You are on page 1of 193

Kitiara, tm gnler iinde bu gnler

karanlk ve bekleyile, pimanlkla sallanyor.


Ben bunlar yazarken bulutlar ehri karartyor,
gn ile karanlk arasnda asl duruyor. Bekledim
fm kararlarn tesinde, glgeler iindeki gnln tesinde
bunu sana anlatmak iin.
Yokluunda daha bir
gzelletn, daha bir zehirli oldun ve sen
yzen gecede orkidelerin hlasasydn,
tutkunun; ayn, kana koan bir kpekbal gibi,
drt duyuyu ldrp sadece tat duyusunu brakt yerdeki gb,_
sadece kendi kendine tutunup kann kendi kan olduunu anlad,,
nce kk bir yarayken kpekbal zldke
oburluun, o uzun boazn tnelinde paraland yerdeki gibi.
Ve bunu bilince, gece hl bir zenginlik gibi grnyor,
huzur iinde nihayet bulan arzular ikencesi,
hl bu sinirin bir paras olabilirdim
ve kollanma karanl alabilirdim,
zevkle kutsanm ve yeniden adlandrlm karanl;

ama k,

k, Kitiara'm; gne yamurun yuttuu


kaldrmlar prl prl aydnlattnda; ya,
slanm lambalardan gelen, gnein vurduu sularda ykseldiin
de.,
gkkuaklanna paralanda! Kalkyorum,.
frtna yeniden ehir zerine kse bile, Sturm',
Laurana'y ve dierlerini dnyorum; ama en ok
gnei dorudan sis ve bulutlar arasndan grebilen
Sturm'. Nasl
terkedebilirim bunlar?
O yzden glgeye,
senin glgene deil ama bekleyen canl
grilie srp uzaklahnyorum frtnay-

a, baksana Berem. Burada bir patika var... Ne garip. Bun-b.ca


zamandr bu ormanlarda avlanrz byle bir patika hi grmemitik."
"Bunun garip bir taraf yok. Yangnla allar rplar yanm,
hepsi bu. Byk bir ihtimalle hayvanlarn at bir patikadr sadece."
"Haydi, patikay izleyelim. Eer hayvanlarn at bir yolsa belki
bir geyik buluruz. Btn gn avlandmz belli bile deil. Eve eli
bo dnmekten nefret ediyorum."
Daha cevabm beklemeden yola doru dnyor. Omuzlarm
silkerek onu izliyorum. Bugn krlarda olmak ho -kn ac souundan sonraki ilk lk gn. Gne boynuma ve omuzlanma lk lk
vuruyor. Atein kasp kavurduu ormanda yrmek kolay. Ayanza
taklacak sarmak yok. stnz banz yrtacak al rp da yok.
Yldrm, byk bir ihtimalle geen gzki frtnadan.
Ama uzun sre yrdk ve sonunda yorulmaya baladm. Yanlmt -bu hayvanlarn at bir yol deildi. Bu insan eliyle yaplm
bir patikayd ve ok da eskiydi. Avlayacak hayvan bulacamz yok
gibiydi. Gnn geri kalan zamanndan bir fark yok. Yangn,
ardndan zorlu bir k. Hayvanlar ya lm, ya kam. Bu gece taze et
olmayacak.
Biraz daha yry. Gne gkyznde ykseldi. Yoruldum
acktm. Bir canlya ait bir iz bile yok.
"Haydi geri dnelim hemire. Burada birey yok..."
ini ekerek duruyor. O da scaktan bunalm, yorulmu, L esareti
krlm, belli. ok da zayf. ok alyor; hem kadn ilerim yapyor,
hem de erkek. Evde olmas, taliplerinden vaadler dinlemesi
gerekirken krlarda avlanyor. Bence ok gzel. Herkes birbirimize
benzediimizi sylyor ama onlarn yanldklarn biliyorum. Sadece
birbirimize ok yaknz -dier delikanllar ve onlarn kz kardelerinden
birbirimize daha yaknz. Ama yakn da olmak zorundaydk.
Yaammz o kadar zorlu oldu ki...
"Galiba haklsn Berem. Hibir iz grmedim... Dur aabey... le-

ri bak. O da ne?"
Parlak, prl prl bir lt gryorum, gn nda dans eden
milyonlarca renk -sanki Krynn'deki btn mcevherler bir sepette
toplanm gibi.

Gzleri alyor. "Belki de gkkuann kaplandr!" Hh! Tam aptalca


bir kz dncesi. Glyorum ama kendimi ileri koarken buluyorum.
Ona yetimek zor. Ben daha byk ve gl olduum halde, o bir
ceylan gibi kayor.
Ormann ortasnda bir akla geliyoruz. Yldrm bu ormana
arpmsa, dt yer de buras olmal. Etrafndaki toprak kavrulmu, mahvolmutu. Bir zamanlar burada bir bina varm, fark ediyorum. ryen etten dar kan krk kemikler gibi, kararm topraktan dar uram yknt halinde, krk dkk stunlar var. Bu
yere bunaltc bir his hakim. Hibir ey yetimiyor burada, ya da en
azndan birka bahardr yetimemi. Gitmek istiyorum ama gidemiyorum...
nmde btn hayatm boyunca, btn ryalarmda grmediim
kadar gzel, harika bir grnt var... Ziynetlerle kaplanm tatan bir
stun! Deerli talardan hi anlamam ama bunlann inanlmayacak
kadar deerli olduklarn biliyorum! Bedenim titremeye balyor.
Aceleyle ilerleyerek atele kavrulmu tan yannda diz -kyorum ve
zerindeki tozu topra kenara spryorum. O da benim yanma diz
kyor.
"Berem! Ne kadar gzel! Hi byle bir ey grm muydun? Bu
kadar korkun bir yerde, bylesine gzel ziynetler." Etrafna bakyor,
titrediini hissediyorum. "Acaba neydi bu? O kadar heybetli bir
hissi var ki, kutsal bir his. Ama kt bir his de ayn zamanda. Belli
ki Afet'ten nce bir tapnakm. Kt tanrlarn bir tapna... Berem!
Ne yapyorsun?"
Avc bam kartarak, tataki ziynetlerden birini kartmaya
baladm: Parlak yeil bir ta. Yumruum byklnde ve yeil
yapraklar zerinde parlayan gneten daha parlakt. Etrafndaki ta,
bamn ucunda abucak paralanyordu.
"Kes unu Berem!" Sesi tizdi. "Bu... bu saygszlk! Buras tannrun birinin kutsal yeri! Bunu biliyorum!"
Kymetli tan souk kristalini hissedebiliyorum, yine de iten
gelen yeil bir atele yanyor! Onun kar koymalanm duymamazla geliyorum.
"Hh! Daha nce gkkuann kaplar olduunu sylemitin!
Haklsn! Hazinemizi bulduk, hep byle derler ya. Eer buras tan-

rlarn kutsal meknydysa, yllar nce buray terk etmi olmallar.


Etrafna bak, ykntdan baka bir ey yok! Eer buray istiyor idiyseler, buraya bakmalar gerekirdi. Bu ziynetlerin birkan alrsam
tanrlar umursamaz... " "Berem!"
Sesinde tela var! Gerekten de korktu! Aptal kz. Beni rahatsz
etmeye balad. Kymetli ta hemen hemen yerinden kurtuldu. Oynatabiliyorum.
"Bak Jasla." Heycandan titriyorum. Ancak konuabiliyorum.
"Elimizde hibir ey yoktu imdi ise... o yangn ve zorlu ktan sonra.
Bu ziynetler, bu sefil yerden tanabilmemize yetecek kadar para
getirir Gargath pazarndan. Bir ehre gideriz, belki de Palant-has'a!
Oradaki harikalar grmeyi hep istemisindir... "
"Hayr! Berem, yapma! Kutsal bir eye saygszlk ediyorsun!" Sesi
sert. Onu hi byle grmemitim! Bir an tereddt ediyorum.
Ziynetlerden olumu gkkuakh krk ta stundan uzaklayorum.
Ben de bu yer hakknda rktc ve kr bir eyler hissetmeye
balyorum. Fakat ziynetler yle gzel ki! Daha onlara bakarken gn
nda prldayp, kvlcmlar sayorlar. Burada tanr manr yok.
Hibir tanr bunlar umursamyor. Hibir tanr yokluklarn
hissetmeyecek. Krlm ve ufalanan eski bir stunun iine hapsolmular.
Ziyneti tatan bam ile kmldatmak iin uzanyorum. O kadar
zengin bir yeili var ki; aalardaki taze yapraklardan szlp
parlayan bahar gnei kadar panl parl parlyor...
"Berem! Dur!"
Eli kolumu sk sk kavryor, trnaklar etime batyor. Canm
actyor... kzmaya baladm ve kzdmda olduu gibi gzm kararyor, iimin daraldn hissediyorum. Bam, sonunda gzlerim
yuvalarndan frlayacaklarm gibi zonkluyor.
"Beni rahat brak!" diye grleyen bir ses duyuyorum... Kendi sesimdi!
Onu ittiriyorum...
Dyor...
Her ey o kadar yava oluyor ki. Durmadan dyor. Niyetim
bu deildi... onu tutmaya alyorum... Ama kprdyamyorum.
Krk bir stunun zerine dyor.
Kan... kan...
"Jas!" diye fsldyorum onu kollanma alarak. Ama bana cevap
vermiyor. Kan ziynetleri kaplyor. Artk parla-

myorlar. Ayn onun gzleri gibi. Ik gitti...


Sonra yer yanlyor! Kararm, kavrulmu topraktan dne dne
havaya doru stunlar ykseliyor! Byk bir karanlk uruyor dar
ve barmda korkun, yakc bir ac hissediyorum...
"Berem!"
Maquesta gvertenin n tartnda durmu, hiddetle dmencisine
bakyordu.
"Berem, sana syledim. Bir frtna yaklayor. Ambar tentelerinin
ekilip tirizin vurulmasn istiyorum. Sen ne yapyorsun? Orda
durmu denize bakyorsun. Ne olmaya alyorsun... Abide mi?
Kprda acemi herif! Ben heykellere para demiyorum!"
Berem srad. Yz solgundu ve Maquesta'nm fkesi karsnda o
kadar acnacak bir biimde sinmiti ki, btn sinirini aresiz bir
ocuktan kartyormu gibi geldi Perechon'un kaptanna.
Zaten sadece bir ocuk, diye hatrlatt kendi kendine bezgince.
Elli ya da altm yalarnda olmas gerektii halde, o gne kadar birlikte
yelken at en iyi dmenci olduu halde -zihinsel olarak hl bir
ocuktu.
"zgnm Berem," dedi Maq, iini ekerek. "Sana barmak istememitim. Bu frtna yznden... Beni sinirli yapyor. Tamam, tamam. Bana yle bakma. Konuabilmeni o kadar ok isterdim ki! O
aklndan neler getiini bilmek isterdim... Tabii'eer aklnda bir ey
varsa! Her neyse bover. lerini yaptktan sonra aaya in. Frtna
kendini harcayp bitirinceye kadar ranzanda yatmaya ahsan iyi
olacak."
Berem ona glmsedi -bir ocuun basit, saf tebessmyle.
Maquesta da ban sallayarak ona glmsedi. Sonra adamn yanndan ayrld, aklnda sevgili gemisinin bu frtnay atlatmas iin
yaplmas gereken hazrlklar vard. Gznn ucuyla Berem'in aaya
szldn grd ve geminin ikinci kaptan gverteye gelip
mrettebatn ounu bulduunu ama te birinin ie yaramayacak
kadar sarho olduunu syleyince onu unutuverdi...
Berem Perechon'un mrettebat blmne aslm hamana yatt.
Frtnann ilk rzgrlar star'n Kan Denizi'ndeki Flotsam limannda
demirli olan Perechon'a arparken hamak iddetle bir ileri bir geri
sallanyordu. Ellerini -elli yanda bir insan i^in ok gen grnen
ellerini- bann altna koyan Berem, tepesindeki ahap demelerden
sallanan lambaya bakt.

"A a, baksana Berem. Burada bir patika var... Ne garip. Bunca


zamandr bu ormanlarda avlanrz byle bir patika hi grmemitik."
"Bunun garip bir taraf yok. Yangnla allar rplar yanm,
hepsi bu. Byk bir ihtimalle hayvanlarn at bir patikadr sadece."
"Haydi, patikay izleyelim. Eer hayvanlarn at bir yolsa belki
bir geyik buluruz. Btn gn avlandmz hi belli bile olmuyor. Eve
eli bo dnmekten nefret ediyorum."
Daha cevabm beklemeden yola doru dnyor. Omuzlarm
silkerek onu izliyorum. Bugn krlarda olmak ho -kn a<? souundan sonraki ilk lk gn. Gne boynuma ve omuzlarma lk lk
vuruyor. Atein kasp kavurduu ormanda yrmek kolay. Ayanza
taklacak sarmak yok. stnz banz yrtacak al rp da yok.
Yldrm, byk bir ihtimalle geen gzki frtnadan kalma...

10

1. KTAP

jderha ordusunun subay Tuzlumeltem Han'nn ikinci katndaki merdivenlerden yava yava indi. Geceyarsn gemiti.
Hann daimi mterilerinin ou oktan yatmt. Subayn
duyabildii yegne ses, Kan Krfezinin aadaki kayalara arpan
dalgalaryd.
Subay bir an iin merdiven sahanlnda durarak, ayaklarnn
altnda uzanan Umumi Oda'ya hzl ve keskin bir bak frlatt.
Masalardan birine yaylm, tam bir sarho edasyla yksek sesle
horlayan bir ejderan hari, oda botu. Her horultuyla, ejderha
adamn kanatlar titriyordu. Altndaki ahap masa atrdayp sallanyordu.

12

Subay ac ac glmsedikten sonra merdivenlerden inmeye


devam etti. Ejderha Yceefenisi'nin hakiki ejderha derisi zrhndan
kopyalanarak yaplm elik ejderha pullu zrhlara brnmt.
Miferi yz hatlarnn grlmesini zorlatracak ekilde ban ve
yzn rtyordu. Miferin drd glgeden btn
grlebilen onun insan rkna ait olduunu belirleyen kzlm-s
kahverengi sakalyd.
Merdivenlerin dibinde subay aniden durdu; belli ki hl uyank,
esneyen hancy hesap defterleri zerine eilmi grnce armt.
Bayla hafife bir selam verdikten sonra subay, hi konumadan
handan kacakm gibi yapt ama hanc bir soru sorarak onu
durdurdu.
"Bu akam Yceefendi'yi bekliyor musunuz?"
Subay durarak hafife dnd. Yzn dnk tutarak bir ift
eldiven kartt ve bunlar giymeye balad. Havada sran bir souk
vard. Deniz ehri Flotsam, Kan Krfezi'nin sahillerinde
yzyldr ei benzeri grlmemi bir frtnann etkisi altna girmiti.
"Bu havada m?" diye homurdand Ejderha Ordusu subay.
"Zannetmem! Bu frtna rzgrlarnda ejderhalar bile uamazlar!"
"Doru. Bu ne insanlar iin, ne de hayvanlar iin uygun bir gece
deil," diye fikrine katld hanc. Ejderha subayn kurnazca bir
szd. "O halde sizi bu frtnada dar kartacak ne gibi bir iiniz
var?"
Ejderha Ordusu subay hancya buz gibi bir bak frlatt. "Nereye gittiim veya ne yaptm sizi hi ilgilendirmez."
"Alnmayn canm," dedi hana arabuk, adeta kendini savunmak istercesine ellerini kaldrarak. "Eer Yceefendi geri gelip de
sizi bulmazsa ona sizi nerede bulabileceini sylemekten memnuniyet duyardm o kadar."
"Buna gerek olmayacak," diye mrldand subay. "Ben..ben
ona bir not... braktm... nerede olduumu aklayan. Ayrca sabah
olmadan geri dneceim. Sadece... Biraz havaya ihtiyacm var.
Hepsi bu."
"Hi kukum yok!" diye alayl alayl gld hanc. " gndr
odasndan ayrlmadn! Yoksa gece mi deseydim! Dur imdi kzma" -bunu subayn miferinin altndan hiddetle kzardn
grerek sylemiti- "onu bu kadar uzun sre tatmin edebilen
adamlara sayg duyarm! Nereye gidiyordu?"
"Yceefendi batda, Solamniya'da bir yerlerdeki bir sorunla il-

13

gilenmesi iin arld," diye cevap verdi subay kalarn atarak.


"Senin yerinde olsaydm, onun ilerine daha fazla burnumu sokmazdm."
"Yok, yok," diye cevap verdi hanc, aceleyle. 'Tabii ki ilgilenmem. Neyse, sana iyi akamlar -ismin neydi? Bizi tamtrdyd
ama ismini karmtn."
"Tanis," dedi subay, sesi bouklamt. 'Tanis Yanmelf. Size
de iyi akamlar."
Bayla souk bir selm veren subay eldivenlerine son bir kez
asldktan sonra pelerinine sannarak hann kapsn at ve frtnaya
adm att. Isran bir rzgr mumlan sndrerek oday sprd,
hancnn katlarn datt. Bir an iin, hanc aktan aa
kfredip dalm hesaplarn yakalamaya alrken subay ar
kapyla cebelleti. Sonunda subay ham arkasnda bir kez daha
huzur dolu, sessiz ve scak brakarak kapy arpp kapatmay baard.
Arkasndan bakan hanc, ba rzgra kar nne eilmi, pelerini arkasnda dalganan subayn n pencereden geip gittiini
grd.
Baka biri daha seyrediyordu subay. Kapnn kapand an
sarho ejdern ban kaldrm, kara, srngen gzleri pnldamt. Hzl ve emin admlarla masadan sinsice kalkmt. Penemsi ayaklan zerine hafife basarak pencereye srnp darya
bakmt. Ejdern da biraz beklemi ve sonra kapy aarak frtnann
iine kaybolmutu.
Hana, pencereden, ejderann da Ejderha Ordusu subayyla ayn
ynde ilerlediini grd. Hanc gidip camdan dan bakt.
Alevler saan demirden yksek mangallar rzgr ve iddetli yamurla anrdar ve kvlcmlar saarken dans vahi ve karanlk
grnyordu. Fakat hanc Ejderha Ordusu subaynn ehrin ana
blmlerine giden sokaa doru dndn grd. Ejdern arkasnda glgeler iinde gizlenerek szlyordu. Ban sallayan
hanc, yazhanenin ardnda uyuklayan nbeti ktibi uyandrd.
"Bana yle geliyor ki Yceefendi, frtna olsun olmasn bu gece
gelecek," dedi hana uykulu ktibe. "Gelirse beni uyandr."
Titreyerek bir kez daha dardaki geceye bakt, aklnda
Ejderha Ordusu subaynn, arkasndan ejderann glgeli suretiyle
svrken, Flotsam'n bo sokaklarnda yrmesini canlandrd.
'Tekrar dndm de," diye mrldand hanc, "brak uyuyaym."
14

O gece frtna Flotsam'i fel etmiti. Genellikle, afak kirli pencerelerinden girinceye kadar ak tuttuklar parmaklklar, frtna
rzgrlanna kar srglenmi ve -kilitlenmiti. Sokaklar terk
edilmiti, bir adam yere serebilecek ve zerindeki scack giysileri
bile sran souuyla,' paralayacak rzgrlara kimse kmay
gze almyordu.
Tanis ba nnde, rzgrn iddetini kran kara binalara yakn
durarak hzla yryordu. Ksa bir sre sonra, sakal buz tutmutu.
Sulusepken kar yzne ac vererek vuruyordu. Yarmelf soukla
sarslyor, ejderha zrhnn tenine souk souk deen metaline
lanetler yadnyordu. Arada bir arkasna bakarak, handan
ayrlmasnn normalin dnda dikkat ekip ekmediini kontrol
ediyordu. Fakat gr mesafesi hemen hemen sfra inmiti. Sulusepken kar ile yamur etrafnda yle bir dnyordu ki dier
eyler bir yana, karanlk iinde ykselen binalar bile ancak seilebiliyordu. Bir sre sonra ehir iinde yolunu bulmaya almas
gerektiini fark etti. Ksa bir sre sonra her yan souktan uyumaya balaynca birisinin izleyip izlemediini umursamamaya
balad.
Flotsam'de ok fazla bulunmamt -aslnda drt gndr buradayd. Ve bu zamann ounu da onunla geirmiti.
Yamur arasndan sokak iaretlerine bakarken bu dnceyi
aklndan uzaklatrd. Nereye gittii hakknda pek bir bilgisi yoktu.
Arkadalar kasabann kysnda rhtmdan, meyhanelerden ve
genelevlerden uzakta bir yerlerde bir handayd. Bir an iin, bu
umutsuzluk iinde kaybolursa neler olabileceini dnd. Onlar
sormaya cesaret edemezdi....
Sonra han buldu. Terk edilmi sokaklardan de kalka, buzlar
zerinde kayarak ilerledikten sonra rzgrda deliler gibi sallanan
levhay grnce neredeyse sevincinden alad. smini bile
hatrlyamyordu ama imdi tanmt ite: Dalgakran. _
Bir han iin aptalca bir isim, diye dnd; souktan titrerken
kapnn kulbunu ancak kavrayabiliyordu. Kapy ekip anca
rzgnn etkisiyle ieriye savrulmutu ve arkasndan kapy kapatabilmek iin epey bir g sarfetmek zorunda kalmt.
Grev banda, nbeti bir ktip yoktu -byle pejmrde bir
yerde olmas da beklenemezdi. Tanis kirli ocakta tten atein nda, yazhane zerinde duran bir mum dibi grd; belli ki ge
saatlerde gelen konuklarn kullanm iin konulmutu. Elleri o
15

kadar titriyordu ki akmak tan bile akamamt. Bir sre sonra


souktan sertlemi parmaklarn harekete zorlad, mumu yakt ve
mumun zayf nda yukarya doru yolland.
Eer dnp pencereden bakacak olsayd, yolun tesinde glgeli
bir suretin bir kap eiine bztn grebilirdi. Fakat Tan,
pencereden arkasna bakmad, gzleri merdivenlerdeydi.
"Caramon!"
Koca sava derhal dimdik oturdu, daha ne olduunu anlamak iin sual edercesine kardeine doru dnmeden eli gayri ihtiyari klcna gitti.
"Darda bir ses duydum," diye fsldad Raistlin. "Zrha vuran
bir kabza sesi."
Caramon zerindeki uykuyu atmaya alarak ban sallayp
elinde klc yataktaktan indi. Sonunda o da, uykusu hafif kardeini
uyandran sesi duyuncaya kadar kapya doru ilerledi. Oda^
larnn dndaki koridorda, zrhlar iinde bir adam usulca yryordu. Sonra Caramon kapnn altndan szan hafif mum n
grmeye balad. Takrdayan zrh sesi durdu, tam odalarnn
nnde.
Klcn kavrayan Caramon kardeine iaret etti. Raistlin bayla
olumlu bir iaret yaparak glgeye ekildi. Gzleri dalgnd. Bir
bysn hatrlamaya alyordu. kizler birlikte iyi alyorlar,
dmanlarm malup etmek iin by ile elii etkin bir biimde
birletiriyorlard.
Kapnn altndan szan mum dalgaland. Adam, kl kulland elini serbest brakmak iin mumu dier eline alyor olmalyd. Uzanan Caramon kap zerindeki srgy yava yava ve
sessizce geri ekti. Bir an bekledi. Bir ey olmad. Adam tereddt
ediyor, bu odann doru olup olmadn merak ediyordu belki de.
Birazdan renecek, diye dnd Caramon kendi kendine.
Caramon ani bir hareketle kapy sonuna kadar at. Bir hamleyle kara sureti yakalayarak ieri srkledi. Sava adaleli kollarnn tm gcyle zrhlar iindeki adam yere frlatt. Mum dt,
alevi erimi balmumunda snd. Raistlin, kurbanlarm rmcek
ama benzeyen yapkan bir maddeyle sarmak iin bir by
mrldanmaya balad.
"Dur! Raistlin dur!" diye bard adam. Sesi tanyan Caramon
kardeine asld ve by yapmak iin gerekli olan konsantrasyon-

16

dan onu kurtarmak iin sarsmaya balad.


"Raist! Tanis bu!"
Raistlin titredi, kollan iki yannda geveke sallanarak transtan kt. Sonra gsn tutarak ksrmeye balad.
Caramon ikizine endieli bir bak frlatt fakat Raistlin onu,
elini sallayarak uzaklatrd. Arkasn dnen Caramon yanmelfin
'kalkmasna yardm etmek iin uzand.
'Tanis!" diye haykrd; heyecanla neredeyse yanmelfin nefesini
kesecek ekilde onu skarak sarlmt. "Nerelerdeydin? Endieden
kahrolduk. Tannlar adna, donuyorsun! Dur atei bir canlandraym. Raist" -Caramon kardeine dnd- "yi olduuna emin
misin?"
"Beni dnp durma!" diye fsldad Raistlin. Byc, soluklanmaya alarak yatana geri kt. Minnattar bir ekilde atein
yanna bzm olan yanmelfe bakarken gzleri, alevlenen atete
altn renginde parlyordu. "Dierlerini arsan iyi olacak."
"Tamam." Caramon kapdan dar kt.
"Ben olsam nce zerime bireyler giyerdim," diye dikkat ekti
Raistlin ihtiyatla.
Kzaran Caramon hzla yatana dnerek deri pantolonunu ald.
Pantalonunu giydikten sonra bandan bir gmlek geirdi ve
kapy yavaa arkasndan kapatarak koridora kt. Tanis ile Raistlin, onun Bozkrllann kapsn kibarca aldn duyabiliyordu.
Nehiryeli'nin sert cevabn ve Caramon'un acele, heyecanl aklamalarn da duyabiliyorlard.
Tanis Raistlin'e bakt -bycnn kumsaati gzlerinin paralayan bir bakla kendisine odaklanm olduunu grd- ve yeniden
atee bakmak iin huzursuzca arkasn dnd.
"Nerelerdeydin Yanmelf?" diye sordu Raistlin yumuak, fsl-tl
bir sesle.
Tanis sinirli sinirli yutkundu. "Bir Ejderha Yceefendisi tarafndan yakalandm," dedi, kafasnda hazrlam olduu cevab
tekrarlayarak. "Yceefendi benim subaylarndan biri olduumu
zannetti tabii ki ve ehrin dnda konulandrlm askerlerinin
yanna kadar ona refakat etmemi istedi. Tabii ki onu kukulandrmamak iin sylediklerini yapmak zorundaydm. Sonunda, bu
gece, kaabildim."
"lgin." Raistlin szc ksrerek kartmt azndan.
Tanis ona serte bakt. "Neden ilginmi?"
"Daha nce senin yalan sylediini hi duymamtm Yan17

melf," dedi Raistlin yavaa. "Bunu olduka... heyecan verici...


buluyorum."
Tanis azn at fakat daha cevap veremeden Nehiryeli, Altnay ve uykulu uykulu esneyen Tika, Caramon'un peisira ieri
girdi.
Tanis'e doru aceleyle seyirten Altnay, ona hzla sarld.
"Dostum!" dedi blk prk, sk sk sarlarak. "ok endielenmitik... "
Nehiryeli Tanis'in elini kavrad, her zamanki sert yz bir tebessmle gevemiti. Kibarca kansn tutarak onu Tanis'in kollarndan ayrd ama bunu sadece onun yerini almak iin yapmt.
"Kardeim!" dedi Nehiryeli Bozkrl insanlarn lisan olan Queshu dilinde, yarmelfi sk sk tutarak. "Yakalandn diye ok
korktuk! ldn diye! Bilmiyorduk ..."
"Neler oldu? Nerelerdeydin?" diye sordu Tika evkle, Tanis'e
sarlmak iin ilerleyerek.
Tanis Raistlin'e bakt fakat o tkz yastna srtn vermi, garip
gzleri tavana kilitlenmi yatyordu, belli sylenenler hi
umurunda deildi.
Sklgan bir ekilde boazn temizleyen Tanis, Raistlin'in dinlemekte olduunun bilinciyle yksn tekrarlad. Dierleri yky yzlerinde ilgi ve sempati ifadeleriyle izlediler. Zaman zaman
sorular sordular. Yceefendi kimdi? Ordusu ne kadar bykt?
Nerede konulandrlmt? Ejderanlar Flotsam'de ne aryorlard?
Gerekten onlar m aryorlard? Tanis nasl kamt?
Tanis btn bu sorular sratle cevaplad. Yceefendi'ye gelince, zaten onu pek grmemiti. Kim olduunu bilmiyordu. Ordu
pek byk deildi. Kasabann dna konulandrlmt. Ejderanlar
birini aryorlard ama aradklar onlar deildi. Berem, ya da yle
garip bir isme sahip bir insan aryorlard.
Bu szyle birlikte Tanis, Caramon'a yan gzle bir bakverdi
ama koca adamn yznde hibir hatrlama belirtisi yoktu. Tanis
daha rahat nefes alp vermeye balad, la, Caramon Perechon'da
yelkeni yamarken grdkleri adam hanrlamamt. Ya hatrlamamt, ya da adamn ismini yakalayamamt. Her ikisi de iyiydi.
Dierleri kendilerini ykye iyice kaptrm balarn sallyordu.
Tanis rahat bir nefes ald. Raistlin'e gelince... eh, bycnn ne
dnd veya syledii pek nemli deildi. Dierleri, yan-melf
gndzn gece olduunu iddia etseydi bile, Raistlin'in sz18

ne kar Tanis'e inanrd. Kukusuz Raistlin bunu biliyordu, byk


bir ihtimalle Tanis'in yks zerinde kuku uyandrmaya
almamasnn nedeni de buydu. Kendini ok kt hisseden, artk
kimsenin ona bir soru sormayacam ve yalan iine git gide daha
ok batmasna neden olmayacan mit eden Tanis esneyerek,
sanki yorgunluktan bitmi gibi inledi.
Altnay hemen ayaa kalkt, yz ilgiyle yumuamt. "ok
zr dilerim Tanis," dedi kibarca. "ok bencilce davrandk. Hem
msn, hem yorgunsun, biz de seni alkoyup konuturduk.
Ayrca gemiye binebilmek iin de yarn sabah erken kalkmamz
gerekiyor."
"Lanet olsun Altnay! Aptallama! Bu frtnada gemiye binecek
deiliz!" diye hrlad Tanis.
Herkes ona hayretle bakt, hatta Raistlin bile yatt yerden
doruldu. Altnay'n gzleri strap ile kararmt; sert izgilerle
ciddileen yz yanmelfe, kimsenin onunla bu tonla konumadn
hatrlatt. Nehiryeli, yznde akl karm bir ifadeyle kadnn
yannda duruyordu.
Sessizlik rahatsz etmeye balad. Sonunda Caramon grltyle
boazn temizledi. "Eer yarn ayrlamazsak, br gn deneriz,"
dedi teselli edici bir edayla. "Bu konuda sklma Tanis. Ejderanlar
bu havada dan kmaz. Emniyet iindeyiz..."
"Biliyorum. zgnm," diye mrldand Tanis. "Sana yle
parlamak istememitim Altnay. ok... sinirlerim bozuldu... bu
son birka gndr. O kadar yorgunum ki doru drst dnemiyorum. Odama gideyim."
"Hanc odan bir bakasna verdi," dedi Caramon, sonra aceleyle ekledi, "ama burada uyuyabilirsin Tanis. Benim yatam
al... "
"Hayr, ben yerde yatarm." Altnay'n baklarndan kanan
Tanis, gzlerini titreyen parmaklarna evirerek ejderha zrhm
amaya balad.
"yi uykular dostum," dedi Altnay yavaa.
Sesindeki endieyi duyan yanmelf onun Nehiryeli ile birbirlerine evkatle baktn tahmin edebiliyordu. te Bozkrl'nn eli
de omuzuna dokunmu, anlayl bir biimde omuzuna vuruyordu.
Sonra gitmilerdi. Tika da, "iyi geceler" diye mrldandktan sonra
kapy arkasndan kapatarak gitmiti.
"Dur sana yardm edeyim," diye teklifte bulundu Caramon,
Tanis'in -zrh giymeye alk olmad iin- kark tokalar ve ka-

19

ylar amakta zorlandn bildiinden. "Sana yiyecek bir eyler


bulaym m? ecek? Biraz baharatl scak arap?"
"Hayr," dedi Tanis yorgun bir edayla, bir yandan byk bir
memnuniyetle zrhndan kurtulurken, birka saat sonra tekrar
giymek zorunda olduunu unutmaya alarak. "Sadece uykuya
ihtiyacm var."
"Al... hi olmazsa battaniyemi al," diye srar etti Caramon yarmelfin souktan tir tir titrediini grerek.
Tanis battaniyeyi minnettarlkla kabul etti; geri souktan m
yoksa allak bullak olmu duygulan yznden mi titrediini bilmiyordu. Yere uzanarak, hem battaniyeye, hem de kendi pelerinine
sannd. Sonra gzlerini kapatarak nefeslerini dzenli karmaya
alt; ana tavuk Caramon'un onun rahat rahat dinlendiine ikna
olmadan uyumayacan bilerek. Biraz sonra Caramon'un
yattn duydu. Ate alalmt, karanlk kt. Bir sre sonra
Caramon'un gmbrtl horultusunu duymaya balad. Dier
yatakta Raistlin'in ksrk nbetlerini duyabiliyordu.
kizlerin ikisinin de uyuduuna hkmedince Tanis ellerini bann altna koyarak uzand. Karanla bakarak uyank yatt.
Ejderha Yceefendisi Tuzlumeltem Han'na geri dndnde
hemen hemen sabah olmutu. Gece nbeti kalan ktip Yceefendi'nin kt bir haleti ruhiyede olduunu derhal anlamt. Kaplar
frtna rzgrlarndan daha byk bir gle aan kadn sanki hann
scakl ve rahat yakkszm gibi hiddetle hana bakt.
Gerekten de dardaki frtnann bir paras gibiydi. Mumlarn
titremesine sebep olan, uluyan rzgrdan ok oydu. eriye karanl getiren oydu. Katip korkuyla tkezlenerek ayaa kalkt
ama Yceefendi'nin gzleri onun zerinde deildi. Kitiara bir
masaya oturmu, kara srngen gzlerinde neredeyse seilemeyecek bir kprtyla bir eylerin ters gittiini, iaret eden ejderana
bakyordu.
O iren ejderha maskesinin ardnda Yceefendi'nin gzleri
telala ksld, ifadeleri souklat. Bir an iin hann iine dolan,
pelerinini etrafnda krba gibi aklatan souk rzgr umursamadan
kap eiinde durdu.
"Yukan gel," dedi sonunda ejderana nezaketsizce.
Yaratk bayla onaylayarak onu izledi, peneli ayaklar ahap
zeminde takrdyordu.
"Bir ey var m... " diye balad gece ktibi, kap angrtl bir

arpmayla kapanrken bzp ekinerek.


"Hayr!" diye hrlad Kitiara. Eli klcnn kabzasnda; hi bakmadan titreyen adamn yanndan geip, adam sarslm bir halde
koltuuna km brakarak sitine kan merdivenleri trmand.
Anahtarlarn eline alan Kitiara kapy savurarak at. Odaya
hzl bir bak frlatt.
Oda botu.
Ejderan arkasnda durmu, sabrla sessizce bekliyordu.
Hiddetlenen Kitiara ejderha maskesinin menteelerine aslarak
yznden skp kartt. Maskeyi yatana frlatarak dnmeden
.konutu.
"eri gir ve kapy kapat!"
Ejderan kapy yavaa kapatarak emrettii gibi yapt.
Kitiara yaratk ile yzlemek iin arkasn dnmedi. Eli kalalarnda, bozulmu yataa suratszca bakyordu.
"Demek ki... gitti." Bu bir sorudan ok, bir beyanatt.
"Evet Yceefendi," dedi pelteke ejderan tslayan sesiyle.
"Emrettiim gibi onu izledin mi?"
"Tabii ki Yceefendi." Ejderan eilerek selam verdi. '
"Nereye gitti?"
Kitiara elini kara, kvrck salar arasndan geirdi. Hl arkasn dnmemiti. Ejderan yzn gremiyordu ve kadnn saklad hisleri hakknda -tabii bir ey hissediyor idiyse-hibir fikri
yoktu.
"Bir hana Yceefendi. ehrin kysnda. Ad Dalgakran."
"Baka bir kadn m?" Yceefendi'nin sesi gergindi.
"Zannetmiyorum Yceeendi." Ejderan tebessmn gizledi.
"Sanrm orada arkadalar var. Handa kalan yabanclarla ilgili
bilgimiz vard ama Yeil Ziynetli Adam'n tarifine uymad iin
onlar aratrmamtk."
"imdi biri orada, onu gzetliyor mu?"
"Tabii ki Yceefendi. Eer o -veya ierideki herhangi biri- binadan ayrlrsa size haber verilecek."
Yceefendi bir sre sessizlik iinde durduktan sonra aniden
arkasn dnd. Yz son derece solgun olmasna ramen ifadesiz
ve sakindi. Fakat onun benzinin atmasna neden olabilecek bir ok
faktr var, diye dnd ejderan. Yce Ermi Kulesi'nden buraya
uzun bir uu vard -sylentilere gre ordular orada byk bir
malubiyet almt- ejderha kreleriyle birlikte efsanevi
Ejderhamzra yeniden ortaya kmt. Sonra Karanln Krali-

20

21

esi tarafndan o kadar srarla aranan ve Flotsam'de grld rapor


edilen Yeil Ziynetli Adam' bulma konusundaki baarszl vard.
Yceefendi'nin endielenmesini gerektiren bir sr ey var, diye
dnd ejderan memnuniyetle. Neden bir adam iin bu kadar
endielensindi ki? Sryle sevgilisi vard; ou da o meyus
yarmelften daha ekici ve onu mutlu etmek iin daha hevesliydi.
Bakaris mesela....
"yi i basardn," dedi Kitiara sonunda, ejderanm dncelerini
datarak. Zrhn hi edep gstermeden kartrken eliyle yle
umursamaz bir hareket yapt. Hemen hemen eski haline geri
dnmt. "dllendirileceksin. imdi beni yalnz brak."
Ejderan yeniden eilerek selam verip gzleri yerde odadan
kt. Yarat aldatamamt. Ayrlrken ejderha adam Yceefendi'nin baklarnn masa zerinde duran bir parmen parasna
dtn grd. Ejderan girdiinde parmeni grmt. Parmen, yaratn da fark ettii gibi, ince elf yazsyla doluydu. Ejderan kapy kapatrken bir atrt sesi duydu -tm gle duvara
frlatlan- ejderha zrhnn sesiydi bu.

F
rtna sabaha doru kuvvetini kaybetmiti. Saaklardan tekdze bir ekilde damlayan sularn sesi Tanis'in aryan banda gmbrdyor, neredeyse o
lklar atan rzgrn geri dnmesini yelemesine neden oluyordu.
Gkyz gri ve baskt. Kurun gibi ken arl yanmelfi bastryordu.
"Deniz ykselecek," dedi Caramon bilgece. Balifor Limam'ndaki
Domuz ve Islk'n hancs VVilliam tarafndan anlatlan deniz hikyelerini hevesle dinleyen Caramon denizcilikle ilgili konularda kendini
bir nevi uzman kabul ediyordu. Kendileri de deniz hakknda hibir
ey bilmediklerinden dierlerinin hibiri onunla tartmyordu.
Sadece Raistlin, -hayat boyunca sadece birka kere kk kayklara
binmi, olan- kardei eski bir deniz kurdu gibi konumaya balayncaCaramon'u alayl bir tebessmle szd.

22

23

"Belki de kendimizi dar kma riskine hi atmamahyz... " diye


balad Tika.
"Gidiyoruz. Bugn," dedi Tanis ciddiyetle. "Yzmemiz gerekse
bile Flotsam'den ayrlyoruz."
Dierleri birbirleriyle baktktan sonra yeniden Tanis'e dndler.
Ayakta durmu pencereden dar bakan Tanis, her ne kadar
hepsinin farknda olsa da, onlann kalkan kalarn, omuz hareketlerini
grmyordu.
Yolarkadalan ikiz kardelerin odasnda toplanmt. Daha bir
saat afak atmazd ama Tanis rzgrn Vahi ulumasnn azaldn
duyar duymaz onlar kaldrmt.
Derin bir nefes aldktan sonra onlarla yzlemek iin dnd.
"zr dilerim. Keyfi hareket ediyor gibi grndm biliyorum,"
dedi, "ama u anda aklayamayacam tehlikeler hakknda baz bilgilerim var. Zaman yok. Size btn syleyebileceim u: imdiye
kadar hayatmzda, u anda bu kasabada iinde bulunduumuz kadar
korkun bir tehlike iinde olmamtk hi. Ayrlmamz gerek, hem de
hemen imdi!" Sesine isterik bir tnnn szdn hissederek sustu.
Sessizlik oldu; sonra, "Tabii Tanis," dedi Caramon huzursuzca.
"Hepimiz toplandk," diye ekledi Altnay. "Sen hazr olur olmaz
ayrlabiliriz."
"O halde gidelim," dedi Tanis.
"Eyalarm almam gerek," diye kekeledi Tika.
"Haydi git. abuk ol," dedi Tanis ona.
"Ben... ben ona yardm edeyim," diye teklifte bulundu Caramon
alak bir sesle.
Kendisi gibi bir ederha ordusu subaynn alnm zrhn giymi
olan koca adam ile Tika, byk bir ihtimalle yalnz kalabilecekleri
son birka dakika bulabilmek umuduyla abucak ayrlyorlar, diye
dnd Tanis, sabrszlkla fkelenerek. Altnay ile Nehiryeli de
kendi eyalarn almak iin ayrlmlard. Raistlin odada kad, hi
kprdamadan. Tamas gereken her ey yanndayd -kymetli by
nesneleriyle dolu keseleri, Byclk Asas, tarifi mmkn olmayan
torbas iine tklm ejderha kresinin deerli mermeri.
Tanis, Raistlin'in garip gzlerinin kendisini delip getiini hissedebiliyordu. Sanki Raistlin, yanmelfin ruhundaki karanla, o altn
gzlerin prltl yla tesir edebilirdi. Ama byc yine de bir ey
sylemedi. Neden? diye dnd Tanis hiddetle. Neredeyse Raistlin'in onu sorgulamas veya onu sulamasn daha memnuniyetle

24

karlayacakt. Hatta -bunun ne gibi sonular douracan bilse bileyknden kurtulup gerei sylemek iin byle bir frsat bile
memnuniyetle karlayabilirdi.
Fakat Raistlin, srekli ksr hari, sessizdi.
Birka dakika iinde dierleri de odaya dndler.
"Hazrz Tanis," dedi Altnay boyun emi bir sesle.
Bir an iin Tanis konuamad. Onlara syleyeceim, diye karar
verdi. Derin bir nefes alarak arkasna dnd. Yzlerini grd, gveni
grd; ona olan inanlarn. Hi soru sormadan onu izliyorlard.
Onlar brakamazd. nanlarn sarsamazd. Tutunabilecekleri tek
ey buydu. ini ekerek, tam sylemek zere olduu szleri
yuttu.
"Tamam," dedi bouk bir sesle ve kapya doru ilerledi.
Maquesta Kar-Thon, derin uykusundan kamarasnn kapsndaki
gmbrt sesiyle uyand. Uykusunun her saat bozulmasna alkn
olan kadn hemen uyanarak izmelerine uzand.
"Ne var?" diye seslendi.
Daha cevap gelmeden, gemiyi hissetmeye, durumunu takdir etmeye balamt bile. Mazgaldan bir gz atnca frtnann dindiini
grd fakat geminin hareketinden sularn ykseldiini anlayabiliyordu.
"Yolcular geldi," diye seslendi ikinci kaptan olduunu tand
bir ses.
Denizden anlamaz kara sakinleri, diye dnd ac ac, ayana
ekmeye balad izmesini elinden brakp iini ekerek. "Onlar
geri gnder," diye emretti yeniden uzanarak. "Bugn yelken amyoruz."
Darda bir eit kavga var gibiydi, nk ikinci kaptannn sesinin
hiddetle ykseldiini ve baka bir sesin de ona karlk verdiini
duyabiliyordu. Maquesta yorgun bir halde ayaa kalkt. kinci
kaptan Bas Ohn-Koraf bir minotaur idi: Bu pek de sakinliiyle mehur
olmayan bir rktr. Fevkalade glyd ve hi nedensiz adam
ldrmesiyle nlyd -bu da kendini denize vurmasnn nedenlerinden biriydi. Perechon gibi bir gemide kimse, gemi hakknda sorular
sormazd.
Kamarasnn kapsn savurarak aan Maq hzla gverteye yneldi.
"Neler oluyor?" diye bilmek istedi en sert sesiyle, gzleri ?
kaptannn hayvans kafasndan Ejderha Ordusunun subay gibi g\
25

rnen birinin sakall yzne giderken. Fakat sakall adamn hafif


ekik gzlerini tanm ve buz gibi bir bakla gzlerini ona dikmiti.
"Bugn yelken amyoruz dedim .Ynmelf ve kastettiim... "
"Maquesta," dedi Tanis abucak, "seninle konumam lzm!" Kadna varabilmek iin minotauru itip yolunu amaya alt ama Ko-raf
onu yakalayarak geriye doru itti. Tanis'in arkasnda daha iri bir
Ejderha Ordusu subay homurdanarak ileri doru bir adm att. Byk
bir beceriyle beline kuand geni, parlak renkli kuandan bir
kama kartrken minotaurun gzleri evkle parlamt.
st gvertelerdeki mrettebat, bir dv olacan umarak derhal
etraflarna topland.
"Caramon... " diye uyard Tanis, elini durdurmak istercesine
uzatarak.
"Koraf... !" diye atld Maquesta, bunlarn paralarn deyen mteriler olduklarn ve kendilerine, en azndan kara yaknlarnda, kaba
davramlmamas gerektiini hatrlatrcasna sert sert bakt.
Minotaur kalarn atsa da kama ortaya kt hzla gzden kayboldu. Arkasn dnen Koraf kibirlenerek uzaklat; mrettebat hayal
krklyla mrldand ama hl neeliydiler. Daha imdiden ilgin bir
yolculuk olacaa benziyordu.
Maquesta Tanis'in ayaa kalkmasna yardmc oldu ve gemide
almak iin bavuran bir adam inceledii youn titizlikle yanmel-fi
incelemeye balad. Hemen, yarmelfin, onu grm olduu, arkasndaki koca adamla birlikle Perechon'a binmek iin pazarlklarn
yaptklar drt gn ncesinden bu yana dramatik bir biimde deimi
olduunu fark etti.
Sanki Cehennem'in dibine gidip gelmiti. Ba bir eit belada olsa
gerek, diye karara vard kadn pimanlkla. Eh, benim onu beladan
kurtaracak halim yok! Gemimi onun iin riske atma pahasna
olmaz. Yine de hem o, hem de arkadalar yolculuklarnn yansnn
parasn demilerdi. Ve bu paraya da ihtiyac vard. Bu gnlerde
bir korsann Yceefendilerle rekabet etmesi zordu...
"Kamarama gel," dedi Maq kaba bir biimde, onu aaya doru
gtrerek.
"Dierleriyle birlikte kal Caramon," dedi yanmelf yol arkadana.
Byk adam bayla onaylad. Minotaura kara kara bakan Caramon
bir iki para olan eyalarnn etrafnda toplarru sessizce duran yolarkadalar nn kalanlarnn yanna gitti.
Tanis Maq' izleyerek kadnn kamarasna ilerleyip skarak ieri
girdi. Kk kamaraya iki kiinin smas bile zordu. Perechon

biimli bir gemiydi; hzl yol almas ve seri manevra yapabilmesi iin
tasarlanmt. Limanlardan ieri dan abuk abuk szlmesi, teslim
almas veya etmesi ona ait olmayan ykleri yklemesi gereken
Maquesta'nn ii iin biilmi kaftand. Gerektiinde Palanthas veya
Tarsis'ten yelken am iman bir tccar gemisine yetiip onlar daha
ne olduunu anlayamadan gemiye yanaarak, kazancn arttrabilirdi.
Gemiye yanatktan sonra hzla gemiye kp, etrafa bakp, rahata
kaabilirdi.
Ejderha Yceefendileri'nin csseli gemilerini de geri brakmakta
ustayd; geri onlara bulamamay kendine kat bir kural edinmiti.
Fakat artk sk sk Yceefendi'nin gemilerinin tccar gemilerine "refakat" ettikleri grlmeye balamt. Maquesla'mn son iki yolculuunda para kaybetmi olmas yolcu tamaya tenezzl etmesinin bir
nedeniydi -bu normal koullarda hibir ekilde yapmayaca bir
eydi.
Miferini kartan yanmelf masaya oturdu -daha dorusu sallanan
geminin hareketine alkn olmad iin kt. Dengesini rahatlkla
koruyabilen Maquesta ayakta durmaya devam ediyordu.
"E, ne istiyorsun?" diye sordu kadn esneyerek. "Sana yelken
aamayacamz syledim. Deniz...
"Mecburuz," dedi Tanis terslenerek.
"Bak," dedi Maquesta sabrla (kendi kendine durmadan onun
parasn deyen bir mteri olduunu hatrlatarak), "eer ban beadaysa bu benim sorunum deil! Ne gemimi, ne mrettebatm riske
atp... "
"Benim deil," diye szn kesti Tanis, Maquesta'ya dikkatle bakarak, "senin dertte."
"Benim mi?" dedi Maquesta hayretler iinde ekinerek.
Tani-i ellerini masann zerinde kavuturarak, ellerine bakmaya
balad. Son gnlerin yorgunluuna ilaveten demirli duran geminin
ileri geri sallan midesini bulandnyordu. Sakal altndan teninin
soluk yeilimtrak rengini ve ukur gzlerinin altndaki kara glgeleri
gren Maquesta, bu yar-inelften daha iyi grnen cesetler grdn
dnd.
"Ne demek istiyorsun':" diye sordu gergin bir biimde.
"Ben... ben bir Ejder!ir 'eefendisi tarafndan yakalandm...
gn nce," diye balad) T ; alak bir sesle, ellerine bakarak konu
uyordu. "Hayr sarar ,' .alandm' yanl bir sz. Be-beni bu e
kilde giyinmi g
im adamlarndan biri olduumu zannet
ti- O-ona ordv ar refakat etmek zorunda kaldm. Son bav

26

27

ka gndr orada -ordughtaydm yani- ve bi-bir ey rendim.


Yceefendi ile ejderanlann Flotsam'i neden aratrdklarm biliyorum. Neyi -kimi- aradklarn biliyorum."
"Ya yle mi?" dedi hemen Maquesta; sinirlerinin bulac bir mikrop
gibi her yann kapladn hissedebiliyordu. "Perechon'u deil her
halde... "
"Dmencini." Tanis sonunda ona bakt. "Berem."
"Berem!" diye tekrarlad Maquesta, donup kalmt. "Ne iin? O
adam bir dilsiz! Yanmiaklh! yi bir dmenci olabilir ama o kadar.
Ejderha Yceefendilerinin onu aramasn gerektirecek ne yapm
olabilir ki?"
"Bilmiyorum," dedi Tanis bezgince, deniz tutmasn diye gayret
harcayarak. "Nedenini bulamadm. Onlarn bilip bilmediklerinden de
emin deilim! Fakat her ne pahasna olursa olsun onu canl olarak
gtrmek iin emirleri var, canl olarak" -sallanan lambalar grmemek
iin gzlerini kapatt- "Karanlk Kralie'ye gtrmek iin... "
Atan afan nlar denizin kaba yzeyi zerine eik krmz
nlar yolluyordu. Bir an iin Maq'n parlak kara teni zerinde parlad:
neredeyse omuzlarna kadar inen altn kpelerinden bir alev gibi
frlayan bir imek. Elini sinirli sinirli ksa kesilmi sanda gezdirdi.
Maquesta boaznn tkandn hissetti. "Ondan kurtuluruz!"
diye mrldand gergin bir halde, kendini itip masadan kalkarak.
"Onu kyya brakrm. Baka bir dmenci bulabilirim... "
"Dinle!" Maquesta'nm kolunu yakalayan Tanis onu durmaya zorlayarak sk sk tuttu. "Daha imdiden burada olduunu biliyor olabilirler! Bilmeseler bile, onu yakalarlarsa bu bir ey fark ettirmez. Bir
kere onun burada, bu gemide olduu renince -emin ol renirler; bir
dilsizi konuturmann bile yollar vardr- seni ve bu gemideki herkesi
tutuklarlar. Ya turuklarlar, ya da sizden kurtulurlar."
Kadn tutacak daha fazla gc kalmadn fark ederek kadnn
kolundaki elini gevetti. "Gemite de byle yapmlard. Biliyorum.
Yceefendi anlatt bana. Kyleri olduu gibi yerle bir etmilerdi.
nsanlar ikence grm, ldrlmt. Bu adamla temas olan
herkesin ba belada. Hangi korkun srr tayorsa, bu srrn
yaylmasndan korkuyorlar ve byle bir eye izin veremezler."
Maquesta oturdu. "Berem mi?" diye fsldad yavaa, kulaklarna
inanamayarak.
"Frtna nedeniyle bir ey yapamazlar," dedi Tanis yorgun bir
edayla, "ayrca Yceefendi de, oradaki bir sava nedeniyle Solafnni-

va'va arld. Fakat K... Yceefendi bugn geri dnecek. Ve sonra "
Devam edemedi. Bir sarsnt bedenini harap ederken ba elleri
arasna kt.
Maquesta onu dikkatlice izledi. Bu doru olabilir miydi? Yoksa
btn bunlar onu iinde bulunduu beladan uzaklatrmas iin mi
uyduruyordu? Sefil bir biimde masaya kn seyreden Maquesta yavaa svd. Geminin kaptan tam bir insan sarrafyd. Byle
de olmak zorundayd, bu kaba saba mrettebatn denetim altnda
tutabilmek iin. Yarmelfin yalan sylemediini biliyordu. En
azndan fazla yalan sylemiyordu. Tam anlatmad baz eyler olduundan kukulanyordu ama Berem hakkndaki bu hikye -ne
kadar garip grnrse grnsn- gerek pay tayordu.
Kendi kendine kfrederek, her eyin mantkl geldiini dnd
huzursuzca. Muhakeme kabiliyetiyle, saduyusuyla hep gurur duyard. Yine de Berem'in garipliini hep gz ard etmiti. Neden? Dudaklar alayla kvrld. Ondan holanyordu -itiraf etmeliydi. ocuk
gibiydi, neeli, saf. O yzden de onun karaya kmadaki gnlszl,
yabanclar karsndaki korkusu, ganimeti paylamay reddetse de bir
korsan iin almak iin bu kadar hevesli olmas zerinde fazla
durmamt. Maquesta bir an iin, gemiyi dinleyerek durdu. Da
bakarak altn gnein ak tepelerde birden bire parlamasn seyretti;
sonra gne gzden kayboldu, alalan gri bir bulut tarafndan yutuldu.
Gemiyi kartmak tehlikeli olacakt ama eer rzgr doru, ynden
eserse...
"Kyda bir san gibi kstnlmaktansa," diye mrldand, Tanis'ten
ok kendi kendine, "ak denizde olmay tercih ederim."
Kararn veren Maq hzla ayaa kalkarak kapya doru yneldi.
Sonra Tanis'in homurdandn duydu. Dnp, ona acyarak bakt.
"Haydi Yarmelf," dedi Maquesta, pek de kaba olmayan bir tarzda.
Ona sarlarak kalkmasna yardm etti. "Gvertede, ak havada
kendini daha iyi hissedersin. Sonra arkadalarna bunun 'insan rahatlatan bir okyanus yolculuu' olmayacan anlatman gerek. ine
atldnz riskin farknda msn?"
Tanis ban evet, anlamnda sallad. Btn gcyle Maquesta'ya
yaslanarak bir alalp, bir kabaran gverteden yrd.
"Bana her eyi anlatmadn kesin," dedi Maquesta, bir tekmeyle
kamarasnn kapsn ap Tanis'in ana gverteye kmasna yardm
ederken, alak sesle. "Bahse girerim ki Yceefendi'nin tek arad Berem
deil. Ama eminim senin ve mrettebatnn yolculuk ettikleri en kt
hava da bu deildir. nallah ansnz hep yaver gider!"

28

29

Perechon ak denizde sallana sallana, zorla ilerliyordu. Yelkenlerini indirerek ilerleyen gemi, ald her .milim iin byk uralar
vererek ok az ilerliyor gibiydi. anslarna rzgr dirisa etmiti.
Durmadan gney batdan eserek onlar dorudan Istar'n Kan Denizi'ne gtryordu. Flotsam'in kuzey batsnda bulunan, Nordmaar
burnunun tesindeki Kalaman'a doru ynlenmi olduklarndan biraz
yollarndan sapm oluyorlard. Fakat Maquesta umursamad.
Elinden geldiince karadan uzak durmak istiyordu.
Hatta kuzey douya doru yelken ap minotaurlann yurdu olan
Mithras'a gitme olaslklar olduunu sylemiti Tanis'e. Yceefendi'nin ordulannda birka minotaur dvmekle birlikte genelde minotaurlar henz Karanlk Kralie ile bir anlama imzalamamlard.
Koraf a gre, minotaurlar hizmetlerinin karl olarak Ansalon'un
dou ksmnn denetimini istiyorlard. Ama dounun denetimi daha
yeni, Toede adl bir hobgoblin olan yeni bir Ejderha Yceefendi-si'ne
verilmiti. Minotaurlar ne insanlar, ne elfleri sevmezlerdi ama -tam
bu zamanda- Yceefendiler de onlarn bir iine yaramyordu. Maq
ile mrettebat daha nce Mithras'a snmt. Orada emniyet iinde
olabilirlerdi, en azndan bir sre iin.
Tanis bu gecikmeden memnun kalmamt fakat kaderi artk kendi
ellerinde deildi. Bunu dnen yarmelf, btn bu kan ve alev
girdabnn ortasndaki adama bakt. Berem dmende duruyor, dmeni sk, kendinden emin ellerle idare ediyordu; bo yz tasasz ve
umursamazd.
Dmencinin gmleinin n ksmna dikkatla bakan Tanis yeilin
bir prltsn yakalayabilmeyi umuyordu. Aylar nce Pax Tharkas'ta
adamn etine yerletirilmi yeilin parladm grd gsnde ne
gibi kara bir giz atyordu acaba? Sava hl dengede durmuken
neden yzlerce ejderan onu aramakla zaman harcyordu? Neden
Kitiara Berem'i bulmak iin sadece Flotsam'de olduuna dair bir
sylenti zerine oradaki aratrmalara bakanlk etmek iin Solamniya'daki glerinin komutasndan vaz gemi, bu kadar deliye
dnmt?
"Anahtar o!" Tanis Kitiara'nn szlerini hatrlamt. "Eer onu
ele geirirsek Krynn Karanlk Kralie'nin kudreti altnda olacak. O
zaman yeryznde bizi yenebilecek hibir g kalmaz!"
Titreyen, midesi azna gelen Tanis adam dehetle izledi. Berem o
kadar her eyden uzak, her eyin tesinde grnyordu ki sanki bu
dnyann sorunlar onu hi ilgilendirmiyordu. Acaba Masqu30

ta'nn dedii gibi yarm akll m? diye merak etti Tanis. Berem'i Pax
Tharkas'taki dehetin tam ortasnda grd o birka ksa saniyeyi
hatrlad. Kamak iin aresizlik iinde uraan hain Eben'i izlerkenki haliyle adamn yzn hatrlajd. Yzndeki ifade korku dolu veya donuk veya umursamaz deildi. Yzndeki ifade... neydi?
Boyun emi bir ifadeydi! Evet bulmutu! Sanki onu bekleyen
kaderi biliyormu ve yine de yoluna devam ediyormu gibi. Sahiden
de Berem ile Eben kaplara vardklarnda, kaplan kilitli tutan
mekanizmadan yzlerce ton kaya yam; onlar, ancak bir ejderhann
kaldrabilecei kayalar altna gmmt. Her iki beden de kaybolmutu tabii ki.
Ya da en azndan Eben'in bedeni kaybolmutu. Sadece birka
hafta sonra, Altmay ve Nehiryeli'nin dn trenlerinde Tanis ile
Sturm onu yeniden grmlerdi -canl olarak!- Daha onu yakalayamadan adam kalabalk iinde kaybolmutu. Ve onu bir daha grmemilerdi. Tanis onu, sakin sakin bu gemide bir yelken bezi dikerken,
-ya da drt- gn nce buluncaya kadar.
Berem yz huzur dolu, gemiyi rotasnda gtryordu. Tanis
geminin kenarndan uzanarak rmeye balad.
Maquesta mrettebata Berem hakknda hibir ey sylememiti.
Ani ayrllarn aklamak iin, Ejderha Yceefendisi'nin gemilerine
biraz fazla ilgi duyduuyla ilgili bir haber aldn ve ak denizlere
almann akllca olacan sylemiti. Mrettebattan kimse onu
sorgulamad. Yceefendileri hi sevmezlerdi ve zaten ou da btn
paralarn kaybedecek kadar uzun zamandr Flotsam'deydi.
Tanis de bu acelelerinin nedenini arkadalarna aklamamt.
Btn yolarkadalari yeil ziynetli adam ile ilgili yky duymutu,
geri hepsi (Caramon hari hepsi) bunu yzlerine vurmasa da Tanis,
onlarn Sturm ile onun dn erefine ok kadeh kaldrdklar iin
sarho olduklarn dndklerini dnyordu. Neden bu kadar
sert sularda yaamlarn tehlikeye attklarn sormuyordu. Ona olan
gvenleri tamd.
Deniz tutmasndan kaynaklanan mide bulants nbetlerinden
muzdarip, iini kemiren sululuk duygusuyla parampara olan Tanis,
sefil bir halde gvertede kamburunu karm denize bakyordu.
Grne gre onun midesindeki alkantlara ermilerin bile yapacak
pek bir eyi olmamasna ramen Altnay'n ifa gc bir yere kadar
iyilemesini salamt. Fakat ruhundaki alkantya yardm etmek
kadnn gc dndayd.
Gvertede oturmu denize bakyor, her an ufukta gemilerin yel-

31

kenlerini grmekten korkuyordu. Dierleri, belki de daha iyi dinlenmi olduklarndan, gemi rpntl sulardan hzla ilerlerken meydana gelen dzensiz hareketinden daha az etkilenmiler, sadece arn-da
bir geminin yannda patlayan byk dalgalardan hepsi iliklerine
kadar slanmlard.
Raistlin bile -bunu grmek Caramon'u hayretlere drmtolduka rahat grnyordu. Byc dierlerinden ayr oturmu,
yolcular mmkn olduu kadar kuru tutabilmek amacyla denizciler
tarafndan yaylan yelkenlerden birinin altna bzmt. Bycy gemi tutmamt. Pek ksrmyojdu bile. Sadece dncelere
dalm gitmiti; altn gzleri hzla hareket eden frtna bulutlan
arasna dalp kan sabah gneinin parltlarndan daha parlakt.
Tanis, izlenmekten korktuundan bahsettiinde Maquesta
omuzlan silkti. Perechon Yceefendi'nin csseli gemileriden daha
hzlyd. Limandan kolaycack szlp kmlard -ktklarn tek
farkeden gemiler, kendileri gibi Korsan gemileriydi. ylesine bir
kardelikte kimse soru sormamt.
Deniz daha da sakinleti ve srekli bir rzgr altnda dzeldi.
Btn gn boyunca frtna bulutlan tehditkar bir biimde alald ve
tazelenen rzgr tarafndan paraland. Gece berrak ve yldzlarla
l sld. Maquesta yelkenleri fazlalatrabilmiti. Gemi, su zerinden
uuyordu. Sabah yolarkadalar uyandklarnda Krynn zerindeki en
korkun grntyle karlatlar.
star'n Kan Denizi'nin kysndaydlar.
Perechon, bycnn giydii cbbe kadar, ksrdnde dudaklarn benekleyen kan kadar krmz olan sulara ilk girdiinde
gne dou ufkunda kocaman altndan bir toptu.
"smini doru takmlar," dedi Tanis Nehiryeli'ne, gvertede
durmu krmz, kasvetli sulara bakarken. lerisini gremiyorlard.
Aman vermeyen bir tayfun gkyznden inmi, sular kurun grisi
bir perdeyle gzlerden gizliyordu.
"nanmamtm," dedi Nehiryeli ciddiyetle ban sallayarak.
"VVilliam'n buray anlattn duymutum ama onun gemileri yutan
deniz ejderhalan ve bacak yerine balk kuyruuna sahip kadnlar
hakknda anlattklarn durmadan dinlemitim. Fakat bu... " Barbar
Bozkrl kan renkli sular huzursuzca seyrederek ban sallad.
"Serice bunun, ateli da Kral Rahip'in mabedine arptnda
len starhlar'n kan olmas ihtimali var m?" diye sordu Altnay yavaa, kocasnn yannda durmak iin gelerek.
"Ne samalk.'" diye homurdand Maquesta. Gemisi ve mrette32

b tn en iyi ekilde grdne emin olmak iin durmadan etrafna


baknarak onlara katlmak iin gverteden ilerledi.
"Yine Domuz-surat VVilliam' dinlemisiniz!" Gld. "O denizi
bilmeyenleri korkutmaya baylr. Su rengini, dibindeki topraktan
alyor. Unutmayn zerinde bulunduumuz ey, okyanus dibinde
olduu gibi kum deil. Buras kupkuru topraklarm -star'n bakenti ve etrafndaki zengin topraklar. Ateli da dtnde yeri
yarm. Okyanustan gelen sular ieri dolarak yeni bir deniz oluturmu. Artk star'n zenginlikleri dalgalarn ok altnda yatyor."
Maquesta hlyal gzlerle, sanki alkantl sulara nfuz ederek
aada kaybolmu ehirde sz edilen hazinelerin ltlarn grebilecekmi gibi geminin parmaklarndan ileri bakt. zlemle i geirdi.
Altnay geminin gneyan kaptanna tiksintiyle bakt; bu korkun
harabiyet ve yiten yaamlar karsnda kendi gzleri hzn "* ve dehetle
dolmutu.
"Topra kartrp duran nedir?" diye sordu Nehiryeli kan rengi
denize doru kalarn atp bakarak. "Dalgalarn ve gel-gitin hareketiyle bile, topran yerine oturmu olmas gerekirdi."
"Doru konutun barbar." Maquesta uzun boylu, yakkl Bozkrl'ya takdirle bakt. "Fakat unutma senin halkn ifti ve topraktan
iyi anlarlar, ya da ben yle duydum. Eer elini suya sokarsan tozun
tanelerini hissedebilirsin. Kan Denizi'nin tam ortasnda byk bir
iddetle dnerek dipteki topra yukan eken bir girdap olduu
varsaylr. Ama bu doru mu, yoksa Domuz-suratn baka bir hikyesi
mi bilemem. Ben hi grmedim, benimle yelken aanlar arasnda da
gren yok ve ben ocukluumdan beri bu sularda dolarm, iimi
babamdan renmitim. Denizin hep tam ortasnda asl duran
tayfunun gbeine yelken aacak kadar aptal birini grmedim daha."
"O halde Mithras'a nasl gideceksin?" diye homurdand Tanis.
"Eer planlarn doruysa, Kan Denizi'nin br tarafnda bulunuyor."
"Eer izleniyorsak, Mithras'a gneye yelken aarak ulaabiliriz.
Eer takip edilmiyorsak Deniz'in bat kysn dolanarak Nordmaar'n kuzey kysndan gidebiliriz. Endielenme Yarmelf." Maq elini
gsterili bir biimde savurdu. "En azndan Kan Denizi'ni grdk,
diyebileceksiniz. Krynn'in harikalanndan birini."
Ka doru ilerlemek iin dnen Maquesta'ya direk zerindeki
gzc yerinden seslendi.
"Hey gvertedekiler! Batda yelkenli!" diye seslendi gzc.
33

Maquesta ile Koraf derhal birer kk tekli drbn kartarak


drbnlerini bat ufkuna evirdiler. Yolarkadalan huzursuzca bakarak birbirlerine yanat. Raistlin bile onu koruyan yelkenin altndaki yerinden ayrlp gverteden yryerek altn gzleriyle batya
bakt.
"Bir gemi mi?" diye mrldand Maquesta Koraf a.
"Hayr," diye homurdand minotaur bozuk Ortak Lisanyla. "Belkim bi bulut. Ama hzl gitiyo, ok hzl. Grdm her buluttan
hzl."
Artk hepsi ufuktaki karanlk lekeleri, daha onlar seyrederken git
gide byyen lekeleri grebiliyordu.
Sonra Tanis, iinde kendisini buran bir ac hissetti, sanki bir kl
saplanm gibi. Ac o kadar ani ve gerekti ki nefesi kesildi, dmemek
iin Caramon'a turundu. Dierleri onu endieyle izledi, Cara-mon
arkadana destek olmak iin ona sarld.
Tanis onlara doru neyin utuunu biliyordu.
Ve onlara kimin kumanda ettiini de.

Bir grup ejderha," dedi Raistlin kardeinin yannda durmak iin

gelerek. "Be tane var sanrm."


"Ejderhalar!" dedi Maquesta nefesi arasndan. Bir an iin parmaklklar titreyen ellerle kavradktan sonra savrulurcasna arkasna
dnd. "Btn yelkenleri an!" diye emretti.
Mrettebat batya bakyordu; gzleri ve aklllar yaklamakta
olan dehete kilitlenmiti. Maquesta sesini ykselterek bir kez daha
verdii emri tekrarlad, tek dncesi sevgili gemisiydi. Sesindeki
g ve sknet, mrettebata yava yava yaklaan o ilk hafif ejderhakorkusunu paralamt. Birka tanesi igdsel olarak verilen
emirleri yerine getirmek iin frlad; derken onlan dierleri izledi.
Koraf da krbacyla yardmc oluyor, onu memnun edecek kadar hzla
hareket etmeyen adamlara hafife vuruyordu. Ksa bir sre iinde
byk yelkenler dalgalanmaya balad. pler meum meum gaat l
^ yor, gemi donanm szlyordu.
"Gemiyi tayfunun kysnda tut!" diye haykrd Maq, Berem'e.
Adam yavaa ban olur, anlamnda sajlad ama yzndeki bo
ifadeden duyup duymadn anlamak zordu.
Belli ki anlamt nk Perechon, Kan Denizi'ni rten srekli

34

35

tayfunun yaknnda salnyor, dalgalarn yzeyi boyunca kayyor,


frtnann sis grisi rzgryla hareket ediyordu.
Bu pervaszca bir giditi ve Maq bunun farkndayd. Bir direk
usa, bir yelken yrtlsa, bir ip kopsa onlara kimse yardm edemezdi.
Ama bu riski gze almak zorundayd.
"Faydasz," diye mtalaa etti Raistlin souk bir edayla.
"Ejderhalardan daha hzl gidemezsiniz. Bakn, nasl da hzla aray
kapatyorlar. zleniyordun Yarmelf." Tanis'e dnd. "Ordugahtan
ayrldnda izleniyordun... Ya yle" -bycnn sesi tslad- "ya da
bizi ele verdin!"

"Hayr! Yemin ederim..." Tanis durdu.

Sarho ejderan!... Tanis kendi kendine kfrederek gzlerini kapatt.


Tabii ki Kit onu izletecekti! Ona olan gveni, yatan paylaan dier
adamlara olandan fazla deildi. Ne kadar kendini beenmi bir
ahmakt! Kendisinin onun iin zel biri olduuna inanmt, onun
kendisini sevdiine! O kimseyi sevmezdi. O sevemezdi...
"zleniyordum!" dedi skt dileri arasndan. "Bana inanmanz
gerek. Bir... bir ahmak olabilirim. O frtnada beni izleyeceklerini
dnmemitim. Ama sizi ele vermedim! Yemin ederim!"
"Sana inanyoruz Tanis," dedi Altnay onun yannda durmak iin
ilerleyip, gznn ucuyla Raistlin'e kzgn kzgn bakarak.
Raistlin bir ey sylemedi ama dudaklarnn kenarlar alayla kvrld. Tanis onun baklarndan kanarak ejderhalar seyretmek iin
dnd. Artk yaratklar ak ak grebiliyorlard. O muazzam kanat
boylarn, arkalarndan ylan gibi uzanan kuyruklarn, devasa mavi
bedenleri altndan sallanan acmasz, peneli ayaklarn grebiliyorlard.
"Birinin binicisi var," diye rapor etti Maquesta kasvetle, drbn
gznde. "Boynuzlu maskesi olan bir binici."
"Bir Ejderha Yceefendisi," diye beyan etti Caramon gerekmedii
halde; hepsi verilen tarifin kime ait olduunu gayet iyi biliyordu.
Koca adam Tanis'e skntl skntl bakt. "Neler dndn anlatsan fena olmayacak Tanis. Eer bu Yceefendi senin emri altndaki bir
asker olduunu dnm olsayd neden seni izlemek, senin peinden
gelmek zahmetine katlansn?"
Tanis konumaya balad ama kesik kesik kan szleri strap
iinde, szsz bir bartyla bouldu; o kadar hayvanvari bir korku,
dehet ve gazapla dolu bir bartyd ki bu herkesin dncesini
ejderhalardan kopanp ald. Ses geminin dmeninden gelmiti. Yolarkadalan elleri silahlarnda dndler. Mrettebat deliler gibi u-

36

balayarak; korkusu aniden adamn aklnn iindekileri grmesini


salamt. Gverteden frlad ama ok ge kalmt.
Yznde lgn bir dehetle, yaklaan ejderhalara bakan Berem
sesszleti. Sonra yeniden bard, minotaurun bile kann donduran
bozulmu bir korku feryadyd bu. zerindeki yelkenler rzgrla
yrtlma noktasnda imi, donanm gerilmiti. Katlanabilecei btn
yelkenleri ien gemi sanki dalgalarn zerinden atlyor, arkasnda
beyaz kpkten bir iz brakyordu. Ama ejderhalar yine de aray
kapattlar.
Yaral bir hayvan gibi ban sallayan Berem dmeni dndrrken
Maq neredeyse ona ulamt.
"Hayr! Berem!" diye viyaklad Maquesta.
Berem'in ani hareketi kk gemiyi o kadar byk bir hzla dndrmt ki neredeyse batacakt. Geminin yan yatmasyla oluan
zorlamadan mizana direi atrdayarak koptu. Donanm, armhlar,
yelkenler ve insanlar ya dikine gverteye ya da Kan Denizi'ne dtler.
Maq' yakalayan Koraf onu devrilmekte olan direin altndan
kurtard. Caramon kardeini kollan arasna alarak gverteye frlatp,
Raistlin'in narin bedenini zerlerine ken dolam ipler ve paralanan
tahtalardan kendi bedeniyle korudu. Gemiciler ya gvertede
yuvarlanyor, ya da oraya buraya arpyorlard. Aadan yklerinin
yerinden kurtulduu duyulabiliyordu. Yolarkadalar halatlara, ya da
ellerine ne geerse ona sarlyorlar, grne gre Berem gemiyi
batrmaya alt iin aresizlik iinde tutunmaya alyorlard.
Yelkenler, l kularn kanatlar gibi korkun bir biimde rpnyordu; donanm gitmiti, gemi aresizlik iinde batp kyordu.
Fakat grnte panikten deliye dnm olan becerikli dmenci
yine de bir denizciydi. Dmen bota dnebilecekken igdsel olarak
dmeni sk sk tuttu. Yavaa, lmcl bir hastala tutulmu
ocuunun etrafnda dolanan bir ana zeniyle gemiyi yeniden rzgrn ynne soktu. Perechon yava yava kendini dzeltti. Kendilerim salm, cansz olan yelkenler rzgr yakalayarak itiler. Dnen
Perechon yeni rotasna oturdu.
Ancak o zaman, rzgrn sprd pusun gri rts gemiyi
yutunca, gemideki herkes denize gmlmenin daha abuk ve daha
kolay bir lm olacan fark etti.

37

"Delirmi! Bizi Kan Denizi'nin ortasndaki tayfuna doru ynlendiriyor!" dedi Maquesta, ayaa kalkarken ancak duyulan, atlak
bir sesle. Yz allak bullak olmu Koraf elinde armadora eliiyle
Berem'e doru ilerledi.
"Hayr! Koraf!" Nefesi tkanan Maquesta onu yakalad. "Belki de
Berem hakldr! Bu bizim tek ansmz olabilir! Ejderhalar tayfun
iinde bizi izlemeye cesaret edemez. Bu ie bizi Berem bulatrd
ama bizi buradan kartabilecek tek kii de o! Tayfunun eteklerinde
kalmay baarabilirsek... "
Kargack burgack bir imek gri perdeyi yard. Pus aralanarak
korkun bir manzaray gzler nne serdi. Grleyen rzgrda kara
bulutlar dnyor, yeil imekler akyor havay kkrtn sert kokusuyla dolduruyordu. Al sular bir kabarp, bir iniyordu. Yzeyde,
lmekte olan bir adamn azndaki kpkler gibi ak dalgalar kpryordu. Bir an iin kimse kprdyamad. Doann korkun gleri
karsnda kendilerini mini minnack hissederek seyretmekten baka bir
ey yapamyorlard. Sonra rzgr onlara arpt. Kmlm, srklenen
direk tarafndan ekilen gemi savrulmaya balamt. Ani bir yamur
krba gibi yayor, dolu ahap gverte zerinde takrdyor-du; gri
perde bir kez daha etraflarn sard.
Maquesta'nn emriyle adamlar yukarda kalan yelkenleri amak
iin itiip kakmaya balad. Baka bir grup da deliler gibi sallanan
krk direkten kurtulmak iin canla bala alyordu. Denizciler baltalarla saldrarak ipleri kestiler ve direin kan krmzs sulara dmesini saladlar. Direin srkleyen yknden kurtulan gemi ya
va yava kendini dorulttu. ndirilmi yelkenlerle hl rzgr tarafndan savrulsa da, bir direi gitmi olsa da Perechon frtnaya dayanabiliyor gibiydi.
Bu ani tehlike neredeyse ejderhalarn dncelerini akllarndan
silip atmt. Birka dakika daha fazla yaayabilme olaslklar dounca yolarkadalan kurun gibi inen iddetli yamura doru bakmaya baladlar.
"Sizce bizi kaybetmiler midir?" diye sordu Caramon. Koca savann bandaki derin yaradan kan akyordu. Acs gzlerinden
belliydi. Fakat onun btn endiesi kardei iindi. Yaralanmam
olan Raistlin yanndayd ama ksrd iin zar zor ayakta durabiliyordu.
Tanis ban ask bir yzle sallad. Yaralanan olup olmadn anlamak iin aceleyle etrafna bakndktan sonra gruba, bir araya toplanmas iin iaret etti. Yanmelfin etrafnda toplaruncaya kadar ha-

38

laflara tutuna tutuna, birer birer yamurun iinde de kalka ilerlediler. Hepsi alkantl denize bakyordu.
lk balarda hibir ey grmediler; yamur ve rzgrn savurdu-denizden geminin pruvasn grmek bile zordu. Gemicilerin bazlar,
ejderhalardan kurtulduktan iin yksek sesle tezahratta bulundular.
Fakat gzlerini bacya dikmi olan Tanis, Yceefendi'nin takibini
lmden baka bir eyin kesmeyeceini biliyordu. Gerekten de,
ateli gzleri nefretle al al tutumu, zehirli dilerle dolu az alm
bir mavi ejderha ba aniden gri bulutlar yarnca gemicilerin tezahrat
hayret dolu haykrlara dnt.
Ejderha gittike yaklayor, koca kanatlan rzgr, yamur ve doluyla etkilense de sallanmadan durabiliyordu. Mavi ejderhann srtna
bir Ejderha Yceefendisi binmiti. Yceefendi'nin elinde silah
olmadn grd Tanis ac ac. Hibir silaha ihtiyac yoktu. O Berem'i aldktan sonra ejderhas geri kalanlar yok edecekti. Tanis olacaklan bilmenin skntsyla, bunlarn msebbibinin kendisi olduunu
bilmenin skntsyla ban edi.
Sonra ban kaldrd. Bir anstan olabilir diye dnd lgnca.
Belki de Berem'i tanmazd... Ona bir zarar gelecei korkusuyula da
hepsini yok etmezdi. Dmenciye bakmak iin dnen Tanis'in lgn
midi daha domadan ld. Sanki tanrlar onlann aleyhine alyordu.
Rzgar Berem'in gmleini amt. Yamurun gri perdesinin
arasndan bile Tanis, adamn gsne yerletirilmi yeil ziynetin,
frtna ortasnda parlayan o korkun fenerden, o yeil imekten bile
daha parlak olduunu grebiliyordu. Berem farknda deildi. Ejderhay bile grmemiti o. O, gemiyi star'n Kan Denizi'nin deriliklerine ynlendirirken gzlerini btn dikkariyle tayfuna dikmiti.
Pnldayan ziyneti sadece iki kii grd. Geri kalan herkes ejderhakorkusuna esir olmu, gzlerini zerlerinde szlen koca mavi
yaratktan ayramyordu. Tanis ziyneti grd -aylarca nce grm
olduu gibi. Ve Ejderha Yceefendisi de grd. Metal maskenin ardndaki gzler parlayan ziynete takldktan sonra Yceefendi, frtnadan savrulan gvertedeki Tanis'le gzgze geldi;
Ani bir esinti mavi ejderhay yakalad. Hafife yn deitirse de
Yceefendi'nin gzleri hi ayrlmad. Tanis, o kahverengi gzlerde
dehet verici gelecei grd. Ejderha zerlerine dalacak, peneleriyle
Berem'i alacakt. Yceefendi zaferiyle uzun, strap dolu bir sre
coacak sonra da ejderhasna hepsini yok etmesini buyuracakta...

39

Tan bunlar kadnn gznde, sadece birka gn nce onu kol


larncia tutarken gzlerinde grd ihtiras kadar net gryordu.
Gzlerini ondan ayrmayan Ejderha Yceefendisi eldivenli elini
kaldrd. Bu ejderhaya, onlara ullanmas iin iaret de olabilirdi,
Tanis'e bir veda da. Bunu hi anlayamad nk o anda kendini
kaybetmi bir ses inanlmaz bir gle frtnann zerinden haykrd.
"Kitiara!" diye haykrd Raistlin.
Caramon'u yana ittiren byc ejderhaya doru kotu. Islak gvertede kayd, her an daha da glenen rzgr al cbbesinin, etrafnda
rpnmasna neden oluyordu. Ani bir rzgr bandaki kukuletay
syrd. Yamur, metal renkli derisi zerinde parldyor, frtna nn
younlaan karanlnda kmsaati gzleri altn renginde prldyordu.
Ejderha Yceefendisi, bineinin mavi boynundaki dikenli yeleye
yle bir aslp, onu yle bir durdurdu ki Skie itiraz edercesine kkredi. Caramon yaad okla gerginlemi, ellerinde bytt narin
olan kardeine bakarken ejderha miferinin gerisindeki kahverengi
gzleri hayretle bymt. Caramon ikiz kardeinin yannda
durmak iin ilerlediinde, baklar biraz kayd.
"Kitiara?" diye fsldad Caramon bouk bir sesle; frtna rzgnyla zerlerinde szlen ejderhay izledike yz solmutu.
Yceefendi Tanis'e bakmak iin bir kez daha ban evirdikten
sonra gzleri Bereme gitti. Tanis nefesini tuttu. O gzlerden yansyan
alkanty ruhunda grebiliyordu.
Berem'e ulaabilmesi iin, kl kullanma konusunda her eyi
kendisinden renmi olan kk olan kardeini ldrmek zorunda
kalacakt. Onun narin ikizini de ldrmek zorunda kalacakt. Bir
zamanlar... sevmi olduu bir adam da ldrmek zorunda kalacakt.
Sonra Tanis kadnn gzlerinin souduunu grd ve mitsizlikle
ban sallad. nemli deildi. Kardelerini de, onu da ldrebilirdi.
Tanis kadnn szlerini hatrlad: "Berem'i ele geirince btn Krynn
ayaklarmzn altnda olacak. Karanlk Kralie bizi hayalimizin tesinde
dllendirecek!"
Kitiara Berem'i iaret ederek, ejderhay serbest brakt. Skie zalimce bir lkla dalmaya hazrland. Fakat Kitiara'nn tereddt an
felakete neden olmutu. natla ona aldrmayan Berem gemiyi git gide
tayfunun kalbine doru srmt. Rzgr uludu, donanm kopartt.
Dalgalar geminin pruvasndan ap giriyordu. Yamur bak gibi
iniyor, dolu taneleri gvertede birikerek, gverteyi bir buz tabakasyla
kaplyordu.

40

Ejderhann ba aniden derde girdi. Ani esen bir rzgr hayvana


rpt: bunu dierleri izledi, rzgrlar birbiri ardna ona arparken
Skie'n kanatlar lgnca rpmyordu. Dolular bana iniyor, kay ibi
kanatlarn yrtma tehtidi ieriyordu. Skie' bu tehlikeli tayfundan daha
sakin gklere kamaktan sadece efendisinin muazzam iradesi
alkoyuyordu.
Tanis Kitiara'nn hiddetle Berem'i iaret ettiini grd. Skie'n
dmenciye yaklaabilmek iin yrekli bir hamlede bulunduunu da
grd.
Derken gemiye ani bir rzgr arpt. Dalga zerlerinden at. Su
etraflarnda aldyor, kpryor, insanlarn ayaklarn yerden keserek gverte zerinde kaymalarna neden oluyordu. Gemi yan yatt.
Herkes eline gelene -halatlara, alara herhangi bir eye- tutunup,
gverteden denize dmemeye alt.
Berem adeta canlanm, elinde srayp duran dmenle savayordu. Yelkeler ikiye ayrld, adamlar dehet verici lklarla Kan
Denizi'nde kayboldu. Sonra yava yava gemi yine doruldu; tahtalar
zerlerindeki basnla gcrdyordu. Tanis aceleyle baklarm yukar
kaldrd.
Ejderha -Kitiara- yoktu.
Ejderha kor k sunda n kurtulan Maquesta harekete geti, yine lmekte olan gemisini kurtarmak iin daha kararlyd. Emirlerini bararak ileri doru kotu ve Tika'ya takld.
"Aaya in, denizden anlamaz lapac!" diye bard frtna rzgrnn arasndan hiddetle Tanis'e. "Arkadalarn alarak aaya in!
Ayamza dolayorsunuz! Benim kamarama gidin."
Tanis hissizce ban sallad. Kendisini uultulu bir karanlkla
dolu anlamsz bir ryadaym gibi hissedip sadece igdsyle hareket ederek herkesi aaya indirdi.
Bir yandan kardeini tarken yanndan sendeleyerek geen Caramon'un gzlerindeki ifade yreini paralad. Raistlin'in altn
gzleri, ruhunu tututurarak bir alev gibi yalayp geti onu. Sonunda
onu gemiler, dierleriyle birlikte titreyen ve sallanan, onlar kumatan
yaplm kuklalar gibi oradan oraya savuran kk kamaraya
yuvarlanrcasna girmilerdi.
Tanis herkes minik kamaraya girinceye kadar bekledikten sonra
arkasn dnp kimseyle yzleemeyerek ahap kapya kt. Koca
adam sendeleyerek yanndan geerken Caramon'un gzlerindeki o
bak, Raistlin'in gzlerindeki cokulu lty grmt. Altnay'n
sessizce aladn duymu ve onunla yzlemektense o anda lme-

yi dilemiti.

Ama yle olmayacakt. Yava yava arkasn dnd. Nehiryeli


Altnay'm yannda duruyordu, tavan ile yer arasnda tutunmaya alrken yz ask ve dnceliydi. Tika dudaklarn sryor, gz
yalan yanaklarndan szlyordu. Tanis kapnn yannda durup
arkadalarna sessizce bakarak srtn kapya dayad. Uzun bir sre
kimse tek bir kelime etmedi. Btn duyulan tayfun ve gverteye
arpan dalgalard. zerlerine sular damlyordu. Islanmlar, yorlar, korku, hzn ve okla titriyorlard.
"-ok zgnm," diye balad Tanis, tuz kapl dudaklarn yalayarak. Boaz aryor, zar zor konuabiliyordu. "Si-size sylemeye
altm...
"Demek ki son drt gndr oradaydn," dedi Caramon alak, yumuak bir sesle. "Kzkardeimizle birlikte. Kzkardeimiz, bir Ejderh
Yceefendisi!"
Tanis'in boynu bkld. Gemi ayaklarnn altnda yan yatarak
onu, Maquesta'mn yere frlayan masasnn zerine devirdi. Kendini
toplayarak, yeniden onlarla yzlemek iin kendini yava yava yerden
kaldrd. Yarmelf yaam boyunca birok ac ekmiti -nyargdan
kaynaklanan ac, kayplarnn acs, bak, ok, kl acs. Ama bu acya
katlanabileceim zannetmiyordu. Arkadalarnn gzlerinden .
okunan, onu hain sayan baklar ruhunu delip geiyordu.
"Ltfen, bana inanmanz lzm... " Ne aptalca bir sz! diye dnd acmaszca. Neden bana inansnlar ki! Dndmden beri
onlara yalan sylemekten baka bir ey yapmadm. "Pekl," diye
balad yeniden, "bana inanmanz iin bir sebebiniz olmadn biliyorum ama en azndan bir dinleyin! Flotsam sokaklannda dolarken
bir elf saldrd. Beni bu kyafette grnce" -Tanis ejderha zrhn iaret
etti- "bir ejderha subay sand. Kitiara hayatm kurtardktan sonra
beni tand. Benim Ejderha Ordusuna katlm olduumu zannetti! Ne
diyebilirdim ki? Kitiara" -Tanis yutkunarak yzn bir ovuturdu"Kitiara beni hana gtrd ve ... ve... " Kelimeler boazna kaklarak
devam edemedi.
"Ve drt gn ve geceni bir Ejderha Yceefendisi'nin sevecen kollan
arasnda geirdin!" dedi Caramon, sesi hiddetle ykseliyordu.
Sendeleyerek ayaa kalkp sularcasna Tanis'i drtt. "Sonra, drt
gn sonra biraz dinlenmek istedin! O zaman aklna biz geldik ve hl
seni bekleyip beklemediimizden emin olmak iin gelip bizi aradn!
Biz de seni bekliyorduk! Gveni sarslmaz bir grup kafadan sakat... "

42

'Tamam, Kitiara'ylaydm!" diye bard Tanis aniden hiddetlene-ek


"Evet, onu sevmitim! Bunu sizin ^anlyacanz -hibirinizin
anlayacan zannetmiyorum. Ama size hi ihanet etmedim! Tanrlar
adna yemin ederim! Solamniya'ya gitmek iin ayrlmas kamam
iin ilk frsatt ve ben de bu frsat deerlendirdim. Belli ki Kit'in
emirleriyle bir ejderan beni izlemi. Bir aptal olabilirim. Ama bir hain
deilim!"
"Ph!" Raitlin yere tkrd.
"Dinle beni byc!" diye hrlad Tanis. "Eer sizi ele verdiysem,
SZP ikinizi -yani kardelerini- grdnde neden o kadar hayret etti!
Eer sizi ele verdiysem neden hana birka ejderan yollayp sizi aldrmad? Her an sizi ele verebilirdim. Berem'i yakalamalar iin de
onlar yollayabilirdim. Onun istedii o. Ejderanlarn Flotsam'de
aradklar da o! Onun bu gemide olduunu biliyordum. Sylediim
takdirde Kitiara bana Krynn'in hkmdarln teklif etti. ite o kadar
nemli biri o. Btn yapacam onu Kit'e teslim etmekti ve Karanlklar Kraliesi bizzat beni dllendirecekti!"
"Bunu dnmediini syleme bize!" diye tslad Raitlin.
Tanis nce azn atktan sonra sessizleti. Kabahatinin, yzndeki, hibir elfin yznde kmayacak olan sakal kadar belirgin olduunun farkndayd. Tkand; sonra dierlerinin yzlerini gzlerinden uzaklatrmak iin ellerini gzleri zerine kapatt. "Be-ben onu
sevdim," dedi kekeleyerek. "Btn bu yllar boyunca. Ne olduunu
grmeyi reddettim. Ve bildiim zamanlarda bile -kendime hakim
olamadm. Sen seviyorsun" -gzleri Nehiryei'ne gitti- "ve sen" Caramon'a dnd. Gemi yeniden ba k vurmaya balamt. Zeminin ayaklan altnda meylettiini hisseden Tanis masann kenarna
tutundu. "Siz olsaydnz ne yapardnz? Be yldr ryalarmdan
kmyordu!" Durdu. Sessizdiler. Caramon'un yz olaand bir
biimde dnceliydi. Nehiryeli'nin gzleri Altnay'm zerindeydi.
"Gittiinde," diye devam etti Tanis, seshem yumuakt, hem de
ac yklyd. "Onun yatanda yatarak kendimden nefret ettim. u
anda benden nefret edebilirsiniz ama aldm u hal karsnda kendimden tiksindiim ve kendimi hakir grdm kadar ne tiksinebilir,
ne de hakir grebilirsiniz! Laurana'y dndm ve... "
Tanis sessizleerek ban kaldrd. Konuurken geminin hareketinin deimekte olduunu fark etmiti. Dierleri de etraflarna bakndlar.."Artk eskisi kadar deliler gibi meyletmediini fark etmek
iin deneyimli bir denizci olmaya gerek yoktu. Artk sarslmadan
ileri doru gidiyorlard; her nedense bu daha korkun bir hareketti
43

nk hi de doal deildi. Daha kimse neler olduunu bile d


necek vakit bulamadan, birisi krnrcasna kapy ald.
"Maquesta siz yukar k dedi!" diye bard Koraf kabaca. .Tanis
aceleyle arkadalarna gz gezdirdi. Nehiryeli'nin yz kararmt;
Tanis'le gz gze gelerek bir sre durdu ama gzlerinde hi k yoktu.
Bozkrl uzun zamandr insan olmayanlara gvenmiyordu zaten.
Ancak haftalarca birlikte yzletikleri tehlikelerden sonra Tanis'i bir
kade gibi sevebilmi, gvenebilmiti. Her ey yklm myd? Tanis
ona bakmaya devam etti. Nehiryeli hibir ey syleden baklarn
indirip yryerek Tanis'in yanndan gemeye balamt ki durdu.
"Haklsn dostum," dedi, ayaa kalkmakta olan Altnay'a bakarak.
"Ben de sevdim." Baka bir sz sylemeden aniden dnerek gverteye
kt.
Kocasn izleyen Altnay sessizce Tanis'e bakt; Tanis o sessiz bakta sevka t ve anlay grd. Kadnn anlam olmasn diledi, onu
anlayacak kadar balayc olmasn.
Caramon tereddt ettikten sonra hibir sz sylemeden ve ona
bakmadan yanndan geip gitti. Raistlin att her admda altn gzlerini Tanis'ten ayrmayp, ilerledike ban evirerek sessizce onu
izledi. O altn gzlerde bir nee imas m vard yoksa? Dierlerinin
uzun sredir gvenmedikleri Raistlin sonunda bunu biriyle paylamaktan mutlu muydu? Yanmelfin, bycnn ne dnd hakknda hibir fikri yoktu. Sonra Tika geti yanndan, koluna hafife,
anlayla vururak. O sevmenin ne demek olduunu biliyordu...
Tanis bir an, kendi karanl iinde kaybolarak kamarada yalnz
kald. Sonra iini ekerek arkadalarn izledi.
Gverteye adm atar atmaz neler olduunu anlad Tanis. Dierleri
soluk ve gergin yzlerle geminin kenarndan bakyorlard. Ma-questa
n gvertede ban sallayp kendi dilinde bol bol kfrederek volta atp
duruyordu.
Tanis'in yaklamakta olduunu duyarak ban kaldrd, imekler
akan kara gzlerinde nefret vard.
"Bizi mahvettin," dedi dmanca. "Hem sen, hem de o allann belas
dmenci!"
Maquesta'nn szleri adal gelmiti ona, kendi aklnda syleyip
durduu szlerin bir tekrar gibiydi. Tanis gerekte kadn m konuuyor yoksa kendisi kendisini mi dinliyordu, phe etmeye balamt.
"Girdaba yakalandk."
44

su zerinde bir ku hafifliiyle kayarak ileri doru frlad.


Perechon,
Fakat kan krmzs karanla doru dnen sulu anafora kaplm,

kanatlan krklm bir kutu.


O korkun g, deniz sularn sonunda boyal bir cam gibi grnnceye kadar ekip yattrmt. Siyah derinliklerden yankl, daimi
bir gmbrt kabaryordu. Tayfunun bulutlan bile, sanki doann
kendisi girdaba kaplm, kendi sonuna doru atlr gibi bu derinlik
zerinde durmadan dnyordu.
Tanis parmaklklar, gerginlikten anyan ellerle yakalad. Girdabn
karanlk gbeine doru bakarken ne bir korku, ne bir dehet hissetti...
sadece garip donuk bir his vard. Artk onun iin fark etmir yordu.
lm hzla gelecekti ve lm kucaklyordu.
Lanetlj^gemideki herkes, grdkleri ey karsnda dehetle donmu, sessiz duruyordu. Hl girdabn merkezine bir mesafe vard;
girdabn ap miller boyundayd. Przszce ve hzla akyordu su.
zerlerinde ve etraflannda rzgrlar hl uulduyor, yamur hl
yzlerine arpyordu. Fakat bu hi nemli deildi artk. Artk bunun
farknda bile deillerdi. Onlarn btn grebildikleri amanzca karanln ortasna doru ekiliyor olmalaryd.
45

Bu korkun grnt bile Berem'i uyuukluundan karmaya


yetmiti. Maquesta ilk oktan sonra deliler gibi emirler yadrmaya
balamt. Adamlar aknlk iinde emirleri yerine getiriyorlard ama
gayretleri bounayd. Dnmekte olanYzgr karsnda yelkenler
paralanm, halatlar kopmu, adamlar lk la sulara salmt.
Ne kadar urarsa urasn Berem gemiyi ne dndrebiliyor, ne de
suyun korkun hakimiyetinden kurtarabiliyordu. Koraf kendi gcn
de dmenin kontrolne eklemiti ama bu dnyann dnmesini
durdurmaya almaktan farkszd.
Sonra Berem brakt. Omuzlar kt. Maquesta'y, Koraf grmemezlie gelerek dnmekte olan derinliklere bakt. Adamn yznn
sakin olduunu grd Tanis; Pax Tharkas'ta Eben'in elinden tutmu
alayarak dklen kayalarn lmcl duvarna doru koarken de
ayn sknet olduunu hatrlad. Gsndeki yeil ziynet tekin
olmayan bir kla parlyor, suyun kan krmzsn aksettiriyordu.
Tanis gl bir elin omuzuna yapp onu vecit halindeki korkusundan karmak iin sarstn hissetti.
"Tanis! Raistlin nerede?"
Tanis dnd. Bir an iin Caramon'a tanmadan baktktan sonra
omuzlarn silkti.
"Ne nemi var?" diye mrldand ac ac. "Brak nerede isterse orada
lsn... "
"Tanis!" Onu omuzlarndan yakalayan Caramon sarsmaya balad.
"Tanis! Ejderha kresi! Bys! Belki bir ie yarayabilir... " Tanis
ayld. "Tanrlar adna! Haklsn Caramon!" Yanmelf hzla etrafna
baknd ama bycden bir ize bile rastlayamad. Buz kesilerek rperdi.
Raistlin ya onlara, ya da sadece kendine yardmc olabilecek gteydi!
Tanis, elf prensesi Alhana'nn ejderha krelerinin, gl bir kendini
koruma igdsne sahip sihirbaz yaratclar tarafndan
doldurulduklarn sylediini belli belirsiz hatrlamt.
"Aaya!" diye bard Tanis. Ambar kapana doru srarken
Caramon'un da yannda gmbr gmbr yrdn duydu.
"Ne var?" diye seslendi Nehiryeli parmaklktan.
Tanis ban dndrrek bard. "Raistlin. Ejderha kresi. Gelme.
Brak Caramon ile birlikte halledelim bu ii. Sen burada onlarla kal."
"Caramon... " diye bard Tika; Nehiryeli yakalayp onu sk sk
tutuncaya kadar Caramon'un peinden komaya yeltenmiti. Savaya iddetli bir strapla bakarak sessizleti, yeniden parmaklklara

46

kt.
Caramon fark etmedi bile. Tanis'den nce dald; koca bedeni hatr
sayhr bir hzla hareket ediyordu. "Arkasndan merdivenlerden
yuvarlanan Tanis Maquesta'nn kamarasnn kapsnn ak olduunu,
geminin hareketiyle menteelerinde sallandn grebiliyordu. Yarmelf ieri dalardalmaz, sanki bir duvara arpm gibi hemen kapnn
i ksmnda durdu.
Raistlin kk kamarann ortasnda duruyordu. Tahtalara sktrlm lambalardan birine bir mum yakmt. Alev, bycnn yznn metal bir mfiske gibi parlamasna neden oluyor, gzleri altn
bir atele alevleniyordu. Raistlin Silvanesti'nin armaan olan ejderha
kresini tutuyordu ellerinde. Tanis krenin bym olduunu
grd. Artk bir ocuk topu byklndeydi. inde saysz renk
dnyordu. Seyrederken ba dnen Tanis baklarn zorla kreden
ayrd.
Raistlin'in nnde Caramon duruyordu; yz Tanis'in Silvanesti
ryasnda savay ayaklarnn dibinde lm grd zamanki cesetindeki kadar bembeyazd.
Raistlin, bir eliyle gsn tutarak ksrd. Tanis ilerledi ama
byc hemen baklarn kaldrd.
"Bana yaklaaym deme Tanis!" dedi Raistlin kanla lekelenmi dudaklar arasndan, zor nefes alarak.
"Ne yapyorsun?"
"Kesin bir lmden kayorum Yanmelf!" Byc rahatsz edici
bir biimde gld; Tanis'in daha nce sadece iki kez duyduu garip
bir kahkahayd bu. "Ne yapyorum zannetmitin?"
"Nasl?" diye sordu Tanis; bycnn altn gzlerine bakp da
gzlerinin krenin dnen klarn yansttn grnce garip bir korkunun zerine yayldn hissetti.
"Bym kullanarak. Ve ejderha kresinin bysn kullanarak.
Bu olduka basit, geri byk bir ihtimalle senin zayf aklnn
tesindedir. Artk cismani bedenimin enerjisi ile ruhumun enerjisini
birletirip kullanacak gcm var. Saf enerji haline geleceim... Ik
olacam, yle de* diyebilirsiniz. Ve k olunca gkyznde gnein
nlan gibi dolaabileceim ve nerede, ne zaman dilersem fiziksel
dnyaya dnebileceim!"
Tanis ban sallad. Raistlin haklyd -bu dnce onu ayordu.
Bunu kavnyamyordu ama mit iini doldurdu.
"Kre bunu hepimiz iin yapabilir mi?" diye bilmek istedi.
"Olabilir," diye cevap verdi Raistlin ksrerek, "ama emin dei47

litn. Bunu ansa brakamam. Ben kaabileceimi biliyorum. Dierleri


benim umurumda deil. Onlar bu kan krmzs lme sen srkledin Yarmelf. Sen kar!"
Tanis'in fkesi, korkusunun yerini alarak kabarmaya balad. "En
azndan kardein... " diye balad ateli ateli.
"Kimse," dedi Raistlin gzlerini ksarak. "Geri dur."
Zvanadan km, mitsiz bir hiddet Tanis'in akjm buruyordu.
Bir yolunu bulup Raistlin'in mantkl olmasn salamalyd! Bir yolunu
bulup, kamak iin hepsi bu garip byy kullanmalyd! Ta-nis,
Raistlin'in o anda by yapmay gze alamayacan bilecek kadar
sihirden anlyordu. Ejderha kresini denetleyebilmek iin btn
gcne ihtiyac vard. Tanis ilerlemeye baladktan sonra bycnn
elindeki gm imei grd. Bycnn bileinde zekice tasarlanm deri bir erit ile oktandr gizlenmi yerinden minik gm bir
haner peydahlanmt. Raistlin'le gz gze gelen Tanis durdu.
"Tamam," dedi Tanis, ar ar nefes alarak. "Hi dnmeden
beni ldrrsn. Ama kardeine zarar vermezsin. Caramon, durdur
onu!"
Caramon ikizine doru bir adm att. Raistlin uyarrcasna gm
haneri kaldrd.
"Sakn bunu yapma kardeim," dedi yavaa. "Daha fazla yaklama."
Caramon tereddt etti.
"Devam et Caramon!" dedi Tanis ciddiyetle. "Senin cann yakmaz."
"Anlat ona Caramon," diye fsldad Raistlin. Bycnn gzleri
kardeinden hi ayrlmad. Kumsaati eklindeki gzbebekleri byd,
altn k tehlikeli bir ekilde oynat. "Tanis'e ne yapabileceimi
syle. Sen hatrlyorsun. Ben de. Birbirimize her baktmzda bu
aklmzda oluyor yle deil mi sevgili kardeim?"
"Neden sz ediyor?" diye sordu Tanis, aslnda tam dinlemiyordu.
Eer Raistlin'in dikkatini ekebilirse... zerine atlayp...
Caramon'un beti benzi att. "Yksek Byclk Kuleleri... " diye
kekeledi.. "Ama bu konuda konumamz yasakland! Par-Salian dedi
ki... "
"Artk bunun nemi kalmad," diye szn kesti Raistlin titrek bir
sesle. "Par-Salian'n bana yapabilecei hibir ey yok. Bir kez bana
vaad edilen elime geerse yce Par-Salian'm bile benimle yzleecek
gc olmaz! Ama bu sizi hi ilgilendirmez."
Raistlin derin bir nefes aldktan sonra gzleri hl ikizinin ze48

rindeyken garip szler sylemeye balad. Sylenenleri tam dinlemeyen


tanis yrei aznda atarken, gittike yakna szlyordu. Hzla bir
hamlede bulunsa narin byc mahvolacakt... Derken Tanis
Raistlin'in sesiyle yakalanp, tutulduunu grd; bir an iin durup
dinlemeye mecbur kald, sanki Raistlin onun etrafna bir by ryordu.
"Yksek Byclk Kulesi'ndeki son snav Tanis, kendime karyd. Ve ben kaybettim. Onu ldrdm Tanis. Kardeimi ldrdm" Raistlin'in sesi sakindi- "ya da en azndan lenin Caramon olduunu
dnmtm." Byc omuzlarn silkti. "Sonu olarak anlald ki
bu benim nefretimin ve kskanlmn derinliklerini bana retmek
iin yaratlm bir yanlsamayd. Bylelikle bana ruhumun
karanlklarn temizlemesini retmilerdi. Ben ise kendimi denetleyemediimi rendim. Yine de, bu asl Snav'n bir paras olmad iin baarszlm aleyhime saylmad -bir kii gznde hari."
"Beni ldrmesini seyrettim!" diye alad Caramon sefil bir halde.
"Onu anlamam iin bana zorla seyrettirdiler!" Koca adamn ba elleri
arasna dt, bedeni bir titremeyle sarsld. "Anlyorum!" diye
hkrd. "O zaman anladm! ok zgnm! Btn istediim bensiz
gitme Raist! ok zayfsn! Bana ihtiyacn var... "
"Artk yok Caramon," diye fsldad Raistlin hafif bir nefes sesiyle.
"Artk sana ihtiyacm yok!"
Tanis, dehetten midesi bulanarak onlar seyrediyordu. Olanlara
inanamyordu! Raistlin'den bile beklemezdi bunlan! "Caramon devam et!" diye emretti kaba bir ekilde.
"Onu zorlayp bana yaklatrtma Tanis," dedi Raistlin, sesi yumuakt, sanki yanmelfin dncelerini okuyordu. "Seni temin ederim dediimi yapabilirim. Btn hayatm boyunca aradm ey artk
eriebileceim bir yerde. Hibir eyin beni durdurmasna izin vermem. Caramon'un yzne bak Tanis. O biliyor! Onu bir kere ldrdm. Bir kez daha yapabilirim. Hoakal kardeim."
Byc her iki elini birden ejderha kresine uzatarak kreyi alevlenen
mumun na tuttu. Krenin iindeki renkler deliler gibi d-lyor,
parlak parlak ldyordu. Gl bir bysel aura bycy irdi.
Korkusuyla savaan Tanis, Raistlin'i durdurmak iin son mitsiz .
giriimde bulunmak iin kendini kast. Ama kprdyamyordu.
listlin'in garip szler sylediini duydu. Parlayan, dnen k o ka-lar
parlaklah ki sanki kafasn deldi geti. Gzlerini elleriyle kapa49

di ama k etini yakp geerek beynini kuruttu. Ac dayanlacak gibi


deildi. Yannda Caramon'un strap iinde haykrdn duyarak kapnn pervazna doru sendeledi. Koca adamn bedeninin yere gm
diye dtn duydu.
Sonra her ey sakinleti, kamara karanla bouldu. Titremekte olan
Tanis gzlerini at. Bir an iin devasa krmz krenin grntsnn
beynine kaznm halinden baka hibir ey gremedi. Sonra gzleri
serin karanla alt. Mum erimi akyor, scak mum kprdamadan buz
gibi yatan Caramon'un yatt yere yakn bir birikinti oluturacak
ekilde tahta zemine damlyordu. Savann gzleri sonuna kadar
alm, hilie bakyordu. Raistlin gitmiti.
Tika VVaylan Perechon'un gvertesinde durmu kan krmzs denize
bakyor, alamamak iin kendini zor tutuyordu. Cesur olmalsn,
demiti kendi kendine tekrar ve tekrar. Savata kahramanca dvmesini rendin. Caramon yle dedi. imdi bu konuaa da cesur
olmalsn. En azndan sonunda hep birlikte olacaz. Bfenim aladm
grmemeli.
Fakat son drt gn hepsi iin sinir bozucu olmutu. Flotsam'de
kaynayan ejderanlar tarafndan bulunma korkusuyla yolarkadalar o
pis handa saklanmaya devam etmilerdi. Tanis'in garip biimde ortadan
kayboluu korkuntu. aresizdiler, hibir ey yapmaya cesaret
edemiyorlard, onu arayamamlard bile. O yzden o uzun gnler
boyunca odalannda kalmak zorunda kalmlar ve Tika da Caramon'un
yaknnda olmak zorunda kalmt. Birbirlerine olan gl ilginin
verdii gerginlik -ifade edemedikleri ilginin- gerginlii tam bir
ikenceydi. Kollarn Caramon'a dolamak, onun kollarn kendi
zerinde, gl kasl bedenini de kendi bedeninde hissetmek istiyordu.
Caramon da ayn eyi istiyordu, buna emindi. Bazen ona gzlerinde o kadar fazla evkatle bakyordu ki onun yanna sokulup, koca
adamn gnlnde olduunu bildii sevgiyi paylamak istiyordu.
Bu hibir zaman olamazd; Raistlin ikizinin yaknlarnda bulunurken, Caramon'un zayf glgesi gibi ona yapmken olamazd.
Caramon'un Flotsam'e varmadan kza syledii szleri kendi kendine
tekrarlayp duruyordu.
"Ben kardeime balym. Yksek Byclk Kulesi'nde bana
sylediler, onun gc dnyann kurtulmasna yardm edecekmi.
Ben onun gcym-onun fiziksel gc. Bana ihtiyac var. Benim ilk

50

sorumluluum ona kar; bu deiinceye kadar baka birine balana-


mam. Sen, seni her eyden nce sayan birine layksn Tika. Ben de
seni yle birini bulman iin serbest brakacam."
Ama ben baka kimseyi istemiyorum, diye dnd Tika hznle.
Ve sonra gzyalar dklmeye balad. Hzla arkasn dnerek t
gzyalarn Alhnay ve Nehiryeli'nden gizlemeye alt. Yanl anlayp/
onun korkudan aladn zannedebilirlerdi. Hayr, lm korkusu ok
uzun sre nce hakim olduu bir eydi. Onun en byk korkusu tek
bana lmekti.
Ne yapyorlar, diye dnd lgnca, gzlerini elinin tersiyle silerek. Gemi git gide o korkun karanlk gze doru yaklayordu.
Caramon neredeydi? Gidip onlar bulacam, diye karar verdi. Tanis
olsun, olmasn.
Sonra Tanis'in yava yava ambar azndan ktn grd; Caramon'u yan srklyor, yar destek oluyordu. Koca savann solgun
yzne bir kez bakmak Tika'nm kalbinin durmasna neden oldu.
Seslenmek istese de konuamad. Geri onun sessiz haykmyla
Altnay ile Nehiryeli, korkun girdab seyrettikleri yerden dndler.
Tanis'in yk altnda sendelediini gren Nehiryeli yardm etmek
iin ileri kotu. Caramon sarho gibi yryordu; gzleri cam gibiydi,
grmyordu. Tam Tanis'in bacaklar dayanamayarak boalmt ki
Nehiryeli Caramon'u yakalad.
"Ben iyiyim," dedi Tanis, Nehiryeli'nin endieli baklarna karlk
olarak. "Altnay, Caramon'un senin yardmna ihtiyac var."
"Ne oldu Tanis?" Tika'nm korkusu kza sesini balamt. "Sorun
nedir? Raistlin nerede? Yoksa.., " Durdu. Yanmelfin gzleri aada
grd ve duyduu eylerin ansyla kapkarayd.
"Raistlin gitti," dedi Tanis ksaca.
"Gitti rni? Nereye?" diye sordu Tika, sanki cesetini dnmekte olan
kan rengi sularda grebilecekmi gibi deliler gibi etrafna baknarak.
"Bize yalan/syledi," diye cevap verdi Tanis, Caramon'u halat
kangalnn zerine uzatmakta olan Nehiryeli'ne yardm ederken.
Koca savat hibir ey sylemedi. Onlar ya da herhangi bir eyi
grmyor gibiydi; sadece bo gzlerle kan krmzs denize bakyordu.
"Ejderha kresini kullanmay renmesi iin Palanthas'a gitmemiz iin
bize nasl srar ediyordu hatrlyor musunuz? Krenin nasl
kullanlacan zaten biliyor. Ve imdi de gitti -belki de Palanthas'a.
Bunun bir nemi kaldn zannetmiyorum." Caramon'a bakarak hznle ban sallad, sonra birden bire dnerek parmaklklara doru
yrd.
51

Altmay ellerini kibarca koca adam zerine koyarak ismini o kadar


alak bir sesle mrldanmaya balad ki dierleri rzgrn grlts
arasndan duyamyordu. te yandan kadnn temasyla Caramon titredikten sonra iddetle sarslmaya balad. Tika yanna diz kerek
adamn ellerini kendi elleri iine ald. Hl dmdz nne bakan
Caramon sessizce alamaya balad; gzyalar fal ta gibi alm,
bolua bakan gzlerinden yanaklarna szlyordu. Altmay'n
gzleri kendi gzyalaryla parldad ama adamn alnn okayarak,
ocuunu kaybetmi bir annenin ocuuna seslendii gibi ona seslenmeye devam etti.
Yz hiddetten sertleen ve kararan Nehiryeli Tanis'in yanna gitti"Ne oldu?" diye sordu Bozkrl gaddarca.
"Raistlin'in dediine... Bu konuda konuamayacam. imdi olmaz!" Tanis ii titreyerek ban sallad. Parmaklktan uzanarak
aadaki kasvetli suya bakt. Hafife elf dilinde -bu yarmelfin
nadiren kulland bir dildi- kfrederek ban elleri arasna ald.
Arkadann kederine zlen Nehiryeli elini teselli edercesine
yarmelfin km omuzlarna koydu.
"Demek ki sonunda byle olacakt," dedi Nehiryeli. "Ryada da
nceden grm olduumuz gibi byc kardeini lme terk
ederek gitti."
"Ve ryada grm olduumuz gibi ben de sizin gveninizi boa
karttm," diye mrldand Tanis; sesi alak ve titrekti. "Ne yaptm
ben? Bu benim suum! Bu deheti zerimize ben getirdim!"
"Dostum," dedi Nehiryeli, Tanis'in strabndan etkilenerek. "Tanrlarn yntemlerini sorgulamak bize dmez... "
"Tanrlarn can cehenneme!" diye haykrd Tanis hrnlkla. Arkadana bakmak iin ban kaldrarak skl yumruunu geminin
parmaklna indirdi. "Bendim! Benim seimim! Birlikte olduumuz,
onu kollarmda tuttuum o geceler boyunca ka kez sonsuza kadar
orada, onunla olmann ne kadar kolay olacan tekrarlayp durdum!
Raistlin'i knayamam! Birbirimize o kadar ok benziyoruz ki,
Raistlin'le ben. kimiz de her eyi tketen bir ihtirasla bozulduk!"
"Sen bozulmadn Tanis," dedi Nehiryeli. Yarmelfin omuzlarn
gl elleriyle kavrayan ciddi yzl Bozkrh, Tanis'i kendisine bakmaya zorlad. "Sen ihtirasnn kurban olmadn, byc gibi. Eer
yle olmu olsayd Kitiara'yla kalrdn. Sen onu terk ettin Tanis... "
"Onu terk ettim," dedi Tanis ac ac. "Bir hrsz gibi szldm.
52

Ona kendim hakknda gerekleri syleyebilmeliydim! O zaman beni


orackta ldrrd belki ama su emniyette olurdunuz. Sen ve dierleri
kaabilirdi. O zaman lmm ne kadar kolay olurdu... Ama buna
cesaretim yoktu. imdi de bamza bunu atm," dedi yarmelf kendini
Nehiryeli'nin ellerinden kurtararak. "Baaramadm... Srf kendimin
deil sizin de mitlerinizi boa kardm."
Gvertede etrafna baknd. Berem hl dmende duruyor, bir ie
yaramayan dmeni elinde tutuyordu; o garip ifade yzne kaznmt.
Maquesta hl gemisini kurtarmak iin urayor, rzgrdan ve
girdabn derinliklerinden frlayan o derin boazdan ykselen
gmbrtler arasndan tiz tiz bararak emirler veriyordu. Fakat
korkudan dona kalm mrettebat artk onun szn dinlemiyordu.
Kimi alyordu. Kimi kfrediyordu. ou hi ses kartmyor onlar
derinlerin engin karanlna doru kar konulmaz bir biimde eken o
devasa girdaba doru dehet dolu bir huuyla bakyordu. Tanis bir kez
daha Nehiryeli'nin elini omuzunda hissetti. Neredeyse hiddetlenerek
kendini kurtarmaya alt ama Bozkrl onu sk sk tutuyordu.
"Tanis, kardeim, sen bu yolda yrme kararn Altmay'n yardmna geldiinde, Solace'taki Son Yuva Han'nnda vermitin.
Gururum yznden ben senin yardmn reddedebilirdim, o zaman
Altnay'la lm olurduk. Sen ihtiyacmz annda bize srtn evirmediin iin biz de kadim tanrlarn bilgisini dnyaya getirebildik.
ifa getirdik. mit getirdik. Ormanefendisi'nin bize ne dediini
hatrlyor musun? Yaamdaki grevlerini yerine getirenler iin zlmeyiz. Biz kendi amacmz yerine getirdik dostum. Ka yaama
dokunduumuzu kim bilebilir? Bu midin byk bir zafer getirip
getirmeyeceini kim bilebilir? Grne gre bizim iin sava bitti.
yle olsun. Kllarmz brakyoruz ama sadece dierleri bizim yerimize alp kullansnlar diye."
"Szlerin ok gzel Bozkrh," diye atld Tanis, "ama drst ol.
lme iin burulmadan bakabiliyor musun? Yaamak iin her trl
nedenin var -Altmay, henz domam ocuklarnz... "
Nehiryeli'nin yzn bir ac spazm yalayp geti. Bunu gizlemek iin yzn evirdi ama onu yakndan izleyen Tanis bu acy
grerek aniden anlad. Demek ki onu da bozuyordu! Yarmelf yeisle
gzlerini kapatt.
"Altnay'la sana sykmeme karar almtk. Zaten endielenmen
gereken sryle ey vard." Nehiryeli iini ekti. "Bebeimiz sonbaharda doabilirdi," diye mrldand, "Altmay ile birlikte, mavi kris53

talden asay tayarak Solace'a geldiimiz o gn vallenaalannn krmz ve altn rengine dnt zamanda. O gn valye Srurm
Bringhblade bizi bularak Son Yuva Han'na getirmiti... "
Tanis, bedenine bak gibi saplanan derin ve sarsc hkrklarla,
hkrmaya balad. Nehiryeli arkadana sarlarak onu sk sk tuttu.
"Bizim bildiimiz vallen ormanlar artk ld Tanis," diye devam
etti alak bir sesle. "ocua yanm ve rm ktklerden baka bir
ey gsteremeyecektik. Ama artk ocuk vallen aalarn olmalar
gerektii gibi, aalarn sonsuza kadar yaadklar bir yerde grecek.
zlme dostum, kardeim. O tanrlara iman etmelisin."
Tanis kibarca Nehiryeli'ni ittirdi. Bozkrh'nn yzne bakamyordu:
Baklarn kendi ruhuna eviren Tanis ruhunun Silvanesti'nin ikence
grm aalan gibi bklm ve kurumu olduunu grd. man
m? Onun iman yoktu. Tanrlarn onun iin anlam neydi ki? O
kararn vermiti. O, hayatta kendisi iin bir deeri olan her eyi -elf
yurdunu, Laurana'run akn- bir kalemde harcamt. Neredeyse
dostluu da haracacakt. Sadece Nehiryeli'nin gl sadakati -son
derece uygunsuz sadakati- Bozkrly onu sulamaktan alkoyuyordu.
ntihar ciflere yasaklanmtr. Yaamn armaanlarn en buuyu
olduuna inandklarndan intiharn byk bir gnah olduunu
dnrler. Fakat Tanis kan krmzs denize beklenti ve zlemle
bakyordu.
lm bir an nce gelsin, diye dua etmeye balad. Bu kan renkli
sular zerimden asn. Derinliklerinde saklanaym. Ve eer tanrlar
var ise, ve eer beni dinliyor iseniz sizden tek bir ey istiyorum: Bu
utancm Laurana'dan gizleyin. Birok insana byk aclar yaattm...
Ama daha ruhu, Krynn zerindeki son duas olmasn umduu bu
duay solurken tayfun bulutlarndan daha karanlk bir glge dt
zerine. Tanis Nehiryeli'nin haykrdn, Altnay'n lk attn
duydu ama gemi girdabn kalbine doru kerken sesleri suyun gmbrts iinde kaybolmutu. Tanis bo. gzlerle, mavi ejderhann
ateli krmz gzlerine, dnmekte olan kara bulutlar arasndan bakmak
iin ban kaldrd. Ejderhann srtnda Kitiara vard.
Kendilerine anl bir zafer kazandracak olan dlden vazgemeye
gnl olmayan Kit ile Skie uraarak tayfun iinden ilerlemilerdi;
imdi de -o korkun peneleri uzanm- ejderha dorudan Berem'e
doru bir dal yapyordu. Adamn ayaklan sanki gverteye ivilenmiti. Ryalarda yaanan aresizlik misali bir duyguyla, dorudan
zerine ullanan ejderhaya bakyordu.
Harekete geen Tanis, kan krmzs su etraflarnda dnerken bir
54

alalp, bir ykselen gverteden kendini ileri att. Berem'e karnndan


arparak, tam zerlerinde bir dalga patlarken adam srt st yere ykt.
Tanis eline geen eylere sanld; neye tutunduunu bilmiyor,
gverte ayaklarnn altnda meylederken o sk sk turunuyordu.
Sonra gemi kendini dzeltti. Ban kaldrp baktnda Berem'in olmadn grd. Tepesinde ejderhann iddetle lk attn
duyabiliyordu.
Sonra Kitiara tayfunun arasndan Tanis'i iaret ederek barmaya
balamt. Skie'n ateli baklan zerine evrildi. Sanki ejderhay
savuturabilecekmi gibi kolunu kaldran Tanis kam gibi inen rzgr
iinde uuunu denetim altnda tutabilmek iin deliler gibi uraan
yaratn.hiddet dolu gzlerine bakt.
Yaam bu ite, diye dnrken buldu yanmelf kendini, ejdarhann penelerini tam zerinde grerek. Yaam bu! Yaamak, bu
dehetten alnp gtrlmek! Bir an iin Tanis aas bu dnyadan
derken, havaya kaldrldm hissetti. Sadece ban lgnca sallayp,
anlalmaz bir biimde barmakta olduunun farkndayd. Ejderha ile
su ayn anda arpt. Btn grebildii kand...
Tika Caramon'un yanna bzm, lm korkusu Caramon'a
duyduu endie iinde eriyip gitmiti. Fakat Caramon onun varlndan
bile haberdar deildi. O karanla bakyor, gzyalar yznden
aaya iniyordu; ellerini yumruk yapm sessiz bir nakaratla tek bir
sz tekrar tekrar tekrarlyordu.
Ryalardaki strap verici yavalkla gemi, sanki geminin ahaplarnn her bir tanesi teker teker korkuyla tereddt edermi gibi, dnmekte olan sularn kenarnda dengesini salad. Maquesta kendi i
gcn de katarak, sadece iradesiyle doann kanunlarn deitirebilecekmi gibi alarak sn aresiz rpnnda narin gemisine
katld. Fakat faydaszd. leri paralayan son bir sarsntyla Perec-hon
dnmekte olan, gmbrtl karanln kysndan kaymaya balamt.
Ahaplar atrdad. Direkler devrildi. Kan rengi siyahlk Perechon'u alm grtlandan aaya indirirken adamlar lk la
yan yatm gverteden dtler.
Her ey gittikten sonra tek bir sz bir takdis duas gibi oyalanp
kalmt.
"Kardeim... "
55

Astinus alma odasnda oturuyordu. Eli, skca


Palanthasl
tuttuu ty kalemini muntazam hareketlerle ynlendiriyordu.

Kalemden akan iri, dzenli yazlar uzaktan bile rahatlkla


okunabiliyordu. Astinus bir parmen yapran, -dnmek iin
nadiren duraksayarak- hzla dolduruyordu. Onu izleyen biri
dncelerin kafasndan dorudan kaleme, oradan da kada akt
izlenimine kaplyordu; o kadar hzl yazyordu. Bu ak sadece
tyn mrekkebe batrtnda bozuluyordu ama bu bile o kadar
otomatik bir hareket haline gelmiti ki Astunus'u en fazla "i" harfinin
noktasn veya "t" harfinin izgisini koymak kadar oyalyordu.
alma odasnn kaps gcrdayarak ald. almalarna
dalmken alma odasnn kaps pek sk almasa da Astinus
baklarn yazsndan kaldrmad. O zamanlan da tarihi elinin
parmaklaryla sayabilirdi. Bunlardan biri Afet zamannda
yaanmt. Dklp sayfasn mahveden mrekkebi nefretle
gznde canlandrnca o olayn yazlarn aksattn hatrlamt.
Kap ald ve alma masasnn zerine bir glge dt. Fakat
glgenin sahibi beden, sanki konuacakm gibi derin bir nefes
56

ald halde hi ses karmamt. Glge dalgaland, sadece kusurunun boyutu bile bedenin titremesine neden oluyordu.
Gelen Bertrem. Astunus byle not dt, daha ileride kullanmak
iin aklnn blmlerinden birine bilgileri doldurup, her eyi not
ettii gibi.
Bugn, yukarda belirtildii gibi Saatsonras Vakti 29'a
derken Bertrem alma odama girdi.
Kalem, 'kat zerindeki srekli ilerleyiine devam etti.
Sayfann sonuna ulaan Astinus kadn kolayca kaldrarak,
masann ucunda benzer sayfalarn st ste yld kmenin zerine
koydu. O gece daha sonra, tarihi iini bitirip dinlenmeye ekildiinde Estetikler, ermilerin bir trbeye girdikleri saygyla
onun alma odasna girecek, kat ynn toplayp, dikkatle
byk ktphaneye tayacaklard. Burada koyu, muntazam
elyazlaryla dolu parmenler, kategorilere ayrlarak Astinus
Palanthas tarafndan yazlan Vakayiname, Krynn Tarihi diye
etiketlenmi devasa kitaplar iine dosyalanyordu.
"Usta... " diye konutu Bertrem titrek bir sesle.
Bugn, yukarda belirtildii gibi Saatsonras Vakti 30'a
derken Bertrem konutu, diye not etmeye devam etti Astinus.
"Sizi rahatsz etmek beni ok eseflendiriyor Usta," dedi Bertrem
hafife, "fakat kapnzn eiinde gen bir adam lyor."
Bugn, yukarda belirtildii gibi Saatsonras Vakti 29'a
karken, gen bir adam kapmzn eiinde ld.
"smini ren," dedi Astinus ban kaldrp, yazsna ara bile
vermeden, "ren ki bunu da not edebileyim. Yazln iyi kontrol et.
Nereli olduunu, yan da ren, tabii daha girmediyse."
"smini rendim Usta," diye cevap verdi Bertrem. "Raistlin.
Abanasinya topraklarndaki Solace kasabasndan geliyormu."
Bugn, yukarda belirtildii gibi Saatsonras Vakti 28'e
karken, Solace'l Raistlin ld...
Astinus yazmay brakt. Ban kaldrp bakt.
"Raistlin mi... Solace'l?"
"Evet Usta," diye cevap verdi Bertrem, byk bir saygyla
eilerek. Bertrem Estetik Tarikat'na mensup olup on seneden
fazla bir zamandr byk ktphanede yaad halde Astinus ilk
kez ona bakyordu. "Onu tanyor musunuz Usta? Bu yzden sizi
almanz srasnda rahatsz erme cretini buldum kendimde. Sizi
grmek istedi."
57

"Raistlin... "
Astinus'un kaleminden bir damla mrekkep kadn zerine
damlad.
"Nerede?"
"Basamaklarda Usta, onu bulduumuz yerde. Belki szn
iittiimiz bu yeni ifaclardan, Tanra Mishakal'a tapanlardan biri
onu iyietirebilir diye dndk... "
Tarihi mrekkep lekesine skntyla bakt. Bir tutam ince ak
kum alarak dikkatlice mrekkebin zerine serperek, daha sonra
zerine konacak dier katlar lekelememesi iin kurutmaya
alt. Sonra baklarn indiren Astinus yeniden iine dnd.
"Hibir ifac bu gen adamn illetini tedavi edemez," dedi sanki
zamann derinliklerinden gelirmi gibi kan bir sesle. "Ama onu
ieri aln. Bir oda verin."
"Onu ktphaneye mi alalm?" diye tekrarlad Bertrem byk
bir hayretle. "Usta, tarikatmza mensup olanlar dnda kimse
daha ieri alnmamt... "
"Eer gn sonunda vaktim olursa onu greceim," diye devam
etti Astinus, Estetik'in szlerini duymam gibi. 'Tabii hl hayatta
olursa."
Kalem hzla kadn zerinde hareket etti.
'Tabii Usta," diye mrldand Bertrem ve geri geri odadan kt.
alma odasnn kapsn kapatan Estetik, gzleri bu meydana
gelenler karsnda hayretle alm bir halde kadim ktphanenin
serin ve sessiz koridorlar boyunca ilerledi. Kaln ve ar cbbesi
arkasndan yerleri spryor, bu kadar ar bir gayrete alk
olmadndan tralanm kafas kotuka terden parlyordu.
Tarikatn dier mensuplar o ktphanenin n giriine doru uar
gibi giderken hayretle izliyorlard. Aceleyle kapya yerletirilmi
olan camdan dan baknca gen adamn bedeninin basamaklar
zerinde olduunu grd.
"Onu ieri almamz emredildi," dedi Bertrem dierlerine. "Bu
gece, eer byc hl hayatta olursa Astinus gen adamla
konuacak."
Estetikler, bunun neye almet olduunu merak ederek
hayretler iindeki bir sessizlikle birbirlerine baktlar.
lyorum.
Bu bilgi byc iin ok acyd. Estetiklerin onu yerletirdikleri

58

souk, beyaz hcredeki yatanda yatarken Raistlin narin ve zayf


bedenine kfrederek, onu bu hale getiren Snav'a, bu ii bana
saran tanrlara lanetler yadryordu. Syleyecek sz tkeninceye,
dnemeyecek ekilde yoruluncaya kadar svd durdu.
Sonunda sarg bezi gibi bembeyaz rtlerin altnda yatt kald ve
kalbinin gsnde, kafesteki bir ku gibi pndn hissetti.
Raistlin hayatnda ikici kez tek bana kalmt, korkttyordu.
Daha nce sadece bir kere yalnz kalmt ve bu da Yksek
Byclk Kulesi'ndeki Snav gnlerinde gelen o ikence dolu
gnd. O zaman bile, yalnz saylr myd? Tam olarak hatrlayamasa da yle olduunu zannetmiyordu. Ses... zaman zaman ona
konuan ses, bir trl kimliini saptayamad ama yine de bildik
gelen ses... Sesi hep Kule ile badatrmt. Ona, orada yardm
etmiti, o zaman bu zamandr yardm ettii gibi. Skntlarn o ses
sayesinde atlatmt.
Ama bunu atlatamayacakt, biliyordu. Bu byl dnm,
narin bedeni zerine ok byk bir yk bindirmiti. Baarmt
ama ne pahasna!
Estetikler onu krmz cbbesine sarlm merdivenlere kan
kusarken bulmulard. Sorduklarnda soluklar arasndan
Astinus'un ve kendi ismini karmay baarmt. Sonra kendini
kaybetmiti. Uyandnda kendini burada, bu souk, dar kei
hcresinde bulmutu. Ve aylmasyla birlikte lyor olduunun
bilincine de varmt. Bedeninden verebileceinden fazlasn istemiti. Ejderha kresi onu kurtarabilirdi ama bysn kullanacak
gc kalmamt artk. Byy harekete geirek kelimeler
aklndan uup gitmiti.
Onun muazzam gcn kullanamayacak kadar zayfladm,
diye dnd. Bir kez benim gcm yitirdiimi hissetse beni
yutar.
Hayr, hl kalan tek bir ans vard -byk ktphanenin iindeki
kitaplar. Ejderha kresi ona bu kitaplarn kadimlerin, elerini
emsallerine bir daha Krynn'de rastlanmam olan byk ve gl
byclerin gizlerim barndklarn sylemiti. Belki orada
yaamn uzatacak bir yol bulabilirdi. Astinus ile konumalyd!
Byk ktphaneye girme izni almalym, diye feryat etti kendini
beenmi Estetiklere. Ama onlar sadece balarn salladlar. "Astinus
sizi grecek," dediler, "bu akam, eer vakti olursa." Eer onun vakti
olursaym! Raistlin hrnlkla svd. Eer

59

benim vaktim olursa!


Yaam kumunun parmaklan arasndan
kayp gittiini ve durduramadn hissediyordu.
Ona acyan gzlerle bakp, onun iin ne yapabileceklerini bilemeyen Estetikler Raistlin'e yiyecek getirdiler ama o yemek
yiyemiyordu. ksrne iyi gelen otlardan ac ayn bile
yutamyordu. Hiddetlenerek, o ahmaklar yanndan uzaklatrd.
Sonra gnein hcresi boyunca emekleyiini seyrederek sert
yastna uzand. Yaama tutunmak iin btn gcn harcayan
Raistlin bu ateli hiddetin kendisini yakp bitireceini bildiinden
rahatlamak iin kendini zorlad. Dnceleri kardeine gitri.
Gzlerini yorgunlukla kapayan Raistlin Caramon'un yannda
oturuyor olduunu hayal etmeye alt. Neredeyse daha rahat
nefes alabilmesi iin onu dorultan Caramon'un kollarn etrafnda
hissediyordu. Kardeinin o bildik ter, deri ve elik kokusunu
duyabiliyordu. Caramon ona bakard. Caramon onun lmesine izin
vermezdi...
Hayr, diye dnd Raistlin ryadaym gibi. Caramon artk
ld. Hepsi ldfer, ahmaklar. Kendi bamn aresine bakmam
lazm. Aniden tekrar kendinden gemeye baladn fark etti.
aresizlik iin savat ama bu bouna bir urat. Son bir gayretle
titreyen elini cbbesinin cebine soktu. O karanla dalarken parmaklan -bir ocuk bilyesi byklnde klm- ejderha
kresinin etrafnda kapand.
nsan sesleriyle ve birilerinin hcrede yannda olduunun bilinciyle uyand. Karanlklarn katmanlaryla savaan Raistlin bilincinin yzeyine kmak iin uraarak gzlerini at.
Akam olmutu. Penceresinden Lunitari'nin kzl ieri
bakyordu; duvara prltl bir kan lekesi dmt. Yatann
yannda bir mum yanyor ve mumun nda zerine iki adamn
eilmi olduunu grebiliyordu. Birinin onu kurtaran Estetik
olduunu tand. Dieri? Tandk geliyordu...
"Uyanyor Usta," dedi Estetik.
"yle grnyor," dedi adam vakarla. Eilerek gen bycnn
yzn inceledikten sonra sanki ok uzun zamandr bekledii biri
sonunda gelmi gibi glmseyerek kendi kendine ban sallad. Bu
garip bir bakt ve ne Raistlin'in ne de Estetik'in gznden
kamamt.
"Ben Astinus'um," diye konutu adam. "Sen de Solace'h

60

Raistlin."
"yleyim." Rnistlin'in dudaklar kelimeleri biimlendirdi ama
sesi hemen hemen bir gaklama gibi kt. Astinus'a bakan
Raistlin'in hiddeti, adamn zaman olursa onunla konuacana
dair kat beyanatn hatrlaynca geri gelmeye balad. Raistlin
adama bakarken aniden tyleri rperdi. imdiye kadar insani
duygulardan ve insani arzulardan yoksun, bu denli souk ve duygusuz bir yz grmemiti. Zamann dokunmam olduu bir yz...
Raistlin nefessiz kald. Oturmak iin -Estetik'in yardmylauraarak Astinus'a bakt.
Raistlin'in tepkisini fark eden Astinus yle dedi: "Bana tuhaf
tuhaf bakyorsun gen adam. O kumsaati gzlerinle neler gryorsun?"
"lmeyen... bir adam... gryorum... " Raistlin ancak strapla
nefes almak iin verdii uralar arasnda konuabiliyordu.
"Tabii ki, sen ne ummutun?" diye azarlad Estetik, kibarca
lmekte olan adam yatandaki yastklara doru yaslarken. "Usta
Krynn'de ilk doan kaydetmek iin buradayd ve son leni kaydetmek iin de burada olacak. Kitap Tanrs Gilean bize byle
retti."
"Bu doru mu?" diye fsldad Raistlin.
Astinus hafife omuzlarn silkti. "Benim ahsi tarihim,
dnyann tarihiyle kyasladnda pek nemsizdir. imdi konu
Solace'h Raistlin. Benden ne istiyorsun? Seninle byle aylak aylak
konuurken ciltler bo geip gidiyor."
"Sizden... bir ey rica ediyorum... yalvaryorum!" Kelimeler
Raistlin'in barndan sklp kanla birlikte kmt. "Hayatm...
saatlerle... ll. Brakn bunlar... byk ktphanede...
alarak... geireyim!"
Bertrem'in dili, bu gen bycnn creti karsnda duyduu
hayretle, damanda saklamt. Astinus'a korkuyla bakan Estetik,
cretkar gen bycnn derisini yzecek olduuna hemen
hemen emin olduu krc red cevabn bekledi.
Sadece Raistlin'in zorla alp verdii nefes sesleriyle bozulan
uzun bir sessizlik oldu. Astinus'un yzndeki ifade deimedi.
Sonunda souk bir edayla cevap verdi. "stediini yap."
Adam Bertrem'in hayretler iindeki ifadesine aldr etmeyerek
kapya doru yrd.
"Bekle!" Raistlin'in sesi zorlanarak kyordu. Astinus yavaa

61

dururken byc titrek bir el uzatt. "Bana, sana baktmda ne


grdn sordun. Simde ben ayn soruyu soruyorum. zerime
eildiinde yzndeki ifadeyi grdm. Beni tandn! Beni tanyorsun!
Kimim ben? Ne gryorsun?"
Antinus bakt; yz souk, bo ve bir mermer kadar katyd.
"Sen lmeyen bir adam grdn syledin," dedi tarihi,
bycye hafife. Bir an tereddt ettikten sonra omuzlarn silkti ve
bir kez daha srtn dnd. "Ben len birini gryorum."
Ve bu szle birlikte kapdan yryp kt.
Bu Kitap' Ellerinde tutan Sen, Yksek Byclk Kuleleri'nin
birindeki Snav vermi; ya bir Ejderha Kresi, ya da takdir edilen
baka bir Byl Nesneyi (bak. Ek C) Denetimin altna alarak
Kabiliyetini gstermi; By yapmada spatl Yeteneini sergilemi
olmalsn... .
"Evet, evet," diye mrldand Raistlin, sayfa boyunca rmcekler
gibi yaylm rnleri hzla tarayarak. By listelerini sabrszlkla
okuyarak nihayet sonuca varmt.
Ustalarn Tatmin etmek iin gerekli Talepleri tamamladn
iin bu By Kitab'n Ellerine teslim ediyoruz. Bylece, Anahtar ile
Gizlerimizi aacaksn.
Dilsiz bir fkenin lyla Raistlin gece mavisi ba ve gm
rnleri olan by kitabn kenara itti. Yanna istifledii koca
yndan bir sonraki gece mavisi bal baka bir kitaba titreyen
ellerle uzand. Bir ksrk nbeti durmasna neden oldu. Nefes
almak iin boutuktan sonra, bir an iin devam edememekten
korktu.
Ac dayanlacak gibi deildi. Bazen her eyi unutup, her gn
yaamas gereken bu ikenceyi bitirmek istiyordu. Zayf ve ba
dner bir halde, ban srann zerinde kollan arasna yaslad. stirahat, tatl, acsz istirahat. Kardeinin grnts aklna geldi. te
Caramon orada, yaamdan sonra kardeini bekliyordu. Raistlin
ikizinin hznl gzlerini grebiliyor, onun merhametini hissedebiliyordu... LRaistlin tkanarak derin bir nefes altktan sonra kendini dorulmaya zorlad. Caramon'l karlamak! Sersemlemeye baladm,
diye alay etti kendi kendiyle. Ne samalk!
Kani kabuk tutmu dudaklarn suyla nemlendiren Raistlin bir
sonraki gece mavisi by kitabm tutarak kendine doru ekti.

62

Gm rnleri mum nda imekler aktryordu, -dokununca


buz gibi gelen- kab etrafndaki dier kitaplarla aynyd. Kab daha
imdiden sahip olmu olduu by kitabnn kabyla, iindeki her
eyi ezbere bildii, gelmi gemi en byk byc
Fistandantilus'un by kitabyla aynyd.
Raistlin titreyen ellerle kab at. Ateli gzleri, ayn gerekleri
okuyarak sayfay hrsla yuttu: Sadece Tarikat'ta ykselmi
bycler, iinde kaydedilmi byleri okumak iin gerekli
yetenek ve denetim gcne sahipti. Bunlara sahip olmayanlar,
okuduklar sayfalarda kark szlerden saka bir ey grmyorlard.
Raistlin btn istenilen zellikleri yerine getirmiti. Belki de,
byk bir ihtimalle sadece yce Par-Salian'n kendisi hari Krynn
zerindeki bunu iddia edebilecek tek Ak veya Krmz Cbbeli
bycyd. Yine de Raistlin kitaptaki yazlara baknca anlamsz
karalamalardan baka bir ey grnmyordu.
Bylece, Anahtar ile Gizlerimizi aacaksn...
Raistlin lk att; boulur gibi kesilen ince, uluma sesi gibi bir
sesti bu. iddetli bir hiddet ve skntyla kendini masann zerine
atp kitaplan yere sat. Elleri deliler gibi havay trmalyordu; yine
lk ath. Zayflndan yapamad by imdi hiddetlenince
oluuyordu.
Byk ktphanenin kaps nnden geen Estetikler bu
korkun haykrtan duyduka korku dolu baklarla birbirlerine
bakyorlard. Sonra baka bir ses daha duydular. Bir atrt sesini
izleyen, gk grlts gibi patlayan bir ses. Telala kapya
baktlar. lerinden biri elini kapnn kulbuna koyarak dndrd
ama kap kilitliydi. Sonra biri iaret etti ve kapal kapnn altndan
parlayan sapsan grerek gerilediler. Ktphaneden kkrt
kokusu yayld fakat bu da kapy neredeyse ikiye ayracakrm gibi
byk bir iddetle esen bir rzgrla dalvermiti. Estetikler bir
kez daha o fkeli, kpren ulumay duydular; sonra da Astinus'a
seslenerek mermer holden komaya baladlar.
Tarihi gelince byk ktphanenin kapsnn byyle kitlenmi
olduunu grd. Pek hayret etmedi. Uysallkla iini ekerek
cbbesinin iindeki bir cepten kk bir defter kartarak bir san-*
dalyeye oturup, hzl, aka bir yazyla yazmaya balad. Estetikler
kilitli odadan yaylan garip seslerle telalanarak tarihinin yanna
toplahlar.

63

Ktphanenin temellerini sarsan bir gk grlts gmbrdeyerek yayld. Ik kapal odadan o kadar srekli fkryordu
ki, odann ii gecenin karanl deil de gnn aydnlna sahipti
sanki. Frtnann ulumas, bycnn tiz lklarna karyordu.
Gmbrt sesleri, dne dne esen rzgrda savrulan katlarn
hrts vard. Kapnn altndan alevden diller frlyordu.
"Usta!" diye haykrd Estetiklerden biri dehetle, alevleri iaret
ederek. "Kitaplar yok ediyor!"
Astinus ban sallayarak yaz yazmasna aralk vermedi.
Sonra aniden bir sessizlik kt. Ktphane kapsnn altndan
grlen k, sanki karanlk tarafndan yutulmu gibi snd.
Estetikler ekine ekine kapya doru yaklatlar, dinlemek iin
balarn uzattlar. Hafif kat hrtlarndan baka ieriden bir ey
duyulmuyordu. Bertrem elini kapya uzatt. Kap onun hafif
temasna teslim oldu.
"Kap alyor Usta," dedi.
Astinus ayaa kalkt. "almalarnza dnn," diye emretti
Estetiklere. "Sizin burada yapabileceiniz hibir ey yok."
Sessizce eilip selm veren keiler kapya son bir kez rkek bir
bak frlattktan sonra yankl koridorlardan aceleyle yryp
Astinus'u yalnz braktlar. Gittiklerine iyice emin olmak iin biraz
bekledikten sonra tarihi yavaa byk ktphanenin kapsn
at.
Gm ve al aylarn klar kk pencerelerden ieriye
akyordu. Binlerce cilt kitab barndran dzgn raflar karanla
doru uzanyordu. Duvarlarda, binlerce parmen rulosunu
banndran oyuklar sralanmt. Mehtap, bir yn kadn altnda
gml kalm masann zerinde parlyordu. Masann tam
ortasnda akm bir mum, onun yannda gece mavisi bir by
kitab duruyor, mehtap kitabn kemik beyaz sayfalan zerinde
parlyordu. Dier by kitaplar yere salm duruyordu.
Etrafna bakman Astinus kalarn att. Duvarlar kara izlerle
iaretlenmiti. Odadaki kkrt ve ate kokusu keskindi. Durgun
havada kat sayfalan dnyor, bir gz frts sonras den
yapraklar gibi yerde yatan bir bedenin zerine dyorlard.
Odaya giren Astinus kapy dikkatlice kapattktan sonra kitledi.
Sonra, yere dalm kat yn arasndan yryerek Raistlin'in
bedenine yaklat. Hibir ey sylemedi; yardm etmek iin gen
bycnn zerine de eilmedi. Raistlin'in yannda durarak ona
64

dnceli dnceli bakt.


Fakat yaklarken Astinus'un cbbesi, uzanm metalik renkli
eli sprd. Temas karsnda byc ban kaldrd. Raistlin
Astinus'a, lmn glgeleriyle daha imdiden kararmaya balayan
gzleriyle bakt.
"Aradn bulamadn m?" diye sordu Astinus, gen adama
souk gzlerle bakarak.
"Anahtar!" dedi Raistlin zar zor nefes alarak kanla beneklenmi
dudaklarnn arasndan. "Zaman iinde... kaybolmu!...
Ahmaklar!" Peneye benzeyen eli kasld, iinde yanan tek atei
kzdrd. "Bu kadar basit! Herkes biliyordu... kimse ne olduunu
kaydetmemi! Anahtar... bana lzm olan tek ey... kaybolmu!"
"Bylece yolculuun bitiyor eski dostum," dedi Astinus hissizce.
Raistlin ban kaldrd, altn gzleri atele pnldyordu. "Beni
tanyorsun! Kimim ben?" diye sordu.
"Bunun artk nemi yok," dedi Astinus. Arkasn dnerek
ktphaneden kmaya hazrland.
Arkasndan kulaklar trmalyan bir ciyaklama duyuldu, bir el
cbbesini yaklayp ekerek onu durdurdu.
"Bana da, dnyaya dndn gibi srtn dnme!" diye hrlad
Raistlin.
"Dnyaya srtm dnmek mi... " diye hafife tekrarlad tarihi
ve ban bycye bakmak iin yavaa dndrd. "Dnyaya
srtm dnmek!" Duygular nadiren Astinus'un souk sesinin
yzeyini bozard ama o anda hiddet ruhunun huzurunu, durgun
bir suya atlm bir ta gibi bozmutu.
"Ben mi? Dnyaya srtm m dnmm?" Astinus'un sesi
ktphanede, biraz nce gkgrltsnn gmbrdedii gibi
gmbrdyordu. "Ben dnyaym, senin de gayet iyi bildiin gibi
eski dostum! Saysz kere dodum! Saysz lmler ldm! Her
aktlan gzyanda -benimki akt! Dklen her kanda - benimki
kurudu! Bugne kadar yaanan her strap, her neeyi paylaan
bendim!
"Elim, senin benim iin yapm olduun kre, yani Zamann
Kresi zerindeyken oturuyorum eski dostum ve bu dnyann
enine boyuna seyahat edip tarihini kaydediyorum. En karanlk
ileri yaptm! En soylu feragatlarda bulundum. Ben insanm,
elfim, umacym. Ben hem erkeim, hem dii. ocuklar

65

dourdum. ocuklar ldrdm. Seni, gemi halinle grdm. Seni


bu halinle gryorum. Eer souk ye hissiz grnyorsam bunun
nedeni aklm karmadan hayatta kalabilmem iindir! Benim
tutkum kelimelerime gider. Benim kitaplarm okuyanlar herhangi
bir zamanda, herhangi bir bedenle bu dnyada gezerken yaamann
ne demek olduunu bilirler!"
Raistlin'in tarihinin cbbesindeki eli gevedi ve yavaa yere
dt. Gc hzla soluyordu. Fakat byc tam lmn souu
kalbini kavradn hissettiinde Astinus'un szlerine tutunmutu.
Yaamam gerek, biraz daha. Lnitari bana bir an daha ver, diye
dua etti, Al Cbbeli byclerin bylerini ektikleri ayn ruhuna.
Baz szler geliyordu, biliyordu. nn hayatn kurtaracak olan
baz szler. Biraz daha dayanabilse!
lmekte olan adama bakan Astinus'un gzleri alevlendi. Ona
frlatt szler saysz yzyl boyunca vakanvisin iinde hapsolmutu.
"En son, mkemmel gnde," dedi Astinus sesi titreyerek, "
tann bir araya gelecek: avk iinde Paladine, Karanl iinde
Kralie Takhisis ve en son olarak da Tarafszln Hkmdar
Gilean. Hepsi ellerinde Bilginin Anahtar'm tarlar. Bu
Anahtarlan byk Altar'n zerine koyacaklar; Altar'n zerine
benim kitaplarm da konacak -zaman iinde Krynn zerinde
yaam olan her varln yks!- Ve sonra, en sonunda, dnya
tamamlanacak... "
Astinus ne sylediini, ne yaptn fark edip, dehete derek
durdu.
Fakat Raistlin'in gzleri artk onu grmyordu. Kumsaati
eklindeki bebekleri klm, etrafn saran altn renk alev gibi
parlyordu.
"Anahtar... " diye fsldad Raistlin sevinle. "Ahahtar!
Biliyorum... biliyorum!"
*
Neredeyse hareket edemeyecek kadar zayf olan Raistlin
kemerinden sallanan, tasviri imknsz minik keseyi alarak, bilye
byklndeki ejderha kresini kartt. Kreyi titreyen ellerle
tutan byc kreye hzla kararan gzlerle bakt.
"Kim olduunu biliyorum," diye mrldand Raistlin lmekte
olan nefesiyle. "Artk seni biliyorum, sana yalvaryorum -Kule'de ve
Silvanesti'de olduu gibi yardmma gel! Pazarlmz gelip att!Kendini kurtarabilmek iin beni kurtar!"
66

Byc yld. Seyrek bir tutam beyaz sal ba geriye, yere


sarkt, lanetli baklar olan gzleri kapand. Kreyi tutan eli
boald ama parmaklan gevemedi. lmden de gl bir ekilde
tutmutu kreyi. ~v
Kan krmzs cbbesi iinde bir kemik ynndan pek da fazla
bir ey grlmeyen Raistlin bynn kasp kavurduu
ktphaneyi p ynna eviren katlarn ortasnda
kprdamadan yatyordu.
Astinus uzun uzun, iki ayn cafcafl morumsu nda ykanan
bedene bakt.. Sonra ban nne een tarihi, titreyen ellerle
kapatp kilitledii sessiz ktphaneyi terk etti.
alma odasna dnen tarihi saatlerce, grmeyen gzlerle
karanla bakarak oturdu kald.

67

"ana sylyorum, Raistlin'di!"


"Ve ben de sana syleyeyim bir tane daha o tyl-fil, yer
deitirten yzk veya havada yaayan bitkilerinle ilgili bir hikye
anlatacak olursan hoopakn boynuna dolarm!" diye kestirip att
Flint hiddetlenerek.
"Ama ok fazla Raistlin'di," diye sitemle cevap verdi Tasslehoff;
yine de gzel Palanthas ehrinin ltl ve geni caddelerinde
cceyle birlikte yrrken fsltyla sylemiti bunu. Kender uzun
deneyimlerinden cceyi ne kadar zorlayabileceini biliyordu; stelik
Flint'in sabr eii bu gnlerde pek alalmt.
L

"Sonra Laurana'y da o lgn hikyelerinle rahatsz ermeye


kalkma," diye buyurdu Flint, Tas'n niyetini doru tahmin ederek.
"Yeterince sorunu var."
"Ama... "
.

Cce dudarak kendere al gibi ak kalarnn altndan dik dik


bakt.
"Sz veriyor musun?"
Tas iini geirdi. "Aman, tamam."
Eer Raistlin'i grdne bu kadar emin olmasayd bu kadar
Icr olmayacakt! Flint ile birlikte Palanthas'n byk
ktphanesinin basamaklarnn yanndan yryerek geiyorlard l
kenderin keskin gzleri basamaklarda uzanm olan bir ey
etrafnda toplanm keilere taklmt. . Flint kar taraftaki
binalardan birindeki ince bir cce iiliini incelemek iin zellikle
durduunda Tas bu frsat deerlendirerek neler olduunu anlamak
amacyla merdivenlerden sessizce ilerlemiti.
Hayret iinde tam da Raistlin'e benzeyen -altn renkli metal bir
ten, krmz cbbe falan- bir adamn kaldrlarak merdivenlerden
tanp ktphaneye alndn grmt. Fakat heyecanlanm
kender caddenin te yanna koup Flint'e aslp da homurdanan
cceyi geri getirdiinde grup ayrlmt.
Tasslehoff kapya kadar koup, ieri girmeyi talep ederek
kapy bile yumruklamt. Fakat kapya bakan Estetik bir kenderin
ktphaneye girme dncesinden o kadar dehete dmt ki
zavall cce, daha kei azn aamadan Tas' ekip almt.
Verilen szler kenderler iin son derece kark eyler
olduundan Tas zaten bunu Laurana'ya sylemeyi dnyordu
ama sonra gznn nne elf kznn son gnlerdeki solgun,
hzn, endie dolu ve uykusuzluktan aslm yz geldi ye
yumuak kalpli kender Flint'in hakl olabileceine karar verdi.
Eer oradaki Raistlin idiyse bile buraya kendi gizli bir ii iin
gelmi olmalyd ve davetsiz kagelmelerine pek memnun
olmazd. Yinede...
Bir ah eden kender talara tekme atarak, bir kez daha ehri
seyrederek yrmeye devam etti. Palanthas grlmeye deer bir
ehirdi. ehir Kudret a'nda bile gzelliiyle nam salmt.
Krynn zerinde bu ehirle boy lebilecek baka bir ehir daha
yoktu -en azndan- insan aklnn alabildii kadanyla. Bir tekerlek
gibi dairesel bir dzenle kurulmu (ehirde merkez, tekerlein
gbei oluyordu. Btn belli bal resmi daireler buradayd; koca
basamakl merdivenler ve zarif stunlar tm ihtiamlanyla nefes
^esiyorlard. Bu merkezi halkadan sekiz ana yne doru geni bulv
arlar uzanyordu. Kaldrm talaryla (tabii ki cce iiydi)
69

denmi olan bulvarlar boyunca sralanan aalarn yapraklan yl


boyunca altn dantellere benziyordu; bu bulvarlar kuzeyde bir
limana ve Eski ehir Surlar'ndaki yedi kapya alyordu.
Bu kaplar dahi birer mimari aheserdi ve her biri zarif kuleleri
yerden yz metre ykselen ifte minareyle korunuyordu. Eski
Sur'a karmak desenler oyulmutu, bunlar Ryalar a'ndaki
Palanthas'n yksn anlatyordu. Eski ehir Surlar'nn tesinde
Yeni ehir uzanyordu. Asl plana uymas iin dikkatle tasarlanm
Yeni ehir, Eski ehir'den ayn dairesel dzenle, ayn geni, aal
bulvarlarla geniliyordu. Fakat Yeni ehrin Surlar yoktu.
Palanthasllar surlar pek sevmezlerdi aslnda (surlar genel deseni
bozuyorlard) ve ne Eski, ne de Yeni ehir'de, ne ierideki ne
dardaki genel desene uymayan bir ey ina edilmezdi bu gnlerde. Akamlar Palanthas'n ufuktaki silueti en az ehrin kendisi
kadar gzel olurdu -tek bir istisnayla.
Tas'n dnceleri, Flint'in kabaca onu srtndan drtmesiyle
bozulmutu.
"Neyin var senin?" diye sordu kender cceye dnerek.
"Neredeyiz?" diye sordu Flint terslikle ellerini beline koyarak.
"ey u anda... " Tas etrafna baknd. "A... u, sanrm biz...
dndm de belki de deilizdir." Flint'e souk bir bak frlatt.
"Nasl kaybettin bizi?"
"BEN M!" diye patlad cce. "Rehber olan sensin! Haritalar
okuyan da sensin. Bu ehri avucunun ii gibi bilen kender de
sensin!"
"Ama ben dncelere dalmtm," dedi Tas marurca.
"Ne dnyordun?" diye kkredi Flint.
"Derin dncelerdeydim," dedi Tas incinmi bir tonda.
"Ben... aman, bo ver," diye geveledi Flint ve caddeye bir batan
bir.baa bakmaya balad. Grnten pek memnun deildi.
"Bu gerekten de garip grnyor," dedi Tas neeyle, ccenin
dncelerini dile getirerek. "ok bo -Palanthas'n dier caddelerine hi benzemiyor." Sra sra uzanan bo ve sessiz binalara
zlemle bakt. "Acaba... "
"Hayr," dedi Flint. "Kesinlikle olmaz. Geldiimiz yoldan geri
dnyoruz... "
"A, haydi canm!" dedi Tas, bo caddeden ilerlemeye
balayarak. "Burada neler olduunu grmek iin birazck daha gitmemiz gerek. Biliyorsun ki Laurana etraf kolaan edip isti...
70

itah... ite her ne haltsa onlar aratrmamz syledi."


"stihkam/ diye mrldand Flint, kenderin peinden gnlszce, ar admlarla ilerlerken. "stelik buralarda da istihkam
yok kap kulbu kafal Buras ehrin merkezi! O ehrin dndaki
surlar kastediyordu."
"ehrin dnda hi sur yok ki," dedi Tas zaferle. "Yeni ehir'in
etrafnda yok, en azndan. stelik buras merkezse neden bombo?
Bence nedenini bulmamz gerekir."
Rint homurdand. Kender mantkl konumaya balamt -bu
ccenin ban sallayp, gnein dnda bir yerlerde yatmasa m
diye kendi kendini sorgulamasna neden olan bir durumdu.
Birka dakika sessizce yrdler, git gide ehrin kalbine doru
iniyorlard. Bir tarafta, sadece birka blok tede Palanthas
Hkmdar'mn muhteem malikanesi vard. Ykselen kulelerinin
sivri tepelerini buradan grebiliyorlard. Fakat nlerinde
grlebilen bir ey yoktu. Her ey bir glge iinde kaybolmutu...
Tas getikleri binalarn pencerelerinden bakyor, burnunu
kaplarna sokuyordu. Kender konutuunda Flint ile birlikte
bloun sonuna kadar ilerlemilerdi.
"Biliyor musun Flint," dedi Tas huzursuzca, "bu binalarn hepsi
bo."
"Terk edilmi," dedi Rint ksk sesle. Cce elini sava baltasna
atmt ki Tas'n tiz sesiyle irkildi.
"Burada tuhaf bir his var," dedi Tas cceye biraz daha
yaklaarak. "Korkuyorum zannetme ama... "
"Ben korkuyorum," dedi Flint zerine basa basa. "Haydi
buradan uzaklaalm!"
Tas her iki yanlarndaki yksek binalara bakt. Binalar
bakmlyd. Demek ki Palanthashlar ehirleriyle o kadar gurur
duyuyorlard ki, boaltlm binalarn bile bakmlarm yapyorlard. Yapsal ynden kusursuz olduklar muhakkak her eit
dkkan ve ev vard. Sokaklar tertemizdi, hi p veya sprnt
yoktu. Ama btn sokaklar terk edilmiti. Buras bir zamanlar
refah iinde bir yerdi herhalde, diye dnd kender. Tam ehrin
kalbi. Neden imdi yle deildi? Neden herkes gitmiti? Bu ona
tekin olmayan" br his veriyordu ve Krynn zerinde kenderlere
tekin gelmeyen" ok az ey vardr.
"Fare bile yok!" diye mrldand Flint. Tas'n kolunu tutup
asld. "Yeterince grdk."
71

"Aman, haydi canm," dedi Tas. Kolunu kurtanp o garip, "tekin


olmayan" hissi bastrmaya alarak, -minik omuzlarn dikletirip-bir
kez daha kaldrmdan yrmeye devam etti. Bir metre kadar
gitmemiti ki yalnz olduunu fark etti. ileden karak duran Tas
arkasna bakt. Cce kaldrmda durmu kalarn atarak ona
bakyordu.
"Ben sadece caddenin ucundaki o korulua gitmek istiyorum o
kadar," dedi Tas iaret ederek. "Bak: Sradan mee aalarndan
olumu sradan bir koru. Byk bir ihtimalle park gibi bir yerdir.
Belki len yemei falan yiyebilir... "
"Bu yerden holanmyorum!" dedi Flint inatla. "Bana... bana...
Karank Orman' hatrlatyor -Raistlin'in o hayaletlerle konutuu o
yeri."
"Aman, buradaki tek hayalet sensin!" dedi Tas alngan bir edayla,
burasnn ona da ayn eyi hatrlattn anlamamazla gelmeye kesin
niyetliydi. "Gnn orta vakti. ehrin tam ortasndayz, Reorx
akna... "
"O zaman neden hava buz gibi?"
"K da ondan!" diye bard kender kollarn sallayarak. Kendi
szlerinin sessiz caddelerde garip ekilde yanklanmasndan
telalanarak etrafna baknp hemen sustu. "Geliyor musun?" diye
sordu yksek bir fsltyla.
Flint derin bir i ekti. Kalarn atp sava baltasn sk sk
tutarak, her an birinden bir hayalet kverecekmi gibi binalara
ihtiyatl bir bak frlatarak caddeden aaya kendere doru
yrd.
"Ksm," diye mrldand cce hafife. "Buras hari."
"Daha bahara haftalar var," diye cevap verdi Tas; akln
midesinden -burulmak gibi garip eylerin olup bittii midesindenuzaklahrmak iin tartacak bireyler bulduu iin mutluydu.
Fakat Flint tartmay reddediyordu -bu ktye iaretti.
Sessizce bloun sonuna varncaya kadar bo caddeden ilerlediler.
Burada binalar aniden bir koruluk iinde bitiyorlard. Tas'n da
sylemi olduu gibi buras sradan bir mee korusuna benziyordu
ama gene de bunlarn, uzun yllarn Krynn'i aratrarak geiren
cce ile kenderin grd en uzun meeler olduklar kesindi.
Fakat onlar yaklatka sonunda o gne kadar yaadklar
btn souklardan, hatta Buz Duvar'daki buzuldan da kt, garip
bir rperti hissi daha da glenmeye balad. Daha ktyd nk
72

ierden geliyordu ve bu hi de mantkl bir ey deildi! Neden


sadece ehrin bu ksm bu kadar souk olsundu ki? Gne
parlyordu. Gkyznde bulut da yoktu. Fakat ksa bir sre sonra
parmaklan hissizlemi, sertlemiti. Flint artk sava baltasn
tutamyordu ve titreyen ellerle srtndaki yerine asmak zorunda
kalmt. Tas'n dileri birbirine arpyordu, sivri kullaklaruun ucu
da hissizlemiti ve deliler gibi titriyordu.
"H-hay-ydi b-bura-d-dan g-gidel-lim... " diye kekeledi cce
mosmor dudaklarnn arasndan.
"B-bir bi-binarin g-glges-sinide du-duruyoruz o-o k-kadar."
Tas neredeyse dilini sracakt. "G-gnee -knca -snmz."
"K-K-Krynn zerindeki h-hi bir ate bunu -stamaz!" diye
atld cce hrnlkla, ayaklanndaki kan deverann balatmak iin
ayaklarn yere vuruyordu.
"B-Birka m-metre d-daha... " Dizleri birbirine arpt halde
Tas cesurca ilerliyordu. Ama tek bana gitti. Arkasna dnp
baknca Flint'in tutulmu gibi hi hareket edemediini grd. Ba
nne eilmi, sakal titriyordu.
Geri dnmeliyim, diye dnd Tas ama geri dnemedi.
Kender nfusunu azaltmaktan baka pek bir ie yaramayan merak
duygusu onu ekmeye devam ediyordu.
Tas mee korusunun kenarna kadar geldi ve -burada- kalbi
neredeyse duracakt. Kenderler genellikle korkuya baklk
kazanm bir rktr, o yzden bu noktaya kadar bile ancak bir
kender gelebilirdi. Fakat imdi Tas, o gne kadar hi hissetmedii,
son derece anlamsz bir dehetin ana dm olduunu hissediyordu. Ve bunun nedeni her ne idiyse, bu mee korusundan kaynaklanyordu.
Bunlar sradan aalar, dedi Tas kendi kendine titreyerek. Ben
Karark Orman'daki hayaletlerle konumutum. drt ejderhayla
yzletim. Bir ejderha kresi krdm. Buras sadece sradan bir
koru. Bir bycnn atosuna hapsedilmitim. Cehennemeden
kan bir iblis grdm. Buras sadece sradan bir koru.
Yava yava, kendi kendine konuan Tas mee aalarna
doru yaklamaya balad. Pek uzaklamad, hatta korunun d
snrn oluturan aalar bile gemedi. nk artk korunun
ortasn grebiliyordu.
Tasslehoff yutkundu, dnd ve komaya balad.
Kenderin kendisine doru komaya baladn gren Flint her
73

eyin Sonu'nun geldiini anlamt. Belli ki korudan Korkun bir ey


frlayarak dorudan zerlerine varacakt. Cce o kadar hzd dnd
ki ayaklan birbirine dolanarak kaldrma kapakland. Ona doru
koan Tas Flint'in kemerinden tutarak ekip kaldrd. Sonra ikisi
birden caddeden aaya komaya balad, cce cann kurtarmaya
alyordu. Neredeyse arkasndan yaklaan devasa ayaklarn sesini
duyar gibiydi. Arkasna dnmeye cesaret edemiyordu. Ta ki kalbi
patlayacakm gibi oluncaya kadar salyal bir canavarn grntleri
onu koturmaya devam etti. Sonunda caddenin sonuna vardlar.
:
Scakt. Gne parlyordu.
tedeki kalabalk caddelerde hareket eden gerek, canl insan
larn seslerini duyabiliyorlard. Yorulan Flint nefeslenmek iin
durdu. Korkuyla caddeye geri baknca, caddenin hl bos
olduunu hayretler iinde grd.
"Neydi o?" diye sordu, kalbinin gmbrdtsn yattrp
konuabilecek hale gelince.
Kenderin yz l gibi beyazd. ."B-bir k-kule... " diye yutkundu
Tas fleye pfleye.
Flint'in gzleri fal ta gibi ald. "Bir kule mi?" diye tekrarlad
cce. "Btn o yolu -neredeyse kendi kendimi ldrnceye kadar-bir
kuleden kamak iin mi kotum! Herhalde" -Flint'in orman gibi
kalar korku verecek surette birleti- "kule senin peinden
komuyordu?"
"Y-yok," diye itiraf etti Tas. "-ylece duruyordu. Fakat
hayatm boyunca grdm en dehet verici eydi," diye beyan etti
kender ciddiyetle, titreyerek.
"Bu Yksek Byclk Kulesi olsa gerek," dedi Palanthas
Lord'u, ehre hakim bir tepeye kurulmu o gzel sarayn harita
odasnda. "Kk arkadanzn dehete dmesine amamak
gerek. Esas ben onun Shoikan Mee Korusu'na gidebilmesine
hayret ettim."
"O bir kenderdir," diye cevap verdi Laurana glmseyerek.
"A, yle ya. imdi anlald. Bak imdi, bu imdiye kadar
aklma gelmeyen bir eyi hatrlatt. Kule'de altrmak iin bir
kender tutmak. nsanlan ylda bir o binalara sokup onarmalarm
salamak iin inanlmaz paralar harcyoruz. Ama bir de" -Lord
kederli grnyordu- "ahalinin halknn ehirde o kadar ok
74

kender grmekten memnun olacaklarn zannetmem."


Palanthas Lordu Amothus, elleri hkmdarlk kyafetlerinin
arkasnda birlemi halde, harita odasnn cilal mermer zemini
zerinde sessizce yryordu. Laurana onun yannda yryor,
palanthasllann giymesi iin srar ettii uzun etekli elbisesinin eteklerine taklp dmemek iin dikkat edip duruyordu. Giysiyi ona
hediye ederek olduka ince bir davranta bulunmulard. Fakat
Lurana, onlarn Qualinesti Prensesini, kan lekeleri, sava srasnda
erilip bklm zrhlar iinde grmekten dehete dtklerini
biliyordu. Laurana'mn giysiyi kabul etmekten baka aresi
kalmamt; yardm bekledii Palanthasllar gcendirmeyi gze
alamazd. Fakat klc yanndan sallanmaynca, elik bedenini
kavramaynca kendini plak, narin ve savunmasz hissediyordu.
stelik onun kendisini narin ve savunmasz hissetmesine
neden olanlarn Palanthas ordusunun generalleri, Solamniya valyelerinin geici kumandanlan ve dier soylular -ehir
Senatosu'ndan danmanlar- olduunu biliyordu. Hepsi de her
bakyla -onlar iin- kendisinin sadece askerlie zenen bir kadn
olduunu hatrlatyordu. Tamam, iyi bir i baarmt. Minik
savan yapm ve kazanmt. Artk -mutfaa geri dnebilirdi...
"Yksek Byclk Kulesi de neyin nesi?" diye sordu Laurana
aniden. Palanthas Lordu'yla bir haftalk tanklktan sonra -akll
biri de olsa- dncelerinin hep konuulmayan konulara kaydm
ve srekli olarak dikkatinin ana konuya ekilmesi gerektiini
renmiti.
"Evet. Grmeyi ok istiyorsan buradan, pencereden de grebilirsin... " diye cevaplad Lord gnlszce.
"Grmek istiyorum," dedi Laurana sakin bir edayla.
Omuzlarn silken Lord Amothus yrd gzergahtan
saparak, Lurana'nn zaten, kaln perdelerle rtlm olduu iin
dikkatini ekmi olan bir pencereye grrd. Odadaki dier btn
pencerelerdeki perdeler akt ve nereye bakarsanz bakn
^fesinizi kesen manzaray gzler nne seriyorlard.
"Evet, bunlar kapal tutmamn nedeni bu," diye iini ekti Lord,
Laurana'mn sorusuna cevaben. "Ne ac ki; kule lanetlenmeden
nce, bir zamanlar ehrin en gzel manzasyd. Fakat bu kule lan^enrneden nceydi... "
Lord, elleri titreyerek perdeyi kenara ekti, yznde hzn
Var
d. Byle duygulu bir davran karsnda Laurana merakla
75

"Belki de ben gitsem iyi olacak," dedi Laurana souk bir edayla
ayaa kalkarak, "en azndan bu konuma bitinceye kadar."
"Ne? Gitmek mi?" Lord Palanthas ona belirsiz gzlerle bakt.
"Daha yeni gelmitin... "
"Sanrm sohbetimiz elf prensesini rahatsz ediyor," diye dikkat
ekti Astinus. "Elflerin -sizin de hatrlayacanz gibi lordumyaama byk bir sayglar vardr. Onlar arasnda lmden byle
hissizce sz edilmez."
"Tanrlar akna!" Lord Amothus kpkrmz kesilerek ayaa
kalkt ve kzn elini elleri arasna ald. "ok ok zr dilerim canm.
Ne kadar krym. Ltfen beni affet ve yerine otur. Prensese biraz
arap..." Amothus uaklardan birine el edince, adam Laurana'nn
kadehini doldurdu.
"Ben girdiimde Yksek Byc Kulesi'nden sz ediyordunuz.
Kuleler hakknda ne biliyorsunuz?" diye sordu Astinus, gzleri
Laurana'nn ruhuna bakarken.
Adamn iine nfuz eden baklaryla titreyen kz, bu konuyu
at iin piman olarak bir yudum arap ald. "Aslnda," dedi
belli belirsiz bir sesle, "belki de ie dnsek daha iyi. Eminim generaller askerlerinin bana dnmek istiyorlardr, ben de..."
"Kuleler hakknda ne biliyorsunuz?" diye tekrarlad Astinus. "Ben...
... pek bir ey bilmiyorum," diye kekeledi Laurana, kendini bir an
iin okul yllarnda, retmeninin nnde szlde hissetmiti. "Bir
arkadam vard -yani bir tandm-; o VVay-reth'deki Yksek By
Kulesi'ndeki snavdan gemiti ama o..." "Solace'h Raistlin sanrm,"
dedi Astinus vakarla. "A a, yle!" diye cevap verdi Laurana hayretle.
"Nasl?.. " "Ben bir tarihiyim gen bayan. Benim iim bilmek," diye
cevap verdi Astinus. "Size Palanthas Kulesi'nin tarihini anlataym.
Bunu bir zaman kayb olarak deerlendirme Lauralanthalasa nk
kulenin tarihesi senin kaderinle balantl." Kzn yzndeki hayret
dolu ifadeyi grmemezlie gelerek generallerden birine iaret etti.
"Sen, oradaki, perdeyi a. Sanrm ben girmeden nce prensesin de
dikkat ekmi olduu gibi ehrin en gzel manzarasn gzlerden
saklyorsunuz. te Palanthas'taki Yksek Byclk Kulesi'nin
yks:
"ykm -sonradan- Kaybedilmi Savalar olarak adlandrlan
olayla balamal. Kudret a'nda, star'n Kral Rahip'i glgesinden
korkmaya baladnda, korkusuna bir isim vermiti: By

78

kullanclar! Onlardan korkuyordu, onlarn o engin glerinden


korkuyordu. Anlayamad iin bu onun iin bir tehdit olmaya
balamt.
"Halklar by kullanclarna kar ayaklandrmak kolayd.
Olduka sayg uyandrdklar halde bu kiilere hi gvenilmezdi;
byk bir ihtimalle de aralarna kainattaki her gcn temsilcilerini
-yih'k'in Ak cbbesini, Tarafszln Al cbbesini ve Kt-lk'n
Kara cbbesini- kabul ettiklerindendi bu. nk onlar Kral Rahip'in
aksine kainatn bu g arasnda dengelendiini ve bu dengeyi
bozmann ykm davet edeceini biliyorlard.
"Bylece insanlar by kullanclarna kar ayaklandlar. Yksek
Byclk'n be Kulesi ana hedef halini almt doal olarak nk
Tarikatn gleri en ok bu Kulelerde younlayordu. Ve bu
kulelerde gen bycler -cesareti olan gen bycler- Snav'a tabi
tutuluyordu. nk Snavlar etindi ve -daha da kts- tehlikeliydi. Gerekten de snav verememenin tek bir anlam vard:
lm!"
"lm m?" diye tekrarlad Laurana kulaklarna inanamayarak. "O halde Raistlin..."
"Snav iin hayatn tehlikeye att. Ve neredeyse de yaamyla
dyordu. Bununla beraber ne oradadr, ne burada. Baarszlk
sonucu verilen lmcl cezas yznden Yksek Byclk Kuleleri
hakknda karanlk sylentiler yaylmt. By kullanclar bou
bouna bu merkezlerin yegne eitim yerleri olduunu ve her gen
bycnn hayatn seve seve riske attn, bunun gerisindeki amac
anladn anlatmaya almlard. Buralarda, yani Kulelerde
bycler, bylerinin aralar olan by kitaplarn, parmen
tomarlarn muhavafaza ediyorlard. Kimse onlara inanmad.
nsanlar arasnda Kral Rahip ve onun din adamlar tarafndan kendi
karlar iin beslenip bytlen, garip ayinlerin ve kurbanlarn
ykleri yayld.
"Sonunda halklarn by kullanclarna kar ayaklandklar
gn gelip att. Ve Tarikat tarihesinde sadece ikinci kez cbbeler
bir araya geldi. lki, tarafszln bayla balanm iyinin ve ktnn
zn tayan ejderha krelerinin yaratl srasndayd. Bundan
sonra, herkes kendi yoluna gitmiti. O zaman da ortak bir tehditle
ittifak ederek bir kez daha kendilerine ait olan korumak iin
birletiler.
"Ayaktakm istila edip de anlayamayacaklar eylerle oyna-

79

masnlar diye Kule'lerin ikisini tahrip edenler byclerin kendisi


olmutu. Bu iki Kule'nin imhas etrafndaki topraklan le evirmi
ve Kral Rahip'i korkutmutu -nk hem star'da, hem de Palanthas'da birer Yksek Byclk Kulesi vard. ncsne gelince, o da Wayreth Orman'ndayd ve medeniyetten uzakta olduu
iin onun bana ne gelecei pek bir kimseyi ilgilendirmiyordu.
"Bylece Kral Rahip, byclere dindarlk kisvesi altnda yaklamt. Eer iki Kule'yi ayakta brakrlarsa, onlann bar iinde
kitaplarn, parmen rulolarn ve by aralarn alarak Wayreth'deki Yksek Byclk Kulesi'ne ekilmelerine izin vereceini
sylemiti. By kullanclar hzn iinde bu neriyi kabul ettiler."
"yi ama neden savamadlar?" diye kesti szn Laurana.
"Hiddetlendiklerinde Raistlin'i ve ... ve Fizban' grdm! Gl
byclerin tam manasyla neye benzediini dnemiyorum bile!"
"A ama dur da bir dn Laurana. Senin gen arkadan -Raist-lindierlerine nazaran birka nemsiz by yapt halde yoruluyordu.
Ve by bir kez yapldktan sonra eer bir daha by kitabn
okumaz ve byy almazsa by sonsuza kadar aklndan yitip
gidiyordu. Bu eri st mertebedeki bycler iin dahi geerlidir.
Tanrlar bizi, aksi takdirde ok glenip tanrlk makamna gz
dikecek olanlara kar byle koruyorlar. Bycler uyumak
zorundadr, konsantre olmak zorundadr ve gnlk almalara zaman
ayrmak zorundadr. stlerine saldran ayak takmyla nasl
baed^bilirlerdi? Sonra aynca kendi halklarn nasl yok edebilirlerdi?
"Evet, Kral Rahip'in nerisini kabul etmek zorunda olduklarn
hissettiler. Halk pek dnmeyen Kara cbbeliler dahi kaybedebileceklerini ve o zaman bynn dnya zerinden yok olabileceini
grd. star'daki Yksek Byclk Kulesi'nden ekildiler -ve
neredeyse onlar kar kmaz yolarkadalar hemen kuleyi istila etti.
Sonra buradaki, Palanthas'taki Kule'yi de terk ettiler. Buradaki
Kule'nin yks korkuntur."
Btn bunlar ifadeden azade bir sesle anlatan Astinus aniden
ciddileti, yz karard.
"O gn iyi hatrlyorum," dedi, masann etrafndakilerden ok
kendi kendine konuuyordu. "Ktphanede saklayaym diye kitaplarn ve parmen rulolarn bana getirmilerdi. nk Ku80

le'de ok ok fazla kitap ve parmen rulosu vard, by kullanclarnn VVayreth'e tayamayacaklar kadar ok. Benim kitaplar
saklayp onlarn kymetini bileceimi biliyorlard. By kitaplarnn
ou kadim kitaplard ve koruma byleriyle -Anahtar'm...
kaybolmu bylerle balanm olduklarndan artk okunarmyorlard. Anahtar..."
Astinus dnceler iinde sessizleti. Sonra sanki karanlk dncelerini bir kenara atatm gibi iini ekerek devam etti.
"Palanthas halk Kule'nin etrafnda toplannca Tarikat'n en
yksei -Ak cbbe Bycs- ince altn kaplan kapatarak gm
anahtarla kilitledi. Palanthas Lordu onu sabrszlkla izliyordu.
Herkes Lord'un da klavuzu -star'm Kral Rahip'i gibi- kuleye yerlemeye niyetli olduunu biliyordu. Gzleri, tamahkrlkla Kule
zerinde oynayordu nk kulenin iindeki -hem iyi hem ktharikalarla ilgili sylentiler btn lkeye yaylmt."
"Palanthas'taki btn gzel binalar iinde," diye mrldand
Lord Amothus, "Yksek Byclk Kulesi'nin en mkemmeli olduu sylenir. imdi ise..."
"Ne oldu?" diye sordu Laurana; karanlk, odaya dolarken rpe-rerek
birilerinin mumlan yakmas iin uaklan armasn diledi. "Byc
gm anahtan Lord'a uzatmaya balamt," diye devam etti Astinus
derin ve hznl sesiyle. "Aniden Kara cbbeli-lerden biri st
kattaki pencerelerin birinde belirdi. nsanlar ona dehetle bakarken,
o yle bard, 'Gemie ve gne hakim usta, tm gcyle geri
dnnceye kadar kaplar kapal ve salonlar bo kalacak!1 Kt
byc atlayarak kendini kapann zerine brakt. Altn ve gm
mzraklar kara cbbesini delerken o da Kule'yi lanetledi. Kam topra
lekeledi, gm ve altn kaplar erildi, b-rld ve karard. Pnl prl
krmz-beyaz kule buz grisi bir taa dnt, kara minareleri ufaland.
"Lord ile halk dehet iinde katlar ve bugne kadar kimse Palanthas Kulesi'ne yaklamaya cesaret edemez oldu oldu. Kender-ler
bile" -Astinus belli belirsiz glmsedi- "dnyada hibir eyden
korkmasalar da. Lanet o kadar gldr ki btn lmlleri uzak
tutar..."
"Gemie ve gne hakim usta dnnceye kadar," diye mrldand
Laurana.
"Ph! Adam deliymi," diye burun bkt Lord Amosthus. Hi
kimse hem gemiin, hem gnn hakimi olamaz -sen olmaz81

san kimse olamaz Astinus."


"Ben hakim deilim!" dedi Astinus o kadar bo ve tnlayan bir
ses tonuyla ki odadaki herkes ona bakt. "Ben gemii hatrlar, gn
kaydederim. Hibirine hkmetmek gibi bir arzum yok!"
"Deliymi, dedim ya." Lord omuzlarm silkti. "Biz de imdi Kule
gibi gze batan bir eye tahamml etmek zorunda kalyoruz nk
kimse ne onun yaknnda yaamay gze alabiliyor, ne de yaklap
onu ykmay."
"Bence onu ykmak yazk olurdu," dedi Laurana hafife, pencereden Kule'ye doru bakarken. "O buraya ait..."
"Gerekten de yle gen bayan," diye cevap verdi Astinus, baklaryla onu garip garip szerek.
Astinus konuurken gecenin glgeleri koyulmutu. Ksa bir sre
sonra ehrin geri kalan ksm klarla prl pml olurken, Kule karanlklara brnd. Palanthas yldzlarn ltsyla yanyor sanki,
diye dnd Laurana ama bu yuvarlak kara para hep ehrin ortasnda kalacak.
"Ne kadar hznl, ne kadar trajik," diye mrldand bir ey
sylemesi gerektiini hissederek nk Astinus dorudan ona bakyordu. "Ya rpndn grdm o - o kara, ite taklm ey..."
Dehetle sustu.
"Deli, deli," diye tekrarlad Lord Amothus kasavetle. "Evet, tahminimize gre cesetten arta kalan o. Kimse anlayacak kadar yaklaamad."
Laurana titredi. Ellerini aryan bana koydu, bu kasvetli yknn geceler boyu onu rahatsz edeceini biliyordu; hi duymam
olmay diledi. Kaderiyle balanm! Hiddetlenerek dnceyi
aklndan uzaklatrd. Bunun nemi yoktu. Buna zaman da yoktu.
Kaderi, bu kabusumsu masallar eklemeden de yeterince kasvetli
grnyordu.
Sanki onun dncelerini okurmu gibi Astinus aniden ayaa
kalkarak k istedi.
"nk," dedi souk bir edayla, Laurana'ya bakarak, "gemi
kayboldu. Gelecein kendine aittir. Ve sabaha kadar yapmamz
gereken ynla i var."
82

Lord Gunthar'h yollad, birka saat nce elime geen


lk nce,
bildiriyi okumalym." Palanthas Lordu ince doku-mal yn

cbbesinin kvrmlar arasndan bir parmen rulosu kartp


masann zerine yayarak dikkatlice dzeltti. Ban geriye doru
ekerek parmene bakt, belli ki gzlerini odaklamaya
alyordu.
Bunun iki gn nce Lord Amothus'u tevik ederek Lord
Gunthar'a yollamasn salad kendi mesajana verilen cevap
olduuna hemen hemen emin olan Laurana sabrszlkla dudaklarn kemiriyordu.
"Krm," dedi Lord Amothus zr dilercesine. "Elflerin
byk bir incelikle bize vermi olduklar grifonlara" -neredeyse
dayanamayarak kad elinden kapacak duruma gelen ve cevaben
kendisine eilerek selm veren Laurana'ya eilerek selm verdi"bu mesajlar krtrmadan tamalar retilemiyor. Hh, tamam
imdi seebiliyorum. 'Palanthas Lord'u Amothus'a Lord

83

Guntar'dan. Selmlar.' Ne ho adam u Lord Gunthar." Lord


baklarn kaldrd. "Daha geen yl, lkbahar afa Festivali'nde
buradayd -bu arada syleyeyim, haftaya kadar festival balayacak
canm. Belki bizim elentilerimizi ereflendirip..."
"Memnuniyetle lordum, eer hafta iinde burada kalanmz
olursa," dedi Laurana, sakin kalmaya gayret gstererek ellerini
masann altnda skyordu.
Lord Amothus nce gzlerini krptrp sonra msahama ile
glmsedi. "Tabii. Ejderha ordular. Evet, okumamza devam
edecek olursak: 'valyelerimizin kaybnn bu kadar fazla sayda
olduunu duymak beni gerekten ok zd. Onlarn topraklarmz
karartan byk ktlkle dvrken kahramanca ldklerini
bilmekle teselli bulumaya alalm. En iyi liderimizin -Gl
valyesi Derek Crownguard'n, Kl valyesi Alfred MarKenin'in
ve Ta valyesi Sturm Brightblade'in- kaybndan ise ahsen ok
daha byk bir hzn duymaktaym.' " Lord Laurana'ya dnd.
"Brightblade. Sizin samimi bir dostunuzdu sanrm deil mi canm?"
"Evet lordum," diye mrldand Laurana ban eip, gzlerindeki kederi gizlemek iin altn salarnn yzne dmesini
salayarak. Srurm' Yce Ermi Kulesi'nin ykntlar altndaki
Paladine Odas'na gmeli daha ok az bir zaman gemiti.
Kaybndan duyduu hzn hl ok tazeydi. "Okumaya devam edin Amothus," diye emretti Astinus souk
bir edayla. "almalarmdan bu kadar uzak kalmay gze^ alamam."
"Tabii Astinus," dedi Lord, kzararak. Bir kez daha aceleyle
okumaya balad. "Bu trajedi valyeleri allmadk bir duruma
sokuyor. lk nce, valyeler artk -anladm kadaryla- daha ok
Ta valyeleri'nden, yani valyelik tarikatnn en alt mensuplarndan oluuyor. Bunun da anlam -hepsi snavlarn vermi ve
kalkanlarn kazanm da olsa- hem gentirler, hem de tecrbesiz.
ou iin bu sava ilkti. Bu olay bizi, ayn zamanda komutansz da
brakmakta nk -Kurallara gre- komuta banda her
Tarikat'tan da temsilci valyeler bulunmas gerekir.'"
Laurana, orada bulunan valyelerin huzursuzca kprdanmalanyla zrhlarnn tngrdadn, kllarnn takordadn duyabiliyordu. Komuta konusundaki bu sorun halledilinceye kadar
onlar geici liderler olarak seilmilerdi. Gzlerini kapayan
84

Laurana iini ekti. Ltfen Gunthar, diye dnd, seimin akllca


olsun ne olur. Politik manevralardan o kadar ok insan ld ki.
Ltfen bu olanlara bir son versin!
" 'O yzden Solamniya Svalyeleri'nin liderlik mevkini doldurmas iin Qualinesti kraliyet ailesinden Lauralanthalasa'y
atyorum..." Lord bir ara duraksad sanki doru okuyup okuyamadna emin olamam gibi. Hayretten donup kalan Laurana
gzleri fal ta gibi alm, duyduklarna inanamayarak ona
bakakalmt. Fakat Laurana'nn hayreti valyelerinki yannda
hiti.
Lord Amothus kukuyla parmene bakarak bir kez daha
okudu. Sonra, Astinus'dan ykselen sabrszlk mrltlarn
duyarak aceleyle devam etti: "Lauranthalasa sava alannda en
deneyimli ve ejderhamzraklarn kullanmasn bilen tek kiidir.
Bu Ferman'n geerliliini mhrm ile tasdik ediyorum. Lord
Gunthar Uth Wistan, Solamniya^ Svalyeleri'nin Byk Ustas,
faan filan.' " Lord baklarn kaldrd. "Tebrik ederim canm yoksa 'komutan' m desem?"
Laurana hi kprdamadan oturuyordu. Bir an iin o kadar hiddetle doldu ki yryp odadan kacak gibi oldu. Gzleri nnden
grntler gelip geiyordu: Lord Alfred'in basz cesedi, lmekte
olan delirmi zavall Derek, Sturrn'n huzur dolu cansz gzleri,
Kule'de lm, cesetleri sra halinde dizilmi valyeler...
imdi de komuta ondayd. Kraliyet ailesinden bir elf kz. Ya elf standartlarna gre- babasnn evinden ayrlabilecek kadar bile
deildi. ocukluk ak Tanis Yarmelf in "peinden komak" iin
evinden kaan kk, mank bir kz. O mark kz bymt.
Korku, ac, byk kayplar, byk hznler... Biliyordu ki- her
nasl olduysa- artk babasndan daha yalyd.
Ban evirince Sir Markham ile Sir Parrick'in baktklarn
grd. Ta'n btn valyeleri arasnda en ok hizmet vermi
olardan bu ikisiydi. Kz, her ikisini de yrekli birer asker ve
saygdeer adamlar olarak tanyordu. Her ikisi de Yce Ermi
Kulesi'nde cesurca dvmlerdi. Gunthar niye, Laurana'nn da
nermi olduu gibi onlardan birini sememiti.
Sir Patrick ayaa kalkt, yz kararmt. "Bunu kabul edemem," dedi alak bir sesle. "Laurana Hanm'n yiit bir sava
olduu kesin fakat daha nce sava alannda bir orduya kumanda
etmemitir."
85

"Sen ettin mi gen valye?" dye sordu Astinus vakarla. Patrick


kzard. "Hayr, amn bu farkl. O bir ka..." "yle ya gerekten
Patrick!" diye gld Sir Markham. Sir Marknam uysal tabiatl,
kaygsz bir gen adamd -sert ve ciddi Patrick ile tam bir tezat
oluturuyordu. "nsan gsndeki kllar komutan yapmaz.
Rahatla! Buna politika denir. Gunthar.akllca bir hamlede
bulunmu."
Laurana adamn hakl olduunu bilerek kzard. Gunthar valyelii yeniden yaplandrp, liderliini salama alncaya kadar o
zararsz bir seimdi.
"Ama bunun hi rnei yok!" diye tartmasn srdrd
Patrick, Laurana'nn gzlerinden kanarak. "Eminim ki Kurallar'a gre- kadnlar valyelie kabul edilmez..."
"Yanlyorsun," diye beyan etti Astinus aka. "Ve bir rnei
var. nc Ejderhasavalan'nda, babasnn ve erkek kardelerinin
lm zerine bir kadn valyelik'e kabul edilmiti. Kl
valyelii'ne kadar ykseldikten sonra erefiyle bir savata lm
ve arkasndan kardelen yasn tutmulard."
Kimse konumad. Lord Amothus son derece utanm
grnyordu -Sir Marhkham'n kll gse deinmesiyle neredeyse
masann altna girecekti. Astinus souk bir edayla Sir Patrick'e
bakyordu. Bir ara Laurana'ya bakp glmseyen Sir Markham
arap kadehiyle oynuyordu. Yznden belli olan ksa bir i
ekimeden sonra Sir Patrick kalarn atarak yerine oturdu. Sir
Markham kadehini kaldrd. "Komutanmza." Laurana bir tepki
vermedi. Komuta ondayd. Neyin komutas? diye sordu kendi
kendine acmaszca. . Solamniya valyeleri'nin Palanthas'a
yollanan paralanm kalntlar; yelken aan yzlercesinden
ancak elli tanesi kadar hayatta kalmt. Bir zafer kazanmlard...
Ama ne pahasna? Bir ejderha kresi, Yce Ermi Kulesi'nin
ykntlar arasnda yok olmutu...
"Evet Laurana," dedi Astinus, "paralar toparlaman iin seni
setiler."
Dncelerini dile getiren bu garip adamdan korkan kz irkilerek
bakt.
"Ben bunu arzu etmemitim," diye mrldand hissizleen
dudaklan arasndan.
"Hibirimizin oturup bir sava iin dua ettiini zannetmiyorum," diye dikkat ekti Astinus kinayeli kinayeli. "Ama sava gelip

86

dayand ve imdi sava kazanmak iin elinizden geleni yapmak


zorundasnsz." Ayaa kalkt. Palanthas Lordu, komutanlar ve
valeyeler de hepsi saygyla ayaa kalkt.
Laurana, gzlerini ellerine dikmi oturmaya devam etti.
Astinus'un kendisine baktn hissedebiliyordu ve o inatla adama
bakmay reddetti.
"Gitmeniz mi gerekiyor Astinus?" diye sordu Amothus szlanarak.
"Gitmem gerekiyor. almalarn bekliyor. Zaten ok uzun
zaman ayrldm. Sizin de yapmanz gereken ok ey var imdi,
dnyevi ve skc eyler. Bana ihtiyacnz yok. Lideriniz var."
Eliyle bir iaret yapt.
"Ne?" dedi Laurana, adamn hareketini gznn ucuyla grerek. Artk adama bakyordu, sonra gzleri Palanthas Lordu'na
kayd. "Ben mi? Bunu kastediyor plamazsmz! Ben sadece valyelere komuta edeceim..."
"Bu da sizin Palanthas ehrinin ordularnn kumandan
yapyor, eer biz yle seersek," dedi Lord. "Ayrca Astinus sizi
salk verirse..."
"Vermem," dedi Astinus ak ak. "Ben kimseyi salk veremem.
Ben tarihi biimlendirmem..." Aniden sustu; Laurana adamn
yznden maskesinin syrlp hzn ve zntsn gstermesine
ok hayret etti. "Yani, tarihi biimlendirmemek iin aba harcadm.
Bazen ben bile baarsz oluyorum..." ini ektikten sonra yeniden
denetimini salad ve maskesini takt. "Yapmak iin geldiim eyi
yaptm, size gemiin bilgisini aktardm. Bu sizin geleceinizle
ilgili de olabilir, olmayabilir de."
Ayrlmak iin dnd.
"Durun!" diye seslendi Laurana yerinden kalkarak. Ona doru
birka adm atmaya yeltenmiti ki bir ta kadar menedici, souk ve
sert gzler kendisininkiyle birleti. "Siz... siz olmakta olan her eyi,
olurken grebiliyorsunuz deil mi?"
"yle."
"O halde ejderha ordularnn... nerede olduklarn, ne
yaptklarn bize syleyebilirsiniz..."
"Ph! Bunu siz de en az benim kadar iyi biliyorsunuz." Astinus
yeniden dnd.
Laurana odaya aceleyle bir gz gezdirdi. Lord ile komutanlarn
onu zevkle izlemekte olduklarn grd. Yine mark kk bir
87

kz gibi davranmakta olduunu fark etti ama sorularnn cevaplarn


bilmeliydi! Astinus kapya yaklamt, uaklar kapy ayordu.
Dierlerine cretkar bir bak frlatan Laurana masadan ayrlarak
cilal mermer zeminden hzla ilerlerken aceleden elbisesinin
eteklerine takld. Onu iiten Astinus kap eiinde durdu. "ki
sorum olacak," dedi kz yava sesle, adama iyice yaklaarak.
"Evet,", diye cevap verdi adam kzn yeil gzlerine bakarak,
"biri aklndaki, dieri gnlndeki. lkini sor."

'"Hl bir ejderha kresi var m?"

Astinus bir an sessizleti. Bir kez daha adamn yatan azade


yz aniden yal grnrken, Laurana acnn izlerini grd.
"Evet," dedi adam sonunda. "Bu kadarn sana syleyebilirim. Biri
hl mevcut. Fakat onu kullanmak veya bulmak senin kabiliyetinin
dnda. Onu aklndan uzaklatr."
"Kre Tanis'teydi," diye srar etti Laurana. "Bu, onun kreyi
kaybettii anlamna m geliyor? Nerede" -tereddt etti nk bu
gnlndeki soruydu- "nerede o imdi?"
"Bunu aklndan kar."
"Ne demek istiyorsunuz?" Laurana adamn buz gibi sesinden
rpermiti.
"Ben gelecei bilemem. Ben sadece gemekte olan hali grebilirim. Zamann bandan beri bu byledir. Ben, her eyi feda
etmeye hazr olduklar halde dnyaya mit getiren ak grdm.
Ben, g iin gurur ve tutkuyu yenmeye alsalar da baarsz olan
ak grdm. Baarsz olduu iin dnya karanlk ama bu
karanlk sadece gnei engelleyen bir bulut gibi. Gne -ak- hl
var. Son olarak da karanlkta kaybolan ak grdm. Ak kendi
kalbini tanmad iin yersiz olan, yanl anlalm ak da
grdm."
"Bilmece gibi konuuyorsunuz," dedi Laurana hiddetle.
"yle mi yapyorum?" diye sordu Astinus. Ban edi.
"Hoakal Lauralanthalasa. Sana dm u: Kendini iine ver."
Tarihi kapdan kp gitti.
Laurana durmu adamn arkasndan szlerini tekrarlayarak
bakyordu: "Karanlkta kaybolan ak." Bu bir bilmece miydi, yoksa
cevabn biliyor muydu; biliyor da Astinus'un da ima etmi olduu
gibi bunu kendine itiraf etmeye mi korkuyordu?
" Tokluumda ileri yrtsn diye yerime Tanis'i braktm
88

Flotsam'de.' " Kitiara sylemiti bu szleri. Kitiara: Ejderha


Yceefendisi. Kitiara: Tanis'in sevdii insan kadn.
Aniden Laurana'nn kalbindeki ac -Kitiara'nm o szleri sylediinden beri kalbinde olan o ac- souk bir boluk brakarak, ayn
gece gkyzndeki takm yldzlarn boluu gibi karanlk bir
delik brakarak yok oldu. "Karanlkta kaybolan ak." Tanis kaybolmutu. Astinus ona bunu anlatmaya alyordu. Kendini iine
ver. Evet, elinde kalan tek ey olduuna gre kendini ilerine verecekti.
Palanthas Lordu ve kumandanlaryla yzlemek iin dnen
Laurana ban arkaya doru att, altn salar mumlarn nda
parldyordu. "Ordularn kumandanln kabul edeceim," dedi,
en az ruhundaki boluk kadar souk bir sesle.
"te, ben ta iilii diye buna derim," diye beyan etti Flint
memnuniyetle, ayaklarnn altndaki Eski ehir Suru'ndaki
burlara sert sert basarak. "Cceler ina ermiler bunu, hi kuku
yok. Her tan, sur iindeki yerine otursun diye nasl zenli bir
dikkatle kesildiine bir baksana, birbirinin ayn iki ta yok."
"Harkulde," dedi Tasslehoff esneyerek. "Grdmz o
Kule'yi de cceler mi..."
"Onu bana hatrlatma!" diye kesti szn Flint. "stelik Yksek
Byclk Kuleleri'ni cceler ina etmemilerdi. Kuleler, onlan
dnyann iskeletinden yaratan, kayalar topraktan byleriyle
kartan bycler tarafndan bizzat ina edilmiti."
"Bu harika!" dedi Tas nefesini salarak, uyanmt. "Keke ben de
orada olsaydm. Nasl?.."

"Bu bir ey deil," diye devam etti cce yksek sesle, Tas'a ters
ters bakarak, "sanatlarn iyiletirmek iin yzlerce sene harcayan
cce ta ustalarnn ileriyle kyaslandnda. imdi, u taa bjr
bak. Keski izinin dokusunu grebiliyor musun..."
"Bak Laurana geliyor," dedi Tas minnettarlkla, cce mimarisi
hakkndaki bu nutuktan kurtulduu iin mutluydu.

Flint, Laurana'nn bulunduklar burca alan byk kemerli


dehlizden kendilerine doru geliini izlemek iin ta duvara bakmaktan vaz geti. Yine Yce Ermi Kulesi'nde giymi olduu zrha
brnmt; kan, altnla ilenmi elik gs zrhndan temizlenmi,
yamukluklar dzeltilmiti. Uzun bal rengi sa krmz tyl
miferinin altndan akyor, Solinari'nin nda parlyordu.
89

Gzleri, dalarn yldzl ge kar kara glgeler gibi durduu


dou ufkunda, yava yava yryordu. Mehtap yzne de vuruyordu. Ona bakan Flint ah etti.
"Deiti," dedi Tasslehoffa yavaa. -"stelik elfler hi
deimezler. Onu Qualinesti'de ilk grdmz zaman hatrlyor
musun? Sanki uzun yllar nceydi..."
"Daha Sturm un lmn atlatamad. Aancak bir hafta oldu/'
dedi Tas afacan yz normalin dnda ciddi ve dnceliydi.
"Sadece o deil." Yal cce ban sallad. "Bunun, Yce Ermi
Kulesi'ndeki surlarda Kitiara ile yapt o konumayla bir ilgisi var
Kitiara'nn yapt veya syledii bir eyle ilgisi var. Lanet olas!"
diye patlad cce hrnlkla. "Ona hi gvenmemitim! Eski gnlerde bile. Onu bir Ejderha Yceefendisi klnda grmek beni hi
artmad! Onun, Laurana'mn gznn ferini sndrecek ne
sylediini renmek iin da gibi elik para derdim. Kitiara ve
mavi ejderhas gittikten sonra onu surdan indirdiimizde hayalet
gibiydi. Sakalm zerine iddia girerim ki," diye mrldand cce,
"bunun Tanis'le bir ilgisi var."
"Ben Kitiara'nn bir Ejderha Yceefendisi olduuna bir trl
inanamyorum. O her zaman... her zaman..." Tas syleyebilelecei
bir kelime arad, "ey, ok elenceliydi!"
"Elenceli mi?" dedi Flint, kalar atlarak. "Belki. Ama souk ve
bencildi de. Aman, istediinde ekici olabiliyordu." Flint'in sesi bir
fsltya dnt. Laurana duyabilecek kadar yaklayordu. "Tanis
bunu hi gremedi. O hep Kitiara'nn grndnden daha fazla
olduuna inanrd. Sdece kendisinin onu tandn, Kitiara'nn
yumuak kalbini kaln bir kabukla koruduunu zannediyordu. Hh!
En fazla bu talar kadar kalbi vard onun."
"Ne haberler Laurana?" diye sordu Tas neeyle, elf kz onlara
yaklanca.
Laurana eski dostlarna glmsedi fakat -Flint'in de sylemi
olduu gibi- bu Qualinesti'deki toz aalarnn altnda dolaan elf
kznn masum ve kaygsz tebessm deildi. Artk tebessm,
gnein souk bir k gndeki plaklna benziyordu. Ik
verse de stmyordu -belki de gzlerinde bunu karlayacak bir
scaklk yoktu da ondan.
"Ordularn komutan oldum," dedi aka.
"Tebriki..." diye balad Tas ama yzn grnce sesi kesildi.
"Beni tebrik edecek bir ey yok," dedi Laurana ac ac. "Neye
90

komuta edeceim? Millerce uzaktaki Vingaard dalarnda harap


olmu bir tabyadaki bir avu valye le bu ehrin surlarnda duran
bin adama." Eldivenli elini yumruk yapt, gzleri sabah nn en
solgun ltsn gzler nne sermeye balayan dou gndeydi.
"Orada olmalydk! imdi! Ejderha Ordusu hl dank bir
haldeyken, hl bir araya toplanmaya alrken! Onlar rahatlkla
yenebilirdik. Ama hayr, Bozkrlara inmeyi gze alamyoruz,
ejderhamzraklanyla olsa bile. nk bunlarn uan ejderhalara
kar ne faydalan olabilir? Eer bir ejderha kremiz olsayd..."
Bir an iin sustuktan sonra derin bir nefes ekti. Yz sertleti.
"Eh, kremiz yok. Bu konuda dnp durmann bir alemi de yok. O
halde burada, Palanthas burlarnda durup lm bekleyeceiz."
"Bak imdi Laurana," diye serzenite bulundu Flint, boazn
bouk bir sesle temizleyerek, "belki de olaylar o kadar karanlk
deildir. ehrin etrafnda ok gzel surlar var. Bin adam buray
rahat rahat savunur. Gnomlan mancnklaryla liman koruyorlar.
valyeler Vingaard Dalan'mn tek geidini koruyor, stelik
onlara takviye iin adam da yolladk. Ayrca ejderhamzraklanmz da
var -en azndan birka tane var ve Gunthar daha fazlasnn da
yolda olduuna dair haber yollad. Yani ejderhalara uarken
saldramaz myz? Surlarn zerinden umadan bir kez daha
dnrlerse fena..."
"Bu kadar yeter Flint!" diye i geirdi Laurana. 'Tabii ya, belki
bir hafta veya iki hafta veya hatta bir ay ejderha ordularna kar
ehri koruyabiliriz. Ama sonra ne ocak? Bizi evreleyen topraklan
denetimleri altna alnca ne olacak? Ejderhalara kar btn
yapabileciimiz kendimizi kk birer snaa kapatmak.
Yaknda dnya koca bir karanlk okyanusunun sard minik k
adacklanna dnecek. Sonra -teker teker- karanlk hepimizi yutacak."
Laurana ban, surlarda duran kollan zerine koydu.
"Uyumayal ne kadar oluyor?" diye sordu. Flint serte.
"Bilmiyorum," diye cevap verdi kz. "Uykum ve uyanklm
birbirine kart sanki. Zamann yansnda bir ryada yrrken,
yansnda da gerekler iinde uyuyorum."
"imdi git biraz uyu," dedi cce, Tas'n tabiriyle Bykbaba
Sesiyle. "Biz de yatyoruz. Nbetimiz hemen hemen bitti."
"Uyuyamam," dedi Laurana gzlerini ovuturarak. Uyku

91

dncesi aniden ne kadar yorgun olduunu fark etmesine neden


olmutu. "Size unu sylemeye gelmitim: Kalaman ehri
zerinde, batya doru uan ejderhalara ait haber aldk."
"O halde bu tarafa doru geliyorlar/' dedi Tas, gznde bir
harita canlandrarak.
"Kimden aldnz bu haberi?" diye sordu cce kukuyla.
"Griffonlardan. imdi yle kalarn atma." Laurana ccenin
tiksintisi karsnda biraz glmsedi. "Griffonlann bize ok yararlar
dokundu. Eer elfler bu savaa griffonlanndan baka bir eyle
katlmam bile olsalar yine de ok ey yapm saylrlar."
''Griffonlar dilsiz hayvanlardr," dedi Flint. "Onlara en fazla bir
kendere gvendiim kadar gvenirim. Sonra," diye devam etti
cce, Tas'n hiddetlenmi baklarn grmemezlie gelerek, "bu bir
anlam da ifade etmiyor. Yceefendiler, onlar destekleyecek bir
ordu olmazsa ejderhalar tek balarna yollamyorlar..."
"Belki de ordu bizim duyduumuz kadar kark deildir."
Laurana yorgun bir edayla i geirdi. "Ya da belki de ejderhalar
sadece ortaln altn stne getirsinler diye yollanmlardr.
ehrin moralini bozmak, civarndaki taray le evirmek iin.
Bilmiyorum. Bakn, duyulmu bile."
Flint etrafna baknd. Grev banda olmayan askerler hl
yerlerinde, atmakta olan afakla kar kapl zirveleri pembeleen
dalara, douya doru bakyorlard. Alak sesle konuan askerlere
haberi yeni duyan, yeni yeni uyanmakta olan bakalar da
katlmt..
"Ben de^bundan korkuyordum," diye i geirdi Laurana. "Bu bir
panik yaratacak! Lord Amothus'u haberi yaymamas iin
uyarmtm ama Palanthasllarhibir eyi sessiz tutmay
beceremiyor! Bakn, ne demitim size?"
Surdan aaya bakan arkadalar sokaklarn -yar giyinik,
uykulu, korkmu- insanlarla dolmaya baladn grd. Onlarn
evden eve katklarn gren Laurana ortala yaylan sylentileri
tahmin edebiliyordu.
Dudaklarn srd, yeil gzleri hiddetle alevlendi. "imdi bu
insanlar yeniden evlerine sokabilmek iin surlardan adam ekmek
zorunda kalacam. Ejderhalar saldrdnda onlarn sokaklarda
olmalarm gze alamam! Sizler benimle gelin!" Yaknlarda duran
bir grup askere iaret eden Laurana hzla uzaklat. Flint ile Tas
kzn Lord'un sarayna doru merdivenlerden gzden

92

kayboluunu seyretti. Ksa bir sre sonra silahl devriyelerin


sokaklarda estiini, insan srlerini evlerine sokmaya ve artmakta
olan panik dalgasn yumuatmaya altklarn grdler.
"Pek bir ie yarad dorusu!" diye homurdand Flint. Sokaklar
her an daha da kalabahklayordu.
Fakat dar doru frlam bir ta bloun zerinde durmakta
olan Tas bam'sallad. "Hi nemi yok!" diye fsldad mitsizlikle.
"Baksana Flint..."
Cce hzla arkadann yanna trmand. Adamlar daha imdiden
iaret edip bamyor, yaylarna Ve mzraklarna uzanyordu. Orada
burada, ejderhamzraklannn diken diken gm ularnn meale
nda parlad grlyordu.
"Ka tane?" diye sordu Flint gzlerini ksp bakarak. "On," diye
cevap verdi Tas yavaa. "ki grup halinde. Byk ejderhalar da
var. Belki de Taf sis'de grdmz gibi krmz renkliler. afan
yznden renklerini seemiyorum ama zerlerinde binicileri
olduunu grebiliyorum. Belki bir Yceefendi vardr. Belki
Kitiara'd*... .Amann," dedi Tas, aklna ani bir fikir gelerek, "bu
kez onunla konuabilmeyi umuyorum. Yceefendi olmak ilgin
olsa gerek..."
Sesi, btn ehirde alan anlarn sesi iinde kaybolmutu.
Sokaklardaki insanlar, surlarda bulunan, bir yerleri iaret edip
baran askerlere bakyordu. ok altlarnda Tas Laurana'nn
Lord'un kendisi ve iki komutanyla birlikte Lord'un sarayndan
ktn grd. Kender Laurana'nn omuzlarnn duruundan hiddetli
olduunu anlayabiliyordu. anlar iaret ediyor, belli ki susturulmalarn istiyordu. Ama ok geti. Palanthas halk dehet
iinde delirmiti. Deneyimsiz askerlerin halleri de en az siviller
kadar ktyd. lk, uluma, bart sesleri ayyuka varyordu.
Tas'n aklna Tarsis'in korkun hatras geldi: nsanlar sokaklarda
inenerek lm, evler alevler iinde infilak etmiti.
Kender yavaa dnd. "Galiba Kitiara ile konumak istemiyorum," dedi yavaa, ejderhalarn git gide yaklamalarm seyrederken
elleriyle gzlerini svazlad. "Bir Yceefendi olmann neye
benzediini bilmek istemiyorum nk ok ackl, kara, korkun
b
ir ey olmal... Dur..."
Tas douya bakyordu. Gzlerine inanamyordu; o yzden ce
uzand, neredeyse surlardan aaya decekti. "Flint!" diye
bard, kolunu sallayarak.
93

"Ne var?" diye atld Flint. Tas' mavi pantalonunun belinden


yakalayan cce heyecanl kenderi ani bir hareketle ekti.
"Pax Tharkas'taki gibi!" diye geveledi Tas anlalmaz bir halde.
"Huma'nn mezanndaki gibi. Fizban'n dedii gibi! Buradalar!
Geldiler!"
"Kim burada!" diye grledi Rint fkeyle.
Heyecanla zp zp zplayan, keseleri her yannda deliler gibi sallanan Tas cevap vermeden dnd, kzgnlktan kprerek, "Kim
burada san beyinli?" diye baran cceyi merdivenlerde brakarak
hzla uzaklat.
"Laurana!" diye duyuldu Tas'n tiz l, sabahn erken saatindeki havay akordsuz bir zurna gibi yararak. "Laurana geldiler!
Buradalar! Fizban'n dedii gibi! LauranaJ"
Kendere sessizce kfreden Flint tekrar douya bakmaya
balad. Sonra hzla etrafna bakman cce elini yeleindeki bir cebe
soktu. Aceleyle bir ift gzlk kartarak -ve kimsenin bakmadna emin olmak iin etraf kolaan ederek- gzlkleri takt.
Dalann sivri ve karanlk srtlanyla krlm olan pembe bir k
pusundan baka bir ey deilmi gibi grnen eyleri artk seebiliyordu. Cce derin, titrek bir nefes ald. Gzleri yalarla karard.
Gzlkleri hzla burnundan alarak yeniden klflarna koyup cebine
soktu. Fakat gzl, afan ejderhalarn kanatlarna pembe
pembe dediini -gmten yansyan pembe -grecek kadar
takmt.
"Silahlarnz indirin ocuklar," dedi Flint etrafndaki adamlara,
gzlerini kenderin mendillerinden biriyle kurulayarak. "Reorx'a
krler olsun. Artk bir ansmz var. Artk bir ansmz var..."

94

Ejderhalar byk Palanthas' ehrinin eteklerine inerken


Gm
kanatlan sabah gn kr edeci bir parltyla kaplamlard.

Halk surlara bu gzel, ihtiaml yaratklar huzursuzca seyretmek


iin toplanmt.
lk balarda insanlar bu devasa hayvanlardan ok
korkmulard; o kadar ki Laurana onlara, bunlann kt ejderhalar
olmad konusunda garanti verdii halde onlar uzaklatrmaya
^ce niyetliydiler. Sonunda Astinus ktphanesinden karak
souk bir edayla Lord Amothus'a bu ejderhalarn onlara bir zarar
vermeyeceklerini bildirdi. Palanthas halk, gnlszce silahlarn
indirdi.
te yandan Laurana, Astinus onlara gnein gece yars
doacan sylese, inanacaklanru biliyordu. Onlar ejderhalara
gvenmemilerdi.
Laurana ehrin kaplarndan kp dorudan o gzelim gm
95

ejderhalardan birine binmekte olan bir adamn kollarna atldktan


sonra insanlar belki de bu ocuk masallarnn gerek bir taraf olabileceini dnmeye balamt.
"Kim o adam? Ejderhalar bize kim getirdi? Ejderhalar neden
geldi?"
nsanlar itiip kakarak surlardan sarkp sorular sordular,
yalan yanl cevaplar dinlediler. Danda vadide ise ejderhalar,
serin sabah havasnda kan deveranlarn salamak iin kanatlarn
yava yava hareket ettiriyordu.
Laurana adama sarlrken baka biri daha ejderhalardan birinin
zerinden indi -salar ejderhalarn kanatlan gibi gm gm
parlayan bir kadn. Laurana bu kadna da sarld. Sonra, herkesi
hayretler iinde brakan Astinus n de. Estetiklerin hepsini birden
ieriye ald byk ktphaneye doru grrd. Devasa kaplar
ardlarndan kapand.
nsanlar darda birbirlerine sokulup kalakalm, sorular sorup
duruyor, ehirlerinin surlar nnde oturan ejderhalara kukuyla
bakyorlard.
Sonra anlar bir kez daha ald. Lord Amothus insanlar
toplantya aryordu. nsanlar aceleyle surlan terk ederek,
Lord'un halkn sorularn balkonundan cevaplayaca saraynn
nndeki ehir meydannda toplanmak iin aceleyle ilerledi.
"Bunlar gm ejderhalar," diye bard, "Huma efsanesindeki
gibi kt ejderhalara kar savamamz iin bizimle birleen iyi
ejderhalar. Ejderhalarmz ehrimize getiren..."
Lord her ne sylemeye niyetlendiyse bile tezahrat iinde kaybolmutu. anlar bir kez daha, bu kez kutlamalar iin ald. nsanlar
arklar syleyip dans ederek sokaklara aktlar. Sonunda, devam
etmek iin baarsz bir giriimde daha bulunan Lord o gn
bayram ilan ederek sarayna dnd.
Aadakiler Palanthas'h Astinus'un kaydettii Vakayiname,
Krynn Tarihi'den bir pasajdr. "Ejderhalarn Yemini" bal altnda
bulunabilir.
Ben Astinus bu szleri yazarken Qualinesti hkmdar
Gnelerin Szcs Solostaran'm gen olu Gilthanas'a bakmaktaym. Gilthanas'n yz, kz kardei Laurana'nn yzne pek benzer
ve bu sadece aileden gelen bir benzerlik deildir. Her ikisinde

96

de ciflerin narin yz hatlar ve yatan azade zellikleri vardr.


Fakat bu ikisinde bir farkllk var. Her iki yzde de Krynn'de
yaayan baka elf yzlerinde grlemeyecek br hzn izine rastlanmtr. Korkarm bu sava bitmeden, birok elfin yznde ayn
ifade olacaktr. Belki bu kt bir ey deildir nk grne gre
sonunda cifler bu dnyaya tepeden bakan varlklar deil dnyann
bir paras olduklarm renmekteler.
Gilthanas'n bir yannda kz kardei oturmakta. Dier yannda
da Krynn'de grdm en gzel kadnlardan biri oturuyor. Bir elf
kz, Yabani elf grnmnde. Ama benim gzlerimi byleriyle
balayamyor. nk o bir kadndan ... veya bir elften doma
deil- O bir ejderha -bir gm ejderha, Solamniya valyesi
Huma'nn sevgilisi olan Gm Ejderha'nn kz kardei.
Silvara'mn kaderinde de kz kardei gibi bir lmlye ak olmak
vard. Fakat Huma'nn aksine bu lml Gilthanas kaderini kabullenemiyor. Elf ona bakyor... kz da ona. Ak yerine, ruhlarn
yava yava zehirleyen, iin iin yanan bir hiddet gryorum
adamn iinde.
Silvara konuuyor. Sesi tatl ve ezgisel. Mumumun onun
gzel gm salarnda ve derin gece mavisi gzlerinde parlyor.
"Gm Ejderha Abidesi'nin tam ortasnda Theros Ironfeld'e
ejderhamzraklarm dvme gc verdikten sonra," diye anlatyor
Silvara bana, "onlar mzraklar Akta Divan'na gtrmeden nce
zamanmn ounu yolarkadalaryla geirdim. Onlara Abide'yi
gezdirdim, onlara kt ejderhalarla savaan iyi olan -gm, altn
ve bronz- ejderhalar tasvir eden Ejderha Sava'nn resimlerini
gsterdim.
" 'Halkn nerede?' diye sordu yolarkadalar bana. 'yi ejderhalar
nerede? Neden onlara ihtiyacmz varken bize yardm etmiyorlar?'
"Elimden geldii kadar onlarn sorularna kar koymaya
altm..."
Bu noktada Silvara konumaya ara vererek, kalbi gzlerinde
Gilthanas'a bakyor. O kzn baklarna cevap vermeden yere bakmaya devam ediyor. Silvara iini ekerek yksne devam ediyor.
"Sonunda buna -yani basklarna- daha fazla dayanamadm.
Onlara Yemin'den sz ettim.
"Karanlklar Kraliesi Takhisis ile onun kt ejderhalar yok
^ildiklerinde iyi ejderhalar da iyi ile kt arasndaki dengeyi

97

korumak iin ayrlmlard. Dnyadan yaratlm olduklar iin


yllarla snrsz bir uykuya dalarak dnyaya dnmtk. Bir
ryalar dnyasnda, uykuda kalabilirdik ama Afet yaand ve
Takhisis yeniden dnyaya inmenin bir yolunu buldu.
"Gnn birinde mukadder olur diye bu dn ok uzun
zamandr tasarlyordu ve hazrlklyd. Paladine henz ondan haberdar olmadan Takhisis kt ejderhalar uykularndan
uyandrarak dnyann derin ve gizli yerlerine szp hibir eyin
farknda olmadan uyumaya devam eden iyi ejderhalarn yumurtalarn almalarn emretti...
- "Kt ejderhalar kardelerinin yumurtalarn ejderha ordularnn
oluturulmakta olduu Sanction ehrine gtrd. Burada,
Kyamet Efendileri diye bilinen yanardalara iyi ejderhalarn
yumurtalar sakland.
"Paladine onlar uykularndan uyandrdnda olanlar fark
eden iyi ejderhalarn yeisi ok byk olmutu. Domam yavrularnn karlnda ne demek zorunda olduklarn renmek iin
Takhisis'e gittiler. Bu korkun bir bedeldi. Takhisis bir yemin verilmesini talep etti. yi ejderhalarn her biri teker teker, Takhisis'in
Krynn zerine aaca savaa katlmayacana dair yemin edecekti.
Son savata yenilgisine neden olan iyi ejderhalar olmutu. Bu kez
onlarn olaya dahil olmamasn garanti altna almak istiyordu."
Bu noktada Silvara bana yalvaran gzlerle bakyor, sanki onlar
yarglayacak olan benmiim gibi. Ben kat bir ekilde bam
sallyorum. Yarglamak benim ok dmda. Ben bir tarihiyim.
Devam ediyor:
"Ne yapabilirdik? Takhisis bize, eer yemin etmezsek yavrularmz uykular iinde ldreceini syledi. Paladine bize yardm
edemiyordu. Seim bize kalmt..."
Silvara'nm ba dyor, salar yzn gizliyor. Gzyalarnn
sesini boduunu duyabiliyorum. Sesi belli belirsiz duyuluyor.
"Yemin ettik."
Devam edemedii belliydi. Bir an iin ona baktktan sonra
Gilthanas boazn temizleyerek kark bir sesle konumaya
balyor.
"Ben -yani- Theros, kz kardeim ve ben sonunda Silvara'yi bu
yeminin yanl olduuna ikna ettik. yi ejderhalarn yumurtalarn
kurtarmann bir yolu olmal, dedik. Belki de kk bir insan gc

98

yumurtalar yine alabilirdi. Silvara hakl olduum konusundan


pek emin deildi ama byle bir plann ie yarayp yaramayacan
anlamam iin beni Sanction'a gtrjneyi kabul etti -uzun uzun
konutuktan sonra.
"Yolculuumuz uzun ve zorluydu. Gnn birinde
karlatmz tehlikeleri anlatabilirim ama imdi sras deil. ok
yorgunum ve vaktimiz yok. Ejderha ordular yeniden toplanyor.
Eer ksa sre iersinde saldrabilirsek onlar gafil avlayabiliriz.
Laurana'nn sabrszlkla yandn biliyorum, daha burada
konuurken onlarn peine dmeye hevesleniyor. O yzden
ykmz ksa keseceim.
"Silvara -u anda onu grdnz 'elf biimiyle'..."
Elf beyinin sesindeki burukluk anlatlacak gibi deil.
"... benimle birlikte Sanction'n dnda yakaland; Ariakas isimEjderha Yceefendisi'nin tutsa olduk."
Gilthanas'n yumruklan sklmt; yz hiddet ve korkuyla
bembeyazd.
"Kyaslannca Lord Verminaard, Lord Ariakas'n yannda hi,
bir hiti. Bu adamn kt gc muazzamd! Zalim olduu kadar
akllyd da; nk ejderha ordularn denetleyen ve zaferden
zafere komalarn salayan onun stratejisiydi.
"Onun elindeyken dayanmak zorunda kaldmz eziyeti
kelimelerle anlatamam. Bize yaptklarn anlatabileceimi hi zannetmiyorum!"
Gen elf beyi iddetle titriyor. Silvara onu avutmak iin elini
uzatyor ama o kzdan ekinerek yksne devam ediyor.
"Sonunda -yardm grerek- katk: Sanction'daydk -yanardalarn yani Kyamet Efendileri'nin oluturduu bir vadiye kurulmu
iren bir ehir. Bu dalar her eyin zerine ykseliyor, kt
dumanlan havay berbat ediyordu. Klelerin kanyla kurulan
btn binalar yeni ve moderndi. Dalann yanma ina edilmi bir
Kara Kralie Takhisis mabedi vard. Ejderha yumurtalan yanardalara! tam gbeinde derinlerde muhafaza ediliyordu. Buraya,
Kara Kralie'nin mabedine gittik Silvara ile birlikte.
"Karanlk ve alevden yaplm olduunu sylemekten baka
mabedi tasvir etmem mmkn m? Yanan kayalardan oyulmu
yksek stunlar kkrt kokulu maaralara doru ykseliyordu.
Sadece Takhisis rahiplerince bilinen, durmadan alalan gizli yollardan gittik. Bize kimin yardm ettiini mi soruyorsunuz?

99

Syleyemem, nk sylersem hayat tehlikeye girer. Tek syleyebileceim tanrlardan birinin bize gz kulak olduudur."
Burada Silvara mrlt halinde sze karr, "Paladine," fakat
Gilthanas bunu tek bir el hareketiyle geri eviriyor.
"En aadaki odalara geldik ve burada iyi ejderhalarn yumurtalarn bulduk. lk bata her ey iyi gidiyor gibi grnyordu.
Benim ... bir planm vard. imdi bu pek nemli gelmiyor ama
yumurtalar kurtarmann bir yolunu bulmutum. Sylemi
olduum gibi, bunun pek nemi yok. Odalar boyunca ilerledik;
parlak yumurtalar, gm, altn ve bronz renkli yumurtalar atein
nda duruyordu. Sonr.a..."
Elf beyi duraksyor. Daha imdiden lmden daha soluk olan
yz daha da solgunlayor. Baylacandan korktuum iin
Estetiklerden birinden arap getirmesini istiyorum. Bir yudum
alnca canlanarak konumaya devam ediyor. Fakat gzlerindeki
dalgn ifadeden onun tank olduu dehetin anlarn gzlerinin
nnde grdn anlyorum. Silvara'ya gelince -sras gelince
onu hakknda da yazacam.
Gilthanas devam ediyor:
"Bir odaya geldik ve orada... hi yumurta... bulamadk, kabuktan
baka bir ey yoktu... paralanm, krlm yumurtalar. Silvara
hiddetle haykrd ve ben yakalanmaktan korktum. kimiz de
bunun ne anlama geldiini bilmiyorduk ama o kadar kanmz
donmutu ki bizi hibir yanardan ss stamazd."
Gilthanas duruyor. Silvara ok hafif bir sesle hkrmaya
balyor. Elf beyi kza bakyor ve -ilk kez olarak- ak ve evkat
gryorum gzlerinde.
"Onu dar kartn," diyor Estetiklerden birine. "Dinlenmesi
gerekiyor."
Estetik kz kibarca odadan kartyor. Gilthanas kurumu ve
atlam dudaklarn yalayarak yavaa konuuyor.
"Bundan sonra olanlar beni ldkten sonra bile rahatsz edecek.
Her gece ryasn gryorum. O gn, bugndr uyuyup da
lklar atarak uyanmadm bir gn olmad.
"Silvara ile birlikte salm yumurtalarn bulunduu odann
nnde durmu hayretle bakyorduk ... ki alevlerin aydnlatm
olduu koridordan konuma seslerinin geldiini duyduk." 'By
szleri!' dedi Silvara.
"htiyatla yaklatk, her ikimiz de korkmutuk ama yine de
100

korkun bir cazibeye kaplmtk. Gitgide yaklatk -sonra artk


grebiliyorduk..."
Gzlerini kapatyor, hkryor. Laurana elini onun koluna
koyuyor; gzleri dilsiz bir evkatle dolu. Gilthanas yeniden kendini
toparlayarak devam ediyor.
"Yanardan altndaki maara odasnda Takhisis'in bir suna var.
Neye yknerek oyulmu bilmiyorum nk yeil kan ve kara
balkla o kadar ok svanmt ki sanki kayadan fkran korkun
bir mahsule benziyordu. Sunan etrafnda cbbeli retler vard Takhisis'in kara rahipleri, Kara Cbbe giyen by kullanclar.
Silvara ile birlikte kara. cbbeli rahiplerin altndan parlak bir
ejderha yumurtasn kartarak kt sunan zerine koymalarn
korku iinde seyrettik. Ellerini birletiren Kara Cbbeli by
kullanclar ile kara rahipler bir eyler mrldanmaya balad. Szler
aklmz dalyordu. Silvara ile birbirimize sarldk, anlamasak da
hissetmekte
olduumuz
ktlk
nedeniyle
delirmekten
korkuyorduk.
"Sonra... sonra sunan zerindeki altn yumurta kararmaya
balad. Biz seyrederken iren bir yeile sonra da siyaha dnt.
Silvara titremeye balad.
"Sunaktaki kararm yumurta atlayarak ald ... Ve kabuun
iinden larvaya benzeyen bir yaratk belirdi. Baklmayacak kadar
iren ve bozuk bir eydi; grnt karsnda rmeye baladm.
Tek dncem bu korkun ortamdan kamakt fakat Silvara neler
olup bittiini anlam, ayrlmay reddediyordu. Birlikte larvann
balk kapl derisinin blnp bedeninden ... ejderanlann kt
biimlerinin kn seyrettik."
Bu beyanat karsnda birinin hayretle nefesi kesiliyor.
Gilthanas'n ba elleri arasna kyor. Devam edemiyor.
Laurana ona sarlyor, onu teselli ediyor; o da kzn ellerine
sarlyor. Sonunda titrek bir nefes ekiyor.
"Silvara le ... neredeyse yakalanyorduk. Sanction'dan katk yine yardm alarak- ve canl birer cenaze misali hibir insann veya
e
lh'n bilmedii yollardan yolculuk ederek iyi ejderhalarn kadim
limanna vardk."
Gilthanas iini ekiyor. Yzne bir huzur geliyor. "Maruz
kaldmz vahete oranla bu kbus dolu bir geceden sonra tatl bir
istirahata benziyordu. Bulunduumuz yerin gzel-l& ortasnda
grdklerimizin gerekten olmu olduunu hayal
101

bile etmek ok zordu. Silvara ejderhalara yumurtalarna neler


olduunu anlatnca nce buna inanmay reddettiler. Kimisi btn
bunlar uydurarak onlarn yardmn kazanmaya almakla sulayarak lanetledi Silvara'y. Fakat ilerinden, hepsi onun doru
sylediini biliyordu ve bylece -sonunda- kandrldklarn ve
Yemin'in artk onlar balamadn kabul ettiler.
"Artk iyi ejderhalar yardmmza geldi. Artk ktann her
yanna uuyorlar, yardm etmek istiyorlar. Ejderha Mabedi'ne geri
dndler, ayn asrlar nce Huma'nn yardmna gittikleri gibi
ejderhamzraklarmn dvlmesine yardma gittiler. Aynca yanlarnda, resimde grm olduumuz, ejderhalarn zerlerine
monte edilebilen Koca Mzraklar' da getirdiler. Artk ejderhalar
savaa srebilir,.Ejderha Yceefendisi'ne havada meydan okuyabiliriz."
Gilthanas biraz daha, buraya kaydetmeye gerek grmediim
ayrntlara giriyor. Sonra kzkardei onu ktphaneden alarak,
Silvara ile biraz da olsa dinlebilecekleri saraya gtryor. Dehetin
zerlerinden atlmas biraz zaman alacak korkarm; eer byle bir
ey mmknse. Dnyada gzel olan birok ey gibi aklar da kt
kanatlarn Krynn zerine geren karanln altnda kalabilir.
Byle bitiyor Palanthasl Astinus'un Ejderhalarn Yemini
hakkndaki yazs. Bir dipnot, Gilthanas ile Silvara'nn Sanction'a
yaptklar gezinin ayrntlar, buradaki maceralar ve aklarnn trajik
tarihesinin Astinus tarafndan daha sonraki bir trihte
kaydedilmi olduunu ve bunlarn Vakayiname'nin daha sonraki
ciltlerinde bulunabileceini belirtmektedir.

ordularnn ktann bu tarafnda hayatta kalmak iin muhta olduklar


erzan yolunu kesmi olacakt.
Laurana planlarna o kadar kaptrmt ki kendini, ne kapsnn
dnda muhafzn sesleniini, ne de gelen cevab duymamt.
Kap ald ama gelenin yardmclarndan biri olduunu
dnrek emirlerinin ayrntlarn tamamlamadan ban iinden
kaldrp da bakmad.
Sadece ieri giren kimse karsndaki sandalyelerden birine
oturma zgrln kendinde bulduunda ban kaldrnca
arp kald Laurana.
"Ay," dedi kzararak, "Gilthanas, affet beni. O kadar dalmm
ki... Ben zannetmitim ki sen... aman bo ver. Kendini nasl
hissediyorsun? ok endielendim..."
"Ben iyiyim Laurana," dedi Giltahanas terslikle. "Sadece tahmin
ettiimden daha ok yorulmuum ve... ve Sanction'dan beri pek
uyuyamamtm." Sessizleerek, kzn masasna yaylm olan haritalara dald. Akl baka yerdeyken yeni alm bir ty kalemi
alarak, ty ksmn parmaklaryla dzeltmeye balad.
"Ne var Gilthanas?" diye sordu Laurana hafife.
Aabeyi ona bakarak hznle glmsedi. "Beni ok iyi tanyorsun," dedi. "Hibir zaman senden bir ey saklayamam; ocukken
bile saklayamazdm."
"Babam m?" diye sordu Laurana korkuyla. "Bir ey mi duydun

Laurana o gece ge saatlere kadar yatmam, sabah iin birok


emirler yazmt. Gilthanas ile gm ejderhalar geleli daha sadece
bir gn olmutu ama onun muhasara altndaki dmanlar yenmek
iin yapt planlar bir biim almaya balamt bile. Birka gn
iinde ejderha mzraklarn kullanan binicileriyle birlikte ejderha
filolarn savaa gtrecekti.
lk nce Vingaard Kalesi'ni alp, burada esir tutulan tutsaklar
ve kleleri serbest brakmay dnyordu. Sonra gneye ve
douya doru bastrp ejderha ordularn nnden srmeyi
planlyordu. Son olarak da onlan Solamniya ile Estwilde' birbirinden ayran Dargaard Dalan ve kendi askerleri arasnda
sktracakt. Eer Kalaman' ve limann geri alabilirse, ejderha

"Hayr, halkmz hakknda hibir ey duymadm," dedi


Gilthanas, "sana sylemi olduumdan baka bir ey duymadm;
artk insanlarla ittifak iindelermi ve ejderha ordularn Ergoth
Adalar'ndan ve Sancrist'ten kovmak iin birlikte alyorlarm."
"Bunlarn hepsi Alhana sayesinde," diye mrldand Laurana.
"Onlar artk dnyadan ayr yaayamayacaklar konusunda ikna
etti. Porthios'u bile ikna etmi..."
"Duyduuma gre onu bundan daha fazlas iin ikna etmi,
yle mi?" diye sordu Gilthanas kzkardeine bakmadan. Ty
kalemin ucuyla parmende delikler amaya balamt.
"Bir evlilik sylentisi var," dedi Laurana yavaa. "Eer yleyse,
eminim bu sadece yle olmas gerektii iin yaplan bir evliliktir halklarmz birletirmek iin. Ben Porthios'un herhangi birini
sevebileceini zannetmiyorum, hatta Alhana kadar gzel bir
kadn bile. Elf prensese gelince..."

102

103

"Gilthanas iini ekti. "Onun kalbi. Yce Ermi Kulesi'nde


Sturm ile birlikte gmld."
"Nereden biliyorsun?" diye bakt Laurana, hayretler iinde.
"Onlar Tarsis'te birlikte grdm," dedi Gilthanas. "Yzn
grdm... Ve Alhana'mn da yzn grdm. Yldzziyneti'ni de
biliyorum. Sturm'n bunu bir sr olarak saklamak istedii belli
olduundan ben de ona ihanet etmek istemedim. ok iyi bir
adamd," diye ekledi Gilthanas kibarca. "Onu tandm iin
kendimle gurur duyuyorum; bunu bir insan iin syleyebileceimi
hi tahmin etmezdim."
Laurana yutkundu, elleriyle yzn ovuturdu. "Evet," diye
hsldad bouk sesle, "ama bana bunu sylemek iin gelmemitin."
"Doru," dedi Gilthanas, "geri belki de konuya giri gibiydi."
Bir an iin sessiz oturdu, sanki kafasn toparlamaya alr gibi.
Sonra derin bir nefes ald. "Laurana Sanction'da Astinus'a
sylemediim bir ey oldu. Bunu baka kimseye sylemem, hi
sylemem, eer sylememi istersen..."
"Niye ben?" dedi Laurana, solarak. Elleri titreyerek kalemini
brakt.
Gilthanas onu duymamt sanki. Konuurken gzleri haritaya
kenetlenmi kalmt. "Biz -biz Sanction'dan kaarken Lord
Ariakas'n sarayna geri dnmek zorunda kaldk. Bundan daha
fazlasn anlatamam; nk bunu anlatmak bizim hayatmz bir
kezden fazla kurtaran, hl orada tehlike iinde yaayan ve elinden
geldiince insanlar kurtarmaya alan o kadna ihanet etmek olur.
"Orada bulunduumuz gece, saklandmz yerde, kamay
beklerken Lord Ariakas'n Yceefendilerinden biriyle arasnda
geen konumay duyduk. Bu bir kadnd Laurana". -Gilthanas
artk ona bakyordu- "Kitiara isminde bir kadnd."
Laurana hibir ey sylemedi. Yz l yz gibi bembeyazd;
gzleri iri ve lambann nda renksizdi.
Gilthanas iini ektikten sonra kza doru eildi ve elini kzn
eli zerine koydu. Kzn teni ok souktu, bir ceset gibi ve o zaman
Gilthanas kzn syleyecei eyi bildiini fark etti.
"Bana, Qualinesti'den ayrlmadan nce bu kadnn Tanis
Yanmelfin sevdii kadn -Caramn ile Raistlin'in vey ablalanolduunu sylediini hatrladm . Onu ikiz kardelerin, onun
hakknda sylediklerinden tandm. Zaten onu tanrdm -Raistlin ile
o, zellikle, birbirlerine ok benziyorlar. O... o Tanis hakknda

konuuyordu Laurana." Gilthanas, devam edip etmemekte tered


dt ederek sustu. Yz buzdan bir maske gibi olan Laurana hi
kprdamadan oturuyordu.
,'
"Sana ac verdiim iin beni affet Laurana ama bunu bilmen
gerekiyor," dedi Gilthanas sonunda. "Kitiara bu Lord Ariakas ile
birlikte Tanis'le alay ediyordu ve dedi ki" -Gilthanas kzarmt"sylediklerini tekrar edemiyeceim. Ama u kadarn syleyeyim,
sevgililermi. Bunu olduka aka belli etti. Tanis'in Ejderha
Ordusunda kumandanlk rtbesine kartlmas iin Ariakas'n
iznini istedi... Karlk olarak da Tanis onlara bir bilgi verecekmi Yeil Ziynetli Adam ile ilgili bir eyler..."
"Yeter/1 dedi Laurana sesi kmadan.
,'
l _ "ok zgnm Laurana!" Giltahans kzn elini skt yz keder
yklyd. "Onu ne kadar ok sevdiini biliyorum. Be-ben birini o
kadar ok ... sevmenin ne demek olduunu biliyorum" Gzlerini
kapatt, ban edi. "Bu aka ihanet edilmesinin ne demek
olduunu biliyorum..."
"Beni yalnz brak Gilthanas," diye fsldad Laurana.
Kzn elini sessiz bir evkatle okayan elf beyi ayaa kalkarak
kapy arkasndan kapatp yavaa odadan kt.
Laurana uzun bir sre kprdanmadan oturdu. Sonra dudaklarn skarak kalemini eline ald ve aabeyi geldiinde yarm
brakt yerden yazmaya devam etti.

105

Durun size yardmc olaym," dedi Tas iyi niyetle.


"Ben... hayr! Dur!" diye bard Rint. Ama bir ie yaramad.
Kpr kpr kender ccenin izmesinden tutup ekmi, Flint'i kafa
st gen bir bronz ejderhann sert kasl bedenine doru itiyordu
bile. Elleri kollar deliler gibi rpnan Hint ejderhann boynundaki
kouma yaparak tatl cann kurtarmaya alyor, havada, askya
taklm bir torba gidi yava yava dnyordu.
"Ne yapyorsun?" diye sordu Tas, bkknlkla Flint'e bakarak.
"imdi oyun oynayacak zaman deil! Dur sana yardm edeyim..."
"Kes unu! Brak!" diye grledi Flint, Tasslehoff'un ellerini tekmeleyerek. "Geri ekil! Geri ekil diyorum!"
"Kendin bin o zaman," dedi Tas incinerek geri ekilirken.
Yz kpkrmz kesilen cce pfleyerek yere atlad. "Ben kendi
bamn aresine bakarm!" dedi hiddetle kendere bakarak. "Se-

106

nin yardmn olmadan!"


"Eh, acele etsen fena olmayacak!" diye bard Tas, kollarn sallayarak. "nk dierleri bindi bile!"
Cce kocaman bronz ejderhaya dnp bir bakarak, inatla kollarm
gsnn zerinde kavuturdu. "Bunu biraz dnmeliyim..."
"Aman, haydi Flint!" diye yalvard Tas. "Vakit kazanmaya alyorsun. Ben umak istiyorum! Ltfen Flint, acele et!" Kenderin
aklna bir fikir geldi. "Tek bama da gidebilirim... "
"yle bir ey yapmaya kalkmayacaksn!" diye burnundan soludu cce. "Sava sonunda bizim tarafa geiyor. Bir kenderi ejderhann stnde savaa yollarsak her ey biter. Yceefendi'ye ehrin
anahtarlarn da versek bir. Laurana ancak benimle olursa senin
umana izin veriyor..."
"O zaman atla!" diye bard Tas ciyak ciyak. "Yoksa sava bitecek! Sen oradan kprdayncaya kadar ben dede olacam!"
"Sen dede olacaksn ha," diye homurdand Flint, ona hi de arkadaa olmayan gzlerle bakan ejderhaya bir kez daha bakarak -ya
da cce yle olduunu hayal ediyordu. "Sen dede olursan, benim de
sakalm dklr..."
Khirsah adndaki ejderha ikisine de elenerek ama sabrszlkla
bakyordu. Gen ejderha -ejderhalar da Krynn zerindeki zamanlarn sayyorlard- Khirsah da kender ile ayn fikirdeydi: Artk umak, savamak zamanyd. Btn altn, gm, bronz ve pirin ejderhalara yaplan ar'ya ilk cevap verenlerden biriydi o. Sava
atei iinde alev alev yanyordu.
Yine de, gen olmasna ramen bronz ejderha dnyann yallarna
kar byk bir sayg duyuyordu. Cceden yaa ok byk
olmasna ramen Khirsah Flint'i uzun, dolu, zengin bir yaam yaam olduuna inanyordu; sayg duyulmas gereken bir yaam.
Ama, diye dnd Khirsah iini ekerek, eer bir eyler yapamazsam
kender hakl -sava bitecek!
"Affedersiniz Saygdeer Ata," diye sze kant Khirsah, cceler
arasnda son derece saygn olan bir hitap ekliyle, "bir yardmm
dokunabilir mi acaba?"
aran Flint kimin konutuuna bakmak iin hzla arkasna
dnd.
Ejderha koca ban edi. "Sayn Saygdeer Ata," dedi tekrar
Khirsah cce dilinde.
107

Hayretler iinde kalan Flint geri geri tkezlenip Tasslehoff'a taklarak kenderi bir yumak gibi yere yuvarlad.
Ejderha devasa ban ylan gibi uzatarak kenderin krk yeleinden koca dileriyle kibarca tutarak, yeni domu bir kedi gibi
onu ayaa kaldrd.
"ey bi... bilemiyorum," diye kekeledi Flint, bir ejderhann ona bu
ekilde hitap etmesi onu utandrm. "Dokunabilir ... de dokunmayabilir de." Kendini toparlayan cce ok korkmu gibi davranmamaya iyice kararlyd. "Ben bunu daha nce de yapmtm,
syleyeyim de. Ejderhalara binmek benim iin yeni bir ey deil.
Yani aslnda, ey sadece ben..."
"imdiye kadar hayatnda bir ejderhaya binmedin!" dedi Tasslehoff kzgnlkla. "Ve de -uf!"
"Sadece son zamanlarda aklmda daha nemli baz eyler vard
da," dedi Rint yksek sesle Tas'n kaburgalarna bir yumruk indirerek, "yeniden bu iin usuln renmem biraz zamanm alabilir."
"Elbette Ata," dedi Khirsah, yznde tebessmn glgesi bile
yoktu. "Size Hint diyebilir miyim?"
"Diyebilirsin," dedi cce bouk bir sesle.
"Ben de Tasslehoff Burrfoot," dedi Kender minik elini uzatarak.
"Flint bensiz hibir yere gitmez. A, sanrm sizin tokalamak iin
bir eliniz yok. Bo verin. Adnz ne?"
"Benim lmller arasndaki ismim imekate." Ejderha zarafetle
ban edi. "Ve imdi Sir Flint, yamanz kendere talimat verirseniz..."
"Yamak m!" diye tekrarlad Tas hayretle. Ama ejderha onu
duymamazla geldi.
"Yamanza buraya gelmesini syleyin; eyeri ve mzra sizin
iin hazrlamasna yardmc olacam."
Flint sakaln dnceli dnceli svazlad. Sonra eliyle abartl
bir iaret yapt.1.
"Sen, yamak," dedi az bir kan ak onu seyretmekte olan
Tas'a, "ayaa kalk da syleneni yap."
"Ben... sen... biz..." diye kekeledi Tas. Fakat kender sylemek
zere olduu eyi hibir zaman bitiremedi nk ejderha onu yeniden yerden kaldrmt. Diler sk sk kenderin krk yelei iinden
kenetlendi; Khirsah onu kaldrarak bronz bedeni zerine balanm
eyerinin zenine plof diye brakt.
1-08

Tas gerekten bir ejderhann zerinde olmaktan o kadar bylenmiti ki susmutu; zaten Khirsah'in almac da buydu.
"imdi Tasslehoff Burrfoot," dedi ejderha, "beyini eyere tersten
itmeye alyordun. Doru pozisyon u anda senin durduun ekildir. Metalden mzrak yeri tam benim sa kanat eklemime ve sa
omuzumun zerine oturan srcnn sa tarafnda durmaldr.
Anladn m?"
"Evet, anlyorum!" diye bard Tas byk bir heyecanla.
"Yerde grdnz kalkan sizi ejderha nefeslerinin birok eklinden koruyacaktr..."
"Hop!" diye bard cce, kollarn kavuturup bir kez daha
inat ifadesini taknarak. "Birok ekliyle kastin ne? Ayrca ayn
anda atlayp hem mzra hem de kalkan nasl tutacam? Yani
mesele srf u patlayasca kalkann kenderle benim toplam cssemizden daha byk olmasnda deil..."
"Bu ii daha nce yapm olduunuzu zannediyorduk Sir Flint!"
dye seslendi Tas.
Ccenin yz hiddetle kzard, kkremeye balamt ki Khirsah
onu kibarca susturdu.
"Sir Rint yeni modellere alkn olmayabilir Yamak Burrfoot.
Kalkan mzran zerine geiyor. Mzran kendisi o delikten geiyor
ve kalkan eyerde durarak, oturduu yiv zerinde oradan oraya
kayyor. Saldrya uradnzda btn yapacanz onun arkasna
sinmek." ^ "Kalkan bana uzatn Sir Flint!" diye seslendi kender.
Homurdanan cce koca kalkann yerde durduu yere doru topallayarak yrd. Ykn altnda inleyerek kalkan kaldrmay
baard ve ejderhann yan tarafna tad. Ejderhann yardmyla
cce ile kender birlikte kalkan yerine yerletirmeyi baard. Sonra
Flint ejderhamzra iin geri dnd. Mzra srkleyerek kaldrp
ucunu Tas'a doru uzatt; Tas ucunu yakalad -ve neredeyse
dengesini kaybedip eyerden yuvarlanacakken- mzra kalkann
deliinden geirdi. Mili yerine kitlenince mzrak dengede durarak,
kenderin minik elinin yardmyla hafife ve rahata ileri geri sallanmaya balad.
"Bu harika1" dedi Tas tecrbe ederek. "Hayt! te bir ejderha
gitti! Hayt! Bir tane daha gidiyor! Ben ... ay!" Tas ejderhann srbnda durmu, mzran kendisi gibi hafife dengede duruyordu.
Rint! abuk ol! Ayrlmaya hazrlanyorlar. Laurana'y grebili109

yorum! O kocaman gm ejderhaya biniyor ve saflar kontrol etmek iin bu tarafa doru uuyor. Her an iaret verecekler! abuk ol
Flint!" Tas heyecanla bir yukar bir aa zplamaya balad.
"lk nce Sir Flint/' dedi Khirsah, "doldurulmu yelei giymeniz
gerek. Evet... yle. Kay tokadan geirin. Hayr, onu deil. Dierini -evet, yaptnz."
"Bir zamanlar grm olduum tyl mamuta benziyorsun."
Tas kkrdad. "Sana hi o hikyeyi anlatm mydm? Ben ..."
/"Ba belas!" diye kkredi Flint; ar, tyl yelek iinde boulmu olan Flint ancak konuabiliyordu. ''imdi senin tavanbeyni-nin
yklerini dinleme zaman deil." Cce ejderha ile burun buruna
gelmiti. "Pekl hayvan! Nasl kacam? Ve sakn bana bir di
geireyim deme!"
"Tabii ki geirmem Ata," dedi Khirsah derin bir saygyla. Ban
een ejderha bronz kanatlarndan birini olduu gibi yere uzatt.
"Hah, bylesi daha iyi!" dedi Flint. Sakaln gururla okayarak
donup kalm kendere kendini beenmi bir bak att. Sonra ciddiyetle ejderhann kanadna binen Flint trmanarak kral gibi eyerin
nndeki yerini ald.
"te iaret!" diye viyaklad Tas, Flint'in arkasna eyere atlayarak.
Ejderhann brn topuklayarak bard: "Haydi gidelim! Haydi
gidelim!"
"Bu kadar hzl olmaz," dedi Flint, serinkanllkla ejderhamzrandaki iilii inceleyerek. "Hey! Ben nasl kullanacam?"
"Hangi yne gitmek istediinizi dizginlere aslarak belirteceksiniz,
ben dneceim," dedi Khirsah iareti bekleyerek. aret gelmiti.
"A, anladm," dedi Flint, uzanarak. "Sonu olarak kumanda
bende... Hop!"
"Tabii ki Ata!" Khirsah havaya frlam, koca kanatlarn, zerinde durduklar minik uurumun yznden ykselen akmlar
yakalayabilmek iin amt.
"Bekle, dizginler..." diye bard Flint, elinden kayp giden dizginlere uzanmaya alrken.
Kendi kendine glmseyen Khirsah duymamazhktan geldi.
yi ejderhalar ve onlara binen valyeler Vingaard Dalarnn
dousunda dalga dalga alalan eteklerinde toplanmt. Burada,
kn souk rzgrlar yerini kuzeyden gelen, yerdeki donu eriten
110

lk meltemlere brakmt. Ejderhalar dzenlemedeki yerlerini almak iin imekler akan yaylar halinde havalanrken yenilenen
yeilliin zengin kokusu havay dolduruyordu.
Bu nefes kesen bir manzarayd. Tasslehoff bunu sonsuza kadar
hatrlayacan biliyordu -ve belki de tesinde de hatrlayacakt.
Bronz ve gm, pirin ve bakr kanatlar sabah yla alevleniyordu.
Eyerlere yerletirilmi olan Koca Mzraklar gnete prldyordu.
valyelerin zrhlar canl bir parlaklk iindeydi. Altn iplikli
Yalapkn sanca ge kar kvlcmlar sayordu.
Son birka hafta muhteemdi. Flint'in de sylemi olduu gibi
sanki artk sava aknts sonunda kendi ynnde akmaya balamt.
Altn Komutan -askerler artk Laurana'y byle aryorlardgrnte yoktan bir ordu yaratmt. Palanthasllar heyecana kaplp kzn gayesi etrafnda toplanmt. Gzpek fikirleri, kat ve
kararl hareketleriyle Solamniya valyeleri'nin takdirini kazanmt. Laurana'nn kara kuvvetleri Palanthas'tan dar akm, bozkrlardan ilerlemi, Kara Hanm diye bilinen Ejderha Yceefendisi'nin tekilatsz ordularn bastrm ve panik iinde kamalarna
neden olmutu.
Artk arkalarnda braktklar, ard arda kazanlan zaferlerle ve
nlerinde kaan ejderha ordularyla herkes savan kazanlm sayldn dnyordu.
Fakat Laurana daha fazlasnn farkndayd. Daha Yceefendi'nin ejderhalanyla savamak zorundaydlar. Bunlarn nerede ve
neden daha nce bir dve girmemi olduklar Laurana ve subaylarnn zemedikleri bir eydi. Birbirini izleyen gnler boyunca
valyeleri ve binicilerini her an havalanmaya hazr bekletti.
Ve sonunda o gn gelmiti. Ejderhalar grlmt -maviler ve
krmzlardan oluan, batya doru ynlenmi bu arsz komutan ve
ayaktakm ordusunu durdurmaya gelen bir filo.
Prltl bir zincir halinde gm ve bronzlar veya onlara yeni
verilen adlaryla Akta Ejderhalar Solamniya Bozrkrlan zerinden
szlyordu. Zamann elverdiince btn ejderha binicisi valyeler
(srekli bunu reddeden cce hari) uu konusunda eitilmi olsalar
da bu tutam tutam, alak bulutlar ve hzla esen rzgrn dnyas
hl onlar iin yeni ve yabancyd.
Sancaklar etraflarnda deliler gibi rpnyordu. Yerdeki piyadeler, otlar arasnda dolanan bceklerden pek farkl grlmyor-

111

du. Baz valyeler iin umak ok elenceliydi. Dierleri iin ise


ilerindeki cesaretin bir snavyd.
Fakat her zaman iin nlerinde, hem ruhen hem de misal olarak
aabeyinin Ejderha Adalar'ndan gelirken zerinde utuu byk
gm ejderha zerinde giden Laurana vard. Gne, kzn miferinin altndan akan salarndan daha altn rengi deildi. Onlar iin
ejderhamzrann kendisi gibi bir sembol olmutu -ince ve narin,
adil ve lmcl. Cehennemin Kaps'na kadar izleyebilirlerdi onu.
Flint'in omuzundan uzanarak bakan Tasslehoff Laurana'nn nlerinde olduunu grebiliyordu. KJZ saflarn nnden gidiyor,
arada bir herkesin yetiip yetimediini kontrol etmek iin geriye
dnp bakyor, bazen gm bineine danmak zere eiliyordu.
Her ey denetiminde gibi grnyordu, o yzden Tas rahatlayp
yolculuun keyfini kartmaya karar verdi. Bu gerekten de hayatnn en harika deneyimlerinden biriydi. Aaya mutlak bir memnuniyetle bakarken rzgrn patlad yznde gzyalar yollar
iziyordu.
Haritalara baylan kender mkemmel haritay bulmutu.
Altna -minik, mkemmel detaylaryla- nehirler, aalar, tepeler,
vadiler, kasabalar ve iftlikler serilmiti. Tas dnyadaki her eyden
ok bu grnty zaptederek sonsuza kadar saklamay diledi.
Neden olmasn? diye dnd aniden. Eyere dizleri ve bacaklaryla sk sk tutunarak Flint'i brakan kender kesecikleri arasnda
bir eyler aranmaya balad. Bir para parmen kartarak sk sk
ccenin srtna yerletirdi ve bir para kmrle izmeye balad.
"Kprdanmaktan vaz ge!" diye bard hl dizginleri tutmaya
alan Flint'e.
"Ne yapyorsun kap kulbu?" diye bard cce; sanki Tas srtnda
kayamad bir yermi gibi eliyle deliler gibi onu bulmaya alyordu.
"Bir harita yapyorum!" diye bard Tas vecit halinde. "Mkemmel haritay! Mehur olacam. Bak! Bizim askerler, ayn minik
karncalar gibi. Bak urada da Vingaard Kalesi var! Kprdanmaktan
vaz ge! izgilerimi bozuyorsun."
Homurdanan Flint dizginleri yakalamaya almaktan da kenderi srtndan atmaya uramaktan da vazgeti. Dikkatini hem ejderhay, hem de kahvaltsn sk sk kavramaya vermesinin daha
112

iyi olacan dnd. Aaya bakmak gafletinde bulunmutu.


imdi dosdoru nne bakyor, titriyordu; bedeni kaskatyd.
Miferini ssleyen griffon yelesi, hzla esen rzgrda deliler gibi
yzn kamlyordu. Kular havada ama onun altnda dnyorlard. Orada ve o anda Flint kararn verdi: Ejderhalar da Her Ne
Olursa Olsun Saknlmas Gerekenler listesinde kayklar ve atlarla
ayn katagoride deerlendirilecekti.
"Ay!" diye nefesi kesildi Tas'm heyecanla. "te ejderha ordular!
Sava! Ve ben her eyi grebiliyorum!" Kender aaya bakmak iin
eyerden uzand. Arada srada havann hzla hareket eden girdaplarndan silahlarn takrtsn, barlar, arlar duyabildiini
dnd. "Baksana, biraz daha yakndan uabilir miyiz? Ben... ay!
Yo, olamaz! Haritam!"
Khirsah ani bir dal yapmt. Bu tazyik parmeni Tas'm elinden
alp gitmiti. mitsizce parmenin kendisinden bir yaprak gibi
uup gidiini seyretti. Ama zlecek vakti yoktu nk Flint'in
bedeninin eskisinden bile daha kaskat kesildiini hissetti. "Ne? Ne
var?" diye bard Tas.
Flint bir eyler bararak iaret ediyordu. Tas btn gcyle
duymaya ve grmeye alyordu ama tam o anda alak bir bulutun
iine dalmlard ve kender, lam ccelerinin tabiriyle burunun
ucunu dahi gremiyordu.
Sonra Khirsah buluttan kt ve Tas grd. "Eyvah!" dedi kender
korkuyla. Altlarnda, karncalara benzeyen minik insan ordular
zerine doru inen sra sra ejderhalar vard. Altn Komutan'n
aresiz ordular zerine alalrlarken krmz ve mavi renkteki kay
gibi kanatlar kt sancaklar gibi almt.
Tasslehoff, zerlerine rktc Ejderhakorkusu ken adamlann dalgalanp zldklerini grebiliyordu. Fakat bu engin otluk
alanlarda koup kaabilecekleri, gizlenip saklanabilecekleri bir yer
yoktu. Korumasz askerler arasnda patlayan ateten nefeslerinin
dncesiyle midesi altst olan Tas, ejderhalarn bu yzden beklenmi olduklarm fark etti.
"Onlar durdurmalyz -uf!"
Khirsah o kadar ani bir dn yapmt ki Tas neredeyse dilini
yutacakt. Gkyz yanndan kayp geti ve bir an iin kender ok
"gin bir yukar doru d deneyimi yaad. Bilinli bir dnceden ok igdsel olarak Flint'in kemerini yakalayan Tas, aniden
113

onun da Flint gibi kendisini kaylarla balamas gerektiini hatrlayvermiti. Tamam canm, bir dahaki sefere yapard.
Tabii bir dahaki sefer olursa. Ejderha helezonlar izerek inerken
rzgr etrafnda gmbrdyor, yer altnda dnyordu. Ken-derler
yeni deneyimlerden holanrlar -bu muhakkak ki en heyecan verici
deneyimlerden biriydi- fakat Tas yerin onlar karlamak iin bu
kadar hzla yukar kmyor olmu olmasn diledi!
"Onlar hemen imdi durduralm demek istememitim!" diye
bard Tas Flint'e. Yukar baknca -yoksa aas myd?- dier ejderhalarn onlarn ok zerinde olduklarn grebiliyordu, yok yok,
ok aalarnda. Her ey ters yz olmaya balamt. imdi de
ejderhalar arkalannda idi! Burada ndeydiler! Tek balarna! Flint
de ne yapyordu?
"Bu kadar hzl deil! unu biraz yavalat!" diye bard Flint'e.
"Herkesin nne getin! Laurana'nn bile!"
Cce hibir eyi ejderhay yavalatabilmek kadar istemezdi. O
son dal dizginleri tekrar tutabilmesini salamt ve imdi de btn
gcyle dizginlere aslarak baryordu: " yaratk !", bunun ise
atlarda ie yaradnn farknda bile deildi. Bu, ejderhalarda hi ie
yaramyordu.'
Ejderhalara hkmedemeyenin sadece kendisi olmadn grmek
dehet iindeki cceyi hi rahatlatmamt. Arkasndaki bronzdan
ve gmten narin izgi sessiz bir iaret gelmi gibi bozulmu,
ejderhalar ikierli erli minik guruplara -uu gruplarnaaynlmlard. .
valyeler ileden kmasna dizginlere aslyor, ejderhalar
yeniden dz ve dzgn bir sraya sokmaya alyorlard. Fakat ejderhalarn bir bildii vard -gkyz onlarn diyaryd. Havada
arpmak, karada arpmaktan ok farkl bir eydi. Bu at binicilerine ejderha srtnda arpmann nasl bir ey olduunu gstereceklerdi.
Byk bir zarafetle dnen Khirsah baka bir bulutun iine daldp da kaln sis onu sarp sarmalaynca Tas derhal neresinin yukars,
neresinin aas olduuna dair btn hislerini kaybetti. Sonra
ejderha yeniden buluttan dan frlarken gnele aydnlanm
gkyz gzlerinin nnde infilak etti. Artk neresinin yukars,
neresinin aas olduunu biliyordu. Aas, iin dorusu, son
derece huzursuz edici bir tarzda yaklayordu!
Sonra Flint kkredi. aran Tas ban kaldrp baknca, dos-

114

doru -panie kaplm bir piyade grubunu izleyen- onlar hl


fark etmemi olan bir mavi ejderha filosuna dalmakta olduklarn
grd.
"Mzrak! Mzrak!" diye bard Tas.
Flint mzaraa yapmt ama -mzra dorultacak veya adam
gibi omuzuna koyacak zaman yoktu. Yapsa da bir ie yarayacandan deil ya. Mavi ejderhalar hl onlar fark etmemiti. Bulutun
iinden kayarak kan Khirsah arkalarna dt. Sonra bronz bir
alev gibi gen ejderha, -mavi balkl bir bincisiyle byk mavi bir
ejderha olan- liderlerini hedef alarak mavilerin grubu zerine akt.
Hzla ve sessizce dalan Khirsah lidere lmcl sivrilikte drt
peneyle birden vurdu.
'arpmann gc Flint'i koum takmlaryla ne savurdu. Tas
onun tepesine inerek cceyi ezdi..Flint deliler gibi dorulmaya alyordu ama Tas bir kolunu sk sk sarmt ona. Cceye miferinden dier eli ile vuran Tas ejderhaya yreklendirici szler baryordu.
"Bu harika! Bir daha vur!" diye viyaklad kender, heyecandan
ldrm, Flint'in kafasna vurup duruyordu.
Cce dilinde yksek sesle kfreden Flint Tas' zerinden att.
Tam o anda Khirsah yukar doru szlerek mavilerin filosu karlk
verecek vakit bulamadan baka bir bulutun iine sapland.
Khirsah bir an bekledi; belki de sarslm binicilerine kendilerini
toplamak iin zaman tanmt. Rint doruldu; Tas ise cceye sk sk
sarld. Flint'in biraz tuhaf grndn dnyordu; sanki rengi
kl rengi gibiydi ve garip bir biimde akl baka yerlerdeydi sanki.
Ama zaten bu yaadklarna da normal denemeyeceini hatrlatt
Tas kendi kendine. Daha Flint'e iyi olup olmadn sora-madan
Khirsah bir kez daha buluttan dan dald.
Tas altlarndaki mavi ejderhalar grebiliyordu. Lider ejderha
havada, byk kanatlarn am askda szlyordu. Mavi ejderha
sarslm, biraz yaralanmt; brnn arka ksmnda, Khir-sah'n
sivri penelerinin ejderhann sert ve pullu derisini yrtt yerde
kan vard. Hem ejderha, hem de mavi miferli binicisi gkleri
taryor, saldran aryordu. Derken aniden binici iaret etti. 7
Arkasna hemen yle bir bakmay gze alan Tas'n nefesi kesildi.
Grnt muhteemdi. Akta Ejderhalar bulutun rts altndan
kp mavilerin filosuna lk la saldrrken gne altnda
bronzdan ve gmten imekler akyordu. Maviler ykselmeye
alp pelerindekilerin onlara arkadan saldrmalarn nlemeye

115

gayret ederken filo hemen dald. Orada burada arpmalar oldu.


Sa tarafndaki byk bronz ejderha, ba kararm ve yanar bir
halde ac iinde barp dmeye balarken imekler akyor,
atrdyor, neredeyse kenderi kr ediyordu. Tas ejderha ile binicisi
yere derken ejderhann binicisinin aresizlik iinde dizginlere
asldm, aznn kenderin grebildii ama duyamad bir lkla
aldn grd.
Tas git gide yaklaan yere bakarak, ryams bir pus iinde otlara
arpmann nasl bir ey olacan merak etti. Fakat merak etmek iin
ok zaman yoktu nk Khirsah aniden kkredi.
Mavi lider Khirsah' grm, grleyen meydan okuyuunu
duymutu. Gkyznde, etrafnda dven dier ejderhalar duymamazla gelen mavi lider ile binicisi bronzla yaptklar delloyu
srdrmek iin yukar utu.
"imdi sra sende cce! Mzra hazrla!" diye bard Khirsah.
Koca kanatlarm kaldran bronz ejderha manevra yapabilecek kadar
ykselmek iin yukar, yukan szld; ayn zamanda cceye
hazrlanmas iin zaman tanyordu.
"Ben dizginleri tutarm!" diye bard Tas.
Fakat kender Flint'in onu duyup duyamadn anlayamamt.
Ccenin yz gergindi ve yava yava, makina gibi hareket ediyordu.
Sabrszlktan deliren Tas dizginlere aslmaktan ve Flint'in sonunda
kl rengi parmaklarla, mzran kabzasn omuzunun altna oturtup
kendisine retildii ekilde sabitletirinceye kadar uramasn
seyretmekten baka bir ey yapamyordu. Sonra cce sadece nne
bakmaya balad, yz son derece ifadesizdi
Khirsah ykselmeye devam ediyordu. Sonra bir seviyede durunca Tas, dmanlarnn nerede olduklarn merak ederek etrafna
baknd. Mavi ejderha ile binicisini tamamiyle gzden kaybetmiti.
Sonra Khirsah aniden yukan doru frlaynca Tas'n nefesi kesildi.
te dmanlar oradayd -tam nlerinde!
Mavi ejderhann o iren dili azn an grd. Atei hatrlayan Tas kalkann ardna sindi. Sonra Flint'inhl dimdik durduunu grd; ask bir yzle kalkann zerinden yaklamakta olan
ejderhay seyrediyordu! Flint'in belinden uzanan Tas ccenin sakaln yakalayarak ban aaya doru, kalkann ardna ekti.
Ate etraflarnda alevlenerek atrdad. Aniden patlayan gmbrt hem kenderin hem de ccenin hislerinin donmasna neden
olmutu. Khirsah acyla grlese de yolundan hi sapmad.
Ejderhalar kafa kafaya arpt; ejderhamzra kurbanna sap-

land.
Bir an iin Tas'n btn grebildii mavi ve krmz lekelerdi.
Dnya etraflarnda dnp duruyordu. Bir ara bir ejderhann korkun, ateli gzleri ona meum meum bakt. Peneler parldad.
Khirsah bard, mavi ejderha lk att. Kanatlar havay dvd.
arpan ejderhalar derken yer spiraller izerek dnd durdu.
Neden imekate rakibini brakmyor? diye dnd Tas deliler
gibi. Sonra grmeye balad...
Birbirimize kilitlendik! diye fark etti Tasslehoff ta kesilerek.
Ejderhamzra hedefini armt. Mavi ejderhann kanat ke:
iniinin eklemine saplanan mzrak erilip omuzuna girmi ve imdi
de sk sk kenetlenmiti. Mavi ejderha bou bouna kendini
kurtarmaya alyordu fakat artk kendini savan hiddetine kaptrm olan Khirsah mavi ejderhaya keskin dileriyle saldryor, n
peneleriyle trmalyordu.
Kendilerini kavgalanna kaptrm olan her iki ejderha da binicilerini tamamiyle unutmulard. Tas da dier biniciyi unutmutu, ta
ki aresizlik iinde baklarn kaldrnca, mavi miferli ejderha
subaynn birka metre ileride tehlikeli bir biimde eyere tutunmu
olduunu grnceye kadar.
Sonra ejderhalar bir kez daha birbirleri etrafnda dnp, dvrken gkyz ve yer bir kez daha bulanklat. Subayn mavi
miferi bandan dp sar salar havay dverken Tas bir pus
iinde olup bitenleri seyrediyordu. Adamn gzleri buz gibiydi,
parlakt ve hi korku emaresi yoktu. Dorudan Tasslehoff'un gzlerinin iine bakyordu.
Tandk grnyor, diye dnd Tas garip bir dalgnlkla;
sanki olanlar o seyrederken baka bir kenderin bandan geiyordu.
Onu daha nce nerede grm olabilirim? Aklna Srurm geldi.
Ejderha subay kendini koum takmndan kurtararak zengileri
zerinde ayaa kalkt. Bir kolu -sa kolu- sakat gibi sallanrken
dier eli ileri doru uzanmt...
Birden bire her ey berraklavermiti Tas iin. Subayn neye niyetlendiini tam olarak biliyordu. Sanki adam ona konuuyor, ona
planlarn anlatyordu.
"Flint!" diye bard Tas deliler gibi. "Mzra brak! Brak onu!"
Fakat cce mzraa sk skya yapmt, yznde o garip,
uzaklara dalp girmi ifade vard. Ejderhalar havada dvyor,
birbirlerini peneliyor, sryordu; mavi bir yandan kendisini dn-

116

117

durup mzraktan, bir yandan da kendisine saldrandan kurtulmaya


alyordu. Tas mavi binicinin bir eyler bardn duydu; mavi
bir an iin saldrsn keserek kendini havada asl tuttu.
Subay dikkate deer bir eviklikle bir ejderhann zerinden dierine atlad. Salam koluyla Khirsah'n boynuna dolanan ejderha
subay kendini dorulttu, gl bacaklar rpnan ejderhann boynuna sk sk sarlmt.
Khirsah insana hi dikkat etmemiti. Dnceleri tamamyla
dmanna kenetlenmiti.
Subay, arkasndaki kender ile cceye aceleyle bir bakp da her
ikisinin de -gerektii biimde yerlerine balanm bir durumda- bir
tehdit oluturmadklarm grd. Subay soukkanllkla uzun klcn
kartp uzanarak bronz ejderhann kanatlarnn ilerisinde,
gsnden aprazlamasna geeri koum takmlarnn kaylarn
kesmeye balad.
"Flint!" diye yalvard Tas. "Mzra brak! Bak!" Kender cceyi
sarst. "Eer o subay koum takmlarn keserse eyerimiz uacak!
Mzrak decek! Biz deceiz!"
Flint aniden her eyi anlayarak ban yavaa evirdi. Hl
byk bir glkle hareket eden titrek eli mzra ve ejderhalar
lmcl kucaklamalarndan serbest brakacak olan mekanizmay
arad. Ama tam zamannda baarabilecek miydi?
Tas uzun klcn havada imek gibi aktn grd. Koum
balarndan birinin kaynn bel vererek kurtulduunu grd.
Dnp plan yapacak zaman yoktu. Flint mzra serbest brakmakla urarken -tehlikeli bir biimde ayaa kalkan- Tas dizginleri
beline sard. Sonra, eyerin ucundan sallanan kender ccenin etrafndan emekleyerek nne geti. Burada, ejderhann boynuna
uzand, bir trtl gibi ilerleyerek subayn arkasndan sessizce yanat.
Adam arkasndakilere hi kulak asmyor, her ikisinin de koum
takmlarna bal olduklarn varsayyordu. Kendim iine iyice
kaptrm olan adam -koum takm hemen hemen serbest kalmtarkasndan neyin vurduunu bile anlayamad.
Dorulan Tsslehoff subayn srtna atlad. aran, dengesini
korumak iin deliler gibi havay dven subay ejderhann boynuna
sarlaym derken klcn elinden drd.
Hiddetle homurdanan subay kendisine neyin vurduunu anlamaya alrken her ey karard! Minik kollar bana sarlarak
grmesini engellemiti. Hiddet iindeki aklna -hepsi bcekvari bir
118

yapkanlkla ona tutunan- alt kollu ve bacakl bir yaratk gibi


gelen eyden kendini kurtarmak iin ejderhay brakt. Fakat ejderhadan kaymaya baladn hissederek yine ejderhann yelesini
tutmak zorunda kalmt.
"Flint! Mzra serbest brak! Flint..." Tas artk ne dediini bile
bilmiyordu. Yorgun den ejderhalar gkten yuvarlana yuvarlana
derken, yer onlar karlamak iin hzla ykseliyordu adeta.
Dnemiyordu. O, hl altnda rpnan subaya btn gcyle
yapmken kafasnda beyaz klar, imekler akyordu.
Sonra yksek tondan metalik bir patlama sesi duyuldu.
Mzrak kurtuldu. Ejderhalar birbirlerinden ayrld.
Kanatlarn geren Khirsah dnen dalndan kurtularak kendini
dorulttu. Gkyz ve yer, bulunmalar gereken yere geri dndler. Tas'n yanaklarndan yalar akyordu. Hkrrken kendi
kendine korkmadn sylyordu. Fakat o ana kadar hibir ey o
mavi, -olmas gerektii gibi tepede duran- mavi gk kadar gzel
grnmemiti gzne!
"yi misin imekate?" diye seslendi Tas.
Bronz ejderha bitap bir halde ban sallad.
"Bir tutsam var," diye seslendi Tas, aniden kendi de bu gerei fark ederek. Yava yava yar yarya boulmu, dnen ban
sallayan adam brakt.
"Bir yere gidecein yok herhalde," diye mrldand Tas.
Adamn srtndan kayp inen kender ejderhann boynundan omuzlarna doru emekledi. Tas subayn gkyzne baktn ve ejderhalarnn yava yava Laurana ve gleri tarafndan uzaklatrldn seyrederken yumruunu sktn grd. Subayn gz
zellikle Laurana'ya kilitlenmiti -ve aniden Tas onu daha nce
nerede grdn hatrlad.
Kender nefesini tuttu. "Bizi yere" indirsen fena olmaz imekate!" diye bard elleri titrerken. "abuk ol!"
Ejderha binicilerine bakmak iin ban yay gibi geri evirdiinde
Tas gzlerinden birinin ierek kapanm olduunu grd. Bronz
bann yanlan boyunca kararm yank izleri vard; paralanm
burun deliklerinden kanlar akyordu. Tas, mavi ejderhay grmek
iin arkasna dnd. Grnrlerde yoktu.
Yeniden subaya bakan Tas aniden kenidini ok iyi hissetti. Ne
yapm olduunu fark etmiti.
"Hop!" diye kvanla bard, Flint'e dnerek. "Baardk! Bir ejderha ile dvtk ve ben bir tutsak aldm! Tek bama!"
119

Flint yavaa bayla onaylad. Arkasn dnen Tas kendilerine


kucak aan yeri seyretti; kender hibir zaman yerin bu kadar ... bu
kadar harika grndn dnmemiti!"
Khirsah yere kondu. Piyadeler baraarak ve tezahratta
bulunarak etrafna toplandlar. Birisi subay gtrd -Tas adamn
alnp gtrlmesine hi zlmemi; subayn gtrlmeden nce
ona son bir kez keskin, delici bir bak frlattn farketmiti.
Cce eyerden yere yld; yz yal ve yorgun grnyordu;
dudaklar mosmordu.
"~

"Neyin var?"
"Hi."

"Ama gsn tutuyorsun. Yaral msn?"


"Hayr, deilim."
"O zaman neden gsn tutuyorsun?"
Flint kalarn att. "Galiba sana cevap verinceye kadar huzur
bulamayacam. ey, ok merak ediyorsan o lanet olasca mzrak!
stelik bu salak yelei de kim tasarlamsa senden daha budalaym! Mzran sopas kprck kemiime geti. En az bir hafta
mosmor gezeceim. Senin tutsana gelinte, ikinizin de lmemi
olmas bir mucize ngrak beyinli! Yakalamm, pof! Bana soracak
olursan, o bir kazayd. Sonra sana bir ey daha deyivereyim!
Yaadm srece bir daha o byk hayvanattan birine daha binmem!"
Flint dudaklarn hiddetle birletirip kapatp, kendere o kadar
kzgn bir edayla bakt ki Flint'in byle bir haleti ruhiye iindeyken
sakinlemesi iin yalnz braklmas gerektiini bilen Tas arkasn
dnp hemen uzaklat. len yemeinden sonra kendini daha iyi
hissederdi.
O gece, Tas Khirsah'n yanna kvrlarak yatp ejderhann iri
brne rahat rahat dayanmadan aklna Flint'in yeleinin sol
yann tutmu olduu gelmemiti.
Mzrak yal ccenin sanda duruyordu.

120

2. KTAP

lafak pembe ve altn rengini topraklar zerine yayarak attnda


Kalaman ahalisi an sesleriyle uyand. Yataktan frlayan ocuklar
evebeynlerin yatak odalarn istil ederek, ana ve babalarnn bu zel
gne bir an nce balamalar iin kalkmalarn istiyorlard. Bazlar
yorganlarm yeniden balarndan ekmek iin ho-murdansa da
evebeynlerin ou, en az ocuklar kadar hevesle ve glerek
yataklarndan kt.
Bugn Kalaman tarihinde unutulmayacak bir gnd. Sadece
lkbahar afa enlikleri'nin yldnm deil, ayn zamanda Solamniya valyeleri ordusunun zaferini kutlama gnyd de. Sur-lu
ehrin hemen dndaki ovalara kamp kuran -artk efsanelemi bir
komutan olan, elf bir kadn tarafndan komuta edilen- ordu, len
vakti ehre muzafferane bir edayla girecekti.
Gne surlarn zerinden bakarken Kalaman semalar yemek
piirmek iin yaklan atelerlerin dumanyla dolmutu; ksa bir sre
sonra da czrdayan jambon, lk ekmekler, kavrulan domuz pas-

122

trmas ve garip kahveler, en uykuculan bile scack yataklarndan


kaldrmaya yetmiti. Zaten ksa bir sre sonra kalkmak zorunda
kalacaklard nk hemen hemen derhal btn sokaklar ocuklarla
dolmutu. lkbahar afa nedeniyle disiplinde bir geveme olmutu. Bir k boyunca eve kapanan ocuklarn bir gn iin "deliler
gibi komalarna" izin veriliyordu. Akam kerken yaral balar,
derisi yzlm, dizler, fazla eker yemekten bozulan mideler
olacakt elbette. Fakat herkes bunu anl erefli bir gn olarak hatrlayacakt.
Sabahn ilerleyen vakitlerinde enlik hzn almt. Seyyar sahalar
mallarn rengarenk tezgahlarda satyordu. Ahmaklar paralarn ans
oyunlarnda kaybediyordu. Sokaklarda aylar oynatlyor,
gzbaclar hem gen hem yal herkesin hayret nidalarn zerlerine
ekiyorlard.
Sonra len vakti anlar yeniden ald. Sokaklar boald. nsanlar kaldrmlara dizildi. Cmle kaplan savrularak ald ve Solamniya valyeleri, Kalaman'a girmek iin resmi geide balad.
Kalabaln zerine, beklendii gibi bir sessizlik kt. Sabrszlkla ileriye bakan halk; valyeleri, zellikle de birok kahramanlk yksn duyduklar elf kadn daha iyi grebilmek iin
itiip kakyordu. lk nce saf beyaz bir ata binmekte olan kadn
srmt atn, tek bana. Tezahratta bulunmaya hazrlanm olan
kalabalk kadnn gzellii ve heybeti karsnda o kadar huu iinde
kalmt ki dilleri tutulmutu. Altn kakma ssleriyle kvlcmlar
saan gmten bir zrh giyen Laurana kheylann ehrin cmle
kapsndan srerek caddelere yneltti. Bir grup ocuk Laurana'nn
yoluna iek samak iin zenle provalar yapmt; ama bu ltl
zrhlar iindeki gzel kadndan o kadar etkilenmilerdi ki,
ieklerini sk sk tutmular, bir tekini bile atmak akllarna gelmemiti.
Altn sal elf kznn arkasndan, kalabaln hi de azmsanmayacak bir blmnn hayretler iinde birbirlerini drtp iaret etmelerine neden olan iki kii -bir varil kadar geni bir srt olan, kaba
tyl bir midilleye birlikte binmi bir kender ile bir cce geliyordu.
Barmakta ve halka el sallamakta olan kender olduka eleniyor
gibiydi. Fakat arkasnda oturmu; kendere, sanki brakrsa lecekmi
gibi sk sk sarlm olan cce o kadar kr hapnyordu ki neredeyse
haprmaktan hayvann srtndan decekti.
Cce ile kenderin ardndan, halkn elf kzyla karde olduklan-n
anlamalar iin kimsenin yardmna ihtiya duymayaca bir elf

123

beyi sryordu atn. Elf beyinin yannda kendisini kalabalk iinde


utanga ve huzursuz hisseden, garip gm sal ve derin mavi
gzl baka bir elf kz gidiyordu. Sonra parlak zrhlan iinde prl
prl, belki yetmi be kadar Solamniya valyesi geldi. Bayraklar
sallayan kalabalk tezahratta bulunmaya balad.
Birka valye bu durum karsnda ciddi ciddi baktlar; hepsi
sadece bir ay nce Kalaman'a girselerdi ok daha deiik bir karlama treni olacan dnyordu. Ama imdi hepsi kahraman
oluvermiti. Onlan ejderha ordularnn dehetinden kurtaran ordu
karsnda yz yllk nefret, ac ve haksz sulamalar halkn aklndan uup gitmiti.
valyelerin ardndan birka bin piyade geliyordu. Daha sonra
ehir semalar, kalabal mest edercesine ejderhalarla dolmutu insanlarn btn k boyunca korktuklar krmz veya mavilerin filolar deildi bu. Onlarn yerine, bu korkun yaratklar halkalar izer,
dal yapar ve dzenli saflarla dnler yaparken gne gm,
bronz ve altn kanatlardan imekler akarak yansyordu. valyeler
ejderha eyerlerinde oturmutu; ejderhamzraklannn dikenli
baklar sabah gneinde yldzlar sayordu.
Resmi geitten sonra ahali, Lord'larnn kahramanlar hakknda
yapaca konumay dinlemek iin topland. Ejderhamzraklannn
ortaya kmasnn, iyi ejderhalarn geri dnmesinin ve ordularn
muhteem zaferlerinin sadece kendisine mal edilmesini dinlemek
Laurana'nn utantan kzarmasna neden olmutu. Kekeleyip aabeyini ve valyeleri iaret ederek bunlar inkra alt. Fakat kalabalktan gelen barlar ve tezahrat onun sesini bodu. Laura-na
aresizlik iinde Sancrist'ten yeni gelmi olan, Byk Usta Gunt-har
Uth VVistan'n temsilcisi olan Lord Michael'e bakt. Michael sadece
sntmakla yetindi.
"Brakn kahramanlanna sahip ksnlar," dedi bartlarn zerinden kza. "Daha dorusu hanm kahramanlanna. Bunu hak ediyorlar. Btn k, ejderhalann gklerde belirecei gn bekleyerek
korku iinde geirdiler. imdi ise onlar kurtarmak iin ocuk
masallarndan kagelmi bir hanm kahramanlan var."
"Ama bu doru deil!" diye kar kt Laurana, sesini duyurabilmek iin Michael'e doru yolunu aarak. Kzn kollar k glleriyle doluydu. Kokulan bunaltyordu ama bunlar bir yana brakarak
kimseyi gcendirmeyi de gze alamyordu. "Ben bir ocuk masalndan kmadm. Atein, karanln ve kann iinden ktm geldim. Beni komutan yapmak Lord Gunthar'n siyasi bir hilesiydi 124

her ikimiz de bunu biliyoruz. Ve eer Silvara ile aabeyim iyi ejderhalar getirebilmek iin hayatlarn tehlikeye atmasalard bu
caddelerden, Karanlk Hanm'n ardndan zincirlere vurulmu olarak
geerdik."
"Ph! Bu onlar iin iyi. Bizim iin de iyi," diye ekledi Michael,
bir yandan kalabala el sallarken gznn ucuyla da Laurana'ya
bakyordu. "Birka hafta nce bir lokma ekmek vermesi iin Lord'a
yalvarmamz gerekirdi. imdi -Altn Komutan sayesinde- ordunun
ehre yerlemesini, bize erzak, at veya istediimizi her eyin
tedarikini kabul etti. Delikanllar bize katlmak iin sra oldular.
Dargaard'dan aynlmadan nce saflanmz en az bin ki kabaracak.
Ayrca kendi askerlerinin de morallerini ykselttin. valyeleri
Yce Ermi Kulesi'nde de grmtn -bir de imdi bak onlara."
Evet, diye dnd Laurana ac ac. Onlan grdm. Rtbeleri
arasndaki ekime nedeniyle paralanm, erefsizlemi, srekli
ekien, aralarnda entrikalar eviren valyelerdi. Kendilerine
gelmeleri iyi ve soylu bir adamn lmesiyle mmkn oldu. Laurana
gzlerini kapatt. Sesler, -aklna hep Srurm' getiren- gllerin
kokusu, savan yorgunluu, len vakti gneinin scakl; hepsi
hepsi ona boucu bir dalga gibi arpyordu. Ba dnmeye balad,
baylmaktan korktu. Aslnda dncesi biraz elendiriciydi. Altn
Komutan'n solmu bir iek gibi diz kmesi nasl grnrd acaba?
Derken kendisini kavrayan gl bir kol hissetti.
"Aman," dedi Gilthanas kza destek olarak. Silvara da yannda
durmu, kollarndaki glleri alyordu. ini eken Laurana gzlerini
aarak o srada sabah verdii ikinci nutku byk bir tezahrat
eliinde tamamlamakta olan Lord'a belli belirsiz glmsedi.
Kapana kstm, diye fark etti Laurana. Btn istedii karanlk,
serin bir yerde yatp uyumak olduu halde tm bir leden sonra
burada oturup, sntp, el sallayp, birbiri ard sra sralanan, onun
kahramanlklarn sayp dken nutuklara tahamml ederek zorunda
kalacakt. stelik hepsi de bir yaland, uydurmayd. Gerei bir
bilselerdi. Ayaa kalkp onlara atmalar srasnda ok korktuunu
ve detaylan sadece kabuslarnda hatrlayabildiini syleseydi ne
olurdu? Kendisinin valyeler'in bir oyuncandan baka bir ?ey
olmadn syleseydi? Sadece -kendisini sevmeyen bir yan-melf
adamn peinden giden mank kk bir kz olduunu- evinden
kat iin burada olduunu syleseydi. Ne derlerdi?
"Ve imdi" -Kalaman Lordu'nn sesi kalabaln grltsn
'95

bastrmt- "bu savan gidiini deitiren kadn, ejderha filolarn


canlarn zor kurtaracak biimde ovalar zerinden kovalayan o kadn, kt ejderhalar gklerden silip atan o kadn, ordular Ejderha
Yceefendisi'nin ordularnn komutan olan kt yrekli Baka-ris'i
yakalayan o kadn, ad artk Krynn zerindeki en yiit sava
olarak Huma'nnkiyle birlikte anlan o kadn takdim etmekten
byk eref duyarm. Bir hafta iersinde Dargaard Kalesi'ne gidip
Karanlk Hanm diye bilinen Ejderha Yceefendisi'nin teslim olmasn
talep edecek..."
Lord'un sesi tezahrat iinde bouldu. Kalabal etkileyecek
bir biimde sustuktan sonra -arkasna uzanarak- Laurana'y tuttu
ve neredeyse kz ne doru srkledi. "Qualinesti Hanedam'n-dan
Lauralanthalasa!"
Grlt kulaklar sar ediyordu. Ses yksek ta binalardan titreyerek yanklanyordu. Laurana bir kar alm azlar ve lgnlar
gibi sallanan bayraklar denizine bakt. Benim korkumu duymak
bile istemiyorlar, diye anlad bir kez daha kendi kendine bezginlikle.
Kendi korkulan kendilerine yeter. Karanlk ve lm hakknda bir
eyler duymak istemiyorlar. Onlar ak zerine, yeniden doum
zerine, gm ejderhalar zerine masallar duymak istiyorlar.
Hepimiz yle deil miyiz?
ini eken Laurana Silvara'ya dnd. Glleri geri alarak havaya
kaldrd, cokuyla sarho olmu kalabala doru sallad. Sonra
konumasna balad.
Tasslehoff Burrfoot harika vakit geiriyordu. Flint'in dikkatli
baklarndan kanmak ve eref konuklarnn geri kalanlaryla birlikte durmas gereken platformdan szlp kamak ok kolay olmutu. Kalabalk iinde eriyen Tas artk ilgin ehri kolaan etmekte serberstti. ok uzun zaman nce evebeynleriyle birlikte Kalaman'a gelmiti ve ak hava pazar, ak kanatl gemilerin demirli
olduu liman ve yzlerce dier harikalarla ilgili hatralarna byk
nem verirdi.
Elenen kalabalk arasnda aylak aylak gezmeye balad; keskin
gzleri her eyi gryor, elleri keselerindeki nesnelerle oynayordu.
Gerekten de, diye dnd Tas, Kalaman halk inanlmayacak
derecede dikkatsizdi! Bura czdanlarnn, insanlarn kemerlerinden
Tas'n ellerine dmek gibi son derece acayip huylan vard. Bulduu
yzkler ve dier byleyici vr zvr dnlecek
126

olursa, btn ehrin sokaklar mcevherlerle denebilirdi.


Derken, kk bir haritac dkknna rastlaynca zevkten drt
ke oldu kender. Ve u tesadfe bakn ki haritac da resmi geidi
seyretmeye gitmiti. Minik dkkn, nnde koca bir "KAPALI"
levhasyla kepenkleri inmi ve kilitli duruyordu.

"Ne ac," diye dnd Tas. "Ama eminim haritalanna bakmama


bir ey demezdi." Uzanarak kilide ustaca bir dokunutan sonra
memnuniyetle glmsedi. Birka 'deneme' den sonra kaplar
kolaycack alrd. "Eer bu kadar basit kilitler koyarsa insanlar
darda tutmay pek beklemesin. eri yle bir girip, koleksiyonumu
biraz zenginletirmek iin haritalarnn birkan kopyalya-ym."
Tas aniden omuzunda bir el hissetti. Byle bir zamanda rahatsz
edilmekten tedirgin olan kender, dnnce bir yerlerden gzn
sran yabanc bir suretle karlat. Bahar gnlerinin hzla snmasna
ramen, gelen ar cbbeler ve pelerinlere brnmt. Elleri bile
kumalarla sarlyd, bandaj gibi kumalarla. Bela -bir rahip, diye
dnd kender, can sklp, zihni taklarak.
"zr dilerim," dedi Tas kendisini tutmu olan rahibe, "kaba olmak
istemiyorum ama ben sadece..."
"Burrfoot musun?" diye kesti szn rahip souk peltek bir sesle.
"Altn Komutan ile yolculuk yapan kender sen misin?"
"Evet, yle," dedi Tas, birisinin onu tanyor olmasndan dolay
gururu okanmt. "Benim. Laurana -m, ey -Altn Komutan- ile
uzun zamandr birlikte seyahat ediyorum. Durun bir bakalm, sonbaharn son gnleriydi galiba. Evet, Xak Tsaroth'taki kara ejderhay
ldrdkten ksa bir sre sonra hobgoblinlerin hapisane arabalarndan katktan hemen sonra Qualinesti'de rastlamtk ona. Bu
harika bir ykdr..." Tas haritalan unutmutu. "u maarnn iine
dm olan, o nuhu nebiden kalma ehirdeydik; ehir de lam
cceleriyle doluydu. Raistlin tarafndan bylenen Bupu isimli bir
lam ccesiyle tanmtk..."
"Kapat eneni.'" Rahibin sargl eli Tasslehoff'un omuzundan
gmleinin yakasna kayd. Boazndan ustaca kavrayan rahip boyununu ani bir hareketle evirerek ayaklann yerden kesti. Genelde
kenderler korku duygusuna kar bakl olsalar da nefes alalamay
Tas son derece rahatsz edici bir his olarak alglad. . - 'Beni
dikkatle dinle," diye tslad rahip, deliler gibi rpnan .**nderi; bir
krtn, boynunu krmak istedii bir sereyi silktii gi-silkerek. "Hah
yle. Rahat durursan cann daha az acr. Altn

127

Komutan'a bir mesajm var." Sesi alak ve lmcld. "Burada..."


Tas kaba bir elin yelek cebine bir eyler tktrdm hissetti. "Bu
gece yalnz kald zaman vermeye bak. Anladn m!"
Rahibin eli nefessiz brakt iin Tas konuamyordu, hatta bayla onaylayamyordu bile ama gzlerini iki kere krpt. Cbbeli
suret ban evet anlamnda sallad, kenderi yine yere brakt ve sokaktan hzla yryp gitti.
Soluklanmaya alan sarslm kender, yryp giden, cbbe-si
rzgrda dalgalanan suretin ardndan bakt. Akl baka yerlerde olan
Tas cebine tklan tomar elledi. O ses bir sr kt hatray geri
getirmiti: Solace'tan gelirken dtkleri pusuyu, rahip gibi ar
cbbeler giymi suretleri... Ama onlar rahip deildi! Tas r-perdi.
Bir ejderan! Burada! Kalaman'da!
Ban sallayan Tas haritacnn kk dkknna geri dnd.
Ama gnn btn neesi kamt. Kilit minicik ellerinde alnca
bile heyecanlanamamt.
"Hop, sen!" diye cyaklad bir ses. "Kender! Oradan uzakla!"
Adamn biri, oflaya poflaya, yz kpkrmz kesilmi ona doru
koturuyordu. Allah bilir haritacyd.
"Komaman gerekirdi," dedi Tas kaytszca. "Benim iin dkknn amana gerek yok."
"Amak m!" Adamn az bir kar ald. "Seni kk hrsz
seni! Tam zamannda gelmiim buraya..."
"Yine de teekkrler." Tas kilidi adamn eline brakarak uzaklamaya balad; farknda bile olmadan, hiddetten kudurmu haritacnn onu tutmak iin gsterdii gayretten kanmt. "Ben imdi
gidiyorum. Kendimi pek iyi hissetmiyorum. Ha, bu arada, kilidinizin
krk olduunu biliyor muydunuz? Hi kymeti yok. Daha dikkatli
olmalsnz. Dkkna kimin girecei belli olmaz. Yok yok, bana
teekkr etmenize gerek yok. Zamanm yok. Hoaka-n."
Tasslehoff yryp gitti. "Hrsz! Hrsz!" barlar arkasndan
yanklanyordu. nne bir ehir muhafz knca, Tas'n ezilmekten
kendini kurtarmak iin bir kasap dkknna snmak zorunda
kalmt. Dnyann gitgide ktlemesi karsnda ban sallayan
kender, suluyu grmek umuduyla etrafna baknd. Etrafta ilgin
birini grmeyince yrmeye devam etti ve aniden huzursuzlukla
;FHnt'in onu gzden kaybetmesinde bir tuhaflk oldu-

Laurana kapy kapatt, anahtar kilit iinde evirdi ve odasnn


kucak aan yalnzl, sessizlii ve huzuruyla iine mutluluk dolarak
minnettar bir halde kapya dayand. Anahtarlar masann zerine
frlatp, bir mum yakmakla bile uramadan ayaklarn sryerek
yatana gitti. Gm ayn nlan, uzun dar pencerenin kurunla
tutturulmu camlar arasndan ieri akyordu.
Aada, kalenin daha alt odalanndan gelen, onun biraz nce
ayrlm olduu elentinin seslerini hl duyabiliyordu. Neredeyse
geceyars olmutu. ki saattir kamaya alyordu. Sonunda Lord
Michael'in onun adna ettii ricalarla -savalardan yorgun olduunu
syleyerek- Kalaman ehri lrdlan ve hanmlarn ondan ayrlmaya
ikna etmiti.
Boucu atmosferden, ar parfm kokusundan ve ok fazla itii
araptan ba aryordu. Bu kadar imemesi gerektiini biliyordu.
araba pek dayankl deildi, zaten pek de sevmezdi. Ama
bandaki arya katlanmas, gnlndeki arya katlanmaktan kolayd.
Kendini yataa atarken kalkp kepenkleri kapatmay hayal meyal dnr gibi oldu fakat mehtabn rahatlatc bir hali vard. Laurana karanlkta yatmaktan nefret ederdi. Glgeler iinde, zerine
atlamaya hazr bekeleyen eyler gizlenirdi. Soyunmalym, diye
dnd, elbiseyi krtracam... dn alnmt...
Kap alnd.
Laurana srayarak kalkt, titriyordu. Sonra nerede olduunu
hatrlad. ini ekerek hi kprdamadan yatp, yeniden gzlerini
yumdu. Mutlaka uyumu olduunu anlayp ekip gideceklerdi.
Kap bir ncekinden daha acil olarak yine alnd.
"Laurana..."
"Sabah sylersin Tas," dedi Laurana, sesindeki rahatszl gizlemeye alarak.
"nemli Laurana," diye seslendi Tas. "Yanmda Flint var."
Laurana kapnn dndan bir itime sesi duydu.
"Haydi, sylesene ona..."
"Sylemem! Bu senin yediin bir halt!"
"Ama ok nemli dedi ve ben ..."
"Tamam, geliyorum!" diye ekti iini Laurana. Yatandan paldr
kldr inerek masann zerindeki anahtarlar el yordamyla arad,
kilidi evirip kapy at.
"Selam Laurana!" dedi Tas, neeyle ieri girerken. "Nefis bir
Partiydi deil mi? Daha nce hi frnda tavus kuu yememi-

129

Hm..."
"Ne var Tas?" diye iini ekti Laurana, kapy arkalarndan kapatrken.
Kzn solgun ve ask yzn gren Flint kenderi geri ekti. Cceye sitemli bir bak frlatan Tas ynl yeleinin cebine uzanarak,
mavi bir kurdelayla balanm rulo halinde bir tomar kard.
"Bi-bir rahip -sanki bir rahip- bunu sana vermemi syledi Laurana," dedi Tas.
"Hepsi bu mu?" diye sordu Laurana sabrszca, tornan kenderin
elinden kaparken. "Byk bir ihtimalle bir evlenme teklifidir. Son
hafta yirmi teklif aldm. Daha istisna tabiatl teklifleri katmyorum
bile."
"Yo, hayr," dedi Tas, aniden ciddileerek. "Bu yle bir ey deil
Laurana. Bu mektubu yollayan..." Sustu.
"Kimden olduunu nasf bilebilirsin?" Laurana kenderi delip
geen bir bak frlatt.
"Ben -m- sanrm - sanki - bir gz gezdirdim..." diye itirafta bulundu Tas. Sonra yz aydnland. "Ama bunu sadece, seni nemsiz
bir eyle rahatsz etmemek iin yapmtm."
Flint homurdand.
"Teekkr ederim," dedi Laurana. Tomar aarken, mehtabn
mektubu okumasna imkn verecek kadar girdii pencerenin kenarna
gitti.
"Seni yalnz brakalm," dedi Flint bouk bir sesle, bir yandan
da kendisine kar kan kenderi kapya doru sryordu.
"Yo! Bekleyin!" dedi Laurana boulur gibi olarak. Flint, dnp
telala kza bakt.
"yi misin?" dedi, yalandaki bir sandalyeye kmekte olan kza
doru aceleyle giderken. "Tas... Silvara'y ar!"
"Hayr, hayr. Kimseyi getirmeyin. Ben... iyiyim. Mektupta ne
yazdn biliyor musunuz?" diye sordu bir fslt halinde.
"Anlatmaya almtm ona," dedi Tasslehoff incinmi bir sesle,
"ama bana msade etmedi."
Elleri titreyen Laurana tornan Flint'e doru uzatt.
Tornan aan cce yksek sesle okudu.
'Tanis Yamelf, Vingaard Kalesi muharebesinde yaralanmtr.
lk balarda yarasnn nemsiz olduunu zannetse de yara o kadar
ktlemitir ki artk kara ermilerin yardm da yetmemektedir.
Onun, ona gzkulak olabileceim Dargaard Kalesi'ne getirilmesini
emrettim. Tanis yarasnn ciddiyetinin farknda. lrken senin ya130

nnda olmak, olanlar sana aklamak ve huzur iinde bir ruhla istirahate ekilmek istiyor.
"Sana yle bir teklifim var. Vingaard Kalesi'nde tutsak edilen
subaym Bakaris senin elinde. Bakaris'e karlk Tanis Yanmelf'i
veririm. Dei-toku yarn afak vakti ehir surlarnn gerisindeki
korulukta yaplacaktr. Bakaris'i yannda getir. Eer gvenmezsen
Tanis'in arkadatan Flint Fireforge ile Tasslehoff Burrfoot'u da getirebilirsin. Ama baka kimse olmaz! Bu notu getiren kii ehir
cmlekapsnn dnda bekliyor. Yarn afakta onunla bulu. Eer
her eyin yolunda olduunu dnrse seni yanmelfe gtrecek.
Eer dnmezse, bir daha Tanis'i canl gremezsin.
"Bunu sadece birbirimizi anlayan iki kadn olduumuz iin yapyorum.
"Kitiara."
Rahatsz edici bir sessizlikten sonra, "Hh," diye homurdand
Flint, ve tomar toplad.
"Nasl bu kadar sakin olabiliyorsun!" dedi Laurana nefesi kesilerek, tornan ccenin elinden kaparken. "Ve sen" -baklar hiddetle
Tasslehoff a evrildi- "bana neden daha nce haber vermedin? Ne
kadar zamandr biliyorsun? Onun lyor olduunu okudun, yine
de bu kadar... bu kadar..."
Laurana ban elleri arasna ald.
Tas az bir kar ak kza bakt. "Laurana," dedi bir sre sonra,
"Tanis'in... dnmyorsun her halde..."
Laurana aniden ban kaldrd. Kara, acl gzleri nce Rint'e,
sonra Tas'a gitti. "Bu haberin doru olduunu dnmyorsunuz
deil mi?" dedi inanamayarak.
"Tabii ki deil!" dedi Flint.
"Hayr," diye kmsedi Tas. "Bu bir numara! Bunu bana bir
ejderan verdi! Aynca Kitiara arnk bir Ejderha Yceefendisi. Tanis'in onunla ne gibi bir alverii olabilir..."
Laurana terslikle ban evirdi. Tasslehoff durarak, yz aniden
yalanm gibi grnen Flint'e bakt.
"Demek ki yle," dedi cce yavaa. "Yce Ermi Kulesi surlannda senin Kitiara ile konutuunu grdk. Sturm'n lmnden
aha baka eyler hakknda tartyordunuz deil mi?"
Laurana bayla onaylad, tek bir kelime etmeden kucanda
uran ellerine bakarken.
Size hi sylemedim," diye mrldand belli belirsiz bir sesle, ...
umudumu yitirmemitim... Kitiara dedi ki... Ta131

nis'i, Flotsam'de bir yerlerde braktn syledi... o yokken ilere


gz kulak olsun diye."
"Yalanc!" dedi Tas.
"Hayr." Laurana ban sallad. "Birbirimizi anlayan iki kadn
olduumuzu sylediinde, haklyd. Yalan sylemiyordu. Doruyu
sylediini biliyorum. Ve Kule'de, ryadan sz etti." Laurana
ban kaldrd. "Ryay hatrlyor musunuz?"
Flint huzursuzca, evet anlamnda ban sallad. Tasslehoff
ayaklarn sryordu.
"Belki de sadece, Tanis ona paylatmz ryay anlatmt," diye
devam etti Laurana, boazndaki dm yutkunarak. "Ryada onu
Tanis'le birlikte grmtm; ayn Sturm'n lmn grm
olduum gibi. Rya gerekleiyor..."
"Dur imdi bir dakika," dedi Flint bouk bir sesle, boulmakta
olan bir adamn bir tahta parasna tutunduu gibi geree yaparak.
"Sen kendin, ryanda tam Sturm'n lmnden sonra, kendi
lmn de grdn sylemitin. Ve lmedin. Ayrca Sturm'n
bedenini paralayan da olmad."
"Ben de ryada olduu gibi henz lmedim," dedi Tas yardmsever bir edayla. "Ve bir sr kilit atm, yani bir sr deil ama
orada burada birka kilit atm, ve hibiri zehirli deildi. Sonra Laurana, Tanis byle bir ey yapamaz..."
Flint Tas'a sert bir bak frlatt. Kender derhal sessizleti. Fakat
Laurana bu bak grm ve anlamt. Dudaklarn kenetledi.
"Evet, yapar. Her ikiniz de bunu biliyorsunuz. O kadn seviyor." Laurana bir an iin sessizletikten sonra, "Ben gidiyorum. Bakaris'le dei-toku yapacam," dedi.
Flint iini ekti. Bunun olacan biliyordu. "Laurana..."
"Bir dakika Flint," diye kesti szn kz. "Eer Tanis, senin ldn duysayd, ne yapard?"
"Konu bu deil," diye geveledi Rint.
"Cehennem'in dibine gideceini, bin ejderhay geeceini bilse
bile sana gelirdi..."
"Belki gelirdi, belki gelmezdi," dedi Flint aksilenerek. "Eer bir
ordunun lideri olsayd gelmezdi. Eer sorumluluklar olsayd, ona
bel balam insanlar olsayd gelmezdi. Benim anlayacam bilirdi..."
Laurana'run yz sanki mermerden yontulmutu; son derece
hissiz, saf ve souk bir yz ifadesi vard. "Bu sorumluluklar ben
aranmadm. Ben istemedim. Bakaris kam gibi yapabiliriz..."

132

"Bunu yapma Laurana!' diye yalvard Tas. "Senin okla kolundan


vurduun, Derek ile Lord Alfred'in cesetlerini Yce Ermi Ku-lesi'ne
getiren subay oydu. Senden nefret ediyor Laurana! Ben... ben onu
yakaladmz gn sana nasl baktn grdm!"
Flint'in kalar atld. "Lordlar ve kardein hl aada. Bu ile
nasl baa kacamz tartalm..."
"Ben hibir ey tartmyorum," diye kesip att Laurana, enesini
ccenin son derece iyi bildii kendinden emin edayla havaya
kaldrarak. "Komutan benim. Bu benim kararm." "Belki
birilerinden akl istemelisin... .
Laurana cceyi buruk bir kederle szd. "Kimden?" diye sordu.
"Gilthanas'tan m? Ne diyeceim? Kitiara ile sevgililerimizi dei
toku etmek istediimizi mi? Hayr, kimseye sylemeyeceiz. Zaten
valyeler Bakaris'le ne yapsn? valye adetlerine gre idam
edecekler. Btn bu yaptklarm karlnda bana borlular.
Bakaris'i bir bedel olarak alyorum."
"Laurana" -Flint aresizlik iinde kzn donmu maskesini delmenin bir yolunu aryordu- "tutsak dei-tokuunda uyulmas gereken
bir protokol vardr. Sen haklsn. Kumandan olan sensin ve febunun
ne.kadar nemli olduunu bilirsin! Uzun zaman babann 'saraynda
bulundun..." Bu bir hatayd. Daha azn aar amaz c-|'ce de bunu
anlamt ve iten ie homurdand.
"Ben artk babamn saraynda deilim!" diye patlad Laurana.
i'Trotokoln de can cehenneme!" Ayaa kalkarak souk bir edayFlint'e, sanki ilk defa grd biriymi gibi bakt. Aslnda cce-inin
aklna onun ocuksu bir sevdayla Tanis'in peinden gitmek iin levini
terk ettii akamki, Qualinesti'deki hali gelmiti.
"Bu haberi getirdiiniz iin teekkr ederim. Sabahtan nce f
yapmam gereken dnya kadar i var. Eer Tanis'e kar biraz saygnz varsa, ltfen odalarnza dnn ve kimseye bir eyden bahetmeyin."
Tasslehoff Flint'e telala bakt. Kzaran cce aceleyle verdii za|ran telfi etmeye alt.
"Bak imdi Laurana," dedi terslikle, "imdi szlerime alnma. lEer
kararn verdiysen seni desteklerim. Yal, ters bir dede olmabaladm, hepsi bu. Bir komutan olsan da ben senin iin endieeniyorum. Sonra beni de yannda gtrmelisin -notta da yazlm
|olduu gibi..."
"Beni de!" diye bard Tas hiddetle.
Flint kalann atarak ona bakt ama Laurana dikkat bile etme133

misti. Yzndeki ifade yumuad. "Teekkr ederim Flint. Sana da


Tas," dedi tkenmi bir halde. "Size yle ktm iin zr dilerim.
Ama gerekten tek bama gitmem gerektiini dnyorum."
"Hayr," dedi Flint inatla. "Ben de en az senin kadar Tanis'e dknm. Eer yle bir ihtimal varsa, ly..." Cce tkanarak eliyle
gzlerini svazlad. Sonra yutkundu. "Yannda olmak istiyorum."
"Ben de," diye geveledi Tas boyun eerek.
"Pekl." Laurana hznle tebessm etti. "Sizi sulayamam.
Eminim o da, sizin yannda olmanz isterdi."
Tanis'i greceinden o kadar emin, o kadar olumlu sz ediyordu
ki. Cce bunu onun gzlerinden okuyordu. Son bir giriimde daha
bulundu. "Laurana ya bu bir tuzaksa. Bir pusu..."
Laurana'nn yz ifadesi yeniden dondu. Flint'in itiraz daha yznde kaybolurken gzlerini Flint'e doru hiddetle kst. Kender
ban sallad.
Yal cce iini ekti.
te efendim," dedi ejderha; prl prl siyah gzl, gecenin J|_
glgeleri gibi kanatlar olan muazzam krmz bir canavard.
"Dargaard Kalesi. Durun bakn, mehtapta rahat rahat grebilirsi|niz... bulutlar bir aralansn da."
"Gryorum," diye cevap verdi derin bir ses. Adamin ses tolundaki bak srt gibi hiddeti duyan ejderha, dalar arasndaki
Ideiken hava akmlarn kontrol ederek halkalar ize ize aceleyle
falalmaya balad. Krk diler gibi uzanan dalarn arasndaki
Isarp kayalarla evrili kaleyi sinirli gzlerle kolaan eden ejderha ra-ve
kolayca inecek bir yer arad. Lord Ariakas' sarsmaya gel-mezdi.
Dargaard Dalarimn kuzey ksmnn en ucunda duruyordu he|defleri: Efsaneleri kadar kara ve kasvetli olan Dargaard Kalesi. Bir
imanlar -henz dnya genken- Dargaard Kalesi dalarn zirve-rini
talandrr; gl renkli surlar, gene latif bir gzellikle ayn bir |gl
misali kayalar zerinden ykselirdi. Fakat imdi, diye dn-

134

135

d Ariakas aksilikle, gl soldu. Yceefendi bir air deildi; pek yle


hayale de pabu brakmazd. Fakat kayalarn tepesindeki, atele
kararm ykk dkk kale, kurumakta olan gvdesi zerinde solmu bir gle o kadar ok benziyordu ki grnt onu da ister istemez
etkilemiti. Bir krk kuleden bir dierine uzanan kara kafes ileri artk
gl yapraklarn oluturmuyordu. Daha ok, diye dncelere dald
Ariakas, zehiri onu ldren o bcein an andryor.
ri krmz ejderha havada son bir kez halka izdi. Avluyu saran
gney surlar, Afet srasnda, kalenin kaplarna ak bir geit
salayacak ekilde yz metre aaya, uurumun dibine devrilmiti. ten gelen bir ah eken krmz ejderha gerisindeki, sadece
oras buras krlm, ini iin elverili muntazam ta deli yolu
grd. Krynn zerinde ok az eyden korkan ejderhalar dahi Lord
Ariakas'n fkesinden ekinirdi.
Aadaki avluda, bir eek ansnn yaklamasyla huzursuzlaan bir karnca yuvasndaki gibi ani ve hummal bir kouturmaca
balamt. Ejderanlar viyaklayp parmaklaryla iaret ediyorlard.
Gece nbetilerinin komutan aceleyle kale burcundaki siperlere
koarak kenardan avluya bakmaya balad. Ejderanlar haklyd.
Gerekten de bir filo krmz-ejderha avluya iniyordu; birinde de
zrhl bir subay vard. Komutan, binei daha doru drst durmadan
ejderhann eyerinden atlayan adama huzursuzca bakt. Ejderhann
kanatlan, subaya arpmamak iin hiddetle rplyor; tozlar, avlunun
talar zerinde kararllkla kapya doru yrmekte olan adamn
etrafnda mehtapla aydnlanm bulutlar halinde dalgalandryordu.
Kara izmeleri kaldrm talar zerinde nlyor, ayn bir matem
anna benziyordu.
Ve -bu dnceyle- subay aniden tanyan komutann nefesi tkand. Dnp, aceleyle neredeyse bir ejderann zerinden geerek
askere lanetler yadrd ve kalede Temsili Komutan Garibanus'u
aramak iin koturmaya balad.
Lord Ariakas'n zrhl yumruu tahta kapya, kymklar havaya
frlatan bir darbeyle gkgrlts gibi indi. Ejderanlar kapy
amak iin birbirleri zerine ktlar; sonra Ejderha Yceefendisi
beraberinde mumlar sndren ve meale alevlerini dalgalandran
buz gibi bir rzgrla ieri yrrken sefilce ekildiler.
eri girerken ejderha miferinin parlak maskesi altndan etrafa
hzla bir gz atan Ariakas dairesel geni salonun kemerli, kubbeli
bir tavanla arnlandn grd. Giriin her iki ynnden de kavisli, devasa iki merdiven ykseliyor, ikinci kattaki bir balkona va-

nyordu. Ariakas, yaltaklanan ejderanlar grmemezlie gelip etrafa


baknrken, aceleyle pantalonlarn ilikleyen, gmleini bandan aa
geirmeye alan Garibanus'un merdivenlerin tepesine yakn bir
kapdan belirdiini grd. Nbetilerin kumandan -titreyerekGaribanus'un yannda durmu Ejderha Yceefendisi'ni iaret
ediyordu.
Ariakas derhal temsili komutann kimin yannda elendiini
tahmin etti. Belli ki adam, kayp Bakaris'in yerini sadece bir ynden
doldurmuyordu!
"Demek ki oradaym!" diye dnd Lord Ariakas memnuniyetle. ri admlarla salondan geerek ifter ifter merdivenlerden
kt. Ejderanlar yolu zerinden, sanlar gibi kayordu. Nbetilerin komutan yok oldu. Ariakas merdivenlerin tam yarsna
gelmiti ki Garibanus onu karlayabilecek kadar kendini toparlad.
"L-Lord Ariakas," diye kekeledi, gmleini pantalonuna sokuturup aceleyle merdivenlerden inerken. "Bu hi beklenmedik --bir
eref."
"Umulmadk deildir inallah?" dedi Ariakas przsz bir sesle;
ejderha miferinin derinliklerinden gelen sesi garip bir metalik tn
kazanmt.
"ey, herhalde deildir," dedi Garibanus zayf bir kahkahayla.
Ariakas, gzlerini tepesindeki kapya sabitleyerek trmanmaya
devam etti. Lordunun gitmeye niyetli olduu yeri tahmin eden
Garibanus kendisini Ariakas ile kap arasna soktu.
"Lordum," diye balad zr dilercesine, "Kitiara giyiniyor.
O..."
Tek bir sz sylemeyen, hatta iri admlanm dahi bozmayan
Lord Ariakas eldivenli elini savurdu. Darbe Garibanus'un gs
kafesine indi. Bir inilti sesi kt, sanki krklerden hava boalyormu
gibi ve trdayan kemik sesleri izledi; sonra da darbe gen
adamn bedenini merdivenlerin karsnda dokuz on metre kadar
ilerideki duvara yollarken slak, srlsklam, srayan amur sesi gibi
bir ses duyuldu. Gevek beden aadaki zemine kayd ama Ariakas
bunu fark etmedi bile. Arkasna bile bakmadan trmanmaya devam
etti, gzleri merdivenlerin tepesindeki kapdayd.
Dorudan Karanlk Kralie ile irtibat olan Ejderha ordularnn
ba komutan Lord Ariakas zeki bir adam, askeri alanda da bir dehayd. Ariakas hemen hemen Ansalon ktasnn btn idaresini
elinde tutuyordu. Daha imdiden kendi kendine "mparator" de-

136

137

meye balamt bile. Kraliesi gerekten de ondan memnundu;


ondan ald armaanlar hem bol, hem de msrifeydi.
Ama imdi o gzelim ryasnn parmaklar arasndan, gz atelerinin dumanlan gibi kap gittiini gYyordu. Solamniya bozkrlarnda deliler gibi kaan ordulara, Palanthas'n dtne, Vingaard Kalesinden ekilindiine, Kalaman'n kuatlmas planlarnn
brakldna dair raporlar almaya balamt. Elfler Kuzey ve
Gney Ergoth'ta insanlarla ittifak halindeydi. Da cceleri Thorbardin'deki yeralt yurtlarndan ortaya kmlard; kadim dmanlar tepe cceleriyle ve bir grup insan mlteciyle ejderha ordularn Abanasya'dan kovmakjin birlemilerdi. Silvanesti kurtulmutu. Bir Ejderha Yceefendisi Buz Duvar'da ldrlmt. Ve
eer sylentilere inanlacak olursa bir grup lam ccesi de Pax
Tharkas' ele geirmiti!
Frtna gibi merdivenlerden karken bunlar dnen Ariakas
kprdke kpryordu. Lord Ariakas'n memnuniyetsizliinden
kurtulan ok az insan olurdu. Hiddetinden ise kurtulan olmamt.
Ariakas salahiyetini, Karanlklar Kraliesi'nin yksek bir ermii
olan babasndan miras almt. Daha krk yanda olmasna ramen
Ariakas konumunu neredeyse -babas kendi olunun ellerinde
zamansz bir lmle karlam olduundan- yirmi yldr muhafaza
ediyordu. Ariakas, kk olunun da babas kadar ktlklere
sapmamas iin kamaya teebbs eden annesini babasnn vahice
ldrne iki yandayken tank olmutu.
Ariakas her zaman iin babasna saygl davranr gibi grnse
de annesinin katlini hi unutmamt. ok alp, derslerinde ilerleyerek babasn haddinden fazla gururlandrmt. Birok kii, annesinin lmnn cyle -ve Ejderha Yceefendisi'nin tahtna gz
dikerek- on dokuz yandaki olu, bak darbesini indirdiinde,
hl adamn ayn gururu duyup duymadn merak etmiti.
Elbette ki bu, ksa bir sre iinde en gzde ermiinin yerini Ariakas'n fazla fazla doldurduunu gren Karanlklar Kraliesi iin
yle byk bir trajedi olmamt. Gen adamn ermilere ait yetenekleri yoktu ama by kullancs olarak gzard edilemeyecek
becerileri Siyah Cbbe ve onu eiten kt byclerin vgsn
kazanmasna neden olmutu. Yksek Byclk Kulesi'ndeki korkun Snavlar getii halde onun asl tutkusu by deildi. Byy
nadiren kullanrd ve hibir zaman onun kt glerin bycs
olduunu ifade eden Kara Cbbesini giymezdi.

138

Asiakas'n asl tutkusu savat. Ejderha Yceefendileri ordularnn neredeyse btn Ansalon ktasna boyun edirmesine neden
olan stratejiyi hazrlayan da oydu. Hemen hemen hibir kar koymayla karlamamalarn salayan oydu nk hzla hareket edip
paralanm durumda olan insan, elf ve cce rklarn birleecek vakit
brakmadan vurmak ve onlar un ufak etmek fikri ona aitti. Ariakas'n planna gre, yaza kadar Ansalon'u hi kar konulmadan
ynetmesi gerekiyordu. Krynn'in dier ktalarnda bulunan dier
Ejderha Yceefendileri onu gizlemedikleri bir hasetle -ve korkuylaizliyorlard. nk tek bir kta Ariakas'a kfi gelmezdi. Daha imdiden gzleri batya, Sirrion Denizi'nin tesine evrilmiti.
Ama imdi... felket.
Kitiara'nm yatak odasnnn kapsna ulaan Ariakas kapnn kilitli
olduunu grd. Souk kanllkla tek bir by szc syledi ve
ar tahta kap parampara ld. Ariakas eli klcnda, kapy yutan
kvlcm ve mavi alevler sana arasndan iri admlarla yryerek
Kitiara'nn odasna girdi.
Kit yataktayd. Ariakas' grnce doruldu, eliyle kvrak bedenini saran ipek bir sabahl kavramt. Gz dnm hiddeti
iinde bile Ariakas, kumandanlar arasnda en ok itimat etmeye
balad kadna hayran kalmadan edememiti. Gelii kadn gafil
avlam olsa da, yenilgisini hayatyla deyeceini biliyor olsa da,
onu byk bir souk kanllkla karlamt. Kahverengi gzlerinde
bir korku kvlcm belirmemi, dudaklarndan bir mrlt bile
kamamt.
Bu, sadece Ariakas'n daha da hiddetlenmesine neden olmu,
kadnn onu ne kadar hayal krklna urattn hatrlatmt.
Hi konumadan ejderha miferine aslp kartt. Frlatt mifer
arpt yerde oyma bir ahap sand camm gibi parampara etti.
Ariakas'n yzn gren Kitiara bir anlna denetimini yitirdi
ve eli sinirli sinirli sabahlnn kurdeasm kavrayarak yatakta bzt.
Araikas'n yzne ekinmeden bakabilen ok az kii bulunur. Bu
adamn her trl insani histen yoksun bir yz vardr. Hiddeti bile
sadece aznn yannda seyiren kasndan belli oluyordu, zun siyah
salar solgun yz hatlarna dklyordu. Bir gnlk kah,
muntazaman tralanan teni zerinde mavi mavi duruyordu, leri siyah
ve buz tutmu gller kadar souktu.
Ariakas bir srayta yatan yanna ulat. Yatan etrafndaki
139

perdeyi ekip indirdi ve uzanarak Kitara'nn ksa, kvrck salarndan


yakalad. Kadn yataktan srkleyerek ta zemine frlatt.
Kitiara, azndan bir ac nidas kaarken tm arlyla yere
dt. Ama ksa srede kendini toparlad ve tam bir kedi gibi dnp
ayaa kalkacakken Ariakas'n sesi onu dondurdu.
"Dizlerin zerinde kal Kitiara," dedi adam. Yava yava ve ihtiyatla uzun parlak klcn knndan ekti. "Dizlerinin zerinde kal ve
ban e, ayn kellesi uurulmaya hazr bir mahkum gibi. nk ben
senin celladnm Kitiara. Baarszl komutanlarm ite" byle
der!"
Kitiara dizleri zerinde kald ama baklarn adama doru kaldrd. Kadnn kahverengi gzlerindeki nefret ateini gren Ariakas bir an iin klcnn elinde olduuna kretti. Bir kez daha kadna
hayranlk duymaktan kendini alamad. lmle burun buruna
olduu halde gzlerinde hi korku yoktu. Sadece meydan okuma
vard.
Klcn kaldrd ama darbe hi inmedi.
Kl tutan kolunu iskelet souu parmaklar kavramt.
"Bence Yceefendi'nin aklamasn dinlemelisin," dedi derinden
gelen bir ses.
Lord Ariakas gl bir adamd. Bir mzra, bir atn bedenini
delip geecek gle frlatabilirdi. Elinin tek bir hareketiyle bir adamn
boynunu krabilirdi. Yine de kendini, yava yava bileini ezmeye
balayan bu buz gibi elden kurtaramadm hissediyordu.
Sonunda Ariakas iddetli bir strapla klcn drd. Kl bir takrtyla yere arpt.
Biraz sarslm olan Kitiara ayaa kalkt. Bir iaretiyle hizmetkrna Ariakas' serbest brakmasn syledi. Lord, ellerinden birini
kaldrarak yarat un ufak edecek bysn yapmak iin savrulurcasna arkasn dnd.
Derken kalakald. Nefesi kesilen Ariakas geri geri tkezledi,
yapmaya hazrland by aklndan uup gitmiti.
Karsnda kendisinden daha uzun olmayan bir suret duruyordu,
Afet'en kalma bir zrha brnmt. Zrh Solamniya valyeleri'nin zrhyd. nnde Gl Tarikat'nn iareti, yllarn ypratmasna
ramen belli belirsiz de olsa seilebiliyordu. Zrhl suretin miferi
yoktu, silah da tamyordu. Yine de -ona bakakalan- Ariakas bir
adm daha geriledi. nk bakt suret, yaayan bir insan sureti
deildi.
Yaratn yz effaft. Ariakas baktnda dorudan arkasn-

daki duvar grebiliyordu. Oyukumsu gzlerinde soluk bir k


oynat. O da dosdoru bakyordu, sanki onun da baklar Ariakas' delip geiyor, gerisini grebiliyordu.
"l bir valye!" diye fsldad korkuyla.
Lord, canl tenin scaklndan ok uzaklam diyarlarda yaayanlarn souuyla hissizleen, aryan bileini ovdu. tiraf etmeye
bile cesaret edemeyecek kadar korkan ve bir yandan byle lmcl
bir temasn sonradan douraca etkileri uzaklatrmak iin tlsm
mrldanan Ariakas klcn almak iin eildi. Dorularak kendisini
arpk bir tebessmle jzleyen Kitiara'ya ac bir bak frlatt.
"Bu... bu yaratk sana m hizmet ediyor?" diye sordu bouk bir
sesle.
Kitiara omuzlarn silkti. "Birbirimize hizmet etme karar aldk
diyelim."
Ariakas kadna kskan bir hayranlkla bakt. l valyeye gz
ucuyla bakarak klcn knna yerletirdi.
"Sk sk odan ziyaret ediyor mu?" diye alay etti. Bilei ok fena
bir biimde aryordu.
"Diledii zaman gelir, diledii zaman gider," diye cevap verdi
Kitiara. Sabahlnn kvrmlarn rahat bir hareketle bedenine sard;
belli ki edebinden deil baharn ilk gnlerinin serinlii yznden
byle davranyordu. Titreyerek ellerini kvrck salar arasnda
gezdirip omuzlarn silkti. "Sonu olarak buras onun kalesi."
Ariakas gzlerinde dalgn bir ifadeyle, gemi efsaneleri aklndan
bir bir geirerek, duraksad. "Lord Soth!" deyiverdi aniden surete
doru dnerek. "Kara Gl valyesi."
valye onaylarcasna eilerek selam verdi.
"Dargaard Kalesi'nin eski yksn unutmuum." diye mrldand Ariakas, Kitiara'ya dnceli dnceli bakarak. "Size yaktrdmdan daha salam sinirleriniz var hanmefendi: Lanetli bir
meknda kalmak! Efsaneye gre Lord Soth iskelet savalardan bir
alaya kumanda eder..."
"Savata etkili bir kuvvet saylr," diye cevaplad Kitiara esneyerek.
minenin yanndaki kk bir masaya giderek kristal bir srahiyi
eline ald. "Sadece bir dokunular bile" -glmseyerek Ari-akas'a
bakt- "kendilerini bu temasa kar koruyacak byclk yetenekleri
olmayanlar iin dokunularnn ne anlama geldiini bilirsin- Biraz
arap?"
"Pekl," diye cevap verdi Ariakas, gzleri hl Lord Soth'un
141

140

effaf yzndeydi. "Peki ya kara elflere ve rivayete gre onlan izleyen bani kadnlarna ne buyrulur?"
"Onlar da burada...bir yerlerde." Kit yine titredi; sonra arap
kadehini kaldrd. "Byk bir ihtimalle ok gemeden onlar duyarsnz. Lord Soth uyumuyor elbette. Gecenin uzun saatlerini geirmesi iin hanmlar ona yardmc olurlar." Bir an iin arap kadehini
dudaklarna gtren Kitiara'nn rengi soldu. Sonra dokunmadan
kadehi yerine brakt, elleri belli belirsiz titriyordu. "Bu pek ho
deil," dedi ksaca. Etrafna baknarak sordu: "Garibanus'a ne
yaptnz?"
arap kadehini savuran Ariakas umursamaz bir harekette bulundu. "Onu...merdivenlerin dibine braktm."
"ld m?" diye sorgulad Kitiara, Yceefendi'ye bir kadeh daha
doldururken.
Ariakas kalarn att. "Belki de. Yolumun zerine kmt.
nemi var m?"
"Onu...elendirici buluyordum," dedi Kitiara. "Bakaris'in yerini
birden fazla ynden dolduruyordu."
"Evet, Bakaris." Lord Ariakas baka bir kadeh arap daha iti.
"Demek ki komutannz ordunuzu yenilgiye uratrken kendisini
de yakalatmay baard!"
"Bir ahmakt o," dedi Kitiara souk bir edayla. "Sakat olduu
halde ejderha srtna binmeye kalkt."
"Duydum. Koluna ne olmutu?"
"Elf kadn, Yce Ermi Kulesi'nde onu bir ok ile vurmutu.
Kendi halasyd ve imdi de bunu dedi. Onu grevinden alp kendime koruma yapmtm. Ama onurunu kurtarmak amacyla bir
frsat iin srar etti."
"Kaybna pek yas tutmuyor gibisin," dedi Ariakas Kitiara'yi szerek. Sadece boynundan iki kurdela ile tutturulmu sabahlk kadnn kvrak bedenini pek rtyor saylmazd.
Kit glmsedi. "Hayr, Garibanus...Onun yerini olduka iyi
dolduruyor. Umarm onu ldrmemisindir. Yarn Kalaman'a
yollayacak birini bulmaya almak can skacak."
"Kalaman'da ne iin var -elf kadn ile valyelere teslim olmaya
m hazrlanyorsun?" diye sordu Lord Ariakas acmaszca; hiddeti
arapla birlikte geri geliyordu.
' "Hayr," dedi Kitiara. Ariakas'n karsndaki sandalyeye oturarak
onu souk bir edayla szd. "Onlan teslim almaya hazrlanyorum."
142

\ "Hh!" diye burun bkt Ariakas. "Delirmediler. Kazandklannn\farkndalar. Ve hakllar da!" Yz kzard. Srahiyi eline alarak
iindekileri kadehine boaltt. "Hayatn l valyene borlusun
Kitiara. En azndan bu gecelik. Ama sonsuza kadar yannda
olamaz."
"Planlarm tahminimden de iyi gidiyor," diye cevap verdi Kitiara
kl kprdamadan, Ariakas'n alev alev gzlerinden hi cam sklmamt. "Eer sizi kandrabildiysem lordum, hi kukum yok ki
dman da kandrabilmiimdir."
"Peki beni nasl kandrmsn Kitiara?" diye sordu Ariakas
lmcl bir sakinlikle. "Yani btn cephelerde yenilgiye uramadn m sylemeye alyorsun? Solamniya'dan srlmediini
mi? Ejderhamzraklarnn ve iyi ejderhalarn onur kinci bir yenilgiye neden olmadklarn m?" Her szckle sesi ykseliyordu.
"Evet yle!" diye yaptrd cevab Kitiara, kahverengi gzlerinde
imekler akyordu. Masadan uzanarak tam kadehini dudaklarna
gtrecei srada Ariakas'n elini tuttu. "yi ejderhalara gelince
lordum, casuslanm onlarn dnlerinin, Sanction'daki tapnaa
gizlice girerek iyi ejderha yumurtalanna neler olduunu kefeden bir
elf beyi ile gm bir ejderhaya bal olduunu sylyor. Bu kimin
suuydu? Orada kim hata yapt? O tapnan korunmas senin
sorumluluundu..."
fkelenen Ariakas elini Kiriara'dan kurtard. arap kadehini
odaya frlatarak ayaa kalkp kadnla yzyze geldi.
"Tanrlar adna ok ileri gidiyorsun!" diye bard, ar ar soluyarak.
"Poz yapmay brak," dedi Kitiara. Serinkanllkla ayaa kalkarak
arkasn dnd ve oday bir batan bir baa arnlad. "Beni sava
odama kadar izleyin de size planlarm anlataym."
Ariakas kuzey Ansalon haritasna bakyordu. "e yarayabilir,"
diye itiraf etti.
'Tabii ki ie yarayacak," dedi Kit, gevek bir edayla esneyip gerinerek.
"Ordularm nlerinde korkak tavanlar gibi katlar. valyelerin
bizim hep gneye doru kaydmz ve glerimin sanki toz olup
uar gibi ortan kaybolmalann fark edecek kadar kurnaz
olamamalan ne kr. u anda biz konuurken bile ordularm .bu
dalarn gneyindeki korunakl vadide toplanyor. Bir hafta Jinde
birka bin kii gcnde bir ordu Kalaman'a doru yrye Seecek.
'Altn Komutan'lannm yokluu morallerini bozacak. Bu-143

yk bir ihtimalle ehir hi savamadan teslim olacak. Oradan da


kaybetmi gibi grndmz topraklan ele geireceim. Bana o
salak Toede'nin.gneydeki ordularnn komutasn ver, istemi olduum uan hisarlar yolla da Solamniya baka bir Afet olduunu
zannetsin!"
"Fakat elf kadn..."
"Bizi ilgilendirmez," dedi Kitiara.
Ariakas ban sallad. "Bu planlarnn zayf noktas gibi grnyor Kitiara. Peki ya Yanmelf? Onun ie karmayacandan emin
olabilir misin?"
"O nemli deil. nemli olan elf ve o da ak bir kadn." Kitiara
omuzlann silkti. "Bana gveniyor Ariakas. Kmsyorsun ama bu
doru. Bana ok ama Tanis Yanmelf e ok az gveniyor. Bu
aklarda hep byle olur. En ok sevdiklerimiz genellikle en az g vendiklerimizdir. Bakaris'in onlarn eline dm olmas pek krl
oldu."
Kadnn sesinde bir deime duyan Ariakas Kitiara'ya serte
bakt ama kadn adama arkasn dnm yzn gstermiyordu.
Aniden kadnn grnd kadar kendinden emin olmadn fark
etti ve o zaman ona yalan sylediini anlad. Yarmelf! Peki ya o?
Madem yle, o neredeydi? Ariakas onun hakknda birok ey duymutu ama onunla hi karlamamt. Ejderha Yceefendisi kadn
bu noktada sktrmay dndkten sonra aniden fikrini deitirdi.
Kadnn yalan sylemi olduu gereini kendine saklamasnda ok
daha fazla yarar vard. Bu tehlikeli kadna kar g veriyordu bu
durum ona. Braksn kadn kendi yaratt bu gnl rahatl iinde
gevesin.
zellikle esneyen Ariakas tarafsz gibi grnd. "Elf kadna ne
yapacaksn?" diye sordu, kadnn da ondan bekledii gibi. Ariakas'n narin sarn kadnlara olan dknl pek mehurdu.
Kitiara kalann kaldrarak adama oynak bir bak frlatt. "ok
kt lordum," dedi alayla, "ama hanmefendiyi Karanlklar Majesteleri istemilerdi. Belki Karanlk Kralie'nin ii bittikten sonra onu
alabilirsiniz."
Ariakas rperdi. "Ph, o zaman benim iime yaramaz. Onu arkadan Lord Soth'a verirsin. Eer yanl hatrlamyorsam bir zamanlar elf kadnlarn severmi."
"Doru hatrlyorsun," diye mrldand Kitiara. Gzleri ksld.
Elini kaldrd. "Dinle," dedi yavaa.
Ariakas sessizleti. nce hibir ey duymad; derken zamanla
144

garip bir sesin farkna vard: Sanki yzlerce kadn lleri iin alartarm gibi iddetli bir uluma sesi. O dinlerken ses gitgide ykselerek gecenin sakinliini yrtt.
Ejderha Yceefendisi arap kadehini masaya koydu, elinin titremesine kendi de hayret etmiti. Kitiara'ya baknca onun da gneten
yanm teninin altnda yznn solduunu grd. Kadnn iri
gzleri iyice almt. Adamn baklann zerinde hisseden Kitiara
yutkunarak kuru dudaklarn yalad.
"Korkun, yle deil mi?" diye sordu; sesi atlak atlak kmta
"Yksek Byclk Kuleleri'nde korkun eylere maruz kaldm
ben," dedi Ariakas yavaa, "ama onlar bunun yannda bir hiti.
Nedir bu?"
"Gel," dedi Kit ayaa kalkarak. "Eer dayanabilirsen sana gstereyim."
ikisi birlikte sava odasndan ayrld; Kitiara Ariakas', kubbem-si
tavan olan daire eklindeki holn zerindeki yatak odasna kadar
kalenin dolambal koridorlarndan dolatrd.
"Glgelerden kma," diye ikaz etti Kitiara.
Bu gereksiz bir uyan, diye dnd Ariakas yava yava daire
eklindeki odaya bakan balkona doru ilerlerkerken. Balkonun kenarndan bakan Ariakas aada grdkleri karsnda dehet iinde
kalmt. Terleyerek yeniden hzla Kitiara'nn yatak odasnn
glgelerine ekildi.
"Nasl dayanabiliyorsun buna?" diye sordu kadna, kadn tam
odaya girmi kapy arkasndan hafife kapatrken. "Bu, her gece
tekrarlanyor mu?"
"Evet," dedi kadn titreyerek. Derin bir nefes alarak gzlerini
kapatt. Derhal kendini toparlayvermiti. "Bazen buna altm diyorum, sonra yeniden hataya dp gidip oraya bakyorum. arklar o kadar kt deil..."
"Dehet verici!" diye mrldand Ariakas yzndeki souk teri
silerken. "Demek ki her gece Lord Soth etrafnda iskelet askerleriyle
tahtna oturuyor ve kara acuzeler de o korkun at yakyor!"
"Ve hep ayn ezgi," diye mrldand Kitiara. Titereyen kadn farknda bile olmadan boalm arap srahisini eline aldktan sonra
yeniden masann zerine brakt. "Gemi ona eziyet etse de, gemiinden kaamyor. Durmadan zihninde tartp duruyor, onu hi
huzur bulmadan, durmadan toprak zerinde yrmeye mahkum
eden kaderden kanmak iin ne yapabileceini dnyor. Onun
145

kne neden olan kara elf kadnlar da yky onunla yeniden


yasamak zorunda. Her gece bunu tekrar etmek zorundalar. Her
gece onun bu yky iitmesi gerek."
"Szler neyi anlatyor?"
"Szleri artk en az onun kadar ben de biliyorum." Kitiara gld;
sonra rperdi. "Bir srahi arap daha iste, eer vaktin varsa yky
sana anlatrm."
"Vaktim var," dedi Ariakas, yerine yerleerek. "Geri eer uan
hisarlar yollayacaksam sabah ayrlmam gerek."
Kitiara, birounun son derece byleyici bulduu o ekici, arpk
tebessmyle glmsedi.
'Teekkr ederim lordum," dedi. "Sizi bir daha hayal krklna
uratmayacam."
"Uratmayacaksn," dedi Ariakas souk bir edayla, minik bir
gm ngrak alarken, "sana bu konuda gvence verebilirim Kitiara. Eer uratrsan, onun kaderine maruz kalrsn" -at seslerinin
insan rperten bir perdeye kt alt kat iaret etti- "senin iin
tasaladma nazaran biraz daha ho bir kaderi var."

146

UL
Bildiin gibi," diye balad Kitiara, "Lord Soth, Solamni-'ya'nn
gerek ve soylu bir valyesiymi. Ama ahsi disiplinden yoksun,
son derece hrsl bir adamm ve bu onun k olmu.
"Soth gzelltir elf kzna ak olmu, star'm Kralrahibi'nin bir
mritine. O zamanlar evliymi ama elf kznn gzellii karsnda
kars aklndan uup gitmi. Hem kutsal evlilik, hem de valyelik
iin verdii yeminleri hie sayan Soth tutkusuna yenilmi. Kza yalan
syleyerek ifal etmi ve evlenme vaadiyle Dargaard Kalesi'ne
getirmi. Kars garip bir ekilde ortadan kaybolmu."
Kitiara omuzlarn silktikten sonra devam etti:
"arkdan duyduum kadaryla elf kz, onun korkun ilerini
rendikten sonra bile valyeye sadk kalm. valyenin itibarn
yeniden kazanabilmesi iin izin verilmesi amacyla Tanra Mishacal'a yakarm ve grne gre de yakarlar cevapsz kalmam.
Lord Soth'a kendi hayat pahasna Afet'i engelleme gc verilmi.
"Kandrd kzn akyla glenen Lord Soth, Kralrahip'i durdumak ve paralanm erefini kurtarmak niyetiyle Istar'a gitmek
iin ayrlm.
"Fakat valye yolculuu srasnda, Kralrahip'in mritleri olan ve
Lord Soth'un iledii gnah bilip de onu mahvetmetle tehdit eden
elf kadnlar tarafndan durdurulmu. Elf kznn aknn etkisini
azaltmak iin, onun yokluunda kzn ona sadk olmadn ima
etmiler.
"Soth'un tutukusu gzn kr etmi, akln bozmu. Kskanlk
ykl bir hiddetle Dargaard Kalesi'ne geri srm atn. Kapdan
girerken masum kz kendisine ihanet etmekle sulam. Sonra Afet
yaanm. Giriteki avize yere dnce elf kz ile bebeini alevler
yutmu. Tam lrken, sonsuz ve korkun bir yaam olmas iin
valyeyi lanetlemi. Soth ile adamlar, korkun suretleriyle yeniden
domak iin. yok olmular atein iinde."
"Demek ki bunu duyuyor," diye mrldand Ariakas, dinleyerek.
147

Ve ryalarn ikliminde
Onu hatrna getirdiinde, ryalann dnyas
yayldnda, kta dalgalanr,
gne ve kutluluun kysnda durduunda,
O zaman sana hatrlatacaz,
yeniden yaatacaz sana bedenin
uzun inkr iinden
nk sen ilk nce kapkaraydn n boluunda
bir leke gibi, kanser gibi yaylan nk
can skan sularda kpekbalydn
hareket etmeye balayan
nk ylann dili baydn,
biteviye sy ve sureti arayan
nk beikteki izahsz lmdn,
hyanetin uzun eviydin
Ve bundan ok daha korkuntun grltl
grntler sokanda, nk zarar grmeden,
deimeden geip gittin
Kadnlar lk la sessizlii zerken,
dnyann kapsn aralarken, canavarlar
getirirken
Bir ocuk atein parabollerini aarken
Yanmakta olan iki diyarn
snrlarnda
Seni yeniden yutmak iin dnya yarlrken srf
seni karanlkta kaybetmek iin her eyden
vazgemeye hazrken.
Zarar grmeden, deimeden getin bunlar, ama
imdi bunlar szlerimize dizilmi gryorsun geceden geerken kendi tasavvrunda- gecenin
farkndalna doru
148

nefretin filozoflann skuneti olduunu bilmek iin


bilmek iin dln sonsuz olduunu
seni meteorlar arasndan ektiini
arasndan kn dondurucu souunun
arasndan mahvolmu gln
arasndan kpekbahnn sularnn
arasndan okyanuslarn kara basksnn
arasndan kayann -arasndan magmann
sana doru -hiliin yokluuna doru
hi olarak tanyacan
tekrar ve tekrar geldiini bildiin
any kurallar altnda.

149

hcresinde blk prk bir uyku ekmiti. Gn boyunca


Barakis
marur ve kstah olmasna karlk, Kitiara'ya ait erotik,
Solamniya valyeleri'nin ise kendisini idam ettii korkun ryalaryla geceleri onun iin birer ikenceydi. Ya da belki de Kitiara'nn elinden idam ediliiydi ikence olan. Hi emin olamyordu;
souk terler iinde uyandnda hangisinin hangisi olduunu bilemiyordu. Gecenin sakin saatlerinde bir trl uyuyamadan hcresinde uzanrken Bakaris, bu hale gelmesine neden olan elf kadna
lanetler yadryordu. Tekrar ve tekrar ondan nasl alacann
hesaplarn yapyordu -ah bir ellerine dseydi.
Bakaris, uyku ile uyanklk arasnda gidip gelirken bunu dnyordu ki hcre odasnn kapsnn kilidindeki anahtar sesiyle
ayakland. afak yaklamt, yani idam saati! Belki de valyeler
onu almaya geliyordu!
"Kim o?" diye bard Bakaris kabaca.

150

"Sus!" diye emretti bir ses. "Eer sessiz olup dediimi yaparsan
tehlikede saylmazsn."
Bakaris hayretler iinde yatana oturdu. Sesi tanmt. Nasl
tanmazd ki? Birbirini izleyen geceler boyunca kin dolu dncelerinde hep ona konuuyordu. Elf kadn! Ve komutan glgeler
iinde iki suret, iki kk suret daha gryordu. Byk bir ihtimalle cce ile kender. Onlar elf kadnn yanndan ayrlmazlard.
Hcre kaps ald. Elf kadn ieri kayarcasna girdi. Sk sk
pelerinlere sannmt, yannda bir pelerin daha vard.
"Acele et," diye emretti buz gibi bir edayla. "unu giy."
"Bunlarn ne anlama geldiini renmeden olmaz," dedi Bakaris
kukuyla, geri ruhu neeyle salkyordu.
"Seni baka ... baka bir tutsakla deitireceiz," diye cevaplad
Laurana.
Barakis kalann att. ok istekli grnmemeliydi.
"Sana inanmyorum," diye aksilendi, yatana yeniden uzanarak. "Bu bir tuzak..."
"Neye inanp inanmadn umurumda deil!" diye yaptrd
cevab Laurana hemen. "Seni bayltmak zorunda kalsam da geleceksin! Seni Kiri -grmek isteyene gsterdikten sonra senin kendinde olup olmaman nemli deil!"
Kitiara! Demek ki oydu. Neyin peindeydi? Ne gibi bir oyun
oynuyordu? Bakaris tereddt etti. Kit'e, Kit'in ona gvendiinden
daha fazla gvenmiyordu. Kendi karlar iin onu rahatlkla kullanabilirdi ki kukusuz u anda yapt da bundan baka bir ey
deildi. Ama belki de buna mukabilen o da Kit'i kullanabilirdi.
Neler olup bittiini bir bilebilse! Fakat Laurana'nn solgun, kat
yzne bakan Bakaris kzn tehditini yerine getirebilecek durumda
olduunu biliyordu. Bu kez boyun emek zorundayd.
"Galiba baka ansm yok," dedi. Mehtap demirli bir pencereden
szlp pis hcreye dolarak Bakaris'in yznde parlyordu.
Haftalardr hapisteydi. Ne kadar uzun zamandr bilemiyordu, ipin
ucunu karmt. Pelerine uzanrken Laurana'nn ona dik dik ba*a>, tiksintiyle hafife kslm souk yeil gzlerini yakalad.
Bakaris sklgan bir hareketle salam elini kaldrarak yeni uzayan
sakallarn kad.
"zr dilerim hanmefendi hazretleri," dedi inelercesine, "fa-1531
emrinizdeki hizmetkrlarnz bana bir ustura getirmeyi mna-?*P
bulmamlard. Yzdeki kllarn siz cifleri ne kadar hksindirdifarkndaym!"

151

Bakaris hayret iinde szlerinin onu incittiini grd. Laurana'nn yz soldu, dudaklar kire kesildi. Ancak son derece yksek
bir gayretle kendini denetliyebiliyordu. "Kprda!" dedi kz bouk bir
sesle.
Bu ses zerine cce, eli sava baltasnda odaya girdi. "Komutan
duydun," diye hrlad Rint. "Yr. Neden senin bu sefil lein
Tanis'e karlk..."
"Flint!" dedi Laurana ksaca.
Barakis aniden anlayverdi! Kitiara'nn plan kafasnda biimlenmeye balamt.
"Demek ki -Tanis! Onunla deitirileceim." Laurana'nm yzn
yakndan izliyordu. Hi tepki yoktu. Kitiara'nn sylediine gre bu
kadnn a olan adamdan deil de herhangi birinden konuuyordu
sanki. Teorisini bir kez daha denedi. "Ben ona tutsak demezdim,
tabii eer sz konusu olan ak tutsakhysa o baka. Kit ondan
bkm olmal. Hay Allah. Zavall adam. Onu zleyeceim. ok
ortak yanmz vard..."
te imdi bir tepki vard. Kadnn narin enesinin kasldn,
pelerini altndaki omuzlarnn titrediini grd. Tek bir sz sylemeyen Laurana dnerek, iri admlarla hcreden dan kt. Demek
ki haklyd. Bunun o sakall yanmelfle bir ilgisi vard. Ama neydi?
Tanis Kit'i Flotsam'de terk etmiti. Onu yeniden mi bulmutu? Ona
geri mi dnmt? Pelerinine sarnan Bakaris sessiz-leti. nemli
olduundan, onun iin bir nemi olduundan deil de ite. Bu yeni
bilgiyi kendi cn almak iin kullanabilirdi. La-urana'run
mehtaptaki gergin ve souk yzn hatrlayan Bakaris, cce onu
hcrenin kapsndan itelerken Karanlk Kralie'ye kretti.
Dou ufkundaki soluk pembe izgi afan bir saat kadar ileride
olduunu nceden bildirse de gne henz domamt. Kala-man
ehri hl karanlkt -bir gn bir gece sren enliklerden sonra ehir
deliksiz bir uykuda olduu iin karanlk ve sessizdi. Nbetiler dahi
nbet yerlerinde esniyor veya baz yerlerde deliksiz bir uyku iinde
horluyorlard bile. Drt pelerinli suretin surlar arasndaki minik kilitli
bir kapya gelinceye kadar sokaklar arasndan sessizce szlmeleri
son derece kolay olmutu.
"Bu, surlarn tepesinden ap dier tarafa inen bir merdivene
alrd," diye fsldad Tasslehoff, sonunda ilingir aletlerini buluncuya kadar keselerinden birini kartrp dururken.
152

x "Ne biliyorsun?" diye mrldand Flint, etrafna tedirginlikle baknarak.


"Kkken Kalaman'a gelirdik," dedi Tas. nce bir para tel bulan
Tas'n minik ve hnerli elleri teli kilidin iine soktu. "Annemler
getirirdi beni. Hep bu yolla girer kardk."
"Neden n kapy kullanmazdnz; yoksa bu ok mu basit kaard?"
diye homurdand Flint.
"abuk olun!" diye emretti Laurana sabrszlkla.
"On kapy kullanrdk," dedi Tas teli ustalkla kullanyordu.
"Hh ite." Teli ekerek dikkatle kesesinin iine koyduktan sonra
sessizce kapy at. "Ne diyordum? A, evet. n kapy kullanrdk
ama kenderler ehre alnmyordu."
"Senin annenle baban yine de giriyordu!" diye homurdand
Flint, Tas' kapdan ve dar ta merdivenlerden izlerken. Cce kenderi yarm yamalak dinliyordu. Gz, Flint'e gre biraz fazla uslu
duran Bakaris'in zerindeydi. Laurana tamamen iine kapanmt.
Tek sz, acele etmeleri yolundaki kesin emirleriydi.
"Tabii ki," dedi Tas neeyle gevezelik ede ede ilerlerken. "Her
zaman iin bunun bir yanl olduunu dnmlerdi. Yani, neden
biz de goblinlerle ayn kefedeydik? Birileri bizi yanllkla o feye
koymu olmalyd. Ama annemle babam bu konuda tartn kibarca
bir davran olmadn dnyordu, o yzden n kapdan girip
kmaya devam ediyorduk. Etraftaki herkes iin
kolay buydu. Geldik ite. u kapy a -genellikle kitli olmaz.
:oop, dikkat. Bir nbeti var. Gidinceye kadar bekle."
Muhafzlardan biri yorgun argn tkezlenerek, ayakta uyur bir ilde
yanlarndan geinceye kadar kendilerini duvara iyice yaptrarak
beklediler. Sonra sessizce suru getiler ve aa doru inen
basamaklara alan baka bir kapdan girerek ehir surlarndan dan ktlar.
Yalnzdlar. Etrafna bakman Flint afak ncesinin yanm aydnlnda ne birini, ne de bir eyi grebiliyordu. Bir yandan endienin
yava yava zerine yayldn hissedip titreyerek pelerinine
sannd. Ya Kitiara gerei sylyorduysa? Ya Tanis onun yannda
idiyse? Ya lyor idiyse?
Hiddetlenen Flint bu dnceyi aklndan uzaklatrmak iin
kendini zorlad. Bunun bir tuzak olmasn bile umuyordu neredeyse'
Aniden karanlk dncelerinden ok yakndan gelen bir sesle
dehet iinde ayrld.
"Sen misin Bakaris?"

153

"Evet. Seni yeniden grmek ok ho Gakhan."


Titreyen Flint dnnce surlarn glgesinden karanlk bir suretin
belirdiini grd. Bir pelerine brnm ve her yanna kumalar
sarlmt. Tas'n yapt ejderan tarifini hatrlad.
"Baka silah tayorlar m?" diye sordu Gakhan, gzleri Flint'in
sava baltasnda.
"Hayr,"diye cevap verdi Laurana serte.
"zerlerini ara," diye emretti Gakhan, Bakaris'e.
"eref sz verdim," dedi Laurana hiddetle. "Ben Qualinesli
prensesiyim..."
Bakaris kza doru bir adm att. "Elflerin kendilerine gre bir
eref anlaylar vardr," diye dudak bkt. "Ya da beni o lanet olasca
okla vurduun gece yle sylemitin."
Laurana'nn yz kzard ama ne bir cevap verdi, ne de adamn
hareketi nnde geriledi.
Kzn nnde durmaya gelen Bakaris sol eliyle sa kolunu kaldrdktan sonra tekrar brakt, bir lnnkiymicesine dmesi
iin. "Btn meslek hayatm, hayatm mahvettin." ~
Smsk duran Laurana hi kprdamadan adam seyretti. "Silah
tamadm syledim."
"Eer isterseniz beni arayabilirsiniz," diye nerdi Tasslehoff yanllkla- kendini Bakaris ile Laurana'run arasna atarak. "Aln ite!"
Keselerinden birinin iindekileri Bakaris'in ayana boatt.
"Lanet olasca!" diye kfretti Bakaris kenderin suratna bir tokat
indirerek.
"Hint!" diye ikaz etti Laurana skm olduu dileri arasndan.
Ccenin yznn hiddetten kzardn grd. Kzn emriyle cce
hiddetini yuttu.
"Gerekten ok -zgnm!" diye burnunu ekti Tas yksek
sesle, yerdeki eyalarn toparlarken.
"Eer biraz daha oyalanacak olursanz nbetileri uyarmamza
gerek kalmayacak," dedi Laurana, adamn o pis temasyla ritrememeye iyice niyetliydi. "Gne ykselecek ve bizi rahat rahat grecekler."
"Elf kadn hakl Bakaris," dedi Gakhan, srngenimsi sesinde
bir sabrszlk vard. "Ccenin sava baltasn al ve buradan uzaklaalm."
Aydnlanmakta olan ufka -ve kukuletal, pelerinli ejderana- bakan
Bakaris Laurana'ya kt bir bak attktan sonra sava baltasn
ccenin zerinden ekip ald.

"Onun bir tehlikesi yok! Onun gibi yal bir adam ne yapabilir
j zaten?" diye mrldand Bakaris.
"Kprda," diye emretti Gakhan Laurana'ya, Bakaris'i duymamazha gelerek. "Korulua doru. Gizlenmeye aln ve nbetilerin dikkatini ekmeye kalkmayn. Ben bir by kullancsym ve
bylerim lmcldr. Karanlk Hanm sizi sa salim gtrmemi
syledi 'komutan'. ki arkadanzla ilgili bir emir almadm."
Ellerinden geldiince glgeden ilerleyerek ehir kaplarnn ardndaki dz ve ak araziden korulua doru Gakhan' izlediler.
Bakaris Larana'nm yanndan yryordu. Ban dimdik tutan Laurana onun varln bile kabul etmemekte direniyordu. Aalara
varan Gakhan iaret etti.
"te bineklerimiz burada," dedi.
"Biz hibir yere gitmiyoruz!" dedi Laurana hiddetle yaratklara
telala bakarken.
lk bata Flint bunlarn minik ejderhalar olduunu dmt
ama yaklatka nefesi kesildi.
"Wyvern!" dedi tkanarak.
Ejderhalarla uzaktan akraba olan wyvernler daha kk ve hafif
hayvanlard; Yceefendiler onlar, elf lordlarnn griffonlan kullandklar gibi mesaj yollamak iin kullanrd. Ejderhalar kadar
akll olmayan vvyvernler acmasz ve karmakark doalanyla nlydler. Koruluktaki hayvanlar yolarkadalarna krmz gzleriyle
bakarken akrebinkine benzeyen kuyruklar tehditkar bir edayla
kvrlm duruyordu. Ucunda zehir bulunan kuyruklar dmann
birka saniye iinde ldrebilirdi.
"Tanis nerede?" diye bilmek istedi Laurana.
"Durumu ktleti," diye cevap verdi Gakhan. "Eer onu grmek istiyorsanz Dargaard Kalesi'ne gelmeniz gerek."
"Hayr," diye geriledi Laurana ama Bakaris'in eli kolundan sk
sk kavramt.
'Sakn yardm armaya kalkma," dedi keyifle, "yoksa arkadalarndan biri oluverir. Eh, grne gre Dargaard Kalesi'ne
Kadar kk bir yolculuk yapacaz. Tanis sevgili bir arkadamzdr.
Seni gremezse onun adna kahrolurum." Bakaris ejderana dnd.
"Gakhan Kalaman'a geri dn. 'Komutanlarnn ortalarda nadn
fark eden halkn tepkisini bize bildir."
Kara srngenimsi gzleri Bakaris'i ihtiyatla szen Gakhan te^dt etti. Kitiara onu bu tr bir eyin olabileceine dair uyarm-bBakaris'in aklnda neler olabileceini tahmin edebiliyordu: Ken-

154

155

di ahsi intikam. Gakhan Bakaris'i durdurabilirdi, bu sorun deildi.


Ama -btn bu tatszlk srasnda- tutsaklardan birinin kap
yardm getirme olasl vard. Surlara rahat edemiyecekleri kadar
yakndlar. Zaten Bakaris'in can ksn! diye att kalarn Gakhan;
fakat sonra Kitiara'nn, Bakaris'in byle bir ey yapma ihtimaline
kar bir eyler tasarlam olduunu ummaktan baka elinden bir
ey gelmediini fark etti. Omuzlarn silken Gakhan kendisini,
Karanlk Hanm'a dndnde Bacaris'in bana gelecekleri dnerek avuttu.
"Bastne Komutan," diye cevap verdi ejderan przszce.
Eilerek selam veren Gakhan yeniden glgeler arasnda soldu,
cbbeli suretinin aatan aaca giderek Kalaman'a doru yneldiini
grebiliyorlard. Bakaris'in yz hrsland, sakall aznn kenarndaki zalim izgiler derinleti.
"Gel bakalm Komutan." Bakaris Laurana'y vvyverne doru itti.
Fakat ilerleyeceine savrularak dnen Laurana adamla yzleti.
"Bana tek bir ey syle," dedi solgun dudaklar arasndan.
"Doru mu? Tanis ... Kitiara ile birlikte mi? N-notta onun Vingaard Kalesi'nde yaraland... ve lmekte olduu yazlyd!"
Kzn gzlerindeki kederi -kendisi iin deil, yarmelf iin duyduu kederi- gren Bakaris glmsedi. almann insan bu kadar
tatmin edebileceini hi dnmezdi. "Nereden bileyim? Ben sizin
kokumu hapishanenizdeydim. Ama onun yaralanm olduuna
inanmakta zorlanyorum. Kit hibir zaman onu atmalarn
yaknna yollamazd! Onun srdrd yegane sava aknkiydi..."
Laurana'nn boynu bkld. Bakaris alayc bir sempatiyle elini
kzn koluna koydu. Laurana hiddetle adam zerinden silkeledi ve
yzn gizlemek iin dnd.
"Sana inanmyorum!" diye homurdand Flint. "Tanis bunu yapmas iin Kitiara'ya hibir zaman izin vermez..."
"A, bak o konuda haklsn cce," dedi Bakaris aniden yalanlarna
ne kadar ok inanlabileceini fark ederek. "Onun bunlardan haberi
yok. Karanlk Hanm haftalar nce onu, Kralie'nin huzuruna
kabulne hazrlanmas iin Neraka'ya yollad."
"Biliyor musun Flint," dedi Tas ciddiyetle. "Tanis gerekten Kitiara'dan holanyordu. Son Yuva Han'ndaki o partiyi hatrlyor
musun? Tanis'in Hayatnn En Gzel Gn partisi gibi bir eydi156

Elf standartlarna gre 'yana ermiti' ve ... Tanrm! Ne partiydi o


yle! Hatrlyor musun? Dezra'ya zorla sarldnda Caramon onun
ban byk bir iki marapasna sokmutu. Raistlin de ok arap
itii iin bylerinden biri hedefini arp Otik'in nln
yakmt ve Kit ile Tanis ate ukurunun yanndaki o kede birlikteydiler ve ..."
Bakaris skntyla Tas'a bakt. Komutan, Kitiara'nn yarmelfle ne
kadar samimi olduunun hatrlatlmasndan holanmyordu.
"Kendere enesini kapamasn syle Komutan," diye homurdand Bakaris, "yoksa onu vvyvernlere veriveririm. ki rehin de Karanlk Hanm'n iine en az kadar yarar."
"Demek ki bu bir tuzak," dedi Laurana yavaa afallayarak etrafna
baknrken. "Tanis lmyor... Orada deildi bile! Ne ahmakmm..."
"Seninle hibir yere gittiimiz yok!" diye beyan etti Flint, yere
sk sk basarak.
Bakaris souk bir edayla szd onu. "Sen hibir ini sokup ldren
bir vvyvern grm muydun?"
"Hayr," dedi Tas ilgiyle, "ama bir keresinde bir akrep grmtm. Onun gibi bir ey mi? Yani denemek istediimden falan deil
ha, yanl anlamayn," diye kekeledi kender Bakaris'in yznn
karardn grnce.
"Surlardaki muhafzlar bile ln duyabilir," dedi Bakaris,
kendisine sanki anlamad bir dilde konuuyormuasna bakan
Laurana'ya. "Ama tabii o zaman da ok ge olmu olur."
"Bir ahmakmm," diye tekrarlad Laurana hafife.
"Syle Laurana!" dedi Flint inatla. "Dvrz..."
"Hayr," dedi kz bir ocuunki gibi zayf bir sesle. "Hayr. Senin
ve Tas'n hayatlarnz tehlikeye atamam. Bu benim ahmakl-md.
Ben deyeceim. Bakaris beni al. Brak arkadalarm gitsin..."
"Yetti artk!" dedi Bakaris sabrszlkla. "Kimseyi braktm
yok!" VVyvernin zerine trmanarak elini Laurana'ya uzatt. "Sadece
iki binek var, ift ift binmemiz gerek."
Yz ifadeden yoksun olan Laurana Bakaris'in yardmn kabul
ederek vvyverne trmand. Salam koluyla kz saran adam srtarak
kz kendine doru ekti.
Adamrf temasyla Laurana'nn yz renginin bir ksmn geri
kazand. Hiddetlenerek kendini adamn kolundan kurtarmaya alt.
157

"Byle ok daha gvencedesin Komutan," dedi Bakaris kabaca


kadnn kulana. "Dmeni istemem."
Dudaklarn sran Laurana alamamak iin kendini zor tutarak
dosdoru nne bakt.
"Bu yaratklar hep byle fena m kokarlar," dedi Tas Flint'in binmesine yardm ederken vvyverne tiksintiyle bakyordu. "Bence
bunlar ykanmalar konusunda ikna edebilirsiniz..."
"Kuyruuna dikkat et," dedi Bakaris souk bir edayla.
"Wyvernler genellikle benden emir almadka ldrmezler ama olduka asabidirler. Ufakck eylerden cartlan skhverir."
"Ya." Tas yutkundu. "Kaba olmak istememitim. Aslnda dnyorum da biraz zaman geince insan kokuya almaya da balayabilir..."
Bakaris'ten gelen bir iaretle vvyvern kayms kanatlarn gerip
alk olmad ykn altnda zorlanarak, yavaa havaland. Rint
Tasslehoff a sk sk sarlm nlerinde Bakaris e umakta olan Laurana'dan gzn ayrmyordu. Cce zaman zaman Bakaris'in Laurana'ya doru eildiini ve Laurana'nn adamdan kurtulmaya altn gryordu. Ccenin yz ciddileti.
"Bakaris'in niyeti hi de iyi deil!" diye mrldand cce Tas'a.
"Ne?" dedi Tas arkasn dnerek.
"Bakaris'in niyeti hi de iyi deil, dedim!" diye bard cce.
"Ayrca her trl iddiaya girerim ki kendi bana hareket ediyor,
kimsenin emirlerini falan dinledii de yok. O Gakhan denilen tip
gnderilmekten pek memnun olmad."
"Ne?" diye bard Tas. "Duyamyorum! u rzgr..."
"Aman bo ver!" Cce aniden bann dndn hatrlad. Zar
zor nefes alabiliyordu. Akln baka yerlere ekmek iin gne
ykseldike glgeler iinden belirmeye balayan aalarn tepelerini
efkrla seyretti.
Bir saat kadar utuktan sonra Bakaris eliyle bir iaret yapnca
vvyvern sk aal da yamacnda inebilecei bir yer bulabilmek
iin ar ar halkalar izmeye balad. Aalar arasndan belli belirsiz seilen minik bir akl iaret eden Bakaris ba eken hayvana talimatlarn haykrd. Wyvern emredildii gibi yere kondu
ve Bakaris aaya indi.
Korkusu artan Flint etrafna baknd. Etrafta kaleden iz bile
yoktu. Hibir yaam belirtisi yoktu. Yal dallan gn nn ounu
engelleyecek kadar kaln ve birbirine karm olan yksek am
aalaryla evrili kk ak bir alandaydlar. Etraflarndaki

orman karanlk ve kprdayan glgelerle doluydu. Akln bir


ucunda Flint, uurumun bir yzne, oyulmu kk bir maara
grd.
"Neredeyiz?" diye sordu Laurana serte. "Burasnn Dargaard
Kalesi olmas mmkn deil. Neden durduk?"
"Kurnazca bir gzlem Komutan," dedi Bakaris memnuniyetle.
"Dargaard Kalesi dan bir mil kadar tepesindedir. Bizi henz beklemiyorlar. Byk bir ihtimalle Karanlk Hanm henz kahvaltsn
etmemitir. Mnasebetsizce davranp onu rahatsz etmek istemeyiz
deil mi?" Tas ile Flint'e bir gz att. "Siz ikiniz -kmldamayn," diye
talimat verdi tam kender aaya atlayacakm gibi yaparken. Tas
dondu.
Laurana'mn yaknnda durmak iin ilerleyen Bakaris elini
vvyvernin boynuna koydu. Hayvann kapaksz gzleri, sahibinin
kendisini beslemesini bekleyen bir it gibi adamn her hareketini izliyordu.
"Aaya in Laurana Hanm," dedi Bakaris lmcl bir yumuaklkla, vvyvernin srtnda oturmu onu tepeden bakarak szen kza
olduka yaklaarak. "Bizim kendi almz giderebilecek kadar...
zamanmz var..."
Laurana'nn gzlerinde imekler akt. Eli o kadar emin bir hareketle klcna gitti ki kendisi bile neredeyse klcnn olduuna
inanacakt. "Benden uzak dur!" diye, yle kendinden emin emretti ki
bir an iin Bakaris durdu. Sonra srtarak uzand ve kz bileinden
yakalad.
"Hayr hanmefendi. Hi uramam. VVyvern'i -ve orada duran
arkadalarn unutma. Benim tek bir szmle korkun bir ekilde
lebilirler!"
Korkuyla sinen Laurana dnp baktnda vvyvernin zehirli
kuyruunun ucunun tam Flint'in srtnda durduunu grd. Hayvan
ldrme sezisiyle rperdi.
"Hayr! Laurana..." diye balad Flint strapla ama kz ona, hl
komutann kendisinde olduunu hatrlatan sert bir bak frlatt.
Yznden kan ekilen kz Bakaris'in kendisini indirmesine izin
verdi.
'Tamam, ben de a olduunu dnmtm," dedi Bakaris srtarak.
"Brak onlar gitsin!" diye srar etti Laurana. "Senin istediin benim..."
"O konuda haklsn," dedi Bakaris kz belinden kavrayarak.

158

159

"Fakat onlarn varlklar senin uslu davranman iin bir garanti oluyor."
"Sen bizim iin endielenme Laurana!" diye grledi Flint.
"Kapa eneni cce!" diye bard Bakaris hiddetle. Laurana'y
vvyvernin bedenine doru ittirerek cceyle kendere bakmak iin
dnd. Adamn gzndeki zvanadan km ifadeyi gren Flint'in
kan dondu.
"Ga-galiba dediini yapsak iyi olacak," dedi Tas yutkunarak.
"Laurana'y incitecek..."
"Onu incitmek ki? Yok fazla deil," dedi Bakaris kahkahayla.
"Benden sonra, Kitiara her ne yapmay dnyorsa onun iin hl
ie yaryor olacak. Ama kprdayaym deme cce. Kendimi kaybedebilirim!" diye uyard Bakaris, Flint'in hiddetle boulur gibi olduunu duyarak. Yemden Laurana'ya dnd. "Her halkrda Kitiara nce benim hanmefendiyle biraz elenmeme ses kartmaz.
Yo, baylma..."
Bu ciflerin eski bir nefs-i mdafaa tekniiydi. Flint birok kez
uygulanrken grmt bunu ve Laurana'nn gzleri kayp bedeni
gever, dizleri krlrken hemen harekete geecek ekilde kendini
kast.
Bakaris gayr ihtiyari kz yakalamak iin uzand.
"Yo, sakn ha! Ben kadnlarm canl severim -uf!"
Laurana nce adamn midesine bir yumruk indirerek nefesini
kesti. Acyla iki bklm olan adam ileri doru devrildi. Dizini kaldran Laruana tam adamn enesinin altna isabet ettirdi. Bakaris
topraa doru sendelerken Flint hayretler iinde kalm kenderi
yakalayarak vvyvernden aaya kayd.
"Ko Flint! abuk!" dedi Laurana nefes nefese; bir yandan yerde
inleyen adamn ve wyvernin yanndan bir srayta uzaklarken.
"Ormana daln!"
Fakat yz hiddetle arplm olan Bakaris uzanarak Laurana'nn bileini yakalad. Tkezleyen kz yz koyun dt, deliler
gibi tekme atyordu. Bir aa daln kullanan Flint, tam komutan
ayaa kalkmak iin urarken Bakaris'e doru atlad. Flint'in narasn duyan Bakaris olduu yerde geri dnerek cceye elinin tersiyle vurdu. Ayn hareketle Laurana'nn kolundan yakalayarak kz
ayaa kaldrd. Sonra dnerek baygn ccenin yanna koan f as'a
hiddetle bakt.
"Hanmefendiyle ben maaraya gidiyoruz..." dedi Bakaris ar
ar nefes alarak. Laurana'nn kolunu kvrarak kz acyla bartt.

"Bir harekette daha bulunursan kender, kzn kolunu krarm. Biz


maaraya girdikten sonra rahatsz edilmek istemiyorum. Kemerimde bir haner var. Onu hanmefendinin boazna dayyacam.
Anlyor musun kk ahmak?"
"Evet, b-beyim," diye kekeledi Tasslehoff. "R-rahatsz etmeyi
aklmdan bile geirmem. Ben-ben sadece Flint'in yannda duracan1"
"Ormana gireyim demeyin." Bakaris Laurana'y maaraya doru
srklemeye balad. "Orman ejderanlar koruyor."
"Y-yok beyim," diye titredi Tas, gzleri fal ta gibi alm
Flint'in yanna diz kerek.
Halinden memnun Bakaris bir kez daha sinmi olan kendere
baktktan sonra Laurana'y maarann giriine doru itti.
Gzyalaryla krleen Laurana tkezleye tkezleye ilerliyordu.
Tuzaa dtn bir kez daha hatrlatmak istercesine Bakaris kzn
bileini yeniden bkt. Ac ikence gibiydi. Adamn gl elinden
kurtulmann yolu yoktu. Bu tuzaa dt iin kendi kendine
kfreden Laurana korkusuyla savap, sakin sakin dnmeye
alyordu. Bu ok gt; adamn eli ok gl ve kokusu -insan
kokusu- ona korkun bir biimde Tanis'i hatrlatyordu.
Sanki onun dncelerini tahmin edermi gibi Bakaris kz kendine yaklatrarak sakall yzn kzn przsz cildine srtmeye
balad.
"Sen, yanmelfle paylatmz bir baka kadn olacaksn..." diye
fsldad kabaca, sonra sesi bir strap gurultusu iinde yitti.
Bir an iin Bakaris'in Laurana'nn kolunu tutan eli neredeyse
dayamlamayacak kadar kasld. Sonra gevedi. Eli kzn kolundan
kayd. Laurana kendini ekip adamn elinden kurtarp adama bakmak
iin dnd.
Yan tarafnda, tam Tasslehoff'un minik bann yaradan dar
kt bir yeri tutan Bakaris'in parmaklan arasndan kan szyordu.
Kendi hanerini eken adam cretkar kendere doru saldrd.
Aniden Laurana'nn iinde bir ey harekete geerek, kzn iinde
bulunduundan bile habersiz olduu lgn bir hiddeti ve nefreti
serbest brakt. Artk bir korku duymayan kzn yayor olup olnad umurunda deildi; Laurana'mn aklnda tek bir fikir vard: BU
erkek insan ldrmek.
Vahi bir lkla, adamn zerine atlarak onu yere ykt. Adamdan
bir homurtu kardktan sonra kzn altnda kprtsz Laurana deliler
gibi bouuyor, adamn ban almaya a-

160

161

hyordu. Sonra bedenin kprdamadn fark etti. Yavaa ayaa


kalkarak, olanlar karsnda titremeye balad.
Bir an iin gzleri nndeki kzl Sisten bir ey gremiyordu.
Sis alnca Tasslehoff'un cesedi yuvarladn grd. Bakaris l
yatyordu. Gzleri gkyzne evrilmi bakyor, yznde derin bir
ok ve hayret ifadesi tayordu. Eli hl kendi karnna soktuu
hanerinin zerindeydi.
"Ne oldu?" diye fsldad Laurana hiddet ve duygularndaki ani
deiiklikle tir tir titrerken.
"Onu devirdin ve o da kendi bann zerine dt," dedi Tas
sakin sakin.
"Ama ondan nce..."
"H, onu vurdum," dedi Tas. Ban adamn yan tarafndan
ekip kartarak gururla bana bakt. "Caramon da hiddetli bir
tavanla karlamadm srece bamn bir ie yaramayacan
sylemiti! Dur da unu ona bir anlataym!
"Biliyor rnusun Laurana," diye devam etti, biraz hznle, "herkes
biz kenderleri hor grr genellikle. Aslnda Bakaris benim keselerimi
de aramalyd. Ay o baylma numaran gerekten nefisti.
Sen..."
"Fint nasl?" diye kesti szn Laurana, o son korkun an hatrlamak bile istemediinden. Tam olarak neyi, niin yaptn bilmeden srtndaki pelerini kartarak bunu sakall yzn zerine att.
"Buradan ayrlmamz lzm ."
"Onun bir eyi kalmaz," dedi Tas, homurdamp ban sallamakta
olan cceye bir bakarak. "VVyvernler ne olacak? Sence bize saldrrlar m?"
"Bilmiyorum," dedi Laurana hayvanlara bir gz atarak.
Wyvernler etraflarna huzursuzca bakmyor, sahiplerine ne olduunu bir trl kartamyorlard. "Pek akll olmadklarn duymutum. Genellikle kendi balanna hareket edemezler. Belki -eer
ani hareketler yapmazsak- onlar daha ne olup olmadn anlamadan
ormana kaabiliriz. Flint'e yardm et."
"Haydi Flint," dedi Tas aceleyle cceyi ekitirerek. "Kamamz
gerek..."
Kenderin sesi korkun bir lkla, Tas'n salarn diken diken
eden korku ve dehet dolu bir lkla kesilmiti. Ban kaldrp
baknca Laurana'nn -anlald kadaryla- maaradan km olan
bir surete bakmakta olduunu grd. Bu suret karsnda Tasslehoff korkun bir duygunun btn bedenini sprp getiini his162

setti. Kalbi arpmaya balad, elleri buz kesti, nefes alamyordu.


"Flint!" demeyi baard nefesi arasmda, sesi tamamen gitmeden
nce.
Kenderin sesinde daha nce hi duymam olduu tonu duyan
cce dorulup oturmaya alt. "Ne..."
Tas sadece iaret edebildi.
Flint mahmur gzlerini Tas'n iaret ettii istikamete odaklad.
"Reorx adna," dedi cce, sesi titreyerek, "o da ne?"
Suret merhametsizce -onun emriyle bylenip kalm olanbakmaktan baka bir ey yapamayan Laurana'ya doru ilerliyordu.
Antika zrhlar iinde bir Solamniya valyesi olduu dnlebilirdi. Fakat zrhlar sanki atete yanm gibi kararmt. Miferin
kendisi havada asl gibi dururken, altndan turuncu bir alev geliyordu.
Suret zrhlar iindeki kolunu uzatt. Flint dehet iinde tkand.
Zrhlarn ucunda bir el yoktu. Grne gre valye olmayan
eliyle Laurana'y tuttu. Fakat kz acyla bararak bu dehet saan
grnt karsnda diz kt. Ba nne dt ve o buz gibi temastan hissizleerek yld. valye elini geveterek hareketsiz
bedeni yere brakt. Eilen valye kz kucana ald.
Tas harekete geecek gibi oldu ama valye turuncu alevli bakn
ona evirince kender yaratn gzlerindeki bu turuncu alevle- ' re
bakarak dondu kald. Ne o, ne de Flint baklarn eviremiyor-du;
korku o kadar bykt ki cce akln karmaktan korktu. Sadece
Laurana'ya olan sevgisi ve onun iin duyduu endie onun kendini
kaybetmesine mani oluyordu. Kendi kendine bir ey yapmas, kz
kurtarmas gerektiini tekrarlayp duruyordu. Fakat titreyen bedenine
bir trl sz geiremiyordu. valyenin kpr kpr alevli baklar
ikisini de sprp geti.
"Kalaman'a geri dnn," dedi derinden gelen bir sesle. "Elf kadnn elimizde olduunu syleyin. Karanlk Hanm yarn len gelecek ve teslimiyet artlarn grecek."
Dnen valye Bakaris'in cesedi zerinden yryp geti; suretin
prltl zrh sanki ceset yokmu gibi iinden geip gitti. Sonra
valye, kollarnda Laurana'yla birlikte ormann karanlk glgeleri
Cinde yok oldu.
valyenin ayrlmasyla by bozuldu. Kendini zayf ve hasta
hissden Tas kendini denetleyemeyecek bir biimde titremeye balad. Flint ayaa kalkmaya alt.
"Arkasndan gidiyorum..." diye mrldand cce, geri o kadar

163

ok titriyordu ki miferini bile topraktan zor alabilmiti.


"Y-yo," diye kekeledi Tasslehoff, valyenin ardndan bakarken
yz gergin ve kl rengi grnyordu. "O ey, her ne idiyse onunla
savaamayz. K-korktum Flint!" Kender ban yeisle sallad. "zgnm ama bir daha o- o eyle yzleemem! Kalaman'a
dnmemiz gerek. Belki yardm alabiliriz..."
Tas koar admlarla ormana doru gitti. Bir an iin Hint hiddet
ve tereddt iinde Laurana'nn ardndan bakarak kald. Sonra yz
strapla gerildi. "Hakl," diye geveledi. "Ben de o eyin peinden
gidemem. Her ne idiyse, bu dnyadan olmad belli."
Dnen Flint'in gzne Laurana'nn pelerini altnda yatan Baka-ris
iliti. Zamansz bir ac ccenin kalbini burdu. Bunu duyma-mazha
gelen Flint ani bir katiyetle kendi kendine, "Tanis hakknda yalan
sylyordu. Kitiara da. Kitiara'yla birlikte olmadn biliyorum!"
dedi. Cce yumruunu skt. "Tanfs'in nerede olduunu bilmiyorum
ama gnn birinde onunla ka* karya gelip ... onun gvenini boa
kardm sylemek zorunda kalacam. Onu bana emanet etmiti
ama ben baarl olamadm." Cce gzlerim kapatt. Sonra Tas'n
bardn duydu. ini ekerek kr krne kenderin peine
takld; bir yandan koarken bir yandan da sol kolunu ovuyordu.
"Bunu ona nasl sylerim?" diye inledi. "Nasl?"
T amam," dedi Tanis, nnde son derece sakin oturmakta
olan adama hiddetle bakarak. "Cevap istiyorum. Bile bile bizi
girdaba soktun! Neden? Bu yerin burada olduunu biliyor
muydun? Neredeyiz? Dierleri nerede?"
Berem Tanis'in nndeki tahta bir sandalyede oturuyordu. Elf-ler
arasnda son derece gzde olan bir stilde oyma ku ve hayvan
motifleriyle sslenmiti. Aslnda sandalye Tanis'e korkun bir biimde lanetlenmi Silvanesti krallndaki Lorac'n tahtn hatrlatyordu. Benzerlik Tanis'in ruhunu sakinletirmeye yaramyordu;
Berem yarmelfin kzgn baklar altnda bzmt. Orta yal
bir adam iin ok gen duran elleri eski psk pantolununu ekitirip duruyordu. inde bulunduktan tuhaf yerlere bakmak iin baklann korka korka etrafna evirdi.
"Kahrolasca! Cevap ver bana!" diye lgnca bard Tanis. Be-

164

165

rem'in zerine atlarak adamn gmleinden yakalad gibi sandalyesinden kaldrd. Sonra kaslan elleri adamn boazna doru
seyirdi.
'Tanis!" Hzla ayaa kalkan Altnay Tanis'i ahkoyarcasma kolunu
tuttu. Fakat yarmelfin laf dinleyecek hali kalmamt. Yz korku
ve hiddetle yle bir arplmt ki kadn onu tamyamyordu. Deliler
gibi Berem'e yapan elleri ayrmaya alt. "Nehiryeli, durdur onu!"
Koca Bozkrh Tanis'i bileinden yakalayp Berem'den koparrcasna
ayrarak yarmelfi gl kollarnda tuttu. "Onu rahat brak Tanis!"
Bir an Tanis kurtulmaya alt; sonra derin, titrek bir nefes ekerek kendini brakt.
"Dilsiz o," dedi Nehiryeli serte. "Sana sylemek istese de syleyemez.
Konuamyor..." "Konuabiliyorum."
de hayretle olduklar yerde durup Berem'e bakakaldlar.
"Konuabiliyorum," dedi sakin bir edayla ortak lisanda. Ne
yaptnn farknda bile olmadan, Tanis'in parmaklarnn yanm
teninde krmz izler brakt yerleri ovuturuyordu.
"O zaman neden konuamyormu gibi yapyordun?" diye sordu
Tanis, ar ar soluyarak.
Gzleri Tanis'in zerinde olan Berem boynunu ovuyordu. "nsanlar konuamayan bir insana sorular sormazlar..."
Tanis, bir an da olsa bu konuda dnebilmek iin kendini sakinletirmeye alyordu. Nehiryeli ve Altnay'a baknca Nehiryeli'nin kalarn atarak ban salladn grd. Altnay belli belir siz
omuzlarn silkti. Sonunda Tanis, Berem'in karsna oturmak iin
baka bir tahta sandalye ekti. Sandalyenin arkalnn ayrl m ve
atlam olduunu grerek dikkatle oturdu. "Berem," diye konutu
Tanis yava yava, kendine zor hakim olarak, "bizimle konuuyorsun.
Yani bu sorularmza cevap verecein anlamna m;
geliyor?"
Berem Tanis'e uzun uzun baktktan sonra bam bir kez evet,
anlamnda sallad.
"Neden?" diye sordu Tanis.
Berem etrafna bakmarak dudaklarn yalad. "Ben -bana yardm
etmelisiniz- buradan kmalym -b-burada kalamam..."
Odann boucu scaklna ramen Tanis tylerinin rperdiini
hissetti. "Tehlikede misin? Tehlikede miyiz? Buras neresi?"

166

"Bilmiyorum!" Berem aresizlik iinde etrafna baknd. "Nerede


olduumuzu bilmiyorum. Sadece "burada kalamayacam biliyorum.
Dnmem gerek!"
"Neden? Ejderha Yceefendileri seni aryor. Yceefendilerden
b-biri..." Tanis ksrdkten sonra bouk sesle devam etti. "lerinden
bir tanesi Karanlk Kralie'nin mutlak zaferinin anahtarnn sen
olduunu syledi. Neden Berem? Senden istedikleri ey ne?"
"Bilmiyorum!" diye bard Berem yumruklarn skarak. "Btn
bildiim peimde olduklar... Yllardr -yllardr kayorum onlardan!
Hi huzur... Hi dur durak yok!"
"Ne zamandr Berem?" diye sordu Tanis yavaa. "Ne kadar
zamandr peindeler?"
"Senelerdir!" dedi Berem bouk bir sesle. "Senerlerdir... Ka sene
olduunu bilmiyorum." ini ektikten sonra sakin haline dnd.
" yz yirmi iki yandaym. Yirmi m? Yirmi drt m?"
Omuzlarn silkti. "O yllarn ounda Kralie peimdeydi."
" yz yirmi iki!" dedi Altnay hayretler iinde. "Ama -ama t'n
insansn! Bu imknsz!"
"Evet, ben insanm," dedi Berem mavi gzlerini Altnay'a dike-ek.
"Bunun imknsz olduunu biliyorum. ldm. ok kere l-im."
Baklar Tanis'e kayd. "Sen benim lmm grdn. Pax
"iarkas'tayd. Gemiye ilk geldiinde seni tanmtm."
"Kayalar zerine dtnde lmtn!" diye haykrd Tanis.
|Ama seni evlilik treninde Sturm ile grmtk..."
"Evet. Ben de sizi grdm. O yzden katm. Biliyordum... Da-
ok soru sorulacakt." Berem ban sallad. "Hayatta kalm si-f
nasl aklayabilirdim? Nasl hayatta kaldm ben de bilmiyoBtn bildiim ldm, sonra yeniden kendimi hayatta
lduum. Tekrar ve tekrar." Ban elleri arasna ald. "Btn isiiim huzur!"
Tanis arp kalmt. Sakaln kayarak adama bakt. Yalan
aylyor olduu neredeyse kesindi. Yo, lp tekrar hayata dn-for
olduu konusunda deil. Tanis bunu kendi gzleriyle grm-Ama
bildii bir ey varsa o da Karanlklar Kraliesi'nin sava-
ayrabildii btn glerini bu adam aramak iin yolladyd,
lutlaka neden olduunu biliyordu! "Berem, nasl oldu da o yeil ta,
ey, tenine girdi?" "Bilmiyorum," diye cevap verdi Berem, o kadar
alak sesle sy-'" ki sesini ancak duyabildiler. Gayri ihtiyari eli
gsne gitti, ti aryormu gibi. "Bu benim bedenimin bir paras,
kemikle-

167

rim gibi, kanm gibi. Ga-galiba beni yaama geri dndren o."
"kartabiliyor musun?" diye sordu Altnay kibarca, eli adamn
kolunda Berem'in yanndaki bir mindere kerken.
Berem ban iddetle sallad, gri salar nne dyordu.
"Denedim!" diye mrldand. "Onu skp kartmay ok denedim!
Kalbimi skp kartmaya almam gibi bir ey bu!"
Tanis nce titredikten sonra ileden karak iini ekti. Bu bir
ie yaramyordu! Hl nerede olduklarna dair bir fikri yoktu. Berem'in onlara syleyebileceini umuyordu... Tanis bir kez daha etrafndaki garip eylere bakt. ok eski olduu belli olan bir binann,
duvarlarn hal gibi rten yosunlardan gelen rktc yumuak bir
kla aydnland anlalan bir odasndaydlar. Mobilyalar da en az
bina kadar eskiydi; bir zamanlar gsterili olduklar belli olduu
halde imdi hrpani, dkk bir haldeydiler. Hi pencere yoktu.
Dardan hibir ey duyulmuyordu. Ne zamandr orada
bulunduklar konusunda bir fikirleri yoktu. Zaman karmt;
sadece o garip bitkileri yerken ve huzursuz geen uykulara
daldklarnda blnyordu.
Tanis ile Nehiryeli binay aratrmlard ama bir k bulamamlard; baka bir yaam belirtisi de yoktu. Aslnda Tanis her ey
zerine garip bir bynn, onlarn dar kmasn nlemek iin
bir bynn yaplp yaplmam olduunu merak ediyordu. nk
ne zaman ilerlemeye cret etseler dar, lo koridorlar onlar yeniden
bu odaya geri getiriyordu.
Gemi girdaba dtkten sonra olanlarn ok azn hatyorlard.
Tanis kalaslarn paralandn duyduunu hatrlyordu. Geminin
direinin dtn, yelkenlerin yrtldn grdn hatrlyordu. lklar duymutu. Caramon'un devasa bir dalgayla denize sprldn grmt. Tika'nn kzl buklelerinin suyun
iinde dndn grdn hatrlyordu; sonra kz olduu gibi
kaybolmutu. Sonra ejderha vard... ve Kitiara... Ejderhann penesinin izikleri hl kolunda duruyordu. Sonra baka bir dalga
gelmiti... Sonunda cierlerindeki acdan lecekmi gibi oluncaya
kadar nefesini tuttuunu hatrlad. Bir tahta parasna tutunmaya
alrken bile lmn onu rahatlatacam, lm ho karlayacan
dnyordu. Comu sular iinde su yzne doru ilerlediini
hatrlyordu; ama yeniden geri emilmi ve her eyin sonunun
geldiini anlamt...
Sonra st ba deniz suyuyla srlsklam olmu bir halde bu garip
yerde uyanp Nehiryeli, Altnay ve Berem'in de yannda oldu-

168

unu grmt.
lk bata Berem onlardan ok korkmu, bir keye bzm,
yaklamalarna msade etmemiti. Altnay sabrla ona konumaya
devam etmi, ona yiyecek gtrmt. Zamanla, kadnn yumuak
yardmlar adam kazanmasn salamt. Hem o, hem de -Tanis
imdi anlyordu- adamn bu yerden ayrlmak iin duyduu yo-" un
istek adam onlara kazandrmt.
Tanis, Berem'i ilk sorguya ekmeye baladnda, adamn bu
yeri bildii, onlar bile bile bu yere getirmek iin gemiyi girdabn
iine doru ynlendirdiini farzediyordu.
Fakat yarmelf artk o kadar emin deildi. Berem'in yzndeki
akl karm ve korkmu ifadeden onun da nerede olduklar hakknda bir fikir olmad anlalyordu. Onlarla konuuyor olmas
gerei bile sylediklerinin doru olduunun bir gstergesiydi.
ok kt durumdayd. Buradan kmak istiyordu. Neden?
"Berem..." diye balad Tanis ayaa kalkp odada volta atarken.
Berem'in baklarnn kendisini izlediini hissediyordu. "Eer Karanlklar Kraliesi'nden kayorsan, buras gizlenmek iin mkemmel
bir yere benziyor..."
"Hayr!" dedi Berem, yar yarya ayaa kalkarak.
Tanis aniden geriye dnd. "Nedenmi? Neden buradan kmaya bu kadar kararlsn? Neden onun seni bulabilecei bir yere
gitmeyi istiyorsun?"
Berem sandalyesine sokularak bzt. "Ben...ben bu yer hakknda hibir ey bilmiyorum! Yemin ederim! G-geri d-dnmem
gerek... Gitmem gereken bir yer var... Bir eyin peindeyim... Onu
buluncaya kadar hi huzur olmayacak."
"Onu bulmak! Neyi bulmak?" diye bard Tanis. Altnay'n elini
kolunda hissedince bir manyak gibi barp ardn anlad ama
durum inanlmayacak kadar i bunaltcyd! Karanlklar Kraliesi'nin ele geirmek iin dnyalar verecei eye sahip olup nedenini bilmemek!
"Size syleyemem!" diye szland Berem.
Tanis gzlerini kapatp kendini sakinletirmek iin nefesini tuttu.
Ba zonkluyordu. Bin paraya blnecekmi gibi hissediyordu.
Altnay ayaa kalkt. Her iki elini de Tanisn omuzlarna koyarak,
Mishakal ad hari, anlamn kavrayamad yattrc szler fsldad.
O korkun his yava yava geerek onu bitmi bir halde yorgun
argn brakt.
"Tamam Berem." Tanis iini geirdi. "Bir ey yok. zr dile169

rim. Artk bu konuda konumayacaz. Bana kendinden bahset.


Nerelisin?"
Berem bir an tereddt ettikten sonra gzleri ksld, gerginleti.
Tanis, Berem'in bu garip tavrndan aalamt. "Ben Solace'tanm,
Sen nerelisin?" diye tekrarlad kaygszca.
Berem ona ihtiyatla bakt. "Siz -siz orasn hi duymamsnzdr. K-kk bir ky tam...-tam eyin dnda...." Yutkunduktan
sonra boazn temizledi. "Neraka."

"Neraka m?" Tanis, Nehiryeli'ne bakt.


Bozkrh bana sallad. "Hakl. Ben hi duymadm."

"Ben de," diye mrldand Tanis. "Tasslehoff ile haritalarnn burada olmamas ne ac...Berem neden..."
"Tanis!" diye haykrd Altnay.
Kadnn sesi zerine yarmelf ayaa kalkt, eli gayr ihtiyan yerinde olmayan klcna doru gitti. Kendisini arlyla aaya eken
klcyla suyun iinde cebelletiini belli belirsiz hatrlad. Nehiryeli'ni kapya nbete dikmedii iin kendi kendine lanetler yadrrken alan kapnn iinde duran krmz .cbbeli adama bakmaktan baka bir ey yapamyordu.
"Merhaba," dedi adam neeyle, ortak dilde konuarak.
Krmz cbbe Tanis'in aklna Raistlin'i yle bir hzla getirmiti ki
yarmelfin gzleri buland. Bir an iin gelenin Raistlin olduunu
dnd. Sonra daha ak seik grd. Bu byc daha yalyd ok daha yalyd ve yz daha iyiliksever biriymi gibi grnyordu.
"Neredeyiz?" diye sordu Tanis kabaca. "Sen kimsin? Neden buraya
getirildik?"
"KreeaQAEKH" dedi adam bezginlikle. Dnerek uzaklat.
"Lanet olsun!" Tanis, adam yakalayp geri srmeye niyetlenerek
ileri doru atlad. Ama omuzunda sert bir el hissetti.
"Dur," diye akl verdi Nehiryeli. "Sakinle Tanis. O bir by
kullancs. Bir klcn olsayd bile onunla dvemezdin. Onu izleyip nereye gittiine bir bakalm. Eer buraya bir by yaptysa,
belki de kendi dar kabilmek iin kaldrmak zorunda kahr."
Tanis derin bir nefes ald. "Haklsn tabii ki." Durup bir solukland. "zr dilerim. Neyim var bilmiyorum. Kendimi bir davul
kadar gerilmi, gergin hissediyorum. Onu izleyeceiz. Altnay sen
burada Berem ile kal..."
"Hayr!" diye bard Berem. Kendini sandalyeden atarak Tanis'e yle bir gle asld ki neredeyse onu yere drecekti. "Beni
170

burada brakmayn! Brakmayn!"


"Seni braktmz yok!" dedi Tanis, kendini Berem'in lm gibi
kavrayan ellerinden kurtarmaya alarak. "Tamam. Zaten belki
birbirimizi brakmasak daha iyi."
Dar koridora doru hzla hareket ederek lo ve terk edilmi holden
ilerlemeye baladlar.
"Bakn oradan gidiyor!" diye iaret etti Nehiryeli.
Lo kta, bir keyi yalayan krmz bir cbbenin bir parasn
belli belirsiz grdler. Yavaa yryerek peinden gittiler. Koridor,
baka odalara alan baka bir koridora doru ilerliyordu.
"Bu daha nce burada yoktu!" diye hiddetle sylendi Nehiryeli.
"Burada sadece duvar oluyordu hep."
"Sadece gzba," diye mrldand Tanis. Koridora adm atarak f'
etraflarna merakla bakndlar. Odalar, bo koridora alan kendi
odalarndaki gibi uygunsuz antika mobilyalarlar'.a doluydu. Bu odalar
da botu ama hepsi de d garip yan kla aydnlanmt. Belki de
buras bir hand. Eer yle idiyse grne gre tek mteriler onlard
ve belki de hann yzlerce yldr grlen ilk mte-risiydiler.
Ykk dkk koridorlardan ve stunlu geni hollerden getiler.
Etraflarn inceleyecek zaman yoktu; zellikle de son derece hzl ve
ele gemez olduu anlalan krmz cbbeli adam izlerlerken. ki
kere onu kaybettiklerini dnmlerdi ki dnen merdivende altlarnda uuan ya da bitiik koridorda rpnan krmz cbbesini
grdler.
te tam byle bir balant yerinde bir an iin durmu birbirine
kar iki koridora bakarak kendilerini kaybolmu ve yorgun hissediyorlard.
"Ayrlalm," dedi Tanis biraz sonra. "Ama uzaklamayn. Tekrar
burada buluuruz. Eer ondan bir iz grrsen Nehiryeli, bir kez
slk al. Ben de ayn eyi yapacam."
Ban onaylarcasna sallayan Bozkrh ile Altnay koridordan
aaya szlrken -kelimenin tam anlamyla ayaklarnn dibinden
ayrlmayan Berem'le- Tanis dier koridoru aratrd.
Hibir ey bulamad. Koridor bu yerdeki her yer gibi meum ir
ekilde aydnlatlm olan byk bir odaya kyordu. Acaba iaya
m baksnd, geri mi dnsnd? Tanis bir an tereddt ettik-t sonra
abucack ieriye bir gz atmaya karar verdi. Ortasndadevasa yuvarlak masa hari oda botu. Yaklatka masann ide
harikulade bir harita olduunu grd!
171

Tanis bu gizemli yerin neresi ve nerede olduuna dair bir ipucu


bulma umuduyla, hzla haritann zerine eildi. Harita ehrin
minyatr bir kopyasyd! Berrak kristal bir kubbeyle korunan harita o
kadnr inpe detaylyd ki Tanis'e, kristalin altndaki ehir, onun o anda
iinde bulunduundan daha gerekmi gibi gelmiti.
"Tas burada deil, ne fena," diye dnd kendi kendine dalgn
dalgn, kenderin ne kadar mutlu olacan tahayyl ederek.
Binalar antik stilde ina edilmiti; narin helezonik stunlar kristal
ge ykseliyor, k ak kubbelerden prldyordu. Tatan kemerler
baheli bulvarlar ayordu. Caddeler byk bir rmcek a gibi
yaylm, ehrin kalbinden her yana uzanyordu.
Tanis Berem'in tedirginlikle koluna asldn hissetti, gitmeleri
gerektiini iaret ediyordu. Konuabildii halde belli ki adam sessizlie ok almt ya da belki de yle davranmay tercih ediyordu.
"Tamam, bir dakika," dedi Tanis, gitmeye gnlszd. Nerihyeli'nden bir ses iitmemiti, ayrca haritann onlar bu yerden karabilrne ihtimali de vard.
Camn zerine eilerek minyatr ehire daha yakndan bakt.
ehrin etrafnda byk kkler ve stunlu saraylar vard. Camdan
kubbeler k karlar iinde yaz ieklerine beiklik ediyordu. Hayatnda bu ehirde hi bulunmam olmasna ramen ehrin tam orta
gbeinde Tanis'e tandk gelen bir bina ykseliyordu. Daha bu binay
inceleyip hafzasn yoklarken ensesindeki tyler diken diken oldu.
Buras tanrlarn bir mabedine benziyordu. Ve bugne kadar
grd en gzel yapya sahipti; elf krallklarndaki Gne ve Yldz
Kuleleri'nden daha gzeldi. Yedi tane kule sanki tanrlara yarattklarn vermiesine gklere doru ykseliyordu. Ortadaki
kule gkyzne doru dierlerinden daha ok ykseliyordu sanki
tanrlar vmyor da onlara irk kouyordu. Elf hocalarnn rettii,
Afet ile ilgili, Kral Rahip'le ilgili hikyelerin anlatld kark
hatralar geldi aklna...
Nefesi boazna dmlenen Tanis minyatr ehirden geriledi.
Berem, yz kl rengi olarak telala onu izledi.
"Ne var?" diye gaklad korkuyla Tanis'e yaparak.
Yanmelf ban sallad. Konuamyprdu. Nerede olduklarnn
ve neler dndnn korkun imas zerine Kan Denizi'nin al sulan
gibi arpp patlyordu.
Berem aknlk iinde haritann merkezine bakt. dmn gz-

leri fal ta gibi aldktan sonra cyaklad; Tanis'in o gne kadar


duymad bir haykrt bu. Aniden Berem kendini olduu gibi
kristal kubbenin zerine atarak, sanki cam krp aabilecekmi gibi
yumruklamaya balad.
"Lanet ehri!" diye inledi Berem. "Lanet ehri."
Tanis onu yattrmak iin uzanmt ki Nehiryeli'nin tiz sln
duydu. Berem'i yakalad gibi onu kristalden uzaklatrd. "Biliyorum," dedi. "Haydi, buradan ayrlmamz lzm ."
Ama nasl? Krynn'in zerinden yok olmu olmas gereken bir
ehirden nasl klabilinirdi ki? Kan Denizi'nin dibinde yatyor olmas gereken ehirden nasl klabilinirdi ki? Nasl klabilinirdi...
Berem'i harita odasnn kapsndan itelerken Tanis kapnn tepesine bir gz gezdirdi. Ufalanmakta olan mermerin zerine kelimeler oyulmutu. Bir zamanlar dnyann harikasn anlatan kelimeler. Harfleri artk atlam, yosunla kaplanm kelimeler. Ama
onlar okuyabiliyordu.

172

173

Hogeldin, Ey soylu ziyareti, gzel ehrimize.


Hogeldin tanrlarn aziz ehrine.
Hogeldin saygdeer ziyareti star'a.

'&9i'XZ L'D'RD''M.

Ona ne yaptnz grdm! Onu ldrmeye alyorsunuz!" diye


bard Caramon Par-salian'a. Yksek Byclk Kulesi'nin VVayreth'in garip ve yabanc ormanlarnda bulunan son Yksek
Byclk Kulesi'nin- b<* olan Par-Salian, Krynn'de yaayan
by kullanclar Tarikat'nm en yksek rtbe-lisiydi.
Yirmi yandaki savaya, kar gibi beyaz cbbeler iindeki
kupkuru yal adam, tutsa elinde kalacakm gibi grnyordu.
Gen sava son iki gndr yeterince tahammll davranmt
ama artk sabn tkenmiti.
"Bizim cinayetle bir ilgimiz yok," dedi Par-Salian yumuak sesiyle. "Bu Snavlar vermei kabul ettiinde kardein neyle kar
karya olduunu biliyordu. Baarszlnn cezasnn lm olduunu biliyordu."

174

"Bilmiyordu, tam olarak bilmiyordu," diye geveledi Caramon


elleriyle yzn ovuturarak. "Ya da biliyorduysa bile, umursamyordu. Bazen by... bysne olan ak dncelerini engeller."
"Ak m? Hayr." Par-Salian hznle tebessm etti. "Buna ak
diyebileceimizi zannetmiyorum."
"te, her neyse," diye. mrldand Caramon. "Ona ne yapacanz
kavramamt! Bu son derece ciddi..."
'Tabii ki," dedi Par-Salian kibarca. "Klcn kullanmay bilmeen bir cenge katlsaydn, sana ne olurdu sava?"
Caramon kalarn att. "Laf dndrmeye alma..."
"Ne olurdu?" diye srar etti Par-Salian.
"lrdm," dedi Caramon, biraz ocuklamaya balam yal
|ir adamla konuurken gsterilen ince bir sabrla. "imdi..."
"Sadece lmekle kalmazdn," diye devam etti Par-Salian, "ama
ana gvenen yoldalarn da lebilirdi belki de senin yetersizliin
JKiznden deil mi?"
"Evet," dedi Caramon sabrszca, tiradna devam etmeye hazrsnrken. Sonra duraksayarak sustu.
"Sylemek istediimi anladn," dedi Par-Salian kibarca. "Biz bu
Unav', her by kullancsna vermeyiz. Okullarda retilen ilk nel
byleri kullanmakla yetinen, yetenekli birok by kullanl vardr.
Bu byler onlara gnlk yaamlarnda yeter ve btn stedikleri de
budur. Fakat bazen kardein gibi insanlar da kar. )nun iin
yetenek onun yaamdan gemesini salayan bir aratan uzladr.
Onun iin yetenek yaamn kendisidir. O daha fazlasn rzu eder. O
tehlikeli olabilecek olan bilgiyi ve gc de ister -bu sa-lece kullanan
iin deil ama etrafndakiler iin de tehlikeli olabilir. > yzden gerek
gcn bulunabilecei o alemlere dalacak olan b-in by
kullanclarn Snav'a girmeleri, Denemeler'e itaat etmeleri iin
zorlarz. Bylece yetersiz olanlar ayklarz..."
"Raistlin'i ayklamak iin elinizden eieni yaptnz!" diye hrla-l
Caramon. "O yetersiz deil ama narin biri ve imdi de yaralan-,
belki de oluyordur!"
"Hayr, yetersiz deil. Tam aksine. Kardein ok baarl oldu
va. Btn dmanlarn malup etti. Tam bir profesyonel gi-&
kendini idare etmesini bildi. Neredeyse biraz fazla profesyonel-ParSalian dnceli grnyordu. "Kardein birilerinin ilgisini ekti mi
diye merak ediyorum."
"Bilemem." Caramon'un sesi kararllkla sertlemiti. "Ve umunda
da deil. Btn bildiim buna bir son vereceim. Hem de
175

hemen."
"Yapamazsn. zin verilmez. O lmyor..."
"Beni durduramazsnz!" diye beyan etti Caramon souk bir
edayla. "By! ocuklar elendirmek iin yaplan numaralar!
Gerek gm! Hh! Bu lmeye deecek bir ey deil..."
"Kardein yle olduuna inanyor," dedi Par-Salian yumuak
bir sesle. "Bysne ne kadar ok inandn gsteriyim mi? Sana
gerek gc gstereyim mi?"
P^r-Salian'a kulak asmayan Caramon kardeinin aclarna bir
son vermek iin ileri doru bir adm att. Bu adm son admyd -en
azndan bir sre iin son adm. Kendisini kprdyamaz, sanki
ayaklan bir buzun iinde donmu kalm gibi hissetti. Caramon'un
zerine bir korku kt. lk kez byyle balanyordu ve tamamiyle bir bakasnn denetimi altnda-olmann aresizlii, baltal alt
goblinle dalamaktan daha korkutucuydu.
"Seyret." Par-Salian garip szckler sylemeye balad. "Sana
olmu olabilecek bir grnt gstereceim..."
Caramon aniden kendini Yksek Byclk Kulesi'ne girerken
grd! Hayretle gzlerini krptrd. Kaplardan geiyor, meum
koridorlardan yryordu! Grnt o kadar gerekti ki Caramon
telala kendi bedenine bakt; yar yarya kendi bedeninde olmadndan korkarak. Ama kendi bedenindeydi. Sanki ayn anda iki
yerde birden bulunuyordu. Gerek g. Sava terlemeye balad;
sonra rpererek titredi.
Caramon -Kule'deki Caramon- kardeini aryordu. Raistlin'e
seslenerek bo koridorlardan gidip geliyordu. Ve sonunda onu
buldu.
Gen byc souk ta bir zemin zerinde yatyordu. Azndan
kan szyordu. Yaknnda kara bir elf in bedeni vard; lmt Raistlin'in bysyle. Fakat bedeli korkun olmutu. Gen bycnn kendisi de lme yaklam gibiydi.
Caramon kardeine doru koarak onun narin bedenini gl
kollarna ald. Raistlin'in, onu yalnz brakmas iin tm yalvarma
ve yakarmalarn kulak ard eden sava kardeini bu kt Kule'den gtrmeye yeltendi. Eer elinden gelen son ey bu bile olsa
kardeini bu yerden gtrecekti.
Fakat -tam Kule'den kan kapya yaklamlard ki- nlerinde
bir hayalet belirdi. Baka bir snav daha diye dnd Caramon
mitsizce. Eh, bu Raistlin'in uramas gereken bir snav olmayacakt en azndan. Kardeim kibarca yere yatran sava son d176

manyla karlamak iini dnd.


Ondan sonra olanlar ok anlamszd. Seyretmekte olan Caramon
hayretler iersinde gzlerini krptrd. Kendisinin bir by
yaptn gryordu! Klcn elinden brakarak elinde garip baz
[nesneler tuttu ve anlamad szler sylemeye balad! Ellerinden
Iimekler frlad! Hayalet viyaklayarak yok oldu.
Gerek Caramon lgnlar gibi Par-Salian'a bakt ama byc
isadece ban sallad ve -skunla- Caramon'un gzleri nnde dalgalanan grnty iaret etti. Hem korkmu, hem kafas karm
alan Caramon seyretmek iin dnd:
Raistlin'in yava yava dorulduunu grd. "Nasl yaptn bunu?"
diye sordu Raistlin, duvara yaslanp ayak-fta durarak..
Caramon bilmiyordu. renmesi kardeinin yllarn alan bir eyi
nasl yapabilmiti! Ama sava abuk abuk bir aklamada
Sunduunu grd. Caramon, ayn zamanda, kardeinin yzn-ie
bir ac ve iddetli strap da grmt.
"Hayr Raistlin!" diye bard gerek Caramon. "Bu bir numara! u
yal adamn bir numaras! Ben yle birey yapamam! Hibir
aman byn senden almadm! Hibir zaman!"
Fakat Caramon'un -kabadaylk eden kstah- grnts "kk"
kardeini "kurtarmak" iin ilerledi; onu kendinden kurtarmak in.
Kollarm kaldran Raistlin kollarn kardeine doru uzatt, l
Ama ona sarlmak iin deil. Hayr. Hasta, yaral ve tamamen ks|kanhn penesine dm olan gen byc tek bir bynn,
son gcyle yapabilecei son bir byynn szlerini sylemeye
{balad.
Raistlin'in ellerinden alevler fkrd. Byl alevler ileri doru 1
grledi -ve kardeini yuttu.
Caramon dehetle seyrediyordu; kendi grnts ate tarafndan
yutulurken dili tutulmutu... Kardeinin souk ta zemine ylsn
seyretti. "Hayr! Raist..."
Serin, yumuak eller yzne dedi. Baz sesler duyuyordu
anlamlar yoktu. Eer istese anlayabilirdi. Ama anlamak istemiyordu. Gzleri kapalyd. Aabilirdi ama reddetti. Gzlerini amak, szleri duymak sadece acy gerek klacakt.
"Dinlenmeliyim," dediini duydu Caramon kendi kendinin ve
yeniden karanla kt.

177

Bir Kule'ye yaklayordu, baka bir Kule'ye?- Silvanesti'deki Yldzlar Kulesi'ne. Bir kez daha yannda Raistlin vard; tek bir farkla:
imdi kardei kara cbbeler giymiti. Ve imdi Caramon'a yardm
etme sras Raistlin'deydi. Koca sava yaralanmt. Neredeyse
kolunu koparp gtrm olan bak yarasndan dar kan
pompalanyordu.
"Dinlenmeliyim," dedi yine Caramon.
Raistlin onu kibarca yere uzatt; srt Kule'nn souk talarna
dayanmt. Sonra Raistlin uzaklamaya balad.
"Raist! Gitme..." diye haykrd Caramon. "Beni burada brakamazsn!"
Etrafna bakman yaral, savunmasz sava, onlara Silvanesti'de saldran lmeyen elf ordularnn zerine atlamak iin beklediini
grd. Sadece tek bir ey onlan geri tutabiliyordu; o da kardeinin
by gcyd.
"Raist! Beni brakma!" diye haykrd.
"Yalnz ve zayf olmak nasl bir eymi?" diye sordu Raistlin ona
hafife.
"Raist! Kardeim..."
"Onu bir kez ldrdm Tanis, bir kez daha yapabilirim!"
"Raist! Hayr! Raist!"
"Caramon, ltfen..." Baka bir ses. Bu yumuakt. Yumuak eller
dokundu Caramon'a. "Caramon ltfen! Uyan! Geri gel Caramon.
Bana geri gel. Sana' ihtiyacm var."
Hayr! Caramon bu sesi itti. Yumuak elleri itti. Hayr, geri
gelmek istemiyorum. Gelmeyeceim. Yorgunum. Yaralym.
Dinlenmek istiyorum.
Fakat eller, ses onu rahat brakmyordu. Onu kucaklyor, gmlmei arzulad derinliklerden ekiyordu.
imdi de korkun, kzl bir karanla doru dyor, dyordu.
skelet gibi parmaklar yapt, gzsz kelleler dnerek geti,
azlar sessiz bir haykrla almt. Derin bir nefes aldktan sonra
kanlar iine dald. rpnarak, boulacak gibi olarak sonunda
yzeye kabildi ve bir kez daha nefes ald. Raistlin! Ama hayr, o
gitmiti. Arkadalar. Tanis. O da gitmiti. Onun sprlp gittiini
grmt. Gemi. Yoktu. kiye ayrlmt. Denizcileri paralanm,
kanlan kan krmzs denizle karmt.
Tika! O, onun yanndayd. Kz kendine doru ekti. Kz da
nefes almaya alyordu. Ama o kza tutunamazd. Dnen su kz
kollarndan ekip ald ve onu aaya srd. Bu kez yzeyi bu-

lamyordu. Cierleri yanyordu, patlyordu. lm... huzur... tatl,


scak...

178

179

Ama hep o eller! Onu korkun yzeye srklyor. Yakan havay solumasna neden oluyor. Hayr, brakn beni!
Sonra baka eller, kan krmzs denizden ykselen baka eller.
Sk sk tutan eller, onu yzeyden aaya ekiyorlar. Dyor...
aaya... merhametli karanla doru. Sylenen by szleri onu
rahatlatyor, nefes alyor... Suyu soluyor... Ve gzleri kapal... Su
lk ve rahatlatc... Bir kez daha ocuk olmutu.
Ama tam olarak deil. kizi yoktu.
Hayr! Uyanmak bir strapt. Brakn karanlk ryada sonsuza
kadar yzsn. Keskin, derin acdan iyidir.
Ama eller onu ekitiriyor. Ses, ona sesleniyor.
"Caramon, sana ihtiyacm var..."
Tika.
"Ben ermi deilim ama bence artk iyi olacak. Brak biraz uyusun."
Tika aceleyle gz yalarn sildi; gl ve kendine hakim grnmeye alyordu.
"Ne... neyi vard?" diye sordu sakin grnmeye alarak ama
yine de titremesine mani olamyordu. "Gemi girdaba dtnde
mi... ya-yaralanm. Gnlerdir byle! Bizi bulduunuzdan beri."
"Hayr, zannetmiyorum. Eer yaralanm olsayd deniz elfleri
onu iyiletirirdi. Bu onun iinden kaynaklanan bir ey. Szn ettii
bu "Raist" kimin nesi?"
"kiz kardei," dedi Tika tereddtle.
"Ne oldu? ld m?"
"Hayr... hayr. Ben...ben ne olduundan pek emin deilim. Caramon kardeini ok seviyordu ve o... Rasitlin yani ona ihanet etti."
"Anlyorum." Adam ban ciddiyetle sallad. "Yukarda bunlar
oluyor. Sen de benim neden burada yaamay setiimi merak ediyorsun."
"Onun hayatn kurtardnz!" dedi Tika. "Ve ben sizi tanmyorum
bile... sminizi bilmiyorum."
"Zebulah," diye cevap verdi adam tebessmle. "stelik onun
hayatn ben kurtarmadm. O sizin sevginiz yznden geri geldi."
Tika ban edi, kzl bukleleri yzn gizliyordu. "Umanm,"
diye fsldad. "Onu o kadar ok seviyorum ki. Eer onu kurtaracaksa lmeye bile razym."

Artk Caramon'un iyi olacandan emin olan Tika dikkatini bu


garip adama yneltmiti. Orta yal, tral bir adam olduunu grd;
gzleri de en az tebessm kadar engin ve samimiydi. nsand ve
krmz cbbelere brnmt. Kemerinden keseler sallanyordu.
"Siz bir by kullamcssmz," dedi Tika aniden. "Raistlin gibi!"
"Hh, imdi anlald." Zebulah glmsedi. "Bu gen adam ya r
baygn halde beni grnce kardei olduumu dnm olmal."
"yi ama siz burada ne yapyorsunuz?" Tika etrafndaki garipliklere grerek bakt.
Adam onu buraya getirdiinde etrafndakileri elbette grmt,
ama kz endiesi arasnda dikkat etmemiti. imdi ykk dkk,
ufalanan bir binann, bir odasnda olduunu fark etmiti. Hava scak
ve boucuydu. Bitkiler bu nemli ortamda ok gelimilerdi.
Etrafta biraz mobilya vard ama geliigzel yerletirildikleri
oda kadar eski ve haraptlar. Caramon ayakl bir yatakta yatyordu -drdnc kesini eski, yosun kapl bir kitap yn tutuyordu. Clz sular minik parlak ylanlar misali rutubetten parlayan
ta duvarlardan szlyordu. Her ey rutubetten prl prld; aslnda duvarda yetien yosundan yayan soluk, meum yeil
yanstyorlard. Her yer, her eidinden ve renginden yosunla kaplyd. Koyu yeil, altn sars, mercan krmzs yosunlar-duvarlardan trmanyor, kubbe eklindeki tavandan sarkyordu.
"Benim burada ne iim var?" diye mrldand kz. "Ve buras ne-,
resu
"Buras... ey, sanrm buras, buras diyebiliriz," diye cevap verdi
Zebulah memnuniyetle. "Deniz cifleri sizi boulmaktan kurtard,
ben de buraya getirdim."
"Deniz elfleri mi? Deniz ciflerini hi duymamtm," dedi Tika,
etrafna merakla baknarak, sanki birini sakland keseciinde g"verecekmi gibi. "Ayrca elflerin beni kurtardklarn da hatrlamyorum. Btn hatrladm bir eit kocaman, kibar balk..."
"Yo, etrafta deniz ciflerine baknmana gerek yok. Onlar gremesin. Onlar KreeaQUEKHten -yani onlann dilinde "hava soluyanlardan- korkarlar ve onlara gvenmezler. O grdn balklar
da deniz cifleriydi; KreeaQUEKHlere kendilerini bir tek o ekilde
gsterirler. Siz onlara yunus diyorsunuz."
Caramon uykusunda kprdanarak inledi. Elini adamn alnna
koyan Tika terli salarn geriye doru okayarak, adam yattrd.
"O halde neden hayatlarmz kurtardlar?" diye sordu kz.
180

"Hi elf tanyor musun, mesela bir kara cifi?" diye sordu Zebulah.
"Evet," diye cevap verdi Tika yavaa, Laurana'y dnerek.
"O halde btn elfler iin yaamn kutsal olduunu bilirsin."
"Anlyorum." Tika ban sallad. "Ve ayn kara elfleri gibi dnyaya yardm edeceklerine ellerini eteklerini ekmiler."
"Yardm etmek iin ellerinden geleni yapyorlar," diye azarlad
kz Zebulah iddetle. "Ne olduunu anlamadn eyleri eletirmeye
kalkma kk hanm."
"zr dilerim," dedi Tika kzararak. Konuyu deitirdi. "Ama
siz, siz insansnz. Neden..."
"Neden mi buradaym? ykm sana anlatmaya ne zamanm
ne de niyetim var, nk senin de beni anlamayacan kesin. Dierlerinin hibiri anlamyor."
Tika nefesini tuttu. "Bakalar da m var? Bizim gemiden bakalarn grdnz m... arkadalarmz?"
Zebulah omuzlarn silkti. "Her zaman burada birileri vardr. Bu
harabeler ok byktr ve bir ounda minik hava cepleri bulunur.
Kurtardklarmz en yakn meskene getiririz. Arkadalarnza
gelince, b'ir ey syleyemem. Eer sizinle gemide idiyseler byk bir
ihtimalle kaybolmulardr. Deniz elfleri llere gerekli merasimi
dzenleyerek ruhlarn kendi yollarna yollarlar." Zebulah ayaa
kalkt. "Senin gen adamn kurtulduuna sevindim. Burada bol bol
yiyecek var. Grdn bitkilerin ou yenebilir. Eer istersen
harabeler arasnda dolaabilirsin. Denize girip boulmaya-sn diye
etrafa bir by yaptm. Buray istediin gibi tertiple. Baka
mobilyalar da bulabilirsin..."
"Ama dur bekle!" diye seslendi Tika. "Biz burada kalamayz!
Yzeye dnmemiz gerek. Mutlaka bir k yolu vardr, deil mi?"
"Hepsi bana bunu sorar," dedi Zebulah sabn biraz tkenerek.
"Ve iin asl, doru, ben de ayn fikirdeyim. Bir k yolu olmas
art. nsanlar yolu zaman zaman buluyor gibi. Sonra -benim gibiburadan ayrlmak istemeyenler de kar. Birka yldr buralarda
yaayan birka eski dostum da var. Ama, kendin bul. Etrafa bakn.
Harabelerin bizim tanzim ettiimiz ksmnda kalmaya zen gster." Kapya doru dnd.
"Durun! Gitmeyin!" Ayaa srayp zerinde oturmakta olduu
ireti sandalyeyi deviren Tika krmz cbbeli by kullancsnn
peinden kotu. "Arkadalarm grebilirsiniz. Onlara deyin ki..."

181

"h, pek emin deilim," diye cevap verdi Zebulah "Dorusunu


sylemek gerekirse -alnmaca gcenmece yok kk hanm- senin
sohbetinden de bktm. Burada yaadm zaman uzadka KreeaQUEKHe olan tahammlm de bir o kadar azalyor. Hep aceleleri
var. Hibir yerde kalmaktan memnun olmuyorlar. Sen ve u gen
adam, burada aada, orada yukarda olacanzdan daha mutlu
olursunuz. Ama hayr, dn yolunu bulmak iin kendinizi telef
edeceksiniz. Ve orada neyle kar karyasnz? Hyanet!" Yeniden
Caramon'a evirdi baklarn.
"Yukarda bir sava var!" diye bard Tika fkeyle. "nsanlar ac
ekiyor. Bu hi mi umurunuzda deil?"
"nsanlar her zaman orada ac ekerler," dedi Zebulah. "Bu ko
nuda elimden bir ey gelmiyor. Hayr, umursamyorum. Sonu
olarak, umursasan ne olacak? Ona ne olmu?" Hiddetli bir hareketle Caramon'u iaret eden Zebulah dnd ve viran kapy arkasndan arparak gitti.
Tika, tereddtle adamn ardndan bakt; acaba adamn arkasndan
koarak onu tutup yakasna m yapsayd Belli ki yukardaki
dnyayla tek balantlar oydu. 3u aas her neresi idiyse...
"Tika..."
"Caramon!" Zebulah'! unutan Tika dorulup oturmaya alan
savaya doru kotu.
"Cehennem adna, neredeyiz?" diye sordu adam, gzleri fal ta
gibi alm etrafna baknarak. "Ne oldu? Gemi..."
"Ben... ben emin deilim," diye kekeledi Tika. "Kendini oturacak
kadar iyi hissediyor musun? Belki yatsan daha iyi olur..."
"Ben iyiyim," diye terslendi Caramon. Sonra kzn onun sertlii
karsnda ekindiini grnce, uzanarak kz kollarna ald. "zr
dilerim Tika. Affet beni. Sadece... ben..." Bam sallad.
"Anlyorum," dedi Tika yavaa. Ban adamn gsne yaslayarak ona Zebulah ile deniz ciflerini anlatt. Caramon yava yava
btn duyduklarn kavrarken akl kararak gzlerini krptryordu. Kalarn atarak kapya doru bakt.
"Keke kendimde olsaymm," diye mrldand. "Zebulah denen
o tip k yolunu biliyor, anlalan. Bize gstermesini salardm."
"Ben o kadar emin deilim," dedi Tika kararszlkla. "O da bir
by kullancs tpk..." Hemen sustu. Caramon'un yzndeki
acy grp ona daha da sokularak yzn okamak iin uzand.
"Biliyor musun Caramon," dedi yavaa, "bir yerde hakl. Bura-

da mutlu olabilirdik. Bunun, yalnz kalabildiimiz yegne zaman


olduunun farknda msn? Yani gerekten, gerek anlamda birlikte
yalnz olduumuz? Ve bir yerde ok sakin, ok huzur dolu, ok
gzel bir yer. Yosunlardan dklen k o kadar yumuak ve garip
ki, gne gibi sert ve gz kamatrc deil: Sonra mrldanan
suyu, bize syledii arky dinlemek. Sonra u eski mi eski mobilyalar var ve komik yatak..."
Tika sustu. Caramon'un kendisini saran kollarnn gerginletiini
hissetti. Dudaklar salar arasnda dolayordu. Adama duyduu
ak kzn iinde kabarmaya balam kalbinin ac ve zlemle
durmasna neden olmutu. Hemen kendi kollarn adama dolayp
adamn kalp atlarn kendi kalbi stnde hissederek ona sk,sk
sarld.
"Ah Caramon!" diye fsldad nefesi kesilerek. "Haydi mutlu
olalm! Ltfen! Biliyorum -biliyorum ki buradan ayrlmamz gerekecek. Dierlerini bulup yukardaki dnyaya dnmemiz gerek.
Ama imdilik, biraz yalnz kalalm -birlikte!"
"Tika!" Caramon kza sarlarak saki bedenlerini tek, tek bir canl
varla dntrebilecekmi gibi kz ezercesine kendine yaptrd.
"Tika, seni seviyorum! Sana -sana bir keresinde kendimi tamamen
sana adayncaya kadar sana sahip olamyacam sylemitim. Bunu
yapamam, henz olmaz."
"Bal gibi yaparsn!" dedi Tika hiddetle. Adam ittirip uzaklaa
rak gzlerine bakt. "Raistlin gitti Caramon! Kendi hayatn yara
tabilirsin artk!
-.
Caramon ban kibar kibar sallad. "Raistlin hl benim bir
param . Hep yle olacak, nasl ben hep onun bir parasysam. Anlyabiliyor musun?"
Hayr, anlayamyordu ama yine de boynunu bkerek ban sallad.
Glmseyen Caramon titrek bir nefes ald. Sonra kzn enesinden
tutarak ban kaldrd. Ne gzel gzleri var, diye geirdi iindenKahverengi benekli yeil gzler. imdi gzyalaryla prldyordu.
Teni, ak havada yaamaktan yanm, her zamankinden daha
illiydi. O iller kz utandryordu. Tika, Laurana'nnki gibi
Przsz bir cilt iin mrnn yedi yln verebilirdi. Ama Carattton onun her bir iline, ellerine sarlm olan kvrck kzl salarna
baylyordu.
Tika adamn gzlerindeki ak grd. Nefesini tuttu. Adam kz
iyice kendine ekti. Kalbi daha da hzl arparken fsldad: "Sa-

182

183

na kendimden verebileceim her eyi veririm Tika, eer buna raz


olursan. Senin adna, daha fazlasnn olmasn isterdim."
Kzn btn syledii ise, "Seni seviyorum," idi, adamn boynuna
sarlrken.
Adam kzn anlayp anlamadna emin olmak istedi. "Tika..."
diye balad.
"Sus Caramon..."

olmakta olan gzellii Tanis'e bir kabus gibi km olan ehrin sokaklan arasndaki uzun kovalamacadan sonra merkezdeki gzel
Yoksaraylardan
birine girdiler. l bir baheden geip bir hole girdikten sonra, bir keyi dnp durdular. Krmz cbbeli adam srra kadem
basmt.
"Merdivenler!" dedi Nehiryeli aniden. Gzleri bu garip a
imaya balayan Tanis, avlarnn bir anda gzden kaybolmasna
neden olacak kadar dik alalan bir dizi mermer merdivenin banda
durduklarm grd. Aceleyle merdiven sahanlna doru seyrtince bir kez daha krmz cbbenin merdivenlerden aa do-111
telala dalgalandn grdler.
"Duvarn yanndaki glgelerden kmayn," diye uyard Nehir
yeli, bir yandan da en azndan elli adamn yan yana yriiyebi-

184

185

lecei kadar geni olan merdivenlerin yan ksmn iaret ediyordu.


Duvarlardaki solmu ve atlam resimler hl o kadar zarif ve
canlyd ki Tanis'e orada izili insanlar kendisinden daha canly
mlar gibi gelmiti. Belki de bu resimdekilerin bazlar, ateli da
Kral Rahip'in Mabedi'ne aptnda tam bu noktada duruyorlard...
Bu dnceyi aklndan uzaklatran Tanis yoluna devam etti.
Yirmi basamak kadar indikten sonra gerek boyutta altn ve
gm heykellerle dekore edilmi geni bir sahanla vardlar.
Merdivenler buradan aaya doru ilerlemeye devam ederek
baka bir sahanla geiyor, oradan baka merdivenlere derken
bylece devam ediyordu ta ki hepsi nefes nefese kalp yorgunluktan
bitinceye kadar. Ama hl krmz cbbe nlerinde rpnp
duruyordu.
Aniden Tanis havada bir deiim sezdi. Hava daha da nemlenmeye balam, deniz kokusu daha bir kesiflemiti. Dinleyince
talara yava yava arpan suyun belli belirsiz sesini duyabildi.
Nehiryeli'nin koluna dokunarak onu tekrar glgelere doru
ektiini hissetti. Merdivenlerin sonuna yaklamlard. Krmz
cbbeli adam nlerinde, tam aada durmu nnde engin ve
glgeli bir maaraya doru uzanan kapkara bir su birikintisine
bakyordu.
Krmz cbbeli adam suyun yanna diz kmt. Derken
Tanis baka bir suretin daha varln fark etti; bu suret suyun
iindeydi! Meale nda parhyan salar gryordu -salarn
solgun yeilimtrak bir tonu vard. Bir ift ince beyaz kol ta basamaklara yaslanmt, suretin geri kalan ksm ise suyun iindeydi.
Suretin ba, rahat bir pozisyonda, kollan arasnda duruyordu.
Krmz cbbeli adam bir elini uzatarak kibarca sudaki surete dokundu. Suret ban kaldrd.
"Bekliyordum," dedi bir kadn sesi, sitemle.
Tanis'in nefesi tkanmt. Kadn elfe konuuyordu! Artk kadnn yzn, iri prltl gzlerini, sivri kulaklarn, narin hatlarn
grebiliyordu...
Bir deniz elfi!
Krmz cbbeli adam ile adama tatl tatl glmseyerek bakan
elf kadn arasndaki konumay takip etmeye alrken Tanis, ocukluundan kalma karma kark masallar hatrlad bir bir.
"zr dilerim canm," dedi elfe krmz cbbeli adam avutur-

186

casna, kadnn yanna oturarak. "Senin merak ettiin gen nasl


diye bakmaya gittim. Artk iyi olacak. lme yakn bir vakayd
geri. Haklymsn. Gerekten lmeye ok kararlyd. Ona ihanet
eden kardeiyle -by kullancs olan kardeiyle ilgili bir eymi."
"Caramon!" diye mrldand Tanis. Nehiryeli ne olduunu sorgularcasna Tanis'e bakt. Tabii ki Bozkrl elfe sohbeti izleyemiyordu. Tanis, sylenenleri karmak istemedii iin sadece ban
sallad.
"QueaKI'lCHKeecx," dedi kadn kmseyerek. Tanis'in akl
karmt, bu szcn elfe olmad kesindi!
"Evet!" Adam kalarn att. "O ikisinin emniyette olduuna
emin olduktan sonra dierlerinin bir ksmna bakmaya gittim. lerinden biri -sakall bir tip, bir yarmelf, sanki beni inemeden
yutacakm gibi zerime atld! Kurtarmay baardmz dierlerinin durumu gayet iyi."
"lleri merasimle lme hazrladk," dedi kadn; Tanis kadnn
sesinde yzyllarn hznn, elflerin yaamn yitirilii karnda
duyduklar hzn duyuyordu.
"Onlara star'm Kan Denizi'nde ne aradklarn sormak isterdim. Girdaba girmeye cesaret edecek kadar aptal bir gemi kapta n
hi grmemitim. Kz bana yukarda bir sava olduunu syledi.
Belki de baka areleri kalmamt."
Elf kadn akalarcasno ^krmz cbbeli adamn zerine su
sratt. "Yukarda her zaman, sava vardr! Sen ok meraklsn
sevgilim. Bazen beni terk ederek kendi dnyana dnecekmisin
gibi geliyor. zellikle de bu KreeaQUEKHlerle konutuktan son ra."
Kadn hl akacktan adama su sratmaya devam etse de Tanis
kadnn sesinde gerek bir endie sezmiti.
Krmz cbbeli adam eilerek kadnn, tepelerindeki duvarda
asl kvlcmlar saarak yanan mealenin yla yeil yeil parlayan
slak salarndan pt. "Hayr Apoletta. Onlar kendi savalarna
brakalm, brakalm kardeler kardelere ihanet etsin.' Brakalm
orada dncesiz yarmelfler, aptal kaptanlar olsun. Bym bana
hizmet ettii srece dalgalarn altnda yaayacam..."
"Dncesiz yarmelflere gelince," diye sze kart Tanis, iri
admlarla merdivenlerden aaya seyirtirken. Neler sylendii
hakknda hibir fikirleri olmasa da Nehiryeli, Altnay ve Berem de
onu izliyorlard.
187

Adam telala ban evirdi. Elf kadn o kadar byk bir hzla
sulara gmld ki Tan bir an iin kadnn varln kendisinin
uydurup uydurmadn merak etti. Karanlk su yzeyinde bulunduu yerdeki varln belirtecek bir su halkac bile yoktu.
Merdivenlerin sonuna varan Tanis tam deniz cifini izlemek zere
olan by kullancsnn elini yakalad.
"Dur! Seni yutacak deilim!" diye yalvard Tanis. "Demin orada
yle davrandm iin ok zr dilerim. Biliyorum, yaptm, bu
ekilde arkandan sinsince gelmem ho grnmyor. Ama baka
aremiz yoktu! Eer by yapacak plsan seni durduramayacam
biliyorum. Beni alevler iinde brakabileceini veya uyutabileceini veya rmcek alarna dolayabileceini veya yzlerce
baka ey de yapabileceini biliyorum. By kullanclarnn
yannda bulundum. Ama ne olur, bizi dinlesen olmaz m? Ltfen
bize yardm edin. Arkadalarmzn ikisi hakknda konutuunuzu
duydum -kocaman bir adamla, kzl sal gzel bir kzdan.
Adamn neredeyse lm olduundan bahsettiniz -kardei ona
ihanet etmi hani. Onlar bulmak istiyoruz. Bize nerede olduklarn
sylemeyecek misiniz?"
Adam tereddt etti.
Tanis aceleyle devam ediyordu; onlara yardmc olabilecek bu
adam elinde tutabilme gayretiyle anlaml anlamsz konuuyordu.
"Burada seninle bir kadn grdm. Onun konutuunu duydum.
Kim olduunu biliyorum. Bir deniz cifiydi, yle deil mi?
Haklsn. Ben bir yarmelfim. Ama elfler arasnda bydm ve
efsanelerini dinledim. Ben onlarn sadece birer efsane olduklarn
sanyordum. Ama ona bakacak olsan, ejderhalarn da bir efsane
olduunu zannederdim. Yukardaki dnyada bir sava var. Ve
haklsn. Her zaman, bir yerlerde bir sava vardr. Ama bu sava
yukarsyla snrl kalmayacak. Eer Karanlklar Kraliesi kazanrsa
deniz ciflerinin burada olduklarn bulacandan emin olabilirsin.
Denizlerin altnda da ejderhalar var m yok mu bilmiyorum ama..."
"Deniz ejderhalar var yanmelf," dedi bir ses ve elf kadn yeniden
sular iinden belirdi. Gm ve yeil bir imek gibi hareket eden
kadn ta basamaklara varncaya kadar karanlk deniz iinde
kayarak ilerledi. Sonra kollarn merdivenlere dayayarak parlak
yeil gzleriyle onlara bakt. "stelik onlarn geri dndklerine dair
sylentiler de duyduk. Geri sylentilere inanmadk. Ejderhalarn
uyanm olduklarn bilmiyorduk. Kimin kabahati

188

bu?"
"nemi var m?" diye sordu Tanis bezginlikle. "Kadim yurdumuzu mahvettiler. Silvanesti artk bir kbuslar lkesi oldu. Qualinestiler yurtlarndan srld. Ejderhalar yakp ykyor, ldryorlar. Hikimse, hibir yer emniyette deil. Karanlk Kralie'nin tek bir amac var: Her canlya hkmetmek. Siz emniyette
kalabilecek misiniz? Burada aada olsa bile? nk sanrm u
anda denizin dibindeyiz?"
"Haklsn yarmelf," dedi krmz cbbeli adam iini ekerek.
"Denizin altndasnz, star ehrinin harabeleri arasnda. Sizi deniz
elfleri kurtararak buraya getirdi; gemi kazas geiren herkesi
getirdikleri gibi. Arkadalarnzn nerede olduunu biliyorum ve
sizi oraya gtrebilirim. Ama bunun tesinde sizin iin ne yapabileceimi bilmiyorum."
"Bizi buradan kartn," dedi Nehiryeli aka, ilk kez olarak
sylenenleri anlayarak. Zebulah Ortak lisanda konumutu. "Bu
kadn kim Tanis? Elfe benziyor."
"Bir deniz elfi. smi..." Tanis sustu.
"Apoletta," dedi elf kadn glmseyerek. "Size elimi uzatamadm iin zr dilerim ama biz bedenlerimizi siz KreeaQUEKH-lar
gibi rtmeyiz. Bunca yldan sonra kocam bile karaya ktnda
bedenini o garip cbbelere sarmamas konusunda ikna edemiyorum. Edep, diyor buna. O yzden gerektii gibi el skmak iin
sudan kp ne sizi, ne de onu utandrmayacam." * Kzaran Tanis
elf kadnn szlerini arkadalarna tercme etti. Altmay'n gzleri
falta gibi ald. Berem sylenenleri duymuyor gibiydi, sanki isel
bir eit ryaya dalm, etrafnda olup bilenleri belli belirsiz
alglyordu. Nehiryeli'nin ifadesinde bir deiiklik olmamt. Belli
ki artk elfler hakknda duyduu hibir ey onu hayrete
drmyordu.
"Her neyse, bizi kurtaranlar deniz elfleriymi," diye devam etti
Tanis. "Btn elfler gibi yaamn kutsal olduunu kabul ediyorlar
ve denizde kaybolmu veya boulmakta olan herkese yardm
ediyorlar. Bu adam, kadnn kocas..."
"Zebulah," dedi adam elini uzatarak.
"Ben Tanis Yarmelf; Que-shu kabilesinden Nehiryeli ile Altnay ve Berem, m..." Tanis kekeleyerek sustu, onun tam olarak ne?
reden geldiini bilemiyordu.
Apoletta kibarca glmsedi ama tebessm hzla soldu. "Ze,"
dedi, "yanmelfin szn ettii arkadalann bulup bura-

189

ya getir."
"Biz de sizinle gelelim," diye teklifte bulundu Tanis. "Eer sizi
yutaacm dnyor idiyseniz, Caramon'un neler yapacan hi
bilemezsiniz..."
"Hayr," dedi Apoletta ban sallayarak. Salarnn zerindeki
su parlayarak, yeil renkli przsz teninde yldzlar sat.
"Barbarlar yolla yarmelf. Sen burada kal. Seninle konuup, bizi
de tehlikeye sokabilecek bu sava hakknda konumak istiyorum.
Ejderhalarn uyandklarn duymak beni ok hznlendirdi. Eer
bu doruysa korkarm hakl olabilirsin. Dnyamz artk emniyette
olmayacak."
"En ksa zamanda dnerim sevgilim," dedi Zebulah.
Apoletta elini kocasna uzatt. Kadnn elini tutan adam dudaklarna gtrerek kibarca pt. Sonra ayrld. Tanis Caramon ile
Tika'y aramaya hemen raz olan Nehiryeli ile Altnay'a abuk
abuk tercme etti.
Onlar Zebulah' garip ve ykk dkk sokaklar arasndan takip
ededursunlar, Zebulah da bir yandan giderken bir yandan da belirli
yerleri iaret ederek onlara star ehrinin d hakkndaki
ykler anlatt.
"Bakn..." diye aklad, "tanrlar ateli da Krynn'e frlattklarnda star'a arpm ve toprakta byk bir krater oluturmu.
Deniz suyu bu yara doru comu ve Kan Denizi diye bilinen
denizi oluturmu. Israr'in binalarnn ou zarar grm ama kimisi de ayakta kalabilmi ve buralarda kk hava kesecikleri
kalm. Deniz elfleri buralarnn alabora olmu gemilerden kurtardklar gemicileri getirmek iin mkemmel bir yer olduunu
kefetmiler. ou ksa bir sre sonra kendilerini evlerindeymi
gibi hissetmeye balar."
Bycnn konumasnda, Altnay' ok elendiren bir byklenme tns vard; fakat gene de kadn ince bir davranla hislerinin belli olmamasn salyordu. Bu mlkiyetilikten kaynaklanan bir gururdu, sanki harabeler Zebulah'a aitmi de, o da halkn
yararlanmas iin bunlar ziyarete am gibi.
"Ama sen insansn. Sen bir deniz elfi deilsin. Nasl oldu da
burada yaamaya baladn?" diye sordu Altnay.
Gzleri geip giden yllara dalp giden by kullancs glmsedi. "Gen ve hrslydm," dedi yavaa, "sabah akam servet
yapacak hzl bir yol bulmaya alyordum. star'n kaybolmu
hazinelerini ararken by sanatm beni okyanusun derinliklerine

190

getirdi. Hazineleri buldum, tamam, ama bunlar ne altnd, ne gm.


"Bir akam, deniz ormanlar arasnda yze Apoletta'y grdm. O beni grp, biimini deitiremeden ben onu grmtm.
Ona ak oldum... Ve onu kazanabilmek iin uzun zaman
uratm. O yukarda yaayamazd ve ben burada aadaki huzur
ve sessiz gzelliin iinde bulunduktan sonra benim de yukardaki
dnyada bir yerim olmadn anladm. Ama zaman zaman sizin
trnzle konumaktan holanyorum; o yzden de arada srada
harabeler arasnda dolanp ciflerin neler getirdiine bakarm."
Zebulah ykleri arasda soluklanmak iin durduu zamanlarda Altnay da etrafndaki harabelere bakmyordu. "Kralrahibin
dillere destan mabeti nerede?" diye sordu.
Bycnn yz glgelendi. Yznde tad mutluluk grnts yerini hiddet bulam derin bir hzn ifadesine brakmt.
"zr dilerim," dedi Altnay aceleyle. "Size strap vermek istemezdim..."
"Yok, bir ey yok," dedi Zebulah ksa, hznl bir tebessmle.
"Aslnda o korkun zamann karanlm hatrlamak bana iyi geliyor.
Buradaki gnlk dolamalarm srasnda burasnn bir zamanlar
kahkahalarn, gz yalarnn, yaamn, soluyan varlklarn ehri
olduunu unutuveriyorum. Bu sokaklarda ocuklar oynam tanrlar buraya ateli da attklar akam da burada oynuyorlarm."
O zaman ah ekip bir an iin sustuktan sonra devam etti.
"Mabedin nerede durduunu soruyorsunuz. Artk ayakta deil.
Kralrahip'in durup tannlardan kstaha taleplerde bulunduu
yerde karanlk bir ukur var. Deniz suyuyla dolmu olmasna
ramen orada bir ey yaamyor. Kimse derinliini bilmiyor nk
deniz elfleri yaknna gitmeye cesaret edemiyor. Ben karanlk ye
durgun sulanna baktm korkusuna tahamml edebildiim l-de
ve karanlnn bir sonu olduunu zannetmiyorum. Oras en
azndan karanln kendi kalbi kadar derin."
Zebulah deniz karanl sokaklardan birinde durarak Alt-nay'a
srarla bakt. "Sulular cezalandnldlar. Ama masumlarn suu
neydi? Neden onlar da aa ekmek zorunda kaldlar? Sen ifac
Mishakal'n madalyonunu tayorsun. Bunu sen anlyabili-vr
musun? Tanra'bunu sana aklad m?"

191

Soruyla afallayan Altnay tereddt ederek cevabn bulabilmek amacyla kendi ruhunu yoklad. Nehiryeli her zamanki gibi
sert ve sessiz, dncelerini gizleyerek yannda duruyordu.
"Ben de sk sk sorgulammdr," diye kekeledi Altnay. Nehiryeli'ne biraz daha yaklaarak, sanki adamn yannda olduuna
iyice emin olmak istercesine adamn koluna dokundu. "Bir keresinde, ryamda, bunu sorguladm iin, imanmn eksiklii yznden cezalandrlmtm. Cezam sevdiimi kaybetmek olmutu."
Nehiryeli gl kollarn kadna dolayarak ona sk sk sarld.
"Fakat ne zaman bu sorgulamam yznden utan duyacak olsam,
kadim tanrlar bulmamn nedeninin de bu sorgulamalarm
olduunu hatrlarm."
Bir an iin sustu. Nehiryeli kadnn gms altn salarn
okaynca kadn glmseyerek baklarn adama kaldrd. "Hayr,"
dedi kadn Zebulah'a, "bu byk bilmecenin cevabn bilmiyorum.
Hl sorguluyorum. Hl masumlarn strap iinde olduklarn ve
sulularn dllendirildiklerini grdke iim hiddetle tutuuyor.
Ama artk hiddetimin bir demirci oca gibi olabileceini anladm.
Hararetinde ilenmemi demir paras gibi olan ruhuma tav
verilerek prl prl bir elik ubuk gibi olan imanm
ekillendirilebilir. te bu elik ubuk benim aciz tenime destek
oluyor."
Zebulah star harabeleri iinde durup, gms altn salar
bu yknt halindeki binalara hi demeyecek gne nlar gibi
parlarken Altmay' sessizce inceledi. Yznn klasik gzellii,
gemi olduu karanlk yollarn etkileriyle iaretlenmiti. ektii
strap ve kederin izgileri o gzellii sakatlamak yle dursun
daha da mkemmelletiriyordu. Gzlerinde, bir de artk bedeni
iinde tamaya balad yeni bir yaamn bilgisiyle artan bir ir
fan vard.
.
Bycnn gzleri kadna byk bir sevgiyle sarlm olan
adama gitti. Adamn yz de gemi olduu uzun, ikenceler dolu
yolun izlerini tayordu. Yz istedii kadar sert ve kaytsz
grnsn, kadna kar duyduu ak adamn kara gzleri ve temasndaki kibarlktan rahatlkla anlalabilirdi.
Belki de sulann altnda bu kadar uzun sre kalmakla bir hata
yaptm, diye dnd Zebulah, aniden kendini son derece yal
ve hznl hissederek. Belki de yukarda kalsaydm ve hiddetimi
bu ikisi gibi kullansaydm -yani cevap bulmalarna yardmc
olmak iin- onlara bir faydam dokunabilirdi. Onun yerine ben, en

192

kolaynn burada gizlenmek olduu izlenimine kaplncaya kadar,


hiddetimin ruhumu yiyip bitirmesine izin verdim.
"Artk daha fazla oyalanmamalyz," dedi Nehiryeli birden bire.
"Biraz sonra Caramon bizi aramay kafasna koyar, tabii daha yola
kmamsa."
"Evet," dedi Zebulah boazn temizleyerek. "Geri gen adam
ile kadnn ayrlm olduklarm zannetmiyorum ama gitmemiz
gerek. Adam ok zayft..."
"Yaral myd?" diye sordu Altnay endieyle.
"Bedenen deil," diye cevap verdi Zebulah, virane bir yan sokaktaki, ykk dkk bir binaya girerlerken. "Ama ruhu yaralanm.
Kz bana ikiz kardeini anlatmadan grmtm bunu."
Altmay'n yay gibi olan kalar arasnda kara bir izgi belirdi;
dudaklar gerildi.
"Affnza snrm Bozkrlarn Hanm," dedi Zebulah hafif bir
tebessmle, "ama gryorum ki szn ettiiniz demir ocann
atei gzlerinizden fkryor."
Altnay kzard. "Hl zayf olduumu sylemitim. Raistlin
ve kardeine yaptklarn hi sorgulamadan kabullenebilmeliyim.
Btn bunun benim tahayyl dahi edemediim ok daha byk
bir iyiliin bir paras olduuna iman etmeliydim. Ama korkarm
bunu yapamyorum. Btn yapabildiim tanrlara onu yoluma
karmamalar iin dua etmek."
"Ben yle deilim," dedi Nehiryeli aniden, sesi sertti. "Ben yle
deilim," diye tekrarlad acmaszca.
Caramon karanla dalm yatyordu. Onun kollarnda kvrlm
olan Tika derin bir uykuya dalmt. Kzn kalbinin attn, hafif
nefesini duyabiliyordu. Elini, omuzlanna dklm olan kark
krmz bukleler zerinde gezdirmeye balad ama Tika adamn
temasyla kprdanm, adam da kz uyandrmann korkusuyla
yaptndan vaz gemiti. Kzn dinlenmesi lzmd. Ne kadar
uzun sredir uyank kalp adama bakmt ancak tanrlar
bilebilirdi. Kz bunu ona lse sylemezdi, bunu biliyordu. Sorduu
zaman sadece glm ve adamla horlad konusunda dalga
gemiti.
Fakat kahkahasnda bir gerginlik vard ve adamn gzlerine
bakamamt.
Caramon onu teskin edercesine omuzuna vurmu ve kz adaoa sokulmutu. Kzn derin bir uykuya dalm olmas Cara193

mon'u rahatlatmt; ite ancak ondan sonra rahat bir nefes alabildi.
Sadece birka hafta nce Tika'ya, kendini tamamen kzn bedeni ve
ruhuna adayabilecek duruma gelinceye kadar kzn akn kabul
edemeyeceini sylemiti. Kendi szlerini hl duyabiliyordu,
"Benim ballm nce kardeime kar. Ben onun kuvvetiyim."
Artk Raistlin gitmi, kendi kuvvetini bulmutu. Caramon'a da
sylemi olduu gibi: "Artk sana ihtiyacm yok."
Buna memnun olmalym, dedi Caramon kendi kendine karanla bakarken. Tika'y seviyorum ve karlk olarak onun sevgisini de kazandm. Ve artk bu ak ifade etmek konusunda zgrz. Artk ona kar bu ball gsterebilirim. Btn dncelerimde ilk sray alabilir. Sevecen, fedakr bir insan. Sevilmeyi
hak ediyor.
Raistlin bunu hi hak etmemiti. En azndan herkes byle dnyordu. Ka kere Tanis'in benim duymadam zannettii zamanlarda Sturm'e, neden onun bu kmseyen szlerine, ac
ikyetlerine ve mtehakkim emirlerine katlandm anlamadn
sylediini duymutum. Bana acyarak baktklarn grdm.
Bazen benim kafamn yava altn dndklerini biliyorum ve
yleyim de -Raistlin'e nazaran. Ben hi ikyet etmeden yk
hantal hantal yryerek eken kzm. Benim yle olduumu
dnyorlar.
Anlamyorlar. Bana ihtiyalar yok. Tika'nn bile bana ihtiyac
yok -Raistlin'in bana ihtiyac olduu gibi yok. Onlar onun kkken lklar atarak uyukusundan frladn hi duymadlar. O
kadar ok yalnz braklrdk ki, Raistlin ile ben yani. Karanlkta onu
duyacak ve avutacak benden baka kimse olmazd. Hibir zaman o
ryalar hatrlayamazd ama hepsi korkuntu. Zayf bedeni
korkuyla sarslrd. Sadece kendi grebildii dehetli sahnelerle
gzleri fal ta gibi alrd. Hkrarak bana sarlrd. Ben de
korkusunu uzaklatrmak iin ona ykler anlatr, duvarda komik
glge oyunlar yapardm.
"Bak Raist," derdim, "tavancklar..."; sonra iki parmam kaldrr tavan kulaklar gibi oynatrdm.
Bir sre sonra titremesi kesilirdi. Ne glmser, ne de glerdi.
Hibir zaman bu ikisini de yapmamt; pek yapmamtr, kkken
bile. Ama hi rahatlayamazd.
"Uyumalym. ok yorgunum," diye fsldard elimi sk sk
tutup. "Ama sen uyank kal Caramon. Benim uykumu koru. On194

lan uzak tut. Beni almalarna izin verme."


"Uyank kalacam. Hibir eyij seni.incitmesine izin vermem
Raist!" diye sz verirdim.
O zaman -neredeyse- glmser, yorgunlukla gzleri kapanrd.
Szm tuttum. O uyurken hep uyank kalrdm. stelik bu ok da
komikti. Belki de gerekten onlar uzak tutuyordum nk uyank
olup onu beklediim zamanlarda kabuslar hi gelmezdi.
Daha byd zamanlarda bile bazen geceleri haykrr ve
bana uzanrd. Ve ben hep orada olurdum. Ama imdi ne yapacak?
Karanlkta tek bana, kaybolmu bir halde korku iindeyken ne
yapacak?
Ben onsuz ne yapacam?
~

Caramon gzlerini kapatt ve Tika'y uyandrmaktan korkarak


yavaa alamaya balad.

l!
195

izim ykmz de bu," dedi Tanis ksaca.


Yeil gzleri adamn yznde olan Apoletta onu dikkatle dinli-'
yordu. Adamn szn hi kesmemiti. Adamn sz bitince de'
sessiz kald. Kprtsz sulara inen basamaklarn yanna kollarn
koyan kadn dncelere dalp gitmi gibiydi. Tanis onu rahatsz
etmedi. Denizin altndaki huzur ve skunet adam yattrp rahatlatyordu. Gne nn sert, parlak dnyasna ve grlt iine
dnme dncesi aniden ona rktc gelmiti. Her eyi yok sayp
burada, denizin dibinde kalmak, bu sessiz dnyada sonsuza kadar
gizlenmek ne kadar kolayd.
"Peki ya o?" diye sordu kadn sonunda, Berem'i iaret ederek.
Tanis iini ekerek gereklere geri dnd.
"Bilmiyorum," dedi Berem'e bakp omuzlarn silkerek. Adam
maannn karanlna doru bakyordu. Sanki bir arky tekrarla-

196

yp duruyormu gibi dudaklar oynuyordu.


"Karanlklar Kraliesi'ne gre anahtar o. Onu bulurlarsa zaferin
kendisinin olacan sylemi."
"Eh," dedi Apoletta birden bire, "onu ele geirmisiniz. Yani zafer
sizin mi?"
Tanis gzlerini krptrd. Soru onu gafil avlamt. Sakaln svazlayarak dnd. Bu, hi aklna gelmemi olan bir eydi.
"Doru... o elimizde," diye mrldand., "ama onunla ne yapacaz? Onda zaferi -her iki taraf iin de zaferi- garantileyen ne var?"
"Bilmiyor mu?"
"Bilmediini iddia ediyor."
Apoletta kalarn atarak Berem'i inceledi. "Bana kalsa yalan
sylyor derdim," dedi bir sre sonra, "te yandan o bir insan; ben de
insan aklnn garip ilerinden ok az anlyorum. Ama bunu renmenin bir yolu var. Karanlklar Kraliesi'nin Neraka'daki Mabet'ine bir yolculuk yaplabilir."
"Neraka!" diye tekrarlad Tanis, hayretler iersinde. "Ama oras..." O kadar korku ve dehet dolu bir haykrla sz kesilmiti ki
neredeyse suya decekti. Eli bo knina seyirtti. Kfrederek, bir
Ejderha Ordusuyla karlamak beklentisiyle geri dnd.
Ona fal ta gibi alm gzlerle bakan Berem'den baka kimse
yoktu.
"Ne var Berem?" diye sordu Tanis tedirginlikle. "Bir ey mi grdn?"
"Hibir ey grmedi Yarmelf," dedi Apoletta Berem'i ilgiyle inceleyerek. "Ben Neraka dediimde yle bir tepki verdi..."
"Neraka!" diye tekrarlad Berem, ban deliler gibi sallayarak.
"Ktlk! Byk ktlk! Yo... yo..."
"Oradan gelmitin," dedi Tanis adama, birka adm yaklaarak.
Berem sabit bir ekilde ban sallyordu.
"Ama bana yle sylemitin..."
"Bir yanllk!" diye mrldand Berem. "Neraka demek istememitim. Ben-ben... Takar... Takar' kastetmitim! Ben yle demek
istemitim..."
"Sen Neraka'yi kast ermitin. Karanlklar Kraliesi'nin byk
Mabet'inin Neraka'da olduunu biliyorsun!" dedi Apoletta serte.
"yle mi?" Son derece masum grnen mavi gzleri alan Berem dorudan kadna bakyordu. "Karanlklar Kraliesi, Neraka'da
bir Mabet ha? Hayr, orada kk bir kyden baka bir ey vk.
Benim kym..." Aniden midesini tutarak, sanki aaya ta197

hamml edemiyormu gibi iki bklm oldu. "Kendimi iyi hissetmiyorum. Beni yalnz brakn..." diye geveledi bir ocuk gibi ve su
kenarndaki mermerler zerine kt.' Orada oturup midesini tutarak karanla bakmaya balad.
"Berem!" dedi Tanis fkeyle.
"yi hissetmiyorum..." diye mrldand Berem somurtarak.
"Ka yanda demitin?" diye sordu Apoletta.
" yzn zerinde, ya da o yle olduunu iddia ediyor," dedi
Tanis bezginlikle. "Eer sylediklerinin yans doru olsa, yz elli
yanda demektir; bu da pek mmkn saylmaz, en azndan bir insan
iin."
"Biliyorsun ki," diye cevap verdi Apoletta dnceli dnceli,
"Kralie'nin Neraka'daki Mabet'i bizim iin bir sr. imdiye kadar
anlayabildiimiz kadaryla Afet'ten sonra aniden beliriverdi. imdi
de karmza kendi tarihesini ayn zaman ve yere kadar izleyebilen
bu adam kyor."
"Garip..." dedi Tanis Berem'e bakarak.
"Evet. Bu, sadece bir tesadf de olabilir ama tesadfleri yeterince
takip edebilirsen bunlarn kaderle bir balan olduunu grrsn;
yle diyor kocam." Apoletta glmsedi.
"ster tesadf olsun, ister olmasn, Karanlklar Kraliesi'nin Mabet'ine kadar girip, neden gsnde yeil ziynet bulunan bir adam
aradn sormaya hi niyetim yok," dedi Tanis eki bir yzle, yeniden
suyun kenarna otururken.
"Ben de yle tahmin etmitim," diye itiraf etti Apoletta. "Geri
anlattklarndan anladm kadar glenmi olduuna inanmak ok
zor. Btn bu zaman zarfnda iyi ejderhalar ne yapyorlarm?"
"yi ejderhalar m!" diye tekrar etti Tanis btn btn hayretler
iinde kalarak. "Ne iyi ejderhalar?"
imdi arma sras Apoletta'ya gelmiti. "Ne olacak, iyi ejdarhalar. Gm ve altn ejderhalar. Bronz ejderhalar. Ve ejderhamzraklar. Her halde gm ejderhalar size kendilerindeki ejderhamzraklann vermilerdir..."
"Gm ejderhalar hi duymadm," diye cevap verdi Tanis,
"Huma'yla ilgili eski bir ark hari. Ejderhamzraklan iin de ayn
ey sz konusu. O kadar uzun bir sredir, hi izine rastlamadm
halde onlar aradm ki sonunda bunlarn ocuk masallarndan baka
bir yerde bulunmadklarna inanmaya baladm."
"Bundan holanmadm." Apoletta enesini elleri zerine daya-

d; yz ask ve solgundu. "Ters giden bir eyler var. yi ejderhalar


nerede? Neden savamyorlar? lk bata deniz ejderhalarnn
dnm olduklarn duyduumda kulak asmadm nk iyi ejderhalarn buna izin vermeyeceklerini biliyordum. Ama eer iyi ejderhalar ortadan yok olduysa, ki seninle konutuklanmdan bunlar
karttm Yanmelf, o zaman korkarm halkm gerekten tehlike
iinde." Kadn bir eyler duyuyormucasna ban kaldrd. "Hh
iyi, kocam arkadalarnzn geri kalanyla buraya geliyor." Kendini
ittirerek suyun kenarndan ayrld. "Onunla birlikte halkmn yanna
gidip ne yapabileceimizi tartmamz gerek..."
"Bekle!" dedi Tanis, mermer basamaklardan gelen ayak seslerini
duyarak. "Bize k yolunu gstermeniz lzm ! Burada kalamayz!"
"Ama ben k yolunu bilmiyorum," dedi Apoletta; yzer durumda kalabilmek iin eli su iinde halkalar iziyordu. "Zebulah da
bilmez. Bu bizi hi ilgilendirmedi ki."
"nsan bu harabeler arasnda haftalarca dolaabilir!" diye haykrd Tanis. "Ya da belki sonsuza kadar! nsanlarn bu yerden katklarndan emin deilsiniz deil mi? Belki de sadece lyorlardr!"
"Sylemi olduum gibi," diye tekrarlad Apoletta souk bir
edayla, "bu bizi hibir zaman ilgilendirmemiti."
"O zaman ilgilenin artk!" diye bard Tanis. Sesi su zerinden
meum meum yankland. Berem ban kaldrarak ona baktktan
sonra telala olduu yerde bzt. Apoletta'nn gzleri hiddetle
ksld. Tanis derin bir nefes aldktan sonra aniden utanarak dudaklarn srd.
"zr dilerim..." diye balad ama sonra Altnay ona doru gelip
elini adamn koluna koydu.
'Tanis? Ne var?" diye sordu.
"aresi olan bir ey yok." ini eken Tanis'in baklar kadna
deip geti. "Caramon ile Tika'y buldunuz mu? yiler mi?"
"Evet, onlar bulduk," diye cevaplad Altnay baklar Tnis'inkini izlerken. Nehiryeli ile Zebulah'n ardndan merdivenlerden
yava yava inerlerken onlar izlediler. Tika hayretler iersinde etrafn seyrediyordu. Tanis, Caramon'un gzlerini dorudan nne
dikmi olduunu fark etti. Adamn yzn gren Tanis baklan-n
Altnay'a evirdi.
"ikinci sorumun cevabn vermedin," dedi yavaa.
'Tika iyi," diye cevap verdi Altnay. "Caramon'a gelince..." Bain sallad.

198

199

Tanis yeniden Caramon'a baktnda dehet iinde barmamak


iin kendini zor tuttu. Baka zaman olsa gz yalaryla iz iz olmu
yzyle bu suratsz, bo glgeli gzl adamn; o nee dolu, iyi huylu
sava olduunu anlayamazd.
Tanis'in hayretten donmu baklarn gren Tika Caramon'u
kendine doru ekerek koluna girdi. Kzn temasyla sava karanlk dncelerinden uyand adeta. Kza glmsedi. Fakat Caramon'in tebessmnde daha nce hi grlmedik bir ey -bir kibarlk, bir hzn- vard.
Tanis yine iini ekti. Daha da ok sorun. Eer kadim tanrlar
dnd iseler onlara ne yapmaya alyorlard? Onlar altlarnda
ezilinceye dek yklerini daha ne kadar arttrabileceklerini mi lyorlard? Bunu elenceli mi buluyorlard? Deniz'in altnda skp
kalmak... Neden pes etmesinlerdi ki? Neden burada kalmasmlard? Neden bir k yolu aramak zahmetine katlansnlard? Burada
kalp her eyi unutmalyd. Ejderhalar unutmal... Raistlin'i
unutmal... Laurana'y unutmal... Kitiara'y...
"Tanis..." Altnay adam kibarca sarsyordu.
Hepsi onun etrafnda durmutu imdi. Ne yapmalar gerektiini
sylemesini bekliyorlard.
Adam boazm temizleyerek konumaya balad. Sesi atalla-t
ve ksrd. "Bana bakmanza gerek yok!" dedi sonunda serte. "Bir
cevabm yok. Belli ki kapana kstk. k yolu yok."
Gzlerindeki iman ve gven hi solmadan ona bakmaya
devam ediyorlard. Tanis hiddetle bakt onlara. "Size liderlik etmem
iin bana bakmaktan vaz gein! Ben size ihanet ettim! Bunu daha
farketmediniz mi! Bu benim kabahatim. Her ey benim kabahatim!
Baka birini bulun..."
Tutamad gz yalarn gizlemek iin dnen Tanis'in gzleri
karanlk sularn zerinden dalp giderken, yeniden kendine hakim
olmak iin kendisiyle mcadele ediyordu. Kadn konuuncaya kadar
Apoletta'nn kendisini izlemekte olduunu fark etmemiti.
"Belki de size yardmc olabilirim," dedi deniz elfi yavaa.
"Apoletta, sen ne diyorsun?" dedi Zebulah korkuyla suyun kenarna doru aceleyle seyirterek. "Dn..."
"Dndm," diye cevap verdi Apoletta. "Yarmelf dnyada
olup bitenlerle ilgilenmemiz gerektiini syledi. Hakl. Silvanesti-li
kuzenlerimize olanlar bizim de bamza gelebilir. Onlar dnyay
reddederek karanlk ve kt eylerin topraklarna szmasna izin
vermiler. Biz zamannda uyarldk. Hl ktlkle savaabiliriz.
200

Sizin buraya geliiniz bizi kurtarm olabilir Yanmelf," dedi kadn


samimiytle. "Buna karlk olarak size bir eyler borluyuz."
"Dnyamza dnmemize yardmc olun," dedi Tanis.
Apoletta ciddiyetle ban sallad. "yle yapacam. Nereye
gitmek istersiniz?"
ini eken Tanis ban sallad. Dnemiyordu. "Sanrm her
yer bir," dedi bezginlikle.
"Palanthas," dedi Caramon aniden. Derin sesi sakin sular zerinde yankland.
Dierleri huzursuz bir sessizlik iinde ona baktlar. Nehiryeli'nin yz karararak asld.
"Hayr," dedi Apoletta bir kez daha kyya yzerek, "sizi Palanthas'a gtremem. Bizim snrlarmz ancak Kalaman'a kadar uzanr.
Onun ilerisine gitmeye cesaret edemeyiz. zellikle de eer
sylediiniz eyler doruysa, nk Kalaman'n tesinde deniz ejderhalarnn kadim yurtlan uzanr."
Tanis gzlerini ve burnunu sildikten sonra arkadalarna bakmak iin dnd. "Ee? Baka nerisi olan var m?"
Hepsi sessizce onu izliyordu. Sonra Altnay ileri doru bir
adm att.
"Sana bir hikye anlataym m Yanmelf?" dedi narin elini adamn
koluna koyarak. "Korkmu, tek balarna kalm, kaybolmu bir
adam ile bir kadnn hikyesini. Byk bir yk altnda bir hana
gitmiler. Kadn bir ark sylemi, mavi kristalden asa bir mucize
yaratm ve insanlar bunlara saldrm. Bir adam ayaa kalkm.
Bir adam ii zerine alm. Bir adam -bir yabanc- 'Mutfaktan gideceiz,' demi." Kadn glmsedi. "Hatrhyor'musun Tanis?"
"Hatrlyorum," diye fsldad, kadnn o gzel tatl ifadesine yakalanp kalan Tanis.
"Bekliyoruz Tanis," dedi kadn sadece.
Gzyalar yeniden grntsn bulandrd. Hzl hzl gzlerini
krptran Tanis etrafna baknd. Nehiryeli'nin gergin yz
gevemiti. Hafif bir tebessmle elini Tanis'in koluna koydu. Bir an
tereddt eden Caramon -iri admlarla ilerleyerek-'yine ay gibi
Tanis'e bir sarlverdi.
"Bizi Kalaman'a gtr," dedi Tanis Apoletta'ya tekrar nefes alabildiinde. "Zaten o tarafa doru gidiyorduk."
Yolarkadalar suyun kenannda uyuyarak, Apoletta'nn uzun
ar olacan syledii yolculuktan nce mmkn olduu ka-

Ve

dar dinlenmeye altlar.


"Nasl yolculuk edeceiz? Tekneyle mi?" diye sordu Tanis, Zebulah krmz cbbelerini kartp suya dalarken.
Apoletta, yannda rahatlkla el ve ayaklarn kullanarak su iinde
dik duran kocasna bakt. "Yzeceksiniz," dedi. "Sizi buraya nasl
indirdiimizi hi merak etmediniz mi? Hem bizim, hem kocamn
by sanat suyu da en az havay soluduunuz kadar rahatlkla
solumanza olanak salayacak."
"Bizi balk m yapacaksnz?" diye sordu Caramon dehet iinde.
"Aslnda yle de denebilir," diye cevap verdi Apoletta. "Deniz
indiinde sizi almaya geleceiz."
Tika Caramon'un elini yakalad. Caramon da kz sk sk tuttu;
aralarnda gizli gizli baktklarn gren Tanis'in omuzlarndan bir
yk kalkmt. Caramon'un ruhunda ne gibi bir alkant yaanrsa
yaansn, kendisini karanlk sulara sprlp gitmekten alkoyacak
gl bir pa bulmutu.
"Bu gzel yeri hi unutmayacaz," dedi Tika yavaa.
Apoletta sadece glmsemekle yetindi.

Baba! Baba!"
"Ne var Kk Rogar?" Dnya nimetlerini yeni yeni kefetmeye
balam olan kk olunun heyecanl haykrlarna alkn
olan balk ban iinden kaldrmamt. Kyya vurmu bir deniz
yldmz ya da, kuma batm bir ayakkab teki kabilinden herhangi
bir ey duymaya hazrlanan balk, olu kendisine doru koarken
an onarmaya devam ediyordu.
"Baba," dedi kee sal ocuk heyecanla babasnn dizinden ekitirip alara dolanarak, "ok gzel bir hanm. Boulmu lm."
"Ya?" diye sordu balk nemsemeden.
"ok gzel bir hanm. Boulmu lm," dedi olan ciddiyetle,
tombul parman adamn arkasna uzatarak.
O zaman balk iini brakp oluna bakt. Bu yeni bir eydi.
"Gzel bir hanm m? Boulmu lm m?"

203
202

ocuk evet anlamnda ban sallayarak sahili iaret etti.


Balk parlak len gneinde gzlerini ksarak sahil izisine
bakt. Sonra yeniden kalar dz bir izgi gibi atlan oluna bakt.
"Bu Kk Rogar'n baka bir hikyesi mi?" diye sordu serte.
"nk eer yleyse akam yemeini ayakta yeycen."
Gzleri fal ta gibi alan ocuk ban sallad. "Hayr," dedi ocuk, gemii hatrlayarak minik poposunu ovarken. "Yemin ettim."
Balk kalarn atarak denize bakt. Dn gece bir frtna olmutu ama bir gemi ya-da benzer bir eylerin kayalara arptn
duymamt. Belki de kasabadan birka kii dn o salaka elence
tekneleriyle almlar ve hava karardktan sonra karaya oturmu
olabilirlerdi. Daha da kts bir cinayet olabilirdi. Bu, kalbinde bir
bakla sahile vuran ilk ceset de olmayacakt.
Pisliin dibini sulamakta olan byk oluna seslenen balk
iini bir yana brakarak ayaa kalkt. Kk olunu annesine yollayacakt ki, onlara yol gstermesi iin ocua ihtiyalar olduunu
hatrlad.
"Bizi gzel hamna gtr," dedi balk ciddi bir sesle, dier oluna anlaml anlaml bakarak.
Heyecanla babasn ekitiren Kk Rogar, babas ve aabeyi
ne bulacaklarn bilmediklerinden korktuklarndan onu daha yava
izlerken kumsaldan aaya yolland.
Ancak ksa bir mesafe ilerlemilerdi ki balk, arkasnda byk
oluyla birlikte komasna sebep olacak bir ey grd.
"Bir gemi enkaz. Hi kuku yok!" diye puflad balk. "Kahrolasca sudan anlamaz ahmaklar! O ceviz kabuu gibi teknelerle
almann alemi ne."
Sahilde yatan bir deil iki gzel hanm vard. Yaknlarnda da
drt adam. Hepsi gzel giysiler iindeydi. Krlm kalaslar da etraflarna yaylmt, belli ki minik zevk kayklarndan arta kalanlar
onlard.
"Boulmu lm," dedi kk olan, gzel kadnlardan birini
okamak iin eilirken.
"Hayr, lmemiler!" diye homundand balk, kadnn boynundaki nabz hissederek. Adamlardan biri kprdamaya balamt
bile -yal bir adam, grne gre ellilerinde; oturup akl karm bir
.halde etrafna baknd. Balky grnce dehete kaplarak, dizleri ve
elleri zerinde emekleyerek baygn yolarkadalarn-dan birini
sarsmaya gitti.
"Tanis, Tanis!" diye haykrd adam, aniden kalkp oturan sakal204

l adam kaldrrken.
"Korkma," dedi balk sakall adamn telan grnce. "Elimizden
gelirse yardm edeceiz. Davey ko anan getir. Battaniye ve
Ylba iin ayrdm brendiyi getirmesini syle. Tamam bayan,"
dedi kibarca kadnlardan birinin oturmasna yardm ederken.
"Acele etmeyin. Bir eyiniz kalmayacak. Garip bir i..." diye mrldand balk kendi kendine, bir yandan kadna sarlp onu avuturcasna okarken. "Neredeyse boulmu olmalarna ramen hibiri su
yutmam gibi..." Battaniyelere sanlan kazazedeler balknn
kumsal yaknndaki minik kulbesine gtrlmt. Burada onlara
birka yudum brendi ve balknn' karsnn aklna gelen, boulmalara kar verilebilecek her trl ila verilmiti. Kk Rogar,
bir hafta boyunca kyn ondan sz edeceini bilmemin gururuyla
bakyordu hepsine.
"Yaptklarnz iin tekrar teekkr ederim," dedi Tanis minnettarlkla.
"Orda olduum iin ben memnun oldum," dedi adam bouk bir
sesle. "Siz dikkatli olun da. Bir dahaki sefere o kk kayklarla
aldnzda, frtnann ilk iaretini grr grmez sahile dnn."
"in, evet, ben -aynen yle yaparz," dedi Tanis biraz ararak.
"imdi, bize nerede olduumuzu sylerseniz..."
"ehrin kuzeyinde," dedi balk elini sallayarak. "ki mil kadar. Davey sizi yk arabasyla gtrverir."
"ok iyisiniz," dedi Tanis tereddt edip dierlerine bakarak.
Dierleri de ona baktlar; Caramon omuzlarn silkti. "Size biraz tuhaf
geleceini biliyorum ama biz -rzgar bizi yolumuzdan kartt. Hangi
ehrin kuzeyindeyiz?"
"Tabii ki Kalaman'n," dedi balk onlar kukuyla szerken.
"Ya!" dedi Tanis. Zoraki glerek Caramon'a dnd. "Dememi
miydim size? O -- o kadar da tahmin ettiin kadar uzaa srklenmemiiz."
"yle mi?" dedi Caramon gzleri fal ta gibi alarak. "Ya, gerIekten srklenmemiiz," diye toparlad Tika kaburgalanna bir
dirsek atnca. 'Tabii ya, demek ki ben yanlmm, her zamanki gibi.
Beni bilirsin Tanis hep pusulay a..."
Nehiryeli, "Abartmayn!" diye mrldannca, Caramon sustu.
Balk hepsine yle bir kalann atarak bakt. "Garip bir topluluksunuz, besbelli," dedi. "Nasl arptnz bile hatrlamyorsunuz. imdi nerede olduunuzu bile bilmiyorsunuz. Galibam hepiniz
de sarhotunuz ama bu beni ilgilendirmez. Eer szm din-

205

leyecek olursanz, bi daha ister ayk, ister sarho sakn bir tekneye
ayak basmayn. Davey yk arabasn getiriver."
Son kez- hepsine bezginlikle bakan bajk kk olunu omuzlarna alarak iine geri dnd. Byk olu, byk bir ihtimalle yk
arabasn getirmeye gitmiti.
Tanis etrafna, arkadalanna bakarak iini ekti.
"iinizde buraya nasl geldiimizi bilen var m?" diye sordu sessizce. "Ya da, neden byle giyindiimizi?"
Teker teker hepsi balarn salladlar.
"Ben Kan Denizi'ni ve girdab hatrlyorum," dedi Altnay.
"Ama gerisi, grdm bir rya gibi."
"Ben Raist'i hatrlyorum..." dedi Caramon yavaa, yz ciddiydi. Sonra Tika'nn elinin kendi eli iine kayverdiini hissederek
kza bakt. Yzndeki ifade yumuad. "Ve hatrladm..."
"Sus," dedi Tka, yanan adamn koluna yaslayp kzararak.
Caramon kzn kzl buklelerini pt. "Bir rya deildi," diye mrldand kz.
"Ben de birka bir ey hatrlyorum," dedi Tanis suratszca Berem'e bakarak. "Ama her ey blk prk. Hibiri aklmda bir
araya gelmiyor. Neyse gemie dnmenin bir faydas yok. leri
bakmamz gerekiyor. Kalaman'a gidip neler olup bittiine bakalm.
Hangi gn olduunu bile bilmiyorum! Ya da iin asl hangi ay
olduunu. Ayrca..."
"Palanthas," dedi Caramon. "Palanthas'a gideceiz."
"Bakalm," dedi Tanis iini ekerek. Davey, iskeleti km bir
atn ektii yk arabasyla geri geliyordu. Yanmelf Caramon'a
bakt. "Gerekten kardeini bulmak istiyor musun?" diye sordu
sessizce.
Caramon cevap vermedi.
Yolarkadalan lene doru Kalaman'a vardlar.
"Neler oluyor?" diye sordu Tanis Davey'e, delikanl yk arabasn
ehir sokaklarndan srerken. "Bir festival mi var?"
Sokaklar insan kaynyordu. Dkknlarn ounun kepenkleri
inmi, kapalyd. Herkes kk bekler halinde toplanm heyecanl
heyecanl konuuyordu.
"Daha ok bir cenazeye benziyor," dedi Caramon. "nemli biri
lm olmal."
"Ya o, ya da sava," diye mrldand Tanis. Kadnlar alyor,
adamlar zgn veya hiddetli grnyor, ocuklar da korkuyla

durmu evebeynlerini izliyorlard.


\"Sava olamaz beyim," dedi Davey, "lkbahar Uyan Festivali
de iki gn nceydi. Sorun ne, bilemiyorum. Bir dakika. Eer isterseniz reniveririm," dedi, dizginlere aslp at durdurarak.
"Sor bakalm," dedi Tanis. "Ama dur bir dakika. Neden sava
olamaz?"
"Neden olacak sava kazandk!" dedi Davey, Tanis'e hayretle
bakarak. 'Tanrlar adna baym, eer hatrlamyorsanz gerekten
sarhomusunuz. Altn Komutan ve iyi ejderhalar..."
"Ay, yle ya," dedi Tanis aceleyle.
"Ben burada balk pazarnda kalacam," dedi Davey aa atlayarak. "Onlar bilirler."
"Biz de seninle gelelim." Tanis dierlerine iaret etti.
"N'aberler?" diye seslendi Davey, mis gibi taze balk kokan bir
dkknn nnde dm olmu bir grup adamla kadna doru koarken.
Birka adam derhal dnp, ayn anda konumaya balad. Olann ardndan giden Tanis heyecanl konumadan blk prk bir
eyler yakalayabildi. "Altn Komutan yakaland?... ehir mahvoldu...
nsanlar kayor... Kt ejderhalar..."
Ne kadar urarlarsa urasnlar yolarkadalar bunlara bir anlam
vereniyorlard. nsanlar yabanclarn yannda konumaya pek
gnll deil gibiydi -onlara sert sert, kukuyla bakyorlard;
zellikle de zengin giysilerini grdkten sonra.
Yolarkadalan bir kez daha onlar ehre "getirdii iin Davey'e
teekkr ettikten sonra onu arkadalaryla braktlar. Ksa bir tartmadan sonra neler olduu hakknda daha ok ey renebileceklerini umduklar pazar yerine yollanmaya karar verdiler. Kalabalk
artm, sonunda ilerleyebilmek iin itiip kakmak zorunda kalmlard. nsanlar oraya buraya kouyor, son sylentileri soruyor
ve aresizlik iinde balarn sallyorlard. Zaman zaman eyalarn
boha yapm, aceleyle ehir kaplarna doru ilerleyen ehir sakinleri
de gryorlard.
"Silah almalyz," dedi Caramon ciddiyetle. "Haberler ho deil.
Sonra sizce u 'Altn Komutan' da kimin nesi? Eer adamn ortadan
yok olmas bu kadar kargaa yaratabiliyorsa demek ki onu pek
nemli buluyorlar."
"Byk bir ihtimalle Solamniya valyeleri'nden biridir," dedi
Tanis. "Ve haklsn, silah almalyz." Elini beline koydu. "Lanet
olasca! Komik grnl altn paralar olan bir kesem vard gitmi!

206

207

Sanki yeterince sorunumuz yokmu gibi..."


"Bir dakika!" diye homurdand Caramon, kendi kemerini yoklayarak. "Hoppala! Neler o... Benim czdanm daha bir dakika nce
buradayd!" Savrularak dnen koca sava, gznn ucuyla ezici
insan kalabal iinde eriyip giden, elinde ypranm bir kese
bulunan minik bir sureti yakalad. "Hop! Sen! O benim!" diye grledi
Caramon. nsanlar rzgr nne katlm samanlar gibi savurarak
minik hrszn peinden srad. Koca elini uzatarak tyl bir yelei
tuttu ve kvr kvr kvranan sureti havaya kaldnverdi. "imdi ver
baka..." Koca savann nefesi kesildi. "Tasslehoff!"
"Caramon!" diye haykrd Tasslehoff. Tasslehoff deliler gibi etrafna baknd. "Tanis!" diye bard, kalabalk iinden yaklamakta
olan yanmelfi grnce. "Ah Tanis!" leri doru koan Tas kollarn
arkadana dolad. Yzn Tanis'in kemerine gmen kender gz
yalarna bouldu.
Kalaman ahalisi ehirlerinin surlarna dizilmiti. Daha birka
gn nce de ayn eyi yapmlard; sadece o zaman valyelerin, altn
ve gm ejderhalarn muzafferane geitlerini seyrederken en bir
haleti ruhiyeleri vard. imdi ise sessizdiler, mitsizlikle yzleri
askt. Gne gkyzndeki en yksek noktasna ykselirken onlar
ovalara bakyorlard. Hemen hemen len olmutu. Sessizce
beklediler.
Tanis Flint'in yannda durdu, eli ccenin omuzundayd. Yal
cce dostunu grnce neredeyse kendini koyvermiti.
Bu hznl bir karlamayd. Alak ve krk bir sesle Flint ile
Tasslehoff, srayla, aylar nce Tarsis'te ayrldklarndan beri balarndan geenleri anlattlar. Yoruluncaya kadar biri anlatyor, sonra
dieri alp yky devam ettiriyordu. Bylece yolarkadalar ejderhamzraklannn ortaya klarn, ejderha kresinin yok ediliini
ve Srurm'n lmn duymu oldular.
Haberlerin hznne kaplan Tanis ban edi. Bir an iin soylu
arkadann olmad bir dnyay hayal edemedi. Tanis'in hz-zn
gren Flint'in bouk sesi Sturm'n byk zaferini ve lmnde
bulduu huzuru anlatmaya devam etti.
"O, artk Solamniya'da bir kahraman," dedi Flint. "Daha imdiden
hakknda ykler anlatlyor, ayn Huma hakknda yapld gibi.
Onun byk feragati valyelik kurumunu kurtard; ya da yle
olduu syleniyor. Daha baka bir ey istemezdi o, Tanis."
Yarmelf hi konumadan bayla onaylad. Sonra tebessm et208

meye alarak, "Devam et," dedi. "Palanthas'a geldiinde


Laurana'nn neler yaptn anlat bana. Hl orada m? Eer
oradaysa, bizim de gitmeyi dndmz..."
Hint ile Tas birbirlerine baktlar. Ccenin ba nne dt.
Kender, smkrp, minik burnunu bir mendile silerek ban baka
tarafa cvirdi.
"Ne Var?" diye sordu Tanis; kendisi bile kendi sesini
tanyamamt. "Anlat!"
Flint yava yava hikyeyi anlatt. "ok zgnm Tanis," dedi
cce hrltyla. "Onu hayal krklna urattm..."
Yal cce o kadar iler acs bir biimde hkrmaya balad ki
Tanis'in acyla ii ezildi. Arkadana sk sk sarld.
"Bu senin suun deildi Flint," dedi, sesi gzyalaryla ac ac
kyordu. "Eer bir sulu aranacaksa bu benim suum. Benim iin
lm, hatta daha ktsn gze ald."
"Bir sulu bulmaya balarsanz, sonunda tanrlara kfretmeye
balarsnz," dedi Nehiryeli, elini Tanis'in omuzuna koyarak. "Byle
der benim halkm."
Tanis hi yatmamt. "Ka-Karanhk Hanm ne zaman gelecek?"
"len," dedi Tas yavaa.
Artk hemen hemen len vakti gelmiti ve Tanis de Kalaman
ahalisinin geri kalan ksmyla birlikte durmu Karanlk Hanm'n
geliini bekliyordu. Gilthanas Tanis'in biraz ilerisinde durmu,
kasten onu grmemezlie geliyordu. Yarmelf onu sulayamad.
Gilthanas Laurana'nn neden ayrldn biliyordu; Kitiara'nn kardeini kandrmak iin hangi yemi kullandnn farkndayd. Souk
bir edayla Tanis'e, Ejderha Yceefendisi Kitiara'yla birlikte olup
olmadn sorduunda gerekleri inkr edememiti.
"O halde Laurana'nn bana ne gelirse seni sorumlu tutarm,"
dedi Gilthanas, sesi hiddetle titriyordu. "Ve her gece, o ne gibi bir
kt kaderle karlarsa, aynsnn -ama yz kat daha fazlasnnsenin de bana gelmesi iin tanrlara dua edeceim!"
"Onu geri getirecekse bunu seve seve isteyeceimi .bilmiyor
musun!" diye bard Tanis kederle. Ama Gilthanas sadece arkasn
dnmekle yetindi.
Artk insanlar iaret edip fsldamaya balamt. Gkyznde
karanlk bir glge seilebiliyordu: Mavi bir ejderha.
"Bu onun ejderhas," dedi Tasslehoff ciddiyetle. "Yce Ermi
209

Kulesi'nde grmtm."
Mavi ejderha tembelce ehir zerinde yava yava halkalar izdikten sonra ehir surlarnn ok menzili iinde bir yere telaszca
indi. Ejderhann binicisi zengileri zerinde ayaa kalknca ehrin
zerine lmcl bir sessisizlik kt. Miferini kartan Karanlk
Hanm konumaya balad; sesi berrak havada nlyordu.
"imdiye kadar sizin 'Altn Komutan' dediiniz elf kadn
yakaladm duymusunuzdur!" diye haykrd Kiriara. "Bir kant
isterseniz, unu size gstereyim." Elini kaldrd. Tanis, son derece
gzel ilenmi gm bir mifer zerinde imek gibi akan gne
n grd. "Durduunuz yerden gremeseniz de dier elimde
altn sars bir tutam sa var. Ayrldmda her ikisini de buraya,
ovaya brakacam ki 'komutan'nnzdan size bir yadigar kalsn."
Surlara dizilmi halktan sert bir mrlt ykseldi. Kitiara bir an
iin konumasna ara vererek onlara souk bir edayla bakt. Onu
izlerken Tanis, skunetini koruyabilmek iin trnaklarm avularna batryordu. Surlardan atlayarak kadna durduu yerde saldrmak gibi deli bir plan yaparken buldu kendini.
Yzndeki lgn ve aresiz ifadeyi gren Altnay ona yaklaarak elini koluna koydu. Kadn adamn bedeninin titrediini
hissetti; sonra kadnn temasyla toparlanarak kendini kontrol altna
ald. Adamn kaslm ellerine bakan kadn, adamn bileklerinden kan
szdn grnce dehete dmt.
"Elf kz Lauralanthalasa Meraka'daki Karanlklar Kraliesi'ne
gtrld. Birazdan belirteceim koullar karlanncaya kadar
Kralie'riin yannda rehin kalacak. Birincisi: Kralie Berem adl bir
insann, yani Hepadam'in hemen ona teslim edilmesini istiyor.
kincisi: Gidip kendilerini Lord Ariakas'a teslim edecek olan iyi ejderhalarn Sanction'a dnmesini istiyor. Son olarak da elf lordu
Gilthanas'n hem Solamniya valyeleri'ni, hem de Qualinesti ve
Silvanesti kabilelerini teslim olmaya armasn istiyoruz. Cce
Flint Fireforge da kendi halkndan aynsn talep etmeli."
"lgnlk bu!" diye seslendi Gilthanas cevap olarak, surlarn
kenarna doru bir adm atp baklarn Karanlk Hanm'a doru
indirerek. "Bu koullar kabul edemeyiz! Berem denilen bu
adamn kim olduu veya nerede bulunabilecei hakknda bir fikrimiz yok. Ne halkm adna, ne de iyi ejderhalar adna
konuamam. Bu istekler kelimenin tam anlamyla mantksz!"
"Kralie mantksz deildir," diye cevap verdi Kiriara kl kprdamadan. "Karanlk Majeste bu taleplerin yerine getirilmesinin

zaman alacan nceden grd. haftanz var. Eer bu zaman


zarfnda, Flotsam civarnda olduuna inandmz Berem adl
adam bulamazsanz ve eer iyi ejderhalar yollamazsanz geri
dneceim ve bu kez Kalaman kaplarnn nnde komutannzn
bir tutam sandan daha fazlasn bulacaksnz."
Kitiara durdu.
"Kellesini bulursunuz."
Bu szle birlikte miferi ejderhasnn ayaklarnn dibine, yere
frlatt; Skie, tek bir szle kanatlarn kaldrarak havaya ykseldi.
Uzun bir sre ne bir konuan, ne de kprdyan oldu. Halk surlarn nnde duran mifere bakyordu. Sanki etraftaki tek hareket,
tek renk gm miferin tepesinden yiite sallanan krmz kurdelalard. Sonra biri dehet iinde iaret ederek lk att.
Ufukta inanlmaz bir grnt belirmiti. O kadar korkuntu ki
ilk nce kimse inanmad, herkes kendisinin delirdiine hkmetmiti. Fakat bu nesne yaklat ve herkes gerekliini kabul etmek
zorunda kald; geri bu deheti eksiltmemiti.
Bylece Krynn'de Lord Ariakas'n en ustaca hazrlanm sa^a
makinasyla ilk tanan halk onlar olmutu: Uan hisarlara
bakyorlard.
Sanction tapnaklarnn derinliklerinde alan kara cbbeli
by kullanclar ve kara ermiler bir kaleyi temellerinden kaldrarak havaya oturtmulard. imdi koyu gri frtna bulutlan
zerinde yzen, beyaz imeklerin sivri ulu kancalanyla aydnlanan , al ve kara ejderhalarn yzlercesiyle sarlm hisar Kalaman
zerinde ykselerek len gneini kapatp ehrin zerine korkun
bir glge sald.
nsanlar dehet iinde surlardan katlar. Ejderhakorkusu
herkesi korkun bysne almt, Kalaman'da oturanlar arasnda
panie ve mitsizlie kaplmayan yoktu. Fakat hisarn ejderhalar
saldrmad. hafta, diye emretmiti Kara Kralieleri. Bu sefil insanlara hafta tanyacaklard. Ve bu arada burada kalp valyelerin ve iyi ejderhalarn cepheye kp kmadklarn gzetleyeceklerdi.
Tanis, yolarkadalannm surlarda birbirine sokulup kalm, hisara
bo bo bakakalan ksmna dnd. Ejderhakorkusunun etkisine
alk olan arkadalar korkuya kar koyabiliyorlar, Kalaman'n
geri kalan ahalisi gibi panik iinde kamyorlard. Netice olarak
bir tek onlar hep birlikte surlarda duruyorlard.
" hafta," dedi Tanis ak ak; bunun zerine arkadalar ona

210

211

dnd.
Flotsam'den ayrldklarndan beri ilk kez yz kendini bulmu, o
lgnlk ifadesinden kurtulmutu. Gzlerinde bir huzur vard;
Flint'in Sturm'n lmnden sonra valyenin gzlerinde grd
cinsten bir huzur.
" hafta," diye tekrarlad Tanis Flint'in tylerini diken diken
eden bir sesle, " haftamz var. Bu vakit yeter herhalde.
Neraka'ya, Karanlk Kralie'ye gidiyorum." Sessizce yaknnda
duran Berem'le gzgze geldi. "Sen de benimle geliyorsun."
Berem'in gzleri dehetle fal ta gibi ald. "Yo!" diye szland,
geri geri bzerek. Adamn komak zere olduunu gren
Caramon koca elini uzatarak adam yakalad.
"Benimle birlikte Neraka'ya geleceksin," dedi Tanis yumuak
bir sesle, "yoksa seni imdi alr Gilthanas'a veririm. Elf beyi kz
kardeini ok sever. Eer bunun Laurana'y kurtarmann bedeli olduunu dnecek olursa seni Karanlklar Kralie'sine teslim etmek
iin hi tereddt etmez. Senle ben baka eyler de biliyoruz. Seni
teslim etmenin ileri biraz bile iyiletirmeyeceini biliyoruz. Ama o
bilmiyor. O bir elf ve kralienin szne sadk kalacana inanr."
Berem ihtiyatla Tanis'e bakyordu. "Beni ele vermeyecek
misin?"
"Neler olup bittiini reneceim," diye konutu Tanis souk
bir edayla sorudan kanarak. "Her halkarda bir rehbere ihtiyacm var, o yreyi bilen birine..."
Kendini Caramon'un elinden kurtaran Berem onlan keye ksm
bir ifadeyle szd. "Geleceim," diye szland. "Beni elfe teslim
etmeyin..."
"Tamam/1 dedi Tanis buz gibi. "Burnunu ekmeyi kes. Hava
kararmadan nce ayrlacam ve daha yapacak ok iim..."
Birden bire arkasn dnerken gl bir elin kolunu kavramasn yadrgamarruh. "Ne diyeceimi biliyorum Caramon."
Tanis arkasn dnmedi. "Ve cevabm hayr. Berem'le yalnz
gideceiz."
"O zaman lme yalnz gideceksiniz demektir," dedi Caramon
sessizce, Tanis'i sk sk tutarak.
"yleyse, yle olacak!" Tanis beceriksizce koca adamn elinden
kurtulmaya alt. "Hibirinizi yanma almyorum."
"Ve baarsz olacaksn," dedi Caramon. "istediin bu mu? Sululuunu sona erdirecek bir lm bulmaya m gidiyorsun? Eer
212

yleyse, hemen kendi klcm emrine sunaym. Ama eer gerekten


Laurana'y kurtarmak istiyorsan o zaman yardma ihtiyacn var
demektir."
"Tanrlar bizi yeniden birletirdi," dedi Altnay kibarca. "En ok
ihtiyacmz olduu zaman bizi yeniden bir araya getirdiler. Bu tanrlardan bir iaret Tanis. Bunu inkr etme."
Yarmelf ban edi. Alayamyord, artk gz ya kalmamt.
Tasslehoff'un minik eli elini tuttu.

"Sonra," dedi kender neeyle, "ben olmazsam ban ne biim


derde girer bir drt!"

213

1^ aranlk Hanm'n ltimatomundan sonra Kalaman ehrine


A\fc.lm gibi bir sessizlik kmt. Lord Calof seferberlik ilan
etmiti; bunun anlam btn tavernalarn kapatlaca, ehir
kaplarnn kitlenip parmaklklarnn ekilecei ve kimsenin ehirden
ayrlmasna izin verilmeyecei demekti. eri sadece kk
Kalaman civarndaki itfi veya balk kylerinde oturan ailelerin
girmelerine izin veriliyordu. Bu mlteciler gnein kavumasna
yakn gelmeye balam ve topraklarna doluup ortal yakp
ykan, yamalayan ejderanlarla ilgili korkun ykler aktarmaya
balamlard.
Kalaman soylularnn bir ksm Seferberlik ilan etmek kadar
ar bir tedbir alnmasna kar ksalar da -bir kereliine bir araya
gelen- Tanis ile Gilthanas bu konuda karar almas iin Lord'u zorlamlard. Her ikisi de yanp kl olan Tarsis ehrinin korkun ve
net bir resmini izivermiti. Bunlar son derece ikna edici olmutu.

214

Lord Calof beyanatta bulunmu ama sonra aresizlik iinde iki


adama bakmt. ehri korumak iin ne yapmas gerektii hakkn
da hibir fikri olmad belliydi. Tepelerinde szlen yzen
hisarn dehet verici glgesi lordun sinirlerini tamamen ypratm
t; askeri liderlerinin ounun durumu da ondan belki biraz daha
iyiydi. Liderlerin lgnca fikirlerinin bir kmn dinleyen Tanis
ayaa kalkt.
.
"Bir nerim var lordum," dedi saygyla. "Burada, ehrin savunmasn eline alabilecek nitelikte biri var ..."
"Sen mi Yarmefl?" diye szn kesti Gilthanas ac bir tebes
smle.
.
"Hayr," dedi Tanis kibarca. "Sen, Giltahanas."
"Bir elf mi?" dedi Lord Calof hayretle.
"Tarsis'deydi. Hem ejderhalarla, hem ejderanlarla sava
konusunda deneyimi var. iyi ejderhalar ona gveniyor ve onun
emirlerine uyarlar."
"Bu doru!" dedi Calof. Gilthanas'a doru dnerken yznde
bir rahatlama prlts grld. "Elflerin insanlar hakknda neler
hissettiklerini biliyoruz lordum ve -itiraf etmeliyim ki- insanlarn
ou da cifler hakknda ayn eyi.hisseder. Ama eer bu tehlike
annda bize yardm ederseniz minnettar kalrz."
Gilthanas Tanis'e bakakald, bir an iin akl karmt. Yanmelfin sakall yznden bir ey okunmuyordu. Sanki l bir adamn
yzyd. Belli ki Gilthanas'n tereddtnn bu sorumluluu
kabul etmeye gnlszlnden kaynaklandn dnen Lord
Calof, "dl" ile ilgili bir eyler ekleyerek sorusunu tekrarlad.
"Yo lordum!" diye irkilerek kt dalgnlndan elf. "Hi bir
dle ihtiya yok, hatta istemiyorum. Eer bu ehrin insanlarn
kurtarmak iin bir yardmm olursa bu benim iin yeterli, bir dl
saylr. Deiik rklardan gelmemize gelince" -Gilthanas bir kez
daha Tanis'e bakt- "belki de bunun bir fark yaratmadn anlayacak kadar bir eyler renmiimdir. Hi fark etmezmi."
"Ne yapmamz gerektiini syle," dedi Calof hevesle.
"nce Tanis ile bir ift laf ermek istiyorum" dedi Gilthanas,
yanmelfin ayrlmak iin hazrlandn grnce.
"Tabii. Sa tarafnzdaki kapdan geebileceiniz kk bir oda
var, orada yalnz konuabilirsiniz." Lord eliyle iaret etti.
Kk, lks deli odaya girdiklerinde her iki adam da uzun
bir sre huzursuz bir sessizlik iinde durdu; her ikisi de birbirine
dorudan bakmyordu. Sessizlii ilk bozan Gilthanas oldu.
215

"nsanlar hep hakir grmtm," dedi elf beyi yavaa, "irndi


ise onlar korumak iin bir ykmlln altna girmek iin hazrlanrken buluyorum kendimi." Glmsedi. "Bu ho bir duygu,"
diye ekledi ilk kez Tanis'e dorudan bakarak.
Tanis'in gzleri Gilthanas'nkilerle karlanca bir an iin, elf
beyinin tebessmne karlk vermese de gergin yz gevedi.
Sonra baklar alald ve ask ifadesi geri dnd.
"Neraka'ya gidiyorsun deil mi?" diye sordu baka bir uzun
sessizlikten sonra Gilthanas.
Tanis hi sesini kartmadan bayla onaylad.
"Ya arkadalarn? Onlar da seninle mi geliyor?"
"Bazlar," diye cevaplad Tanis. "Hepsi gelmek istiyor ama..."
Onlarn sadakatlarn hatrlaynca devam edemedi. Ban sallad.
Gilthanas ssl oymal bir masaya bakyor, elini parlak ahap
zerinde dalgn dalgn gezdiriyordu. "Ayrlmam gerek," dedi Tanis
ar ar, kapya doru ilerleyerek. "Daha yapmam gereken ok ey
var. Geceyars ayrlmay planlyoruz, Solinari battktan sonra..."
"Dur bekle." Gilthanas elini yarmelfin K oluna koydu. "Sa-sana
zgn olduumu sylemek istiyorum... Bu sabah sylediklerim
iin. Hayr Tanis, gitme. Beni duy. Bu bt nim iin kolay deil."
Gilthanas bir an iin duraksad. "Kendim hakknda ok fazla ey
rendim Tanis. Aldm dersler zordu. Unuttum hepsini...
Laurana'nn bana gelenleri duyunca unuttum. Kzgndm, korkmutum ve birine saldrmak istiyordum. En yakndaki hedef sendin.
Laurana ne yaptysa sana duyduu aktan yapt. Ben de ak
renmeye baladm Tanis. Ya da renmeye alyorum." Sesi
acyd. "Daha ok acy reniyorum. Ama bu benim sorunum."
Tanis imdi onu izliyordu. Gilthanas'm eli hl omuzundayd.
"Dnecek zaman bulduktan sonra biliyorum ki," diye devam
etti Gilthanas hafife, "Laurana'nn yapt doruydu. Gitmesi
gerekiyordu, yoksa aknn bir anlam olmam olacakt. Sana
gveniyordu, lmekte olduunu duyduu zaman, bunun anlam
kt bir yere gitmek bile olsa sana gelecek kadar sana inanmt..."
Tanis'in ba eildi. Gilthanas'n her iki eli sk sk yanmelfin
omuzlarn kavrad.
"Theros ronfel bir keresinde -btn yaam boyunca- aktan
yaplan bir eyin sonundan ktlk ktm grmediini sylemiti. Buna inandk Tanis. Laurana ne yaptysa akndan yapt.
Sen de u anda yaptn akndan yapyorsun. Eminim tanrlar
216

bunu kutsayacaktr."
"Sturm' kutsadlar m?" diye sordu Tanis hainlikle. "O da sev"Kutsamadlar m? Nereden biliyorsun?"
Tanis'in eli Gilthanas'mkini kavrad. Yanmelf ban sallad.
nanmak istiyordu. Harika, mkemmel geliyordu kulaa... Ayn
ejderhalarn masallar gibi. ocukken ejderhalara da inanmak istemiti hep...
ini ekerek elf beyinden ayrld. Gilthanas yine konutuunda
.eli kap kulbundayd.
"Elveda... kardeim."
Yolarkadalan surda, Tasslehoff un bulmu olduu, surlarn
tepesinden ap br tarafa ve oradan da gerisindeki ovalara alan
kapda bulutular. Tabii ki Gilthanas onlara n kapdan kma izni
de verebilirdi ama Tanis'e gre bu karanlk yolculuk hakknda ne
kadar az insann bilgisi olursa o kadar iyiydi.
Artk basamaklarn tepesindeki minik odann iinde toplanmlard. Solinari uzaktaki dalarn gerisine batmaya ancak balamt.
Dierlerinden uzak duran Tanis, son gms nlar zerlerinde
szlmekte olan dehet verici hisara deerken, ay izliyordu. Uan
kalenin klarn grebiliyordu. Kara suretler etrafta hareket edip
duruyordu. O korkun eyde kimler yayor olabilirdi? Ej-deranlar
m? Gleri kaleyi topraktan skp alan ve imdi de youn gri
bulut kmeleri zerinde yzdren kara cbbeli bycler ve kara
ermiler mi?
Arkasnda dierlerinin yavaa konutuklarn duyuyordu Berem hari hepsinin. Caramon'un yakndan izledii Hepadam,
gzleri alm korku iinde ayr duruyordu. .
Uzun bir sre Tanis onlar izledikten sonra iini ekti. Baka bir
veda daha yaamt ve bu ayrl onu o kadar hznlendiriyordu ki
baaracak gc olup olmadn merak etti. Hafife dnnce solmakta
olan Solinari'nin son nnn Altnay'n o gzel gms altn
salarna dediini grd. Kadnn -karanlk ve tehlikeye doru
uzanan bir yolculuk tasarlyor olmasna ramen- huzur dolu, sakin
yzn grd. O zaman gc olduunu anlad.
ini ekerek arkadalarna katlmak iin pencereden ayrld.
"Zaman geldi mi?" diye sordu Tasslehoff evkle.
Tanis glmsedi; Tas'n tepesindeki o garip at kuyruunu okamak iin elini uzatt. Deien bu- dnyada kender ayn duruyor217

du.

"Evet," dedi Tanis, "zaman geldi." Nehiryeli'yle gz gze geldi.


"Bazlarmz iin."
Bozkrl yanmelfin sabit, srekli baklaryla karlanca aklndaki
dnceler yzne yansd; bunlar Tanis iin gece gnde kayp
giden bulutlar kadar netti. nce Nehiryeli anlayamad, belki de
Tanis'in szlerini hi duymamt bile. Sonra Bozkrl neler
sylendiini fark etti. imdi anlamt ve sert, ciddi yz kzard,
kahverengi gzleri alevlendi. Tanis hibir ey sylemedi. Sadece
baklarn Altnay'a kaydrmakla yetindi.
Nehiryeli gms bir mehtabn ortasnda durmu bekleyen,
akl baka yerlere dalm gitmi karsna bakt. Dudaklarnda tatl
bir tebessm vard. Tanis'in daha yeni yeni grd bir tebessm.
Belki de gnete oynayan ocuunu gryordu
Tanis yeniden Nehiryeli'ne bakt. Bozkrl'nn i ekimesini
grd; Tanis Que-shu savasnn bunun Altnay' geride brakmak anlamna gelmesine ramen onlara elik etmek isteyeceini
hatta bu konuda srar edeceini- biliyordu.
Ona doru yryen Tanis, dorudan Bozkrl'nn kara gzlerine bakarak ellerini uzun boylu adamn omuzlarna koydu.
"Sen iini bitirdin dostum," dedi Tanis. "Sen k yollarn
yeterince andrdn. Burada yollarmz ayrlyor. Bizimki plak bir
le uzanyor. Seninki yeil ve iek am aalar arasndan
ayor. Senin, dnyaya getirecein olun veya kzna kar sorumluluklarn var." Elini Altnay'n omzuna koymutu artk, kadnn
itiraz edeceini grerek onu kendine doru ekiyordu.
"Bebek sonbaharda doacak," dedi Tanis yavaa, "vallen aalan
krmz ve altn rengine brndnde. Alama tatlm."- Altnay'a
sarld. "Vallen aalan yeniden yetiecek. Ve sen gen savan
veya gen kzn Solace'a gtreceksin ve ona ejderhalarla dolu bir
dnyaya umut getirecek kadar birbirlerini ok seven iki insann
yksn anlatacaksn."
Kadnn gzel salann pt. Sonra sessiz sessiz alayan Tika
onun yerini akarak Altnay'a veda etti. Tanis Nehiryeli'ne dnd.
Bozkrl'nn sert maskesi gitmi yz ak bir biimde hznnn
izlerini tayordu. Tanis bile kendi gzyalan arasndan nn ancak
grebiliyordu.
"ehrin savunmasn hazrlarken Gilthanas'n yardma ihtiyac
olacak." Tanis boazn temizledi. "Gerekten de bunun sizin kara
knz bir sona erdirmesini tanrlardan dilerim ama korkarm bu

218

biraz daha uzayabilir."


"Tannlar bizimle dostum, kardeim," dedi Nehiryeli blk prk
yanmelfe sarlrken. "nallah seninle de olurlar. Dnnz
bekleyeceiz."
Solinari dalann ardna batt. Gece gndeki yegane k,
souk ve pnltl yldzlar ve onlar san gzleriyle izleyen hisarn
pencerelerinin korkun nlanyd. Yolarkadalar birer birer Bozkrlya veda ettiler. Sonra Tasslehoff u izleyerek sessizce suru ap
baka bir kapdan girdiler ve baka bir merdivenden aaya indiler. Tas aadaki kapy iterek at. Elleri silahlarnda ihtiyatla
hareket eden yolarkadalan ovaya admlarn attlar.
Bir an iin birbirlerine yakn durup -koyu karanlkta bile- geerlerken, kendilerini tepedeki hisardan bakan binlerce gze ak
edecekmi gibi grnen ovaya baktlar.
Berem'in yannda duran Tanis adamn korkuyla titrediini hissedebiliyordu ve Caramon'a, onu izleme grevini verdiine kretti.
Tanis'in Neraka'ya gideceklerini syledii andan beri adamn
mavi gzlerinde lgn, korku dolu bir ifade grmt -kapana ksm
bir hayvann ifadesi gibi. Tanis adama acdn fark edince
yreini sertletirdi. Tehlikede olan ok fazla ey vard. Berem
anahtard; cevap onda ve Neraka'da yatyordu. Plan yava yava
beyninde kprdanmaya balad halde cevab nasl yapp da
bulacaklanna Tanis henz karar vermemiti.
ok uzakta ac ac ten borular gece havasn yrtnt. Ufukta
kavunii bir alev ykseldi. Ejderanlar bir ky yakyorlard. Tanis
pelerinine sk sk sarnd. lkbahar afa gelip getii halde hava
hl rpertiyordu.
"Kprdayn," dedi yavaa.
tedeki koruluun aalar albnda gizlenmek iin birer birer
ak otluk arazi eridinden koularm izledi. Burada minik, hzl
pirin ejderhalar onlar dalara tamak iin bekliyorlard.
Tasslehoff'un bir fare gibi karanla doru seyirtmesini seyreden Tanis her ey bu gece sona erebilir diye dnd sinirli sinirli.
Eer ejderhalar fark edilirse, eer hisardaki nbetteki gzler on-lan
grrse -her ey biterdi. Berem Kralie'nin ellerine derdi.
Karanlk btn topra kaplard.
Hafif ama emin bir ekilde koan Tika Tas' izledi. Flint hemen
arkasndan kouyor, szlanp duruyordu. Cce daha da yalanm
grnyordu. Ccenin hasta olduu dncesi Tanis'in aklna geldi
ama Flint'in ardlannda kalmaya hi raz olmayacam biliyor219

du. imdi de karanlk iinden koan, zrh takrdayan Caramon'du.


Bir eli sk sk Berem'i kavram, adam yan sra srklyordu.
Sra bende, diye fark etti Tanis, dierlerinin emniyet iinde
koruya girdiklerini grerek. Bu kadar ite. ster iyi, ister kt olsun,
yk sonuna yaklayor. Ban kaldrp baknca Altnay ile
Nehiryeli'nin kule odasndaki kk pencereden baktklarn grd.
ster iyi, ister kt.
Eer karanlkla sonulanacak olursa, diye merak etti Tanis ilk
kez. Dnyaya ne olacak? Geride braktklarma ne olacak?
Kendisi iin hi tanmad ailesi kadar kymetli olan bu iki insana bakt baklarn ayrmadan. Ve bakarken Altnay'n bir mum
yaktn grd. Bir an iin alev hem kadnn, hem de Nehiryeli'nin
yzn aydnlatt. Ellerini bir veda hareketiyle kaldrdktan sonra
dost olmayan gzlerden saknmak iin alevi sndrdler.
Derin bir nefes alan Tanis dnd ve komak iin kendini gerdi.
Karanlk istila edebilirdi ama umudu hibir zaman yok edemezdi. Bir tek
mum -veya daha fazlas- alevlenip snebilirdi ama eski mumlardan yenileri
yanacakt.
te byle tutuurdu umudun alevi hep, gelen gne kadar
karanl aydnlatarak.

220

3. KTAP

bir altn ejderhayd, cinsinin en yals. Zamannda hiddetli


Yal
bir savayd. Zaferlerinin izleri altn teninin krklar

arasndan grlebiliyordu. Bir zamanlar ad, en az zaferleri kadar


parlakt ama ismini uzun zaman nce unutmutu. Daha gen ve
hrmetsiz altn ejderhalar, aklnn, pek de azmsanmayacak sklkta
mevcut zamandan uup yeniden gemii yaamasndan dolay ona,
sevgiyle Pyrite -Ahman Altn- diyorlard.
Dilerinin ou dklmt. Lezzetli bir geyik eti inemeydi
veya bir goblini paralamayal sittin sene olmutu. Zaman zaman
damaklanyla bir tavan yedii oluyordu ama genellikle yulaf ezmesiyle idare ediyordu.
Pyrite mevcut zamanda yaad vakitlerde, huysuz da olsa
akll bir yoldat. tiraf etmeyi reddetse de gzleri zayflyordu ve
duvar gibi sard. Zekas kvrakt. Sohbeti -ejderhalar arasnda
dendii gibi- hl di kadar keskindi. Sadece bazen, yanndakiler222

e ayn konuda konuurdu.


O gemie gittiinde dier altnlar maalarna ekilirlerdi. nk
gemitekiler! hatrladnda hl hatr saylr byler yapabiliyordu
ve nefes silahlar da her zamanki kadar etkiliydi.
te yandan o gn Pyrite ne gemite, ne de mevcut zamanda
yasyordu. Estvvilde Ovalar'nda uzanm, lk bahar gneinde
kestiriyordu. Yannda, ban ejderhann brne dayam ayn eyi
yapan yal bir adam oturuyordu.
Ypranm ve biimsiz, sivri ulu bir apka yal adamn yznde
duruyor, gzlerini gneten koruyordu. apkann altndan uzun
beyaz bir sakal dklyordu. Uzun, san renkli cbbesinin altndan
da izmeli ayaklan kyordu.
Her ikisi de derin bir uykudayd. Altn ejderhann br, her
zrltl nefesiyle kabarp gmbrdyordu. Yal adamn az sonuna
kadar akt ve arada srada abartl bir horultuyla kendi kendini
uyandryordu. Byle olduunda, olduu yerde doruluyor -bu da
apkasnn yere yuvarlanmasna neden oluyordu (ki bu sapann
grntsne pek fayla salyor saylmazd)- ve telala etrafbakmyordu. Etrafta bir ey grmeyince skntyla etrafna ba-jp
apkay yerine yerletiriyor (tabii ki bulduktan sonra), ejderha kaburgalarn drtp yeniden kestirmeye devam ediyordu.
Tesadfen yoldan geen biri, gzel ve lk bir bahar gnnde,
ikisinin Estwild Ovalarnda ne halt etmeye byle sakin sakin
uyuyor olduklarn merak edebilirdi. Bu yoldan geen biri, bu ikiin birini bekliyor olduklarn dnebilirdi, nk yal adam
aman zaman uyanarak apkasn kartyor ve ciddiyetle gkyEne bakyordu.
Yoldan geen biri merak iinde kalabilirdi -eer yoldan geen
biri olsayd. Yoktu. En azndan yoldan geen dost biri yoktu. Estrilde Ovalar ejderan ve goblin birlikleri kaynyordu. Eer ikisi de
bylesine tehlikeli bir yerde uyuduklarn biliyorduysalar, bu hali
umursamyorlar demekti.
Olduka yksek sesle kartt bir horultu yznden uyanan
yal adam, tam arkadan byle korkun sesler kartmakla sulaacakt ki zerine bir glge dt.
"Hah!" dedi yal adam hiddetle yukar bakarak. "Ejderhabiniri! Bir sr. Herhalde hayra da gitmiyorlardr." Yal adamn
faz kalar burnunun zerinde bir V ekli oluturdu. "Artk yetti.
imdi de gne m kesme cretini gsteriyorlar. Uyan!" di-

223

ye bard Pyrite' ypranm tahta bir asayla drterek.


Altn ejderha homurdanarak tek bir altn gzn ap yal adama
bakt (sadece san renkli bir karalt gryordu) ve byk bir
skunetle yeniden gzn kapatt.
Glgeler yukardan gemeye devam ediyordu -binicileriyle birlikte drt ejderha.
"Uyan dedim sana tembel soytar!" diye bard yal adam. Neeyle horuldamakta olan Altn; peneli ayaklar havada, gbei lk
gnee gelecek ekilde srt st yuvarland.
Yal adam bir an iin ejderhaya kzgn kzgn baktktan sonra
ani bir ilhamla ejderhann koca kafasna doru kotu. "Sava!" diye
bard cokuyla, dorudan ejderhann kulaklarndan birine doru.
"Sava! Saldryorlar..."
Etkisi inanlacak gibi deildi. Pyrite'n gzleri parlayarak ald.
Karn st yuvarlanarak ayaklarn topraa yle bir gmd ki neredeyse saplanp kalacakt. Ba hiddetle geriye gitti, altn kanatlarn
ap bir mil yukarya kadar toz bulutlar kaldracak ekilde
rpmaya balad.
"Sava!" diye bard borazan gibi. "Sava! Bizi ardlar. Filolar
toplayn! Saldrn!"
Yal adam bu ani deiimden arp kalm gibiydi; ayn zamanda bir az dolusu tozu yanllkla yuttuu iin bir an iin konuamad da. Ama ejderhann havaya frlamak zere olduunu
grnce apkasn sallayarak ileri frlad.
"Bekle!" diye bard boulurcasna ksrerek. "Beni bekle!"
"Beklemem gereken de kimmi?" diye grledi Pyrite. Ejderha
dalgalar halinde ykselen kumlar arasndan baknd. "Sen benim
bycm msn?"
"Evet, evet," diye seslendi yal adam telala. "Ben -m- senin bycnm. Kanadn biraz indir de trmanabileyim. Teekkrler,
aferim sana. imdi ben... ooo! ! Daha balanmadm!... Dikkat
et! apkam! Lanet olasca, daha sana havalan demedim ki!"
"Savaa zamannda yetimemiz gerek," diye seslendi Pyrite hiddetle. "Huma tek bana dvyor!"
"Huma'ynru!" Yal adam homurdand. "O savaa zamannda
yetiemeyecein kesin! Birka yzyl ge kaldn. Ama benim aklmdaki muharebe o deildi. Doudaki u drt ejderhay kastetmitim. Kt yaratklar! Onlar durdurmamz gerek..."
"Ejderhalar! A, tabii! Gryorum," diye grledi Pyrite btn

224

hararetiyle, son derece arm ve feci ekilde onurlar krlm iki


kartaln peine derken.
"Yo! Yo!" diye bard yal adam, ejderhann brn tekmeleyerek. "Dou dedim, budala! ki derece daha douya u!"
"Benim bycm olduuna emin misin?" diye sordu Pyrite derin bir
sesle. "Bycm benimle hi byle konumazd."
"Ben -m- zr dilerim ihtiyar," dedi yal adam abuk abuk,
"biraz sinirliyim de. Ortaya kan beklenmedik gelimeler yznden."
"Tanrlar adna drt tane ejderha var!" dedi Pyrite hayretle, grntlerini hayal meyal setiinde.
"Beni yakna gtr de gzelce bir greyim," diye bard yal
adam. "Nefis bir bym var: Atetopu. imdi," diye mrldand, "bir
de nasl yapldn hatrlasam."
ki Ejderha Ordusu subay, drt pirin ejderhayla gidiyordu. Biri
ndeydi. Sakall bir adam; miferi biraz byk duruyordu ve gzlerini
glgeleyecek biimde iyice yzne indirilmiti. Dier su-bay grubun
arkasndayd. ri bir adamd, neredeyse kara zrhnn iinden
tayormu gibi duruyordu. O mifer takmamt -byk bir ihtimalle
ona gelecek bir mifer bulunamamt- ama yz hain ve dikkatliydi;
zellikle de filonun ortasnda giden ejderhalara binmi tutsaklara kar.
Garip bir tutsak tasnifiydi -zerine uymayan bir zrh giymi olan
bir kadn, bir cce, bir kender ve dank uzun beyaz sal orta yal bir
adam.
Hani yal adam ile'ejderhasn grm olan, yoldan geen o
adam, subaylarla tutsaklarnn, Ejderha Yceefendile'nin kara ordular
tarafndan dikkat ekmemek iin yollarn deitirmi olduklarn da
grrd. Gerekten de bir grup ejderan onlan grp, dikkatlerini
ekmek iin barmaya balaynca Ejderha Ordusu subaylar byk bir
gayretle onlan grmemezlie gelmiti. Son derece dikkatli bir
gzlemci, pirin ejderhalarn Ejderha Yceefendi-si'nin hizmetinde
ne aradm da merak edebilirdi.
Ne yazk ki ne yal adam, ne de eli aya zor tutan altn ejderhas
dikkatli bir gzlemci deildi.
Bulutlarn ardna gizlenerek hibir eyden kukulanmayan grubun
ardndan sinsice yaklatlar.
"Ben syleyince yldrm gibi hzla aa in. Onlara arkadan sal225

dracaz," dedi yal adam, bir dv beklentisi iinde byk bir


cokuyla kendi kendine syleniyordu. "Onlara arkadan saldracaz."
"Sor Huma nerede?" diye sordu altn, bulutlar arasndan gzleri
kamaarak bakarken.
"ld," diye mrldand yal adam, bysne konsantre olurken.
"ld m!" diye grledi ejderha byk bir yeisle. "O halde ok
ge kaldk?"
"Aman bover!" diye kestirip ath yal adam huzursuzlukla.
"Hazr msn?"
"lm," diye tekrarlad ejderha hznle. Sonra gzleri parlad.
"Ama cn alacaz!"
"Evet, yle," dedi yal adam. "imdi... ben iaret edince -Yo!
Daha deil! Seni..."
Altn ejderha bulutun iinden kp daha kk drt ejderhaya
doru gkyznden frlatlm bir mzrak gibi dmdz inerken
yal adamn szleri rzgara karp gitmiti.
Arkadaki Ejderha Ordusu subay tepesindeki hareketi yakalayarak baklarn yukar kaldrmt. Gzleri fal ta gibi ald.
"Tanis!" diye bard ndeki subaya telala.
Yarmelf dnd. Caramon'un sesiyle irkilen yarmelf bir belayla
karlamaya hazrd ama nce hibir ey gremedi. Derken Caramon iaret etti.
Tanis baklarn kaldrd.
"Tanrlar adna nedir..." dedi nefesi arasndan.
Gkyznden aaya hzla inen, dosdoru onlara doru dalm
altn bir ejderha vard. Ejderhaya, beyaz salar arkasnda dalgalanan
(apkasn kaybetmiti), ak sakal omuzundan ap arkasnda uuan
yal bir adam binmiti. Ejderhann az, eer disiz olmasa korkun
olabilecek bir edayla almt.
"Galiba bize saldnlyorlar," dedi Caramon korkuyla.
Tanis de ayn sonuca varmt. "Daln!" diye bard, kendi
kendine kfrederken. Aada, altlarnda koca bir ejderan tmeni
byk bir ilgiyle hava savan izliyordu. Yapmak istedii son ey
grubun dikkat ekmesiydi, imdi yal, deli bir adam btn ii berbat
ediyordu.
Tanis'in komutunu duyan drt ejderha derhal ayrldlar -ama
yeterince hzl davranamamlard. Parlak ate topu tam ortalarn-

226

da patlam, ejderhalarn gkyznde kontrolszce dnmelerine


neden olmutu.
Parlak kla bir anlna krleen Tanis dizginleri elinden brakarak denetimden km bir halde dnmekte olan yaratn boynuna sarlmt.
Sonra tamdk bir ses duydu.
'Tam isabet! Nefis bir by, Atetopu..."
"Fizban!" diye homurdand Tanis.
Gzlerini krptran Tanis ejderhay kontrol altna alabilmek
iin btn gcyle urat. Fakat belli ki hayvan-kendisini tecrbesiz binicisinden daha iyi denetleyebiliyordu nk pirin ejderha
ksa bir sre sonra dzelmiti. Tanis artk grebildii iin hzla
dierlerine de bir bak att. Onlar da yaralanmam gibi duruyordu
ama btn gkyzne dalmlard. Yal adam ile ejderhas
Caramon'u izliyordu -yal adam ellerini uzatm, belli ki tahrip
gc fazla baka bir by yapyordu. Caramon baryor, el kol
hareketleri yapyordu - o da sersem yal bycy tanmt.
Geriden Fizban'a doru Flint ile Tasslehoff yaklayor, kender
neeyle barp ellerini sallyordu; Flint ise cann kurtarmak iin ejderhaya yapmt. Cce kesinlikle yemyeil grnyordu.
Fakat Fizban'n btn dikkati avnn zerindeydi. Tanis yal
adamn birka sz haykmp elini uzattn grd. Parmak ularndan
imekler akt. Allahtan hedefini karmt. imek Caramon'un
ban syrp geerek, koca adamn ban emesine neden olmutu
ama adam yaralamamt.
Tanis yle galiz bir kfr sallamt ki, kendi bile kendi ettii
kfre hayret etmiti. Ejderhasnn brn tekmeleyerek yal adam
iaret etti.
"Saldr!" diye emretti ejderhaya. "Cann actma ama buradan
uzaklatr."
Hayret iinde pirin ejderhannn reddettiini grd. Ban sallayan ejderha halkalar izmeye balad; aniden Tanis hayvann yere
inmeye niyetlendiini fark etti!
"Delirdin mi sen?" diye kfretti Tanis ejderhaya. "Bizi Ejderha
Ordulan'nm gbeine indiriyorsun!"
Tanis bou bouna yalvard ejderhaya, hayvan sarlama
sanki; yarmelf dier tm pirin ejderhalarn da halka izerek inmeye altklarn fark etti.
Dier tarafta Tika'nn arkasnda oturan Berem aresizlik iinde

227

kza yle bir sarlmt ki, kzcaz nefes almakta zorlanmaya balad. Hepadam'n gzleri, ovada ejderhalarn inecei yere doru
koumakta olan ejderanlardayd. Caramon lgnlar gibi dvnp
duruyor, etrafnda dolanp duran imeklerden korunmaya alyordu. Flint dahi canlanm, deliler gibi ejderhasnn dizginlerini
ekiyor, Tas lgnlar gibi Fizban'a seslenirken o da hiddetle kkryordu. Yal adamsa onlar takip ediyor, pirin ejderhalar nne
koyunlar gibi katm gdyordu.
Khalkist Dalarnn eteklerine yakn bir yere indiler. Alelacele
ovalara bir gz atan Tanis ejderanlarn oul halinde onlara doru
ilerlediini grd.
Belki de blf yapp kendimizi bu iten syrabiliriz, diye dnd
Tanis hummalca, geri klklar onlar Kalaman'a kadar gtrmek
iin tasarlanmt, bir grup kukucu ejderam kandrmak iin deil..
Ama yine de denemeye deerdi. Yeter ki Berem arka planda kalp,
sesini kesmeyi akl etsindi.
Ama daha Tanis bunlar aklndan geirirken Berem ejderhasnn
srtndan atlayarak, lgn gibi da eteklerine doru komaya balad. Tanis ejderanlann onu iaret ederek bartklarn duyuyordu.
Aman ne de geri planda kalmt. Tanis yeniden kfretti. Blfleri
hl bir ie yarayabilirdi... imdi dahi tutsaklarnn kamaya
altm syleyebilirlerdi. Yok, diye fark etti mitsizlik iinde, ejderanlar Berem'in peine dp onu yakalayacaklard. Kitiara'nn
ona sylediine gre Krynn zerindeki btn ejderanlarda Berem'in bir tarifi vard.
"Cehennem adna!" Tanis sakinlemek ve mantkl dnmek
iin kendini zorlad ama durum ve szleri kontrolnden kyordu.
"Caramon! Berem'in peinden git. Flint sen... Yok, Tesslehoff buraya
geri gel! Lanet, olasca! Tika, Tas'n peinden git. Yok, dur, sen
benimle kal. Sen de Rint..."
"Ama Tasslehoff o ihtiyar, lgn bunan peine dt ve..."
"Ve yeterince anslysak yer yarlp ikisini de yutar!" Tanis
omuzunun zerinden bakarken vahice kfretti. Korkuya teslim
olmu olan Berem bir da keisi evikliiyle kayalardan ve allardan
ap trmanrken Caramon, ejderha zrhnn ve mhimmatnn
engellemesi yznden bir adm ileri iki adm geri ilerleyebiliyordu.
Dnp Ovalar'a bakan Tanis zrhlan, kllan ve mzraklar gnete adeta yanan ejderanlan rahahatlkla grebiliyordu. Hl bir
228

anslar olabileceini dnd tabii eer pirin ejderhalar saldrrlarsa...


Tam onlara savamalar iin emir vermeye hazrlanrken yal
adam yal altn ejderhasnn inmi olduu yerden onlara doru
koarak geldi. "Kist!" dedi yal adam pirin ejderhalara. "Kist -gidin!
Geldiiniz yere geri gidin!"
"Hayr! Durun!" Yal adamn, tavuklar kmese sokan iftinin
kars gibi ellerini kollarn sallayarak pirin ejderhalar arasnda kousunu seyrederken Tanis neredeyse skntsndan san sakaln
yolacakt. Sonra Tanis -hayretle- kfretmeyi brakt; nk pirin
ejderhalar san renkli cbbeli yal adamn nnde kendilerini yz
koyun yere yaptrmlard. Derken kanatlarn kaldrararak
zarafetle havaya ykseldiler.
Ellerine geirmi olduklar bir Ejderha Ordusu zrhnn iinde
olduunu unutan Tanis hiddetle, Tas'n peinden ezilmi otlar zerinden yal adama doru komaya balad. Onlarn yaklamakta
olduunu duyan Fizban yzlemek iin dnd.
"Senin azna krmz biber srmeye niyetliyim," diye atld kalarn atp Tanis'e bakarak. "Artk benim tutsaklarmsnz, o yzden
sessizce benimle gelin yoksa bymn tadna bakarsnz... "
"Fizban!" diye sevinle bard Tasslehoff, kollarn yal adama
dolarken.
Yal bycnn baklar kendisine sarlan kenderi bulduktan
sonra, hayret iersinde geri geri gitti.
"Bu Tassle... Tassle..." diye kekeledi.
"Burrfoot," dedi Tas, biraz gerileyip, kibarca eilip 'selam vererek.
"Tasslehoff Burfoot."
"Ulu Huma'nm hayaleti!" diye bir hayret nidas ykseldi Fizban'dan.
"Bu da Tanis Yarmelf. Ve o da Flint Fireforge. Onu hatrladn
m?" diye devam etti Tasslehoff, minik elini cceye doru sallayarak.
"A, tabii, tabii ya," diye mrldand Fizban yz kzararak.
"Ve Tika... Oradaki de Caramon... a, ey imdi onu gremezsin.
Sonra, ite Berem. Onu Kalaman'da aldk ve -ah Fizban!- onun yeil
bir ziyneti var -ah, of, niye vuruyorsun Tanis, canm acttn!"
Boazn temizleyen Fizban etrafna belli belirsiz bir baknd.
"Siz -ey- m- Ejderha Ordusu'yla -m- deil misiniz?" .
"Hayr," dedi Tanis ask bir yzle, "deiliz! En azndan deil-

229

dik." Arkalarn iaret etti. "Geri bu her an deiecek gibi."


"Ejderha Ordusu'yla hibir ilginiz mi yoktu?" diye devam etti
Fizban umutla. "Yani yolunuzdan dnp onlara katlmadnza
emin misiniz? kence falan grmediniz mi? Beyniniz ykanmad
m?"
"Hayr, kahrolasca!" diye ekip kartt miferini Tanis. "Ben
Tanis Yarmelf'im, hatrladn m..."
Fizban'n yz aydnland. 'Tanis Yarmelf! Seninle yeniden
karlatma ok memnun oldum beyim." Tanis'in eline yapan
yal adam, itenlikle yanmelfin elini skt.
"Lanet olasca!" diye kestirip atb Tanis sinirle, elini yal adamn
elinden ekip alrken.
"Ama ejderhalara biniyordunuz!"
"Onlar iyi ejderhalard!" diye bard Tanis. "Geri geldiler!"
"Kimse bunu bana sylemedi!" dedi yal adam nefesi kesilircesine hiddetle.
"Ne yaptn biliyor musun?" diye devam etti Tanis, sznn
kesilmesine kulak asmadan. "Bizi gkyznden sprp attn!
Neraka'ya ulamak iin lzm olan yegane aralarmz da geri yolladn..."
"Of, ne yaptm biliyorum," diye geveledi Fizban. Omuzundan geriye bakt. "Eyvah, eyvah. unlar yaklayor gibi. Bizi yakalamamallar. E, burada bekleyecek miyiz byle?" Kalarm atarak
Tanis'e bakt. "Sen de ne lidermisin ya! Galiba benim ie el
koymam gerekecek... apkam nerede?"
"Be mil kadar geride," diye beyan etti Pyrite uzun uzun esneyerek.
"Sen hl burada msn?" dedi Fizban rahatszlkla altn ejderha
ya bakarak.
"Baka nerede olacaktm?" diye sordu ejderha kasvetle. "Dierleriyle
birlikte gitmeni sylemitim!" "Gitmek istemedim." diye burnundan
soludu Pyrite. Bir para alev burnundan ykselip burunun
seyirmesine neden oldu. Bunu muazzam bir hapnk izledi.
Burnunu eken ejderha terslikle devam etti. "O pirin ejderhalarn
yaa baa sayglar kalmam. Durmadan konuuyorlar! Ve
kkrdyorlar. O salak kkrdamalar sinirime dokunuyor..."
"Eh o zaman tek bana dnmen gerekecek!" diye koca admlarla
ejderhann mahmur gzlerinin iine bakmak iin ilerledi. "Biz

tehlikeli bir lkeye doru uzun bir yolculua kacaz..."


"Biz mi kacaz?" diye bard Tanis. "Bana bak babalk, Fizban,
ismin her ne ise, neden -u- bu arkadanla birlikle geri dnmyorsun.
Haklsn. Uzun ve tehlikeli bir yolculuk olacak. Ejderhalarmz
kaybettiimiz iin daha da uzun ve ..."
"Tanis... "dedi Tika uyanrcasna, gzleri ejderanlarda olduu
halde.
"Hemen tepeye, abuk," dedi Tanis derin bir nefes alp hiddet ve
korkusunu denetim altna almaya alarak. "Haydi Tika. Flint ile
birlikte. Tas..." Kenderi yakalad.
"Hayr Tan! Onu burada brakamayz!" diye feryat figan etti
Tas.
"Tas!" dedi Tanis, kenderi de, artk sabnnn snrna geldii ve
daha fazla bir eye tahamml edemeyecei konusunda uyaran bir
sesle. Belli ki yal adam da ayn eyi anlamt.
-. "Bu tiplerle gitmek zorundaym," dedi ejderhaya. "Bana ihtiyalar
var. Tek bana geri gidemezsin. Hemen tnm ..."
"Dnm!" dedi ejderha hiddetle. "O sz 'dnm!' Hi dorusunu syleyemiyorsun..."
"Her ne haltsa!" diye bard yal adam. "abuk! Seni yanmza
alrz."
"Pekl," dedi ejderha. "Gerisini kullanabilirim." "Zannetmiyorum... "
diye balad Tanis, koca altn bir ejderhayla ne yapabileceklerini merak
ederek ama ok ge kalmt.
Tas hayran hayran seyrederken ve Tanis sabrszlkla dokuz doururken,
ejderha garip by lisannda birka szck syledi. Par-j lak bir imek
aktktan sonra aniden ejderha yok oluverdi. "Ne? Nerede?" diye
baknd Tasslehoff etrafna. Fizban otlar arasndan bir ey almak iin
eildi. "Kprdayn! Hemen!" Tanis, Tika ve Flint'in ardndan Tas ile
yal adam da eteklerine doru aceleyle itekledi. "Al," dedi Fizban
Tas'a, koarlarken. "Elini uzat." Tas syleneni yapt. Sonra kender
dehetle nefesini tuttu. ncelemek iin olduu yerde duruverirdi ama
Tanis onu kolundan yakalad gibi ileri doru srklemiti.
Tas'n avucunun iinde, en ince ayrntsna kadar oyulmu minik
altn bir ejderha sureti prldyordu. Tas, kanatlardaki yaralan bile
grebildiini hayal etti. Gzlerinin olduu yerde minik iki krmz ta
prldyordu, sonra -Tas seyrederken- gzlerin zerine ka231

230

panan altn gz kapaklanyla gzler krpt.


"Ay Fizban, bu -bu- ok gzel! Gerekten bu bende kalabilir
mi?" diye seslendi Tas omuzunun zerinden, ardndan oflaya poflaya koan yal adama.
'Tabii olum!" dedi sevinle Fizban. "En azndan macera bitinceye kadar."
"Ya da macera bizi bitirinceye kadar," diye mrldand Tanis hzla
kayalara trmanrken. Ejderanlar git gide yaklayorlard.

E
jderanlar, artk birer ajan olduklarn dndkleri grubun
peindeyken onlar dalara doru trmanmaya devam ettiler.
Grup, Berem'i izleyen Caramon'un izini kaybetmiti ama durup da
arayacak vakitleri yoktu. O yzden aniden, devrilmi bir kayann
zerine serilmi -baygn haldeki- Berem ve Caramon'la burun
buruna geldiklerinde olduka armlard.
"Ne oldu?" diye sordu Tanis uzun bir trmantan sonra yorulmu, nefes nefese bir halde.
"Sonunda ona yetitim." Caramon ban sallad. "Ve benimle
dvmeye kalkt. Yana gre gl biri Tanis. Onu haklamak
zorunda kaldm. Korkarm biraz fazla sert davrandm ama," diye
ekledi baklarn koma halindeki surete vicdan azab ekerek indirdiinde.
"Harika!" Tanis artk kfredemeyecek kadar yorulmutu.
"Ben bir eyler yapabilirim," dedi Tika deri bir kese kartrken.

232

233

"Ejderanlar o son koca kayann ardndan geliyorlar,' diye rapor


etti Flint dierlerinin gr alanlarna yuvarlanrcasna girerken.
Cce bitmi grnyordu. Kayann zerine ylarak ter iindeki
yzn sakalanm ucuyla sildi.
"Tika..." diye balad Tanis.
"Buldum!" dedi kz muzaferrane bir tavrla kk bir ieyi kartrken. Berem'in yanna diz kerek minik ienin azndaki tpay
ap ieyi adamn burnunun dibinde salad. Baygn adam bir nefes
ektikten hemen sonra ksrmeye balad.
Tika adamn yanaklarna vurdu. "Ayaa!" dedi garson kz sesiyle. "Tabii ejderanlarm seni yakalamasn istemiyorsan."
Berem'in gzleri telala ald. Ban ellerinin arasna alarak,
sersemlemi bir halde oturdu. Caramon ayaa kalkmasna yardmc
oldu.
"Bu harika Tika!" dedi Tas heyecanla. "Msadenle..." Daha kz
durduramadan Tas minik ieyi kaparak kendi burnuna gtrd
ve derin bir nefes ekti.
"iiii Ahhhh!" ren kender, Flint'in ardsra patikadan gelmi
olan Fizban'a doru gerileyerek sendeledi. "Uf! Tika! Bu korkun...
bir ey!" Zar zor konuabiliyordu. "Nedir bu?"
"Otik'in bir karm" dedi Tika srtarak. "Btn garson kzlarda
bulunurdu. Bir ok defalar faydasn grmtm, bilmem anlatabildim mi." Tebessm kayboldu. "Zavall Otik," dedi yavaa.
"Acaba ona ne oldu. Ve Han'a;.."
"imdi bunun sras deil Tika," dedi Tanis sabrszca. "Gitmemiz
gerek. Ayaa kalk yal adam!" .Bu, o srada rahat rahat yerlemekte olan Fizban'ayd.
"Bir bym var," diye kar koydu Fizban, Tas ona aslarak ayaa
kaldrrken. "O ba belalarnn aresine bakar. Puf!"
"Hayr!" dedi Tanis. "Kesinlikle olmaz. Bende bu ans varken,
hepsini trolle eviririsin."
"Acaba bunu yapabilir miyim..." Fizban'n yz aydnland.
Akamst gnei gkyznn kysna yeni yeni kaymaya
balamt ki dan tepesine doru ykselmekte olan patika aniden
iki ayr yne doru ayrlverdi. Bir tanesi dalann zirvelerine kyor,
dieri ise dan dier y.anna dolanyor gibiydi. Zirveler arasnda bir
geit olabilir, diye dnd Tanis; gerektiinde savunabilecekleri bir
geit.
Fakat daha bir sz syleyemeden Fizban dan dier yanna do-

lanan yolda ilerlemeye balad. "Bu taraftan," diye beyan etti yal
c, ileri doru yrrken asasna yaslanarak.
"Ama..." diye itiraz etmeye balad Tanis.
"Haydi, haydi. Bu taraftan!" dedi Fizban srarla, dnp orman
jibi beyaz kalarnn altndan onlara sert sert bakarak. "O taraf kpaz bir yol -hem de birka ynden kmaz. Biliyorum. Daha nce o
yoldan gitmitim. Bu yol, dan kenarndaki byk bir uuruma
gidiyor. Uurumun zerinde bir kpr var. Kprden getikten
sonra arkamzdan gelen ejderanlarla dvebiliriz."
Tanis kalarn att, bu yal ve deli bycye gvenmeye pek
|gnH deildi.
| "Bu gzel bir plan Tanis," dedi Caramon yavaa. "Eninde sot nunda onlarla bir dve gireceimize phe yok." Pelerinden
| da yoluna trmanan ejderanlar iaret etti.
F" Tanis etrafna baknd. Hepsi yorulmutu. Tika'nn yz solmu, gzleri buulanm, -biraz hafiflemek iin mzraklarn bile
l yolda brakan- Caramon'a yaslanmt.
f Tasslehoff neeyle Tanis'e srtt. Fakat gene de kender minik
J bir kpek gibi soluyor ve tek aya topallyordu.
F. Berem her zamanki gibi grnyordu, somurtkan ve rkek. Ta- uis'i en ok endielendiren Flint'ti. Cce kalar sresince tek bir
sz dahi etmemiti. Hi aksatmadan onlara ayak uydurmutu ama
dudaklar mosmordu ve nefesi ksa ksa geliyordu. Arada bir -kimsenin bakmadn dnd zamanlarda- Tanis onun elini gsne koyduunu veya sanki aryormu gibi sol kolunu ovduunu
grmt.
"Pekl." Yanmelf karar vermiti. "Devam et yal byc.
Geri byk bir ihtimalle buna piman olacam," diye de ekledi
kendi kendine; dierleri Fizban'n ardndan aceleyle ilerlerken.
Gnein kavumasna yakn bir zamanda yolarkadalar durdu.
Dan yznde, boyunun drtte ne denk gelen bir yerde kk
bir kaya kntsnda duruyorlard. nlerinde derin, dar bir uurum
vard. Tam aalarnda, uurumun dibinde bir nehrin ylan gibi
parlayarak kvnla kvrla gittiini grebiliyorlard.
Yz metrelik bir uurum olsa gerek diye hesaplad Tanis. zerinde durduklar yol dan yan yzn kucaklyordu; bir yannda
dan dik yz, bir yannda da havadan baka bir ey yoktu. Uurumu geen tek bir yol vard.

235
234

"Ve o kpr," dedi Flint -saatlerdir sarf ettii ilk


szlerdi unlar "benden bile yal... ve ok daha kt bir
halde."
"O kpr yllarca dayand!" dedi Fizban hiddetle.
"Afet'e bile dayanmt!"
"Hi kukum yok," dedi Caramon samimiyetle.
"En azndan ok uzun deil/' dedi Tika, sesi titrese de umutluymu gibi grnmeye alyordu.
Dar uurumun zerinden aan kprnn kendine has bir mimarisi vard. Uurumun her iki yandaki dalarn yzlerine koca
Vallen aalarnn dallan kaklmt. Bu dallar X ekli oluturarak
ahap platforma destek oluyordu. Uzun zaman nce bu yap bir
mimarlk aheseri olmalyd. Fakat artk tahtalar rm, yarlmaya
balamt. Eer kprnn bir parmakl var idiyse bile oktan alttaki
uuruma dp gitmiti. Daha onlar kprye bakarken dahi kalaslar
gcrdyor ve akamn rperten rzgaryla titriyordu.
Sonra, arkalarndan grtlaktan gelen sesler ve eliin kayalar
zerindeki takrtsn duydular.
"Geri dnmemek iin ok neden var," diye mrldand Caramon.
"Teker teker gemeliyiz."
"Vakit yok," dedi Tanis ayaa kalkarken. "Tanrlarn yanmzda
olduunu ummaktan baka aremiz yok. Ve -bunu itiraf etmekten
nefret etsem de- Fizban hakl. Bir kez karya geince ejderanlar
rahatlkla durdurabiliriz. Bu kpr zerinde nefis birer hedef olurlar.
nden ben gidiyorum. Arkamda tek sra olun. Caramon sen
artsn. Berem, arkamda dur."
Cesaret edebildiince hzla hareket eden Tanis bir ayan kprye koydu. Kalaslarn titreyip sallandn hissedebiliyordu. ok
aada nehir, kanyon duvarlar arasndan hzla akyordu; beyaz
kpkl yzeyinden kayalar yukar doru frlamt. Tanis nefesini
tutarak hemen baklarn baka yne evirdi.
"Sakn aaya bakmayn," dedi dierlerine, midesinin olduu
yerde bo bir rperti hissetmiti. Bir an iin kprdayamad; sonra,
kendini toparlayarak yava yava ilerledi. Berem tam arkasndan
geliyordu; ejderanlarn Hepadam'a verdii dehet, en korkun kbuslarnn bile tesindeydi.
Berem'in ardndan Tasslehoff geliyor ve tam bir kender becerisiyle hafife yryor, kenardan merakla aaya bakyordu. Sonra
srada Fizban'n des.tek olduu dehet iindeki Flint vard. Son
olarak da Tika ile Caramon titreyen kalaslara bastlar, sinirli sinirli
236

arkalarm kollayp duruyorlard.


Tanis tam yan yola gelmiti ki platformlardan
biri kt, rm ahap ayaklar altnda
parampara oldu.
Korkudan galeyana gelerek gayri ihtiyari hareket
eden yarmelf
aresizlikle tahtalara uzand ve kenarndan tutundu. Fakat rk
ahap elinin altnda ufaland. Parmaklar kayd ve... bir el bileini
^avrad.
"Berem!" Tanis'in nefesi 'kesildi. "Dayan!" Yapaca herhangi bir
hareketin Berem'in onu tutmasn zorlatracan bildiinden
hareket etmeden kendini brakmaya alt.
"Onu yukar ek!" diye grlediini duydu Caramon'un, sonra,
"Kimse kprdamasn. Btn kpr kebilir!"
Zorlanmaktan yz gerilen, alnnda boncuk bonuk terler biriken
Berem asld. Tanis adamn kolundaki kaslarn itiini grd,
damarlar neredeyse derisinin altndan patlayacakt. nsana ikence
dolu bir arlkla ilerliyormu gibi gelen bir srede Berem yar-melfi
krk kprnn kenarndan yukar ekti. Tanis burada korkuyla
titreyerek, tahtalara yapt kald.
Sonra Tika'nn bardn duydu. Ban kaldrnca buruk bir
zevkle, belki de kurtuluunun sadece ejderanlarn elinde lmesine
yaryacan fark etti. Tam arkalarndaki yoldan otuz kadar ejderan belirmiti. Tanis kprnn ortasndaki bolua bakmak iin
ban evirdi. Platformun dier taraf hl ayaktayd. Bu koca
boluktan kar taraftaki emniyetli yere atlayabilirdi; Berem ile Caramon da atlayabilirdi -ama Tas atlayamazd, Flint atlayamazd, Tika
veya yal byc atlayamazd.
"Mkemmel hedefler mi demitin," diye mrldand Caramon
klcn ekerken.
"Bir by yap Yal Kii!" dedi Tasslehoff aniden.
"Ne?" diye krptrd gzlerini Fizban.
"Bir by!" diye bard Tas, -kurbanlarnn kprde kstklarn
grp- ilerini bitirmek iin aceleyle ilerleyen ejderanlar iaret
ederek.
"Tas, bamz yeterince belada," diye balad Tanis, kpr ayaklarnn altnda gcrdarken. htiyatla hareket eden Caramon tam
nlerine geip ejderanlarla yzlemek iin dnd.
Yayna bir ok yerletiren Tanis, okunu att. Ejderanlardan biri
barn tutup viyaklayarak uurumdan aaya dt. Yanmelf
yeniden att okunu ve yeniden isabet ettirdi. Srann ortasndaki ej237

deranlar tereddtle birbirlerine sokuldular. Yanmelfin lmcl


hcumundan kamak veya gizlenmek iin bir yerleri yoktu. Srann
nndeki ejderanlar kprye doru saldrdlar.
Tam o anda Fizban bysn yapmaya-balamt.
Yal adamn mrldandn duyan Tanis iinin ezildiini hissetti. Sonra kendi kendine zaten daha kt bir duruma demeyeceklerini hatrlatt. Yannda duran Berem, Tanis'e tuhaf gelen kaytsz bir ifadeyle ejderanlr seyrediyordu; sonra Berem'in lmden
korkmadn, her zaman yasama geri dnebileceini hatrlad. Tanis
bir kez daha att okunu ve baka bir ejderan acyla uludu.
Hedeflerine yle bir kendini kaptrmt ki Berem'in hayretle nefesinin kesildiini duyuncaya kadar Fizban' unutmutu. Baklarn
kaldran Tanis Berem'in gkyzne baktn grd. Berem'in baklarn izleyince yanmelf de hayretten neredeyse elindeki yay
dryordu.
Bulutlardan aaya, gnein kavumakta olan nlaryla panl
panl parlayan altndan uzun bir kpr balantsnn inmekte olduunu grd. Yal bycnn el hareketleriyle ynlendirilen altn
kpr balants gkyznden, kprdeki boluu doldurmas
iin indirilmiti.
Tanis kendine geldi. Etrafna baknnca -o an iin- ejderanlann
da donup kalm- prltl srngen gzlerle altn kpr balantsna
bakmakta olduklarn grd.
"abuk olun!" diye bard Tanis. Berem'i kolundan yakalad
gibi arkasndan srkledi ve kpr balants boluun ancak otuz
santim zerindeyken balantnn zerine atlayverdi. Berem de beceriksizce tkezlenerek onu izledi. Daha onlar zerine yeni kmlard ki, kpr balants Fizban'n denetimi altnda biraz daha indi.
Balant daha yirmi santim yukardayken Tasslehoff lgnlar
gibi viyaklayarak zerine srad ve korkudan dehet iinde kalm
cceyi de peinden srkledi. Aniden avlarnn kamakta olduunu
fark eden ejderanlar hiddetle uluyarak tahta kprye saldrdlar.
Tanis altn kpr balantsnn kenannda bir yerde duruyor
oklarn ba eken ejderanlara atyordu. Caramon arkada kalm,
ejderanlan klcyla uzaklatnyordu.
"Ge!" diye emretti Tanis, yanna atlayan Tika'ya. "Berem'in yannda kal. Gzn ondan ayrma. Sen de Hint, onunla git. Haydi!"
diye hrlad hrnlkla.

"Ben seninle kalaym Tanis," diye teklif etti Tasslehoff.


Arkaya Caramon'a doru bir bak frlatan Tika, Berem'i tuttuu
gibiite kaka gtrerek, gnlszce emirlere uydu. Berem ejderanlarm geldiini grd iin pek drtulmeye ihtiyac yoktu. Birlikte kpr balantsndan geerek tahta kprnn kalan ksmna
gittiler. Arlklaryla tehlikeli bir biimde gcrdyordu kpr. Tanis
kprnn dayanmasn ummaktan baka bir ey yapamyordu ama
dnp bakacak zaman bile yoktu. Belli ki kpr dayanyordu nk
Flint'in ar izmelerinin kpr zerindeki takrtlarn duyuyordu.
"Getik!" diye bard Tika kanyonun kenarndan.
"Caramon!" diye seslendi Tanis baka bir ok daha atp, altn
kpr balantsmdaki yerini korumaya alrken.
"lerle!" dedi Fizban Caramon'a huzursuzca. "Ben konsantre oldum. Kpr balantsn tam yerine oturtmam gerek. Birka santimetre sola doru sanrm..."
'Tasslehoff, kprden ge!" diye emretti Tanis.
"Ben Fizban'dan ayrlmam!" dedi kender inatla Caramon altn
kpr balantsna admn atarken. Koca savann ayrlmakta
olduunu gren ejderanlar yeniden ileri doru hamlede bulunmulard. Tanis elinden geldiince hzla atyordu oklarn; ejderanlardan biri yeil kanlar iinde kprde yatyordu; bir bakas da kenardan yuvarlanmt. Fakat yanmelf yorulmaya balad. Daha da
kts oklar bitiyordu. Ejderanlar gelmeye devam ediyordu. Caramon, kpr balants zerinde Tanis'in yannda durdu.
"abuk ol Fizban!" diye yalvard Tasslehoff ellerini ovuturarak.
"Tamam!" dedi Fizban tatmin olarak. "Tam oturdu. Bir de
gnomlr benim iyi bir mhendis olmadm sylerlerdi."
Daha o konuurken Tanis, Caramon ve Tasslehoff'u tamakta
olan altn kpr balants krk kprnn her iki yanna da tpatp
oturmutu.
Ve tam o anda tahta kprnn kalan ksm -hl ayakta olan ve
kanyonun dier tarafna emniyet iinde uzanan ksm- atrdad,
paraland ve kanyonun iine kt.
Tam tahta kprye ayan atmak iin hazrlanan yanmelfi yakalayp geriye eken Caramon, 'Tanrlar adna!" diye yutkundu
korkuyla.
"Ksldk!" dedi Tanis bouk bir sesle, kalaslarn koyan iine

238

239

yuvarlan seyrederken sanki ruhu da onlarla birlikte-dyordu.


Dier tarafta Tika'nn lk attm duyabiliyordu, kzn lklar
ejderanlarn cokulu barmalanna karyordu.
Bir paralanma ve arpma sesi duyuldu. Ejderanlann cokulu
haykrlar bir anda dehet ve korkuya dnt.
"Bak! Tanis!" diye bard Tasslehoff lgn bir heyecanla.
"Bak!"
Tanis tam dnp baktnda tahta kprnn, ejderanlann ounu
da beraberinde gtrerek koyaa doru devrildiini grd. Altn
kpr balantsnn titrediini hissetti.
"Biz de deceiz!" diye grledi Caramon. "Destek olacak bir
ey yok... "
Caramon'un dili damana yapt. Boulur gibi yutkunarak bir
yandan, bir yana bakt.
"Buna inanmyorum..." diye mrldand.
"Her naslsa ben inanyorum..." Tanis titreyerek iini ekti.
Kanyonun tam ortasnda, her iki yanndaki tahta kpr koyaa
kerken o havada asl kalm, kavumakta olan gnein klaryla
parldayan, byl altn kpr balants duruyordu. Kpr
balantsnn zerinde, durmu aadaki ykntlara ve uurumun
dier yanyla aralarndaki byk bolua bakan drt suret vard.
Uzun bir sre mutlak, tam, lmcl bir sessizlik oldu. Derken
Fizban muzafferane bir edayla Tanis'e dnd.
"Nefis bir by," dedi byc gururla. "pin var m?"
Sonunda yolarkadalar altn kpr balantsndan indiklerinde
oktan karanlk kmt. Tika'ya bir ip attktan sonra kzla ccenin
ipi sk sk bir aaca balamasn beklediler. Sonra Tanis, Caramon,
Tas ve Fizban -birer birer- kpr balantsndan sallandlar ve
uurumun dier tarafnda Berem tarafndan tutuldular. Hepsi
karya getikten sonra, yorgunluktan ylp kaldlar. O kadar yorulmulard ki korunakl bir yer arama zahmetine bile katlanmadlar,
battaniyelerini bodur am aalarnn oluturduu bir korulua
sererek bir nbeti braktlar. Nbeti olmayanlar hemen uykuya
dalmt.
Ertesi sabah Tanis uyandnda her yan sertlemiti ve aryordu.
lk grd ey, -gnein, hl havada asl duran- altn kpr
balantsnn yanlarndan parlak parlak yansmasyd.
"Galiba o eyden kurtulamyorsun, yle mi?" diye sordu Fiz-

240

ban'a, tam y3^1 bycu kahvalt iin bir quith-pa uzatmas konu-suida
Tas'a yardmc olurken.
"Korkarm kurtulamyorum," dedi yal adam, kpr balantsna
dalgn dalgn bakarken.
Bu sabah birka by denedi," dedi Tas, nce tamamen rmLglc aalaryla kaplanm bir am aacn, sonra yanp kl olmu
baka bir aac bayla iaret ederek. "Hepimizi crcr bceine falan
evirmeden vaz gemesinin daha iyi olacan dndm."
"iyi fikir," diye mrldand Tanis, dnceli dnceli parltl
kpr balantsna bakarak. "Uurumun kenarna koca bir ok iareti
izseydik bile bu kadar belirgin bir iaret brakamazdk." Ban
sallayarak Caramon ile Tika'nn yanna oturdu.
"Peimize deceklerine emin olabilirsiniz," dedi Caramon gnlszce
quit-pasn yerken. "Ejderhalar onlan karya geirive-rir." ini
ekerek, kuru meyvalarn ounu kesesine geri soktu. "Caramon?"
dedi Tika. "Pek yemedin..." "A deilim," diye geveledi Caramon
ayaa kalkarken. "Gidip ilersini bir aratrsam fena olmayacak galiba."
Bohasn ve silahlarn omuzlayarak patikadan ilerlemeye balad.
Yz baka yne dnk olan Tika, Tanis'in baklarndan kanarak
kendi eyalann toplamaya balad. "Raistlin mi?" diye sordu Tanis.
Tika durdu. Elleri kucana dt.
"Hep byle mi olacak Tanis?" diye sordu aresizce, sevgiyle Caramon'un arkasndan bakarak. "Anlamyorum!"
"Ben de anlamyorum," dedi Tanis sessizce, koca adamn vahi
doa iinde kayboluunu seyrederken. "Ama te yandan benirn hi
kz veya erkek kardeim olmad."
"Ben anlyorum!" dedi Berem. Sesi, Tanis'in dikkatini eken bir
tutkuyla titremiti.
"Ne demek istiyorsun?"
Fakat -bu soruyla- Hepadam'n yzndeki istekli, a ifade sili-.
niverdi.
"Hi..." diye mrldand yz bo bir maske gibi olurken.
"Dur!" Tanis abucak ayaa kalkt. "Neden Caramon'u anlyorsun?" Elini Berem'in koluna koydu.
"Beni rahat brak!" diye bard Berem hiddetle, Tanis'i geriye
savururken.
"Hey Berem," dedi Tasslehoff, sanki hibir ey duymam gibi

241

ban kaldrp glmseyerek. "Haritalarm kartryordum ki,


iinde ok ilgin bir yks olan bir haritaya rastladm... "
Tanis'e bir bak frlatan Berem, Tasslehoff'un etrafna yayd
harita desteleri arasna bada kurup oturduu yere doru ayaklarn
sryerek ilerledi. Kamburunu kartp haritalara eilen Hepadam, Tas'n yklerinden birini dinlerken gerekten hayretler
iinde kalmt.
"Onu rahat braksan daha iyi olacak Tanis," diye tavsiyede bulundu Flint. "Bana soracak olursan Caramon'u anlamasnn tek nedeni en az Raistlin kadar deli olmas."
"Sana sormadm, ama ziyan yok," dedi Tanis, kendi quith-pas-n
yemek iin ccenin yanna otururken. "Yaknda yola kmak zorunda
kalacaz. ansmz varsa Tas bir harita bulup..."
Flint homurdand. "Hh! Pek iimize yarar ya. Bavurduumuz
son haritas bizi denizi olmayan bir liman ehrine gtrmt!"
Tanis tebessmn gizledi. "Belki bu farkl olur," dedi. "En
azndan Fizban'n yolunu takip ermekten iyidir."
"Bak o konuda haklsn," diye itiraf etti cce aksilikle. Yan gzle
Fizban'a bakan Flint Tanis'e doru uzand. "Hi Pax Tharkas'ta-ki o
dten nasl sa kurtulmu olduunu dndn m?" dedi sesli
bir fsltyla.
"Ben birok eyi merak ediyorum," dedi Tanis yavaa. "Mesela...
sen kendini nasl hissediyorsun?"
Hi beklemedii bu soruyla gafil avlanan cce gzlerini krptrd. "yi!" diye kesip att, yz kzararak.
"Bazen sol kolunu ovuturduunu gryorum da ondan," diye
devam etti Tanis.
"Romatizma," diye homurdand cce. "Bilirsin baharda hep beni
rahatsz eder. Yerde uyumak da pek yardmc olmuyor hani. Yola
kmamz gerektiini sylememi miydin sen." Cce toparlanmaya
balamt.
"Doru." Tanis iini ekerek dnd. "Bir ey bulabildin mi
Tas?"
"Evet, sanrm buldum," dedi kender hevesle. Haritalarn kvrarak, harita muhafazasna sakladktan sonra muhafazay heybesine
sokarken, eli deymiken altn ejderhasna da abucak bir bak-verdi.
Madenden yaplma benzese de, suret garip bir ekilde pozisyon
deitirip duruyordu. O anda altn bir yze kvnlmt:
242

Tanis'in yz, Laurana'nn Tanis'e verip onun da, Kitiara'ya ak


olduunu syleyerek kza geri verdii yzk. Tasslehoff ejderha ve
yze o kadar dalp gitmiti ki Tanis'in kendisini beklediini
unutmutu.
"Ay," dedi, Tanis'in sabrszca ksrdn duyduunda. "Harita.
Tamam. Evet, bak, bir zamanlar ben minik bir kenderken ailemle
birlikte Kalaman'a gitmek iin Khalkist Dalan'nda gemitik -u
anda da oradayz. Genellikle, bilirsin, kuzeydeki, daha uzun yolu
takip ederdik. Her yl Taman Busuk'ta dnyann en mkemmel
eylerinin satld bir panayr kurulurdu ve babam bu pa-nayn hi
karmazd. Fakat bir yl -sanrm kuyumcunun biriyle yaad bir
yanl anlalmadan sonra tutuklanp kodese atld yldan sonraki
yld- dalardan gitmeye karar vermitik. Annem hep Godshome'u*
grmek isterdi, o yzden..."
"Harita?!" diye kesti szn Tanis.
"Evet, harita." Tas iini ekti. "Burada; Galiba babamnd. u
anda buradayz, Fizban'la tahmin ettiimiz kadaryla. Buras da
Godshome."
"O ne?"
"Eski bir ehir. Afet srasda terk edilmi bir harabe..."
"Ve byk bir ihtimalle her yan ejderan kaynyordur," diye bitiriverdi szn Tanis.
"Yo, o Godshome deil," diye devam etti Tas, minik parman
ehri gsteren noktann yaknndaki dalara doru kaydrarak.
"Buraya da Godshome deniyor. Aslnda Fizban'a gre, daha burada
bir ehir yokken de buraya yle denirmi."
Tanis, ban evet anlamnda sallayan yal bycye bir bakt.
"Uzun zaman nce insanlar tanrlarn orada oturduklarn zannediyorlard, " diye ekledi ciddiyetle. "Buras ok kutsal bir yerdir."
"Ayrca gizli de," diye ekledi Tas, "tam bu dalann ortasndaki
bir anak iine gizlenmi. Gryor musun? Fizban'a gre kimse
oraya gitmezmi. Ondan baka yolu bilen yok. stelik benim de
haritamda iaretli bir yol var, en azndan dalara doru giden..."
"Oraya hi giden yok mu?" diye sordu Tanis Fizban'a.
Rahatsz olan yal bycnnn gzleri ksld. "Hayr."
"Senden baka hi giden yok h?" diye srar etti Tanis.
"Ben bir ok yere gittim Yarmelf!" diye homurdand byc.
"Bir yl bo vaktin var m? Sana anlabvereyim!" Parman Tanis'e
* Tanrlarn Evi

243

doru sallad. "Sen beni takdir etmiyorsun gen adam! Hep kukucusun! stelik senin iin yaptm bunca eyden sonra..."
"Aman, ben senin yerinde olsaydm onu hatrlatmazdm!" dedi
Tas aceleyle, Tanis'in yznn karardn grerek. "Haydi gel
Yal Kii."
kisi birlikte yoldan aaya aceleyle ilerledi; Fizban kzgn kzgn
sert admlarla yryordu, sakal diken diken olmutu.
"Gerekten de tanrlar bu gittiimiz yerde yaamlar m?" diye
sordu Tas, adamn Tanis'i rahatsz etmesini engellemek iin.
"Nereden bilebilirim?" diye sordu F.izban tedirgin bir edayla.
"Tanrya benzer bir halim mi var?"
"Ama..."
"Sana hi ok fazla konutuunu syleyen olmu muydu?"
"Hemen hemen herkes," dedi Tas cokuyla. "Sana hi tyl bir
mamut grdm zaman anlatm mydm?
Tanis Fizban'n homundandm duydu. Tika, Caramon'a yetimek
in yanndan hzla geip gitmiti.
"Geliyor musun Flint?" diye seslendi Tanis.
"Evet," diye cevap verdi cce, aniden bir kayaya oturarak. "Bir
dakika izin ver. Eyalarm drdm. Sen devam et."
Yrrken kenderin haritasn incelemeye dalm olan Tanis
Flint'in yldn grmedi. Ccenin sesindeki o acaip tny da
duymad, yzn ksa bir sre kasan ac spazmn da grmedi.
"yi, acele et," dedi Tanis, akl baka yerlerde. "Seni geride brakmak istemeyiz."
"Tamam evlat," dedi Flint yavaa kayann zerine oturmu her zamanki gibi- acnn azalmasn beklerken.
Rint arkadann, hl o zerine yakmayan ejderha zrh iinde
patikadan yryn seyretti. Seni geride brakmak istemeyiz.
"Tamam evlat," diye tekrarlad Flint kendi kendine. Yamru
yumru elleriyle yzn ovuturan cce ayaa kalkarak arkadala
rn izledi.
-

244

Sabrsz yarmelfe sorulacak olsa bu, dalarda amaszca dolandklar


uzun ve yorucu bir gnd.
Fizban' bomasna mani olan tek ey -drt saatten ksa bir srede
ikinci kanyona girdikten sonra- yal adamn onlar inkar edilemiyecek bir katiyetle doru yne gtryor olmasyd. Ne kadar
kaybolmu veya yollarndan sapm gibi grnseler bile, her ne kadar
Tanis ayn devrilmi kayalarn yanndan keredir getiklerine
yemin etse de, ne zaman gnei grse hi sapmadan gney douya
doru ilerlediklerini gryordu.
Fakat gn ilerledike gnei gitgide daha az grmeye balad.
Kn sran souu havadan gitmiti ve hatta yeilliklerin ve yeermekte olan eylerin kokusu rzgarda tanyordu. Fakat ok gemeden gkyz kurun rengi bulutlarla karard ve en kaln pelerinin
bile iine ileyen isil isil, tekdze bir yamur yamaya balad.
Gn ortasnda grubun neesi kam, moralleri kmt -Fiz245

ban'la Godshome'a giden yol hakknda deliler gibi tartan Tasslehoff un bile. Bu durum, Tanis iin her eyden daha i karartcyd
nk her ikisinin de nereye gitmediini belli ediyordu. (Hatta
Fizban haritay baaa tutarken yakalanmt.) Dv Tassle-hoff
un haritalar heybesine geri tkhrmasyla ve Fizban'n kende-rin
tepesindeki sa, bir atn kuyruuna evirmek iin by yapaca
yolunda tehdit ettii srece karmayacan sylemesiyle sonulanmt.
Her ikisine de tahamml kalmayan Tanis sakinlemesi iin
Tas' srann sonuna yollam, Fizban' yattrm ve gizli gizli her
ikisini de bir maaraya kapatma hayalleri kurmutu.
Yanmelfin Kalaman'da hissettii skunet, bu kasvetli yolculukta
yava yava yok olmaya balamt. imdi imdi o skunetin faaliyetten, karar alma gerekliliinden, sonunda Laurana'ya yardm
dokunabilecek bir ey yapyor olduunun insan rahatlatan dncesinden kaynaklanm olduunu fark ediyordu. Bu dnceler
onun, etrafn saran karanlk sularda batmasn engellemiti; tpk
onu star'da sularda boulmaktan kurtaran deniz cifleri gibi. Fakat
artk karanlk sularn ban atn hissediyordu.
Tanis'in dnceleri srekli Laurana'ya gidiyordu. Gilthanas'n
sulayc szlerini tekrar tekrar duyar gibiydi: Bunu senin iin yapt.
Belki de Gilthanas onu affettii halde Tanis kendi kendisini hi
affetmeyeceini biliyordu. Laurana'ya Karanlk Kralie'nin
Mabdi'nde neler oluyordu? Hl hayatta myd? Tanis'in ruhu bu
dnceden ylyordu. Tabii ki hayattayd! Karanlk Kralie onu
ldrmezdi, Berem'i istedii srece ldrmezdi...
Tanis'in gzleri, nnde, Caramon'un yannda yreyen adama
odakland. Laurana'y kurtarmak iin elimden gelen her eyi yapacam diye yemin etti kendi kendine, yumruunu skarak. Her eyi!
Bu kendimi kurban etmem anlamna gelse de; kendimi veya ...
Durdu. Gerekten Berem'i gzden kartabilir miydi? Gerekten
Hepadam' Karanlk Kralie'yle dei dokua sokup belki de
dnyay ve muhtemelen bir daha hi grmeyecei bir karanla
atar myd?
Hayr, dedi Tanis sebatla kendi kendine. Daha byle bir pazarla
dahil bile olmadan lrd Laurana. Sonra -birka adm daha
yrdkten sonra- fikrini deitirmiti. Dnya kendi bann aresine baksn, diye dnd kederle. Biz lanetlendik. Ne olursa olsun
kazanamayz. Tek nemli olan ey Laurana'nn hayat... Tek

nemli ey,..
Grubun tek karamsar yesi Tanis deildi. Kzl bukleleri bu gri
ende s ve k saan parlak bir nokta-olan Tika, Caramon'un yannda yryordu. Fakat k sadece salarnn canl kzlndayd,
gzlerinden gitmiti. Caramon ona hep iyi davransa da, akn kza
verdii deniz altndaki o ksa ve harika sreden beri kza hi sarlmamt. Uzun gecelerde bu kz hiddetlendirmiti -sadece kendi
acsn hafifletmek iin onu kullanm olduuna karar verdi-. Bu i
bir sona erdikten sonra onu terk etmeye yemin etti. Kalaman'da
gzlerini kzdan ayramayan zengin ve gen bir soylu vard...Ama
bunlar gecenin getirdii dncelerdi. Gndzleyin Caramon'a
bakp da adamn yannda ba nne eilmi seyirttiini grnce
Tika'nn iinin ya eridi. Kibarca adama dokundu. Hemen ban
kaldrp kza bakan adam glmsedi. Tika iini ekti. Zengin, gen
soylu imdilik bu kadar yeterliydi.
Flint ayaklarn sert sert vurarak yryor, nadiren konuuyor,
hi ikyet etmiyordu. Eer Tanis kendi i alkantlarna bu kadar
dalmam olsayd bunu ktye alamet olarak alglard.
Berem'e gelince, kimse onun ne dndn bilmiyordu -tabii
eer bir eyler dnyor idiyse. Yolculuklar ilerledike daha bir
sinirli ve tedirgin olmaya balamt. Yzne gre ok gen duran
mavi gzleri kapana ksm bir hayvannki gibi oraya buraya dnyordu.
Dalardaki ikinci gnlerindeydiler ki Berem srra kadem bast.
O sabah Fizban ksa bir sre sonra Godshome'e varacaklarn
beyan ettiinde herkes daha bir neelenmiti. Fakat skntnn gelmesi uzun srmedi. Yamur daha iddetlendi. Bir saat iinde yal
byc onlar, "Tamam ite! Geldik!" nidaylaryla allklar arasna
daldrm ama kendilerini bir bataklkta, bir koyakta ve -son olarak
da- kocaman kayadan bir duvara bakarken, bulmulard.
te bu son seferindeydi ki -yani kmaz yolda- Tanis ruhunun
bedeninden koptuunu hissetmeye balad. Tasslehoff bile yarmelfin hiddetle arplm yz karsnda telalanarak gerilemiti.
Tanis aresizlikle kendine hakim olmaya alyordu ve tam o anda
fark etti.
"Berem nerede?" diye sordu ani bir rperti hiddetini dondururken.
Grne gre uzak bir dnyadan syrlp gelen Caramon gzlerini krptrd. Koca sava aceleyle etrafna bakndktan sonra

246
247

Tanis'e bakmak iin dnd; yz utantan kzarmt. "Bi-bilmiyorum Tanis. Ben-ben o yanmda sanyordum."
"Neraka'ya tek yolumuz o," dedi yarmelf skt dileri arasndan, "ve Laurana'y ldrmemelerinin tek nedeni de o. Eer onu
yakalarlarsa... "
Aniden hkrklara boulan Tanis sustu. Bandaki zonklamaya
ramen aresizce dnmeye alyordu.
"Sklma evlat," dedi Flint bouk bir sesle, yarmelfin kolunu okayarak. "Onu buluruz."
"zr dilerim Tanis," diye geveledi Cramon. "Ben Raist'i ddnyordum. Bi-biliyorum yapmamam gerek... "
"Cehennemler adna nasl oluyor da o lanet olasca kardein burada olmad halde bu kadar ktlk yapabiliyor!" diye bard
Tanis. Sonra kendini tuttu. "zr dilerim Cramon," dedi derin bir
nefes alarak. "Kendini sulama. Benim de gzm zerinden
ayrmamam gerekirdi. Hepimiz dikkat etmeliydik. Zaten Fizban
bizi bu ta duvardan geiremeyecekse, geldiimiz yoldan dnmemiz
gerekiyordu... yok yok bunu dnme bile babalk... Berem
uzaklam olamaz ve izini bulmak kolay. Ormanlar konusunda
pek uzman saylmaz."
Tanis haklyd. Bir saat kadar kendi ayak izlerini takip ettikten
sonra ilk getiklerinde hibirinin dikkatini ekmemi olan bir kei
yolu grdler. Adamn izini amurda gren Flint olmutu. Heyecanla dierlerine seslenen cce allara dalm ve rahata seilen
keiyolunu izlemeye balamt. Dierleri peinden aceleyle seyirttiler ama cce inanlmaz bir enerjiyle hareket ediyordu. Avnn hemen
nnde olduunu bilen bir av kpei gibi Flint dm dm
olmu sarmaklar ineyip, allar arasndan hi duraksamadan
yolunu buluyordu. Ksa bir srede aray at.
"Flint!" diye seslendi Tanis birka kere. "Bekle!"
Fakat sonunda cce, tamamen gzden kayboluncaya kadar grup
ile arasn amaya balamt. Geri Flint'in brakt iz Berem'inkinden daha belirgindi. Ccenin gemi olduunun kant
olan krlm aa dallan ve havaya kalkm sarmaklar bir yana,
ar izmelerinin izini bile izlerken pek bir zorluk ekmiyorlard.
Sonra aniden durmak zorunda kalmlard.
Baka bir ta duvara varmlard ama bu kez kayann iinden
bir yol vard: Kayann yzeyinde, dar bir tnel giriine benzeyen
bir delik vard. Cce kolaylkla girmiti -izlerini grebiliyorlard-

ama o kadar dard ki Tanis ylarak delie bakt.


"Berem buradan gemi," dedi Cramon kasvetle, kayaya bulam
taze kan gstererek.
"Olabilir," dedi Tanis pheyle. "Bak bakalm br tarafta ne var
Tas," diye emretti; abuk sabuk bir kovalamacaya atlmadna emin
olmadan ieri girmeye pek gnll deildi.
Tasslehoff kolaylkla emekledi; ksa bir sre sonra hayret iindeki
nidalarn duydular ama sesi yankland iin sylediklerini anlamakta zorluk ekiyorlard.
Aniden Fizban'm yz aydnland. ''Tamam!" diye bard yal
byc byk bir cokuyla. "Bulduk! Godshome! Giri yolu -bu
geitten geiyor!"
"Baka bir yolu yok mu?" diye sordu Cramon dar girie karamsar
karamsar bakarak.
Fizban dnceli grnyordu. "ey, sanki hatrladm kadaryla... "
Derken, 'Tanis! abuk!" sesi geldi dier taraftan net bir biimde.
"Baka kmaz yol yok. Bu taraftan gideceiz," diye mrldand
Tanis, "nasl yapacaksak."
Elleri ve dizleri zerinde emekleyen yolarkadalan dar aklktan
getiler. Yol ilerledike rahatlamad; ara ara kendilerini yere
yaptrp amurdan ylan gibi kaymak zorunda kalyorlard. En
byk zorluu geni omuzlu Cramon ekiyordu ve bir sre sonra
Tanis acaba koca adam geride mi braksalard diye dnmeye
balamt. Tasslehoff dier tarafta onlar bekliyor, onlar emekledike sabrszlkla onlara bakyordu. "Bir ey duydum Tanis," deyip
duruyordu. "Flint seslendi. leriden. Hele uray bir gr Tanis!
nanamayacaksn!"
Fakat herkes sa salim tnelden kncaya kadar Tanis'in dinlenecek ya da etrafna bakacak zaman olmamt. Caramon'u karmak
iin hepsinin ekitirip, ittirmesi gerekmiti ve sonunda tnelden
knca kollarndaki ve srtndaki derilerin yzldn ve kanadn
grdler.
"Tamam ite!" diye beyan etti Fizban. "Geldik."
Yanmelf Godshome denen bu yere bakmak iin arkasn dnd.
"Eer ben bir tann olsaydm pek yle, yaamak iin benim seeceim bir yer saylmaz," dedi Tasslehoff alak sesle.
Tanis de ister istemez katld ona.
249

248

Bir dan tam orta yerindeki dairesel bir kntnn kenarnda


duruyorlard. Godshome'a ilk baktnda Tanis'tn ilk dikkatini eken
ey bu yerin insan bunaltan viranelii ve boluuydu. Yolarkadalar dalara doru giden yol boyunca yeni filizlenen yaama ait
izler grmlerdi: Tomurcuklanan aalar, imlenen otlar, kar
kalntlar ve amur arasndan ba veren yabani iekler. Ama burada
hibir ey yoktu. anan dibi tamamiyle przsz ve dzd;
tamamen boz, plak ve canszd. ana evreleyen dan
ykselen zirveleri tepelerinde yzer gibi duruyordu. Zirvelerin
entik entik kayalar ieri doru dnm gibi grnyor, izleyene
ayaklarnn dibinde ufalanmakta olan kayalara doru ittiriliyormu izlenemi veriyordu. Tepelerindeki gkyz tam bir gkmavisiydi; berrak, souk, gne veya ku veya tnele girdiklerinde yamur
yad halde buluttun bile azadeydi. Sanki krptrlmayan gz
kapaklardan aaya bakan gri bir gz gibiydi. rperen Tanis
baklarn, yeniden anaa bakmak iin gkyznden indirdi.
Bakmakta olan o gzn altnda, anan tam ortasnda kocaman, biimsiz, yksek kayalardan olumu bir halka vard. Biim-siz
kayalardan olumu son derece dzgn bir halka. Tm biimsizliklerine ramen kayalar o kadar birbirlerine oturmular, o kadar
yakn duruyorlard ki Tanis aralarndan bakmaya kalktnda,
durduu yerden bu garip kayalarn bu kadar vakarla neyi koruduklarn bir trl anlayamamt. Her yann kayalarla kapl olduu
bu sessiz yerde grlebilen yegane ey bu devrilmi talard.
"Buras beni ar derecede hznlendirdi," diye fsldad Tika.
"Korkmuyorum -kt bir hissi yok sadece o kadar hznl ki!
Eer tanrlar buraya geliyor ise, dnyadaki sorunlara alamak iindir."
Fizban Tika'ya delip geen bir nazarla bakmak iin dnd ve
tam konuacak gibiydi ki daha bir sz sylemeye frsat bulamadan
Tasslehoff bard. "Oraya bak Tanis!"
"Gryorum!" Yarmelf komaya balad.
anan dier tarafnda anlald kadaryla -biri uzun, biri ksaiki belli belirsiz siluetin boutuunu grebiliyordu.
"Berem bu!" diye bard Tas. Her iki siluet de onun keskin kender gzlerince ak ak grlebiliyordu. "Ve Rint'e bir eyler yapyor! abuk ol Tanis!"
Berem'i daha dikkatli izlemediinden, gizledii son derece aikar
olan srlarn aklamas iin adam zorlamadndan dolay
250

bunun olmasna izin verdii iin kendi kendine ac ac kfreden Tanis


korkudan doan bir hzla talk zeminden komaya balad. Dierlerinin kendisine seslendiini duyuyordu ama hi dikkate almad.
Gzleri ilerideki iki siluetteydi ve artk onlar net bir biimde
grebiliyordu. O bakarken ccenin yere dtn grd. Berem
tepesinde duruyordu.
"Flint!" diye haykrd Tanis.
Kalbi o kadar hzl atyordu ki kan gzlerini kr etmiti. Cierleri
acyordu, sanki yeterince hava yoktu. Yine de daha hzl koturmaya
balad ve artk Berem'in kendisine bakmak iin geri dndn
grebiliyordu. Bir ey sylemeye alyor gibiydi -Tanis adamn
dudaklarnn hareket ettiini grebiliyordu- ama yanmelf
kulaklanndaki kann uultusundan sylenenleri duyamyordu.
Berem'in ayaklar dibinde yatyordu Flint. Gcenin gzleri kapalyd, ba bir yana sarkm, yz kl rengiydi.
"Ne yaptn?" diye bard Tanis, Berem'e. "Onu ldrdn!" Tanis'in iinde keder, sululuk hissi, aresizlik ve hiddet tpk yal
bycnn ate toplarndan biri gibi ban atlatacakm gibi patlak
verdi. Gremiyordu, btn grnt alann krmz bir dalga
kaplamt.
Klc elindeydi, nasl olduunu bile bilmiyordu. Kabzann souk
eliini hissedebiliyordu. Berem'in yz kan krmzs denizin iinde
yzyordu; adamn gzleri -dehet deil- derin bir hznle
doluydu. Sonra Tanis gzlerin acyla aldn grd ve ancak o
zaman klcn Berem'in kendisine kar koymayan bedenine sapladn fark etti; o kadar derin saplanmt ki klcn etten, kemikten
getikten sonra Hepadamn yasland kayaya srttn hissetmiti.
Ilk kan Tanis'in elleine'dkld. Dehet verici bir lk kulaklarnda nladktan sonra ar bir ey, neredeyse onu da devirerek
zerine dt.
Berem'in bedeni zerine dmt ama Tanis bunu fark ermedi
bile. O deliler gibi klcn kurtarp yeniden saplamak iin urayordu. Gl kollarn kendisini yakaladn hissetti. Fakat yanmelf tm o delilii iinde onlarla bouuyordu. Sonunda klcn
ekip kurtararak, gsnde meum meum parlayan yeil ziynetin
tam altndaki korkun yarasndan kan akan Berem'in yere d^ n
seyretti.
Arkasnda derin, gmbrdeyen bir ses, hkrklar iinde yalva-

251

ran bir kadn, tiz bir yeis nidas duydu. Hiddetlenen Tanis kendisini
engellemeye alanlarla yzlemek iin arkasn dnd. Hzn
ykl yz olan koca bir adam ile yanaklarndan gz yalar
szlen kzl sal bir kz grd. kisini de tanyamamt. Sonra
nne yal m yal bir adam kt. Yz sakindi; yalar belli olmayan gzleri ise hzn doluydu. Yal adam kibarca Tanis'e glmseyerek uzand ve elini yanmelfin omuzuna koydu.
Temas, ateler iinde yanan bir adama verilen serin su gibi gelmiti. Tanis aklnn bana geldiini hissetti. O kanj pus gzleri
nnden silindi. Kanlanm klcn kpkrmz olmu elinden drerek hkrklar iinde Fizban'n ayaklarnn dibine yld. Yal
adam eilerek, kibarca onu okad.
"Gl ol Tanis," dedi yavaa, "nk nnde uzun bir yolu
olan biriyle vedalamak zorundasn."
Tanis hatrlad. "Flint!" dedi nefesi kesilerek.
Fizban Berem'in bedenine bakarak hznle ban sallad. "Gel
benimle. Burada yapabilecein bir ey yok."
Gzyalarn yutan Tanis tkezlenerek ayaa kalkt. Bycy
kenara ittirerek ba Tasslehoff'un kucanda, kayalk zemine
uzanm olan Flint'in olduu yere doru seyirtti.
Yanmelfin yaklatn gren cce glmsedi. Tanis eski dostunun
yannda dizleri zerine kt. Flint'in boum boum elini eline alan
yarmelf sk siki tuttu.
"Neredeyse onu kaybediyordum Tanis," dedi Flint. Dier eliyle
gsne vurdu. "Berem tam o kayalarn iindeki dier delikten
kap gidecekti ki benim bu yal kalbim sonunda isyan etti. O -o
benim bardm duydu sanrm nk tek bildiim beni kollarna
alp kayalarn zerine yahrmasyd."
"O halde sana -sana -bir zarar vermedi..." Tanis'in neredeyse dili
tutulmutu.
Flint, burun kvrmay baard. "Bana zarar vermek mi! O bir
fareyi bile incitemez Tanis. O Tika kadar kibar biri." Cce, yannda
diz km olan kza gld. "O koca ay Caramon'a iyi bak,
duydun mu?" dedi kza. "Frtnay atlatmasn sala."
"yle yapacam Flint." Tika alyordu.
"En azndan artk beni bomaya alamayacaksn," diye homurdand cce, gzleri efkatle Caramon'a bakarken. "Ve eer o
kardein olacak herifi grecek olursan benim iin cbbesine bir tekme at."
252

Caramon konuamyordu. Sadece ban sallamakla yetindi.


f*Ben-ben gidip Berem'e bir bakaym," diye geveledi koca adam. Tia'y tutarak kibarca kzn kalkmasna yardm ettikten sonr kz
uzaklatrd.
"Yo Flint! Bensiz bir maceraya gidemezsin!" diye uludu Tas.
''Ban durmadan derde girecek, biliyorsun ki girecek!"
"Bu seninle tantmzdan beri yaayacam ilk huzur dolu an
|placak," dedi cce bouk bir sesle "Miferimi alman istiyorum riffon yelesi olan miferimi." Tanis'e sert bir ekilde baktktan so-f har
baklarn hkrklar iindeki kendere evirdi. Derin bir nefes f
alarak Tas'n elini okad. "Tamam tamam evlat, byle karlama,
/efakar dostlarn kutsad mutlu bir yaamm oldu. Kt eyler
grdm ama ok gzel eylere de tank oldum. Ve artk umut dnfyaya geri geldi. Sizden ayrlmaktan nefret ediyorum" -hzla kararan
gzlerini Tanis'e dorulttu- "tam bana ihtiyacnz olduu bu zamanda
ayrlmaktan. Ama sana bildiim her eyi rettim evlat. Her ey
yoluna girecek. Biliyorum... yi... "
Sesi ksld, ar ar soluyarak gzlerini kapatt. Tanis ccenin
elini sk sk tutuyordu. Tasslehoff yzn Flint'in omzuna gmd.
Derken Fizban kt ortaya, Flint'in ayak ucunda duruyordu.
Cce gzlerini at. "imdi seni tandm," dedi yavaa, Fizban'a
bakarken gzleri prl prl olmutu. "Sen de benimle geleceksin deil
mi? En azndan yolculuun banda... Hi olmazsa yalnz olmam? O
kadar uzun zamandr dostlarla yryordum ki... Bir yerde byle
gitmek... komiime gidiyor... Byle tek bama."
"Ben seninle gelirim," diye sz verdi Fizban kibarca. "imdi
gzlerini kapat ve dinlen Rint. Bu dnyann sorunlar artk sana ait
deil. Artk sen uyumay hak ettin."
"Uyku," dedi cce glmseyerek. "Evet, ihtiyacm olan bu. Hazr
olduunuzda beni uyandrn... Ayrlma zaman gelince beni
uyan..." Flint'in gzleri kapand. Rahat bir nefes ald sonra nefesini
sald...
Tanis ccenin elini dudaklarna bastrd. "Elveda eski dost," diye
fsldad yanmelf ve eli ccenin hareketsiz gsnn zerine brakt.
"Hayr! Flint! Hayr!" Deliler gibi haykran Tasslehoff kendini
ccenin bedeni zerine att. Tanis hkrklar iindeki kenderi yavaa kucaklayarak kaldrd. Tas tekmeler atp rpnyordu ama
Tanis onu bir ocuk gibi sk sk tuttu ve sonunda Tas sakinleti 253

yorularak. Tanis'e yaparak ac ac alad.


Tanis kenderin tepe san okadktan sonra -ban kaldrarakdurdu.
"Dur! Ne yapyorsun babalk?" diye haykrd.
Tas' yere bira karan Tanis abucak ayaa kalkt. Zayf yal byc Tanis'in aknlk dolu baklar altnda Flint'in bedenini kucaklayp kayalarn. oluturduu garip halkaya doru yrmeye
balamt.
"Dur!" diye emretti Tanis. "Ona adam gibi bir tren dzenleyip
bir kurgan yapmalyz."
Fizban Tanis'e bakmak iin dnd. Yal adamn yz ciddiydi.
Ar cceyi kibarca ve rahatlkla tayordu.
"Ona yalnz yolculuk yapmyacana dair sz verdim," dedi Fizban
ksaca.
Sonra dnerek kayalara doru yrmeye devam etti. Bir anlk
tereddtten sonra Tanis arkasndan kotu. Geri kalanlar Fizban'n
geriliyen suretine donmu gibi bakakalmlard.
ylesine ar bir yk tayan yal bir adama yetimek Tanis'e
kolay bir ey gibi gelmiti. Fakat Fizban inanlmayacak bir hzla
ilerliyordu, sanki hem cce hem de kendisi havadan hafiflermi gibi.
Aniden kendi bedeninin arln hisseden Tanis havaya doru
ykselen bir duman huzmesini yakalamaya altn dnd. Yine
de ardlarndan ilerlemeye alt ve tam yal byc kollarnda
ccenin bedeniyle kayalann oluturduu halkaya girerken onlara
yetiti.
Aklnda sadece bu deli yal bycy durdurup arkadann
cesedini almas gerektii olan Tanis, hi dnmeden kayalann
oluturduu halkadan skarak geti.

Sonra halkann iinde durdu. nnde nce su birikintisi zannettii bir ey uzanyordu; o kadar durgundu ki przsz yzeyini
hibir ey bozmuyordu. Sonra bunun su olmadn grd -bu cam
gibi kara bir tat! Koyu siyah yzey parlak bir prlt yayacak ekilde
parlatlmt. Gecenin karanlyla Tanis'in nnde uzanyordu
gerekten de tan kara derinliklerine bakan Tanis yldzlar grnce
hayret iinde kald! Yldzlar o kadar belirgindiler ki, sadece gn
ortas olduunu bildii halde gecenin km olduunu dnerek
ban gkyzne kaldrd. Tepesindeki gk masmavi, souk ve
akt; ne yldzlar vard ne gne. Sarslan Tanis tan yannda zayf
bi halde dizleri zerine kt ve bir kez daha parlanl-

254

yzeyine bakt. Yldzlan grd, aylar - ay grd; ve ruhu


titredi nk sadece Kara Cbbenin gl bycleri tarafndan
grlebilen siyah ay imdi ona grnyordu: Ayn siyahlktan kesilmi karanlk bir halka gibi. Hatta Karanlklar Kraliesi ve Yiit
Cengaver takmyldzlarnn bir zamanlar gkyzn arnladklar
yerdeki boalm yerlerini bile grebiliyordu.
Tanis Raistlin'in szlerini hatrlad, "kisi de gitmi. Krynn'e
geldi Tanis, savamak iin geldi... "
Ban kaldran Tanis Fizban'n kucanda Flint'in bedeniyle kara
taa adm attn grd.
Yarmelf aresizlik iinde onlar izlemeye alt ama nasl Cehennem ukuruna atlayamazsa o souk kaya yzeyinde emeklemek iin kendini zorlayamyordu. Sanki kucanda uyuyan ocuu
uyandrmaya korkuyormu gibi, parldayan siyah yzeyin ortasna
doru hafife yryen yal bycy seyretmekten baka bir ey
yapamyordu.
"Fizban!" diye seslendi Tanis.
Yal adam ne durdu ne de dnd; prldayan yldzlar arasnda
yrmeye devam etti. Tanis Tasslehoffun yanna emeklediini
hissetti. Uzanan Tanis, Tas'n elini sk sk tuttu, tpk Flint'inkini
tutar gibi.
Yal byc tatan yzeyin ortasna varmt... derken gzden
kayboldu.
Tanis nefesini tuttu. Tasslehoff srayarak yanndan geti, aynaya
benzeyen yzeyden koup gitmeye hazrlanyordu. Ama Tanis onu
yakalad.
"Hayr Tas/' dedi yarmelf kibarca. "Bu maceraya onunla birlikte
kamazsn. Henz gidemezsin. Bir sre daha benimle kalmalsn.
Benim sana ihtiyacm var imdi."
Tasslehoff umulmadk bir ekilde itaatkr davranarak olduu
yerde kald ve bunu yaparken bir eyi iaret etti.
"Bak Tanis!" diye fsldad, sesi titriyordu. 'Takm yldz! Geri
geldi!"
Tanis siyah yzeye bakarken Yiit Cengver takmyldznn
yldzlarn grd. nce gz krptktan sonra karanlk yzeyi mavimtrak beyaz bir kla doldurarak, k iinde kaldlar. Tanis hemen baklarn yukar kaldrd -fakat yukardaki gkyz karanlk,
hareketsiz ve botu.

255

T anis!" diye geldi Caramon'un sesi.


"Berem!" Aniden yapm olduklarn hatrlayan Tanis dnerek
talarla kapl zeminden tkezlene tkezlene, Berem'in bedeninin
uzanm olduu kan iinde kalm kayaya dehet iinde bakmakta
olan Caramon ile Tika'ya doru ilerledi. Onlar bakarken Berem
kprdanmaya balam, inliyordu -acyla deil de- sanki acy hahrlarm gibi. Titreyen eli gsn tutan Berem yava yava doruldu. Korkun yarasndan geriye kalan tek iz tenindeki kan lekeleriydi ki bunlar da daha Tanis izlerken yok oldu.
"Ona Hepadam diyorlar, unuttun mu?" dedi Tanis yz kl
rengi olmu Caramon'a. "Sturm ile onu Pax Tharkas'da tonlarca
kayann altnda ezilip lrken grmtk. Saysz lmler yaad o,
yeniden dirilmek iin. Ve bunun nedenini bilmediini iddia ediyor."
Tanis Berem'e iyice yaklaarak yannda durdu ve somurtkan,
256

ihtiyatl gzlerle onun yaklamasn seyreden adama bakt.


"Ama biliyorsun yle deil mi Berem?" dedi Tanis. Yarmelfin
sesi yumuak, tutumu sakindi. "Biliyorsun," diye tekrarlad, "ve bize
de anlatacaksn. ok daha fazla yaam dengede asl kalm olabilir."
Berem'in baklar indi. "Arkadanza... ok zldm," diye
geveledi. "Ben-ben yardm etmeye altm ama yaplabilecek bireyyo..."
"Biliyorum." Tanis yutkundu. "Ben de yaptm ey iin... zr
dilerim. Ben-ben fark edememitim... anlayamamtm..."
Fakat daha bu szleri sylerken Tanis yalan sylemekte olduunu
fark etti. Fark etmiti ama sadece fark etmek istedii eyi fark
etmiti. Yaamnda olanlarn ne kadar byleydi? Fark ettiklerinin
ne kadar kendi akl tarafndan arptlmt? Berem'i anlamam
olmasnn tek nedeni Berem'i anlamak istememi olmasndand!
Berem, Tanis'in kendinde nefret ettii o karanlk ve gizli eyleri
temsil eder olmutu. Berem'i ldrmt, yarmelf bunu biliyordu;
ama gerekte o, klcn kendine saplamt.
' Ve imdi de sanki kl yaras, ruhunu bozan o kt, o kangrenli
zehiri kusuyordu. Yara artk iyileebilirdi. Flint'in lmne kar
duyduu hzn ve keder yarann iine dklen, ona iyilik ve
yksek deerleri hatrlatan rahatlatc bir merhem gibiydi. Tanis
sonunda kendisini sululuunun karanlk glgelerinden azat edilmi
gibi hissetti. Ne olduysa hepsini yani elinden geleni yardm olsun
diye, elinden geleni ileri dzelmek iin yapmt. Hatalar olmutu
ama artk kendini affedip yoluna devam edebilirdi.
Belki de Berem bunu Tanis'in gzlerinde gmt. Keder grd kesindi, merhamet de grmt. Sonra, "Yorgunum Tanis,"
dedi Berem aniden; gzleri yarmelfin gzyandan kzarm gzlerindeydi. "yle yorgunum ki." Baklar kayadan oluan siyah yzeye
doru kayd. "Ben-ben arkadan kskanyorum. Artk dinleniyor.
Huzuru buldu. Ben buna hi sahip olamayacak mym?" Berem
ellerini yumruk yaptktan sonra sarslmaya balan ve yzn elleri
arasna ald. "Ama korkuyorum! Sonu grebiliyorum -ok yaklat.
Ve korkuyorum!"
"Hepimiz korkuyoruz." Tanis iini geirerek yanan gzlerini
ovuturdu. "Haklsn -son yaklat ve karanlkla ykl grnyor.
Cevap sende Berem."
"Ben -ben size elimden- geldiinde anlatacam," dedi Berem

257

duraksayarak, sanki szler azndan zorla ekilip kartlyordu.


"Ama bana yardm etmeniz gerek!" Tanis'in elini sk sk kavrad.
"Bana yardm edeceinize dair sz verin!" '
"Sz veremem," dedi Tanis acmaszca, "gerei reninceye kadar
sz veremem."
Berem srtn kan iinde kalm kayaya vererek oturdu. Dierleri
de onun etrafna yerletiler ve dan yamalanndan slklar alarak
inen, garip talarn arasnda uluyan rzgar arttka pelerinlerine sk
sk sarndlar. Berem'in yksn hi kesmeden dinlediler; sadece
Tas -ba Tika'nn omuzuna yaslanm bir halde- zaman zaman bir
alama krizine tutuluyor, sessizce burnunu ekiyordu.
lk balarda Berem'in sesi alakt, szckler tereddtle kyordu.
Zaman zaman kendisiyle ekitiini gryorlard; sonra sanki yk
cann actrm gibi szler azndan zorla kyordu. Fakat zamanla
konumas hzlanmaya balad, bunca yl sonra sonunda gerei
sylyor olmak ruhunu huzurla kaplamt.
"Sana-sana anladm sylediimde" -bayla Caramon'u iaret etti"yani kardeini kaybetmenin nasl- nasl bir ey olduunu anladm
sylediimde doruyu dile getirmitim. Benim-benim de bir kz
kardeim vard. Biz-biz ikiz deildik ama belki ikizler kadar
birbirimize yakndk. O benden sadece bir ya kkt. Nera-ka
dnda kk bir iftlikte yayorduk. Terk edilmi bir yerdi. Hi
komumuz yoktu. Annem okuyup yazmay bize evde retmiti, bize
yetecek kadarn. ounlukla iftlikte alrdk. Kz kardeim benim
tek yoldam, tek arkadamd. Ben de onun.
"ok alyordu, ok. Afet'ten sonra btn elimizden gelen
masamza iki lokma yiyecek koyabilmekti. Anne ve babamz yalanmt ve hastaydlar. O ilk k neredeyse alktan lecektik. Ktlk
Zaman hakknda ne duymusamz duyun tahmin etmeniz mmkn
deil." Sesi kesildi, gzleri karard. "A kurtlar gibi gezen vahi
hayvan srleri ve daha da vahi olan insanlar her yanda kol
geziyordu. Herkesten uzakta olduumuz iin bazlarndan daha
anslydk. Ama birok gece boyunca, kurtlar evimizin etrafnda bekleyerek- dolarken biz elimizde sopalar uyank kalmak zorunda
kaldk... Ufak tefek, ok gzel bir kz olan kardeimin daha yirmisine
basmadan yalandn seyretmek zorunda kaldm. Sa imdi
benimki gibi beyazlam, yz kn kn olmutu.
Ama hi ikyet etmiyordu.
"O bahar, pek bir ey deimemiti. Ama en azndan iimizde

258

umut var, diyordu kz kardeim. Tohumlan ekip bymelerini


seyrebilirdik. Bahar ile geri gelen hayvanlar avlyabilirdik. Soframzda yiyecek olurdu. Kz kardeim avlanmaya baylrd. Ok ve ,
yayla ok iyi nian alrd ve krlarda olmaktan ok holanrd. Sk L
sk birlikte kardk. O gn..."
Berem sustu. Gzlerini kapatarak sanki rpermi gibi titremeye
balad. Ama dilerini skarak devam etti.
"O gn, her zamankinden daha uzaklara yrdk. Yldrm yznden balayan bir yangn allklar yakmt ve biz de daha n-;ce
hi fark etmediimiz bir keiyolu bulduk. O gn avmz kt
gitmiti ve biz de belki hayvan buluruz umuduyla bu keiyolunu
zledik. Fakat bir sre sonra bunun hayvanlann at bir yol olmadn grdm. Bu insanlann ayaklar tarafndan alm ok ok
:eski bir yoldu; yllardr kullanlmyordu. Dnmek istedim ama kz
kardeim nereye ktn merak ederek yola devam etti."
Berem'in yz gerginleti. Bir an iin Tanis onun konumaktan
vazgemesinden korktu ama Berem sanki mecbur ediliyormu gibi
hararetle devam etti.
"Yol garip -bir yere kyordu. Kz kardeim burasnn bir zamanlar
bir mabed olduunu tahmin etti, kt tanrlarn bir mabedi.
Bilmiyorum. Benim btn bildiim etraftaki krk stunlarn ;
devrilmi, boylarn aan yabani otlar arasnda yatyor olduuydu. |O
haklyd. Gerekten de burasnn kt bir hissi vard ve ayrlmalnz
gerekirdi. O kt yerden ayrlmamz gerekirdi..." Berem bunu birka
kez kendi kendine tekrarlad, bir dua mrldanr gibi.
Sonra sessizleti.
Kimse ne hareket ediyor, ne konuuyordu ve bir sre sonra
adam o kadar alak sesle bir eyler sylemeye balad ki dierleri
duymak iin eilmek zorunda kalmt. Ve onun yava yava nerede olduunu veya yannda onlarn olduunu unuttuunu fark
ettiler. Zaman iinde o vakte dnmt.
"Ama ykntlar iinde tek bir harika, harika ey vard: Krk bir
stunun zerine mcevherler kaklm kaidesi!" -Berem'in sesi huu
ile yumuamt- "ylesine bir gzellik hi grmemitim! Ya da
ylesine bir zenginlik! Nasl ayrlabilirim? Tek bir ta! Sadece tek
bir tanesi bizi zengin edebilir? ehire tanabiliriz! Kzkardeime
nasipler kar, hak ettii gibi. Ben-ben dizlerimin zerine kp bam kartyorum. Bir ziynet var gne altnda pnl pnl parlayan
-yontulmam yeil kymetli bir ta! O ana kadar grdm

259

her eyin tesinde gzellikte! Alacam. Ba sokuyorum" -burada


Berem eliyle hzl bir hareket yapt- "tam ziynetin altndan taa ve
ziyneti kanrtp kartmaya balyorum.
"Kzkardeim dehet iinde. Bana sesleniyor -bana durmam
emrediyor.
" 'Buras kutsal bir yer/ diye yalvaryor. 'Ziynet tannlardan birine
ait. Bu hrmetsizlik Berem!'"
Berem ban sallyor, yz hatrlad hiddetle kapkara.
"Onu duymamazla geliyorum, gerrziyneti yerinden kanrtmaya alrken kalbimde bir rperti yok deil. Ama ona yle diyorum -'Eer bu tanrlara aitse onu terk etmiler, ayn bizi terk ettikleri gibi!' Ama kz kardeim beni dinlemiyor."
Berem'in gzleri falta gibi alyor; bakmas bile buz gibi korku
salyor yreklere. Sesi uzaklardan geliyor.
"Kz kardeim beni tutuyor! Trnaklan koluma batyor! Canm
actyor!
" 'Dur Berem!' diye emrediyor bana -bana, aabeyine! Tanrlara
ait olan eyleri hor grmene izin veremem!'
"Ne cretle benimle yle konuabilir? Ben bunu onun iin yapyorum! Ailemiz iin! Beni kzdrmamal! Hiddetlendiimde neler
olabileceini bilir. Sinirlendiimde aklmda bireyler kopup beynimi
boar. Ne dnebiliyor, ne grebiliyorum. Yine de ona baryorum -'Beni rahat brak!'- ama eli bak tuttuum elimi kavnyor,
bam sarslyor, ziynet iziliyor."
Berem'in gzleri deli bir kla imek imek. Adam ellerini
yumruk yapp sesini neredeyse isterik bir tnya ykseltince, Caramon fark ettirmeden elini kendi hanerine koydu.
"Ben-ben onu ittiriyorum... ok sert deil... onu hibir zaman o
kadar sert ittirmek istememitim! Dyor! Onu tutmam lzm
ama bunu yapamyorum. ok yava, ok yava hareket ediyorum.
Ba... stuna arpyor. Sivri bir ta tam burasndan deliyor" -Berem
akan elledi- "yzn kan kaplyor, ziynetlerin zerine sryor.
Artk parlamyorlar. Onun gzleri de parlamyor. Bana bakyorlar
ama beni grmyorlar. Sonra... ondan
sonra
Bedeni iddetle sarsld.
"Korkun bir grnt, her gzlerimi kapattmda uykumda
grdm bir manzara! Ayn Afet gibi; tek fark o zaman her eyin
yok olmu olmasyd! Bu bir yararhh ama ne dehetli, ne kor-

260

kun bir yaratl! Toprak yarlp alyor! Muazzam stunlar gzlerimin nnde yeniden ekil almaya balyor. Topran altndaki
korkun karanlktan bir mabed fkryor. Ama bu gzel bir mabed
deil -korkun ve sakat. Karanlk'n gzlerimin nnde ykseliini
gryorum; be bal bir Karanlk, her bir ba da gzlerimin
(nnde kvrlp kvranyor. Balar mezarlardan daha souk bir
sesle bana hitap ediyor.
" 'ok uzun zaman nce bu dnyadan srlmtm ve sadece
dnyann bir parasndan yeniden buraya gelebilirdim. Ziynetli
stun -benim iin- kilitli bir kapyd, beni gerisinde tutsak etmiti.
Beni kurtardn lml, o yzden sana aradn eyi vereceim -yeil
ziynet senindir!"
"Korkun, alayc bir kahkaha var. Gsmde korkun bir ar
hissediyorum. Baklarm indirip baktmda yeil ziynetin etime
yerletirilmi olduunu gryorum, aynen imdi sizin grm olduunuz gibi. Karmdaki iren ktlkten dehete kaplp kendi
yaptm bu habis eylemle akna dndmden karanlk ve
glgemtrak biimin gitgide belirginlemesini seyretmekten baka
bir ey yapamyorum. Bu -bir ejderha! imdi grebiliyorum -ocukken duyduum kabusumsu masallardaki gibi be bal bir ejderha!
"Ve bir kez ejderhann bu dnyaya girmesiyle sonumuzun geldiini biliyorum. nk sonunda ne yaptm anlyorum. Bu din
adamlarnn bize rettikleri Karanlklar Kraliesi. Byk Huma
tarafndan ok uzun bir zaman nce yeryznden srlen Karanlklar Kraliesi hanidir geriye dnmenin bir yolunu aryordu. imdi benim ahmaklm yznden- yeniden yeryznde dolaabilecek.
Koca balardan biri ylan gibi kvrlarak bana doru geliyor; o zaman
leceimi biliyorum nk kimsenin, kendi geliine tank
olmasna izin vermeyecektir. Kprdyamyorum. Umurumda da
deil.
"Derken aniden kz kardeim nme dikiliveriyor! Canl ama
ona uzanmaya altmda elim hilie deiyor. smini haykryorum, 'Jasla!'
"'Ko Berem!'diye sesleniyor kz kardeim. "Ko! Beni aamaz,
henz aamaz! Ko!'
"Bir an iin olduum yerde bakakahyorum. Kz kardeim Karanlk Kralie ile aramda muallakta duruyor. Dehetle be ban
"'ddetle gerilediini gryorum, lklar havay yrtyor. Ama

261

kz kardeimi aamyorlar. Ve ben bakarken Kralie'nin sureti dalgalanp kararyor. Hl orada, ktln glgeli bir sureti; ama o
kadar. Yine de gc ok fazla. Kz kardeime doru saldryor...
"Sonra ben dnp kouyorum. Kouyorum, kouyorum; yeil
ziynet gsm delip yakyor. Her ey kararncaya kadar komaya
devam ediyorum."
Berem sustu. Sanki gerekten gnlerdir kouyormu gibi yznden terler boanyordu. Yolarkadalarmn hibiri konumuyordu. Bu kara jik onlar siyah ta birikintisinin evresindeki kayalardan biri yapmt sanki.
Sonunda Berem titrek bir nefes ekti. Gzleri yeniden alt ve bir
kez daha onlar grd.
"te oradan yaammn, hakknda hibir ey bilmediim/uzun
bir blm balar. Kendime geldiimde yalanmtm, beni grdnz bu haldeydim. lk nce kendi kendime bunun bir kabus,
korkun bir rya olduunu syledim. Ama derken etimin iinde
yanan yeil ziyneti hissettim ve gerek olduunu anladm. Nerede
olduuma dair hibir fikrim yoktu. Byk bir ihtimalle de bu dolamalarm srasnda Krynn'i bir batan bir baa gemiimdir. Kar
konulmaz bir istekle Neraka'ya dnmek iin yanp tutuuyorum.
Ama burasnn gitmemem gereken tek yer olduunu da biliyordum. Cesaretim yoktu.
"Daha uzun yllar dolandm, hi huzur bulamadan, hi dinlemeden, yeniden dirilmek iin le le. Nereye gitsem yeryzndeki
ktlk hakknda ykler duyuyordum ve bunun kendi kabahatim
olduunu biliyordum. Sonra ejderhalar ve ejderhadamlar kt
ortaya. Bir tek ben, bunlarn ne anlama geldiini biliyordum. Bir tek
ben Kralie'nin gcnn doruuna vardn ve dnyay ele geirmeye altn biliyordum. Tek eksii benim. Neden? Emin
deilim. Tek bildiim birinin amaya alt bir kapy kapal tutmaya alan biri gibi olduum. Ve yorulduum... "
Berem'in sesi tekledi. "ok yorgunum," dedi, ba elleri arasna
derken. "Artk buna bir son vermek istiyorum!"
Yolarkadalar uzun sre sessiz oturup, dadlarnn uzun k gecelerinde ocak banda anlatt cinsten bu ykye bir anlam vermeye altlar.
"Bu kapy kapatmak iin ne yapman gerekiyor?" diye sordu Ta-nis
Berem'e.
"Bilmiyorum," dedi Berem, sesi bouklamt. "Tek bildiim
262

[sjeraka'mn beni ektii ama yine de burasnn Krynn zerinde gir"meyi hayal bile edemeyeceim tek yer olduu! te-ite bu yzden
kayorum."
"Ama oraya gideceksin," dedi Tanis yava yava ve kesin bir dille.
"Oraya bizimle birlikte geleceksin. Biz yannda olacaz. Tek bana
olmayacaksn,"
Berem szlayp, titreyerek ban sallad. Sonra aniden durarak
ban kaldrd, yz kpkrmzyd. "Evet!" diye haykrd. "Artk
daha fazla dayanamayacam! Sizinle geleceim! Beni korursunuz..."
"Elimizden geleni yaparz," diye mrldand Tanis, Caramon
gzlerini atktan sonra baklarn evirdi. "k yolunu bulsak
fena olmayacak."
"Ben buldum." Berem iini ekti. "Tam geiyordum ki ccenin
seslendiini duymutum. Bu taraftan." Kayalar arasndaki baka dar
bir yar iaret etti. Caramon iini ekip kollarndaki iziklere
esefle bakt. Yolarkadalar birer birer yara girdiler.
Sonuncusu Tanis'ti. Dnerek, bir kez daha bu plak yere bakt.
Karanlk hzla kyor, gkmavisi sema mora ve derken siyaha
doru kararyordu. Garip kayalar kmekte olan kasvetle sarmalanmt. Artk Fizban'n gzden kaybolmu olduu karanlk ta
birikintiyi gremiyordu.
Flint'in gitmi olduunu dnmek tuhaft. inde byk bir
boluk vard. Ccenin muhtelif arlar ve szlarndan ikyet eden
veya kenderle tartan homurtulu sesini duymay mit etmeye devam
ediyordu.
Bir an iin Tanis elinden geldiince arkadana tutunarak kendi
kendiyle bir sava verdi. Sonra, sessizce Flint'in gitmesine msade
etti. Dnerek kayalar arasndaki dar yarktan emekleyerek Godshome'u bir daha hi grmemek zere arkasnda brakt.
Bir kez daha keiyoluna kp, yol kk bir maaraya varncaya
kadar bunu izlediler. Burada, Ejderha Ordular'nn kudretinin
merkezi olan Neraka'ya bu kadar yaklamken bir ate yakmaya
cesaret edemediklerinden birbirlerine sokuldular. Bir sre kimse
konumad; sonra hepsi Flint hakknda konumaya balayp ayn
Tanis'in yapm olduu gibi onu gitmesi iin serbest braktlar. Hatralar hep gzel hatralard, Flint'in zengin, maceralarla dolu yaamm hatrlyorlard.
Caramon felaketlerle dolu kamp gezilerini -nasl eliyle balk tut-

263

maya kalknca kay devirip Flint'i suya drdn- anlatnca


hepsi katla katla gldler. Tanis, Tas ile ccenin nasl, ccenin
yapm olduu bir bileklii Tas'n "yanllklkla" alp bunu bir panayrda satmaya alrken tantklarn hatrlad. Tika ccenin
kendisine yapm olduu btn o harika oyuncaklar hatrlamt.
Babas ortadan kaybolduunda ne kadar iyi davrandn; Otik kza
bir i ve yaayacak bir yer verinceye kadar nasl onu evine gtrp
barndrdn anlatt.
Sonunda akamn nihayetinde yaray actan ine kp, sadece
kaybn burukluu kalncaya kadar btn bunlarn yan sra daha
birok eyi anmlard.
ou iin burukluk kalmt yani.
Gece nbetleri srasnda, ok ok ge bir vakitte Tasslehoff maarann giriinde oturarak yldzlara bakt. Flint'in miferini minik
elleri arasnda sk sk tutuyor, kontrolden km gzyalan yznden szlyordu.

S-onu olarak Neraka'ya gitmenin kolay olduunu kefetmilerdi


yolarkadalan.
Tehlikeli bir biimde kolay.
'Tanrlar adna neler oluyor?" diye mrldand Caramon, Tanis
ile birlikte -hl aldklar ejderha zrlan iinde- Neraka'nn batsndaki dalardaki gizli gzetleme noktasndan aadaki ovalara bakarken.
Kvrm kvrm kara izgiler plak ova zerinden, yzlerce millik
alandaki tek binaya doru, yani Karanlklar Kraliesinin Mabe-ti'ne
doru ylan gibi uzanyordu. Sanki yzlerce engerek dalardan
kayp da geliyordu ama bunlar engerek deildi. Bunlar Ejderha
Ordularyd, her biri binlerce asker gcnde Ejderha Ordu-lr.
Olanlar seyreden iki adam, orada, burada kalkan ve mzraklardan
yansyan gne nlarn grdler. Ejderha Yceefendileri-nin
amblemlerini tayan yksek alemlerden siyah, krmz ve ma-

KENDERN AITI
Hep, daha nce ilkbahar geri gelmiti. Devri daimi
iindeki parlak dnya dnyordu Havasyla,
iekleriyle, imeniyle, otlaryla Emin ve gnein
muhafazasnda.
Hep, daha nce anlatabilirdiniz Yerkrenin
dnen karanln, Ve nasl karanln
yamuru kucakladn, Ve otlarla ieklere
can verdiini.

Ben daha imdiden bunlarn hepsini unuttum,


Nasl bir altn damannn varln srdrdn
Binlerce kaynan kazlmasn, Binlerce yaamn
mevsimlerini.
Artk hatramda sadece k var,
imdi gz, imdi yaz ...
Yani artk her ilkbahar
Geceye alan baka bir mevsim olacak.

264

265

vi bayraklar dalgalanyordu. Tepelerinde ykseklerde korkun bir


gkkua gibi rengarenk ejderhalar gkyzn dolduruyordu:
Krmzlar, maviler, yeiller ve karalar. . ki devasa uan hisar
Mabed binalar zerinde salnp duruyor, sald glge ise altta daimi
bir gece yaratyordu.
"Biliyor musun," dedi Caramon yavaa, "o yal adamn bize
orada saldrm olmas iyi olmu. Eer pirin ejderhalarmz bu
gruhun iine srecek olsaydk rezilimiz kard."
"Evet," diye kabul etti Tanis, akl baka yerlerde. O da, o "yal
adam" hakknda dnyor, baz kk ayrntlar birbirine ekliyor,
kendi tank olduklarn ve Tas'n adam hakknda anlattklarn
hatrlamaya alyordu. Fizban hakknda ne kadar dnse, gerei
kavramaya daha da yaklayordu. Flint'in deyimiyle teni 'titredi'.
Flint'i hatrlaynca kalbinde hissettii o ani ac hem cceyi -hem
de yal adam- aklnn bir kenarna itmesine neden oldu. O anda
endielenmesi gereken yeterince ey vard; yannda onu bu skntdan
kurtaracak, ona yardmc olacak yal bycler de yoktu stelik.
"Neler olduunu bilmiyorum," dedi Tanis yavaa, "ama artk
bizden tarafa bir eyler oluyor, bize kar deil. Elistan'n sylemi
olduunu hatrlyor musun? Mishakal Diskleri'nde ktln dnp
dolap yine kendine zarar vereceinin yazldn sylemiti. Her
ne nedenle olursa olsun, Karanlk Kralie glerini topluyor.
Byk bir ihtimalle Krynn'e son bir lmcl darbe vurmak iin hazrlanyordun Ama biz bu kargaa arasndan rahatlkla syrlabiliriz.
Bir grup tutsa getiren iki muhafz kimsenin dikkatini ekmez."
"yle mit ediyorsun," diye ekledi Caramon karamsar karamsar.
"yle dua ediyorum," dedi Tanis yavaa.
Neraka kaplarnn muhafz komutan son derece tedirgin bir
adamd. Karanlk Kralie, sava baladndan beri sadece ikinci
kez Harp Meclisi'ni toplamt; Ansalon ktas zerindeki Ejderha
Yceefendileri bir araya toplanyorlard. Drt gn nce Neraka'ya
gelmeye balamlar ve o gnden beri her ey bir kbusa dnmt.
Yceefendilerin ehre rtbe srasna gre girmeleri gerekiyordu.

266

Bylece ilk giren maiyetindekilerle -yani kendi askerleri, kendi muhafzlar, kendi ejderhalar ile- Lord Ariakas olmutu; sonra maiyetindekilerle -yani kendi askerleri, muhafzlar ile- Karanlk Hanm
Kitiara; sonra maiyetindekilerle yani kendi askerleriyle falan Takarl Lucien; bu bylece dou cephesinden Ejderha Yceefendisi
Toede'ye kadar btn Yceefendileri kapsyordu.
Sistem yksek rtbedekilere sayg gstermekten daha nemli
amalar gdyordu. Daha byk saydaki askerleri, ejderhalar ve
stelik levazmat, byk ordular barndrmak iin hazrlanmam
olan bu komplekse daha rahat sokup karmay amalyordu. Ayrca
birbirlerine gvenleri olmayan Yceefendilerden hibiri, bir dier
Yceefendi'den tek bir ejderan eksikle ieri girmeye raz olmuyordu.
Bu gzel bir sistemdi ve ie yaramas gerekirdi. Ne yazk ki daha ilk
bandan Lord Ariakas'n iki gn ge gelmesiyle sorunlar balamt.
Bunu, sonucunun ne olduunu bildii bir kargal yaratmak
iin bile bile mi yapmt? Komutan bilmiyordu ve sormaya cesareti
yoktu ama onun da kendine ait dnceleri vard. Bu, tabii ki
Ariakas'tan nce oraya varan Yceefendilerin, Lord ieri girinceye
kadar Mabed kompleksinin dnda kamp kurmalar anlamna geliyordu. Bu sorun kmasna neden olmutu. Ejderanlar, goblinler
ve paral insan askerler Mabed meydannda aceleyle ina edilmi
olan kamp-kentin elencelerini istiyorlard. Uzun bir yoldan yryerek gelmilerdi ve istekleri kendilerinden esirgendiinde hakl
olarak hiddetlenmilerdi.
Bir ou, bala kaplan sinekler gibi meyhaneler tarafndan cezbederek gece surlardan szlmlerdi. Sokak kavgalar kmt nedeni de hibir Yceefendi askerinin kendi Yceefendisi dndakilere kar bir sadakat hissetmemesiydi. Mabed'in altndaki zindanlar znga znk dolmutu. Sonunda muhafz komutan emrindeki
glere, ehirdeki sarholar her sabah el arabalaryla toplayp
onlar komutanlarnn bulmaktan hi holanmadklar ovaya brakmalarn emretmiti.
Ejderhalar arasnda da tartmalar kmaya balamt; lider konumundaki ejderhalarn her biri dierleri zerinde egemenlik kurmak
istiyordu. Koca yeil Cyan Bloodbane, bir geyik iin dvrken bir
krmz ldrmt bile. Ne yazk ki krmz Karanlk Kra-e'nin
ahsi hayvanlarndan biriydi. Koca yeil imdi Nereka'nn altndaki
maaralardan birine hapsedilmi, ulumalar ve o korkun

267

kuyruk sallamalar yukardaki bir ok kiinin deprem oluyor zannetmesine neden olmutu.
ki gecedir muhafz komutan doru drst uyuyamamt
nc gnn sabahnda erken vakitte Ariakas'n varm olduu
haberi gelince neredeyse dizleri zerine kp kredecekti. Aceleyle emrindeki grevlileri nne katarak giri merasiminin balamas iin gerekli emirleri verdi. Toede'nin ejderanlanndan birka
yz tanesi Ariakas'n askerlerinin Mabed meydanna girdiini grnceye kadar her ey yolunda gitmiti. Baarsz liderlerinin denetimden tamamen km olan sarho ejderanlar da ieri girmeye
almlard. Yaplan bu mdahaleye sinirlenen Ariakas'n komutanlar adamlarna dvmeleri iin emir verdi. Byk bir kemeke
meydana geldi.
Hiddetlenen Karanlk Kralie .kamlar, elik halkal zincirler ve
topuzlarla silahlanm kendi askerlerini yollad. Aralarnda, kara
ermiler yamsra siyah cbbeli by kullanclar dolayordu.
Kamlamalar, kafalara inen darbeler ve yaplan byler arasnda
zamanla yeniden dzen salanabilmiti. Sonunda Lord Ariakas ve
askerleri Mabed kompleksine zarafet ile olmasa bile erefleriyle
girmilerdi.
Belki de akamst ortalarna gelmilerdi ki -komutan artk zamann armt (o kahrolasca hisarlar gne klarn kesiyordu)- muhafzlardan biri gelerek onun n kapda beklendiini syledi.
"Ne var?" diye hrlad komutan sabrszca/muhafza salam gzyle dik dik bakarak (dier gzn Silvanesti'de ciflerle yaplan
sava srasnda kaybetmiti). "Baka bir dv m? Her ikisinin de
kafalanna bir tane indirip zindana atn. Bktm..."
"D-dv deil efendim," diye kekeledi muhafz; insan komutanndan d patlayan gen bir goblindi. "Kaplardaki nbeti ggnderdi b-beni. Y-yanlarnda tutsaklar olan i-iki subay g-girmek
iin izin istiyorlar."
Komutan bkknlkla kfretti. Srada ne vard? Neredeyse gobline geri gidip girmelerini sylemesini emredecekti. Buras zaten
kle ve tutsak kaynyordu. Birka tanesi daha ne deitirirdi. Yceefendi Kitiara'nn askerleri darda toplanyor, girmeye hazrlanyordu. Resmi karlama treni iin zaten orada bulunmas gerekiyordu.
"Ne tr tutsak bunlar?" diye sordu huzursuzca, trene katlmak

iin ayrlmadan gerekli olan dnya kadar ilemi bitirmek iin acele
ediyordu. "Sarho ejderanlar m? Onlar aln ve..."
"B-bence gelseniz fena olmaz e-efendim." Goblin terlemeye balamt ve terli goblinler hi ho olmaz. "B-birka insan ve bir kem
der var."
Komutan burnunu krtrd. "Sana..." Sustu. "Bir kender mi?"
dedi olduka byk bir ilgiyle. "Yannda bir de cce olmasn?"
"Bildiim kadaryla yok efendim," diye cevap verdi zavall goblin. "Ama kalabalkta g-gzmden kam olabilir efendim."
"Geliyorum," dedi komutan. Aceleyle klcn kuanarak gobli-hi
n kapya doru izledi.
O an burada bir huzur hkm sryordu. Ariakas'n askerlerinin
hepsi adr kente girmiti artk. Kitiara'nnkiler greip dvyor,
ieri girmek iin sralar oluturuyorlard. Merasim balamak
zereydi. Komutan nnde, tam n kapnn i ksmnda duran
gruba aceleyle bir bakt.
Yksek rtbeli iki Ejderha Ordusu subay bir grup ask yzl
tutsa nezaret altnda tutuyorlard. Komutan, aklnda iki gn nce
ald emirlerle tutsaklar dikkatlice szd. zellikle bir cce ile
gezen bir kendere bakmas gerekiyordu. Yanlarnda bir elf lorduyla aslen gm bir ejderha olan- uzun gm sal bir elf kadn
olabilirdi. Bunlar tutsak bulundurduklar elf kadnn yanndaki arkadalaryd ve Karanlk Kralie bazlarnn, ya da hepsinin kadn
kurtarmaya gelmesini bekliyordu.
Tamam, burada bir kender vard. Ama kadnn salar gm
rengi deil kzld ve kvrckt; stelik eer o bir ejderhasaysa komutan da zrhlarn yerdi. Kark uzun sakall, iki bklm olmu
yal adamn ise bir cce veya elf lordu deil de insan olduu kesindi. Sonu olarak neden bu iki Ejderha Ordusu subaynn bylesine
uyumsuz bir tutsak grubunu gtrmek iin zahmet ettiklerini
anlayamad.
"Bizi rahatsz edeceinize kesin boazlarn gitsin," dedi komutan
terslenerek. "Zaten zindanda yerimiz kalmad. Onlar aln baka yere
gtrn."
"Ama ne byk bir israf!" dedi subaylardan biri -aa gvdesine
benzeyen'kollan olan dev gibi olan. Kzl sal kz yaklayarak ileri
doru srkledi. "Onun iin kle pazarlarnda iyi para dendiini
duymutum!"
"O konuda haklsn," diye mrldand komutan salam gzyle

268

269

kendilerine emanet edilenleri hzla ve etkili bir biimde yakalayp


silahlarn alarak, gtrdklerini grd.
-kendince- kzn zincir zrhla daha da ekici olan ehvetli vcudunu
szerek. "Ama bunun iin ne alacan bilemem!" Hiddetli bir lk
atan ve att gibi de dier Ejderha Ordusu muhafz tarafndan
susturulan kenderi drtt. "ldr onlar..."
Ejderha Ordusu subaylarndan kocaman olan bu tartmadan
arm, belli ki tereddt iinde gzlerini krptryordu. te yandan
daha cevap dahi veremeden -arka planda sessiz sedasz duran-dier
subay ileri bir adm att.
- "nsan bir by kullancs," dedi subay. "Ve kenderin de bir
ajan olduunu zannediyoruz. Onu Dargaard Kalesi yaknlarnda
yakaladk."
"Neden batan sylemediniz bunu," diye kesti szn komutan,
"bu kadar vaktimi harcayacanza. Evet gein onlar ieri sokun,"
borazanlar tmeye baladndan aceleyle konuuyordu. Tren zaman gelmiti, ar demir kaplar titreyerek almaya balamt.
"Katlarnz imzalayacam. Uzatn katlar."
"Ne yazk ki bizim ..." diye balad iri subay. "Ne katlar demek
istiyorsunuz?" diye araya girdi sakall subay, keselerini kartrarak.
"Kimliklerimizi mi..."
"Yok!" dedi komutan, sabrszlkla burnundan soluyordu. "Tutsaklar getirebilmek iin komutannzdan aldnz izin kad."
"Bize yle bir ey verilmedi efendim," dedi sakall subay soukkanllkla. "Bu yeni bir emir mi?"
"Hayr, deil," dedi komutan, onlar kukuyla szerek. "zininiz
olmadan saflardan nasl getiniz? Ve geri dnmeyi nasl umuyorsunuz? Bunlardan elde edeceiniz parayla minik bir yolculua kmay dnyordunuz deil mi?"
"Yo!" Koca subay hiddetle kzard, gzlerinden ateler sat.
"Belki de komutanmz sadece unutmutur, hepsi bu. Kafasnda bir
sr ii var ve baa kacak da ok fazla akl yok, bilmem anlatabildim mi?" Komutana tehditkar bir bak frlatt.
Kaplar savrularak ald. Borazanlar yksek sesle tt. Komutan
asabiyetle iini ekti. Tam o anda Lord Kitiara'y karlamaya hazr
ve nazr ortada durmas geriyordu. Karanlk Kralie'nin muhafzlarndan yaknlarda duranlarndan birkan elinin iaretiyle
yanna ard.
"Bunlar aaya aln," dedi, niformasn dzelterek. "Onlara
savatan kaanlara ne yaptmz gsteririz!"
Aceleyle ayrlrken, memnuniyetle Kralie'nin muhafzlarnn

270

Ejderanlar onu kollarndan yakalayp, klcn kuand kemerini


zerlerken Caramon Tanis'e telal bir bak frlatt. Tika'nn
gzleri korkuyla fal ta gibi almt: Olmas gerekenin bu olmad
kesindi. Yz takma sakalyla hemen hemen tamamen gizlenmi olan
Berem her an barabilir veya kaabilir veya her ikisini ayn anda
yapabilirmi gibi grnyordu. Tasslehoff bile planlarn-daki ani
deiiklik nedeniyle afallam gibiydi. Tanis kenderin gzlerinin
kaacak bir yerler bulmak iin fldr fldr etraf kolaan ettiini
grebiliyordu.
Tanis lgnca dnmeye alyordu. Neraka'ya girmek iin
yapt planda olabilecek her eyi dnm olduunu zannediyordu ama belli ki bir ey gznden kamt. Ejderha Ordusu firarisi olarak yakalanmak aklnn kesine bile gelmemiti! Eer
muhafzlar onlar zindana gtrrse, her ey bitmi demekti. Miferini karttklar' an onun yarmelf olduunu anlayacaklard. O
zaman dierlerini de daha yakndan inceleyecekler... ve Berem'i
.bulacaklard...
Tehlikeyi yaratan oydu. O olmasayd Caramon ile dierlerinin
hl kurtulma ihtimalleri vard. O olmadan...
Borazanlar tm, Ejderha Yceefendisi'ni tayan koca bir mavi
ejderha Mabed kaplarndan girerken kalabalktan lgn bir tezahrat ykselmiti. Yceefendii gren Tanis'in kalbi byk bir
strapla kasld ve aniden lgn bir sevin doldu. Kalabalk Kitiara'nn ismini haykrarak ileri doru atlyordu ve o an iin muhafzlar Yceefendi'nin bir tehlike iinde olup olmadna bakmak isterken dikkatleri dalmt. Tanis, mmkn olduu kadar Tasslehoff'un yaknna eildi.
"Tas!" dedi abuk abuk, grltden istifade ederek; Tas'n onu
anlayacak kadar elfe hatrlyor olmasn umuyordu. "Caramon'a
planlananlar devam ettirmesini syle. Ben ne yaparsam yapaym,
bana gvenmesi gerek! Her ey buna bal. Ben ne yaparsam yapaym. Anladm m?"
Tas, Tanis'e hayretle baktktan sonra tereddt iinde ban evet
anlamnda sallad. Elfe anlamak zorunda kalmayal epey zaman
olmutu.
Tanis'in elinden onun anlam olduunu ummaktan baka bir

271

ey gelmiyordu. Caramon hi elfe bilmezdi; Tanis de, sesi kalabaln grlts tarafndan yutuluyor olsa da ortak dilde konumay
gze alamazd. yle olduu halde muhafzlardan biri onun kolunu
ac verecek ekilde burkup sessiz olmasn emretti.
Grlt gemi kalabalk zorla yerlerine srlmt. Her eyin denetim
altna alndn gren muhafzlar mahkumlar gtrmek ih kendi
ilerine dndler. "Tanis aniden tkezlenip, muhafzm da yzkoyun
tozlar iine
srkleyerek dt.
, "Kalk ayaa pislik!" Kfreden dier .muhafz Tanis'i krbacnn
sapyla itekleyip yzne vurdu. Yarmelf muhafza doru hamle
yaparak krbacn sap ile sap tutan eli kavrad. Btn gcyle aslnca muhafz tepe taklak geldi. Bir an iin serbest kalmt.
Arkasndaki muhafzlarn varlnn, Caramon'un hayretler
iinde kalm yznn bilincinde, ileri savrulan Tanis kendini mavi
ejderhaya binen muhteem suretin nne att.
"Kitiara!" diye haykrd, tam muhafzlar onu yakalarken. "Kitiara!" diye bard, banndan yrtlp gelmi gibi bouk, kesik bir
bartyd bu. Muhafzlarla cebelleerek tek bir elini kurtarmay
baard. Bu eliyle miferini tutup koparrcasna bandan syrp
yere frlatt.
Gece mavisi ejderha pullan iindeki Yceefendi adm duyunca
dnp bakt. Tanis kadnn takt korkun ejderha maskesi altndaki
kahverengi gzlerinin hayretten fal ta gibi aldm grd. Erkek
mavi ejderhann ona bakarken gzlerinin ate satn da
grebiliyordu.
"Kitiara!" diye bard Tanis. aresizlikten doan bir gle kendisini yakalayanlar zerinden silkerek yeniden ilerlemeye balarken.
Fakat kalabalk iindeki ejderanlar zerine ullanarak onu yere
devirdiler ve kollarndan tutup olduu yere mhladlar. Tanis yine
de cebelleip duruyor Yticeefendi'nin gzlerine bakabilmek
iin dnmeye alyordu.
"Dur Skie," dedi Kitiara, eldivenli elini emredercesine ejderhann
boynuna koyarak. Skie sadakatle durdu; peneli ayaklan caddenin
kaldrm talan zerinde hafife kayyordu. Ancak ejderhann
Tanis'e bakan gzleri kskanlk ve nefret yklyd.
Tanis nefesini tuttu. Kalbi acyla arpyordu. Ba anyor, gzlerinden birine kan*damlyordu ama bunlarn farknda bile deildi.
Tasslehoff un sylenenleri anlamam olmasndan dolay arkada272

arnn yardmna gelmeye alacaklarndan korkarak, arkasndan


lebilecek bir lk bekledi. Kitiara'nn daha geriye bakarak Canon'u -yani vey kardeini- grmesini ve onu tanmasn bekle-iArkadalanna neler olduunu anlamak iin arkasna bakmay ze
alamyordu. Tek umduu Caramon'un, kendilerini gzlerden ak
tutacak kadar sa duyusu -ve ona gveni- olmasyd. Muhafz
komutan da gelmiti, tek gzl zalim yz hiddetle pil adam,
izmeli ayan kaldnrken Tanis'in kafasna bir tekme uirmek iin
nian alyor, bu ortal kartran ba belasna dersi-i verip,
bayltamaya hazrlanyordu. ' "Dur," dedi bir ses.
Komutan o kadar ani durmutu ki dengesi bozularak salland.
"Brak onu." Ayn sesti.
Muhafzlar gnlszce Tanis'i braktlar ve Karanlk Hanm'dan
>len mtehakkim bir iaretle Tanis'in yanndan gerilediler.
"Benim giriimi kesecek kadar, komutan, nemli olan ey nedir?" diye sordu kadn souk bir tonda; sesi ejderha maskesinin gerisinden derin ve deiik geliyordu.
De kalka dorulan, kendini kurtarm olmann verdii urala
gc azalm olan, muhafzlarla yapt dvten ba dnen Tanis
kadnn yanna doru ilerledi. Yaklatka Kitiara'nn kahve rengi
gzlerinde bir zevk prlts grd. Kadn bundan zevk alyordu; eski
bir oyuncakla yeni bir oyun. Boazn temizleyen Tanis cesaretle
konutu.
"Bu ahmaklar, beni firari olduum iin tutuklad," diye beyan etti;
"nedeni de o geri zekal Bakaris'in bana gerekli katlan vermeyi
unutmas."
"Sana bu kadar sorun karmann bedelini ona ben deteceim
sevgili Tanthalasa," diye cevap verdi Kitiara. Tanis kadnn sesindeki kahkahay duyabiliyordu. "Ne cretle?" diye ekledi kadn,
miferli surat kendisine dnnce sinen komutana dik dik bakmak
iin dnerek.
"B-ben sadece e^emirleri y-yerine geriliyordum lordum," diye
kekeledi, ayn bir goblin gibi titreyerek.
"abuk defol yoksa seni ejderhama yediririm," diye emretti Kitiara mnakaaya yer brakmayacak bir ekilde elini sallayarak.
Snra, ayn zarif hareketle eldivenli elini Tanis'e uzatt. "Sizi gtrerne msade eder misiniz komutan? Tabii ki olanlar telafi etmek
iin."

273

"Teekkr ederim lordum," dedi Tanis.


Komutana kara kara bakan Tanis, Kitiara'nn elini kabul ederek
mavi ejderhann srtnda, kadnn yaranda yerini ald. Kitiara bir
kez daha Skie'a ilerlemesini emrederken onun da gzleri aceleyle
kalabal tarad. lk anda can havliyle yapt taramada hibir ey
grememiti ama sonra Caramon ile dierlerinin muhafzlar tarafndan gtrldn grnce rahatlayarak nefesini sald. Geerlerken koca adam onlara bakt; yznde incinmi, akl karm bir
ifade vard. Ama yrmeye devam ediyordu. Ya Tas mesaj ona
iletebilmiti, ya da koca adamda rolne devam edecek kadar sa
duyu vard. Belki de Caramon her halkarda ona gveniyordu.
Tanis bilemiyordu. Arkadalar artk emniyet iindeydi -en azndan
onunla olduklarndan daha gvenlikteydiler.
Aniden, bu onlar grdm son an olabilir; diye geirdi iinden
acyla. Sonra ban sallad. Bu konuya akln takmamalyd.
Baklarn evirince Kitiara'nn kahverengi gzlerinin, kurnazca ve
anlalmaz bir hayranln garip bir karmyla zerinde olduunu
grd.
Tasslehoff parmak ularnda durmu Tanis'e neler olduunu
grmeye alyordu. Bartlar, artlar duymutu; sonra bir anlk
bir sessizlik olmutu. Sonra yarmelfin ejderhaya trmanp Kitiara'nn
yanna oturduunu grd. Sonra geit devam etti. Kende-re Tanis
onlarn tarafna bakyor gibi gelmiti ama... Eer yle ise bile,
grmeyen gzlerle bakmt. Muhafzlar kalan tutsaklar itiip
kakan kalabalk arasndan gtrmler. Tas da arkadan gzden
kaybetmiti.
Muhafzlardan biri Caramon'u kaburgalarndan ksa bir klla
drtmt.
"Demek ki ahbabn Yceefendi'yle giderken siz zindanlarda ryeceksiniz ha," dedi ejderan kkrdayarak. . "Beni unutmayacaktr,"
diye mrldand Caramon.
Ejderan srtarak bir eli yakasndandan tuttuu Tasslehoff u srklemekte olan arkadan dirseiyle drtt. 'Tabii ya mutlaka
senin iin geri dnecektir -yani yataktan kmay baarabilirse!"
Caramon kalarm atarak kzard. Tasslehoff koca savaya telala
bir bak frlatt. Tas'n, Tanis'in son mesajn Caramon'a verecek
frsat olmamt; koca adamn her eyi mahvetmesinden korkuyordu, geri Tas artk mahvolacak neyin kalm olduunu da

dnmyor deildi. Yine de...


Fakat Caramon ban sadece incinmi bir gururla sallad. "Akam
kmeden km olacam," diye grledi derin bariton sesiyle
"Onunla nelerden getik. Beni byle.yz st brakmaz."
Caramon'un sesinde dalgn bir tn duyan Tas endieyle kvrand
her eyi anlatabilecek kadar Caramon'a yaklamak istiyordu. Fakat
tam o anda Tika hiddetle bard. Ban eviren Tas muhafzn
kzn bluzunu yrttn grd; peneli elleri daha imdiden kzn
boynunda kanl yaralar amt. Caramon bard ama ok ee
kalmt. Tika nndeki srngen surata elinin tersiyle, tam
meyhane usul indirivemiti.
Hiddetle ldran ejderan Tika'yi sokaa doru savurarak kamsn kaldrd. Tas, Caramon'un derin bir nefes aldn duyunca,
artk danann kuyruunun kopmasn, olduu yere sinerek bekledi.
"Hop! Ona zarar verme!" diye grledi Caramon. "Tabii eer sorumlu tutulmak istemiyorsan. Lord Kitiara bize onun iin alt gm
almamz syledi ve eer onu byle izersen bu paray etmez!"
Ejderan tereddt etti. Caramon bir tutsakt, doru. Ama btn
muhafzlar arkadann Karanlk Hanm'dan grd muhabbete
tank olmutu. Karanlk Hanm'n tercih edebilecei baka bir adam
gcendirmeyi gze alabilirler miydi? Belli gze alamayacaklarna
karar vermilerdi. Tika'y kabaca srkleyip ayaa kaldrarak ileri
doru ittirdiler.
Tasslehoff rahat bir nefes aldktan sonra adamn ok fazla sessiz
kaldn dnerek Berem'e kaamak bir bak att. Haklyd. Hepadam bambaka bir dnyada saylabilirdi. Gzleri falta gibi
alm, garip sabit bir bakla bakyordu. Az da bir kar alm,
yarm akll gibi grnyordu. En azndan bir sorun karacak gibi
grnmyordu. Belli ki Caramon roln oynamaya devam edecek ve
Tika'ya bir ey olmayacakt. O an iin kimsenin ona ihtiyac yoktu.
Rahat bir nefes alan Tas ilgiyle Mabed yaplarna bakmaya balad;
en azndan yakasndan a'slan ejderanla ne kadar bakabilirse o kadar.
Etrafa baktna da piman oldu. Neraka tam kendine yakr bir
yerdi: Mabed'te yaayanlara hizmet vermek iin ina edilmi ama
imdi etrafnda bir mantar gibi bitmi adr kent tarafndan istila
edilmi eski fakir bir ky.
Kompleksin te yannda Mabed'in kendisi ehrin zerinde aha
275

274

bir ku gibi ykseliyordu: Eri br, iren yaps neredeyse gerisinde, ufuktaki dalara bile stnlk salyordu. Birisi Nereka'ya
adm atar atmaz gzleri nce Mabed'e kayard. Ondan sonra, nereye bakarsa baksn, ya da ne ii olursa olsun Mabed hep orada
olurdu; hatta geceleri bile, hatta uykularnda bile.
Tas tek bir kez baktktan sonra buz gibi bir illetin her yann
kapladn hissederek baklarn hemen evirdi. Ama nndeki
manzara hemen hemen daha da kryd. adr kent ordularla doluydu; ejderanlar, paral insan askerler, gqblinler, hobgoblinler aceleyle ina edilmi meyhanelerden, kerhanelerden, pis sokaklara
akyorlard. Her rktan kle, kendilerini yakahyanlara hizmet etmeleri ve onlarn o korkun zevklerini tatmin iin getirilmiti. Lam
cceleri ayak altnda sanlar gibi dolayor sprntlerle besleniyorlard. Pis koku ok kuvvetli, manzara da sanki Cehennem'den frlam gibiydi. Daha gn ortas olduu halde meydan
gece gibi karanlk ve souktu. Yukarya bakan Tas, Mabed'in zerinde korkun bir heybetle yzen, ejderhalar etrafnda eksilmeyen
bir dikkatle dnmekte olan koca uan hisarlar grd.
Kalabalk caddelerden gitmeye ilk baladklarnda Tas kamak
iin bir frsat bulmay ummutu. Kalabalk arasna karma konusunda bir uzman saylrd. Caramon'un da gzlerinin fldr fldr
baktn grd; koca adam da ayn eyi dnyordu. Ama sadece
birka blok yrdkten sonra, hisarlarn tepelerinde korkun bir
dikkatle etraf gzlediklerini grdkten sonra Tas bunun mitsiz
bir ey olduunu fark etti. Belli ki Caramon da ayn kanya varmt
nk kender, savann omuzlarnn ktn grd.
Dehete den, korku iinde kalan Tas aniden burada tutsak tutulan Laurana'y dnd. Kenderin hibir zaman mitsizlie kaplamayan ruhu sonunda, etrafndaki varln dahi hayal etmemi
olduu bu karanlk ve krn arl altnda ezilmiti adeta.
Muhafzlar onlan skk, dar sokaklar boyunca aceleyle gtryorlar, ittiriyorlar, kaktryorlar, yollarn kavga eden sarho askerler arasndan ayorlard. Tas ne kadar urarsa urasn Tanis'in mesajn Caramn'a ulatrmann bir yolunu bulamamt.
Sonra Karanlk Majestelerinin caddeden aaya omuz omuza vermi
yrmekte olan askerleri ile karlanca durmak zorunda kalmlard. nlerinden kamayanlar ya ejderan subaylar tarafndan
kaldrma frlatlp atlyor, ya da devrilip ayak altnda ineniyordu.
Yolarkadalarnn muhafzlar onlan aceleyle yklmakta olan
276

bir duvara doru ittirerek askerler geinceye kadar kprdamamalarn syledi.


Tasslehoff kendini, bir yannda Caramon, bir yannda bir ejde-ran
arasnda skm buldu. Muhafz Tas'n gmleini kavrayan
penesini gevetmiti ve belli ki bir kenderin bile bu kargaada kamaya yeltenecek kadar aptal olmadn dnmt. Tas srngenin kara gzlerini zerinde hissetse bile Caramon'la konuabilecek
kadar kprdanabilmiti. Kimsenin onu duymayacan mit
ediyordu, btn bu cmb ve postal grlts arasnda byle bir
ey beklenemezdi zaten.
"Caramon!" diye fsldad Tas. "Bir mesajm var. Beni duyabiliyor
musun?"
Caramon dnmedi, dosdoru nne bakmaya devam ediyordu,
yz bir. ta kadar sertti. Fakat Tas gz kapaklarndan birinin
seyirdiini grd.
"Tanis ona gvenmemiz gerektiini syledi!" diye fsldad Tas
aceleyle. "Ne olursa olsun.' Ve...ve rolmze... devam etmemizL.sannm byle sylemiti."
Tas Caramon'un kalarn attn grd.
"Elfe konutu," diye ekledi Tas fkelenerek. "stelik o kadar
rahat da duyulmuyordu."
Caramon'un yz ifadesi deimedi. Deitiyse bile sadece kararmt.
Tas yutkundu. Daha da yaklaarak, tam koca savann geni
srtna denk gelecek ekilde kendini iyice duvara yaptrd. "O...o
Ejderha Yceefendisi," dedi kender tereddtle. "...Kitiara'yd yle
deil mi?"
Caramon cevap vermedi. Fakat Tas adamn dudak kaslarnn
gerginletiini ve boynunda bir sinirin seirmeye baladn gr-d.
Tas iini ekti. ^Nerede olduunu unutarak sesini ykseltti.
'Ona gveniyorsun deil mi Caramon? nk..."
Tas'n bandaki ejderan muhafz hi uyarmadan dnerek kenderin
aznn ortasna vurdu ve onu duvara yaptrd. Acyla ba dnen
Tasslehof yere kt. Karanlk bir glge zerine eildi. . Gzleri
kararan Tas bunun ne oldunuu gremiyordu ve kendini baka bir
darbeye hazrlamt. Sonra gl, kibar ellerin onu yn yeleinden
kavrayarak kaldrdn hissetti.
"Sana onlara zarar*vermemeni sylemitim," diye hrlad Cara277

mon.

"Ph! Bir kender!" Ejderan tkrd.


Askerler artk neredeyse geip gitmilerdi. Caramon Tas'
ayaklan zerine brakt. Kender ayakta durmaya alt ama her
nedense kaldrm ayaklarnn altndan kayp duruyordu.
"-zr dilerim..." diye mrdandn duydu kendi kendinin.
"Bacaklarm bir ho oldu..." Sonunda bifinin onu havaya kaldrdn hissetti; itiraz dolu bir viyaklamayla Caramon'un geni omuzuna bir patates uval gibi atlverdi,
"Onda bilgiler var," dedi Caramon derin sesiyle^ "Umarn aklmdakileri unutacak kadar beynini zedelememisinizdir. Karanlk
Hanm bundan memnun olmayacak."
"Ne beyni?" diye hrlad ejderan ama -Caramon'un srtnda ba
aa duran- Tas yaratn biraz sarslm grndn dnd.
Yeniden yrmeye baladlar. Tas'n ba ok acyor, yana da
batyordu. Elini yanana gtrnce ejderann penesinin batt
yerde yap yap kan hissetti. Sanki kafasnn iinde bin tane ar
yuva yapm gibi bir ses vard kulaklarnda. Dnya sanki yava
yava etrafnda dnyor, midesini azna getiriyordu; stelik Caramon'un zrh kapl omuzunda sarslmak da ileri dzeltmiyordu.
"Daha ne kadar var?" Caramon'un sesinin koca adamn gsndeki titreimini hissedebiliyordu. "Bu kk pi arm."
Cevap olarak ejderan uzun, kemikli penesini uzatt.
Akln arlarndan ve sersemliinden uzaklatrmaya alan
Tas byk bir g harcayarak grebilmek iin ban evirdi. Sadece
tek bir kere bakabilmiti ama bu ona yetmiti. Onlar yaklatka
bina sonunda sadece gr asn deil, btn akln kaplayn-caya
kadar gittike byd, byd.
Tas kendini geri brakt. Gzleri gittike kararyordu; neden etrafn sislendiini hayal meyal merak etti. Son hatrlad eyler,
"Zindanlara...Majesteleri Takhisis'in, Karanlklar Kraliesi'nin
Mabedi'nin altna," szlerini duymakt..

278

arap?" "Hayr."
Kitiara omuzlarn silkti. Srahiyi serin kalmas iin braklm
olduu ii kar dolu kaptan alan kadn, aylaka kan krmzs svnn
kristal srahiden bardana dkln seyrederek kendine yava
yava, az miktarda arap boaltt. Sonra kristal srahiyi dikkatlice
karlarn iine yerletirerek o vakte kadar soukkanllkla szd
Tanis'in karsna oturdu.
Bandan ejderha miferini kartmt ama zrh hl zerindeydi bedenini pullu bir deri gibi saran altn ilemeli gece mavisi Zrh.
Odada bulunan ok saydaki mumdan yaylan k parlatyzeylerden yansyor, keskin metal kenarlardan imek gibi
279

akyor, sanki Kitiara alevler iinde kalm gibi grnyordu. Terle


nemlenmi, kvrm kvrm kara salar ehresini kuatyordu.
Uzun kara kirpiklerle glgelenen kahverengi gzleriyse alev alevdi.
"Burada ne iin var Tanis?" diye sordu kadn yavaa, baklarn
ayrmadan adama bakarken parman bardann kenarnda
dolatrp duruyordu.
"Neden olduunu biliyorsun," diye cevap verdi adam ksaca.
"Laurana tabii ki," dedi Kitiara.
Tanis omuzlarn silkti; yzndeki maskeyi korumaya zen
gsteriyor yine de bu kadnn -bazen onu kendisinden bile iyi tan yan
bu kadnn- her dncesini okumasndan korkuyordu.
"Yalnz m geldin?" diye sordu Kitiara arabndan bir yudum
alarak.
"Evet," diye cevap verdi Tanis, hi duraksamadan kadnn baklarna karlk vererek.
Kitiara aikar bir itimatszlkla tek kan kaldrd.
"Flint ld," diye ekledi, sesi teklemiti. Bu korkusu iinde bile
arkadan ac duymadan hatrlayamyordu, "Tasslehoff da bir yer
lere gitti. Onu bulamadm. Ben...ben zaten onu getirmek istemiyordum."
"Anlyorum," dedi Kit ineleyici bir tonda. "Demek ki Flint ld."
"Sturm gibi," diye eklemekten alamad kendini, kenetlenmi
dileri arasndan Tanis.
Kit ona serte bakt. "Savan kaderi sevgilim," dedi. "Her ikimiz
de askerdik. O anlyor. Ruhunun bana bir garaz yok."
Tanis szlerini yutarak hiddetle boulur gibi oldu. Kadnn
sylemi olduu doruydu. Sturm anlard.
Kitiara birka saniye Tanis'in yzn seyrederken sessiz kald.
Sonra kadehini tkrtyla yere koydu.
"Peki ya kardelerim?" diye sordu. "Nerede..."
"Neden beni zindana gtrp sorguya ektirmiyorsun?" diye
terslendi Tanis. Sandalyesinden kalkarak lks denmi oday arnlamaya balad.
Kitiara glmsedi; bu kendi kendine yaplm, dnceli bir tebessmd. "Evet," dedi, "seni orada sorguya ekebilirim. Ve konuursun da sevgili Tanis. Bana duymak istediim her eyi sylersin;
sonra daha da fazlasn syleyebilmek iin bana yalvarrsn. Sade-

280

ikence konusunda yetenekli deil, ayn zamanda ilerine tutkuyla bal kiiler var." Bezginlikle yerinden kalkan Kitiara Tanis'in
nnde durmak iin ilerledi. Bir elinde arap kadehi olduu halde,
dier elini adamn gsne koyarak omuzuna doru kaydrd. "Ama
bu bir sorgulama deil. stersen ailesi hakknda endielenen bir abla
diyelim. Kardelerim nerede?"
"Bilmiyorum," dedi Tanis. Kadnn bileini kavrayarak elini
kendinden uzaklatrd. "Her ikisi de Kan Denizi'nde kayboldu..."
"Yeil Ziynetli Adam ile birlikte mi?"
"Yeil Ziynetli Adam ile birlikte."
"Peki ya sen nasl hayatta kaldn?" '
"Beni deniz cifleri kurtad."
"O halde dierlerini de kurtarm olabilirler?"
"Belki kurtarmlardr. Belki de kurtarmamlardr. Sonu olarak
ben bir elfim. Dierleri insand."
Kitiara uzun uzun Tanis'e bakt. Adam hl bileini tutuyordu.
Kit'in iine ileyen baklar altnda parmaklar gayri ihtiyari kadnn
bileini kavrad.
"Canm actyorsun..." diye fsldad Kit yavaa. "Neden geldin
Tanis? Sadece... Laurana'yi kurtarmaya m? Sen bile o kadar ahmak
olamazsn..."
"Hayr," dedi Tanis Kitara'nn kolunu daha da skarak. "Bir alveri yapmak iin geldim. Beni al. Onu brak."
Kitiara'nn gzleri fal ta gibi ald. Sonra, aniden ban geriye
savurarak kahkalar att. Hzl ve rahat bir hamleyle Tanis'in
elinden kurtularak arap kadehini doldurmak iin masaya gitti.
Omuzu zerinden ona srtt. "Niyeyrni Tanis," dedi yine glerek,
"bu ah-verii kabul etmem iin benim gzmdeki deerin ne?"
Tanis yznn kzardn hissetti. Hl srtmakta olan Kitiara
devam etti.
"Ben onlarn Altn Komutanlarn yakaladm Tanis. Onlarn
uurlarn, gzel elf savalarn ellerinden aldm. Kt bir Komutan
da deildi stelik. Onlara ejderhamzraklann getirerek sava-niay
retti. Kardei iyi ejderhalar geri getirdi ama herkes kza deer
veriyor. O, bundan ok nce paralanmalar gerektii halde
valyeleri bir araya getirdi. Sen de, " -Kitiara hor grerek iaret etti"karlnda bir kender, barbarlar ve ccelerle gezen bir yar-Welfe
karlk onu vermemi istiyorsun!"

281

Kitiara yeniden kahkahalar atmaya balad; o kadar ok glmt ki oturup gzlerindeki yalan silmek zorunda kald. "Gerekten de Tanis sen kendini bir ey zannediyorsun. Seni ne diye
tekrar isteyeceimi dndn? Ak iin mi?"
Kit'in sesinde gizli bir deiim olmutu, kahkahalar zorlama gibiydi. Aniden kalarn atarak arap kadehini elinde evirdi.
Tanis hi tepki vermedi. Kadirin alaylar karsnda durmaktan
baka bir ey yapamyordu. Kitiara ona uzun uzun baktktan sonra
baklarm indirdi.
"Diyelim ki evet dedim?" diye sordu buz gibi bir sesle, gzleri
elindeki kadehteydi. "Kaybedeceimin karlnda bana ne vereceksin?"
Tanis derin bir nefes ekti. "Askeri kuvvetlerinin komutan ld," dedi, sesine hakim olarak. "Biliyorum. Tas bana onu ldrdn syledi. Onun yerini alrm."
"Ejderha Ordular'mn... emrine mi gireceksin?" Kit'in gzleri
gerekten hayretle fal ta gibi almt.
"Evet." Tanis dilerini skt. Sesi ok aclyd. "Zaten kaybettik.
Yzen hisarlarnz grdm. yi ejderhalar kalacak olsa bile kazanamayz. stelik onlar da kalmayacaklar -insanlar onlar geri yolluyor. Zaten insanlar onlara hi gvenmediler, gerek anlamda gvenmediler. Umurumda olan tek bir ey var -brak Laurana gitsin,
hi zarar grmeden."
"Bunu yapacana gerekten inanyorum," dedi Kitiara yavaa
ve hayretle. Uzun sre ona bakt durdu. "Dnmem gerek..."
Sonra, sanki kendisiyle tartyormu gibi ban sallad. Kadehi
dudaklarna gtrerek bir yudum arap alp yuttu, kadehi yerine
koydu ve ayaa kalkt.
"Dneceim," diye tekrar etti. "Ama imdi senden ayrlmalym
Tanis. Bu gece Ejderha Yceefendileri'nin bir toplants var.
Toplantya karlmak iin Ansalon'un drt bir yanndan geldiler.
Tabii haklsn. Sava kaybettiniz. Bu gece demir yumruu nasl
indireceimizin planlarn yapacaz. Sen de bana refakat edeceksin.
Seni Karanlk Majestelerine takdim edeceim."
"Ya Laurana?" diye srar etti Tanis.
"Sana dnceimi syledim!" Kiriara'nn ty gibi kalan arasndaki przsz tenini kara bir izgi bozmutu. Sesi sertti. "Sana
tren zrh getirecekler. Bir saat iinde hazrlanp benimle gelmeye
hazr ol." Girmeye hazrlanmt ki bir kez daha Tanis'e bakmak
282

iin dnd. "Vereceim karar bu akamki davranlarna bal olabilir," dedi yavaa. "Unutma Yanmelf^u andan itibaren benim
hizmetimdesin!"
Tanis'i tutsak eden kahverengi gzleri buz gibi bir prltyla parlyordu. Tanis yava yava bu kadnn iradesinin kendisini dizleri
zerine kmeye zorlayan gl bir el gibi bastrdn hissediyordu.
Ejderha Ordulan'nn kudreti arkasndayd, Karanlk Krali-e'nin
glgesi etrafnda; btn bunlar kadn Tanis'in daha nce dikkat
etmedii bir gle dolduruyordu.
Tanis aniden aralarndaki korkun mesafeyi hissetti. Kadn tamamen insand, inanlmayacak kadar insan. nk ancak insanlar
gcn arzusuna o kadar a olurlard ki doalarndaki ham tutku bu
kadar kolaylkla bozulabilsin. nsanlarn ksa mrleri Alt-nay'n
saf bir kla yanan mumu veya Sturm'n paralanan gneinin
alevleri gibiydi. Ya da alev zarar verebilir, kzgn bir yangn .nne
kan her eyi yutabilirdi. O kendi souk, ar kann o atele stm,
alevi kalbinde bytmt. imdi kendi geleceini grebiliyordu:
Tarsis'teki alevlerde lenlerin bedenlerini grd gibi:
Kmrlemi bir yn et: Kara ve hareketsiz kalp.
demesi gereken bedel buydu. Ruhunu bu kadnn suna zerine, bir bakasnn yastk zerine ataca bir avu para gibi atyordu.
Bu kadarn borluydu Laurana'ya. Onun yznden yeterince ac
ekmiti. lm kz kurtaramazd ama belki yaam kurtarrd.
Tanis yavaa elini kalbinin zerine koyup eilerek selam verdi.
"Lordum," dedi.
Akl karmakark olan Kitiara zel odasna girdi. akaklarnn
zonkladn hissediyordu. Heyecan, arzu ve zaferin muhteem kvanc onu araptan daha ok sarho etmiti. Yine de her eyin altnda ayak sryen bir kuku vard ve bu da ok rahatsz ediciydi
nk kvancn boa kartyordu. Kzgnlkla bunu aklndan
uzaklatrmaya alt ama odasnn kapsn aarken bu fikir yeniden
aklnda iyice belirginlemiti.
Uaklar onu bu kadar abuk beklemiyorlard. Mealeler yaklmam; ate atlm ama turuturulmamt. Huzursuzca zilin ipine
uzand, zil sesi zerine hizmetkrlar aceleyle gelecekler ve geveklikleri yznden azarlanacaklard; ama tam o anda souk ve etsiz
bir el bileini kavrad.

283

O elin temas, souun cayr cayr hissini, neredeyse kalbi donuncaya kadar iliklerine doru yollad, Kitiara bu ac ile nefessiz
kalarak kurtulmaya alt ama el onu sk sk tutuyordu.
"Pazarlmz unutmadn deil mi?"
"Hayr tabii ki unutmadm!" dedi Kitiara. Sesininin korkudan
titremesine engel olmaya alarak sert bir biimde emir verdi, "Brak
beni!"
El yava yava gevedi. Kitiara aceleyle kolunu ekip kurtararak
-bu kadar ksa bir sre olmasna ramen- mavimrrak bir beyaza
dnen etini ovuturarnaya balad. "Elf kadn senin olacak -tabii
Kralie'nin onunla ii biter bitmez."
"Tabii. Baka trl olsayd onu istemezdim zaten. Canl bir kadnn bana bir faydas olmaz -canl bir erkein sana faydas olduu
gibi yani..." Karanlk suretin sesi szler zerinde naho bir ekilde
oynayordu.
Kitiara silik yze, valyenin kara zrh zerinde -bedenden ayryzen gzlerin parltsna hor grerek bakt.
"Ahmaklama Sth," dedi kadn aceleyle zilin ipine aslrken.
Ia ihtiya duymutu. "Ben tenin zevklerini iin zevkinden ayrmay rendim -hayatn hakknda duyduklarma gre bu senin yapamadn bir eymi."
"O halde yarmelf hakkndaki planlarn nedir?" diye sordu Lord
Soth, sesi -her zamanki gibi- yerin derinliklerinden geliyor gibiydi.
"Benim olacak, tamamen, btn btn," dedi Kitira yava yava
yaralanm bileini ovarak.
Hizmetkrlar tereddt iinde, kadnn o hiddet dolu mehur
patlamalarnn birinden daha korkup Karanlk Hanm'a kaamak
baklar atarak aceleyle geldiler. Fakat kendi dncelerine dalm
olan Kitiara onlar grmemezlie geldi. Lord Soth her zaman
mumlar yakldnda yapt gibi glgeler arasna ekildi.
"Yanmelfe sahip olabilimemin tek yolu, ben Laurana'y mahvederken onun seyretmesini salamak," diye devam etti Kitiara.
"Bu onun akn kazanmann yolu olmasa gerek," diye alay etti
Lord Soth.
"Ben onun akn istemiyorum." Eldivenlerini kartp, zrhnn
tokalarn aan Kitara ksa bir kahkaha att. "Ben onu istiyorum! Elf
yaad srece akl hep onda ve yapm olduu bu soylu fedakrlkta
olacak. Hayr, onun -tamamen- benim olmas iin ekilsiz bir ktle
oluncaya kadar ayaklarmn altnda ezilmesi gerekir. O

284

:nan benim iime yarar." "Pek uzun srmez," diye fikir yrtt
Lord Soth ineli ineli. |m onu kurtarr."
Kitiara omuzlarn silkti. Hizmetkrlar ilerini bitirmi aceleyle
ortadan kaybolmulard. Karanlk Hanm sessiz ve dnceli duruyordu kta; zrhnn yans zerindeydi, yans kmt, ejderha
miferi elinde sallanyordu.
"Bana yalan syledi," dedi kadn bir sre sonra yavaa. Sonra
miferini, miferin arpp parampara ettii porselen bir vazonun
durduu masann zerine frlatan Kit odada volta atmaya balad.
"Yalan syledi. Kardelerim Kan Denizi'nde lmedi -en azndan bir
tanesi yayor, biliyorum. Ve o da -Hepadam da!" Otoriter bir
edayla odafun kapsn savururcasna at. "Gakhan!" diye bard.
Ejderann biri aceleyle odaya girdi.
"Haberler ne? O yzbay bulamadlar m daha?"
"Hayr lordum," diye cevap verdi ejderan. Flotsam'deTanis'i izleyen ejderand bu, Laurana'y tuzaa drmesine yardm eden
ejderan. "Grevi bitmi, lordum," diye ekledi yaratk sanki bu her
eyi aklamaya kfiymi gibi.
Kitiara anlad. "Onu buluncaya kadar btn birahane adrlarn,
batakhaneleri ara. Sonra onu buraya getir. Eer gerekirse zincirle.
Yceefendiler Toplantsndan dndkten sonra onu bizzat ben
sorguya ekeceim. Yok, dur..." Kitiara duraksadktan sonra ekledi,
"Sen sorguya ek onu. ren bakalm yarmelf gerekten -sylemi
olduu gibi- yalnz mym, yoksa yannda bakalan da var mym.
Eer yleyse..."
Ejderan eilerek selam verdi. "Derhal haberdar edileceksiniz
lordum."
Kitiara bir el hareketiyle kmasn syledi; yemden eilerek selam
veren ejderan kapy arkasndan kapatarak kt. Bir an iin
dnceli duran Kitiara huzursuz bir ekilde elini kvrck salarnda
gezdirdikten sonra bir kez daha zrhnn kaylanna asld.
"Bu gece bana refakat edeceksin," dedi Lord Soth'a; hl arkasnda, ayn yerde olduunu tahmin ettii l valyenin hayaline
bile dnp bakmadan. "Dikkatli ol. Lord Ariakas benim yapmak
istediimden memnun kalmayacak."
Son zrh parasn da yere atan Kitiara deri tunii ile mavi ipek
pantalonunu kartt. Sonra bu rahatlatc zgrlk iinde gerinerek
syledii szlere Lord Soth'un ne gibi bir tepki vereceini gr-

285

mek iin omuzunun zerinden bakt. Yerinde yoktu. ararak,


aceleyle odaya gz gezdirdi.
Hayalet valye, krk vazonun paralar ortasnda duran ejderha
miferinin yannda duruyordu. Lord Soth etsiz elinin bir dalga-syla
vazonun paralanm kalntlarnn havalanp nnde durmasn
salad. Bunlar by gcyle bir arada tutan l valye, nnde
rlplak duran Kitiara'ya alev alev kavunii gzleriyle bakmak
iin dnd. Atein kadnn tenini altn rengi yapmt; kara
salan smscak parlyordu.
"Sen yine de bir kadnsn Kitiara," dedi Lord Soth yavaa
"Aksn..."
valye ne kprdyor, ne konuuyordu ama vazonun paralan
yere dt. Silik izmeleri bunlar ineyerek geti ama geii hibir
iz brakmad.
"Ve cann yanyor," dedi yavaa Kitiara'ya kadna yaklarken
"Kendini kandrma Karanlk Hanm. Onu ne kadar ezersen ez, yarmelf hep senin efendin olacak -lmde bile."
Lord Soth odann glgelerine kart. Kitiara uzun bir sre parlak
atee bakarak olduu yerde kald; -belki de- alevlerde geleceini
okumaya alyordu.
Gakhan Kralie'nin saraynn koridorlarnda aceleyle yryor,
penemsi ayaklan mermer zeminlerde takrdyordu. Ejderann dnceleri de admlarna ayak uyduruyordu. Aniden aklna muhafz
komutannn nerede bulunabilecei gelivermiti. Kitiara'nn
emrinde bulunan iki ejderann koridorun sonunda tembel tembel
dolatklarn gren Gakhan peine dmeleri iin onlara iaret etti.
Hemen emrine itaat ettiler. Gakhan Ejderha Ordusunda bir rtbeye
sahip olmamakla birlikte -ki artk rtbesi yoktu- resmi olarak
Karanlk Hanm'n askeri yardmcs olarak tannyordu. Gayr resmi
olarak da Kit'in zel katili olarak biliniyordu.
Gakhan uzun bir sredir Kitiara'mn hizmetindeydi. Mavi kristalden asann ortaya kt haberi Karanlklar Kraliesi'ne ve buyruundakilere ulatnda Ejderha Yceefendileri'nin ok az asann
yok olmasn ciddiye almlard. Ansalon'un kuzey topraklarndaki
yaama yava yava damgasn vurmaya balayan savaa dalp
gitmi olan Yceefendiler'in -sadece iyiletirmek gibi nemsiz bir
gc olan- bir asa hi dikkatlerini cezbetmiyordu. Dnyay
iyiletirmek iin ok fazla tedaviye gerek olacam, beyan etmiti

286

glerek Harp Meclisi'nde.


Fakat iki Yceefendi asann kaybolurunu ciddiye almt: Biri 'un,
asann ortaya kt blgesini yneten, dieri de bu doup
bym olan Yceefendi. Biri kara bir ermiti, diren ise mahir bir
kadn silahor. Her ikisi de kadim tanrlarn geri geldiklerinin bir
kantnn davalarna ne kadar zarar verebileceini biliyordu.
Deiik biimlerde tepki vermilerdi; belki de bunun nedeni konumlaryd. Lord Verminaard, mavi kristalden asann ayrntl bir
tanm ve gcn bilen sryle ejderan, goblin, hobgoblini etrafa
salmt. Kitiara Gakhan' yollamt.
Nehiryeli ile mavi kristalden asay Que-shu kyne kadar izleyen
Gakhan olmutu; kye saldrlmas emrini veren ve asay aramak
iin sakinlerinin ounu sistematik bir ekilde ldren de
Gakhan'd.
Ama asann Solace'ta ortaya kt haberiyle aniden Que-shu'dan ayrlmt. Ejderan o kasabaya gidince birka hafta arayla asay
kardn renmiti. Fakat burada asay tayan barbarlara,
"grt" kasaba yerlilerine gre bir grup Solace'h maceraperestin
katldn renmiti.
Gakhan tam bu noktada bir karar almak zorundayd. Ya urap
onlarn izini bulurdu, ki kukusuz izleri geen haftalarda soumutu,
ya da tanyp tanmadn renmek iin bu maceraperestlerin
tarifleriyle Kitiara'ya giderdi. Eer kadn onlar tanyorsa, ejderann
onlarn hareketlerini nceden tahmin etmesini salayacak baz
bilgiler aktarabilirdi.
O sralar kuzeyde savamakta olan Kitiara'ya dnmeye karar
vermiti. Lord Verminaard'n binlerce adamnn asay bulma ans
Gakhan'dan fazlayd. Kitiara'ya maceraperestlerin eksiksiz bir
tarifini getirmiti. Kitiara bunlarn iki vey kardei, eski bir silah
arkada ve eski sevgilisi olduunu duyunca ok armt. Kitiara
derhal iin iinde byk bir gcn olduunu anlamt nk birbirine hi uymayan bu bir grup gezginin ister iyilik, istek ktlk
iin olsun, dinamik bir gce dntrlebileceini biliyordu. Derhal
phelerini, zaten Yiit Cengver takmyldznn kayboluuy-la
tedirginlemi olan Karanlklar Kraliesi'ne iletti. Kralie kukularnda hakl olduunu hemen anlad; Paladine onunla savamak
'in geri dnmt. Fakat o tehlikeyi fark edinceye kadar i iten
gemiti.

287

Kitiara Gakhan' pelerine takd. Akll ejderan yolarkadalan-n


adm adm Pax Tharkas'tan cce krallna kadar izlemiti. Onlar
Tarsis'e kadar izleyen de oydu; eer Alhana Starbreeze ve grif.
fonlar olmasayd onlar orada Karanlk Hanm ile birlikte yakalayacaklard da.
Gakhan sabrla izlerini srd. Grubun ayrldndan da haberi
vard; byk yeil ejderha Cyan Bloodbane'i srdkleri Silvanesti'yle ve Laurana'nn by kullancs kara elf Feal-Thas' ldrd
Buz Duvar'la ilgili bilgi elde etmiti. Ejderha krelerinin bulunduu
hakknda -birinin yok edildii, dierinin de zayf bycnn eline
getiiyle ilgili- bilgisi vard.
Tanis'i Flotsam'de izleyen de Gakhan olmutu ve Karanlk hanm
Perechon'un gvertesine kadar ynlendirebilen de oydu. Fakat yine
burada, daha nce olmu olduu gibi Gakhan ta oynadnda,
rakibinin tann onun son hamlesini engelleyecek biimde kendisini
durdurduunu grmt. Ejderan yeise kaplmamt. Gakhan
rakibini tanyordu, kendisine kar koyan byk gcn farkndayd.
Byk oynuyordu -ok byk oynuyordu aslnda.
O srada, Ejderha Yceefendileri'nin Yce Toplant iin bir araya
gelmeye balad Karanlk Majesteleri'nin Mabedi'nden ayrlrken
bunlar dnen Gakhan, Neraka sokaklarna dald. Tam gnn son
saatlerinde, ortalk aydnlkt. Gne gkyznden kaydka,
nlar hisarlardan kurtulabilmiti. Artk dalarn zerinde alev alev
yanyor, hl karla kapl zirvelerini kan krmzsna boyu-yordu.
Gakhan'n srngen baklar gnein kavuma manzarasna
taklmad. Onun yerine, o anda ejderanlarn o akam lordlarna refakat etmek zorunda olduklarndan hemen hemen tamamen boalm
olan adr kentin sokaklarnda doland. Yceefendilerin birbirlerine
ve Kralielerine kar aikr bir gvensizlikleri vard. Daha nce
Kralie'nin odalannda cinayetler ilenmiti -ve byk bir ihtimalle
yine ilenecekti.
Geri bu Gakhan' hi ilgilendirmiyordu. Aslnda bu onun iini
kolaylatryordu da. Aceleyle dier ejderanlan kt kokulu, p
dolu sokaklardan gtrd. Onlar bu greve tek balarna da yollayabilirdi ama Gakhan artk bu byk rakibini iyice tanmt ve
iinde ok acele etmesi gerektiine dair kesin bir his vard. nemli
olaylarn rzgar koca bir hortum olmaya balamt. O da u anda
hortumun tam gbeinde duruyordu ama ksa bir sre sonra

rzgarn kendisini de spreceini biliyordu. Gakhan bu rzgarlarla


uabilmek istiyordu, onlar tarafndan kayalara savrulmak deil.
"Buras," dedi bir birahane adrnn dnda durarak. Bir diree
asl bir levhada Ortak dilde yle yazlyd: Ejderha Gz; te
yandan nne konmu, kabaca Ortak dilde iziktirilmi yaftada ise
syle denilmiti: "Ejderanlar ve goblinler giremez." Pis bez adr
kapsndan ieri bakan Gakhan avn grd. Refakatindekilere iaret
edip bezden adr kapsn yana ekerek ieri adm att.
Giriini bir amata karlamt; meyhanedeki insanlar kaym
gzlerini yeni gelenlere evirip ejderan grnce barp armaya balamt. te yandan Gakhan srngen yzn saklayan
kukuletasn averince ban ar hemen snvermiti. eridekiler Lord Kitiara'nn uan hemen tanmt. Kalabaln zerine
birahaneyi dolduran kesif duman ve kt kokulardan daha ar,
kasvetli bir hava kmt. Ejderanlara korkuyla bakan insanlar
kamburlarn kartarak ikilerinin zerine eilip, bztler, gze
arpmamaya altlar.
Gakhan'n prltl kara baklar kalaba sprp geti.
"Orada," dedi ejderan iki tezgahna yaylm bir insan iaret
ederek. Refaketindekiler derhal harekete geerek onlara sarhoane
bir dehetle bakmakta olan tek gzl insan askeri yakaladlar.
"Onu arkadan dar kartn," diye emretti Gakhan.
lgna dnm yzbann itirazlar, yakarmalar ve kalabalktan
gelen meum baklar ile mrldanan tehditleri duymamazla gelen
ejderanlar tutsaklarn srkleyerek arkaya gtrdler. Gakhan daha
yava izliyordu onlar.
Hnerli ejderanlarn tutsaklarn konuabilecek kadar ayltmalar
ancak birka dakikalarn ald -adamn bouk lklar birahanenin
mdavimlerinin aznn tadn karmt- ama adam zamanla
Gakhan'n sorularna cevap verebilmeye balamt.
"Bu akamst, firari olduu iin bir Ejderha Ordusu subayn
tutukladn hatrlyor musun?"
Yzba o gn bir sr subay sorguya ektiini hatrlyordu...o
megul bir adamd... Hepsi de birbirine benziyordu. Gakhan derhal
ve etkili bir biimde karlk veren ejderanlara iaret etti.
Yzba strapla bard. Evet, evet! Hatrlamt! Ama sadece
tek bir subay yoktu ki. ki tane vard.
"ki mi?" Gakhan'n gzleri ldad. "Dier subay tarif et."

288

289

"ri bir adam, gerekten iri bir adam. niformasna smyordu.


Tutsaklar da vard..."
"Tuksaklar!" Gakhan'n srngen dili azna girip kyordu.
"Tarif et!"
.
Yzba tarif edebildii iin son derece memnundu. "Krmz
kvrck sal bir insan kadn, meme ls..."
"Devam et," diye hrlad Gakhan. Peneli elleri titriyordu. Yanndaki ejderanlara baknca yaratklar adam daha da sktrdlar.
Hkraklara boulan yzba dier iki tutsa da tarif etti; kelimeler kendiliklerinden dklyordu.
"Bir kender," diye tekrarlad Gakhan, heyecan gittike artyordu.
"Devam et! Ak sakall yal bir adam..." Durdu, akl karmt.
Yal by kullancs myd? Herhalde bu kadar nemli ve bu
kadar tehlikeli bir ite elden ayaktan dm o yal ahman kendilerine refakat etmesine izin vermezlerdi. Eer o deilse kim olabilirdi? Yolda yanlarna aldklar baka biri mi?
"Bu yal adam hakknda barta daha ok bilgi ver," diye emret
ti Gakhan.
"
Yzba acdan sersemlemiken, alkolden uyumu beynini iyice
tarad. Yal adam... beyaz sakal...
"ki bklm myd?"
.
Hayr... uzun boylu, geni omuzluydu... mavi gzl. Garip gzler... Yzba baylmak zereydi. Gakhan adam peneli elleriyle
yakalayp boazn skt.
"Peki ya gzleri?"
Yzba korkuyla, yava yava onu boup ldrmeye balayan
ejderana bakt. Bir eyler geveledi.
"Gen... ok gen!" diye tekrarlad Gakhan sevinle. Artk biliyordu! "Neredeler?"
Yzba nefesi arasndan bir ey syledikten sonra Gakhan adam
arparcasna yere frlatt.
Hortum gleniyordu. Gakhan ayaklarnn yerden kesildiini
hissetti. Refakatindekilerle birlikte adrdan ayrlp yer altndaki
zindanlara doru kotururken tek bir ey aklna bir ejderha kanad
gibi arpmt.
Hepadam... Hepadam... Hepadam!
290

X as!"
"Acyo... brakn beni..."
"Biliyorum Tas. ok zgnm ama uyanman gerek. Ltfen Tas!"
Sesteki korku ve aciliyetin keskin tns kenderin aklndaki ac
ykl pusu yrtmt. Bir paras atlayp zplyor, uyanmas iin ona
barp duruyordu. Ama baka bir paras -ho olmasa da-nu
pusuda bekleyen, her an zerine ullanmaya hazr bekleyen
acsndan daha iyi olan karanla srklenmek taraftaryd...
"Tas... Tas..." Bir el yanana hafif hafif vurdu. Fslth ses, deftim
altnda tuttuu dehetle, gergin ve sinirliydi. Kender aniden baka
seenei olmadn anlad. te yandan beyninin hop otu-^P/ hop
kalkan ksm bir eyler karyor olabileceini barp duruyordu.

291

'Tanrlara kr!" diye sald nefesini Tika, Tasslehoff gzlerini


ap ona baknca. "Kendini nasl hissediyorsun?"
"Berbat," dedi Tas peltek bir dille, oturmaa urarken. Tahmin
ettii gibi ar gizlendii keden atlayarak zerine ullanm, ti.
nleyen Tas ban tuttu.
"Biliyorum... ok zgnm," dedi Tika tekrar, eliyle kibar kibar
Tas'n salarn geriye doru okarken.
"Eminim niyetin iyidir Tika," dedi Tas berbat bir halde, "ama yle
yapmasan olur mu? Sanki cce ekileri kafama vuruyormu gibi
oluyor."
Tika aceleyle elini geri ekti. Kender salam gzyle elinden
geldiince etrafa bakmaya alt. Dier gz, iliinden hemen
hemen kapanmt. "Neredeyiz?"
"Mabed'in altndaki zindanlarda," dedi Tika yavaa. Kzn yannda oturan Tas, kzn korku ve souktan titrediini hissedebiliyordu. Etrafna baknmca bunun nedenini anlad. Manzara onu da
rpertti. zlemle korku szcnn anlamn bilmedii zamanlar
hatrlad. Normalde imdi heyecan iinde olurdu. Sonu olarak
daha nce hi bulunmam olduu bir yerdeydi; stelik herhalde
incelenebilecek dnya kadar byleyici ey vard.
Fakat burada lm olduunu biliyordu Tas; lm ve strap.
len ok insan grmt, bir ounun strap ektiini de. Akl
Flint, Sturm ve Laurana'ya kayd... Tas'n iinde bir eyler deimiti. Bir daha hi o eski kender gibi olamayacakt. Keder iinde
renmiti korkuyu; kendi iin deil de dierleri iin duyduu korkuyu. anda sevdii birini daha kaybetmektense lmeyi tercih ettiine karar vermiti.
Karanlk yolu semisin ama bu yolda yryecek cesaretin var,
demiti Fizban.
Gerekten var m acaba? diye dnd Tas. ini ekerek elleriyle yzn kapatt.
"Hayr Tas!" dedi Tika, onu sarsarak. "Bunu bize yapma! Sana
ihtiyacmz var!"
Tas ac iinde ban kaldrd. "Bir eyim yok," dedi durgun bir
halde. "Caramon ile Berem nerede?"
"Orada," diye iaret etti Tika hcrenin uzak kesini. "Muhafz"
lar bize ne yapmalar gerektiini syleyecek birini buluncaya kadar
bizi bir arada tutuyor. Caramon bir harikayd," diye ekledi gurur
dolu bir tebessmle; 'tutsaklarndan mmkn olduu kadar uzak
292

bir kede ba nnde oturmu somurtan koca adama sevgi dolu


bir bak atarak. Sonra Tika'nn yznde korku dolu bir ifade belirdi.
Tas' yanma yaklatrd. "Ama Berem iin endieleniyorum! Galiba
deliriyor!"
Tasslehoff aceleyle Berem'e bakt. Adam hcrenin souk, pis
zeminine oturmu, baklar dalgnlam, ba bir eyler dinlermi
gibi eilmiti. Tika'nn kei klndan yapm olduu takma sakal
paralanm ve kirlenmiti. Tas sakaln dmesine pek bir ey kalmadn fark ettikten sonra tela ve aceleyle hcre kapsndan bakt.
Zindanlar, Mabed altndaki kayalara oyulmu tnellerden oluan
bir labirentti. Mabed'in zemin katndan dmdz aaya inen dar
bir dner merdivenin ucunda bulunan ortadaki kk, yuvarlak,
ak muhafz odasndan her yne doru dallanyor gibi grnyorlard. Muhafz odasnda, meale altndaki bir masada, bir
ekmekten sakin sakin imlenip bunu srahi iindeki bir svyla ziftlenen bir hobgolbin oturuyordu. Bann zerindeki bir ivide asl
duran bir halka anahtar onun ba gardiyan olduunu belirtiyordu.
Yolarkadalarna kulak ast yoktu. Bulunduklar hcre yz adm
kadar uzakta, karanlk ve kasvetli bir koridorun sonunda olduu iin,
"belki de bu lo kta bizi doru drst de gremiyor-dur," diye
dnd Tas.
Hcre kapsna doru emekleyen Tas, koridorun dier ynne
doru bakt. Bir parman slatarak havaya tuttu. O tarafn kuzey
olduuna karar verdi. Tten, kt kokulu mealeler rutubetli havada titrek titrek yanyordu. Daha uzakta bulunan, daha byk bir
hcre ikili elencelerinin yorgunluunu uyuyarak geiren ejderan ve
goblinlerle doluydu. Koridorun en ucunda, hcrelerinin arka
tarafnda yarm aralk, ar demir bir kap duruyordu. Dikkatle
dinleyen Tas kapnn gerisinden sesler duyabildiini, dnd:
Derinden gelen inleme sesleri. Oras zindanlarn ayr bir blm
olsa gerek, diye karara vard Tas, bu hkme gemi deneyimlerine
dayanarak varmt. Byk bir ihtimalle zindanc kapy rahat rahat
dolamak ve karklklar dinlemek iin ak brakm olmalyd.
"Haklsn Tika," diye fsldad Tas. "Bir eit bekleme hcresinde
tutuluyoruz, byk bir ihtimalle de emirleri bekliyoruz." Tika
bayla onaylad. Caramon'un yapt rol muhafzlar tam olarak
kandramyorduysa bile dncesizce bir ey yapmadan nce iki

293

kere dnmelerini salyordu.


"Ben Beremle konumaya gidiyorum," dedi Tas.
"Hayr Tas" -Tika adama huzursuzca bakt- "bence bu pek..."
Ama Tas onu dinlemedi bile. Zindancya son bir kez bakan Tas
Tika'nn yumuak protestolarn duymamazla gelerek, adamn
takma sakaln yeniden Berem'in yzne yaptrmak niyetiyle
adama doru emekledi, tam adama yaklam minik elini uzatmaya
hazrlanyordu ki Hepadam aniden kkreyerek dorudan ken-derin
zerine atlad.
aran Tas ciyaklayarak geriledi. Ama Berem onu grmedi bile.
Anlalmaz bir eyler bararak Tasslehoff'un zerinden srayarak
kendisini hcre kapsna att.
Artk Caramon da ayaa kalkmt -ayn hobgoblin gibi:
Rahatnn bozulduuna sinirleniyormu gibi grnmeye alan
Caramon yerdeki Tasslehoff a sert bir bak frlatt.
"Ne yaptn ona?" diye homurdand koca adam aktrmadan.
"H-hi bir ey Caramon, emin ol!" dedi Tas nefes nefese. "O -o
delirmi!"
Berem gerekten de delirmi gibi grnyordu. Acnn ne olduunu bilmeyen adam kendini demir parmaklklara atarak onlar krp
amaya alyordu. Bu ie yaramaynca parmaklklar eliyle tutup
bunlar eip amaya alt.
"Geliyorum Jasla!" diye bard. "Gitme! Affet..."
Domuz gzleri telala alan zindanc merdivenlere koarak yu-
kan barmaya balad.
"Muhafzlar aryor!" diye homurdand Caramon. "Berem'i
sakinletirmemiz gerek. Tika..."
Zaten kz Berem'in yanna gitmiti bile. Omuzlarndan tutarak
durmas iin yalvard adama, ilk bata ldrm adam kza hi kulak
asmayarak kabaca onu zerinden silkti. Fakat Tika sonunda Berem
sanki dinleyecekmi gibi oluncaya kadar adam okad, sevdi,
yattrd. Adam hcre kapsn amaya almaktan vazgeerek
durdu; elleri parmaklklar kavramt. Sakal yere dm, yz terle
kaplanmt; ayrca parmaklklara kafasyla vurduu yerde oluan
bir kesikten de kan szyordu.
Zindancnn arsyla merdivenlerden hzla inen iki ejderan
yaklarken zindann n tarafndan takrt sesleri duyulmaya balamt. Kvrk kllarn ekmi, hazr tutarak, pelerindeki zindancyla birlikte dar koridordan ilerliyorlard. Tas aceleyle sakal alp
294

keselerinden birine sktrarak gelenlerin Berem'in sakal olduunu


hatrlamamalarn temenni etti.
Tikd hl, aklna gelen her eyi geveleyen Berem'i okayarak sakinletiriyordu. Berem bir ey dinliyor gibi grnmyordu ama en
azndan bir kez daha sakinlemiti. Ar ar nefes alarak bo hcreye
ifadesiz gzlerle bakmaya balad. Tas adamn kolundaki kaslarn
kaslarak seyirdiini grebiliyordu.
"Ne demek oluyor bu?" diye bard Caramon ejdranlar hcre
kapma geldiklerinde. "Beni gz dnm bir hayvanla ayn yere
kitlediniz! Beni ldrmeye kalkt! Beni buradan karmanz isti
yorum!"
__
Tasslehoff Caramon'u yakndan izliyordu; koca savann sa
elinin muhafza doru hafif bir harekette bulunduunu grd. Verilen iareti tanyan Tas harekete gemek iin gerildi. Tika'nn da
hazr olduunu grd. Bir hobgoblin ile iki muhafz... ok daha
ktleriyle karlamlard.
Ejderanlar tereddt iinde olan zindancya baktlar. Tas yaratn
kaln kafasndan neler getiini tahmin edebiliyordu. Bu koca subay
Kara Hanm'n bir dostuydu; byk bir ihtimalle yakn arkadalarndan birinin bir hapishane hcresinde ldrlmesine memnun
olmazd.
"Anahtarlar alaym," diye mrldand zindanc, koridordan
paytak paytak giderek.
Ejderanlar kendi dillerinde konumaya baladlar, belli ki hobgoblin hakknda kendi aralarnda ho olmayan yorumlarda bulunuyorlard. Caramon Tika ile Tas'a imek gibi bir bak frlatarak,
aceleyle iki ba birbirine tokuturma iareti yapt. Keselerinden birini
kartran Tas kk bam sk sk tuttu. (Keselerini aramlard
ama Tas -yardma olmak amacyla- sonunda muhafzlarn kafas
karncaya kadar keselerini evirip durmutu -ayn keseyi drdnc kere aradktan sonra- vaz gemilerdi. Caramon, Karanlk
Hanm iindekileri kontrol etmek istedii iin kenderin keselerini
muhafaza etmesi gerektii konusunda srar etmiti. Tabii eer muhafzlar sorumluluu zerlerine alacaklarsa o bakayd...) Tika Berem'i yattrmaya devam ediyor, kzn uyutucu sesi bo bo bakan
hummal mavi gzlere yeniden hayat veriyordu.
Zindana tam anahtarlar duvardaki ividen karm yeniden
koridora doru gidiyordu ki merdivenlerin dibinden gelen bir ses
onu durdurdu.

295

"Ne istiyorsun?" diye hrlad zindanc; aniden, hi uyarmadan


bcliriveren cbbeli suret karsnda armt. "Ben Gakhan," dedi
ses.
Hobgoblin yeni gelenin belirmesi karsnda hastalkl yeil bir
renk ald; anahtarlar fakattan kesilmi elinde birbirlerine arpp tmgrdarken, hemen susan ejderanlar da saygyla toparlandlar. ki
muhafz daha takrdayarak merdivenlerden indi. cbbeli suretin tek
bir hareketiyle yannda durmak iin ilerlediler.
Tir tir titreyen hobgoblini geen suret hcre kapsna yaklat.
Tas artk sureti rahatlkla grebiliyordu. Yzne kara bir kukuleta
geirmi zrhlar iinde baka bir ejderand bu. Kender skntyla
dudaklarn srd. Eh, durum o kadar da kt saylmazd -en azndan
Caramon iin.
Arkasnda bir it gibi dolap kekeleyen zindancya hi kulak asmayan kukuletal ejderan duvardan bir meale kapt gibi tam yolarkadalarnn hcresinin nnde durdu.
"Beni buradan kartn!" diye bard Caramon, Berem'i dirseiyle bir yana iterek.
Fakat Caramon ile hi ilgilenmeyen ejderan parmaklklar arasndan peneli elini uzatarak Berem'in gmleyinin nn tuttu. Tas
Caramon'a deli gibi bir bak frlatt. Koca adamn yz l gibi
olmutu. aresizliklik iinde ejderana doru atlad ama ok ge
kalmt.
Peneli elinin tek bir hareketiyle, ejderan, Berem'in gmleini
parampara etti. Meale Berem'in tenine gmlm ziyneti
aydnlatr aydnlatmaz hcre yeil bir kla ldad.
"Bu, o," dedi Gakhan sakin sakin. "Hcrenin kapsn a."
Zindana gizlenemeyecek ekilde titreyen elleriyle anahtar hcre
kapsna sokmaya alt. Anahtarlar hobgoblinden kapan ejderan
muhafzlardan biri hcre kapsn atktan sonra ieri daldlar.
Muhafzlardan biri Tika'y tutarken dieri Caramon'un bann yan
tarafna klcnn kabzasyla iddetli bir darbe indirerek savay
bir kz gibi devirdi.
Gakhan hcreye girdi.
"ldr onu" -ejderan Caramon'u iaret etti- "kzla kenderi de."
Gakhan penesini Berem'in omuzuna koydu. "Bunu Karanlklar
Majestesi'ne gtreceim." Ejderan dierlerine doru muzafferane
bir bak frlatt.
"Bu gece zafer bizim olacak," dedi yavaa.

Ejderha pulundan zrhlan iinde tere batp kan Tanis, Byk


Toplant Salonu'na kan geni antrelerden birinde Kitiara'nn yannda duruyordu. Yarmelfi, l silahor Lord Soth'un korkun iskelet savalar da dahil olmak zere Kitiara'nn askerleri sarmt.
Bunlar tam Kitiara'nn arkasndaki glgeler iindeydi. Antre kalabalk
olmasna ramen -Kitiara'nn ejderan askerleri mzrak m-zaraa
istiflenmilerdi- lmeyen savalarn etrafnda byk bir boluk
vard. Hi kimse onlara yaklamyor, onlarla konumuyordu; onlar
da kimseyle konumuyordu. Oda birbirini ezen saysz beden
nedeniyle bunaltc bir scakla sahip olmakla birlikte, yanlarna ok
yanamaya cesaret edecek biri olsa neredeyse kalbini durduracak
olan bu savalardan buz gibi bir hava yaylyordu.
Lord Soth'un titrek gzlerini zerinde hisseden Tanis rpermeden edemedi. Baklarn ona doru kaldran Kitiara glmsedi;
bir zamanlar son derece dayanlmaz bulduu arpk tebessmd
bu. Kadn Tanis'e ok yakn duruyordu, bedenleri birbirine deiyordu.
"Onlara alrsn," dedi kadn buz gibi. Sonra baklar geni Salon'da olup bitenlere dnd. Kalar arasndaki kara izgi yine belirdi, eliyle klcnn kabzasna huzursuzca vurup duruyordu. "Kprda Ariakas," diye mrldand.
Tanis kadnn bann zerinden, sralar gelince geecekleri oymal kapdan grnen dehetli manzaray saklayamad bir korkuyla seyretti.
Karanlklar Kraliesi Takhisis'in Toplant Salonu ilk nce izleyeni
kendi kklnn hissiyle bir etkiliyordu. Buras, kara kan
pompalayan kara kalpti ve -haddi zatnda- grnne de ok uygundu. Onlarn bulunduklar antre yerleri cilal siyah granitten
muazzam byklkte yuvarlak bir odaya alyordu. Zemin duvarlar oluturacak ekilde devam ediyor, zamanla donmu kara
dalgalar gibi insana rahatszlk veren kavislerle ykseliyordu. Sanki
her an yklp Salon'daki her eyi bir siyahla bouverecekler-mi
gibi duruyordu. Bunlar denetimde tutan sadece Kara Majesteleri'nin gcyd. Bylelikle siyah dalgalar, o srada hareket haldinde girdap gibi dnen bir duvarla -yani ejderha nefesleriylegzlerden gizlenmi olan yksek kubbe eklindeki tavana doru
ykseliyordu.
Geni Salon'un zemini o anda botu ama ksa bir sre sonra Y-

296
297

ceefendileri'nin tahtlar altnda yerlerini almak iin ieri girecek askerle dolacakt. Bu tahtlar -drt tanesi- parlak granit zeminin
metre kadar zerinde duruyordu, ibkey duvarlardan darya
doru siyah kayalardan diller gibi uzanan kntlara alak kaplar
.alyordu. Her iki yanda ikier tane duran bu drt koca platform
zerinde sadece ve sadece Yceefendiler otururlard. Baka kimsenin zel muhafzlarn dahi- kutsal platfformlarn en st basamaklarndan
daha jleriye gitmelerine izin verilmezdi. zel muhafzlar ve yksek
rtbeli subaylar yerden tahtlara doru alar ncesi yaam dev bir
hayvann kaburgalar gibi ykselen merdivenler zerinde dururlard.
Salon'un tarn ortasnda yerden devasa bir ylan gibi ve zellikle de
ylana benzetilerek oyulmu, kvrlarak ykselen biraz daha geni bir
platform daha ykseliyordu. Ylann 'ba'ndan Salon'un yan
tarafndaki bir kapya doru tatan ince bir kpr uzanyordu. Ylan
ba Ariakas'a -ve Arikas'n tepesindeki karanlkta kalm girintiyedoru dnkt.
Ariakas yani kendi deyimiyle "mparator", byk Salon'un n
tarafnda, etrafndakilerden metre kadar daha yksek, biraz daha
byke bir platform zerinde oturuyordu.
Tanis baklarn bir trl Ariakas'n tahtnn tepesindeki kayaya
oyulmu blmden alamyordu. Bu dier girintili blmlerden daha
geniti ve -iinde- neredeyse insana canhym hissi veren bir karanlk
barndryordu. Soluyor, kalp gibi atyordu ve o kadar youndu ki
Tanis baklarn hemen evirdi. Hibir ey grememesine ramen
ksa bir sre sonra o glgeler iinde kimin otufcan tahmin
edebiliyordu.
i rperen Tanis Salon iindeki karanla geri dnd. Grlecek
pek bir ey kalmamt. Kubbe eklindeki tavann etrafnda epeevre,
iinde ejderhalarn tnemi olduu oyuklar vard; geri bunlar
Yceefendiler'in oyuklarndan daha kkt. Kendi dumanl
nefesleriyle gzlerden gizlenerek neredeyse grnmez olan bu
yaratklar saygdeer Yceefendiler'inin girintilerinin tam karsnda
oturuyor, 'efendileri'ne drt gzle -Yceefendiler yle tahmin
ediyordu- gz kulak oluyorlard. Aslnda toplantdaki ejdarhalardan sadece bir tanesi efendisinin iyiliini dnyordu. Bu da ->
anda bile- yerinde oturmu; Tanis'in ejderhann efendisinin gzlerinde grd kadar youn ve ok daha aikr bir nefretle bakan,
ateli krmz gzleri Ariakas'n tahtna dikilmi olan Kitiara'nn ej298

derhas Skie idi.


Bir gong sesi duyuldu. Salon'a bek bek askerler doldu, hepsi
de Ariakas'n askerlerine ait krnz ejderha renklerine brnmt.
Ejderanlar ve insan muhafz alay ieri girip Ariakas'n taht altnda
yerlerini alrken yzlerce peneli ve izmeli ayak yerleri kazd.
Merdivenleri kan bir subay, lordlarnn nnde yerlerini alan bir
muhafz olmad.
Sonra adamn kendisi tahtn arkasndaki kapdan terif etti. Tek
bana yryor erguvani makam cbbesi omuzlarndan tm heybetiyle dklyor, kara zrh meale nda parlyordu. Banda
kan renkli talarla bezenmi bir ta parlyordu.
"G Tac," diye mrldand Kitiara; o anda Tanis kadnn gzle
rinde bir his grmt: Bir zlem ama insan gzlerinde pek nadir
grlen bir zlem.
'.
" Tac takan hkmeder,' "diye geldi kadnn arkasndan bir ses.
"Byle yazldr."
Lord Soth. Tanis titrememek iin kendini skt; adamn varln
buz gibi bir iskeletin eli misali ensesinde hissediyordu.
Ariakas'n askerleri, mzraklarn yere, kllarn da kalkanlarna
vurarak adama uzun uzun ve grltyle tezahratta bulundular.
Kitiara sabrszlkla hrlad. Sonunda Ariakas ellerini uzatarak
sessizlik istedi. Ejderha Yceefendileri'nin ba dnp tepesindeki
glgeli oyua doru hrmetle eildikten sonra eldivenli elinin bir
hareketiyle Kitiara'ya doru alaltc bir iaret yapt.
Kadna bakan Tanis kadnn yznde yle bir nefret ve aalama
grd ki, kadn tamyamayacakt neredeyse. "Evet lord- hazretleri,"
diye fsldad Kitiara; gzleri artk kapkara ve prl pnld. " Tac
takan hkmeder. yle yazldr...kan ile yazlmtr!' " Ban yarm
eviren kadn Lord Soth'u ya'nna ard. "Elf kadn getir."
Lord Soth eilip selam vererek, iskelet askerlerini de peinden
srkledi ve giri holnden hain bir sis gibi akt. Ejderanlar Lord
Soth'un lm saan yolundan ekilebilmek iin lgnlar gibi birbirlerinin zerlerine ktlar.
Tanis Kitiara'nn kolunu yakalad. "Sz vermitin!" dedi bouk
bir sesle.
Ona buz gibi gzlerle bakan Kitiara yarmelfin gl elinden
kolunu rahata ekip kurtard. Kadnn kahverengi gzleri adama
dnd, onu kuruttu, iindeki yaam sonunda kuru bir kabuk brakncaya kadar emdi bitirdi.
299

"Beni iyi dinle Yarmelf," dedi Kitiara, sesi souk ve sertti. "Ben
sadece ve sadece tek bir eyin peindeyim: Ariakas'n takt G
Tac. Laurana'y yakalamamn nedeni bu, benim iin anlam bu.
Sz vermi olduum gibi elf kadn Majesteleri'ne takdim edeceim. Kralie beni dllendirecek -Ta ile elbette ki- ve sonra elf kadnn Mabed'in ok altndaki lm Odalar'na gtrlmesini emredecek. Ondan sonra elfe ne olaca umurumda deil, o yzden onu
sana verebilirim. Sana iaret ettiimde ileri doru bir adm at. Seni
Kralie'ye takdim edeceim. Onun tevecchn dilen. Elf kadna
lmne kadar refakat etmek istediini syle. Eer bunu tasvip
ederse onu sana balayabilir. O zaman sen de elf kadn ehir
kaplarna, ya da istediin baka bir yere gtrr serbest brakrsn.
Ama bana geri dneceine dair senden eref sz istiyorum Tanis
Yanmelf."
"Veriyorum," dedi Tanis, baklarn hi karmadan Kitiara'nn
gzlerinin iine bakarken.
Kitiara glmsedi. Yz gevedi. Bir kez daha o kadar gzel
grnyordu ki Tanis bu ani deiim karsnda hayret ederek neredeyse dier zalim yz grm olduundan bile phe etti. Elini
Tanis'in yanana koyan kadn sakaln okad.
"Bana eref sz verdin. Bu baka adamlar iin pek nemli olmayabilir ama ben senin bunu tutacan biliyorum! Son bir uyar
Tanis," diye fsldad aceleyle, "Kralie'yi onun sadk bir hizmetkr
olduuna ikna etmelisin. unu sakn unutma Tanis! O ok gl bir
tanra! O bir tanra unutma! Bunu senin kalbinden, ruhundan
okuyabilir. Majestelerini kuku brakmayacak biimde ona ait
olduuna inandrmalsn. Tek bir hareket, yanl bir tn veren tek
bir sz dahi seni mahveder. Benim bunu engellemek iin yapabileceim hibir ey olmaz. Eer sen lrsen, Lauralanthalasa da lr!"
"Anlyorum," dedi Tanis, bedeninin buz gibi zrh iinde rperdiini hissediyordu.
Borazanlar ald.
"te, bu bizim iaretimiz," dedi Kitiara. Eldivenlerini ekerek
ejderha miferini yzne indirdi. "lerle Tanis. Askerlerimi gtr.
Ben en son gireceim."
Gece mavisi ejderha pullu zrh iinde muhteem grnen Kitiara,
Tanis oyma kaplardan Toplant Salonu'na girerken marur bir
edayla yana ekildi.
Kalabalk mavi sanca grnce tezahratta bulunmaya balad.
300

Seyircilerin zerine dier ejderhalarla birlikte tnemi olan Skie zaferle


brd. zerindeki binlerce prl prl gzn farknda olan Tanis
yapmas gereken ey dndaki her eyi aklndan kartt. Gzlerini
gidecei noktaya dikti -Lord Ariakas'n platformunun yanndaki
mavi sancakl platform. Kitiara'nn eref muhafzlar gururla yrrken
peneli ayaklarnn karttklar ritmik ayak seslerinin peinden
geliini duyabiliyordu. Tanis platforma ulaarak kendisine
emredilmi olduu gibi merdivenlerin altnda durdu. O zaman, son
ejderan da kapdan girerken kalabalk sustu, Salon'da bir fslt
dolanmaya balad. Kalabalk Kitiara'nn giriini izlemek iin
sabrszlanarak ileri doru uzand.
Giriteki kalabaln beklentisini arttrmak iin biraz daha oyalanan Kit'in gznn ucuna bir hareket takld. Dnnce Lord
Soth'un antreye girmi olduunu grd; muhafzlar etsiz kollarnda
beyazlara sarlm bir beden tayordu. htirasl, canl kadnn
gzleri ile, l valyenin bo gzleri mutlak bir ittifak ve ikrarla
birleti.
Lord Soth eilerek selam verdi.
Kitiara da glmsedikten sonra -dnerek- gkgrlts gibi bir
tezahrat eliinde Toplant Salonu'na girdi.
Hcrenin buz gibi zeminine uzanan Caramon ayk kalabilmek
iin byk bir gayret gsteriyordu. Ac dinmeye balamt. Onu
yere dren darbe, giydii subay miferini ezmi, onu bayltamad halde sersemletmeyi baarmt.
Gene de baka ne yapabileceini bilemediinden baylm numaras yapmt. Neden sanki Tanis burada deil, diye geirdi aklndan bir kez daha aklnn bu kadar yava altna lanetler ederek.
Yanmelf hemen bir eyler dnverir, ne yaplmas gerektiini
bilirdi. Bu sorumluluk bana braklmamalyd! diye yaknd ac ac
Caramon. Sonra, szlanp durma koca kz! Hepsi sana bel
balam! dedi bir ses aklnn arka kelerinden bir yerlerden.
Caramon gzlerini krptrd; sonra tam srtacakken son anda
kendine hakim oldu. Ses o kadar Flint'inkine benziyordu ki ccenin
yannda bir yerlerde durduuna yemin edebilirdi! Haklyd. Hepsi
ona bel balamt. Elinden geleni yapmas gerekiyordu. Yapp
yapabilecei de buydu zaten.
Caramon gzlerini bir izgi halinde ap, yan ak gz kapaklar
arasndan baknd. Ejderan bir muhafz neredeyse tam nnde,

301

srt szmona komada yatan savaya dnm duruyordu, ,


ramon Berem'i ve ad Gakhan olan ejderan ban evirmeden 0
remiyordu ve dikkatleri de zerine ekmeye cesaret edemezdi
Ama o ilk muhafz halledebileceini biliyordu. Dier ikisi onun
iini bitirmeden byk bir ihtimalle ikinci muhafz da haklard
Canl olarak kama midi yoktu ama en azndan Tas ile Tika'ya Berem'i de alp kaacak vakit kazandrabilirdi.
Caramon tam kendini gererek muhafza atlamaya hazrlanmt ki
zindann karanln strap dolu bir lk yrtt. Baran Be-rem'di; bu
o kadar fke ve hiddet dolu bir lkt ki Caramon bay- gn olmu
olmas gerektiini unutarak telala doruldu.
Sonra Berem'in ileri doru atlarak Gakhan' yakalayp ta zeminden kaldrmasn hayret iersinde seyretti. Deliler gibi rpman
ejderan ellerinden brakmayan Hepadam hcreden frlyarak Gakhan' ta duvara yaptrd. Ejderann kafas, kara sunaktaki iyi ejderhalarn yumurtalarnn atlad gibi yarlp patlad. Hiddetle
uluyan Berem, sonunda Gakhan yeil kanl biimsiz bir et paras
haline gelinceye kadar ejderan durup durup duvara vurmaya devam etti.
Bir an iin kimse kprdyamad. Bu korkun manzara karsnda
dehete den Tas ile Tika birbirlerine sarlmlard. Ejderan
muhafzlar liderlerinin cesedine fel olmu, korkun bir byye kaplm gibi bakarlarken Caramon ardan sersemlemi aklyla olanlar
bir araya getirmeye alyordu.
Sonra Berem Gakhan'n cesedini yere brakt. Dnerek, yolarkadalarna tanmayan gzlerle bakt. Tamamen ldrd, diye akl
yrtt Caramon rpererek. Berem'in gzleri fal ta gibi alm,
deliler gibi bakyordu. Azndan salyalar damlyordu. Elleri ve
kollan yeil kana bulanmt. Sonunda kendisini yakalayan kiinin
lm olduunu fark eden Berem kendine gelir gibi oldu. Etrafna
baknarak yerde kendisine ok olmu bir halde bakan Caramon'u
grd.
"Kz kardeim beni aryor!" diye fsldad Berem bouk bir
sesle.
Dnp, nne kp onu durdurmaya alan ejderanlan yana
savurarak kuzey koridoru boyunca komaya balad. Arkasna
bakmak iin hi duraksamayan Berem koridorun sonundaki yan
ak demir kapya arpt; geerken harcad g neredeyse-kapy
menteelerinden kurtarmt. Donuk bir gmbrtyle talara ar302

kap bir ileri bir geri deliler gibi savruluyordu. Berem'in lgn ^
lnn koridorda yanklanmasn duyabiliyorlard.
Bu arada ejderanlardan ikisi kendini toparlayabilmiti. Biri avackt kadar bararak merdivenlere doru koturdu. Ejderanca
. aryordu ama Caramon sylediklerini rahatlkla anlayabiliyordu-

"Tutsak kat! Muhafzlara haber verin!"


Cevaben merdivenlerin bandan yeri izen peneli ayaklarn
sesleri ve bartlar geldi. Hobgoblin l ejderana bir bak attktan
sonra kendi panik iindeki barlarm ejderannkine katarak merdivene ve muhafz odasna doru kotu. abucak ayaa kalkan dieer muhafz hcrenin iine srad. Ama Caramon da artk ayaa
kalkmt. Buna hareket denirdi. Bunu anlayabilirdi. Uzanan koca
adkm ejderan boynundan yakalad. Kocaman ellerinin tek bir
hareketiyle yaratk kprtsz yere dt. Ejderan'n bedeni ta kesilirken Caramon hzla peneli elden klc ald.
"Caramon! Arkana bak!" diye bard Tasslehoff dier muhafz
merdivenlerden geri gelip klcn ekmi hcreye dalarken.
Caramon savrularak dndnde dier yaratn da Tika'nn
izmesini midesine yiyerek iki bklm dtn grd. Tasslehoff
minik ban ikinci muhafza saplam -heyecandan- yeniden
kartmay unutmutu. Dier yaratn talam cesedine bakan
kender ba iin hemen bir hamlede bulundu. ok geti.
"Brak!" diye emretti Caramon; Tas ayaa kalkt. * Yukardan gelen
hrlama benzeri sesler, merdivenlerden inen peneli ayaklann
takrtlarna karyordu. Hobgoblin merdivenlere ulam elini
deliler gibi sallyor ve onlar iaret ediyordu. Zindancnn bartlan
aaya inen askerlerin sesini bile bastnyordu.
Klc elinde Caramon tereddtle merdivenlere doru baktktan
sonra Berem'in ardndan kuzey koridoruna evirdi baklarn.
"Doru! Berem'i izle Caramon," dedi Tika aceleyle. "Onunla git!
Grmyor musun? ' uraya doru! Beni aryor,' dedi. Kz
kardeinin sesiydi o! Kzn kendisine sesleniini duyabiliyor. O
yzden delirdi."
"Evet..." dedi Caramon dalgn dalgn koridora bakarak. Zrhlar
takrdayarak, kllan ta duvarlara srte srte ejderanlann dner
merdivenden inilerini duyabiliyordu. Ancak birka saniyeleri
vard. "Haydi..."
Tika Caramon'un koluna asld. Trnaklarn adamn tenine ba303

trarak kendisine bakmas iin zorlad; krmz bukleleri titrek meale


nda alevlerden bir ktle olmutu.
"Hayr!" dedi kz serte. "Onu mutlaka yakalayacaklar ve bu her
eyin sonu olacak! Benim bir planm var. Ayrlmalyz. Tas ile birlikte
ben onlar kendime ekeceim. Sana zaman kazandracaz Her ey
yolunda gidecek Caramon," diye srar etti kz adamn hayr
anlamnda ban salladn grnce. "Douya doru uzanan baka
bir koridor daha var. Gelirken grmtm. Bizi o tarafa doru
izleyecekler. imdi, acele et de seni grmesinler!"
Caramon tereddt etti, yz acdan perian grnyordu.
"Artk iin sonuna vardk Caramon!" dedi Tika. "ster hayr olsun,
ister er. Senin onunla gitmen lzm! Onun kzkardeine ulamasna
yardm etmen gerek! abuk Caramon! Onu koruyabilecek gte
olan tek insan sensin. Sana ihtiyac var!"
Tika koca adam ittirdi. Caramon bir adm attktan sonra dnp
kza bakt.
"Tika..." diye balad, bu lgn plana kar sylenebilecek bir
eyler bulmaya alyordu. Ama daha o szn bitiremeden Tika
onu abuk abuk perek -l ejderanlardan birinden de bir kl
alp- koarak hcreden kt.
"Ben ona gz kulak olurum Caramon!" diye sz verdi Tas, keseleri
belinde deliler gibi hoplayp zplarken Tika'nn ardndan kotururuyordu.
Caramon bir an iin pelerinden bakt. Tika klcn savurup
zerine doru giderken hobgoblin zindanc korkuyla viyaklad.
Zindanc kz tutmak iin lgnca uzand ama Tika hobgoblini yle
byk bir hiddetle biti ki, boaz kesilen yaratk ldn bile
anlamadan ylp kald.
Yere devrilen cesede hi kulak asmayan Tika douya doru giden
koridordan hzla ilerlemeye balad.
Tam arkasndan gelen Tasslehoff bir an iin tam merdivenlerin
dibinde durdu. Ejderanlar artk grnyordu; Caramon kenderin
muhafzlara sataan tiz sesini duyabiliyordu.
"Kpek yiyicileri! Yapkan kanl goblin klar!"
Sonra Tas da, Caramon'un gr alanndan km olan Tika'nn
peinden hzla kotu. Hiddetten ldran -kaan mahkumlar vekenderin satamalar karsnda lgna dnen- ejderanlar durup da
etraflarna baknmadlar bile. Kvnk kllar parl panl parlayan,
ldrme gdsyle uzun dilleri titreyen ejderanlar tez ayakl ken-

peinden kotular. R- iki saniye iinde Caramon kendini yapayalnz


buldu. Aslinle kymetli olan bir koca dakika boyunca kasvetli hcrenin
yo-da w ranhma dalp giderek duraksad. Hibir eygremiyordu.
duyabildii Tas'n "kpek yiyicileri," diye haykran sesiydi.
R -^unayun"/1 diye dnd Caramon bkknlkla. "Onlar ,
bettim - hepsini kaybettim. Pelerinden gitmeliyim." Tam
Sivenlere doru girmeye balamt, ki durdu. '"Hayr Berem O
da tek bana. Tika hakl. Bana ihtiyac var. Onun bana hty C

S onunda akln bana alan Caramon dnerek kuzey koridorundan


Hepadam'n peinden hantalca ilerlemeye balad.

305
304

Ejderha Yceefendisi Toede."


Lord Ariakas tembel bir kstahlkla, yaplan yoklamay izliyordu.
Esasnda olup bitenden skld sylenemezdi. Sadece, Byk
Meclis'in toplanmas onun fikri deildi. Aslnda buna kar da kmt. Ama bu konuya iddetle kar kmamaya da dikkat etmiti.
Bu onun zayf grnmesine neden olabilirdi; ve Karanlklar Majesteleri zayflarn yaamasna izin vermezdi. Hayr, bu Byk
Meclis iin her ey sylenebilirdi de skc denemezdi:..
Karanlk Kralie'sinin dncesiyle, biraz dnerek aceleyle tepesindeki girintiye bir gz att. Salon'daki bu en byk ve en
muhteem locann taht hl botu; buraya alan kap canl, soluyan
karanlk iinde kayboluyordu. Bu locaya merdivenler ykselmiyordu. Kap yegne giri ve kt. Kapnn nereye ald ise eh, bu gibi eyleri dnmemekte fayda vard. Hibir faninin bu
demir iiliinin tesine gemediini sylemeye bile gerek yoktu.

306

Kralie daha gelmemiti. Bu onu artmyordu. Bu al mesirnleri onun altndayd. Ariakas taht iinde kamburunu kartarak
oturdu. Baklar-doal olarak, 4iye dnd ac ac- Karan-l klar
Kraliesi'nin tahtndan Karanlk Hanm'a kayd. Kitiara da ^adayd
tabii ki. Bu onun zafer anyd -ya da kadn yle zannedi-ordu.
Ariakas kadnn zerine bir lanet okuyup fledi.
"Elinden geleni ardna koymasn," diye mrldand; avu, Lord
Toede'nin ismini bir kez daha tekrarlarken pek dinlemiyordu bile.
"Hazrm."
Ariakas aniden bir eylerin ters gittiini fark etti. Ne? Neler
oluyordu? Dnceleri iinde kaybolan adam Salon'da olup bitenlere
hi dikkat etmemiti. Ters giden neydi? Sessizlik...korkun bir
sessizlik izledi...ne? Akln iyice bir yoklad, biraz nce ne sylenmi
olduunu hatrlamaya alt. Sonra hatrlayarak, solundaki ikinci
tahta bakmak iin kara dncelerinden syrld. Btn gzler ayn
tahta kayarken, genellikle ejderanlardan oluan askerler, altnda bir
lm denizi gibi alalp kabanyordu.
Lord Toede'ye ait ejderan askerler gelmi, sancaklar Toplanh
Salonu'nun ortasnda hazr olarak bekleyen dier ejderanlarn sancaklarna karm olmasna ramen tahtn kendi botu.
Kitiara'nn platformunun basamaklarnda duran Tanis bulunduu
yerden, tac altnda sert ve souk souk bakan Ariakas'n baklarn
izledi. Yarmelfin kulaklar Toede'nin isminin sylenmesiyle
dikilmiti. Hemen Solace'a giden yolda toz duman arasnda duran
hobgoblinin grnts belirmiti gznn nnde. Grnt, bu
uzun ve karanlk yolculuun balad lk gz gnnn hatrasn
getirmiti aklna. Flint'in, Sturm'n anlarn getirmiti... Tanis
dilerini skarak kendini olup bitene konsantre etmeye alt. Geen
gemiti, bitmiti ve -diye umdu btn gcyle- yaknda da
unutulacakt.
"Lord Toede?" diye tekrarlad Ariakas hiddetle. Salon'daki askerler kendi aralarnda mrldandlar. imdiye kadar hibir Ycev
efendi Byk Konsey'e katlma emrine kar gelmemiti.
Bir insan Ejderha Ordusu subay bo platforma kan merdivenleri
trmand. En st basamakta durup (protokol daha ileri gitmesini
men ediyordu) o kara gzlere ve -daha da kts- Ariakas'n
tepesindeki glgeli locaya bakarak bir an iin korkuyla kekeledi.
Sonra derin bir nefes alarak rapor vermeye balad.
"Y-yce Lord Hazretleri ve K-karanlklar Majesteleri'ne esefle
bildiririm ki" -grne gre hl bo olan tepedeki locaya bir gz

307

atmt- "Ejderha Yceefendisi To-a, Toede anssz ve zamansz b


sonla karlamtr."
Kitiara'nn tahtta oturduu platformun en st basamanda du
ran Tanis Kit'in ejderha miferinin gerisinden alayl bir ses duydu
Ejderha Ordusu subaylar aralarnda bilmi bilmi bakrken altndaki kalabalktan kkr kkr glme sesleri gelmiti.
te yandan Lord Ariakas pek elenmiyordu. "Kim bir Ejderha
Yceefendisi'ni ldrmeye cret etti?" diye sordu hiddetle; sesi ve
szlerinin artrdklar karsnda- kalabalk sustu.
"K-Kenderyurdu'ndayd lordum," diye cevap verdi subay, sesi
devasa mermer salonda yanklanyordu. Subay duraksad. Bu
uzaklktan bile Tanis adamn yumruunu sinirli sinirli bir skp bir
atn grebiliyordu. Belli ki daha bildirmesi gereken kt haberleri
vard ve o da devam etme konusunda gnlszd.
Ariakas subaya fkeyle dik dik bakyordu. Boazn temizleyen
adam yeniden sesini ykseltti.
"Esefle bildiririm ki Kenderyurdu..." Bir an iin adamn sesi tamamen ksld. Sadece kahramanca bir gayretle devam edebildi,
"...dt."
"Dt!" diye tekrarlad Ariakas, gkgrlts gibi bir sesle.
Belli ki bu subay dehete drmt. Beti benzi atarak bir an
iin anlalmaz bir eyler geveledikten sonra -anlalan bir an nce
her eyin olup bitmesi iin- bir nefeste yle dedi, "Yceefendi Toede
hain bir biimde Kronin Thistleknott tarafndan ldrlm ve
askerleri srlmtr..."
Artk kalabalktan daha youn bir mrlt, kzgnlk ve muhalefet
homurtular, Kenderyurdu'nun toptan haritadan silinmesi tehditleri
geliyordu. O sefil rk Krynn zerinden silip atacaklard...
Ariakas eldivenli elini tedirgin bir hareketle sallad. Toplant
yerinde bir an iin bir sessizlik oldu.
Ve sonra sessizlik bozuldu.
Kitiara gld.
Bu metal maskesinin derinliklerinden yanklanan neesiz, marur
ve alayc bir kahkahayd.
Yz hiddetle arplan Ariakas ayaa kalkt. Bir adm ilerledi ve
-daha o ilerlerken- zemindeki ejderanlar kllarn knlarndan
kartp eliklerden imekler aktrdlar, mzrak ular yeri dvmeye balad.
Bu grnt karsnda Kitiara'nn kendi askerleri saflarn sklatrp, lordlannn Ariakas'n sa tarafnda bulunan platformunu
308

nda daha skk durmak iin gerilediler. Tanis'in eli gayri ih-i
klcnn kabzasn kavrad ve Kitiara'ya doru bir adm daha en
buldu kendini, ki bu ayak basmamas gereken plotfor-ay
basmas anlamna geliyordu. Kitiara kprdamad. Oturduu
yerden kprdamadan, grlbile hissedilebilen bir meydan
okumayla bakyordu
me
akas3'

Sanki her bedendeki nefes grlmeyen bir g tarafndan bo'ulrnu gibi aniden Toplant Salonu'na nefessiz bir sessizlik kt.
Liondakiler boulmucasna nefes almaya alrlarken yzleri
solmutu. Cierleri yand, gzleri buland, kalp atlar durdu. Ve
karanlk ieri dolduka sanki Salon'daki havann kendisi emilip ekildiBu gerek, fiziksel bir karanlk myd? Yoksa aklda yaanan bir
karanlk m? Tanis emin olamyordu. Gzleri Salon'da parlak parlak
alevlenen binlerce mealeyi seiyor, binlerce mumun gece gndeki yldzlar gibi prldadn gryordu. Ama gece g bile,
u anda alglad karanlktan daha karanlk deildi.
Ba dnd. aresizlik iinde nefes almaya alt ama sanki Istar'n Kan Denizi'nin dibindeydi yine. Dizleri titredi, neredeyse
ayakta duramayacak hale gelmiti. Gten kuvvetten kesilmiti,
sendeledi, dt; nefeslenmeye alarak yere kt, orada burada
dierlerinin de cilal mermer zemine dtn belli belirsiz alglyordu. Hareket strap verse de ban kaldrdnda Kitiara'nn
Sanki grlmeyen bir g tarafndan tahta doru ekiliyormu gibi,
oturduu yerde ileri doru yldn grd.
Sonra karanlk geti. Cierlerine serin, tatl bir hava doldu. Kalbi
silkinerek yeniden arpmaya balad. Kan bana hcum etti, neredeyse baylmasna neden olacakt. Bir an iin. k kafasnn iinde
patlarken, zayf ve sersemlemi bir halde mermer merdivene
kmekten kendini alamad. Sonra gzleri alrken ejderanlann hi
etkilenmeden kaldklarn grd. Onlar sknetle duruyor, hepsi
ayn noktaya bakyordu.
Tanis merasimler srasnda bo kalm olan muhteem platforma
bakmak iin baklarn kaldrd. O ana kadar botu. Kan dalarlarnda donmutu, nefesi neredeyse yeniden durdu. Karanlklar
Kraliesi Takhisis, Toplant Salonu'na girmiti.
Krynn zerinde baka isimleri de vard. Elfede ona Ejderhak-ralie
diyorlard; Bozkrlardaki barbarlar da Fesat Nilat. Thorbar-cceler
arasnda Tamex, yani Sahte Metal diye biliniyordu;
309

Ergoth'un denizcilikle uraan halk arasndaki efsanelerde de on


dan Binbir Yzl Kadn, yani Mai-tat diye sz edilirdi. ok uz
zaman nce Huma tarafndan yellgiye uratlarak yeryznde
kovulan, Hem Btn Renklerin Hem de Hibirinin Kraliesi demiti
Solamniya valyeleri.
Karanlklar Kraliesi Takhisis geri dnmt.
Ama tam olarak deil.
Tanis daha tepesindeki locadaki glgeli surete korkuyla bakarken
bile, yaad dehet beynini paralayp onu salt dehet ve korku
dnda hibir ey hissetmeyecek, alglamayacak ekilde uyutu_
rurken bile Kralie'nin cismani bedeniyle orada bulunmadm
fark etmiti. Sanki onlarn akllarndaki varl platform zerine
asl varlnn bir glgesini dryordu. Oradaki zati varl sadece kendi iradesinin, dierlerinin onu alglamalarn istedii ekilde
zorlamasndan varlk bulabiliyordu.
Bir ey onu alkoyuyor, onun bu dnyaya giriini engelliyordu.
Bir kap -Berem'in szleri karmakark olarak Tanis'in aklna geldi.
Berem neredeydi? Caramon ile dierleri neredeydi? Tanis ani bir
acyla neredeyse onlar unutmu olduunu fark etti. Kitiara ve Laurana zihnini o kadar megul etmilerdi ki dierleri aklndan uup
gitmiti. Ba dnyordu. Sanki her eyin anahtarn elinde tutuyormu gibi geldi ona, ah bir de dnebilecek kadar zaman oisayd.
Ama bu mmkn deildi. Glgemsi suret sonunda granit odada
hilikten, souk bir delik yarahrcasna siyahln koyulttu. Baklarn eviremeyen Tanis sonunda delie doru ekiliyormu gibi
dehet verici bir hisse kaplncaya kadar bakmak zorunda kalmt.
Tam o anda aklnn iinde bir ses duydu.
Sizi, bu nemsiz az dalalarnz ve daha nemsiz hrslarnzn,
byk bir hzla yaklatn hissettiim zafere zarar vermesi iin bir
araya toplamadm. Burada kimin hkm srdn unutmayn
Lord Ariakas.
Lord Ariakas da salondaki herkes gibi tek dizi zerine kt.
Tanis de hrmetle dizleri zerine kerken buldu kendini. Buna
mani olamyordu. Bu iren, insan boan ktle kar ii nefretle
dolsa bile, sonu olarak bu bir tanrayd -dnyay biimlendirenlerden biri. Zamann baladndan beri hkm sryordu..^'e
zaman bitinceye kadar da hkm srmeye devam edecekti.
Ses, onun ve orada bulunan herkesin zihnini yakarak konuu13' ya
devam etti.
310

Kitiara, gemite bizi ok memnun etmitin. imdi bize un


armaan bizi daha da memnun ediyor. Elf kadn geti-e bir
. bakalm; bakalm da hakkndaki hkmmz verelim. Lord
Ariakas'a bakan Tanis adamn tahtna geri dndn, a bunu
yapmadan nce Kitiara'ya nefret ykl, zehirli bir bak frlatmay da
ihmal etmedi.
"Getireyim Karanlk Majesteleri." Kitiara eilerek selam verdiktin
sonra merdivenlerden aaya inerken yanndan getii srada,
"Benimle gel," diye emretti Tanis'e.
Ejderan askerleri gerileyerek yrmesi iin odann ortasnda
ona yol atlar. Kitiara peinde Tanis'le platformun kaburga biimli
merdivenlerinden indi. Askerler gemeleri iin ayrlarak yol verdikten hemen sonra saflarn korumak iin yeniden birletiler.
Salon'un ortasna varan Kitiara, ylan heykelinin srtndan mahmuz gibi frlayan dar basamaklardan, mermer platformun ortasna
varncaya kadar trmand. Tanis onu daha yava takip ediyordu;
basamaklar dar ve trman zor bulmutu, zellikle de locadaki
glgeli suretin gzlerinin, ruhunu aratrdn hissederken.
Korkun platformun ortasnda duran Kitiara dnerek, platformu
Toplant Salonu'nun ana duvarna balayan dar kprnn dier
tarafndaki oymal kapy iaret etti.
Kapda bir suret belirdi: Solamniya ovalyeleri'nin zrhna brnm kara bir suret. Lord Soth Salon'a girdi ve -onun girmesiyledar kprnn her iki yannda duran askerler de, sanki mezardan bir
el km da onlar itelemi gibi gerilediler. Silik kollarnda Lord
Soth, kefene sarl bir beden tayordu. Odadaki sessizlik o kadar
youndu ki neredeyse l valyenin izmeli ayaklarnn sesinin
mermer zemin zerinde nlad duyulabiliyordu; oysa orada
bulunan herkes effat, etsiz bedenden arkasndaki talan grebiliyordu.
Beyazlara sarlm ykn tayarak yryen Lord Soth kpry
geerek ylann banda durmak iin yava yava ilerledi. Kiti-ara
dan gelen baka bir iaretle beyaz bohasn Ejderha Yceefen-nin
ayaklarnn dibine, yere brakt. Sonra ayaa kalkarak her-dehet
iinde, gerekten var olup olmadn, bunu kendi mah hayal
glerinin yaratp yaratmadn, merak eder bir ekilde bakarken
brakp aniden yok oldu.
Tanis, hizmetkrnn olaylar pekitirmesinden memnun kalan
t f i ' n n miferinin altndan gldn grebiliyordu. Sonra
eker. Kitiara eilerek sureti bir koza gibi saran balan kes311

ti. Balar tutup, aslarak aktan sonra tutsan an iinde rpn,


n seyretmek iin geri ekildi.
Tanis'in gzne bir tutam bal renkli, karm sa ile gm
zrhlarn imei takld. Kendisini skan balar yznden neredeyse boulacak gibi olan Laurana ksrerek, her yann saran beyaz
kumalardan kurtulmaya alyordu. Tutsan dermanszca
rpnm gren askerler arasnda gergin bir glme duyuldu
Belli ki bu gelecek daha byk bir elentinin gstergesiydi. Tanis
gayri ihtiyari, Laurana'ya yardm etmek iin ileri bir adm att.
Sonra Kitiara'nn kahverengi gzlerini zerinde hissetti, onu izliyor,
ona hatrlatyordu...
"Eer sen lrsen -o da lr!"
Bedeni rperip titreyen Tanis durdu; sonra geriye bir adm att.
Sonunda Laurana sersem gibi ayaa kalkabildi. Bir an iin, nerede
olduunu anlayamadan, sert, alevli meale nda etrafn grebilmek iin gzlerini krptrarak etrafna anlamsz anlamsz bakt.
Nihayet baklar, ona ejderha miferinin ardndan glmseyen Kitiara zerinde odakland.
Dman, yani onu aldatan bu kadnn grnts karsnda
Laurana dikleti. Bir an iin hiddetinden korkusunu unutmutu.
Mtehakkim bir ekilde nce altna, sonra tepesine bakt; baklar
koca Salon'u tarad. ans eseri arkasna bakmamt. Onu dikkatle
izleyen ejderha zrh giymi sakall yarmelfi grmemiti. Onun
yerine Kara Kralie'nin askerlerini grd, tahtlarna oturmu Yceefendileri grd, tepelerine tnemi olan ejderhalar grd. Sonunda
Karanlklar Kraliesi'nin glgemsi eklini de fark etti.
imdi nerede olduunu biliyor, diye dnd Tanis kahrolarak,
Laurana'nn yzndeki rengin solduunu grnce. Artk nerede ve
bana neler gelmek zere olduunu biliyor.
Mabed'in altndaki o zindanlarda kim bilir ona ne ykler anlatmlardr. Karanlklar Kraliesi'nin lm Odalar hakkndaki hikyelerle ona ne eziyetler ektirmilerdir. Byk bir ihtimalle dierlerinin lklarn duymutur, diye tahminde bulundu Tanis; ruhunun, kzn bu bariz deheti karsnda ezildiini hissediyorduGece boyunca onlarn lklarn dinlemi olmalyd ve imdi, birka
saat, belki de birka dakika iinde o da onlara katlacakt.
Yz l gibi sararan Laurana, sanki dnp duran evrende*1
tek sabit nokta Kitiara imi gibi ona bakmak iin dnd. Tanis Laurana'nn dilerinin kenetlendiini, kendine hakim olmak iin dudaklarn srdn grd. Ne olursa olsun korkusunu bu kadna
312

stermezdi, korkusunu onlardan hibirine gstermezdi.


{Gtiara hafif bir hareket yapt.
Laurana kadnn baklarn izledi.
, . ,
"Tanis..."
Pnnce yarmelfi grd ve Laurana'nn gzleri kendisininkilerle birleirken Tanis bir umudun prldadn grd. Kzn sevgisinin kendisini sardn ve kn ac karanlndan sonra doan
bahar gibi onu kutsadn hissetti. O an Tanis, kza duyduu akn
bedeninde savaan iki yan arasndaki ba olduunu fark etti. Kz,
elf ruhunun deimeyen, lmsz ve insan kannn arzulu akyla
seviyordu. Fakat bunu ok ge anlamt ve imdi bu idrakinin
bedelini yaam ve ruhuyla deyecekti.
Tek bir bak; Laurana'ya btn verebilecei bu kadard. Tek bir
bak kalbindeki mesaj tamalyd nk Kitiara'nn kendisini
dikkatle izleyen kahverengi gzlerini zerinde hissediyordu. stelik
zerinde baka gzler de vard, alabildiine kara ve glgeli gzler.
Bu gzlerin farknda olan Tanis yznn, iinden geenleri ak
etmemesi iin kendini zorlad. Mmkn olduu kadar kendini tutarak dilerini skt, kaslarn gerdi, baklarn dikkatle ifadesiz tutmaya alt. Laurana tamamen yabanc biri gibi olmalyd. Buz gibi
bir edayla baklarn ondan evirdi ve dnmekteyken kzn parlak
gzlerindeki umut nn titreyerek sndn grd. Sanki
bulurun tekinin gnei karartmas gibi Laurana'nn ak da soluk bir
yeise dnerek hznyle Tanis'i rpertti.
Eli titremesin diye klcnn kabzasn sk sk tutan Tanis Karanlklar Kraliesi'ne bakmak iin dnd.
"Karanlk Majesteleri," diye bard Kitiara, Laurana'y kolundan
kavrad gibi ileri doru srkleyerek, "Size armaanm sunuyorum -bizi zafere gtrecek bir armaan!"
Bir an iin heyecanl bir tezahratla sz kesilmiti. Elini kaldran
Kitiara susulmasn iaret ettikten sonra devam etti.
"Size elf kadn Lauralanthalasa'y, Qualinesti Elfleri'nin Prense-Sl
ni, kr Solamniya valyelerinin liderini sunuyorum. Ejderha"uzraklarn geri getiren, Yce Ermi Kulesi'nde ejderha kresini
pullanan oydu. Onun emriyle olan kardei ve bir gm ejderha
^anction'a gitmiler ve burada -aslnda Lord Ariakas'n bir becerik^ugnn sonucu olarak- kutsal Mabede gizlice girerek iyi ejderha*nn yumurtalarnn bozulduunu grmlerdi." Ariakas ileri
ru gzda verircesine bir adm att ama Kitiara souk bir edayC-yl* **

313

la onu grmemezlie geldi. "Onu size veriyorum Kralie'm, sb


kar iledii sularn karl olan cezay veresiniz diye."
Kitiara, Laurana'y Kralie'nin nne savurdu. Tkezlenen pu
kadn Kralie nnde dizleri zerine dt. Altn salar balarm
dan kurtularak parlak bir dalga gibi nne devrildi; -Tanis'in yanan
zihnine gre- bu, engin karanlk salondaki tek ^. ti.
ok iyi bir i baarmsn Lord Kitiara, diye geldi Karanlk Kralie'nin duyulmayan sesi, dllendirileceksin. Elfin lm Odalan'na kadar gtrldn grdkten sonra sana dln vereceim.
"Teekkr ederim Majesteleri," diye eilerek selam verdi Kitiara.
"imiz bitmeden nce sizden bana iki ey bahetmenizi istirham
edeceim." Elini uzatarak Tanis'i sk sk tuttu. "nce byk ve
muhteem ordunuzda hizmet vermek isteyen birini takdim etmek
istiyorum."
Kitiara elini Tanis'in omuzuna koyup sert bir biimde skarak
diz kmesi gerektiini belirtti. Laurana'nn o son bakn bir trl
aklndan atamayan Tanis tereddt etti. Hl karanlktan dnebilirdi.
Laurana'nn yannda durup, sonu birlikte bekleyebilirdi.
Sonra dudak bkt.
Ne kadar da bencilletim, dedi kendi kendine acmaszca, kendi
ahmaklm rtmek iin Laurana'y kurban etmeyi bile dnebiliyorum. Hayr, yaptm ktlkleri kendi bama deyeceim.
Artk hayatm boyunca bir daha iyi bir ey yapamasam bile, onu
kurtaracam. Ve bu bilgiyi, karanlk beni yuruncaya kadar, yolumu
aydnlatan bir mum gibi tayacam!
Kitiara'mn omuzunu tutan eli cann actrcasna skmaya balamt, ejderha pulundan zrhna ramen. Ejderha miferinin gerisindeki kahverengi gzler kzgnlkla ileniyordu.
Yava yava ban een Tanis Karanlk Majesteleri'nin nnde
diz kt.
"Size aciz hizmetkrnz Tanis Yanmelf i takdim ederim," diye
devam etti Kitiara serinkanllkla, geri Tanis kadnn sesinden r3' hat
bir nefes aldn fark etti. "Son komutanm Bakaris'in zama11' sz
lmyle onu ordularmn komutan yaptm."
Yeni hizmetkrmz ileri ksn, diye belirdi ses Tanis'in aklnda Tanis
ayaa kalkarken onu daha yakna eken Kit'in elini on"1' zunda
hissetti. Kadn aceleyle fsldad, "Unutma artk Karanl*
Majesteleri'nin malsn Tanis. Tamamen ikna olmal yoksa ben P'

le sem kurtaramam; o zaman sen de elf kadn kurtaramazsn."


'"Unutmadm," dedi Tanis ifadesiz bir biimde. Kendini
Kiti-a'nin elinden kurtaran yarmelf pfatformun kenarnda
Karanlk Kralie'nin tahtnn altnda duracak ekilde ilerledi.
Ban kaldr. Bana bak, diye geldi emir.
Ta iinden bir g, sahip olup olmadna emin olamad bir
g dileyerek kendini toplad. Eer ben teklersem Laurana'y kaybederim. Ak hatrna, ak aklmdan uzaklatrmahym. Tanis
gzlerini kaldrd.
Baklar yakaland ve alkonuldu. Tutulmu gibi, kendini kurtaramadan glgemsi surete bakyordu.. Tanis'in bir korku veya
korkun bir huu iindeymi gibi davranmasna hi gerek yoktu
nk bunlar Karanlklar Majesteleri'ne bakan her lml gibi onda
da kendiliinden belirivermiti. Ona tapnma isteine kaplsa bile ok derinlerde bir yerlerde- hl zgr olduunu hissetti.
Tanrann gc tam deildi. Tanis'in iradesini krarak onu tketeiniyordu. Takhisis bu zayfln ak etmemek iin urat halde
Tanis onun dnyaya girmek iin devam ettirdii byk mcadelenin
farkndayd.
Tanrann glgemsi sureti gzleri nnde dalgalanarak btn
biimleriyle kendini sergiliyordu; ki bu da tanrann hibiri zerinde bir denerimi olmadn gsteriyordu. lk bata Solamniya efsanelerindeki be bal ejderha olarak belirdi. Sonra suret deierek
Cazibe'nin kendisi oldu: erkeklerin sahip olmak iin lebilecekleri
gzellikte bir kadn gibiydi. imdi ise bir Kara Sava'yd, lm
zrhl elinde tutan Ktlk'n uzun boylu ve gl valyesi.
Ama suretler yer deitirirken bile kara gzler, be ejderha baimn gzleri, Cazibe'nin gzleri, korkun Savann gzleri hep sabit
kalyor, Tanis'in ruhuna bakyordu. Tanis bu tetkik altnda kuruduunu hissetti. Tahamml edemeyecekti, gc yoktu. Krali-e
nin nnde kendini klterek, yerlerde srnerek bir kez daha
aka dizleri zerine kerken arkasndan keder iinde, boulur
gibi bir hkrk sesi duydu.

314
315

Kuzey koridoru boyunca Berem'i arayarak hantal hantal yryen


Caramon, parmaklkl hcrelerden ykselen hayret ykl bart
artlar, tutsaklarn uzanan ellerini umursamyordu. Ama
Berem'den bir iz yoktu; gemi olduuna dair bir iz bile yoktu. Dier
tutsaklara onu grp grmediklerini sormaya alt fakat ou
maruz kaldklar ikencelerle akllarn o kadar yitirmilerdi ki
syledikleri eyler hibir anlam ifade etmiyordu; zamanla akl
dehet ve acmayla dolan Caramon onlar kendi hallerine brakt.
Kendisini durmadan aaya doru gtren koridor boyunca
yrmeye devam etti. Etrafna baknarak aresizlik iinde o delirmi
adam nasl bulabileceini kara kara dnd. Tek teselli51 bu ana
koridora alan baka yollarn olmamasyd. Berem bu taraftan
gitmi olmalyd! Peki yleyse imdi neredeydi?
Hcrelerin iine bakan, kelerden tkezlenerek dnen Cara
mon zerine atlan bir hobgoblin muhafz neredeyse gzden ka1
316

akt- Yolundan ahkonmann skntsyla klcn huzursuzca sa-uran


Caramon yaratn kellesini uurdu ve daha hobgoblinin be-, i ta
zemine arpmadan yoluna devam etti.
Sonunda rahat bir nefes ald. Merdivenlerden hzla inerken neredeyse baka bir hobgoblin lsnn zerine basacakt. Hobgoblinin boynu gl ellerle bklp krlmt. Belli ki Berem oradan
gemiti' stelik ksa bir sre nce oradan gemiti. Ceset daha soumarnt.
Artk adamn peinde olduuna iyice emin olan Caramon komaya balad. Getii hcrelerdeki tutsaklar artk koca sava iin
bulank birer grntden baka bir ey deildi. Sesleri kulaklarn
trmalayan tutsaklar zgrlklerine kavumak iin yalvanyorlard.
Bunlar serbest braksam bir ordum olurdu, diye dnd Caramon aniden. Bir an iin durup hcre kaplarn ama fikriyle oynuyordu ki korkun bir uluma ve bar sesi geldi ileriden bir yerlerden.
Berem'in ulumasn tanyan Caramon ileri atld. Hcreler bitmi,
koridor daralarak yere doru spiraller izen dar bir tnele dnmt. Duvarlarda hafif hafif k veren mealeler vard ama
bunlar da seyrek ve birbirinden uzaktlar. Caramon tnel aaya
komaya balad; o yaklatka homurtular da artyordu. Koca sava acele ermeye alt ama zemin kaygan ve smks bir maddeyle kaplyd ve aaya doru ilerledike hava da daha kf kokulu
ve rutubetli olmaya balamt. Kayp dmekten korkan Caramon
admlarn yavalatmak zorunda kald. Barlar iyice yaklamt,
tam nnden geliyordu. Tnel aydnlanmaya balamt, belli ki
sonuna yaklayordu.
Derken Berem'i grd. Kllan meale nda parlayan iki ejderan kl darbeleriyle ona saldryordu. Yeil tatan yaylan k
kk oday meum bir parltyla parlatrken Berem onlara plak
elleriyle kar koyuyordu.
Onlar bu kadar uzun sre geri tutabilmesi Berem'in deli gcnn
bir gstergesiydi. Yz boyunca uzanan bir kesikten ve yanndaki
derin bir yaradan dar can boalyordu. Caramon pislikte
kayarak yardmna koarken Berem ejderann klcn, tam ucu gsne
dokunurken yakalamt. nsafsz elik adamn tenine barm-** ama
adam acdan bihaberdi. Klc evirip -byk bir gle- ejdegeri srerken kolundan aaya kan boalyordu. Sonra solukanabilmek iin duraksad. Dier ejderan ldrmek iin yaklat.
317

Btn dikkatlerini avlarna vermi olan muhafzlar Caramon u


grmediler bile. Tnelden dar urayan Caramon son anda kh_
n yaratklara saplamamas gerektiini yoksa klcn kaybedebil.
ceini hatrlad. Muhafzlardan birini koca elleriyle tutup ban evirerek gzelce boynunu krd. Cesedi yere brakarak dier ejderann vahice daln yaratn boynuna doru eliyle hzl bir kesici
darbe kullanarak yarm brakt. Yaratk geriye doru dt.
"Berem, iyi misin?" diye dnd Caramon ve tam Berem'e yar.
dm etmeye hazrlanyordu ki aniden yan tarafnda iini dalayan
bir ac hissetti.
Acyla nefesi kesilen Caramon sendeleyerek dndnde arkasnda bir ejderan grd. Herhalde bu ejderan Caramon'un geldiini
duyarak glgede kalp gizlenmiti. Klcnn darbesi ldrebilirdi
ama aceleyle savrulmu, Caramon'un rg zrhn eriltmiti.
Kendi klcna davranan Caramon zaman kazanmak iin geriledi.
Ejderann ona zaman kazandrmaya hi niyeti yoktu. Klcn
kaldrarak Caramon'a doru dald.
Belli belirsiz bir hareket oldu, yeil bir kla bir imek akt ve
ejderan son nefesini vererek Caramon'un ayaklar dibine dt.
"Berem!" dedi Caramon hayretten nefesi kesilerek, elini yan tarafna bastnyordu. "Teekkr ederim! Nasl ?.."
Fakat Hepadam Caramon'a bo bo bakyordu. Sonra, yava
yava ban onaylarcasna sallayarak dnd ve yryerek uzaklamaya balad.
"Bekle!" diye seslendi Caramon. Acdan dilerini skan koca
adam ejderan cesetlerinin zerinden atlayarak Berem'in arkasndan
frlad. Adamn kolundan yakalayarak onu zorla durdurdu. "Bekle
lanet olasca!" diye tekrarlad, adam sk sk tutarak.
Ani hareketinin bedelini dedi. Oda gzleri nnde dnmeye
balaynca Caramon, yarasnn acsna kar koyarak bir an iin hareketsiz durmak zorunda kald. Yeniden grmeye baladnda
kendini toparlayarak etrafna baknd.
"Neredeyiz?" diye sordu pek bir cevap ummadan; sadece Berem'in sesini duymasn istemiti.
"Mabed'in ok ok altnda," diye cevap verdi Berem ifadesiz bir
tonda. "Yaklatm. Artk ok yaknm."
"yle," diye kabul etti Caramon ne olduunu anlamadan. Berem'i sk sk tutarak etrafna baknmaya devam etti. nmi oldu'
u ta merdivenler kk yuvarlak bir odada son buluyordu. D'
318

rdaki mealenin altndaki eski masa ile etrafndaki sandalyeleri


rnce bir muhafz odas olduunu fark etti burasnn. Buradaki
.jderanlar muhafz olmalydlar. Berem bunlara yanllkla rast
jjpjti. Ama ejderanlar neyi koruyorlard acaba?
Caramon aceleyle kk ta odaya bir gz att ama bir ey gremedi- Oda aa yukar yirmi adm apndayd ve kayaya oyulmutu. Dner merdivenler bu odada son buluyordu ve -dier tarafta- kemerli bir kap bulunuyordu. te Caramon yakaladnda
Berem bu kapdan kmak zereydi. Kemerin altndan bakan Caramon hibir ey gremedi. Gerisi karanlkt; o kadar karanlkt ki
Caramon bir an iin efsanelerde sz geen Byk Karanlk'a bakyor
zannetti kendini. Tanrlar dnyay yaratncaya kadar bolukta var
olan karanlk.
Duyabildii tek ses bir suyun fokurdayp rpnyd. Bir yeralt
suyu herhalde, diye dnd; bu, rutubetli havay da aklyordu.
Bir adm gerileyerek tepesindeki kemeri inceledi.
Kemer, ilerinde bulunduklar kk oda gibi kayaya oyulmamt. Bu sanatkr eller tarafndan, tatan yaplmt. Bir zamanlar
kemeri ssleyen ayrntl yontularn belli belirsiz taslaklarn grebiliyor ama tam olarak hibir ey kartamyordu. Geip giden zaman ve rutubetli hava bunlar acmaszca silmiti.
Kendisine rehber olacak bir ipucu bulma umuduyla kemeri inceleyen Caramon, Berem ani ve hiddetli bir gle yakasna yapnca
neredeyse dyordu.
"Seni tanyorum!" diye bard adam.
"Tabii," diye homurdand Caramon. "Cehennem adna burada
ne yapyorsun?"
"Jasla aryor..." dedi Berem, bir kez daha gzlerine o vahi bak
yerlemiti. Dnerek kemerin gerisindeki karanla doru bak-b"Orada, gitmem gerek... Muhafzlar... beni durdurmaya alt.
Benimle gel."
O zaman, muhafzlarn bu kemeri koruyor olabilecekleri geldi
Caramon'un aklna! Ama ne iin? Gerisinde ne vard? Berem'i mi
tanmlard, yoksa buradan herkesi uzak tutmak iin emir mi alnulard? Bu sorularn hibirinin cevabn bilmiyordu; bunu dnrken cevaplarn hi nemi olmadn fark etti. Her iki sorunun
ce
vabnn da.
'Oraya girmen gerek," dedi Berem'e. Fazlasyla kesinlik tayor-y
szleri. Berem evet anlamnda ban sallayarak sabrszlkla ile319

ri doru bir adm att. Eer Caramon onu geri ekmeseydi karan.
la dalacakt.
"Bekle, a ihtiycmz var/' dedi koca adam iini ekerek
"Bir yere kmldama!" Berem'in kolunu svazlayp gzn zerinden
ayrmayan Caramon gerileyerek sonunda eli bir mealeye deinceye kadar el yordamyla duvar yoklad. Mealeyi yerinden
alarak Berem'e dnd.
"Ben de seninle geleceim," dedi ar ar, bu acya ve kan kaybina, baylmadan daha ne kadar dayanabileceini dnerek. "Al,
unu bir dakika tutuver." Mealeyi Berem'e uzatp Berem'in gmleinin yrtk prtk paralarndan birini kopartarak, yan tarafndaki
yaray sk sk sard. Sonra mealeyi geri alarak, kemerin altndan
geen yolda n ekti.
Ta desteklerin araman geen Caramon yzne bir eylerin
dediini hissetti. "rmcek a!" diye mrldand, tiksintiyle alar
elleriyle ittirerek. Ama hibir ey yoktu. Omuzlarn silkerek bu
konuda daha fazla dnmeden kemerden geip Berem'i de arkasndan ekti.
Hava borazan sesleriyle paraland.
"Kapana kstk," dedi Caramon ac ac.
Tika!" dedi Tas nefes nefese kasvetli zindan koridorundan koarlarken. "Plann ie yarad." Kender omuzunun gerisinden bakmay gze almt. "Evet," dedi nefesi kesilerek, "sanrm hepsi bizi
izliyorlar!"
"Mkemmel," diye mrldand Tika. Her nedense plannn bu
kadar iyi ileyeceini dnmemiti. Daha nce hayatnda yapt
planlarn hibiri bir ie yaramamt. Bunun ilk olacan nereden
bilebilirdi? O da, arabuk arkasna bir bakverdL Peneli ellerinde
kvrk kllaryla pelerinden koturan alt, yedi ejderan olmalyd.
Pene ayakl ejderanlar kz veya kender kadar hzl koamasalar
da inanlmayacak kadar dayanklydlar. Tika ile Tas epey avantajl
balamlard komaya ama bu uzun srmeyecek gibiydi. K12 daha
imdiden soluksuz kalmaya balamt, ayrca brndeki ac da iki
bklm durmasna neden oluyordu.
Ama benim komaya devam ettiim her saniye Caramon'a biraz
daha zaman kazandracak, diyordu kendi kendine. Ejderara n bir
o kadarck daha uzaa ekmi olacam.
320

"Baksana Tika" -Tas'n dili dar sarkm, her zamanki gibi neeli
olan yz yorgunluktan solumutu- "nereye gittiimizi biliyor
musun?"
Tika hayr anlamnda ban sallad. Konuacak nefesi kalmamt- Yavaladn hissetti, bacaklar kurun gibi olmutu. Bir kez
daha geriye baktnda ejderanlann yaklatn grd. Bu ana koridordan ayrlan baka bir koridor, hatta bir ni, bir kap aral veya
saklanabilecekleri herhangi bir yer bulma umuduyla aceleyle
etrafna baknd. Hibir ey yoktu. Koridor nlerinde sessizce,
bombo uzanyordu. Bir hcre bile yoktu. Uzun, dar, dzgn, yava
yava yukar doru trmanan, grne gre sonsuz olan bir
koridordu.
Sonra her eyi aniden anlad, neredeyse donup kalacakt. Yavalayp nefeslendikten sonra tten meale klarnda belli belirsiz
grnen Tas'a bakt.
'Tnel... ykseliyor..." ksrd.
Tas nce kzn ne dediini anlamadan gzlerini krptrarak
bakt; sonra yz aydnland.
"Yukanya, darya kyor!" diye bard sevinle. "Basardn Tika!"
"Belki..." dedi Tika tedbiri elden brakmadan.
"Haydi!" diye bard Tas heyecanla, yeni bir g bulmutu. Tika'nn elini tutarak onu da ekti. "yle olduunu biliyorum Tika!
Kok bak" -koklad- "taptaze hava! Kaacaz...Tanis'i bulup...geri
geleceiz...Caramon'u kurtaracaz..."
Ancak bir kender, bir yandan peinde ejderanlarla koridordan
koarken, bir yandan da konuur, diye dnd Tika bezginlikle.
Kendisi artk salt korkudan dolay koabiliyordu. Ksa bir sre
sonra da bu korku zerinden kalkacakt. O zaman, yorgunluktan
her yan anrken ejderanlan falan umursamadan tnelde ylp
kalacakt...
Derken, "Ak hava!" diye fsldad.
Gerekten de Tas'n onu koturmak iin yalan sylediini dunmt. Ama artk rzgarn yumuak fsltsnn yanana dokunuunu hissedebiliyordu. Umut kurunlam bacaklarn hafifjf\tl-. Arkasna baknca ejderanlann yavaladklarm dnd.
*ide artk bizi hi yakalayamayacaklarn anlamlardr! zerine
bir sevin kt.
Acele et Tas!" diye bard. Birlikte, yenilenen bir enerjiyle ko~
321

ridor boyunca komaya devam ettiler; tatl hava gitgide daha gr.
l esiyordu.
Dosdoru keden dnnce ikisi birden yle ani bir ekilde
durmulard ki Tasslehoff gevek akl zerinde kayarak duvara
arpt.
"Demek ki bu yzden yavaladlar," dedi Tika yavaa.
Koridor bitmiti. Srgl iki ahap kap yolu kapyordu. Kaplara
alm olan demir kafesli kk pencereler gece havasnn zindann
iine esmesine olanak salyordu. Tas ile darsn, zgrl
grebiliyorlard ama ulaamyorlard.
"Pes etme!" dedi Tas bir an duraksadktan sonra. Hemen kendini
toparlayarak kotu ve kaplara asld. Kaplar killiydi.
"Lanet osun," diye mrldand Tas, kaplar byk bir uzmanlk
la szerek. Caramon olsa kaplar paralayp veya kilidini klcnn
bir darbesiyle datp yoluna devam edebilirdi. Ama bunu kender
veya Tika yapamazd.
jft.
Tam Tas kilidi incelemek iin eilmiti ki Tika da yorgun angn
duvarlardan birine dayanarak gzlerini kapatt. Bandaki damarlar
zonkluyor, bacaklarndaki kaslar ac veren spazmlarla dmleniyordu. Bitmi bir halde azna giren tuzlu gzyalarnn tadn
alnca ancak fark etti acdan, hiddetten ve aresizlikten aladn.
"Yapma Tika!" dedi Tas kzn elini okamak iin hemencecik kapdan ayrlarak. "Bu basit bir kilit. Hemen karrm bizi buradan.
Aalama Tika. Biraz vakit alacak ama gelecek olurlarsa diye o ejderanlara kar hazrlkl ol sen. Onlar oyala yeter..."
"Tamam," dedi Tika, gzyalarn iine atarakx Aceleyle burnunu
elinin tersiyle sildikten sonra Tas kilide yeniden bakarken elinde
klc arkalarndaki koridora dnd.
Bunun basit, ok basit bir kilit olduunu grd memnuniyetle, o
kadar basit bir kapanla korunuyordu ki neden zahmet edip bu
kadar basit bir kapan kurduklarn merak etti Tas.
Neden zahmet edip de ...Basit kilit...basit kapan... Szler aklnda
nlamaya balad. Bunlar tandk szlerdi! Daha nce de dnmt bunlan...Hayretle kaplara bakan Tas daha nce de burada bulunduunu fark etti! Ama yo, bu imknszd.
Ban huzurusuzlukla sallayan Tas aletlerini bulmak iin keselerini kartrmaya balad. Sonra durdu. Buz gibi bir korku kende-re
hakim olup; onu kurbann silkeleyen bir av kpei gibi sarsma' ya
balayarak elinin kolunun boalmasna neden oldu.

Rya!
Bunlar Silvanesti ryasnda grd kaplard! O kilit, bu kilit-.
Basit kapanl, basit, ok basit kilit! Tika da onun ardndayd, dJyordu.-.lyordu...
"Geliyorlar Tas!" diye seslendi Tika terli ellerle klcn sk sk
tutarak. Kz Tas'a omuzununun zerinden aceleyle bakt. "Sen ne
yapyorsun? Ne bekliyorsun?"
Tas cevap veremedi. O da imdi ejderanlan duyuyordu; tutsaklarnn hibir yere gidemeyeceinden emin, acele etmeden avlarna
yaklarken kaba sesleriyle glyorlard. Keyi dndler ve Tas
onlarn, elinde klcyla Tika'yi grnce daha da ok glmeye baladklarn duydu.
"A-aabileceimi zannetmiyorum Tika," diye szland Tas, kilide
dehetle bakarak.
"Tas," dedi Tika umutsuzca, gzlerini dmanlarndan ayrmadan
onunla konuabilmek iin geri geri giderek, "bizi yakalamalarna
izin veremeyiz! Berem'i biliyorlar! Onun hakknda bizim neler
bildiimizi syletmeye kalkarlar Tas! Ve bizi konuturmak iin neler
yapacaklarn da biliyorsun..."
"Haklsn!" dedi Tas mitsizce. "Deneyeceim."
Yrmek iin cesaretin var... demiti Fizban ona. Derin bir nefes
alan Tasslehoff keselerinin birinden ince bir tel kard. Sonra, dedi
kendi kendine elleri tir dr titrerken, lm bir kender iin en byk
macera deil de nedir? Sonra Flint de orada, tek bana. Byk bir
ihtimalle her trl belaya bulayordun.. Elleri artk olduka
sakinleen Tas teli dikkatle kilide sokarak almaya balad.
Aniden arkasndan ac bir kkreme sesi duydu; Tika'nn bardn, elie arpan eliin sesini duydu.
Tas byk bir cesaretle abucak arkasna bakt. Tika kl sanatn hi
renememiti ama meyhane kavgalarnda deneyimliydi. Klcn
savurup ortal bierek tekmeler atyor, sryor, dvn-Xrdu.
Kzn saldrsnn taknl ve vahilii ejderanlan bir adm
priletmiti. Hepsinin bir yeri kesilmi kanyordu; ilerinden biri 'u
kopacak hale gelmi sallanrken yeil kanlar iinde yere yuv
arlanmt.
Ama kz onlan uzun sre geri tutamazd. Tas iine geri dnd;
?lmdi
elleri titriyordu ve ince aleti slak ellerinden kurtuldu. Yaps gereken kapan yerinden oynatmadan kilidi oynatmakt. KaPan grebiliyordu -bir yayla yerine yerletirilmi minik bir ine.
323

322

Kes artk! diye emretti kendi kendine. Bu bir kendere yakan bir
davran myd? Yeniden teli dikkatlice yerine soktu, elleri bir kez
daha sakinlemiti. Birden bire, tam baaracakken, arkadan
drtld.
. "Hop," diye seslendi Tika'ya huzursuzca, arkasna dnerek. "Biraz
daha dikkatli ol..." Sustu. Rya! Tamamen ayn eyleri sylemiti.
Ve -ayn ryasndaki gibi- Tika'y ayaklarnn dibine uzanm
grd, kzl buklelerine kanlar akyordu.
"Hayr!" diye viyaklad Tas hiddetle. Tel elinden kayd ve eli kilide arpt.
Kilit alrken bir klik sesi duyuldu. Ve bu klik sesiyle birlikte
baka minik bir ses daha geldi, narin bir ses, ancak duyulan bir ses;
"t" der gibi bir ses. Kapan yerinden kurtulmutu.
Gzleri fal ta gibi alan Tas nce parmann ucundaki minik
kan noktacna, sonra kilitten kan minik altn ineye bakt. Ejderanlar artk onu yakalamlar omuzundan tutuyorlard. Tas onlara
kulak asmad bile. Zaten nemli de deildi. Parmanda inenin
batt yer aryordu, ok gemeden ar koluna, oradan da tm
bedenine yaylacakt. Kalbime ulatnda artk ac ma hissetmem, dedi kendi kendine ryadaym gibi. Hibir ey hissetmem.
Sonra borazanlar duydu, bas bas baarari pirin borazanlar. O
borazanlar da daha nce duymutu. Nerede? Tamam. Tarsis'te,
tam ejderhalar gelmeden nce.
Sonra peini brakmayan ejderanlar gidivermiler, deliler gibi
koridorlardan komaya balamlard.
"Bir eit genel alarm olsa gerek," diye dnd Tas, ayaklarnn
artk kendisini tamadn fark etmiti bu arada. Yere, Ti-ka'nn
yanna kayd. Titreyen elini uzatarak kzn artk kan ile ke-elemi
gzel kzl buklelerini okad. Kzn yz beyaz, gzlen
kapalyd.
"ok zr dilerim Tika," dedi Tas, boaz katrken. Ac hzla
yaylyordu, parmaklan ayaklan uyumutu. Kprdatamyordu"ok zr dilerim Caramon. Denedim, gerekten denedim..." Ses'
sizce alayan Tas arkasn kapya dayayarak karanln gelmesin'
bekledi.
Tanis kprdyamyordu ve -bir an iin Laurana'nn iler
layan hkmklarm duyarak- kprdamay da hi arzu etmedi.
324

bir ey olacaksa, merhametli bir tanrnn onu Karanlk Kralie'nin


nnde arpp ldrmesini istedi. Ama tanrlar ona yle bir ey
bahetmediler. Kralie'nin dikkati baka tarafa ekilip ondan uzaklatka glge kalkt. Tanis ayaa kalkmak iin urat, yz utanla
kzarmt. Laurana'ya bakamyordu, o gzlerin kahverengi derinliklerinde grecei hakareti ok iyi bildiinden Kitiara ile bile
gzgze gelmeye cesareti yoktu.
Ama Kitiara'nn aklnda ok daha nemli meseleler vard. Bu
onun zafer anyd. Planlar semeresini vermeye balamt. Elini
uzatarak, tam Tanis Laurana'ya elik etmek niyetiyle ne kacakken
onu gl elleriyle tuttu. Souk bir edayla Tanis'i g'eri ittirerek
nnde durdu.
"Son olarak elf kadn ele geirmeme yardmc olan hizmetkrlarmndan birini dllendirmek istiyorum. Lord Soth, bu Lauralanthalasa'mn ruhunu istirham ediyor; bylelikle -ok uzun zaman
nce-.kendisini lanetleyen elf kadnn cn alm olacak. Eer
kendisi sonsuz karanlkta yaamaya mahkum edildiyse, bu elf kadnn da onun lm iindeki yaamn paylamasn istiyor."
"Yo!" Laurana ban kaldrd; korku ve dehet uyumu hislerine
tesir etmiti. "Yo," diye tekrarlad sesi boularak.
Arkaya doru bir adm atan elf kaabilecek bir yer bulmak iin
etrafna lgnlar gibi bakt ama kamak imknszd. Altndaki zemin
kat, sabrszlkla yukar bakan ejderanlarla doluydu. Yeisle
boulacak gibi olan kz bir kez daha Tanis'e bakt. Adamn yz
kara ve rktcyd; ona bakmyor ama alev alev gzlerle insan
kadna bakyordu. Daha imdiden feveran ettiine piman olan
Laurana zayfln her ikisinin nnde bir kez daha gstermekten-se
lmeyi tercih edeceine karar vermiti. Gururla kendini topar-lp, bir
kez daha kendine hakim olarak ban kaldrd.
Tanis Laurana'yi grmedi bile. Kitiara'nn szleri bandaki damarlar'gibi zonkluyor hem gzlerini, hem de dncelerini bulandnyordu. Hiddetlenlerek Kitiara'nn yannda durmak iin bir
adm att. "Bana ihanet ettin!" dedi boulurcasna. "Bu plann bir
Paras deildi!"
"Kes!" diye emretti Kit alak sesle. "Yoksa her eyi mahvedeceksin!"
"Ne..."
Kapat eneni!" diye kesti szn Kitiara hrnlkla. Hediyen bizi
ziyadesiyle memnun etti Lord Kiriara. Karanlk

325

ses Tanis'i kzgnlna etki etti. stediklerini sana bahediyorum Elf


kadnn ruhu Lord Soth'a verilecek; ayrca yarmelfi de hizmetimize
kabul ediyoruz. Bunun kabul iin klcn Lord Ariakas'n
ayaklarnn dibine brakmas gerek.
"Haydi, devam et!" diye srar etti Kitiara gzlerini Tanis'in zerinden ayrmadan, souk bir edayla. Odadaki herkesin gz yarmelfteydi.
Akl karyordu. "Ne?" diye mrldand. "Bana bunu sylememitin! Ne yapacam?"
"Platformdan aaya inerek klcn Ariakas'n ayaklarnn dibine
brak," diye cevap verdi Kitiara hemencecik, onu platformun kenarna
doru gtrerek. "O klc ahp tekrar sana iade edecek, o zaman sen
de Ejderha Ordular'nn subay olacaksn. Bu bir merasimden baka
bir ey deil. Ama bana zaman kazandracak."
"Ne iin zaman? Neler planladn?" diye sordu Tanis serte, ayan
aaya inen merdivene koymutu. Kadnn kolunu yakalad. "Bana
sylemi olman gerekirdi..."
"Ne kadar az bilsen o kadar iyi Tanis." Kitiara seyredenlerin hatrna, sevimli sevimli glmsedi. Aklarn birbirlerinden ayrlmas
gibi grnen manzara karsnda birka sinirli kahkaha, birka kaba
aka duyulmutu. Fakat Tanis Kit'in kahverengi gzlerinde cevaben
hibir tebessm grmedi. "Bu platformda yanmda kimin durduunu
unutma," diye fsldad Kitiara. Klcnn kabzasn okayan Kit
Laurana'ya anlaml bir bak frlatt. "Dncesizce bir ey yapaym
deme." Adamdan ayrlarak Laurana'nn yannda durmaya gitti.
Korku ve hiddetle titreyen, aklnda binlerce karmak dce
uuan Tanis ylan ba platforma doru trmanan merdivenlerden
yuvarlanrcasna indi. Toplanm kalabaln grlts etrafnda
okyanus dalgalan gibi patlyordu. Mzrak ularndan imekler akyor, meale alevleri grntsn bulandnyordu. Zemine ayak
bast ve tam olarak nerede olduu veya ne yaptnn farkna varmadan Ariakas'n platformuna doru yrmeye balad. Sadece
refleksleriyle hareket ederek mermer zemin zerinden ilerledi.
Ariakas'n eref muhafzlar konumundaki ejderanlann yzleri
etrafnda iren bir kabus gibi yzyordu. Onlar bedensiz kelleler,
sra sra parlak diler, sarkm diller olarak alglyordu. nnde
alyorlard; basamaklar nnde sisten kp da maddeleiveriyormu gibi beliriverdi.

326

Ban kaldrarak bo bo yukar bakt. Tepede Lord Ariakas


duruyordu; boylu poslu, hametli, gle silahlanm biri. Odadaki
btn k bandaki Ta zerinde.toplanyor gibiydi. Ta'n prlts
gzlerini ald; gzlerini krptran Tanis klc elinde merdivenlerden
karken bir an iin etrafn gremedi.
Kitiara ona ihanet mi etmiti? Szn tutacak myd? Tanis pek
zannetmiyordu. Ac ac kendine lanet etti. Bir kez daha kadnn
bysne kaplmt. Bir kez daha kadna gvenerek ahmaklk etmiti. imdi de btn kartlar kadnn elindeydi. Yapabilecei hibir
ey yoktu... yoksa var myd?
Tanis'in aklna yle ani bir fikir gelmiti ki, bir aya bir basamakta, bir aya baka bir basamakta donup kald.
Aptal! Yrmeye devam et, diye emretti kendi kendine, herkesin
onu izlediini hissederek. Dardan biraz sakin grnmeye almak
iin kendini zorlayan Tanis bir, derken bir basamak daha kt.
Lord Ariakas'a yakltka plan kafasnda iyice belirginleti.
Tac takan hkmeder! Bu szler Tanis'in aklnda nlayp duruyordu.
Ariakas' ldrp Ta' al! ok basit olacak! Tanis'in baklar
celallenerek locay aratrd. Ariakas'n yannda bir muhafz durmuyordu tabii ki. Platformlara Yceefendiler'den bakalarnn kmasna izin verilmiyordu. Fakat onun, dier Yceefendiler gibi
merdiveninde bile bir muhafz yoktu. Anlalan adam o kadar
marurdu, kendi gcne o kadar gveniyordu ki bunlar datmt.
Tanis'in dnceleri koturup duruyordu. Kitiara, elf kzn ruhunu Ta iin harcamt. Ta bende olduu srece, o da benim
emrimde olacak! Laurana'y kurtarabilirim...birlikte kaabiliriz! Bir
kez sa salim buradan knca Laurana'ya her eyi aklarm, her
eyi aklarm! Klcm ekeceim ama Lord Ariakas'n ayaklarnn
dibine koyacama, ona saplayacam! Bir kez Ta elime geince
kimse bana dokunmaya cesaret edemez!
Tanis heyecanla titrediini fark etti. Bir gayret, kendini sakinletirmeye alt. Yarmelf, aklndaki aresiz plann gzlerinden
okunmas korkusuyla Ariakas'a bakamyordu.
O yzden baklarn basamaklardan ayrmyordu ve ancak
platform ile arasnda be basaman kaldn grnce Lord Ariakas'a yaklatn anlamt. Tanis'in klc zerindeki eli seyirdi, fe
hakim olduunu hissederek adamn yzne bakmak iin
327

baklarn kaldrd ve bir ah iin o yzde beliren ktlk karsnda


cesareti krld. Bu, ihtirasla duygusuzlam, binlerce masumun
lmn, sonuca varmann tek yolu diye seyretmi bir yz. d.
Ariakas Tanis'i sklm bir ifadeyle, kstaha bir tebessmle
seyrediyordu. Sonra kendisini endielendiren baka meseleler olduu iin yarmelfe olan ilgisini tamamen yitirmiti. Tanis adamn
baklarnn, dnceli dnceli Kitiara'ya kaydn grd. Ariakas oyun masasna eilmi, rakibinin ve kendisinin bir sonraki
hamleleri konusunda tahminde bulunmaya alan birine benziyordu.
Hislerinde ani bir deiiklik ve nefret hisseden Tanis klcn knndan yava yava ekmeye balad. Laurana'y kurtarmak iin
yapt bu giriimde baarl olamasa da, her ikisi de bu duvarlar
iinde lp kalsa da en azndan Ejderha Ordulan'nn Kumandam'n ldrerek dnya iin iyi bir eyler yapabilmi olacakt.
Fakat Tanis'in klcn ektiini duyan Ariakas'n baklar yeniden
yarmelf zerinde parlad. Gzlerin kara nazar Tanis'in ruhuna
iledi. Adamn muazzam gcnn kendisine hakim olduunu,
kapa alan bir frndan kan s gibi kendisine arptn hissetti.
Sonra bu farkndalk Tanis'e sanki fiziksel bir darbeymi gibi arpp
neredeyse merdivenlerde tkezlenmesine neden oldu.
Etrafn saran o g auras... Ariakas bir by kullancsyd!
Kr aptal! diye kfretti Tanis kendisine. nk artk, yaklatka,
Lord'u saran prltl duvar grmt. Tabii ya, hi muhafz olmamasnn nedeni buydu! Ariakas gruh iinden kimseye gvenemezdi. Kendini korumas iin kendi bysn kullanacakt!
imdi de savunmadayd. Tanis bu kadarn adamn souk ve
heyecansz gzlerinden rahat rahat okuyabiliyordu.
Yarmelfin omuzlan kt. Yenilmiti.
Derken, "Vur Tanis! Byden korkma! Ben sana yardm edeceim!" sesi geldi.
Ses bir fsltdan baka bir ey deildi ama yine de o kadar net
ve youndu ki Tanis kulana deen scak nefesi hissedebiliyorduEnsesindeki tyler dikeldi, bedinini bir rperti sarst.
Titreyerek aceleyle etrafna baknd. Yaknnda kimse yoktu,
Ariakas'tan baka kimse! O da sadece adm tede, kalarn atm
belli ki bu merasimin bir an nce bitmesini bekliyordu. Tanis'in
tereddt ettiini gren Ariakas yarmelfe, klcn ayaklarn^1

328

dibine koymas iin eliyle otoriter bir harekette bulundu.


Kim konumutu? Aniden Tanis'in gzleri Karanlklar Kraliesi
yaknlarnda duran bir surete takld. Kara cbbe giymi suret daha
nce dikkatinden kamt. imdi gzlerini dikmi, hi de yabanc
gelmediini dnerek surete bakyordu. Ses bu suretten mi
gelmiti? Eer yleyse bile suret ne bir iarette, ne de harekette bulunmutu. Ne yapmalym? diye dnd lgnlar gibi.
"Vur Tanis!" diye fsldad bir kez daha beyninin iinde ses.
"ok hzl!"
Ter iinde, elleri titreyen Tanis yavaa klcn kaldrd. Artk
Ariakas ile bir hizaya gelmiti. Lord'un bysnn yaratt prltl
duvar adam, ltlar saan bir sudan frlayan gkkua gibi saryordu.
Baka arem yok, dedi Tanis kendi kendine. Eer bir ruzaksa,
tuzak. Ben de lmek iin bu yolu seiyorum.
Diz kecekmi gibi yapp klcn, kabzasn mermer platforma
koyacak ekilde tutan Tanis aniden hareketini deitirdi. Maketini
ldrc bir darbeye eviren Tanis klcn Ariakas'n kalbine saplad.
Tanis lmeyi bekliyordu. Klcn saplarken dilerini skan yarmelf, byl kalkann kendisini yldrm arpm bir aa gibi kurutmasn bekledi.
Ve bir yldrm da dt ama ona deil! Hayretler iinde gkkua duvarn patlad, darbesinin ilediini grd. Klcn tene
girdiini hissetti. Ac ve eziyet ykl, hiddetli bir haykr kulaklarn sar etti.
Gsne kl saplanan Ariakas geriye doru tkezlendi. Daha
basit bir adam bu darbeyle lrd ama Ariakas'n gc ve hiddeti
Olm' yanna yaklatrmyordu. Adamn yz nefretle arpld,
Tanis'in yzne vurarak platformun zerinde sendelemesine neden
oldu.
Tanis'in kafasnn iinde bir ac patlak vermiti. Kan ile kpkzl
olmu klcnn yanna dtn belli belirsiz grd. Bir an iin
baylacan zannetti; bu lmesi anlamna geliyordu, hem kendi
hem de Laurana'mn lm. Dncelerini netletirmek iin ban
sersemlemi gibi sallad. Dayanmalyd! Ta' kapmalyd. Baklarn kaldran Tanis, Ariakas'm yaamna nihayet verecek bir by
yapmak iin ellerini kaldrm olduunu grd.
Tanis hibir ey yapamyordu. Byye kar bir korumas yok-

329

tu ve her naslsa grnmeyen yardmcsnn kendisine daha fazia


yardm edemiyeceini biliyordu. O istediini elde etmiti bile.
Fakat Ariakas kadar gl birinin dahi ele geiremiyecei daha
byk bir g vard. Boulur gibi oldu, akl gelip gitti, korkun ac
iinde by szleri kayboldu yitti. Baklarn indirince kendi kannn erguvani cbbesini lekelediini; kan lekesinin, yaam paralanm kalbinden aktka, geen her an ile gittike bydn
grd. lm ona sahip kmak iin geliyordu. Artk lm' daha
fazla savuturamyordu. Ariakas aresizlik iinde karanlk ile dverek sonunda Karanlk Kralie'sine yardm etmesi iin bard.
Ama o zayflar brakrd. Nasl Ariakas'n babasn ldrmesini
seyrettiyse imdi de dudaklarndan geen son sz ismi olduu
halde, onun dn seyrediyordu.
Ariakasjn bedeni yere yuvarlanrken Toplant Salonu'nda huzursuz bir sessizlik yaand. G Tac bandan takrdayarak dt
ve kana bulanm sk, kara salar yannda durdu.
Kim Ta'ta hak iddia edecekti?
Kulaklar yrtan bir lk duyuldu. Kitiara bir isim sylyordu,
birine sesleniyordu.
Tanis anlayamad. Zaten umurunda da deildi. Elini Ta'a
doru uzatt.
Aniden kara zrhl bir suret nnde beliriverdi.
Lord Soth!
Katksz bir panik ve dehet hissiyle cebelleen Tanis akln tek
bir konuya vermiti. Ta parmaklarnn birka santim ilersindeydi.
Tm gcyle Ta'a atld. Tam baka bir el -iskeletimsi bir el- de
onu tutmak iin uzandnda souk metalin tenine battn krederek hissetti.
Onundu! Soth'un ateli gzleri alevlendi. skelet el, dl zorla
almak iin uzand. Tanis Kitiara'nn anlalmaz komutlar vererek
ayakladn duyabiliyordu.
Fakat tam kana bulanm metal parasn bann zerine koyacakt ki gzleri korkusuzca Lord Soth'unkilere kenetlendi; Salon'daki sessizlik borazanlar, ac ac ten borazanlarla bozulmutu.
Lord Soth'un eli havada kald, Kitiara'nn sesi aniden kesildi.
Kalabalktan bastrlm ve meum bir mrlt ykseldi. Bir an
iin Tanis'in acyla bulutlanm aklna, bu borazanlarn kendi erefine
ald geldi. Sonra ban evirip kasvetle Salon'a bakan Tanis,
btn suratlarn telala etraflarna bakmdklarn grd. Her330

kes -hatta Kitiara bile- Karanlk Kralie'ye bakyordu.


Karanlklar Majestesi'nin glgeli gzleri Tanis'in zerindeydi
ama artk baklar ayrlmt. Glgesi artak younlat ve Salon'a
kara bir bulut gibi yayld. Sylenmemi bir emre itaat eden, onun
siyah niann tayan ejderanlar Salon'un kenarndaki yerlerinden
frlayarak kaplardan geip yokoldular. Tanis'in, Kralie'nin yannda
grd siyah cbbeli suret de yok olmutu.
Ve borazanlar tmeye devam ediyordu. Ta' elinde tutan Tanis,
Ta'a duygusuzca bakyordu. Daha nce iki kez borazan sesleri lm
ve felaket getirmiti. Bu korkun mziin bu kez ki dehetli haberi
neydi acaba?

331

sesleri o kadar ani ve yksek sesle gelmiti ki Cara-mon


Borazan
neredeyse slak talar zerinde kayp decekti. Gayri ihtiyari

hareket eden Berem onu yakalad. Borazanlar kck odada


gmbrtyle alarkan her iki adam da etraflarna telala bakyorlard. Tepelerinden -muhtemelen merdivenlerin yukarsndancevaben gelen borazan seslerini duyabiliyorlard.
"Kemer! Bu bir tuzakt!" diye tekrarlad Caramon. "Eh bu danann kuyuruunu kopartt. Mabed'teki btn canllar burada olduumuzu biliyor artk -buras her neresiyse! Ne yaptn biliyor
olman iin tanrlara duacym!"
"Jasla aryor..." diye tekrarlad Berem. Borazanlarn almasyla
yaad anlk tela dalm, Caramon'u peinden srkleyerek
ilerlemeye devam ediyordu.
Mealeyi yukarda tutan Caramon sadece, baka ne yapabileceini, nereye gidebileceini bilemediinden onu izliyordu. Belli Ki

332

h r akarsu tarafndan kayalara oyulmu bir maaradaydlar. Ke-mer


bir merdivene alyor ve Caramon'un grd kadaryla merdiven
de dorudan, hzla simsiyah akan dereye iniyordu. Su kenarndan
bir yol bulabilmek umuduyla mealeyi saa sola tuttu. Ama hibir
ey yoktu, en azndan meale nn kaplad alanda hibir ey
yoktu.
"Dur..." diye seslendi ama Berem kara sulara dalmt bile. Adamn
suyun dner karanlklarnda kaybolmasn bekleyen Caramon
nefesini ruttup bekledi. Fakat kara eu grld kadar derin de-,
eildi; ancak Berem'in baldrlarna kadar geliyordu.
"Gel!" Caramon'u aryordu adam.
Caramon yeniden brndeki yaraya dokundu. Kanama yavalam gibiydi; sarglar slakt ama srlsklam deildi. te yandan
ac hl youndu. Ba aryordu; stelik korkudan, komaktan, kan
kaybndan o kadar yorgun dmt ki ba da dnyordu. Bir an
iin Tika ile Tas' dnd, hatta ok daha ksa bir an iin Tanis'i
de. Fakat, onlar hemen aklndan uzaklatrd.
Artk sonuna vardklarn sylemiti Tika, ister hayr, ister er
olsun. Caramon da buna inanmaya balamt. Suya admn atnca
hzl akntnn kendisini ileri doru srklediini hissetti; sanki
zerinde bu akntnn zaman olduu ve onu kim bilir neye doru
srklediine dair iini burkan bir his domutu iine. Kendi sonuna m srklyordu onu? Yoksa dnyann sonuna m? Yoksa
yeni bir balang iin bir mide doru mu?
Berem nnde sabrszlkla sulan srata srata yryordu ama
Caramon yeniden onu durdurdu.
"Birbirimizden ayrlmayacaz," dedi koca adam, derin sesi maarada nlyordu. "Baka tuzaklar da olabilir, deminkinden daha
kt stelik."
Berem, Caramon'un kendisine yetimesine olanak salayacak
kadar uzun bir sre tereddt iinde kald. Sonra grl grl akan
suyun iinden -suyun dibi kaygan, ufalanan ve yerinden oynam
ta
larla emniyetsiz olduundan- her admlarn dikkatli dikkatli at-mak
zorunda kalarak yavaa yan yana ilerlediler.
Caramon rahat bir nefes alarak suyun iinden ilerlerken, bir ey
de
ri izmesine yle byk bir hzla arpt ki az kalsn dengesi bo2
uluyordu. Sendeleyerek Berem'e turundu.
Bu da ne?" diye homurdand, alev alev yanan mealeyi suyun
tutarken.
333

Ia kapld belli olan bir kelle, panldayan slak siyahlktan


ba verdi. Caramon'un dehet iinde nefesi kesildi; hatta Berem bile
bir an iin bo bulunmutu.
"Ejderhalar!" diye fsldad Caramon. "Yumurtadan yeni kanlar!" Kk ejderha tiz bir lk atmak iin azn at. Meale
dizi dizi, jilet keskinliinde diler zerinde parlad. Sonra ba
kayboldu ve Caramon yaratn yeniden izmesine saldrdn hissetti. Bir bakas da dier bacana arpt; imdi su rpnan kuyruklarla kaynamaya balamt.
Deri izmelerim, ejdehalarn canm actmasn imdilik engelliyor,
diye dnd Caramon ama decek olsam etimi kemiimden
ayrrlar!
Deiik ekillerde karlamt lmle ama hibiri bundan daha
dehet verici olmamt. Bir an iin panie kapld. Geri dnmeliyim,
diye dnd deliler gibi. Berem tek bana gidebilir. Sonu olarak o
lemiyor.
Sonra koca sava kendine eki dzen verdi. Hayr, diye derin
bir nefes ald. Artk bizim burada olduumuzu biliyorlar. Bizi engellemesi iin birini veya bir eyi buraya yollayacaklardr. Berem'in
yapmas gerekeni yapabilmesi iin, gelecek olan her neyse onu benim
uzak tutmam gerek.
Son dncesinin pek anlamsz olduunu Caramon da fark etti.
O kadar komikti ki bu durumda dahi glmemek iin kendini zor
tuttu. Tam o srada maarann sessizlii arkasndan gelen elik
seslerinin takrtlar ve kaba haykrlarla bozuldu.
Bu lgnlk! diye sylendi bezgin bir halde. Anlamyorum! Burada karanlklar iinde lebilirim; stelik ne iin? Hayalle gerei,
gemile bugn ayramayan bir delinin peinde! Belki ben de deliriyorum!
Artk Berem de pelerinden gelen muhafzlar fark etmiti. Bu
onu ejderhalardan daha ok korkuttu ve ileri atlmasna neden oldu.
Rahat bir nefes alan Caramon ayak ve bacaklarndaki saldrlara
kulak asmayarak siyah, akar su iinde yrmeye devam ederek
Berem'e yetimeye alt.
Adam durmadan nndeki karanla bakyordu ve zaman zaman inleyerek ellerini sabrszlkla sallyordu. Nehir onlan suyu"
daha da derinletii bir dnemece gtrd. Caramon su, izmelerinden yukarya gelirse ne yapabileceini dnd. Gen ejderhalar
hl deliler gibi pelerindeydiler ve insan kan ile etinin scak

vihas onlar ldrtyordu. Kl ve mzraklarn takrtlar da git-e


daha yakndan duyuluyordu.
Sonra geceden de kara bir ey Caramon'a doru uarak yzne
pt, O lmcl suya dmemek iin aresizlik iinde rpnan
Caramon mealeyi drd. Berem ona doru deliler gibi atlarak
vakalarken, meale czlayarak snd. Bir an iin ikisi, -kaybolmu
ve kafalar karm bir halde- karanla doru bakarak, birbirlerine
sarlp kaldlar.
Eer biri gzlerini kr etmi olsayd Caramon ancak bu kadar
arabilirdi ynn. Kprdamam olduu halde ne tarafa doru
dnk olduuna dair bir fikri yoktu; etrafyla ilgili tek bir ey bile
hatrlamyordu. Tek bir adm daha atarsa, hilie dalp sonsuza
kadar decekmi gibi bir his vard iinde...
"te!" dedi Berem, sesi, sanki nefes alamyormu gibi bouktu.
"zerinde talarn parlad knk stunu gryorum! stelik kz
kardeim de orada! Beni bekliyor, bunca yl beklemi olduu gibi!
Jasla!" diye lk atarak gayretle ilerledi.
nndeki karanla bakan Caramon Berem'i tuttu ama adamn
bedeninin heyecandan titrediini hissedebiliyordu. Kendisi hibir
ey gremiyordu... Yoksa, grebiliyor muydu?
Evet! Ac iindeki bedenine derin bir kran ve ferahlama hissi
yayld. Uzakta prldayan, karanlkta bu ar siyahln bile bastramayaca bir kla parlayan kymetli talar grebiliyordu.
Az tede, otuz metre kadar ilerilerinde. Berem'i tutan elini geveten Caramon, Belki de bu -en azndan benim iin- bir ktr, diye
dnd. Brakaym Berem hayalet kz kardeine kavusun. Benim
btn istediim bir k yolu, Tika ile Tas'a geri dnmenin bir yolu.
Kendine olan gveni geri gelmeye balayan Caramon iri admlarla ilerledi. Birka dakika iinde her ey olup bitmi olacakt.. .ister
hayr iin. ..ister...
"Shirak," dedi bir ses.
. Canl bir k parlad.
Bir an iin Caramon'un kalbi durdu. Yava yava ban o parlak
a bakmak iin kaldrd ve orada siyah bir kukuletann derinlilerinden kendisine bakan bir ift parlak, kum saati eklinde altn
gz grd.
Nefesi bedeninden, lmekte olan bir adamn son nefesi gibi aynld.

335
334

ten borazanlar sustu ve Toplant Salonu'na bir derece sknet


hakim oldu. Bir kez daha Salon'daki herkesin gz -Karanlk Kralie
de dahil olmak zere- platform zerindeki gsteriye evrildi.
Ta' elinde sk sk tutan Tanis ayaa kalkt. Borazanlarn ne
anlama geldiini, bana ne belalar gelebileceini bilmiyordu. Tek
bildii oyunu sonuna kadar gtrmekti, ne kadar ac verirse versin.
Laurana... tek dncesi kzd. Berem, Caramon ve dierleri her
nerede idiyseler, onun eriemiyecei bir yerde olduklar kesindi.
Tanis'in gzleri, altndaki ylan bal platformdaki gm zrhl
surete gitti. Baklar denetimsiz bir biimde, Laurana'nn yannda
durmakta olan yz korkun ejderha maskesine gizlenmi Kitiara'ya kayd. Kadn ona iaret etti.
Tan arkasnda bir hareketin varln duymaktan ok hissetti;
bu tenini yalayan souk bir rzgar gibiydi. Savrulurcasna arkasna
dnnce kavunii gzlerinde lm yanan Lord Soth'un zerine
doru geldiini grd.
Tanis, mezarn tesinden gelen bu rakibiyle dvemeyeceini
bilerek, Ta elinde geriledi.
"Dur! diye bard, Ta' Toplant Salonu'nun zemini zerinde
tutarak. "Onu durdur Kitiara yoksa lmeden nceki son gcmle
bunu kalabala savururum."
Soth sessizce gld; sadece temasyla ldrebilecek iskeletimsi
eli ona doru uzanm yaklayordu.
" 'lmeden nceki' ne gc?" diye sordu l valye yavaa.
"Bym bedenini toza evirir, Ta da ayaklarmn dibine der."
"Lord Soth," diye nlad berrak bir ses Salon'un tam ortasndaki
platformdan, "durun. Birakn Ta' kazanan onu bana kendi getirsin!"
Soth tereddt etti. Eli hl Tanis'e doru uzanm bir halde
alevli gzlerininin bo baklarn, sorgularcasna Kitiara'ya evirdi.
Ejderha miferini bandan kartan Kitiara sadece Tanis'e bakyordu. Tanis kadnn kahverengi gzlerinin prldadn, yanaklarnn heyecanla kzardn grebiliyordu.
'Ta' bana getirirsin deil mi Tanis?" diye seslendi Kitiara.
Tanis yutkundu. "Evet," dedi kuru dudaklarn yalayarak. "Sana
Ta' getiririm."
"Muhafzlarm!" diye buyurdu Kitiara elini ileri doru sallaya-

336

. "Bir refakati. Ona dokunan her kim olursa olsun kendi elleldrrm. Lord Soth, sa salim yanma gelmesini salaynTanis baklarn, yava yava lm saan elini indiren Lord
Soth'a evirdi. Tanis'e, lm valyesi dudak bkerek, "Hl sizin
efendiniz bu adam hanmefendi," diye fsldam gibi geldi.
Sonra Soth onun yannda yrmeye balad; valyeden yaylan
hayaletimsi rperti neredeyse Tanis'in kann donduracakt.
Birlikte merdivenlerden indiler; tuhaf bir ift olmulard: Kararm
zrhlar iinde silik bir valye ile ellerinde kana bulanm Ta' tutan
bir yarmelf .
Merdivenlerin dibinde, kllan ellerinde duran Ariakas'm subaylar gerilediler, kimi gnlszce gerilemiti. Tanis mermer zemine vanp da yanlarndan geerken bir ou ona kara kara bakt.
Parlayan bir haner ile, kara gzlerde sylenmeyen yemini grd.
Kitiara'nn muhafzlar da kendi kllarn ekerek Tanis'in etrafn
aldlar ama kalabalk zeminde salimen ilerleyebilmesini salayan
Lord Soth'un lmcl aurasyd. Tanis zrhnn altndan terlemeye
balad. Demek ki g dedikleri bu, diye fark etti Tanis. Ta kimde
olursa o hkmedecek -ama btn bunlar gecenin birinin krnde, bir
suikastnn haneriyle son bulabiliyor!
Tanis yrmeye devam etti ve ksa bir sre sonra Lord Soth ile
ylan ba eklindeki platforma kan merdivenlerin dibine vardlar.
Tepede zaferiyle daha da gzellemi Kitiara duruyordu. Tanis,
kavunii gzleri bo ukurlarnda yanan Soth'u aada brakarak
mahmuza benzeyen merdivenleri tek bana kt. Tanis platformun
tepesine, yani ylann bana varnca Kitiara'nn gerisinde duran
Laurana'y grebildi. Laurana'nn yz soluk, sakin ve kendi
halindeydi. Kz ona - ve kan kapl Ta'a- baktktan sonra ban
evirdi. Kzn ne dnd veya ne hissettii hakknda hibir fikri
yoktu. nemli de deildi. Aklayabilirdi...
Ona doru koan Kitiara adama sarld. Salon'dan bir tezahrat
sesi ykseldi.
"Tanis!" dedi kadn nefesi arasndan. "Gerekten de seninle birlikte hkm srmek iin yaratlmz! Muhteemdin, harikaydn!
Sana istediin her eyi.. .her eyi verebilirim..."
"Laurana'y da m?" diye sordu Tanis souk kanllkla, kalabah-pn
grltsne snarak. ekik gzleri; o, soyunu belli eden gz-er
Kitiara'mn kahverengi gzlerine dikilmiti.
337

Kit aceleyle bir l kadar sabit, teni bir l kadar bembeyaz olan
elf kadna bir bak att.
"Eer onu istiyorsan tabii." Kitiara* omuzlarn silktikten sonra
sadece onun duyaca kadar adama sokuldu. "Ama bana sahip
olacaksn Tanis. Gndzleri ordulara komuta edeceiz, dnyay
yneteceiz. Geceleri Tanis! Sadece bizim olacak; senin ve benim."
Nefesi sklamt; elleri adamn sakall yzn okamak iin uzand.
"Ta' bama yerletir sevgilim."
Tanis kadnn kahve rengi gzlerine baknca gzlerin samimiyet,
tutku ve heyecan ykl olduunu grd. Kitiara'nn tir tir titreyen,
sabrsz bedeninin kendi bedenine yaslanm olduunu hissediyordu.
Etrafnda askerler deliler gibi baryor, grlt bir dalga gibi
kabaryordu. Tanis yava yava G Tac'n kaldrd, ar ar
ykseltiyordu -ama Kitiara'nn deil- kendi bana doru.
"Hayr Kitiara," diye bard herkesin duyabilecei ekilde. "Birimiz hem gndz, hem gece hkm srecek: Ben."
Salon'da hiddetli grltlere karm kahkaha sesleri duyuluyordu. Kitiara'nn gzleri hayretle aldktan sonra hzla ksld.
"Sakn deneme," dedi Tanis, kadn kemerindeki baa uzanmaya
alrken elini tutarak. Kadn sk sk tutup, ona bakt. "imdi
Salon'dan ayrlacam," dedi yavaa, sadece kadnn kulana
konuuyordu, "Laurana'yla birlikte. Sen ve askerlerin buradan karkan bize refakat edeceksiniz. Bu korkun yerden salimen ktktan
sonra sana Ta' vereceim. Bana ihanet edersen Ta' hi alamazsn.
Anlyor musun?"
Kitiara'nn dudaklan alayla bkld. "Demek ki gerekten tek
umurunda olan o?" diye fsldad ineli ineli.
"Gerekten," diye cevap verdi Tanis. Kadnn kolunu daha da
sk kavraynca kadnn gzlerindeki acy grd. "Bunun iin ok
sevdiim iki kiinin ruhu zerine yemin ederim: Sturm Brightbla-de
ile Rint Fireforge. Bana inanyor musun?"
"Sana inanyorum," dedi Kitiara ac bir hiddetle. Baklarn
adama evirince tutuk bir hayranlk kvlcm bir kez daha gzlerinde oynat. "O kadar ok eye sahip olabilirdin ki..."
Tanis tek bir sz bile sylemeden kadn serbest brakt. Dnerek
srt onlara dnk, kalabaln biraz stne bakmakta olan La'
urana'ya doru yrd. Tanis kzn kolunu yakalad. "Benimle gel,"
diye emretti souk bir tonda. Tepesinde, Kralie'nin kara glgeden
suretinin, kim galip gelecek diye gcn akntsn dikkatle
338

gevrettiini, bu arada etrafndaki kalabaln da grltsnn arttn hissedebiliyordu.


Laurana yarmelfin temasyla irkilmedi. Hibir tepki vermedi.
Bal rengi salar dm dm olmu omuzlarna dklrken basn
yava yava hareket ettirerek ona bakt. Yeil gzler tanmadan
bakyordu, ifadeden yoksundu. Yarmelf bu gzlerde hibir ey
gremedi; ne korku vard, ne de fke.
Her ey yoluna girecek, dedi kza sessizce, kalbi parampara
olarak. Aklayacam...
Gms bir imek akt, altn salar ortal bulandrd. Bir
ey Tanis'in gsne arpt iddetle. Geriye doru sendeledi yanmelf, tkezlenirken Larurana' Rahat bir hareketle Kit'in klcn
knndan ekerek, klcn kabzasyla Kitiara'nn yzne vurup kadn
platformdan aaya devirdi. Dnerek platformun kenarna doru
kotu.
"Laurana dur!" diye bard Tanis. Kz yakalamak iin ileri atlacakken kl Rahat bir hareketle Kit'in klcn knndan ekerek, klcn kabzasyla Kitiara'nn yzne vurup kadn platformdan aaya devirdi. Dnerek platformun kenarna doru kotu.
"Laurana dur!" diye bard Tanis. Kz yakalamak iin ileri atlacakken klcn ucunu grtlanda hissetti.
"Kprdama Tanthalasa," diye emretti Laurana. Yeil gzleri heyecanla almt; klc tereddtsz bir kesinlikle tutuyordu. "Yoksa
lrsn. Eer mecbur kalrsam seni ben ldrrm."
Tanis ileri doru bir adm att. Keskin kl tenini yrtt. aresizlik iinde durdu. Laurana hznle glmsedi.
"Gryor musun Tanis? Artk senin bildiin aka muhta kk ocuk deilim. Babasnn saraynda yaayan, babasnn kk
prensesi deilim. Hatta Altn Kumandan bile deilim. Ben Laurana
'ym. Ve senin yardmn olmadan da istersem yaarm, istersem
lrm."
"Laurana dinle beni!" diye yalvard Tanis, kza doru bir adm
"aha atarken tenine batan klc yana ekmek iin uzand.
Laurana'mn dudaklarnn sk sk kapandn grd; yeil gzleri
parlad. Sonra, iini eken kz yava yava klc adamn zrhl
Sosne doru indirdi. Tanis glmsedi. Laurana omuzlarn srerek ani bir hareketle adam platformdan aaya ittirdi.
Kollar deliler gibi havay dven yanmelf aadaki zemine yua
nand. Derken -elinde klcyla- peinden atlayp hafife ayak339

larmn zerine konan Laurana'y grd.


O yere tm arlyla arpt, nefesi kesildi. G Tac bandandp takrtyla yuvarlanarak, cilal granit zemin zerinde kaycfo
Tepesinde Kitiara'nn hiddetle viyakladn duyabiliyordu.
"Laurana!" Nefesi kesilmi olmasna ramen barmak iin gayret
etti, lgnlar gibi kza bakmyordu. Gms bir imek grd.
"Ta! Bana Ta' getirin!" Kitiara'nn sesi kulaklarnda gmbrdyordu.
,

Ama tek baran o deildi. Toplant Salonu'nun her yannda


Yceefendiler ayaklanm askerlerine ilerlemelerini emrediyordu.
Ejderhalar havalanmlard. Karanlk Kralie'nin be bal bedeni
Sa.'on'u glgeyle doldurmu, kendisine en gl komutanlan -yani
galipleri- kazandracak olan bu g snav karsnda mest oluyordu.
Peneli ejderan ayaklan, izmeli goblin ayaklan, elik perinli
insan ayaklar Tanis'i ezdi. Ayakta durmaya abalayan yanmelf
ezilmemeye alarak o gm imei izlemeye alt. Bir kez
grd, sonra kaybetti; meydan kavgasnda yitmiti. Tam nnde
arpk bir yz belirdi, kara gzler akt. Bir mzrak ba brne
sapland.
Toplant Salonu'nda bir kemeke ba gsterirken Tanis homurdanarak yere dt.

340

Raistlin! Bu bir dnceydi, dile getirilmemiti. Caramon ko:umaya alt ama boazndan tek bir ses bile ykselmiyor-du.
"Evet kardeim," dedi Raistlin, her zamanki gibi ikizinin dncelerine cevap vererek. "O benim -yani amacnza ulamak iin
gemeniz gereken son muhafz; borazanlarn almas durumunda
Oranlklar Majestesi'nin burada hazr bulunmasn emrettii muhafz." Raistlin alay edercesine glmsedi. "Aslnda benim by
^zama ahmaka denin sen olduunu bilmeliydim..." Raist," diye
balad Caramon ve boulur gibi oldu. Bir an iin konuamad.
Korku, ac ve kan kaybndan ypran-^' souk su iinde titreyen
Caramon bu kadarn kaldramayaca-hissetti. Kara sularn bandan
ap kapanmas, gen ejderha-erini didik didik etmesi daha
kolaym gibi geldi. Ac bu ka-kt-olmazd. Sonra Berem'in
yanbanda kprdadn his-

341

setti. Adam pheyle Raistlin'e bakyor, anlyamyordu. Cara


mon'un koluna asld.
"Jasla aryor. Gitmemiz gerek."
Caramon hkrarak kolunu adamn elinden kurtard. Berem
ona kzgnlkla baktktan sonra dnerek tek bana yoluna devam
etti.
"Hayr dostum, kimse bir yere gitmiyor."
Raistlin ince elini kaldrnca Berem aniden artc bir ekilde
durdu. Hepadam baklarn, biraz tepelerindeki bir kaya kntsnda duran bycnn parlayan altn gzlerine evirdi. Sulayarak,
ellerini ovuturarak ilerideki tal stuna bakyordu Berem. Ama
kprdyamyordu. En az kaya zerinde duran byc kadar iddetli
ve korkun bir g yolunu kesmiti.
Caramon aniden gzlerine dolan yalan, gzlerini krptrarak
geitirdi. Kardeinin gcn hissederek, aresizlik hissine kar bir
sava verdi. Yapabilecei hibir ey yoktu... Raistlin'i ldrmeye
almaktan baka. Ruhu dehetle rperdi. Hayr, kendi lrd daha
iyi!
Caramon aniden ban kaldrd. yle olsundu. Eer lmem
gerekiyorsa dverek lrm -hep istemi olduum gibi.
Bu kendi kardeimin ellerinde lmem anlamna gelse bile.
Caramon'un baklar yava yava ikizininkiyle karlat.
"Artk siyah cbbe mi giyiyorsun?" diye sordu atlam dudaklar
arasndan. "Gremiyorum... bu kta..."
"Evet kardeim," diye cevaplad Raistlin, Byclk Asas'm,
gmmsu k zerine decek ekilde kaldrrken. En yumuak
kadifeden bir cbbe omuzlarndan dklyor, k altnda sanki etraflarn saran sonsuz geceden daha da siyahmcasna parldyordu.
Yapmas gereken eyin dncesiyle titreyen Caramon devam
etti, "Sesin de daha gr, deiik. Sana benziyor ... ama yine de sanki
sen deilsin..."
"Bu uzun bir hikye Caramon," diye cevap verdi Raistlin. "Zamanla duymasn renirsin. Ama u anda ok kt bir konumdasn
kardeim. Ejderan muhafzlar geliyor. Onlar Hepadam' yakalayp
Karanlk Kralie'nin nne gtrme emri aldlar. Bu onun sonu
olacak. O lmsz deil, seni temin ederim. Kralie'nin onun
varln zecek, onu frtnann rzgarlarnda srklenen ince ten ve
ruh eritleri haline getirecek byleri var. Sonra Karanlk K*3'
342

re onun kz kardeini yutarak -sonunda- tm gcyle ve hametiyle Krynn'e girebilecek. Dnyaya, cennet ve cehennemin her k-esine de o hkmedecek. Hibir ey onu durduramayacak."
"Anlamyorum..."
"Tabii ki anlayamyorsun sevgili kardeim," dedi Raistlin, sesinde
eski huysuzluunun ve alayclnn bir tns vard. "Sen Hepadam'm, yani tm Krynn zerinde bu sava bitirebilecek ve Karanlklar Kraliesi'ni glgeler diyarna gnderebilecek tek kiinin yannda duruyorsun. Ve anlamyorsun."
zerinde durmakta olduu kayann iyice kenarna doru ilerleyen
Raistlin asasna dayanarak aaya eildi. Kardeini yaknna
ard. Raistlin'in zerine bir by yapmasndan korkan Caramon
kprdyamadan olduu yerde titredi. Ama kardei sadece onu
dikkatle szmekle yetindi.
"Hepadam'n btn yapmas gereken birka adm daha atmas
kardeim ve sonra btn bu uzun yllar boyunca onun geri dnp,
onu kendi zerine alm olduu azaptan kurtarmasn beklerken
anlatlamayacak aclara tahamml etmi olan kz kardeiyle yeniden
birleebilecek."
"Peki o zaman ne olacak?" Caramon sendeledi; kardeinin gzleri
onu herhangi bir byden daha etkili, basit bir gle alkoyuyordu.
Kum saati biimli altn gzler ksld, Raistlin'in sesi yumuad.
Artk fsldamak zorunda olmad halde byc fsldamay daha
etkileyici buluyordu.
"Ksk yerinden kacak sevgili kardeim, kap da gm diye kapanacak. Karanlk Kralie de hiddetten uluyarak Cehennem'in derinliklerini boylayacak." Raistlin baklarn kaldrd ve soluk, ince
eliyle bir iaret yapt. "Bu...ktlkle bozulmu, yeniden doan bu
Istar Mabed'i... decek."
nce nefesi kesildi Caramon'un, sonra yz sertleti, ciddileti.
'Hayr, yalan sylemiyorum," diye cevap verdi Raistlin kardeinin
dncelerine. "Gerektiinde yalan sylemeyeceimden deil. Ama
sen de sevgili kardeim, hl sana yalan syleyemeyeceim
*adar birbirimize yakn olduumuzu greceksin. Ayrca yalan
s
ylemek iin bir nedenim de yok -gerekleri bilmen benim daha
ok iime yaryor."
Caramon'un akl zorlanyordu. Bunlarn hibirini anlamamt.
Ama
bu konuda dnecek zaman da yoktu. Arkasnda, tnel bo343

yunca gelen yanklardan ejderan muhafzlarn merdivenlerde oldn anlyordu. Yzndeki ifade sakinleti, yz kararla sertleti.
"O halde benim ne yapmam gerektiini biliyorsun Raist/' dedi.
"Sen gl olabilirsin ama yine de bynn ileyebilmesi iin konsantre olmak zorundasn. Ve eer bu gc bana kar kullanrsan
Berem senin gcnden kurtulmu olur. Onu ldremezsin" -Caramon btn kalbiyle Berem'in dinliyor olduunu ve sras gelince
harekete geeceini umuyordu- "bunu sadece Karanlk Kralien
yapabilir sannm. Yani geriye sadece..."'
"Sadece sen kalyorsun sevgili kardeim," dedi Raistlin yavaa.
"Evet, seni ldrebilirim..."
Dorularak elini kaldrd ve -daha Caramon baramadan, dnemeden, hatta kolunu bile kprdatamadan- sanki karanln
iine bir gne dm gibi bir ate topu ortal aydnlatt. Btn
gcyle Caramon'un zerinde patlayarak onu srt st kara sulara
devirdi.
Gzleri parlak kla yanan ve krleen, arpmann gcyle sersemleyen Caramon karanlk sulara gmlrken baylacan dnd. Sivri diler kollarn srarak etlerini kopardlar. Keskin ac
uyumakta olan hislerini geri getirdi. Ac ve dehetle baran Caramon bu lmcl derenin iinden drulabilmek iin deliler gibi
rpnd.
Kontrolsz bir biimde titreyerek ayaa kalkt. Kann tadn
alan gen ejderhalar ona saldryor, zvanadan km gibi deri izmelerine atlyorlard. Kolunu tutan Caramon aceleyle Berem'e baknca, adamn yerinden bir milim bile kprdamam olduunu byk
bir zntyle grd.
"Jasla! Buradaym! Seni kurtaracam!" diye bard Berem ama
byyle olduu yerde durmu kalmt. Yolunu kapatan grnmez
duvar deliler gibi yumrukluyordu. Adam kederinden neredeyse
delirmiti.
Raistlin nnde duran, plak kollarndaki syrlm derilerinden
kanlar akan kardeini souk kanllkla izledi.
"Glym Caramon," dedi Raistlin, ikizinin elem dolu gzlerine
souk bir ifadeyle bakarak. "Tanis'in aptalca yardm sayesin^6
Krynn zerinde beni geebilecek tek adamdan da kurtulmu oldum. Artk bu dnya zerinde by konusunda en gl benim
Ve daha da gleneceim... Kara Kralie'nin gitmesiyle!"

Caramon kardeine ryadaym gibi bakt, sylediklerini anlaattiyordu. Arkasnda, suyun iindeki aprtlar ve zaferle ba-an
ejderanlann sesini duyuyordu. Kprdyamayacak kadar aptallasm"- gzlerini kardeinden alamyordu. Ancak, Raistlin elini
kaldrp da Berem'e doru bir hareket yapmaya balaynca Caramon
belli belirsiz bir eyler anlamaya balad.
Bu hareketle Berem kurtulmutu. Hepadam arkasna Caramon'a ve su iinden ilerleyen, kvrk kllan asann nda imekler aktran ejderanlara doru bir bak frlatt. Son olarak kayann
zerinde uzun kara cbbesiyle duran Raistlin'e bakt. Sonra Berem
-tnel boyunca yanklanan nee dolu bir haykrla- tal stuna doru
frlad.
"Jasla, geliyorum!"
"Unutma kardeim" -Raistlin'in sesi Caramon'un aklnda yanklanyordu- "bu, ben byle olmasn arzu ettiim iin byle oluyor!"
Arkasna dnp bakan Caramon, avlarnn katn anlayan ejderanlann hiddetle lklar attn grebiliyordu. Ejderhalar Caramon'un deri izmelerini paralyorlard, yaralan da ok aryordu
ama o bunlarn farknda bile deildi. Tekrar dnerek Berem'in tal
stuna doru komasn bir ryadaym gibi seyretti. Hakikatten de
bu, gerekten ok bir ryaya benziyordu.
Belki de bu kendisinin hummal bir hayaliydi ama Hepadam
stuna yaklatka adamn gsndeki yeil ziynet Raistlin'in ate
topundan bile daha parlak bir kla maya balamt. Bu kta,
tal srunun iinde ldayan, solgun bir kadn formu belirdi. Sade,
deri bir tunik giyen kadn krlgan, sevimli bir gzellie sahipti; ince
ehresine gre ok gen duran gzleri Berem'e ok benziyordu.
Sonra, tam Berem kza yaklamken, suyun iinde durdu. Bir an
iin hibir ey hareket etmedi. Kllann peneli ellerinde sk sk
tutan ejderanlar kprtsz durdu. Anlayamadan, kaderlerinin her
naslsa dengede olduunu, herkesin bu adama bal olduunu ''elli
belirsiz fark etmeye baladlar.
Caramon artk ne havann, ne suyun souunu, ne de yaralan-nn
acsn hissediyordu. Artk korku, yeis veya mit de beslemiyordu.
Gzlerinde yalar birikti, boaznda ac veren bir yanma hissi
vard. Berem kz kardeine, ldrm olduu kz kardeine, em
aabeyinde, hem de dnyada mit kalmas iin kendisini kur-an eden
kz kardeine, bakt. Caramon Raistlin'in asasnn n-

344

345

da adamn soluk, hznle mahvolmu yznn acyla arpldln,


grd.
"Jasla," diye fsldad kollarn aarak, "beni affedebilecek rnj,
sin?"
Etraflarnda ar ar dnen suyun sesinden, hatralarn tesindeki zamanlardaki kayalardan szlen damlalardan baka hibir
ses yoktu.
"Aabeyciim, aramzda affedilecek bir ey yok." Berem Jasla'nn grnts kucaklamak iin kollarn amt; sevimli yz
huzur ve sevgi doluydu.
Anlalmaz bir ac ve nee lyla Berem kendini kz kardeinin
kollarna att.
Caramon gzlerini krptrd, nefesi kesilmiti. Grnt yok oldu.
Hepadam'n kendisini tah stuna, kenarlar entik entik sivri talar
etine batacak bir gle atmasn dehet iinde grd. Son l
korkun bir lkt -ama yine de zafer yklyd.
Berem'in bedeni iddetle sarsld. Kara kan deerli talarn zerine
dklerek klarn kesti.
"Berem, baaramadn. O bir hiti! Bir yalan..." Bouk bouk
baran Caramon, Berem'in lmeyeceini bildii iin lmekte olan
adama doru atld. Bu delilikti! O...
Caramon durdu.
Etrafndaki kayalar titredi. Yer ayaklarnn altnda sarsld. Kara
su hzl akntsn kesip aniden hareketsizleerek, tereddt iinde
kayalara doru alkalanmaya balad. Arkasndaki ejderanlann
korkuyla bardklarn duydu.
Caramon Berem'e bakakalmt. Adamn bedeni kayalara arpp
ylece yapmt. Sanki son bir ah eder gibi hafife oynad. Sonra
bir daha kprdamad. Bir an iin tal stun iinde iki soluk suret
prldad. Sonra gittiler.
Hepadam lmt.
Tanis ban Salon'un zemininden kaldrnca mzran tam ona
saplamak iin kaldrm olan bir hobgoblin grd. Hemen yuvarlanarak yaratn izmeli ayan yakalad gibi asld. Hobgoblin
byk bir iddetle yere dt; dt yerde baka renkte bir niforma giymi, baka bir hobgoblinin ban bir topuzla patlatt.
Tanis aceleyle ayaa kalkmt. Buradan kurtulmalyd! Laurana'y bulmalyd. Ejderamn teki ona doru atld. Sabrszlkla 1"

346

n yarata tam saplamt ki, beden taa dnmeden ekip al-' as


gerektiini hatrlayarak klcn kurtard. Sonra birinin ona
slendiini duydu. Dnnce Kitiara'nrt yannda duran, etraf iskelet
askerleriyle evrili Lord Soth'u grd. Kit'in gzleri nefretle Tanis'e
kitlenmiti; onu iaret ediyordu. Lord Soth elinin bir hareketiyle
iskeletimsi adamlarn ylan bal platformadan, nlerine geleni bir
lm dalgas gibi yokettirerek Tanis'in zerine doru yollad.
Tanis kamak iin dnse de kendini kalabala ksm buldu.
Arkasndaki tyler rperten gcn korkusuyla deliler gibi boutu.
Panik akln kaplayarak neredeyse akln bandan ald.
Sonra keskin bir atrt sesi duyuldu. Ayann altndaki yer sarsld. Herkes ayakta kalabilmek iin uratndan etrafndaki dv
de aniden duruverdi. Tanis, neler olduunu merak ederek etrafna
kararszca baknd.
Mozaik kapl koca bir kaya paras tavandan yuvarlanarak ezilmemek iin dalmaya alan bir ejderan grubunun zerine dt.
Bu kayay baka, derken baka kayalar da izledi. Mealeler duvarlardan devrildi; mumlar da derek kendi eriyikleri iinde sndler.
Yerden gelen gmbrt artt. Hafife dnp arkasna bakan Tanis
iskelet savalarn bile korkudan donmu, alevli gzleriyle
liderlerini aratrmakta olduklarn grd.
Yer aniden ayaklarnn altndan ekilip alnd sanki. Dmemek
iin bir stuna sarlan Tanis hayretle etrafna bakmyordu. Sonra
karanlk, zerine ezici bir yk gibi bindi.
Bana ihanet etti!
Karanlk Kralie'nin hiddeti Tanis'in aklna arpyordu; hiddet
ve korku o kadar glyd ki neredeyse kafatasn patlatacakt.
Ac iinde yksek sesle bararak ban tuttu. Takhisis -iinde bulunduu tehlikeyi fark edip de- dnyaya alan kapy kapatma-mak
iin aresizlik iinde bir yol ararken, karanlk da artt. Takhisis in
engin karanl her bir alevdeki sndrmt. Gecenin
Kanatlar Salon'u zifiri karanla bomutu.
Tanis'in etraf olduu gibi, bu zifiri karanlkta yuvarlanan, sene
'eyen ejderanlarla dolmutu. Subaylar bu kargaay bastrmaya/
Kralie'lerinin gcnn ekildiini hissettike askerleri arasn-a
yayldn fark ettikleri, panii nlemeye alyorlard. Tanis
ara'nm sesinin hiddetle tiz bir biimde nladn duydu; son-ra
aniden kesildi.
347

Istrap iindeki lklarn izledii korkun bir paralanma, atrdama sesi Tanis'i binann tmnn zerlerine yklacak olduh,
konusunda ikaz ediyordu.
"Laurana!" diye bard Tanis. lgnlar gibi ayakta durmaya
alarak kr krne, de kalka ilerlemeye alt ama korkudan
bir araya toplanm ejderanlar tarafndan ta zemine devrilip duruyordu. elikler takrdad. Bir yerlerde yeniden Kitiara'mn askerlerine
baran sesini duydu.
mitsizliiyle bouan Tanis tekrar .ayaa kalkt. Kolunu bir ac
syrd. Hiddetlenerek karanlkta ona doru savrulmu olan kalc
yana ittirip, kendisine saldran yarat tm gcyle tekmeledi.
Sonra bir paralanma, bir aynlma sesi dv bastrd. Nefessiz
bir an boyunca Mabed iindeki herkes yukarya, youn karanla
bakt. Sesler korkuyla kesildi. Karanlklar Kraliesi Takhiis, canl
formuyla bu dzlemde zerlerinde asl kalmt. Devasa bedeni
saysz renkle prldad. O kadar fazla, o kadar gz kamatrc, o
kadar akl kartrcyd ki insann duyulan onun korkun ihtiamn
kavnyamyordu; lmllerin aklndaki renkleri karartyor gibi
grnyordu Takhiis -Hem Btn Renklerin Hem de Hibirinin
Kraliesi.
Be bann bei de azlann sonuna kadar am, kalabalk gzlerinde dnyay yutacakm gibi ateler yanarken sanki her biri dnyay mahvedecekmi gibi duruyordu.
Her ey yok oldu, diye dnd Tanis yeis iinde. Bu mutlak
zafer an olsa gerek. Kaybettik.
Be ba da zaferle ahland... Kubbe biimindeki tavan yarlp
ald.
star Mabed'i eilip bklmeye, yeniden oluup, ekillenmeye,
karanlktan nceki zgn biimine geri dnmeye balamt.
Salon'un iindeki karanlk, dalgalandktan sonra ccelerin Gece
Kandili dedikleri Solinari'nin gm mlanyla param para oldu.

348

12

Ve kardeim, imdi hoakal."


Raistlin kara cbbesinin kvnmlanndan kk bir kre kard.
Ejderha kresini.
Caramon gcnn kendisinden emildiini hissetti. Elini sargsna
gtrnce sargnn kanla snlsklam ve yap yap olduunu fark
etti. Ba dnd, kardeinin asasndan kan k gzleri nnde gelip
gidiyordu. Uzaklarda, sanki bir ryadaym gibi ejderan-lann
dehetlerinden synlp ona doru gelmeye baladklarn duydu. Yer
ayaklannn altnda titriyordu; ya da belki de titreyen onun
ayaklanyd.
"ldr beni Raistlin." Caramon kardeine ifadeden yoksun
gzlerle bakyordu.
Raistlin duraksad, altn gzleri ksld.
"Onlann elinde lmeme izin verme," dedi Caramon, basit bir ri-

349

cada bulunur gibi. "Benim iin buna bir son ver, abuk abuk, o
kadarn bana borlusun..."
Altn gzler akmak akmak oldu.
"Sana borlu muyum!" Raistlin tslayan nefesini iine ekti. "Sana
borluyum ha!" diye tekrarlad boulur gibi bir sesle; yz asasnn
byl nda solgundu. Hiddetle dnerek elini ejderanla-ra doru
uzatt. Parmak ularndan imekler frlayarak yaratklarn
gslerine isabet etti. Ac ve hayretle viyaklayan yaratklar suya;
bebek ejderhalarn ksa srede kuzenlerini i i yemesiyle fokurdamaya balayacak ve kanla yemyeil olacak suya dtler.
Umursayamayacak kadar bitkin ve hasta olan Caramon bo bo
bakyordu. Takrdayan kllarn ve baranlarn seslerinin arttn
duydu. leri doru bezgin bezgin yrd, aya kayd ve kara sular
zerinden kapand...
Sonra, kendini karada buldu. Gzlerini krptrarak baklarn
kaldrd. Kardeinin yannda, kayaya oturmutu. Raistlin, asas
elinde yanna diz kmt.
"Raist!" Gzleri yaaran Caramon nefes ald. Titreyen elini uzatp,
kara cbbenin kadifemsi yumuakln hissederek kardeinin
koluna dokundu.
Raistlin souk bir edayla kolunu ekti. "unu iyi bil Caramon,"
dedi, sesi etraflarn saran karanlk sular kadar rperticiydi, "bu
kez hayatn kurtaracam; sonra gemiten bir ey kalmayacak.
Sana daha fazla bir ey borlu deilim."
Caramon yutkundu. "Raist," dedi yavaa, "ben-benim niyetim
aslnda..."
Raistlin onu duymamazla geldi. "Ayakta durabilecek misin?"
diye sordu serte.
"Sa-samrm durabilirim," dedi Caramon tereddtle. "Se-sen bizi
buradan kartmak iin -o eyi- kullanamaz msn?"- Ejderha kresini
iaret ermiti.
"Kullanabilirim ama byk bir ihtimalle sen bu yolculuktan pek
holanmazsn kardeim. Ayrca, yannda gelenleri unuttun mu?"
"Tika! Tas!" diye kesildi Caramon'un nefesi. Islak kayalar tutarak
kendini ekip ayaa kalkt. "Ve Tanis! Ya o..."
'Tanis kendinden sorumlu. Ona olan borcumu on kere dedim," dedi Raistlin. "Ama belki dierlerine de borcumu derim."
Pasajn sonundan barlar, arlar geliyordu; Kralielerinin
son emirlerine itaat eden kara bir asker grubu, karanlk sulara dal-

di.

Caramon yorgun bir halde elini klcnn kabzasna koyuyordu


ki kardeinin souk, kemikli parmaklar onu durdurdu.
"Hayr Caramon," diye fsldad Raistlin. nce dudaklar suratsz
bir tebessmle ayrld. "Artk sana ihtiyacm yok. Artk sana ihtiya
duymayacam... bir daha hi. Seyret!"
Aniden yeralt maarasnn karanl, Raistlin'in bysnn
ateli gcyle gndz gibi aydnlanmt. Klc elinde kalan Caramon'un btn yapabildii kara cbbeli kardeinin yannda durup
korku iinde Raistlin'in byleriyle birbiri ard sra den dmanlar
seyretmekti. Raistlin'in parmak ularndan imekler akyor,
ellerinden alevler fkryor, hayaletler beliriyordu; hayaletler o kadar
korkuntu ki sadece grmek bile insan korkudan ldrebilirdi.
Goblinler, Raistlin'in tek bir szyle maaray sava nameleriyle doldurup, sonra yine bir emriyle yok olan bir alay valyenin
mzraklaryla deilip lklar atarak dtler. Bebek ejderhalar
dehet iinde yumurtadan ktklar karanlk ve gizli yerlerine geri
dndler; ejderanlar alevler iine kararp bztler. Kralie'leri-nin
son emriyle merdivenlerden aaya bir oul gibi inen kara ermiler
prldayarak uan mzraklarla mhlannca son dualar strap iinde
kan beddua ulumalarna dnmt.
En sonunda bu gen zpkty ortadan kaldrmak iin Tarikat'n
en yallar olan Kara cbbeliler geldi. Fakat byk bir hayal knklyla -ne kadar yal olurlarsa olsunlar- Raistlin'in gizemsel bir biimde daha yal olduunu grdler. Onun gc olaanstyd;
bir an iinde onun yenilemeyeceini anladlar. Hava dua mrltlan
yla doldu ve birer birer, geldikleri hzla yok oldular -birou Raistlin'e derin bir saygyla eildikten sonra temenni bylerinin kanatlarnda gitmilerdi.
Sonra her ey sessizlemiti; tek ses suyun tembel devrinin sesiydi. Byclk Asas kristal n yayyordu. Her saniye
Mabed'i bir titreme sarsyor, Caramon'un tepelerine telala bakmasna
neden oluyordu. Sava ancak birka dakika srm olmalyd 019
Caramon'un sanrl beynine, kardeiyle birlikte bu korkun yerde
btn hayatlar boyunca kalmlar gibi geliyordu.
Son byc de karanlk iinde eriyince Raistlin kardeine bakiin dnd.
Gryor musun Caramon?" dedi buz gibi edayla.

350
351

Gzleri fal ta gibi alm koca sava hi sesini karmadan


ban sallad.
Her yer sarslyor, derenin suyu kayalara doru alkalanyordu
Maarann sonundaki tal stun titreyerek paraland. Toz gibj
ufalanm kayalarn dkntleri kmekte olan tavana bakan Cara
mon'u n yzne yamaya balamt.
"Bu ne demek oluyor? Neler oluyor?" diye sordu telala.
"Son, demek oluyor," diye beyan etti Raistlin. Kara cbbesine
iyice sarnarak tedirginlikle Caramon'a bakt. "Buradan ayrlmalyz. Yeterince gl msn?"
"Evet, bana biraz zaman ver," diye homurdand Caramon. Kendini
kayalardan uzaklatrarak ileri doru bir adm attktan sonra
sendeledi, neredeyse dyordu.
"Tahmin ettiimden daha gszm," diye mrldand, brn
acyla tutarak. "Dur bir... nefesleneyim." Bembeyaz bir yzle, alnndan terler boalarak dorulan Caramon ileri doru bir adm daha
att. Raistlin kardeinin kendisine doru sendeleyerek geliini
suratszca glmseyerek seyretti. Sonra byc kolunu uzatt.
"Bana dayan kardeim," dedi yavaa.
Toplant Salonu'nun kemerli koca tavannda koca bir yark almt. Koca ta bloklar Salon'un zeminine derek altndaki btn
canllar ezdi. Salon'da yaanan kaos derhal yerini dehet verici bir
panie brakt. Liderlerinin kat komutlarna; bu komutlar destekleyen krba ve kl darbelerini duymamazla gelen ejderanlar
Mabed'in knden kurtulmak iin sava veriyorlar, hayvan gibi komutanlan da dahil olmak zere- her nlerine geleni katlediyorlard. Zaman zaman son derece gl olan Ejderha Yceefendileri'den bazlar ahsi muhafzlarn denetim altna alabilerek kamay baaryordu. Fakat birka dm, kendi askerleri tarafndan
paralanm, den kayalar altnda veya ayak altnda inenerek
ezilmiti.
Tanis bu kaos arasndan yolunu bulmaya alrken aniden, grmek iin tanrlara yalvard eyi grd: Solanari'nin nda bir
mum alevi gibi parlayan altn sal bir ba.
Bu kargaa iinde duyulmasnn mmkn olmadn bile bil*
"Laurana!" diye bard. lgnlar gibi kza doru yolunu amay3
alt. Havada umakta olan bir kaya paras yanana batt. Tanis
kanlarn lk lk boynundan szldn hissediyordu ama ne
352

kann, ne acnn bir gereklilii yoktu ve ksa bir sre sonra da kza
ulamak iin verdii ura iinde bir araya toplaan ejderanlar sopalayp, baklayp, tekmeleyerek yolunu aarken bunlar unuttu
bile- Yava yava kza yaklasa da kalabaln hareketleriyle yine
uzaklayordu.
Kz girilerden birine alan kaplardan birinin yaknnda durmu ejderanlarla dvyor, uzun sren sava iindeki aylarda kazanm olduu beceriyle Kitiara'nn klcn kullanyordu. Laurana
tam, dmanlann alt ederek bir an iin tek bana durmaktayken
neredeyse kza yetiiyordu.
"Laurana bekle!" diye bard kaosu bastran bir sesle.
Kz onu duydu. Methap altndaki odada ona bakarken Tanis kzn
gzlerinin sakin, baklarnn kprtsz olduunu grd.
"Elveda Tanis," diye seslendi Laurana ona elfe. "Sana hayatm
borluyum, ruhumu deil."
Bu szle birlikte dnen kz, giri holnn eiine admn atarak
ondan ayrld, kapnn gerisindeki karanlkta gzden kayboldu.
Mabed tavan'nn bir paras ta zemine kerek Tanis'i enkaz
yamuruna tuttu. Bir an iin kzn arkasndan bakarak bezgin bezgin
durdu. Gzlerinden birine kan damlyordu. Ne yaptn farkna
bile varmadan kan sildikten sonra aniden glmeye balad.
Gzyalar kanla karmcaya kadar gld. Sonra kendini toparlad
ve kan bulanm klcn kavrayarak kzn arkasndan karanlkta
kayboldu.
"Gittikleri koridor bu Raist-Raistlin." Caramon kardeinin ismini
sylerken dili dolanmt. Her nedense eski takma ad, bu kara
cbbeli, sessiz surete yakmyordu.
Zindancnn masasnn yannda, hobgoblinin cesetinin yaknlarnda durdular. Etraflarnda duvarlar delirmi gibi hareket ediyor,
yer deitiriyor, ufalanyor, eilip bklyor, yeniden ekilleniyordu.
Grnt Caramon'u belirsiz bir dehetle doldurdu, hatrlayamad
bir kbus gibi. O yzden gzlerini kardeinden hi ayrmyordu,
Raistlin'in ince koluna kranla yapmt. En azndan o etten ve
kandan bir eydi, bu dehet verici ryann ortasnda bir gerek.
"Nereye ktn biliyor musun?" diye sordu Caramon dou koridoruna doru bakarak.
"Evet," diye cevap verdi Raistlin ifadesizce.
353

Caramon zerine bir korkunun ktn hissetti. "Biliyorsun... onlara bir eyler oldu..."
"Ahmaklk ettiler," dedi Raistlin ac ac. "Rya onlar uyarmt" kardeine bakt- "ayn dierlerini uyarm olduu gibi. Yine de
zamannda yetiebilirim ama acele etmemiz gerek. Dinle!"
Caramon baklarn merdiven boluuna doru kaldrd.
zerlerinde, zindanlarn yklmasyla serbest kalm yzlerce mahkumun kan engellemeye alan peneli ayaklarn sesini duyabiliyordu. Caramon elini klcnn zerine koydu.
"Kes unu," diye atld Raistlin. "Bir an iin dn! Hl zerinde
zrhlar var. Onlar bizimle ilgilenmiyor. Karanlk Kralie gitti. Artk
ona itaat etmiyorlar. Onlar sadece ganimet peindeler. Benim
yanmda kal ve yrmeye devam et."
Derin bir nefes alan Caramon kendisine syleneni yapt. Gcnn
bir ksmn geri kazanmt ve artk kardeinin yardm olmadan da
yryebiliyordu. Onlara yle bir baktktan sonra yollarna devam
eden ejderanlara kulak asmayan iki karde koridor boyunca ilerledi.
Burada duvarlar hl biim deitiriyor, tavan sarslyor zemin de
kabanyordu. Arkalarnda, zgrlkleri iin savaan tutsaklarn
korkun bartlarn duyabiliyorlard.
"En azndan kimse bu kapy korumuyordur," dedi Raistlin ilerisini iaret ederek.
"Ne demek istiyorsun?" diye sordu Caramon durup kardeine
telala bakarak.
"Kapda tuzak var," diye fsldad Raistlin. "Ryay hatrlyor
musun?"
Yz l gibi kl rengi olan Caramon koridor boyunca kapya
doru hzla koturdu. Kukuletal ban sallayan Raistlin arkasndan
yavaa gidiyordu. Keyi dnnce kardeinin yerdeki iki bedenin
zerine eilmi olduunu grd.
"Tika!" diye inledi Caramon. Hareketsiz, kl rengi yzden kzl
bukleleri geri iten adam kzn boynundan nabzna bakt. Bir an iin
gzleri minnettarlkla kapand. "Yo Tas...Yo!"
Adn duyunca kenderin gzleri yava yava ald, sanki gz
kapaklan kaldramyaca kadar arm gibi.
"Caramon..." dedi Tas tutuk tutuk fsldayarak. "ok zgnm..."
"Tas!" Caramon ateler iindeki minik bedeni koca kollarna ald.
Onu sk sk tutarak kollarnda sallamaya balad. "t Tas,
354

konuma.
Kenderin bedeni katlarak seyiriyordu. Etrafna ac bir hznle
bakman Caramon Tasslehoff un keselerinin yere yaylm olduunu
grd, iindekiler bir ocuun oyun odasndaki oyuncaklar gibi
etrafa yaylmt. Caramon'un gzleri yaard.
"Tika'y korumaya altm..." diye fsldad Tas, acyla titrerken,
"ama yapamadm..."
"Onu kurtardn Tas!" dedi Caramon, boulur gibi. "lmemi.
Sadece yaral. yi olacak."
"Gerekten mi?" Tas'n ateler iinde yanan gzleri daha sakin
bir kla parladktan sonra snd. "Korkarm- korkarm ben pek
iyi deilim Caramon. Ama -ama bylesi daha iyi; gerekten. Benben Flint'i greceim. Beni bekliyor. Orada tek bana kalmamal.
Geri nasl oldu da...bensiz gitti bilmiyorum..."
"Nesi var?" diye sordu Caramon kardeine; tam Raistlin hzla,
anlalmaz bir eyler gevelemeye balayan kenderin zerine eilirken.
"Zehir," dedi Raistlin, gzleri meale nda parlayan altn ineye dikilmiti. Uzanan Raistlin hafife kapya dokundu. Kilit
ald, kap menteelerinde dnd ve hafife ald.
Darda lmekte olan Mabed'ten kaan Neraka'h askerlerin ve
klelerin lklar, bartlan geliyordu. Tepelerindeki gkyz
ejderhalarn kkremeleriyle nlyordu. Yceefendiler bu yeni
dnyada kim baa geecek diye kendi aralarnda dvmeye balamt. Tm bunlar dinleyen Raistlin kendi kendine glmsedi.
Dnceleri koluna yapan bir elle bozuldu.
"Ona yardm edebilir misin?" diye bilmek istedi Caramon.
Raistlin lmekte olan kendere bir bak att. "ok uzaklam,"
dedi byc souk bir edayla. "Bu gcmn bir ksmn ekecektir
ve henz buradan kurtulmadk kardeim."
"Ama onu kurtarabilir misin?" diye srar etti Caramon. "Bu kadar
gcn var m?"
Tabii ki," diye cevap verdi Raistlin omuzlann silkerek.
Tika kprdand, anyan ban tutarak oturdu. "Caramon!" diye
bard mutlulukla, sonra baklar Tas'a kayd. "Yo hayr..." diye
fsldad. Kendi aasn unutan kz kan iindeki elini kenderin al-Wna
koydu. Kzn temasyla kenderin gzleri alevlenerek ald
> faz tanmad. Istrapla haykrd.
Onun haykrlar zerine, koridor boyunca koup gelmekte
355

olan peneli ayaklarn sesini duydular.


Raistlin -kardeine bakt. Tas', gerektiinde bu kadar da nazik
olabilen koca elleriyle tutmutu.
Beni de byle tamt, diye dnd Raistlin. Gz kendere
gitti. Genlik gnlerinin hayat dolu hayalleri, artk lm olan
Flint'le birlikte ktklar kaygsz maceralar. Sturm de lmt
Gneli lk gnler, Solace'da tomurcuklanan vallen aalarnn yeil
yapraklaryla dolu gnler... Son Yuva Han'ndaki geceler...artk
kararm, paralanm, vallen aalan yaklm, yklmt.
"Bu benim son borcum," dedi Raistlin. ."Tamamen dendi." Caramon'un yzndeki minnettarlk baklarn grmemezlie gelerek
talimat verdi, "Onu yere yatr. Senin ejderanlarla ilgilenmen gerek.
Btn dikkatimi bu byye vermem gerekecek. Beni rahatsz
etmelerine izin verme."
Caramon Tas' kibarca Raistlin'in nne uzatt. Kenderin gzleri
sabitlemi, bedeni kaslma nbetleriyle sertlemiti. Boaznda-ki
nefesi hrldyordu.
"Unutma kardeim," dedi Raistlin souk bir edayla, kara cbbesinin bir sr gizli cebinden birini yoklarken, "sen bir Ejderha
Ordusu subay kyafetindesin. Eer mmknse kurnaz olmaya al."
'Tamam." Caramon Tas'a son bir kez baktktan sonra derin bir
nefes ald. "Tika," dedi, "kprdama. Baygn numaras yap..."
Tika ban sallayp itttkarlikla gzlerini kapayarak yeniden
uzand. Raistlin Caramon'un koridordan aaya tangrdyarak
gittiini ve konuan gr sesini duyduktan sonra bysne konsantre olan byc kardeini de, yaklaan ejderanlar da, her eyi
unuttu.
ceplerinden birinden parlak beyaz bir inci kartan Raistlin
bunu bir elinde tutarken, dier ceplerinden birinden grimtrak yeil
bir yaprak kartt. Kenderin kenetlenmi enesini aan Raistlin
yapra Tasslehoff'un imi dilinin altna koydu. Byc bir an
inciyi inceleyip, bir bynn karmak szlerini hatrlayarak sonunda doru srada hatrladna ve her birini doru telaffuz ettiine
emin oluncaya kadar aklndan tekrarlad. Sadece ve sadece tek bir
ans vard. Eer baarsz olursa sadece kender lmekle kalmaz,
kendisi de lebilirdi.
nciyi kendi gsne, tam kalbinin zerine yerletiren Raistlin
gzlerini kapatarak bynn szlerini sylemeye, her rrusray alt

k v. tekrarlamaya ve her seferinde sesinde gerekli olan deiiklikle-.


vapmaya balad. Vecd halinde titreyerek bynn kendi yaam
Tcnn bir parasn ekip incinin iine hapsettiini ve bedeninden
aktn hissetti.
Bynn ilk blm tamamlannca Raistlin inciyi kenderin
kalbinin zerinde, havada tuttu. Bir kez daha gzlerini kapatarak, bu
kez sondan baa doru, karmak byy tekrarlad. Yava yava
inciyi elinde ezerek yanardner tozu Tasslehoff'un sert bedeni
zerine serpti. Raistlin bir sona gelmiti. Bitap bir halde gzlerini
at ve zafer iinde kenderin yzndeki hatlardaki acnn silinip yerine
huzur brakm seyretti.
Tas'm gzleri hzla ald.
"Raistlin! Ben- tuuh!" Tas yeil yapra tkrd. "I! Ne iren
bir eydi o yle? stelik nasl oldu da azma girdi?" Ba dnerek
dorulup oturan Tas keselerini grd. "Hey! Kim kartryordu
benim eyalarm?" Bycye sularcasna baktktan sonra gzleri
fal ta gibi ald. "Raistlin! zerinde Kara cbbe var! Ne harika!
Dokunabilir miyim? Aa, tamam. Bana yle dik dik bakmana gerek
yok. Yani o kadar yumuak grnyorlar ki. Sylesene, bu artk
tamamen kt oldun anlamna m geliyor? Ben seyredeyim diye
tamamen kt bir ey yapabilir misin benim iin? Biliyorum! Bir
keresinde bir byc bir iblis armt. Sen de yapabilir misin?
Kck bir iblis? Sonra hemen geri yollarsn. Hayr m?" Tas
hayal krklyla iini ekti. "Eh -Hey Caramon o ejde-ranlarn
senin yannda ileri ne? Peki ya Tika'nm nesi var? Ay Caramon
ben..."
"eneni kapat!" diye kkredi Caramon. Hiddetle kalarn atarak
kendere bakan Caramon eliyle Tas ile Tika'y iaret etti. "Bycyle
bu tutsaklan Yceefendi'mize geritiriyorduk ki ba kaldrdlar.
Bunlar kymetli tutsaklardr, zellikle de kz. Kender de mahir bir
hrsz. Onlar kaybetmek istemiyoruz. Sanction'daki pazarda iyi para
ederler. Karanlk Kralie gittiine gre, her koyun kendi bacandan
aslacak h, ne dersin?"
Caramon ejderanlardan birini dirseiyle drtt. Yaratk ona katlarak hrlad; kara srngenimsi gzleri Tika'ya kilitlenmiti.
"Hrszm!" diye bard Tas hiddetle, tiz sesi koridor boyunca
nlyordu. "Ben..." Gya komada olmas gereken Tika'dan bir dirsek
yeyince yutkunarak, aniden susuverdi.
"Ben kza yardmc olurum," dedi Caramon, ehvetle bakmakta

356

357

olan ejderana kzgn kzgn bakarak. "Sen kendere gz kulak ol ve


sen de bycye yardm et. By yapt iin kendini zayf hissediyor."
Raistlin'in nnde hrmetle eilen ejderanlardan biri ayaa
kalkmasna yardmc oldu. "Siz ikiniz" -Caramon askerlerin geri
kalann sraya sokuyordu- "nden gidin de ehirden kncaya kadar
bizi kollayn. Belki bizimle Sanction'a gelirsiniz," diye devam etti
Caramon, Tika'y ayaa kaldrrken. Ban sallayan kz, sanki
kendine geliyormu numaras yapt.
lerinden biri Tas' yakasndan tutup da kapya doru itelerken
ejderanlar "tamam" anlamnda birbirlerine bakarak srttlar.
"Ama eyalarm!" diye zrlad Tas, dnerek.
"Yr!" diye hrlad Caramon.
"Ay ey," diye iini ekti kender, gzleri sevgiyle kan kapl zemine yaylm deerli eyalarnda oynarken. "Her halde bu maceralarmn sonu deildir. Neyse, sonra annem hep bo cepler daha
ok ey alr, derdi."
ki ejderann peinden de kalka ilerleyen Tas yldzl gkyzne bakt. "zr dilerim Flint," dedi yavaa. "Beni, azck daha
bekle."

13

-anis tam antreye girerken o kadar byk bir deiiklik olmutu


ki, bir an neredeyse hibir ey anlamas mmkn olmamt.
Bir dakika nce byk bir kalabaln iinde ayakta
kalabilmek iin savarken, bir dakika sonra Kitiara ve askerleriyle
birlikte Toplant Salonu'na girmeden nce bekledii giri holne
benzeyen serin, karanlk bir odada bulmutu kendini.
Etrafna hzla baknca tek bana olduunu grd. inden, bu
lgn aray iinde deliler gibi bu odadan dar kmak gese de
Tanis phtlaarak gzlerini kapatmaya balayan kam silmek ve bir
n
efes almak amacyla kendini durmaya zorlad. Mabed'in giriiyle
ilgili neler grm olduunu hatrlamaya alt. Toplant Salonu'nun evresinde bir halka oluturan hollerin her biri Mabed'in n
ksmna dne dolaa ilerleyen koridorlara balyd. Bir zamanlar,
ok nceleri, star'da bu koridorlar mantkl bir dzenle kurulmu
olmalydlar. Fakat Mabed'in bozulmasyla bunlar anlamsz bir la-

358

359

birent halini almlard. O, koridorlarn devam ettiini dnrken


aniden bitiveriyorlar; aslnda hibir yere kmyormu gibi gcv
rnnler de, sanki sonsuza kadar devam ediyorlard.
Tavandan tozlar serpiirken ayaklarnn altndaki zemin de sallanp duruyordu. Duvardaki resimlerden biri byk bir grltyle
yere dt. Tanis'in, Laurana'nn nerede bulunabilecei ile ilgili
hibir fikri yoktu. Btn bildii onu buraya girerken grdyd.
Kz Mabed'e hapsedilmiti ama zindanlar yer altndayd. Getirilirken kzn etrafn fark edip etmediini, dar nasl kabilecei
hakknda bir fikri olup olmadn merak etti. Sonra Tanis kendisinin
de nerede bulunduu ile ilgili belli belirsiz bir fikre sahip olduunu
fark etti. Hl snmemi olan bir meale bularak ald ve odann
etrafna tuttu. zeri duvar rts kapl, krk tek bir mentee
zerinde hareket eden bir kap savrularak ald. Kapdan baknca,
kapnn az aydnlatlm bir koridora aldn grd.
Tanis'in nefesi kesildi. Artk, kz nasl bulabileceini biliyordu!
Holde bir rzgar esti -baharn kokularyla keskinleen, gecenin
kutlu huzuruyla serinlemi temiz bir hava akm sol yanana arpt.
Laurana da bu nefesi hissetmi olmalyd; o da bu yolun Mabed'ten
ktn tahmin etmi olmalyd. Tanis bandaki arya kulak
asmadan, yorgun kaslarn emirlerine ittat etmeye zorlayarak, hzla
hol boyunca kotu.
_ Aniden, baka bir odadan km olan bir grup ejderan belirdi
nnde. Hl Ejderha Ordusu niformasn tadn hatrlayan
Tanis onlar durdurdu.
"Elf kadn!" diye bard. "Kamamas gerek. Onu grdnz
m?"
Aceleci hrltlarndan anlald kadaryla bu grup onu grmemiti. Tanis'in karlat bir sonraki grup gibi. Fakat hollerin arasnda dolanp etraf yamalayan iki ejderan, sylediklerine gre
onu grmlerdi. Zaten Tanis'in gitmekte olduu yn iaret ettiler,
belli belirsiz. Tanis'in morali yerine geldi.
Bu arada Salon'daki kavga bitmiti. Hayatta kalmay baaran
Ejderha Yceefendileri oktan kamlar ve Mabed surlar dnda
konulandrlm kuvvetlerinin bana gitmilerdi. Kimi savayordu.
Kimi brakm, kimin kazanacan seyrediyordu. Herkesin aklnda
iki soru vard. Birincisi: Ejderhalar kinci Ejdarha Sava-'nda olduu
gibi Kralieleri ile birlikte yok mu olacaklard yoksa dnyada m
kalacaklard?

360

Ve ikincisi: Eer ejderhalar kalacak olsa, bunlarn efendisi kim


olacakt?
Tanis, bazen yanl yerlerden dnd iin karsna duvar ktnda ac ac kfrediyor yeniden meltemi yznde hissettii yere
dnerek hollerden koarken, Tanis de akl karm bir halde bunlar
dndn fark etti.
Fakat zamanla hibir ey dnemeyecek kadar yorulmaya balad
Yorgunluk ve acnn bedelini demeye balamt. Bacaklar
arlat, bir adm atmak bile byk bir aba istiyordu. Ba zonkluyordu, gzlerinin zerindeki kesik de yeniden kanamaya balamt. Yer, ayaklarnn altnda sarslmaya devam ediyordu. Heykeller kaidelerinden devriliyor, tavandan talar dyor, toz bulutlaryla zerine yayordu.
Umudunu yitirmeye balamt. Kzn gitmi olabilecei tek
ynde gittiinden emin olduu halde, yanndan geen birka ejderan
kz grmemilerdi. Ne olmu olabilirdi? Yoksa... Yo, bunu
dnmemeliydi. Yzne arpan ho kokulu havadan, yanndan
geen dumandan bi-haber, yoluna devam etti.
Mealeler yangnlar karyordu. Mabed yanmaya balamt.
Derken dar bir koridordan ap bir dknt ynna trmanrken
bir ses duydu Tanis. Nefesini tutarak durdu. Evet, ite yine
duymutu -tam nnden geliyordu. Duman ve toz arasndan bakarken, klcn eline ald. Son karlat ejderanlar hem sarhotu,
hem de ldrme heveslisiydi. lerinden biri Tanis'i Karanlk Lady
ile grdn hatrlayncaya kadar yalnz bana gezen bir insan
subay onlara ho bir av gibi gelmiti. Ama bir dahaki sefere bu kadar
ansl olmayabilirdi.
Tavann bir ksm gm olduu iin nndeki koridor yknt
halindeydi. Zifiri bir karanlk vard -elindeki meale tek k kaynayd-; Tanis a duyduu ihtiya ile k nedeniyle grlebil-me
korkusu arasnda gidip geliyordu. Sonunda mealenin yank
durmas riskini gze almaya karar verdi. Eer buralarda karanlk
iinde dolaacak olsa, Laurana'y bulmasna imkn yoktu.
Bir kez daha zerindeki kyafete gvenmek zorundayd.
"Kim var orada?" diye kkredi kaba bir sesle, mealesini byk
bir cretle ykk dkk koridora uzatarak.
Parldayan bir zrh ile koan biri gzne takld ama bu suret
ondan uzaa doru kouyordu -ona doru deil. Bir ejderan iin
tuhaf bir hal... Yorgun beyni ondan adm geriden geliyor gibiy-

361

di. Sureti artk ak seik grebiliyordu; kvrakt, inceydi ve haddinden fazla hzl kouyordu...
"Laurana!" diye bard, sonra elfe, "Quisalas!"
Yolu zerindeki krk stunlara, mermer bloklara kfrler eden
Tanis tkezlendi, kotu, tkezlendi, dt ve sonunda kza yetiinceye kadar aclar iindeki bedenini zorlad. Kz kolundan yakalayan
yarmelf srkleyerek durdurduktan sonra btn yapabildii
duvara doru ylrken kza sk sk sarlmakt.
Ald her nefes ateler saan bir strapt. Ba o kadar dnyordu ki bir an iin baylacan dnd. Ama kz lmne yakalam, elleriyle olduu kadar gzleriyle de kavramt.
imdi ejderanlarn neden kz grmediklerini anlad. Gm
zrhn kartp, l bir savadan ald ejderan zrhna brnmt. Bir an sadece Tanis'e bakmaktan baka bir ey yapamad.
Kz onu nce tanyamamt ve neredeyse klcyla deecekti. Onu
tek durduran ey elfe sevgili kelimesi quisalas olmutu. O -ve yarmelfin yzndeki youn strap.
"Laurana," dedi Tanis, Raistlin'inki gibi titrek bir sesle, "beni brakma. Bekle...beni dinle, ltfen!"
Laurana kolunu evirerek adamn elinden kurtuldu. Ama brakp
gitmedi. Tam konumaya balamt ki binay titreten baka bir
sarsnt onu susturdu. zerlerine toz, toprak yamaya balaynca
Tanis Laurana'y yanna ekip, kendisini ona siper etti. Korku iinde
birbirlerine sarldlar; derken her ey geti. Ama karanlkta kalmlard. Tanis mealeyi drmt.
"Buradan kmalyz," dedi titrek bir sesle.
"Yaral msn?" diye sordu Laurana buz gibi bir sesle, bir kez daha
kendini adamn kollarndan kurtarmaya alarak. "Eer yleyse sana
yardm edebilirim. Deilsen, bir daha vedalamak zorunda
kalmayalm. Ne olduysa..."
"Laurana," dedi Tanis yavaa, ar ar nefes alp vererek, "senden
anlaman beklemiyorum -ben de anlamyorum. Senden affetmeni de
istemiyorum -ben kendimi affedemiyorum. Seni sevdiimi, hep
sevmi olduumu syleyebilirim. Ama bu doru olmaz nk ak
nce kendisini seven birinden gelmelidir ve u anda ben kendi
grntme dahi tahamml edemiyorum. Sana btn syleyebileceim Laurana..."
"!" diye fsldad Laurana eliyle Tanis'in azn rterek. "Bir
ey duydum."

362

Karanlkta birbirlerine yaslanp uzun sre etraf dinleyerek durup


beklediler. lk bata kendi nefeslerinden baka bir ses duyamamlard.
Hibir ey, hatta o kadar yakn olmalarna ramen birbirlerini bile
gremiyorlar. Derken bir meale onlar kr ederek parlad ve
biri konutu.
"Laurana'ya btn syleyebilecein ne Tanis?" dedi Kitiara neeli
bir sesle. "Devam et."
Elinde plak bir kl parlad. Klta -hem al, hem yeil- kanlar
parlyordu. Yz talarn tozundan bembeyaz olmutu; dudamdaki bir yaradan enesine kan szyordu. Gzleri yorgunlukla glgelenmiti ama tebessm her zamanki kadar ekiciydi. Kanl klcn knna sokarak lime lime olmu pelerinine sildii ellerini ne
yaptnn farkna bile varmadan kvrck salarna daldrd.
Tanis'in gzleri yorgunluktan kapanmt. Yz yalanm gibiydi; ok fazla insana benziyordu. Ac ve yorgunluk, hzn ve
sululuk duygusu izini, ebedi elf genliinde sonsuza kadar brakacakt. Laurana'nn gerginletiini, elinin klcna gittiini hissetti.
| "Brak gitsin Kitiara," dedi Tanis yavaa, Laurana'y sk sk tu,-I
tarak. "Sen verdiin sz tut, ben de kendiminkini tutaym. Brak onu
surlarn dna gtreyim. Sonra geri gelirim..."
"Gerekten de geleceini biliyorum," dedi Kitiara, ona alayc bir
hayretle bakarak. "Seni, Yarmelf perken, klm bile kprdamadan
ldrebileceimi daha anlamadn m? Hayr, sanrm anlamamsn.
Bunun elf kadn iin en korkun ey olduunu bildiim iin bile seni
u anda ldrebilirim aslnda." Alevli mealeyi Laurana'ya doru
tuttu. "Bak -yzne bak!" Kitiara kmseyerek kza bakt. "u ak
dedikleri ne zayf, ne takatsiz bir ey!"
Kitiara'nn eli yine salarn kartrd. Omuzlarn silkerek etrafna
baknd. "Ama zamanm yok. Her ey harekete geti. Byk eyler.
Karanlk Kralie yenildi. Buna ne dersin Tanis? Daha imdiden
dier Ejderha Yceefendileri zerinde bir otorite kurmaya
baladm." Kitiara klcnn kabzasn okad. "Benimkisi engin bir
imparatorluk olacak. Birlikte hkm srebili..."
Gzleri biraz nce gelmi olduu koridora doru kayarak aniden
sustu. Tanis kadnn dikkatini neyin ektiini duyamad veya
gremedii halde hol boyunca ilikleri donduran bir rpertinin
yayldn hissetti. Her yann korku kaplayan Laurana aniden
adama sarld ve daha Tanis hayaletimsi zrhlar zerinde parlayan
363

kavunii gzleri grmeden kimin yaklatn anlamt.


"Lord Soth," diye mrldand Kitiara. "Kararn abuk ver Tanis."
"Ben kararm ok nce vermitim Kitiara," dedi Tanis sakin sakin.
Laurana'nn nne bir adm atarak, elinden geldiince kendi
bedenini kza kalkan etti. "Ona ulaabilmesi iin Lord Soth'un nce
beni ldrmesi gerekecek Kit. Benim lmmn onun -ya da seninLaurana'y ldrmenize engel olmayacan bildiim halde
Paladine'a, onun ruhunu korumas iin dua edeceim. Tanrlar bana
bir ruhjjorlu. Her naslsa bunun -bu son duamn- bana bahedileceini biliyorum."
Arkasnda Laurana'nn ban onun srtna dayadn hissetti;
kzn yava yava hkrdn duyunca ii rahatlad nk hkrklarnda korku yoktu, sadece ona kar duyduu ak, merhamet
ve ac vard.
Kitiara tereddt etti. Lord Soth'un ykk dkk koridor boyunca
yaklat grdler; kavun ii gzleri karanlkta toplu ine ba gibi
ldyordu. Sonra kadn kanl elini Tanis'in koluna koydu. "Git!"
diye emretti serte. "Koridorun arka tarafndan hzla koun.
Sonunda, duvarn iinde bir kap var. Hissedebilirsiniz. O kap sizi
zindanlara kartr. Oradan da kaabilirsiniz."
Tanis bir an iin, hibir ey anlamadan ona bakt.
"Koun!" diye atld Kit, onu ittirerek.
Tanis Lord Soth'a bir bak frlatt.
"Bir tuzak!" diye fsldad Laurana.
"Hayr," dedi Tanis, baklar yeniden Kit'e giderken. "Bu kez
deil. Elveda Kitiara."
Kitiara'nn trnaklar adamn tenine batt.
"Elveda Yarmelf," dedi yumuak, hararetli bir sesle, gzleri meale
nda parl parl parlyordu. "Unutma, bunu sana olan sevgimden
yapyorum. Git imdi!"
Mealesini silken Kitiara, sanki karanlk tarafndan yutulmu
gibi kszlk iinde yok oldu.
Ani karanlkla krleen Tanis gzlerini krptrd ve ona doru
elini uzatt. Sonra elini ekti. Dnnce, eli Laurana'nn elini buldu.
Birlikte ykntlar arasnda de kalka yryerek, el yordamyla
ilerlediler. l valyeden yaylan buz gibi korku kanlarn dondurmutu. Koridor'dan aaya bakan, Tanis, Lord Soth'un gittike
yaklatn grd, gzleri sanki dorudan onlara bakyordu. Ta364

ni lgnlar gibi ta duvar yokluyor, elleri kapy aryordu. Sonra


souk tan yerini ahaba braktn hissetti. Demir kulbu tutarak
evirdi. Bir dokunuuyla ald kap. Laurana'y peinden ekti; ikisi
de aralktan daldlar; mealelerin merdivenleri aydnlatan ani
en az biraz nceki karanlk kadar kr ediciydi.
Tanis arkasndan Kitiara'nn Lord Soth'u selamlayan sesini duyabiliyordu. Avn kaybettiini anlayan l valyenin ona ne yapacan merak etti. Rya belli belirsiz hafzasnda belirdi. Bir kez
daha Laurana'nn dtn grd...Kitiara'nn dtn ve o
aresiz duruyor, her ikisine de yardm edemiyordu. Sonra grnt
kayboldu.
Laurana merdivenlerde durmu onu beklerken meale altn
salar zerinde parlyordu. Tanis aceleyle kapy sk sk kapatarak
kzn peinden merdivenlerden kotu.
"O, elf kadnd," dedi Lord Soth; gzleri ondan rkm sanlar
gibi kaan Laurana ile Tanis'i rahatlkla izleyebiliyordu. "Ve yar'melf."
"Evet," dedi Kitiara umursamadan. Klcn knndan ekerek
kan cbbesinin kenaryla silmeye balad.
"Pelerinden gideyim mi?" diye sordu Soth.
"Hayr. u anda ilgilenmemiz gereken daha nemli ilerimiz
var," diye cevaplad Kitiara. Baklarn valyeye kaldrarak, arpk
tebessmyle bir glmsedi. "Elf kadn zaten hibir zaman senin
olamazd, lmde bile. Tanrlar onu koruyor."
Soth'un oynaan baklar Kitiara'ya dnd. Soluk dudaklar
alayla kvrld. "Yarmelf adam hl senin efendin olmaya devam
ediyor."
"Hayr, zannetmiyorum," diye cevap verdi Kitiara. Dnerek,
kapanan kapnn arkasndan Tanis'e bakt. "Zaman zaman, gecenin
durgun saatlerinde, onun yanna uzanmken Tanis kendini beni
dnrken bulacak. Benim son szlerimi hatrlayacak ve bu szlerden etkilenecek. Onlara mutluluklarn verdim. Laurana, Jer
zaman Tanis'in kalbinde benim olduum bilinciyle yaamak zorunda. Birlikte elde edebilecekleri ak zehirledim. kisinden de
cm aldm. imdi, seni alman iin yolladm eyi aldn m?"
"Aldm Karanlk Lady," diye cevap verdi Lord Soth. Syledii
bir by szyle bir nesne peydahlayarak bunu iskelet elleriyle
uzatt. Byk bir saygyla bunu kadnn ayaklarna brakt.
365

Kitiara nefesini tuttu; gzleri karanlkta neredeyse Lord


Soth'unkiler kadar parlyordu. "Mkemmel! Dargaard Kalesi'ne geri
dn. Askerleri topla. Ariakas'n Kalaman'a yollad uan hisarlar
denetimimiz altna alacaz. Sonra geri ekilip, yeniden gruplap
bekleyeceiz."
Lord Soth'un korkun sureti srtarak etsiz ellerinde prldayan
nesneyi iaret etti. "Bu artk hakl olarak sizin. Size kar koyanlar
ya ld, emretmi olduunuz gibi, ya da ben yetiemeden kat."
"Kyamet-sadece ertelendi," dedi Kitiara klcn knna sokarken.
"Bana iyi hizmet ettin Lord Soth; dllendirileceksin. Sanrm
dnyada her zaman elf kzlar olacaktr."
"Emir verdikleriniz lecektir. Sizin yaamalanna izin verdikleriniz" -Soth'un baklar kapya doru ldad- "yaayacak. unu
unutmayn: Size hizmet edenler iinde Karanlk Lady bir tek ben
size lmsz bir sadakat sunabilirim. Bunu u anda memnuniyetle
yapyorum. stediiniz zre savalarmla birlikte Dargaard
Kalesi'ne dneceim. Orada aanz bekleyeceiz."
Kadna doru eilerek elini, kendi iskelet eline ald. "Hoakal
Kitiara," dedikten sonra duraksad. "Lanetlenmilere mutluluk getirdiini bilmek, ekerim, nasl bir duygu? Benim korkun lm
diyanm ilgin bir hale soktun. Seni canl bir adamken tansaydm!" Silik ehre glmsedi. "Ama benim zamanm daimi. Belki
de tahtm benle paylaacak birini beklerim..."
Souk parmaklar Kitiara'nn tenini okad. Kadn bitmeyen t
kenmeyen, uykusuz gecelerin nnde bir uurum gibi aldn
grerek iddetle sarsld. Grnt o kadar net ve dehet vericiydi
ki, Lord Soth karanlkta yok olurken Kitiara'nn ruhu korkuyla bu
rutu.
.
Karanlk iinde yalnz kalma ve bir an iin dehete dt.
Mabed etrafnda sarslp duruyordu. Kitiara yalnz ve korku iinde
duvara doru bzt. O kadar yalnzd ki! Sonra aya
Mabed'in zemininde duran bir eye dedi. Eilerek minnettarlkla
bu nesneyi kavrad. Tutup kaldrd.
Rahat bir nefes alarak, bu gerek, sert ve kat, diye dnd.
Altn yzeyinden veya krmz mcevherlerinden yansyan bir
meale yoktu. Elindekini takdir ermek iin Kitiara'nn mealelerin alevlerine ihtiyac da yoktu.
Uzun bir sre yklan holde durdu, parmaklan kan iindeki
Ta'n kaba metal kenarlar boyunca geziyordu.

Tanis ile Laurana dner merdivenden aadaki zindanlara kotular. Zindancnn masas yannda durahyan Tanis hobgoblinin cesedine bakt.
Laurana ona bakyordu. "Haydi," diye telaa verdi, douyu iaret
ederek. Onun kuzeye bakp tereddt ettiini grerek rpermi-ti.
"Oraya inmek istemezsin herhalde! Beni gtrdkleri... yer orasyd..." Hcrelerden gelen bartlar ve lklar duyduka yz
bembeyaz kesilen kz hemen dnd.
apulcu klkl bir ejderan yanlarndan koarak geti. Bir firari
herhalde, diye geirdi iinden Tanis, yaratn subay zrhn grnce
hrlayndan ve siniinden.
"Caramon'u aryordum," diye mrldand Tanis. "Onu buraya
getirmi olmallar."
"Caramon mu?" diye bard Laurana hayretle. "Ne..." "Benimle
geldi," dedi Tanis. "Tika ile Tas da; ve ...Flint..." Durdu, sonra ban
sallad. "Neyse buradaydlarsa bile gitmilerdir.
Haydi gel."
Laurana'nn yz kzard. Ta merdivenlere doru baktktan
sonra baklarn yeniden Tanis'e evirdi.
"Tanis..." diye balad, kekeleyerek. Adam eliyle kzn azn
kapatt.
"Daha sonra konuacak zamanmz olacak. imdi k yolunu
bulmamz gerek!"
Sanki szlerinin altn izmek istercesine baka bir sarsnt
Mabed'i sallad. Bu dierlerinden daha keskin ve daha iddetliydi;
Laurana'nn duvara doru savrulmasna neden olmutu. Yorgunluk
ve acyla kl kesilen Tanis'in yz, ayakta durmaya alrken daha
da beyazlamt.
Kuzey koridorundan daha yksek bir gmbrt ve paralanan
bir eylerin atrts geldi. Holden koca bir toz ve pislik buluru dalgalar halinde gelirken, hcrelerdeki btn sesler aniden kesilmiti.
Tanis ile Laurana kat. Onlar douya doru kaarken zerlerine
ykntlar yayor, cesetlerin ve krlm sivri talarn oluturduu
ynlar zerinden tkezlenircesine geiyorlard.
Mabed'i baka bir sarsnt sallad. Ayakta duramyorlard. Elleri
ve dizleri zerine derek, koridorun yava yava kayp hareket
ermesini, bir ylan gibi eilip bklmesini seyretmekten baka bir
ey yapamadlar.

367

Devrilmi bir stunun altna emekleyerek birbirlerine sokulup


koridor duvarlarnn okyanustaki dalgalar gibi bir nlalp, bir ykselmesini seyrettiler. Hepsini bastran garip sesler duyuyorlard;
sanki birbirine srten koca kayalarn sesleri gibi: bu devrilen deil
de daha ok yer deitiren kayalarn sesi gibiydi. Sonra sarsnt
durdu. Her ey sessizleti.
Titreyerek ayaa kalkp yeniden komaya baladlar; korku bedenlerini dayanma snrnn ok ilerilerine gtryordu. Her dakika
baka bir sarsnt Mabed'in temellerini sallyordu. Fakat her ne
kadar Tanis maara tavannn kafalarna ineceini beklese de tavan
ayakta durmaya devam ediyordu. Esas garip ve dehet verici olan
tepelerinden gelen aklanamaz seslerdi; o kadar ki her ikisi de tavan
kse, kredeceklerdi neredeyse.
"Tanis!" diye bard Laurana aniden. "Hava! Gece havas!" Bitkin
bir halde son glerini de toplayarak, menteeleri zerinde
sallanmakta olan kapya gelinceye kadar ikisi birden dnen koridorlardan ilerlediler. Yerde krmz bir kan lekesi ve ...
"Tas'n keseleri!" diye mrldand Tanis. Diz kerek kenderin
btn yere yaylm olan hazinesini toplad. Sonra kederlendi. Byk
bir znt iinde ban sallad.
Laurana onun yanna diz kerek eliyle elini tuttu. "En azndan
buradaym Tanis. Buraya kadar gelebilmi. Belki de kamtr."
"Hazinesini kesinlikle brakmazd," dedi Tanis. Titireyen zemine
ken yarmelf darya, Nereka'ya bakmaya balad. "Bak," dedi
Laurana'ya serte. Kzn yznn inat skunetine dndn,
malubiyeti kabullenmeyi reddettiini grerek, "Bu son, ayn
kenderin sonu olduu gibi. Bak!" diye srar etti kzarak. Laurana
bakt.
Yznde hissettii serin meltem artk alay gibi geliyordu ona
nk bu meltem sadece duman ve kann kokusuyla lmekte olanlarn
ac iindeki feryatlarn getiriyordu. Yceefendiler'i kamak iin yol
ararken veya stnlk salamak iin urarken onlar iin dne dne
savaan ejderhalarn savap ldkleri yerde kavunii alevler
gkleri aydnlatyordu. Gece havas atrdayan imeklerle
aydnlanyor, alevlerle tutuuyordu. Ejderanlar sokaklarda dolanyor
kprdayan her eyi ldryor, bu gz dnm halleri iinde
birbirlerini de katlediyorlard.
"Yani ktlk kendine dnd," diye fsldad Laurana ban Ta-

368

nV'n omuzuna yaslayp bu korkun manzaray dehetle seyrederkerK


"O neydi?" diye sordu Tanis yorgun bir halde.
"EHstan'n syledii bir ey," diye cevap verdi kz. Mabed etraflarnda sarslyordu.
"Elistan!" diye gld Tanis ac ac. "Onun iyi tanrlar nerede
simdi? Yldzlar arasndaki kalelerinden seyredip bu gsterinin
keyfini mi kartyorlar? Karanlk Kralie gitti, Mabed yerle bir
edildi. Biz ise buradayz -kapana kstk. Orada dakika bile canl
kalamayz..."
Sonra nefesi boazna takld. Eliyle Tasslehoffun dalm hazinesini yoklamak iin eilirken Laurana'y kibarca ittirdi. Krlm
mavi bir kristali, bir vallen aac kymn, bir zmrd, beyaz kk
bir tavuk tyn, solmu bir kara gl, bir ejderha diini ve kender
biimi verilerek yontulmu cce ii bir tahta parasn hzla tarad.
Btn bunlarn arasnda altn bir nesne, dardaki yangn ve afetin
alev yla paryalan altn bir nesne vard.
Bunu alan Tanis'in gzleri yaard. Nesneyi elinde sk sk tuttu,
sert kenarlarnn eline batn hissetti.
"Ne o?" diye sordu Laurana, bir ey anlamadan, sesi korkuyla
boulmutu.
"Affet beni Paladine," diye fsldad Tanis. Laruna'y yanna ekip
elini uzatarak avucunu at.
Avucunda ince oymal, altndan, dolanan sarmak dallan eklinde narin bir yzk vard. Ve yze dolanm halde, hl byl
uykusunda olan altn ejderha duruyordu.

369

l\ vet, ehir kaplarnn dndayz," diye mrldand Cara-JL


Jmon ikizine alak sesle; gzleri, ona mitle bakan ejderan-lar
zerindeydi. "Sen Tika ve Tas ile kal. Ben Tanis'i bulmak iin geri
dneceim. Bunlar da yanmda gtreceim..."
"Hayr kardeim," dedi Raistlin yavaa; altn gzleri Lunitari'nin kzl nda parlyordu. "Tanis'e yardm edemezsin. Onun
kaderi kendi ellerinde." Byc ejderha kaynayan, alevler iindeki
gkyzne bakt. "Sen de daha tehlike iindesin, ayn sana bel
balam olanlar gibi."
Tika, yorgun bir halde Caramon'un yannda duruyordu; yz
acyla bitap dmt. Tasslehoff her zamanki gibi neeyle srtsa
da yz solgundu ve gzlerinde, daha nce kenderin gzlerinde hi
grlmemi olan dalgn bir hzn ifadesi vard. Onlara baknca
Caramon'un yz asld.
"Tamam," dedi. "Ama buradan nereye gideceiz?"
370

Elini kaldran Raistlin iaret etti. Kara cbbe titredi; eli gece gene kar soluk ve ince, plak bir kemik misali btn sadeliiyle
duruyordu.
"O srtlarda bir k parlyor..."
Hepsi bakmak iin dnd, ejderanlar bile. plak ovann tesinde Caramon, mehtapla aydnlanm bo arazi iinden ykselen
bir tepenin kara glgesini grebilmiti. Tam zirvesinde bir yldz
gibi sabit, safi beyaz bir k l l parlyordu.
"Sizi orada bekleyen biri var," dedi Raistlin.
"Kim? Tanis mi?" diye sordu Caramon sabrszlkla.
Raistlin Tasslehoff'a bakt. Kender yzn ktan evirmemi-ti,
sabit bir ekilde a bakyordu.
"Fizban..." diye fsldad.
"Evet," diye cevp verdi Raistlin. "Benim artk gitmem gerek."
"Ne?" diye kekeledi Caramon. "Ama -benimle... bizimle gel...
gelmelisin! Fizban' grmeye..."
"Karlamamz ho olmaz." Raistlin ban sallarken kara kukuletasnn kvrmlar da yznn etrafnda hareket ediyordu.
"Ya onlara ne olacak?" diye ejderanlar iaret etti Caramon.
Raistlin iini ekerek ejderanlara dnd. Elini kaldrarak birka
garip sz syledi. Korku ve dehet dolu ifadeler srngen yzlerini
arptrken ejderanlar gerilemeye balad. Tam bir imek Raist-lin'in
parmak ularndan frlarken Caramon bard. Istrapla haykran
ejderanlar alevler iinde kalp bzerek yere dtler. Ecel
canlarn alrken bedenleri talat.
"Bunu yapmak zorunda deildin Raistlin," dedi Tika, titrek bir
sesle. "Bizi rahat brakrlard."
"Sava bitti," diye ekledi Caramon serte.
"yle mi?" diye sordu Raistlin alay ederek, gizli ceplerinin birinden kk siyah bir torba kartrken. "Savan devamn garanti
altna alan, kardeim, bu tr zayf ve duygusal samalklardr.
Bunlar" -heykel gibi duran cesetleri iaret etti- "Krynn'e ait deil.
Kara merasimlerin en karalanyla yaratlmlard. Biliyorum. Yaratllarna ahit oldum. Sizi 'rahat brakmazlard'" Sesi, Tika'y taklit
ederek tizleti.
Caramon kzard. Konumaya alt ama Raistlin souk bir
edayla onu grmemezlie geldi; koca adam sonunda kardeinin
bys iinde kaybolduunu grerek sustu.
Raistlin bir kez daha ejderha kresini eline almt. Gzlerini
371

kapayan Raistlin alak sesle bir eyler mrldanmaya balad. Kristal


iindeki renkler dnmeye baladktan sonra parlak, canl bir kla
parlad.
Raistlin gzlerini ap gkyzn taramaya balayarak bekledi.
Birka saniye iinde aylar ve yldzlar, devasa bir glge tarafndan
silindi. Tika telala geriledi. Caramon kz yattnrcasna ona sarld; geri kendi bedeni de titriyordu ve eli klcna seyirmiti.
"Bir ejderha!" dedi Tasslehoff busuyla. "Ama ok byk. Hayatmda hi bu kadar byk bir ejderha grmedim...yoksa grdm
m" Gzlerini krptrd. "Nedense tandk geliyor."
"Grdn,"- dedi Raistlin buz gibi, kararmakta olan kirstal kresini
yeniden kara kesesine koyarken, "ryanda. Bu Cyan Kanfela-keti,
Elf Kral zavall Lorac'a eziyet eden ejderha." "Burada ne ii var?"
dedi Caramon nefesi kesilerek. "Benim buyruumla geldi" diye
cevaplad Raistlin. "Beni eve gtrmeye geldi."
Ejderhann izdii halkalar gittike alalyor, dev kanatlan tyler
rperten bir karanlk yayyordu. Bir canavara benzeyen yeil ejderha
yere inerken Tasslehoff bile (geri daha sonralar bunu inkr etmiti)
farkna varmadan Caramon'a yapm titiriyordu.
Bir an iin Cyan, birbirine sokulmu zavall insan grubuna yle
bir bakt. Krmz gzleri alevlendi; onlara nefretle bakarken dili
salyal alt enesiyle st enesi arasndan belirip yok oldu. Sonra kendisininkinden daha gl bir iradeyle zapt olunmu olanCyan'n baklar onlardan koparak kzgnlkla ierleyerek kara
cbbeli bycnn zerinde kald.
Raistlin'den gelen bir hareketle ejderhann koca ba kumlar
zerine deinceye kadar eildi.
Byclk Asas'na yorgun argn dayanan Raistlin Cyan Kanfelaketi'ne doru yryerek sallanan koca boyna trmand.
Caramon ejderhaya bakyor, zerine basan ejderha korkusuyla
bouuyordu. Tika ile Tas ona yapm korkudan tir tir titriyordu.
Sonra Caramon bouk bir sesle hayknp her ikisini de ittirerek koca
ejderhaya doru kotu.
"Bekle! Raistlin!" diye bard Caramon perian bir halde. "Ben de
seninle geleceim!"
Cyan, bu insan alevli baklaryla tartarak koca ban telala
geri ekti.
"yle mi?" diye sordu Raistlin yavaa, elini yattnrcasna ej-

372

erhann boynunda gezdirerek. "Benimle birlikte karanla gider


is nz Caramon tereddt etti, dudaklar kurumu, korku boazn kavurmutu. Konuamad ama arkasnda hkran Tika'y duyduka
strapla dudaklarn srarak ban evet, anlamnda iki kere sallad.
Raistlin ona bakt; gzleri derin bir siyahlk iinde altn havuzlar gibiydi. "Gerekten geleceini biliyorum," diye kendi kendine
hayret etti byc. Rasitlin bir an iin ejderhann srtnda dorulup
dnd. Sonra kararl bir edayla ban sallad.
"Hayr kardeim, gittiim yere gelemezsin peimden. Ne kadar
gl olursan ol bu senin sonun olur. Sonunda tanrlarn kastettikleri
gibi olduk Caramon: iki tam insan; ve burada yollarmz ayrlyor.
Sen tek bana yrmeyi renmelisin Caramon" -bir an iin, asann
yla aydnlanan Raistlin'in yznde hayaletimsi bir tebessm
oynat- "ya da seninle yrmeyi seenlerle birlikte yrmeyi. Elveda kardeim."
Efendisinden gelen tek bir szle Cyan Kanfelaketi kanatlarn
gererek havaya szld. Asadan yaylan n prlts, ejderhann
geni kanatlarnn derin karanl arasnda minik bir yldz andryordu. Sonra o da gz krpp snd, karanlk onu tamamen yuttu.
"te bekledikleriniz geliyor," dedi yal adam kibarca.
Tanis ban kaldrd.
Yal adamn ateine doru kii geliyordu: Ejderha Ordusu
zrhlarna brnm kocaman gl bir savann koluna girmi
kvrck sal gen bir kadn. Kzn yz yorgunluktan solmu,
kanla yol yol olmutu; yanndaki adama bakarken gzlerinde derin
bir endie ve hzn grnyordu. Son olarak da pelerinden de
kalka ilerleyen, pejmrde mavi pantalonuyla, ayakta duramayacak
kadar yorgun grnl kir pas iindeki kender geliyordu.
"Caramon!" Tanis ayaa kalkt.
Koca adam ban kaldrd. Yz aydnland. Kollarn ap, Ta-nis'i
hkrklarla gsne bastrd. Onlardan ayn duran Tika, iki
arkadan yeniden bulumasn gzlerinde yalarla seyrediyordu.
Sonra ate yaknlarnda bir hareket 'arpt gzlerine. "Laurana?" dedi
tereddtle.
Elf kadn ate na doru bir adm att; altn salar gne gibi
prl prld. Kan iinde kalm, yamru yumru olmu zrhlara b373

rnm olsa da, Tika'nm Qualinesti'de aylarca nce rastlam olduu


elf prensesinin tavnna ve prenseslere yakr bir grntye sahipti.
Tika utanga bir tavrla elini kendi pis salarna gtrnce salarn kanla keelemi olduunu fark etti. Beyaz, karpuz kollu bluzu
lime lime olmu sarkyor, ancak zerini rtyordu; yerinde olan tek
ey zerine uymayan zrhyd. Biimli bacaklarnn przsz tenini
irkin yaralar bozmu ve bacaklar da fazlasyla gzler nne
serilmiti.
nce Laurana glmsedi, sonra Tika. nemli deildi. Hzla kza
yaklaan Laurana kza sarld; Tika da onu sk sk sard.
Kender bir an, bir bana ate nn halkas dnda kald, gzleri
atein yaknnda duran yal adamdayd. Yal adamn arkasnda da
bayra yaylm uyuyan, her horultusuyla br inip kalkan
kocaman bir altn ejderha vard. Yal adam Tas'a yaklamasn iaret
etti.
Ta iten gelen bir ahla, Tasslehoff ban edi. Ayaklann sryerek yal adamn nnde durmak iin ilerledi.
"Benim adm ne?" diye sordu yal adam, kenderin tepe san
ellemek iin uzanarak.
"Fizban deil," dedi Tas, ok zgn bir halde, yal adama bakmay reddederek.
Yal adam tepe san okayarak glmsedi. Sonra Tas' yanna
ekti ama kender geriledi, minik bedeni kaskatyd. "Bu zamana
kadar yle deildi," dedi yal adam hafife. "Neydi peki?" diye
geveledi, yz deierek. "Birok ismim var," diye cevap verdi yal
adam. "Elfler arasnda E'li'yim. Cceler bana Thak der. nsanlar
arasnda Gkkl diye bilinirim. Ama benim en ok beendiim
ismim Solamniya -alyeleri arasnda bilinenidir: Ejder Paladin."
"Biliyordum!" diye inledi Tas, kendini yerlere atarak. "Bir tanr!
Herkesi kaybettim! Herkesi!" Ac ac alamaya balad.
Yal adam bir an iin onu evkatle seyrettikten sonra kendi
nemli gzlerini boum boum elleriyle sildi. Sonra kenderin yanna
diz kp onu teselli edercesine elini omuzuna att. "Bak olum',"
dedi parman Tas'n enesinin altna koyup ban gkyzne
doru kaldrarak, "zerimizde parlayan kzl yldz gryor musun?
O yldzn hangi tanr iin kutsal olduunu biliyor musun?"

"Reorx," dedi Tas zayf bir sesle, gzyalarna boularak. "Demirci


ocann ateleri gibi kzl," dedi yal adam yldza bakarak. "rs
zerinde duran erimi.dnyaya biim veren ekiten frlayan
kvlcmlar gibi kzl. Reorx'un demir ocann yannda fevkalade
gzellikte bir aa vardr, hibir canlnn bu gne kadar grmedii
gzellikte bir aa. O aacn altnda homur homur homurdanan yal
bir cce, yapt bir ok zahmetli i sonunda dinlenmek iin oturur.
Yannda bir kupa buz gibi bira vardr, ocaktan eelen ate kemiklerini
str. Btn gnn aacn altnda, ok sevdii ahap nesneler
oyarak geirir. Ve her gn o gzel aacn yanndan geen biri onun
yanna oturmaya yeltenir.
"Gelenlere kmseyerek bakan cce onlara yle dik dik bakar
ki, gelenler apar topar yeniden ayaklanrlar.
" 'Buras dolu,' diye homurdanr cce. 'Bir yerlerde macera peinde
koan, hem kendini hem de onunla olacak kadar bahtsz birka
kiinin ban dertten derde sokan sakat beyinli, kap kulbu akll bir
kender var. Szlerime dikkat edin. Gnn birinde burada da boy
gsterip benim aacma bakacak ve yle diyecek, 'Flint, yoruldum.
Galiba ben de bir sre burada seninle dinleneceim.' Sonra oturacak
ve diyecek ki, 'Flint son maceram duydun mu? imdi, u kara
cbbeli byc vard ya; onun kardeiyle bir maceraya atldk; zaman
iinde yolculuk yaptk ve inanlmayacak kadar harika eyler geldi
bamza...1, ben de acaip bir sr masal dinlemek zorunda
kalacam..." diye homurdanmaya devam eder. Aacn altna, onun
yanna oturanlar tebessmlerini gizleyerek onu kendi haline
brakrlar." . "O halde.-.yalnz deil, yle mi?" diye sordu Tas eliyle
gzlerini
silerek.
"Hayr ocuk. O, sabrl. Senin hayatta daha yapman gereken
ok ey olduunu biliyor. Bekleyecek. Ayrca senin yklerini daha
imdiden duydu. Yeni bir eyler bulman gerekecek."
"Ama daha bunu duymad," dedi Tas uyanan bir neeyle. "Ay
Fizban, ok harikayd! Neredeyse lyordum -yine. Gzlerimi
anca ne greyim, Raistlin kapkara cbbelerle karmda durmuyor
rnu!" Tas zevkle titredi. "ok fazla - 11- kt grnyordu! Ama
hayatm kurdard! Ve -ay!" Dehet iinde sustuktan sonra ban
edi. "zr dilerim. Unuttum. Sanrm artk sana Fizban dememeliyim."
Ayaa kalkan yal adam omuzunu svazlad. "Bana Fizban de.

375
374

Bundan byle, kenderler arasndaki adm yle olsun." Yal adamn


sesi dalgnlat. "in asl ben bile sevmeye baladm."
Yal adam Tanis ile Caramon'a doru yryerek bir an iin yaknlarnda durup konutuklarna kulak misafiri oldu.
"Gitti Tanis/' dedi Caramon hznle. "Nereye gittiini bilmiyorum. Anlamyorum. Hl krlgan ama artk zayf deil. O korkun
ksrk gemi. Sesi kendi sesi gibi ama yine de bir farkl O..."
"Fistandantilus," dedi yal adam.
Tanis ile Caramon birlikte dndler. Yal adam grerek her
ikisi de saygyla eildi.
.
"Aman kesin unu!" diye atld Fizban. "u eilip selam vermelere
katlanamyorum. Zaten ikiniz de ikiyzlsnz. Arkamdan neler
dediinizi hep duydum..." Tanis ile Caramon birlikte sululukla
kzardlar. "Bo verin," diye glmsedi Fizban. "Siz, benim
inanmanz istediim eye inandnz. Kardeine gelince. Haklsn.
Hem kendi, hem kendi deil. Kehanette bulunulmu olduu gibi
hem bugnn, hem de gemiin efendisi o."
"Anlamyorum." Caramon ban sallad. "Bunu ona ejderha
kresi mi yapt? Eer yleyse kre krlabilir ya da..."
"Bunu ona hibir ey yapmad," dedi Fizban Caramon'a serte
bakarak. "Kardein bu kaderi kendi seti."
"nanmyorum! Nasl? Fistan -her ne haltsa, o kim? Cevap istiyorum..."
"Aradn sorularn cevab bende deil," dedi Fizban. Sesi hl
yumuakt ama ses tonunda Caramon'u hemen kendine getiren bir
elik tns vard. "O cevaplara dikkat et gen adam," diye ekledi
Fizban yavaa. "Sorularna daha da dikkat et!" oktan gzden
kaybolmu olduu halde yeil ejderhann ardndan uzun sre gkyzne bakan Caramon bu sre boyunca sessiz kald.
"Ona ne olacak imdi?" diye sordu sonunda.
"Bilmiyorum," diye cevap verdi Fizban. "O kendi kaderini kendi
yaratr, senin gibi. Ama unu biliyorum Caramon. Onun peini
brakman lzm." Yal adamn gzleri yanlarnda duran Tika'ya
kayd.. "Yollarnzn ayrldn sylediinde Raistlin haklyd. Yeni
yaamna huzur iinde bala."
Tika, Caramon'a glmseyerek, sokuldu. Adam ona sarlarak
kzl buklelerinden pt. Ama kzn tebessmne karlk verse de,
salaryla oynasa da baklar gece gne, ejderhalarn -Nereka

376

zerinde- dalan imparatorluun denetimi iin alevli savalarn


verdiklere yere kayd.
"Demek ki son byleymi," dedi Tanis. "yiler kazand." "yiler mi?
Kazanmak m?" diye tekrarlad Fizban baklarn yanmelfe kurnaz
bir ifadeyle evirerek. "Pek yle deil Yarmelf. Denge yeniden
kuruldu. Kt ejderhalar srgne yolanmayacak. yi ejderhalar gibi
onlar da burada kalacak. Bir kez daha sarka serbeste sallanyor."
"Btn bu eziyet ne iindi?" diye sordu Laurana, Tanis'in yannda
duracak ekilde ilerleyerek. "Neden iyiler kazanp karanl
sonsuza kadar kovmuyor?"
"Bir eyler renemediniz mi gen hanm?" diye azarlad Fizban,
kemikli parman kza doru sallayarak, "iyilerin saltanat
srdkleri bir zaman olmutu. Ne zamand biliyor musun? Tam
Afet'ten nce!"
"Evet" -diye devam etti hayretlerini grnce- "star'n Kralpapz' iyi bir adamd. Bu sizi artyor mu? artmamal nk her
ikiniz de o tr bir iyiliin neler yapabileceini grdnz. Bunu ciflerde, iyiliin kadim mmessillerinde grdnz! Bu hogrszl, katl, ben hakl olduuma gre benim gibi dnmeyenler
yanl yoldalar inancn yaratr.
"Biz tanrlar bu kendi kendinden memnun olma halinin dnyaya ne
gibi tehlikeler getirdiini grdk. Fazla iyinin, anlalamad- iin
bozulduunu grdk. Ve pusuda yatm bekleyen Karanlklar
Kraliesi'nin uygun zaman kolladn grdk; nk bu durum ok
uzun sremezdi tabii ki. Ar basan taraf zamanla decek o da geri
gelecekti. Karanlk byk bir hzla dnyaya inecekti. "O yzden Afet oldu. Masumlar iin kederlendik. Sulular iin kederlendik.
Ama dnya hazr edilmeliydi yoksa ken karanlk hi
kaldrlamayabilirdi." Fizban Tasslehoff'un esnediini grd. "Ama
bu kadar nutuk yeter. Gitmem gerekiyor. Yaplacak iler var.
nmde ilerle dolu bir gece var." Birdenbire dnerek horlamakta
olan altn ejderhaya doru seyirtti.
"Dur!" dedi Tanis aniden. "Fizban -ey- Paladine, hi Solace'ta-ki
Son Yuva Han'nda bulundun mu?"
"Han m? Solace'taki mi?" Yal adam sakalm svazlayarak
durdu. "Han... ama o kadar ok han var ki. Ama sanki baharatl
patatesleri hatrlar gibi oluyorum...Tamam!" Yal adam, gzleri
panldayarak etrafnda Tanis'i arand. "Orada masallar anlatrdm,
377

ocuklara. O han pek heyecanverici bir yerdi. Bir gece, hi unutmam, gen ve gzel bir kadn gelmiti. Bir barbard, altn sal. Bir
amata koparttran mavi kristalden bir asa ile ilgili bir ark sylemiti."
"O muhafzlara seslenen sendin!" diye bard Tanis. "Bizi bu ie
bulatran sendin!"
"Ben sahneyi hazrladm oul," dedi Fizban irin bir edayla.
"Elinize bir metin vermedim. Diyaloglar tamamen size ait." Bir Laurana'ya, bir Tanis'e baktktan sonra ban sallad. "Aslnda baz
yerlerini biraz deitirip iyiletirebilirdim herhalde ama -boverin."
Bir kez daha dnerek ejderhaya barmaya balad. "Uyan seni
tembel, pire torbas!"
"Pire torbas m!" Pyrite'in gzleri fal ta gibi ald. "Seni eli
aya tutmaz ihtiyar byc seni! Sulan kn gbeinde bile donduramazsn sen!"
"Ya, donduramam ha!" diye bard Fizban kpren bir fkeyle,
bir yandan da ejderhay sopasyla drterek. "Dur da sana gstereyim." Parampara olmu bir by kitab kartarak sayfalarn kartrmaya balad. "Ate topu...Ate topu... Buralarda bir yerlede
olduunu biliyorum."
Akl baka yerlerde, hl kendi kendine sylenen yal byc
ejderhann srtna trmand.
'Tamamen hazr msn?" diye sordu yal ejderha buz gibi bir
tonla, sonra -cevab mevab beklemeden- gcrdayan kanatlarn "
gerdi. Sertleen adalelerini rahatlatmak iin kanatlarn zahmetle
rparak havalanmaya hazrland.
"Dur! apkam!" diye bard Fizban deliler gibi. ok geti. Deliler
gibi rpnan kanatlarla ejderha dzensiz bir biimde havaland.
Yalpalayarak uurumun kenarndan tehlikeli bir biimde asl kalan
Pyrite gece meltemini yakalayarak gece gne szlerek ykseldi.
"Dur! Seni deli..."
"Fizban!" diye bard Tas.
"apkam!" diye uludu byc.
"Fizban!" diye bard yine Tas. "apkan..."
Ama her ikisi de birbirlerini duyamazlard. Ksa bir sre sonra,
ejderhann pullan Solinari'nin nda panldadka, gittike k
len altn kvlcmlardan baka bir ey deillerdi.
"apkan banda," diye mrldand kerider iini ekerek.
378

Yolarkadalar sessizce seyrettikten sonra dndler.


"Bana yardm edersin deil mi Caramon?" diye sordu Tanis. Ejderha zrhnn tokalarn aarken, her bir parasn uurumdan aaya, halkalar izerek frlatt. "Seninkine ne dersin?"
"Sanrm ben kendiminkini bir sre alkoyacam. nmzde
hl uzun bir yolumuz var; eminim bu yol uzun ve tehlikeli olacaktr."
Caramon alevler iindeki ehre doru sallad elini. "Raistlin
haklyd. Ejderha adamlar Kralie'leri gittikten hemen sonra ktlklerine bir son vermeyecekler."
"Nereye gideceksin?" diye sordu Tanis, derin bir nefes alarak.
Gece havas yumuak ve lkt; stelik canlanan bir yaamn szyle
de mis gibi kokuyordu.
Nefret ettii zrhtan kurtulduuna mteekkir olan Tanis
Mabed'e bakan bayrdaki bir korunun aalarndan birinin altna
yorgun argn oturdu. Laurana onun yaknna oturmak iin gitti
ama yanna oturmad. Dizlerini ekmi enesini dizlerine dayamt;
ovalara bakarken gzlerinde dnce okunuyordu.
"Tika'yla bunu konuuyorduk," dedi Caramon, ikisi birden Tanis'in yanna otururken. Tika'yla birbirlerine baktlar, ikisi de konumaya gnll deildi. Bir sre sonra Caramon boazn temizledi.
"Biz Solace'a gideceiz Tanis. Ve sa-sannm bu, aynlmak zorunda
kalacaz anlamna geliyor nk..." devam edemeyerek sustu.
"Senin Kalaman'a dneceini biliyoruz," diye ekledi Tika yavaa
Laurana'ya bakarak. "Seninle gelip gelmemeyi tarttk. Sonu
olarak hl havada yzmekte olan koca bir hisar var; sonra bu firari
ejderha adamlar da var. stelik Nehiryeli'ni, Altnay' ve Giltha-nas'
grmek isteriz yeniden. Ama..."
"Yurduma dnmek istiyorum Tanis," dedi Caramon kederle.
"Geri dnmenin kolay olmayacan biliyorum, Solace'y yanm
yklm grmenin," diye ekledi, Tanis'in itirazlann nceden sezerek,
"ama Alhana ve cifleri dndm, Silvanesti'de geri dnecekleri
eyi. Ben yurdumun yle -yani korkun bir kbus- olmad iin
krediyorum. Bana Solace'ta ihtiya duyacaklardr Tanis, orann
yeniden ina edilmesi iin. Benim gcme ihtiyalan olacak. Benben birinin bana... muhta obuasna ok altm da..."
Tika enesini adamn koluna dayad, o da kzn salanyla oynad.
Tanis anlayla ban sallad. O da Solace' yeniden grmek isterdi
ama oras onun yurdu deildi. Artk deildi. Flint, Stunn ve
379

dierleri olmadan deildi.


"Ya sen Tas?" diye sordu Tanis, yaknlardaki bir dereden doldurmu olduu su tulumunu eke eke, gruba doru zahmetle yryerek
gelen kendere. "Bizimle birlikte Kalaman'a dnecek misin?"
Tas kzard. "Hayr Tanis," dedi huzursuzca. "Yani anlarsn ya,
bu kadar yakndayken -ben de yurdumu bir ziyaret edeyim dedim.
Bir Ejderha Yceefendisi ldrdk Tanis" -Tas enesini gururla kaldrd- "bir bamza. nsanlar artk bize saygl davranacaklardr.
Liderimiz Kronin byk bir ihtimalle Krynn efsanelerinde bir kahraman olacak."
Tanis tebessmn gizlemek iin sakaln svazlayarak Tas'a
kenderlerin ldrd Yceefendi'nin iirilmi, korkak Sekinamir Toede olduunu sylememek iin kendini zor tuttu.
"Bence kahraman olacak bir kender var," dedi Laurana ciddiyetle.
"Bu, ejderha kresini kran, Yce Ermi Kulesi'ndeki kuatmada
savaan, Bakaris'i yakalayan, bir arkadan Karanlklar Kraliesi'nden kurtarmak iin her eyi riske atan kender."
Heyecanla "Kimmi o?" diye soruyordu ki Tas, "H:!" dedi. Aniden
Laurana'nn kimi kastettiini fark eden Tas olduka etkilenerek
kulaklarna kadar kzarp gm diye oturdu.
Caramon ile Tika bir aa gvdesine yaslanarak oturdu; her iki
sinin de -o an iin- yzleri huzur ve skunetle doluydu. Onlar sey
reden Tanis, kendisinin byle bir huzur bulup bulamayacan me
rak ederek onlar kskand. Artk, gerideki alevli gkyzne baka
rak hayaller iinde kaybolmu, dimdik oturmakta olan Laurana'ya
dnd.
[
"Laurana," dedi Tanis kararsz bir tonda, kzn gzel yz ona
doru dnerken kekelemiti, "Laurana, bunu bir zamanlar bana
vermitin" -altn yz avucunun iinde tutuyordu- "her ikimizin
de gerek ak veya teslimiyetin ne demek olduunu bilmediimiz
zamanlarda. Artk bunun benim iin anlam byk Laurana. Ryada
bu yzk beni kabusun karanlndan kartmt ayn senin aknn
beni ruhumdaki karanlktan korumu olduu gibi." Daha
konuurken byk bir pimanlk sancs hissederek duraksad.
"Bunu alkoymak istiyorum Laurana, eer hl bunu bana vermek
istiyorsan. Ayrca ben de sana, buna e olarak takman iin bir tane
vermek istiyorum."
Laurana konumadan uzun sre yze baktktan sonra yz
Tanis'in avucundan alarak -ani bir hareketle- uurumdan aa-

380

ya att. Oturduu yerden yar yarya dorulan yarmelfin nefesi kesildi. Lunitah'nin kzl nda imekler akan yzk daha sonra
karanlkta kayboludu.
"Galiba beklediim cevap buydu," dedi Tanis. "Seni sulayamam."
Laurana ona dnd, yz sakindi. "O yz sana verdiimde
Tanis, bu terbiye edilmemi bir kalbin ilk akyd. Onu bana iade etmekte haklydn, bunu imdi anlyorum. Bymem gerekiyordu,
gerek akn ne olduunu anlamam. Atelerin ve karanlklarn iinden
getim Tanis. Ejderhalar ldrdm. ok sevdiim birinin cesedi
banda gz yalan dktm." ini ekti. "Bir liderdim. Sorumluluklarm vard. Bunu bana Flint sylemiti. Ama bunlarn hepsini
boa saydm. Kitiara'nn tuzana dtm. Akmn aslnda ne kadar
s olduunu -ok ge- anladm. Nehiryeli ile Altmay'm sarslmaz
ak dnyaya mit getirmiti. Bizim zavall akmz neredeyse
dnyay mahvedecekti."
"Laurana," diye balad Tanis kalbi burkularak. Kzn
eli, adamn elini kavrad.
"Sus, birazck daha sus," diye fsldad. "Seni seviyorum Tanis.
Seni artk seviyorum nk seni anlyorum. Seni iindeki aydnlk
ve karanln iin seviyorum. Yz atmamn nedeni buydu. Belki
gnn birinde bizim de akmz, zerine bir bina ykseltebileceim
salam bir temele sahip olur. Belki gnn birinde sana baka bir
yzk veririm ve seninkini kabul ederim. Ama bu sarmak
yapraklarndan bir yzk olmayacak Tanis."
"Hayr," dedi yanmelf glmseyerek. Uzanarak kz omuzlarndan
tutup kendine doru ekti. Ban sallayan kz kar koymaya
balad. "Yar altn, yar elikten bir yzk olacak." Tanis ona daha
sk sk sarld.
Laurana onun gzlerine baktktan sonra glmsedi ve dinlenmek iin yanna kerek ban omuzuna koyarak ona teslim oldu.
"Belki tra olurum," dedi Tanis, sakaln kayarak.
"Olma," diye mrldand Laurana, Tanis'in pelerinini kenndi
omuzlarna sanp. "Altm artk."
Btn gece boyunca yolarkadalan aalarn altnda birilkte afak
vaktini bekleyerek nbet tuttular. Yaral ve yorgun olmalarna
ramen tehlikenin henz bitmediini bildikleri iin uyuyamamlard.
381

Bulunduklar avantajl yerden Mabed'in snrlarndan kaan eideran gruplann grebiliyorlard. Liderlerinden kurtulan ejderan-lar
ksa bir sre sonra kendi yaamlarn garanti altna alabilmek iin
hrszla ve katillie bavuracaklard. Hl Ejderha Yceefen-dileri
vard. Adn azlarna almasalar da yolarkadalanrun her biri, birinin
Mabed etrafnda kaynayan bu kargaayla neredeyse kesin olarak baa
kabilmi olduunu biliyorlard. Ve belki de baa kmalar
gerekecek baka ktlkler, arkadalarn hayal bile etmeye cesaret
edemeyecekleri kadar gl ve korkun ktlkler kabilirdi.
Fakat o an iin ksa srelik bir huzur vard ve onlar da bu huzurun
bitmesini hi istemiyorlard. nk afakla birlikte veda edilecekti.
Kimse konumuyordu, Tasslehoff bile. Aralarnda sze ihtiyalar
yoktu. Her ey sylenmi veya sylenmeyi bekliyordu. Daha nce
olanlar bozmaya niyetleri yoktu; gelecek iin de acele etmiyorlard.
Dinlenmeleri iin onlara izin versin diye Zaman'n durmasn rica
etmilerdi. Belki de Zaman dileneni yapmt.
afaktan hemen nce, gnein geliinin belirtisi dou gnde
soluk soluk grldnde Karanlklar Kraliesi Takhisis'in Mabedi
infilak etti. Patlamayla birlikte yer sarsld. Ik ok parlak, kr ediciydi, ayn yeni bir gnein douu gibi.
Alevlenen kla gzleri kamat, etraf net gremiyorlard. Ama
Mabed'in parldayan kymklarnn gkyzne doru ykseldii,
muazzam, semavi bir girdapla yukar sprld izlenimine kaplmlard. Yldzl karanla doru frlayan paralar sonunda yldzlar
kadar parlayncaya kadar gitgide daha da parlaklatlar.
Ondan sonra yldz oldular. Mabed'in paralanndan her biri
gkyzndeki yerini alp Raistlin'in bir sene nce sonbaharda Kristalmil Gl'ndeki kayktan ban kaldrp baktnda grm olduu
iki kara boluu doldurdu.
Takm yldzlar bir kez daha gkyznde parlamaya balamt.
Bir kez daha Yiit Cengaver -Paladine- Platin Ejderha- gece gnn bir yarsn dolduran yerini alrken tam karsnda Karanlklar
Kraliesi Takhisis, Be Bal, ok Renkli Ejderha yerini almt.
Bylece bitmeyen devirlerine dndler; Tarafszlk Tanrs Gean,
Terazi etrafnda sonsuza kadar dnerken biri durmadan brn
gzetecekti.

ehre girdiinde onu karlayan biri olmamt. Durgun,


karanlk bir gecenin ortasnda gelmiti; gkyzndeki ay,
gzlerin grebildii tek ayd. Emirlerini beklemesi iin yeil
ejderhay yollamt. ehir kaplarndan gememiti; geliine
tank olan bir nbeti olmamt.
Kaplardan gemek zorunda deildi artk. Sradan lmller iin
oluturulan snrlar artk onu ilgilendirmiyordu. Grlmeden,
bilinmeden yryordu sessiz uykulu sokaklardan. Ama yine de
onun
varlndan
haberdar
olan
biri
vard.
Byk'ktphanenin iinde -her zamanki gibi almalarna
dalm olan- Astinus yazsna ara vererek ban kaldrd. Kalemi bir an iin kadn zerinde askda kaldktan sonra omuzlarn silkerek- bir kez daha vakayinamelerine dnd.
Adam, altndan, biimsiz bir ejderha penesinin iindeki
kristal bir topla sslenmi olan asasna dayanarak karanlk
caddelerden hzla yrd. Kristal kszd. Yolunu aydnlatmas iin a ihtiyac yoktu. Nereye gittiini biliyordu. Uzun
yzyllar boyunca aklndan buralarda yrmt. ri admlarla
ilerlerken kara cbbe bileklerinde hrdyordu; kara
kukuletasnn derinliklerinden parlayan altn gzleri uyuyan
ehirdeki yegane k prltlaryd sanki.
ehrin merkezine gelince durmad. Terk edilmi, pencereleri kuru bir kafatasndaki gz ukurlan gibi duran
binalara bile bakmad. Sadece glgeleriyle bir kenderi bile
dehete drmeye yeten uzun mee aalarnn tyler rperten
glgelerinden gemek dahi duraksatmad. Onu tutmak iin
uzanan etsiz nbeti elleri toz olup ayaklarnn dibine
dkld; o ise umursamadan zerlerine basp geti.
Yksek Kule karanlk iine alm bir pencere misali kara
gk stnde kapkara belirdi nnde. Ve burada, kara cbbe-li
adam sonunda durdu. Kaplarn nnde durarak Kule'ye

382
383

bakt; gzleri her eyi iine alyor, souk bir edayla ufalanan
minareleri, yldzlarn souk ve etkileyici nda grnen
cilal mermerleri takdis ediyordu. Memnuniyetle ban yava
yava sallad.
Altn gzler baklarm Kule'nin kaplarna, o kaplarda
asl kalm rpnan korkun cbbeye indirdi.
Herhangi bir insan o korkun, rtl kaplara, bu isimsiz
dehet karsnda akln yitirmeden bakamazd. Herhangi bir
insan nbeti meelerin arasndan yaralanmadan geemezdi.
Cehennem'in derinliklerinden ie jleyen, .tyler rperten,
zulmedici bir lk ykseldi. O kadar yksek ve dehet
vericiydi ki Palanthas'n btn sakinleri en derin uykularndan
bile kalkarak, korkudan fel olmu bir halde, dnyann
sonunun gelmesini bekleyerek yataklannda yattlar. ehir
surlarndarki nbetiler ne ellerini, ne ayaklarn kprdatamyorlard. Gzlerini kapatarak, glgelere sinerek lm
beklediler. Bebekler korkuyla viyaklad, kpekler kuyruklarn
kstrp yataklann altna svt, kedilerin gzleri ldad.
lk bir kez daha duyuldu; Kule kaplarndan soluk bir el
uzand. Dehetten arplm hayaletimsi bir yz rutubetli
havada yzyordu.
Raistlin kprdamad.
El yaklat, yz ise ona Kule'nin lanetine bulamaya cret
ettii iin bu byk ahmakln karlnda srklenecei
Cehennem'deki ikenceleri vaad ediyordu. skelet el Raistlin'in kalbine dokundu. Sonra titreyerek durdu.
"unu bil," dedi Raistlin sakin bir edayla Kule'ye bakarak,
sesini de ieridekilerin duyabilecei biimde ykseltmiti.
"Ben gemiin ve bugnn efendisiyim! Geleceim sylenmiti.
Benim iin kaplar alacak."
skelet el geri ekildi, zarif bir "buyrun" hareketiyle karanl
at. Kaplar sessiz menteeleri zerinde savrularak aldlar.
Raistlin ele veya saygyla eilen soluk surata bakmadan
kaplardan geti. Girdiinde Kule iinde yaayan btn kara ve
biimsiz, karanlk ve glgeli eyler hrmetle eildi.
O zaman Raistlin durarak etrafna baknd.
"Yuvama geldim," dedi.
Palanthas'n zerine bir huzur kt, uyku korkuyu spr384

d gittiBir rya, diye mrldand insanlar. Yataklarnda dnerek,


faktan nce huzur getiren karanlkla kutsanarak uykularna geri
dndler.

385

Caramon, tanrlar dnyay kandrd yoklukla,


armaanlarla ve Biz hepimiz Onlarn
zalimliklerine hapsolduk. Akft, Vize miras olan
akf, Bana yerletirdiler, Jarkdk{an
gareBiIeccim kadar: Ik. zlerinde Beliren
Tka'nn etrafa Baktnda, Tanis'e konutuunda
Laurana'nn sesinde "Sefiren titreim, o zarif
savrulu tyhirye. yakfasvkfn Altnay'n
sandaki. Onlar Bana Bakyor ve senin aklnla
dahi 'Sen fark} ayrt ediyorum. 'Burada
oturuyorum, 1(us kemikleri kadar narin Bedenimde.
"Karlnda
Tanrlar Bize merhameti, Bize efkati retiyor, Telafisi iin. 'Bazen
Baaryorlar, nk Ben, ister sevgiden ister kardan, kardeleriyle
Savasamayacak_kadar zayf olanlardan geri dnen adaletsizliin
Scak,isentisini hissettim ve 6u hisle Ac azald ve Bir evke kadar
kld, Sen acrken, Ben acdm ve Bununla' n zayf karkln
zerine ykseldim.
Sen kardeim, dncesiz merhametin iinde
htirasn lgn kavisini dndren klc tutan kpann
Ve gzn, kusursuz yn verdii
"Kusursuz elin o zel dnyasnda.
'Beni izleyemezsin, ruhun kybnif aynalanndaki
Manzaray zmseyemezsin,
& aBuktuundaki ac veren Boluu.
yine de Beni seviyorsun, kr krne karm kanmzn
Ak giBi, dengesi giBi'sadece,
ya da kar iinde yay izen scakjnr kltcgiBi:
Senin akimi kartran karsuikh. ihtiya,

.parlarda yerleen derin mklat.


c,.** dansnla ldrm dururken
kardeinin nnde Bir kalkan giBi, iste o zaman
Seningdan tam gbeinden geliyor
(Jum Benim zayfkknmn.
*Ben gittiinde
yannn kemalini nereden Bulacaksn?
yine kalBingrltl tnellerinde mi?
Ben duydum
Kralie'nin yumusaninnisini, O'nun serenadn,
Vegeceye karm sava arsn;
Bu mzik.Beni sessiz tahtna aryor
O'nun anlamsz krallnn derinliklerinde Bulunan. 'Ejderha yceefendileri
'Karanl a karmay dnmt, Onu
saBahlarla, aylarla Bozmay... 'Dengede
Btn saflkjnahvlur, Ancak,sehvet(i
karanlkta yatargerekt y^hai, zarif dans.
Ama senin iin deil: Sen Beni gecenin
iine kadar izleyemezsin, Tatlln labirentine.
nk sen nesin kucanda, kat toprakta
duruyorsun, 96ir ey ummadan, yol konuulmaz
olmadan yblunu kayBetmissin zaten.
u, izahn okjjerisinde ve szler Ayana dolanr.
Tanis senin dostun, Minik_k3zm, ve o sana
anlatacaktr kenin yolunda gzne taklanlar,
nk o "Kitiara'y Biliyor ve karanUk.ayw Kivin en
kara salar zerinde parlayn, yine de tehdit
edemez nk gece Islakjjzme nemli Bir rzgr
o(arak,fler.

386
387

LGN BR GRUP KAHRAMAN...

EJDERHAMIZRAI DESTANI
nc Ksm
LKBAHAR AFAI
EJDERHALARI
Margaret VVeis ve Tracy Hickman
Yaptn zgn Ad
DRAGONLANCE* CHRONICLES:
DRAGONSOF
SPRING DAVVNING
Copyright 1985 TSR, Inc.
Cover Copyright 1994 TSR, Inc.
1999 Arkabahe Ltd.
Birinci Bask: Kasm 1999
VVzards of the Coast ile yaplan anlamayla yaynlanmtr.
TSR Inc. bir VVizards of the Coast irketidir.
Kapak Resmi: Larry Elmore Resimler:
Deni Beauvais -Dizgi - Bask: Gzel
Sanatlar Matbaas A.. ISBN: 975-94275-2-8
ARKABAHE YAYINCILIK
akayk Sokak Buket Apt. No:39/2 Tevikiye - STANBUL
Tel: (0212) 246 70 68 Fax: (0212) 246 69 77
arkabahce@hotmail.com

TanS yanmetf Yolarkadalan'un lideri. Dvmeyi


sevmeyen, yetenekli bir sava. ki kadna olan aknn acsn
ekmektedir - frtnal kl ustas Kitiara ve byleyici elf kz
Laurana.

Sturtn 'BrghtBtade Solamniya valyesi. Afet ncesi sayg


duyulan valyeler, o gnden beri onurlarn kaybetmilerdi.
Srurm'un amac - ki bu onun iin hayatta kalmaktan daha
nemlidir - valyelerin onurunu iade edebilmektir.
-, Reisin Kz. Mavi Kristal Asa'nn taycs.
Kabilesinden kovulan Nehiryeli'ne olan ak, onlan gerein
peinden tehlikeli bir greve yneltiyor.
9{g.fryeR. - Gezgin'in torunu. Mavi Kristal Asa, lmn kara
kanatlarla utuu ehirde ona emanet edildi. Nehiryeli burada
cann zor kurtard. Ancak bu sadece bir balangt....
- Caramon'un ikizi, byc. Saln yitirmi olmasna
ramen, Raistlin gen yandan umulmayacak bir by gcne
sahiptir. Garip gzlerinin ardnda karanlk gizemler sakldr.
- Raistlin'in ikizi, sava. Dev gibi bir csseye sahip
olan Caramon, kardeinin tam tersidir. Hayatta tek ilgi
gsterdii insan Raistlin'dir - ayn zamanda en ok korktuu
insan da.

flint ^irtforgt - cce, sava. Tanis'in en eski arkada olan


yal cce, bu genleri kendi ocuklar olarak grr.
TassUhoff'Burrfoot - kender, "inceleyici". Kenderler Kyrnn'deki dier rklarn baans - korku nedir bilmezler. Bu
nedenle de nereye gitseler, bela onlan takip eder.
Bu SEKZ KYE DNYAYI KURTARMA GC VERLYOR.
AMA NCE KENDLERN
TANIMALARI GEREKYOR - VE BRBRLERN.

You might also like