yerdeki otelde brakmt. Onu, valiyi ziyaret etmeye ikna edebilmek iin uzun uzun dil dkt. "Tamam, pes ettim," diyerek kabul etti Bazarov. "Madem ki ksmet ayamza kadar gelmi, o hlde kabul etmeli! Zaten buradaki mlk sahiplerini incelemeye gelmedik mi!" Vali, genleri nazike karlad, fakat ne onlar oturttu, ne de kendisi oturdu. Hep byle aceleci, ii bandan akn bir hli vard. Sabahlan erkenden, iyi tlenmi niformasn giyer, kravatn sk sk balar, masann bir ucunda yer ier, zamannn ounu hkmler hazrlamakla geirirdi. ehirde ona -Bourdaloue- adn takmlard. Bununla nl Fransz dnr deil, kafasnn karkl ve samalklar kastediliyordu. Kirsanov ve Bazarov'u balosuna davet etti; iki dakika sonra unutarak davetini tekrarlad, bu sefer onlara 'Kaisarov kardeler' diye hitap etmiti. Valinin yanndan dnerlerken, yolda ksa boylu, Slavlarn giydii trden ssl bir ceket giymi bir adam, at arabasyla yanlarndan geerken "Eugene Vassilitch" diye seslendi ve hemen Bazarov'un nne atlad. "Hey, una bak! Herr Sitnikov!" dedi Bazarov; yrmeye devam ederek. "Seni buraya.hangi rzgr att?"

"Tesadfen geiyordum. u ie bakn!" diye cevaplad teki. At arabasna dnd, belki be kez: "Bizi takip edin" diye el kol hareketleri yaparak onlara seslendi. "Babamn ehirde bir ii vard, benden onu halletmemi istedi... Bugn burada olduunuzu rendim, hatta otelinize bile uradm... -Gerekten de, 82 . Turgenyev otele dndklerinde odada, zerinde hem Fransz hem Rus alfabesine gre Sitnikov yazan bir kartvizit buldular.- Valinin yanndan gelmiyorsunuz umarm?" "Yanldn! Oradan geliyoruz!" "Ah! Madem yle ben de giderim onun ziyaretine. Eugene Vassilitch, beni arkadanzla tantrsanza..." "Sitnikov, Kirsanov" diye homurdand Bazarov, durmakszn. "ok memnun oldum," dedi Sitnikov, yanlarndan yryerek. Yznde geni bir glmseme vard; aceleyle elindeki k eldivenleri kartarak: "Sizden ok bahsedildiini duydum... Eugene Vassilitch'in retisini uzun zamandr biliyorum, diye-, bilirim. Dnyaya yeni bak am ona borluyum." Arcade Bazarov'un rencisine bakt. Minyon, ho hatl parlak yznde gergin, dar grl bir insan ifadesi vard. ukurlarna gmlm gibi kk gzlerinde sabit, tedirgin bir bak vard; durmakszn anlamsz, ksa bir glle srtyordu. "nanr msnz," diye devam etti "Eugene Vassilitch ilk kez bana, 'otoriteleri tanmamalyz' dedii gn ylesine comutum ki... Sanki her yan l l olmutu! 'Nihayet, en nihayet bir kahraman buldum, demitim kendi kendime. Aklma gelmiken Eugene Vassilitch, ehirde bir kadn var, onu mutlaka ziyaret etmelisiniz; buraya yaptnz ziyaret onu tanmakla bir lene dnecektir. Ondan bahsedildiini duymusunuzdur sanrm?" "Kim?" diye isteksizce sordu Bazarov. "Madam Koukchine, Eudoxie Koukchine. Kesinlikle farkl, olduka serbest tavrl; kelimenin tam anlamyla ileri grl Babalar ve Oullar 83 bir kadn. Biliyor musunuz, aslnda u an gidip onu ziyaret etmeliyiz. Buradan iki adm tede. le yemeini de orada yeriz. Sanrm henz yememisinizdir, deil mi?" "Hayr, henz deil!" "Eh, o hlde harika! Anlyorsunuz ya, kadn boanm, zgrln keyfini karyor." "Gzel mi bari?" diye sordu Bazarov. "Akas, pek saylmaz." "O hlde niin onu grmeyi istiyorsunuz?" "Ah! Ne kadar da akacsnz! Bize bir ie kaliteli ampanya aar." "Bak hele! Size gerekli olan insanlar nasl da bilirsiniz! Babanz hl iki datm grevinde mi?" "Evet, evet!" diye cevaplad, ac bir glmsemeyle Sitnikov. "O hlde, gidiyor muyuz?" "Dorusu bilemiyorum." "nsanlar incelemek istemiyor muydun; ite sana frsat!" diye fsldad Arcade. "Ya siz Bay Kirsanov, siz ne dersiniz?" diye steledi Sitnikov. "Siz de gelmelisiniz, siz olmadan gitmeyiz." "Hep birlikte, baskn yapar gibi gidecek hlimiz yok herhalde!" "Rica ederim! Madam Koukchine iyi niyetlidir, yle eyler dnmez." "Bir ie ampanya olacak m?" diye sordu Bazarov . "Hem de tam ie olacak! Bunun iin sizinle bahse girebilirim!" diye bard Sitnikov. "Neyin zerine?" 84 . Turgenyev "Kendi bam stne!" "Babanzn kesesi stne deseniz, daha doru olurdu! Haydi, o hlde hep birlikte gidelim!"

XIII Avdotia Nikitichna Koukchine'in Moskova stili, kk, soylu evi, kentin yangndan zarar grm sokaklarndan birin-deydi. Herkese bilinir, bizim tara kentleri her be ylda bir yanar. Kapda eri olarak ilitirilmi kartvizitin zerinde, kk bir an vard. Ziyaretiler sofada, evsahibesinin yar hizmetisi, yar arkada gibi duran, boneli bir hanm tarafndan karlanrd: Btn bu ayrntlar ev sahibesinin ilerici eilimlerini aa karyordu. Sitnikov, Avdotia Nikitichna'nn evde olup olmadn sordu. "Siz misiniz Victor?" diye yan odadan zayf bir ses geldi. "Girsenize." Boneli kadn gizlice ortadan kayboldu. "Yalnz deilim," dedi Sitnikov ve gsterili bir tavrla ceketini kard. Bir yandan da kendinden emin bir bakla Baza-rov'la Arcade'a bakyordu. "nemli deil! Buyrun," dedi ses. Bir salondan ok, alma odasn andran bir odaya girdiler. Ktlar, mektuplar, ounun sayfalar henz almam kaln ciltli Rus dergileri, sigara izmaritleri oraya buraya salmt. Evin sahibesi deri bir koltua ylece uzanvermiti. Hl Babalar ve Oullar 85 gen saylabilecek sarn kadnn salar hafif dankt, zerinde pek temiz olmayan bir elbise vard: ksa kollarn iri bilezikler sslyordu. Bana dantel bir barts rtmt. Uzand divandan kalkt, yakas sararm krkten bir hrkay dalgnca omuzlarna alrken Sitnikov'a souka: "Merhaba Victor!" deyip, elini skt. Sitnikov: "Bazarov, Kirsanov" diye yanndakileri ona tantrd. Kir-sanov'un adn Bazarov'u taklit ederek, tek bir syleyite sylemiti. "Ho geldiniz," dedi Madam Koukchine aralarnda kald o yuvarlak gzlerini Bazarov'a dikmiti. "Sizi tanyorum" diye ekledi ve Bazarov'un da elini skt. Bazarov'un kalar hafife atlmt. Bu serbest tavrl kadnn ufak tefek grnmnde aslnda pek irkin bir yan yoktu; fakat kadnn yznde yle bir ifade vard ki, insann zerinde ho olmayan bir etki brakyordu. nsann ona: "Neyin var? Karnn m a? Cann m sklyor? Bir eyden mi korkuyorsun? Niin yerinde duramyorsun?" diye soras geliyordu. Sitnikov gibi, onun da hep bir eylerden te-dirginmi gibi bir hli vard. Szleri ve tavrlar hem serbest, hem de rkekti. Grnrde bir iyilik ve sadelik timsali gibiydi, ancak gene de ne yaparsa yapsn, hep asl iinden geenin dnda davranyor gibiydi, kendisini farkl gstermeye alyordu. Doallktan ve sadelikten uzakt. "Evet, sizi tanyorum Bazarov," diye tekrarlad. O da tm Moskoval, taral kadnlar gibi tant andan itibaren erkekleri ilk isimleri ile ard. "Sigara alr msnz?" "Yalnzca sigara m?" diye atld Sitnikov. Bir koltua otur86 . Turgenyev mu, bacak bacak stne atmt. "Bize bir len yemei ikram ederseniz daha iyi olur; kurtlar gibi az. Ve tabii yannda bir ie ampanya da iyi gider!" "Seni keyif dkn, seni!" dedi glerek Eudoxie. Gld zaman st duda yukar kvrlyor, di etleri grnyordu. "yle deil mi Bazarov?" "Konforu severim," diye nemle vurgulad Sitnikov. "Ancak bu benim liberal birisi olmama engel deil!" "Yanlyorsun; bence engel!" diye atld Eudoxie. Gene de hizmetisine le yemei ve ampanya getirmesini emretti. "Siz ne dnyorsunuz Bazarov? Sanrm bana hak veriyorsunuz!" "Pek deil," dedi Bazarov. "Kimya asndan bakacak olsak bile, her zaman iin bir para et, bir lokma ekmekten stndr." "Kimya ile ilgilenir misiniz? Kimya benim tutkumdur. Hatta kendim bir tr tutkal bile icat ettim." "Tutkal m? Siz mi?" "Evet, ben. Ve ne iin, biliyor musunuz? Oyuncak bebeklerin krlan kafalarn tamir edebilmek iin. nk ben ayn zamanda pratik bir kadimindir. Fakat henz

tamamlayamadm. Daha Liebig'in eserlerine bavurmam gerekiyor. Aklma gelmiken, Moskova Gazetesi'nde Kisliakov'un kadnlarn almas hakkndaki makalesini okudunuz mu? Mutlaka okuyun! Siz de feminizmle ilgileniyorsunuz, yle deil mi? Ve tabii dier retilerle de! Ya arkadanz? O ne yapyor? Ad nedir?" Madam Koukchine sorular, cevaplarn beklemeden, ylesine ard ardna sralyordu ki; mark ocuklarn annelerine yapt gibi. Babalar ve Oullar 87 "Adm Arcade Nikolaitch Kirsanov. Hibir ile uramyorum." Eudoxie bir kahkaha patlatt; "Ne ho! Siz sigara imez misiniz?.. Victor, biliyorsunuz, size aslnda kzgnm." "Niin?" "Gene George Sand'i gklere karyormusunuz duyduuma gre. O modas gemi bir kadn, baka bir ey deil! Nasl olur da Emerson'la karlatrlr? Ne eitim, ne fizyoloji, hibir konuda bilgisi yoktur... Eminim ambriyolojinin henz adn bile duymamtr. Ambriyolojiyi bilmeden amzda nasl yaanr? Ah! Onun hakknda Ellisievitch'in hayret verici bir makalesi var! Bu beyefendi tam bir dhi! Eudoxie 'adam' yerine 'beyefendi' derdi. Bazarov, gelin yle yanma oturun. Belki bilmezsiniz, ama ben sizden pek ekinirim!" "Niin? Bilmek isterim!" "Siz tehlikeli birisiniz, ok eletirelsiniz! Ah Tanr'm! Ne komik! Sanki bir bozkrda yaayan, geri kalm bir iftlik sahibi gibi konutum. Aslnda yleyim. iftlik sahibiyim, ancak kendim ynetmiyorum. Ierofic adnda olduka ilgin bir khyam var. Kendisi Cooper'n romanndaki "Klavuz" kahramanna benziyor, ok otantik bir hli var... Ama ite burada tklp kaldm, ne dayanlmaz bir ehir! yle deil mi? Fakat ne yapmal!" "Buras da dierleri gibi bir ehir," diye soukkanl cevaplad Bazarov. "Her yerde kk narlar hkim, ite korkun olan da bu! nceleri klar Moskova'da geirirdim... Fakat imdi, benim sadk eim Bay Koukchine orada yayor. Hem sonra Moskova 88 . Turgenyev imdi;., bilmiyorum, pek eskisi gibi deil. Avrupa'ya gitmeyi dnyorum. Geen sene, neredeyse gidiyordum." "Herhalde Paris'e?" diye sordu Bazarov. "Paris ve Heidelberg'e." "Niin Heidelberg?" "Tabii ki Bunsen'in vatan olduu iin." Bazarov buna verecek cevap bulamad. "Pierre Sopojnikov... Onu tanr msnz?" "Hayr." "Daimi surette Lydie Khostatov'un yanndadr." "Onu da tanmyorum." "Ksaca bana o elik edecekti. Tanr'ya kr zgrm, ocuum yok. Ne diyorum ben, Tanr'ya kr m? Neyse pek nemi yok aslnda." Eudoxie ttnden sararm parmaklan ile bir sigara sard, ucunu emip yakt. O srada ieriye, elinde tepsiyle hizmeti kadn girdi. "Ah, ite le yemeimiz! Victor siz de ampanyay an, siz bu ite ustasnzdr!" "Evet, tabii, ustaymdr!" diye mrldand Sitnikov, yeniden ac ac glmsedi. "Burada gzel kadnlar var m?" diye sordu Bazarov, nc kadehini boaltrken. "Evet," dedi Eudoxie "fakat hepsi de botur... Bakn, benim arkadam Madam Odintsov fena deildir. Ad biraz ktye kmsa da... Aslnda bunun pek nemi yok; zgr ruhlu, ileri grl birisi deil, anlyorsunuz ya. Bizim asl deitirmemiz gereken, eitim sistemimizdir. Dnyorum da, kadnlarmz Babalar ve Oullar 89 ne kad.ar kt bir eitim alyorlar." "Ne yapsanz bo! Onlar kmsenmeyi hak ediyorlar ve ben onlar nemsemiyorum," dedi Sitnikov.

Hibir eye aldrmamak ve bunu belirtmek Sitnikov'a ok zevk verirdi, zellikle de birka ay sonra tanp, evlenecei, ancak srf doutan 'prenses' olduu iin nnde diz kecei kars Dourdoliesso gibi kadnlarla alay ederdi. "Hibir kadn bizim szlerimizden anlamaz; hibiri bizim gibi nemli adamlarn onlardan bahsetmemizi bile haketmez," diye szn srdrd. "Fakat onlarn bizim sylediklerimizi anlamaya ihtiyac yok ki!" dedi Bazarov. "Kimden bahsediyorsunuz?" diye sze katld Eudoxie. "Gzel kadnlardan." "Nasl! Demek siz de Proudhan gibi dnyorsunuz?" Bazarov kadna tepeden bir bak att: "Benim bakalarnn dncelerine ihtiyacm yok. Benim kendi fikirlerim var." "Kahrolsun btn otoriteler!" diye bard Sitnikov, kle gibi tapt adamn nnde, syledii szlerin onaylanmasndan bir cokuya kaplmt. "Fakat Macaulay bile..." diye sze balayacak oldu Madam Koukchine. "Kahrolsun Macaulay!" diye homurdand Sitnikov. "Bu aptal ve geveze kadnlar iin mi kendinizi paralyorsunuz?" "Hayr, aptal ve geveze kadnlar iin deil; fakat kadn haklarn savunmak iin kanmn son damlasna kadar savarm." "Kahrolsun!.." Sitnikov bir ara duraklad. "Fakat ben kadn 90 . Turgenyev haklarn yadsmyorum ki!" "Hayr, gryorum ki siz kesinlikle bir islavcsnz!" "Hayr! Ben islavc deilim. yleyken gene de..." "Hayr, hayr! Siz kesinlikle bir islavcsnz. Domostro'nin tarafndansnz. Elinizde bir tek krbacnz eksik!" "Krbatan iyi bir ey var mdr?" diye sze kart Bazarov. "Fakat grdnz zere son damlasna geldik..." "Neyin?" diye atld Eudoxie. "ampanyann tabiiki, ok saygdeer Audotia Nikitichna; ampanyann. Kannzn deil herhalde!" "Kadnlara saldrldnda sessiz kalamam," diye devam etti Eudoxie. "Bu korkun bir ey, korkun! Onlara saldracanz yerde, Michelet'nin 'Aka Dair' eserini okuyun. Harika bir eser! Baylar, hazr aktan laf almken, biraz ak konumaya ne dersiniz?" diye ekledi Eudoxie, kolunu divandaki burumu yasta dayayarak. Birden bire odaya bir sessizlik hkim oldu. "Hayr, niin aktan sz edelim ki?" dedi Bazarov. "Ama sras gelmiken u Madam Odintsov'dan bahsetmitiniz ya... Ad yleydi deil mi? Nasl bir kadndr?" "Nefis bir kadn, nefis!" diye atld Sitnikov. Sizinle tantrrm. Zeki, zengin, dul. Ancak kendini pek gelitirmi birisi deil; Endoxie ile daha sk grmesi gerekir. Salnza iiyorum, Endoxie kadehlerimizi birlikte tokuturalm! Tak tok tok... tin tin tin..." "Victor, siz tam bir apknsnz." le yemei uzun srd. Bir ie ampanyay ikinci, nc ve hatta drdncs takip etti. Eudoxie durmakszn ene alyordu; Sitnikov da ona cevap veriyordu. Uzun bir sre evlilik Babalar ve Oullar 91 zerine tarttlar. Bir nyarg myd yoksa bir cinayet miydi? nsanlar eit mi doarlard, kiilik nasl oluurdu? Sonunda, itii ampanyalarn etkisiyle kpkrmz kesilmi, cokunluun doruunda, akortsuz bir piyanonun tularna, geni trnakl parmaklaryla dokunmaya ve ksk sesiyle igan paralan, sonra da Seymour Schiff in "Grenade Yan Uykulu Hayaller Kuruyor" adl romansn sylemeye koyuldu. Bu arada Sitnikov bana bir earp takm, arknn szlerindeki yen a canlandryordu: "Ve dudaklarmz birlesin; uzun, yakc bir pckle..." Arcade sonunda kendini tutamad: "Baylar, buras kadnlar hamamna dnd," diye yksek sesle bard. O zamana kadar konumalara yalnzca alayc bir iki szle katlmakla yetinen Bazarov, (daha ok ampanya ile ilgileniyordu) sesli bir ekilde esnedi, ayaa kalkt ve

evin sahibinin iznini almakszn, Arcade ile birlikte dar kt. Sitnikov yerinden bir srayta kalkt, onlar sokakta yakalad. "Eee? Ne dnyorsunuz?" diye dalkavuk bir tavrla soru sorup, arkalarndan yryor, bir salarna bir sollarna geiyordu. "Sylediim gibi, deil mi? Farkl bir kadn! te bize gerekli olan kadn. Hemcinsleri arasnda yksek bir ahlk rnei." Bu srada nnden gemekte olduklar bir meyhaneyi iaret eden Bazarov: "Ya babann ilettii bu yer, o da m bir ahlk rnei?" Sitnikov'un slk alaf gibi gld duyuldu. Ailesinden utanrd. Barazov'un birden onunla senli benli konumasna sevinsin mi gcensin mi bilemedi. 92 . Turgenyev XIV Birka gn sonra valinin balosu yapld. Mathieu Ilitch bu kutlamann gerek kahramanyd; "kentteki soylularn ba", gelen her davetliye bu yksek ahsiyetin yalnzca kendisi iin geldiini duyuruyordu; Valiye gelince, o baloda kprdamadan durduu anda bile, gene de "emir verme iini" devam ettirmeye alyordu. Mathieu Ilitch'in davranlarndaki yumuaklk, ancak kendisinin bykl ile llebilirdi. Herkese kar ho grnmeye alyordu. Ancak bazlarna tepeden bakyor, bazlarna saygyla kark bir hogr sunuyor, kadnlara kar ise "gerek bir Fransz valyesini" oynuyor, bundan dolay hayli yoruluyor ve byk kiilere yarar ekilde sesli sesli glyordu. Ar-cade'n srtna dosta vurdu ve ona saygdeer bir ekilde "Benim sevgili yeenim" diye seslendi. Eskiden kalma bir kyafet giymi, gln hlde olan Bazarov'a ise tepeden bir bakt ve naziklii elden brakmadan, zar zor duyulan bir mrltyla kan u iki kelime duyulabildi: "Ben", "memnun"; Sitnikov'a bir parman uzatp, glmsemekle yetindi, ama onun karlk vermesini beklemeden kafasn baka tarafa evirdi. Davete, eteinin altna kabark etek bile giymeden, lekeli eldivenlerle ve sann tepesine bir cennet kuu kondurmu olarak gelen Madam Koukc-hine'e bile "memnun oldum" dedi. Davet olduka kalabalkt, pek ok dans eden vard. Askerler azmsanamayacak saydayd. Sivillerin ou duvarlar boyunca yerlemiti, fakat askerler coku ile dansediyorlard. zellikle aralarndan bir tanesi, Paris'te alt hafta kalm ve dansta sylenen tm lflar renmiti. Babalar ve Oullar 93 rendii bu szleri gerek bir Parisli kibarlyla sylyor, "Si j'avais" yerine 'si J'aurais"; "phesiz" anlamnda "absolument" diyor, ksaca eski Rusa ile Franszca karm kullanyordu. Arcade, kt dans ediyordu. Bazarov ise her zamanki gibi hi dansetmiyordu. kisi de bir keye ekilmilerdi. Sitnikov yanlarna geldi. Her eyi ho gryormu gibi yznde alayc bir ifade vard, ineli szler savuruyor, kstah baklarla etrafa bakyor, ama gene de bu elenceden ok zevk alyor gibiydi. Fakat birden yz deiti, Arcade'a dnd ve utana skla: "Madam, ite Odintsov." Arcade gzlerini kaldrd. Siyah bir elbise giyinmi, uzun boylu bir kadn salonun giriinde duruyordu. Kadnn marur hli onu ok etkiledi. plak kollar vcudunun iki yannda zarif bir biimde duruyordu. Omuzlarn okarcasna sarkan, kpe iekleriyle bezenmi, prl prl salar ile ok gzel bir kadnd; ak renk gzlerinde sakin ve zeki bir anlatm vard -evet, sakin ancak hayallerden ok uzak deil- dudaklarna belli belirsiz bir gl kondurmutu. Yznden etrafa sanki efkatli, yumuak bir kuvvet yaylyordu. "Onu tanyor musun?" diye sordu Arcade Sitnikov'a. "Olduka yakndan. Sizinle tantrmam ister misiniz?" "yi olur... kadrilden hemen sonra." Bazarov da Madam Odintsov'u farketmiti: "Kimdir bu kadn? Dierlerine pek benzemiyor." Kadril sona erince, Sitnikov Arcade' Madam Odintsov'un yanna gtrd; fakat kadnla 'samimiyeti' biraz tartlrd:

Syleyecei szleri birbirine kartryor, kadn da ona arm bir ifade ile bakyordu. Gene de Arcade'n soyadn du94 . Turgenyev yunca yznde bir itenlik belirdi. Hemen Nicolas Petrovitch'in olu olup olmadn sordu. "Kesinlikle doru bildiniz." "Babanz iki kez grdm ve hakknda hep iyi szler duydum, sizinle tanmaktan ok mutluyum." Bu srada, gkten der gibi yanlarnda bir yaver belirdi ve kadn dansa kaldrmak istedi. O da kabul etti. "Dans eder misiniz?" diye saygl bir ekilde sordu Arcade. "Evet. Niin, benim dansedemeyeceimi mi dndnz? ok mu yal grnyorum?" "Nasl byle dnrsnz? Fakat o hlde izin verin de birlikte mazurka yapalm." Madam Odintsov'n yznde balayc, hafif bir glmseme belirdi. "Tabii ki isterim," dedi ve Arcade'a bir ablann toy erkek kardeine bakt gibi bakt. Madam Odintsov aslnda Arcade'dan pek yal saylmazd; Yirmidokuz yandayd, fakat Arcade kendini onun yannda bir renciymi gibi hissetmiti, sanki aralarnda daha byk bir ya fark varmcasna. Bu srada Mathieu Ilitch onu ven, martan szlerle, byklk gsteren bir tavrla yaklat. Arcade bir kenara ekilerek, kadn incelemeye devam etti: Kadril boyunca da kadna bakt durdu. Gen kadn kavalyesiyle de, Valiyle konutuu gibi rahat, serbest konuuyor; ban, gzlerini sakin bir yumuaklkla eviriyor, glmsyordu. Btn Rus kadnlar gibi burnu birazck iriydi, teni de mkemmel saylmazd; gene de Arcade mr boyunca bu kadar ho bir kadnla karlamadn dnyordu. Babalar ve Oullar 95 Ses tonu kulaa pek ho geliyordu: elbisesinin plileri bile dier kadnlarnkinden ho grnyordu; hareketleri farkedilir derecede uyumlu ve doald. Arcade mazurka ilk duyulup, kadnn nnde diz kmeye gittiinde pek ekingenlik duymad, denilemez. Konuacak bir kelime bulamyor, salarn kartrp duruyordu. Neyse bu ekingen hli uzun srmedi; Madam Odintsov'un sakinlii ona da gemiti. Onbe dakikann iinde ona babasndan, amcasndan, Petersbourg'daki ve kydeki yaantsndan bahsetmiti bile. Madam Odintsov onu sevecen, ilgili bir tavrla dinliyordu. Arcade kadn dansa davet edenler olduka szn kesmek zorunda kalyordu; Sitnikov zellikle iki kez kadn dansa kaldrd. Danstan sonra kadn gene geliyor, yerine oturuyor, eline yelpazesini alyor; daha soluk almadan, Arcade yeniden onun yannda olmann verdii mutlulukla kadnn gzlerine, gzel alnna, sevimli, zeki yzne bakarak anlatmasn srdryordu. Kadn pek konumuyordu, ancak szlerinden hayat bildii anlalyordu; birka gzlemi Arcade'a kadnn bandan uzun bir ak hikyesi getiini dndrtt. "Bay Sitnikov sizi yanma getirdiinde, yannzda duran bey kimdi?" diye sordu. "Farkettiniz demek! ok sevimli bir yz var, deil mi? ismi Bazarov'dur, benim en yakn dostlarmdandr." Arcade dostunu anlatmaya koyuldu. Ondan yle detayl ve cokulu bahsediyordu ki, Madam Odintsov yzn ona dnp dikkatle dinledi. Bu srada mazurka da son bulmutu. Arcade kadndan ayrlacana zld, onunla dolu dolu ok harika bir saat geirmiti! Btn bu zaman boyunca, sanki kadn ona bir 96 . Turgenyev nevi hogr gstermi, bu yzden kadna minnet duymutu... Genlerin byle hissetmesi doald. Mzik bitti. "Teekkrler," dedi ayaa kalkarken Madam Odintsov. "Beni ziyaret edeceinizi sylemitiniz ya, o zaman arkadanz da getirirsiniz. Hibir eye inanmama cesareti gsteren bir adamla tanmak ok ilgimi eker. Vali Madam Odintsov'a

yaklap, akam yemeinin hazr olduunu syledi ve kadn koluna takp, uzaklat. Kadn Arcade'a dnp son bir kez bayla selmlayp glmsedi. Arcade yerlere kadar eilip, gzleriyle onun gidiini izledi, o ipek siyah gece elbisesinin iinde ne kadar muhteem bir grnts vard! "Herhalde benim varlm tamamiyle unutmutur" diye dnerek iin iin zld, kaderine boyun edi. "Eee, nasl geti bakalm?" diye sordu Bazarov, Arcade yanna gelince. "yi elendin mi bari? Demin bir bey bana onun 'ne yaman' bir kadn olduundan bahsediyordu; adamn pek de akll bir hli yoktu geri. Ya sen ne dnyorsun? Gerekten de yle 'yaman' kadn m?" "Bununla ne demek istiyorsun, anlayamadm." "Ne kadar safsn!" "Senin o bahsettiin beyin ne demek istediini, pek anlayamadm, diyorum. Madam Odintsov tartmasz ok ho bir kadn, fakat davranlar ylesine ciddi ve souk ki..." "Yere bakan yrek yakan!.. Souk diyorsun. Soukluun da kendisine has bir ekicilii vardr. Dondurmay seversin, yle deil mi?" "Eh, yle saylr," diye mrldand Arcade 'Bu konuyu pek Babalar ve Oullar 97 dnmedim. Seninle tanmay, birlikte onu ziyaret etmemizi istedi. "Kimbilir beni ona nasl anlattn? Olsun, iyi etmisin. Peki, o hlde gideriz. ster yalnzca 'bir tara kaplan', ister Koukchi-ne'in dedii gibi 'yz gz alm' bir kadn olsun; beni ilgilendirmiyor. O ne omuzlar yle! Uzun zamandr byle gzelini grmemitim." Bazarov'un bu edepsizce szleri Arcade' ok etkiledi, fakat her zamanki gibi susup, bunu ona sylememeyi yeledi. "Neden kadnlarn dnce zgrlne sayg gstermiyor-sun?" diye yarm azla sordu. "Dostum, nk benim gzlemlerime gre zgrce dnen kadnlar, yalnzca pek irkin olanlardr." Konumalar bylece sona erdi. ki gen yemek bitene kadar orada kaldlar. Madam Koukchine onlar sinirli, neredeyse dmanca bir tavrla uurlad, nlerinde yle bir eildi. kisinin de balo boyunca kendisiyle ilgilenmemesi kadn derinden yaralamt. Balodan en son ayrlan da o oldu; sabahn drdnde Sitnikov'la Paris modasna gre polka-mazurka yapyordu. te bu ekilde de Valinin balosu sona ermiti. XV "Bakalm bu kadn hangi memeliler snfna giriyor, greceiz. Ertesi gn Bazarov, Madam Odintsov'un kald otelin merdivenlerinden karken, "Hakknda pek iyi eyler sezmiyorum." 98 . Turgenyev "Beni gerekten artyorsun!" diye bard Arcade. Nasl ' olur! Bazarov, sen ki hep bu tr dncelere karsndr..." "Ne kadar komiksin!" diye szn kesti Bazarov. "Bizim szlmzde 'iyi olmayan ey' iyi' demek deil midir? Yani kadnda i var, demek istiyorum. Onun kt bir evlilik yaptndan bahseden sen deil miydin? Oysa benim dnceme gre yal bir zenginle evlenmenin hi de kt bir yan yok; aksine bence bu onun saduyu sahibi olduunu gsterir. ehirdeki dedikodulara inanmyorum, fakat biliyorum ki 'Ate olmayan yerden duman kmaz." Arcade hibir ey demeden dairenin kapsn ald. Kapy zel kyafeti iinde, gen bir hizmeti at ve iki arkada btn Rus otellerindeki gibi kt denmi, ancak ieklerle bezenmi byk bir odaya ald. Biraz sonra Madam Odintsov olduka sade giyinmi bir ekilde odaya geldi. lkbahar gneinde, daha da gen duruyordu. Arcade onu Bazarov'la tantrd. aknlkla arkadann kadnn karsnda ekingenlik duyduunu farketti, oysa ki Madam Odintsov bir nceki gecedeki gibi sakinliini korumaktayd. Bazarov da kendi ekingenliini farke-dip, rahatszlk duydu. "Hey ne oluyoruz! Bir kadndan m korkuyorsun imdi de!" diye dnd kendi kendine ve Sitni-kov'dan aa kalmayan yapmack

bir rahatlkla kendini bir koltua brakt. Sesine ilgisiz bir hava vermiti, Madam Odintsov da prltl gzlerini ondan ayrmakszn onu inceliyordu. Anne Sergueevna Odintsov, olduka yakkl bir adam ve tannm bir kumarbaz olan Serge Nikolaevitch Loktiev'in kzyd. Babas Petersbourg ve Moskova'da onbe sene grltl bir hayat yaadktan sonra, bir oyunda tm servetini yitirmi ve Babalar ve Oullar 99 kye yerlemek zorunda kalmt. ok gemeden de, o zaman henz oniki yanda olan Katherine'e ve yirmi yandaki Anne'a ok kk bir servet brakarak lmt. Btn servetini yitirmi, soylu bir aileden gelen annelerini ise daha nce, Petersbo-urg'da babalarnn o ihtiaml zamanlarnda yitirmilerdi. Babalarnn lmnden sonra Anne zor duruma dmt. Petersbo-urg'da ald parlak eitim, onu evin ykn tamaya, ev ii yapmaya, ku umaz kervan gemez bir kyde, kapal bir yaam srdrmeye hazrlamamt. evresinde kimseyi tanmyordu; danabilecei, yardm isteyebilecei kimse yoktu. Babas komuluk ilikilerinden titizlikle kanrd; onlar kmserdi, komular da onu. Her iki tarafn da kendince hakl sebepleri vard. Buna ramen Anne soukkanlln kaybetmedi ve teyzesi Prenses Audotia Stepanouha'ya bir mektup yazarak, yanlarna gelmesini rica etti. Yal, hrn ve her eye tepeden bakan bu kadn geldi ve evin en gzel odasna yerleti. Sabahtan akama dek hep homurdanr, yannda sadk klesi olmakszn baheye bile kmazd. Klesi de, zerinde eski, lekeli bir uak kyafeti, kolunda mavi pazubent, banda ke apkas ile dolaan bir adamd. Anne sabrla teyzesinin tm kaprislerine katlanyor, kzkardeinin eitimi ile urayordu. mrnn sonuna dek de bu ekilde yaayacak gibiydi... Fakat kader ona baka bir yn verdi. Bir gn Odintsov adnda olduka zengin bir adam onu farketti. Adam krkalt yanda, hastalk hastas, iman, hrn tabiatl, biraz aptal tipli biriydi, ancak kesinlikle iyi yrekliydi. te bu adam ona k olmu ve evlenmek istemiti. O da kars olmay kabul etmiti,, alt yl birlikte oldular ve lrken karsna btn mirasn brakt. Onun lmnden 100 . Turgenyev sonra, Anne Sergueievna neredeyse bir sene hibir yere kmamt. Daha sonra kzkardeiyle yurt dna gitmi, fakat Almanya'dan teye gemeden abucak sklm ve sevgili kasabasna geri dnmt. Orada ok gzel denmi, muhteem bir evde oturuyordu. Evin, seralar da olan byk bir bahesi vard. Merhum Odint-sov sevgili karsnn hibir isteine itiraz etmemi, elinden geleni esirgememiti. Anne Sergueievna ehre pek nadir inerdi, o da yalnzca ileri iin ve hemen dnerdi. Kasabada kendisini pek sevmezlerdi. Odintsov'la evlilii hakknda trl hikyeler uydurmulard. Babasnn dolandrclklarna yardm ettiini, yurt dna sebepsiz yere gitmediini, bunun kt sonulan rtbas etmek iin gerektiini ve daha neler neler... anlatrlard. "Ne demek istediimi anlyorsunuz deil mi?" diye fkeyle eklerlerdi bu hikyeleri anlatanlar. "Felein emberinden gemi," diye bahsedilirdi, kyde nkteleriyle tannan birisi de: "O eytana bile pabucunu ters giydirir," derdi. Btn bu sylentiler kadnn kulana gelirdi, ama o bunlar pek nemsemezdi. Bamsz, olduka gl bir kiilii vard. Koltuuna oturmu, arkasna hafife yaslanm, ellerini st ste koymu, Madam Odintsov Bazarov'u ylece dinliyordu. Bazaov her zamankinin aksine fazla konuuyor ve bu da Arca-de' artyordu. Gzle grnr ekilde kadnn ilgisini ekmeye alyordu. Arcade Bazarov'un amacna ulap ulamadn pek anlayamamt. nk kadnn yznden ne hissettiini anlamak hayli zordu. Bu yz hep ayn hogrl ve nazik ifadesi ile duygularn saklyor gibiydi. Gzel gzleri, merakla ancak, sakin sakin ldamaktayd. Bazarov'un abartl tavrlar kadnn Babalar ve Oullar 101 zerinde ilk anlarda pek ho olmayan bir etki brakmt, fakat kadn bunu onun kendisinden ekinmesine vermi ve bu da houna gitmiti. Kadn en fazla iten zellik, basitlikti. Ve kimes Bazarov'u 'basit' olarak nitelendiremezdi*

Arcade o gn daha birok eye aracakt. Madam Odintsov ile Bazarov'un tartacaklarn dnyordu. Kadn da "hibir eye inanmama cesareti gsteren" bu adamla konumaya istekli grnyordu, ama Bazarov nedense tp, botanik, otlarla tedavi zerinde durdu. Madam Odintsov, kasabadaki yalnz yaantsnda pek vaktini harcama benzemiyordu. Birok iyi eser okumutu, Rusa'y da olduka dzgn konuuyordu. Kadn konuyu mzie getirdi, fakat Bazarov'un sanata inanmad sonucuna vararak, gnlszce botanik konusuna dnd. Oysa Arcade gncel melodilerin anlamn tartmaktan olduka honuttu. Madam Odintsov, gene ona bir erkek karde muamelesi yapyordu; grne gre kadn yalnzcca onun iyiliinden ve genliin verdii sadeliinden holanyordu, o kadar. Bazarov ile kadn neredeyse saat boyunca deiik konulardan cokuyla konumaya devam ettiler. Nihayet iki gen kalktlar ve vedalatlar. Anne Sergueievna onlara dosta bakt, beyaz, gzel elini uzatt, ksa bir an dndkten sonra, yznde hafif bir glmseme ile: "Eer sklmazsanz baylar, beni Nikolskoie'ye ziyarete gelin!" dedi. "Anne Sergueievna, bu benim iin ok byk bir zevk olacaktr!" diye hemen atld Arcade. "Ya siz, bay Bazarov?" Bazarov yalnzca kadnn nnde eilmekle yetindi. Arcade 102 . Turgenyev arkadann kzardn grnce iyice ard. Sokaa ktklarnda: "Eee? Hl onun ne yaman' bir kadn olduunu mu dnyorsun?" "Bunu henz bilemem. Ama tam bir buz paras!" dedi Bazarov. Ksa bir sessizlikten sonra ekledi: "O bir des, bir kralie. Arkasnda uzun kuyruu, banda da tac eksik!" "Bizim deslerimiz Rusa'y onunkadar iyi konumuyorlar ama!" dedi Arcade. "O felein emberinden gemi birisi. Bizim yediimiz ekmekten o da yemi!" "Bu onun mkemmel bir kadn olmasna engel deil!" dedi Arcade. "O ne grkemli vcut! Onu hemen bir anatomi dersine almal," diye devam etti Bazarov. "Tanr akna keser misin Eugene! izmeyi ayorsun!" "Pekl! Pekl! Ltfen sinirlenme, yufka yrekli kardeim. nkr etmiyorum kesinlikle, birinci snf bir kadn. Onu ziyarete gitmeliyiz!" "Ne zaman?" "Neden hemen br gn olmasn? Burada yaplacak bir ey yok ki! Koukchine'le ampanya imek dnda! Pek deerli akraban, o yksek ahsiyetli, liberal beyefendinin sylevlerini mi dinleyeceiz? Hemen kaalm buradan. Hem sonra, babamn iftlii de oraya yakn. Nikolskoe yolumuzun st." "Evet." Babalar ve Oullar 103 "Mkemmel! Babo dolap durmayalm! Yalnzca aptallar veya ok aklllar babo dolarlar. Sana yeniden syleyeyim, kadnda muhteem bir vcut var!" Ertesi gn iki arkada Nikolskoie'e doru yola ktlar. Gneli, fazla scak olmayan bir gnd. Kk posta arabasna koulu atlar, karnlar tok olduundan evik, uyumlu admlarla arabay ekiyorlar; saak saak, rgl kuyruklarn hafife sallyorlard. Arcade gzlerini yola dikmi, sebebini bilmeksizin glmsyordu. "Beni kutlasana!" diye birden bard Bazarov. "Bugn 22 Haziran, benim isim gnm. Bu sene bananeler getirecek, greceiz. Aslnda beni bugn evde bekliyorlardr," diye alak sesle ekledi. "Aman! ne yapalm, beklesinler! Mhim deil!" XVI Anne Sergueevna'nn iftlii geni bir tepenin zerine yerlemiti; yumuak rampal, sar ta duvarl, yeil atl, beyaz stuflu bir kiliseden az uzakta yer alyordu. Ana kapnn zerinde, 'sa'nn diriliini' canlandran talyan tarz bir fresk vard. Bu resimde zellikle dikkati eken n plndaki, banda ortaa kask

tayan bir savann yuvarlak hatlaryd. Kilisenin arkasnda, boylu boyunca, iki sra hlindeki saman atl evlerin bacalar grnyordu. Kadnn evi de kilise mimarisinde ina edilmiti, bu stil Ruslarca "Ale-xandrin" sitili olarak bilinir. Tpk kilise gibi, sar badanal, yeil atl, beyaz stunlu bir evdi. Kapnn stn bir arma ssl104 . Turgenyev yordu. Her iki bina da, il mimarna, gnn modas olan aptalca ve sama yeniliklere hi tahamml olmayan merhum Odintsov tarafndan yaptrtlmt. Olduka eski bahenin, karamsar bir hava yaratan aalar evi iki yandan kuatmt: bir sra budanm gknar aalar evin giriine kadar devam ediyordu. Bizim iki arkada, iki iri yan hizmetkr tarafndan sofada karland; bir tanesi bahademeye haber vermeye gitti. iman bahademe, siyah kyafetleriyle hemen orada belirdi ve onlara kendisini takip etmelerini syledi. Halyla kapl merdivenlerden kp; iki yatak ve bir tuvalet masas bulunan; kendilerine ayrlm odaya geldiler. Bu ev, kesinlikle bir dzen abidesiydi. Her yer tertemizdi, insan kendini bakanlk odasnda gibi hissediyordu burada. "Anne Sergueievna yarm saat sonra sizinle salonda grecek. Beylerin herhangi bir emirleri var myd?" diye sordu bahademe. "Emir yok, emir yok, saygdeer dostum," diye cevaplad Bazarov. "Yalnz bir kk bardak votka ikram etmek isterseniz, itirazmz olmaz." "Tabii baym," dedi bahademe biraz arm olarak. izmelerini gcrdata gcrdata odadan kt. "Ne gsteri," diye sylendi Bazarov. "Sanrm kullanlmas gereken kelime buydu. Kesinlikle tam deslere yakr bir yaam!" "Ne des ama! Henz tant bizim gibi iki pheli aristokrat (!) evine davet etti," diye cevaplad Arcade. "Hele beni; gelecein doktoru, bir doktorun olu, papaz Babalar ve Oullar 105 yardmcsnn torunu olan beni... Sen benim papaz yardmcsnn torunu olduumu biliyor muydun?" Ksa bir an sustuktan soma dudaklarn bkerek devam etti: "Tpk Speranski gibi. Fakat gene de kadn kendini hibir eyden yoksun brakmam, yce bir kadn... Sence frak m giyinmeliydik?" Arcade cevaplamak yerine omuzlarn kaldrmakla yetindi... in iin ekindiini hissediyordu. Yarm saat sonra Arcade ve Bazarov salona getiler. Buras yksek tavanl, geni, ancak zel bir zevkle denmi, gsterili ' bir odayd. Ar ve pahal sandalyeler resmi bir sra hlinde, zerinde yaldzl ssler bulunan kahverengi ktla kapl duvarlar boyunca dizilmilerdi. Merhum Odintsov onlar arap ticareti yapan bir arkada vastasyla Moskova'dan getirtmiti. Alverilerini hep ona grdrrd. Ortadaki divann stnde asl duran portredeki sarn, gbekli adam yeni gelen genlere, sanki pek honut olmayan bir bakla bakyordu. "Bu o olmal," diye fsldad Bazarov Arcade'e yzn buruturarak, "Buradan kasak m?" diye sordu. Fakat tam bu esnada, odaya ev sahibesi girdi. zerinde ince desenli bir elbise vard; kulann arkasna att dmdz taral salar przsz, zinde yzne bir gen kz ifadesi veriyordu. "Sznz tuttuunuz iin size ok teekkr ederim," diye hemen sze balad. "Birka gn burada kaln; sizi temin ederim sklmazsnz. Sizi kzkardeimle tantrrm, ok iyi piyano alar. Bu sizin iin ok nemli deil sanrm, Bay Bazarov; fakat Bay Kirsanov, siz sanyorum mzii seviyorsunuz; kz-kardeim dnda bir de yal teyzem var. Arada srada da bir 106 . Turgenyev komumuz kt oynamaya gelir: te bizim btn evremiz bundan ibaret. sterseniz oturalm." Madam Odintsov btn bu konumay olduka seri. sanki ezberlemi gibi bir rpda yapvermiti. Sonra Arcade'a dnd. Kendi annesinin, Arcade'm annesinin

yakn arkada olduunu anlatt. Arcade annesinden sevgiyle sz etmeye koyuldu; bu srada Bazarov albmlere gz atmakla meguld. "Ne kadar da uslanmm," diye kendi kendine dnyordu. Mavi tasmal, gzel bir taz koarak odaya girdi; peneleriyle salonun demesine vurarak ses kard. Peinden de siyah sal, esmer, onsekiz yalarnda bir gen kz ieri girdi. Yuvarlaka gzel bir yz; kck kara gzleri vard. Koluna iek dolu bir sepet takmt. "te benim tatl Katia'm da geldi," dedi Madam Odintsov. Katia hafife nlerinde eildi, sonra hemen ablasnn yannda yer alarak sepetteki iekleri ayklamaya koyuldu. 'Fifi, diye ardklar taz ise kuyruunu sallayarak ziyaretilerin yanma yaklat, souk burnu ile onlarn ellerini koklad. "Btn hepsini sen mi topladn?" diye sordu Madam Odintsov. "Evet," diye cevaplad Katia. "Teyzem ay imeye gelecek mi?" "Evet." Katia konuurken, ayn zamanda ho bir biimde glms1 yordu. ine kapal, namuslu, ciddi, ama ayn zamanda ok neeli bir hli vard; yeni gelenleri aadan yukar szerken. Her haliyle taptaze, gepegenti; sesi, hafifse ayva tyl yz, bembeyaz avu ileriyle pembe tombul elleri, hafife bzlm Babalar ve Oullar 107 omuzlar... Hepsi onun krpeliini belirtiyordu... Durmakszn kzaryor, hzl hzl nefes alp veriyordu. Madam Odintsov Ba-zarov'a dnd: "O elinizdeki resimlere nezaketen bakyorsunuz, Eugene Vassilitch, aslnda sizi ilgilendirmiyorlar. yisi mi gelin, yle yanma oturun da bir tartma konusu bulalm." Bazarov syleneni yerine getirdi: "Hangi konuda tartmak istersiniz?" diye sordu. "Siz hangisini isterseniz. Tartmay sevdiim konusunda sizi nceden uyarmalym." "Siz mi?" "Evet. Niye ardnz?" "nk grdm kadaryla sakin, soukkanl bir kiilie sahipsiniz. Oysa tartmak, biraz da heyecan ister." "Bu kadar ksa zamanda beni tandnz m sylyorsunuz? ncelikle ok sabrsz ve dik kafalymdr; bunu Katia'ya da sorabilirsiniz. Hem sonra ok kolay heyecanlanrm." Bazarov kadna bakt: "Siz yle diyorsanz yledir. O hlde, tartmak m istiyorsunuz? Emrinizdeyim. Demin albmnzdeki svire Sakson-yas'nn manzaralarna bakyordum ve siz bunlarn beni ilgilendirmeyeceini sylediniz. nk benim sanatsal anlaytan yoksun olduumu dnyorsunuz, bu doru. Fakat ben bu manzara resimlerine jeolojik adan, rnein dalarn oluumu asndan da bakyor olabilirim." "zr dilerim, ancak bir jeolog olarak bir resimden ok, bu konuda yazlm zel bir esere ihtiyacnz var." "Bir resim, bir kitabn bana on sayfada anlatacan yalnz108 . Turgenyev ca bir bakla da anlamam salayabilir." Anne Sergueevna verecek cevap bulamad. "Yani siz imdi diyorsunuz ki; sizde en ufak bir sanatsal duygu yok?" dedi masaya dayanarak, bylece yzn Baza-rov'a daha yaklatrm oluyordu. "Fakat sanattan nasl vazgeilebilir?" "Sanatn neye yaradn rica etsem bana anlatabilir misin?" "Tabii ki insanlar anlamaya ve onlar eitmeye. Bu da bir eydir." Bazarov alayla gld: "ncelikle bunu anlamak iin yaam deneyimi var; ikincisi ise insanlar ayr ayr tanmlamann vakit kaybetmekten ibaret olduunu size anlataym: Btn insan vcutlar da, ruhlar da birbirinin ayndr. Hepimizin bir beyni, kalbi, dala, ayn biimde cierleri vardr ve insanlarn ahlk deerleri olarak adlandrlan zellikleri de hepimizde ayndr; ayrntlar bizi ilgilendirmiyor. Yalnzca bir

insan incelemek, dierlerinin nasl olduunu anlamamza yeter. nsanlar ormandaki aalar gibidir. Hibir botaniki kayn aalarn tek tek incelemekle vakit kaybetmez." ieklerini tek tek sepetten karmakta olan Katia akn akn Bazaov'a bakt. Bazarov da kendisine aniden bir bak atnca utantan kulaklarna dek kzard. Anne Sergueevna ban sallad: "Bir ormann aalan ha!" diye tekrarlad. "O hlde sizin grnze gre aptalla akll, iyilikle kt arasnda da herhangi bir fark yok!" "Tabii ki var; yle aklayaym. Tpk ayn salkl ve hasBabalar ve Oullar 109 ta adam arasndaki fark gibi. Veremli birinin cierleriyle salkl birininkiler ayn deildir, her ne kadar ayn ekle sahip olsalar da. Fiziksel rahatszlarn neden olutuunu aa yukar biliyoruz; ahlaksal bozukluklar ise; kt eitim, ocukluktan beri beyinlere ilenen samalklardan, tek kelime ile toplumun utan verici durumundan kaynaklanyor. Toplumu dzeltin; btn rahatszlklar ortadan kalkar." Bazarov btn bu nutku: "Bana inann ya da inanmayn, hi farketmez," trnde bir tavrla, sylemiti. Uzun parmaklar ile favorilerini dzeltiyor, bir yandan da her taraf inceliyordu. "Toplum bir kez dzelince, bir daha hi, kt, aptal insanlar olmayacak m yani?" "Eer toplum doru bir ekilde yaplanrsa, arada kan ktlerin ve aptallarn nemi olmayacaktr, diye dnyorum." "Evet, anlyorum: Herkes sizin dediiniz gibi ayn dalaa sahip olacak." "Kesinlikle yle, madam." Madam Odintsov Arcade'a dnd. "Ya siz neler dnyorsunuz, Arcade Nikolaievitch?" "Ben de Eugene gibi dnyorum." Katia ona kaamak bir bak att. "Beni artyorsunuz baylar; ancak dilerseniz tartmanza bir sre ara verelim. u an teyzem ay imeye geliyor, ayak seslerini duyuyorum. Onu rahatsz etmeyelim." Anne Sergueevna'nn teyzesi o srada ieri girdi. Bu, ufak tefek zayf, avu ii kadar yz olan bir kadnd. Durgun gzleri, beyaz topuzunun altnda ktlkle bakyorlard. Bayla oradakileri hafife, belli belirsiz selmlad ve baka kimsenin kulno . Turgenyev lanmasma izin vermedii geni kadife koltuuna yerleti. Katia onun ayaklarnn altna kk bir sehpa yerletirdi. Yal kadn, ona, ne szleriyle ne de bakyla teekkr etti. ncecik vcudunun neredeyse her yann rten sar alnn altndan ellerini kprdatp duruyordu. Prenses sar rengi pek severdi; balnn stnde de parlak sar renkte kurdeleler vard. "Rahat uyudunuz mu teyzeciim?" diye sesini ykselterek sordu Madam Odintsov. "Gene mi bu kpek!" diye homurdand yal kadn. Fifi kendisine doru bir iki adm atnca: "Hot, hot, dar," diye bard. Katia Fifi'yi yanna ard, darya kmas iin kapy at. Gezmeye gtrldn sanan zavall hayvan, neeyle darya frlad, ama kapnn ardnda yalnz kalnca, yalvarr gibi ince sesler kararak havlamaya ve kapy trmalamaya balad. Teyzenin kalar atlmt. Katia hayvan sakinletirmek iin darya kyordu ki: "ay hazrlam olmal! Haydi baylar, teyzeciim, buyrun ay imeye gidelim." Prenses koltuunda doruldu, bir ey sylemeksizin en nde odadan kt. Dierleri de onun peinden yemek odasna geldiler. Uak elbisesi giyinmi bir Kazak genci, hemen masann kenarndaki, yastklarla kapl, prensese ait zel koltuu ekti, prenses bu koltua oturdu. Katia armalarla ssl zel bardaa ay doldurup, ilk nce ona ikram etti. Yal kadn ayna bal koydu -nk ay ekerle imeyi- eve kuru yardm olmasa da -grgszlk sayard- sonra birden ksk bir sesle:

"Prens Ivan mektubunda ne yazm?" diye sordu. Babalar ve Oullar I I Kimse cevap vermedi. Bazarov ve Arcade ne kadar saygyla davranlsa da, ona nem verilmediini anlamakta gecikmediler. Onu, prenses soyundan geldiinden, insanlar zerinde iyi bir etki brakmak iin yanlarnda barndryorlar' diye dnd Bazarov. aydan sonra Anna Serguei'evna bir yry yapmalarn nerdi; fakat inceden bir yamur yamaya balad ve yal prenses dnda herkes salona geri dnd. Onlarla iskambil kd oynayan komular, Porphyre Platonytch da kageldi. Olduka kilolu, ak sal, ksa bacakl bu adam, ok kibar ve neeli birisiydi. zellikle Bazarov ile konuan Anne Serguei'evna onlarla eski moda bir parti 'preferans' oynamak isteyip istemediklerini sordu. "Dikkatli olun!" diye uyard Anne Sergueevna 'Porhyre Platonych ve ben, sizi kesinlikle yeneriz. Katia, sen de Arcade Nikolaievitch'e piyanoda bir eyler alver, o mzii sever. Hem biz de bir yandan dinleriz." Katia herhangi bir istek belirtisi gstermeksizin piyanoya yneldi; Arcade da onun peinden. Mzii gerekten sevdii hlde, isteksizdi. Madem Odintsov'un kendisinden skldn dnyordu. Kalbinin ortasnda karmak dncelerini paralayan bir ac duymutu ve o da btn genler gibi, bunu aka yormutu. Katia piyanonun kapan kaldrd ve Arcade'a bakmakszn yarm azla: "Ne almam isterdiniz?" diye sordu. "Siz neyi isterseniz," diye ilgisizce cevaplad Arcade. "Hangi tr mzikten holanrsnz?" diye steledi kz; piyanonun nnde ayakta duruyordu. 112 . Turgenyev "Klsik mzikten," diye ayn ilgisizlikle cevaplad Arcade. "Mozart sever misiniz?" "Evet." Katia mzik dosyasndan Mozart'n Do Minr 'Sonate Fan-tasie'sini kard. Biraz duygusuz, sert ifadesine ramen ok iyi alyordu. Gzlerini notaya dikmi, dilerini skm; ban kprdatmyor, dimdik duruyordu. Yalnzca sonatn sonlarna doru yzn hafife oynatt ve kk bir bukle kann stne dkld. Sonatn zellikle bu son ksm, Arcade' etkilemiti; yle ki cokun neeli, hibir eyi umursamayan bir sevin melodisinin ortasnda birden ac, ruhu paralarcasna ykselen bir hzn dalgas yaylyordu! Fakat Mozart'n onda uyard bu duygular Katia'ya ynelik deildi. Ona bakp yalnzca; "Bu kz hi de fena piyano almyor; iyi birisine de benziyor," diye dnmt. Sonat bitince, Katia "Yeterli mi?" diye ellerini tulardan ekmeden sordu. Arcade onu daha fazla yormak istemediini syledi ve Mozart'tan konumaya balad. Bu sonat kendi isteiyle mi yoksa birinin tavsiyesi zerine mi rendiini sordu. Fakat Katia ona ok ksa cevaplar veriyordu; iine kapank birisiydi, kendini ele vermekten holanmyor gibiydi. ine kapand zamanlar, kolay kolay yzeye kmazd. Byle anlarda yz bile inat, donuk bir ifade alrd. Aslnda pek ekingen saylmazd, ancak insanlara gveni yoktu ve kesinlikle bu gvensizlik kendisine, onu yetitiren ablas tarafndan alanmt. Sonunda Arcade onunla konumaktan vazgeip, odaya gelen Fi-fi'yi yanna ard, ban tatllkla okamaya balad. Katia ise yeniden iekleri karmaya koyuldu. Babalar ve Oullar 113 Bazarov bu arada el stne el kaybediyordu. Anne Sergueevna iskambil oyununda ustayd. Porphyre Platonych de kendisini iyi savunuyordu. Bazarov belki fazla bir ey kaybetmemiti, ancak yenilgiden holanmazd. Akam yemeinde Anne Sergueevna konuyu gene botanie getirdi. "Yarn sabah yrye kmaya ne dersiniz?" diye neride bulundu. "ieklerin Ltince isimlerini ve zelliklerini renmek istiyorum." "Ltince isimlerini bilmeniz ne iinize yarar ki?" "Her zaman, her eyi kendi dzeni iinde bilmek yararldr."

"Ne muhteem kadn u Anne Sergueevna!" diye heyecanla bard Arcade; iki arkada kendilerine ayrlm odada baba-a kaldklarnda. "Evet! Kesinlikle gzel ve akll bir kadn! Ama kesinlikle bu tr kadnlarn sonuncusu deil!" "Bunu ne anlamda sylyorsun, Eugene?" "yi anlamda dostum. yi anlamda! Eminim bu kadnn baka harika zellikleri de var. Ancak asl muhteem olan o deil, kzkardei!" "Nasl? O kk esmer ey mi?" "Evet. O kk esmer ey! O el dememi, taze, rkek, sessiz ve dahas... te asl ilgilenilmesi gereken de o. Onun dnceleri henz ekillenmemi. Oysa ki ablas eski yollulardan..." Arcade Bazarov'a cevap vermedi. kisi de kendi lemlerinde, yataklarna uzandlar. Anne Sergueevna da o gece davetlilerini dnyordu. Bazarov, ilgisizlii ve kat yarglaryla, houna gidiyordu. O im114 . Turgenyev diye kadar hi karlamad yepyeni birisiydi ve kadn onu daha yakndan tanmak iin sabrszlanyordu. Anne Sergue-evna ok ilgin yaradll birisiydi. Hibir nyargs, hibir kuvvetli inanc olmayan bu kadn, ayn zamanda kendi dncelerinden de vazgemez, kendisini hibir dnceye kaptrmazd. Birok ey hakknda kesin grleri vard, pek ok ey ilgisini ekerdi, ancak hibir ey onu tam olarak tatmin etmezdi. Zaten yle bir ey arad da yoktu. Hem ilgili hem ilgisizdi. Kukularn unutacak kadar savsaklamaz, endie duyacak denli de bytmezdi. zgr ve zengin olmasayd, belki bir mcadeleye girer ve tutkuyu tanrd... Oysa kolay bir hayat vard. Arada bir heyecan olsa da bu ksa sryor ve gnleri birbiri ardna sakin sakin geiyordu. Gzlerinde ara sra imekler aksa da, bu getiinde zgrce bir nefes alyor ve kardklarna pimanlk duymuyordu. Hayal gcnn ahlk kurallar dna kt da oluyordu, fakat o ho, ancak sakin yaradll vcudunda dolaan kan duruma hemen hkim olurdu. Bazen gzel kokulu bir banyodan gevemi bir hlde kar ve o zamanlar hayatnn ne kadar bo, zntl olduunu dnrd... O zaman birden cesaretlenir, ii kpr kpr olurdu, fakat aralk kalm bir pencereden gelen hafif bir esintide bile, ikayete balar, adeta fkelenir, rzgrn esmesinden baka bir ey istemezdi. Sevme, ak olma frsat verilmemi btn kadnlar gibi ne istediini bilemezdi. Bir eyler istiyor gibiydi, ama aslnda hibir ey istedii falan da yoktu. Merhum kocasna zor dayanmt -onunla kar iin evlenmiti, eer kendi yararna olmasa onunla evlenmeyi kabul etmezdi- ve bu evlilik onda btn erkeklere kar kt bir his brakmt: Onun gznde hepsi pis. Babalar ve Oullar 115 hantal, can skc varlklard. Bir seferinde yurt dndayken ok ho, gen bir sveli ile tanmt. Geni alnl, mavi gzl, yakkl bir genti. Her ne kadar kadnn zerinde gl bir etki brakmsa da, bu onun Rusya'ya geri dnmesine engel olamad. O muhteem yatanda uzanm, dnyordu. Her yanda dantel yastklar, zerinde de ince ipekli bir rt vard... Anne Sergueievna lkse olan dknln babasndan miras almt. Gnahkr, ancak iyi yrekli babasn ok severdi, o da kzna tapard. Onunla yatym gibi akalar, ona ok gvenir, baz konularda akl danrd. Annesinin ise zerinde pek derin bir etkisi yoktu. "Gerekten de ilgin birisi bu doktor," diye bir kez daha tekrarlad kendi kendine. Elini bann altna soktu, oradan bir Fransz roman karp, aceleyle bir iki sayfa okudu. Sonunda kitap elinden dt; tertemiz, dipdiri bir hlde, beyaz, kokulu araflarn arasnda uykuya dald. Ertesi sabah, Anna Sergueievna ve Bazarov'la bitkileri incelemek iin dar kt. le yemeinden sonra da, akam yemeine kadar bu gezintiye devam ettiler. Arcade hibir yere gitmemi, yalnzca Katia ile bir saat kadar vakit geirmiti. Onunlayken sklmyordu, kz kendiliinden ona nceki geceki sonat alverdi. Madam Odintsov nihayet dndnde, Arcade onu grnce aniden kalbinin sktn hissetti. Kadn bahseden geerken biraz yorgun grnyordu.

Yanaklar kzarm, gzlerine ayr bir canllk gelmiti. Ellerinde bir kr ieinin dal duruyordu, omuzlarna att al dirseklerine kadar inmi, apkasnn geni kuruni kurdeleleri gsne yapmt. 116 . Turgenyev Bazarov kendinden emin, her zamanki ilgisiz haliyle onun pei sra yryordu, fakat yzndeki scak hatta, neeli ifade Arcade'n hi houna gitmemiti. Bazarov ona ilgisiz bir "merhaba" gnderip odasna ekildi. Madam Odintsov'a gelince o da Arcade'n elini dalgnca skt ve yanlarnda kald. "Merhaba" dedi Arcade "Bugn neredeyse hi grmedik" diye geirdi iinden. XVII Bazarov ve Arcade, Madam Odintsov'un yannda iki haftann nasl getiini anlamamlard. Gen kadnn evde ve zel yaamnda uygulad dzenin bunda nemli pay vard. Kurallarna sk skya balyd ve evresindeki herkesin de bu kurallara uymasn isterdi. Gn iinde her eyin belli bir saati vard. Sabahn 8'inde , herkes kahvalt iin biraraya gelir; le yemeine kadar ne isterse onu yapard. Gen kadn da bu saatte khya ile grrd. Akam yemeinden nce, okumak veya konumak iin toplanlrd. Akam saatleri gezintiye, iskambil oyunlarna ve mzie ayrlrd. Saat onbuukta, Anne Sergueievna odasna ekilir, ertesi gn iin gerekli emirleri verir ve okumaya koyulurdu. Bazarov bu dzenli ritmi, resmiyete kaan bu kuralc gnlk yaam sevmiyordu. Sk sk kendi kendine: "Sanki her ey raylarn stnde gidiyor" diye dnr ve duruma itiraz ederdi. niformal uaklar saygl, gsterili khyalar onun demokratik dncelerine ters dyordu. "Madem ki byle bir yerdeyiz, akam yemeklerinde ngilizBabalar ve Oullar 117 ler gibi takm elbise giymeli, beyaz kravat takmahyz," diye geiriyordu iinden. Bu konuyu bir gn Anne Sergueievna ile konutu. Kadn her trl dnceye ak bir kadnd. Onu szn kesmeden dinledi. "Sizin bak anza gre haklsnz. Belki bu adan ben bir aristokratm, fakat kyde dzensiz bir yaam srlrse insan can skntsndan lebilir," diye cevaplad ve kendi bildiini okumaya devam etti. Bazarov ne kadar sylense de, Arcade ile kendisini, Madam Odintsov'un yannda iyi hissetmelerinin asl sebebi de, evde her eyin byle muntazam yryor olmasyd: "Tpk raylarn stnde gidiyor gibi." Bununla birlikte, bu iki gen adamda, Nikolskoiye'ye,'kadn ziyarete geldiklerinden beri bir takm deiiklikler olmutu. Anne Sergueievna'nn daha yakndan ilgilendii Bazarov, grlerini ender olarak dile getirse de, nceden olmayan bir huzursuzluk hissediyordu. Kolay sinirleniyor, isteksiz konuuyor, yznde hep skntl bir ifade oluyor, yerinde duramyor-du. Arcade'a gelince, gizliden gizliye ak olduu Madam Odintsov'dan yz bulamaynca tatl bir melankoliye kaplmt. Bu melankoli gene de Katia'ya yaklamasna engel deildi; kzn efkatli arkadal onu kendine balamt. "O beni sevmiyor! Olsun! Fakat en azndan bu iyi insan beni reddetmiyor!" diye dnyordu. Arcade ve kalbi yine yksek duygularn verdii mutluluu tadyordu. Katia Arcade'n onunla arkadalnda, biraz aclarn dindirmeye altn hissediyor, buna itiraz etmiyor, hatta karlkl gvene dayanan, gizemli arkadalklarndan zevk alyordu. Anne Sergueievna yanlarnda iken konumazlard. Her zamanki gibi Katia ablasnn 118 . Turgenyev delici baklarnn altnda bzlyor, klyordu. Arcade ise bir aa yakr ekilde, sevdii varlk yannda olunca artk dikkatini hibir eye veremez oluyordu. Fakat kendisini Katia ile birlikte iken daha iyi hissetiyordu. Madam Odintsov'un ilgisini ekecek nitelikte olmadnn farkndayd; onun yannda tedirginleiyor, ba baa kaldklarnda ne syleyeceini bilemiyordu. Kadn da ayn ekilde onunla ne konuacan bilemiyordu, onu ok toy buluyordu. Ona kar ok efkatli davranyor, kzn rahatlkla mzikten, romanlardan, iirden

ve bu tr samalklardan bahsetmesini salyor, bu samalklarn kendi ilgisini bile ektiini itiraf etmekten ekiniyordu. Katia ise onun hznl mizacna anlay gsteriyordu. Arcade Katia'nn yannda kendini iyi hissediyordu, Madam Odintsov da Baza-rov'un. Bu yzden ounlukla bu iki ift bir an iin biraraya geliyorlar, daha sonra zellikle geziler esnasnda ayrlyorlard. Katia doay taparcasna severdi, Arcade da -her ne kadar itiraf etmese de- doay severdi. Madam Odintsov ise, Bazarov gibi doaya katysz kalyordu. Byle bir ayrlk kanlmaz sonu da getirmiti. ki arkadan ilikileri de deimiti. Bazarov artk Arcade ile Madam Odintsov ile ilgili konumuyordu, hatta onun 'aristokrat tavrlarna' bile svp saymaz olmutu. Geri Katia'y hl vmeye devam ediyor; yalnz arkadana kzdaki duygusal eilimleri biraz dizginlemesini tlyordu. Ancak artk vgleri biraz yzeysel, biraz stnkr oluyordu. Eskiye gre Arcade ile daha az konuuyordu... Ondan kayor gibiydi, yannda rahatszlk duyuyordu sanki. Arcade btn bunlarn farkndayd, ancak dncelerini Babalar ve Oullar 119 kendisine saklyor, arkadana hibir ey sylemiyordu. Btn bu 'yenilik'in gerek sebebi, Madam Odintsov'un Ba-zarov'da uyandrd duyguydu. Bu yle bir duyguydu ki, onu iin iin kemiriyor, kzdryordu. Herhangi biri ona bu trden bir duyguyu yaayacan sylese, ya kahkahalarla gler ya da kfr savururdu. Bazarov kadnlara, zellikle de gzel kadnlara dknd, fakat idealist anlamda ak veya onun adlandrd gibi romantik ak, onun gznde 'samalk' veya 'affedilemez bir delilik'ti. valyece duygular ona anormallii artrrd ve btn bu Ortaa'da yaam Alman, Fransz ozanlarnn nasl olup da tmarhaneye kapatlmadklarna arr ve hep yle derdi: "Bir kadn houna m gitti, hemen onu elde et. Olmad m? O halde bir daha onu dnme, dnyann sonu deil ya!" Madam Odintsov houna gidiyordu: Kadnn hakknda karlan sylentiler, serbestlii, bamsz ruhu, kendisine kar belli belirsiz eilimi -ona yle geliyordu- hepsi onun ilgisini ekiyordu. Fakat bu kadn 'elde edemeyeceini' abuk anlad. Buna ramen ondan vazgemeye gc de yoktu. Kadn dn--dnde kan tutuuyordu sanki. Eer her zaman alay edip kabul etmedii, hep kondurmaktan kand baka bir duygu benliini sarmasayd, bununla ba edebilirdi. Anne Sergueevna ile konuurken hibir zaman olmad kadar romantik davranlara verip veritiriyor; ancak kendisi ile ba baa kalnca, fkeyle kendi iindeki romantiin varlna tank oluyordu O zaman ormana gidiyor, orada hzl admlarla, yoldaki dallara basarak hem kadna, hem kendi kendine alak sesle sve sve dolanyordu. Veya ambara girip, orada bir saman ynnn zerine 120 . Turgenyev trmanp, zorla gzlerini kapatarak uyumaya alr, ancak ounlukla bunu baaramazd. Kadnn kollarnn bir gn boynuna dolanacan, onurlu dudaklarnn pcklerine karlk vereceini, kadnn zek prltl gzlerinin kendi gzlerine efkatle -evet efkatle- bakacan hayal eder ve bu ekilde bir an iin nerede olduunu unuturdu... Ta ki iindeki fke yeniden ba gsterene kadar. "Utan" verici dnceler iinde olduunu far-kediyor, buna aryordu. Sanki eytan drtyordu. Bazen Madam Odintsov'da bir deiiklik olduunu sanyor; yzndeki bir ' ifade onu umutlandryordu... Fakat bu dncelerini farkedince kendisine kzyor, ayaklarn yere vuruyor, dilerini skyor, kendi kendisine tehditler savuruyordu. Bazarov yanlmyordu. Oda Madam Odintsov'u etkilemiti. Kadn ona ilgi duyuyor, hep onu dnyordu. Bazarov olmadnda belki onu beklemiyor, can sklmyordu, ama onun varl kadn canlandryordu; onunla ba baa kalmaktan, konumaktan keyif alyordu, her ne kadar Bazarov kadnn ince zevkini, alkanlklarn eletirip onu zaman zaman kzdrsa da. Kadn sanki onu snyor, ayn zamanda kendi duygularn tartmaya alyor gibiydi.

Bir gn bahede dolarken, Bazarov aniden hrn bir sesle, yaknda babasnn yanna gideceini syledi... Kadn sarard, keskin bir ac ile alt st oldu, yle ki buna kendisi bile ard ve daha sonra bunun ne demek olduunu uzun uzun kendisine sordu. Bazarov, eer ona gideceini sylediyse, bunun kadnn zerinde nasl bir etki brakacan grek iin yapm olmazd. nk Bazarov hibir zaman davranrlarn nceden planlamazd. Ayn gnn sabah, Bazarov'larn khyas, eski Babalar ve Oullar 121 "Trimofeitch" amca Bazarov ile grmt. Aarm sar sal, yz rzgrdan kzarm, kck gzleri devaml slak bu ufak tefek becerikli yal adam birden Bazarov'un karsna kmt. zerinde her zamanki lacivert kaln uhadan ksa gmlei, belinde deri kuak, ayanda izmeler vard. "Vay! htiyar, merhaba!" diye seslendi Bazarov. "Merhaba benim ok sevgili Eugene Vass.'im" dedi yal adam. Buruuk yznde en bir glmseme belirmiti. "Serti buraya hangi rzgr att? Beni aramaya m gnderdiler seni?" "Rica ederim" diye kekeledi yal adam; efendisinin yola karken kendisine verdii kesin talimatlar hatrlayarak: "Efendimin ileri iin ehre gidiyordum. Sizin de burada olduunuzu duydum, ite bu yzden de sizi grmek iin yle bir uradm... Yoksa sizi rahatsz eder miydim hi?" "Haydi, yalan syleme. ehre giden yol buradan gemez ki! Timofeitch ne diyeceini bilemeden ylece kalakald. "Babam iyi mi?" "Evet. Tanrya kr!" "Ya annem? "Tanrya kr! Arina Vlassievna da iyi." "Beni bekliyorlar ha?" Yal adam kafasn yana edi. "Ah! Eugene Vassilievitch, tabii ki sizi bekliyorlar. Nasl beklemesinler! Tanr ahidim olsun, insan onlara bakarken ii szlyor." "Tamam, tamam anladk! Onlara yaknda geleceimi sylersin." 122 . Turgenyev "Peki, baym" dedi iini ekerek Timofeitch. Evden knca, kasketini bana ekti, kapnn nne brakt eski psk arabaya bindi ve yoluna devam etti. ehre gitmiyordu. Ayn gnn akam Bazarov, Madam Odintsov'un odasndayd. Arcade ise salonda Katia'nm ald mzii dinleyerek bir aa bir yukar dolanyordu. Yal prenses en st kattaki odasna ekilmiti, genelde misafirlere katlanamazd, hele kendi deyimiyle 'bu yeni baldr plaklara' hi. Misafir odasnda, yalnzca surat asmakla yetinirdi. Kendi odasna ekilince, hizmetisinin yannda iken, kafasndan peruunu drecek denli fkeyle sylenir dururdu. Madam Odintsov bunun bilincindeydi. "O halde gideceinizi mi sylyorsunuz? Fakat siz... sz vermitiniz," dedi Madam Odintsov Bazarov'a. Bazarov irkildi. "Ne sz?" "Unuttunuz mu? Bana kimya dersleri verecektiniz." "Ne yapaym? Babam beni bekliyor; daha fazla erteleye-mem. Ama Pelouse ve Fremy'nin 'Kimya'nn Genel Esaslar' adl eserini okuyabilirsiniz. Size gerekli her trl bilgiyi orada bulabilirsiniz." "Fakat anmsarsanz, bana bir kitabn asla bir eyin... sizin kullandnz kelime neydi unuttum ama... yerini tutamayacan sylemitiniz... hatrladnz m?" "Ne yapmam istiyorsunuz!" Bazarov. "Neden gidiyorsunuz?" diye alak bir sesle sordu kadn. Bazarov ban kaldrp ona bakt. Kadn ban koltuun arkasB abalar ve Oullar 123

na dayam; dirseine kadar plak kollarn gsnde kavuturmutu. Abajurun soluk nda yz daha da solgun grnyordu. Geni beyaz bir elbise, kadn her yanndan yumuak kvrmlarla sarmt; yalnzca st ste att ayaklarnn ucu gzkyordu. "Niin kalacakmm?" dedi Bazarov. Madam Odintsov hafife ban edi. "Neden diye sorulur mu? Yanmda olmaktan honut deil misiniz? Yoksa sizi zlemeyeceimi mi sanyorsunuz?" "zlemeyeceinize eminim." Madam Odintsov bir an durakladktan sonra: "Yanl dnyorsunuz. Zaten size inanmyorum, bunu ciddi olarak sylyor olamazsnz." Bazarov hl yerinde oturuyor, hi kprdamyordu. "Eugene Vassilitch, niin hibir ey sylemiyorsunuz?" "Ne sylememi istiyorsunuz? Kimse zlenmeyi haketmez, hele ben hi!" "Neden?" "Ben gereki bir adamm, ilgi ekici bir yanm yoktur. Konumasn da bilmem." "Kompliman m istiyorsunuz, Eugene Vassilitch?" "Hayr, byle bir alkanlm yok. Sizin o ok sevdiiniz hayatn zarif yanlarnn bana yabanc olduunu biliyor olmalsnz. Madam Odintsov bir yandan da mendilinin ucunu sryor-du. "Ne dnrseniz dnn, ama ben siz gidince sklacam." 124 . Turgenyev Arcade burada olacak. Madam Odintsov hafife omuzlarn kaldrd. "Gene de sklacam," diye tekrarlad. "yle mi? Gene de ok uzun srmez." "Nereden biliyorsunuz?" "nk bana yalnzca dzeniniz bozulduunda skldnz sylemitiniz. Siz varlnz yle kesin bir dzene oturtmusunuz ki, orada ne skntya ne hzne... ne de baka zc bir duyguya yer var." "Demek siz benim ok kesin... yani demek istiyorum ki, yaamm bu denli kat kurallara gre oluturduumu dnyorsunuz." "Kesinlikle yle! Mesel bakn; birka dakika sonra saat 10'u gsterecek ve biliyorum ki benim gitmemi isteyeceksiniz." "Hayr, Eugene Vassilievitch, sizi gndermeyeceim. Kalabilirsiniz. Pencereyi asanza... nedense scak bast." Bazarov ayaa kalkt, pencereyi itti. Pencere grlt ile hemen ald... Bu kadar abuk alacan dnmemiti, elleri titriyordu. Karanlk ve lk gece, aalarn hafif esintisi, temiz havann taze kokusu girdi odaya. "Perdeyi indirin ve oturun ltfen," dedi Madam Odintsov. "Gitmeden nce sizinle konumak istiyorum. Biraz kendinizden bahsedin bana; daha nce hi bahsetmediniz." "Ben daha yararl konulardan konumaya alrm Anne Sergueevna." "ok alakgnllsnz... Fakat bizi uruna terkettiiniz babanz, aileniz hakknda, sizin hakknzda daha fazla ey bilmek istiyorum." Babalar ve Oullar 125 "Bu szler de ne demek oluyor?" diye dnd bir an Bazarov. "Anlatmaya deer, ilgi ekici bir ey yok. Hele sizin gibi birisi iin hibir ilgi ekicilii yok. Bizler basit, sradan insanlarz," dedi yksek sesle. "Oysa ki ben size gre bir aristokratm, yle deil mi?" Bazarov gzlerini Madam Odintsov'a dikti. "Evet," dedi olduka sert bir ekilde. Kadn glmser gibi yapt. "Btn insanlarn birbirine benzediini ve onlar tek tek incelemeye gerek olmadn iddia etmenize ramen, beni hi ta-ndamnz gryorum. Size bir gn hayatm anlatrm... Fakat nce, siz bana kendi hayatnz anlatn." "Evet, sizi tandm syleyemem. Belki haklsnz; belki de herkes ayr bir sr, ayr bir bilmecedir. Hele siz; toplumdan kayorsunuz, toplum sizi eziyor,

ancak evinize hi tanmadnz iki renciyi davet ediyorsunuz. Niin bu zeknz, bu gzelliinizle bir kyde yayorsunuz?" "Nasl? Ne dediniz?" diye haykrd heyecanla Madam Odintsov. "Gzelliiniz mi dediniz?" Bazarov'un kalar atld. "Szlerin ne nemi var ki!" diye sylendi. "Sylemek istedim de... Sizin niin bir kyde tklp kaldnz anlayamadm." "Bunu anlamyorsunuz... Fakat buna kendi anzdan bir aklama bulmusunuzdur." "Evet... Bana gre sizin ayn yerde devaml kalmanzn se126 . Turgenyev bebi, konfora, dzene nem vermenizden kaynaklanyor. Kendinizi martmay seviyorsunuz: Baka bir ey umurunuzda de- , ..." Madam Odintsov yeniden gld. "Siz benim hibir eye tutku ile balanmayacam m dnyorsunuz?" Bazarov ona yle bir bakt. "Belki meraktan, ancak baka bir sebeple deil." "Gerekten mi? O halde imdi sizin ve benim neden iyi anlatmz anlyorum; nk siz de bana benziyorsunuz." "Evet, iyi anlayoruz..." dedi Bazarov alak sesle. "Evet, bu doru... Gideceinizi bir an iin unuttum." Bazarov yerinden kalkt. Ho, samimi bir atmosferin bulunduu oda, zayf bir kla aydnlanyordu; her yan iyice kararmt. Zaman zaman dalgalanan perdenin aralklarndan ieriye, gecenin serinlii yaylyor, gizemli sesi duyuluyordu. Madam Odintsov hi kmldamyordu, fakat gizliden gizliye bir heyecan yava yava tm benliini sarmaktayd... ayn heyecan Ba-zarov'a da geti. Birden odada bu gen, gzel kadnla yalnz olduklarn farketmiti. "Nereye gidiyorsunuz?" dedi kadn usulca. Bazarov cevap vermeden bir sandalyeye kt. Anne Sergueevna pencereye doru bakarak: "Siz benim sakin, rahatma dkn, mark birisi olduumu dnyorsunuz, ama... ben kendimi... size u kadarn syleyebilirim, ok mutsuzum." "Siz mi mutsuzsunuz! Niin? Hakknzda karlan dedikodular m nemsiyorsunuz?" Babalar ve Oullar 127 Madam Odintsov'un kalar atlmt. Bazarov'un bu ekilde dnmesine sinirlenmiti. "Bu dedikodular umurumda bile deil, Eugene Vassilie-vitch, onlarn meraklarn uyandncak denli gururlu olduumu biliyorum. Mutsuzum, nk bir isteim yok, yaamdan zevk almyorum. Bana pheyle bakyorsunuz, belki de yle dnyorsunuz: 'Bunlar bir aristokratn, dantellerle evrili, kadife koltuklarda oturan soylu kadn lakrdlar...' Bakn reddetmiyorum, sizin konfor dediiniz eyi ok seviyorum, ama.ayn zamanda yaama arzusu duymuyorum. te bu yle bir eliki ki, ezebilirseniz zn. Ama zaten sizin gznzde btn bunlar romantizmden baka bir ey deil." Bazarov ban yana emiti. "Salklsnz, zgrsnz, zenginsiniz. Daha ne istiyorsunuz?" "Ne mi istiyorum?" diye tekrarlad Madam Odintsov ve iini ekti. "ok yorgunum, yalym. Bana yle geliyor ki, ok uzun zamandr yayorum. Evet yalym." aln ularndan yavaa plak kollarnn stne ekti. Gzleri Bazarov'unkilerle karlat ve hafife kzard. "Geride birok anm var," diye devam etti. "Petersbourg'ta-ki yaam, zenginlik, sonra fakirlik, babamn lm, evliliim, Avrupa'ya gidiim... Birok an, ancak hibiri anmsamaya demez, nmde ise amasz, upuzun bir yaam var... Artk devam etmek istemediimi anlyor musunuz?" "Bu kadar m hayal krklna uradnz?" "Hayr, fakat hibir eyden tatmin olmadm," dedi kelimelerin zerine basa basa. "Bana yle geliyor ki, bir eye yrekten 128 . Turgenyev

balanabilseydim..." "Siz sevmeyi istiyorsunuz ve sevemiyorsunuz: te sizin sorununuz," diye szn kesti Bazarov. Madam Odintsov kollarn rten hrkaya bakarak dalgn dalgn: "Yani sizce ben sevemez miyim?"dedi. "Byk olaslkla hayr! Fakat bunu mutsuzluk olarak deerlendirmek yanl olur. Aksine asl bana byle bir ey gelen acnacak durumdadr." "Nasl bir ey?" "Sevmekten bahsediyorum." "Fakat bunu siz nereden biliyorsunuz?" "Sylenenlerden..." dedi fke ile Bazarov. "Sen cilve yapyorsun, sklyorsun, o yzden de benimle elenmek istiyorsun, oysa ki ben..." diye dnyordu iinden. Kalbi hzla arpyordu. "Sonra ok zor birisiniz!" dedi koltuun psklleri ile oynayarak ne eilmiti. "Belki de. Bana gre, ya hep ya hi. Gze gz, die di. Ben sana yaamm veriyorsam, sen de bana yaamn vereceksin. Hem de geri dnmeden, piman olmadan. Yoksa, hi olmasn daha iyi." "Eh! Yerinde bir art bu. imdiye kadar aradnz bulamamanza aryorum." "Fakat insann kendisini tamamen bir eye vermesinin kolay olduunu mu dnyorsunuz? "Eer dnlrse, tereddt edilirse, deer mi, diye hesaplanrsa, tek kelime ile insan kendisine ok paha bierse, kolay deil tabii ki. Fakat eer dnmezseniz, kendinizi vermek koBabalar ve Oullar 129 laydr." "Fakat insan kendisine nasl paha bimez? Eer benim bir deerim yoksa, benim kime ne faydam olur?" "Bunu biz belirleyemeyiz; bizim deerimizi brakn da bakalar bilsin. nemli olan kendini vermeyi bilmektir." Madam Odintsov koltuunun arkalndan hafife ne eildi. "Sanki bu tr deneyimler yaam gibi konuuyorsunuz," dedi. "Lafn gelii syledim, Anne Sergueevna. Bilirsiniz ki bu tr eyler benim bilgi alanma girmez." "Peki siz, kendinizi tamamen verebilir miydiniz?" "Bilmiyorum; kendimi vmeyi sevmem." Madam Odintsov bir ey sylemedi. Bazarov da sustu. Salondan piyano sesleri geliyordu. "Katia uzun zamandr alyor, sanrm," dedi Madam Odintsov. Bazarov kalkt. "Evet, ge oldu. Artk ben de gideyim, siz de dinlenin." "Bekleyin neden acele ediyorsunuz... bir ey syleyecektim." "Ne syleyecektiniz?" "Bekleyin," diye fsldad kadn. Gzlerini Bazarov'a dikmi ve dikkatle onu inceliyor gibiydi. Bazarov, oday bir aa bir yukar doland, sonra aniden kadna yaklat, acele ile 'yi akamlar" dileyip; elini ylesine bir kuvvetle skt ki, kadn barmamak iin kendini zor tuttu ve odadan kt. Kadn elini dudaklarna gtrp bir sre fledi ve 130 . Turgenyev birden koltuktan kalkarak kapya doru, -sanki, Bazarov'u yeniden armak ister gibi- kotu. O srada, gm bir tepsi iindeki srahi ile ieriye hizmeti kadn geldi. Madam Odintsov aniden durdu, kadna gitmesini emretti ve yerine oturup dnme- ' ye koyuldu. zlm sa rgs, siyah bir ylan misali omzuna dmt. Anne Sergueievna'nm odasnda lamba daha uzun sre yand ve uzun sre hareketsiz, yalnzca souktan uyuan ellerini hafife kmldatarak ylece oturdu. Bazarov ise, iki saat kadar sonra odasna, iyden slanm izmeleri, dalm salar somurtkan bir yzle geldi. Arcade' elinde kitabn okur, boazna dek ilikli redingotu iinde, masasnda oturur halde buldu. "Daha yatmadn, m?" dedi kzm gibi.

"Bugn Anne Sergueievna ile ok uzun kaldn," dedi. Arcade onun sorusuna cevap vermeden: "Sen Catherine Sergueievna ile piyano alarken ben de ona elik ettim." "Ben almyordum," dedi Arcade ve daha fazla devam etmedi. Gznde biriken yalar hissetmiti, arkadann alaylarna hedef olmamak iin onun nnde alamak istemiyordu. XVIII Ertesi gn Madam Odintsov sabah ayna gelince, Bazarov uzun sre gzlerini elindeki ay fincanna dikmi bir halde kald, sonra birden gzlerini kadna evirdi... Kadn da sanki birisi Babalar ve Oullar 131 onu drtm gibi delikanlya dnd. Bazarov'a, gen kadnn yz dn geceden beri daha da solmu gibi geldi. Daha sonra kadn odasna ekildi ve le yemeine kadar grnmedi. Hava sabahtan beri yamurluydu, darya kmak imknszd. Herkes salonda bulutu. Arcade eline bir derginin son saysn ald ve kendini dergiyi okumaya zorlad. Yal prenses, Arcade ok yeni farkl bir ey yapyormu gibi her zamanki hrn baklarn Arcade'a dikti. Ancak o bunun farknda deildi. "Eugene Vassilievitch"diye seslendi Anne Sergueievna. "Benim odama gidelim... Size bir ey soracaktm. Dn akam bana yol gsterici bir kitaptan sz etmiziniz, onunla ilgili." Ayaa kalkt, kapya doru yrd. Yal prensin gzleri "Aman Allah'm, ne tuhaf! ardm kaldm," der gibiydi. Herkese yle bir baktktan sonra, yeniden gzlerini Arcade'a dikti, fakat o, yannda oturan Katia'ya yle bir baktktan sonra daha yksek sesle okumaya devam etti. Madam Odintsov acele ile odasna gitti. Bazarov da gzlerini kaldrmadan nnde giden kadnn ipek elbisesinin yumuak hrtsn izleyerek hzla onun peinden yrd. Madarn Odintsov akamki kolduuna oturdu, Bazarov da ayn yerini ald. "Evet, kitabn ad neydi?" diye ksa bir sessizlikten sonra sordu. "Pelouse ve Fre'my. Genel esaslar..." diye cevaplad Bazarov. 'Ganot'un 'Deneysel Fizik zerine Temel Bilgiler' eseri de yararl olabilir. Orada konular daha belirgin bir biimde ilenmi ve ders kitab olarak da..." Madam Odintsov kolunu uzatt: 132 . Turgenyev "Eugene Vassilievitch, afedersiniz, sizi buraya armamn sebebi ders kitaplarndan konumak deildi. Sizinle dn geceki konumamza devam etmek istedim. yle aniden kp gittiniz ki... Umarm sizi skmyordur bu konuma?" "Emrinizdeyim, Anne Sergueievna... Fakat dn gece neden bahsediyorduk?" Madam Odintsov Bazarov'a yandan bakt: "Mutluluktan bahsediyorduk sanrm. Size kendimi anlatyordum. Tam da sz'mutluluk'tan almken, ltfen syler misiniz bana, niin bir mzikle tam olarak btnletikten sonra gzel gemi bir akamdan, sevimli insanlarla konutuktan sonra, btn bunlardan baka bir yerdeki bir mutluluun arm gibi geliyor da; gerek, bizim sahip olduumuz bir mutluluk olmuyor? Neden byle? Fakat belki siz bu tr duygular bilmezsiniz?" "u sz bilirsiniz: nsann gz hep baka yerdedir. Hem sonra dn gece bana hibir eyden tatmin olmadnz sylememi miydiniz? Bana gelince, ben bu tr eyleri asla dnmem, bu doru." "Belki size komik geliyordur?" "Fakat dediim gibi, benim hi dnmediim eyler." "Gerekten mi? Biliyorsunuz, sizin neyi dndnz bilmeyi ok isterdim." "Neden? Sizi anlamyorum." "Dinleyin, size uzun zamandr bir ey aklamak istiyorum. Sizin sradan bir insan olmadnz belirtmeme gerek yok, bunu zaten biliyorsunuz; henz gensiniz, nnzde uzun bir yaam var. Kendinizi neye hazrlyorsunuz? Nasl bir gelecek Babalar ve Oullar 133

bekliyorsunuz? unu sylemek istiyorum: Ulamak istediiniz ama nedir ya da sizi ynlendiren, yolunuzu izen nedir? Tek bir kelime ile siz kimsiniz, nesiniz?" "Sorularnz beni artyor Anne Sergueievna. Benim doa bilimleri ile uratm gayet iyi biliyorsunuz; benim kim olduuma gelince..." "Evet, siz kimsiniz?" "Size daha nce de gelecein tara doktoru olacam syleme erefine erimitim." Anne Sergueievna sabrszlkla: "Niin byle sylyorsunuz? Buna siz kendiniz bile inanmyorsunuz. Arcade belki bana byle bir cevap verebilir, ancak siz deil." "Arcade ile ne alkas var?" "Rica ederim! Bu denli sradan bir ile yetinmeniz mmkn m? Devaml surette 'tp' diye bir eyin olmadn syleyen siz deil misiniz? Deerinizi gayet iyi biliyorsunuz; siz kim, tara doktoru olmak kim! Benim sorularmdan kurtulmak iin byle sylyorsunuz; nk bana hi gvenmiyorsunuz. Fakat ben kesinlikle sizi anlayabilirim. Eugene Vassilievitch, bunu bilir misiniz? Ben de yoksuldum, ama deerimin bilincindeydim, tpk sizin gibi. Ben sizin banzdan geen btn deneyimleri yaadm." "Bunlarn hepsi iyi, gzel Anne Sergueievna, byle konutuum iin balayn beni, ama gvenmek benim yaradlmda yoktur, hem sizinle benim aramda yle bir mesafe var ki..." "Ne mesafesi var? Yine mi benim bir aristokrat olduumu syleyeceksiniz? Yeter Eugene Vassilievitch, size bunu akla134 1. Turgenyev dm sanyordum..." "stelik" diye kadnn szn kesti Bazarov. "Gelecekten bahsetmek, ounlukla bizim elimizde olmayan gelecei dnmek neye yarar ki? Eer bir gn bir eyler yapma frsat olursa, ne iyi! Olmasa da en azndan bo yere.gevezelik etmemi olduuma sevinirim." "Siz dosta bir konumay 'gevezelik' diye niteliyorsunuz... Yoksa srf ben bir kadn olduum iin mi beni gveninize lyk bulmuyorsunuz? Zira siz btn kadnlar, hepimizi kmsersiniz." "Sizi kmsemiyorum Anne Sergueievna ve siz de bunu gayet iyi biliyorsunuz." "Hayr, hibir ey bilmiyorum... neyse, yle olsun. Sizin gelecekten bahsetmekten ekindiinizi anlayabilirim, fakat sizde u an olup bitenler..." "Olup bitenler mi!"... diye tekrarlad Bazarov. "Ben sanki bir kraliyet ya da toplummuum gibi konuuyorsunuz! Her ne olursa olsun, kayda deer eyler deil; hem sonra insann kendi iinde olup bitenleri yksek sesle dile getirebileceine inanyor musunuz?" "ahsen, ben insann iinde ne varsa, onu dile getirmemesi iin bir sebep gremiyorum." "Peki ya siz, siz bunu yapabilir misiniz?" diye sordu Bazarov. "Evet," dedi Anne Sergueievna bir an tereddtten sonra. Bazarov ban ne edi. "Demek ki siz benden daha anslsnz." Anne Sergueievna ona sorar gibi bakt: Babalar ve Oullar 135 "Siz ne derseniz deyin; iimde.bir ey bizim karlamamzn bo yere olmadn, iyi arkada olacamz sylyor. nanyorum ki, sizde gzlediim gerginlik, rahatszlk zamanla kaybolacak." . "Ah! Demek siz bende bir rahatszlk gzlemlediniz. Ve de gerginlik, yle mi?" . "Evet." Bazarov yerinden kalkt, pencereye doru yrd. "Ve siz, bendeki bu gerginliin sebebini, benim iimde neler olup bittiini renmek istiyorsunuz, yle deil mi?"

"Evet," dedi yeniden Madam Odintsov. "Benliini, sebebini bilmedii bir korku sarmt." "Fakat kzmayacaksanz!" "Hayr." "Hayr m?" Bazarov srt dnk: "O halde sizi aptalca, deliler gibi sevdiimi bilin... te bana sonunda sylettiniz." Madam Odintsov'un kollar ne doru dt. Bazarov ise alnn pencereye dayamt. Hzl hzl nefes alp veriyordu; tepeden trnaa titriyordu. Bu ekingen bir gencin titremesi deildi, akn ilk kez itiraf etmertin verdii tatl bir korku deildi benliini saran. Onu asl sarsan tutkuydu, ezici, kuvvetli, nefrete benzeyen, nefretin kardei bir tutkuydu belki de. Madam Odintsov ona korkuyla kark bir acma duydu. "Eugene Vassilievitch," dedi.Sesi istemedii halde efkatli kmt. Bazarov hzla dnd, kadna yrek yakc bir bakla bakt, sonra onu kollarna ald, hzla gsne ekti. 136 . Turgenyev Kadn onu saran kollardan hemen kendini kurtaramadysa da, biraz sonra odann en uzak kesine kamt bile. Oradan Bazarov'a bakmaktayd. Bazarov kadna doru bir hamle yapt... "Beni anlamadnz," diye mrldand kadn, korkuyla. Bazarov'a yle geldi ki, bir adm daha atacak olsa, kadn lk la barabilirdi. Dudaklarn srd, bir ey sylemeden odadan kt. Yarm saat sonra bir hizmeti Anne Sergueievna'ya Baza-rov'dan, tek bir satrdan ibaret bir not getirdi. "Bugn m gitmeliyim, yoksa yarna kadar kalabilir miyim?" "Gitmek mi, neden? Sizi anlamyorum, siz de beni anlamyorsunuz..." diye cevaplad Anne Sergueievna. Kendi kendine de: "Aslnda ben de kendimi hi anlamyorum," diyordu. le yemeine kadar ortalkta grnmedi; odasnda bir aa bir yukar, elleri arkasnda, kh pencerenin, kh aynann nnde durarak dolanp durdu... Bir yandan da mendiliyle boynunu ovuturuyor, sanki boynunda krmz bir leke varm gibi geliyordu. Bkp usanmadan kendi kendine, Bazarov'u byle bir eyi itiraf etmeye zorlayc ne yaptn ve imdiye kadar hi byle bir ey hissedip hissetmediini soruyordu. "Benim hatam, tahmin edemedim," diye yksek sesle syleniyordu. Bazarov'un kendisine yaklatnda, o neredeyse vahi hali, gznn nnden gitmiyor, o an aklna gelince tekrar hayretler iinde kalp kzaryordu. Babalar ve Oullar 137 "O halde" dedi birden. Durdu, salarn sallad... Aynaya bakyordu; ban geri atm, yar aralk dudaklar ile gzlerindeki glmseme, sanki o anda iinde utan verici bir eyler fsldamt. "Hayrr," diye karar verdi sonunda. "Sonucun ne olacan Tanr bilir. Bu tr duygularla elenilmez. Huzur dnyadaki en nemli ey." Huzuru bozulmamt; fakat kendisini birden ok mutsuz hissetti, hatta gzleri yaard, sebebini bilmeksizin. Bu kendisini hakarete uram hissetmesinden deildi. Aksine kendisini sulu gryordu. Hayatnn geiyor olduunu grmenin verdii sknt, yenilik ihtiyac gibi kark duygularn etkisi altnda bile bile snrlar zorlam, snrn tesinde ne var, diye bakmt. Ama daha sonra ne olduunu grmt... Uurum bile deildi grd, bir ld... ya da baka bir ifade ile irkin, itici bir tabloydu kendisini bekleyen. XIX Madam Odintsov kendisine ne kadar hakim olmay bilse de, kendini nyarglardan arndrmay basarsa da, hepsi bounayd. Akam yemei iin yemek odasna girdiinde yine de bir endie duydu. Yemek her eye ramen iyi geti. Porphyre Pla-tonych oradayd ve ehirden yeni dnmt. Bir takm komik olaylar anlatyordu. Vali Bourdalov'nun, zel ilerde altrd memurlarn -zaman kaybetmemeleri iin- atla bir yere gnderdiinde, mahmuz takmalarn emretmi

olduundan bahsetti. Arcade alak sesle konuuyor, yal prensesi rahatsz etmemeye 138 . Turgenyev gayret gsteriyordu. Bazarov somurtkan, srarl bir suskunluk iindeydi. Bir iki kez Madam Odintsov onun yzne aka bakt. Solgun, gzlerini yere indirmi, her izgisinden alayclk okunan, duygularn gizleyen bu yze bakt... Ve iinden "Hayr... hayr... hayr..." diye tekrarlad. Akam yemeinden sonra hepsi birlikte baheye ktlar. Bazarov'un kendisi ile konumak istediini anlayan kadn, dierlerinden biraz uzaklat. Bazarov ona yaklat, fakat hl onun yzne bakmyordu ve alak sesle; "zr dilemek isterim Anne Sergueievna. Artk beni burada istemezsiniz..." "Hayr, size kzm deilim Eugene Vassilievitch, yalnzca zldm," diye cevaplad. "Bu daha da kt! Neyse ben yeterince cezalanm bulunuyorum. Yaptm ok aptalcayd. Bana 'Niin gideceksiniz' diye yazmsnz. Artk kalamam, kalmay istemiyorum da. Yarn burada olmayacam." "Eugene Vassilievitch, neden?" "Neden gittiimi mi soruyorsunuz?" "Hayr, sylemek istediim bu deildi." "Gemi gemitir, Anne Sergueievna, er ge olacakt. Sonuta gitmem gerekiyor. Tek bir artla burada kalabilirdim, fakat bu artn gereklemesi mmkn deil. nk biliyorum ki -cesaretimi balayn ama- beni sevmiyorsunuz ve hibir zaman da sevmeyeceksiniz, yle deil mi? Bazarov'un koyu renk gzlerinde bir k panldayp snd. Anne Sergueievna cevap vermedi. "Ben bu adamdan korkuyorum," diye dnd. Babalar ve Oullar 139 "Elveda, Madam," dedi Bazarov. Kadnn dncelerini anlam gibi ondan uzaklat, eve gitti. Anne Sergueievna de eve doru ar admlarla ilerledi. Ka-tia'y arp, onun koluna girdi ve akama kadar da onun yanndan ayrlmad. Kt oynamad, ancak solgun ve alt st olmu yzyle uyumayan bir halde bol bol glp durdu. Arcade'n kafas karm, onu inceliyordu. Genler, nasl bir kadna bakarsa, yani devaml olarak "Bu da ne demek oluyor imdi," diye kendi kendine sorarak. Bazarov odasna kapand. Daha sonra ay imeye geldi. Anne Sergueievna ona bir ey sylemek istiyordu, ancak konuya nereden balayacan bilemiyordu... Beklenmedik bir olay, onlar bu skntl durumdan kurtard. Kahya, Silmikov'un geldiini haber verdi. "lerici" gencin, odaya gkten dercesine nasl imek gibi daldn tarif etmeye kelimeler yetmez. Her zamanki laubali tavryla, pek tanmad ve davet edilmedii halde -ancak duyduuna gre- ok candan dostlarnn orada olmas nedeniyle, kadn kydeki evinde ziyaret etme karar almt. Ancak, yine de utancndan yerin dibine geecek gibiydi. nceden hazrlad zrleri sralamak yerine, belli belirsiz bir eyler geveledi. Eudoxie Koukchine'in, Anne Sergueievna'nn hatrn sormak iin onu oraya gnderdiini; Arcade Nikolaitch'in ise, hep kendisini gklere kardn syleyecekti ki, kekelemeye balad, o denli ard ki, apkasnn stne oturdu. Buna ramen kimse onun samaladnn farkna varmad, hatta Anne Sergueievna onu teyzesi ve kzkardei ile tantrd. Bunun zerine Sitnikov kendisini derhal toparlad ve 140 . Turgenyev keyifle gevezelie koyuldu. Basit eyler ounlukla hayatmzda nemli rol oynar: Fazlaca gerilen sinirleri gevetir; arya varan kendini beenme duygusunu dizginler ve insana bu iki zellii de ne denli yakn olduunu hatrlatr. Sitnikov odada belirdiinden beri, sanki herkes hafiflemi ve hatta daha bir sadelemiti: O gece her zamankinden daha adamakll yemek yendi ve herkes yarm saat evvel yatmaya ekildi. O gece Arcade yatt yerden Bazarov'a: "Eskiden bana sorduun bir soruyu imdi ben sana soraym. Niin bu kadar zgnsn? Cenazeden mi geliyorsun?"... diye sordu...

ki gen uzun zamandr birbirleriyle akalar gibi grnp, ineleyici, ac bir alayla konuuyorlard; gizli bir honutsuzluk duyan, birbirine aklamadklar pheli olan kiiler gibi. "Yarn babann yanna gidiyorum," dedi Bazarov. Arcade kafasn kaldrd, yataa dirseini dayad. Hem arm, hem de biraz sevinmiti. "Ah!" dedi. "Seni zen bu muydu" Bazarov esnedi: "Fazla merak iyi deildir." "Ya Anne Serguei'evna?" "Ne demek ya Anne Serguei'evna?" "Yani senin gitmene izin vereceini mi dnyorsun?" "Ben onun ua deilim." Arcade dncelere dald. Bazarov da ona srtn dnd. Birka dakika aralarnda sessizlik hakim oldu: "Eugene!" diye bard birden Arcade. "Evet?" Babalar ve Oullar 141 "Yarn, ben de seninle gideceim." Bazarov hibir ey sylemedi. "Ama ben kendi evime gideceim. Khokhlov'a kadar birlikte gideriz, sen oradan Fedote'un arabasna binersin. Sizinkilerle tanmay ok isterdim, ancak seni ve onlar rahatsz etmek istemem. Hem sen daha sonra bize geleceksin, yle deil mi?" "Eyalarm sizde," dedi Bazarov hi ban evirmeden. Arcade bir sre: "Neden benim gitme sebebimi sormuyor, hem de kendisinin gidii gibi anszn. Aslnda neden gideyim ki, hem o neden gidiyor?" diye kendi kendine sordu. Kendi sorusuna cevap bulamyordu, yreinde bir ac duyuyordu. yice alt bu yaanty terk etmek ona zor gelecekti, bunu hissediyordu; fakat orada yalnz kalmak da tuhafna gidiyordu. "Mutlaka aralarnda bir eyler oldu; yine de Eugene gittikten sonra onun yannda kalmamalym. Bundan holanmaz, bari son ansm da kaybetmeyeyim," diye dnd. Anne Serguei'evna'nn hayali birden gznn nnde canland, sonra baka bir yz, dul kadnn gzel yzn arka plna itti. "Katia'aya da yazk!" diye fsldad Arcade. Ban yasta gmmt; gznden bir iki damla ya akt. Ani bir hareketle salarn geriye att ve yksek sesle: "Bu aptal Sitnikov'un burada ne ii vard sanki?" Bazarov nce yatanda biraz kmldad, sonra: "Dostum, gryorum ki, hl ayn saflktasn! Sitnikov'lar bize lazm. Bana lzm, anlyor musun, benim bu aptallara ihti142 . Turgenyev yacm var! Onlar eitmek Tanr'nn ii deil!" "Bak hele!" diye dnd Arcade ve birden beyninde bir k akt. Bazarov'un dipsiz bir uuruma benzeyen kendini beenmiliini sezinledi. "Sen ve ben o halde Tanr olacaz! Ya da sen Tanr, ben de eek mi olacam?" "Evet," dedi kuru bir sesle Bazarov. "Sen hl bir budalasn." Madam Odintsov ertesi gn, Arcade'in Bazarov ile birlikte gideceini duyunca hi armad; dalgn, yorgun bir hali vard. Katia ona konumadan, ciddi bir ifade ile bakt; yal prenses ise alnn altndan kimsenin grmeyecei bir anda, han kartp kretti. Ancak Sitnikov bu durumdan sklmt. Kahvaltya, bu sefer Slav stili olmayan, son moda bir kyafetle gelmiti; kendi hizmetine verilen ua, yannda getirdii bir valiz dolusu kyafetle artmt; oysa imdi arkadalar onu brakyorlard. Bir sre olduu yerde tepindi, iz peindeki kurt kpekleri gibi, bir o yana bir bu yana atld ve sonra" neredeyse korkulu bir sesle, lk atarcasna, kendisinin de gitme niyetinde olduunu bildirdi. Madam Odintsov onu tutmaya almad. Zavall gen Arcade'a:

"Benim arabam ok rahattr, sizi gtrebilirim. Eugene Vassilievitch de sizin pay tonunuza biner. En kolay zm!" "Rica ederim; evim yolunuz zerinde deil ki! Uzakta oturuyorum." "Hi nemli deil, hi; benim yeterince vaktim var, sonra o tarafta yaplacak ilerim var." "Alkol ileri mi?" diye sordu Arcade kmsediini saklamaya almakszn. , Babalar ve Oullar 143 Fakat Sitnikov o denli aresiz bir durumdayd ki, o tuhaf kahkahasyla glecek vakit bile bulamad. "Sizi temin ederim, arabam ok rahattr; hem hepimiz sarz." "Bay Sitnikov'dan bu zevki esirgemeyin," dedi Anne Sergueevna. Arcade kadna bakt ve kabul ettiini gsterir ekilde ban sallad. Misafirler kahvaltdan sonra gittiler. Bazarov'la vedalarken, Madam Odintsov onun elini tuttu ve: "Greceiz, yle deil mi?" "Buna karar verecek olan sizsiniz." "O halde greceiz." Dar en son Arcade kt ve Sitnikov'un arabasna bindi. Khya onun arabaya binmesine nazike yardm etti. Arcade o an onu dvebilmeyi, ya da katla katla alamay isterdi. Bazarov paytondaki yerini ald. Khoklov'a varnca, Arcade, orada han ileden Fedote'un arabaya baka atlar komasn bekledi; sonra paytona yaklat ve bildik bir glmseme ile Baza-rov'a: "Eugene, ben de size gelmek istiyorum..." "Atla," dedi Bazarov dilerinin arasndan. Arabasnn etrafnda dolanp duran, neeyle slk alan Sitnikov bu szleri duyunca az ak kald; Arcade soukkanlkla arabadan valizlerini indirdi ve gitti, Bazarov'un yanna oturdu, eski yol arkadana bayla ksa bir selm verdi ve "Haydi arabac!" diye bard. Payton hzla yola koyuldu ve gzden kayboldu. 144 . Turgenyev II ok bozulmu olan Sitnikov arabacsna bakt; ancak arabac sakin sakin, ksa krbac ile atn kuyruuna vuruyordu. Sitnikov da arabaya atlad, oradan geen iki kylye grlercesine: "ekilin aptallar," diye bard ve ge bir saatte ehre vard. Ertesi gn, Madam Koukchine'in yanna gitti ve "kendini beenmi pis adilere" svd durdu. Paytonda, Bazarov'un yannda oturan Arcade arkadann elini kuvvetle skt, sonra uzun bir sessizlik hakim oldu. Baza-rov, bu sessizlik kadar, arkadann elini skmasn da anlyor ve deer veriyor gibiydi. Btn gece ne uyumu, ne de sigara imiti; neredeyse birka gndr de hibir ey yemiyordu. Kulaklarna kadar ektii kasketinin altndan; iyice zayflam yz keskin hatl, hrn grnyordu. "Bana bir sigara versene dostum," dedi nihayet. "Baksana... dilim sararm m?" "Evet." "Sigaradan tat almamam normal. Mekanizmam bozuldu." "Aslnda gerekten de, u son zamanlarda baya deitin, diye belirtti Arcade. "nemli deil! Dzelir! Tek sorun annem. Eer gbeklen-memisem, gnde on n yemezsem kayglanr, hemen haz-rola geer. Babam yle deildir. ok yaam, ok grm geirmi... Sigara da iilmiyor ki," diye ekledi ve sigarasn yola frlatt. "Sizin iftlie 25 kilometre mi kald?" diye sordu Arcade. "Evet! Bunu en iyi u khin bilir, ona soralm." Bayla arabann nnde oturan, Fedote'un yannda alan kyly iaret ediyordu. Babalar ve Oullar 145 Fakat khin u cevapla 'yetindi': "Bilemem, burada henz kilometreler llm deil."

Sonra yeniden alak sesle, ban yere doru eken, huysuz-lanan hayvana svmeye koyuldu. "Evet, evet," dedi Bazarov. "Bu size iyi bir derstir dostum, bu eitici rnei unutmayn. Tanrm, her ey ne kadar aptalca! Hayatmz pamuk ipliine bal, her an nmze bir uurum kabilir; ancak gene de kendi kendimize eitli belalar ap duruyor, hayatmz kendimiz bozuyoruz." "Neyi ima ediyorsun?" diye sordu Arcade. "Hibir ey ima etmiyorum; ikimizin de aptallar gibi davrandn aka sylyorum! Baka sze gerek yok! Fakat hastanelerde bir ey gzlemledim; eer bir hasta kendi hastalna sinirlenirse sonunda iyileiyor." "Seni pek anlayamyorum," dedi Arcade; "senin ikayet etmene bir sebep yok, gibime geliyor." "Beni anlamyorsan, u szlerime kulak ver: Bana gre, bir kadna, yalnzca kk parmann ucunu kaptrmak yerine, gidip yollarda ta krmakla daha iyi edersin. Btn bunlar... Bazarov her zamanki gibi 'romantizm' diyecekti, durdu, zaman kaybdr" diye tamamlad. "Belki bana inanmayacaksn, ama sana sylyorum; kader bizi kadnlarn ortasna itti ve biz onlarn yannda kindimizi iyi hissettik; fakat bu arkadalktan kopmak, bize kzgn bir scaktan sonra alnan souk bir du gibi geldi. Adam gibi bir adamn bu tr samalklarla kaybedecek vakti yoktur. 'Adam dediin sert olmaldr' diye mehur bir spanyol atasz vardr. Sonra da, nde oturan kylye dnerek, "Akll dostum, senin karn 146 . Turgenyev var m?" Gzleri pek iyi grmeyen kyl yzn onlara dnd: "Tabii ki karm var! Kadnsz nasl yaanr?" "Onu dver misin?" "Karm m? Bazen olur, gerekirse dverim." "ok haklsn. Ya o seni dver mi?" Kyl elindeki dizginleri ileri geri ekerek: "Sen ne diyorsun, beyim! Hep iin alayndasn..." "Duyuyorsun ya Arcade Nikolaevitch! Biz ise kendimizi dvdrrz... te eitimin yararlar!" Arcade kendini glmeye zorlad; Bazarov ban evirdi ve yol boyunca bir daha da azn amad. 25 km Arcade'a 50 km gibi gelmiti. Sonunda yumuak bir rampann yamacnda, Bazarov'un ailesinin yaad kk ky grnd. Kyden az uzakta, gen kayn korusunun yaknnda, dam samanla kapl kk bir derebeyi evi grnyordu. lk ky evinin yannda iki kyl, aralarnda kfrleiyorlar-d: "Seni koca yal domuz," diyordu biri. "Senin karn bycnn biri," diye karlk veriyordu teki. "Serbest davranlarndan, kullandklar szlerden; babamn kyllerini pek bask altnda tutmad anlalyor.. te babam da orada, evin nnde duruyor! Bizim arabann sesini duymu olmal. Evet, evet, o, halinden tandm. Vah vah! Zavall ihti-yarcn salar ne kadar da aarm!" Babalar ve Oullar 147 XX Bazarov paytondan ban kard Arcade arkadann arkasndan bakyordu. Bazarov'un babasnn kk evinin sade giriinde, salar karm, ince kartal burunlu, uzun zayf bir adam, dmeleri kopuk, eski bir askeri niforma giyinmi, duvara yaslanmt. Bacaklarn am; uzun bir sigara iiyordu. Gzlerini gneten ksmt. Atlar durdu. "te nihayet geldin!" dedi Bazarov'un babas sigarasn imeye devam ederek; ubuk ellerinde titriyordu. "Haydi, hemen in de yle bir kucaklaalm." Oluna sarldnda, kulaklarna ince, titrek bir kadn sesi geldi: "Ienioucha, Ienioucha!" kap ald ve eikte ufack, toparlak, beyaz balkl, desenli ksa bir hrka giyinmi, yal bir kadncaz grnd. Kadn bir lk att, olduu yerde salland. Bazarov onu tutmasa neredeyse dyordu. Ksa,

tombul kollarn olunun boynuna dolad, ban gsne yaslad ve ylece bir sre sessiz kaldlar. Yalnzca arasra kadnn kesik kesik hkrklar duyuluyordu. Yal adam derin derin nefes alyor, gzlerini krptrp duruyordu. "Haydi, yeter artk, Aricha! Yeter!" dedi sonunda. Ve o anda paytonun yannda, kprdamadan duran Arcade' grd. Arabac ban te yana evirmiti: "Bu sahne yeterince dokunakl oldu! Ltfen kes unu, yalvarrm!" 148 . Turgenyev 'Ah! Basile Ivanytch" diye szland yal kadn. 'Biricik olumu, km, Ienioucha'm grmeyeli o kadar uzun zaman oldu ki..." ve kollarn zmeksizin, Bazarov'dan, gzyalarn-dan slanm, heyecandan alt st olmu yzn uzaklatrd. Komik denebilecek kadar sonsuz mutlulukla dolu bir bakla oluna bakt; sonra yeniden olunu gsne bastrd. "Evet, tabii, bunlar olaan eyler," dedi Basile Ivanytch "fakat artk ieri girsek iyi olacak. Bak, Eugene bize bir de arkadan getirmi. Afedersiniz," diye Arcade'a seslendi. Topuklarn hafife yere vurarak "Kadn zayfl, ite anlarsnz, eh tabii bir de ana yrei olunca..." Onun bile dudaklar, kalar oynuyor; hatta enesi titriyordu... fakat btn benliiyle heyecann bastrmaya, ilgisiz davranmaya abalyordu. Arcade onlar saygyla selmlad. "Babam hakl anne, haydi artk ieri girelim," dedi. Bazarov ve yal, ufak tefek kadn ieri gtrd. Onu rahat bir koltua oturttuktan sonra kala gz arasnda babasna bir daha sarld ve ona Arcade' tantrd. "Sizinle gerekten tantmza ok sevindim," dedi Basile Ivanovitch. Sizden tek ricam, burada sizi ordudaym gibi, basit bir ekilde arlarsak, ltfen gcenmeyin. Arina Vlassievna, sa-kinle artk yalvarrm: Bu ne kendini brakmlk! Misafirimiz seni ayplayacak!" "ok sevgili beyim," dedi yal kadn gzyalarnn arasndan. "Adnz soyadnz balar msnz?" "Arcade Nikolievitch," dedi alak sesle Basile Ivanovitch, sesine nemli bir hava katmt. Babalar ve Oullar 149 "Aptallm balayn."Yal kadn burnunu sildi ve ban ne eerek gzlerini iyice sildi. "Yalvarrm beni balayn. Artk km... oulcuumu gremeden leceimi dnmeye balamtm." "Ama ite sevgili knz burada, benim sevgili karcm," dedi Basile Ivanovitch. Daha sonra On yalarnda, plak ayakl, koyu krmz bir Hintli kyafeti giyinmi, kapnn aralndan rkek rkek bakman gen kz ard: "Ianioucha, hanma bir bardak su ver, tepsinin stne koy, tamam m?" sonra modas gemi bir espri yaparak nazike: "Evet beyler, sizleri emekliye ayrlm eski bir subayn alma odasna alabilir miyim?" diye sordu. "Sana bir kez daha sarlaym, benim Ienioucha'm, yalnzca bir kez!" diye inledi Arina Vlassievna. Bazarov kadna doru eildi. "Ne kadar da yakkl ocuk olmusun!" "Bana gre 'yakkl ocuk' yerinde bir sz deil, karmzda tam bir adam var. Ve imdi, Arina Vlassievna, umarm ana yreini doyurmusundur, imdi de davetlilerimizin karnn doyurmakla ilgilenirsin, nk ok iyi biliyorsun ki, iyi hisler karn doyurmaz." Yal kadn oturduu koltuktan doruldu. "Hemen, Basile Ivanovitch, sofra hemen kurulacak, ben kendim de mutfaa gideyim de semaveri getireyim; her ey hazr olacak. Onu grmeyeli, onu yedirip iirmeyeli tam sene oluyor; biliyor musunuz?" "O halde, elinden geleni yap ki misafirimizin nnde rezil olmayalm, karcm; siz de beyler, benimle buyrun gelin. Ah ite, Timofitch de seni karlamaya geldi Eugene. Bu yal kurt I

150 . Turgenyev da senin geliine pek seviniyor. yle deil mi, yal kurt, memnunsun deil mi? Haydi beni takip edin ltfen!" Ve Basile Ivanovitch ciddi, eitici bir tavrla nlerine geti, eski ayakkablar her admda ses karyordu. Kk ev, yalnzca alt kk odadan ibaretti. ki arkadan girdikleri oda alma odasyd. st tozlu, islenmi, kararm ktlarla dolu," kaln ayakl bir masa btn alan kaplamt. Duvarlarda Trk ii silhlar, deri krbalar, bir kl, iki harita, bir takm anatomik resimler, Hufeland'n bir portresi, siyah erevesi iinde satan yaplma bir arma, erevelenmi bir diploma aslyd; yer yer yrtlm, delinmi deri divann sanda ve solunda kayn aacndan yaplma byk iki sandk duruyordu; raflarn zerinde dzensiz bir ekilde kitaplar, kartonlar, ii doldurulmu kular, beyaz demir kutular, kk ieler yer almt; odann bir kesinde de byk krk bir elektrik makinesi duruyordu. "Sizi nceden uyardm, sevgili misafirimiz, biz burada bir nevi kampta gibiyiz," diye balad Basile Ivanovitch. "Fakat, zr dilemeyi brakr msn; kime ne ki?" diye Ba-zarov onun szn kesti. Kirsanov ne senin, ne de benim kann gibi zengin olmadmz, eminim gayet iyi biliyor. Onu nerede arlayacaz, ite asl sorun bu." "Peki Eugene, kk evde onun iin harika bir odam var: Beyimiz orada gayet rahat edecektir." "imdi kk evin de mi var?" "Evet, hamamn yerinde," diye atld Timofeitch. "Yani hamamn yannda," diye aceleyle dzeltti Basile Ivanovitch. "Naslsa yaz mevsimindeyiz... Oray hazrlamalarn Babalar ve Oullar 151 syleyelim... Sen de Timofeitch, bu srada valizleri eve tayabilirsin. Eugene, sana alma odam veriyorum, tamam m! Herkes kendi yerine!" "te grdn! Elenceli bir yal adam ve harika bir kalbi var," dedi Bazarov, Basile Ivanovitch odadan kar kmaz. "Baban gibi azck tuhaft, ancak daha farkl bir tuhaflk: yalnzca bazen ok fazla konuur." "Annen de ok iyi birisine benziyor," dedi Arcade. "Evet, hi kt niyeti yoktur annemin. Bize hazrlayaca yemei greceksin." "Sizi bugn beklemiyorlard, sevgili beyim, o yzden sr eti alnmad, dedi o srada ieri giren Timofeitch; Bazarov'un eyalarn getirmiti. "nemli deil; yoksa yok! Fakirlik ayp deil ya!" "Babann ne kadar kyls var?" diye sordu Arcade birden. "Malikne onun deil, annemin; yanl hatrlamyorsam on be kadar olmal." "Hepsi birlikte yirmi iki" diye memnuniyetsiz bir tavrla dzeltti Timofeitch. Basile Ivanovitch'in ayak sesleri duyuldu. Zafer kazanm komutan edas ile bard: Be dakika sonra odanz hazr olacak, Arcade Nikolaevitch yle miydi adnz? Ve ite emrinize de bir hizmeti veriyorum," dedi yannda gelen ksa sal, lacivert kollan yrtk prtk min-tanl, delik izmeli delikanly iaret ederek: "Ad Fedkadr. Olum her ne kadar buna kar ksa da, ben gene de syleyeyim, ltfen kusura bakmayn. Ancak ttn doldurmasn ok iyi bilir. Siz ttn iiyor musunuz?" 152 . Turgenyev "Daha ok puro iiyorum." "ok iyi ediyorsunuz. Benim de tercihim puro, ama byle geri kalm yerlerde bulmak ok zor." "Fakat, sefaletten yaknmaktan vazge artk!" diye szn kesti Bazarov. "yle ge, koltua otur da biraz bakalm, neye benzemisin." Basile Ivanovitch, glmseyerek oturdu. Yz olununkine benziyordu, fakat aln biraz daha bask, daha dar ve az biraz daha geniti. Yerinde duramyor, ceketi

skyormu gibi omuzlarn oynatyor, gzlerini krptryor, ksryor, parmaklarn kmldatyordu. Oysa ki olunda, aksine hibir eyi umursamaz, bir ilgisizlik hakimdi. "Yaknp durma ha!" diye tekrarlad Basile Ivanovitch. Misafirimize kaybolup gitmi bir delikte oturduumuzu syleyerek kendimize acndrmak istemiyorum, byle dnme. Aksine beyni alan bir adam iin byle bir yer yoktur. En azndan ben kendim, kabuk balamamak, yaadm aa uzak kalmamak iin elimden gelini yapyorum." Basile Ivanovitch cebinden sar yeni bir fular kard, bunu Arcade'n odasn hazrlamalarn sylemeye gittiinde alp gelmiti ve fular elinde oynatarak devam etti. "Kylleri serbest brakmak, rnn yarsna karlk topraklar onlara vermek gibi yeniliklerden bahsetmiyorum. Ki bunlar gerekten bir hayli zveri gerektirirdi. Bu benim iin ahlki bir grevdi ve u iinde bulunduumuz duruma baklrsa, akll bir davrant, dier mlk sahipleri her ne kadar byle dnmese de. Hayr, benim asl bahsettiim bilimdir, eitimdir." Babalar ve Oullar 153 "Evet; rafta 1855 ylnn "Saln Dostu" adl eserini gryorum," diye belirtti Bazarov. "Eski bir arkadam gndermi," diye aklamaya alt Basile Ivanovitch; "fakat frenoloji hakknda da bir takm bilgilerimiz var," diye ekledi, zellikle Arcade'a hitap ederek ve ona dolabn zerinde duran aldan yaplma insan ban gsterdi. Ba saylara blnmt. "Ve Scheinlein'i de en az Rodermarcher kadar tanrz." "Rodemacher'a hl hkmet inanyor mu?" diye sordu Bazarov, Basile Ivanovitch ksrd: "Hkmette... Kesinlikle siz bizden daha iyi bilirsiniz, orada daha fazla bulundunuz. Hepsinden te artk bizim yerimizi siz aldnz. Benim zamanmda, Hoffman gibi bir mizah, bir Brown canll ile insanlar gldryordu; gene de zaferi kazanan onlar oldu. Sizin iin Rodemacher'in yerini artk bakas almtr. Ama belki yirmi yl sonra o da bakalarna gln grnecek..." "Seni rahatlatmak iin syleyeyim ki, biz artk tbba dahi glyoruz ve hibir otoriteyi kabul etmiyoruz." "Nasl olur? Hani doktor olmak istiyordun!" "Evet; buna engel deil ki!" Basile Ivanovitch, parman hl hafife yanan piposuna soktu. "Benim inancma gre, ben sana kar gelemem. Hem ben de kimim ki? Emekli bir askeri doktorum, hepsi bu ve imdi de tarm uzmanym. Byk babanzn tugaynda hizmet verdim," diye Arcade'a dnd. "Evet, ben ok eyler grdm, geirdim. Deiik evrelerde bulundum. Kimlerle tanmadm? Karnz154 . Turgenyev daki bu orman adam Wittgenstein ve Joukovski Prenslerinin bile nabzn lm bulunuyor. Evet! Gney Ordusu'ndaki '14 Aralk' olayna katlanlar, bilirsiniz kim olduklarn, hepsini tek tek tandm. Fakat benim grevim n planda deildi; benim iin neterleydi ve hepsi bu kadar! Oysa ki sizin dedeniz, hakiki bir soylu, gerek bir askerdi!" "Desene kerestenin tekiydi," dedi Bazarov tembelce. "Ah! Eugene, ne biim konuuyorsun! Ltfen biraz dikkat et, rica ederim... Gerekte, General Kirsanov kesinlikle yle birisi deildi..." "Baka eylerden konualm," diye onun szn kesti Bazarov. "Buraya gelirken kayn aac korusunun olduunu grdm, Basile Ivanovitch yeniden eski neesine kavutu." "Kendi ellerimle yaptm gzel baheyi grmelisin. Her aly, her aac kendim diktim. Meyve aalar, her eit ifal otlar, ilekler var. Zira siz genler kl krk yararken, yal Para-celse'nin 'n herbis, verbis et lapidibus' szleri hl kutsal bir gerektir... Artk mesleimi braktm biliyorsun, ancak haftada bir iki kez gene i gryorum. nsanlar size danmaya geldiklerinde, yzlerine kapy kapatmyorsunuz. Bazen de fakirler yardmm istiyor. Hem sonra burada tek bir doktor yok. Bir komumuz var, emekli bir

subay, dn, o iyiletirmeye yelteniyor. 'Tp okudunuz mu' diye sorduunuzda 'Yo, hayr, iyilik olsun diye yapyorum' diye cevap veriyor. Ha! Ha! yilikmi! Nasl ama! Ha! Ha! Ha!" "Fedka! Bana bir ttn doldursana," diye kuru bir sesle bard Bazarov. Babalar ve Oullar 155 "Baka bir doktor daha var burada; bir gn bir hastann yanna gidiyor," diye sebepsiz bir umutsuzlukla devam etti Basile Ivanovitch; "ve geldiinde gryor ki, hasta oktan te leme gm; hizmeti doktorun ieri girmesine bile izin vermiyor. "Artk size gerek kalmad" diyor. br utan iinde, hi byle bir ey beklemiyor; "lmeden nce efendin hkryor muydu?" diye soruyor. "Evet baym," "Uzun sre mi?" "Evet" "Ah! O halde ok iyi," deyip ekip gidiyor. Ha! Ha! Ha!" Tek glen yal adamn kendisiydi; Arcade zorla glms-yordu. Bazarov ubuunu imekle oyalanyordu. Konumalar bu ekilde yaklak bir saat kadar srd. Arcade kendi odasna gidip geldi. Odann hemen yannda hamam vard, ancak ok temiz, rahat bir yerdi. Nihayet Tanioucha yemein hazr olduunu bildirdi. Basile Ivanovitch herkesten evvel kalkt. "Haydi baylar! Eer sizi sktysam zr dilerim. Ev sahibimizin sizi benden daha ok mutlu edeceine eminim." Yemek acele ile hazrlanmasna ramen ok gzeldi ve sofrada her ey ok boldu; yalnzca arabn tad biraz ktyd: Timofeitch bu siyahmtrak arab ehirde bir tandndan almt: reelimsi, papatyams bir tad vard. Bir de sinekler rahatsz ediyordu. Baka zamanlarda, kk bir hizmeti, yeil byke bir dalla onlar kovard. Fakat bu seferlik, Basile Ivanovitch onu gndermiti; yeni nesil tarafndan knanmak istemiyordu. Arina Vlassievna sslenmiti; ipek kurdeleleri ykseke bir balk taknm, ak mavi bir ala brnmt. Ienioucha'sn grnce gzlerinde yeniden yalar belirdi, fakat bu sefer kocas onu susturmak zorunda kalmad; kadn al le156 . Turgenyev kelenmesin diye hzl hzl gzlerini siliyordu bile. Yemek yiyen yalnzca iki genti; ev sahipleri daha nce yemilerdi. Servisi Fedka yapyordu, alamad izmelerden rahatsz olduu her halinden belliydi, Anfissouchka adnda erkeksi hatlar olan bir kadn ona yardm ediyordu; kadn, evde hem khyalk, hem amarclk yapyor, hem de kmes hayvanlar ile ilgileniyordu. Yemek boyunca, Basile Ivanovitch oday arnlad, yznden mutluluk, hatta keyif akyordu, diyebiliriz, Napolyon'un politikasnn ve talyan sorununun karmaklndan duyduu endieleri anlatyordu. Arina Vlassievna Arcade'in farknda deildi, ona yeniden servis yaplmasn emretmiyordu. Kck yumruunu yuvarlak yzne dayamt; kiraz rengi dudaklar, yanaklarndaki, alnndaki benler yzne candan bir ifade veriyordu. Gzlerini ayrmakszn oluna bakyor, derin derin iini ekiyordu. Olunun daha ne kadar kalacan renmek iin sabrszlanyor, ancak bir trl cesaret edip soramyordu. 'Tanr'm ya, iki gn derse' diye dnyor, kalbi duracak gibi oluyordu. Kzartma servisinden sonra Basile Ivanovitch bir an iin kayboldu ve elinde yarm ie ampanya ile geri dnd. 'te,' diye bard 'Belki bir inde yayoruz, ancak neeli kutlamalar da asla karmayz diyerek, ampanya bardan ve bir arap bardam doldurdu. 'ok deerli konuklarnn' erefine kadeh kaldrd ve ampanyasn bir dikite, askerce bir eda ile bitirdi. Arina Vlassiev-na'y da kk bardan bir dikite bitirmeye zorlad. Sra reele gelince, tatly pek sevmeyen Arcade, kendini drt deiik reelden de tatmak zorunda hissetti, oysa Bazarov reddetmi, hemen bir puro yakmt. Daha sonra ay geldi; yannda krema. Babalar ve Oullar 157 tereya ve rek vard. Sonra Basile Ivanovitch herkesi gzel bir akam seyretmek iin dar kard. Kk bir kanapenin nnden geerken Arcade'a: "Burada gnein batn seyrederek dnmeyi severim. Benim gibi dnyadan elini eteini ekmi birisine de bu yakr. u ileride, Horace'n sevgili aalarndan diktim," diye fsldad.

'Ne aac, diye kulak kabartt Arcade. "Ne olacak! Akasya!" Bazarov esnemeye balad. 'Sanrm yolcularmzn kendini Morphe'nin kollarna brakma vakti geldi," dedi Basile Ivanovitch. 'Yani uyuma vakti! ok doru! Gerekten de zaman!' Annesini alnndan perek ona iyi geceler diledi. Kadn onu kollarnda skt ve sonra belli etmeden kez ha kararak onu kutsad. Basile Ivanovitch Arcade' odasna gtrd ve ona o mutlu yata tatt huzur dolu uykular diledi. Ve gerekten de Arcade orada harika bir gece geirdi: Her yer nane kokuyordu, minenin gerisinde iki crcr bcei uyku getiren bir sesle ark sylyorlard. Basile Ivanovitch, Arcade'in yanndan ayrldktan sonra, alma odasna gitti ve divann ucuna, olunun ayak dibine yerleti. Onunla ufack bir konuma yapma umuduyla, fakat Bazarov onu uykusu olduu bahanesiyle geri gnderdi; ama aslnda sabaha dek gzn krpmad. Kocaman alm gzleriyle, fke ile gecenin karanlna bakyordu, ocukluk anlar deildi gzlerinin nnde canlanan, anlardan, dahas henz yaad acdan kendini kurtaramyordu. Arina Vlassievna nce doya doya Tanr'ya kretti, sonra Anfissouchka ile |P 158 . Turgenyev sohbet etmeye balad. Anfissouchka kazk gibi dikilmi, tek gzn kadna dikmi, hammefendisinin Eugene Vassilie-vitch'in kendi zerinde brakt izlenimlerini gizemli bir edayla ve alak sesle anlatmasn dinliyordu. Yal kadnn sevinten, itii araptan, sigara dumanndan ba iyice dnmt; kocas onunla konumaya alt, fakat sonunda vazgemek zorunda kald. Arina Vlassievna gerekten soylu bir aileden gelmeydi. Eski Moskova zamannda, ikiyz yl kadar nce yaamalyd o. ok dindar ve ok hassast, fallara, kehnetlere, sihirli formllere, ryalarn nceden gelecei haber verdiine inanrd; ermilere, doa st varlklara, orman perilerine, uursuzluklara, nazara, kocakar ilalanna, dnyann sonuna inanrd; hatta eer paskalya gecesi mumlar snmezse, bunu buday haslatnn iyi olacana ve eer bir insann gz bile dese, mantarn artk bymeyeceine inanrd. Sonra eytann suya yakn olduuna, btn Yahudilerin gsnde kanayan kk bir yara olduuna inanrd; fareden, karaylandan, kurbaadan, slkten, sereden, imekten, souk sudan, hava akmndan, atlardan, tekeden, kara kediden korkard. Crcr bceklerini, kpekleri uursuz sayard. Dana, domuz, stakoz eti, peynir, kukonmaz, yer elmas, tavan eti, karpuz yemezdi. nk kesilmi karpuz Hz. Yahya'nn kesilmi kellesini hatrlatrd. stiridyeden szeder-ken bile tiksinirdi. Aslnda boazna ok dknd ve sk yerdi. Her gece on saat uyurdu, ancak Basile Ivanovitch'in ba bile arsa uyumaz, onun banda beklerdi. 'Alexis' veya 'Ormandaki Kulbe' dnda tek bir kitap okumu deildi; ylda bir ya da en fazla iki mektup yazard; ev ilerini, reel ve konserve yaB abalar ve Oullar 159 pimini ok iyi bilir, ancak elini hibir ie srmezdi, yerinden kalkmazd. Arina Vlassievna ok iyi bir insand, kesinlikle budala deildi. Bu dnyada emir vermek iin "efendiler"in, hizmet etmek iin de "basit" kiilerin varolduunu biliyordu; bu yzden de dalkavukluu, yerlere kadar eilip selmlamalar da hogrrd. Ancak hizmetilerine kar iyi ve yumuakt. Yanndan geen dilenciye sadaka vermeden gemez, arasra dedikodu yapsa da kimseyi eletirmezdi. Genliinde olduka gzeldi, piyano alard, biraz da Franszca bilirdi. stemeyerek evlendii kocasnn yannda, pek ok uzak lkeye gide gele olduka imanlam, mzii de, Franszca'y da unutmutu. Oluna kar byk bir sevgi duyuyor, ayn zamanda da ondan korkuyordu. Basile Ivanovitch'e maliknenin ynetimini braktktan sonra, artk hibir eye karmyor, yalnzca mendiliyle oynayarak endieyle iini eker; kocas beklenen reformlardan ve yeniden yaplanma projelerinden bahsederken onu, kalarn atarak dinlemekle yetinirdi. ok evhamlyd, her zaman bir felaket olacakm gibi gelirdi ve byle

dndnde de hemen alamaya balard... Bu tr kadnlarn nesli amzda tkenmek zere. Buna sevinmek mi gerekir? Orasn Tanr bilir. XXI Arcade yataktan kalkar kalkmaz, pencereyi at ve darda Basile Ivanovitch'i grd. Yal adam, Msr kumandan uzun bir hrka giymi, beline de geni bir earb kemer gibi balamt. Canla bala bostann belliyordu. Gen misafirin kendisine 160 . Turgenyev baktn farkedince, elindeki bele dayanarak ona seslendi. "yi sabahlar dilerim! yi ^inlendiniz mi?" "ok iyi," diye cevaplad Arcade. "Ben de grdnz zere, Cincinnatus gibi, ge kan algamlar iin topra iliyorum. yle bir ada yayoruz ki, herkes yiyeceini kendi elleriyle salyor ve ben de bundan honu-tum; artk bir bakasna bel balamak szkonusu deil, herkes kendi bann aresine bakmal. Jean Jacques Rouosean haklym. Yarm saat nce uyansaydnz sevgili baym, beni baka bir grevle urar bulacaktnz. shalden ikayeti bir kyl kadn muayene ettim -bizim dizanteri dediimize onlar ishal derler- ona uyuturucu bir ine yaptm; sonra bir bakasnn diini ektim. Kadna anesteziyi nerdim, ama istemedi. Btn bu ileri, 'bedava' yani 'amatr' olarak yapyorum. Bu bana ters gelmiyor; nk zaten ben de bir halk adamym, 'homerovus'um; sevgili karm gibi eski, soylu bir ailenin dl deilim... Sabah aynzdan nce biraz sabah serinlii tatmak iin glgeye gelmek istemez misiniz? Arcade odadan kt, onun yanna gitti. "Tekrar hogeldiniz!" dedi Basile Ivanovitch. Elini kafasndaki yal klaha gtrerek askerce selm vermiti. "Lks yaamn kolayllarna alksnz, bunu biliyorum; fakat bu dnyann bykleri de, bir ky evinde ksa bir sre kalmaya tenezzl ederler." "Rica ederim, ben bu dnyann byklerinden falan deilim! Ve lkse de alk deilim," diye kar kt Arcade. "Ama ylesiniz," diye nazike kar kt Basile Ivanovitch. "Her ne kadar grevimden ayrldmsa da, ben de zamannda Babalar ve Oullar 161 ok grdm geirdim. Bu yzden bir kuu uuundan tanrm. Hem psikolog, hem de kendimce bir fizyonomistim. Bende eer byle bir yetenek olmasayd, grevimi ok daha nce tamamlamak zorunda kalrdm; benim gibi basit bir adam bu dnyadan ok zaman nce silinirdi. Size iltifat olsun diye sylemiyorum, ama olumla aranzdaki arkadalk beni gerekten ok sevindiriyor. Demin onun yanndan geldim. Sizin de bildiiniz gibi, adeti zre erkenden kalkp, evreyi dolamaya kt. Size bir soru sorabilir miyim: Eugene'imi uzun zamandr m tanyorsunuz?" "Bu ktan beri." "Ah! Anlyorum. Peki bir ey daha sorabilir miyim?... Oturalm isterseniz. Benim gibi bir babaya ok samimi bir cevap verin. Eugene'im hakknda ne dnyorsunuz?" "Olunuz Tanr'nn beni karlatrmak ltfunda bulunduu ok ender rastlanan stn nitelikli birisi," diye hararetle cevaplad Arcade. Basile Ivanovitch'nin gzleri kocaman ald, yanaklar hafife kzard. Elindeki bel yere dt. 'yle sanyorsunuz ki...' diye sze balayacak oldu. "Eminim ki olunuzun nnde ok parlak bir gelecek var, adnz gklere karacak. Onunla ilk karlatmzda bu kanya vardm." 'Nasl... Nasl oldu bu?' diye glkle sorabildi Basile Ivanovitch. Kocaman dudaklarnda bastramad coku dolu bir gl belirmiti. "Yani nasl tantmz m soruyorsunuz?" "Evet... ve her eyi." 162 . Turgenyev Arcade, Madam Odintsov'la mazurka dans yapt geceden ok daha hararetli, ok daha dokunakl bir konuma yapt arkada hakknda. Basile Ivanovitch onu can kulayla dinliyor, bu arada kh burnunu siliyor, kh elinde mendilini evirip eviriyor, kh k-sryor, kh salarn

kartryordu... En sonunda kendini tutamad, Arcade'a yaklat ve onu omzundan pt. "Beni bu dnyann en mutlu adam yaptnz, dedi yznde ayn glmsemeyle. 'Size itiraf etmeliyim ki... Oluma taparm; eh, annesinin de nasl olduunu biliyorsunuz. Fakat ben onun nnde duygularm belli edemiyorum, nk o bundan holanmyor. Her trl sevgi gsterisine dman; birok kii onu bu yzden ok sert bulur, onun kibirli ya da duygusuz birisi olduunu dnrler. Fakat byle adamlar halkn ltleriyle deerlendirilemez, yle deil mi? Mesel, onun yerinde bir bakas olsayd annesinden, babasndan para szdrmaya alrd; o ise aksine! nanr msnz hibir zaman bizden bir kuru fazla istememitir, size yemin ederim!" "Eugene kesinlikle gururlu birisi; asla karlarn dnmez," diye belirtti Arcade. "Evet, kesinlikle karc deil! Onun hakknda en doru sz bu! Bense, Arcade Nikolaevitch, onu yalnzca gklere karmyorum, onunla ayn zamanda gurur duyuyorum ve hayattaki tek arzum, zaman gelince, olumun yaantsn anlatan bir kitapta u szleri grmek: "Olunun yeteneklerini nceden sezen ve eitimi iin hibir eyden kanmayan basit bir askeri hekimin olu olur?" Heyecandan ihtiyarn sesi kesilmiti. Babalar ve Oullar 163 Arcade onun elini skt. Basile Ivanovitch, ksa bir sessizlikten sonra yeniden balad: "Siz ne dnyorsunuz. Onun ileride kazanacam sylediiniz kariyer tp alannda deil, yle deil mi?" "Byk bir ihtimalle deil; her ne kadar 1. snf bir bilim adam olacana sz vermi olsa da." "Fakat, o halde hangi alanda Arcade Nikolaevitch?" "Bunu imdiden sylemek ok g, ancak mehur birisi olacak. "Mehur olacak!" diye tekrarlad yal adam ve yeniden dncelerine dald. "Arina Vlasievria, sizi aya aryor, diye bildirdi Anfisso-uchka. Onlarn yanndan geerken, elinde koca bir tabak ahududu vard. Basile Ivanovitch yerinden frlad: "Ahududu ile birlikte iyice soutulmu kaymak da getir." "Peki efendim!" "Ama iyice souk olsun; tamam m! Buyurun, Arcade Nikolaevitch, biraz aln. Nasl oldu da Eugene gelmedi daha?" "Buradaym," dedi Bazarov. Arcade'n penceresinden sesleniyordu. Basile Ivanovitch hemen ona dnd: "Ah! Arkadan ziyaret etmek istedin, yle mi? Ama ge kaldn dostum. Onunla uzun zamandr konuuyoruz. Ve imdi ay imeye gidelim, annen aryor. Aslnda benim de seninle konuacaklarm vard." "Ne hakknda?" "Buradaki bir kyl hakknda; "ikter"den ikayeti." "Sarlktan m demek istiyorsun?" 164 . Turgenyev "Evet, kronik ve arsz bir sarlk. Ona bir kantaron ile kl otu yazdm, havu yemesini syledim, soda iirdim; ancak bunlar yalnzca geici areler; daha kkten bir zm gerekiyor. Tpla haksz yere dalga geiyorsun; eminim senin bana tavsiye edebilecein daha etkili bir formln vardr. Fakat bunlar daha sonra konuuruz. Haydi imdi ay imeye gidelim." Basile Ivanovitch evik bir hareketle oturduu yerden kalkt ve sesini 'eytan Robert operasna yknerek: "arap, arap, arap, kumar, gzeller te, ite, ite benim aklarm." "Hayret verici bir enerji!" dedi Bazarov pencereden ekilirken. len olmutu. Gne beyaz bulutlarn ardndan yakclm hissettiriyordu. Her ey susmutu, yalnzca kydeki horozlarn barmalar duyuluyordu; horozlarn sesi insana nedenini bilmedii bir uyuukluk, bir sknt veriyordu. Ykseklerde, aalarn tepesinde ise, yavru bir atmacann yuvasndan szlanr gibi, durmakszn t

duyuluyordu. Arcade ve Bazarov kk bir saman ynnn glgesinde uzanmlard. Topra kaplayan, altlarnda kuru, atrdayan, ama hl yeil, hl kokan ot yn vard. "uradaki titrek kavak bana ocukluumu hatrlatr," dedi Bazarov; "Tula ambarnn hemen yanndaki ukurun kenarnda bitmiti. Bu ukurun ve kavan birlikte sihirli bir etkisi vard zerimde; yanlarmda hi canm sklmyordu. O zamanlar tabii ki, ocuk olduum iin sklmadm anlamyordum. imdiyse bir yetikinim ve artk tlsm etkisini yitirdi." "Burada toplam ne kadar zaman kaldn?" "st ste iki yl herhalde; sonra da ksa aralklar iin geldik Babalar ve Oullar 165 Gebe bir yaantmz vard; ingeneler gibi ehir ehir dolatk." "Bu ev ok eski mi?" "Evet. Annemin babas, yani dedemin zamannda yaplm." "Deden kimdi?" "Fazla bir ey bilmiyorum. kinci snf, basit bir kumandan. Souvourov'a hizmet etmi, her frsatta Alpler'den nasl getiini anlatr dururdu. Biraz atard." "Salonunuzda neden Souvourov'un resmi olduunu anlyorum. Sizinkisi gibi kk, eski, scak evleri seviyorum; kendilerine zg bir kokusu vardr bu evlerin." "Gazya, kokulu yonca kokar," dedi Bazarov esneyerek. "Ama bu gzel kk evlerde sineklerin de olduunu unutma." "Sylesene, ocukluunda seni zen bir ey mi oldu?" diye sordu. Arcade, ksa bir sessizlikten sonra. "Ailenin nasl olduunu gryorsun. Sertlik kitaplarnda yazmaz." "Onlar seviyor musun, Eugene?" "Onlar seni yle seviyorlar ki!" Bazarov hemen cevap vermedi. "Biliyor musun ne dnyorum?" dedi sonunda, ellerini bann altnda kavuturarak. "Hayr, ne dnyorsun?" "Aslnda annemlerin gzel bir yaants var! Babam altm yanda, hl didinip duruyor, 'geici nlemleri' sayyor, insan166 . Turgenyev lan iyiletiriyor, kyllere iyilik ediyor, bunlarla geinip gidiyor; annem de mutlu. Her gn bir eylerle megul oluyor, ahlarla, vahlarla vakit geiriyor, kendine yaayp yaamadn sormuyor bile; oysa ki ben..." "Evet, sen?" "Ben burada, bir saman ynn kenarnda yattm dnyorum... u benim bulunmadm, benimle hibir ilgisi olmayan evrenin yannda bedenimin kaplad yer minicik bir nokta; ve bana yaamam iin tannan sre iinde olmadm ve olamayacam sonsuzluun yannda o kadar nemsiz ki... Ve bu atom iinde, bu matematiksel noktada kan dolayor, beyin alyor ve de arzuluyor? Ne byk rezalet! Ne samalk!" "Fakat btn insanlar iin bu byledir." "Haklsn. Demek istediim, annemle babam bir eylerle meguller ve kendi nemsizliklerinden tedirginlik duymuyorlar; bu his onlar bomuyor. Oysa ki ben... Ben sknt ve nefret dnda bir ey duymuyorum." "Nefret mi. O neden?" "Neden mi? Neden diye nasl sorabilirsin? Yoksa unuttun mu?" "Hibir eyi unutmadm, fakat gene de nefret etmeye hak-, kn olmadn dnyorum. Mutsuz olabilirsin, ama..." "Ah! Fakat Arcade Nikolaevitch, gryorum ki, sen de ak gnmzn genleri gibi deerlendiriyorsun: "Gel bili bili", sonra da yanna gelince "eyvallah" dersin! Ben byle deilim. Fakat bu konuyu brakalm. nsan eer bir ey yapamyorsa, o konuda konumann bir yarar yok." Arkasn dnd: "Hey! una bak, kahraman karnca yan l sinei srklBabalar ve Oullar 167

yor. Haydi, benim karncam, gtr onu, haydi! abalarn, ne farkeder; sen bir hayvan olduu iin acma duygusundan yoksunsun, oysa ki biz insanlar, kendi yaknmzn sanatkrlaryz-dr." "Bu ekilde konumamalsn Eugene! Hi sen kendi kendini ykmaya altn m?" Bazarov ban kaldrd. "Hayr! Kendimle gururlanabileceim tek yanm da bu! Ben hibir zaman kendi ykmm hazrlamadm, o halde bunu bana bir kadn da yaptramaz. Tamam! Bitsin artk, bu konu hakknda tek bir sz bile duymak istemiyorum." ki arkada bir sre sessizce yattlar. "Evet," diye yeniden sze balad Bazarov, "insann ok tuhaf bir yaradl var! Dardan, uzaktan baknca "babalarmzn" srdrd bu heyecansz yaamdan daha iyisi olmazm gibi grnyor. Yemek, imek, bildiin en doru ve en mantkl ekilde davranmak. Fakat kazn aya yle deil, bir sre sonra sknt ortaya kverir. Bakalaryla uramak istersin, srf kfretmek iin olsa bile... "nsan, hayatn yle bir ekilde dzenlemeli ki; her saniyesinin bir deeri, bir anlam olsun, diye konutu. Arcade, hayal aleminde konuur gibiydi. "Kime sylyorsun! Anlaml her ey harikadr! Hatta o anlam yalan bile olsa; ki ounlukla da yledir. nsan anlamszla da katlanabilir, ama asl felket basitliktir, adiliktir." "Adilikleri nemsemezsen zaten adilik de yoktur." "Hm... Senin bu sylediin gerein tam tersi." "Ne! Sen ne demek istiyorsun?" 168 . Turgenyev "Bak yle anlataym: 'Eitim yararldr' demek herkesin bildii, ok genel bir yargdr; fakat 'Eitim zararldr' demek ters bir yargdr. Bu yarg grnte insana biraz ters geliyor, ancak ikisi de ayn eydir." "Peki o halde gerek nerede? Hangi ynde?" "Nerede? Evet, ben de bunu soruyorum; nerede?" "Bugn melankolik bir gnndesin. Eugene." "yle mi? Gne bama vurdu, sonra ok fazla ahududu yemek de iyi deil." "O halde, biraz kestirmek bize iyi gelebilir, dedi Arcade." "Nasl istersen, fakat ben uyurken yzme bakma; ok aptal grnyoruz uykuda." "Senin hakknda ne dnld senin iin nemli mi ki?" "Sana ne diyeceimi bilmiyorum. Adamakll bir adam byle eyleri dnmez, adam gibi bir adam nemsemez. Ona ya itaat edersin ya da ondan nefret edersin!" "Ne kadar ilgin! Ben kimseden nefret etmem," dedi Arcade, bir sre dndkten sonra. "Bense birok kiiden nefret ederim. Senin yumuak, sevgi dolu bir kiiliin var, nasl nefret edeceksin ki! Hem sen ekingensin, kendine gvenin bile yok!.." "Ya senin? Senin kendine gvenin var m?" diye Baza-rov'un szn kesti Arcade "Kendini ok mu beeniyorsun?" Bazarov kelimeleri tartarak cevap verdi: "Eer bir gn bana boyun emeyen bir kiiyle karlarsam, ite o zaman kendim hakkndaki grm deiir. Nefret etmeye gelince... Bak hatrla mesel, bugn bizim ihtiyar heyeti bakan Philippe'in kulbesinin nnden geiyorduk, beyaz gBabalar ve Oullar 169 zel kulbenin. Bana yle demitin: "Rusya'da her kylnn byle bir evi olduunda, artk kalknlmi olacak ve hepimiz bunun iin abalamalyz." Oysa ben ondan nefret ediyorum; kylden, Philippe'den nefret ediyorum: niin onlar iin alp abalayaym, karlnda bir teekkr bile etmezler... hem geri teekkr etseler bile ne yapaym? Evet o yle beyaz bir eve sahip olacak ve ben de oktan br dnyay boylam olacam. Bana ne yarar var?" "Yeter, Eugene... Senin u szlerini duyanlar da, bizim prensiplerden yoksun olduumuz iin eletirenleri hakl bulacaklar. " "Ayn amcan gibi konutun. Prensipler yok, imdiye kadar farketmemi olmalsn! Asl varolan duyumlardr. Her ey heyecan duyumuna baldr." "Nasl yani?"

"Mesel: Benim durumumu ele alalm. Diyelim ki; ben her eyi yadsyorum, bu bir duyum sonucu. Ben kar kmay seviyorum, benim beynim bu ekilde iliyor, hepsi bu! Ben niin kimyay sevmiyorum? Sen niin elma seviyorsun? Bunlarn hepsi bir duyum sonucu. Yani sonuta hepsi ayn eye geliyor. nsanlar bunu aklayamyorlar. Kimse sana bun sylemeye cesaret edemez; ben bile bir ikinci kez bunu tekrarlamayacam." "Ne yani, namus da m bir duyum yani!" "Elbette!" "Eugene," diye seslendi Arcade zgn bir sesle. "Ne var? Houna m gitmedi?" diye kesti Bazarov: "Hayr dostum. Eer her eyi bimek istiyorsan, insan kendi bacaklar170 . Turgenyev n da esirgememeli!.. Amma da filozofa konutuk. "Doa ninni gibi tatl bir sessizlik iinde"; Pukin'in dedii gibi. "Pukin hi de byle bir ey sylemedi," diye itiraz etti Arcade. "Eer demediyse de, bir air olarak demeliydi. Pukin orduda uzun sre hizmet vermi biriydi galiba?" "Pukin hibir zaman asker olmad." "zr dilerim, ama onun yazd her sayfada u szlere rastlanr:" "leri!" "Silahlara!" "Rusya iin!" "Yeter, ltfen, bunlar senin uydurmalarn. ftira ediyorsun." "ftira m? Gzel sz! Beni bu byk szlerle yldracan m sanyorsun! Eer birisine bir iftirada bulunuyorsan, emin ol ki o kii, bunun yirmi mislini haketmitir." "En iyisi uyuyalm," dedi Arcade, kzmt. "Byk bir memnuniyetle." Fakat ikisi de uyuyamad, belli belirsiz bir dmanlk hissi sarmt iki genci de. Be dakika sonra ikisi de gzlerini ap, sessizce baktlar. "u dalndan yere den kurumu akaaa yaprana bak," dedi birden Adcade. "D neredeyse bir kelebein uuunu andryor. Ne tuhaf deil mi? En zc ve en l bir ey bile en neeli, en canl bir varla benzeyebiliyor." "Ah, sevgili dostum Arcade Nikolaievitch! Senden bir tek ey isteyeceim. Ltfen byle gzel szler syleme!" "Kendimce konuuyorum... Seninkisi despotluk. imden geeni sylemeye hakkm yok mu?" I Babalar ve Oullar 171 "yle olsun; fakat yleyse Ben niye dncelerimi syleme-yeyim? Gzel szleri gereksiz buluyorum." "Peki o halde, kfr etmek mi gerekli olan?" "O! Gryorum ki, sen gerekten de amcann izindesin. O aptal seni duysayd, ne kadar sevinirdi!" "Paul Ptrovitch iin ne dedin?" "Hakdttii gibi 'aptal' dedim." "te bu sylediin affedilemez" diye bard Arcade. "Ah! Ah! Aile duygularn m uyand birden?" dedi hi sinirlenmeden Bazarov. "Ben bunun btn insanlarda ok kuvvetli bir ba olduunu gzlemledim. Her eyi reddetmeye, her trl nyargdan arnmaya hazrdrlar. Ancak komunun mendilini aran kardeinin hrsz olduunu asla kabullenemez. Gerekten de bu byle: Benim kardeim bir melek olmayacak, mmkn deil!" "Ben de uyanan adalet duygusu; aile duygusu falan deil," diye fkeyle kar kt Arcade. "Fakat bu duyguyu tanmadna gre yarglayamazsn da." "Yani baka bir deyile, Arcade Kirsanov benim sayduu-ma yukardan bakyor. O halde ben de, nnde saygyla eiliyor ve susuyorum." "Yeter, Eugene ltfen; sonunda kavga edeceiz!" "Ah, Arcade! Eer istersen bir kerecik sonuna kadar, lesiye tartalm." 'Takat byle giderse yle bir sona geleceiz ki..."

"Yumruklaacak myz?" diye szn kesti Bazarov. "Neden olmasn? Burada, bu saman ynnn zerinde, bylesine temiz havada, dnyadan ve insanlarn bakndan uzakta, bunun 172 . Turgenyev ne nemi var ki! Fakat buna senin gcn yoktur. Senin hemen grtlana yaprm." Bazarov uzun ve sert parmaklarn at... Arcade arkasn dnd, akacktan savunmaya geti... Fakat arkadann yz ona ok endie verici geldi, dudaklarndaki zoraki glmseme ve gzlerindeki kvlcmlarda ylesine bir tehdit okunuyordu ki, Arcade elinde olmayarak rkt. Tam bu srada, "Ah! Nihayet sizi buldum!" dedi. Basile Ivanovitch, yal adam birden genlerin banda belirmiti. Srtnda elde dikilmi keten bir ceket; banda da hasr bir apka vard. "Sizi ne kadar ok aradm... Kendinize ok iyi bir yer semisiniz ve gzel gzel vakit geiriyorsunuz: Orada, topraa uzanm, gkyzne bakyorsunuz... Bunun pek ok anlam vardr, bilir misiniz?" "Ben yalnzca aksrdmda gkyzne bakarm," diye homurdand Bazarov; Arcade'a doru dnerek alak sesle ekledi: "Ne yazk ki bizi engelledi." "Haydi! Yeter artk!" diye fsldad Arcade gizliden arkadann elini skarak. Fakat hibir dostluk bu tr satamalara uzun sre dayanmaz." Bu srada Basile Ivanovitch kafasn sallayarak konumasna devam ediyordu. Bastonuna dayanmt. Topuzunda bir Trk ba olan bastonunu kendisi imal etmiti. "Size hayranlk duyuyorum, benim gen dostlarm, size hayranm ve bundan kendimi alamyorum. Genliinizle, kapasitenizle, yeteneklerinizle ne kadar glsnz! Siz tek kelime ile: Castor ile Pollox'sunuz!" Babalar ve Oullar 173 "O da ne oluyor? imdi de mitolojiye mi dndk?" dedi Bazarov. "Grnyor ki, genliimde Ltince'm pek kuvvetliy-mi! yle hatrlyorum ki, yazdn bu kompozisyondan bir de gm madalyan var!" "kizler! kizler!" diye tekrarlad Basile vanovitch. "Haydi baba, u dokunakl konumay bir kenara brak ltfen!" "Bu kadar zamandan sonra, buna bir kerecik olsun hakkm vardr," diye mrldand yal adam. "Zaten baylar, sizi eer bul-duysam, bu size iltifat etmek iin deil, birincisi size le yemeinin hazr olduunu bildirmek iindi, ikincisi ise Eugene, seni uyarmak istedim... Sen zekisin, insanlar da kadnlar da tanrsn ve bu yzden balamay bilirsin... Annen senin geliini kutlamak iin ayin yapmak istiyordu. Seni bu ayine armaya geldiimi sanma sakn; kutlama yapld bile; yalnzca Peder Alexis..." "Ky papaz m?" "Evet, papaz... O burada, bizimle yiyecek... Bunu beklemiyordum, bilmiyordum... fakat nihayetinde sen de ne olduunu anlyorsun... Hem sonra Arina Vlassievna... dedi ki, o ok iyi ve akl banda bir adamm." "Benim paym yemez yle deil mi?" diye sordu Bazarov. Basile vanovitch glmeye koyuldu: "Ne mnasebet!" "O halde, baka sorun yok. Her kim olursa olsun, onunla ayn sofraya oturabilirim." Basile vanovitch apkasn yeniden giydi: "Senin nyargl birisi olmadn biliyordum. Ben altm 174 . Turgenyev bir yanda yal bin adam olduum halde, hl n yargl deilim." Basile Ivanovitch bu ayini kendisinin de istediini itiraf etmeye cesaret edememiti... O da kars kadar dindard. "Peder Alexis seninle tanmay ok istiyor. Eminim houna gidecektir, dahas kt oyununa da hayr demeyecektir... yalnz aramzda kalsn pipo bile iiyor." "yle mi? Yemekten sonra bir el oynayalm. Onu yenelim!"

"Ha! Ha! Ha! Grrz bakalm! Henz son szm sylemedim." "Syle o halde. Yine genlik gnlerine mi dndn?" diye sordu Bazarov kelimelerin zerine basa basa. Basile vanovitch'in yanaklar hafife kzard. "Nasl byle konuursun, Eugene?.. Gemi gemitir. Tan-r'm evet, bu bayn nnde genliimde byle bir tutkum olduunu kabul ediyorum, evet ve bu bana pahalya mal oldu! Fakat buras ne kadar da scak! Msaadenizle yannza oturaym. Sizi rahatsz etmiyorum ya?" "Kesinlikle hayr," dedi Arcade. Basile Ivanovitch oflaya puflaya saman yn zerine otur-du: "u stnde oturduunuz saman yn bana askerlik yaantm, kamplar, ilk yardm adrlarn hatrlatt... Bu ilk yardm adrlar herhangi bir yere kurulurdu; byle bir saman yn bulunca halimize krederdik." ini ekti. "Ben ok eyler grdm geirdim. zin verirseniz, size Bessarabie'deki veba salgn hakknda ilgin bir olay anlataym." Babalar ve Oullar 175 "Hani sana u dl olarak Saint-Vladimir madalyas verdikleri vebadan m bahsediyorsun? Bu hikyeyi biliyoruz... Sahiden sen onu neden takmyorsun?" "Sana daha nce de n yarglarm olmadn sylemitim," diye mrldand Basile Ivanovitch. Oysa krmz ceketindeki bu nian daha dn gece karmalarn emretmiti. Veba hikyesini anlatmaya koyuldu: "Uyudu," diye fsldad Basile Ivanovitch bayla Arcade'a Bazarov'u iaret ederek; tatllkla gz krpt, yksek sesle: "Eugene! Kalk! Haydi, yemee gidiyoruz," diye bard. Peder Alexis, boylu poslu bir adamd, skca taranm gr sal bu adam "mor renkli papaz elbisesinin zerine ilemeli bir kemer taknmt; ok zeki, hazrcevap birisine benziyordu. Acele ile Arcade'n ve Bazarov'un elini skt. Sanki kendilerini kutsamasndan ekindiklerini anlamt ve ok rahat bir tavr taknmt. Kendi inanlarn inememeyi ve bakalannnkini de bozmamay ayn anda beceriyordu. Laf arasnda papaz okulunda rendii Ltince'yle dalga geti, piskoposunu savundu; iki kk kadeh arap iti, fakat ncy reddetti; Arcade'n sunduu pipoyu kabul etti, ancak imedi, yannda gtreceini syleyerek. Yalnzca tek bir yan rahatsz ediciydi: kide bir ellerini yavaa kaldrp, yzne konan sinekleri kovalamas ve yakaladnda onlar ezmesi. Oyun masasna ll bir neeyle oturdu ve Bazarov'u yenerek, ondan iki ruble elli kpek oyun paras ald. Arina Vlassievna'nn evinde kimse bozuk para saymay bile bilmezdi... Arina Vlassievna ilk akamki gibi olunun yanma oturmutu. Kt oynamyordu- elini enesine dayam-|, yalnzca arada srada biraz daha erez getirmelerini emret176 . Turgenyev mek iin ayaa kalkyordu. Olunu okamaya ekiniyordu; olu ona cesaret vermiyordu, efkate kar kyordu. Hem sonra Basile vanovitch Eugene'i ok fazla skmamasn tlemiti. "Genler byle eylerden holanmazlar" diye birka kez tekrarlamt. O gn sunulan yemei anlatmaya gerek yok. Timofeitch sabahtan, ender bulunan bir cins sr eti bulmaya gitmiti; te yandan khya zargana, hanibal, stakoz almaya gnderilmiti; yalnz kyl kadnlarn getirdii mantarlara krk iki bakr kpek denmiti. Arina Vlassievna'in Bazarov'a diktii gzlerinde yalnzca fedakrlk ve efkat yoktu; ayn zamanda merak, korku, hzn vard, aa vurulmayan bir sitem seziliyordu. Bazarov ise annesinin gzlerinin neyi anlattna kafa yormuyordu; arasra ona sesleniyordu, o da yalnzca bir iki ksa soru iin. Yalnzca bir kez "Ona ans getirmesi" iin annesinin elini tutmutu; kadn kk yumuak elini olunun sert, geni avcuna brakt. "Eee? Hl ans getirmedi mi?" diye ksa bir sre sonra sordu. "Daha da kt oldu," dedi Bazarov ilgisizce. "Baym, olunuz kendini byk riske atyor," diye belirtti Peder Alexis sakaln okayarak. "Bu Napolyon kural, peder, Napolyon" dedi Basile vanovitch bir as att.

"Bu kural onu Saint-Helene adasna gtrd," dedi Peder Alexis bir bacak atarak. f'Biraz frenk zm ister misin, Ienioucha'm?" diye sordu Babalar ve Oullar 177 Arina Vlassievna. Bazarov yalnzca omuzlarn silkmekle yetindi. Bazarov, ertesi gn Arcade'e: "Yarn buradan gidiyorum! Sklyorum, almak istiyorum, ama burada imknsz! Yarn size geleceim; zaten her eyimi orada braktm. Sizde, en azndan insan odasna kapanabiliyor. Burada babam "alma odam senindir, kimse gelip seni rahatsz edemez" deyip duruyor, ama beni bir dakika bile yalnz brakmyor. Ne yaparsn? Ondan kamak iin kendimi kilitlemem ayp olur. Hem sonra annem de var. Duvarn te yanndan i ekilerini duyabiliyorum; ancak yanlarna gidince syleyecek sz bulamyorum." "Annen ok zlecek, baban da," dedi Arcade. "Onlar bir kez daha ziyarete geleceim." "Ne zaman?" "Saint-Petersbourg'a gideceim zaman tabii ki." "zellikle annen iin zlyorum." "O niye? Seni ileklerle mi kandrd?" Arcade gzlerini indirdi. "Anneni tanmyorsun Eugene. O hem harika bir kadn, hem de kesinlikle ok zeki birisi. Bu sabah yarm saat kadar konutuk onunla. lgin, duyarl bir konumayd." "Mutlaka sana benden bahsetmitir." "Hep senden bahsetmedik, baka eylerden de sz ettik. "Mmkndr, sen dardan daha iyi deerlendirebiliyorsun. Eer bir kadn yarm saat konuabiliyorsa, bu gerekten nemli bir eydir. Ama gene de gitmeliyim." "Onlara bunu sylemen hi de kolay olmayacak. Vakitleri178 . Turgenyev nin ounu u nmzdeki iki hafta iinde neler yapacamzdan bahsederek geiriyorlar." "Evet zor olacak. Bugn babam niin zdm bilmiyorum; geen gn kyllerden birini falakaya yatrmalarn emretmi, aslnda hakl da, nk bu adam hem hrsz, hem de sarhoun teki. Fakat babam benim bundan haberim olduunu bilmiyordu. Bugn birden ona hatrlatnca ok zld ve imdi onu bir kez daha zeceim... Neyse mhim deil! Zamanla her ey dzelir." Ba.:arov "mhim deil" demiti, ama btn gn Basile va-novitch'e bu niyetini bir trl aklayamad. En sonunda alma odasnda birbirlerine 'iyi akamlar' dilerken zoraki bir esneme ile syleyebildi. "Aslnda... Sana sylemeyi unuttum... Yarn syle de, bizim atlar deitirilmek zere Feda'ta gndersinler." Basile vanovitch ard: "Bay Kirsanov gidiyor mu?" diye sordu. "Evet ben de onunla gidiyorum." Basile vanovitch olduu yerde hzla oluna dnd: "Gidiyor musun?" "Evet yle gerekiyor. Ltfen atlarn hazrlanmas iin elinden geleni yap." "Peki, peki... Atlar hazrlarlar... Tamam... Ama... Nasl olur?" "Ksa bir sre iin oraya gitmem gerekiyor, sonra gene buraya dneceim." "Evet anlyorum, ksa bir sre iin... yi." Basile vanovitch cebinden mendilini kard ve neredeyse Babalar ve Oullar 179 yere kadar eilerek burnunu sildi. "Eh, ne yapalm!.. Hazrlatrz." Evde daha uzun sre kalrsn sanyordum. gn... Bu... Bu ok az, sene sonra yalnzca gn! Bu ok az Eugene!" "Fakat sylediim gibi hemen dneceim. Gitmem gerekiyor."

"Gerekli demek, ne yapalm! Grev, her zaman her eyden nce gelir... O halde atlar hazrlataym. Aslnda, Arina ve ben bunu beklemiyorduk. u ie bak, Arina komudan iekler istedi, senin odan ssletecekti. Basile vatovitch tabii her sabah yalnayak Timofeitch'e erkenden verdii siparilerden bahsetmiyordu. Titrek elleriyle eskimi czdanndan kard yrtk paralarla ona eitli yiyecekler, genlerin houna giden iriten araplar aldrttn sylemiyordu." "nemli olan zgrlktr, benim kuralm budur, yani bask yapmamak..." Birden sustu ve kapya doru yneldi. "Pek yaknda yeniden greceiz baba, seni temin ederim." Fakat Basile vanovitch arkasna bakmadan eliyle bir iaret yapt ve odadan kt. Odasna dnnce karsn uyuyor buldu ve onu uyandrmamak iin alak sesle dua okudu, yine de kadn uyand. "Sen misin Basile vanovitch?" diye sordu. "Evet hanm." "Olumuzun yanndan m geliyorsun? Biliyor musun ok merak ediyorum, acaba divanda rahat uyuyor mudur? Afisso-uchka'ya bir yastkla bir yatak takviye etmesini syledim. Ona 180 . Turgenyev kaz ty yata verecektim. Ama sonra hatrladm ki; o yumuak yatak sevmez!" "Tamam hanm, endielenme! O ok rahat! Ey Tanr'm biz gnahkr kullarn bala" diye alak sesle duasna devam etti. Basile vanovitch karsna acyordu, ona, kendisini ertesi gn bekleyen zntl haberden bahsedemezdi. Bazarov ile Arcade ertesi gn yola ktlar. Eve sabahtan beri ar bir hzn kmt, zavall Anfissouchka elinden tabaklar drd, Fetka bile ne dneceini bilemiyordu. Yalnzca botlarn karmakla yetindi. Basile vanovitch hibir zaman bu denli rol yapmamt: Gzle grnr ekilde fiyaka yapyor, ok fazla konuuyor, ayaklarn yere vuruyordu; ancak yz hatlar gerilmiti ve baklarn olundan inatla karyordu. Arna Vlassievna sessizce alyordu. Eer sabah erkenden kocas ona mantn korumas iin iki saat dil dkmeseydi, u an kendini kaybetmi, toparlanamaz halde olurdu. Defalarca, bir ay gemeden yeniden geleceine sz veren Bazarov, nihayet kendisine sarlan kollardan kurtulabildi ve arabaya binmeyi baard. Atlar harekete geti, ngraklarnn sesi duyuldu, tekerlekler dnmeye balad ve ksa bir sre'sonra ufukta hepsi kayboldu tozlar dindi. Timofeitch, iyice kamburu km bir halde sallana sallana, her zamanki gibi ayan sryerek kendi kulbesine doru yrd. ki yal insan da sanki birden kvermi gibi grnen evlerine girdiler. Birka saniye nce neeyle mendilini sallayp, olunu yolcu eden Basile vanovitch bir sandalyeye kt. Ba, gsne dt ve kendi kendine mrldanmaya balad: "O bizi terketti! Terketti! yanmzda skld. O imdi yapaBabalar ve Oullar 181 yalnz, tpk u parmam gibi?" diye iaret parmana bakarak sylendi durdu. Arina Vlassievna ona yaklat; aarm ban kocasnn bana yaslad: "Ne yapalm Vasiya! Olumuz dalndan kopmu bir srgn gibi, bir kartal misali, ya geri dner, ya da istedii yere uar gider. Oysa sen ve ben buradayz, bir ktn zerindeki iki mantar gibi, yanyana, hi kprdayamayz. Her ne olursa olsun, ben hep senin yannda olacam, sen de benim yanmda..." Basile vanovitch ellerini yznden ekti ve karsna, hayat arkadana ylesine kuvvetli sarld ki; genliinde bile ona byle sarlmamt. Kadn, her zaman onun zntsne teselli oluyordu. XXII ki arkada Fedot'un hanna kadar olan yol boyunca neredeyse hi konumadlar, arada srada bir iki nemsiz sz sarfet-tiler. Bazarov kesinlikle yaptndan memnun deildi. Arcade de Bazarov'un tavrndan rahatszlk duymutu. Hem de yrei sebepsiz yere sklyordu; genler bu duyguyu iyi bilirler Arabac atlar deitirdi, yeniden yerine oturdu ve arabay hangi yne srmesi gerektiini sordu. Arcade birden rperdi. Sa yol ehre, oradan da kendi evine gidiyordu, sol yol ise Madam Odintsov'un evine gidiyordu. Bazarov'a bakt. "Eugene, soldan gidelimmi?" diye sordu.

Bazarov ban evirdi. "Ne samalyorsun?" diye mrldand. 182 . Turgenyev "Bunun samalk olduunu biliyorum. Fakat ne farkeder ki? Bunu ilk kez yapmyoruz," dedi Arcade. Bazarov kasketini alnna ekti. "Sen bilirsin," dedi nihayet. "Sola ek haydi," diye bard Arcade. Araba Nikolskoie'e doru yneldi. ki arkada "samalk" ynnde karar verseler de, bu kez sessizlikleri daha da uzun srd. Ve hatta birbirlerine kzgn gibiydiler. Odintsov'un evinin nnde khyann karlamas ile akllarndan aniden geen fantezinin mantkl bir dnce olduundan iyice phelendiler. Her hallerinden anlalyordu ki, kendilerini beklemiyorlard. Madam Odintsov gelinceye kadar onu salonda, yzlerinde akn bir ifade ile beklediler. Kadn onlar her zamanki sevimlilii ile karlad; ancak bu ani dnlerine arm grnyordu. Hatta yava konumasna ve hareketlerine baklrsa, bundan pek de memnun kalm deildi. ki arkada aceleyle yalnzca geerken uradklarn, drt saat sonra yeniden yola koyulacaklarn bildirdiler. Kadn bu duruma tepki vermedi, yalnzca Arcade'a babasna selam iletmesini syledi ve teyzesini artt. Yal prenses yine kt uyumu olmalyd; byle olunca buruuk yz daha da kt bir ifade alyordu. Katia rahatszd, odasndan kmad Arcade birden, Katia'y grmenin, onu Anne Sergueievna'y grmekten daha fazla mutlu edeceini anlad. Drt saat eitli konulardan ylesine konuarak geti. Anne Sergueievna hi glmeksizin konuuyor ve dinliyordu. Yalnzca veda anlar gelince, yeniden eski nezaketine kavuur gibi oldu. "u sralar sinirlerim biraz gergin! Ltfen kusuruma bakmaBabalar ve Oullar 183 yn ve ara sra ziyaretimize gelin, bunu ikinize de sylyorum." Bazarov ve Arcade bu davete saygyla selm vermekle yetinip, sessizce arabalarna bindiler ve bir daha hibir yerde durmakszn ertesi akam varacaklar Marino'ya doru yola ktlar. Tm yolculuklar boyunca, ikisinin de azndan Madam Odintsov ad kmad. zellikle Bazarov neredeyse hi azn amad, ylece yola bakp durdu. natla gzlerini yoldan ayrmyordu. Marino'da onlar byk bir nee ile karladlar. Nicolas Petrovitch olunun uzun sre grnmemesinden endielenmeye balamt; Fenetchka, gzleri nee ile parlar vaziyette, ona 'gen baylarn' geldiini mjdelediinde, bir lk att, oturduu yerden srad. Paul Petrovitch bile yreinin tatl bir heyecanla attn hissetti ve genlerin elini hogr ile skt. Hemen hikyeler, sorgular balad; daha ok Arcade konuuyordu. zellikle de, gece yarsna dek uzayan yemek boyunca bol bol konutu. Nicolas Petrovitch Moskova'dan yeni birka ie arap getirtmiti ve kendisi de ylesine iti ki, yanaklar kpkrmz oldu ve btn gece durmakszn hem sinirli, hem ocuksu bir glle gld. Hizmetilere kadar herkes sevin iindeydi. Do-uniacha deli gibi bir saa, bir sola kouyor, durmakszn kaplar alyor, sabahn nde, Pierre hl gitaryla bir kazak valsi almaya alyordu. Tellerin, i ekiine benzeyen titreimi sessiz ortamda uyumlu bir ses yayyordu, ama bu 'kltrl' uan almak istedii parann bandan baka bir ey deildi. Kader, onu byk eyler retmekten, yeteneklerden, zellikle de mzik yeteneinden yoksun brakmt. 184 . Turgenyev Marino'da, u sralarda iler pek iyi deildi ve zavall Nicolas Petrovitch sknt iindeydi. iftlik her gn bana yeni bir dert ayordu. Gndelikilerin yol at skntlar dayanlmaz haldeydi. Kimisi ii brakyor ya da zam istiyor; kimi de bir para avans aldktan sonra ortalktan kayboluyordu; atlar sebepsiz yere hastalanyorlard; tarm aletleri artc bir hzla bozuluyorlard. ler ihmal ediliyordu; Moskova'dan getirilen bir harman dvc ar olduu sebebiyle kullanlmyordu; baka bir tanesi ilk kullanta bozulmutu; olduka rzgrl bir gn, yal kr bir hizmeti kadn, ineini kem gzlerden korumak iin karnnn altndan bir kibrit geirmeye kalknca, ahrlarn yars yanmt.

Kadna gre, btn bunlarn sebebi, efendilerinin deiik bir tr peynir ve grlmemi kaymaklar yapmaya kalkmasndan kaynaklanan uursuzluktu. Khya birden bir tembellie brnm, hatta btn "ekmek elden, su glden" yaayan Ruslar gibi imanlamaya balamt. Uzaktan Nicolas Petrovitch'i grnce, iini yaptn gstermek amacyla, elindeki sopayla yakndan geen bir domuz yavrusuna vuruyor ya da yalnayak gezen bir ocuu azarlamakla yetiniyordu. Geri kalan zamannn ounu uyumakla geiriyordu. Ortak kyller sylenen gnde para getirmiyorlar, kaak odun kesiyorlard; neredeyse her gece, korucular iftlie ait ayrlarda, kyllerin atlarn avlyorlard; bazen de onlar zorla alp geliyorlard. Nicolas Petrovitch bu kayplar iin ar bir para cezas koymutu, ama her seferinde i; atlarn Nicolas Petrovitch'in iftliinde bir iki gn beslendikten sonra, sahiplerine geri verilmesi ile sonulanyordu. Btn bunlar yetmezmi gibi, kyller aralarnda kavga etmeye Babalar ve Oullar 185 balamlard: kardeler paylarn ayrmak istiyor, kanlan artk birlikte yaamaya dayanamyordu; birden bir kavga patlak veriyor ve sanki emredilmi gibi, aniden herkes orada hazr bulunuyor, herkes ofisin nndeki eie yordu. Nicolas Petrovitch'in yanna giriyorlar, sarho ve yara bere iinde, kendilerini kaybetmi bir halde haklarn savunuyorlard; o zaman her yan bir grlt kaplyor, kadnlarn barmalar, ac lklar ve gzyalar adamlarn sulamalarna, kfrlerine karyordu. Nicolas Petrovitch'in dmanlk edenleri ayrmak iin sesi kslana dek barmas gerekiyordu; gene de adil bir karar vermenin imknsz olduunun bilincindeydi. Elini kaldrmak iin kol kuvvetine ihtiya vard, drst biri olarak grnen komu mlk sahibi, hektar bana iki rubleye ii bulacana sz vermiti; ancak onun da ne kadar dolandrc olduu ortaya kt; Marino'daki ii kadnlar inanlmaz rakamlar sylyorlar ve bu esnada, tabii ki taneler olduklar yerde dklyorlard. Ekin biimi tamamlanmamt ve Yardm Konseyi de, faizlerin kesintiye, uramadan demelerinin yaplmasyla ilgili tehditkr bir tavr almt. "Artk dayanamyorum," diye baryordu mitsizlik iinde Nicolas Petrovitch. Sk sk "Yumruk mu ataym, bunu yapamam; polise mi bavuraym? Olamaz, bu benim prensiplerime ters der; oysa bunlara ceza korkusu alamadan bir i yaptrmak imknsz!" "Sakinle biraz, sakinle," diyordu Paul Petrovitch. Kendi kendine mrldanmaktan, kalarn atp byklarn yemekten baka bir ey gelmiyordu elinden. Bazarov kendisini bu ilerden uzak tutuyordu, zaten bir mi186 . Turgenyev safir olarak bakalarnn ilerine karmak da ona dmezdi. Marino'ya geliinin ertesi gn, kendisini kurbaalarnn, tek hcreli su hayvancklarnn, kimyasal bileimlerinin incelenmesine verdi, btn zamann bunlara ayrd. Arcade ise tersine, babasna yardm etmese de, en azndan buna gnllym gibi grnmeye alyordu. Babasnn ac ac sylenmelerini, onun szn kesmeden sabrla dinliyordu. Hatta bir gn babasna t bile verdi, tavsiyelerine uyulmasndan ok, babasna olan sevgi ve saygsn gstermek iindi bu t. Mlk sahibi olmak ona itici gelmiyordu; tarm ileriyle uramay zevkle dnd bile olurdu. Fakat birka zamandr kafasnda baka trl dnceler vard. Arcade her ne kadar kendisi de sasrsa da durmakszn Nicolashoi'yi dnyordu. Daha anneleri eer ona Bazarov'la ayn at altnda, hem de kendi evinin atsnn altnda sklacan syleseler, yalnzca omuzlarn silker, inanmazd. Oysa bu bir gerekti, sklyordu. Yorulana, harap dene kadar yrmeyi denedi, ama olmad. Bir gn babas ile konuurken babasnn elinde, Madam Odintsov'un annesinin, kendi merhum annesine yazd birka ilgi ekici mektubun olduunu rendi. Bunlar ele geirmek iin babasna aman vermedi; adamcaz neredeyse yirmi ekmece ve bir dolu sand kartrdktan sonra binbir glkle bulabildi o mektuplar. Arcade uzun senelerin ypratt bu mektuplar ele geirince sakinleir gibi oldu; sanki istedii amaca ulam gibiydi.

"Bunu her ikinize de sylyorum," diye kendi azyla sylemiti. "Oraya mutlaka gideceim," deyip duruyordu kendi kendine. Fakat sonra yeniden, o son ziyaretlerini, souk karlamay, Babalar ve Oullar 187 duyduu rahatszl hatrlyor, ekingenlii yeniden ar basyordu. Genliin verdii "her eyi gze al" duygusu, ansn denemek arzusu, kendi gcn ispatlamak, kimseye ihtiya duymadan oraya gitmek dncesi ar bast sonunda. Marino'ya geleli henz on gn olmamt ki, yeniden Nicolashoi'ye doru Pazar Okulu'nda mekanik Nicolashoi'ye gitti. Sanki bir savaa gidiyormu gibiydi. Korkuyla kark bir sevin ierisindeydi, sabrszlktan kalbi skyordu. "En iyisi hi dnmemek," deyip duruyordu kendi kendine. ansna olduka hzl bir src kmt. Hemen her meyhanenin nnde duruyor: "Bir tek atalm m?" ya da "Bir tek atsam ne olur?" diye soruyor; ancak ikiden sonra atlara hi acmyordu. Nihayet Arcade uzaktan o pek iyi tand evin atsn grd. "Orada ne iim var? Fakat hayr geri dnmek yok," diye dnd bir an. Atlar ayn hzla ilerliyorlard, arabac onlar lklar ile coturuyordu. te nihayet kk kprye vardlar bile, kpr, nallarn ve tekerleklerin altnda gcrdyordu, budanm gknarlarn sraland yola girdiler. Bu koyu yeil fonun arasndan, pembe bir elbisenin lts ve bir emsiyenin ince saaklar altndan gen bir yz belirdi. Katia'yd bu, onu tand. Katia'da Arcade'yi tanmt. Arcade arabacya, hzla koan atlar durdurmasn emretti, arabadan indi ve Katia'ya yaklat. "Siz misiniz?" dedi kz, kpkrmz olmutu. "Ablam bulaym. Bahedeydi... Sizi grnce sevinecektir," dedi. Katia Arcade'i baheye gtrd. Kzla karlamak, Arca-de'ye uur belirtisi gibi gzkt, onu grnce ok sevdii bir varl grm gibi olmutu. Her ey yolunda gidiyordu. Ne khyaya gerek kalmt, ne de geliinin bildirilmesine. Dar yolu 188 . Turgenyev dnnce, Anne Sergueievna'y grd. Kadnn srt ona dnkt. Ayak seslerini duyunca yavaa ban evirdi. Arcade yeniden ekingenlik hissediyor gibi oldu, fakat kadnn ilk szleri, onu kendine getirmeye yetti. "Merhaba, kaak," dedi kadn her zamanki efkatli sesiyle. Arcade'a glmseyerek yaklat, gne ve rzgrn etkisiyle gzlerini krptryordu. "Onu nerede buldun, Katia?" Arcade: "Anne Sergueievna, size hi beklemediiniz bir ey getirdim." "Kendinizi getirdiniz, bu hepsinden nemli." XXIII Bazarov, alayla kark bir znt iinde, gerek niyetinin ne olduu konusunda yanlmadn belirterek Adcade' yolculua uurladndan beri, bsbtn kendi iine kapanm; lgn bir alma arzusuna kaplmt. Artk Paul Petrovitch ile tartmyordu; Paul Petrovitch onun yannda ses tonunu ykselterek ifade ediyordu. Yalnz bir kere Paul Petrovitch "nihilist" ile pek gndemde olan bir konuyu 'Tarada aristokrasinin haklar' konusunu tartmaya kalkmt; ancak birden konuyu kendisi kesmi ve souk bir nezaketle: "Biz birbirimizi kesinlikle anlayamayz, en azndan ben kesinlikle sizi anlama erefine ulaamam," demiti. "Ne dnrseniz dnn! nsan her eyi anlayabilecek Babalar ve Oullar 189 kapasitededir; hatta meltemin esiini, gneteki oluumlar bile... Fakat bir bakasnn, neden burnunu baka trl sildiini bir trl anlayamaz!" diye barmt. "Bu bir aka m?" diye soran Paul Petrovitch, Bazarov'a arkasn dnp gitmiti.

te yandan, bazen Bazarov'dan onun deneylerine katlmak iin izin istiyordu; hatta bir gn iyi marka losyon srlm yzn; saydam bir ilkel su hayvancnn, yeil bir tozu nasl yuttuunu ve onu aznda nasl paralara ayrdn grmek iin mikroskoba yanatrmt. Fakat Nicolas Petrovitch Bazarov'un yanna kardeinden daha sk gidiyordu; maliknenin skntlar kendisini engellemese, aslnda her gn "eitilmeye" gelecekti. Onun varl gen doabilimciyi rahatsz etmiyordu; Nicolas Petrovitch odada herhangi bir yere oturuyor, dikkatle onun yaptklarn inceliyor, nadiren de onu rahatsz etmemeye alarak soru soruyordu. len ve akam yemeklerinde, konuyu fizik, jeoloji veya kimyaya getirmeye alyordu; dier konularn, tarm konusunun bile, ounlukla politik sebepler yznden, atma yaratmasa da, honutsuzluk yaratacan dnyordu. Nicalos Petrovitch'in aabeyinin Bazarov'a duyduu nefretin kesinlikle azalmadndan phesi yoktu. kisinin arasnda geen sradan bir olay ona bu hislerinde yanlmadn gsterdi. Blgede birok kolera vakas duyulmutu ve bu hastalk Marino'da iki can almt, Paul Petrovitch bir gece iddetli arlardan rahatszlk ekmiti. Sabaha kadar Bazarov'a duyurmadan ac ekmiti; ertesi gn Bazarov niin kendisini armadn sormutu. Olduka solgun grnd halde yine de bakmlyd, tran olmu, salarn taramt. "Eer yanl hatrlamyorsam, bir gn bana tbba inanmad190 . Turgenyev nz sylemitiniz!" te gnler bylece akp gidiyordu. Baza-rov inatla alyordu: Bu gnlerde, belli ki, evde iini dkeme-dii ancak konumaktan ok holand biri vard: Fenetchka. ounlukla sabah erken saatlerde, bahede veya iftlikte bir yerde karlayorlard; Bazarov hibir zaman kadnn odasna gitmiyordu; Fenetchka da yalnzca Mitia'y ykayp ykamamas gerektiini sormak iin kapsn alyordu. Yalnzca kadn kendisine gvendii iin deil, ayn zamanda babaa kaldklarnda, doal, olduu gibi davrand iin de... Bu nereden kaynaklanyordu? Bunu aklamas biraz zor; belki ykseklik duygularndan, Bazarov'un aristokrasiden syrlm olmasndand. Fenetchka'nn gznde hem mkemmel bir doktor, hem de sradan davranl birisiydi. Bazarov yannda iken ocuu ile ilgilenmekten hibir rahatszlk duymuyordu. Bann ard bir gn yapt bir ilac bile imiti. Nicolas Petrovitch yanlarndayken Bazarov'a pek bir ilgi gstermiyordu. Ancak bunu adet yerini bulsun diye yapyordu. Paul Petrovitch onda her zamankinden daha fazla endie uyandryordu; birka zamandr sanki gen kadn gzetliyordu. Elleri cebinde, birden hi beklenmedik bir anda arkasnda beliriyor, delici baklar, dikkatli yz ile karsna dikiliyordu. Fenetchka bu durumu Douniacha'ya anlatyor, "nsann iini titretiyor," diye dert yanyordu. Douniacha onu i ekerek dinlerken o da bir baka "duygusuzu" dnyordu. phesiz ki, Bazarov, onun kalbinin "acmasz efendisi" olmutu. Bazarov Fenetchka'nn houna gidiyordu, fakat o da Bazarov'un houna gidiyordu. Kadnla konuurken yz deiiyor, ldyor, hatta her zamanki ilgisizlikten te elenceli, neeli bir Babalar ve Oullar 191 ifade taknyordu, neredeyse gzelleiyordu. Fenetchka da gnden gne gzelleiyordu. Gen kadnlarda yle bir a vardr ki, bir yaz goncas gibi aarlar ve ieklidirler. Fenetchka da yle bir dneme girmiti. Her ey sanki onu gzelletiriyordu. Ortal kasp kavuran temmuz sca bile. nce beyaz bir elbise giymiti ve iyice bembeyaz grnyordu teni hafif yanmt; fakat yanaklar, yz tatl bir pembelik almt. Btn vcudunu tatl bir yumuaklk sarmt, gzel gzlerinde bir mahmurluk vard. Scaktan alamyordu; ne yaparsa yapsn, elleri dizlerine dyordu. Neredeyse yrmeye bile eniyordu; hep alyordu, oflayarak aresizlik iinde tatl tatl szlanyordu. "Bari daha sk suya gir," diyordu ona Nicolas Petrovitch. Onun iin, iftlikte suyu ekilmemi gllerden birinin stn tenteyle rttrp gl hamam yaptrmt.

"Ah! Nicolas Petrovitch. Oraya gidip gelene kadar lrm. Bahede hi glge yok ki!" "Doru, hi glge yok!" dedi Nicolas Petrovitch ellerini kalarnda gezdirirken. Bir gn, sabah saat yedide yryten dnen Bazarov, akasya iekleriyle rtl kameriye altnda oturan Fenetchka'y grd. Kadn banka oturmutu; her zamanki gibi banda beyaz bir rt vard, yannda da daha zerinde i damlalar olan krmz, beyaz gllerden bir demet vard. Kadn bayla selmlad. "Ah! Eugene Vassilievitch!" Ona bakmak iin bandaki rty biraz geri itti. plak kolu dirseine kadar grnd. "Burada ne yapyorsunuz? Bir demet mi hazrlyorsunuz?" diye sordu Bazarov. Kadnn yanna oturdu. 192 . Turgenyev "Evet, kahvalt masasn sslemek iin, Nicolas Petrovitch bundan ok holanr." "Fakat daha kahvaltya ok var! Ne de ok iek var." "Daha yeni topladm. nk daha sonra ok scak oluyor, dar kacak gibi deil. Bir tek bu saatlerde insan bir para nefes alabiliyor. Bu scak benim btn kuvvetimi alyor. Hastalanrm diye korkuyorum." "Ne sama bir dnce! Uzatn elinizi nabznza bakaym." Kadnn kolunu ald, nabz buldu; saymaya gerek bile duymad: "Yz yana kadar yaayacaksnz." "Ah! Allah korusun!" diye bard kadn. "O niye? Uzun zaman yaamak istemez misiniz?" "Yz yl deil! Seksen beyanda bykannem var. Zavallck yalnzca ac ekiyor! Esmerlemi, sar, kambur, her zaman ksrr durur. Bu bir ikence. Yaam deil!" "O halde gen lmek daha iyi, yle mi?" "Sizce yle deil mi?" "Neden daha iyi olsun? Bana aklar msnz?" "Neden mi? yle bir bakn: imdi gencim, her eyi yapabilirim; yrrm, giderim, istediimi kimseye muhta olmadan alrm. Daha ne isterim ki!" "Benim iin yal veya gen olmak pek bir eyi deitirmiyor!" "Deitirmiyor mu? Nasl byle konuursunuz? Buna inanmak imknsz!" "Fakat siz de gryorsunuz Thedosie Nikolaievitch; genliim neye yaryor ki? Yalnzm, herkesten ayr yayorum." "Ama bu sizin elinizde olan bir ey." Babalar ve Oullar 193 "Kesinlikle deil. Hi olmazsa bir kii bana'acsayd!" Fenetchka gznn ucuyla Bazarov'a bakt, hibir ey sylemedi. "O elinizdeki kitap nedir?" dedi bir sre sonra. "Bu mu? Bir bilim kitab, kark bir ey." "Siz her zaman reniyorsunuz. Bu sizi skmyor mu? Zaten eminim ki her eyi biliyorsunuzdur." "Kesinlikle hayr. Aln, biraz okumaya aln." "Fakat hibir ey anlayamam ki ben. Rusa m?" diye sord. kaln kitab eline alan Fenetchka. "Ne kadar da kalnm!" dedi. "Evet. Rusa." "Gene de ben hibir ey anlamam." "Fakat sizden anlamanz istemiyorum ki. Yalnzca kitaba bir bakn. Bakarken burnunuzun ucu kmldyor, ok tatl oluyor!" Fenetchka rastgele at bir sayfadan Kreozof zerine yazlm bir makaleyi okumaya alyordu. Bazarov'un szleri zerine glmeye balad, elindeki kitap nce banka, sonra yere dt. "Gldnz zaman da ok gzel oluyorsunuz," dedi Baza-rov. "Haydi! Yeter!" "Konumanz da ok houma gidiyor. Tpk bir rmak rlts gibi!" Fenetchka ban evirdi: "ok komiksiniz," dedi elindeki ieklerle oynayarak. "Benim gibi birisiyle konumaya ihtiyacnz yok; siz eitimli kadnlarla konumaya almsnzdr." 194 . Turgenyev "Ah! Thedosie Nikolaievitch! nann bana, yeryzndeki eitimli kadnlarn hibiri sizin, trnanzn ucu kadar bile olamazlar."

"Bakalm daha neler uyduracaksnz!" dedi Fenetchka kollarn toparlayarak. Bazarov kitab ald yerden: "Bu bir tp kitab. Niin yere atyorsunuz?" "Tp m?" dedi yzn teki tarafa eviren Fenetchka. "Biliyor musunuz, bana verdiiniz o damlalar var ya! Onlar sayesinde Mitia ok iyi uyuyor! Size nasl teekkr edeceimi bilemiyorum. Gerekten, yle iyisiniz ki!" "Fakat biliyorsunuz ki doktorlarn hakkn demek gerekir!" dedi Bazarov alayla. "ok karc insanlardr." Fenetchka gzlerini kocaman aarak ona bakt. aka yapp yapmadn anlayamamt. "Tabii ki seve seve deriz... Hem Nicolas Petrovitch ile konuurum." "Fakat, siz ne sanyorsunuz? Para istediimi mi? Hayr, sizden para falan beklediim yok benim." "O halde ne istiyorsunuz?" "Ne mi? Tahmin edin." "Nasl tahmin edeyim?" "O halde syleyeyim; bana bir... u gllerden bir tane vermeniz gerekiyor." Fenetchka doruldu: "Aln," dedi. Fakat birden elini geri ekti. Dudaklarn srarak endieyle kameriyenin kapma bakt, etraf dinledi: "Ne oldu? Nicolas Petrovitch mi?" Babalar ve Oullar 195 "Hayr... O tarlaya gitti... Hem ben ondan korkmam. Fakat Ipaul Petrovitch'ti... gibi geldi." "Ne?" "Buradan geti gibime geliyor. Hayr. Kimse yok. Aln," elindeki gl Bazarov'a verdi. "Fakat niin Paul Petrovitch'ten korkuyorsunuz?" "Beni hep tedirgin ediyor. Szleriyle deil, ama baklaryla. Zaten siz de onu sevmiyorsunuz. nceleri nasl tarttnz hatrlyorsunuzdur. Hangi konuda anlaamadnz bilmiyorum, fakat siz onu bir ekilde yeniyordunuz. te byle!" Fnetchka eliyle Bazarov'un Paul Petrovitch'i nasl yendiini gstermeye alt. Bazarov glmsedi: "Peki, ya o bana stn gelse, beni savunur muydunuz?" "Ben mi sizi savunacam? Ne sama! Zaten siz onun sizi yenmesine izin vermezsiniz!" "yle mi sanyorsunuz? Ben yle bir el biliyorum ki, tek bir parmayla isterse beni altst edebilir." "Hangi elden bahsediyorsunuz?" "Nasl bilemezsiniz! Bana verdiiniz u gl bir koklayn!" Fenetchka boynunu edi ve yzn gle yaklatrd. Bandaki rt kayd, omuzlarna dt. peimsi siyah parlak salar ortaya kt. "Bekleyin, ben de sizinle ayn anda hissetmek istiyorum." Bazarov eildi ve aceleyle kadnn aralk dudaklarndan pt. Fenetchka titredi. Hafife iki eliyle onu itmeye alt. Bazarov onu bir kez daha, uzun uzun pt. 196 . Turgenyev Kuru bir ksrk duyuldu. Fenetchka annda bankn br ucuna geti. Paul Petrovitch yanlarnda belirdi, bayla onlar selmlad, neredeyse nefret dolu bir ifade ile, sadece; "Burada mydnz?" dedi ve uzaklat. Fenetchka acele ile gllerini toplayp oradan ayrld. "Sizin hatanz Eugene Vasilievitch," diye fsldad giderken. Bu fsltda iten gelen bir sitem vard.

Bazarov henz yeni olan bir sahneyi hatrlad ve bir utan, ac bir alay sard benliini. Fakat birden ban sallad, kendi kendini alayc bir ekilde "resmen bir Celadon" olmaktan tr kutlad ve odasna dnd. Paul Petrovitch'e gelince, baheden kt ve yava admlarla ormana ilerledi. Orada uzun sre kald. Kahvalt iin dndnde, Nicolas Petrovitch, ona iyi olup olmadn, yznn ok solgun olduunu syledi. "Biliyorsun ki, bazen safrakesem ok alr, o yzden yzm solgun olabilir!" diye sakin cevaplad Paul Petrovitch. XXIV ki saat sonra, Bazarov'un kapsndayd. "Bilimsel almalarnz engellediim iin zr dilerim," dedi. Pencerenin yannda oturuyordu. Elinde, sap fil diinden yaplm gzel bir baston vard, oysa hi bastonla dolamazd. "Ama sizden, bana be dakikanz ayrmanz rica etmek zorundaym! Fazla deil." Babalar ve Oullar 197 "Btn vaktim emrinizdedir," diye cevaplad Bazarov. Paul Petrovitch odasna girer girmez yznden bir glge gemiti. "Be dakika bana yeterli. Size bir soru sormak iin geldim." "Bir soru mu? Hangi konuda?" "u konuda: Kardeimin evinde kalmaya balamanzn ilk gnlerinde, henz sizinle sohbet etme zevkini reddedemediim zamanlarda, eitli konularda sizin fikrinizi rendiim oldu. Fakat hatrladm kadaryla, hibir zaman namus-onur meselelerinden konumadk, daha dorusu dello hakkndaki dncelerinizi duymadm. Bu konudaki dnceniz nedir?" Paul Petrovitch'i karlamak iin ayaa kalkan Bazarov, masann bir kesine oturup, kollarn kavuturdu. "te fikrim: Teorik adan, dello samalktr; pratik a-dansa baka bir eydir." "O halde, yanl anlamyorsam, teorik adan grnnz ne olursa olsun, pratikte kendinize hakaret edilmesine izin vermez, hakaret edenin ceza grmesini istemezsiniz yle deil mi?" "Dncemi tamamen anlamsnz!" "ok iyi, beyefendi. Sizi bu ekilde konuuyor grmek ok ho! Szleriniz benim bu konudaki cehaletime son verdi!" "Kararszlnza, demek istiyorsunuz." "Ayn ey. Anlalmak iin bu ekilde konuuyorum; ben fazla konumaktan holanmam. Szleriniz beni can skc bir zorunluluktan kurtard. Sizinle dvmeye karar vermi bulunuyorum." Bazarov'un gzleri kocaman almt: 198 . Turgenyev "Benimle mi?" "Kesinlikle.* "Fakat neden? Syler misiniz?" "Beni harekete geirenin ne olduunu aklamay ok isterdim, ancak sessiz kalmay tercih ediyorum. Benim dnceme gre> siz burada ok fazlasnz; size katlanamyorum: Sizden nefret ediyorum ve bu da sizin iin yeterli deilse..." Paul Petrovitch'in gzleri kvlcm samaya balamt... Bazarov'inkiler de kvlcmland. "ok iyi beyefendi, baka aklamalar yapmanza gerek yok. Benim zerimde valye ruhunuzu gstermek arzusunda-snz. Sizin bu zevkinizi reddedebilirdim, fakat yle olsun." "Size tm kalbimle minnettarm. imdi umarm, benim davetimi kabul edersiniz de zor kullanmak durumunda kalmam." "Yani bastonu kullanmak durumundan m bahsediyorsunuz, aka syleyin. (Heyecansz bir sesle) Bu tamamen doru, bana hakaret etmeniz doru olmaz, bu olduka tehlikeli bir ey. Siz bir centilmen olarak kalabilirsiniz... Ben de bir centilmen olarak sizin arnz kabul ediyorum." "Mkemmel," dedi Paul Petrovitch elindeki bastonu bir keye brakt.

"Dellonun artlar ile zerinde konumadan nce size unu soracam. 'det yerini bulsun,' diye aramzda kavga karmay gerekli bulur musunuz, yoksa bu delloya sebep olacak ksa bir formalite kavga karalm m?" "Hayr. Benim iin formaliteler nemli deil." "Ben de aynen byle dnyorum. Dellomuzun gerek sebebi zerinde durmay da gereksiz buluyorum. Birbirimize Babalar ve Oullar 199 tahamml edemiyoruz. Daha baka bir sebebe gerek var m?" "Gerek var m?" diye tekrarlad Bazarov, alayl bir sesle. "Pek fazla vaktiniz olmadn dnrsek, dellonun artlarna hemen gelelim! Nerede olmal dellomuz?" "Evet! Ben de bunu soruyordum kendi kendime" "Size u neriyi yapmaktan eref duyarm. Yarn sabah erkenden dvelim. Mesel, saat altda, kk korunun arkasnda; tfekle dvelim ve on adm snr olsun." "On adm m olsun; bu kadar mesafede bile birbirimizden nefret ederiz." "Veya isterseniz sekiz olsun." "Tamam, neden olmasn?" "ki el ekeceiz ve her ihtimale kar her ikimizin de cebinde lmn anlatan ksa bir mektup bulunacak." "Bu noktada sizinle hem fikir deilim. Bu bir Fransz roman gibi geree pek uygun deil, bana gre." "Belki her neyse, ama unu da kabul etmeli ki, cinayetten mesul tutulmak hi de ho bir ey deil." "Evet. Ancak bu zc durumdan kamann bir yolu var. Yardmcmz olmayacak, ama belki bir tanmz olabilir." "Kim o halde?" "Pierre olabilir." "Hangi Pierre?" "Kardeinizin oda hizmetisi modern medeniyetin mkemmel bir rnei olarak, grevini kesinlikle gerektirdii gibi yerine getirecektir." "aka yapyorsunuz gibime geliyor beyefendi." "Kesinlikle hayr. nerimi dnn greceksiniz ki, kesin200 . Turgenyev likle iyi niyetli ve sade bir neri. Grnen ey bakalar tarafndan da bilinir. Pierre'i hazrlamak sorumluluunu ben stme alyorum ve onu dv yerine de ben getiririm." "aka yapmaya deyam ediyorsunuz. Ancak bana verdiiniz olumlu karlktan baka bir isteim yok. Bylece her ey hazrlanm olacak. Sras gelmiken, tfeiniz var m?" "Nasl olabilir Paul Petrovitch? Ben bir ordu adam deilim." "Bu durumda, size benimkileri almanz neririm. Be senedir kullanmadmdan emin olabilirsiniz." "te bu ok iyi bir haber." Paul Petrovitch elini bastonuna uzatt. "Bylece her ey hallolduuna gre, bana size teekkr etmek ve sizi ilerinizle babaa brakmak dyor. Sizi selmlamaktan eref duyarm." "Sizi yeniden grme erefine nail olana kadar hoakaln, sevgili beyefendi," dedi Bazarov, misafirini uurlarken. Paul Petrovitch knca, Bazarov bir an kapnn nnde ylece dikili kald. Sonra birden bard. "Ph! Allah kahretsin! Btn bunlar ne sama, ne gsterili iler! Hayr, ne komedi oynadk! Arka ayaklar zerinde dans eden eitilmi kpeklerin gerek bir gsterisi! Fakat reddetmek imknszd. O zaman beni dverdi herhalde..." (Bu dnce ile gururu ayakland, rengi sarard.) O zaman onu bir kedi yavrusu gibi basmak gerekecekti... Mikroskobunun bana dnd, ancak artk akln ie veremiyordu! ncelemeleri iin gerekli olan soukkanlln kaybetmiti. Bi'gn bizi grd. Fakat gerekten kendisini bu denli riske Babalar ve Oullar

201 atmasnn sebebi kardeinin namusunu korumak iin miydi? Bir pck! O kadar nemli mi? Arkasnda baka bir i var. Aslnda, o da Fenetchka'ya ak olmasn? Tabii ki yle. Bu, gn gibi ortada. Ne melodram! Ne aptalca i! Hangi adan bakarsan bak, aptalca. nce hayatn riske atmak gerekecek ve her durumda (yle ya da byle) buradan gitmek gerekecek ve her eyin tesinde Arcade var. Nicolas Petrovitch'in kuzusu. Ne kt!" O gn zellikle yava ve can skc geti. Fenetchka ortalklarda gzkmyordu. Kk bir fare yavrusu gibi kendisini odasna kapatmt. Nicolas Petrovitch olduka zntl grnyordu. Byk umutlarla baland budayna kf hastalnn bulatn sylemilerdi. Paul Petrovitch herkesi, Proko-fitch'i bile o buz gibi nezaketiyle bunaltyordu. Bazarov babasna hitaben bir mektup yazmaya balad, ancak yrtp masasnn altna att. "Eer lrsem! Zaten bunu renecekler. Hem zaten lmeyeceim hayr. Daha uzun sre bu gvdeyi peimde srkleyeceim. ekilecek ilem var," diye sylendi kendi kendine. Pierre'e ertesi sabah gnein douunda, nemli bir i iin kendisini bulmasn syledi. Pierre, onun kendisini Saint-Pe-tersbourg'a gtreceini dnyordu. Bazarov ge yatt, btn gece karmak ryalar grd. Madam Odintsov gzlerinin nnde, frl frl dnyordu ve ryasnda annesiydi; kk siyah bykl bir kedi onu her yerde izliyordu, bu kedi Fenetchka idi. Paul Petrovitch ise, ona, eninde sonunda dvmesi gereken kocaman bir orman gibi grnyordu. Pierre onu sabah saat drtte uyandrd... 202 . Turgenyev Hemen giyinip, kt. Sabah, serin ve gzeldi. Rengrenk bulutuklar henz aydnlanm, gkte parldyorlard! Yapraklarn zerinde iyler parlyordu. Nemli karanlk toprak, hl gn doumunun krmzln tar gibiydi. Gkyznn her kesinden krlanglarn arklar yayordu. Bazarov kk koruya ulat ve bir glgeye oturdu. Ancak o zaman Pierre'e nasl bir hizmetin kendisini beklediini aklad. Eitimli uak neredeyse korkudan lecekti! Fakat Bazarov ona uzakta durup, gzlemekten baka hibir sorumluluu olmadn syleyerek onu rahatlatt. "Hem sonra seni bekleyen grevin nemini bir dnsene!" Pierre ellerini iki yana ap, ban ne edi. Korkudan mosmor olmu bir biimde yandaki kayn aalarndan birisine dayand. Marino'ya giden yol kk koruyu evrelemekteydi. Yolun zerinde, dnden beri hibir arabann gemedii, kimsenin ayak basmad ince toz tabakasndan belliydi. Bazarov'un bak istemeyerek de olsa yola taklyor, yerdeki otlar yolup dilerinin arasnda srrken kendi kendine devaml unlar tekrarlyordu: "Ne aptallk!" Sabahn src souu Bazarov'u bir iki kez titretti... Pierre ona umutsuz baklarla bakyordu. Fakat Bazarov ona alayl bir tavrla glmsedi, hi korkmuyordu. At nallarnn sesi duyuldu. Aalarn ardndan bir kyl grnd. Birbirine bal iki atl gtryordu. Bazarov'un nnden geerken, ona akn bir ifade ile bakt. Selmlamak iin elini apkasna gtrmemiti. Babalar ve Oullar 203 Bu Pierre'e uursuzluk iareti gibi geldi. "Erken kalkm birisi daha. Fakat en azndan, o ii iin ayakta! Oysa biz?" diye dnd Bazarov. "Beyefendi geliyorlar, sanrm," diye fsldad birden Pierre. Bazarov ban kaldrd Paul Petrovitch'i grd. nce kareli bir ceket, kar gibi beyaz bir pantolon giymi, hzl admlarla ilerliyordu. Kolunun altnda yeil rtyle kapl bir kutu tayordu. "zr dilerim, sizi beklettim, sanyorum," dedi. nce Bazarov'u, sonra da bir tank olarak u an sayg gsterdii Pier-re'i selmlayarak. "Oda hizmetimi uyandrmak istemedim."

"Kesinlikle ziyan yok, biz de imdi geldik," dedi Bazarov. "ok iyi! Kimse grnmyor, kimse bizi rahatsz edemeyecek... Balayalm m?" "Ben hazrm." "Daha fazla bilgiye ihtiyacnz yok sanrm." "Silahlan doldurmak ister misiniz?" Paul Petrovitch kutudan tfekleri karrken: "Hayr, siz doldurun. Ben de admlar sayaym. Benim bacaklarm daha uzundur," dedi alayc bir sesle Bazarov. "Bir, iki, ." "Eugene Vassilievitch, izninizle ben saklanacam," dedi Pierre glkle; stmaya tutulmu gibi tir tir titriyordu. "4-5... Saklan, arkadam. Saklan! Bir aacn arkasna gizlenip kulaklarn tkayabilirsin. Fakat gzlerin ak olmal! Birimiz topraa dnce kaldrrsn! 6-7-8..." Bazarov durdu. 204 . Turgenyev "Yeterli mi? Yoksa iki adm daha ekleyeyim mi?" diye sordu. Paul Petrovitch'e "Nasl isterseniz," ikinci bir mermiyi yerletirirken. "O halde iki adm daha ekleyelim." Bazarov ayakkabsnn ucu ile toprakta ince bir izgi ekti. "te snr. Her ikimiz snrdan ka adm uzakta olmalyz? Dn konumadmz bir baka nemli nokta da bu..." "Onar adm sanyorum!" diye balad Paul Petrovitch, Ba-zarov'a iki silah da uzatarak. "Ltfen seme ltfunda bulunun." "Rica ederim Paul Petrovitch biliyorum ki, dellomuz biraz komik; bunu anlamak iin ahidimizin yzne bakn yeter!" "Hep glnecek bir ey aryorsunuz! Dellomuzun biraz sama olduunu kabul ediyorum! Ancak, sizi kesinlikle benim ciddi bir biimde dveceim konusunda uyarmalym! Anlayana ne mutlu!' "Birmirimizi yok etmeye kararl olduumuzdan hi phem yok! Fakat, eer durum bunu gerektiriyorsa neden glmeyelim? "Faydal ile gzeli," birletirmeyelim? Grdnz ya! Sizin Franszcanza karlk ben de Ltince cevap verdim." "Ben ciddi'bir biimde dveceim," dedi Paul Petrovitch yerini alarak te yandan Bazarov srtndan itibaren on adm sayp durdu. "Hazr msnz?" diye sordu Paul Petrovitch. "Kesinlikle." "Birbirimize yaklaabiliriz." Bazarov ok yava hareket etti. Paul Petrovitch sol eli cebinde, tabancann azn ne doru kaldrarak onun zerine yBabalar ve Oullar 205 rd. "Yzm datacak, gzlerini de amma ksyor. Ne zenti! Sanki ekiya dersiniz! Aslnda bu ok rahatszlk verici bir duygu! En iyisi saatinin kordonuna bakaym." Bir patlama sesiyle birlikte kulann dibinden hzla bir ey geti. "Sesi duyduuma gre, henz bana bir ey olmad," diye bir dnce geti beyninden. Bir adm daha att ve sonra nian almadan tetii ekti. Paul Petrovitch hafife titredi ve eliyle baldrn tuttu, beyaz pantolonundan aa incecik bir kan szlyordu. Bazarov silahn att ve rakibinin yanna geldi: "Yaralandnz m?" "Beni snr izgisine kadar armaya hakknz vard. Bu mu? Bu nemli deil. Anlamamza gre ikimizin de birer at hakk daha var." "zin verirseniz onu baka bir zaman yapalm," dedi Bazarov ve sararmaya balayan Paul Petrovitch'i kucaklad. "u andan itibaren dellocu deil bir doktorum ve hepsinden nemlisi sizin yaranz iyiletireceim. Pierre buraya gel! Pierre! Nereye saklandn?" "nemli deil! Sizin yardmnza ihtiyacm yok. Hem sonra... Bir kez daha... gerekli... Kesik kesik konuuyordu. Paul Petrovitch eliyle byn ekitirmek istediyse de, hi gc kalmamt.

Gzleri yuvalarndan kayd ve bilincini yitirdi. "Hay Allah!" "te, bak bayld! Bu kadarck eyden bayld!" Paul Petrovitch'i istemeyerek otlarn zerine brakt. "Bakalm ney206 . Turgenyev mi." Cebinden mendilini kard, kan sildi, yaray yoklad. "Kemie bir ey olmam," dedi dilerinin arasndan. "Mermi deriye girmeden syrp geti, yalnzca tek bir kasa gelmi, d kas zedelenmi. hafta sonra dans bile edebilir. Ama o bayld! Ah u sinirli insanlar! Derisi de pek inceymi!" "Beyefendi vuruldu mu?" diye sordu Pierre; arkasndayd, titrek bir sesle Bazarov ban ona evirdi: "Git biraz su getir ve undan emin ol, o bizim ikimizi de mezara gtrr." Fakat terbiyeli uak, bu szleri anlamyor gibi, yerinde ivilenmi, kalmt. Paul Petrovitch yavaa gzlerini at: "lmek zere," diye fsldad Peerre, eliyle ha iareti yaparak. "Haklsnz! Ne aptalca bir durum!" dedi yaral centilmen, kendini glmsemek iin zorlayarak. "Gidip su getirsene aptal!" diye bard Bazarov. "Gerekmez! Sadece bir anlk bir ba dnmesiydi... Yardm edin de oturaym... Hah yle... Yalnz u izii iyi balamal, eve yaya dneceim. Yoksa beni alacak bir araba her zaman vardr. Dellomuz aramzda kalacak, eer kabul ederseniz. Siz olduka soylu davrandnz." "Gemie dnmeye gerek yok," dedi Bazarov. "Gelecek iinse kafa yormaya hi gerek yok. Zira hi gecikmeden buradan ayrlacam. Brakn da bacanzdaki yaray saraym. Yaranz tehlikeli deil. Gene de kan durdurmak her zaman iyidir. Fakat her eyden nce u zavally kendine getirmeliyiz." Bazarov ceketinin yakasndan tutup Pierre'i bir iki kez sallad ve gidip araba getirmesini syledi. Babalar ve Oullar 207 "Dikkat et! zellikle kardeimi telalandrma! Ona hibir ey anlatmamaya zen gster!" dedi Paul Petrovitch. Pierre ok gibi yerinden frlad ve arabann gelmesini bekleyen iki dman, konumadan bir sre ylece yerde oturdular. Paul Petrovitch Bazarov'a bakmamaya zen gsteriyordu! Yine de Bazarov ile barma niyetinde deildi. Yalnzca kendi meydan okuyuundan, baarszlndan, balarna at bu iten utanyordu. Ancak bu iin bundan daha gzel bitmesinin mmkn olmadn biliyordu. "En azndan artk burada kalmayacak," diyordu kendi kendini avutarak. "En iyi yam da bu!" Sessizlik uzun srd. nsann cann skan tedirginlik verici bir sessizlikti bu! kisi de rahatszlk duyuyordu ve bunu tahmin ettiklerini de biliyorlard. Arkadalar arasmda bunu bilmek ho olabilir! Ancak dmanlar arasnda bu ok rahatszlk verici bir duygudur. Hele, ne o ortamdan ayrlabiliyor, ne de bir aklama yapamyorsan... "Bacanz ok skmadm ya?" dedi nihayet Bazarov. "Kesinlikle hayr, her ey yolunda," dedi Paul Petrovitch birka saniye sonra ekledi. "Kardeimi kesinlikle kandranlayz. O yzden ona politik bir konuda tarttmz syleyelim." "Pekl! Btn ngiliz severlere kfrettiimi syleyebilirsiniz." "Evet, bu doru olur! Syler misiniz, sizce bu kyl bizim ne yaptmz dnyordur?" Paul Petrovitch tedeki yal adam iaret ederek. Bu, dellodan nce, bal atlarn gtrrken Bazarov'uri nnden geen adamd; imdi de geri dnm, 208 . Turgenyev yolda beyefendileri grr grmez, apkasn kararak onlar selmlamt. "Kimbilir! Byk ihtimalle hibir ey dnmyordur. Rus kyls bir zamanlar Bayan Padelliff in szn ettii gizemli varlktr. Kim onu anlayabilir! O bile belki kendini anlamyor."

"Ah! te sizin asl dnceniz," dedi Paul Petrovitch; ancak daha sonra aniden durup bard: "Bakar msnz u aptal Pierre'in yaptna! u koarak gelen kardeim deil mi?" Bazarov ban evirince Nicolas Petrovitch'in bembeyaz kesilmi yzn grd. Nicolas Petrovitch araba durmadan hemen yere atlad, aabeyinin yanna gitti. "Bu da ne demek oluyor?" dedi altst olmu bir sesle. "Eugene Vassilievitch, ltfen burada neler oluyor, anlatr msnz?" r "Hibir ey," dedi Paul Petrovitch. "Seni bouna rahatsz etmiler. Biz Bay Bazarova biraz tarttk, bu yzden de imdi cezam ekiyorum." "Fakat, bu nasl oldu Allahakna?" "Nasl anlatmal? Bay Bazarov, Sir Robert Peel hakknda saygszca szler sarfetti. Aslnda btn bu olanlar benim suum ve Bay Bazarov, kesinlikle bana iyi davrand. Onu dello iin kkrtan bendim. "Fakat sen yaralsn, Allah'm!" "Damarlarmda su dolatn m sanyordun? Zaten byle bir kanama bana ok iyi gelir! yle deil mi doktor? Arabaya binmeme yardm et ve telaa kaplma. Yarna iyileirim. Hab Babalar ve Oullar 209 yle! Haydi arabac, gidelim." Nicolas Petrovitch arabann arkasndan yrmeye balad, Bazarov ondan uzak kalmaya dikkat ediyordu. "ehirden baka bir doktor gelene kadar aabeyime bakmanz rica edeceim," dedi Nicolas Petrovitch. Bazarov bayla onayladn belirtti. Bir saat sonra, Paul Petrovitch yatanda, baca zenle sarglanm durumda yatyordu. Btn ev halk ayaklanmt; Fenetchka kendini kt hissediyordu. Nicolas Petrovitch sessizce parmaklaryla oynuyordu. Paul Petrovitch ise glyor, zellikle de Bazarov'a taklyordu. zerine ince patiska bir gmlek, k bir robdambr giymi, bana da kk bir fes takmt. Perdelerin indirilmesini istememiti, yalnzca, perhiz yapmak zorunda kalacandan ikayetiydi. Gece olunca atei kt, ba arlar balad. ehirden doktor geldi. Nicolas Petrovitch kardeini dinlemedi. Zaten Bazarov da bunu istemiti; btn gn odasnda kald. Yz sapsaryd; fkeden kuduruyordu. Yldrm hz ile hastann odasna birka ksa ziyarette bulunmutu. Yolda Fenetchka ile karlamt; kadn onu her grdnde yerinden sram ve korku iinde uzaklamt. Yeni doktor ferahlatc iecekler nermiti; o da Bazarov gibi hibir tehlike olmad konusunda hemfikirdi. Nicolas Petrovitch doktora, aabeyinin yanllkla, kendi kendisini yaraladn sylemiti. Doktor "Hmm" demi, inanmam, ancak eline gm bir yir-mibe ruble sktrlnca "Hayret! Byle eyler de pek sk oluyor," demiti. Evde kimse yatmam; hatta soyunmamt bile. Nicolas Petrovitch ayaklarnn ucuna basarak aabeyinin odasna giri210 . Turgenyev yor ve ayn biimde odadan kyordu; Paul Petrovitch aralklarla inliyor, Franszca; "Gidin yatn," diyordu ardndan iecek bir eyler istiyordu. Nicolas Petrovitch bir seferinde Fenetch-ka'y gnderdi, ona limonata gtrmesi iin. Paul Petrovitch ona sabit baklarla bakt ve limonatay bir dikite iti. Sabahleyin, atei biraz daha kt ve sayklamaya balad. nce birbiriyle ilikisi olmayan szler sralad, sonra birden gzlerini at ve endie ile kendisine bakan kardeini grnce: "Nicolas, F6netchka da Nelly'e benzer bir eyle yok mu?" "Hangi Nelly, Paam?" "Bu ne biim soru! Prenses Nelly'e... zellikle yz hemen hemen ayn. Sanki ayn aileden gibi." Nicolas Petrovitch hibir ey sylemedi, ancak gemiteki duygularn lmezliine ard. "Hepsi yeniden aklna geliyor," diye dnd. "Ah! O uar yarat ne kadar seviyorum!" diye inledi Paul Petrovitch. Kollarn umutsuzca bann arkasnda kavuturdu; birka dakika sonra: "Alan birisinin ona dokunmasna asla dayanamam," diye

kekeledi: Nicolas Petrovitch iini ekti; bu szlerin ne anlama geldiini anlamyordu. Bazarov, ertesi gn sabah saat sekizde yanna geldi. Valizlerini hazrlam, kurbaalarn, bceklerini ve kularn salmt. "Bana elveda demeye mi geldiniz?" dedi Nicolas Petrovitch. Onu karlamak iin ayaa kalkmt. "Fvet." Babalar ve Oullar 211 "Sizi anlyorum ve size katlyorum. Zavall aabeyim hakszd ve cezasn yeterince ekti. Bana, sizin baka bir ekilde davranma seeneinizin kalmadn anlatt. Eminim siz, bu dellodan kamadnz. Bir noktadan sonra, sizin atmanzn bu ekilde sonulanmas kanlmazd. Nicolas Petrovitch konuurken zihni karyordu. Aabeyim biraz eski kafal birisidir, abuk sinirlenir, inatdr... Bu i bu ekilde sonuland iin Tanr'ya kredelim. Olayn yaylmamas iin gereken tedbirleri aldm.." "Size, herhangi bir komplikasyon durumunda gene de adresimi brakaym," dedi, Bazarov alak sesle. "nallah olmaz. Eugene Vassilievitch... Misafirliinizin bu ekilde sonulanmasna ok zlyorum. zntm artran bir baka ey de Arcade'n..." "Ben onu grrm," diye szn kesti Bazarov. Her trl "aklama" ve duygularn belirtilmesi onu skard. "Grmesem de siz ona selmm sylersiniz ve zgn olduumu anlatrsnz." "Ben de sizden rica edeyim," diye Nicolas Petrovitch sze balayacak oldu ki, Bazarov onun cmlesini bitirmesine izin vermeden odadan kt. Bazarov'un gideceini duyan Paul Petrovitch, onu grmek ve elini skarak vedalamak arzusu duydu. Fakat Bazarov bir buz paras gibiydi; Paul Petrovitch'in yce gnlllk taslamak istediinin farkndayd. Fenetchka'ya gelince, ona elveda deme frsat olmad. Aada, onunla penceresinden yalnzca bir an iin gz gze geldi. Kadn, ona zgn gibi grnd. "Belki de hayat bitmi onun. Umarm bu durumdan kurtu212 . Turgenyev lur." Her eyden te, Pierre ylesine etkilenmiti ki, Bazarov'un omzunda, Bazarov ona 'emeleri kapatmasn' salk verene dek alad. Douniacha'ya gelince; o, zntsn gizlemek iin koruya kamt. Btn bu zntlerin sorumlusu olan adam arabaya bindi ve bir puro yakt; drt kilometre sonra yol dnemecine geldiinde, Kirsanov'larn yeni yaptrlan kklerini son kez, bir izgi halinde grdnde yere tkrd: "Kahrolas aristokratklar!" diye mrldanarak mantosuna iyice sarld. Paul Petrovitch abucak iyileti; gene de bir hafta yataa bal kald. Kendi deyimiyle 'bu hapis hayatna' sabrla dayanyordu, fakat ayn zamanda olduka uzun bir zaman da ssne ayryordu ve dzenli aralklarla odasna kolonya serpilmesini istiyordu. Nicolas Petrovitch ona dergiler okuyordu, Fenetchka da onunla birlikte gelip, limonatasn, etsuyunu, rafadan yumurta ve ayn getiriyordu. Fakat her odaya giriinde gizli bir korkuya kaplyordu. Paul Petrovitch'in patavatsz szleri, evdeki herkesi korkuturdu, fakat onu dierlerinden daha fazla tedirgin ediyordu. Soukkanlln koruyabilen tek kii Prokofitch'ti. Sada solda, onun zamannda beylerin sk sk dvtn sylyordu; "Fakat yalnzca soylu beyler kendi aralarnda dvrlerdi, yle ne id belirsiz adamlar, yaptklar kabalk yznden bir ahra kapatr ve onlar krbaltrlard." Fenetchka vicdan azab duymuyordu, fakat dvn gerek sebebi aklna geldike sarslyordu; hem sonra Paul Petrovitch ona yle bir acayip bakyordu ki... srtn dndnde bile Paul Petrovitch'in baklarn zerinde hissediyordu. Yaad daimi skntdan dolay zayflamt, dorusunu sylemek gerekirse Babalar ve Oullar 213 byle daha da sevimli olmutu. Paul Petrovitch, kendisini iyi hissettii gzel bir sabah yatandan kalkp divana gemi ve Nicolas Petrovitch, onun shhatte olduundan emin olduktan

sonra, harman yerine gitmiti. Fenetchka ona bir kse etsuyu getirip, masasna brakt ve odadan kmaya yeltendi,1 Paul Petrovitch onu engelledi. "Bu kadar hzl nereye gidiyorsunuz, Theodosie Nikola-evitch?" dedi. "Yapacak bir iiniz var m?" "Hayr... yani evet, efendim. ay servisi iin aaya inmeliyim." ' " . "Douniacha bunu siz olmadan da yapabilir; hasta bir adama birazck elik edin. Zaten sizinle konuacaklarm var." Fenetchka bir ey demeksizin bir koltuun ucuna yerleti. "Dinleyin," dedi Paul Petrovitch byklarn ekitirerek. "Size uzun zamandr sormak istediim bir soru var; benden korkuyorsunuz, yle deil mi?" "Ben mi, efendim?" "Evet siz. Bana hi bakmyorsunuz, sanki vicdannz rahat deilmi gibi." Fenetchka kzard, gzlerini Paul Petrovitch'e doru kaldrd. Paul Petrovitch ona biraz tuhaf grnd, kalbi hzla arpmaya balad. "Ama sizin vicdannz rahat, yle deil mi?" diye sorgulad Paul Petrovitch. "Niin olmasn?" diye fsldad kadn. "Evet, bu doru! Hem zaten kime kar sulu olacaksnz ki? Bana m? Bu sama! Evdeki dier kiilere kar m? Fakat siz onu seviyorsunuz, yle deil mi?" 214 . Turgenyev "Evet." "Btn kalbinizle, btn benliinizle mi?" "Nicolas Petrovitch'i btn kalbimle seviyorum." "Bu doru mu? Ltfen, bana bakn Fenetchka. -Ona ilk kez ismiyle hitab ediyordu- Bilirsiniz, yalandan daha kt bir gnah yoktur!" "Ben yalan sylemiyorum. Paul Petrovitch. Eer Nicolas Petrovitch'i sevmiyorsam yaamak bana haram olsun!" "Onu bir bakasna deimeyi dnmez misiniz?" "Fakat kime, syler misiniz?" "Kim olursa olsun! Mesel, buradan ayrlan beyefendi i;n diyelim." Fenetchka ayaa kalkt. "Allahakna Paul Petrovitch, niin benimle oynuyorsunuz? Size ne yaptm? Nasl bu ekilde szler sylersiniz?" "Fenetchka," dedi zgn bir sesle Paul Petrovitch, sizi grdm biliyorsunuz." "Ne grdnz?" "Fakat nceki gn... kameriyede!" Fenetchka sa diplerine kadar kzard. "Fakat bunda benim ne suum var ki?" dedi glkle. Paul Petrovitch ban kaldrd: "Hi suunuz yok mu? Bu doru mu? Kesinlikle hibir ey mi?" "Nicolas Petrovitch bu dnyada tek sevdiim erkek ve onu her zaman seveceim," dedi Fenetchka, kendinden beklenmeyen bir gle. Hkrklar boaznda dmlenmiti. "Grdnz eye gelince, ben orada hibir ama gtmeden bulunduuBabalar ve Oullar 215 mu sylyorum ve benden bu ekilde phelenilecekse lmeyi tercih ederim. Hele Nicolas Petrovitch'e kar..." Bu szlerden sonra artk sesi kontrolden kt ve bu arada elinin Paul Petrovitch tarafndan tutulup, skldn hissetti. Paul Petrovitch'e bakt ve aknlkla ylece kalakald. Paul Petrovitch'in sesi iyice solgunlamt, gzleri prl prld ve hepsinden artc olan bir gzya damlas yanandan aa szlyordu. "Fnetchka"! dedi tuhaf bir fslt ile, "Kardeim senindir, onu seviniz. O yle iyi, yle drst bir adam ki! Onu dnyada kimseye deimeyin, hi kimsenin nutkunu dinlemeyin! Dnn bir kere birini sevip, onun tarafndan sevilmemekten daha korkun ne olabilir dnyada. Benim zavall Nicolas'mdan vazgemeyin."

Fenetchka'nn gzleri yavaa kurudu, korkusu yavala dald, aknl ise gittike artyordu. Paul Petrovitch elini alp dudaklarna gtrd, yzne yaklatrd, bu eli pmeden, kalbinden bir eyler kopuyormu gibi yava yava iini ektiinde Fenetchka'nn ne hale geldiini bir dnn... "Yarabbi, bu bir buhran m acaba?" diye geirdi iinden. Bu srada btn yaam gzlerinin nnden geiverdi. Merdiven, sert admlarn altnda gcrdyordu... Paul Petrovitch abucak Fenetchka'nn elini itti ve ban yasta brakt. Kap ald ve ieriye dipdiri, taze, kpkrmz bir yzle Nicolas Petrovitch girdi. Mitia da onun gibi (babas gibi) taze ve al ald, kk gmlei ile gsnn stnde zplyordu, plak ayaklaryla, babasnn kyde giydii paltosunun iri dmelerini ekitiriyordu. 216 . Turgenyev Bir srayta Fenetchka onun yanna geldi ve kollarn ikisinin boynuna sararak, ban Nicolas Petrovitch'in omzuna yaslad. Bu olduka artcyd: Fenetchka, hep arbal, muhafazakr, bir nc kiinin yannda asla sevgisini gstermeyen biriydi. "Neyin var?" dedi Nicolas Petrovitch. Sonra aabeyine bakt, Mitia'y annesine verdi. "Kendini kt hissetmiyorsun deil mi?" dedi, Paul Petrovitch'e yaklat. Paul Petrovitch yzn patiska mendiliyle saklad. "Hayr, hayr... Ben iyiyim... Kendimi olduka iyi hissediyorum..." "Yatan brakp divana gemekte ok acele ettin. Nereye gidiyorsun?" dedi, Fenetchka'ya dnerek, fakat kadn kapy ardndan arpp kmt bile. "Ben de sana olumu getirmitim, amcas olmaynca sklyordu. Ama Fenetchka onu gtrd. Syler misin senin neyin var? Aranzda bir ey mi geti." "Kardeim?" dedi Paul Petrovitch trensel bir edayla. Nicolas Petrovitch titredi, sebebini bilmedii bir skntya kapld. "Kardeim," diye tekrarlad Paul Petrovitch, "Senden yalnzca bir tek ey isteyeceim, sana syleyeceim eyi yerine getireceine sz ver bana." "Ne sz? Syle." "ok nemli; bana gre btn mutluluun buna bal. Sana imdi syleyeceim ey stnde ok dndm... Kardeim grevini tamamla, insanln onurlu grevini, saygn bir karakterin yapmas gerekeni yap, bu durumuna son ver, kural d ve dnyadaki adamlarn en iyisi olan senin artk kt bir rnek olBabalar ve Oullar 217 mana engel ol!" "Ne demek istiyorsun, Paul?" "Fertetchka ile evlen... O seni seviyor, senin olunun annesi o." Nicolas Petrovitch bir adm geriledi, ellerini kavuturdu. "Bunu syleyen sen misin Paul? Seni her zaman bu dncelerin kart sanrdm! Bunu sen mi sylyorsun? Fakat bilmiyor musun? Bunu yalnzca, benim grevim olarak isimlendiriyorsun; oysa yalnzca senin yznden gerekletiremedim bunu!" "yleyse bana bouna sayg gstermisin," dedi Paul Petrovitch hznl bir glmseyile. Bazarov'un beni aristokratlkla sulamasnda hakl olduunu dnmeye baladm. Hayr sevgili kardeim, byklk havalan sona ersin, gerek skntya gelelim. Maalesef artk yal, sakin adamlarz, dnyadaki btn alkantlardan vazgemeliyiz. Senin de dediin gibi, grevlerimizi yerine getirelim, hem greceksin, grevimizi yapnca mutlu olacaz." Nicolas Petrovitch aabeyine doru atlp ona sarld: "Sen gerekten gzlerimi atn!" diye bard. "Senin dnyadaki en mkemmel, en zeki insan olduunu devaml tekrarlamakta haklymm ve imdi gryorum ki; hem cmert hem de bilgesin, elli yalarnda bir bilge." "Yava ol, sus!" diye szn kesti, Paul Petrovitch aabeyinin. "ok gerekliymi gibi, bir delloda dtm hatrlatma. Neyse anlatk. Fenetchka benim... "yengem" olacak." "Sevgili Paul! Ancak Arcade'a ne diyeceiz?" "Arcade m? Tabii ki ok sevinecektir, ne sanyorsun ki?" IIPw 218 . Turgenyev

"Evlilik, belki onun prensiplerinden deil, fakat her eyden nce eitlik duygusu onu sevindirecektir. Hem zaten bu kastlarda 19. yzylda ne oluyormu ki?.." "Ah Paul, Paul! Sana bir kez daha sarlaym. Korkma, dikkat ederim." ki karde sarldlar. "Ne dersin, kararn bugn aklayalm m?" diye sordu Paul Petrovitch. "Neden bu kadar acele?" diye sordu Nicolas Petrovitch, ikinizin arasnda bir anlama m oldu?" "Biz mi? Anlama m? Ne dnce!" "yi ya! O zaman her eyden nce sen tamamen iyile, gerisi iin acele etme, iyice dnp her eyi tartmak lzm." "Fakat kararlsn, yle deil mi?" "Evet, elbette ve sana tm kalbimle teekkr ederim. imdi seni yalnz brakaym. Biraz dinlen, en ufak bir heyecan sana kt gelebilir. Daha sonra konuuruz, uyu sevgili aabeyim, Tanr seni iyiletirsin." "Bana neden teekkr ediyor sanki," diye dnd Paul Petrovitch yalnz kalnca. "Bu onun elinde deilmi gibi! Bana gelince, o evlenir evlenmez nereye olursa olsun Dresden'e veya Florence'a gideceim ve lene kadar da orada kalacam." Paul Petrovitch alnna kolonya srd ve gzlerini kapad. Parlak gne altnda, gzel zayf ba beyaz yasta, sanki bir l ba gibi dt. Gerekten de l bir adamd o. Babalar ve Oullar 219 XXV Nicolchoie'deki bahede, yal bir telli kavan glgesinde, Katia ve Arcade bir bankn zerine oturmulard, Fifi gelip onlarn yanna oturdu. Uzun vcudu zarif bir biimde avclarn "tavan duruu" dedikleri biimde uzanmt. kisi de konumuyorlard, Arcade'nin elinde ak bir kitap vard, kz ise elindeki sepetten beyaz ekmek paralar kartp, ayaklar dibinde cvldaan, srayan bir grup bunlar sereye atyordu. Hafif bir rzgr, telli kavan yapraklarn kmldatyor, bylece dar yolun topranda ve Fifi'nin tyleri zerindeki soluk altn ileri geri oynatyordu. Arcade ve Katia glgedeydiler, arasra yalnzca hafif bir k gen kzn salarn aydnlatyordu. kisi de susuyorlard, fakat sustuklar halde, birbirlerinin yaknnda oturmalarndan, aralarndaki gvenli yaknlk anlalyordu. kisi de birbirine ilgisizmi gibi grnyor, ancak bu yaknlktan gizli bir mutluluk duyuyorlard. Yzleri bile onlar son grdmden bu yana deimiti. Arcade daha sakin grnyordu, Katia ise daha canl daha atak grnyordu. lk konuan Arcade oldu. "Telli kavak sznn ne kadar yerinde olduunu siz de dnyor musunuz? Hibir aa, havay bu denli hafif, bu kadar aydnlkla szemez." Katia gzlerini aaca evirdi. "Evet," dedi. Arcade yle dnd: "te benim sylediim gzel szleri kmseyen birisi. Katia sz ald, bu sefer; Arcade'nin elindeki kitab iaret ede220 . Turgenyev rek: "Heine'i ne gld ne de alad zaman severim; onu yalnzca hayalperest ve zgn olduu zaman severim." "Ben onun glmesini severim," dedi Arcade. "Sizin o eski alayc gnlerinizden kalma son bir eser olsa gerek." "Son eser" diye dnd Arcade, "Keke Bazarov bunu duysayd." "Fakat sizi deitirmekle hata etmi olacaz. "Beni kim deitirecek? Siz mi?" "Kim mi? Ablam, artk tartmadmz Porpyre Platoro-vich, nceki gn kiliseye kadar elik ettiiniz teyzem." "Onu geri eviremezdim! Anne Sergueevna gelince, hatrlarsnz ablanz, Elyne grlerini baz alardan paylard." "Ablam da onun etkisi altnda kalmt, tpk sizin gibi." "Benim gibi mi? Siz benim onun etkisinden artk kurtulmu olduumu mu dnyorsunuz?"

Katia cevap vermedi. "Aslnda onun, sizin hibir zaman hounuza gitmediini biliyorum," dedi Arcade. "Ben onun hakknda bir ey syleyemem." "Biliyor musunuz, Catherina Sergueevna. Bu cevaba hi inanamam... Eletiremeyeceiniz kimse yoktur! Bu yalnzca soruyu geitirme biimidir." "Allahakna! Benim demek istediim... Ondan holanmadm doru deil, fakat o bana yabanc, ben de ona... Siz zaten ona yabancsnz." "O neden?" Babalar ve Oullar 221 I "Nasl anlataym... O yrtc bir ku, bir atmaca; oysa siz ve ben, biz evcil kularz." "Ben de mi evcilim?" Katia ban sallad. Arcade kulann arkasn kad. "Kabul edin, Catherine Sergueevna, sizin bu sylediiniz aslnda hakaret saylr." "Yrtc bir ku olmay m tercih ederdiniz." "Hayr yrtc deil, ama gl, enerjik biri olmay isterim." "Bunlar istenilecek eyler deil. Arkadanza bakn, o bunlar istemiyor! Bunlar onda olan zellikler." "Hm! Onun bylece Anne Sergueevna zerinde daha fazla m etki yaptn sanyorsunuz?" "Evet, ancak o, kesinlikle ablamn zerinde uzun sre etki brakamaz" dedi alak sesle Katia. "Neden byle dnyorsunuz?" "O ok gururludur... Hayr sylemek istediim bu deil. O zgrlne ok dkndr." "Kim deildir ki?" diye sordu Arcade, ancak ayn zamanda yle bir dnce geiyordu aklndan: "zgrlk neye yarar ki?" Ayn zamanda Katia da bu soruyu dnyordu. "zgrlk neye yarar ki?" Sk sk gren ve iyi anlaan genler ou zaman ayn eyleri dnrler. Arcade glmsedi ve Katia'ya hafife yaklaarak, alak sesle: "Ondan biraz korktuunuzu itiraf edin." "Kimden?" 222 . Turgenyev "Ondan (ablanzdan)" dedi vurgulayarak Arcade. "Ya siz?" diye sordu Katia. "Ben de; ama ne dediime dikkat edin. Ben de diyorum." Katia parman tehdit etmek ister gibi ona doru sallayarak: "Beni artan bir ey var, ablam size kar, hi bu denli ilgili grmemitim, ilk geliinizden daha ilgili." "Bu da ne demek!" "Bunu farketmediniz mi? Bu durum hounuza gitmedi mi?" Arcade bir an dnd: "Anne Sergueievna'nn bana kar besledii bu iyi duygular neye borluyum? Annenizin mektuplarn getirmi olduum iin belki?" "Evet, ama syleyemeyeceim baka sebepler yznden de." "Nedir onlar?" "Ah biliyorum. Siz ok inatsnz." "Evet yleyim." "Ve iyi bir gzlemcisiniz." Katia Arcade'a kaamak bir bak att. "Belki bu size ters geliyor? Ne dnyorsunuz?" "Sizin bu gzlem yapma yeteneinizin nereden geldiini dnyorum. yle rkek, yle ekicisiniz ki, insanlardan kayorsunuz..." "Uzun zaman yalnz yaadm. Bunun sonucu olarak, istemeseniz de dnyorsunuz. Fakat benim insanlardan katm m dnyorsunuz?"

Arcade Katia'ya minnettar bir bakla bakt. Babalar ve Oullar 223 "Hepsi iyi ho, sizin durumunuzdaki pek az kii elindeki bu servetin, yetenein farkndadr. Onlar da gerekten uzak yaarlar." "Fakat ben zengin deilim ki..." Arcade ard nce, Katia'y anlamad. "Fakat doru ya, her ey ablasnn," diye dnd birden, bu dnce ona o kadar da kt gelmedi. "Bunu ne kadar da gzel sylediniz." "Nasl yani?" "ok sade, rahatszlk duymayan bir tavrla sylediniz. Aslnda kendisini fakir bilen ve bunu syleyen insanda bir nevi gurur vardr sanki!" "Ablamn sayesinde ben hibir zaman byle bir ey hissetmedim. Eer servetinden lf atysam, bu yalnzca szn geliidir." "Evet; ancak unu da kabul edin ki, demin bahsettiim o gururdan bir para sizde de var." "O zaman bana da gsterin!" "O halde sorumu balayn, ama herhalde zengin bir adamla evlenmediniz, yle deil mi?" "Eer ok seversem... Hayr ok sevsem bile evlenmezdim sanyorum. Ya, grdnz m?" diye bard Arcade, bir sre sonra ekledi: "Peki, bunu niin yapmazdnz?" "arklar bile dengi dengine olmaktan sz ediyor." "Belki siz de sz sahibi olmak isterdiniz ya da..." "Hayr? Sz sahibi olmak neye yarar? Aksine ben, boyun emeye hazrm, yalnzca eitsizlie dayanamam. Sayg gster224 . Turgenyev mek, boyun emek, bunlar anlarm; bunlar mutluluktur. Fakat baml bir varlk olmak... imdiye kadar olanlar yeter." "Evet yeterince ektiniz..." diye tekrarlad Arcade Ka-tia'nn ardndan. "Evet, evet" diye devam etti. "Siz de Anne Sergueievna'nn kan var; onun kadar zgrsnz, ancak daha gizemlisiniz. undan eminim ki, duygularnz ne kadar kuvvetli olursa olsun, kesinlikle duygularnz ilk aan siz olmazsnz..." "Fakat baka trl nasl olabilir ki?" "Siz de ablanz kadar zekisiniz, sizde ondan daha kuvvetli bir kiilik var." "Beni ltfen ablamla kyaslamayn," diye aceleyle szn kesti Katia, bu benim iin iyi bir ey olmaz. Ablamn bir gzellik abidesi, gl karakterli birisi olduunu unutmua benziyorsunuz. zellikle siz, Arcade Nicolaevitch siz bu ekilde konumamalsnz, hem de bylesine ciddi bir tavrla. "zellikle siz, demek de ne demek oluyor? Hem benim aka yaptm nereden karyorsunuz?" "Tabii ki aka yapyorsunuz." "yle mi sanyorsunuz? Ya bunlar benim kesin dncelerim ise? Ya, asl dncelerimi syleyecek, yeter gte kelimeleri bulamyorsam?" "Sizi anlamyorum..." "Gerekten mi anlamyorsunuz? O halde sizin gzlem zeknz fazla abartmm." "Nasl?" Arcade hibir ey sylemedi ve ban te yana evirdi, Katia sepetin iinde birka kk ekmek paras daha buldu. Ve Babalar ve Oullar 225 kulara atmak istedi, fakat hareketi o kadar ani oldu ki, sereler krntlar yemeden katlar. "Katia Sergueievna," dedi birden Arcade, "Bunu bilmek belki sizin iin nemli deildir, ancak unu bilin ki, sizi deil ablanzla, dnyadaki hi kimseyle deimem." Ayaa kalkt ve hzl bir admla uzaklat, sanki dudaklarndan dklen szlerin etkisinden korkmutu.

Katia ise, elleri kucanda, dizlerinde sepeti, ba eik, Ar-cade'nin gittii yolu izledi. Yanaklarna hafif bir krmzlk yayld, dudaklarnda herhangi bir glmseme yoktu ve koyu renk gzlerinde bir aknlk ifadesi, ayrca adnn ne olduu bilinmeyen baka bir ifade vard. "Yalnz msn?" Anne Sergueievna'nn sesi yanbanda duyuldu. "Senin Arcade ile birlikte olduunu sanyordum." Katia acele etmeden gzlerini ablasna kaldrd. Ablas nnde ayakta duruyordu. Zarif k bir kyafet giyinmiti, ak emsiyesinin ucuyla Fifi ile oynuyordu. Acele etmeksizin cevaplad. "Yalnzm." "Evet, bunu gryorum," dedi teki glerek. "Odasna m gitti?" "Evet." "Birlikte kitap okudunuz mu?" "Evet." Anne Serguei'evna Katia'y enesinden tutup ban kaldrd: "Tartmadnz umarm?" "Hayr," dedi yavaa ablasnn elini iterek. "Ne kadar resmi cevap veriyorsun! Onu burada bulaca226 . Turgenyev m dnmtm, benimle dolamasn nerecektim. Her zaman bunu isteyen o olurdu. Sana ehirden botlar getirttim, git onlar dene, dn tekilerinin ok eskimi olduunu farkettim. Zaten kendin hi ilgilenmezsin, ok gzel ayaklarn olduu halde!" Ellerin de ok gzel... belki biraz bykler, o yzden ayaklarn daha n plna karmalyz. Fakat sevgili kardeim, sen hi ssl deilsin..." Ve Anne Serguei'evna yola koyuldu, ardndan gzel elbisesini hrdatarak eve gitti. Katia banktan kalkt, Heine'in kitabn ald ve o da eve gitti, ancak yeni botlarn denemedi. "Gzel ayaklar," diye dnd, yava admlarla terasn gneten kzm ta basamaklarn karken "gzel ayaklarm varm..." "Ohalde o da bu ayaklara gelecektir." Fakat birden bir utan duygusuna kapld ve kalan basamaklar koarak kt. Arcade koridordan odasna geiyordu, ba khya Baza-rov'un geldiini haber vermek iin peinden kotu. "Eugene," diye mrldand. Ancak neredeyse korkuyla, "uzun zaman oldu mu geleli?" "Henz geldiler; geliini Anne Serguei'evna'ya bildirmek istemediler. Sizin yannza gelmek istedi." "Sakn bizim evde kt bir ey olmasn?" diye dnd Arcade, aceleyle merdivenleri kt ve odasnn kapsn bir darbe ile at. Bazarov'un grnm onu yattrd; oysa daha deneyimli bir gz, beklenmedik konuun her zamanki enerjik halinin yamsra, biraz zayflam olduunu, bir bunalm geirdiini Babalar ve Oullar 227 farkedebilirdi. Omuzlarnda tozlu paltosu, banda kasketi, pencerenin kenarna oturmutu ayaa kalkmad, Arcade boynuna atld zaman bile. "Ne gzel srpriz! Hangi rzgr seni buraya att?" Kendisini ok sevinliymi gibi gstermek isteyen bir halde bu sorusunu tekrarlad ve odada dolanp durmaya balad. "Evde her ey yolunda umarm, herkes salkta deil mi?" "Her ey yolunda, ancak herkesin salk durumu pek iyi deil," dedi Bazarov. "Haydi gevezelii brak da bana bir "kvas" getirt. Sonra uraya otur ve sana ksaca birka cmlede anlatacam u nemli szleri dinle." Arcade sustu ve Bazarov ona Paul Petrovitch ile yapt delloyu anlatt. Arcade ok armt ve zlmt; fakat bunu belli etmek istemedi, yalnzca amcasnn yarasnn gerekten tehlikeli olup olmadn sordu. Bazarov, yarasnn ilgin, fakat tp asndan kayda deer olmadn syleyince kendini glmeye zorlad, yrei skt ve biraz utan duyduu halde. Bazarov onu anlyor gibiydi. "Evet karde," dedi, ite derebeyleriyle yaant bazen byledir. Sen de onlarn snfna girersin ve valye gsterilerine katlmaya balarsn. te byle, bir hamlede "babalarn" evini ter-kettim geerken buraya uradm. Btn bu olup

bitenlerden seni haberdar etmek iin eklinde bir yalan sylerdim, eer btn bunlar sama gelmeseydi bana. Hayr, buraya niin uradm Allah bilir! Gryorsun ya, bazen insann kendisini, bir topraktan sker gibi silkelemesi faydal oluyor... Fakat terkettiim, o eskiden kk salm olduum yeri son bir kez daha grmek iste-iim." 228 . Turgenyev "Umarm, bu szler benimle ilgili deildir," dedi Arcade, ok heyecanlanmt. "Umarm benimle olan ilikini bitirmeyi dnmy rsndr." Bazarov baklaryla onu neredeyse delecekmi gibi bakt. "Bu seni ok mu zerdi? Haydi! imden bir ses senin benimle olan ilikini oktan kestiini sylyor. Sen de temiz, taze kklerden birisin. Anne Sergueevna ile olan ilerinin iyiye gideceini dnyorum." "Ne iinden bahsediyorsun?" "Fakat sen buraya onun iin gelmedin mi? Kk ku. stersen biraz seninle u Pazar okullarndan bahsedelim. Ona ak deil misin? Yoksa artk sr saklama durumunda msn?" "Eugene, bilirsin seninle her zaman ak oldum. Buna sz verebilirim, yanldn konusunda yemin edebilirim." "Hmm! Bak ite bu yepyeni bir ey!" dedi Bazarav alak sesle. "Fakat seni zmek bouna, benim iin hibir nemi yok, bir romantik olsa yle derdi: "Yollarmzn ayrldn hissediyorum; fakat ben sana ksaca, artk birbirimizden bktmz sylyorum." "Eugene..." "ok sevgili kardeim, bu bir felket deil; dnyada ne kadar ok ey bizi zer. Fakat ben kendi kendime soruyorum, artk birbirimize elveda deme vaktinin gelip gelmediini. Burada bulunduum andan itibaren, iimde berbat bir his, sanki bir tiksinti duyar gibiyim. Sanki Gogol'un Kalavya Valisinin karsna yazd mektuplardan ok fazla okumu gibiyim. Zaten atlar d zmelerini syledim." Babalar ve Oullar 229 "Fakat bu olamaz!" "Nedenini syler misiniz?" "Beni bir kenara brak, ama seni bekleyen Anne Sergueevna'ye kar bu bir saygszlk olacaktr." "te burada yanlyorsun." "Aksine, hakl olduumdan en ufak phem yok. Hem bu yapmacklk neye yarar ki? Bu konuyu konutuuma gre, o halde sen de aslnda, onu grmekten holanacan itiraf et?" "Bunun doru olmas mmkndr, ancak gene de yanlyorsun." Fakat Arcade haklyd. Anne Sergueevna Bazarov'u grmek istiyordu ve bunu ba khya aracl ile kendisine bildirdi. Bazarov onu grmeye gitmeden nce zerini deitirdi; sanki tesadfm gibi, yeni kyafetlerini elinin altnda olacak ekilde paketlemiti. Madam Odintsov onu, Bazarov'un kendisine beklenmedik bir ekilde akn aklad kendi odasnda deil, misafir odasnda karlad. efkatle parmaklarnn ucunu uzatt, fakat yznde kontrol altna alamad bir gerginlik vard. "Anne Sergueevna," dedi acele ile Bazarov, her eyden nce sizin kayglarnz gidermek isterim. Karnzda akl bana gelmi, bakalarnn da yapt aptallklar unuttuunu uman bir fni var. "Uzun bir sre uzaa gidiyorum ve duygusal bir insan olmadm halde tiksindirici bir an ile hatrlanmak istemediimi anlaynz." Anne Sergueevna derin bir nefes ald, sanki yksek bir dan zirvesine nihayet varm birisi gibi. Bir glmseme yzn 230 . Turgenyev aydnlatt. Bazarov'a yeniden elini uzatt, elini skarak ona cevap verdi.

"Gemie mazi derler! Hem ben de biraz suluyum, belki iveli tavrlar takndm. Ancak baka bir adan ben de su iledim. Yalnzca bir dileim var; nceki gibi arkada olalm. O da hayaldi yle deil mi?" "Hem stelik siz de bilirsiniz ki, ak da yalan bir duygudan baka bir ey deildir." "yle mi dnyorsunuz? Sizi bu ekilde konuurken duymaktan ok memnun oldum." Bazarov ve Anne Sergueevna'nin szleri byleydi. kisi de gerekten hissettiklerini konuuyorlard. Ama gerek byle miydi, bunu yazar bile bilmiyor. Fakat onlarn konumasna gre, ikisinin de birbirine tamamen inandn sylemek mmknd. Anne Sergueevna Bazarov'a, Kirsanovlar'da ne yaptn sordu. Ona Paul Petrovitch ile yaptklar delloyu anlatacakt. Fakat daha sonra kadnn bunu, onun ilgisini ekmek iin anlattn dneceinden, hemen vazgeti ve hep altn syledi. "Bense nce, nedenini bilmediim bir sknt dnemi yaadm. Hatta, neredeyse yurt dna gidecektim, fakat daha sonra arkadanz Arcade Nicolaevitch gelince bundan vazgetim ve her zamanki gerek rolme kavutum." "Hangi rol bu, renebilir miyim?" Teyze, retmen, anne rol nasl isimlendirirseniz isimlendirin. Aklma gelmiken, sizin Arcade Nicolaevitch'e daha nceden duyduunuz yakn arkadal anlamyordum. Onu ok Babalar ve Oullar 23 i nemsiz buluyordum. Fakat imdi onu tanmaya baladm ve onun aslnda zeki birisi olduunu farkettim. Hepsinden de nemlisi ylesine gen ve toy ki..." Size ve bana kesinlikle benzemiyor Eugene Vassilievitch. "Sizin yannzda hl ekingen mi davranyor?" "Ah! ekingen miydi ki?.." Anne Sergueevna szn tamamlad ve bir an dnd: "imdi biraz daha ak, benimle konuuyor. nceleri benden kayordu. Zaten ben de onun arkadalna ihtiya duymazdm. Katia ile ikisi ok iyi arkadalar." Bu szler Bazarov'un houna gitmedi. "Kadnlarn bitip tkenmeyen cilveleri," diye dnd iinden. "Sizden katn sylediniz," souk bir glle. "Fakat onun size ak olduu gereinin farkmdaydnz herhalde!" "Nasl! O da m?" deyiverdi Anne Sergueevna, istemeden sylemiti. "O da," diye tekrarlad Bazarov ban ciddi bir tavrla eerek. "Bunu bilmiyor muydunuz; size bilmediiniz bir eyden mi bahsettim?" Anne Sergueevna gzlerini indirdi. "Yanlyorsunuz," Eugene Vassilievitch. "Sanmyorum. Fakat belki bunu size sylememeliydim," dedi. "Bu sana oyun oynamaman gerektiini retir," diye geirdi iinden. "Neden sylemeyecekmisiniz ki? Fakat uras kesin ki, siz hl o ann etkisi altndasnz. Gerekten bu konuyu abartyorsunuz." 2^2 . Turgenyev "Btn bunlardan bahsetmesek daha iyi olacak Anne Sergueievna." Kadn: "Fakat neden..." diyecek olduysa da, o da konumann ynn baka tarafa ekmekten kendini alamad. Kendisini Baza-rov'un yannda rahatsz hissediyordu. Bazarov'a her eyi unuttuunu sylemesine ramen; onunla en basit konulardan konuurken, akalarken bile kalbinin endie ile sktn hissediyordu. Tpk ak denizdeki insanlar gibi... Gemide skntsz, kara-daym gibi glmserler, rahattrlar, ancak ufack bir duraklamada, en ufak aksamada btn yzlerde ayn karakteristik korku ifadesi grlrd... Mevcut bir tehlikenin hep bilincinde olduu halde, bunu iinde saklyor olmaktr bu. Anne Sergueievna ve Bazarov'un arasndaki bu konuma uzun srmedi. Gen kadn dalgn cevaplar vermeye balamt. Sonunda Prenses ve Katia'y grmek iin yemek odasna gitmelerini nerdi. "Arcade Nikolaevitch nerede?" diye sordu ev sahibesi; yaklak bir saattir ortalklarda olmadn renince, onu aramaya birisini gnderdi. Onu bulmalar uzun srd. Bahenin en ssz kesine bzlm, ellerini enesine dayam,

dncelere dalm bir biimde oturuyor buldular. Derin ve nemli, ancak zc olmayan dnceler iindeydi. Anne Sergueevna'nn Ba-zarov ile babaa olduunu biliyordu, gene de hi kskanlk duymuyordu; aksine, yznde yumuack bir aydnlk vard. akn, neeli, hem de nemli bir karar vermekle megul gibiydi. Babalar ve Oullar 233 XXVI Merhum Odintsov, yeniliklerden holanmazd, ancak "ince bir zevkin rnlerine" bazen evinde yer verirdi. Bahede gletle sera arasnda, Rus tulalarndan Yunan tapnaklarn andran bir galeri yaptrmt. Bu galerinin arkasn oluturan duvarda, Odintsov'un Avrupa'dan getirtmek niyetinde olduu heykeller iin alt tane yuva braklmt. Bu heykeller Yalnzlk, Sessizlik, Meditasyon, Melankoli, Namus ve Hassasiyet sembol olacaklard. Hatta bunlardan bir tanesini, bir eli dudanda Sessizlik Tanras'n getirmilerdi ve yerine de koymulard. Ancak ayn gn, komu mahallenin ocuklar heykelin burnunu krmlard. Tandk bir heykeltra, heykelin burnunu ncekinden de iyi yapacan sylediyse de Odintsov onu kaldrtmt. Uzun yllar, ky kadnlarnn 'uursuz' diye nitelendirdikleri ve korktuklar bu heykel ambarda braklmt. Yapnn n uzun zaman funda allar ile rtl kalmt: yalnzca kolonlarn balklar grnyordu. Galerinin ii len scanda bile serin olurdu. Anne Sergueievna burada bir kara ylan grdnden beri buray pek sevmezdi; fakat Katia sk sk buraya gelip, oyuklardan birinin nne konmuiniyk bir ta banka otururdu. Orada serinlikte kitabn okur, elindeki ii iler ya da sessizlik duygusu ile btnleirdi. Bu duygunun gzellii, gerek evremizde, gerek iimizde durmadan yuvarlanp giden o geni hayat dalgasnn sessizce ve hemen hemen uursuzca izlenmesinde-dir. Bazarov'un geliinin ertesi gn, Katia her zamanki banknda oturuyordu ve Arcade da onun yanndayd. Katia'ya, ona ga234 . Turgenye\ leride, elik edip edemeyeceini sormutu. lene yalnzca bir saat vard; ili, slak sabah yerini scak bir gne brakt. Arcade'n yznde yine ayn ifade vard. Katia ise pek megul grnyordu. Sabah aydan hemen sonra, ablas onu odasna artp, nce biraz ban okadktan sonra (ablasnn onu byle okamas hep biraz korkuturdu); Arcade ile ba-baa kaldklarnda daha dikkatli olmasn, onunla ssz yerlerde bulunmaktan kanmasn, bunun teyzesinin ve hatta btn ev halknn gzne arpm olabileceini sylemiti. Zaten bir gn nce de, akama kadar Anne Sergueievna pek iyi grnmemiti. Katia bu yzden kendisini sulu gibi hissediyordu. Arcade'n nerisini kabul ederken, kendi kendine bunun son kez olduunu sylemiti. "Catherine Sergueievna," diye sze balad Arcade, ekingen bir rahatszlkla. "Sizinle ayn at altnda yaama ans elde ettiimden beri, sizinle birok konudan konutuk. Ancak bir konu var ki... Benim iin olduka nemli ve sizinle henz konumadk bu konuyu. Dn benim deitiimden bahsettiniz," diye ekledi. Baklarn soru sorar, bir eyler arar gibi Katia'nn zerine dikmiti. "Gerekten de bu doru, ben ok deitim ve bunu kesinlikle biliyor olmalsnz ki, bu deiimi size borluyum." "Bana m?" diye sordu Katia. "Artk sizin evinize ilk geldiim zamanki kstah gen deilim," diye devam etti Arcade. "Yirmi yandaym, hl eskisi gibi yararl olmak ve btn Varlmla kendimi geree adamak dncesindeyim. Fakat, bouna aradm ideallerimin peinde gitmeyeceim. imdiki ideallerim bana daha yakn gibiler. BuB abalar ve Oullar 235 gne kadar kendimi anlamamm; kendi gcmn zerinde grevler yklenmitim... Bugn ise gzlerim yalnzca bir duygunun sayesinde ald... Belki kendimi tam olarak aklayamyorum; beni anlayacanz umuyorum." Katia hibir ey sylemedi; Arcade'a bakyordu. Arcade daha da heyecanl bir sesle konumasna devam etti; tam balarnn zerinde kayn aacnn dallar arasnda bir ispinoz kuu neeyle tyordu:

"yle sanyorum ki... Bence drst bir insann ilk grevi kendisine yakn olan kiilere kar drst olmasdr, ite bu yzden de, size unu aklamak niyetindeyim..." Konumann bu noktasnda Arcade bir an iin ne syleyeceini bulamad; altst olmutu. Bir sre sessizlik iinde ezilip bzld, Katia gzlerini yere dikmiti. Sanki hem bunlarn nereye varacan biliyor, hem de anlamyor gibiydi. "Sanrm sizi artacam," dedi Arcade yeniden gcn toparlayarak. "nk aslnda bu duygu bir bakma... sizinle ilgilidir. Dn, hatrlyorum da beni ciddi olmamakla sulamtnz." Arcade bir bataklkta ilerleyen bir adam gibi szlerine devam etti, her admda sanki biraz daha batyor gibiydi ve bir an nce bu durumdan kurtulmak iin, hzla devam ediyordu: "Bazen genler, bunu haketmedikleri halde bu ekilde sulanrlar ve bir para undan emin olsaydm..." "Aman Allah'm, bana yardm et, haydi, yardm et," diye mitsize geirdi iinden. Katia bu srada hl ba ne eik, ylece sessiz duruyordu... "Eer bir para emin olabilseydim," diye devam etti Arcade. 236 . Turgenyev "Sylediklerinizden emin olabilseydim..." diyen Anne Sergueevna'nn szleri duyuldu o srada. , Arcade birden sustu, Katia sararmt. Galeriyi gizleyen allar boyunca bir kei yolu uzuyordu. Anne Sergueievna Baza-rov'la bu yolda yryordu. Katia ve Arcade onlar gremiyorlar, ancak seslerini, Anne Sergueevna'nn elbisesinin hrtsn, hatta nefes alp verilerini bile duyabiliyorlard. Birka adm daha attlar ve tam galerinin nnde, sanki onlar bir ey durdurmu gibi, durdular. "Gryorsunuz ya, biz yanldk, siz ve ben," dedi Anne Sergueievna. "kimiz de artk ilk genlik amzda deiliz... zellikle de ben; biz ok eyler yaadk, yorulduk; tevazuya gerek yok, ikimiz de zeki insanlarz; nce birbirimize ilgi duyduk, merakmz bizi drtt... daha sonra da..." "Sonra da benim meselem kt ortaya," diye szn kesti Bazarov. "Siz de iyi biliyorsunuz ki, anlamazlmzn asl sebebi bu deil. Sonuta ne olursa olsun, birbirimize ihtiyacnz yok, asl nemli nokta da bu; biz ok... nasl demeli... biz birbirimize ok benziyoruz. Bunu tam olarak anlayamadk. Arcade, aksine..." "Ona ihtiyacnz var m?" diye sordu Bazarov. "Ltfen susun, Eugene Vassilievitch. Onun bana kar ilgisiz olmadn syleyen sizdiniz ve ben de bunu hep hissettim. Onun teyzesi olacak yata olduumu biliyorum, ama onu daha sk dnmeye baladm sizden saklamak istemem. Bu gen, taze duygunun benim iin bir ekicilii var..." "Bylenme kelimesi byle bir duruma daha iyi uyard," diye szn kesti Bazarov. Sakin, bouk sesinde bir fke hissediB abalar ve Oullar 237 liyordu. "Dn Arcade her zamankinden daha kapalyd ve bana ne sizden, ne de kzkardeinizden bahsetti... Bu tuhaf bir durum!" "Katia ile kesinlikle karde gibiler," dedi Anne Sergueiev-ja. "Ve belki birbirlerine bu kadar yakn olmalarna gz yummakta hatalym, ama bu yan houma gidiyor." "imdi iinizde konuan kim: abla m?" diye szlerini vurgulayarak sordu Bazarov. "Tabii ki... Fakat niin burada duruyoruz ki? Yryelim... Ne tuhaf bir konuma bizimkisi, yle deil mi? Bu ekilde sizinle konuabileceimi dnebilir miydim? Sizden ekindiimi ve ayn zamanda size gvendiimi bilirsiniz, nk siz iyi bir insansnz." "Her eyden nce ben, kesinlikle iyi birisi deilim ve ikincisi sizin gznzde btn nemimi yitirdim ve imdi siz bana iyi bir insan olduunu sylyorsunuz... Bu neye benziyor biliyor musunuz? Bir lnn bana gl elengi koymaya."

"Eugene Vassilievitch, bizim elimizde deil ki; biz..." Rzgr tam o anda esti ve aalarn yapraklarn hrdatt, Anne Sergueevna'nn szleri duyulamad. "Tabiiki siz zgrsnz," diyen Bazarov'un sesi duyuldu bir sre sonra. Konumann devam duyulamad, admlar uzaklat... Ve her yan yeniden bir sessizlik kaplad. Arcade Katia'ya dnd. Katia hi durumunu bozmamt, yalnzca ba biraz daha ne eilmiti. "Catherine Sergueievna" dedi titreyen bir sesle Arcade, ellerini nnde kavuturmutu. "Sizi daima, mrmn sonuna 238 . Turgenyev dek seveceim ve sizden baka kimseyi sevmedim. Bunu size sylemek istedim, nk sizin duygularnz da bilmek, dncenizi almak istiyorum; ben zengin deilim belki, ama gene de sizin iin her trl fedakrla hazrm... Cevap vermiyor musunuz? Bana inanmyor musunuz Benim ciddi olmadm m dnyorsunuz? Fakat u son gnleri hatrlayn ve beni anlayn ltfen; hepsi, gemiim, hepsi iz brakmadan kayboldular, buna inanmyor musunuz? Bana bakn, yalnzca bir tek ey syleyin... Ben sizi seviyorum... bana inanmalsnz!" Uzun bir sre dnen Katia Arcade'a ciddi ve l l gzlerle bakt, hafife glmsedi. "Evet," dedi. Arcade yerinden srad. "Evet mi? Evet mi, dediniz Catherine Sergueievna. Bu 'evet' ne demek oluyor? Sizi sevdiime inandnz m belirtiyor. Ya da... ya da., szm tamamlamaya cesaret edemiyorum..." "Evet," diye tekrarlad Katia ve Arcade bu sefer anlad. Kzn gzel, byk ellerinden tuttu ve heyecandan kesilen nefesi ile soluk solua, ellerini kalbine bastrd. Ayaklan zerinde zor duruyordu, yalnzca: "Katia, Katia!" diye kzn ismini tekrarlyordu. Katia ocuklar gibi alamaya balamt, gzyalarnn arasndan hafife glmsyordu. Sevilen bir varln gzlerinde bu gzyalarn grmemi bir kii, insan dnyada bu denli mutlu eden bir olayn olduunu bilemez. Ertesi sabah erkenden, Anne Sergueievna Bazarov'u alma odasna ard, yznde zoraki bir glmseme vard. Baza-rov'a katlanm bir mektup uzatt. Bu Arcade'n mektubuydu. Babalar ve Oullar 239 Ondan kzkardeini istiyordu. Bazarov mektubu hzla okudu ve iinden geen o fkeyi belli etmemek iin kendisini zorlad. "u ie bakn! Siz daha dne kadar onun Katia'y bir karde gibi sevdiini dnyordunuz. Peki imdi ne yapmak niyetin-desiniz?" "Siz bana neyi tavsiye ederdiniz?" diye sordu Anne Sergueievna, hl zoraki glmsyordu. "Eh, ben sizin bu iki gen insana yardmc olmanz gerektiini dnyorum," diye cevaplad Bazarov. O da kendini neeli hissetmese de, Anne Sergueievna gibi zorla glmsyordu. "Bu ksmet her adan iyidir, Kirsanov'larn durumu fena deil, evin tek ocuu ve babas kesinlikle engel olmayacak, iyi niyetli bir insandr." Madam Odintsov, odada bir aa bir yukar yrmeye balad. Yz bir kzaryor, bir sararyordu. "yle mi dnyorsunuz? Ben de herhangi bir engel gremiyorum. Katia iin... ve Arcade Nikolaievitch iin ben de mutluyum. Tabii ki babasnn cevabn bekleyeceim. Arcade' bu mesaj kendisi iletmesi iin gndereceim. Grdnz ya, dn size sylediim sizin ve benim yal insanlar olduumuz doru kt... Nasl oldu da ben bunu nceden gremedim; buna aryorum! Anne Sergueievna yeniden gld ve hemen ban evirdi. "Bugnn genlii eytan gibi!" diye belirtti Bazarov. O da glyordu: "Elveda," dedi ksa bir sessizlikten sonra. "Bu ii en gzel biimde halletmenizi dilerim; ben kendi amdan, olaylar 240 . Turgenyev uzaktan izlemekle yetineceim."

Madam Odintsov hzla ona dnd: "Ne dediniz! Gidiyor musunuz? Fakat niin kalmyorsunuz? Kaln... Sizinle konumaktan keyif alyorum... Bir uurum banda gibi hissediyorum kendimi, nce korkuyorum, sonra nereden geldiini bilmediiniz bir cesarete kavuuyorsunuz. Ltfen kaln!" "neriniz iin teekkrler, Anne Serguei'evna ve benim konuma becerimle ilgili vc szlerinizden dolay da ayrca teekkr ederim. Fakat, benim olmayan bir atmosferde zaten yeterince uzun zaman kaldm dnyorum. Uan balklar bir sre havada kalrlar, fakat gecikmeden yeniden suya dalmalar gerekir; siz de benim kendi yerime "plof" diye, balklama dalmama, kendi zelliklerime yeniden dnmeme izin verin." Madam Odintsov Bazarov'a bakt. Solgun yznden ac bir glmseme geti. "Bu kii beni seviyordu" diye dnd ve kalbi acma duygusu ile doldu; elini efkatle uzatt. Fakat Bazarov onun iinden geenleri anlamt. "Hayr!" diye geriledi. "Ben belki fakir bir adamm, ancak bugne kadar sadaka kabul etmedim. Elveda, kendinize iyi bakn." "Bunun son grmemiz olmadn dnyordum," dedi Anne Serguei'evna. Bazarov'u tutmak ister gibi, zayf bir hareket yapt. "Her ey olabilir!" dedi Bazarov, reverans yaparak odadan kt. Ayn gn, odasnda, yere diz km valizini hazrlarken, bir yandan da Arcade ile konuuyordu. Babalar ve Oullar 24 i Arcade'a: "Bence bu yaptn ok iyi bir ey! Fakat imdiye kadar bouna yalan syledin. Senin baka ekilde davranacan dnrdm. Ya da bu i seni de mi artt?" "Aslnda ben de byle bir ey beklemiyordum, evden ayrlrken," dedi Arcade. "Fakat sen de bana yalan sylyorsun: Bana 'bunun iyi i olduunu' sylyorsun. Sanki ben senin evlilik hakkndaki dncelerini bilmiyormuum gibi?" Bazarov gld: "Sevgili arkadam! Bunu nasl sylersin! Ne yaptm gryorsun: Valizimde bir boluk var ve ben oraya saman doldu-ruyorum; yaam valizimizde de ayn durum sz konusu. Oraya ne olursa olsun, her eyi yarz. nemli olan boluu doldurmaktr, ltfen bana darlma; benim Catherine Sergueevna hakkndaki grlerimi kesinlikle biliyorsun. Birok hanmefendi, akll bir ekilde i geirdikleri iin kendilerini pek akll sayarlar; oysa senin setiin kii, hem kendisini savunmay bilecektir, hem de bunu ylesine bir ekilde yapacaktr ki, seni de eline geirecektir. Zaten btn bunlar hayatn dzeninde var!" Valizin kapan kapatp ayaa kalkt. "Ayrlmadan nce, sana son kez sylemek istiyorum... nk birbirimizi aldatmamza hi gerek yok, bir daha hi gr-memecesine birbirimizden ayrlyoruz... Bunu sen de biliyorsun... Sana son kez sylemek istediim u: Sen akll davran-dn... Sen bizim ac, dikenli, serseri, yeri yurdu belirsiz yaammz iin yaratlmamsn. Sende ne atlganlk, ne fke var; sendeki yalnzca genliin verdii bir cesaret, bir meydan okuyu. Bu bizim davamza yaramaz. Siz soylular, soyluluun uysall242 . Turgenyev ndan ya da soylulara yakan fkeden teye geemezsiniz. Oysa bu gelip geicidir. Siz asla dvmezsiniz, mesel... yle olduunuz halde, kendinizi kahraman sayarsnz! Oysa biz, dvmek iin frsat kollarz. Hem sonra, daha ne istiyorsun! Bizim tozlu yollarmz senin gzlerini yakacakt, amurumuz zerini kirletecekti; hem sonra hayr, sen daha bizim boyumuza gelmedin. Elinde olmayarak kendini beeniyorsun, buna ne kadar kzsan da! Oysa bu durum bizi boar; bu bizim ykmak istediimiz eylerdendir! Sen iyi niyetli bir ocuksun; fakat bu senin liberal, kk bir aristokrat beyefendi olmana engel deil ite hepsi bu, genliimde okuduum bir yazarn dedii gibi."

"Sen imdi benimle sonsuza dek grmemek zere vedala-yorsun Eugene, bana bunlardan baka syleyebilecein szn yok mu?" diye sordu Arcade zgn zgn. Bazarov ensesini kad. "Evet, Arcade, sana sylemek istediim eyler var, ancak onlar sylemeyeceim, nk bunlar romantizm, duygusallk ieren szler... Hemen evlen, kendine gzel, kk bir yuva hazrla ve bir sr ocuk yap. Onlar neeli ocuklar olacaklardr; nk bizim yaadmz bir ada domayacaklar. Ah! Atlarm hazr, grdm kadaryla. Gitme vakti! Herkesle vedala-tm... yi. O halde! Ne yapyoruz? Sarlalm m?" Arcade eski stadnn, arkadann boynuna atld; gzlerinden yalar akyordu. "te genlik," dedi Bazarov heyecanlanmakszn. "Fakat eminim, Catherine Sergueievna, seni ok abuk avutacaktr." "Elveda kardeim!" dedi Arcade'a arabasna binince; ahrn Babalar ve Oullar 243 damnda yanyana duran iki alacakargay iaret ederek: "Onlar rnek al!" diye bard. "Bu da ne demek oluyor?" diye sordu Arcade. "Nasl? Doabiliminde bu kadar kt msn? Ya da alac-kargalarn, aile konusunda en hassas, en saygdeer ku olduunu biliyor musun? Sana rnek olsunlar! Elveda, beyim!.." Ve araba takrdayarak yola koyuldu. Bazarov doru sylemiti. Ayn akam, Katia ile konuan Arcade, retmenini tamamen unutmutu. Gen kzn yaknlna balanmt bile ve Katia da bunun farkndayd. Bu duruma armyordu. Ertesi gn Marino'ya Nicolas Petrovitch'in yanna gidecekti. Anne Sergueievna genlerin yannda fazlalk olmak istemiyordu, yalnzca ayp olmasn diye, onlar uzun sre yalnz brakmyordu. yi niyet gstererek; evlilik haberine sinirlenen yal prensesi yanlarndan uzaklatrd. nceleri Anne Sergueievna onlarn mutluluuna katlanmann kendisi iin biraz zor olacan dnyordu; ancak tam tersi oldu: Bu durum onu hem megul etti; en sonunda yumuatt bile. Hem seviniyor, hem de zlyordu. "Bazarov'a duyduum gerekten de yalnzca merakm, baka bir ey deil. Ben rahatma dknm, bencilim..." "Sylesenize ocuklar, ak bir gsteri midir?" diye sordu bir seferinde yksek sesle. Fakat ne Katia, ne de Arcade onu anlayabiliyordu. Ondan kayorlard; istemeden duyduklar konuma akllarndan kmyordu. Bununla birlikte Anne Sergueievna onlar sakinletirmekte gecikmedi; bu onun iin zor olmamt. Kendisi de sakinlemiti. 244 . Turgenyev XXVII Yal ift, hi beklemedikleri bir anda Bazarov'un geliine ok sevindiler. Ariria Vlassievna evde telala kouuyordu, Basile Ivanovitch onu bir 'keklie' benzetti; ksa hrkasnn kk kuyruu da, kadna, kua benzer bir grnm veriyordu. O ise, aralklarla homurdanyor, aznn kenarndaki ubuun kehribar azln hafif hafif sryordu. Daha olmazsa, tutup azl eviriyor, sanki yerinde olup olmadn anlamak istiyordu. Ve aniden kocaman azn ap sessizce glyordu. "Tam tamna alt hafta iin buradaym, yal nar," dedi Bazarov. "almak niyetindeyim, o yzden ltfen, beni rahatsz etmemeye zellikle dikkat et!" "Brak rahatsz etmeyi, neye benzediimi bile unutacaksn!" dedi Basile Ivanovitch. Ve szn de tuttu. lk seferki alma odasna olunu yerletirir yerletirmez; yalnzca gzden kaybolmak iin deil; ama ayn zamanda karsn da, her nevi abartl sevgi gsterisinden kanmas konusunda uyarmak iin hemen odadan ayrld. "Gryorsun ya; hanm, ilk sefer Ienioucha'mz geldiinde onu biraz bktrdk. Onu sktk, imdi daha dikkatli davranalm." Arina Vlassievna kocasna hak veriyordu, ancak bu taktikten pek fazla bir ey kazanmyordu, zira olunu artk yalnzca masada grebiliyordu ve oluna tek kelime ile bir ey sylemeye korkuyordu: "Kk Ienioucha'm benim!" diye atlsa

da birka sefer; Eugene ban ona evirir evirmez, belindeki torbann iplerini kartrmaya balar: Babalar ve Oullar 245 "Hi! Hi! Bir ey yok! ylesine dediydim!" diye kekelerdi. Sonra kocasnn yanna gider, eli yananda ona sorard: "Sylesene sevgilim! Acaba bugn Eugene ne yemek ister? Lahana orbas m? Bor orbas m?" "Fakat neden kendisine sormuyorsun?" "Bu onu skabilir." Yalnz bir sre sonra, Bazarov iine kapanmaktan vazgeti; alma aknn yerini, karanlk bir can sknts, belli belirsiz bir endie almt. Btn hareketleri arlam, yavalam; her zamanki gnll ve neeyle yapt yry bile deimiti. Yalnz gezmekten vazgemi, yanna arkada arar olmutu; ayn da salonda iiyor, Basile Ivanovitch ile bostanda geziyor ve onun yannda sessiz sessiz sigarasn iiyordu. Hatta bir gn durup dururken Peder Alexis'i bile sordu. Basile Ivanovitch, nceleri bu deiiklikten memnundu, ancak bu ksa srd. Alak sesle, zgn zgn hanmna ald: "Ienioucha'a beni ok zyor; memnuniyetsiz ve fkeli deil belki, ama nemli olan zgn ve mutsuz. Asl korkun olan bu. i iini yiyor; bizi bile biraz azarlasa iyi! Hem zayflyor, yle zayf ki!" Yal kadn fslt ile: "Onun boynuna bir muska asardm, ama Tahr'm, buna izin vermez ki!" dedi. Basile Ivanovitch birok kez olduka temkinli bir ekilde Bazarov'a iini, saln, Arcade' sordu... Fakat Bazarov ona hep isteksiz, ilgisiz cevap veriyordu; bir kez babasnn kendisine yavaa yaklama taktiini hissedince, ac bir ekilde onun zerine atld: 246 . Turgenyev "Sen ne diye benim etrafmda, parmaklarnn ucunda dolayor gibisin? Bu ekilde davranman ncekinden de kt!" "Fakat... ben hibir ey demedim ki!.." diye aceleyle cevaplad zavall Basile Ivanovitch. Politik yaklamlar da cevapsz kalyordu. Bir seferinde kyllerin yaknda kurtulacaklarndan, kalknmadan sz ederek olunun ilgisini ekmeye almt, ama Bazarov ilgisiz bir tonla: "Dn, it boyunca yryordum ve kymzdeki kk iftilerin arklar sylediklerini duydum; eski popler arklar yerine, avazlar kt kadar, "Beklediim saat yakndr, O saatte, kalpler akla alacaktr." trksn sylyorlard. te ilerleme budur." Bazen Bazarov kye iniyor ve her zamanki alayc tavryla, baz kyllerle konumaya koyuluyordu: "Haydi, dostum, bana yaam hakkndaki grlerinden biraz bahset. nk sylendiine gre, Rusya'nn gc ve gelecei sizin elinizde, sizin sayenizde tarihte yeni bir a alacak: O yzden gerek kanunlardan ok, sizin gerek ifadelerinize ihtiyacmz var," diyordu. Kyl bu soruya ya hi cevap vermiyor, ya da u szleri sarf ediyordu: "Biz... Elbette... yle olabilir... yle yazldysa inanmak gerekir," diye mrldanrd. "Bana kendi dnyan anlat biraz," diye szn keserdi Bazarov. "Sen Slav doktrinine mi inanyorsun?" "Bu dnya, sevgili beyim, balinann srtnda duruyor; bizim dnyamza gelince, onun karsnda beyler var. Bizim efenB abalar ve Oullar 247 dilerimiz sizlersiniz. Ve bir bey ne kadar hakimse, kyls tarafndan o kadar sevilir." Bir gn bu ekilde konumay dinleyen Bazarov omuzlarn silkerek ayrld, konutuu kyl de evinin yolunu tuttu.

"Neden bahsediyordu?" diye sordu, kapsnn eiinden baka bir kyl, somurtkan bir ifade ile konumalarna uzaktan tank olmutu: "Gecikmi borlar m var?" "Bor mu? Ne diyorsun dostum?" diye cevaplad teki kyl; sesinde bu sefer, hi de dostane bir ifade yoktu, aksine ilgisizlik seziliyordu. "ylesine, havadan sudan konutu. Can konumak istemi. Ne yaparsn, o bir bey, bizim derdimizden anlar m?" "Eh, yle" dedi teki kyl. Bu szler zerine ikisi de apkalarn silkip, kemerlerini dzelttikten sonra ilerden ve ihtiyalardan bahsetmeye koyuldular. Ne yazk! Paul Petrovitch ile tarttnda, kyllerle konumay bildiini syleyerek vnen, kendinden bu denli emin olan Bazarov, kyllerin gznde bir sirk palyaosu olduunun farknda bile deildi. En sonunda kendisine bir ura bulmutu. Basile Ivano-vitch'in bir yaralnn bacana pansuman yapt gn, o da ora dayd; ancak elleri titreyen yal adam bantlar sk saramyr-du, olu yardmna kotu ve ondan sonraki bakm seanslarnda yer almaya balad. Bir yandan da, verdii her d harfiyen uygulayan babasyla alay ediyordu. Fakat Bazarov'un alaylar Basile Ivanovitch'i sarsmyor, aksine bu onu yattryordu bile. Kirli sabahlnn, tam karn zerinde kalan ksmn iki parmayla tutup, azndaki ksa piposuyla Bazarov'u mutlu mutlu 248 . Turgenyev dinliyor; onun szlerinde ne kadar fke olursa, babas da o kadar iten glyordu. yle ki, glerken kapkara dileri de meydana kyordu. Bazen, olunun aptal ve sama szlerini tekrarlad bile oluyordu, rnein bir gn durup dururken: "Ne sama i ama!" diyordu, nk olu onun sabah ayinlerine gittiini renince byle demiti. "Allah'tan, artk somurtmuyor!" diye hanmna fsldad. "Bugn bana yle okkal kfrler savurdu ki inanmazsn." Ayrca olu gibi bir yardmcs olduu iin couyor, gurur duyuyordu. Bir gn kocasnn gocuunu giyinip gelmi olan hasta bir kadna: "Evet kzm, Tanr'ya kr olum burada; imdi seni en yeni, bilime en uygun ekilde tedavi edebiliyorum. Anlyor musun? Fransz mparatoru Napoleon'un bile bu kadar iyi doktoru olmamt!" diyerek, ona bir ie kurun suyu ve bir kutu merhem vermiti. Karnnn iinde bir eylerin kopar gibi olduundan ikayet eden kyl kadn yere kadar eilip onu selmlad ve sepetinden kard drt yumurtay onlara sundu.. Bazarov bir seferinde kuma satan bir adamn diini bile ekti; bu basbaya sradan bir diti, Basile Ivanovitch onu nadide bir para gibi saklad; durmadan Peder Alexis'e gsterip yle diyordu: "Aman u kklere bakn! Eugene ne kadar da kuvvetli! Satcnn nasl havaya frladn grseydiniz! Bir mee bile olsa onu da ayn ekilde kknden skerdi." "Bu vnlecek bir ey!" diyordu Peder Alexis, yal adamn heyecann nasl yattracan bilemiyor, syleyecek sz bulamyordu. Babalar ve Oullar 249 Bir gn, komu kyden bir yal adam Basile Ivanovitch'e, . tifoya yakalanan kardeini getirdi. Zavall adam saman ynnn zerine yzkoyun yatm, can ekiiyordu. Uzun zamandr bilincini de yitirmiti. Basile Ivanovitch daha nce doktora bavurmay akl etmediklerine zldn belirterek, hastay kurtarmann imkn olmadn syledi. Gerekten de yal adam, kardeini eve gtremedi: Zavall arabada lmt. gn sonra, Bazarov babasnn odasna girdi ve onda cehennem ta olup olmadn sordu. "Var! Ne iin?" "htiyacm var da! Bir yaray yakacam." "Kimin yarasn?" "Kendi yaram." "Nasl? Senin yaran m? Nasl oldu? Nerede yaran?" "Bak, urada, parmakta. Bugn u kye kadar bir gittim, biliyorsun, bize tifo vakas ile gelen kye. Nedense adama otopsi yapmaya karar vermiler. Ben de uzun zamandr bunu yapmyordum." "Sonra?"

"Ben de ile doktorundan rica ettim, otopsiyi ben yaptm. Sonra da elimi kestim." Basile Ivanovitch birden bembeyaz oldu ve tek kelime etmeden, alma odasna koup oradan hemen elinde bir para cehennem ta ile dnd. Bazarov alp, gitmek istedi... "Tanr akna," dedi Basile Ivanovitch. "Bunu benim yapmama izin ver!" Bazarov alayc gld: "Uygulamay seviyor olmalsn!" 250 . Turgenyev "Yalvarrm aka yapma. Parman gster. Yara neyse pek byk deil. Cann actmyorum ya?" "Korkma, daha sk bastr!" Basile Ivanovitch durdu: "Ne dersin Eugene, kzgn demirle yakmak daha iyi olmaz m?" "Daha nce olsa iyi olabilirdi; aslnda doruyu sylemek gerekirse imdi cehennem ta bile ie yaramaz. Enfeksiyonu kaptm, artk ok ge." "Nasl... ok ge..." diyebildi Basile Ivanovitch. "Farknda olmalsn! Drt saatten fazla zaman geti." Basile Ivanovitch yaray biraz daha yakt. "le doktorunun cehennem ta yok muydu?" "Hayr." "Nasl olamaz, Tanr'm! Neden bir doktor bu denli gerekli bir eyi zerinde bulundurmuyor?" "Bir de neterini grseydin," dedi Bazarov ve odadan kt. Akama kadar ve ertesi gn, Basile Ivanovitch olunun odasna girmek iin btn imknlarn seferber etti; yaradan sz etmiyor, hi ilgisi olmayan konulardan bahsediyordu, ama ylesine srarla gzlerine bakp, elini kaygyla izliyordu ki, Bazarov dayanamad ve oradan gidecei tehdidini savurdu. Basile Ivanovitch onu rahatsz etmeyeceine sz verdi. Arina Vlassiev-na'dan btn bunlar saklyordu. O da ona, niin artk uyumadn, neyi olduunu soruyordu. Yal adam tam iki gn boyunca gizli gizli gzetledii olunun durumu artk houna gitmeyince, nc gn kendini tutamad. Bazarov ba nnde, hibir yemee elini srmyordu. Babalar ve Oullar 251 "Niin yemiyorsun Eugene?" dedi, hi zlmyormu gibi bir tavr taknarak. "Yemek iyi olmam m?" "Yemiyorum, nk canm istemiyor..." "tahn m yok? Ban nasl?" diye sordu endieli bir sesle. "Ban aryor mu?" "Evet. Niin? Yasak m?.." Arina Vlassievna kulak kesilmiti. "Kzma, Eugene, ltfen! zin ver nabzna bakaym!" Bazarov hafife ban kaldrd. "Buna gerek yok. Sana ateim olduunu syleyebilirim." "Titreme var m?" "Evet. Birazdan yatacam. Siz bana hlamur getirin. tm olmalym." "Senin bu gece ksrdn duydum zaten," dedi Arina Vlassievna. Arina Vlassievna hlamur hazrlatt; Basile Ivanovitch yan odaya geip, sessizce ban ellerinin arasna ald. Bazarov, sabahtan beri yerinden kalkmamt ve geceyi zerinde ar bir yk varm gibi, yar bilinsiz geirdi. Sabahn birinde, gzlerini glkle atnda, babasnn bembeyaz yzn ona eilmi buldu ve ona gitmesini syledi; yal adam itaat eder gibi grnd, ancak daha sonra parmaklarnn ucunda odaya dnd; dolap kapsnn ardnda yar gizli bir durumda, gzlerini ayrmadan olunu izledi. Arina Vlassievna da yatmamt; iki dakikada bir odann kapsn yavaa aralayp, Eugene'in nefes alp veriini dinlemeye, ona bakmaya geliyordu. Hareketsiz, iki bklm srtndan baka bir ey grmese de bununla avunuyordu. Sabah, Bazarov kalkmay denedi, ban evirince burnu 252 . Turgenyev kanamaya balad; yeniden yatt. Basile Ivanovitch orada hibir ey sylemeden duruyordu; Arina Vlassievna olunun odasna girip nasl olduunu soruyor, "Daha iyi," cevabn alnca odasna dnyordu. Basile Ivanovitch karsna elini sallayp iaret etti. Kadn alamamak iin dudaklarn srp odadan kt. Her ey evde aniden soluyor, kararyor gibiydi; yzler aslmt, eve tuhaf bir

sessizlik kmt; gr sesli bir horozu avludan alp uzak bir yere gtrdler. Hayvancaz neye uradn ard. Bazarov yz duvara dnk yatyordu. Basile Ivanovitch ona soru sormay denedi, ancak bu, Bazarov'un cann actyordu. Yal adam bylece hi konumadan koltuunda oturdu; arada bir parmaklarn kmldatt duyuluyordu. Birka dakika iin baheye kt yldrm arpm gibi yle akn, kprdamadan durdu. -Bu yldrm arpm ifadesi artk pek yznden eksik olmuyordu.- Sonra gene karsnn sorularna hedef olmamak iin olunun odasna kt. Nihayet, kadn onu kolundan yakalad; tehdit eder gibi: "Nesi var onun?" diye sordu. O zaman Basile Ivanovitch kendisini glmsemeye zorlad; fakat glmseme yerine nereden kaynaklandn bilmedii bir kahkaha sesi kard. Sabahleyin doktor artmak iin bir adam gndermiti. Bunu duyunca kzmasn diye, olunu bundan haberdar etmek istedi. Bazarov divanda aniden dnp, sabit bir bakla babasna bakt, su istedi. Basile Ivanovitch ona su verirken, alnn da kontrol etti. Aln yanyordu. Ar, uykulu bir sesle Bazarov: "Yal nar, ben bittim. Hastala yakalandm. Birka gne kadar beni gmeceksin." Basile Ivanovitch olduu yerde salland, sanki birisi onu itmiti. "Eugene," diye kekeledi. "Ne diyorsun... Tanr'm! Sen yalnzca ttn!" "Yeter," diye szn kesti Bazarov. "Bir doktor bu ekilde konuamaz. Hastaln btn belirtileri ortada; sen de bunun farkndasn." "Nasl, belirtiler... hastalk m! Haydi, Eugene!" "Ya sence btn bunlar ne?" dedi Bazarov gmleinin kolunu syrp, babasna kolundaki krmz uursuz lekeleri gsterdi. Basile Ivanovitch titredi, korkudan buz gibi olmutu. "Mmkn olabilir... ama yle olsa bile." "Tifo," diye fsldad olu. "Evet, nihayetinde salgn bir hastalk." "Tifo," diye souk bir tavrla vurgulad Bazarov. "Yoksa rendiklerini unuttun mu?" "Peki, sen nasl istersen yle olsun... Ama seni iyiletireceiz." "Hikye anlatyorsun. Sorun bu deil. Bu kadar abuk lmeyi beklemiyordum; gerei sylemek gerekirse bu ok kt bir kader. imdi sen de, annem de dini inancnzdan kuvvet alacaksnz; bunun gcn gsterme frsat kt size." Bir para daha su iti. "Fakat senden bir ey isteyeceim... Henz bilincim yerindeyken. Yarn, ya da br gn, bildiin zere beynim artk tatilde olacak. imdi bile, kendimi tam olarak ifade edemiyorum. Demin sen yatamn bana dikilmiken, hep sanki etrafmda krmz kpekler dolanyor gibiydi. Tpk sarho misali. 254 . Turgenyev Anlyor musun?" "Haydi, Eugene, sen gayet normal konuabiliyorsun." "Daha iyi ya! Bana doktor getirtmek iin birisini gnderdiini syledin... Bu houna gidiyorsa, sorun deil... O halde benim iin de bir ey yap; birisine bir mesaj gndermek istiyorum." . "Arcade Nikolaievitch'e mi?" diye sordu yal adam. "Arcade da kim?" Bazarov hafzasn yokluyor gibiydi. "Ah! u acemi aylak! Hayr, onu rahat brak: O imdi bir alacakarga. arma, henz samalamyorum. Hayr, Madam Odintsov'a, Anne Sergueevna'ya birini gnder! Onu tanyor musun? Kendi adnda bir iftlii var... -Basile Ivanovitch ban sallad- Ona 'Eugene Bazarov size selmn gnderdi, lmek zere' denilsin. Yapar msn?" "Evet!... Ancak lmen doru mu, Eugene? Biraz dnsene... O halde adalet nerede? "Orasn ben bilemem; fakat oraya gnderecek birisini bul." "Hemen; ona mektubu ben yazacam." "Hayr, mektuba gerek yok. Yalnzca selmm iletilsin, o kadar... Yalnzca bir leke gryorum... o kadar." Ar ar, yeniden duvara dnd; ve Basile Ivanovitch alma odasndan kt, karsnn odasna sallanarak girdi, ikonla-rn nnde diz kt: "Dua et, Arina, dua et!" diye mrldand. "Olumuz lyor." Doktor geldi, bu geen gn yannda cehennem ta bulunmayan ile doktoruydu; hastay kontrol

edip, hastann nasl bir hal alacan beklemeyi tledi, bir kurtulu imkn olduundan bahsetti. Babalar ve Oullar 255 "Siz hi benim durumumdaki insanlarn Champs Elysee'ye gitmediklerini grdnz m?" diye sordu Bazarov; birden aya ile yatan yanndaki ar masay yakalad ve onu kmldatmay baard. "u gce bakn; her ne kadar ok g olsa da, ben yine de leceim... Yal bir adam, belki yaama alkanln yitirmitir, oysa ki ben... Evet, gidin, lm inkr edemezsiniz! Kim inkr etse lr! Kim alyor burada?" dedi bir sre sonra. "Annem mi? Zavall! Bundan sonra o nl orbalarn kime yedirecek? Fakat sen de mi alyorsun Basile Ivanovitch? Eer Hristiyanlk bir ie yaramyorsa, kendini filozof gster, kalender bir filozof ol, hadi! Eskiden filozof olmakla vnmez miydiniz?" "Ben? Filozof mu?" diye bard Basile Ivanovitch ve gzyalar yanaklarndan szld. Bazarov'un durumu her dakika ktye gidiyordu; hastalk hzla yaylmaya balamt; btn beyinsel hastalklarda olduu gibi. Henz bilincini yitirmemiti; sylenenleri anlyor, hastala direniyordu. "Samalamak, sayklamak istemiyorum," diyordu yumruklarn sallayarak. "Bu ok komik." Sonra da yle soruyordu: "10'dan 8 ksa ka kalr?" Basile Ivanovitch deli gibi bir o yana, bir bu yana gidip geliyordu. nce bir ilac, sonra bakasn neriyor, olunun bacaklarna sarlmaktan daha fazla bir ey yapamyordu. "Souk arafa sarsak... kusturucu versek... mideye hardal yaks koysak... kan versek..." diye syleniyordu. Yz ok gergindi. Doktorun yanlarnda kalmasn istemiti. Doktor hastaya li256 . Turgenyev monata iiriyor, kendisine de kh bir pipo, kh snmak iin bir duble votka istiyordu. Arina Vlassievna kapnn yannda kk bir banka oturmu, yalnzca arasra dua etmek iin oradan ayrlyordu; birka gn nce kk bir ayna elinden dm ve krlmt, kadn bunu kt bir iaret olarak yorumlamt. Anfis-siouchka da ne syleyeceini bilemiyordu. Timofeitch Madam Odintsov'a mesaj iletmeye gitmiti. Gece Bazarov iin iyi gemedi. Yksek ate ona rahat vermedi. Sabah bir para daha iyiydi. Arina Vlassievna'dan salarn taramasn istedi, elini pt, iki yudum ay iti. Basile Iva-novitch bir para daha umutlanmt. "Tanr'ya kr," diyordu. "Kriz geldii gibi geti." "Doru dnce, bir tek kelime, bir kelime ne demeye geliyor!" dedi Bazarov. "Sen 'kriz' kelimesini buldun ve imdi kendini avutuyorsun. nsanlarn hl kelimelere inanmalar ok artc. Bir adama aptal deseler de, onu dvmeseler, adam buna gocunur. Akll denip, tek kuru denmese, her ey yolundadr." Bazarov'un eskiden yapt klar hatrlatan bu kk nutuk Basile Ivanovitch'in houna gitti. "Bravo! ok gzel! ok gzel!" dedi elleriyle alklar gibi Bazarov zgn glmsedi: "Sana gre kriz geti mi, yoksa gelecek mi?" diye sordu. "Daha iyisin, grdm bu ve buna seviniyorum." "Mkemmel; insann sevinmesi iyi bir eydir! Hani bir hanma birisini gnderecektin, gnderdin mi?" "Tabii! Nasl gndermem!" Ancak bu iyi hali pek uzun srmedi. Hastalk belirtileri ye-1 nilendi. Basile Ivanovitch, Bazarov'un bandan ayrlmyordu Babalar ve Oullar 257 Sanki bir bunalmdayd. Birok sefer konumaya altysa da baaramad. ' . "Eugene" dedi nihayet, "Olum, sevgili ocuum, biricik .olum." Bu alk olmad hitap biimi Bazarov'u uyandrd... Ban biraz oynatt, gzle grnr bir biimde, zerindeki ar bilinsizlik halinden kurtulmaya abalyordu:

"Ne var babacm?" dedi. "Eugene," diye devam etti Basile Ivanovitch, Bazarov'un nnde diz kerek; oysa Bazarov gzlerini aamyor, onu g-remiyordu. "Eugene, imdi daha iyisin, Tanr'nn yardmyla iyileeceksin; ama bu durumdan yararlan, anneni ve beni memnun et, bir Hristiyan olarak grevini yerine getir! Sana byle bir ey sylemek, benim iin korkun bir ey; ancak daha da korkun olan... sonsuzlukta... anlyor musun Eugene... dnsene bir kere nasl olur..." Yal adamn sesi kesildi, fakat olunun gzleri hl kapal yznde tuhaf bir ifade belirdi. "Eer seni mutlu edecekse, hayr demiyorum," dedi nihayet".- . "Fakat bana yle geliyor ki, aceleye gerek yok, sen kendin demin bana daha iyi olduumu sylyordun." "Evet, Eugene, bu doru; fakat kimbilir, aslnda her ey Tanr'nn takdirine baldr, bir kez grevini yerine getirirsen." "Hayr, bekleyeceim," diye szn kesti Bazarov. "Bir kriz olduu konusunda seninle hemfikirim. Eer ikimiz de yanl-yorsak, o halde elden ne gelir! Kendini kaybetmi olanlar da kabul ederler!" 258 . Turgenyev "Fakat, Eug6ne." "Bekleyeceim. Ve imdi uyumak istiyorum. Beni rahatsz etme..." Ba/yeniden eski halini ald. Yal adam kalkt, koltua oturdu; enesi elinde, parmaklarn kemirmeye balad... Gelmekte olan bir arabann tkrts, bu gibi sessiz kylerde uzaktan da olsa duyulur. Hafif tekerlek tkrts gittike yaklayordu; imdi de atlarn homurtusu duyuldu. Basile Ivanovitch bir srayta yerinden kalkt ve pencereye kotu. Kk evin avlusuna drt at koulmu iki kiilik payton girmiti. Kim olduunu bilmeden, anlamadan bir sevince kaplp, darya evin nne kotu... Frakl bir uak arabann kapsn ayordu; ban siyah tlle rtm, yerlere kadar uzayan siyah mantolu bir kadn indi arabadan. "Ben Madam Odintsov'um" dedi. "Eugene Vassilievitch yayor mu? Siz babas msnz? Yanmda bir de doktor getirdim." "Ne iyi ettiniz de geldiniz," diye bard Basile Ivanovitch; . kadnn elini tutup, pt. Anne Sergueievna'nn getirdii doktor gzlkl, ufak tefek bir Alman'd, acele etmeksizin arabadan indi. "Yayor, hl hayatta benim Eugene'im ve o imdi kurtulacak! Karcm! Karcm... Gkyznden bize bir melek geldi." '-..' "Tanr'm! Neler oluyor?" diye mrldand yal kadn salondan koarak; hibir ey anlamadan kendini Anne Sergueiev-na'nn ayaklarna att, deli gibi kadnn elbisesinin eteklerini pmeye baladi. "Ne yapyorsunuz! Ne yapyorsunuz!" diye itiraz etti Anne Babalar ve Oullar 259 Sergueievna, fakat Arina Vlassievna onu dinlemiyordu. Basile Ivanovitch de durmadan: "Tanrm bize bir melek gnderdi! Bir melek!" deyip duruyordu.' "Hasta nerede?" diye memnuniyetsiz bir sesle sordu doktor sonunda. Basile Ivanovitch'in akl bana geldi. "Burada, yalvarrm bizi takip edin. ok saygdeer meslektam" diye Almanca ekledi, eski bildiklerini hatrlayarak. "Ah," dedi ac bir glmsemeyle doktor. Basile Ivanovitch onu alma odasna gtrd ve olunun kulana eilerek, ona: "Anne Sergueievna tarafndan gnderilen doktor geldi; kert-disi de burada." Bazarov birden gzlerini at: "Ne dedin?" diye sordu. "Anne Serguei'evna'nn burada olduunu ve buraya yannda bir de doktor getirdiini syledim.". Bazarov gzlerini evirdi etrafnda.

"O burada demek... Onu grmek istiyorum." "Onu greceksin Eugene, fakat daha nce bu doktor bey ile grmemiz gerekiyor. Ona hastaln btn geliimini anlatacam. "Isidore Sidorytch gittiine gre, biz birlikte bu kk konsltasyonu yaparz." Bazarov gzlerini Alman doktora evirdi: "abuk konuun, ancak Ltince konumayn; nk "leceim" ne demek, artk biliyorum." , "Beyefendi Almanca biliyor galiba," dedi Aescalipius'un 260 . Turgenyev yeni rencisi, Basile Ivanovitch'e dnerek. "Ben... biraz... Neyse Rusa konusanz daha iyi," dedi yal adam. . "Ah! Ah! demek yle gerekiyor... elbette!" Konsltasyon^balad. Yarm saat sonra, Anne Sergueievna Basile Ivanovitch'in eliinde odaya girdi. Doktor onun kulana hastann iyileme ihtimalinin olmadn fsldad. . " Bazarov'a bakt... kapnn eiinde aklp kald, ateten yanan lmn izini tayan bu yzden ok etkilenmiti; gencin . bulank bakan gzleri zerindeydi. inde buz gibi, panik derer cesinde bir korku duydu; "Onu gerekten sevseydi, hislerinin byle olmayacan" dnd bir an. "Teekkrler," dedi glkle. "Gelmenizi beklemiyordum. Bu gerekten gzel bir davran. Bylece sizin de sz vermi olduunuz gibi bir kez daha grm olduk." "Anne Sergueievna byk bir iyilik gsterdi..." diye balad Basile Ivanovitch. "Baba, bizi yalnz braksana, izin verirseniz tabii ki, Anne Sergueievna? Sanrm imdi bu halimle..." Ba ile yatakta gsz uzanan vcudunu iaret etti Basile Ivanovitch kt. "Evet! Tekrar teekkr ederim. Krallara lyk bir davran. arlar da lleri ziyarete giderler." "Eugene Vassilievitch, umarm..." "Anne Sergueievna gerekleri konualm. Benim iin her ey sona erdi. Ben artk tekerlein altndaki adamm. Sonuta gelecei dnmek gereksiz. lm eski bir aka aslnda, ancak Babalar ve Oullar 261 hepimiz iin hep yeni gibidir. imdiye kadar korkmadm... daha sonra da bilincimi yitireceim ve puff! -elini hafife kmldatt-imdi, size ne sylemeli... sizi sevdiimi mi! Ancak bunun hibir nemi yoktu, imdi ise tamamen nemsiz. Ak bir ekildir ve benim kendi eklim bile neredeyse bozulmak zere. Brakn da size unu syleyeyim... Ne kadar muhteemsiniz! Ve imdi bu gzelliinizle, bu odadasnz!.." Anne Sergueievna elinde olmadan titredi. "Bu nemli deil, endielenmeyin... uraya oturun... Yaklamayn, biliyorsunuz ki hastalm bulacdr." Anne Sergueievna hzla odann teki fnrnfm goi, Baza-rov'un yatann yanndaki koltua oturdu. "Ne cmertlik!" diye mrldand. "Oh! Ne kadar yakn, gen, taze, tertemizsiniz... Hem de bu pis odada!... Haydi, elveda! Uzun yaayn, size en gzel dileim bu; ok ge olmadan yaamn tadn karn. u itici grnme iyi bakn. Yar yarya ezilmi bir solucan, her eye ramen gene de kmldyor. Ben de, buna ramen, daha yaplacak ok i olduunu, lmeyeceimi syledim durdum; ben mi, lmek mi? Oh! Hayr! B.u kadar yapacam ey varken! nk ben bir dahiyim! Ve imdi ona yaplacak tek bir ey kalyor, en edepli ekilde lmesi; kimsenin umurunda olmasa da... Ama ne olursa olsun; yere yatm bir kpek gibi lmeyeceim." Bazarov sustu ve el yordam ile bardan arad. Anne Sergueievna ona elinden eldivenleri karmadan, nefesini tutarak suyunu iirdi.

"Beni unutacaksnz," dedi yeniden. "Bir l yaayan birisine arkada olamaz. Eminim babam, size yle syleyecektir: 262 . Turgenyev Rusya'nn nasl bir adam kaybettiini bilseydiniz... Btn bunlar samalk! Fakat bu yal adamn bu hayallerini hogrn. Bunlar belki ocuklar elendirir, bilirsiniz... Anneme ^de iyi davrann... Onlar gibi insanlar, bu dnyada bytele arasanz bulamazsnz... Rusya'nn bana ihtiyac var... Hayr, yle olmadn dnmek gerekir. Kime ihtiyac var ki zaten? Bir kunduracya belki, bir terziye, bir kasaba... Kasap... Et satard... durun, kartryorum... uradaki bir orman..." Bazarov elini alnna gtrd. Anne Sergueevna onun zerine eildi: "Eugene Vassilievitch buradaym..." Hafife kadnn elini tuttu ve bana dokundurdu. "Elveda!" dedi beklenmeyen bir gle ve gzleri son kez ldad. "Elveda!... Dinleyin... Sizi geen sefer pmemitim, deil mi... Titreyen, snmek zere olan bu atee fleyin ki snsn..." Anne Sergueevna dudaklarn Bazarov'un alnna gtrd. "te bu kadar!" dedi kendisini yastna brakarak. "imdi her ey simsiyah..." Anne Sergueevna sessizce odadan kt. "Uyudu," dedi neredeyse belirsiz bir sesle. Bazarov bir daha da uyanmad. Akama doru, bilincini tamamen yitirdi ve ertesi gn ld. Peder Alexis onun nnde dini tren yapt. Son dini tren de yaplp, kutsal ya gsne srlrken Bazarov'un bir gz ald. Cppe giyinmi papaz, duman tten buhurdan, tasvirlerin nndeki mumlar grnce, ol yznden sanki, bir an iin korku geti. Son nefesini verdiinde btn ev halk lk la barmaya balad. Basile Babalar ve Oullar 263 Ivanovitch' birden lgnca bir mitsizlik kaplad: "Tanr'ya isyan edeceimi sylemitim, evet isyan edeceim," diye bouk bir sesle yumruunu havaya doru skm, tehdit edercesine sallyordu: Arina Vlassievna, gfyalar iinde, onun boynuna atld ve ikisi birden yere kapaklandlar. Daha sonra Anfissioucha ofiste, evresindekilere yle anlatyordu: "Eh! Evet, onlar yanyana, o halde grmeliydiniz, sefilce! Zavall bunlar nlerine eilmi, tpk le scandaki kuzu-cuklar gibi." Ancak lenin dayanlmaz sca yerini nihayet akama, daha sonra geceye braknca, ac ve yorgunluktan yorulmu olanlar sakin evlerine dnp, orada tatl bir uykuya daldlar. XXVIII Alt ay sonra... K gelmiti, bulutsuz buzlu gnleri, her yan rten kar tabakas, aalardaki pembemsi kralar ile, solgun gkyz ve duman tten bacalar ile, kap aralklarndan dar yaylan scakl ile, souktan etkilenmi serin yzlerle ve iliklerine kadar m atlarn telal koular ile k gelip atmt. Ocak aynn gnlerinden biri sona ermek zereydi; yaklaan akamn souu hareketsiz havay kskacna alm, gne batmnn son krmz klar hzla kayboluyordu. Mari-no'daki evin pencerelerinde klar yanmt; siyah giysili, beyaz eldivenli, her zamanki ciddiyetiyle Prokofitch, yedi kiilik bir kk sofra hazrlyordu. Bir hafta nce, kyn kk kili264 . Turgenyev sesinde iki nikh grltsz, parltsz neredeyse ahitsiz kylmt: Arcade ile Katia'nn nikh ve Nicolas Petrovitch ile Fenetchka'nnki. O gn Nicolas Petrovitch ileri iin Moskova'ya gidecek olan aabeyine veda yemei veriyordu. Anne Serguei'evna da dnden hemen sonra, genlere, cmert balarda bulunmu ve o da ayn ehre gitmiti. Saat tam te, herkes masann evresinde toplanmt, Mitia dahil, ilemeli balkl dads da vard. Paul Petrovitch Katia ile Fenetchka'nn arasnda oturuyordu. Kocalar da elerinin yanlarnda yer almlard. Son zamanlarda dostlarmz deimilerdi, daha bir gzellemi^ daha bir olgunlam gibiydiler; yalnz Paul Petrovitch biraz zayflamt, ancak bu onun 'beyefendi' ifadesini daha da belirginletiriyordu... Fenetchka da deimiti. Yeni ipek

elbisesi, salarnda kadife bir barts, boynunda altn zinciri ile saygdeer bir ifadesi vard. Hem kendisine, hem de orada bulunanlara sayg duyuyor ve glmsemesi ile onlara yle diyor gibiydi. "Yalvarrm, bana kzmayn, bu benim hatam deil." Zaten dierleri de glmsemelefiyle zr diler gibiydi; hepsi de kendisini bir para rahatsz, bir para zgn, ancak gerekte ok mutlu hissediyorlard. Herkes sajki elenceli bir oyun oynuyormu gibi, birbirlerine neeli bir zen gsteriyordu. En sakinleri Katia idi, etrafna kendinden emin bir yzle bakyordu ve Nicolas Petrovitch'in baklarndan, onu daha imdiden ok sevdii anlalyordu, yemek sonunda ayaa kalkt ve elinde kadehi ile Paul Petrovitch'e dnd: "imdi sen bizi terkediyorsun... Bizi brakp gidiyorsun, sevgili aabey," diye sze balad. "Ve bu yokluun uzun srB abalar ve Oullar 265 meyecek, gene de sana unu sylemek isterim ki... biz... Ben ne kadar... Biz... te sknt, bizim konumay bilmememizde... Arcade ltfen sen bir eyler syle..." "Hayr, baba, ben hibir ey hazrlamadm." "Ben sanki hazrlandm m! Aabey, brak da sana sarlaym ve sana aramza abuk dnmen dileinde bulunaym." Paul Petrovitch herkese sarld, Mitia'y da unutmad. Fenetchka'nn ayrca elini pt; oysa Fenetchka henz elini nasl uzatacan bile bilmiyordu; ikinci kadehini ierek derin derin iini ekti. "Hepiniz mutlu olun, dostlarm! Elveda!" dedi. 'Elveda'y ngilizce sylemiti, bu kimsenin dikkatini ek-mediyse de, herkes duygulanmt. "Bazarov'un ansna!" diye mrldand Katia kadehini kocasnn kadehiyle tokutururken Arcade'n kulana. Arcade cevap vermek yerine kadnn elini skmakla yetindi, ancak bu dileini yksek sesle dile getirme cesareti gsteremedi. Bu bir son olabilirdi, yle deil mi? Fakat birok okuyucumuz, imdi, hikyemizin bandan beri bahsettiimiz kiilerin neler yaptn merak edecektir, yle deil mi? Biz de onlar memnun etmeye hazrz... Anne Sergueievna evlendi, ancak ak deil, mantk evlilii yapt. lkenin gelecekteki nemli devlet adamlarndan biri olacak, olduka zeki, yetenekli, gl, konuma yetenei olan bir hukuku ile evlendi. Adam gen, iyi niyetli, ancak bir buz paras gibi de souktu. ok iyi anlayorlar, belki ilerde mutluluu... hatta ak bile tanrlar. Yal. Prenses ld ve ldnn ertesi gn hemen unutuldu. Kirsanov'lar baba oul, Marino'ya 266 .Turgenyev yerletiler. leri yava yava dzeliyor. Arcade alkan, istekli bir tarmbilimci oldu kt; 'iftlik' artk nemli.gelirler getiriyor. Nicolas Petrovitch toprak reformu komisyonuna ye oldu, orada var gcyle alyor; durmadan kendi blgesi iinde oradan oraya gidiyor, uzun konumalar yapyor. O da kyllerin akllanaca dncesinde olanlardan; ayn szleri tekrarlayarak onlarn kendilerine geleceini dnyor. Ve buna ramen, doruyu sylemek gerekirse, ne gerek aydn aristokratlar ki, bunlar k bir tavrla konuup, melnkolik bir havada reformdan szederler; ne de eitimsiz toprak sahipleri ki bunlar, reformu aka lanetlerdi, tahmin edebiliyordu. Her iki taraf da Nicolas Petrovifch'i fazla yumuak buluyor. Catherine Sergueevna'nn Kolia adnda bir olu oldu; Mitia'ya gelince, byk bir ocuk gibi, konuuyor, konuuyor. Fenetchka Theodasie M.'nin kocas, olu Mitia ve piyano almasn bilen gelini dnda daha fazla deer verdii bir ey yoktu; gelini piyano alnca onu btn gn dinlerdi. Dilerseniz, biraz da Pierre'den bahsedelim. Artk iyice samalyor; kibarlk olsun diye, kendisini kasmaktan ne syledii hi anlalmyor. O da evlendi; ald kzn durumu iyiydi. ehirde bostan olan birinin kzyd. Pierre'den nceki, iki iyi adam srf saatleri yok diye, kabul etmemiti. Oysa Pier-re'in hem saati, hem de parlak rugan izmeleri vard. Dresden'de, Brhl Seti zerinde, saat iki ile arasnda -yrmek iin gnn en moda saati- elli yalarnda, beyaz sal; damla hastalna yakalanm gibi de olsa, hl gzel, zenli giyimli, ancak yksek evrelerde rastlayabileceiniz

bir adamla karlama olaslnz olabilir. Bu adam Paul Petrovitch'dir. yilemek iin Moskova'dan yurt dna km ve ngilizlerle, Babalar ve Oullar 267 Rus turistleri ska grebilecei bir yer olan Dresden'de kalmt. ngilizlere kar alakgnll, sade, ancak deerinin bilincinde bir tavr taknr; onlar Paul Petrovitch'i biraz skc da bulsa, ondaki mkemmel saygn adama, tam anlamyla centilmen edasna sayg duyuyorlar. Ruslarla iken daha doal tavr taknr, ineleyici tavrn ortaya karp, hem kendisiyle, hem de evresindekilerle alay ediyor; ancak biliyorsunuz ki, bunlar sevimli, nemsiz, nazik bir ekilde yapar. slav grleri ar basar: Bilindii gibi bu gr, yksek seimlerde "pek saygdeer" bulunur. Tek bir satr Rus eseri okumaz, fakat yaz masasnn zerinde ark biiminde gm bir kllk vardr. Turistlerimiz onu ziyaret ederler. O sralar muhalefet cephesinde yer alan Mathiew Illitch Kolinees Bohemya'ya giderken, Dresden'den geer, Paul Petrovitch'i ziyaret ederek onu onurlandrr. Yerli halka gelince; pek az grtkleri halde, ona sayg duyarlar. Saraydaki orkestrann konserine ya da tiyatroya gitmek iin Herr Baron von Kirsanofftan daha abuk ve kolay kimse bilet bulamaz. Elinden geldiinde evresindekilere yardm eder, arasra gene de grlt karmadan edemez. Eee, ne de olsa o yal bir aslan! Ancak yaam sanki ona ar bir yk gibi... O ne kadar bunun farknda olmasa da. Bunu anlamak iin onu bir Rus kilisesinde, bir kenara ekilip, duvara kar dncelere dalm ve uzun sre bylece, sessiz, dudaklar ac iinde kslm grmeniz yeterli olacaktr; sonra hemen kendine gelir ve belli belirsiz han kartp, duasn eder. Madam Koukchine de Rusya'y terketti. imdi Heidel-berg'de, orada doa bilimleri deilse de, mimarlk dersleri alyor; yeni yasalar kefettiini sylyor. Hl da niversite 268 . Turgenyev rencileriyle, zellikle Heidelberg'i dolduran, saf Alman profesrlerini nce gereki, uyank grleriyle sonra, yine ayn profesrleri ilgisizlikleri ve tembellikleri ile artan gen Rus fizikileri ve kimya rencileriyle arkadalk edip duruyor. Oksijenle azotu birbirinden ayrt edemeyen, ancak her eyi inkr eden bir iki kimya rencisiyle birlikte, Sitnikov'da Elissievitch'in arkadalnda, 'byk adam' olmay kafaya koymutu. SaintPetersbourg'da, kendi sylediine gre "Bazarov'un" davasn devam ettiriyor. Sylendiine gre geenlerde iyi bir fra yemi, ancak o karln vermekten geri kalmam. Kk bir dergide kan yazsnda, bu darbelerin yazarnn bir korkak olduunu yazm. Kendisinin sylediine gre 'alay etmek' diye buna derler. Babas hl ona her istediini yaptryor, kars ise onun zavall bir aptal, yalnzca bir yaz adam olduunu dnyor. Rusya'nn uzak bir kesinde bir ky mezarl vardr. Btn mezarlklarmz gibi, onun da pek zgn bir grnm vardr; etrafn eviren hendekleri oktan beri allar brmtr. Gri renkli halar topraa doru eilmi bir zamanlar boyanm atlar altnda rrler. Mezarta sanki alttan birisi itiyormu gibi yerinden kaym. Yapraklan koparlm iki al, glkle glge yapyor; koyunlar, kimse onlar engellemediinden, mezarlarn zerinde gezinir dururlar... Fakat bunlarn arasnda bir tanesi var ki, kimse dokunmaz, zerine hibir koyun basmaz; yalnzca kular gelip, sabahleyin orada akrlar. evresinde demir bir parmaklk vardr; iki kknar fidan mezarn iki ucuna dikilmitir. te Eugene Bazarov buraya gmldr. Yakndaki kyden, iyice km iki ihtiyar kar-koc onu sk sk Babalar ve Oullar 269 ziyarete gelirler. Ar admlarla, birbirlerine yaslanarak yrrler; parmakln nne gelince diz kp uzun sre acyla alarlar, uzun bir sre; altnda oullarnn yatt mezertana dikkatle, ses karmadan bakarlar. Arada bir iki sz syleyip tan tozunu silerler, kknarn eilmi bir daln kaldrp dua etmeye koyulurlar ve oullarna ok yakn olduklar, onun anlarna en yakn olduklar bu yeri bir trl terkedemezler... Dualar, gzyalar bouna m?

Sevgi, kutsal sevgi, tam bir ballk gnahlar silmeye yetmez mi. Ne kadar tutkulu, gnahkr, isyanc olursa olsun, bu mezardaki yrek; zerinde biten iekler size sakin ve saf bakarlar; onlar bize yalnzca sonsuz dinlenmeyi, her eye ilgisiz kalan bu byk dinlenmeyi anlatmazlar; ayn zamanda bize sonsuz bar,, sonu olmayan yaam da anlatrlar. SON van (Sergeyevi) Turgenyev (1818-1883), Oryol'da dodu. Anlat teknii kadar kahramanlarnn karakterlerini izmedeki ustalyla Rus edebiyatna ilk defa batl bir hava getirdi. Yazarn eski nesil ile yeni nesil arasndaki anlamazlklar iledii aheseri "Babalar ve Oullar", onun sanatn tm ynleriyle ortaya koyan en iyi eseridir. ISBN 975-7069-44-2 789757 '069442 Ivan Sergeyevi Turgenyev _ Babalar Ve Oullar www.kitapsevenler.com Merhabalar Buraya Yklediim e-kitaplar Aada Ad Geen Kanuna stinaden Grme zrller in Hazrlanmtr Ekran Okuyucu, Braille 'n Speak Sayesinde Bu Kitaplar Dinliyoruz Amacm Yayn Evlerine Zarar Vermek Deildir Bu e-kitaplar Normal Kitaplarn Yerini Tutmayacandan Kitaplar Beyenipte Engelli Olmayan Arkadalar Sadece Kitap Hakknda Fikir Sahibi Olduunda Aada Ad Geen Yayn Evi, Sahaflar, Ktphane, ve Kitaplardan Temin Edebilirler Bu Kitaplarda Hi Bir Maddi karm Yoktur Byle Bir eyide Dnmem Bu e-kitaplar Kanunen Hi Bir ekilde Ticari Amal Kullanlamaz Bilgi Paylatka oalr Yaar Mutlu Not: 5846 Sayl Kanunun "altnc Blm-eitli Hkmler " blmnde yeralan "EK MADDE 11. - Ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim ve edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir ticar ama gdlmeksizin bir engellinin kullanm iin kendisi veya nc bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu, vakf veya dernek gibi kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill alfabesi ve benzeri 87matlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda ngrlen izinler alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir ekilde satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. Ayrca bu nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur." maddesine istinaden web sitesinde deneme yaynna geilmitir. T.C.Kltr ve Turizm Bakanl Bilgi lem ve Otomasyon Dairesi Bakanl Ankara Bu kitaplar hazrlanrken verilen emeye harcanan zamana sayd duyarak Ltfen Yukardaki ve Aadaki Aklamalar Silmeyin Tarayan Yaar Mutlu web sitesi www.yasarmutlu.com www.kitapsevenler.com e-posta yasarmutlu@kitapsevenler.com yasarmutlu@yasarmutlu.com mutlukitap@hotmail.com kitapsevenler@gmail.com

You might also like