Professional Documents
Culture Documents
Efendi Ile Uşağı-Tolstoy PDF
Efendi Ile Uşağı-Tolstoy PDF
Efendi Ile Uşağı-Tolstoy PDF
LEV TOLSTOY
EFEND LE UAI
(Bu kitap, Sn. Mehmet zgl'n izniyle baslmtr)
yk)
Rusadan eviren:
Mehmet zgl
EFEND LE UAI
1
1870'lerde bir k mevsimi geti anlatacamz bu olay. Aziz Nikolay Yortusu'nun
ertesi gnyd. Yortu kyn kilisesinde topluca kutlanmt, ama ikinci snf tccar (*)
Vasili Andreyi Brehunov kiliseyi bir trl brakp ilerinin bana dnemedi. Kilise
ynetim bakan olan tccar, yortuyu daha sonra bir de evinde kutlayarak akraba ve
tandklarn arlamak zorundayd. Ancak evinden son konuklar gider gitmez yol
hazrlna koyuldu.
Komu kyden bir toprak aasnn bir sre nce fiyatn kararlatrdklar korusunu
almaya gidecekti. Kentli tccarlar bu yal paray elinden kapmadan bitirmeliydi iini.
Vasili Andreyi koruya yedi bin ruble verdi diye toprak aas fiyat 10 bine
ykseltmiti. Aslna baklrsa yedi bin ruble korunun deerinin yarsyd. Belki Vasili
Andreyi fiyat on binden aa drebilirdi; nk koru, onun bulunduu bucan
snrlar iindeydi ve ilenin tccarlaryla aralarnda varlan anlamaya gre, bir tccar
bir bakasnn bucanda satlan maln fiyatn artramazd. Ne var ki, il merkezindeki
kereste tccarlar gz dikmiti Goryakino ky korusuna. Vasili Andreyi onlardan
nce davranp toprak aasyla pazarl sonuca balamalyd.
te bu yzden kutlamalarn sona ermesiyle birlikte Vasili Andreyi sandktaki yedi
yz rublesini kard, avans olarak verecei bini fazlasyla tamamlamak iin buna
kilisenin iki bin be yz rublesini ekledi. zenle sayd para destelerini czdanlarna
yerletirdikten sonra yol hazrlna balad.
Kza koma ii Nikita'ya kalmt, nk Vasili Andreyi'in o gn sarho olmayan tek
uayd. Onun sarho olmaynn nedeniyse, Byk Perhiz'den bir gn nce gmleini,
akrn, mein izmesini satarak iyice kafay ekmesi ve sonra bir daha iki imeye
tvbe etmesiydi. ki aydr azna ikinin damlasn koymamt zavallck. Votkann su
gibi akt Aziz Nikolay yortusunun ilk iki gnnde bile...
Nikita yakn bir kyden, yaamn daha ok unun bunun yannda uaklk yaparak
geirdii iin evsiz-barksz saylan, elli yalarnda bir kylyd. alkanl, ie
yatknl, gl kuvvetli oluu, en ok da uysall yznden aranan bir iiydi.
Gelgelelim, ylda birka kez zil zurna kafay ekerek nesi var, nesi yok satt iin
hibir yerde diki tutturamamt. Daha da kts, azgn, ekilmez bir adam olurdu
itii zamanlar. Vasili Andreyi, onu evinden birka kez kovduu halde, drstl,
evdeki hayvanlara zenle bakmas, en ok da az cretle almasndan tr yeniden
yanna almt. Nikita'ya ylda, byle bir rgatn gerek deeri olan seksen ruble deil,
ancak yarsn derdi. onu da hesap-kitap tutmadan, blk prk, daha ok dkk
nndan pahal pahal mal vererek...
Oysa Nikita, Marfa adnda, becerikli bir kadnla evliydi. Gzelliini gemi yllarda
brakan Marfa, delikanl yanda bir olu ve iki kk kzyla evini ekip eviriyordu.
Kocasn eve almayna gelince... Birinci neden, yirmi yldr baka kyden bir fc
ustasyla yaamas; ikincisiyse aykken Nikita'y parmanda oynatt halde,
sarholuunda ondan eytandan korkar gibi korkmasyd. Bir keresinde evde iyice
kafay eken Nikita, ayk olduu zamanki uysallnn acsn karmak istediinden
midir nedir, baltay kapt gibi karsnn eyiz sandna saldrm; ne kadar cicili bicili
giysisi, amar varsa hepsini dilim dilim doramt.
Nikita'nn rgatlk creti karsna dendii halde onun buna hi sesi kmazd. te,
yortudan iki gn nce Marfa gene Vasili Andreyi'in dkknna gelmi, hepsi topu
topu ruble tutan buday unu, ay, eker, kk bir ie votka ve be ruble para
almt. Vasili Andreyi'ten en azndan yirmi ruble daha alacaklar olduu halde, onun
tccara teekkr ediini bir grmeliydiniz...
- Ben sana "Karnn her geliinde u kadar vereceim" diye bir ey syledim mi? derdi
Vasili Andreyi, Nikita'ya. Bizde yle "Sonra gel, al! Deftere yazdm! Sana u kadar
ceza kestim!" gibi eyler yok. stedii zaman gelip alsn. Biz drst adamz, kimsenin
hakkn yemeyiz, bunu byle bil! Sen bana hizmet ettiin srece ben de seni brakmam,
aslanm.
Bunlar sylerken Vasili Andreyi, Nikita'ya babalk ettiine iyice inanm olmalyd.
Neden derseniz; Nikita gibi, tccar Vasili Andreyi'in verdii parayla geinen insanlar,
saygl davranlaryla, onun kendilerini aldattn dnmek yle dursun, nerdeyse
onun yardmyla ayakta durduklar inancn pekitiriyorlard adamda.
Nikita da ona;
- Dediklerinizi anlyorum, Vasili Andreyi, karln verirdi. Herhalde size kar
hizmette kusur etmiyorum. Ancak z babamn iine byle canla bala koardm.
Oysa Vasili Andreyi'in onu aldattn ad gibi bilirdi. Ama ne yapsn zavall, tccarla
hesabn ak ak yapamayacak olduktan sonra verileni almaktan baka kar yol var
myd?
te byle, Nikita, efendisinden kzan koulmas buyruunu alr almaz, her zamanki
cantezliiyle samanln yolunu tuttu. Ne kadar da istekli kouyordu ie! Kurun gibi
ar, pskll koum baln asl durduu yerden ald, kantarmann ngraklarn
ngrdatarak ahrn kapal kapsna doru yrd. Kzaa koulacak at ayr olarak
bekliyordu burada. Sar benekli, dolgun sarl, sln gibi at selam verircesine hafife
kinedi onu grnce. Bu orta boylu, koyu doru tayn tek bana orada duruu Nikita'ya
pek dokundu.
- Ne o, cann m skld? dedi. Seni kerata, dar ksan da doya doya kotursan, yle
deil mi? Ama nce seni bir suvaralm bakalm...
Nikita, dilini anlayan bir yaratkla konuurcasna konuuyordu erkek tayla. Atn eyer
vurula vurula ortas ukurlam belinden, grbz omuzlarndan tozu topra,
gocuunun eteiyle yle bir silkeledi. Sonra bal hayvann kafasna geirip
kulaklarn, peremini kaytan kurtard; yularn eline alarak at sulamaya gtrd.
Ahrdaki diz boyu gbreden kar kmaz doru tay keyfe geldi, peinden kuyuya doru
koturan Nikita'ya vurmak istercesine, arka ayaklaryla birka kez ifte att.
- Seni gidi seni, diye sylendi Nikita.
Tekmelerinin kirli gocuunun eteklerine demesinden teye bir ey yapamayacan
bildii iin, Nikita doru tayn bu oyunundan pek holanrd.
Buz gibi sudan kana kana ien at derin bir soluk ald, kll dudaklarndan yalaa duru
damlalar derken dnceli dnceli durdu, sonra grltyle pofurdad.
- Tamam m? dedi, Nikita. Daha fazla imeyeceksen biz de bilelim. Ama sonra gene
istemek yok ha!..
Bunlar ciddi ciddi sylerken doru tayn kendisini anlamasn istiyor gibiydi. Sonra
kinemesiyle avluyu nlatan, durmadan ifte atan hayvan eke eke ambara doru
gtrd.
Avluda ondan baka rgat yoktu. Yalnzca a kadnn kocas gelmiti bayramlamaya.
Nikita onu grnce;
- Hey, iki gzm, dedi. Git de tccar efendiye sor bakalm, byk kza m istiyor,
yoksa ufan m?
Ann kocas yksek ta temel zerine yaplm, sac daml eve girdi; az sonra dar
karak Nikita'ya kk kza komasn syledi. Nikita bu srada atn boynuna hamutu
geirmi, kabara demeli eyeri vurmu; bir elinde cicili bicili boyunduruu, teki
elinde de tayn yularn tutarak kzaklarn bulunduu ambara doru yryordu.
- yi, ufa olsun bakalm, dedi; akll hayvan kzan oklar arasna yanatrd.
Doru tay sracakm gibi numaralar yaparken ann kocasyla birlikte onu kk
kzaa komaya baladlar.
Vasili Andreyi'in solgun yzl, sska, gebe kars, tccar uurlamak iin sahanla
kmt. Kocas yrynce arkasndan yle seslendi:
- Nikita'y da al diyorum sana!
Adam karsnn sesinden pek holanmyor olacak ki, karlk vermedi, kalarn fkeyle
att, yere tkrd.
- Parayla kyorsun yola, dedi kadn ayn ackl sesle. Sonra baksana u havaya! Frtna
kopacak nerdeyse.
Vasili Andreyi,bir mteriyle konuurken yapt gibi, dudaklarn skp szcklerin
stne basarak;
- Yoksa yolu bilmiyorum da yanma klavuz mu alacam? dedi.
Kadn atksnn ucunu omzuna att.
- Yalvarrm, ne olur! Tanr akna al Nikita'y da yanna!
- Kene gibi yaptn sen de... Alp da ne yapaym u gariban?
Nikita konuulanlar iitmiti.
- Ben gelmeye hazrm, diye bard.
Sonra neeyle, efendisinin hanmna seslendi:
- Ama ahrdaki atlar yemlemeyi unutmasnlar.
Kadn;
- Ben bakarm o ie. Semyon'a sylerim, dedi.
- E, gidiyor muyuz, Vasili Andreyi? diye sordu Nikita, efendisinin buyruunu
bekleyerek.
Adam, uann yllardr giyile giyile etekleri eprimi, srtnda, koltuk altlarnda
kocaman delikler alm kirli gocuuna bakarak glmsedi, gz krpt.
- Anlald, kocakarnn elinden kurtulu yok. Madem gelmek istiyorsun, git de srtna
kalnca bir ey giy.
Nikita, avluda duran ann kocasna seslendi:
- Gel, koum, u at tutuver biraz.
Kk olan souktan kzarm ellerini ceplerinden kard, buz gibi dizginlere yapt.
- Ben tutarm... Ben tutarm...
- Hemen geliyorum, Vasili Andreyi.
Nikita byle diyerek ayaklarnn ularn ieri basa basa uaklarn barakasna kotu.
Eskidike yama vurduu kee izmeleri vard ayaklarnda.
- Arinuka, anacm, ocan stndeki paltomu ver bana. Efendiyle yola kyorum.
Kendisi de ividen kuan ald.
2
inene inene sertlemi ky yolunda, kirileri karda gcrdayarak kayan kzak, yiit
ata ty gibi hafif gelmiti.
Vasili Andreyi, varisini yan banda grmekten gizli bir sevin duyarak;
- Bak u kerataya! dedi. Nikita, kamy uzat hele. imdi gsteririm sana, kpolusu,
ko bakalm annenin yanna!
ipe amar aslmt. Biri beyaz, biri krmz iki gmlek, bir etek, bir pantolon, birka
dolaktan ibaret bu donmu amarlar rzgrda rpnp duruyordu. Kollarn habire
sallayan beyaz gmlein rpn grlmeye deerdi.
- Bunlar asan kar ya tembelin biri ya da lm deinde kvranyordu, dedi Nikita.
Baksana yortu gnne kurutup yetitirememi amarlar.
3
Sokan banda rzgrn hz gene aynyd, yol kaln karla rtlmt. Ama kyn
ortasna doru hava birden durgunlat, lnd. Evlerden birinde bir kpek havlyordu.
Bir bakasnn nnde kapya doru abuk abuk yryen bir kadn evinin eiine
varnca durdu; bann stnden att bir erkek gocuunun altndan, geenlere dik dik
bakt. Gen kzlarn syledii arklar duyuluyordu evlerden.
Kyn iinde tipi, kar, ayaz azalm gibi geldi tccarla uana.
- Buras Grikino, dedi Vasili Andreyi.
- Evet, tandm.
Gerekten Grikono'ya gelmilerdi. Anlalan yolu arnca sekiz kilometre kadar
baka bir yne gitmiler, ama gene de gidecekleri yere bir hayli yaklamlard.
Grikino ile Goryakino'nun aras be kilometre tutard.
Kyn ortasna varnca yolda yryen uzun boylu bir adamla burun buruna geldiler.
Adam atn dizginine sarld, Vasili Andreyi'i tanr tanmaz kzan okuna yapt, eliyle
tutuna tutuna iinde oturanlara yaklat, kendisi de ne oturdu.
Bu adam, Vasili Andreyi'in yakndan tand, evrede at hrsz olarak n yapm, sa
adnda bir kylyd.
sa, azndan tccarn yzne votka kokusu savura savura;
- Sizi hangi rzgr att, Vasili Andreyi? dedi.
- Goryakino'ya diye yola kmtk ama yolu ardk.
- una bakn, ok sapmsnz. Malahovo'dan gitseydiniz ya!
- Biz de biliyoruz ama beceremedik ite.
Vasili Andreyi byle diyerek kza durdurdu.
sa at tepeden trnaa szd, elinin alk bir hareketiyle hayvann saakl
kuyruundaki gevek topuzu yukar doru iterek sklatrd.
- E, geceyi burada geireceksiniz, deil mi?
- Kimlerdensiniz?
- .... deniz...
Adamlardan biri avaz kt kadar bard halde hibir ey anlalmyordu.
Elindeki rpyla at kamlayan kylnn haykrmas duyuluyordu yalnzca:
- Onlardan geri kalma! Hzl sr!
- Yortudan m dnyorsunuz?
- ek dizginleri Syomka! Geri kalma! Ge unlar!
Kzaklarn yan kirileri birbirine srtnd. Atlar bir an birbirlerine girecekmi gibi
oldular, sonra ayrldlar. teki kzak geri kalmaya balad.
Geni karnl, tepeden trnaa kara belenmi uzun tyl at, sarsna inen sopalardan
kurtulmak iin var gcyle yekiniyor; ksa bacaklaryla diz boyu kar savurarak
boyunduruun altnda ban ne eerek, ar ar oflaya puflaya ilerliyordu. At geride
kalrken Nitika zavall hayvann kafasn bir an kendi omuz banda grd. Gencecik bir
att bu. Ama hayvancazn alt duda iyice gerildii iin az balk azna benzemi,
burun delikleri genilemi, korkudan kulaklar arkaya yatmt.
- ki neler yaptryor. Hayvann cann karmlar. Kyl paralar, ne olacak! dedi
Nikita.
Yorulan beygirin sk sk solumalarn, sarho adamlarn haykrlarn bir sre daha
duydular. Sonra btn bunlar da kesildi. Rzgrn kulaklarnn dibinde slk
almasndan, arada bir kzak kirilerinin tmseklerde kard gcrtlardan baka bir
ses iitilmiyordu artk.
Kyllerle karlamaktan keyiflenen, yreklenen Vasili Andreyi, iaret direklerine
fazla aldrmakszn, yolu bulmay daha ok ata brakarak dizginleri hzl hzl ekti.
Nikita'ya yapacak bir i kalmyordu. O da bu gibi durumlarda bavurduu ie koyuldu:
Uykusuz geirdii gecelerin acsn karnrcasna uyuklamaya balad.
Derken at, anszn duruverdi. Nikita az kalsn tepe st kapaklanyordu.
- Gene yoldan ktk sanyorum, dedi Vasili Andreyi.
- Nasl?
- Direkler grnmez oldu. Yitirdik yolumuzu.
- Hemen gidip bakaym...
Nikita byle diyerek doruldu, ayak ularn ierlek basa basa, karlarda yrd gitti.
Bazen grnp bazen gzden kaybolarak uzun sre dolat. En sonunda geriye dnd,
kzaa bindi.
- Buralarda yol filan yok. Belki de ilerde bir yerde.
Hava kararmaya yz tutmutu. Tipinin iddeti ne artyor, ne de azalyordu.
4
Vasili Andreyi'in kapsn ald ev, kyn en varlkl ailelerinden birinindi. Bu varlkl
insanlar, be aileye yetecek topraklarndan baka, sada solda tarla kiralayp
ekerlerdi. Alt at, inek, iki dve, yirmi kadar da koyun besliyorlard evlerinde.
Evdeki horanta saysna gelince, tastamam 22 kiiydiler. Ana babadan baka, hepsi de
evlenmi drt oul, drt gelin, aralarnda yalnzca Petruka'nn evli bulunduu alt
torun, iki kk torun (torunun ocuu), de kimsesiz ocuk. Baba ocan datmam
olan seyrek ailelerden biriydi bu insanlar. Ancak kadnlarn arasnda balam olup ksa
zamanda ayrlmayla sonulanacak gizli bir i ekime de srp gidiyordu. ki oul
Moskova'da sakalk yapyorlard, biri de askerdeydi. u an evde, ailenin ilerini yrten
ikinci oul, bunlarn karlar, ocuklar bulunuyordu. ocuklarnn vaftiz babalarndan
bir komu da konuktu onlarda.
Odann ortasndaki masann tepesinde abajurlu bir lamba aslyd. Lambadan masadaki
ay bardaklarna, votka dolu ieye, meze ve yemek tabaklarna, tula duvarlara, kutsal
kedeki (*) tasvirlere, bunlarn iki yanndaki resimlere parlak bir k dyordu.
Vasili Andreyi masada ba keye kuruldu. Srtndaki krk kard, yalnzca kara
gocuuyla kalnca buz tutmu byklarn emerek, prtlak atmaca gzleriyle oday,
ierdekileri incelemeye koyuldu. Masada kendisinden baka evde dokunma bezden
beyaz bir gmlek giymi, ak sakall, dazlak kafal yal baba; onun yannda,
Moskova'dan bayram geirmeye gelen ince basma gmlekli byk oul; onun
yanndaysa ev ilerini yrten ikinci oul vard. Bu ikisi, geni omuzlar, kaln
enseleriyle gerek birer babayiitti. Kzl sal, zayf bir adam olan komular en uca
oturmutu.
Mezelerden attrarak ufak ufak votka demlenen erkekler ocan kesinde uuldayp
duran semaverden konulacak ay bekliyorlard. Ocan stnde, yerdeki sedirlerde bir
sr ocuk vard. Beiin zerine abanan gen bir kadn bebeini emzirmekteydi. Yz
krklarla kapl, dudaklar bile burumu olan, ailenin yal anas, Vasili Andreyi'i
arlamaya alyordu.
Nikita ieri girdii srada yal nine kaln caml bir bardaa doldurduu votkay tccara
uzatt.
- Buyur, Vasili Andreyi, yortuyu bir kere de bizimle kutlam olursun. Mezelerden de
al.
Bunca yorgunluktan, souktan sonra votkann grn, bayltc kokusu Nikita'nn
ban dndrmeye yetti. Nikita, kutsal kede durdu, odada bulunanlara aldrmadan
kez istavroz kard, tasvirlerin nnde saygyla eildi; ev sahibi yal adamdan
balamak zere masada oturan erkeklere, ocan yannda dikilen kadnlara "yortunuz
kutlu olsun" dedi, yiyeceklere bir kez bile bakmadan, srtndaki eski pskleri
karmaya koyuldu.
Byk oul, Nikita'nn kardan aarm yzne, kirpiklerine, sakalna bakarak;
- Souktan buz tutmusun, amca, dedi.
Nikita paltosunu kardktan sonra stndeki karlar bir daha silkti, ocaa yakn bir
yere ast, masaya yaklat. Ona da bir bardak votka verdiler. Bu ho kokulu svy bir
yudumda imekle imemek arasnda azap veren bir duraksama geirdi. Ama gzleri bir
an Vasili Andreyi'e kaynca ettii tvbe, iki yznden satt izmesi, karsnn fc
dostu, bahara bir at almak iin sz verdii olu geldi aklna. Derin derin iini ekti,
kalarn att.
- miyorum, teekkr ederim, dedi.
kinci pencerenin nndeki iskemleye oturdu. Evin ikinci olu merakla sordu:
- Niin imiyorsun, amca?
Nikita ellerini salkm salkm buz tutmu seyrek sakalndan, byklarndan ayramyordu.
- miyorum ite, dedi sklgan bir sesle.
Bir bardak votkay bir dikite yuvarlayan Vasili Andreyi tabaktan bir rek alarak
konumaya katld:
- Ona yaramaz, imesin daha iyi.
Bunun zerine nine sze kart:
- yleyse ay veririz. ok da me benziyor. E, gelinler, semaver hazr deil mi
daha?
Gelinlerin en genci, st bezle rtl semaveri iki eliyle tutup kaldrd. Glkle
tayarak masann ortasna koydu.
O srada Vasili Andreyi yolu yitirilerini, yanllkla iki kez onlarn kyne gelilerini,
yolda sarholarla karlamalarn, krlarda yol aramalarn anlatyordu. Ev sahipleri de
ona yoldan ayrlmalarnn nedenini, saa sola sapmadan gitmek iin neler yapmalar
gerektiini akladlar. Yolda rasladklar kylleri de tanyorlard.
Ev sahiplerinin komusu:
- Buradan Molanovka kyne bir ocuk bile gidebilir, dedi. Yalnz, ana yola nereden
dneceini bilsin yeter. Anlalan siz alla varmadan dnmsnz.
Nine bir yandan:
- Bu geceyi burada geirin de yle yola kn. Gelinler size birer yatak seriverirler,
diyordu.
Yal adam da karsn destekliyordu:
- yle ya. Sabahleyin kalknca gndz gzyle daha rahat giderdiniz.
Vasili Andreyi raz olur mu?
- Olmaz. nsan bazen bir saat ge kalmakla kardn, bir ylda kazanamaz.
Bunlar sylerken kentli tccarlarn elinden kapacaklarna inand orman dnyordu.
- E, Nikita, yolcu yolunda gerek, deil mi? dedi uana.
Nikita, sakalndaki, byndaki buzlarn zlmesi iine fazlaca dalm gibi ardan ald.
Sonra zgn bir sesle:
- Gene yolumuzu armaktan korkuyorum, diye mrldand.
zgn olmasnn nedeni iki imek iin hl byk bir istek duymasyd. Bu istei
bastracak tek ey ayd. Ama onu da vermemilerdi henz.
Vasili Andreyi niyetinden vazgeecek gibi deildi:
- u dnemece bir varsak, ondan tesi kolay. Yolumuz hep orman.
Nikita'ya sonunda bir bardak ay verdiler.
- Siz bilirsiniz, Vasili Andreyi, gidelim derseniz gideriz.
- aymz ielim de kalkalm hemen.
Nikita bir ey sylemeden ban sallad. Bardandaki scak ay tabana dkt. (*)
Elinin almaktan ien parmaklarn ayn buharna tuttu. Sonra kesme ekerden bir
para srd, ev sahiplerine bayla selam verdi:
- Salnza, diyerek scack svy itahla iti.
- Birisi bizi dnemece dein geirse bari, dedi tccar.
Byk olan onun bu isteini sevinle karlad:
- Ne olacak, geiririz. Petruka imdi kza koar, sizi gtrr oraya dek.
- Hadi ko kza, iki gzm. kramlarnz iin ok teekkr ederim, dedi tccar.
Nine, tatl bir sesle konuunu yantlad:
- A, teekkr edecek ne yaptk ki? Evimize uradnz iin asl biz teekkr etmeliyiz.
Dedesi Petruka'ya:
5
Vasili Andreyi yaklat, karanlkta evresini doru drst seemeden yerine oturdu,
dizginleri ekti.
- ne d, delikanl, diye bard Petruka'ya.
Kzanda dizleri zerinde bekleyen Petruka, ksra srd. Ne zamandr kineyip
duran, tccarn doru tay nnde ksrak kokusu alnca ileri frlad, bir anda avludan
sokaa ktlar.
Kyn ortasndan geiyorlard imdi. Donmu amarlarn asl olduu evin nne
vardlar, amarlarn tekini bile gremediler. Hepsi yere dmt, anlalan. Tepeden
trnaa beyazlara gml, stnde kar bulutlar uuan ot ynnn nnden getiler.
Sonra ac ac iniltiler kararak dallar saa soa savrulan st aalarna vardlar. En
sonunda, alttan stten karlarn kaynat, azgn bir denizin ortasnda buldular
kendilerini. Frtna o denli iddetliydi ki, kzaa yandan arpt zaman hem at, hem de
iindekiler devirecekmi gibi sarsyordu.
Petruka geni admlarla trsa kalkan yiit atn durmadan haylyordu. Doru tay
ksran birka adm arkasndayd.
Bylece on dakika kadar gittiler. Sonra Petruka ban geriye evirdi, bir eyler
haykrd. Ne Vasili Andreyi, ne de Nikita, onun sylediinden bir ey anlamadlarsa da
dnemece geldiklerini tahmin ettiler. Gerekten Petruka kzayla saa dnd, yandan
vuran rzgr kardan esmeye balad. Bu srada kar rtsnn ilerisinde bir koyuluk
belirdi. Dnemeteki allkt bu.
- Hadi, hoa kaln.
- Teekkrler, Petruka.
Petruka, son kez;
- "Koyu bir sis kaplad gkyzn" diye bararak gzden silindi.
- u delikanl iire amma da merakl!
Vasili Andreyi dizginleri sarst.
- Evet, yiit olan, tam ky delikanls!
Nikita iyice bzlp boynunu iine ektii iin kk sakal gsne yapmt. Scak
odada kald srece snan bedeninin scakln yitirmek korkusuyla sesini bile
karmyordu. imdi nnde btn grd; gide gele inenmi bir yol gibi duran
oklar, doru tayn inip inip kalkan sars, frtnadan savrularak hep yana yatan topuzlu
kuyruu, biraz ilerde yksek boyunduruunun altnda sallanan ba ve boynunun bir
yanna yapm yelesiydi. Arada bir gzne arpan iaret direklerinden tr doru
yolda gittiklerini dnyor, yerinde tasasz oturuyordu.
Dizginleri elinde tutan Vasili Andreyi yolu bulma iini ata brakmt. Ama kyde
dinlendii halde pek gnll yrmyordu doru tay. Birka kez geriye dner gibi
yapnca tccar dizginleri ekti.
Tccar, direkler getike iinden sayyordu: "te birinci direk, ite ikincisi, ite
ncs... Eh, ormana geldik artk." Onun orman sand karalt aslnda bir al
ynndan bakas deildi. Karalty geip elli metre kadar gittikleri halde ne drdnc
direi grebildi, ne de orman. "Orman buralarda bir yerde olmal" dedi kendi kendine.
Votkann, ayn verdii yreklilikle dizginleri ekti, kza hzlandrd. Sz dinleyen
yiit at bazan ekinle, bazan hafif trsla nereye evirirlerse oraya gidiyordu. Oysa
doru yne srlmediinin ok iyi farkndayd. On dakika daha gittiler; gene ne orman
vard, ne bir ey...
Vasili Andreyi at durdurdu.
- Gene yolu ardk.
Nikita tek sz sylemeden kzaktan indi. Tipide bazan bedenine smsk yapan, bazan
de uup gidecekmi gibi omuzlarndan syrlan paltosunun iinde bir o yana, bir bu yana
koarak yolu aramaya koyuldu. Birka kez gzde silindii de oldu. Sonunda kzaa
dnd, dizginleri Vasili Andreyi'in elinden ald.
Kararl, sert bir sesle;
- Saa gitmeniz gerekiyor, dedi.
Atn ban o yne evirdi. Dizginleri uana brakan tccar yen ellerini yenlerinin
iine soktu.
- yi, saa gitmek gerekiyorsa yol senin.
Nikita sesini karmad. Ama az sonra ata bard:
- Hadi, koum, kmldan biraz!
Dizginleri ekilen doru tay hi istifini bozmad; ar admlarla yrmesini srdrd.
Kar kimi yerlerde diz boyu derinlikteydi, at boyundurua asldka kzak yerinde
yalpalyordu.
Nikita, kamy soktuu yerden kard, ata birka kez yaptrd. Krbalanmaya hi
alk olmayan hayvan hemen trsa kalktysa da az sonra gene ekine, ondan da dz
yrye geti. Be dakika kadar byle gittiler. Aadan, yukardan yle zorlu bir kar
bastrm, hava ylesine kararmt ki, bazan atn boyunduruu bile gzkmyordu.
Kzak duruyormu, savrularak yaan karlar geriye gidiyormu gibi geliyordu insana.
Derken, at anszn duruverdi. nnde bir tehlike sezmi olmalyd. Dizginleri brakan
Nikita yavaa aaya atlad, atn neden durduunu grmek iin ileri doru yrd.
Ama atn nne doru admn atar atmaz ayaklar birden kayd, paldr kldr aa
yuvarland.
Sanki at durdurmak istiyormu gibi;
- Dbrr! Dbrr! diye baryordu bir yandan da.
Adamcaz kaymamak iin ok urat, ama ayaklar derin ukurun dibinde birikmi
sert kar ynna saplannca durabildi ancak.
Yarn kysna ylm kar krt Nikita'n sarsntsyla gt ve zavall uak tepeden
trnaa beyaza buland. Bu arada souk kar ensesinden ieri grimiti.
Nikita boynundaki karlar temizlerken kar ynna sitem edercesine;
- Bu da yaplr m? diye syleniyordu.
Vasili Andreyi korkuyla;
- Nikita! Nikita! diye seslendi.
Nikita karlk vermedi. nk o srada yaplacak pek ok ii vard. stn ban
gzelce silkeledikten sonra kayarken drd kamsn arayp buldu. Sra imdi
trmanarak yukar kmaya gelmiti. Ama kolay m? Kayd yerden bir iki kez
trmanmaya altysa da kendini hep aada buldu. Bunu zerine, baka bir k yolu
bulmak iin yar boyunca ilerlemeye balad. Ancak yuvarland yerden be alt metre
ilerde bir k yolu buldu, emekleyerek yukar trmandktan sonra atn bulunduu yere
doru yrd. Fakat grnrlerde ne at vard, ne de kzak. Frtna ona doru
estiinden, nnde hibir ey gzkmyordu, ama onu aran Vasili Andreyi'in ve
kineyen doru tayn seslerini iitebildi.
- Geliyorum, geliyorum. Ne baryorsun?
Kzaa iyice yaklanca atla Vasili Andreyi'i seebildi. Beyazlarn iinde dev gibi duran
tccar, uana ok kzgnd:
- Deminden beri ne cehennemdesin! Gidince gelmek bilmiyorsun! Grikino'ya geri
dnelim, abuk!
- Ben dnmek istemez miyim, Vasili Andreyi? Dnelim ama nasl? nmzde kocaman
bir yar var. Kurtuluncaya kadar canm kt.
- E, burada ne dikilip duruyoruz yleyse? Uzaklaalm u cenabet yardan bir an nce.
Nikita bir ey sylemedi. Srt rzgra dnk, kzaa oturdu, izmelerini kararak
iindeki kar temizledi, sol izmesindeki delii bir tutam samanla gzelce tkad.
Her eyi Nikita'ya brakan Vasili Andreyi sesini karmadan bekliyordu. izmelerini
yeniden giyen Nikita kzaktaki yerine oturdu, elliklerini takp dizginleri kavrayarak
kza yar boyunca srd. Yz adm bile gitmemilerdi ki, at olduu yerde akld. Gene
uurumun kysna gelmilerdi.
Nikita bir daha kzaktan indi, kar ynlarnn arasnda yol aramak iin gitti, ama uzun
sre dnmedi bu sefer. Sonunda gittii yere tam ters ynden kt geldi.
- Vasili Andreyi, neredesin?
- Buradaym. Ne oldu?
- Hi, ne olacak! Karanlkta bir ey grnmyor. Sada solda hep yar var. Rzgra
kar m gitsek, ne yapsak?
At srdler, az sonra Nikita gene kefe kt. Sonra gene kzaa bindi, gene karlara
bata ka yrd. Soluk solua kzan yanna dndnde Vasili Andreyi;
- Bir ey buldun mu? diye sordu.
- Hayr, stelik iyice yoruldum. At da bitti zaten. Sen dur burada.
Bir iki dakika yrdkten sonra geri dnd. Atn bana geerek;
- Ben sizi gtrrm, dedi.
Vasili Andreyi uana emir vermek yle dursun, onun sylediklerini sesini
karmadan uyguluyordu.
Nikita birden saa sapt, dizginlerinden tuttuu doru tay da ekerek, kar ynndan
aa doru yrd.
Ama daha admn atar atmaz kara saplanan hayvan, yndan kurtulmak iin yle bir
yekindiyse de gc yetmedi, karn iine kerek boynuna kadar gmld. Vasili
Andreyi hl kzakta kurulmu oturuyordu. Nikita ona;
- n aa! diye bard.
Kza bir okundan tuttu, ata doru itmeye balad. Bir yandan da doru tay;
- Hadi, koum! in ok zor ama baka are yok. Davran! diye haylyordu.
Hayvan birka kez daha yekindi, kza kurtaramayacan akl kesmi olacak ki, yerine
rahata kt. Nikita onu rahat brakr m?
- Yo, aslanm, yle ey olmaz! Hadi, durma, davran!
Okun birinden Nikita, tekinden efendisi tuttu, kza ekmeye baladlar. Doru tay
bir iki kez ban oynatt ve birden ileri doru yekindi.
- Hadi, hadi, koum! Bak, ite kurtuldun!
Atn st ste hamleleri sonunda kzak sapland yerden kt. Hayvancaz soluk solua
kalmt. Nikita o hzla biraz daha ilerlemek istediyse de kaln gocuu ve krk iinde
tkanan Vasili Andreyi koca gvdesiyle kzaa yuvarlanverdi. Kyde boynuna dolad
atksn zmeye alyordu.
- Of, dur, soluk alaym biraz!
- Sen rahatna bak. Ben gtrrm.
Bylece tccar iinde olmak zere kza yama aa on adm kadar ekti, br
yamaca varnca durdu.
Nikita'nn durduu yer bir dere gibiydi. Yarn kenarlarndan ylesine ok kar
savruluyordu ki, aa inen yolcular ksa zamanda rtebilirdi. Gelgelelim frtnann
fazla hissedilmedii kuytu bir yerdi buras.
Frtna bazen azalyor, bazen de bunun acsn karmak istercesine, var gcyle
ullanyordu. Vasili Andreyi bir sre dinlendikten sonra kzaktan inip konumak iin
Nikita'nn yanna yaklat zaman da byle bir rzgr dalgasyla karlatlar. Uakla
6
Gocuuyla krknn iinde yor saylmazd Vasili Andreyi. Hele kza kurtarmaya
alrlarken hayli terlemiti. Ama gerekten geceyi orada geireceklerini anlaynca
tyleri diken diken oldu. Biraz akln bana toplamak iin kzaa oturdu, cebinden
sigarasn, kibritini kard.
Nikita bu arada at koumdan kurtaryordu. Hayvann kolann, kuskununu gevetti,
hamut kaylarn zp boyunduruu ald, koum takmn toplad. Bir yandan da
yreklendirmek iin hayvanla konuuyordu.
- Hadi, k oradan, koum.
At oklarn arasndan ekti.
- imdi seni uraya baladk m, tamam. Gemini karr, nne samann koyarz.
Dediklerini yapyordu bu arada.
- Yemini yiyince oh, gel keyfim gel!
Bu srada aklna ayn dokuzunda kasaptan alaca para geldi. Satt ieklerin
parasyd bu. Adam paray vermek iin evine urayacan sylemiti. "imdi beni
bulamaynca kar ondan paray alabilir mi? Sanmam... ok beceriksiz kadn bizimkisi;
bilgi, grg, nanay..." Bir gn nce zabta amiri bayramlarn kutlamaya eve
geldiinde, karsnn onu doru drst arlayamadn anmsad. "Kadn milleti ite...
Babasnn evinde ne grm ki!" "Kendi babann zamannda siz neydiniz?" diyeceksin.
Topu topu bir hanla ufak bir korusu olan zengince bir kyl parasyd benim babam.
Ama ben on be ylda ok i yapp para kazandm. Dkknm, iki meyhanem,
deirmenim, buday depom, yarcya verdiim iki tarlam, dam sac kapl bir evle bir
ambarm var. Brehunov ad evrede n sald. Ama nasl kazandm bunlar, sen onu bana
sor! imin peini hi brakmadm. Ne bakalar gibi yan gelip yattm, ne de vr zvr
ilerle uratm... "Yamur, amur" demedim; gecemi gndzme katp altm. Para
denen ey aslann aznda. Bak, ite, gece yars benim buralarda iim ne? Ne diye
kafamda binbir dnceyle dnp duruyorum? Bir de insann ans eseri zengin olduunu
sylerler. Milyonlar iinde yzen Mironovlar nasl kazandlar bu serveti? Sen de al,
sen de kazan. Zenginliin yolu herkese ak, yeter ki Tanr salk versin..."
Sfrdan balayp milyoner olan Mironov gibi kendisinin de bu servete eriecei
dncesi Vasili Andreyi'i yle coturdu ki, biriyle konumak iin byk bir istek
duydu. Ama evresinde konuacak kimse yoktu... u Garyokino'ya varabilse, toprak
aasyla doya doya konuur, sonunda herife klahn ters giydirirdi.
Kzan n tarafn aralksz dven karn hrtsna, frtnann uultusuna kulak
kabartarak; "Vay canna, amma da esiyor! Byle giderse sabaha dein kara
gmleceiz" diye dnd. Yerinden dorularak saa sola baknd. evresindeki beyaz
karanlkta doru tayn bandan, srtnda dalgalanp duran rtden, topuzlu kuyruundan
baka bir ey grnmyordu. Bazan aaran, bazan da koyulaan titrek karanlk sarmt
drt bir yan. "Ne diye Nikita'nn szne kandm, bilmem ki! Gide gide bir yere varrdk
nasl olsa. Grikino'ya bari dnsek, geceyi Taras'n evinde geirirdik. Uan szn
dinledin de eline ne geti sanki? Neyse, Tanr zahmetinin karln verir elbet.
Tembeller, uyuuklar, iini bilmezler baaracak deil ya; sen baaracaksn. Hele bir
sigara ielim."
Oturdu, tabakasn kard, iinden bir sigara ald, yz koyun yatp krknn yakasn
siper ederek sigarasn yakmaya alt. Ama rzgr bir yerlerden giriyor, akt
kibritleri sndryordu... Derken, en sonunda sigarasn yakabildi. Bu da ok sevindirdi
onu. Sigarann dumann ondan ok rzgr ekmekle birlikte, birka nefesten sonra
gene neesi yerine geldi. Bunun zerine yeniden kzan nne uzand, iyice rtnd,
ayn tatl dncelere, hayallere dald. Hayaller arasnda birden kendinden geti,
uyumaya balad...
Birisinin drtmesiyle at gzlerini. Doru tay saman alrken mi itmiti onu, yoksa iten
gelen bir irkilme miydi bu, bilmiyordu. Yalnzca uyandnda yrei kt kt atyordu.
Birisi kza sarsmt sanki. Gzlerini anca ilk ii evresine bakmak oldu. Deien bir
ey yoktu. Ortalk biraz aydnlanmt hepsi o kadar. "Tan atyor, ok gemez sabah
olur" diye geirdi iinden. Ama ayn anda ay kt iin havann aardn anmsad.
Doruldu, ata bakt. Doru tay kn rzgra dnm, soukta tir tir titriyordu.
Hayvann kolan gevemi, kardan bembeyaz rts yana kaymt. Frtnadan savrulan
yelesiyle, peremiyle, karla rtl boynuyla imdi daha belirgin grlyordu.
Vasili Andreyi eildi, kzan arkasna bakt. Nikita yat biimini hi deitirmemiti.
stne ektii keeyle ayaklar kaln bir kar rts altndayd. "Zavall kyl donmasa
bari, giyecekleri de yle ypranm ki. Onun aklszl yznden bam derde girecek.
Cahillik zor ey" dedi.
Kalkp atn srtndaki yaygy uann srtna rtmek istedi. Ama o soukta
kprdanmay, yerinden kalkmay gz yemedi. Hem atn rtsz kalnca ayazda
donmasndan korkuyordu. "Ne diye yanma aldm u adam? Ah, bizim aptal kar yok mu
hep onun yznden!" Karsn nefretle anmsad, sonra gene eski yerine uzand. "Dedem
de bir keresinde btn gece tipide kalm, bir ey olmam. Ama srcs Sevastyan'n
lsn karn altndan karmlar. Donmu, kaskat kesilmi gvdesi. Geceyi
Grikino'da geirsem bama bunlar gelmezdi..."
Vasili Andreyi bu dncelerle krkne smsk sarnd. imdi ne boynundan, ne
dizlerinden, ne ayaklarndan; hibir yerden souk girmiyordu. Souktan korunduu
gvencesiyle gzlerini yumdu, uyumaya alt. Ama nerde? Uykusu kamt bir kere.
Gzne uyku girmeyince o da yeni batan kazanlarn, alacaklarn hesap etmeye,
parlak durumundan dolay kendi kendisiyle vnmeye, iinmeye balad. Ama gizli bir
korku, Grikino'da kalp geceyi orada geirmeye raz olmad iin duyduu pimanlk
tatl hayallerini bozuyordu. "Seninki de i mi yani? Scack evde yatmak batt sana..."
Yatt yerin rahatsz oluundan dolay bir o yana, bir bu yana dnd, krkne yeni
batan sarnd, dorularak ayaklarn rtt, hatta kalkp yerini deitirdi. Gzlerini
kapayp kprdamadan durdu. Ama hepsi bo. Ya sert kee izmelerin iinde kvrk
duran ayaklar szlyor ya da bir yerlerden souk giriyordu. Grikino'da scack odada
rahat uykuyu teptii iin kendine kzarak gene saa sola dnd, kalkt krkn
dzeltti, sonra yeniden yatt.
Bir ara uzaktan bir horoz t iitir gibi oldu. Sevinle krknn yakasn kaldrd,
dikkatle dinlemeye balad. Ama ne horoz tyordu, ne bir ey... Tipinin oklarda slk
almasndan, atksnn baland yerde habire rpnmasndan, kzan n tahtasn
dven karn hrtsndan baka bir ses iitilmiyordu.
Nikita akamki oturuunu hi bozmamt, hatta kendisine bir iki kez seslenen
efendisine karlk bile vermiyordu. Vasili Andreyi ban uzatt, kara gml
Nikita'nn srtna bakt; "Adamn derdi yok, ml ml uyuyor" diye dnd can
skkn.
Kalkp kalkp yatmas belki de yirmiyi bulmutu. Sanki gece bitmeyecekmi gibi
geliyordu. Yerinden bir daha dorulup evresine baknarak; "Eh, artk sabah
yaklamtr. Saate bir bakaym. Soukta almak iyi deil ama sabaha az kaldn
grnce neem gelir. At hemen koarz kzaa..." diye geirdi aklndan. Oysa sabaha
daha bir sr vakit olduunu biliyordu, yle bir his vard iinde. Ama benliini saran
kenarna dikkatle bastktan sonra hayvann srtna karn st yatt. Bir sre byle
yatp kendini ileri doru vererek bir bacan br tarafa ard, ayaklarn yan
kaylara bast dorulup oturdu. Kzan sallanmasndan Nikita uyanm, ban
dorultmutu. Vasili Andreyi'e, ua bir eyler sylyormu gibi geldi.
- Artk senin gibi salaklarn szne kanmam. Ben hayatm plkte bulmadm! diye
bard.
Krknn rzgrda savrulan eteklerini toplayp dizginlerin altna soktu, atnn ban
evirdi, hzla srd. Ormann beki kulbesinin ne yanda olduunu aa yukar
biliyordu.
7
Keeye sarndktan sonra kzan arkasna yarm yatan Nikita bir kez olsun istifini
bozmamt. Doada yaadklar iin zorluklar bilen btn insanlar gibi saatlerce,
gnlerce szlanmadan durabilirdi oturduu yerde. stelik bundan ne bir rahatszlk
duyuyordu, ne de en ufak can sknts.
Efendisi kendisine seslendiinde karlk vermemiti ona, nk yerinden kprdamak
hi iine gelmezdi. tii aylardan, yamaca trmanmaktan dolay bedeninde toplanan
scakln fazla srmeyeceini biliyordu. O da at gibi yorgundu. Sahibi yeniden
yemledikten sonra, krbalad halde kendinde kmldanacak gc bulamayan doru tay
gibi bitkin... yleyse ne diye istifini bozacakt? Hareket ederek snacak gc
kalmadktan sonra...
Nikita, delik izmenin iindeki ayann dn, ba parmannsa oktan uyutuunu
biliyordu. Bu yetmiyormu gibi souk btn bedenine yaylmaya balamt. O gece
orada leceini, hem de yzde yz leceini dnd halde bundan fazlaca
zlmyor, irkilmiyordu. Neden zlsn ki, yaam onun iin zaten dn bayram deildi.
Durup dinlenmeden almaktan, yorgunluktan baka ne grmt u dnyada? Sonra
neden irkilsindi? Vasili Andreyi gibi hizmetlerinde bulunduu efendilerinden ayr bir
efendisi; onu bu dnyaya gnderen, onu yneten, lrken onu btnyle hkm altna
alacak, onu hor grmeyecek bir Byk Efendisi vard. "Allan, sevilen eyleri brakp
gitmek kolay deil. Ama ne yapalm, yeni eylere de alrsn."
"Ya gnahlarm?" Nikita birdenbire sarholuklarn, ikiye yatrd izmesini, karsn
kk drd zamanlar, kfrlerini, kiliseye gitmeyiini, oru tutmamasn, gnah
karrken papazn verdii tleri anmsad. "Evet, ok gnahm var. Ama isteyerek
ilemedim ki ben! Demek, Tanr yle yaratm bu yoksul kulunu. E, gnahsa, gnah! Ne
yapsam kurtulamayacam onlardan..."
O gece bana gelecekleri bir kerecik dnd, ondan sonra bir daha dnmedi bu
konuya; baka dlere dald gitti. Karsnn gelin gelii, tccarn evindeki teki
uaklarn ayyal, kendisinin ikiyi brakmas, ktklar bu yolculuk, Grikino kynden
Taras'n evi, ihtiyarn oullarnn ayrlmasyla ilgili konumalar, kendi olu, rtnn
altnda snmaya alan doru tay, kzan iinde saa sola dndke gcr gcr sesler
karan efendisi, srasyla gelip getiler zihninden. Efendisini dnrken iinden;
"Yola ktna bin pimandr imdi. Byle bir yaam dururken lmek ister mi? Ben
baka, o baka" dedi. Sonra anlar kafasnda birbirine karrken uykuya dald.
Vasili Andreyi ata binince kzak sarslarak yerinden oynam; kzan kirii, arkaya
yaslanarak uyuyan Nikita'nn beline vurmutu. ster istemez uyand Nikita. Oturuunu
deitirmekten baka are kalmyordu. stnden bandan karlar saarak dizlerini
glkle dorulttu, kalkt. Ve kalkar kalkmaz da buz gibi bir souk iledi iliklerine.
Nikita durumun kmazln anlyordu. Efendisi ata binmi giderken, hayvann
srtndaki rty vermesi iin seslendi. Ama tccar tnmad bile, az sonra da kar
bulutlar arasnda gzden silindi.
Yalnz kalnca ne yapacan yle bir dnd Nikita. imdi kalkp snacak bir ev
arayamazd, gc yoktu buna. Eski yerine de yatamazd, nk karlar dolmutu. Kzaa
yatsa rtsz snamayacakt. Gocuuyla ince paltosunun iinde, sanki srtnda yalnzca
gmlei varm gibi yordu.
Byk bir korkuya kapld.
- Ey Tanrm, ulu Tanrm! diye haykrd.
Orada yalnz bana olmad, haykrn iiten birinin onu yzst brakmayaca
dncesi onu biraz olsun yattrd.
Derin derin iini ekti, kzak keesini srtna alarak efendisinin eski yerine uzand.
Orada snmas ne mmkn! nce gvdesi zangr zangr titredi, sonra titreme geti,
Nikita uyumaya balad. lyor muydu, yoksa uykuya m varyordu, farknda deildi.
Yalnzca uyumaya da, lmeye de hazr olduunu hissediyordu.
8
Bu arada Vasili Andreyi at tokuplayp dizginlerin ucuyla vurarak ileri srd. Ayn
ynde giderse ormana, sonra da beki kulbesine ulaaca inanc vard iinde.
lerlemeye altka karlar gzlerine yapyor, frtna onu durdurmak istercesine
gsnden iterek kar koyuyordu. Ama o hi durmadan ne doru eilip, ikide birde
alan krknn eteklerini, zerine oturulmayacak kadar souk eyer ile bacaklar
arasna sokarak hayvan habire srd. At ne yapsn; binicisinin onu evirdii yne doru
glkle ama duraklamadan yryordu.
Be dakika kadar sanki hep ayn dorultuda yrdler. Tccar atn bandan,
evresindeki beyaz dzlkten baka bir ey grmyor; atn kulaklarnda, krknn
attktan sonra tkand kald. inden bir ses; "Meyhaneler, deirmen, orman, tarla,
dkkn, sac daml ev, ambar, biricik olun nasl sipsivri kalr ortada? Bu ne biim
itir?" diyordu. ki kere nnden getii kara al geldi aklna anszn, korkudan
rperdi, iine dt durumun gerekliine inanmak istemedi. "Yoksa d m
gryorum?" dedi. Dten uyanmaya alt ama yle bir ey yoktu ki! Yzn
kamlayan, omuzlarna durmadan yaan, eldivensiz kald iin sa elini dolduran kar
gerek kar; iki tarla arasnda grd kara al gibi, anlamsz, kanlmaz bir lmle
onu kar karya brakan l gerek bir ld.
"Ey gklerin , byk kurtarc Nikolay!" diye mrldanmaya balad. Kilisede bir gn
nce okunan dualar, altn ereve iindeki yaz yzl (*) aziz tasvirini, bu tasvirin
nne dikmeleri iin dkknnda satt mumlar anmsad. Kendisine hemen geriye
getirdiklerinde ular biraz yanm mumlar satn alp sanda kilitlemiti. te ayn
Aziz Nikolay'a yalvaryordu imdi; onu bu g durumdan kurtarrsa dua okutacana,
mum dikeceine sz veriyordu. te yandan ne azizin yznn, ne erevesinin, ne
mumlarn, ne papazn, ne de dualarn o anda kendisine bir yardm dokunmayacan;
bunlarn ancak kilisede gerekli ve nemli olabileceklerini; mumlar ve dualarla kendi
korkun durumu arasnda bir balantnn bulunamayacan ad gibi biliyordu. "Brak
imdi karamsarla kaplmay! Karlar izini rtmeden atn peinden gitmeliyim. Bylece
yolu bulabilirim, belki yakalarm hayvan. Ama elin ayan birbirine dolamasn sakn,
kzp heyecanlanma. Yoksa ap gibi yanarsn!.." diye yreklendirdi kendini.
Heyecanlanmadan yrmeye niyet ettii halde gene de hzla ileri atld, de kalka
komaya balad. Karn fazla derin olmad yerlerde at izleri ancak glkle
seilebiliyordu. "Yandm anam; ne izlerini bulabileceim, ne at!" diye dnd. Ayn
anda da nnde bir karalt grd. Bu, doru tayn ta kendisiydi. stelik yalnzca doru
tay deil, oklarnn ucuna atksn balad kzak da oradayd. rts, eyeri, kaylar
iyice yana kayan at kzan arkasndaki eski yerine gememi; gelip oklarn yannda
durmutu. Ayaklaryla dizginlerinin stne bast iin ban kaldrp kaldrp
indiriyordu.
Durum uydu: Vasili Andreyi daha nce Nikita ile birlikte dtkleri ayn derin yara
dmt. Kzak topu topu elli adm tede bulunuyordu. O nedenle attan indikten sonra
izleri sre sre kzan yanna varmas zor olmamt.
9
Kzaa ular ulamaz kenarna tutundu, bir sre kmldamadan durarak soluunun
almasn bekledi. Eski yerinden kalkmt Nikita, kzan iinde karla rtl bir
kabarklk ykseldiine gre uak orada olmalyd. Vasili Andreyi'in btn korkusu
gemiti; imdi korktuu tek ey, atla giderken, en ok da kara sapladklar zaman
krknn yakasna siliyor, rzgr sa eteini atka yeniden yakalayp dizinin altna
sokuyordu.
inde biriken sevinci birilerine sylemeden duramayacakt Vasili Andreyi.
- Nikita, diye seslendi.
- yice sndm, dedi alttaki ses.
- Isn, sn, ben de az kalsn yolumu yitiriyordum. Sen donacaktn, ben de...
enesi yine titremeye balad, gzlerine yalar doldu, bir yumru gelip boaznda
dmlendi. Konuamyordu...
"Olsun" dedi iinden. "Ne diyeceimi biliyorum ya." Bylece, sesini karmadan epeyce
yatt.
Altta Nikita, stte krk onu scak tutuyordu; gelgelelim elleri krknn eteklerini
Nikita'nn altna sokmaktan, bacaklarysa rzgrn ikide birde krkn syrmasndan
dolay meye balamt. Hele eldivensiz sa eli neredeyse donacak gibiydi. Ama onun
o andaki tek dncesi ne elleri, ne bacaklaryd; altnda stmaya alt uayd
yalnzca.
Birka kez dnp ata bakt. Doru tayn srt alm; stndeki rt, eyer, kaylar yere
dmt. Kalkp hayvann stn yeniden rtmeyi dndyse de, Nikita'y o durumda
brakmak istemediinden, bir de iindeki mutluluk duygusunu yitirmekten korktuu iin
vazgeti bundan. Artk lm korkusundan eser kalmamt. Alveri ilerinde olduu
gibi, kendine kar duyduu gvenle; "Elimden kurtulmaz, smscak strm ben seni,"
dedi.
Vasili Andreyi byle bir saat, iki saat, saat yatt; vaktin nasl getiinin farknda
bile deildi... nceleri zihnindeki frtnann savurduu karlar, kzak, oklar, boyunduruk
altndaki doru tay ve ua canlanrken; sonra gndz kutladklar yortu, kars, zabta
amiri, mum sandyla ilgili anlar dirilmeye balad. Derken, altnda yatan uan
dnd yeniden. Bunun ardndan, onunla her zaman alveri yapan kyller, Nikita'nn
yaad, dam sapla rtl, kk kulbe geldi gzlerinin nne. Sonunda hepsi
birbirine kart, i ie girdi. Karnca beyaz bir a dnen gkkua renkleri gibi,
btn anlar da bir hie dnt. Vasili Andreyi derin bir uykuya dalmt. Dsz,
uzun bir uykuydu bu; afak skerken yeniden canland.
Kendini imdi kilisedeki mum sandnn banda gryor. Tihonov'un kars ondan yortu
iin be kapiklik bir mum istiyor, o da mumu kadna vermek niyetiyle kolunu uzatmaya
alyor. Ama kalkmyor kolu, cebinin iinde skp kalm. Sandn br yanna
dolanmak istiyor, bu sefer de ayaklarn kaldramyor yerden. Ayaklarndaki yeni
boyanm, gcr gcr lastik izmeler odann ta demesine yapm, kalkmak bilmiyor.
Ayaklar da izmenin iinden kmyor. Derken, mum sand yatak oluveriyor birden.
Vasili Andreyi kendini mum sandnn, yani evindeki yatan stnde yzkoyun yatar
gryor. ok istedii halde kalkamyor yataktan. Oysa az sonra zabta amiri van
Metyevi'in geleceini biliyor. Onunla birlikte koruyu satn almaya m gideceklerdi,
doru tayn kaylarn dzeltmeye mi, orasn bilmiyordu. Karsna, "Milalovna, zabta
amiri gelmedi mi daha?" diye soruyor. Kars, "Hayr gelmedi," diyor. Vasili Andreyi
kaplarnn nne bir arabann yanatn iitince, bekledii adamn geldiini dnyor.
Ama geip gidiyor araba. O zaman yeniden sesleniyor, "Mihalovna, Mihalovna! Daha
gelmedi mi?", "Yok, gelmedi". Yatanda yatyor, kalkmak istiyor, hep bekliyor. Hem
rktc, hem de sevin verici bir bekleyi bu. Derken, sevindirici sonu gerekleiyor
birden: Bekledii kii geliyor en sonunda. Ama gelen, zabta amiri van Metyevi deil;
onu aran, ona Nikita'nn stne yatmasn syleyen sesin sahibidir. Onun
gelmesinden dolay, byk kvan duyuyor. "Geliyorum!" diye baryor, bu barmasyla
birlikte uyanyor uykudan.
Uyanyor uyanmasna ama, bu, hi de her zaman uyand zamanki kendisi deildir.
Kalkmak istiyor, kalkamyor; ellerini kmldatmak istiyor, kmldatamyor. Bacan, onu
da kmldatamyor. Ban dndrmeye alyor, yapamyor. Bu ie ok at halde hi
zlmyor. lmekte olduunu biliyor ama acmyor ldne. Gene de Nikita'nn kendi
altnda yattn, snp sa kaldn anmsyor. Kendisinin Nikita, Nikita'nn da kendisi
olduu dncesi douyor zihninde. Can kendi gvdesinde deil, Nikita'dadr artk.
Dikkatle dinliyor; onun soluk allarn, hatta hafif horultusunu iitiyor. "Nikita sa,
yleyse ben de sam!" diyor cokuyla.
Derken, hatrna paracklar, dkkn, evi, alp satt mallar, Mironov'un milyonlar
geliyor. Vasili Andreyi Brehunov denen adamn mrn bu ilerle nasl tkettiine bir
trl akl erdiremiyor. Vasili Brehunov iin, "Ne yapsn, yaamn zn anlamam
adamcaz. Evet, zavall ben imdiki gibi anlamyordum o zaman. imdi eksiksiz
anlyorum," diye dnyor. Ona seslenenin arsn bir daha iitiyor. Btn benlii
sevinten, hazdan kvranarak; "Geliyorum, geliyorum!" diye karlk veriyor. Artk
serbest olduunu, onu kimsenin alkoymayacan anlyor.
Vasili Andreyi'in bu dnyada grecei, iitecei, duyaca hibir ey kalmamtr
artk...
Oysa, eskisi gibi gene tipi vard. Vasili Andreyi'in l gvdesini, ayazda zangr zangr
titreyen doru tay, karn iinde belli belirsiz grnen kza ve kzan iinde, altta,
efendisinin l gvdesiyle souktan korunan Nikita'y durmadan rten kar frtnas
btn hzyla esiyordu...
10
Sabaha doru gzlerini at Nikita. Omuz balarn szlatan souk uyandrmt onu.
Tam o srada d gryordu. Efendisinin ununu ykledii bir arabayla deirmenden
gelmektedir. Kprye varmadan araba birden ynn deitiriyor, hzlanarak derenin
duruma pek ard. Ama sonunda br dnyada deil de bu dnyada bulunduunu anlar
anlamaz iini sevinten ok bir znt kaplad. Hele ayak parmaklarnn donduunu
hissettiinde...
Nikita hastanede iki ay yatt. parman kestiler, kalanlar iyi oldu. Adamcazn
yirmi yl daha sapasalam yaayacak mr varm. Balangta zenginlerin yannda rgat
durdu, kocaynca bekilik yapt. Ancak u yaknlarda ld, lm de tam istedii gibi
oldu. Evinde, tasvirlerin altnda, yanan balmumlar tututurdular ellerine. lmeden
nce yal karsndan af diledi, fcyla dp kalkmasndan tr onu baladn
syledi. Oluyla, torunlaryla ayr ayr uurlat. Gelinini bele geinen birinin yknden
kurtaracana; bkknlk getirdii bu yaamdan baka bir yaama, her yl biraz daha
ekici ve anlaml gelen bir baka yaama geeceine sevine sevine ld... imdi
bulunduu yerin buradan daha iyi olup olmadn, gerek lmden sonra uyannca d
krklna urayp uramadn biz de oraya gidince greceiz. Kimbilir, Nikita belki
de umduunu bulmutur.
LM
1
Mevsimlerden gzd. Byk yolda iki araba trsla koturuyordu. ndeki posta
arabasnda iki kadn oturmaktayd: Biri zayf, solgun yzl bir hanmefendi; tekiyse
parlak krmz yanakl, grbz hizmetisi. Hizmetinin ksa kesilmi, kuru salar
soluklam apkasnn altndan ikide bir dar kayor; kzcaz delik eldivenli kzark
elleriyle rzgrda uuan salarn ikide bir dzeltiyordu. Havlu atksyla rtt iri
gsleri genliinin, salkl oluunun birer belirtisi gibiydi; canl kara gzleri kah
pencerenin tesinde hzla geen tarlalarda geziniyor, kah hanmna rkek rkek
bakyor, kah arabann kelerinde tasayla dolayordu. Hanmefendinin file iinde
arabann tavanna aslm apkas burnuna deecekmi gibi, bir ileri, bir geri gidip gidip
geliyordu. Kzn dizlerinin stnde bir kpek yavrusu vard. Ayaklarn demede duran
bir kutunun stne koymutu; araba sarsldka yaylarn kart gcrtyla camlarn
ngrtsna uygun olarak, zor iitilir bir sesle bu kutuyu tkrdatyordu.
Hanmefendi ellerini dizlerinin stnde kenetlemi, gzlerini yummutu. Srtna
yerletirilen yastklara yaslanm otururken usul usul sallanyor, yzn belli belirsiz
buruturarak derinden derine ksryordu. Gecelik beyaz bir barts; ince, sarms
boynuna balad mavi bir earb vard. Dzgn bir ara izgisi bartnn altna doru
dzgn pomatl sarn salarn ikiye ayryordu. Bu geni izginin beyazlnda lm
dndren souk bir hava vard. Prsk, biraz da sararm derisi yznn ince, biimli
girinti kntlarn gevek bir biimde saryor; yanaklarnda, elmack kemiklerinin
zerinde hafife kzaryordu. Dudaklar kuruydu, kpr kpr ediyordu durmadan.
Seyrek kirpikleri kvrlmakszn dik dik duruyordu. Mantosu, dk gsnde dz
izgiler yapmt. Gzlerinin kapal olmasna karn yz yorgunluk, sinirlilik, oktandr
ekmeye alt bir acy anlatyordu.
Dirseklerini iki yana dayayan uak, nde arabacnn yannda uyukluyordu. Posta
arabacs keyifli keyifli bararak, ter iinde kalm drtly (*) sryor, arasra
arkadaki kupa arabasnda barp duran br arabacya dnp bakyordu. nalarn
geni, kout izleri balkla kapl yolda dzgn iki izgi halinde hzla uzayp gidiyordu.
Gk, kl rengi ve souktu; tarlalara, yola rutubet kokan bir karanlk kmt.
Arabann ii boucu scakt, havasna kolonya ve toz kokusu sinmiti.
Hasta, ban geriye atp gzlerini yavaa at. ri gzleri l ld; ok gzel, koyu
bir rengi vard gzlerinin. Ayana hafife deen, hizmetinin mantosunun ucunu, gzel,
zayf eliyle sinirli sinirli iterek;
- f, gene uyandrdn beni! dedi.
Az tuhaf bir biimde arpld. Matriyoa iki eliyle birden mantosunun eteklerini
toplad, gl bacaklar stnde dorulup biraz geriye oturdu. Taze yz parltl bir
kzlla brnd. Hastann gzel koyu gzleri, hizmetinin hareketlerini kskanlkla
izliyordu. O da iki eliyle oturduu yere dayand, daha arkaya oturmak iin dorulmak
istedi, ama buna gc yetmedi. Az arpld; zavall bir insann ktcl, karanlk, alayc
anlatm yayld yzne.
- Biraz yardm edeyim demezsin, deil mi? diye sylendi. Ah, stemez istemez! Kendim
kalkarm; yalnz, arkama u uvallarn koyma ltfen!... Tamam, yeter, beceremiyorsan
brak daha iyi!
Gzlerini kapard, sonra yeniden aarak hizmetisine bakt. Matriyoa da ona bakarken
krmz, alt dudan sryordu. Hastann gsnden derin bir "Ah!" ykseldi, ama bu i
ekmesi daha sonra ermeden ksre dnt. Kadn yzn geriye evirdi,
buruturdu, iki eliyle gsn tuttu. ksr geince gzlerini yeniden yumdu,
kmldanmadan oturmasn srdrd. Matriyoa atksnn altndan tombul elini dar
kard, gsnde istavroz iareti yapt.
O srada hasta yle dnyordu: "Anlalan korkulacak biri olmuum. Hemen yola
kmalym. ok gemez, iyileirim."
Lokmasn ineye ineye posta arabasna yaklaan kocas;
- Ee, naslsn dostum? diye sordu bir daha.
Hasta kadn; "Hep ayn soru, durmadan da yer, ier" diye dnd. Dilerinin
arasndan;
- Eh, yle byle, diye mrldand.
- Biliyor musun, dostum. Korkarm, bu havada yollarda daha ktleeceksin. Edvard
vanovi de ayn kanda. stersen geriye, evimize dnelim.
Kadn fkeli fkeli susuyordu.
- Hava dzelir, yollar bataklk durumundan kurtulur, sen daha da iyileirsin. O zaman
hep birlikte gider, gzel bir tatil geiririz.
- Beni bala. Seni hi dinlemeseydim imdi oktan Berlin'deydim. stelik tmyle
iyilemitim.
- Ne yaparsn, meleim? Biliyorsun o zaman frsat bulamadk. Ama imdi bir ay daha
diini sksan iyice dzelirsin. Ben de ilerimi dzene koyduktan sonra ocuklar
yanmza alr...
- ocuklar turp gibi, bense deilim.
- Biraz anlayl ol, ekerim. Bu hava salna hi yaramaz, yolda iyice bozulabilir. Hi
olmazsa evde...
Hasta kadn, kocasnn szn yine serte kesti:
- Evde ne? "Evde lmek daha m kolay!" demek istiyorsun?
Ama "lmek" sz onu korkutmu olmal ki, kocasna yalvarrcasna, sorar gibi bakt.
Adam gzlerini nne indirdi, sustu. Kadnn az ocuka bzld, gzlerinden ya
boand. Kocas atksna sarnarak arabadan uzaklat.
Kadn;
- Hayr, gitmek istiyorum, dedi.
Gzlerini ge kaldrd, ellerini kenetledi, kendi kendine u szleri fsldamaya balad:
- Ulu Tanrm, btn bunlar neden? Neden kulunun ektii bu aclar?
Gzlerinden durmadan yalar akyordu. Tanr'ya uzun uzun yalvard, yakard, ama gs
hep aryor, skyordu. Gkyz, tarlalar, yol, hep yle kl rengi, bulankt. Gz sisi
her yere, ne daha az, ne daha ok, amurlu yollara, damlara, posta arabasna, gr
neeli sesleriyle konuarak posta arabasn yalayan, uraya buraya kouan
arabaclarn tulumlarna iniyor, her eyi boz bir renge boyuyordu...
2
Araba koulmutu, ama arabac ardan alyordu. Adam bir ara arabaclarn kaldklar
kulbeye dald. Buras bunaltc scak, karanlk bir yerdi; hava ard. erisi pimi
ekmek, kapuska, koyun postu, insan kokuyordu. Kck izbeye be-on arabac
dolumutu, a kadn ocan yannda yemek ileriyle urayordu. Frnn stndeyse
koyun postlarna sarnm hasta bir adam yatmaktayd.
Krbac kemerine sokulu, tulum giymi gen arabac odaya girince, hastaya;
- Hvedor (*) Day! Hvedor Day! diye seslendi.
Arabaclardan biri;
- Ne barp duruyorsun, kaln kafal? Grmyor musun, adam hasta? Fedka (**) ile bir
alp verecein mi var! Haydi git, seni arabadan bekliyorlar, diye kt.
Salarn arkaya atp kemerindeki eldiveni dzelten delikanl, berikini;
- izmelerini isteyecektim, kendiminkiler iyice eskidi de, diye yantlad.
Sonra ocaa doru yrd.
- Hey, Hvedor Day! Uyuyor musun?
Zayf bir ses oradan;
- Ne var, ne istiyorsun? diye karlk verdi.
Sonra kzl, sska bir yz frnn zerinden eildi. Kllarla rtl, zayf, sararm
elleriyle kirli gmleini, sivri omzunun zerinden sarkan cepkenini dzeltti.
- Su verin bana... Sen ne istiyordun, yeenim?
Delikanl bir anak su verdi. Arln bir bacandan brne devirerek;
- ey... Fedya, sana belki yeni izme gerekmez imdi, dedi. Yola gitmeyeceksen onlar
bana verir misin?
Hasta adam yorgun ban, iinde suyun ldad anan stne edi, seyrek sarkk
byklarn lo suya daldrarak zayf, kanmaz bir biimde iti.
Karmakark sakal kir iindeydi; lgn, donuk gzlerini gen arabacnn yzne
glkle dorulttu. Suyu iince slak dudaklarn silmek iin elini kaldrmak istedi, ama
bunu yapamad, azn cepkenin yenine sildi. Konumakszn, burnundan soluyarak
gcn toplamaya alrken delikanlnn gzlerine szgn szgn bakyordu.
Gen arabac;
- Yoksa izmelerini bedavaya bakasna m sz verdin? dedi. Yolda ayaklarm slanacak;
terslik bu ya, hemen iim de var. Kendi kendime, bak Serega, dedim, gel sen Fedka'nn
izmelerini iste, belki artk onun iine yaramaz... Yoksa kendin mi kullanacaksn
izmeyi? Hadi, yant ver bana!...
Hastann gsnde bir ey skp hrlamaya balad, adam ikiye bkld. Gck verici,
sonu gelmez ksrkten boulacak gibiydi.
A kadn anszn, kulaklar nlatrcasna, fkeyle bard:
- Nasl kullansn gayri? ki aydr frnn stnden inmiyor! Nasl ksrdn grmyor
musun? Zavallnn ta iine ilemi. izmeleri nerede kullanacak? Yepyeni eyler
gmlecek deil ya... Zaman oktan geldi hani! Tanrm, sen bu ihtiyarn kusurlarn
bala! Gryorsunuz, nasl uunuyor. (Katlp kald.) Onu baka bir eve mi gtrmeli,
ne yapmal!... Byleleri iin hastaneler varm, diyorlar. mi yani, btn keyi tuttu,
tamam! nsana soluk aldrmazlar. Bir de temizlik istemezler mi insandan!
Posta srcs kapdan seslendi:
- Hey, Serega, hadi arabann bana gel! Efendiler seni bekliyorlar.
Serega, hasta ihtiyarn yantn beklemeden gitmek istedi, ama beriki ksrkler
arasnda ona bir eyler sylemek istediini gzleriyle iaret etti.
ksrn bastrp biraz dinlenince;
- Serega, izmeleri al, dedi.
Sonra hrltl sesiyle;
- Yalnz, lnce mezarma ta koydur, diye ekledi.
- Teekkr, day. izmeleri alyorum, ta da koyduracam. Yemin ederim...
Hasta bir daha zorlanarak;
- Bakn, ocuklar, siz de iittiniz, dedi.
Sonra gene iki bklm eilerek ksrmeye balad.
Arabaclardan biri;
- Tamam, iittik, dedi. Serega, haydi git artk, yoksa postaba gene koar gelir.
Biliyorsun, irkinsli hanmefendi ar hasta.
Serega, ayana byk gelen delik izmelerini ate gibi karp iskemlenin altna
frlatt. Fiyodor Day'nn yeni izmeleri ayaklarna tpatp uygun gelmiti, bunlara baka
baka arabaya doru seirtti.
Serega, arabann src yerine kp dizginleri toplarken, elinde boya ana tutan bir
arabac;
- Ne izme ya! dedi. Getir, unu bir gzel boyayaym! Bedava verdi demek?
Serega ayaa kalkt, paltosunun eteklerini kvrd:
- Kskandn m? Bak hele una!
Sonra kamsn sallayarak atlar srd.
- Haydi, aslanlarm!
Yolcular, bavullar, teki ykleriyle birlikte posta ve kupa arabalar, kurun rengi
sonbahar sisinde yava yava gzden kaybolarak slak yolda komaya baladlar.
Hasta arabac, havasz kulbede frnn zerinde kald. Doya doya ksremeden, son
gcn toplayarak br yana dnd, sessizleti.
Akama kadar kulbeye girdiler, ktlar, le yemei yediler; hastadan hi ses yoktu.
Yatmadan nce a kadn frnn stne trmand, yal adamn bacaklar zerinden
gocuunu ekti.
- Sen bana kzma, Nastasya! dedi hasta. ok srmez, keyi boaltrm.
- Ziyan yok, sen cann skma... Hvedor Day, syler misin, neren aryor?
- Hep karnm aryor. Allah bilir, hastalm nasl bir ey...
- ksrdne gre, korkarm, boazn da aryordur!
- Armayan nerem var ki! Ecel geldi, ba ars bahane. Ah, aman karnm!
Frnn stnden inerken hastann zerine cepkeni dzelterek rten Nastasya;
- Bacaklarn rt, ha yle! dedi.
Geceleyin bir kandil kulbeyi lgn lgn aydnlatyordu. Nastasya ile on kadar arabac
- kimi yerde, kimi iskemlelerin zerinde - horultuyla uyuyorlard. Yalnzca hasta adam
hafif hafif hrldyor, ksryor, Frnn zerinde bir o yana, bir bu yana dnyordu.
Sabaha doru bsbtn sessizleti.
Sabahn alaca karanlnda a kadn uykulu uykulu gerinirken yle anlatyordu:
- Dmde bu gece alacak bir ey grdm. Hvedor Day frnn zerinden inmi,
avluya odun kesmeye km. "Nastasya, ver u baltay" diyor, "sana yardm edeyim".
"Sen odun krabilir misin?" diyorum. Ama elimden baltay kapyor, vurmaya balyor.
yle atik, yle becerikli kryor ki, yongalar havada uuuyor. "Nasl olur", diyorum,
"sen hasta deil miydin?" "Hayr, ben salamm," diyor. Sonra baltay yle bir savurdu
ki, dm patlad sandm. Bir lk atmm, o srada gzlerimi atm. Ne dersiniz,
adamacaz lm mdr? Hvedor Day! Hvedor Day! itiyor musun beni?
Fiyodor'dan ses kmyordu.
Uyanan arabaclardan beri;
- ld m yoksa? dedi.
Ocan zerinden sarkan kzlms kll clz kol, souk ve sarmtrakt.
- lm herhalde, gidip hancya sylemeli.
Fiyodor'un akrabas yoktu, kimsesizdi. Ertesi gn koruluun tesindeki yeni mezarla
gmdler. Nastasya grd ryay, Fiyodor Day'nn ldn ilk olarak kendisinin
bildiini birka gn her nne gelene anlatt.
3
Bahar gelmiti. Kentin slak sokaklarnda, gbreli buzlar arasndan en derecikler
rldyordu. Giysilerin renkleri parlak, yryen insanlarn konumalar canlyd. itlerin
arkasndaki baheciklerde aalarn tomurcuklar patlamak zereydi. Serin esintiyle
birlikte dallar belli belirsiz sallanyordu. Duru damlalar dallardan szlyor, sonra yere
dyordu. Sereler karmakark cvldayor, kck kanatlaryla pr pr ediyorlard.
itlerin, evlerin, aalarn gne den yerlerinde her ey kml kml, l ld. Yeri
g dolduran tm canllar insanlarn yreklerindeki ayn sevinle, ayn yaama
isteiyle doluydu.
Ana caddelerin birinde byk bir konan nne taze saman serilmiti. Evde, yurt
dna gitmek isteyen o lmcl hasta hanmefendi yatyordu.
Odalardan birinin kapal kapsnn arkasnda hastann kocasyla yal bir kadn ayakta
beklemekteydiler. Sedirde, elinde katlanm bir ey tutan bir papaz, gzlerini yummu
oturuyordu. Kedeki Voltaire tipi koltukta yatan yal bir kadn - hasta kadnn annesi
- ac gzyalar dkmekteydi. Yannda dikilen hizmeti'nin elinde temiz bir mendil
vard. Hanm isterse diye getirmiti. Bir baka hizmeti, ihtiyarn akaklarn ovuyor,
serinletmek iin bartsnn altna, kr salarna flyordu.
Hasta kadnn kocas, kendisiyle birlikte kapnn arkasnda duran yal kadna:
- Haydi, sa yardmcnz olsun, dedi. Size ok gveni vardr; ayrca onunla nasl
konuacanz biliyorsunuz. Sizden btn istediim, onu tam olarak ikna etmeniz,
lme hazrlamanz.
Kadna kapy amak zereyken kuzeni olan yal kadn onu durdurdu, mendilini birka
kez gzlerine bastrarak ban sallad:
- Umarm, aladm belli olmaz.
Byle diyerek kapy at, i odaya girdi.
Hasta kadnn kocas ok heyecanlyd, hayli yorgun grnyordu. Koltukta alayan yal
annenin yanna gitmek iin yrmt ki, ona birka adm kala durarak geriye dnd,
odada biraz gezindikten sonra papaza doru yrd. Papaz adama bakt, kalarn
kaldrp ah ekti. Bu srada kr dm ufak sakal kalkp indi.
Adam;
- Aman Tanrm, diyerek iini ekti.
- Ne gelir elden?
Byle sylerken kalar ve sakalc bir daha havaya kalkt, indi.
Adam hemen hemen umutsuzluk iindeydi.
- Hayr, uradan p. Yalnzca llerin eli plr. Aman Tanrm! Aman Tanrm!
O akam len hasta kadn, byk evin salonunda bir tabuta konuldu. Kaplar kapal
geni odada bir papaz yama burnundan kan ll sesiyle Zebur okumaya balad.
Parlak balmumu yksek gm amdanlardan lnn souk alnna, balmumu
renginde ellerine, diz ve ayaklarnn kntlar korkun bir biimde kabaran rtnn
talam krklarna dyordu. Papaz yamann tekdze bir okuyuu vard, bir ey
anlamadan azndan dklen szler sessiz salonda garip bir biimde nlayarak
kayboluyordu. Arasra uzak bir odadan ocuk sesleri, ayak patrtlar geliyordu.
Zebur'un szleri yleydi: "Yzn rtersin utanrlar; canlarn alrsn lrler, kle
dnerler. Ruh gnderirsin, canlanrlar, yeryzn enlendirirler. Tanr'ya sonsuz
hamdolsun!"
lnn yz kat, durgun, rktcyd. Ne temiz souk alnnda, ne de serte kapanm
aznda hibir kprdanma yoktu.
4
Bir ay sonra kadnn mezarnn zerinde ta bir ant (*) ykseldi.
Arabacnn mezarndaysa hibir ey yoktu; yalnzca bir insann gemi varlnn tek
belirtisi olarak, toprak tmsein stnde krpe yeil otlar bymt.
Gnn birinde menzil hanndaki a kadn;
- Serega, dedi. Hvedor'un mezarna ta dikmezsen gnaha girersin. "K gelsin" diye
oyaladn durdun. Peki verdiin sz niin tutmuyorsun? Hepimiz iittik, ben de tanm.
Biliyorsun, kendisi bir kez sana geldi; tan dikmezsen bir daha gelir, boar seni
vallahi!
Serega:
- Hah, "Dikmeyeceim!" diyen mi var? Dikeceim. Hem de bir buuk rublelik ta alp
dikeceim. Szm unutmadm, ama ta ok uzaktan getirtmek gerek. Kente iim
derse, alrm.
Yal bir arabac oradan atld:
- Bari bir ha dikeydin. Bylesi bsbtn kt. Adamn izmelerini giyiyorsun.
- Ha nereden bulaym? Aatan yontamazsn ya!
- unun sylediine bak! Aatan yontamazm! Eline bir balta al, erkenden ormana git,
aalardan birini kesiver. Dibudak m olur, yoksa baka bir cins mi?.. te sana ha!
Daha olmazsa korucuya bir ie iki gtrrsn. Her vr zvr iin iki gtrmeye de
kalkma ha! Geenlerde arabann zek tahtasn krdmd, yepyeni bir tane yapmak
Kyller yaplarna son talar koyuyor, tarlalara gbre tayor. Hayvanlar yeni otun
kmasn bekleyerek nadaslarda a a dolayor. Ahrlarna girmek istemeyen ineklerle
danalar kuyruklarn havaya dikip brerek srtmalardan kayor. Yollarda,
bayrlarda atlar ocuklar koruyor. Kadnlar ormanlardan uval uval ot tayor, kzlarla
ocuklar kovalaarak allarn arasndan geiyor, ormann kesilmi yerlerinden ilek
toplayp yazla gelenlere satyor.
Ssl bir mimariyle yaplm prl prl evlere yazla kanlarn kimisi kum deli bahe
yollarnda pahal, temiz, yazlk giysileriyle, ellerinde emsiyeler, gezinirken; kimisi de
scaktan yorulmu, aa altlarnda, kameriyelerde oturarak ufack ssl masalarda
aylar, souk iecekler iiyor.
Nikolay Semyonovi'in balkonlu, sundurmal, terasl, kuleli, gcr gcr, prl prl,
tertemiz, grkemli kr evinin nnde, ngrakl atn ektii bir kupa arabas
duruyordu. Arabacnn dediine gre bakentli (*) bir beyefendiyi "al aa, ver yukar"
sk bir pazarlk sonunda on be rubleye getirmiti.
Liberal dnceli olmakla n yapan bu beyefendi, ara ballk havas verilen, ama
aslnda en zgr dncelerin tartld btn toplantlarda, kurullarda, derneklerde
boy gsterirdi. imdi de bakentten kalkp bir dostunun, daha dorusu epeyce kafa
dengi olan ocukluk arkadann kr evine gelmiti. lerinin okluu dolaysyla
gndzleri kentte kalr, yazlktaki dostlarn ziyarete ancak akam zerleri kard.
Bu iki dostun ayrldklar tek nokta, anayasa ilkelerinin uygulanma biimiydi.
Petersburglu konuk daha ok Avrupalyd, hatta biraz toplumculua eilimi bile vard;
doldurduu mevkilerden dolay da eline bavul dolusu para geerdi. Tam bir Rus insan,
bir Ortodoks olan Nikolay Semyonovi ise Panislavizme yaknlk duyard; arazisinin
geniliini sorarsanz, binlerce dnmden aa deildi.
Birlikte bahede be eitten oluan bir le yemei (*) yediler, ama scak yznden
fazla bir ey yiyememilerdi. Bundan dolay da, hatrl konuk iin ellerinden geleni
yapan krk ruble aylkl iiyle yamaklarnn emekleri boa gitti. Btn yedikleri, taze
akbalk (sudak) stne souk sebze halamasyla eit eit sebzelerin, biskvilerin
ssledii renk renk dondurmalar oldu. Yemekte bulunanlar; sz geen konukla liberal
grl bir doktor, ocuklarn retmeni olan ateli bir niversiteli (ileri derecede bir
toplumcu olan bu gencin dizginlerini ancak Nikolay Semyonovi toplayabiliyordu),
Nikolay Semyonovi'in kars Mari ve evin ocuuydu. Bunlardan en kkleri
yalnzca brek yemeye gelmiti.
Yemek biraz uzun srd. nk titiz bir kadn olan Mari, Goga'nn midesinin
bozulmasndan korkuyordu. (Kalburst insanlarn yaptklar gibi onlar da babasnn
adn tayan en kk olana, Nikolay'a Goga diyorlard.) Konuklarla Nikolay
Semyonovi arasnda siyasal bir tartma balar balamaz, dncelerini kimseden
ekinmeden syleyebildiini gstermek isteyen ateli renci azn bir ayor, herkes
sus pus olup bir keye ekilince devrimci genci yattrmak Nikolay Semyonovi'e
dyordu.
Yemek saat yedide bitti. Yemekten sonra hep birlikte terasa ktlar; ellerinde buzlu
maden sularyla beyaz arap kadehleri, syleiye baladlar.
lk anlamazlk, seimlerin nasl yaplaca konusunda ba gsterdi. Seimler iki
dereceli mi olmalyd, yoksa tek dereceli mi? Bu konuda sert bir tartmaya
tutumulard ki, pencerelerine sineklere kar tel gerilmi salona ay imeye
arldlar.
ay masasnn banda Mari'nin de katld genel bir konuma balad, ama Goga'nn
midesi bozulacak diye bir an gzn olundan ayrmayan Mari'nin konuulanlara pek
aldrd yoktu. Sanattan, resimden sz almt; Mari, dekadan (*) resimde
grmezlikten gelinemeyecek bir Un je n'sais qoi (**) bulunduunu kantlamaya
alyordu. Onun bu srada dekadan resmi filan dnd yoktu, her zaman
sylediklerini bir daha sylyordu, o kadar.
Masada dekadanlktan m, yoksa baka bir eyden mi konuulduu Petersburglu
konuun hi umurunda deildi; herkesin sylediklerini onun da tpksyla yinelemesi bu
konuyla ne kadar az ilgilendiini gstermeye yetiyordu. kide bir karsnn yzne
bakan Nikolay Semyonovi ise Mari'nin bir eye cannn skldn, az sonra tatsz bir
olayn kabileceini hissediyordu. stelik, karsnn en az yznc kez syledii eyi
dinlemekten de artk bkknlk getirmiti.
Avludaki pahal lambalarla fenerleri yaktlar. ocuklar yataklarna yatrdlar,
hastalanan Goga'y annesinin bakml ellerine braktlar.
Nikolay Semyonovi, konuk ve doktor oturup konumak zere yeniden terasa ktlar!
Uak masalara abajurlu mumlar, maden sular koydu; saat on iki sularnda da asl ateli
konuma balad. Rusya iin byk nemi olan byle bir dnemde devletin ne gibi
nlemler almas gerektiinden sz ediyorlard. Sigaralarn, konumalarn sonunun
gelecei yoktu.
Avlu kapsnn dnda yemsiz bekleyen atlar ikide bir ngraklarn ngrdatyorlar,
arabasnda oturan yal arabacysa ikide bir esnerken ba nne derek horluyordu.
Yirmi yl bir beyefendinin hizmetinde alan bu arabac, imek iin kendine ayrd
-be rublenin dnda btn ayln kardeine gnderirdi.
Yazlk evlerde tmeye balayan horozlardan sonra yakndaki bir evden de bir horoz
lk la barnca arabac uyanarak kendisini orada unutmu olabileceklerini
dnd. Ama eve girip de terasta oturan mterisinin hl bir eyler attrarak
konumakta olduunu grnce epey kaygland. Hemen ua aramaya balad. Uak,
sofada emre hazr beklerken sandalyesinde uyuyakalmt. Arabac uyandrd onu. Eski
bir konakl (*) olan uak, hizmeti karlnda ylda eline geen parayla (on be rublelik
creti, beylerden ald bahilerle yz rubleyi bulurdu) bei kz, ikisi olan, ok
ocuklu ailesini geindiriyordu. Uak uyanr uyanmaz silkinerek stn ban dzetti,
ondan sonra arabacnn artk gitmek istediini bildirmek iin beylerin yanna yolland.
Uak terasa geldii srada konuma en ateli yerindeydi. Tartmaya bu sefer doktor
da katlmt.
Hatrl konuk:
- Rus halknn birtakm yabanc gelime yntemleriyle ilerlemesi gerektiini kabul
etmiyorum, diyordu. Her eyden nce zgrlk gereklidir... Hem de zgrlklerin en
genii... Bakalarnn haklarna son derece saygl olmay gerektiren bir zgrlk...
Adamcaz arp sz dolatrdn, istedii biimde konuamadn anlyordu.
Tartma alabildiine hzland bir srada kafasn nasl toplar, neyi nasl syleyeceini
nereden bilebilirdi ki?
Zaten konuu dinlemeyen Nikolay Semyonovi pek beendii kendi dncesini ileri
srmek iin can atyordu.
- Doru... Doru sylyorsunuz. Ama sizin dediiniz, oybirliiyle, herkesin kabul
etmesiyle elde edilebilir. Ky kurullar yle deil midir?
- Ah, sizin u ky kurullarnz yok mu?...
- slav uluslarnn kendilerine zg grleri olduunu yadsyamayz, dedi doktor.
Polonyallarn "veto" hakkn ele alalm... Ama demiyorum ki, en iyisi budur!...
Nikolay Semyonovi heyecanland.
- zin verirseniz benim de syleyeceklerim var. Rus ulusunun kendi zellikleri, hem de...
Tam bu srada stnde uak giysisiyle van'n uykulu uykulu ieri girmesi efendisinin
konumasn yarda kesti.
- Arabac merak ediyor da efendim...
- Ona hemen geleceimi syleyin, fazla beklettiim iin cretini fazla fazla derim.
(Petersburglu konuk, uaklara "siz" diye seslenmesinden tr kendine ayr bir vnme
pay karrd.)
- Peki, efendim.
Uak gitti. Bylece Nikolay Semyonovi dndklerini sonuna kadar sylemek frsatn
buldu. Ama bunlar en az yirmi kez dinlemi olan konukla doktor (o kadar olmamsa
bile onlara yle geliyordu) hemen kar ktlar. ok iyi tarih bilen konuk, verdii
rneklerle Nikolay Semyonovi'e gz atrmyordu.
Doktor konuun tarafn tutuyor, onun derin bilgisine hayran kalrken, byle bir
tanma frsat kt iin de belli etmeden seviniyordu.
Konuma o kadar uzad ki, ormann arkasndaki yolun br yan aydnlanmaya balad;
blbller gece uykusundan uyandlar. Tartmaclar hl sigara stne sigara iiyor,
konumann ard aras kesilmiyordu.
Belki daha da arkas gelmezdi tartmann ama kapy aarak hizmeti kz kt terasa.
Hizmeti, kimsesiz bir kzd, bu ite ekmek paras kazanmak iin alyordu. Bir
zamanlar tccarlarn yannda hizmet etmi, tccar kahyalarndan biri onu batan
karnca bir ocuk dourmutu. Sonra ocuk ld, o da bir memurun evine hizmeti
girdi. Bu sefer de memurun olundan rahat yz gremez oldu. Daha sonra Nikolay
Semyonovi'in evine a yama olarak girdi. Artk peini brakmayan ehvet dkn
beyler yoktu, ayln dzenli olarak veriyorlard. Terasa, doktorla Nikolay
Semyonovi'i hanmefendinin ardn sylemek iin gelmiti.
Nikolay Semyonovi, "Goga'nn bana bir ey gelmitir" diye dndyse de sormaktan
kendini alamad.
- Ne var, kzm?
- Nikolay Nikolayevi rahatszlar efendim. (Nikolay Nikolayevi, yani "onlar", ok
yedii iin barsaklar bozulan Goga'dan bakas deildi.)
- Eh, artk gideyim, dedi konuk. Bakn, ortalk aydnlanm. Ne kadar oturduumuzun
farkna varmadan sabah olmu...
Bunlar sylerken glmsyordu. Bunca zaman oturup konutuklar iin hem kendini,
hem de tekileri takdir ettii belliydi.
van konuun apkasyla emsiyesini bulmak iin yorgun yorgun saa sola koturdu
durdu. Eyalarn en biimsiz yere koyan, konuun kendisiydi oysa. van bahi alacan
umuyordu, eli ak bir bey olan konuksa ona bir rubleyi esirgemeden verebilirdi. Ama
konumann heyecanyla bunu oktan unutmu, ancak yolda uaa bahi vermediini
hatrlamt. Yapacak bir ey yoktu artk.
Arabac src yerine geti, dizginleri toplad, yanlamasna oturarak atlar srd,
ngraklar n n tmeye balad. Yumuak yaylar zerinde sallana sallana giden
bakentli, onu evinde arlayan dostunun dar grlln, nyargl oluunu
dnyordu.
Karsnn yanna hemen gitmeyen Nikolay Semyonovi de bakentli dostu hakknda ayn
kandayd. "u Petersburglularn snrll da korku bir ey. Bir trl bildiklerinden
amyorlar. Dedii dedik adamn!..." diye geiriyordu iinden.
Karsnn yanna gitmek iin ardan alyordu, nasl olsa doktorun ocuu grmesinden
bir yarar salanamayacakt. ileklerdeydi btn su. Bir gn nce kyl ocuklarn eve
getirdii pek iyi olmam ileklerden iki tabak dolusu almt, hem de fiyat bile
krmadan. Bunu gren olanlar tabaklarn bana erek hemen attrmaya
koyulmulard. Mari o srada odasndayd, daha sonra dar kp da Goga'nn ilekleri
tkndn renince ok fkelendi. ocuun midesi zaten bozuktu. Bunun zerine
kocasna verdi veritirdi. Kocas da ona. Bylece tatsz bir konuma, neredeyse az
kavgas balad. Akamleyin Goga'nn durumu hi iyi deildi. Nikolay Semyonovi bu
kadarla geeceini sanrken bir de doktorun arlmas ilerin ktye gittiini
gsteriyordu.
Karsnn yanna gittii zaman onu benekli sabahln giymi olarak buldu. (Bu sabahlk
Mari'nin ok houna giderdi, ama imdi sabahl dnecek durumda deildi.) ocuun
odasnda kars ayakta dikiliyor; Goga'nn lazmlna eilip bakan doktora k olsun
diye, eriyen ya damlayp duran bir mum tutuyordu.
Gzlklerini takan doktor lazmla btn dikkatiyle bakarken bir yandan da iindeki
Taraska, srtnda gmlei, askl pantolonu, tozlu yollarda plak ayaklaryla iz braka
braka komaya balad zaman iki kz kardei uzakta, ormann koyu yeillii arasnda
krmz, beyaz benekler gibi gzkyordu. Yolda teki izler yannda kardelerinin de
birinin byk, tekinin kk parmaklar iyice belli olan izleri vard. (Akamdan
mleklerini, kaplarn hazrlayan kzlar kalkar kalkmaz dar frlamlar; azlarna
tek lokma koymadklar gibi, ekmek de almamlard yanlarna.) Byk ormann arkasna
doru kvrlan yolda Taraska yetiti onlara.
Otlara, fundalara, hatta aalarn alt dallarna iy dmt. Kzlarn plak ayaklar
hemen sland, nce rken sonra yumuak otlara, przl kuru topraa bastka
yanmaya balad ayak tabanlar. ilek toplama yeri yeni kesilen ormand. Kzlar, ilkin,
geen ylki kesim yerine girdiler. Gen srgnler yeni yeni boy veriyordu, gen grbz
fundalar drt bir yana gz alabildiine uzanyordu. te buralarda, karlarna kimisi
kzarm pembemsi beyaz ilekler kyordu. Kzcazlar iki bklm eilerek gne
yan kk elleriyle ilekleri ard ardna topluyorlar; kt olanlar azlarna, iyilerini
kaplarna atyorlard.
- Olguka, buraya gel! Bak ne kadar ok!
- Hey, nerdesin? Ses ver!
allarn arasnda kaybolunca birbirlerinden uzaklamamak iin byle sesleniyorlard.
Taraska onlardan ayrlarak yolun arkasndaki iki yl nce kesilen koruya gitti. Orada
ou fndk ve akaa olan srgnler adam boyu ykselmiti. Ot rtsyse daha sk ve
kalnd; otlar kuruduu iin diplerindeki ilekleri iri iriydi, suluydu.
- Gruka!
- Ne var?
- Kaan kurdu grdn m?
- Kurdun burada ie ne? Korkutma beni yle. Zaten korkmam ki!
Gruka byle dedii halde kurdu dnyor, dalgnlkla ileklerin en iyisini mleine
deil azna atyordu.
- Taraska grnrlerde yok. Az nce yarn arkasna gittiydi. Taraska! Neredesin?...
- Buradaym! Siz de gelin!
- Haydi, biz de gidelim, belki orada daha ok ilek vardr.
Byle diyerek fundalara tutuna tutuna dere aa indiler, oradan da kar yakaya
getiler. Burada, gnein iyice stt aklk bir yerde bodur allarn arasna
gizlenmi bir ok ilek buldular.
Sessizliin ortasnda birtakm kmltlarla birlikte fundalarn, otlarn arasndan anszn
korkun bir grlt koptu.
d patlayan Gruka yere derek mleindeki ileklerin yarsn dkt.
- Anneciim!
Olguka ise fundalarn arasndan hzla geen uzun kulakl boz-yank renkli bir srt
gstererek bard:
- Tavan! Tavan kayor... Taraska! Tavana bak!
Bunca korkudan, gzyandan sonra birdenbire kahkahay basan Gruka;
- Ben de kurt sandydm, dedi.
- Bak sen u aklsza!
Gruka ngrak gibi nlayan sesiyle glmesini srdryordu.
- Aman ne korktum!...
ilekleri toplayp daha ileri yrdler. Gne domu, yeilliin zerinde koyulu akl
lekeler brakarak iylerin zerinde ldamaya balamt. Kzlarsa yar bellerine kadar
slanmlard iyden.
leri gittike daha ok ilek bulacaklar umuduyla durmadan yryen kzlar neredeyse
ormann sonuna yaklamlard. O srada sadan soldan n n ten kadn, kz sesleri
gelmeye balad. ilek toplamaya onlardan sonra kan komularn sesiydi bunlar.
Aralarnda Akulina Teyze de vard. Bu srada kuluk vakti olmu, kzlarn mleklerinde
epey ilek birikmiti.
Akulina Teyze'nin arkasndan, srtnda yalnzca gmlei olan, ba ak, frlak karnl
bir olan ocuu kaln, arpk bacaklaryla paytak paytak yryerek geliyordu.
Akulina Teyze olunu kucana alarak;
- Arkama takld, dedi. Brakacak kimse de yoktu.
- imdi biz kocaman bir tavan rkttk. Patr patr kanca yle korktuk ki!...
Akulina olunu yere indirerek;
- Yok canm! dedi.
Bylece bir iki laf ettikten sonra kzlar Akulina Teyze'den ayrlarak kendi yollarna
koyuldular.
Bir fndk aacnn koyu glgesi altna ken Olguka;
- Hadi, biraz oturalm, yorgunluktan lyorum, dedi. Ah, imdi ekmeimiz olsayd, ne
gzel yerdik!
- Benim de canm istiyor, dedi Gruka.
- Akulina Teyze niye byle barp duruyor? itiyor musun? Hey, Akulina Teyze!...
- Olguka-a-a! diye sesleniyordu Akulina.
- Ne va-a-ar?
- Benim olan yannzda m?
- Hayr!
O srada allar hrdad, eteini dizlerine kadar toplayan Akulina Teyze gzkt
uzaktan. Elinde de bir torba vard.
- K grmediniz mi?
- Yok!
- Aman Tanrm! Mika-a!
- Mika-a!
Yant veren kmad.
- Vay, bama gelenler! Yolunu aracak! Koskoca ormanda kimbilir nereye gitti!
Olguka hemen ayaa frlad, yanna Gruka'y da alarak bir yne yrd, Akulina da
baka bir yne. nlayan sesleriyle durmadan Mika'y aryorlar, ama yant veren
kmyordu.
Gruka ablasnn arkasndan yetiemiyor;
- ok yoruldum, diye baryordu.
Olguka ise habire Mika'ya sesleniyor, bir saa bir sola koturarak her yeri aryordu.
Akulina'nn mutsuz sesi byk ormanda ta uzaklardan geliyordu. Olguka bir ara
aramaktan vazgeip eve gitmek zereydi ki, gen bir srgnn fkrd hlamur
ktnn yaknndaki gr allktan srekli, kzgn, hrn ku sesleri gelmeye balad.
Yannda yavrular olan kucaz bir eylerden rkp fkelenmi olmalyd. Olguka
dn alla bakt. Beyaz iekli sk, uzun otlarn brd alln dibinde hibir
orman bitkisine benzemeyen mavimsi bir tmsek grd. Durdu, iyice bakt. Mika'yd
bu. Ku ondan tedirgin olduu iin tp duruyordu anlalan.
Frlak karnnn zerine yatarak ban ellerinin zerine koyan Mika, kaln, arpk
bacaklarn da sere serpe uzatarak derin bir uykuya dalmt.
Olguka, Akulina'ya seslendi, ocuu uyandrp avucuna ilek koydu.
Olguka karsna kan herkese, evde anasna-babasna, komulara Akulina'nn olunu
nasl arayp bulduunu anlata anlata bitiremiyordu.
***
Gne ormann stnde iyice ykselerek topra, topran zerindeki her eyi cayr
cayr yakmaya balad.
Olga'nn (*) yanna gelerek onunla birlikte yrmeye balayan kzlar;
- Haydi, Olguka, yzelim! dediler.
Hep bir azdan arklar syleyerek rmaa doru yrdler. Suda debelenip lk
atan, oynaan kzlar batdan koyu alak bir bulutun ykseldiini, gnein bir kapanp bir
aldn, ortal iek ve kayn yapra kokusu sardn, gn grlemeye baladn
neden sonra fark ettiler. Yamur balayp da onlar iliklerine kadar slatncaya kadar
zor giyindiler.