Professional Documents
Culture Documents
BLG FELSEFES
DORUK/ Felsefe
Yeniada Bilgi Felsefesi
Yazar:
Sara elik
Yayma Hazrlayan:
Anl Ceren Altunkanat
ISBN: 978-975-553-626-2
Bask-Cilt:
Sonsuz Matbaa
doruk
e-posta: bilgi@dorukyayinlari.com
www.dorukyayinlari.com
YENAGDA
BLG FELSEFES
SARA ELK
doruk
Sara elik, Ankara doumlu. Orta ve yksek renimini lstanbul'da tamamlad.
1968 ylnda stanbul niversitesi Felsefe Blm'n bitirdikten sonra, bir sre ls
tanbul niversitesi ngiliz Dili ve Edebiyat Blm'ne devam etti. Bu srada Felsefe
Blm'nde doktora renciliine balad; bu programda 1974 ylnda Prof. Dr.
Nermi Uygur'dan "baar belgesi" ald. 70'li ve 80'li yllarda stanbul'daki liselerde
Felsefe Ders Grubu retmenlii yapt. 80'li yllarn sonlarnda doktora almala
rna yeniden balayarak, 1993 te "Gilbert Ryle'n Zihin Kavram" balkl doktora te
zini tamamlad. 1995 ylnda Mersin niversitesi Felsefe Blm'ne Yrd. Do. Dr.
olarak atand. 1998 de doent oldu. 2006 da profesrle ykseltildi. 2012 ylnda
emekliye ayrld. Felsefenin her alannda dersler vermitir, ok sayda akademik et
kinliklere katlm ve ok sayda makale retmitir. Kitap formatl ilk almas G.
Ryle'n The Concept of Mind adl yaptnn Giri, !. Ve il blmlerinin evirisini kap
sayan Zihin Felsefesi (1995) adl yapttr. Sempozym bildirilerinden oluan Felse
fede Deerler Sorunu (2002) balkl yaptn editrln yapmtr. Pragmatizm:
Pratik Bir Felsefe-Seme Yazlar adl ikinci eviri yapt 2008 ylnda yaymlanmtr.
Bilgi Felsefesi-llka'dan Yenia'a adl telif yapt 2010 ylnda yaymlanmtr. Ana
dolu niversitesi Ak retim fakltesi iin ders kitab olarak kaleme ald Mo
dem Felsefe I (20ll) ve Modem Felsefe II (2012) adl telif yaptlar bulunmaktadr.
Bu yaptlarn ayn zamanda editrln de yapmtr. Bu arada Gilbert Ryle'n y
karda sz geen yaptnn tam evirisini gerekletirmi ve bu eviri yapt Zihin
Kavram ad altnda 2012 ylnda Doruk Yaymclk tarafndan yaymlanmtr.
Kzm Ban
ve torunum Cansu iin...
NDEKLER
nsz . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ix
Giri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . xi
1. BLM
YENAGDA KITA USSALCILIGI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . 17
Descartes ve Kta Ussalcl . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 17
Nicholas Malebranche . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . 37
Baruch De Spinoza'nn Bilgibilimi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 50
Gottfreid Wilhelm von Leibniz . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 61
2. BLM
NGLZ DENEYCLG . . . . . ....... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 71
Thomas Hobbes . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 71
John Locke . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 88
George Berkeley . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 160
David Hume . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 183
Thomas Reid . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 222
3. BLM
FRANSIZ AYDINLANMACI DNRLERN
EPSTEMOLOJK RDELEMELER . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 229
Etienne Bonnet de Condillac . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . 229
Denis Diderot . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 237
viii 1 Yeniada Bilgi Felsefesi
4. BLM
KANTiN ELETREL FELSEFES .................................... 249
Immanuel Kant .......................................................... . . 249
5.BLM
ALMAN DEALZM ........................................................ 317
Johann Gottlieb Fichte ...... . ........................................... 318
Georg Wilhelm Friedrich Hegel ............ . .......... . . ........... 334
6. BLM
HEGEL KARITLARI ...................... .................................. 355
Arthur Schopenhauer .................. .............................. . . . . 355
Friedrich Wilhelm Nietzsche ........................................ 370
Sren Kierkegaard ........................................................ 379
7. BLM
MILL'IN YEN DENEYMCLG ........................ .............. 391
John Stuart Mill .............................................................. 391
7. BLM
DYALEKTK MADDECLK ............................................ 419
Karl Heinrich Marx ve Freidrich Engels 420
............ . . . . ........
hinsel arac ise salt akldan (nous) bakas deildi . lnan ise s
reli dnyay oluturan nesnelerin deien duyumlanna ynelik
idi. Bir baka deyile inancn objesi bu dnyadaki nesnelerdi.
Hi kukusuz, Platon'un matematik zerine dnmeleri onu
byle bir sonuca gtrmtr. nk geometrinin nermeleri
en uygun bir biimde bilginin (epistemenin) rnekleridir. Aris
toteles ile birlikte, episteme nitelikli bilgiler iin dorulanma so
runu devreye girmi ve Aristoteles en gvenilir dorulama
yntemini tmdengelimsel (dedktij) uslamlama biiminde bul
mutur.
Oysa hem episteme nitelikli bilginin varlna, hem de bilgi
nin dorulanma yollarna hibir gven duymayan bir dnr
ler grubu Aristoteles sonras dnemde ilka felsefe sahnesinde
belirmiler ve Platoncu bilgi anlayna acmasz bir tutum iine
girmilerdir. llkadaki bu dnrler grubuna Kukucular (Sep
tikler) denir. Bylece, zellikle doa alannda mutlak doru bir
bilginin yokluunu savunan kukucular, ilka felsefe srecinin
hatr saylr bir periodunu doldurmular ve bu ekilde ilkan
sonlanna dek gelinmitir.
llka kukucularnn etkisiyle ortaada bilgi-episteme ne
mini kaybetmi ve inan belli bir dnmle dinsel inan olarak
felsefe sahnesini ele geirmi; yenia dnemlerine dek felsefi
dnyann yan sra insan yaamn da belirleyici olmutur. R
nesans dneminde Galileo Galilei eliyle matematik bilginin doa
nesnelerine ve olgulanna uygulanabilirliin gsterilebilmesi sa
lam, gvenilir bilgiye inanc giderek yeniden n plana karm,
doaya, insana ve olgulara bakta, dinsel inancn gerilemesine
ve bilginin yeniden gerek deerini kazanmasna giden yolu a
mtr.
Bylece, yeniaa, Rnesans'ta eitli alanlardaki olumlu d
nm devinimlerinin etkisi altnda geildi. Ve yenia adndan
da anlalabildii gibi, her alanda yenilemelere sahne oldu. Bu
nedenle yeniaa ayn zamanda modem a, bu dnem felsefe-
Giri 1 xiii
Descartes'n Amac ve
Genel Bilgi Alanlanna Kukucu Bak
Yntem Anlay:
Bilgi T rleri
Sonusal kanmlar
Descartes, doutan ideleri ne srmesi bakmndan ussalc
(rasyonalist) bir dnr olarak karmza kmaktadr. nk
zihnimizde baz temel doruluklarn yaradlmz gerei bu
lunduunu ne srmektedir. Bu durum ayn zamanda a prio
rizm olarak adlandrlr. Henz hibir yaam deneyiminde
bulunmadan, bir baka deyile deney ncesi olarak baz temel
doruluklara insan zihninin doutan sahip olmas a priorizm
(deney-ncesilik) terimi ile dile getirilen bir durumdur. u halde
tm doutan ideler a priori bilgi rnei olmaktadr; doutan
ideler ak seik ideler olarak Descartes tarafndan tescillendik
lerine gre, ak seik bilginin nitelii gerei a priori bilgiler
doruluklar kesin bilgilerdir; doru olup olmadklar gibi bir
kukuya yer vermeyen salam bilgiler sz konusudur.
'A priori' teriminin bir dier anlam olarak doutan idelerin
mutlak doruluklar olmalar nedeniyle bunlarn dorulanma
lar amacyla hibir biimde deneyime gitmeye, deneye bavur
maya gerek yoktur. rnein matematik nermelerin dorulanmas
iin deneyime gitmek hi kimsenin aklna gelmez. Burada akln
kullanm bir baka deyile, olguya zihinsel olarak dikkatli bir
bak yneltmek ya da irdeleme yapmak yeterli olacaktr. Bu ne
denle a priori idelerin doruluklar zorunludur; olasl ya da
olumsal deildir.
36 1 Yeniada Bilgi Felsefesi
NICHOLAS MALEBRANCHE
Ara-nedencilik (Vesilecilik)
Descartes'n tz anlayn olduu gibi kabul eden ve yine bu
retinin geride brakt zihin-beden sorunsaln manta
uygun olarak zmeyi kendilerine balca grev edinen kartez
yenlerden biri olarak Malebranche'n benimsedii ara-nedenci
lii ncelikle ksaca tantmak uygun olacaktr. Buna gre, yapca
birbirlerinden farkl ve birbirleriyle uzlamaz durumdaki madde
ve ruh tzlerine karlk gelmek zere beden ve zihin arasnda
hibir gerek etkileim olmadn, Descartes'a uygun olarak,
Malebranche onaylama yoluna gider ve yine Descartes'n da
kabul ettii gibi empirik adan bunlar arasnda bir iliki olduu
da pek yadsnabilir bir ey deildir. u halde bu durum nasl
aklanabilir? Malebranche'a gre bir tek olanak kalmaktadr;
bu da zihin ve beden arasndaki bu ilikinin dardan bir giri
im ile gereklemesidir. Bu giriimi gerekletirecek zne insan
deilse ne olabilir? Bu sorunun yant yine Descartes'n yakla
mnda sakldr; Descartes'a gre tm evrenin yaratcs sonsuz
tz durumundaki Tanr'dan bakas deildir. Geri Descartes
zihin beden arasndaki ilikiyi Tanr'ya dayandrmamtr ama
Malebranche'a gre neden olmasn? Her eyin nedeni olduuna
gre, yapca uzlamaz iki tz anlatan zihin ve beden arasndaki
ilikiyi de ancak Tanr gerekletirebilir. Bu giriimin genel z
nn bir tr ruhsal-fiziksel paralellik olarak betimlenmesi yanl
olmaz. Malebranche asndan bunun anlam nedir? Descartes,
ngrd zihin-beden etkileimi bakmndan "ruhum istedi
bedenim yapt, bedenimin gereksinimlerini de ruhum yerine ge
tirdi" tarznda bir ilkeden sz ediyordu. Oysa ngrd tz an-
Descartes ve Kta Ussalcl l 39
lay bakmndan Malebranche'a gre, ruhumuzun istemeleri
dnyadaki en kk ta bile yerinden oynatamaz yani hibir
eyi devindiremez. rnein, kolumuzu devindirme isteimizle,
kolun devinimi arasnda zorunlu bir balant olduunu sanrz,
ama aslnda hibir balant yoktur. Kolumuz biz istediimiz
zaman devinmekte olsa da, bizim istememiz-istencimiz aslnda
salt bir ara-nedendir, bir vesiledir; bu devinimi gerekte Tanr is
temektedir ve istedii iin de gerekletirmektedir; acktmz
zaman yemek yememiz olgusunda da yine bizim yemek yeme
mizi Tanr istemektedir; ackmamz ise salt bir vesiledir, bir ara
nedendir. Aslnda buna, ara-neden deil de grng-zahiri
neden dememiz, belki daha aklayc olabilirdi. nk Maleb
ranche'a gre gerek bir neden olmak demek, yaratc bir neden
olmaktr. Zihin ve beden ise edilgin tzler olduklarna gre hi
bir biimde yaratc olamazlar, byle olunca da yaratc ve buna
bal olarak gerek bir neden de olamazlar.
u halde evrendeki biricik gerek neden Tanr'dr. Bu du
rumda insan ruhu, bedenle balants bakmndan tmyle de
vinimsiz, ilevsiz kalm grnyor. Malebranche, ruhu ilevsiz
kalmaktan kurtarabilmek iin, insan ruhlarnn aslnda Tanr ile
iliki iinde olduunu ve onunla birletiini ya da birleme ola
na tadn ne srer. nk ruh tinsel yapl bir varlktr;
aslnda Descartes'in evrendeki tinsel tzn temsil etmektedir.
Tanr da tinsel yapl sonsuz tz olduuna gre insan ruhu sa
dece Tanr'yla dolayszca bir iliki kurabilir ve Tanr'yla birlee
bilir. Bu yaklamn tartmaya ak olduu ortadadr. Burada
insan olmann anlam Tanr ile mistik bir ilikiye girmek imi
gibi bir anlam kmaktadr. Niye tm insanlar iin byle olsun?
Bu noktada Augustinus'un mistik etkileri dikkati ekmektedir.
Buraya dek Malebranche'n Kartezyenliinin ne anlama geldi
ini aydnlatmaya alm olduk. imdi de asl konumuz duru
mundaki bilgibilimsel ierimleri diyebileceimiz grlerine bir
gz atmaya alalm:
40 1 Yeniada Bilgi Felsefesi
Bilgi Derecelenmeleri
Duyusal Bilgi (mgelem Bilgisi)
Spinoza'nn sonlu moduslar okluuna ilikin bilgi tr du
yusal bilgi ya da imgelem bilgisi olarak adlandrlr. Bu en dk
dzeydeki bilgi tr kabaca duyu deneyimine karlk gelir; de
neyimden treyen kan ve sanlar ifade ettii iin bulank ya da
karanlk bilgi olarak da nitelenir. Bu alandaki bilgilerin oluu
munda, Spinoza'ya gre duyu yetisinin yan sra, imgelem yetisi
de ok nemli bir rol oynamaktadr. Duyu deneyiminden nes
nelerin (moduslarn) genel dzendeki yerlerini tam ayrt et
meksizin, ak ve net olmayan bulank kavramlann elde ederiz.
Ayrca dilsel iaretlerden de benzer bir bilgi kazanldn dile
getirir. nk burada da szckleri okumakla ya da duymakla,
imgelemden gelenlere benzer kavramlar oluturabiliyoruz. Bu
Descartes ve Kta Ussalcl l 57
kaynaklarn her ikisi de insandan insana deien ve gerek bil
giyi anlatmayan tmel kavramlann (tmellerin) oluturulmasna
yol aarlar. Spinoza eliik gibi grnmesine karn tmeller ko
nusunda nominalisttir. Bu konuda Hobbes'dan etkilendii sy
lenebilir. Bu tmellerin zihnimizde ortak bir kavram olamaz.
Herkes bunlar farkl farkl dnebilir. Spinoza bunlara kendi
terimiyle genel kavramlar demektedir. Tmel olan bunlarn salt
szckleridir. Bunlar kullanm srasnda tmel hale gelmi olur
lar. nk pek ok eyin iareti olarak kullanlmaktadrlar. Spi
noza duyusal bilgiyi de kendi iinde iki basamaa ayrma yoluna
gider. Birinci basama kulaktan dolma bilgi olarak adlandrm
tr. Bu duyusal bilginin en dk ve gvenilmez trdr. rne
in hi kimse kendi doum gnn deneyim yoluyla renemez.
kinci basamak ise zaten u ana dek aklam olduumuz du
yusal bilgi ya da imgelem bilgisi basamadr.
Yntem Anlay
Leibniz de tpk Descartes ve Spinoza gibi matematik bili
minden ok byk lde etkilenmi ve yukarda da belirtildii
gibi, bu alanda yeni bulular yapm bir bilim insandr. O ne
denle matematiin salam kesin ve net bir bilim dal olduunu
herkesten ok daha iyi bilmektedir. Matematik nermeler, do
ruluundan hibir biimde kuku duyulmayan nermelerdir. Bu
nedenle doruluk bakmndan matematik bilimi tm bilimler
tarafndan rnek alnacak bir bilim daldr.
Bu durumda, felsefe de eer matematik gibi san bir bilim
olacaksa, matematiinkine benzer bir yntem uygulamaldr. Bir
62 1 Yeniada Bilgi Felsefesi
THOMAS HOBBES
Hobbes ( 1 588- 1 679) , ncelikle politika felsefesinin nde
gelen temsilcilerinden birisi olarak tannr. ngiltere'de Malmes
bury'e bal Westport'da dodu . ocukluu zerine ok fazla
bilgi yok. Annesinin ad bilinmiyor. Babas Westport'da bir din
grevlisi; onun ad da Thomas. Drt yandan itibaren Kilise ta
rafndan eitiliyor ve daha sonra Westport ilk ve ortaokullarnda
eitimine devam ediyor. Yksek renimini Oxford'da srdr
m, ancak mezun olmadan Oxford'dan ayrlarak o yrenin
nl bir ailesi olan Cavendish ailesinin hizmetine girmitir. Lord
Cavendish'in olunu eitmekle grevlendirilmitir. Ayn za
manda ok iyi bir arkada olduu rencisi ile olduka uzun
bir sre Avrupa'y dolamlar ve zellikle Fransa'ya ve talya'ya
yolculuk yapmlardr.
Yolculuklarn sona ermesinden sonra, Hobbes kendisini ya
znsal almalara vermitir. ncelikle Tukidides'in Peleponez
Sava Tarihi ni ngilizceye evirmitir. Bundan sonra Hobbes,
'
bir sre iinde kendisini ortaya koyan bir olgunun farkna var
may anlatr; felsefi bilgi de bu somut olgusal verilerin nedenleri
ile ilikilidir. Gzlemlenebilir yaratc bir sre iinde ortaya k
mayan bilgiler, felsefi bilginin temelini oluturamazlar. Felsefi
bilgide dile gelen nedensel aklama belli bir etkiyi ortaya ka
ran yaratc srecin bilimsel aklamasdr. Gzlemlenebilir, ya
ratc bir sre iinde ortaya kmayan hibir ey felsefenin
konusu olamaz; bu durumda tm tinsel olgusallk ve giderek
Tanr, felsefenin konusu olamazlar. Felsefenin konusu ya da ele
ald malzeme, "herhangi bir yaradln tasarlayabileceimiz ya
da herhangi bir irdelenii yoluyla baka cisimlerle karlatra
bileceimiz, ya da birleme ve zlme yeteneinde olan her ci
simdir; e deyile yaratl ya da zellikleri konusunda herhangi
bir bilgi edinebileceimiz her cisimdir," (Copleston, 1 99 1 , s.18).
Bu durumda felsefe, teolojiyi tmyle dlamaktadr. nk
Tanr yaratlamaz, kavranamaz, blnemeyen, herhangi bir eyle
birleemeyen ve herhangi bir eyi kapsamayan bir varlk olarak
dnlmektedir. Bir baka deyile tmyle soyut, duyulara ve
rilmeyen duyusalln tesinde yer alan bir varlktr. Felsefe, ta
rihi de dlamaktadr. nk daha nce de belirtildii gibi, tarih
bilimi olgusal bilgilere dayanr. Bunlarn temeli salt bir deneyim,
yani olgulara tanklk yapm olmak ya da bunlarn anlardr.
Ksacas bu bilgiler bir uslamlama sonucu deildir.
Oysa felsefe bir uslamlama bilgisi olarak, cisimlerin neden
lerini, niteliklerini aklamaktadr. En temel neden olarak da de
vinimi gstermektedir. nk tm cisimler devinim iinde yer
alrlar, var olurlar: tm var olanlarn, cisimlerin trll, on
lar yapan devinimlerin trllnden doar. Bu aklama gs
teriyor ki Hobbes'un felsefesi maddecidir; nk cisimlerden
baka hibir eyi dikkate almamaktadr. Tanr'nn ve tm tinsel
olgusalln dlanm olmas usdln da Hobbes felsefesin
den karldnn iaretidir. Felsefenin yntemi ussallktr ve us
lamlamann vazgeilmez liidir. Bu durumda Tanr'nn varoluu
ve doasna ilikin sorunlar felsefi konular deildir; tanr kav-
76 I Yeniada Bilgi Felsefesi
min 'batan sona her parada bir ve ayn trde bir cisim' olduu
ve tinin ise, 'ince, akkan, saydam, grlmez cisim' olduudur.
Bylece ilk sylendiinde 'yaln, cisimsel tin' teriminde varm
gibi grnen eliki de ortadan kalkm olmaktadr. Ama bu du
rumda Tanr'nn cisimsel bir varlk olduu onaylanmaktadr. Ne
var ki cisimsel olmakla birlikte Tanr'nn ikincil niteliklere sahip
olmas da zorunlu grnmemektedir; aslnda Hobbes Tanr'nn
cisimsellii ile bykl olan bir tz imlediini ne srmek
tedir. Tanr, salt, sonsuz grnmez bir uzamdr. Bu durumda
Descartes'n salt bir uzam olarak ne srd cisimsel tz, Hob
bes felsefesinde Tanr'nn yerine gemektedir ve Descartes'daki
sonsuz tz olan Tanr tz ortadan kalkm olmaktadr. Ayrca
Hobbes'a gre evrendeki tek tz, cisimsel tz yani maddesel tz
olduuna gre, tm cisimlerin nedeni yine Tanr olmakta ama
salt bir uzam olarak dnlen Tanr olmaktadr. Bu durumda
Hobbes'un bir tanrtanmaz olup olmad tartma konusudur.
Hobbes'un Tanr kavramna ya da bilgisine ilikin grlerini bu
ekilde zetledikten sonra bilgi retisinin nemli bir parasn
oluturan adclna bir gz atmamz gereklidir.
JOHN LOCKE
!eridir. Bunlara ek olarak, renk, ses, tat, koku gibi yaln kip
lerden sz edilirken, bunlara yrmek, komak, dmek, yu
varlanmak, hoplamak ve dans etmek gibi fiiller eklenmektedir.
Ve bunlardan devinimin eitli kipleri olarak sz edilmektedir.
Yukarda saylar yaln say kipleri olarak nasl akladn zaten
grm bulunuyoruz.
Yaln uzay idesi bize iki duyu yoluyla verilir; bunlar grme
ve dokunmadr. Aralarndaki baka hibir ey gz nne aln
mayan herhangi iki varlk arasndaki uzunluk olarak dn
len uzaya uzaklk denir. Bu uzay uzunluk, genilik ve ykseklik
ya da kalnlk olarak dnldnde hacim olarak adlandrlr
Bunlarn her birine genel olarak uzam idesi uygulanabilir. Bu
durumda her ayr uzaklk ayr bir uzay deikesi olmu olur ve
herhangi bir ayr uzaklk ve uzay dncesi bu idenin yaln bir
kipi olurlar. Ve yine yaln bir uzay dncesini, ortak bir uzay
dncesine varncaya dek yineleyebiliriz; yani ona eklemeler
yaparak onu geniletebiliriz. Bu duruma Locke genleme (ex
pansion) adn vermektedir.
Zaman idesine gelince; bu idenin temeli zihnimizde dn
celerimizin birbirini izlediini gzlememizdir. Dncelerin bir
birini izlemesi bizde bir ardklk dncesi uyandrr; bu
ardkln paralar yani birbirini izleyen dnceler arasn
daki uzaklk sre dediimiz eyi yaratr. E uzunluktaki sre
lerde olup-biten olgular gzlemlememiz, bizde dakika, saat,
gn, yl gibi sre uzunluklarna ya da llerine ulamamz sa
lar. Bylece herhangi bir uzunluktaki zaman dncesini yine
leyebilir ve birini tekine ekleyerek hibir sona ulamayacak
biimde ilerleyebiliriz. Bu ekilde sonsuzluk dncesine ula
m oluruz. Ve yine bu sonsuz srenin belli lmlerle saptanan
herhangi bir parasn dndmzde genel olarak bir
'zaman' idesine ulam oluruz . Baka bir deyile, genel olarak
zaman, "bilgimizin snrlar iinde olmalar lsnde evrenin
byk cisimlerinin varolu ve devinimleri yoluyla lld ve
onlarla bir arada-varolduu denli sonsuz srelidir: ve bu an-
lngiliz Deneycilii l 101
Bilgimizin Dereceleri
Locke, bu balamda bilgi dzeyinden sz etmektedir.
Bunlardan birincisi sezgisel (intuitij) bilgidir : Bilgi, en basitin
den, ideler arasndaki uyumay ya da uyumamay alglamak
olduuna gre, eer bu alglama, hi aracsz olarak dorudan
doruya ise bilgimiz sezgisel bilgi olmaktadr. Bir baka deyile
bu bilgi trnde zihin bir bakta ideler arasndaki ilikiyi kav
ramakta ya da alglamaktadr. Kavrayn gereklemesi iin daha
baka hibir arac ideye gereksinim olmamaktadr. Bu tarz bili,
Descartes'n terimini kullanan Locke asndan intuitif (sezgisel)
olmaktadr ve bu bilgi trne de intuitif (sezgisel) bilgi denil
mektedir. Bu bilgi trnde "zihin kantlama ya da inceleme s
kntsna katlanmadan, doruyu gzn alglamas gibi
yalnzca ona ynelmekle alglar. Zihin akn kara olmadn, bir
dairenin gen olmadn, n ikiden byk ve ikiyle birin
toplamna eit olduunu byle alglar" (Locke, 1 996, s.304) . Bu
nedenle bu bilgi trnn doruluu apaktr, bir baka deyile
ak seiktir ve bu nedenle mutlaktr. Baz eletirmenler bu bilgi
tr iin, doruluundan hibir biimde kukuya dlmeye
cek biimde salam ama bir o kadar da heyecan uyandrmayan
bilgi tr olarak sz etmektedirler.
kincisi, tantlamal bilgidir. Bu bilgi dzeyinde zihin, ideler
arasndaki uyumay ya da uyumamay dorudan ya da dolay
sz alglamay baaramaz; ancak daha nce apak alglanm ide
lerin ya da bilgilerin araya girmesi sonucunda istenen alglama
gereklemi olur. Bu nedenle bu bilgi trnde araya uslamlama
dediimiz edim girmi olur. Buna gre zihin, bir genin i
asyla, iki dik ann toplamlar arasndaki uyuup uyuma
may bilmek istedii zaman bunu dolaysz bir bakla ve onlar
karlatrarak bilemez. nk bu istenen alar ayn anda yan
yana getirip karlatrmak olanakszdr. Bu durumda zihin bir
genin i asnn eit olduu daha baka alar bulmak zo
runda kalr ve bunlarn iki dik aya eitliini grp, genin i
122 1 Yeniada Bilgi Felsefesi
dem vurur.
Ona gre bu bilgisizliin balca nedeni vardr: Birincisi,
idelerimizin eksiklii, ikincisi, idelerimiz arasndaki grlebilir ,
balarn eksiklii ve ncs idelerimizi izleme ve incelemedeki 1
eksiklik. Birincisi ile balarsak; Locke'a gre bizdeki btn basil
ideler cisimsel eylerden duyum yoluyla aldklarmz ve zihni
mizin ilemlerinden dnm nesneleri olarak aldklarmzla s
nrldr. Bu snrllk iinde evrendeki tm varlklar ya da varlk
alanlarn kavramak olanakszdr. Kendi yetilerimizle elde etti
imiz idelerin, nesnelerin kendileriyle ok oransz olduunu, o
eylerle ilgili btn bilgilerimizin temelini oluturacak bir ak
ve seik tz idesinin bilgimiz dnda kaldn kabul etmek zo-
lngiliz Deneycilii l 131
Doruluk zerine:
Locke doruluun yzyllardan beri aratrldn ifade ede
rek sze balar; buna gre doruluun ne olduu olduka so
runlu bir konudur. Bu konuda Locke'un kendi grne gelirsek,
ona gre, doruluk, "imlerin, imledikleri eylerin birbirleriyle
uyuma ya da uyumamalarna uygun olarak, birletirilmesi ya
da ayrlmasdr. mleri birletirme ya da ayrma, burada baka
bir ad altnda nerme dediimiz eydir. yle ki doruluk uygun
olarak yalnzca nermelere ilikindir ve imlerin herkese kulla
nlan iki tr, yani zihinsel ve szsel olanlar vardr," (Locke,
1996, s.33 1 ) .
Locke, ncelikle zihinsel v e szsel nermeleri birbirinden
ayrt etmek gerektiini syler. Bununla birlikte zihinsel ner
meleri ele almann gln de ekler. nk bunlardan sz
etmek istediimizde bunlar szcklere dkmek zorundayz. Bu
durumda zihinsel nermelerden verilen rnekler, derhal zihin
sel olmaktan kp szsel olurlar. Zihinsel nerme idelerin salt
zihnimizdeki biimleriyle adlardan syrlm olarak dnl
mesinden baka bir ey deildir. Ne var ki bunlar szcklere
balandklar anda zihinsel nerme olma doasn yitirirler. Bu
skntl duruma karn Locke bu ayrm yapmakta srarcdr. Zi
hinsel nermede zihnimiz ideleri hibir szck kullanmadan
birbirleriyle uyuma ya da uyumama ynnden birletirmi ya
da birbirinden ayrmtr.
lngiliz Deneycilii j 137
Bilgimizin Gelimesi
Locke'un daha nce de belirttii gibi bilgi mantk ilkeleri ola
rak adlandrlan temel dorulardan gelmez. Aka grlebildii
gibi zde nermelerden (totolojilerden) de gelmez. Her tikel
bilimin temelde bunlarla balad Skolastikten bu yana srege
len yaygn bir inan durumundadr. Bu inancn pekierek yer
lemesinde matematiin hibir karanlk noktasnn bulunmayp
san ve tam bir bilim olmasnn etkisi olduu gr de yay
gndr. Gerekten matematiin tm nermeleri apak bir kur
guda olan kesin ve aydnlk nermelerdir. Ancak Locke,
matematikteki bu kesinliin bu temel mantk ilkelerinin sonucu
olmad kansndadr. Ona gre buradaki kesinlik, dncele-
lngiliz Deneycilii l 145
Us zerine
Locke ncelikle 'us (reason) ' szcnn anlamlar zerinde
durur. Kimi kez doru ve ak ilkeler demek olduunu, kimi kez
bu ilkelerden yaplan ak ve salam karmlar, kimi kez de
nedeni zellikle de ereksel nedeni anlattn dile getirir. Ancak
burada bunlardan farkl bir imlem zerinde duracan belirtir:
buna gre us (akl) bir insan yetisidir; bu yeti insan zellikle
hayvanlardan ayran ve onlardan stn yapt kabul edilen bir
yetidir. Locke bu balamda ncelikle u soruyu sorar: Eer bilgi,
idelerimiz arasndaki uyumay ya da uyumamay alglamak ise
ve bunun iin dsal duyu ve isel alg yeterli olabiliyor ise o
zaman us denen yetiye ne gerek var? Locke'a gre bilgimizi ge
niletmek iin de, benimsemelerimizi dzenleyebilmek iin de
usa byk lde gereksememiz vardr. nk bu yeti hem bilgi
ile hem de kan ile ilgilidir; aslnda btn dnsel yetilerimiz
iin gereklidir ve onlara taban tekil eder. Bu yetilerin banda
kavray ve karm yapma (inference) gelmektedir. Us bunlardan
birincisiyle bir ey bulur, kefeder; ikincisiyle ara ideleri, zinci
rin her halkasnn balantsn bularak, iki ucu birletirecek bi
imde dzenlemi olur. Buna karm yapma ya da sonu karma
diyoruz. Bu ilem karmn her aamasnda ideler arasndaki
balantnn alglanmasndan baka bir ey deildir. "Bu yoldan
zihin, ya tantlamada olduu gibi, iki ide arasndaki kesin
uyuma ya da uyumamay grr ve bilgiyi elde eder ya da kan
durumunda olduu gibi olas balanty grr ve bu da onay
lama ya da onaylamamaya gtrr. Duyu ve sezgi ok ileri g-
154 J Yeniada Bilgi Felsefesi
Berkeley'in dealizmi
ngiliz empirizminin Locke'tan sonraki ikinci nemli temsil
cisi olarak kabul edilen Berkeley, gerekte ne srd metafi
zik ve epistemolojik grlerle daha ok idealist bir dnr ve
hatta 18. yzyl idealizminin kurucusu olarak felsefe tarihinde
yerini almtr. Berkeley'in idealizmi metafizik adan immater
yalist (madde tanmazc) bir hipotez ne srmsine ilikindir.
Buna gre evrende madde tz diye bir ey yoktur. Bu gr
ayn zamanda realizme de kardr. Realist yaklam biz insanla
rn duyularmzla maddesel eyleri-tzleri algladmz ve biz
bunlar alglamadmz zamanlarda da bu maddesel objelerin
kendi balarna var olduklarn kabul eder. Oysa Berkeley'in
temel tezine gre, var olan bir ey ya alglanm olan bir eydir,
ya da alglamay gerekletiren etkin bir eydir; bu etkin ey ise bir
zihin ya da ruhtur. Alglanan eylere Berkeley, "duyulur eyler"
ya da "duyulur nitelikler" ya da Locke'tan dn ald bir te
rimle "ideler" adn vermektedir; duyulur eyler ya da ideler, al
glama ve isteme gcne sahip olan etkin var olanlarn e deyile
tinlerin, zihinlerin ya da ruhlarn hibir etkinlik gc tama
yan edilgin nesneleri olarak var olurlar. Baka bir biimde var
olma anslar yoktur. Ona gre "var olmak alglanmlktr ya da
alglamak ya da istemek olarak etkin olmaktr. " Bu iddiann so
nucu olarak madde ya da maddi eyler evrende var deildir. G
rld gibi ortada saduyusal evren anlaymza son derece
ters den bir durum vardr. Berkeley'in buradaki idealizmi, va-
ngiliz Deneycilii 1 163
Neyi Bilebiliriz?
Var olan eyler, alglayan znenin duyu nesneleri yani du
yumlar, alglan ya da teknik terimle ideleri olduuna gre biz,
bilgi nesneleri olarak salt bunlar bilebiliriz. rnein biz n
mzdeki u kada baktmz zaman kat ad verilen bir tz
deil beyaz renkli bir uzam parasn alglarz. Bu renk alan du
yusal donanmmzdan bamsz olan nesnel bir ey midir? Eer
o duyusal donanmzdan bamsz nesnel bir ey olsayd, alg
koullanmzdaki deiime bal olarak deimemeliydi. Oysa
ayn beyaz yzey o;a yakndan baktmz zaman farkl, uzak-
l
lngiliz Deneycilii 7 1
salt ona karlk gelen zel bir idesi ve dolaysyla zel bir imgesi
yoktur. Biz duyularmzla daima tekil ya da tikel duyumlar ya da
ideleri alglamaktayz. Bu nedenle zihnimizde tikel ideler ve
bunlarn imgelerine yer vardr; baka bir durum sz konusu de
ildir. rnein "uzaml olan blnebilirdir," dendiinde, bu
nermenin kendi bana bir uzam idesine ilikin olduu d
nlmemelidir. Berkeley'e gre gerekte, bu ilkede dile gelen sav,
her tikel uzam paras iin sylenmitir. Bu uzanm ne trden ol
duu nemli deildir; o, yerine gre, izgi olabilir, dzlem ola
bilir ya da hacim olabilir ve yine belli bir byklkte ve biimde
olabilir. Ve zihnimizde de bu zelliklerden herhangi birisini ta
yan bir tikel rnek tarafndan yanstlr. Buna gre zihnimizde
daima tikel ideler ve bunlarn imgeleri bulunur. Zihnimizde
soyut idelere kesinlikle yer yoktur. nk bunlarn zihnimizde
imgeleri yoktur; bunlar hibir biimde imgeleyemiyoruz. Bu
aklamalardan grld kadaryla, Berkeley'in zihnimizde bu
lunan ideleri imgeleriyle zdeletirdii grlmektedir. Bu a
dan ne derece hakl olduu kukusuz bir eletiri konusudur. Bu
nedenle olsa gerek, Berkeley'e gre zihnimizde soyutlama edimi
diyebileceimiz bir etkinlie de yer yoktur. Berkeley zihnimizde
soyut idelerin ve soyutlama ediminin bulunmadn ne sr
mekle birlikte genel idelere kukusuz izin verir nk yukarda
da belirtildii gibi genel ideler olmakszn iletiim olanaksz hale
gelirdi. Onun katlmad nokta, Locke'un aklad anlamda
bir soyutlama edimi ve bunun sonucunda ortaya kan genel
soyut ideler bulunduu iddiasdr:
Locke'a gre, soyutlama edimi ile genelde cins tr kavramlar
olarak nitelenen kavramlar oluturmaktayz. O bu edimi yle
tanmlamaktadr: Bir cinsin ya da trn bireyleri diyebileceimiz
bir tikeller topluluunda her bir bireyin kendine zg olanlar
bir kenara atp, tmnde ortak olan nitelikleri onlardan soyut
layp bir araya getirerek, zihnimiz yepyeni bir ide-kavram olu
turmu olur. Bu kavram sylendii gibi bir cins ya da tr
kavramdr. Ama tmyle soyutlanm bir kavramdr. rnein,
lngiliz Deneycilii l 1 79
DAVID HUME
David Hume ( 1 7 1 1 - 1 776) , l 77l'de lskoya'nm Edinburgh
kentinde dodu. Edinburgh niversitesi'nde hukuk, klasik dil
ler ve felsefe okudu. Babas hukuku olmasn istiyordu. Ama o
felsefe ve yazn alannda karar kld. nk felsefe ve genel ei
tim dnda kalan alanlardan herhangi birine ynelmenin ken
disine hibir biimde haz ve doygunluk vermeyeceini
belirtmitir. Ne var ki ailesinin durumu ok iyi olmad iin
ilkin Bristol'da ticaret dnyasna girmek zorunda kalr. Tahmin
edilebilecei gibi bu skc ie birka ay dayandktan sonra, tu
tumlu bir yaam gze alarak, kendisini yaznsal yaama adamak
kararllyla Fransa'ya gitmitir. Fransa'da kald sre iinde
( 1 734-37) , ilk ve temel yapt nsan Doas zerine Bir nceleme
(A Treatise of Human Nature)yi kaleme ald. Bu yapt 1 738-40
yllar arasnda cilt halinde yaymland. Ne var ki hibir bi
imde ilgi ekmedi; kendi deyiiyle "matbaadan l dodu."
Fransa dnnde 17 4 1 'de Ahlaksal ve Politik Denemeler (Es
says, Moral and Political) adl deneme kitabn yaymlad. Bu a
lmas baarya ulaarak tannmaya balad. Edinburgh
niversitesi'ne, kukuculuk ve tanrtanmazlk asndan tann
maya balamas nedeniyle kabul edilmedi. Bunun zerine
Hume, bir generalin sekreteri olarak, onunla birlikte yurtdna
gitti. 1 749 ylna dek yurtdnda kald ve bu arada incelemenin
ilk blmn yeniden yazd ve bu yeni versiyon, lnsan Anl
zerine Felsefi Denemeler (Philosophical Essays Concerning
Human Understanding) bal altnda 1 748 ylnda yaymland
ve ayn yl ikinci basm yapld. Hume bu kez yapta imdi ta
makta olduu nsan Anl zerine bir Soruturma (An Enquiry
concerning Human Understanding) baln verdi. Ayn yl, ince
lemenin nc blmnn tpkbasm denebilecek Ahlak l
keleri zerine Bir Soruturma (An Enquiry Concerning the
Principals of Morals) yaymland. l 752'de Politik Sylemler (Po
litical Discourses) yaymland. Daha sonra Edinburgh ktpha
necisi oldu ve ktphanenin kendisine tand olanaklarn
184 1 Yeniada Bilgi Felsefesi
sonucu olarak 1 756 ylnda ngiltere tarihi zerine birka cilt
yazd ve yaynlad. l 757'de Drt nceleme Sav (Four Dissertati
ons) adl yaptn yaymlad. Bundan sonra lmne dek baka
bir yapt yaymlamad.
l 763'te bykeli sekreteri olarak tekrar Paris'e gitti; burada
Ansiklopedi ile balantl filozoflar evresiyle yakn ilgi kurdu .
l 766'da ngiltere'ye dnerken yannda Rousseau'yu getirdi.
Ancak Rousseau'nun an evhaml ve herkesden kukulanan ka
rakteri nedeniyle aralan bozuldu , bir sre sonra birbirlerinden
koptular. Hume Londra'da iki yl daha mstear olarak altk
tan sonra l 769'da Edinburgh'a dnd ve 1 776 ylnda orada
ld. lmnden sonra Doal Din zerine Diyaloglar (Dialo
gues conceming Natura! Religion) adl yapt yaymland. Daha
sonra ntihar ve lmszlk zerine Denemeler balkl eseri
l 7 77'de ad verilmeden, l 783'de ise Hume ad altnda yaym
land. Bu arada 1 777 ylnda, zyaam yks, Hume'un dostu
Adam Smith tarafndan yayma hazrlanarak baslmtr.
Hume, baz yorumculara gre, 1 7 . yzylda Locke tarafndan
balatlan ngiliz empirizminin en byk temsilcisi olarak kabul
edilir. Locke'un Berkeley'den sonra gelen ikinci ardl olmas ne
deniyle, hem Locke'un hem de Berkeley'in empirist ynelimle
tutarl olmadn grd savlaryla hesaplama yolu tutmu
ve bu felsefi gelenei gerek anlamda tutarl bir izgiye oturt
maya almtr. Ne var ki bu alanda yapt irdelemeler ve kav
ram zmlemeleri kendisini deneyimcilii de aarak kukucu
sonulara srklemitir. Bu nedenle empirist ve kukucu bir fel
sefe rnei ortaya koyduunu sylemek doru olur. Hume fel
sefesinin bu niteliklerini aada adm adm ele alacamz tm
dnme dorultularnda grmemiz olanakl olacaktr.
celikle bir insan doas bilimi zerinde durur: Ona gre, insan
doas tm bilimlerin temelinde yer alan, onsuz olunamaz bir
ilk kaynaktr; nk tm bilim dallar bir biimde insana ili
kindir. rnein matematik, doal bilimler ve doal din gibi
insan doasna uzak gibi grnen bilim dallar bile insan tara
fndan bilinirler ve insan bu bilim dallarnda neyin doru neyin
yanl olduunu gstermeye alr. Bu nedenle asl nemli olan
bir insan doas bilimini gelitirmektir. Bunun teki bilimlerin
gelimesine llemeyecek dzeyde katklar olacaktr. Bu nasl
yaplabilir? ncelikle yntem konusunu aydnlatmak gerekir.
Tm teki bilim dallar iin salam bir temel oluturmas d
nlen byle bir balang biliminin temeli de salam olmaldr:
u halde byle bir yntem deneyim ve gzlemden bakas olamaz.
Hume'un burada vurgulamak istedii nokta, imdiye dek doal
bilim alannda baaryla uygulanm olduu grlen deneysel
yntemin insann incelenmesinde de uygulanmas gerektiidir.
Bir baka deyile insann ruhbilimsel srelerinin ve ahlaksal
davrannn yakndan bir gzlemi ile balamann ve bunlarn
ilke ve nedenlerini saptamaya almann gerekli olduudur.
Kukusuz bu alanda szgelimi bir kimya biliminde gerekleti
rildii biimiyle bir deney yntemi sz konusu deildir. Hume
bu alandaki gln farkndadr. Bu nedenle, i gzlemden im
diki teknik terimiyle iebaktan ve insan davrannn gzlemin
den elde edilen verilerle yetinmek gerektiinden sz eder. Ancak
ne olursa olsun empirik-gzlemsel verilerle ie balamann ge
rekliliine ve bu nedenle yntemin tmdengelimli deil tme
vanml olmas gerektiine vurgu yapar.
1nsan Anl zerine So rutu rma da felsefeci olarak konuya
'
delerimizin Kayna
Locke gibi Hume'a gre de zihnimizde bulunan her ey ilkin
ve ncelikle deneyimden gelmitir; her eyi duyularmz arac l
yla d dnyadan alglyoruz ya d a alglam bulunuyoruz. Al
Hume iin en genel zihinsellik terimidir. Bir tr eylerin bilin
cine varmak ya da eyleri fark etmek ya da kavramakdr. Humc,
algy ya da eyleri alglama edimini, izlenimler (impressions) ve
Tz desi ve Eletirisi
Hume, ncelikle dsal dnyadaki varlklara ilikin nesnel tz
idesinin hangi izlenimlerden tremi olabileceini sorar. Ona
gre, byle bir tz idesi duyum izlenimlerinden tremi olamaz.
nk eer gzlerimizle alglanyorsa, o bir renk olmaldr; ku
laklarmz tarafndan alglanyorsa bir ses, dilimiz tarafndan al
glanyorsa bir tat olmaldr. Oysa hi kimse tzn bir renk, bir
ses ya da bir tat olduunu syleyemez. Eer dnm izlenim
lerinden tremi olduunu iddia edersek, o zaman da duygu ve
tutkularmza geri gtrlecektir, oysa duygu ve tutkularn da
bir tz olmad aktr. Tz idesi bu durumda ne duyum izle
nimlerinden ne de dnm izlenimlerinden tremitir. Bu du
rumda bu idenin izlenim olarak bir karl yoktur. Oysa
izlenimi olmayan bir ide imgelemin serbeste birtakm yaln ide
leri birletirerek oluturduu bir imgesel ideden baka bir ey
olamaz. Hume'un deyiiyle, bir tz idesi, imgelem tarafndan
birletirilen ve her birinin zel adlar olan yaln dnceler top
lamdr; bu toplama da bir ad verilir ve bu ad yoluyla kendimize
ya da bakalarna bu toplam anmsatmamz olanakl olur. G
rld gibi 'tz' szc imgelem tarafndan oluturulan bir
ngiliz Deneycilii l 193
ideler toplam ya da karmak bir idedir. Bu idenin belli bir iz
lenimi yoktur; daha dorusu cisimsel tzn kendine zg bir iz
lenimi yoktur. u halde izlenimi olmayan bir ide, ii bo bir ide
durumuna ya da salt bir szck durumuna der. Sonu olarak
cisimsel tz diye bir ey yoktur. Hume, cisimsel tzn olmad
n Berkeley'in de kantladn ve bu noktaya daha fazla ekle
necek bir ey bulunmadn ifade eder. Zaten bu nedenle bu
konuda ayrntl bir zmsel ilem yapma gereini pek duy
mamtr. Ne var ki Berkeley'in, tinsel tzleri-spiritleri alkoy
duunu, oysa bunun da haksz bir giriim olduunu belirtir.
nk Berkeley'in maddesel tze uygulad uslamlamann ayn
biimde tinsel tzlere de uygulanabileceini ve sonucun ayn
olacan dile getirir.
Biz kendi ruhumuza ynelik bir duyum alma edimine girdi
imizde, ruh ya da tin denilen eyin bir izlenimini almyoruz;
her defasnda ruhumuza yneldiimizde tikel birtakm dene
yimlerin-izlenimlerin ideleri yani anlar ile karlayoruz. Bu
anlarn taycs bir ruh, tin, kendim ya da ben denilen o gizemli
tz srekli olarak elimizden kamaktadr. u halde tinsel tz de
salt imgesel bir kavram olmaktadr. Bu konuyu ileride tekrar ele
alacaz. nk Hume, ben idesine ilikin soruna, inan alt ba
ln ele ald zaman olduka yeterli bir yer vermektedir.
liki-Bant deleri
Hume, lnceleme'de iliki idelerini irdelerken ncelikle iliki
szcnn iki anlam zerinde durur. llkin szck doal ili
kiler anlamnda, biraz yukarda grdmz arm ilkelerine
gndermede bulunur. Bunlara dayanarak imgelemde iki ide bir
birine balanr ya da iki ideden biri doallkla tekini getirir.
Bunlar benzerlik, bitiiklik ve nedensellik idi. Ancak Hume, bu
doal iliki trlerine, genel olarak felsefi ilikiler dedii toplam
ilikiler bei iinde de yer verir ve saysn yedi olarak belirler.
nk bilim ve bilgi adna zihnimiz istenli olarak tm nesne
leri birbirleriyle karlatrabilir ve aralarnda herhangi trden
bir iliki bulmaya alabilir. Yeter ki aralarnda belirli adan bir
benzerlik bulunsun. Bu balamda kii doal arm akndan
daha ok, kendi zgr seimiyle belli bir karlatrmay yapma
ediminde bulunur. Hume, bu felsefi ilikileri benzerlik, kart
lk, nitelikte dereceler, nicelikte ve sayda oranlar, zdelik, uzay
ve zaman ilikileri ve neden etki ba olarak dzenleme yoluna
gider. Hume ilk drdn bir snf, son n bir baka snf ola
rak ele alr. nk ilk drd salt ideler aras ilikileri kapsa
maktadr. Bu ilikilerden kesin bilgiler karmza kar. Benzerlik,
kartlk ve nitelikte derecelenmeler, sezgi (intuition) yoluyla
dorudan olarak kavranr. Bu alanda ortaya kan nermelere
rnek olarak tanm nermelerini ya da temel mantk nerme
leri gsterebiliriz. Oysa ayn bein drdnc ilikisi olan sa-
ngiliz Deneycilii 1 197
iliki trlerinde yer alr. Hume'a gre, yukarda ele aldmz yedi
felsefi ilikiden sadece drdnn ideler aras ilikilerde ibanda
olduunu biraz nce grmtk. Bunlar, benzerlik, aykrlk, ni
telikte derecelenmeler ve nicelikte oranlar olarak dile getirilmiti.
Bunlardan ilk tantlamal bilgi alanndan daha ok sezgisel
bilginin alannda ilevseldirler. Tantlamac uslamlama alann,
bir baka deyile matematiksel bilimler alann ise salt saysal ya
da nicel oranlar ilgilendirir. Hume, ideler aras ilikiler alanna
en temel rnek olarak, mantk ve matematii gsterir nk
mantksal ve matematiksel nermeler salt ideler arasndaki ili
kileri yanstrlar. "rnein cebirde kullanlan simgelere karlk
den nesnelerin olup olmadklar tantlamalarn pekinlikleri ve
nermelerin gereklikleri asndan hibir nem tamaz. Mate
matiksel bir nermenin doruluu varolua ilikin sorulardan
bamszdr. " (Copleston, 1 998, s.83).
u halde matematiksel bir nermenin doruluu, belli sem
bollerin anlamlarna bamldr ve deneyim yoluyla hibir do
rulamay gereksinmez. Burada ne srlen ideler aras ilikiler
zorunludur. Bu nedenle Hume'un matematii bu aklay biimi
deneyimci olmaktan daha ok ussalc bir izgide yer almakta
dr. Bu ussalclk hi kukusuz matematiin doutan ideler kap
samnda olduu biiminde deildir. Hume'un burada belirtmek
istedii nokta matematiksel nermelerin doruluklarnn sem
bollerin anlamlarn bilme yollarmzdan btnyle bamsz ol
duklardr. Bunlarn doruluklarnn deneyim tarafndan
rtlmesi olanakszdr. nk empirik olgular konusunda
hibir ey sylemezler; bir baka deyile empirik nsavlar de
ildirler. Bunlar salt biimsel-formel nermelerdir. Bu balamda
Hume'a gre matematik her ne kadar uygulanabilir bir bilim dal
olsa da, matematik nermelerin doruluklar bu uygulamadan
bamszdr. Hume'un kullanmaktan kand bir terimle bun
lar a priori nermelerdir. 20. yzyl yeni-pozitivistleri de bilim
sel uygulanabilirliklerini yadsmadan matematiksel nermelerin
a priori ve zmsel-analitik olduklarn onaylamlardr. nk
lngiliz Deneycilii l I 94
Doa Bilimleri
Hume'a gre felsefi ilikiler iinde deiebilir olanlar da va
Hume'un Kukuculuu
Hume, bilgi alannda olsun, tz alannda olsun gerekletir
dii empirist temelli zmlemelerinde, tm yukardaki akla
malardan da anlalabilecei gibi genellikle kukucu sonulara
ulamtr. Gemi, imdi ve gelecei kucaklayan mutlak bir bil
ginin olamayacan ne srmesi, maddesel ve tinsel tzlerin va
roluunu yadsmas, nedensellik ilkesinin geerliliini ortadan
kaldrmas gibi ok etkili olmu nl grleri, kukuculuu
nun en ak kantlarn ortaya koyarlar. Bu alanlarda ulat ku
kuculuu kendisi de kabul eder. Ama tm bunlarn yan sra
Hume, kuku ve kukuculuk kavramlar zerine kendi grle
rini de ortaya koymutur. Bu kesimi sonulandrmadan nce,
ksaca, Hume'un kukuculuu nasl ele aldna da bir gz ata
biliriz.
Hume, nsan Anl zerine Soruturma'da kuku ediminde
nceleyen (antecedent) ve sonralayan (consequent) tarzlar ba
kmndan bir ayrtrma yaparak konuya girer. nceleyen ku
kuculuk ile tm bilimsel ve felsefi inceleme ve aratrmalardan
nce gelen kukuyu anlamaktadr ve buna rnek olarak Kartez
yen kukuyu gsterir. Bu kuku nceden savunduumuz tm
tikel inan ve grlerimize olduu kadar, gerei elde etme ye
tilerimize de ynelik bir kuku tr olarak i banda olabilir.
Bu kuku tr Kartezyen sistemin olumlu bir kuruluu bak
mndan ibanda olduu gibi, tanm gerei sradan insann e
itli alanlarda gsterdii kuku biimini de az ok karlyor
olarak dnlebilir. nk sonralayan/sonra-gelen olarak ni
telediimiz kuku trnn sradan insann kukularyla pek bir
ilikisi yoktur. Ancak Hume'a gre, Descartes'n uygulad bi
imiyle karmza kan kukunun da her aratrma ya da ince
lemeden nce uygulanmas pek de olanakl deildir, nk
genelde kendisi hibir biimde kukuya yer vermeyen kkensel
bir ilke bulmaya yneliktir; daha sonra tm sistem bu ilke ze
rine dayanacaktr. Oysa Hume'a gre byle bir kkensel ilke
218 J Yeniada Bilgi Felsefesi
THOMAS REID
Hume deneyciliinin ulat kukucu sonulara yine bir
sko dnr, Thomas Reid ( 1 7 10-1796) kar karak bir sa
duyu okulunun olumasna n ayak olmutur. Reid, bir sko
rahibin olu olarak skoya'da, Strachan'da dodu. ocuklu
undan balayarak yaamnn byk blmn geirdii Aber
deen'de eitim srecini tamamlad. Birka yllk rahiplik
grevinden sonra, Aberdeen'de Kings College'da akademik bir
greve getirilmi ve burada 1 7 5 1 - 1 764 yllan arasnda dersler
verdikten sonra, Glasgow niversitesi'ne ahlak pofesr olarak
atanmtr. 1 764 ylnda, Saduyu lkeleri zerinde nsan Anl
zerine Bir Soruturma (An Inquiry into the Human Mind on the
Principles of Common Sense) balkl ilk ve nemli yaptn ya
ymlamtr. Ahlak profesrl dneminde 1 785 ylnda, nsa
nn Ussal Gleri zerine Denemeler (Essays on the Intelectual
lngiliz Deneycilii 1 223
Powers of Man) adl yapt yaymland ve onun ardndan l 788'de
nsann Etkin Gleri zerine Denemeler (Essays on the Active Po
wers of Man) balkl yapt yaymlanmtr. Daha sonralar bu
iki yapt, nsan Zihninin Gleri zerine Denemeler (Essays on
the Powers of the Human Mind) ad altnda yaymlanmaya devam
edilmitir.
Reid, empirizmin balang savna kendisini yakn hisset
mekle birlikte, felsefi yneliminin birincil kaygs, Hume'un ku
kucu sonularn etkisiz hale getirecek bir felsefi yaklam ortaya
koymakt. Bununla birlikte Berkeley'in idealizmine ve Locke'un
idelere ilikin temel tezine de kar karak grlerini olu
turma yoluna gitti.
Reid, empirizmin balang sav olan "bilginin duyu dene
yimi yoluyla balad" tezini kabul etmekle birlikte, Locke'un,
"ideler algnn dolaysz nesneleridir," biimindeki postlasn
kabul edilemez buldu. Bu balamda ilkin 'ide' szcnn eitli
anlamlar zerinde durur: Ona gre, gnlk dilde herhangi bir
eyin dncesini ya da idesini tamak, onu kavram olmaktr;
onun hibir idesini tamamak, onu kavramam olmaktr. Oysa
Locke ve Berkeley'in anlaynda "deler algmzn nesneleri"
olup karlar. Bir baka deyile Locke'a gre ideler dnen an
lmzn dolaysz nesneleridir. Bu yolda devam eden Berkeley
salt, ideleri bilebileceimizden hareketle, tinleri ve tinlerin d
ncelerini alkoyarak cisimler dnyasn kolayca ortadan kal
drd. Hume ayn yolda daha da tutarl ilerleyerek, hem tinsel
hem de maddesel dnyalar ortadan kaldrd. Bu durumda geriye
kalan salt ideler ya da izlenimler idi. Peki ama nerededir? Belli
bir yerleri var mdr? 'Ben' ya da 'kendi-m' denen ey ortada ol
madna gre, bunlar bolukta m salnyorlar? Aslnda bu a
dan Hume'un yapt aklama doyurucu deil; bunlar
birbirleriyle ardklk iinde, birbirlerine balanyor ve bu ba
lanma deyim yerinde ise bir paket ortaya koymu oluyor; yani
idelerin, izlenimlerin bir paketi iinde 'ben' ya da 'kendim'in bir
224 1 Yeniada Bilgi Felsefesi
FRANSIZ DUYUMCULUGU
Genel olarak Locke'un deneyciliini benimseyen ve bu temel
zerinde zihnin yaps, bilinlilik ve bu alanlara ilikin kavram
lar zerine bir takm kuramlar gelitiren balca dnrler Con
dillac, Helvetius, Diderot ve Holbach gibi dnrlerdir. Bu
dnrler "Fransz Duyumculuu" genel ad altnda snflan
maktadrlar. Bunlarn her birini ksa ksa grmeye alalm.
ANSKLOPEDSLER
DIDEROT VE D'ALEMBERT
DENIS DIDEROT
Fransa'da Langres kentinde dodu ( 1 7 13-1 784) . Bu kentte
bulunan Luis-le-Grand jesuit kolejinde ortarenimini parlak
bir renci olarak tamamladktan sonra, yksek renim iin
Paris'e gnderildi. Muhtemelen Harcourt kolejinde edebiyat b
lmnden mezun oldu ve kilisede resmi bir greve getirildi;
ancak dzenli bir meslek yaam kendisine skc grnd iin
geim sknts ekme pahasna da olsa grevinden ayrlarak, ok
byk bir tutku duyduu dil renimine ve yan sra matema
tik renimine yneltmitir. ok gemeden Greke, talyanca
ve ngilizce dillerini ok iyi bir dzeyde renmitir. ngiliz d
ncesinin etkisinde kalarak ncelikle ngilizce yazlm yapt
lara ynelmi ve baarl bir evirmen olarak nlenmeye
balamtr. lk evirisi Temple Stanyan'dan Grek Tarihi'dir.
Daha nemli ve ilgi eken evirileri aras nda Schaftesbuninio
238 I Yeniada Bilgi Felsefesi
Bilgi retisi
Diderot insann ruhsalln ve bilgi yetisini maddeci temel
lerde aklama yolu tutmutur. Ona gre tm ruhsal fenomen
ler fizyolojik temellere indirgenebilir ve zgrlk dncesi bir
yanlsamadan baka bir ey deildir. Condillac'n insann zihin
sel yaamnda duyumun rolne ilikin yaklamndan etkilen
mitir. Ancak Condillac'n duyumlara ilikin zmlemesinin
yeterince ileriye gitmediini dnmektedir. nk Condillac,
sonul anlamda tannsal kayna dlamad, daha sistematik ve
daha soyut bir reti ortaya koymutur.
Ona gre duyumun fizyolojik temellerinin duyumun tesine
geerek aklanabilmesi gereklidir. Bu adan Leibniz'in monad
retisine yaklaarak unlan ne srer; monadlar bir tr atom
dur; belli bileiklerde bu atomlar "hayvan" dediimiz canllann
organlarn olutururlar ve bu organlarda yine atomlar tarafn
dan salanan sreklilii temele alan bilin dediimiz farkndalk
olgusu doar. Bilinlilik, bilme ediminin temelinde yer alr. Her
trl bilme ve bilim dzeyleri, bilincin farkl ilevlerinden ve
derecelenmelerinden baka bir ey deildir. Bu giriimiyle Di-
240 1 Yeniada Bilgi Felsefesi
MADDECLER
Aydnlanma dneminde maddeci konumlarn aka ortaya
koyan ve bu alanda neredeyse ideolojik olarak davranan baz
atak dnrler de ortaya kmtr. Bunlardan sz edilmeye
deer olanlarn banda La Mettrie, d'Holbach ve Cabanis vardr
diyebiliriz. Bunlar srasyla ksaca grmek yararl olacaktr.
IMMANUEL KANT
ile znenin katks olan arasnda bir ayrm yapabiliyor olsak bile
bu durum deimez.
u halde Kant'n kabulne gre, duyusal eylerin duyumla
rnn uzay ve zaman birlii iinde alglanmalar grnglerin
olumasna yol ayor. Bu devrede anlama yetisinin-usun man
tksal kullanm devreye girerek almlanan duyusal sezgi verile
rini rgtleme yoluna gider. Ama bunlarn temeldeki duyusal
nitelikleri dokunulmadan kalm olur. Bu ekilde alglanan ve
bilgisine ulalacak olan dnya bir grngler dnyas ya da fe
nomenal deneyim dnyas ndan baka bir ey deildir. Mantksal
kullanmnda anlama yetisi salt duyusal sezgi verilerini rgtler
ve bu durumda karmza deneyimin empirik kavramlan kar.
Bu kavramlar duyusal verilerin rgtlemesi sonucunda empirik
bilimler olanakl klnm olur. Bu noktada Kant unu nemle
belirtir. Anlama yetisi-us kendi zkaynaklarndan yeni kavram
lar salamyor; sadece duyusal bir kaynaktan tretilen gereci
mantksal olarak rgtleme yoluna gidiyor. Burada sylenmek
istenen, usun duyusal bilgiyi bu rgtleme esnasnda ussal bil
giye evirmediidir. nk anlama yetisinin mantksal kulla
nm salt duyusal kaynaktan tretilen verilerin rgtlenmesiyle
snrl deildir.
u halde Kant, anlksal ya da ussal bilgi ve dnlr dnya ile
ne demek istemektedir? Ussal bilgi duyularmz etkilemeyen
varlklarn bilgisidir. Baka bir deyile sensibilia'nn deil ama
intelligibilia'nn bilgisidir. "Duyusal bilgi nesnelerin grndk
leri biimiyle, e deyile, Kant'n duyarlk yasalar dedii a piori
uzay ve zaman koullar altnda olduklar biimiyle bilgisidir.
te yandan anlksal bilgi ise eylerin olduklan gibi (sicuti sunt)
bilgisidir" (Aktaran, Copleston, 2004, s.3 1 ) . te bu iki bilgi tr
bir arada, anlalr-kavranlr dnyay olutururlar.
Empirik bilimler, genelde duyusal bilgiye dayal olarak kar
mza karken, metafizik ise, ussal bilginin birincil rnei du
rumundadr. u halde metafizikte bilgi nesneleri duyular aan,
258 1 Yeniada Bilgi Felsefesi
Yarg Trleri
Kant, tm grlerinin temelinde yer aldna inand iin
Salt Usun Eletirisi'nin Giri blmnde yarg trlerini amlama
yolu tutmutur. Ona gre gerekten de bizim belli bal yarg
trlerimiz vardr ki bunlar arasndaki ayrmlar ok iyi kavra
mak nemlidir. Yukarda deneyim tesi (a priori) yarglarmz
olduunu sylemitik. Ve yine bunlarn bir blmnn sentetik
266 1 Yeniada Bilgi Felsefesi
Duyarlk
Duyu yetisi denmesi belki de ok daha anlalrlk salaya
cak olan bu temel yetimiz olmasayd d dnyaya alamazdk.
D dnya iinde yer almayan ve d dnya ile iliki iinde ol
mayan bir canldan sz etmenin ise olana yoktur. Her canl ya
amn bir evre iinde srdrr; evre ile ilikimizi duyu
organlarmz araclyla kurarz ve anlama yetimizin katkla
ryla da evremizi anlamlandrrz, anlarz ve giderek evreyi y
netmeyi ya da ynlendirmeyi de baarrz.
Kant iin duyu yetisi, kendisinden nceki dnrlerin pek
ounun kabul ettii gibi olduka edilgin bir reseptr (alc) du
rumunda deildir. Eskilere gre, duyarlmz d dnyadan al
nan birtakm uyarlarn salt bir ynn salar; duyarlk temeli
zerinde hibir soyut ilem gereklemez; duyu verilerini an
laml btnler haline getiren anlama yetimiz ya da usumuzdur.
Oysa Kant, duyarla ok nemli bir zellik ykleme yoluna gi
derek, matematik gibi soyut bir bilgi dalnn bu yetimiz zerinde
olutuunu ne srer. Bunu da duyusal bilgide a priori bilgi
esi bulunduunu ne srerek yapar. Duyarlk yetimiz zaten
sentetik bilgilerimizin alandr. Ne var ki Kant bu alanda da ge
erli olan sentetik a priori bilgilerimizin bulunduundan emin
dir: Duyarlkta yer alan sentetik a priori bilgiler matematik
biliminin olumasna olanak verirler. imdi de bu tr bilgilerin
oluumunu Kant'n nasl akladn ksaca grmeye alalm:
Kant, Salt Usun Ele ti risi nde duyarlk yetimizi ele ald b
'
Anlk ve Kategorileri
nsann d dnyay kavrama ve bilgi edinme srecinde en
temel rol anlmz oynamaktadr. Anln kendisine ulaan ve
rileri birletirme , dzenleme anlamlandrma zellii olmasayd,
tm veriler anlamsz bir yn olarak kalr, herhangi bir eye ili
kin hibir bilgimiz oluamazd. Kant'm kavramsz duyular kr
dr, demesinin anlam burada yatar. Duyu verilerini anlaml
btnler haline getiren anlmzn temel birtakm kavram ve il
kelerinden bakas deildir. Ama eer duyularn salad veriler
olmasayd, kavramlarn da ii bo kalacakt. Bir baka deyile
anlk ilevsiz kalacakt. u halde insan bilgisi bu iki ana kay
naktan doar: duyarlk ve anlk. Duyarlk, yani duyusal sezgi bize
verileri salar. Anlk, yani dnme yetisi de bu veriler zerinde
kavramlar ve ilkeler araclyla dnmeyi gerekletirir. By
lece nesnelerin bilgisi iin, her iki yetinin ibirlii yapmas zo
runlu bir sre olarak karmza km olur. Ancak bilginin
oluumu iin her iki yetinin temel yasalarnn ilevlerini yerine
getirmesi gerekir.
Bu temel yasalarn duyarlk iin a priori zaman ve mekan
formlar olduunu grm bulunuyoruz. Anlk iin ise bu temel
yasalar, a priori birtakm kavram ve ilkeler ya da genel anlat
myla kategorilerdir. Duyarln zaman ve mekan formlarn i
levleri bakmndan ayrntl bir biimde yukarda ele aldk. imdi
de anln nasl altn daha yakndan grebilmek iin kate
gorileri ele almak gerekmektedir. Kant anln kategorilerini ele
ald blme Transsendental Mantk (aknsal mantk) adn
verir. Bu balk altnda Kant, a priori dnme biimlerini, bil
ginin nesnesi durumundaki ierikleri ile iliki iinde ele alr;
Aristoteles'in formel mantnda olduu gibi ierikten soyut
lanm olarak ele almaz. Anln a priori kavram ve ilkeleri ile
bunlarn nesnelere genel olarak uygulan burada sz konusu
dur. Kukusuz u ya da bu tikel bir nesneye uygulan ile ilgili
deildir. Bir baka deyile bu mantk nesnelerin a priori bilgisi ile
Kant'n Eletirel Felsefesi l 281
ilgilenir. Sorunu daha ak olarak koymak gerekirse, Aknsal
estetik, nesnelerin duyusal sezgide verilebilmeleri iin zorunlu
a priori koullar olarak karmza kan zaman ve mekan form
larn incelemiti. Aknsal mantk ise nesnelerin, bir baka de
yile duyusal sezgi verilerinin dnlmeleri iin zorunlu
koullar olarak anln a priori kavram ve ilkelerini inceler. u
halde anlkta, duyusal veriler oklusunun birletirilmesini sa
layan nedensellik gibi a priori kavramlarn ve bunlarda temel
lenmi ilkelerin sistematik bir incelemesini gerekletirmek
gerekmektedir.
Kant aknsal mantn gerektirdii grevi gerekletirebil
mek iin anln yarglar oluturma edimine bavurur. nk
bu edim onun iin anln dnme gc ile ayn ey demektir.
Aslnda anln tm ilemlerini yarglara indirgeyebileceimizi
belirtir. yleki anl yarg gc olarak da sunabiliriz. u halde
yarg nedir? Yarg Kant' a gre, "bir nesnenin dolayl bilgisi ve
bu yzden onun tasarmnn tasarmdr. Her yargda birok ta
sarm iin geerli bir kavram vardr ve bu birok tasarm ara
snda ayrca nesne ile dolayszca bantl olan verili bir tasarm
da bulunur. Bylece, Tm cisimler blnebilirdirler,' nerme
sinde 'blnebilir' kavram birok baka kavram ile bantldr;
ama bunlar arasnda zellikle cisim kavram ile bantldr ve bu
kavram da yine kendilerini bize sunan belli grngler ile"
(Kant, 1 993, s. 72) . Burada anlatlanlar daha zet olarak dile ge
tirmek gerekirse, "Yarg deiik tasarmlar tek bir bilgi olutur
mak iin kavramlar araclyla birletirmektir. " (Aktaran,
Copleston, 2004, s.88) . u halde tm yarglar tasarmlarmz ara
snda birlik ilevleridirler. Bu yolla pek ok olanakl bilgi tek bir
bilgide birletirilir.
Burada yaplmak istenen, yargda bulunmann olanakl yol
larn belirlemektir. Bu mantklar tarafndan zaten yaplmtr
ama sorunu daha teye tayamamlar ve niin salt bu yarg bi
imlerinin bulunduu sorusunu sormamlardr. Oysa Kant'a
282 1 Yeniada Bilgi Felsefesi
Katagoriler Yarglar
1 . Nicelik 1 . Nicelik
( 1 ) Birlik ( 1 ) Tmel
(2) okluk ( 1 ) Tikel
(3) Tmlk (3) Tekil
2 . Nitelik 2. Nitelik
( 1 ) Olgusallk ( 1 ) Olumlu
(2) Deilleme (2) Olumsuz
(3) Snrlama (3) Sonsuz
Kant'n Elelird l /" / ' ' 1 111
3 . liki 3. lliki
( 1 ) Kalclk ve ilintilik ( 1 ) Kesin
(Tz ve linek)
(2) Nedensellik ve Bamllk (2) Varsay m l
(Neden ve Etki)
(3) Birliktelik; Karlkl-Etkileim) (3) Ayrk
(Etkin ve Edilgin Arasndaki Ballk)
4. Kiplik 4. Kiplik
( 1 ) Olanak ve Olanakszlk ( 1 ) Olasl (Belk l
(2) Varolu ve Varolmay (2) nesrmlu
(3) Zorunluluk ve Olumsallk (3) Zorunlu-Zon -,1 1 :
liki Kategorileri
Gerekte tm nicelik ve nitelikleri biz, tz olarak grd
mz eye, nesneye ykleriz. Tz ya da tzler olmasayd, belki
de teki kategorilere de gerek kalmayabilirdi. Aristoteles de bu
kategoriye birincil ncelii vermitir: tz kendisine yklenen
lerden nce gelir; tze yklenen her ey tze gre ilinektir. Tz
kalc iken ilinekler tz kadar kalc deildir. "Yonca yeildir,"
ve "Yonca insanlar tarafndan yenmez," gibi. Tz ve ilinek kate
gorisine karlk gelen yarg tr kategorik yani kesin yarg t
rdr. Neden-etki kategorisinde, neden etkin olan ey, etki de
nedene baml olan yani kendisine etki edilen eydir. Buradaki
yarg tr hipotetik ya da koullu yani varsaymldr. "Eer me-
Kant'n Eletirel Felsefesi l 285
taller stlrlarsa genleirler," gibi. Kant bu kategorinin zellikle
bilimlerde ok nemli olduunu dile getirir. Karlkl etkileim
kategorisine gre, ayn ortamda bulunan eyler birbirleriyle kar
lkl iliki iindedirler.
Kategori ermalan
Kant'a gre bu uygulamay anlmz dorudan olarak yapa
maz, nk duyarlk ile anlk arasnda ortak bir yn yoktur ve
byle bir ortaklk olmadka anlk bu grevi gerekletiremez.
u halde bu iki farkl alan arasnda kpr grevi gren bir yeti
ya da bir etkinlik olmal. Bu ne olabilir? Kant, duyarlk ve anlk
arasnda araclk grevini stlenen yeti olarak imgelem yetisini
ne srer. Ona gre imgelem yetimiz kategori emalarn ret
mekte ve onlarn taycln yapmaktadr. ncelikle bu soruyu
soralm: Kategori emas nedir? "ema, bir kategoriyi duyu ve
rilerine uygulanmasna izin verecek biimde snrlayan imgele
rin retimi iin bir kural ya da bir ilemdir." emann kendisi bir
imge deildir, ama imgelerin oluumu iin genel bir ilemi tem
sil eder. mgelem bir kavrama kendi imgesini salamaya yne
lik bir genel ilem gerekletiriyor, bu ilemin tasarm bu
kavram iin ema olmu oluyor. "ema genel olmakla, kavrama
Kant'n Eletirel Felsefesi l 289
yapsal bir benzerlik gsterir: mge tikel olmakla sezgi oklu
suna bir benzerlik gsterir. Bylece imgelem anln kavramlar
ve sezginin oklusu arasnda araclk yapabilir. " ( Copleston,
2004, s.97) . Bir ema, bir sezgi oklusunun belli bir kavram ile
uyumlu olarak bir imgede tasarlanabilmesini salayan bir yn
temin tasarmdr. emann kendisi kesinlikle bir imge deildir.
rnein be noktay birbiri ardna koyarak be saysnn bir im
gesini retebiliriz, ama be saysnn emasnn kendisi bir imge
deildir; o bir oklunun belli bir kavram ile uyumlu olarak bir
imgede tasarlanabilmesini salayan bir yntemin tasarmdr.
ema bir bakma kavramn ve fenomenler oklusunun bir araya
getirilmesini salar; daha akas kavramn fenonomenlere uy
gulanmasn salar. rnein aa kavramnn emas bu kavram
tikel bir aaca uygulamak iin gereken bir tasarm retmeye ya
rayan bir kuraldr.
Kukusuz burada Kant'n zerinde durduu empirik, a pos
teriori tasarmlara yol aan emalar deil anln a priori kavram
ya da kategorilerinin emalardr. Kant bunlara aknsal emalar
demektedir. Kategorilerin aknsal emalarnn grnglere uy
gulanmas, bu uygulanabilirliin zamansal koullarn belirle
mesi demektir. nk zamandaki konum tm grnglere
ortak olan biricik zelliktir. Zaman duyarln a priori formu ol
duu gibi, imgelemin rn olan aknsal zaman belirlenimi bu
ekilde iki yanda da dayanak bulmu olur. Buna gre zaman, e
mas olduu kategori ile trdetir, nk tmeldir ve bir a priori
kural zerine dayanr. Grngler ile de trdetir; nk zaman
alg oklusunun her empirik tasarmnda bulunur. "Bylece, ka
tegorilerin grnglere bir uygulan aknsal zaman belirle
nimi yoluyla olanakl olur. " (Aktaran, Copleston, 2004, s.98).
Bu ekilde anln a priori kavramlarnn emas, grnglerin
kategori altna alnmasna izin verir.
Birka kategorinin emasn rnek olarak ele alrsak, nce
likle tz kategorisinden balayabiliriz. Tz kategorisinin emas
'olgusa!n zamandaki sreklilii'dir. Bunun bir baka anlatm da
290 [ Yeniada Bilgi Felsefesi
zel bir blm olarak kabul ettii salt usun kendine zg ide
lerine ilikin benzer bir mantk trnn i banda olduuna
inanmaktadr. Yani bir tr yanl karmlar mant bu alanda i
banda olmaktadr. Bu alanda idelere ilikin nesnel bilgilere
ulamann bir yolu yok gibi grnmektedir. Bunun nedenlerini
ve Kant'n aklamalarn daha yakndan grmeye alalm.
Daha nceki blmlerde olduu gibi burada da temel soru
"bilimsel bir metafizik olanakl mdr" sorusudur. Matematik ve
salt. doa biliminde bilimselliin koulu iin sentetik a priori bil
gilerin gerekli olduunu ve bu alanlarda bu koulun salandn
grm idik. u halde acaba metafizik ideler balamnda sente
tik a priori bilgilerimiz olabilir mi? Sentetik a priori bilgileri nasl
salyorduk? ncelikle bunu anmsamamz nmz grme
mize yardmc olabilir. Anlama yetimizin kategorileri duyusal
algda verildii biimiyle fenomenlere uygulandnda bu alanda
bilimsel bilgi (nesnel bilgi) elde etmek olanakl oluyordu. Oysa
bir de fenomenlerin tesinde kendinde-eyler (numenler) vard;
ve yine grdk ki kategorilerin ve bunlara dayal salt doa ilke
lerinin kendinde-eylere uygulanmas olanakl deildir. nk
kategoriler ve ilkeler sadece fenomenlere uygulanrlar ve de ken
dinde-eyler fenomen deildir. Bylece, salt usun balca ideleri
olan ruh, Tanr ve evren (kosmos) ideleri numen ya da kendinde
eyler olarak kategorilerin salt duyu nesnelerine uygulanabilir
olma koulunu karlamaktan uzak kalrlar ve bu nedenle sen
tetik a priori bilgi retmenin dnda kalrlar. Bu yzden bilim
sel bir metafizik olanakl gibi grnmemektedir.
Kant aslnda insanlarn doutan getirdikleri bir eilim ola
rak metafizie ynelmekten kanamadklarn da belirtir.
Bunun anlam insanlar nnde sonunda salt usun edimi olarak
Tanr, ruh ve evren idelerine ularlar ve bunlarn nesnel ger
ekliine inanrlar ama yukarda az ok belirtilen nedenlerden
dolay bu tam bir yanlgdr. Bu idelere ilikin nesnel (bilimsel)
bir bilgi olanakszdr. Bunun neden byle olduunu Kant a
sndan biraz sonra grmeye alacaz. Ama bu noktada Kant
Kant'n Eletirel Felsefesi 1 299
Tann desi
Kant, salt usun nc idesi olarak ele ald Tanr idesini
kkensel olarak tm olanakl yklemler toplamnn bir dn
cesi olarak grr ve bu ideyi 'Aknsal ideal' olarak adlandrr.
Tm tikel olanaklarn verileri bu ide tarafndan a priori olarak
kapsanr. Ama unu belirtmek gerekir ki "her biri eliik ya da
badamaz yklemleri dlayan tm tikel yklemlerin koulsuz
koulu olarak" anlk bu ideyi karsnda bulur. Bylece aslnda
tm olanakl yetkinliklerin bir toplam dncesidir. Yani Kant'n
deyiiyle o bir ens perfectissimum (en yetkin varlk) dncesi
dir. Ama ayn zamanda ens realissimum dncesidir. nk en
yetkin varlk olarak tikel yetkinliklerin koulsuz koulu olarak
dnld lde, onlarn ilk rnekleri olarak da dnlr
bu nedenle soyut deil, olgusal bir varlktr. Burada unu da be
lirtmek gerekir ki, bu varlk empirik, snrsz ve ou kez kar
lkl dlayc yetkinliklerin bir araya getirilerek birletirilmeleri
olarak dnlemez, tersine snrsz, salt yetkinliklerin tek bir
yaln varlktaki birlikleri olarak dnlmelidir. Bylece birey
sel, zorunlu olarak varolan, yaln, ncesiz-sonrasz, her eyden
306 I Yeniada Bilgi Felsefesi
Sonu
Kant felsefesinin kotarlmasnda kta ussalclnn ve ngiliz
empirizminin etkileri olduu aktr. Kant, Leibniz felsefesinin
Wolff ve ardllar tarafndan okullatrlm biimi iinde yeti
mekle birlikte, Leibniz'in kendi felsefesini kefettikten sonra,
asl Leibniz felsefesinin etkisi altnda kalm ve bu felsefenin baz
nemli temalarn kendi felsefesine de tamtr. rnein Leib
niz'in ne srd zaman ve uzayn fenomenal olduu konusu
Kant felsefesinde de nemli bir yer tutar. Bunun yan sra Hu
me'un metafizik eletirileri de kendisini dogmatik uykularndan
uyandrarak, onu, katksz, ussalc bir felsefi sistem olutur
maktan alkoymu ve Hume'un eletirel felsefi irdelemelerinin
etkisiyle, o da bir metafizik eletirisine ynelmi ve bu ekilde
felsefesi, tam bir eletirel felsefe olarak belirginlemitir. Oysa
metafizii eletirmek aslnda metafizik bilgiyi eletirmek, bu bil
ginin gvenilirlik dzeyini test etmek demektir. Bu edim ise bilgi
sorununa girmeyi kanlmaz klar. Bu nedenle Kant'n eletirel
felsefesi tam bir bilgi felsefesi durumundadr ve bu tutum temel
yapt konumundaki Salt Usun Eletirisi'nde batan sona ege
mendir. Kant bu yaptn ierimleriyle bilgibilim alanna yeni-
1,:ada en byk katky yapmtr. Bir bakma bu alanda Kant'tan
sonra sanki sylenecek sz kalmam, bu grkemli doruk, bil
gibilimin sonunu da getirmi gibi alglanm ve bunun sonucu
olarak da Kant'tan sonra onun ardllar metafizik alannda yeni
araylara gemilerdir. Bylece 19. yzyl felsefesi Kant'n trans
sendental idealizminin asl ieriini yakaladna inanan d
nrlerin oluturduu bir Alman idealizmi olarak karmza
1,:kmaktadr.
Kant'n transsendental idealizmi, bilgibilimsel adan Leib
iz'de bir tr gizil olarak beliren doutan ideler retisini, do
utan kategorik ilevler durumuna getirirken, Hume'un
kukucu eletirisinde nedensellik gibi birtakm karmak kav
ramlara da bir tr znellik esini katm olmas eletirel tutu-
316 J Yeniada Bilgi Felsefesi
riyi gsterir. Ama ona gre geometri tikel bir bilimdir. Oysa fel
sefe bilimin bilimi, baka bir deyile bilginin bilgisi ya da bilgi
retisidir (Wissenschaftslehre). u halde felsefe btn bilimlerin
bilimidir, temel bilimdir. Bu yzden felsefenin temel nermesi
tantlanamaz. Byle bir nerme kendiliinden ak bir biimde
doru olmak durumundadr. Tm teki nermeler ondan tre
mi olmakla ancak dolayl bir biimde kesinlik tayabilirler.
u halde felsefenin temel nermesinin ne olduunu sormak
gerekir. Fichte, Bilim Kuramna Giri balkl yaptnda felsefenin
tm grevinin, deneyimin temelinin ne olduunu aydnlatmak
olduunu ileri srmektedir. Fichte'ye gre olgusal deneyim,
daima bir eyin deneyleyen biri tarafndan deneylenmesidir. Bir
baka deyile bilin, her zaman bir nesnenin bir zne ya da bir
zihin tarafndan bilinmesidir. Bunun yan sra, zne ya da zihin
olarak, deneyimlerimizin bazlarnn zgrlk duyuncu iinde
olutuunu, bazlarnn da zorunluluk kategorisi iinde gerek
letiini biliriz. rnein zihnimizin iinde kendimizce birtakm
dnceler retirken zgrzdr, ancak yolda yrrken gzle
rimize ve kulaklarmza etki edenlere bal olan deneyimleri
mizde zgr deilizdir. Bir tr zorunluluk altnda dururuz. Bu
iki ucu temsil etmek zere felsefi zihin-filozof, soyutlama yo
luyla bilinte her zaman birleik olan iki etmeni kavramsal ola
rak yaltabilir ve bylece, kendinde-anlk ve kendinde-ey
kavramlarn oluturabilir. Bu durumda felsefecinin nnde iki
yol durur. Ya deneyimi kendinde-anln e deyile yaratc d
ncenin rn olarak aklamaya alabilir. Ya da kendinde
eyin etkisi olarak aklamaya alabilir. lk yol grld gibi
idealizmin yoludur, ikincisi ise Fichte'nin deyiiyle dogmatizmin
yani maddecilik ve belirlenimciliin yoludur. Felsefenin temel il
kesi olarak bu birbirini dlayc iki konum arasnda aka be
lirli bir seim yapmak sz konusudur.
Fichte'ye gre eer kendinde-ey yani nesne, aklamann
temel ilkesi olarak alnrsa, bu durumda anlk en sonunda salt
322 J Yeniada Bilgi Felsefesi
Kuramsal karsama
Fichte'nin idealist dizgesinde tm etkinlik sonul anlamda sal
tk 'ben' ile ilikilidir ve ondan trer. Bu balamda bilinten ba
msz herhangi bir eyi dnmek olanakszdr. Hele ki
Alman idealizmi 1 329
Eylemsel karsama
Fichte'nin bir karm biimi olarak ele ald ve felsefesinin
ana kaynana gtrme bakmndan nemli grd eylemsel
karm biimini biz de burada bilgibilimin ksmen dna dme
Alman ldealizmi l 331
Diyalektik Mantk
Diyalektik dnme sreci elikileri aarak ilerleyen bir s
retir. Hegel'in olumsuzun gc dedii eyle herhangi bir anlk
kavram bir elikiyi retir; kavramda rtk olan eliki, kav
ram katln ve kendinde-kapsanmln yitirdii ve kartna
getii zaman belirtik hale gelir. Aslnda Saltn yaam eliki
leri yaratr demek daha doru olacaktr. Kald ki insan tini de
Saltn bir grnm biiminden baka bir ey deildir. Hegel'e
gre elikinin douu, diyalektik devinimin gdc gcdr:
"Kart kavramlarn atmas ve atmann, kendisi bir baka
elikiyi yaratan bir bireimde zlmesi, anl durup dinlen
meksizin ileriye, ideal bir sona, her eyi kapsayan bir bireime,
gerekliin tamamlanm dizgesine doru gden zelliktir,"
(Copleston, 2000, s.26) . rnein bu dizgesel bak as altnda,
insan tarihi ele alnd zaman yine diyalektik bir devinimin i
banda olduu grlecektir.
Hegel iin bireim (sentez) szc aslnda ayrmda-zdelik
aamas iin kullanlan bir terimdir. Ama diyalektik yntem de
nince akla gelen 'tez,' 'anti-tez' ve 'sentez' terimleri ncelikle
Fichte'nin tercih ettii terimlerdir, ancak Hegelci sistemin de bu
tarz ller ile amlandn gsterir. Buna gre Saltn yaa
mnn aknda ana evre bulunur: Bunlar Mantksal dea, Doa
340 1 Yeniada Bilgi Felsefesi
Tinin Grngbilimi
Hegel insan tini alannda olup bitenler konusunu Tinin G
rngbilimi adl temel yaptnda ele almtr. Buradaki ana kayg
insan anlnn Saltk deann z-bilgisine katlmak zere ilerle
yi ya da ykseli servenidir. Bu konuda Amerikal dnr
Royce unlar syler: "Bu kitapta, Hegel ardk bir dzen iinde,
deneyimin baz trlerini betimlemektedir. Bunu yapmakla, daha
yksek ussal yaamn genel evriminin bir karakteristii olarak
ocuksu saduyudan derin felsefi dnceye geiin ve idealist
Alman idealizmi l 345
bir sistemin bir rnei olarak bu yolu tuttuu sylenebilir," (akt.
Acton. 1 967, s.439) . Aslnda daha balangta u noktay belirt
mek gerekir ki insann Saltk zerine bilgisi ile Saltn kendi
zerine bilgisinin ayn bir gerein iki yan olduklar sylenebi
lir. Buna karn Hegel sonlu anln saltk bilgiye katlmasndan
sz eder. nk insan anlnda grdmz her bilgi, Saltn
z-bilgisindeki bir momenti gstermez. Her bilin dzeyi saltk
z-bilince katlamaz. Bunu baarabilmek iin sonlu anln He
gel'in mutlak bilgi dedii bilgi dzeyine ykselebilmesi gerekir.
Grngbi!im ana blme ayrlr, bunlar zihinselliin
ana evresini srasyla ele alrlar. Birincisi nesnenin zneye kar
duran duyulur bir ey olarak zne tarafndan farknda olunma
sdr. Hegel bu evreye bilin adn verir. kinci evre z-bilin ev
residir. Burada oka toplumsal bilin zerinde durulur. nc
evre Us (Vernunft) evresidir ve nceki evrelerin bir sentezi ola
rak sunulur. Bu ana blmlerin de hi kukusuz kendi alt diya
lektik lleri vardr.
yer alr; 'kendi' deien tutarsz, kararsz bir 'kendi' ile deiim
siz ideal bir 'kendi' arasndaki elikinin bilincindedir. "lki bir
anlamda yanl bir kendi olarak, yadsnacak bir ey gibi gr
nrken, ikincisi ise henz eriilmemi gerek 'kendi' olarak g
rnmektedir. Buradaki ideal 'kendi' bir te dnyasal alana
yanstlabilir ve saltk 'eksiksizlik' ile dnyadan ve sonlu 'ken
di'den ayr olarak varolduu dnlen Tanr ile zdeletirile
bilir," (Aktaran, Copleston, 2000, s.35). nsan bilinci bu nedenle
mutsuzdur: kendinde blnm ve kendine yabanclamtr.
z-bilinteki bu elikiler ya da blnmeler sonlu zne,
tmel z-bilince ykseldii zaman yenilecektir. Bu ekilde tikel
zne z-bilin aamasndan Us aamasna gemi olur. Bilincin
grngbilimsel tarihinin bu nc aamas, ilk iki aamann,
yani sradan bilincin ve z-bilincin sentezi olarak dnlr. Bu
dzlemde 'kendiliin,' kendinde ve bakalarnda tam bir tann
mas sz konusudur; bu tanma bu ekilde sonsuz Tinin sonlu
'kendi'lerde ve onlar araclyla rtk bir ayrmsan olarak be
lirir. Burada insan tini Us olarak kendini aa koyar. Us dze
yindeki zne Doay, kendisi ile birlemi olduu sonsuz Tinin
nesnel bir anlatm olarak grr. Ama bu anlatm deiik biim
ler alabilir. Gelimi dinsel bilinte zne Doay Tanr'nn yara
ts ve z-belirii olarak grr. Dinsel bilin dzeyinde gereklik'
anlatmn daha ok resimsel dnce biiminde bulur. Mutlak
bilginin en yksek dzeyinde ayn gereklik felsefi biim altnda
dnsel olarak kavranr. Sonlu zne kendi en-i 'kendi'sini son
suz, tmel Tinin yaamndaki bir an olarak grrken, Doay
kendini edimselletirme srecindeki Tinin ileriye doru yr
ynde zorunlu bir evre olarak grr. Buna gre saltk bilgi,
sonlu znenin, kendini-dnen Dncenin yaamna, Saltk
Varla katld dzeydir. Ya da baka bir anlatmla saltk bilgi,
Saltk Varln, Btnln kendini felsefecinin sonlu anlnda ve
onun yoluyla aynmda-zdelik olarak dnmekte olduu dzeydir.
Us evresinde de diyalektik ller karmza kar kukusuz.
lnn ilk basama gzlemci us olarak ele alnr. Burada us
350 1 Yeniada Bilgi Felsefesi
Sonu
Grld gibi Hegel'e gre gerek bilgi, saltk Varla, ken
dini dnen Dnceye sonsuz Usa ilikin bilgidir ve bu bilgi
gerek anlam ve tamamlanml asndan salt kavramsal bilgi
tr olarak felsefi bilgidir. u halde gereklemesi iin felsefeci
tinini beklemektedir. Bylece Hegel, bilgi tr olarak felsefi bil
giyi yceltmi ve en yksek yere koymu oluyor. Ancak bu bil
giyi saltk Varln -dinsel bak asyla Tanr'nn- kendini bilen
bilgisi olarak betimlemesiyle metafizik bir varlkla zdeletirmi
oluyor. Ama bunu yapmakla aktr ki gerek bilgi kavramndan
da uzaklam olur. Bu nedenle btn bu giriimiyle bilginin me
tafizie dolaymlandndan sz edebiliriz.
Elde edilii bakmndan bilginin, insan bilincinin en alt d
zeylerinden balayarak saltk bilgiye doru adm adm yksel
mesinin bir amlanmas da burada bilgibilim adna ele alnmas
kanlamayacak bir nokta idi. nk bilgibilimde rnn yani
bilginin kendisi kadar bilgiye gtren ya da bilgiye ilikin zi
hinsel sreler de inceleme konusu olmak bakmndan nemli
olmaktadr. Kald ki dnrlerin pek ou bilgibilimsel irdele
melerinde bilgi konusu bakmndan bilisel zihinsel edimlere ya
da ilevlere fazlasyla yer verme yoluna giderler. Hegel de bilgi
nin bireysel edinimi ya da kazanlmas bakmndan zihinsel s
relerin ilevselliine ya da grevlerine kendince bir bak
yneltme yoluna gitmitir. Bir bilgilenme aamas olarak z-bi
lin dedii evrede, etik bilinlenme aamalarna fazlasyla yer
vermesi, bilgibilim alanndan etik alanna gei biiminde yine
bir alan kaymas olarak grlebilir. z-bilincin gerek zgr
benliini kazanmas bakmndan geirilen etik bilinlenme s-
Alman dealizmi l 353
recini kle-efendi diyalektii metaforu iinde amlama yolu tut
mas da speklatif sosyoloji alanna ya da ekonomi-politik sy
leme gei balamnda dnlebilir. Ne var ki tm bunlar,
kendine zg bilgibilim anlaynn yaptalar arasnda felsefe
sinin zn oluturan ayrmdaki-zdeliin bir gstergesi ola
rak grlp ele alnabilir. Bu da Hegel felsefesinin genel nitelii
ile uyumlu bir noktadr.
6. BLM
HEGEL KARITLARI
ARTHUR SCHOPENHAUER
ok kararl bir Hegel kart olarak belirginleen Schopen
hauer, l 788'de Almanya'nn Danzig kentinde dodu ( 1 788-
1860) . Zengin bir ailenin ocuu olarak, temel eitimini Fransa,
ngiltere, svire gibi lkelere yolculuk yaparken zel ret
menlerden alm ve bu erken dnem eitimi olduka st d
zeyde gereklemitir. 1809 ylnda Gttingen niversitesi'ne tp
eitimi iin girmekle birlikte ksa sre sonra ikinci eitim olarak
setii felsefede karar klmtr. Etkilendii ve geliimine ok
byk katk salayan iki byk dnr Platon ve Kant olmu
tur. Daha sonra Fichte, Schelling ve Hegel gibi idealistleri ince
lemekle birlikte, bu kiilerin karanlk sluplarndan holanmam
ayrca ne srdkleri felsefi yaklam kabul edilemez bulmu
tur. Platon ve Kant felsefelerinin nda doktora tezi olarak ha
zrlad Yeterli Neden lkesinin Drt Kkeni zerine balkl
yapt 1813 ylnda yaymlanmtr. Bu nemli yapt her zaman
iin felsefesinin temeli ve nsz olarak kabul ettiini belirtir.
Bundan sonra yakn dostu Goethe'nin yreklendirmesiyle
Grme ve Renkler zerine balkl bir yapt yaymlamtr. Hemen
sonra bayapt ( magnum opus) olarak nitelenen lsten ve Tasa-
356 I Yeniada Bilgi Felsefesi
111.
360 1 Yeniada Bilgi Felsefesi
Metafizik Ktmserlik
sten eer zsel olarak sonsuz bir aba, bitmek bilmeyen kr
bir drt ya da itki ise, hibir biimde doyum bulmayacak ya
da bir dinginlik durumuna ulaamayacaktr. Metafiziksel isten
cin bu zsel zellii kendini insan yaamndaki nesnelletirme
sinde ok daha iyi gsterir: nsan mutluluk arar, doyuma
ulamak ister ama baaramaz. Gereksinimin ya da yokluun an
latm olarak istek, bir ac biimidir. Bu yzden mutluluk bir ac
dan, yokluktan kurtulmadr. Ama bu hibir zaman
gereklemez; bu durumda mutluluk zsel olarak her zaman
olumsuzdur. " ok gemeden skntya dnr ve doyum iin
aba kendini yeniden ortaya srer. Birbirlerini insanlar denli az
seven varlklarn birbirleriyle beraber olmay istemelerini sala
yan ey skntdr. Ve byk anlksal gler yalnzca ac ekme
yeteneini arttrr ve bireyin yaltlmasn derinletirir. " ( Cop
leston, 1998, s.36). Her bireysel ey, yaama istencinin nesnel
lemesi olarak baka eylere kar kendi varoluunu ne srmeye
abalar. Bu nedenle dnya bir atma alandr. "Bu atma ken
disi ile anlaamayan, ikence eken bir isten olarak istencin do
asn sergiler." stencin doas gerei organizma dnyas ve
insan dnyas batan baa atmadr; bir baka deyile de sava
ve zulmdr: her yerde bencillik, agzllk, katlk ve zalim
lik grlmektedir. Bu adan "Devlet Tanrsal bir beliri olmak
tan ok uzaktr. Devlet dnyay baka trl olacandan biraz
daha dayanlabilir klmaya alan aydnlanm bencilliin bir
yaratsdr" ( Copleston, 1998, s.3 7).
Bylece metafiziksel istencin doasnn bir sonucu olarak su
nulmas nedeniyle Schopenhauer felsefesinde karmza kan
ktmserlik de metafizik bir ktmserliktir. Kendinde-ey k-
368 1 Yeniada Bilgi Felsefesi
SOREN KIERKEGAARD
Felsefi grleri bakmndan Hegel kart bir baka dnr
de ada varoluuluun resmi temsilcisi kabul edilen Dani
markal filozof ve teolog Sren Kierkegaard'dr ( 1 8 13-1855).
Doum ve lm tarihlerinden anlalabilecei gibi 19. yzyln
ilk yarsnda yaamtr. Bu nedenle kendisine bu programda yer
vermenin uygun olabilecei aktr. Aslnda grleri yaad
yzylda kendi memleketi dnda hemen hemen hi bilinme
mekte idi. Ancak 20. yzylda 11. Dnya Sava'ndan sonra Bat
kltr dnyasnda hzla yaylan varoluuluun etkisiyle kefe
dilmi ve bu akmn ilk en temel rneklerinden birisini ortaya
koyduu kabul edilmitir. Varoluuluk teist ve ateist olmak
zere iki koldan gelime olana bulmasna karn ele ald va
roluu tezler bakmndan iki akm iin de deimez bir nc
durumundadr. Ancak varolusal seimini teist ynde yapt
iin zel anlamda Kierkegaard teist varoluuluun en bata
gelen temsilcisi durumundadr.
Sren Aabye Kierkegaard Danimarka'nn bakenti Kopen
hag'da domu ve felsefe eitimi almak iin ksa bir sre Ber
lin'de bulunmann dnda yaamnn ok byk bir blmn
bu kentte geirmitir. Babas ok dindar bir tccar, annesi ev ka
dn idi. Kierkegaard'n babas ile olan ilikileri geliimini etki
leyici bir dzeyde olmutur. Babas zerinde baskc bir dinsel
eitim uygulamtr. Kierkegaard'n teist varoluuluunun k
keni tpk babas gibi dinsel duygular gl bir biimde isel
letirmesine balanabilir. 1 830 ylnda Sivil Erdem Okulu'na
kabul edilmi, burada teki konularn yannda Latince ve Tarih
arlkl bir eitim almtr ama tarihten pek holand syle
nemez. Kopenhag niversitesi'nde teoloji eitimi alm, ardn
dan Berlin niversitesi'nde bir sreliine felsefe eitimi
380 1 Yeniada Bilgi Felsefesi
Empirizm ve Mantk
18. yzylda da hkm sren bilgibilimsel yaklam Locke
tarafndan ne srlen deneycilik temelinde, "genellemelerden
oluan tm bilginin deneyimden tredii" gr idi. Bu yakla
mn bir baka anlatm ise, gerek Locke ve gerekse Mill iin
394 1 Yeniada Bilgi Felsefesi
btn bir srecin ikinci yars olmu olur. Grld gibi Mill,
tmdengelime bu eletirel bak ile tmdengelim ile tmeva
rm arasndaki uurumu azaltm olmaktadr. nk nnde
sonunda, tasmlamac uslamlamay tmevarmn sonucu olan
bir genel ya da tmel nermeyi yorumlama sreci olarak sun
mu oldu . Byle olunca, tmevarmsal uslamlamann da tmel
nermeler ortaya karma ve tantlama ilemi olarak tanmlan
mas artc olmayacaktr. karsamann z tikellerden tikel
lere olduuna gre, tmeller ya da geneller, tr olarak belirli
ama sayca belirsiz tikellerin derlenmelerinden (koleksiyonun
dan) baka bir ey deildir. Bylece Mill'in tmeller tanmna
yaklamn da yakalam oluyoruz.
Nedensellik Yasas
Nedensellik yasas doa dnyasnda gerekten en temelde yer
alan yasalarn banda gelir. Mill konuya girerken bu adan me
tafizik anlamda en son nedenlerle uramak gibi bir amacnn
olmadn dile getirir. Nedensellik yasasn yalnzca deneyim
den elde edebildii lde belirlemeyi amaladn, neden ve
etki arasnda herhangi bir zorunlu, gizemli ba kavram dn
mediini belirtir. Bu da tutarl bir empirist iin zaten beklenen
bir tutumdur. Tmevarmc bir bilim kuram asndan, "doa
daki her olgu ve onu ncelemi olan baka her hangi bir olgu
arasndaki ardkln deimezliine ulamak iin gzlem ta
rafndan bulunan tandk gerekliin tesine gitmeye hi gerek
yoktur," (Aktaran Copleston, 2000, s. 7 1 ) .
u halde nedensellik nedir? Mill'e gre, "bir fenomenin ne
deni onun deimeksizin ve koulsuz olarak sonucu olduu ncel
41 O 1 Yeniada Bilgi Felsefesi
Diyalektik Maddecilik
Marx ve Engels'e gre, maddecilik en bata Doa'dan nce
gelen ve kendini Doa'da anlatan bir Zihnin ya da deann yadsn
mas anlamna gelir. Bu o denli nemli bir tutumdur ki tersini
dnmek maddecilii btnyle ortadan kaldrr. Bu nedenle
maddecilik iin birincil gereklik, Doa dr : Doa tm tinsel
'
Doa Felsefesi
ncelikle u belirtilir: Doa metafizik srele deil diyalek
tik srele olumutur ve olumaya devam etmektedir. Burada
Darwin'in evrim kuramna yer verilmektedir; insanlk tarihinin
banda atein kefi yer alr. Bu keif, "insann ilk defa doa g
cne egemen olmasn salam ve bununla onu hayvanlar ale
minden tamamiyle ve kesinlikle ayrmtr," (Marks/Engels,
1 975, s.8) . Binlerce yllk savamdan sonra eller ayaklardan ay
rlm, dik yry balam, bu ekilde hem ellerin beceri ka
zanmasnn hem de szcklerle anlama dilinin hzla geliiminin
yolu almtr. "Elin beceri kazanmas, aletin tremesi demek-
424 I Yeniada Bilgi Felsefesi
sine olarak, suyun ssnn dmesi ile buz haline yani kat hale
gelmesi, yumurtann civciv haline, iein meyve haline gelmesi
gibi.
Diyalektiin nc yasas; kartlarn birliktelii ve savam
yasasdr. Bu yasa bir nesnedeki nicelik deiiminin sonucu ola
rak, nesnenin niteliksel dnme uramasnn nedenine ili
kindir; bu adan doadaki nesnelerin ve fenomenlerin i
elikiler tadn dile getirir. Burada eliki teriminin devreye
girdiini gryoruz. Bu adan diyalektik mantk bir eliki man
tdr da denebilir. nk eliki en temeldedir ve her alana
yaygndr. eliki bir nesnede ya da fenomende kart elerin
bir arada bulunduunu anlatr; buna gre bir eyde ya da olguda
olumlu denebilecek bir niteliine kart olarak onda bir olumsuz
nitelik de bulunur: rnein, her eyin bir yok olan ve bir de yeni
gelien eleri vardr. Bunlar birbirine kart olarak dururlar,
yani birbirleriyle eliirler; bu eliki birbirleriyle savam (m
cadele) iinde olmalarn zorunlulukla dourur. Yeni domakta
olan ile lmekte olan, yok olan ile gelimekte olan arasndaki
savam geliim srecinin, nicel deiimlerin nitel deiimlere
evrilmesinin i dinamiidir; dsal deil, isel nedenidir. Geli
menin ilkesi olarak, eliki itedir, yeniletiricidir ve kart e
lerin birlikte bulunuunu anlatr. Bu doada da byledir, toplum
yaamnda ve yine insan zihninde de byledir.
Diyalektiin drdnc yasas olumsuzlamann olumsuzlamas
(yadsmann yadsmas) olarak dile getirilir. Bu yasa kartlarn
savamnn sonucu olarak ortaya kan durumu anlatr. Sava
m gerei bir nitelikten yeni bir nitel duruma geen nesne , n
ceki durum olarak, belli bir sre sonucunda kendisini
olumsuzlam olur; yine ileriye doru akan bir sre sonucunda
bu kazanlan son nitel durum da nesnenin ilk durumuna bir
dn olarak olumsuzlanm olur. Engels, Anti-Dhring'de bu
yasaya baz rnekler vermitir. Bunlardan birisi yledir: Bir arpa
tanesi imlendii ve bitki bymeye balad zaman, tane ola
rak kendisini olumsuzlam olur. "Sonra bitki bir tohumlar ok-
426 I Yeniada Bilgi Felsefesi
sylenebilir.
Sonu
Buraya dek yaplan aklamalardan anlalabildii gibi, Mar
xist reti, felsefe geleneindeki bilgibilimsel tutumlar tmyle
altst eden devrimci bir bilgibilimsel yaklam ortaya koymu
tur. Bilisel iliki konusundaki diyalektik maddeci yaklam, bil
giyi eylerin insan bilincindeki bir yanss olarak grr; bu
balamda bilisel yans, toplumsal aracla dayal, tarihsel ge
lime srecinde gerekleen pratik etkinliin ve iletiimin birlii
olarak grlr. Pratik etkinlik ise bireyin baka kiilerle belirli
ilikilere girdii toplu ya da ortaklaa etkinlik olarak, bireyin
kendisi ile doal nesneler arasna baka insan yapm nesneler
koyduu aracl etkinlik olarak ve nihayet kendi tarihini iinde
tayan tarihsel gelime srecindeki etkinlik olarak grlr.
nsan yapm aralar, bireyin dndaki nesnel normlar, stan-
Diyalektik Maddecilik l 449
dartlan ve nesne varsaymlann ifade etme biimleri olarak ilev
grr. Kkenleri bakmndan toplumsal olan bu normlann birey
tarafndan zmsenmesi bunlarn yap oluturucu bili bileen
leri olarak ilev grmelerini salar.
Bilincinin oluumunda dsal pratik etkinlik, bilme sreci ve
iletiim birlikte rol oynarlar. nsan nesneye ynelik bir tek ey
lemi uygularken, nesnenin biimini deitirir, nesneyi bilisel
edimine konu yapar, arac nesne olarak kulland maddede ci
simleen, toplumsal olarak yorulmu pratik ve bilisel etkinlik
yollarn zmser. Bilincin iyice olutuu aamada bu etken
arasndaki doal balar kopmakla birlikte, znel bilinlilik du
rumu nasl olursa olsun, her bilisel etkinlik temel gerekleme
mekanizmalan bakmndan toplumsal araclkla olanakl olur ve
bu nedenle her zaman iletiim kouluna baldr.
Bilgibilimin grevi, geleneksel epistemolojilerde olduu gibi,
bilginin mutlak bir biimde dorulanmas sorununa zm ge
tirmekten ibaret deildir. Bilgi ancak, pratik etkinlikle birlik
iindeki bilme ediminin gsterdii somut gelime srecinde
dorulanabilir. Biliin ne bireysel ne de ortaklaa zneleri bu
dorulamann en stn gvenceleri deildir. Ortaklaa zne
kendi iine kapanm bir bilin dnyas olmayp, nesneye yne
lik pratik etkinlikle yakn balar olan, srekli gelime iindeki
ortaklaa bir bilisel etkinlik sistemidir. Bu sistemi farkl bili pa
radigmalarn temsil eden gruplar, bilimsel etkinlik topluluklar
ve toplumsal snflar temsil edebilir. Biliin-bilginin gelimesi
hem bireysel bilen znelerde hem de ortaklaa bilen znelerde
ve bilinen nesnelerin kapsamnda birtakm deiiklikleri ng
rr. Ortaklaa zne nesnelletirilmi bilginin ya da bilgi sistem
lerinin znesidir.
Marksizme gre bilimsel bilgibilim, biliin btnleyici zel
bir parasdr. Ortaklaa bilen zneye ilikin nesnel yapy am
lama grevi vardr ve her eyden nce diyalektik birlik iinde
bulunan bilisel normlarn gelime srecinin dilsel ve valkbi
limsel koullarn aratnr.
KAYNAKLAR
Anschutz, R. P. ( 1969). The Logic of]ohn Stuart Mili. . Mili (ed. ]. B. Schnee
wind) London: Macmillan.
Ayer, A. ]. (2002). Hume, eviren: Cemal Atila. stanbul: Altn Kitaplar Yaynevi.
Barreau, Herve. (2010). Epistemoloji, eviren, smail Yerguz, Ankara: Dost Ki
tabevi Yaynlar.
Berkeley, George. (1996). lnsan Bilgisinin llkeleri zerine, eviren: Halil Turan,
Ankara: Bilim ve Sanat Yaynlar. \
Clapp, James, Gordon. (1967) Locke,]ohn, i. The Encyclopedia of Philosophy
(Edi. Paul Edwards) . New York: The MacMillan Company& The Free Pres.
Cottingham, John. ( 1986). Descartes. Oxford, New York: Basil Blackwell Ltd.
elik, Sara. (2010). Bilgi Felsefesi: llka'dan Yenia'a. stanbul: Doruk Ya-
ynevi.
Hegel, Georg, Wilhelm, Friedrich. ( 1 995). Tarihte Akl, eviren: nay Szer,
stanbul: Kabalc Yaynevi.
Hobbes, Thomas. (2001). Leviathan, eviren: Semih Lim, stanbul: Yap Kredi
Yaynlan.
Kaynaklar j 453
Kant, Immanuel. (2008). Pratik Usun Eletirisi, eviren: ismet zeki Eybolu,
stanbul: Say Yaynlar.
Locke, John. ( 2007). lnsan Anl zerine Bir Deneme, eviren: Vehbi Hacka
dirolu, stanbul: Kabalc Yaynevi.
Marx, Kari. ( 1970). Kapital: Birinci Cilt, Birinci Kitap, eviren: Mehmet Selik.
Ankara: Sol Yaynlar.
Marx, Karl. ( 1975). Felsefenin Sefaleti, eviren: Ahmet Kardam, Ankara: Sol
Yaynlan.
Nietzsche, Friedrich. (1998). Ecce Homo, eviren: Can Alkor, stanbul: Yap
Kredi Kltr Sanat Yaynclk.
Pascal, Blaise. (2005). Dnceler, eviren, smet Zeki Eybolu, stanbul: Say
Yaynlan.
Scruton, Roger. (2002) . Spinoza, eviren: Cemal Atila, stanbul: Altn Kitaplar
Yaynevi.
Spinoza, Baruch. (1965). Etika, eviren: Hilmi Ziya lken, stanbul: Milli Ei
tim Basmevi.
l
Kaynaklar 455
Sorell, Tom. (2002). Descartes, eviren: Cemal Atila, stanbul: Alun Kitaplar
Yaynevi.
Thilly, F. (2007). Felsefenin yks II: ada Felsefe, eviren: brahim ener,
stanbul: zdm Yaynlan.
Weber, Alfred. ( 1993). Felsefe Tarihi, eviren: H. Vehbi, Eralp, stanbul: Sosyal
Yaynlar.
West, David. (1998). Kta Avrupas Felsefesine Giri, eviren: Ahmet Cevizci,
stanbul: Paradigma Yaynclk.