Efendi Ile Uşağı-Tolstoy PDF

You might also like

You are on page 1of 61

Yayna hazrlayan : Egemen Berkz

Dizgi : Yeni Gn Haber Ajans Basn ve Yaynclk A..


Bask : ada Matbaaclk Yaynclk Ltd. ti.
ubat 2001

LEV TOLSTOY
EFEND LE UAI
(Bu kitap, Sn. Mehmet zgl'n izniyle baslmtr)
yk)
Rusadan eviren:
Mehmet zgl
EFEND LE UAI
1
1870'lerde bir k mevsimi geti anlatacamz bu olay. Aziz Nikolay Yortusu'nun
ertesi gnyd. Yortu kyn kilisesinde topluca kutlanmt, ama ikinci snf tccar (*)
Vasili Andreyi Brehunov kiliseyi bir trl brakp ilerinin bana dnemedi. Kilise
ynetim bakan olan tccar, yortuyu daha sonra bir de evinde kutlayarak akraba ve
tandklarn arlamak zorundayd. Ancak evinden son konuklar gider gitmez yol
hazrlna koyuldu.
Komu kyden bir toprak aasnn bir sre nce fiyatn kararlatrdklar korusunu
almaya gidecekti. Kentli tccarlar bu yal paray elinden kapmadan bitirmeliydi iini.
Vasili Andreyi koruya yedi bin ruble verdi diye toprak aas fiyat 10 bine
ykseltmiti. Aslna baklrsa yedi bin ruble korunun deerinin yarsyd. Belki Vasili
Andreyi fiyat on binden aa drebilirdi; nk koru, onun bulunduu bucan
snrlar iindeydi ve ilenin tccarlaryla aralarnda varlan anlamaya gre, bir tccar
bir bakasnn bucanda satlan maln fiyatn artramazd. Ne var ki, il merkezindeki
kereste tccarlar gz dikmiti Goryakino ky korusuna. Vasili Andreyi onlardan
nce davranp toprak aasyla pazarl sonuca balamalyd.
te bu yzden kutlamalarn sona ermesiyle birlikte Vasili Andreyi sandktaki yedi
yz rublesini kard, avans olarak verecei bini fazlasyla tamamlamak iin buna
kilisenin iki bin be yz rublesini ekledi. zenle sayd para destelerini czdanlarna
yerletirdikten sonra yol hazrlna balad.
Kza koma ii Nikita'ya kalmt, nk Vasili Andreyi'in o gn sarho olmayan tek

uayd. Onun sarho olmaynn nedeniyse, Byk Perhiz'den bir gn nce gmleini,
akrn, mein izmesini satarak iyice kafay ekmesi ve sonra bir daha iki imeye
tvbe etmesiydi. ki aydr azna ikinin damlasn koymamt zavallck. Votkann su
gibi akt Aziz Nikolay yortusunun ilk iki gnnde bile...
Nikita yakn bir kyden, yaamn daha ok unun bunun yannda uaklk yaparak
geirdii iin evsiz-barksz saylan, elli yalarnda bir kylyd. alkanl, ie
yatknl, gl kuvvetli oluu, en ok da uysall yznden aranan bir iiydi.
Gelgelelim, ylda birka kez zil zurna kafay ekerek nesi var, nesi yok satt iin
hibir yerde diki tutturamamt. Daha da kts, azgn, ekilmez bir adam olurdu
itii zamanlar. Vasili Andreyi, onu evinden birka kez kovduu halde, drstl,
evdeki hayvanlara zenle bakmas, en ok da az cretle almasndan tr yeniden
yanna almt. Nikita'ya ylda, byle bir rgatn gerek deeri olan seksen ruble deil,
ancak yarsn derdi. onu da hesap-kitap tutmadan, blk prk, daha ok dkk
nndan pahal pahal mal vererek...
Oysa Nikita, Marfa adnda, becerikli bir kadnla evliydi. Gzelliini gemi yllarda
brakan Marfa, delikanl yanda bir olu ve iki kk kzyla evini ekip eviriyordu.
Kocasn eve almayna gelince... Birinci neden, yirmi yldr baka kyden bir fc
ustasyla yaamas; ikincisiyse aykken Nikita'y parmanda oynatt halde,
sarholuunda ondan eytandan korkar gibi korkmasyd. Bir keresinde evde iyice
kafay eken Nikita, ayk olduu zamanki uysallnn acsn karmak istediinden
midir nedir, baltay kapt gibi karsnn eyiz sandna saldrm; ne kadar cicili bicili
giysisi, amar varsa hepsini dilim dilim doramt.
Nikita'nn rgatlk creti karsna dendii halde onun buna hi sesi kmazd. te,
yortudan iki gn nce Marfa gene Vasili Andreyi'in dkknna gelmi, hepsi topu
topu ruble tutan buday unu, ay, eker, kk bir ie votka ve be ruble para
almt. Vasili Andreyi'ten en azndan yirmi ruble daha alacaklar olduu halde, onun
tccara teekkr ediini bir grmeliydiniz...
- Ben sana "Karnn her geliinde u kadar vereceim" diye bir ey syledim mi? derdi
Vasili Andreyi, Nikita'ya. Bizde yle "Sonra gel, al! Deftere yazdm! Sana u kadar
ceza kestim!" gibi eyler yok. stedii zaman gelip alsn. Biz drst adamz, kimsenin
hakkn yemeyiz, bunu byle bil! Sen bana hizmet ettiin srece ben de seni brakmam,
aslanm.
Bunlar sylerken Vasili Andreyi, Nikita'ya babalk ettiine iyice inanm olmalyd.
Neden derseniz; Nikita gibi, tccar Vasili Andreyi'in verdii parayla geinen insanlar,
saygl davranlaryla, onun kendilerini aldattn dnmek yle dursun, nerdeyse
onun yardmyla ayakta durduklar inancn pekitiriyorlard adamda.
Nikita da ona;
- Dediklerinizi anlyorum, Vasili Andreyi, karln verirdi. Herhalde size kar
hizmette kusur etmiyorum. Ancak z babamn iine byle canla bala koardm.
Oysa Vasili Andreyi'in onu aldattn ad gibi bilirdi. Ama ne yapsn zavall, tccarla

hesabn ak ak yapamayacak olduktan sonra verileni almaktan baka kar yol var
myd?
te byle, Nikita, efendisinden kzan koulmas buyruunu alr almaz, her zamanki
cantezliiyle samanln yolunu tuttu. Ne kadar da istekli kouyordu ie! Kurun gibi
ar, pskll koum baln asl durduu yerden ald, kantarmann ngraklarn
ngrdatarak ahrn kapal kapsna doru yrd. Kzaa koulacak at ayr olarak
bekliyordu burada. Sar benekli, dolgun sarl, sln gibi at selam verircesine hafife
kinedi onu grnce. Bu orta boylu, koyu doru tayn tek bana orada duruu Nikita'ya
pek dokundu.
- Ne o, cann m skld? dedi. Seni kerata, dar ksan da doya doya kotursan, yle
deil mi? Ama nce seni bir suvaralm bakalm...
Nikita, dilini anlayan bir yaratkla konuurcasna konuuyordu erkek tayla. Atn eyer
vurula vurula ortas ukurlam belinden, grbz omuzlarndan tozu topra,
gocuunun eteiyle yle bir silkeledi. Sonra bal hayvann kafasna geirip
kulaklarn, peremini kaytan kurtard; yularn eline alarak at sulamaya gtrd.
Ahrdaki diz boyu gbreden kar kmaz doru tay keyfe geldi, peinden kuyuya doru
koturan Nikita'ya vurmak istercesine, arka ayaklaryla birka kez ifte att.
- Seni gidi seni, diye sylendi Nikita.
Tekmelerinin kirli gocuunun eteklerine demesinden teye bir ey yapamayacan
bildii iin, Nikita doru tayn bu oyunundan pek holanrd.
Buz gibi sudan kana kana ien at derin bir soluk ald, kll dudaklarndan yalaa duru
damlalar derken dnceli dnceli durdu, sonra grltyle pofurdad.
- Tamam m? dedi, Nikita. Daha fazla imeyeceksen biz de bilelim. Ama sonra gene
istemek yok ha!..
Bunlar ciddi ciddi sylerken doru tayn kendisini anlamasn istiyor gibiydi. Sonra
kinemesiyle avluyu nlatan, durmadan ifte atan hayvan eke eke ambara doru
gtrd.
Avluda ondan baka rgat yoktu. Yalnzca a kadnn kocas gelmiti bayramlamaya.
Nikita onu grnce;
- Hey, iki gzm, dedi. Git de tccar efendiye sor bakalm, byk kza m istiyor,
yoksa ufan m?
Ann kocas yksek ta temel zerine yaplm, sac daml eve girdi; az sonra dar
karak Nikita'ya kk kza komasn syledi. Nikita bu srada atn boynuna hamutu
geirmi, kabara demeli eyeri vurmu; bir elinde cicili bicili boyunduruu, teki
elinde de tayn yularn tutarak kzaklarn bulunduu ambara doru yryordu.
- yi, ufa olsun bakalm, dedi; akll hayvan kzan oklar arasna yanatrd.
Doru tay sracakm gibi numaralar yaparken ann kocasyla birlikte onu kk
kzaa komaya baladlar.

Dizginlerin taklmasndan baka i kalmaynca, Nikita, ann kocasn biraz saman ve


kzak yaygsn getirmesi iin ambara gnderdi.
Nikita adamn getirdii taze yulaf samann kzan dibine derken at sinirli sinirli
kprdand.
- Dur, sinirlenme bakaym, dedi Nikita. u saman deyelim nce, stne de yaygy
serdik mi bu i tamam. Rahat rahat otursun bizim bey.
Dedii gibi yapt, kzan oturma yerine epeevre yaygy rtt.
Sonra ann kocasna dnd:
- Sa ol, aslanm. kimiz bir olunca abucak bitirdik.
Ucu tokal kay dizginleri elinde toplad, kzan src yerine meldi, yrmek iin
can atan doru tay donmu gbreler stnden avlu kapsna doru srd.
O srada siyah gocuklu, yedi yalarnda bir olan ocuu; banda klk apkas,
ayaklarnda yeni kee izmeleriyle evden dar frlad.
- Amca! Amca! Nikita amca. Beni de al! diye baryordu gocuunun nn
dmeleyerek.
Kza durduran Nikita;
- Ko ko, yavrucuum! diye seslendikten sonra, efendisinin sevinten zp zp zplayan,
clz m clz olunu kzaa bindirdi.
Sokaa kmlard. le zeri 3 sularyd. Rzgrl, berbat bir hava vard darda.
Ayaz derseniz, en azndan eksi 10 dereceydi. Gn yarsn koyu bir bulut kaplamt.
Oysa avlunun ii o kadar sakindi ki! Komusunun ambarnn damndan savrulan karlar
hamamn kesinde burgalanarak dnyordu.
Nikita kza avludan dar yeni karmt ki, aznda sigarasyla Vasili Andreyi evin
kapsnda belirdi. Koyun derisinden krkn belinden kayla smsk balamt, meinle
kaplatt kee izmelerinin (*) altnda, inenmi karla rtl sahanln deme
tahtalar gcr gcr ediyordu. Vasili Andreyi sigaradan bir soluk daha ektikten sonra
izmariti yere atp stne bast; darda onu bekleyen kzaa yle bir baktktan sonra,
krknn yn kaplamal yakas soluundan nemlenmesin diye, tral krmz
yanaklarndan iki yana indirdi, azndan buular kara kara avlu kapsna doru
yrd.
O srada kzakta olunu grd. Byk bir sevinle;
- Vay, yaramaz! dedi. Hemen buraya da m yetitin?
Konuklaryla birlikte itii votka kann kztrmt. Hele yortuda yaad olaylarla
baard iler tccar bugn pek gururlandryordu. "Varisim" diye dnd olunu
grmek ayrca sevindirmiti onu. Gzlerini ksp uzun dilerini gstere gstere gld
ocua bakarken.
Omuzlarn, ban sarp sarmalad yn atksnn altndan yalnzca gzleri gzken,

Vasili Andreyi'in solgun yzl, sska, gebe kars, tccar uurlamak iin sahanla
kmt. Kocas yrynce arkasndan yle seslendi:
- Nikita'y da al diyorum sana!
Adam karsnn sesinden pek holanmyor olacak ki, karlk vermedi, kalarn fkeyle
att, yere tkrd.
- Parayla kyorsun yola, dedi kadn ayn ackl sesle. Sonra baksana u havaya! Frtna
kopacak nerdeyse.
Vasili Andreyi,bir mteriyle konuurken yapt gibi, dudaklarn skp szcklerin
stne basarak;
- Yoksa yolu bilmiyorum da yanma klavuz mu alacam? dedi.
Kadn atksnn ucunu omzuna att.
- Yalvarrm, ne olur! Tanr akna al Nikita'y da yanna!
- Kene gibi yaptn sen de... Alp da ne yapaym u gariban?
Nikita konuulanlar iitmiti.
- Ben gelmeye hazrm, diye bard.
Sonra neeyle, efendisinin hanmna seslendi:
- Ama ahrdaki atlar yemlemeyi unutmasnlar.
Kadn;
- Ben bakarm o ie. Semyon'a sylerim, dedi.
- E, gidiyor muyuz, Vasili Andreyi? diye sordu Nikita, efendisinin buyruunu
bekleyerek.
Adam, uann yllardr giyile giyile etekleri eprimi, srtnda, koltuk altlarnda
kocaman delikler alm kirli gocuuna bakarak glmsedi, gz krpt.
- Anlald, kocakarnn elinden kurtulu yok. Madem gelmek istiyorsun, git de srtna
kalnca bir ey giy.
Nikita, avluda duran ann kocasna seslendi:
- Gel, koum, u at tutuver biraz.
Kk olan souktan kzarm ellerini ceplerinden kard, buz gibi dizginlere yapt.
- Ben tutarm... Ben tutarm...
- Hemen geliyorum, Vasili Andreyi.
Nikita byle diyerek ayaklarnn ularn ieri basa basa uaklarn barakasna kotu.
Eskidike yama vurduu kee izmeleri vard ayaklarnda.
- Arinuka, anacm, ocan stndeki paltomu ver bana. Efendiyle yola kyorum.
Kendisi de ividen kuan ald.

le uykusundan kalktktan sonra kocas iin semaver yakan a kadn- Nikita'nn


tela karsnda kmldand; yznde bir glmsemeyle ocan stnde kuruyan eski
psk, tiftii km paltoyu ald; elleriyle onu dzeltmeye, silkelemeye balad.
- E, demek kocanla gnn tadn karacaksn, ha...
Yz yze geldii a kadna ho bir ey sylemi olmak iin sylemiti bunu Nikita.
Zaten ieri ekik olan karnn daha da ieri ekerek incecik, partal kuan gocuunun
stnden smsk dolad, ucunu beline soktu.
- Ha yle! imdi bir daha kar msn bakalm!...
Bunlar ann karsna sylemekten ok kuakla konuur gibi sylemiti.
Kollar serbest olsun diye omuzlarn yle bir yukar aa oynatt, gocuun stnden
paltosunu giydi. Sonra kollarnda rahatlk salamak iin srtn kamburlatrp gerindi;
ellerini koltuk altlarna sokarak oradan elliklerini (*) kard.
- Eh, imdi tamam.
- Hey, Nikita Stepani, dedi a kadn. u izmelerini de deitirseydin ya...
Nikita aklna bir ey gelmi gibi durdu.
- yi olur ama gideceim yer uzak deil, dedi, kzaa doru seirti.
Kzan yanna varmt ki, evin hanm arkasndan seslendi:
- Nikita, byle mezsin ya?
- Ne mesi, yanyorum vallahi!..
Kzan nne oturduktan sonra ayaklarn samanla rtt, acar ata gerekmeyecei iin
kamy yaygnn altna soktu.
st ste iki krk giymi olan Vasili Andreyi kzan yar kapal arkasn nerdeyse tek
bana doldurmutu. Kzaa oturur oturmaz uak Nikita dizginleri ekip at srd,
ancak kzak yrdkten sonra sol yana doru yerleebildi, bir ayan uzatt.

2
inene inene sertlemi ky yolunda, kirileri karda gcrdayarak kayan kzak, yiit
ata ty gibi hafif gelmiti.
Vasili Andreyi, varisini yan banda grmekten gizli bir sevin duyarak;
- Bak u kerataya! dedi. Nikita, kamy uzat hele. imdi gsteririm sana, kpolusu,
ko bakalm annenin yanna!

Olancaz kzaktan aa atlad. Doru tay hzn artrarak trsa kalkt.


Kresti kyndeki alt evden biri de Vasili Andreyi'indi. Nalbant dkknn geip
kyn dna knca rzgrn dndklerinden de iddetli olduunu anladlar.
Karlarn altnda yol filan grnmyordu.
Kzak izlerini hemencecik kar rtyordu, yolda gittikleriniyse ancak yerin
dzgnlnden anlyorlard. Kar burgalar dnyordu drt bir yanda, gn nerde
balayp nerde bittii belli deildi. Yeilliiyle gze arpan Telyatin Orman, savrulan
karlarn arasndan, arada bir gzkp kayboluyordu. Soldan esen rzgr, grbz tayn
yelesini yana yatrmt; topuz yaplm tyl kuyruunuysa saa doru itip duruyordu.
Arkasn rzgra vererek oturan Nikita'nn geni yakas adamcazn yzne
yapmt.
Vasili Andreyi atyla vnerek;
- Hayvan gerek yryn gsteremiyor ki, dedi. u tipiye bak. Bir keresinde
Pautino'ya yarm saatte gtrmt beni.
Yzne yapan yakasndan dolay Nikita, efendisinin sylediklerini iitememiti.
- Bir ey mi dedin? diye sordu.
- Pautino'ya, diyorum, yarm saatte gtrdyd beni...
- Atn yiitliine diyecek yok aslnda.
Sonra ikisi de sustular. Ama Vasili Andreyi'in can konumak istiyordu.
- Hey, Nikita, fcya iki ald diye karna ne ceza verdin bakalm?
Vasili Andreyi bunlar kendine gvenli bir sesle sylemiti. Uann, kendisi gibi akll
bir efendiyle konumaktan zevk alaca dncesi onda bu gveni uyandryordu. Sonra,
yapt bu ho (!) akadan uann alnaca, aklnn kesinden bile gememiti.
Fakat Nikata, rzgrdan tr efendisinin sylediklerini gene duymad.
Bunun zerine Vasili Andreyi sesini ykseltti, szckleri tek tek syleyerek fcyla
ilgili akasn yineledi.
- Bo verin siz ona, Vasili Andreyi. Karmn ilerine aklm ermiyor. Delikanl olumu
incitmesin de baka bir ey beklemiyorum ondan...
- Oras yle, dedi Vasili Andreyi de.
Sonra baka bir konu at.
- E, bahara kendine bir at alyorsun, deil mi?
Bu konuma Nikita'nn ilgisini ekmiti. Hemen yakasn yznden indirdi, efendisine
doru eildi.
- Almaz olur muyum? Olan byd artk, ifti ubuu kendisi srecek. Yeter artk
bakasndan hayvan kiraladmz.
Vasili Andreyi de heyecanlyd. Akln bandan alan kazan hrsyla bu pek sevdii

konuya smsk sarld:


- yleyse bodur at sataym size, fazla paranz da almam.
Nikita, Vasili Andreyi'in onlara satmak istedii bodur atn ta atlasa ancak yedi
ruble edeceini, ama onu almaya kalksalar tccarn en azndan 25 ruble isteyeceini,
ondan sonra da rgat creti olarak alt ay tek kuru koklatmayacan bildii iin;
- Siz bana cretimden 15 ruble verin, ben at pazarnda bir tane buldururum, dedi.
- Bodur at tam size gre, yalan sylyorsam gzm ksn. Ben vicdanl bir adamm.
Kimsenin hakk gesin istemem. Varsn, olacak zarar bana olsun. te sana erefimle
sylyorum. Bodurun stne at yoktur.
Vasili Andreyi alveri yapt insanlarla konuurken taknd gz boyayc tavrlarn
taknmt hemen.
Tccarn konumasnda dinlemeye deer baka bir ey kalmadn gren Nikita;
- Ya, ya, yle! diyerek yakasn elinden brakt.
Serbest kalan yaka hemen kulaklarna, yzne yapt.
Bylece yarm saat kadar konumadan gittiler. Paltosunun yrtk yerlerinden giren rzg
r Nikita'nn brn, bir kolunu dondurmaya balamt. Adamcaz bzyor,
azn kapatan yakann iinde soluk alp vermeye alyordu. Ama henz yor
saylmazd.
- Karamevo'dan m gidiyoruz, yoksa kestirmeden mi? diye bir ara sordu Vasili
Andreyi.
Karamevo kynden giderlerse yol biraz uzard, ama iki kysna iaret direkleri
dizilmi dzgn bir yol geerdi oradan. Kestirmeden giden yolsa bozuktu; stelik iaret
direkleri ou yerde konulmam, konulanlar da karlarn altnda kalmt.
Nikita bir sre dnd.
- Karamevo yolu uzun, ama dzgndr, dedi.
Vasili Andreyi kestirmeden gitmek istiyordu.
- Kestirmeden gidersek vadiden gememiz gerekiyor, br yolda orman var, kuytu olur
ama biz gene de kestirmeden gidelim.
- Siz bilirsiniz, diyerek Nikita gene yakasn brakt.
Vasili Andreyi'in istedii gibi yapt. Yarm kilometre kadar ilerledikten sonra yksek
bir mee aacnn yanndan sola sapt. Dallarnda tek tk kuru yaprak kalan aa rzg
rda sallanp duruyordu.
Dnemeci kvrlnca rzgr tam karlarna geldi. Yukarda habire karlar uuyordu.
Nikita nde uyuklayadursun kza oflayp puflayarak Vasili Andreyi srmeye balad.
Bylece on dakika kadar gittiler. Birden Vasili Andreyi'in bir eyler sylediini duydu
Nikita.

- Ne diyorsun? dedi gzlerini aarak.


Efendisinden yant alamaynca;
- Bir ey mi syledin? diye steledi.
- Sar msn, be adam! "Yolu kaybettik" diyorum sana. Baksana, direk mirek
grnmyor.
- yleyse durdur da yolu arayalm.
Nikita hemen kzaktan aa srad, kamy samanlarn arasndan alarak sola doru
yrmeye balad.
O yl fazla kar yamamt, bu bakmdan ekinmeden yrd. Ama gene diz bozu
karlara gmld yerler vard. ukurlardan geerken izmelerinin iine kar giriyordu.
Ayaklaryla, kamsyla yolu bir hayli arad halde eli bo kmt. Kzan yanna
dnp geldii zaman efendisi;
- Ne oldu? diye sordu.
- O yanda yok. Biraz da u taraf arayacam.
- Bak, urada bir eyler kararyor, git de bak bakalm.
Nikita kararan yere doru yrd. Buras klk ekin ekilmi srl tarlalardan rzg
rn karlar stne toprak savurarak koyulatrd yerlerdi. Krlarda hayli dolaan
Nikita bir sre sonra kzan yanna dnd. izmesindeki, stndeki bandaki karlar
silkeledi.
- Saa gitmemiz gerekiyor, dedi kararl bir sesle. Yoldan sapmadan nce soldan esen
rzgr imdi tam kardan geliyor. Sa dizgini ek.
Uann sz zerine Vasili Andreyi atn ynn saa evirdi. Bylece epeyce
gittikleri halde ne yol bulabildiler, ne de iz. Artan rzgrla birlikte kar ya da
artmt.
Nikita bu duruma pek sevinmi gibi;
- Vasili Andreyi, anlalan biz yolu iyice ardk, dedik.
Sonra karlarn altndan kara kara gzken patates kklerini gsterdi.
- Bunlar da nesi?
Vasili Andreyi terden slanm, ikin karn inip kalkan yorgun at durdurdu.
- Ne diyorsun?
- Zaharova kynn bostanlar buras. Grdn m, ta nereye gelmiiz!..
- Hadi canm sen de!
- Vallahi doru sylyorum. Baksana, patates tarlas buras! Kzamz ikide birde
tmseklerden geiyor. Zaharova bostanlar. Kkenleri toplayp gtrmler.
- Vay anasn, amma da uzaklamz! E, ne yapacaz imdi?

- Dmdz gidersek bir yere karz elbet. Ya Zaharova'ya varrz ya da aann


iftliine.
Andreyi gene uan dinledi, atn dizginlerini ona brakt. Bylece hayli gittiler. Kzak
bazan klk ekinlerin zerinden, bazan donmu keseklerden geiyordu. Arada bir
gzn biilmi tarlalara dalyordu. Karn altndan km saplar, rzgrn savurduu
saman bekleri kyordu karlarna. Bazan da yerde mi, gkte mi gittikleri belli
olmayan, batan baa karla rtl yumuak yerlerden geiyorlard.
Hem yukardan, hem de aadan savruluyordu kar. yice yorulan at komay oktan
brakmt. Terden top top olan tyleri kra balyordu.
Doru tayn yr birden deiti. Hayvancaz, bir ukura ya da hendee saplanm
olmalyd. Vasili Andreyi at durdurmak istedi. Ama Nikita nledi onu.
- Brak kendisi eksin. Baka trl kamayz buradan.
Sonra kzaktan aa atlad, ukur yere dald.
- Hadi, yavrum, davran!
Nikita'nn haylamas zerine doru tay yekinerek kza toprak ynnn zerine kard.
Anlalan bir hendee dmlerdi.
- Nereye geldik, yahu? diye sordu Vasili Andreyi.
- imdi anlarz. Sen ileri doru sr hele.
Tccar ilerde, karlarn arasndan grnen bir karalty iaret etti.
- Buras Goryakino ky orman olmasn sakn?
- Yaklanca neresi olduunu anlarz.
Nikita rzgrn uurduu uzun kuru yapraklardan karlarndaki karaltnn orman
deil, bir kyn stl olduunu anlamt. Ama sesini karmad. Gerekten de
hendei getikten sonra yirmi metre bile gitmemilerdi ki, nlerinde birtakm aalar
belirdi. Rzgrn plak dallarda hznl hznl ulumas duyuldu. Nikita iyi tahmin
etmiti: Dallarnda tek tk yapraklar rpnan yksek st aalaryd bunlar, kyn
harman yerinin evresindeki hendee dikilmi st aalar.
Rzgrda uuldayan stlere iyice yaklatklar srada doru tay ayaklarn ykseke
bir yere bast, ardndan arka ayaklarnn stnde ykseldi, sola kvrld, ayaklar diz
boyu karlara gmlmeden yrmeye balad. Yola kmlard.
- Yola geldik, dedi Nikita. Ama neredeyiz, bilemem.
At karla rtl yolda saa sola sapmadan yryordu. Yz metre bile gitmemilerdi ki,
tepeleme karla rtlm bir ot ynnn evresindeki dzgn itler belirdi nlerinde.
Ynn stnde karlar savruluyordu. itin bitiminde yol sola kvrld, derken kaln bir
kar tabakasna saplandlar.
Karlarnda iki ev grnyordu imdi, anlalan tipi evlerin arasndaki bolua iyice kar
ymt. Buray da geince bir sokakta buldular kendilerini. En kydaki evin avlusunda

ipe amar aslmt. Biri beyaz, biri krmz iki gmlek, bir etek, bir pantolon, birka
dolaktan ibaret bu donmu amarlar rzgrda rpnp duruyordu. Kollarn habire
sallayan beyaz gmlein rpn grlmeye deerdi.
- Bunlar asan kar ya tembelin biri ya da lm deinde kvranyordu, dedi Nikita.
Baksana yortu gnne kurutup yetitirememi amarlar.

3
Sokan banda rzgrn hz gene aynyd, yol kaln karla rtlmt. Ama kyn
ortasna doru hava birden durgunlat, lnd. Evlerden birinde bir kpek havlyordu.
Bir bakasnn nnde kapya doru abuk abuk yryen bir kadn evinin eiine
varnca durdu; bann stnden att bir erkek gocuunun altndan, geenlere dik dik
bakt. Gen kzlarn syledii arklar duyuluyordu evlerden.
Kyn iinde tipi, kar, ayaz azalm gibi geldi tccarla uana.
- Buras Grikino, dedi Vasili Andreyi.
- Evet, tandm.
Gerekten Grikono'ya gelmilerdi. Anlalan yolu arnca sekiz kilometre kadar
baka bir yne gitmiler, ama gene de gidecekleri yere bir hayli yaklamlard.
Grikino ile Goryakino'nun aras be kilometre tutard.
Kyn ortasna varnca yolda yryen uzun boylu bir adamla burun buruna geldiler.
Adam atn dizginine sarld, Vasili Andreyi'i tanr tanmaz kzan okuna yapt, eliyle
tutuna tutuna iinde oturanlara yaklat, kendisi de ne oturdu.
Bu adam, Vasili Andreyi'in yakndan tand, evrede at hrsz olarak n yapm, sa
adnda bir kylyd.
sa, azndan tccarn yzne votka kokusu savura savura;
- Sizi hangi rzgr att, Vasili Andreyi? dedi.
- Goryakino'ya diye yola kmtk ama yolu ardk.
- una bakn, ok sapmsnz. Malahovo'dan gitseydiniz ya!
- Biz de biliyoruz ama beceremedik ite.
Vasili Andreyi byle diyerek kza durdurdu.
sa at tepeden trnaa szd, elinin alk bir hareketiyle hayvann saakl
kuyruundaki gevek topuzu yukar doru iterek sklatrd.
- E, geceyi burada geireceksiniz, deil mi?

- Olmaz. Grlecek ok iimiz var.


- Anlalyor. A, bu da kim? Sen misin Nikita Stepani?
- Baka kim olacak! Bak, iki gzm, yolumuzu bir daha armamak iin ne yapalm,
syler misin?
- Korkmayn, armazsnz. imdi buradan geriye dnn. Soka dmdz gein, saa
sola sapmayn sakn. Ana yola knca saa dnersiniz.
- Peki, ana yola nereden dneceiz?
- Sol yannda allar greceksiniz. allarn karsnda mee aacndan kocaman bir
iaret direi durur. te oradan.
Vasili Andreyi atn ban geriye evirdi kyn kna yneldi, arkalarndan sa'nn:
- Geceyi burada geirseydiniz iyi olurdu! diye bardn duydular.
Tccar dizginlerle ata vururken adama yant bile vermedi. nlerinde topu topu be
kilometrelik yol kalmt, bunun da iki kilometresi ormand. Tipi biraz dinmiti, kar da
azalma benziyordu. Pek zor grnmyordu yolculuk.
Taze gbrelerin alaz alaz koyulatrd, inenmi karl sokaktan getiler. amar
asl evin nne vardklarnda beyaz gmlek yalnzca bir kolundan kaskat asl
duruyordu. paralayc uultular karan stlerin de yanndan geince kendilerini
gene krlarn ortasnda buldular. Frtna dinmek yle dursun, hzn daha da artrma
benziyordu. Kardan yol iz belli deildi, ancak iaret direklerine bakarak buluyorlard
gidecekleri yn. Gelgelelim rzgrn kardan esmesi direkleri grmelerini hayli
gletiriyordu.
Vasili Andreyi iaret direklerini karmamak iin gzlerini ksyor, ban eiyor, ama
yolu bulmay daha ok ata brakyordu. At da tam gvenilecek hayvand dorusu.
Ayaklarnn altndaki sert yolun dnemelerine uyarak bazen saa, bazen sola
kvrlyordu. Kar ve tipi iddetini iyice artrd halde kzaktakiler kh sada, kh
solda iaret direklerini grmeye devam ettiler.
Byle on dakika kadar ilerlemilerdi ki, atn hemen nnde, rzgrn uuturduu kar
bulutunun tesinde kmldanan koyu bir leke grdler. Onlarla ayn yne giden bir
kzakt bu. Doru tay yetiince ayaklar ndeki kzan tahtasna arpmaya balad.
- nmze gein! diye barmaya baladlar teki kzan iindekiler.
Vasili Andreyi yana krp ndeki kza gemeye balad. Kzakta erkekle bir de
kadn vard. Yortu ziyaretinden dnyorlard anlalan. Erkeklerden biri elindeki
rpyla atn karlanm sarsna habire vuruyordu. nde oturan teki iki erkek ellerini
sallayarak baryorlard. Kadn kzan arkasnda iyice rtnmt, stne yaan
karlarn altnda kprdamadan otururken talam gibiydi.
- Kimsiniz siz? diye bard yanlarndan geerken Vasili Andreyi.
- ...lerdeniz! diye seslendiler berikiler.

- Kimlerdensiniz?
- .... deniz...
Adamlardan biri avaz kt kadar bard halde hibir ey anlalmyordu.
Elindeki rpyla at kamlayan kylnn haykrmas duyuluyordu yalnzca:
- Onlardan geri kalma! Hzl sr!
- Yortudan m dnyorsunuz?
- ek dizginleri Syomka! Geri kalma! Ge unlar!
Kzaklarn yan kirileri birbirine srtnd. Atlar bir an birbirlerine girecekmi gibi
oldular, sonra ayrldlar. teki kzak geri kalmaya balad.
Geni karnl, tepeden trnaa kara belenmi uzun tyl at, sarsna inen sopalardan
kurtulmak iin var gcyle yekiniyor; ksa bacaklaryla diz boyu kar savurarak
boyunduruun altnda ban ne eerek, ar ar oflaya puflaya ilerliyordu. At geride
kalrken Nitika zavall hayvann kafasn bir an kendi omuz banda grd. Gencecik bir
att bu. Ama hayvancazn alt duda iyice gerildii iin az balk azna benzemi,
burun delikleri genilemi, korkudan kulaklar arkaya yatmt.
- ki neler yaptryor. Hayvann cann karmlar. Kyl paralar, ne olacak! dedi
Nikita.
Yorulan beygirin sk sk solumalarn, sarho adamlarn haykrlarn bir sre daha
duydular. Sonra btn bunlar da kesildi. Rzgrn kulaklarnn dibinde slk
almasndan, arada bir kzak kirilerinin tmseklerde kard gcrtlardan baka bir
ses iitilmiyordu artk.
Kyllerle karlamaktan keyiflenen, yreklenen Vasili Andreyi, iaret direklerine
fazla aldrmakszn, yolu bulmay daha ok ata brakarak dizginleri hzl hzl ekti.
Nikita'ya yapacak bir i kalmyordu. O da bu gibi durumlarda bavurduu ie koyuldu:
Uykusuz geirdii gecelerin acsn karnrcasna uyuklamaya balad.
Derken at, anszn duruverdi. Nikita az kalsn tepe st kapaklanyordu.
- Gene yoldan ktk sanyorum, dedi Vasili Andreyi.
- Nasl?
- Direkler grnmez oldu. Yitirdik yolumuzu.
- Hemen gidip bakaym...
Nikita byle diyerek doruldu, ayak ularn ierlek basa basa, karlarda yrd gitti.
Bazen grnp bazen gzden kaybolarak uzun sre dolat. En sonunda geriye dnd,
kzaa bindi.
- Buralarda yol filan yok. Belki de ilerde bir yerde.
Hava kararmaya yz tutmutu. Tipinin iddeti ne artyor, ne de azalyordu.

- u kyllerin sesini bir daha duysaydk, dedi Vasili Andreyi.


- Onlarla bir daha karlamadmza gre yoldan bir hayli uzaklamz. Kim bilir,
belki adamlar da yitirdiler yollarn.
- Peki, imdi nereye gideceiz?
- At kendi haline brak. Bulur yolunu. Dizginleri ver bana.
Vasili Andreyi sevinerek dizginleri Nikita'ya verdi. nk kaln eldivenler iinde
parmaklar meye balamt.
- Nikita dizginleri elinde tutarken hayvan hi ynlendirmemeye alyordu. Akll
hayvann yolu bulup karacana inanc vard. Gerekten de at bazen bir kulan,
bazen tekini oynattktan sonra kza yola doru ekmeye balad.
- Dili olsa konuacak diye mrldand Nikita. Yr yavrum! Bildiin gibi git yoluna.
Rzgr arkadan esiyordu imdi, keskin ayaz hissedilmez olmutu.
Atn zekasna aarak seviniyordu Nikita.
- Cin gibi hayvan. nsanlar vardr, kalplarna baknca bir ey sanrsn; oysa kafalar
almaz. u kulaklarn oynatna bak! Telgrafa ne hacet, bir kilometre uzaktan her
eyi duyar vallahi.
Yarm saat bile gemeden nlerinde birtakm karaltlar belirdi, sa yandan iaret
direklerini grdler. Yeniden yola km olmalydlar; nlerindeki koyuluk ya bir kyd
ya da orman.
- Hey, gene Grikino'ya gelmiiz! dedi Nikita.
Gerekten de stnden karlar savrulan ayn ot ynn, asldklar ipte rpnp duran
ayn gmlekleri, amarlar grdler. Sonra gene gbreden alaca bulaca koyulam
sokaa girdiler; gene hava durgunlat, lnd; gene evlerden konumalar, trkler,
kpek havlamalar duyulmaya balad. Hava bir hayli karard iin kimi evlerin
pencerelerinde k vard.
Sokan ortasnda Vasili Andreyi tuladan yaplm bir eve doru evirdi kza, evin
nne varnca durdular.
Nikita, karlarn yar yarya rtt aydnlanm pencereye yaklat, kamsnn sapyla
cama vurdu. Solgun kta karlarn uutuu grlyordu.
erden biri;
- Kim o? diye seslendi.
- Kresti kynden Brehunovlar, dedi Nikita. Bir dakika bakver, iki gzm.
Pencereden bakan adamn geriye ekilmesinden bir sre sonra sahanln i kaps alp
kapand, ardndan d kapnn srgs ekildi. Kapy rzgrn itmemesi iin eliyle
tutan uzun boylu, ak sakall, yal bir adam grnd nce. Bayramlk beyaz gmleinin
stnden bir gocuk atvermiti omuzlarna. Onun arkasnda krmz mintanl, mein
izmeli bir delikanl belirdi.

- Andreyi, sen misin? diye sordu yals.


- Benim ya. Yolumuzu ardk da... Goryakino'ya gidelim derken sizin kye gelmiiz...
stelik bu ikinci geiimiz.
- Bakn u ie. Petruka, hadi, avlu kapsn aver.
Krmz mintanl gen neeli bir sesle;
- Hemen, imdi, diyerek dar seirtti.
- Ama biz geceyi burada geirecek deiliz, dedi Vasili Andreyi.
- Gece vakti yola gidilir mi? Kaln burada.
- ok isterdik ama kalamayz. imiz ok.
- Hi olmazsa bir ieri girin de snn. Hazr, scak aymz da var.
- Eh, snmaya bir diyeceimiz yok. Az sonra ay kacana gre gece karanlk olmaz....
E, Nikita, girip biraz snalm m?
- yi olur, efendim.
Souktan Nikita'nn eli aya donmutu. Scak bir odada kemiklerini stmaktan baka
ne istei olabilirdi.
Vasili Andreyi ile yal adam eve girdiler. Nikita da Petruka'nn at avlu kapsndan
kza ieri sokup ahrn sundurmas altna ekti. Ahrn taban gbreyle doluydu.
Tavann kiri ktne kocaman bir boyunduruk aslmt. Kirie tneyen tavuklar,
horozlar rahatlarnn kamasndan dolay durduklar yerde didimeye, gdaklamaya
baladlar. Koyunlar bir hayli rkm olacaklar ki, trnaklar kaskat gbre tabakasnda
tkrdayarak hepsi bir keye sktlar. eriye bir yabancnn girmesinden d
patlayan bir kpek olanca hncyla, boulurcasna havlamaya koyuldu.
Oysa Nikita her birine yattrc szler sylyordu. Rahatlarn kard iin
tavuklardan zr diledi. Geliinden rktler diye koyunlara sitem etti. Oysa biraz
bekleyip iin sonunu anlasalard ya... At yerine balarken kpekle konutu.
ini bitirince stnden bandan karlar silkti.
- E, oldu ite, imdi keyfinize bakn.
Kpee dnd:
- Sen de amma havlarmsn! Hadi, kes sesini artk, kk budala! Bouna paralyorsun
kendini. Hrsz m sandn yoksa beni?
Sundurmann dnda kalan kza bir eliyle tuttuu gibi ieri alan Petruka;
- Bouna bunlara evin aklls dememiler, dedi.
- Anlamadm. Nasl bir ey o?
- Paulson'un kitabnda yle yazyor... Eve bir hrsz girecek olsa kpek hemen
havlayarak ev sahiplerini uyarr, horoz tmesiyle sabahlar herkesi kaldrr. Ya kedi?

Patisiyle yzn temizlemesi eve deerli bir konuun geleceini gsterir...


Delikanl bunlar sylerken glmsyordu. Okuma yazma bildii iin, evlerinde bulunan
tek kitab, Paulson'un kitabn ezbere renmiti. imdiki gibi akrkeyif olduu
zamanlar, konuyla ilgili bulduu blmleri sylemeye baylrd.
- Doru, diye onaylad Nikita.
- ok dn m, amca?
- Hem de nasl!
Avludan getiler, sahanlktan ieri girdiler.

4
Vasili Andreyi'in kapsn ald ev, kyn en varlkl ailelerinden birinindi. Bu varlkl
insanlar, be aileye yetecek topraklarndan baka, sada solda tarla kiralayp
ekerlerdi. Alt at, inek, iki dve, yirmi kadar da koyun besliyorlard evlerinde.
Evdeki horanta saysna gelince, tastamam 22 kiiydiler. Ana babadan baka, hepsi de
evlenmi drt oul, drt gelin, aralarnda yalnzca Petruka'nn evli bulunduu alt
torun, iki kk torun (torunun ocuu), de kimsesiz ocuk. Baba ocan datmam
olan seyrek ailelerden biriydi bu insanlar. Ancak kadnlarn arasnda balam olup ksa
zamanda ayrlmayla sonulanacak gizli bir i ekime de srp gidiyordu. ki oul
Moskova'da sakalk yapyorlard, biri de askerdeydi. u an evde, ailenin ilerini yrten
ikinci oul, bunlarn karlar, ocuklar bulunuyordu. ocuklarnn vaftiz babalarndan
bir komu da konuktu onlarda.
Odann ortasndaki masann tepesinde abajurlu bir lamba aslyd. Lambadan masadaki
ay bardaklarna, votka dolu ieye, meze ve yemek tabaklarna, tula duvarlara, kutsal
kedeki (*) tasvirlere, bunlarn iki yanndaki resimlere parlak bir k dyordu.
Vasili Andreyi masada ba keye kuruldu. Srtndaki krk kard, yalnzca kara
gocuuyla kalnca buz tutmu byklarn emerek, prtlak atmaca gzleriyle oday,
ierdekileri incelemeye koyuldu. Masada kendisinden baka evde dokunma bezden
beyaz bir gmlek giymi, ak sakall, dazlak kafal yal baba; onun yannda,
Moskova'dan bayram geirmeye gelen ince basma gmlekli byk oul; onun
yanndaysa ev ilerini yrten ikinci oul vard. Bu ikisi, geni omuzlar, kaln
enseleriyle gerek birer babayiitti. Kzl sal, zayf bir adam olan komular en uca
oturmutu.
Mezelerden attrarak ufak ufak votka demlenen erkekler ocan kesinde uuldayp
duran semaverden konulacak ay bekliyorlard. Ocan stnde, yerdeki sedirlerde bir
sr ocuk vard. Beiin zerine abanan gen bir kadn bebeini emzirmekteydi. Yz

krklarla kapl, dudaklar bile burumu olan, ailenin yal anas, Vasili Andreyi'i
arlamaya alyordu.
Nikita ieri girdii srada yal nine kaln caml bir bardaa doldurduu votkay tccara
uzatt.
- Buyur, Vasili Andreyi, yortuyu bir kere de bizimle kutlam olursun. Mezelerden de
al.
Bunca yorgunluktan, souktan sonra votkann grn, bayltc kokusu Nikita'nn
ban dndrmeye yetti. Nikita, kutsal kede durdu, odada bulunanlara aldrmadan
kez istavroz kard, tasvirlerin nnde saygyla eildi; ev sahibi yal adamdan
balamak zere masada oturan erkeklere, ocan yannda dikilen kadnlara "yortunuz
kutlu olsun" dedi, yiyeceklere bir kez bile bakmadan, srtndaki eski pskleri
karmaya koyuldu.
Byk oul, Nikita'nn kardan aarm yzne, kirpiklerine, sakalna bakarak;
- Souktan buz tutmusun, amca, dedi.
Nikita paltosunu kardktan sonra stndeki karlar bir daha silkti, ocaa yakn bir
yere ast, masaya yaklat. Ona da bir bardak votka verdiler. Bu ho kokulu svy bir
yudumda imekle imemek arasnda azap veren bir duraksama geirdi. Ama gzleri bir
an Vasili Andreyi'e kaynca ettii tvbe, iki yznden satt izmesi, karsnn fc
dostu, bahara bir at almak iin sz verdii olu geldi aklna. Derin derin iini ekti,
kalarn att.
- miyorum, teekkr ederim, dedi.
kinci pencerenin nndeki iskemleye oturdu. Evin ikinci olu merakla sordu:
- Niin imiyorsun, amca?
Nikita ellerini salkm salkm buz tutmu seyrek sakalndan, byklarndan ayramyordu.
- miyorum ite, dedi sklgan bir sesle.
Bir bardak votkay bir dikite yuvarlayan Vasili Andreyi tabaktan bir rek alarak
konumaya katld:
- Ona yaramaz, imesin daha iyi.
Bunun zerine nine sze kart:
- yleyse ay veririz. ok da me benziyor. E, gelinler, semaver hazr deil mi
daha?
Gelinlerin en genci, st bezle rtl semaveri iki eliyle tutup kaldrd. Glkle
tayarak masann ortasna koydu.
O srada Vasili Andreyi yolu yitirilerini, yanllkla iki kez onlarn kyne gelilerini,
yolda sarholarla karlamalarn, krlarda yol aramalarn anlatyordu. Ev sahipleri de
ona yoldan ayrlmalarnn nedenini, saa sola sapmadan gitmek iin neler yapmalar
gerektiini akladlar. Yolda rasladklar kylleri de tanyorlard.

Ev sahiplerinin komusu:
- Buradan Molanovka kyne bir ocuk bile gidebilir, dedi. Yalnz, ana yola nereden
dneceini bilsin yeter. Anlalan siz alla varmadan dnmsnz.
Nine bir yandan:
- Bu geceyi burada geirin de yle yola kn. Gelinler size birer yatak seriverirler,
diyordu.
Yal adam da karsn destekliyordu:
- yle ya. Sabahleyin kalknca gndz gzyle daha rahat giderdiniz.
Vasili Andreyi raz olur mu?
- Olmaz. nsan bazen bir saat ge kalmakla kardn, bir ylda kazanamaz.
Bunlar sylerken kentli tccarlarn elinden kapacaklarna inand orman dnyordu.
- E, Nikita, yolcu yolunda gerek, deil mi? dedi uana.
Nikita, sakalndaki, byndaki buzlarn zlmesi iine fazlaca dalm gibi ardan ald.
Sonra zgn bir sesle:
- Gene yolumuzu armaktan korkuyorum, diye mrldand.
zgn olmasnn nedeni iki imek iin hl byk bir istek duymasyd. Bu istei
bastracak tek ey ayd. Ama onu da vermemilerdi henz.
Vasili Andreyi niyetinden vazgeecek gibi deildi:
- u dnemece bir varsak, ondan tesi kolay. Yolumuz hep orman.
Nikita'ya sonunda bir bardak ay verdiler.
- Siz bilirsiniz, Vasili Andreyi, gidelim derseniz gideriz.
- aymz ielim de kalkalm hemen.
Nikita bir ey sylemeden ban sallad. Bardandaki scak ay tabana dkt. (*)
Elinin almaktan ien parmaklarn ayn buharna tuttu. Sonra kesme ekerden bir
para srd, ev sahiplerine bayla selam verdi:
- Salnza, diyerek scack svy itahla iti.
- Birisi bizi dnemece dein geirse bari, dedi tccar.
Byk olan onun bu isteini sevinle karlad:
- Ne olacak, geiririz. Petruka imdi kza koar, sizi gtrr oraya dek.
- Hadi ko kza, iki gzm. kramlarnz iin ok teekkr ederim, dedi tccar.
Nine, tatl bir sesle konuunu yantlad:
- A, teekkr edecek ne yaptk ki? Evimize uradnz iin asl biz teekkr etmeliyiz.
Dedesi Petruka'ya:

- Petruka, git de ksra kzaa ko, dedi.


Delikanl yznde tatl bir glmsemeyle kalkt, duvarda asl duran apkasn kapt
gibi dar frlad.
Petruka kza hazrlayadursun, tccarn eve geliiyle yarda kesilen konuma gene
ayn konuya dnd. Yal baba, ayn zamanda ky muhtar olan komusuna,
Moskova'daki olunun yortu dolaysyla evdekilere hibir ey gndermedii halde
karsna Fransz mal bir al gnderdiini anlatyor, dert yanyordu.
- Genler gitgide kopuyorlar bizden.
- Kopmak da laf m? dedi komusu. Dirlik dzenlik mi kald evlerde? Kendilerini her
eye akllar erer sanyorlar. Bilmiyor musun, Demokinlerin olan dve dve babasnn
kolunu krd. Herhalde aklnn fazlalndan olacak.
Adamlarn yzlerine dikkatle bakarak konumalar dinleyen Nikita kendisi de bir eyler
sylemek iin can atyordu ama, o srada ay ime iine fazlaca kaplm olduundan,
onlar destekleme anlamnda ban sallamakla yetiniyordu. Verilen her bardaktan sonra
biraz daha snyor, bir geveme yaylyordu tm bedenine.
Konuma dnp dolap ayn konuya, baba evinden ayrlmann zararlarna geliyordu.
Genel bir ayrlma, ailenin tmyle dalmas deildi sz konusu edilen. Onlar kendi
evlerinin iindeki bir ayrlmadan, dilini yutmu gibi somurtup duran ikinci oulun
gerekletirmek istedii ayrlmadan sz ediyorlard. te yandan evde herkesi
ilgilendiren bu ok duyarl konuyu yabanclarn yannda tartmak istemedikleri de
anlalyordu tavrlarndan. Ama yal baba bir ara dayanamad; gzlerinden yalar
boanarak, sa olduu srece oullarnn ayrlmalarna gz yummayacan syledi.
ocuklarn her biri bir yana gidince kurulu dzen diye bir ey kalmazd.
- Matveyevlere ne oldu, bilmiyor musunuz, dedi muhtar. Ortada ne ev kald, ne bark.
Daldlar gittiler...
Yal baba oluna dnd:
- Sen de mi ayn eyi istiyorsun ha? Syle, hadi!..
Olu buna yant vermeyince garip bir suskunluk kt ortala. Bu suskunluu bozan
Petruka oldu. Biraz nce kza koup geriye dnen delikanl, yzne yaylan bir
glmsemeyle konuulanlar dinliyordu.
- "Paulson'un kitabnda ne der? Bir babayla olu varm" diye girdi araya. "Adam,
krmalar iin onlara bir demet ta vermi, hibiri kramam. Ayn talar teker teker
krvermiler. te bu da byle... E, kzak hazr."
Vasili Andreyi:
- Eh, yleyse kalkalm artk, dedi. Ortanca olann ayrlmasna gelince, amca sakn raz
olma. Bunca mal mlk sen kazandn, yleyse bu evde senin szn geer. Daha olmazsa
dzenin korunmas iin mahkemeye bavurursun.
Yal adamn sesi atallamt gz yalarndan.

- i gc hr karmak. Evde huzur kalmad. Evlat deil, ba belas bu olan.


Bu arada beinci ayn bitiren Nikita barda ba aa evirmemi, altncsn
doldururlar umuduyla tabaa yan yatrmt. Ama semaverde su tkendii iin onun
isteini yerine getiremediler. Ayrca Vasili Andreyi gitmek zere hazrlanyordu.
Yaplacak bir ey kalmamt artk. Nikita ister istemez doruldu, diiyle drt bir
yanndan paralar kopard eker topan gerisin geriye kutusuna koydu, terden
slanm yzn silerek paltosunu giymek iin kalkt.
Hazrd Nikita. Derin derin iini ekti, ev sahiplerine teekkr edip esenlikler diledi.
Aydnlk, scack odadan kp, kap aralklar karla svanm, iinde souun, rzgrn
kol gezdii sahanla, oradan da karanlk avluya gitmek lm geliyordu imdi ona.
Gocuunu giymi olan Petruka avluda onlar bekliyordu. Yznde her zamanki
glmsemesiyle Paulson'un kitabndan bir iir okudu:
"Koyu bir sis kaplam gkyzn.
Kar burgalar kvrlyor durmadan.
Bazan vahi hayvanlar gibi uluyor
Bazan alyor ocuk sesiyle... (*)
Nikita kendi kzann dizginlerini toplarken Petruka'nn okuduu iiri bayla onaylad.
Elinde fenerle Vasili Andreyi'i uurlamaya kmt yal baba. Ama eikten darya
admn atar atmaz rzgr feneri sndrverdi. Anlalan, frtna iyice iddetlenmiti.
Tccar, "u tipiye bak. Bu havada yola klmaz, ama iten de kalmak istemiyorum.
stelik hazrlandk artk, bizim iin kzak bile kotular. Ksmet olursa varrz
gideceimiz yere..." diye geirdi iinden.
Ev sahibi yal adam da byle bir havada konuklarn brakmamas gerektiini
dnyordu. Gelgelelim onlar zorla tutamazd. Ka kez gitmemelerini syledii halde
szn dinletememiti. "Kimbilir, belki adam hakl. Kocadm iin kardan ktan gzm
korkuyor. u konumalar bitse de yatsak hemen..."
Petruka'nn tehlikeye filan aldrd yoktu. O yreyi, yollar avucunun ii gibi bilirdi.
Ayrca, "Kar burgalar kvrlyor durmadan" dizesi olup bitenlere tpatp uyduundan
keyfi yerindeydi.
Zavall Nikita'ya gelince, yllar var ki, yalnzca bakalarnn isteine gre hareket
etmeye alt iin, istese de istemese de gitmek zorundayd. Bu durumda yolcularn
nnde hibir engel kalmyordu.

5
Vasili Andreyi yaklat, karanlkta evresini doru drst seemeden yerine oturdu,
dizginleri ekti.
- ne d, delikanl, diye bard Petruka'ya.
Kzanda dizleri zerinde bekleyen Petruka, ksra srd. Ne zamandr kineyip
duran, tccarn doru tay nnde ksrak kokusu alnca ileri frlad, bir anda avludan
sokaa ktlar.
Kyn ortasndan geiyorlard imdi. Donmu amarlarn asl olduu evin nne
vardlar, amarlarn tekini bile gremediler. Hepsi yere dmt, anlalan. Tepeden
trnaa beyazlara gml, stnde kar bulutlar uuan ot ynnn nnden getiler.
Sonra ac ac iniltiler kararak dallar saa soa savrulan st aalarna vardlar. En
sonunda, alttan stten karlarn kaynat, azgn bir denizin ortasnda buldular
kendilerini. Frtna o denli iddetliydi ki, kzaa yandan arpt zaman hem at, hem de
iindekiler devirecekmi gibi sarsyordu.
Petruka geni admlarla trsa kalkan yiit atn durmadan haylyordu. Doru tay
ksran birka adm arkasndayd.
Bylece on dakika kadar gittiler. Sonra Petruka ban geriye evirdi, bir eyler
haykrd. Ne Vasili Andreyi, ne de Nikita, onun sylediinden bir ey anlamadlarsa da
dnemece geldiklerini tahmin ettiler. Gerekten Petruka kzayla saa dnd, yandan
vuran rzgr kardan esmeye balad. Bu srada kar rtsnn ilerisinde bir koyuluk
belirdi. Dnemeteki allkt bu.
- Hadi, hoa kaln.
- Teekkrler, Petruka.
Petruka, son kez;
- "Koyu bir sis kaplad gkyzn" diye bararak gzden silindi.
- u delikanl iire amma da merakl!
Vasili Andreyi dizginleri sarst.
- Evet, yiit olan, tam ky delikanls!
Nikita iyice bzlp boynunu iine ektii iin kk sakal gsne yapmt. Scak
odada kald srece snan bedeninin scakln yitirmek korkusuyla sesini bile
karmyordu. imdi nnde btn grd; gide gele inenmi bir yol gibi duran
oklar, doru tayn inip inip kalkan sars, frtnadan savrularak hep yana yatan topuzlu
kuyruu, biraz ilerde yksek boyunduruunun altnda sallanan ba ve boynunun bir
yanna yapm yelesiydi. Arada bir gzne arpan iaret direklerinden tr doru
yolda gittiklerini dnyor, yerinde tasasz oturuyordu.
Dizginleri elinde tutan Vasili Andreyi yolu bulma iini ata brakmt. Ama kyde

dinlendii halde pek gnll yrmyordu doru tay. Birka kez geriye dner gibi
yapnca tccar dizginleri ekti.
Tccar, direkler getike iinden sayyordu: "te birinci direk, ite ikincisi, ite
ncs... Eh, ormana geldik artk." Onun orman sand karalt aslnda bir al
ynndan bakas deildi. Karalty geip elli metre kadar gittikleri halde ne drdnc
direi grebildi, ne de orman. "Orman buralarda bir yerde olmal" dedi kendi kendine.
Votkann, ayn verdii yreklilikle dizginleri ekti, kza hzlandrd. Sz dinleyen
yiit at bazan ekinle, bazan hafif trsla nereye evirirlerse oraya gidiyordu. Oysa
doru yne srlmediinin ok iyi farkndayd. On dakika daha gittiler; gene ne orman
vard, ne bir ey...
Vasili Andreyi at durdurdu.
- Gene yolu ardk.
Nikita tek sz sylemeden kzaktan indi. Tipide bazan bedenine smsk yapan, bazan
de uup gidecekmi gibi omuzlarndan syrlan paltosunun iinde bir o yana, bir bu yana
koarak yolu aramaya koyuldu. Birka kez gzde silindii de oldu. Sonunda kzaa
dnd, dizginleri Vasili Andreyi'in elinden ald.
Kararl, sert bir sesle;
- Saa gitmeniz gerekiyor, dedi.
Atn ban o yne evirdi. Dizginleri uana brakan tccar yen ellerini yenlerinin
iine soktu.
- yi, saa gitmek gerekiyorsa yol senin.
Nikita sesini karmad. Ama az sonra ata bard:
- Hadi, koum, kmldan biraz!
Dizginleri ekilen doru tay hi istifini bozmad; ar admlarla yrmesini srdrd.
Kar kimi yerlerde diz boyu derinlikteydi, at boyundurua asldka kzak yerinde
yalpalyordu.
Nikita, kamy soktuu yerden kard, ata birka kez yaptrd. Krbalanmaya hi
alk olmayan hayvan hemen trsa kalktysa da az sonra gene ekine, ondan da dz
yrye geti. Be dakika kadar byle gittiler. Aadan, yukardan yle zorlu bir kar
bastrm, hava ylesine kararmt ki, bazan atn boyunduruu bile gzkmyordu.
Kzak duruyormu, savrularak yaan karlar geriye gidiyormu gibi geliyordu insana.
Derken, at anszn duruverdi. nnde bir tehlike sezmi olmalyd. Dizginleri brakan
Nikita yavaa aaya atlad, atn neden durduunu grmek iin ileri doru yrd.
Ama atn nne doru admn atar atmaz ayaklar birden kayd, paldr kldr aa
yuvarland.
Sanki at durdurmak istiyormu gibi;
- Dbrr! Dbrr! diye baryordu bir yandan da.

Adamcaz kaymamak iin ok urat, ama ayaklar derin ukurun dibinde birikmi
sert kar ynna saplannca durabildi ancak.
Yarn kysna ylm kar krt Nikita'n sarsntsyla gt ve zavall uak tepeden
trnaa beyaza buland. Bu arada souk kar ensesinden ieri grimiti.
Nikita boynundaki karlar temizlerken kar ynna sitem edercesine;
- Bu da yaplr m? diye syleniyordu.
Vasili Andreyi korkuyla;
- Nikita! Nikita! diye seslendi.
Nikita karlk vermedi. nk o srada yaplacak pek ok ii vard. stn ban
gzelce silkeledikten sonra kayarken drd kamsn arayp buldu. Sra imdi
trmanarak yukar kmaya gelmiti. Ama kolay m? Kayd yerden bir iki kez
trmanmaya altysa da kendini hep aada buldu. Bunu zerine, baka bir k yolu
bulmak iin yar boyunca ilerlemeye balad. Ancak yuvarland yerden be alt metre
ilerde bir k yolu buldu, emekleyerek yukar trmandktan sonra atn bulunduu yere
doru yrd. Fakat grnrlerde ne at vard, ne de kzak. Frtna ona doru
estiinden, nnde hibir ey gzkmyordu, ama onu aran Vasili Andreyi'in ve
kineyen doru tayn seslerini iitebildi.
- Geliyorum, geliyorum. Ne baryorsun?
Kzaa iyice yaklanca atla Vasili Andreyi'i seebildi. Beyazlarn iinde dev gibi duran
tccar, uana ok kzgnd:
- Deminden beri ne cehennemdesin! Gidince gelmek bilmiyorsun! Grikino'ya geri
dnelim, abuk!
- Ben dnmek istemez miyim, Vasili Andreyi? Dnelim ama nasl? nmzde kocaman
bir yar var. Kurtuluncaya kadar canm kt.
- E, burada ne dikilip duruyoruz yleyse? Uzaklaalm u cenabet yardan bir an nce.
Nikita bir ey sylemedi. Srt rzgra dnk, kzaa oturdu, izmelerini kararak
iindeki kar temizledi, sol izmesindeki delii bir tutam samanla gzelce tkad.
Her eyi Nikita'ya brakan Vasili Andreyi sesini karmadan bekliyordu. izmelerini
yeniden giyen Nikita kzaktaki yerine oturdu, elliklerini takp dizginleri kavrayarak
kza yar boyunca srd. Yz adm bile gitmemilerdi ki, at olduu yerde akld. Gene
uurumun kysna gelmilerdi.
Nikita bir daha kzaktan indi, kar ynlarnn arasnda yol aramak iin gitti, ama uzun
sre dnmedi bu sefer. Sonunda gittii yere tam ters ynden kt geldi.
- Vasili Andreyi, neredesin?
- Buradaym. Ne oldu?
- Hi, ne olacak! Karanlkta bir ey grnmyor. Sada solda hep yar var. Rzgra
kar m gitsek, ne yapsak?

At srdler, az sonra Nikita gene kefe kt. Sonra gene kzaa bindi, gene karlara
bata ka yrd. Soluk solua kzan yanna dndnde Vasili Andreyi;
- Bir ey buldun mu? diye sordu.
- Hayr, stelik iyice yoruldum. At da bitti zaten. Sen dur burada.
Bir iki dakika yrdkten sonra geri dnd. Atn bana geerek;
- Ben sizi gtrrm, dedi.
Vasili Andreyi uana emir vermek yle dursun, onun sylediklerini sesini
karmadan uyguluyordu.
Nikita birden saa sapt, dizginlerinden tuttuu doru tay da ekerek, kar ynndan
aa doru yrd.
Ama daha admn atar atmaz kara saplanan hayvan, yndan kurtulmak iin yle bir
yekindiyse de gc yetmedi, karn iine kerek boynuna kadar gmld. Vasili
Andreyi hl kzakta kurulmu oturuyordu. Nikita ona;
- n aa! diye bard.
Kza bir okundan tuttu, ata doru itmeye balad. Bir yandan da doru tay;
- Hadi, koum! in ok zor ama baka are yok. Davran! diye haylyordu.
Hayvan birka kez daha yekindi, kza kurtaramayacan akl kesmi olacak ki, yerine
rahata kt. Nikita onu rahat brakr m?
- Yo, aslanm, yle ey olmaz! Hadi, durma, davran!
Okun birinden Nikita, tekinden efendisi tuttu, kza ekmeye baladlar. Doru tay
bir iki kez ban oynatt ve birden ileri doru yekindi.
- Hadi, hadi, koum! Bak, ite kurtuldun!
Atn st ste hamleleri sonunda kzak sapland yerden kt. Hayvancaz soluk solua
kalmt. Nikita o hzla biraz daha ilerlemek istediyse de kaln gocuu ve krk iinde
tkanan Vasili Andreyi koca gvdesiyle kzaa yuvarlanverdi. Kyde boynuna dolad
atksn zmeye alyordu.
- Of, dur, soluk alaym biraz!
- Sen rahatna bak. Ben gtrrm.
Bylece tccar iinde olmak zere kza yama aa on adm kadar ekti, br
yamaca varnca durdu.
Nikita'nn durduu yer bir dere gibiydi. Yarn kenarlarndan ylesine ok kar
savruluyordu ki, aa inen yolcular ksa zamanda rtebilirdi. Gelgelelim frtnann
fazla hissedilmedii kuytu bir yerdi buras.
Frtna bazen azalyor, bazen de bunun acsn karmak istercesine, var gcyle
ullanyordu. Vasili Andreyi bir sre dinlendikten sonra kzaktan inip konumak iin
Nikita'nn yanna yaklat zaman da byle bir rzgr dalgasyla karlatlar. Uakla

efendisi konumadan, birbirlerine iyice sokuldular, frtnann hznn gemesini


beklediler. Tipi biraz azalnca Nikita hemen elliklerini karp kemerine soktu, ellerine
birka kez hohladktan sonra atn boyunduruk kaylarn zmeye balad.
Vasili Andreyi armt.
- Hey, ne yapyorsun?
- Ne yapacam, at koumdan karyorum. Derman m kald hayvanda?
- E, buradan kp gitmeyecek miyiz?
- Bouna urama. Bu at bir adm bile yryemez artk.
Nikita bunu sylerken her syleneni yapmaya hazr, ba nnde bekleyen hayvan
gsterdi. Bu srada terden srlsklam karn inip inip kalkyordu.
Nikita kararn vermiti:
- Geceyi burada geireceiz!
Sanki geceyi handa geirmeye hazrlanyormu gibi hayvann hamut kayn zmeye
balad. Hamut karlnca akta kalan sakrgalar katlar.
Vasili Andreyi kayglyd.
- Donmaz myz burada?
- Baka ne yapabiliriz? Korkunun ecele yarar var m?

6
Gocuuyla krknn iinde yor saylmazd Vasili Andreyi. Hele kza kurtarmaya
alrlarken hayli terlemiti. Ama gerekten geceyi orada geireceklerini anlaynca
tyleri diken diken oldu. Biraz akln bana toplamak iin kzaa oturdu, cebinden
sigarasn, kibritini kard.
Nikita bu arada at koumdan kurtaryordu. Hayvann kolann, kuskununu gevetti,
hamut kaylarn zp boyunduruu ald, koum takmn toplad. Bir yandan da
yreklendirmek iin hayvanla konuuyordu.
- Hadi, k oradan, koum.
At oklarn arasndan ekti.
- imdi seni uraya baladk m, tamam. Gemini karr, nne samann koyarz.
Dediklerini yapyordu bu arada.
- Yemini yiyince oh, gel keyfim gel!

Ama bu konumalar doru tay pek yattracaa benzemiyordu. Bakcs, onunla


ilgilenirken sinirli sinirli bacaklarn oynatyor, arkasn rzgra verip kzaa
sokulmaya alyor, kafasn durmadan Nikita'nn koluna srtyordu.
Doru tay, bakcsn krmamak istercesine, onun kendisine ikram ettii samandan
dudaklaryla bir tutam kavrad; ama yem yemenin sras olmadn anladndan mdr,
nedir, azna ald eyi inemeden geriye brakt. Rzgrda savrulan saman
tanecikleri drt bir yana uutu, karlarn arasna kart.
- imdi uraya bir iaret koyalm.
Byle syleyen Nikita kzan ynn tipiye kar evirdi, iki okunu birden havaya
kaldrarak ularndan eyer kayyla birbirine tutturdu, kzan nne skca balad.
- Kar zerimizi rtnce kyller oklar grsn de bizi karsnlar diye yapyoruz bunu.
Yallar byle sylerlerdi hep...
Nikita iini bitirince elliklerini giydi, snmak iin ellerini bir sre birbirine arpt.
Bu arada Vasili Andreyi krknn eteini frtnaya kar siper ederek birbiri ardna
kibrit akyordu. Ama elleri doru drst tutmad iin, kibrit pleri ya iyice
tutumadan ya da tam sigaraya yaklarken snyordu. Derken kibritlerden birisi alev
ald, bir an krknn yakasn, tccarn ie kvrk iaret parmandaki altn yzn,
kzak yaygsnn altndan taan, karla kark yulaf samann aydnlatt ve sigara yand.
Adam sigarasndan bir iki soluk ekmi, cierlerine doldurduu duman byklarnn
arasndan savurmutu ki, rzgr sigarann yanan ucunu kapt gibi uurdu.
Gene de sigarasndan ektii bu birka soluk neesinin gelmesine yetmiti.
- Bu geceyi de burada geirelim bakalm, dedi. Dur, uraya bir bayrak takalm nce...
Boynundan zp kzan iine att atksn ald, eldivenlerini kard, iki okun
birletii yere ulamak iin ayaklarnn ucunda ykselerek oraya atksn smsk
balad.
Atk baland yerde hzla rpnmaya balad. Bazen bir bayrak gibi dalgalanyor,
bazen de bir sre hrsla dvd oklara dolanp ylece kalyordu.
Vasili Andreyi becerdii iten pek memnun olmutu. Yerine otururken:
- Bunu iyi dndm, dedi.
Sonra Nikita'ya dnd:
- kimiz yan yana kzan iine yatar snrz.
- Ben kendime bir yer bulurum. Yalnz u hayvann srtn rtsek iyi olur. Dondu
zavallck.
Nikita byle diyerek kzaa yaklat. Efendisinin altndaki yaygy ekti.
- Kalk da alaym unu.
Atn kolann zd, eyerini stnden ald, ikiye katlad yaygy hayvann srtna rtt.
Bunun stne eyeri koyduktan sonra kolanla balarken:

- Artk sesini karma, smscak snrsn imdi dedi.


ini bitirince gene kzan yanna geldi.
- Kzan keesi bir iine yarar m? Hatta samanlar da alsam?
Nikita, efendisinin izin vermesi zerine kzan arkasndaki yerde kar derince oydu,
dibine saman dedii ukura oturdu, apkasn kulaklarna dein geirip paltosunun
stnden keeye sarnarak kzan arka tahtasna ban koydu. Buras onu kardan,
frtnadan koruyan kuytu bir yer olmutu.
Vasili Andreyi uann yaptklarn dudak bkerek seyrediyordu. u kyl dedikleri
de oldum olas kafasz, grgsz bir milletti zaten. Bu dncelerle geceyi geirecei
kzakta kendine bir yer yapmaya balad.
Nikita'nn geride brakt samanlar kzan tabanna dzgnce yayd nce. Yalnz
brne gelecek yere biraz kalnca koydu. Kzan n tahtas onu frtnadan koruduu
iin ban o yana doru, keye koyup uzand, ellerini yenlerinin iine soktu.
Gzne uyku girmiyordu bir trl. Dnceler kafasnn iinde birbirini kovalamaya
balamt. Ama birbirinin ayn dncelerdi hepsi de. Yaamnn tek amac, tek anlam,
tek sevinci, tek nc olan kazan hrs. Bugne dein ne kadar para kazanmt,
bundan sonra ne kadar kazanacakt? Tand baka tccarlarn ne kadar mal mlk
vard, onlar nasl para kazanyorlard? Kendisi de onlar gibi ok kazanmak iin neler
yapmalyd?
Goryakino ky korusunun byk bir nemi vard onun iin. Bu alveriten bir rpda
on bin rubleden fazla kazanabilirdi. imdi gznn nne getiriyordu da, geen gn
grmeye gittiinde ormann bir dnmnde bilmem ne kadar aa saymt.
"Meeler kzak yapmnda kullanlr" diye dnd. "Hemen kesime balamal. Dnm
bana en azndan on metre kp kereste kar. Bu da demektir ki, bir dnmden yirmi
iki buuk ruble para geer elime. Btn koru be yz altm dnm olduuna gre iki
kere be bin alt yz, iki kere be yz altm, be kere de elli alt ruble tutar hepsini
satnca. Eline geecek parann aa yukar on iki bin rubleyi bulacan gryordu. Asl
hesab eline kt kalem alnca yapabilirdi. "On bin ruble bile vermem ben korunun
sahibine, aasz boluklar gz nne alrsak yedi bine iner. lme memuruna yz,
hadi bilemedin yz elli ruble rvet verdim mi, yz elli dnmn aasz saydrmak
iten deil. Pein bin ruble gen aann yelkenleri suya indirmesine yeter de artar
bile..." Vasili Andreyi bunlar dnrken i cebinde saklad para destesini dirseiyle
yle bir yoklad. "Nasl oldu da dnemete yolu kaybettik, bir trl aklm ermiyor.
Yaknlarda bir yerde beki kulbesi olacakt. Kpek sesi filan da iitilmiyor. Tam ie
yarayacaklar zaman havlamazlar bu namussuzlar!..."
Krknn yakasn kaldrd, dikkatle kulak kabartt. Frtnann uultusundan, oklara pat
pat vuran atknn rpnndan, kzan nn dven karlarn hrtsndan baka ses
iitilmiyordu. "Bama bunlarn geleceini bilsem komu kyde geirirdim geceyi. Bir
gn yitirmekle ne kar? Gideceim yere yarn dner giderdim. Zaten byle havada
tekiler de kmaz yola."

Bu srada aklna ayn dokuzunda kasaptan alaca para geldi. Satt ieklerin
parasyd bu. Adam paray vermek iin evine urayacan sylemiti. "imdi beni
bulamaynca kar ondan paray alabilir mi? Sanmam... ok beceriksiz kadn bizimkisi;
bilgi, grg, nanay..." Bir gn nce zabta amiri bayramlarn kutlamaya eve
geldiinde, karsnn onu doru drst arlayamadn anmsad. "Kadn milleti ite...
Babasnn evinde ne grm ki!" "Kendi babann zamannda siz neydiniz?" diyeceksin.
Topu topu bir hanla ufak bir korusu olan zengince bir kyl parasyd benim babam.
Ama ben on be ylda ok i yapp para kazandm. Dkknm, iki meyhanem,
deirmenim, buday depom, yarcya verdiim iki tarlam, dam sac kapl bir evle bir
ambarm var. Brehunov ad evrede n sald. Ama nasl kazandm bunlar, sen onu bana
sor! imin peini hi brakmadm. Ne bakalar gibi yan gelip yattm, ne de vr zvr
ilerle uratm... "Yamur, amur" demedim; gecemi gndzme katp altm. Para
denen ey aslann aznda. Bak, ite, gece yars benim buralarda iim ne? Ne diye
kafamda binbir dnceyle dnp duruyorum? Bir de insann ans eseri zengin olduunu
sylerler. Milyonlar iinde yzen Mironovlar nasl kazandlar bu serveti? Sen de al,
sen de kazan. Zenginliin yolu herkese ak, yeter ki Tanr salk versin..."
Sfrdan balayp milyoner olan Mironov gibi kendisinin de bu servete eriecei
dncesi Vasili Andreyi'i yle coturdu ki, biriyle konumak iin byk bir istek
duydu. Ama evresinde konuacak kimse yoktu... u Garyokino'ya varabilse, toprak
aasyla doya doya konuur, sonunda herife klahn ters giydirirdi.
Kzan n tarafn aralksz dven karn hrtsna, frtnann uultusuna kulak
kabartarak; "Vay canna, amma da esiyor! Byle giderse sabaha dein kara
gmleceiz" diye dnd. Yerinden dorularak saa sola baknd. evresindeki beyaz
karanlkta doru tayn bandan, srtnda dalgalanp duran rtden, topuzlu kuyruundan
baka bir ey grnmyordu. Bazan aaran, bazan da koyulaan titrek karanlk sarmt
drt bir yan. "Ne diye Nikita'nn szne kandm, bilmem ki! Gide gide bir yere varrdk
nasl olsa. Grikino'ya bari dnsek, geceyi Taras'n evinde geirirdik. Uan szn
dinledin de eline ne geti sanki? Neyse, Tanr zahmetinin karln verir elbet.
Tembeller, uyuuklar, iini bilmezler baaracak deil ya; sen baaracaksn. Hele bir
sigara ielim."
Oturdu, tabakasn kard, iinden bir sigara ald, yz koyun yatp krknn yakasn
siper ederek sigarasn yakmaya alt. Ama rzgr bir yerlerden giriyor, akt
kibritleri sndryordu... Derken, en sonunda sigarasn yakabildi. Bu da ok sevindirdi
onu. Sigarann dumann ondan ok rzgr ekmekle birlikte, birka nefesten sonra
gene neesi yerine geldi. Bunun zerine yeniden kzan nne uzand, iyice rtnd,
ayn tatl dncelere, hayallere dald. Hayaller arasnda birden kendinden geti,
uyumaya balad...
Birisinin drtmesiyle at gzlerini. Doru tay saman alrken mi itmiti onu, yoksa iten
gelen bir irkilme miydi bu, bilmiyordu. Yalnzca uyandnda yrei kt kt atyordu.
Birisi kza sarsmt sanki. Gzlerini anca ilk ii evresine bakmak oldu. Deien bir
ey yoktu. Ortalk biraz aydnlanmt hepsi o kadar. "Tan atyor, ok gemez sabah
olur" diye geirdi iinden. Ama ayn anda ay kt iin havann aardn anmsad.

Doruldu, ata bakt. Doru tay kn rzgra dnm, soukta tir tir titriyordu.
Hayvann kolan gevemi, kardan bembeyaz rts yana kaymt. Frtnadan savrulan
yelesiyle, peremiyle, karla rtl boynuyla imdi daha belirgin grlyordu.
Vasili Andreyi eildi, kzan arkasna bakt. Nikita yat biimini hi deitirmemiti.
stne ektii keeyle ayaklar kaln bir kar rts altndayd. "Zavall kyl donmasa
bari, giyecekleri de yle ypranm ki. Onun aklszl yznden bam derde girecek.
Cahillik zor ey" dedi.
Kalkp atn srtndaki yaygy uann srtna rtmek istedi. Ama o soukta
kprdanmay, yerinden kalkmay gz yemedi. Hem atn rtsz kalnca ayazda
donmasndan korkuyordu. "Ne diye yanma aldm u adam? Ah, bizim aptal kar yok mu
hep onun yznden!" Karsn nefretle anmsad, sonra gene eski yerine uzand. "Dedem
de bir keresinde btn gece tipide kalm, bir ey olmam. Ama srcs Sevastyan'n
lsn karn altndan karmlar. Donmu, kaskat kesilmi gvdesi. Geceyi
Grikino'da geirsem bama bunlar gelmezdi..."
Vasili Andreyi bu dncelerle krkne smsk sarnd. imdi ne boynundan, ne
dizlerinden, ne ayaklarndan; hibir yerden souk girmiyordu. Souktan korunduu
gvencesiyle gzlerini yumdu, uyumaya alt. Ama nerde? Uykusu kamt bir kere.
Gzne uyku girmeyince o da yeni batan kazanlarn, alacaklarn hesap etmeye,
parlak durumundan dolay kendi kendisiyle vnmeye, iinmeye balad. Ama gizli bir
korku, Grikino'da kalp geceyi orada geirmeye raz olmad iin duyduu pimanlk
tatl hayallerini bozuyordu. "Seninki de i mi yani? Scack evde yatmak batt sana..."
Yatt yerin rahatsz oluundan dolay bir o yana, bir bu yana dnd, krkne yeni
batan sarnd, dorularak ayaklarn rtt, hatta kalkp yerini deitirdi. Gzlerini
kapayp kprdamadan durdu. Ama hepsi bo. Ya sert kee izmelerin iinde kvrk
duran ayaklar szlyor ya da bir yerlerden souk giriyordu. Grikino'da scack odada
rahat uykuyu teptii iin kendine kzarak gene saa sola dnd, kalkt krkn
dzeltti, sonra yeniden yatt.
Bir ara uzaktan bir horoz t iitir gibi oldu. Sevinle krknn yakasn kaldrd,
dikkatle dinlemeye balad. Ama ne horoz tyordu, ne bir ey... Tipinin oklarda slk
almasndan, atksnn baland yerde habire rpnmasndan, kzan n tahtasn
dven karn hrtsndan baka bir ses iitilmiyordu.
Nikita akamki oturuunu hi bozmamt, hatta kendisine bir iki kez seslenen
efendisine karlk bile vermiyordu. Vasili Andreyi ban uzatt, kara gml
Nikita'nn srtna bakt; "Adamn derdi yok, ml ml uyuyor" diye dnd can
skkn.
Kalkp kalkp yatmas belki de yirmiyi bulmutu. Sanki gece bitmeyecekmi gibi
geliyordu. Yerinden bir daha dorulup evresine baknarak; "Eh, artk sabah
yaklamtr. Saate bir bakaym. Soukta almak iyi deil ama sabaha az kaldn
grnce neem gelir. At hemen koarz kzaa..." diye geirdi aklndan. Oysa sabaha
daha bir sr vakit olduunu biliyordu, yle bir his vard iinde. Ama benliini saran

rkntden kurtulmak iin kendini kandrmaya, baka eyler dnmeye alyordu.


Krknn altndan gocuunun kopalarn zd, elini koynuna soktu, yeleinin cebini
bulana dek bir hayli urat. Sonunda, emaye ieklerle ssl, gm kaplama saatini
kard, bakt. Karanlkta bir ey grnmyordu... Bunun zerine dirseklerine dayanp
dorularak dizlerinin stne kt, sigarasn yakarken yapt gibi kibriti akt. Yalnz
bu sefer ii ciddi tutmu, parmayla fosforu en kaln p semiti. Saatinin kadrann
aleve yaklatrp baktnda gzlerine inanamad: Saat ancak on ikiyi on geiyordu.
nnde uzun bir gece vard daha.
"Oh, ne bitmez geceymi" dedi, bir rperme geti srtndan. Sonra yeniden nn
dmeledi, ak yerlerini rtt, sabrla beklemek niyetiyle kzan kesine bzld.
Frtnann tekdze uultusu arasnda canl, yeni bir ses duyuldu anszn. Yava yava
iddetlenen bu ses aka anlalr bir hale geldikten sonra yeniden azalmaya balad.
Hi kuku yok, kurt ulumasyd bu. Kurdun enesini oynatarak sesini deitirdiini
frtnann uultusu arasnda bile seebilen Vasili Andreyi onun ok yaknlara
sokulduunu anlad. Krknn yakasn kaldrd, dikkatle dinledi. Doru tay da tpk onun
gibi kulaklarn dikip dinlemeye balamt. Kurdun ulumas azalnca hayvancaz
ayaklarn oynatt, tehlikeyi haber verircesine pofurdad.
Vasili Andreyi'in yalnzca uykusu deil, huzuru da kamt. Ondan sonra gene
hasaplarn, ilerini, onurunu, nn, zenginliini dnmek iin ne denli uratysa
urasn, hepsi botu. Bir kere lm korkusu dmt iine. Bu korku ve niin
Grikino'da kalp geceyi orada geirmedii dncesi btn teki dncelere
karyor, onlara baskn kyordu.
"Koruluk yerin dibine batsn! Tanr verecei kadar vermi bana. Ah, u geceyi kyde
geirseydim! Sarho insan abuk donarm derler. Aksi gibi ben de iki itim." Tccar
aklndan bunlar geirirken bir yandan da iin iin kendini yokluyordu. Nedenini
bilmedii bir titreme sarmt bedenini. Korkuyor muydu, yoksa d iin mi
titriyordu. Yeniden krkne sarnp yatmak istediyse de yapamad. Uyuyamadna gre
kalkp bir eyler yapmalyd. Elini kolunu balayan, onu gsz brakan bir eydi u
korku denen ey. Onu yenmesi gerekiyordu. Bu dnceyle sigara tabakasn, kibritini
kard. Kutuda topu topu p kalmt, onlar da en ktlerindendi. akt, akt,
hibiri yanmad. "Th, Allah kahretsin, ba belas!" diyerek bir kfr savurdu, sigaray
kvrp att, kibrit kutusunu da atmak iin kolunu kaldrmken vazgeti, cebine soktu.
Duyduu tedirginlik yznden durduu yerde duramyordu. Kzaktan inip srtn rzg
ra dnd, paltosunun krkn dzelte dzelte kuan yeniden sklad.
"Burada yatp lm bekleyeceime ata atladm gibi basar giderim" dncesi geldi
aklna anszn. "Srtna binince tar herhalde. Nikita'ya gelince, nasl olsa lecek.
Zaten nedir onun yaants? Acnacak nesi var? Ama ben onun gibi deilim, bir deeri
var benim yaammm." Bu dnceyle at zd, dizginleri hayvann boynuna geirdi.
Binmek iin stne abandysa da kaln krk, ar izmeleri yznden binemedi. O
zaman kzan stne kp oradan binmek istedi. Bu sefer de arlndan kzak
salland, geriye kayd. En sonunda at kzaa iyice yanatrd. Kendisi de kzan

kenarna dikkatle bastktan sonra hayvann srtna karn st yatt. Bir sre byle
yatp kendini ileri doru vererek bir bacan br tarafa ard, ayaklarn yan
kaylara bast dorulup oturdu. Kzan sallanmasndan Nikita uyanm, ban
dorultmutu. Vasili Andreyi'e, ua bir eyler sylyormu gibi geldi.
- Artk senin gibi salaklarn szne kanmam. Ben hayatm plkte bulmadm! diye
bard.
Krknn rzgrda savrulan eteklerini toplayp dizginlerin altna soktu, atnn ban
evirdi, hzla srd. Ormann beki kulbesinin ne yanda olduunu aa yukar
biliyordu.
7
Keeye sarndktan sonra kzan arkasna yarm yatan Nikita bir kez olsun istifini
bozmamt. Doada yaadklar iin zorluklar bilen btn insanlar gibi saatlerce,
gnlerce szlanmadan durabilirdi oturduu yerde. stelik bundan ne bir rahatszlk
duyuyordu, ne de en ufak can sknts.
Efendisi kendisine seslendiinde karlk vermemiti ona, nk yerinden kprdamak
hi iine gelmezdi. tii aylardan, yamaca trmanmaktan dolay bedeninde toplanan
scakln fazla srmeyeceini biliyordu. O da at gibi yorgundu. Sahibi yeniden
yemledikten sonra, krbalad halde kendinde kmldanacak gc bulamayan doru tay
gibi bitkin... yleyse ne diye istifini bozacakt? Hareket ederek snacak gc
kalmadktan sonra...
Nikita, delik izmenin iindeki ayann dn, ba parmannsa oktan uyutuunu
biliyordu. Bu yetmiyormu gibi souk btn bedenine yaylmaya balamt. O gece
orada leceini, hem de yzde yz leceini dnd halde bundan fazlaca
zlmyor, irkilmiyordu. Neden zlsn ki, yaam onun iin zaten dn bayram deildi.
Durup dinlenmeden almaktan, yorgunluktan baka ne grmt u dnyada? Sonra
neden irkilsindi? Vasili Andreyi gibi hizmetlerinde bulunduu efendilerinden ayr bir
efendisi; onu bu dnyaya gnderen, onu yneten, lrken onu btnyle hkm altna
alacak, onu hor grmeyecek bir Byk Efendisi vard. "Allan, sevilen eyleri brakp
gitmek kolay deil. Ama ne yapalm, yeni eylere de alrsn."
"Ya gnahlarm?" Nikita birdenbire sarholuklarn, ikiye yatrd izmesini, karsn
kk drd zamanlar, kfrlerini, kiliseye gitmeyiini, oru tutmamasn, gnah
karrken papazn verdii tleri anmsad. "Evet, ok gnahm var. Ama isteyerek
ilemedim ki ben! Demek, Tanr yle yaratm bu yoksul kulunu. E, gnahsa, gnah! Ne
yapsam kurtulamayacam onlardan..."
O gece bana gelecekleri bir kerecik dnd, ondan sonra bir daha dnmedi bu
konuya; baka dlere dald gitti. Karsnn gelin gelii, tccarn evindeki teki
uaklarn ayyal, kendisinin ikiyi brakmas, ktklar bu yolculuk, Grikino kynden

Taras'n evi, ihtiyarn oullarnn ayrlmasyla ilgili konumalar, kendi olu, rtnn
altnda snmaya alan doru tay, kzan iinde saa sola dndke gcr gcr sesler
karan efendisi, srasyla gelip getiler zihninden. Efendisini dnrken iinden;
"Yola ktna bin pimandr imdi. Byle bir yaam dururken lmek ister mi? Ben
baka, o baka" dedi. Sonra anlar kafasnda birbirine karrken uykuya dald.
Vasili Andreyi ata binince kzak sarslarak yerinden oynam; kzan kirii, arkaya
yaslanarak uyuyan Nikita'nn beline vurmutu. ster istemez uyand Nikita. Oturuunu
deitirmekten baka are kalmyordu. stnden bandan karlar saarak dizlerini
glkle dorulttu, kalkt. Ve kalkar kalkmaz da buz gibi bir souk iledi iliklerine.
Nikita durumun kmazln anlyordu. Efendisi ata binmi giderken, hayvann
srtndaki rty vermesi iin seslendi. Ama tccar tnmad bile, az sonra da kar
bulutlar arasnda gzden silindi.
Yalnz kalnca ne yapacan yle bir dnd Nikita. imdi kalkp snacak bir ev
arayamazd, gc yoktu buna. Eski yerine de yatamazd, nk karlar dolmutu. Kzaa
yatsa rtsz snamayacakt. Gocuuyla ince paltosunun iinde, sanki srtnda yalnzca
gmlei varm gibi yordu.
Byk bir korkuya kapld.
- Ey Tanrm, ulu Tanrm! diye haykrd.
Orada yalnz bana olmad, haykrn iiten birinin onu yzst brakmayaca
dncesi onu biraz olsun yattrd.
Derin derin iini ekti, kzak keesini srtna alarak efendisinin eski yerine uzand.
Orada snmas ne mmkn! nce gvdesi zangr zangr titredi, sonra titreme geti,
Nikita uyumaya balad. lyor muydu, yoksa uykuya m varyordu, farknda deildi.
Yalnzca uyumaya da, lmeye de hazr olduunu hissediyordu.

8
Bu arada Vasili Andreyi at tokuplayp dizginlerin ucuyla vurarak ileri srd. Ayn
ynde giderse ormana, sonra da beki kulbesine ulaaca inanc vard iinde.
lerlemeye altka karlar gzlerine yapyor, frtna onu durdurmak istercesine
gsnden iterek kar koyuyordu. Ama o hi durmadan ne doru eilip, ikide birde
alan krknn eteklerini, zerine oturulmayacak kadar souk eyer ile bacaklar
arasna sokarak hayvan habire srd. At ne yapsn; binicisinin onu evirdii yne doru
glkle ama duraklamadan yryordu.
Be dakika kadar sanki hep ayn dorultuda yrdler. Tccar atn bandan,
evresindeki beyaz dzlkten baka bir ey grmyor; atn kulaklarnda, krknn

yakasnda slk alan frtnadan baka bir ey iitmiyordu.


Derken, anszn bir karalt belirdi tccarn nnde. Yrei sevinle arpt, karaltda bir
evin duvarlarn seerek ileri yekindi. Oysa grd karalt ev falan deil, durmadan
kmldanan, rzgr estike slkl sesler kararak dallaryla yeri dven, tarla
kelisinde (snrnda) bitmi kocaman bir kara alyd. Amansz frtnann tartaklad bu
kara aly grnce Vasili Andreyi'in yrei rpertiden hop etti, hzla oradan
uzaklat. Kara alya yaklarken de, oradan uzaklarken de, ilk k ynn
deitirmi; gene de hep beki kulbesine doru gittiini sanmt. At durmadan saa
dnmek istiyor, buna karlk o hayvan sola eviriyordu.
Az sonra nlerinde gene kara bir ey belirdi. Vasili Andreyi artk kye geldii
kansyla byk bir sevince kapld. Gelgelelim karalt, iki tarla arasnda biten ayn kara
aldan bakas deildi. Kuru dallar Vasili Andreyi'i rkten bir rpnla yerlere
yatp yatp kalkyordu. Tccar alnn yannda karlarn yeni rtt at izlerini grnce
ard. Hemen durdu, eildi; bakt; bu taze izler kendi atnn izlerinden bakas
deildi. Kk bir alanda dnp dolap gene ayn yere gelmilerdi. "Bu gidile br
dnyay boylayacam galiba" dedi. Kendini korkuya kaptrmamak iin at olanca hzyla
srd. Onu kuatan beyaz sisin iinden gzlerine kl benekler grnyor, ama
dikkatli baknca bu benekler hemen siliniyordu. Bir ara kpek havlamas ya da kurt
ulumasn andran sesler arpt kulana. Ama sesler ylesine belirsizdi ki, Vasili
Andreyi gerekten yle bir ey duyup duymadn anlamak iin durup dikkatle dinledi.
Anszn kulaklar nlatan, korkun bir haykrla irkildi. Korkuyla ne eilip atn
boynuna sarld, ama hayvann boynu, gvdesi zangr zangr titriyordu. Gittike
yaklaan bu haykrlar karsnda Vasili Andreyi neye uradn ard. Neden sonra
anlad ki, doru tay belki kendi kendini yreklendirmek, belki de birilerini yardma
armak iin var gcyle kiniyordu. "Th, Allah kahretsin! Korkuttun beni" diye
kt ata. Ama asl korkunun nereden geldiini biliyordu, bu yzden onu iinden atmas
kolay deildi.
"Kendine gel, akln bana topla" diye tedirginliini yattrmaya altysa da olmad;
nceleri rzgr arkadan eserken, farkna varmadan at rzgra kar srmeye
balad. Krkn koruyamad, buz gibi eyere dee dee yen bacaklar souktan
szlyordu. Elleri, ayaklar tutmaz olmu, soluk allar kesiklemiti. Hibir kurtulu
yolu grmedii bu korkun kar lnde yitip gideceini anlyordu.
Derken, at derinden bir "hoh" sesi kararak boylu boyunca kara sapland. Hayvancaz
kurtulmak iin debeleniyor, debelendike de yana yatyordu. Vasili Andreyi hemen
srad atn stnde. Terslik bu ya, srarken bir aya kaya taklm, hayvann eyerini
yana devirmiti. Binicisi stnden inince doru tay yerinden doruldu, kinedi, bir iki
kez yekindikten sonra kar ynndan kt. Ama durur mu artk oralarda? Binicisini
karlarn zerinde brakarak, srtndaki kzak yaygsn, eyerini, yan kaylarn
srkleye srkleye yrd gitti.
Vasili Andreyi atn arkasndan yetimek iin ne kadar urarsa urasn, bouna...
Ar krkler iinde diz boyu karda yrmek kolay deildi; o nedenle on be yirmi adm

attktan sonra tkand kald. inden bir ses; "Meyhaneler, deirmen, orman, tarla,
dkkn, sac daml ev, ambar, biricik olun nasl sipsivri kalr ortada? Bu ne biim
itir?" diyordu. ki kere nnden getii kara al geldi aklna anszn, korkudan
rperdi, iine dt durumun gerekliine inanmak istemedi. "Yoksa d m
gryorum?" dedi. Dten uyanmaya alt ama yle bir ey yoktu ki! Yzn
kamlayan, omuzlarna durmadan yaan, eldivensiz kald iin sa elini dolduran kar
gerek kar; iki tarla arasnda grd kara al gibi, anlamsz, kanlmaz bir lmle
onu kar karya brakan l gerek bir ld.
"Ey gklerin , byk kurtarc Nikolay!" diye mrldanmaya balad. Kilisede bir gn
nce okunan dualar, altn ereve iindeki yaz yzl (*) aziz tasvirini, bu tasvirin
nne dikmeleri iin dkknnda satt mumlar anmsad. Kendisine hemen geriye
getirdiklerinde ular biraz yanm mumlar satn alp sanda kilitlemiti. te ayn
Aziz Nikolay'a yalvaryordu imdi; onu bu g durumdan kurtarrsa dua okutacana,
mum dikeceine sz veriyordu. te yandan ne azizin yznn, ne erevesinin, ne
mumlarn, ne papazn, ne de dualarn o anda kendisine bir yardm dokunmayacan;
bunlarn ancak kilisede gerekli ve nemli olabileceklerini; mumlar ve dualarla kendi
korkun durumu arasnda bir balantnn bulunamayacan ad gibi biliyordu. "Brak
imdi karamsarla kaplmay! Karlar izini rtmeden atn peinden gitmeliyim. Bylece
yolu bulabilirim, belki yakalarm hayvan. Ama elin ayan birbirine dolamasn sakn,
kzp heyecanlanma. Yoksa ap gibi yanarsn!.." diye yreklendirdi kendini.
Heyecanlanmadan yrmeye niyet ettii halde gene de hzla ileri atld, de kalka
komaya balad. Karn fazla derin olmad yerlerde at izleri ancak glkle
seilebiliyordu. "Yandm anam; ne izlerini bulabileceim, ne at!" diye dnd. Ayn
anda da nnde bir karalt grd. Bu, doru tayn ta kendisiydi. stelik yalnzca doru
tay deil, oklarnn ucuna atksn balad kzak da oradayd. rts, eyeri, kaylar
iyice yana kayan at kzan arkasndaki eski yerine gememi; gelip oklarn yannda
durmutu. Ayaklaryla dizginlerinin stne bast iin ban kaldrp kaldrp
indiriyordu.
Durum uydu: Vasili Andreyi daha nce Nikita ile birlikte dtkleri ayn derin yara
dmt. Kzak topu topu elli adm tede bulunuyordu. O nedenle attan indikten sonra
izleri sre sre kzan yanna varmas zor olmamt.

9
Kzaa ular ulamaz kenarna tutundu, bir sre kmldamadan durarak soluunun
almasn bekledi. Eski yerinden kalkmt Nikita, kzan iinde karla rtl bir
kabarklk ykseldiine gre uak orada olmalyd. Vasili Andreyi'in btn korkusu
gemiti; imdi korktuu tek ey, atla giderken, en ok da kara sapladklar zaman

duyduu rkntnn yeniden gelmesiydi. Bu rkntden kurtulmann tek yoluysa, bo


durmamak, bir eyler yapmakt. O nedenle ilk giritii i srtn rzgra dnmek,
sonra da krknn nn amak oldu. Biraz daha dinlenip izmelerinin, sol eldiveninin
iinden karlar temizledikten sonra (eldivenin sa teki dmt, imdi kimbilir
nerelerde, karn iinde ne kadar derindeydi) krkne smsk sarnd, kuan balad.
Kyller dkkna arabayla buday getirdikleri zaman da kuan byle beline yeniden
sarar, ie yle giriirdi. imdi sra atn ayan dizginlerden kurtarmaya gelmiti. Vasili
Andreyi dizginleri topladktan sonra hayvan kzan nndeki eski yerine getirip
balad; rtsn, eyerini, kaylarn dzeltmek iin arkasna doland.O srada kzakta
kprdanmalar oldu, kar rtsnn altnda Nikita'nn ba grnd. Zavall adam ne
kadar m olacak ki, yerinden glkle doruldu, yzne konan sinekleri kovmak
istercesine elini garip bir biimde sallamaya balad. Vasili Andreyevi onun kendisine
bir eyler sylemeye altn sand. Atn rtsn dzeltmeyi brakt, kzaa, uan
yanna sokuldu.
- Syle, ne mrldanp duruyorsun?
Nikita'nn sesi glkle, kesik kesik kyordu.
- --l-yorum. Hak etiim rgatlk cretimi oluma ya da benim karya ver. Diyeceim
bu kadar.
- ok mu dn? diye sordu Vasili Andreyi yeniden.
- Biliyorum, lmem yakn... sa akna bala beni...
Yznden sinek kovar gibi durmadan elini sallayan Nikita'nn sesi alamaklyd.
Vasili Andreyi bir sre kprdamadan, sessizce durdu. Sonra, kazanl bir alveri
srasnda yapt gibi, ellerini birbirine vurup geriye doru kararl bir adm att,
krknn kollarn svayp Nikita'nn zerinde yatt, kzaktaki karlar temizlemeye
balad. Bu i bitince ivedilikle krknn nn zd, eteklerini iki yana at. Nikita'y
yle bir drttkten sonra boylu boyunca stne yatt. imdi onu yalnzca krkyle
deil, smscak gvdesiyle de rtmt. Krknn eteklerini Nikita ile kzan arasna
sk skya soktu, kurtulmasn diye dizleriyle de stnden bastrd. Bu biimde ban
kzan n sekisine koyup Nikita'nn stnde yzkoyun yatarken ne frtnann
ulumasn iitiyordu, ne de atn kpr kpr kprdann... Kulak verdii tek ey, uann
soluk allaryd. Zavallck hi kmldanmadan bir hayli yattktan sonra, derin derin iini
ekti, altnda oynad.
- Ha yle!... lyorum, deme hemen. Yat, yat da sn biraz...
stedii halde daha fazla konuamad Andreyi. Ne gariptir, gzlerine ya doldu,
enesi titremeye balad. Yutkunmaya alyor, ama gelip gelip boazna bir yumruk
tkanyordu. "Korkudan sinirlerim iyice zayflam" diye dnd. Bu zayflktan nefret
etmek yle dursun, bundan imdiye dein tatmad bir mutluluk duyuyordu.
Yreini dolduran sevinten dolay neredeyse gururlanarak; "imdi strm ben seni!"
diyordu durmadan. Byle sessizce uzun bir zaman yatt. Gzlerinden gelen yalar

krknn yakasna siliyor, rzgr sa eteini atka yeniden yakalayp dizinin altna
sokuyordu.
inde biriken sevinci birilerine sylemeden duramayacakt Vasili Andreyi.
- Nikita, diye seslendi.
- yice sndm, dedi alttaki ses.
- Isn, sn, ben de az kalsn yolumu yitiriyordum. Sen donacaktn, ben de...
enesi yine titremeye balad, gzlerine yalar doldu, bir yumru gelip boaznda
dmlendi. Konuamyordu...
"Olsun" dedi iinden. "Ne diyeceimi biliyorum ya." Bylece, sesini karmadan epeyce
yatt.
Altta Nikita, stte krk onu scak tutuyordu; gelgelelim elleri krknn eteklerini
Nikita'nn altna sokmaktan, bacaklarysa rzgrn ikide birde krkn syrmasndan
dolay meye balamt. Hele eldivensiz sa eli neredeyse donacak gibiydi. Ama onun
o andaki tek dncesi ne elleri, ne bacaklaryd; altnda stmaya alt uayd
yalnzca.
Birka kez dnp ata bakt. Doru tayn srt alm; stndeki rt, eyer, kaylar yere
dmt. Kalkp hayvann stn yeniden rtmeyi dndyse de, Nikita'y o durumda
brakmak istemediinden, bir de iindeki mutluluk duygusunu yitirmekten korktuu iin
vazgeti bundan. Artk lm korkusundan eser kalmamt. Alveri ilerinde olduu
gibi, kendine kar duyduu gvenle; "Elimden kurtulmaz, smscak strm ben seni,"
dedi.
Vasili Andreyi byle bir saat, iki saat, saat yatt; vaktin nasl getiinin farknda
bile deildi... nceleri zihnindeki frtnann savurduu karlar, kzak, oklar, boyunduruk
altndaki doru tay ve ua canlanrken; sonra gndz kutladklar yortu, kars, zabta
amiri, mum sandyla ilgili anlar dirilmeye balad. Derken, altnda yatan uan
dnd yeniden. Bunun ardndan, onunla her zaman alveri yapan kyller, Nikita'nn
yaad, dam sapla rtl, kk kulbe geldi gzlerinin nne. Sonunda hepsi
birbirine kart, i ie girdi. Karnca beyaz bir a dnen gkkua renkleri gibi,
btn anlar da bir hie dnt. Vasili Andreyi derin bir uykuya dalmt. Dsz,
uzun bir uykuydu bu; afak skerken yeniden canland.
Kendini imdi kilisedeki mum sandnn banda gryor. Tihonov'un kars ondan yortu
iin be kapiklik bir mum istiyor, o da mumu kadna vermek niyetiyle kolunu uzatmaya
alyor. Ama kalkmyor kolu, cebinin iinde skp kalm. Sandn br yanna
dolanmak istiyor, bu sefer de ayaklarn kaldramyor yerden. Ayaklarndaki yeni
boyanm, gcr gcr lastik izmeler odann ta demesine yapm, kalkmak bilmiyor.
Ayaklar da izmenin iinden kmyor. Derken, mum sand yatak oluveriyor birden.
Vasili Andreyi kendini mum sandnn, yani evindeki yatan stnde yzkoyun yatar
gryor. ok istedii halde kalkamyor yataktan. Oysa az sonra zabta amiri van
Metyevi'in geleceini biliyor. Onunla birlikte koruyu satn almaya m gideceklerdi,

doru tayn kaylarn dzeltmeye mi, orasn bilmiyordu. Karsna, "Milalovna, zabta
amiri gelmedi mi daha?" diye soruyor. Kars, "Hayr gelmedi," diyor. Vasili Andreyi
kaplarnn nne bir arabann yanatn iitince, bekledii adamn geldiini dnyor.
Ama geip gidiyor araba. O zaman yeniden sesleniyor, "Mihalovna, Mihalovna! Daha
gelmedi mi?", "Yok, gelmedi". Yatanda yatyor, kalkmak istiyor, hep bekliyor. Hem
rktc, hem de sevin verici bir bekleyi bu. Derken, sevindirici sonu gerekleiyor
birden: Bekledii kii geliyor en sonunda. Ama gelen, zabta amiri van Metyevi deil;
onu aran, ona Nikita'nn stne yatmasn syleyen sesin sahibidir. Onun
gelmesinden dolay, byk kvan duyuyor. "Geliyorum!" diye baryor, bu barmasyla
birlikte uyanyor uykudan.
Uyanyor uyanmasna ama, bu, hi de her zaman uyand zamanki kendisi deildir.
Kalkmak istiyor, kalkamyor; ellerini kmldatmak istiyor, kmldatamyor. Bacan, onu
da kmldatamyor. Ban dndrmeye alyor, yapamyor. Bu ie ok at halde hi
zlmyor. lmekte olduunu biliyor ama acmyor ldne. Gene de Nikita'nn kendi
altnda yattn, snp sa kaldn anmsyor. Kendisinin Nikita, Nikita'nn da kendisi
olduu dncesi douyor zihninde. Can kendi gvdesinde deil, Nikita'dadr artk.
Dikkatle dinliyor; onun soluk allarn, hatta hafif horultusunu iitiyor. "Nikita sa,
yleyse ben de sam!" diyor cokuyla.
Derken, hatrna paracklar, dkkn, evi, alp satt mallar, Mironov'un milyonlar
geliyor. Vasili Andreyi Brehunov denen adamn mrn bu ilerle nasl tkettiine bir
trl akl erdiremiyor. Vasili Brehunov iin, "Ne yapsn, yaamn zn anlamam
adamcaz. Evet, zavall ben imdiki gibi anlamyordum o zaman. imdi eksiksiz
anlyorum," diye dnyor. Ona seslenenin arsn bir daha iitiyor. Btn benlii
sevinten, hazdan kvranarak; "Geliyorum, geliyorum!" diye karlk veriyor. Artk
serbest olduunu, onu kimsenin alkoymayacan anlyor.
Vasili Andreyi'in bu dnyada grecei, iitecei, duyaca hibir ey kalmamtr
artk...
Oysa, eskisi gibi gene tipi vard. Vasili Andreyi'in l gvdesini, ayazda zangr zangr
titreyen doru tay, karn iinde belli belirsiz grnen kza ve kzan iinde, altta,
efendisinin l gvdesiyle souktan korunan Nikita'y durmadan rten kar frtnas
btn hzyla esiyordu...

10
Sabaha doru gzlerini at Nikita. Omuz balarn szlatan souk uyandrmt onu.
Tam o srada d gryordu. Efendisinin ununu ykledii bir arabayla deirmenden
gelmektedir. Kprye varmadan araba birden ynn deitiriyor, hzlanarak derenin

dibine saplanyor. Bunun zerine arabann altna giriyor, omuzluyor, kaldrmaya


alyor. Ama tuhaf bir durum: Araba yerinden oynamak yle dursun, omzuna
yapm sanki. Ne onu kaldrabiliyor, ne de altndan kabiliyor. Beli krlacak
nerdeyse. stelik buz gibi de souk. Bir an nce kurtulmal bu meretin altndan.
Arabay srtna bastran biri varm gibi; "E, yeter artk! Boalt iinden uvallar!" diye
sesleniyor. Araba gittike daha ok tyor, ktke kyor omuzlarna. Derken,
kt diye bir ey arpyor, gzlerini ayor ve her eyi anmsyor: Omuzlarndaki souk
araba, stnde kaskat yatan efendisinden bakas deildir. Ayayla kzaa iki kez
vuran da doru taydr.
Nikita omuzlarn zorlad, gerei sezmi olmann rkntsyle efendisine seslendi:
- Andreyi, Andreyi.
Ses veren yok. Ama bacaklar, btn gvdesi glle gibi km omuzlarna.
"lm, topra bol olsun," diye geirdi iinden...
Ban evirdi, eliyle karda bir delik ap dar bakt. Ortalk aydnlanmt. Rzgr
gene oklarda vnlyor, kar durmamacasna yayordu. Yalnz ncekinden bir fark vard:
Kar kzan tahtalarn dvmeden, atn srtn, kza rterek, sessiz sessiz
dklmekteydi. Attansa ne t kyordu, ne de bir kprdanma vard. "O da dondu
anlalan," diye dnd Nikita. Gerekten de onu uyandran sarsnt, donmakta olan
doru tayn can ekiirken att tekmelerin sarsntsyd.
"Ulu Tanrm, imdi sra bende," dedi iinden. "Emrin bam stne! Verecek bir canm
var, onu da hemen al, kurtar beni."
Elini delikten ieri ekti, gzlerini kapad, bu sefer yzde yz lmekte olduuna
inanarak kendinden geti.
Ertesi gn, Vasili Andreyi ile Nikita karlarn altndan karldklarnda vakit leyi
bulmutu. ki kyl onlar yoldan altm yetmi, kyden de be yz metre uzakta
buldular.
Kar kzaa tepeleme yld halde oklarla oklarn ucuna bal atk aka gzkyordu.
Karnna dein gmlen doru tayn srtnda ne rts vard, ne de koum kaylar.
Ayakta dimdik duran beyaz bir heykel gibiydi; ban boynuna doru emi, burun
delikleri salkm salkm buz tutmutu. Gzlerinden fkran yalar donmu kalmt
ukurlarnda. Bir gecede zayflam; bir deri bir kemik kalmt hayvancaz.
Vasili Andreyi'in gvdesi kaskatyd. Ayaklar iki yana ayrk biimde donduu iin, onu
Nikita'nn stnden ylece devirdiler. Prtlak kartal gzleri camlamt, zenle krpp
dzelttii byklarnn altndaki ak az karla doluydu.
Nikita'ya gelince, yayordu hl. Ama bedeninin ou yeri donmutu. Onu
uyandrdklarnda artk ldne, ona yaplan eylerin br dnyada getiine
inanyordu. O yzden, krekleriyle onu kazp karan, efendisinin katlam gvdesini
zerinden yuvarlayan iki kylnn barp armalarn iitince, br dnyada da
kyllerin ayn biimde bardklarn, beden yaplarnn da ayn olduunu grerek bu

duruma pek ard. Ama sonunda br dnyada deil de bu dnyada bulunduunu anlar
anlamaz iini sevinten ok bir znt kaplad. Hele ayak parmaklarnn donduunu
hissettiinde...
Nikita hastanede iki ay yatt. parman kestiler, kalanlar iyi oldu. Adamcazn
yirmi yl daha sapasalam yaayacak mr varm. Balangta zenginlerin yannda rgat
durdu, kocaynca bekilik yapt. Ancak u yaknlarda ld, lm de tam istedii gibi
oldu. Evinde, tasvirlerin altnda, yanan balmumlar tututurdular ellerine. lmeden
nce yal karsndan af diledi, fcyla dp kalkmasndan tr onu baladn
syledi. Oluyla, torunlaryla ayr ayr uurlat. Gelinini bele geinen birinin yknden
kurtaracana; bkknlk getirdii bu yaamdan baka bir yaama, her yl biraz daha
ekici ve anlaml gelen bir baka yaama geeceine sevine sevine ld... imdi
bulunduu yerin buradan daha iyi olup olmadn, gerek lmden sonra uyannca d
krklna urayp uramadn biz de oraya gidince greceiz. Kimbilir, Nikita belki
de umduunu bulmutur.

LM
1
Mevsimlerden gzd. Byk yolda iki araba trsla koturuyordu. ndeki posta
arabasnda iki kadn oturmaktayd: Biri zayf, solgun yzl bir hanmefendi; tekiyse
parlak krmz yanakl, grbz hizmetisi. Hizmetinin ksa kesilmi, kuru salar
soluklam apkasnn altndan ikide bir dar kayor; kzcaz delik eldivenli kzark
elleriyle rzgrda uuan salarn ikide bir dzeltiyordu. Havlu atksyla rtt iri
gsleri genliinin, salkl oluunun birer belirtisi gibiydi; canl kara gzleri kah
pencerenin tesinde hzla geen tarlalarda geziniyor, kah hanmna rkek rkek
bakyor, kah arabann kelerinde tasayla dolayordu. Hanmefendinin file iinde

arabann tavanna aslm apkas burnuna deecekmi gibi, bir ileri, bir geri gidip gidip
geliyordu. Kzn dizlerinin stnde bir kpek yavrusu vard. Ayaklarn demede duran
bir kutunun stne koymutu; araba sarsldka yaylarn kart gcrtyla camlarn
ngrtsna uygun olarak, zor iitilir bir sesle bu kutuyu tkrdatyordu.
Hanmefendi ellerini dizlerinin stnde kenetlemi, gzlerini yummutu. Srtna
yerletirilen yastklara yaslanm otururken usul usul sallanyor, yzn belli belirsiz
buruturarak derinden derine ksryordu. Gecelik beyaz bir barts; ince, sarms
boynuna balad mavi bir earb vard. Dzgn bir ara izgisi bartnn altna doru
dzgn pomatl sarn salarn ikiye ayryordu. Bu geni izginin beyazlnda lm
dndren souk bir hava vard. Prsk, biraz da sararm derisi yznn ince, biimli
girinti kntlarn gevek bir biimde saryor; yanaklarnda, elmack kemiklerinin
zerinde hafife kzaryordu. Dudaklar kuruydu, kpr kpr ediyordu durmadan.
Seyrek kirpikleri kvrlmakszn dik dik duruyordu. Mantosu, dk gsnde dz
izgiler yapmt. Gzlerinin kapal olmasna karn yz yorgunluk, sinirlilik, oktandr
ekmeye alt bir acy anlatyordu.
Dirseklerini iki yana dayayan uak, nde arabacnn yannda uyukluyordu. Posta
arabacs keyifli keyifli bararak, ter iinde kalm drtly (*) sryor, arasra
arkadaki kupa arabasnda barp duran br arabacya dnp bakyordu. nalarn
geni, kout izleri balkla kapl yolda dzgn iki izgi halinde hzla uzayp gidiyordu.
Gk, kl rengi ve souktu; tarlalara, yola rutubet kokan bir karanlk kmt.
Arabann ii boucu scakt, havasna kolonya ve toz kokusu sinmiti.
Hasta, ban geriye atp gzlerini yavaa at. ri gzleri l ld; ok gzel, koyu
bir rengi vard gzlerinin. Ayana hafife deen, hizmetinin mantosunun ucunu, gzel,
zayf eliyle sinirli sinirli iterek;
- f, gene uyandrdn beni! dedi.
Az tuhaf bir biimde arpld. Matriyoa iki eliyle birden mantosunun eteklerini
toplad, gl bacaklar stnde dorulup biraz geriye oturdu. Taze yz parltl bir
kzlla brnd. Hastann gzel koyu gzleri, hizmetinin hareketlerini kskanlkla
izliyordu. O da iki eliyle oturduu yere dayand, daha arkaya oturmak iin dorulmak
istedi, ama buna gc yetmedi. Az arpld; zavall bir insann ktcl, karanlk, alayc
anlatm yayld yzne.
- Biraz yardm edeyim demezsin, deil mi? diye sylendi. Ah, stemez istemez! Kendim
kalkarm; yalnz, arkama u uvallarn koyma ltfen!... Tamam, yeter, beceremiyorsan
brak daha iyi!
Gzlerini kapard, sonra yeniden aarak hizmetisine bakt. Matriyoa da ona bakarken
krmz, alt dudan sryordu. Hastann gsnden derin bir "Ah!" ykseldi, ama bu i
ekmesi daha sonra ermeden ksre dnt. Kadn yzn geriye evirdi,
buruturdu, iki eliyle gsn tuttu. ksr geince gzlerini yeniden yumdu,
kmldanmadan oturmasn srdrd. Matriyoa atksnn altndan tombul elini dar
kard, gsnde istavroz iareti yapt.

Hanmefendi hemen gzlerini aarak sordu:


- Nedir o?
- Menzil han, efendim.
- Neden istavroz kardn soruyorum sana!
- Kilise grdm de, efendim.
Hasta kadn yzn pencereye dnd; arabann, evresini dolat byk ky kilisesine
dik dik bakarak usulca istavroz karmaya balad.
Posta ve kupa arabalar arka arkaya hann nnde durdular. Kupa arabasndan hasta
kadnn kocasyla doktoru inerek posta arabasna yaklatlar.
Doktor kadnn nabzna bakarken;
- Kendinizi nasl hissediyorsunuz? diye sordu.
Kocas da Franszca;
- Ee, naslsn dostum, yorulmadn ya? dedi. nmek ister misin?
Matriyoa knlar toplad, konuulanlar dinlememek iin bir keye ekildi.
Hasta kadn arabadan inmeye niyetli grnmyordu. Kocasnn sorusuna;
- Pek iyi deilim, diye karlk verdi. Her zamanki gibi. Siz gidin, ben arabada
kalacam.
Kocas biraz daha bekledikten sonra hana doru yrd. Matriyoa arabadan frlayp
kt, amurlarn iinden ayaklarnn ucuna basa basa hann kapsna doru kotu.
Hasta, pencerenin nnde dikilen doktoruna;
- Kendimi iyi hissetmiyorum ama, bu sizin kahvalt yapmanza engel deil. Buyurun, siz
de gidin, diyerek hafife glmsedi.
Doktor onun yanndan sessizce uzaklap hann merdivenlerinden abuk abuk
trmanrken, kadn kendi kendine syleniyordu:
- Hibirinin bana aldrd yok. Salamlar hastann halinden ne anlar! Ah, aman Tanrm!
Hasta kadnn kocas, doktorla karlanca ellerini neeli bir glmsemeyle ovuturdu.
- Bakn, Edvard vanovi. Yemek sepetini getirmelerini emrettim. Bir eyler attralm
m? Ne dersiniz?
- yi olur, derim.
Adam sesini alaltp kalarn kaldrarak sordu.
- Ee, hastann durumu nasl?
- Sylemitim, deil talya'ya, kesinlikle Moskova'ya bile yetiemez. Hele bu havada!
Hastann kocas yzn bir eliyle kapad, inler gibi;
- Ne gelir elden! Ah, aman Tanrm! Aman Tanrm! dedi.

Sonra da yemek sepetini getiren adama seslendi;


- Buraya getir!
Doktor pimanlkla omuz silkti.
- Karnz keke yerinden hi kprdatmasaydk. Evinizde kalsayd.
br kendini savunmaya alt:
- Syleyin, Allah akna, ben daha ne yapabilirdim? Biliyorsunuz, evde kalmas iin ne
kadar uratm! Etkili ilalardan, yalnz brakmak zorunda kalacamz ocuklardan,
ilerimin okluundan sz ettim; beni dinlemek bile istemedi. Salam biriymi gibi yurt
dnda yaama tasarlar kuruyor. Kendisine durumunu aka sylemek, doaldr ki,
onu ldrmek olurdu.
- Vasili Dmitri, unu iyice bilin, karnz artk lmtr. Akcierleri olmazsa insan
yaayamaz; akcierse yeniden bymez. zc bir durum, ama ne yaparsnz! Bizim
abamz, son dakikalarn elden geldiince rahat geirmesi iindir. Ayrca bir de papaz
bulmamz gerekiyor.
- Ah, aman Tanrm!... Ona son olarak ne istediini sorarken deceim durumu
gznzn nne getirin. Ne derseniz deyin, ona bunu syleyemem. Ne kadar iyi bir
insan olduunu siz de biliyorsunuz.
Ban anlaml anlaml sallayan doktor;
- Gene de onu yolculua kn kmamas konusunda ikna edin. Yoksa yolda ii bitik,
dedi.
Hancnn kz bana klk atksn atm, arka merdivenin amurlu sahanlnda
tepinerek baryordu:
- Aksiyua, Aksiyua, haydi gel! irkinskli hanmefendiyi grelim. nce hastalktan
Avrupa'ya gtryorlarm. mrmde hi veremli grmedim.
Aksiyua eikten atlad, ikisi el ele tutuarak darya ktlar. Yava admlarla posta
arabasnn yanndan geerlerken perdesi inik pencereye baktlar. Hasta, onlara ban
dndrd, ama iki kzn kendisine baktn fark edince kalarn att, yzn arkaya
evirdi.
- Vay anac---m! dedi, hancnn kz. Ne gzel, prlanta gibi bir kadnd! Ama imdi
mum gibi erimi. nsan bakmaya korkar. Sen de grdn deil mi, Aksiyua?
Aksiyua onu dorulad:
- Ne kadar da km! Gzleri iyice ukurlarna kam. Haydi bir daha bakalm! te,
ite, yzn arkaya evirdi, ama ben gene grdm. ok yazk! Sen de acdn m, Maa!
Maa arkadann sorusuna yant olarak;
- f, ne ok amur var! dedi.
Sonra ikisi yan yana hana doru kotular.

O srada hasta yle dnyordu: "Anlalan korkulacak biri olmuum. Hemen yola
kmalym. ok gemez, iyileirim."
Lokmasn ineye ineye posta arabasna yaklaan kocas;
- Ee, naslsn dostum? diye sordu bir daha.
Hasta kadn; "Hep ayn soru, durmadan da yer, ier" diye dnd. Dilerinin
arasndan;
- Eh, yle byle, diye mrldand.
- Biliyor musun, dostum. Korkarm, bu havada yollarda daha ktleeceksin. Edvard
vanovi de ayn kanda. stersen geriye, evimize dnelim.
Kadn fkeli fkeli susuyordu.
- Hava dzelir, yollar bataklk durumundan kurtulur, sen daha da iyileirsin. O zaman
hep birlikte gider, gzel bir tatil geiririz.
- Beni bala. Seni hi dinlemeseydim imdi oktan Berlin'deydim. stelik tmyle
iyilemitim.
- Ne yaparsn, meleim? Biliyorsun o zaman frsat bulamadk. Ama imdi bir ay daha
diini sksan iyice dzelirsin. Ben de ilerimi dzene koyduktan sonra ocuklar
yanmza alr...
- ocuklar turp gibi, bense deilim.
- Biraz anlayl ol, ekerim. Bu hava salna hi yaramaz, yolda iyice bozulabilir. Hi
olmazsa evde...
Hasta kadn, kocasnn szn yine serte kesti:
- Evde ne? "Evde lmek daha m kolay!" demek istiyorsun?
Ama "lmek" sz onu korkutmu olmal ki, kocasna yalvarrcasna, sorar gibi bakt.
Adam gzlerini nne indirdi, sustu. Kadnn az ocuka bzld, gzlerinden ya
boand. Kocas atksna sarnarak arabadan uzaklat.
Kadn;
- Hayr, gitmek istiyorum, dedi.
Gzlerini ge kaldrd, ellerini kenetledi, kendi kendine u szleri fsldamaya balad:
- Ulu Tanrm, btn bunlar neden? Neden kulunun ektii bu aclar?
Gzlerinden durmadan yalar akyordu. Tanr'ya uzun uzun yalvard, yakard, ama gs
hep aryor, skyordu. Gkyz, tarlalar, yol, hep yle kl rengi, bulankt. Gz sisi
her yere, ne daha az, ne daha ok, amurlu yollara, damlara, posta arabasna, gr
neeli sesleriyle konuarak posta arabasn yalayan, uraya buraya kouan
arabaclarn tulumlarna iniyor, her eyi boz bir renge boyuyordu...

2
Araba koulmutu, ama arabac ardan alyordu. Adam bir ara arabaclarn kaldklar
kulbeye dald. Buras bunaltc scak, karanlk bir yerdi; hava ard. erisi pimi
ekmek, kapuska, koyun postu, insan kokuyordu. Kck izbeye be-on arabac
dolumutu, a kadn ocan yannda yemek ileriyle urayordu. Frnn stndeyse
koyun postlarna sarnm hasta bir adam yatmaktayd.
Krbac kemerine sokulu, tulum giymi gen arabac odaya girince, hastaya;
- Hvedor (*) Day! Hvedor Day! diye seslendi.
Arabaclardan biri;
- Ne barp duruyorsun, kaln kafal? Grmyor musun, adam hasta? Fedka (**) ile bir
alp verecein mi var! Haydi git, seni arabadan bekliyorlar, diye kt.
Salarn arkaya atp kemerindeki eldiveni dzelten delikanl, berikini;
- izmelerini isteyecektim, kendiminkiler iyice eskidi de, diye yantlad.
Sonra ocaa doru yrd.
- Hey, Hvedor Day! Uyuyor musun?
Zayf bir ses oradan;
- Ne var, ne istiyorsun? diye karlk verdi.
Sonra kzl, sska bir yz frnn zerinden eildi. Kllarla rtl, zayf, sararm
elleriyle kirli gmleini, sivri omzunun zerinden sarkan cepkenini dzeltti.
- Su verin bana... Sen ne istiyordun, yeenim?
Delikanl bir anak su verdi. Arln bir bacandan brne devirerek;
- ey... Fedya, sana belki yeni izme gerekmez imdi, dedi. Yola gitmeyeceksen onlar
bana verir misin?
Hasta adam yorgun ban, iinde suyun ldad anan stne edi, seyrek sarkk
byklarn lo suya daldrarak zayf, kanmaz bir biimde iti.
Karmakark sakal kir iindeydi; lgn, donuk gzlerini gen arabacnn yzne
glkle dorulttu. Suyu iince slak dudaklarn silmek iin elini kaldrmak istedi, ama
bunu yapamad, azn cepkenin yenine sildi. Konumakszn, burnundan soluyarak
gcn toplamaya alrken delikanlnn gzlerine szgn szgn bakyordu.
Gen arabac;
- Yoksa izmelerini bedavaya bakasna m sz verdin? dedi. Yolda ayaklarm slanacak;
terslik bu ya, hemen iim de var. Kendi kendime, bak Serega, dedim, gel sen Fedka'nn

izmelerini iste, belki artk onun iine yaramaz... Yoksa kendin mi kullanacaksn
izmeyi? Hadi, yant ver bana!...
Hastann gsnde bir ey skp hrlamaya balad, adam ikiye bkld. Gck verici,
sonu gelmez ksrkten boulacak gibiydi.
A kadn anszn, kulaklar nlatrcasna, fkeyle bard:
- Nasl kullansn gayri? ki aydr frnn stnden inmiyor! Nasl ksrdn grmyor
musun? Zavallnn ta iine ilemi. izmeleri nerede kullanacak? Yepyeni eyler
gmlecek deil ya... Zaman oktan geldi hani! Tanrm, sen bu ihtiyarn kusurlarn
bala! Gryorsunuz, nasl uunuyor. (Katlp kald.) Onu baka bir eve mi gtrmeli,
ne yapmal!... Byleleri iin hastaneler varm, diyorlar. mi yani, btn keyi tuttu,
tamam! nsana soluk aldrmazlar. Bir de temizlik istemezler mi insandan!
Posta srcs kapdan seslendi:
- Hey, Serega, hadi arabann bana gel! Efendiler seni bekliyorlar.
Serega, hasta ihtiyarn yantn beklemeden gitmek istedi, ama beriki ksrkler
arasnda ona bir eyler sylemek istediini gzleriyle iaret etti.
ksrn bastrp biraz dinlenince;
- Serega, izmeleri al, dedi.
Sonra hrltl sesiyle;
- Yalnz, lnce mezarma ta koydur, diye ekledi.
- Teekkr, day. izmeleri alyorum, ta da koyduracam. Yemin ederim...
Hasta bir daha zorlanarak;
- Bakn, ocuklar, siz de iittiniz, dedi.
Sonra gene iki bklm eilerek ksrmeye balad.
Arabaclardan biri;
- Tamam, iittik, dedi. Serega, haydi git artk, yoksa postaba gene koar gelir.
Biliyorsun, irkinsli hanmefendi ar hasta.
Serega, ayana byk gelen delik izmelerini ate gibi karp iskemlenin altna
frlatt. Fiyodor Day'nn yeni izmeleri ayaklarna tpatp uygun gelmiti, bunlara baka
baka arabaya doru seirtti.
Serega, arabann src yerine kp dizginleri toplarken, elinde boya ana tutan bir
arabac;
- Ne izme ya! dedi. Getir, unu bir gzel boyayaym! Bedava verdi demek?
Serega ayaa kalkt, paltosunun eteklerini kvrd:
- Kskandn m? Bak hele una!
Sonra kamsn sallayarak atlar srd.

- Haydi, aslanlarm!
Yolcular, bavullar, teki ykleriyle birlikte posta ve kupa arabalar, kurun rengi
sonbahar sisinde yava yava gzden kaybolarak slak yolda komaya baladlar.
Hasta arabac, havasz kulbede frnn zerinde kald. Doya doya ksremeden, son
gcn toplayarak br yana dnd, sessizleti.
Akama kadar kulbeye girdiler, ktlar, le yemei yediler; hastadan hi ses yoktu.
Yatmadan nce a kadn frnn stne trmand, yal adamn bacaklar zerinden
gocuunu ekti.
- Sen bana kzma, Nastasya! dedi hasta. ok srmez, keyi boaltrm.
- Ziyan yok, sen cann skma... Hvedor Day, syler misin, neren aryor?
- Hep karnm aryor. Allah bilir, hastalm nasl bir ey...
- ksrdne gre, korkarm, boazn da aryordur!
- Armayan nerem var ki! Ecel geldi, ba ars bahane. Ah, aman karnm!
Frnn stnden inerken hastann zerine cepkeni dzelterek rten Nastasya;
- Bacaklarn rt, ha yle! dedi.
Geceleyin bir kandil kulbeyi lgn lgn aydnlatyordu. Nastasya ile on kadar arabac
- kimi yerde, kimi iskemlelerin zerinde - horultuyla uyuyorlard. Yalnzca hasta adam
hafif hafif hrldyor, ksryor, Frnn zerinde bir o yana, bir bu yana dnyordu.
Sabaha doru bsbtn sessizleti.
Sabahn alaca karanlnda a kadn uykulu uykulu gerinirken yle anlatyordu:
- Dmde bu gece alacak bir ey grdm. Hvedor Day frnn zerinden inmi,
avluya odun kesmeye km. "Nastasya, ver u baltay" diyor, "sana yardm edeyim".
"Sen odun krabilir misin?" diyorum. Ama elimden baltay kapyor, vurmaya balyor.
yle atik, yle becerikli kryor ki, yongalar havada uuuyor. "Nasl olur", diyorum,
"sen hasta deil miydin?" "Hayr, ben salamm," diyor. Sonra baltay yle bir savurdu
ki, dm patlad sandm. Bir lk atmm, o srada gzlerimi atm. Ne dersiniz,
adamacaz lm mdr? Hvedor Day! Hvedor Day! itiyor musun beni?
Fiyodor'dan ses kmyordu.
Uyanan arabaclardan beri;
- ld m yoksa? dedi.
Ocan zerinden sarkan kzlms kll clz kol, souk ve sarmtrakt.
- lm herhalde, gidip hancya sylemeli.
Fiyodor'un akrabas yoktu, kimsesizdi. Ertesi gn koruluun tesindeki yeni mezarla
gmdler. Nastasya grd ryay, Fiyodor Day'nn ldn ilk olarak kendisinin
bildiini birka gn her nne gelene anlatt.

3
Bahar gelmiti. Kentin slak sokaklarnda, gbreli buzlar arasndan en derecikler
rldyordu. Giysilerin renkleri parlak, yryen insanlarn konumalar canlyd. itlerin
arkasndaki baheciklerde aalarn tomurcuklar patlamak zereydi. Serin esintiyle
birlikte dallar belli belirsiz sallanyordu. Duru damlalar dallardan szlyor, sonra yere
dyordu. Sereler karmakark cvldayor, kck kanatlaryla pr pr ediyorlard.
itlerin, evlerin, aalarn gne den yerlerinde her ey kml kml, l ld. Yeri
g dolduran tm canllar insanlarn yreklerindeki ayn sevinle, ayn yaama
isteiyle doluydu.
Ana caddelerin birinde byk bir konan nne taze saman serilmiti. Evde, yurt
dna gitmek isteyen o lmcl hasta hanmefendi yatyordu.
Odalardan birinin kapal kapsnn arkasnda hastann kocasyla yal bir kadn ayakta
beklemekteydiler. Sedirde, elinde katlanm bir ey tutan bir papaz, gzlerini yummu
oturuyordu. Kedeki Voltaire tipi koltukta yatan yal bir kadn - hasta kadnn annesi
- ac gzyalar dkmekteydi. Yannda dikilen hizmeti'nin elinde temiz bir mendil
vard. Hanm isterse diye getirmiti. Bir baka hizmeti, ihtiyarn akaklarn ovuyor,
serinletmek iin bartsnn altna, kr salarna flyordu.
Hasta kadnn kocas, kendisiyle birlikte kapnn arkasnda duran yal kadna:
- Haydi, sa yardmcnz olsun, dedi. Size ok gveni vardr; ayrca onunla nasl
konuacanz biliyorsunuz. Sizden btn istediim, onu tam olarak ikna etmeniz,
lme hazrlamanz.
Kadna kapy amak zereyken kuzeni olan yal kadn onu durdurdu, mendilini birka
kez gzlerine bastrarak ban sallad:
- Umarm, aladm belli olmaz.
Byle diyerek kapy at, i odaya girdi.
Hasta kadnn kocas ok heyecanlyd, hayli yorgun grnyordu. Koltukta alayan yal
annenin yanna gitmek iin yrmt ki, ona birka adm kala durarak geriye dnd,
odada biraz gezindikten sonra papaza doru yrd. Papaz adama bakt, kalarn
kaldrp ah ekti. Bu srada kr dm ufak sakal kalkp indi.
Adam;
- Aman Tanrm, diyerek iini ekti.
- Ne gelir elden?
Byle sylerken kalar ve sakalc bir daha havaya kalkt, indi.
Adam hemen hemen umutsuzluk iindeydi.

- Kaynanamn durumunu gryorsunuz. Nasl dayanacak, bilmem. Onun gibi sevmek,


grlmedik bir ey. Peder, ltfen kadncaz yattrp evden gitmesini salar msnz?
Papaz ayaa kalkt, yal kadna, hastann annesine yaklat.
- Efendim, anne yreindeki duygularn derinliini Tanr'dan baka kimse bilemez!
uras bir gerek ki, Tanr balaycdr.
Kadn sakinleinceye kadar papaz konumasn srdrd:
- Tanr esirgeyicidir. Size unu arz edeyim, benim kyde, Mariya Dmitrevna'dan daha
ar hasta bir adam vard. Ama, inanr msnz, bir gn cahil bir esnaf, otlarla onu ksa
zamanda iyiletirdi. Adam imdi turp gibi, Moskova'da yayor. Vasili Dmitrevi'e der
dururum, bir de u esnafa gitmeli. En azndan hasta iin avunma kayna olurdu... Tanr
gldr.
htiyar kadn iini ekti:
- Hayr, kzm artk yaamaz. urada benim gibi yal biri dururken Tanr onun cann
alyor!
Ve isteri hkr zntsn unutturacak kadar oald.
Hastann kocas yzn elleriyle kapad, koarak dar kt. Koridorda birbirlerini
kovalayarak kouan kzyla oluna raslad.
ocuklarn dads adam grnce;
- ocuklar annelerine gtrmemi buyurmaz msnz? diye sordu.
- Hayr, onlar grmek istemiyor. Grrse sinirleri iyice bozulur.
Olan bir dakika durdu, babasnn yzne dik dik bakt, sonra bir ayayla tekme atp
neeyle bardktan sonra komaya balad.
Koarken kz kardeini gstererek;
- Babacm, una bak, yaz at gibi! diye baryordu.
Bu arada teki odada adamn kuzeni olan yal kadn, hastann baucunda oturuyor,
ustalkla ynettii konumayla onu lm dncesine hazrlyordu. Doktor pencerenin
nnde ila kartrmaktayd.
Sana-soluna yastk konularak oturtulan beyaz sabahlkl hasta kadn; konumadan
kocasnn kuzeni yal kadna bakyordu. Bir ara berikinin szn keserek;
- Ah dostum, dedi, benimle byle konumayn. ocuk deilim artk. Hristiyanm, her
eyi biliyorum. ok yaamayacam da, kocam szm dinleyip talya'ya gtrseydi
belki, hatta yzdeyz iyileirdim, onu da biliyorum. Oraya gitmemiz gerektiini herkes
syledi. Ama elden ne gelir, Tanr byle istemi! Anlyorum, gnahmz ok, ama
Tanr'nn balayclna gveniyorum. Bu dnyada herkes affedilecektir. Kendimi
anlamaya alyorum. Benim gnahm da oktur, dostum. Buna karlk ok ac ektik.
Aclara sabrla dayanmaya altm...
- yleyse, papaz aralm m? Dua okunurken daha da rahatlarsnz...

Hasta kadn, "evet" anlamnda ban edi. Sonra da;


- Ulu Tanrm, ben gnahkar kulunu bala, dedi.
Yal kadn dar karak papaza gz krpt. Hastann kocasna gzlerinden yalar aka
aka;
- Sanki bir melek, dedi.
Adam da alamaya balad, papaz hastann odasna girdi. htiyar anne kendinden
gemi, uzun koltukta yatyordu; birinci oda bsbtn sessizlemiti. Be dakika sonra
papaz odadan kt, kalpan karp salarn dzeltti.
- ok kr, imdi daha sakin, dedi. Sizi grmek istiyorlar.
Kocasyla kuzeni ieri girdiler. Hasta, aziz tasvirine bakarak sessiz sessiz alyordu.
Adam;
- Kutlarm seni, dostum, dedi.
nce dudaklarnda hafif bir glmseme dolaan hasta kadn, ar ar konuuyordu:
- Teekkr ederim. imdi ok daha iyiyim, anlalmaz bir haz duyuyorum. Tanr ne
kadar balaycym, doru deil mi? Tanr esirgeyicidir, her eye gc yeter!
Islak gzleri duvardaki tasvire aklm gibiydi. Cokulu yakarlarna hi ara
vermiyordu.
Sonra birden hatrna gelmi gibi imarla kocasn yanna ard. Zayf, zgn bir
sesle;
- Ne zaman bir isteimi yerine getireceini greceim? dedi.
Kocas boynunu uzatt, saygyla dinlerken sordu.
- Ne istiyorsun, hayatm?
- Sana ka kez syledim! Bu doktorlar bir ey bilmezler, basit hekimler vardr, insan
kolayca iyi ederler, diye... Bak, peder de syledi... Bir esnaf varm... Ona gidelim.
- Kime, hayatm?
- Aman Tanrm, beni neden anlamak istemiyorsun?
Sonra yzn buruturdu, gzlerini kapad.
Doktor, hastaya yaklaarak kolunu tuttu. Nabz fark edilir derecede gitgide
zayflyordu. Adama gz krpt. Hasta bunu grerek korkuyla evresine baknd. Kuzeni
arkasn dnd, alamaya balad.
- Alama, dedi hasta kadn. Hem kendini, hem de beni zyorsun. Son gcm de u
alaman alyor.
Kuzeni, hastann elini pt.
- Sen bir meleksin. Bir meleksin sen.

- Hayr, uradan p. Yalnzca llerin eli plr. Aman Tanrm! Aman Tanrm!
O akam len hasta kadn, byk evin salonunda bir tabuta konuldu. Kaplar kapal
geni odada bir papaz yama burnundan kan ll sesiyle Zebur okumaya balad.
Parlak balmumu yksek gm amdanlardan lnn souk alnna, balmumu
renginde ellerine, diz ve ayaklarnn kntlar korkun bir biimde kabaran rtnn
talam krklarna dyordu. Papaz yamann tekdze bir okuyuu vard, bir ey
anlamadan azndan dklen szler sessiz salonda garip bir biimde nlayarak
kayboluyordu. Arasra uzak bir odadan ocuk sesleri, ayak patrtlar geliyordu.
Zebur'un szleri yleydi: "Yzn rtersin utanrlar; canlarn alrsn lrler, kle
dnerler. Ruh gnderirsin, canlanrlar, yeryzn enlendirirler. Tanr'ya sonsuz
hamdolsun!"
lnn yz kat, durgun, rktcyd. Ne temiz souk alnnda, ne de serte kapanm
aznda hibir kprdanma yoktu.

4
Bir ay sonra kadnn mezarnn zerinde ta bir ant (*) ykseldi.
Arabacnn mezarndaysa hibir ey yoktu; yalnzca bir insann gemi varlnn tek
belirtisi olarak, toprak tmsein stnde krpe yeil otlar bymt.
Gnn birinde menzil hanndaki a kadn;
- Serega, dedi. Hvedor'un mezarna ta dikmezsen gnaha girersin. "K gelsin" diye
oyaladn durdun. Peki verdiin sz niin tutmuyorsun? Hepimiz iittik, ben de tanm.
Biliyorsun, kendisi bir kez sana geldi; tan dikmezsen bir daha gelir, boar seni
vallahi!
Serega:
- Hah, "Dikmeyeceim!" diyen mi var? Dikeceim. Hem de bir buuk rublelik ta alp
dikeceim. Szm unutmadm, ama ta ok uzaktan getirtmek gerek. Kente iim
derse, alrm.
Yal bir arabac oradan atld:
- Bari bir ha dikeydin. Bylesi bsbtn kt. Adamn izmelerini giyiyorsun.
- Ha nereden bulaym? Aatan yontamazsn ya!
- unun sylediine bak! Aatan yontamazm! Eline bir balta al, erkenden ormana git,
aalardan birini kesiver. Dibudak m olur, yoksa baka bir cins mi?.. te sana ha!
Daha olmazsa korucuya bir ie iki gtrrsn. Her vr zvr iin iki gtrmeye de
kalkma ha! Geenlerde arabann zek tahtasn krdmd, yepyeni bir tane yapmak

istedim, aa kesmek iin gittiimde kimse bir ey sylemedi.


Erkencecik, henz afak skerken Serega bir balta ald, ormana yolland.
Henz gne nlarnn aydnlatmad, yeni dm iyin donuk rts her yeri
kaplamt. Ufkun doaya den blm ince bulutlarn sard gkyznde gnein
aydnln yanstrken belli belirsiz aaryordu. Ne yerde bir otuk, ne de dallarda bir
yaprak kprdyordu. Ormann sessizliini bozan tek ses aalarn sk dallarndan gelen
kanat rpmalar, bir de arabac yrrken otlarda kard hrtlard. Derken, anszn
tuhaf, doaya yabanc bir ses iitildi; sonra bu ses ormann kysnda donup kald.
Sonra ayn ses bir daha, bir daha duyuldu; aalardan birinin gvdesi bu grlty
biteviye takrtlarla evreye yaymaya balad. Takrdayan aa garip bir biimde
sarsld, grbz yapraklar kendi aralarnda bir eyler fsldatlar, dallardan birine
konmu olan bir narblbl kanatlar slk alarak iki kere pr pr etti, kuyruunu
sallaya sallaya baka bir aaca kondu.
Balta, alttan alttan gittike bouk sesler kararak ktrdyor; yava, beyaz yongalar
iy dm otlar zerine salyordu. Derken, vurularla birlikte hafif bir atrt
iitildi. Aa btn gvdesiyle titredi, biraz eildi, sonra kk zerinde korkuyla
irkilerek yeniden doruldu. Bir an iin her ey sustu, ama aa bir daha eildi,
gvdesinden ykselen atrdlar oald, budaklar krlp dallar alta doru sarkarak
ba aa kara topraa devrildi. Balta takrtlar, ayak sesleri bak gibi kesildi.
Narblbl kanat rpt, daha ykseklere utu. Kanatlaryla dokunduu bir dalck bir
sre salland, sonra teki dallar gibi dondu kald. Yeni alan bolukta kmltsz dallarn
yapraklar daha bir diri grnyordu.
Gnein ilk klar, arkas grnen bulutu delip gkte parlad, sonra yava yava her
yere yayld. Koyu sis ukurlarda harelenmeye, iy damlalar yeilliin zerinde l l
oynamaya balad. Aaran saydam bulutlar mavi gkte uraya buraya dald. Kular
ormann sk yerlerine uutular, sanki yok olmaktan zor kurtulmular gibi mutlulukla
cvldatlar. Semiz yapraklar sevinli bir durgunluk iinde dallarnda fsldamaya
baladlar. Ayakta kalan aalarn tepeleri yerde yatan l aacn zerinde saygyla,
usuldan usula salndlar.
LEKLER
Rzgrsz, scak temmuz gnleri. Ormanlarda aalar sk, grbz, yeil yapraklarla
rtl; ancak urada burada kayn ve hlamur aalarnn sararan yapraklarna
raslanyor. Yabangl allar kokulu ieklerle donanm, orman aras ayrlklar bal
rengi yoncalar brm, yar yarya olgunlaan avdar baaklar sk, uzun saplarnda
sallanp dalgalanyor. Dzlklerde ulluklar tyor, arpa ve avdar tarlalarnda
bldrcnlar cvldap pr pr ediyor, ormanlarda blbller arada bir uzun uzun akyor,
sonra birden susuyor. Hava yakc scak. Yollar bir parmak tozla kapl, yle hafif bir
yel esmeye grsn, hemen koyu bir bulut ykselerek bir o yana, bir bu yana savruluyor.

Kyller yaplarna son talar koyuyor, tarlalara gbre tayor. Hayvanlar yeni otun
kmasn bekleyerek nadaslarda a a dolayor. Ahrlarna girmek istemeyen ineklerle
danalar kuyruklarn havaya dikip brerek srtmalardan kayor. Yollarda,
bayrlarda atlar ocuklar koruyor. Kadnlar ormanlardan uval uval ot tayor, kzlarla
ocuklar kovalaarak allarn arasndan geiyor, ormann kesilmi yerlerinden ilek
toplayp yazla gelenlere satyor.
Ssl bir mimariyle yaplm prl prl evlere yazla kanlarn kimisi kum deli bahe
yollarnda pahal, temiz, yazlk giysileriyle, ellerinde emsiyeler, gezinirken; kimisi de
scaktan yorulmu, aa altlarnda, kameriyelerde oturarak ufack ssl masalarda
aylar, souk iecekler iiyor.
Nikolay Semyonovi'in balkonlu, sundurmal, terasl, kuleli, gcr gcr, prl prl,
tertemiz, grkemli kr evinin nnde, ngrakl atn ektii bir kupa arabas
duruyordu. Arabacnn dediine gre bakentli (*) bir beyefendiyi "al aa, ver yukar"
sk bir pazarlk sonunda on be rubleye getirmiti.
Liberal dnceli olmakla n yapan bu beyefendi, ara ballk havas verilen, ama
aslnda en zgr dncelerin tartld btn toplantlarda, kurullarda, derneklerde
boy gsterirdi. imdi de bakentten kalkp bir dostunun, daha dorusu epeyce kafa
dengi olan ocukluk arkadann kr evine gelmiti. lerinin okluu dolaysyla
gndzleri kentte kalr, yazlktaki dostlarn ziyarete ancak akam zerleri kard.
Bu iki dostun ayrldklar tek nokta, anayasa ilkelerinin uygulanma biimiydi.
Petersburglu konuk daha ok Avrupalyd, hatta biraz toplumculua eilimi bile vard;
doldurduu mevkilerden dolay da eline bavul dolusu para geerdi. Tam bir Rus insan,
bir Ortodoks olan Nikolay Semyonovi ise Panislavizme yaknlk duyard; arazisinin
geniliini sorarsanz, binlerce dnmden aa deildi.
Birlikte bahede be eitten oluan bir le yemei (*) yediler, ama scak yznden
fazla bir ey yiyememilerdi. Bundan dolay da, hatrl konuk iin ellerinden geleni
yapan krk ruble aylkl iiyle yamaklarnn emekleri boa gitti. Btn yedikleri, taze
akbalk (sudak) stne souk sebze halamasyla eit eit sebzelerin, biskvilerin
ssledii renk renk dondurmalar oldu. Yemekte bulunanlar; sz geen konukla liberal
grl bir doktor, ocuklarn retmeni olan ateli bir niversiteli (ileri derecede bir
toplumcu olan bu gencin dizginlerini ancak Nikolay Semyonovi toplayabiliyordu),
Nikolay Semyonovi'in kars Mari ve evin ocuuydu. Bunlardan en kkleri
yalnzca brek yemeye gelmiti.
Yemek biraz uzun srd. nk titiz bir kadn olan Mari, Goga'nn midesinin
bozulmasndan korkuyordu. (Kalburst insanlarn yaptklar gibi onlar da babasnn
adn tayan en kk olana, Nikolay'a Goga diyorlard.) Konuklarla Nikolay
Semyonovi arasnda siyasal bir tartma balar balamaz, dncelerini kimseden
ekinmeden syleyebildiini gstermek isteyen ateli renci azn bir ayor, herkes
sus pus olup bir keye ekilince devrimci genci yattrmak Nikolay Semyonovi'e
dyordu.

Yemek saat yedide bitti. Yemekten sonra hep birlikte terasa ktlar; ellerinde buzlu
maden sularyla beyaz arap kadehleri, syleiye baladlar.
lk anlamazlk, seimlerin nasl yaplaca konusunda ba gsterdi. Seimler iki
dereceli mi olmalyd, yoksa tek dereceli mi? Bu konuda sert bir tartmaya
tutumulard ki, pencerelerine sineklere kar tel gerilmi salona ay imeye
arldlar.
ay masasnn banda Mari'nin de katld genel bir konuma balad, ama Goga'nn
midesi bozulacak diye bir an gzn olundan ayrmayan Mari'nin konuulanlara pek
aldrd yoktu. Sanattan, resimden sz almt; Mari, dekadan (*) resimde
grmezlikten gelinemeyecek bir Un je n'sais qoi (**) bulunduunu kantlamaya
alyordu. Onun bu srada dekadan resmi filan dnd yoktu, her zaman
sylediklerini bir daha sylyordu, o kadar.
Masada dekadanlktan m, yoksa baka bir eyden mi konuulduu Petersburglu
konuun hi umurunda deildi; herkesin sylediklerini onun da tpksyla yinelemesi bu
konuyla ne kadar az ilgilendiini gstermeye yetiyordu. kide bir karsnn yzne
bakan Nikolay Semyonovi ise Mari'nin bir eye cannn skldn, az sonra tatsz bir
olayn kabileceini hissediyordu. stelik, karsnn en az yznc kez syledii eyi
dinlemekten de artk bkknlk getirmiti.
Avludaki pahal lambalarla fenerleri yaktlar. ocuklar yataklarna yatrdlar,
hastalanan Goga'y annesinin bakml ellerine braktlar.
Nikolay Semyonovi, konuk ve doktor oturup konumak zere yeniden terasa ktlar!
Uak masalara abajurlu mumlar, maden sular koydu; saat on iki sularnda da asl ateli
konuma balad. Rusya iin byk nemi olan byle bir dnemde devletin ne gibi
nlemler almas gerektiinden sz ediyorlard. Sigaralarn, konumalarn sonunun
gelecei yoktu.
Avlu kapsnn dnda yemsiz bekleyen atlar ikide bir ngraklarn ngrdatyorlar,
arabasnda oturan yal arabacysa ikide bir esnerken ba nne derek horluyordu.
Yirmi yl bir beyefendinin hizmetinde alan bu arabac, imek iin kendine ayrd
-be rublenin dnda btn ayln kardeine gnderirdi.
Yazlk evlerde tmeye balayan horozlardan sonra yakndaki bir evden de bir horoz
lk la barnca arabac uyanarak kendisini orada unutmu olabileceklerini
dnd. Ama eve girip de terasta oturan mterisinin hl bir eyler attrarak
konumakta olduunu grnce epey kaygland. Hemen ua aramaya balad. Uak,
sofada emre hazr beklerken sandalyesinde uyuyakalmt. Arabac uyandrd onu. Eski
bir konakl (*) olan uak, hizmeti karlnda ylda eline geen parayla (on be rublelik
creti, beylerden ald bahilerle yz rubleyi bulurdu) bei kz, ikisi olan, ok
ocuklu ailesini geindiriyordu. Uak uyanr uyanmaz silkinerek stn ban dzetti,
ondan sonra arabacnn artk gitmek istediini bildirmek iin beylerin yanna yolland.
Uak terasa geldii srada konuma en ateli yerindeydi. Tartmaya bu sefer doktor
da katlmt.

Hatrl konuk:
- Rus halknn birtakm yabanc gelime yntemleriyle ilerlemesi gerektiini kabul
etmiyorum, diyordu. Her eyden nce zgrlk gereklidir... Hem de zgrlklerin en
genii... Bakalarnn haklarna son derece saygl olmay gerektiren bir zgrlk...
Adamcaz arp sz dolatrdn, istedii biimde konuamadn anlyordu.
Tartma alabildiine hzland bir srada kafasn nasl toplar, neyi nasl syleyeceini
nereden bilebilirdi ki?
Zaten konuu dinlemeyen Nikolay Semyonovi pek beendii kendi dncesini ileri
srmek iin can atyordu.
- Doru... Doru sylyorsunuz. Ama sizin dediiniz, oybirliiyle, herkesin kabul
etmesiyle elde edilebilir. Ky kurullar yle deil midir?
- Ah, sizin u ky kurullarnz yok mu?...
- slav uluslarnn kendilerine zg grleri olduunu yadsyamayz, dedi doktor.
Polonyallarn "veto" hakkn ele alalm... Ama demiyorum ki, en iyisi budur!...
Nikolay Semyonovi heyecanland.
- zin verirseniz benim de syleyeceklerim var. Rus ulusunun kendi zellikleri, hem de...
Tam bu srada stnde uak giysisiyle van'n uykulu uykulu ieri girmesi efendisinin
konumasn yarda kesti.
- Arabac merak ediyor da efendim...
- Ona hemen geleceimi syleyin, fazla beklettiim iin cretini fazla fazla derim.
(Petersburglu konuk, uaklara "siz" diye seslenmesinden tr kendine ayr bir vnme
pay karrd.)
- Peki, efendim.
Uak gitti. Bylece Nikolay Semyonovi dndklerini sonuna kadar sylemek frsatn
buldu. Ama bunlar en az yirmi kez dinlemi olan konukla doktor (o kadar olmamsa
bile onlara yle geliyordu) hemen kar ktlar. ok iyi tarih bilen konuk, verdii
rneklerle Nikolay Semyonovi'e gz atrmyordu.
Doktor konuun tarafn tutuyor, onun derin bilgisine hayran kalrken, byle bir
tanma frsat kt iin de belli etmeden seviniyordu.
Konuma o kadar uzad ki, ormann arkasndaki yolun br yan aydnlanmaya balad;
blbller gece uykusundan uyandlar. Tartmaclar hl sigara stne sigara iiyor,
konumann ard aras kesilmiyordu.
Belki daha da arkas gelmezdi tartmann ama kapy aarak hizmeti kz kt terasa.
Hizmeti, kimsesiz bir kzd, bu ite ekmek paras kazanmak iin alyordu. Bir
zamanlar tccarlarn yannda hizmet etmi, tccar kahyalarndan biri onu batan
karnca bir ocuk dourmutu. Sonra ocuk ld, o da bir memurun evine hizmeti
girdi. Bu sefer de memurun olundan rahat yz gremez oldu. Daha sonra Nikolay

Semyonovi'in evine a yama olarak girdi. Artk peini brakmayan ehvet dkn
beyler yoktu, ayln dzenli olarak veriyorlard. Terasa, doktorla Nikolay
Semyonovi'i hanmefendinin ardn sylemek iin gelmiti.
Nikolay Semyonovi, "Goga'nn bana bir ey gelmitir" diye dndyse de sormaktan
kendini alamad.
- Ne var, kzm?
- Nikolay Nikolayevi rahatszlar efendim. (Nikolay Nikolayevi, yani "onlar", ok
yedii iin barsaklar bozulan Goga'dan bakas deildi.)
- Eh, artk gideyim, dedi konuk. Bakn, ortalk aydnlanm. Ne kadar oturduumuzun
farkna varmadan sabah olmu...
Bunlar sylerken glmsyordu. Bunca zaman oturup konutuklar iin hem kendini,
hem de tekileri takdir ettii belliydi.
van konuun apkasyla emsiyesini bulmak iin yorgun yorgun saa sola koturdu
durdu. Eyalarn en biimsiz yere koyan, konuun kendisiydi oysa. van bahi alacan
umuyordu, eli ak bir bey olan konuksa ona bir rubleyi esirgemeden verebilirdi. Ama
konumann heyecanyla bunu oktan unutmu, ancak yolda uaa bahi vermediini
hatrlamt. Yapacak bir ey yoktu artk.
Arabac src yerine geti, dizginleri toplad, yanlamasna oturarak atlar srd,
ngraklar n n tmeye balad. Yumuak yaylar zerinde sallana sallana giden
bakentli, onu evinde arlayan dostunun dar grlln, nyargl oluunu
dnyordu.
Karsnn yanna hemen gitmeyen Nikolay Semyonovi de bakentli dostu hakknda ayn
kandayd. "u Petersburglularn snrll da korku bir ey. Bir trl bildiklerinden
amyorlar. Dedii dedik adamn!..." diye geiriyordu iinden.
Karsnn yanna gitmek iin ardan alyordu, nasl olsa doktorun ocuu grmesinden
bir yarar salanamayacakt. ileklerdeydi btn su. Bir gn nce kyl ocuklarn eve
getirdii pek iyi olmam ileklerden iki tabak dolusu almt, hem de fiyat bile
krmadan. Bunu gren olanlar tabaklarn bana erek hemen attrmaya
koyulmulard. Mari o srada odasndayd, daha sonra dar kp da Goga'nn ilekleri
tkndn renince ok fkelendi. ocuun midesi zaten bozuktu. Bunun zerine
kocasna verdi veritirdi. Kocas da ona. Bylece tatsz bir konuma, neredeyse az
kavgas balad. Akamleyin Goga'nn durumu hi iyi deildi. Nikolay Semyonovi bu
kadarla geeceini sanrken bir de doktorun arlmas ilerin ktye gittiini
gsteriyordu.
Karsnn yanna gittii zaman onu benekli sabahln giymi olarak buldu. (Bu sabahlk
Mari'nin ok houna giderdi, ama imdi sabahl dnecek durumda deildi.) ocuun
odasnda kars ayakta dikiliyor; Goga'nn lazmlna eilip bakan doktora k olsun
diye, eriyen ya damlayp duran bir mum tutuyordu.
Gzlklerini takan doktor lazmla btn dikkatiyle bakarken bir yandan da iindeki

pis kokulu eyi bir sopayla kartrmaktayd.


Kars anlaml anlaml;
- Btn bunlar kahrolas ilekler yznden oldu, dedi.
Nikolay Semyonovi ekingen bir sesle sordu:
- Niin ilekler yznden olsun?
- Niin mi? ocua tka basa yedirmisin de ondan. Btn gece gzme uyku girmedi.
Zavallck lecekti nerdeyse.
- Bir ey olmaz, dedi doktor glmseyerek. Birka bizmutlu hap veririz, siz de dikkat
edersiniz, olur biter. Hemen iirelim unu.
- imdi uyuyor ama.
- yleyse rahatsz etmeyelim. Yarn gene urarm.
- Ltfen.
Doktor gitti; karsyla ba baa kalan Nikolay Semyonovi onu uzun sre yattramad.
Uyuduu zaman ortalk iyice aarmt.
***
O srada komu kyde birka adamla birka ocuk gece at otlatmaktan
dnmekteydiler. Kimisi atna binmi, kimisi de hayvann yedekte ekiyordu. Arkada
kulunlar, taylar kouuyordu.
Srtnda gocuu, banda kasketi olduu halde ayaklar plak bir ocuk tekileri
geerek atn hzla kye doru srd. On iki yalarnda olan Taraska Rezunov adndaki
bu olan ala bir ksraa binmiti. Yedekte bir aygr ekiyordu, arkadansa gene anas
gibi ala bir kulun geliyordu. En nde de dnp dnp atlara bakan siyah bir kpek vard.
Karn doyan ala kulun, orap giymicesine beyaz ayaklaryla bir o yana, bir bu yana
ifte savuruyordu. Taraska eve gelince atlar kapya balad, ieri girdi.
Sofada yere serili kilimlerin zerinde uyuyan kz kardeiyle kk olana seslendi.
- Hey, amma da uyurmuunuz ha!
Kardeleriyle ayn odada yatan annesi inek samaya kalkmt oktan.
Olguka yerinden frlayarak iki eliyle birden dalan salarn dzeltmeye balad. Onun
yannda yatan olan kardeleri kk Fedka ise ban krkne sokmu hl uyuyor,
bir yandan da krkn altndan kan minicik bacan nasr tutmu topuuyla kayordu.
ocuklar akamdan ilek toplamaya niyet etmilerdi. Sabahleyin Taraska ot
otlatmaktan dnnce ikiz kz kardeini kaldracakt.
Syledii gibi de yapt. At otlatrken uykusuzluktan gz kapaklar yapt halde imdi
iyice aylm, uykuya yatmaktan vazgeerek kardeleriyle birlikte ilek toplamaya
karar vermiti. Annesi bir tas dolusu st koydu nne. Torka'nn eliyle kestii bir dilim
ekmei alarak masaya oturdu, yemeye koyuldu.

Taraska, srtnda gmlei, askl pantolonu, tozlu yollarda plak ayaklaryla iz braka
braka komaya balad zaman iki kz kardei uzakta, ormann koyu yeillii arasnda
krmz, beyaz benekler gibi gzkyordu. Yolda teki izler yannda kardelerinin de
birinin byk, tekinin kk parmaklar iyice belli olan izleri vard. (Akamdan
mleklerini, kaplarn hazrlayan kzlar kalkar kalkmaz dar frlamlar; azlarna
tek lokma koymadklar gibi, ekmek de almamlard yanlarna.) Byk ormann arkasna
doru kvrlan yolda Taraska yetiti onlara.
Otlara, fundalara, hatta aalarn alt dallarna iy dmt. Kzlarn plak ayaklar
hemen sland, nce rken sonra yumuak otlara, przl kuru topraa bastka
yanmaya balad ayak tabanlar. ilek toplama yeri yeni kesilen ormand. Kzlar, ilkin,
geen ylki kesim yerine girdiler. Gen srgnler yeni yeni boy veriyordu, gen grbz
fundalar drt bir yana gz alabildiine uzanyordu. te buralarda, karlarna kimisi
kzarm pembemsi beyaz ilekler kyordu. Kzcazlar iki bklm eilerek gne
yan kk elleriyle ilekleri ard ardna topluyorlar; kt olanlar azlarna, iyilerini
kaplarna atyorlard.
- Olguka, buraya gel! Bak ne kadar ok!
- Hey, nerdesin? Ses ver!
allarn arasnda kaybolunca birbirlerinden uzaklamamak iin byle sesleniyorlard.
Taraska onlardan ayrlarak yolun arkasndaki iki yl nce kesilen koruya gitti. Orada
ou fndk ve akaa olan srgnler adam boyu ykselmiti. Ot rtsyse daha sk ve
kalnd; otlar kuruduu iin diplerindeki ilekleri iri iriydi, suluydu.
- Gruka!
- Ne var?
- Kaan kurdu grdn m?
- Kurdun burada ie ne? Korkutma beni yle. Zaten korkmam ki!
Gruka byle dedii halde kurdu dnyor, dalgnlkla ileklerin en iyisini mleine
deil azna atyordu.
- Taraska grnrlerde yok. Az nce yarn arkasna gittiydi. Taraska! Neredesin?...
- Buradaym! Siz de gelin!
- Haydi, biz de gidelim, belki orada daha ok ilek vardr.
Byle diyerek fundalara tutuna tutuna dere aa indiler, oradan da kar yakaya
getiler. Burada, gnein iyice stt aklk bir yerde bodur allarn arasna
gizlenmi bir ok ilek buldular.
Sessizliin ortasnda birtakm kmltlarla birlikte fundalarn, otlarn arasndan anszn
korkun bir grlt koptu.
d patlayan Gruka yere derek mleindeki ileklerin yarsn dkt.
- Anneciim!

Olguka ise fundalarn arasndan hzla geen uzun kulakl boz-yank renkli bir srt
gstererek bard:
- Tavan! Tavan kayor... Taraska! Tavana bak!
Bunca korkudan, gzyandan sonra birdenbire kahkahay basan Gruka;
- Ben de kurt sandydm, dedi.
- Bak sen u aklsza!
Gruka ngrak gibi nlayan sesiyle glmesini srdryordu.
- Aman ne korktum!...
ilekleri toplayp daha ileri yrdler. Gne domu, yeilliin zerinde koyulu akl
lekeler brakarak iylerin zerinde ldamaya balamt. Kzlarsa yar bellerine kadar
slanmlard iyden.
leri gittike daha ok ilek bulacaklar umuduyla durmadan yryen kzlar neredeyse
ormann sonuna yaklamlard. O srada sadan soldan n n ten kadn, kz sesleri
gelmeye balad. ilek toplamaya onlardan sonra kan komularn sesiydi bunlar.
Aralarnda Akulina Teyze de vard. Bu srada kuluk vakti olmu, kzlarn mleklerinde
epey ilek birikmiti.
Akulina Teyze'nin arkasndan, srtnda yalnzca gmlei olan, ba ak, frlak karnl
bir olan ocuu kaln, arpk bacaklaryla paytak paytak yryerek geliyordu.
Akulina Teyze olunu kucana alarak;
- Arkama takld, dedi. Brakacak kimse de yoktu.
- imdi biz kocaman bir tavan rkttk. Patr patr kanca yle korktuk ki!...
Akulina olunu yere indirerek;
- Yok canm! dedi.
Bylece bir iki laf ettikten sonra kzlar Akulina Teyze'den ayrlarak kendi yollarna
koyuldular.
Bir fndk aacnn koyu glgesi altna ken Olguka;
- Hadi, biraz oturalm, yorgunluktan lyorum, dedi. Ah, imdi ekmeimiz olsayd, ne
gzel yerdik!
- Benim de canm istiyor, dedi Gruka.
- Akulina Teyze niye byle barp duruyor? itiyor musun? Hey, Akulina Teyze!...
- Olguka-a-a! diye sesleniyordu Akulina.
- Ne va-a-ar?
- Benim olan yannzda m?
- Hayr!

O srada allar hrdad, eteini dizlerine kadar toplayan Akulina Teyze gzkt
uzaktan. Elinde de bir torba vard.
- K grmediniz mi?
- Yok!
- Aman Tanrm! Mika-a!
- Mika-a!
Yant veren kmad.
- Vay, bama gelenler! Yolunu aracak! Koskoca ormanda kimbilir nereye gitti!
Olguka hemen ayaa frlad, yanna Gruka'y da alarak bir yne yrd, Akulina da
baka bir yne. nlayan sesleriyle durmadan Mika'y aryorlar, ama yant veren
kmyordu.
Gruka ablasnn arkasndan yetiemiyor;
- ok yoruldum, diye baryordu.
Olguka ise habire Mika'ya sesleniyor, bir saa bir sola koturarak her yeri aryordu.
Akulina'nn mutsuz sesi byk ormanda ta uzaklardan geliyordu. Olguka bir ara
aramaktan vazgeip eve gitmek zereydi ki, gen bir srgnn fkrd hlamur
ktnn yaknndaki gr allktan srekli, kzgn, hrn ku sesleri gelmeye balad.
Yannda yavrular olan kucaz bir eylerden rkp fkelenmi olmalyd. Olguka
dn alla bakt. Beyaz iekli sk, uzun otlarn brd alln dibinde hibir
orman bitkisine benzemeyen mavimsi bir tmsek grd. Durdu, iyice bakt. Mika'yd
bu. Ku ondan tedirgin olduu iin tp duruyordu anlalan.
Frlak karnnn zerine yatarak ban ellerinin zerine koyan Mika, kaln, arpk
bacaklarn da sere serpe uzatarak derin bir uykuya dalmt.
Olguka, Akulina'ya seslendi, ocuu uyandrp avucuna ilek koydu.
Olguka karsna kan herkese, evde anasna-babasna, komulara Akulina'nn olunu
nasl arayp bulduunu anlata anlata bitiremiyordu.
***
Gne ormann stnde iyice ykselerek topra, topran zerindeki her eyi cayr
cayr yakmaya balad.
Olga'nn (*) yanna gelerek onunla birlikte yrmeye balayan kzlar;
- Haydi, Olguka, yzelim! dediler.
Hep bir azdan arklar syleyerek rmaa doru yrdler. Suda debelenip lk
atan, oynaan kzlar batdan koyu alak bir bulutun ykseldiini, gnein bir kapanp bir
aldn, ortal iek ve kayn yapra kokusu sardn, gn grlemeye baladn
neden sonra fark ettiler. Yamur balayp da onlar iliklerine kadar slatncaya kadar
zor giyindiler.

Bedenlerine yapan, slanmaktan koyulam entarileriyle evlerine koa koa gelen


kzlar bir eyler yediler, sonra da tarlada patates sken babalarna le yemei
gtrdler.
Eve dnp le yemeklerini yediklerinde entarileri iyice kurumutu. ilekleri ayklayp
kaselere koyduktan sonra Nikolay Semyonovi'in yazlna yollandlar. Orada iyi para
veriyorlard ama bu sefer ellerine bir ey gemedi nedense.
Geni koltuunda emsiyesinin altnda oturan Mari, scaktan bitkin, ilek getiren kzlar
grnce yelpazesini onlara doru sallayarak;
- stemez! stemez! dedi.
Klasik diller kolejinde okuyan, evin en byk olu Valya, tatilde dinlenmek iin geldii
baba evinde komu ocuklaryla kriket oynuyordu. ilekleri grnce koa koa Olga'nn
yanna geldi.
- Kaa? diye sordu.
- Otuz kapik.
- ok!...
Byklerinden byle iittii iin "ok" demiti.
- Bekle biraz. Keyi dn ama.
Byle diyerek dadsnn yanna kotu.
Olguka ile Gruka bu srada zerinde kk kk evler, ormanlar, baheler grnen
aynal kreyi seyrediyorlard. Ne bu kre, ne de teki eyler onlar iin hi de artc
deildi. nk onlar beylerin grkemli, akl almaz yaantsndan ok daha fazlasn,
olaanst eyler bekliyorlard.
Valya, koarak dadsna geldi, ondan otuz kapik istedi. O da ileki ocuklara yirmi
kapiin yeteceini syleyerek paray sandktan karp verdi.
Sabahleyin glkle uyanan Nikolay Semyonovi sigarasn tttrp gazetesini
okuyordu. Valya babasn atlattktan sonra kzlara yirmi kapii verdi, ilekleri bir
tabaa dkp hemen tknmaya balad.
Eve dndklerinde Olguka mendilinin ucundaki dm dileriyle zd, iindeki yirmi
kapii karp annesine verdi. Annesi paray sakladktan sonra rmaa amar ykamaya
gitti.
Kuluktan beri babasyla tarlada patates sken Taraska bu srada gr bir mee
aacnn koyu glgesinde ml ml uyuyordu. Olunun yannda oturan babasysa
koumdan zerek ayaklarn kstekledii atna bakyordu dnp dnp. Yabanc bir
tarlann kelisinde (*) oynayan at bir de bakmsn yulafa, ya da bakasnn ayrna
girivermi.
Nikolay Semyonovi'in evinde her ey her zamanki gibiydi. ler tkrnda gidiyordu.
eit kahvalt oktan hazr bekliyordu; kimsenin can isteyip gelmedii iin sinekler

m, tabaklardaki yiyecekleri yiyorlard.


Nikolay Semyonovi dncelerinin doruluundan dolay ne kadar sevinse azd, nk
bugnk bir gazete de yle yazyordu. Mari'nin keyfine diyecek yoktu, nk Goga
sapasalam uyanmt. Doktor hastann ailesinden ald cretten dolay kvanlyd.
Valya ise koca bir tabak ilei yedii iin neesi yerindeydi.

You might also like