You are on page 1of 9

(Gustave Moreau’ya göre Salome)

Vaftizci Aziz Yahya’nın kellesini alan Salome imgesi

Bir ikonografiyi yıkmak ya da Salome’yi savunmak:


Mustafa Durak

Salome; Romalı yönetici 2. Herod’un üvey kızıdır. 2. Herod doğum gününde


davetliler önünde kendisi için dans etmesini ister Salome’den. Ve bu dans
bitince coşan 2. Herod, karşılık olarak ne isterse yerine getireceğine söz verir.
Salome’nin annesi Herodias, Salome’ye, zindandaki Yahya’nın kesik başını
istemesini önerir hatta bu konuda kızını bilemediğimiz biçimde kışkırtır. Bir
olasılık: Salome Yahya’ya aşıktır ama yüz bulamamakta ve acı çekmektedir.

Salome üzerine yapılan incelemelerde Salome, annesi (Herodias) ve üvey


babası (Herod)’un gerçekten yaşamış kişiler olarak varlıkları
doğrulanabilmekte (Ayni dönemde yaşamış tarihçi Flavius Josephus, Eski
Yahudi Tarihi “Jews Antiquities” adlı kitabında Salome’den ve onun aile
ilişkilerinden söz etmiştir (1)), ancak Salome’nin Aziz Yahya ile ilişkisi
konusunda İncil’deki anlatımlar dışında tarihi bir anlatıma rastlanılmamaktadır.
Olayı doğrudan İncil’den (Markos; 6. bölüm: “Yahyanın öldürülmesi”nden
okuyalım:

“Kral Hirodes de olup bitenleri duydu. Çünkü İsa ‘nın ünü her tarafa
yayılmıştı. Bazıları, “Bu adam, ölümden dirilen Vaftizci Yahya’dır. Olağanüstü
güçlerin onda etkin olmasının nedeni budur”, diyordu. Başkaları, “O
İlyas’tır”, diyor, yine başkaları “Eski peygamberlerden biri gibi bir
peygamberdir”, diyordu. Hirodes bunları duyunca, “başını kestirdiğim Yahya
dirildi!”, dedi.

Hirodes’in kendisi, kardeşi Filipus’un karısı Hirodiya’nın yüzünden adam


gönderip Yahyayı tutuklatmış, zindana attırıp zincire vurdurtmuştu. Çünkü
Hirodes bu kadınla evlenince Yahya ona, “kardeşinin karısıyla evlenmen
Kutsal yasaya aykırıdır”, demişti. Hirodiya bu yüzden Yahya’ya kin
bağlamıştı; onu öldürtmek istiyor, ama başaramıyordu. Çünkü Yahya’nın
doğru ve kutsal bir adam olduğunu bilen Hirodes ondan korkuyor ve onu
koruyordu. Yahya’yı dinlediği zaman büyük bir şaşkınlık içinde kalıyor, yine de
onu dinlemekten zevk alıyordu.
Ne var ki Hirodes’in kendi doğum gününde saray büyükleri, komutanlar ve
Celile’nin ileri gelenleri için verdiği şölende beklenen fırsat doğdu.
Hirodiya’nın kızı içeri girip dans etti. Bu, Hirodes’le konukların hoşuna gitti.

Kral genç kıza, “Dile benden, ne dilersen veririm”, dedi. Ant içerek, “Benden
ne dilersen, krallığımın yarısı da olsa, veririm”, dedi.
Kız dışarı çıkıp annesine, “Ne isteyeyim?”, diye sordu.
“Vaftizci Yahya’nın başını iste”, dedi annesi.
Kız hemen koşup kralın yanına geldi, “Vaftizci Yahya’nın başını bir tepsi
üzerinde hemen bana vermeni istiyorum”, diyerek dileğini açıkladı.
Kral buna çok üzüldüyse de, konukların önünde içtiği anttan ötürü kızı
reddetmek istemedi. Hemen bir cellat gönderip Yahya’nın başını getirmesini
buyurdu. Cellat zindana giderek Yahya’nın başını kesti. Kesik başı bir tepsi
üzerinde getirip genç kıza verdi, kız da annesine götürdü. Yahya’nın
öğrencileri bunu duyunca gelip cesedi aldılar ve mezara koydular.”
Guido Reni’ye göre Salome ve Yahya’nın kesik başı

Matta İncili’nde de benzer bir anlatım vardır küçük bir farkla: Annesi
Salome’yi Yahya’nın başını istemesi için kışkırtmıştır.

Salome ressamlar tarafından, Yahya’nın kesik başının bulunduğu tepsiyi


tutarken, kesik baş kendisine sunulurken, dans ederken resmedilmiştir.
Özellikle Gustave Moreau resimleri ilginçtir.

Burada Jose Ortega Y Gasset’nin “Sevgi Üstüne” adlı kitabındaki yorumunu


ele almak istiyorum. Gasset, anlatıyı tarihi gerçekliğini sorgulamadan
gerçekten yaşanmış olarak benimsemiş ve bir kişilik çözümlemesine gitmiştir.
Salome ile ilgili kabulleri şöyledir:
• Salome, Filistin’de şımartılarak büyütülmüş aylak bir prensestir,
• (Mallarmé’nin değerlendirmesini doğrulayarak) Salome frijittir,
• Salome kendisini Yahya’ya aşık sanmaktadır, “aşk kuruntusu” içindedir,
• Huysuzdur, hınç doludur,
• Danseden (“ritmik hareketlerle iki yana sallanan”), “karga gibi İbrani
[Yahudi] suratlı”dır,
• Bakiredir, “el değmemiş bir sürüngen”dir,
• Salome “yırtıcı kadın”dır.

Gasset, yargılarında kesindir, yorum ve/ya değerlendirmelerinde de öyledir:


• Vaftizci Yahya ile Salome arasındaki trajik flört Gasset’nin bize
anlatamayacağı ölçüde karmaşık ve uzun bir öyküdür.
• Salome, kesik başı ele geçirmekle iki kafaya birden sahip olur.
• Salome’nin “güçlülük havası içinde yetiştirilmesi, onun kafasında gerçek
olanı imgesel olandan ayıran çizgiyi silip yok etmiştir”.
• Onun için istemek elde etmek anlamına gelir, istediği her şeyi elde etmiştir.
Dolayısıyla “kocaman bir arzular ve düşlemler kitlesine”, “türbin”ine
dönüşmüştür.
• Bu yüzden de dişiliği bir biçim bozulmasına, sapmaya uğramıştır. Zira
kadınlar gerçekte olanı, “gerçek şeyler arasında keşfettiği bir şeyi; erkekler ise
imgelemlerinde yarattıklarını, imgesel olanı ister. Erkek, gerçek dışı bir kadın
imgesi yaratır genellikle. Gerçekte olana değil, Chateabriand’ın ifadesiyle
“hayalet aşk”a tutkuyla bağlanır.
• Bakireliğini titizlikle koruma çabası da dişilik bozulması yaratır.
• Salome kendi yarattığı imgeye aşık olmuştu. Vaftizci Yahya onun için bir
aracıdır. Salome’nin kendi yarattığı erkek imgesini Vaftizci Yahya ile denk
düşürmesi, “bilinmeyen bir cinsiyettenmiş gibi” görünmesindendir. Zira o,
kadın düşkünü değil bir din adamıdır.

Kendi yorumlarımda ikili bir yol izleyeceğim. Önce Salome ile Yahya olayının,
uydurulmuş bir söylence olduğunu söyleyeceğim. Sonra da uydurulan
söylenceye göre önkabul ve yorumları ele alacağım.

Dönemin tarihçisi bu çok önemli olayı anmadığına göre Salome’nin Yahya’nın


başını istemesi olmuş bir şey değildir. Yahya’nın yaşamış olduğu kesin
değildir. Roma imparatorluğunun Yahudilerle başının dertte olduğu biliniyor.
Hatta, imparator kargaşa çıkarmamaları koşuluyla onları vergiden muaf tutmuş,
dinlerine de karışılmayacağını hüküm altına almıştır: “sizin dininiz size bizim
dinimiz bize”.
Anlatıya özneler açısından bakıldığında erkek ve kadın kümelenmelerini açıkça
görmekteyiz. Salome ve annesi; karıştırıcı, bozucu giderek öldürücü
kümesindedir. Ve burada Salome öne çıkarılmıştır. Karşı kümede ise erkekler
(Yahudiler) var. Bunların temsilcisi de Yahya. Herod, istemediği bir eylemi bir
rastlantı sonucu yerine getirme durumunda gösterilmiştir. Ölüm emrini
vermesine karşın İmparator temsilcisi (Herod) korumaya alınmıştır. Henüz
yeterince güçlü olmadıkları için imparatorluğun hedefi olmaktan kaçınmışlar,
diye yorumlanabilir. Herod iki kümenin ortasında kalır. Yaptığıyla suçlu,
yapmak zorunda kalışıyla suçsuzdur. Sonuç olarak anlatılan (uydurulan)
söylence; kasıtlı, kadını kötülemeye yönelik erkek egemen toplumun
kemikleşmesini sağlayan bir imge olarak işleyecektir. Kadın; hem ana, hem de
kız (ön) peygamber düzeyinde saygın, kutsal bir kişinin ölümüne yol açmakla
en büyük suçu işlemiştir. Konu ayni zamanda Adem Havva anlatısıyla da
bağlantılıdır. Kadın; yılana (şeytana, nefsine) uyan cinstir. Uğursuz bir
yaratıktır bu anlayışa göre. Uydurulmuş bu söylence genelde kadınlığa bir
saldırıdır. Uydurulmasının bir amacı budur.

• Salome, Yahya’nın başını almakla iki kafaya sahip olmaz, olamaz. Zira
öteki sahip olduğu anda yitirmiş olduğudur. Kin ve intikam duygusu
doyurulamaz. Her sahipliğin ardında yitirilen vardır iyi düşünüldüğünde.
• Salome’ye ‘yırtıcı kadın’, ‘uğursuz kadın’, ‘katil kadın’ damgasının
vurulması, Dyonisos törenlerine bağlı “baka”larla ilgili bir dışlama olarak da
görülebilir.
• Salome çirkin değildir. Salome frijit değildir. Gasset; Salome’ye yanlı
bakar. Onu şeytan kadın olarak gösterir. Bu; erkek egemen toplum açısından,
din açısından bakmaktır. Eğer Salome çirkin olsaydı Roma imparatorluğunun
dörtte birine hükmeden kişi (ler) ( iki kardeş) ona niye rağbet etsinler
(gerçeklik düzlemi)? Frijit olmasına gelince o, frijit değildir. Gasset kendince,
Salome’nin Yahya’nın cinsellik ötesinden bir kişilik olmasına tutulduğunu
dikkate alarak bu sava sıcak bakar. Oysa Yahya çevresini etkileyişiyle
(Herod’u da etkiliyor ya) söz gücüyle Salome’yi etkilemiş olamaz mı? Ki söz
gücü (konuşmayı, anlatmayı bilme gücü) cinsel gücün temsilcisi olarak
görülemez mi? (Anlatı –söylence- düzleminde).
• Gasset, Salome’nin Yahya’ya aşık olmasını anlatı dışı ek söylenlerden
çıkarır. İncildeki anlatılarda böyle bir şey yok. Ama genel olarak Salome
söylencesinde tek yanlı bir aşk işletilir. Salome’yi küçük düşürmek için.
• Salome, söylence içinde kalsak bile, huysuz, hınç dolu biri değildir. Zira
Salome’nin kendi dileği değildir Yahya’nın başını istemek. Eğer birilerinin
hıncından söz edilecekse bu annenin hıncıdır, Yahya’ya karşı. Ve Gasset’nin
hıncıdır, Salome’ye karşı (Anlatı –söylence- düzlemi).
• Salome’nin bakire olduğu da onun Yahya’ya aşık olduğunu düşünmekle
bağlantılıdır. Salome; dans edişiyle, (dans cinselliğin, cinsel arzunun bir ifadesi
gibi alınmış) bu dansın çok beğenilmiş olması yüzünden “el değmemiş
sürüngen”e benzetilmiştir. Bu bir uğursuzlamadır. Onu doyumsuz, bu
doyumsuzluğunu arzuyu silerek dişilik sapmasına yönelen biri olarak
düşünmek, onun Yahya severlerce yanlı değerlendirilmesinden başka bir şey
değildir.
• Zaten uydurulmuş bir anlatının yakıştırılan yorumlarından söz ettiğimin
bilincinde kalarak, Salome’nin uysal, kendi kişiliği oluşmamış, zayıf, naif biri
olarak görülmesi daha doğru geliyor bana anlatı içinden değerlendirildiğinde.
Bütün suçluluğu kendi olamamasındadır.
• Gasset’nin yorumu hristiyanlıkta İsa ikonası anlayışından yansımadır. İsa
İkonası yalnızca İsa’yı değil, ardındaki, içindeki Tanrıyı da işaret etmektedir.
Erkekler, tıpkı İsa ikonasında (hristiyanlık inancında) olduğu gibi imgenin
neliği ile değil, o imgeye dayalı zihinselinde ürettiği “aşk hayaleti”ne tapar.
Olduğu gibi değil kurduğu gibi bakar kadına. Bu durumda erkek için kadın
tanrının bir değişkenidir. Ya da tersi. Ülküselleştirilmiş varlıktır kadın, erkek
için Gasset’ye göre. Bu, kadına idealist bakıştır.
• Zavallı Salome, istediğini elde eden şımarık bir kız gibi yorumlanmış. Hatta
Gasset bizi inandırmak için günümüzden zengin şımarık kızları örneklemiş.
Oysa Salome dans etmeden önce belirli bir istek tasarlamış değil. Salome
isteme durumuna yönlendirilmiş kişidir. Önce Herod zorlar onu bir dilekte
bulunmaya, ardından da bu dilek konusunda annesi yönlendirir (“kışkırtır”)
onu. O dilekte bulunmaya, istemeye hevesli değildir. Ve suçlu bulunacak
birileri varsa kızını davetliler önünde oynatanlar, onu hoş olmayan bir isteğe
yönlendirilenlerdir bunlar. Yargının gölgesinde mi kalacak asıl suçlular?
• Gassset, Salome konusunda söyleyebileceğini söyledikten sonra yine
kendisiyle ilgili bir derinlik, “arkası var” düşüncesi açmaya çalışmıştır, bunun
“girift ve “uzun bir öykü” olduğunu söyleyerek. Senaryo yazmaya kalkarsanız
elbette anlatılacak çok şey icat edersiniz.
• Salome’nin kafasında gerçeklik ile imgelemsel olan karışmamıştır. Dilek ile
eylemin sonucu arasında ilgi kuramayacak akılsız bir naiflikten söz edilebilir
(anlatı düzleminde).
• Salome’nin kendi yarattığı bir imgeye aşık olduğu benimsenirse onun
reddedilmişliği söz konusu edilemez.
• Gasset, yan ve yin anlayışını benimseyerek, hristiyan anlayışından uzaklaşır
gibi durur. Bu anlayışta her insanın içinde belirli oranda erkeklik ve dişilik
vardır. Ve bu oranlar sabit değildir. Sürekli bir devinim halindedir. Dolayısıyla
kimi zaman tinsel olarak erkeklik egemen olabilirken kimi zaman da dişilik
egemen olabilir görünüşteki cinsiyetimize karşın. İnsanlık konusundaki bu
doğru ile onun hristiyanlığa dayalı yorumları uzlaş(a)mıyor.
Paul Delaroche’a göre Herodias

Sonuç: Yaşamamış olan bir kişilik ya da yaşamış olsa bile hiç önemsenmemiş
bir kişi olan Yahya, ölümle (bir cinayetle) birlikte sunulunca birden
kahramanlaştırılabilmiştir ve Yahudi tezi için önemli bir silaha dönüşmüştür.
Üstelik kadın düşmanlığının yaygınlaştırılması da cabası.

Bir imgeyi anlamak, o imgenin arkeolojik bilgi kazısını zorunlu kılar. Ortaya
çıkan odur ki insanlık yüzyıllardır aldatılmıştır, aldatılmaktadır. Ve ortaya
sosyolojik doğrular, tarihi doğrular ve anlatısal doğru/yanlış yorumlar gibi
ayrımlar çıkar. Ne yazık ki çoğu kişi kendisine en yakını, en kolayı, en yaygın
olanı seçer, en doğruyu değil. Ve inanç kavramına dört elle sarılır, bir kavramın
ne olduğunu ‘bilme’den onu, canı bahasına korumaya hazır hale gelir getirilir,
zira onunla ‘kendi’ olduğuna inandırılmıştır.

Not:
(1) “Herodias, Büyük Herod’un oğlu Herod ile evlenmişti. Herodias, en yüksek
rütbeli din adamı Simon’un kızı Mariamne’den doğmuştu. Salome adında bir
kızı vardı. Salome doğduktan sonra ülkemizin yasalarını karıştırmak için onu
kendi sorumluluğuna almış ve hayatta olduğu halde kocasından boşanmış ve
kocasının kardeşi Herod, Celile bölgesinin [Roma imparatorluğunun dörtte
birinin] yöneticisi ile evlenmişti. Salome de Trachonitis bölgesinin yöneticisi
ve Herod’un oğlu Filip ile evlenmişti. Ama hiç çocuğu olmadan öldüğünden,
yine Herod’un oğlu, Agrippa’nın erkek kardeşi Aristobulus, Salome ile evlendi.
Ve üç çocukları oldu: Herod, Agrippa ve Aristobulus”.

You might also like