You are on page 1of 30

MPARATORLUK FKRNN GELM

Dr. R. Bar nl
Ankara niversitesi
Siyasal Bilgiler Fakltesi


zet
Bu alma, mparatorluk kavramnn tarihsel srete geirdii evrimi ele almaktadr. Kavram,
bugne dein akademik literatrde uluslararas ilikiler disiplini iinde devletleraras mcadelenin bir znesi
biiminde; tarihsel sosyoloji disiplini iinde ise siyasal, toplumsal yaplar incelemede analitik bir ara olarak
ele alnmtr. Bu makalede yaplmak istenense sz konusu eilimin nc temel ayan, yani kavramsal
boyutunu zmlemek ve bylece mparatorluk kavramnn tarihsel srete nasl ve neden dntn
tarihsel sosyolojik bir perspektiften incelemeye almaktr.
Anahtar Kelimeler: mparatorluk, feodalizm, Roma mparatorluu, kapitalizm, emperyalizm.

Evolution of the Idea of Empire


Abstract
Present study elaborates on the evolution of the concept Empire in the historical process. The
concept has hitherto been handled as an agent of inter-state struggle by the international relations discipline
and as an analytical tool to examine political and social structures by the historical sociology discipline. The
present article seeks to work out the third pillar of the said field, that is to say its conceptual framework, and
thus to examine, from the perspective of historical sociology, how and why the concept Empire has evolved
in the historical process.
Keywords: Empire, feudalism, Roman Empire, capitalism, imperialism.

238

Ankara niversitesi SBF Dergisi

65-3

mparatorluk Fikrinin Geliimi

Giri: mparatorluklar, deologlar ve Sosyal


Bilimciler
mparatorluk meselesi son yllarda akademik ve politik evrelerde tekrar
gndemin bakesine oturdu. zellikle 11 Eyll saldrlarndan sonra
ABDnin balatt igaller, ilgiyi hem Amerikan imparatorluuna, hem de
tarihte farkl mekn ve zamanlarda ortaya km farkl imparatorluklara ekti.
Aslnda bu ilgi, imparatorluklar zerine binlerce yldr sren tartmalarn son
halkasdr. mparatorluk, neredeyse dngsel diyebileceim bir ekilde, tekrar
tekrar gndeme gelmektedir. Bunun balca nedeni, emperyal ihtiraslara sahip
dnya glerinin tarih sahnesinden eksik olmamasdr; biri ykselirken dieri
der, sonra bambaka bir g ykselir ve sonunda o da der. te btn bu
ini klar, imparatorluk tartmasn da dnem dnem alevlendirir. Alexander
Motylnin zetledii gibi, tarihsel bir gereklik, kavramsal bir kategori ve
analitik bir ara olarak imparatorluk fazlasyla nemlidir ve ortadan
kaybolmay srarla reddetmektedir (Motyl, 2001: 3).
Tarihsel gereklik olarak imparatorluk, kltrel, etnik, ekonomik ve
toplumsal alardan eitlilik arzeden farkl halklar bnyesinde toplayan bir
byk politik ve teritoryal gvde olarak tanmlanabilir (Howe, 2002: 15, 30).
Bu ok-kltrl birim, egemen bir merkezle tabi periferiler arasnda
gerekleen etkileimler btndr (Doyle, 1986: 12). Bu hiyerarik yap ou
kez fetihle kurulur ve fetihten sonra kendini merkezin periferi zerindeki
askeri-politik, ekonomik ve szde kltrel stnlyle devam ettirir.1 Devasa
1 Tabii buradan, merkezle periferi arasndaki ilikilerin tek tarafl, yukardan aa
gerekletii sonucuna varlmamaldr. mparatorluk almalarnda, gene son
yllarda, periferiye daha fazla nem vermek, merkezle periferi arasndaki pazarlklarn

R. Bar nl

mparatorluk Fikrinin Geliimi

239

ve merkezi-brokratik devletler olan imparatorluklar,2 dnya tarihinin en


nemli, en gl ve en uzun mrl politik aktrleridir; ykselileri ve
kleri, insanlarn ve halklarn birbirleriyle olan sonsuz ve kesintisiz
ilikilerini belirler, derinden etkiler.
mparatorluklar hakknda tarihilerin ilgisini eken popler konular
arasnda, emperyal genilemenin arkasnda yatan gerek motivasyon (arcana
imperii); erken devletin kuruluu ve bunun imparatorlua dnm; merkez ve
merkezka kuvvetler arasndaki elikiler; imparatorluklarn ykselii ve
k; boyun edirilmi halklar zerindeki farkl ynetim ve kontrol biimleri
(emperyal teknikler); iletiim, tama ve brokrasi gibi btnletirici ve iletken
alar; imparatorluk corafyasndaki egemen retim tarz ve imparatorluun
kaderini etkileyen d faktrler (r: barbar istilalar, ekolojik krizler)
saylabilir.
Analitik bir ara olarak imparatorluk, zellikle 19. yzyl sonlarndan
itibaren, sosyal bilimciler ve entelekteller tarafndan tarihteki deiimleri,
sreklilikleri, benzerlikleri ve farklklar anlamak ve aklamak iin bir analiz
ve mukayese birimi olarak kullanlmaktadr. Bu yaplrken, bir Avrupa terimi
olan imperium retrospektif bir ekilde Batl olmayan toplum ve devletlere de
uyarlanmtr. Bugn kimse inin, Rusyann veya nkann imperium
olduunu sorgulamyor. Analitik arac asl gelitirenler ise 20. yzyln tarihsel
sosyologlardr.3 Analitik bir ara olarak imparatorluktan kastettiim, reelimparatorluklar anlamak ve aklamak iin, retim tarz veya uygarlk gibi baz
kavramlara tercih edilen, tutarl ve faydal teorik bir aratr.
Uluslararas ilikiler tarihisine cazip gelen ise, belli bir g dengesine
dayal devletleraras sistemle evrensel imparatorluklar arasndaki dngsel
salnmdr: Dnya-apnda emperyalizm, birbirleriyle toprak ve g iin
mcadele eden rakip bamsz devletler sisteminin alternatifi olarak, siyasi
rgtlenmenin yaygn biimi haline geldi (Schuman, 1941: 13). Hikye
Mezopotamyada bamsz kent-devletlerinin ortaya kyla balad. Bunlar
zamanla birbirleriyle savap, mcadele eder hale geldi. Sonunda biri dierlerini
bastracak askeri gc ve ideolojik motivasyonu kendinde buldu ve devletler
imparatorluun temelini oluturduunu iddia etmek ciddi ve gl bir eilim haline
geldi. Bu yaklamn Osmanl mparatorluuna uyarlanmas iin bkz. (Barkey, 2008).
2 Devasa ve brokratik olma zelliklerinin greli olduu ve tarih iinde deitii
unutulmamaldr. rnek vermek gerekirse, eski Msr imparatorluklar o gnn
artlarnda devasaydlar ve hayli merkezilemitiler. Ancak bugnn kstaslaryla,
Msr ne devasadr, ne de yeterince merkezi.
3 En nemlileri Max Weber, S.N. Eisenstadt ve Immanuel Wallersteindir.

240

Ankara niversitesi SBF Dergisi

65-3

sistemine son verip yerine evrensel devleti koydu: Akad mparatorluu.


Ancak bir sre sonra imparatorluk kt (gc ve etkinlii eitlilii bir arada
tutmaya yetmeyen kurumsal yap, merkezka glerin artan gc veya bir d
faktr nedeniyle) ve yerine gene bamsz devletlerden oluan oklu yapya
brakt. Ta ki yeni bir imparatorluk doana kadar Bu dngsel tarihin kendini
genileyen bir corafyada tekrar ettii ise unutulmamaldr. rnek vermek
gerekirse, Akadn kapsad alanla skenderin imparatorluunun kapsad
alan arasnda byk fark vardr.
Bu dngsel tarih sadece Yakn Douda deil, baka uygar blgelerde
de geerlidir. Bunun aklamas, devletlerin koullar olutuunda dier
devletleri yutarak genilemek istemesidir. Devletleri elinde tutanlarn amac
gtr;4 mantksa, gcn sfr toplaml bir oyun olduunu syler onlara.
Dolaysyla dier g odaklarnn bamsz kalmamas gerekir; onlar
evrelemek, yutmak gerekir. Ve bu oyunda, dnya-hkimi olarak imparatorluk
nihai hedeftir. Bu bazlarn, insanlarn emperyal hayvanlar olduklar
dncesine kadar gtrmtr (Larsen, 1979: 98).
Tarih bir btn olarak ele alndnda, yakn zamanlara kadar emperyal
genileme glnn doal hakk olarak tannrd. Aslnda bu, her trden
hkimiyet iin de sylenebilir: zgrn kle zerindeki, erkein kadn
zerindeki, baz cemaatlerin dierleri zerindeki hkimiyeti gibi (Finley,
1978: 5). Ancak imparatorluk hkimiyetinin doall phesiz ki plak bilek
gcnden daha yce deerlerle aklanr. Bu anlamda, imparatorluklar evrensel
bir dini yaymak, barbarla uygarlk getirmek veya klelere zgrlk gtrmek
gibi evrenselci iddialarla kar karmza. Yayldklar yerlere paye verirler,
anlam katarlar. Dolaysyla, imparatorlukla uygarlk snrdatr, zdetir.
mparatorlukla uygarlk arasndaki iliki sadece propaganda dzeyinde
var olmaz. Gerek hayatta da bir karl, bir gereklii vardr; baka bir
deyile, btnyle ideolojik deildir. Eer uygarlk, ok geni bir ekilde, yazl
kltr ve kentleme olarak tanmlanrsa, imparatorlukla arasnda yksek bir
korelasyon olduu grlr: Uygarlklar ve imparatorluklar ikiz olmayabilirler,
ama yakn akraba olduklar kesindir. Tarihte uygarlk imparatorluktan nce
ortaya km gibidir, ama imparatorluk da uygarl daha geni topraklara
yayma etkisinde bulundu sre ierisinde biri dierinin bymesine katkda
4 bn Haldun bu konuda yle der: Mlk hususunda istibdat sevgisi (ve tek bana
hkimiyeti elde tutma tutkusu) insanlarn ruhlarnda tabii bir ekilde doutan
mevcuttur. Bilhassa bir kimse byle bir duruma aday olur da bunu temin edecek olan
amiller, ilkeler ve imknlar da hsl olursa, istibdada daha fazla meyleder. (bn
Haldun, 2005: 555).

R. Bar nl

mparatorluk Fikrinin Geliimi

241

bulunarak birbirlerini beslediler. (Eckhardt, 1995: 86). Bu anlamda


imparatorluk, Arnold Toynbee (1957: 1-74) ve Carroll Quigley (1979) gibi
uygarlklar iin nemli bir alma alandr. Toynbee ve Quigley
imparatorluklarn uygarlklarn altn a gibi gzktklerini ama gerein
bunun tam tersi olduunu iddia ederler.
Gemite imparatorluun varl birok kiiye gre dzen, hukuk ve
bar anlamna geliyordu; yokluu ise kaos, dzensizlik, blnme ve
devletleraras sava demekti. Bamsz farkl gler olmazsa, savaacak kimse
de olmazd. Tek sorun, imparatorluk kuracak bir gcn ve yetenein olup
olmadyd. Ancak bu anlay, modern dnyayla birlikte, ilk nce Avrupada
olmak zere btn dnyada kt. Avrupada kapitalizmin douu ve yeni yeni
ortaya kan ulus-devletler aras g dengesi, imparatorluk idealinin
saygnln yitirmesine yol at. Modern gler dengesi, pre-modern gler
dengesinden nitelik olarak iki noktada farklyd ve bu fark sayesinde emperyal
ihtiraslara kar koyabildi: 1) Bir kent-devletine kyasla, modern devletler bir
imparatorluk hayaline kar koyacak kadar teritoryal olarak byklerdi ve
ieriden yeterince kaynak toplayabiliyorlard; ve eer birden fazlas
imparatorluk tehdidi karsnda birleebilirlerse, savunma gleri daha da
byyordu (II. Dnya Savanda olan biraz da budur). 2) Yeni doan ve hzla
glenen burjuvazinin karlar devletlerin ok sayda olmasndan yanayd, tek
bir tane olmasndan deil.
Ancak gene de savalar devam etti ve imparatorlua kar olan muhalefet
onun yerine bir zm koyamad. mparatorluk olmasn, ama onun
yokluunda uzun mrl bir bar nasl salanr? sorusu Niccolo Machiavelli,
Jean Bodin, Hugo Grotius, Emeric Cruc, Jean-Jacques Rousseau, Immanuel
Kant gibi dnrleri ok megul etmitir (Hemleben, 1945). rnein Kantn
zm nerisi, egemen, kendi kendini yneten devletlerden oluan bir federal
dnya devletiydi. Buradaki nemli nokta, ye devletlerin gerek bir
cumhuriyet olmalaryd, nk ancak bu ekilde militarist/yaylmac ideoloji ve
gruplar engellenebilirdi (Kant, 39: 12-23).
Bu abalar da sonu vermedi ve savalar, daha da nemlisi dnya
imparatorluu kurma abalar devam etti. Akla ilk gelen ve adalar
tarafndan da yle alglanan rnekler V. Charles, XIV. Louis, Napolyon
Bonapart ve Hitlerin giriimleridir. Bu nedenle tartmalar, zm bulma
abalar da devam etti. zellikle II. Dnya Sava tartmalar yeniden
alevlendirdi. ABDnin nderliinde kurulacak yeni dnya dzeninin, Birlemi
Milletler araclyla soruna zm getirecei umut ediliyordu (Sen, 1949).
Ancak zaman getike ABDnin emperyalist politikalar bu umutlar da
sndrd (Schurmann, 1974). zellikle Vietnam Savandan balayarak,
emperyal ideologlar ABDnin iyiliksever, fedakr, refah/demokrasi servis eden

242

Ankara niversitesi SBF Dergisi

65-3

bir imparatorluk olduunu, olmas gerektiini sylemeye baladlar (Steel,


1967). 11 Eyll saldrlar ve 2. Irak igaliyle birlikte bu sylem gene glendi.
rnein Robert Kagan, Avrupa Birliinin Kant bir modeli temsil ettiini ama
bunun dnyann gereklerine uymadn, nk Hobbesu bir dnyann
bulunduunu ve ABDnin grevinin de bu kurtlar sofrasna dzen getirmek
olduunu yazd (Zikreden, Mann, 2003: 10-11). nl tarihi Niall Ferguson da
dnyann bir imparatorlua ihtiyac olduunu, ABDnin de bu yk (imperial
burden, yani bir anlamda gene white mans burden) utanmadan, sklmadan
srtlamas gerektiini savundu (Ferguson, 2004: x, xix, xxvi, 303-317).
Elbette ki, dn olduu gibi bugn de bu imparatorluk propagandistlerine
muhalefet ediliyor. Ancak imparatorluk banileri genelde bu sesleri fazla
dinlemezler. mparatorluk kurmak, devletler dnyasnda bir g meselesidir.
Eer yeteri kadar askeri/ekonomik gcnz ve yeterli sayda insan ikna edecek
bir mitler setiniz varsa, imparatorluk kurma bir zaman meselesi haline gelir.
Isaac Asimovun 25 milyon gezegenden oluan Galaktik mparatorluu, gcn
cisimlemi spesifik bir hali olan imparatorluun snr tanmadn ve
tanmayacan hatrlatr. zetlersek, imparatorluklar dnyay ve mmknse
zerindeki her eyi isterler.

mparatorluk Kavramnn Deiimi: Romadan 20.


Yzyla
Tarihsel gereklik olarak imparatorluklar zerine saysz tarihi
almtr, almaktadr. Uluslararas ilikilerciler daha ziyade devletler aras
mcadeleye odaklanrlar. zellikle Marksist iktisatlar imparatorluklarn/
emperyalizmlerin arkasnda yatan iktisadi faktrleri, iktisadi zorunluluklar,
iktisadi karlar incelerler. Tarihsel sosyologlar ise imparatorluu bir analitik
ara olarak alrlar ve bununla siyasi, toplumsal ve ekonomik yaplar
incelemeye, analiz etmeye alrlar. Benim bu makalede yapmak istediim ise,
bu ok nemli konunun 3. temel ayan, yani kavramsal boyutunu incelemek,
imparatorluk kavramnn tarih srecinde nasl ve neden yle deitiini tarihsel
sosyolojik bir perspektifle anlamaya, gstermeye almak. Kavramsal
deiimden kast, imparatorluk denince akla gelen ilk fikirlerin tarih boyunca
geirdii deiimdir.
mparatorluk kavram, siyasi dnceler tarihilerinin almalarna
yeterince konu olmutur. Literatrde eksik olan, kavramsal deiimi dnyatarihsel balamna oturtarak incelemek ve analiz etmektir. Baka bir deyile,
tarihiler imparatorluk kavramnn ne ynde ve nasl deitiini gstermilerdir
ama deiimin neden o ynde olduuyla, zamann dnrlerinin imparatorluu
neden yle kavramsallatrdyla fazla ilgilenmemiler, deiimi geni sosyo-

R. Bar nl

mparatorluk Fikrinin Geliimi

243

politik ereve iinde deerlendirmemilerdir. Dolaysyla literatr byk


lde tanmlayc (descriptive) kalmtr. Bu makalenin amac, dikkati
nasldan nedene ekmektir.
Imperium terimi Latince kkenli olduu iin, modern zamanlara kadar
byk lde Avrupal politik gler iin kullanlmtr. Dolaysyla
imperiumun geliimini takip etme amac yazy Avrupa tarihiyle
snrlayacaktr. Makalenin zaman kapsam ise, imparatorluk kavramnn btn
tarihini ele alacak, bir baka deyile M.. 1. yzyldan gnmze kadarki
deiim incelenmeye allacaktr. Bu geni zaman kapsam, deiim hakknda
ok genel szler sarfedilmesini zorunlu klmaktadr. Tarihsel ayrntlar yerine,
genel rntler, byk lekli deiimler ele alnacaktr.
Maurice Duvergernin vurgulad gibi, imparatorluk kavram hibir
zaman tarafsz olmamtr (Duverger, 1980: 5). Belli bir imparatorluun
adalarnn bir ksm kavrama olumlu anlamlar/deerler atfederken, bir ksm
da olumsuz anlamlar/deerler atfetmitir. Bu, gemite byle olduu gibi,
bugn de byledir. Ancak imparatorlua farkl baklar sadece dorudan
gzlemlediimiz, bilgisine gndelik hayatta da ulatmz imparatorluklarla
snrl deildir. Benzer bir blnme, gemite kalan imparatorluklara ilikin de
ortaya kar. Bu iki ekilde yaplr: 1) Gemi imparatorluk ve kulland dil
bugnn imparatorluunu merulatrmak ve ktlemek iin kullanlr. 2)
imdinin, bugnn farkl ideolojileri ve perspektifleri gemie yanstlr ve
gemiteki herhangi bir imparatorluk bu balamda retrospektif bir ekilde
yeniden-kavramsallatrlr.
Dolaysyla bu makale, imparatorluk kavramnn deiimiyle iki temelde
ilgilenecektir. Bir yandan, dorudan kavramn deiimine odaklanlacak; daha
somut olmak gerekirse, insanlarn farkl yzyllarda ve farkl yerlerde
imparatorluk denince ilk olarak neyi dndkleri zerinde durulacaktr. te
yandan, o spesifik zaman ve meknlarda insanlarn gemi imparatorluklar
nasl (yeniden) kavramsallatrdklar analiz edilecektir. Bu ikinci mesele
zerinde alrken, Roma mparatorluu sabit bir nokta olarak kullanlacaktr.
Roma bu adan ok faydal olacaktr nk hem imparatorluk kavramnn
beii olmutur, hem de Batl okur-yazarlarn zihin dnyasnda alar
boyunca, bugne kadar canl bir ekilde yaamtr. mparatorluuyla, emperyal
diliyle, uygarlyla ve bu uygarl yayma ihtirasyla, Roma Batl elitlerin
halen kulland bir tahakkm sylemi ve takip edilebilecek bir model temin
etmitir (Hingley, 2005: 8). Dolaysyla, ilerleyen zamanla birlikte Roma
mparatorluunun deien yeniden-kavramsallatrmalarna bakmak ok
retici ve aklayc olabilir. mparatorluk kavramnn deiimine bu iki
temelde e zamanl olarak bakmak, ikisi arasnda ciddi bir paralellik olduunu
da gsterir. Sz gelii, 18. yzylda yazan bir iktisatnn o gnk

244

Ankara niversitesi SBF Dergisi

65-3

imparatorlua nasl baktyla, geri dnp Romay nasl kavramsallatrd


arasnda ciddi benzerlikler vardr.
Bu makalenin en temel argmanlarndan biri, imparatorluk kavramnn
kapitalizmin douundan nce sadece politik ierie sahip olmasdr. Ancak 17.
yzylla birlikte ekonomik anlamlar ve dnceler artrmaya balamtr.
Bunun temel nedeni, ekonominin kendisini toplumsaldan ve politik olandan
bamszlatramamasdr. Burada ekonomiden kastedilen kiinin ve gruplarn
geimlerini salamas veya Braudelci anlamda, gndelik maddi hayatn yeniden
retimi deildir. Bu dar anlamda ekonomi btn insanlk tarihinde vardr ve
hatta egemendir. Ancak bireysel kazan ve kr iin kr etme anlamnda
ekonomi modern dnyaya zg bir karakteristiktir. Karl Polanyinin oka
vurgulad gibi, bireysel kazan pazar toplumunun ortaya kndan nce
meru olarak grlmezdi, saygnl azd. Kiinin asl problemi toplumsal
statsn korumak ve glendirmekti; maddi kazan ancak buna hizmet ettii
lde anlaml ve deerliydi (Polanyi, 2001: 31, 48). Max Weber de, prekapitalist toplumlarda kr peinde komann amacnn onu tekrar yatrma
evirmek deil, tketmek ve hayatta kalmak olduunu iddia eder (Weber, 2002:
16, 22, 25).
Pre-kapitalist toplumlarda retim miktarna, kaygs elitlerin yaam
standardn ve sistemi devam ettirmek olan politik merkez karar verir;
kapitalizmde ise buna karar veren, tek kaygs snrsz sermaye birikimi olan
zel giriimcidir (Wallerstein, 1984: 53). Samir Amin de benzer bir ekilde,
pre-kapitalist toplumlarda gcn zenginliin kayna olduunu, kapitalizmde
ise zenginliin gcn kayna olduu ayrmn ortaya koyar. Birinci tr
toplumda smr siyasi/askeri gle srdrldnden, egemen ideoloji de
politiktir; ikinci tr toplumda ise, smr byk lde iktisadi bir olgu
olduundan, egemen ideoloji de ekonomistiktir (Amin, 1993: 248-249). Bir
baka deyile, kapitalist olmayan toplumlarda devlet ve devlet iktidarn elinde
tutanlar, devletin dnda kmelenmi toplumsal snflardan neredeyse mutlak
biimde zerktirler; oysa kapitalizmde, bilindii gibi, devletin greli olarak
zerk olup olmad bile bitmek bilmeyen tartmalara konu olmutur.
Tabii bu noktada Maurice Godeliernin Marksist altyap/styap
kavramlarnn doru kullanmna dair nemli uyarsn unutmamak gerek:
altyapyla styap arasndaki ayrm kurumlar aras deil, fonksiyonlar aras bir
ayrmdr. Somutlatrmak gerekirse, ideolojiler, politik ilikiler veya
kandalk, retim glerini ve art-rn kimin kullanacan belirleyerek,
altyap olarak fonksiyon gsterebilirler. Bunu modern dnce anlamakta
glk eker nk kapitalist toplumda politik alan ile ekonomik alan ok daha
net bir ekilde ayrlmtr ve farkl kurumlar altnda i grrler. Ayn kurumlar
ayrln pre-modern dnyada aramak anakronizmdir (Godelier, 1977: 14-18).

R. Bar nl

mparatorluk Fikrinin Geliimi

245

zetle, pre-kapitalist toplumlarda siyaset ve dini-siyasi ideoloji hem altyap,


hem de styap olarak alr.
Kapitalizmden nce de phesiz ki pazarlar vard, ama pazar ekonomisi
yoktu. Ve pazar ekonomisi ancak pazar toplumunda varolabilir. (Polanyi,
2001: 48-74). Ekonomi toplumsal ilikiler iinde gmlyd (embedded);
siyasete ve dine tabiydi. Bankaclar, tccarlar, simsarlar ve kr iin kr peinde
koan insanlar vard ancak bunlar, zellikle imparatorluk gibi gl ve merkezi
siyasi yaplar iinde, gl ve bamsz bir toplumsal snf olarak domak iin
gerekli serbestlii bulamyordu. Politik elitlere iki anlamda tabiydiler: 1)
Ynetenlere hizmet sunmak zorundaydlar. 2) Pelerinde kotuklar zenginlik,
byk lde politik alandan kaynaklanan frsatlardan oluuyordu; elitlerin lks
ihtiyalarnn ticaretini yapmak, sava dnemindeki lojistik ihtiyalar
karlamak gibi (buna Weber politik kapitalizm der. Bkz. Love, 1986).
Devletliler egemen snftlar ve kendi dlarndaki bir gl toplumsal snfn
olas douunu engellemek iin ellerinden geleni yapyorlard. Ayrca an
ruhu da sermaye birikimine msaade etmiyordu; siyasetin, ann hretin,
savan ve iktidarn ruhu, sermaye birikimine yukardan bakyordu (Wesson,
67: 94, 102).
Weber, Polanyi, Wallerstein ve Aminin pre-kapitalist ve kapitalist
toplum arasnda yapt ayrmlar, Giovanni Arrighinin kapitalizm ve
teritoryalizm arasnda izdii farka yakndr: Teritoryalist yneticiler, iktidar,
egemenlik alanlarnn boyutlar ve zerinde yaayan nfusun okluu ile
tanmlamakta ve zenginlii, yani sermayeyi, toprak genilemesinin bir arac
veya bir yan getirisi eklinde anlamaktadrlar. Buna karn kapitalist yneticiler,
iktidar, kt kaynaklar zerindeki hakimiyetlerinin genilii ile tanmlamakta ve
toprak kazanmlarn, sermaye birikiminin bir arac veya bir yan rn olarak
grmektedirler. (Arrighi, 2000: 62). Elbette ki modern dnyada da iktidarn
teritoryalist mant zaman zaman ortaya kmtr, ama teritoryalizm byk
lde pre-kapitalist toplumlara zg bir mantktr; iktidarn kapitalist mant
ise btnyle modern dnyaya zg bir olgudur.5
Btn bu sosyal bilimciler, aralarndaki bir sr farka ramen, bir temel
noktada anlar gibidirler: Kapitalizmin douundan nce, siyaset ve siyasi
ideolojiler ekonomiye egemendirler. Bu isimlerin hibiri pre-kapitalist
toplumlarda zel giriimcilerin varln inkar etmez; ama ayn zamanda da
onlar ikincil bir kategori olarak grrler. Bu giriimciler ancak 17. yzylla
birlikte gl ve bamsz bir toplumsal snf olarak ortaya kabilmilerdir;
bunun ak kant da, kapitalist snfla ayn yzylda simltane olarak ortaya
5 Bu son cmledeki yorum Arrighinin deildir.

246

Ankara niversitesi SBF Dergisi

65-3

kan kapitalist ideoloji, kapitalist ideologlar ve devlet/kapitalist ittifakdr.


Yzyllardr byyerek devam eden ticarileme belli bir tarihsel anda,
Amerikalarn kefi gibi itkilerle de, kapitalizme dnmtr; baka bir deyile,
niceliksel byme niteliksel dnme evrilmitir.
Bu tarihsel dnm annda, imparatorluk kavramnda da radikal bir
kopu gzlemlenebilir. Binlerce yldr politik konatasyonlara sahip bir genel
fikir, ok ksa bir srede ve ok ak bir ekilde ekonomik bir ierik kazanmaya
balamtr. Kapitalizmin ne zaman doduuna ilikin hararetli bir tartmann
varl bilinir; bu halen ilgi ekici bir konudur. te imparatorluk kavramnn
geirdii deiimleri izlemek, bu konuda da bir ipucu verebilir
dncesindeyim. Kapitalizmden nce imparatorluk kavramndaki deiimler
deien siyasi balama gre belirleniyordu ve her zaman iin siyasi ierikliydi;
gcn, iktidar iin arpan siyasi gruplar arasndaki dalmna gre
deiiyordu. Topluma siyasi elitler hkmettiine gre, imparatorluk da onlarn
dnya grlerine, karlarna, kayglarna ve motivasyonlarna gre
kavramsallatrlyordu. Kapitalizmle birlikte ise, imparatorluk ekonomik bir
birim olarak dnlmeye baland; en azndan, dnemin dnrleri bunun
artk byle olmas gerektiini, imparatorluun ekonomik kazanlar peinde
komak zorunda olduunu yazmaya baladlar. 17. yzylda ak bir ekilde
gzken bu kopu, 20. yzylla birlikte iyice arpc hale geldi. Emperyalden
tretilen emperyalizm kavram neredeyse btnyle ekonomik bir ierik
kazand, kapitalizmle e anlaml olarak kullanlmaya baland.
Bu deiimle el ele giden bir baka deiim de, gemi imparatorluklarn
kapitalist bir optikle yeniden kavramsallatrlmasdr. rnein, baz antik
imparatorluklara kapitalist/modern, bazlarna ise anti-kapitalist/anti-modern
denmeye baland. Polanyinin terminolojisiyle (Polanyi, 1977: 16), bu
ekonomistik bir yanlg ve solipsizmdir (kiinin kendi dnyasnn ekonomistik
anlayn ve zihin dnyasn btn tarih ve insanla tamas, onu
evrenselletirmesi, zaman ar hale getirmesi).
zetle bu makalede, imparatorluk kavramnn geirdii deiimi
tarihselletirmeye ve ayn zamanda da, yeniden kavramsallatrmalarn
anakronizmini gstermeye, eletirmeye alacam. Bu uzun ve soyut giriten
sonra, imdi Romadan balayarak, rnekler zerinden ilerleyebiliriz.
- Romada mparatorluk Kavram
Romada Cumhuriyet dneminde imperium, magistralar tarafndan halk
adna kullanlan ynetme yetkisi/hakk anlamna gelirdi. mparatorluk ikiye
ayrlrd: eride, yani Romada kullanlan imperium domi ve darda, yani
Romann dnda kullanlan imperium militae. Terimin yaygn kullan ise,

R. Bar nl

mparatorluk Fikrinin Geliimi

247

Romallarn baka halklar zerinde uygulad iktidar anlamndaki imperium


populi Romaniydi (Lintott, 1981: 53). Ancak Akdenizin fethi M.. 30
civarlarnda tamamlandnda devletleraras sistemin sonu getirildi ve imperium
Romanum birleik, devasa bir teritoryal gvde olarak dodu. Bu ayn zamanda
prenslerin elinde iktidarn toplanmasna ve magistralarn elindeki gcn
kkten bir ekilde azalmasna tekabl eder (Richardson, 1991: 9).
mparatorluk kavram teritoryal ve idari btn anlamna doru deiime
urarken, reel-imparatorluk da cumhuriyetin yerine geiyordu (Koebner, 1961:
5, 11, 16). Teoride, imparatorluk dnyann ta kendisiydi (orbis terrarum);
zamanda ve meknda sonu yoktu, sonsuzdu (imperium sine fine dedi).
mparatorluk kavramnn arkasnda yatan temel fikir, Romann iradesinin
btn dier halklarca kabul edilmesiydi (Lintott. 1981: 54). Snrlar dndaki
bamsz bir gcn varl bile tehdit olarak alglanyordu; gerek gvenlik, d
politika gerektirecek bir dmann kalmamasyla salanabilirdi. Roma tek
devlet olmak istiyordu, devletlerden biri deil (Veyne, 1980: 122). Verili bir
anda birok krallk olabilir, ama imparatorluk tektir. Bu balamda Roma,
zgrlk datcs olarak, zgrlk savalarna hibir ekilde msamaha
gstermiyordu. Dolaysyla ideal olan dardaki btn komu glere boyun
edirmekti. Ancak elbette ki pratikte bu mmkn deildi. Roma, artk
genileyemedii noktada, kendi dnya dzenini, kendi-iinde-bir-dnyay
yaratmaya almaya balad. Romann sahip olduu dnya, Romallarn
ilgilendii karalardan ve denizlerden oluuyordu (kathhemas) (Brunt, 1990:
298); fethedemedii d dnyay, ciddiye alnmayacak, nemsiz, deersiz,
anlamsz bir barbarlk diyar olarak sunuyordu. Arnold Toybeenin dedii gibi,
corafi olarak deil, psikolojik olarak evrenseldirler. Part Kral hi phesiz ki
vard, ama hibir nemi yoktu. (Toynbee, 1957: 7). Politik olarak organize
olmu uygar insanl temsil eden Roma mparatorluu, dnyann merkeziydi
(Woolf, 2001: 319). Ve Roma ehri bu dnyann bayd, zetiydi, mikro
kozmosuydu (Edwards/Woolf, 2003: 4-5).
Roma mparatorluu farkl halklardan ve etnik gruplardan gelen elitlerini
bir arada tutmak iin ideolojik imentolara ihtiya duyuyordu. Bunlarn en
nemlileri, yksek kltr, imparatorun tanrsallatrlmas ve imparatorluunun
ebediliiydi. Ancak bu noktada u da vurgulanmaldr ki, imperium terimi her
ne kadar Latince de olsa, terimin arkasnda yatan btn temel fikirler
(evrensellik, tanrsallk, sonsuzluk), Byk skender araclyla, Asurlular ve
Ahameni ranllarndan alnmtr (Barker, 1951).
mparatorluk kavramsallatrlmasnn emperyal motivasyonlarla ilikisi
byktr, nk emperyal genilemenin nclerinin karlarn ve planlarn
yanstr. Literatrdeki temel soru udur: Teritoryal genilemenin motor gc
neydi? Roma tarihyazm bu konuda politik motivasyonlar ve ekonomik

248

Ankara niversitesi SBF Dergisi

65-3

motivasyonlar vurgulayanlar olarak ikiye blnmtr. Elbette ki bu iki


yaklamn ortasnda duranlar da vardr ama bunlar aznlktr; ben de burada bu
iki kutup zerinde duracam. Ve ikincisinin ekonomistik solipsizm ve
yanlgdan, dolaysyla anakronizmden muzdarip olduunu iddia edeceim.
Roma tarihisi E. Badiann belirttii gibi, her toplumda, egemen
toplumsal gruplarn dnya gr ve yaam tarzyla onlarn nderlik ettii d
politika arasnda yakn bir ba vardr. Bu balamda, Romann aristokratik
deerleri d ilikilere dorudan yansmtr. Soylu olmak ve erdemli olmak
(genus ve virtus) egemen deer sisteminin hayran olunan iki temel direiydi.
Bunlardan birincisi ikincisinin garantisiyken, birinciye doutan sahip
olmayanlarn ikinciye, yani erdeme ulamak iin iki yolu vard: Devlet
idaresinde ykselmek ve askeri baar. Savata gsterilen kahramanlk anhretin en nemli kaynayd. Bu nedenle, barbarlara kar yrtlen savalar
Roma d politikasnn kanlmaz karakteristiidir. Badian, siyaseti, ethosu ve
psikolojiyi ne karan yaklamnn tarihe Marksist perspektifle bakmaya
alan modern renciye ok uzak olduunu da ekler (Badian, 1968: 12-16).
Fetihlerde hi phe yok ki ekonomik kar hesaplar ve kazanlar da
etkili olmutur, ancak nemli nokta, bunlarn askeri-politik hesaplara gre
ikincil kalmas, onlarn yan rn olmasdr (Finley, 1999: 157, 204). Romay
dnyann ba (caput mundi) yaparak kazanlan an-hret ve iktidar, emperyal
genilemenin arkasnda yatan asl faktrd. Dnya fethinde ve laus (dignitas,
gloria) imperiide rol almak, bireysel ann da garantryd. Bu itkiyi Joseph
Schumpeterin yapt gibi irrasyonel saymak ve hatta gerek d grmek,
zihinsel olarak sonraki alarn esiri olmaktan kaynaklanr. Rasyonelliin
faydac kavramsallatrmas, Yunanllarn ve Romallarn zihniyet dnyasna
yabancyd (Brunt, 1990: 441-442). Antik yazarlar ve imparatorlar ekonomik
karlara nadiren deinirler (Sherwin-White, 1957: 41). Elbette ki ekonomik
karlar politik hesaplarla ve an-hretle uyumsuz, elikili deildir, ancak
burada vurgulamaya altm birincillik meselesidir (Woolf, 1990: 49).
Roma emperyalizminin doasyla ilgili tartmann kkleri, antik
ekonominin doas ve antik dnyadaki toplumsal snflarn durumuyla ilgili
olarak sren mehur tartmaya kadar gtrlebilir. Bu akademik tartma 19.
yzyl sonlarndaki primitifist/modernist blnmesine kadar gtrlebilir. Karl
Bucher, moderniteden nce kompleks bir ekonomi olmadn, antik
ekonominin byk lde hanehalk temelli olduunu iddia ediyordu. Buna
karlk, o zamanki egemen grn temsilcilerinden Eduard Meyere gre
antikite znde moderndi, nk ticaret ve para ok nemli bir rol oynuyordu
(Pearson, 1971: 6-7).

R. Bar nl

mparatorluk Fikrinin Geliimi

249

Bu iki gr, iki u kutbu oluturur ama ortak bir varsaymlar da vardr:
Antikitede kompleks ama ayn zamanda da kapitalizmden niteliksel olarak
farkl bir ekonomi olamaz; baka bir deyile, ekonomi ya primitifti, ya da
kapitalist bir komplekslie sahipti. Max Weber bu yanl ikilemi amtr: Antik
ekonomi komplekstir ama homo politicus tarafndan ynlendirilmektedir;
modern ekonomi komplekstir ve homo oeconomicus tarafndan ynetilmektedir
(Morris: 1999, xv). Antikitede zel giriimcilie benzer ey, en iyi ihtimalle
politik kapitalizm olarak adlandrlabilir. Giriimci, zenginlii byk lde
iltizam, devlete bor vermek veya ticaret imtiyazlar gibi devlet frsatlarndan
faydalanarak elde ediyordu (Gerth ve Mills, 1958: 163-167).
Weberin bu mdahalesi, antik ekonomiye anaakm yaklam
deitiremedi. Bazlar Romann byk yanlnn antik uygarl yaratm olan
serbest giriimcilii bastrmak olduunu sylyordu (Westermann, 1915: 735,
743). nl Roma tarihisi Michael Rostovtzeffe gre, Helenistik ekonomi
znde kapitalistti, nk bireyler ekonomik zgrlkle sermaye birikimi
peinde koabiliyordu: Helenistik dnyada homo oeconomicus mentalitesi
tipik bir eydi ve bu daha sonra Bat dnyas tarafndan miras alnd. Ancak
arada, bu antik kapitalizm Romann politik hesaplar ve gcyle sona erdirildi.
Rostovtzeff ayn tehlikeyi 20. yzylda da grdn syleyerek bitirir
analizini (buradaki tehlike komnizmdir tabii. Rostovtzeff, 1936: 231-252).
Burada Romann kapitalistik bir yeniden kavramsallatrlmasyla ka
karyayz. nl tarihinin ekonomik liberalizme ne kadar ok inand
bilindiinden, bu hi de artc deil. A.D. Momiglianonn szleriyle, Rus
Devrimindeki acl deneyimi olmasayd, Rostovtzeff Roma mparatorluunun
burjuvazisini bu kadar sevgi dolu bir ilgiyle betimlemezdi. (Momigliano,
1994: 39-41).
Rostovtzeff ve ayn yaklamn dier temsilcileri ekonomik solipsizmden
muzdaripti. rnein bir baka nl tarihi W.G. Runciman, Romay
kapitalistsiz bir kapitalizm olarak adlandrr, nk zel mlkiyet yaygndr ve
nakitle alan geni bir pazar a vardr (Runciman, 1983: 157-181). Ancak bu
yaklam, 1950lerde Polanyi ve rencileri tarafndan etkili bir ekilde
eletiriye tabi tutulmaya balamtr. Bu sosyal bilimciler hem primitifistlere,
hem de modernistlere itiraz ederek, kapitalist olmayan ama ayn zamanda da
gelimi, kompleks ekonomilerin olduunu gstermilerdir. Temel argmanlar
udur: Pre-kapitalist ekonomiler toplumsal ve politiin iinde o kadar
gmldr ki, ekonomi ve ekonomik dnce bamsz alanlar olarak

250

Ankara niversitesi SBF Dergisi

65-3

doamamtr. Sava, gurur ve iktidar ihtiras gibi kayglarn iinde, ayda


erimi eker gibidir ekonomi.6
Bu Polanyici yeni akm antikite tarihyazmnda gl bir temsilciyi Sir
Moses I. Finley ve 1973 tarihli nl kitab The Ancient Economyde bulmutur.
Finley ve takipileri, ekonomiyi kr maksimizasyonu ve arz/talep kanunundan
ziyade, stat kayglarnn ynettiini sylediler. rnein Finleyin yapt bir
monografi Atinallarn topraklarn ipotee vermelerinin nedeninin paray
yatrma evirmek deil, dnlere ve cenazelere yatrmak olduunu gsterir
(Morris, 1999: xvii; Meikle, 2002: 243). Statnn yaam tarzyla olan yaknl
bilindiinden, neredeyse btn byk kentlerin retim deil, tketim merkezi
olmas da artc deildir. Ticaret kendi iinde bir ama olursa meru bir
kazan yolu deildir; ancak politika ve sava btnyle saygn ve meru kazan
biimleridir (Austin/Vidal-Naquet, 1977: 13). Ayrca, kapitalizmin tersine, bir
insann benliiyle emei arasnda fark yoktu; baka birisi iin alyorsa zgr
olarak nitelendirilmiyordu. Dolaysyla insanlar bakalarnn altnda
almamak iin ellerinden geleni yapyorlard ve bunu geim ekonomisin
yaygnl sayesinde baaryorlard. Bu, snrsz sermaye birikimi anlamndaki
kapitalizm iin olmazsa olmaz olan byk emek pazarlarnn oluumunu
engelliyordu. almann kendi bana iyi bir ey olduu da dnlmezdi
(Meikle, 2002:241-243; Austin ve Vidal-Naquet, 1977: 13, 15-16). Btn
bunlarn istisnas elbette bulunur ama kaideyi bozacak kadar deil.
Finley, Roma mparatorluunu ekonomik deil, politik bir birim olarak
grr (Finley, 1999: 22-23, 34). Birbirleriyle ilikili pazarlar vard ancak bunlar
btnlemi deildi (Saller, 2002: 254). Devletin ekonomiye olan ilgisi daha
fazla gelir toplama anlamndayd; toplumsal hiyeraride saygn bir yeri ve
siyasi etkisi olmayan tccarlar desteklemek gibi bir ekonomi politikas yoktu
(Jones, 1974: 137). Akdenizin varolan ekliyle ekonomik entegrasyonu
byk lde vergilendirme/hara (Wickham, 1984: 9, 13) ve lejyoner
ekonomisiyle (yani sava ekonomisi) salanyordu (Mann, 1986: 260, 271272). zetle, antik ekonomi toplumun iinde gmlyd ve politika tarafndan
st-belirleniyordu; neo-klasik ekonomi standartlarna gre de fazlasyla
geleneksel, irrasyonel ve stat odaklyd (Cartledge, 2002: 15). Toplumsal
hayatta farkllam bir alt-sistem olarak ekonomi mevcut deildi (Finley,
1999: 21). Antik Akdeniz dnyasyla ilgili sunmaya altm bu dnyatarihsel balamda, gerek anlamda bir iktisadi dncenin kmam olmas da
artc deildir. nsanlar ekonomikten ziyade, politik ve dini terimlerle
dnyordu.
6 Bu ayda erimi eker metaforunu Osmanl ekonomisi iin Mehmet Gen kullanr.

R. Bar nl

mparatorluk Fikrinin Geliimi

251

te btn bu faktrler toplumsal snflarn konumu; ekonomik olann


toplumsal ve siyasal olann iinde gml olmas; savan ve politikann en
meru/saygn an-hret ve kazan kayna kabul edilmesi; iktisadi dncenin
yokluu- imparatorluun kavramsallatrlmasna da dorudan yansmtr.
mparatorluk denince, akla ilk gelenler teritoryal, politik ve askeri gce ilikin
fikirlerdir. Dolaysyla Roma dneminde imparatorluk kavram, ynetici
gruplar iindeki g dengesine (cumhuriyetten imparatorlua) ve Romann
dier Akdeniz politik birimleriyle olan ilikilerine gre (imperium domi ve
militaeden, orbis terrarum anlamnda imperium Romanuma) deimitir.
- Ortaa Avrupasnda mparatorluk Kavram
Konstantinin 4. yzylda imparator olmasyla birlikte, orbis terrarum
ayn zamanda orbis christianum oldu. Bu dnemde imparatorluun Hristiyan
kavramsallatrlmas ve yeniden-kavramsallatrlmas balamtr. Dini elitlere
gre, sann ve pax Romanann ayn zamanlarda, Agustus anda domu
olmas tesadf deil, tanrnn iradesiydi. Imperiumun amac da Hristiyanl
yaymaktan baka bir ey deildi. Birok kii Romann erken 5. yzylda
Vizigotlarn eline dmesinin nedeni olarak Hristiyanln eski tanrlar
onurlandrmamasn gsterse de, ok tanrl gnler artk geride kalmt. Saint
Augustinus Tanr Devletini bu dnemde, ayn zamanda bu sulamalara kar
yazmtr. Ona gre Roma ebedi deil, dnyevi ve sonluydu; ayrca hkmetme
ihtiras ve kendine ak olma zerine kurulmutu, dolaysyla sonunun
gelmesinin de bir nemi yoktu. Bu dnce, Romay dnyann kaderiyle
zdeletiren eski imparatorluk fikrine taban tabana zttr (Mommsen, 1951:
346-374).
Roma mparatorluunun knden sonra, orbis christianum varolan
ve kendine imparatorluk diyen btn politik birimleri teritoryal olarak amtr.
Bu Hristiyan dnyada, politik paralanmlk kural haline geldi. Ve bu yeni
gereklik, yansmasn imparatorluk kavramnda da buldu. Eski tek dnya, tek
imparatorluk, tek din fikrinin gereklikle bir ba kalmamt. Ancak
imparatorluk kavram mukayese edilemez bir prestije de sahipti, bu nedenle bir
kenara atlamazd. Bu durumda yaplacak ey, kavram farkl zaman ve
meknlara uyarlamak, onu yeni karlar ve propagandalar iin modifiye
etmekti.
6. yzyl ortalarnda, tarihi Jordanes imparatorluu Gotlarn hakimiyeti
altnca eitli etnik gruplarn birlemesi olarak tanmlad (Folz, 1969: 13-14).
Sevillal sidora gre ise imparatorluk, Romadan beri, krallklar zerinde bir
hkimiyetti. Burada kavramsallatrma ve yeniden- kavramsallatrma el ele
gitmektedir. Bilindii gibi Roma zamannda imparatorluk btn krallklar

252

Ankara niversitesi SBF Dergisi

65-3

zerinde hkimiyetti. sidor burada, biraz da tarihi arptarak, kavram bilerek


daraltyor ve sz gelii, sadece iki krall fetheden ve birletiren bir ortaa
hkmdarna bile imperium kurdum diyebilme meruiyetini veriyor. Zaten 7.
yzylla birlikte ngiltere ve Almanya gibi yerlerde imperium saxonum ve
imperium anglorum gibi spesifik ifadeler grmeye balyoruz (Muldoon, 1999:
16).
Bu daha dar ama yeni kavramsallatrmann yannda, eski evrensel
imparatorluk fikri de sryordu. rnein 8. yzylda Merovenj hkmdar
kendini evrensel imparator olarak lanse etmeye alyordu (Folz, 1969: 7).
Karolenj imparatoru Carlemagne 800 ylnda Papa III. Leonun elinden tacn
giyerken daha da gl ve evrensel bir dil kullanyordu. Hanedan kendini
Romaya ve hatta Troyaya balayan kurgusal soyktkleri rettirmiti
(Moreland, 2001: 402). Bu gelenek, I. Ottonun 963de ta giymesinden sonra
Cermenler tarafndan da devam ettirildi. Kendilerini Romann varisi sayan bu
ortaa gcnn vurgulad ortak nokta, imparatorluun dnya, kralln ise
lke olduuydu (Werner, 1980: 190-191). Ancak orbis christianumun dou
ucunda da Bizans vard ve Bizans batl muadillerinin imparatorluk kavramn
kullanmalarna iddetle kar kyordu (Diehl, 1991: 176). G. Ostrogorskynin
szleriyle, tek bir meru imparatorluun olabilecei fikri, Bizans siyasi
doktrinlerinin temel prensibi, abcsidir. Bu teori Bizans ele geirmeyi uman
Bulgar ve Srp krallar tarafndan da paylalyordu; nk Bizans fethettikleri
an imparator olacaklard (Ostrogorsky, 1967: 25-26, 28-29).
Ancak Papalk imparatorluu bambaka ekilde kavramsallatryordu. 9.
yzyl balarnda imparatorluu doudan batya transfer ettiini, nk
Bizansn kiliseyi koruma grevini ifa edemediini duyurdu. Papaln
translatio imperii fikri, imparatorluu bir toprak paras veya yer olarak deil,
kilisede bir makam, bir ilev olarak gryordu. mparatorluk kiliseye gre
ikincil bir nemdeydi (Muldoon, 1999: 15, 84). Ayrca Papalar pontifex
maximus unvann kullanmaya baladlar. Buradaki ama dini deildi; unvann
eski sahipleri Sezar ve Agustusun devam olduklarn gstermekti (Jenykins,
1992: 8-9).
Bir makam veya grev olarak imparatorluk fikri phesiz ki hkmdarlar
iin kabul edilemezdi. Ancak ayn zamanda da blgelerindeki hkimiyeti
devam ettirebilmek iin Papaln ideolojik desteine muhtatlar; nk
ortaa devletleri hkimiyetlerini askeri, idari ve iktisadi yollarla srdrmekten
acizdiler. Voltairein daha sonralar syledii gibi, Kutsal Roma mparatorluu
ne kutsald, ne Romayd, ne de imparatorluktu. (Schuman: 32). Bu nostalji
imparatorluklar, tabiri caizse, Papaln aznn iine bakyorlard (Barfield,
2001: 38-39).

R. Bar nl

mparatorluk Fikrinin Geliimi

253

Ancak 11. ve 12. yzyllarda Roma hukukunun yeniden canlanmas


Papal zor durumda brakt, nk bu dnya hkmdar olarak imparator
(dominus mundi) fikrinin de yeniden canlanmas demekti. Dante bu yeniden
canlandrmann ba aktrlerindendir. talya yarmadasnda gzlemledii
hukuksuzluk, kaos ve kr hrsna kar tepkiliydi. are olarak da, bir bar
garantr olarak grd dnya-imparatorluu fikrini ortaya atmt. Tanr
nasl evreninin tek yneteniyse, imparatorluk da dnyann tek yneteni
olmalyd. Btn yerine paralar gzetmek, eylerin doasna tersti. Dante
Aristotelesi zikreder: hkmdarln okluu ktdr; o yzden bir hkmdar
olsun. (Dante, 1996: 9, 11, 23, 47, 63, 79).
mparatorluk kavram etrafnda dnen btn tartmalar, aslnda daha
byk bir tartmann parasyd: Orbis Christinanumu kim ynetecek?
Papalk ve nostalji imparatorluklar iki temel rakiptiler ama ikisinin de dier
siyasi birimlere sz geirecek gleri yoktu. Bu nedenle, daha kk siyasi
birimler de kendi imparatorluk kavramlarn gelitirmeye baladlar. spanya ve
ngilterede kavramn krallklar zerinde hkimiyet anlamna geldiini
belirtmitim. Fransada ise egemenlik anlamnda kullanlmaktayd: Fransa
kral kendi krallnda imparatordur. (Folz, 1969: 157, 175). Btn bu
kavramsal daraltmalar, krallklarn kendi lkelerinde egemen olduklarn,
evrensellik iddias tayanlardan bamsz olduklarn vurgulamak iindi
(Muldoon, 1999: 16, 55, 58).
Grdmz gibi ortaa Avrupasnda farkl ve esnek imparatorluk
kavramlar gelimitir. Bunun temel nedeni Romadan sonra Avrupann siyasi
olarak paralanmasdr. Eskiden btn kathhemasda tek bir imparatorluk vard
ve bunu kimse sorgulamyordu. Ama imdi ksmen de jure ve kesinlikle de
facto olmak zere, ok sayda bamsz g vard. Bu devletlerin veya
devletiklerin okur yazarlar imparatorluk kavramn ilerine geldii gibi
geniletip daralttlar, duruma gre tarihsel gereklii gizlemeye veya tarihsel
gereklikle uyumlu hale getirmeye altlar. Bir anlamda, zamannda Papaln
yapt gibi, herkes kendi translatio imperiisini, yani transferini
gerekletiriyordu (Muldoon, 1999: 143). Baka bir deyile, imparatorluk
kavram deien siyasi balama gre deiiyordu. Ancak u vurgulanmaldr ki,
bu kavramsallatrmalar dini ve siyasidir. Ekonomik bir fikir olarak
imparatorluk henz ortaya kmamtr.
Bu durum, kyl reticinin emeinin bir tccarn kr peinde
komasndan ok daha saygn olduu bir dnyada artc deildir. Tabii bu
tablo, feodal toplumun iki egemen grubunun izdii bir tabloydu: Dua edenler
ve soylu askerler. Ruhbana gre ticaret hilekr ve kirli bir urat; valyelere
gre ise korkaklarn yapt bir iti. ki grup da kentlilerden tiksinirdi
(Gurevich, 1997: 245, 247, 251). retim sahasnda, din adamlarnn ve toprak

254

Ankara niversitesi SBF Dergisi

65-3

sahiplerinin genel tavr paray yaam tarzn ve toplumsal staty srdrmek


iin kullanmakt. Marksist tarihi Witold Kula Polonya feodalizminde de
benzer eilimler gzlemlemitir (Kula, 1976: 52-53). Ve Georges Dubynin
belirttii gibi, ortaada hibir kazan savatan elde edilen kazantan daha adil
saylmazd (Duby, 1974: 163-166).
Feodal an genelinde ekonomi doal ekonomiydi ve ekonomik
dnce de bunun tesine geemedi. Ancak 13. yzyln bandan itibaren
tccar snf ciddi bir ykselie geti. Byyen kentler ve ticarilemeyle birlikte,
bu snf feodal toplumu sarsmaya balad (Bloch, 1971; 353-354). Jacques Le
Goffun belirttii gibi, gl/fakir (potens/pauper) kartlyla anlatlan g
fark, yerini yava yava zengin/fakir ayrmna brakyordu. Bu parasal
ekonominin geliiminin bir yansmasdr. Artk zenginlik gcn kayna olarak
grlmeye balanmt (Le Goff, 1997: 10).
Ge feodalizmdeki bu toplumsal deiim, imparatorluk kavramna en iyi
ekilde giriimci snfn ok gl olduu kuzey talyada yansmtr.
Blgedeki kent devletleri Kutsal Roma mparatorluuna kar hukuki ve fiili
bamszlk mcadelesi veriyorlard. Lombard Ligi sayesinde askeri olarak
direnebiliyorlard ancak Roma hukukunun canlan, bamszlk taleplerinin
ideolojik meruiyetini yaralamt (dominus mundi meselesi). Pratik ve teorik
arasndaki uurumdan rahatszdlar. Hukuku Sassoferratolu Bartolo (13141357) bu uurumu kapatmaya alt. Ona gre devletler sadece birbirinden
deil, imparatorluktan da bamszdlar. Kentler de merum imperiuma (yasa
yapma gc) sahipti. Bu ilke kuzey Avrupada da yansmasn buldu ve Rex in
regno suo est Imperator (her bir kral kendi krallnda imparatorun otoritesine
denktir) ilkesi yaygnlk kazand (Skinner, 1978: 11-12). Bu arada Kutsal Roma
mparatorluu da ismini deitirerek imparatorluk kavramn Cermen halkyla
snrlandrm oldu: Sacrum Romanum Imperium Nationis Teutonicae
(Muldoon, 1999: 16, 42).
Kapitalizm bir btn (ideoloji, snflar, devlet-kapitalist ittifak, kurumlar
vs.) olarak henz domamt. Snrsz kr hrs ve sermaye birikimi giderek
yaylyordu ama baz kent devletleri dnda egemen deildi ve an ahlaki
deerleriyle halen eliki iindeydi. Ancak ge ortaada yeni bir sistemin
tohumlar da atlmt: Para kuvvetli bir toplumsal g haline geldi, byklekli uluslararas ticaret ve tccarlar iten kazan ruhu yeni bir ekonomik ve
toplumsal dzenin habercisi oldu: Kapitalizm. (Gurevich, 1997: 281).

R. Bar nl

mparatorluk Fikrinin Geliimi

255

- Kapitalizm anda mparatorluk ve Emperyalizm


Kavramlar
mparatorluk Fikrinin Niteliksel Deiimi (16.-18. Yzyllar)
16. yzylda, dnya-imparatorluu fikri Avrupa elitlerini etkilemeye
devam ediyordu. zellikle spanyollar V. Charles ve II. Philip dneminde bu
fikri gerekletirmeyi ciddiye aldlar. rnein Corts, Amerikalarn da
kefinden sonra, tarihteki ilk gerekten dnya imparatorluunu kurmay
baarabileceklerini dnd; Gattinara gibileri ise, Osmanllara kar evrensel
bir Avrupa imparatorluu kurma hayalindeydiler (Armitage, 1998: xix-xx). Bu
iki proje de, spanyollar tiranlk ve gurur peinde komakla sulayan dier
Avrupa glerinin direniiyle karlat (Bosbach, 1998: 86-90). Bu projenin
fizibilitesi olduu inanc byk lde spanyollarla snrl kaldysa da,
ngilizler ve Franszlar da zaman zaman bu kar konulamaz hayale kendilerini
kaptrdlar. rnein imperium Britannicum ifadesi bu hayali yanstr (Pagden,
1995: 4-7). Franszlar da 17. yzylda, XIV. Louis dneminde, Avrupa-apnda
bir dnya-imparatorluu kurmak iin abaladlar ve zamannda spanyollarn
maruz kald trden sulamalarla karlatlar (Bosbach, 1998: 95). Ancak, bu
gcn de imparatorluk kavramn resmi olarak kullanmadn belirtmek
gerek; nk bunun biri tarafndan kullanm dierlerini fazlasyla rahatsz ve
huzursuz edebilirdi.
zetle, 16. yzyl ve erken 17. yzylda dnya-imparatorluu fikri hala
ok etkiliydi. John Headley, tarihilerin bugnden o dneme bakp, ulus
devletlerin oluumundan ok etkilendiini, oysa o zamanlar geni bir
hegemonya anlamnda imparatorluk fikrinin hala ok ekici olduunu,
Habsburglarn ve Valoislarn bunu gerekletirmeye altn vurgular
(Headley, 1998: 65-66). Anthony Pagden de benzer bir grtedir: Avrupann
ilk teritoryal genilemesini, fetih iin fetih anlayna balar. Fethe katlmak,
birey iin halen en nemli bir toplumsal ilerleme kaynadr (Pagden, 1995: 6265).
Ancak dnyann corafi olarak ne kadar byk olduunun yava yava
anlalmasyla birlikte, dnyann tek hakimi olma fikrine inanmak, Hugo
Grotiusun szleriyle, basbaya idiyotik hale gelmiti (Pagden, 1995: 39).
Ayrca Avrupa gleri arasndaki greli g dengesi bu fikri iyice uuk
klyordu. Bu etkenler, dnya imparatorluu fikrinin zayflamasna yol at. Bu
fikrin nndeki dier bir yapsal engel ise, hzla genileyen ve byyen dnya
ticaretiydi. Ktalarn artan entegrasyonu ve bu entegrasyonda Avrupal glerin
egemenlii, ticareti daha nce olmadk lde nemli hale getirdi. Dnemin
jargonuyla, ticaret ruhu fetih ruhunun yerini alyordu. Bu dnm ilk fark
edenler Hollandallar ve ngilizler oldu. Denizlere olan ilgi, kara paralarna

256

Ankara niversitesi SBF Dergisi

65-3

olan ilgiyi ayordu. Grotius serbest giriim adna denizlerin zgrln


savunurken, ngilizler Hollandallar denizde evrensel monari kurmakla
suluyordu (Robertson, 1998: 38). Okyanuslarn ve dolaysyla ticaretin
kontrol bu iki gcn temel kaygs haline gelmiti.
Dnya niteliksel ve yapsal bir deiimden geiyordu. Daha sonra
kapitalizm adn alacak yeni bir sistem ideolojisiyle, toplumsal snflaryla,
devlet aygtyla, kurumlaryla birlikte bir btn olarak dou srecindeydi.
Reel-imparatorluklar bu deiime kendilerini adapte etmek zorunda kaldlar. Bu
balamda, imparatorluk tarihte ilk defa ngilterede ekonomik olarak
kavramsallatrld. J. Evelyn 1670lerde, imparatorluun byklnn ticaret
ruhundan getiini yazd. N. Barbon da 1690da, skender veya Sezarnkinden
bile daha gl bir imparatorluun ticaret sayesinde kurulabileceini iddia
ediyordu (Armitage, 2000: 144). William Todd 1718de yle diyordu: Ticaret
teorisi temel bir bilimdir ve onun doru dzenlenii imparatorluun
anahtardr. Bu fikri kopuun farknda olan David Hume, antikite yazarlarnn
ticaretten hi bahsetmediini sylyordu. Oysa artk sv dnya (denizler) ve
ticaret asl ilgi odaklaryd (Armitage, 2000: 146).
Fransz fizyokratlar, ngilizlerde grlen bu mantalite deiimini
hayranlkla izlediler. Onlara gre, ngilizler ticaret ruhunun askeri ruhun nne
getiini grmler, siyaset yasalarn ticaret yasalarna tabi klmlard.
Franois Quesnaye gre, Fransa gibi monarik imparatorluklarda siyasetin ve
ticaretin karlar taban tabana ztt. Tccarlar merkezi devletin aksesuarlar gibi
alglanyordu (Pagden, 1995: 184-185). spanyollar da deien dnyaya
ngilizlerin ok abuk ayak uydurduunun farkndaydlar. Saaverda Fajardo,
daha 1640ta, imparatorluklarn geleceinin fetihlerde deil, ticarette ve
denizlerde olduunu grd. Campomanese gre, spanyollara ekonomik
bireyler olmalar gerektii retilmeliydi (Pagden, 1995: 115-124).
mparatorluk ekonomik gzlklerle kavramsallatrldka, Roma, Atina
ve Kartaca da benzer bir ekilde yeniden-kavramsallatrlmaya baland.
Ekonomistik anakronizmin erken rneklerinde, Atina serbest giriim/ticaret ve
tketici zgrlyle zdeletirilirken, Roma fetih ruhunun esiriydi ve
sonunda hibir ey baaramad (Vidal-Naquet, 1994: 7-8, 83-90).7 Daniel Defoe
da benzer nedenlerle, Kartaca Romay yenseydi, bunun insanlk iin daha
hayrl olacan savundu (Edwards, 1999: 11). Yunan dnyasndaki devletler
sistemi ve gler dengesi de gene ayn dncelerle vgye ve hayranla konu
oldu. Egemen devletler birbirlerine ticari balarla balanmalyd.

7 Benzer bir yaklam ABDnin kurucu elitlerinde de grlr. Bkz. (Richard, 1994).

R. Bar nl

mparatorluk Fikrinin Geliimi

257

nl tarihi Edward Gibbonun Romaya ve onun temsil ettii evrensel


monari fikrine yaklam olumsuzdu: mparatorluklar tarihi insanlarn
sefilliinin tarihidir. deal, antik Yunanda olduu gibi, dilin, kltrn,
davranlarn, karlarn, dinin birlii ile devletlerin bamszl arasnda
yaratlacak bir uyumdu (Robertson, 1997). Ancak ilgintir, Gibbonun Romaya
olan bu sevgisizlii, Roma kalntlarn grdnde heyecanlanmasn
engellememitir (Jordan, 1976: 7). Avrupa elitinde grlen bu ortak duygu hala
bir lde geerlidir. T.S. Eliotun zamannda syledii gibi, Avrupa
uygarln miras aldmz srece, hepimiz hala Roma mparatorluu
vatandalaryz. (Edwards, 1999: 18).
Burada sylemeye altm, kapitalizmin douuyla birlikte
imparatorluk sadece ekonomik bir fikir, bir kavram haline geldi demek deildir.
Zaten tarih byle gelimemitir. Olan ey kapitalizmin domas, 16. yzyldan
itibaren bireysel kara ve snrsz sermaye birikimine dayanan ekonominin,
kendisini siyasi, dini ve ahlaki snrlamalardan kurtarmas ve bamsz bir olgu
haline gelmesidir. Bir anlamda, devlet ve devletliler mutlak zerkliini
kaybetmitir. Daha sonra kapitalizmin en nemli niteliklerinden biri olan
kapitalist/devlet ittifak gndeme gelmitir. Bu ittifakta bazen devletliler
ndeyken, bezen de giriimciler n plana kmtr. Modern dnyann bu
zellikleri, yansmasn imparatorluk kavramnda da bulmutur. Kavram siyasi
ieriini ve anlamlarn korumakla birlikte, ekonomik bir ierik de kazanmtr.
Ama hi phe yok ki zellikle 20. yzylla birlikte, imparatorluun ekonomik
kavramsallatrlmas politik kavramsallatrlmasndan ok daha fazla n plana
kmtr. Bu, imperumdan treyen emperyalizm kavram akla geldiinde,
zellikle byledir.
Emperyalizm Eittir Kapitalizm (19.-20. Yzyllar)
mparatorluun aksine, emperyalizm greli olarak gen bir kavramdr.
lk defa ngilterede, 19. yzylda kullanld. Balarda neredeyse btnyle
siyasi bir ierie sahipti. Louis Napolyonun icraatlar veya Disraelinin
maceraperestlii gndeme geldiinde olumsuz, metropol ngiltereyle kendi
kendini yneten smrgelerin ilikisi akla geldiinde olumlu anlamda
kullanlyordu (Koebner, 1949: 2, 7).
Ge 19. ve erken 20. yzyllarda Avrupa glerinin hzl kolonyal
genilemesiyle birlikte yeni kavramn kullanm btn Bat dnyasna yayld.
Bu balamda, emperyalizmden ulus-devletlerin kendi snrlar dna yaylmas
ve dnya gc olmas anlalyordu. Otto Hintzenin 1907de belirttii gibi,
byk g stats iin sava, modern dnyadaki emperyalizmin gerek zn
oluturur. (Mommsen, 1982: 5). Bu devlet-odakl kavramsallatrmada,

258

Ankara niversitesi SBF Dergisi

65-3

emperyalizm belli bir devletin ve milliyetiliin prestijinin ve gcnn artmas


anlamna geliyordu.
Ancak ayn zamanlarda emperyalizmin ekonomik kavramsallatrlmas
da ortaya kmt. ngiliz liberal gazeteci J.A. Hobsonun Imperialism: A Study
adl 1902 tarihli kitab, gelecekte egemen olacak bu yeni yaklamn ncsdr.
Hobsona gre emperyalizm, politikaclarn ihtirasyla aklanamazd; bu,
finansrlerin ve yatrmclarn karlarna kyasla ok nemsiz bir faktrd
(Hobson, 1975: 47, 59). Emperyal genileme ihtiyacnn temel nedeni,
sermayenin younlamas ve tekellemesinin retim ve tasarruf fazlasna yol
amasyd. erideki pazarlar ve yatrm imknlar bu fazlay emecek kadar
yeterli deildi. Sermayenin yeni pazarlar ve yatrm alanlar bulmas
gerekiyordu. Sorun ise, emperyalist genilemenin sadece kk bir aznla
yarar getirmesi, ngilizlerin ouna zarar ettirmesiydi (Hobson, 1975: 74-81).
Ancak Hobsona gre, emperyalizm kapitalizmin deil, yanl politikalarn ve
kt gelir dalmnn bir sonucuydu: Emperyalizm bu yanl ekonominin
meyvesidir; aresi sosyal reformdur. (Hobson, 1975: 88)
Hobsonu Marksistler takip etti. 1910da yazan Rudolf Hilferdinge gre
emperyalizm, zgrlk deil hkimiyet isteyen finans kapitalin ihtiyalarna
gre bina ediliyordu: Finans kapitalin kar bireysel bir kapitalistin
bamszln deil, onun boyun emesini istemektedir; kendi ticari ve finans
politikasn izleyecek, siyaseten gl bir devlete ihtiyac vardr. Gl devlet
bunlar yaparken, dier byk devletlerle mcadeleye giriir, kk devletleri
kontrol eder, igal eder. zetle, sermaye dnya fatihi haline gelmektedir.
(Mommsen, 1982: 37). Literatre 1912de katlan Rosa Luxemburga gre,
emperyalizm kapitalizmin doasnda vardr. Kapitalist birikim daima kapitalistolmayan tabakalara ve toplumsal organizasyonlara ihtiya duyar, nk bunlar
hem art-rn iin bir pazar, hem de hammadde ve emek gc kaynadrlar.
Bu kapitalist olmayan toplumlardaki doal ekonomilere kar srekli bir
mcadeleyi gerekli klar (ilkel sermaye birikimi). Bu noktada, Luxemburgun
pre-kapitalist emperyalizm ve kapitalist emperyalizm arasnda yapt bir ayrm
bu makalenin temel argman iin de ufuk acdr, onu destekleyici
mahiyettedir: Btn [pre-kapitalist] fatihler [Hindistan] smrme ve ona
hkmetme amacn gttler, ama bunlarn hibiri insanlar retici glerinden
koparmakla ve toplumsal organizasyonlar paralamakla ilgili deillerdi
(Luxemburg, 2003: 348-352). Bir cmleyle, Luxemburga gre emperyalizm,
kapitalistlerin karn kovalayan devletlerin, kapitalist-olmayan blgeler ve
halklar iin yrttkleri mcadeledir (Luxemburg, 2003: 426, 431, 433).
Emperyalizm zerine bugne kadar en etkili olmu eserse, 1916da Leninden
geldi. Hobson ve Hilferdingden ok etkilenen Lenine gre, emperyalizm
kapitalizmin tekelci aamasyd. Tekelci finansrlerle sanayicilerin birlemesi

R. Bar nl

mparatorluk Fikrinin Geliimi

259

finans kapitali yaratt; finans kapital de sermayeyi ihra edecek yeni ekonomik
alanlar aryordu. Emperyalizm dnyann ekonomik olarak paylalmasyd.
(Lenin, 1975).
Emperyalizmin ekonomik karlarla zdeletirilmesi Leninle birlikte
zirve yapt. Hobsonun aksine, Marksistlere gre emperyalizm yanl
politikalarn deil, kapitalizmin doal bir rnyd (Karl Kautsky hari. Bkz.
Kautsky, 1983: 83, 86-88). Marksizmin entelekteller zerindeki etkisi ve
baarl sosyalist devrimlerin eitli lkelerde devlet iktidarn ele geirmesi,
emperyalizmle kapitalizmi neredeyse eanlaml kld. Bu yaklamda, devlet
iktidarn elinde tutanlar kapitalistlerin piyonu olarak algland; ok snrl bir
zerklie sahiptiler ve bu nedenle fazla ciddiye alnmalar gerekmezdi.
Bu yaklam farkl sosyal bilim dallarndan itirazlara konu olmutur.
Birka rnek: Joseph Schumpeter, 1919da yaymlanan bir makalesinde,
emperyalizmin irrasyonel ve gemi alarn fetihi, atavistik bir kalnts
olduunu iddia etti. Emperyalizmin faydac hibir taraf yoktu, fetih
alkanlnn bir rnyd. Bu nedenlerle, temel prensibi akln ve yaamn
rasyonellemesi olan kapitalizmle derin bir eliki iindeydi (Schumpeter,
1955: 6, 64-69). William Langer ise 1935de yle yazyordu: ktisadi karlar
toprak kazanlarndan kar salayabilir ya da salamayabilir. Ama askeri ve
brokrat snflar neredeyse her zaman salar. (zikreden Mommsen, 1982: 6869). mparatorluk ve emperyalizm kavramlar zerine tarih aratrmalar olan
Richard Koebner, ekonomik faktrleri nemsemesine ramen, politik hesaplar
birincil motivasyonlar olarak vurgulad (Koebner, 1949: 29). Tarihi D.K.
Fieldhousea gre, byk glerin 1870 sonrasndaki teritoryal genilemesi
artan politik, gvenlik ve prestij kayglarndan kaynaklanmt. Ayrca
milliyetilik ve imparatorluk milyonlarca insan iin bir inan meselesi haline
gelmiti; emperyalist ideolojiye ve smrgeciliin hakllna kitleler
inanyordu, inandrlmt (Fieldhouse, 1961: 207). David Landes ise
emperyalizmi, Bat lkeleri ve dnyann geri kalan arasndaki gler
dengesinin bozulmasnn doal bir sonucu olarak gryordu; gl gszn
gszlnden her alanda faydalanyordu (Landes, 1961: 511-512).
Landesin emperyalizmin ekonomik yorumuna ilikin getirdii u eletiri
aslnda btn eletirilerin zn oluturur: ksmen aklyor, ama btn
akladn iddia ediyor. (Landes, 1961: 498). Hedef elbette ki Marksizmdi.
Daha nce ima ettiim gibi, Marksist-Leninist emperyalizm anlaynn
kapitalizm kartlar zerindeki byk etkisi, emperyalizm meselesinde daha
nansl ve ok boyutlu analizler retilmesini engelledi. Bylece emperyalizmin
nndeki ekonomik sfat drld ve kavram tek bana kapitalistlerin
karn yabanc lkelerde takip etmek anlamnda kullanlmaya baland. Birok
sol teorisyen (Immanuel Wallerstein, A.G. Frank, Samir Amin gibi)

260

Ankara niversitesi SBF Dergisi

65-3

emperyalizm zerine farkl perspektifler gelitirdiler, ama ortak noktalar


kapitalizmin ihtiyalarna odaklanmakt (Genel bir deerlendirme iin bkz.
Brewer, 1990).
Marksistler sayesinde emperyalizm btn olumlu anlamlarn yitirdi.
Bugn kimse emperyalist olduunu kabul edemiyor. Ancak bu olumlu katk,
Marksistlerin modern emperyalizm analizlerinde ekonomistik bir yanlgdan
muzdarip olduklar gereini deitirmez. Emperyalizm tartmalar her zaman
iin bir en nemli faktr nedir? tartmas olmutur. Marksistlerin yapt ise
bundan fazlasyd, nk politik aktrlerin kendi hesap ve motivasyonlarn
neredeyse tmyle grmezden geldiler. Doaldr ki, an liberal ve
ekonomistik egemen ideolojisinden Marksistler de etkilendi. Kapitalizmi devlet
adamlaryla giriimciler arasnda sren aktif ve hassas bir ittifak olarak
grmekten ziyade, devletin kapitalist karlara boyun emesi olarak grdler.
Emperyalizmi yrten aktrler ise bu konuda daha gerekidirler (rnekler iin
bkz. Robinson ve Callagher, 1981). Fernand Braudelin kapitalizm/devlet
ilikisine bak bu noktada faydal olabilir: Kapitalizmin yaratcs olmayan
ama onu miras alan modern devlet, bazen kapitalizmin karna, bazen de
zararna hareket eder; bazen kapitalizmin genilemesine izin verir, bazen de onu
hareket ettiren faktr ortadan kaldrr. Kapitalizm ancak devletle
zdeletiinde, devlet olduunda muzaffer olur. (Braudel, 1979: 64).
Burada dillendirdiim eletiride hakl olunsa bile, geleneksel
Marksistlerin pre-kapitalist toplumlara bakarken anakronizmden kandklarn
da eklemek gerekir. Ancak son yllarda bu ihtiyatl yaklam terk eden baz
rnekler de ortaya kt. Pre-kapitalist sistemlerle kapitalist sistem arasndaki
farklar silen baz yeni teoriler, snrsz sermaye birikiminin 5. 000 yldr dnya
tarihinin motoru olduunu iddia ediyor (Bkz. Frank/Gills, 1993). Bunun neoliberal versiyonuna iyi bir rnek ise son zamanlarda Deepak Laldan gelmitir.
Lala gre, pre-kapitalist imparatorluklar ve zellikle de Roma mparatorluu,
bar ve dzen getirdikleri iin ekonomik kresellemenin de ncsydler; bu
grevi gnmzde stlenecek olan ise elbette ki ABDdir (Lal, 2004).
20. yzylda imparatorluu ve emperyalizmi, Marksistler ve liberallerden
ok farkl bir ekilde alglayan iki nemli isimse Hitler ve Musolinidir. Hitler
iin imparatorluk dnya-imparatorluuydu ve rnek ald model Romayd.
1938deki Roma ziyaretinde Kolozyumda birka saatliine yalnz kalmak
istemesi retici bir anekdottur (Losemann, 1999).8 Musolini iinse Roma, rk
8 Hitlerin en nde gelen dmanlarndan olan Winston Churchillin 1897de, Hindistan
dnnde, Roma kalntlarn gezmesi ve btn dnyaya bar, uygarlk ve iyi idare
gtrme misyonlarn duygulu bir ekilde dnmesi de anlamldr. Roma

R. Bar nl

mparatorluk Fikrinin Geliimi

261

safln, yksek uygarl ve devletilii anlatyordu. Romal olma hali olarak


Romanita faizm sayesinde tekrar doacakt (Stone, 1999). Hem Alman hem de
talyan faistleri, Roma mparatorluunun kn ge dnemlerinde artan
rksal karma balarlar. Burada Romann rk ve faist bir yenidenkavramsallatrlmasyla kar karyayz.
Kapitalizm anda, binlerce yllk politik/teritoryal imparatorluk
fikirleri, greli olarak yeni olan ekonomik emperyalizmle birlikte halen canl
bir ekilde yaamaktadrlar. Devletleri ellerinde tutanlar hala gerek anlamda
gldrler ve deien konjonktre gre de zaman zaman yeterince zerk
davranabilmektedirler. Meseleye byle bakmak, modern emperyalizmleri
anlamaya alrken, ekonomistik indirgemecilikten ve yanlglardan kurtulmay
salayabilir. Modern dnyann temel zellii, binlerce yllk teritoryal mantkla
be yz yllk kapitalist mantn bir arada varolmasdr. Bu anlamda,
emperyalizmin modern alardaki smrs ve basks ikiye katlanmtr,
nk artk periferik halklar, ayn anda iktidarn iki farkl mantnn da
kurbandrlar. Bu noktada, Luxemburgun yukarda alntladm szlerini
hatrlatmak faydal olabilir: Btn [pre-kapitalist] fatihler [Hindistan]
smrme ve ona hkmetme amacn gttler, ama bunlarn hibiri insanlar
retici glerinden koparmakla ve toplumsal organizasyonlar paralamakla
ilgili deillerdi.

Sonu
Bu makalede, imparatorluk kavram zerine olan literatr, tarihselsosyolojik bir perspektifle tarihselletirmeye altm. David Armitagen, Marc
Blochu takiben belirttii gibi, bir kelimenin etimolojisi bugnk anlam
aklamaz; ama etimolojik kkenle bugnk kullanm arasndaki fark tarihsel
olarak incelemek faydal olabilir (Armitage, 2000: 5). mparatorluk kavramnn
geirdii deiimi burada yapmaya altm gibi uzun dnemli bir
perspektiften incelemenin, hem tarihsel gereklik olarak reel-imparatorluklar,
hem de kavramsal kategori olarak imparatorluu anlamakta kolaylk
salayacan dnyorum. Bu, eitli biimlere brnebilen anakronizmden
kanmamz da salayabilir.
Burada, imperium terimi bir Bat terimi olduu iin, ister istemez Avrupa
tarihiyle snrl kaldm. Ancak benzer bir yaklam binlerce yllk imparatorluk
geleneine sahip baka blgelere de uygulanabilir ve bu blgelerin mukayeseli
mparatorluu fikri, ok farkl kkenler ve ideolojilerden gelen Avrupallar ayn
derecede heyecanlandrabilmektedir (Quinault, 1997: 320).

262

Ankara niversitesi SBF Dergisi

65-3

incelemeleri imparatorluk almalar asndan ok yararl olabilir. Tabii ki bu


durumda imperium yerine baka terimler incelenecektir. rnein in tarihinde,
Tien-hsia (gn altndaki her ey) kavramnn tarihsel geliimine baklabilir.
inin tarihinin ok uzun bir emperyal tarihe sahip olduu bilinmektedir. Bu
tarihe uzun dnemli bir perspektiften deil de, ksa veya orta vadeli baklrsa,
inin 20. yzyl tarihi bir komnizm tarihi olarak okunabilir; veya bugnk
in, kapitalizmin mstakbel hegemonu olarak da alglanabilir. Ancak bundan
sz gelii 200 yl sonra, 20. yzyl in komnizmi ve 21. yzyl in
kapitalizmi, inin binlerce yllk emperyal brokrasinin yeni bir in dnya
imparatorluu/dzeni yaratmak iin denedii yntemlerden sadece ikisi olarak
da grlebilir.
mparatorluk ve imparatorluk fikri, ister Avrupada, ister Yakn Douda,
isterse de inde olsun, kapitalizmden ok daha eskidir ve uzun vadede
kapitalizmden daha kalc olduunu da gsterebilir.

Kaynaka
Amin, Samir (1993), The Ancient World-Systems versus the Modern Capitalist World-System,
A.G. Frank ve B.K. Gills (eds.), The World System; Five Hundred Years or Five
Thousand? (London: Routledge, 1993): 247-277.
Armitage, David (1998), Introduction, D. Armitage (ed.), Theories of Empire, 1450-1800
(Aldershot: Ashgate, 1998): xvi-xxxiii.
Armitage, David (2000) The Ideological Origins of the British Empire (Cambridge: Cambridge
University Press).
Arrighi, Giovanni, (1994), The Long Twentieth Century: Money, Power, and the Origins of Our
Times (London: Verso).
Austin, M.M. ve P. Vidal-Naquet (1977), Economic and Social History of Ancient Greece: An
Introduction (Berkeley: University of California Press).
Badian, E. (1968), Roman Imperialism in the Late Republic (Ithaca: Cornell University Press).
Barfield, Thomas J. (2001), The Shadow Empires: Imperial State Formation Along ChineseNomad Frontier, Susan E. Alcock, Terence N. DAltroy, Kathleen D. Morrison, Carla
M. Sinopoli (eds.), Empires (Cambridge: Cambridge University Press): 11-40.
Barker, Ernest (1951), The Conception of Empire, Cyril Bailey (ed.), The Legacy of Rome
(Oxford: Clarendon Press): 45-89.
Barkey, Karen (2008), Empire of Difference: The Ottomans in Comparative Perspective
(Cambridge: Cambridge University Press).
Black, Jeremy (1997), Gibbon and International Relations, R. Mckitterick ve R. Quinault (eds.),
Edward Gibbon and Empire (Cambridge: Cambridge University Press).
Bosbach, Franz (1998), The European Debate on Universal Monarchy, D. Armitage (ed.),
Theories of Empire, 1450-1800 (Aldershot: Ashgate): 81-98.
Bloch, Marc (1971), Feudal Society, v. 2., L.A. Manyon (tr.) (Chicago: The University of Chicago
Press).
Bosbach, Franz (1998), The European Debate on Universal Monarchy, D. Armitage (ed.),
Theories of Empire, 1450-1800 (Aldershot: Ashgate): 81-98.

R. Bar nl

mparatorluk Fikrinin Geliimi

263

Braudel, Fernand (1979), Afterthoughts on Material Civilization and Capitalism (Baltimore: The
Johns Hopkins University Press).
Brewer, Anthony (1990), Marxist Theories of Imperialism: A Critical Survey (London: Routledge).
Brunt, P. A. (1990), Roman Imperial Themes (Oxford: Clarendon Press).
Cartledge, Paul (2002), The Economy (Economies) of Ancient Greece, Walter Scheidel ve Sitta
von Reden (eds.), The Ancient Economy (Edinburgh: Edinburgh University Press): 1132.
Dante, (1996), De Monarchia, P. Shaw (tr. & ed.) (Cambridge: Cambridge University Press).
Diehl, Charles (1991), Byzantium: Greatness and Decline (New Brunswick: Rutgers University
Press).
Doyle, Michael W. (1986), Empires (Ithaca: Cornell University Press).
Duby, Georges (1974), The Early Growth of the European Economy: Warriors and Peasants from
the Seventh to the Twelfth Century, Howard B. Clarke (tr.) (Ithaca: Cornell
University Press).
Duverger, Maurice (1980), Le Concept dEmpire, Maurice Duverger (ed.), Le Concept dEmpire
(Paris: Presses Universitaires de France): 5-23.
Eckhardt, William (1995), A Dialectical Evolutionary Theory of Civilizations, Empires, and Wars,
Stephen Sanderson (ed.), Civilizations and World Systems: Studying World Historical
Change (Walnut Creek: Altamira Press):75-94
Edwards, Catharine (1999), Introduction: Shadows and Fragments, Catherine Edwards (ed.),
Roman Presences: Receptions of Rome in European Culture, 1789-1945 (Cambridge:
Cambridge University Press): 1-18.
Edwards, Catherine ve Woolf Greg (2003), Cosmopolis: Rome as World City, C. Edwards/G.
Woolf (eds.), Rome the Cosmopolis (Cambridge: Cambridge University Press, 2003).
Eisenstadt, S. N. (1993), The Political Systems of Empires (New Brunswick: Transaction
Publishers).
Ferguson, Niall (2004), Empire: The Rise and Demise of the British World Order and the Lessons
for Global Power (New York: Basic Books).
Fieldhouse, D.K. (1961), Imperialism: An Historiographical Revision, The Economic History
Review, New Series, 14/2: 187-209.
Finley, M. I. (1999), The Ancient Economy (Berkeley: University of California Press).
Finley, M. I. (1978) Empire in the Greco-Roman World, Greece and Rome, 2nd Series, Vol. 25/1:
1-15.
Frank, A.G. ve B.K. Gills (eds.) (1993), The World System; Five Hundred Years or Fove
Thousand? (London: Routledge).
Folz, Robert (1969), The Concept of Empire in Western Europe from the Fifth to the Fourteenth
Century, Sheila Ann Ogilvie (tr.) (London: Edward Arnold).
Gerth, H.H. ve C. Wright Mills (ed. & tr.), (1958), From Max Weber: Essays in Sociology (New
York: Oxford University Press).
Godelier, Maurice (1977), Politics as Infrastructure: An Antropologists Toughts on the Example
of Classical Greece and the Notions of Relations of Production and Economic
Determination, J. Friedman ve M.J. Rowlands (eds.), The Evolution of Social
Systems (Duckworth): 14-18.
Gurevich, Aron Ja. (1997), The Merchant, J. Le Goff (ed.), The Medieval World (London:
Parkgate Books): 243-283.
Headley, John M. (1998), The Habsburg World Empire and the Revival of Ghibellinism, D.
Armitage (ed.), Theories of Empire, 1450-1800 (Aldershot: Ashgate): 45-79.
Hemleben, Sylvester John (1945), Plans for World Peace through Six Centuries (Chicago: The
University of Chicago Press).

264

Ankara niversitesi SBF Dergisi

65-3

Hingley, Richard (2005), Globalizing Roman Culture; Unity, Diversity and Empire (London:
Routledge).
Hobson, J.A. (1975), Imperialism: A Study (New York: Gordon Press).
Howe, Stephen (2002), Empire; a Very Short Introduction (Oxford: Oxford University Press).
bn Haldun (2005), Mukaddime, c. I, Sleyman Uluda (haz.) (stanbul: Dergh Yaynlar).
Jenykins, Richard (1992), The Legacy of Rome, R. Jenykins (ed), The Legacy of Rome; a New
Appraisal (Oxford: Oxford University Press).
Jones, A.H.M. (1974), Studies in Ancient Economic and Administrative History, P.A. Brunt (ed.),
(Totawa: Rowman and Littlefield).
Jordan, David P. (1976), Edward Gibbon: The Historian of the Roman Empire, G.W. Bowersock
et.al. (eds.), Edward Gibbon and the Decline and Fall of the Roman Empire
(Cambridge: Harvard University Press).
Kant, Immanuel (1939), Perpetual Peace (New York: Columbia University Press).
Kautsky, John H. (1997), The Politics of Aristocratic Empires (New Brunswick: Transaction
Publishers).
Kautsky, Karl (1983), Selected Political Writings, Patrick Goode (ed. & tr.) (London: Macmillan).
Koebner, Richard (1949), The Concept of Economic Imperialism, The Economic History Review,
New Series, 2/1: 1-29.
Koebner, Richard (1961), Empire (Cambridge: Cambridge University Press).
Kula, Witold (1976), An Economic Theory of the Feudal System: Towards a Model of the Polish
Economy, 1500-1800, Lawrence Garner (tr.) (London: NLB).
Lal, Deepak (2004), In Praise of Empires: Globalization and Order (New York: Palgrave
Macmillan).
Landes, David S. (1961), Some Thoughts on the Nature of Economic Imperialism, The Journal of
Economic History, 21/4: 496-512.
Larsen, Mogens Trolle (1979), The Tradition of Empire in Mesopotamia, M.G. Larsen (ed.),
Power and Propaganda: a Symposium on Ancient Empires (Copenhagen: Akademisk
Forlag): 75-103.
Le Goff, Jacques (1997), Introduction: Medieval Man, in J. Le Goff (ed.), The Medieval World
(London: Parkgate Books): 1-35.
Lenin, V.I., (1975), Imperialism, the Highest Stage of Capitalism (Peking: Foreign Languages
Press).
Lintott, Andrew (1981), What was the Imperium Romanum?, Greece & Rome, 2nd Series, 28/1:
53-67.
Losemann, Volker (1999), The Nazi Concept of Rome, Catherine Edwards (ed.), Roman
Presences: Receptions of Rome in European Culture, 1789-1945 (Cambridge:
Cambridge University Press): 221-235.
Love, John (1986), Max Weber and the Theory of Ancient Capitalism, History and Theory,
25/1: 152-172.
Luxemburg, Rosa (2003), The Accumulation of Capital, Agnes Schwarzschild (tr.) (London:
Routledge).
Mann, Michael (1986), The Sources of Social Power: A History of Power from the Beginning to
A.D. 1760 (Cambridge: Cambridge University Press).
Mann, Michael (2003), Incoherent Empire (London: Verso).
Meikle, Scott (2002), Modernism, Economics and the Ancient Economy, Walter Scheidel/Sitta
von Reden (eds.), The Ancient Economy (Edinburgh: Edinburgh University Press): 233250.

R. Bar nl

mparatorluk Fikrinin Geliimi

265

Momigliano, A.D. (1994), Studies on Modern Scholarship, G.W. Bowersock/T.J. Cornell (eds. &
tr.), (Berkeley, University of California Press).
Mommsen, Theodor E. (1951), St. Augustine and the Christian Idea of Progress: The Background
of the City of God, Journal of the History of Ideas, 12/3: 346-374.
Mommsen, Wolfgang J. (1982), Theories of Imperialism, P.S. Falla (tr.) (Chicago: Chicago
University Press).
Moreland, John (2001), The Carolingian Empire: Rome Reborn?, Susan E. Alcock, Terence N.
DAltroy, Kathleen D. Morrison, Carla M. Sinopoli (eds.), Empires (Cambridge:
Cambridge University Press): 392-418.
Motyl, Alexander J. (2001), Imperial Ends: The Decay, Collapse, and Revival of Empires (New
York: Columbia University Press).
Morris, Ian (1999), Foreword, M. I. Finley, The Ancient Economy (Berkeley: University of
California Press).
Motyl, Alexander J. (2001), Imperial Ends: The Decay, Collapse, and Revival of Empires (New
York: Columbia University Press).
Muldoon, James (1999), Empire and Order: The Concept of Empire, 800-1800 (London:
Macmillan).
Ostrogorsky, George (1967), The Byzantine Emperor and the Hierarchical World Order, S.N.
Eisenstadt (ed.), The Decline of Empires (New Jersey: Prentice-Hall): 21-30.
Pagden, Anthony (1995), Lords of All the World: Ideologies of Empire in Spain, Britain and
France c. 1500 c. 1800 (New Haven: Yale University Press).
Pearson, Harry W. (1971), The Secular Debate on Economic Primitivism, Karl Polanyi et. al.
(eds.), Trade and Market in Early Empires: Economies in History and Theory
(Chicago: A Gateway Edition): 3-11.
Polanyi, Karl (1971), Primitive, Archaic, and Modern Economies, George Dalton (ed.), (Boston:
Beacon Press).
Polanyi, Karl (2001), The Great Transformation; the Political and Economic Origins of our Time
(Boston: Beacon Press, 2001).
Polanyi, Karl, (1977), The Economistic Fallacy, Review, 1/1: 10-18.
Richardson, J. S. (1991), Imperium Romanum: Empire and the Language of Power, The Journal
of Roman Studies, 81: 1-9.
Richard, Carl J. (1994), The Founders and the Classics: Greece, Rome, and the American
Enlightenment (Cambridge: Harvard University Press).
Robertson, John (1997), Gibbons Roman Empire as a Universal Monarchy: the Decline and Fall
and the Imperial Idea in Early Modern Europe, R. Mckitterick ve R. Quinault (eds.),
Edward Gibbon and Empire (Cambridge: Cambridge University Press, 1997).
Robertson, John (1998), Empire and Union: Two Concepts of the Early Modern European Political
Order, D. Armitage (ed.), Theories of Empire, 1450-1800 (Aldershot: Ashgate): 1144.
Robinson, Ronald ve John Gallagher (1981), Africa and the Victorians; the Official Mind of
Imperialism (London: The Macmillan Press)
Rostovtzeff, M. (1936), The Hellenistic World and its Economic Development, The American
Historical Review, 41/2: 231-252.
Runciman, W. G. (1983), Capitalism without Classes: the Case of Classical Rome, The British
Journal of Sociology, 34/2: 157-181.
Saller, Richard (2002), Framing the Debate over Growth in the Ancient Economy, Walter
Scheidel/Sitta von Reden (eds.), The Ancient Economy (Edinburgh: Edinburgh
University Press, 2002).

266

Ankara niversitesi SBF Dergisi

65-3

Schuman, Frederick L. (1941), International Politics; The Western State System in Transition
(New York, McGraw-Hill).
Schumpeter, Joseph (1955), Imperialism and Social Classes (New York: Meridian Books).
Schurmann, Franz (1974), The Logic of World Power; an Inquiry into the Origins, Currents, and
Contradictions of World Politics (New York: Pantheon Books).
Sherwin-White, A.N. (1957), Caesar as an Imperialist, Greece & Rome, 2nd ser., 6/1: 36-45.
Skinner, Quentin (1978), The Foundations of Modern Political Thought, V. 1: The Renaissance
(Cambridge: Cambridge University Press).
Quigley, Carroll (1979), The Evolution of Civilizations; an Introduction to Historical Analysis
(Indianapolis: Liberty Fund).
Quinault, Roland (1997), Winston Churchill and Gibbon, R. Mckitterick ve R. Quinault (eds.),
Edward Gibbon and Empire (Cambridge: Cambridge University Press).
Steel, Ronald (1967), Pax Americana (New York: The Viking Press).
Stone, Marla (1999), A Flexible Rome: Fascism and the Cult of Romanita, Catherine Edwards
(ed.), Roman Presences: Receptions of Rome in European Culture, 1789-1945
(Cambridge: Cambridge University Press): 205-220.
Tandy, W. David ve Walter C. Neale, (1994), Karl Polanyis Distinctive Approach to Social
Analysis and the Case of Ancient Greece: Ideas, Criticisms, Consequences, Colin A.M.
Duncan ve David Tandy (eds.), From Political Economy to Anthropology: Situating
Economic Life in Past Societies (Montreal: Black Rose Books): 9-33.
Toynbee, Arnold (1957), A Study of History, v. 2, D.D. Somerwell (abr.) (New York: Oxford
University Press).
Veyne, Paul (1980), LEmpire Romain, Maurice Duverger (ed.), Le Concept dEmpire (Paris:
Presses Universitaires de France): 121-130.
Vidal-Naquet, Pierre (1995), Politics Ancient and Modern, Janet Lloyd (tr.), (Cambridge: Polity
Press).
Wallerstein, Immanuel (1984), The Politics of the World-Economy; the States, the Movements
and the Civilizations (Cambridge: Cambridge University Press).
Weber, Max (2002), The Protestant Ethic and the Spirit of Capitalism, ed. and trans. by P.
Baehr and G. Wells (New York: Penguin Books).
Wesson, Robert G. (1967), The Imperial Order (Berkeley: University of California Press).
Westermann, W. L. (1915), The Economic Basis of the Decline of Ancient Culture, American
Historical Review, 20/4: 723-743.
Werner, Karl Ferdinand (1980), LEmpire Carolingien et le Saint Empire, Maurice Duverger
(ed.), Le Concept dEmpire (Paris: Presses Universitaires de France): 151-202.
Wickham, Chris (1984), The Other Transition: From the Ancient World to Feudalism, Past and
Present, 103: 3-36.
Woolf, Greg (1990), World-Systems Analysis and the Roman Empire, Journal of Roman
Archeology, 3: 44-58.
Woolf, Greg (2001), Inventing Empire in Ancient Rome, Susan E. Alcock, Terence N. DAltroy,
Kathleen D. Morrison, Carla M. Sinopoli (eds.), Empires (Cambridge: Cambridge
University Press): 311-322.

You might also like