You are on page 1of 115

Trevanian - Yirminci Mil

Eyalet Cezaevi, Laramie


GER WYOMING SEKZ YILDIR eyaletti, ama eski gardiyanlar buraya hl Blge Cezaevi diyordu.
Gardiyan John Tillman (yanaklarnn yumuaklndan dolay "Bebek K" diye ona taklan gardiyanlar "BB"
adn takmlard), st kattaki gvenlik kanadnda "kaklar"a gardiyanlk yapmak gibi sevimsiz bir grev
stne kaldndan beri bir aydr dzenli vardiyadayd. Akl sal yerinde olmayanlara neden "moonberry"
denildiini bilmiyordu; eskilerin yeni muhafzlara ikence edip aalamak iin yaptklar sama akalardan
biri olabileceinden korkarak sormamt.
Tillman zel hcrelerde ilk turuna balayarak her kapnn nnde durdu ve gzetleme deliini aarak
mahkmu kontrol etti. lk kak iltesinin kenarna oturmu kendi kendine sallanp fsltyla konuuyordu. Bo
bo bakan yzndeki kusursuz memnunluk gl, ocuklarn yzlerine asit frlatmann kendi grevi
olduuna inand konusunda en kk bir ipucu vermiyordu. Yargca, "Eer ben yapmasaydm..." diye
aklamt, "... kim yapacakt?"
Bir sonraki hcrede bulunan "Politikac" nndeki bolukla berbat bir tartmaya girmiti.
nc kak, gzetleme deliinin aldn duyunca bir keye bzt. Ellerinin arkasna saklanarak,
"Ltfen bana zarar verme! Bunu yapmak istememitim! Yemin ederim ki istememitim!" diye yalvarmaya
balad. Gardiyanlarn takt adla "Hayalet", her ey7
den korkuyordu. Sabah turlarnda bir gardiyann ieriye girip idrar kovasn almas gerekiyordu, nk
Hayalet br tutuklular gibi kovay kapya getirmeye korkuyordu. Tillman, Hayalet'in orada olup olmadn
kontrol ettikten sonra gzetleme deliini yavaa kapattktan sonra, yal adam, "Bunu yapmak
istememitim!" diye tekrarlad, ama hemen sonra rahatlayarak gzlerini kurnazca kst. Onlar gene
kandrmt. Aslnda yapmay istemiti. Eline frsat geerse gene yapard. Bu kadnlar bunu hak ediyordu!
Tillman u anda bo olan iki ranzal byk hcrenin yanndan geerek koridorun sonundaki son kapya gitti.
Gzetleme deliine uzanrken korkudan titredi, nk bu hcredeki kak, Lieder adl adam, cezaevindeki en
tehlikeli mahkmdu. Gardiyanlar Lieder'den her zaman zel bir gururla sz ederdi. Adam ktlerin ktsyd
ve toplumu ondan korumak iin kendileri seilmiti. "Bu da demektir ki biz yeterince iyiyiz, deil mi? Kald ki
187'yi ieride tutmay baardk." 187 nolu hcrede kalan kii, en nl mahkmlar Robert Le-Roy Parker,
George "Butch" Cassidy takma adyla Blge Cezaevi'nde on sekiz ay yatan bir at hrszyd.
"Ama 187, bu Lieder'in yannda Pazar Okulu retmeni kalr. Adamn yumuak grntsne sakn kanma,
evlat. Tilki kadar kurnazdr. Hep tetikte ol. ki yerden kat, er ya da ge tekrar denemek isteyeceine de
phe yok. Kann senin nbetinde olmamas gerek, yoksa mdr boazna yapp cierini sker!"
"Evet, evlat, Lieder'in btn gn o hcrede yatp ne yaptn biliyor musun? Annenin sana gzlerini
bozacan syledii eyi yapyor. Okuyor! Hcresi kitaplar, dergiler ve gazetelerle dolu! Okuyor mu dersin?
lk ktan son a kadar. ounlukla tarih ve politika. Ama temcit pilav gibi okuduu ok sevdii bir kitap
var."
"Hangisiymi bu?"
"Ha, duyarsn, duyarsn. Her eyi yaknda renirsin."
Gardiyanlarn Lieder'e kitap ve dergi getirmesinin bir nedeni bunun onu sakinletirmenin en kolay yolu
olmasysa bir nedeni de ondan korkmalaryd. Lieder bir keresinde nbeti avua byk bir soukkanllkla,
her hafta bir gazete almazsa ktnda onu ve ailesini cezalandracan sylemiti. avu tehdide burnunu
bkm, bir kan gvenlik kanadndan kmasnn asla mmkn olamayacan sylemiti. Ama ertesi gn de koltuunun altna kstrd bir gazeteyle gelmiti. Eee, ii ansa
brakmann alemi var m? Allahn seversen, u sabkasna bir baksana.
Lieder henz on drt yandayken, Laramie'nin hemen gneyindeki bir kasabada bir haftasonunu
cehenneme evirmi, pencerelere ate etmi, okulu atee vermi, ocuu bir ahrda rehin alarak yaklaan
olursa ahr yakmakla tehdit etmiti. Sonunda keye sktrlp yakalanm ve belal ocuklar iin zel olarak
kurulmu bir slahevine gnderilmiti. Buras korkun cezalar verilen ve omuzlar acyla dm dm olana
dek kollarn uzatp diz kerek uzun dualar ettirilen belal ocuklara ayrlm bir yerdi. Lieder, on sekiz
yanda, kurtuluu iin birlikte dua ederlerken maneviyat retmenini ar ekilde yaralayarak oradan kat.
ay yaratc bir acmaszlkla kaak yaarken Wyoming'in tm gneydou kesini rkek ve yaral brakt, ta
ki tekrar yakalanp Blge Cezaevi'ne gnderilene kadar... nk baka hibir kurum, bir vaizi, sa'snn
yaralarn onda da yapmak iin ellerine ve ayaklarna drt kez ate ederek cezalandran bir insan koruyacak
donanma sahip deildi.
Lieder kendisini lin etmek isteyenlerin elinden kurtarld ve topluma tehdit oluturduu gerekesiyle
zgrl mr boyu kstland. eriye girer girmez rnek bir mahkm oldu; kimseye sorun karmyordu, her
zaman nazik, her zaman yardmseverdi. Ama cezaevinin sprge fabrikasnda (ustaba olarak) alrken
kat ve neredeyse yl kaak yaad. Kibirlilik, egzotiklik, kendi hakllna inanm bir fke ve karnavals
samalklar karm Coxey ordusunun "Union Pasific" koluna girdikten sonra hayal krklna urad ve
gney Wyoming'le kuzey Colorado'da terr estirmeye balad. Bir ara bir tr siyasallk gelitirdi; kurbanlar,

paralar nerede sakladklarn renmek iin onlara ikence ederken Lieder'in kyl ve iileri "Altn Ha'ta"
armha gerilmelerini nlemek ve Amerikallarn ilerini almak ve kadnlarn kandrp kanlarn bozmak iin
okyanustan akn akn gelen yabanc srlerinden onlar korumak iin William Jennings Bryan'm hal seferine
katldn bbrlenerek anlattn sylediler. iddet lgnlklar, Bryan yerine McKinley'e oy vermek istediini
syleyen bir kylye saldrmasyla dorua kt. Lieder kylden balayarak tm ailesini balta sapyla
metodik bir
cezalandrmaya uratt ve bunu yle yapt ki daha sonra aileden kimse olay anlatamayacak durumdayd.
Kylnn bellei asla tam olarak yerine gelmedi; iki ocuunun beyni hasar grd ve yabanclardan korkun
bir dehete kaplr oldular; kadnn gereklikten uzakla o kadar bykt ki, son yllarn gzetim altnda
geirdi. Lieder'in "byk bir tahrik" grdn ve sevgili Amerika Birleik Devletleri'nin iyilii iin davrandn
iddia etmesine karn, yarg byk bir gvenlik altnda mr boyu hapse mahkm etti onu.
Tillman'n nbeti devrald gardiyan, "Bu Lieder kak, tamam," diye aklad, "ama hi de aptal deil.
nsanlara her tr ezay ektirmi, ama kimseyi ldrmemi, nk bunun iin aslacan biliyor. Hayr, hi de
aptal deil. Ne ki, bir eytan o. Yzde iki yz damtlm saf eytan. Peki kurnaz m? Tatl diliyle ylan
deliinden karr. Yani dikkatli ol, evlat. ok dikkatli ol demek istiyorum." Btn bu konumalar Tillman'n
karsna Lieder'le konuaca szn keke vermeseydim, diye dnmesine neden oldu. Ama... sz
szdr.
Gzetleme deliini anca Liederin elinde ak bir kitapla fkeli fkeli hcreyi arnladn grd. "Evet! Ve bu
'musibet zaman' Kba'da sava anlamna gelmeli! Baka ne olabilir ki?" Hcrenin kap yanndaki kesine
vardnda bir an gzden kayboldu, ama sonra dnp be admda kar keye gitti. Yzne yakn tuttuu
sayfadan okudu: "Musibet geecek ve lke tekrar dirlie kavuacak! Ama dirlik iindeyken iten ie kemiren
rmeyi pek fark etmeyecek! rme yaylacak, ta ki halkn arasndan bir lider karak igalcileri pskrtene
kadar!" Lieder kitab yavaa kapattktan sonra parmaklkl pencereden ufka bakt, "igalcileri pskrtene
kadar..." diye tekrarlad aknlkla. Sonra kendini ranzann alt ksmna att. "Onlar pskrtmek!" Birden
sakinleen bir ses tonuyla tavana bakarak konutu: "Yeni gardiyan sen olmalsn. Adn nedir?"
"Ha... Tillman."
"Tillman," diye tekrarlad Lieder. "nsanlarn adn renmek houma gider. nsanlarn adlarn bilmek
nemlidir diye dnyorum. Peki, Bay Tillman, kaklar dnyasna ho geldiniz. Bana bir ey getirdiniz mi?"
Tillman boazn temizledi. "Bu haftann gazetesini." Utan verici bir sessizlik oldu. "Nasl... ah... nasl
ben...?"
10
"Kapy amadan gazeteyi bana nasl vereceinizi merak ediyorsunuz."
"ey... eee..." Tillman elbette ii ansa brakmak istemiyordu.
Lieder ayaa kalkt. "Sayfalar tek tek bkp delikten ieriye atyorlar. Siz de biliyorsunuz, en iyi yol olduuna
yrekten inanyorum. Bir insan buraya girme riskine kaplacak kadar aptal olmamal."
Tillman drt sayfalk gazetenin ilk sayfasn beceriksizce bkerek yavaa gzetleme deliinden ieriye
soktu. Lieder birden sayfay yakalayp ieriye ekti.
Tillman ikinci sayfay bkmeye balarken, "Haberler iyi," dedi. "yle grnyor ki Kba'daki sava bitmi.
"spanya'yla... bir ey... imzaladk."
Lieder gazeteye dik dik bakt. "Bir protokol... ne cehennemse. Washington'daki bu zr cahil orospu ocuklar
kandrlmlar! Yabanclara neyin ne olduunu, kimin kim olduunu retmek iin Amerikan genleri savap
lrken politikaclar protokol imzalyor! spanya Portoriko'dan elini ekti, Filipinler de stmze kald! stelik
o aptal McKinley de iyi i yaptn dnyor! O Kurnaz spanyollar zehirli ka bize iirdiler, Bay Tillman.
Bize zehirli ka iirdiler! Birka milyon zr cahil sala stmze yktlar, emin ol, Amerikallarn ilerini
almak iin akn akn buraya gelecekler! unu verin bakalm!" kinci sayfay da gzetleme deliinden ekip
ald ve abucak gz gezdirdi. "Aptal orospu ocuklar!"
Tillman, Lieder'e karsnn nerisinden sz etmek iin doru an bulma frsat kolluyordu, ama u an kesinlikle
doru an deildi.
Lieder, "Bir konuda grnz almak isterim, Bay Tillman," dedi. "Sizce Maine'i kim havaya uurdu?"
"Eee... spanyollar elbette."
"spanyollar m?" Lieder gld. "u anaristler yapt! O gmen orospu ocuklarndan biri Maine Amerika'da
limandayken gverteye zaman ayarl bir bomba koydu!"
"Ama... bunu neden yapsnlar?"
"Bizi savaa girmek zorunda brakmak iin! Askerlerimizi lke dna karp bombo haldeyken igal etmek
iin!"
"Samalk bu! Byle"
11
Lieder hzla dnerek gzetleme deliine fkeyle bakt... sonra gzlerinin ifadesini deitirerek fkesini
maskeledi. "Peki, belki hak-hsnzdr, Bay Tillman." Dilerini gstere gstere glmsedi. "Kaklar bazen
kaka eyler sylerler. Kak olduklarn byle anlarz, deil mi? Bay Tillman, bana bir ey syler misiniz?"
"Nedir?" Tillman'n sesi sertleti. Hibir kurnaz kak tatl diliyle onu kandramazd.

"Okur musunuz? Ben insanlarn okumas gerektiine inanrm. Zihnini ak, ufkunu geni tutar okumak."
"Ben ncil'den baka ey okumam. Bir insann baka bir kitaba ihtiyac yoktur, nk bu dnyadaki tm
hakikat orada yazldr. Ben ve karm her sabah ve her akam Kitab- Mukaddes'i okuruz."
"Einiz mi? Ha... evet. Evet, bir gardiyan yeni gelen gardiyann yeni evli olduunu sylemiti. Ne fena, deil
mi, baz insanlar yeni evliler iin berbat eyler sylemeleri gerektiini dnyor. Nasl yaptklar, ka kez
yaptklar, daha sonra karsnn kendini nasl hissettii zerine akalar yapyorlar! Komik olduklarn
sanyorlar, ama aslnda akllar eylerine kam. Demek ncil'den baka bir ey okumuyorsunuz, ha? Kapya
geldiinizde ne okuyordum biliyor musunuz? imdiye kadar yazlan en nemli kitab okuyordum tabii
ncil'den sonra en nemli. Yasak Hakikat'n Ortaya fc'n okuyordum, kendine yalnzca Sava diyen biri
tarafndan yazlm. Yasak Hakikatin Ortaya k kitabn daha nce duymu muydunuz, Bay Tillman?"
"Duyduumu syleyemem," dedi Tillman, ses tonu hi de avanak olmadn anlatyordu.
"Bunu duyduuma zldm. Ama yleyse, anlyorum ki herkes Yasak Hakikat' renme ansna sahip deil.
Ancak bu gzel topraklarmz peyderpey datan Washington'daki politikaclar pskrtmek iin seilmi
olanlar renebilir. Ve gmenler! Ve papa-clar! Ve borsaclar!" Ve" Birden glmsedi. "Ama beni dinleyin
de yaptm yapmayn, olur mu? Kaklar gibi abuk sabuk konuuyorum. Akl banda insanlar, onlar
yabanclar, Katolikler ve Yahudilerin Amerikan sava gemilerini havaya uurup kamalarna aldrmaz! Yoo!
Amerika'nn, Avrupa'nn cahil chela ayaktakmn ataca bir ple dnmesine aldrmazlar onlar!"
Ranzann alt ksmna oturarak elini yzne gtrd.
12
"Ah..." Tilman tereddtle konumaya balad. "Okumadan sz etmiken falan, siz... eee... hcrenizde ncil
var m?"
Lieder cevap vermedi.
"Bunu soruyorum, nk karm..." Tillman omuzlarn silkti.
"nk karnz ne, Bay Tillman?" Lieder ellerinin arasndan konutu.
"ey, ona sizden sz ettim, karm da benim. . yani demek istiyorum ki, karm dnd de belki siz..."
"Belki ben ne, Bay Tillman?"
Gardiyan boazn temizledi. "Kiisel kurtarcnz olarak Tanr' nn Olu sa'y kabul ediyor musunuz?"
Lieder kolunun arasndan glmsedi. Ama yant verdiinde sesi yumuak ve tatlyd. "ey, drst olmak
gerekirse, ettiimi syleyemem, Bay Lieder."
"Kuzu Kan'nda ykanmadnz m?"
"Ha-yr. Ama itiraf etmeliyim ki bu szler bana hayli ilgin geliyor." Kolunu indirerek gzetleme deliine bakt,
gzlerinde krlgan ve samimi bir ifade vard. "Karnzn elinde okuyabileceim bir ey yoktur, deil mi?
Ayam doru yola koymam salayacak bir ey?"
"Yarn size baz baplar getiririm."
"yle mi, Bay Lieder? ok memnun olurum."
"Bana gvenebilirsiniz." Lieder gzetleme deliini kapattktan sonra derin bir soluk ald. Anlattm zaman
Mary ok memnun olacak. ok ok memnun olacak!
Lieder yalnz kalnca, dudaklarna kmseyen bir glmseme yerleti. "Peki bakalm! Paul'den Frezyenlere:
7,13'te syledikleriyle ilgilidir herhalde. Tanr'nn szne gven, nk Hakikat budur, ve hakikat seni
zgrletirecektir."
HOLLANDALI PARMAI, YANK SZ, Sally'nin ekmecesi, Neden Zahmet Edeyim? Kolay Yerli Kadn,
Evreka... VVyoming'te altna hcum doruk noktasna kt sralarda kasabalara o kadar ok ksa mrl ve
tuhaf adlar brakt ki, "Yirminci Mil" bunlarn yannda
13
akl banda kalr, elbette kasabann hibir yerden yirmi mil tede olmadn kefetmenize kadar. Buras,
Srpriz Maden Damar adl yksekteki bir gm madenini Kader kasabasna balayan dar demiryolunun
yanna bir gecede kuruldu. Bu iki istasyon arasndaki uzaklk karga uuu on yedi mildi yalnzca, ama karga
trene binmek zorunda kalsayd, bir yanda treni neredeyse syran kayalar, br yanda mideye kramplar
sokan derin koyaklaryla Medicine Bow Sradalarnn ykseklik korkusu yaratan tepelerinde krk mil
ikenceli bir yolculua katlanmak zorunda kalrd.
Bazlar Yirminci Mil'in adn, uzakl lmek iin rastgele bir nokta seen demiryolu grevlilerinin, topra
dinamitleyip yol aarken, hattan yaklak yirmi mil yukarda iki dnmlk bir dzln istasyon olabileceini
dnd zaman aldn iddia ederler. Bir gecede yerden mantar biter gibi biten boyasz, taklit cepheli
kk bina demeti, Yirminci Mil olarak anlr oldu. Kabul etmek gerekir ki, Yirminci Mil'in adn yirmi mil
tedeki bir noktadan yirmi mil tede olduu iin aldn renmek pek de gurur okayc bir ey deildir,
daha iyi bir aklama alma ansmz da pek yok, nk Yirminci Mil harita ekiplerinin aratrmalarnda
yalnzca kk bir nokta olarak yer alr ve haritaclarn kimsenin yaamad kasabalar iin kulland meskn
olmayan bina grubunu gstermek zere bir sembol bulunur.
Bu hayalet ehir zaman zaman hatra avclarn kendisine eker. Bu avclar imdi terkedilmi olan tehlikeli
demiryolu sapana Amerika'nn Yok Olmu Gemi'inden hatralar bulmak iin geldikten sonra, terkedilmi,
gnein rengini at binalardan oluan kk Yirminci Mil yerleim yerine gelince rahatsz edici bir "rperti"

yaadklarn sylerler. Eskiler kasabann "kt totem"inin 1898'de burada olanlardan kaynaklandn belirtir.
Ksa sren grkemli bir yaaytan sonra rmeye balayan kasabada 1898'de yalnzca bir avu insan
yayordu. Ama her Cumartesi akam be vagonluk ta-krtl bir tren, eritilip tekrar gemiyle Dou'ya
gtrlmek zere Srpriz Maden Damar'ndan Kader'e haftalk gm retimini tard. Tekleyen lokomotif
Yirminci Mil'de ksa bir sre durup haftalk iki lemlerini yapmaya gelen altm kadar madenciyi indirirdi.
Pazar sabah geri dnerken bu madencileri tekrar alr, alrken de Ma14
den Damar'na ve Yirminci Mil sakinlerine kmr, malzeme ve gda getirirdi. Maden yneticileri iglerinin
daha az yorucu, tehlikeli ve kt cretli i bulabilecekleri Kader'e ya da hatta le, Klondike' daki yeni altn
madenlerine gitmelerini nlemek iin bu yntemi bulmutu. Ama Srpriz Maden Damar madencileri, tm
cumartesi akamlar amata yapp gndeliklerini harcadklar srece bulunduklar yerde kalmakla yetinen,
beceriksiz, tkenmi bir gruhtu; madenin ba mal salama istasyonu olma roln Kader'e kaptrdktan ve bu
dalar halla pamuu gibi atan bamsz altn arayclar akn yar deli kk gruplara dntkten sonra,
Yirminci Mil'in var olmasnn tek bahanesi de bu amata ve kazandklarn harcamakt.
Tren daha tam durmadan elenceye susam madenciler eski psk tabancalarn patlatarak vagonlardan
atlayarak Bjorkvist Pansiyon'a iner, burada hayli kt bir yemek iin muazzam paralar derdi. Sonra byk
ksm Kane Ticaret'e giderek tulum, i eldiveni, kas glendirici alet, flanel gmlek, ineme ttn, markal
ila, bazen de birilerinin doum gn iin kk hediyeler alrd. Bay Kane, pazar sabah tekrar trene binene
kadar aldklarn dkknda tutard.
Kane Ticaret'ten bazlar Profesr Murphy"nin Tonsorial Sara-y'na giderdi. Orada drt tahta banyo iin suyu
stmaya alan kmrl stc tehlikeli ekilde tslard. 35 papele banyo yapabilir, 15 papele de yle bir tra
olurdunuz ki, Gezginler Oteli'ne geldiinizde kokladklan zaman arkadalarnz slk alard (buras aslnda bir
otel deil, bar olan bir genelevdi). Baz erkeklerin banyo yapp tra olmalarnn, bol bol kolonya srmelerinin
nedeni, klk kyafetleri iyi olursa otelin fahielerinin onlara zel muamele ekeceine inanmalaryd. Kimse
bu "zel muamele"nin nasl bir ey olduunu kesin olarak sylemiyordu, ama szlere genellikle gz
krpmalar, dirsek drtmeler ve bilgi srtmalar elik ederdi.
Gezginler Oteli'nde "kz" alyordu: New Orleans'dan uzun boylu, ince, sar gzl siyah kadn Frenchy;
az ngilizce bilen ve insann gzlerinin iine hi bakmayan utanga inli Chinky; ve grltc, kikirdek, koca
memeli yal rlandal Queeny. Queeny iin, kendisi imeden bardan dibini eritmeyen her eyi iebilecei
sy15
leniyordu. Yal madenciler Queeny tercih ediyor, onun "kahkaha tufan" ve "yrei temiz bir kar" olduunu
sylyorlard. Genlerin tercihi ise Chinky idi, nk daha deneyimli kzlar onlarla elenebilirdi. in erbaplar
French'ye gidiyordu, nk herkes bilirdi ki siyah karlar bu konuda doal olarak iyiydi, bir de Fransz
olsayd...! Hey, sen oradaki! A bacaklarn!
Madencilerin says Yirminci Mil'in sakinlerinden hatr saylr derecede fazlayd. Yirminci Mil'de oturanlarn
says yalnzca on bee dmt; o kadar azdlar ki, kasabann slogan "Bak Bakalm Nasl Byyorum"
iken, umudun ve bymenin dorua kt yllarda alelacele yaplm bir avu boyas dklm tahta evde
oturuyorlard ancak. imdi bo binalar kendilerini yerekiminin sabrl kucana teslim ederken gcrdyor ve
hafife inliyordu.
Yirminci Mil'in on be sakini arasnda Kane Ticaret'in sahibi Bay Kane ("Bir nsann htiya Duyduu Her
ey") vard. Bay Kane'in bamsz ruhlu on yedi yandaki kz Ruth Lillian, kasabann en gzeliydi. Daha
nce grm olduumuz gibi, Profesr Murphy Ton-sorial Saray'nda scak banyolar, tralar ve cmert
kolonya srleri satard. Bayan Bjorkvist pansiyonu iletirdi ki, aslnda buras "biftek" (trnak iareti, otelin
fahielerini anlatrken kullanlan "kzlar"n evresindekilerin ifte bykln akla getirmek iin kullanlmtr)
hizmeti veren byk bir yemek odasyd yalnzca. Bu biftekler her nde lahana, kabartma tozlu biskvitler
ve konserve eftaliyle birlikte servis edilirdi. Arka taraftaki uzun bir odada tahta yataklarla ot ilteler vard,
Gezginler Oteli'nden tkezleyerek gelen madenciler burada uyuyabilirdi. Yatak, yemek ve kahvalt hepsi
iinde bir dolard. Soygunculuk, diye homurdanrd madenciler hep, ama gene de derlerdi.
Bayan Bjorkvist, demir testeresini krletirebilecek bir aksanla konuuyordu, ama gene de Gezginler Oteli
"kzlar"nm hibirini evinin evresinde grmek istemediinin bilinmesini de salamt. Arka planda bir Bay
Bjorkvist vard: Bayan Bjorkvist'in iki ocuk dourmasna yardm eden iri kym, somurtkan bir adam. (Bir
akac, adamn bahvan belini vurduu her seferinde bir madene rastlam olmas gerektiini syledi.) Kersti
Bjorkvist, geni omuzlu, kaba yz hatlar olan, mutfakta alp masalar bekleyen yirmi iki yanda bir
16
kz, erkek kardei Oskar ise Ruth Lillian Kane'den bir ya daha byk olan kafas ar alr bir oland.
Oskar'n Ruth Lillian'a nemli nemli, ylk gz sz Bay Kane'in rahatsz olarak kalarn atmasna neden
olurdu. Gezginler Oteli ve kzn altran Bay De-lanny ok ksrr, n tarafnda frfrlar olan parlak beyaz
gmlekler giyerdi ve t gibi incecikti. Bay Delanny'nin zamannda "byk kumarbaz" olduu anlalyordu:
Otelin barnda alan ve Birlik Kuvvetlerinin savunmasnda stne denden fazlasn yapm olsa da bunu

hi dikkate almayan hkmetin yaral kahramanlara olmas gerektii gibi davranmadndan ikayet eden tek
bacakl Sava gazisi Jeff Calder'in yayd bir sylenti.
Yirminci Mil'in geriye kalan sakinine gelince: BJ Stone'un, maden kuyularnda kullanlan eekleri vard.
Stone "tuhaf bulunurdu, nk ok okurdu ve sanki sylemedii bir ey biliyormucasna bakard. BJ
Stone'un her ie bakan yardmcsnun ad Coots'du; Coots yal bir krmayd, yar siyah yar erokiydi.
Bakalaryla fazla iliki kurmuyordu ve silah kullanmay iyi bildii iin alay etmenin tehlikeli olduu sylentisi
yaylmt. Son olarak, "Peder" (baknz "biftek" ve "kzlar") Leroy Hibbard vard ki, maden irketinden her
pazar sabah madencilere Damar'a kadar elik etmesi ve tm igcne yrek burkucu vaazlar vermesi
(nk Priten Boston maden sahipleri alanlarn biraraya gelip bu zoraki aydnlanmay dinlemesini
mecburi klmt) karlnda bir cret alyordu. Hibbard yorucu iinden sonra gece hep madende kalr ve
demiryolundan on be mil yryerek pazartesi leden sonra geri dnerdi. Peder, Adem'in btn oullarnn
iinde belli belirsiz kendini gsteren eytan ve Ahlk Bozukluuna kar srekli bir savaa kilitlenmiti, ama
birka haftada bir ahlk dokusu gevemeye balar, gece ge vakit Gezginler Oteli'nin arka kapsndan ieri
szarak Jeff Calder'la iki itikten sonra Frenchy ile gnah ilerdi. Gnahn iine battktan sonra afaktan
nceki o en karanlk saatte sokakta tkezleyerek yrr, iren bir yaratk! nefretlik bir gnahkr! bir
zinaperest! Tanr'nn balaycln hak etmeyen pespaye bir insan! olduunu haykrrd. Bayan Bjorkvist,
bunun Peder'in bizzat kendi deerlendirmesi olduunu herkese yayd, Peder de ktlne verilen ok
zevkli ve uygun bir ceza olarak kadnn knamasnn stne atlad. BJ Stone
17
(ok okuyan at adam?) Peder'i gln buluyor ve ona aktan aa glyordu. Bu yzden de dindar adam
Stone'u, gnaha ayrlmas gereken ama her zaman gnahkr ziyaret eden o derin nefretle bakyordu.
Her pazar sabah, tren malzemeleri indirdikten ve madencileri alp Srpriz Damar'na doru yola ktktan
sonra, Yirminci Mil geride akamdan kalmcasna, btn o bart artdan sersemlemi, sevgisiz cinsel
arlkla tkenmi olarak kalakalrd. Pazar gnleri ou insan uyurdu, ama Kersti Bjorkvist genellikle mutfak
masasna oturmu, omuzlan kk, gzlerini bir noktaya dikmi olarak bulunurdu. Otelde Jeff Calder tek
bacayla odada topallayarak dolanr, st katta ise kzlar burumu, terden slanm araflara serilerek
yatarlard.
Bay Delanny ksr iin kulland Grey Ana ksrk urubu ielerini almak iin geldiinde Kane
Ticaret'in kapsndaki an ald. Bay Delanny karken kapda Bayan Bjorkvist'i grd ve alayc bir teatrallikle
apkasn kard. Bayan Bjorkvist bu harekete burun kvrp ban evirdi. O... o... Babil Orospularyla!
Gezginler Oteli'nin sahibi olan adamla hi ii olsun istemiyordu. Ne var ki, Bayan Bjorkvist'in otele kar
ahlki yaklam, ahlksz otel sakinlerine her gn verdii le ve akam yemeinden kazand krdan
yoksun kalaca kadar byk deildi. Kendi lokantasna bu tr insanlar alacak kadar alalamad iin de,
yemekleri kapal kaplara koyarak kzyla gnderir, ama kzn ancak yemekleri otel mutfan-daki ocaa
koyacak kadar orada kalmas iin de saati gzler dururdu, nk... ey, nk hi bilinmez, yle deil mi?
Bay Kane Bayan Bjorkvist'in asla bir ey satn almadn bildii iin, trenin Kader'den getirdii malzeme
listesini her pazar sabah olduu gibi hazrlamaya devam etti, mterisi ise tezghn yannda geziniyor, yeni
mallar elleyip fiyat ve kalitesi zerine bir eyler mrldanyordu. "Kba'daki zaferimizi kk bir dkkn
elencesi ile kutlamaya karar verdiniz mi, Bayan Bjorkvist?" Kadn dudaklarn ksarak burnunu ekti. "Biraz
souk aldk, yle mi?" diye sordu Bay Kane. Dz aksan Bayan Bjorkvist gibi aksan sar herkesin fark
edecei gibi etnik kkenini ortaya koyuyordu. "Belki Bay De-lanny'nin ksrk urubundan denemelisiniz."
O... muhabbet tel18
lal... o... onun... kulland bir eyi bedenine sokma dncesiyle Bayan Bjorkvist'in boynu dikleti. Ama
dkkn vitrininin dndaki bir ey birden ilgisini ekti. "Bu da nedir byle?" diye sordu emir verir bir havayla.
Bay Kane ban kaldrnca Bay Delanny'nin yolun ortasnda durmu bir genle konutuunu grd. Gen
ar bir paket ve omzundan sarkan doalama bir ip kayta eski, ok byk bir tfek tayordu. Zaman
zaman gelen bir maden aracyc dnda bir yabancnn gelii, Yirminci Mil'de Bayan Bjorkvist'in "Bu da nedir
byle?" rahatszlna gereke olacak kadar az grlen bir eydi. stelik bu gencin geni kenarl ifti
apkas ve ifti izmesi maden araycs olmadn gsteriyordu.
Bayan Bjorkvist, "Sizce nereden gelmi olabilir?" diye sordu, hakknda karar verene kadar onu yerine
mhlamak istiyormucasna gzlerini yabancdan ayrmyordu.
"Hi fikrim yok, Bayan Bjorkvist," dedi Bay Kane. Umursamaz ses tonunun kadn rahatsz ettiini biliyordu.
Yabancnn sorusuna yant olarak Bay Delanny'nin glmsedii-ni ve ban iki yana salladm, sonra "Sana
iyi anslar, evlat" diyen bir tavrla ince uzun parmaklarn sallayp oteline yneldiini grdler. Bunun
arkasndan da ban tekrar iki yana sallayp "Buna ihtiyacn olacak," demek istedi Bay Delanny.
Gen adam yknn arln baka yere kaydrd, baparmay-la apkasn geriye doru itti ve oradan
uzaklat. Bayan Bjorkvist gencin arkasndan sokan ilerisine bakmak iin yanan pencereye dayad.
Merakl olduundan deil, ama kendisinin bu yabancnn neyin peinde olduunu bilmeye hakk yoksa, kimin
olabilirdi ki? Yabanc BJ Stone'un ahrna yneldiinde Bayan Bjorkvist kendi kendine ban sallad. Bunu
rahatlkla tahmin edebilirdi! Yal adamn kitaplar okumas ve insanlara komik, aptal ya da... bir ey gibi

bakmasn bir dnn! Bakalarna gln demeye cret ettiini bir dnn! Tam bir aptal olan bu adam,
pespaye -ama bu kelimeyi dnerek zihnini kirletecek deildi.
"ok ak deil mi?" diyen bir ses tonuyla, Bay Kane'e yabancnn ahra gittiini syledi.
Dkkn sahibi kuru bir sesle, "Demek ahra gitti, yle mi?" diye yant verdi. "Dnya ne hale geldi byle?"
19
Ruth Lillian Kane yukardaki oturma blmnn merdivenlerinden aaya indi. Babas dkkn aarken o da
kahvalt bulaklarn ykamt. Bayan Bjorkvist'i hararetle (biraz fazla hararetle, nk ondan holanmyordu)
selamlad ve nazike kzn sordu. Ama pansiyon sahibi Ruth Lillian'n giydii yeni pamuklu giysiye
onaylamaz bir bak atmakla snrlad yantn. Kibir ve gsteri! Onu martyor, bu adam. Annesi gibi
yapmaya alyor... peki, bu kadar yeter. Bu kadar yeter. ocuklar martmak iyi olmaz. Adama biraz ders
vermesi gerekiyordu, ama durup samasapan eyler konuacak zaman yoktu. Bu yabanc pansiyonunda
uyumak ve yemek yemek isteyecekti. Bakalm, onu belki ieriye alrd, belki de almazd. Ne tr bir adam
olduuna balyd bu. Bekleyip grecekti.
Hi hobe etmeden dkkndan kt ve pansiyonuna gitmek zere karya geti.
Bayan Kane arkasndan mrldanr gibi, "Gle gle, Bayan Bjorkvist," dedi. "Size hizmet etmek her zaman
zevktir."
BJ STONE SKEMLESN NAL yaplan kulbenin kerpi duvarna yaslad, okumakta olduu iki gn nceki
Cheyenne gazetesini dikkatle katlad ve elinin eklemleriyle gri sakallarn kt yanan ovuturdu.
"Nebraska'dan ha? Bu kadar yolu yrdn demek! Tamam, varilde souk su var. Kendin al. Marapa orada.
Sana bunu sylemek zorunda kaldm iin zgnm evlat, ama i aryorsan Cumhuriyet'teki en kt yere
gelmi bulunuyorsun. zc gerek bu, Yirminci Mil'de kesinlikle hibir ey olmaz. stelik ilek gnlerdeyiz.
Buras tarihsiz bir kasaba. Gemii yalnzca on bir yllk ve gelecei de yok. Sana biraz i verirdim, ama
vcudumdan akp giden ruhumu korumak iin Damar'a eek yetitirmek ancak bana yetiyor. Yalnzca yatak,
yemek ve sonsuz kranlarm istemiyor olsayd, buradaki yal Coots'u bile doyuramazdm. yle deil mi,
Coots?"
Srm gibi yal Siyah-eroki ban eein nalndan kaldrmad, eein n aya kucandaki deri nlk
zerinde duruyordu. "Berbat yemekler," diye mrldand.
20
"Sana yardm edemediim iin kusura bakma, evlat. Ama bir fincan kahve iersen memnun olurum."
"Bir fincan kahve bana ok iyi gelir, efendim." Olan, btn gece boyunca Kader'den buraya kadar demir
yolu boyunca omzunu kesmi olan kaylar karrken inledi.
BJ Stone marur bir edayla, "Misafirimize bir fincan kahve getir, Coots," dedi.
Coots, "Bu toynakla brakmam m istiyorsun?" diye sordu.
"Hayr, hayr, gayet iyi yapyorsun."
"O halde lanet kahveyi sen getir. Btn sabah oturup o gazeteye burnunu dayamaktan, ne izm olduunu
ancak Tanr bilir emperyalizm ve jingoizm zerine homurdanp durmaktan baka bir ey yapmyorsun! Bu
arada ben k tekmeleme yarndaki tek bacakl bir adam kadar megulm!"
BJ Stone Matthew'a doru eilip, "Korkarm zavall yal Coots misafir arlayacak durumda deil. Kahvesine
gelince...!" diye fsldad.
Coots, "Beenmiyorsan ime yleyse!" dedi serte.
"Marur yal orospu ocuu." BJ elini azna gtrp sr verir gibi syledi bunlar.
Gen adam duraksayarak glmsedi; siyah bir adamn bir beyazla bu ekilde konutuunu daha nce hi
grmemiti. BJ Stone acl bir i ekile ayaa kalkt ve mutfaa geerek gzden kayboldu. Mutfakta kahve
demir bir ocak zerinde kaynyor da kaynyordu, nk sabah ilk i yumurta kabuklaryla birlikte ocan
stne konmutu.
Gen adam tfeini yknn yanna brakt ve aryan omzunu parmak ularyla hafife ovuturdu. Bu arada
Coots'un becerikli, ileri ak renk elleriyle eein ayayla uramasn seyretti. Coots'un yz ilgisini
ekmiti: Zenci yz hatlaryla eroki gzlerinin karm.
Coots iinden ban kaldrmadan, "O tfei nereden buldun?" diye sordu.
"Babamn."
"Ha! O dedesinden, dedesi de Methuselah'dan alm olmal! Bunun gibi eski bir canavar iin mermiyi
nereden buluyorsun?"
21
"Babam kendisi yapard eskiden." Srt antasnn kaylarn at ve yola ktnda yanna ald mermi dolu
bez torbay arad iinde. "te burada. ok gzel deil mi? Babam iki sradan iftli mermiyi ikiye bler ve
barutla azotunu bir tanesinde brakr, sonra sktrlm ktla daha uzun bir silindir ceketi yapar, br
mermiden barut ekler ve her ikisiyle ate ederdi. Sonra hepsini tam sktrrd -bu her zaman en zor itir,
sktrmak- sonra kd bker ve su geirmemesi iin balmumuna batrrd. Gerek mermiymi gibi olurdu.
Ama itiraf etmeliyim ki silah biraz sektiriyor."
Coots balmumulu, iftli mermiyi parmaklarnn arasnda evirerek ban iki yana sallad. "Buna bahse
girerim! nsan ne zaman ate etse kendini toplayp ate hattna geri dnmek zorunda kalr!" Coots mermiyi

tekrar olana att. "Zaman kayb gibi geliyor, avclkta kullanlmayacak bir silah iin mermi yapmak. Bununla
bir hayvan vurursan bir krk yn ve akn bir baktan baka bir ey gemez eline."
Olan gld. "Jabam krk ylda bir ate ederdi. Eski varilleri vurur, sinekleri drt bir yana kartrd. Gsteri
iin. Herkesinkinden daha byk bir silah olsun isterdi." Mermiyi antasna koydu. "Dorusunu sylemek
gerekirse, babamn bbrlenecek fazla eyi yoktu."
"Ama bu antika ey tehlikeli, evlat! Ve de el yapm mermilerle... oradakinin vay haline! Bu ihtiyar canavar ta
Nebraska'dan getirdin ha?"
"Evet, efendim. Neden getirdiimi ben de bilmiyorum. Yalnzca ardmda brakmak istemedim. Ama ar m?
Yzlerce kez tren yoluna brakmay dndm."
"Ama brakmadn."
"Hayr, efendim, brakmadm."
"Neden?"
"Bilmiyorum ki."
"ok seviyor olmalsn."
"Hayr, efendim, sevmiyorum. Aslnda... ondan nefret ediyorum."
"Seni sulayamam. Er ya da ge bu eski ey birilerini cehenneme gnderir."
"Evet, ee... bu oldu bile. Bu eski silah babamn iini bitirdi."
22
Coots'un ba eein toynanda hareket ettirmeyi kesti. "zldm, evlat. Ben hi... demek istiyorum ki,
samalyordum. Baban iin zldm."
Olan omuzlarn dikletirdi ve donuk bir tavrla, "Bu tr eyler olur. Bu tr eyler..." Gzlerini indirip ban iki
yana sallad. "... olur ite." Srann zerinden eski deri ciltli kitabn dalgnca ald. Kitap annesinin ncil'i gibi
kokuyordu, ama olan yazlanlar anlam-yordu.
Bir elinde teneke bir fincan, brnde cezveyle dnen BJ Stone, "Latince, evlat," dedi. Cezvenin scak
kulpunu bezle tutmutu. "Lu-cilius'tan Juvenal'a kadar Roma yergisi derlemesi. Latince bildiini sanmam."
Matthew'a teneke fincan verdi.
Olan, "Hayr, efendim," diyerek kitab brakt, fincan doldurmas iin uzatt.
"Yergi ktlklerimizi konu alr ve -be para etmezliimizi!" BJ Stone Matthew'un kabn dalgn dalgn
doldurdu "... ktlklerimizi ve samalklarmz ele alr -ksacas insan faaliyetinin byk ksmn." Coots'a
dnd. "Peki, bu berbat bulak suyundan istiyor musun, yoksa o toynakla oynamaya devam m edeceksin?"
Coots fincann doldurulmas iin uzatrken, "Birilerinin buradaki ileri yapmas gerek," diye misilleme yapt.
"Romallara ilgi duyar msn, evlat?" BJ Stone kendi fincann doldurdu.
"Hayr, efendim, duyduumu syleyemem. lerinden birinin elini ykadn ve sa'y ldrmelerine izin
verdiini biliyorum ve... ey, Romallar hakknda btn bildiim bu kadar. Dorusunu sylemek gerekirse
fazla okumam."
"ok fena. ler kt gittiinde bir kitap saklanmak iin iyi bir yerdir. Ya da ok skc olduunda." Bu son
cmle Coots'a ynelik gibiydi, ama o duymamazlktan geldi.
Teneke fincan o kadar scakt ki, Matthew dudaklarnn yanma-mas iin epeyce hava ekmek zorunda kald,
ama kahve bo mideye inince kendini iyi hissetti. "Fazla okumamakla ilgili ne diyordum? Dorusu u, ok
dolandm ve o kadar ok okul deitirdim ki kendi adm bile karamam."
"Peki adn nedir?"
23
"ey, efendim... bana Ringo Kid derler."
Coots ile BJ Stone baktlar.
BJ Stone, "Demek yle derler," dedi. "Ringo Kid, ha? Demek annen seni ard zaman, 'Hey, Ringo Kid!
Buraya gel, unlar do-ra!' diye barr. yle mi?"
"Hayr, efendim, bunu sylemez." Bir an durduktan sonra zayf bir sesle ekledi: "Annem ld."
"Ve babas da lm." Coots ortam ii anlamamakla sulayan bir ses tonuyla tslar gibi konumutu.
"Ha." BJ Stone'nin sesindeki alayc ton yok oldu. "Uzun zamandr m tek basmasn?"
"iki hafta kadar oldu. Ailem ldkten sonra yklenip batya gitmeye karar verdim ve..." Omuzlarn silkti.
"Anlyorum. H-mm." BJ Stone rahatszln gizlemek iin kahvesinden byk bir yudum ald.
Bir sessizlikten sonra olan kendiliinden konutu. "Annem bana Matthew derdi. Drt olu olmasn istiyordu.
Matthew, Mark, Luke ve John."
"Peki dier havariye ne oldu?"
"Luke henz bebekken yksek atee yenik dt. Mark da iki yl kadar nce kat."
"Ya John?"
"John hi olmad. Luke ldkten sonra annem ocuk yapmad. Tahminimce, ate gelip onlar gtrecekse
zahmete demez diye dnd." Olan derin bir soluk ald ve Yirminci Mil'in sonundaki kayala gzlerini
dikti. "Dorusu u ki, aslnda kimse bana Ringo Kid demez. Bunu sylememin tek nedeni... ey, aslnda
nedenini bilmiyorum. Yeni bir hayata iyi bir isimle balamak iyi olur gibi geldi bana. Bay Anthony Bradford
Chumms'un kitaplarndan buldum bu ismi. Kitaplar biliyor musunuz? Ringo Kid Esiyle Buluuyor ya da

Ringo Kid Ders Veriyor. Ya da Ringo Kid Zaman Geiriyor. Hepsini teker teker sayfalar yerinden kp
paralanana kadar okudum. Ringo Kid Hesaplayor'un arka kapanda Bay Anthony Bradford Chumms'n
Amerikan Western tarzna ifade zenginlii katan bir ngiliz beyefendisi olduu yazyor."
24
BJ Stone yapmack bir saygyla, "Bak sen!" dedi. "fade zenginlii katyor, yle mi? Vay canna!"
"Evet, efendim. Bana gre Bay Anthony Bradford Chumms btn dnyadaki en iyi yazardr!"
"Ben yal Lucilius'u tercih ederim. Ama bana yle geldi ki adn bile zor okuduunu sylemitin."
Matthew gzlerini yere indirdi ve tam saniye sessiz durdu. Sonra: "Evet, efendim. yle syledim. Ama
yaland. Okuyamadm syledim, nk Ringo Kid okumasn bilmez, ama herkes ona gene de sayg duyar,
nk drst ve adildir. Ben de her zaman onun gibi olmak istedim."
"H-mm. ok yalan sylyorsun, yle mi, Matthew?"
"Korkarm sylyorum, efendim. Bunun gnah olduunu biliyorum, ama..." Omuzlarn silkti. Sonra srtt.
"Ama bir sr beladan kurtard da kesin."
"Anlyorum. Peki, bak imdi, Matthew -sana Matthew dememe aldrmazsn, deil mi?"
"Hayr, efendim. Bana her eyi syleyebilirsiniz, yemee ge armadnz srece!". Babasnn eski
akasna zoraki bir kahkaha att.
BJ Stone elinin eklemleriyle yanandaki sakallar ovuturdu. "Hah-ha. Peki, bak, Matthew. Karnn asa -ve
olanlar genellikle atr- Bjorkvisf in yerinde bir eyler yiyebilirsin. Yemekleri iyidir demek istemiyorum,
anlyorsundur. Asln ararsan, yemekleri iin sylenebilecek en iyi ey gl kuvvetli bir erkei
duyurabileceidir."
"Ha, ben iyiyim. A deilim." Aslnda bir buuk gndr bir ey yememiti.
"Sen bilirsin. Ama madene gitmeden nce kursana bir eyler girmesi iyi olurdu."
"Maden mi?"
" aramak iin Srpriz Maden Damar'na gitmiyor musun?"
"ey, hayr, ben... dorusunu sylemek gerekirse, bu tepelerdeki madenleri ilk kez duyuyorum."
"Kader'deki insanlar sana Maden Damar'n anlatmadlar m?"
"Sormadm. Herkes ortalkta kouturuyor, Kba'daki byk zaferimiz hakknda barp aryordu."
25
"Zafer!" diye birden bard BJ Stone. "Gl ve gen bir lke, yeteneksiz aristokratlarn kumandasnda
ypranm gemilerden baka bir eyi olmayan eski ve yorgun bir lkeye darbe indiriyor, sen de buna
muhteem diyorsun! Demokrasiyi yayma klf altnda Filipinler ve Portoriko'yu ele geirdik. Hazr bu iin
zerindeyken Hawaii'yi de cebe indirdik! Emperyalist olacamz bilseydi, Thomas Jefferson mezarnda drt
dnerdi!"
Coots gzlerini kapatp ban iki yana sallad. Matthew'a, "Kba'y yetitirmek zorundaydm, deil mi?" dedi.
"Ama, ben-"
"Zafer mi?" diye devam etti Stone. "Zafer mi? William Randolph (o-kadar-zenginim-ki-cammn-istedii-hereyi-yapabilirim) Hearst, azlar vatanseverlik fkesiyle kprene kadar bir avu aklsz aptal kamlayarak
gazetelerinin satn artrmaya karar verir! O poplerlik al eken Roosevelt de bir avu polo oyuncusunu
ve birka isiz kovboyu alp San Juan tepesine saldrya gnderir -elbette elinde ok sayda gazeteciyle! Ama
tm savataki tek gerek tehlike olan malarya ve sar hummadan kamak iin Rough Rider'lar Long Island'a
hemen geri getirir. Guam Adas'n nasl kazandmz biliyor musun, evlat?"
"Ah... ey, hayr, efendim. Ama ben-"
"Sana nasl kazandmz anlatacam. Gemilerimizden biri demirleyip limana ate etti ve spanyol komutan bir sava olduunu bile bilmiyordu, Tanr akna!" Selammza karlk vermedii iin zr dileyen, bunu
yapamadn, nk adada mhimmat olmadn belirten bir mesaj gnderdi. Bylece kyya bir sandal
indirip kahramanca bir zafer kaandmz iddia ettik. Zafer!"
Bu nutkun gc Matthew'un sinirli sinirli Coots'a bir gz atmasna neden oldu, Coots ise omuzlarn silkerek
ortana, "Hepsi bitti mi?" diye sordu.
BJ Stone homurdanarak burnunu ekti. Sonra ban sallad. "Evet, bitti. Ama... Allah kahretsin, genlerin
kann dkme fikri, srf birka moruk-! Ah, syletme beni." Derin bir soluk aldktan sonra, "Peki, Matthew,"
dedi. "Demek Srpriz Maden Damar'n biliniyordun bile. Hattn sonunda kk bir i bulma frsat vardr belki
diye demiryolu boyunca btn o yolu yrmeye karar verdin demek."
26
"ey... Hattn sonunda bir ey olmas gerektiini dndm. Yoksa demiryolu neden yapsnlar ki? Buras da
ho olabilir diye aklma geldi, her eyden uzakt."
Coots ona, "ansn epeyce zorlamsn," dedi. "O demiryolu ok dardr ve tren seni bir vagon tekerleiyle
silindir gibi dmdz edebilirdi. Hey, bekle bir dakika...!"
"Doru! Tren beni ldrecek kadar yaknmdan geti! Ravlarda yryordum, iman ve kstah, sonra
damdan der gibi raylarn sarsldn fark ettim ve bir baktm ki arkamdan tren gel-yor. nann evrede
snacak bir yer aramaya baladm, ama bir taraf batan baa kayalkt, brnde ise havadan baka bir ey
yoktu! Bu yzden olabildiince hzl davranarak raylarn stne trmandm, ykmle silah da yanma aldm ve

lokomotif tam keyi dnerken duvarda bir yark bulup yzm kayaya yaptrarak oraya sktm! Tren
homurtularla o kadar yaknmdan geti ki btn vagonlar silahmn kabzasna arpt, kt, kt, kt! Kaya bir
eyin taklacandan ve beni ekip ldreceinden emindim. Allahm belas eski tfein bu ii benim iin
yapacandan ok emindim, babama yapt gibi."
"Tanrm! Sinekkayd tra kadar yaknd!"
"Yakn m? Tren getikten sonra raylarn tam stne oturdum, ktk gibi hareketsiz, kalbim kt kt.
Dorusunu sylemek gerekirse, eer bilseydim-"
"Dur sana bir tavsiyede bulunaym evlat," dedi Bay Stone. "Ha-bire 'dorusunu sylemek gerekirse' deme
alkanlndan vazgemelisin, nk insanlar genellikle bir yalan uydururken byle sylerler. Sende de
yalanclk eilimi varsa, bari iyi bir yalanc ol."
Olan dnceli dnceli bam sallad. "Teekkr ederim, efendim. Bunu unutmayacam."
Coots, "Sanrsam madene doru gideceksin," dedi.
Matthew ban ne eerek topra inceledi. Sonra: "Hayr, efendim, gideceimi sanmam. Bir sre buralarda
kalacam herhalde."
Stone usanm bir tavrla, "Ama sana Yirminci Mil'de hi i olmadn sylemitim," dedi.
"Evet, efendim, sylediniz. Ama burada bana uygun gelen bir hava var."
"yle mi?"
27
;
"Endielenmeyin, efendim. bulacam. Efendim, sizden bir iyilik isteyebilir miyim?"
"Bana endie, i, para ya da zamana mal olmayacak her eyi isteyebilirsin."
"Kasabay dolarken ykmle silahm burada brakabilir miyim?"
"Sen bilirsin. Ama yarar olmaz."
Delikanl ban sallayarak srtt. "Herhalde haklsmzdr, efendim." Ayaa kalkt. "Peki, kahve iin ok
teekkr ederim. Kesinlikle faydas oldu."
Olann sokakta yrmesini izlerlerken BJ Stone kahvesini dnceli bir ekilde yudumluyordu. "Onun
hakknda ne dersin, Coots?"
"Bire iki bahse girerim."
"Neden byle parlak bir ocuk burada, dnyann sonunda kalmak istesin?"
"Saklanmak istiyor olabilir."
"Neden saklanmak?"
"Bire iki bahse girerim."
"Tamam, bir ey kesin. Bu ii bitmi kasabada i bulamayacak."
"Buna bahse girmem ite."
Eyalet Cezaevi, Laramie
GECE YARISI NBETN ALMAK zere gelen Gardiyan John "BB" Tillman ok endieliydi.
Karsnn yol gstermek zere setii baplar Lieder'in alm olmasna ard, ama memnun oldu. Onlarla
deerli inancn paylamaya alt zaman gardiyan arkadalarnn kendisiyle alay etmesi ve "ncil bcei"
doemesi gibi, Lieder'in de alay edeceini bekliyordu. Ama Lieder alay etmedi. Gzetleme deliinden
bklm bap paralarn saygyla, neredeyse nazike ald. Kapda bu umut mesajlarn sessizce
konutuklar zaman da, Lieder'in fsltl sesi her za28
man samimi zlem tonu tayordu... kendi yolunu arayan bir adam. Ayrca Tillman birka kez gzetleme
deliini atnda Lieder'i yatann kenarna diz km, yzn kollarna gmm, hararetle dua ederken
buldu.
Lieder'in kutsal yazlar uydurma ve "Mohikanl Paul" ya da "Flo-ridal Paul"e atfetme gibi kfir alkanlklar
Tillman'n bana arlar veriyordu. Ama Lieder saygszlk etmek niyetinde olmadn syledi ve btn kt
alkanlklarn krma gc bulmak iin dua etmeye sz verdi. O gnden itibaren sa'y kiisel kurtarcs olarak
kabul etmesi zerinden byk bir yk kaldrm gibiydi. Tillman onun hcresinde arklar, genellikle eski
moda arklar sylediini sk sk duyuyordu ve bir keresinde Lieder doal mrnn geri kalan yllar boyunca
vcudunun hapse atlmasn isteyerek kabul ettiini syledi, nk ruhunun sonsuzlukta kurtulacam umut
edebileceini biliyordu!
Lieder bata o kadar hzl bir ilerleme kaydetti ki, buna tank olmak onur verici bir ey, Tann'nn gcne ve
inayetine bir krand. Ama son zamanlarda...
Tillman karsna, "Ne yapacam hi bilemiyorum," diye itirafta bulundu. "Karanla gmlm gibi
grnyor. Bazen zlyor ve yrek burkucu ekilde hkryor. Gnahlarnn ok byk ve ok fazla
olduunu, Tann'nn balaycln hak etmediini sylyor. Bazen de yatanda yatp gzlerini tavana
dikiyor. Asln ararsan, Mary, o adamn ruhu gnah ykl."
"Ama umutsuzlua kaplmamal, John. Umutsuzluk gnahlarn en bydr."
"Sanki ben bunu bilmiyorum? Ama ne yapabilirim?"

"Onu kurtarma abalarndan asla, asla vazgememelisin, Johh. Ona direnmesi gerektiini sylemelisin,
nk Tann'nn acmas sonsuzdur."
Tillman, Lieder konusunda pes etmeyeceine sz verdi. O gece onunla dua edecekti. Kars duann btn
nsanln hastalk ve ktl iin gl bir ila olduunu kabul etti, ama onunla ilikisinde dikkatli olmas
gerektiini de hatrlatt... onlara ne diyorlard?"
"Kaklar."
"Peki, ii sakn ansa brakma."
29
"Ben deli miyim, sevgilim? Kk John'un babasz bymesini ister miyim sanyorsun?"
Kars kzard ve kocasnn gsn parmak ularyla itti: Kocas onun "durum"undan, birbirlerine armaanlar
vererek kutladklar durumdan ne zaman sz etse hep yapt gibi. Tillman ona sana takaca rgl toka,
Mary de kravat yerine takaca rg deriden bir sicim vermiti. Her iki hediyenin de "rg"yle ilgili olma
rastlantsna gltler ve Mary bunun bir ans nsezisi olduunu syledi.
Tillman nbete balar balamaz Lieder'i kontrol etti ve onu yatanda yatm gzn tavana dikerken,
kendine duyduu acmaya gmlm olarak buldu. Onu tevik edici bir ses tonuyla selamlad, ama Lieder bu
hayatta ona yer kalmadn, muhtemelen bundan sonrakinde de yer olmadn mrldand ac ac. O halde
yarar ne ki? Yarar ne ki?
Tillman ona umutsuzluun gnahlarn en by olduunu syledi. Umutsuzluk eytan'n bir hilesidir,
Tanr'nn en aalmz bile kurtarma sznden kukulanmamza neden olur. Ama Lieder yalnzca ban iki
yana sallad ve yzn duvara evirdi.
Tillman iini ekerek nbeti masasna geri dnd.
Tillman kaklar son kez dolatnda neredeyse gn aarmak zereydi. Gzetleme deliinden asit frlatcy
iltesinin kenarna oturmu, kendi kendine sallanp her zamanki gibi mrldanrken buldu. "Politikac" kedeki
bolukla iddetli bir tartmaya girmiti ve "seni cahil bok ukuru!" diyordu. Gzetleme deliinin alma
sesiyle "Hayalet" keye bzt. "Canm yakma! Bunu yapmak istememitim! Yemin ederim ki yapmak
istememitim!"
Bir sonraki hcre uzun zamandr botu, ama yeni kk tutuklular korumak iin kaklar kanadna transfer
edilen iki adam vard imdi orada. Genleri sk sk karanlk kelere ekip... cezaevi jargonuyla "testiyi
kryorlard. Kapya yaklarken Tillman bir kavga oluyormucasma homurtu ve kesik kesik soluklar duydu.
Gzetleme deliini anca, boyunsuz, kafa ekli mermiye benzeyen bir devin iltesinin ucuna oturmu
olduunu ve arkasnda yz allak bullak bir ccenin durduunu grd. Her ikisi de soluk soluayd. Tillman,
ancak cce ak gzetleme deliine ylk ylk baknca anlad ki
30
adamlar... Aman Tanrm'. Gzetleme deliini abucak kapatp arkasn dnd.
Lieder'in kapsna gitmeden nce midesini yattrmak iin birka derin soluk ald. Umutsuz gnahkra
yapaca konumann szlerini prova etmiti.
Ama Lieder yatanda deildi. Lo kta Tillman onun parmaklkl pencerenin zerinde yar ayakta yar diz
km durduunu grd, tpk -Aman Tanrm! Battaniyesinden bir erit karmt! Bir ucu parmakla
balanmt, br boynuna! Buna izin verme, onun adna ben rica ediyorum senden! Kilit manivelasn hzla
ekip at, kaln demir somunu geri itti, hzla ieriye girdi ve boaz evresindeki battaniye parasnn arln
almak iin Lieder'i kaldrd. Gevek vcudu kollarna ald, tam rahatlayarak derin bir soluk vermiti ki Lieder'in
gzleri falta gibi ald. Tillman ok ge kalmam olduu iin bir kran duas etti, ama bir ey karsnn
vermi olduu deri kravat ekti, boaznn evresinde o kadar sklmt... Ahhh! ki adam yz yzeydi, kravat
Lieder'in gl parmaklarnda iyice sklyordu. Elini yumruk yapp dndrd ve Tillman gzleri yerinden
frlad.
Lieder kollarndaki kemiksiz arl yavaa yere indirdi.
imdi! imdi Sava'nn Yasak Hakikat'n Ortaya k'nda verdii talimatlar yerine getirmek iin zgrd.
Amerika'nn zgrl Milisi'nin ekirdeini kurmak zere kaklar serbest brakmay dnd, ama
koridorun sonundaki adamlar kullanlmayacak kadar yal ve deli bularak vazgeti. Yalnzca ift kiilik
hcredeki yeni ifti alacakt, cceyle mermi kafaly.
Gen Tillman iin zld. Ama... bir insan datt eli oynamal. Kald ki dln almak iin biraz erken
gitmek o kadar da fena deildi, ha? Tam bir iman sahibi iin deildi.
RUTH LILLIAN KANE, TICARET'E yalnzd, babas le yemei iin malzeme almak zere st kata kmt.
Btn yemei babas yapmak zorunda kalyordu, hatta annesi hayattayken bile, nk Bayan
31
Kane'in ev ileriyle uraarak grnn bozmaya hi niyeti yoktu. Ruth Lillian annesinden grnn ve
gzel eylere ynelik sevgiyi, babasndan da akl bandalk ve pratik zek almt. Raflar-daki yeni
malzemeleri cazip bir ekilde yerletirdi -bu tr eylerde annesi gibiydi ve kapnn stndeki an
ngrdadnda tezghn arkasnda durmu Singer Diki Makinesi'nin model kitabna bakyor ve kk
beeni sesleri kararak kendisine uyacak modelleri onaylyor, hafife kalarn atp ban sallayarak uygun

olmayanlar bir kenara brakyordu. Darda sokak o kadar parlak k iindeydi ki, kap azndaki mterinin
siluetini grmek iin elleriyle gzne kalkan yapmak zorunda kald. "Size yardm edebilir miyim?"
"Kesinlikle yle umuyorum, bayan." Adam geni kenarl apkasn kararak tezgha yaklat.
Ruth Lillian bir an eli gzlerinde kalakald. Yirminci Milde bir yabanc. Gen bir yabanc. "Sizin iin ne
yapabilirim? Tabelamzda yazd gibi bir insann gerekten ihtiya duyduu her ey var burada." Glmsedi.
"Bir insann isteyebilecei her ey demiyor dikkat ederseniz, gerekten ihtiya duyduu her ey diyor."
"Bunu duyduuma memnun oldum, nk gerekten ihtiya duyduum ey bir i." Glmsedi. "Ben
Matthew."
"Tantmza sevindim, Matthew. Ben de Ruth Lillian Kane. Buras babamn dkkn."
"nanmyorum."
"Ama yle. Neden yalan syleyeyim?"
"Hayr, adnn Ruth Lillian olduuna inanmyorum demek istemitim."
"Admda ne terslik var?"
"Hibir ey! Yalnzca..." Ban iki yana sallad. "Peki, syleyeceim!"
"Ne syleyeceksin?" diye sordu Ruth Lillian.
"ey, doruyu sy- Ruth Lillian benim annemin adyd, ister inan ister inanma!"
"Ruth adl birok insan vardr. ncil'den alnma bir ad."
"Her ikinizin de ad Ruth olsayd, bu rastlant olurdu. Ama bir de ayn gbek ada sahip olmak! Bu rastlantdan
te bir ey."
"Ne gibi?"
32
"Nasl adlandracam bilmiyorum. Ama bir ey var, bu kesin." Matthew, yemein hazr olduunu Ruth
Lillian'a sylemek iin gelen Bay Kane'in dkknn arka tarafnda durduunun farkndayd. "yi akamlar,
efendim. Ben de kznza onun adyla anneminkinin-"
Bay Kane kuru bir sesle, "Sizi duydum," dedi.
" aramak iin gelmi, baba," diye aklad Ruth Lillian ve nedense bir yanl yaptn hissettii iin de
kzard!
"Burada i yok, delikanl. Bildiim kadaryla Yirminci Mil'in hibir yerinde yok."
"Evet, efendim. Ahrlardaki Bay Stone da bana ayn eyi syledi. Ama Kader'in yolu ok uzun. Buras da
houma gitti. Doruyu sylemek istiyorum ki, ne yapmam gerektiinden tam olarak emin deilim." Onu bir
teklifte bulunmaya davet eden ak bir bakla bakt Bay Kane'e.
"Hi paran var m?"
"Evet, efendim, biraz."
"Peki, Bjorkvistler herhalde bu gece seni barndrrlar. Sabah tekrar balayabilirsin."
"Evet, efendim, byle bir ihtimal var. Bunu biraz dneceim. Teekkr ederim."
Ruth Lillian, babasnn ka atn grmezden gelerek, "Galiba Matthew bir lokma bile yemek yememi,
baba," dedi.
Bay Kane, "Yemek yapmadm," cevabn verdi, "sadece nceden kalanlar var."
Matthew neeyle, "Bu bana yeter, efendim," dedi. "Kalan yemeklere baylrm. Annem yemek konusunda her
eyi mideye indirebileceimi sylerdi!"
Ruth Lillian buna zoraki bir kahkaha attktan sonra babasna sakince kalkm kalarla bakt, ta ki babas
omuzlarn silkip arkasn dnmeye balayarak merdivenden karken, "Peki, bari soumadan yiyelim,"
diyene kadar.
Matthew'un sk sk hararetle vd yemek srasnda haftalardr bu kadar ok yemediini, nk annesiyle
babas birka saat arayla ldkten sonra yolda olduunu anlatt.
Ruth Lillian, "Humma m?" diye sordu.
Matthew gzlerini ona dikti. "ey, nasl olduunu bilirsin, Ruth
33
Lillian. Bazen humma yle bir gelir ki btn kasabay kertir. Kimi zaman da sadece birka insan alr ve
dierlerini bu dnyaya katlanmak zere brakr."
Bay Kane, "Tek bana m kaldn?" diye sordu. "Kardelerin yok mu?"
"Hayr, efendim. Tek ocuklarydm."
Ruth Lillian yavaa ban sallad. O da tek ocuktu. "Ka yandasn, Matthew."
"On sekiz bitince on dokuza gireceim. Ama herhalde on sekiz yandaki herkes on dokuza girecektir. Daha
nce lmezlerse!" Kendi akasna srtt.
Bay Kane kuru bir sesle, "Nerelisin?" diye sordu.
"ey, efendim, dorusu, ok dolardk, ana-babam ve ben. Nebraska snrnda kk bir kasabaya geldik
sonunda. Ama babam i konusunda fazla ansl deildi, ie devam etme konusundaysa daha az anslyd,
bu yzden tam tanmak zereydik ki humma geldi ve..." Avu ilerini kaldrarak dileriyle hafif bir emme sesi
kard.
"Adn ne demitin?"

Matthew abucak, "Matthew," dedi. "Matthew Bradford Chumms. Annem bana yazarn adn koymu. Ringo
Kid kitaplarn bilir misiniz? ou insan bana Ringo der. Ahrlardaki Bay Stone dnda. O ve Coots bana
Matthew diyorlar."
"Ha, demek BJ Stone'u tanyorsun, yle mi?"
"ey, yakn olduumuzu falan syleyemem. Ama oturup Kba'dan, kitaplardan, Romallardan, bunun gibi
eylerden sz ettik. Bay Stone'un Bay Anthony Bradford Chumms'a zel bir hayranl olduu iin doal
olarak bunu konutuk. Bay Stone'a Kba'daki zaferimizin hi de parlak olmadn, srf gazete satmak iin
spanyollarn elinden adalarn aldmz, Teddy Roosevelt sar hummadan gp giderken mhimmatlar
bile olmadn anlattm. Benimle ayn fikirde olduunu sanyorum. Efendim. Beni mazur grn, ama bir
konuda gerekten kafam kart."
"yle mi? Neymi bu?"
"Bir sre nce param olup olmadn sormutunuz, ben de biraz var demitim. ey, aslnda, efendim, bu..."
Yutkundu. "Yaland. Dorusu u, bir kuruum bile yok. Son param dn leden sonra
34
Kader'e giderken bir eyler yemek iin harcadm." Gzlerini tabaa indirdi. "Bir insann yalan sylememesi
gerektiini biliyorum, efendim. Annem yalanclk konusunda hep ikaz ederdi beni, ama... ey, ana-babam ve
ben, biz hep yoksulduk. Ben de hep bundan utanrdm. Kkken sahip olmadm eylere sahipmiim gibi
davranrdm. Para harcamak. Oyuncaklar. Hatta havarinin adn tayan erkek kardelerim varm gibi
davrandm bir keresinde. Nedenini bilmiyorum. Belki bunun beni ilgin gsterdiini dnmmdr." Ruth
Lillian'n gzlerine anlalmay ok isteyen bir insann samimiyetiyle bakt. "Galiba en ok insanlarn bana
sayg duymalarn istedim hep. Ringo Kid'e sayg duyduklar gibi. Ama yok-sulsan insanlar sana sayg
duymuyor." Gzlerini Bay Kane'e evirdi. "te bu yzden size para konusunda yalan syledim, efendim.
Ama sizi evlerine davet edecek ve masalarna oturtacak kadar iyi insanlara yalan sylemeye hakknz yok."
Bay Kane boazn temizleyerek homurdand. "Peki, iyi insanlarn ou yoksuldur. Bunda utanlacak bir ey
yok. Bir insan almak istedii ve drst olduu srece ban dik tutabilir ve-"
"Ha, ben almak istiyorum, efendim! Bundan hi kukunuz olmasn. Bana yaplmas gereken bir eyi
gstermeniz yeter, hemen yaparm!"
"Sana burada hi i olmadn sylemitim."
"Evet, ama ben kalc bir iten sz etmiyorum. Yo, yalnzca odun kesmek, boya yapmak ya da tamirat gibi
ufak tefek iler. Bunun gibi ufak tefek iler."
Ruth Lillian, babasnn sert bakna karn araya girdi. "Burada hi yaptramadmz birok ey var, baba,"
dedi. "Ar ilerde yardmc kullanabileceim biliyorsun."
Matthew, Bay Kane'in merdivenleri yava ktn ve en stte kesik kesik soluklar alarak elini gsne
bastrdn fark etmiti.
Ama Bay Kane kendi vereceinden baka bir karara zorlanacak insanlardan deildi. "Yardmcya ihtiyacm
yok. Geici bile olsa. Kusura bakma, evlat, ama durum byle."
Matthew ona hak verdi. "Sizi anlyorum, efendim. Bakn, ne diyeceim. Siz ikiniz konuurken neden kasabay
dolamyorum ben?" skemlesini geri iterek ayaa kalkt. "Bu gzel yemek iin size nasl
35
teekkr edeceimi bilemiyorum, efendim. Ringo Kid olsa 'mideye indirmek iin iyi' derdi. Bu ok iyi demektir.
Bay Anthony Bradford Chumms, Ringo Kid'i hep byle konuturur -olduklarndan aza indirterek. iddetli bir
atma iin 'biraz toz bulutu' dedirtmek ya da omzundan vurulmu ve kovalar dolusu kan dkyorsa kendini
iyi hissetmediini syletmek gibi. Yani yemein 'mideye indirmek iin iyi' diyorsam, aslnda bunun -ah, ben
neden byle samalyorum bilmem! Galiba sinirliyim, nk kararnz benim iin ok ey ifade ediyor. Bu
yzden babaa konumanz iin kacam. Birka saat sonra dnnce bana i konusunda verdiiniz karar
syleyebilirsiniz." Ev sahibesine dnerek aadaki tezghta brakm olduu apkasnn ucuna dokunur gibi
bir hareket yapt. "ok minnettarm, Ruth Lillian."
"Seninle aaya inip kapnn kilidini aacam." "ok naziksin." Ruth Lillian'm nden inmesi iin kenara
ekildi. Arkasndan gitmeden nce ban yemek odasna evirerek dirseini masaya dayam, ba ellerinde
duran, gzleri kapal Bay Kane'e bakt. "Tekrar teekkr ederim, efendim." Bay Kane gzlerini amadan elini
sallad.
MATTHEW, PROFESR MURPHYTE UZUN sapl fray uzatrken, "Olay u, efendim," dedi. Profesr
madenciler Damar'a geri dndkten sonra banyo kvetlerini fralyordu. "Bay Kane'in beni tam gn
altracak kadar ii yok. Tanr biliyor ya, bana yardm etmek istiyor, annemle Ruth Lillian bu kadar yaknken
falan."
Berber kvetten kvrck kafasn kaldrp delikanlya pheli gzlerle bakt. "Kaneler'in akrabas msn?"
"Ha, akraba olduumuzu syleyemem. Ama Ruth Lillian annemle ayn ad tayor. Nasl olur bilirsiniz,
efendim. Dou'da herkesin herkesle akraba olduu kk kasabalar vardr. Babam kpeklerin bile kedilerle
akraba olduunu sylerdi."
Profesr Murphy karnn kvetin kenarna dayayp keskin kokulu Fels-Naphtha sabunuyla ovalamaya devam
ederken, olann alay-

36
c kahkahasna ancak bir homurtuyla katld. "yi, korkarm sana verecek bir iim yok," dedi ktk gibi
duygusuz bir sesle.
"Evet, efendim, bunu anlyorum. Sormamn tek nedeni Ruth Lil-lian'n babasyla BJ Stone'un belki baz
ilerde yardmc kullanabileceinizi dnmeleri. u kvetleri ovalamak falan gibi. Ama para verecek
durumda deilseniz, bunu onlara sylerim. Anlayacaklarndan eminim."
Profesr Murphy kvetten tekrar ban kaldrd, gr kvrck salaryla kocaman kafas hafif eik duruyordu.
"Para verme vermeme meselesi deil!" Ban dikletirdi. "Yardmcya ihtiyac olup olmama meselesi!"
"Kesinlikle haklsnz, efendim. Zamannz bouna aldm da gryorum, babamn hep dedii gibi: Zaman
paradr. Asln ararsanz, u drt kveti iyice ovalamak, sonra yerleri sprmek, camlan silmek falan gibi iler,
benim... nedir, aa yukar iki saatimi alr bence. Bir saatte ancak iki para yapabileceime gre tm i size
yarm dolara mal olur ve Tanr biliyor ya, yarm dolar hibir ey deil. Bu zor zamanlarda hi deil."
ef Wapah'm Lisansl Tra Losyonu'nun Yirminci Mil'deki tek ruhsatl satcs homurdand. "Bu kadar ii iki
saatte yapabileceini sanyorsan, evlat, beynini peynir ekmekle yemisindir demektir."
Matthew kvetlere lp bien bir gzle bakt. "Hmmm, evet, iki saatte yapabileceimden eminim... en fazla
. Bakn ne diyeceim. i para bana alt sente yapacam ve tm gnm alrsa geri ekilmesini de
bilirim. Bir insann bundan daha adil bir ey syleyebileceine samimiyetle inanmyorum, siz ne dersiniz,
efendim?"
"Alt cent mi? Drt kvet, istediim gibi tertemiz ovulmu. Ayrca dkknm sprlm. Ve pencerelerim
silinmi. Ve plerim demir-yolundaki kayalktan aaya dklm. Ve lavabolar ovulmu. Btn bunlar alt
cente mi yapacaksn?"
"Evet, efendim, bu benim ilk iki haftalk cretim. Bundan sonra, adil olduuna karar verirseniz -veya
vermezseniz- o zaman baka bir anlama yapabiliriz."
"Hm-m. Evet ama alt papele bile, aslnda yardmcya ihtiyacm yok."
"... art tavsiye."
37
"Ne?"
"cretim para bana alt cent art biraz tavsiyedir."
"Tavsiye mi? Ne tr tavsiye?"
"ey, efendim..." Matthew utangaa glmsedi ve sklarak evresine baknd. "Salarm, efendim. Korkarm
dklmeye baladlar."
"Senin mi?" Profesr olann gnein rengini at koyu kahverengi salarna imrenme ve rahatszlk
karm bir bakla bakt. "Dklen senin beynin, evlat, salarn deil. Cehennem donana kadar bu sa
kafanda kalacak."
"Keke buna inanabilsem, efendim. Ama babam, ldnde henz krk iki yandayd ve tepesi almaya
balamt. Salarn erken dklmesinin bir erkein kadnlar konusunda gl olduunun kesin bir iareti
olduunu sylerdi! Babam bunu sylediinde annem deliye dnerdi, nk babamn n... ey, biliyorsunuz.
Yani ilerinizi yapmann karlnda alt papelin yannda, sizin yanza geldiimde sizinki gibi salarm
olmasn istiyorsam ne yapmam gerektii konusunda tavsiye de istiyorum."
"Salarnn benimki gibi olmasn istiyorsun, yle mi? Peki o halde, itel" Peruunu kararak olana frlatnca
Matthew afallayarak geriye srad. Onu asl artan, Profesr'n bu arapsa gibi kvrck salar olmadan
birka santim ksa olduunu grmesiydi.
Profesr kahkahadan krld, Matthew ise gzlerini krptrarak kalakald. "ey, efendim, beni arttnz, bu
kesin! Dnyada tahmin edemezdim!"
Yapt akann etkisine bakarak kkrdamaya devam eden Profesr peruunu kafasna takarken bir deneme
yapmaya karar verdi. "Aslnda hemen imdi balayabilirsin." Uzun sapl fray olana frlatt. "Adn ne
demitin?"
"ocuklar bana Ringo Kid der. Efendim, yarn sabah erkenden balasam olur mu? Gryorsunuz, otel
sahibiyle konumam gerekiyor. Onun ad neydi?"
"Delanny. Ayrca oras otel deil. katl geneleve otel diyerek hava atyor."
"Cidden mi? Baz insanlar hava atmaya baylr. Ama Bay De-lanny'den de biraz i istemem gerek. htiyar BJ
Stone, Yirminci MiT38
de iyi bir i olmad srrn verdi, bu yzden para para bir ie sahip olabilirim diye dnyorum. Sabah
erkenden geleceim ve yetmi be cent sonra bu kvetler tertemiz olacak ey gibi... ey gibi... Allah
kahretsin, ne gibi temiz olacan karamyorum."
"Gcr gcr."
"Gcr gcr m? Ben gcr gcr kaygan diye biliyordum."
"Ben hep gcr gcr temiz olduunu duydum."
"Biliyorsunuz, efendim, eminim haklsmzdr. Akll insanlarn gcr gcr temiz dediine inanyorum, yalnzca
biz tarallar gcr gcr kaygan deriz."

"yleyse yarn sabah grrz."


BAY DELANNY MASASINDA OTURMU her zamanki gibi fal ayor-ken, delikanlnn zr diler bir havayla
konumak istediini sylemesiyle iskambil ktlarn brakt. Kumarbaz, bann tepesinde tuttuu, dikkatle
fralanm siyah apkasnn kenarn yavaa yukarya iterek olan dk kapakl, alayc gzleriyle inceledi.
Ama alayc bir keyifle olann "azndaki baklay kar"nasn, kasabadaki herkesin ona i yaratmak iin
elinden geleni yaptn anlatmasn dinledi. Kimsenin olmad barda Jeff Calder sakat bacan bir kenara
dayam, yerinden oynatlmas gerekmeyen ie ve bardaklar kaldryordu. Her hareketinden, bu yabancnn
i istemesinden duyduu rahatszlk yansyordu. Yukarda bir kadnn mrldand ark belli belirsiz geliyordu:
bir Zenci at. Matthew konumasn keserek, Bay Delanny'ye, arknn ona annesinin bir gezginin adrna
gtrd zaman hatrlattn syledi. "Bez Katedral" adl adrda batan ayaa sar ipeklere brnm bir
adam vaaz veriyor, hkr-yor ve inananlar iyiletirmesi, inanmayanlar cezalandrmas iin Tan'ya
yalvaryordu. Arkasnda, beyaz gecelikler giymi zenci kadn bu arky mrldanarak sallanyordu. Annesi
dolatrlan tabaa iki dolar (kesi kopmu bir iki dolarlk) brakt, babas da bunu duyunca yle kzd ki,
annesini biraz dvd. Bu olay daha bir yl nce olmutu, imdi hem annesi hem de babas... gp
gitmilerdi.
39
Bay Delanny yumuak bir sesle, "yi hileydi," dedi.
"Anlayamadm, efendim."
"Sen ne olduunu biliyorsun, delikanl. Doutan kandrmaya yatknsn. yi hileydi, kzlarmdan birinin st
katta syledii arky alp annenin dini btn olduunu, ana-babann ldn, bu acmasz dnyada
yapayalnz kaldn sylemek iin parlatman yani."
"ey, efendim, dediklerinizi anlamyorum. Yani... ana-babam gerekten ld!"
Bay Delanny kkrdad -ve sonunda ksrk nbetine tutuldu ki, byk beyaz mendiline balgam karmak
zorunda kald. Sonra kan gizlemek iin katlamadan nce alayc bir merakla mendile bakt. "Ha, ana-babann
ldnden phe etmiyorum. Annenin dini btn olduundan da. Doutan yalanc olduunu ortaya koyan,
bunlar anlatma eklin." Bay Delanny yava konuuyordu ve net bir diksiyonu vard. Her eyi, hareketleri,
giysisi, konumas mthi bir teatrallik tayordu. "Baarl bir yalanc son are deilse yalan syleme riskine
atlmaz. Gerei -gerein seilmi ksmlarn- akllca kullanr. Bu renilemeyecek bir ey. nsanda
doutan olmas gerekir. Bu dnya iki tr insana blnm: yalanclar ve drstler. Her insan ilikisi -politika,
i dnyas, ak- kimin yalanc kimin drst olduuna gre tarif edilebilir. Ya sen, evlat? Sen doutan
yalancsn."
"ey, ee... teekkr ederim, efendim... ben de yle tahmin ediyorum."
"Ama hatrlaman gereken bir ey daha var."
"Nedir, efendim?"
"Asla bir yalancy kandrmaya alma."
"Anlamadm, efendim."
"Ha, anladn biliyorum. imdi, buraya gelip prova ettiklerini sylemene aldrmam. Asln ararsan kartlarn
ama tarzn grmek keyifli. Ama beni aldattn sanman da istemem. Meslek onuru, bilirsin."
"Evet, efendim. Onuru iyi bilirim. Bu yzden insanlarn bana sahip kmasna izin vermiyorum, kendimi
geindirmek zorundaym."
Bay Delanny tekrar gld -ve ksrd. Kendini toplaynca, "Baya yeteneklisin," dedi. "Seni i stnde
enselediimi bal gibi bili40
yorsun, ama gene de beni aldatmaya alyorsun. Benim gibi bir adam aldatmaya alyorsun."
Matthew srtt. "ey, efendim, gerekten ie ihtiyacm var."
Bay Delanny siyah apkasnn kenarnn altndan uzun uzun ona bakt, ukura kam gzlerinde alayc bir
keyif parlts vard. Ban sallad. "Tamam. Seni deneyeceim. Adn nedir?"
"Adm..." Matthew boazn temizleyerek duraksamasn gizledi. "... Dubek, efendim. Matthew Dubek."
"Bu senin gerek adn m?"
"Evet, efendim."
Bay Delanny'nin gzleri olan lp bier gibi ksld. Sonra: "Biliyorsun, Dubek'in gerek adn olabileceini
dnyorum. Doutan yalanc birinin uydurabilecei bir isim deil. Fazla yabanc. yleyse tamam,
Matthew Dubek, neden yarn sabah balamyorsun. Burada Calder'a yardm edersin."
"Benim yardma ihtiyacm yok!"
Bay Delanny bunu duymazdan geldi ve Matthew'a kzlarn kahvalts iin Jeff Calder'a yardm edebileceini
ve...
"Ama benim yardma ihtiyacm yok."
... o halde Calder'n ona verecei baka ileri yapabileceini syledi. Bu ister bulaklar ykamak, ister
kzlarn yataklarn yapmak, ister su kaynanda amar ykamak, isterse p kayaln zerinden dkmek
olsun. Calder neyin yaplmas gerektiini sylerse.
Matthew masadan kalkarak bara gitti. "yi o halde, Bay Calder, benim patronum sizsiniz anladm kadaryla."

"Evet, ama benim ihtiyacm-"


"Sana kar drst olmalym, Bay Calder. Yemek piirmekte ok becerikli deilim. Ama hzl bir
renciyimdir!" Matthew glmsedi, sakat bacakl gazi homurdand ve hzl bir renci olmasnn iyi olacan,
nk bir eyin nasl yaplacan birden fazla retecek zaman olmadn mrldand.
"Bunu anlyorum, efendim. Yarn sabah grrz, erkenden."
"Fazla erken olmalsn," dedi Jeff Calder, en bandan kimin patron olduunu aka gstermiti.
Matthew ban sallad ve kenarndan elinde tuttuu apkay bana giydi. Geni glmsemesi, boazn
yakan izmarit duman ve
41
viski kokusundan bann armasn gizliyordu. zellikle de viski. Bu kokudan nefret ediyordu! Tam kmak
zereyken Bay Delanny'-nin iaret parmann armasyla masaya geri dnd, apkasn karp oturdu.
"Syle bana, gen Dubek, nasl oldu da buraya-"
"zr dilerim, efendim. Sznz kestiim iin zr dilerim, ama bana Dubek demeseniz iyi olur, nk...
ey, anlyorsunuz ya, nedense Bay Kane admn Matthew Bradford Chumms -yazarla ayn isim- olduu gibi
bir fikre kaplm ve ben de onu dzeltmedim, nk, ey, nk Yirminci Mil'de ne kadar kalacam
bilmiyordum. Ama imdi Chumms'n benim soyadm olmadn sylersem ona yalan sylediimi dnecek
ve-" Matthew konumasn kesti ve Bay Delanny'nin alayc gzlerine bakt. Gzlerini kucana indirdi. "Hep
yalan sylyorum, efendim. Aslnda, Bay Kane'e admn Chumms olduunu ben syledim."
Bay Delanny glmsemeden burnundan kkrdad. "Bu ok eski, ama gene de etkili bir hiledir: br adamn
ii aktn grdn zaman, yalanc olduunu kabul ederek drstm gibi gzkmek umuduyla yalan
sylediini itiraf etmek."
Matthew ban kaldrmad. "Yalan sylemiyorum, Bay Delanny. Sizin yalan diyeceiniz bir ey
sylemiyorum. Ben yalnzca... onlar mutlu edeceini, ilgilendireceini ya da bana sayg duyacaklarn
sandm eyleri sylyorum."
"nsanlardan beklediin bu mu? Sayg m?"
"Her eyden ok, efendim. Ama adnz Dubek ise, sayg grmek zordur ve herkes babanzn kim olduunu
bilir. Ve ne olduunu."
"Anlyorum. Demek sana Dubek denmesini istemiyorsun."
"Hayr, efendim. Yalnzca Matthew yeter. ey, bana Ringo diyebilirsiniz isterseniz. Profesr Murphy bana
yle diyor."
Bay Delanny glmedi, nk bir ksrk nbetini daha kaldramazd, ama gzleri parldad. "Byle doal bir
yetenei Yirminci Mil'de harcamak yazk olur. Burada sana gre bir ey yok, evlat. Duyulmaya deer sayg
bile yok. Bu kasabadaki insanlar gm patlamas srasnda akntya kaplp buraya geldiler, sel sular
ekildii zaman kalakaldlar. Akntya geri dnecek gleri ya da cesaretleri yoktu."
42
Matthew kurnazca glmsedi. "Siz bile mi, efendim?"
"Ben bile."
"Bu kadar ktyse neden burada kalmaya devam ediyorsunuz."
Delanny'nin az gzlerine yansmayan ironik bir glmsemeyle bkld. "Da havas iin buradaym.
Cierlerime iyi geliyor. Beni hayatta tutuyor -masann zerinde kartlar hareket ettirmek ve gnlerin
gemesini izlemek yaamak olarak grlrse tabii. Peki o halde! Yarn sabah balayabilirsin. Kzlar otelde
yer ve uyurlar, nk Bayan Bjorkvist onlar pansiyona almyor. Bu kzlar kullanan madencilerin paralarn
alyor, ama kzlar almyor. Bankadaki parann Tanr'nn onaynn bir iareti olduuna inanan tipik bir Tanr'dan
korkan ncilci."
"Kesinlikle yle, doru!" diyerek Matthew bilgi bir kkrdamayla ona hak verdi.
"Ha? Bayan Bjorkvist'i tanyor musun?"
"ey, yo, tam olarak deil. Ama Tanr'dan korktuunu sylyorsunuz bu sz benim iin yeterlidir, efendim."
Bay Delanny burnunu ekerek ban iki yana sallad. "Sen tam bir bukalemunsun, evlat."
Matthew ayaa kalkt. "ey, Bay Kane'e geri dneceime sz vermitim, onun iin yapacam ne tr iler
olduuna bakacaktk." Sesini ykseltti. "yi gnler, Bay Calder. Sabah gelirim -ama dediiniz gibi ok erken
deil."
Matthew, "Efendim, afedersiniz, o ey tam olarak nedir, kamel, kernel -ne demitiniz?" diye sorunca,
ktlarna geri dnm olan Bay Delanny ban kaldrd.
"Bukalemun, evresine uyum salamak iin rengini deitirerek kendisini koruyan bir srngendir."
Olan yavaa ban sallad. "Anlyorum. Peki yleyse." Elini salladktan sonra parlak gne na kt.
MATTHEWUN BJORKVISTLER KONUSUNDA H ans yoktu. Geri henz bir hafta nce hakkn
rahmetine kavumu olan annesinin
43
her gece ncil okuduunu, anlad kadaryla ncil'in dnyadaki en iyi kitap, Bay Anthony Bradford
Chumms'un yazd Ringo Kid kitaplarndan bile daha iyi kitap olduunu hemen sylemenin bir yolunu

bulmutu. Soyadn bu yazarn soyadndan aldn da sylemiti -Matthew olan ad dnda... ncil'in
yazlmasna yardm eden Matthew gibi.
Byk yemek salonunun kap aznda durdu. Pansiyona daha fazla girmesini, kollarn gsnde kavuturan
Bayan Bjorkvist engelliyordu. Koltuk altlar terden slanm uzun kollu krmz fanila-syla kocas, arkadaki
masalardan birinde suratn asm sessizce oturuyordu. Merak yznden ablak yzl Kersti Bjorkvist de
buharl mutfan kapsna kmt; orada ter iindeki boynunu slak bir bulak beziyle siliyordu. Szgn gzl
kardei Oskar ise duvara dayanm, Matthew'u tartyor, bir kavgada kimin kazanacan merak ediyordu.
Yo, Bayan Bjorkvist'in yaplmasna ihtiya duyduu hibir i yoktu -zellikle de o BJ Stone ve o Coots'la
ahrlarda zaman geirdikten sonra dosdoru Delanny"nin utan ininden gelen biri iin! O Coots'un berbat
nehir kasabalarnda tetiki olduunu, kumarbazlarla kt kadnlar hakl yurttalar tarafndan hak ettikleri gibi
aslmaktan koruduunu bilmiyor muydu? Yo, hi yardma ihtiyac yoktu, ama Matthew pansiyonunda kalmak
istiyorsa gnde bir dolara iki n yemek ve bir yatak alabilirdi. Matthew bunun kesinlikle adil bir cret
olduunu syledi, ama doruyu syle- her gn bir dolar kazanacandan emin deildi, ama belki i yaparak
yemek ve yatak parasn karabilirdi -burada yardmcya ihtiyac olmadn sylediini duymam myd!? Bu
ileri yapacak kendi adamlar vard. Ve gnde bir dolard, ister kabul et ister etme.
"Peki, bayan, tahminimce bunu bir dnmem gerekecek. Ki-tab- Mukaddes'e inanan bir ailenin dzenli
konuu olmaktan daha iyi bir ey olamaz, ama gnde bir dolar... Peki, bayan, yardmnz ve tavsiyeniz iin
size teekkr ederim ve ben... ey, kendi bamn aresine bakacam sanrm."
44
BJ STONE, SOSYAL HABERLERDEN "satlk" ilanlarna kadar her yann okuduu bir aylk Laramie
gazetesinden ban kaldrarak, "Seni uyarmadm syleme," dedi. Trenle gelen gazeteyi yalayp yutmutu,
imdi ise dibine kadar okumad bir ey bulmak iin arka sayfalar kartrp duruyordu. "Kasabada hi i
olmadn sylemitim."
"Evet, efendim, sylemitiniz. Ama biliyorsunuz, insanlarn ne kadar yardmsever olduunu grmek artc.
Herkes benim yapabileceim kk bir i buldu. Bayan Bjorkvist dnda herkes."
"Bu beni hi de artmad," dedi Coots, bir yandan da artk yuvarlak olmayan ve bak srtldnde dikkat
edilmesi gereken bileide bak bilemeye devam ediyordu. "O kadn sana saatin ka olduunu bile
sylemez. Saati sana satar, ama syler mi? Pek sanmam."
"Sizin nehir kasabalarnda tetiki olduunuzu syledi."
"Demek yle dedi."
"Evet, ve insanlar vurarak lin etmek isteyen gruplar dattnz da syledi."
"Bak sen, nasl yani. yle grnyor ki tam bir cehennem zeba-nisiyim."
BJ, "Neden gen misafirimize bir fincan kahve vermiyorsunuz, Bay Heller?" dedi.
Coots, "Senin bacaklarn krk m?" diye sordu iine devam ederek.
BJ derin bir i ektikten sonra homurdanarak iskemlesinden kalkt ve mutfaa gitti.
Coots ban ucunu baparmayla kontrol etti, keskin olduuna karar verdi, bileiyi durdurdu ve su
musluunu kapatt. "Evet, o sk yumruklu Bjorkvist denen kadndan i almak deveye hendek atlatmak kadar
zordur. Her kuruunu o kadar skar ki bufalo altna pisler."
"Bay Coots?"
"Hmm?"
"Nasl oldu da tetiki oldunuz?"
"Hangi aptal aptalca eylere nasl balarsa yle. Savatan sonra erkeklerin byk ksm gibiydim ben de:
gidecek bir yer yok, yapa. 45
cak bir ey yok, savatan baka bir ey bilmez. Gentim ve iimde byk bir fke vard."
" Sava'a katldnz m?"
"Evet. Arkansas tmenine girdim."
"Gney adna m savatnz?"
"Be Kabile'nin byk ksm Konfederasyon yanlsyd. Kald ki oumuz sahibi olan klelerdik. Gney sava
bittikten sonra bize kabile haklarmz ve daha iyi toprak vereceine sz verdi. Yerlilerin beyaz szlerine nasl
yaklatklarn bilirsin. Hep zokay yutarlar, zokay yutup dururlar."
"Yerlilerin kleleri olduunu bilmiyordum."
"Herhalde bilmediin ok ey vardr."
"Siz de onlardan biri miydiniz? Bir kle yani."
"Yo. Ben hi kle olmadm. Yerlilerden iyi kle olmaz.Ya ayaklanr ve efendilerini ldrrler ya da bir keye
ekilip lrler."
"Ama siz..."
"Siyah m? Evet. erokilerin yannda iki tr Zenci vard. Yerlilerin satn ald ve tpk beyazlar gibi kulland
tarla kleleri vard. Bir de kap yerlilerle yaamaya gelen siyahlar vard... ounlukla nk bir beyaza bir
ey yapmlard ve yakalandklar zaman ne olacan bilmiyorlard. Benim babam ise -Hey, yaplmas
gereken bunca i varken btn bunlar ne cehenneme anlatyorum!"

"Aman, haydi, Bay Coots. Babanz kaakt, deil mi?"


"Doru, Onlar gibi yaamay kabul edersen birok yerli seni yanna alr. Irk hakknda beyazlar gibi
dnmezler. Ya da siyahlar gibi. Annem melezdi. Yani benim drtte m siyah... ve ayn zamanda da
tmyle eroki."
"Sava nasl bir eydir, Bay Coots? Gerek bir macera olmal."
"Sava m? Sava ounlukla skcdr. Her zaman r ve slanrsn. Ve yorulursun. Bcekler kandrr.
Sonra damdan der gibi birileri ate eder, barr, kouur, sen de o kadar korkarsn ki yutku-namazsm.
Sonra her ey biter, bir ksmnz l ya da yaraldr, geriye kalanlar da srtst yatp canlar sklr. Sava
budur."
"Ve btn bunlardan sonra sizin taraf yenildi."
"Tam olarak deil. Savan sonunda Kuzey iin savayordum. Choctaw ve Chickasaw askerlerinin Pea
Koya ve Wilson ay'nda
46
kanlar iinde yere serilmesinden sonra ef John Ross, bizi topraklarmzdan atan Caroliniallar ve
Georgiallar adna savatmz iin tam bir aptal olduumuza karar verdi, bylece Yukar Creek'lerin ve biz
bir avu eroki melezinin bana geerek Kuzey'e katld. Sonra bir baktm ki 2. eroki Grubunun mavi
niformasn giymiim."
"ki tarafta da m vurutunuz? Ben de yerlilerin savaa hi katlmadn sanyordum!"
"Be Kabile savata Kuzey ya da Gney btn Amerikan eyaletlerinden daha byk kayp verdi."
"Vay canna, bize okulda bunlar hi retmediler."
"Okulda yerliler hakknda size anlatmadklar ok ey var, evlat. Beyazlar hakknda da."
"Sanrm." Matthew bunlarn hepsini sindirdi. Sonra: "Size baka bir ey sorabilir miyim?"
"Hayr, soramazsn."
"Peki."
"Annemin konumaktan enesi dt!"
"Anlyorum... ama keke baka bir ey sorabseydim, Bay Coots, sizinle Bay Stone'un bana nasl oldu da i
vermediinizi sorardm. Demek istiyorum ki, Bayan Bjorkvist'in i vermemesini anlyorum. ok hasis, ama siz
ikiniz... Ama herhalde karar verecek olan ben deilim. vermeden nce Bay Stone'a danmanz gerekir,
herhalde o da-"
"Ben BJ'ye hibir ey sormam. Sylerim."
Kahve cezvesi ve Matthew'un sabahki fincanyla dnen BJ, "Bana ne sylersin?" diye sordu. Fincann iini
boaltt.
"Olana yapmas iin i vereceiz?"
"Verecek miyiz?"
"Evet. Ara sra birka saatlik iler. Ve saat bana on be cent deyeceiz. Zor iten korkmuyor. Adn
anabileceim baz insanlar gibi deil."
5
BJ fincan Matthew'a verdi. "Peki, anladm kadaryla personelden oldun. Geri Tanr biliyor ya, neden
salkl, parlak bir gen bu kasaba msvettesinde kalmak istesin..."
"Teekkr ederim, efendim." Matthew duman tten kahveyi ald ve kocaman bir yudum ald. Sabahkinden
bile sertti kahve, ama
47
Matthew hi belli etmedi. "Yirminci Mil'i neden bu kadar ktlyor-sunuz anlamyorum, Bay Stone. Bana
yardmsever insanlarla dolu ho bir kasaba gibi geldi."
"Yanlyorsun, evlat! Yirminci Mil can ekiiyor! Sakinleri de bu dnyann tortular: kayp, yalnz, tutunamayan,
tembel, anssz, kk kafal. Bunlarn hepsi onlar ite, Tanr akna!"
Matthew'un az bu sz ak karsnda aknlkla ak kald. Coots'a bakt, ama adam omuzlarn silkip,
"Eskiden retmendi," dedi. "Baz meslekler insanlar zerinde iz brakr, tpk bir marangozun kollanndaki
kk izikler ya da bir madencinin kapkara tkr gibi. Okul retmenlii de bir insana onmaz bir
enebazlk brakr."
"Sizin gibi akc ve dzgn konuabilmek iin her eyi verirdim, Bay Stone. Neredeyse Bay Anthony Bradford
Chumms kadar iyi kullanyorsunuz kelimeleri."
"Kim? Ha, o ok holandn ngiliz korsan... Nasld, '... Amerikan Western tarzna ifade zenginlii katan'
adam."
Ringo Kid'i yaratan adamla byle alay edilmesine ierleyen Matthew, "Siz ne derseniz deyin, Bay Stone,
Yirminci Mil'deki herkesin tutumayan, yalnz ve kk kafal falan olduunu kabul etmiyorum. rnein Bay
Kane'i aln. O ve kz iyi insanlar gibi grnyor."
"Bu bir iyilik-ktlk sorunu deil. Btn ya da yarm olma sorunu. Yirminci Mil lmeye balad zaman,
geriye yalnzca kafas kark ve topallar kald. Bir nebze olsun aresi, cssesi ya da cesareti olan herkes
gitti-"
Coots rahatszln belli ederek, "Bunlarn hepsi c'li," dedi. BJ'nin bu tr lf ebeliklerine alknd, ama bir
yabancnn nnde hi de ekici olmayan gsterisini oynamamalyd.

BJ Stone devam etti: "Ama Kane'ler hakknda haklsn, Matthew," dedi. "Kane fena adam deildir, yalnzca
zayftr. Kendine acmas iini yiyip bitirir. Ya kz...? ey, onun iin zlyorum, Yirminci Mil'de byd
iin. Ama iyice serpildi, bugnlerin birinde buradan gitmek iin bir yol bulacaktr. Bundan eminim. Geri kalan
insanlara gelince..." Havay bu tr pisliklerden temizlermicesine elini sallad. "Bjorkvistler'le tantn. Senin
iin iyi ve ba dik aile! Madencilerin suyunu skan zorba bir kadn. Ve o iri kym koca! Ha,
48
nato kafa nato mermer olunu da unutma. Ve Kersti, hem onu irkin yapan doann hem de onu bu hilikte
kaybolmu pl brakan kaderin zalimce yaratt zavall yk hayvan. Kendi plnn birazn kendisi
yaratmam olsa, ana-babasnn aptallk ve agzllnde biraz rol olmasa, insan Kersti'ye zlebilir."
Coots kuzeybatya doru bakarak, "Bunlar da a ile balyor," dedi. Ufukta batan gnein dar al nlar
yamalarda desenler oluturmutu.
"Bjorkvistler, Lutern kilisesini fazla balayc ve gnah kollayc bulan bir tarikatla birlikte sve'ten geldiler,
Iowa'da falan bir dini koloni kurdular. Ama onlar Bjorkvistler'i att. Fundemantalist bir tarikattan atldn bir
dn. Entelektel merdivende ne kadar alaa inebilirsin?"
"Neden dolay atlmlar?"
"Kim bilir? Zihin karr! mgelem tkezler! Mide alt st olur! Cilt bozulur! Profesr Murphy'ye gelince, berber
giriimci! Arkasnda onu gl tra losyonunun kokusu gibi takip eden sylentilerle kasabaya geldi."
"Ne tr sylentiler?"
"Aklna gelebilecek en ktleri, evlat. Burada kalmasnn tek nedeni, denize yakn yerlerde karlarlarsa onu
vuracak ve plkte rmeye terk edecek insanlar var." "Aman Tanrm!"
"Gezginler Oteli'nin sakinlerine gelince. ey, Jeff Calder ile tantn, aramzdaki tek belirgin sakat. Ve
Delanny, teatral fahie patronu! ksrerek cierlerini azar azar bitiriyor, ama gene de gizemli, trajik roln
sonuna kadar oynuyor. Gerekten onurlu herkes artk yaamaya demeyen bir hayat hemen sona erdirirdi.
Ama o her ana sk sk sarlyor, kuru da havasnn mrn uzatacan umuyor. Ama uzatmyor! Sadece
lmesini uzatyor! Ama onun iin u kadarn syleyebilirim: Muhabbet tellal deil. kiden edindii krla
yetiniyor ve kzlarn gnah paralarnn byk ksmn Kader'deki bankaya koymalarna izin veriyor. Kzlardan
sz etmiken, onlar grdn m?"
"Hayr, efendim, henz deil. Ama herhalde yarn sabah greceim, kahvalty hazrladm zaman."
49
"yi, dkknda sana iyi davranmlar. Senin iin itah ac bir gzde ls var orada! Frenchy, siyah olan,
aznn kesinden gznn kenarna kadar irkin bir yaras var. Krk bir ie yol am ve gerekten yrek
burkucu, nk siyahlarn cilt yaralar beyazlarnkin-den ktdr ve ban evirdiinde de arrsn. Bir
taraftan bakldnda ok gzel grnr, ama ban bir evirsin -ne manzara! Hemen oradan uzakla! Sonra
Chinky var, kk inli. Delanny, kz aralarnda paylaan ama paraya ihtiyac olan iki inli altn
araycsndan alm. Delanny kza gitmesi iin izin verdi, ama kz geri ve rkekti ve bir dzineden fazla
ngilizce kelime bilmiyordu, nereye gidebilirdi ki? Kendine nasl bakabilirdi? Ya Quenny? Zavall ihtiyar
Quenny asla ellili yalarn gzel yann gremeyecek. Belki altmn da. Her taraf sarkm. Sana dkt
kzl boya beyazlar tam olarak kapatmyor. Boazna dkt viski ise, mrver aac bana girip makyaj
kutusuyla maskara gibi kan bir bykanne gibi grnd gereini tam olarak gizleyemiyor. Bu yzden
kzlar Yirminci Mil'de kalyor, nk baka bir yerde i bulamazlar. Onlara acyabilirsin. stelik bura
sakinlerinin en ktleri de deiller! Hi deiller! Bu kasabadaki p torbasnn en zavalls "Peder" Leroy
Hibbard! Nuh'un gemisinin batm olmasn istemek iin bir neden var\ O en ok knanacak-"
"Peki o halde!" dedi Coots ayaa kalkp ellerini pantolonuna silerek. "Bugnlk bu kadar yeter herhalde!
Sisteminden btn pisliini dktne gre kendini daha iyi hissediyor olmalsn." Matt-hew'a dnd. "Ara
sra bu tr nbetler gelir ona. Ona nasl tahamml ettiimi bir tek Tanr biliyor, o da sylemiyor."
Matthew, Coots'un akac ses tonunu taklit edermi gibi yapmann en iyi ey olduunu sezdi. "Demek
Yirminci Mi'deki herkes alak, kt ve ahlk dkn, yle mi, Bay Stone?" Srtt ve onay iin Coots'a yle
bir gz att.
"Kesinlikle yle."
"Ya siz ve Bay Coots? Siz de kt ve ahlk dkn msnz?"
"Kasabadaki birok insann bizim ktnn kts ve dknn dkn olduumuzu dnyor. Coots
asndan bu grn bir zemini var. Kahvenin tadna baktn m? Bundan daha dk ve kt bir ey yoktur
ve Virgil'in dedii gibi experto cre.de* edebilirsin."
* Deneyime gven.
50
Matthew daha da srtarak, "Ya siz, Bay Stone?" diye sordu. "Siz de kt ve ahlk dkn msnz?"
"Kesinlikle hayr! Ben masallar anlatrm ve dedikodu her zaman kurbanlarndan daha temiz ve soylu kar.
Elenmek iin btn akam oturup sevgili yaratklarm fena halde halayabilirsin. Yemek zaman geldi,
tavaya bir ey koymak iyi olacak, yoksa Coots hepimizden daha irkin, kt, fena ve alak olacak." Mutfaa
doru yrmeye balamken durdu. "Karnn a m, evlat?"
"A saylabilirim, efendim. Ama Kaneler'le yiyeceim... En azndan yiyeceimi sanyorum."

"Keyfine bak." Mutfaa gitti.


Coots tekrar oturdu ve uzaklarda ufku seyretmeye koyuldu, belli ki dalgnlamt. Biraz kendine, biraz
Matthew'a, "Buna zldm," dedi. "Ara sra byle nbetlere tutulur, herkese ve amcasna kara almaya
balar."
"Ha, Yirminci Mi'deki insanlarn onun anlatt kadar kt olmadn biliyorum. Yalnzca eleniyor ve
abartyordu."
Coots aklnda evirip evirdii her neyse gzlerini krptrarak uzaklatrd ve rahatsz olmu bir ka atla
gzlerini Matthew'a dikti. "Hayr, elenmiyordu." Ayaa kalkt. "Abartmyordu da."
GNE BATI TARAFLARINDAK TEPELERDE batmt, krmz ve alt taraf erimi gibi; gece kuzeydoudan
yayld, uzun bulutlar pem-beletikten sonra ksa bir sre leylak rengi oldu ve hemen sonra grileti.
Kane Ticaret'in iinde Bay Kane defter-i kebirden ban kaldrd, kalemini kenara koydu ve iki iaret
parman gzlnn altna sokarak burnunun kenarlarndaki kzarm yerleri ovuturdu. Bkkn bir sesle,
"Hl orada m?" diye sordu.
Ruth Lillian pencereden bakmak iin tezghtan arkaya doru eildi, geri onun hl orada olduunu
biliyordu, nk Singer modeli kitabndan yarm dzine kez ban kaldrp bakm ve kirpiklerini krptrarak
Matthew'un tahta basamaklarda, yannda yk,
51
dizlerinde ar ve eski tfeiyle oturduunu grmt. Da eteklerinin arkasnda son gnbatm kzllna
doru Yirminci Mil ukurunun kenarndan bakyordu. Aslnda kararan tepelerden ok, akl baka yerlerde
dolanrken gzlerini dinlendiriyordu. Birinin onu izlediini ensesindeki karncalanmadan sezince Ruth Lillian'a
glmsedi, sonra ykne hi kprdamadan ve sabrla yasland.
Ruth Lillian kararmakta olan dkkna dnd. "Hl orada baba. Oturmu bekliyor. Neden lamban
yakmyorsun?"
Babas olumsuzca homurdand.
"Gzlerine zarar vereceksin bu hesaplar karanlkta yaparak."
"Ne zaman greceimin ne zaman gremeyeceimin sylenmesine ihtiyacm yok!" Ama onu rahatsz eden
kznn sorgulamas deildi. "O olan orada bir saattir oturuyor!"
"kiye yaklat."
"yi, btn gece de orada otursa beni bir ey yapmaya zorlayamaz."
"Seni bir eye zorladn sanmyorum, baba. Bize konumamz iin zaman vereceini syledi ve sylediini
de yapyor. Kararn bekliyor."
"Benim kararm, ona ihtiyacmz olmad. Gnn yansn bir serseriye i uydurmakla, dier yarsn da doru
yapp yapmadn kontrol etmek iin geirmeyeceim -aslnda hi ihtiya olmayan ileri yapp yapmadn!"
"yleyse onu ar ve bunu syle. Karanlkta ylece oturmasna izin vermek doru deil."
"Ha, demek Kader'e yollanmak yerine gn boyunca buralarda dolanmas benim suum? Galiba onu
beslemem gerektiini dnyorsun. Hatta belki de gece de yatacak bir yer vermemi?"
"Kimse onu beslemen ya da yer vermenle ilgili bir ey sylemedi. Ama bizden biraz i elde edeceini umarak
orada yle oturmaya brakmayacak kadar insafn olabilir."
"Neden Bjorkvistler'e gitmiyor?"
"nk hi paras yok, baba! Ayrca biliyorsun ki Bayan Bjorkvist onu cretli ie almaz."
"Herhalde bu da benim hatam?"
"Kimse senin hatan olduunu sylemedi."
52
"Sanki benim hatamm havas yaratmaya alyorsun."
"Ben hava falan yaratmaya almyorum...! Peki tamam! Ona ihtiyacmz olmadn ben syleyeceim."
Kapnn yanna gitti, hzla ekerek aarken an deli gibi salland. "Matthew? Biraz buraya gelir misin?"
Ykn ve silahn darda brakan olan dkkna girdi, hemen alakgnll bir havaya brnd. "yi
akamlar, Ruth Lillian," diyerek kz selamlad, apkasn da bandan kard. "yi akamlar, Bay Kane.
Gnein batn izliyordum. Tanrm, buras ne kadar gzel! Bir de her akam bu manzarann olduunu
dnn."
Ruth Lillian, "Ha, yamur ve frtnalardan yeterince paymz alyoruz, merak etme," dedi. "Bazen ilk kar
Ekim'de yaar. Demiryolu kapannca da zaman zaman birka hafta her tr haberleme kesilir. Bazen de
kyamet kopar. Bunlar da var."
"Kyamet mi?"
"Buradaki insanlar her yamurdan sonra ortaya kan ve bizi bu dadan atmak iin elinden geleni yapan
korkun frtnalara byle der."
Bay Kane suratn asarak, "Senden baka kimse kyamet demez," dedi.
Ruth Lillian Matthew'a, "Bu kyametler felakettir," dedi. "nce hava elektrik yklenerek uuldamaya balar,
sonra kyamet kopar! Rzgr her ynde eser, yamur krba gibi yaar, gkgrltleri patlar, dalar sarslr,
imekler akar ve hava yanyormu gibi bir koku kar! Buna baylyorum!"

"Kesinlikle ben de baylacam. Buray gerekten sevdim, gnba-tmlar ve insanlaryla. Bjorkvstler dnda
herkes bana yardm etmek iin elinden geleni yapt."
Ruth Lillian babasna bir bak frlatt, adam da boazn temizleyerek, "Bak, evlat. Konuyu dndm, ama
korkarm yardmcya ihtiyacm yok."
"Hi mi yok, efendim?"
"Hayr, hi yok."
"... Anlyorum..."
Matthew suskunluun srmesine izin verdi, ta ki Bay Kane kendini konumak zorunda hissedene kadar.
"Ruth Lillian'a sylediim
53
M
gibi, belki tamir edilmesi, dzeltilmesi gereken birka ey vardr. Ama neyin ne zaman ve nasl gerektiini
anlamak iin bakmaya zamanm yok. te byle." Kararn vurgulamak istermiesine, lambasn yakmak iin
bir kibrit akmaya alt, ama kibritin ba krld ve adamn muhasebe defterine geirdii fatura ynnn
stne dt. Bay Kane ayaa frlayarak kibriti eliyle yakalad, ama parma da yand. "Yardmcya hi
ihtiyacm yok! Bu kadar!"
"Anlyorum, efendim." Matthew ciddiyetle ban sallad, Bay Kane'in sorununu kafasnda tartyormucasna
kalar atld. Sonra: "lere bir gz atp neyin yaplmas gerektiine karar vermeme ne dersiniz? Bylece
liste hazrlamakla zaman kaybetmezsiniz, i bittiinde gelip bakarsnz, iyi yapmsam sylersiniz. Paraya
gelince... ey, ii yaparm, siz de bana deerinin ne olduunu dnyorsanz onu dersiniz. Verecek
paranz yoksa, ey, olduu zaman verebilirsiniz. Bundan daha adil bir ey nerebileceimi samimiyetle
dnyorum, efendim, ama aklnza baka bir yntem geliyorsa o da olur." Bu baka yntemi duymak iin
saygyla bekledi.
Ruth Lillian ona en kaygl bakyla bakarak bekledi, bu arada da babasn gzlerinde keyifli bir parltyla
izledi.
Bay Kane yanm parman dilinin ucuna dedirdi ve slanm parmak ucunu fledi. Sonra derin bir i
geirdi.
Daha sonra rahatszlkla kavrad ki, Matthew'u ie falan alm deildi. En azndan szlerle. Yalnzca
homurdanp hesaplarna geri dnmt. Ruth Lillian kibrit akp lambasn yakt, Matthew da mutfakta
kzartma ya olup olmadm sordu, nk bir yank iin kzartma yandan daha iyisi yoktu.
Tabii elbette tereya da ie yarard.
Azck bir para.
KANELER'N YEMEN PAYLATIKTAN SONRA Matthew, Ruth Lil-lian'a bulaklar ykarken yardmc
olmada srar etti. Bulak ykandktan sonra Bay Kane'e dnerek annesi yorgun olduunda ya da ...ey
kendini iyi hissetmediinde bulaklar ykadn aklad.
54
Daha sonra, masa banda ellerinde kahve fincanlar ve ortada gaz lambasryla otururken, Matthew Bay
Kane'e byle bir dkkn iletmekle ilgili akll, gzlem ykl sorular sordu. Ik yzlerini parlatyor, glgelerini
arkalarndaki duvara vuruyordu. nce sorular ve yant alrken taknd yz ifadesi, eskiden ge vakitlere
kadar yarenlik etmeye bayan Bay Kane'in iyi taraflarn su yzne kard. Matthew zaman zaman Ruth
Lillian'a bir bak frlatyordu. Rut Lillian babasnn ar ayrntl, daldan dala atlayan cevaplarn yar dinliyor
yar dinlemiyordu. Gzlerini aaya indirmiti, hayale kaplmt. Lamba gr bakr rengi salarn
aydnlatyordu. Matthew dnyada daha gzel bir kz olmadn biliyordu. Ringo Kid, ba derde giren bu tr
kza yardm eder ve asla karlk beklemezdi, nk bu koullarda btn gerek erkeklerin yapaca tek eyi
yapmt.
O gece Matthew dkkn tezghnn zerinde, Ruth Lillian'n mallarn arasndan kard bir Hudson Bay
battaniyesinin altnda uyudu. Gece iki kez uyand, st katta uyuyan kzn varln ta iinde hissediyordu.
BAY KANE KIZIYLA KENDS iin kahvalt hazrlamaya balamadan ok nce Matthew, Hudson Bay
battaniyesini katlam ve rafa koymutu. Uyuyan kasabann terk edilmi binalarn kefetmeye gittikten sonra
Gezginler Oteli'ne geti. Orada Jeff Calder'i mutfakta dolanrken buldu. Yardmcya hi ihtiya duymadn
gstermek iin kzlar ve Bay Delanny iin kahvalt hazrlamaya erkenden balamt! Matthew patronunun
ayaklarna dolanmamaya dikkat etti, ama bir yandan da neeyle yardm nerdi. Kahvalt hazrlamak zor bir i
deildi, nk yalnzca kahve, beykn ve konserve fasulyeden oluuyordu; ama birincisi fokur fokur
kaynam, ikincisi yanm, ncs de lk verilmek zorundayd, nk Jeff Calder'n Dayton Imperial
ocayla boutuu btn o yllar boyunca allann belas-yararsz-zmbrty doru drst yakamamt!
Matthew hava girii55
ni ayarlayarak ttmeden oca nasl sndreceini biliyordu, nk annesi yapamad zaman sk sk yemek
piirmek zorunda kalmt, ama bunu Jeff Calder'a gstermenin hata olacam da biliyordu, bu yzden eski
askerin kprp kfretmesini seyretti yalnzca. Arada bir "Demek fincanlar buraya koyuyorsunuz," ya da

"Evet, efendim, sanrm anladm," ya da "Bunu unutmayacam ki her sabah yapabileyim," gibi szler
mrldanyordu.
Jeff Calder'n sert talimatlarna uyan Matthew, kzlar iin bar odasnda yer, uzakln ve onurunu
korumaya merakl Bay De-lanny iin de baka bir masada bir yer hazrlad. Keskin viski kokusunun boazn
yaktn hissetti, ama ok gemeden bunun yerini beykn kokusu ald. Bu koku kzlar da erkenden aaya
indirdi. Matthew beykn ve fasulye tabaklarn koyarken her birine tek tek neeyle gnaydn diyerek aceleyle
kahvaltlarn gtrd. Kzlar earplarn takp imi, uykulu gzlerine su arpmaktan baka bir eye zahmet
etmediler.
Quenny, "Bak bak, kedi neler de getirmi," dedi ksk bir kahkahayla. Kahkaha boazna yapt ve gnn ilk
sigarasyla birlikte ksrd.
Matthew, "Ben yeni yardmcym," derken gzlerini Quenny'nin yar ak gslerinden o kadar abucak ekti
ki, elinde olmadan Frenchy'ninkilere takld -ohoho- sonra abucak yzn dndrd, ama sa gznden
aznn kenarna inen yara izine gzn diktiini sanmasn da istemiyordu, bu yzden gzlerini tekrar
kadnn gslerine indirdi -ohoho- sonra abucak Chinky'ye bir gz att. Onun gsleri (krler olsun)
kkt ve bol yakasndan frlamyordu. Uykulu sar gzleriyle bu sakarlk gsterisini izleyen Frenchy dudak
bkp ban onaylamazca iki yana sallad.
"Eeee," dedi Quenny. "Bize kahvemizi getirecek misin, yoksa memelerimize bakmay srdrecek misin?"
Matthew yutkundu, ama kendine gvenini de kaybetmedi. "Kahveler hemen geliyor, bayan." Kapda durdu ve
ocuksu bir srtla arkasna bakt. "Ama bu kadar gzel memeler zavall bir taral gen iin korkun bir
ayartclk."
Quenny kahkahadan krlrken Frenchy glmsedi, Chinky ise onlarn neden sz ettiini merak etti.
56
eriden bu konumay duyan Bay Delanny ban iki yana sallayp hafife glmsedi. Doal bir sahtekr, bu
olan.
Matthew bulaklar ykadktan ve mutfa sprdkten sonra Jeff Calder' barn arkasnda, Bay Delanny'yi de
kartlarn yerletirirken buldu. "ey, sanrm hepsi bu kadar, Bay Calder. Bana yol gsterdiiniz iin teekkr
ederim. Yarn sabah kahvalty tek bama hazrlayabileceime eminim."
"Senin bir eyi baarabileceini istediime emin-"
"Ha, zr dilerim, efendim, unutmadan sormak istediim bir ey var. Yarn sizin yerinizi Bay Delanny'nin
yanna m kuraym, yoksa ayr bir masaya m?"
"Ne? Ha, ey... ah... ey, sanrm ayr bir masa yeterli olur." Kendisine kahvalt servisi yaplmasn
beklemiyordu. Eh ne yapalm!
Matthew neeyle, "Oyununuzda baarlar, Bay Delanny," dedi karken.
Kumarbaz oyunundan kafasn kaldrmadan ban sallad. "Sana da, evlat."
MATTHEW BANYO KVETLERN AHAP parlayana kadar ovmay bitirdiinde saat leyi gemiti.
Matthew sabunlu sudan ve terden dolay srlsklam olmutu. Ykanp gmleini stne giyince berber
dkknna giderek gnein altna yatm uyuklayan Profesr Murph/ye leden sonra ortal sprmeye
geleceini syledi. "Bu arada, efendim, kvetlere bir gz atmak ister misiniz -zaman bulduunuzda.
stediiniz gibi yapp yapmadm bana syleyin."
Yemekten sonra Kane Ticaret'i yeniden amaya geldii zaman, Bay Kane Matthew'u verandada otururken
buldu.
"yi akamlar, efendim."
Bay Kane homurtuyla hmlama aras bir ses kard.
"Syler misiniz, efendim, Bay Delanny'nin sizde hesab var m?"
"Evet. Her ay kapatr."
"ok iyi, nk onun hesabna biraz un almak istiyorum. Biraz da kabartma tozu. Ha, bal var m?"
57
"Hayr."
"Peki ya melas?"
"Msr urubu var."
"Ya tereya?"
"Bu yaz gnnde burada kimse tereya kullanmaz. Her ey Ka-der'den geliyor ve tereya getirseler yolda
erir."
"Ha, anlyorum. Peki yleyse, yalnzca un, kabartma tozu ve msr urubu alacam."
Bay Kane bir kutu msr urubu almak iin merdivene kmt ki, Ruth Lillian mutfaktan belirdi. "Sesler
duyduumu sandm ve -baba, merdiven trmanmaman gerektiini biliyorsun! ler nasl gidiyor, Matthew?"
"ok iyi, teekkr ederim, Ruth Lillian."
"Dn gece iyi uyudun mu?"
"Hi bu kadar iyi uyumamtm. Ama sana komik bir ey syleyeyim mi? Senle Bay Kane'i ryamda grdm
sanrm."
"Sanyor musun? Emin deil misin?"

"Tam olarak deil. Uyandm ilk anda ryam ok netti, ama hatrlamaya alr almaz bozulmaya balad
ve ne kadar ok hatrlamaya alrsam o kadar bozuldu. Ryalar hep byle midir? Ama ryamda Bay
Kane'in nazik ve dosta olduunu hatrlyorum, bir dkkn idare etmekle ilgili ilgin eyler anlatyordu bana.
Sen tatl ve gler yzlydn, salarn toplamtn imdiki gibi." Kkrdad. "Gzel ryalarn tutamadan elinden
kayp gitmesi ne komik, oysa kt ryalar... kalr da kalr. Seni bir kez ele geirdiler mi, penelerini batrr ve
asla gitmezler. Ha, Bay Kane? Ryalardan uykudan falan sz etmiken, burayla demiryolu arasndaki terk
edilmi binalar biliyorsunuz ya, onlar birilerine ait mi? Ya da bir insan gidip birine tanabilir mi?"
Ruth Lillian, "Neden olmasn," dedi. "Peder Hibbard kasabaya geldiinde yle yapmt. Terk edilmi
demiryolu ambarn ald."
"Peder mi? Hi yle biriyle- Ha evet! BJ Stone'un Peder Bilmem-kim hakknda bir ey sylediini
hatrlyorum."
"Yo, onunla tanman mmkn deildi. Pazar gnleri Damar'da uyur. Bu akama kadar dnmez."
Bay Kane msr urubu kutusunu, un paketini ve bir paket Ca58
lunet kabartma tozunu tezghn zerine koydu. "Yaamaya uygun tek yer yal erifin ofisi. at hl iyi ve
madenciler de henz camlarn krmadlar."
"Hangisi erifin ofisi?"
"Sokan bu tarafnda, otelin karsndaki byk yanm bina."
"Vay canna! Bu sabah erkenden darya ktmda benim de setiim oydu. Hl alrm gibi duran eski
bir sobas var. Ayrca baz yerlerde birka mobilya da grdm. Bu mobilyalar birine ait mi?"
Ruth Lillian, "stiyorsan sana ait olur sanrm," dedi.
"Kendime kk bit yuva kurmak elenceli olacak."
Bu dnce ayn anda Ruth Lillian'm da aklma gelmiti. Oyun evi gibi.
"Ne yapacam biliyor musun? Evi tamir ettikten sonra, nezaketinize karlk ikinizi yemee davet edeceim."
Kz babasnn aksi cevap vermesini nleyecek bir kararllkla, "Onur duyarz," dedi. "Yirminci Mil'deki insanlar
evlerine konuk armak iin incelikleri asla yapmazlar. Onlar o kadar... kk ki. Birilerini yemee davet
etmek iyi bir ey aslnda."
"Yo, yapamam, Ruth Lillian. Teekkrler, ama yapamam. Sizinle yemek yiyebilmemin tek yolu pansiyon
paras almanzdr. Elbette, dnsene, burada yaptm ilerin parasndan yemeklerin parasn alabilirsiniz.
Bylece tasarruf etmi olursunuz, ben de sizin arkadalnzn zevkini yaam olurum. Ama gnde yalnzca
iki n olabilir. le ve akam. nk kahvalty otelde, insanlar doyurduktan sonra ediyorum."
Bay Kane konuyu yakalamaya alarak gzlerini krptryordu. Sonra sert bir tarzla boazn temizledi. "Biz
pansiyon iinde deiliz."
"Elbette deilsiniz, efendim. Ben farkl m dnyordum? Dnyada bir babayla kznn yemeklerde yalnz
olmay istemesinden daha doal bir ey yoktur, bylece konuabilirler falan."
Ruth Lillian, "Hi de!" dedi. "Btn yemek boyunca 'tuzu uzatsa-na'dan daha fazla bir ey konumuyoruz."
"Ama dn gece konutunuz da konutunuz."
"Demek istiyorsun ki babam konutu da konutu."
59
"Bildiim tek ey, gerekten ilgin olduu ve ok ey rendiim. ey, baksana, cidden gitmem gerek."
Matthew aldklarn toplad ve kapya gitti. "Bay Murphy'ye gndeliimi vermesini syleyeceim, bu akam
gelirken yemek iin bir eyler alabileyim."
"BU OK Y, EFENDM.ofc ok iyi." Matthew iskemlesini masadan ekerek, fazla bask patlatrm gibi
elini yapmack bir yumuaklkla karnna bastrd. "Beni pansiyoner olarak almaya karar verdiini sylediin
zaman beni bir tyle bile yere devirebilirdin. Birka gnlne olsa bile. Bakalm iler nasl gidecek."
Bay Kane ineli bir sesle, "Bu aslnda benim deil Ruth Llian'n kararyd," dedi.
"Peki yleyse, sana da teekkr ederim, Ruth Lillian. Nasl oldu da bu kadar iyi a oldunuz, Bay Kane?"
Bay Kane elini sallayarak iltifat geri evirdi. "yi a falan deilim. Yalnzca drt-be eyin nasl yapldn
biliyorum, bunlar da birbiri arkasndan yapyoruz. ncelik isteyen hibir yemek yok soframzda."
"Eee, bu yal ocuk iin yeterince incelikli, inann bana! Sen yemek piirmeye yardm etmez misin, Ruth
Lillian?"
"Ancak babam hasta olduunda. Babam hep abucak iyilemeye alr, bylece yemeimi gerekenden
fazla yemek zorunda kalmaz."
Matthew, "Bunun bir kelimesine bile inanmyorum."
Bay Kane, "A, ama bu doru," dedi. "Kzm ev ilerine hibir zaman ilgi gstermemitir, katalogtaki
resimlerden giysiler seip yapmak dnda. Temizlii de sevmez. Ama yemek yapmaktansa temizler yapar,
bu yzden yemei ben, temizlii de o yapyor."
Bayan Kane'i sormann tam sras olabilirdi, ama nedense Matt-hew'un bu konuya girmesini engelleyen bir
ey vard. Bunun yerine katalogtaki bir resimden giysi yapmak iin kovalar dolusu bilgi gerekeceini syledi.
Ruth Lillian da, bir kez ii kavradn m hi de zor olmadn syledi. Matthew ii kavraynca hibir eyin zor
olmad cevabn verdi, en zor ksm ii kavramakt; sonra Bay Kane'e

dnd ve ie nasl baladn sordu, ama Bay Kane bam iki yana sallayarak bunun hi ilgin olmadn
syledi, ama Matthew istekli ve ak bir yz ifadesiyle glmseyerek bakt durdu, ta ki Bay Kane omuzlarn
silkerek isteksizce, Almanya'da -bir kentin eski getto kesiminde- doduunu ama orayla ilgili tek ansnn
zengin yemek kokular olduunu -ha, bir de tklama ritmiyle ileri geri sallanan, ok renkli kuyruklu bir kua
benzeyen, tuhaf oymal tahta saat- syledi. Gemileri New York limanna geldiinde be yandayd ve iki
odal bir bodrum katnn zemininde oynayarak bymt. Annesiyle babas sabah erkenden balayp
akamn ge saatlerine kadar alyor, "evde" yaptklar giysileri Aa Dou Yakas'nn byk, al benzeri
pis iyerlerine teslim ediyordu. Babasnn en deerli mal varl, Westphalia'dan ald gzel bir terzi
makasyd -u ucuz Amerikan mal makaslara hi benzemiyordu. Babas ona yalnzca bir kez, deerli
makasyla gazete keserken yakaladnda vurmutu, bu da yalnzca kafasna yedii bir yumruktu. Annesi
yurdunu zlemekten hi vazgememiti. Yeni Dnya'daki baar iin Almanya'nn gvenlii ve konforunu terk
etmekle doru yapp yapmadklarn sk sk merak ederdi. Bazen iini eker, ardnda braktklarn zlerdi.
Ama yllarca zor iler yaptktan ve dikkatle tasarruf ettikten sonra, Kaneler'den birka yl nce gelmi
gmenlerin ilettii giysi iletmelerine dme, iplik ve taklit dantel veren bir yer aacak paray
biriktirmilerdi.
"ler byleydi. Geldiin zaman sizden nce gelenler tarafndan smrlrdn. Sonra, eer akllysanz ve
sk alyorsan -ve ans-lysan! ans unutma!- sen de smrc olurdun. Byk Amerika Vaadi buydu!"
Bay Kane kendine bir fincan kahve daha koydu.
Matthew, ... Byk Amerika Vaadi, diye tekrarlad kelimelerin tadn kara kara.
"Babamn pencereye bir tabela ast gn hatrlyorum. Krmz, beyaz ve mavi k harfler. Amerikan Kaliteli
Yan rnler irketi (Uygun Fiyata Gvenilir Hizmet). Bu tabeladan ok gurur duyuyordu babam. ey, kald ki
bu tabelaya iki dolar vermiti. Nakit olarak!" Kendi kendine kkrdad ve bir sre sessizce lambann alevine
bakt. "Ama sonra..." diye devam etti eski anlarla oyalanan bir insann ksk sesiyle, "... sonra, tam tnelin
ucunda gne n grecekken
60
61
semtte kolera salgn balad ve babam..." Omuzlarn silkti. "Gneli bir sabah ld -nedense gneli bir
sabah lmek doru gelmiyor bana. nsanlarn gece lmesi gerek. Annem gibi, tam o akam. Annem ldkten
sonraki sabah, komular cenazelerle ilgilenirken, ben..." Fincanna bakt, ene kaslar ac dolu anlardan
kurtulma abasyla kasld. "... darya kp son siparii teslim ettim. Drt kutu dme -taklit inci, drt delikli,
oyuklu. Bunca yldan sonra bu ayrntlar hatrlamam ne komik. Sipariin o sabah teslim edilmesi gerekiyordu,
anlyorsun ya, ve babam gvenilir olmaktan gurur duyard. 'Uygun fiyata gvenilir hizmet.' Bu bizdik."
Lambaya gzn dikmi bakmakta olan Ruth Lillian, ban kaldrarak babasnn yzn inceledi, lamba
alevinin yaratt karanlk noktay amaya alarak. Ana-babas evde l yatarken drt kutu dmeyi teslim
ettiinden daha nce hi sz etmemiti.
Bay Kane ac anlar kafasndan uzaklatrarak zntyle, "Peki!" dedi. "Sonbahar geldiinde, iftlikleri
gezerek ine, yksk, tabak anak, kurdele, sprge, almanak, ar kesiciler -aklna gelecek her ey- satan
yal bir Yanki satcyla dolayordum. Adam arabasnn arkasndaki mallarn satyordu. Ama ounlukla
kendini satard: | dedikoduculuunu, neeliliini, yklerini. Bu ykler iki trlyd. Kadnlar iin tatl, erkekler
iin tuzlu. nsanlar srf onun yarenliini tatmak iin aslnda ihtiyalar olmayan eyleri satn alrd. 'Burada
binlerce satc var,' dedi bana. 'Hepsi de nasl daha fazla satacaklarn bulmaya alyor. Ama nemli olan
nasl sattn deil, ne sattn. Bir kadna iplik satmaya alrsan, ancak o anda iplie ihtiyac varsa
satabilirsin. Ama yeni bir giysi hayalini satarsan... ah! Ya da daha iyisi dnnde o giysiyi giyen kznn
grntsn satarsan... a-ah! Senin ipliini alr, nk yeni giysiler ve dnler hayaline kaptrmtr kendini.'
Vermont'taki ky fuarlarnda bir sos tezgh amakla ie baladn anlatt, ama ileri pek iyi gitmemi, ta ki
sos deil czrty sattn renene dek! 'Bir hayal taciri olmak gerekir,' dedi bana."
Bir hayal taciri. Matthew bundan holand. Ringo Kid: Hayal Tacn.
"htiyar satc yolda saanak yamura yakalandktan sonra za-trreden ld. Ben ne yaptm? ey, aa
yukar senin yalannday62
dim, delikanl. Doal olarak servet kazanmak iin batya geldim. Servet! evrene bir bak!"
"ey, Ruth Lillian gibi bir hazineye sahipsiniz."
"Doru, doru. Byle itaakr, evcimen bir ocuk! Ve mthi bir yemek!"
Ruth Lillian Matthew'a suratn asarak bast, Matthew ise glmsedi.
"Evet, batya gitmeye karar verdim, altn ve gm hcumlarnda servetimi kazandm, ama pek kayda deer
bir ey deildi. htiyar Yanki satc bir keresinde bana okyanuslar dolusu insann kazma krekleri
omuzlarnda, altn ve gm hayalleri kafalarnda, Batya akn ettiini sylemiti. 'Batya! Bir insan ykn
orada tutabilir, evlat' dedi bana. 'Altn m arayaym?' diye sordum. 'Ne iin varm altnla! Kazma krek
satacaksn!' Zengin olan bir altn araycsna karlk elinde akl talar ve torunlarna anlatacak bir avu
hikyeden baka bir ey kalmayan yz binlerce arayc olduunu syledi. Ama her biri kazma krek,

pantolon, fasulya ve ttn alrd. 'Evet,' dedi, 'gen olsaydm ben de batya giderdim.' 'Kazma krek dolu bir
arabayla,' dedim. Bir sre suskun kaldktan sonra, 'Yo. Yo, ben herhalde brleriyle birlikte altn arardm.
'Baka herkes gibi. Zengin olacak yz binde bir olacam hayal edecek kadar aptal olurdum. Yo, korkarm
bu hayalin peinden giderdim, nk bu hayatta nemli olan aslnda sos falan deildir. Czrt sesidir,' dedi."
Matthew yavaa ban sallarken gzlerini kst. Evet, kesinlikle byle. Czrt.
Yemeklerini bitirdikten ve Matthew Bay Kane'e iyi geceler diledikten sonra, Ruth Lillian bir mum yakt ve
karanlk dkkna kadar ona elik etti. Matthew dkkndan veresiye ald yiyecek, sabun, lamba ve
lambayan ald.
"Bir dnsene, bu gece yeni evimde uyuyacam. erifin ofisinde! Vay canna! Sanki Yirminci Mil'in erif
oluyorum." Yalnzca aka yaptn gstermek iin zoraki bir kahkaha att.
"Yirminci Mil fi tarihinden beri kimseye erif dememitir, bu yzden..." Ruth Lillian bir ekmece aarak bir
eyler arand. "erifin ofisinde bir hayalet varsa yakalayabilirsin ve -nerede bu allann belas- ha, ite
burada." Alt keli bir yldz kard. Matthew yldz
63
alarak avcunda tartt. Tahmin ettiinden daha ard ve yldzn her ucunda mum parlyordu.
"Hayaletleri hapse tkmann fazla ie yarayacan sanmam," dedi. "Parmaklklarn arasndan geerler."
"Yirminci Mil'de hapisanemiz hi olmad. Bir madenci sarho olup pis eyler yaparsa, aylana kadar onu
depomuza kapatrlar."
"Demek baban erifti, ha?"
"erif mi? Babam kalasnda bir silahla dnebiliyor musun? Yo. Ama Yirminci Mil'in belediye bakanyd.
ey -bir tr. Oy falan alm deildi. Bir avu adam Yaz Tura Kulb'nde bir araya gelerek kasabann bir
belediye bakanna ihtiyac olduuna ve ihtiyar Ka-ne'in bu ii iyi yapacana karar verdiler."
"Yaz Tura Kulb m?"
"Gezginler Oteli'nin karsnda o yanm binay biliyor musun? Oras Bay Delanny'nin masasnn olduu Yaz
Tura Kulb'yd. Ama iki yer arasnda rekabet yoktu. Biri kumar oynatrd, br kadn. Yani madenciler -o
srada birka yz madenci vard- bir yerden sallanarak kp sokan karsna geer, geerlerken de el
skrlard."
"Oray kim yakt?"
"Tanr."
"... Tanr m?"
"Grp greceimiz en byk kyamet srasnda yldrm arpt. Doksan sekiz yana kadar yaasam bile o
geceyi unutmayacam. Yldrm birbiri ardndan vurdu, drt be kez! Gkgrlts tm da sallad! Bayan
Bjorksvist Tanr'nn gazabnn Sodom ve Gomora' nn stne indiini haykrarak yamurda kouyordu!
Babam atnn Kane Ticaret'in stnden uacandan korktu ve o korkun atrt olduu zaman beni
battaniyeye sard (o zaman kktm), ardndan bir baktm ki Yaz Tura ra gibi yanyor, rzgr da yangn
savuruyordu, ama yangna hibir ey yapamadlar, nk yamur bardaktan boanr gibi yayordu. Babam
beni battaniyelere sararak verandaya kard, Yaz Tura'mn yann seyrettik. imdiye kadar tank olduum
en harika eydi! Ve korkutucu! Duvarlar sonunda ykld, ama tek bir ey bile duymadk, uuldayan rzgr ve
atya den yamurun sesiyle hibir ey duymak mmkn deildi. Biliyor musun, bir yere asla iki kez
yldrm dmez derler. ey, bu yalan, n64
k seyrederken o atrt oldu, alevlerin arasna yldrm dt ve her yne alevleri sratt! ok gzeldi.
Gerekten gzeldi."
"Grm kadar oldum, Ruth Lillian. Kitaplarda yazlanlar kadar gzel anlatyorsun."
"yle mi dnyorsun?"
"Kesinkes! yle grnyor ku Tanr Yaz Tura'ya kafay takm da iki kez yldrm gndermi."
"Bence de yle."
"Peki yeniden yapma zahmetine katlanmadlar m?"
"Hayr. Bay Delanny sokan kar tarafna yerleti. Altna hcum dinmeye balamt zaten, altn
arayclarnn ou batya gitmiti. ok gemeden Srpriz Maden Damar'ndan haftada bir gelen madenci
gruhundan baka bir ey kalmad. Zaten," diyerek kalarn iyice att ve sesi uursuz bir havaya brnd,
"zaten Tanr'm uzanp yok ettii bir eyi yeniden yapmaya almak akllca deildir."
Matthew yavaa ban sallad. "Evet, ben de yle dnyorum -Hey, sen benimle alay m ediyorsun?"
"Elbette etmiyorum!"
Matthew bir an suskun kald. Sonra utancn gizlemek iin hararetle konumaya balad. "Demek baban
belediye bakanyd! ey, hepiniz, bana bir bakn, te burada belediye bakannn kzyla konuuyorum."
"Dediim gibi, hukuki ya da resmi bir ey falan deildi. Babamn yapt tek bakanlk grevi, arada bir
insanlar evlendirmekti, bu konuda da hep endie duydu, nk insanlar evlendirme yetkisinin olmadn
dnyordu. Yaz Tura'daki adamlar cumartesi gecesi patrtsn kontrol altna almak iin bir erife ihtiya
duyduklarna karar verdii zaman, yldz takmas iin setikleri adam babam oldu. Daha sonra..." Durup

gzlerini yere indirdi. "Daha sonra, erif kasabadan ayrlrken yldz babama geri verdi. Bir anlamda yzne
arpt."
"Yzne mi arpt?"
Ruth Lillian ona uzun uzun bakarken bu srr onunla paylap paylamamay dnyordu. Matthew
gzlerinde kk mum alevleri grd, yldzn yuvarlak kelerindekiler gibi. "Yeni evine gitsen iyi olacak
herhalde," dedi Ruth Lillian.
65
"Tamam. Yarn yemek zaman grrz. Ha, baksana. Bu erifin yldzn geri istiyrsndr herhalde."
"Yo, sende kalsn."
"ey... teekkrler! Mthi. ey, iyi geceler desem iyi olacak, Ruth Lillian."
"yi geceler, Matthew."
BURNU KAINDIRAN YEN LAMBA kokusuyla yanan yeni lambann nda Matthew eyalarn amaya ve
yerletirmeye balad. Evinden deerli olabilecek hemen her eyi almt -ey, aslnda fazla bir ey de yoktu.
Bir battaniyesi ve giysileri vard, ayrca bir aydanlk, bir kzartma tavas, bir kahve cezvesi, annesinin el
aynasyla tara (gerek hayvan kemiinden), kark desende fincanlar, bak ve atallar, emaye tabak ve
bir teneke lavaboyla marabas da vard. Bunlar bir tr mutfak haline getirdii, sobann yanndaki bir rafa
yerletirdi.
Bir dnsene! erifin ofisinde yayor! Ringo Kid, erif. Mthi!
br terk edilmi evlerden bir yatak, byk bir masa, kk bir masa, arkalkl iskemle ve annesininki gibi
gcrdayan -ayn sesle deil, ama arka taraftaki ayn yerde- bir sallanan iskemle almt. Buraya kadar byk
bir abayla getirdii klstr tfei ne yapmas gerektiinden emin deildi. Aslnda o tfekten kurtulmas
gerekiyordu. lk i olarak bunu yapmalyd. Belki gmmesi gerekecekti. Ama dars karanlkt, bu yzden
kapdaki kare bal iki iviye ast. Bunu yaparken de, erifin bu ivileri tfeini asmak iin kullanm
olabilecei aklna geldi. Oras, sokakta bir problem olsa epeyce el altndayd. Deerli eyalaryla birlikte on iki
el yapm, balmumulu merminin bulunduu uval knndan kard: birok geici evlerinden birinin arka
bahesinde gml bulduu kk bir mavi cam ie (Ne ie yarard? Sahibi kimdi? En esrarengizi de:
Neden gmmlerdi?), ortasna Amerikan bayra dikilmi bir mermer (Bu66
nu nasl yapmlard?), babasnn aptal altn dedii altn tozlu bir kaya (ama gerek altn da olabilir, nk
babas her eyi bilmiyordu ki). Bu hazinesine Ruth Lillian'n ona verdii alt keli erif yldzn da ekledi.
Hazinesini saklamak iin gvenli bir yer arad ve sonunda uval yatan en dibine itti.
Battaniyesini serdikten sonra (ff! Nem kokusunu yok etmek iin, ald ot dolu ilteyi karp gnee
koymas gerekecekti!), ki-taplaruu kk masann zerine yerletirdi. Biri dnda kitaplarn hepsi iyice
ypranm, karton ciltli Ringo Kid kitaplaryd, bir tanesi ise retmenin ona vermi olduu srt alm bir
szlkt. Matthew szlnde kelimelere bakp renene kadar tekrarlamay seviyordu. O gece bukalemun
kelimesini arad, ama bulmas biraz zaman ald, nk "bu" yerine "ba"ya bakyordu. Bukalemun kelimesini
rendiinden emin olunca Ringo Kid Kendi Bana kitabn seti ve kendi evinin ortasndaki kendi sallanan
iskemlesine oturarak kendi lambasnn nda okumaya balad. Uzun bir gn olmutu, Matthew tam szmak
zereyken sokaktaki bir sesle srad. Biri inliyordu... inliyor ve hkryordu. lk bata aklna Ruth Lillian'n
bahsettii hayaletlerden biri olabilecei aklna geldi, ama ses, bir g-nahkrnkine benzeyen viski sarhou bir
sesle baryordu! Zina yapan biri! Kadnlarn verdii zevke garkolmu bir kle! Ykselen sa'nn ve Kutsal
Sz'nn takipisi olmaya deer bir ey deil -yo, Tanrm, deer bir ey deil!
Matthew lambasn sndrd, eski tfei eline ald ve sessizce kapy at. Yamalardan dolunay grnyor,
soka solgun mavi bir kla ykyordu. Orada, sokan Gezginler Oteli ynnde uzun boylu, yuvarlak bir
"vaiz" apkas giymi kara bir siluet vard. Tkezleyen her admnda botlar ayna kk bir toz bulutu
kaldryordu. Bir sarho! Berbat kokan, salyalar akan bir ayya! Matthew'un en nefret ettii ey...! Elleriyle
tfei skca kavrad ve yava, sakinletirici soluklar almaya zorlad kendini, fkeden deliye dnd zaman
annesinin yaptrd gibi. Sonra kapsn yavaa kapatt ve silah yerine ast. stne bir rperti gelince ellerini
ovuturarak silahn hissmi ellerinden atmaya alt. Allahm belas eyi neden asmt ki? Grntsnden bile
nefret ediyordu!
Soyunmadan -hatta izmelerini bile karmadan- hrdayan ot
67
iltesine yatt ve gzn karanla dikti. Rutubet kokusu yeni snm lamba kokusuna karmt.
Sokaktan, Onu cezalandr, Tanrm! Bu aptal ve dkn gnahkra ceza ver! sesleri geliyordu.
Bir sre sonra, daha uzaktan bir ses:... ama onu bala, Tanrm! Ah, ltfen, ltfen, bala onu!
Gece ge saatlerde, sarhoun sesi oktan yok olmuken, Matthew bann stne ektii battaniyedeki
kk bir delikten kapy gzetliyordu.
ERTES SABAH MATTHEW YATAININ kenarna oturdu, kafas zonkluyordu, kan younlamt, gzleri
uykuluydu. Btn gece bir kbustan dierine gemiti... ne olduunu hatrlamyordu. Ama belli belirsiz bir
eyler vard ve... ahhh! Dnmek bile istemiyordu! Homurdanarak ayaa kalkt ve lavaboya su dkerek
yzne arpt. Ryann son etkilerinden kurtulmak iin yksek sesle smkrd.

Uyumu parmaklaryla yava yava giyinirken Yirminci Mil'deki durumunu gzden geirdi. imdiye kadar
iler gayet iyi gitmiti. Kendini ieriye sokmutu; imdi vazgeilmez hale gelmeliydi. O kasabadan bu
kasabaya, o okuldan bu okula gmekle geen ocukluu srasnda yeni "eteler"e kabul edilme konusunda
kendi tekniini gelitirmiti: kendine zg rol yapma yetenei ve kendine zg sayg isteine dayal bir
teknik. ki aamal bir sistemdi bu. Birinci Aama: yapabilecein her yolla etenin kat koruyucu tabakasn
krp girmek: yalan, aldatma, vg, kavga, elence... ne gerekirse. kinci Aama: bir kez iine girince arkada
canls, yardmsever, onlarn kurallarna gre oynamay isteyen biri olduunu gstermek, o zaman ete seni
kabul edecektir, hatta sana sayg bile duyabilirler. Aslnda hibir zaman bu taktiklerin meyvelerini almamt,
nk ne zaman yerlemeye balasa ailesi tekrar tanrd. Bay Delanny, Matt-hew'un kk oyunlarn
aldatma aralar olarak grmt; aslnda ayakta kalma stratejileriydi bunlar.
Annesinin gerek hayvan kemiinden taran slak salarndan
68
geirdikten sonra Yirminci Mil etesine bir insann ne kadar dost canls ve iyi olduunu gstermek iin yola
koyuldu.
Jeff Calder' mutfakta Dayton Imperial marka sobaya svp sayar ve eline bir paavra alm tten dumanla
bouurken buldu. Sava art adam genel olarak lanet-yararsz-orospu-ocuu sobalara ve zel olarak da
bu lanet-yararsz-orospu-ocuu spbaya sverken, Matthew'un neeli "Gnaydn, efendim!"i gme gitti!
stelik bunlar yeni Diamond "paket" kibritleriydi! Ya hi akmyorlard ya da tm paket hep birden
yanyordu... ve onunla birlikte Allann belas parmaklar da!
Matthew, "Bakn ne diyeceim!" dedi. "Bir fikrim var!" Kane Ticaret'ten alm olduu unu, kabartma tozunu ve
msr urubunu tezghn zerine koydu.
Calder, "Ne fikri?" diye sordu homurdanarak.
"Bu zmbrty amaya alacaktnz -alttaki o eyi. Ve bence haklsnz, Bay Calder. Bu ie yarayabilir."
Jeff Calder havalandrma bacasn yerletirdi ve maayla stne vurarak at ve alevler annda poflayarak
yle bir hararetle yanmaya balad ki, dumann bir ksmn iine ekti.
Matthew gizleyemedii bir hayranlkla, "Baardnz!" dedi.
"Evet, ey... ordunun bir insana rettii bir ey de, ilerin nasl yaplacadr."
Matthew ceketini karrken ok megul, aceleci bir insann ses tonuyla, "Sobay yaktnz iin teekkr
ederim, efendim," dedi. "Buradan itibaren ben devralacam. Bay Delann^nin masasndan ayr bir masada
kahvalt etmek istediinizi sylemitiniz, doru mu?"
"Ah-h... ey... evet, doru."
"Patron sizsiniz. Kahvalt hemen hazr olur. Ha, bu arada, biskvi sever misiniz?"
"Elbette."
"Tamam, biskviler yaplacak, efendim. Tpk annemin piirdikleri gibi."
69
MATTHEW DUMANI TTEN TABAI kzlarn masasna koyduu ve tumturakl bir ifadeyle zerindeki
havluyu ektii zaman, Quenny, "Biskvi kokusu aldm biliyordum!" diye bard. Matthew taban yanma
bir kse msr urubu ve kak koydu. "Sen de deli olduumu sylemitin!" Bu son cmle Frenchy'ye
ynelikti. Frenchy bir biskvii kesti, yarsn msr urubunun iine batrd ve azna att.
Matthew, Jeff Calder'n masasna drt biskvi bulunan taba tarken omzunun stnden, "Biskviler Bay
Calder'n fikriydi," dedi. "Biskvilerin iyi bir fikir olabileceini sylemitiniz, yle deil mi, efendim?"
Yal adam, "ey... kahvaltda biskvi yemenin bir zarar yok!" dedi aksini iddia etmeye yeltenenlere
bozulacan belli eden bir tavrla.
Bay Delanny iki biskvi bulunan taban yar alayc, yar hayran bir ba sallamasyla ald.
"Bay Calder bana sabah genellikle yalnzca kahve itiinizi syledi, efendim. Ama dndm de belki..."
"ok iyi yapmsn, aferin."
Matthew glmsedi. "Biz bukalemunlar byleyizdir. Biraz daha kahve ister misiniz, efendim?"
"Biskvilerle birlikte mi? Elbette, neden olmasn?"
Mutfaa giden Matthew'un kolunu Quenny tuttu. "Biliyor musun, sen nesin, ocuk? Allann belas bir
hazinesin, kesinlikle. Biskviler! Ar piip katlamam beykm... ilk kez! Drt drtlk bir ev kadnsn!"
Kocaman bir kahkaha patlatnca azndan biskviler dkld.
Frenchy, "Bunu yapmaya devam et, olum," dedi Frenchy, "ayrca kim bilir? Kalbimi kazanabilirsin."
Geri gzlerini kaldrp Matthew'a bakmamt, ama Chinky de biskvilerini hapr hupur yiyordu: beykon,
peynir ve dier Bat lezzetinde iren tatlan mideye indirmek zorunda kalan doulu bir kadn iin mkemmel
bir deiiklik.
"Byle piirmeyi annem retmiti. Tek bana altndan kalkamad zaman mutfakta ona yardm ederdim."
"Ohoho." Quenny'nin ses tonu hem bir sarhoun hassasiyetini,
70
hem de dinleyecek herkese dedii gibi sahne sanatlarnda n kazanmay hak etmi bir kadnn teatral
duygusalln yanstyordu. "yi, annene yardm etmekle iyi yapmsn. Bu hayatta insann bir annesi olmal,
bakalarnn ne dediine hi aldrmam. Hasta m, annen yani?"

"Annem ld, bayan. Birka gn nce."


"Yaaa!"
"Evet, ey... artk ac ve sorun ekmediini syleyip duruyorum kendime. Bu da bir teselli."
"Ohoho. Bu ok doru. Hep syledim, bu dnyada bir ey varsa -Hey! Birka tanesini baka birine de
brakabilirsin, Frenchy! Hepsini midene indirmek zorunda deilsin! Gerekten! Baz insanlar domuz gibi
yiyor!"
O GNDEN SONRA GEZGNLER Oteli'nde biskvi sabah kahvaltsnn dzenli bir paras oldu; tpk
Matthew'la kzlarn birka dakika sohbet etmeleri gibi. French'nin alayc, tuhaf bir mizah duygusu vard ve
Matthew'un gizleyemedii hayranl kadnn daha da fazla denemesine neden oluyordu; Chinky Matthew'a
kaamak bir glmseme yollamak iin gzlerini kaldrrd; Matthew da eski gzel gnleri anlatan Quenny'yi
dikkatle dinlerdi.
"Bir zamanlar dans olduumu sana sylemi miydim, olum?"
"Yalnzca iki yz milyon kez," diye mrldand Frenchy, biskvileri midesine indirirken.
"Yedi Pee Dans'm yaparken erkeklerin ald slklar duyacaktn sen!"
"imdi seni rtmek iin yedi araf gerekir."
Kahvaltnn kalitesinin artmasnn btn erefini aldktan sonra Jeff Calder'n olann "hzl rendiini"
isteksizce de olsa kabul etmeye hazr olduunu fark etmek Bay Delanny'nin houna gitti. Ama Frenchy'le iki
kiilik oyun oynarken ban kaldrp da Matthew'un alkanlna bakarken Bay Delanny'nin gzlerindeki
kmseme dolu bak bile younluunu kaybetmiti. Matthew karakteristik ne71
E.
ei ve enerjisiyle yerleri sprr ya da masalar silerken kendi kendine mrldanyordu.
Matthew, Bay Delanny ile Frenchy arasnda bir eyler olduunu hemen sezdi. Frenchy zaman zaman onun
masasna gider ve Bay Delanny tek sz etmeden nndeki ktlar toplar ve iki kiilik oyuna geerdi.
Sessizce, byk bir dikkatle ve birbirlerini yenmeye bayldklarn dndren bir tetiktelikle oynarlard.
Birbirleriyle hi konumazlard, geri anssz bir kart gelince Frenchy,'nin en kaarlanm madencilerin bile
armasna neden olan sunturlu kfrlerinden birini mrldand da olurdu. Oyun bittii zaman French
masadan kalkar, Bay Delanny de ktlar kartrp baka bir oyuna geerdi. Oteldeki baka kimse Bay
Delanny'nin masasna oturmaya cesaret edemezdi. Aralarndaki ey fiziksel deildi. Normal anlamnda
dostluk bile deildi. Ama Matthew, Frenchy'nin oyun masasnda hep yan oturduunu, yznn yaral tarafn
Bay Delanny'den sakladna dikkat etti. Bir akam, bu ilikiyi dnr, dnrken hep yapt gibi
mrldanrken, Frenchy ile Bay Delanny'nin tren beklerken birlikte zaman geiren yabanclar gibi olduuna
karar verdi. "Ayn yne giden, ama ayn yere gitmeyen yabanclar." Bu cmleden gurur duydu ve
retmeninin -ona szl vermi olann- bir keresinde szcklere kar doal bir yetenei olduunu
sylediini hatrlad. "Ayn yne giden, ama ayn yere gitmeyen iki kii," diye tekrarlad yksek sesle. "Bu da
insann dnmesine yol ayor. Bu... derin. Biliyorsun, bu gnlerden birinde kendime kt kalem alp kitap
yazmaya balayacam. Bay Anthony Bradford Chumms gibi. Ama benim kahramanm Ringo Kid'ten farkl
olacak, dolaysyla insanlar kopya ektiimi dnmezler. Benim kahramanm solak olacak, szckleri yaya
yaya konuacak. Ve Ringo Kid gibi Texas'h olmayacak. Nereden... Kanada'dan olacak! Bylece bir yabanc
ve tamamen farkl olacak. Ve kk bir ata binecek, Ringo'nun byk gri atna deil. Ve kahramanm..."
Matthew gndelik yaam ok gemeden bir ritme kavutu. Sabahlar otelde almas sonuta asl gelir
kayna haline geldi, nk kvetlerin temizlenmesi ve berber dkknnn sprlmesi yalnzca haftada bir
yaplan bir iti, BJ Stone ve Coots'un ona verdii iler de hibir zaman haftada be-alt saatten fazla
tutmuyordu. Ka72
neler'deki ii -Bay Kane'in kendi bana da mkemmel yapacan syleyerek kar kt, ama aslnda gs
arlarndan dolay yapamad ar iler- gnde yalnzca birka saat gerektiriyordu, ama Kane Ticaret
hayatnn merkezi olmutu. Bay Kane'in ilk gece yapt gibi genlik yllarndan bir daha hi sz etmemesi
Matthew'u zyordu. Bunun yerine, yemekten hemen sonra Bay Kane yorgun olduunu syler ve yatak
odasna giderdi. Matthew ile Ruth Lillian da bulaklar ykard. Bundan sonra genler yarm saat kadar
verandada oturarak da yamalarndan karanlk gkyzne bakar, akam rzgrnn tadn karr, bazen
ksk sesle konuur, akllarna gelen tuhaf dnceleri birbirlerine syler, ancak ok arada bir birbirlerine
bakarlard.
Bu geliigzel sohbetlerden birinde Matthew, Peder Hibbard'n kadn zayfln renerek ilk
karlamalarna kar silahland. Ruth Lillian'm otelden "genelev" diye sz ederken sradan bir eyden
bahsediyormu gibi davranmasna armt.
Etkilenmemiti de.
ERTES SABAH, ANNESNN TARAINI slak salarnda gezdirirken dolak yerlerde suratn ekittikten
sonra, Matthew lavaboda sabah temizliini yapt, n kapy bir kala vuruuyla at ve suyu frlatt...
... tam Peder Leroy Hibbard'n izmelerine. Peder kapy almak iin kolunu kaldrm duruyordu. "Hey! Ne
yaptna baksana, evlat!" "Ayy, zr dilerim! Orada olduunuzu bilmiyordum." "Bu bir mazeret deil! Bunun

iin kulaklarn ekmeliyim!" Matthew vaize bir an baktktan sonra yumuak Ringo Kid sesiyle cevap verdi:
"ey, efendim, belki mazeret deildir, ama drst bir aklama. Ayakkablarnz slattm iin gerekten zr
dilerim. Ama kulaklarm ekmeye gelince. Byle bir ey olmayacak. Kesinlikle olmayacak. Ne dediimi
duyuyor musunuz?" Okul ardna okul
73
deitirip hep yeni bir renci olmas ona kabadaylar igdsel olarak tanma yetenei vermiti ve bu rahip
de bir kabadayyd. Matthew, kabadaylarn nnde geri ekilmenin onlarn taciz isteklerini kamlamaktan
baka bir ie yaramadn renmiti. "teki Yer" dedii yere kaydn hissediyordu: Tehlike ve
saldrganlktan alkanlk gerei ekildii yer. Bu "teki Yer"de evresinde olan her eyin farknda olmaya
devam ederdi, ama olaylar tehditlerinden syrlm olarak ryams bir belirsizlikte olurdu. Matthew teki yerin
derin gvenliinin iinde ykseldiini hissetti.
Peder, "Burada ne aryorsun, evlat?" deyince, Matthew'un gzleri daha da yumuad, glmsedi.
"ey, u anda ie gitmek zereyim."
"Hayr, ben erifin ofisinde ne iin olduunu sordum."
"Burada yayorum."
"Ha, demek kasabaya tandn ve buraya el koydun, yle mi?"
"Evet, efendim. Sizin depoya el koyduunuz gibi."
"Ne dedin."
"Siz de terk edilmi bir binaya girdiniz. Tpk benim gibi."
"Ama ben buraya aitim"
"Ben de. Bu kasaba artk benim yurdum." Glmsedi. "ey, efendim, bana ho geldin demeye gelmeniz ok
zarif bir davran, ama korkarm ki ie gitmek zorundaym. Bu yzden beni mazur grr msnz?"
Ama peder yerinden kprdamad, ayaklar glgesinin ortasna kk salmt sanki, kocaman bedeni kibir ve
akamdan kalmalkla kaskat duruyordu. Titrek bir elle tra olduu iin izik iindeki yanaklarndan
akamdan kalmal belli oluyordu. Islak gzleri krmz damarlarla evriliydi. Aslnda verdii ilk izlenimin
kuruluk olmasna karn Peder'in ayrntlarnn ou svyd: slak gzler, slak, salya aktan alt dudak,
kalarnn zerinde ter damlalar ve vaizlerin yerekimini Kutsal Dnya'ya dn verirken kullandklar sahte
tizlerle ssl, balgaml bir bariton ses. Diksiyonu bile nemliydi, bunun bir nedeni azndan akan salyalarsa,
bir nedeni de arkadaki dilerinin olmamasyd. Konut meselesi konusunda bu gen merakl karsnda bir
stnlk kazanamaynca, daha tandk bir zemine geti. "Syle bana, evlat. Doru yola girdin mi bakalm?"
74
"Tam olarak girdiimi syleyemem. Ama annem her gece ncil okurdu, bunun bir yaran olur mu?"
"eytan da kutsal yazlardan alnt yapabilir!"
Peder'in soluundaki viski kokusu teki yere kadar szd ve Matthew'un karnnn kaslmasna neden oldu.
"Umarm ki annemin eytan olduunu sylemiyorsunuz."
"Ben sadece ncil'den alnt yapmann bir gnahkr bir azize dntrmeyeceini sylyorum."
"Buna hakknz var."
Peder kalarn att. Bu kendisine kar bir hakaret miydi?
"Ama ncil okumak elbette anneme fazla yararl olmad. Alakgnlllerin yeryzn miras alacan sylerdi.
Ama bir mr boyu alakgnll olduktan sonra miras ald tek yeryz kck bir delik oldu."
"Kutsal Kitap'a kar kmaya nasl cesaret edersin, evlat! Bu sapknlktr! Ve sapknlar ate nehirlerinde
yanmaya mahkm edilirler!"
"yle mi?" Matthew Peder'in sert gzlerine yle rpertici bir sakinlikle bakt ki, adamn gzleri tereddtle
ksld. "Ya sarholara ne demeli, Peder? Onlar da yanacaklar m? Ya gece genelevlere gizlice giren ncil
dknlerine ne demeli? Onlar da yanacaklar, deil mi?" Onlarn da yanmaktan paylarn alacana eminim,
nk dn gece bir tanesinin sokakta sallana sallana yryp bardn duydum."
Peder dudaklarn kst. "Bana bela ayorsun, evlat! Rzgr eken frtna bier!"
Matthew adama uzun uzun baktktan sonra kendi yerine Ringo Kid'in konumasna izin verdi. "Bir frtna
ekilmise, baym, slanacak tek kiinin ben olmayacama bahse girebilirsiniz." Bunu syledikten sonra
Ringo Kid topuklarnn zerinde hzla dnerek adamn yanndan uzaklat. Admlar gvenli ve rahatt, geri
Peder'in gzlerini arkasnda hissetmek huzursuzluk vermiyor da deildi.
Kahvalty hazrlamak iin Gezginler Oteli'ne yaklarken, teki yerden ktn hissetti. Bacaklarna g geldi,
evresindeki eyalar k hlelerini kaybetmeye balad. Midesini ekiten asiti yok etmek iin souk sabah
havasn derin derin iine ekti, tpk yeni birokul-da zorbalarla kar karya kalmak zorunda olunca yapt
gibi.
Peder'in dmanln kazandn biliyordu, bunun akllca ol75
madiini da biliyordu, nk deneyim retmiti ki, insanlar idare etmenin en iyi yolu, kendine zg ani
drstlk ve aka karmyla onlar ykayp yalamak ve dengelerini bozmakt. ... Ama nefesindeki o viski
kokusu!
Tie Siding, Wyoming

HTYAR ADAMIN AZININ KESNDE bir salya izi vard, nk yeni ald bir darbeyle alt duda sarkm
ve gz morarmt.
Saldrganlarn en irisi, omzundan boynu olmadan frlama benzeyen ve dudaklarn hep smsk kapal tutan
mermi kafal olan, yal adamn masasna oturarak ekmekten byk lokmalar kopard ve lokmalar bal
kavanozuna batrdktan sonra azna att. Ekmei inerken bebeksi bir keyifle mrldand, bu da ikinci
saldrgan rahatsz etmi grnyordu. kinci saldrgan dantel perdelerin ardndan soka gzetleyen ufak
tefek bir adamd.
Yal adam nc saldrgan soluk gri gzleriyle inceledi. nc adam sabrla nnde oturuyor, parmaklar
dalgnca rg deri kravatyla oynuyordu. Bu adamlar yoksul kk evine neden zorla girmiti? Kimdi bunlar?"
Gri gzl olan, "Aman, haydi Bay Ballard," dedi. "Bir daha dnn! Beni hatrlamadnza inanmyorum,
nk ben sizi hatrlyorum. Ya, sizi cidden ok iyi hatrlyorum. Hatta her zaman giydiiniz o k yeleklerinizi
bile hatrlyorum." Uzanp yal adamn gri-altn rengi yeleinin ipek yakasn parmak ularyla tuttu. "Sizi
ktrm olarak grdme ok zldm, Bay Ballard. Bunu alabilir miyim, ltfen?" Yal adamn bastonunu
dizlerinin arasndan ald. "Haftalardr silahl adamlar bizi her yerde ararken ben ve adamlarm ukurlarda ve
ahrlarda saklanyorduk. Btn bu sre boyunca sizi okulunuzda herkes gittikten sonra yakalamann hayalini
kurdum. Siz ve ben, yapayalnz. Okuldan sonra beni hep tuttuunuz gibi."
Bay Ballard, "rencilerimden biri misin?" diye sordu, uyumu dudaklar yznden r'leri zor sylyordu.
76
"te bildin! imdi bakalm adm bulabilecek misin? Dn bakalm. Dn."
Ama Bay Ballard Tie Siding'deki tek snflk okulunda yllar boyu o kadar ocuk yetitirmiti ki. Buras, Central
Pacific'e kar byk bir yar iinde olan Union Pacific demiryolunun getii Wyoming/Colorado snrnda
amurun iinden frlama benzeyen bir kasabayd. Yksek platodaki asrlk am aalarnn yamalanmas
uzun srmedi ve iki genel dkkn, otel, bir postane, Gney La-ramie'nin en byk oteli ve bu ahap
kasabada tek ta bina olan cezaevinden oluan bu kasaba hzla kmeye balad. imdi sahibi postane
mdirelii de yapan tek bir dkkan kalmt ve otellerin sonuncusu olan Keys hem pansiyon hem salon hem
de buluma yeri olarak hizmet eder hale gelmiti. Bay Ballard'a inme indiinde okulda yalnzca bir dzine
ocuk vard, ocuklarn says o kadar azd ki okulu yeni dul kalm bir kadn tarafndan ynetilebiliyordu. Bu
kadn da bir zamanlar iyi bir rencisi olmutu ve imdi hem retmenlik yapyor hem retmene yemek
piiriyor hem de giysilerini temiz ve tl tutuyordu. Bay Ballard, okulundan gemi kk ocuklarn
hangisinin byle l, buz grisi gzler edinebileceini hatrlama abasyla kalarn atp parmaklarn
dudaklarna bastrd. Parmaklar, yanann hissetmedii salyay hissedince, irenerek omzunu silkip azn
sildi. Giysileri ve diksiyonu konusunda her zaman kl krk yarmt ve felcin dikkatle gelitirdii bu iki zellii
zerindeki etkileri ona byk bir utan veriyordu. "zr dilerim, ama seni hatrlayamadm korkarm."
"Aman, haydi, ltfen iyice dnmeye aln, Bay Ballard," dedi soluk gzl saldrgan. Sonra birden
masann stne bastonla vurdu. "Gemii dn, allahn belas!"
Bu iddet patlamas Bay Ballard'n zihninin birden almasna neden oldu ve sol gz dehetle byd.
Lieder srtt. "Ha, tamam, hatrladn! Bunu gzlerinde gryorum. ey... en azndan bir gznde. Evet, ie
yaramaz Lieder bu, kutsal bir krba gibi geri dnd! Beni son kez ipten kazktan kurtulma ocuklarn gittii o
eve srkleyip gtrdn zaman grdn sanyordun, deil mi? yle deil mi, Bay Ballard? Ama bir
kitapta okuduum o gc hesaba katmadn. Karma. Karma udur: Kur77
tulduunu sandka boazna yapp kalr, er ya da ge! Sen de kurtulduunu sandn, Bay Ballard. Ah, kim
bilir nasl sandn! Nedense okuluna geldiim ilk gnden itibaren bana taktn."
"Sana taktmdan phe-"
"Bana taktn! Akll bir ocuktum, sormak istediim sorular vard. Ama sen bana taktn. O ilk gn hatrlyor
musun?"
"O kadar ok rencim oldu ku. Herhangi bir zel gn-"
"Ha, hatrlayacaksn. Bundan hi pheniz olmasn, Bay Ballard. Srf hafzan yerine getirmek iin hayatm
riske attm. Beni cezaevine geri gtrmek iin bekleyebileceklerini bildiim bu iren kasabaya geri
dndm."
"... Ben gerekten-"
"Okula geldiim ilk gn, akll, ilgine ve vgne layk olduumu gstermeye altm. Srekli parmam
kaldrdm, ama sen yalnzca en alkanlara dikkat ediyordun. Sonra snfa kzlderilileri anlatyordun, ben
eilip olann birine seyyar satc bir kzlderili grdm fsldadm ve Price Oteli'nin nnde Yamur Dans
yapmasn anlattm. Sen yumruunu masaya vurdun ve bararak enemi kapatmam syledin. Arkadama
kzlderili dansn anlattm sylemeye altm, ama sen o dans ok iyi biliyorsam ne gelip herkes iin
dans etmemi syledin. imdi bana bunu hatrlamadn m sylyorsun?"
"Hatrlamyorum! Yemin ederim, hatrlamyorum." Sesinde bir szlanma vard, salyalar azndan rahata
akyordu.
"Demek hatrlamyorsun, ha? Peki, sana manzaray anlataym. Sekiz yandaydm. Ksa pantolonlu,
yalnayak, bir deri bir kemik bir olan. Bana snfn nnde dans etmemi emrettin, ama ben istemediimi

syledim. Utantan lyordum, ama sen beni samdan yakaladn ve st sopanla bacaklarmn arkasna
vurmaya baladn, ben de dans ettim. Dans ettim ve lk attm. Sen ne kadar sert vurursan ben de o kadar
yksee sradm ve o kadar yksek sesle lk attm!" Lieder'in gzlerini ya brd, ene kaslar gerildi.
"Ve dediin gibi: 'yi, iyi, kk kzlderilimiz dans ettii kadar ark da syleyebiliyor demek.' Herkes gld.
Ve o st sopan plak bacaklarma indi de ind Senin iin dans ettim, Bay Ballard! Ve senin iin ark
syledim!"
78
Lieder'in iki arkada azlar bir kar ak duruyordu. Liderlerinin byle gzel konuabilmesi onlar
bylemiti.
"Seni temin ederim, delikanl, ben hibir zaman iste-"
"Ya en sevdiin rencin, san bukleleri olan o Polonyal kz? Her zaman pembe-beyaz giyineni?
Yanaklarndan ya szlene kadar gld! kimiz de aynydk, o kzla ben, ikimizin de yanaklarndan yalar
szlyordu!"
"Bunlarn hibirini hatrlamyorum. Ama sylediklerini yapmsam, yanl yapmm. Bunu kabul ediyorum.
Ama ltfen-"
Lieder bastonu retmeninin bana yle bir iddetle indirdi ki, kulann st ksm koptu. Yal adam oktan
baylrken gzleri kayd, ama Lieder onu sandan yakalayp ban yukar ekti.
ri kym, mermi kafal adam yemek yemeyi brakp srtarak ban kaldrd. Ekmeinden damlayan bal
masada kk bir leke oluturdu. Pencere kenarndaki ufak tefek, f gsl adam daha iyi grebilmek iin
ne geldi.
"O gnden sonra, Bay Ballard!" Lieder fkeyle arplm yzn yal adamn yar felli yzne yaklatrd. "O
gnden sonra ikimizin arasnda bir sava balad. Eline geen her frsatta beni dvyordun, ben de snfn
arkasnda yaygara koparr ve teneffslerde ocuklarn cann yakardm. Hatta bir akam evine gizlice sokulup
kuyunuza stm. O gnden beri benim bokumu iiyorsunuz! Ama savamz adil deildi, Bay Ballard, nk
sen bir adamdn, bense henz bir ocuk. Ve sopan vard. Her zaman sopan vard! Sonra bir gn beni snfn
n tarafna srkleyip o kadar sert vurdun ki, sopan kmda krdn. Lanet sopay krdn! Aman dilememi
istiyordun, ama ben dileyemezdim! Dileyemezdim, nk srekli senin iin dans edip ark sylyordum, Bay
Ballard! Alamamak iin enemi yle skmm ki, diimi krdm. Bak! Gryor musun? Gryor musun?
Btn ocuklar gld. Benden hi holanmadlar, nk onlardan daha akllydm ve onlar kendi kurallarma
gre oynatrdm. u senin kk pembe-beyaz evcil hayvann, en ok o gld! Peki aalanp
aalanmadm merak ediyor musunuz? Aalandm*. ey, tahmin et bakalm aalanma sras kimde,
Bay Ballard? Bobby-Evladm! u ihtiyar tosbaay tut ve masann zerine e."
79
Mermi kafal dev ekmeini azna tkt ve yal adam masaya srkleyerek yana bal damlasna deene
kadar ban edi.
Lieder, "Pantolonunu aaya indir," diye emretti. "Kn kamlayacam! Kim bilir? Belki bizim iin dans
edip ark syler."
Srtan Bobby-Evladm, Bay Ballard'n kayn at ve nce pantolonunu, sonra donunu indirdi. Lieder de
metodik bir biimde buruuk popoya yamur gibi indirmeye balad. lk yarm dzine darbe srasnda yal
adamn vcudu kaslarak bala buland, sonra birden kaslar gevedi ve hareketsiz, sessiz kald, ama Lieder'in
fkesi din-memiti ve darbeler daha hzl ve daha sert inmeye balad, ta ki adamn poposu kuzm
marmelad rengini alana kadar. "Sakn lme! Sakn lmeye kalkma, seni orospu ocuu! diye haykrd skl
dilerinin ardndan. "Sakn beni kandrma! cm alyorum! Yllarn cn alyorum*."
Ufak tefek varil gsl adam pencereden, "Biri geliyor!" dedi tslar gibi.
Soluk solua kalan, sandan terler akan Lieder gzlerini krptrarak geree dnd. "N-ne? Ne diyorsun?"
"Biri geliyor!"
Lieder pencereye gitti ve dantel perdenin arasndan bakt. Uzun tozlu yoldan, elinde sefertasyla bir kadn
yaklayordu.
Ksa boylu, "yle grnyor ki ihtiyara yemeini getiriyor," dedi. "Arka tarafa geip Colorado'ya kasak iyi
olacak."
"Colorado'ya gitmiyoruz. Kuzeye gidiyoruz, Medicine Bow'a. Orada altn ve gm var. Hal seferimi finanse
edecek deerli madenler."
"Ama... ama kuzeye gidiyorsak, nce neden gneye geldik ki? Hi anlam yok!"
"Bana neyin anlaml neyin anlamsz olduunu syleyeyim deme! Buraya geldim, nk yapacak iim vard.
imdi bu hesap kapand ve artk rahatlayabilirim. Kuzeye gidiyoruz. Dolaysyla siz ikiniz buray aratrsanz
iyi olur. abuk! Tayabileceiniz her eyi aln: silahlar, giysiler, para, yiyecek... her ey!"
Ama ufak tefek olan kulaklarna inanamyordu. "Laramie'ye ve cezaevine geri mi dnyoruz?"
"Beni duydun. Bizi arayacaklar son yer oras. Gizlice Laramie'ye
80

^ireceiz ve tepelere kacaz. ki kuralm var. Her zaman beklemedikleri eyi yap. Ve her zaman ok
aniden yap. Burada olanlar kefedecekler ve Colorado'ya katmz dnecekler. Dolaysyla ya
peimizden gelecekler ya da -Hey, onu tamyoruml"
"Ne?"
"u kadn! Sar buklelerini ve pembe-beyaz elbiselerini hatrlyorum. Ona bir baksana. Her yan bym,
tombul tombalak."
"Gitsek iyi olur. Neredeyse burada olacak."
"Yo-yo. Yo, ben oturup onu beklemeyi dnyorum. u bastonu bana ver Bobby-Evladm."
"Onu kamlayacak msn?" Boyunsuz dev burun delikleri beklentiyle ierek sordu.
"Ona ne yapacamdan tam olarak emin deilim." Lieder'in gzleri yumuad ve dalgmlat. "Ama bir ey
kesin. Bu kez bana glmeyecek... hatta kkrdamayacak bile."
Bobby-Evladm glmsedi ve tatmin olarak i ekti.
^PI
CUMA SABAHI, LERN YAPTIKTAN ve oteldeki kzlarla alkanlk halini alm olan yar taklma yar flrt
sohbeti ettikten sonra Matt-hew'un nnde Kaneler'le yemek yemeden nce birka bo saati kalmt, bu
yzden Yirminci Mil'deki tek yeil alana gitti: kasabann suyunu salayan souk kaynaktan kan kk bir
derenin getii gen eklinde kk bir ayr. Bu ayr at ahrna aitti ve yarm dzine eek tembel tembel
otluyor, Yirminci Mil'deki tek aacn glgesinde kemikleri km bir inek duruyordu: Yapraksz, rzgrn
krd dallar bulutlar delen kemikli parmaklar gibi rzgrsz yere doru uzanm bir iskelet gibiydi aa.
ayr ahr dnda kasabann hibir yerinden grnmyordu, bu yzden Matthew dolarken kimse tarafndan
grlmeyeceini dnyordu. Eek ayrnn yanndaki mezarl incelemeye niyetliydi, ama BJ Stone onu
ahrlarn oradan arnca arkasn dnp onun kendisine verdii ii yapmaya balad: aletleri yalamak.
Matthew kendisine para verilmesi iin icat edildiini bildii ie
81
balarken, BJ ile Coots da, yal ktlarla, kaybedenin somurttuu kazanann zafer l att oyunlarna
devam ettiler.
BJ Stone sk sk tuttuu eline tereddtle bir kt sokarken, "Dn sabah yerel gnah tacirimizle gzel gzel
konutuunu grdm, Matthew," dedi... sonra iaretparmayla kd geri koydu... sonra alt dudan srarak
tereddtl bir hmlama kard... sonra,"
Coots, "Oynayacak msn oynamayacak msn?" diye kt.
BJ, "Elini sk tut," diye nasihat etti. "Mesele u, tam hatrlayamyorum. Sinek kzn oynadn m oynamadn
m?"
"Bunu bilecek olan ben, bulacak olan da sensin."
"Hm-m-m." Matthew'a bakt. "Seninle Billy Sunday'in Yirminci Mil versiyonu arasnda neler oluyor -bir farkla
ki esiz William Ashley Sunday yerine bizim Hibbard asla profesyonel beyzbol oynamad ve Tanr biliyor ya,
top gibi patlayan bir azizlik abidesi deil-ya da belki yledir. Hibir ikiyzllk derinlii beni artmaz."
Matthew, "Bir rahibin Yirminci Mil gibi bir yerde ne ii var?" diye sordu.
BJ Stone, "Hangimizin ne ii var burada?" diye yantlad.
Coots, "skambil oynamak iin deil, bu kesin," diye homurdand.
"Dnyorum! imdi, bir bakalm... yediyi attm, sen de aldn. Ama kzla m aldn? Bunu soruyorum."
"Sylemiyorum. Cevabm bu."
"H-m-m." BJ Matthew'a dnd. "Srpriz Maden Damar'nn sahibi Bostonlu tccarlar, tarih kitaplarnn bize
anlatt gibi Mayflower'a dini zgrlk araynda deil, kendi dini hogrszlklerini yayabilecekleri bir yer
arayyla gelenlerin ocuklar. Ezilenler bir kez ba kaldrdlar m toplumda ezilmeyi yasaklayacan dnr
insan. Ama yo. Yo, insan doas byledir, ezilenler biraz g ele geirdiler mi, kendilerini ezenleri ezmek iin
kullanrlar bu gc... ya da el altnda kim varsa onu."
"Buna kim kn sallar ki?" Coots bilmek istiyordu. "Oynayacak msn oynamayacak msn?"
"imdi, bu sofu Bostonlular yetersiz gvenlik nedeniyle madenlerde insanlarn sakat kalmasna ve lmesini
kabul edebilir, ama ahlki hassasiyetleri cretli klelerinin Kdir-i Mutlak Tanrlarnn s82
zne haftada en az bir kez maruz kalmalar gerektiinde srar eder. gu yzden maden mdr oraya gitmek
isteyen birilerini bulup za-vall orospu ocuklarn her pazar ebedi lanetle tehdit etmek zorundadr. Yirminci
Mil gibi bir yerde ne tr bir vaiz yaayabilir ve isteksiz srleri Damar'a gtrebilir? Peder Hibbard, yalnzca
o."
"Oynayacak msn Tanr akna?"
"Sabr, sabr. Aequam memento rebus in arduis servare mentem*, ihtiyar Horace'n dedii gibi."
"htiyar k yalaycnn ne dediine hi aldrmyorum! Ben ya s ya oturaktan kalk diyorum!"
"Yani gryorsun ya, Matthew, Peder Hibbard, Yirminci Mil'de herkesin yaptn yapyor. Madene hizmet
ediyor. Zavall Coots ve ben bile maden iin alyoruz. Madenlerde eekleri kullanyorlar, biz de hasta
olanlar alp bakyor besliyoruz, ayrda birka tane yedek eek tutuyoruz. Onlar biftein yannda grm
olmalsn."

Matthew, "Biftek mi?" diye sordu.


"Her hafta tren Kader'den pansiyona canl biftek tar. Genellikle ine iplie dnm ihtiyar bir inek. Birka
'biftek' karlnda Bjorkvistler'in inei ayrmzda tutmasna izin veririz. Bazen zavall inek baca krlm
olarak gelir, nk kimse onu trende balama zahmetine katlanmamtr. Ama, Tanr'ya krler olsun,
sadece birka gn ac ekmek zorunda kalr, sonra Bjorkvist ve yarm akll olu inei keserler. Doru drst
kasaplk yapamazlar, ounlukla madenciler tarafndan yenen kk paralara ayrrlar, ama Bjork-vistler
kasaballara da bir ksmn satar. Her hafta birka saatlik kasaplk erkek Bjorkvistler'in ekonomimize yaptklar
tek katkdr, ama 'biftekler'i olmasa madencileri Kaneler'iri eyalarna Profesr Murphy'nin banyo, tra ve
losyonuna, Delanny"nin de viski ve kzna ekemezdik -bir dnsene, et satma iinin bir paras olarak
dnlebilir bu i. Yani gryorsun ya evlat. Gm madenine hizmet etmek Yirminci Mil'deki herkesin
yapt itir!"
"Bizim yapmadmz ise, allann belas kartlar oynamak!"
"Yirminci Mil bir zamanlar bir eyler olmu olanlardan oluan bir topluluk. Hepsi topluma uyamamlar. Krk
ylda bir, bir arayc koyaklardan yukarya trmanr ve bu ayrdan geerek kasabaya gelir. Delanny'nin
viskisini ya da kzlardan birinin verecei avuntuyu zZor durumlarda dnmeden hareket etme.
83
lemistir. Ama ok gemeden Easy Street'e gitmesini salayacak byk vurgun arayyla dalara geri dner."
Coots, "Kak aptallar!" diye homurdand.
Matthew, "Belki de o kadar kak deillerdir," dedi. "Belki de yalnzca czrty aryorlardr."
BJ, "Neyi aryorlardr?" diye sordu.
"... czrt m?"
ki adam kukuluyla baktlar.
"Ha... czrt nedir, Matthew?"
Utanan Matthew, zerinde alt kerpetenleri yalama iine hararetle geri dnd.
BJ, "Belki de haklsndr," diye teslim oldu. "Belki arayclar, Bat Yarkre'nin bu gt deliine tklmay kabul
etmi olan bizlerden daha kak deildir."
Matthew, Bay Delanny'ye de ayn eyi sormu olduunu hatrlayarak, "Hounuza gitmiyorsa neden
kalyorsunuz?" diye sordu.
"Neden kalyoruz, Coots?"
"Bu soru beni aar. Belki de tanamayacak kadar yal ve ypranm olduumuz iin."
BJ Stone dnceli dnceli ban sallad. "Evet, sanrm yle. En azndan bizim ikimizi burada rahat
brakyorlar. Bizi iyi karlamadklarn sylemiyorum. Kabul bile edilmedik. Ama bizi rahat brakyorlar ki bu da
bir ey."
Matthew bunu anlamad ve fazla merakl grnmeden, neden kabul edilmediklerini nasl sorabileceini
dnyordu ki Coots birden bard: "Tamam! Tamam, Allah kahretsin! Sinek kzn oynadm. Oynadm!
Oynadm! imdi ltfen u lanet oyunu oynayabilir miyiz?"
"Ha! Ben de bunu renmek istiyordum!" dedi BJ. "nk kz oynamsan benim erkek, on ve sekizim iyidir.
Bu da kozunu mahveder. Bu da karolarm iin iyi." Kartlarn at. "yle grnyor ki gene ben kazandm."
"Ev-vet!" Coots kartlarn varilin stne arpt. "Bir daha seninle asla iskambil oynamayacam! AslaV
BJ Matthew'a, "Bu huysuzlua tank olduun iin zgnm," dedi. "irkin bir grnt: byle davranan
yetikin bir insan."
84
Matthew glmsemesini engelledi. Taraf tutmayacakt. "Anladm kadaryla sen ve Peder erifin ofisine
yerlemenle ilgili konutunuz." BJ, sessizce somurtan Coots'u rahatsz edeceini bildii sakin, hosohbet
ses tonuyla konumaya devam etti. "Kasabaya geldiinde kendisi de orada oturmak istedi, ama Bay Kane
ona binann kasabann mlk olduunu ve oturamayacan syledi."
"Benimle pederin konutuunu nereden biliyorsunuz?" "Duruunuzda, birbirinize baknzda gerginlik ve
fke vard. Babo dolamana baklrsa sen kazandn herhalde. Bu pek akllca olmayabilir, Matthew."
"Onun kazanmasna izin mi vermeliydim yani?" "Yo, yo, ama kazandn dnmesine izin verebilirdin. Sen
de biliyorsun, Hibbard korkaktr ve korkaklar tehlikelidir, nk insan srtndan vururlar. Eski bir spanyol
atasz-"
Coots, "Aman Tanrm!" diye homurdand. "Gene baladk!" "-atasz der ki, 'Bir kitaptan bakasn tanmayan
adamdan korkun.' Ve bu zellikle kitap 'kutsal'sa geerlidir. Tek kitapl insan bir an bile duraksamadan ya da
pimanlk duymadan boazna sarla-bilir, bu dnyada iyilerin hizmetinde olduuna ve br dnyada
dllendireceine gvenir.
Coots sabrszlkla, "Eeee?" diye sordu. BJ yzne masum bir merak yerletirerek, "Ne?" dedi. "Datacak
msn datmayacak msn?"
kinci oyun yeni balamt ki ackl bir sesle balarn eek ayrna evirdiler, haftalk biftef iinin isteksiz
tanklar oldular. Bjorkvist ve olu, boazn kesmek iin hayvan bacaklarndan bir aa dalna balamadan
nce ekileriyle bayltmamlard. imdi inek panikle uyumu bir ekilde debeleniyordu. Oskar Bjorkvist

kasap ban kard ve baparmann ucuyla test ederken Matthew'a bakt. Ba inein boazna
batrrken dilerini skt. Hayvan can ekie ekie ld.
Coots, "Bjorkvist!" dedi sert bir sesle.
Baba, yumruunda ekiciyle onlara doru dnerken olu etleri kesmeye ve yanlarnda getirdikleri kovaya
kkrdaklar koymaya balad. "Evet? Ne var?"
85
Coots, "Ya unu doru yapn ya da yapmayn," dedi.
"Hi kimse bana nasl-"
Ama Coots iaretparman Bjorkvist'in gsne dayad. "Sakn bana lf etmeye kalkma! Dediimi yap
yeter."
Bjorkvist'in parmaklar ekicini skt. Coots silahszd ve altm yandaki vcudu svelinin iri ykm yapsna
oranla elimsizdi. Bjorkvist, Coots'un eroki gzlerine bakt ve adamn tetikilii zerine anlatlan hikyeleri
hatrlad. Zevahiri kurtarmak iin git der gibi elini salladktan sonra oluna dnd. Szme aptal! olduu iin
olann bann arkasna vurdu! Hayvan bir cani gibi ikenceyle ldrdn! Sen hibir eyi doru yapamaz
msn?
Matthew, Coots ve BJ'nin arkasndan ahra dnerken fke ve irenme midesini ekitmiti.
HER CUMARTES MATTHEW MADENCLERN geliini mjdeleyen canl atmosferi yaar, ama bir paras
olmazd. Jeff Calder ve Bay Delanny kahvaltlarn her zamanki saatte ederler, ama kzlar ertesi sabaha
kadar uzanacak uzun bir gece ahmasma hazrlk olsun diye ge saatlere kadar uyurdu. Uykulu gzler,
kark salar, huysuz tavrlarla doru drst giyinmemi olarak kalkmalar on biri bulurdu. Jeff Calder
susam sr ieriye dolutuu zaman her eyin el altnda olmas iin barn arkasnda koutururken, kzlar
Frenchy'nin "4-B" dedii beykm, biskvit, bezelye ve bayat dedikleri kahve karmn somurtkan suratlarla
mideye indirir, Matthevv'un neeli selamlarna yalnzca homurdanmalar ya da ba sallamalarla, Chinky ise
abucak kak bir glmsemeyle cevap verirdi.
Bir cumartesi, Matthew masalar temizlerken Frenchy'nin bardan bir ie viski alarak odasna kardn
grd. Kadn Matthew'un bakn yakalaynca atlak bir kahkahayla, "Yal yorgun km yalamak iin," diye
aklad. Matthew ban sallayp hafife glmsedi ve kadnn gznn kenarndan aznn kesine kadar
kesik kesik
86
inen yara izini haftalardr ilk kez fark etti. Ama mterileri onun vzn, kadnn onlarnkini hatrlayacandan
daha ok hatrlyordur, kansna vard.
Ge saatte edilen kahvaltlar Matthew'un programnn sarkmasna neden olduundan yemek iin Kaneler'e
zamannda yetimek amacyla bulaklar alelacele ykamak zorundayd. Ruth Lillian'm aklad zere bu
her zamankinden daha iyi bir yemek olacakt, nk babasyla birlikte le yemeinde yalnzca souk et ve
konserve domates yiyecekler, hatta birinin srekli dkknda durmas gerektiinden i arasnda ayr ayr
yiyeceklerdi. Matthew kendi bann aresine bakmak zorundayd.
Kasabann hazrlk telanda onun yapaca bir ey yoktu -hl yabanc olduunun bir gstergesi. Bu yzden
ekerlemek yapmak zere erifin ofisine dnd, nk sk sk grd kbuslar yznden birka gecedir
uykular kesik kesikti: tuhaf ama korkutucu mantkl olaylarla dolu grntler. rnein bir tanesinde Ruth
Lillian'a uzandnda Peder Hibbard'n kpkrmz gzleri fkeyle dolu olduundan Matthew tetii ekmi ve
oluk gibi akan kann iinde debelenen sska yal inek gibi ackl bir sesle babasnn klstr tfei adam
omzundan vurmutu, ama sattn et deildir, czrty satarsn, bu yzden Coots BJ ile bir daha iskambil
oynamayacana yemin etti, bu arada Oskar Bjorkvist glmsedi ve ban inein boazna batrd ve deri
ikiye ayrlarak iinden olgun bir karpuz frlad, tabii babasnn klstr tfei tekrar gmbrdedi ve bu kez
baka bir silahn gmbrtsyle karlat, ardndan bir tane daha, ayn anda ate eden -drt silah-Matthew soluk solua yatakta doruldu, kalbi gsnden kmak istermiesine arpyordu! Sokakta silah
sesleri vard, yeni gelen madenciler trenden Bjorkvistler'in pansiyonuna giderken havaya ate ediyordu.
Matthew battaniyeleri bann stne ekti ve bir delikten kapsn gzetledi, ta ki sskack eyler, kocaman
eyler, babasnn klstr tfei, boaz yark ineklerle... dolu rahatsz bir uykuya dalana kadar.
Uzaklardaki da eteklerinin yamalar sonbaharn renklerine b-rndkten sonra, bir cumartesi gn
Matthew erifin ofisinde kap
87
aznda durmu ate eden, glen madencilerin geiini seyrediyordu. Madencilerin hepsi hafta boyunca
yorgunluk, tehlike ve can sknts yaadktan sonra byk bir amata koparyordu. Matthew saldrgan srye
dosta bir yaknlkla glmsedi. Anthony Bradford Chumms'n kitaplarndaki sr kasabalarna gelen
kovboylar gibiydi bunlar da: bazen biraz vahi, ama iten ie iyi yrekli. Bir kumarbaz ilerinden birini
kandrrsa ya da profesyonel bir tetiki srf kabzasna bir entik daha atmak iin bir genci kkrtmaya
alrsa, Ringo Kid mdahale eder, kabadayyla yumuak ama uursuz bir sesle konuur, bu arada hep
glmserdi -gzleri dnda- ve kabaday geri ekilerek bir ey yapma niyetinde olmadn syledi.Kimse
akadan anlamyor muydu?

Matthew bir anlk drtye kendini kaptrarak insan selinin iine girdi ve Bjorkvistler'e kadar onlarla birlikte
srklendi. Kalabalkta bulac bir enerji vard, hatta Bjorkvistler'in kapsnda oluan dzensiz kuyruktaki iti
kakta bile, herkes bir an nce o "biftekler"e ve eftalilere ulamak istiyordu. Ama Bayan Bjorkvist girite
durmu ancak gm dolarm verdikten sonra gemelerine izin veriyordu. Matthew onun yanna kadar
gelince, apkasn kard ve "yi akamlar, efendim," dedi. "Bu akam sizinle yemek yiyebileceimi
dndm. Elbette yataa da yarnki kahvaltya da ihtiyacm yok, bu yzden srf le yemei ka para tutar?"
Bayan Bjorkvist ona fiyatn yatak ve yemek dahil bir dolar olduunu syledi. Yatan kullanmak ya da
kahvaltsn etmek istemiyorsa, bu onun bilecei bir iti. Matthew bunun hemehrilie pek smadn
aklamaya alt, ama arkasndaki adam onu arkadan itiyordu ve kuyruktaki baka insanlar da yavalktan
ikayet etmeye balamt. Bu yzden, adaletsizlik olduunu dnse de, Matthew bir dolar dedi ve bir
masada yerini ald. Masa ok gemeden grltc madencilerin dirsekleriyle doldu. Acnas azlkta eti ve
artc miktarlarda halanm lahanay hemen kapyor ve Kersti Bjorkvist'in masalarna koyduu kocaman
biskvi tabaklarn hemen boaltyorlard. Kersti bir mutfaa bir salona kouup duruyordu. Son madenci de
bir dolarn deyene ve darda oyalanan baka bir dolar daha olmadndan emin olmak iin soka kolaan
edene kadar annesi ona yardm etmedi. Masalarn madencilere ancak yeteceini dnen Bjorkvist babayla
olu
88
yemeklerini mutfakta yediler, ama zaman zaman kap azna gidip kalabala bakyor, her eyin yolunda
gidip gitmediini kontrol ediyorlard.
Matthew sandaki madenciyle tant: elli yana merdiven dayam, krk, yumuak gzl bir adam. Her
ikisi de son biskviye uzand, her ikisi de dieri alsn diye geri ekildi, sonra her ikisi tekrar uzand. Adam
glp biskviyi ikiye bldkten sonra yarsn Matthew'a verdi. "Yenisi gelene kadar bu bizi oyalar. Hey, seni
buralarda hi grmemitim. Benim adm Doc."
"Bana Ringo Kid derler."
"Tantmza memnun oldum, Ringo. Yeni mi yazldn?"
"Hayr, ben madende almyorum. Yirminci Mil'de oturuyorum."
"Yapma ya."
"Evet, ben... ey, erifin ofisinde beni bulabilirsiniz."
"Yapma ya! Vay canna Yirminci Mil'de bir polis mdr olduunu bile bilmiyordum."
"Ha, ben tam olarak polis mdr deilim. Ben bir tr..." Belli belirsiz bir hareket yapt.
"Bir tr ilere bakyorsun, yle mi?"
"yle saylr."
"Hey, bifteini yemeyecek misin?"
"... ah, yo. Yo, sanmyorum. ster misiniz?"
"Cehennemde insanlara buzlu su sorulur mu? Aktar buraya! Senin sorunun ne, Ringo? Kendini iyi
hissetmiyor musun?"
"Yo, yo. Yemee kar isteimi kaybettim son zamanlarda." Aslnda Bjorkvistler'in inei kestiini
grdnden beri.
"steini mi kaybettin? Vay, bu ciddi grnyor!"
Taciz edilen Kersti Bjorkvist masalarna iki byk sapl aydanlkla gelerek adamlarn teneke fincanlarna
kahve koydu. Matt-hew'un gfincann dolduktan sonra masann br tarafndaki iki fincan doldurmak iin
zerinden eilince terli bedeni Matthew'un snma yasland.
Doc, "Hey, buraya biraz daha biskvi getirmeye ne dersin, kzm!" dedi.
"Suyunu sk tut yeter! ki elim ve iki bacam var yalnzca!"
89
"Baka ift eyin daha var," dedi yz kr kr yal bir madenci. "Gzele de benziyorlar!" Arkadalar
kahkahadan krld, nk bu adam madenin kendi kendini atam olan komedyeniydi. "Hey, neden onlar
buraya getirmiyorsun biraz da skalm, bakalm dolgunlar m!"
Kersti, "kmaz ayn son arambasnda!" dedi ve gr sar salarn geriye iterek bir sonraki masaya geti.
Masada erkeklerden grd tek ilgi iareti olan baka yorumlar daha ald. Matthew kzn gslerinin byk
olduunu fark etti. Ama bilekleri, kalalar, boynu, kollar ve beli de yleydi. Ne var ki salar gzeldi, bunu
teslim etmek gerekiyordu. Ruth Lillian'nkiler kadar ince ve zarif deil, ama gr ve altn rengiydi ve-"
"Hey, o kza yiyecekmi gibi bakyorsun, Ringo," dedi Doc. "Bir de yemee kar isteinin kaybolduundan
sz ediyorsun! ek git buradan!"
Matthew yznn kzarmasn gizlemek iin gld. Doc, "Yemeini yedikten sonra otele gideceksin
herhalde," dedi. "Hangisini beeniyorsun? Ben hepsini denedim ve bana gre Quenny ile Chinky arasnda
yaz tura atmak gerekir. Frenchy iyi bir kar, ama yzndeki o yara beni rahatsz ediyor. Belki ncesinde
yeterince imiyorum, ha?"
"Evet, belki yledir," dedi Matthew, kzlardan en sevdii olan Frenchy'ye sadk kalmam duygusuna kapld
hemen.

Doc konuyu srdrd. "Peki, hangisine azn sulanyor?" "Ah, bilmiyorum. Belki broya geri dnmekle
yetineceim. Orada yaplmas gereken iler var."
"Hey, bu doru! Btn hafta boyunca buradasn zaten! Se see-bildiini! Baz erkelder amma ansl oluyor."
"yle, deil mi?"
Kedeki masada bir patrt koptu ve birden iki adam ayaa frlayarak birbirini kollamaya balad. Matthew bir
an iin erifin araya girerek onlar sakinletirmesi gerekip gerekmediini dnd. Kalkmak iin iskemlesini
geriye itti. ey... belki de gerekmez. Kald ki yalnzca birka kan kaynayan genti. Gerekten de erifin
igds doru kt, nk tam o srada eftaliler geldi ve genler
90
hemen anlamazlklarn bir kenara brakarak enerjilerini eftali ve urubu mideye indirme gibi ciddi bir ie
verdiler.
Doc'un yle yaptn gren Matthew, eftaliler gelmeden nce biskviyi tabann iine krd, Kersti'nin
bolca verdii urupla da biskvileri slatt. Doc bunu "st dzey, en kaliteli yemek" olarak tanmlad. Tatly
datrken Kersti'nin kalasn omzuna nasl bastrd ya da brlerinden daha fazla eftali verdii konusunda
Matthew'a taklmaktan da geri kalmad.
"O kzn senin iin yanp tututuuna inanyorum, Ringo. Kendine dikkat etsen iyi olur! Bu iri yar sveli
kanlarn buradan ta bilmem nereye kadar ihtiyalar bitmez! Bir erkein suyunu karr ve geride bombo bin
enkazdan baka ey brakmazlar!"
Kr kr yzl ihtiyar komedyen, "Aman Tanrm!" diye bard, rahibin huu iinde kendinden gemi titrek
sesini taklit ederek. "Tanrm, u suyu karlan ben olaym n'olur! O bombo enkaz ben olaym! Bunun iin
sana yalvaryorum!" Herkes kahkahadan krld, geri birka gen tavann balarna inmesini bekliyormu gibi
sinirli sinirli bakyordu.
ok gemeden insanlar tatmin homurtular ve iltifatlarla masadan kalkmaya balad. Sokaa ktlar, bazlar
haftalk alverilerini yapmak iin Kane Ticaret'e giderken, bazlar da krktk sarho olmak ve kzlarla
elenmek iin Gezginler Oteli'nin yolunu tuttu.
Ama Doc iskemlesinde oturmaya devam ederek cebinden ksa sapl piposuyla ttn kesesini kard.
"Aceleye gerek yok. Bu karlar biz gitmeden bozulmaz." Baparmann trnayla kibrit akarak piposuna
tuttu. "Bir insann hayat ciddiye almamay renmesi gerekir. Kald ki hepimiz tahtalkye gideceiz ve ilk
gidene dl vermiyorlar orada. Ttn ister misin?"
"Yo, ben... ben braktm."
"Yapma! Nasl oldu?"
"ey, ttn insann gr gcn zayflatyor. Ve benim mesleimde..."
"Ttnn insann gr gcn zayflattn nereden biliyorsun?"
"Bay Anthony Bradford Chumms'un bir kitabnda okudum. Bu yazar hi okudun mu?"
"Okudum diyemem, Ringo. Sigara imekle ilgili yazyor, ha?"
91
s
"Evet, ey... ve baka eyler hakknda da. Gerek bir erkein nasl davranmas gerektii gibi. Neyin doru,
neyin yanl olduu gibi. Ve insanlardan nasl sayg grlecei gibi."
"Benim okuduum tek ey altrmak iin elkitaplar." "Madencilikle ilgili mi?"
"Saylr. Ben aslnda madenci deilim. Krma ve ileme ilerinden sorumluyum."
"Sorumlu mu? ok iyi." Demek Matthew bir eyden sorumlu bir adamla yemek yiyor, akalayor ve ttn
iiyordu. Doc'un ona Ringo demesinde, soru sormadan adlarn kabul etmelerinde onurlandrc bir ey vard.
Doc, krma ve ileme iinin madende yapldn, nk Kader'e maden cevherini ham olarak nakletmenin
ok pahal olacan syledi. lenmi maden yaklak yzde yirmi orannda gmt. Ama madenin kalitesi
yksek olsa da, miktar dzenli olarak azalyordu. " hl kr getiriyor, ama fazla deil. u Bostonlu
bankerler bu kadar abuk madenin eriyeceini bilmi olsalard demiryolu hattn ve makineleri bu kadar ok
ymazlard bence. kimizin arasnda kalsn, her ey zerine bahse girerim ki, ileri srdrecek byk bir
yatrm bulmu olsalar bu Srpriz Maden Daman'nn sonu olur." Matthew, "Yirminci Mil'deki insanlara ne
olur?" diye sordu. "Ha, sanrm birou tanr. En azndan kzlar. Ucuz fahielerin her zaman piyasas vardr.
Gen madenciler muhtemelen Klondike'a doru giderler, geri hibirinin iki yakasn bir araya getirecek kadar
para biriktirdiini sanmam. htiyarlara gelince. ey, parlak gnlerin sona erdiini kabul etmek zorundayz.
Maden arayclar, ncler, snr koruyucular, iftlik alanlar -hepsi yok olmakta diyebilecen bir tre aitler.
imdi sadece tccarlar, bankerler, simsarlar ve satclar var ve bu lke de -Allah kahretsin, ne hale
geleceini bilmiyorum. Eskiden yoksul, hrsl ya da gezginsen her zaman Bat'ya gidebilirdin. Ama artk Bat
diye bir ey kalmad. Hepimiz tkendik. Belki bu yzden Hawaii ve Filipinler'e el koymuuzdur. Bu lke ne
hale gelecek bilmiyorum, ama ilk param deyip milli olduum gnler kadar elenceli olmad kesin." Ayaa
kalkt. "Ucuzluktan sz etmiken, abucak yapmak iin otele gitmek istemediinden emin misin?"
92
"Hayr, teekkrler, Doc. nce bir dolap sonra broma dneceim."
"ey, seninle tantma memnun oldum, Ringo. ok ge saatlere kadar alma.

MATTHEW RUTH LILLIAN'I KANE Ticaret'te tek bana gaz lambasnda kitap okurken buldu. Ruth Lillian
babasnn ekerleme yapmak iin yukarya ktn syledi.
"ekerleme iin biraz ge deil mi? Yoksa ok mu erken?"
"Babam ekerleme diyor, nk artk ok alamadn kabul etmiyor. 'ekerleme'si sabaha kadar srer."
"Babann srekli soluklanmak iin durduunu fark etmitim."
"Kalbi. Fazla iyi durumda deil."
"Bunu duyduuma ok zldm, Ruth Lillian."
Ruth Lillian kaderine raz olur gibi omuz silkti ve lamba nda profili Matthew'un yreini sktrd. "Bunu
saklyor," dedi Ruth Lillian. ""Salkl olmamaktan utanyor, bir erkein salkl olmas gerektiini dnyor.
Bu yzden ar ilerde yardm etmen iin seni ie almak istemedi. Huysuz olmann hasta olduu gereini
saklayacan sanyor. Ama kasabadaki herkes bunu biliyor. Ve akbabalar gibi dnerek bekliyorlar."
"Dnerek mi? Ne iin?"
"Kane Ticaret'i istiyorlar! Haftalk biftek dnda her ey bu dkkndan geer. Gda, giysiler, lamba ya,
kmr, ttn -her ey. Bjorkvistler bunu ellerine geirseler baylrlar. Profesr Murphy de yle. Bazen onlar
karanlkta hissedebiliyorum sanki, umut ederek, komplo kurarak, agzl, adi ve... kkl Ama bu dkkn
asla, asla elde edemeyecekler. Babam buray altrmak iin gereken her eyi bana retti. Nasl sipari
verilecei, kaytlarn nasl tutulaca, her eyi, yani maden alt srece kendimi geindirebilirim. Zorunda
kalrsam yani. Demek istiyorum ki, babamn kalbi..." Bu ihtimali uzaklatrmak iin ban iki yana sallad.
Lambaya bir pervane arpt ve evresinde dnd: merakl, afal93
lam... sonra birden yand. Ruth Lillian lambann st tarafndan elini sokup sndrmek iin avcunu bastrd.
Gcrdayan cam kapy iterek at ve verandaya kt. Yanan bir diree dayayarak kapkara gkyznden
sarkan yldzlara bakt.
Matthew da onun arkasndan darya karken kapy arkasndan hafife kapatt. "Ama dkkn senin olursa,
ar ilerde yardmcya ihtiyacn olacak. Pazar gnleri trenle gelen malzemeleri yklemek, kmr
torbalamak, bunun gibi eyler."
"Ha, yardmc bulacam."
"Nereden?"
Ruth Lillian omzunu silkti. Gzlerinde yaramaz bir prlt grld sonra. "Belki Profesr Murphy'ye yardmclk
ii neririm. Bu onun hrsn sndrmez mi?"
"Benimkini de sndrr."
"Nasl yani?"
"Yal Murphy yerine neden bana teklif etmezsin?"
"Sana m?" Ani bir rpermeyle kollarnn st tarafn ovuturdu. Kendini kucaklar gibi ellerini kollarnda tuttu.
Sesi fslt haline dnt. "Sen buralarda olmayacaksn, Matthew."
"Neden byle diyorsun?"
"Zamanla babam... Zamanla baka bir yere gideceksin. Hayatn peinden koacaksn."
Matthew dalgnca ban sallad. Evet, herhalde bu doruydu. Hayatn peinden koacakt. Bir yalnz. Kendi
yolunu izen ve yaplmas gerekenleri yapan bir gezgin, Ringo gibi -ama yo. Yo, Yirminci Mil'i terk edemezdi.
Uzun bir sre edemezdi. Belki de hi.
Gezginler Oteli'nden ykselen kahkaha bu dnceleri bld. Barn ift kaps takrdayarak ald ve biri
kollarn sallayp sendeleyerek darya kt ve kendini tozlarn arasnda yzkoyun uzanm buldu. Yavaa
ayaa kalkt. stndeki tozlar silkeledi. Sonra sanki yoldan geerken k ve kahkaha ilgisini ekmicesine
sakin sakin ieriye girdi.
"Neden kapatp yatmyorsun, Ruth Lillian?"
"Yatamam. Arada bir sarho bir madencinin aklna dkkndan almas gereken bir ey gelir. Geen hafta bir
adam alayp sama sapan konuarak geldi, kk kznn doumgnn unuttuunu ve
94
bir bebek almas gerektiini syleyip duruyordu. Ve hemen istiyordu! Ak olmasaydk, kapy krp her eyi
datrlard. Bu yzden, madenciler Damar'a dnene kadar dkknda gece gndz biri olmak zorunda.
Babamla ben nbetlee duruyoruz."
"Demek btn gece ayakta olacaksn."
"yle grnyor."
"Seninle kalmam ister misin?"
"Hayr, teekkrler. Ben byle iyiyim."
"Emin misin?"
Kz duraksayarak ban sallad, gzleri hl ufukta dank halde duran yldzlardayd.
Matthew kzn profiline bakt ve yrei ona ynelik duygularla doldu. Ona dokunmay, elini tutmay yle ok
istiyordu ki, hatta belki... Kuru olup olmadn anlamak iin avcunu gizlice pantolonuna srd. Tam kza
uzanrken Ruth Lillian dnp onun elini tuttu... ve smsk tokalat.
"yi geceler, Matthew."

"Ah-h... ey, iyi geceler, Ruth Lillian."


BRKA GECE SONRA, KENDLERN tekrar Kane Ticaret'in tahta basamaklarnda buldular. Gkgrlts
dadan daa yanklanrken imein bulutlarn arasnda kaybolmasn seyrediyorlard. Yan yana oturmu
ocukken yaptklar, dndkleri ve inandklar eyler zerine ksk sesle konuuyorlard. Ara sra,
hatrladklar bir ey baka bir olay ya da ann gizli anlarn ortaya karyor, konumalar bylece daldan dala
atlyordu. Tpk Ruth Lillian'n derin bir sessizlikten sonra dedii gibi. "... Devler mobilyalarn gene hareket
ettiriyorlar." "Ha?"
"ocukken gkgrlts beni ok korkuturdu. Sonra frtnal bir akam babam bana gkgrltsnn
mobilyalarn hareket ettiren gkyzndeki devler olduunu syledi. Gerekten ok grltl bir ses
piyanolarn drdkleri anlamna geliyordu. Bundan sonra hi korkmadm."
95
Gnein batmasndan ksa sre sonra iri iri yamur damlalar sokaktaki tozda koyu halkalar oluturmaya
balad, ama arkasndan sk bir yamur gelmedi, yalnzca frtnaya dnebilecek souk rzgrlar esti. imdi
gece havas hl frtnann heyecan verici, burnu kandrc kokusunu tayordu: o elektrik ve toz karm.
"Senin korkmana aldran bir baban olduu iin anslsn," dedi Matthew. Sonra hemen ekledi: "Elbette benim
babam da byleydi. Bana hep aklamalar yapard. Her eyi bilirdi. Bu yzden herkes onun aznn iine
bakar ve sayg duyard."
Ruth Lillian belli belirsiz bir onay sesi kard, ama onu dinlemiyordu aslnda, nk gkgrltsn ve
devleri rendii geceden sz etmek aynasn, annesinin ona vermi olduu aynay aklna getirmiti
nedense. Babas, annesinin kat gece fkeyle aynay krmt.
Hafif bir sesle, "Eskiden aynam vard," dedi. "Saatlerce nnde oturur, gzlerimin iine bakardm, ta ki
aynadaki kii rastlantyla bana benzeyen bir yabancym gibi komik bir duyguya kaplana dek. Bu yeterince
tuhaft zaten, ama sonra dnmeye balardm: teki kii kim, bamn iindeki, gzlerim araclyla
aynadaki yabanc kza bakar. Sonra yksek sesle defalarca adm sylerdim. Ruth Lillian, Ruth Lillian, Ruth
Lil-li-an, ta ki sesler hibir anlam ifade etmeyene dek, ok gemeden de bilinmesi ok korkutucu bir eyi
bulmann tam eiinde olduum duygusuna kaplrdm. Sen hi byle hissettin mi, Matthew?"
"Hayr. Yalnzca Cracker-Jacks kutusu."
Ruth Lillian ona dnp gzlerini krptrd. "Cracker-Jacks ne?"
"Cracker-Jacks, zerinde karamel ve birka fstk olan patlam msrdr. Ayrca iinde kk bir oyuncak-"
"Cracker-Jacks'in ne olduunu biliyorum, Matthew. Ama ne ilgisi var?"
"ey, kutu senin aynan gibi bir eydir. Demek istiyorum ki, bir Cracker-Jacks kutusunda, elinde daha kk
bir Cracker-Jacks kutusu tutan bir denizci vardr. Bir gn birdenbire aklma baka bir tane, daha kk bir
kutuda daha kk bir denizci olmas gerektii aklma geldi, onun da elinde daha da kk bir Cracker-Jacks
kutusu vard ve bu kutuda da kck Cracker-Jacks kutusu tutan k96
ck bir denizci vard ve o kutuda da... Sonsuza kadar devam edecekti! Her ey sonsuza kadar gittike
klecekti. Bunu dnrken bam dnd. Ve korktum. Senin aynan gibi. Ne demek istediimi anlyor
musun?"
Ruth Lillian ne demek istediini anlyordu... anlyor saylrd.
"Bir keresinde beni seven bir retmenim vard. Ona Cracker-Jacks denizcilerinin giderek kldn
anlattm zaman, retmenim buna sonsuzluk denildiini syledi. Ve karatahtaya sonsuzluk iaretini izdi.
Lazy-8 sr markasna benziyordu."
"Ne Lazy-8 sr markasna benziyordu?" Bay Kane kap azndan konuarak onlar artt. Ruth Lillian'n
neden henz yatmadn anlamak iin yatandan kmt.
Matthew hemen doruldu, ama hemen arkasndan da buna piman oldu, nk yapmamalar gereken bir
ey yapm gibi bir grnt vermiti, ki yapmyorlard. "Sonsuzluk, efendim."
"Sonsuzluk mu? Burada oturmu durmadan sonsuzluktan m sz ediyorsunuz?"
"Evet," dedi Ruth Lillian. "Ve aynalardan. Ve Cracker-Jacks'ten." Bay Kane yorgunca ban iki yana sallad.
"Git yatana yat. Ge oldu."
"Tamam. yi geceler, Matthew."
"Sana da, Ruth Lillian. yi geceler, efendim."
"Hm...? Ha, evet. yi geceler."
YRMNC ML'DEK LK BRKA haftasnda Matthew yeni yerlerde yaama tekniinin ikinci aamasna
geiyor gibi oldu: Bir kez ieri girince nazik ol ve onlarn kurallarna gre oyna. Herkes az bir cret
karlnda ok alma isteinden etkilenmiti. "u ocua baksana." Ama parlt yok olunca insanlar onun
neeyle ok almasn normal olarak grmeye balad. "ocuk byle ite. ok almay seviyor. Herhalde
hep byleydi."
Matthew aslnda hibirinin kendisine sayg duymad hissinden kurtulamyordu. Baz durumlarda ise sayg
eksikliinden daha kt97

s oluyordu. Doc ve br madencilerle pansiyonda haftalk yemei-ni yerken bazen ban kaldrp Oskar
Bjorkvist'in mutfak kapsnda gzn dikip kendisine baktn gryordu. Olann gzlerinde ierleme vard.
Oskar'n annesi, bir yabancnn ehre gelip aslnda ona ait olan btn ileri -bu kadar aptal!... tembel!...
olmasa kendisinin kazanaca o kadar paray- kapmasna izin verdii iin srekli onu azarlyordu. fkesini
olann kulaklarna ylesine hzl vurarak vurgulard ki, kulaklar saatlerce scak ve krmz kalrd.
ki haftalk deneme sresi bittikten sonra Matthew yarm gnlk sk almas karlnda yetmi be centlik
cretinin bir dolar elli cente kmasn istedii zaman, Profesr Murphy de pek dosta davranmamt.
Yirminci Mil'in Berberler ah art altm cente ierledi ve Matthew'u ii bir fiyata yapmay nerdikten sonra
daha fazlas iin antaj yaparak "keye kstrmak"la sulad. Matthew, ilk anlamann Profesr'e rnek
gstermek iin olduunu kabul etti, ama ahrlarda BJ Stone ve Coots iin i yaparak bu kadar alrken tm
gn ok alma karlnda elli cent daha istemenin antaj olduunu dnmediini syledi. Murphy
homurdanarak cevap verdi.
Sonunda Murphy isteksizce uzlaarak bir dolar yirmi be cent nerdi, ama Matthew'u "baka anlamalar"
dneceini syleyerek uyard. Sonraki Pazar sabah da Matthew berber dkknna gelince, Oskar
Bjorkvist'i kvetleri ovarken buldu. Ama kk akll olan iki kalp Fels-Naphtha kullanm, uzun sapl fray
krm ve o kadar kt bir i karmt ki, Profesr Murphy ertesi sabah kvetleri terleyip homurdanarak
yeniden temizlemek zorunda kalmt. Koca gbeini kesen kvet kenarlarna homurdanrken peruu srekli
bir tehlike iindeydi. Bylece Matthew iini geri ald (bir buuk dolara) ve daha bir gn nce gururlu bir anne
okamas alm olan Oskar Bjorkvist, kulana yle bir aplak yedi ki, ba saatlerce ard.
BR GECE, LEDEN SONRADAN itibaren keskin gs arlar ektii iin yemek boyunca huzursuz
grndkten sonra Bay Kane yataa erken yatt. Bulaklar ykadktan sonra Matthew her
98
zamanki gibi verandann serinliinde Ruth Lillian'la yarm saat geirdi. Ruth Lillian yamalara bakarken
Matthew da aysz gecede yldzlarn parlaklnda belli belirsiz grnen profiline istekle bakyordu.
"Ne dnyorsun?" diye sordu.
"Hm-m? Ha, hibir ey. Yalnzca bir insann bu hayatta en nemli eyinin ne olabileceini dnyordum.
Gzellik mi? Beyin mi? Zenginlik mi?"
Matthew hi duraksamadan, "Sayg," dedi. "Sayg m?"
"Sayg senin iin nemli olmayabilir, nk babanla sen her zaman sayg grdnz. Ama ben grmedim.
Babama gelince..." "Ama herkes seni seviyor, Matthew."
"Bu doru deil, Ruth Lillian. Ayrca doru olsa bile sevmek sayg duymak deildir. Bay Anthony Bradford
Chumms, sayg grmeyen bir insann ancak yarm insan olabileceini yazmt. Bu yzden sayg istiyorum,
Profesr Murphy, Bjorkvistler ve Benson kardeler gibi insanlardan bile ve-" "Benson kardeler mi?"
"Ha... baz ocuklar, onlar..." Omuzlarn silkti, aklamaya istekli deildi. Ama bir sre sonra ailesinin
kasabadan kasabaya srklendii iin kendisinin her zaman, her zaman okulda yeni renci olduunu
anlatmaya balad. Bu da zorbalarn kendisiyle uramas anlamna geliyordu. En ok rahatsz ettikleri konu
soyadyd. Olanlar, "Dubek... ek., ek., ek," diye ark syler, alay ederlerdi.
"Ama... ben soyadnn Chumms olduunu sanyordum. Matthew Bradford Chumms."
"ey, evet... bu... imdiki soyadm. Ama kkken beni..." Gzlerini yere indirip avcunu dier elinin
baparmana bastrd. Sonra ban kaldrp dosdoru kzn gzlerinin iine bakt. "Ruth Lillian, soyadm
Chumms derken yalan syledim. Aslnda... Dubek." "Dubek'in nesi varm." "Gerek bir Amerikan ad deil
yalnzca!" "yi, ya Kane'e ne demeli? Kane bir Yahudi ad." "yle mi? Evet, ama Amerikan ad gibi geliyor
kulaa. nemli olan da bu."
99
"Bu yzden mi Benson kardelerle dvyordun? Adnla alay ettikleri iin mi?"
"Hayr, bundan fazlas da var. Bushnell-Nebraska'ya yeni tanmtk ve hemen Benson kardelerle bam
belaya girdi. Ben ve dier ocuklardan daha byktler, nk snfta kalmlard. Onlar yznden okuldan
nefret ediyordum ve hasta numaras yapp evde kalrdm, bazen beni pek seven retmenim okuldaki hayal
gc en zengin ocuk olduumu sylerdi."
Ruth Lillian' kskandrmak istemedii iin bu gen ve gzel retmene besledii gizli, ac verecek derecede
youn sevgiden sz etmedi, birilerinin arka bahesinden alp kpkrmz olana kadar gmleiyle parlatt,
ama ocuklar onunla alay edecekler korkusuyla masasna koyamad elmadan da sz etmedi. Sonunda
kantlan yok etmek iin kitabnn arkasna saklanp elmay yedi, ama retmen onu yakalad ve snfta yemek
yedii iin azarlad. Ama Matthew, Ruth Lillian'a retmenin yazd hikyenin dl olarak verdii szlkten
bahsetti. Szlk yeni deildi. Yeniden daha iyiydi; retmenindi, zerinde ismi falan yazyordu. Szlk hl
Matthew' dayd ve sonsuza kadar onda kalacakt.
Szl almak iin snfn n tarafna gittii zaman, Benson kardeler ona nanik yapp di gstermilerdi.
Daha sonra okul bahesinde ona yalanc dediler, nk hikye zor bir hayat olan cesur bir babaya sahip bir
ocuk hakkndayd, oysa onun babas ald ve yalan syledii iin bir ite diki tutturamayan bir ayyat,
dk bir Dubek'ten baka bir ey deildi... ek... ek... ek.
Ruth Lillian, "Peki seni dvdler mi?" diye sordu.

"Denediler." Matthew Bensonlar'n d mahallenin arkasnda bir grup daha kk olan topladn ve sra
kendilerine geldiinde o retmene neler yapacaklarn anlattn syledi. Uyurken odasna gizlice
gireceklerini sylediler ve -Matthew burada durdu.
Ruth Lillian donuk bir sesle, birok olann aklnn ne kadar pislik dolu olduunu bilerek, "Pis bir ey
yapacaklard herhalde," dedi.
"ok pis. O kadar pis ki sana syleyemem."
"Sen retmeni savundun mu peki?"
"ey... evet. Bu yzden Bensonlar'n en by beni duvara dayad. Sonra bir baktm ki hepsi stmde hepsine kar bir tek ben.
100
gn kk ocuklar bile onlara katld. Hepsinin eli beni ekitirip dururken fazla bir ey yapamadm. Ama
korkmamtm, nk teki Yer'e gitmitim ve hibir ey hissetmiyordum, yani bana ne kadar sk vururlarsa
vursunlar nemli deildi. ans eseri bir yumruk attm ve ]uik Benson'n dudan patlattm. O zaman
gerekten lgna dndler! Hepsi birden tekmelemeye ve vurmaya balad. Byk Benson da beni
boynumdan tutup kulama nasl houna gitti mi, diye sordu: dayak yemek, tpk annemin ayya babamdan
her gece yedii gibi! Sonra bir baktm ki ocuklar stmden atmm ve o Benson' sandan yakalayp ban
yere vurmuum! Olann burnu kanamaya balad! Ama dileri takrdayana ve gzleri cam gibi olana kadar
vurmaya devam ettim. Btn ocuklar onu ldrdm haykrmaya baladlar! Ama bu benim iin nemli
deildi, nk ben teki Yer'deydim, bu yzden kafasn yere arpmaya devam ettim... arptm... arptm..."
Matthew sustu ve birka kez zorlukla yutkundu, kalbi kaburgalarnn altnda deli gibi atyordu. Ruth Lillian ona
tuhaf tuhaf bakt iin Matthew konumadan nce sakinlemek iin kendini zorlad. "ey bazen
teneffslerde retmeni ziyarete gelen bir adam vard. Aftos piyosu herhalde. Galiba o da retmendi, nk
gzlk takyor ve kltrl biri gibi konuuyordu. ey, adam okuldan bararak geldi ve ocuklardan oluan
halkay krmak iin balarna vurmaya balad. Beni yakalayp sarst ve o olan neden ldrdm sordu.
retmen de koarak geldi ve Benson'n yanna melerek olan kendine gelene kadar hava almasna
alt. Sonra bana sert sert bakt ve sevgilisine benim kasabaya yeni geldiimi, yeni olanlarn her zaman
bela olduklarn, ne kadar sert olduklarn kantlamaya altklarn syledi. Sevgilisi de beni biraz daha sarsp
sert olduumu dnp dnmediimi sordu. Btn ocuklar bana bakp srtyordu, bu yzden doal olarak
bahse girebilirsin, dedim! Hem de ne sert! Kadn retmenim bunun benim hatam olmadn, nk annemle
babamn... ne olduklarn sylemek istemiyordu. Ama kk Benson babamn sarho olduunu ve annemi
hep dvdn yumurtlad! Adam da bunun ok kt olduunu, ama sorun yaratmann, ocuklarn kafalarn
yar l hale gelene kadar yere arp-nann mazereti olmadn syledi. Sonra yzn benimkine yak101
latrarak, "Bu kadar sert olduunu dnyorsan, kk adam, neden benim zerimde bir deneme
yapmyorsun?" dedi. Bunu yap. mayacamdan emin olduunu syleyebilirim ve bir anlamda kadn
retmene gsteri yapyordu, ocuklar nasl idare edeceini bildii-ni gsteriyordu. Ama btn olanlar
orada durmu srtyordu ve byk Benson da kan akan burnuyla bana pis pis bakyordu, ne yapabilirdim ki?
Yani ne yapabilirdim ki? Ona en sert yumruumla vurdum. Gzl dt, adam yeri boylad -asl olarak
aknlktan. Kadn retmen yanma eilerek mendilini yarlan kana bastrd. Ban kaldrp bana "Evine git!
Evine git ve bir daha gelme, duyuyor musun?" diye bard. Ben de... ben de eve gittim ve bir daha geri
dnmedim."
Hikye duraksayarak balamt, ama son szler azndan yamur gibi fkrmt. Sonunda Matthew
verandann trabzann o kadar sert tutar olmutu ki, parmak ular bembeyaz oldu. Gzlerini yakan ac
gzyalarn engellemek iin yutkundu. Tekrar konua-bilme gcn bulunca, "Eve gittiimde verdii szl
alp duvara frlattm!" dedi. "Szlk srt krlarak yere sald. Szle bakarken kendimi kt hissettim...
hareketsiz ve srt krk. Geri kalan her ey -stme varan olanlar, bana baran retmen- hibir ey
szlmn paralanmas kadar ac vermedi. Kazandm tek eydi o." Gzlerini smsk kapatt.
Ruth Lillian bir sre suskun kald. Yumuak, iyiletirici bir ses tonuyla, "zldm, Matthew," dedi sonunda.
"ocuklarn ne kadar acmasz olabileceini bilirim. Sen bilmezsin ama bir zamanlar Yirminci Mil'de de bir
okul vard. Otuz kadar ocuk. Yal BJ Stone okul mdryd. Kzlar benden holanmazd, nk annem
bana hep k giysiler giydirirdi. Ben de biraz kibirliydim, bunu kabul etmeliyim. Tekerlemelerle annem
hakknda irkin eyler sylerlerdi. Bazen de evremde halka olup parman bana uzatr ve bir arkya
balarlard: utan, utan, iki kez utan! Herkesin bildii adndan! Yani o zorbalar annenin dven babanla ilgili
yalanlar uydurduu zaman nasl deliye dndn ve aresizlik hissettiini biliyorum."
Matthew ban kaldrp Ruth Lillian'a bakt. "Eve gitsem iyi olacak."
Sokaa inen drt tahta basama indikten sonra durdu. Arkasn
dnmeden ifadesiz bir ses tonuyla, "Dorusu u ki, Ruth Lillian, o ocuklar yalan uydurmuyordu," dedi.
"Babam bir ayyat. Eve buram buram viski kokarak gelir, iini yapar, kusar ve annemi feci dverdi. Hep
dverdi, ta ki annem..." Derin bir soluk ald ve yzn elleriyle ovuturdu, sonra burnunu ekti. "Viski
kokusundan nefret ederim!" Bir an sonra: "Yani ocuklarn syledii doruydu. Bu yzden dayanamadm ve

enelerini kapatmak iin kavga etmek zorunda kaldm. Ama bir insann babas hep viski koktuu ve kustuu
zaman fazla sayg bekleyemez herhalde. Ne demek istediimi anlyor musun?"
Ruth Lillian bir ey sylemedi. Ne diyebilirdi ki? Matthew evine gitti.
MATTHEWUN OK ALIMASINI VE neeli, yumuak bal olma abalarna ramen Yirminci Mil'deki
insanlarn kendisine sayg duymad inanc, bir hafta sonra pekiti. Bir dil srmesi Ruth Lillian'm bile
aslnda ona sayg duymadna inanmasna yol at. Gnlerden pazard, ve tren Yirminci Mil ykn indirip
madencileri tekrar Da-mar'a gtrmek zere yola ktktan sonra, Matthew yeni malzemelerle ykl el
arabasn iterek her zamanki Kane Ticaret yolculuunu yapt. Bundan sonra kvet ovmak zere berber
dkknna gitti. Akam yemeine ge kalmt, nk Profesr Murphy, zor kazand paradan fazladan
altm cent fazla vermek iin antaja maruz kalacaksa, terini attracak alt i daha karmaya niyetli olduunu
syleyerek yeni iler vermiti ona! Bu yzden Matthew Kane Ticaret'e ge saatte vard. Tezghn arkasnda
btn gece ayakta kalmaktan tkenmi olan Bay Kane, Matthew'a yemeini souk yiyeceini homurdanarak
syledikten sonra odasna gidip uzanmay dndn syledi... yorgun olduu iin deil. Yo, yalnzca...
ey, srt aryordu, hepsi bu!
Bulaklar ykadktan sonra Matthew ile Ruth Lillian, pazar gecesi sessizliine brnm sokakta yrdkten
sonra eek ayrna ktlar. Matthew, Bjorkvistler'in haftalk ineklerini kestii aacn al102
103
tndaki yamru yumru patikadan uzak tutmaya dikkat etti. Kendi dncelerine gmlm olarak ayrda
dolatlar. Engebeli zemin, zaman zaman omuzlarnn srtnmesine neden oluyordu. En sonunda evresi
itle evrilmi mezarla vardlar, burada ypranm tahta mezar iaretleri bulunan baz mezarlarn topra
iyice yerlemi ve tmsek kaybolmutu. Matthew, bir kede toplanm az sayda tahta mezar iaretini
grnce, mezarln ar derecede byk olduunu dnd; Ruth Lillian da, Yirminci Mil bymeye devam
ettii ve herkesin Srpriz Maden Damar'nn sonsuza kadar sreceini sand dnemde mezarln
kurulduunu anlatt.
"Btn bu mezar iaretleri nasl olmu da ayn biimde?"
"Maden irketi, Kader'de yaplan birok mezar iaretine sahip. Birou hl Profesr Murphy'nin smanda.
Gmme imtiyaz onun elinde. Birok insann kavga ve kazalarda ld dnemde iyi kr elde ediyordu. Hl
ylda -drt kiiyi gmyor: maden gklerinde lenler ya da makineye skanlar." Ruth Lillian bu
dnceyle rperdi.
Mezar iaretlerinin arasnda dolatlar. aretlerin byk ksmnda yalnzca bir ad ve lm yl yazlyd, ama
bazlarnda tahtaya kazl mezar yazlar vard ve ilerinde esrarengiz grnl olanlar bulunuyordu: imdi
sra sende! gibi. Tamam, tam her eyi denemek zereydi, gibi. Grece normal bir mezar yazs, l Deil
Yalnzca Uyuyor, Matthew'un rpermesine neden oldu. Ruth Lillian'a, bir mezarla gmlm insanlar l
deil yalnzca oraya uzanp uyuyor olarak dnmeyi tercih ettiini syledi. Yrrlerken Matthew baz adlar
yksek sesle okudu ve onlarn kim olduunu sordu. Ruth Lillian hemen hepsini hatrlyordu, ana-babas
Yirminci Mil'e o yedi yalarndayken henz bir yl dolmam kasabaya gelmilerdi. O mu? O deneme
yazaryd. u kadn m? Baka bir kz tarafndan vurulan bir fahieydi... krmz bir elbiseyle ilgili bir konu
yznden, dediini hatrlyordu. "O mu, ey, kim olduunu tam olarak hatrlayamyorum -ha evet! Di eker
ve fal bakard. Neden ldn bilmiyorum. Ama neden olursa olsun, falc olduu iin bunu nceden grm
olmas gerektiini dnyor insan."
Matthew'un aklna bir dnce geldi. "Ruth Lillian... annen burada m?"
104
Ruth Lillian ksaca, "Hayr," dedi. Yrmeye devam ettiler. ]Vlatthew bir sopa bularak otlarn st ksmlarn
yatrmak iin kulland. Bir sre sonra Ruth Lillian kuru bir sesle. "Annem eyendir. En azndan buradan
ayrld zaman oraya gitti. Belki imdi gp gitmitir. Bilmiyorum."
Matthew daha fazla sorgulamak istemedi, .ama ayn zamanda da aldrmadn dnmesini istemiyordu. Bu
yzden rahat bir sesle, "eyen, ha?" dedi.
"Evet. Kasabann erifiyle kat."
"Benim oturduum yerde yaam olan adam m? Bana verdiin yldz takan adam m?" "Evet."
"Ve annen... onunla m kat? Kat gitti yle mi?" "Kat gitti. erif iri yar, yakkl bir adamd. Babamsa.
ey, babam annemden epeyce bykt. Ve srekli alyor, ii oturtmaya urayordu, yani bir eyler
yapacak zaman yoktu. Yaz Tura Ku-b'nde dansa gitmek gibi eyler. Tarttklar zaman annem onun hi
elenceli olmadndan yaknr, babam da ona k giysiler almak iin gece gndz altn barrd. Annem
de inan bana, bana gzel eyler alacak bir dolu erkek var, diye karlk verirdi. Bunu ok sylerdi: inan bana.
Ben asla sylemem."
Matthew ban sallad, ama daha fazlasn anlatmak ister diye sesini karmad. Ama bir sre sonra kzn
konumadndan emin olunca, baka bir mezar iaretinin zerini yksek sesle okuyarak sessizlii yok etme
grevini stne ald: 1880. Maden arayc. 60yanda - aa be yukar.

Ruth Lillian, "lk gnlerde bu dalarda dolanan bir sr maden araycs vard," dedi. "Srpriz Maden Damar
varsa bakalar da vardr diye dndler. Ama tm Medicine Bow Range'de tek bir gm damarnn olmas
'srpriz'di."
Matthew bu sylenenlere kkrdad, sonra dikkatini sopasyla uzun otlarla uramaya verdi ve sonunda
kazanan o oldu.
Ruth Lillian rastgele bir ses tonuyla, "Matthew?" dedi.
"Hm-m-m?"
" 'teki Yer' nedir?"
Matthew dnerek kza bakt. "Bunu nereden biliyorsun?"
105
"Sen syledin."
"Asla!"
"Evet, syledin. Bensonlar'la kavgan anlatrken syledin, yumruklarn hissetmediini nk 'teki Yer'de
olduunu syledin. Sana o srada sormadm, nk ok kt grnyordun. Ama o zamandan beri merak
ediyorum."
"Ha, bu yalnzca..." Biraz utan biraz rahatszlk ieren bir hareketle sopay olabildiince uzaa att. Sopa
havada zikzaklar izerek, mezarl eek ayrndan ayran rk ite arpt.
"Sylemek istemiyorsun unut gitsin. Ben yalnzca dndm ki... Bo ver." Ruth Lillian yrmeye devam etti.
"Anlatmak istemediim iin deil. Ama... aklamas zor."
Ruth Lillian durdu ve sabrla bekledi.
"Yalnzca... ey, kk bir ocukken korkuyordum -korkuyordum, nk babam anneme baryordu ya da
nk teneffste olanlarla kavga etmem gerekecekti- gzlerimi yerdeki ya da camdaki bir atlaa -herhangi
bir eye, ne olduunu nemli deildi- diker ve ok gemeden bu... bu teki Yer'e kayardm. Burada her ey
biraz yankl ve pusluydu ve ben uzakta ve gvenliydim. Bata bu gvenli yere gemek iin sk younlama
abas gstermem gerekiyordu. Ama sonra, bir gn bir olan benimle alay ederken, aynen byle -hi
uramadan- aniden kendimi orada buldum. ok sakindim ve hibir eyden korkmuyordum. Bana
vurduklarn biliyordum, ocuklarn adm bardklarn biliyordum, ama canm acmyordu ve aldrmyordum,
nk teki Yer'e gitmitim. Bundan sonra, ne zaman korksam ya da ok kt bir eyle karlasam kendimi
birdenbire orada buluyorum. Gvenli ve huzurlu." Ruth Lillian'n gzlerini inceledi. "Bu sana bir anlam ifade
ediyor mu, Ruth Lillian?"
"Hm-m... saylr. Biraz uursuz gibi geliyor." Hemen ekledi: "Ama gerekten de ok ilgin!"
"Bunu daha nce kimseye anlatmamtm. Anneme bile. Korkuyordum, nk... bu sana komik gelecek, ama
bakalar teki Yer'in varln renirse yok olacandan ve cidden ihtiya duyduum zaman
gidemeyeceimden korkuyordum. Delice, ha?"
"Biraz. Ama hatrlyorum da, ben de aynaya gzn dikip bakan, kafasnn iindekini merak eden, gzlerinin
araclyla gren bir k106
Zm. Yani belki de kimin deli olduunu kimin olmadn syleyecek kii ben deilim."
"Bazen beni ne rahatsz ediyor biliyor musun? Glme sakn."
"Ne?"
"ey, dediim gibi, bata teki Yer'e gemek iin ok uramam gerekiyordu. Sonra hi uramadan
kaymaya baladm, iler bozulduu her anda. Beni rahatsz eden u: Bir gn teki Yer'e gider de geri
dnemezsem? Oraya skp kalrsam? Bu nasl bir ey olur?"
Ruth Lillian gz ucuyla ona bakt, ama cevap vermedi.
"Sana anlatmam iyi oldu, Ruth Lillian. Hu kuundan daha kak olduumu dnebilirsin, ama gene de sana
anlattma memnun oldum."
"Hu kuu nedir?"
"Benim uydurduum bir ey. Hu hu'dan baka bir ey syleme-yen kak bir ku."
"Bir tr baku mu?"
"Evet, ama ondan daha uzun. Hey, una bak!" Yana eilmi tahta bir han zerindeki isim dikkatini ekti:
Katr, 1892. "Buraya bir katr m gmmler? nsanlarn yanna?" diye sordu.
Ruth Lillian gld, konuacak baka bir konu bulduu iin rahatlamt. "Katr bir insand! Bu onun gerek ad
deil elbette. nsanlar ona byle derdi yalnzca."
"Kimdi?"
"Kimse. Ufak tefek iler yapan bir adam. kz kadar kuvvetli ve duvar kadar sar. Bir nikel ya da bir sandvi
karlnda inliler kadar alrd. nsanlar onunla alay eder ve kendini komik duruma drdnde
glerlerdi. Kendisi de glerdi, dikkat ektii iin mutluydu."
Matthew sesini alakt. "Ufak tefek iler, ha?"
"Evet, biraz orada biraz burada alrd ve -Matthew, sana hi mi hi benzemiyordu. Birazck bile."
"Ama kimse ona sayg duymuyordu. Demek istiyorum ki... ne yaptklarna bir baksana! Herkes gelip bu kk
adama iyice glsn diye mezarna Katr bile yazmlar!"

"Ona glmelerinin nedeni adamn aptal olmasyd. Ufak tefek iler yapmas deil yahu! Ruth Lillian utanmt,
ama kzmt da.
107
ncitebilecek bir eyi dnmeden syledii iin kendisine, bu kadar hassas olduu iin de Matthew'a
kzmt. Bu yzden, "Tamam, belki de haklsndr," dedi. "Belki zavall ihtiyar Katr'a sayg duymuyorlard. Kim
aldrr ki?" Matthew aldryordu.
KERST BJORKVIST DORUA IKTIINDA ter iinde haykrd. Gl vcudu kesik kesik sarslyordu.
Sonra iyice kendini yataa brakt ve kollarn smsk gsnde kavuturdu. "Amma i! Tm dnyada bundan
daha iyisi yok. Sence de yle deil mi?"
Matthew'un dnceleri o an byk bir karklk iindeydi. Birincisi, Kersti ter kokuyordu. kincisi, bu gnaht.
Etin gnah. Hayatnda ilk kez... yapmt. Geriye boluk, ktlk ve utan kalmt. Ama en ok da ilk kez
Kersti Bjorkvist'le olduu iin znt hissediyordu, oysa srekli Ruth Lillian' dnyor, onun hayalini
kuruyordu.
Ringo Kid Kuyruu Kstnyor'u okuyordu yatakta. (Elbette aslnda kuyruu kstrm deildi, ama herkesin
byle dnmesini salamt, yetim kzn tarlasn almaya alan pis toprak aasn alt etme yollan bulmak
zere kendine zaman tanmak iin.) Uyuya kalm olmalyd, nk dyor, dyor, dyordu... birden
ba sarslarak doruldu, kalbi arpa arpa uyand. Arka kapdaki o ses neydi? Yo, yo, yalnzca kbustan
kalan bir eydi. rkek bir ocuk gibi korktuu iin kendine glmsedi. Ama belki gene de lambasn sndrse
iyi olacakt, srf gvende olmak iin. Ringo Kid Bahse Giriyor'da Ringo'nun kulbesinin dnda ayak sesleri
(Bay Anthony Bradford Chumms zarif ngilizce'siyle "ayak ularna baslnca kan sesler" derdi) duyunca
hemen lambasn sndrdn hatrlad, bylece dman karanlktayken kendisinin aydnlkta olmas gibi
bir dezavantaja dmezdi. Matthew bunu dnerek Kid'in aklllna hayran olarak ban sallad, kendisinin
bunu dnm olmasna da!
Arka kapda sesi tekrar duydu. Sonra biri bouk bir sesle, "Hey! Asana!" diye fsldad. Bir kz sesiydi!
108
Matthew yataktan kt ve arka kapy aarak -Ama birden kz ieriye girdi ve her ey hemen olup bitti. Kz
ona byk slak bir pck kondurdu ve eline alana kadar arand. Matthew organnn sertletiini hissetti,
ardndan kz yataa oturarak elbisesini bandan ekip kard. Kollarn kaldrdnda gl bir ter kokusu
duydu Matthew. Kz onu stne ekti. Bata aslnda istemiyordu. Ama sonra gerekten de istedi ve ok
gemeden iddetli bir eye ihtiya duydu. Kz homurdand, rahatsz oldu, nk Matthew aranp duruyordu,
bu yzden kz onun yerine organn iine soktu ve neredeyse hemen geldi, ardndan da Matthew geldi, ama
kz kvranmaya devam ettii iin Matthew onu tekrar dorua karmaya yetecek kadar iinde kald... oflayp
puflayarak... sonra kz kendini iyice yataa brakt ve olan kendisine smsk ekti, "Amma i! Tm dnyada
bundan daha iyisi yok. Sence de yle deil mi?" dedi. Matthew hl onun terden kayganlanm vcudunun
zerinde yatyor, kendini bo, utanm ve gnahkr hissediyor, ama gene de tekrar yapmak istiyordu. Ayn
zamanda da istedii iin kendinden ireniyordu. Belli belirsiz zgnd de.
Kz onu stnden atarak sarld, Matthew ter kokusuna iyice yaknlamt. "Bir kzla ilk kez mi yaptn?"
"Yo! Yo, ok yattm... Ama by gibi. nsan unutuyor."
"Unutuyor mu?"
"ey, aslnda unutmak demek istemedim... ey, bilirsin..." Devam etmek istemedi. Konumaya pek iyi bir
yere gitmeyecekti.
"Ben hzlymdr," diye vnd kz. "Erkekler hzl kadnlardan holanr."
"Elbette holanrlar. Demek istiyorum ki... neden holanmasnlar ki?" Gzleri pencereden ayna almt
ve kzn profilini grebiliyordu: alnnda ksalm gr salar, uzun etli burnu, kaln dudaklar. Aada byk
memesinin hl dimdik ucunu grebiliyordu.
Kz kolunu boynuna gtrd ve Matthew'a sokuldu, tepelerindeki karanla bakarak konuurken dalgn dalgn
penisiyle oynuyordu. Ana babasnn aksan yoktu onda, bu da Matthew'u artmad, nk tara aksanl ana
babas olan okuldaki ocuklarn ounda babalarnn aksanndan eser yoktu. Ruth Lillian' dnmek
kulaklarnn utanla nlamasna neden oldu.
109
Biriyle konuma susuzluu iinde olan Kersti, havadan sudan sz ederken, kzn boynunun altnda kalan kolu
uyumaya balad, sonra ac verecek ekilde karncaland, ama ondan holanmadn dnmesin diye
kolunu hareket ettirmedi.
"Daha nce bir kzla yatmam olsan armazdm. Hl delikanlsn. Bense yirmi iki yandaym. Erkek
kardeim seninle ayn yalarda, bazen arka tarafta kendi kendine yapyor. Bazen gnde -drt kez. Hep
yapyor. Belki de bu yzden bu kadar mankafadr. Ama sanmyorum. Bana sorarsan, doutan mankafa.
Ama srekli kendi kendine yapmas da ona yardm etmiyordur herhalde. Drt-be yl nce kasabaya gelen o
gezgin satcy biliyor musun? Yirminci Mil'e gelmi olan son gezgin satc. Birok satcdan farklyd.
Glmsemesi, parlak kravat, akalar falan yoktu. Vaiz gibi siyahlar giyinir, ciddi ve derin konumalar
yapard, herkes iin zlyormu gibi. Anneme kitaptan olanlarn kendi kendilerine yapmalarnn tehlikeli
olduunu okudu, nk aptal ve kr olmalarna neden olurmu. Kardeimle birlikte kapnn ardndan

dinliyorduk ve yksek sesle glmemek iin parmaklarmz srmak zorunda kaldk, nk kardeim kendini
idare ediyordu ve grme gc de iyiydi. ey, bu satc, oullarna nem veren ana babalarn, Dr. Sylvester
Graham adl bir vaizin icat ettii zel bir unla bol bol besleyerek kendi kendine yapmasn nlemelerini
gerektiini syledi ve Graham ununu da kendisi satyordu. Ona n deme yapardn, o da Graham ununu
sana gemiyle yollard, ama annem dnk ocuk olmadn ve gemiyle gnderilecek ya da gnderilmeyecek
bir un iin nceden para vermeyeceini ve zaten kendine ktlk eden bir oul endiesine kaplmaya hi yer
olmadn, nk ocuklarn iinde Tanr korkusu olanlar Hristiyanlar olarak yetitirdiini syledi, bu da
kardeimle benim daha da kkrdamamza neden oldu, nk ailemizin sve'ten ayrlmasnn nedeni
babamn vaizin karsyla i stnde yakalanmasyd. Bu ok komikti, nk vaiz de aylardr gizlice beni
yapyordu. Gerekten yapmyordu aslnda, nk ben daha ok kktm. Ama bana ncil dersi verirken, bir
yandan da bana dokunur, elimi kendisine srter, bunun gibi eyler yapard. Bu yzden oradan kap soluu
Yirminci M'de almtk. O gnden itibaren annem babamn onu yapmasna izin vermedi. Bunu biliyo110
rum, nk gece bu konuda tartrken onlar duydum. Bu yzden babam baz geceler gizlice kaarak
oteldeki kzlardan birini yapar."
Matthew hem afallamt hem de bylenmi gibi dinliyordu. Okuldaki byk ocuklarn kklerle pis pis
konutuklarn, aklamalar yaptklarn duymutu -canl hayvanlarla bym btn kyl ocuklarn bilecei
gibi ounlukla yanl aklamalar- ama kzlarn brak konumay, bu tr eyleri dndklerini bile hayal
edemezdi. Ya da yapmalarn. Kersti'nin ak szllne hayran kald. Grnnn byle olmas... ve teri
ne fenayd.
"Kardeinin... kendi kendine yaptn nereden biliyorsun?" diye sordu.
"Bazen onu seyrederim. Gzlerindeki o aptal bak grmelisin ve fkrtmaya yaklatnda aznn bir kar
ak kalmasn."
"Onu seyretmene izin mi veriyor?"
"Elbette. Ben on drt-on be yalarnda, o ise henz on birken gece ge saatte odasna gizlice girer ve beni
yapmasn isterdim -ey, turu kadar kck eyiyle ne kadar yapabilirse ite. Ama fkrtacak kadar
byd zaman bundan vazgetim, nk kardeinle yaparsan iki bal bebein olur, ben de bunu
istemiyordum. Bunu biliyor muydun? ki bal bebekleri?"
"Ah... yo, bilmiyordum."
"ey, bu doru. neklerle koyunlar yapan adamlardan da hastalk kapabilir insan, inan bana!"
Bu ifade Matthew'un aklna Ruth Lillian' getirdi ve baka bir kzla byle yatt iin kendini rm hissetti.
Kersti sanki dncelerini okumu gibi, "Henz o kibirli Ruth Lillian' yapmadn m?" diye sordu.
"Hayr, elbette ki hayr! O bu tr bir-" Kzn duygularn incitmemi olduunu umarak sustu. Tanrm, kolum
kopacak!
"Ha, yapar yapar. Zaman ve erkek doruysa her kz yapar. Herkes bunu ister, kibirli insanlar istemiyormu
gibi yapsalar bile. Gece ikinizin verandada oturduunuzu grdm ve btn o konumalarn arkasnda ne
dndnz biliyorum. Ama onun o haval halleri ve bann stnde topuz yapt sa varken boa
zaman harcyorsun, sanki nemli biriymi gibi. Bak olum, kardeim senden deli gibi nefret ediyor! Seni
kesmeye baylacan sylyor hep. Bunun
111
bir nedeni de, senin ileri kapman ve annemin nce o kapmad iin azn bozup ona vurmas. Ama asl
olarak da Ruth Lillian yznden. O kz deli gibi istiyor. Odunlukta kendi kendine yaparken hep onu
dnyor."
Bu dnce Matthew'u irendirdi. Ve olana fkelendi. "Bunu nereden biliyorsun?"
"Bana syledi. Bazen sana yle fkeleniyor ki, alyor. Yzn kollarna gmp hkryor. Bazen deli gibi
ekitirirken ona acyorum, bu yzden iyilik olsun diye elimle onu yapyorum. Ama dzenli iliki kurduum
kii ihtiyar Murphy."
"Berber mi?"
"Elbette. Haftada bir gizlice karm, yatarz. Bana drt papel verir. Oteldeki kzlar yapmaya korkuyormu,
nk kzlarda hastalk olabilirmi, ama kzlar iki dolar ald, adam da cimri olduu iin beni yapyor bence.
O peruun altnda dazlak olduunu biliyor muydun? Evet, bir dazlak. Bazen glmeme neden oluyor,
stmde gidip gelirken bir eliyle de peruunu tutmaya alyor! Tanrm, ihtiyar Murphy ile ii piirdiimi
rense annem san ban yolar, bir dnsene adam Dou'da kk kzlar yaparken yakalanm. Hakiki
kk kzlar. Onlara eker verirmi. O zaman bile pintiymi anladm kadaryla. Bir grup adam onu bir
aaca balam ve kamn keseceklermi, ama o kam. Bana sorarsan, Yirminci Mil'i semesinin nedeni
insanlarn hl onu kesmek istiyor olmalar ve burann da akla gelebilecek en son yer olmas."
"Vay canna. Kasabada baka adamlar da yapyor musun?"
"Kimi, yksek sesle alamak iin? Sence stmde ihtiyar Calder' ister miyim? Bir kz panterlere lyktr!"
"yi, ya Bay Delanny'ye ne demeli?"
"Yo, o birini yapamayacak kadar hasta."
"Kendi kzlarn bile mi?"

"Evet, yapmadndan eminim. En ok Frenchy'den -yznde yara olan o zenci- holanyor gibi, ama onu
yapmadndan eminim. Yapsayd duyardm. Yirminci Mil gibi kk bir delikte herkes, herkes hakkndaki her
eyi bilir."
Matthew'un kam kasld ve Kersti'nin oynamasna tepki vermeye balayan penisi bzt. Yani Ruth Lillian
bu geceyi renecek miydi?"
112
"Peder Hibbard' yapacam dnrsn, deil mi? Ltfen! O kk gzleriyle bana bakmasn bile istemem.
stelik sonrasnda sokakta benimle gnah ilediini haykrdn dnsene! Annem duyarsa canl canl
derimi yzer!"
"Peki BJ Stone ile Coots nasl?" diye sordu Matthew. "Onlar hasta, tek bacakl, kel ya da sarho deil."
Kersti penisini actacak kadar skmasna neden olan bir kahkahayla sarsld. Ama bu hareketiyle de
Matthew'a kolunu ekme frsat verdi. "Stone ve Coots! Dalga geiyorsun! Onlar bilmiyor musun?"
"Neyi bilmiyor muyum?"
"Onlar kadn istemez! Birbirlerini yaparlar!" Kersti annesinin onlara ecinsel dediini ve Tanr'nn gazabnn
zerlerinde olduunu sylediini anlatt. Bu yzden kimsenin kim olduuna ya da ne yaptna... ya da kimi
yaptna aldrmad bu ku umaz kervan gemez kasabada yayorlard. "Ama insanlann senin de ecinsel
olduunu dnmesini istemiyorsan, onlara fazla taklmasan iyi olur."
Matthew BJ Stone ile Coots'un... yani... nasl?
"... hepsi bu kadar. htiyar Kane dnda, kars erifle katktan ve nemli biriymi gibi k giysileri ve
tepesindeki topuzuyla kk Bayan Kibirli'yi braktktan sonra kimseyi yapmakla ilgilenmez o." Dnceleri
kendine dnnce konuma ak kesildi. Bir sre sonra Kersti yumuak bir sesle, "Gryorsun ya, Yirminci
Mil'de benim iin hibir ey ya da hi kimse yok."
"O halde Yirminci Mil'de kalmamalsn, Kersti." Kasabadan ay-rlrsa belki Ruth Lillian'm bu geceyi
duymayacan dnyordu.
"Ha, bu iren kk kasabada kalacam aklna bir an bile getirme! Bir kez bile! Hayr, efendim. htiyar
Murphy'den aldm iki papeli biriktiriyorum ve bugnlerin birinde gideceim! Byk bir ehirde kendime bir i
bulup gzel giysiler alacam, birine sam yaptracam... Ama tepemde toplamayacam bok bei gibi."
"Ne bekliyorsun?"
"Beklemiyorum! Sakn bekliyorsun deme! ok yaknda bu kasaba durduum yerde toz ynndan baka bir
ey grmeyecek!" Derin bir soluk ald ve sesi alald. "... Yalnzca..." "Yalnzca ne?"
113
"ey... yemek piirmekten ve servisten baka bir ey bilmiyorum. ehirde tek bana ne yaparm? Kendimi
nasl geindiririm? Sonun-da Bay Delanny'nin kzlarndan biri olmak istemiyorum. Yalnzca beni isteyen
insanlarn yapmasn istiyorum. irkin yal adamlar, hastalkl erkekler ya da... herhangi biri. Buradan gitmeyi
dnyadaki her eyden ok istiyorum, ama..."
Matthew onun omuzlarn silktiini hissetti ve birden anlad ki Kersti Yirminci Mil'den asla gitmeyecek ve
kendi sululuunu da yannda gtrmeyecekti. Aslnda byk ihtimalle...
Kersti, "Hey! Gene sertletin!" dedi kkrdayarak. "Bu kez ben senin stne kaym."
ERTES CUMA BAY KANE haftalardr ilk kez kendini iyi hissediyordu. Yemek boyunca, ocukluunu
geirdii New York'taki dairede ocuklarn nasl uyandklarn, hayalet ve gulyabanilere inanan yal kadnlar
karanlk koridorlarda saklanp korkuttuklarn anlatarak onlar elenderdi. Matthew gzlerinden ya gelene
kadar gld ve Ruth Lillian babasn "palavra" skmakla sulad, babas bunu klliyen, tmyle, ekmek
arpsn ki... reddetti. "Tamam, belki gerei biraz cilalam olabilirim."
"Bu bir tr yalan sylemektir."
"Kk kafal insanlar buna yalan sylemek diyebilir. Ama biraz daha ilgin olmas iin gerei sslyorum
derdim ben olsam."
Matthew onun ne demek istediini tam olarak anlyordu.
Bay Kane yatmadan nce temiz hava almak iin onlarla birlikte verandaya kt ve birden dalarn
zerindeki yldzlara sessizce baktlar. Da havas parlak, temiz ve serindi. Bir sre sonra Bay Kane iini
ekip karnn kad ve sonsuzluk, aynalar falan gibi zihin gelitirici konulardan sz etmeyeceklerse yatsam
da olur, dedi, nk madenciler yarn gelecekti ve Kane Ticaret'i btn gece ak tutmak zorunda
kalacaklard. Ruth Lillian birka dakika iinde geleceini syledi.
Matthew ile Ruth Lillian st basamakta sessizce oturdular, srtla114
rn veranda direklerine yaslamlar, Matthew uzun bacaklarn basamaklara uzatmt. Ruth Lillian ise
bacaklarn gsne ekmiti.
"ki yl iinde," dedi dizlerinin zerinden, "Yirminci Yzyl'a gireceiz. Yirminci Yzyl. Bazen tarihleri yksek
sesle sylemeye al-nrn: Bin dokuz yz on be. Bin dokuz yz yirmi drt. Bin dokuz yz doksan sekiz. Bu
bin dokuz yz... kulaa uygun gelmiyor nedense. Yirminci Yzyl! Tanrm, ben Yirminci Yzyl'a falan ait
deilim, ama ister istemez srkleniyorum!"
"Yapabileceimiz pek bir ey yok. Bir insan endiesini yapabilecei konulara saklamal diye dnyorum."

"Hangi konuda endie ediyorsun o halde?"


"Bilmiyorum." Omuzlarn silkti. "ey, Tanr, gnah ve cehennem elbette. Ama herhalde herkes bunlarla ilgili
endie ediyordur."
"Ben deil."
"Sen etmez misin?"
"Hayr. Bir cehennem olduundan bile emin deilim. Ayrca olsa bile kurabiye almak, babana kfretmek ya
da ey konusunda... bilirsin sevimek ve pmek falan gibi kk eyler iin olamaz. Demek istiyorum ki,
Tanr bu kadar kk olamaz."
Matthew kzn Kersti ile kendisini duymu olduu iin sevimek ve pmekten sz edip etmediini merak
etti. Belki biri Kersti'nin erifin ofisine gizlice girdiini grmt. Matthew btn gn boyunca bunun iin
endie etmi, aklndan karamamt, nk kez yapmaktan hl biraz can acyordu. zerinde Kersti'nin
kokusunu alabilirler diye korktuundan Kane Ticaret'te yemee gitmeden nce iki kez ykanmt. Yemekten
sonra da gidip yatana uzanm ve Kersti'ye bir daha asla, asla yapmamalar gerektiini nasl aklayacan
dnmeye balamt. Ruth Lillian'a kar hissettiklerini falan dnnce hata olduunu syleyecekti. Ona
syleyecei kelimeler zerinde alrken uyuyakald, nk gecenin byk ksmn uyank geirerek ya i
zerinde olmu ya da kzn konumasn dinlemiti, mbarek sanki yllardr konumamt. Ahrdaki iini
yapmak iin ok ge uyand ve belki de bunun nedeni Kersti'nin ona BJ Stone ve Coots hakknda
anlattklarn dnecek zamana ihtiyac olmasyd. Onlara kar nasl davranacandan emin deildi.
Ruth Lillian, "Ne dnyorsun?" diye sordu.
115
"Hi? Ha... ben yalnzca... baz eyleri merak ediyordum."
"Ne gibi?"
"ey, sevimek ve kucaklamakla ilgili hayal kurduunu syle, din... falan."
"Herkes kurmaz m? ey, en azndan genler. htiyar Bayan Bjorkvist'in pp koklamakla ilgili fazla hayal
kurduunu banmam. Ama Kersti-"
"Ne olmu Kersti'ye?"
"ey, onunla ihtiyar Murphy'yi herkes bilir. Ana babas dnda herkes yani. Onu sulamyorum."
"Sulamyor musun?"
"Hayr. htiyar Murphy'nin bana dokunduunu dnmek bile tylerimi diken diken ediyor, ama belki
Kersti'nin bazen biraz ilgi ve efkate ihtiyac vardr ve Tanr biliyor ya, ailesinden pek grmyor. Bulabilecei
yere gider tabii. Kersti iin neden zldm biliyor musun?"
"Neden?"
"Aldatld iin. Biraz efkat grmek iin erkeklerle gidecek. Konuacak birini bulmak iin. Ama erkekler
zevklerini alr, sonra onunla bir ey yapmak istemezler. ok kkler."
"Bu noktada haklsn! Bir erkein nasl bu kadar... ey, bilmiyorum."
"Babam erkeklerin vahi hayvanlara kadnlardan daha yakn olduunu syler."
"Kesinlikle yle. Ne diyeceim Ruth Lillian. pmek ve sevimekle ilgili hayallerin. Hayal kurar msn... ey
konusunda... biliyorsun."
"Sen kurar msn?"
"ey... elbette. Ama ben bir erkeim ve erkekler hayvanlara daha yakndr, babann dedii gibi. Senin gibi
zarif bir kz..."
"Kzlarn da duygular var. Yalnzca kendimize saklarz."
"Ben..." Matthew nasl tepki vereceini grmek iin ona doru bakt, "... seninle ilgili hayaller kuruyorum."
Kz dalgnca ban sallad. "Hm-m. armadm."
"armadn m?"
"ey, ne de olsa Yirminci Mil'deki tek kzm -zavall Kersti dnda- yani beni bu ekilde dnmesen
aardm."
116
"Ya sen? Sen de benim hayalimi kuruyor musun...? Bu ekilde yani? Kucaklamak falan?"
Kz ban kaldrp Matthew'a bakt, gzleri dnr gibi kslmt. "ey--- evet) bazen. Baz eyleri merak ok
doal. Ama elbette merak etmekten te bir ey yapmam."
"Yo, yo, tabii ki yle. Yo, ben de. Yo. Ama bazen beni dndn bilmek ho... bu ekilde. Hatta belki ayn
anda benim de seni dnmem... bu ekilde."
"Tamam!" Ruth Lillian ayaa kalkarak eliyle eteini dzeltti. "Gitsem iyi olacak."
Matthew hemen doruldu. "Yanl bir ey sylemek istemedim."
"Yo, yanl falan yok. Yalnzca iyi geceler demenin zaman geldi diye dndm." Kapya dnd. "Ha,
Matthew? Bu konuyu tekrar konuacamz sanmyorum. Bir zarar var demiyorum. Ama bu... zarara giden
yol saylr, ne demek istediimi anlyor musun?"
"ok iyi anlyorum, Ruth Lillian. Ve bunun iin sana sayg duyuyorum."
"H-h... iyi. yi geceler, Matthew."
"Sana da, Ruth Lillian. yi uykular."

erifin ofisine doru yrrken bir daha asla Kersti ile yapmayacana kendine sz verdi. Daha dorusu onun
kendisini yapmasna. Kendisi hakknda hep sevgi dolu hayaller kuran Ruth Lillian buna layk deildi.
Daha sonra yatanda yatp karanla bakarken, gnah ilediini renmi olsa Ruth Lillian'n hakknda ne
dneceini merak etti. Kersti ile ilemi olduu deil yalnzca, ama... gerek gnah.
SABAHIN YEDSYD, AMA GNEN Yirminci Mil'in ardndaki dan tepesine karak solgun gz klarn
sokan bat tarafndaki binalarn ahap cephelerine vurmas iin birka saat gerekliydi. Matthew Gezginler
Oteli'ne doru yrrken yakasn kaldrm, ellerini kanvas ceketinin ceplerine sokmutu. Havada bir enerji
vard, ama
117
en kk bir esinti bile yoktu, bu yzden soluundan buharlar ^. t zaman aralarndan geip gidebiliyordu,
yanaklarna srtnyor-du buharlar. Ba ve kulaklar mt, nk salar slakt ve annesinin hakiki
kemik tarayla yana yatrlmt. Ekim geldi bile, inanabiliyor musunuz? Tam yedi haftadr Yirminci Mil'deydi.
Kar ya. madan kendine bir ceket almak zorunda kalacakt.
Madencilerin Srpriz Maden Damar'ndan gelmelerinden bir nceki gn, her zaman olduu kzlar ge
kalktlar ve kahvaltya gzleri i ve uykulu olarak indiler. Bir biskviyi kahvesine batran Quenny, kendini
iinden bir ey km gibi hissettiini itiraf etti -stelik de hayati bir ey! "Bazen bu i iin fazla yalandm
dnyorum!" Kimse onu hak vermeden nce bir kahkaha patlatt. "Belki de tiyatroya geri dnmeliyim! En
azndan saatler daha iyi! Yedi Peeliler Dans'nda dans ettiimi size anlatm mydm?"
Frenchy kahve fincann azna gtrrken, "ki yz milyonuncu kez herhalde," diye mrldand.
Chinky, fincann dolduran Matthew'a ban kaldrd ve tereddtl, neredeyse yzn buruturur gibi
glmsemelerinden biriyle glmsedi. Matthew da ona glmseyince, her zaman yapt gibi hemen
gzlerini indirdi.
Matthew byk emaye demlikten fincann doldurmak iin Bay Delanny'nin masasna yaklat, ama kumarbaz
rahatsz edici bir ekilde ona elini git der gibi sallad. Konuamyordu, nk mendilini azna bastrmt ve
iine tkryordu. Gururu bu ekilde incinmiken kimsenin kendisine yaklamasn istemiyordu. Cierleri
Matt-hew'un geliinden sonraki iki aydr o kadar zayflamt ki, artk gnde bir dzine mendil tketiyordu ve
Mother Grey ksrk uru-bu'ndan gittike daha fazla iiyordu. Matthew bar ksmnda alrken zaman
zaman Bay Delanny'nin gzlerini zerinde hissediyordu. Daha nceki "iki kurnaz adam" yaknlklar yok
olmutu ve Matthew artk Bay Delanny'den holanmama ve imrenme karm bir duygunun yayldn
hissediyordu. Matthew'un yapt ya da yapamad bir ey iin. Srf gen ve salkl olduu iin.
Jeff Calder da, bir yandan kzlardan ald her tr vgy ona kaydrrken bir yandan da iinin byk ksmn
zerinden ald iin Matthew'a duyduu minnetten abuk toplamt kendini. Calder o118
lann baarlarnn gzlemci ve talepkr bir patron olarak kendi erdemlerinin sonucu olduunu dnmekle
kalmam, zaman zaman ge saatlerde iki arkada olan Bay Bjorkvist'le ayn kany paylayordu. Bay
Bjorkvist, Matthew'un ya bir ey peinde olduunu ya da "iyi kreki deildi". Normal bir gen neden
gerekenden fazla a-hsnd ki? Normal bir gen neden srekli glmseyip neeyle merhaba diyerek
dolasmd ki?
Matthew bar ksmn sprrken Frenchy yaklaan geceye kendini hazrlamak iin her zamanki viski iesini
almak zere aaya indi. Ona bir bak frlatnca, olan viskinin iinde hep uyandrd irenmeyi
saklayamadan gz gze geldiler. "Neyin var, evlat?"
"Hibir ey... Yalnzca..." Frenchy ile bu konuda konumak istiyordu ve imdi bunun iin iyi bir zaman gibi
grnyordu. "Frenchy, senden holanyorum. Gerekten holanyorum. Ama sana sylemeliyim ki ikiden
nefret ederim. Bir insana neler yapabildiini grdm ve senin de itiini grmekten nefret ediyorum. Ben
yalnzca... ey, ben yalnzca bunu sana sylemek istedim."
Frenchy bir an sar gzlerini olana diktikten sonra, "Btn syleyecein bu kadar m?" diye sordu.
"Evet, bayan."
"H-hiy bak sana ne diyeceim evlat. Bu hayatn boktanln bilmediin iin, burnunu bakalarnn iine
sokmasan iyi olur. Sana sylediklerimi duydun mu?"
Matthew beceriksizce glp sprme iine devam etti. Frenchy ona srtnerek getikten ve iesiyle st
kata ktktan sonra, Matthew'un utanc acya dnt. Yalnzca onun iyiliini dnerek konumutu! Haksz
karln yol at duygular silmek iin kendini sprme iine vererek toz bulutu kaldrmaya balad. Barn
ift kanatl kapsndan ieriye girecek kadar ykselen sabah gnei nda tozlar grnyordu.
119
Lodgepole Greek Gully
MADEN ARAYICISI BND KATIRLA kahverengi iki yk katrn am aacna balad ve am dallaryla
sopalardan ate yakmaya baladnda akam inmek zereydi. ki kocaman tavan yakalamt ve birini
yemekte yemeye kararlyd.
Da eteinden kayan ta ynlar dikkatini ona doru trmanan kiiye evirdi. Bak bak! Yarenlik etmeyeli o
kadar uzun zaman olmutu ki. Cezvenin kaynamas iin atee daha fazla dal koyup atei fledii srada
adamlar da yaklamt. Onlarn sesleniine neeli bir el sallamasyla cevap verdi. Her iki tavan da

piirecekti. Biraz kutlama yapalm. Bu ovallar belki de hayatlarnda hi yabani tavan yememilerdi. Bu
onlara mthi bir ziyafet olacakt. ndekinin stnde bulunan k giysilerden oval olduklarn grebiliyordu:
kravat yerine o deri zmbrt ve k yeil-altn rengi mont.
HER CUMARTES OLDUU GB Kaneler'deki le yemei her zamankinden fazlayd, nk Bay Kane veRuth Lillian'n o akam arabuk bir sandvi attracak zamanlan olacakt. Matthew'un akam yemeini
Bjorkvistler'in pansiyonunda yeme geleneini srdrmesi bekleniyordu. Elinde btn bir leden sonra
olduundan, BJ Stone ile Coots'un kendisine verecek ii olup olmadna bakmak iin ahrlara gitmesi
gerektiini biliyordu, ama hl onlara kar ii rahat deildi ve srlarn bildiini ortaya koyacak bir ey
yapmaktan korkuyordu. Adamlarn birbirini "yapmas" fikri ona -ey, tam olarak eytani ya da iren deil
ama tuhaf geliyordu. Biraz da utan verici: onlarn adna hissettii bir utan, ocuklarn nasl olduunu ilk
rendii ve ana babasn bunu yaparken zihninde canlandrd zaman ana babas adna duyduu utan
gibi. Glmesi mi yoksa irenerek rperse mi bilmiyordu.
Ama bir haftadr BJ ve Coots'dan kayordu ve yaknda onlar grmeye karar verdi. Yarn kesinlikle!
... Ya da belki br gn.
120
O akam madenciler sokakta yaygara koparp ate ederek geldiinde Matthew kuyrua girdi, Bayan
Bjorkvist'e gm dolar dedi ve her zamanki masada her zamanki yerini ald. Kersti biskvi servisi
yaparken eilip gvdesini ona yaptrnca Doc onu drtp kalarn kaldrd. "Bir fetih yapmsn, Ringo!
Bahse girerim asla brakmaz! Grnne gelince... ey, bo ver btn kediler karanlkta gridir, heriflerin
dedii gibi." Onu tekrar drtt.
Matthew ban kaldrnca Oskar Bjorkvist'in mutfak kapsndan kendisine baktn grd, yznde youn bir
nefret ifadesi vard. Byle gevek azl aptaln odunlukta kendi kendine "yaparken" Ruth Lillian' dnmesi
iini fkeyle doldurdu.
Gece Matthew yatana oturarak lamba nda Ringo Kid Zaman Geiriyor kitabn okurken sokaktan
zaman zaman bir haykr ya da yaygara koparan bir madencinin sesi geliyordu. Srf bir dzineden fazla
okumu olduu ve ilgin aksiyonlar arasnda bol bol "pembe ve gm rengi gnbatmlar", "sapsar
afaklar", "pembe tonlu ller" ve benzer ssl tanmlar olduundan en sevdii kitaplardan biri olmad iin
deil, kulaklar srekli arka kapda Kers-ti'nin geliine tetikte olduu iin de kendini okuduu sayfaya
veremiyordu. Geen kmadan hemen nce kz, pansiyonu temizledikten sonra Cumartesi tekrar gelmekten
sz etmiti. Matthew artk bunu yapamayacaklarn nasl syleyeceini defalarca kafasndan geirmiti ondan holanmad iin deil, bunu hemen syleyecekti, ama Ruth Lillian'a kar hakszlk olaca iin,
nk onun... ey, tam olarak neyi olduunu bilmiyordu, ama gene de yapamayacaklard ve buraya kadard!
Ama Kersti'ye bunun nedeninin ondan holanmamas olmadn syleyecekti! nk bu doru deildi!
Ondan holanyordu. Aslnda onun... bilirsin ya... iyi olduunu dnyordu. Bir gn Yirminci Mil'den kp bir
ehirde i ve arkadalar -ve elbette bir herif bulacam umut ediyordu.
Matthew'u asl rahatsz eden -ve kendisine fke duymasna yol aan- ey, Kersti'nin etli yzn, kaln
vcudunu ve kt kokusunu hatrlar ve Ruth Lillian'n Kersti ile birbirlerini yaptklarn renmesinin ne kadar
kt olacan dnrken bile elinden olmadan uyarldn hissetmesiydi. Bunu aklayamyordu. Btn
istekleri bata bir yndeyken, ehvet gibi aalk bir duygu insan nasl kon121
trol altna alabilirdi? Belki Bay Kane erkeklerin hayvanlara kadnlardan ok daha yakn olduunu sylerken
haklyd. Bir ey kesindi, Ringo Kid'in o kasaba senin bu kasaba benim dolarken karlat gen kadnlarla
yumuak, nazik sesiyle konuurken asla sertleme-yeceine bahse girebilirdiniz.
Birdenbire kafasna dank etti ki, Kersti geldiinde uzun donuyla yatakta yatyor olmamalyd, nk bu kza
yanl bir fikir verecekti. Arka kapdaki sesi duyduunda pantolonunu giymiti ve kapy aarken hl
gmleiyle bouuyordu. Kza konumalar gereken bir ey olduunu syleyerek ieriye girip oturmasn
syledi. Kersti yatan kenarna oturdu ve Matthew masasnn iskemlesine oturup, "imdi bak, Kersti.
Konumamz gereken bir ey var. Sen ve ben, biz yapa-" demeye balarken yzn ast.
Kersti, "Birinin pencereden bakp benim burada olduumu, senin de gmlek ucunun sarktn grmesinden
korkmuyor musun?" diye sorarken elini lambann stne koydu ve sndrd. "Bu daha iyi. imdi yanma otur
da yksek sesle konuup birinin duymas riskine atlmayalm."
Matthew sabrsz bir homurdanmayla yatan Kersti'den olabildiince uzak bir kesine oturdu, ki aslnda o
kadar da uzak deildi, nk Kersti ortada oturuyordu. "Anlyorsun ya, Kersti, dorusu... dinle, konumamz
gerek-"
Ama Kersti, geleceini hissettii "ders"den, dosdoru olann penisine uzanp pantolonunun zerinden
kavrayarak kat.
"Biliyordum! Sertlemi, bu da demek ki yapmay istiyorsun. Peki neden bekliyoruz?"
Matthew ayaa kalkt. "Hayr, imdi bak, Kersti, biz gerekten-" Ama kz onu yataa ekerek kemerini
zmeye balad.
Matthew da onu durdurmad. Tanrm, onu durdurmad.

Ama i biter bitmez, bir daha yapmamalar gerektiini syledi. Asla, hibir zaman. (Artk yorgun ve
yumuamken anlatmak nedense daha kolayd.) Kersti yannda sessiz ve ciddi yatyordu ve Matthew ondan
yaylan fke ve incinmeyi hissedebiliyordu. Sonra Kersti alamaya balad. Hkrklar, i ekiler... tuhaftr,
dorua kt zamanki i ekilere benziyordu. Ruth Lillian Kane'e kafasn takt iin olduunu bildiini
kekeleyerek syledii srada konu122
mas peltek ve slakt... o topuz salaryla ve portakal iei los-yonuyla! Ama ya kendisi? Dp duran
sayla ihtiyar Murphy'den baka kimsesi yoktu.
Erkeklerin yanl yaptklar kadnlar zerinde kulland bkkn mantkllk ve ar sabrl ses tonuyla Matthew,
ona ok yaknda zaten kasabadan gitmeyi planladn hatrlatt. Orada sevecei, ona nem veren birini
bulacana emin olduunu syledi, her zamaney, belki sevilmeye ve nem verilmeye ihtiyac yoktu! Belki ne kendisine ne baka birine ihtiyac yoktu!
Evet, ve bir ey daha var! Artk cumartesi akamlar pansiyonda yemek yemeye gelmemesini salayacakt.
Peki ya gelirse? O zaman ona hizmet eden olacak myd bakalm!
Matthew onun kendisine kzp kzmadn sordu.
Ona gre kzm myd?
"ist! Biri seni duyacak!" Ruth Lillian'n mendillerine serptii portakal iei losyonundan sz etmesi
Matthew'a, Kersti'nin kulaklarnn arkasna ve kollarnn altna srd vanilya kokusu hakknda gzel bir
eyler sylemesi gerektiini hatrlatt -geri koku ter kokusunu pek bastramyordu. "Kimseye ikimizi
anlatmay dnmyorsun, deil mi?" diye sordu.
Cezalandrr gibi uzun sre koruduu sessizlikten sonra kz sonunda... hayr dedi. Hayr, sylemeyecekti,
nk annesi renirse ertesi gne kmazd. Yani endie etmesine gerek yoktu! Kymetli Ruth Lillian'na
sylemeyecekti!
Olandan uzaklat ve yaad incinmeyi dnerek yatt. Sonra, ben de onu inciteyim diye dnerek,
babasnn Jeff Calder'a oteldeki kahvalt ileri iin Oskar' tutmasnn ve bu Chumms, Ringo, Dubek ya da
bu-ay-kendisine-hangi-aptal-ismi-veriyorsa-onu iten atmasnn daha iyi olacan sylediini anlatt, nk
ahrdaki ecinsellerle iyi dosttu ve herkes bunun ne anlama geldiini biliyordu.
"Ama uzun zamandr oraya gitmedim."
"Bu neyi kantlar ki?"
"ey, ne BJ'nin ne de Coots'un ben oradayken yanl bir ey yaptn sana syleyebilirim."
"Bunu syleyen sensin." Giysilerini giymeye balad.
"Ama bu doru!"
123
"Neyin doru olduu, neyin olmad nemli deil. nemli olan ! insanlarn ne dnd! Yaptna
baksana! Elbisemi yrtmsn."
"yle bir niyetim yoktu... zr dilerim."
"zr ahrn boyanmasn salamaz!" Arka kapy gm diye arparak frtna gibi kt.
Matthew yatan kenarna oturarak ban iki yana sallad. ' ahr m?"
MATTHEW, "Y GNLER!" DYE selam verdi. Neeli ses tonu, bir haftadr gitmemesini telafi etmek iin
seilmiti... ya da en azndan BJ'nin bunun zerine yorum yapmasn engellemek iin.
"Hm-m." BJ, umutsuzca okuyacak bir ey ararken ynn altnda bulduu iki aylk Nebraska Plainsman''den
ban kaldrmad.
Matthew ellerini ovuturdu. "Vay canna! Hava soudu! K gelmek zere, bu kesin."
"yle mi dnyorsun?" BJ sayfay evirdi ve k harflerle yazlm bir haberi nc kez okudu. Haberin
balnda yle yazyordu:
BUSHNELL'DE TRAJK OLAY GORY SCENE'N TUHAF KOMULARI
Matthew, "Evet, efendim," cevabn verdi ciddi ciddi. "Bu sabah erkenden havada soluumdan buhar
kyordu, stelik ierideydim*."
"Buhar grdn, yle mi? Nasl yani?"
Matthew, BJ'nin yanndaki duman tten kahve fincanna agzllkle bakmasn nleyemedi.
"Coots nerede?"
BJ dikkatle gazeteyi katlad, yanna koydu ve duvara yasland, akl hl okuduu yazdayd. eitli olaslklar
gzden geirirken Matthew'a uzun uzun bakt. Sonra gzlerini krptrarak, "Afeder-sin, Matthew. Ne
diyordun?" dedi.
"Coots'un nerede olduunu merak etmitim."
"Eekleri arka yoldan Damar'a gtrd."
124
"Hey, belki orada Peder Hibbard'a rastlar. Belki bedava vaaz alr! gol bol cehennem atei ve Tann'nn
gazabyla dolu uzun bir vaaz!"
"Bu onun iin gerekten iyi olur. Peki, Matthew! Uzun zamandr seni buralarda grmedik galiba."
"Evet, ey... Ben... biliyorsunuz... ok meguldm."

"Anlyorum." BJ bir ey soracakm gibi oldu.v sonra farkl bir yol denemeye karar verdi. "Matthew?"
"Buyurun."
"Sana biraz nasihat verebilir miyim?"
"Evet, efendim."
"Bu hayatta kolayca arur edilen ve son pimanln fayda etmedii iki ey vardr: zaman ve arkadalar.
Akll bir insan ya zamann iyi harcar ya da gzel bir ekilde geirir. Ama asla, asla arkadalklarn ilgi
yokluundan lmesine izin vermez. Arkadalklar ok deerlidir. ok nadir bulunur. ok krlgandr."
Matthew neden gelmediini aklamaya almas gerektiini biliyordu, ama bunun yerine, "Endie etmeme
gerek yok. ok arkadam var," dedi. Ve hemen umursamaz ses tonundan piman oldu.
"yle mi?"
"Kesinlikle."
"Peder Hibbard gibi mi? Ya da Profesr Murphy? Ya da Bjorkvist-ler?"
"Ben Kane'leri dnyordum. Ve oteldekileri."
"Kaneler mi? Evet, herhalde. Otel mi? ey, kzlar arkadalarn olarak grebilirsin tabii... onlarn kurallar ve
snrlaryla. Bir insan bu tr kzlarda ounlukla duygusallk bulur. ienin dibindeki sevgi kalntlar. Ama
duygusallkla sevgi arasndaki iliki, etikle ahlkllk, hukukla adalet ya da adaletle efkat arasndaki iliki
gibidir -hepsi byk bir idealin daha dk biimleridir. Ama evet, kzlar kt gnlerinde senin yardmna
koabilir. Ama Delanny ve Calder'a gelirsek..." BJ kuru ve ksa bir kahkaha att. "Delanny insanlara aldrmaz.
lm bencil bir itir, Matthew. Yal ana babasna ilgi gsteren herkese sor istersen. Jeff Calder da kimsenin
arkada deildir. Deerlerden deil nyarglardan; zevklerden deil itahlardan, fikirlerden deil
yorumlardan olumu bir adamdr. Kimin hakl olduu aldrmaz, yalnzca kimin kazandna bakar.
Milyonlarca Calder
125
vardr. Bakanlarmz seerler, kilise sralarn doldururlar, karar ver neden glmsyorsun bakalm?"
"Konuma biiminize, efendim. Okul retmeni olduunuza hi phe yok. Vay canna!"
BJ Stone kkrdad. "Biraz ukalalk yaptm galiba. Kahve ier misin?"
"Baylrm. Yo, kalkmayn. Ben alrm."
Mutfaktan sesini ykselterek, "Ha... burada retmenken Coots'-la tanyor muydunuz? diye sordu.
Cevap gelmedi. Matthew snmak iin fincan avcunun iinde ovalayarak dnd zaman sorusunu
tekrarlad: "Ne zaman tantnz. retmenlik yaparken mi?"
"Coots'a bana bu ilgi neden?"
"Sadece merak ettim."
BJ gzlerini ksarak ona bakt. Sonra, "Neden olmasn ki?" der gibi omuzlarn kaldrd. "Hayr, Yirminci
Mil'deki son gnm olduunu sandm gne kadar Coots'a tanmyordum. Kasaba lyordu ve bir
retmene yetecek kadar ocuk kalmamt. Avukat oktan gitmiti, marangoz da, erif de -bu sonuncusu
ba tccarmzn karsn da yannda gtrd. BJ Stone'un zaman da gelmiti. valye aday bir sonraki
kasabaya gidecek ve yeni ocuklara kitap sevgisini alamaya alacak." Matthew'a doru eildi ve
yapmack bir sr veriyormu edasyla, "Bildiin gibi eitim yalnzca bir meslek deildir. Bir grevdir."
"Demek Coots'la byle tantnz." Matthew elinde fincanyla i tezghnn stne tnedi.
"Coots tam Yirminci Mil yok olmaya balamken gelmek gibi bir talihsizlik yaad. Birka hafta ahrda alt.
Sonra bir sabah burann sahibi ona burasna kadar geldiini, Coots'un allann belas ahr, hayvanlar ve
denmemi borlar devralabileceim syledi. Deponun anahtar yoktu, fazla hayvan da yoktu, ama bir sr
bor vard. Neyse ki btn alacakllar da kasabay terk etmiti." BJ baparmann trnayla enesini kad
ve gzlerini yere indirdi. "Tkenmi bir retmene umutsuzca ihtiya duyan bir kasaba bulduumda
gnderilmek zere kitap kutumu ahrda brakmay planlamtm. ene almaya baladk, Coots'la ben. Ne
hakknda olduunu hatrla126
myorum. nemli bir ey deildi. Konutuk ite. Byle oldu. Aynen byle oldu. Aslnda aptalca: elli yalarnda
iki ihtiyar bunak. Aptalca. Ama..." BJ anlara dalarak ban iki yana sallad. "Coots kendini uzun zamandr
tanyordu, oysa ben tanmyordum.Ha, tahmin etmitim, ama hakikatin adn koyacak kadar yaklamadm
asla." Derin bir soluk ald, dikkatini Matthew'a yneltti. ."Neden sz ettiimi anlyorsun, deil mi, Matthew?"
"Evet. ey... saylr."
"Peki bu seni rahatsz ediyor mu? Ya da sinirlendiriyor mu? ... Matthew?"
Ama Matthew, BJ'nin omzunun zerinden eek ayrna bakyordu.
"Coots'la ben. Ne iyi ne kt. Yalnzca... biz byleyiz ite. Anlyor musun?"
"Biri geliyor."
"Ne?"
" kii. Bak."
BJ dnp ayaa kalkt. Adamlardan biri yayand; br ikisi kahverengi katrlara binmiti. Katrlar o kadar
yorgundu ki, adamlar yrmelerini salamak iin hi durmadan tekme atmak zorundaydlar. Aadaki kr
koyaklar ve karmakark labirentlerden getikten sonra eek ayrna gelmilerdi.

Matthew, "Maden aracylar m?" diye sordu.


BJ, "Hayr," dedi. Maden arayclar gibi giyinmemilerdi, en azndan k montu olan bir tanesi. Ve dallar
katrlara nasl davrana-can bilirdi. adamnda belinde tabancas vard. Tabanca klf yoktu. BJ bunun
kt bir iaret olduunu anlad.
Adamlar ahrlara doru geliyordu, ama ancak avluya gelmek zerelerken BJ glgelikten gne na kt.
Montlu olan, "Burada gzel bir srnz var!" diyerek baparma-yla bo ayrda gezinen bir deri bir kemik
inei gsterdi. "Yardmcya ihtiyacnz var m?"
BJ ne dostluk ne de merak gsteren bir ses tonuyla, "yle grnyor ki bir katr kaybetmisiniz," dedi.
Montlu adam katrndan indi ve srtarak yrd. "Aynen yle oldu, dostum! Birka saat nce. Zavall hayvan
yere kt ve bir
127
adm daha atamad. Onu kandrmaya altm, ama bir yan kayalk, br yan bombo dar bir geitteydik -bir
katrn inatl iin berbat bir yer. ey, katra yem falan verdim, ibirliine girmeyi dnmeye davet ettim
yani. Ama, yo. Yo, zavall ihtiyar hayvan artk hareket etmeyeceine karar vermiti. Bu yzden, dosta ikna
baarsz olduu zaman her mantkl insann yapacan yaptm. nat kafasna bir yumruk indirip koyaktan
aaya attm. Aaya dtnde hatr saylr amur sratt, hakkn teslim etmeliyim. Rahat bir gidi ve
dosta davran konusunda berbat, ama amur sratmaya gelince...! ey, bu da gsteriyor ki Tanr'mn
btn yaratklar kendi zel yeteneklerine sahip. Bazlar gldr; bazlar aklldr; bazlar rahatlatma ve
avutma yeteneklerine* sahiptir. Ya bu katr? Doutan bir amur sratc." Lieder srtnca, BJ adamn renkli
anlatmdan zevk aldna kesinkes emin oldu.
Yayan gelen adam kkrdad: varil gibi gs ve biri eliyle yumuak kile ekil verirken yanl yapm gibi
dmdz yz hatlar olan, cce bir insan msvettesi. Lieder arkasn dnp adama teatral bir ekilde parlad.
"O zavall hayvana glmeye sakn kalkma, Ufaklk! O zavall hayvan Tanr'mn yaratklarndan biriydi ve byk
otlaa yolculuu hi de glnecek bir ey deil!" Sonra gzlerini BJ'ye evirip gz krpt. "... Ama gerekten
de iyi amur sratyordu."
BJ kuru bir sesle konutu. "Yeni bir tane almay dnyorsanz, hi katrmz yok. Yalnzca eek var. Onlar
da madende."
"Anlyorum. Peki o halde, herhalde atlarla idare edeceiz."
"Atmz yok."
"Ama baksana buraya." Geri ekilip ahrn kapsndaki soluk yazya gzlerini ksarak bakt. "Burada at ahr
diye yazmyor mu? Siz de bana durmu hi at yok diyorsunuz. Kafam kart. Nasl olur da bir at ahr- Sen!
Evlat! Glgede durma da yzn grebilelim! Ortala k!" Sonra sesi birden tehditkr bir tona brnd.
"Ortala kacak kadar nezaket gster de bir at ahrnda nasl at olmadn bana anlat bakalm. Bu konuda
aydnlatlmak istiyorum." br iki adam srtt; liderlerinin akc konumasndan byk keyif alyorlard.
Matthew gz na kt. "Burada atn hi yarar yok. Bu kasabaya giri kn tek yolu geldiiniz katr
patikasdr."
128
"Ve demiryolu! Demiryolundan sz etmeyi unuttun, deil mi, evlat?" Adamlarna dnd. "Korkarm bu olan
her hafta Kader'e koca bir gm yk getiren demiryolundan bahsetmeyecekti, saat gibi tkr tkr iler oysa.
imdi, neden yorgun bir yolcuyu bu ekilde artmaya alyor dersiniz? Yazl olmayan bir kuraldr bu:
yorgun yolcuyu artma, yle bir urayan insanlar aldatmaya alma... paul'den Georgianllara: 7, 13."
nc yabanc, etli dudaklar srekli p pozisyonunda bzm uzun yzl olan, katrndan indi ve
uzun yolculuun rahatszln gidermek iin pantolonunun an aaya ekti. ncecik, tiz bir sesle, "Ben
am," dedi.
"Her ey srasyla, Bobby-Evladm."
BJ, "Bu katrlarn ii bitmi," dedi. "Onlar ok yormusunuz." Katrlarn srtlar kaalanmak istiyordu;
eyerlerinin kenarlar yara olmutu ve srekli yedikleri tekmeler kaburgalarnda derinin almasna neden
olmutu. Balar nnde duruyorlard, ak enelerinden salyalar akyordu.
"Ses tonunuzda bir knama m sezdim, dostum? Bize kar sert davranmamalsnz. Biz yalnzca souk,
acmasz dnyada elinden geleni yapmaya alan zavall insanz. yle deil mi, Ufaklk?"
Yass yzl cce, byk sar bir srtla bakt.
"Ufaklk'n adnda tuhaf bir durum var. Ufaklk denilen birok insan iri kym heriflerdir, tpk Kvrck
denilenlerin dazlak olmas gibi. Ama bizim Ufaklk... ufaklktr. Bu ne kadar ilgin deil mi? Ama haklsnz,
dostum, bu katrlarn yararsz hale geldiini sylerken.- Onlar beslemenin bir yarar yok, deil mi? Bak ne
yapacam. Bu katrlar size brakacam, parasz bir hediye olarak alabilirsiniz. Tanmamzn erefine."
"Bu katrlar istemiyorum."
"Bak bak! Bak ne yapyorsun. Ben sana ne yapacam anlatyorum, sense bana olmaz diyorsun. Bu tr
eyler beni berbat eder. Ama ben mantkl bir insanm. Demek istemiyorsun. Peki yleyse..." Belinden
tabancasn kard ve nce ilk katr, sonra ikincisini vurdu. Her ikisi de dizlerinin stne kerken acyla
anryorlard. Lider olan adam BJ'ye dnerek ellerini havaya kaldrd. "Bak ne yaptn!
129

elikin bu zavall hayvanlarn ac ekmesine neden oldu. Ama eer istediin buysa, ac ekmelerini
nlemene izin veriyorum."
BJ adama bakakald, duyduu irenmeyi gizleyemiyordu. Sonra Matthew'a dnd. "Gidip Coots'un eski
tfeini getir."
Lieder, "Evet, yle yap, evlat," dedi. "Bu ihtiyarn tfeini getir. Bak aklma ne geldi! Yeni dostlarmzn
cesareti olmadn grmek ilgin olabilir. Adnz nedir yeni dostum?"
"Stone."
"Stone, ha? nsanlarn adlarn renmek houma gider. Arkadalarm tantmama izin verin. Bu kk
adamn ad Ufaklk, demin de sylemitim. ri yar olan da Bobby-Evladm. Grebildiiniz gibi her ikisi de
epeyce irkin, ama kk akll ve aalk insanlar olarak bunu telafi etmeye alyorlar. Gerekten aalk.
Ve gerekten kk akll. Ben mi? Benim adm Lieder. L-i-e-d-e-r. Pennsylvania Felemenk ad. nsanlara
adm sylediim zaman bazlar lider olduumu iddia ettiimi sanyor. Biliyor musun? Belki de bunda bir
doruluk pay vardr. Rastlantlara inanmam ben. Hayatlarmz -dedikleri gibi- 'akl almaz' glerce ynetiliyor
bence. Bu gler iyi bir nedenle Lider isminin bana verilmesini semiler. Bu nedenin ne olduunu
bildiimden de eminim. Demek adn Stone (Ta), ha? Ben buna ilgin derim ite! Herkes sizin sert bir adam
olduunuzu anlayabilir, Bay Stone, yabanclarla byle sert konumanza baklrsa. Siz sert bir Stone'sunuz.
Ufaklk'm kk, benim lider olmas gibi, ne demek istediimi anlyor musunuz? Komik bir dnya bu."
Adamlarna dnd. "Biliyorsunuz, ocuklar, Bay Stone'un ne kadar sert olduunu renmeye baylacam.
Bakalm katrlar yerine bana ate edecek kadar sert mi, nk bana bakndan, nnde duran bu zavall
acnas yaratklardan ok daha yksek ve soylu bir insan rnei olduunu dndne eminim."
Glmsemeye devam ederek tekrar BJ'ye dnd. "Bu konuda haklym, deil mi, Bay Stone? Beni acnas
buluyorsun, deil mi? Haydi, itiraf et."
Matthew mutfaktan Coots'un tfei ve bir kutu mermiyle kt.
Lider, "Vay, uraya bakn," dedi. "Fi tarihinden beri klstr bir Henry grmemitim. Bu Henry 44'n mermisi
insann burnunda derin ve gzel bir delik aar, iyi korunmak gerekir! Bir insann kt niyetlerinden baka her
eyini havaya uurur!"
130
Katrlar hl acyla anryordu, ama adamlar elence izleyenler gibi srtrken Lieder rahat bir ses tonuyla
konumaya devam etti. "O Henry'nin nasl doldurulacan biliyor musun, evlat?" diye sorarken gzlerini
BJ'den hi ayrmamt.
"Evet, efendim."
"Doldur yleyse, evlat. Doldur! Bir eyler renmek zereyiz. Bu
a dalarda talarn ne kadar sert olduunu reneceiz. yle deil mi, Bay Stone?"
BJ cevap vermedi.
Matthew silah doldururken, boynu olmayan ve dudaklar bzlm ekilde duran adam a olduunu
syleyerek tekrar szland.
"Sabr, Bobby-Evladm, sabr. nce bu kasabada neyin ne olduunu renmem gerekiyor..." BJ'ye dnd.
"... ve kimin kim olduunu. Sonra yiyecek, iecek ve kadnlar bulacaz. Kadnlar bulacaz! Hey, ktlkler
ininizde -yanlmyorsam Gezginler Oteli- Mary adl bir kz yok muydu? Ve Kitab- Mukaddes'in hakl olarak
dedii gibi: Glmek hayatmz renklendirir ve ykmz hafifletir... Paul'den Virginianllara: 7, 13. Ani bir
fkeyle, "O silah Bay Stone'a ver, evlat!" dedi tkrr gibi. "Ona ver! Haydi, ver!"
Matthew uyumucasna tfei BJ'ye verirken katrlardan biri ld. Patetik bir basitlikle ld. Boynunu uzatt,
yaral brne bakt, beyaz gz zntyle kocaman olmutu, sonra ban yere indirip i eker gibi bir sesle
ld.
BJ'nin parmaklar tfee deer demez lider azdan dolma tfeini kavrayp karnna iyice dayad. "imdi,
Bay Stone, yapmanz gereken tek ey tetii ekmek! Tetii ek yeter, bu dnyadan gp giderim. Sizin gibi
soylu ve stn bir insan iin benim gibi aalk bir plkten dnyay kurtarmak iin byk bir frsat... ama!"
Bir parman BJ'nin yzne dorulttu. "Ama, ama, ama, bir saniye! Ate etmeden r?.ce kck bir saniye.
Tetii ektiiniz zaman neler olacan sylemem adil olur." Yznde youn bir samimiyet ifadesi belirdi, sesi
ciddi bir tona brnd. "O tetii ektiiniz zaman unlar olacak: Sacam." Srtt, adamlar kahkahadan
krldlar. 'Ha, leceim, bundan hi pheniz olmasn. Tam karnna mermi yiyen bir insann lmekten baka
seenei pek yoktur. Ama sacam da. Biliyorsunuz, bir herif vurulduu zaman hemen her zaman
sar. Bu bir tr kaslmadr. yle mi, Bay Stone? O tetii ekecek ve smama neden olacak msnz? Sizin
iin iyice smaya alacam Bam zerine yemin ederim ki... h-h. Belki bunu sylememeliy. dim. Kt
ans."
BJ'nin ene kaslar gerildi.
Lider BJ'yi sert gzlerle ama glmseyerek seyretti. "Ha, o tetii ektiinizde olacak bir ey daha var, Bay
Stone. Sadk arkadalarm sizi vurup ldrecekler. Kim bilir, siz de karnnzdan vurulabilir ve sabilirsiniz. Siz
ve ben, yan yana yerde yatyor, soylu adam ve aalk gnahkr, her ikisi de pislik iinde, utan verici!"
Srtt.
BJ yutkundu.

"yle grnyor ki beni ldrmek istiyorsanz, kendi hayatnz da feda etmek istiyorsunuz demektir. Bu
dnyada hibir ey bedava deil, Bay Stone, nk ahrda dansa gireceklerin kapda para demesi yazl bir
kuraldr. Bunun Paul'den Oklahomahlara: 7, 13 olduunu sanyorum, ama yanlyor da olabilirim." Srtmas
yok oldu, gzleri sertleti ve tfei karnna daha da bastrd. "Eee? Korkak deilsen ate et! Ate et! Ate et!"
BJ namluyu liderin elinden hzla ekti.
Ufaklk ve Bobby-Evladm tabanclarna uzandlar.
Silah patlad.
Ufaklk'n mokasenlerine kocaman bir katr beyni srad.
Matthew bu iren ayrnty ak seik grd, ama rahatsz olmad, nk teki Yer'e gemiti.
arpk yzl cce bir para otla beyni deli gibi silmeye alrken homurdanyordu. "Yaptna bir bak!
Ayakkablarm mahvettin! Mahvoldular!"
"imdi, Ufaklk, zavall ihtiyar Bay Stone'a o kadar kzma. Ayakkablarna bir ey yapmak istemedi. Hi
cesareti olmadn bize gsterdi. Ama gene de soylu ve yce bir insan, bakalarnn ayakkablarn bir neden
olmadan pisletecek insanlardan deil. O tfei alyorum, Bay Stone. Ve sakncas yoksa mermileri de. eride
sakladnz baka silah falan var m?"
"Yok."
"Emin misiniz? Umuyorum ki zavall bir yabancy aldatmaya a132
lmyorsunuz. Bobby-Evladm, belki bir gz atsan iyi olur. Belki Bay Stone'un hepten unuttuu bir-iki silah
vardr."
"Ben am."
Lieder yavaa gzn Bobby-Evladm'n yzne dikti. "Sana ne dedim ben?"
Bobby-Evladm bir homurtuyla BJ'ye srtnerek geti ve ahrn iine girdi.
Lieder dilerinin arasndan, "Allaha kr," dedi. "eride hi silah olmadn sylerken yalanclk
yapmadnz kuvvetle umut ediyorum, Bay Stone, nk bu dnyada beni deli eden bir ey varsa o da
yalanclktr ve deliye dndmde de yapacaklarmn snr yoktur. Ben kkken de byleydim herhalde.
Ufaklk! u ayakkaby silmeyi brakr msn!"
Mutfaktan Bobby-Evladm'n ekmeceleri atn, eyalar yere dktn duyabiliyorlard. Sonra asl eve
geti ve yere atlan kutularla, devrilen mobilyalarn sesi duyuldu.
"Beni baka neyin deli ettiini biliyor musunuz, Bay Stone? . Washington D.C.'deki hkmetin gizlice -Sizinle
konuuyorum, Bay Stone/ Ben sizinle konuurken banz evirmeyin!" Sonra imek gibi bir srtla sakince
konumaya devam etti. "... Washington D.C.'deki hkmetin anayasal haklarmz azar azar elimizden
almas... azar azar. rnein mutluluk arama anayasal hakkm aln. Bir keresinde ABD bakanna mektup
yazarak beni nasl kilit altna alp anayasal haklarmdan mahrum brakrsnz diye yazdm. Biliyor musunuz
bakan ne cevap verdi? Tek bir kelime bile yollamad! Mektuplarma cevap verecek nezaketi bile gstermedi.
stelik ben Amerika Birleik Devletleri'nin zgr domu beyaz bir yurttaym! Ha, tamam, zenciler
sokaklara tkrebilir, beyaz kadnlar sktrabilir, yabanclar gemilerle gelip Amerikallarn ilerini alabilir,
ama gerek bir Amerikal anayasal haklarn- Bu ne demek?"
"Ne ne demek?" diye sordu BJ.
"Bana yle bakn."
"Sana zel bir ekilde bakmyorum."
"Bakmyormu! Bu bak daha nce de grmtm. Kendi kendine bu adam kak diye dnyorsun. yle
deil mi? yle deil mi?"
133
"Yalnzca Yirminci Mil'e neden geldiinizi merak ediyordum."
"Demek bunu merak ediyordunuz, Bay Stone. Hi fikriniz olmadna emin misiniz? Burada bir insann
isteyebilecei hibir ey aklnza gelmiyor mu? Belki her hafta trenle dadan getirilen bir ey. Parlak ve
deerli bir ey, ha? Bobby-Evladm! abuk olsana!"
Evin ikinci katndan bouk bir cevap geldi. "Aryorum!"
BJ, "Madenden gm getiren tren altm kadar madenci de ge-tirir," dedi sakince. "Ve ounun da silah
vardr."
"nsanlar bana yalan syleyince nasl olduumu anlatmtm."
"Altm madenci," diye tekrarlad BJ. "Silahl."
Lieder uzun bir bakla onu tartt. Sonra birden srtt. "Altm, ha? Ve hepsi de silahl? Bak bak! Ama,
Tanr'nn iradesi varsa benim de var. stelik tonlarca iradem var. Bu Amerika Birleik Devletle-ri'nde olan
korkun eylere bir son verecek kadar ra- Senin sorunun ne evlat? Neden yznde aptalca glmsemeyle
dosdoru suratma bakyorsun?"
Matthew gzlerini krptrarak teki Yer'den geri geldi. Lieder'in sylediklerini zihninden geirmesi yalnzca
bir saniye srd. "Size gzm dikip bakmak istememitim, efendim."
Bobby-Evladm yan kapdan karken pantolonundaki tozlan silkip kendi kendine homurdanyordu. "Silah
yok. Kitaplardan baka bir ey yok."

"Kitaplar m? Bak sen! Kitap dkn bir insan olduunuzu kefettiime memnun oldum, Bay Stone. Haksz
yere zgrlmden mahrum kaldm uzun, yorucu yllarda sabah, le, akam kitap okurdum. Bir
zamanlar bir cezaevi mdrnn 'srad' olarak tanmlad szck daarcm bu ekilde gelitirdim.
Srad! Binden fazla kitap okuduuma inanabiliyor musunuz? Binden fazla! Her konuda kitaplar. Sayfalan
hl almam olduu iin benden nce kimsenin okumadndan emin olduum faatlar Kitab'nn bir
yorumunu bile. 'Yedinci Mhr'n aslnda ne anlama geldiini biliyor musunuz? Bahse girerim
bilmiyorsunuzdur. Bir keresinde kk bir bror gemiti elime, ihtiyar rahibelerin eline getiklerinde
manastrdaki genlerin bana neler geldiini yazyordu. Binden fazla kitap! Siz ka kitap okudunuz, Bay
Stone? Bine kesinlikle yakn deildir, bahse girerim."
134
Matthew, "Bay Stone eskiden retmendi," dedi bunun kitap okumay seven adamda sayg uyandracan
umarak. "Romallar okuyor."
Lieder dilerini yalad. "Bak bak. Bir retmen, ha? Kalbimde retmenler iin her zaman zel bir yer vardr.
Genlerin zihinlerini ekillendirmekten daha kutsal bir grev yoktur. Benimkinin ekillenmesine yardm eden
bir retmenim vard. Ama uzun ve zor yllar iinde onun katklarn asla unutmadm. Bir dakika bile." BJ'nin
yzn keyifli, elenen gzlerle inceledi. "Neyin zerine bahse girerim biliyor musun, retmen? Bahse
girerim bu kasabay, gm nakliyatn ve Gezginler Oteli'nde alan orospular ve burada yalnzca bir avu
kasabalnn yaadn nasl oluyor da biliyor diye merak ediyorsun. ey, karlatm yal bir maden
araycsndan Yirminci Mil hakknda her eyi rendim. yi bir Samiriyeliydi. Zavall yorgun yolculara katrlarn
dn vermeyi istemekle kalmad, silahlarn ve Tabiat Ana'nm rahminden zorla ald birazck altn tozunu
bile verdi -renkli bir ifade oldu deil mi? Belki bu arayc altn bir yerlere saklamtr diye dndm, bu
yzden tavan ziyafeti ekerken ona normal bir ekilde sordum. Bata fazla konukan deildi, ama onu
bildii her eyi bana anlatmaya ikna etmeyi baardm. Bence onu ikna eden koku oldu. Atete kzaran ayak
nasl kokar bilir misiniz? Pis bir koku ve bunu inkr etmeye almann yarar yok. Deri yanmaya, patlamaya
baladnda da...! Aman Tanrm! Ama bu kokuda insan bildii her eyi anlatmaya zorlayan bir ey var.
Ortaya kt ki zavall herifin o tozdan baka bir eyi yoktu, yani bir hi uruna ld. Bu da gsterir ki, yle
deil mi? imdi bakalm!" Bir parman kaldrd, gzleri parlyordu. "Soru u: Btn bunlar size neden
anlatyorum? Neden kalbimi size ayorum. Siz eitimli bir insansnz, Bay Stone. Neden anlattm siz
tahmin edin."
BJ konumak zere azn at. "nk tepenin tas attnda nereye kadar gideceini bilmemizi istiyorsun."
Lieder Bobby-Evladm ve Ufaklk'a dnd, gzleri hayranlkla almt. "Bunu duydunuz mu? Bay Stone
eytani niyetimi sapna kadar anlad! Eitimli insanlarla konumann stnl bu." Tekrar BJ'ye dnd.
"ey, kltrl konumanzdan aldm zevki kaybet135
mek istemem, ama biraz kasabay dolamak istiyorum. Komularm tanmak. Belki yiyecek bir eyler. Bunca
yolculuktan sonra srf biraz rahatlamak ve elenmek iin."
Matthew hem korkmasna hem bozguna uramasna karn gzlerini adamn yznden ayramyordu: sivri
burun, ateli, soluk gri gzler, hzla deien ruh hallerine uygun olarak alan ince izgiler. Matthew birden
Lieder'in dosdoru gzlerinin iine baktn fark etti: ruhunu okur gibi grnen, insann iine ileyen bir bak.
Matthew da gzlerini ayramadan ona bakt. Sonra Lieder glmseyip gz krpt, sanki yaananlarn hepsi bir
tr akayd ve yalnzca ikisi bunu anlyordu. "Sanrm bu eski Henry'yi yanma alacam, yle deil mi, evlat?
Genlerin eline ate brakmak tehlikelidir." BJ'ye dnd. "Ve de korkaklara." aretparman apkasnn
kenarnda gezdirerek dnd ve avludan sokaa doru yrmeye balad, peinde de adamlar.
BJ Stone ve Matthew arkalarndan sessizce baktlar.
"Ne..." Matthew boazn temizledi. "Ne yapacaz?"
Gzleri hl uzaklaan adamlarn zerinde, BJ ban hafife iki yana sallad ve dudaklarn oynatmadan,
fsltyla konutu. "Bilmiyorum."
"O maden araycsn srf bizi korkutmak iin uydurduuna bahse girerim. Demek istiyorum ki, dalga geer
gibi grnyordu."
BJ hl ban iki yana sallyordu. "Hayr, dalga gemiyordu. Yaptn syledii her eyi tam olarak yapt."
"Gerekten o kadar kt olduunu mu sylyorsunuz?"
"Ktden de kt. Deli." adamn sokan ortasnda durmasn, Gezginler Oteli'ni geip Kane Ticaret'e
doru gitmeden nce saa sola bakmalarn izledi. "Silah ve mhimmat aryorlar. Byk ihtimalle kasabadaki
btn silahlar toplama niyetindeler."
Matthew, "Yani... ne yapmamz gerekiyor?" diye sordu.
BJ. derin bir soluk ald ve parmakularn gzlerine bastrd. "Coots'un dnmesini bekleyelim. O ne
yapacan bilir. Bu katrlardan kurtulmamz gerek. Onlar gmecek zamanmz yok. Alp koyaktan aaya
iteceiz. Krei al."
"Olur, efendim, ama sonra ne yapacaz?"
"Krei al yeter, evlat! Dnmek iin zamana ihtiyacm var."
136

Matthew odunluktan krei alrken, BJ de duvarn kenarndaki banka oturdu ve bir eylem plan kurmak iin
zihnini berraklatr-maya alt. Gzleri iki aylk Nebraska Plainsman gazetesine takld. Daha birka dakika
nce, Bushnell-Nebraska'da o adamla karsnn ldrlmesiyle ve oullarnn esrarengiz biimde
kaybolmasyla (muhabirin ne srdne gre muhtemelen karld) ilgili olarak Matthew'a ne -bir ey
syleyecekse- diyeceini dnyordu.
Ama daha acil sorunlar ve tehlikeler vard.
BR SAAT KADAR SONRA Matthew, Kane Ticaret'in arka kapsn at ve ayak ucuna basarak depo ksmna
girdi. Durup ses dinledi.
Sessizlik.
Gerilimli bir fsltyla seslendi. "Ruth Lillian?" Sonra: "Bay Kane?"
Yant yok.
Dkknn kapsna ayaklarnn ucuna basa basa gidip yavaa aarken, nabz kulaklarnda gm gm
atyordu. "Bay Kane?"
Yal adam yutkunup elini gsne gtrd. "Senin neyin var, evlat! Tam alrken bir insan byle
korkutmak niye?" Aslnda, otomatik olarak at muhasebe defterini karalama iini brakah uzun zaman
olmutu, yabancyla karlamasndan sonra iine dnerek sakinlemeye almt. Ama say kolonlarna
gzn dikmi bakyordu, o kadar endie iine gmlmt ki, Matthew ksk seslenmelerini duymamt.
"Sizi korkuttuysam zr dilerim, efendim. Ruth Lillian nerede?"
"Yukarda ekerleme yapyor. Boaz acyor. Hafta sonu dkkna bakaym derken ok yoruldu."
"O adamlarn bu tarafa doru geldiini grdm. Ne istiyorlard?"
"Sordu"
"Umarm Ruth Lillian' grmemilerdir!"
"Hayr. O yatak odasndayd."
"ans ite."
Bay Kane afallam gibi belli belirsiz ban sallad. "Evet... ans.
137
Satlk silah var m diye sordular. Yok dedim, stoklarmzda silah yok, ama istedikleri her eyi Kader'den
sipari edebiliriz. Ama patron, tuhaf gzl olan, kasabada o kadar uzun sre kalmay planlamadn, ama
gene de teekkr ettiini syledi. Bana glmsedi. Glmsemesi..." Ban iki yana sallad."
"Gerekten iren insanlar, Bay Kane. BJ Stone onlarn kak olduunu, belki de hapisten katklarn
dnyor."
"Evet." Bay Kane de ayn fikirdeydi. "Evet, bu mmkn. Adamn gzlerinde acmaszlk vard. Ve... elenme."
"Silah satmadnz sylediiniz zaman ne dedi?"
"Kendi korumam iin bir silah tutup tutmadm sordu. Hayr, dedim, silahlardan nefret ederim. Elimdeki tek
ey madenciler iin ayrdm birka kutu mhimmat. O zaman tuhaf bir ey syledi."
"Aksanmn nereden geldiini sordu. Aa Dou Yakas'yla ilgili bir aka yapt. O solgun gzleriyle bana
bakp zenginliimizi yamalamak iin ABD'ne gelen gmen srlriyle ilgili konumaya balad. Korkarm
bamz dertte, Matthew."
"Evet, efendim, bu kesin. O patron BJ'ye ve bana korkun bir ey anlatt bir maden araycsna yapt
gerekten korkun bir ey. Adamlar katil, Bay Kane. Ruth Lillian'n adamlar gidene kadar ortalkta
grnmemesinin iyi olacan dnyorum."
"Evet. Evet, elbette."
"BJ'yle ben baz eyler konutuk, BJ bir araya gelip kendimizi nasl koruyacamza karar vermemiz
gerektiini sylyor."
"Tm kasaba m?"
"Yo, yalnzca o ve siz... ve ben sanrm. brlerine gvenmiyor. Bu yabanclardan gzm ayrmamam
syledi. Sonra karanlk bastktan sonra buraya gelip sizinle ve onunla bulumam gerekiyor."
"Evet, evet. Ben..." Bay Kane'nin dikkati dalma benziyordu. Sonra gzlerini krptrarak, "Evet, bunun iyi
bir fikir olduuna eminim.
"Buradan nereye gittiklerini biliyor musunuz?"
"Bir tanesi hi durmadan a olduunu sylyordu. Patron otelde yemek yiyip yiyemeyeceklerini sordu, ben
de ona hayr dedim, sokan karsndaki pansiyona gitmeniz gerekiyor. Oraya gittiler."
"Hl oradalar m?"
138
"Hayr. Gezginler Oteli'ne getiler. Bir tanesinde iki tfek ve bir-ca tabanca vard. Bjorkvistler'in silahlan
herhalde."
"Bizden Coots'un tfeini de aldlar. yle grnyor ki BJ hakl. Kasabadaki btn silahlar topluyorlar."
Bay Kane dnceli dnceli ban sallad. "Bu da bizi onlarn insafna brakr." Gzlerini kapad ve ellerini
gsnde kavuturdu. Bu hareketiyle, o adamla gergin karlamasndan beri ilk kez hafif bir huzur buldu.
"... nsaflarna," diye tekrarlad. "Sence o adamlarda ne kadar insaf vardr, Matthew?"

Matthew alt dudan srarak dkknn penceresinden otele doru bakt. "Pek fazla deil herhalde, efendim."
MATTHEW SKEMLESN, ERF OFSNN karsndaki otelin nn grebilecek ekilde yerletirdi. BobbyEvladm ift kanatl bar kapsn iddetle ap Kane Ticaret'e doru ilerlerken, gne otelin n cephesinden
vuran glgenin sokan byk ksmn zor grnr hale getirmiti. Belli ki imiti. Matthew, Ruth Lillian'n
babasnn st katta kalma talimatna uyup uymadn merak etti. BJ'nin gzn olan bitenden ayrmamas
talimatna uymakla, Ruth Lillian'n tehlikede olmadna emin olmak iin oraya koma drtsne uyma
arasnda karar vermeye alrken, Bobby-Evladm, beceriksizce enesine dayad bir dolu kk kutuyla
sokaa kt. Bu Bay Kane'in madenciler iin ayrd mhimmat olmalyd. Bobby-Evladm Gezginler Oteli'ne
dnd ve sonraki birka saat boyunca Matthew sra-d hibir ey grmedi ve duymad.
Gnein tepelerde donuk krmz ve turuncu renkle batmasn seyrederken, gzleri parlak gnee bakmaktan
kzarm, birden boaz dmlendi. Lieder sokan karsna geiyor, dosdoru erifin ofisine geliyordu.
Matthew'un iskemlesini masann kenarna ekecek ve bir Ringo Kid kitabn ele alacak vakti ancak oldu, kap
kt diye ald ve Lieder eikte durdu. Batmakta olan gnete silueti grnyordu. Matthew kitabndan ban
kaldrd, eliyle gzlerine siper yapt. "Ne var? Ne istiyorsunuz?"
139
"Demek erif sensin, ha? "Bak sen!" Ses tonu alay doluydu.
"Yo, yo, ben erif deilim! Matthew kuru bir kkrdamayla syledi bunu. "Kasabaya geldiimde buras terk
edilmiti. ats salam grnyordu ve tuvalet yklmamt, bu yzden ben... ey, buraya tandm ite."
"Hayal krklna uradm. Destans bir karlama bekliyordum: bana kar nl ve korkusuz kanun adam,
Yirminci Mil'in erifi."
Matthew zoraki bir kahkaha att. "Yirminci Mil'in erifi ancak balk aaca karsa olur. Yani... ah... ne
yapacanza karar verdiniz mi?"
Lieder bir an ona fkeyle baktktan sonra yksek sesle gld. "Bu bir insandan fark etmeden bilgi almak iin
hayli incelikli bir yntem, evlat. ahane bir casus olurdun." Kkrdad. "Hayr, karar vermedim... sava
ekmecemi doldurmak iin gm nakliyesi gelene kadar rahata yerlemek dnda. Bu arada kasabadaki
btn silahlar toplayacam, nk adamlarmn hayatna zen gsteririm. Silah tayan herkes kanlmaz
olarak anlamazlk ve atmaya yol aar. Ama bir kez btn silahlar benim elime geince, anlamazlk
tohumlar ibirlii halinde tomurcuklanr ve atma itaat olarak ieklenir. Blm 7, bab 13, Paul'den
Demokratlara." Gz krpt.
Matthew'un gzleri Lieder'in arkasndaki gneten kamat, ama Lieder'in hemen bann stnde asl duran
tfee bakma iznini vermedi kendine. "Dorusu u ki, efendim. Yirminci Mil'de fazla silah yoktur. Buras
barl bir yer ve sz edilecek bir patrt olmaz. Srpriz Maden Damar'nda madenin azalmas oyunu bozdu.
Ama, bilmiyorum, ortalkta birka silah olabilir. Belki Kane Ticaret'teki Bay Kane madencilere satmak zere
silah saklyordur."
Lieder odaya girerken, "Bay Kane'le zaten konutuk," dedi. "Silah falan yok. Silahlardan nefret ettiini
sylyor. imdi, atalarmzn anayasal haklarmz iin savap ldn dnrsek, bir Amerikalnn bunu
sylemesi komik deil mi? Ama tabii... Bay Kane tam bir Amerikal deil, yani bu byk topraklar yaratan her
eye dudak bkp alay etmesini bekleyebiliriz."
"Haklsnz. Bay Kane biraz tuhaftr. Bana sorarsanz, onun gibi tek bana yaamaktan kaynaklanyor bu."
Lieder'in karken kapda asl duran silah grecei birden Matthew'un kafasna dank etti. Ayaa kalkt.
"Efendim?"
140
"Ne?"
Matthew dilerini skt. "ey, umarm ok kzmazsnz."
"Neye kzmam."
"ey, imdi fark ettim ki size yalan syledim."
"Bana yalan m syledin?"
"Evet, efendim. Aslnda, bir silahm var. Tam bir klstr. Ama aklmdan kp gitti, nk... ey, nk ate
edemez. inde mermi yok. Ama istiyorsanz, tam yannzdaki kapda asl."
Lieder dnd. "Vay canna! u canavara baksana!" Antik tfei indirdi. "Bunlardan hi grmemitim."
"El yapmdr. Dnyada bunun gibisi yok."
"Byle bir eyi nereden buldun?"
"Babamnd. O da dedesinden alm. Dedenin nereden aldn bilmiyorum. Belki Methuselah'tan."
"una bir baksana. Horozun birinin suratnda patlamamas bile mucize." Tfei ortasndan ikiye at ve dip
ksmna bakt. "Tanr bizi esirgesin! Bir insan buraya dse, yarm gn bir arama grubu ancak bulurdu!" Dip
ksmn iine doru bard: "Merhaba! Mer-ha-ba!" Sonra bir yank bekliyormucasna bam edi. "Bu tfein
hi mermisi yok mu diyorsun?"
"Hayr, korkarm yok. Onlar da el yapmyd ve annem sonuncusunu yllar nce tketti."
"ok kt. Omzuna bu eyi atarak sokakta yrmek houna gitmez miydi? Vatandalar bir baktklarnda bir
doa gcyle kar karya kaldklarn anlarlard!" Lieder tfei kt diye kapatt. "Lanet ey bir ton ekiyor."
"Bana m sylyorsun! Ta Nebraska'dan buraya kadar tadm."

Lieder Matthew'a bakt ve gzlerindeki elenceli prlt yok oldu. "Ate edemiyorsa neden bu kadar yolu
tadn?"
"ey, efendim, dorusu..." Matthew gzlerini yere indirdi. "Bu silah bana babam hatrlatan tek ey."
"yle mi? yi, kendini ansl sayabilirsin, evlat! Benim babam ld zaman, onu hatrlatacak ok ey
kalmt. Krk bir kaburga, srtmn her taraf ustura kay izi iinde, krk bir burun. Keke beni dverken
elimde buna benzer bir tfek olsayd. Bununla bir insan vurabilirsin ve gmme kaygsna gerek kalmaz. Bir
bezle alp soba141
nn iine tkabilirsin. Bu silahn mermisi olmadna her eyin zerine yemin eder misin?"
"Keke olsayd!"
"O zaman beni vurup kasabann kahraman olurdun, deil mi?" Srtt.
"Hayr, efendim. Keke mermileri olsayd da, allahn belas eyi satabilseydim. Bakn, biraz para
biriktirebilsem bu kasabadan o kadar hzl kaacam ki, durduum yerde grp greceiniz bir toz bulutu
olacak."
"Anladm kadaryla bu kasabadan fazla holanmyorsun."
"Hayr, holanmyorum. Burada yaayan insanlardan da. imin karlnda hie yakn bir para veriyorlar ve
bana sayg duymuyorlar."
"Peki neden buraya geldin yleyse?"
"Nedeni yok. Union Pacific hatt boyunca batya doru yrdm, insanlarn seninle ilgilenmedii bir yer
bulmak iin. Kafamda belirli bir yer yoktu."
"Tpk benim gibi! Cezaevinden ktm ve baz ilere girdim, sonra bu ynde srklendim, nk mcadelemi
finanse edecek paraya ihtiyacm vard. Eski maden araycs bana gm trenini anlatmadan nce Yirminci
Mil'i hi duymamtm. Ama ben rastlant diye bir eyin olmadna inanrm. Olan her eyin arkasnda byk
bir plan vardr. Yirminci Mil'e zel bir nedenle gnderildim. Neden saklanacak bir yer aryordun, evlat? Ne
yaptn?"
"ey... dorusu u ki, katm. Babam yumruklarn hayli iyi kullanrd, sizinki gibi. Bu yzden silahn aldm.
Suratna tkrmek iin."
Anlyorum. Lieder gzlerini Matthevv'a dikti, sonra sakin bir sesle, "Babann l olduunu syledin gibi geldi
bana."
"Hayr, efendim. Bu silahn ondan hatrladm tek ey olduunu syledim. Baym, bunu satm almak istemez
miydiniz? Demek istiyorum ki, ok seyahat ediyorsunuz. Belki bir yerlerde mermisini bulursun. ok ucuza
satarm. Yalnzca sormutum... ah, diyelim ki"
"Bu silah isteseydim, evlat, satn almazdm. Yalnzca alrdm. Ben iimi byle grrm. Araclar ortadan
kaldrmakla kalmam, toptanclar ve parakendecileri de aradan karrm! htiyacm olan
142
son ey, yararsz ve tonlarca arlkta bir eyi yanma almak. te!" Silah Matthevv'a yle iddetli att ki,
yakalad zaman elleri acd. Tekrar kapnn arkasna asarken, babasnn eliyle yapt son bir dzine
merminin durduu yatan altndaki torbay dnd. Ortalkta dolamaya balamadan nce Lieder'i erifin
ofisinden karsa iyi ederdi. Bu yzden umursamaz bir tavrla, gnbatmn seyretmek istermi gibi verandaya
kt ve omzunun zerinden, "Sylesenize baym. Nereye gitmeyi planl"
"Vay canna! Bu da nedir byle!"
"Efendim?" Matthew karn kaslm durumda odaya dnd.
"Gzlerime inanamyorum! Bir Ringo Kid kitab! Hepsinde ayn iren kapaklar vardr!"
"Siz Ringo Kid okur musunuz?"
"Pis kokulu bir delie tkldnda vakit ar geer. Bir insan bu durumda ne bulursa okur." Kitab bir kenara
brakp Matthew'un yatana uzand. Botlarn yatan kenarndan uzatp apkasn gzlerinin zerine indirdi.
"Yirmi yl boyunca ylda krktan fazla kitap okudum. Bin kitap!"
"Yirmi yl cezaevinde mi kaldnz?"
"Aa yukar. Hepsi bir kerede Kk tatiller yaptm. Srf monotonluu krmak iin, bilirsin. Ama cezaevi
yllarm arkada kald. yilik iin dardaym ve dnya titremeye balasa iyi olur!" Bapar-mayla burnunu
karken gld.
"Cezaevinde btn bu kitaplar nasl elde ettiniz?"
Lieder, apkas hl gzlerinin zerinde, "Gardiyanlar getiriyordu," dedi. "Scak ve ikna edici tavrm
nedeniyle ve onlara yapabileceimden korktuklar iin getiriyorlard. Havu ve sopa. nsanlarla byle iliki
kurarm ben, evlat. Havu ve sopayla dengelerini bozarak. Bir an tatl ve glmseyen, bir sonraki an bir de
bakarsin ki bir konserve kutusunun entikli kenarn bir gardiyann boazna dayamsn ve kesilmi
boazyla barmaya alt zaman insann a-zndan nasl kpkler ktn grp grmediini sormusun.
Kitaplar byle ele geirdim. Bu gardiyanlarn karlat en kt insan olarak. Bu dnya byle iler, evlat.
Biraz ktysen, seni dver ve cezalandrrlar. Ama muazzam ktysen, o zaman korku ve hay-ran-lkla geri
ekilirler. alma konusunda da ayn ey geerlidir. ala143

caksan byk al. ocuklar iin ekmek alan bir adam bir zincir etesinde soluu alr, byk kayalar kk
kayalar haline getirir. Ama byk, gerekten byk alarsan, vlr ve bu dnyann Rockefeller-leri,
Morganlar ve Camegieleri gibi. Elbette bu gibi adamlar yasalar ihlal etmez. Yasalar yaparlar, dolaysyla
almalar 'giriim' ve 'byk finans' olarak grlr. Konu alma ya da kt olma oldu mu, sayg duyulmak iin
byk olman gerekir." Kkrdad. "Ama sana bir ey syleyeceim. Bu Ringo Kid sprntsn okuyarak
fazla sayg elde edemezsin."
"Sprnt m?"
"Beynini rtecek bok gibi, evlat."
"Bay Anthony Bradford Chumms imdiye kadar yaayan en byk yazardr."
"Ringo Kid kitaplarn san o mu?"
Matthew'un enesi gerginleti. "Baym, Ringo Kid kitaplarn zellikle sevdiimi ve onlara dil uzatanlardan
nefret ettiimi sylesem iyi olacak."
Lieder baparmayla apkasn geri att ve apkann kenarndan tehditkr bir dudak bkle bakt. "Bak bak!
yle mi?"
Matthew omuzlarn dikletirdi. "Evet, efendim, yle."
Lieder'in dudak bk srtmaya dnt. "Vay canna! Vay vay vay canna! Bana senin yandaki halimi
hatrlatyorsun! Cesaretlisin, evlat!" apkas tekrar gzlerinin zerine dt ve adam yataa uzand. "Ama
sokan ortasnda elinle barsaklarn tuttuunu grmekten gerekten nefret ederdim, nk benim gibi
kak, berbat bir orospu ocuunu ineme gibi bir yanl yapm olurdun." apkasn tekrar kaldrp gz
krpt.
"Sizi inemek istemem efendim, ama ben... ey, Ringo Kid kitaplar hakknda kt bir ey duymak
istemem."
Lieder'in gzleri Matthew'un bir gznden dierine kayp duruyordu. Sonra gld ve yatan kenarna oturdu.
Matthew, kanvas torbann yatan ucundan grnmediine emin olmak iin yle bir bakmadan edemedi,
sonra hl fkeliymi gibi arkasn dnd ve verandaya kt. Bekledii gibi Lieder hemen arkasndan
gelmeyince hafif bir rperti hissetti, bu yzden ieriden duyulacak ekilde sesini ykseltti. "Uzun sredir
cezaevinde olmad144
nz sylyorsunuz. Sizi tekrar yakalamayacaklarn nereden biliyorsunuz?"
Lieder yataktan, "Onlarn beni tekrar yakalamasna izin vermem," dedi. "Baz kiiler ld, yani beni ellerine
bir geirirlerse... Ama Beni Yirminci Mil'e getiren gler yakalanmama izin vermez. Medenini biliyor musun?"
Sesindeki boulduk yataktan kalkmakta olduunu gsteriyordu. "nk yerine getirmem gereken bir misyon
var. Kutsal bir misyon. Yasak Hakikatin Ortaya k adl bir kitap duydun mu hi?" Kap aznda,
Matthew'un arkasnda duruyordu.
"Hayr, efendim."
"Byle bir kitap var. Hayatm deitirdi. Yolumu aydnlatt, konuyu deitirdi. "Syle bana, evlat. Bu gzel,
refah iindeki kasabada herkesle tantm m?"
"Bilemem ki. Kimlerle tantnz bilmiyorum."
"ey, sen varsn, sprnt okuma -ay, zr dilerim- ramen iyi bir delikanlsn. Sonra o lafazan korkak okul
gretmeni var. Pansiyonda da drt sveli. Dkknda o Yahudi." Verandaya kp Matthew'un yanna
basamaa oturdu. "Genelevi altran pis azl pezevenk var bir de."
"Bay Delanny mi?"
"O ite. Bir bakta cierleriyle problemi olduu belli oluyor. Bir de o topal yardmc var. Madenciler iin
silah tutuyorlar. Karlatm kiiler bu kadar. Tm kasaba bu kadar m, evlat?"
"Saylr. Profesr Murphy dnda. Gelen madencilere scak banyo ve tra hizmeti sunar."
"Profesr Murphy! Bak bak! Sence o profesrde silah var mdr?"
Matthew omuzlarn silkti. "Valla ben bilmem. Yemek iin otele geldii zaman kendiniz sorabilirsiniz. Her
zaman otelde yemek yer."
"yle mi? Biliyorsun. Profesrn huzur ve kamu dzeni adna silahlarn teslim etmekte srarl olacana her
ey zerine bahse girerim. Hem kim bilir, gzel bir banyo konusunda da srar edebilir. Ha, uzun ve scak bir
banyo iyi gelir mi? Kesinlikle iyi gelir. Hey, biliyor musun, evlat? Senden holanyorum. Akllsn ve cesursun.
lk andan itibaren bunu anladm. Cesur ve akll bir ocuk iin bu kasabann uygun bir yer olmamas ne fena.
Kartlarn doru oynarsan belki eni adamlarmn arasna katabilirim. Buna ne dersin?"
145
"ey... aslnda bilmiyorum..."
"Hibir sz vermiyorum, duydun mu? Ama gzlerinle kulaklar^ drt aar ve beni ilgilendirebilecek her eyi
bana bildirirsen... ey kim bilir? Belki de bu lanet kasabaya tekmeyi savurup parlak serven ve gnah
dnyasna peimden gelirsin! Kendine nasl bakarsn, evlat?"
"Anlayamadm."
"Nafakan nasl karrsn?"

"Kane Ticaret'teki Bav Kane'e yardm ediyorum. Ahrdaki Bay Stone iin baz iler yapyorum. Profesr
Murphy'nin dkknn temizliyorum. Oteldekilere kahvalt hazrlyorum, spryorum, bunun gibi iler."
"Tanr bizi esirgesin, bu kasabadaki btn ileri sen yapyormu-sun!"
Matthew ac ac, "Bunu bir daha sylesenize," dedi.
"Tamam, yarn sabah kahvalt daha hazrlayabilirsin. Kocaman porsiyonlar! Ama ok erken olmasn.
Adamlarm kadnlarla ilgileneceinden ge, ok ge kalkacaz. Kendimizi kadnlara gark edeceiz!
Kasabann btn silahlarn toplamamn bir nedeni de bu. Bir insan kendini kadnlara verdii zaman tetikte
olamaz ve birinin kapm tekmeyle ap beni iin ortasnda yakalamas durumunda ok utanrm, ne demek
istediimi anlyor musun? Zihninde bir canlandr! rlplak ve elimde kammdan baka bir ey yok!
Saldrgana nian alp, "Bang-bang, sen ldn!" demem gerekir. te burada yuhalama olur. Ya saldrgan ate
edip elimdeki silah drrse?! Tam i! Bu berbat bir ey olur, deil mi?" Kahkahadan krld. "Berbat!
Berbat! Berbat! OhohoV Kendini toparlayp gzlerindeki yalar sildikten sonra basamakta yana kayd ve
konumadan sokan dalara doru olan ksmna bakmaya balad. Neredeyse iki arkada gibi.
"Biliyorsunuz, Bay Lieder, gerekten korkutucu bir insansnz."
Lieder elinin kenaryla gzlerindeki son yalan da silerek, "Doru valla," diye kabul etti.
"Bay Delanny'nin otelde kalmanza izin vermesine ardm." "Ha, bayldn syleyemem. Ama o pislik herif
nemli deil nk onu rnek Zencim olarak setim." "Anlayamadm, efendim."
146
"Harper's Monthly Magazine'de 'Kongo'da Arap Kle Tacirleri' adl bir yaz okudum. Herifler dergiyi datp
duruyordu, nk zerinde belinden yukars plak bir zenci kadnn resimleri vard. Kk dik memeleri olan
gen bir kadnd. Harper's gibi kaliteli bir dergi, beyaz kadnlarn memelerini okurlarna sunarak hakaret
etmez asla, ama nedense siyah memeler eitsel ve canlandrc bir ey olarak grlr. ey, bu yazda Arap
kle tacirlerinin tm bir zenci kyn ele geirerek kimse ne olduunu anlayamadan btn silahlar
topladklarn, sonra kendilerine zarar vereceklerin bana ne geleceini gstermek iin kyden birini
setiklerini yazyordu. Bu rnek Zenci'yi kyn tam ortasna getirmiler ve yazarn 'en iren ve aalayc
ikenceler' dedii eyler yapmlar. O yazy defalarca okudum, ta ki ezberleyene dek. u Araplar ii biliyor!
Bir kasabay kontrol etmenin en iyi yntemi. Anlayacan Bay Delanny benim rnek Zencim olacak. Bunun
sana ok zalimce geldiine bahse girerim." "Geliyor, kesinlikle."
"H-h, ey, aslnda zalimliin tam tersi bu, nk sonu olarak birok gereksiz ac ve cezay nlyor. Bu tr
kararlar vermek ho deil tabii, ama lider olmann da bir paras. Ayrca gerekli... genel iyilik iin. Kirii
krdm zaman Ufaklk'la Bobby-Evladm' yanma almama neden olan da ayn dnceydi. Pek akll deiller
bunu kabul edelim, normal bile deiller! ve Kutsal Misyon'uma aldrdklar bile yok, ama yerel halkn
dikkatini eken trden aalk, irkin orospu ocuklar. Beni anlyor musun?" Matthew cevap vermedi.
"Elbette onlar gibi sprnt tipler Kurtulu Ordu'mda asla lider olamaz. Bunun iin cesareti, beyni ve derin bir
yurtseverlii olan parlak genlere ihtiyacm var. Bana siper olacak birine ihtiyacm var! Gzm ve kulam!
Dava uruna ehit dersem... ki byk ihtimalle yle olacak, bayra devralacak birine. Benim ihtiyacm
olan bir veliaht prens! Biliyor musun, evlat? Sen bu veliaht prens olabilirsin." Zihninde byk bir poster
canlandryormucasma nndeki boluu eliyle tarad. "Aranyor: Veliaht Prens! Makul saatler! Seyahat ve
ilerleme imknlar! Aptallar, renkli rktan olanlar ve yabanclar bavuramaz!" Sesi fsltya dnt. "Seni
neden setiimi biliyor musun?"
147
"Hayr, efendim." Matthew aralarna daha fazla mesafe amak iin kyn kyn poposunu kaydrd.
"Seni setim, nk ayn kumatanz, senle ben. Bunu gzb inde gryorum. Biz neyiz biliyor musun, evlat?
rselenmi ocuklarz. rselenmi ocuklar! Ruhu glenmeden nce bir ocuu rselersen, sonunda iki
eyden biri olur karsn: Ya dnyann seni ayaklar altna alp yzn amurla svamalarna izin veren
omurgasz bir kle ya da iinde dizginlenemez bir fke kaynayan tehlikeli bir Doa Gc! Bu fke soylu bir
davaya kanalize edildii zaman da... ey, o zaman korkutucu ve huu uyandrc biri olur karsn!" Matthew'a
dnerek aratran gzlerle bakt. "Seni kim rseledi, evlat? Beni, nce babam, sonra erkek bir retmen,
slahevinde de bir mdr rseledi. Ama artk daha fazla rselenemem. Bundan byle rseleyen ben
olacam. Syle bana, evlat. Seni kim rseledi? Baban m?"
"Ben hi rselenmedim."
"Bu tam bir palavra, evlat. Gzlerinin en dibine kadar rselendiin belli. Ya bu dnyada bir hi olacaksn ya
da huu uyandrc bir insan! Biz rselenmi ocuklar byleyizdir. te buna Karma! diyorlar." Srtp gz krpt.
Matthew, Lieder'in tarafnda Peder Hibbard'n madencilere vaaz verdikten sonra Srpriz Maden Damar'ndan
uzanan patikadan geldiini grnce konuyu deitirme frsat bulduuna memnun oldu. Parmaklarm aklatt.
"Ha, kasabada yaayan bir kii daha var. Onu tamamen unutmuum."
"Kimmi o?"
"Leroy Hibbard adl bir peder. Her pazar Damar'a giderek madencilere sert bir vaaz verir. Ama genellikle
pazartesi gn gne batmadan nce dner."
"Bir vaiz, ha?"

"ey... tam denemez. Viski ier, gece ge vakitlere kadar kadnlarla dp kalkar, sonra ne kadar gnahkr
ve be para etmez olduunu haykrp durur. Bay Stone da onun be para etmez olduu fikrine katlyor.
Peder Hibbard'n ate edecek mermiye demeye -hey, iti an oma yannda bulundur."
Lieder homurdanarak basamaktan kalkt ve vaizin yaklamasn
148
ayakta bekledi. Sa elini beline tkt tabancann kabzasna koymutu. Aznn kenaryla, "Ad ne demitin?"
diye fsldad. "Hibbard."
"Bak bak, bu Peder Hibbard deilse ne olaym!" diye selamlad. "Kahrolaym ki yle! Evinize ho geldiniz,
Peder! Sizin iin srnze gz kulak oluyordum!" Uzatt elini, aran din adam tereddtle tuttu, ama
parmaklarndaki kemikler Lieder'in gl kavrayyla atrdad. "Bakn ne yapacaz, siz ve ben, Peder.
Evinize gidecek ve ene alacaz, zaman iinde evinizde olan silahlan bana verebilirsiniz. Kim bilir? Hatta
byk bir gnah karma itkisi bile duyabilirim aniden."
Madenden oraya toz iinde alt saatlik yry boyunca, Gezginler Oteli'nde Jeff Calder'dan iki ald arka
kapnn grntleri Peder Hibbard'n akln megul etmiti, bu yzden eski erif ofisindeki yabancyla
konumak istemedi. Ama Lieder, Peder'in gzlerinin iine bakarak glmserken elini smsk tutuyordu, onu
evine -hemen!- gtrmezse, tfeini ateleyip geri kalan mr boyunca be para etmez bir ktrm yapmak
zorunda kalacan syledi. Kendi ban yemi olacakt, "... nk bir insana iddet uygulayanlarn kendisi o
iddetin kurbandr ... Paul'den ipavalara: 7, 13. Bu pasaj bildiinizden eminim."
Matthew basamaklarda oturarak iki adamn tozlu sokakta gnbatmnn son klarna doru yrmesini
seyretti. Peder Hibbard'n ince, simsiyah vcudunun arkasndan bir glge gidiyordu.
Matthew erifin ofisine dnerek kendini yataa att. zerine kasvet kerken demedeki bir atlaa
gzlerini dikti. Bir sre sonra... bir saat, belki daha fazla... gzlerini krptrarak teki Yer'de ortaya kt ve
yavaa kapnn stndeki tfei almak zere doruldu. Sonra yatan altnda kuma torbay arad, erifin
yldz ve el yapm mermiler de dahil olmak zere hazinelerini battaniyenin stne dkt. Silah ortadan krp
iine bir mermi koydu. Skca yerletirince merminin stndeki balmumundan ince bir tabaka koptu. Ahhh!
Trnayla balmumunu alrken irenerek rperdi. Mermiyi tfekten tekrar karp organik ve pis bir eymi gibi
torbann iine att, sonra balmumlu merminin yaratt duyguyu yok etmek iin ellerini gmleine sildi.
149
Kalp atlar normale dnnce kafasn toplamaya alt. Bir saat iinde Kane Ticaret'e gidip BJ Stone ve Bay
Kane'le bulumas gerekiyordu. Ama nce pansiyona gidip Bjorkvist erkeklerinin savata onlara katlp
katlmayacana bakmas iyi... Ne Allahn belasyd bu adamlar?
Tfei tekrar kapya asarken gzleri Lieder'in kenara frlatt kitaba takld.
Byle bir adamn Ringo Kid kitaplar okumasndan gerekten nefret ediyordu!
BJORKVISTLERN ODUNLUUNA YAKIN BR glgelikte duran Matthew, pansiyonun mutfana alan cam
kapdan ierisini grebiliyordu. Mutfakta Kersti lamba nda alyor, ocan stndeki byk demir
tencereden kepeyle kovaya yemek dolduruyordu. Kovay Gezginler Oteli'ne gtrerek her zamanki otel
sakinlerine ve o yabancya yemek verecekti. Bayan Bjorkvist kendi ailesi iin de yeterli yemek hazrlam,
ama son dakikada hepsini otele gndermeye karar vermiti, bylece yabanclar yeterli yemek olmadndan
ikayet edemeyecekti. Ya oluyla kocas? Onlarn itahlar zaten kesilmiti, o adamlarn yaptklarndan sonra.
Matthew gizlice arka merdivene szld. "Kersti?" diye fsldad, dudaklar cama dedi deecekti.
Kersti biraz bastrabildii bir aknlk l att. "Senin neyin var?! Bir insan byle korkutulur mu?"
"Afedersin, ama ben"
"Neredeyse orbay dkyordum! O zaman canna okurdum!"
"ist, sesini alalt, ltfen. Kapya gel. Seninle konumam gerek, ama adamlardan biri etraflarda dolanyordur
diye aydnla kmak istemiyorum."
Suratn buruturan kz byk teneke Beechnut marka eftaliyi (ok youn urup) ta lavaboya tad ve
konserve aacayla ve fkeli enerjiyle kutular amaya giriti, dudaklar inatla onunla konumay reddettiini
gsterir ekilde sk skya kapalyd. Matthew
150
jyz ok net grebiliyordu, nk kz camn aydnlk tarafndayd, ajna karanlk tarafta olduu iin kz onu
ancak yle byle gryordu. Matthew tam bir dakika sessizce orada durduktan sonra Kersti "Eee?" dedi
tslar gibi.
"Buraya gelen adamlar. Bay Kane buradan yannda silahlarla kan syledi."
"Doru sylemi. Babamn btn silahlarn aldlar. Hatta Oskar'n tfeini bile."
"Hepsini aldlar m? Babann onlardan karabildii olmad m?"
"Karabilmek mi! Sen deli misin?"
"it."
Kersti sesini kst, ama "Babamn bir ey karabilmesinin hi yolu yoktu. Byle hrpalanmken," diye
konuurken sesinde gerilimli bir cyaklama vard.
"Ona zarar verdiler mi?"

"Patron olan, kfir inlilere datmak zere silahlar toplamak zere geldiklerini syledi. Babam buradan
defolun gidin dedi. Oskar da babamn yannda duruyordu, kavga etmeye hazrd. Ama uzun kollu ve
bzlm dudakl iri kym adam kim olduunu anladn m?"
"Ona Bobby-Evladm diyorlar."
"Tamam, babamn yanna gitti ve karnna bir yumruk att. Sert bir yumruk. Sonra hem babam hem de Oskar'
salarndan yakalad ve suratlarn birbirine vurdu. -drt kez! Sonra braknca yere yldlar, kanayan
burunlar ve yarlm kaslaryla yere oturdular. Sonra patron anneme gerekten zgn bir sesle adamlarnn
byle bir ey yapmas gerektii iin ne kadar zgn olduunu, ama annemin evdeki btn silahlar
vermesinin iyi olacan syledi, nk bir silah sakladmz kefederlerse tam deliye dnermi. ey,
annemin ne kadarsilah varsa hepsini verdiine bahse girebilirsin. Onu sulayamayz, deil mi?"
"Hayr, ama birka silah olsa kullanabilirdik."
"Biz kim?"
"ey..." Neredeyse BJ Stone ve Bay Kane'in adn syleyecekti, ama kendini tuttu. "... biliyorsun, bu
adamlarla mcadele etmek iin biraraya gelenler."
151
"Onlarla mcadele etmek mi? Sen deli misin?"
"it."
"Sana it! Byle adamlara kar konulamaz! Hepimizi ldrte-ceksin! Annem onlarn yalnzca madendeki
gm istediklerini sylyor ve en akllc ey almalarna izin vermekmi. Bizim gmmz deil! Bize ne
ki."
"Ama onlar yalnzca soyguncu deil. Kak onlar. Cinayet iliyorlar. yle korkun bir duygu var ki iimde,
Kersti, eer biz"
"Kak olan sensin! Babamla Oskar' bu lgnca plana ikna etmeye almann hi yarar olmaz. ok kt
durumdalar. Zaten annem de onlara izin vermez." Son kutuyu da teneke kovaya dkerken kaygan eftali
paralar su sratyordu. "imdi buradan git, beni duydun mu? O adamlarn biz Bjorkvistler'in onlara kar bir
ey yapmaya altn dnmelerini istemem, zellikle babamla Oskar' otele gtrmken."
"Ne?"
"Biraz nce buraya gelip onlar aldlar."
Matthew adamlarn otelden kp sokakta yrdklerini grmediine armt. Sonra bunun yatakta oturup
teki Yer'e gitmiken olmu olabilecei kafasna dank etti.
"Annem senin ne yapmak istediini rense, ne yapar biliyor musun?" dedi Kersti. "Adamlarn iyi tarafna
rastlarm da babamla Os-kar'a daha fazla zarar vermezler umuduyla seni ispiyonlar."
"Ama Kersti, bu adamlarn iyi taraf falan yok. Onlar insanlara zarar vermekten holanyor. Onlara elence
kyor."
"Bjorkvistler'e zarar vermedii srece benim iin hava ho! Buradan uzak dur! Benden uzak dur!"
Matthew gzlerini kapatt ve dudaklarn cama yaptrd. "Tamam. Gidiyorum." Dudaklarn slatt, bir an onu
ocukluuna dndren kirli cam tadn hissetmiti. "Kersti? Bu adamlara silah bulmaya altm
sylemeyeceksin, deil mi?"
"Sana iyilik yapmak iin hibir neden yok, Matthew Dubek. Bana bu ekilde davrandktan sonra."
"Bunu biliyorum, Kersti. Duygularn incittiim iin gerekten ok zgnm. Ama buraya geldiimi
sylemeyeceksin, deil mi?"
152
Kersti bo eftali kutularn p variline att, kasten kard takrt Matthew'un suratn buruturmasna ve
karanlkta evresine baknmasna neden oldu. Kersti ona dik dik bakt. Sonra iini ekti. "Hayr,
sylemeyeceim. imdi sen... buradan gider misin!"
"BR DAKKA, BAY STONE. Adm adm gidelim. Hata yapma lksmz yok." Bay Kane'in sesi ksk ama
heyecanlyd: heyecanmyd, nk hemen bir karar vermeleri gerekiyordu; kskt, nk lamba yakmaya
cesaret edememilerdi ve karanlkta yksek sesle konuan insanlar ancak sarholar ve korktuunun
dnlmesinden korkanlardr.
BJ Stone, "Haklsnz," dedi. "Fazla ileri gittim. Fazla zamanmz yok da."
Birka dakika nce Matthew yavaa Kane Ticaret'in arka kapsndan ieri szlm ve Bay Kane'in
tezghnn bir uuna oturmutu. Solunda ve sanda BJ Stone ve Bay Kane birbirlerine dnkt. Gzleri
karanla alnca profillerini grebilmeye balad, dkkn vitrininden giren aynda kalar ve burunlar
parlyor ve bir gzleri dkkn iinin karanlnda parlyordu. Ruth Lillian Matthew'un karsna oturmutu, srt
vitrine dnkt. Yz glgede kalmt, ama aynn binlerce kk bakr rengi salarn aydnlatyordu.
Bir babasna bir Bay Stone'a bakarken lo k gzlerinde belli belirsiz lekeler yaratmt.
Matthew'un dolunay ndan dkknn emici karanlna aniden dal, otelde hazrlanan tehdidi konuan iki
tek gzl adamn seslerindeki ksk gerilim, Ruth Lillian'n karsnda oturmas, parlayan salar bunlarn
hepsi Matthew'a gndz grlen rya, bir kbus yeri gibi geldi. Kendine hatrlatmak zorundayd bunun
gerekten yaandn... gerekten yaandn... gerekten yaa

"Fazla zamanmz olmadn biliyorum, Bay Stone. Ama seeneklerimizi dikkatle gzden geirmeliyiz," dedi
Bay Kane. "Fazla temkinli ve kl krk yarar olduumu dnebilirsiniz, ama..."
153
Omuzlarn skca silkmek zere kaldrd: belli belirsiz aksan gibi kkenini ortaya koyan bir hareket.
ki adam kasabann felaketinin balamasndan beri Yirminci Mil'in sakinleri olsalar da, ticari konumalar ve
nezaket szleri dnda konumamlard, ama ikisi de birbirlerindeki tutku ve zeky anlam ve zihinsel
yalnzlk anlarnda belli belirsiz dost olmalarn istemiti.
Bay Kane t'nin zerine hafife basarak, "Tamam," diye devam etti. "Emin olduumuz eylerden balayalm.
Bu adamlar gm almak iin geldiler. Tamam m?"
"Tamam. Ama elbette asla ele geiremeyecekler. Trenle gelen altm madenci varken olmaz, stelik ou
silahl."
"Ha, ama bu adamlar madencileri bilmiyor."
"Biliyorlar. Ben anlattm."
"Siz mi anlattnz?"
"Evet. Yirminci Mil'de kalmann hibir yarar olmadna ikna etmeye alyordum. Ama adamlara mantk
ilemiyor. Kak onlar."
Bay Kane aksann sorduu zaman Lieder'n soluk renkli, aniden bombo olan gzlerini hatrlad. "Evet,
tamam, diyelim ki adamlar kak. Bu ne anlama geliyor Bu ne? Neler oluyor?"
Sokan karsndaki otelden duraksamal, ksk bir sesle "Rock of the Ages" arksn syleyen erkek sesleri
geldi. Ama ilk dizeyi tekrarlarken sesler ykseldi, sonra gene tekrarladlar, gene... her seferinde daha yksek
bir tonda.
BJ ilk notayla sessizlik iin elini kaldrrken sese doru eildi. "ok komik. Drt hayr, be erkek sesi var.
Yanlarndakiler kim?"
Bay Kane, "Bjorkvistler," dedi. "Belki bakalar da." ki yabancnn Bay Bjorkvist'le Oskar' nlerine katp otele
gtrdklerini grdn anlatt. Yzlerinde dayak yemiler gibi bir grnt vard.
Matthew ban sallad, Kersti'yle konutuunu ak etmeden olanlar anlatmak istiyordu.
BJ, "Ama neden onlar otelde istesinler?" diye yksek sesle dnd. "Peki neden ark sylyorlar Tanr
akna?"
Bay Kane, "Bilmiyorum," dedi. "Belki sarho olmulardr. Ya da belki..." Ellerini birbirine arpt.
ark bakla kesilmi gibi durdu. Sonra yksek tonda bir alk sesi geldi.
154
BJ, "Onlar ark sylemeye zorlam olabilir mi?" diye sordu. "Liderlerinin sapk bir mizah duygusu var."
Bay Kane bunu sessizce sindirdikten sonra, "Bana yle geliyor ki iki seeneimiz var," dedi. "Ya
kmldamadan durur ve iin patlamasn umarz ya da bir tr eyleme geeriz. Her iki yolda da riskler ok ak.
Yararlan ise... o kadar ak deil.!'
Otelden piyano sesleri geldi: akc bir balat. Matthew arky biraz biliyordu: kafesteki bir kzla ilgili bir ark.
Erkek seslerine bir soprano sesi katld. Matthew, "Bu Queeny," dedi. brleri ona soru sorar gibi baknca da,
"Quenny... ah... eskiden gsteri dnyasn-daym."
BJ Bay Kane'e dnd. "Hibir ey yapmadan oturma seeneine sahip olduumuzu sanmyorum.
Madenciler Damar'a dndkten hemen sonra gelmeleri kt. Bu demektir ki tam alt gn katlanmak zorunda
kalacaz."
Bay Kane, "ok uzun," diye ona katld. "ok ok uzun. Peki ne neriyorsunuz?"
"ey, yarm dzine kadar plan yaptm, ama hepsi sonuta ayn kapya kyor. Kendimizi korumak iin
birarada olmak zorundayz. zellikle de..." Ruth Lillian'a yle bir bakarken izgi gibi olan gz grnmez
oldu.
Bay Kane ban sallad.
Otelden bir kahkaha patlamas ykseldi ve piyano tekrar "She's Only a Bird in a Gilded Cage" arksna
balad, ama bu kez syleyen yoktu.
BJ devam etti. "Bir olaslk da Kane Ticaret'te barikat kurmak olabilir ya da"
Bay Kane, "Neden buras?" diye sordu.
"nk burada yiyecek var. Ayrca soygun olur diye sakladnz silah."
"Yiyecek evet. Ama silah yok. Tezghn altnda bir tane tutuyordum, ama artk yok. Doruyu sylemek
gerekirse silahlardan korkuyorum."
BJ uzun uzun iini ekti. "Evet, kabul etmeliyim ki bu darbe oldu. Doal olarak tezghn altnda falan bir
silahnz olduunu dnmtm."
155
Sokan karsnda bir kahkaha tufan koptu. Biri dilerinin arasndan slkla bir eyler ald. Piyano balad
almaya devam etti.
"ey, belki burada tutunmaya almasak da olur," dedi BJ. "Bu onlarn dikkatini Kane Ticaret'e ekmekten
baka bir ey yaramaz, stelik Allaha kr Ruth Lillian'n varln henz bilmiyorlar. Bu durumda bize
yalnzca bir yol kalyor. Kasabann erkeklerini bir araya toplayp onlar buradan atmalyz."

"ldrmeliyiz mi demek istiyorsunuz?"


"Bay Kane, ben iddet yanls bir insan deilim. stelik pasifist ilkelerim cmert bir korkaklk oranyla pekiir.
Ama bunlar gibi adamlar sz konusuysa..."
"Ama onlarla hesaplamaya kalkarsak byk ihtimalle vurulacak olanlar biz oluruz. Kald ki btn silahlar
onlarda."
"Btn silahlar deil. Bjorkvistlerde av tfekleri var ve eer bize katlrlarsa biz"
"Hayr, efendim," diyerek Matthew araya girdi. "Bjorkvistler'de hi silah yok. O adamlar gelip silahlan alm.
Bay Bjorkvist'i ve Oskar' dvmler. Suratlarn birbirine tokuturup burunlarn krmlar."
"Sen bunu nereden biliyorsun?"
"Konumak iin gizlice oraya gittim... onlarla." Bir an gzleri Ruth Lillian'a gidip geldi. "Neler olduunu
renmeye alyordum. Bu kadar kt dvldkten sonra Bjorkvistler bu adamlar fkelendirecek bir ey
yapmaya cesaret edemez."
"Anlyorum." Sessizlikte Matthew BJ Stone'un yutkunma sesini duyabiliyordu. "Peki...!" Dilini dilerinde
gezdirdi. Sonra: "Tamam. Ama gene de geriye Gezginler Oteli'ndeki insanlar kalyor. imdi, Jeff Calder'da
Sava tfeinin durduunu ok iyi biliyorum. Sarho olduu zaman elinde sallayarak nasl bir kahraman
olduuyla bbrlenir. Ve elbette Delanny bir tr kumarbaz silah, bir cep tabancas falan zulalamtr. Bu iki
silah demek. Ayrca Bu nedir? Bir ey mi var?"
Bay Kane bam iki yana sallyordu. "Calder'n ve Delannynin silahlarn da almadklarn dnmenin nedeni
nedir? Almam olsalar bile lm deinde bir kumarbazla tek bacakl yal bir adamn dilerine kadar silahl
kak katile kar ans ne olabilir? Kk-semek niye"
156
Piyano tiz bir sesle arknn sonuna geldi, sonra viskinin dili dolandrmas nedeniyle szler bozuk ksa da,
bir kadn sesi, svp sayma niyeti ok ak bir dizi sz sarfetti. Sert bir kahkaha.
Bir lk ve Kane Ticaret'te oturan drt kiinin soluklarn tutmasna neden olan bir cam krlmas.
Barn kaplar otelin iki yanna arparak ald. Bay Kane pencerenin yanna giderek sokakta Gezginler Oteli
kapsndan szan lamba na bakt. "Tanrm, o..." Masaya dnerek iskemleye kt. "Kadn rlplak
soyup sokaa atmlar." "Kimi?" "Yal olann." "Quenny mi?" Bay Kane ban sallad.
Otelin iinden balat tekrar balad ve sarho sesler ykseldi... nk onun sevgisi -o-o-k eski, nkya--l
adamn al-t-t-n...
Bir sre sessiz durduktan sonra Matthew darda plak yatan Quenny'nini kafasndan atmaya almas
gerektiini hissetti. "Ah... Bay Lieder birka saat nce erif ofisinde beni grmeye geldi."
BJ, "Ne istiyordu?" diye sordu.
"Silah aryordu. ok konutu, ama ne zaman aka yapyordu ne zaman yapmyordu anlayamadm. Ona
ocukluk halini hatrlattm syledi. etesine girmek isteyip istemediimi sordu. Onun klc ve kalkan,
havarisi olmamla ilgili bir eyler syledi nasl konutuunu biliyorsunuz."
"Peki sen ona ne dedin?"
"Ne diyeceimi bilemedim. Mankafay oynadm." Bay Kane, "yi yapmsn," dedi. "Senden holanmsa,
belki senin yaknna sokulmana izin verir, o zaman ne yapmay planla" Otelden atlan bir silah sesiyle hepsi
dnmeden ayaa frlad. BJ pencereye giderek gizlice soka kolaan etti. Bay Kane, "Ne var?" diye
fsldad.
"Kadn iyi. Korkuyordum, onlar... Ama hl basamaklarda oturmu, ba bacaklarnn arasnda. Krktk
sarho, bir bakta anlalyor." Sonra Ruth Lillian iin iyimser bir ses tonuyla: "Havaya ate
157
etmi olmallar. Biliyorsunuz... srf grlt yapmak adna grlt yapmak."
Bay Kane parmak ularyla alnn ovuturdu ve gzlerini kapatt. Sonra sakin bir sesle, "Ya zehir?" dedi.
BJ, "Zehir mi?" diye sordu. "Onlar nasl zehirleyeceiz?"
"Bilmiyorum! Aklma bu ihtimal geldi. Matthew yarn sabah kahvaltlarn hazrlayacak. Belki... bilmiyorum...
kahvelerine konulan bir ey ya da..."
"Ama, baba!" dedi Ruth Lillian. "Bu herkesi ldrr. Bay De-lanny'yi. Kzlar. Herkesi!"
"Ama bir ey yapmamz gerek!" Bay Kane masay diziyle iterek ayaa kalkt. "Burada byle oturamayz,
onlar!" Homurdanarak gsn iirip dirseine inen ary defetmek istercesine sol kolunu tuttu.
"Baba!"
Bay Kane iskemlesine yaslanrken skl dilerinin arasndan, "Bir ey yok," dedi. "Yalnzca..."
Ruth Lillian babasnn elini tutunca Matthew kzn ince parmaklarnn babasnn skyla ezildiini grd. Bu
ekilde eklemlerinin ezilmesi ac veriyor olmalyd, ama kz hi ses karmad.
Bay Kane iki kez yutkundu, her seferinde gs arsna katlanmak iin dimdik durmaya alrken kk
sesler kard. Sonunda uzun bir i ekti... son ar dalgasn test ediyormucasna, ihtiyatla. Ardndan... bir
sre sonra, "Geti," diye fsldad. "Allaha krler olsun."
BJ Stone, "yi misiniz?" diye sordu.
"Evet, evet, imdi iyiyim. Ben... zr dilerim." Ruth Lillian'n elini brakt ve vermi olabilecei acy dindirmek
istermiesine okad.

Bir sre sonra BJ, "Tamam, hi deilse lehimize bir nokta var,"
dedi.
Bay Kane glmsemeye alarak, "Syleyin," dedi. "u anda kk de olsa iyi bir habere hazrm."
"Coots'u bilmiyorlar. Adamlar geldiinde Coots Damar'a eek gtrmt. Yarn sabah erkenden dnmesini
bekliyorum."
"Onda silah var m, Coots'da yani?"
158
"Evet. Yola ktnda yanna antika kapakl Colt'unu alr. Ylanlardan korkuyor. Bu dnyada Coots'un
korktuu tek ey ylanlardr."
Bay Kane, "Demek lehimize iki ey var," dedi. "eride Matthew var... az ok yle saylr. Yarn sabah da
Coots dnecek ve adamlarn bilmedii silahl bir insanmz olacak."
Ruth Lillian, "Beni de bilmiyorlar," dedi.
Babas sert bir sesle, "Evet ve bu byle de kalacak," cevabn verdi.
"Ama bir dakika!" dedi Matthew. "Ya Coots'un patikadan geldiini grrlerse? Demek istiyorum ki, neler olup
bittiini bilmiyor. Kasabaya gizlice gelmesi iin bir neden yok.
"Haklsn," dedi BJ. Bu kadar nemli bir eyi karm olduu iin karnna ar girdi. "afaktan nce patikaya
kar ve on neler olup bittiini anlatrm."
Bay Kane, "Ya adamlar sana bakmaya gelir de ahrlarda bulamazlarsa?" diye sordu.
Ruth Lillian yalnkat bir havayla, "Coots'u uyarmaya ben gideceim," dedi.
"Sen hibir"
"Ama baba! Baka kim gidebir? Dkkndan bir ey isterler diye senin burada kalman gerek. Matthew
kahvalt hazrlamaya gidecek. Bay Stone'un ahrdan ayrlmamas gerektiini biraz nce sen syledin."
"Beni dinle. Sen bu"
BJ szn kesti. "Kz hakl, biliyorsun. Sabah ilk i gizlice kar ve patikaya giderek Coots'u karlar. Arka
penceremde nbet tutarsam, ayrla gelmeden on be dakika kadar nce onlar Shinbone Cut evresinde
grebilirim." BJ scak bir fincan kahveyi hazr etmek iin sk sk Coots'un dnn gzlerdi. "Geldiklerinde
de gizlice"
"Kzmn yakalanma riskine atlmasna izin ver"
BJ tekrar szn kesti. "Bay Kane, Ruth Lillian akll bir kz. Aptalca bir ey"
Bay Kane kesin bir ifadeyle, "Hayr," dedi. "Hayr.
Matthew, "Efendim," dedi. "Ya Ruth Lillian binalarn arkasna ok dikkat ederek gese ve afaktan nce
ahrlara gitse? O zaman ilk kla birliktke patikaya geebilir, Coots'la bulutuu zaman da olabildiince
sessiz olmas iin onu uyarr. Sonra da"
159
"Ben hi"
"Hayr, yalnzca bir dakika izin verin, efendim. Sonra patikada yoluna devam edecek Srpriz Maden
Damar'na gidebilir ve oradaki madencilere neler olup bittiini anlatabilir. Bylece kasabadan km ve
gvende olur, Coots uyarlm olur ve"
"ve madenciler buraya gelip adamlara srpriz bir baskn yapabilirler!" diye BJ sz devrald. "Dilerine
kadar silahlanp yolun byk ksmn trenle gelirler, sonra bir mil kala hat boyunca yaya yrrler, sessizce...
gece belki. Tamam!"
Bay Kane bu plann anlaml olduunu gryordu, ama gene de Ruth Lillian' bir riske sokmakta
tereddtlyd. "Patikay kabileceine emin misin? Ben kendim Yirminci Mil'den daha yukarya kmadm."
BJ, "Dik ve zordur," diye kabul etti. "Yamur yadnda da tuzaklar vardr. Ama kuru olduu srece
baarabilir." Ruth Lillian'a dnd. "Rahat olmalsn. Kendini zorlama. Damara varmak rahat rahat dokuz,
belki on saat srebilir, buna gre hazrlan. Madenciler gelene kadar bu kaklara insanlara zarar verecek bir
neden hazrlamamak bizim iimiz olacak. Eee? Kabul ediyor musunuz, Bay Kane?"
Ruth Lillian babasnn koluna dokundu. Ksa bir i mcadeleden sonra Bay Kane gzlerini kapad ve ban
sallad. "Evet, evet, onu kasabadan karacak her eye varm."
BJ, "yi," dedi. "O halde yarn sabah, Ruth Lillian' patikaya kadar gtrdkten sonra nbete yatacam.
Coots'u Shinbone Cut civarnda grnce de otele gidip patronla konuacam. Ona gm elde etme ans
olmadn syleyeceim ve diyeceim ki allah kahretsin, ne diyeceimi bilmiyorum. Yolda bir ey
uydururum. Ama yle ya da byle Coots'un fark edilmeden ahrlara girmesini salamak iin dikkatlerini
datacam. Peki! Byle olacak. imdi hepimiz biraz uyusak iyi olur sanrm. Yarn sabah scak tutacak ve
rahat bir eyler giymeyi unutmayn, gen bayan. Matthew? Queeny konusunda bir ey yapman gerek."
"Ben mi? Ah... ne yapacam?"
"ey, zavall kadn orada plak brakamayz. Onu evine gtr."
"Ama ben"
160
"Ruth Lillian, Matthew'a kadn rtebilecei bir ey bulabilir misin?"
"Elbette." Ruth Lillian raftan bir Hudson Bay battaniyesi ald. "Bu j grr m?"

BJ, "Gayet iyi grr," dedi. "Tamam o halde!" skemlesini geriye itti. "Konumamz gereken baka bir ey
daha var m, Bay Kane?"
"Hayr, herhalde hepsi bu kadar," dedi Bay Kane. "Biraz nce olduundan daha, ok daha rahat olduumu
sylemek istiyorum."
Bay Kane'in sahte gveninin Ruth Lillian'n rahatlamasna ynelik olduunun farkna varan BJ uzanp kzn
kolunu tuttu. "Siz iyi misiniz?"
"Elbette." Ama istemeden titriyordu.
"ok korkmuyorsun deil mi?"
"Hayr, efendim. Tam dozunda korktuumu syleyebilirim," dedi sahte bir glmsemeyle. Sonra daha ciddi
bir tavrla, "Beni merak etmeyin, Bay Stone. Yaplmas gerekenleri yapacam."
"Yolun ak olsun! imdi, Matthew? erifin ofisine gitsen iyi olacak."
"Ama ya Quenny?"
"Evinden ona doru yrmelisin. Buradan karken grlmeni istemiyorum."
"Ha, anladm. Elbette."
Bay Kane kzma, "imdi biraz yatsan iyi olacak," dedi.
"Uyuyamam ki."
"Belki yle ama gzden uzakta olursun."
"Ama baba..."
"Ruth Lillian!"
"... Tamam, baba."
BJ, "Artk ikiniz de gidin," dedi.
Merdivenin stnde Ruth Lillian Matthew'a battaniyeyi verdi. Almak iin uzanrken Matthew'un eli kzn eline
dedi ve hafife skt. Sonra ayrld.
ki yal adam, uzun duygusal gerilimin ardndan, karanlkta yorgun ve mideleri ekimi olarak oturdu. Bay
Kane konutuu zaman sesi kskt. "Sizce gerekten bir ansmz var m?"
"Ha, elbette!"
161
"Hm-m-m. yle dnmeseniz bile, dnyormu gibi yapardnz."
"Evet."
Bay Kane ban sallad. "Gen Matthew'dan ok ey istiyoruz. Casusluk gibi tehlikeli bir grev veriyoruz."
"Akll bir olan."
"Ha, evet, akll. Ama bir ey var..." Bay Kane omuzlarn kaldrd, ban iki yana sallad.
BJ iki ay nceki Nebraska Plainsman'deki yazy hatrlad. Ana-babasm... bu ekilde bulduktan sonra bir
olanda ne kadar duygu-sal esneklik kalrd? Matthew'a olup bitenleri anlatma frsat verip vermemeyi
dnd. Ama ya hatrlamak olann salam tutan unutkanlk ve fantezi kuman skmesine neden olursa?
Bu gece akll bir karar veremeyecek kadar yorgundu. Ahrlara dnmesi gerekiyordu ve
Ama Bay Kane karanla doru ksk bir sesle konumaya balad, baklar eski tezghn ayn aydnlatt
yzeyine dikilmiti.
"Size silahlar beni korkuttuu iin tezghn altnda, tuttuum silahtan kurtulduumu sylemitim. ey, bu
doru, ama ayrca..." Omuzlarn silktikten sonra parmak ularyla yllarn muhasebesinin ypratt masa
kenarna dokundu. BJ Bay Kane'in devam etmesini sabrla bekledi. "alyordum. Tam bu masada. Gece
ge olmutu ve karm hasta bir arkadan ziyarete gitmiti. Ha, hasta arkada falan olmadn biliyordum,
ama..." Derin derin i ekti. "Muhasebe defterimi ap oturmutum, kafam megul etmeye alyordum... onu
dnmemeye... Sonra birinin verandann basamaklarn ktn duydum. Gl, kendine gvenli bir erkein
ayak sesleri. Kasabann erifini hatrlyor musunuz?"
"Evet."
"Gl, kendine gvenli bir adam. Neyse, ieriye girdi, yldzn bu masann zerine att ve kasabann ii geri
alabileceini syledi. Bam kaldrp ona bakmadm. Yirminci Mil can ekien bir kasaba olduu iin buradan
gittiini syledi. Sonra neredeyse rastgele karm da yannda gtrdn syledi. Karm hatrlyor
musunuz, Bay Stone?"
"Evet."
162
"Gzel bir kadn." "Evet. Gzel."
"Benim iin fazla gen elbette, ama... gzel. Ruth Lillian ona ok benziyor. ey, adam ktktan sonra burada
bu masada saatlerce oturdum. Elimde soyguncular korkutmak iin sakladm tabanca vard. Bir insan hibir
zaman ldremeyeceimi dnmtm hep, ama o gece... o gece birka dakika boyunca' ldrme
noktasna geldim. Kk kzm uykusunda alamasa... ona ne olacan dnmesem, Yirminci Mil gibi bir
yerde tek bana... Bu yzden horozu indirdim, ayaa kalktm ve gecenin karanlnda yrdm. Neredeyse
gn aarmt, durgun, souk ve ben..." Dudaklarn skt ve vcudu sarsld. "Kayaln kenarna kadar
demiryolu raylarndan yrdm ve... o tabancay olanca gcmle frlattm! Gryorsunuz ya, Bay Stone,
silahtan kurtulmak, kendimi yalnz ve aresizlie gmlm bulduum ilk gecede kzmn yetim olmamasn

salamann tek yoluydu." Ban kaldrp hafife glmsedi. "O gnden beri Yirminci Mil Kane Ticaret'te hi
silah yoktur. iddete kar olduum iin deil. Yalnzca, dediim gibi, silahlardan korktuum iin."
BJ bir sre sessizliin karanln iinde erimesine izin verdi. Sonra ban sallayarak gitmek iin ayaa kalkt.
Bay Kane de ayaa kalkt, el sktlar. "yi geceler, Bay Stone."
"Size de, Bay Kane."
DOLUNAY SOKAI SOLUK AMA her yeri aydnlatan bir kla ykyordu, bu yzden oteldekere
grnmemek iin Matthew erifin ofisine giderken Yaz Tura Kulb'nn ykntlar arkasndan dolat. ki terk
edilmi binann arasndaki aklktan, Quenny'yi otelin basamaklarnda aynda plak oturmu sarho bir
zavalllkla kendi kendine sallanrken grd.
erifin ofisinin arka kapsndan ieriye girdi ve bir an durup Quenny ile nasl ilgileneceini dnd. En
iyisinin cesaretle sokaa kmak olduuna karar verdi, bylece adamlardan biri onu grrse rahatsz olmu
gibi yapar ve grltlerle barmalarn onu uyandr163
dn, neler olduuna bakmaya geldiini syleyebilirdi. Lambas^ yakt ve iyice at ki, kimse karanlkta
gezindiini iddia etmesin Sonra Ruth Lillian'n verdii battaniyeyi ald ve tam sokaa kmak zereydi ki,
gmleini pantolonundan karp salarn kartrmas gerektiini hatrlad.
"Quenny?" diye fsldad.
Kadn otel basamaklarna yar oturur yar uzanr haldeydi, kvamn kaybetmi, stbeyaz bacaklar iki yana
almt.
"Al. Bunu stne sar." Matthew, Hudson Bay'i kadnn omuzlarna koyarken sarms etine bakmamak iin
ban evirdi.
Kadn rpererek yn battaniyeyi stne ekti. "Bir centilmen byle davranmazd," diye mrldrand. "Hibir
gerek centilmen bir bayana byle szler sylemez!" Sa gz ikinlikten neredeyse kapanmt.
"Hayr, tabii ki sylemez, Queeny." Matthew onu ayaa kaldrmaya alt, ama kadn ok ard ve
kprdamyordu. Babas sarho ve inat olduu zaman annesinin syledii tatl, her yola gelir bir sesle,
"Bunlar sylemek ok aalka," dedi. Anlar demetinde bir yerlerden, babasnn baygn yatarken azndan
kan aktt ocak tanda slak bir noktay hatrlad. "Hadi gel, Queeny. Biraz yardm etmen gerek. Seni
kaldramyorum."
Kadn kendini toplad, sallanarak ayaa kalkt. Queeny "Nereye gidiyoruz tatlm?" Viski kokan soluu
Matthew'un midesini alt st etti, kadnn sesindeki dolak cilve boazn tkad.
Matthew kadn erif ofisinin kapsndan yan destekleyip yar srkleyerek geirip yataa grd. Queeny
kemikleri aniden erimi gibi yataa kt. Matthew elini lambann zerine siper ederek sndrd. Birdenbire
karanla gmlmek yar baygn Queeny'yi harekete geirmie benziyordu, dirseinin zerinde dorulup, "...
onlara artk imek istemediimi syledim, ok teekkr ederim, ama bzlm dudakl kocaman adam beni
masaya iterek ikiyi boazmdan aaya dkt! Boazmdan aa...!" Hkrmaya balad, vcudu
sarslyordu. "Sonra bana zorla dans ettirdiler. Giysilerimi paraladlar ve dans ettirdiler! Herkes bakarken. Ve
glerken! Bu bir bayana doru bir davran tarz deil, yle mi?"
"Hayr, kesinlikle deil, Queeny. ok zgnm."
164
"Ohoho, yle mi tatlm? Gerekten ve gerekten zgn msn?"
"Herkesin sana baktn syledin."
"Ve glyorlard. Sahnedeyken cidden iyi bir dansydm. Ty kadar hafif. Herkes el rpp slk alard ve...
Ama bir kz ya alnca..-" Scak gzyalar sesini tkad.
"Sana bakan o herkes kimdi, Queeny?"
"... ty kadar hafif, yleydim. Herkese sor istersen. Yedi Peeliler Dans'nda dans ettim. Ama gryorsun ya
tatlm, bir kar yalannca biraz... ey, biraz hantallayor. Bunu inkr etmenin hi yarar yok."
"Bahse girerim cidden iyi bir dansydn, Queeny. Sana kimin gldn sylemitin?" Annesinin sarho
babasndan biraz bilgi szdrmaya alt zamanki yumuak srarn taklit etti.
"Hepsi! Hepsi glyordu! Ve o lf atmalar! O berber, yal topal, vaiz, o hi ie yaramayan Bjorkvistler.
stelik sarholar1. Patron tkezleyip kkrdayana kadar hepsine viski iirdi. Ama bu mazeret olamaz...
Tatlm? Zavall yal Queeny susuzluktan lyor. Zavall yal Queeny'ye verecek souk suyun var m?"
Matthew srahiden bir fincana su koyup kadna gtrd. Queeny agzllkle suyu ierken ara sra hava
almak iin yutkunuyor ve ksryordu. "Ama bu bir mazeret deil, yle mi? Sarho olmalar bir insan
hakknda... biraz hanhantal olmu diye lf atmalarnn mazereti olamaz."
Matthew yatan kenarna oturdu. "O adamlarn otelde ne ii vard?"
"Syledim ya! Glp lf atyorlard!" Ve tekrar hkrmaya balad.
"Evet, ama oraya neden gelmilerdi?"
"O getirtti!"
"Bay Lieder mi?"
"Elbette!"
"Ama neden byle yapt?"

"Bana sorma. Ben... ben..." Sesi kesildi, soluu dzensizleti.


"Queeny? Queeny? Bana Bay Delanny'yi anlat."
"Ne...? Ha?"
"O yabanclar otele geldiinde Bay Delanny bir ey yapmad m?"
165
"Hayr, tabii ki yapmad! Bay Delanny bir bayana glp lf atmayacak kadar naziktir. Bir profesyoneldir.
Benim gibi. Yal Queeny'ye biraz daha su verir misin, tatlm. Susuzluktan ldm."
Matthew teneke kupay tekrar doldurdu, yataa gtrd ve kadn agzllkle ierken dudaklarna tuttu.
"Queeny, uzun zamandr Bay Delanny'nin yannda alyorsun. Syle bana, silah var m?"
Kadn kupann iine doru, "O tam bir profesyoneldir," dedi. "Sert ama adil... benim gibi."
"Evet, Queeny, ama dinle ben. Bay Delanny'nin... bir... silah... var m?"
"Elbette!" Kupay yere frlatt. "Sana onun bir profesyonel olduunu sylemitim! Siz akll geinenler hibir
ey anlamaz msnz?"
Matthew soru sormadan nce sabrla kadnn fkesinin dinmesini bekledi. "Bay Delanny'nin ne tr bir silah
var?"
"Kck bir ey. izmesinde. Kck namlusu olan bir cep tabancas. Minik bir olann kamndan daha
byk deil." Kkrdad... ve geirdi. "Oh-oh! Korkarm... souk su... viskinin azma gelmesine neden oluyor.
Korkarm ben..." Kendini yastn zerine att.
"Queeny?"
"Uyumam gerek tatlm," dedi dili dolaarak. "Cidden uyumam gerek yoksa hasta olurum."
"Queeny? Queeny? Sence Bay Delanny sana glp lf atan adamlara silah eker mi?"
"Hayr, ben... ne? Kalka...myor"
"Ne?"
"Bay Delanny... iskemleden..."
"Queeny?"
"Kalkamyor dedim ya!"
"Ne? Neden kalkamyor?"
"Onu bir iskemleye oturttular. Ve kalkmaya cesaret edemiyor. Konumasna bile izin vermiyorlar, o da ah
tatlm, ben... ben herhalde hasta oluyorum. Bana neden o suyu iirdin?"
"Hasta olmak iin dar m kmak istiyorsun?"
"Evet, belki daha iyi olurum. Bana yardm et. Ah, ah. Hayr, yapamyorum. Bam kaldramyorum. Fazla..."
166
"Bir eyin kalmayacak, Queeny. Uyu. Sabaha bir eyin kalmayacak."
"yle mi tatlm? Yal Queeny iyi mi olacak sence? Sen yal Queeny'ye lf atmazsn, deil mi?"
"Hayr, Queeny, atmam."
"Ohoho, ne tatl deil mi? Lf atmayacan biliyorum, nk annene iyi bir evlat oldun ve onun... biskvit
yapmasna yardm ettin. Ben yalnzca... ben..." Ksa bir homurtu, sonra uyudu.
Matthew battaniyeyi stne iyice rttkten sonra aynn loluunda iskemlesine oturdu. Srtna ani bir
rperti geldi. Uyumu kollarm ovuturdu. ividen kanvas ceketini alarak srtna koydu, boazn stmak iin
yakasn boazna kaldrd. skemleye oturdu ve orada oturup sabah beklemeye karar verdi.
ey, belki gzlerini dinlendirirdi, sabah olduunda da...
... Birdenbire silkinerek uyand, kalbi atyordu ve sert iskemleden dolay poposu acmt. Queeny'den yaylan
viski ve ter kokusu boazn yakyordu, babasnn eve ge gelip yere dt zamanki kokusu gibi. Bu viski
kokusu nedense kbuslarna sngerimsi kzl bir eya olarak girmiti... hayr, babasnn fkeyle arplm
yzyd... hayr, patlayan bir silah ve... hayr rselenmi olanlar ve havarilerle ilgili bir ey ve... hayr,
hatrlayamyordu. Ryann unsurlar hzla yok oluyor ve saklanyordu.
Sokaktan kahkaha, srayan sular ve barma sesleri geldi ve...
... Srayan sular m? skemlesinden kalkt, poposunu ovuturdu, pencereye gitti. Ay batm, Profesr
Murphy'nin berber dkknnn ardndak eski grltl kmr kazannn lo dnda soka mat siyaha
brmt. Biri baka birine souk su dkt. Bu adamlar berber dkknnn arkasndaki tahta kvetlerde
ykanyor olmalyd. Tahta kvetlerin iine boyunlarna kadar suya gmlm olarak oturan, yzme
havuzundaki ocuklar gibi birbirine su sratan adamlar dnmek tuhaf, iren bir duygu veriyordu insana.
Matthew pencereden ekilip lambay yakmaya ve kbusun son paralan da yok olup belleinden silinene
kadar okumaya karar verdi. Ana-babasnn alt kattaki kavga sesleri midesini alt st ettii zaman yapt gibi
Anthony Bradford Chumms'n karmak olmayan, doru dnyasnda huzur arayacakt.
167
Queeny'yi uyandrmamak iin kibriti masann altnda yavaa akt.
Gn doumundan hemen nce enesi ceketinin yakasna dt, Ringo Kid Son Oyununu Oynuyor uyumu
panrmaklanndan yerde lambann aydnlatt ksma kayd.
BR GN NCENN LEDEN sonras, Bay Delanny barda Frenchy ile iki kiilik oyun oynuyordu ki yol
yorgunu yabanc ieriye paldr kldr girdi. Bay Delanny ban kaldrd, hemen bir deerlendirme yapt ve

Jeff Calder'a adamalara bir iki vermesini syledi. "Bir iki bizden beyler, sonra gitmenizi istemek
durumundaym."
Lieder arm gibi gzlerini krptrd. "Vay canna, kafam kart. Dardaki tabelada burasnn Gezginler
Oteli olduu yazyor. te buradayz, yol yorgunu gezgin. Ama siz bizi samimi ve iten bir ho geldinle
karlamyor gibisiniz. Bu nasl oluyor, dostum?"
Bay Delanny bir kam knar gibi kaldrd ve sert, kesin bir sesle konutu. "Buras zel bir otel. Mterilerimi
seme hakkna sahibim."
Lieder srtt. "Ha, anlyorum. Klasa uygun deiliz, yle mi?"
"Tam stne bastn, dostum. stelik"
"Yoo! stelik falan yok!" Hl srtan Lieder belinden silahn karp horozunu kaldrd. "Ve ltfen bana
dostum deme. Asln ararsan senden baka bir sz daha duymak istediimi sanmyorum. Tek bir sz bile!
Peki nedenini biliyor musun? nk k gmleinden holanmadm, kaln bileklerinden, pamuk gibi beyaz
ellerinden, sprntlere tepeden bakan yce insan tavrndan da holanmadm. nsanlarn benimle byle bir
tonda konumasndan nefret ederim! Buras berbat bir genelevden baka bir ey deil. Sen de pezevenk-ten
baka bir ey deilsin. Bir delik tccarndan hakarete urayacak deilim. Bak imdi neler olacak. yi dinle! O
iskemlede oturacaksn ve tek bir sz bile etmeyeceksin. Tek... bir... sz... bile! nk kn o iskemleden
kaldrrsan ya da azn bir kez bile aacak olursan,
168
seni cezalandrmak zorunda kalacam. En yaratc ve en iddetli cezac olduuma inansan iyi olur. Sana
sylediklerimi anlyor musun? Ban salla."
Bay Delanny konumak iin azn at, ama Lieder kalarn ve tfeinin ucunu uyarr gibi kaldrnca,
gzlerini masann zerindeki kartlara indirdi.
"Tamam, bu daha iyi. Kartlarn doru oynarsan cezadan kaabilirsin. Ama doruyu sylemek gerekirse, Bay
Pezevenk, fazla ansn olduunu sanmyorum. Bana nefret ettiim ve irendiim birini hatrlatyorsun.
Benimle ayn tonda konuan birini. Hey! Sen, oradaki! Ayaa kalk ve onunla ayn cezay paylamak
istemiyorsan ondan uzakla."
Frenchy'nin sar gzleri Bay Delanny'kilerle bulutu. Bay Delanny enesini hafife kaldrarak masadan
kalkmasn iaret etti. Frenchy Lieder'e baktktan sonra yavaa masadan kalkt ve gzlerini Lieder'in
yznden ayrmadan duvara yasland.
"Sen, barn ardndaki! Topal! Bize iki servisi yapmayacak msn?"
Jeff Calder sinirli sinirli yutkunurken yakaland iin "Evet, efendim," derken crlak bir ses tonuyla konutu.
"Peki o halde, yap bakalm."
Jeff Calder bardaklara uzand.
"Hey oradaki, ihtiyar! Ellerini o barn altndan kardn zaman, ellerinde viski iesinden baka bir ey
olmasa iyi olur. Yoksa kn nmzdeki haftaya gnderirim, szm szdr."
"Ben hi de"
"Orada demir falan var m?"
"Yalnzca eski ordu tfeim. Ama yemin ederim ki hi de"
"Ufaklk, yukarya kp arama yap. Herkesi festivalimize katlmaya ar. Boby-Evladm, Topal'n eski ordu
tfeini alsan iyi edersin. Kar kmyorsa elbette. Kar kyor musun, Topal?"
"Hayr, efendim, kar kmyorum."
"te bu holandm istekli ve neeli ibirlii. Mermileri nerede tutuyorsun?"
"Yarm kutudan baka yok. Barn altnda tfein yannda." "Mermileri de al, Bobby-Evladm." Barn stne
yumruunu vur169
du. "imdi, ikilerimizi alalm, Topalmck! Adamlarm bir salona gitmeyeli uzun zaman oldu."
Bir ey denemeye niyeti olmadn gstermek iin iki yana at ellerinin arasna koyarak klstr eski
tfeini verdikten sonra, Jeff Calder kaln altl bardak kard ve avdar viskisi doldurmaya balad, ama
elleri o kadar titriyordu ki ienin boynuyla bardaklardan birine vurdu. Tam barn altndan baka bir bardak
almak iin uzanmken dondu kald ve, "Bardak almak iin uzanyorum, baym! Yaptm tek ey bu! Orada
baka silah falan yok!" dedi.
"Rahatla dostum. Rahatla." Lieder'in ses tonu panik iindeki bir dnyada tek mantkl olduunu akla
getiriyordu. "Arkana yaslanp ii oluruna brakmay renmen gerek. Burada kimse zarar grmeyecek.
Sylenenleri yaptklar srece' zarar grmeyecek. Ve abuk yaptklar srece. Baka bardak almaya zahmet
etme, Topalm-sek-sek. Krk bardaktan iebilirim. Bu kadar itaatkrca oturan u pezevenk kadar krlgan bir
tkrldm deilim ben. "Sempatik" diyecein insanlardanm. Halk insanym, sfrdan ykselmi Neden bana
yle bakyorsun, kadn? Be para etmez bir sprnt orospunun bana byle bakmasna ihtiyacm yok!"
Frenchy tembel tembel pencereye evirmeden nce ciddi bakn bir an Lieder'in stnde tuttu. Akam
boyunca, ksmen cezalandrma ksmen de uyanabilecek isteini yok etmek amacyla yaral yzn
Lieder'den taraf tuttu.

Ufaklk ve Bobby-Evladm ikilerini ierken, Lieder de bardan a tuttu, ama imedi. "Bahse girerim neyi
merak ettiini biliyorum, Topalm-seksek."
"Bir ey merak etmiyorum! Gerekten!"
"Bahse girerim patronunu hareket etmesin diye balamak yerine kendi bana o iskemlede neden braktm
merak ediyorsun."
Jeff Calder, "Benim stme vazife deil, efendim," dedi.
"Bana renmek istemediini mi sylyorsun?"
"Hayr, hayr, bilmekten memnun olurum. Yalnzca demek istedim ki... el, biliyorsunuz... bakalarnn iine
burnunu sokanlardan deilim."
"yi, renmeye bu kadar istekli olduun iin syleyeceim. Bir slahevinde bir sre kalmtm, orada bir
mdr vard. Bu mdr ne
170
zaman benimle konusa ayn ses tonunu kullanrd tpk uradaki pezevengimizin ses tonunu. Bir ocuk
yaramazlk yaparsa mdr onu odasna arr ve yz keye dnk bir iskemleye balard, okuldaki
iskemle oyunu gibi Hey, bir tur daha iki ver, Topalm-seksek! Kendine de al! Hepsi messeseden! Bu
mdr benim saygm kazand, nk nasl cezalandracan .biliyordu. Nasl cezalandracan gerekten
biliyordu. Bunu gardiyanlar normal bir Amerikal olandan daha yksek ruhlu olduumu anlayp da erifin
ofisine gtrd zaman kefettim. Mdr bana glmsedi, elini iskemleye doru sallad. Gidip iskemleye
oturdum, arszca glmseyerek, dnyaya sindirebilecekleri her eyi aldklarn gstermek zorunda olan
ocuklarn yapt gibi. Gardiyanlar beni iskemleye balamak zere yanma geldi, ama mdr hayr dedi.
'Hayr, gen Usta Lieder'i balamayn. Kendi iradesiyle orada oturacana gveniyorum. Onu balayan ipler
olmayacak. Ama Usta Lieder'in irade gcn artrmak iin ona biraz destek olacam. Tek bir sz syler ya
da kl kadar hareket ederse onu cezalandracam. Ha, bir ey daha var, Usta Lieder. Tuvalete gitmek de
yok.' Sonra masasna dnerek iini yapmaya balad, bu arada gardiyanlar kapnn yannda durmu
srtyordu, nk daha nce bu cezaya tank olmamlard. Bylece keye bakarak oturdum. Zaman geti.
Mdrn kaleminin kt zerinde kard sesi duyabiliyordum. Ama ok gemeden ok kt iim geldi. O
zaman kafama dank etti ki gerek ceza kede oturmak deildi. Gardiyanlar ylk ylk bakarken kk bir
bebek gibi stne iemekti. Bir iskemleye bal olduun ve bir ey yapamadn iin stne iemek zaten
yeterince ktdr, ama mdrn hareket etmeme uyars dnda hibir eyle bal deilken iemek... bu
/cck drc. ey, sonunda daha fazla dayanamadm, kamm karp duvara iemeye baladm.
Gardiyanlar beni sk sk tutup kamm hl sarkarken duvara ivilediler, sonra mdr elinde bir cetvelle
yanma geldi. Ban zgn zgn sallyordu Usta Lieder'a o iskemlede uslu uslu oturup tek bir kasn bile
hareket ettirmemesini sylememi miydi? Usta Lieder'i iskemleye balamamak yeterince nazik bir hareket
deil miydi? Ama bakn Usta Lieder onu nasl hayal krklna uratmt. O cetveli kammn tepesine
indirdi! Sert! Be kez! Tek tek sayd! Yz fkeden imi ve kzar171
mt ve bir tr... keyifle! Bir sre sonra kendisini toplayp sakinleti. Giysilerimi dzeltmemi, bu ekilde
ortalkta durmamam syledi. Gardiyanlara beni tekrar iskemleye oturtmalarn syledi ve bir daha o
iskemleden kalkarsam cetvelle on kez vuracan syledi, stelik bu kez ben sayacakmm. Orada oturdum.
Kammn acyp acmadn merak ediyor musun? Acd/ Ta karnma kadar acd. Ama komik olan u, artk
iememe gerek yoktu. O mdrn korkusuyla ieme isteim gemiti. Korkuyla ieme isteim gemiti!"
Lieder kahkahadan krld.
Ufaklk da o kadar ok gld ki, avu iine bir ey batana kadar barn stne vurmak zorunda kald. Jeff
Calder bir dizi crlak he-he-he diye ses karrken ban iki yana sallayarak ve gzlerini elinin eklemleriyle
silerek gld.
Lieder'n glmesi bitince gzlerinde alayc bir bakla Bay De-lanny'ye dnd ve, "Size cetvelle vurma
niyetinde deilim, Bay Pezevenk, nk bunu yapmak onur krcdr. Konuarak ya da o iskemleden kalkarak
bana itaatsizlik ederseniz sizi sadece... vuracam. Gryorsunuz ya, sizi rnek Zencim setim, bylece
kasaba bana yamuk yapmann ne kadar tehlikeli ve aptalca bir ey olduunu renecek. Herhalde bu onuru
neden size verdiimi merak ediyorsunuzdur. ey, bundan tam olarak emin deilim. Herhalde konuma
biiminizden dolay. nsanlarn benimle bu ekilde konumasndan nefret ederim."
Bay Delanny kstaha dizmeye balad kartlardan ban kaldrdktan sonra dikkatini tekrar kartlara evirdi.
Bak kasten yava ve kaytszd ve elleri titremiyordu, ama Frenchy huzursuzdu, nk Bay Delanny krmz
dokuzu siyah onun zerine koymamt ve byle bir eyi asla yapmazd.
Keyifle bakan gzlerini hi Bay Delanny'nin zerinden ayrmayan Lieder, Jeff Calder'a, "Patronunun ad ne?"
diye sordu.
"Bay Delanny, efendim."
"Delanny, ha? nsanlarn adn renmek isterim. Bu insana nefretini aaca bir ey verir. Yorgun
gezginlerle byle aalayc bir ekilde konuan' sska bir pezevengin yannda almak seni rahatsz
etmiyor mu, Topalm-seksek?"
Jeff Calder tereddtl bir glmseme abasyla dilerini gsterdi.

172
"Evet, Bay Delanny zarif ve tepeden bakan ekilde davranr. Ama uzun sre byle olmayacak, nk er ya
da ge ieme ihtiyac duyacak, kadnlardan doan btn erkeklerin olduu gibi. O zaman Bay Delanny'nin
hangi kumatan yapldn reneceiz. Ya kk bir bebek gibi orada oturup stne ieyecek, ki bu
durumda hi de zarif ve tepeden bakan bir insana benzemeyecek. Ya da rahatlamak iin o iskemleden
kalkmaya alacak, bu durumda lecek, nk hareket ederse onu vurmaya sz verdim ve ben szmn
eriyim. Hangi yolu setiini grmek ilgin olacak, sence de yle deil mi?"
Jeff Calder yutkunurken, st katta kt diye arplan bir kap sesinin ardndan, Bobby-Evladm'm nne katt
Chinky ile birlikte merdivenlerden inen Queen/nin kfrleri geldi. inli kz yalnzca bir i gmlei ve gndelie
giydii, dize kadar inen pamuklu i donu giymiti, Queeny ise eski alna sarnmt. Diplerinden grileri km
turuncu sa uyku mahmuru gzlerinin zerine dmt. Dnk mesaiden sonra ge saatlere kadar
uyumulard.
Lieder, "Bu delikleri rterek mi tatl zaman geiriyorsunuz?" diye sulad. Sonra "irkin, irkin!" bir tonda,
"Bobby-Evladm? Malzemenin tadna m bakyordun? ok ayp!"
Ufaklk gld ve barn stne vurdu. Bobby-Evladm hibir ey yapmadn sylerken Jeff Calder glmekten
kendini alamad.
"Peki, sakn arkadalarnla dalamaya kalkma. Lieder Jeff Calder'a dnd. "Arkada saparna var m,
Topalm-seksek?"
"Hayr, efendim. Birka ie bira var, ama bozuldular m bozulmadlar m bilmiyorum. Epeydir oradalar."
"Birini a da tadna bir bakalm. Gryorsun ya, sert iki imem, nk kanmn kaynamas iin ikiye
ihtiyacm yok. Her zaman kaynar."
Calder ielerden birinin stndeki tozu sildi, tel mhrn kopard ve bir bardan iine dkt.
Lieder dikkatle yudumlad, sonra arap kontrolr gibi dudaklarn yalayarak gzlerini kst. "Pek de kt
deilmi. Ben saparnay daha ok severim, ama bu da i grr." Sonra, karsndakinin dengesini bozmay
amalayan o ani konu deitirmelerinden biriyle, "Syle bana, ihtiyar. Bacan nerede kaybettin?" diye
sordu.
"Ah... Wilderness arpmas'nda kaybettim," dedi Jeff Calder.
173
"Ah! Gney'in kendi kaderini tayin hakk iin verdii mcadeleden kalan bir gazi!" Sesi her bir hecenin stne
ark syler gibi basyordu. "Kuzey'in bankerleri ve fabrika sahipleri aptal Yankeeler'-le kleleri
zgrletirmek iin savatklarn sylediler. Kmn zgr kleleri! O pamuk deirmenlerinin sahipleri
klelere bokunu bile vermez, ne siyah tarla klelerine ne de beyaz cretli klelere! Yalnzca Gney'in
kaderini tayin hakkn nlemek istediler. Kleleri ne yapmalar iin zgrletirmek? A ana ve isiz krlarda
dolamak iin mi? Sokakta sarho dolamak, beyaz kadnlar sktrmak iin mi? Siyah kadnlar dk
genelevlerde klarn her gelene satsnlar diye mi zgr braktlar? Kleleri zgr brakmak!"
Jeff Calder mavi niformallarn yannda savatn ya da byk savan arifesinde ordudan kaarak yk
treninin bo bir vagonuna gizlice girdiini sylemek iin bir neden gremedi. Bacan kaybetmesine
demiryolundaki bir kaza neden olmutu.
"Sana ne derler, barmen?"
"Adm Jeff Calder... efendim."
"yi, Bay Calder, u bardaklar azna kadar doldur! Kadnlar da unutma. Geceki ileri iin cmert bir ruh
halinde olmalarn istiyoruz. in, baylar bayanlar! Kutlamamz eksiksiz olsun!" Ama avdar viskisi iesi
bardana yaklarken elini bardan zerine koyup kalarn att, Calder da hemen bardaa bira koydu.
Birka dakika boyunca Frenchy btn gcyle Bay Delanny zerinde younlat, izmesinde tuttuu tabanca
dncesini ona yanstmaya alt. ki mermilik tabancayla kiiyi vuramayacan biliyordu, ama en
azndan bir erkek gibi davranrd ve! Delanny, Frenchy'nin dnce younlamasn hissederek ban
kartlardan kaldrd. Frenchy onun botlarna bakt ve kullanmasn syleme abasyla enesini hafife kaldrd.
Silah kullan! Delanny'nin anladndan emindi, ama adam dudaklarn yalad ve gzlerini hafif bir omuz
silkmesiyle yere indirdi. O zaman Frenchy onun bu aalanmay kabul edeceini anlad. Ne kadar bo ve
donuk olsa da hayatnn son birka yln agzllkle beklemesi nasl temiz da havas adna bu l
kasabada kalmasna yol amsa, kendi barnda korkak bir sessizlikle oturma onursuzluunu da sindirecekti.
Artk tutamadnda orada ylece oturup zerine mi yapacakt? Yoksa ansn m
174
zorlayacakt? Frenchy bunu bildiini dnd. Ona acyarak ama ilk kez hor grerek pencereden darya
bakt.
Akam inerken Lieder "araziyi hissetmek" iin sokakta dolamaya karar verdi. erifin ofisine gitti ve
Matthew'la uzun bir konuma yapt. Ona kartlarn doru oynarsa ordusuna dahil olabileceini, hatta belki
veliaht prensi olabileceini syledi. Sonra Peder Hibbard Srpriz Maden Darnan'nda vaaz vermekten geri
dnd, Lieder da baucundaki komodinde ncil'in altnda tuttuu tabancay almak iin onunla eski depoya
gitti.

Kersti otelin mutfak kapsn tekmeyle at ve arkasndan topu-uyla kapatt. Elleri (biri trl dolu, brnde
tuzlu domuz eti ve soanl bezelye bulunan) iki dkme demir kapla dolu olduundan, kzlarn mutfaktaki
iplere ast slak i amarlarnn altndan gemek zorunda kald. Boynuna su damlalar gelmesinden
rahatsz olarak tam Jeff Calder hzla koarken kaplar gm diye sobann zerine brakt. Sert bir sesle, "te
yemeiniz," dedi. "Annem herkese yetecek kadar olduunu sylyor." ki adam yemei trtklamaya balad.
Peder'in silahn aldktan sonra dnm olan Lieder kap azndan, "Yce ve kudretli Bay Delanny'yi bo ver,"
dedi. "Bu akam yemek yemeyecek. Biz ayaktakmyla yemek yemeyecek kadar rafine ve st dzey. Zaten
zavall adam itahn kaybetmi grnyor. skemlede oturup dnyor. Sen pansiyondan gelen kzsn,
deil mi? Senin adn ne, sevgilim?"
Trly teneke tabaklara koymay brakmayan Kersti ask suratla, "Kersti Bjorkvist," dedi.
"Peki, u haline bir bak, Kersti Bjorkvist! Salkl bir parasn, bu kesinlikle yalan deil! Ssl psl deilsin.
Hayr, efendim! Dayanakllk ve kaba kullanma gre yaplmsn. u omuzlara baksanal Ve u kalalara!
Kolayca ocuk dourursun, kzm. Sabahleyin sancn tutar, leden sonra tarlaya geri dnersin. Bana yle
geliyor ki emzirmekte de glk ekmezsin. Ama Tanr korusun, Kersti sevgilim, bu kocaman memeler ve o
gzel salarnla, bu yorgun gzlerin uzun, ok uzun zamandr grd en sade eysin! Melekler grnt
dattklarnda kap ardnda m saklanyordun? Ama hey, bu konuda hi endielenme. irkinlik pislik kadar
kt deildir, tokatlan175
mak kadar kt de deildir. Asln ararsan, irkinlik Tanr'nn bir armaan olarak grlebilir, nk bir kzn
erdemini korumasn kolaylatrr!"
enesini kasan ama Lieder'e bakmay reddeden Kersti, Jeff Cal-der'a yemeklerini yedikten sonra kaplar geri
istediini syledi. Annesi yarnn le yemei iin bu kaplara ihtiya duyuyordu. Islak amarhaneden geip
kapy arkasndan gm diye kapatarak kt.
Lieder gld ve bar ksmna girmiti ki, btn gn uyumu olan Profesr Murphy yemek iin kanatl n
kapdan ieriye girdi. Yabanclar grnce kapy hl ak tutarak dondu kald.
"Ka bir tekmeye karlk parlak bir gm dolarna bahse girerim ti bu nl Profesr Murphy!" Lieder ona
doru elini aarak sallana sallana yrd. "Gelin gelin Profesr! Evinizdeymi gibi davrann! Yemeklerinizi
burada otelde yediinizi rendim ve arkadalnz drt gzle bekliyordum." Berberin yumuak, tereddtl
elini skt ve onu bara doru ekti. "Ama nce nemli iler. Silahn olmadn gryorum. Ama hi phe yok
ki dkknnda bir silah sakl-yorsundur. Kt ve adi insanlara kar korunmak iin." Srtt. "...rnein benim
gibi."
Murphy, zerine tkrd krmz lekeyi saklamak iin keten mendilini katlayan Bay Delanny'ye gzlerini
krptrarak bakt, (duvara yaslanm, yan kapal gz kapaklarnn ardndan onu seyrediyordu; biri iri yar biri
ufak tefek iki yabanc Queeny ile birlikte bir masada oturuyordu. Quenny bir bardak avdar viskisi mideye
indirmi, azn elinin tersiyle siliyor, Chinky ise Bobby-Evladm'n ona zorla iirmeye alt viskiyi imemek
iin ban bir o yana bir bu yana eviriyordu. Murphy'nin endieli gzleri Lieder'a dnerken, Jeff Calder
duman tten iki teneke tabakla mutfaktan kt.
Lieder, "uraya koyun, Bay Calder," dedi. "Profesrle ben barda yiyeceiz. Afedersiniz Profesr Murphy. Sizi
duyamadm. 'ok teekkr ederim mi' dediniz?"
"Ah... teekkr ederim..."
"Ho geldiniz, sizi temin ederim! Peki biz kt ve adi insanlardan korunmak iin sakladnz u silahlar ne
olacak? Tam olarak neredeler?"
"Ben... yalnzca bir tek silahm var. Eski bir ift atl Colt."
176
"Elinizdeki tek silan bize sunduunuz iin kendinizi kt hissetmeyin sakn. nemli olan armaann ruhudur.
Ufaklk, berber dkknna git ve Bay Murphy'nin verdii hediyeyi al. Nerede duruyor demitiniz, Profesr?"
"Ah... tabanca... yastmn altnda."
"Ohoho, bak sen! Bir silah saklamak iin tehlikeli bir yer! Diyelim ki bir kbus grdnz, bir canavarla
boumaya alrken yastnza bastrdka bastryorsunuz, sonra birdenbire bang! alnnzn ortasnda
nc bir gz daha alr. Ufaklk, orada aptal aptal duracak msn, yoksa gidip silah alacak msn?"
Ufaklk ift kanatl kapdan kt.
"Hazr scakken bize biraz yemek ver, Topalm-seksek. Syleyin bana, Profesr Murphy, siz ne
profesrsnz?"
"Ha, bu... biliyorsunuz. Berberler kendilerine hep profesr derler... bu yalnzca..."
Lieder, "Onur verir," dedi. "Onurlu unvan buna derler. Murphy. Bu bir rlanda ad, deil mi?"
"Ah... evet."
"Yumulun! Hepsini yiyin, Profesr! Son lokmasna kadar! Sizler patates ktlndan kamak iin bu lkeye
gelmitiniz galiba."
"Ah... ey..."
"Neden olmasn, yksek sesle alamak iin. Eski dnyann btn ayaktakm atalarmzn teriyle retilen
zenginlii almak iin Amerika'ya akn ediyor, yleyse neden rlandallar da kutlamaya katl-mayacakm?

Cmb daha artar! Aznz yemee yaklatrn!" Lieder kendi davetini kabul ediyormucasma teneke
tabaktan yemeye balad, kan bir ocuk gibi yumruuyla tutuyor ve yerken konuuyordu. "zgrlk
Heykeli'ni duydunuz mu, Profesr Murphy? New York Liman'ndadr, dnyann pisliinin bu gzel topraklar
kirletmesinin bir ant! Neden olmasn, ha? Ne cehenneme olmasn? Ta topra altn! Zenciler hakknda ne
istiyorsanz syleyebilirsiniz, ama onlar gmenler kadar kt deildir. alp rpp kadnlarmza tecavz
ederek burada bulunmalar kendi hatalar deil. Sulanacak kii biziz. Onlar biz buraya getirdik ve rettik,
imdi de aptallmzn cezasn ekiyoruz." Azna att lokmay inedi, ama lokma biter bitmez konumaya
devam etti. "Peki Washington,
177
D.C. zbez Amerikallar bu Avrupal ekirgelerden korumak iin ne yapyor? Tek bir ey bile yapmyor! Bir
dnn, diyorlar! Kendi iinize bakn! Peki neden hkmet gmenlerin buraya gelmesini istiyor? Bir
profesrseniz bunu bilmeniz gerekir, ama en kk bir fikrinizin bile olmadn grebiliyorum, dolaysyla ben
syleyeceim. Bunun nedeni zengin fabrika sahiplerinin hakiki Amerikallara oranla daha ucuz igc
bulmalardr. Ama endie etmeyin, Profesr. Gmenler bu lkeyi mcadelesiz ele geiremeyecek. Kader
beni bu kasabaya getirdi, burada Amerikan zgrlk Milisi'me silah almaya yetecek kadar gm var, o
zaman bu kutsal topraklar berbat etmeye gelen gmen srleriyle savaacaz. Hey! Hem yiyin hem iin,
herkes! kinci Amerikan Devrimi'ni kutluyoruz!"
Ufaklk tam Profesr Murphy'nin tabancasyla dnmt ki, Lieder vaiz Hibbard'm kutlamalara katlmasndan
memnunluk duyacan aklad. "Pansiyondaki u adamlar da ar. Bobby-Ev-ladm' da yanma al."
"Ama daha yemek yemedim!"
"yi, yumul o zaman! Sonra da geceki kutlama iin komularmz armaya git. Karanlkta surat asarak bana
zarar verme planlar kurmalarndansa buraya gelerek ark syleyip iki imelerini tercih ederim!"
Bobby-Evladm yemeini yerken Ufaklk, Bjorkvist kadnlarn da getirip getirmeyeceini sordu.
"Hayr, yalnzca erkekler partisi yapalm. Sadece erkekler ve orospular."
"Ya o olan? Ve ahrdaki o yal kurt? Ayrca dkkndaki herif de
var.
"ocukla uramayn. yi bir olan. Cesaretli. Yal kurtlara gelince. Onlardan gelecek bir tehlike yok. Bir
tanesinin tetii ekecek cesareti yok, br de oturup paralarn sayan ve beyaz kadnlarla ilgili fanteziler
kuran yal bir Yahudiden baka bir ey deil."
178
BAY BJORKVST VE OSKAR, Bobby-Evladm'm arkadan itekleme-siyle ift kanatl kapdan tkezleyerek
ieriye girdiler. Korkmu ve rkek bir bakla evrelerine baktlar, ama Lieder onlar neeyle karlayarak
ender yaanan o eski gzel gnlerden birinde hep birlikte ark syleyip iki ieceklerini, amata
yapacaklarn syledi.
Ksa bir sre sonra Peder Hibbard yakasndan tutulup srklendii iin siyah paltosunun yakas boazna
km halde bara getirildiinde, Bjorkvist erkekleri otel verandasnn havadar srasna oktan oturtulmutu ve
ellerini kucaklarna koymu boynu bkk bakyorlard. Birinin sol ka yarlmt, brnn ise sa kanda
yark vard: suratlarnn birbirine tokuturulmasnn bir sonucu. Lieder, Peder Hibbard ve Profesr Murphy'yi
Bjorkvistler'in "vaizler" srasna oturmaya davet etti. "imdi! Ortalk biraz gevesin. Size ruhsal yenilenme
sunacam, siz de dibine kadar ieceksiniz. Topa-lm-seksek?"
"Efendim?" Jeff Calder hastalkl bir dikkatle ayaa kalkt. Nedense dvlen ve terrize edilen kasaba halkna
dahil edilmemiti ve bu avantajl durumunu tehlikeye atmaya hi niyeti yoktu.
"Buradaki vaizlerime bardak ve avdar viskisi iesini getir ve bardaklar azna kadar doldur! Ruh aksn ki
ykselebilsin! Bay Delanny onun viskisini imemize aldrmaz, yle deil mi, Bay Delanny?"
Bay Delanny cevap vermeden desteden bir kart ald ve baka birinin zerine koydu. Yalnzca Frenchy
ellerinin titrediini grd.
"Dikin kafaya, ocuklar! Dikin kafaya!"
Drt vaiz viski bardaklarn boaltt, ama Oskar Bjorkvist'in gzlerinde ya vard ve yutkunurken adem elmas
zorlanyordu.
"Tekrar doldur, Topalm-seksek! Vaizlerimin susuzluunun hl gemediini grmyor musun?"
kinci bardaklar da Peder Hibbard dnda herkes zorlukla iti. Peder ounlukla Demon Rom ierdi. Ama o
bile nc barda bitirmekte zorluk ekti.
"Hedefimiz beinci bardaklar, beyler. ki tane daha var! Bakn ne diyeceim, haydi bunu bir oyun haline
getirelim. Beinci barda bitiremeyenlere bir ceza verilsin. imdi, ilgin bir ceza ne olabilir? Hey, buldum!
Kim beinci barda bitiremezse, Bobby-Evladm hepi179
mizin gz nnde deliini geniletsin. Ve Bobby-Evladm'n birinci snf i karacandan da emin ol.
Cezaevinde btn gen tutuklu, lan hallederdi; olanlarn lklarn duymak, gzlerinin kenarnda biriken
yalar grmek cidden harika bir eydi." Lieder srtt, "o halde bardaklar havaya, ocuklar!... birbiri ardna."
Ufaklk ve Bobby-Evladm tam bir glme krizine tutuldular.

Azna kadar dolu be viski bardan birbiri ardna imek vaizlerin rengini griye dndrd, azlar sarkt.
Gen Oskar ancak zorlukla soluk alabiliyordu.
"Tamam, beyler!" dedi Lieder, tren lideri havasna brnmt. "En sevdiim arklardan birini syleyerek
seslerimizi ykseltelim ve geceki dostluumuza balayalm. Umarm bu arky siz de seviyor-sunuzdur:
'Rock of Ages'. Koroyu ynetmek iin ellerini kaldrd. "ine biraz da duygu katalm, olur mu? Hazr? Bala..."
nce, kesik kesik balangtan sonra ilahinin kalitesi olmasa bile sesi ykseldi, nk Lieder vaizlerden her
birinin katksn duymaya zorluyordu onlar. Surat ifadesi ve hareketleriyle ana-babasnn bal bulunduu
fundamentalist kilisenin koro bakann taklit ediyordu. ncil'in szlerine dikkat edecei yerde hayal kurduu
iin kilisede kamlanrd. Bjorkvistler ngilizce ilahiyi bilmiyordu, ama gene de azlarn oynatp mrldandlar.
Profesr Murphy yalnzca ilk ktann szlerini biliyordu, bunu da yle byk bir kararllkla tekrarlad ki, Peder
ona uymak zorunda kald. Drdnce ktada (aslnda drdnc kez sylenen ilk ktada) Ufaklk Queeny ile
dans etme istei duydu. Lieder teatral bir hareketle ilahiyi sona erdirip eilmek zere dndnde, Ufaklk
hl kadnla bouuyordu. Gizlice bakan Frenchy ve Delanny ile neler olduunu anlayamayan Chinky
dnda herkesin mthi alklar arasnda Lieder kollarn iki yana aarak durdu.
Kane Ticaret'te karanlkta oturan drt kiinin Gezginler Oteli'nde neler olup bittiini merak etmesine de bu
ark ve alk neden olmutu.
Krktk sarho Queeny'yi bileinden tutmu srkleyerek masasna dnerken Ufaklk vaizler srasnn
arkasndan geti. Bay Murphy'nin peruunu kapt gibi Bobby-Evladm'n bana koydu. Bobby-Evladm bir
gznn zerine yatrarak peruu bana yer180
letirdi. Bir yandan da Chinky'yi viski imeye zorluyor, ama kadn dilerine arpan bardaktan imemek iin
ban evirip duruyordu. Lieder masaya gelip ne olduunu sordu. Bu sar derili sperm hokkas, bir havarisiyle
birlikte iki imeyecek kadar kdir-ve-ulu muydu? Chinky gzlerini kaldrmadan o kadar alak sesle cevap
verdi ki, viskiyi sevmediini iki kez sylemek zorunda kald. Viski onu hasta ediyordu. Lieder, "Ohoho, bu pek
fena," dedi efkat dolu bir sesle. "Demek viskiyi sevmiyor! yi bakalm." Amerika'nn zgrl Milisi
gmenlerle Wall Street patronlarnn ortak glerini ezdikten sonra seme zgrlnn temel bir anayasal
hak olacan meclise ilan etti... hatta ekik gzller iin bile. Allaha kr, bu seme zgrln ona imdi
verecekti! "Topalm-seksek, bize bir bardak getir. Ufaklk, bu barda iinle doldurman istiyorum." Ufaklk bu
grevi yerine getirince bu arada berber Ufaklk'n dzgn nian ala-masnn etkilerinden kamak iin yzn
evirirken bu vaizler arasnda genel bir keyife neden oldu barda tutmak zorunda kalmt, Lieder bulank
sv dolu barda Chinky'nin viski bardann yanna koydu ve, "Bu senin, canm," dedi. "Hangisini ieceini
semekte zgrsn. Ama birini ieceksin, beni duydun mu?"
Chinky viskiyi zorlukla iti. Sonra ikinci barda. Sonra ncy.
Drdnc bardak doldurulurken Chinky birden ayaa kalkt ve mutfaktan tkezleyerek arka avluya kt.
Orada raylara kustu. Vaizler sras kahkahadan krld; iindeki eytan tmyle bomu olan Peder Hibbard
en yksek sesi karyordu.
Chinky solgun yzle geri dnnce, grnts Bobby-Evladm'n iindeki bam teline dokunmu olmal ki,
kadn bileinden tutup mutfaa gtrd, orada lavaboya edirip yapt. Bu arada kadn yzn pis sudan
uzak tutmak iin boynunu bkmt. Bobby-Evladm iini bitirince Ufaklk' ard, o da gelip srasn savd.
Kadn bara geri getirdiler. Chinky bir iskemleye kt ve titreyerek oturdu. Gzlerini masann stne
dikmiti, yannda Queeny dnyaya aknlktan ak kalm azyla glmseyerek bakyordu.
Konuklarn elendirmeye istekli olan Lieder'in gzleri Frenchy' ye takld, gzlerini kusarak, tehditkr bir
ifadeyle bakn iade etti. Lieder fkeyle homurdand, ama buna ramen elence iin Frenchy1 yi
sememeye karar verdi. "u piyano alyor mu?" diye sordu.
181
Jeff Calder heyecanla, "Elbette alyor," dedi. "Ama birinin pe. dal pompalamas gerek. Ben bunu severek
yapardm, ama tek bacamla piyano yalnzca iki notada bir alar!" Sk sk tekrarlad bu akaya kkrdad ve
takdir grmek iin evresine baknd.
"yleyse pedal sen pompala, Profesr. Tabii kellik pompalamay da engellemiyorsa."
Murphy ssl ama klstr piyanonun bana oturdu. "Ne almam istersiniz?"
"Ne neriyorsunuz?"
"ey..." Neler olduuna bakmak iin uzand. "... ah ... 'Silver Threads Among the Gold'a ne dersiniz?"
"Vay canna, ne rastlant ama! Gm! Her hafta demiryoluyla gelen gm gibi. Bunu iyi bir iaret olartk
alyorum. Ama gene de berbat bir arkdr. Baka neler var?"
"Ah... There'll be a Hot Time in the OF Town Tonight' var. Hayr mi:* ey, bir bakalm... ah... 'She's Only a
Bird in a Gilded Cage' var.
"Tamam! Kalplerimizi yumuatacak, gzlerimi sulandracak duygusal bir ark. Bunu tak ve pompalamaya
bala. Ve siz, yal kadnlar! Bizim iin ark syleyeceksiniz! Birlikte gzel bir grlt karacaz... Paul'den
Seminole'lere: 7.13'de dendii gibi."
"Ben mi?" Queeny parmaklarn gsne bastrd. "Benim mi ark sylememi istiyorsunuz. ey, Jenny Lind
deilim, ama gen bir kzken sahnede"

Lieder szn kesti. "Bu epeyce eskilerde kalm olmal. Grnne baklrsa kn askerlere sattn gzel
gnlerin epeyce gerilerde kalm galiba! imdi ark sylemeye bala! Vaizler, sizin de ona katlmanz
istiyorum!"
Koro yeleri stnde uzlatklar bir ses bulmaya alt She's only a bird... beautiful sight... gilded bird... in
a gilded cage, a byoo teeful sight to see-e-e-e... Sesleri hep birlikte Queen/nin soprano sesini bastrd...
for her love was so-o-o-o-old! For an o-o-o-ol' mans's go-o-o-old, she's a bird in a gilded
"Vay!" Lieder barnca ani bir sessizlik oldu. "imdi baylar bayanlar." Ban iki yana sallayp aresizce
glmsedi. "Bu, dostlar, benim... korkun diyeceim bir ey. Elli metre tedeki cam angr-datacak sese
sahip bir kadn varken daha fazla ark syletip yal bir
182
kadn utandrmaya izin veremem. O halde bunun yerine bakn ne diyeceim. Bizim iin dans edebilirsiniz,
bykanne. Ufaklk, ona biraz daha viski ver. Daha da ilginletirmek iin, bykkanne, sanrm seni... plak
dans ettireceim. O prsk memelerini grmeyi drt gzle bekliyorum! Kadn etine sonsuza kadar tvbe
ettirecek bir grnt! Korodaki beyefendiler! Bu kk bayana kocaman bir yardm verin! Profesr Murphy?
Mzik ltfen."
Koro alklad, Jeff Calder da iki parman azna sokarak kulak nlatan bir slk patlatt.
"kar stndekileri!"
"Bakalm nesi varm!"
Queeny'nin tombul parmaklar alnn dmnde duraksad. Ne kadar sarho olsa da, hafta boyunca
mteriler yokken giydii fazla temiz olmayan i amarn gstermeye utanyordu. Ama Ufaklk al yrtarak
onun isteksizliini yok etti. Klodunu aaya ekip dans pistine doru itti. Kadnn ayaklar kloduna doland
ve Bobby-Evladm'a doru tkezledi. Bobby-Evladm da onu odann ortasna doru itti. Queeny tepedeki
byk lambann altnda kollarn gsnde kavuturmu, klodu bir bileine takl olarak durdu. Profesr
Murphy piyano pedaln pompalad, ba terden parlyordu. Queeny bata beceriksizce, acnas bir grntyle
ayaklan zerinde sallanmaya balad. Yandan ve kilosundan utanyordu. Ama... btn gzler zerindeydi!
Tm dikkatlerin odayd! Tekrar sahnedeydi! Viski onu mutlu gnlere gtrrken tutkulu bir glmseme
yanaklarn krtrd. Halkn slklarna ve dili dolanarak syledikleri nerilere karlk olarak, cilveli cilveli
ortaya km sarkk memelerini ve prsk kasklarn gizlemek iin ellerini kullanarak Yedi Peeliler Dans'n
taklit etmeye balad. Koltuk altlarndaki ya katmanlarndan ter boanyordu. Prsk memeleri sallanp
titriyordu. Kalalarn titretmesi izleyicilerin slk almasna neden olduka, onlara bir parman sallyor ve
azndan ck-ck sesleri dklyordu.
Gsteri dnyas!
Ancak yava yava... ve artan bir aknlkla... adamlarn tempo tutmadn fark etti. Vcudu hakknda
acmasz, yaralayc eyler sylyorlard. Lf atyorlard!
183
Queeny ayaklarnn stnde sallanmaktan vazgeip byk lambann altnda dururken ancak yzn gizleyen
ellerinin arasndan hkrd. Balat kroendo notalarla sona erdi; piyano sustu; ve oda sessizleti.
Birden Queeny"nin ba dikildi, yala slanm gzlerinde klar akt. Bir dizi kfr dklmeye balad
azndan. Aklna gelen her pis kelimeyi syledi, bu arada yalar yanaklarndan aznn kesine iniyor,
tepedeki lamba plak teninin zerindeki slak yerleri aydnlatyordu.
Lieder gld ve Ufaklk'a karya bir iki koymasn syledi. Bunu hak etmiti! Ama Queeny ieyi Ufaklk'n
elinden kapt ve Lieder'a att. Lieder eilince ie bann yaknnda duvarda patlad. Lieder'in gzleri
birdenbire bombo oldu, dudaklar ksld. "Seni ldrmeden nce iko kn buradan yok et," dedi hrlar gibi.
"Defol!" Sonra sesi gerginlikle titreyen bir kskla brnd. "Ve geri gelirsen, ihtiyar bayan, seninle krk ie
arasnda kk bir romantik karlama hazrlarm. Hi unutamayacan bir ak gecesi olur. Bobby-Evladm,
srtmay brak da bayana yolu gster."
Bobby-Evladm Queen^yi sandan kavrad, suratna bir tokat att ve bar kapsndan darya srkledi. Kadn
karanln iine doru tkezleyip dizst kerken kap kanatlar duvarlara arpt, Queeny ayaa kalkmaya
alt, ama viski duyularn krelttii iin basamaklara yayld.
Sokan karsndaki karanlk Kane Ticaret'te, Bay Kane pencerenin yanma gitti ve lambann Gezginler
Oteli'nin kapsndan szlen na doru bakt. "Tanrm, o" Masaya dnd ve iskemleye ker gibi oturdu.
"Kadm rlplak soyup sokaa atmlar."
Gezginler Oteli'nde Lieder byk lambann altnda durdu, gzleri kalarnn glgesinde kaybolmutu. Suskun
vaizlerin yzlerini inceleyerek ieyi atmasnn yaratm olabilecei kk bir elence iareti arad. Hi yoktu.
"Herkes ark sylesin! Allann belas piyanonu pompala, Kvrck! u bardaklar doldur, Topalm-seksek!"
Emirlerini tabancasn ekip tavana ate ederek vurgulad. Bu da Bay Delanny'nin masaya koyduu kart
krtrmasna neden oldu. Piyanodan notalar ykseldi ve herkes ark syledi, balar geriye iti-li, azlar be
kar ak... nk onun sevgisi -o-o-k eski, nkya--l adamn al-t-t-m...
Adamlar "yol iin" iki bardak daha viski imeye zorladktan sonra Lieder konuklarna kapya kadar elik etti.
"yi uyuyun ha, nk yarn akam daha fazla cmb ve dostlua katlacaksnz. Vay, Profesr. Kazann
yakp bize kvet doldurman istiyorum. Azna kadar ve duman ttecek ekilde!"

"Bu gece mi?" Ba aryan, gzleri kzarm berber, aynm aydnlatt sokakta sallana sallana yryen
dier vaizlere aman dileyen gzlerle bakt.
"Evet, bu gece! Kim bilir ne zamandr mz de banyo yapmadk. Kvet iinde yatp yatmayacamz
merak ediyor musun? Uzun, uzun bir banyo yapacaz. Suyun kemiklerimdeki eti syracak kadar scak
olmasn istiyorum!" Ufaklk'a "cephane"lerini alp berber dkknna gtrmesini syledi, bylece kvetin
iinde yatarken bir gzleri mhimmatn zerinde olabilirdi. "Bu iyi insanlara kar ak kap brakmamalyz.
Bize kar savaamayacak kadar zayflar. Bir sorun yok, deil mi Bay Delanny?"
Delanny ona bakmad.
"Elbette hepimiz biliyoruz ki cesaret gerektiren ve tehlikeli bir ey yapma istei pezevenkler arasnda ok
gldr, ama gvenli tarafta olmak iin... Topalm-seksek, mutfaktan o bulak bezini biraz kes ve Bay
Delanny'yi iskemleye bala." Bay Delanny'nin inat bir sakinlikle kartlarn yayd masann yanma gitti. "Bay
leri-Geri-Konuan'n iskemleye balanmaya aldracan sanmam... srf korkak olma kararn pekitirmesine
yardm etmek iin. Ne diyorsun, Topalm-seksek?"
"Hayr, efendim. Yani... evet, efendim." Kafa karkln saklamak iin Jeff Calder hemen mutfaa giderek
slak i amarn aaya indirip bulak bezi uzunluunda bir para kesti.
Lieder, "Yerinde olsaydm, o ipi ok sk balardm, Topalm-seksek," dedi, "nk banyodan sonra geri
gelince bu pezevengin gitmi olduunu grrsem..." Sonularn dnmeyi barmene brakt.
Calder ipi sk sk balad. Delanny incecik bileklerindeki acy saklamak iin hafife glmsedi.
Pencereden Lieder'in yzne bakan Frenchy'nin bak Delanny'nin sa izmesine takld. Silah alma frsatn
bulursa...
Ufaklk "cephane"yi berber dkknna gtrdkten sonra geri
184
185
dnd, Bobby-Evladm' banda muhafz brakmt. "Ne grdm biliyor musun?" diye sordu Lieder'a.
"Ne?"
"O ocuk yal orospuyu evine gtryordu, sana ie atmaya alan."
"Brak gtrsn. Merhametli denecek bir insan. Kusur derecesinde cmert. Bu adan bana benziyor. imdi,
siz bayanlarn ayakkablarn karmasn ve Ufaklk'a vermesini istiyorum. Bylece aklnza madene ya da
Kader'e kamak gelmez." Ufaklk yaklarken Frenchy ayakkablarn kard, ama Chinky'nin direnen
ayaklarndan ayakkablar karmak Ufaklk'a dt.
Lieder, "st kata k ve btn ayakkablar topla," dedi. "Banyo suyumuzu stmaya-yardmc olmalar iin
ayakkablar berberin kazanna atacaz. Bylece yararl bir amaca hizmet ederler."
Ufaklk st kata karken Lieder Frenchy'ye bakt, o da yar kapal gzlerinin zerinde kalarn kaldrarak
bak iade etti. "Sana ne diyorlar, kzm?"
Frenchy cevap vermeyince Jeff Calder atld. "Onun ad Frenchy."
"Frenchy, ha? New Orleans yolunda kn satmak iin kullanyorsun herhalde, yle mi?" Frenchy cevap
vermedi. Lieder glmseyerek ban iki yana sallad. "Cidden gzel gzlerin var, kz. Cidden gzel. Ama
seni ele geireceim. Hi merak etme, Frenchy. Seni ele geireceim. Szm sz." Srtt, sonra Jeff
Calder'a dnd. "Topa-lm-seksek, seni bu iyi insanlarn bana atyorum. Bu sorumluluu kaldrabilirsin,
deil mi?"
Calder dar omuzlarn dikletirdi. "Evet, efendim."
"Ve sana ne kadar gvendiimi gstermek iin, ordu tfeini brakyorum ve de bir kurun... bylece iradeni
gsterebilirsin. Ama..." Parman kaldrd. "Ama gzel ve uzun bir banyonun keyfini karrken bir yanl
yaparsan, nce kimi vuracam tahmin et bakalm."
Jeff Calder yutkundu.
Lieder ban sallad. "Doru." Bardan kt.
Bir an sonra Ufaklk merdivenlerden ayakkab dolu bir yastk klfyla iniyordu.
186
Frenchy Bay Delanny'ye doru adm attnda barn ift kanatl kaps hl sallanyordu.
Lieder kapy tekrar iterek at ve glmseyip ban iki yana sallayarak eikte durdu. "Gerekten byle
brakp gideceimi mi sandn, kz? Haydi, haydi! Delanny'nin byk ihtimalle kol yeninde ya da izmesinde
gizli bir silah sakladn hep biliyordum. Onun gibiler genellikle byle yaparlar. Gz ucuyla onu izliyordum,
silahna uzanacak m diye. Ama bana silah ekecek cesareti olmadndan emindim. Ama sen, kz... Ohoho,
sen farkl bir balksn. Topalm-seksek, git Bay Delanny'nin silahn bul. Bulana kadar ara. Evet, gerekten,
sen bambaka bir balksn. Bir erkee tam zarar verecek trdesin ve bununla o irkin yznle lmne
korkutmay kastetmiyorum." Calder'n Bay Delanny'nin izme astarmdaki kk klfta bulduu ufack
tabancay ald. "Vay vay, una bak hele. Bir .41 Remington duble. Tam bir pezevengin tamasn
bekleyecein trden deil mi? Salkl bir insan bu eyin ate edebileceini hi dnmez, ama mermi o
dingil namludan karkmaz dnmeye balar ve bir herifte irkin bir delik aabilir. Doruyu syle bana,
Frenchy. Seni pezevengin silahnn menzilinde braktm sandn zaman, o kara kalbinde kk bir umut
titreyii hissetmedin mi? Haydi, itiraf et! Geri dndm grnce de o kara kalbin bzmedi mi? Kabul et!

Umutlarn ykselmiti, sonra parampara oldu. Buna Umut kencesi derler ve ikencelerin en ktsdr,
nk hayal krklna uramak, kolay yolu seip intihar etmeni nler. Suratn amurun iinde tutan umuttur.
Ba yarada dndren de umuttur." Bir parman Frenchy'e sallad ve ark syler gibi, "Seni elde
edeceimi sylemitim, Frenchy," dedi. "Sana sylemitim." Banyosunu yapmak zere kt.
MATTHEW BRDENBRE SLKNEREK UYANDI, kalbi atyordu ve sert iskemleden dolay poposu acmt.
Queeny'den yaylan viski ve ter kokusu boazn yakyordu, babasnn eve ge gelip yere dt
187
zamanki kokusu gibi. Bu viski kokusu nedense kbuslarna snge-rimsi kzl bir eya olarak girmiti... hayr,
babasnn fkeyle arpl-m yzyd... hayr, patlayan bir silah ve... hayr rselenmi olanlar ve havarilerle
ilgili bir ey ve... hayr, hatrlayamyordu. Ryann unsurlar hzla yok oluyor ve saklanyordu.
Sokaktan kahkaha, srayan sular ve barma sesleri geldi ve...
... Srayan sular m?
Uzun bir lk ve baka bir su sratma sesi, ardndan bir homurtu, ondan sonra da tiz bir kfr duydu. Biri
baka birine souk su dkt. Bu adamlar berber dkknnn arkasndaki tahta kvetlerde ykanyor olmalyd.
Tahta kvetlerin iine boyunlarna kadar suya gmlm olarak oturan, yzme havuzundaki ocuklar gibi
birbirine su sratan adamlar dnmek tuhaf, iren bir duygu veriyordu insana.
Matthew pencereden ekilip lambay yakmaya ve kbusun son paralar da yok olup belleinden silinene
kadar okumaya karar verdi. Ana-babasnn alt kattaki kavga sesleri midesini alt st ettii zaman yapt gibi
Anthony Bradford Chumms'n karmak olmayan, doru dnyasnda huzur arayacakt.
Queeny'yi uyandrmamak iin kibriti masanm altnda yavaa akt.
Gn doumundan hemen nce enesi ceketinin yakasna dt, Ringo Kid Son Oyununu Oynuyor uyumu
parmaklarndan yerde lambann aydnlatt ksma kayd.
UYANINCA KTABINI YERDE BULDU, ama lamba nn yaratt aydnlk blm, pencereden giren gne
yla yok olmutu. Matthew lambay sndrd ve parmaklarn salarnda gezdirdikten sonra Queeny'yi
uyandrmamak iin ayak ucuna basarak dolat. Bo sokan serinliinde durana kadar ceketini ieride
braktn fark etmedi. Ceketini alp stne giyerken gn nda bir tuhaflk oldu nu fark etti... yeilimsi ve
yal. Doal olmayan derecede sakin hav
188
da pis bir koku vard. Nebraska'da bu iaretler byk bir frtnann yaklamakta olduunun belirtisiydi. Ama
gkyz apakt ve uzaktaki tepeler sonbahar gneinin ilk nlaryla altn rengine bulanmt. Bir frtna
yaklayorsa Yirminci Mil'in tepesinde grnen dalarn ardnda saklanyordu. Matthew Ruth Lillian'
dnd. Kz afaktan nce ahra gitmi ve hava yeterince aydnlanr aydnlanmaz Coots'a doru patikay
kmaya balam olmalyd. Matthew BJ'nin arka pencerede Coots'un Shinbone Cut'da grnmesini
beklediini hayal etti. Onu karlamak zere ocaa kahve konulmutu.
Matthew otel mutfann arka kapsn at ve bar tarafna gizlice bakmak zere ieriye szld. Ufaklk,
Bobby-Evladm ve Chinky orada deildi. Herhalde st kattalard. Frenchy duvarn dibindeki masaya oturmu,
ban kollarnn arasna almt. Bay Delanny onun yanndayd, srt Matthew'a dnkt, ama dimdik
duruunda tuhaf bir ey vard. Lieder duvara dayanm bir iskemlede oturuyordu, kucandaki tfeiyle yz
ift kanatl kapya dnkt. Matthew onun ancak profilini grebiliyordu, ama enesini gsne dayamt ve
soluk alp verii derin ve dzenliydi.
Keke Coots tabancasyla birlikte imdi burada olsayd. Onu gafil avlar ve...!
Ama Coots orada deildi, bu yzden Matthew oca yakmak iin ayak ucuna basarak mutfaa gitti ve
kahvalty hazrlamaya balad. Her eyi olabildiince sessiz yapyordu, ama kanlmaz olarak kard
kk grltler boynunu omuzlarna gmp skl dilerinin arasndan hava almasna neden oluyordu.
lk biskvi tepsisini frna dikkatle koyduktan sonra Matthew beyknlar kesti ve ocan orta scaklktaki
ksmna iki sapl, kocaman kzartma tavasn yerletirdi. Sonra teneke kseyi suyla doldurarak iine kocaman
bir kak kahve koydu ve ocan orta ksmna yerletirdi. lk biskviler piince scakl muhafaza eden yere
koyarak ikinci tepsiye balad.
"Hey oradaki!"
Matthew yutkundu, kartrma ksesine dkt un uvaln neredeyse eli
' "'sryordu.
Lieder barn Kap/Azndan, "Bu sabah hava k donduracak kadar souk!" dedi.
189
"Uyuduunuzu sanyordum!"
"Ben asla uyumam, evlat. Kk ekerlemeler yaparm yalnzca. Sradan insanlar gibi uykuya ihtiyacm yok
galiba. Asla iki imem. Dinlenmeye falan ihtiyacm yok."
Matthew, "kiden ben de holanmam," dedi. "Kokusu bile rtyor."
"rten eylerden sz etmiken, ltfen dn gece sokaa attm o yal orospuyu evine aldn syleme
sakn! Buna hi gerek yoktu, evlat! Allah kahretsin, Yal Bayan Yumruu bile zavall ypranm o delikten
daha iyidir. Ve de ok daha temizdir."
Kahve kaynarken Dayton Imperial'n stne damlalar dkt. Matthew bir bez kapp byk kseyi ocan
kenarna ekti. "Kahve ister misiniz, efendim?"

"Byle souk bir sabahta bir fincan kahve cidden iyi gider. Hava frtna yaklayormu gibi kokuyor."
Matthew kahveyi doldurup verdi. Lieder mutfak basamaklarna oturup hprdeterek iti. Matthew bir tabaa
birka biskvi, bir kutu msr urubu koydu ve taba Lieder'n yanma brakt. Sonra ikinci tepsi biskvileri
yapmaya dnd.
Lieder ellerini fincann zerinde strken, "Eee," dedi. "htiyar... ad neydi, onu dzmedim mi diyorsun?"
"Hayr. Yalnzca evime aldm ki, soukta oturmak zorunda kalmasn."
"Demek yle! Onlara senin iyi bir i yaptn ve bana kar kmak gibi bir niyetinin olmadn sylemitim.
efkate btn dier zelliklerden daha byk hayranlk duyarm... yurtseverlik dnda. O yal delii sokaa
atmamn tek nedeni, sprntden baka bir ey olmadm hemen anlamamd." Lieder kahvesine bir biskvi
batrd. "Havarilerimin sprnt kabul etmelerine izin vermem. Nedenini bilmek ister misin?" Kahveye
daldrd biskviyi ald ve dklen damlalar yakalamak iin altndan yarsn srd.
"Neden?"
"nk bir erkek sprntleri kabul etmeye balad anda, bundan sonra grp grecei hep sprnt olur.
Hayat boyunca bakalarnn brakt sprnt ve artklardan baka bir ey olmaz. O kadar uzun sre byle
yaarlar ki, scak olan her eye sokarlar... birbir190
lerine bile! Bu bir kurtuu bile rten manzara deil mi!" Gld ve biskvisini bitirdi.
Matthew tepsiye kaklarla hamur dkmeye verdi tm dikkatini.
"Tanrm, bu beykn harika kokuyor!" diye devam etti Lieder. "eyrek saattir kokluyorum, azmn sulanp
sulanmadn merak ediyor musun? Sulanyor."
Matthew ikinci biskvi tepsisini de frna' att ve kapan kapatt. "Beykna baladmdan beri uyank msnz
gerekten?"
"Dediim gibi, evlat, benim sradan insanlar gibi uykuya ihtiyacm yok."
Matthew omuzlarn silkti.
"Sana yalan sylemiyorum, evlat!"
"Yalan sylyorsunuz demedim, ama bazen insanlar uyank olmadklar srada uyank olduklarn sanrlar."
"Ben uyanktm! Sakn kar kmaya kalkma ayak ucuna basarak mutfaa girdiini duydum. Sonra kapda
durup bar kolaan etti."
"Ama... beni nasl grebildiniz? Srtnz bana dnkt." "nsanlar bana bakt zaman hissederim. Bu bana
verilmi bir hediye. Misyonumu yerine getirebileyim diye dmanlarma kar beni koruyan bir tr zrh. Kapal
gzlerimin arkasndan bile grebilirim. Bana inanmyorsun, ama bu doru! Bazen gece ge vakit okurken, o
kadar uykum gelir ki gzlerimi ak tutamam, ama gene de okuyabilirim. Kapal gzkapaklarmn arasndan!
Sayfay okumak iin ok zaman harcarm, bu doru, ama okurum! Okurum!" Gzleri yumuad, sesi yumuak
bir tona brnd. "Kzaran bey-kmn teneke atda yamur tkrts gibi ses kardna hi dikkat ettin mi?"
Matthew, "Hayr, efendim.^ dedi, birdenbire az kurumutu, nk bu adam kapal g(
-/dndan
grebiliyorsa, Coots'un
barn kapsnda durmam olmas iyi bir eydi.
"Ben her eyi fark ederim. Kzaran beykmn teneke atda yamurun tkrtsna benzedii gibi. iirsel eyler
byledir. nsanm evresindeki gzelliklere duyarl olmas zarar vermez."
"Ne yapacanza karar verdiniz mi, efendim?"
"Yapmakla neyi kastediyorsun?"
191
"Tren geldiinde kendinizi btn o madencilerle kar karya bulacaksnz."
Lieder dirseklerine yaslanarak uzun uzun nefes ald. "Evet, bunun zerine dnyordum. Belki bu
madencilerin tehdit oluturmadna karar verdim. Belki de bir frsattr onlar."
"Ah... nasl yani?"
"Onlarla konuacam. Onlara lkemizin bana gelenleri anlatacam. Davama katlmak istemeleri ihtimali
yksek! Bir ey beni Yirminci M'e getirdi. Belki de bu madencileri milisime almak iin bir frsatt bu. Hey,
bekle bir dakika. Bu madenciler Ari kanndan, deil mi?"
"O nedir?"
"Salkl Kuzey Avrupa rkndan gelenler. Bunu bir bakta anlarsn. Akdenizliler, onlar ounlukla ufak tefek,
esmer ve a gzldr. Slavlara gelince, genellikle yass suratldrlar ve burunlar sivridir, bir tfek gibi."
"Madencilerin ne tr insanlar olduunu bilmiyorum. nsanlar ite."
"Aralarnda inli falan yok, deil mi?"
"Grdm kadaryla hayr."
"Bu iyi, nk Sava, inlilerin bu lkenin son dman olacan kehanet etti. Sar Tehlike. Milyonlarca var
onlardan, beyaz kadn arayarak buraya meyi bekliyorlar, nk beslemek zorunda kalmayalm diye
kendi kz bebeklerini o kadar ok ldrdler ki, kadnsz kaldlar. inlilerin kzlarn ayaklarn balayarak
ktrmletirdi-ini biliyor muydun, bylece tecavz ettikleri zaman kaamazlar. Bu doru! Zengin yal inli
erkekler de gergedan ve kaplanlarn ldrlmesi iin byk paralar derler, srf lmeden nce bzm
ihtiyar kamlarn birka kez daha dzecek kadar gl klmak iin boynuzlarn ve talklarn yesinler diye!

Bu zavall yal dnyann ihtiya duymad bir ey varsa, o da daha fazla lanet inlidir! Peki! u kahvaltya
geri dnelim!". Lieder bara geri dnerek bard. "Herkes kalksn! Kahvalt!" Elinin ayasyla bar tezghnn
stne vurdu. "Herkes uyansn! Kalk borusu! Kalk borusu! Kalkn ve yataktan kn!"
Bay Delann/nin boyun kaslar her barla birlikte seiriyordu,
192
ama Lieder'a doru dnmedi. Frenchy rperdi ve ban kollarnn arasndan kaldrd, nerede olduundan
emin deilmi gibi gzlerini krptryordu. Sonra Bay Delann/nin iskemleye balanm olduunu grd ve
kbusunun rya olmadn anlad.
Lieder merdivenin altna geti ve geici uyku cennetinden adamlarn uyandran bir avuun tehditkr
havasyla bard. "Tamam, beyler, buraya gelin! Kahvalt! Kahvalt! En son gelene yiyecek bir ey kalmaz!"
Jeff Calder krktk sarho yere uzand barn arkasndan her yan uyumu olarak kalkt. O kadar kt bir
akamdan kalmalk yayordu ki, sa dipleri acyordu.
Matthew mutfaktan kahve scak sapn bir bezle tutuyordu ve parmaklarna takt fincanlarla ktnda,
Ufaklk ve Bobby-Ev-ladm merdivenlerden aaya iniyordu. Gzleri imiti; ter, viski ve seks kokan
giysileriyle uyumulard. Ufaklk Chinky'yi bileinden tutmu oyuncak gibi srklyordu. Chinky plak ayakla
ve pan-tolonuyla gmlei iinde titreyerek, uyumu gibi ardndan geliyordu. Surat kl rengiydi ve az rk
iindeydi, imiti. Gece boyunca onu defalarca ve kaba kullanmlard.
Lieder, "Bak sen uraya!" dedi. "Utanga gelin ve iki damad. Ne gzel manzara deil mi?"
Matthew Lieder'm fincann doldurduktan sonra Chinky'nin Ufaklk ve Bobby-Eyladm ile oturduu masaya
hizmet etti. nne fincan koyduunda Chinky gzlerini kaldrmadndan, Matthew fincan ona doru itip,
"Buyurun "^ Chinky. Size iyi gelir," dedi. Kadn cevap vermedi. Jeff Ca! .11 fincann tezgha brakan
Matthew, Frenchy'ye de bir fincan verdi. Frenchy scak olmasna ramen kahvenin stnden susam gibi
byk bir yudum ald. Matthew, Bay Delann/nin yanna gelene kadar adamn ne kadar korkun bir durumda
olduunu grmedi. Kollar iskemleye bal olduundan gece boyunca mendilini kullanamamt ve genellikle
kar beyaz frfrl gmleinde ve enesinde kurumu kan lekeleri vard. Parmaklar imiti ve morarmt,
nk Jeff Calder ne kadar itaatkr olduunu gsterme igzarlyla ipi btn gcyle skmt. Matthew bu
kan brm parmaklarn uyumadan nce acdan zonklam olmas gerektiini biliyordu ve hissettiklerini
anladn belirten bir
193
jestle kendi parmaklarn aarken, "Fincan sizin iin ben tutarm Bay Delanny. Yoksa bir bardak su mu
isterdiniz?" dedi.
Lieder duvara yaslad iskemlesinden, "Hayr, Bay Pezevenk bu sabah kahve imeyecek," diye bildirdi.
"Dn gece kendisiyle fazla ilgilendii iin bu sabah cezal. Koro yelerimin yapt gibi viskiyle deil. Onlar
domuz gibi itiler! Yirminci Mil'in erefli adna kara bir leke! Hayr, Bay Delanny fazla kurumlanarak kendisiyle
fazla ilgilendi. Ama ona bir eref bahedeceim. iini tutabildii ok ak, Tanr bizi korusun, sidik torbas bir
bakirenin bznden daha gergin olmal! ok etkilendim, Bay Delanny. Cidden ok etkilendim."
Matthew adama bakmaktan kendini alamad. Aslnda Bay Delanny iini tutamamt. Ban kaldrnca
gzleri karlat ve Bay Delanny tek bir sz bile etmemesini belirten sert bir bakla bakt.
Matthew umarszca omuzlarn silkti ve mutfaa gitti. Beykn ve biskvileri dattktan sonra Bay Delann/nin
iskemlesine gitti, adamn aznda ve enesinde kalan kanlar silmek iin tepsiden slak bir bez ald. Bey
Delanny"nin ene kaslar alt, az ince bir izgi haline geldi. Matthew'a bakt, gzleri aresizliine ve
aalanmasna tank olduu iin neredeyse nefret kusuyordu. Bir ey sylemeye davrand, ama ksrd ve
kan kusmaya balad, bu yzden Matthew bezi dudaklarna kaldrd. Adam utandrmamak iin ban
evirmiti. Frenchy ile gzleri karlat. Kadnn sar gzleri parlyordu ve enesi kaslmt. Matthew koyu
idrar lekesini grp grmediini merak etti. Grmediini umdu.
"Hey! Hey! Sen orada ne yaptn sanyorsun, evlat?" diye sordu
Lieder.
Matthew sakin bir sesle, "Bay Delanny ile ilgileniyorum," dedi.
"Sana bunu yapabileceini syledim mi?"
"Hayr, efendim, sylemediniz." Suyla yumuayan kanlar silmeye devam etti.
Lieder suratn asarak Matthew'a bakt. Ufaklk beklentiyle Bobby-Evladm' drtt. Tehditkr bir sessizlikten
sonra Lieder, "Peki... devam edebilirsin, evlat. Hristiyan detlerine uymana izin veriyorum. Bakalarna
efkat gstermek doutan Amerikal olanlarla kendilerinden ve kendi soylarndan bakasna osuruunu bile
ver194
meyen gmenler arasndaki farklardan biridir. Ama dikkat et, evlat, et ki senin yumuaklndan
faydalanmasnlar."
Bobby-Evladm ve Ufaklk hayal krklna uradlar... ve kskanlk duydular.
Matthew'un dudaklarna kaldrd suyu Bay Delanny iti, ama Matthew'a buz gibi bir fkeyle bakmaya devam
etti.

Lieder Ufaklk ve Bobby-Evladm'a dnerek yapmack bir terslikle konutu. "Siz ikinizin gelininize bu olann
kstah pezevengimize davrand gibi Hristiyan merhametiyle davranmanz istiyorum."
Adamlar kafalar kararak gzlerini krptrd.
"Demek istiyorum ki, umarm ona br yanan da evirmesi iin yeterince frsat tandnz."
Bir an anlayamamann aknlyla bakan iki adam da glmekten boulacaklard. br yanan da
evirmek!
Zeksnn etkisinden ald keyifle gzleri parlayan Lieder bir biskviyi msr urubu ksesine batrd ve
azna gtrmeden nce urup biskvinin her yann kaplayana kadar iinde tuttu. Konuurken bir yandan
ineyip yutarak Matthew'a aklama yapt. "Ben nadiren etin verdii zevklere ihtiya duyarm. Gcm
nclk etmek iin seildiim hal seferine saklyorum. Ama ben yalnzca fani bir insanm, erkeim ve ancak
bir etin verebilecei ruhsal rahatlama iin bazen gl bir istek duyarm. Ama asla, asla u inliyi ya da bir
zenci kary kullanma iznini kendime vermem." Biskviyi kahvenin son ksmna batrd ve doldurmas iin
fincan Matthew'a uzatt. "Asla rk karmnn bir paras olamam. Hi kedinin stne km kpek grdn
m? Elbette hayr! Peki neden? nk rklarn karmas hem doal deildir hem de kutsal deildir. Ayn
fikirde misiniz, Bay Delanny?"
Kumarbaz cevap vermedi.
Lieder devam etti. "Hayr, evlat. Asla iyi Amerikan tohumumun yabanc topraklara dmesine izin vermem,
ama ok yaknda bir yere dreceim. Tohumuma kanal grevi grecek gen ve gzel bir bakire aryorum.
Onun vcudunda yeryzndeki iimi tamamlamak iin bir erkek ocuk yapacam ve kadnlar arasnda kutsal
saylacak. Ama bu arada..." Yaramaz bir ekilde gz krparak srtt. Matthew Ruth Lillian kasabadan uzakta
gvende olduu iin rahatlad.
195
"... bakiremi beklerken, standart, her amaca hizmet eder etleri kullanacam elbette. Uzun, ok uzun zaman
oldu! Ve bir erkein bu kadar uzun sre etsiz kalmas salkl deildir, nk aklna her tr ey gelir ve
salkl dnmesini engeller. Pansiyondan yiyecek getiren o sveli kz dnyorum. Yalboya resim
saylmaz, bu kesin, ama parmaklarna dolamak iin gzel gr salar ve yorgun ban yaslamak iin
kocaman memeleri var. Bunlarla epeyce ie yarar bence. Syle bana evlat, o sveli kz hi dzdn m?
Neye benziyor?"
Matthew omuzlarn silkti ve fincanlar doldurmakla megul olurken olumsuz bir eyler mrldand.
"Evet, tadna bir baksam iyi olacak. Kader karma tohumumu tayacak el dememi bir bakire karana
kadar oyalanacak bir ey ite. Hey, biraz daha biskviye ne dersin? Herkes, toplann! Yiyin, iin, elenin.
Hey, u Chink'in adnn Mary olmas komik deil mi? Ha? Ha?"
Ufaklk, "Zaten birini hallettin," dedi.
Lieder onun stne yrd. "Sakn bana neyi hallettiimi neyi halletmediimi sylemeye kalkma! Buna sakn
bir daha cret edeyim deme! Beni duydun mu?"
Matthew mutfakta bulaklar ykarken Frenchy tek sz sylemeden ieriye girdi ve yardm etmek iin
kurulama bezini ald. Matthew onunla konumaya balad, ama Frenchy ban serte iki yana sallaynca
Matthew sabun dolu, tahta sapl kovaya su koymaya devam etti. Frenchy, Matthew'un souk yal suda
oluturduu kpkten beykn doramak iin kulland ince ulu ba kard. Ba i gmleinin beline
soktuktan sonra sar gzlerinde buz gibi sakinlikle Matthew'a bakt. Matthew hibir ey sylemedi.
Bardan Lieder'n sesini duydular. "Bak sen u ie! retmen bize sayglarn sunmaya gelmi."
Matthew Frenchy'nin ardndan bara girerken ani bir heyecan duydu, nk BJ'nin gelii, Coots'un Shinbone
Cut'da grnd ve o eek ayrndan geerken Lieder'n dikkatini datmak zere geldii anlamna
geliyordu.
Lieder iskemlesini duvara yaslam olarak oturuyor, kap aznda duran BJ'ye glmsyordu. BJ bar
kapsnn iki kanadn tutmutu. "eriye gelin, retmen! Evlat, konuumuza bir fincan kahve ver."
196
BJ sert bir sesle, "Kahve istemiyorum," dedi.
"Peki, komuluk yapmaya gelmediyseniz, varlnzn erefini neye borluyuz? Yoksa yle mi demeliydim
burada ne bok aryorsun?"
Ufaklk ve Bobby-Evladm srtt. Nasl ama!
"Seni manta davet etmeye geldim."
"yle mi? Peki, mantk olduu srece devam et. Dene bakalm."
"O gm elde etmenin hi yolu yok."
"Beni kim durduracak? Sen mi? O Yahudi dkkn sahibi mi? Kasabadaki herkes benim burada olmamdan
mutlu grnyor. Kasvetli yaamlarna renk getiriyorum."
"Ama altm silahl madenci seni durdurabilir. Ayrca tren de Cumartesi gnne kadar gelmeyecek. nnde
be gn var."
"Ben sabrl bir insanm. Sklrsam, hi endie etme. Kendimi elendirecek bir eyler bulurum."
"Ama kanunun peinde olduunu ve muhtemelen o maden araycsn bulduklarn ok iyi biliyorken, burada
byle be gn oturmak neden? Yarm gnde Kader'e gidebilirsin."

"Yarm gnde, ha? Anlyorum. Demek bize demiryolunda yrmeyi tavsiye ediyorsun, bir kasaba dolusu
adamn tam gbeine." skemlenin bacaklarn ileri geri sallad ve bu seenei ciddi ciddi
dnyormucasma tavana bakt. "Peki, bunu yapabilirim sanrm. te yandan, yemeklerimizi dzenli
yiyerek, Bay Delanny'nin konuk-severliiyle parasz iki ierek ve ne zaman istek duysak kzlara yumularak
burada da kalabiliriz. Vay canna, bir kasaba dolusu kzgn adam tarafndan vurulmakla burada oturup
elenmek arasnda seim yapmak zor. Syle bana, retmen. Sen benim yerimde olsaydn hangisini
seerdin?"
BJ'nin aklna bir ey geldi. "O trenle gelen gm nasl bir ey sanyorsun? 'Mcadele'ni finanse etmeyi
dndn gm?"
"Nasl sanyorum ne demek?"
"Kleler dolusu gm m var sanyorsun? Torbalar dolusu sikke mi? Hi de byle bir ey yok. Yalnzca
ham maden. Kader'de eritilip sekile sokulmak zere gnderilen maden cevheri. O trende sana gre bir
hazine yok. Yalnzca altm silahl madenci var."
Lieder'n suratnn kararmas, deerli maden hazinesinin yalnz197
ca... ezilmi kaya olduunu renmekten duyduu hayal krklm gsteriyordu. Zihninde olaslklar
geirirken BJ'ye fkeyle bakt. "Tamam! Tamam! Ama... ama belki de aradm hazine madencilerin
kendileridir! Ha? Bunu dnmemitin, yle deil mi, retmen? Hayr! Belki o madencilerle konuurum.
Onlarn Ik ve Yol'u grmelerini salarm. Yabanclar geldiklere yere sepetlemede bana katlrlar!"
"Ya onlar ikna edemezsen?"
"ey, o zaman... o zaman acayip bir sava olur! Tam bir kyamet! Bir dn! Bir tarafta ben ve havarilerim,
ABD'yi byk klan her eyi savunanlar. te yanda u senin madenciler, lkemizin rzna geerek hayatlarn
srdren, gm ve altn yeryznn rahminden alarak Wall Street bankerlerinin cebine sokanlar! Ben
kazanrsam bir tren dolusu gm cevheri elde ederim!"
"Ya kaybedersen?"
"Kaybetmek mi? Kaybetmek mi? O zaman... o zaman, hakkmda anlatacaklar hikyeleri bir dnsene!
Syleyecekleri arklar! Maine'den California'ya kadar ehitliim hakknda renkli posterler asacaklar!
Henz domam kuaklar rm bir hkmete kar mcadelemi dilden dile syleyecekler!" Gzleri
ksld, "Siz okumu bir adamsnz, Bay Stone. Yasak Hakikat'n Ortaya k adl bir kitap hakknda neler
biliyorsunuz?"
"Hi duymadm."
"yle mi? Peki, Yasak Hakikat'n Ortaya k, kendisine Sava diyen tek insan tarafndan yazld, nk
Uluslararas Komplo, planlarna hakikat m tuttuu iin onu ldrmeye alyordu. Bu kitab zel olarak
bastrmak zorunda kald, nk btn yaynclar Komplo'ya dahildi. Peki akll myd? Bu kitabn cahilce
yazlm bir pten baka bir ey olmadn dndrterek dmanlarn yoldan karmak iin baz kelimeleri
yanl yazd. Yarm dzine sayfa okuduktan sonra, bu kitabn benim ellerime dmeye yazgl olduunu
biliyordum bunu iliklerimde hissettim. Szler kanmda akana, beynimde yanklana kadar okudum.
Sava'nn bana ne sylemeye altn anlamak her zaman kolay olmad. Defalarca okusam da baz
eyler anlam kazanmyordu. Ama bir gece... bir gece cezaevi hcremin demesinde yatp kapdan gelen
kta okurken birden...
oradayd ite..." Sesi h ile yumuad. "... beynimde ani bir k akt! Bir anda her eyi anladm. Her eyi.
Uluslararas Komplo'nun Amerika yeryzndeki en byk lke olduu iin kskanlk duyduunu grdm, bu
yzden hepsi bizi yok etmek iin biraraya gelmiler, bizimle sava alannda karlamaya cesaret
edemiyorlar! Yo! Buna cesaret edemeyecek kadar korkaklar! Bunun yerine bize sp-rntlerini ve gettolarn
gnderiyorlar, ulusal ruhumuzu zayflatmak, hastalkl kanlaryla saf rkmz bozmak iin! Bu lkeler
gnderdii her gmenle birlikte daha da glenip zenginleiyor, bu arada biz de aldmz her gmenle
birlikte zayflap yoksullla-yoruz! Sistemin nasl altn gryor musun? Nasl altn gryor
musun?"
BJ acr gibi gzlerini kapad, ban iki yana sallad.
"Yasak Hakikat'n Ortaya k aptal, gven duyan Amerikallarn ounun Uluslararas Komplo'nun adn
bile duymadm anlatr, nk btn gazetelere antaj yaplr ve doruyu basmaya cesaret edemezler.
Neden, nk birok Amerikal Roma'daki papann rlandallara, Yahudilere ve Meksikallara ve geri kalan
hepsine hzla oalma emri verdiini bilmez. oal! reyip remediklerini merak ediyor musun? ryorlar!
ok gemeden sayca bizi aacaklar ve ABD'nin bakan olarak kendi trlerinden birine oy verecekler! Bunu
bir dn! Beyaz Protestan Amerikallar kendilerini aznlkta bulacaklar, nk dzlp dtalanacaz!"
Bobby-Evladm ve Ufaklk onaylayan gzlerle baktlar. Lieder byle bir lgnlkla vaaz verdii, szckler
mzik gibi iinden akt zaman hayran kalyorlard.
BJ Stone bu nefret ve cahillik karmndan uzaklama isteini kontrol altna ald, ama Coots kasabaya
girerken Lieder'n dikkatini datma grevi onundu, bu yzden tartmaya devam etti. "Ama Amerika'daki
herkes bir gmendir, Amerikan yerlileri bile, yeterince geriye gidersen tabii."

"Ha, u eski terane! 'Hepimiz gmeniz! Hepimiz gmeniz!' Komplo buna inanmamz istiyor, ama bu doru
deil. Atalarmz koloniciydi, gmen deil! Bir kolonici ile bir gmen arasnda dalar kadar fark vardr.
Sava, kolonicilerin ormanlarmz temizlemek ve geni ovalar amak iin geldiini anlatr. Yeryzndeki en
198
199
byk ulusu yaratmak iin zengin toprakla kanlarn ve terlerini kartrdlar. Ama gmenler yle mi? Bizim
ektiimizi bimeye geliyorlar. ok alan insanlar avlamak iin! Zenci cretlerine alarak ilerimizi almak
iin. Kendi aralarnda birleip bizden aa fiyat vererek bizi iten atmak iin. lkemizin barna yapm ve
btn iyiliini emen slkler gibiler. Sava, Yahudi rneini veriyor. Sen de dinle, evlat," diyerek mutfak
kapsnn yannda grnmemeye alan Matthew'a keskin bir bak frlatt. "Sen de dinle, nk
havarilerimden biri olacaksan bu eyleri bilmen gerek." Tekrar BJ'ye dnd. "Bak sana ne diyeceim,
retmen. Ka tane Yahudi iftiyle karlatn? Ka tane Yahudi madenciyle? Yahudi balkyla? Ya da
Yahudi keresteciyle? Hi, ka tanesi bu! Peki neden? nk madenciler, iftiler, balklar ve keresteciler,
onlar lkenin zenginliini yaratr. Ama Yahudiler bu zenginlikten beslenmek iin buradalar! unu itiraf
etmeliyim ki, Yasak Hakikat'n Ortaya k'm okumadan nce bu basit gerei hi fark etmeden yaadm."
BJ, "Basit mi?" dedi. "Cahil demek istiyorsun. Btn bu 'uluslararas komplo' tam bir samalk!
Baarszlklarn gerekelendirmeye alan kskan ve tembel insanlarn yaratt bir kurgu. Bu kadar amas
derecede cahilce olmasa insan buna gler. Ve de tehlikeli olmasa."
BJ'nin karsna dikilmek iin dorulan Lieder, "Tehlikeli olduuna inansan iyi olur!" dedi hrlar gibi. "lkemin
btn dmanlar iin tehlikeli!" Yumruunu kaldrd, BJ de kendini korumak iin dirseini yzne dorulttu.
Lieder gld. "Bir dolu az kalabal ama cesaret sfr, ha? Ama bunu biliyoruz, deil mi? Yoksa ansn
varken beni vururdun." Matthew'a gz krpt ve kkrdayarak oturdu. "Aslnda ne kadar urarsan ura beni
vuramazdn. Peki nedenini biliyor musun? nk ben ldrlemem. Misyonumu tamamlayana kadar
ldrlemem. Sava, bir liderin kacan ve sradan halk yabanc tehdidinden ve Washington D.C.
hkmetinin basksndan kurtaracan kehanet etti. Bu kelimeleri okurken birden... o liderin ben olduumu
anladm! Birdenbire her eyi grdm. Kendime baktm ve neyin doru neyin yanl, neyin gerek neyin sahte
olduunu grebildim. Bana malum oldu. Her ey aydnland."
200
"Kafandaki o mavi kla m?"
Lieder'm az kapand, dudaklar gerginleti. BJ'ye uzun uzun serte baktktan sonra ok yava, tane tane,
"Benimle bu tonda konumamalsnz, retmen, nk Tanr'nn yemyeil yeryznde benimle alay
etmekten daha tehlikeli bir ey hibir ey! yoktur."
BJ, az korkudan kupkuru olmasna karn, gzn krpmadan Lieder'n bakna karlk verdi.
"Ha, iinizden ne dediinizi biliyorum, retmen! Diyorsunuz ki, bu adam kak." Burnunu ekti. "Sava bizi
aydnlanmam ve korkak insanlarn biz yurtseverlere kak diyecei konusunda uyarmt. Tamam, belki ben
biraz kamdr. Ben buna cokulu diyorum! Bu szcn ne anlama geldiini biliyor musunuz, retmen?
Szlkte bakm mydnz? Cokulu bir insan, iinde Tanr olan insandr."
"Demek Tanr'nn iinde olduunu dnyorsun?"
"ey, iimde bir ey olduu kesin, ihtiyar. imi kemiren bir ey!" Gzleri bir BJ'ye bir Matthew'a gitti geldi.
Glmsedi. "Belki yediim baharattr." Matthew'a gz krpt. "Sence de yle midir, evlat?" Gld. "Haydi? Hi
aka kaldramaz msn?"
BJ ban evirdi ve Bay Delanny'nin ne kadar dik oturduuna ilk kez dikkat etti. Lieder'n dikkatini datmaya
kendini o kadar kaptrmt ki, odada insanlara yle bir gz atmaktan teye gitmemiti. "yi misiniz, Bay
Delanny?" diye sordu. Kumarbaz konumad. "Bay Delanny?" Kumarbaz gene cevap vermedi. "Burada neler
oluyor?"
Lieder parman uyarr gibi sallayarak, "imdi bakn retmen," dedi. "Pezevengimizi konumaya
zorlamamalsnz. Ona azn amamasn syledim ve bana itaatsizlik ederse onu cezalandrmak zorunda
kalacam. Bu da sizin hatanz olacak. u zavall katrlar hatrlyor musunuz? Onlar da sizin hatanzd."
BJ, dudaklarndaki kurumu kanlar saklamak iin ban eviren Bay Delanny'nin yanna gitti. Parmaklarn
iirecek ve derisini gerginletirecek derecede iskemleye smsk balanm ipe bakt. "Kan dolam kesilmi.
Kangren olabilir."
Lieder endieli bir ses tonuyla, "Kangren, ha?" diye sordu.
"Onu zeceim."
"Vay, retmen, fazla hzl gitme! Belki Bay Tepeden-Bakar serbest braklmak istemiyordur, nk o
iskemlede hareket ederse ca201
nn kt yakacam bilir. imdi, sonularna katlanmay kabul ediyorsanz onu zebilirsiniz. Ama Bay
Delanny'ye sorsak iyi olacak. Sizinle konumasna izin yok, ama ban sallayabilir. Haydi. Ona
sorun.
Ufaklk ve Bobby-Evladm bir Lieder'a, bir BJ Stone'a, bir Bay Delanny'ye bakp durdular, gzlerinde muzip
bir beklenti vard.

BJ, Bay Delanny'ye kalarn kaldrarak bakt. Kumarbazn gzleri saa sola oynad, sonra gzlerini kapatp
ban edi.
Lieder, "Grdnz m?" dedi. "Bay Delanny serbest braklmay istemiyor. zgrlk baz sorumluluklar ve
riskler dayatr, tpk Sa-va'nm bize syledii gibi. Belki bu ipler Bay Delanny'ye ac veriyor ve etini
rtyor olabilir, ama en azndan hayatta. Birok insan srf nefes almaya devam etmek iin her tr
aalanmaya katlanr. Ha, sizin ve benim gibi stn, kitap okuyan adamlar deil. Biz aalanmaktan ve
hakarete uramaktansa lmeyi tercih ederiz. Ama pezevenkler ve dier aalk trler ne pahasna olursa
olsun hayata sk sk yaprlar... ne kadar kk olursa olsun. Bana inanmadnz gzlerinizden okuyorum.
nsann ansszlk eseri zaman zaman aalara den soylu bir yaratk olduunu dnyorsunuz. Ama
dorusu u ki, insan aslnda szlanan, korkak, iren, Tanr'nn insafna layk olmayan kt bir yaratktr... en
azndan benim insafma." Lieder ani bir enerjiyle iskemlesinden kalkt. "Biliyor musunuz? Bir deiiklik olsun
diye retmene bir ders vermenin zaman geldiini dnyorum. Size insann ne kadar iren, korkak
olabileceini gstereceim. Bunu sen de izle, evlat. Bu havarim olarak ilk dersin olacak. Dinle, Delanny!
Sana konuma izni vereceim. Aslnda sana soracam soruya cevap vermeni emrediyorum. Dikkatle izle,
retmen. Ufaklk silahn kar ve namluyu Bay Delanny'nin kulana daya. Horozunu kaldr. Ha, grltden
endie etmeyin, Bay Delanny. Hibir ey duymazsnz. Mermi sesten nce beyninize girer. imdi! Kk bir
oyun oynayacaz. yle olacak. ki seeneiniz var, Bay Delanny. sterseniz... ama gerekten isterseniz...
Bobby-Evladm'a yznze btn gcyle yumruk atmasn syleyebilirsiniz. O gzel burnunuzu krma
ihtimali yksek, ama her oyunun bir cezas vardr. Dier seenek de u. Bir erkek gibi davranp BobbyEvladm'm yznze sert bir yumruk atmasn reddebilirsiniz. Bunu
202
yaparsanz, Ufaklk bir kulanzdan ate edecek, mermi br kulanzdan kacak. Seim hakk sizin. Ama
iyice aklamam gereken bir ey daha var. retmene ona bir ders vereceimi syledim ve geri evrilme
aalanmasn kabul etmeyeceimi biliyorsunuz. Ders zaman! imden yirmiye kadar sayacam, Bay
Delanny. Yirmiye geldiimde de bam sallayacam, Ufaklk tetii ekecek ve u byk genelevinizden
annda dar kacaksnz ama... ama... yanldm kantladnzn, insanln znde onurlu ve soylu
olduunu kantladnzn avuntusunu yaayacaksnz. te yandan, 'Bobby-Evladm, yzme btn gcnle
vur' da diyebilirsiniz. Tam bu szleri sylerseniz buradaki herkesin duyaca kadar yksek sesle! BobbyEvladm istediiniz eyi yapacak, ben saymaktan vazgeeceim ve ders verilmi ve retilmi olacak. Ak
m, Bay Delanny? Evet ya da hayr deyin."
Bay Delanny'nin sesi, konumamas emredildiinden beri tek bir ' sz sylememesi yznden atlak kt.
nce, bouk bir ses kard.
"Konuun! Anladnz m anlamadnz m?"
"...Evet..."
BJ, "imdi bir dakika!" diye sze balad.
Ama Lieder onun szn kesti. "Saymaya balyorum. Onun zamann boa harcama, retmen. Fazla
zaman kalmad... drt... be... alt..."
Bay Delanny bir ey mrldand.
"Seni duyamyorum!" Lieder bir okul tekerlemesi syler gibi konutu. "... sekiz... dokuz..."
Barn arkasnda Jeff Calder bardaklar silmeyi brakarak az be kar ak, bylenme ve korkuyla
donakalm olarak sahneyi izledi.
Bay Delanny szlanr gibi, "Evet," dedi.
"Bobby-Evladm'n size vurmasn m sylyorsunuz?"
"Evet!"
"Sert mi?"
"Evet!"
"yi yleyse, kendisine syleyin o zaman. Ardmdan tekrarlayn. 'Bobby-Evladm'..."
"...Bobby-Evladm..."
"Yzme btn gcnle vurur musun ltfen."
203
"Yzme... btn gcnle vurur musun..."
"Ltfen!"
"... ltfen... ltfenl"
"Haydi, Bobby, adam yalvarp yakartma. Ona istedii eyi ver."
Bal olmasayd yumruk Bay Delanny'yi iskemleden aa atard. st dilerinin yarsnn ve burnunun
krlmasnn getirdii ac ve okla iplerde kukla gibi kt. Aznn kenarndan oluk gibi kan fkr-d,
burnundan ve kulandan kan geldi.
BJ, "Tanr akna!" diye haykrd.
Matthew teki Yer'e getiini hissetti... ift kanatl kapdan sokan parlaklna bakt... ve tesine.
BJ, "Bu kadar yeter!" dedi.

Lieder, "Ne zaman yeteceini ben sylerim," karln verdi. "Kimin hakl olduunu syle yeter, sen mi yoksa
ben mi? imdi sradan insann ne kadar korkak, aalk olduunu gryor musun? Senle ben byle
davranmazdk. Yzlerine tkrr ve en kt eyi yapmalarna izin verirdik. Ama biz stn varlklarz. Kitaplar
okuruz ve dnceler retiriz Hey! Aklma bu fikirlerden biri geldi. ok da tatl. Dinleyin, Bay Delanny. Belki
bu gece kasaba halkna kk bir elence ve eitim gsterisi yaparm. Siz de bu gsterinin yldz olursunuz.
Bobby-Evladm'la Ufaklk'a sizi srayla yaptracam, biri silah kulanza dayarken br yapacak, siz de
alayp szlayarak daha sert yapmalar iin yalvaracaksnz, ama ltfen, ltfen, ltfen, beni vurmayn! Tanr
akna beni vurmayn! Bu insan zayflnn aydnlatc bir gsterisi olacak. Sizce de yle deil mi, retmen?"
Srtt.
"Bence sen kaksn."
"yle mi? ey, bu belki de benim hatam deildir." Gzleri parlad. "Bana kmayn, baym. Acmasz bir
ocukluk yznden canavar haline geldim. Kimse beni sevmedi, vmedi, her tarafm berbat edene kadar bir
masada oturttular!" Srtt. "Her neyse, retmen, senin ne dndne km kadar deer vermiyo Hey!
Ondan uzak dur, kz!"
Ama Frenchy ba Delanny"nin kaburgalarna saplamt bile. Adam hafif, neredeyse zr diler gibi bir
homurtu kartktan sonra iplere yasland. Fazla kan yoktu. Krk gmleinin nne yaylan bir leke vard
yalnzca.
204
"O ba kar!"
Frenchy ba Bobby-Evladm'n ayaklarnn dibine att ve gzlerini kstah bir sakinlikle Lieder'a dikti.
Tehditkr bir havayla kadna yaklaan Lieder, "Yaptna bir bak, kz!" dedi. "Beyaz bir fcrkei ldrdn. Seni
ipe ekmek farz oldu artk!"
BJ, "Onu ldrmedi," dedi. "Yalnzca senin elinden kurtard."
Lieder ban yle bir dikerek bunu duymazlktan geldi. Nabz akaklarnda atyordu, Frenchy'nin kstah
baknn derinliklerini aratrd, gzbebekleri bir sar gzden dierine gitti geldi. Ban evirmeden cesedi
iaret etti. "Ufaklk, senle Bobby bu eyi buradan karn!"
"Nereye karacaz?"
"Umurumda deil! Uurumdan aaya atn! Buradan karn da ne yaparsanz yapn! Topalm-seksek!"
Jeff Calder ayn anda hem yutkunmaya hem de konumaya alt. "Buyurun efendim?"
"Bir kova al ve u kan temizle... her eyi. Bu tr eylerin hi olmamas gerekir!"
Calder topal bacann elverdii lde ayaa frlad.
Ufaklk ve Bobby-Evladm aralarna Bay Delanny'nin hareketsiz bedenini alarak n kapya gittiler. Ufaklk
bacaklar tutmutu, Bobby-Evladm da olanca arlyla arkadan geliyordu. Matthew'un gr alanndan
geerlerken olann sokaa bakndaki yumuak younluk deimedi. Frenchy'nin Bay Delanny'yi
ldrdnn gayet iyi farkndayd, tpk tarihsel bir gerein farknda olmas gibi. Nathan Hale'in lkesi iin
verecek bir can vard yalnzca ve Frenchy Bay Delanny'yi ldrmt. Frenchy... Bay Delanny... Nathan
Hale. ini ekti ve bolua daha da fazla gmld.
Lieder Frenchy'nin gzlerini hayranlk ve fke karm bir duyguyla incelemeyi srdrd. "Senin farkl bir
balk olduunu sylemitim, kesinlikle ylesin! zel bir kadnsn, kzm. Byk bir soukkanllkla bir erkee
bak saplamak." Gzleri sertleti. "Gzmn nnden yok olsan iyi olacak. Bu kasabada olduum srece
korksan iyi olur, nk o irkin yzn grdm anda seni ldreceim. Fazla hzl da deil ayrca."
205
Frenchy hareket etmedi.
"Beni duydun mu, kz?"
BJ ne kt. "Benimle gel, kzm. Matthew, ahrda yaplacak iler var... Matthew!"
Matthew gzlerini krptrarak rahatlkla geri dnd. "Buyurun efendim?"
BJ yapmack bir sertlikle, "Yaplacak ilerin var!" dedi.
Lieder, "Bir dakika," diyerek araya girdi. "Belki buradaki ilerini bitirmemitir."
BJ, Matthew konusunda bir rekabet sezdi. Matthew'a, "Buradaki ilerini bitirdin mi?" diye sorarak kkrtmay
duymazdan geldi.
"Ne? Ah... ey... saylr. Yalnzca bulaklar ykayacam."
"Tamam, bulaklar yka, sonra ahra gel. Burada oyalanman iin sana para vermiyorum. Sen benimle gel,
kzm."
Frenchy hareket etmeyince BJ onu kolundan tutarak sokaa kard ve ahra gtrd.
MATTHEW MELODSZ BR MIRILTIYLA mutfakta son bulaklar ykyordu.
Lieder kap azndan, "Hey, nasl gidiyor, evlat?" diye sordu.
Matthew belinin altna balayp nlk niyetine kulland eski masa rtsn alarak ellerini kurulad. "Ahrdaki
ileri yapmaya gidiyorum."
Lieder iini ekti ve biraz nce yaanan olaydaki ses tonundan vazgeti. Basamaa oturdu. "retmenin
sana Matthew dediim duydum. Bak dinle... Matthew. Burada ne yaptm anlaman istiyorum, nk senle
ben ayn kumatanz. Her ikimiz de rselenmi ocuklarz." Lieder'm samimiyeti o kadar youndu ki

kelimelerinin altnda gzyalar vard sanki. "Ve bu lkeyi seviyoruz, senle ben! Her akl tan ve amurlu
ukuru seviyoruz, nk rselenmi ocuklarn aileleri, dostlar falan yoktur, ne demek istediimi anlyor
musun? Bu lkeyi bu kadar ok sevmemin tek nedeni, bazen zalimce grnebilen eyler yapmak zorunda
kalmam. Ama aslnda zalim
206
olan, hkmetin lkemizi pis yabanclarn pl haline getirmesi. Bunu anlyorsun, deil mi Matthew?"
"Bunun size insanlara ikence yapp ldrme hakkn verdiini mi dnyorsunuz?"
"Vay vay! O pezevengi ben ldrmedim. O zenci kar ldrd!"
"Hayr, efendim. Hayr, BJ'nin syledii gibi oldu. Frenchy onu ldrmedi, yalnzca sizin elinizden kurtard."
"Allah kahretsin, evlat, korkak, be para etmez retmenden alnt yapmaktan ok daha iyi eyler
yapabilirsin!" Matthew'a fkeyle bakt... sonra birden gzlerini indirdi. "Yo, haklsn, evlat. Kesinlikle haklsn.
Olaylar rndan kardm. Ama rnek Zenci'yi aalamak gerekir; insanlar kontrol etmenin tek yolu
budur. Ama fazla ileriye gittim, bunu kabul ediyorum. Bobby-Evladm'n ona byle vurmasna izin
vermemeliydim. Bakalarnn hakkmda ne dndkleri umurumda deil, ama senle ben ayn kumatanz.
kimiz de rselenmi ocuklarz. Bu yzden anlayna snyorum. Ve de af-fediciliine."
Matthew kendini acnas ve utanm hissetti. "Herhalde kasabadan gideceksiniz, artk gm deil... yalnzca
maden cevheri olduunu rendiinize gre."
"Bu kasaba benden yle kolay kolay kurtulamayacak. Belki bir tren dolusu maden cevherini Kader'e gtrr
ve ilemelerini isterim. Allah kahretsin, evlat, ben bir Doa Gc'ym! Yapamayacam hibir ey yok!
nsanlara sylediim her eyi yaptrtrm! Aalardaki kular konuarak aaya indirtirim! Matthew,
Delanny'nin bana gelenleri nlemediim iin beni baladn sylemeni istiyorum."
"Balama hakk bende deil. Zarar verdiiniz kii ben deildim."
"Demek beni affetmeyi reddediyorsun."
"Ben... cidden gitmem gerek."
Lieder'n gzlerine incinmilik ve yaknma dolu bir bak yerleti. "Tamam. Git yleyse. Ama bunu
unutmayacam. Senden af diledim, sen de reddettin. Bunu unutma."
"Olur, efendim, unutmam." Matthew nln iviye ast ve basamakta oturmu yere bakan Lieder'm
yanndan geti.
Matthew bardan geerken ift kanatl kap ald ve Queeny yerli bir kadn gibi omuzlarna dolad Hudson
Bay battaniyesiyle ieriye
207
girdi. Yz i, salar kark, gzleri uykuluydu, ama odann ortasnda durarak akn akn bir kibirle
evresine baknd; bir gece nce itii ikiden dolay akn, bir gece nce yaad aalamay hi
hatrlamadan uyand iin kibirli. Yalnzca hayran seyircilerin alklar altnda Yedi Peeliler Dans'n yaptn
kesik kesik hatrlyordu. zgveni iin gerekli olan seici bellek nasl yabanc bir yatakta, battaniye altnda
plak olarak yatt konusunda hibir ipucu vermiyordu, ama izleyicilerden birinin ya da birkann kkrtc
dans yznden tutkuyla kendinden gemi olduunu varsayd.
Matthew'un yatanda dorulmutu... sonra her kalp atnda gzlerinin arkasnda zorklayan aryla tekrar
yataa gmld. Yce Rabbim, susuzluktan lyordu! Tekrar kalkt, bu kez biraz daha dikkatle, ve
pencerenin yanna giderken battaniyelerden birini arkasndan srkledi. Sokan karsnda Gezginler Oteli
vard. yleyse neredeydi? Az eyal odaya bakt: iki iskemle, western kitaplar sralanm bir masa. Buras
neresiydi...? Gzleri Matthew'un hakiki kemik tarak ve fra setine takld, Hudson Bay battaniyesini
omuzlarna sarp sokaa kmadan nce salarndan birka fra darbesi geirdi Yce Rabbim, bu gne
gzlerini cam gibi kesiyordu! Otele gitti, gururlu havasn yalnzca ayakkablarnn olmay azaltyordu.
O ocuun kald erif ofisinde uyuduunu ancak sokaa kp da evresine baktnda anlayabildi. Vay
canna, ne lanet i byle! Kk eytan! Aznda bakla slanmaz, hep annesinden sz eden o olan! Ama
zaten o yataki ocuklarn kan kaynar, kolayca kendilerini kaptrrlar. Kk apkn! Peki... sana gnn
gsteririm.
imdi de Matthew'a bir parman uzatm bilgi bir srtmayla bakyordu. "Yal Queeny'ye bir fincan kahve
ver, olur mu, tatlm? Bana bu kadarn borlusun. Ve de sert olsun. Dilim btn Apai nfusu zerinde
yrm gibi... ve plak ayakla."
"zr dilerim, Queeny, ama hi kahve kalmad. stelik ilerime de ge kaldm ve"
"Bak bak bak! Bakn kim gelmi," dedi Lieder mutfak kapsndan.
Ufaklk ve Bobby-Evladm Queeny'yi arkadan itiyorlard. De-lanny'yi uurumdan atmaktan dnerken kadnn
sokan karsna getiini grmlerdi. Lieder'a fkelenmesini bekleyerek baktlar,
208
nk Lieder kadn bir daha iko kn asla grmeyeceini syleyerek uyarmt.
Lieder ban yavaa iki yana sallad. "Vay canna. Vay vay vay canna! Fazla m cesursun, fazla m aptalsn
bilmiyorum. Hangisi olursa olsun, izgiyi ok atn, ihtiyar bayan."
Ufaklk, "Krk ieyi kullanrm demitin," diye hatrlatt. "Byle burnunu her ie sokmasna izin verecek
misin?"

"Zavall ihtiyar orospu ne yaptn hatrlamayacak kadar sarhotu. Burada byle svp sayarak nasl bir
tehlikenin iine girdii hakknda en kk bir fikri bile yoktu."
"Evet, ama... bundan yakay syrmasna izin mi vereceksin?" Hayal krklyla Ufaklk'nin sesi szlanr gibi
kmt.
"Brak nasl davranrsa davransn. Zaten kzartacak daha tatl bir balm var." Srtp gz krpt. "Yrye
kyorum! Yukar k, ihtiyar. Temizlen ve zerine bir eyler giy. Kimse o battaniye altndaki plak kn
dnmek istemiyor. Yemek yiyoruz burada, Tanr akna!"
Queeny tumturakl hareketlerle battaniyeyi omzunun stnden att ve Lieder'm yanndan geerken
basamaklar kmaya balad. st katta Chinky yatan kenarna oturmu, yzn ellerinin arasna almt.
"Hey, Delanny nerede?" diye sordu Queeny. Chinky ban iki yana sallad: Bilmiyordu. "Peki Frenchy nerede
o zaman?" Chinky onun da nerede olduunu bilmiyordu ve umurunda deildi. "Bu sabah herkesin nesi var?"
Queeny odasna giderken bunu dnd. Gardroptan havalandrmak iin krmz elbisesini kard... o gece
tekrar dans etmesi istenirse diye.
Yrye karken Lieder Matthew'un yannda durdu. Matthew verandada iki kzgn toz ynnn sokakta
birbirini kovalamasn seyrediyordu. Toz ynlar demiryolunun karsna geerek uurumun kenarna
yaklatlar ve birdenbire yok oldular. Lieder apkasnn ucunu iyice bana ekerek, "Byk bir frtna geliyor,"
dedi. "Dz kayaya ieyen inek gibi yamur yaacak."
Matthew suskundu.
"Ahrlara gidiyorsun, ha?"
Matthew ban sallad.
"Peki... iyi. yi, Matthew, nk tam olarak byle yapman isti209
yorum. Gzlerini de drt a, duydun mu? O retmen bir eyler yapmaya kalkacak kadar aptal olabilir ve
bu da hayatnda yapt en byk hata olur." Lieder sar-yeil gkyzne gzlerini ksarak bakt. "Evet,
efendim, byk bir frtna geliyor. Hey, umarm Queeny'yi rahat braktm fark etmisindir, stelik bir daha
geri dnerse epeyce cann yakmaya sz verdiim halde. Gerek bir lider duygusunun zerindedir.
nsanlar affedecek kadar byktr. Bu dersi rendim, Matthew." Bir an sustuktan sonra ekledi: "Senin
renmemi olman ne yazk."
MATTHEW AHIRA VARINCA AVLUNUN bo olduunu grd, ama Coots'un iki eei ayrlkta trenin
Kader'den getirdii yal inekle birlikte otluyordu. Mutfaa bakt. Kimse yoktu.
Coots ksk bir sesle, "Yukardayz, evlat," dedi.
Matthew merdiveni karak Coots ile BJnin paylat yatak odasna ilk kez girdi. Coots iki kiilik yatan
kenarna oturmutu, BJ ise sallanan iskemlede ban arkaya dayamt ve gzleri kapalyd. Coots'dan daha
yorgun grnyordu. Lieder'la kar karya gelmenin ve Coots kasabaya gelirken onun dikkatini datmann,
ardndan Bay Delanny'nin aalanmasna ve lmne tank olmann yaratt gerginlik enerjisini yok etmi,
sinirleri boanmt.
Coots, "Mutfaa girene kadar ayak seslerini duymadm," dedi. "Rzgrdan olmal."
BJ gzlerini amadan, "Pencerenin kenarnda dur ve gzn sokaktan ayrma, Matthew," dedi. "Kimsenin
gizlice buraya szl-mesine izin vermemeliyiz."
Matthew mezarlktan kasabann uzak kenarna kadar geni bir gr alan sunan pencerenin kenarna
yerleti. Coots'a, "Demek Ruth Lillian sizi patikada buldu," dedi.
"Oras dar bir patikadr, evlat. Beni karmas ok zordu." Yorulmu eekleri Shinbone Cut'a getirmeden ksa
sre nce Kane'in kznn patikann ortasnda durduunu grnce tuhaf bir eyler olduunu anlamt. Dik bir
yokutu oras ve eekler yaklaan frtnann
210
kokusunu ald iin huzursuzdu. Coots Damar'dayken ufkun kuzeyinde biriken bulutlar grmt, ama
henz Yirminci Mil'in tepesindeki gkyznde bulut yoktu. "Byk bir frtna kopacak. Bu da bizim yararmza
olabilir. Gece ieriye tklmak zorunda kalacak ve o kadar yamur ve gkgrlts varken hibir ey
duyamayacaklar."
Kafas karan Matthew, "Ne yapmay planlyorsunuz?" diye sordu. "Yarn sabah afaktan nce madencilerin
gelmesini bekleyeceiz sanyordum."
Coots BJ'ye bakt, BJ de gzlerini amadan ban sallad. "Anlat ona."
Coots, "Dorusu u ki," dedi, "madenciler gelmeyecek, evlat. Her zamanki gibi cumartesiden nce
gelmeyecek."
"Ama... neden? Demek istiyorum ki... Ruth Lillian onlara buradaki durumu anlatr anlatmaz, elbette"
"Ruth Lillian onlara hibir ey anlatmayacak. Kz yanmda getirdim."
"Ne? Ama tm ama onu buradan karmakt!"
"Asla Damar'a varamazd, evlat. Yamur yad zaman patika tam bir lm tuza olur. Her yer kaygan ve
amurludur, vadiye kayar. Rzgr onu korunmasz dnemelerde aaya atabilir. Ha, denemek istiyordu. O
kzda akldan ok cesaret var. Ama bunu yapmasna izin veremezdim."
"u anda nerede?"

"Yukarda gzlerden uzakta. Frenchy ile birlikte."


Matthew parmaklarn salarnda gezdirdi. Btn bu belann tek iyi taraf Ruth Lillian'n gvenlikte olduunu
bilmek olmutu. Ama imdi... "Korkun bir tehlike iinde. O Lieder tohumunu tayacak bakire bir kz aryor.
Onu korumak iin ne yapacaz?"
Coots, "Kza bir ey olmayacak," dedi. "Bu gece onlar halledeceim. Her ey ayarland." BJ'ye abucak
frlatt bak, BJ'nin itirazlarna ramen ii zenin Coots olduunu anlatyordu.
Matthew uyumu gibi ban sallad. "Peki, tamam yleyse. Ama ne yapacaz? Plannz nedir?"
"Plan m? Plan falan yok evlat," diye itiraf etti Coots. "Bu adamlar beni de silahm da bilmiyorlar. Bu bize bir
avantaj salyor. BJ
211
kasabadaki btn erkeklerin bu gece otelde ark syleyip iki ie. eklerini syledi. Gayet iyi. Frtna iyice
iddetlenene kadar saklanacam, sonra tren yolundan aaya inip otelin arkasna geeceim. Mutfak kaps
kilitli deil, deil mi?"
"Kilitlenemez. Kilidi yok."
"yi. Patronu nasl tanyacam?"
BJ, "Tuhaf bakl olan," dedi, Matthew belleinde Lieder'n yzn gzden geiriyormu gibi gz
kapaklarnn ardnda gzlerinin hareket ettiini fark etti. BJ konumaya devam etti. "Keskin yz hatlar.
Neredeyse zarif. Ama gzleri effaf. Ardnda neler olup bittiini gremezsin."
"ri yar m?"
"Orta."
"Ka yanda?"
"Sylemesi zor. Otuzdan elliye kadar herhangi bir ya olabilir. Yz ince izgilerle kapl. Nefret ve ktlkle
bytlm gibi bir grn var. Herkesle... demeyi ama edinmi bir insan."
Matthew Coots'a, "Bay Delanny'nin bana gelenleri biliyor musunuz?" diye sordu.
"Evet, BJ bana anlatt. Frenchy'nin bizim tarafmzda olduuna memnun oldum."
"Benim hatamd... ksmen en azndan."
"Nasl yani?"
"Frenchy'nin ba almasna izin veren bendim. Lieder zerinde kullanacan sanmtm."
BJ gzlerini aarak, "Belki de kafasnda olan buydu," dedi. "Ama Delanny'ye nasl muamele edildiini
grnce..." Omuzlarn kaldrd.
"Ya Ruth Lillian? Ona Bay Delanny'nin ldn sylediniz mi?"
"Kz olmas gerekenden daha fazla endiendirmeye hi gerek yok. Ona st katta gzden uzakta olmasn
syledim."
"Ya siz, Bay Coots? Sizin de gzden uzakta olmanz gerekmiyor mu?"
"Zaman gelene kadar buradan kprdamayacam." Kahve fincann masann stne koydu, belinden eski
kaln namlulu Walker-Whitney Colt'unu kard ve fincann yanna koydu, sonra kaslar
212
agryormu gibi bir homurtuyla arkasna yasland ve ilk kez BJ allahn belas izmeleri hakknda yaygara
koparmad! Coots tavana doru uzun bir i ekti. "Kesinlikle bamz byk belada."
"Evet, efendim, ok doru." Matthew, "Peki ne yapacaksnz?" diye sormadan nce yere bakt.
"Ne demek istiyorsun?"
"Otele gittiiniz zaman ne yapacaksnz? Onu darya m aracaksnz?"
"Ne mi yapacam?"
"Onu darya m aracaksnz?"
"Ay tanrm. Sen ok fazla Ringo Kid kitab okuyorsun. Hayr, Matthew onu darya armayacam ya da
baka bir aptalca ey yapmayacam. Olabildiince yakna szlp onu vuracam. Ya-pabilirsem srtndan.
Kuduz bir kpek nasl vurulursa yle nallayacam."
"Yalnzca... vuracak msnz?"
"Yalnzca vuracam."
"Ama hayatnda ok fazla sorun ve sefalet yaam. Adam... rselenmi. Ah, adi ve tehlikeli olduunu
biliyorum. Ama gene de..." Matthew omuzlarn silkti.
BJ, Coots'la bakarak, "Ama gene de ne?" diye sordu. "Ne sylemeye alyorsun, Matthew?"
"Bilmiyorum. Yalnzca... ey, insanlar her zaman yaptklar ilerden dolay sulanmamak. Bazen olur ite.
Kimsenin hatas olmadan insanlar zarar grr ve bir eyler oluverir. BJ, Nebraska Plainsman'-de
okuduklarn hatrlad: Bushnell'in dndaki bir iftlikte bulunan o kadnla adam. "Sence ne yapmamz
gerekiyor, Matthew?" "ey, belki, biz... biz... tam olarak bilmiyorum!" "Ama bu adamn kak olduunu
biliyorsun, deil mi? Ve ona mantk ilemediini de biliyorsun."
Coots, "Bak, evlat," dedi. "ngrakl ylan ldrr. Kt olduu iin deil, ama ngrakl ylan olduu iin ve
ngrakl ylann ii ldrmektir. Yani yatanda bir ngrakl ylan bulursan..."
BJ Matthew'un kararszlkla perian olduunu sezdii iin Coots'a soru sorarak ocuun stnden basky
ald. "Patrona iyi nian alr ve onu vurursan ne yapa"

213
"yi nian alrsam onu vururum. Bundan hi endie etme." "Tamam. Ama ya br ikisine ne olacak?" Coots
ban sallad. "Evet, ben de bunu dnyordum. Ne yapacam ve neler olacan dnyordum. Bak ne
yapacaz nceden planlayalm ki, adm adm, hibir srpriz olmasn. lk at yaptm an ortalk cehennem
yerine dnecek, kasaba halk ve kzlar saklanmak iin ortala dalacak ve at alanm kapatacak, yani br
ikisini devirmek zor olabilir. Yanllkla bakalar vurulabilir. nemli olan ilk atta patronu devirmek. Bir
ylann ban kesersen, vcudu bir sre kvrlp dner, ama hibir yere gidemez."
Matthew ban sallad, bu deneyimli bir adamn syledii ayrntlar iine sindiriyordu.
BJ, "Bir silahmz daha olsa, sana destek olurum," dedi.
Coots apkasnn kenarn kaldrd ve ona kalarn atarak bakt. "Benjamin Joseph Stone, sen kltrl bir
insansn ve idare eder bir esin bok gibi yemek piirsen bile. Ama bir kavgada iyi silah kullanan bir
dmandan daha tehlikeli olan tek ey, hi kullanamayan bir dosttur. Hayr, her eyi hesaba katarsak, baka
bir silahmzn olmamas herhalde daha iyi."
"Ama, ben..." diye sze balad Matthew.
"Ne var, evlat?"
"ey... galiba babamn silahn unuttum. Belki ben"
"O antika tfek mi?"
"Evet, efendim."
Coots somurttu. "O yakn dvte kullanlacak bir silah deil.
zellikle de gece."
"Ama belki oraya gndz gidebilirsem"
"O soka silahla geerek mi? Evlat, o kadar yakna gidemezsin bile. Seni haklarlar, sen daha... yo, unut
gitsin. Ben ne yapacam biliyorum. Yalnz yapmam en iyisi. En azndan kendi at alanma giremem."
BJ, "Bak, Kane Ticaret'e gitsen iyi olur, Matthew," dedi. 'Yemek zaman geldi ve sen hep orada yersin. Bu
adamlarn ortalkta dolamasna yol aabilecek bir phe yaratmak istemiyoruz. Bay Kane'e kznn burada
ve gvende olduunu syle. Frtnay akla. Onu rahatlatmaya al. Yal bir adamdr ve kanlmaz olarak
endie duyacaktr."
214
Coots kuru bir sesle kkrdad. "Senden daha yal deil. Hatta belki daha gen."
BJ bunu duymazdan gelerek, "Ha, Matthew?" dedi.
"Efendim?"
"Bay Kane'e karanlk basana kadar kz burada gzden uzakta tutacamz syle. Kasabadan kamadn
duymak houna gitmeyecek, bu yzden onu... biliyorsun... yattrmaya alman gerekecek."
"Evet, efendim. Bay Kane'le konutuktan sonra buraya dneyim mi?"
"Hayr, buraya gerekenden fazla dikkat ekme. erifin ofisi civarnda dolan."
"Olur, efendim. Belki nce gidip Ruth Lillian'n babasna sylememi istedii bir ey var m diye sorsam iyi
olacak."
"stiyorsan sor."
Matthew atya kan kapa kaldrd zaman Ruth Lillian'la Frenchy'yi ona doru bakarken buldu, ikisinin de
elinde eski bir Harper's Illustrated dergisi vard. Zaman geirmek iin sayfalarn kartryor, nemden birbirine
yapm sayfalar dikkatle ayryorlard. Matthew'un at kat merdivenini trmanan ayak seslerini duyduklar
zaman soluklarn tutup hareketsiz kaldlar.
Matthew yar zr diler bir tavrla, "Ben... Kane Ticaret'e gidiyorum da," dedi. Ruth Lillian'a onlar artt
iin bir mazeret sylemesi gerektiini dnd, ama aklna gelen tek ey, "Babana sylememi istediin bir
ey var m?" oldu.
"Ona karanlk ktkten sonra geleceimi syle yeter. Endie etmemesini de syle. Coots her eyle
ilgilenecek."
"Tamam." Matthew orada ylece dururken kendini aptal gibi hissetti. Vcudunun yars at katnn iindeydi
ve kadnlar atnn byk ksmn kaplayan demir yatakta yan yana oturmu tepeden ona bakyordu.
"Sylememi istediin baka bir ey var m?"
"yi olduumu syle yeter."
"Tamam." Basamaklar inmeye balad. Sonra kapa tekrar itti. "Senin o kyametlerinden biri kopacak gibi
grnyor."
"Evet."
Matthew ban sallad. "Peki yleyse... gitsem iyi olacak."
"Tamam."
215
nmeye balad, sonra: "Sen iyi misin, Frenchy?"
"Evet, iyiyim."
"Senin iin yapabileceim bir ey var m?"
"Hayr, sanmyorum ha, alt kattakilere yiyecek bir ey... ve ayakkabya ihtiyacm olduunu syleyebilirsin."

"Ayakkab m?"
"Evet. Nasl olursa. Hi nemli deil."
"Ah. yi yleyse... Onlara ayakkablar syleyeceim ve., ey, gitsem iyi olacak."
ki kadn da ayn anda, "Tamam," dedi ve Matthew bann stne kapa kapamadan nce tekrar dergi
sayfalarn evirmeye balamlard. Salar birbirine deiyordu.
Matthew bir an alt basamakta dururken gerekliin yaratt ba dnmesini hissetti. Bu ikisinin toz ve eski
eya kokan o kapal yerde birlikte oturmalar o kadar tuhaf grnyordu ki. Ufak tefek beyaz kz, uzun boylu
siyah kadn. Bakire ve fahie, przsz yanan yannda yaral yanak, her ikisi de New York'un Beinci
Caddesi'nde geen yln Paskalya Geidi'nde moda giysiler sunarken glmseyen, ehirli gen kadn ve
erkeklerin resimlerine bakyor. Ksa bir sre nce bir tanesi frtnada hayatn riske atmaya hazrd ve
brnn bir adamn kaburgalarna bak saplamasnn zerinden bir saat gememiti.
MATTHEW BAY KANE'I MASASINDA otururken buldu, tpk bir gece nceki gibi. Adamn o zamandan beri
oradan kalkmad gibi tuhaf bir duygu hissetti. Ama bu mmkn deildi, nk kendisi gelirken Bayan
Bjorkvist'in ktn grmt ve kadnn elinde bir alveri torbas vard.
Bay Kane kapnn zerinde asl duran ann ngrts durmadan, "Ruth Lillian artk neredeyse Damar'a
varmtr," dedi. "Umarm yamura yakalanmaz."
"ey, hayr, efendim. Biliyorsunuz, o"
"Ne var? Neler oldu?"
216
"Endielenmeyin, efendim! Ruth Lillian iyi. yi. Coots'la bulutu ve onu uyard, ama kopmak zere olan
korkun bir frtna var ve Coots onun patikadan gitmesinin ok tehlikeli olacan dnd. Bu yzden onu
yannda geri getirdi ama endielenmeyin. BJ'nin at katnda saklanyor. Hi endielenmemenizi syledi,
karanlk basar basmak buraya dnecek. BJ onun Coots'u uyarmak iin oraya gitmesinin btn hayat
boyunca grd en cesur i olduunu syledi ve Ruth Lillian gvende ve... her ey. Yani endielenmemelisiniz."
"Ka kez 'endielenmemelisiniz' dediini biliyor musun? Bu kadar ok endielenmemelisiniz dediin
zaman... endie edecek bir ey var demektir." Bay Kane gzlerini muhasebe defterine indirerek gzlerini
krptrd. "Demek... geri dnd. Bu adamlar kasabadayken geri dnd." Gzlerini smsk kapatt ve ban
yavaa iki yana sallad.
Matthew Bay Kane'in trasz olduuna dikkat etti. Her zaman tra olurdu, kalbi ona oyun oynad zaman
bile. "Bayan Bjorkvist ne istiyordu? Pek bir ey almaz da."
"... H? Ne?" Sanki Bay Kane bir an uyuyakalm gibiydi. "Ha... soda bikarbonat ve ar kesici. Adamlar dn
gece fazla karm ve bu gece tekrar gitmeleri gerekiyor."
"Ha. ey, sanrm yemek iin kapatsam iyi olacak, ha?"
"Ne? Ah... evet, sanrm. Ama ben... ben..." Cmlesini tamamlamad. Muhasebe defterini kapatt ve avcunu
kapak zerinde hafife gezdirdi, bir ey onu artm gibi kalarn atmt. Sonra gzlerini krptrarak
Matthew'a bakt. "... ah... yemek iin hibir ey hazrlamadm."
"Ben hazrlarm, efendim!" Matthew n kapy kilitledi ve dardan grlebilsin diye Birde Ak tabelasn
evirdi. "Bir kutu domates ap kzartma yapacam... ieride ne varsa. Endielenmeyin, halledeceiz." Bay
Kane onun arkasndan oturma blmne gitti. Matthew yemek yapmaya balad, tpk okuldan gelip annesini
yemek yapamayacak kadar dvlm bulduu zamanlardaki gibi... ya da yemek yapmaya aldrmayacak
kadar berbat halde. Mutfakta dolanrken Bay Delann/nin lmn anlatmaktan kamak iin konuacak bir
ey bulmak amacyla dgcn yamalad. Bay Kane'e
217
Lieder'm tohumunu tayacak bakire bir gzel aradn da kesinlikle sylemeyecekti. "Baksanza, hava
kesinlikle uursuzluk kokuyor."
"Nasl yani uursuzluk?"
"ey, bir tr soluunu tutmak gibi. Hi esinti falan yok. Bir an hava lk oluyor, bir an sonra souk. Ve
tadabilirsin... havay yani. Sizin kyametlerden biri kopuyor galiba. Ruth Lillian bana Yaz Tura Ku-lb'ne
yldrm dtn ve sizin onu bir battaniyeye sararak binann yanmasn seyretmesi iin verandaya
kardnz anlatt. Yamur o kadar hzl yayormu ki, alevlerin kkremesini ve atrdamasn
duyamyormusunuz. Vay canna, tam bir"
Bay Kane rahatsz bir tavrla, "Bu nedir, Matthew?" diye sordu.
"Efendim?"
"Neden byle lf kalabal yapp duruyorsun? Bana bir ey sylemekten kayor musun Ruth Lillian'a bir
ey oldu! Bunu biliyordum!"
"Hayr, efendim! Hayr, Ruth Lillian iyi. Orada oturup dergi okuyor. Yo, yalnzca..." Yemeklerini kakla
kzartma tavasndan alp iki tabaa koydu.
"Yalnzca ne?"
Matthew konserve bezelyeyle konserve domatesi kartrarak soan dorad "gve"i masaya gtrd.
"Buyurun efendim! Fazla bir ey deil, ama babamn dedii gibi hi yoktan iyidir!"

"Neler olduunu anlat!"


"Tamam, efendim, anlatacam. BJ ve Coots planmz size anlatmam istedi, bylece Ruth Lillian' nasl
koruyacaklarn reneceksiniz. yle yapacaz. Karanlk iyice knce ve frtna patlaynca Coots gizlice
otelin yanma szlp mutfaa girecek. Btn hepsi ark syleyip iki ierlerken kuytuda kalp dikkatle nian
alacak ve patronu vuracak. Sonra dier ikisine ne yapabilirse yapacak, btn o karklk ve kouturma
arasnda. BJ ona geriden desteklemek istedi, ama silaha fazla aina olmadna karar verdik. Zaten yalnzca
bir silahlar var. Babamn silahn kullanmay konutuk, ama byk ift mermili tfein yakn dvte ie
yarayacana inanmyorum. zellikle de karanlkta. Onlarn bana ate etmelerini nleyerek silah gn
nda sokan karsna nasl geireceimi dnmem gerekiyor. Henz bir yolunu bulamadm, ama
zerinde alyorum."
218
Bay Kane kan eline ald ve tabamdaki bezelyelerle domatesi drtklemeye balad, sonra ka bir
kenara brakt. "Baka bir yolu yok mu? ldrmekten baka bir yol yok mu?"
"Hayr, efendim, yok. ngrakl ylanlar gibi, yatanzdan uzak tutmak zorundasnz, tek yaplacak ey bu."
Bay Kane gzlerini krptrd. "Ne?"
"Kald ki olay balatan biz deiliz." Bunu azndan kardktan sonra Matthew Bay Kane'e Delannyyi
anlatmann daha iyi olacana karar verdi. "Bilmeniz gereken bir ey var, efendim. Bay Delanny ld."
"Bay Delannny'yi ldrdler mi?"
"ey... evet... ey..." Gezginler Oteli'nde neler olduunu anlatrken Lieder'm yaptklarnn iren ayrntlarn
atlad: "... BJ aslnda onu ldrenin Frenchy olmadn, yalnzca Lieder'm elinden kurtardn syledi,
bylece daha fazla ikence etmesin diye ve... ey, byle oldu ite."
Bay Kane gzlerini kapatt. "Aman Tanrm." Avu iiyle yzn ovuturdu. "Peki Frenchy'ye ne yaptlar?"
"Bay Lieder onun irkin yzn bir daha grrse ldreceini syledi, bu yzden biz de onu oradan kardk,
BJ ve ben, imdi saklanyor. Bir eyler yemeye aln, efendim. Sizinkiyle kyaslandnda iyi yemek
piiremediimi biliyorum, ama..."
LEDER, "BTN HAYATIM BOYUNCA itiim en iyi ay bu, bayan," diyerek Bayan Bjorkvist'in fincann
mavi-beyaz tabana geri koydu. Bunlar saygnlklarn kantlayan aile porseleninden kalan son iki parayd.
Dingildek hasr iskemle Lieder'a dar gelmiti, ama glmseyip bir gezgin olarak her gn byle bir
konukseverlikle karlamadn ve buna minnet duyduunu aklarken ok rahat grnyordu.
Bayan Bjorkvist iskemlenin kenarnda gergin oturuyordu; Kersti pencerenin kenarnda perdenin kenarn
bktke bkyordu; Bjorkvist erkekleri de somurtkan bir tehditkrlk ve korkak bir eki-niklik karmyla
kemerin altnda dolanyordu.
219
Gerilime daha fazla dayanamayan Bayan Bjorkvist otele gnderdii yemei beenip beenmediini sordu.
yiydi. Bayan Bjorkvist gnlk yemein fazla matah bir ey olmadn biliyordu, ama Lieder gnlk yemei
tercih ederdi. Evet, iyiydi. Ama herkesi memnun edecek kadar iyi deilse, baka eyler de yapa Hayr, iyiydi
ite! Bayan Bjorkvist'in grmek istedii bir ey varsa, o da mutfanda adamlarn karnn iyice doyurmasyd,
bylece kimse onun cimri ya da "Bayan Bjorkvist? Neden geldiimi aklasam iyi olacak. Birincisi,
kocanzla olunuzu bu gece oteldeki dostluk gecesine davet etmek istiyorum."
"ey, ben sanmyoru"
"kincisi de, adamlarmn dn onlar cezalandrmas konusunda kendimi ne kadar kt hissettiimi sylemek
istedim. Ha, adamlarnzn itaatsizlik ve saygszlk ettii doru, ama kafalarn birbirine tokuturmak... ey,
zr dilemek ve bir daha byle bir ey olmamas iin elimden geleni yapacam sylemek istedim."
"ey, bu"
"Ama size kar drst olacam, bayan. Benim ocuklar uygar denilebilecek insanlar deiller. Sertlie kar
byk bir eilimleri var. Elbette bir daha buraya gelip ileri kartrmalarn nlemeye alacam, ama"
"leri kar!"
"Parampara etmek, bayan. Pa-ram-par-a: Allah esirgesin, o aileye kar neler yaptklarn hatrlyorum.
Adamlarnz mahvedip mobilyalar atee vermekten byk memnunluk duyacaklarn sanrsnz. Ama yo! Yo,
bu hayvanlar kadnlar tuttuklar gibi ahra srklerler, orada... ey, o zavall kadnlar bir kadn nasl
kullanlrsa her adan kullandklarn anlatmayacam, ama..." Dilerini skt ve ban iki yana sallad.
"Ama... ama... neden biz? Biz bir ey yapmadk ki."
"Hakl bir durum deil, ama byle. Ama zaten hayat ok nadiren adil olur ve adalet bir genelevdeki namustan
daha nadir bir eydir, Paul'un 7:13'te Iowahlara dedii gibi. ey, bayan..." Ayaa kalkt. "Gitsem iyi olacak.
Bu barbarlarn u an ne yaptklarn ancak Tanr bilir." Kapya doru yrmeye balad; iki Bjorkvist erkei de
ona yer amak iin beceriksiz hareketlerle geri ekilirken birbirlerinin
220
ayana bastlar. Lieder kemerli geitte durdu ve parmaklarn alnna vurdu. "Bana neler oluyor byle? Ne
kadar unutkan oldum?" Bayan Bjorkvist'e dnerek glmsedi. "Vcuduma skca bal olmasa kendi kafam
bile unutacam. Size sormak istediim bir ey vard, Bayan Bjorkvist. Adamlarm oteldeki o inli kzn
yardmyla ihtiyalarn gideriyor. Onu tanyor musunuz? Bana gelince, ben bunu yapamam, nk beyaz bir

erkein aa rktan kadnlara kamn kullanmas doru bir ey deil bence. Siz de ayn fikirde misiniz,
Bayan Bjorkvist?"
Kadn dudaklarn srd. "Oradaki kzlar! Ama, yo, beyaz bir erkein"
"Ama ben bir erkeim, Bayan Bjorkvist. Et, kemik ve kkrdaktan yaplm zayf bir varlm. Benim de
gidermem gereken ihtiyalar var. Bakn ne dnyorum, bayan. Dnyordum da sizin izninizle
kamm buradaki gen Kersti'ye verebilirim, nk o gl, salkl, iyi yetimi bir kz, ailenizin gururu. Ama
bunu ancak kendisi de istiyorsa ve ailesinin izniyle yapabilirim, nk ben bir kz zorlayacak bir erkek
deilim ve bunu yapacak bir erkekle kznzn yan yana gelmesine izin vermeyeceinizi biliyorum. Kersti'yle
benim otelin st katnda birbirimizi rahatlattmz bilirlerse, bu hayvanlarn buraya gelip erkeklerinizi rahatsz
etmeye cesaret etmeyeceklerinden eminim. imdi, aile meclisini toplayp doru olduuna inandnz bir
karar vermenizi istiyorum. Vicdannzn sesine uyun. Vicdanna uyan bir insan asla yanl yapmaz, ben byle
gryorum." apkasn bana takt, Bayan Bjorkvist'e selam vermek iin kenarna dokundu ve kmak zere
dnd. Kapda durdu ve omzunun zerinden, "Onu bir saat iinde bekliyorum," dedi.
MATTHEW parmaklarn bann altna sokarak yatana yatm, bacada uuldamaya balayan rzgrn
sesini dinliyordu. Kane Tica-ret'ten dnerken dan zerinde ilk kara bulutu grmt.
... o silah tayarak adamlarn yanna nasl sokulacakt...?
Tfei kapnn stnden indirdi. Ama irendii iin eli tfein stnde kalakald. Silah tekrar yerine asp bir
sre yatan kenar221
na oturup gzlerini bir ey grmeden yere dikti. Bir sre sonra kendini toplad ve kanvas torbay karmak iin
yatan altna uzand. Torbann iindekileri yatan zerine dkt... hazineleri. On iki kocaman el yapm
mermi, Ruth Lillian'n vermi olduu alt keli yldz, birinin gmd (neden?) mavi cam ie, ortasna
Amerikan bayra dikilmi (nasl?) mermer, babasnn aptal altn dedii (ama kim bilir?... belki de deildir)
dedii parlak kaya paras.
... O tfei nasl...?
Masadaki dzgn kitap srasndan Ringo Kid kitaplarndan birini ald ve kendisine esin kayna olabilirmi
gibi elinde tarttktan sonra tekrar yerine koydu ve baparman kitaplarn srtlarna bastrarak dzgn sraya
soktu.
ki kez pencerenin yanna giderek Gezginler Oteli'ne bakt. Sonra kendini yataa atarak tavana bakt. Ksk
gzlerle ilham kayna
aryordu.
Ykselen rzgr bacada ve erif ofisinin kelerinde uuldayarak
girmek iin yalvaryordu.
Ringo Kid olsa ne yapard...?
UFAKLIK SIKILMITI. OTELN N penceresinin pervazna yaslanarak sokakta dnp duran toz bulutlarn
seyretti. Sknt... sknt... sknt. Lieder sveli kz yukarya gtreli bir saatten fazla olmutu ve BobbyEvladm Chinky ile birlikte kede oturuyor, kz kamyla oynatyordu. Sknt! Sven Bjorkvist'ten ald av
tfeini bir toz bulutunun tam ortasna nianlad ve bir binann kesinde durana kadar takip etti, sonra tetii
gerdi. Sol tarafndaki bir hareket fark etti ve yanan tfekten ekti.
"Vay canna, bu da nedir!"
O oland, patronun vd ocuk. Sokan karsndan koskocaman lanet bir silahla geliyordu! Tfei
omzuna atm namluyu yumruuyla tutmutu, kabza havada sallanp duruyordu.
Ufaklk tfeini dorulttu ve ift kanatl kapnn yanna giderek, "Orada dur, ocuk!" diye bard.
222
Bobby-Evladm dmelerini iliklemeden masadan kalkt ve kapya geldi. Belinden tabancasn ekti. "Orada
dur, ocuk!"
Ufaklk ona bkknca bakt.
Matthew glmsedi, el sallad ve onlara doru yrrken rzgrn duyulmasn engelledii bir ey syledi.
Ufaklk, "Orada dursan iyi olur dedim sana!" diye bard.
Bobby-Evladm tabancasnn horozunu kaldrd.
Lieder yukardan seslenerek aada ne cehennemlik ilerin dndn sordu. Ufaklk olann sokan
karsndan bir silahla geldiini bard! Sylendii halde durmuyordu!
Lieder Kersti'yi sandan tutarak dizlerinden kaldrd ve bir kenara frlatt. Zaten kzn alanp
szlanmalarndan gna gelmiti. Duvara yaslanarak pencerenin kenarndan bakt, orada Matthew arln bir
bacana vermiti, babasnn tfei omuzundayd. Rzgr ceketinin eteklerini uuruyor, yakasn boynuna
doru kaldryordu. Matthew gzlerine eliyle siper yaparak ban kaldrp Lieder'a bakt ve rzgra doru bir
ey bard. Sonra pandomim oynar gibi omuzlarn silkti ve aptal aptal srtt. Lieder gld ve ocuu rahat
brakmalarn sylemek iin aaya indi.
"Ama ya silah?" diye sordu Ufaklk.
"Herhalde olan buna kendi kendine karar vermek zorunda kalacak." Lieder kkrdad ve Kersti'ye geri dnd.

Ufaklk Matthew'a otele gelmesini iaret etti, ama o silahn tetiinden parman eksen iyi olacak, diye
bard rzgrn iinden!
Matthew elini kulana gtrp omuzlarn silkti. "Duyamyorum!" diye bard. "Bir sorun yok mu diyorsun...?"
Kendini gsterdi. "... oraya gelmem konusunda?" Oteli gsterdi.
Ufaklk, "lerle!" diye bard. "Ama bir ey yapmaya kalkma!"
Bobby-Evladm, "Bir ey yapmaya kalkma," dedi.
Ufaklk Bobby-Evladm'a bkknca bakt.
Matthew glmseyerek otel kapsna yaklat; bir eliyle tfein namlusunu tutmutu, br elini ise iinde bir
ey olmadn gstermek iin nnde iyice amt. Eii geer gemez Ufaklk tfei elinden kapt.
Matthew, "Buna ne dersiniz?" diye sordu. "El yapmdr. Dnya223
da bir benzeri daha yok. Mermilerini yapmak iin babam iki normal iftli mermininki kadar barut kullanmak
zorunda kald. Ate eder mi sence? Eder." Lieder'n st katta, br ikisinden ayr olmasn beklemiyordu.
Hayal krklna urad.
Bobby-Evladm silah Ufaklk'tan alp eliyle tartt. "Ar."
Ufaklk silah tekrar ondan kapt. "Bu ey dolu mu?"
"Hayr efendim. Hi mermisi yok ve Allann unuttuu bu delikte de bulamyorum. Bu yzden satmak
istiyorum. Cidden iyi bir fiyata stelik."
"Byle bir eyle ne avlanr? Ahrlar m?"
Matthew gld ve iyi bir aka olduunu belirtti. "Tek athk, ama adamakll delik aar. Eee? kinizden biri
ilgileniyor mu?"
Ufaklk, "Mermisiz bir silah frtnada osuruk kadar ie yaramaz," dedi.
Matthew, "Bu doru," diye itiraf etti. "Ama siz gezginsiniz, bahse girerim buna mermi yapacak birini
bulabilirsiniz."
Ufaklk, "Yo, gezginler iin bu ey fazla ar ve klstr," dedi. "Hey, tamak iin erkek ve bir olan
gerekir."
Matthew tekrar gld, hatta bu kez daha fazla. "Yukardaki adamn bu ekipteki tek beyin sahibi adam
olduunu sanyordum, ama nz de srayla iyisiniz! nce ahrlar avlamak, sonra frtnada osuruk, imdi de
erkek ve bir olan!"
Ufaklk'n yz asld, ama Matthew Bobby-Evladm'a dnerek, "Ya siz? Bunu tayacak kadar iri buluyor
musunuz kendinizi?" diye sorarken yznde kendinden mennun bir ifade belirdi.
"Elbette!"
"O halde almak istiyorsun."
"Hayr."
"Bakn ne diyeceim. yle bir fiyat syleye" Matthew'un omzuna arkadan ar bir el uzand.
"Matthew? Aklma ok komik bir fikir geldi." Lieder merdivenden sessizce inerken bir yandan da gmleini
pantolonun iine sokuyordu. "st katta eleniyordum ki aklma korkun bir fikir geldi." Parmaklan Matthew'un
omzunda kasld. "Bu korkun fikrin ne olduunu tahmin edebiliyor musun?"
"Hayr, efendim. Adamlarnza babamn tfeini almak isteyip is224
temediklerini soruyordum. Buna bozulmayacanz umarm, nk size zaten teklif etmitim, siz de dediniz
ki"
"Ben bu korkun dncenin ne olduunu tahmin edip edemediini sormutum!"
"Hayr, efendim, edemiyorum."
"Hm-m. ey, orada duruyordum, sadakat yemini diyebilecein bir ey dinliyordum ki, iimden bir ses bana
ya o byk eski tfek bo deilse dedi."
"Ben hi ama size hi mermisi olmadn sylemitim. Babam son mermiyi fi tarihinde kulland."
"Bunu sylediini biliyorum. Bana yalan sylemeyeceini de biliyorum. Ama gerekten bo olduunu sanyor
da yanlmsan? O zaman ne olur, Matthew?" Glmsedi. "Kk bir snav yapmama aldrmazsn, deil mi?
Havarilerime katlmak isteyen bir insan kk bir snavdan korkmamal."
"Ne... tr bir snav?"
"Bobby-Evladm, silahn Matthew'un zerinde tut. (Kalarn atma, evlat. Bu snavn bir paras yalnzca.)
imdi Ufaklk, ona tfeini geri verebilirsin." Kolunu Matthew'a dolad ve kendisine doru iyice ekti, o kadar
yaknna ekti ki uzun namlulu silahn hedefi oldu kendisi de. "ok yaknnda duracam, evlat, yoluna engel
olmamak iin. imdi, o silahn bo olduuna tamamen inanyorum, ama ne derler bilirsin... birini ldren silah
genellikle bo olandr. Bak snav nasl olacak. Senle ben, heyecan ve beklenti iinde olan utanga gelinin
oturduu yere doru yryeceiz." Chinky'nin oturduu yere doru Matthew'u yan sra srkledi. Chinky
onlara doru bo bo bakt. "imdi Matthew, silahnn horozunu kaldr. Kaldr!"
"Yemin ederim, efendim, bu silah hi de"
"Horozu kaldr, evlat!"
Matthew klik sesini duyana kadar horozu kaldrd.

"te byle. imdi u geline nian al. Ha, ortaya bir yere nian alsan da olur, nk bu ey dolu karsa bir
mucize eseri filan yemek borusundan k deliine kadar her eyi havaya uurur."
Chinky'nin gzleri kark duygularla Matthew'u inceledi, sonra kafasna dank eden panikle gzleri byd.
Ayaa kalkt ellerini gsnde kavuturdu.
225
Matthew yutkundu. "Merak etme, Chinky. Dolu deil. Biz yalnzca... eleniyoruz."
"Tetii ek, evlat."
Chinky'nin az ald, ban iki yana sallad. Gzleri sessiz bir yalvarmayla Matthew'a dikildi.
"Tetii ek!"
Chinky'yi daha fazla eziyetten kurtarmak iin Matthew tetii ekti, horoz dt.
Chinky'nin yznden kan ekildi. Dizleri bkld. Ylr gibi oturdu.
"Grdnz m?" dedi Matthew. "Size hi mermi olmadn sylemitim! Ah Chinky, gerekten zr dilerim."
Lieder kahkahadan krld, Matthew'un omzundaki peneleri gevedi. "Bunu biliyordum! Senin doru
kumatan yapldn biliyordum! Hibir havarimin bana ihanet etmeyeceini biliyordum! Ama seni snamak
zorundaydm, nk uursuz nseziler Tanr'dan gelebilir ve bunlar gzard eden insanlar Kader'in
tekmesini yer. Umarm beni anlyorsundur, Matthew. Umarm beni affedersin ha, unutuyordum. Sen fazla
affedici deilsin, yle deil mi?" Kkrdayp Matthew'un salarn kartrrken Matthew eklemlerinin rk
iinde olduunu fark etti.
OMUZLARINA ATTII BATTANYENN ALTINDA srlsklam titremekte olan Matthew, yamur teneke atda
grltler karrken erifin ofisinin karanlnda oturuyordu. Babasnn tfeini omzuna atm otelin kar
tarafna gemek zereyken hava aniden patlam ve gkyz kararmt. lk iri yamur damlalar kk
glckler oluturdu. Matthew daha koamadan bardaktan boanr gibi bir yamur indi; srlsklam halde
kapsna vardnda yolun tozu kaygan bir amura dnmt.
Karn hl kasl durumdayd, otelde oynad oyundan dolay boaznda ac bir tat vard. Chinky'nin iin iine
girecei aklna hi gelmemiti ve ona silah doldurmadn sylemesinin hi yolu
226
yoktu. O gn leden nce uzun uzun dndkten sonra Ringo Kid olsa byle oynayacana karar vermiti.
"Manevra"mn (Bay Anthony Bradford Chumms Ringo'nun hilelerine byle diyordu) en zor ksm, o el
birdenbire omzuna inince teki Yer'e kayma isteiyle savamak olmutu. Ama manevra ie yaramt; bir
daha onu silahla grdklerinde rahatlayacaklar ve tetikte olmaktan vazgeeceklerdi.
Yarm saat sonra yemek iin Kane Ticret'e gideceini hesaba katarak sobay yakmaya demeyeceine
karar verdi; BJ'nin verdii talimat uyarnca phe ekmemek iin her zaman ne yapyorsa onu yapacakt.
Hava kararr kararmaz Ruth Lillian binalarn arkasndan dkknn arka kapsna gelecek, Matthew da Bay
Kane de Coots'un plannda bir deiiklik olup olmadn reneceklerdi. Matthew battaniyeyi boazna kadar
ektikten sonra lambasn yakmak iin masaya gitti, nk saat henz be olsa da pencerenin ardndaki
sokak frtna karanlna brnmt. Kibriti yakmakta zorland, nk titremesi kibriti de titretiyordu. Kibrit
yand; Matthew lambann camn kard; yaylan sar k duvara yaslad babasnn silahn aydnlatt.
Matthew yatan kenarna diz kerek kanvas torbay kard ve tfei krp torbadan bir mermi ald. Mermiyi
silaha koymaya alt... ama yapamyordu! Merminin balmumu kayganl rpermesine neden oldu ve
mermiyi yatan stne att. Bu duygudan kurtulmak iin avularn pantolonuna iyice sildi ve panik
duygusunu atmak iin boazn temizledi. Uzun, derin soluklar aldktan sonra dilerini skp mermiyi tekrar
almak iin kendini zorlad ve...
Arka kap gm diye ald!
Kersti atdan akan yamurun arasndan ieriye girdi. liklerine kadar slanmt, slak elbisesinin iinden koyu
renk meme balan grnyordu.
"Kersti!" Mermiyi tekrar kanvas torbaya koyarak torbay yatan altna ittikten sonra kapnn yanna gitti ve
kapy kapatmak iin yamur perdesine uzand. Gmlek kolu dirseinden manetine kadar srlsklam oldu.
Kapy kapatmak yamurun sesi deitirerek teneke aty dven sesler haline getirdi. "Al." Battaniyesini kzn
omuzlarna koydu. "Neyin var senin, byle bir frtnada neden geldin. Annen seni mahveder ve" Sustu. Kzn
yzne vurulmutu.
227
Yananda bir rk vard ve st duda imiti. "Neler oldu?" Kersti salarndan yamur damlalar akarken
souk ve zavalllktan titreyerek durdu. "Gel otur. Ate yakacam." Birka gn nce kuruttuu tertemiz "br
gmlei"ni ipten ekti. "Al, san kurula bununla. Ne oldu, Kersti?"
"Annem, o..." Konumakta glk ekiyordu, nk azn at anda dileri birbirine vuruyordu. "... beni
evde istemiyor. Bana... otele... geri dnmemi... syledi."
Matthew sobada kuru odun yakyordu, kasabaya ra kayna gren yklm binalarn duvarlarndan almt
bunlar. "te, sobann yanna otur. Ne demek istiyorsun otele dnmekle?" Kersti souk ve duygudan krk bir
sesle aklarken Matthew ayaklarnn dibinde diz kerek sobaya nce byk odunlar, sonra da demiryolu
kmrnden kk paralar att. Lieder ailesine Kersti'nin gelmesini istediini sylemiti ve eer gelmezse
adamlar babasyla Oskar' tekrar dvecek, evi tarumar edecek ve kendisiyle annesine iren eyler

yapacaklard. Sonra Lieder bunu dnp vicdanlarna danmalarn syleyerek evden ayrld. Bu yzden
annesi, o... Kersti sustu.
Ban sobadan kaldrmayan Matthew, "Annen sana gitmeni mi syledi?" diye sordu.
"Yo. Yo, bana gitmemi sylemedi. Yalnzca..." Kersti akan burnunu ekti. "Yalnzca..."
"Ellerini sobann zerine tut. Istmaya balyor."
Kersti ellerini sobann zerine tuttuktan sonra yanaklarna gtrd.
Matthew, "O yalnzca... ne?" diye sordu.
"Bana bal olduunu syledi. Doru olduunu dndm eyi yapmalydm. Ama babamla Oskar'n bir
daya daha kaldracaklarndan emin deildi. Kar koyabilirlerdi, ama o zaman da kesinlikle ldrlrlerdi...
ama bana balyd. Bunca yldr san sprge ederek yaratt her eyin krlp yakldn grmek yrek
burkucu olacakt... ama ben doru olduuna inandm eyi yapmalydm. Sonra keye gzlerini dikti... hi
ses karmadan alyordu. Sonra..." Kersti omuzlarn skerek burnunu ekti.
"Sonra ne?"
228
"ey, kendimi o patrona vermezsem adamlarnn gelip her ikimize de tecavz edeceklerini ve namusumu
zaten kaybetmi olacam iin... ama bana balyd." "Demek sen de otele gittin?"
Kersti ban sallad, sonra skl dilerinin arasndan kesik hkrklarla alamaya balad.
Artk sobann st el demeyecek kadar snmt, ama yan taraflar o kadar scak olmadndan Matthew
avu ilerini sobann yanma bastrd, ta ki dayanabilecei kadar snana kadar, sonra ellerini boazna
gtrd... okuldan slanm ve m olarak geldiinde annesinin yapt gibi. Annesinin yattrc ses
tonuyla, "Tamam, Kersti," dedi. "Merak etme. Her ey yoluna girecek." Ama kk bir ocukken bile bunun
bir yalan olduunu bildiini hatrlad; her ey yoluna girmeyecekti. Artk soba iyice yanm olduundan kapy
at ve eski demiryolu deposundan kapt kmr ieriye ald. "te! Ksa srede tost kadar scak olacaksn!"
Annesinin yapmack ve umarsz iyimserliini kendi sesinde duyabiliyordu ve otelde olanlar renmek
istemedii iin sama sapan konutuunu da biliyordu. Nedense Kersti'ye davranndan dolay bunun kendi
hatas olduunu hissetti.
Ama Kersti'nin konumaya ihtiyac vard. Soba kapann ardndaki parlakla gzn dikerek dilinin ucuyla
yark dudana dedi. Sonra bkkn bir tekdzelikle konumaya balad. "Beni st kata gtrd ve yataa
oturmam syledi, benimle konumaya balad... lgnca eyler, ama ok samimi, ne demek istediimi
anlyor musun? Tohumunu tamaya layk olmadm bildiini syledi, ama kasabadaki tek kadnn annem ve
oteldeki orospular olduunu dnrsek benimle yapmak zorundayd. Bylece o... onunla oynamaya zorlad
beni, ama kam kalkmyordu... ey, kalkyordu ama kalkm halde kalmyordu ve bu da onu deliye
dndrd. Tam bir deli gibiydi! Ne zaman bacaklarm ayrp iime girmeye balasa kam bzlyordu.
Adam kfredip dilerini skyordu. Hibir zaman bir kadn yapmadndan emin oldum... en azndan normal
bir biimde. Sonra o... o beni samdan kavrayp srkledi ve bir kadn yapamadn kimseye bir kez olsun...
bir kez obun... anlatrsam derimi yzeceini syledi! Ve bunu tam bir yavalkla yapt! Hkrmaya baladm,
229
nk korkmutum ve nk sam ekip duruyordu! Alamam onu kztrd galiba, nk kam tekrar
sertleti, ama iime girmeye alr almaz tekrar yumuad, bu yzden fkelendi ve yumruunu duvara
vurdu, ta ki eklemleri alana kadar, gzlerinde de ya vard. Kamnn kalkmamasnn kendi suu olmadn
syledi. Bir zamanlar biri kamna cetvelle vurmutu. Sert! O gnden beri de... ama ona yardm etmek iin
yapabileceim bir ey olduunu syledi ve beni yataktan ekerek dizst ktrd, samdan tuttu ve ie
koyulmam syledi, ben de... ben de..." Boazndan tuhaf bir ses kard. "Baka ne yapabilirdim?" Gzleri
Matthew'unkileri aratrd. "Yani... baka ne yapabilirdim?"
Matthew gzlerini kapatp ban iki yana sallad... Kendi hatas.
Kersti bir sre konumad, ama Matthew onun yutkunarak gzyalarn engellediini duyabiliyordu. "... sonra
adamlar aadan barmaya balad, senin sokan karsndan bir silahla geldiini sylediler. Memnun
olmutum, nk beni oradan karmak iin geldiini sanyordum. Ama yle deildi. O... biliyorsun... iini
grdkten sonra... dayaktan canm karmasn istemiyorsam hi ses karmamam syledi, sonra ayak
ularna basarak alt kata indi. ok g, ;nr.t;Pn geri gelivor, glerek ve tekrar balyor ve frtna patlyor \ \M
;r fv'rHnktaii boanrcasna yayor ve bu onu bir tr kz-tyo, ann gene de eyi kalkmyor, bu yzden tam
deliye dnd ve yzme tokat atarak ona hile yaptm syledi! Bakire falan deildim! Bu yzden
sertlemiyordu! Ben de ona hakl olduunu bardm! Bakire deildim! Bakire istiyorsa neden salarn topuz
yapan Ruth Lillian Kane'i almyordu ve ben!" Kersti hkrklara bouldu.
Matthew bir an sersem sersem baktktan sonra kollarn beceriksizce kza dolad ve ksmen rahatlatmak iin
ksmen de alamasn kessin de dnebilsin diye kz okad. Akl korkun bir geree taklmt. "Sen... sen
ona Ruth Lillian' m syledin?"
"Azmdan kaverdi! ben dayak yerken onun emin bir yerde saklanyor olmas adil deil! Adil deil!" Matthew
kaskat kesilmiti, Kersti onun sessiz sulamasn hissediyordu. "Benim hatam deildi! Suratma tokat yemi
ve onu o ekilde yapmaya zorlanmtm!"

Ama Matthew ban iki yana sallamaya devam etti, gzlerini odann kesine yklm gibi dikmiti.
230
Soba artk scaklk yayyordu, Kersti br tarafn stmak zere dnd. Matthew ayaa kalkarak pencerenin
yanna gitti. Pencere pervazndan szan rzgr Kersti'nin gzyalar ve salyasndan slanm omzunu tt.
atdan akan yamurun arasndan sokaktaki ikolata rengi ukurlar grebiliyordu, ukurlarn yzeyi yamur
damlalarnn altnda dans ediyordu.
Boazn temizleyerek, "Nasl katn?" diye sordu.
"Patron adamlarn geceki parti iin herkesi toplamaya gnderdi. Aaya inerken beni odaya kilitledi.
Aadan hi ses duymayacaklarndan emin olana kadar bekledim, frtna ve arklar yukardan ses
duymalarn engellerdi. Arka pencereden atya ktm ve oradan sokaa katm. Eve gittim, anneme bama
gelenleri anlatarak alamaya baladm, ama annem i iten getikten sonra alamann hi yarar olmadn,
belki otelde kalsam daha iyi olacan syledi, bylece o patronun elinin altnda olurdum. Benim hatam
olduunu sylemiyordu. Yo, hi de sylemiyordu! Ama bozuk mal bozuk maldr ve tamir etmek yararszdr.
stedii en son ey, o adamn gelip beni aramasyd. Deliye dndm, geneleve gitmemi istiyorsan tamam o
zaman dedim! Ben de yle yapacam! Bir orospu olacam! Ona gelince, cehenneme kadar yolu vard.
Cehenneme kadar! Kapy gm diye arparak ktm. Yamur altndaydm, otelde herkes ark syleyip
glyordu. Bu yzden buraya geldim. Gidecek baka yerim yoktu. Yani... baka nereye gidebilirdim ki?"
Matthew ona snana kadar orada rahatlkla kalabileceini syledi. Ama sonra BJ'nin atsnda daha gvenli
olurdu. Frenchy ve... Frenchy'le birlikte. Ruth Lillian'n yaknda babasnn dkknna gideceini biliyordu.
"Biraz sonra Kane Ticaret'e gitmem gerekiyor. lmne tmek istemiyorsan battaniyemi alsan iyi olur."
"Matthew?"
"H--?"
"O adama Ruth Lillian' anlattm iin bana kzdn, deil mi?"
"Yo, kzmadm. Ben yalnzca... Tanrm, Kersti! Nasl syleye-bildin? Ne dnyordun?"
"Sulanacak kii ben deilim!"
Matthew ona dik dik bakt. Sonra gzlerini kapatp ban iki yana sallad.
231
Kersti sesinde savunmaya gemi bir tonla, "Zaten," dedi, "0 orospu ocuu o kadar deliye dnmt ki,
herhalde bana hi dikkat etmemitir. Bahse girerim beni duymamtr bile."
Matthew ona zgn zgn bakt. "Hayr, duydu."
KARANLIIN KMESYLE UFUK BOYUNCA frtna bulutlarnda imekler grlebiliyor, ama hi
durmadan gelen gkgrlts, teneke atlarda ve ahap duvarlarda durmak bilmeyen tacizine devam eden
iddetli yamurdan dolay pek duyulmuyordu. Matthew bir terk edilmi binadan brne geerek Kane
Ticaret'e doru giderken yamurun arasndan Gezginler Oteli'ni yle bir grd. Btn lambalar yankt ve
pencereler yamurdan dolay altn gibi parlyordu. Piyano sesini duyamad, ama pencerelerde glgeler vard;
vaizler bir dostluk gecesinin daha keyfini karyordu.
Matthew Bay Kane'i st kattaki mutfakta buldu, nnde hi el dedirmedii yemei, hl karanlkta
oturuyordu.
Matthew, "Ruth Lillian daha gelmedi mi?" diye sordu.
Bay Kane ban iki yana sallad.
"ey, endielenmeyin, efendim. Biraz sonra burada olur." Lambay yakt, mutfak masasnn zerine koydu.
Bay Kane dncelerini blen a gzlerini krptrarak bakt. Matthew, "Ruth Lillian'a bir eyler stsam iyi
olacak," dedi. Konserve bezelye ve konserve domates karm (soanla birlikte) hl sobann arkasnda
duruyordu. Matthew atee biraz kmr ekledi, ok gemeden ate canland. sraf olmasn diye Bay Kane'in
taban bir kseye koyduktan sonra bir kutu msrl biftek at, atalyla keserek domates ekledi. Bay Kane bu
hazrlklar aknlkla izliyordu. Gve kaynamaya balad srada gkgrltleri uurumun ardndaki
ovala doru ilerlemiti.
Dkknn arka kapsnn aldn ve Ruth Lillian'n rzgr arpmasn diye kapy tuttuunu duydular. "Baba?"
Kz merdivenleri hzla karken, Bay Kane kzn kollarna almak iin ayaa kalkt, ama arada masa olduu
iin kucaklamalar tam
232
olmad, bu, sze nem veren mantkl adamn birok davran gibi beceriksizceydi. Kzn Coots'dan dn
ald, sular damlatan kocaman parka nedeniyle bu beceriksizlik daha da artt.
Bay Kane kesik kesik, "O kadar... endielendim ki..." dedi. "Aklma... her tr... korkun ey geldi."
"Ben iyiyim, baba," diyen Ruth Lillian parkasn karp keye koydu. "yiyim ite."
Merdivenlerden kan BJ, "Yalnzca iyi deil, harika!" dedi. Rzgrdan dolay kapy kapatmakta epeyce
glk ekmiti. Kzla birlikte gelmeye karar vermiti, nk Coots'un... Allah bilir hangi tehlikelerle kar
karya gelmesini beklemeye dayanamyordu. "Ruth Lillian Coots'u uyararak iyi i yapt. Ama Coots'un onu
durdurmas iyi olmu. Bu yamur patikay tam bir lm kapanna evirirdi."
"Evet, sanrm yle. Ama gene de..." Bay Kane masadaki yerine dnd. Bu arada Matthew da BJ iin bir
tabak bulmu, gveci servis ediyordu. Ruth Lillian itahla, BJ dikkatle yedi, Bay Kane hi elini srmedi.

BJ bir lokmay kann ucuyla drterek, "Bu eyin bir ad var m?" diye sordu.
BJ'nin Bay Kane'in dikkatini datma niyetini anlayan Matthew, "Evet, efendim," dedi. "Ben buna 'Yirminci Mil
Gveci' diyorum."
"Hmm. ey, belki yirmi mil yeterli bir uzaklktr. st tarafnday-san tabii."
Tekrar doldurmas iin taban Matthew'a uzatan Ruth Lillian, "Bence ok lezzetli," dedi sadk bir tavrla.
"ey, de gustibus non disputandum est*, ya da zevkten yoksun olanlarn srekli bize syledikleri szler."
Matthew'a dnd. "Tam ben karken Kersti Bjorkvist ahra geldi. Senin evinde olduunu syledi."
"Sana... baka bir eyden sz etti mi?"
"Annesinin onu sokaa attn yalnzca. Merak ettim, neden atm?"
"Ha... bir tr kavga." Matthew Bay Kane'in otelde Kersti'nin bana geleni renmemesi gerektiini biliyordu.
"O ve Frenchy ahrdaki bronun n yank braktlar, ate de yanyor, belki adamlar gelip bakar diye."
Zevkler tartlmaz.
233
"Coots ne zaman"
BJ hemen sz kapt. "Her an olabilir!" Sonra gerginliini biraz olsun azaltt. "Demek istiyorum ki... ok
yaknda gidecek herhalde. Frtna kasaba zerinde patlayana kadar bekleyeceini syledi. Frtnann,
karabilecei grlty engelleyeceini dnyor."
Bay Kane, "ok cesur, u senin arkadan," dedi.
BJ yalnzca, "Evet," cevabn verdi.
"Baka bir seenek yok anladm kadaryla? Baka bir yol yok, eyden baka..."
"Bu adamlarla yok. Matthew size Bay Delanny'ye yaptklarn anlatt m?"
Bay Kane ban sallad ve gzlerini tabana indirmi kzna tereddtl bir bak frlatt. Frenchy ona ne
yaptn anlatmt. Ve de nedenini.
BJ, "Yok," dedi. "Bu tr adamlarla baka bir yolu yok."
"Herhalde haklsnzdr, ama..."
"Ama ne?"
"Her ey yle karmak ki. O adamn tehlikeli ve kt olduunu biliyorum, ama te yandan Matthew bana
Frenchy'nin gitmesine izin verdiini de anlatt. Avndan onu yoksun etmesine ramen gitmesine izin vermi.
Neden bunu yapsn?"
BJ, "Bilmiyorum," dedi. "Belki kpeklerin insanlardaki korkuyu sezmesi gibi, baz insanlar da kurbanlarndaki
panii seziyor ve bu onlar bir iddet lgnlna srklyor. Ama eer korkmuyorsanz bunu gzlerinizde
gremiyorlarsa saldrmyorlar, nk btn kabadaylar iten ie korkaktr. Arnma snavndan tek bana
geen bir genle ilgili Kzlderili efsanesini hatrlyorum. Meditasyondan kt zaman evresini a kurtlarla
sarl buldu, ama konsantrasyonunu sevgili annesinin imgesine vererek hayatta kald ve kurtlarn arasndan
yavaa yrd, kurtlar onda korku kokusu almadlar. Belki de Frenchy'nin Lieder'a diklenmesi... gzlerinin
iine bakarak meydan okumas..." BJ omuzlarn silkti. "Zavall Chinky utanga ve itaatkrken... mkemmel
kurban. Hissettii terr ikencecilerini heyecanlandryor."
Bay Kane, "Belki de haklsnzdr," dedi. "Ama ya Matthew? O Lider ona baylyor. Neden?"
234
BJ, "Hi fikrim yok," diye itiraf etti. Sonra Matthew'a dnd: "Senin evine geldiinde ne oldu? Ona diklendin
mi? Destek olmay reddettin mi?"
"Hatrladm kadaryla hayr. Yalnzca konutuk... ha, evet! Bay Anthony Bradford Chumms hakknda bir
yorum yapt Ringo Kid kitaplarn yazan adam ben de ona Bay Chumms'a hakaret etmesine
katlanamayacam syledim. Sanrm bu ona diklenmekti... yle saylr."
Bay Kane, "Belki de sende kendisinden bir eyler grd," diye ne srd. "Hareketlerimizde itiraf etmek
istediimizden daha fazla kibir var."
Matthew, "Benzer bir yanmz olduunu hi sanmyorum," dedi. "Babasnn onu dvdn syledi.
Muhtemelen okulda da ocuklar onu kzdrp alay ediyordu."
BJ Ruth Lillian'a hzl bir bak frlatarak, "Senin gibi mi?" diye sordu. Kzla o leden sonra bir saat boyunca
Matthew'u konumulard.
"Benim gibi mi? Babam beni asla dvmez. Okulda hibir ocuun benimle alay etmediine de bahse
girebilirsiniz. Ben asla buna tahamml etmezdim!" Ruth Lillian'n gzlerini zerinde hissediyordu ve ona
babas bir ayya olduu ve annesini dvd iin Benson olanlarn kendisiyle alay ettiini anlattn
hatrlad. Gzlerini karmaya alt, kznkilere bakmak istemiyordu. Onun kendisine ihanet ettiini
hissediyordu. Lieder'la ortak hibir yann gremiyor-du! Lieder'n neden her ikisinin de "rselenmi ocuklar"
olduunu sylediini bilmiyordu! Ona yle geliyordu ki
Pencereden kr edici bir k geldi. Kulaklar sar edici bir gk-grlts Kane Ticaret'in duvarlarn sarst.
Sonra iki imek atrts art arta odada burnu kandran bir ozon kokusu brakrken, pence-relerdeki ekiller
gzlerinde oynat, ama klarla karanlklar tersine dnerek.
imekte Bay Kane yutkundu, artk iskemlesinde dimdik oturuyor, ak azndan ksa hzl soluklar alyordu,
gs ars korkusuyla doru drst soluk almaya korkuyordu. Ruth Lillian uzanp onun elini tuttu, ama

babasnn soluu yavalamaya balamt bile, ok gemeden hafife glmseyip, "Tanr kk akalardan
ho235
lanr, insanlar byle korkutmaktan. Bundan sonra ne olacak bakalm? Tam merhametli eline uzanmken ok
edici bir vzlt m?" Herkes biraz gld, ama Bay Kane'in yz hl kl gibiydi ve alnnda boncuk boncuk
terler vard.
BJ, "Artk oturmanza hi gerek yok, Bay Kane," dedi. "Yatakta olsanz da Tanr sizi korkutabilir."
Bay Kane hafife kkrdayarak, "ok doru," dedi. "Hatta daha iyi. Kk akalaryla kbuslarmz
kartrabilir."
Herkes tekrar biraz daha gld. Bay Kane kznn elini tutarak iyi olduunu anlatmak istedi. Sonra ayaa
kalkarak odasna gitti.
FIRTINA YDEN YYE KOPMUTU ve Coots oteldeki partinin muhtemelen artk iyice rndan ktn
tahmin ediyordu. Zaman gelmiti. Tabancasna altnc kartuu takt. Birok deneyimli tetiki gibi, i yaparken
horozun altndaki mermi yerini hep bo brakrd, nk bir keresinde Matthew'a aklad gibi, horoz bir eye
taklr-sa insan ayandan vurulabilirdi... ya da daha kt bir yerinden. Alkanlk gerei ceketine bir avu
dolusu kartu koydu, ama ilk alt atta iini bitiremezse, tekrar doldurma ans bulamayacan biliyordu.
Frenchy at katnn merdiven dibinde durarak onun basit hazrlklarn seyrediyordu. "Dikkatli olacaksn,
duydun mu?"
Coots ban sallad.
"Bu i iin epeyce yalsn."
"Tanr biliyor ya, ok doru."
"O halde neden yapyorsun?"
"Bil bakalm neden." apkasn skca bana ekti ve frtnaya kt.
GERGN BR SESSZLK iinde lambann evresinde oturdu. Bir sonraki gkgrlts ve imei
bekliyorlard.
236
BJ bir ey sylemi olmak iin, "Ge oldu," dedi.
Ruth Lillian, "Sizce saat ka?" diye sordu.
"Geceyarsna yakn. Tam olarak bilmiyorum. Saatim -drt yl nce krld, Yirminci Mil'de ilerin ne kadar
yava olduunu dnerek zahmet etme"
"Ruth Lillian!" diyen Matthew onun szn kesti. "Kasabay terk etmen gerekirse diye valizini hazrlamaya
balasan iyi olur bence."
"Sen neden sz ediyorsun?"
"Her eyi dndm. Kader'e kadar demiryolu raylarn izleyebilirsin. Yamur ve kaygan raylardan falan
dolay zor olacak, ama gitmen gerek, frtna olsun ya da olmasn."
"Babam brakamam! Bu kadar hasta ve zayfken olmaz."
"Gitmen gerek, Ruth Lillian. Anlamadn eyler var. Bay Lieder, o..." Matthew yutkundu. "Bakire bir kz
aryor. Tohumunu tamas iin. Bir olan istiyor... ey, kendisi ldkten sonra savan srdrsn diye."
BJ, "Hangi sava srdrsn diye?" dedi.
"Yabanclara ve Washington D.C.'ye ve bilmiyorum keresteci olmayan Yahudilere ve o kitaptan kard
baka eylere kar bir tr sava. nemli olan u, Ruth Lillian, bakire bir kz bulmay amalyor."
"Ama benim kasabada olduumu bile bilmiyor."
"Artk biliyor."
BJ hemen, "Nasl rendi?" diye sordu.
"Kersti anlatt... ama onun hatas deildi. Azndan kat. Dayak yedi, kt muamele grd. Cidden kt
demek istiyorum. imdi de seni arayacak, Ruth Lillian. Bunu biliyorum. Bu kadar frtna falan varken herhalde
bu gece deil, ama yarn kesin. Bu yzden buradan gitmen gerek. Anlyor musun?"
Ruth Lillian bir sre suskun kald. "Evet. Evet. Anlyorum. Ama Bay Coots bu gece onu haklayacak."
"Evet ama... ya baka bir ey olursa?" dedi Matthew. "Ya Coots onu haklayamazsa? Gitmeye hazr
olmalsn!"
BJ saldrya geerek, "Ne demek Coots onu haklayamazsa?" diye sordu. "Coots onu haklayacak! Baka bir
ey olur da... Peki yleyse, Ruth Lillian' korumak zorunda kalacaz. Senle ben."
237
"Nasl?"
"Bilmiyorum, Matthew! Bir ey buluruz babann o silah olmaz m?"
"Hi ie yaramaz! Kullanamam! Bir sre nce doldurmaya altm, ama yapamadm! Dokunamadm bile...
mermilere! Ellerim...!" Matthew'un gzleri saa sola kaymaya balad.
"Hey, evlat! Rahatla!"
"Ama ben... dokunamadm... bile... bile... bile..."
"Matthew? Matthew!"

Soluu sakinleti; gzleri yumuad; uzun uzun i ekti ve otelin klarnn yansd penceredeki yamura
doru bakt. Frtna bir an yavalad ve piyano eliinde ark syleyen adamlarn sesleri rzgrn uultusuyla
birlikte tand.
BJ tekrar, "...Matthew?" dedi.
Ruth Lillian elini olann koluna koydu. "Matthew?"
Matthew gzlerini krptrarak yutkundu, sonra gzlerini Ruth Lillian'a dikti. "Ne var? Bir ey mi oldu?"
Ruth Lillian zoraki glmsedi. "Gittin."
Matthew kalarn ararak att. "Gittim mi?"
"Bana anlattn 'o yer'e. Oraya gittiini dndm.
Matthew bir kza bir BJ'ye bakt ararak. "Sen ne yapmaya alyorsun? Anlamyorum sen ne..."
BJ, "Matthew," dedi.
"Efendim?"
"ler sertleirse kaldrabilecein konusunda endieliyim."
"Ne demek istiyorsunuz?"
"ey... bir insan kt eyler yaad zaman, bazen onun iin... bask altnda mantn korumas zor olur."
Matthew aknlk ve bkknlkla bir B Jye bir Ruth Lillian'a bakt. Bunlar ne demekti byle?
BJ devam etti. "3u leden sonra ahrdayken Ruth Lillian'la ben konuarak zaman geirdik."
"Neler konutunuz?"
"ounlukla seni."
"Beni mi?"
238
"ey, ortak bir konu olduu iin. Her ikimiz de seni seviyoruz. Ve her ikimiz de senin iin endieleniyoruz,
merak ediyoruz... eer..."
"Benim iin mi endieleniyorsunuz?"
Aklamay Ruth Lillian stlendi. "Bay Stone bana Nebraska'da olanlar anlatt. Bana bir gazete gsterdi.
Dnd ki ikimiz de dndk ki belki, biliyorsun, bazen insanlar kafalarndan atmak iin konumaya
ihtiya duyar. Biz dost olduumuz iin de, senle ben, gnein altndaki her eyi konutuumuz CrackerJacks'i, sonsuzluu, her eyi iin belki diye dndm..."
"Belki ne diye dndn?"
"ey, ocukluun kt olmal. Baban anneni hep dverken falan."
"Ama bu onun hatas deildi."
Lamba nda grnmemek iin iskemlesini geriye ekmi olan BJ, "Kimin hatasyd?" diye sordu.
"Kimsenin. ansszlk ite. Babam hep fikirler ve planlarla doluydu, ama hi ans yoktu. nsanlar onu yolun
sonuna varm, sallanarak yryen, sarho ve hasta biri olarak gryordu. Biraz ans olsa neler
yapabileceini hi dnmediler. Bir gece annem hastayd, hardal yaksn deitirmeye baladm, yani
babam eve alayarak sarho geldiinde henz uyanktm... ki bu kt sarholuktan ok daha iyidir. Atein
yanna oturduk, babam ve ben ve babam genliini anlatmaya balad. Herhalde birinin neden byle
olduunu anlamasn istiyordu. Dediiniz gibi, bazen insanlar kafalarndan atmak iin konuma ihtiyac duya
"
Bir gkgriiltsnn ardndan dalardan tuhaf bir yarlma sesi geldi, sanki yldrm dadaki bir eye arpmt.
Bir an atdaki yamur sesi diner gibi oldu. Sonra iki kat gle tekrar balad; rzgr pencereleri sarsyor,
oynak ereveler yerinden kacakm gibi oluyordu.
GKGRLTS VE ARDINDAN DALARDAK yarlma sesiyle Coots'un boyun kaslar gerildi. Gezginler
Oteli'nin arka duvarna yaslanarak krk yamur oluundan akan yamur suyundan kand.
239
Dileri birbirine vurarak tam yamur ve rzgr dindii anda kt ans mutfak penceresini at ve bir an
bardan gelen piyano sesini duydu. Frtnann tekrar fke kusmasn beklerken izmelerini kard ve duvarn
kenarna brakt. Sonra erokilerin kedi gibi hareketleriyle yavaa kendini yukarya ekti ve kapkara
mutfan iinde gzden kayboldu. Arkasndan pencereyi dikkatle kapatmay da unutmamt.
"BABAM ATEE BAKARAK OTURDU, yanaklarndan yalar szlyordu. Bana bir kitap getirmek istediini,
ama birinin parasn arptn anlatt. Uzun sre evden uzakta kaldktan sonra bana ilk Ringo Kid kitabn
getiren de babamd. Bir gn zengin olacan ve herkesin ona sayg duyacan anlatmaya balad. Ama asla
ans olmad, bir nebze bile! Babamn Amerika'ya gelme nedeni de ans peinde komakt. Eski lkesinde
bir 'i taciri'yle karlat: babamn Amerika'ya gitme parasn deyen ve i bulan bir adam; bor denene
kadar adama alacakt babam. ey, babam henz on yedi yandayd, ama bir kz yznden kynde iler
biraz kzt iin bu frsatn stne atlad. Amerika'ya vard zaman onu limandan hemen aldlar ve bir trene
bindirdiler bir vagonda krk kii tren onu tacirin bulduu iyerine gtrd. Vermont'ta bir ta oca. Zor bir
iti ve tehlikeliydi... doutan Amerikal olanlarn dnp bakmayaca trden. Koca bir k boyunca klelik
ettikten ve ayda yalnzca birka dolar ve bir oda kazandktan sonra babam tacire borcunun yalnzca on yedi
dolarn demi olduunu kefetti. Gri kalan parann hepsi faize ve 'zel giderler'e gitmiti. Bu hzla, baka
bir i bakma zgrlne kavumadan alt yl ta ocanda almas gerekecekti. ey, babam buna

katlanmayacakt. Kat ve sonraki birka yl boyunca oradan oraya doland durdu, ama asla arad frsat
bulamad. nsanlar ona yalan sylyor, aldatyor, eksik para veriyordu, bu yzden babam da demek iin
onlardan alyordu. Her i anlamas kendi kusuru olmadan berbat kt. ans yoktu ite!"
240
Matthew babasnn Tarkio-Missouri'deki bir hayr toplantsnda bir kzla tantn anlatt: sade, dini btn bir
kz. Genellikle peinden kotuu "kolay" kzlardan deildi, ama biri ona kzn babasnn yal olduunu ve kza
bir iftlik miras kalacan syledi. Babam msr ya da baka bir ey ekecek ve bcekler ya da baka bir
ey kendisininki dnda herkesin rnn silip sprecekti, kendisi bol bol kazanrken brlerinin hepsi
iflas edecekti, bylece babam onlarn iftliklerini yok pahasna satn alacak ve byk toprak sahibi olacakt.
Ekip bime iin yannda adamlar altracak, sonra ii byterek tahl iine, oradan da yiyecek iine
girecekti, yle yol st kk dkknlardan da deil stelik, byk i. Market iletecekti! Buou yapmann yolu
buydu! Yzdeleri hesapla, sonra kede bir market altr! Gereken tek ey, biraz ans.
O kzn kilisesine katld ve ilk gn anlayamad ncil paralarnda yardm edip edemeyeceini kza sordu,
ngilizcesi fazla iyi deildi de.
ifti bu Dubek'in grnnden holanmad komik adn ise hi saymyorum. Kzyla dolamamasn
syledi. Ahrdaki son bulumalarnda Dubek ayrlrken kzdan akn kantlamasn istedi, alayan kz da onu
reddedemedi. Bundan sonra Dubek o iten bu ie srklendi durdu, ta ki birka ay sonra ifti elinde
kamyla gelip kzyla evlenmesini emredene kadar, yoksa!
ifti bir yl sonra lnce Dubek karsnn mirasnn bir dizi ipotek ve ipotein ipoteinden ibaret olduunu
rendi. Bir kez daha kendini aldatlm hissetti, bu kez onu evlilie kandrmak iin nne yararsz, bor
iinde bir iftlik atan bir kadn tarafndan. ocuk dodu; iftlik elden kt; batya doru gitmek zorunda
kaldlar. O iten bu ie srklenirken her i babasnn hrszlkla, ikiyle ya da diklenmekle sulanmas
yznden sona erdi. ler arasnda abucak zengin olmakla ilgili lgn planlar vard. Bir keresinde Dubek bir
kzl tilki iftliinde zemin kata yerlemeyi baarmt. Kzl tilki krkleri, ki Dou'daki zengin kadnlar arasnda
pek revatayd; kadnlar boyunlarna dolamak iin bir kuyrua yz dolar veriyorlard. Yz dolar! Bunu binle
arparsanz, yz bin dolar bulursunuz. Bu da daha balang!
Neredeyse bir yl babas ikiyi brakm ve iki i birden yapmaya
241
balamt, gndz gece, yamur amur, hastalk salk demeden alyor, her kuruu biriktiriyordu.
Baharda yar ykk evi olan bir iftliin n demesini verecek kadar paras vard. Toprak iyi olmasa bile ne
olurdu ki? Hi de aptal bir ifti deildi o! Evin arkasnda, yalnzca birka kulbe gerektiren kzl tilki
yetitirecekti. Sonra ansszlk kapy ald. Yetitirecek tilki bulmakta glk ekti. Komular tilki
yetitirilmesini duymamt bile. Tilki kuyruklarnn tuzaklarla elde edildiini sanyorlard. Bak... bak... ey,
tamam, yabani tilki bulacak ve kulbelerde bakacakt, tilkiler yavrulayacak ve ok gemeden iftlik tilkilerle
dolup taacakt! Bir kapandan tilki satn ald, birinin baca kapandan dolay ezilmiti. Hepsi kulbelerde
ld, en uzun yaayan da baca sakat olan oldu... ki bu da her eyin ansa bal olduunu kantlar. Uzun,
souk bir ktan ve uzun, berbat bir bahardan sonra iftlii bankaya geri vermek zorunda kaldlar... Dubek'in
duyduu acl besleyen bir ansszlk daha. Tekrar imeye balad. Eee, neden olmasn? rierkes kendisine
karyken ve her ey kendisini kantlamasn engellerken uramann yaran ne ki?
Rzgr delice bir hzla eserek Kane Ticaret'in pencerelerini sarst ve boanan yamur pencere
pervazlarndan ieriye girdi.
OTEL MUTFAININ KARANLII, ARKADAK bardan gelen parlak kla kontrast yaratyordu. Elinde Colt'u
tutan Coots santim santim gzleri kr edici a yaklarken ses karmamak iin tm arln plak ayak
ularna verdi. Queeny iyi bir ans piyanoya uyarak ark sylyordu. She's only a bird in a gilded cage, a
byooo-tiful sight to see-e-e. Coots yolunu gzlerinden ok plak ayayla hissederek santim santim ilerledi...
for her love was so-o-old, for an o-o-o-old man's go-o-old! She's a bird in a gilded ca-a-a-age.
242
BJ STONE SKEMLESNE YCE gmlmt, Ruth Lillian'n salarn aydnlatan lamba nn dndayd.
Matthew'un babasnr hatasn onun ans^'na balayarak aklamasn anlavl Hir n-vrla dinlemiti. Ama
akl zaman zaman coots'a kayyordu... orada yamurun altnda... tehlikede.
Mauhew'un ba nne dmt, gzleri kalarnn glgesinde grnmez olmutu. BJ, Ruth Lillian'n
samimi ve belirgin kaygsnn Matthew'u Nebraska'daki o iftlikte neler olduunu anlatmaya tevik edeceini
ummutu. Ama Matthew kendisi yerine babasndan sz ederek Ruth Lillian'n sorularndan uzaklam ve
son gkg-rlts ve imekten sonra hikyesine devam etmemiti. Bu yzden BJ boazn temizleyerek
ll, yumuak bir sesle konumaya balad. "Ben... ah... bir Nebraska gazetesindeki o haberi okudum. Bir
iftlikte yaayan bir adamla kadn vard. Oullaryla birlikte. Oradan geen bir komu stnn salmasn
isteyen ineklerinin sesini duydu, bu yzden kapy ald, pencereden ieriye bakt. Sonra yardm istemek iin
kotu. Kadn l buldular. Boynu krlm. Adam vurulmutu. Gvdesinin neredeyse yars umutu." Sustu,
ama Matthew cevap vermedi, ban bile kaldrmad; gzleri glgede kald. "Komu Bayan Dubek'i iyi, Tanr
korkusu olan bir kadn, kocasn da 'ieye hi de yabanc olmayan' iddet yanls bir erkek olarak tanmlad.
Olan hibir yerde bulunamad. Gazete olann katiller tarafndan karlm olabileceini ileri sryordu. Ya

da belki ldrlp bir yerlere gmlm. Olan sorduklarnda komu yararl bir ekal veremedi. 'Bir olan
ite,' dedi. 'zel bir yan yok'." BJ a doru eildi. "O komu yamlyordu, Matthew. Olan aslnda ok
zeldi. Ana-babasn... byle bulduu zaman neler hissetmi olduunu dnnce kalbim burkuldu. Ya da
daha da kts, belki cinayetlere tank olmutu. inde ne byk bir ac ve dehet yk tayor olmal."
Matthew ban kaldrd ve BJ ile Ruth Lillian arasndaki bolua bakt. Parmak ularyla akana, sonra
dudaklarna dokundu, ardndan eli kucana dverdi. Zorlukla yutkundu. Konutuu zaman, bir sredir
konuuyormu gibi akc bir ekilde balad, ama szckler azndan kmyordu. "... yani annem, gn
komu kadnla geirdi, nk babam onu cidden kt dvmt ve eve gelme243
den nce daha iyi grnmek istiyordu, nk babam yznn halini grnce deliye dnerdi. ey, ben...
biliyorsunuz... orada babamla yapayalnz olmak istemiyordum, krktk sarho ve viski kokan babamla, bu
yzden ben... yani... srf bir sre uzak kalmak iin kasabaya kadar yrdm. Ama hi param yoktu ve hava
kararyor-du, stelik yamur da balamt, bu yzden geri dndm. Annem yerde ba yana eik ve...
olmamas gereken bir ekilde yatyordu. Babam onun yannda durmu hkryor ve yanaklarn
ovuturuyordu. Babama ne olacakt? Ona ne yapacaklard? Annemin cann yakmak istememiti! Yalnzca
biraz sarsmt! Yakamdan kavrayp yzn benimkine yaklatrd ve bana ne yapacan sordu. Ama ben
ona bakamyordum, bu yzden beni brakp annemin yannda diz kt, sallanp szlanmaya balad. Annem
ld iin alamyordu! Srf ona ne yapacaklarn dnp alyordu! Ve o viski kokusu! Soluk alamyordum.
Ne grebiliyor ne soluk alabiliyordum. Annemin yanna melmi sallanp alyordu. Zavall annemi
kucaklayp sallamyordu. Yo, yalnzca kendisini sallyordu! Yani ben... yani... tfeini aldm ve 'Baba'1 dedim.
Ama babam ban kaldrmad iin tekrar 'Baba?' dedim. Gene ban kaldrmaynca ben yalnzca..."
Matthew o kadar zorlukla yutkundu ki, Ruth Lillian yutkunma sesini duyabildi. Matthevv'un sesi gzyalaryla
doluydu, ama gzleri kuru... uzak... botu.
BJ'nin duymay bekledii ey bu deildi.
MUTFAIN EN KARANLIK YERNE geen Coots silahnn horozunu kaldrd ve ban bardan gelen a
doru evirdi. Barda iki reflektr duruyordu, klar ak mutfak kapsna dnkt. O kadar parlaktlar ki,
artlarn grmek ok zordu, ama Coots Jeff Calder'n barn arkasnda, ayakta yar uyur halde durduunu
grebildi. Boynunu biraz daha uzatarak bir masada Chinky'nin iki yannda oturan Bobby-Evladm ile Ufaklk'
grd. Adamlar ellerini kzn kucana koymulard. "Vaizler" piyanonun yanndaki srada oturuyor, Profesr
Murphy de eilmi ark aryordu ve
244
Bir dakika. Reflektrler! Neden barn stne koymular, stelik klar mut
Lieder, "Adnm Coots olduunu sylediler," diye fsldad, tabancasn Coots'un kulann arkasndaki
yumuak yere dayamt. "Ben insanlarn adlarn renmekten holanrm."
BJ, "DNMEDEN HAREKET ETMSN, Matthew," diye aklad. "Anneni yle yerde yatarken grmenin
yaratt ok ve kendi babann... Herkes senin yaptn yapabilirdi. Bunu anlaman gerek ve kendini affetmeye
almalsn. Ha, olanlarn stesinden gelmek uzun zaman alacak. Belki hi gelemeyeceksin. Ama inan
bana, evlat, zamanla bununla yaamay reneceksin. Ne zaman konumann ie yarayacan hissedersen,
ey, biz buradayz ve"
"Ben... yaptktan sonra, silah yere attm," diye Matthew devam etti. BJ'nin sylediklerini beyni hi
alglamamt. "Elime alamadm. Denedim, ama dokunamadm."
Ruth Lillian onu gereklie dndrecei umuduyla, "Ama aldn," dedi. "Buraya yannda getirdin."
Matthew gzlerini krptrarak ona aknlkla bakt, sanki gerei ilk kez kavryordu. "Haklsn. Ben... silah
yanmda getirdim."
BJ, "Neden?" diye sordu. "Neden bunu yaptn, Matthew?"
"Bilmiyorum. Belki babamn olduu iin. Belki hi ans olmad iin."
Ruth Lillian onun szlerini fsltyla tekrarlad. "Babann hi ans olmad iin... bu yzden mi o silah yz
milden fazla tadn?"
Matthew cevap vermeden gzlerini kza dikti. Frtna kuzeybatdan patlad kadar hzla gneydouya
gidiyordu. Rzgr aniden dindi ve son imekler ufuktaki bulutlarda belli belirsiz grnd ve ardndan
uzaktan gkgrlts sesleri geldi.
Ruth Lillian yumuak bir sesle, "Matthew?" diye tekrarlad. "O silah neden yannda tadn?"
"O silahtan nefret ediyorum, Ruth Lillian. Gerekten nefret ediyorum. Ne grmek ne de dokunmak istiyorum!"
245
BJ, "Zorunda da deilsin," diyerek onu yattrd. "Bir daha o silaha dokunmak zorunda kalmayacaksn.
stersen seninle evine gidip Bu neydi?"
Sokaktan bir silah sesi geldi. Dzenli, ksa olmayan aralklarla be el daha ate edildi ardndan.
BJ pencereye frlad.
Dikkat ekmek iin silahn havaya boalttktan sonra Lieder otelin verandasnda duruyordu. Ak kapdan
szan, mezarta eklindeki k arkadan onu aydnlatyordu.

Rzgr kesilmiti, ama da frtnalarnn ardndan gelen iddetli yamur yamaya devam ediyor, atlarda ve
ukurlarda yle bir grlt karyordu ki, Lieder barmak iin elini azna kapatmak zorunda kald. "Orada
olduunu biliyorum, retmen! Darya k, darya k, her neredeysen! Sam solum sobe!"
BJ Lieder'n ardnda iki kiinin durduunu grd... avenesi. Aralarnda uzun bir "Aman Tanrm!" diye fsldad
BJ. "Aman Tanrm!"
Ruth Lillian, "Ne var?" diye sordu.
Coots'u ele geirmilerdi. Kollarn iki yanndan balamlard ve otel verandasnn orta nn altnda bir
iskemlede ayakta duruyordu. BJ net gremiyordu ama Coots'un ayakta durma biiminden basky
hafifletmek iin ayak ularna basacak boynunda bir ip olduunu, ipin de lambaya bal olduunu biliyordu.
Veranda duvarna dayal baka erkekler de vard. Lieder'n vaizleri. Tanklar.
Lieder tekrar bard, ama kelimelerinin bir ksm yamur grlts iinde eridi. "... Coots burada...
suikasttan... sulu! Sen... son szler... ile...?"
BJ acl bir lkla pencereden hzla ayrlp merdivenleri paldr kldr indi. Karanlk dkkndan tkezleyerek
karken dizlerinin stne kt. Zorlukla ayaa kalkt ve karanlkta kalasn tezgha arpp kutular
devirerek koridordan geti. n kapya vardnda an ngrdayana kadar kapy zorlad, ama kap kilitliydi!
"Bekle!" diye haykrd. "Bekle!"
"Gel, gel, her neredeysen!"
BJ krcesine dkknn iinden geip arka kapya gitti, kapy at ve saanan at bir ukura dt.
"Bekle!"
Lieder BJ'nih ahr ynnden gelmesini beklemiti, bu yzden Kane Ticaret'le Yaz Tura Kulb'nn ykntlar
arasndan ktn grnce ard.
"Bak bak! Yahudilerde ne aryordun? Gel buraya, retmen! Ko! Koabilirsin! Acele et, gel buraya!"
BJ gs krk gibi inip kalkarken zorlukla, "Bekle!" dedi.
"Ko!" Lieder, Coots'un ayak ucuna basarak durduu iskemleye ayan dayad. "Haydi! Devam et,
retmen! Haydi olum! Yapabilirsin! Coots'un altndaki iskemleye tekme att. "Ohoho. ok ge." Coots'un
boynundan kan krlma sesi yamur sesinde bile duyuldu; vcudu iki kez sarsld, o kadar zorlayc bir gle
ki kollarna balanan pamuklu kuma yrtld; sonra hareketsiz asl kald, yavaa dnerek, elleri kapal,
dizleri ileriye, ayaklar ie dnk. Bu dnen... plak yal ayaklarda ac eken insann sonsuzluu vard.
BJ tkezleyerek otelin merdivenlerine geldi ve Coots'a dizlerinden sarld. pten arl almak iin vcudunu
kaldrmaya alt ama yapamad: Dizler ve bel kle gibiydi. lgiyle seyreden Bobby-Evladm ve Ufaklk'a
"Bana yardm edin!" diye yalvard. "Biri bana yardm etsin!" Vaizler arasnda sinirli bir hareket oldu, ama
kimse ne kmad. BJ dizlerini gsne ekerek alad.
Matthew amura bulanm olarak sokan karsndan koarak geldi. Ama BJ'nin yanna gidemeden Lieder
onu yakasndan tuttu ve yzn kendine ekti. "Bunu biliyor muydun, evlat?! Beni srtmdan vurmaya niyetli
olduklarn biliyor muydun?!"
Kafas karan, korkan Matthew, "Ne? Ne demek istiyorsunuz?" diye bard.
Lieder yamura doru, "Biliyordum!" diye bard. "Biliyordum! At etiyle insan etini her zaman iyi ayrdm ve
bu rselenmi olann asla baka bir rselenmi ocua ihanet etmeyeceini biliyordum. Beni
soukkanllkla: vurmay planladklarn sana sylemediler. Yo! Seni kullandlar, evlat. Hapisanede yeni bir
mahkm-musun gibi seni kullanmalarna izin verdin. imdi belki gerek arkadann kim olduunu
renmisindir!" Hl Coots'un bacaklarn kucaklayarak dizlerinin stne km BJ'ye bakt. "Ah, Tanr
akna, ihtiyar! O ld! Btn alayp szlanmalarn bunu deitiremez. O ld ve onu ldren senin komplon
oldu! Altndan
246
247
iskemleyi sen ekmisin gibi onu ldrdn. htiyar bir kadn gibi hkrmay brak artk!"
BJ Coots'un bacaklarna doru bir eyler mrldand.
"Ne?"
"Onu... almak istiyorum."
"yleyse al! Al onu! n kapmda sarkan bir zenci olmasna ihtiyacm yok! Haydi! Al onu!"
BJ lambaya ve ipe kafas kararak bakt, gzlerinden ve burnundan akan yalar yzndeki yamura
karyordu. "Matthew...?"
Matthew cebinden Barlow ban kararak uzatt. BJ iskemleye trmanarak ipi kesti, bu arada Matthew
Coots'u kaldrmak iin elinden geleni yapyordu, ama bacaklar kle gibi ard ve ip kopunca Coots
Matthew'un omzuna dt, cansz arlk Matthew'un dizlerini bkt, sendelemesine neden oldu, ama
vaizlerden hibiri ona yardma gelmedi; duvarda kalarak korkmu ve sarho baklarla baktlar. BJ Coots'un
arln Matthew'un srtndan ald ve Coots'u kollarnda tutarak yamurda en alt basamaa oturdu, lnn
yzn boynuna gmmt.
lgi merkezi olmak iin yamurun altna kan ve BJ ile Coots'un nnde duran Lieder, "Ne manzara deil
mi?" diye sordu. Byk bir ciddiyetle, "Buna gerek arkadalk resmi derim ben," dedi adamlaryla vaizlere.
apkasnn kenarndan yamur Coots'un gsne akyordu. "Buna inanmayabilirsin, retmen, ama ihanetin

ve komplolarnla arkadan ldrdn bilerek ne kadar ac ektiini anlyorum. Arkadalk ve sadakat


hayran olduum iki zelliktir..." Ban kaldrp verandadaki izleyicilerine bakt. "... tpk sinsileri ve gammazlar
horgrdm gibi. Ve aranzdan biri sinsi ve gammaza. Aranzdan biri Judas. retmen?" Lieder elini BJ'nin
bana koydu. "Zenci dostunuzu nasl rendiimi size anlataym m?"
BJ cevap vermedi.
"Hayr, belki de anlatmamalym. Zaten sz verdim. Ama bir gammaz hor grrm ben. Okuldan beri hep hor
grdm. Sz verdim, bu yzden iimdeki iyilii uyandrma umuduyla bana anlatan ele veremem. Ama u
kadarn syleyebilirim: kutsal bir insan."
BJ ban kaldrd, gzleri sessiz seyirciler arasndaki Peder Hib-bard'n gzlerini buldu.
248
Hibbard'n gzleri saa sola sinirlice oynad ve otelin duvarna yaslanarak ban iki yana sallad, ellerini
aresizce at. "Evet ama... ama..." diye kekeledi. "Ben yapmam gerekeni yaptm sadece. Coots'u Damar'da
grdm! Bugn buraya geleceini biliyordum. Bir ey deneyeceini tahmin etmek zor deildi!"
BJ'nin gzleri Hibbard'a dik dik bakyordu: ilerinde ne nefret ne fke vard, yalnzca sonsuz bir znt,
sonsuz bir ac.
Hibbard, "Beni sulama!" diye hkrd. "Ya Coots baaramasay-d? Ha? Bay Lieder hepimizin iin iinde
olduumuzu dnecekti! Sen bize yaplanlara aldrmazdn, deil mi?"
BJ gzlerini kapad ve ban Coots'a edi, ama Matthew rahibe buz gibi bir aalamayla bakmaya devam
etti.
"Bana yle bakma, evlat! Ben yapmam gerekeni yaptm! Hepimizin iyilii iin yaptm!"
Lieder, "Aman tamam, kendinizi bu kadar hor grmeyin, Peder," dedi. "Kimse size zarar vermeyecek. Kald
ki..." Glmsedi. "... zel korumamdan yararlanacaksnz."
BJ sakin bir sesle, "Matthew?" dedi. "Onu eve gtrmem gerek."
Matthew, Coots'u zerine koyaca bir ey arad, sonra trenden malzeme getirmek iin kulland el arabasn
almaya karar verdi. Koarak Kane Ticaret'e gitti ve Ruth Lillian arka kapy atnda arabay depodan
karyordu. "Matthew...?" Ama olan ban iki yana sallad ve yamura geri dnd.
Coots'u el arabasna olabildiince yumuak hareketlerle tadlar, ama Coots'un bacaklaryla kollar sarkp
duruyordu. BJ arabann kollarn tutarak Coots'u eve gtrd. Yamur alt st olmu yznde gzyalarn
ykyordu, kollar omuzlarndan itibaren dimdik arabann kollarna uzanmt, Coots'un plak topuklarnn
dedii amurda izmeleri kayyordu.
GN DOUNCA YAMUR SERN bir sise dnt. Sis eek ayry-la mezarlk arasndaki pasl tel it
zerinde boncuk boncuk younlamt. BJ'nin slak topra kazd kazma keskindi. Byle ar ie
249
alkn olmayan BJnin soluu ok gemeden kesildi, bu yzden Matthew kazmay ondan alp ayn ritimle
kazmaya balaynca itiraz etmedi.
BJ Coots'un yanndaki topraa oturdu ve battaniye kapl gsne elini koydu, o kadar derin bir keder ve ac
iindeydi ki Matthew'un kazarken yznde beliren tuhaf ifadeyi fark etmedi: uzak gzler ve belli belirsiz bir
glmseme.
Matthew'un kazma sap, topran altndaki kayaya arpnca elini yaralad. Mezarn br ucunu ayn hizada
kazmaya balad. Ancak apkasn karp alnndaki terleri silmek iin dorulduunda Frenchy'nin BJ ve
Coots'un ardnda durduunu fark etti. Kadm tek sz sylemeden etekliini toplad ve beline tkt. Pamuk
orapl bacaklar diz uzunluundaki donundan ortaya kt. Mezarn kenarna atlad ve tartmay kesen
otoriter bir tavrla elini uzatt. Matthew kazmay kadna verdi ve parltl dnyaya kamadan nce tarlada
alm bir kadnn tasarruflu kala hareketleriyle topra kazmasn seyretti. "Yaral yana"n ona evirmiti
ve hareketsiz, tutkusuz irkinlik Matthew'u byledi.
Matthew arkasndan hafif bir mrlt duydu... eski bir zenci .arks. Ban evirdi, Lieder orada duruyordu,
apkas elinde, ba ne eik.
BJ Lieder'a bakmadan doruldu ve kazmaya balad, sonra kazmay Matthew'a verdi, o da Frenchy'ye
vermeden nce kayay bir utan brne paralad. Btn bu sre boyunca Lieder yumuak bir sesle
mrldanmay srdrd, ellerini belindeki tabancasnn kabzasna koymutu. Mezar Coots'dan ancak birka
santim uzun olduundan onu doru dzgn aaya indirmek olanakszd. Matthew Coots'un ayaklarn
izmelerinin arasna alarak ukurda durdu, BJ ise ban tutuyordu. Coots'un yz tam rtlmedii iin BJ
kuma efkatle rtt. ukurdan ktlar ve mezarn banda durdular, ta ki BJ, "Herhalde ben..." diyene
kadar. Ama sonra ban zntyle iki yana sallad. "Konuma yok." Kazmay yeni kazlm topra itti ve
yannda durdu, ama kazmay Coots'a atamad.
Frenchy kazmay ondan ald ve BJ'yi ahra gtrd. Matthew'u mezar doldurmas iin orada braktlar.
Lieder mrldanmay kesti ve BJ'nin gidiini gzleriyle izledi. "u250
na baksana. Bu retmen yrei krk bir adam. Ac ve kayptan yrei krlm. Benden almaya bile
almadn grdn. Bu zavall adam o kadar znt ve kendine acmayla dolu ki nefrete yer kalmam. Bir
insann nefrete ihtiyac vardr. Bazen hepimizi hayatta tutan nefrettir. Ha, hepsi ihtiyar aptaln hatas elbette,

ama gene de..." Lieder ban iki yana sallad ve dilini dilerinde gezdirdi. "Bir insann byle bombo
kalmasn grmekten nefret ederim. Acs kendi kendine yok olana kadar kimseye yarar olmaz ve bu da ok
uzun zaman alr. Peki bunun ne demek olduunu biliyor musun, Matthew? u anda yapayalnzsn demek.
kimiz ayn kumatan yapldmz iin ansl yldzlarna teekkr edebilirsin." Kkrdad. "Kaba eski uval
bezi. Bizim kesildiimiz kuma bu, doru mu? Ha? Ne diyorsun?"
Matthew dimdik ve cevap vermeden duruyordu, gzleri bo bo bakyordu. Lieder'n omzuna koyduu eli bile
hissetmemiti.
"imdi beni srtmdan vurmaya alan o herifin benim hatam olmadn biliyorsun, Matthew. Onu
cezalandrmam gerekiyordu. Baka seeneim yoktu. Ama Tanr'ya bunun olmamas iin dua ettiimi
sylediim zaman bana inanmalsn. Bu kasaba msvettesinde kimseye zarar vermek istemezdim. Ama
insanlar beni rahat brakmyor!"
Matthew cevap vermedi. Gzleri Lieder'n durduu yere sabite bakyordu.
"Sana sylediklerimi dinliyor musun, evlat?"
Matthew gzlerini krptrarak Lieder'n yzne bakt. Kuru bir sesle, "Coots'u gmmem gerek," dedi.
"Tamam yleyse, gm. Yarn konuuruz. Senin iin planlarm var, evlat. Parlak bir gelecek!" ok rahatlatc
bulduu eski arky mrldanarak oradan ayrld.
Matthew kazma neredeyse battaniyeye deene kadar uzand, nk topra Coots'un bana ve omuzlarna
yavaa atmak istiyordu, ama toprak nemli olduundan para para dyor, bu da Matthew'un yzn
buruturmasna neden oluyordu. Ancak Coots'un ba kaln bir toprak katmanyla kaplandktan sonra geri
kalan topra yava, dzenli bir ritmle atabildi, gzleri sakin ve uzakt.
251
PROFESR MURPHY AYNI ANDA hem sarho hem de akamdan kalma olduundan kendini berbat
hissediyordu. Zonklayan ban bir yere dayamak iin neyi varsa verirdi... ama yo! Yo, adamlar scak banyo
istiyordu... u iki aptal hayvan!... ve kazan yakmak zorundayd. ri yar olan yarm saat kvette yattktan
sonra Gezginler Oteli'ne dnd. Ama ufak olan yeniden scak su istedi. imdi kvetin iinde yatyor,
ykselen buhar inen sise karyordu.
Profesr kan ana gzlerini dndrd ve ne kadar sre burada beklemek zorunda kalacan merak etti, bu
allahm belas bu da ne?
Dubek olann ya da ad her neyse erifin ofisinden kmasn, berbere doru yrmesini seyretti. Alt
keli yldz kanvas ceketinin gs cebine inelenmiti ve o kocaman tfek omzunday-d, namlu avcunda,
kabza havada.
Ufaklk, su kalasyla ayn hizaya gelene kadar dizlerini bkt, kpkl suda baloncuklar yapmaya balad.
Ban kaldrnca Matt-hew'un kvetle grltl kazan arasnda durduunu grd. "Hl o klstr eyden
kurtulmaya m alyorsun, evlat? Sana o on tonluk antikay kimsenin almayacan zaten sylemitim...
hi... mer..." Matthew'un horozu kaldrdn grnce sesi kesildi. Gzleri o zenciden ald Colt'un giysi
ynnn tepesinde durduu iskemleye doru hzla gitti, ardndan Matthew'a dnd. Matthew'un dudaklarna
bkkn bir glmseme yerleti, gzleri Ufaklk'a efkatle bakt... ya da daha dorusu Ufaklk'n durmu olduu
yere. Konutuu zaman, Bay Anthony Bradford Chumms'n "fkeli bir bartan daha fazla tehdit tayan"
olarak tanmlad yumuak bir tondayd sesi.
"zr dilerim, Ufaklk, ama baka yolu yok."
Ufaklk'n arpk yz alayacakm gibi bir ifadeye brnd. Szlanan bir sesle, "Ma-a-a?" diye yalvard.
Tfek grledi, namludan mermiler kt ve saniyenin onda biri kadar bir sreyle Ufaklk'n ortasnda durduu
su namlunun eklini yanstt, sonra Ufaklk'n patlayan gsnden pembe kpkler kt, su akp gitti ve
Ufaklk yere l olarak dmeden nce tek bana ve rlplak kald.
Matthew'un yumuak bak Ufaklk'tan kalanlardan otele yava252
a kayd. Elleri mekanik hareketlerle silahn krd, erimi balmumuyla slanm mermiyi kard, cebinden bir
mermi daha ald ve iine koydu.
Silah kapatt ve otele doru yrmeye balad, bilekleri silahn geri tepmesinden dolay zonkluyordu.
Bobby-Evladm ift kanatl kapdan tkezleyerek kt, tfeini kaldrmaya davrand. "Ne bokluk...?"
"... patlad..." diye mrldand Matthew.
"Ne patlad?"
"Kazan herhalde. Arkadan parampara. Her yana salm."
Bunu Bobby-Evladm kendisi grmek zorundayd. Matthew'u iterek berbere yneldi.
Matthew, "Hey?" dedi.
Bobby-Evladm arkasna dnd. Kafasn uaran merminin sesini duymad bile.
Matthew yerde kvranan eye bakmad. Gene kalasndan ate etmek zorunda kalmt ve geri tepmeden
dolay sa kalasnn seirdiini hissetti. Henz armyordu, ama uyumutu, bu yzden scak mermiyi
karp yenisini takarken silah kolunda tamak zorunda kalmt.
Tfei kapatt ve otel verandasnn basamaklarn kt. Srtn kapnn yanndaki duvara yaslayarak
dudaklarm diliyle slatt ve iki uzun soluk ald. Lieder muhtemelen orada kapy tutuyordu. Ama nerede? Arka

duvarda iskemlesinde mi? Barn arkasnda m? Mutfak basamaklarna diz kp yerden mi nian alm?
Tfek arka duvarda on santimlik bir delik aard, yani merkezi vurmas gerekmiyordu, ama isabet ettiremezse
baka bir mermi koyacak zaman olmayacakt. Ringo Kid olsa? Mutfan caml kaps gm diye kapand!
Lieder arkadan kmt. Ama hangi yne? Terk edilmi binalarn arkasndan demiryolu ve Peder Hibbard'n
deposuna doru mu gidiyordu? Yoksa br ynden pansiyona ve Kane Ticaret'e doru mu?
... Ya da belki otelin yanndan santim santim ilerliyordu!
Matthew basamaklardan aaya koup otel verandasnn altna att kendini, burada krk tahtalar arasndan
dary grebilir ve soka bir utan brne inceleyebilirdi. Omuzlan ta temele yaslanana kadar kvranarak
ilerledi. leriye bakyordu, ama bir hareket ya253
kalarm umuduyla gr alannn bulank yan taraflarna younlamt.
Ya Lieder otele gizlice geri dnmse ve ok gemeden tepedeki verandaya karsa? ey... ey, o zaman o
da Ringo Kid ansn De-niyor'da yaptn yapard: demelerin arasndan ate ederdi. Bu bir adamla
sokakta yz yze karlamak kadar "cesurca" deildi, ama o verandann altnda ciddi yaral olarak yatyordu
ve bir kadnn namusu tehlikedeydi, yani baka bir seene
Sa gznn ucuyla hafif bir hareket fark etti! Lieder sokaa frlayp Kane Ticaret'in kapsndaki merdiveni
kt. Kapy hzla ekip ieriye girerken an belli belirsiz mgrdad.
Ruth Lillian!
Matthew verandann altndan yuvarlanarak kt ve sokan ortasnda durdu. Ne yapmalyd? abuk! Ne
yapmalyd? "Buradaym!" diye bard. "stediin benim! Adamlarn vurdum ve seni de vuracam!" Kane
Ticaret'e doru yrrken Lieder'n dikkatini Ruth Lillian'dan kendisine evirmek iin havaya ate etti.
"Buradaym!" Tfei krd ve ceketinin cebinde mermi arad, ama bereli bileinin altnda parmaklar o kadar
imiti ki, mermiyi amura drd. Kane Ticaret'e doru yrrken silah sol eline geirdi ve sa parmayla
beceriksizce mermi koydu. Dkkna vardnda durup seslendi. "Darya k!"
Lieder ieriden, "Sana zarar vermek istemiyorum, evlat!" diye bard. "Sen benim prensimsin! Hareketimin
geleceisin!"
"Darya k, seni sar orospu ocuu!"
"imdi dinle, evlat! Darya karsam bu iin sona ermesinin yalnzca tek bir yolu olur. Bu da korkun bir
kayp olur."
"Ben oraya geliyorum!"
Kane Ticaret'in kaps kt diye ald ve eikte Ruth Lillian belirdi. Boynu tuhaf bir biimde bklmt, nk
Lieder'n sol elinin parmaklar salarn skca tutmutu ve nnde yrtyordu. "Bu kk bakirenin
vurulmasna hi gerek yok, evlat! Onunla yapacak daha ii eylerimiz var, senle ben! imdi, o sveli kz
Bayan Kane'in burada olduunu syledii zaman epeyce ardm itiraf etmeliyim. Bu gzel paray
kendine saklamaya almak ha! Kendinden utanmalsn! Ama iyice dnnce u ekilde olduunu anladm.
254
Ben senin zenci arkadan ldrdm, sen de adamlarm vurarak aldn. Ben buna baa ba demek
istiyorum. Ve yreimde genlere kar hep yumuak bir nokta olduundan, bu kz kendine alabilirsin. Ne
diyorsun?" Ruth Lillian' verandaya iterek kendi de arkasndan gitti, kz smsk gsne bastrmt.
Matthew'un gzleri bir Lieder'a bir Ruth Lillian'a gidip geliyordu. Kzm gzleri yalarla parlyordu ve Lieder'n
salarn skca tutmas yznden gzlerinin kenarlar ekilmi tam bir doulu gibi grnyordu. Dudaklar
aralkt ve acdan alamamak iin dilerini inatla kenetlemiti. Matthew, "Bay Kane'e ne yaptn?" diye sordu.
"O kadar da kt deil. Peki, ne diyorsun, evlat? Seni ldrmek istemiyorum ve senin de bu bakire kzda
delikler amay istemediini biliyorum. Bu korkun bir kayp olurdu." Srtt. "imdi, bu senin klasik Meksika
dellona benzeyebilir, ama yle deil. yle deil, nedenini biliyor musun? nk btn kozlar benim elimde.
Sen orada akta duruyorsun, bense bu gzel krpenin arkasndaym." Dudaklarndaki srt silindi. Soluk gri
gzleri buz gibi bakt. "Ve her ikimiz de biliyoruz ki her ikimiz de biliyoruz ki beni elde etmek iin bu tatl
gen kz vurmayacaksn." Tabancasnn horozunu kaldrd. "Yani senin iin en iyisi u, Matthew. O silah yere
brakp geri ekilsen iyi edersin. Bunu imdi yapsan en iyisi olur, imdi! nk konumaktan skldm evlat ve
aprak iler senin sandndan ok daha abuk balayacak."
Matthew, Bay Anthony Bradford Chumms'n sk sk tanmlad o yumuak tehditkrlkla, "Silahma baksanz
iyi olur, baym," dedi.
Lieder bakt. Tetie bastrlmt ve silahn ate etmesini engelleyen tek ey Matthew'un horozu tutan
baparmayd.
Sakin bir sesle, "nce benim ate edemeyeceimi sylerken haklydn," dedi Matthew. "Ama buna gerek
yok. Beni vurursan bu silah da ate alr. Ve lrsn."
'Ve bu kz da lr."
"Senin eline dmektense lmeyi tercih eder."
"Sen... sen kaksn evlat." Lieder kapya doru geri ekilmeye balad.
"Bir... santim... daha, horozu brakrm." Sesindeki soukkanllk Matthew'm durmasna neden oldu. "Ayrca
bir eyi bilseniz iyi olur,

255
baym. Hayvanlarnz ldrrken bileklerim kt incindi, bu yzden horozu ok uzun sre tutamam."
Lieder omzunun zerinden bakarak kendisiyle kap arasndaki mesafeyi hesaplad. ki uzun sray. ok
uzun. Bu kzn kk gvdesi de bu uzaklktan kendisini koruyamazd. Gsnde o aptal yldzyla o aptal
silah tutan Matthew'a fkeyle bakt!
Srtt.
"Baksana, kahrolaym ki ciddi," dedi filozofa ban iki yana sallayarak. "Tam kahrolaym ki ciddi!" Elini
kaldrarak tabancay tetik yuvasndan parmanda sallandrd. "Biliyorsun, bunu en batan beri biliyordum.
Evet efendim, gzlerimi stne diktiim ilk anda sa kolum olmak iin yeterli cesaret ve akla sahip olduunu
anlamtm"
"Kz brak."
"Bahse girebilirsin." Kzn sandaki eli gevedi, ama salar hl parmaklarna dolank duruyordu, bu yzden
Ruth Lillian ban acyla ekmek zorunda kald. Matthew'a doru adm att.
"Yere yat!" diye emretti Matthew. Ve kz hemen veranda demesine yatt.
Lieder'm srt byd. "Akllcayd, evlat. Gerekten mthisin, bunu biliyor musun? Senle ben, biz"
"O silah parmandan brak!"
"Peki, beni naslsa vuracaksan, hi deilse mcadele edebilirim. Beni vurmaya niyetli deilsen, o zaman
da..." Yavaa veranda basamaklarna doru yrmeye balad.
"O silah braksan iyi olur."
"yle mi sanyorsun? Bense o kadar emin deilim. Nedenini de syleyeceim."
"Daha fazla yaklama!"
"... Nedenini syleyeceim, Matthew. Beni soukkanllkla haklamaya cidden niyetliysen, zaten lm
saylrm. imdi, biraz nce, o kz senin 'lmden daha kt kader' dediin eyden kurtarmaya alrken...
beni o zaman da vurabilirdin. Evet, vurabilirdin. Ama imdi kz gvende tatlm, ieriye gir ve babanla ilgilen,
iyi bir kz gibi." Ruth Lillian onay almak iin Matthew'a bakt. Matthew gzlerini Lieder'dan ayrmadan yle
bir ban sallaynca kz aralarndan srnerek geip doruldu ve Kane Ticaret'e kotu. "te bu da
256
tamam! imdi yalnzca sen ve ben varz ve sana dostluk ve saygdan baka bir ey gstermeyen bir insan
vurabilecek trde olduunu sanmyorum. Bir insan ki"
"O basamaklardan inme!"
"... bir insan ki, Amerika Birleik Devletleri'ni kurtarmak iin byk mcadelesinde halefi seecek kadar sana
sayg duyuyor"
"Daha fazla yaklama. Uyaryorum!"
"Tamam! Silahm brakyorum. te. Plop, doru amurun iine. Bir silaha bu ekilde davranmak utan verici
deil mi yani? te buradaym, nnde duruyorum, kendimi koruyacak silahm olmadan rlplak
hissediyorum kendimi. Ama nemli deil, Matthew. nemli deil. Peki nedenini biliyor musun? nk
seninle benim aramdaki bu kk hesaplama zaten bitti. Bitti ve ben kazandm. Ben kazandm, nk senin
kafan kark ve tereddtlsn, kalbin ve ruhun krk, bense kendimi tamamyla denetliyorum. Kular
konuarak aatan indirebilen bir insana diklenirsen byle olur. u an, Matthew, tam u an, neler
olduundan tam emin deilsin, ha? Neden sz ettiimden bile tam emin deilsin ya da neden byle
konutuumdan, ama sylediklerimde bir tehlike olduunu iten ie seziyorsun. ey, bu konuda hi
endielenme, nk sana zarar veremem. Bak bo avcumu sana nasl tutuyorum, Matthew. Bir bar ve
boyun eme hareketi. Bar ve itaat gsteren bir insann stne Yehova'nn al iner." ocuksu bir tavrla
srtt. "Herhalde tanyacaksn, bu Paul'den Montanallara... 7, 13." Hafife gld. "Ha, imdi neredeyse beni
vurmu olman istiyordum, nk biyografimi okuyan okul ocuklarnn tam son anda nasl aka yaptm
okumalar heyecan verici olmaz m? Ne adam ama! Biliyor musun? Sen de tam bir erkek olacaksn, Matthew.
Senle ben, yan yana. Dnyada bizi durdurabilecek hibir ey, hi kimse yok. imdi, evlat, uzanp elindeki
silah alacam. Bylece o horozu brakmaya cidden niyetliysen bunu u anda yapabilirsin." Glmsemeye
devam ederek uzanp namluyu tuttu.
Ama Matthew silah smsk tutuyordu.
Lieder dik dik bakt. "Silah alyorum, evlat!"
Matthew dilerini skarak ban iki yana sallad. Boaznn derinliklerinden bir ses ykseldi.
257
Lieder birden silah brakt. "Tamam.,, tamam... sen kazandn! O allann belas silah sende kalsn. Yani, kald
ki, duygusal bir deeri var, babannd falan. Bana gelince. ey, herhalde benim iin arkam dnp. Yirminci
Mil'den gitmekten baka bir yol kalmad." Yumruklarn kalalarna dayayp Matthevv'a bakt. "Sen cidden
mthisin, evlat! nat. Sert. Huysuz." Srtt. "Tpk senin yalardaki halim gibi." Ban iki yana sallayp
kkrdad. "Bu kimin aklna gelirdi, ha? Bir ocuun yendii ben! ey... ne yapalm byle." Parmaklaryla
akaklarn ovuturarak zonklayan ban rahatlatmaya alt; sonra gardiyandan ald rg deri kravat
gevetti. "Herhalde yalanyorum, Matthew. Hi bilmediim arlar ba gsterdi. Bir de kanmalar! Yemin
ederim ki o otelde pirelere iyi malzeme oldum." Yan tarafn kad, baparmayla yeil-altm montunun altna

uzanarak srtn kad, dilerini skmt. "Evet, efendim, herhalde safkan Amerikallardan oluan milisimi
finanse edecek deerli madenle dolu baka bir kasaba bulmam gerekecek, bu lkeyi"
Tfek karnnda patlad ve srtndaki kemerden kayan tabancay uurdu. Tabancay, eli, her eyi uurdu.
Lieder'n kalalar bandan ve topuklarndan daha hzl hareket ettiinden enesi gsne dt, izmeleri
amurda izler brakt. Sonunda Kane Ticaret'in basamaklarnda aln dizlerine deerek oturur biimde kald.
Basamaklar et paralaryla doldu. Acnas bir halde szlanan Matthew scak mermiyi kard ve yeni bir tane
taTct. Tekrar ate etti, cansz beden srad. Scak balmumlu mermiyi karp yenisini takt ve tekrar ate etti,
kafa yerinden koptu. Mermiyi kard, baka bir tane koydu, sonra arkasn dnp sokakta yrd.
Jeff Calder, Kane Ticaret'te neler olup bittiini grmek iin Gezginler Oteli'nin kapsndan gizlice seyretmiti
ve imdi de kapy itip Matthew'a doru sendeleyerek kouyordu. Olann omzuna eski asker vuruuyla
vurdu.
Jeff Calder, "Senin iin ne yapabilirim?" diye sordu. "Ne istersen. Evde. Orada olmak, seninle omuz omuza
arpmak iin her eyi verirdim, ama bu allann belas ayam ok aryor. Herhalde k kapda ve"
Matthew donuk bir tekdzelikle, "Ate hattmn dnda kal yeter," dedi.
258
Bileklerini daha fazla actmamas iin tfei skca omuzuna oturtan Matthew barn arkasnda ielerin
durduu rafa nian ald. ieler byk bir grltyle patlarken arkadaki aynann alt ksm parampara olarak
erevenin ortadan krlmasna neden oldu. Matthew sakin bir tavrla kullanlm mermiyi kard ve yerine
cebinden kardn koydu, sonra barn altndaki ielere ate etmek iin yerini deitirdi. ieler barn n
tarafndaki paneli uuran bir sv ve cam pskrtmesiyle paraland.
Frenchy koarak ieriye girdi, arkasnda Kersti vard. "Neler oluyor byle? Sen ne yapyorsun, evlat?"
"Artk Yirminci Mil'de iki olmayacak, bayan. Ben erifken olmayacak."
"Sen... neyken?"
Matthew silahn yeniden doldururken bir Ringo Kid kitabndan alnt yapt. "Zayf erkekleri ktletiren ikidir."
Tekrar ate ederek geri kalan ieleri de krd.
"imdi, kilerde baka ieler olduunu biliyorum," dedi. "Orada kalsalar iyi olur, ne sylediimi duyuyor
musun?" Sonuncu el yapm mermisini koydu ve silah kapatt. Nazike apkasnn kenarna elini gtrerek,
"Bayan?" dedi. Ve otelden kt.
Peder'in deposuna giderken Profesr Murphy'nin yanndan geti. Profesr Ufaklk ve Bobby-Evladm'n
ldrldn grdkten sonra ii boalana kadar berber dkknnn duvarna ksmt. imdi, dudaklar
sarkm ve slak halde Ufaklk'n plak bedenine bakyordu... kukla gibi duran gsne, karnna, hareketsiz
kk penisine. rd, midesinin alt st olmasn gzlerini iki yana oynatmasna neden oldu, ama lmcl
bir bylenmeyle gzlerini tekrar cesetlere gtrd.
Matthew sokakta deponun nnde durdu. "Darya k, rahip!" diye seslendi.
n kap aralkt, pusun iinde beliren esintide hafife gcrdyordu.
"Orada sonsuza kadar saklanamazsn."
eride hibir ey kprdamad.
Matthew mkemmel bir sabrla tam bir dakika bekledi. Sonra: "Tamam. Buraya kadar." Verandaya kan
merdiveni trmand.
259
Peder'in silahn Lieder'a verdiini biliyordu, ama gene de mutfak baklar ve el baltas vard; ve Hibbard
herhangi bir kapnn arkasnda stne atlamaya hazr duruyor olabilirdi. Bu yzden Matthew ayayla n
kapy ardna kadar amadan nce tfeinin horozunu kaldrd, dikkatle ieriye bakt... sonra bam iki yana
sallayarak horozu indirdi ve apkasn baparmayla geriye itti.
erideki danklk her eyi anlatyordu. Hibbard gitmiti. Depoya dnm, birka para giysi ve deerli
eyasn kapp kamt. Ya Srpriz Damar'a gitmek zere demiryolunda yryordu ya da Kader'e doru
dolambal yoldan gidiyordu. Birden iini bombo ve ekimi hisseden Matthew masann yanndaki
iskemleye kt. Hibbard bu masay cehennemi vaizlerini hazrlamak iin kullanyordu. Matthew'un her iki
bilei de silahn geri tepmesinden dolay ezilmiti ve imi olan sa bilei zonkluyordu. teki Yer'e giderek
acdan kurtulabileceini biliyordu, srf kendini brakp kadifemsi scakla dalarak... Hayr! Dizlerinin arkasyla
iskemleyi geri iterek ayaa kalkt.
Deponun verandasna kt zaman pus kaybolmu, batdaki dalarn doruklarnda yln ilk kar grnmt.
K rengine brnm gkyznde bulutlar vard, sokakta ise amurlu ukurlarda rpertici bir rzgr
esiyordu. Matthew derin bir i ekti ve Kane Ticaret'e doru yrmeye balad.
Berber dkknnn nnde durup kapy tekmeledi. Murphy gzleri ikiden kpkrmz, yanaklar kusma
yznden solgun, kapda belirdi.
"Benimle gel."
"Dinle, evlat, kendimi iyi hissetmiyorum ve"
"Benimle gel dedim."

Murphy gzlerini Ufaklk'n alm gsnden ve hareketsiz penisinden o kadar dikkatle ayrd ki BobbyEvladm'n kafasz bedenine bakarken rp kustu. Ama gene de Matthew'un arkasndan Gezginler
Oteli'nin verandasna geldi.
"Calder!"
htiyar gazi kapya kp bakt.
"Benimle gel."
"imdi mi?"
260
"Gel dedim."
adam Kane Ticaret'e doru yola devam etti. Bjorkvist erkekleri ilkel bir bylenmeyle sokan karsnda
Lieder'dan kalanlara bakyordu. Oskar ayayla drtmekten kendini alamad: korkarak rpermesine neden
olan bir cesaretlilik.
Matthew drdne, "unu yapmanz istiyorum," dedi. "Krek ve sprgelerinizi aln ya da neye ihtiya
duyuyorsanz ve bu adamlardan kalanlar temizleyin. Sonra"
Bay Bjorkvist itiraz etti. "Hey!" Neden biz"
Matthew silahn indirdi ve Bjorkvist'e sert sert baktktan sonra, "Hibirinizin Coots'u tamamza yardm
etmemenizden irendim," dedi. "Yani imdi bana diklenmek byk bir hata olur." erifin gzleri ksld,
yavaa teker teker hepsinin gznn iine bakt. Adamlar ya yere ya da yan tarafa baktlar. "imdi, dediim
gibi, bu adamlar buradan kaldrmanz istiyorum. Uurumdan aaya atn. Coots'la ayn mezarlkta
olmalarn istemiyorum. Sonra her yeri suyla silip temizleyin, en kk bir iz kalmayana kadar. Tek... bir iz...
kalmasn. Ben verandamda oturup sizi izleyeceim. imdi balayn."
Matthew Kane Ticaret'in kapsna bir gz att. Ruth Lillian Bay Kane'in yannda duruyordu. Bay Kane'in
kann zerinde bir yara band vard. Onlara ban sallad, apkasnn ucuna dokundu, sonra dnp erif
ofisine gitti.
BJ btn sabah boyunca gzlerini tavana dikerek yatanda yatt. Btn yalarn tketen gzler gibi kuru ve
krmzyd gzleri. Sokaktaki silah seslerini duymu, ama aldrmamt. Frenchy ile Kersti'nin evden frlayp
otele doru kotuunu duymu, ama aldrmamt. imdi sokakta kreklerin sesini duyuyor, ama
aldrmyordu. Hayatnda ilk kez yalandn anlamt. Gerekten yalandn. Yapacak hibir ey
kalmamt. Kimsenin ona ihtiyac yoktu. Baklacak, rahatsz edilecek ya da rahatsz olacak kimsesi yoktu. Bu
yzden yalnzca... yle yatacakt.
lenleyin sokak Lieder ve adamlarnn son izlerinden de temizlenmiti. Kanl yerlerin zerine tala
dklm ve gnlsz temizlik ekibi evlerine dnmt. Ama Matthew hl verandasnda oturuyordu,
gsnde yldz, kucanda son mermisi bulunan tfei.
261
Gz ucuyla yaklatn grmesine ramen Ruth Lillian'a dnmedi. Kz, "Seni yemee bekliyoruz," dedi.
"ok naziksiniz, bayan. Ama ben hi a deilim. Zaten..." imi bileini ve sosis gibi olmu parmaklarn
uzatt. "atal kullanabileceimden de emin deilim."
Ruth Lillian uzanp elinin scak, gergin derisine dokundu.
Matthew, "Bir eyim yok," dedi.
Ama Ruth Lillian ieriye girdi ve Matthew'un ta Nebraska'rdan getirdii dklm emaye tastaki suya bez
batrd. Bileini sard zaman Matthew itiraz etmedi. "te, ilerin azalmasna yardm eder."
"imdiden daha iyi hissediyorum. Teekkr ederim."
"stersen burada yemen iin bir kse gve getirebilirim."
"Hayr, teekkr ederim, bayan. Byle iyiyim."
"Evet, ama..." Ruth Lillian ne diyeceini bilemedi. Bu "bayan" endie vericiydi. "Babam yaralanmad.
Yalnzca berbat bir baars."
"Bunu duyduuma sevindim."
"Umarm akam yemeine gelirsin." Glmsedi. "Bulaklara yardm etmen gerekmez. Bu bilekle olmaz.
Oturup babamla konuabilirsin."
Matthew gzlerini krptrarak ona dnd. "zr dilerim... ne demitiniz?"
"Akam yemeine gelip gelmeyeceini sordum."
Matthew kza akn akn baknca kz, "ey, ben... dnmem gerek. Yemek souyacak."
Matthew yavaa ban sallad.
Ruth Lillian bir ey sylemesi gerektiini hissetti, ama syleyecek bir ey bulamadndan eve gitti.
Matthew o akam yemee gitmedi, ertesi sabah kzlara kahvalt hazrlamak iin Gezginler Oteli'nde de
grnmedi. Kasabann kk iler yapan adaml sona ermiti. leden sonra Kane Ticaret'e yldz takm
ve tfeini omzuna atm olarak geldi. Yeni yumuak sesiyle Bay Kane'e un, kuru fasulye, beykn, msr
urubu, konserve domates ve konserve eftali siparii verdi. Bilekleri hl i olduundan mallar bez
torbaya Bay Kane koydu. Ruth Lillian selam vermek iin aaya indii zaman, Matthew o kk olaydan
sonra kendini
262

iyi hissediyorsunuzdur umarm, dedi. Sonra artk yemek saatlerinde onlar rahatsz etmeyeceini syledi.
Kendi yemeini hazrlayacakt, zaten onlar iin fark etmezdi. Ruth Lillian hayr, kendisi iin fark edeceini
sylyordu ki... Matthew apkasnn kenarna dokunarak dkkndan kt.
Bundan sonra madenciler Cumartesi gn haftalk elenceleri iin gelene kadar Matthew zamannn byk
ksmn verandasnda oturarak geirdi, iskemlesi duvara kayklm, gzleri olup bitende. Yirminci Mil'in erifi.
Hayli saygn bir adam.
Artk Ringo Kid kitaplar okumuyordu.
Kasaba yava yava normal yaamna ve kayglarna dnd. Profesr Murphy kaybettii kvetin yerine
koymak iin depodan bir kpek kulbesi kard ve madenciler iin temizlemesi iin Oskar Bjorkvist'e para
verdi. Olan zaman zaman iten ban kaldryor, sokan karsnda yar kapal gzlerinin arasndan
seyreden Matthew'a dik dik bakyordu.
Frenchy Gezginler Oteli'nde Bay Delanny'nin otoritesini stlendi. Hatta onun masasna oturarak zaman
zaman kt oynad. Jeff Cal-der'la adamn kulaklarnda yanklanan o k yalayc tavryla ilgili sulamalarn
getii sert bir tartmadan sonra Frenchy sava kahramanna barmenlie ek olarak btn temizlik, sprme,
araf deitirme ve amar iini stlenmesini ya da cehennem olup Kader'e gitmesini syledi. Ayrca her
sabah kahvalty da hazrlamak zorundayd, ki Dayton Imperial'da fkeli tacizler ve (ve French/nin
duyamayacandan emin olduu zamanlar) bir kuru deer verilmeyecek kibirli zenciler hakknda
homurdanarak hazrlad da. Biskvi piirme abalan o kadar byk bir felaketle sonuland ki, Frenchy ona
zahmet etmemesini, fasulya, beykn ve kahveyle idare edeceklerini syledi bu bulak suyuna kahve
diyebiliyorsa tabii!
Frenchy o bulak suyunu ierken Kersti'ye nasl hzl alaca, temizlenecei ve erkekleri idare edecei
konusunda net, sssz ps-sz teknik tler verdi. Bunun bir i olduunu aklad. "Ancak byle
dnebilirsin, tatlm. Bir i ite. Baa kamayacan bir ey olursa, odandan k ve bana gel. Ben ilgilenirim.
Korkutucu grndn biliyorum. Baladmda bana da yle gelmiti, stelik senden ok daha gentim.
Merak etme, baaracaksn. Yo, yo, nemli
263
deil. stiyorsan ala. Bu hakka sahipsin." Ama Kersti burnunu ekip ban iki yana sallad. Frenchy ona
uygun olacak gzel giysilerinden alabileceini, gardroba gidip en gzel elbiseyi semesini syledi.
O leden sonra Frenchy Jeff Calder'n bodrumdaki kilerden tad viski ielerini dizmesine nezaret
ediyordu. ift kanatl kapnn gcrdayarak almasyla ban evirdi. Matthew kapda duruyordu, kolunda
tfei vard. Frenchy ona bir kan kstaha kaldrarak bakt, otomatik olarak yaral yzn ona doru
evirdi. Matthew ielere kalarn atarak baktktan sonra yalnzca bir mermisinin kaldn hatrlayarak
omuzlarn silkip kt.
Atrofi ve yemek yememe yznden zayf den BJ'nin yataktan kma gcn bulmas gn ald. Avluya
giderek maden irketinin standart ahap mezartalarmdan birine beceriksizce harf kazmaya balad. Zaman
zaman serin, kar kokan havaya bakyordu. K ok gemeden bastracakt. lk iki ta ziyan etti, nk mezar
yazs yazmak Coots'un iiydi. Zaten BJ aletler konusunda beceriksizdi. Coots bu konuda onu ineleyip
dururdu. En sonunda kelimeler bir ocuk karalam gibi ortaya kt.
AARON COOTS
4 EKM 1898'DE LD
KISA YOLCULUKTA SEVGL BR ARKADA
Coots'un bu duygusalla homurdanacan bilerek son satra gzlerini ksarak eletirir gibi bakt. Srf "Aaron
Coots" yazan baka bir ta yapmay dnd, ama sonunda cenaze trenlerinin llerle hibir ilgisi
olmadn kendine hatrlatarak sevgi ilanna hakllk getirdi. Bu trenler yaayanlar iin bir teselliydi. Ya
mesaj duygusal olursa...? ey, kendisi duygusal bir insand ve Aaron Coots'u sevdiini herkese sylemek
istiyordu.
Quis desiderio sit pudor aut modus tam cari captis?
Matthew'un bileindeki ilik Cumartesi akam neredeyse inmiti. Cumartesi gn gm treni geldi, souk
kuru havada den kar taneciklerini toplayan far yanyordu. Dd tt, barp ararak inen
madencilerin pantolonlar buharla kapland. Madenciler son ziyaretlerinden bu yana Yirminci Mil'de olan biten
hakknda hibir ey bilmiyordu elbette.
Matthew verandasnda oturdu, iskemlesi duvara kayklm, Kane
264
Ticaret'te alveri yapp elenceye balamadan nce pansiyonda karnlarn doyurmak iin nnden geen
madencileri seyrederek. En hzl yemek yiyenler berber dkknna ve Gezginler Oteli'ne doru yneldiinde,
Matthew onlar sokan ortasnda karlad.
"Bilmeniz gereken eyler var, beyler," dedi. Sesini ykseltmeden konumutu, ama madenciler sesindeki
sakin otoriteye sabrsz bir dikkatle karlk verdiler kolundaki o kocaman klstr tfei hi anmayalm! Vay
canna! Matthew artk Yirminci Mil'de iki iilmeyeceim aklad. Glp elenebilirlerdi isterlerse. Kzlar
istedii srece oteldeki kzlara da gidebilirlerdi. "Ama Yirminci Mil'de artk iki iilmeyecek, nk viski bu
dnyaya byk aclar getirir. Ve benim iim de insanlar korumak."

ndeki bir adam homurdanarak eer bir ocuk


Matthew, "Kapa azn!" diye atld. Sonra normal ses tonuna dnd. "Bazlarnz bunu uygun bulmad iin
zgnm, ama bundan byle bu ekilde olacak ve bana diklenmesiniz iyi olur."
Homurdanan adam kalabalkta gzden kayboldu, nk Matt-hew'la kaak arasndaki hesaplama
yemekte balca konuma konusu olmutu ve ve kocaman memeleri olan sarn garsona ne olduu
merak.
Ama madenciler haftalk viski ve elenceleri iin pansiyondan ktka kalabalk da byd ve kzgnlk artt.
Profesr Murphy serin akam havasna buharlar saan kazannn yanndan kalkp geldi. Neler oluyor diye
sordu. Kimse banyo yapp tra olmak istemiyor muydu? Bayan Bjorkvist olu ve kocasyla geldi; iki adam
suratlarnn tokuturulmasmdan kaynaklanan rk ve izleri hl yzlerinde tayordu. Bayan Bjorkvist
madencilere hitap ederek Matthew'un insanlara patronluk etmeye hi hakk olmadn syledi. Yzn
Matthew'a yaklatrarak kenara ekilerek iini mahvetmesine izin vermeyeceini syledi, nk madenciler
gelmekten vazgeerse Yirminci Mil'e ne olurdu, bunu renmek istiyordu!
Matthew'un kafas karmt. Koruduu insanlard bunlar!
Jeff Calder kalabaln iinden, "Kim olduunu sanyor ki?" diye sordu. "Kimse onu erif falan semi deil!"
Ama... bu insanlar kendisine sayg duyuyordu. Onlar kurtarmak iin o kanun kaaklaryla savamt.
265
Profesr Murphy madencilere tepeden trnaa kadar silahl olduklarn hatrlatt! "Bu ocuk, san hayvan bile
durduramayan kibirli bir olan yalnzca!"
Patlayan kahkahalar Matthew'un kulaklarn aalanmayla yakt.
Oskar Bjorkvist Matthew'a yanan kesen bir ta atmak iin bu frsattan yararland.
Madenciler ne doru bastrd.
Matthew horozu kaldrarak en yakmdakinin arkasndakilerin gsne dayanmasna neden olurken
dudaklarn ksmt.
Doc dirsek ata ata kendine yol at. "Haydi, Ringo. Hi ge" Ama Matthew adamlarn istedii kadar yaygara
koparabileceklerini ama asla iki olmayacan tekrarlad. Doc, "ki yok mu?" diye sordu. "aka ediyorsun!
Cmbe dalmadan nce birka tane atmak niyetindeyim. Bu bir erkein hakkdr, Ringo, o cehennem
deliinde koca bir hafta geirdikten sonra!"
Ringo, Anthony Bradford Chumms'm szleriyle, "Beni ineyip gemeye alrsan, Doc," dedi, "tarih
olursun."
Kalabaln epeyce gerisinde kalan Sven Bjorkvist, adamlara buna katlanmak zorunda olmadklarn syledi!
"Bu ocuk akl banda deil! Siz erkek misiniz deil misiniz? Silahnz var!"
Doc zoraki bir kahkaha att. "Haydi, kendine gel, Ringo! aka iyi, ama burada iler baya kzyor." Matthew
cevap vermeyince Doc yersiz kahkahasn kesti. "imdi dinle beni, evlat. Otele gidiyorum, ne yapmak
istiyorsan onu yapabilirsin." Matthew'un yanndan gemeye balad, ama Matthew namluyu karnna dayad.
"Sakn yapma, Doc." Ringo Kid'in yumuak sesinin yerini ocuksu bir gerginlik almt.
Doc akamst nda Matthew'un gzlerini okumaya alarak gzlerini kst.
"Sakn yapma, Doc," diye tekrarlad Matthew. Sonra "Ltfen yapma," diye fsldad.
"Matthew?" Ruth Lillian kalabaln arasndan santim santim ilerliyordu. "Matthew?"
Matthew enesini skp ban iki yana sallad.
Doc yutkundu.
266
BJ Stone kalabaln kenarnda durmutu. Bir ey yapmas gerektiini biliyor, ama bulamyordu.
Ruth Lillian Matthew'un yanna geldi. "O silah bana ver, Matthew."
"Yolumdan ekilseniz iyi olur, bayan."
"Hayr, ekilmeyeceim! imdi o silah bana ver."
Matthew ban iki yana sallad, gz pnarlarnda ya vard.
"Al, Matthew, mendilimi kullan. Yanan kanyor."
Matthew kzn eline vurdu. "Benden uzak dur, allann belas! Benden uzak dur!" Gzleri acyarak kza bakt.
"Beni rahat brak! Beni... ltfen... ltfen... ltfen...V inin derinliklerinden uzun bir inilti kt, silah indirdi. BJ
ne karak silah elinden alrken madenciler dalga dalga geerek scak banyolara, lk tralara ve mthi
cmbe akt! Ohoho! Bakn, kzlar, ben geliyorum! Geri geri manevra yapan trenin srarl ddne
ardlar. Ne cehenneme...? Ama iyice hak ettikleri birka saatlik elenceyi hibir eyin engellemesine izin
vermeyeceklerdi. "Bu olan tam bir kak! htiyar Katr' hatrlyor musun? ekip gitmeden nce pis ileri
yapan herifi? Bu ocuk ayn ihtiyar Katr!"
Matthew, Ruth Lillian ile BJ arasnda uurumun kenarnda duruyordu. Karanlk ovalarn tesinde, gnein
son nlarnn vurduu dalar belli belirsiz grnyordu. Bir yorgunluk homurtusuyla BJ silah bolua frlatt.
Matthew ban edi ve bundan sonra sonsuza kadar kald teki yerin sanrl sakinliine iyice gmld.
Elini tutan Ruth Lillian onu glen oynaan madencilerin arasndan geirip Kane Ticaret'e gtrd. Babas
verandada onlar bekliyordu.
ubat 1998

St Etienne de Ba'igorry
NEW ENGLAND'DA YAARKEN SONBAHAR balangc hep beni dayanlmaz bir gezginlie srklerdi. Bu
mevsimin melankolisinde beni yola kartan, bir hedef olmadan oradan oraya srkleyen bir
267
ekicilik vard ve benim iin "gitme"nin yn hep batyd, tpk "dnme"nin New England'a gelmek olduu gibi.
Belki de bu eve dnme igds, on bir kuak Priten atalarmdan kalan bir eydi, ama daha ok saysz
kuaklar boyunca Irakua atalarmla ilgisi olduundan kukulanyorum.
Bu da, hi deilse ksmen, 1962 Sonbahar'nda Laramie'ye bir saat uzaklkta dolamam aklyor. Akamd
ve batan gnee doru arabayla yol alrken birden eski bir haritada grm olduum ilgin bir yer adn
hatrladm: Medicine Bow Range'in kuzey tarafna den Kader adl bir kasaba.
Kader'e sap ynn gsteren bir iaret yoktu, nk artk ssz bir kasabayd, bu yzden iki yararsz
dnten ve uzun patikalardan sonra Kader'i bulduumda hava neredeyse kararmt: iki ev (biri satlk) bir
benzin istasyonu ve maaza; hibiri uzun zamandr boya yz grmemi.
Maazay altran yal adam yzyln banda Kader'in canl bir kk ehir olduunu ve dalardaki
madenle evredeki yerlere hizmet verdiini anlatt. Ama Srpriz Maden Damar'nda gm bittii zaman
Kader'le Union Pacific demiryolunu balayan hat paslanmaya terk edilmiti ve yre sakinleri, hemen, son
sorunun cevabn renmeyi beklemekten baka ii olmayan bir avu yalya inmiti. 1962'de evlerin ou
yklmt: Bazlar yanm, bazlar yklm, bazlar da frtnada kmt. "Alcysan bir tane satlk var!"
Bana benzin satp satmayacan ve gece kalp kalmayacam sordum. "Elbette... arabanda uyumak
istiyorsan tabii," dedi. "Benimle birlikte kahvalt edebilirsin. afak skyor. Benzine gelince, tank doldural
be-alt yl oldu. Fazla benzin satmyorum, yalnzca Damar'da ya da Yirminci Mil'de hatra eya peinde
koan insanlara."
Benzin pompas, l aletleri yanda olan cam bir silindire benzin veren manivelal bir aletti. "Yemek var m?"
diye sordum. "Elbette. Ama sana bir papele malolur."
Bir saat sonra ya lekeli rts olan bir masada oturmu yumurta, fasulye yiyip allann belas hkmeti szle
dvyorduk, bir de mzik yerine geen bu yeni rock-'n-roll grltsn... aslnda tm irkin, kafa kartrc ya
da tehdit edici biimleriyle "ilerleme"ye kzyorduk. Daha sonra adam bir ie avdar viskisi getirdi.
268
Bay Pedersen, onu en ok ilgilendiren konuda Kader'in eski gnleri ve da yolunun ortasndaki hayalet
Yirminci Mil kasabas konuma frsat arayan yetmi drt yanda bir yalnzd. Kader'de domu, ama ailesi
her ey batnca oray terk etmiti. Cheyenne'e g etmilerdi. Bay Pedersen orada bym, i bulmu ve
evlenmiti. (Hi ocuu olmamt. Nedenini bilmiyorum. Tanr biliyor ya o kadar ok uratk ki!)
Kader onu ylesine ekiyordu ki, karsnn lmnden sonra buraya dnm ve benzin istasyonuyla
maazay devralmt. Ama Interstate 80 yolu alnca trafik oraya kaym, Kader'i ekonomik olarak
bomutu. ok gemeden Bay Pedersen kasabann tek sakini haline gelmiti. Bulduu birka mteri de ya
kaybolmu insanlar ya da dar demiryolunu trmanarak tarihi eyalar arayan tropicilerdi. Bunlardan biri
Yirminci Mil'e kadar zorlu bir trmantan sonra mezarlktan ald birka tahta mezartayla dnd. Adam
gittikten sonra, Bay Pedersen, geriye hl grlecek bir eyler kalmken evreye bir gz atmaya karar verdi.
Yirminci Mil'e giden yokuu trmand (altmn devirmi bir adam iin zor i) ve iki gn boyunca eski erifin
ofisinde kald. Orada kasabann haritasn izerek binalarn ve ilevlerinin adlarn yazd. Mezartalarnda
okunabilir olan her yazy kaydetti. (Bu romanda bunlardan bazlarn yazdm.)
Haritay yapmas iyi oldu, nk birka yl sonra hatra eya avclarndan oluan bir grup Kane Ticaret'in
sobasn yakt. Pasl soba bacas alev alarak atya srad ve rzgr alevleri birbiri ardna kurumu binalara
sratt. Sonunda geriye yalnzca bina kald, bugne kadar ayakta kalan bina.
Bay Pedersen bana ne i yaptm sordu; ona yazar olduumu syledim; o da bunu tahmin ettiini aklad.
Sahici bir ii olan adamlarn babo dolama zgrl yoktur. Ama yazarlk "sahici i" olmasa da, kendisi
de uzun sre bir kitap yazmay dndn itiraf etti: Yirminci Mil'de olanlar ve Kader'in bana gelenlerle
ilgili bir kitap. Yal kurtlara hatrladklar eyleri anlattrmak iin bir dolu avdar viskisi iirdiini ve her eyi
kda dktn anlatt. Ama mafsallarndaki romatizma ve bozulan gzleriyle bu kitaba devam etme
olasl zayft.
Ona kitab seve seve okuyacam syledim.
269
Gr kalarnn altndan yle bir bakt. "Hrszlk yapasm diye mi?"
"Kesinlikle."
Kalarn iyice att... sonra bir kahkaha patlatt. "Belki yarn sana gsteririm. Ama sz vermiyorum. Bakarz."
Konuma kapasitesini doldurmam olduu ve bir sre daha kulaklarm amam istedii akt.
Ertesi sabah kahvaltdan sonra maazann ahap n basamaklarna oturup Bay Pedersen'in notlarn
okudum. Yuvarlak, kargack burgack harflerle yazlmlard ve telaffuz konusunda yaratc bir yaklam
sergiliyorlard. Eski kurtlarn masal tarzn yeniden reterek, radyo ve televizyonun evcilletirme etkisine
kurban dmeden nce westerne benzersiz cazibesini veren ho deyimler ve canl tebihleri yakaladna

memnunum. Bu kitabn deyimler yaratcln aldm, hatta birka western tebihini aldm: rnein k
tekmeleme yarmasnda tek bacakl adam kadar megul olmak gibi.
Notlarn ikinci kez okuduktan sonra Bay Pedersen'e teekkr ettim ve batya yneldim. imdiden Yirminci
Mil Masal adn verdiim hikyeyi geriye atmtm, beklediimden ok daha uzun sre orada kendi kendine
piecekti.
Ama zaman zaman Bay Pedersen'le vakit geirmek iin Wyo-ming'e gittim. avdar raksn iip anlatt
hikyeleri dinledim. Bunlar daha sonra Cheyenne'deki Tarih Dernei arivlerinde yaptm aratrmayla
genilettim. Bir yazarn fantezisini canlandra-bilecek gemiin tm krk paralarn nme dktm: gazete
yazlar, hukuki belgeler, belediye kaytlar, aile anlar, maaza ve bankalarn fatura ve kaytlar, demiryolu
bilet gieleri.
Tie Siding'den kalanlar grmeye de gittim: krmz toprakta ancak yle byle belli olan birka temel ta,
eski ta cezaevinin atsz enkaz, ok eskimi, sk sk yamalanm tahta itle evrili bir mezar. Birka kez
de Yirminci Mil'e giden dik yokuu trmanp uurumun kenarnda oturdum ve dram paralarnn hayal
gcmde oynamasna izin vererek batdaki tepelere baktm.
Son ziyaretimde Bay Pedersen'in ne kadar ufaldn grnce zldm. Ama zaten neredeyse doksan
yanda olmutu. Kahvalty bitirdikten sonra paket kdna sanl elyazmasn bana verdi.
270
"te, yanma al."
"Emin misin?"
"Eminim."
O k ld.
Zaman geti; baka iler aklm ve zihnimi megul etti; ta ki ksa sre nce Yirminci Mil'deki olaylarn
yldnmnn yaklat kafama dank edene kadar. Bu yzden western trnde kendi kitabm yazma
zamannn geldiine karar verdim. Geleneksel karakterlerine yeni bir zellik verecektim: "olan", tberklozlu
kumarbaz, gsteri dnyasndan emekli olmu kadnlar, filozofvari dkkn sahibi, snr blgesi vaizi, "yabani
gl" benzeri kadn kahraman, gcenik yabanc, kutsal bir veba gibi kasabann zerine ken kanun kaa.
Yan karakterlerimi yaratmak ve okurlarmla anlat/mesaj oyunlar oynamak iin yararl olacak western
basitletirmeleri bulurken, bu trn hemen kendini kaptrma talebine ierledim, nk u tr sorulara cevap
vermem gerekiyordu: Ruth Lillian, Matthew'u elence peinde koan madencilerin arasndan geirip eve
gtrrken neden tren geri geri Yirminci Mil'e dnd? Ve neden Yirminci Mil olaylardan sonraki iki gn iinde
bir hayalet kasaba haline geldi? Ruth Lillian, BJ Stone, Kersti, Frenchy, Bay Kane, Peder Hibbard ve geri
kalanlara ne oldu?
Tren olayn ele alalm. Trenin kasabaya geri dnerken ald ac dd, scak banyo, iki ve cmb
peinde sokaa dklen madencilerin duymazdan geldiini hatrlayacaksnz. Tren Yirminci Mil'den mil
kadar uzaklamt ki, srcnn gzleri birden fal-ta gibi ald. Fren kolunu ekti ve kvlcmlar karan bir
sertlikle tekerlekleri kilitledii anda frtna srasnda koyaa den dev bir kaya parasnn yaratt bir
uurumun kenarnda en son vagon salland. (Hatrlarsanz, frtnada dalardan gelen o tuhaf yarlma sesi
Matthew'un babasnn ansszln anlatmasn engel olmu ve Gezginler Oteli'nin mutfak penceresinin
altndaki duvara yaslanan Coots'un boyun kaslarn iirmiti.) Trenin far yirmi metre kadar tede krlm
raylann bolukta sallandn yakalad, tahta balantlar artk raylar tutmuyordu. Srcnn titreyen eli
buharl ddkte, olabildiince yavaa geri geri geldi, ama titreim eliklerin tork yaparak uuruma
yuvarlanmasna neden oldu. Tren Yirminci Mil'e
271
doru dnerek yolun kesildiini herkese haber vermek iin keskin ddn ttrd. Yalnzca birka
madenci keyiflerini erteleyip bu yaygarann neden koptuunu aratracak kadar merakland, ama sylenti
abuk yayld ve ok gemeden madenciler de kasaba halk da Gezginler Oteli'nde toplanm ne
yapacaklarn konuuyordu. Bu arada darda yaan kar iri iri tanelere dnmt, o kadar youn
yayordu ki, penceresinden bakan Ruth Lillian cennete ykseldii duygusuna kapld.
Madencilerin dnyayla balantlarnn kesildii haberine ilk tepkileri, zoraki tatil dncesiyle mthi bir nee
oldu, ama Srpriz Maden Damar kapanmak zorunda kalrsa krlarndan olacaklarndan korkan kasaba
halkndan kaygl homurtular ykseldi. Toplant kahkahalar, yuhlar ve slklarla tam bir karmaa olmaya
balad, ama Doc oybirliiyle madencilerin , BJ Stone da homurdanarak kasaba halknn temsilcisi
seildikten sonra kargaa yerini daha ciddi bir tartmaya brakt. Geriye kalanlar elencelerine geri dndler.
BJ ve Doc trenin Damar'a giderek bakm ekibini almas gerektiine karar verdiler, tren dnte yiyecek de
getirecekti. Doc en sk madencilerden bir grubun tren yolunun kesilmesinden sonra alan dik, tehlikeli
patikadan Kader'e gitmeye alrken herkesin Yirminci Mil'de kalmasn nerdi. Ama BJ bunu mantkl
bulmad. Kader'deki insanlar tren gelmeyince ters bir eylerin olduunu zaten anlamlard, ama ne
yapabilirlerdi ki? Ana hatla dadaki hat arasndaki ray genilii fark baka bir lokomotifin imdatlarna
yetimesine engeldi. Zaten kayann neden olduu boluu nasl geecekti ki? Yo, her an karla dolan eski
patikadan herkesin, madencilerin de kasaba halknn da gitmesi gerekiyordu, bu ak bir gerekti. Doc BJ'ye
bu yolculuun ne kadar sreceini sorunca BJ omuz silkti. Patika yllardr bu kadar erozyon yaamam olsa

ve kar bu kadar kaim olmasa, en gl madenciler... ah, belki bir buuk gnde alrd. Akam basnca akta
gecelemek zorunda kalacaklard, nk karanlkta yol almaya almak intihar etmek gibi bir eydi. Doc,
"Peki fazla kuvvetli olmayanlara ne olacak?" diye sordu. "Ya kadnlar ve..."
BJ, Doc'u utantan kurtararak, "Eski kurtlar m?" diye sordu. "ey, kadnlar herhalde erkeklerin oundan
daha skdr. Biz eski kurtlar da elimizden geleni yapmak zorundayz."
272
Ertesi gn, yani Pazar gn gidii organize etmekle geirmeye, Pazartesi gn ilk kla yola kmaya karar
verdiler. En gl erkekler nden giderek karn iinde bir patika aacaklard.
Baz madenciler eyalarn almak iin Srpriz Maden Damar'na dnmeyi tercih etti, ama birou kasabada
cmbe devam ederek eyalarn arkadalarna emanet etti.
Damar'da yararl olan (ve birou da olmayan) her ey gondol-lara konuldu ya da kzaklara yklendi. Hepsi
Bostonlu maden sahipleri tren raylarn onarr onarmaz geri dneceklerine inanan btn igc oradan
ayrld. Asln ararsanz, hatra eya avclarnn ald birka para ey dnda btn alet ve makineler bugne
kadar orada kald. Su tehlikeli, ufalanan maden aftlarnda hl grece zengin gm var ve yllar boyu bu
madeni karmak iin dzinelerce giriim teklif edildi, ama kimse deerinden daha fazla harcama yapmadan
gm oradan almann bir yolunu bulamad.
Bu kadar ok a madencinin orada toplanmas Bjorkvistler'in pansiyonu iin tam bir nimetti. ki kiiyi bir
yataa yatrdlar. Yemekler genellikle "biftek", biskvi (un bitene kadar) ve konverse eftaliden (o da bitene
kadar) ibaretti. Yemek yiyip uyuyabilecekleri baka bir yer olmadndan Bayan Bjorkvist madencilerden
yatan yarsna dolar, her yemek iin de art bir dolar ald.
artcdr sava ve felaket zamanlarnda artan doum oranlarnn gsterdii gibi lm korkusunun
afrodizyak etkisini dnrsek belki o kadar da artc deildir Frenchy'nin kzlar ilk gece ve btn Pazar
gn sabahtan almaya balayp mthi i kardlar. Mteriler Queeny, Chinky ve Goldy arasnda seim
yaptlar. Sonuncusu en popleriydi. Belki de bunun nedeni yeni olmasdr.
Kane Ticaret'in btn battaniyeleri, kaim giysileri, konverse gdalar ve zorlu yolculukta kullanlabilecek her
eyi hemen satmas daha az artcyd." Gndz ve gece boyunca istekli, bazen buyur-gan mterilerin
basks nedeniyle Matthew tezghn arkasna geerek mal verdi, para st verdi, paketleri yapt. Bu arada
hep glm-syordu, gzleri yumuak ve uzakt.
Kar arasndan zorlu yry srasnda yalnzca bir madencinin kaybolmas dikkate deer. Destiny
Sentinel'deki habere gre gen bir madenci arkadalarndan epeyce ileriye gitti. Ama Kader'e hi gelmedi ve
bir daha ondan haber alnamad.
273
Bay Kane'in ihtiyalar iin nakit paras olmayanlar kredi amas tipik bir karakter zelliiydi, Kader'deki
tasarruflarn aldklar zaman madencilerin Ruth Lillian'a borlarn demesi de imdi yok olmu olan Yanki
ahlknn tipik bir rneiydi.
Doc, Coots'un dinlenme ve bakm iin getirdii iki eei vurmak gibi zor grevi stlendi ve Pazartesi gn
leyin son madenci de eek ayrndan gemi ve dik patikada grnmez olmutu. Den kar sabrla
onlarn ayak izlerini dolduruyordu. Kzlar, Frenchy'nin gzetimi altnda yola kan ilk kasabal grubu oldu.
Battaniyeler, altlarna k giysilerini giydikleri derme atma pelerin ve kukuletalardan (nk Frenchy onlarn
yiyecekten baka bir ey tamasna izin vermemiti) oluan malzemeleriyle eek ayrndan getiler.
Lieder'n btn ayakkablar Murphy'nin kazannda yakm olmas aslnda iyi olmutu, nk Quenny'nin bir
madenciden dn ald kaba (ve hi de byk deil) botlar patikada k ayakkablarndan daha ok ie
yarad. Frenchy BJ'nin ona verdii izmeleri giymiti, ayaklar madenci izmesinde kaybolacak olan
Chinky'de ise Ruth Lillian'n bir ift kaln ayakkabs vard.
Bjorkvistler, Jeff Calder ve Profesr Murphy'den oluan grup yola kmaya ancak leden sonra hazr oldu.
Bir gece nce pansiyonun mutfanda toplanmlar, burada Murphy trenin Kader'e gtreme-dii gm
cevherinin tayabildikleri kadarn yanlarna almay nerdi. Bu ezilmi cevherin neredeyse yzde yirmisi
gmt. Cevherin iki sucuk kilosu kilosu yarm kilo gm ediyordu! leme masraflarn kardktan sonra
bunun belki yars ederdi. Yani her be kilo cevhere karlk yarm kilo gm kard! Bulduklar her torbay
bir kenara topladlar ve madenciler gidene kadar bekledikten sonra avu dolusu cevheri torbalara
doldurdular. Fazla giysilerle cevher arasnda, yiyecekle cevher arasnda zorlu bir seim yapmak gerekiyordu.
Sonunda iki gnlk yolculuk iin gereken en az miktar aldlar.
Drt erkek ve kadn eek ayrndan geerken karla ykl gkyz uursuz bir ekilde kararyordu. Grubun
ayaklar karlarn arasnda zorlukla yryor, bedenleri cevherin arlyla iki bklm oluyordu.
274
Agzllkleri ktlk, kuraklk, katastrofa dayanmalarn salamak iindi Coots olsa diyecei gibi k'ler. kinci
gnn ortasnda Jeff Calder tahta baca yznden arkada kald ve brlerinin kendisini beklemek iin
yavalayarak hayatlarn ve gm tehlikeye atmaya hi niyetleri olmadn anlaynca da yama torbalarn
bir kenara brakt. Onlara yetitiinde Bayan Bjorkvist madeni braktna inanamad! Msriflik gnahtr!
Kocasyla olunu torbalar almaya gnderdi. Kendisiyle Profesr Murphy snmak iin bzerek onlar
beklerken, Jeff Calder yola yksz devam etti. Tek baca olmasna karn aralarnda Kader'e ilk gelen kii

olmas byle oldu. Orada Gnlk Kader gazetesinin gen muhabirine, biraz sonra greceimiz gibi deme
verdi.
brleri tkezleyerek, bacaklar ykn altnda bklerek, sk sk soluk solua dizst kerek, enelerinin
altnda karda delikler aarak yola devam etti. Sonunda madenle hayatlar arasnda seim yapmak zorunda
kaldlar. fke ve znt gzyalar arasnda Bayan Bjorkvist yumruunu havaya kaldrp bu kadar ac
ektikten sonra hakl dln elinden alan zalim Tanr'ya svp sayd! Tamam! Tamam, madeni ardnda
brakacakt! Ama uurumdan aaya atlmasnda srar etti! Kendileri almayacaksa, kimse almand! Drt kii
sonunda zorlukla Kader'e vardklarnda, yle kt bir durumdaydlar ki, acmaszca ar para alan bir
pansiyonda bir haftadan fazla yataktan kamadlar. Bayan Bjorkvist'in bir daha eskisi gibi olmad ve onunla
ilgilenmek zorunda olanlar iin bunun ancak bir ltuf olduu syleniyor.
BJ be kiilik grubun eek ayrndan gemesini seyretti, her biri boynunun arkasndan balanm iki uvaln
altnda iki bklm olmutu. BJ ban iki yana sallayarak birka para eyasn toplad yalnzca birka giysi
ve deerli Lucilius'u sonra yolculuk hazrlklarna yardm etmek iin Kane'lere gitti. Ertesi sabahtan nce
yola kmadlar.
Kane Ticaret'in paniklemi mterilerin hcumuna urad gndz ve gece boyunca Bay Kane, kznn
kendini yormama ricalarn defalarca elinin tersiyle itmiti. "Matthew ve ben her eyi yapabiliriz, baba!" imdi
Yirminci Mil'de kalm son insanlar onlard ve Bay Kane BJ'nin ince battaniye rulolarna koymas iin kk
bir hatra
275
kutusunu aaya indiriyordu. Yolculukta tek ykleri bu battaniyelerdi. BJ kutuyu almak iin uzand, ama Bay
Kane onun iki elini birden tutarak kutuyu drd. Alt basamaa ker gibi oturarak akn akn bakt.
"Sanyorum... ah, Bay Stone, sanyorum..." Ve ld; iler farkl olsayd arkada olabilecei adamn ellerini
tutarak.
Daha sonra Ruth Lillian hatra kutusunu incelerken ince kzl bebek sa... kendisinin..., dedesinin eski
lkesinden getirdii ince Alman makas ve bykanne ve babasyla kk oullarnn... babasnn sararm
bir fotorafn... Amerikan Kaliteli Yan rnler irketi (Uygun Fiyata Gvenilir Hizmet) yazan bir tabelann
nnde gururla durmu... buldu.
Yllardr babasnn lmne kendini hazrlam olsa da, sessiz gzyalarn engellemekte gene de glk
ekiyordu.
Coots'u tadklar el arabasyla Bay Kane'i mezarla getirdiler. Matthew sertleen toprakta ancak kk bir
mezar kazabildi ve BJ'-nin mezarta' yerine yapabildii en iyi ey, zerine szler kaznm bir kartonu it
direine inelemek oldu: "David Kane... iyi bir adam."
Matthew son dakikada erif ofisine giderek eyalarn toplad. Yalnzca Hudson Bay battaniyesi, cildi
paralanm szlk, bir earp ve Ruth Lillian'n madenciler Kane Ticaret'in eyalarn yamalamadan nce bir
kenara ayrd bir ift eldivenle hazinelerinin durduu kanvas torbay ald; torbann iinde esrarengiz biimde
gmlm kk mavi cam ie, ortasna hakiki bir Amerikan bayra dikilmi mermer ve birinin ancak aptal
altn olur dedii (ama kim bilir?) altn renklerle bezenmi kaya vard. br hazinesini, yldz eklinde erif
iaretini her zaman ceketine takard.
itin yannda bir an durup Coots'la Bay Kane'in yan yana yatt yere baktlar kar tanelerinin arasndan.
Sonra eek ayrnda yrmeye baladlar.
BU NOKTADA GNLK KADER gazetesine ve zellikle her ie bakan muhabiri C.R. Harriman'a (bu
harflerin hangi isme denk dt
276
hakknda hibir fikrim yok) kranlarm sunmam gerek. Dneminin zl, uzun szckler kullanmaya merakl
gazetecilik modasyla yazan gen Harriman Yirminci Mil'den gelen gmenleri yazd; yirmi yl sonra biraz
sonra szn etmem gerekecek Kader'deki son gnlerini yazan da o oldu.
Tarih Dernei arivinde Kader gazetesinin sararm, ufalanmaya hazr sayfalarn evirirken, Coots'un
aslmasndan gn sonra, ilk madencilerin gelmesinden be gn nce sonra Peder Hibbard'n Kader'e
geliini rendim. Sokakta amur iinde, her yan yara bereli, iyice tkenmi halde dolarken bulundu.
Kader, Tie Siding'de emekli retmeni ldrdkten ve ziyarete gelen zavall kadna korkun eyler yaptktan
sonra gzden kaybolan kak cezaevi kana neler olduunu C.R. Harriman'n Hibbard'la yapt
rportajdan rendi. Hibbard adamlarn Yirminci Mil'de estirdii terr aklad ve otel sahibi Bay Delanny'nin
lmyle Coots adl bir melezin aslmasn anlatt. Peder idam nlemek iin gcnn yettii her eyi
yaptktan, ama heyhat baaramadktan sonra, Kader'i Yirminci Mil'deki korkun olaylardan haberdar
etmek iin tehlikeli yolculua atlmaya gnll olmutu. Muhabir Peder Hibbard' cesareti nedeniyle tebrik etti
ve belediye bakannn toplumun krann maddi bir ekilde gstermek isteyebileceini ne srd, ama
ertesi sabah Hibbard hibir yerde bulunamad. Sabah Kader Bankas'ndan tasarruflarn ekmi ve batya
giden trene binmiti.
Gnlk Kader gazetesinin Hibbard'n geliiyle ilgili yazsn okurken birden aklma bir soru takld: Neden
Hibbard'n Kader'e gelii gn srmt? Ylan gibi kvrlan demiryolu hattndan otuz mili yoku aa

inmek ok dikkatli gidildiinde bile bir tam gnden fazla srmemeliydi. Kald ki henz kar yamaya
balamamt; ve iki ay nce Matthew yolu yoku yukar on iki saatten biraz daha uzun srede almt.
Sonra Hibbard'n demiryolundan gitmi olamayacan kavradm. Frtnann hzlandrd kayann kay hatt
oktan kesmiti. Bundan sonras yle olmu olmal: deposundan birka deerli eyasn kaptktan sonra
Hibbard frtnada demiryolunda yola kmaya balamtr, ama hattn kesildii yere gelince Yirminci Mil'e
dnmek zorunda kalmtr; herhalde kasabann kenarndan gizlice szlp
277
eek ayrn geip dik eski patikadan Kader'e gitmek amacyla: daha sonra madencilerin ve kasaba halknn
kulland patikay. Hesaplamalarm kabaca doruysa BJ, Matthew ve Frenchy Coots'u 'gmerken bir
yerlerde (belki terk edilmi bir binada) saklanmtr.
Peder Hibbard'n gizlendii yerden Coots'un gmlmesini seyrettiini dnmek canm skyor.
Gm madeni tayanlarn yolculuk ayrntlarn C.R. Harri-man'n "gvenilir eski asker"le yapt rportajdan
rendim. "Asker lkesine hizmet ederken bir bacan kaybetmi olmasna ramen br drt kiiye
klavuzluk ederek Kader'e kadar tehlikeli yolculukta en nde gitti." Ama birok zel ayrnt belirsizdi, nk
(Harri-man'n ima ettii gibi) "renkli yal askerin yolculuunun yaratt yorgunluk, blge yetkililerinin
tebriklerini kabul etmesini engellemedi."
"Yirminci Mil'de Dramatik Olay" balkl yazda, adn Baavu Jefferson M. Calder olarak veren bu asker,
Matthew ile eyalet cezaevinden kaan kak arasndaki hesaplamay anlatt. Delikanlnn ihtiyar askerden
renmi olduu taktikleri kullanarak adamlarla kar karya geliini aklad. Ama bu hesaplamann
yaratt gerginlik, "... olana ok eye mal oldu. Bir tr ocuklat. nanr msnz, kendini kasabann erifi
sanmaya bile balad!"
C.R. Harriman'a borcum Kader gazetesinin rportajlaryla bitmiyor. Birka yl nce bir meslektam beni
ilgilendirebileceini dnd bir kitap gnderdi. Paketi atm zaman, kapaktaki C.R. Harriman ad hemen
merakm uyandrd. Wyoming'deki yllarn anlatan, kendisinin bastrd kitap balktaki konuyu ele alyordu:
Kader'in Sonu. Kitabn numaralanm yz kopyas 1928'de baslmt ve u anda masamn zerinde duran
132 nolu kitap varln koruyan tek kopyayd, geri bir okurdan farkl bir haber alrsam memnun olurum.
Kader'in douu ve geliimi zerine canl bir anlatmdan sonra, Harriman'n kitab, Yirminci Mil'den karla kapl
patika boyunca gelen donmu, tkenmi madencilerin geliiyle Kader'in kmesine neden olan ekonomik
panik arasndaki alt hafta zerinde younlar.
Madenciler dinlenir dinlenmez sokaklara frlayarak mthi bir
278
tatil ortam yarattlar. Madinin kasaba temsilcisinden maalarn ektikten sonra kendilerini elenceye
verdiler. Tatillerinin ksa olacandan ve Bostonlu maden sahipleri demiryolu hattn onarr onarmaz madende
klelie tekrar dneceklerinden emindiler.
Bozulan hatla ilgili bilgi gerekten de Boston'a telgrafla iletildi ve irket hatt tamir etmek iin gereken hatr
saylr yatrm madenden bekledikleri gelirle karlatrrken gnlerce suskun kald. Sonra irket ofisine
talimatlar geldi: Daha fazla sorumluluktan kanmak amacyla Srpriz Maden Damar'n ana irketten
ayrdktan sonra Bostonlu maden sahipleri madenin iflasn ilan ettiler, bylece madencileri isiz, Kader'in bir
dzine kadar kk hizmet sahibini denmemi hesaplarla braktlar. Kasaba haberle afallad, nk bu
hukuka uygun "blm 11" iflas dolandrclndan nceydi. O dnemde borcunu dememek onursuz bir ey
olarak grlrd ve iflasa srklenen insanlarn intihar etmeleri beklenirdi ve ounlukla ederlerdi. fkeli
kasaba halkn Bostonlu maden sahiplerinin sorumluluklarna sadk olduklar konusunda ikna eden irket
temsilcisi sessizce bro kapsn kilitledi ve katran ve tye bulanma gibi ho olmayan bir durumdan kanmak
iin gece 2'de kalkan dou trenine bindi.
Madenciler ve kasaba halknn Yirminci Mil'den gelmesinin zerinden geen birka hafta iinde Kader
Bankas iflas etti ve tccarlarn ou ilerini glerini satp doktor, vaiz, avukat ve kasabann genel kzlaryla
birlikte oradan ayrld; iyiletirilemezsen, kur-tarlamadm, mahkemeye verilemediin ya da muamele
gremediin bir kasaba nasl bir yerdir allah akna? Fazla zaman gemeden cenaze levazmats da gitti ve
son bar kapsn mhrledi. Hey! Sarho olamazsan ve gmlemezsen...!
Ama Frenchy ve kzlar patikadan kasabaya madencilerin tatil cokularn yanklayarak geldiinde bu k
hi akla gelmiyordu. Kzlar Kader Regal Oteli'nin teneke kvetlerinde yolculuun yorgunluunu atarken
Frenchy de en byk salonla anlamalar yapt. C.R. Harriman iki gn iinde "gece bayanlarnn madencilere
de kasaballara da hoa vakit geirttiklerini anlatr. Harriman'n zaman zaman arapsa gibi olsa da
tumturakl snr gazeteciliinden bir rnek vermek iin bu olay anlatndan alnt yapacam. "Odalk
279
lsn, kesinlikle Nubian zellikleri olan giriimci bir 'Frenchy' ynetiyordu." Bu 'Frenchy' kendisini sata
daha dorusu kirala karmyordu ve krk bir ienin sol yananda kullanlmasnn sonucunda biraz
irkiltici grntsn dnrsek, kaba ve her eye hazr madenciler bu tr yzeysel kozmetik nanslar
gzard etse de, ince zevkleri olan kasaba halk arasnda fazla mteri bulma ihtimali de zayft. Ama kz
her zevke hitap edecek eitlilikteydi (mklpesentler hari). Artk genliin utanga kstlamalarn (ya da
orta yallarmkilerini) tamayan, esmer tenli, kan kaynayan, gr sesli 'Queeny' vard; Semavi

mparatorluk'tan ziyarete gelen utanga 'Chinky' vard; son olarak da, en fazla favori olan, ortalamadan daha
da sade yz hatlarna sahip, ama takma adna esin kayna olan gr altn tutamlarla talanm Viking kz
'Goldy' (Altn) vard."
Kitabna koyduu ekte Harriman, onun szckleriyle "Gezginler lkemizde neden armaya devam ettiimiz
artc olan u 'artc' rastlantlardan biri"nde Yirminci Mil kurbanlarndan birinin izine rastladn anlatyor.
Kader'den ayrldktan ve bir San Francisco gnlk gazetesinde i bulduktan birka yl sonra, Oakland'n
ardndaki tepelerde, krfez boyunca gecekondu usul yaplm kylerde yaayan toplumdan dtalanmlar
zerine "renkli bir yaz" hazrlama grevi ald. Orada Peder Hibbard' buldu; Hibbard, kinci Do-u'un Yirminci
Yzyl'n balamasna denk dtne inanan kk bir fanatikler grubunun ruhani lideri olmutu. Bu uursuz
tarih gelip kyamet kopmadan geince Hibbard, John ve Daniel'in metinlerini tekrar inceledi ve hey!
hesaplamalarda yirmi bir yllk bir hara yaptklarn kefetti yedinin kat olarak yirmi bir. Yani kyametin
1921 ylnn yeni yl arifesinde kopaca akt; Hibbard'm mritleri cennete giderken zina yapanlar, Kitab-
Mukaddes'e uymayanlar, et yiyenler, Darwinciler, sapknlar ve dier sprntler ebedi atete lk atp
dneceklerdi. Bu tarihi beklerken Peder mritlerine dua ederek, yoksulluk iinde, hayr yaparak ve liderlerine
itaat ederek yaamalar emrini verdi. Zaman geldiinde, saylan
Okura Bay Harriman'n, siyasal doruluun fade zgrlu'nden daha nemli hale gelmesinden ok
nce yazdn hatrlatmak gerekir.
280
iyice azalm bir avu insan yamurun altnda beyaz gecelikleriyle tepelerde durup 1922'in ilk nn buz gibi
bir souktan (ve blge sahiplerinin alaylarndan) baka bir kyamet getirmediini grdler. Peder Hibbard
geriye on yandaki bir kz mridinden peydahlad bir ocuk brakarak ortadan kaybolmutu bile. Ama
Hibbard Amerika'nn aydnlk kart fundamentalizm eilimi ve kl-tizm bamllnda ilk gnah bezirgan
deildi, ne yazk ki sonuncusu da olmayacakt.
Gnlk Kader gazetesinin Matthew, Ruth Lillian ve BJ Stone hakknda, Yirminci Mil'den son gelenler olarak
sz edilmesinin ve Matthew ile cezaevi kaaklarnn arasndaki atmaya iki kez yle bir deinmenin
tesinde fazla bir ey renemiyoruz. Madenin kapanmas gazetede en fazla yer kapladndan bunun doal
olduunu dnyorum, nk madenin kapanmasnn kasabann refah zerinde ykc bir etkisi olacakt.
Kader Bankas'nm kaytlar Gerald (Doc) Kerry'nin Kader'e gelir gelmez hesabndaki paray ektiini
gsteriyor. Doc, Bostonlu maden sahiplerinin, madene bir ey olursa ek yatrm yapmak istemeyeceini hep
dnmt (biskvi ve eftali yerken o gece Matthew'a anlatt gibi). Bundan Doc'un BJ Stone'a kukularn
anlatt karsamas yaplabilir, nk ertesi gn BJ, Ruth Lillian ve Frenchy'nin kzlar paralarn ektiler, iyiki
de yle yapmlar, nk iki gn sonra hcum nedeniyle banka, kaplarn kapamak zorunda kald ve bir daha
da amad.
Bankann kyle tasarruflar yok olanlar arasnda Profesr Michael Francis Murphy'nin kk bir
hesabnn ve Bayan Sven Bjorkvist'in hatr saylr bir hesabnn olduunu grnce sapkn bir keyif aldm
itiraf etmeliyim.
Ruth Lillian babasnn btn tasarruflarn onun adna yatrm olduunu ve hesabn hayli ykl olduunu
renince arm olmal. Banka ilemlerinden Kader'in mali panii srasnda Ruth Lillian (ya da onun
temsilciliini yapan BJ Stone'un) iki giysi dkkn, bir malzeme dkkn, bir tuhafiyeci ve bir koum
dkknnn hisselerini ok ucuza aldn reniyoruz; demiryolu faturalarna baklrsa bu hisselerin onlarla
birlikte Seattle'a gittiini reniyoruz.
Anlalan Frenchy de duvardaki yazy okumutu, nk iki gn sonra kzlaryla birlikte Seattle'a bilet ald.
Klondike Altn Hcu281
mu'na kaplm bir mteri kitlesinin peinden gidiyorlard. Seattle'-daki aratrmalarmda Frenchy'nin adna
(Marie-Therese Courbin) Skid Road'da bir "otel"de rastladm.
Onlardan hayli holanmaya baladm iin, bu drt kadna mutlu gelecekler dnmek keyif verecekti.
Frenchy'nin New Orleans'a zengin olarak dndn ve gzel, eski bir eve yerleip oradan First American
United Tabernacle of the Glorious Message of the Risen Christ kilisesine cmert yardmlar nedeniyle yerel
sosyeteye girdiini hayalimde canlandrabiliyorum. Cemaatten kimse, k giysiler giyip ve pahal sigaralar
ien yakkl, kasl gen "kuzenler"i hakknda tek bir yorumda bulunmaya bile cesaret edemez. Ya Kersti?
ey, onu mesleki yeteneini kan kaynayan bir gen bularak bir ev dolusu ocuk yetitirirken
dnebiliyorum. Queeny? Queeny'yi, zengin bir maden bulduktan sonra bir tiyatro aan Klondikel bir
madencinin kalbini kazanm olarak dnyorum. Bu tiyatroda nl Yedi Pe-liler dansn yapyor. Zaman
geldiinde de lgnca alk tutan izleyiciler nnde yedinci peeyi karrken ani ve arsz bir kalp kriziyle
lyor. Ya Chinky? Zavall Chinky, doann kurbanlarndan biri olarak, suratsz, kt yrekli yabanclar
tarafndan kullanlp bir kenara atlmaya mahkmdu. Chinky iin dnebileceim en iyi hayat ksa bir hayat
olurdu korkarm.
Ama btn bunlar yalnzca fantezi. Dorusu u ki, Frenchy o otel defterini imzaladktan sonra kendisi ve
kzlar iz brakmadan zamann gelgiti iinde kayboldu. Ama en azndan Frenchy'nin Seattle'da bir yer atn,
orada altn madenlerine hcum edenler yerine gemilerden yeni inen mterileri arladn biliyoruz.

Ruth Lillian'n Seattle'da izini bulmak zor olmad, nk Rut Lillian kk bir finans efsanesi ve kanlmaz
olarak yaynlanmam (daha dorusu bitirilmemi) bir tezin konusu oldu.* Ruth Lillian'n daha sonraki
hayatnn birok ayrntsn bu biyografiye borluyum. Buradan Ruth Lillian, BJ Stone ve Matthew Dubek'in
Seattle'a araba dolusu alet, giysi ve dier ekipmanlarla geldiini reniyoruz. Tam o srada binlerce kii
Alaska altn madenlerinde anslarn denemeye gidiyordu. yle grnyor ki, Ruth Lillian babasnn ihtiyar
R. Lillian Marx: The Woman and Her Times: Michele Goldman-Harris.
282
Yanki satcyla ilgili hikyesinden ok ey renmi. Satc servet kazanmann en iyi yolunun altn aramak
deil, arayan aptallara kazma krek satmak olduunu sylemiti. ki gen insana bakma sorumluluuyla
kendine acma ve zntnn stesinden gelen BJ Stone, Ruth Lillian'n yneticisi oldu. Dkknn zerinde
ssl harflerle Kane Ticaret yazyordu.
NSAN MATTHEWUN EN VERML yllarnda Kane Ticaret'te mutlulukla altn hayal edebilir. Ama daha
sonra, Ruth Lillian'n dkkndan yalnzca yarm blok tede ina ettirdii evde bahvanlk ve dier kk ileri
yapmakla kald.
1917'ye kadar Kane Ticaret'in sipari ve sat kaytlarnda ounlukla BJ Stone'un imzas var (geri tm
hukuki ve banka belgeleri, R. Lillian Kane adn kullanan Ruth Lillian tarafndan imzalanyordu). Sonra birden
her eyin zerinde Ruth Lillian'n imzasn gryoruz, nk BJ, Amerikal askerlerin "sava sona endirmek
iin yaplan sava"ta lmeye gittii yl ld.
Ruth Lillian otuz alt yanda David S. Marx ile evlendi. Kocas postayla sipari ii yapan ("Amerika'da
Amerikallar tarafndan Yaplan Her Mal!") ve Alaska'dan Kuzeybat'ya kadar kalitesiyle nl olan bir adamd.
Bay Marx, "Kane Ticaref'in nostaljik gvenilirlik ve drstlk imajyla giriimcilii birletirerek irketini brakp
Ruth Lillian'n dkknnn adyla i yapmaya balad. Kataloglarnda eski moda harfler kullanarak bu imaj
vurgulad: Bugne kadar okuluslu irketlerin de srdrd bir uygulama, geri hedef kitle iftilerden
ekoloji, Amerikan Gemii, Eski Gzel Gnler ve... bu tr her eyi merak eden gen ehirlilere kaymt.
imdi giysiler artk As-ya'daki imalathanelerde smrlen kadnlar tarafndan yaplyor.
yle grnyor ki Bay Marx Ruth Lillian'n ahlki ykmllklerini kabul etmi, nk Marx-Kane Evi
(randevu arttr) olarak bilinen eve tandklar zaman Matthew'u da yanlarnda gtrdler. Bu ssl ev,
Seattle' mimari plk haline getiren Byk Yan-gm'dan sonra ayakta kalan birka yapdan biridir. Bir komu
Matt283
hew'u "... evdeki her ii yapar. lerini gler yzle, hep yakasna alt keli erif yldzn takarak grr. Queen
Ann Hill evresinde iyi tannr, her sabah uzun yryler yapar orada. Zaman zaman kt yetimi bir ocuk
'mankafa' ya da 'deli deli kulaklar kpeli' diye ark syleyerek peine taklr, ama Bayan Marx'in ksa, frtna
gibi ziyareti buna son vermeye her zaman yeterdi,"* diye anlatt.
Bay Marx, Wall Street k yalnzca irketlerinin krn deil, drt yz alann ilerini de tehdit ettikten bir
yl sonra ar almadan masasnda ld.
1931'de, yani Amerikan i dnyasnn en karanlk dneminde, Ruth Lillian Marx, Kane Ticaret'in bakan
oldu. Gnlk ynetimi ellerine alarak ve daha etkili uygulamalar getirerek, krn zerinde moratoryum ilan
ederek, fiyatlar iyice derken bile irketinin kaliteli mal rnn koruyarak ve en nemlisi igcnn
yaratcln krkleyerek, neri ve dller getirerek, Byk Bunalm'n tehlikeli sularndan tek bir insan bile
iten atmadan ya da sosyal yardmlar kesmeden gemeyi baard.** Bylece, lkenin kinci Dnya
Sava'na girmesi Amerikan i evrelerine durgunluk getirdii zaman, Kane Ticaret'in on bir maazas,
postayla sipari blm ve imalat blm gl bir kalite ve drstlk nnn, sadk bir mteri ve ok sadk
bir igcnn ticari avantajlarndan yararlanyordu.
Bu savan ikinci ylnda, radyoda askerin ardnda brakt kzn elma aacnn altna benden baka kimseyle,
benden baka kimseyle oturmamas iin yalvard ark alarken... Matthew uykusunda
ld.
Sava sona erdi, Ruth Lillian artk kr getiren irketinin aktif liderliinden ekilerek liberal politikada sert ve
korkutucu bir insan ve cmert bir kltr destekisi haline geldi. Sokakta topuz yapt ve antika gm
taraklarla tutturduu gri-kzl salar ve sava sonras
Bu ayrntlar Goldman-Harris'in biyografisinden alnmtr. Bu kitapta yalanm Ruth Lillian ile de rportajlar
vardr. Ruth Lillian'n onaylamad kii ve davranlar kk! olarak anlatma alkanlnda olduunu da
kefettim.
Ruth Lillian'n iilerine ve meslektalarna yaklamyla gnmzn igcn son kurua kadar smrrken
gelecei gvence altna alp sosyal yardmlar vermek gibi iileri onur duygusundan yoksun brakma
uygulamasn karlatrmamak elde deil.
284
"Yeni Grnt"ye taban taban zt olan, modas gemi, el yapm elbiseleriyle tannyordu.
Epeyce ya alm olan Ruth Lillian Marx 1963'te ld. Seattle halk, sahip olduunu sandklar milyonlarca
dolardan geriye bir tek Queen Ann Hill'deki evin kaldn, onun bile minesindeki kllere varncaya kadar
ipotekli olduunu renince ard. Btn paras insanla kar en byk tehlike olarak grd eyle

mcadele eden rgtlere gitmiti: dnya nfus patlamas. (Ruth Lillian'n lmnden sonra dnya nfusunun
iki katndan fazlaya kt ve nmzdeki yirmi yedi yl iinde tekrar iki katna kacan dnmek ok
zc.)
On bir yl nce kendimi Seattle'da buldum. Eski bir arkadamn (bana C.R. Harriman'n kitabn gnderen
kii) cenazesine katlmaya gitmitim. O hafta orada kalarak bu roman iin aratrmalar yaptm. Dier eylerin
yan sra, Ruth Lillian ve Bay Marx'in en eski Seattle mezarlna gml olduunu rendim. imdi buras
yallar ve klarn gezinti yapt bir "yeil alan" olarak kullanlyor. Mezarlk kaytlarn inceleyince BJ
Stone'un adn buldum... ama Matthew Dbek yoktu. Ne kadar hayal krklna uradm sylememe gerek
yok herhalde, nk kendimi mezarnn banda durarak uzun zaman nce Yirminci Mil'de olanlar sessizce
kafamdan geirirken hayal etmitim.
Matthew orada olmad iin mezarla gitmenin bir anlam olmadna karar verdikten sonra, Fransa'ya
giden uamn kalkmasna birka saat kala ani bir itkiyle yerimden kalktm ve bir taksiye binerek mezarla
doru yola ktm. Akam olmak zereydi, umarm kaplar hl aktr diye dnyordum.
Tipik bir Seattle zellii olan dzenli, hafif yamur altnda aalkl ana yoldan yrdm ve biraz sonra
Marxlar'in hi sahip olmad ocuklara ve torunlara yetecek kadar yeri evreleyen dkme demir itiyle MarxKane mezarna geldim. Ruth Lillian'n mezarta kocasmnkinin yanndayd, her ikisi de cilal siyah mermer
zerine k harflerle yaz yazlm talard. Mezarn bir kesinde BJ'nin tan buldum:
BENJAMIN JOSEPH STONE
6 KASIM 1917'DE LD
285
KISA YOLCULUUN SEVGL ARKADAI
Demek Ruth Lillian BJ'nin acyla, beceriksizce Coots'un tahta me-zartama kazd szckleri hatrlamt.
Tipik Ruth Lillian hareketi. Coots'dan yarm kta tede olsa da BJ'nin gene de bir aileye sahip olduunu
bilmek rahatlatc bir duyguydu.
Ama iimdeki duygusal insan rperten bir ey buldum kar kede. Mezarlk kaytlarnda "Matthew Dubek"i
bulmam olmam
ok normaldi!
Ta Rocky Mountain granitindendi. Ruth Lillian'n yazdrd mezar ta yazs gelip geenlerin merakn
kukusuz uyandrm olmal, ama Matthew'u herhalde ok mutlu etmitir:

You might also like