Professional Documents
Culture Documents
Jurgen Habermas - İnsan Doğasının Geleceği - Everest Yay
Jurgen Habermas - İnsan Doğasının Geleceği - Everest Yay
NSAN OPASININ
GELECEG
E V R : KAAN H. KTEN
FELSEFE
EVEREST
J R G EN HABERM AS
1 9 2 9 da D sseldorf Almanyada doan Jrgen Habermas, Gttingen ve B o n n
niversitelerinde felsefe renim i grd, bir sre T heod or A dornoya asistanlk
yapt. 1 9 6 0 ve 19 7 0 li yllarda Heidelberg ve Frankfurt niversitelerinde retim
grevlisi olarak alt. 1 9 7 1 de Starnbergdeki M ax Planck Enstitsne bakanlk
yapmaya balad, 1 9 8 3 te Frankfurt niversitesine dnd ve 1 9 9 4 ylnda em ek
li olana dek burada felsefe profesrl yapt. E n tannm A lm an toplum kuram
clarndan biri olan Habermas, Frankfurt O kulunun temsilcilerindendir. Haberm asn T rkede yaynlanan baz kitaplar unlardr: teki O lm ak, tekiyle
Y aam ak: Siyaset K uram Y azlan (Yap Kredi, 2 0 0 2 ), deoloji O la rak T ekn ik ve Bi
lim (Yap Kredi, 2 0 0 1 ), letiimsel Eylem K uram 1. Cilt: Eylem Rasyonellii ve Top
lum sal Rasyonelleme 2. C ilt: Ilevselci A kln Eletirisi zerine (Kabalc, 2 0 0 1 ), Sos
yal Bilimlerin M ant zerine (Kabalc, 1 9 9 8 ), Kamusam Y apsal Dnm
(letiim , 1997).
KAAN H. KTEN
1 9 6 9 da Sam sunda dodu. stanbul niversitesinde uluslararas ilikiler okudu,
Paul Feyerabend zerine yksek lisans tezi yazd. Bu srada ayn yerde aratrma
grevlisi oldu. 1 9 9 6 -1 9 9 7 yllarnda D A A D bursuyla Almanyada Gttingen n i
versitesinde Heidegger, Kant ve Hristiyanlk konularyla ilgili doktora almala
rn yrtt. stanbula dnd ve Im m anuel K antn b an anlay zerine hazrla
d tezle 2001 'de doktor oldu. Halen M altepe niversitesi B F de yardmc do
en t olarak alyor. Reformasyon Dnemi Siyasal ve Dinsel Dnce Tari/ine Giri
(Alfa, 2 0 0 3 ) ve Heidegger ve niversite (Everest, 2 0 0 2 ) adnda yaymlanm iki telif
eseri ve ok sayda makalesiyle evirisi bulunm aktadr. Evli ve bir ocuk babasdr.
Jrgen Habermas
NSAN DOASININ
GELECE
zgfin Ad:
Die Z u ku n ft d er m enschlichen Natur.
Suhrkam p, 2 0 0 1 , Frankfurt
E V E R E S T Y A Y IN LA R I
atalem e Sokak N o: 52/2 C aalolu/STA N B U L
T el: 0 2 1 2 5 1 3 3 4 20-21 Fax: 0 2 1 2 5 1 2 3 3 76
G enel Datm: Alfa, T el: 0 2 1 2 511 5 3 0 3 Fax: 0 2 1 2 5 1 9 3 3 0 0
e-posta: everest@alfakitap.com
www.everestyayinlari.com
NSZ
3E
Jrgen Habermas
Stamberg, 31 Aralk 2001
*) Praimplantationsdiagnostik (PD): 'Pre-implantasyon tehisi' (dl
lenmi yumurta hcresini anne rahmine yerletirmeden nce onda
genetik bozukluklarn var olup olmadna bakan tehis yntemi),
(.n.)
V
NSAN DOASININ
GELECE
'teki'nin zayf ve sresel bir okuma biimi, 'koulsuzluk'un hem yanllanabilen ve hem de gayrikukucu olan anlamn korumaktadr. Dilin logos'u bi
zim kontrolmzn dnda olsa da, bu ara sayesinde
konuma ve edimde bulunma yeteneine sahip olanlar
bizleriz. Dil hep 'bizim' dilimiz kalmaktadr. Hakikat
ve zgrln koulsuzluu pratiklerimizin zorunlu
koulunu olutursa da, bu koulsuzluk, 'bizim' hayat
biimimizi temellendirmesinin dnda herhangi bir
varlkbilimsel teminatn dndadr. Bylece 'doru'
etik zanlaym ne vahyedilmi, ne de baka bir yoldan
'verilmi' olduu sonucu kmaktadr. 'Doru' etik
zanlay, ancak ve sadece ortak bir gayretle elde edile
bilmektedir. Bu perspektiften bakldnda kendi olma
mz mmkn klan eyint mutlak bir gten ziyade znelr-aras bir g olduu anlalmaktadr.
III
Kierkegaard'm post-metafizik etii, baarszla
uramam bir hayat, yukarda sz edilen post-dinsel
adan da karakterize edebilme imkm sunmaktadr.
Kendi olma imknnn hllerine ilikin genel ifadeler
youn betimlemeler olmasa da, normatif ierie ve ci
het oluturma gcne sahiptirler. Sz konusu deer
lendirme etii, varolusal kipliin deil ama bireysel
hayat tasarmlaryla tikel hayat biimlerinin belirli y
nelimlerinin dnda olsa da, dnyagrsel oulculu
lamda incelendiinde, insan doasnn ahlkiletirilmesi giriimi, tartma gtrr bir 'yeniden kutsalla
trma giriimi' grnmndedir. Buna gre bilim ve
teknoloji, zgrlk sahamz d doann toplumsuzlatrlmas ya da sihirsizletirilmesi pahasna genilet
tiinden beri, durdurulmas imknsz grnen bu ei
lim, birtakm yapay tabular yaratlarak (yani, i doa
yeniden sihirletirilerek) durdurulmaya allmtr.
Bu balamdan hareket ettiimizde kukusuz ki u
tavsiye edilecektir: Gen-teknolojisiyle retilen ucubele
ri, yetitirilen ve klonlanan insanlar ve deneysel ama
larla tketilen embriyonlar tiksinti yaratan rnekler
olarak gsteren sz konusu arkaik duygu artklarn
btn plaklyla aydnla kavuturmak en iyi yol
dur. Oysa 'insan doasnn ahlkiletirilmesi'ni tretiksel bir zanlaym kendini hkim klmas anlamn
da ele aldmzda (zira kendimizi, her zamanki gibi z
hayat hikyemizin blnmez mellifi olarak anlama
mz ve birbirimizi zerk davranan kiiler olarak kabul
etmemiz buna baldr), karmza bambaka bir g
rnt kmaktadr. Bu durumda, liberal jenie gizli
den gizliye ainalk kazanmamz salayan gelimelere
hukuksal yntemlerle engel olmaya abalamak; veya
remeye, yani annebabann kromozon setlerinin birbiriyle kaynamas ilemine bir lde olumsallk ya da
doallk garanti etmeye almak, banaz bir modernizm-kart direniten ok farkl bir ey olacaktr. n
k modernitenin pratik zanlaymm muhafaza koulla
rumda, ahlki anlamda insanlk onuru ancak bir yenidoan bebekte sz konusu olabilmektedir. te yandan
dier taraf, insan yumurta hcresinin dllenmesini ba
lang noktas kabul etmekte, bireysellemi, kendi ken
dini yneten bir geliim srecinin bu andan itibaren
baladn savunmaktadr. Buna gre, biyolojik olarak
belirlenebilir olan her insan tr rnei, potansiyel bir ki
ilik ve temel haklar taycs olarak grlmelidir. Ama
tartmann her iki taraf da, anayasa gerei vazgeile
mez temel haklar tayan bir hukuksal kiilik statsne
sahip olmayan bir eyin de 'zerinde tasarruf edilemez'
nitelikte olabileceini gzden karyor gibidirler. 'ze
rinde tasarruf edilemez' olanlar sadece insan onuruna
sahip olanlar deildir. rnein bir ey, vazgeilemez ya
da mutlak anlamda geerli olan temel haklar (bunlar,
Alman anayasasnn birinci maddesi gerei 'insanlk
onuru'nun temellendirici unsurlardr) gerei 'dokunu
lamaz' olmasa da, salam ahlki sebeplerden dolay
zerinde tasarruf edilemez durumda olabilir.
Anayasal teminat altnda olan 'insanlk onuru'nun
kimlere verileceine ilikin kavgay salam ahlki se
beplerle bir karara balamak gerekseydi, gen-teknolojisinin antropolojik adan ok derinlere inen somlan al
ldk gndelik ahlki sorulann tesine geemezdi. Oy
sa bilimselci doacln ontolojik temel varsaymlan
(bunlarda doum ciddi bir varolusal koputur), metafiziksel ya da dinde karlatmz arkaplan varsaym
lardan (bundaysa doum tam tersi bir anlama sahiptir)
iddialarn aabilecek argmanlar artk tretilememektedir. Oysa ki, 'adil olann iyi olana gre ncelii' ilke
si, insan haklar znelerinin soyut aklc ahlklarnn da
ahlk sahibi btn kiilerce paylalan ncesel bir tre
bal etik zanlaya dayandn grmemizi engelleme
melidir.
Semavi dinler gibi metafizik retilerle hmanist
gelenekler de bize 'ahlki serencammzm btnsel ya
ps' iine yerlemi balamlar sunarlar. Bunlar, zerk
bir ahlka uygun den bir antropolojik zanlay u
ya da bu ekilde dile getirirler. Dnyaya ve zmze
ilikin olup, bir krlma devrinde ortaya km olan
yksek kltr rn dinsel yorumlar, byle bir ahlka
destek veren asgari bir tr-etiksel zanlayta birle
mektedirler. kisi uyum iinde olduu srece, adil ola
nn iyi olan karsnda ncelik sahibi olmasnda her
hangi bir sakmca yoktur.
Oysa bu perspektiften bakldnda, insan doasnn
teknikletirilmesinin kendimizi etik adan zgr ve
ahlk asndan eit; norm ve nedenleri cihet alan can
llar olarak grmemize engel olacak ekilde tr-etiksel
zanlaymz deitirip deitirmedii sorusu akla
gelmektedir. artc alternatiflerin beklenmedik bi
imde ortaya kmasyla asli arkaplan varsaymlarm
zn aikarl sarsntya uramaktadr ('trnn dna
km ucubeler'den meydana gelen yeni trans-genetik
organizmalar, arkaik ncellerini deeri artk kalmam
mitolojik imgelerde bulsalar bile). Bu trden artc
SON NOT
(2001 Yl Sonu, 2002 Yl Ba)
(1)
Benim hareket noktam, Atlantik'in te ve beri ya
kasnda katldm tartmalarn iklim ve arkaplanmda
gzlemlediim ilgin farklar olacak. Felsefi tartmaya
Almanya'da katlanlar, ounlukla normatif doygun
lua ulatrlm ahs kavramndan ve metafizik ola
rak ykl doa tasarmlarndan hareket eden, gen-teknolojisindeki (zellikle de organ yetitirme ve repro
dksiyon tbb alannda) gelimelerin gereklilii konu
sunda daha ziyade kukucu ilkesel tartmalara dalar
ken, Amerika'daki meslektalarm, temelde artk tart
lmayan bir gelimenin nasl uygulanacana (ve gen
tedavi uygulamalarmn yan sra 'genetik spermarket
te al veri yapma'nm usullerine) kafa yormaktadrlar.
Kukusuz ki, bu yeni teknik imknlar, nesiller aras ili
ki zerinde devrim yaratacak etkiler douracaktr. An
cak daha pragmatik dnen Amerikal meslektala
rm iin bu uygulama ve teknikler esasen yeni sorunlar
yaratmamakta, datmc eitlik alannda ele alman es
ki sorunlarn sadece daha keskin bir hal almasm sala
maktadr.
Bu gelimelerin byle alglanmasnda herhangi bir
sorun grmeyenler, zellikle Locke'tan etkilenmi libe
ral gelenek iinde bilimsel ve teknik gelimeye sonsuz
bir gven duymaktadrlar. Sz konusu liberal gelenek,
bireysel anlamdaki hukuk sahibi ahslarn seme z
grlklerinin devlet mdahalelerine kar korunmasn
odaa tamakta ve karlalan yeni durumlarn
zmlenmesinde birincil olarak dikkatlerini, zel top
Madur daha sonra geriye dnp baktnda doum-ncesi mdahaleden haberdar olmaktadr
(bb);
Kii kendisini tikel genetik zellikleri deitiril
mi birisi olarak grse de, genetik mdahale kar
snda hipotetik bir kar duru sergileyebilecek
kadar kendisiyle zde kalmay baarmtr (cc);
Genetik deiikliklerin 'kiiliinin birer paras'
olduunu reddetmektedir (dd).
aa) Yabancl belirlenme argman, madur kiinin
dnyaya gelmeden nce deta ihtiraz kayd altnda ger
ekletirilen bir genetik mdahaleyi ileride ansz san
csz biimde iptal ettirebilmesi durumunda ya da gene
tik mdahaleyi kendi karan gerei bir tr genetik/be
den hcresi saaltm olarak yaptrtmas (kozmetik bir
cerrahi mdahaleye benzer biimde) durumunda boa
gitmi olur. Bu zmaniplasyon eidi, yukandaki ar
gmanmzn metafizik sonras anlamn tam olarak
gn na kard iin olduka ie yarardr. nk
yabancl belirlenmenin eletirisi, insan genomunu olu
turan paralarn analizine ve yapay olarak rekombinasyonuna kukuyla yaklalmas gerektii varsaymndan
hareket etmemektedir. Sz konusu eletiri, 'isel doa'nm teknikletirilmesinin doal smrlann almas anla
mna geldiini savunuyor deildir. Eletirimiz sapknca
'alp bozulan' doal hukuk dzeni ya da ontolojik d
zen tasarmlarndan tam anlamyla bamszdr.
(4)
zellik deitirici bir genetik mdahaleyi tek ta
rafl olarak, yani rza gstereceinden emin olunan
ikinci kiiye ynelik klinik duru iinde olmayarak ger
ekletirmekle jenik yabancl belirlenmenin neden ol
duu tehlikeyi ortadan kaldrmak mmkn deildir.
Byle bir varsaym, ancak gvenilir biimde tehisi ko
nan ve hastaln arlndan kuku duyulamayan du
rumlarda geerlidir. Ancak ve sadece ok byk araz
larn ortadan kaldrlmasna ynelik uygulamalarda
aslnda birbirinden olduka farkl deer cihetleri konu
sunda geni bir uzlamaya varlacan bekleyebiliriz.
Geriye dnp baktnda domadan nce programlan
m olduu bilgisine sahip olan ve annebabalannin ge
netik olarak sabitlenen gayeleriyle kendisini zdeleti
remeyen yetimekte olan kiinin durumunu bir sorun
olarak ortaya koymutum. nk yetimekte olan kii
iin, bundan byle kendini hayatnn blnmez melli
fi olarak grememe ve daha nceki nesillerin giderek
younlaan genetik kararlarnn klesi gibi deerlen
dirme tehlikesi vardr.
Ancak yine de toplumsallama yazgs sayesinde bir
btn olarak etki eden bu yabancl belirlenme edimi
dolayldr. Madur kiinin ahlki kamusal btnde y
rtlmekte olan dil oyununa kaytsz artsz katlmasn
imknszlatrmakta, bu dil oynunaysa bizatihi mdaha
le etmemektedir. nk evrenselci aklc ahlkin dil
oyununa u idealize edici koul altnda katlabiliriz:
Her birimiz, ahsi hayatmzn etik biimlendiriliin-
douran ahlki biz-perspektifi iinde btnletirilemez. Tr-etiinin sylem evreninde -kendimizi yanl
tc metafizik teminatlara dayandrmak istemiyorsaksrekli fikir ayrlnn olacan varsaymamz makul
dr. Yine de bence, trn hangi etik zanlaynn da
ha iyi olduuna ilikin kavgada bir argman ok daha
arlkl ve nemlidir: Btn yaklamlar ahlken so
rumlu kiiler olarak bizlerin zanlayyla ayn ekilde
ahenk iinde deildir. Genetik spermarkette (ve top
lumda oluan ainalkla) biim bulan mterilerin da
nk ncelikleriyle, trmzn jenik olarak zarasallatnlmasyla mstakbel kiilerin ahlki statleri
nin deimesi ok yakm tarihlerde gerekleecek bir
dehet senaryosu deildir: 'Ahlki bir bolukta, ahlki
kinizmi dahi tanmayan bir hayat biimi olarak yaa
maya deer olmazd.'
Bu argman bizatihi ahlki bir argman olmasa da
kii-ncesi hayatn optimizasyonu ve umarszca arasallatrlmasyla bir arada olmas mmkn olmayan
tr-etiksel zanlaya dair bir ahlki argmana bavur
duu da bir gerektir.80 Ludwig Siep'e gre, ahlki ha
yat biiminin tercih edilmesi (ben olsaydm 'hayata bi
imlerinin ahlki yaplandrlmas' derdim) bizatihi
80) Georg Lohmann argmanmdaki bu noktay u ekilde ifade et
mektedir ("Die Herausforderung der Ethik durch Lebenswissensc
haften und Medizin", Yaynlanmam Yaz, 2002, s. 19): "Etik ar
gmann dolayl biimde ahlki olarak balanmas, dorudan dnyagrsel argmana kyasla ok daha arlk sahibidir."
NANMAK VE BLMEK
srp gitmektedir.
Siyasal gndemde varolusal adan ciddi bir soru
yerini ald anda ister inanl, ister inansz olsun
yurttalar dnyagrsel renklerle bezenmi fikirleriy
le kar karya gelirler ve rahatszlk verici olabilen
dnyagrsel oulculuk olgusunu kamuoyunda
yksek sesle tartlan fikir ayrlklarna katlarak biz
zat yaarlar. Onlar bu olguyu, siyasal bir btn bir
arada tutan ba koparacak iddet eylemlerine girme
den kendi yamlabilirliklerinin bilinciyle birletirdikle
rinde, post-sekler bir toplumda anayasal bir hkm
olan sekler karar verme temellerinin ne anlama geldi
inin bilgisine kavuurlar. Zira dnyagrsel adan
ntr olan devlet, hak iddia eden bilgi ve inan kavga
snda siyasal kararlan verirken u ya da bu tarafa nce
lik vermez. Yurttalar topluluunun oulculam ak
l, gl gelenek ve dnyagrsel ieriklere neticede
eit uzaklkta durmaya zorlayarak seklerleme dina
miine uymaktadr. Ama yurttalar renmeye aktr:
onlar kendi benliklerinden vazgemeksizin her iki tara
fa da geirgen biimde ak durmaktadrlar.
AKLI SELMN BLMSEL OLARAK
AYDINLATILMASI
Kukusuz ki, dnya hakknda pek ok yanlsamaya
sahip olan akl selimin bilimler eliyle koulsuz biimde
Gndelik psikolojimizin doabilimsel yollardan modernize edilmesi projesi86 dnsel ierikleri biyolojik
olarak aklamaya alan semantik yaklamlar bile
gelitirmeyi denemiti .87 Ama bu en yeni yaklamlarla
mtasyon ve uyum, seme ve hayat kavramlar zeri
ne kurulu Darwinci sz oyununa dahil ettiimiz amasallk kavram bile, kurallar inediimizde (bir sfat
yanl kullandmzda ya da ahlki bir devi yerine
getirmediimizde) ifade etmeye altmz, var olan
ile olmas gereken arasndaki fark aklamakta yetersiz
kalmaktadr.88
Kiinin istemedii ve yapmamas gereken bir eyi
yaptn betimlerken bir betimlemede bulunmu oluruz,
ama bu, onu doabilimsel bir nesne olarak ele ald
mz anlamna gelmez. nk kiileri betimlerken iin
87) W. Detel, "Teleosemantik. Ein neuer Blick auf den Geist?",
Deutsche Zeitschrift fr Philosophie 49 (2001), s. 465-491. Teleoseman
tik, semboller kullanan ve durumlar temsili imgelerle gsterebilen
canllardaki normatif bilincin nasl gelimi olabileceini yeni Dar
winci varsaymlar ve kavramsal zmlemeler yardmyla ak
lamaya almaktadr. Buna gre insan tininin ynelimsel z,
hemcinslerince temsili imgeler olarak yorumlanan belirli davran
tarzlarnn (rnein, arlardaki dans benzeri hareketlerin) semeci
avantajlar salamasna dayanmaktadr. Bu tr imgelerin kopyalanmasyla sapkn davran tarzlar yanl imgeletirmeler eklinde
yorumlanr olmaktadr -ve bylece normatifliin menei doal yol
dan aklanabilmektedir.
88) W. Detel, "Haben Frsche und Sumpfmenschen Gedanken?
Einige Probleme der Teleosemantik", Deutsche Zeitschrift fr
Philosophie 49 (2001), s. 601-626.
kudret olarak kendini tecrbe etmesi ancak zsnrlandrmann ac veren olumsuzluundan karak mm
kndr. Bylece dinsel ierikler, felsefi kavram bii
minde barndrlarak zlr. Ama Hegel, gelecein
selamet-tarihsel boyutunu kendi iinde dnp duran bir
dnya srecine kurban etmektedir.
Hegel'in rencileri, ufukta grnen ve umutlar
sndren aynnn ebedi dnnn yaratt kader
cilii terk ederler. Onlar dini, dncede barndrp
zmekle yetinmeyip, dnyeviletirilen ieriklerini
dayanmac bir abayla geree dntrmek isterler.
Tanr'nm Krall'n bu dnyada asilletirmeden ger
ekletirme heyecan Feuerbach'tan Marx'a, ondan da
Bloch, Benjamin ve Adomo'ya kadarki din eletirisinin
taycs olmutur: "Teolojik ierikteki her ey deie
cektir; herkes sekler olana, dnyevi olana dhul etme
deneyine maruz kalacaktr."94 Oysa tarihsel gidiat
gstermitir ki, byle bir proje akl iin fazla iddial bir
giriimdir. mknlarnn snrlarna dayanan akl artk
kendinden kuku duyup mitsizlik iinde boulunca Ador
no, metodik bir gayeyle de olsa, mesihi veheyi sa
lam kabul etmek zorunda kalmtr: "Bilgi, selametten
doup dnyay aydnlatandan baka bir a sahip
deildir."95 Horkheimer'in bir btn olarak Eletirel
94) T. W. Adorno, "Vernunft und Offenbarung", Stickworte, Frank
furt am Main 1969, s. 20.
95) T. W. Adorno, Minima Moralia, Frankfurt am Main 2001 (1951
basksnn yeniden basm), s. 480.
Kuram iin syledii u cmle, Adorno iin de geerlidir: "Tanr'nm olmadn bilir, ama yine de O'na
inanmay srdrr."96 rnein, gnmzde Jacques
Derrida -baka varsaymlardan hareket ettii haldebenzer bir anlay iindedir ve bu yzden gerekten de
Adomo dl'n hak etmitir. Derrida, mesihilii
'her eyden soyulmu kuru mesihiliksellie' indirge
mek niyetindedir.97
Felsefeyle din arasndaki snr blgesi kukusuz ki
maynlarla doludur. Kendi kendini inkr eden akl, oda
ndan edilip anonimlemi bir kudsiyetin otorite ve
tavrn sadece dn alma yoluna gidecek ekilde ken
di kendini ayartabilir. rnein Heidegger'de tefekkr
hayflanmaya dnmtr. Selamet tarihinin muha
keme gn varlk tarihinin belirlenemez bir hadisesi
olarak buharlap gittiinde yeni igrler elde etme
miz imknsz olur. Post-hmanizm Mesih'ten ve Sokrates'ten ncesinin arkaik balanglarna geri dnle
rek gerekletirilecekse, dinsel kitin hkmranlk za
man gelmi demektir. O zaman sanatn byk maa
zalar dnyann drt bir yanndan gelen sunaklara ka
plarn aacak, oradan buradan gelen papaz ve amanlarsa al elencesinin figrleri olacaklardr. Buna
karlk karalar balamayan dnyevi akl, teodize konu
96) M. Horkheimer, Gesammelte Schriflen, c. 14, s. 508.
97) J. Derrida, "Glaibe und Wissen", J. Derrida, G. Vattimo (der.),
Die Religion, Frankfurt am Main 2001, s. 33; ayrca bkz. J. Derrida,
"Den Tod geben", A. Haverkamp (der.), Gewalt und Gerechtigkeit,
Frankfurt am Main 1994, s. 331-445.