Professional Documents
Culture Documents
ama k,
ri bak. O da ne?"
Parlak, prl prl bir lt gryorum, gn nda dans eden
milyonlarca renk -sanki Krynn'deki btn mcevherler bir sepette
toplanm gibi.
10
1. KTAP
jderha ordusunun subay Tuzlumeltem Han'nn ikinci katndaki merdivenlerden yava yava indi. Geceyarsn gemiti.
Hann daimi mterilerinin ou oktan yatmt. Subayn
duyabildii yegne ses, Kan Krfezinin aadaki kayalara arpan
dalgalaryd.
Subay bir an iin merdiven sahanlnda durarak, ayaklarnn
altnda uzanan Umumi Oda'ya hzl ve keskin bir bak frlatt.
Masalardan birine yaylm, tam bir sarho edasyla yksek sesle
horlayan bir ejderan hari, oda botu. Her horultuyla, ejderha
adamn kanatlar titriyordu. Altndaki ahap masa atrdayp sallanyordu.
12
13
O gece frtna Flotsam'i fel etmiti. Genellikle, afak kirli pencerelerinden girinceye kadar ak tuttuklar parmaklklar, frtna
rzgrlanna kar srglenmi ve -kilitlenmiti. Sokaklar terk
edilmiti, bir adam yere serebilecek ve zerindeki scack giysileri
bile sran souuyla,' paralayacak rzgrlara kimse kmay
gze almyordu.
Tanis ba nnde, rzgrn iddetini kran kara binalara yakn
durarak hzla yryordu. Ksa bir sre sonra, sakal buz tutmutu.
Sulusepken kar yzne ac vererek vuruyordu. Yarmelf soukla
sarslyor, ejderha zrhnn tenine souk souk deen metaline
lanetler yadnyordu. Arada bir arkasna bakarak, handan
ayrlmasnn normalin dnda dikkat ekip ekmediini kontrol
ediyordu. Fakat gr mesafesi hemen hemen sfra inmiti. Sulusepken kar ile yamur etrafnda yle bir dnyordu ki dier
eyler bir yana, karanlk iinde ykselen binalar bile ancak seilebiliyordu. Bir sre sonra ehir iinde yolunu bulmaya almas
gerektiini fark etti. Ksa bir sre sonra her yan souktan uyumaya balaynca birisinin izleyip izlemediini umursamamaya
balad.
Flotsam'de ok fazla bulunmamt -aslnda drt gndr buradayd. Ve bu zamann ounu da onunla geirmiti.
Yamur arasndan sokak iaretlerine bakarken bu dnceyi
aklndan uzaklatrd. Nereye gittii hakknda pek bir bilgisi yoktu.
Arkadalar kasabann kysnda rhtmdan, meyhanelerden ve
genelevlerden uzakta bir yerlerde bir handayd. Bir an iin, bu
umutsuzluk iinde kaybolursa neler olabileceini dnd. Onlar
sormaya cesaret edemezdi....
Sonra han buldu. Terk edilmi sokaklardan de kalka, buzlar
zerinde kayarak ilerledikten sonra rzgrda deliler gibi sallanan
levhay grnce neredeyse sevincinden alad. smini bile
hatrlyamyordu ama imdi tanmt ite: Dalgakran. _
Bir han iin aptalca bir isim, diye dnd; souktan titrerken
kapnn kulbunu ancak kavrayabiliyordu. Kapy ekip anca
rzgnn etkisiyle ieriye savrulmutu ve arkasndan kapy kapatabilmek iin epey bir g sarfetmek zorunda kalmt.
Grev banda, nbeti bir ktip yoktu -byle pejmrde bir
yerde olmas da beklenemezdi. Tanis kirli ocakta tten atein nda, yazhane zerinde duran bir mum dibi grd; belli ki ge
saatlerde gelen konuklarn kullanm iin konulmutu. Elleri o
15
16
19
20
21
F
rtna sabaha doru kuvvetini kaybetmiti. Saaklardan tekdze bir ekilde damlayan sularn sesi Tanis'in aryan banda gmbrdyor, neredeyse o
lklar atan rzgrn geri dnmesini yelemesine neden oluyordu.
Gkyz gri ve baskt. Kurun gibi ken arl yanmelfi bastryordu.
"Deniz ykselecek," dedi Caramon bilgece. Balifor Limam'ndaki
Domuz ve Islk'n hancs VVilliam tarafndan anlatlan deniz hikyelerini hevesle dinleyen Caramon denizcilikle ilgili konularda kendini
bir nevi uzman kabul ediyordu. Kendileri de deniz hakknda hibir
ey bilmediklerinden dierlerinin hibiri onunla tartmyordu.
Sadece Raistlin, -hayat boyunca sadece birka kere kk kayklara
binmi, olan- kardei eski bir deniz kurdu gibi konumaya balayncaCaramon'u alayl bir tebessmle szd.
22
23
24
karlayacakt. Hatta -bunun ne gibi sonular douracan bilse bileyknden kurtulup gerei sylemek iin byle bir frsat bile
memnuniyetle karlayabilirdi.
Fakat Raistlin, srekli ksr hari, sessizdi.
Birka dakika iinde dierleri de odaya dndler.
"Hazrz Tanis," dedi Altnay boyun emi bir sesle.
Bir an iin Tanis konuamad. Onlara syleyeceim, diye karar
verdi. Derin bir nefes alarak arkasna dnd. Yzlerini grd, gveni
grd; ona olan inanlarn. Hi soru sormadan onu izliyorlard.
Onlar brakamazd. nanlarn sarsamazd. Tutunabilecekleri tek
ey buydu. ini ekerek, tam sylemek zere olduu szleri
yuttu.
"Tamam," dedi bouk bir sesle ve kapya doru ilerledi.
Maquesta Kar-Thon, derin uykusundan kamarasnn kapsndaki
gmbrt sesiyle uyand. Uykusunun her saat bozulmasna alkn
olan kadn hemen uyanarak izmelerine uzand.
"Ne var?" diye seslendi.
Daha cevap gelmeden, gemiyi hissetmeye, durumunu takdir etmeye balamt bile. Mazgaldan bir gz atnca frtnann dindiini
grd fakat geminin hareketinden sularn ykseldiini anlayabiliyordu.
"Yolcular geldi," diye seslendi ikinci kaptan olduunu tand
bir ses.
Denizden anlamaz kara sakinleri, diye dnd ac ac, ayana
ekmeye balad izmesini elinden brakp iini ekerek. "Onlar
geri gnder," diye emretti yeniden uzanarak. "Bugn yelken amyoruz."
Darda bir eit kavga var gibiydi, nk ikinci kaptannn sesinin
hiddetle ykseldiini ve baka bir sesin de ona karlk verdiini
duyabiliyordu. Maquesta yorgun bir halde ayaa kalkt. kinci
kaptan Bas Ohn-Koraf bir minotaur idi: Bu pek de sakinliiyle mehur
olmayan bir rktr. Fevkalade glyd ve hi nedensiz adam
ldrmesiyle nlyd -bu da kendini denize vurmasnn nedenlerinden biriydi. Perechon gibi bir gemide kimse, gemi hakknda sorular
sormazd.
Kamarasnn kapsn savurarak aan Maq hzla gverteye yneldi.
"Neler oluyor?" diye bilmek istedi en sert sesiyle, gzleri ?
kaptannn hayvans kafasndan Ejderha Ordusunun subay gibi g\
25
biimli bir gemiydi; hzl yol almas ve seri manevra yapabilmesi iin
tasarlanmt. Limanlardan ieri dan abuk abuk szlmesi, teslim
almas veya etmesi ona ait olmayan ykleri yklemesi gereken
Maquesta'nn ii iin biilmi kaftand. Gerektiinde Palanthas veya
Tarsis'ten yelken am iman bir tccar gemisine yetiip onlar daha
ne olduunu anlayamadan gemiye yanaarak, kazancn arttrabilirdi.
Gemiye yanatktan sonra hzla gemiye kp, etrafa bakp, rahata
kaabilirdi.
Ejderha Yceefendileri'nin csseli gemilerini de geri brakmakta
ustayd; geri onlara bulamamay kendine kat bir kural edinmiti.
Fakat artk sk sk Yceefendi'nin gemilerinin tccar gemilerine "refakat" ettikleri grlmeye balamt. Maquesla'mn son iki yolculuunda para kaybetmi olmas yolcu tamaya tenezzl etmesinin bir
nedeniydi -bu normal koullarda hibir ekilde yapmayaca bir
eydi.
Miferini kartan yanmelf masaya oturdu -daha dorusu sallanan
geminin hareketine alkn olmad iin kt. Dengesini rahatlkla
koruyabilen Maquesta ayakta durmaya devam ediyordu.
"E, ne istiyorsun?" diye sordu kadn esneyerek. "Sana yelken
aamayacamz syledim. Deniz...
"Mecburuz," dedi Tanis terslenerek.
"Bak," dedi Maquesta sabrla (kendi kendine durmadan onun
parasn deyen bir mteri olduunu hatrlatarak), "eer ban beadaysa bu benim sorunum deil! Ne gemimi, ne mrettebatm riske
atp... "
"Benim deil," diye szn kesti Tanis, Maquesta'ya dikkatle bakarak, "senin dertte."
"Benim mi?" dedi Maquesta hayretler iinde ekinerek.
Tani-i ellerini masann zerinde kavuturarak, ellerine bakmaya
balad. Son gnlerin yorgunluuna ilaveten demirli duran geminin
ileri geri sallan midesini bulandnyordu. Sakal altndan teninin
soluk yeilimtrak rengini ve ukur gzlerinin altndaki kara glgeleri
gren Maquesta, bu yar-inelften daha iyi grnen cesetler grdn
dnd.
"Ne demek istiyorsun':" diye sordu gergin bir biimde.
"Ben... ben bir Ejder!ir 'eefendisi tarafndan yakalandm...
gn nce," diye balad) T ; alak bir sesle, ellerine bakarak konu
uyordu. "Hayr sarar ,' .alandm' yanl bir sz. Be-beni bu e
kilde giyinmi g
im adamlarndan biri olduumu zannet
ti- O-ona ordv ar refakat etmek zorunda kaldm. Son bav
26
27
va'va arld. Fakat K... Yceefendi bugn geri dnecek. Ve sonra "
Devam edemedi. Bir sarsnt bedenini harap ederken ba elleri
arasna kt.
Maquesta onu dikkatlice izledi. Bu doru olabilir miydi? Yoksa
btn bunlar onu iinde bulunduu beladan uzaklatrmas iin mi
uyduruyordu? Sefil bir biimde masaya kn seyreden Maquesta yavaa svd. Geminin kaptan tam bir insan sarrafyd. Byle
de olmak zorundayd, bu kaba saba mrettebatn denetim altnda
tutabilmek iin. Yarmelfin yalan sylemediini biliyordu. En
azndan fazla yalan sylemiyordu. Tam anlatmad baz eyler olduundan kukulanyordu ama Berem hakkndaki bu hikye -ne
kadar garip grnrse grnsn- gerek pay tayordu.
Kendi kendine kfrederek, her eyin mantkl geldiini dnd
huzursuzca. Muhakeme kabiliyetiyle, saduyusuyla hep gurur duyard. Yine de Berem'in garipliini hep gz ard etmiti. Neden? Dudaklar alayla kvrld. Ondan holanyordu -itiraf etmeliydi. ocuk
gibiydi, neeli, saf. O yzden de onun karaya kmadaki gnlszl,
yabanclar karsndaki korkusu, ganimeti paylamay reddetse de bir
korsan iin almak iin bu kadar hevesli olmas zerinde fazla
durmamt. Maquesta bir an iin, gemiyi dinleyerek durdu. Da
bakarak altn gnein ak tepelerde birden bire parlamasn seyretti;
sonra gne gzden kayboldu, alalan gri bir bulut tarafndan yutuldu.
Gemiyi kartmak tehlikeli olacakt ama eer rzgr doru, ynden
eserse...
"Kyda bir san gibi kstnlmaktansa," diye mrldand, Tanis'ten
ok kendi kendine, "ak denizde olmay tercih ederim."
Kararn veren Maq hzla ayaa kalkarak kapya doru yneldi.
Sonra Tanis'in homurdandn duydu. Dnp, ona acyarak bakt.
"Haydi Yarmelf," dedi Maquesta, pek de kaba olmayan bir tarzda.
Ona sarlarak kalkmasna yardm etti. "Gvertede, ak havada
kendini daha iyi hissedersin. Sonra arkadalarna bunun 'insan rahatlatan bir okyanus yolculuu' olmayacan anlatman gerek. ine
atldnz riskin farknda msn?"
Tanis ban evet, anlamnda sallad. Btn gcyle Maquesta'ya
yaslanarak bir alalp, bir kabaran gverteden yrd.
"Bana her eyi anlatmadn kesin," dedi Maquesta, bir tekmeyle
kamarasnn kapsn ap Tanis'in ana gverteye kmasna yardm
ederken, alak sesle. "Bahse girerim ki Yceefendi'nin tek arad Berem
deil. Ama eminim senin ve mrettebatnn yolculuk ettikleri en kt
hava da bu deildir. nallah ansnz hep yaver gider!"
28
29
Perechon ak denizde sallana sallana, zorla ilerliyordu. Yelkenlerini indirerek ilerleyen gemi, ald her .milim iin byk uralar
vererek ok az ilerliyor gibiydi. anslarna rzgr dirisa etmiti.
Durmadan gney batdan eserek onlar dorudan Istar'n Kan Denizi'ne gtryordu. Flotsam'in kuzey batsnda bulunan, Nordmaar
burnunun tesindeki Kalaman'a doru ynlenmi olduklarndan biraz
yollarndan sapm oluyorlard. Fakat Maquesta umursamad.
Elinden geldiince karadan uzak durmak istiyordu.
Hatta kuzey douya doru yelken ap minotaurlann yurdu olan
Mithras'a gitme olaslklar olduunu sylemiti Tanis'e. Yceefendi'nin ordulannda birka minotaur dvmekle birlikte genelde minotaurlar henz Karanlk Kralie ile bir anlama imzalamamlard.
Koraf a gre, minotaurlar hizmetlerinin karl olarak Ansalon'un
dou ksmnn denetimini istiyorlard. Ama dounun denetimi daha
yeni, Toede adl bir hobgoblin olan yeni bir Ejderha Yceefendi-si'ne
verilmiti. Minotaurlar ne insanlar, ne elfleri sevmezlerdi ama -tam
bu zamanda- Yceefendiler de onlarn bir iine yaramyordu. Maq
ile mrettebat daha nce Mithras'a snmt. Orada emniyet iinde
olabilirlerdi, en azndan bir sre iin.
Tanis bu gecikmeden memnun kalmamt fakat kaderi artk kendi
ellerinde deildi. Bunu dnen yarmelf, btn bu kan ve alev
girdabnn ortasndaki adama bakt. Berem dmende duruyor, dmeni sk, kendinden emin ellerle idare ediyordu; bo yz tasasz ve
umursamazd.
Dmencinin gmleinin n ksmna dikkatla bakan Tanis yeilin
bir prltsn yakalayabilmeyi umuyordu. Aylar nce Pax Tharkas'ta
adamn etine yerletirilmi yeilin parladm grd gsnde ne
gibi kara bir giz atyordu acaba? Sava hl dengede durmuken
neden yzlerce ejderan onu aramakla zaman harcyordu? Neden
Kitiara Berem'i bulmak iin sadece Flotsam'de olduuna dair bir
sylenti zerine oradaki aratrmalara bakanlk etmek iin Solamniya'daki glerinin komutasndan vaz gemi, bu kadar deliye
dnmt?
"Anahtar o!" Tanis Kitiara'nn szlerini hatrlamt. "Eer onu
ele geirirsek Krynn Karanlk Kralie'nin kudreti altnda olacak. O
zaman yeryznde bizi yenebilecek hibir g kalmaz!"
Titreyen, midesi azna gelen Tanis adam dehetle izledi. Berem o
kadar her eyden uzak, her eyin tesinde grnyordu ki sanki bu
dnyann sorunlar onu hi ilgilendirmiyordu. Acaba Masqu30
ta'nn dedii gibi yarm akll m? diye merak etti Tanis. Berem'i Pax
Tharkas'taki dehetin tam ortasnda grd o birka ksa saniyeyi
hatrlad. Kamak iin aresizlik iinde uraan hain Eben'i izlerkenki haliyle adamn yzn hatrlajd. Yzndeki ifade korku dolu veya donuk veya umursamaz deildi. Yzndeki ifade... neydi?
Boyun emi bir ifadeydi! Evet bulmutu! Sanki onu bekleyen
kaderi biliyormu ve yine de yoluna devam ediyormu gibi. Sahiden
de Berem ile Eben kaplara vardklarnda, kaplan kilitli tutan
mekanizmadan yzlerce ton kaya yam; onlar, ancak bir ejderhann
kaldrabilecei kayalar altna gmmt. Her iki beden de kaybolmutu tabii ki.
Ya da en azndan Eben'in bedeni kaybolmutu. Sadece birka
hafta sonra, Altmay ve Nehiryeli'nin dn trenlerinde Tanis ile
Sturm onu yeniden grmlerdi -canl olarak!- Daha onu yakalayamadan adam kalabalk iinde kaybolmutu. Ve onu bir daha grmemilerdi. Tanis onu, sakin sakin bu gemide bir yelken bezi dikerken,
-ya da drt- gn nce buluncaya kadar.
Berem yz huzur dolu, gemiyi rotasnda gtryordu. Tanis
geminin kenarndan uzanarak rmeye balad.
Maquesta mrettebata Berem hakknda hibir ey sylememiti.
Ani ayrllarn aklamak iin, Ejderha Yceefendisi'nin gemilerine
biraz fazla ilgi duyduuyla ilgili bir haber aldn ve ak denizlere
almann akllca olacan sylemiti. Mrettebattan kimse onu
sorgulamad. Yceefendileri hi sevmezlerdi ve zaten ou da btn
paralarn kaybedecek kadar uzun zamandr Flotsam'deydi.
Tanis de bu acelelerinin nedenini arkadalarna aklamamt.
Btn yolarkadalari yeil ziynetli adam ile ilgili yky duymutu,
geri hepsi (Caramon hari hepsi) bunu yzlerine vurmasa da Tanis,
onlarn Sturm ile onun dn erefine ok kadeh kaldrdklar iin
sarho olduklarn dndklerini dnyordu. Neden bu kadar
sert sularda yaamlarn tehlikeye attklarn sormuyordu. Ona olan
gvenleri tamd.
Deniz tutmasndan kaynaklanan mide bulants nbetlerinden
muzdarip, iini kemiren sululuk duygusuyla parampara olan Tanis,
sefil bir halde gvertede kamburunu karm denize bakyordu.
Grne gre onun midesindeki alkantlara ermilerin bile yapacak
pek bir eyi olmamasna ramen Altnay'n ifa gc bir yere kadar
iyilemesini salamt. Fakat ruhundaki alkantya yardm etmek
kadnn gc dndayd.
Gvertede oturmu denize bakyor, her an ufukta gemilerin yel-
31
kenlerini grmekten korkuyordu. Dierleri, belki de daha iyi dinlenmi olduklarndan, gemi rpntl sulardan hzla ilerlerken meydana gelen dzensiz hareketinden daha az etkilenmiler, sadece arn-da
bir geminin yannda patlayan byk dalgalardan hepsi iliklerine
kadar slanmlard.
Raistlin bile -bunu grmek Caramon'u hayretlere drmtolduka rahat grnyordu. Byc dierlerinden ayr oturmu,
yolcular mmkn olduu kadar kuru tutabilmek amacyla denizciler
tarafndan yaylan yelkenlerden birinin altna bzmt. Bycy gemi tutmamt. Pek ksrmyojdu bile. Sadece dncelere
dalm gitmiti; altn gzleri hzla hareket eden frtna bulutlan
arasna dalp kan sabah gneinin parltlarndan daha parlakt.
Tanis, izlenmekten korktuundan bahsettiinde Maquesta
omuzlan silkti. Perechon Yceefendi'nin csseli gemileriden daha
hzlyd. Limandan kolaycack szlp kmlard -ktklarn tek
farkeden gemiler, kendileri gibi Korsan gemileriydi. ylesine bir
kardelikte kimse soru sormamt.
Deniz daha da sakinleti ve srekli bir rzgr altnda dzeldi.
Btn gn boyunca frtna bulutlan tehditkar bir biimde alald ve
tazelenen rzgr tarafndan paraland. Gece berrak ve yldzlarla
l sld. Maquesta yelkenleri fazlalatrabilmiti. Gemi, su zerinden
uuyordu. Sabah yolarkadalar uyandklarnda Krynn zerindeki en
korkun grntyle karlatlar.
star'n Kan Denizi'nin kysndaydlar.
Perechon, bycnn giydii cbbe kadar, ksrdnde dudaklarn benekleyen kan kadar krmz olan sulara ilk girdiinde
gne dou ufkunda kocaman altndan bir toptu.
"smini doru takmlar," dedi Tanis Nehiryeli'ne, gvertede
durmu krmz, kasvetli sulara bakarken. lerisini gremiyorlard.
Aman vermeyen bir tayfun gkyznden inmi, sular kurun grisi
bir perdeyle gzlerden gizliyordu.
"nanmamtm," dedi Nehiryeli ciddiyetle ban sallayarak.
"VVilliam'n buray anlattn duymutum ama onun gemileri yutan
deniz ejderhalan ve bacak yerine balk kuyruuna sahip kadnlar
hakknda anlattklarn durmadan dinlemitim. Fakat bu... " Barbar
Bozkrl kan renkli sular huzursuzca seyrederek ban sallad.
"Serice bunun, ateli da Kral Rahip'in mabedine arptnda
len starhlar'n kan olmas ihtimali var m?" diye sordu Altnay yavaa, kocasnn yannda durmak iin gelerek.
"Ne samalk.'" diye homurdand Maquesta. Gemisi ve mrette32
34
35
36
37
"Delirmi! Bizi Kan Denizi'nin ortasndaki tayfuna doru ynlendiriyor!" dedi Maquesta, ayaa kalkarken ancak duyulan, atlak
bir sesle. Yz allak bullak olmu Koraf elinde armadora eliiyle
Berem'e doru ilerledi.
"Hayr! Koraf!" Nefesi tkanan Maquesta onu yakalad. "Belki de
Berem hakldr! Bu bizim tek ansmz olabilir! Ejderhalar tayfun
iinde bizi izlemeye cesaret edemez. Bu ie bizi Berem bulatrd
ama bizi buradan kartabilecek tek kii de o! Tayfunun eteklerinde
kalmay baarabilirsek... "
Kargack burgack bir imek gri perdeyi yard. Pus aralanarak
korkun bir manzaray gzler nne serdi. Grleyen rzgrda kara
bulutlar dnyor, yeil imekler akyor havay kkrtn sert kokusuyla dolduruyordu. Al sular bir kabarp, bir iniyordu. Yzeyde,
lmekte olan bir adamn azndaki kpkler gibi ak dalgalar kpryordu. Bir an iin kimse kprdyamad. Doann korkun gleri
karsnda kendilerini mini minnack hissederek seyretmekten baka bir
ey yapamyorlard. Sonra rzgr onlara arpt. Kmlm, srklenen
direk tarafndan ekilen gemi savrulmaya balamt. Ani bir yamur
krba gibi yayor, dolu ahap gverte zerinde takrdyor-du; gri
perde bir kez daha etraflarn sard.
Maquesta'nn emriyle adamlar yukarda kalan yelkenleri amak
iin itiip kakmaya balad. Baka bir grup da deliler gibi sallanan
krk direkten kurtulmak iin canla bala alyordu. Denizciler baltalarla saldrarak ipleri kestiler ve direin kan krmzs sulara dmesini saladlar. Direin srkleyen yknden kurtulan gemi ya
va yava kendini dorulttu. ndirilmi yelkenlerle hl rzgr tarafndan savrulsa da, bir direi gitmi olsa da Perechon frtnaya dayanabiliyor gibiydi.
Bu ani tehlike neredeyse ejderhalarn dncelerini akllarndan
silip atmt. Birka dakika daha fazla yaayabilme olaslklar dounca yolarkadalan kurun gibi inen iddetli yamura doru bakmaya baladlar.
"Sizce bizi kaybetmiler midir?" diye sordu Caramon. Koca savann bandaki derin yaradan kan akyordu. Acs gzlerinden
belliydi. Fakat onun btn endiesi kardei iindi. Yaralanmam
olan Raistlin yanndayd ama ksrd iin zar zor ayakta durabiliyordu.
Tanis ban ask bir yzle sallad. Yaralanan olup olmadn anlamak iin aceleyle etrafna bakndktan sonra gruba, bir araya toplanmas iin iaret etti. Yanmelfin etrafnda toplaruncaya kadar ha-
38
laflara tutuna tutuna, birer birer yamurun iinde de kalka ilerlediler. Hepsi alkantl denize bakyordu.
lk balarda hibir ey grmediler; yamur ve rzgrn savurdu-denizden geminin pruvasn grmek bile zordu. Gemicilerin bazlar,
ejderhalardan kurtulduktan iin yksek sesle tezahratta bulundular.
Fakat gzlerini bacya dikmi olan Tanis, Yceefendi'nin takibini
lmden baka bir eyin kesmeyeceini biliyordu. Gerekten de,
ateli gzleri nefretle al al tutumu, zehirli dilerle dolu az alm
bir mavi ejderha ba aniden gri bulutlar yarnca gemicilerin tezahrat
hayret dolu haykrlara dnt.
Ejderha gittike yaklayor, koca kanatlan rzgr, yamur ve doluyla etkilense de sallanmadan durabiliyordu. Mavi ejderhann srtna
bir Ejderha Yceefendisi binmiti. Yceefendi'nin elinde silah
olmadn grd Tanis ac ac. Hibir silaha ihtiyac yoktu. O Berem'i aldktan sonra ejderhas geri kalanlar yok edecekti. Tanis olacaklan bilmenin skntsyla, bunlarn msebbibinin kendisi olduunu
bilmenin skntsyla ban edi.
Sonra ban kaldrd. Bir anstan olabilir diye dnd lgnca.
Belki de Berem'i tanmazd... Ona bir zarar gelecei korkusuyula da
hepsini yok etmezdi. Dmenciye bakmak iin dnen Tanis'in lgn
midi daha domadan ld. Sanki tanrlar onlann aleyhine alyordu.
Rzgar Berem'in gmleini amt. Yamurun gri perdesinin
arasndan bile Tanis, adamn gsne yerletirilmi yeil ziynetin,
frtna ortasnda parlayan o korkun fenerden, o yeil imekten bile
daha parlak olduunu grebiliyordu. Berem farknda deildi. Ejderhay bile grmemiti o. O, gemiyi star'n Kan Denizi'nin deriliklerine ynlendirirken gzlerini btn dikkariyle tayfuna dikmiti.
Pnldayan ziyneti sadece iki kii grd. Geri kalan herkes ejderhakorkusuna esir olmu, gzlerini zerlerinde szlen koca mavi
yaratktan ayramyordu. Tanis ziyneti grd -aylarca nce grm
olduu gibi. Ve Ejderha Yceefendisi de grd. Metal maskenin ardndaki gzler parlayan ziynete takldktan sonra Yceefendi, frtnadan savrulan gvertedeki Tanis'le gzgze geldi;
Ani bir esinti mavi ejderhay yakalad. Hafife yn deitirse de
Yceefendi'nin gzleri hi ayrlmad. Tanis, o kahverengi gzlerde
dehet verici gelecei grd. Ejderha zerlerine dalacak, peneleriyle
Berem'i alacakt. Yceefendi zaferiyle uzun, strap dolu bir sre
coacak sonra da ejderhasna hepsini yok etmesini buyuracakta...
39
40
yi dilemiti.
42
46
kt.
Caramon fark etmedi bile. Tanis'den nce dald; koca bedeni hatr
sayhr bir hzla hareket ediyordu. "Arkasndan merdivenlerden
yuvarlanan Tanis Maquesta'nn kamarasnn kapsnn ak olduunu,
geminin hareketiyle menteelerinde sallandn grebiliyordu. Yarmelf ieri dalardalmaz, sanki bir duvara arpm gibi hemen kapnn
i ksmnda durdu.
Raistlin kk kamarann ortasnda duruyordu. Tahtalara sktrlm lambalardan birine bir mum yakmt. Alev, bycnn yznn metal bir mfiske gibi parlamasna neden oluyor, gzleri altn
bir atele alevleniyordu. Raistlin Silvanesti'nin armaan olan ejderha
kresini tutuyordu ellerinde. Tanis krenin bym olduunu
grd. Artk bir ocuk topu byklndeydi. inde saysz renk
dnyordu. Seyrederken ba dnen Tanis baklarn zorla kreden
ayrd.
Raistlin'in nnde Caramon duruyordu; yz Tanis'in Silvanesti
ryasnda savay ayaklarnn dibinde lm grd zamanki cesetindeki kadar bembeyazd.
Raistlin, bir eliyle gsn tutarak ksrd. Tanis ilerledi ama
byc hemen baklarn kaldrd.
"Bana yaklaaym deme Tanis!" dedi Raistlin kanla lekelenmi dudaklar arasndan, zor nefes alarak.
"Ne yapyorsun?"
"Kesin bir lmden kayorum Yanmelf!" Byc rahatsz edici
bir biimde gld; Tanis'in daha nce sadece iki kez duyduu garip
bir kahkahayd bu. "Ne yapyorum zannetmitin?"
"Nasl?" diye sordu Tanis; bycnn altn gzlerine bakp da
gzlerinin krenin dnen klarn yansttn grnce garip bir korkunun zerine yayldn hissetti.
"Bym kullanarak. Ve ejderha kresinin bysn kullanarak.
Bu olduka basit, geri byk bir ihtimalle senin zayf aklnn
tesindedir. Artk cismani bedenimin enerjisi ile ruhumun enerjisini
birletirip kullanacak gcm var. Saf enerji haline geleceim... Ik
olacam, yle de* diyebilirsiniz. Ve k olunca gkyznde gnein
nlan gibi dolaabileceim ve nerede, ne zaman dilersem fiziksel
dnyaya dnebileceim!"
Tanis ban sallad. Raistlin haklyd -bu dnce onu ayordu.
Bunu kavnyamyordu ama mit iini doldurdu.
"Kre bunu hepimiz iin yapabilir mi?" diye bilmek istedi.
"Olabilir," diye cevap verdi Raistlin ksrerek, "ama emin dei47
50
talden asay tayarak Solace'a geldiimiz o gn vallenaalannn krmz ve altn rengine dnt zamanda. O gn valye Srurm
Bringhblade bizi bularak Son Yuva Han'na getirmiti... "
Tanis, bedenine bak gibi saplanan derin ve sarsc hkrklarla,
hkrmaya balad. Nehiryeli arkadana sarlarak onu sk sk tuttu.
"Bizim bildiimiz vallen ormanlar artk ld Tanis," diye devam
etti alak bir sesle. "ocua yanm ve rm ktklerden baka bir
ey gsteremeyecektik. Ama artk ocuk vallen aalarn olmalar
gerektii gibi, aalarn sonsuza kadar yaadklar bir yerde grecek.
zlme dostum, kardeim. O tanrlara iman etmelisin."
Tanis kibarca Nehiryeli'ni ittirdi. Bozkrh'nn yzne bakamyordu:
Baklarn kendi ruhuna eviren Tanis ruhunun Silvanesti'nin ikence
grm aalan gibi bklm ve kurumu olduunu grd. man
m? Onun iman yoktu. Tanrlarn onun iin anlam neydi ki? O
kararn vermiti. O, hayatta kendisi iin bir deeri olan her eyi -elf
yurdunu, Laurana'run akn- bir kalemde harcamt. Neredeyse
dostluu da haracacakt. Sadece Nehiryeli'nin gl sadakati -son
derece uygunsuz sadakati- Bozkrly onu sulamaktan alkoyuyordu.
ntihar ciflere yasaklanmtr. Yaamn armaanlarn en buuyu
olduuna inandklarndan intiharn byk bir gnah olduunu
dnrler. Fakat Tanis kan krmzs denize beklenti ve zlemle
bakyordu.
lm bir an nce gelsin, diye dua etmeye balad. Bu kan renkli
sular zerimden asn. Derinliklerinde saklanaym. Ve eer tanrlar
var ise, ve eer beni dinliyor iseniz sizden tek bir ey istiyorum: Bu
utancm Laurana'dan gizleyin. Birok insana byk aclar yaattm...
Ama daha ruhu, Krynn zerindeki son duas olmasn umduu bu
duay solurken tayfun bulutlarndan daha karanlk bir glge dt
zerine. Tanis Nehiryeli'nin haykrdn, Altnay'n lk attn
duydu ama gemi girdabn kalbine doru kerken sesleri suyun gmbrts iinde kaybolmutu. Tanis bo. gzlerle, mavi ejderhann
ateli krmz gzlerine, dnmekte olan kara bulutlar arasndan bakmak
iin ban kaldrd. Ejderhann srtnda Kitiara vard.
Kendilerine anl bir zafer kazandracak olan dlden vazgemeye
gnl olmayan Kit ile Skie uraarak tayfun iinden ilerlemilerdi;
imdi de -o korkun peneleri uzanm- ejderha dorudan Berem'e
doru bir dal yapyordu. Adamn ayaklan sanki gverteye ivilenmiti. Ryalarda yaanan aresizlik misali bir duyguyla, dorudan
zerine ullanan ejderhaya bakyordu.
Harekete geen Tanis, kan krmzs su etraflarnda dnerken bir
54
ald halde hi ses karmamt. Glge dalgaland, sadece kusurunun boyutu bile bedenin titremesine neden oluyordu.
Gelen Bertrem. Astunus byle not dt, daha ileride kullanmak
iin aklnn blmlerinden birine bilgileri doldurup, her eyi not
ettii gibi.
Bugn, yukarda belirtildii gibi Saatsonras Vakti 29'a
derken Bertrem alma odama girdi.
Kalem, 'kat zerindeki srekli ilerleyiine devam etti.
Sayfann sonuna ulaan Astinus kadn kolayca kaldrarak,
masann ucunda benzer sayfalarn st ste yld kmenin zerine
koydu. O gece daha sonra, tarihi iini bitirip dinlenmeye ekildiinde Estetikler, ermilerin bir trbeye girdikleri saygyla
onun alma odasna girecek, kat ynn toplayp, dikkatle
byk ktphaneye tayacaklard. Burada koyu, muntazam
elyazlaryla dolu parmenler, kategorilere ayrlarak Astinus
Palanthas tarafndan yazlan Vakayiname, Krynn Tarihi diye
etiketlenmi devasa kitaplar iine dosyalanyordu.
"Usta... " diye konutu Bertrem titrek bir sesle.
Bugn, yukarda belirtildii gibi Saatsonras Vakti 30'a
derken Bertrem konutu, diye not etmeye devam etti Astinus.
"Sizi rahatsz etmek beni ok eseflendiriyor Usta," dedi Bertrem
hafife, "fakat kapnzn eiinde gen bir adam lyor."
Bugn, yukarda belirtildii gibi Saatsonras Vakti 29'a
karken, gen bir adam kapmzn eiinde ld.
"smini ren," dedi Astinus ban kaldrp, yazsna ara bile
vermeden, "ren ki bunu da not edebileyim. Yazln iyi kontrol et.
Nereli olduunu, yan da ren, tabii daha girmediyse."
"smini rendim Usta," diye cevap verdi Bertrem. "Raistlin.
Abanasinya topraklarndaki Solace kasabasndan geliyormu."
Bugn, yukarda belirtildii gibi Saatsonras Vakti 28'e
karken, Solace'l Raistlin ld...
Astinus yazmay brakt. Ban kaldrp bakt.
"Raistlin mi... Solace'l?"
"Evet Usta," diye cevap verdi Bertrem, byk bir saygyla
eilerek. Bertrem Estetik Tarikat'na mensup olup on seneden
fazla bir zamandr byk ktphanede yaad halde Astinus ilk
kez ona bakyordu. "Onu tanyor musunuz Usta? Bu yzden sizi
almanz srasnda rahatsz erme cretini buldum kendimde. Sizi
grmek istedi."
57
"Raistlin... "
Astinus'un kaleminden bir damla mrekkep kadn zerine
damlad.
"Nerede?"
"Basamaklarda Usta, onu bulduumuz yerde. Belki szn
iittiimiz bu yeni ifaclardan, Tanra Mishakal'a tapanlardan biri
onu iyietirebilir diye dndk... "
Tarihi mrekkep lekesine skntyla bakt. Bir tutam ince ak
kum alarak dikkatlice mrekkebin zerine serperek, daha sonra
zerine konacak dier katlar lekelememesi iin kurutmaya
alt. Sonra baklarn indiren Astinus yeniden iine dnd.
"Hibir ifac bu gen adamn illetini tedavi edemez," dedi sanki
zamann derinliklerinden gelirmi gibi kan bir sesle. "Ama onu
ieri aln. Bir oda verin."
"Onu ktphaneye mi alalm?" diye tekrarlad Bertrem byk
bir hayretle. "Usta, tarikatmza mensup olanlar dnda kimse
daha ieri alnmamt... "
"Eer gn sonunda vaktim olursa onu greceim," diye devam
etti Astinus, Estetik'in szlerini duymam gibi. 'Tabii hl hayatta
olursa."
Kalem hzla kadn zerinde hareket etti.
'Tabii Usta," diye mrldand Bertrem ve geri geri odadan kt.
alma odasnn kapsn kapatan Estetik, gzleri bu meydana
gelenler karsnda hayretle alm bir halde kadim ktphanenin
serin ve sessiz koridorlar boyunca ilerledi. Kaln ve ar cbbesi
arkasndan yerleri spryor, bu kadar ar bir gayrete alk
olmadndan tralanm kafas kotuka terden parlyordu.
Tarikatn dier mensuplar o ktphanenin n giriine doru uar
gibi giderken hayretle izliyorlard. Aceleyle kapya yerletirilmi
olan camdan dan baknca gen adamn bedeninin basamaklar
zerinde olduunu grd.
"Onu ieri almamz emredildi," dedi Bertrem dierlerine. "Bu
gece, eer byc hl hayatta olursa Astinus gen adamla
konuacak."
Estetikler, bunun neye almet olduunu merak ederek
hayretler iindeki bir sessizlikle birbirlerine baktlar.
lyorum.
Bu bilgi byc iin ok acyd. Estetiklerin onu yerletirdikleri
58
59
60
Raistlin."
"yleyim." Rnistlin'in dudaklar kelimeleri biimlendirdi ama
sesi hemen hemen bir gaklama gibi kt. Astinus'a bakan
Raistlin'in hiddeti, adamn zaman olursa onunla konuacana
dair kat beyanatn hatrlaynca geri gelmeye balad. Raistlin
adama bakarken aniden tyleri rperdi. imdiye kadar insani
duygulardan ve insani arzulardan yoksun, bu denli souk ve duygusuz bir yz grmemiti. Zamann dokunmam olduu bir yz...
Raistlin nefessiz kald. Oturmak iin -Estetik'in yardmylauraarak Astinus'a bakt.
Raistlin'in tepkisini fark eden Astinus yle dedi: "Bana tuhaf
tuhaf bakyorsun gen adam. O kumsaati gzlerinle neler gryorsun?"
"lmeyen... bir adam... gryorum... " Raistlin ancak strapla
nefes almak iin verdii uralar arasnda konuabiliyordu.
"Tabii ki, sen ne ummutun?" diye azarlad Estetik, kibarca
lmekte olan adam yatandaki yastklara doru yaslarken. "Usta
Krynn'de ilk doan kaydetmek iin buradayd ve son leni kaydetmek iin de burada olacak. Kitap Tanrs Gilean bize byle
retti."
"Bu doru mu?" diye fsldad Raistlin.
Astinus hafife omuzlarn silkti. "Benim ahsi tarihim,
dnyann tarihiyle kyasladnda pek nemsizdir. imdi konu
Solace'h Raistlin. Benden ne istiyorsun? Seninle byle aylak aylak
konuurken ciltler bo geip gidiyor."
"Sizden... bir ey rica ediyorum... yalvaryorum!" Kelimeler
Raistlin'in barndan sklp kanla birlikte kmt. "Hayatm...
saatlerle... ll. Brakn bunlar... byk ktphanede...
alarak... geireyim!"
Bertrem'in dili, bu gen bycnn creti karsnda duyduu
hayretle, damanda saklamt. Astinus'a korkuyla bakan Estetik,
cretkar gen bycnn derisini yzecek olduuna hemen
hemen emin olduu krc red cevabn bekledi.
Sadece Raistlin'in zorla alp verdii nefes sesleriyle bozulan
uzun bir sessizlik oldu. Astinus'un yzndeki ifade deimedi.
Sonunda souk bir edayla cevap verdi. "stediini yap."
Adam Bertrem'in hayretler iindeki ifadesine aldr etmeyerek
kapya doru yrd.
"Bekle!" Raistlin'in sesi zorlanarak kyordu. Astinus yavaa
61
62
63
Ktphanenin temellerini sarsan bir gk grlts gmbrdeyerek yayld. Ik kapal odadan o kadar srekli fkryordu
ki, odann ii gecenin karanl deil de gnn aydnlna sahipti
sanki. Frtnann ulumas, bycnn tiz lklarna karyordu.
Gmbrt sesleri, dne dne esen rzgrda savrulan katlarn
hrts vard. Kapnn altndan alevden diller frlyordu.
"Usta!" diye haykrd Estetiklerden biri dehetle, alevleri iaret
ederek. "Kitaplar yok ediyor!"
Astinus ban sallayarak yaz yazmasna aralk vermedi.
Sonra aniden bir sessizlik kt. Ktphane kapsnn altndan
grlen k, sanki karanlk tarafndan yutulmu gibi snd.
Estetikler ekine ekine kapya doru yaklatlar, dinlemek iin
balarn uzattlar. Hafif kat hrtlarndan baka ieriden bir ey
duyulmuyordu. Bertrem elini kapya uzatt. Kap onun hafif
temasna teslim oldu.
"Kap alyor Usta," dedi.
Astinus ayaa kalkt. "almalarnza dnn," diye emretti
Estetiklere. "Sizin burada yapabileceiniz hibir ey yok."
Sessizce eilip selm veren keiler kapya son bir kez rkek bir
bak frlattktan sonra yankl koridorlardan aceleyle yryp
Astinus'u yalnz braktlar. Gittiklerine iyice emin olmak iin biraz
bekledikten sonra tarihi yavaa byk ktphanenin kapsn
at.
Gm ve al aylarn klar kk pencerelerden ieriye
akyordu. Binlerce cilt kitab barndran dzgn raflar karanla
doru uzanyordu. Duvarlarda, binlerce parmen rulosunu
banndran oyuklar sralanmt. Mehtap, bir yn kadn altnda
gml kalm masann zerinde parlyordu. Masann tam
ortasnda akm bir mum, onun yannda gece mavisi bir by
kitab duruyor, mehtap kitabn kemik beyaz sayfalan zerinde
parlyordu. Dier by kitaplar yere salm duruyordu.
Etrafna bakman Astinus kalarn att. Duvarlar kara izlerle
iaretlenmiti. Odadaki kkrt ve ate kokusu keskindi. Durgun
havada kat sayfalan dnyor, bir gz frts sonras den
yapraklar gibi yerde yatan bir bedenin zerine dyorlard.
Odaya giren Astinus kapy dikkatlice kapattktan sonra kitledi.
Sonra, yere dalm kat yn arasndan yryerek Raistlin'in
bedenine yaklat. Hibir ey sylemedi; yardm etmek iin gen
bycnn zerine de eilmedi. Raistlin'in yannda durarak ona
64
65
67
"Belki de ben gitsem iyi olacak," dedi Laurana souk bir edayla
ayaa kalkarak, "en azndan bu konuma bitinceye kadar."
"Ne? Gitmek mi?" Lord Palanthas ona belirsiz gzlerle bakt.
"Daha yeni gelmitin... "
"Sanrm sohbetimiz elf prensesini rahatsz ediyor," diye dikkat
ekti Astinus. "Elflerin -sizin de hatrlayacanz gibi lordumyaama byk bir sayglar vardr. Onlar arasnda lmden byle
hissizce sz edilmez."
"Tanrlar akna!" Lord Amothus kpkrmz kesilerek ayaa
kalkt ve kzn elini elleri arasna ald. "ok ok zr dilerim canm.
Ne kadar krym. Ltfen beni affet ve yerine otur. Prensese biraz
arap..." Amothus uaklardan birine el edince, adam Laurana'nn
kadehini doldurdu.
"Ben girdiimde Yksek Byc Kulesi'nden sz ediyordunuz.
Kuleler hakknda ne biliyorsunuz?" diye sordu Astinus, gzleri
Laurana'nn ruhuna bakarken.
Adamn iine nfuz eden baklaryla titreyen kz, bu konuyu
at iin piman olarak bir yudum arap ald. "Aslnda," dedi
belli belirsiz bir sesle, "belki de ie dnsek daha iyi. Eminim generaller askerlerinin bana dnmek istiyorlardr, ben de..."
"Kuleler hakknda ne biliyorsunuz?" diye tekrarlad Astinus. "Ben...
... pek bir ey bilmiyorum," diye kekeledi Laurana, kendini bir an
iin okul yllarnda, retmeninin nnde szlde hissetmiti. "Bir
arkadam vard -yani bir tandm-; o VVay-reth'deki Yksek By
Kulesi'ndeki snavdan gemiti ama o..." "Solace'h Raistlin sanrm,"
dedi Astinus vakarla. "A a, yle!" diye cevap verdi Laurana hayretle.
"Nasl?.. " "Ben bir tarihiyim gen bayan. Benim iim bilmek," diye
cevap verdi Astinus. "Size Palanthas Kulesi'nin tarihini anlataym.
Bunu bir zaman kayb olarak deerlendirme Lauralanthalasa nk
kulenin tarihesi senin kaderinle balantl." Kzn yzndeki hayret
dolu ifadeyi grmemezlie gelerek generallerden birine iaret etti.
"Sen, oradaki, perdeyi a. Sanrm ben girmeden nce prensesin de
dikkat ekmi olduu gibi ehrin en gzel manzarasn gzlerden
saklyorsunuz. te Palanthas'taki Yksek Byclk Kulesi'nin
yks:
"ykm -sonradan- Kaybedilmi Savalar olarak adlandrlan
olayla balamal. Kudret a'nda, star'n Kral Rahip'i glgesinden
korkmaya baladnda, korkusuna bir isim vermiti: By
78
79
le'de ok ok fazla kitap ve parmen rulosu vard, by kullanclarnn VVayreth'e tayamayacaklar kadar ok. Benim kitaplar
saklayp onlarn kymetini bileceimi biliyorlard. By kitaplarnn
ou kadim kitaplard ve koruma byleriyle -Anahtar'm...
kaybolmu bylerle balanm olduklarndan artk okunarmyorlard. Anahtar..."
Astinus dnceler iinde sessizleti. Sonra sanki karanlk dncelerini bir kenara atatm gibi iini ekerek devam etti.
"Palanthas halk Kule'nin etrafnda toplannca Tarikat'n en
yksei -Ak cbbe Bycs- ince altn kaplan kapatarak gm
anahtarla kilitledi. Palanthas Lordu onu sabrszlkla izliyordu.
Herkes Lord'un da klavuzu -star'm Kral Rahip'i gibi- kuleye yerlemeye niyetli olduunu biliyordu. Gzleri, tamahkrlkla Kule
zerinde oynayordu nk kulenin iindeki -hem iyi hem ktharikalarla ilgili sylentiler btn lkeye yaylmt."
"Palanthas'taki btn gzel binalar iinde," diye mrldand
Lord Amothus, "Yksek Byclk Kulesi'nin en mkemmeli olduu sylenir. imdi ise..."
"Ne oldu?" diye sordu Laurana; karanlk, odaya dolarken rpe-rerek
birilerinin mumlan yakmas iin uaklan armasn diledi. "Byc
gm anahtan Lord'a uzatmaya balamt," diye devam etti Astinus
derin ve hznl sesiyle. "Aniden Kara cbbeli-lerden biri st
kattaki pencerelerin birinde belirdi. nsanlar ona dehetle bakarken,
o yle bard, 'Gemie ve gne hakim usta, tm gcyle geri
dnnceye kadar kaplar kapal ve salonlar bo kalacak!1 Kt
byc atlayarak kendini kapann zerine brakt. Altn ve gm
mzraklar kara cbbesini delerken o da Kule'yi lanetledi. Kam topra
lekeledi, gm ve altn kaplar erildi, b-rld ve karard. Pnl prl
krmz-beyaz kule buz grisi bir taa dnt, kara minareleri ufaland.
"Lord ile halk dehet iinde katlar ve bugne kadar kimse Palanthas Kulesi'ne yaklamaya cesaret edemez oldu oldu. Kender-ler
bile" -Astinus belli belirsiz glmsedi- "dnyada hibir eyden
korkmasalar da. Lanet o kadar gldr ki btn lmlleri uzak
tutar..."
"Gemie ve gne hakim usta dnnceye kadar," diye mrldand
Laurana.
"Ph! Adam deliymi," diye burun bkt Lord Amosthus. Hi
kimse hem gemiin, hem gnn hakimi olamaz -sen olmaz81
83
86
"Bu bir ey deil," diye devam etti cce yksek sesle, Tas'a ters
ters bakarak, "sanatlarn iyiletirmek iin yzlerce sene harcayan
cce ta ustalarnn ileriyle kyaslandnda. imdi, u taa bjr
bak. Keski izinin dokusunu grebiliyor musun..."
"Bak Laurana geliyor," dedi Tas minnettarlkla, cce mimarisi
hakkndaki bu nutuktan kurtulduu iin mutluydu.
91
92
94
96
97
98
99
Syleyemem, nk sylersem hayat tehlikeye girer. Tek syleyebileceim tanrlardan birinin bize gz kulak olduudur."
Burada Silvara mrlt halinde sze karr, "Paladine," fakat
Gilthanas bunu tek bir el hareketiyle geri eviriyor.
"En aadaki odalara geldik ve burada iyi ejderhalarn yumurtalarn bulduk. lk bata her ey iyi gidiyor gibi grnyordu.
Benim ... bir planm vard. imdi bu pek nemli gelmiyor ama
yumurtalar kurtarmann bir yolunu bulmutum. Sylemi
olduum gibi, bunun pek nemi yok. Odalar boyunca ilerledik;
parlak yumurtalar, gm, altn ve bronz renkli yumurtalar atein
nda duruyordu. Sonr.a..."
Elf beyi duraksyor. Daha imdiden lmden daha soluk olan
yz daha da solgunlayor. Baylacandan korktuum iin
Estetiklerden birinden arap getirmesini istiyorum. Bir yudum
alnca canlanarak konumaya devam ediyor. Fakat gzlerindeki
dalgn ifadeden onun tank olduu dehetin anlarn gzlerinin
nnde grdn anlyorum. Silvara'ya gelince -sras gelince
onu hakknda da yazacam.
Gilthanas devam ediyor:
"Bir odaya geldik ve orada... hi yumurta... bulamadk, kabuktan
baka bir ey yoktu... paralanm, krlm yumurtalar. Silvara
hiddetle haykrd ve ben yakalanmaktan korktum. kimiz de
bunun ne anlama geldiini bilmiyorduk ama o kadar kanmz
donmutu ki bizi hibir yanardan ss stamazd."
Gilthanas duruyor. Silvara ok hafif bir sesle hkrmaya
balyor. Elf beyi kza bakyor ve -ilk kez olarak- ak ve evkat
gryorum gzlerinde.
"Onu dar kartn," diyor Estetiklerden birine. "Dinlenmesi
gerekiyor."
Estetik kz kibarca odadan kartyor. Gilthanas kurumu ve
atlam dudaklarn yalayarak yavaa konuuyor.
"Bundan sonra olanlar beni ldkten sonra bile rahatsz edecek.
Her gece ryasn gryorum. O gn, bugndr uyuyup da
lklar atarak uyanmadm bir gn olmad.
"Silvara ile birlikte salm yumurtalarn bulunduu odann
nnde durmu hayretle bakyorduk ... ki alevlerin aydnlatm
olduu koridordan konuma seslerinin geldiini duyduk." 'By
szleri!' dedi Silvara.
"htiyatla yaklatk, her ikimiz de korkmutuk ama yine de
100
102
103
105
106
Hayretler iinde kalan Flint geri geri tkezlenip Tasslehoff'a taklarak kenderi bir yumak gibi yere yuvarlad.
Ejderha devasa ban ylan gibi uzatarak kenderin krk yeleinden koca dileriyle kibarca tutarak, yeni domu bir kedi gibi
onu ayaa kaldrd.
"ey bi... bilemiyorum," diye kekeledi Flint, bir ejderhann ona bu
ekilde hitap etmesi onu utandrm. "Dokunabilir ... de dokunmayabilir de." Kendini toparlayan cce ok korkmu gibi davranmamaya iyice kararlyd. "Ben bunu daha nce de yapmtm,
syleyeyim de. Ejderhalara binmek benim iin yeni bir ey deil.
Yani aslnda, ey sadece ben..."
"imdiye kadar hayatnda bir ejderhaya binmedin!" dedi Tasslehoff kzgnlkla. "Ve de -uf!"
"Sadece son zamanlarda aklmda daha nemli baz eyler vard
da," dedi Rint yksek sesle Tas'n kaburgalarna bir yumruk indirerek, "yeniden bu iin usuln renmem biraz zamanm alabilir."
"Elbette Ata," dedi Khirsah, yznde tebessmn glgesi bile
yoktu. "Size Hint diyebilir miyim?"
"Diyebilirsin," dedi cce bouk bir sesle.
"Ben de Tasslehoff Burrfoot," dedi Kender minik elini uzatarak.
"Flint bensiz hibir yere gitmez. A, sanrm sizin tokalamak iin
bir eliniz yok. Bo verin. Adnz ne?"
"Benim lmller arasndaki ismim imekate." Ejderha zarafetle
ban edi. "Ve imdi Sir Flint, yamanz kendere talimat verirseniz..."
"Yamak m!" diye tekrarlad Tas hayretle. Ama ejderha onu
duymamazla geldi.
"Yamanza buraya gelmesini syleyin; eyeri ve mzra sizin
iin hazrlamasna yardmc olacam."
Flint sakaln dnceli dnceli svazlad. Sonra eliyle abartl
bir iaret yapt.1.
"Sen, yamak," dedi az bir kan ak onu seyretmekte olan
Tas'a, "ayaa kalk da syleneni yap."
"Ben... sen... biz..." diye kekeledi Tas. Fakat kender sylemek
zere olduu eyi hibir zaman bitiremedi nk ejderha onu yeniden yerden kaldrmt. Diler sk sk kenderin krk yelei iinden
kenetlendi; Khirsah onu kaldrarak bronz bedeni zerine balanm
eyerinin zenine plof diye brakt.
1-08
Tas gerekten bir ejderhann zerinde olmaktan o kadar bylenmiti ki susmutu; zaten Khirsah'in almac da buydu.
"imdi Tasslehoff Burrfoot," dedi ejderha, "beyini eyere tersten
itmeye alyordun. Doru pozisyon u anda senin durduun ekildir. Metalden mzrak yeri tam benim sa kanat eklemime ve sa
omuzumun zerine oturan srcnn sa tarafnda durmaldr.
Anladn m?"
"Evet, anlyorum!" diye bard Tas byk bir heyecanla.
"Yerde grdnz kalkan sizi ejderha nefeslerinin birok eklinden koruyacaktr..."
"Hop!" diye bard cce, kollarn kavuturup bir kez daha
inat ifadesini taknarak. "Birok ekliyle kastin ne? Ayrca ayn
anda atlayp hem mzra hem de kalkan nasl tutacam? Yani
mesele srf u patlayasca kalkann kenderle benim toplam cssemizden daha byk olmasnda deil..."
"Bu ii daha nce yapm olduunuzu zannediyorduk Sir Flint!"
dye seslendi Tas.
Ccenin yz hiddetle kzard, kkremeye balamt ki Khirsah
onu kibarca susturdu.
"Sir Rint yeni modellere alkn olmayabilir Yamak Burrfoot.
Kalkan mzran zerine geiyor. Mzran kendisi o delikten geiyor
ve kalkan eyerde durarak, oturduu yiv zerinde oradan oraya
kayyor. Saldrya uradnzda btn yapacanz onun arkasna
sinmek." ^ "Kalkan bana uzatn Sir Flint!" diye seslendi kender.
Homurdanan cce koca kalkann yerde durduu yere doru topallayarak yrd. Ykn altnda inleyerek kalkan kaldrmay
baard ve ejderhann yan tarafna tad. Ejderhann yardmyla
cce ile kender birlikte kalkan yerine yerletirmeyi baard. Sonra
Flint ejderhamzra iin geri dnd. Mzra srkleyerek kaldrp
ucunu Tas'a doru uzatt; Tas ucunu yakalad -ve neredeyse
dengesini kaybedip eyerden yuvarlanacakken- mzra kalkann
deliinden geirdi. Mili yerine kitlenince mzrak dengede durarak,
kenderin minik elinin yardmyla hafife ve rahata ileri geri sallanmaya balad.
"Bu harika1" dedi Tas tecrbe ederek. "Hayt! te bir ejderha
gitti! Hayt! Bir tane daha gidiyor! Ben ... ay!" Tas ejderhann srbnda durmu, mzran kendisi gibi hafife dengede duruyordu.
Rint! abuk ol! Ayrlmaya hazrlanyorlar. Laurana'y grebili109
yorum! O kocaman gm ejderhaya biniyor ve saflar kontrol etmek iin bu tarafa doru uuyor. Her an iaret verecekler! abuk ol
Flint!" Tas heyecanla bir yukar bir aa zplamaya balad.
"lk nce Sir Flint/' dedi Khirsah, "doldurulmu yelei giymeniz
gerek. Evet... yle. Kay tokadan geirin. Hayr, onu deil. Dierini -evet, yaptnz."
"Bir zamanlar grm olduum tyl mamuta benziyorsun."
Tas kkrdad. "Sana hi o hikyeyi anlatm mydm? Ben ..."
/"Ba belas!" diye kkredi Flint; ar, tyl yelek iinde boulmu olan Flint ancak konuabiliyordu. ''imdi senin tavanbeyni-nin
yklerini dinleme zaman deil." Cce ejderha ile burun buruna
gelmiti. "Pekl hayvan! Nasl kacam? Ve sakn bana bir di
geireyim deme!"
"Tabii ki geirmem Ata," dedi Khirsah derin bir saygyla. Ban
een ejderha bronz kanatlarndan birini olduu gibi yere uzatt.
"Hah, bylesi daha iyi!" dedi Flint. Sakaln gururla okayarak
donup kalm kendere kendini beenmi bir bak att. Sonra ciddiyetle ejderhann kanadna binen Flint trmanarak kral gibi eyerin
nndeki yerini ald.
"te iaret!" diye viyaklad Tas, Flint'in arkasna eyere atlayarak.
Ejderhann brn topuklayarak bard: "Haydi gidelim! Haydi
gidelim!"
"Bu kadar hzl olmaz," dedi Flint, serinkanllkla ejderhamzrandaki iilii inceleyerek. "Hey! Ben nasl kullanacam?"
"Hangi yne gitmek istediinizi dizginlere aslarak belirteceksiniz,
ben dneceim," dedi Khirsah iareti bekleyerek. aret gelmiti.
"A, anladm," dedi Flint, uzanarak. "Sonu olarak kumanda
bende... Hop!"
"Tabii ki Ata!" Khirsah havaya frlam, koca kanatlarn, zerinde durduklar minik uurumun yznden ykselen akmlar
yakalayabilmek iin amt.
"Bekle, dizginler..." diye bard Flint, elinden kayp giden dizginlere uzanmaya alrken.
Kendi kendine glmseyen Khirsah duymamazhktan geldi.
yi ejderhalar ve onlara binen valyeler Vingaard Dalarnn
dousunda dalga dalga alalan eteklerinde toplanmt. Burada,
kn souk rzgrlar yerini kuzeyden gelen, yerdeki donu eriten
110
lk meltemlere brakmt. Ejderhalar dzenlemedeki yerlerini almak iin imekler akan yaylar halinde havalanrken yenilenen
yeilliin zengin kokusu havay dolduruyordu.
Bu nefes kesen bir manzarayd. Tasslehoff bunu sonsuza kadar
hatrlayacan biliyordu -ve belki de tesinde de hatrlayacakt.
Bronz ve gm, pirin ve bakr kanatlar sabah yla alevleniyordu.
Eyerlere yerletirilmi olan Koca Mzraklar gnete prldyordu.
valyelerin zrhlar canl bir parlaklk iindeydi. Altn iplikli
Yalapkn sanca ge kar kvlcmlar sayordu.
Son birka hafta muhteemdi. Flint'in de sylemi olduu gibi
sanki artk sava aknts sonunda kendi ynnde akmaya balamt.
Altn Komutan -askerler artk Laurana'y byle aryorlardgrnte yoktan bir ordu yaratmt. Palanthasllar heyecana kaplp kzn gayesi etrafnda toplanmt. Gzpek fikirleri, kat ve
kararl hareketleriyle Solamniya valyeleri'nin takdirini kazanmt. Laurana'nn kara kuvvetleri Palanthas'tan dar akm, bozkrlardan ilerlemi, Kara Hanm diye bilinen Ejderha Yceefendisi'nin tekilatsz ordularn bastrm ve panik iinde kamalarna
neden olmutu.
Artk arkalarnda braktklar, ard arda kazanlan zaferlerle ve
nlerinde kaan ejderha ordularyla herkes savan kazanlm sayldn dnyordu.
Fakat Laurana daha fazlasnn farkndayd. Daha Yceefendi'nin ejderhalanyla savamak zorundaydlar. Bunlarn nerede ve
neden daha nce bir dve girmemi olduklar Laurana ve subaylarnn zemedikleri bir eydi. Birbirini izleyen gnler boyunca
valyeleri ve binicilerini her an havalanmaya hazr bekletti.
Ve sonunda o gn gelmiti. Ejderhalar grlmt -maviler ve
krmzlardan oluan, batya doru ynlenmi bu arsz komutan ve
ayaktakm ordusunu durdurmaya gelen bir filo.
Prltl bir zincir halinde gm ve bronzlar veya onlara yeni
verilen adlaryla Akta Ejderhalar Solamniya Bozrkrlan zerinden
szlyordu. Zamann elverdiince btn ejderha binicisi valyeler
(srekli bunu reddeden cce hari) uu konusunda eitilmi olsalar
da bu tutam tutam, alak bulutlar ve hzla esen rzgrn dnyas
hl onlar iin yeni ve yabancyd.
Sancaklar etraflarnda deliler gibi rpnyordu. Yerdeki piyadeler, otlar arasnda dolanan bceklerden pek farkl grlmyor-
111
onun da Flint gibi kendisini kaylarla balamas gerektiini hatrlayvermiti. Tamam canm, bir dahaki sefere yapard.
Tabii bir dahaki sefer olursa. Ejderha helezonlar izerek inerken
rzgr etrafnda gmbrdyor, yer altnda dnyordu. Ken-derler
yeni deneyimlerden holanrlar -bu muhakkak ki en heyecan verici
deneyimlerden biriydi- fakat Tas yerin onlar karlamak iin bu
kadar hzla yukar kmyor olmu olmasn diledi!
"Onlar hemen imdi durduralm demek istememitim!" diye
bard Tas Flint'e. Yukar baknca -yoksa aas myd?- dier ejderhalarn onlarn ok zerinde olduklarn grebiliyordu, yok yok,
ok aalarnda. Her ey ters yz olmaya balamt. imdi de
ejderhalar arkalannda idi! Burada ndeydiler! Tek balarna! Flint
de ne yapyordu?
"Bu kadar hzl deil! unu biraz yavalat!" diye bard Flint'e.
"Herkesin nne getin! Laurana'nn bile!"
Cce hibir eyi ejderhay yavalatabilmek kadar istemezdi. O
son dal dizginleri tekrar tutabilmesini salamt ve imdi de btn
gcyle dizginlere aslarak baryordu: " yaratk !", bunun ise
atlarda ie yaradnn farknda bile deildi. Bu, ejderhalarda hi ie
yaramyordu.'
Ejderhalara hkmedemeyenin sadece kendisi olmadn grmek
dehet iindeki cceyi hi rahatlatmamt. Arkasndaki bronzdan
ve gmten narin izgi sessiz bir iaret gelmi gibi bozulmu,
ejderhalar ikierli erli minik guruplara -uu gruplarnaaynlmlard. .
valyeler ileden kmasna dizginlere aslyor, ejderhalar
yeniden dz ve dzgn bir sraya sokmaya alyorlard. Fakat ejderhalarn bir bildii vard -gkyz onlarn diyaryd. Havada
arpmak, karada arpmaktan ok farkl bir eydi. Bu at binicilerine ejderha srtnda arpmann nasl bir ey olduunu gstereceklerdi.
Byk bir zarafetle dnen Khirsah baka bir bulutun iine daldp da kaln sis onu sarp sarmalaynca Tas derhal neresinin yukars,
neresinin aas olduuna dair btn hislerini kaybetti. Sonra
ejderha yeniden buluttan dan frlarken gnele aydnlanm
gkyz gzlerinin nnde infilak etti. Artk neresinin yukars,
neresinin aas olduunu biliyordu. Aas, iin dorusu, son
derece huzursuz edici bir tarzda yaklayordu!
Sonra Flint kkredi. aran Tas ban kaldrp baknca, dos-
114
115
land.
Bir an iin Tas'n btn grebildii mavi ve krmz lekelerdi.
Dnya etraflarnda dnp duruyordu. Bir ara bir ejderhann korkun, ateli gzleri ona meum meum bakt. Peneler parldad.
Khirsah bard, mavi ejderha lk att. Kanatlar havay dvd.
arpan ejderhalar derken yer spiraller izerek dnd durdu.
Neden imekate rakibini brakmyor? diye dnd Tas deliler
gibi. Sonra grmeye balad...
Birbirimize kilitlendik! diye fark etti Tasslehoff ta kesilerek.
Ejderhamzra hedefini armt. Mavi ejderhann kanat ke:
iniinin eklemine saplanan mzrak erilip omuzuna girmi ve imdi
de sk sk kenetlenmiti. Mavi ejderha bou bouna kendini
kurtarmaya alyordu fakat artk kendini savan hiddetine kaptrm olan Khirsah mavi ejderhaya keskin dileriyle saldryor, n
peneleriyle trmalyordu.
Kendilerini kavgalanna kaptrm olan her iki ejderha da binicilerini tamamiyle unutmulard. Tas da dier biniciyi unutmutu, ta
ki aresizlik iinde baklarn kaldrnca, mavi miferli ejderha
subaynn birka metre ileride tehlikeli bir biimde eyere tutunmu
olduunu grnceye kadar.
Sonra ejderhalar bir kez daha birbirleri etrafnda dnp, dvrken gkyz ve yer bir kez daha bulanklat. Subayn mavi
miferi bandan dp sar salar havay dverken Tas bir pus
iinde olup bitenleri seyrediyordu. Adamn gzleri buz gibiydi,
parlakt ve hi korku emaresi yoktu. Dorudan Tasslehoff'un gzlerinin iine bakyordu.
Tandk grnyor, diye dnd Tas garip bir dalgnlkla;
sanki olanlar o seyrederken baka bir kenderin bandan geiyordu.
Onu daha nce nerede grm olabilirim? Aklna Srurm geldi.
Ejderha subay kendini koum takmndan kurtararak zengileri
zerinde ayaa kalkt. Bir kolu -sa kolu- sakat gibi sallanrken
dier eli ileri doru uzanmt...
Birden bire her ey berraklavermiti Tas iin. Subayn neye niyetlendiini tam olarak biliyordu. Sanki adam ona konuuyor, ona
planlarn anlatyordu.
"Flint!" diye bard Tas deliler gibi. "Mzra brak! Brak onu!"
Fakat cce mzraa sk skya yapmt, yznde o garip,
uzaklara dalp girmi ifade vard. Ejderhalar havada dvyor,
birbirlerini peneliyor, sryordu; mavi bir yandan kendisini dn-
116
117
"Neyin var?"
"Hi."
120
2. KTAP
122
123
her ikimiz de bunu biliyoruz. Ve eer Silvara ile aabeyim iyi ejderhalar getirebilmek iin hayatlarn tehlikeye atmasalard bu
caddelerden, Karanlk Hanm'n ardndan zincirlere vurulmu olarak
geerdik."
"Ph! Bu onlar iin iyi. Bizim iin de iyi," diye ekledi Michael,
bir yandan kalabala el sallarken gznn ucuyla da Laurana'ya
bakyordu. "Birka hafta nce bir lokma ekmek vermesi iin Lord'a
yalvarmamz gerekirdi. imdi -Altn Komutan sayesinde- ordunun
ehre yerlemesini, bize erzak, at veya istediimizi her eyin
tedarikini kabul etti. Delikanllar bize katlmak iin sra oldular.
Dargaard'dan aynlmadan nce saflanmz en az bin ki kabaracak.
Ayrca kendi askerlerinin de morallerini ykselttin. valyeleri
Yce Ermi Kulesi'nde de grmtn -bir de imdi bak onlara."
Evet, diye dnd Laurana ac ac. Onlan grdm. Rtbeleri
arasndaki ekime nedeniyle paralanm, erefsizlemi, srekli
ekien, aralarnda entrikalar eviren valyelerdi. Kendilerine
gelmeleri iyi ve soylu bir adamn lmesiyle mmkn oldu. Laurana
gzlerini kapatt. Sesler, -aklna hep Srurm' getiren- gllerin
kokusu, savan yorgunluu, len vakti gneinin scakl; hepsi
hepsi ona boucu bir dalga gibi arpyordu. Ba dnmeye balad,
baylmaktan korktu. Aslnda dncesi biraz elendiriciydi. Altn
Komutan'n solmu bir iek gibi diz kmesi nasl grnrd acaba?
Derken kendisini kavrayan gl bir kol hissetti.
"Aman," dedi Gilthanas kza destek olarak. Silvara da yannda
durmu, kollarndaki glleri alyordu. ini eken Laurana gzlerini
aarak o srada sabah verdii ikinci nutku byk bir tezahrat
eliinde tamamlamakta olan Lord'a belli belirsiz glmsedi.
Kapana kstm, diye fark etti Laurana. Btn istedii karanlk,
serin bir yerde yatp uyumak olduu halde tm bir leden sonra
burada oturup, sntp, el sallayp, birbiri ard sra sralanan, onun
kahramanlklarn sayp dken nutuklara tahamml ederek zorunda
kalacakt. stelik hepsi de bir yaland, uydurmayd. Gerei bir
bilselerdi. Ayaa kalkp onlara atmalar srasnda ok korktuunu
ve detaylan sadece kabuslarnda hatrlayabildiini syleseydi ne
olurdu? Kendisinin valyeler'in bir oyuncandan baka bir ?ey
olmadn syleseydi? Sadece -kendisini sevmeyen bir yan-melf
adamn peinden giden mank kk bir kz olduunu- evinden
kat iin burada olduunu syleseydi. Ne derlerdi?
"Ve imdi" -Kalaman Lordu'nn sesi kalabaln grltsn
'95
127
129
Hm..."
"Ne var Tas?" diye iini ekti Laurana, kapy arkalarndan kapatrken.
Kzn solgun ve ask yzn gren Flint kenderi geri ekti. Cceye sitemli bir bak frlatan Tas ynl yeleinin cebine uzanarak,
mavi bir kurdelayla balanm rulo halinde bir tomar kard.
"Bi-bir rahip -sanki bir rahip- bunu sana vermemi syledi Laurana," dedi Tas.
"Hepsi bu mu?" diye sordu Laurana sabrszca, tornan kenderin
elinden kaparken. "Byk bir ihtimalle bir evlenme teklifidir. Son
hafta yirmi teklif aldm. Daha istisna tabiatl teklifleri katmyorum
bile."
"Yo, hayr," dedi Tas, aniden ciddileerek. "Bu yle bir ey deil
Laurana. Bu mektubu yollayan..." Sustu.
"Kimden olduunu nasf bilebilirsin?" Laurana kenderi delip
geen bir bak frlatt.
"Ben -m- sanrm - sanki - bir gz gezdirdim..." diye itirafta bulundu Tas. Sonra yz aydnland. "Ama bunu sadece, seni nemsiz
bir eyle rahatsz etmemek iin yapmtm."
Flint homurdand.
"Teekkr ederim," dedi Laurana. Tomar aarken, mehtabn
mektubu okumasna imkn verecek kadar girdii pencerenin kenarna
gitti.
"Seni yalnz brakalm," dedi Flint bouk bir sesle, bir yandan
da kendisine kar kan kenderi kapya doru sryordu.
"Yo! Bekleyin!" dedi Laurana boulur gibi olarak. Flint, dnp
telala kza bakt.
"yi misin?" dedi, yalandaki bir sandalyeye kmekte olan kza
doru aceleyle giderken. "Tas... Silvara'y ar!"
"Hayr, hayr. Kimseyi getirmeyin. Ben... iyiyim. Mektupta ne
yazdn biliyor musunuz?" diye sordu bir fslt halinde.
"Anlatmaya almtm ona," dedi Tasslehoff incinmi bir sesle,
"ama bana msade etmedi."
Elleri titreyen Laurana tornan Flint'e doru uzatt.
Tornan aan cce yksek sesle okudu.
'Tanis Yamelf, Vingaard Kalesi muharebesinde yaralanmtr.
lk balarda yarasnn nemsiz olduunu zannetse de yara o kadar
ktlemitir ki artk kara ermilerin yardm da yetmemektedir.
Onun, ona gzkulak olabileceim Dargaard Kalesi'ne getirilmesini
emrettim. Tanis yarasnn ciddiyetinin farknda. lrken senin ya130
nnda olmak, olanlar sana aklamak ve huzur iinde bir ruhla istirahate ekilmek istiyor.
"Sana yle bir teklifim var. Vingaard Kalesi'nde tutsak edilen
subaym Bakaris senin elinde. Bakaris'e karlk Tanis Yanmelf'i
veririm. Dei-toku yarn afak vakti ehir surlarnn gerisindeki
korulukta yaplacaktr. Bakaris'i yannda getir. Eer gvenmezsen
Tanis'in arkadatan Flint Fireforge ile Tasslehoff Burrfoot'u da getirebilirsin. Ama baka kimse olmaz! Bu notu getiren kii ehir
cmlekapsnn dnda bekliyor. Yarn afakta onunla bulu. Eer
her eyin yolunda olduunu dnrse seni yanmelfe gtrecek.
Eer dnmezse, bir daha Tanis'i canl gremezsin.
"Bunu sadece birbirimizi anlayan iki kadn olduumuz iin yapyorum.
"Kitiara."
Rahatsz edici bir sessizlikten sonra, "Hh," diye homurdand
Flint, ve tomar toplad.
"Nasl bu kadar sakin olabiliyorsun!" dedi Laurana nefesi kesilerek, tornan ccenin elinden kaparken. "Ve sen" -baklar hiddetle
Tasslehoff a evrildi- "bana neden daha nce haber vermedin? Ne
kadar zamandr biliyorsun? Onun lyor olduunu okudun, yine
de bu kadar... bu kadar..."
Laurana ban elleri arasna ald.
Tas az bir kar ak kza bakt. "Laurana," dedi bir sre sonra,
"Tanis'in... dnmyorsun her halde..."
Laurana aniden ban kaldrd. Kara, acl gzleri nce Rint'e,
sonra Tas'a gitti. "Bu haberin doru olduunu dnmyorsunuz
deil mi?" dedi inanamayarak.
"Tabii ki deil!" dedi Flint.
"Hayr," diye kmsedi Tas. "Bu bir numara! Bunu bana bir
ejderan verdi! Aynca Kitiara arnk bir Ejderha Yceefendisi. Tanis'in onunla ne gibi bir alverii olabilir..."
Laurana terslikle ban evirdi. Tasslehoff durarak, yz aniden
yalanm gibi grnen Flint'e bakt.
"Demek ki yle," dedi cce yavaa. "Yce Ermi Kulesi surlannda senin Kitiara ile konutuunu grdk. Sturm'n lmnden
aha baka eyler hakknda tartyordunuz deil mi?"
Laurana bayla onaylad, tek bir kelime etmeden kucanda
uran ellerine bakarken.
Size hi sylemedim," diye mrldand belli belirsiz bir sesle, ...
umudumu yitirmemitim... Kitiara dedi ki... Ta131
132
134
135
136
137
138
Asiakas'n asl tutkusu savat. Ejderha Yceefendileri ordularnn neredeyse btn Ansalon ktasna boyun edirmesine neden
olan stratejiyi hazrlayan da oydu. Hemen hemen hibir kar koymayla karlamamalarn salayan oydu nk hzla hareket edip
paralanm durumda olan insan, elf ve cce rklarn birleecek vakit
brakmadan vurmak ve onlar un ufak etmek fikri ona aitti. Ariakas'n planna gre, yaza kadar Ansalon'u hi kar konulmadan
ynetmesi gerekiyordu. Krynn'in dier ktalarnda bulunan dier
Ejderha Yceefendileri onu gizlemedikleri bir hasetle -ve korkuylaizliyorlard. nk tek bir kta Ariakas'a kfi gelmezdi. Daha imdiden gzleri batya, Sirrion Denizi'nin tesine evrilmiti.
Ama imdi... felket.
Kitiara'nm yatak odasnnn kapsna ulaan Ariakas kapnn kilitli
olduunu grd. Souk kanllkla tek bir by szc syledi ve
ar tahta kap parampara ld. Ariakas eli klcnda, kapy yutan
kvlcm ve mavi alevler sana arasndan iri admlarla yryerek
Kitiara'nn odasna girdi.
Kit yataktayd. Ariakas' grnce doruldu, eliyle kvrak bedenini saran ipek bir sabahl kavramt. Gz dnm hiddeti
iinde bile Ariakas, kumandanlar arasnda en ok itimat etmeye
balad kadna hayran kalmadan edememiti. Gelii kadn gafil
avlam olsa da, yenilgisini hayatyla deyeceini biliyor olsa da,
onu byk bir souk kanllkla karlamt. Kahverengi gzlerinde
bir korku kvlcm belirmemi, dudaklarndan bir mrlt bile
kamamt.
Bu, sadece Ariakas'n daha da hiddetlenmesine neden olmu,
kadnn onu ne kadar hayal krklna urattn hatrlatmt.
Hi konumadan ejderha miferine aslp kartt. Frlatt mifer
arpt yerde oyma bir ahap sand camm gibi parampara etti.
Ariakas'n yzn gren Kitiara bir anlna denetimini yitirdi
ve eli sinirli sinirli sabahlnn kurdeasm kavrayarak yatakta bzt.
Araikas'n yzne ekinmeden bakabilen ok az kii bulunur. Bu
adamn her trl insani histen yoksun bir yz vardr. Hiddeti bile
sadece aznn yannda seyiren kasndan belli oluyordu, zun siyah
salar solgun yz hatlarna dklyordu. Bir gnlk kah,
muntazaman tralanan teni zerinde mavi mavi duruyordu, leri siyah
ve buz tutmu gller kadar souktu.
Ariakas bir srayta yatan yanna ulat. Yatan etrafndaki
139
140
effaf yzndeydi. "Peki ya kara elflere ve rivayete gre onlan izleyen bani kadnlarna ne buyrulur?"
"Onlar da burada...bir yerlerde." Kit yine titredi; sonra arap
kadehini kaldrd. "Byk bir ihtimalle ok gemeden onlar duyarsnz. Lord Soth uyumuyor elbette. Gecenin uzun saatlerini geirmesi iin hanmlar ona yardmc olurlar." Bir an iin arap kadehini
dudaklarna gtren Kitiara'nn rengi soldu. Sonra dokunmadan
kadehi yerine brakt, elleri belli belirsiz titriyordu. "Bu pek ho
deil," dedi ksaca. Etrafna baknarak sordu: "Garibanus'a ne
yaptnz?"
arap kadehini savuran Ariakas umursamaz bir harekette bulundu. "Onu...merdivenlerin dibine braktm."
"ld m?" diye sorgulad Kitiara, Yceefendi'ye bir kadeh daha
doldururken.
Ariakas kalarn att. "Belki de. Yolumun zerine kmt.
nemi var m?"
"Onu...elendirici buluyordum," dedi Kitiara. "Bakaris'in yerini
birden fazla ynden dolduruyordu."
"Evet, Bakaris." Lord Ariakas baka bir kadeh arap daha iti.
"Demek ki komutannz ordunuzu yenilgiye uratrken kendisini
de yakalatmay baard!"
"Bir ahmakt o," dedi Kitiara souk bir edayla. "Sakat olduu
halde ejderha srtna binmeye kalkt."
"Duydum. Koluna ne olmutu?"
"Elf kadn, Yce Ermi Kulesi'nde onu bir ok ile vurmutu.
Kendi halasyd ve imdi de bunu dedi. Onu grevinden alp kendime koruma yapmtm. Ama onurunu kurtarmak amacyla bir
frsat iin srar etti."
"Kaybna pek yas tutmuyor gibisin," dedi Ariakas Kitiara'yi szerek. Sadece boynundan iki kurdela ile tutturulmu sabahlk kadnn kvrak bedenini pek rtyor saylmazd.
Kit glmsedi. "Hayr, Garibanus...Onun yerini olduka iyi
dolduruyor. Umarm onu ldrmemisindir. Yarn Kalaman'a
yollayacak birini bulmaya almak can skacak."
"Kalaman'da ne iin var -elf kadn ile valyelere teslim olmaya
m hazrlanyorsun?" diye sordu Lord Ariakas acmaszca; hiddeti
arapla birlikte geri geliyordu.
' "Hayr," dedi Kitiara. Ariakas'n karsndaki sandalyeye oturarak
onu souk bir edayla szd. "Onlan teslim almaya hazrlanyorum."
142
\ "Hh!" diye burun bkt Ariakas. "Delirmediler. Kazandklannn\farkndalar. Ve hakllar da!" Yz kzard. Srahiyi eline alarak
iindekileri kadehine boaltt. "Hayatn l valyene borlusun
Kitiara. En azndan bu gecelik. Ama sonsuza kadar yannda
olamaz."
"Planlarm tahminimden de iyi gidiyor," diye cevap verdi Kitiara
kl kprdamadan, Ariakas'n alev alev gzlerinden hi cam sklmamt. "Eer sizi kandrabildiysem lordum, hi kukum yok ki
dman da kandrabilmiimdir."
"Peki beni nasl kandrmsn Kitiara?" diye sordu Ariakas
lmcl bir sakinlikle. "Yani btn cephelerde yenilgiye uramadn m sylemeye alyorsun? Solamniya'dan srlmediini
mi? Ejderhamzraklarnn ve iyi ejderhalarn onur kinci bir yenilgiye neden olmadklarn m?" Her szckle sesi ykseliyordu.
"Evet yle!" diye yaptrd cevab Kitiara, kahverengi gzlerinde
imekler akyordu. Masadan uzanarak tam kadehini dudaklarna
gtrecei srada Ariakas'n elini tuttu. "yi ejderhalara gelince
lordum, casuslanm onlarn dnlerinin, Sanction'daki tapnaa
gizlice girerek iyi ejderha yumurtalanna neler olduunu kefeden bir
elf beyi ile gm bir ejderhaya bal olduunu sylyor. Bu kimin
suuydu? Orada kim hata yapt? O tapnan korunmas senin
sorumluluundu..."
fkelenen Ariakas elini Kiriara'dan kurtard. arap kadehini
odaya frlatarak ayaa kalkp kadnla yzyze geldi.
"Tanrlar adna ok ileri gidiyorsun!" diye bard, ar ar soluyarak.
"Poz yapmay brak," dedi Kitiara. Serinkanllkla ayaa kalkarak
arkasn dnd ve oday bir batan bir baa arnlad. "Beni sava
odama kadar izleyin de size planlarm anlataym."
Ariakas kuzey Ansalon haritasna bakyordu. "e yarayabilir,"
diye itiraf etti.
'Tabii ki ie yarayacak," dedi Kit, gevek bir edayla esneyip gerinerek.
"Ordularm nlerinde korkak tavanlar gibi katlar. valyelerin
bizim hep gneye doru kaydmz ve glerimin sanki toz olup
uar gibi ortan kaybolmalann fark edecek kadar kurnaz
olamamalan ne kr. u anda biz konuurken bile ordularm .bu
dalarn gneyindeki korunakl vadide toplanyor. Bir hafta Jinde
birka bin kii gcnde bir ordu Kalaman'a doru yrye Seecek.
'Altn Komutan'lannm yokluu morallerini bozacak. Bu-143
garip bir sesin farkna vard: Sanki yzlerce kadn lleri iin alartarm gibi iddetli bir uluma sesi. O dinlerken ses gitgide ykselerek gecenin sakinliini yrtt.
Ejderha Yceefendisi arap kadehini masaya koydu, elinin titremesine kendi de hayret etmiti. Kitiara'ya baknca onun da gneten
yanm teninin altnda yznn solduunu grd. Kadnn iri
gzleri iyice almt. Adamn baklann zerinde hisseden Kitiara
yutkunarak kuru dudaklarn yalad.
"Korkun, yle deil mi?" diye sordu; sesi atlak atlak kmta
"Yksek Byclk Kuleleri'nde korkun eylere maruz kaldm
ben," dedi Ariakas yavaa, "ama onlar bunun yannda bir hiti.
Nedir bu?"
"Gel," dedi Kit ayaa kalkarak. "Eer dayanabilirsen sana gstereyim."
ikisi birlikte sava odasndan ayrld; Kitiara Ariakas', kubbem-si
tavan olan daire eklindeki holn zerindeki yatak odasna kadar
kalenin dolambal koridorlarndan dolatrd.
"Glgelerden kma," diye ikaz etti Kitiara.
Bu gereksiz bir uyan, diye dnd Ariakas yava yava daire
eklindeki odaya bakan balkona doru ilerlerkerken. Balkonun kenarndan bakan Ariakas aada grdkleri karsnda dehet iinde
kalmt. Terleyerek yeniden hzla Kitiara'nn yatak odasnn
glgelerine ekildi.
"Nasl dayanabiliyorsun buna?" diye sordu kadna, kadn tam
odaya girmi kapy arkasndan hafife kapatrken. "Bu, her gece
tekrarlanyor mu?"
"Evet," dedi kadn titreyerek. Derin bir nefes alarak gzlerini
kapatt. Derhal kendini toparlayvermiti. "Bazen buna altm diyorum, sonra yeniden hataya dp gidip oraya bakyorum. arklar o kadar kt deil..."
"Dehet verici!" diye mrldand Ariakas yzndeki souk teri
silerken. "Demek ki her gece Lord Soth etrafnda iskelet askerleriyle
tahtna oturuyor ve kara acuzeler de o korkun at yakyor!"
"Ve hep ayn ezgi," diye mrldand Kitiara. Titereyen kadn farknda bile olmadan boalm arap srahisini eline aldktan sonra
yeniden masann zerine brakt. "Gemi ona eziyet etse de, gemiinden kaamyor. Durmadan zihninde tartp duruyor, onu hi
huzur bulmadan, durmadan toprak zerinde yrmeye mahkum
eden kaderden kanmak iin ne yapabileceini dnyor. Onun
145
146
UL
Bildiin gibi," diye balad Kitiara, "Lord Soth, Solamni-'ya'nn
gerek ve soylu bir valyesiymi. Ama ahsi disiplinden yoksun,
son derece hrsl bir adamm ve bu onun k olmu.
"Soth gzelltir elf kzna ak olmu, star'm Kralrahibi'nin bir
mritine. O zamanlar evliymi ama elf kznn gzellii karsnda
kars aklndan uup gitmi. Hem kutsal evlilik, hem de valyelik
iin verdii yeminleri hie sayan Soth tutkusuna yenilmi. Kza yalan
syleyerek ifal etmi ve evlenme vaadiyle Dargaard Kalesi'ne
getirmi. Kars garip bir ekilde ortadan kaybolmu."
Kitiara omuzlarn silktikten sonra devam etti:
"arkdan duyduum kadaryla elf kz, onun korkun ilerini
rendikten sonra bile valyeye sadk kalm. valyenin itibarn
yeniden kazanabilmesi iin izin verilmesi amacyla Tanra Mishacal'a yakarm ve grne gre de yakarlar cevapsz kalmam.
Lord Soth'a kendi hayat pahasna Afet'i engelleme gc verilmi.
"Kandrd kzn akyla glenen Lord Soth, Kralrahip'i durdumak ve paralanm erefini kurtarmak niyetiyle Istar'a gitmek
iin ayrlm.
"Fakat valye yolculuu srasnda, Kralrahip'in mritleri olan ve
Lord Soth'un iledii gnah bilip de onu mahvetmetle tehdit eden
elf kadnlar tarafndan durdurulmu. Elf kznn aknn etkisini
azaltmak iin, onun yokluunda kzn ona sadk olmadn ima
etmiler.
"Soth'un tutukusu gzn kr etmi, akln bozmu. Kskanlk
ykl bir hiddetle Dargaard Kalesi'ne geri srm atn. Kapdan
girerken masum kz kendisine ihanet etmekle sulam. Sonra Afet
yaanm. Giriteki avize yere dnce elf kz ile bebeini alevler
yutmu. Tam lrken, sonsuz ve korkun bir yaam olmas iin
valyeyi lanetlemi. Soth ile adamlar, korkun suretleriyle yeniden
domak iin. yok olmular atein iinde."
"Demek ki bunu duyuyor," diye mrldand Ariakas, dinleyerek.
147
Ve ryalarn ikliminde
Onu hatrna getirdiinde, ryalann dnyas
yayldnda, kta dalgalanr,
gne ve kutluluun kysnda durduunda,
O zaman sana hatrlatacaz,
yeniden yaatacaz sana bedenin
uzun inkr iinden
nk sen ilk nce kapkaraydn n boluunda
bir leke gibi, kanser gibi yaylan nk
can skan sularda kpekbalydn
hareket etmeye balayan
nk ylann dili baydn,
biteviye sy ve sureti arayan
nk beikteki izahsz lmdn,
hyanetin uzun eviydin
Ve bundan ok daha korkuntun grltl
grntler sokanda, nk zarar grmeden,
deimeden geip gittin
Kadnlar lk la sessizlii zerken,
dnyann kapsn aralarken, canavarlar
getirirken
Bir ocuk atein parabollerini aarken
Yanmakta olan iki diyarn
snrlarnda
Seni yeniden yutmak iin dnya yarlrken srf
seni karanlkta kaybetmek iin her eyden
vazgemeye hazrken.
Zarar grmeden, deimeden getin bunlar, ama
imdi bunlar szlerimize dizilmi gryorsun geceden geerken kendi tasavvrunda- gecenin
farkndalna doru
148
149
150
"Sus!" diye emretti bir ses. "Eer sessiz olup dediimi yaparsan
tehlikede saylmazsn."
Bakaris hayretler iinde yatana oturdu. Sesi tanmt. Nasl
tanmazd ki? Birbirini izleyen geceler boyunca kin dolu dncelerinde hep ona konuuyordu. Elf kadn! Ve komutan glgeler
iinde iki suret, iki kk suret daha gryordu. Byk bir ihtimalle cce ile kender. Onlar elf kadnn yanndan ayrlmazlard.
Hcre kaps ald. Elf kadn ieri kayarcasna girdi. Sk sk
pelerinlere sannmt, yannda bir pelerin daha vard.
"Acele et," diye emretti buz gibi bir edayla. "unu giy."
"Bunlarn ne anlama geldiini renmeden olmaz," dedi Bakaris
kukuyla, geri ruhu neeyle salkyordu.
"Seni baka ... baka bir tutsakla deitireceiz," diye cevaplad
Laurana.
Barakis kalann att. ok istekli grnmemeliydi.
"Sana inanmyorum," diye aksilendi, yatana yeniden uzanarak. "Bu bir tuzak..."
"Neye inanp inanmadn umurumda deil!" diye yaptrd
cevab Laurana hemen. "Seni bayltmak zorunda kalsam da geleceksin! Seni Kiri -grmek isteyene gsterdikten sonra senin kendinde olup olmaman nemli deil!"
Kitiara! Demek ki oydu. Neyin peindeydi? Ne gibi bir oyun
oynuyordu? Bakaris tereddt etti. Kit'e, Kit'in ona gvendiinden
daha fazla gvenmiyordu. Kendi karlar iin onu rahatlkla kullanabilirdi ki kukusuz u anda yapt da bundan baka bir ey
deildi. Ama belki de buna mukabilen o da Kit'i kullanabilirdi.
Neler olup bittiini bir bilebilse! Fakat Laurana'nn solgun, kat
yzne bakan Bakaris kzn tehditini yerine getirebilecek durumda
olduunu biliyordu. Bu kez boyun emek zorundayd.
"Galiba baka ansm yok," dedi. Mehtap demirli bir pencereden
szlp pis hcreye dolarak Bakaris'in yznde parlyordu.
Haftalardr hapisteydi. Ne kadar uzun zamandr bilemiyordu, ipin
ucunu karmt. Pelerine uzanrken Laurana'nn ona dik dik ba*a>, tiksintiyle hafife kslm souk yeil gzlerini yakalad.
Bakaris sklgan bir hareketle salam elini kaldrarak yeni uzayan
sakallarn kad.
"zr dilerim hanmefendi hazretleri," dedi inelercesine, "fa-1531
emrinizdeki hizmetkrlarnz bana bir ustura getirmeyi mna-?*P
bulmamlard. Yzdeki kllarn siz cifleri ne kadar hksindirdifarkndaym!"
151
Bakaris hayret iinde szlerinin onu incittiini grd. Laurana'nn yz soldu, dudaklar kire kesildi. Ancak son derece yksek
bir gayretle kendini denetliyebiliyordu. "Kprda!" dedi kz bouk bir
sesle.
Bu ses zerine cce, eli sava baltasnda odaya girdi. "Komutan
duydun," diye hrlad Rint. "Yr. Neden senin bu sefil lein
Tanis'e karlk..."
"Flint!" dedi Laurana ksaca.
Barakis aniden anlayverdi! Kitiara'nn plan kafasnda biimlenmeye balamt.
"Demek ki -Tanis! Onunla deitirileceim." Laurana'nm yzn
yakndan izliyordu. Hi tepki yoktu. Kitiara'nn sylediine gre bu
kadnn a olan adamdan deil de herhangi birinden konuuyordu
sanki. Teorisini bir kez daha denedi. "Ben ona tutsak demezdim,
tabii eer sz konusu olan ak tutsakhysa o baka. Kit ondan
bkm olmal. Hay Allah. Zavall adam. Onu zleyeceim. ok
ortak yanmz vard..."
te imdi bir tepki vard. Kadnn narin enesinin kasldn,
pelerini altndaki omuzlarnn titrediini grd. Tek bir sz sylemeyen Laurana dnerek, iri admlarla hcreden dan kt. Demek
ki haklyd. Bunun o sakall yanmelfle bir ilgisi vard. Ama neydi?
Tanis Kit'i Flotsam'de terk etmiti. Onu yeniden mi bulmutu? Ona
geri mi dnmt? Pelerinine sarnan Bakaris sessiz-leti. nemli
olduundan, onun iin bir nemi olduundan deil de ite. Bu yeni
bilgiyi kendi cn almak iin kullanabilirdi. La-urana'run
mehtaptaki gergin ve souk yzn hatrlayan Bakaris, cce onu
hcrenin kapsndan itelerken Karanlk Kralie'ye kretti.
Dou ufkundaki soluk pembe izgi afan bir saat kadar ileride
olduunu nceden bildirse de gne henz domamt. Kala-man
ehri hl karanlkt -bir gn bir gece sren enliklerden sonra ehir
deliksiz bir uykuda olduu iin karanlk ve sessizdi. Nbetiler dahi
nbet yerlerinde esniyor veya baz yerlerde deliksiz bir uyku iinde
horluyorlard bile. Drt pelerinli suretin surlar arasndaki minik kilitli
bir kapya gelinceye kadar sokaklar arasndan sessizce szlmeleri
son derece kolay olmutu.
"Bu, surlarn tepesinden ap dier tarafa inen bir merdivene
alrd," diye fsldad Tasslehoff, sonunda ilingir aletlerini buluncuya kadar keselerinden birini kartrp dururken.
152
153
"Onun bir tehlikesi yok! Onun gibi yal bir adam ne yapabilir
j zaten?" diye mrldand Bakaris.
"Kprda," diye emretti Gakhan Laurana'ya, Bakaris'i duymamazha gelerek. "Korulua doru. Gizlenmeye aln ve nbetilerin dikkatini ekmeye kalkmayn. Ben bir by kullancsym ve
bylerim lmcldr. Karanlk Hanm sizi sa salim gtrmemi
syledi 'komutan'. ki arkadanzla ilgili bir emir almadm."
Ellerinden geldiince glgeden ilerleyerek ehir kaplarnn ardndaki dz ve ak araziden korulua doru Gakhan' izlediler.
Bakaris Larana'nm yanndan yryordu. Ban dimdik tutan Laurana onun varln bile kabul etmemekte direniyordu. Aalara
varan Gakhan iaret etti.
"te bineklerimiz burada," dedi.
"Biz hibir yere gitmiyoruz!" dedi Laurana hiddetle yaratklara
telala bakarken.
lk bata Flint bunlarn minik ejderhalar olduunu dmt
ama yaklatka nefesi kesildi.
"Wyvern!" dedi tkanarak.
Ejderhalarla uzaktan akraba olan wyvernler daha kk ve hafif
hayvanlard; Yceefendiler onlar, elf lordlarnn griffonlan kullandklar gibi mesaj yollamak iin kullanrd. Ejderhalar kadar
akll olmayan vvyvernler acmasz ve karmakark doalanyla nlydler. Koruluktaki hayvanlar yolarkadalarna krmz gzleriyle
bakarken akrebinkine benzeyen kuyruklar tehditkar bir edayla
kvrlm duruyordu. Ucunda zehir bulunan kuyruklar dmann
birka saniye iinde ldrebilirdi.
"Tanis nerede?" diye bilmek istedi Laurana.
"Durumu ktleti," diye cevap verdi Gakhan. "Eer onu grmek istiyorsanz Dargaard Kalesi'ne gelmeniz gerek."
"Hayr," diye geriledi Laurana ama Bakaris'in eli kolundan sk
sk kavramt.
'Sakn yardm armaya kalkma," dedi keyifle, "yoksa arkadalarndan biri oluverir. Eh, grne gre Dargaard Kalesi'ne
Kadar kk bir yolculuk yapacaz. Tanis sevgili bir arkadamzdr.
Seni gremezse onun adna kahrolurum." Bakaris ejderana dnd.
"Gakhan Kalaman'a geri dn. 'Komutanlarnn ortalarda nadn
fark eden halkn tepkisini bize bildir."
Kara srngenimsi gzleri Bakaris'i ihtiyatla szen Gakhan te^dt etti. Kitiara onu bu tr bir eyin olabileceine dair uyarm-bBakaris'in aklnda neler olabileceini tahmin edebiliyordu: Ken-
154
155
158
159
"Fakat onlarn varlklar senin uslu davranman iin bir garanti oluyor."
"Sen bizim iin endielenme Laurana!" diye grledi Flint.
"Kapa eneni cce!" diye bard Bakaris hiddetle. Laurana'y
vvyvernin bedenine doru ittirerek cceyle kendere bakmak iin
dnd. Adamn gzndeki zvanadan km ifadeyi gren Flint'in
kan dondu.
"Ga-galiba dediini yapsak iyi olacak," dedi Tas yutkunarak.
"Laurana'y incitecek..."
"Onu incitmek ki? Yok fazla deil," dedi Bakaris kahkahayla.
"Benden sonra, Kitiara her ne yapmay dnyorsa onun iin hl
ie yaryor olacak. Ama kprdayaym deme cce. Kendimi kaybedebilirim!" diye uyard Bakaris, Flint'in hiddetle boulur gibi olduunu duyarak. Yemden Laurana'ya dnd. "Her halkrda Kitiara nce benim hanmefendiyle biraz elenmeme ses kartmaz.
Yo, baylma..."
Bu ciflerin eski bir nefs-i mdafaa tekniiydi. Flint birok kez
uygulanrken grmt bunu ve Laurana'nn gzleri kayp bedeni
gever, dizleri krlrken hemen harekete geecek ekilde kendini
kast.
Bakaris gayr ihtiyari kz yakalamak iin uzand.
"Yo, sakn ha! Ben kadnlarm canl severim -uf!"
Laurana nce adamn midesine bir yumruk indirerek nefesini
kesti. Acyla iki bklm olan adam ileri doru devrildi. Dizini kaldran Laruana tam adamn enesinin altna isabet ettirdi. Bakaris
topraa doru sendelerken Flint hayretler iinde kalm kenderi
yakalayarak vvyvernden aaya kayd.
"Ko Flint! abuk!" dedi Laurana nefes nefese; bir yandan yerde
inleyen adamn ve wyvernin yanndan bir srayta uzaklarken.
"Ormana daln!"
Fakat yz hiddetle arplm olan Bakaris uzanarak Laurana'nn bileini yakalad. Tkezleyen kz yz koyun dt, deliler
gibi tekme atyordu. Bir aa daln kullanan Flint, tam komutan
ayaa kalkmak iin urarken Bakaris'e doru atlad. Flint'in narasn duyan Bakaris olduu yerde geri dnerek cceye elinin tersiyle vurdu. Ayn hareketle Laurana'nn kolundan yakalayarak kz
ayaa kaldrd. Sonra dnerek baygn ccenin yanna koan f as'a
hiddetle bakt.
"Hanmefendiyle ben maaraya gidiyoruz..." dedi Bakaris ar
ar nefes alarak. Laurana'nn kolunu kvrarak kz acyla bartt.
160
161
163
164
165
rem'in zerine atlarak adamn gmleinden yakalad gibi sandalyesinden kaldrd. Sonra kaslan elleri adamn boazna doru
seyirdi.
'Tanis!" Hzla ayaa kalkan Altnay Tanis'i ahkoyarcasma kolunu
tuttu. Fakat yarmelfin laf dinleyecek hali kalmamt. Yz korku
ve hiddetle yle bir arplmt ki kadn onu tamyamyordu. Deliler
gibi Berem'e yapan elleri ayrmaya alt. "Nehiryeli, durdur onu!"
Koca Bozkrh Tanis'i bileinden yakalayp Berem'den koparrcasna
ayrarak yarmelfi gl kollarnda tuttu. "Onu rahat brak Tanis!"
Bir an Tanis kurtulmaya alt; sonra derin, titrek bir nefes ekerek kendini brakt.
"Dilsiz o," dedi Nehiryeli serte. "Sana sylemek istese de syleyemez.
Konuamyor..." "Konuabiliyorum."
de hayretle olduklar yerde durup Berem'e bakakaldlar.
"Konuabiliyorum," dedi sakin bir edayla ortak lisanda. Ne
yaptnn farknda bile olmadan, Tanis'in parmaklarnn yanm
teninde krmz izler brakt yerleri ovuturuyordu.
"O zaman neden konuamyormu gibi yapyordun?" diye sordu
Tanis, ar ar soluyarak.
Gzleri Tanis'in zerinde olan Berem boynunu ovuyordu. "nsanlar konuamayan bir insana sorular sormazlar..."
Tanis, bir an da olsa bu konuda dnebilmek iin kendini sakinletirmeye alyordu. Nehiryeli ve Altnay'a baknca Nehiryeli'nin kalarn atarak ban salladn grd. Altnay belli belir siz
omuzlarn silkti. Sonunda Tanis, Berem'in karsna oturmak iin
baka bir tahta sandalye ekti. Sandalyenin arkalnn ayrl m ve
atlam olduunu grerek dikkatle oturdu. "Berem," diye konutu
Tanis yava yava, kendine zor hakim olarak, "bizimle konuuyorsun.
Yani bu sorularmza cevap verecein anlamna m;
geliyor?"
Berem Tanis'e uzun uzun baktktan sonra bam bir kez evet,
anlamnda sallad.
"Neden?" diye sordu Tanis.
Berem etrafna bakmarak dudaklarn yalad. "Ben -bana yardm
etmelisiniz- buradan kmalym -b-burada kalamam..."
Odann boucu scaklna ramen Tanis tylerinin rperdiini
hissetti. "Tehlikede misin? Tehlikede miyiz? Buras neresi?"
166
167
rim gibi, kanm gibi. Ga-galiba beni yaama geri dndren o."
"kartabiliyor musun?" diye sordu Altnay kibarca, eli adamn
kolunda Berem'in yanndaki bir mindere kerken.
Berem ban iddetle sallad, gri salar nne dyordu.
"Denedim!" diye mrldand. "Onu skp kartmay ok denedim!
Kalbimi skp kartmaya almam gibi bir ey bu!"
Tanis nce titredikten sonra ileden karak iini ekti. Bu bir
ie yaramyordu! Hl nerede olduklarna dair bir fikri yoktu. Berem'in onlara syleyebileceini umuyordu... Tanis bir kez daha etrafndaki garip eylere bakt. ok eski olduu belli olan bir binann,
duvarlarn hal gibi rten yosunlardan gelen rktc yumuak bir
kla aydnland anlalan bir odasndaydlar. Mobilyalar da en az
bina kadar eskiydi; bir zamanlar gsterili olduklar belli olduu
halde imdi hrpani, dkk bir haldeydiler. Hi pencere yoktu.
Dardan hibir ey duyulmuyordu. Ne zamandr orada
bulunduklar konusunda bir fikirleri yoktu. Zaman karmt;
sadece o garip bitkileri yerken ve huzursuz geen uykulara
daldklarnda blnyordu.
Tanis ile Nehiryeli binay aratrmlard ama bir k bulamamlard; baka bir yaam belirtisi de yoktu. Aslnda Tanis her ey
zerine garip bir bynn, onlarn dar kmasn nlemek iin
bir bynn yaplp yaplmam olduunu merak ediyordu. nk
ne zaman ilerlemeye cret etseler dar, lo koridorlar onlar yeniden
bu odaya geri getiriyordu.
Gemi girdaba dtkten sonra olanlarn ok azn hatyorlard.
Tanis kalaslarn paralandn duyduunu hatrlyordu. Geminin
direinin dtn, yelkenlerin yrtldn grdn hatrlyordu. lklar duymutu. Caramon'un devasa bir dalgayla denize sprldn grmt. Tika'nn kzl buklelerinin suyun
iinde dndn grdn hatrlyordu; sonra kz olduu gibi
kaybolmutu. Sonra ejderha vard... ve Kitiara... Ejderhann penesinin izikleri hl kolunda duruyordu. Sonra baka bir dalga
gelmiti... Sonunda cierlerindeki acdan lecekmi gibi oluncaya
kadar nefesini tuttuunu hatrlad. Bir tahta parasna tutunmaya
alrken bile lmn onu rahatlatacam, lm ho karlayacan
dnyordu. Comu sular iinde su yzne doru ilerlediini
hatrlyordu; ama yeniden geri emilmi ve her eyin sonunun
geldiini anlamt...
Sonra st ba deniz suyuyla srlsklam olmu bir halde bu garip
yerde uyanp Nehiryeli, Altnay ve Berem'in de yannda oldu-
168
unu grmt.
lk bata Berem onlardan ok korkmu, bir keye bzm,
yaklamalarna msade etmemiti. Altnay sabrla ona konumaya
devam etmi, ona yiyecek gtrmt. Zamanla, kadnn yumuak
yardmlar adam kazanmasn salamt. Hem o, hem de -Tanis
imdi anlyordu- adamn bu yerden ayrlmak iin duyduu yo-" un
istek adam onlara kazandrmt.
Tanis, Berem'i ilk sorguya ekmeye baladnda, adamn bu
yeri bildii, onlar bile bile bu yere getirmek iin gemiyi girdabn
iine doru ynlendirdiini farzediyordu.
Fakat yarmelf artk o kadar emin deildi. Berem'in yzndeki
akl karm ve korkmu ifadeden onun da nerede olduklar hakknda bir fikir olmad anlalyordu. Onlarla konuuyor olmas
gerei bile sylediklerinin doru olduunun bir gstergesiydi.
ok kt durumdayd. Buradan kmak istiyordu. Neden?
"Berem..." diye balad Tanis ayaa kalkp odada volta atarken.
Berem'in baklarnn kendisini izlediini hissediyordu. "Eer Karanlklar Kraliesi'nden kayorsan, buras gizlenmek iin mkemmel
bir yere benziyor..."
"Hayr!" dedi Berem, yar yarya ayaa kalkarak.
Tanis aniden geriye dnd. "Nedenmi? Neden buradan kmaya bu kadar kararlsn? Neden onun seni bulabilecei bir yere
gitmeyi istiyorsun?"
Berem sandalyesine sokularak bzt. "Ben...ben bu yer hakknda hibir ey bilmiyorum! Yemin ederim! G-geri d-dnmem
gerek... Gitmem gereken bir yer var... Bir eyin peindeyim... Onu
buluncaya kadar hi huzur olmayacak."
"Onu bulmak! Neyi bulmak?" diye bard Tanis. Altnay'n elini
kolunda hissedince bir manyak gibi barp ardn anlad ama
durum inanlmayacak kadar i bunaltcyd! Karanlklar Kraliesi'nin ele geirmek iin dnyalar verecei eye sahip olup nedenini bilmemek!
"Size syleyemem!" diye szland Berem.
Tanis gzlerini kapatp kendini sakinletirmek iin nefesini tuttu.
Ba zonkluyordu. Bin paraya blnecekmi gibi hissediyordu.
Altnay ayaa kalkt. Her iki elini de Tanisn omuzlarna koyarak,
Mishakal ad hari, anlamn kavrayamad yattrc szler fsldad.
O korkun his yava yava geerek onu bitmi bir halde yorgun
argn brakt.
"Tamam Berem." Tanis iini geirdi. "Bir ey yok. zr dile169
"Ben de," diye mrldand Tanis. "Tasslehoff ile haritalarnn burada olmamas ne ac...Berem neden..."
"Tanis!" diye haykrd Altnay.
Kadnn sesi zerine yarmelf ayaa kalkt, eli gayr ihtiyan yerinde olmayan klcna doru gitti. Kendisini arlyla aaya eken
klcyla suyun iinde cebelletiini belli belirsiz hatrlad. Nehiryeli'ni kapya nbete dikmedii iin kendi kendine lanetler yadrrken alan kapnn iinde duran krmz .cbbeli adama bakmaktan baka bir ey yapamyordu.
"Merhaba," dedi adam neeyle, ortak dilde konuarak.
Krmz cbbe Tanis'in aklna Raistlin'i yle bir hzla getirmiti ki
yarmelfin gzleri buland. Bir an iin gelenin Raistlin olduunu
dnd. Sonra daha ak seik grd. Bu byc daha yalyd ok daha yalyd ve yz daha iyiliksever biriymi gibi grnyordu.
"Neredeyiz?" diye sordu Tanis kabaca. "Sen kimsin? Neden buraya
getirildik?"
"KreeaQAEKH" dedi adam bezginlikle. Dnerek uzaklat.
"Lanet olsun!" Tanis, adam yakalayp geri srmeye niyetlenerek
ileri doru atlad. Ama omuzunda sert bir el hissetti.
"Dur," diye akl verdi Nehiryeli. "Sakinle Tanis. O bir by
kullancs. Bir klcn olsayd bile onunla dvemezdin. Onu izleyip nereye gittiine bir bakalm. Eer buraya bir by yaptysa,
belki de kendi dar kabilmek iin kaldrmak zorunda kahr."
Tanis derin bir nefes ald. "Haklsn tabii ki." Durup bir solukland. "zr dilerim. Neyim var bilmiyorum. Kendimi bir davul
kadar gerilmi, gergin hissediyorum. Onu izleyeceiz. Altnay sen
burada Berem ile kal..."
"Hayr!" diye bard Berem. Kendini sandalyeden atarak Tanis'e yle bir gle asld ki neredeyse onu yere drecekti. "Beni
170
172
173
'&9i'XZ L'D'RD''M.
174
hemen."
"Yapamazsn. zin verilmez. O lmyor..."
"Beni durduramazsnz!" diye beyan etti Caramon souk bir
edayla. "By! ocuklar elendirmek iin yaplan numaralar!
Gerek gm! Hh! Bu lmeye deecek bir ey deil..."
"Kardein yle olduuna inanyor," dedi Par-Salian yumuak
bir sesle. "Bysne ne kadar ok inandn gsteriyim mi? Sana
gerek gc gstereyim mi?"
P^r-Salian'a kulak asmayan Caramon kardeinin aclarna bir
son vermek iin ileri doru bir adm att. Bu adm son admyd -en
azndan bir sre iin son adm. Kendisini kprdyamaz, sanki
ayaklan bir buzun iinde donmu kalm gibi hissetti. Caramon'un
zerine bir korku kt. lk kez byyle balanyordu ve tamamiyle bir bakasnn denetimi altnda-olmann aresizlii, baltal alt
goblinle dalamaktan daha korkutucuydu.
"Seyret." Par-Salian garip szckler sylemeye balad. "Sana
olmu olabilecek bir grnt gstereceim..."
Caramon aniden kendini Yksek Byclk Kulesi'ne girerken
grd! Hayretle gzlerini krptrd. Kaplardan geiyor, meum
koridorlardan yryordu! Grnt o kadar gerekti ki Caramon
telala kendi bedenine bakt; yar yarya kendi bedeninde olmadndan korkarak. Ama kendi bedenindeydi. Sanki ayn anda iki
yerde birden bulunuyordu. Gerek g. Sava terlemeye balad;
sonra rpererek titredi.
Caramon -Kule'deki Caramon- kardeini aryordu. Raistlin'e
seslenerek bo koridorlardan gidip geliyordu. Ve sonunda onu
buldu.
Gen byc souk ta bir zemin zerinde yatyordu. Azndan
kan szyordu. Yaknnda kara bir elf in bedeni vard; lmt Raistlin'in bysyle. Fakat bedeli korkun olmutu. Gen bycnn kendisi de lme yaklam gibiydi.
Caramon kardeine doru koarak onun narin bedenini gl
kollarna ald. Raistlin'in, onu yalnz brakmas iin tm yalvarma
ve yakarmalarn kulak ard eden sava kardeini bu kt Kule'den gtrmeye yeltendi. Eer elinden gelen son ey bu bile olsa
kardeini bu yerden gtrecekti.
Fakat -tam Kule'den kan kapya yaklamlard ki- nlerinde
bir hayalet belirdi. Baka bir snav daha diye dnd Caramon
mitsizce. Eh, bu Raistlin'in uramas gereken bir snav olmayacakt en azndan. Kardeim kibarca yere yatran sava son d176
177
Bir Kule'ye yaklayordu, baka bir Kule'ye?- Silvanesti'deki Yldzlar Kulesi'ne. Bir kez daha yannda Raistlin vard; tek bir farkla:
imdi kardei kara cbbeler giymiti. Ve imdi Caramon'a yardm
etme sras Raistlin'deydi. Koca sava yaralanmt. Neredeyse
kolunu koparp gtrm olan bak yarasndan dar kan
pompalanyordu.
"Dinlenmeliyim," dedi yine Caramon.
Raistlin onu kibarca yere uzatt; srt Kule'nn souk talarna
dayanmt. Sonra Raistlin uzaklamaya balad.
"Raist! Gitme..." diye haykrd Caramon. "Beni burada brakamazsn!"
Etrafna bakman yaral, savunmasz sava, onlara Silvanesti'de saldran lmeyen elf ordularnn zerine atlamak iin beklediini
grd. Sadece tek bir ey onlan geri tutabiliyordu; o da kardeinin
by gcyd.
"Raist! Beni brakma!" diye haykrd.
"Yalnz ve zayf olmak nasl bir eymi?" diye sordu Raistlin ona
hafife.
"Raist! Kardeim..."
"Onu bir kez ldrdm Tanis, bir kez daha yapabilirim!"
"Raist! Hayr! Raist!"
"Caramon, ltfen..." Baka bir ses. Bu yumuakt. Yumuak eller
dokundu Caramon'a. "Caramon ltfen! Uyan! Geri gel Caramon.
Bana geri gel. Sana' ihtiyacm var."
Hayr! Caramon bu sesi itti. Yumuak elleri itti. Hayr, geri
gelmek istemiyorum. Gelmeyeceim. Yorgunum. Yaralym.
Dinlenmek istiyorum.
Fakat eller, ses onu rahat brakmyordu. Onu kucaklyor, gmlmei arzulad derinliklerden ekiyordu.
imdi de korkun, kzl bir karanla doru dyor, dyordu.
skelet gibi parmaklar yapt, gzsz kelleler dnerek geti,
azlar sessiz bir haykrla almt. Derin bir nefes aldktan sonra
kanlar iine dald. rpnarak, boulacak gibi olarak sonunda
yzeye kabildi ve bir kez daha nefes ald. Raistlin! Ama hayr, o
gitmiti. Arkadalar. Tanis. O da gitmiti. Onun sprlp gittiini
grmt. Gemi. Yoktu. kiye ayrlmt. Denizcileri paralanm,
kanlan kan krmzs denizle karmt.
Tika! O, onun yanndayd. Kz kendine doru ekti. Kz da
nefes almaya alyordu. Ama o kza tutunamazd. Dnen su kz
kollarndan ekip ald ve onu aaya srd. Bu kez yzeyi bu-
178
179
Ama hep o eller! Onu korkun yzeye srklyor. Yakan havay solumasna neden oluyor. Hayr, brakn beni!
Sonra baka eller, kan krmzs denizden ykselen baka eller.
Sk sk tutan eller, onu yzeyden aaya ekiyorlar. Dyor...
aaya... merhametli karanla doru. Sylenen by szleri onu
rahatlatyor, nefes alyor... Suyu soluyor... Ve gzleri kapal... Su
lk ve rahatlatc... Bir kez daha ocuk olmutu.
Ama tam olarak deil. kizi yoktu.
Hayr! Uyanmak bir strapt. Brakn karanlk ryada sonsuza
kadar yzsn. Keskin, derin acdan iyidir.
Ama eller onu ekitiriyor. Ses, ona sesleniyor.
"Caramon, sana ihtiyacm var..."
Tika.
"Ben ermi deilim ama bence artk iyi olacak. Brak biraz uyusun."
Tika aceleyle gz yalarn sildi; gl ve kendine hakim grnmeye alyordu.
"Ne... neyi vard?" diye sordu sakin grnmeye alarak ama
yine de titremesine mani olamyordu. "Gemi girdaba dtnde
mi... ya-yaralanm. Gnlerdir byle! Bizi bulduunuzdan beri."
"Hayr, zannetmiyorum. Eer yaralanm olsayd deniz elfleri
onu iyiletirirdi. Bu onun iinden kaynaklanan bir ey. Szn ettii
bu "Raist" kimin nesi?"
"kiz kardei," dedi Tika tereddtle.
"Ne oldu? ld m?"
"Hayr... hayr. Ben...ben ne olduundan pek emin deilim. Caramon kardeini ok seviyordu ve o... Rasitlin yani ona ihanet etti."
"Anlyorum." Adam ban ciddiyetle sallad. "Yukarda bunlar
oluyor. Sen de benim neden burada yaamay setiimi merak ediyorsun."
"Onun hayatn kurtardnz!" dedi Tika. "Ve ben sizi tanmyorum
bile... sminizi bilmiyorum."
"Zebulah," diye cevap verdi adam tebessmle. "stelik onun
hayatn ben kurtarmadm. O sizin sevginiz yznden geri geldi."
Tika ban edi, kzl bukleleri yzn gizliyordu. "Umanm,"
diye fsldad. "Onu o kadar ok seviyorum ki. Eer onu kurtaracaksa lmeye bile razym."
"Hi elf tanyor musun, mesela bir kara cifi?" diye sordu Zebulah.
"Evet," diye cevap verdi Tika yavaa, Laurana'y dnerek.
"O halde btn elfler iin yaamn kutsal olduunu bilirsin."
"Anlyorum." Tika ban sallad. "Ve ayn kara elfleri gibi dnyaya yardm edeceklerine ellerini eteklerini ekmiler."
"Yardm etmek iin ellerinden geleni yapyorlar," diye azarlad
kz Zebulah iddetle. "Ne olduunu anlamadn eyleri eletirmeye
kalkma kk hanm."
"zr dilerim," dedi Tika kzararak. Konuyu deitirdi. "Ama
siz, siz insansnz. Neden..."
"Neden mi buradaym? ykm sana anlatmaya ne zamanm
ne de niyetim var, nk senin de beni anlamayacan kesin. Dierlerinin hibiri anlamyor."
Tika nefesini tuttu. "Bakalar da m var? Bizim gemiden bakalarn grdnz m... arkadalarmz?"
Zebulah omuzlarn silkti. "Her zaman burada birileri vardr. Bu
harabeler ok byktr ve bir ounda minik hava cepleri bulunur.
Kurtardklarmz en yakn meskene getiririz. Arkadalarnza
gelince, b'ir ey syleyemem. Eer sizinle gemide idiyseler byk bir
ihtimalle kaybolmulardr. Deniz elfleri llere gerekli merasimi
dzenleyerek ruhlarn kendi yollarna yollarlar." Zebulah ayaa
kalkt. "Senin gen adamn kurtulduuna sevindim. Burada bol bol
yiyecek var. Grdn bitkilerin ou yenebilir. Eer istersen
harabeler arasnda dolaabilirsin. Denize girip boulmaya-sn diye
etrafa bir by yaptm. Buray istediin gibi tertiple. Baka
mobilyalar da bulabilirsin..."
"Ama dur bekle!" diye seslendi Tika. "Biz burada kalamayz!
Yzeye dnmemiz gerek. Mutlaka bir k yolu vardr, deil mi?"
"Hepsi bana bunu sorar," dedi Zebulah sabn biraz tkenerek.
"Ve iin asl, doru, ben de ayn fikirdeyim. Bir k yolu olmas
art. nsanlar yolu zaman zaman buluyor gibi. Sonra -benim gibiburadan ayrlmak istemeyenler de kar. Birka yldr buralarda
yaayan birka eski dostum da var. Ama, kendin bul. Etrafa bakn.
Harabelerin bizim tanzim ettiimiz ksmnda kalmaya zen gster." Kapya doru dnd.
"Durun! Gitmeyin!" Ayaa srayp zerinde oturmakta olduu
ireti sandalyeyi deviren Tika krmz cbbeli by kullancsnn
peinden kotu. "Arkadalarm grebilirsiniz. Onlara deyin ki..."
181
182
183
olmakta olan gzellii Tanis'e bir kabus gibi km olan ehrin sokaklan arasndaki uzun kovalamacadan sonra merkezdeki gzel
Yoksaraylardan
birine girdiler. l bir baheden geip bir hole girdikten sonra, bir keyi dnp durdular. Krmz cbbeli adam srra kadem
basmt.
"Merdivenler!" dedi Nehiryeli aniden. Gzleri bu garip a
imaya balayan Tanis, avlarnn bir anda gzden kaybolmasna
neden olacak kadar dik alalan bir dizi mermer merdivenin banda
durduklarm grd. Aceleyle merdiven sahanlna doru seyrtince bir kez daha krmz cbbenin merdivenlerden aa do-111
telala dalgalandn grdler.
"Duvarn yanndaki glgelerden kmayn," diye uyard Nehir
yeli, bir yandan da en azndan elli adamn yan yana yriiyebi-
184
185
186
Adam telala ban evirdi. Elf kadn o kadar byk bir hzla
sulara gmld ki Tan bir an iin kadnn varln kendisinin
uydurup uydurmadn merak etti. Karanlk su yzeyinde bulunduu yerdeki varln belirtecek bir su halkac bile yoktu.
Merdivenlerin sonuna varan Tanis tam deniz cifini izlemek zere
olan by kullancsnn elini yakalad.
"Dur! Seni yutacak deilim!" diye yalvard Tanis. "Demin orada
yle davrandm iin ok zr dilerim. Biliyorum, yaptm, bu
ekilde arkandan sinsince gelmem ho grnmyor. Ama baka
aremiz yoktu! Eer by yapacak plsan seni durduramayacam
biliyorum. Beni alevler iinde brakabileceini veya uyutabileceini veya rmcek alarna dolayabileceini veya yzlerce
baka ey de yapabileceini biliyorum. By kullanclarnn
yannda bulundum. Ama ne olur, bizi dinlesen olmaz m? Ltfen
bize yardm edin. Arkadalarmzn ikisi hakknda konutuunuzu
duydum -kocaman bir adamla, kzl sal gzel bir kzdan.
Adamn neredeyse lm olduundan bahsettiniz -kardei ona
ihanet etmi hani. Onlar bulmak istiyoruz. Bize nerede olduklarn
sylemeyecek misiniz?"
Adam tereddt etti.
Tanis aceleyle devam ediyordu; onlara yardmc olabilecek bu
adam elinde tutabilme gayretiyle anlaml anlamsz konuuyordu.
"Burada seninle bir kadn grdm. Onun konutuunu duydum.
Kim olduunu biliyorum. Bir deniz cifiydi, yle deil mi?
Haklsn. Ben bir yarmelfim. Ama elfler arasnda bydm ve
efsanelerini dinledim. Ben onlarn sadece birer efsane olduklarn
sanyordum. Ama ona bakacak olsan, ejderhalarn da bir efsane
olduunu zannederdim. Yukardaki dnyada bir sava var. Ve
haklsn. Her zaman, bir yerlerde bir sava vardr. Ama bu sava
yukarsyla snrl kalmayacak. Eer Karanlklar Kraliesi kazanrsa
deniz ciflerinin burada olduklarn bulacandan emin olabilirsin.
Denizlerin altnda da ejderhalar var m yok mu bilmiyorum ama..."
"Deniz ejderhalar var yanmelf," dedi bir ses ve elf kadn yeniden
sular iinden belirdi. Gm ve yeil bir imek gibi hareket eden
kadn ta basamaklara varncaya kadar karanlk deniz iinde
kayarak ilerledi. Sonra kollarn merdivenlere dayayarak parlak
yeil gzleriyle onlara bakt. "stelik onlarn geri dndklerine dair
sylentiler de duyduk. Geri sylentilere inanmadk. Ejderhalarn
uyanm olduklarn bilmiyorduk. Kimin kabahati
188
bu?"
"nemi var m?" diye sordu Tanis bezginlikle. "Kadim yurdumuzu mahvettiler. Silvanesti artk bir kbuslar lkesi oldu. Qualinestiler yurtlarndan srld. Ejderhalar yakp ykyor, ldryorlar. Hikimse, hibir yer emniyette deil. Karanlk Kralie'nin tek bir amac var: Her canlya hkmetmek. Siz emniyette
kalabilecek misiniz? Burada aada olsa bile? nk sanrm u
anda denizin dibindeyiz?"
"Haklsn yarmelf," dedi krmz cbbeli adam iini ekerek.
"Denizin altndasnz, star ehrinin harabeleri arasnda. Sizi deniz
elfleri kurtararak buraya getirdi; gemi kazas geiren herkesi
getirdikleri gibi. Arkadalarnzn nerede olduunu biliyorum ve
sizi oraya gtrebilirim. Ama bunun tesinde sizin iin ne yapabileceimi bilmiyorum."
"Bizi buradan kartn," dedi Nehiryeli aka, ilk kez olarak
sylenenleri anlayarak. Zebulah Ortak lisanda konumutu. "Bu
kadn kim Tanis? Elfe benziyor."
"Bir deniz elfi. smi..." Tanis sustu.
"Apoletta," dedi elf kadn glmseyerek. "Size elimi uzatamadm iin zr dilerim ama biz bedenlerimizi siz KreeaQUEKH-lar
gibi rtmeyiz. Bunca yldan sonra kocam bile karaya ktnda
bedenini o garip cbbelere sarmamas konusunda ikna edemiyorum. Edep, diyor buna. O yzden gerektii gibi el skmak iin
sudan kp ne sizi, ne de onu utandrmayacam." * Kzaran Tanis
elf kadnn szlerini arkadalarna tercme etti. Altmay'n gzleri
falta gibi ald. Berem sylenenleri duymuyor gibiydi, sanki isel
bir eit ryaya dalm, etrafnda olup bilenleri belli belirsiz
alglyordu. Nehiryeli'nin ifadesinde bir deiiklik olmamt. Belli
ki artk elfler hakknda duyduu hibir ey onu hayrete
drmyordu.
"Her neyse, bizi kurtaranlar deniz elfleriymi," diye devam etti
Tanis. "Btn elfler gibi yaamn kutsal olduunu kabul ediyorlar
ve denizde kaybolmu veya boulmakta olan herkese yardm
ediyorlar. Bu adam, kadnn kocas..."
"Zebulah," dedi adam elini uzatarak.
"Ben Tanis Yarmelf; Que-shu kabilesinden Nehiryeli ile Altnay ve Berem, m..." Tanis kekeleyerek sustu, onun tam olarak ne?
reden geldiini bilemiyordu.
Apoletta kibarca glmsedi ama tebessm hzla soldu. "Ze,"
dedi, "yanmelfin szn ettii arkadalann bulup bura-
189
ya getir."
"Biz de sizinle gelelim," diye teklifte bulundu Tanis. "Eer sizi
yutaacm dnyor idiyseniz, Caramon'un neler yapacan hi
bilemezsiniz..."
"Hayr," dedi Apoletta ban sallayarak. Salarnn zerindeki
su parlayarak, yeil renkli przsz teninde yldzlar sat.
"Barbarlar yolla yarmelf. Sen burada kal. Seninle konuup, bizi
de tehlikeye sokabilecek bu sava hakknda konumak istiyorum.
Ejderhalarn uyandklarn duymak beni ok hznlendirdi. Eer
bu doruysa korkarm hakl olabilirsin. Dnyamz artk emniyette
olmayacak."
"En ksa zamanda dnerim sevgilim," dedi Zebulah.
Apoletta elini kocasna uzatt. Kadnn elini tutan adam dudaklarna gtrerek kibarca pt. Sonra ayrld. Tanis Caramon ile
Tika'y aramaya hemen raz olan Nehiryeli ile Altnay'a abuk
abuk tercme etti.
Onlar Zebulah' garip ve ykk dkk sokaklar arasndan takip
ededursunlar, Zebulah da bir yandan giderken bir yandan da belirli
yerleri iaret ederek onlara star ehrinin d hakkndaki
ykler anlatt.
"Bakn..." diye aklad, "tanrlar ateli da Krynn'e frlattklarnda star'a arpm ve toprakta byk bir krater oluturmu.
Deniz suyu bu yara doru comu ve Kan Denizi diye bilinen
denizi oluturmu. Israr'in binalarnn ou zarar grm ama kimisi de ayakta kalabilmi ve buralarda kk hava kesecikleri
kalm. Deniz elfleri buralarnn alabora olmu gemilerden kurtardklar gemicileri getirmek iin mkemmel bir yer olduunu
kefetmiler. ou ksa bir sre sonra kendilerini evlerindeymi
gibi hissetmeye balar."
Bycnn konumasnda, Altnay' ok elendiren bir byklenme tns vard; fakat gene de kadn ince bir davranla hislerinin belli olmamasn salyordu. Bu mlkiyetilikten kaynaklanan bir gururdu, sanki harabeler Zebulah'a aitmi de, o da halkn
yararlanmas iin bunlar ziyarete am gibi.
"Ama sen insansn. Sen bir deniz elfi deilsin. Nasl oldu da
burada yaamaya baladn?" diye sordu Altnay.
Gzleri geip giden yllara dalp giden by kullancs glmsedi. "Gen ve hrslydm," dedi yavaa, "sabah akam servet
yapacak hzl bir yol bulmaya alyordum. star'n kaybolmu
hazinelerini ararken by sanatm beni okyanusun derinliklerine
190
191
Soruyla afallayan Altnay tereddt ederek cevabn bulabilmek amacyla kendi ruhunu yoklad. Nehiryeli her zamanki gibi
sert ve sessiz, dncelerini gizleyerek yannda duruyordu.
"Ben de sk sk sorgulammdr," diye kekeledi Altnay. Nehiryeli'ne biraz daha yaklaarak, sanki adamn yannda olduuna
iyice emin olmak istercesine adamn koluna dokundu. "Bir keresinde, ryamda, bunu sorguladm iin, imanmn eksiklii yznden cezalandrlmtm. Cezam sevdiimi kaybetmek olmutu."
Nehiryeli gl kollarn kadna dolayarak ona sk sk sarld.
"Fakat ne zaman bu sorgulamam yznden utan duyacak olsam,
kadim tanrlar bulmamn nedeninin de bu sorgulamalarm
olduunu hatrlarm."
Bir an iin sustu. Nehiryeli kadnn gms altn salarn
okaynca kadn glmseyerek baklarn adama kaldrd. "Hayr,"
dedi kadn Zebulah'a, "bu byk bilmecenin cevabn bilmiyorum.
Hl sorguluyorum. Hl masumlarn strap iinde olduklarn ve
sulularn dllendirildiklerini grdke iim hiddetle tutuuyor.
Ama artk hiddetimin bir demirci oca gibi olabileceini anladm.
Hararetinde ilenmemi demir paras gibi olan ruhuma tav
verilerek prl prl bir elik ubuk gibi olan imanm
ekillendirilebilir. te bu elik ubuk benim aciz tenime destek
oluyor."
Zebulah star harabeleri iinde durup, gms altn salar
bu yknt halindeki binalara hi demeyecek gne nlar gibi
parlarken Altmay' sessizce inceledi. Yznn klasik gzellii,
gemi olduu karanlk yollarn etkileriyle iaretlenmiti. ektii
strap ve kederin izgileri o gzellii sakatlamak yle dursun
daha da mkemmelletiriyordu. Gzlerinde, bir de artk bedeni
iinde tamaya balad yeni bir yaamn bilgisiyle artan bir ir
fan vard.
.
Bycnn gzleri kadna byk bir sevgiyle sarlm olan
adama gitti. Adamn yz de gemi olduu uzun, ikenceler dolu
yolun izlerini tayordu. Yz istedii kadar sert ve kaytsz
grnsn, kadna kar duyduu ak adamn kara gzleri ve temasndaki kibarlktan rahatlkla anlalabilirdi.
Belki de sulann altnda bu kadar uzun sre kalmakla bir hata
yaptm, diye dnd Zebulah, aniden kendini son derece yal
ve hznl hissederek. Belki de yukarda kalsaydm ve hiddetimi
bu ikisi gibi kullansaydm -yani cevap bulmalarna yardmc
olmak iin- onlara bir faydam dokunabilirdi. Onun yerine ben, en
192
mon'u rahatlatmt; ite ancak ondan sonra rahat bir nefes alabildi.
Sadece birka hafta nce Tika'ya, kendini tamamen kzn bedeni ve
ruhuna adayabilecek duruma gelinceye kadar kzn akn kabul
edemeyeceini sylemiti. Kendi szlerini hl duyabiliyordu,
"Benim ballm nce kardeime kar. Ben onun kuvvetiyim."
Artk Raistlin gitmi, kendi kuvvetini bulmutu. Caramon'a da
sylemi olduu gibi: "Artk sana ihtiyacm yok."
Buna memnun olmalym, dedi Caramon kendi kendine karanla bakarken. Tika'y seviyorum ve karlk olarak onun sevgisini de kazandm. Ve artk bu ak ifade etmek konusunda zgrz. Artk ona kar bu ball gsterebilirim. Btn dncelerimde ilk sray alabilir. Sevecen, fedakr bir insan. Sevilmeyi
hak ediyor.
Raistlin bunu hi hak etmemiti. En azndan herkes byle dnyordu. Ka kere Tanis'in benim duymadam zannettii zamanlarda Sturm'e, neden onun bu kmseyen szlerine, ac
ikyetlerine ve mtehakkim emirlerine katlandm anlamadn
sylediini duymutum. Bana acyarak baktklarn grdm.
Bazen benim kafamn yava altn dndklerini biliyorum ve
yleyim de -Raistlin'e nazaran. Ben hi ikyet etmeden yk
hantal hantal yryerek eken kzm. Benim yle olduumu
dnyorlar.
Anlamyorlar. Bana ihtiyalar yok. Tika'nn bile bana ihtiyac
yok -Raistlin'in bana ihtiyac olduu gibi yok. Onlar onun kkken lklar atarak uyukusundan frladn hi duymadlar. O
kadar ok yalnz braklrdk ki, Raistlin ile ben yani. Karanlkta onu
duyacak ve avutacak benden baka kimse olmazd. Hibir zaman o
ryalar hatrlayamazd ama hepsi korkuntu. Zayf bedeni
korkuyla sarslrd. Sadece kendi grebildii dehetli sahnelerle
gzleri fal ta gibi alrd. Hkrarak bana sarlrd. Ben de
korkusunu uzaklatrmak iin ona ykler anlatr, duvarda komik
glge oyunlar yapardm.
"Bak Raist," derdim, "tavancklar..."; sonra iki parmam kaldrr tavan kulaklar gibi oynatrdm.
Bir sre sonra titremesi kesilirdi. Ne glmser, ne de glerdi.
Hibir zaman bu ikisini de yapmamt; pek yapmamtr, kkken
bile. Ama hi rahatlayamazd.
"Uyumalym. ok yorgunum," diye fsldard elimi sk sk
tutup. "Ama sen uyank kal Caramon. Benim uykumu koru. On194
l!
195
196
hamml edemiyormu gibi iki bklm oldu. "Kendimi iyi hissetmiyorum. Beni yalnz brakn..." diye geveledi bir ocuk gibi ve su
kenarndaki mermerler zerine kt.' Orada oturup midesini tutarak karanla bakmaya balad.
"Berem!" dedi Tanis fkeyle.
"yi hissetmiyorum..." diye mrldand Berem somurtarak.
"Ka yanda demitin?" diye sordu Apoletta.
" yzn zerinde, ya da o yle olduunu iddia ediyor," dedi
Tanis bezginlikle. "Eer sylediklerinin yans doru olsa, yz elli
yanda demektir; bu da pek mmkn saylmaz, en azndan bir insan
iin."
"Biliyorsun ki," diye cevap verdi Apoletta dnceli dnceli,
"Kralie'nin Neraka'daki Mabet'i bizim iin bir sr. imdiye kadar
anlayabildiimiz kadaryla Afet'ten sonra aniden beliriverdi. imdi
de karmza kendi tarihesini ayn zaman ve yere kadar izleyebilen
bu adam kyor."
"Garip..." dedi Tanis Berem'e bakarak.
"Evet. Bu, sadece bir tesadf de olabilir ama tesadfleri yeterince
takip edebilirsen bunlarn kaderle bir balan olduunu grrsn;
yle diyor kocam." Apoletta glmsedi.
"ster tesadf olsun, ister olmasn, Karanlklar Kraliesi'nin Mabet'ine kadar girip, neden gsnde yeil ziynet bulunan bir adam
aradn sormaya hi niyetim yok," dedi Tanis eki bir yzle, yeniden
suyun kenarna otururken.
"Ben de yle tahmin etmitim," diye itiraf etti Apoletta. "Geri
anlattklarndan anladm kadar glenmi olduuna inanmak ok
zor. Btn bu zaman zarfnda iyi ejderhalar ne yapyorlarm?"
"yi ejderhalar m!" diye tekrar etti Tanis btn btn hayretler
iinde kalarak. "Ne iyi ejderhalar?"
imdi arma sras Apoletta'ya gelmiti. "Ne olacak, iyi ejdarhalar. Gm ve altn ejderhalar. Bronz ejderhalar. Ve ejderhamzraklar. Her halde gm ejderhalar size kendilerindeki ejderhamzraklann vermilerdir..."
"Gm ejderhalar hi duymadm," diye cevap verdi Tanis,
"Huma'yla ilgili eski bir ark hari. Ejderhamzraklan iin de ayn
ey sz konusu. O kadar uzun bir sredir, hi izine rastlamadm
halde onlar aradm ki sonunda bunlarn ocuk masallarndan baka
bir yerde bulunmadklarna inanmaya baladm."
"Bundan holanmadm." Apoletta enesini elleri zerine daya-
198
199
Ve
Baba! Baba!"
"Ne var Kk Rogar?" Dnya nimetlerini yeni yeni kefetmeye
balam olan kk olunun heyecanl haykrlarna alkn
olan balk ban iinden kaldrmamt. Kyya vurmu bir deniz
yldmz ya da, kuma batm bir ayakkab teki kabilinden herhangi
bir ey duymaya hazrlanan balk, olu kendisine doru koarken
an onarmaya devam ediyordu.
"Baba," dedi kee sal ocuk heyecanla babasnn dizinden ekitirip alara dolanarak, "ok gzel bir hanm. Boulmu lm."
"Ya?" diye sordu balk nemsemeden.
"ok gzel bir hanm. Boulmu lm," dedi olan ciddiyetle,
tombul parman adamn arkasna uzatarak.
O zaman balk iini brakp oluna bakt. Bu yeni bir eydi.
"Gzel bir hanm m? Boulmu lm m?"
203
202
l adam kaldrrken.
"Korkma," dedi balk sakall adamn telan grnce. "Elimizden
gelirse yardm edeceiz. Davey ko anan getir. Battaniye ve
Ylba iin ayrdm brendiyi getirmesini syle. Tamam bayan,"
dedi kibarca kadnlardan birinin oturmasna yardm ederken.
"Acele etmeyin. Bir eyiniz kalmayacak. Garip bir i..." diye mrldand balk kendi kendine, bir yandan kadna sarlp onu avuturcasna okarken. "Neredeyse boulmu olmalarna ramen hibiri su
yutmam gibi..." Battaniyelere sanlan kazazedeler balknn
kumsal yaknndaki minik kulbesine gtrlmt. Burada onlara
birka yudum brendi ve balknn' karsnn aklna gelen, boulmalara kar verilebilecek her trl ila verilmiti. Kk Rogar,
bir hafta boyunca kyn ondan sz edeceini bilmemin gururuyla
bakyordu hepsine.
"Yaptklarnz iin tekrar teekkr ederim," dedi Tanis minnettarlkla.
"Orda olduum iin ben memnun oldum," dedi adam bouk bir
sesle. "Siz dikkatli olun da. Bir dahaki sefere o kk kayklarla
aldnzda, frtnann ilk iaretini grr grmez sahile dnn."
"in, evet, ben -aynen yle yaparz," dedi Tanis biraz ararak.
"imdi, bize nerede olduumuzu sylerseniz..."
"ehrin kuzeyinde," dedi balk elini sallayarak. "ki mil kadar. Davey sizi yk arabasyla gtrverir."
"ok iyisiniz," dedi Tanis tereddt edip dierlerine bakarak.
Dierleri de ona baktlar; Caramon omuzlarn silkti. "Size biraz tuhaf
geleceini biliyorum ama biz -rzgar bizi yolumuzdan kartt. Hangi
ehrin kuzeyindeyiz?"
"Tabii ki Kalaman'n," dedi balk onlar kukuyla szerken.
"Ya!" dedi Tanis. Zoraki glerek Caramon'a dnd. "Dememi
miydim size? O -- o kadar da tahmin ettiin kadar uzaa srklenmemiiz."
"yle mi?" dedi Caramon gzleri fal ta gibi alarak. "Ya, gerIekten srklenmemiiz," diye toparlad Tika kaburgalanna bir
dirsek atnca. 'Tabii ya, demek ki ben yanlmm, her zamanki gibi.
Beni bilirsin Tanis hep pusulay a..."
Nehiryeli, "Abartmayn!" diye mrldannca, Caramon sustu.
Balk hepsine yle bir kalann atarak bakt. "Garip bir topluluksunuz, besbelli," dedi. "Nasl arptnz bile hatrlamyorsunuz. imdi nerede olduunuzu bile bilmiyorsunuz. Galibam hepiniz
de sarhotunuz ama bu beni ilgilendirmez. Eer szm din-
205
leyecek olursanz, bi daha ister ayk, ister sarho sakn bir tekneye
ayak basmayn. Davey yk arabasn getiriver."
Son kez- hepsine bezginlikle bakan bajk kk olunu omuzlarna alarak iine geri dnd. Byk olu, byk bir ihtimalle yk
arabasn getirmeye gitmiti.
Tanis etrafna, arkadalanna bakarak iini ekti.
"iinizde buraya nasl geldiimizi bilen var m?" diye sordu sessizce. "Ya da, neden byle giyindiimizi?"
Teker teker hepsi balarn salladlar.
"Ben Kan Denizi'ni ve girdab hatrlyorum," dedi Altnay.
"Ama gerisi, grdm bir rya gibi."
"Ben Raist'i hatrlyorum..." dedi Caramon yavaa, yz ciddiydi. Sonra Tika'nn elinin kendi eli iine kayverdiini hissederek
kza bakt. Yzndeki ifade yumuad. "Ve hatrladm..."
"Sus," dedi Tka, yanan adamn koluna yaslayp kzararak.
Caramon kzn kzl buklelerini pt. "Bir rya deildi," diye mrldand kz.
"Ben de birka bir ey hatrlyorum," dedi Tanis suratszca Berem'e bakarak. "Ama her ey blk prk. Hibiri aklmda bir
araya gelmiyor. Neyse gemie dnmenin bir faydas yok. leri
bakmamz gerekiyor. Kalaman'a gidip neler olup bittiine bakalm.
Hangi gn olduunu bile bilmiyorum! Ya da iin asl hangi ay
olduunu. Ayrca..."
"Palanthas," dedi Caramon. "Palanthas'a gideceiz."
"Bakalm," dedi Tanis iini ekerek. Davey, iskeleti km bir
atn ektii yk arabasyla geri geliyordu. Yanmelf Caramon'a
bakt. "Gerekten kardeini bulmak istiyor musun?" diye sordu
sessizce.
Caramon cevap vermedi.
Yolarkadalan lene doru Kalaman'a vardlar.
"Neler oluyor?" diye sordu Tanis Davey'e, delikanl yk arabasn
ehir sokaklarndan srerken. "Bir festival mi var?"
Sokaklar insan kaynyordu. Dkknlarn ounun kepenkleri
inmi, kapalyd. Herkes kk bekler halinde toplanm heyecanl
heyecanl konuuyordu.
"Daha ok bir cenazeye benziyor," dedi Caramon. "nemli biri
lm olmal."
"Ya o, ya da sava," diye mrldand Tanis. Kadnlar alyor,
adamlar zgn veya hiddetli grnyor, ocuklar da korkuyla
206
207
Kulesi'nde grmtm."
Mavi ejderha tembelce ehir zerinde yava yava halkalar izdikten sonra ehir surlarnn ok menzili iinde bir yere telaszca
indi. Ejderhann binicisi zengileri zerinde ayaa kalknca ehrin
zerine lmcl bir sessisizlik kt. Miferini kartan Karanlk
Hanm konumaya balad; sesi berrak havada nlyordu.
"imdiye kadar sizin 'Altn Komutan' dediiniz elf kadn
yakaladm duymusunuzdur!" diye haykrd Kiriara. "Bir kant
isterseniz, unu size gstereyim." Elini kaldrd. Tanis, son derece
gzel ilenmi gm bir mifer zerinde imek gibi akan gne
n grd. "Durduunuz yerden gremeseniz de dier elimde
altn sars bir tutam sa var. Ayrldmda her ikisini de buraya,
ovaya brakacam ki 'komutan'nnzdan size bir yadigar kalsn."
Surlara dizilmi halktan sert bir mrlt ykseldi. Kitiara bir an
iin konumasna ara vererek onlara souk bir edayla bakt. Onu
izlerken Tanis, skunetini koruyabilmek iin trnaklarm avularna batryordu. Surlardan atlayarak kadna durduu yerde saldrmak gibi deli bir plan yaparken buldu kendini.
Yzndeki lgn ve aresiz ifadeyi gren Altnay ona yaklaarak elini koluna koydu. Kadn adamn bedeninin titrediini
hissetti; sonra kadnn temasyla toparlanarak kendini kontrol altna
ald. Adamn kaslm ellerine bakan kadn, adamn bileklerinden kan
szdn grnce dehete dmt.
"Elf kz Lauralanthalasa Meraka'daki Karanlklar Kraliesi'ne
gtrld. Birazdan belirteceim koullar karlanncaya kadar
Kralie'riin yannda rehin kalacak. Birincisi: Kralie Berem adl bir
insann, yani Hepadam'in hemen ona teslim edilmesini istiyor.
kincisi: Gidip kendilerini Lord Ariakas'a teslim edecek olan iyi ejderhalarn Sanction'a dnmesini istiyor. Son olarak da elf lordu
Gilthanas'n hem Solamniya valyeleri'ni, hem de Qualinesti ve
Silvanesti kabilelerini teslim olmaya armasn istiyoruz. Cce
Flint Fireforge da kendi halkndan aynsn talep etmeli."
"lgnlk bu!" diye seslendi Gilthanas cevap olarak, surlarn
kenarna doru bir adm atp baklarn Karanlk Hanm'a doru
indirerek. "Bu koullar kabul edemeyiz! Berem denilen bu
adamn kim olduu veya nerede bulunabilecei hakknda bir fikrimiz yok. Ne halkm adna, ne de iyi ejderhalar adna
konuamam. Bu istekler kelimenin tam anlamyla mantksz!"
"Kralie mantksz deildir," diye cevap verdi Kiriara kl kprdamadan. "Karanlk Majeste bu taleplerin yerine getirilmesinin
210
211
dnd.
Flotsam'den ayrldklarndan beri ilk kez yz kendini bulmu, o
lgnlk ifadesinden kurtulmutu. Gzlerinde bir huzur vard;
Flint'in Sturm'n lmnden sonra valyenin gzlerinde grd
cinsten bir huzur.
" hafta," diye tekrarlad Tanis Flint'in tylerini diken diken
eden bir sesle, " haftamz var. Bu vakit yeter herhalde.
Neraka'ya, Karanlk Kralie'ye gidiyorum." Sessizce yaknnda
duran Berem'le gzgze geldi. "Sen de benimle geliyorsun."
Berem'in gzleri dehetle fal ta gibi ald. "Yo!" diye szland,
geri geri bzerek. Adamn komak zere olduunu gren
Caramon koca elini uzatarak adam yakalad.
"Benimle birlikte Neraka'ya geleceksin," dedi Tanis yumuak
bir sesle, "yoksa seni imdi alr Gilthanas'a veririm. Elf beyi kz
kardeini ok sever. Eer bunun Laurana'y kurtarmann bedeli olduunu dnecek olursa seni Karanlklar Kralie'sine teslim etmek
iin hi tereddt etmez. Senle ben baka eyler de biliyoruz. Seni
teslim etmenin ileri biraz bile iyiletirmeyeceini biliyoruz. Ama o
bilmiyor. O bir elf ve kralienin szne sadk kalacana inanr."
Berem ihtiyatla Tanis'e bakyordu. "Beni ele vermeyecek
misin?"
"Neler olup bittiini reneceim," diye konutu Tanis souk
bir edayla sorudan kanarak. "Her halkarda bir rehbere ihtiyacm var, o yreyi bilen birine..."
Kendini Caramon'un elinden kurtaran Berem onlan keye ksm
bir ifadeyle szd. "Geleceim," diye szland. "Beni elfe teslim
etmeyin..."
"Tamam/1 dedi Tanis buz gibi. "Burnunu ekmeyi kes. Hava
kararmadan nce ayrlacam ve daha yapacak ok iim..."
Birden bire arkasn dnerken gl bir elin kolunu kavramasn yadrgamarruh. "Ne diyeceimi biliyorum Caramon."
Tanis arkasn dnmedi. "Ve cevabm hayr. Berem'le yalnz
gideceiz."
"O zaman lme yalnz gideceksiniz demektir," dedi Caramon
sessizce, Tanis'i sk sk tutarak.
"yleyse, yle olacak!" Tanis beceriksizce koca adamn elinden
kurtulmaya alt. "Hibirinizi yanma almyorum."
"Ve baarsz olacaksn," dedi Caramon. "istediin bu mu? Sululuunu sona erdirecek bir lm bulmaya m gidiyorsun? Eer
212
213
214
bunu kutsayacaktr."
"Sturm' kutsadlar m?" diye sordu Tanis hainlikle. "O da sev"Kutsamadlar m? Nereden biliyorsun?"
Tanis'in eli Gilthanas'mkini kavrad. Yanmelf ban sallad.
nanmak istiyordu. Harika, mkemmel geliyordu kulaa... Ayn
ejderhalarn masallar gibi. ocukken ejderhalara da inanmak istemiti hep...
ini ekerek elf beyinden ayrld. Gilthanas yine konutuunda
.eli kap kulbundayd.
"Elveda... kardeim."
Yolarkadalan surda, Tasslehoff un bulmu olduu, surlarn
tepesinden ap br tarafa ve oradan da gerisindeki ovalara alan
kapda bulutular. Tabii ki Gilthanas onlara n kapdan kma izni
de verebilirdi ama Tanis'e gre bu karanlk yolculuk hakknda ne
kadar az insann bilgisi olursa o kadar iyiydi.
Artk basamaklarn tepesindeki minik odann iinde toplanmlard. Solinari uzaktaki dalarn gerisine batmaya ancak balamt.
Dierlerinden uzak duran Tanis, son gms nlar zerlerinde
szlmekte olan dehet verici hisara deerken, ay izliyordu. Uan
kalenin klarn grebiliyordu. Kara suretler etrafta hareket edip
duruyordu. O korkun eyde kimler yayor olabilirdi? Ej-deranlar
m? Gleri kaleyi topraktan skp alan ve imdi de youn gri
bulut kmeleri zerinde yzdren kara cbbeli bycler ve kara
ermiler mi?
Arkasnda dierlerinin yavaa konutuklarn duyuyordu Berem hari hepsinin. Caramon'un yakndan izledii Hepadam,
gzleri alm korku iinde ayr duruyordu. .
Uzun bir sre Tanis onlar izledikten sonra iini ekti. Baka bir
veda daha yaamt ve bu ayrl onu o kadar hznlendiriyordu ki
baaracak gc olup olmadn merak etti. Hafife dnnce solmakta
olan Solinari'nin son nnn Altnay'n o gzel gms altn
salarna dediini grd. Kadnn -karanlk ve tehlikeye doru
uzanan bir yolculuk tasarlyor olmasna ramen- huzur dolu, sakin
yzn grd. O zaman gc olduunu anlad.
ini ekerek arkadalarna katlmak iin pencereden ayrld.
"Zaman geldi mi?" diye sordu Tasslehoff evkle.
Tanis glmsedi; Tas'n tepesindeki o garip at kuyruunu okamak iin elini uzatt. Deien bu- dnyada kender ayn duruyor217
du.
218
220
3. KTAP
223
224
226
227
kza yle bir sarlmt ki, kzcaz nefes almakta zorlanmaya balad. Hepadam'n gzleri, ovada ejderhalarn inecei yere doru
koumakta olan ejderanlardayd. Caramon lgnlar gibi dvnp
duruyor, etrafnda dolanp duran imeklerden korunmaya alyordu. Flint dahi canlanm, deliler gibi ejderhasnn dizginlerini
ekiyor, Tas lgnlar gibi Fizban'a seslenirken o da hiddetle kkryordu. Yal adamsa onlar takip ediyor, pirin ejderhalar nne
koyunlar gibi katm gdyordu.
Khalkist Dalarnn eteklerine yakn bir yere indiler. Alelacele
ovalara bir gz atan Tanis ejderanlarn oul halinde onlara doru
ilerlediini grd.
Belki de blf yapp kendimizi bu iten syrabiliriz, diye dnd
Tanis hummalca, geri klklar onlar Kalaman'a kadar gtrmek
iin tasarlanmt, bir grup kukucu ejderam kandrmak iin deil..
Ama yine de denemeye deerdi. Yeter ki Berem arka planda kalp,
sesini kesmeyi akl etsindi.
Ama daha Tanis bunlar aklndan geirirken Berem ejderhasnn
srtndan atlayarak, lgn gibi da eteklerine doru komaya balad. Tanis ejderanlann onu iaret ederek bartklarn duyuyordu.
Aman ne de geri planda kalmt. Tanis yeniden kfretti. Blfleri
hl bir ie yarayabilirdi... imdi dahi tutsaklarnn kamaya
altm syleyebilirlerdi. Yok, diye fark etti mitsizlik iinde, ejderanlar Berem'in peine dp onu yakalayacaklard. Kitiara'nn
ona sylediine gre Krynn zerindeki btn ejderanlarda Berem'in bir tarifi vard.
"Cehennem adna!" Tanis sakinlemek ve mantkl dnmek
iin kendini zorlad ama durum ve szleri kontrolnden kyordu.
"Caramon! Berem'in peinden git. Flint sen... Yok, Tesslehoff buraya
geri gel! Lanet, olasca! Tika, Tas'n peinden git. Yok, dur, sen
benimle kal. Sen de Rint..."
"Ama Tasslehoff o ihtiyar, lgn bunan peine dt ve..."
"Ve yeterince anslysak yer yarlp ikisini de yutar!" Tanis
omuzunun zerinden bakarken vahice kfretti. Korkuya teslim
olmu olan Berem bir da keisi evikliiyle kayalardan ve allardan
ap trmanrken Caramon, ejderha zrhnn ve mhimmatnn
engellemesi yznden bir adm ileri iki adm geri ilerleyebiliyordu.
Dnp Ovalar'a bakan Tanis zrhlan, kllan ve mzraklar gnete adeta yanan ejderanlan rahahatlkla grebiliyordu. Hl bir
228
229
230
E
jderanlar, artk birer ajan olduklarn dndkleri grubun
peindeyken onlar dalara doru trmanmaya devam ettiler.
Grup, Berem'i izleyen Caramon'un izini kaybetmiti ama durup da
arayacak vakitleri yoktu. O yzden aniden, devrilmi bir kayann
zerine serilmi -baygn haldeki- Berem ve Caramon'la burun
buruna geldiklerinde olduka armlard.
"Ne oldu?" diye sordu Tanis uzun bir trmantan sonra yorulmu, nefes nefese bir halde.
"Sonunda ona yetitim." Caramon ban sallad. "Ve benimle
dvmeye kalkt. Yana gre gl biri Tanis. Onu haklamak
zorunda kaldm. Korkarm biraz fazla sert davrandm ama," diye
ekledi baklarn koma halindeki surete vicdan azab ekerek indirdiinde.
"Harika!" Tanis artk kfredemeyecek kadar yorulmutu.
"Ben bir eyler yapabilirim," dedi Tika deri bir kese kartrken.
232
233
lanan yolda ilerlemeye balad. "Bu taraftan," diye beyan etti yal
c, ileri doru yrrken asasna yaslanarak.
"Ama..." diye itiraz etmeye balad Tanis.
"Haydi, haydi. Bu taraftan!" dedi Fizban srarla, dnp orman
jibi beyaz kalarnn altndan onlara sert sert bakarak. "O taraf kpaz bir yol -hem de birka ynden kmaz. Biliyorum. Daha nce o
yoldan gitmitim. Bu yol, dan kenarndaki byk bir uuruma
gidiyor. Uurumun zerinde bir kpr var. Kprden getikten
sonra arkamzdan gelen ejderanlarla dvebiliriz."
Tanis kalarn att, bu yal ve deli bycye gvenmeye pek
|gnH deildi.
| "Bu gzel bir plan Tanis," dedi Caramon yavaa. "Eninde sot nunda onlarla bir dve gireceimize phe yok." Pelerinden
| da yoluna trmanan ejderanlar iaret etti.
F" Tanis etrafna baknd. Hepsi yorulmutu. Tika'nn yz solmu, gzleri buulanm, -biraz hafiflemek iin mzraklarn bile
l yolda brakan- Caramon'a yaslanmt.
f Tasslehoff neeyle Tanis'e srtt. Fakat gene de kender minik
J bir kpek gibi soluyor ve tek aya topallyordu.
F. Berem her zamanki gibi grnyordu, somurtkan ve rkek. Ta- uis'i en ok endielendiren Flint'ti. Cce kalar sresince tek bir
sz dahi etmemiti. Hi aksatmadan onlara ayak uydurmutu ama
dudaklar mosmordu ve nefesi ksa ksa geliyordu. Arada bir -kimsenin bakmadn dnd zamanlarda- Tanis onun elini gsne koyduunu veya sanki aryormu gibi sol kolunu ovduunu
grmt.
"Pekl." Yanmelf karar vermiti. "Devam et yal byc.
Geri byk bir ihtimalle buna piman olacam," diye de ekledi
kendi kendine; dierleri Fizban'n ardndan aceleyle ilerlerken.
Gnein kavumasna yakn bir zamanda yolarkadalar durdu.
Dan yznde, boyunun drtte ne denk gelen bir yerde kk
bir kaya kntsnda duruyorlard. nlerinde derin, dar bir uurum
vard. Tam aalarnda, uurumun dibinde bir nehrin ylan gibi
parlayarak kvnla kvrla gittiini grebiliyorlard.
Yz metrelik bir uurum olsa gerek diye hesaplad Tanis. zerinde durduklar yol dan yan yzn kucaklyordu; bir yannda
dan dik yz, bir yannda da havadan baka bir ey yoktu. Uurumu geen tek bir yol vard.
235
234
238
239
240
ban'a, tam y3^1 bycu kahvalt iin bir quith-pa uzatmas konu-suida
Tas'a yardmc olurken.
"Korkarm kurtulamyorum," dedi yal adam, kpr balantsna
dalgn dalgn bakarken.
Bu sabah birka by denedi," dedi Tas, nce tamamen rmLglc aalaryla kaplanm bir am aacn, sonra yanp kl olmu
baka bir aac bayla iaret ederek. "Hepimizi crcr bceine falan
evirmeden vaz gemesinin daha iyi olacan dndm."
"iyi fikir," diye mrldand Tanis, dnceli dnceli parltl
kpr balantsna bakarak. "Uurumun kenarna koca bir ok iareti
izseydik bile bu kadar belirgin bir iaret brakamazdk." Ban
sallayarak Caramon ile Tika'nn yanna oturdu.
"Peimize deceklerine emin olabilirsiniz," dedi Caramon gnlszce
quit-pasn yerken. "Ejderhalar onlan karya geirive-rir." ini
ekerek, kuru meyvalarn ounu kesesine geri soktu. "Caramon?"
dedi Tika. "Pek yemedin..." "A deilim," diye geveledi Caramon
ayaa kalkarken. "Gidip ilersini bir aratrsam fena olmayacak galiba."
Bohasn ve silahlarn omuzlayarak patikadan ilerlemeye balad.
Yz baka yne dnk olan Tika, Tanis'in baklarndan kanarak
kendi eyalann toplamaya balad. "Raistlin mi?" diye sordu Tanis.
Tika durdu. Elleri kucana dt.
"Hep byle mi olacak Tanis?" diye sordu aresizce, sevgiyle Caramon'un arkasndan bakarak. "Anlamyorum!"
"Ben de anlamyorum," dedi Tanis sessizce, koca adamn vahi
doa iinde kayboluunu seyrederken. "Ama te yandan benirn hi
kz veya erkek kardeim olmad."
"Ben anlyorum!" dedi Berem. Sesi, Tanis'in dikkatini eken bir
tutkuyla titremiti.
"Ne demek istiyorsun?"
Fakat -bu soruyla- Hepadam'n yzndeki istekli, a ifade sili-.
niverdi.
"Hi..." diye mrldand yz bo bir maske gibi olurken.
"Dur!" Tanis abucak ayaa kalkt. "Neden Caramon'u anlyorsun?" Elini Berem'in koluna koydu.
"Beni rahat brak!" diye bard Berem hiddetle, Tanis'i geriye
savururken.
"Hey Berem," dedi Tasslehoff, sanki hibir ey duymam gibi
241
243
doru sallad. "Sen beni takdir etmiyorsun gen adam! Hep kukucusun! stelik senin iin yaptm bunca eyden sonra..."
"Aman, ben senin yerinde olsaydm onu hatrlatmazdm!" dedi
Tas aceleyle, Tanis'in yznn karardn grerek. "Haydi gel
Yal Kii."
kisi birlikte yoldan aaya aceleyle ilerledi; Fizban kzgn kzgn
sert admlarla yryordu, sakal diken diken olmutu.
"Gerekten de tanrlar bu gittiimiz yerde yaamlar m?" diye
sordu Tas, adamn Tanis'i rahatsz etmesini engellemek iin.
"Nereden bilebilirim?" diye sordu F.izban tedirgin bir edayla.
"Tanrya benzer bir halim mi var?"
"Ama..."
"Sana hi ok fazla konutuunu syleyen olmu muydu?"
"Hemen hemen herkes," dedi Tas cokuyla. "Sana hi tyl bir
mamut grdm zaman anlatm mydm?
Tanis Fizban'n homundandm duydu. Tika, Caramon'a yetimek
in yanndan hzla geip gitmiti.
"Geliyor musun Flint?" diye seslendi Tanis.
"Evet," diye cevap verdi cce, aniden bir kayaya oturarak. "Bir
dakika izin ver. Eyalarm drdm. Sen devam et."
Yrrken kenderin haritasn incelemeye dalm olan Tanis
Flint'in yldn grmedi. Ccenin sesindeki o acaip tny da
duymad, yzn ksa bir sre kasan ac spazmn da grmedi.
"yi, acele et," dedi Tanis, akl baka yerlerde. "Seni geride brakmak istemeyiz."
"Tamam evlat," dedi Flint yavaa kayann zerine oturmu her zamanki gibi- acnn azalmasn beklerken.
Rint arkadann, hl o zerine yakmayan ejderha zrh iinde
patikadan yryn seyretti. Seni geride brakmak istemeyiz.
"Tamam evlat," diye tekrarlad Flint kendi kendine. Yamru
yumru elleriyle yzn ovuturan cce ayaa kalkarak arkadala
rn izledi.
-
244
ban'la Godshome'a giden yol hakknda deliler gibi tartan Tasslehoff un bile. Bu durum, Tanis iin her eyden daha i karartcyd
nk her ikisinin de nereye gitmediini belli ediyordu. (Hatta
Fizban haritay baaa tutarken yakalanmt.) Dv Tassle-hoff
un haritalar heybesine geri tkhrmasyla ve Fizban'n kende-rin
tepesindeki sa, bir atn kuyruuna evirmek iin by yapaca
yolunda tehdit ettii srece karmayacan sylemesiyle sonulanmt.
Her ikisine de tahamml kalmayan Tanis sakinlemesi iin
Tas' srann sonuna yollam, Fizban' yattrm ve gizli gizli her
ikisini de bir maaraya kapatma hayalleri kurmutu.
Yanmelfin Kalaman'da hissettii skunet, bu kasvetli yolculukta
yava yava yok olmaya balamt. imdi imdi o skunetin faaliyetten, karar alma gerekliliinden, sonunda Laurana'ya yardm
dokunabilecek bir ey yapyor olduunun insan rahatlatan dncesinden kaynaklanm olduunu fark ediyordu. Bu dnceler
onun, etrafn saran karanlk sularda batmasn engellemiti; tpk
onu star'da sularda boulmaktan kurtaran deniz cifleri gibi. Fakat
artk karanlk sularn ban atn hissediyordu.
Tanis'in dnceleri srekli Laurana'ya gidiyordu. Gilthanas'n
sulayc szlerini tekrar tekrar duyar gibiydi: Bunu senin iin yapt.
Belki de Gilthanas onu affettii halde Tanis kendi kendisini hi
affetmeyeceini biliyordu. Laurana'ya Karanlk Kralie'nin
Mabdi'nde neler oluyordu? Hl hayatta myd? Tanis'in ruhu bu
dnceden ylyordu. Tabii ki hayattayd! Karanlk Kralie onu
ldrmezdi, Berem'i istedii srece ldrmezdi...
Tanis'in gzleri, nnde, Caramon'un yannda yreyen adama
odakland. Laurana'y kurtarmak iin elimden gelen her eyi yapacam diye yemin etti kendi kendine, yumruunu skarak. Her eyi!
Bu kendimi kurban etmem anlamna gelse de; kendimi veya ...
Durdu. Gerekten Berem'i gzden kartabilir miydi? Gerekten
Hepadam' Karanlk Kralie'yle dei dokua sokup belki de
dnyay ve muhtemelen bir daha hi grmeyecei bir karanla
atar myd?
Hayr, dedi Tanis sebatla kendi kendine. Daha byle bir pazarla
dahil bile olmadan lrd Laurana. Sonra -birka adm daha
yrdkten sonra- fikrini deitirmiti. Dnya kendi bann aresine baksn, diye dnd kederle. Biz lanetlendik. Ne olursa olsun
kazanamayz. Tek nemli olan ey Laurana'nn hayat... Tek
nemli ey,..
Grubun tek karamsar yesi Tanis deildi. Kzl bukleleri bu gri
ende s ve k saan parlak bir nokta-olan Tika, Caramon'un yannda yryordu. Fakat k sadece salarnn canl kzlndayd,
gzlerinden gitmiti. Caramon ona hep iyi davransa da, akn kza
verdii deniz altndaki o ksa ve harika sreden beri kza hi sarlmamt. Uzun gecelerde bu kz hiddetlendirmiti -sadece kendi
acsn hafifletmek iin onu kullanm olduuna karar verdi-. Bu i
bir sona erdikten sonra onu terk etmeye yemin etti. Kalaman'da
gzlerini kzdan ayramayan zengin ve gen bir soylu vard...Ama
bunlar gecenin getirdii dncelerdi. Gndzleyin Caramon'a
bakp da adamn yannda ba nne eilmi seyirttiini grnce
Tika'nn iinin ya eridi. Kibarca adama dokundu. Hemen ban
kaldrp kza bakan adam glmsedi. Tika iini ekti. Zengin, gen
soylu imdilik bu kadar yeterliydi.
Flint ayaklarn sert sert vurarak yryor, nadiren konuuyor,
hi ikyet etmiyordu. Eer Tanis kendi i alkantlarna bu kadar
dalmam olsayd bunu ktye alamet olarak alglard.
Berem'e gelince, kimse onun ne dndn bilmiyordu -tabii
eer bir eyler dnyor idiyse. Yolculuklar ilerledike daha bir
sinirli ve tedirgin olmaya balamt. Yzne gre ok gen duran
mavi gzleri kapana ksm bir hayvannki gibi oraya buraya dnyordu.
Dalardaki ikinci gnlerindeydiler ki Berem srra kadem bast.
O sabah Fizban ksa bir sre sonra Godshome'e varacaklarn
beyan ettiinde herkes daha bir neelenmiti. Fakat skntnn gelmesi uzun srmedi. Yamur daha iddetlendi. Bir saat iinde yal
byc onlar, "Tamam ite! Geldik!" nidaylaryla allklar arasna
daldrm ama kendilerini bir bataklkta, bir koyakta ve -son olarak
da- kocaman kayadan bir duvara bakarken, bulmulard.
te bu son seferindeydi ki -yani kmaz yolda- Tanis ruhunun
bedeninden koptuunu hissetmeye balad. Tasslehoff bile yarmelfin hiddetle arplm yz karsnda telalanarak gerilemiti.
Tanis aresizlikle kendine hakim olmaya alyordu ve tam o anda
fark etti.
"Berem nerede?" diye sordu ani bir rperti hiddetini dondururken.
Grne gre uzak bir dnyadan syrlp gelen Caramon gzlerini krptrd. Koca sava aceleyle etrafna bakndktan sonra
246
247
Tanis'e bakmak iin dnd; yz utantan kzarmt. "Bi-bilmiyorum Tanis. Ben-ben o yanmda sanyordum."
"Neraka'ya tek yolumuz o," dedi yarmelf skt dileri arasndan, "ve Laurana'y ldrmemelerinin tek nedeni de o. Eer onu
yakalarlarsa... "
Aniden hkrklara boulan Tanis sustu. Bandaki zonklamaya
ramen aresizce dnmeye alyordu.
"Sklma evlat," dedi Flint bouk bir sesle, yarmelfin kolunu okayarak. "Onu buluruz."
"zr dilerim Tanis," diye geveledi Cramon. "Ben Raist'i ddnyordum. Bi-biliyorum yapmamam gerek... "
"Cehennemler adna nasl oluyor da o lanet olasca kardein burada olmad halde bu kadar ktlk yapabiliyor!" diye bard
Tanis. Sonra kendini tuttu. "zr dilerim Cramon," dedi derin bir
nefes alarak. "Kendini sulama. Benim de gzm zerinden
ayrmamam gerekirdi. Hepimiz dikkat etmeliydik. Zaten Fizban
bizi bu ta duvardan geiremeyecekse, geldiimiz yoldan dnmemiz
gerekiyordu... yok yok bunu dnme bile babalk... Berem
uzaklam olamaz ve izini bulmak kolay. Ormanlar konusunda
pek uzman saylmaz."
Tanis haklyd. Bir saat kadar kendi ayak izlerini takip ettikten
sonra ilk getiklerinde hibirinin dikkatini ekmemi olan bir kei
yolu grdler. Adamn izini amurda gren Flint olmutu. Heyecanla dierlerine seslenen cce allara dalm ve rahata seilen
keiyolunu izlemeye balamt. Dierleri peinden aceleyle seyirttiler ama cce inanlmaz bir enerjiyle hareket ediyordu. Avnn hemen
nnde olduunu bilen bir av kpei gibi Flint dm dm
olmu sarmaklar ineyip, allar arasndan hi duraksamadan
yolunu buluyordu. Ksa bir srede aray at.
"Flint!" diye seslendi Tanis birka kere. "Bekle!"
Fakat sonunda cce, tamamen gzden kayboluncaya kadar grup
ile arasn amaya balamt. Geri Flint'in brakt iz Berem'inkinden daha belirgindi. Ccenin gemi olduunun kant
olan krlm aa dallan ve havaya kalkm sarmaklar bir yana,
ar izmelerinin izini bile izlerken pek bir zorluk ekmiyorlard.
Sonra aniden durmak zorunda kalmlard.
Baka bir ta duvara varmlard ama bu kez kayann iinden
bir yol vard: Kayann yzeyinde, dar bir tnel giriine benzeyen
bir delik vard. Cce kolaylkla girmiti -izlerini grebiliyorlard-
248
251
ran bir kadn, tiz bir yeis nidas duydu. Hiddetlenen Tanis kendisini
engellemeye alanlarla yzlemek iin arkasn dnd. Hzn
ykl yz olan koca bir adam ile yanaklarndan gz yalar
szlen kzl sal bir kz grd. kisini de tanyamamt. Sonra
nne yal m yal bir adam kt. Yz sakindi; yalar belli olmayan gzleri ise hzn doluydu. Yal adam kibarca Tanis'e glmseyerek uzand ve elini yanmelfin omuzuna koydu.
Temas, ateler iinde yanan bir adama verilen serin su gibi gelmiti. Tanis aklnn bana geldiini hissetti. O kanj pus gzleri
nnden silindi. Kanlanm klcn kpkrmz olmu elinden drerek hkrklar iinde Fizban'n ayaklarnn dibine yld. Yal
adam eilerek, kibarca onu okad.
"Gl ol Tanis," dedi yavaa, "nk nnde uzun bir yolu
olan biriyle vedalamak zorundasn."
Tanis hatrlad. "Flint!" dedi nefesi kesilerek.
Fizban Berem'in bedenine bakarak hznle ban sallad. "Gel
benimle. Burada yapabilecein bir ey yok."
Gzyalarn yutan Tanis tkezlenerek ayaa kalkt. Bycy
kenara ittirerek ba Tasslehoff'un kucanda, kayalk zemine
uzanm olan Flint'in olduu yere doru seyirtti.
Yanmelfin yaklatn gren cce glmsedi. Tanis eski dostunun
yannda dizleri zerine kt. Flint'in boum boum elini eline alan
yarmelf sk siki tuttu.
"Neredeyse onu kaybediyordum Tanis," dedi Flint. Dier eliyle
gsne vurdu. "Berem tam o kayalarn iindeki dier delikten
kap gidecekti ki benim bu yal kalbim sonunda isyan etti. O -o
benim bardm duydu sanrm nk tek bildiim beni kollarna
alp kayalarn zerine yahrmasyd."
"O halde sana -sana -bir zarar vermedi..." Tanis'in neredeyse dili
tutulmutu.
Flint, burun kvrmay baard. "Bana zarar vermek mi! O bir
fareyi bile incitemez Tanis. O Tika kadar kibar biri." Cce, yannda
diz km olan kza gld. "O koca ay Caramon'a iyi bak,
duydun mu?" dedi kza. "Frtnay atlatmasn sala."
"yle yapacam Flint." Tika alyordu.
"En azndan artk beni bomaya alamayacaksn," diye homurdand cce, gzleri efkatle Caramon'a bakarken. "Ve eer o
kardein olacak herifi grecek olursan benim iin cbbesine bir tekme at."
252
Sonra halkann iinde durdu. nnde nce su birikintisi zannettii bir ey uzanyordu; o kadar durgundu ki przsz yzeyini
hibir ey bozmuyordu. Sonra bunun su olmadn grd -bu cam
gibi kara bir tat! Koyu siyah yzey parlak bir prlt yayacak ekilde
parlatlmt. Gecenin karanlyla Tanis'in nnde uzanyordu
gerekten de tan kara derinliklerine bakan Tanis yldzlar grnce
hayret iinde kald! Yldzlar o kadar belirgindiler ki, sadece gn
ortas olduunu bildii halde gecenin km olduunu dnerek
ban gkyzne kaldrd. Tepesindeki gk masmavi, souk ve
akt; ne yldzlar vard ne gne. Sarslan Tanis tan yannda zayf
bi halde dizleri zerine kt ve bir kez daha parlanl-
254
255
257
258
259
260
kun bir yaratl! Toprak yarlp alyor! Muazzam stunlar gzlerimin nnde yeniden ekil almaya balyor. Topran altndaki
korkun karanlktan bir mabed fkryor. Ama bu gzel bir mabed
deil -korkun ve sakat. Karanlk'n gzlerimin nnde ykseliini
gryorum; be bal bir Karanlk, her bir ba da gzlerimin
(nnde kvrlp kvranyor. Balar mezarlardan daha souk bir
sesle bana hitap ediyor.
" 'ok uzun zaman nce bu dnyadan srlmtm ve sadece
dnyann bir parasndan yeniden buraya gelebilirdim. Ziynetli
stun -benim iin- kilitli bir kapyd, beni gerisinde tutsak etmiti.
Beni kurtardn lml, o yzden sana aradn eyi vereceim -yeil
ziynet senindir!"
"Korkun, alayc bir kahkaha var. Gsmde korkun bir ar
hissediyorum. Baklarm indirip baktmda yeil ziynetin etime
yerletirilmi olduunu gryorum, aynen imdi sizin grm olduunuz gibi. Karmdaki iren ktlkten dehete kaplp kendi
yaptm bu habis eylemle akna dndmden karanlk ve
glgemtrak biimin gitgide belirginlemesini seyretmekten baka
bir ey yapamyorum. Bu -bir ejderha! imdi grebiliyorum -ocukken duyduum kabusumsu masallardaki gibi be bal bir ejderha!
"Ve bir kez ejderhann bu dnyaya girmesiyle sonumuzun geldiini biliyorum. nk sonunda ne yaptm anlyorum. Bu din
adamlarnn bize rettikleri Karanlklar Kraliesi. Byk Huma
tarafndan ok uzun bir zaman nce yeryznden srlen Karanlklar Kraliesi hanidir geriye dnmenin bir yolunu aryordu. imdi benim ahmaklm yznden- yeniden yeryznde dolaabilecek.
Koca balardan biri ylan gibi kvrlarak bana doru geliyor; o zaman
leceimi biliyorum nk kimsenin, kendi geliine tank
olmasna izin vermeyecektir. Kprdyamyorum. Umurumda da
deil.
"Derken aniden kz kardeim nme dikiliveriyor! Canl ama
ona uzanmaya altmda elim hilie deiyor. smini haykryorum, 'Jasla!'
"'Ko Berem!'diye sesleniyor kz kardeim. "Ko! Beni aamaz,
henz aamaz! Ko!'
"Bir an iin olduum yerde bakakahyorum. Kz kardeim Karanlk Kralie ile aramda muallakta duruyor. Dehetle be ban
"'ddetle gerilediini gryorum, lklar havay yrtyor. Ama
261
kz kardeimi aamyorlar. Ve ben bakarken Kralie'nin sureti dalgalanp kararyor. Hl orada, ktln glgeli bir sureti; ama o
kadar. Yine de gc ok fazla. Kz kardeime doru saldryor...
"Sonra ben dnp kouyorum. Kouyorum, kouyorum; yeil
ziynet gsm delip yakyor. Her ey kararncaya kadar komaya
devam ediyorum."
Berem sustu. Sanki gerekten gnlerdir kouyormu gibi yznden terler boanyordu. Yolarkadalarmn hibiri konumuyordu. Bu kara jik onlar siyah ta birikintisinin evresindeki kayalardan biri yapmt sanki.
Sonunda Berem titrek bir nefes ekti. Gzleri yeniden alt ve bir
kez daha onlar grd.
"te oradan yaammn, hakknda hibir ey bilmediim/uzun
bir blm balar. Kendime geldiimde yalanmtm, beni grdnz bu haldeydim. lk nce kendi kendime bunun bir kabus,
korkun bir rya olduunu syledim. Ama derken etimin iinde
yanan yeil ziyneti hissettim ve gerek olduunu anladm. Nerede
olduuma dair hibir fikrim yoktu. Byk bir ihtimalle de bu dolamalarm srasnda Krynn'i bir batan bir baa gemiimdir. Kar
konulmaz bir istekle Neraka'ya dnmek iin yanp tutuuyorum.
Ama burasnn gitmemem gereken tek yer olduunu da biliyordum. Cesaretim yoktu.
"Daha uzun yllar dolandm, hi huzur bulamadan, hi dinlemeden, yeniden dirilmek iin le le. Nereye gitsem yeryzndeki
ktlk hakknda ykler duyuyordum ve bunun kendi kabahatim
olduunu biliyordum. Sonra ejderhalar ve ejderhadamlar kt
ortaya. Bir tek ben, bunlarn ne anlama geldiini biliyordum. Bir tek
ben Kralie'nin gcnn doruuna vardn ve dnyay ele geirmeye altn biliyordum. Tek eksii benim. Neden? Emin
deilim. Tek bildiim birinin amaya alt bir kapy kapal tutmaya alan biri gibi olduum. Ve yorulduum... "
Berem'in sesi tekledi. "ok yorgunum," dedi, ba elleri arasna
derken. "Artk buna bir son vermek istiyorum!"
Yolarkadalar uzun sre sessiz oturup, dadlarnn uzun k gecelerinde ocak banda anlatt cinsten bu ykye bir anlam vermeye altlar.
"Bu kapy kapatmak iin ne yapman gerekiyor?" diye sordu Ta-nis
Berem'e.
"Bilmiyorum," dedi Berem, sesi bouklamt. "Tek bildiim
262
[sjeraka'mn beni ektii ama yine de burasnn Krynn zerinde gir"meyi hayal bile edemeyeceim tek yer olduu! te-ite bu yzden
kayorum."
"Ama oraya gideceksin," dedi Tanis yava yava ve kesin bir dille.
"Oraya bizimle birlikte geleceksin. Biz yannda olacaz. Tek bana
olmayacaksn,"
Berem szlayp, titreyerek ban sallad. Sonra aniden durarak
ban kaldrd, yz kpkrmzyd. "Evet!" diye haykrd. "Artk
daha fazla dayanamayacam! Sizinle geleceim! Beni korursunuz..."
"Elimizden geleni yaparz," diye mrldand Tanis, Caramon
gzlerini atktan sonra baklarn evirdi. "k yolunu bulsak
fena olmayacak."
"Ben buldum." Berem iini ekti. "Tam geiyordum ki ccenin
seslendiini duymutum. Bu taraftan." Kayalar arasndaki baka dar
bir yar iaret etti. Caramon iini ekip kollarndaki iziklere
esefle bakt. Yolarkadalar birer birer yara girdiler.
Sonuncusu Tanis'ti. Dnerek, bir kez daha bu plak yere bakt.
Karanlk hzla kyor, gkmavisi sema mora ve derken siyaha
doru kararyordu. Garip kayalar kmekte olan kasvetle sarmalanmt. Artk Fizban'n gzden kaybolmu olduu karanlk ta
birikintiyi gremiyordu.
Flint'in gitmi olduunu dnmek tuhaft. inde byk bir
boluk vard. Ccenin muhtelif arlar ve szlarndan ikyet eden
veya kenderle tartan homurtulu sesini duymay mit etmeye devam
ediyordu.
Bir an iin Tanis elinden geldiince arkadana tutunarak kendi
kendiyle bir sava verdi. Sonra, sessizce Flint'in gitmesine msade
etti. Dnerek kayalar arasndaki dar yarktan emekleyerek Godshome'u bir daha hi grmemek zere arkasnda brakt.
Bir kez daha keiyoluna kp, yol kk bir maaraya varncaya
kadar bunu izlediler. Burada, Ejderha Ordular'nn kudretinin
merkezi olan Neraka'ya bu kadar yaklamken bir ate yakmaya
cesaret edemediklerinden birbirlerine sokuldular. Bir sre kimse
konumad; sonra hepsi Flint hakknda konumaya balayp ayn
Tanis'in yapm olduu gibi onu gitmesi iin serbest braktlar. Hatralar hep gzel hatralard, Flint'in zengin, maceralarla dolu yaamm hatrlyorlard.
Caramon felaketlerle dolu kamp gezilerini -nasl eliyle balk tut-
263
KENDERN AITI
Hep, daha nce ilkbahar geri gelmiti. Devri daimi
iindeki parlak dnya dnyordu Havasyla,
iekleriyle, imeniyle, otlaryla Emin ve gnein
muhafazasnda.
Hep, daha nce anlatabilirdiniz Yerkrenin
dnen karanln, Ve nasl karanln
yamuru kucakladn, Ve otlarla ieklere
can verdiini.
264
265
266
Bylece ilk giren maiyetindekilerle -yani kendi askerleri, kendi muhafzlar, kendi ejderhalar ile- Lord Ariakas olmutu; sonra maiyetindekilerle -yani kendi askerleri, muhafzlar ile- Karanlk Hanm
Kitiara; sonra maiyetindekilerle yani kendi askerleriyle falan Takarl Lucien; bu bylece dou cephesinden Ejderha Yceefendisi
Toede'ye kadar btn Yceefendileri kapsyordu.
Sistem yksek rtbedekilere sayg gstermekten daha nemli
amalar gdyordu. Daha byk saydaki askerleri, ejderhalar ve
stelik levazmat, byk ordular barndrmak iin hazrlanmam
olan bu komplekse daha rahat sokup karmay amalyordu. Ayrca
birbirlerine gvenleri olmayan Yceefendilerden hibiri, bir dier
Yceefendi'den tek bir ejderan eksikle ieri girmeye raz olmuyordu.
Bu gzel bir sistemdi ve ie yaramas gerekirdi. Ne yazk ki daha ilk
bandan Lord Ariakas'n iki gn ge gelmesiyle sorunlar balamt.
Bunu, sonucunun ne olduunu bildii bir kargal yaratmak
iin bile bile mi yapmt? Komutan bilmiyordu ve sormaya cesareti
yoktu ama onun da kendine ait dnceleri vard. Bu, tabii ki
Ariakas'tan nce oraya varan Yceefendilerin, Lord ieri girinceye
kadar Mabed kompleksinin dnda kamp kurmalar anlamna geliyordu. Bu sorun kmasna neden olmutu. Ejderanlar, goblinler
ve paral insan askerler Mabed meydannda aceleyle ina edilmi
olan kamp-kentin elencelerini istiyorlard. Uzun bir yoldan yryerek gelmilerdi ve istekleri kendilerinden esirgendiinde hakl
olarak hiddetlenmilerdi.
Bir ou, bala kaplan sinekler gibi meyhaneler tarafndan cezbederek gece surlardan szlmlerdi. Sokak kavgalar kmt nedeni de hibir Yceefendi askerinin kendi Yceefendisi dndakilere kar bir sadakat hissetmemesiydi. Mabed'in altndaki zindanlar znga znk dolmutu. Sonunda muhafz komutan emrindeki
glere, ehirdeki sarholar her sabah el arabalaryla toplayp
onlar komutanlarnn bulmaktan hi holanmadklar ovaya brakmalarn emretmiti.
Ejderhalar arasnda da tartmalar kmaya balamt; lider konumundaki ejderhalarn her biri dierleri zerinde egemenlik kurmak
istiyordu. Koca yeil Cyan Bloodbane, bir geyik iin dvrken bir
krmz ldrmt bile. Ne yazk ki krmz Karanlk Kra-e'nin
ahsi hayvanlarndan biriydi. Koca yeil imdi Nereka'nn altndaki
maaralardan birine hapsedilmi, ulumalar ve o korkun
267
kuyruk sallamalar yukardaki bir ok kiinin deprem oluyor zannetmesine neden olmutu.
ki gecedir muhafz komutan doru drst uyuyamamt
nc gnn sabahnda erken vakitte Ariakas'n varm olduu
haberi gelince neredeyse dizleri zerine kp kredecekti. Aceleyle emrindeki grevlileri nne katarak giri merasiminin balamas iin gerekli emirleri verdi. Toede'nin ejderanlanndan birka
yz tanesi Ariakas'n askerlerinin Mabed meydanna girdiini grnceye kadar her ey yolunda gitmiti. Baarsz liderlerinin denetimden tamamen km olan sarho ejderanlar da ieri girmeye
almlard. Yaplan bu mdahaleye sinirlenen Ariakas'n komutanlar adamlarna dvmeleri iin emir verdi. Byk bir kemeke
meydana geldi.
Hiddetlenen Karanlk Kralie .kamlar, elik halkal zincirler ve
topuzlarla silahlanm kendi askerlerini yollad. Aralarnda, kara
ermiler yamsra siyah cbbeli by kullanclar dolayordu.
Kamlamalar, kafalara inen darbeler ve yaplan byler arasnda
zamanla yeniden dzen salanabilmiti. Sonunda Lord Ariakas ve
askerleri Mabed kompleksine zarafet ile olmasa bile erefleriyle
girmilerdi.
Belki de akamst ortalarna gelmilerdi ki -komutan artk zamann armt (o kahrolasca hisarlar gne klarn kesiyordu)- muhafzlardan biri gelerek onun n kapda beklendiini syledi.
"Ne var?" diye hrlad komutan sabrszca/muhafza salam gzyle dik dik bakarak (dier gzn Silvanesti'de ciflerle yaplan
sava srasnda kaybetmiti). "Baka bir dv m? Her ikisinin de
kafalanna bir tane indirip zindana atn. Bktm..."
"D-dv deil efendim," diye kekeledi muhafz; insan komutanndan d patlayan gen bir goblindi. "Kaplardaki nbeti ggnderdi b-beni. Y-yanlarnda tutsaklar olan i-iki subay g-girmek
iin izin istiyorlar."
Komutan bkknlkla kfretti. Srada ne vard? Neredeyse gobline geri gidip girmelerini sylemesini emredecekti. Buras zaten
kle ve tutsak kaynyordu. Birka tanesi daha ne deitirirdi. Yceefendi Kitiara'nn askerleri darda toplanyor, girmeye hazrlanyordu. Resmi karlama treni iin zaten orada bulunmas gerekiyordu.
"Ne tr tutsak bunlar?" diye sordu huzursuzca, trene katlmak
iin ayrlmadan gerekli olan dnya kadar ilemi bitirmek iin acele
ediyordu. "Sarho ejderanlar m? Onlar aln ve..."
"B-bence gelseniz fena olmaz e-efendim." Goblin terlemeye balamt ve terli goblinler hi ho olmaz. "B-birka insan ve bir kem
der var."
Komutan burnunu krtrd. "Sana..." Sustu. "Bir kender mi?"
dedi olduka byk bir ilgiyle. "Yannda bir de cce olmasn?"
"Bildiim kadaryla yok efendim," diye cevap verdi zavall goblin. "Ama kalabalkta g-gzmden kam olabilir efendim."
"Geliyorum," dedi komutan. Aceleyle klcn kuanarak gobli-hi
n kapya doru izledi.
O an burada bir huzur hkm sryordu. Ariakas'n askerlerinin
hepsi adr kente girmiti artk. Kitiara'nnkiler greip dvyor,
ieri girmek iin sralar oluturuyorlard. Merasim balamak
zereydi. Komutan nnde, tam n kapnn i ksmnda duran
gruba aceleyle bir bakt.
Yksek rtbeli iki Ejderha Ordusu subay bir grup ask yzl
tutsa nezaret altnda tutuyorlard. Komutan, aklnda iki gn nce
ald emirlerle tutsaklar dikkatlice szd. zellikle bir cce ile
gezen bir kendere bakmas gerekiyordu. Yanlarnda bir elf lorduyla aslen gm bir ejderha olan- uzun gm sal bir elf kadn
olabilirdi. Bunlar tutsak bulundurduklar elf kadnn yanndaki arkadalaryd ve Karanlk Kralie bazlarnn, ya da hepsinin kadn
kurtarmaya gelmesini bekliyordu.
Tamam, burada bir kender vard. Ama kadnn salar gm
rengi deil kzld ve kvrckt; stelik eer o bir ejderhasaysa komutan da zrhlarn yerdi. Kark uzun sakall, iki bklm olmu
yal adamn ise bir cce veya elf lordu deil de insan olduu kesindi. Sonu olarak neden bu iki Ejderha Ordusu subaynn bylesine
uyumsuz bir tutsak grubunu gtrmek iin zahmet ettiklerini
anlayamad.
"Bizi rahatsz edeceinize kesin boazlarn gitsin," dedi komutan
terslenerek. "Zaten zindanda yerimiz kalmad. Onlar aln baka yere
gtrn."
"Ama ne byk bir israf!" dedi subaylardan biri -aa gvdesine
benzeyen'kollan olan dev gibi olan. Kzl sal kz yaklayarak ileri
doru srkledi. "Onun iin kle pazarlarnda iyi para dendiini
duymutum!"
"O konuda haklsn," diye mrldand komutan salam gzyle
268
269
270
271
ey gelmiyordu. Caramon hi elfe bilmezdi; Tanis de, sesi kalabaln grlts tarafndan yutuluyor olsa da ortak dilde konumay
gze alamazd. yle olduu halde muhafzlardan biri onun kolunu
ac verecek ekilde burkup sessiz olmasn emretti.
Grlt gemi kalabalk zorla yerlerine srlmt. Her eyin denetim
altna alndn gren muhafzlar mahkumlar gtrmek ih kendi
ilerine dndler. "Tanis aniden tkezlenip, muhafzm da yzkoyun
tozlar iine
srkleyerek dt.
, "Kalk ayaa pislik!" Kfreden dier .muhafz Tanis'i krbacnn
sapyla itekleyip yzne vurdu. Yarmelf muhafza doru hamle
yaparak krbacn sap ile sap tutan eli kavrad. Btn gcyle aslnca muhafz tepe taklak geldi. Bir an iin serbest kalmt.
Arkasndaki muhafzlarn varlnn, Caramon'un hayretler
iinde kalm yznn bilincinde, ileri savrulan Tanis kendini mavi
ejderhaya binen muhteem suretin nne att.
"Kitiara!" diye haykrd, tam muhafzlar onu yakalarken. "Kitiara!" diye bard, banndan yrtlp gelmi gibi bouk, kesik bir
bartyd bu. Muhafzlarla cebelleerek tek bir elini kurtarmay
baard. Bu eliyle miferini tutup koparrcasna bandan syrp
yere frlatt.
Gece mavisi ejderha pullan iindeki Yceefendi adm duyunca
dnp bakt. Tanis kadnn takt korkun ejderha maskesi altndaki
kahverengi gzlerinin hayretten fal ta gibi aldm grd. Erkek
mavi ejderhann ona bakarken gzlerinin ate satn da
grebiliyordu.
"Kitiara!" diye bard Tanis. aresizlikten doan bir gle kendisini yakalayanlar zerinden silkerek yeniden ilerlemeye balarken.
Fakat kalabalk iindeki ejderanlar zerine ullanarak onu yere
devirdiler ve kollarndan tutup olduu yere mhladlar. Tanis yine
de cebelleip duruyor Yticeefendi'nin gzlerine bakabilmek
iin dnmeye alyordu.
"Dur Skie," dedi Kitiara, eldivenli elini emredercesine ejderhann
boynuna koyarak. Skie sadakatle durdu; peneli ayaklan caddenin
kaldrm talan zerinde hafife kayyordu. Ancak ejderhann
Tanis'e bakan gzleri kskanlk ve nefret yklyd.
Tanis nefesini tuttu. Kalbi acyla arpyordu. Ba anyor, gzlerinden birine kan*damlyordu ama bunlarn farknda bile deildi.
Tasslehoff un sylenenleri anlamam olmasndan dolay arkada272
273
274
bir ku gibi ykseliyordu: Eri br, iren yaps neredeyse gerisinde, ufuktaki dalara bile stnlk salyordu. Birisi Nereka'ya
adm atar atmaz gzleri nce Mabed'e kayard. Ondan sonra, nereye bakarsa baksn, ya da ne ii olursa olsun Mabed hep orada
olurdu; hatta geceleri bile, hatta uykularnda bile.
Tas tek bir kez baktktan sonra buz gibi bir illetin her yann
kapladn hissederek baklarn hemen evirdi. Ama nndeki
manzara hemen hemen daha da kryd. adr kent ordularla doluydu; ejderanlar, paral insan askerler, gqblinler, hobgoblinler aceleyle ina edilmi meyhanelerden, kerhanelerden, pis sokaklara
akyorlard. Her rktan kle, kendilerini yakahyanlara hizmet etmeleri ve onlarn o korkun zevklerini tatmin iin getirilmiti. Lam
cceleri ayak altnda sanlar gibi dolayor sprntlerle besleniyorlard. Pis koku ok kuvvetli, manzara da sanki Cehennem'den frlam gibiydi. Daha gn ortas olduu halde meydan
gece gibi karanlk ve souktu. Yukarya bakan Tas, Mabed'in zerinde korkun bir heybetle yzen, ejderhalar etrafnda eksilmeyen
bir dikkatle dnmekte olan koca uan hisarlar grd.
Kalabalk caddelerden gitmeye ilk baladklarnda Tas kamak
iin bir frsat bulmay ummutu. Kalabalk arasna karma konusunda bir uzman saylrd. Caramon'un da gzlerinin fldr fldr
baktn grd; koca adam da ayn eyi dnyordu. Ama sadece
birka blok yrdkten sonra, hisarlarn tepelerinde korkun bir
dikkatle etraf gzlediklerini grdkten sonra Tas bunun mitsiz
bir ey olduunu fark etti. Belli ki Caramon da ayn kanya varmt
nk kender, savann omuzlarnn ktn grd.
Dehete den, korku iinde kalan Tas aniden burada tutsak tutulan Laurana'y dnd. Kenderin hibir zaman mitsizlie kaplamayan ruhu sonunda, etrafndaki varln dahi hayal etmemi
olduu bu karanlk ve krn arl altnda ezilmiti adeta.
Muhafzlar onlan skk, dar sokaklar boyunca aceleyle gtryorlar, ittiriyorlar, kaktryorlar, yollarn kavga eden sarho askerler arasndan ayorlard. Tas ne kadar urarsa urasn Tanis'in mesajn Caramn'a ulatrmann bir yolunu bulamamt.
Sonra Karanlk Majestelerinin caddeden aaya omuz omuza vermi
yrmekte olan askerleri ile karlanca durmak zorunda kalmlard. nlerinden kamayanlar ya ejderan subaylar tarafndan
kaldrma frlatlp atlyor, ya da devrilip ayak altnda ineniyordu.
Yolarkadalarnn muhafzlar onlan aceleyle yklmakta olan
276
mon.
278
arap?" "Hayr."
Kitiara omuzlarn silkti. Srahiyi serin kalmas iin braklm
olduu ii kar dolu kaptan alan kadn, aylaka kan krmzs svnn
kristal srahiden bardana dkln seyrederek kendine yava
yava, az miktarda arap boaltt. Sonra kristal srahiyi dikkatlice
karlarn iine yerletirerek o vakte kadar soukkanllkla szd
Tanis'in karsna oturdu.
Bandan ejderha miferini kartmt ama zrh hl zerindeydi bedenini pullu bir deri gibi saran altn ilemeli gece mavisi Zrh.
Odada bulunan ok saydaki mumdan yaylan k parlatyzeylerden yansyor, keskin metal kenarlardan imek gibi
279
280
ikence konusunda yetenekli deil, ayn zamanda ilerine tutkuyla bal kiiler var." Bezginlikle yerinden kalkan Kitiara Tanis'in
nnde durmak iin ilerledi. Bir elinde arap kadehi olduu halde,
dier elini adamn gsne koyarak omuzuna doru kaydrd. "Ama
bu bir sorgulama deil. stersen ailesi hakknda endielenen bir abla
diyelim. Kardelerim nerede?"
"Bilmiyorum," dedi Tanis. Kadnn bileini kavrayarak elini
kendinden uzaklatrd. "Her ikisi de Kan Denizi'nde kayboldu..."
"Yeil Ziynetli Adam ile birlikte mi?"
"Yeil Ziynetli Adam ile birlikte."
"Peki ya sen nasl hayatta kaldn?" '
"Beni deniz cifleri kurtad."
"O halde dierlerini de kurtarm olabilirler?"
"Belki kurtarmlardr. Belki de kurtarmamlardr. Sonu olarak
ben bir elfim. Dierleri insand."
Kitiara uzun uzun Tanis'e bakt. Adam hl bileini tutuyordu.
Kit'in iine ileyen baklar altnda parmaklar gayri ihtiyari kadnn
bileini kavrad.
"Canm actyorsun..." diye fsldad Kit yavaa. "Neden geldin
Tanis? Sadece... Laurana'yi kurtarmaya m? Sen bile o kadar ahmak
olamazsn..."
"Hayr," dedi Tanis Kitara'nn kolunu daha da skarak. "Bir alveri yapmak iin geldim. Beni al. Onu brak."
Kitiara'nn gzleri fal ta gibi ald. Sonra, aniden ban geriye
savurarak kahkalar att. Hzl ve rahat bir hamleyle Tanis'in
elinden kurtularak arap kadehini doldurmak iin masaya gitti.
Omuzu zerinden ona srtt. "Niyeyrni Tanis," dedi yine glerek,
"bu ah-verii kabul etmem iin benim gzmdeki deerin ne?"
Tanis yznn kzardn hissetti. Hl srtmakta olan Kitiara
devam etti.
"Ben onlarn Altn Komutanlarn yakaladm Tanis. Onlarn
uurlarn, gzel elf savalarn ellerinden aldm. Kt bir Komutan
da deildi stelik. Onlara ejderhamzraklann getirerek sava-niay
retti. Kardei iyi ejderhalar geri getirdi ama herkes kza deer
veriyor. O, bundan ok nce paralanmalar gerektii halde
valyeleri bir araya getirdi. Sen de, " -Kitiara hor grerek iaret etti"karlnda bir kender, barbarlar ve ccelerle gezen bir yar-Welfe
karlk onu vermemi istiyorsun!"
281
Kitiara yeniden kahkahalar atmaya balad; o kadar ok glmt ki oturup gzlerindeki yalan silmek zorunda kald. "Gerekten de Tanis sen kendini bir ey zannediyorsun. Seni ne diye
tekrar isteyeceimi dndn? Ak iin mi?"
Kit'in sesinde gizli bir deiim olmutu, kahkahalar zorlama gibiydi. Aniden kalarn atarak arap kadehini elinde evirdi.
Tanis hi tepki vermedi. Kadirin alaylar karsnda durmaktan
baka bir ey yapamyordu. Kitiara ona uzun uzun baktktan sonra
baklarm indirdi.
"Diyelim ki evet dedim?" diye sordu buz gibi bir sesle, gzleri
elindeki kadehteydi. "Kaybedeceimin karlnda bana ne vereceksin?"
Tanis derin bir nefes ekti. "Askeri kuvvetlerinin komutan ld," dedi, sesine hakim olarak. "Biliyorum. Tas bana onu ldrdn syledi. Onun yerini alrm."
"Ejderha Ordular'mn... emrine mi gireceksin?" Kit'in gzleri
gerekten hayretle fal ta gibi almt.
"Evet." Tanis dilerini skt. Sesi ok aclyd. "Zaten kaybettik.
Yzen hisarlarnz grdm. yi ejderhalar kalacak olsa bile kazanamayz. stelik onlar da kalmayacaklar -insanlar onlar geri yolluyor. Zaten insanlar onlara hi gvenmediler, gerek anlamda gvenmediler. Umurumda olan tek bir ey var -brak Laurana gitsin,
hi zarar grmeden."
"Bunu yapacana gerekten inanyorum," dedi Kitiara yavaa
ve hayretle. Uzun sre ona bakt durdu. "Dnmem gerek..."
Sonra, sanki kendisiyle tartyormu gibi ban sallad. Kadehi
dudaklarna gtrerek bir yudum arap alp yuttu, kadehi yerine
koydu ve ayaa kalkt.
"Dneceim," diye tekrar etti. "Ama imdi senden ayrlmalym
Tanis. Bu gece Ejderha Yceefendileri'nin bir toplants var.
Toplantya karlmak iin Ansalon'un drt bir yanndan geldiler.
Tabii haklsn. Sava kaybettiniz. Bu gece demir yumruu nasl
indireceimizin planlarn yapacaz. Sen de bana refakat edeceksin.
Seni Karanlk Majestelerine takdim edeceim."
"Ya Laurana?" diye srar etti Tanis.
"Sana dnceimi syledim!" Kiriara'nn ty gibi kalan arasndaki przsz tenini kara bir izgi bozmutu. Sesi sertti. "Sana
tren zrh getirecekler. Bir saat iinde hazrlanp benimle gelmeye
hazr ol." Girmeye hazrlanmt ki bir kez daha Tanis'e bakmak
282
iin dnd. "Vereceim karar bu akamki davranlarna bal olabilir," dedi yavaa. "Unutma Yanmelf^u andan itibaren benim
hizmetimdesin!"
Tanis'i tutsak eden kahverengi gzleri buz gibi bir prltyla parlyordu. Tanis yava yava bu kadnn iradesinin kendisini dizleri
zerine kmeye zorlayan gl bir el gibi bastrdn hissediyordu.
Ejderha Ordulan'nn kudreti arkasndayd, Karanlk Krali-e'nin
glgesi etrafnda; btn bunlar kadn Tanis'in daha nce dikkat
etmedii bir gle dolduruyordu.
Tanis aniden aralarndaki korkun mesafeyi hissetti. Kadn tamamen insand, inanlmayacak kadar insan. nk ancak insanlar
gcn arzusuna o kadar a olurlard ki doalarndaki ham tutku bu
kadar kolaylkla bozulabilsin. nsanlarn ksa mrleri Alt-nay'n
saf bir kla yanan mumu veya Sturm'n paralanan gneinin
alevleri gibiydi. Ya da alev zarar verebilir, kzgn bir yangn .nne
kan her eyi yutabilirdi. O kendi souk, ar kann o atele stm,
alevi kalbinde bytmt. imdi kendi geleceini grebiliyordu:
Tarsis'teki alevlerde lenlerin bedenlerini grd gibi:
Kmrlemi bir yn et: Kara ve hareketsiz kalp.
demesi gereken bedel buydu. Ruhunu bu kadnn suna zerine, bir bakasnn yastk zerine ataca bir avu para gibi atyordu.
Bu kadarn borluydu Laurana'ya. Onun yznden yeterince ac
ekmiti. lm kz kurtaramazd ama belki yaam kurtarrd.
Tanis yavaa elini kalbinin zerine koyup eilerek selam verdi.
"Lordum," dedi.
Akl karmakark olan Kitiara zel odasna girdi. akaklarnn
zonkladn hissediyordu. Heyecan, arzu ve zaferin muhteem kvanc onu araptan daha ok sarho etmiti. Yine de her eyin altnda ayak sryen bir kuku vard ve bu da ok rahatsz ediciydi
nk kvancn boa kartyordu. Kzgnlkla bunu aklndan
uzaklatrmaya alt ama odasnn kapsn aarken bu fikir yeniden
aklnda iyice belirginlemiti.
Uaklar onu bu kadar abuk beklemiyorlard. Mealeler yaklmam; ate atlm ama turuturulmamt. Huzursuzca zilin ipine
uzand, zil sesi zerine hizmetkrlar aceleyle gelecekler ve geveklikleri yznden azarlanacaklard; ama tam o anda souk ve etsiz
bir el bileini kavrad.
283
O elin temas, souun cayr cayr hissini, neredeyse kalbi donuncaya kadar iliklerine doru yollad, Kitiara bu ac ile nefessiz
kalarak kurtulmaya alt ama el onu sk sk tutuyordu.
"Pazarlmz unutmadn deil mi?"
"Hayr tabii ki unutmadm!" dedi Kitiara. Sesininin korkudan
titremesine engel olmaya alarak sert bir biimde emir verdi, "Brak
beni!"
El yava yava gevedi. Kitiara aceleyle kolunu ekip kurtararak
-bu kadar ksa bir sre olmasna ramen- mavimrrak bir beyaza
dnen etini ovuturarnaya balad. "Elf kadn senin olacak -tabii
Kralie'nin onunla ii biter bitmez."
"Tabii. Baka trl olsayd onu istemezdim zaten. Canl bir kadnn bana bir faydas olmaz -canl bir erkein sana faydas olduu
gibi yani..." Karanlk suretin sesi szler zerinde naho bir ekilde
oynayordu.
Kitiara silik yze, valyenin kara zrh zerinde -bedenden ayryzen gzlerin parltsna hor grerek bakt.
"Ahmaklama Sth," dedi kadn aceleyle zilin ipine aslrken.
Ia ihtiya duymutu. "Ben tenin zevklerini iin zevkinden ayrmay rendim -hayatn hakknda duyduklarma gre bu senin yapamadn bir eymi."
"O halde yarmelf hakkndaki planlarn nedir?" diye sordu Lord
Soth, sesi -her zamanki gibi- yerin derinliklerinden geliyor gibiydi.
"Benim olacak, tamamen, btn btn," dedi Kitira yava yava
yaralanm bileini ovarak.
Hizmetkrlar tereddt iinde, kadnn o hiddet dolu mehur
patlamalarnn birinden daha korkup Karanlk Hanm'a kaamak
baklar atarak aceleyle geldiler. Fakat kendi dncelerine dalm
olan Kitiara onlar grmemezlie geldi. Lord Soth her zaman
mumlar yakldnda yapt gibi glgeler arasna ekildi.
"Yanmelfe sahip olabilimemin tek yolu, ben Laurana'y mahvederken onun seyretmesini salamak," diye devam etti Kitiara.
"Bu onun akn kazanmann yolu olmasa gerek," diye alay etti
Lord Soth.
"Ben onun akn istemiyorum." Eldivenlerini kartp, zrhnn
tokalarn aan Kitara ksa bir kahkaha att. "Ben onu istiyorum! Elf
yaad srece akl hep onda ve yapm olduu bu soylu fedakrlkta
olacak. Hayr, onun -tamamen- benim olmas iin ekilsiz bir ktle
oluncaya kadar ayaklarmn altnda ezilmesi gerekir. O
284
:nan benim iime yarar." "Pek uzun srmez," diye fikir yrtt
Lord Soth ineli ineli. |m onu kurtarr."
Kitiara omuzlarn silkti. Hizmetkrlar ilerini bitirmi aceleyle
ortadan kaybolmulard. Karanlk Hanm sessiz ve dnceli duruyordu kta; zrhnn yans zerindeydi, yans kmt, ejderha
miferi elinde sallanyordu.
"Bana yalan syledi," dedi kadn bir sre sonra yavaa. Sonra
miferini, miferin arpp parampara ettii porselen bir vazonun
durduu masann zerine frlatan Kit odada volta atmaya balad.
"Yalan syledi. Kardelerim Kan Denizi'nde lmedi -en azndan bir
tanesi yayor, biliyorum. Ve o da -Hepadam da!" Otoriter bir
edayla odafun kapsn savururcasna at. "Gakhan!" diye bard.
Ejderann biri aceleyle odaya girdi.
"Haberler ne? O yzbay bulamadlar m daha?"
"Hayr lordum," diye cevap verdi ejderan. Flotsam'deTanis'i izleyen ejderand bu, Laurana'y tuzaa drmesine yardm eden
ejderan. "Grevi bitmi, lordum," diye ekledi yaratk sanki bu her
eyi aklamaya kfiymi gibi.
Kitiara anlad. "Onu buluncaya kadar btn birahane adrlarn,
batakhaneleri ara. Sonra onu buraya getir. Eer gerekirse zincirle.
Yceefendiler Toplantsndan dndkten sonra onu bizzat ben
sorguya ekeceim. Yok, dur..." Kitiara duraksadktan sonra ekledi,
"Sen sorguya ek onu. ren bakalm yarmelf gerekten -sylemi
olduu gibi- yalnz mym, yoksa yannda bakalan da var mym.
Eer yleyse..."
Ejderan eilerek selam verdi. "Derhal haberdar edileceksiniz
lordum."
Kitiara bir el hareketiyle kmasn syledi; yemden eilerek selam
veren ejderan kapy arkasndan kapatarak kt. Bir an iin
dnceli duran Kitiara huzursuz bir ekilde elini kvrck salarnda
gezdirdikten sonra bir kez daha zrhnn kaylanna asld.
"Bu gece bana refakat edeceksin," dedi Lord Soth'a; hl arkasnda, ayn yerde olduunu tahmin ettii l valyenin hayaline
bile dnp bakmadan. "Dikkatli ol. Lord Ariakas benim yapmak
istediimden memnun kalmayacak."
Son zrh parasn da yere atan Kitiara deri tunii ile mavi ipek
pantalonunu kartt. Sonra bu rahatlatc zgrlk iinde gerinerek
syledii szlere Lord Soth'un ne gibi bir tepki vereceini gr-
285
286
287
288
289
X as!"
"Acyo... brakn beni..."
"Biliyorum Tas. ok zgnm ama uyanman gerek. Ltfen Tas!"
Sesteki korku ve aciliyetin keskin tns kenderin aklndaki ac
ykl pusu yrtmt. Bir paras atlayp zplyor, uyanmas iin ona
barp duruyordu. Ama baka bir paras -ho olmasa da-nu
pusuda bekleyen, her an zerine ullanmaya hazr bekleyen
acsndan daha iyi olan karanla srklenmek taraftaryd...
"Tas... Tas..." Bir el yanana hafif hafif vurdu. Fslth ses, deftim
altnda tuttuu dehetle, gergin ve sinirliydi. Kender aniden baka
seenei olmadn anlad. te yandan beyninin hop otu-^P/ hop
kalkan ksm bir eyler karyor olabileceini barp duruyordu.
291
293
295
296
297
ceefendileri'nin tahtlar altnda yerlerini almak iin ieri girecek askerle dolacakt. Bu tahtlar -drt tanesi- parlak granit zeminin
metre kadar zerinde duruyordu, ibkey duvarlardan darya
doru siyah kayalardan diller gibi uzanan kntlara alak kaplar
.alyordu. Her iki yanda ikier tane duran bu drt koca platform
zerinde sadece ve sadece Yceefendiler otururlard. Baka kimsenin zel muhafzlarn dahi- kutsal platfformlarn en st basamaklarndan
daha jleriye gitmelerine izin verilmezdi. zel muhafzlar ve yksek
rtbeli subaylar yerden tahtlara doru alar ncesi yaam dev bir
hayvann kaburgalar gibi ykselen merdivenler zerinde dururlard.
Salon'un tarn ortasnda yerden devasa bir ylan gibi ve zellikle de
ylana benzetilerek oyulmu, kvrlarak ykselen biraz daha geni bir
platform daha ykseliyordu. Ylann 'ba'ndan Salon'un yan
tarafndaki bir kapya doru tatan ince bir kpr uzanyordu. Ylan
ba Ariakas'a -ve Arikas'n tepesindeki karanlkta kalm girintiyedoru dnkt.
Ariakas yani kendi deyimiyle "mparator", byk Salon'un n
tarafnda, etrafndakilerden metre kadar daha yksek, biraz daha
byke bir platform zerinde oturuyordu.
Tanis baklarn bir trl Ariakas'n tahtnn tepesindeki kayaya
oyulmu blmden alamyordu. Bu dier girintili blmlerden daha
geniti ve -iinde- neredeyse insana canhym hissi veren bir karanlk
barndryordu. Soluyor, kalp gibi atyordu ve o kadar youndu ki
Tanis baklarn hemen evirdi. Hibir ey grememesine ramen
ksa bir sre sonra o glgeler iinde kimin otufcan tahmin
edebiliyordu.
i rperen Tanis Salon iindeki karanla geri dnd. Grlecek
pek bir ey kalmamt. Kubbe eklindeki tavann etrafnda epeevre,
iinde ejderhalarn tnemi olduu oyuklar vard; geri bunlar
Yceefendiler'in oyuklarndan daha kkt. Kendi dumanl
nefesleriyle gzlerden gizlenerek neredeyse grnmez olan bu
yaratklar saygdeer Yceefendiler'inin girintilerinin tam karsnda
oturuyor, 'efendileri'ne drt gzle -Yceefendiler yle tahmin
ediyordu- gz kulak oluyorlard. Aslnda toplantdaki ejdarhalardan sadece bir tanesi efendisinin iyiliini dnyordu. Bu da ->
anda bile- yerinde oturmu; Tanis'in ejderhann efendisinin gzlerinde grd kadar youn ve ok daha aikr bir nefretle bakan,
ateli krmz gzleri Ariakas'n tahtna dikilmi olan Kitiara'nn ej298
"Beni iyi dinle Yarmelf," dedi Kitiara, sesi souk ve sertti. "Ben
sadece ve sadece tek bir eyin peindeyim: Ariakas'n takt G
Tac. Laurana'y yakalamamn nedeni bu, benim iin anlam bu.
Sz vermi olduum gibi elf kadn Majesteleri'ne takdim edeceim. Kralie beni dllendirecek -Ta ile elbette ki- ve sonra elf kadnn Mabed'in ok altndaki lm Odalar'na gtrlmesini emredecek. Ondan sonra elfe ne olaca umurumda deil, o yzden onu
sana verebilirim. Sana iaret ettiimde ileri doru bir adm at. Seni
Kralie'ye takdim edeceim. Onun tevecchn dilen. Elf kadna
lmne kadar refakat etmek istediini syle. Eer bunu tasvip
ederse onu sana balayabilir. O zaman sen de elf kadn ehir
kaplarna, ya da istediin baka bir yere gtrr serbest brakrsn.
Ama bana geri dneceine dair senden eref sz istiyorum Tanis
Yanmelf."
"Veriyorum," dedi Tanis, baklarn hi karmadan Kitiara'nn
gzlerinin iine bakarken.
Kitiara glmsedi. Yz gevedi. Bir kez daha o kadar gzel
grnyordu ki Tanis bu ani deiim karsnda hayret ederek neredeyse dier zalim yz grm olduundan bile phe etti. Elini
Tanis'in yanana koyan kadn sakaln okad.
"Bana eref sz verdin. Bu baka adamlar iin pek nemli olmayabilir ama ben senin bunu tutacan biliyorum! Son bir uyar
Tanis," diye fsldad aceleyle, "Kralie'yi onun sadk bir hizmetkr
olduuna ikna etmelisin. unu sakn unutma Tanis! O ok gl bir
tanra! O bir tanra unutma! Bunu senin kalbinden, ruhundan
okuyabilir. Majestelerini kuku brakmayacak biimde ona ait
olduuna inandrmalsn. Tek bir hareket, yanl bir tn veren tek
bir sz dahi seni mahveder. Benim bunu engellemek iin yapabileceim hibir ey olmaz. Eer sen lrsen, Lauralanthalasa da lr!"
"Anlyorum," dedi Tanis, bedeninin buz gibi zrh iinde rperdiini hissediyordu.
Borazanlar ald.
"te, bu bizim iaretimiz," dedi Kitiara. Eldivenlerini ekerek
ejderha miferini yzne indirdi. "lerle Tanis. Askerlerimi gtr.
Ben en son gireceim."
Gece mavisi ejderha pullu zrh iinde muhteem grnen Kitiara,
Tanis oyma kaplardan Toplant Salonu'na girerken marur bir
edayla yana ekildi.
Kalabalk mavi sanca grnce tezahratta bulunmaya balad.
300
301
kap bir ileri bir geri deliler gibi savruluyordu. Berem'in lgn ^
lnn koridorda yanklanmasn duyabiliyorlard.
Bu arada ejderanlardan ikisi kendini toparlayabilmiti. Biri avackt kadar bararak merdivenlere doru koturdu. Ejderanca
. aryordu ama Caramon sylediklerini rahatlkla anlayabiliyordu-
305
304
306
Kralie daha gelmemiti. Bu onu artmyordu. Bu al mesirnleri onun altndayd. Ariakas taht iinde kamburunu kartarak
oturdu. Baklar-doal olarak, 4iye dnd ac ac- Karan-l klar
Kraliesi'nin tahtndan Karanlk Hanm'a kayd. Kitiara da ^adayd
tabii ki. Bu onun zafer anyd -ya da kadn yle zannedi-ordu.
Ariakas kadnn zerine bir lanet okuyup fledi.
"Elinden geleni ardna koymasn," diye mrldand; avu, Lord
Toede'nin ismini bir kez daha tekrarlarken pek dinlemiyordu bile.
"Hazrm."
Ariakas aniden bir eylerin ters gittiini fark etti. Ne? Neler
oluyordu? Dnceleri iinde kaybolan adam Salon'da olup bitenlere
hi dikkat etmemiti. Ters giden neydi? Sessizlik...korkun bir
sessizlik izledi...ne? Akln iyice bir yoklad, biraz nce ne sylenmi
olduunu hatrlamaya alt. Sonra hatrlayarak, solundaki ikinci
tahta bakmak iin kara dncelerinden syrld. Btn gzler ayn
tahta kayarken, genellikle ejderanlardan oluan askerler, altnda bir
lm denizi gibi alalp kabanyordu.
Lord Toede'ye ait ejderan askerler gelmi, sancaklar Toplanh
Salonu'nun ortasnda hazr olarak bekleyen dier ejderanlarn sancaklarna karm olmasna ramen tahtn kendi botu.
Kitiara'nn platformunun basamaklarnda duran Tanis bulunduu
yerden, tac altnda sert ve souk souk bakan Ariakas'n baklarn
izledi. Yarmelfin kulaklar Toede'nin isminin sylenmesiyle
dikilmiti. Hemen Solace'a giden yolda toz duman arasnda duran
hobgoblinin grnts belirmiti gznn nnde. Grnt, bu
uzun ve karanlk yolculuun balad lk gz gnnn hatrasn
getirmiti aklna. Flint'in, Sturm'n anlarn getirmiti... Tanis
dilerini skarak kendini olup bitene konsantre etmeye alt. Geen
gemiti, bitmiti ve -diye umdu btn gcyle- yaknda da
unutulacakt.
"Lord Toede?" diye tekrarlad Ariakas hiddetle. Salon'daki askerler kendi aralarnda mrldandlar. imdiye kadar hibir Ycev
efendi Byk Konsey'e katlma emrine kar gelmemiti.
Bir insan Ejderha Ordusu subay bo platforma kan merdivenleri
trmand. En st basamakta durup (protokol daha ileri gitmesini
men ediyordu) o kara gzlere ve -daha da kts- Ariakas'n
tepesindeki glgeli locaya bakarak bir an iin korkuyla kekeledi.
Sonra derin bir nefes alarak rapor vermeye balad.
"Y-yce Lord Hazretleri ve K-karanlklar Majesteleri'ne esefle
bildiririm ki" -grne gre hl bo olan tepedeki locaya bir gz
307
nda daha skk durmak iin gerilediler. Tanis'in eli gayri ih-i
klcnn kabzasn kavrad ve Kitiara'ya doru bir adm daha en
buldu kendini, ki bu ayak basmamas gereken plotfor-ay
basmas anlamna geliyordu. Kitiara kprdamad. Oturduu
yerden kprdamadan, grlbile hissedilebilen bir meydan
okumayla bakyordu
me
akas3'
Sanki her bedendeki nefes grlmeyen bir g tarafndan bo'ulrnu gibi aniden Toplant Salonu'na nefessiz bir sessizlik kt.
Liondakiler boulmucasna nefes almaya alrlarken yzleri
solmutu. Cierleri yand, gzleri buland, kalp atlar durdu. Ve
karanlk ieri dolduka sanki Salon'daki havann kendisi emilip ekildiBu gerek, fiziksel bir karanlk myd? Yoksa aklda yaanan bir
karanlk m? Tanis emin olamyordu. Gzleri Salon'da parlak parlak
alevlenen binlerce mealeyi seiyor, binlerce mumun gece gndeki yldzlar gibi prldadn gryordu. Ama gece g bile,
u anda alglad karanlktan daha karanlk deildi.
Ba dnd. aresizlik iinde nefes almaya alt ama sanki Istar'n Kan Denizi'nin dibindeydi yine. Dizleri titredi, neredeyse
ayakta duramayacak hale gelmiti. Gten kuvvetten kesilmiti,
sendeledi, dt; nefeslenmeye alarak yere kt, orada burada
dierlerinin de cilal mermer zemine dtn belli belirsiz alglyordu. Hareket strap verse de ban kaldrdnda Kitiara'nn
Sanki grlmeyen bir g tarafndan tahta doru ekiliyormu gibi,
oturduu yerde ileri doru yldn grd.
Sonra karanlk geti. Cierlerine serin, tatl bir hava doldu. Kalbi
silkinerek yeniden arpmaya balad. Kan bana hcum etti, neredeyse baylmasna neden olacakt. Bir an iin. k kafasnn iinde
patlarken, zayf ve sersemlemi bir halde mermer merdivene
kmekten kendini alamad. Sonra gzleri alrken ejderanlann hi
etkilenmeden kaldklarn grd. Onlar sknetle duruyor, hepsi
ayn noktaya bakyordu.
Tanis merasimler srasnda bo kalm olan muhteem platforma
bakmak iin baklarn kaldrd. O ana kadar botu. Kan dalarlarnda donmutu, nefesi neredeyse yeniden durdu. Karanlklar
Kraliesi Takhisis, Toplant Salonu'na girmiti.
Krynn zerinde baka isimleri de vard. Elfede ona Ejderhak-ralie
diyorlard; Bozkrlardaki barbarlar da Fesat Nilat. Thorbar-cceler
arasnda Tamex, yani Sahte Metal diye biliniyordu;
309
313
314
315
ri doru bir adm att. Eer Caramon onu geri ekmeseydi karan.
la dalacakt.
"Bekle, a ihtiycmz var/' dedi koca adam iini ekerek
"Bir yere kmldama!" Berem'in kolunu svazlayp gzn zerinden
ayrmayan Caramon gerileyerek sonunda eli bir mealeye deinceye kadar el yordamyla duvar yoklad. Mealeyi yerinden
alarak Berem'e dnd.
"Ben de seninle geleceim," dedi ar ar, bu acya ve kan kaybina, baylmadan daha ne kadar dayanabileceini dnerek. "Al,
unu bir dakika tutuver." Mealeyi Berem'e uzatp Berem'in gmleinin yrtk prtk paralarndan birini kopartarak, yan tarafndaki
yaray sk sk sard. Sonra mealeyi geri alarak, kemerin altndan
geen yolda n ekti.
Ta desteklerin araman geen Caramon yzne bir eylerin
dediini hissetti. "rmcek a!" diye mrldand, tiksintiyle alar
elleriyle ittirerek. Ama hibir ey yoktu. Omuzlarn silkerek bu
konuda daha fazla dnmeden kemerden geip Berem'i de arkasndan ekti.
Hava borazan sesleriyle paraland.
"Kapana kstk," dedi Caramon ac ac.
Tika!" dedi Tas nefes nefese kasvetli zindan koridorundan koarlarken. "Plann ie yarad." Kender omuzunun gerisinden bakmay gze almt. "Evet," dedi nefesi kesilerek, "sanrm hepsi bizi
izliyorlar!"
"Mkemmel," diye mrldand Tika. Her nedense plannn bu
kadar iyi ileyeceini dnmemiti. Daha nce hayatnda yapt
planlarn hibiri bir ie yaramamt. Bunun ilk olacan nereden
bilebilirdi? O da, arabuk arkasna bir bakverdL Peneli ellerinde
kvrk kllaryla pelerinden koturan alt, yedi ejderan olmalyd.
Pene ayakl ejderanlar kz veya kender kadar hzl koamasalar
da inanlmayacak kadar dayanklydlar. Tika ile Tas epey avantajl
balamlard komaya ama bu uzun srmeyecek gibiydi. K12 daha
imdiden soluksuz kalmaya balamt, ayrca brndeki ac da iki
bklm durmasna neden oluyordu.
Ama benim komaya devam ettiim her saniye Caramon'a biraz
daha zaman kazandracak, diyordu kendi kendine. Ejderara n bir
o kadarck daha uzaa ekmi olacam.
320
"Baksana Tika" -Tas'n dili dar sarkm, her zamanki gibi neeli
olan yz yorgunluktan solumutu- "nereye gittiimizi biliyor
musun?"
Tika hayr anlamnda ban sallad. Konuacak nefesi kalmamt- Yavaladn hissetti, bacaklar kurun gibi olmutu. Bir kez
daha geriye baktnda ejderanlann yaklatn grd. Bu ana koridordan ayrlan baka bir koridor, hatta bir ni, bir kap aral veya
saklanabilecekleri herhangi bir yer bulma umuduyla aceleyle
etrafna baknd. Hibir ey yoktu. Koridor nlerinde sessizce,
bombo uzanyordu. Bir hcre bile yoktu. Uzun, dar, dzgn, yava
yava yukar doru trmanan, grne gre sonsuz olan bir
koridordu.
Sonra her eyi aniden anlad, neredeyse donup kalacakt. Yavalayp nefeslendikten sonra tten meale klarnda belli belirsiz
grnen Tas'a bakt.
'Tnel... ykseliyor..." ksrd.
Tas nce kzn ne dediini anlamadan gzlerini krptrarak
bakt; sonra yz aydnland.
"Yukanya, darya kyor!" diye bard sevinle. "Basardn Tika!"
"Belki..." dedi Tika tedbiri elden brakmadan.
"Haydi!" diye bard Tas heyecanla, yeni bir g bulmutu. Tika'nn elini tutarak onu da ekti. "yle olduunu biliyorum Tika!
Kok bak" -koklad- "taptaze hava! Kaacaz...Tanis'i bulup...geri
geleceiz...Caramon'u kurtaracaz..."
Ancak bir kender, bir yandan peinde ejderanlarla koridordan
koarken, bir yandan da konuur, diye dnd Tika bezginlikle.
Kendisi artk salt korkudan dolay koabiliyordu. Ksa bir sre
sonra da bu korku zerinden kalkacakt. O zaman, yorgunluktan
her yan anrken ejderanlan falan umursamadan tnelde ylp
kalacakt...
Derken, "Ak hava!" diye fsldad.
Gerekten de Tas'n onu koturmak iin yalan sylediini dunmt. Ama artk rzgarn yumuak fsltsnn yanana dokunuunu hissedebiliyordu. Umut kurunlam bacaklarn hafifjf\tl-. Arkasna baknca ejderanlann yavaladklarm dnd.
*ide artk bizi hi yakalayamayacaklarn anlamlardr! zerine
bir sevin kt.
Acele et Tas!" diye bard. Birlikte, yenilenen bir enerjiyle ko~
321
ridor boyunca komaya devam ettiler; tatl hava gitgide daha gr.
l esiyordu.
Dosdoru keden dnnce ikisi birden yle ani bir ekilde
durmulard ki Tasslehoff gevek akl zerinde kayarak duvara
arpt.
"Demek ki bu yzden yavaladlar," dedi Tika yavaa.
Koridor bitmiti. Srgl iki ahap kap yolu kapyordu. Kaplara
alm olan demir kafesli kk pencereler gece havasnn zindann
iine esmesine olanak salyordu. Tas ile darsn, zgrl
grebiliyorlard ama ulaamyorlard.
"Pes etme!" dedi Tas bir an duraksadktan sonra. Hemen kendini
toparlayarak kotu ve kaplara asld. Kaplar killiydi.
"Lanet osun," diye mrldand Tas, kaplar byk bir uzmanlk
la szerek. Caramon olsa kaplar paralayp veya kilidini klcnn
bir darbesiyle datp yoluna devam edebilirdi. Ama bunu kender
veya Tika yapamazd.
jft.
Tam Tas kilidi incelemek iin eilmiti ki Tika da yorgun angn
duvarlardan birine dayanarak gzlerini kapatt. Bandaki damarlar
zonkluyor, bacaklarndaki kaslar ac veren spazmlarla dmleniyordu. Bitmi bir halde azna giren tuzlu gzyalarnn tadn
alnca ancak fark etti acdan, hiddetten ve aresizlikten aladn.
"Yapma Tika!" dedi Tas kzn elini okamak iin hemencecik kapdan ayrlarak. "Bu basit bir kilit. Hemen karrm bizi buradan.
Aalama Tika. Biraz vakit alacak ama gelecek olurlarsa diye o ejderanlara kar hazrlkl ol sen. Onlar oyala yeter..."
"Tamam," dedi Tika, gzyalarn iine atarakx Aceleyle burnunu
elinin tersiyle sildikten sonra Tas kilide yeniden bakarken elinde
klc arkalarndaki koridora dnd.
Bunun basit, ok basit bir kilit olduunu grd memnuniyetle, o
kadar basit bir kapanla korunuyordu ki neden zahmet edip bu
kadar basit bir kapan kurduklarn merak etti Tas.
Neden zahmet edip de ...Basit kilit...basit kapan... Szler aklnda
nlamaya balad. Bunlar tandk szlerdi! Daha nce de dnmt bunlan...Hayretle kaplara bakan Tas daha nce de burada bulunduunu fark etti! Ama yo, bu imknszd.
Ban huzurusuzlukla sallayan Tas aletlerini bulmak iin keselerini kartrmaya balad. Sonra durdu. Buz gibi bir korku kende-re
hakim olup; onu kurbann silkeleyen bir av kpei gibi sarsma' ya
balayarak elinin kolunun boalmasna neden oldu.
Rya!
Bunlar Silvanesti ryasnda grd kaplard! O kilit, bu kilit-.
Basit kapanl, basit, ok basit kilit! Tika da onun ardndayd, dJyordu.-.lyordu...
"Geliyorlar Tas!" diye seslendi Tika terli ellerle klcn sk sk
tutarak. Kz Tas'a omuzununun zerinden aceleyle bakt. "Sen ne
yapyorsun? Ne bekliyorsun?"
Tas cevap veremedi. O da imdi ejderanlan duyuyordu; tutsaklarnn hibir yere gidemeyeceinden emin, acele etmeden avlarna
yaklarken kaba sesleriyle glyorlard. Keyi dndler ve Tas
onlarn, elinde klcyla Tika'yi grnce daha da ok glmeye baladklarn duydu.
"A-aabileceimi zannetmiyorum Tika," diye szland Tas, kilide
dehetle bakarak.
"Tas," dedi Tika umutsuzca, gzlerini dmanlarndan ayrmadan
onunla konuabilmek iin geri geri giderek, "bizi yakalamalarna
izin veremeyiz! Berem'i biliyorlar! Onun hakknda bizim neler
bildiimizi syletmeye kalkarlar Tas! Ve bizi konuturmak iin neler
yapacaklarn da biliyorsun..."
"Haklsn!" dedi Tas mitsizce. "Deneyeceim."
Yrmek iin cesaretin var... demiti Fizban ona. Derin bir nefes
alan Tasslehoff keselerinin birinden ince bir tel kard. Sonra, dedi
kendi kendine elleri tir dr titrerken, lm bir kender iin en byk
macera deil de nedir? Sonra Flint de orada, tek bana. Byk bir
ihtimalle her trl belaya bulayordun.. Elleri artk olduka
sakinleen Tas teli dikkatle kilide sokarak almaya balad.
Aniden arkasndan ac bir kkreme sesi duydu; Tika'nn bardn, elie arpan eliin sesini duydu.
Tas byk bir cesaretle abucak arkasna bakt. Tika kl sanatn hi
renememiti ama meyhane kavgalarnda deneyimliydi. Klcn
savurup ortal bierek tekmeler atyor, sryor, dvn-Xrdu.
Kzn saldrsnn taknl ve vahilii ejderanlan bir adm
priletmiti. Hepsinin bir yeri kesilmi kanyordu; ilerinden biri 'u
kopacak hale gelmi sallanrken yeil kanlar iinde yere yuv
arlanmt.
Ama kz onlan uzun sre geri tutamazd. Tas iine geri dnd;
?lmdi
elleri titriyordu ve ince aleti slak ellerinden kurtuldu. Yaps gereken kapan yerinden oynatmadan kilidi oynatmakt. KaPan grebiliyordu -bir yayla yerine yerletirilmi minik bir ine.
323
322
Kes artk! diye emretti kendi kendine. Bu bir kendere yakan bir
davran myd? Yeniden teli dikkatlice yerine soktu, elleri bir kez
daha sakinlemiti. Birden bire, tam baaracakken, arkadan
drtld.
. "Hop," diye seslendi Tika'ya huzursuzca, arkasna dnerek. "Biraz
daha dikkatli ol..." Sustu. Rya! Tamamen ayn eyleri sylemiti.
Ve -ayn ryasndaki gibi- Tika'y ayaklarnn dibine uzanm
grd, kzl buklelerine kanlar akyordu.
"Hayr!" diye viyaklad Tas hiddetle. Tel elinden kayd ve eli kilide arpt.
Kilit alrken bir klik sesi duyuldu. Ve bu klik sesiyle birlikte
baka minik bir ses daha geldi, narin bir ses, ancak duyulan bir ses;
"t" der gibi bir ses. Kapan yerinden kurtulmutu.
Gzleri fal ta gibi alan Tas nce parmann ucundaki minik
kan noktacna, sonra kilitten kan minik altn ineye bakt. Ejderanlar artk onu yakalamlar omuzundan tutuyorlard. Tas onlara
kulak asmad bile. Zaten nemli de deildi. Parmanda inenin
batt yer aryordu, ok gemeden ar koluna, oradan da tm
bedenine yaylacakt. Kalbime ulatnda artk ac ma hissetmem, dedi kendi kendine ryadaym gibi. Hibir ey hissetmem.
Sonra borazanlar duydu, bas bas baarari pirin borazanlar. O
borazanlar da daha nce duymutu. Nerede? Tamam. Tarsis'te,
tam ejderhalar gelmeden nce.
Sonra peini brakmayan ejderanlar gidivermiler, deliler gibi
koridorlardan komaya balamlard.
"Bir eit genel alarm olsa gerek," diye dnd Tas, ayaklarnn
artk kendisini tamadn fark etmiti bu arada. Yere, Ti-ka'nn
yanna kayd. Titreyen elini uzatarak kzn artk kan ile ke-elemi
gzel kzl buklelerini okad. Kzn yz beyaz, gzlen
kapalyd.
"ok zr dilerim Tika," dedi Tas, boaz katrken. Ac hzla
yaylyordu, parmaklan ayaklan uyumutu. Kprdatamyordu"ok zr dilerim Caramon. Denedim, gerekten denedim..." Ses'
sizce alayan Tas arkasn kapya dayayarak karanln gelmesin'
bekledi.
Tanis kprdyamyordu ve -bir an iin Laurana'nn iler
layan hkmklarm duyarak- kprdamay da hi arzu etmedi.
324
325
326
328
329
331
332
335
334
336
. "Bir refakati. Ona dokunan her kim olursa olsun kendi elleldrrm. Lord Soth, sa salim yanma gelmesini salaynTanis baklarn, yava yava lm saan elini indiren Lord
Soth'a evirdi. Tanis'e, lm valyesi dudak bkerek, "Hl sizin
efendiniz bu adam hanmefendi," diye fsldam gibi geldi.
Sonra Soth onun yannda yrmeye balad; valyeden yaylan
hayaletimsi rperti neredeyse Tanis'in kann donduracakt.
Birlikte merdivenlerden indiler; tuhaf bir ift olmulard: Kararm
zrhlar iinde silik bir valye ile ellerinde kana bulanm Ta' tutan
bir yarmelf .
Merdivenlerin dibinde, kllan ellerinde duran Ariakas'm subaylar gerilediler, kimi gnlszce gerilemiti. Tanis mermer zemine vanp da yanlarndan geerken bir ou ona kara kara bakt.
Parlayan bir haner ile, kara gzlerde sylenmeyen yemini grd.
Kitiara'nn muhafzlar da kendi kllarn ekerek Tanis'in etrafn
aldlar ama kalabalk zeminde salimen ilerleyebilmesini salayan
Lord Soth'un lmcl aurasyd. Tanis zrhnn altndan terlemeye
balad. Demek ki g dedikleri bu, diye fark etti Tanis. Ta kimde
olursa o hkmedecek -ama btn bunlar gecenin birinin krnde, bir
suikastnn haneriyle son bulabiliyor!
Tanis yrmeye devam etti ve ksa bir sre sonra Lord Soth ile
ylan ba eklindeki platforma kan merdivenlerin dibine vardlar.
Tepede zaferiyle daha da gzellemi Kitiara duruyordu. Tanis,
kavunii gzleri bo ukurlarnda yanan Soth'u aada brakarak
mahmuza benzeyen merdivenleri tek bana kt. Tanis platformun
tepesine, yani ylann bana varnca Kitiara'nn gerisinde duran
Laurana'y grebildi. Laurana'nn yz soluk, sakin ve kendi
halindeydi. Kz ona - ve kan kapl Ta'a- baktktan sonra ban
evirdi. Kzn ne dnd veya ne hissettii hakknda hibir fikri
yoktu. nemli de deildi. Aklayabilirdi...
Ona doru koan Kitiara adama sarld. Salon'dan bir tezahrat
sesi ykseldi.
"Tanis!" dedi kadn nefesi arasndan. "Gerekten de seninle birlikte hkm srmek iin yaratlmz! Muhteemdin, harikaydn!
Sana istediin her eyi.. .her eyi verebilirim..."
"Laurana'y da m?" diye sordu Tanis souk kanllkla, kalabah-pn
grltsne snarak. ekik gzleri; o, soyunu belli eden gz-er
Kitiara'mn kahverengi gzlerine dikilmiti.
337
Kit aceleyle bir l kadar sabit, teni bir l kadar bembeyaz olan
elf kadna bir bak att.
"Eer onu istiyorsan tabii." Kitiara* omuzlarn silktikten sonra
sadece onun duyaca kadar adama sokuldu. "Ama bana sahip
olacaksn Tanis. Gndzleri ordulara komuta edeceiz, dnyay
yneteceiz. Geceleri Tanis! Sadece bizim olacak; senin ve benim."
Nefesi sklamt; elleri adamn sakall yzn okamak iin uzand.
"Ta' bama yerletir sevgilim."
Tanis kadnn kahve rengi gzlerine baknca gzlerin samimiyet,
tutku ve heyecan ykl olduunu grd. Kitiara'nn tir tir titreyen,
sabrsz bedeninin kendi bedenine yaslanm olduunu hissediyordu.
Etrafnda askerler deliler gibi baryor, grlt bir dalga gibi
kabaryordu. Tanis yava yava G Tac'n kaldrd, ar ar
ykseltiyordu -ama Kitiara'nn deil- kendi bana doru.
"Hayr Kitiara," diye bard herkesin duyabilecei ekilde. "Birimiz hem gndz, hem gece hkm srecek: Ben."
Salon'da hiddetli grltlere karm kahkaha sesleri duyuluyordu. Kitiara'nn gzleri hayretle aldktan sonra hzla ksld.
"Sakn deneme," dedi Tanis, kadn kemerindeki baa uzanmaya
alrken elini tutarak. Kadn sk sk tutup, ona bakt. "imdi
Salon'dan ayrlacam," dedi yavaa, sadece kadnn kulana
konuuyordu, "Laurana'yla birlikte. Sen ve askerlerin buradan karkan bize refakat edeceksiniz. Bu korkun yerden salimen ktktan
sonra sana Ta' vereceim. Bana ihanet edersen Ta' hi alamazsn.
Anlyor musun?"
Kitiara'nn dudaklan alayla bkld. "Demek ki gerekten tek
umurunda olan o?" diye fsldad ineli ineli.
"Gerekten," diye cevap verdi Tanis. Kadnn kolunu daha da
sk kavraynca kadnn gzlerindeki acy grd. "Bunun iin ok
sevdiim iki kiinin ruhu zerine yemin ederim: Sturm Brightbla-de
ile Rint Fireforge. Bana inanyor musun?"
"Sana inanyorum," dedi Kitiara ac bir hiddetle. Baklarn
adama evirince tutuk bir hayranlk kvlcm bir kez daha gzlerinde oynat. "O kadar ok eye sahip olabilirdin ki..."
Tanis tek bir sz bile sylemeden kadn serbest brakt. Dnerek
srt onlara dnk, kalabaln biraz stne bakmakta olan La'
urana'ya doru yrd. Tanis kzn kolunu yakalad. "Benimle gel,"
diye emretti souk bir tonda. Tepesinde, Kralie'nin kara glgeden
suretinin, kim galip gelecek diye gcn akntsn dikkatle
338
340
Raistlin! Bu bir dnceydi, dile getirilmemiti. Caramon ko:umaya alt ama boazndan tek bir ses bile ykselmiyor-du.
"Evet kardeim," dedi Raistlin, her zamanki gibi ikizinin dncelerine cevap vererek. "O benim -yani amacnza ulamak iin
gemeniz gereken son muhafz; borazanlarn almas durumunda
Oranlklar Majestesi'nin burada hazr bulunmasn emrettii muhafz." Raistlin alay edercesine glmsedi. "Aslnda benim by
^zama ahmaka denin sen olduunu bilmeliydim..." Raist," diye
balad Caramon ve boulur gibi oldu. Bir an iin konuamad.
Korku, ac ve kan kaybndan ypran-^' souk su iinde titreyen
Caramon bu kadarn kaldramayaca-hissetti. Kara sularn bandan
ap kapanmas, gen ejderha-erini didik didik etmesi daha
kolaym gibi geldi. Ac bu ka-kt-olmazd. Sonra Berem'in
yanbanda kprdadn his-
341
re onun kz kardeini yutarak -sonunda- tm gcyle ve hametiyle Krynn'e girebilecek. Dnyaya, cennet ve cehennemin her k-esine de o hkmedecek. Hibir ey onu durduramayacak."
"Anlamyorum..."
"Tabii ki anlayamyorsun sevgili kardeim," dedi Raistlin, sesinde
eski huysuzluunun ve alayclnn bir tns vard. "Sen Hepadam'm, yani tm Krynn zerinde bu sava bitirebilecek ve Karanlklar Kraliesi'ni glgeler diyarna gnderebilecek tek kiinin yannda duruyorsun. Ve anlamyorsun."
zerinde durmakta olduu kayann iyice kenarna doru ilerleyen
Raistlin asasna dayanarak aaya eildi. Kardeini yaknna
ard. Raistlin'in zerine bir by yapmasndan korkan Caramon
kprdyamadan olduu yerde titredi. Ama kardei sadece onu
dikkatle szmekle yetindi.
"Hepadam'n btn yapmas gereken birka adm daha atmas
kardeim ve sonra btn bu uzun yllar boyunca onun geri dnp,
onu kendi zerine alm olduu azaptan kurtarmasn beklerken
anlatlamayacak aclara tahamml etmi olan kz kardeiyle yeniden
birleebilecek."
"Peki o zaman ne olacak?" Caramon sendeledi; kardeinin gzleri
onu herhangi bir byden daha etkili, basit bir gle alkoyuyordu.
Kum saati biimli altn gzler ksld, Raistlin'in sesi yumuad.
Artk fsldamak zorunda olmad halde byc fsldamay daha
etkileyici buluyordu.
"Ksk yerinden kacak sevgili kardeim, kap da gm diye kapanacak. Karanlk Kralie de hiddetten uluyarak Cehennem'in derinliklerini boylayacak." Raistlin baklarn kaldrd ve soluk, ince
eliyle bir iaret yapt. "Bu...ktlkle bozulmu, yeniden doan bu
Istar Mabed'i... decek."
nce nefesi kesildi Caramon'un, sonra yz sertleti, ciddileti.
'Hayr, yalan sylemiyorum," diye cevap verdi Raistlin kardeinin
dncelerine. "Gerektiinde yalan sylemeyeceimden deil. Ama
sen de sevgili kardeim, hl sana yalan syleyemeyeceim
*adar birbirimize yakn olduumuzu greceksin. Ayrca yalan
s
ylemek iin bir nedenim de yok -gerekleri bilmen benim daha
ok iime yaryor."
Caramon'un akl zorlanyordu. Bunlarn hibirini anlamamt.
Ama
bu konuda dnecek zaman da yoktu. Arkasnda, tnel bo343
yunca gelen yanklardan ejderan muhafzlarn merdivenlerde oldn anlyordu. Yzndeki ifade sakinleti, yz kararla sertleti.
"O halde benim ne yapmam gerektiini biliyorsun Raist/' dedi.
"Sen gl olabilirsin ama yine de bynn ileyebilmesi iin konsantre olmak zorundasn. Ve eer bu gc bana kar kullanrsan
Berem senin gcnden kurtulmu olur. Onu ldremezsin" -Caramon btn kalbiyle Berem'in dinliyor olduunu ve sras gelince
harekete geeceini umuyordu- "bunu sadece Karanlk Kralien
yapabilir sannm. Yani geriye sadece..."'
"Sadece sen kalyorsun sevgili kardeim," dedi Raistlin yavaa.
"Evet, seni ldrebilirim..."
Dorularak elini kaldrd ve -daha Caramon baramadan, dnemeden, hatta kolunu bile kprdatamadan- sanki karanln
iine bir gne dm gibi bir ate topu ortal aydnlatt. Btn
gcyle Caramon'un zerinde patlayarak onu srt st kara sulara
devirdi.
Gzleri parlak kla yanan ve krleen, arpmann gcyle sersemleyen Caramon karanlk sulara gmlrken baylacan dnd. Sivri diler kollarn srarak etlerini kopardlar. Keskin ac
uyumakta olan hislerini geri getirdi. Ac ve dehetle baran Caramon bu lmcl derenin iinden drulabilmek iin deliler gibi
rpnd.
Kontrolsz bir biimde titreyerek ayaa kalkt. Kann tadn
alan gen ejderhalar ona saldryor, zvanadan km gibi deri izmelerine atlyorlard. Kolunu tutan Caramon aceleyle Berem'e baknca, adamn yerinden bir milim bile kprdamam olduunu byk
bir zntyle grd.
"Jasla! Buradaym! Seni kurtaracam!" diye bard Berem ama
byyle olduu yerde durmu kalmt. Yolunu kapatan grnmez
duvar deliler gibi yumrukluyordu. Adam kederinden neredeyse
delirmiti.
Raistlin nnde duran, plak kollarndaki syrlm derilerinden
kanlar akan kardeini souk kanllkla izledi.
"Glym Caramon," dedi Raistlin, ikizinin elem dolu gzlerine
souk bir ifadeyle bakarak. "Tanis'in aptalca yardm sayesin^6
Krynn zerinde beni geebilecek tek adamdan da kurtulmu oldum. Artk bu dnya zerinde by konusunda en gl benim
Ve daha da gleneceim... Kara Kralie'nin gitmesiyle!"
Caramon kardeine ryadaym gibi bakt, sylediklerini anlaattiyordu. Arkasnda, suyun iindeki aprtlar ve zaferle ba-an
ejderanlann sesini duyuyordu. Kprdyamayacak kadar aptallasm"- gzlerini kardeinden alamyordu. Ancak, Raistlin elini
kaldrp da Berem'e doru bir hareket yapmaya balaynca Caramon
belli belirsiz bir eyler anlamaya balad.
Bu hareketle Berem kurtulmutu. Hepadam arkasna Caramon'a ve su iinden ilerleyen, kvrk kllan asann nda imekler aktran ejderanlara doru bir bak frlatt. Son olarak kayann
zerinde uzun kara cbbesiyle duran Raistlin'e bakt. Sonra Berem
-tnel boyunca yanklanan nee dolu bir haykrla- tal stuna doru
frlad.
"Jasla, geliyorum!"
"Unutma kardeim" -Raistlin'in sesi Caramon'un aklnda yanklanyordu- "bu, ben byle olmasn arzu ettiim iin byle oluyor!"
Arkasna dnp bakan Caramon, avlarnn katn anlayan ejderanlann hiddetle lklar attn grebiliyordu. Ejderhalar Caramon'un deri izmelerini paralyorlard, yaralan da ok aryordu
ama o bunlarn farknda bile deildi. Tekrar dnerek Berem'in tal
stuna doru komasn bir ryadaym gibi seyretti. Hakikatten de
bu, gerekten ok bir ryaya benziyordu.
Belki de bu kendisinin hummal bir hayaliydi ama Hepadam
stuna yaklatka adamn gsndeki yeil ziynet Raistlin'in ate
topundan bile daha parlak bir kla maya balamt. Bu kta,
tal srunun iinde ldayan, solgun bir kadn formu belirdi. Sade,
deri bir tunik giyen kadn krlgan, sevimli bir gzellie sahipti; ince
ehresine gre ok gen duran gzleri Berem'e ok benziyordu.
Sonra, tam Berem kza yaklamken, suyun iinde durdu. Bir an
iin hibir ey hareket etmedi. Kllann peneli ellerinde sk sk
tutan ejderanlar kprtsz durdu. Anlayamadan, kaderlerinin her
naslsa dengede olduunu, herkesin bu adama bal olduunu ''elli
belirsiz fark etmeye baladlar.
Caramon artk ne havann, ne suyun souunu, ne de yaralan-nn
acsn hissediyordu. Artk korku, yeis veya mit de beslemiyordu.
Gzlerinde yalar birikti, boaznda ac veren bir yanma hissi
vard. Berem kz kardeine, ldrm olduu kz kardeine, em
aabeyinde, hem de dnyada mit kalmas iin kendisini kur-an eden
kz kardeine, bakt. Caramon Raistlin'in asasnn n-
344
345
346
Istrap iindeki lklarn izledii korkun bir paralanma, atrdama sesi Tanis'i binann tmnn zerlerine yklacak olduh,
konusunda ikaz ediyordu.
"Laurana!" diye bard Tanis. lgnlar gibi ayakta durmaya
alarak kr krne, de kalka ilerlemeye alt ama korkudan
bir araya toplanm ejderanlar tarafndan ta zemine devrilip duruyordu. elikler takrdad. Bir yerlerde yeniden Kitiara'mn askerlerine
baran sesini duydu.
mitsizliiyle bouan Tanis tekrar .ayaa kalkt. Kolunu bir ac
syrd. Hiddetlenerek karanlkta ona doru savrulmu olan kalc
yana ittirip, kendisine saldran yarat tm gcyle tekmeledi.
Sonra bir paralanma, bir aynlma sesi dv bastrd. Nefessiz
bir an boyunca Mabed iindeki herkes yukarya, youn karanla
bakt. Sesler korkuyla kesildi. Karanlklar Kraliesi Takhiis, canl
formuyla bu dzlemde zerlerinde asl kalmt. Devasa bedeni
saysz renkle prldad. O kadar fazla, o kadar gz kamatrc, o
kadar akl kartrcyd ki insann duyulan onun korkun ihtiamn
kavnyamyordu; lmllerin aklndaki renkleri karartyor gibi
grnyordu Takhiis -Hem Btn Renklerin Hem de Hibirinin
Kraliesi.
Be bann bei de azlann sonuna kadar am, kalabalk gzlerinde dnyay yutacakm gibi ateler yanarken sanki her biri dnyay mahvedecekmi gibi duruyordu.
Her ey yok oldu, diye dnd Tanis yeis iinde. Bu mutlak
zafer an olsa gerek. Kaybettik.
Be ba da zaferle ahland... Kubbe biimindeki tavan yarlp
ald.
star Mabed'i eilip bklmeye, yeniden oluup, ekillenmeye,
karanlktan nceki zgn biimine geri dnmeye balamt.
Salon'un iindeki karanlk, dalgalandktan sonra ccelerin Gece
Kandili dedikleri Solinari'nin gm mlanyla param para oldu.
348
12
349
cada bulunur gibi. "Benim iin buna bir son ver, abuk abuk, o
kadarn bana borlusun..."
Altn gzler akmak akmak oldu.
"Sana borlu muyum!" Raistlin tslayan nefesini iine ekti. "Sana
borluyum ha!" diye tekrarlad boulur gibi bir sesle; yz asasnn
byl nda solgundu. Hiddetle dnerek elini ejderanla-ra doru
uzatt. Parmak ularndan imekler frlayarak yaratklarn
gslerine isabet etti. Ac ve hayretle viyaklayan yaratklar suya;
bebek ejderhalarn ksa srede kuzenlerini i i yemesiyle fokurdamaya balayacak ve kanla yemyeil olacak suya dtler.
Umursayamayacak kadar bitkin ve hasta olan Caramon bo bo
bakyordu. Takrdayan kllarn ve baranlarn seslerinin arttn
duydu. leri doru bezgin bezgin yrd, aya kayd ve kara sular
zerinden kapand...
Sonra, kendini karada buldu. Gzlerini krptrarak baklarn
kaldrd. Kardeinin yannda, kayaya oturmutu. Raistlin, asas
elinde yanna diz kmt.
"Raist!" Gzleri yaaran Caramon nefes ald. Titreyen elini uzatp,
kara cbbenin kadifemsi yumuakln hissederek kardeinin
koluna dokundu.
Raistlin souk bir edayla kolunu ekti. "unu iyi bil Caramon,"
dedi, sesi etraflarn saran karanlk sular kadar rperticiydi, "bu
kez hayatn kurtaracam; sonra gemiten bir ey kalmayacak.
Sana daha fazla bir ey borlu deilim."
Caramon yutkundu. "Raist," dedi yavaa, "ben-benim niyetim
aslnda..."
Raistlin onu duymamazla geldi. "Ayakta durabilecek misin?"
diye sordu serte.
"Sa-samrm durabilirim," dedi Caramon tereddtle. "Se-sen bizi
buradan kartmak iin -o eyi- kullanamaz msn?"- Ejderha kresini
iaret ermiti.
"Kullanabilirim ama byk bir ihtimalle sen bu yolculuktan pek
holanmazsn kardeim. Ayrca, yannda gelenleri unuttun mu?"
"Tika! Tas!" diye kesildi Caramon'un nefesi. Islak kayalar tutarak
kendini ekip ayaa kalkt. "Ve Tanis! Ya o..."
'Tanis kendinden sorumlu. Ona olan borcumu on kere dedim," dedi Raistlin. "Ama belki dierlerine de borcumu derim."
Pasajn sonundan barlar, arlar geliyordu; Kralielerinin
son emirlerine itaat eden kara bir asker grubu, karanlk sulara dal-
di.
350
351
kann, ne acnn bir gereklilii yoktu ve ksa bir sre sonra da kza
ulamak iin verdii ura iinde bir araya toplaan ejderanlar sopalayp, baklayp, tekmeleyerek yolunu aarken bunlar unuttu
bile- Yava yava kza yaklasa da kalabaln hareketleriyle yine
uzaklayordu.
Kz girilerden birine alan kaplardan birinin yaknnda durmu ejderanlarla dvyor, uzun sren sava iindeki aylarda kazanm olduu beceriyle Kitiara'nn klcn kullanyordu. Laurana
tam, dmanlann alt ederek bir an iin tek bana durmaktayken
neredeyse kza yetiiyordu.
"Laurana bekle!" diye bard kaosu bastran bir sesle.
Kz onu duydu. Methap altndaki odada ona bakarken Tanis kzn
gzlerinin sakin, baklarnn kprtsz olduunu grd.
"Elveda Tanis," diye seslendi Laurana ona elfe. "Sana hayatm
borluyum, ruhumu deil."
Bu szle birlikte dnen kz, giri holnn eiine admn atarak
ondan ayrld, kapnn gerisindeki karanlkta gzden kayboldu.
Mabed tavan'nn bir paras ta zemine kerek Tanis'i enkaz
yamuruna tuttu. Bir an iin kzn arkasndan bakarak bezgin bezgin
durdu. Gzlerinden birine kan damlyordu. Ne yaptn farkna
bile varmadan kan sildikten sonra aniden glmeye balad.
Gzyalar kanla karmcaya kadar gld. Sonra kendini toparlad
ve kan bulanm klcn kavrayarak kzn arkasndan karanlkta
kayboldu.
"Gittikleri koridor bu Raist-Raistlin." Caramon kardeinin ismini
sylerken dili dolanmt. Her nedense eski takma ad, bu kara
cbbeli, sessiz surete yakmyordu.
Zindancnn masasnn yannda, hobgoblinin cesetinin yaknlarnda durdular. Etraflarnda duvarlar delirmi gibi hareket ediyor,
yer deitiriyor, ufalanyor, eilip bklyor, yeniden ekilleniyordu.
Grnt Caramon'u belirsiz bir dehetle doldurdu, hatrlayamad
bir kbus gibi. O yzden gzlerini kardeinden hi ayrmyordu,
Raistlin'in ince koluna kranla yapmt. En azndan o etten ve
kandan bir eydi, bu dehet verici ryann ortasnda bir gerek.
"Nereye ktn biliyor musun?" diye sordu Caramon dou koridoruna doru bakarak.
"Evet," diye cevap verdi Raistlin ifadesizce.
353
Caramon zerine bir korkunun ktn hissetti. "Biliyorsun... onlara bir eyler oldu..."
"Ahmaklk ettiler," dedi Raistlin ac ac. "Rya onlar uyarmt" kardeine bakt- "ayn dierlerini uyarm olduu gibi. Yine de
zamannda yetiebilirim ama acele etmemiz gerek. Dinle!"
Caramon baklarn merdiven boluuna doru kaldrd.
zerlerinde, zindanlarn yklmasyla serbest kalm yzlerce mahkumun kan engellemeye alan peneli ayaklarn sesini duyabiliyordu. Caramon elini klcnn zerine koydu.
"Kes unu," diye atld Raistlin. "Bir an iin dn! Hl zerinde
zrhlar var. Onlar bizimle ilgilenmiyor. Karanlk Kralie gitti. Artk
ona itaat etmiyorlar. Onlar sadece ganimet peindeler. Benim
yanmda kal ve yrmeye devam et."
Derin bir nefes alan Caramon kendisine syleneni yapt. Gcnn
bir ksmn geri kazanmt ve artk kardeinin yardm olmadan da
yryebiliyordu. Onlara yle bir baktktan sonra yollarna devam
eden ejderanlara kulak asmayan iki karde koridor boyunca ilerledi.
Burada duvarlar hl biim deitiriyor, tavan sarslyor zemin de
kabanyordu. Arkalarnda, zgrlkleri iin savaan tutsaklarn
korkun bartlarn duyabiliyorlard.
"En azndan kimse bu kapy korumuyordur," dedi Raistlin ilerisini iaret ederek.
"Ne demek istiyorsun?" diye sordu Caramon durup kardeine
telala bakarak.
"Kapda tuzak var," diye fsldad Raistlin. "Ryay hatrlyor
musun?"
Yz l gibi kl rengi olan Caramon koridor boyunca kapya
doru hzla koturdu. Kukuletal ban sallayan Raistlin arkasndan
yavaa gidiyordu. Keyi dnnce kardeinin yerdeki iki bedenin
zerine eilmi olduunu grd.
"Tika!" diye inledi Caramon. Hareketsiz, kl rengi yzden kzl
bukleleri geri iten adam kzn boynundan nabzna bakt. Bir an iin
gzleri minnettarlkla kapand. "Yo Tas...Yo!"
Adn duyunca kenderin gzleri yava yava ald, sanki gz
kapaklan kaldramyaca kadar arm gibi.
"Caramon..." dedi Tas tutuk tutuk fsldayarak. "ok zgnm..."
"Tas!" Caramon ateler iindeki minik bedeni koca kollarna ald.
Onu sk sk tutarak kollarnda sallamaya balad. "t Tas,
354
konuma.
Kenderin bedeni katlarak seyiriyordu. Etrafna ac bir hznle
bakman Caramon Tasslehoff un keselerinin yere yaylm olduunu
grd, iindekiler bir ocuun oyun odasndaki oyuncaklar gibi
etrafa yaylmt. Caramon'un gzleri yaard.
"Tika'y korumaya altm..." diye fsldad Tas, acyla titrerken,
"ama yapamadm..."
"Onu kurtardn Tas!" dedi Caramon, boulur gibi. "lmemi.
Sadece yaral. yi olacak."
"Gerekten mi?" Tas'n ateler iinde yanan gzleri daha sakin
bir kla parladktan sonra snd. "Korkarm- korkarm ben pek
iyi deilim Caramon. Ama -ama bylesi daha iyi; gerekten. Benben Flint'i greceim. Beni bekliyor. Orada tek bana kalmamal.
Geri nasl oldu da...bensiz gitti bilmiyorum..."
"Nesi var?" diye sordu Caramon kardeine; tam Raistlin hzla,
anlalmaz bir eyler gevelemeye balayan kenderin zerine eilirken.
"Zehir," dedi Raistlin, gzleri meale nda parlayan altn ineye dikilmiti. Uzanan Raistlin hafife kapya dokundu. Kilit
ald, kap menteelerinde dnd ve hafife ald.
Darda lmekte olan Mabed'ten kaan Neraka'h askerlerin ve
klelerin lklar, bartlan geliyordu. Tepelerindeki gkyz
ejderhalarn kkremeleriyle nlyordu. Yceefendiler bu yeni
dnyada kim baa geecek diye kendi aralarnda dvmeye balamt. Tm bunlar dinleyen Raistlin kendi kendine glmsedi.
Dnceleri koluna yapan bir elle bozuldu.
"Ona yardm edebilir misin?" diye bilmek istedi Caramon.
Raistlin lmekte olan kendere bir bak att. "ok uzaklam,"
dedi byc souk bir edayla. "Bu gcmn bir ksmn ekecektir
ve henz buradan kurtulmadk kardeim."
"Ama onu kurtarabilir misin?" diye srar etti Caramon. "Bu kadar
gcn var m?"
Tabii ki," diye cevap verdi Raistlin omuzlann silkerek.
Tika kprdand, anyan ban tutarak oturdu. "Caramon!" diye
bard mutlulukla, sonra baklar Tas'a kayd. "Yo hayr..." diye
fsldad. Kendi aasn unutan kz kan iindeki elini kenderin al-Wna
koydu. Kzn temasyla kenderin gzleri alevlenerek ald
> faz tanmad. Istrapla haykrd.
Onun haykrlar zerine, koridor boyunca koup gelmekte
355
356
357
13
358
359
360
361
di. Sureti artk ak seik grebiliyordu; kvrakt, inceydi ve haddinden fazla hzl kouyordu...
"Laurana!" diye bard, sonra elfe, "Quisalas!"
Yolu zerindeki krk stunlara, mermer bloklara kfrler eden
Tanis tkezlendi, kotu, tkezlendi, dt ve sonunda kza yetiinceye kadar aclar iindeki bedenini zorlad. Kz kolundan yakalayan
yarmelf srkleyerek durdurduktan sonra btn yapabildii
duvara doru ylrken kza sk sk sarlmakt.
Ald her nefes ateler saan bir strapt. Ba o kadar dnyordu ki bir an iin baylacan dnd. Ama kz lmne yakalam, elleriyle olduu kadar gzleriyle de kavramt.
imdi ejderanlarn neden kz grmediklerini anlad. Gm
zrhn kartp, l bir savadan ald ejderan zrhna brnmt. Bir an sadece Tanis'e bakmaktan baka bir ey yapamad.
Kz onu nce tanyamamt ve neredeyse klcyla deecekti. Onu
tek durduran ey elfe sevgili kelimesi quisalas olmutu. O -ve yarmelfin yzndeki youn strap.
"Laurana," dedi Tanis, Raistlin'inki gibi titrek bir sesle, "beni brakma. Bekle...beni dinle, ltfen!"
Laurana kolunu evirerek adamn elinden kurtuldu. Ama brakp
gitmedi. Tam konumaya balamt ki binay titreten baka bir
sarsnt onu susturdu. zerlerine toz, toprak yamaya balaynca
Tanis Laurana'y yanna ekip, kendisini ona siper etti. Korku iinde
birbirlerine sarldlar; derken her ey geti. Ama karanlkta kalmlard. Tanis mealeyi drmt.
"Buradan kmalyz," dedi titrek bir sesle.
"Yaral msn?" diye sordu Laurana buz gibi bir sesle, bir kez daha
kendini adamn kollarndan kurtarmaya alarak. "Eer yleyse sana
yardm edebilirim. Deilsen, bir daha vedalamak zorunda
kalmayalm. Ne olduysa..."
"Laurana," dedi Tanis yavaa, ar ar nefes alp vererek, "senden
anlaman beklemiyorum -ben de anlamyorum. Senden affetmeni de
istemiyorum -ben kendimi affedemiyorum. Seni sevdiimi, hep
sevmi olduumu syleyebilirim. Ama bu doru olmaz nk ak
nce kendisini seven birinden gelmelidir ve u anda ben kendi
grntme dahi tahamml edemiyorum. Sana btn syleyebileceim Laurana..."
"!" diye fsldad Laurana eliyle Tanis'in azn rterek. "Bir
ey duydum."
362
Tanis ile Laurana dner merdivenden aadaki zindanlara kotular. Zindancnn masas yannda durahyan Tanis hobgoblinin cesedine bakt.
Laurana ona bakyordu. "Haydi," diye telaa verdi, douyu iaret
ederek. Onun kuzeye bakp tereddt ettiini grerek rpermi-ti.
"Oraya inmek istemezsin herhalde! Beni gtrdkleri... yer orasyd..." Hcrelerden gelen bartlar ve lklar duyduka yz
bembeyaz kesilen kz hemen dnd.
apulcu klkl bir ejderan yanlarndan koarak geti. Bir firari
herhalde, diye geirdi iinden Tanis, yaratn subay zrhn grnce
hrlayndan ve siniinden.
"Caramon'u aryordum," diye mrldand Tanis. "Onu buraya
getirmi olmallar."
"Caramon mu?" diye bard Laurana hayretle. "Ne..." "Benimle
geldi," dedi Tanis. "Tika ile Tas da; ve ...Flint..." Durdu, sonra ban
sallad. "Neyse buradaydlarsa bile gitmilerdir.
Haydi gel."
Laurana'nn yz kzard. Ta merdivenlere doru baktktan
sonra baklarn yeniden Tanis'e evirdi.
"Tanis..." diye balad, kekeleyerek. Adam eliyle kzn azn
kapatt.
"Daha sonra konuacak zamanmz olacak. imdi k yolunu
bulmamz gerek!"
Sanki szlerinin altn izmek istercesine baka bir sarsnt
Mabed'i sallad. Bu dierlerinden daha keskin ve daha iddetliydi;
Laurana'nn duvara doru savrulmasna neden olmutu. Yorgunluk
ve acyla kl kesilen Tanis'in yz, ayakta durmaya alrken daha
da beyazlamt.
Kuzey koridorundan daha yksek bir gmbrt ve paralanan
bir eylerin atrts geldi. Holden koca bir toz ve pislik buluru dalgalar halinde gelirken, hcrelerdeki btn sesler aniden kesilmiti.
Tanis ile Laurana kat. Onlar douya doru kaarken zerlerine
ykntlar yayor, cesetlerin ve krlm sivri talarn oluturduu
ynlar zerinden tkezlenircesine geiyorlard.
Mabed'i baka bir sarsnt sallad. Ayakta duramyorlard. Elleri
ve dizleri zerine derek, koridorun yava yava kayp hareket
ermesini, bir ylan gibi eilip bklmesini seyretmekten baka bir
ey yapamadlar.
367
368
369
Elini kaldran Raistlin iaret etti. Kara cbbe titredi; eli gece gene kar soluk ve ince, plak bir kemik misali btn sadeliiyle
duruyordu.
"O srtlarda bir k parlyor..."
Hepsi bakmak iin dnd, ejderanlar bile. plak ovann tesinde Caramon, mehtapla aydnlanm bo arazi iinden ykselen
bir tepenin kara glgesini grebilmiti. Tam zirvesinde bir yldz
gibi sabit, safi beyaz bir k l l parlyordu.
"Sizi orada bekleyen biri var," dedi Raistlin.
"Kim? Tanis mi?" diye sordu Caramon sabrszlkla.
Raistlin Tasslehoff'a bakt. Kender yzn ktan evirmemi-ti,
sabit bir ekilde a bakyordu.
"Fizban..." diye fsldad.
"Evet," diye cevp verdi Raistlin. "Benim artk gitmem gerek."
"Ne?" diye kekeledi Caramon. "Ama -benimle... bizimle gel...
gelmelisin! Fizban' grmeye..."
"Karlamamz ho olmaz." Raistlin ban sallarken kara kukuletasnn kvrmlar da yznn etrafnda hareket ediyordu.
"Ya onlara ne olacak?" diye ejderanlar iaret etti Caramon.
Raistlin iini ekerek ejderanlara dnd. Elini kaldrarak birka
garip sz syledi. Korku ve dehet dolu ifadeler srngen yzlerini
arptrken ejderanlar gerilemeye balad. Tam bir imek Raist-lin'in
parmak ularndan frlarken Caramon bard. Istrapla haykran
ejderanlar alevler iinde kalp bzerek yere dtler. Ecel
canlarn alrken bedenleri talat.
"Bunu yapmak zorunda deildin Raistlin," dedi Tika, titrek bir
sesle. "Bizi rahat brakrlard."
"Sava bitti," diye ekledi Caramon serte.
"yle mi?" diye sordu Raistlin alay ederek, gizli ceplerinin birinden kk siyah bir torba kartrken. "Savan devamn garanti
altna alan, kardeim, bu tr zayf ve duygusal samalklardr.
Bunlar" -heykel gibi duran cesetleri iaret etti- "Krynn'e ait deil.
Kara merasimlerin en karalanyla yaratlmlard. Biliyorum. Yaratllarna ahit oldum. Sizi 'rahat brakmazlard'" Sesi, Tika'y taklit
ederek tizleti.
Caramon kzard. Konumaya alt ama Raistlin souk bir
edayla onu grmemezlie geldi; koca adam sonunda kardeinin
bys iinde kaybolduunu grerek sustu.
Raistlin bir kez daha ejderha kresini eline almt. Gzlerini
371
372
375
374
376
ocuklara. O han pek heyecanverici bir yerdi. Bir gece, hi unutmam, gen ve gzel bir kadn gelmiti. Bir barbard, altn sal. Bir
amata koparttran mavi kristalden bir asa ile ilgili bir ark sylemiti."
"O muhafzlara seslenen sendin!" diye bard Tanis. "Bizi bu ie
bulatran sendin!"
"Ben sahneyi hazrladm oul," dedi Fizban irin bir edayla.
"Elinize bir metin vermedim. Diyaloglar tamamen size ait." Bir Laurana'ya, bir Tanis'e baktktan sonra ban sallad. "Aslnda baz
yerlerini biraz deitirip iyiletirebilirdim herhalde ama -boverin."
Bir kez daha dnerek ejderhaya barmaya balad. "Uyan seni
tembel, pire torbas!"
"Pire torbas m!" Pyrite'in gzleri fal ta gibi ald. "Seni eli
aya tutmaz ihtiyar byc seni! Sulan kn gbeinde bile donduramazsn sen!"
"Ya, donduramam ha!" diye bard Fizban kpren bir fkeyle,
bir yandan da ejderhay sopasyla drterek. "Dur da sana gstereyim." Parampara olmu bir by kitab kartarak sayfalarn kartrmaya balad. "Ate topu...Ate topu... Buralarda bir yerlede
olduunu biliyorum."
Akl baka yerlerde, hl kendi kendine sylenen yal byc
ejderhann srtna trmand.
'Tamamen hazr msn?" diye sordu yal ejderha buz gibi bir
tonla, sonra -cevab mevab beklemeden- gcrdayan kanatlarn "
gerdi. Sertleen adalelerini rahatlatmak iin kanatlarn zahmetle
rparak havalanmaya hazrland.
"Dur! apkam!" diye bard Fizban deliler gibi. ok geti. Deliler
gibi rpnan kanatlarla ejderha dzensiz bir biimde havaland.
Yalpalayarak uurumun kenarndan tehlikeli bir biimde asl kalan
Pyrite gece meltemini yakalayarak gece gne szlerek ykseldi.
"Dur! Seni deli..."
"Fizban!" diye bard Tas.
"apkam!" diye uludu byc.
"Fizban!" diye bard yine Tas. "apkan..."
Ama her ikisi de birbirlerini duyamazlard. Ksa bir sre sonra,
ejderhann pullan Solinari'nin nda panldadka, gittike k
len altn kvlcmlardan baka bir ey deillerdi.
"apkan banda," diye mrldand kerider iini ekerek.
378
380
ya att. Oturduu yerden yar yarya dorulan yarmelfin nefesi kesildi. Lunitah'nin kzl nda imekler akan yzk daha sonra
karanlkta kayboludu.
"Galiba beklediim cevap buydu," dedi Tanis. "Seni sulayamam."
Laurana ona dnd, yz sakindi. "O yz sana verdiimde
Tanis, bu terbiye edilmemi bir kalbin ilk akyd. Onu bana iade etmekte haklydn, bunu imdi anlyorum. Bymem gerekiyordu,
gerek akn ne olduunu anlamam. Atelerin ve karanlklarn iinden
getim Tanis. Ejderhalar ldrdm. ok sevdiim birinin cesedi
banda gz yalan dktm." ini ekti. "Bir liderdim. Sorumluluklarm vard. Bunu bana Flint sylemiti. Ama bunlarn hepsini
boa saydm. Kitiara'nn tuzana dtm. Akmn aslnda ne kadar
s olduunu -ok ge- anladm. Nehiryeli ile Altmay'm sarslmaz
ak dnyaya mit getirmiti. Bizim zavall akmz neredeyse
dnyay mahvedecekti."
"Laurana," diye balad Tanis kalbi burkularak. Kzn
eli, adamn elini kavrad.
"Sus, birazck daha sus," diye fsldad. "Seni seviyorum Tanis.
Seni artk seviyorum nk seni anlyorum. Seni iindeki aydnlk
ve karanln iin seviyorum. Yz atmamn nedeni buydu. Belki
gnn birinde bizim de akmz, zerine bir bina ykseltebileceim
salam bir temele sahip olur. Belki gnn birinde sana baka bir
yzk veririm ve seninkini kabul ederim. Ama bu sarmak
yapraklarndan bir yzk olmayacak Tanis."
"Hayr," dedi yanmelf glmseyerek. Uzanarak kz omuzlarndan
tutup kendine doru ekti. Ban sallayan kz kar koymaya
balad. "Yar altn, yar elikten bir yzk olacak." Tanis ona daha
sk sk sarld.
Laurana onun gzlerine baktktan sonra glmsedi ve dinlenmek iin yanna kerek ban omuzuna koyarak ona teslim oldu.
"Belki tra olurum," dedi Tanis, sakaln kayarak.
"Olma," diye mrldand Laurana, Tanis'in pelerinini kenndi
omuzlarna sanp. "Altm artk."
Btn gece boyunca yolarkadalan aalarn altnda birilkte afak
vaktini bekleyerek nbet tuttular. Yaral ve yorgun olmalarna
ramen tehlikenin henz bitmediini bildikleri iin uyuyamamlard.
381
Bulunduklar avantajl yerden Mabed'in snrlarndan kaan eideran gruplann grebiliyorlard. Liderlerinden kurtulan ejderan-lar
ksa bir sre sonra kendi yaamlarn garanti altna alabilmek iin
hrszla ve katillie bavuracaklard. Hl Ejderha Yceefen-dileri
vard. Adn azlarna almasalar da yolarkadalanrun her biri, birinin
Mabed etrafnda kaynayan bu kargaayla neredeyse kesin olarak baa
kabilmi olduunu biliyorlard. Ve belki de baa kmalar
gerekecek baka ktlkler, arkadalarn hayal bile etmeye cesaret
edemeyecekleri kadar gl ve korkun ktlkler kabilirdi.
Fakat o an iin ksa srelik bir huzur vard ve onlar da bu huzurun
bitmesini hi istemiyorlard. nk afakla birlikte veda edilecekti.
Kimse konumuyordu, Tasslehoff bile. Aralarnda sze ihtiyalar
yoktu. Her ey sylenmi veya sylenmeyi bekliyordu. Daha nce
olanlar bozmaya niyetleri yoktu; gelecek iin de acele etmiyorlard.
Dinlenmeleri iin onlara izin versin diye Zaman'n durmasn rica
etmilerdi. Belki de Zaman dileneni yapmt.
afaktan hemen nce, gnein geliinin belirtisi dou gnde
soluk soluk grldnde Karanlklar Kraliesi Takhisis'in Mabedi
infilak etti. Patlamayla birlikte yer sarsld. Ik ok parlak, kr ediciydi, ayn yeni bir gnein douu gibi.
Alevlenen kla gzleri kamat, etraf net gremiyorlard. Ama
Mabed'in parldayan kymklarnn gkyzne doru ykseldii,
muazzam, semavi bir girdapla yukar sprld izlenimine kaplmlard. Yldzl karanla doru frlayan paralar sonunda yldzlar
kadar parlayncaya kadar gitgide daha da parlaklatlar.
Ondan sonra yldz oldular. Mabed'in paralanndan her biri
gkyzndeki yerini alp Raistlin'in bir sene nce sonbaharda Kristalmil Gl'ndeki kayktan ban kaldrp baktnda grm olduu
iki kara boluu doldurdu.
Takm yldzlar bir kez daha gkyznde parlamaya balamt.
Bir kez daha Yiit Cengaver -Paladine- Platin Ejderha- gece gnn bir yarsn dolduran yerini alrken tam karsnda Karanlklar
Kraliesi Takhisis, Be Bal, ok Renkli Ejderha yerini almt.
Bylece bitmeyen devirlerine dndler; Tarafszlk Tanrs Gean,
Terazi etrafnda sonsuza kadar dnerken biri durmadan brn
gzetecekti.
382
383
bakt; gzleri her eyi iine alyor, souk bir edayla ufalanan
minareleri, yldzlarn souk ve etkileyici nda grnen
cilal mermerleri takdis ediyordu. Memnuniyetle ban yava
yava sallad.
Altn gzler baklarm Kule'nin kaplarna, o kaplarda
asl kalm rpnan korkun cbbeye indirdi.
Herhangi bir insan o korkun, rtl kaplara, bu isimsiz
dehet karsnda akln yitirmeden bakamazd. Herhangi bir
insan nbeti meelerin arasndan yaralanmadan geemezdi.
Cehennem'in derinliklerinden ie jleyen, .tyler rperten,
zulmedici bir lk ykseldi. O kadar yksek ve dehet
vericiydi ki Palanthas'n btn sakinleri en derin uykularndan
bile kalkarak, korkudan fel olmu bir halde, dnyann
sonunun gelmesini bekleyerek yataklannda yattlar. ehir
surlarndarki nbetiler ne ellerini, ne ayaklarn kprdatamyorlard. Gzlerini kapatarak, glgelere sinerek lm
beklediler. Bebekler korkuyla viyaklad, kpekler kuyruklarn
kstrp yataklann altna svt, kedilerin gzleri ldad.
lk bir kez daha duyuldu; Kule kaplarndan soluk bir el
uzand. Dehetten arplm hayaletimsi bir yz rutubetli
havada yzyordu.
Raistlin kprdamad.
El yaklat, yz ise ona Kule'nin lanetine bulamaya cret
ettii iin bu byk ahmakln karlnda srklenecei
Cehennem'deki ikenceleri vaad ediyordu. skelet el Raistlin'in kalbine dokundu. Sonra titreyerek durdu.
"unu bil," dedi Raistlin sakin bir edayla Kule'ye bakarak,
sesini de ieridekilerin duyabilecei biimde ykseltmiti.
"Ben gemiin ve bugnn efendisiyim! Geleceim sylenmiti.
Benim iin kaplar alacak."
skelet el geri ekildi, zarif bir "buyrun" hareketiyle karanl
at. Kaplar sessiz menteeleri zerinde savrularak aldlar.
Raistlin ele veya saygyla eilen soluk surata bakmadan
kaplardan geti. Girdiinde Kule iinde yaayan btn kara ve
biimsiz, karanlk ve glgeli eyler hrmetle eildi.
O zaman Raistlin durarak etrafna baknd.
"Yuvama geldim," dedi.
Palanthas'n zerine bir huzur kt, uyku korkuyu spr384
385
386
387
EJDERHAMIZRAI DESTANI
nc Ksm
LKBAHAR AFAI
EJDERHALARI
Margaret VVeis ve Tracy Hickman
Yaptn zgn Ad
DRAGONLANCE* CHRONICLES:
DRAGONSOF
SPRING DAVVNING
Copyright 1985 TSR, Inc.
Cover Copyright 1994 TSR, Inc.
1999 Arkabahe Ltd.
Birinci Bask: Kasm 1999
VVzards of the Coast ile yaplan anlamayla yaynlanmtr.
TSR Inc. bir VVizards of the Coast irketidir.
Kapak Resmi: Larry Elmore Resimler:
Deni Beauvais -Dizgi - Bask: Gzel
Sanatlar Matbaas A.. ISBN: 975-94275-2-8
ARKABAHE YAYINCILIK
akayk Sokak Buket Apt. No:39/2 Tevikiye - STANBUL
Tel: (0212) 246 70 68 Fax: (0212) 246 69 77
arkabahce@hotmail.com