You are on page 1of 192

YOl

YAY Ni\RI

mi
Ekim 1975
SERGEY AYZENTAYN

Bir sinemacnn
dnceleri

eviren : Azmi Ama

YOL
YAYll'ljlARI

w
Balarken

Sinema kukusuz sanatlarn en evrenseli.


Sadece eitli lke filimlerinin dnyay katede
rek en cra kelere ulamasndan tr deil, n
celik!e tekniinin gittike zenginleen olanaklan
ve durmadan gelien yaratc gcnn sinemaya
evrensel apta bir nitelik kazandrmasdr bunun
:edeni.
Ne var ki, yzylmzn ilk yars bu olanaklar
dan yeterince faydalanmayp, knntlarla yetin
mitir.

Yanl anlalmasn.
Yapmlardan sz etmiyorum. Harika eyler ya
pld. Yeni ve toplumcu dnceleri ieren ve ba.-
artl Ekim Devriminin lksn yanstan bir s
r yapt perdeye aktarld.
Sinemann imdiye kadar yapm olmas gere
ken ve yalnz sinemann yapabileceklerinden sz
ediyorum ben.
Kendine z olanaklaryla ina edebilecei, ya
ratabilecei yaptlardan.
rmeye yz tutmu sanatlara aklk geti
recek abalardan uzak asrmz.
Oysa her gn yeni yeni sorunlarla kar kar
yayz.
Henz renkli sinemann tekniini benimseye
meden, boyutlu sinema, filimsel uzay sorunuy
la elimizi ayamza dolad.
te yandan, televizyon denen ((mucize, sesli
ve sessiz filimlerin yar yarya zmlenip haznol
mu deneylerini parampara edercesine gl bir
gerekle bizi kar karya brakt.
rnein kurgu, sinemada grnmn olaan
ilerlemesinin sanatnn bilin ve duyarlnn kat
ksyla ekillenerek pek de baarl olmayan bir iz
lenim brakrken, televizyonda olayn getii an
daki grnmle zdeleiyor.
Klasik tiyatro ve sinema anlay tarihe kar
sn artk.
Dnce ve duygularn yaad anda seyirci
ye vermekle ykml gl oyuncu, televizyonun.
yeni sinemaclSlna elini uzatsn, o da oyuncudan
algladn annda deerlendirerek kendi estetik

8
gcnn katksyla olay gz ap kapayana kadar,
en gerek ve en yaratc bir biimde seyirciye sun
sun.
Olmaz m?
Ses hzn aan uaklarn yapld asrmzda
byl:> bir yntemin uygulanmas imk!\nsz m?
Sava yllarnda, bar gnlerinin zlemini e
kerken gelecein mutlu insannn tm gcn ve
rerek yarataca yeni kltr deerlerini dnr.
dururduk.
Uzun bir bekleyiten sonra bar geldi att.
Ne gryoruz?
Bar ve birlik uruna allaca yerde, a
rtc bir gce sahip olan bu oyunca elde etme
nin verdii sarholukla, militarist ve smrc ya
pmlar birbirini kovalyor.
Sovyetler Birlii ve tn lkelerin ilerici d
nrleri, dnya apnda gerekten demokratik bir
ibirlii iin arda bulunuyorlar.
Dnya halklarnn birbirlerini anlamak ve
birlemek zere tm glerini harcamalar gerekir
artk.
Bugn, elli yana gelen sinemann elinde ge
ni olanaklar var. nsanlk bu olanaklardan alabil
diine faydalanmaldr.
Oysa estetiimiz, bugne dek sinemann sun
duu olanaklar smr dzeyinde harcamaktan
ileri gidememitir.

9
Bilgisizlik ya da kabiliyetsizlik deil bunun ne
deni.
zc olan, kk baarlarla yetinmek, so
rumluluktan kaarak ayn eyleri tekrarlamaktrr.
Bu yolu destekleyenlerin saldrlarndan ekin
miyoruz.
Bizim grevimiz, gemi ve gemekte olan se
nelerin deneylerinden faydalanarak yararlanaca
mz noktalar saptamak ve bir an olsun biimin
ve temann ideolojik ieriinin, estetiimizin te
mel prensibi olacan unutmamaktr. Komnist
devrime komnist sanat olarak katkmz bu ol
maldr.
Yazlarmn anlamna bu adan bakmak gere-
kir.
Bugn, eitli devrelerde eitli konular ele
alan yazlarm bir araya getirmekle, sinemacnn
yapmakta olduu son ve grkemli kavgaya payma
den katkda bulunduuma inamyorum.
Dnya bar dncesi, evrensel mutluluu
hie sayarak bireysel giriimlerle yalnz kendi mut
luluklarn ngren devletlerin tekelinde kalamaz.
Sanatlarn n safnda yerini alan sinema, dn
ya halklarnn birlik ve zgrlk yolunda giritik
leri kavgaya k tutmaldr.
Bu dnceyle eitli devrelerde ve deiik ko
ullarda yazlm olan notlarm biraraya getirdim.
Yazlarmn bir ksm eskimi hatta anlamn
yitirmi olabilir.

10
Ama yine de sinema sanatnn en g ve en
gzel yllarn dile getirmesi bakmndan geerli ol
duklarn sanyorum.

Austos 1946

11
Filmlerim ve ben

NASIL YNETMEN OLDUM :

Epey zaman oluyor.


Otuz yl kadar.
Ama haa dn gibi hatrlarm. Yani sanatla
ilk ilikim demek istiyorum.
ki oyunun beni deliye dndrrcesine etkile
!nesi, iki sevda bu yne atlmama neden oldu.
lki Kommissarjevski ynetimindeki Turandot
oyunu. (Riga'da, Nezlobin tiyatrosu, 1913).
Bu oyunu seyrettikten sonra tiyatro benim
iin vazgeilmez bir tutku haline geliverdi.
Hele Alexandra Tiyatrosunda Mascarade adl

13
oyunu grdkten sonra, babadan kalma mhendis
lik meslei yolundaki abalarm terkederek bir
denbire kendimi sanata adamaya karar verdim.
Sonralar, tm matematik snavlarm baary
la sonulandrdm sralarda, bu iki mutlu rast
lantyla beni kar karya brakt iin kaderime
itenlikle teekkr ettim.
Bununla beraber, aklc grm ve sanat a
lmalarmda vardm matematik doruluu m
hendislik alanndaki almalarma borluyum.
savan karmakark gnlerinde, okulu ve
tm gemiimi bir anda silip attm.
Artk okula gidemezdim. Bam nde, ekin
gen, tiyatroya yneldim.
lk PROLETKULT ii tiyatrosunda dekoratr
olarak almaya baladm.
Bir zaman sonra ynetmen oldum.
Daha sonra ayn toplulukla, hayatmda ilk kez,
sinema ynetmeni olarak almaya koyuldum.
Ve o gnlerde sanat dernee henz kimsenin
dilinin varmad bu ekici dala dehetli 'bir tut
kuyla balandm. Hi bir ey beni korkutmuyordu.
Bu uurda her trl fedakarl yapmaya hazr
dm.
Moskova'ya gidebilmek iin, Akademinin dou
dilleri blmne yazldm. Ksa zamanda bine ya
kn Japonca kelime ve bir sr anlalmaz hiyerog
lif ezberledim.
Akademiye girmekten kastm yalnz Moskova'-

14
ya gitmek deil benim iin baya mhim olan Ja
pon ve in kltrnden de faydalanmakt.
Altmz Avrupa dillerine hi mi hi benze
meyen bu dili renmek iin nice uykusuz geceler
geirdim...
HB.10. anmsarm.
Senaka: srt' demek.
Nasl hatrlarsn?
Senaka ! Taman, Seneka gibi.
Bir elimle cevaplan kapayp tekrarlyorum.
Srt?
Srt?
Srt?
Neydi? Tamam, senaka ...
Bylece bir eyler rendik.
Allahn belis bir dil (laf aramzda). Ne ses
uyumu bakmndan, ne de cmlelerin kuruluu ba
kmndan bizim dillerle en ufak bir ilikisi yok.
Asl en zor taraf kelimeleri hatrlamak deil,
kelimeler ve cmlecikler arasndaki balanty kur
mak.
Ne var ki bu almalarm boa gitmedi. Ala
geldiimiz mantktan bambaka bir trde cmlele
ri kuran bu dilden edindiim bilgiler, sonralar kur
gu alannda uyguladm yntemde bana yardm
c oldu.
Sinemaya drt elle sarlm, sanki sevdalan
mtm.

15
G, g olduu kadar gzel, zaman zaman
kara bulutlarla kapl bir sevdayd bu.
tsaac Newton'un elmann dn dnen
ve b1 dnceden trl yorumlar, kanunlar karan
tarz oldum olas houma gitmitir.
O kadar ki, Alexandre Newski'yi Newton'un
olay alglad biimde perdeye aktarmak istedim.
Ve gemiin bu kahraman, filimde eski bir hika
yeden esinlenerek Peipous savann plann d
zenledi. (Filimde gnace'n anlatt gelincikle k
k tavann hikayesi).
Bu tr bir esinleme mesleimin ilk gnlerinde
benim de bama geldi.
Benim elmam PROLETKULT ii tiyatrosunda
yer gsteren kadnlardan birinin yedi yalarndaki
oluydu.
Bir gn provalara gelmeyi alkanlk haline
getiren bu yumurcan surat dikkatimi ekti. O
lan tm dikkatiyle sahnede olup biteni izlemektey
di. Ama sadece mimikleri ya da oyunculatn hare
ketlerini deil, sahneyi olduu gibi alglamaktayd
sanki yumurcak.
Ayn anda hem oyuncular, hem de oyunun
tmn grebilmesi beni baya artt.
Olann ayn anda oyuncular ve oyunu alg
lamas zerine ciddiyetle bu olayn biimini dn
meye baladm.
1920'lerdeydik.

16
Tramvaylar ilemiyordu.
Tm nl oyunlarn oynand Karetny Riad'
dan geen irin bir cadde istiy Prudiy'deki buz gi
bi odama kadar uzanyordu. Koullarn zorluuna
ramen gzlediim her yenilii odamda bir bir not
ediyordum.
William James'in nl szn yine eskisi gibi
anmsarm: ((zgn olduumuz iin alamyoruz,
aladmz iin zgnz)).
Cmledeki paradoksun incelii beni hhl& eski
si gibi etkiler. Bir deyimin kopyasndan bylesine
uygun bir heyecan yaratmak ilgin deil mi?
Kendi kendime, (u halde)) diye tekrarlyor
dum, ((oyuncunun mimiklerle iletmeye alt d
dnyasn alglayan olan, onun duyduunu, ya da
iletmeye altn ayn anda yayor)).
Yetikin seyirci kendini tuttuundan bu du
rum onun suratnda pek belli olmaz. Etkilendiini
belli etmek istemeyen yetikin seyirci dramn ken
disine sunduunu abalayarak alglamak zorunda
dr. Ya da hayali olarak yani bir anlamda oyuncu
nun oynadn o da oynayarak izler.
!<Oyun> unsurunu dnmeye koyuldum.
Sempati denen olay sayesinde sanat insana
hayali kahramanlklar yaptrmakta, onu hayali ruh
hallerine drmekte, Kar Moor'la mert, Faust'la
olgun, Romeo'la tutkulu, Rizoor Kontuyla vatan
sever yapmakta, Kareno, Rosmer ya da Danimar-

17/2
ka Prensi Hamlet'le de tm i skntlanndan kur
tarmaktayd demek!
stelik bu uydurma davramlar seyirciye ger
ekten zevk vermekteydi.
((Verhaeren'de afak) seyrettikten sonra ken
dini kahraman olarak gryordu seyirci.
((Ak ve entrikan'da kendine acyan biriydi ar-
tk.
Tiyatronun bulunduu Trubnaya meydanna
yaklarken limi bir skntdr kaplyordu,
Bu ne itir!
Sunmak istediim sanat dalndaki sanat-
izleyici mekanizmasnn korkunluuna bak!
Bu sadece yalan deil.
Aldatmaca da deil.
Zehir bu.
Korkun, dehetli bir zehir.
Hayali olarak hislenip, koltuundan kmlda
madan zevke kaplm giderken hi bir g harca
madan elde edilen bu zevkin sahteliini kim d
nr?
Toy bir delikanlnn grlerh), der Pukin...
Miasnitskaya sokandan Pokrovski kaplarna
kadar uzanan tm bulvarlar bilmem ka kez ar
nladm.
Yazarn o sralar, -genliin de drt nala git
mek eiliminde olduu- yirmi iki yanda olduu
unutulmasn.
Bu ii kknden kazmak gerek!

18
Yok etmek gerek!
valyece anlarn ya da yeterince gelimemi
tutumlarn etkisini bilemeyeceim, ama Raskolni
kovvari ldrme zlemi yalnz bana musallat ol
mu dei1di.
Drt bir yandan sanata kar saldnlar bala
mt o yllar: ekilcilie son, metine sadk kaln
mayacak, benzetmeye paydos, sahne yaayacak.
Deiik davran. nedenleriyle apayn sanat ve
kltr grnde olan bir sr sanat LEF'*de bir
leerek sanata sava amt.
Ama sanat dnyasnda henz yerini alama
m bir gen, asrlarn meydana getirdii kurulu
lar aralayarak sesini nasl duyurabilirdi?
Ne yapmal?
nce hakim olmak.
Sonra ykmak.
Sanat1n srrn renrp.ek.
Tm plaklyla gz nne sermek.
Sonunda szn dinletmek.
Usta olmak.
Ve tm maskeleri kaldrp atmak!
likilerimiz yepyeni bir safhada. Ceata kur-
ban kolkola. Bakyor, reniyor ve kurbann itima
dn kazanyor ceat.

* Levy Front skustra sol sanat cephesi <eviren)

19
Zamann nasl geirdiini, gnlk gidi-eli-
lerini inceliyor.
Alkanlklarn not ediyor.
Bulunduu yerleri.
Dolat kimseleri tespit ediyor.
Sonunda onunla konuuyor.
Ve birbirlerinden ayrlmaz oluyorlar.
Hatta senli benli de denebilir. Aralarnda giz
li bir ey kalmyor.
Ama yine de hanerini gizli gizli okuyor cel
at...
Sanatla ben, birbirimizin pei sra byle dola
np duruyoruz ite ...
O beni boarcasna kucaklam.
Ben de, arasra, aktrmadan hanerimi yok
luyorum.
Anatomi bandan daha keskin hanerim.
Son perdeyi beklerken, aradaki zamanda ta-
sz kralienin yapabilecei bir sr i olabilir.
Mademki ta giymeyi hak edememi.
Neden ona yerleri sildirmeyelim?
Sanatn gc gerek verilerde deil mi?
Yeni proleter devletin ii bandan akn oldu
una gre, sanat ve his dnyasndaki gcn da
ha uzun sre gsteremiyecek.
baa dyor.
Uzun yllar matematik okudum.
Hi gerei yoktu, kukusuz. (Sonralar bu dal

20
daki bilgilerim baya iime yarad, ama o yllar
da bunu ngremezdim).
Gece gndz, deliler gibi Japoncay skmeye
uratm.
Onun da gerei yok muydu acaba?
(O yllarda bu yndeki almalanmn bana
ne tr bir kazan salayacan kestiremiyordum).
imdi de, gece gndz demeden sanatn yn
temini renmeye alalm.
Aalm tn defter ve kitaplar... Laboratuvar
da analiz ... Mencteeev tablosu, Gay Lussac kanu-
nu ... Ne biliyorsak tmn sanat alanna taya-
lm...
Her eyi nceden kestirmek g, biliyoruz.
Ama gen mhendis ie koyulacak.
Ba dnse bile.
Sanatn kalbinde sakladklarn elde etmek
iin abaladmzda bilgimizin, aklmzn erdii
kadarn akla kavuturabildik ancak.
Okyanus kadar engin sanat!
((Kl ne kadar keskin olursa olsun, kuty
yast ikiye blemez)) derler. Ne kadar yetenekli
olunursa olsun, bu okyanus katedilemez.
Ku ty yastk, Hazreti Sleyman'n uDou
Yataannda dvlm keskin usturasyla ikiye b
lnr ancak...
Okyanusun derinliklerinde gizlediklerini tm
ayrntlaryla elde edebilmek iin katedilmesi gere
ken yolu simgeler Dou Yataan.

21
Olsun! Daha genciz. Uzun yllar var nmz
de, uzt1n yllar ...
1920'1erin heyecanl uralar evirmi drt
bir yanmz.
Yeni akmlarn fkrd, cesaretli atlmlarn
yaygnlat yllar.
Ve herkeste ayn coku, ayn zlem: Eskiyi yk
mak, yepyeni bir anlatm biimi.
<Sanat eseri>) deyimini kaldrp yerine <(i>
kelimesini koymamza ramen, gsteiler arasn
da kemikli parmaklaryla ((ekilni bomak isteyen
(yap))ya glerken, yllarn cokunluu bir <sanatn
yaratt. Gerekten bir ((sanat11.
1920 - 1930 arasndaki unutulmaz yllarda, i
sarpa sardndan, sanatla cell8.d geici bir sre
iin uyumak zorunda kaldlar.
Cell8.d hanerini unutmad yine de.
Bir sre onu analiz ba olarak kulland.
Gizlilii, ilmi yntemlerle gz nne sermek
isteyenin bir mhendis olduu unutulmasn.
Deiik dallarda koturmasndan unu !:iren
di gen mhendis: lim, l birimlerini aratrma
alannda tatbik etmekle balar.
yleyse ie sanatn gcn lecek birimi ara
makla balayalm.
c(ion'lar, elektron)) ve ({ntron))'lan var fi
ziin.
Sanatn da gsterisi olsun.
Ya ((Kurgu?)> Harika bir kelime deil mi? He-

22
nz allmad ama ilerde dilden dmeyecek ku
kusuz.
Ne duruyoruz!
Biri endstri, dieri mzik salonlarndan ge
len bu iki kelimenin birlemesinden bir birim elde
edilsin.
((Gsterilerin kurgusu)). Gzel deil mi? Her
iki kelimenin de kkeninde ehircilik var.
O gnlerde Pavlov'u daha yakndan tansam
yaptm estetik uyarclar teorisi)) diye isimlen
dirirdim.
O gnlerden sonra benim iin yaratc ve
zmsel uralar kapsayan iki yanl bir hayat ba
lad. Bir yandan eseri zmleyerek yorumluyor,
dier yandan varsaymlarm eserle kantlyordun.
Baarlarm kutladm, yenilgilerime zldm.
Yllardan beri, pratikten edindiim bilgileri
biraz da zntyle anmsyorum. Burada hi sz
etmesek daha iyi.
Cinayet masalna gelince:
Kurban akgz kt.
Cellat aldatma planlan kurarken kurban onu
batan kard.
nce houna gidip sarp sarmalad cell.d.
Sonra da onu elde edip yutuverdi. (Uzun sre).
Sanat olmay kafama koymu, balklama sa..
natn derinliklerine dalmtm artk.
Elde etmek istediim Prenses)) beni batan
kardysa da, baz gnler masama oturup onun giz-

23
!iliklerini gz nne sermek iin birka sayfa kara
lamay baardm yine de.
Potemkin zrhls)nn ekimi, bize bir eser
yaratmann sarholuu nedir tantt. O zevki yaa
yan, bu iten vaz geemezdi artk.
1945

ON K HAVAR

Potemkin zrhls, bilindii gibi, 1905 ayaklan


masndan esinlenerek, Nina Ferdinandovna Agad
janova'nn yardmyla 1925 yaznda yazdm se
naryodan olumutur.
Arivimi kartrdmda ou kez bu filmin
sayfalar dolusu almalarna rastlarm.
Neler bulunmaz ki o sayfalarda! Blk blk
diyaloglar, ara sra unutulmasn diye iki kez yazl
m grler!
imdi dnnce aryorum. Nasl olur da
doru drst mesleki deneyi bile olmayan .iki in
san byle bir yapt sahneye koymak ve evtrmek
cesaretini gsterebilir? stelik tek bir filimle...
Fakat ie baka bir adan baknca, olay kendi
liinden aydnlanyor. Elimizdeki senaryo deil, o
devrin olaylarnn karakterini ve olaylarn birbiriy
le olan ilikilerini kapsayan bir msvette ynyd.
Yazlanlar satr satr sahneye aktarrken, yir
mi sene nceki olaylara yaarcasna sadk kaldk.

24
Bununla beraber, hazrladmz taslakta yer
almayan bir iki sahneyi de fazla abartmadan fil
me ekledik. rnein: Odesa merdivenleri, cenaze t
reninde etraf sis kaplamas vs.
FiJmin yapmnda Agadjanova'ya yardmlarn
dan tr teekkr etmek isterim.
Nina'nn devrimi yaarcasna perdeye aktar
makta katks byktr.
Devrime 1917'den sonra katlan aydnn ((On
lar ve benn duvarn aarak ((Biz Sovyet devrimci
leri katna ykselmesi gerekirdi.
Bu geii bir an nce gerekletirmemi, mavi
gzl bir kadna, alak gnll,- sevgili Nune Agad
janova'ya (Ermenice'de Nina'ya Nune denir.) bor
lu olduumu bir kez daha belirtmek isterim.
Kendisini minnetle anyorum.

Bir zrhlnn filmini yapmak iin, nce zrhl


y bulmak gerekiyordu.
1905 ylndaki bir zrhlnn hikiyesini perdeye
aktarmak iin ise, o yllarda kullanlan zrhly ya
ratmak gerekti.
Yirmi yl iinde (1925 yazndaydk) sava
aralar adamakll deimiti.
Ne Finlandiya Krfezinde, ne de Karadeniz'de
o yllardan kalma bir zrhlya rastlamak mmkn
deildi.

25
Svastopol aklarnda dalgalar yararak iler
leyen geni gverteli eski model bir zrhly nasl
edinebilirdik?
Gerek . Potemkin yllar nce paralanm, ka
lntlarnn nerede ve ne vaziyette olduunu ara
tmann gerei kalmamt.
Birden aklmza 1905'lerin kahraman gemile
rinden Potemkin'in tpatp ei ((On iki Havari> zrh
ls geldi.
Svastopol krfezinin kk koylarndan birin
de karaya oturmu durmaktayd eski zrhl.
Her yan paslanm, toplan, direklei hattA ba
calar yok olmutu.
Koca zrhldan geriye bir iskelet brakmt za
man.
Ne varki, kaderinde yeniden canlanmak, k0-
ca gvdesiyle sulara gmlmek, eski anl gnleri
ni yaamak varm khne zrhlnn.
le koyulduk.
nce gemiyi drt bir yandan skca baladk.
Sonra paslarr temizledik. Eskimi maden pek
dayankl deildi. Gemi tamirata gelmiyor, Svas
topol krfezinin sularna gml kalmakta direni-
3rordu.
Sonunda biraz olsun ie yarar hale getirdik.
Fakat gverte sahnesi ak denizde geiyordu.
Oysa ne ba ne de k taraftan kamerann sa-
hildeki kayalklar almadan gemiyi ekmesi ola
nakszd.

26
Hepimiz ne yapacamz dnr dururken
asistanm Lioa Krukov'un aklna harikulade bir
fikir geldi.
Zrhl yandan karaya vurmutu. Sahildeki ka
yalklarn arasndan da kk bir geit uzanyor
du. Gemiyi 90 derece etrafnda evirip kn kaya
lardaki geidin hizasna getirince ba tarafa yer
letirilen kamera kayalar almadan geminin kn
mavi gk:yzne oturtacakt.
Bylece zrhl denizin ortasndaym gibi g
rnecekti. (*)
Allagelmi bir konaklama yeri olarak be
nimsedikleri eski geminin kmldamaya balamas
martlar baya rktt.
Khne zrhl ar ar dnyordu.
Burnu son defa ak denizlere doru evril
miti.
Karaya oturmaktc,n bkkn, sanki uzun sre
esaretten kurtulmu gibi dalgalara gs verme
ye balad eski zrhl.
Fakat evrilirken ald darbelerden iyice ha
rab olmutu.
Amirallikteki resimlerden edindiimiz bilgiler
le onu Potemkin'e benzetmeye alrken yapt-

*
Filimde zrhl sadece bir kez yandan grnr. Bu
ekimi Moskova'd Sandunov hamamnda gerek
letirdik. Dalgalan yararak ilerleyen zrhl hama
mn scak sularndaki kck bir modeldi.

27
nz hareketlere dikkat ediyor, filim bitmeden zrh
lnn paralanmamas iin elimizden geleni yap
yorduk.
Kmldamak yasak!
Ne sancak ne de iskele tarafnda gereksiz bir
adm atmak bile yok.
Yoksa gemi kp gidecek.
Ya da gemi kmldadndan kamera yine ka
yalklar alacak.
Sanatn tarihten gerekten faydalanarak ge-
. mii canlandrmas bu filmin simgesi olacakt.
Sigara imek de yasak.
Konumak da.
Hatta gereksiz yere geminin etrafnda dolan
mak bile.
Asl en gzeli, deerli malmz korumakla g
revli bekimizin ismindeki rastlantyd. Yolda
Glazastikov>'un anlam ((gzn drt a) demek
ti.
Geminin manevras normal koullarda birka
ayda tamamlanacakt. Oysa ben on be gn iinde
bU ii bitirip filini olayn yldiinnne yetitirmek
istiyordum.
Gelin, de byle bir ortamda genide isyana
sahnesini ekin!
nsan gerekten isteyince en olmayacak ile
ri baarabiliyor.
syan sahnesini ektik. Khne geminin gver
tesinde tarih canland.

28
Bu harikulade ba kaldr perdeye aktarld
nda sinema dnyasnda yapt devrimden ba
ka, sansrlerin ak sal sinemaseverleriyle birok
lkenin polisini uzun yllar uratrd.
Filim Rusya'daki turnesini tamamladktan
sonra Ukrayna'da gsterildi.
Ve orada bir grltdr koptu.
Bizi hrszlkla itham ettiler.
Potemkin'de bulunmu eski bir yolda, anla
rn kaleme almam olmasna ramen beni ve
Agadjanova'y senaryoyu almakla suluyordu.
Dava tutarsz, anlamsz hatta samayd. Bu
nunla beraber i mahkemeye kadar uzad. Eski de
nizci, filimde muambalara sarlarak kuruna di
zilenlerden biri olduunu sylyordu. Olay yat
tktan sonra hatrladm.
Adamn iddias komikti.
nk gerekte byle bir sahne cereyan etme
miti.
Bu tr kuruna dizi ynetmenin bir buluuy-
du.
Hatta teknik ilerle uraan asistanm Matu
enko gemideki infazlar perdeye byle ak.taraca-.
m renince kendini tutamam:
- nfazlar hi bir zaman byle olmad. Her
kes bizimle alay edecek, diye barm, sonra yle
demiti: Kuruna dizileceklere muambaya benzer
bir ey veriliyor ama bu etrafa kan sramasn di
ye mahkmun ayaklarna seriliyordu.

29
Ben yine de sahneyi deitirmedim.
((Olaanlk uruna gerein aksi der Goethe.
Sahne bugnk gibi kald.
Kimse de bizimle alay etmedi.
Mhim olan da bul..
Bir keresinde de filimde geminin din adam
roln benim oynadm ortala yaydlar.
Byle bir ey olmad.
Rol oynayan SvastopoI yaknlarnda bah
vanlk yapan filimdeki gibi ak sakall bir ihtiyard.
Sylenti bir foto akadan km kukusuz,
sakal takarak ihtiyar taklide kalkm olacam.
Bunlar hatrlaynca Alupka saraynn beki
si geliyor aklma.
Herifin dk pantalonu ve i gbeiyle fi
limde grnmemesi mucizedir. Adam sarayn nn
deki aslan heykellerinden birinin zerine oturuyor
ve yazl msaade getirmeden heykelleri filme al
mamza engel oluyordu. Heykeller sal sollu er
tane sralanmlard. Biz de kameray sadan sola
koturarak iman bekimiz koup yetiemden as
lan heykellerini gerektii kadar ektik. Sonunda
kan ter iinde kalan adam bizimle ba edemiyece
ini anlaynca imenlerin stne uzanp kald.
Bylece sarayn giriini uzak plandan da uzun
uzun filme aldk.
Sis olayn da unutamam.
Bir sabah afak skerken ortal kesif bir sis
tabakas kaplad. Odesa tiyatrosunun oynad

30
uKuu Gl))nn dekorunu andran limanda gz
gz grmyordu.
Etrafn kasvetli bir havaya brnmesi bir ya
na, asl ackl olan almay durdurmak zorunda
kalmzd.
- Bazen haftann yedi gn limanda byle
sis olur, diyordu balklar.
i gc braktk.
Limandaki koca gemiler hayal meyal fark edi
liyor, vinlerin yukar ksmlar sis iinde yok olu
yorlard.
\ra sra szlen g:e nlar sis iinde ren

garenk ekiller meydana getiriyor, sonra kaybolup


ortal yeniden karanla bryordu.
Sisin dalmasn uzun sre bekledik. Bu ko
ullarda almaya imkan yoktu.
Sonunda beklemekten vazgeip buuk rub
leye bir sandal kiralayarak sisler iinde gezinme
ye baladk.
Tisse, Alexandrov ve ben, yanmza aldm?
kamerayla bir eyler ekebilmek umuduyla krfe
zin iinde, sisler arasnda kaybolduk.
Sis kamerann merceine macun gibi yap
yordu.
Bir ara sahilden bizi farkeden operatr Ikvits-
ki:
Deli misiniz? Bu havada bir ey ekilmez,
geri dnn diye bard.
Aldr etmedik, gltk.

31
o da alayl alayl iyi anslar diye glmsedi.
ans bize yardm etti gerekten.
olsun diye yaptmz bu sandal sefasnda
rastgele ektiimiz grntler sonradan kurgu ma
sasnda harikulade netice verdi, ve Vakulinuk'un
cenaze treninde kullanld.
stelik bize baya ucuza, buuk ruble
sandal kirasna mal olmutu filim.

Filmin en ilgin bulularndan biri de Odesa


merdivenleriydi.
Her zaman sylerim: Bir filmin ekiminde de
korda n grlmeyen d dnyay yakalayabilmek,
karlalan ilgin bir yapy annda tespit edip fil
me aktarmak gerekir. Bunun sonucunda kurgu,
ynetmenden ok daha akll ve maharetli olduu
nu ispat ederek en canl ve en gzel sahneleri per
deye aktaracaktr.
Fakat ekilen sahneye uygun bir rastlanty
grebilmek ynetmenin inisiyatifine ve dikkatine
kalmtr. rnein, liman kaplayan sisten, bir ras
ant sonucu da olsa faydalandmz gibi, karm
za kacak her ilgin olaya kameranmzn yatkn
olmas gerekir.
Odesa Merdivenleri sahnesi ne senaryoda, ne
de kurgu msvettelerinde ngrlmemiti. Bek
lenmedik bir iliki sonucu filimde yer ald.

32
Nasl olduunu iyice hatrlamyorum. Ama
arkadalarn sylediklerine gre yediim kirazlarn
ekirdeklerini merdivenlerin stndeki Richelieu
heykelinden aaya doru savururken birden ir
kilmiim. O an, halkn panik iinde de kalka
merdivenlerden aaya koutuu grr gibi ol
dum. Kadnlar, ocuklar, yarallar... sahne do
mutu.
Gne, itiraf edebilirim, bana ay imeye gel
medi, (Ben Mayakovski deilim.) ama bazen bana
baya yardmc oldu. rnein 1938'de Alexandre
Nevski'nin Peipous sava sahnesini ekerken krk
gn parlayarak filmin bir an nce tamamlanmas
n salad.
Ama Potenkin zrhls'nn bir iki sahnesi iin
gerekli nlarn esirgeyerek bizi Odesa yollarna
drd.
te filmin baz sahnelerinin oluumundaki
rastlantlardan biri daha.
Filmin ilgin yanlarndan biri de, baz sahne
lerin gemite iz brakan bir iki olay simgeleme
sidir.
rnein, gverte sahnesi arlk Rusya'snn
zalim kar3.kterini gz nne serer; en kk ba.
kaldrma gaddarca ikenceler ve lmle cezaland
rlr.
Dier yandan halka ya da askerlere kar gi
riilen katliam konu alnr. Bilindii gibi, halkn

33/3
01.rlc ate amak istememek 1905'lerin karakte
rl:;tlk bir durumudur.
Vakulinuk'un cenaze treni, o gnlerde bu
tr trenlerin nasl iddetli tepkilere yol atn
gsterir. Bu cenaze treni, bir anlamda Baumann'
n cansz vcudunu Moskova sokaklarnda tayan
binlerce insann hislerini sahneye aktanr.
Odesa merdivenleri sahnesi Baku katliamn,
gerici glerin 9 ocakta masum halka kar giri
tii saldry ve Tomsk tiyatrosundaki mitingi bas
trmak iin halk kltan geiren zalimlii simge
ler.
Son sahnede zrhlnn anl geii ise 1905 ih
tilllinin tmn kapsayan ve yaklaan zaferin
mjdesini veren bir grnmdr.
Zrhlnn sonra bana gelenleri biliyoruz: Ge
mi Konstanza'da gz altna alnr, sonra ar hk
meti tarafndan zaptedilir, mrettebatn bir ksm
kurtulur, dier bir ksm ar ordusunun eline d
er ve aralarnda bulunan Matuenko ar Nicolas'
n cellltlan tarafndan idam edilir.
Fakat bizim iin Potemkin zrhlsnn hayat
filimde grlen son sahnede sona erer. Sonradan
bana gelen felWtet gelecekteki mutlu gnlerin
balartgcdr. Tpk 1905 ihtila.Iinin felaketle sonu
lanp tarihi yerinden oynatacak devrimi gerekle
tiren Ekim ihti18.linin habercisi olmas gibi.

34
Oyunculara gelince ...
Filimdeki oyuncularn byk ounluu ta
nnm kimseler deillerdir. Vakulinuk roln oy
nayan Antonov, Giliarovski'yi oynayan Grigori
Alexandrov ve gemideki ekip efini canlandran
Levenko'dan baka profesyonel oyuncu kullanma
dk.
Gnll olarak filimde oynamak iin akn akn
gelerek bize ba vuran Odesa merdivenlerinin isim
siz byk oyuncular imdi nerdeler bilmem ...
Grsem hepsini tanr mym? Onu da bilmi
yorum. Fakat arabasnn iinde alaya alaya Ode
sa merdivenlerinden ruaya inen bebekle yeniden
karlamak isterdim.
Bugn yirmi yalarndadr. Nerededir acaba?
Ne yapar? Odesa'y koruyanlarla beraber miydi?
Yoksa cann bu uurda verdi mi? Belki de bugn
zgr Odesa'da almaktadr, kimbilir!..
Merdiven sahnesindeki birka figrann isim
ve soyadlarn hlll hatrlyorum.
Buun sebebi var.
Ynetmenler Napolyon'a zg bir hilecie ba
vururlar ou kez.
Napolyon, bilindii gibi, askerlerinin zel ha
yatlar hakknda bilgi edinir ve onlara ((Nianln
Louison'dan haber var m?, Annen Rosalie na
sl? ya da 11Baban Thibaud hlla st. Tropez'de mi?
gibi sorular ynelterek askerini etkileyip kendisine
bir kat daha balard.

35
Biz de bu tr hileciklere bavururduk.
Bir sahneyi bir kez ekmek yetse iler kolay
laacak. Fakat nc ya da drdnc tekrarda,
rnein merdiven sahnesinde, figranlarda yor
gunluk, bkknlk belirtileri grlr. Sahne giderek
gzelleeceine bu nedenle bozulmaya balaynca
merdivenlerin zerinden ynetmenin:
- Yolda Propenko, bacaklann tutmuyor mu
diye barmas ne denli bir etki yapar, tahmin ede
mezsiniz.
((Olur i deil! Hepimizi teker teker kontrol
mu ediyor bu ynetmenn diye bir dncedir alr
tmn sanki. Ve bir anda tm figranlar bam
baka bir cokuyla ie koyulurlar yeniden.
Seneler geti gitti. Bugn deniz kuvvetlerimiz
gerekten stn bir dzeye ulatlar. Fakat 1905'
lerin kahraman zrhls yalnz filmini yapanlarn
deil, tm Sovyetlerin gnllerinde yatmaktadr.
Sra gelmiken bu filme asl katks olana de-
inmek istiyorum.
Yani halkma,
Ve onun devrimci gemiine.
Tm sanatlarmza ilham kayna olan b :..
yk halkmn nnde saygyla eiliyorum.

1945

36
ALEXANDRE NEVSK

Kundaklanan evler, yanan tarlalar, .ller, ya


rallar. Esir pazarlarna gnderilen kadn ve erkek
ler. Yklm ehirler. Ayaklar altnda inenen in
sanlk. te on nc yzyln ilk yansnda Rus
ya'nn durumu. Cengiz Han'n Mool ve Tatarlar
dan kurulu ordular Hazar denizinin gneyinden
Kafkaslara ynelerek Grcistan uygarln yerle
bir edip Rusya ilerinde etrafa dehet ve lm sa,..
arlar. 1223'de Rus ordular Kalka'da yenilince Mo
ollar Rusya'nn byk bir ksmna hakim olur
lar.
Uzun yllar Ruslar Moollarn egemenlii al
tnda yaarlar.
Bu durumdan istifade eden Alman valyele
ri batdan hcuma geerek Rus topraklarn istila
etmeye kalknca Rus halk kahraman subaylar
Alexandre Nevski'nin nderliinde Alman svari
lerini perian eder.
Savru Novgorod'da olur. (O zamanki ismiyle,
Byk Novgorod Senyrl.) Alexandre Nevski,
yalnz askeri bilgisiyle deil, ama halkn byk o
unluunu peine takarak yapt savalarla zafe
re ular ve 1242 ylnda Peipous'da dmana son
darbeyi indirir.
Novgorod'un eski yaptlar nnde ((kitaplar
dan ok talara inanasm geliyor diye barmak
istedim. Asrlar boyunca ayakta kalm bu talar

37
sanki bana tm okuduklarmdan daha ok ey an
latyordu.
Filmi nasl yapacam tasarlarken ynla so
run birikiyordu kafamda. Diyaloglan 13'nc yz
yln lisanna gre mi hazrlayacaktm? O yzyl
da insanlar ne tr hareket ederlerdi? Nasl yemek
yerlerdi? Hangi aralarla dolarlard? St. Sophie
kated_ralini ve Koenigsberg kentini 13'nc yzyl
daki gibi mi perdeye aktarmak gerekti? Yoksa b
tn bunlardan vazgeip olaylar zamanmza m
uydurmalyd?
Ta duvarlarn zerinden kahramanlarmn
grdkleri manzaraya, dokunduklar, yaadklar
yaplara bakyordum.
Sauveur-de Neredits kilisesinin gzelliklerini
seyrederken bu talarn Alexandre', Alexandre'n
da bu talar grdn dndm.
Bu kiliseyi yapanlar da bizim gibi insand. O
insanlar ki, vatanlarna olan sevgileri dmana
kar duyduklar nefretle ahlannca gelip savaa
katlmlard. Filimde n plana alacamz, asrlar
arasndaki tek gl ba buydu.
Bu dnceden kalkarak filmi aklmda gerek
letirdim.
Novgorod Prensi Alexandre'n ayn zamanda.
'aziz' olmasna aklk getirmek gerekiyordu. Yz
yllardr kilisenin tekelinde kalan 'aziz'likten bam
bakayd Alexandre'n azizlii. 13'nc yzylda.

38
iyi, alkan ve namuslu soyluya halkn verdii
isimdi bu.
Halk ou kez soylulara kar ba kaldrrken
Alexandre'la birlik olup savaa katldysa, onu ken
dinden biri gibi grmesiydi bunun nedeni. Bu yz
den, Alexandre'n halkna ve insanlara yaknln
gstermeye altk, erkasov'un ekici ve kabili
yetli oyunuyla da bunu baardk sanrm.
Buslay'n gz peklii ve Gavrilo'nun olgunlu
u zaferle sonulanan Pipous savann nemli g
rntlerindendir. Sava giysileri yapan gnace ise
Novgorod orta snfnn vatanseverliini simgeler.
Bylece ba oyuncular eitli snflara ait insanla
rn ayn1 lkyle nasl bir araya geldiklerini gste
rirler.
1938 knda baz sahnelerin ekimi iin Nov
gorod'a gittik.
Buz tutmu Pipous gln perdeye aktaraca
z.
Gz alabildiine engin bir beyazlk. Her yer
donmu, insanlarn sakallan bile bembeyaz. lmen
glnde sfrn altnda bilmem ka derece soukta
saatlerce kalarak buz ynlarn ve kar ykl bu
lutlar filme aldk.
Fakat senaryonun geliimi uzadka uzuyordu.
Bir ara filmin yzde altmn kapsayan k grn
tlerini 1939 mart ayna brakmay dndk.
Aramza yeni katlan ynetmen Dimitri Vaslliev
cesur bir teklifte bulundu. K sahnelerii yazn

39
ekebilir ve filmi bir an nce tamamlayabilirdik.
yle ya! Gerek buz grntleri deil, halkn ger
ek kahramanlyd asl nemli olan. Edouard Tis
se'nin nefis k fotoraflarna srt evirip tfun k
sahnelerini stdyoda hazrlamaya karar verdik.
K tablolarnn estetiini silip attk kafamz
dan. Mosfilm stdyolarnn arkasndaki sahada
elma aalarn kaldrp yeri tebeir tozuyla kap
ladk ve Peipous savann d grntletlni bu
bahede ektik. Bylece filmin politik ierii ar
basarak estetii arka plana itiverdi.
Taklit ettiimiz k sahnelerinde baya baa
rl da olduk. Bu durumun zerinde pek durulma
d.
Baarmzn nedenini aldatma yoluna gitme
yiimizle aklayabilirim. Tebeir tozlarn Rusya'
nn k grntlerine benzetmeye almadk. Bi
zim iin yeterli olan balca unsurla, yani topran
beyazl ve gn karanlyla yetindik.
Ayrca k, yani mevsimi deil sava birinci
'plana aldk. Bylece arka plandaki dekor abii ol
masa bile sahneye yapt katk orannda geerli
oldu.
Arkadalarn bir ounun aksine ben ancak
Alexandre Nevski'le sesli filme balayabildim. Ses
li filin hakknda o yla dek edindiim bilgileri ger
ekletirmek iin Hassan glnn etrafnda ne
dler kurdum! Bir yandan dnyor, bir yan
dan da filmi anlamamza gre yedi kasma kadar

40
nasl tamamlayacam hesaplyordum. Filmi ye
di kasma kadar bitirmenin imkan yok, ama yine
de bitireceiz diyordum kendi kendime. Grnt
lerin mzikle uyumas, senkronizasyon ok zama
nmz alyordu. Kurguyu belki yirmi deiik bi
imde uyguladk. Yine de istediimiz gibi olmuyor
du. Mzik grntyle nasl verimli klmmalyd?
Nasl ve ne zaman bu iki eleman birbirine kayna
trmak gerekti?
O gnlerde Sergey Prokofiev imdadmza yeti-
ti.
Bir rpda filmin esprisini anlayarak kurgu
srasnda sahnelerin ieriini ve birbirlerine ba
lantsn kavrayp ses operatr Volski'nin de yar
dnyla henz bizde uygulanmayan birden fazla
mikrofonla alarak birka saat iinde mzii fil
me ayarlad.
Senelerin asistan Fira Tobak ses-k uyumu
na gerekli tm aralar annda yaratarak glk
lerin bir an nce giderilmesine yardmc oldu.
Prokofiev'in stn niteliklerini birka keli
meyle anlatmann inkAn yok. Ona derin sayg ve
teekkrlerimizi sunmakla yetinelim.
Filmin konusu, vatanseverlikti.
Yeterince baarl olabildik mi, bilmiyorum.
Sorunun cevabn seyirciler verecektir.
1939

41
KURGU 1938

Sinemamzda bir zamanlar kurgunun 'her ey'


demek olduu ileri .srlrd. Bugn ise kurgu bir
'hi' olarak grlyor. Biz kurgunun ne 'her ey',
ne de 'hi' olduu grlilerine katlmyoruz. Sine
ma sanatnn ekil olarak nemsenmesi gereken
bir blmdr kurgu.

Birok yeni filimlerin yapmclan kurgunun


belli bal niteliklerini unutarak filme yapt kat
ky hie sayp kurguyu operatrlerin eline brak
mlardr. Oysa konuya, hareketlere ve kiilerin du
rum ve davranlarna uygun bir biimde filmi
kurmak hi de kolay bir i deildir. Usta sinemac
lar bile perdede grdmz eitli filimlerin sah
nelerinin balantlarnda. hareketlerin birbirini ta
kip etmesinde, ksacas anlatmda uyum kurama
mlardr. (Etkili anlatmdan sz etmiyoruz.) Bu
sinemaclar kurguyu unuttuklarndan ya da nem
semediklerinden eletirilere uramlardr. Biz
filimlerimizde kurguyu uygularken balantlarn
ahenkliliiyle yetinmeyip anlatmn heyecann ve
etkinliini (Pathetique) gz nne aldk.

Kanmzca kurgu seyircinin etkilenmesini


salayan belli bal yardmc unsurlardan biridir.
Neden kurguya ba vurulur? Elimizdeki bin
lerce metre pelikl olur olmaz bir biimde kese
rek ularndan yaptrp iki saatlik bir filmin n-

42
grd uzunlua uydurmak eklindeki bir tan
ma kurguya kar olanlar bile katlmazlar.
Kurguyu n planda tutup bu konuda eitli
denemeler yapanlarnsa grleri bambakadr.
Bw1larn birou rasgele kesilmi iki pelikln bir
birine eklenmesinden meydana gelen sonucu sa,..
vunur. Gerekten meydana gelen sonu artcdr.
Deiik iki pelikln balantsyla yepyeni bir bi
im, yeni yeni nitelikler elde edilir.
Bu zellik yaln.z sinemaya ait deildir. ki ola
y, iki evrimi (Processus) yanyana getirerek byle
bir !aya ahit olmak mmkndr. rnein bir
mezar ve alayan bir kadn grntleri yanyana
getirildiinde, kadnn lenin kars ya da akraba
s olduu sonucu elde edilir.
Ambrose Bierce uteselli edilemeyen duln adl
yksn bu olaan sonutan esinlenerek yazm
tr.
((Siyahlar iinde bir kadn mezar banda a
lamaktadr.
Yoldan geen yabancnn biri kadm teselliye
alr.
--- Kendinize gelin, hanmefendi. Tann'nn
buyruuna kar gelinmez. Yeryznde mutlaka
kocanzdan baka sizi mutlu klacak biri vardr.
Kadn hkrklarla dorulur ve:
-- Vard, diye sylenir, vard ama imdi gr
dnz gibi mezarda!
yknn ilginlii, mezar ve alayan kadn

43
grntlerinden lenin kadnn kocas sonucu
kartlrken lenin kadnn sevgilisi olmasdr.
Demek ki yanyana getirilmi grntlerden se
yircinin belli sonular alglamas olaandr.
Bu da sinemada kurgunun nemini kantlar
sanrm.
Yan yana getirilen iki filim parasnn birer
birer anlattklarndan ok birinin dierine olan
katks, yani birlikte alglanmasdr geerli olan.
Yukarda anlattmz yky rnek aln:
- Kadn, grlen bir nesnedir.
- Kadnn giydii matem elbisesi de grlen
bir nesnedir.
Fakat bu ikisinin bir araya gelmesiyle algla
dmz grlen bir nesne olmayp yeni bir kavram,
yepyeni bir jmajdr.
Demek ki birbiri peisra gelen iki grntnn,
meydana getirecei imaj gznne alnarak birbi
rine uymas gerekir.
Bu deneyi uygulayann yanyana koyduu g
rntlere taklmamas, doacak ya da alglanacak
imajlar hesaplamas da kurgunun inceliklerinden
dir.
Beni eletirenler, problemin herhangi bir ya
nyla ilgilenmemle, geree kar hakl tutumumu
kartrp, (kurgu elemanlar>)nn ierdiine kar
ilgisiz bir tavr almakla beni sulamakta acele et
tiler.

44
Sulamann sorumluluunu kendilerine bra
kyorum.
n gflmedii halde, yanyana geldiklerinde
ilgin bir kavram meydana getiren iki grnty
ylece birbirine ekleyerek normal sinema kurgula
rnda rastlanmayacak biimlere kendimizi kaptr
dk ou kez. ki grntnn ierdiinden ok ya
ratt nc terim ilgilendiriyordu bizi.
Tabii, salanan bu uyumun normal gidiini
srdren filim iinde srtmamas gerekiyordu.
Bunun iin sekansn ierdiini unutmadmz
gibi, filmin ana temasn da gznne alyorduk.
nce, yanyana getirmekle elde ettiimiz ilgin
kavramlar saptyor, sonra bunlarn, grntlerin
ierdii ana temayla uygunluuna karar verince
kurguyu gerekletiriyorduk.
Kurguya bu adan bakldnda sekanslar,
yanyana gelileri gibi, gerek ilikilerinin iinde
yerlerini alrlar. Bylece gerek sinema ilkelerini
bozmayan kurgu, eserin ierdiini en gzel ve ger
ek bir biimde gznne serer.
Probleme aklk getirmek iin bir rnek ve
relim:
Beyaz, parlak sathl bir daire ele alalm. Dai
re 60 eit paraya blnm olsun. Birden on iki
ye kadar be sra say, dairenin etrafna dizilsin.
Biri yar ap, dieri yar aptan biraz ksa iki ma
deni plakay dairenin merkezine kenarlarndan tur
atacak biimde ivileyelim. Byk plaka 12'ye gel-

45
diinde, k 1, 2, 3'e vs. gelsin. Bylece 360 de
recelik alanda birtakm geometrik ekiller elde
edelim.
Fakat daire, herhangi bir mekanizmayla pla
kalar dzenli bir ekilde ilerletmeye balaynca i
deiecek ve bambaka bir anlam kazanacaktr.
Daire artk bir zaman gstergesidir.
Dairenin ve plakalarn dourduu imaj yle
sine gldr ki, seyredenler durumu birtakm geo
metrik ekiller diye alglamayp saat diye nitelen
direceklerdir.
Tolstoy'un Arna Karenina romannda Vrons
ki'nin hali buna benzer bir durumdur.
((Karenina'larn balkonunda, Vronski duvar
saatine bakt, ylesine ykk, kendi dnceleriyle
ylesine meguldu ki akrep ve yelkovan gayet iyi
grmesine ramen saatin ka olduunu bir trl
anlayamyordu.
Grld gibi, akrep ve yelkovann yaratt
zaman imajn alglayamayan Vronski nesnelerin
grntleriyle yetinip durumu 'daire ve iki ubuk
tan ibaret geometrik bir ekil' biiminde tiitelen
dirmitir.
New York'ta ounlukla sokaklara isim veril
mez, numara konur. Beinci cadde krk ikinci so
kak gibi, memlekete yeni gelenler bundan tr
baya g durumlara derler. Bizler cadde ve so
kaklara isim verilmesine almzdr. sim daha
abuk aklda kalr, nk belli bir imaj dourur.

46
Ben, New York'ta sokak numaralarn aklm
da tutabilmek iin epey sknt ektim. stelik cad
deleri tanmak da baya zordu. 42 ya da 45 bende
belli bir alglama yaratmadndan hatrlamak is
tediim her sokak ya da caddeyi, sinemalar, ti
yatrolar, maazalaryla aklmda tutuyordum. 42'
nci sokak sinemas, 5'inci cadde tiyatrosu vs..
Byle bir imaj yarattktan sonra sokak ve cad
deler belleimize girer, bilincimizde yaar.
Bilin ve his dnyamza, blm btnn sa
yesinde, btn ise imajn sayesinde katlrlar.
Kendi dinamizmi iinde sanat eseri, alglaya
nn his ve bilin dnyasnda oluan imajlarn ev
rimidir. Yaayan ve l sanat eseri ancak bu a
dan belirlenir.
Bu gerek her zaman. her yerde ve sanatn
tm dallarnda geerliliini muhafaza eder. rne
in, oyuncu iin nemli olan yaayarak oynamak,
hissedileni sunmak deil, seyirci nnde yaamak
ve seyirciye yaatmaktr.
nk bir eserin ya da bir sahnenin imaj,
yaplp bitmi bir 'veri' eklinde olmayp her an
almaya, yaylmaya hazr durumdadr.
Yani sanat eserinde belli imajlar yaratma
yntemi, insann bilin ve his dnyasna yepyeni
imajlar kazandrmaldr.
Maupassant'n 'Gzel Arkada' isimli eserin
den bir para sunarak ilgin bir rnek daha vere
lim.. rnein ilginlii 'sesli' olmasndadr.

47
c(Georges Duroy bir arabada bekler. Suzanne
geceyars onunla kaacana sz vermitir.)) Bakn
nasl Maupassant okuyucunun his dnyasna ge
ceyars imajn yerletiriyor:
On bire doru yeniden dan kt, bir sre
dolat, sonra bir arabaya atlayp Concorde mey
dannda Deniz Kuvvetleri binasnn kemerleri
nnde beklemeye balad.
((Ara sra bir kibrit akarak saatine bakyor
du. Geceyarsnn yaklamakta olduunu grnce
baya tel&land. kide ir arabadan ban ka
rp dary kolaan ediyordu.
cUzaklarda bir saat on ikiyi ald, hemen pe
inden yakndaki bir saat ona katld, sonra ok
uzaklardan bir bal.:a saat da on ikiyi vurdu. Bu
sonuncunun sesi kesildiinde, 'bitti, diye dnd,
kaybettim. Gelmeyecek.'
((Gn doana kadar beklemeyi aklna koymu
tu. Byle durumlarda sabrl olmak gerekti.
((eyrein, sonra yarm, sonra eyrein a
lnn bekledi. Tm saatler geccyansn .bildil'iri
gibi saat biri vurdular.>
Grld gibi, Maupassant geceyansn iyice
vurgulamak iin saati on iki kere vurdurmakla ye
tinmiyor. On ikiyi eyrek gece, yatm ve saat bir
de de vurdurtarak geceyars imajn eitli anlar
da his dnyamzda yaratyor.
Bu rnek gerek bir kurgu modelidir. nce
uzaklarda, sonra yakn, sonra ok uzaklarda ay-

48
r saatin ayn anda deil de, birbirini takip eder
micesine almas yine geceyars imajn vurucu
klmak iindir. Yoksa Maupassant sadece saatin 12
-blduunu bize bildirmek istese bu kurgulara ge
rek grmezdi.
Saatlerden sz ederken bir anm da naklede
yim. Ekim'i ektiimiz sralar (1927) K Sarayn
da acayip bir duvar saati bulduk. Saatin etrafnda
rakamlarn yannda ehir isimleri yazlyd. Paris,
Londra, New York gibi . . . Akrep ve yelkovan Mos
kova ya da Petersburg'un saatini bildirdii anda
bu ehirlerdeki saati de bildiriyordu. Saatin ilgin
lii belleime yerleti. Filimde Sovyetlerin zafer
ann gstermek iin ekime balarken bu saat ak
lma geldi. Kerenski hkmetinin dn gS
terdiimiz an eitli meridyenlerdeki ehirlerin
saatleriyle de gstererek filme aldk. Bylece tari
hin zaferle sonulanan ilk devrimi tm dnya halk
larna annda kendini tantrm gibi perdeye ak
tarld.
Beni eletirenler ou kez, 'oyuncunun aralk
sz grnmesi icap eden uzun sreli grntler ge
rektiinde senin anladn biimde kurguyu nasl
uygularsn?' Ya da erkasov veya Oklopov'un g
rnd uzun sahneleri kurguyla deitirirsen
ayn etkiyi yapmaz.' gibi tenkitlerde bulunmular
dr.
Bizim anladmz kurgu biimine yneltilen
bu ti.r tenkitler tamamen yanltr. nk ynet-

49/4
meri, gerekirse yzlerce metre pelikle elini srme
den de filmi kurabilir. Oyuncu tekniiyle kurgu
tekniinin ilikileri birbirini tamamlar nitelikte
dir.
Dilerseniz, sahne ve perdenin en bylt oyun
cularndan George Arliss'in bu konuyu ieren anla
rna bir gz atalm.
Sinemada oyunu abartmak gerektiine ina
nrdm. Fakat bir zaman sonra sahtelikten arnm
hareketlerin perdede en etkin oyun olduunu an
ladm. Bu basit ve samimi biimi Charlie Chap
lin'in harikullde oyunlarn inceleyerek renmek
mmkndr.n
Bizim anladmz kurgu biiminde dinamizm
n planda yer alr. Aranan imaj verilmez, yarat
lr. Yazarn, ynetmenin ve oyuncunun aralkl
rntlerle ierdii imaj kurguyla seyircinin his ve
bilin dnyasna sunulur. Bu da gerek anlamda
oyuncunun birinci amac olmaldr.
Bakn bu konuda Gorki, Fedin'e neler yazyor:
((Sizi dndren ve skan bir sorudan sz edi
yorsunuz: (<Nasl yazmal?. Ben de yirmi be yl
dr ayn soruyu dnrm. ok ciddi bir soru.
Beni de zaman zaman Slkt, skmakta ve hayatmn
sonuna dek skacaktr kukusuz bu soru. Fakat
ben yine de durumu yle zetliyorum: kiinin,
grdm ve duyduum varlnn fizik gc ve
yan hayali gereinin inandrc gcyle sayfalar
dan fkrmas iin nasl yazmalym? Benim iin

50
soru byle aklanyor, problemin zorluu bura
da. . . ))
Konuyu dzgn ve akc anlatmakla yetinme
yip anlam tilin gcyle yanstan ve seyirciyi say
falardan ya da perdeden fkran imajlar ister is
temez alglamaya zorlayan kurgu bu zorluu yene
cek gtedir. Seyirc1, yazarn imajn kurmak iin
getii yollardan geecek, imajn oluumunu ve di
namik evrimini yazar gibi yaayacaktr. Bu da ya
:-atan ve alglayann en st dzeyde bulumas,
birlikte gerekleri aratrmasdr.
Marx aratrma konusunda yle der:
<{Biim, sonu kadar geree aittir. Gerein
aratrlmasnn da doru olmas gerekir. Gerek
aratr, blmleri sonuta birleen apak doru
dur.
Sadece sinemada deil, tm sanat dallarnda,
rnein edebiyatta da durum ayndr.
Pukin'in Poltava adl eserinde Koubey'in i
kence sahnesini ele alalm. Koubey'in sonu, 'i
kencenin sonu' imajyla okuyucuya sunulur. Ve bu
imaj ikencenin sona erdii grntyle doar ve
geliir.

<Artk ok ge, dedi biri,


Parmayla ovay iaret ediyor
Ve orada daraac sklyordu.
Siyah giysileri iinde bir papaz dua
etmekteydi.

51
Ve iki kazak el arabasna koyduktan
Mee aacndan yaplm tabutu
tayorlard.

lm tm duygusall ve dehetiyle sunan


bundan gl bir imaj bulmak baya zordur.
Pukin'in Poltava'sndan baka bir rnek ala
lm. Bakn yazar, sanki sihirli bir denekle oku
yucuya gece yaplan bir firar nasl sunuyor:

Ne zaman ve nasl
Kat bilinmedi.
Yalnz bir balk duymu
Gecenin karanlnda nal seslerini,
Kazaklar111 konumasn, bir kadn
mnltsn ..

sekans var yazda


- Nal sesleri
2 - Kazaklarn konumas
3 - Bir kadn mrlts.

Grld gibi, somut grntnn bilei


minden elde edilen imaj tm arpclyla gz
nne serilmekte ve bu yntemle okuyucuda belir
li bir heyecan yaratlmaktadr. Burada vurgulan
mak istenen heyecandr. nk firar daha ilk ms
rada okuyucuya sunuluyor. cc . . kat bilinmedi.
Yalnz bir balk.. vs.n Firar bildirildikten sonra

52
yazar okuyucuya olay yeniden yaatmak ister.
Yazar daha sonra bu sekansa bir drdnc
sn ekler. Drdnc sekans sonucu belirler, bo
yutlar da deiiktir: geni ve plastik bir plfu ha.
kimdir bu sekansa:

Sabah olunca izler giind,


Otlann arasnda nal izleri.

Pukin'in kurgusu byle ite. Olay anlatrken


artc bir gereklikle sunduu tasvirlerden fk
ran imaj, okuyucunun duygusallyla biimleni
yor.
Pukin'in eserlerindeki grnmlerin sanat
mantna da deinmek isterim. Bunun gzel bir
rneini Poltava'da Pierre'in tanmnda grebili
riz.
Hatrlayalm :
-- o zaman gkten ilham alan
2 - Pierre'in gl sesi nlad:
3 --- ((Tanr yardmcmz olsun ! leri!>
adrdan,
4 --- Etraf adamlar tarafndan evrilmi,
5 - Pierre gzkt. Ve baklar
6 -- Gz kamatryordu. Yz korkun,
7 - Hareketleri canlyd. Pierre dehetliydi.
8 - Tanrnn gazab gibi.
9 - lerledi. Atn getirdiler.
o - Hayvan gl ve uysal.

53
11 - Cehennem ateini grr gibi
12 - Titredi. Baklar deiti.
13 - Ve sava alanna doru atld,
14 - Srtnda tad kahramandan gurur
duyarak. . .

Msralar numaraladk. imdi airin yazdn


tumaralayarak kurgusuz biime sokalm.

1 - o zaman gkten ilham alan Pierre'in


gl sesi nlad:
(<Tanr yardmcmz olsun! lerib)
2 - adrdan, etraf adamlar tarafndan
evrilnlj,
3 - Pierre grnd.
4 - Baklar gz kamatryordu.
5 - Yz korkuntu.
6 - Hareketleri canlyd.
7 - Pierre dehetliydi.
8 - Tanrnn gazab gibi.
9 - lerledi.
10 - Atn getirdiler.
11 - Hayvan gl ve uysal.
12 - Cehennem ateini grr gibi, titredi.
13 - Baklar deiti.
14 - Ve srtnda tad kahramandan gurur
duyarak sava alanna doru atlCJ..

Grld gibi, msralarn says planlarn sa-


ysna eittir. Her ikisi de on drt adet. Fakat her
iki dkm arasnda tam bir benzerlik yok. Sadece
8, o ve !!'inciler uyuuyor.
Sesli sinemayla ilgilenen sinemac iin son de
rece ilgin olan bu emay yakndan inceleyelim ve
Pierre'in kurguyla okuyucuya nasl sunulduuna
bakalm:
, 2 ve 3'nc msralar muhteem bir kiilii
tanmlyor. Kiinin grnm ise planda ger
ekleiyor.
- Pierre grnmez, sesiyle tantlr.
2 - adrdan kar, fakat kendisi adamlary
la evrili olduundan yine .grnmez.
3 - nc planda ancak Pierre'i grrz.
Devam edelim... Baklar gz kamatnr: bu
suratn belli bal karakteistik halidir. Sonra tn
yz grnr. (5). Vcudunun tm ancak yedin
ci msrada belirir. Sekizinci satr bir benzetmeyle
kiiyi daha da yceltir. Ve air dokuzuncu msra
dan itibaren hareketi anlatmaya balar: ilerledi,
atn getirdiler vs.
Bana kalrsa, bu tr bir karlatrma yapl
dnda kurgunun nem ve anlam iyice belirlenir
sanrm.
Tolstoy, sanat nedirn balkl denemesinde
baz duygu ve hareketleri anlatmak iin mevcut
olan 'tek' kelime ya da 'deyim'i bulmak gerekir
diye yazar.

55
Pukin de bu gre katlyor sanrm. nk
Pierre'in azndan :

Tanr yardmcmz olsun! leri!


Diye bard Pierre
Gkten ilham alarak.

Diye yazmyor.

O zaman gkten ilham alan


Pierre'in gl sesi nJad:
Tanr yardmcmz olsun! leri!

eklinde yazm Pukin. Bu da bize olay g


l bir biimde anlatmak iin uzun uralar sonun
da iirin ald son ekli gsteriyor.
Btn bu rnekler, sinemada anlatm biimi
ni zenginletirmek iin zerinde dikkatle durul
mas gereken yaptlardr.
iirde bir msrada balayan cmlenin ikinci
msrada tamamlanmasna (enjambement) Pu
kin'in eserlerinde rastlanr ou kez. Shakespeare,
Milton, Keats, Victor Hugo ve Andre Chener de bu
yntemi uygulamlardr.
iirin iskeleti genellikle ktaJardan oluur, k
talar da kendi iinde msralara blrler. Maya
kovski bu allagelen ekli dinamitleyerek yepye
ni bir kurgu, bir biim yaratmtr. Merdiven bi
imindeki msralarnda kesintiler msra sonlaryla
deil, sekanslarn sonuyla belirlenir.

56
Yokluk Uarsnz
.

Yldzlan aarak.
Mayakovski sekanslara ayrarak iiri u hale
getirir:
Yokluk ..

Uarsnz
Yldzlan aarak.

Akll bir kurgu operatr gibi msram blm


ere ayryor Mayakovski ve iki imaj (yldzlar ve
Essenin*) arptrarak sonuca ulayor.

Yokluk . . . boluk vs.


2 - Uuyorsunuz.
3 nc sekansda birinci ve ikinci se.
kans bir arada grnyor.
Mayakovski'den bir baka rnek daha verelim:
Birinci ekil:
(( . . . Siz en aalk ve en alaksnz!>)
Yr bakalm! diye haykryordu kadn . . .
Mayakovski'nin kurgu sonras verdii ekil:
(( . . . sen en aalksn,
daha ala olamaz. . .
Haydi,

* Es<enin Sergey, Mayakovski'yi etkileyen bir Rus


:;airL 1925 ylnda 30 yanda intihar etti. Maya
kovski Essenin'in bir iirinden ya da intiharn
dan esinlenmi olabilir.

57
Yr,
Yr bakalm! diye haykryordu kadn.
Mayakovski'nin iirleri, grld gibi, kurgu
asndan harika rnekler sunmaktadr. Bunun bir
nedeni de airin yaad yllarda, tm sanat dal
larnda ve bilhassa sinema - tiyatro ve fotoraf sa::.
natlarndaki kurgu biiminde byk deilklik.ler
olmasndadr.
Bugn kurgu sanatn tm dallarnda giderek
nem kazanmaktadr.
Sinema sanatsnn, yazarn ve oyuncunun
sanatn inceledii kadar kurguyla da ilgilenmesi
gerekir artk.
1939

BR AMERKAN TRAJEDiSi

Bir eserin, genel izgilerinin ideolojik gidiini


belirleyen tutumu, deiik toplumsal koullarda
yaptm deneylerle incelemek frsatn buldum.
,.
Hollywood'daydk.
Paramount'da ekmeimi kazanyordum. *

* Amerika'dayken Ayzentayn - Aleksandrov ve Tiss8


Paramount irketinden sesli bir film teklifi alrlar.
Ay.z.entayn ve Aleksandrov Blalse Cendra.vs'n Al
tn"n perdeye aktarmak isterler. Fakat senaryo
reddedilir. Bunun zerine Dreiser'in Bir Amerikan
Trajedisi..ni evirmeye koyulurlar. (eviren)

58
Senaryosu yazdnlmak istenen esere sayg du
yuyorduk.
Theodore Dreiser'in 'Bir Amerikan Trajedisi'
adl roman mnakaasz stn vasfl bir eserdi.
Her ne kadar romana 'belli bir snfa hitap ediyor'
deniyorsa da, zamannn ve memleketinin asn
dan bakldnda klasik eserler arasna katlabile
cek nitelikteydi.
Ne var ki eser, iverenle bizim aramzda daha
balangta mnakaa konusu oldu.
- Clyde Griffith sizce sulu mu, yoksa masum
mu? diye soruverdi Paramount stdyolarnn b
yk patronu.
- Masum, diye cevap verdik.
O zaman adam:
- yleyse sizin senaryonuz Amerikan toplu
mu iin zararldr, demez mi!
Uzun uzadya Griffith'in iledii suun kke
ninde eitli koullar bulunduunu, toplumsal ya
p bozuk olduundan roman kahramannn kt
yollara sapmak zorunda kaldn ve filmin temel
ieriinin bu durumu aka gz nne sermesi ge
rektiJni anlattk.
Bizim vazifemizin de eserin ierdiini tm
akl(yla seyirciye aktarmak olduunu ekledik.
Adam bizi dinledikten sonra i ekerek:
- Gzel bir cinayetle balayan polisiye bir fil
mi tercih ederdik, dedi, araya bir de ak hikf.yesi
sktnlsn. . .

59
Arkadaar baya ardlar ama ben- pek
umursamadm.
Dreiser'in roman ok akcyd.
Paramount'un patronlan bize ynelttikleri su
lamalara ramen filmi istediimiz biimde evir
memize raz olacaa benziyorlard. Bunun nedenini
gayet iyi seziyorduk. Griffith sulu grnrse sem
pati uyandramyacakt. Ba oyuncu hi antipatik
olur mu! Haslat ne olacak?..
Ama .susuzsa, iler deiebilirdi.
Bu yzden eser be yldr Paramount'un ek
mecelerinde bekliyordu.
Biroklar, rnein Lubitsch eseri sahneye ak
tarmak iin nayak olmu, fakat reddedilmiti.
Bize senaryoyu istediimiz gibi tamamlama
mz sylediler.
- As you feel it, diyordu Paramount'un byk
patronu, istediiniz gibi bitirin, sonra dnrz . . .
Aramzdaki anlamazlk biim ya da teferruat
la ilgili olmayp eserin temeline deinen derinlikte
olduundan ve bizim grmz filme t9plumcu
bir yorum getirdii iin senaryonun istedigimiz bi
imde kabul edileceinden kukuluyduk.
Roman uzun uzun anlatmaya kalkmayalm.
Dreiser'in iki ciltlik eseri birka satrla zetle
nemezse de, senaryonun kilit noktaanna, rnein
cinayete ve asl Clyde' cinayete kadar srkleyen
toplum koullarna dsaca deinelim:
Clyde Griffith ayn atlyede alan bir ii kz-

60
la seviir. Kz hamile kalr, Griffith sevgilisinin o
cuunu aldrmasn salayamaz. (ocuk aldrma
Amerika Birleik Devletlerinde byk bir sutur.)
Evlenmesi gerekir, ama buna yanamaz. n
k ok zengin bir baka kz kendisini deli gibi sev
mektedir.
Tipik Amerikan trajedisi: orta snfa ait insan
lann gznde bu tr 'yanl' birlemeler pek aa
lanmaz. Ne de olsa babadan kalma bir 'demokrasi'
anlay vardr. Dede ve babalar anslarn denedik
leri bu yeni ktaya don gmlek geldiklerini hatrla
maktadrlar. Ama ocuklarn tutumu deiiktir.
5'inci cadde aristokrasisine yatkndr onlar. Bu yz
den, rnein Clyde'n amcas ve kuzeniyle olan ili
kileri apayrdr.
Bylece Clyde1n kafasnda bir sorun belirir: ya
ykselmek ve zengin olmaktan vaz geecek, ya da
hamile sevgilisini ortadan kaldracaktr.
Romann bu sayfalarnda okuyucu Amerikan
gereiyle kar karyadr. Clyde uzun sre d
nr. kendi kendiyle cebelleir ve sonunda ikinci k
k uygulamaya karar verir.
zenle cinayetini planar. Bir sandal gezinti
sinde kaza olacak ve kz lecektir.
Plannn tm teferruatn inceden inceye he
saplar, kazaya inandrmak iin eitli deliller edi
nir.
Ve bir gn gen kadnla sandala biner.
Gezinti srasnda, Clyde'n i dnyasnda bir

61
eliki belirir. Bir yandan Roberta'ya acm.akta, di
er yandan ondan nefret etmektedir.
Bu ruh kargaasndayken, biraz da pani'e kar
plarak sandal devirir.
Roberta boulur.
Clyde plannn tn inceliklerini uygulayarak
sahile kar.
Cinayet gereklemitir. Romann olaydan son
raki gidii herhangi bir taraf bilinli olarak sula
yan nitelikte deildir. Dreiser konunun devamn
ideta oluruna brakmtr.
Oysa biz, Clyde'n susuzluunu ya da onu su
ilemeye iten nedenleri gz nne sermek istiyor
duk.
'Amerikan toplu.mu iin zararl' denen gr
mz buydu.
Bozuk dzenli bir toplumun mekanizmas, ira
desiz bir genci cinayete kadar gtiirp sonra da
onu adalet ve ahlik adna elektrikli sandalyeye yol
laynca; Paramount patronlar Amerikan toplumu
na yararl bir film sunacaklard kukusuz!
Biz sandal sahnesini deitirmeye karar ver
dik.
Clyde kanuni olarak sulu kalacak ama ekil
bakmndan susuzluunu seyirciye iletecekti.
Uygun forml de bulduk.
Clyde ldrmek isteyecek, fakat ldremiye
cekti.

62
Sandal devirecei an iradesizlii ar basacak
ve vaz geecekti.
Roberta durumu anlayacak ve panie kapla
cakt. Clyde onu sakinletirmek iin tutmaya al
acak, fotoraf makinesiyle kzn suratna vuracak
ve muvazenesini kaybeden Roberta decek, sandal
da devrilecekti.
Clyde'n i elikisine aklk getirmek iin u
nu da dndk:
Clyde sandal devrildikten sonra Roberta'y
kurtarmaya alacak, ama dehete kaplan kz sev
gilisini itecek ve yzme bilmediinden denizin dibi
ni boylayacak, bylece plan, caninin vaz geme
sine ramen yrrlkte kalacakt.
Bu olaydan sonra filim normal akn srdre
cekti tabii.
Gayet iyi bir yUzc olan Clyde sahile kacak
ve pl.nnn geri kalan ksmn uygulamaya koyula
cakt. *

Senaryoda yaptmz bu deiikliin baka


faydalan da vard.
Romanda Clyde'n zengin amcas yeenini kur
tarmak iin en nl avukatlar tutar. Fakat mda
faann cinayetten kukusu yoktur.

* Eser 1950'lerde yeniden filme alnm, ba rolleri


Elizabeth Taylar, Montgomery Clift paylam ve
sandal sahnesi Ayzentayn'n dnd biimde
uygulanmtr. Romann ierdiini, filmin ne derece
gsterebildiini filmi seyredenlere brakyoruz. (e
viren)
63
Halbuki Roberta bir kaza sonucu lnce m
dafaa vazifesini tam anlamyla yapacak ve seyirci
de Clyde'n masum olduu lmaj kuvvetle belire
cektir.
Dreiser'ln romannn ikinci cildinde mahkeme
safhalar yer alr.
Clyde sulu grlr ve elektrikli sandalyeyi
boylar.
Fakat romann sonuna doru birka satrla
Clyde'n asl sulu olmadna deinilir.
Roberta'nn babasnn da aralarnda olduu
iftiler tarafndan tutulan savc Mason, seimler
de oy kazanmak iin Clyde' mmkn mertebe su
lu gstermeye abalamaktadr. Mdafaa ise ayn
sosyal snfa ait olmasna ramen kar partinin
adamlardr.
Bylece Clyde arada kalr. Politik gce hftkim
olan ar basacaktr.
Clyde'n dram genelleir, tm Amerikan top
lumunun dram olur.
Biz senaryoya bunlar atmadk. Romanln ba
ka bir blmne, baka bir kiiye yer vermeyi ter
cih ettik.
Clyde'n annesine.
Romanda, Clyde'n annesi dini ilerle ura.an
fanatik bir krdr. Kadn olunu kurtarmak iin
rpnr durur, tm Amerika'y dolap oturumlar
tertip ederek herkesin olunu terkettii gnlerde
onun hayatn kurtarmaya alr. Dinsel ahlak

64 J
simgeleyen kadn, olunu bu adan affettirmeye
uramaktadr.
Biz ise olay bambaka adan ele aldk.
Olunun kt yetimesinde birinci derecede so
rumlu olan anne ilenen sutan payn almalyd.
Nitekim, senaryoda yaptmz deiiklikten
sonra, Clyde hapisanede kendisini ziyaret eden an
nesine Roberta'y ldrmediyse de ldrmeyi plfn
ladn itiraf eder.
Anne bu itiraf karsnda allak bullak olmu
tur. Dini duygusall ar basar. Gorki'nin 'Ana's
na benzeyerek oluna ihanet eder. *
Kentin valisinden olunun affn istemeye 1-
iinde, valinin: ccolunuzun susuz olduuna ina
nyor musunuz?n sorusunu cevapsz brakr.
Ve bylece Hristiyanla olan saygsndan o
lunun lmne raz olmutur bir anlamda.
Af talebi geri evrilir. Clyde lme mahkm
edilmitir.
Son sahnelerde ana ve oulun gzya dolu
ackl grntleri kadnn tutumunun samaln
iyice vurgulayacaktr.
Annenin tutumunu senaryoda bu tr deitir
memize sevinenlerin banda Dreiser geliyordu.*

* Gorki'nin romannda ana oluna ihanet etmez. Bu,


Pudovkin'in yapt filmin senaryosuna Zarkhi ta.
rafndan eklenmitir.

65/5
,.. Dreiser'in Ayzentayn'n arivinde bulunan mek
tubunu yaynlyoruz:

1 Eyll 1931
Aziz Ayzentayn,
Mektubunuzla yakndan ilgilendim.. Ba
nza gelen zorluktan bana anlatmanza sevin
dim. Filmi yapmanz reddetmelerinden duy
duum znt.y bildirmek isterim. Param.o
unt'un filmi size vermesine ne kadar sevin
dimse, yapmak istediiniz deiikliklere engel
olmalarna da o kadar kzdm.
Bildiiniz gibi, sizden sonra filmin yap
mna engel olmak iin elimden geleni yaptm,
fakat Amerika'da sinemaya uygulanan hu
kuk kurallarn benden iyi biliyorsunuz. Filim
onlarn istedii biimde, tm problemlere el
att!
Meksika'da neler yapyorsunuz? Filim e
viriyor musunuz? Ne tr bir filim? Yerleme
niz kolay oldu mu?
Bir Amerikan Trajedisi>nin Rusya'da
evrilebileceini dnyor musun.uz? ok
memnun olurdum. Her eye ram.en unu bil
menizi isterim ki, yaptgnz ie ve almala
nnza hayran kaldm. Bir gn eserlerimden
birini perdeye aktaracanz mit ederim.
mlekinin eli.. adl trajedimi okudu
nuz mu? Okumadnzsa bir kopyasn size
gndermekten memnunluk duyann.

En iyi dileklerimle
Theodore Dreiser

66
Sanat giderek kk burjuva eilimlerinden
uzaklap bize doru geliyorsa bu bir tesadf deil
dir.
Bizim uygulamamzda trajedi romann son
sayfalarndan nce bitiyordu.
lm yolculuunun son hazrlklar, elektrikli
sandalyenin glgesi ve buna benzer yanl heyecan
yaratan grntlere senaryoda yer vermedik.
Filme gelince, bizden sonra Van Sternberg ele
ald ve bizim tm dndklerimizi atp dnme
diklerimizi senaryoya koyarak Paramount patron
larnn yzn gldren bir filim yapt.
Eserin ierii onun iin 'incognito' kald.
Bu duruma ierleyen Dreiser bir sre filme en
gel olmaya uratysa da baaramad ve bu sefer
eserini tahrif ettikleri iddiasyla Paramount'u mah
kemeye verdi.
1932

BOLEVKLER GLYOR
(U.R.S.S. de komedi zerine dnceler)

1930 ilkbaharnda Paris'deydim.


Bugnk dosta ilikilerimizin belkenti deil
di o gnk Faris.
Kukiepov meselesi ortal allak bullak ettiin
den diplomatik ilikilerimiz bozulmak zere idi.
nsan tedirgin eden bir hava hakimdi ortal-
a.
67
Byle bir ortam iinde Sorbonne'da bir konfe
rans verecektim.
Daha dorusu 'Genel hat' (La ligne generale)
tantacaktm.
Seanstan yann saat nce polis filmin oynatl
masn yasaklad. Fakat salon tklm tklm dolu ol
duundan toplanty erteleyemediler.
Konferans sona erdikten sonra gsterilemeyen
filmin yerine seyirciyle kk bir diyalog kurmay,
sorularn cevaplamay dnyordum.
Gzel fakat tehlikeli bir oyundu bu. En olma
dk suallerle kar karya kalabilirdim. Polis kor
donu Sorbonne'u epeevre sarm, polis arabalar
yollar kesmiti. Olaan bir atmay nlemekten
ok, kacak olaylardan kendilerine pay kartp,
filmin yasaklanmasn dorulamak iindi btn
bunlar.
Konferanstan sonra bir saatten fazla dinleyici
lerin sorularn cevapladm. Sorular genellikle ha
vay elektriklendirmeyecek trdendi. Fakat bunun
sonuna kadar ayn tempoyla devam etm.i }receini
gayet iyi biliyordum.
Nitekim salonun gerilerinden kt bakl ss
ka bir olan ayaa kalkarak bard:
- Neden sizin lkenizde komedyen yetimi
yor? Sovyetlerin glmeyi yok ettikleri doru mu?
Salona derin bir sessizlik hiikim olmutu.
Ben cevab yerinde yaptrmay pek bilmem.

68
Bilhassa topluluklarda konuurken kaslp kalnn.
Fakat bu kez kafamda bir k yanverdi.
Cevap vermedim, ama kahkahalarla glmeye
baladm. Sonra da anlatmaya koyuldum:
- Size bir ey syleyeyim, sorunuzu memleke
timde nakledince millet kahkahadan krlacak!
Btn salon glmeye balad. Konferans ora-
da kestim ve dar ktm.
Sorbonne muhasara altna alnmt Sflllki.
Fakat beklenen olaylar kmad.
Tartma kahkahalarla sona ermi ve dinleyici-
ler sessiz sedasz dalmlard.
Polisin ndahalesine gerek kalmad.
Ertesi gn gazeteler olay yle anlatyorlard:
((Bolevikler ellerinde bakla deil, dudakla-
rnda glmsemeyle korkutuyorlar.>
Ben o sabah gazeteleri okuyamadm.
Btn gn beni komiserlikten komiserlie s
rklediler. Paris'de oturmam yasakland. Yirmi
drt saat iinde Fransa'y terketmen bildirildi.
Neyse, bunlar mhim deil.
Beni dndren konferansn sonunda aklma
taklan 'glme' sorunuydu. Biz ne tr glyorduk?
Nasl glmemiz gerekirdi?
Perdeye gldry nasl aktaracaktk?
Bu soru ok soruldu. Bazlar basit bir ekilde,
bazlar da fazla derinlere inerek bir sr cevaplar
verdiler.
Birka yl nce bir gldr senaryosuna al
mtm.
69
Ben genellik.le bir 'profesr' gibi alrm. Ken
di kendimle tartr, hesap ve sonulan not ederim.
Senaryoyu da ayn biimde ele almtm. Fak.at so
nu filimden ok bir kitaba benzedi.
Belki de gldr yazacak yeteneklere sahip
deildim.
Halbuki kahkahalar attran gldrlere bay-
lrm.
Kendime bir soru yneltiyorum:
Chaplin'in gldrlerinde ilgin olan nedir?
Nedir Chaplin'i komik sinemann tahtna otur-
tan?
Lirizminin derinlii kukusuz.
Onun filimlerinin hemen hemen hepsinde mut
laka gldrrken alatan bir blm vardr.
Delicesine kk bir ocuk gibi hareket eden
yetikindir Chaplin.
Lirizm ya da duygusalln gldrye kazan
drdyla yetinmek istemiyordum.
Chaplin'de insanlk duygusu, zayflar koru
ma, ezilenler iin gzya varsa, biz bunu toplumcu
insanlk sevgisine dntrmeliydik. Bundan doa
cak sosyal lirizm balca hedefimiz olmalyd.
kinci olarak, gldr unsuru belli bir kiide
olumayp bir kavram halinde yaygnlaacakt.
Glmenin eitleri vardr.
Boyu kadar bir makasla trnaklarn kesmeye
abalayan Charlot'ya glmemek elden gelmez. Fa-

70
kat buradaki gldr unsuru kiisel bir mantksz..
Iktan baka bir ey deildir.
Duygusal gldr daha deiiktir.
Bizim glmze gelince:
Bizim 'onlar'dan bambaka bir glme biimine
sahip olmamz olaandr. nk her iki taraftaki
insanlarn toplum grlerinde byk ayrlklar
vardr.
nsanlar yaantlarna smryle balarlar.
Analarmz bizi dokuz ay kannlarnda besler.
Doduktan sonra da bir sre st verir.
ocukluk, biolojik gelime srecinde insann
smr devridir.
Belli bir yaa kadar bu durum ho grlr. Fa
kat ilelebet devam ederse tad kaar.
Toplumlarn belirli devrelerinde insann insan
smrmesi geliimi kamlayan bir unsurdu. Bu
nun neticesinde gelien burjuvazi ileriye doru atl
m bir admd. Fakat bu smr dzeni uzadka
uzad. Toplumcu grn hakimiyet kazanmas
etrefilleti.
Bizim glmemizin amac bu olmaldr.
Toplumun artk yetikin hale geldii sosya.lizm
asrnda toplumcu grn gecikmesi ya da yeterin
ce kendini gsterememesi glntr.
Boleviklerin nasl savatklarn biliyoruz.
Nasl altklarn da biliyoruz.
Nasl baardklarn da biliyoruz.
Bakalm Bolevikler nasl glyor! ..

71
1917 Ekim'inde iktidar ele geiren ii snf
nn dnyaya glmsemesini nasl aklarz?
Bu glmseme, karn tka basa dolu insanlarn
gncel skntlarn unutmak ve vakit getrmek
iin bir takm anlamszlklara glmelerine benze
mez.
Radyolarn alayc spikerlerinin yaptklar tatl
akalara glmeye de benzemez.
Geleneksel Rus glmsemesi ise byle deildir.
Geleneksel Rus glmsemesi bunlarn hi biri
ne benzemez.
ekov, Gogol ve Saltikov'un lmsz isimleriy
le ke11dini gsterir bizim glmsememiz.
ekov'un hafif alay, Gogol'un gz yaartan
gldrs ve Saltikov'un satiri Ruslarn nasl gl
dn renmek isteyenlere yeterli rnekleri ve
rir sanrm.
Fakat bugn, ekov, Gogol ve Saltikov'un gl
drlerinin ne tr bir gldryle yer deitirme
sini dnmek zorundayz.
Tasasz, Amerikan tr kahkahalar ya da 19.
__

asr Rusya'snn snepe glmsemesi onlarn ye


rini alabilir mi?
yleyse bugn, eserlerimizle yeni bir gldr
biimi yaratmalyz. Sovyetler Birlii'nin toplum
dzeni tarihine yepyeni bir sayfa ekledii gibi, gl
dr alannda yepyeni bir r aacaz.
Bizim tasasz glebilmemiz iin henz vakit
erken.

72
Sosyalizmin inas daha bitmedi.
Havailie yer yok aramzda.
Glmek bizim yedek silRhmz olacaktr.
Artk 'Sovyetler Birlii' olan 19 uncu yzyl
Rusya'snda nasl 'glmek' ba kaldran bir unsur
idiyse, bugn 'glmek'in hedefi dman yok etmek
olacaktr.
Savaan ve zafere ulaann glmsemesi yerle
ecek tm Sovyetlere.
1937

KURT VE KUZU
(Ynetmen ve Oyuncu)

Ben alrken ortaklaaclktan (collectivis


me) yanaymdr. yle bir prensibi ye tutarm:
beraberimde alanlarn inisiyatiflerini engelle
mek benim iin byk bir hatadr. Hatta Sovyet
Sinemaclarnn son konferansnda bu konuda ok
sert bir tutum takndm: ((Tek bir oyuncunun, ya
da ynetmenin arl yklenip dierlerini geri
plana itmesi sadece kt ekiplerde grlr.)) dedi
imi hatrlyorum.
Buna ramen, bazen iki tarafla birden mca
dele etmek gerekir. Baz durumlarda ynetmenin
otoritesi kanlmaz olur.
Ortaklaaclkta ynetmenin biimde olduu
kadar eserin ieriinde de oyuncuya hkmetmesi

73
olaandr. ayet eser ok belirgin bir biim.deyse,
ynetmenin otoritesi daha da artar. Fakat yine de
bu birliin iinde her trl ortak alma yaratc
ln gsterebilir.
Ynetmen ve oyuncular arasndaki atma ya
da ynetmenin sert karakteri, her eyden nce, a
lanlardan birinin biimdeki gerei anlayamama
sndan ileri gelir. Diktatrl meru klmyoruz,
yanl anlalmasn. Ama ynetmenin belli bal g
revlerinden biri de beraberlii salamaktr.

Tiyatroda bu tutumu salamak nispeten kolay


dr. kabilecek anlamazlklar provalarda halledi
lir, deiik eilimde olanlar zamanla genel kavra
ma uyarlar.
Sinemada durum daha gtr. Filim ekildik
ten sonra yaplacak deiiklikler snrldr. Oyun
cunun hareketleri mzie, o sekansn genel gr
nmne, hatta kurgunun yntemine uymak zorun
da olduundan ya da baka bir deyimle, sekans
meydana getiren tm unsurlarn birbirleriyle belli
bir uyum iinde olmalar gerektiinden, genel iz
giden ayrlan en kk hareket tamir edilmesi ba
ya g bir hata olarak gze batar.
Yani bir anlamda, eseri meydana getiren ele
manlar zgr deildir. Yaratclk, beraberlik iin
de geerli olur.
Baz ynetmenlere verilen 'diktatr' sfatnn
nedenlerine bu adan bakmak gerekir.

74
Ynetmen, yaplan falsolar annda dzeltme
lidir.
Bu tutumda X ya da Y'nin gururu incinebilir.
Hatta kendisine 'diktatr' etiketi bile yaptr
labilir.
Fakat o, belli bir biimde olumas gereken
imajlar yine belli bir biimde bir araya getirmekle
ykmldr.
Ynetmen - oyuncu atmasnn genel gr
n budur.
1935

SNEMADA RENK veya RENKL SNEMA

Ses, sinemaya yenilik ya da moda olsun diye


girmedi.
Baka bir deyimle, sessiz sinemaya katlmad,
sessiz sinemadan dodu ses.
Salt, plastik anlatmn sessiz sinemann snr
larn zorlamasndan sesli sinemaya geildi.
Anlatm alann geniletmek zorunluluunu,
ta balangtan beri hissetmitir sinema.
Daha ilk yllarnda, sessiz sinema plastik imaj
la yetinmeyip elindeki tm olanaklarla ses imajn
kullanmaya eilmitir.
rnein 'Grev' filminde bu anlamda bir aba
gze arpar.
Zaman iin arpc saylabilecek ksa bir sah-

75
nede grevciler, akordeon eliinde ark syleyen
bir gurubun yannda tartrlar.
Grnt aracyla 'ses'i iletmeye altmz
bir blmdr bu.
Filimde grnt bandyla ses band, birbirine
gemi iki grnt bandyla sunulmutur.
Uzaktaki bir tepenin kenarnda uzanan bir gl
beyaz bir leke halinde birinci bantca yer alr ve
oradan akordeon eliinde ark syleyen kalabalk
yaklamaya balar. Bu manzaray olduu gibi alan
ikinci bantda, akordeonun ritmine uyanncasna
ktan eritler oynar.
Bylece seyircide az da olsa ses izlenimi yara
tlr.
'Ekim'de de, aa yukar ayn yntemlerle ses
izlenimi yaratlmaya allmtr.
rnein Smolni'ye yerletirilen mitralyzlerin
grnmnde ses arm, birinci plf.nda gr
nen koridordaki tekerleklerin anormal bykly
le elde edilir.
Bu tekerleklerin kard sesi iyice belirtmek
iin, zeide ((Hanmlara mahsus11 yazl bir kap
nn aralndan uzanan menevik kafalarn 'grl
tden rkm' bir biimde filme aldk.
Filmin bir baka yerinde, Klk Saray'n tava
nnda asl avizelerin kristalleri titreirler.
Bu da saray muhasara edenlerin top seslerini
yanstr.
Nihayet, Sovyetlerin ikinci kongresinde, kar

76
devrimcilerin gevezelikleriyle alay etmek iin harp
ve balalaykalar bir arada ve n planda gstermek
ten ekinmedik. O sahnede kurguya den grev
baya zordu: alglarn kard sesi, biim ve
plastik aralarla iletmek gerekiyordu.
Yani yllar nce, sessiz sinema eitli biim ve
armlarla seyirciye 'ses' izlenimini verebilmek
iin elinden geleni ardna koymad.
Bugn, renk konusunda da durum ayndr.
Sessiz sinemann 'ses' arm yapmas gibi,
sesli sinema da 'renk' arm yapmaktadr.
ncelikle 'renk'in sinemaya ne derece yatkn
olduundan sz edelim.
Operatrlerimizin yarattklar yaptlarda 'renk',
kendini imdiden belli etmi gibidir. Ellerindeki
renkler siyah, beyaz ve griden ibaret olsa da, mey
dana getirdikleri eserler siyah-beyaz'n snrl an
latma gcnden syrlp adeta renkli filim izlenimi
ni tarlar.
Tisse, Moskvin, Kosrnatov gibi ustalar 'renk'i
kullanmakta o denli baarya ulamlardr ki,
filimlerinde sanki isteyerek siyah, beyaz ve griyle
yetinmi izlenimini brakrlar.
aykovski'nin olante) uvertrnde sadece
nefesli sazlarla yetinmesi, ya da Prokofiev'in Ro
meo ve Juliett"e in ikinci blmnde orkestray
susturup sadece mandolinlere yer vermesi gibi.
Bizim operatrlerimizin yaptlarnda siyah,
gri ve beyaz, renk yokluunun zorunlu sonucu ola-

77
rak gorunmeyip plastik stilin tilin gcyle vur
guland bir renk harmonisi halindedir.
rnein, Potemkin gri bir renk harmonisi
iindedir.
Zrhlnn gvdesine koyu gri bir renk hakim
dir.
Whistler'de hafif gri bir sis ortal kaplam-
tr.
Her iki grinin kaplad alanda, deniz eitli
aklk ve koyulukta gri renklerle gze batar.
Ayn gri, subaylarn ksa denizci ceketlerinde
ve olaylarn patlak verdii gecenin karanlnda
siyaha yaklar.
Kuruna dizme sahnesindeki mahkmun mu
ambasnda beyaza yakndr. Zrhlya doru yakla
an teknelerin yelkenlerinde, denizcilerin beyaz
berelerini frlatmalarnda da beyaz renk hakimdir.
<Ekimde, yamur altnda grnen parke ta
lar, parmaklklar ve heykeller siyah bir renk iin
dedirler.
((Genel izgi)) de beyaz daha ok grnr. Bu
lutlar, iekler, bol miktarda dklen stn beyaz
l, ilk sahnelerde sefaletin ve korkun cinayetle
rin koyu renkleriyle eliir.
Sinemada renk sorunu ele alndnda, rengin
yanstaca anlam gz nne alnmaldr.
Tisse bu iin ustasdr.
Golovnia da, ona yakn bir ustalk.la, c(Ana)

78
filminin baz sahnelerinde renkle yanstt anlam
la baarya ulamtr.
Filmin banda yal siyah bir renk, (ya iin
deki botlar lo bir kta parldarlar) mapusane
nin gri havasna deinerek solgun insan yzleri
nin d beyazlkta filmin ieriini yanstmaya
alr.
Alexandre Nevski'de, ihanet edenlerin alla
gelmi siyah renkte grnmeyip tm beyazlklary
la perdeye aktarlmas d basnda ilgiyle karlan
mtr.
Beyaza verilen tonla, ihanet edenleri tm p
laklklaryla gz nne seren bu grnmlerdeki
olaanst baarsndan tr Tisse'yi kutlarm.
Sava alannn solgun mavilii ve otlarn yei
limsi grilii onun eseridir.
Sesin si1emaya katks bilhassa kendini renk
te belli etmitir. Siyah, beyaz ve grinin melodiyle
karmndan elde edilen netice gerekten stn bir
baardr.
Yllar nce de belirttiimiz gibi, ses - grnt
bileiminde grnt ba eleman olarak kalr ve
bileimin ritmiyle daha da belirginleir. Melodiyle
((sesnin bileimi ise {(renkn in nanslarndan ayrl
mayan k nanslaryla elde edilir.
Bu bileimlerin baarya ulamas tm renk
lerin sinemaya katlmasna baldr. Melodinin g
rnmle uyumu ancak o zaman belirg in olacak,

79
gorunumn ayrntllar mzik zenginliinin sevi
yesine gelecektir.
Ve ancak o zaman Diderot'nun, Wagner'in ve
Scriabine'in hayal ettikleri gr ve duyu sentezi
ne ulalabilir.
Duruma bu adan baktm iin <(renkli sine
roa) yerine ((sinemada renkn demeyi tercih ettim.
Perdemizin zentisiz grnm, yerini gste
rili elbiselere ya da renkli paskalya yumurtasna
brakmasn
Renkli sinemann perdesinde, posta kartlarn
dan biraz deiik grnmler yer almaldr.
Renkli sinemann yepyeni perdesinde, renk
oyunlar grntyle olduu kadar filmin temasy
la, ieriiyle, hareketlerin gidii ve mziiyle de
uyumaldr.
Hatrlatmaya altm grlerin, operatr
lerimize yardmc olacan mit ederim.
Bizde sinemann byyp gelimesi srecinde,
renk kavram da byyp gelimitir.
Operatrlerimiz (renk, kullanma biimimizi
imdiden benimsemilerdir.
Bizim yntemimiz Amerikallarn sadece tek
nik alanda baarya ulatklar yntemden apayr
olacaktr.
Sinemamz, yepyeni dncelerin altn
da, renk alannda da sylenmesi gereken son cm
leyi bulacaktr.
1940

80
GREV i braklyor.

- /'
,.
, ...
. '

. - . ..
---
.. _- ---'-"
GREV Polis grevcilere saldrrken.
Ajan Guenon
Son sahne
pQTEM KN Z I R H L ISI
POTEMKN ZIRHLISI Alexandre Antonov Vakulinuk
roli.nde
POTEMKN ZIRHLISI Geminin din adam

Grigori Ale)(androv subay


Guiliarovski rolnde
POTEMKN Z I R H L I S I Qdes<I merdivenleri
POTEMKN ZIRHLISI Merdiven sahnesinden
grntler
l'l ! l l M K I N ZIRHLISI

r
EKM 3 Temmuz 1 9 1 7 katliam

.. ...

1 1

EKM Smolni saray sahnesi
EKM .. afak" zrhlsnn Neva
nehrine girii

- -----

..-
...c._ 7S' .
E S K i VE YEN i blmu
--
Kye ifk traktorun gelii

ALEXANDRE NEVStd erkasov Prens Alexandre Nevski
rolnde
Naum Rogojin alman din grel!isi
ALEXANO R E NEVSK
rol tinde

Nikolay Oklopov Buslay rolnde


ALEXANDRE NEVSK . gnat rolnde
Dimitr. Or1ov demrc
. .
Vladimir Erov a iman svars
rolnde
KORKUN IVAN Kazan'n a l nmas
SNEMADA RENK

Aziz Lev Vladimirovi *

Renkli sinema alannda yaptm deneyleri


gz nne alarak kitabnzn ikinci basks iin si
nemada renk konusundaki grlerimi bildirmemi
istiyorsunuz.
Korkun ivan' renklendirirken vardm so..
nulara deinerek sizi aydnlatmaya alacan.
nce anlatm biimlerinin kullanlmasnda
hiili\ yaygn bir grten sz edeyim.
Bilirsiniz, bazlanna gre bir filmin mzii
ayet duyulmuyorsa, fotoraflan dikkati ekmiyor
sa, sahneye konu biimi de ayr edilmiyorsa g-
'
zeldir.
Bu gr savnunanlar renk konusunda, iyi
bir renkli filim, renkler gze batmadka geerlli
dir, derler.
Biz bu grlerin hi birine katlmyoruz.
Genellikle, yapmclarn yetenekleri oyuncula
n istenildii gibi kullanmaya el vermediinden,
kurgu, mzik ve renk ilemlerinde operatr ve kom
poziiiirlerle istenildii gibi bir iliki kurulamad
ndan ortaya bu sonular kar.
J-!ana yle geliyor ki, sinemada anlatm biimi
nin zenginlii, ynetmenin baz alanlar glendir-

* Lcv Vladimirovi Kuleov: Sahneye koyma. zerine


temel grlerin yazar. (eviren)

81/6
mek iin belli alanlarda ksnt yapmasn gerek
tirmez.
Tam aksine yapmc, anlatm biimlerinin zen
ginliklerinden yararlanarak bunlar tm aynntla
nyla filme oturtmakla ykmldr.
rnein bir bale sahnesinde dansrler kiisel
gayretlerini tm ayrntlaryla gsterirler. Fakat
yine de, orkestrann eliinde belli bir ritm ve
uyum iersindedirler.
Sinemada da ayn yntem uygulanmaldr.
Mzik, fotoraf, peysaj, kurgu vs. gibi her alan
tm olanaklaryla anlatmn en gl ve arpc
bir biimde gz nne sermeli, fakat yine de belli
bir uyum iinde birlemelidir.
Tekrar ediyorum; bu meslein incelii, sine
tnann her alannn kendi bnyesi iinde geliip
glenmesini salamak ve bunlan bir orkestra efi
gibi belli bir uyum iinde bir araya getirmektir.
Anlatm biimlerini uygulamak konusundaki
grlerim bunlardr.
Renk konusunda da ayn grleri ileri sr
yorum.
Rengin bir filme katks, ncelikle filmin iin
de dramatik bir etkinlik yaratmasyla llr.
Bu bakmdan renk, mzikle ayn durumdadr.
Bir filmin mzii gerekli olan her yerde du
yulur.
Renk de gerekli olan her yerde gzkmelidir.
Filimdeki hareketin grnd, bildirildii ve

82
akland her anda renk, mzik gibi, tm katk
laryla kendini belli etmelidir.
Bu hareket, ((Ak zihinli olmann bahtszl
nnda bir monolog, ((Jules cesar)) da Sen de mi
Brtsn gibi bir haykr ya da Boris Gudunov'un
((Ve halk susuyor)) adl yaptndaki sessizlik)) bi
iminde kendini gsterebilir.
Rengin seimi ve tonu, bu tr hareketlerin
ieriiyle uyumaldr.
rnein, afan kan krmz nlann tm
canllyla perdeye aktararak kahramann lm
haberi yanstlr. (van Sussanin)
Yani bizim anladmz anlamda renk, yapt
meydana getiren elemanlardan biridir.
Grntnn birinci plinda olup mzii ge
rektirmedii ya da tersine arka plana itilip mzi
in tn gcyle belli bir imaj yaratt gibi, renk
de yaptn ieriiyle belli bir uyum iinde zaman
zaman gze batarak yanstlan imaja katkda bu
lunur.
((Renk bandan sonuna kadar filimde yer alr.
oysa mzik gerektii anlarda duyulur,n biiminde
neride bulunanlar oldu.
Bu bizim grmz deitirmez.
Bizim iin, perdede A annda grlen bir akor
deoncu ya da B annda Sylenen bir halk trks
filme mzikal bir nitelik kazandtnaz.
Bizim anladmz mzikal filimde, mziin
yokluu ahengi salamak iin yaplm bir kesin-
83
ti biimindedir. Orkestralarn coup coup birden
sakinleerek mzii tek bir algya, hatta belli bir
sre sessizlie terk etmesi gibi dnlm, he
saplanm bir kesinti.
Yani bir anlamda filmin mziinde kesinti
yoktur. Hoparlrler somut olarak mzii duyurna
salar da, filmin ritminde ve dialoglarn mzikal
uyumunda mzik kendini .belli eder.
Renk iin de durum ayndr.
Dramatrjik bir eleman olarak renk de ge
rekli olmad yerlerde gizlenir. Bir fsltnn
duyulmas ya da hastann dudaklarnda titreen
lmn gze batmas istendiinde altn sars ve
deniz mavisi yok olur.

HarikulAde gcn saklayarak, kadrajn te


ferruat gstermeyip ana temay n plana almas
gibi, imajn ieriine tm gcyle katkda bulu
nur.
Fakat bu bir ((yanszlatrman deildir, yanl
anla6lmasn.
..
Renk, mzikte olduu gibi, gerekmedii yerde
harcamad tm gcn biriktirerek gerektii an
patlamaya hazr bir vaziyette bekler.

Sinemada rengin anlamn, eserin ritmine e


lik edip ieriini aydnlatan mzik kadar bamsz
bir evrim biiminde gremiyorsak, rengin kullanl
masnda baarl olamayacaz demektir.
Bu durum herhangi bir imaj - ses bileiminde

84
bir araya gelen pelikl - imaj ve jelikl - ses kadar
belirgindir.
Buradaki glklerden biri, Objennin kendi
rengiyle, perdede yanstmas gereken renk arasn
daki balanty kurmaktr.
Bu balant mutlak lde kurulamayacan
dan ancak belli bir lde salanacaktr.
rnein duyulmas istenmiyorsa botlarn kar
zerinde kardklar sesin silinip atlabilecei gi
bi, bir mandalinann sarl krmzl rengi de ima
jn ieriiyle badamyorsa pekala deiebilir.
imenler stndeki portakaln yeilliklere
braklm herhangi l<Obje>den farkl olabilece
i dnlemiyorsa, sinemada renk oyunlarna gi
rimek ya da renkle belli bir anlatmda bulunmak
yersizdir.
Yeillikler iinde beliren sarmtrak lekeyle,
rnein portakaln anlatm ilikileri deiiktir.
Bilin ve duygularla alglanan olaylarn man
tna dcginerek mziin bir olayn heyecann
renklendirnesi gibi, rengin arpcl da kendi ye,
t.eneklcriylc olayn somut grnmn seslendire.
rck 11crdeye aktarr.
rrcin, snmek zere olan yangnn son alev
leri skLl bir hava yaratrken ortala ifil rengi
haki olur.
8olgun mavi ve sar. kor atein iindeki siyah
lkla yer deitirince hayat ve nee saan bir imaj
belirir.
85
Btn bunlar somut rneklerle anlatmak da
ha yararl olur sanrm.
Size ((Korkun vann renklendirirken ngr
dm ilkeleri aklayaym . . .

Mektup burada. yarm kalr.


on satrlarn tarihi 10 ubat 1948'dir.
Ayzentayn ertesi gn lecektir.

8
Anlar

P R K F V
(Sergey Prokofiev)

- Yarn leye kadar bitiririm.


Kk projeksiyon salonundan dan kyo
ruz. Gece yars olmasna ramen iim rahat. Bili
yorum nk, yann on ikiye be kala stdyonun
ana kapsnda kk, mavi bir otomobil gzke
cek.
inde Sergey Prokofiev belirecek.
Koltuunun altna Alexandre Nevski))nin m
ziinin bir blmn sktrm . . .
Akam, filmin yeni bir blmn seyredece-
iz.

87
Ertesi sabah yeni bir blm mzik yine hazr
olacak.

Saat gibi alr Prokofiev.


Ne geri kalan, ne de ileri giden bir saat gibi.
Atcnn hedefini yakalamasna benzer bir us-
talkla zamann byk bir dikkatle ayarlar.
Bu dakiklii gereksiz bir alkanlktan te,
eserleini belirginletiren bir anlamla zdeleir.
Stendhal'in yaln belginliinin mzie aktarl
mas gibi.
Yalnlk konusnda Prokofiev ancak Stendhal'
le karlatrlabilir.
<(Beni yz yl sonra anlayacak:Iar), der Stend
hal. Her ne kadar Stendhal berrakln bir devrin
anlayamamas bize tuhaf gelirse de, adalarnn
onu anlamad bir gerektir.
Bu bakmdan Prokofiev ansl.
Onun eserleri anlalmak iin bir asr bekle
meyecek.
Bizde olduu gibi, batda da Prokofiev'iri n
giderek yaylmaktadr.
Sinemayla ilikisi, nnn daha da artmasn
salamtr.
Bunun nedeni, mziinin sinema araclyla
geni kitlelere duyurulmasndan ok, kamerann
yansttklarna yapt gl katkdandr.
Onun mzii, projeksiyon aracnn gz ka
matrc nlaryla perdeye aktard sinematog-

88
rafik imaja verdii hayat ve tm beyaz perdeye
kazandrrd canllkla lmszlemitir.
* * *

Kendimi bildim bileli mzikal oluumun ((sr


ryla> ilgilenmiindir. Seslerin, deiik sre iin
de, birbiriyle bamsz karmakarklndan kom
pozitrn yaratt harmoni gerekten ilgintir.
Bu konuda frm Greguar urkin'in gr
lerini paylarm.
Her gittiim yere benimle geldii iin, bu di
reksiyon ustas provalar, projeksiyon, kurgu ya
ni tm sinema ilemlerinde bilgi sahibi olmutu.
- Bir filim nasl yaplr bilirim, demeye ba
ylrd, sinema benim iin sr deil. Ama yine de
bir ie aklm ermiyor; nasl oluyor da, Sergey Ser
geyevi filmin mziini bir rpda yaratveriyor?
Ayn sorun beni de uzun sredir dndr
yordu, ama bir gn az da olsa bu konuyu aydnla
tacaktm.
Sonunu ylece derleyip toparlamak mmkn:
Serp;ey Prokofiev'in ilgilendii <(objeIerin ay
rcalndan kompozisyonun (oluumun) kesinle
mesi na:-;l gerekleiyor?
Tuhaf olan, benim bu sorunu Prokofiev'in
kompo:dsyona almasn seyrederken deil de, bir
telefon numarasn not edi biiminden akla ka
vuturmu olmamdr.
Birden ylesine armtm ki, polis romanla
rndaki gibi olay hemen not ettim. Bir ylba ge-

89
cesiydi. 31 aralk 1944'de, saat ll'e doru Sinema
Evi'ndeki toplantya gitmeye hazrlanyorduk. . .
*

1945 ylna bir iki saat kalmt.


Yeni yl dileklerimi sunmak iin Sergey Pro
kofiev'e telefon ediyordum.
Not defterime bakmadan numaralar evir-
dim:
K - 5 - 10 - 20, sonra 35.
Belleim kuvvetlidir.
Ama genellikle ok gerekli olmayan telefon
numaralarn ezberlemem.
Onlar kck, gri bir not defterine kaydede
rim.
Oysa, Sergey Sergeyevi'in yeni tand apart
mann telefon numarasn ezbere biliyordum.
K - 5 - 10 - 20, sonra 35.
Bu yepyeni numaralar nasl aklmda kalm-
t?
Birden anmsadm.
o gn Sergey Prokofiev'le ses kabininde yan
yana oturmutuk.
Nihayet otelden kp doru drst bir apart
mana tandn sylemiti bana.
- Mojaysk osesinde gzelce bir apartman,
demiti.
- Hava gaz var.
- Telefon da...
Perdede, c(Korkun lvann roln oynayan er-
90
kasov, soylularn nnde diz kerek Rusya'daki
karklklarn nlenmesi gerektiini sylemekte,
Dimitri'nin kanuni miraslnn kabulu iin yal
varmak.tayd.
Filmi grdnzse, bu sahnede kontrbaslarn
ar bast mzikle olayn ne denli bir uyum iin
de olduunu hatrlarsnz.
Baka bir yazmda imaj - ses ilikilerini uzun
uzun anlatmtm.
Bu konudaki bulularm Alexanrde Nevski
filminde Prokofiev'in ibirliine borluyum.
Korkun van'da beni ilgilendiren ise, sonu
tan ok bululannuz gerekletiren yntem ya da
rastlantyd.
Tn dikkatimle, Prokofiev'in iki projeksi
yonda sahnede'ki olaylarn ritmini nasl yakalad
n incelemeye koyuldum. Bu kadar ksa zamanda
perdedeki imaj yakalayp ertesi gne kadar o ima
ja harikulade uygun bir mzik yaratmas gerek
ten artcyd.
(lcnellikle kurguyla mzik belli bir iliki iin
de altklarndan, sahnedeki uyumun salanma
s ii uzayp ksalabilir.
I'akat nedense sz geen blme kurgu uygu
lnnt.
Dolaysyla kompozitre belli bir zaman ver
mitik.
Yani altm metrelik pelikln uzayp ksal-

91
mas sz konusu olmayacandan Prokofiev'in uy
gulad mzik belli bir zamana smalyd.
Onun iin iinden nasl syrlacam merak
la bekliyordum.
Orkestra yerini almt. ef Stassevi grnd.
Ses operatr Volski kulaklklarn dzeltiyor-
du.
Mzik kaydedilmee baland.
Tm dikkatimizle, perdedeki grnmn or
kestrann ald mzikle uyumunu incelemeye ko
yulduk.
Orkestra olanca gcyle perdedeki grnm
etkinletiriyor, kontrbaslarn seslerini kestii yer
lerde piyano harika geilerle mzii ve grnm
leri birbirine balyordu.
Sahne ikinci kere gsterildi.
Peinden nc,
Sonra drdnc kere tekrar edildi.
Beincide her ey mkemmeldi.
Kompozitr her zamanki aceleciliiyle boynu-
na earbn balamt bile.
Pardessn srtna ald, beresini dzeltti.
Sonra alelacele elimi skt.
Ve koar gibi uzaklarken telefon numarasn
syledi.
Yeni evinin telefon numarasn: K - 5 - 10 - 20,
sonra 35.
O an ynteminin srrn yakalar gibi oldum.

92
Uzun sredir dndm sorunu zm
tm.
Prokofiev telefon numarasn yle bildirmi-
ti:
- K 5! 10! ! 20! ! ! Sonra 30! ! ! ! 5.
Telefon numaralarn syleyi biimindeki
ahenk, bir anda sanatnn yntemini kafamda e
killendirmiti.
Sonra, diye soracaksnz belki de, ya da ((Pro
kofiev'in mzikal yaratcln aklayan sr bu
nun neresinde, diyecesiniz.
Aklayaym.
Ben, Prokofiev'in mzikal yaratclnn srr
n aklayan anahtar aramyorum. Fakat, (imdi
lik) bu artc olay anlamaya alyorum:
Prokofiev perdedeki grntye uygun mzi
kal imaj nasl yaratyor?
Bu konuda ngrlen bellei eiten yntem
ler deiiktir.
Genellikle armn katksndan SZ edilir.
Bazan da, ((ayn konuyu ieren kelimeler bir
birlerini etkileyerek gruplar, insan belleinde bir
tal>lo ibi yer alrlar, diye grler ortaya atlr.
Ana hatlaryla ((entellektel faaliyeti tanm
lay;n grlerdir bunlar.
Sergey Prokofiev'in perdedeki grnmlere
u ygu l ad mziin anahtarn, imajlar alglamas
r hiimiyle akla kavuturabiliriz.
yle bir yntem uyguluyor Prokofiev:

93
rnein, 5 - 10 ., 20 - 30, gibi sra numara ve
rildiinde, S P. hemen bu numaralarn iinde bir
uyum kuruyor.
Hepimiz bu numaralan aritmetik dizi form-
lyle tanrz.
((5 - 10 - 20 - 30 . . .
Ya da ayn biimde, yz, iki yz, yz . . .
Fakat Prokofiev b u i uyumu bir kavram ola-
rak deil de, duygusal bir ncelikle belleine yerle
tiriyor.
Yani onun uygulad, ounlukla mzisyenle
rin bellei eiten yntemleri kullanarak rnein
bir telefon numarasn aklda tutabilmeleri gibi,
sadece niceliin artmasna ilikin sesin giderek faz
lalamas ya da rakamlarn uyumunu anlatan
cmlenin ritmi deildir. (*)
Bir kompozitrle orkestra mzisyeninin fark
n, Prokofiev'in bu seri numpalar sanki rulette
kazanlan 10, sonra 20, sonra da 30 binlik fi gibi
giderek artan ahenkli bir cezbeyle sylemesinde
gryoruz.
Bu ahengin, cezbeden ileri gelmesi gerekli de.
ildir.
Ayn ahenk rnein dehetten de ileri gelebi-
lir.
Proofiev'in telefon numaralann cezbeyle sy
lemesi, kukusuz kompozitrn uzun sre otel-

* Melodileri hatrlamak iin mendiline dmler atan


bir mzisyen tanmbm ...
94
!erde srndkten sonra Mojaysk osesindeki ye
ni apartmanna tanmasndan duyduu sevinci
bildiriyordu.
Biz imdilik Mojaysk osesi ile telefonu bir ke
nara brakalm.
Bu olaydan anmsayacamz sadece Prokofi
ev'in artistik bellek eitim yntemidir.
Ya da baka bir deyimle, beklenmedik birikim
lerden bir rpda belli bir i uyum kurabilmektir.
Bulunan i uyumu da duygusallkla ifade ede
cektir Prokofiev.
Bylece daha ok hislerle alglanan forml
unutulmayacaktr.
Artk onu belleimizden atmamz olanaksz
dr.
Telefon numaralar, ses ahengi ile belleimiz
de yer etmitir.
Ses ahengi melodinin dayanak noktas deil
midir? . . .
Kurgulanan bir sekans gz nne alarak ay
n yntemle ses ahengini bulacaktr. Prokofiev.
Ses ahengi mziin temeli deil midir? . . .

Hikaye burada bitiyor. Yalnz unu ekleyelim:


Mziin bu tr oluumu (komposizyonu) , <gz
mziV,i))nin, ya da baka bir deyimle imajn da ay"
n ilkelerle oluumunu gerektirir.
Sessiz filmin oluumunda ve kurgusunda de
neyin ne kadar nemli olduu burada ortaya k

{15
yor. Mziin ak, olaylarn anlatmnda olduu
gibi, sekanslar zinciri iinde de kendini belli etme
lidir.
Sesli sinemann 'gerekletii bu gnlerde, an
cak bu tr bir stilin sessiz sinema zamannda kur
gu iin uygulanan ikinci bir yntem olduunu far
kediyoruz.
Mzikte olduu gibi, oluimlann anlatmn
da da ((tekrar> kurgulanan imajlarn ritmik ak
nda ayn derecede gerekli oluyor.
Bir sr deneyin gsterdii gibi, belli bir sah
nenin mziinin, yani elimizdeki ses bandnn ba
ka -sahnelere de uymas mmkndr.
rnein Alexandre Nevski)) filminin afak
sahnesine uyguladmz mzii, aa yukan ben
zer nitelikteki baka sahnelere uygulayarak ne so
nu verdiini grmeye altk.
((Korkun van)) filminde de, ivan'n soylulara
Dimitri'yi desteklemelerini syledii sahnede, sah
nenin ilk yars iin hazrladmz mzii -Kurs
kin'in grnmesinden nce- ikinci yarya ,uygu
ladk ve sonutan memnun kaldk.
Sahnelein hemen hemen ayn uzunlukta ol
malar bir yana, hareketlerle ahenk bakmndan
hazrladmz mzik her iki hneye de mkem
mel bir biimde uydu.

Prokofiev'le bitmez tkenrne;;, pazarlmzn


konusu, hangimizin daha nce !jc koyulacayd.

96
Mzii hazrlayp kurguyu sonra uygulamak ya da
kurgu ilemi tamamlandktan sonra mzii hazr
lamak sorununda bir trl anlaamazdk!..
yle ya, tm arlk ie ilk koyulandayd; sah
neni ritmi bulunduktan sonra uygulanacak kurgu
-ya da mzik- baya kolaylayor, arkadan ge
lene, izilmi yoldan rahatlkla ilerlemek kalyordu.
Geri bu kolaylk> her nne gelenin baara
bilecei bir i anlamna gelmiyordu ama ben Pro
kofiev'in pei sra giderken baya rahatlyordum.
Bu ii iyi beceriyordum dorusu.
Bazen kahkahalarla ie sarlyor, deli gibi Pro
kofiev'i takip ediyordum.
nce eldeki ((plastik madde>)nin tmn gz
den geirmek gerekiyordu.
Sonra ses bandn bir sre tekrarlatarak sa
brla plan - imaj elemanlaryla, plan - mzik ele
manlarnn birbirine uyaca an yakalamaya a
lyordm.
()rej!;in, bir 'obje'nin ya da belirg-\nliin bir
cmlnen ritmine, bir sr geni plann uygulana
biltet' bir akn, ayn aktaki mzie uyumunu
sapt:unya unuyordum.
'J'ahii btn bu blmlerin i uyumunu da gz
nnt alp beraberliklerini yalnz uplastik> alan
da t_yulamak gerekiyordu.
Yani yaptmz i, bugn imaj - ses kurgusun
da uyguladmz yntemden pek farkl deildi.
O gnlerde -imdikinden deiik olarak ,
peliklleri Sergey Prokofiev'in harikulade mr,i'i

97/7
ne gre deil de, bestenin btnn algladmz
biimde taryorduk.
nk bilindii gibi, hi bir kurgu kendi i
tekrar ayarlanmadan gerekleemez.
Kurguyu hazrlayann tutumu, bir lde uy
gulamay etkiler.
Vakulinuk'un sisler iindeki cenaze trenini
kurarken gncel yaamm gz nne getirdiim
de, rnein t(Odesa merdivenleri)nin kurgusuna
altm gnlerden apayr bir duygusallk.ta oldu
umu, barp ardm, glmsemek bir yana,
yzmden den bin para olduundan etraftaki
lerin yanma yaklamaya bile cesaret edemedikle
rini anmsyorum.
Prokofiev'in i dnyasnda bu durumun ne
trde gelitiini pek bilemeyeceim. Fakat kompo
zitrn alma biiminden az da olsa bir eyler se
zebildim.
*

Ben her zaman Prokofiev'in, iki ya da en ok


projeksiyondan sonra, kurgunun uygulanp, hat
ta pelikl uzunluu dakikas dakikasna saptanan
bir sahnenin mziini, sadece hareketlerin rit
mik: akna uymakla yetinmeyip kurgunun en in
ce nanslarn da gz nne alarak harikulide bir
dorulukla ertesi gne yetitirnesi1e hayran kal
mmdr.
Mzikle imajn uyumundaki c zaman yntemi
(contrapunctique) ancak bu kadar sarih uygula
nabilir.
98
Brada uzun uzun senkronizasyon sorununa
deinecek deilim. Bu baa bir konu.
Biz sadece Prokofiev'in artc ustaln ve
alma biimini incelemekle yetinelim.
Salon kararm, filim balamak zeredir.
Prokofiev, kocaman ellerini sraya dayam,
parmaklarn sabrszca oynatarak filmin balama
sn bekler.
Ve filim oynamaya balar.
Prokofiev uzun parmaklaryla mors alfabesi}
le haber gnderir gibi sraya vurmaktadr.
Acaba tempo mu tutmaktadr?
Sanmam. Onun yapt kukusuz baka tr
bir itir.
Bence parmaklarn oynatarak, iirin heceleri
ni sayar gibi, sahnenin ayrntlarn, her para pe
likln ritmini ve oyuncularn ses ahengini sapta
maktadr Jlokofiev.
Bunu seziyor ve kompozitrn bir ara nee
iinrlc:
'l'amam buras oldu! diye barmasndan
sezii (\oruluunu anlyorum.
J>araklaryla srada tempo tutarak grnt
lerin ritlni saptayan Prokofiev, ertesi gn imaja
tpatp uyan mzii koltuunun altna sktra
rak 1'.lt'cektir.
rarnaklarn oynatrken, ayn anda bir ey
ler <h' nnldanr.
Jlyle anlarda ona bir ey sormaya kalkarsa
nz, yandnz!

99
nce dinlemezlikten gelir. Israr ederseniz, eliy
le git der gibi bir iaret yapar. Daha da ileri gide
cek olursanz, tm dehetiyle size yle bir bakar ki,
sz edecek haliniz kalmaz.
Prokofiev'in o esnada ne dndn, daha
dorusu ne dinlediini bilemeyeceim.
Vereceim cevap farazi olacaktr.
Fakat yine de unu syleyebilirim: Prokofiev
sahnenin mziini projeksiyon salonunda olutur
maktadr.
Onun dudaklarndaki belli belirsiz mrltlar,
sahnedeki grnmlerin ritmik akna uyacak
mziin temel notlardr.
Geriye kalan i. evde bu notlar gelitirip porte
zerine yazmaktan ibarettir.
Prokofiev'in kurgulanm bir sahneye mzij
bu kadar ksa bir zamanda uygulayabilmesinin sr.
r bence budur.
Geri benim sahnelere uyguladm kurgu,
sonradan uygulanacak mzii ngrdnden, i
uyumlarnda olduu kadar geilerde de belli bir
!ritmik ak aka gz nne serer. Ama yine de,
sonuta kompozitrn bu ic katks byktr.
Film, kurgu uygulannacla kompozitre su
nulduunda durum biraz d<'i.tiir.
O zaman, gizli bir gcii da anmasdr ko
nu . . .
Bir filmde, belli bir sahne iin verilmi birbir
leriyle ilgisiz gibi grnen biilll'rin (rnein ba
oyuncularn grnd blrnlcrle, bir sava ya
100
da manzara) tesadfen birarada olduunu dn
mek hatal olur.
nk bu blmler, belli bir kurgu biimiyle
eserin ieriini aklayacak niteliktedir.
Bunun iin de kompozitr, birbirleriyle ilgisiz
gibi grnen blmlere mziini uygularken sade
ce sahnelerin i uyumunu gz nne alarak deil,
sahnelerin birbiriyle olan balantlarn saptayp
tm filmin akna uygun bir biimi gerekletir
meye almaldr.
Kurguyu derinliine kavrayan Prokofiev bu
iin ustasdr. nk sinemaya boyutu kazan
dran kurgudur.
Ayn adan ve ayn sekans iinde bakldn
da, bir insann, her hangi bir objenin ya da bir
manzarann imaj dmdz deil midir?
Dei0ik a ve biimlerde ekilen sahneleri bel
li bir yun ic;inde biraraya getirip onlara bamba
ka boyutlar kazandran, hatta sahnelerin canlan
n1ahr sa;layan kurgu deil midir?
(iirtb;imze aklk getirmek iin ister iste
mez. J(tvenuto Cellini'nin 1547 ylnda Benedetto
Bar('hi'y yazd, (resimle heykel sanatnn kar
laLrlrnasndan sz eden) mektuba deineceiz.
.\;uyle diyor sanat:
l ltykelciliin dier plastik sanatlardan e n nz
s<'kiz kaL daha ((sanat olduunu aklamak ist(
rin. (_:iink her heykelde ayr ayn seyredil ecek t>t
az sl'kiz nokta vardr. . .
. . Resimde grdmz, heykeldeki st>kiz lo

101
lmn sadece bir tanesinin tabloya aktarlm bi
imidir...
. . .Heykeldeki bu blmler sekiz deil, belki
krk hatta daha da fazladr. nk onun boyutla
rnn grnd her nokta, apayr nitelikte bir
sr resim gibi alglanr. . .
. .. Bu adan bakldnda glkler -ylesine
byktr ki, hi bir heykel drt bir yandan ince
lendiinde mkemmel olamaz . . .
Bir heykelin tiim gzelliiyle alglanmas en
az sekiz adan bakldka gerekleebiliyorsa, hey
kelin sekiz dziik noktasnn yan yana getirilmesi
de derinliini, yarli nc boyutu hissettirecek
tir.
Ve bu sekiz dei);iik nokta sekiz sinema sekan
s biimine geldiinde, onlar belli bir rttm iinde
akllca perdeye aktarr:-;ak nc boyut kavram
tm arpclyla gz nne serilecektir.
Benvenuto Cellini mektubuna yle devam
ediyor:
((Resimle heykelin rark, glgeyle glgeyi yan
stan objenin fark kadar hykir.)
Bir objenin grnmnn eitliliini akl
a kavuturmak bakmndan Ccllini'nin karla
trmas baya ilgintir.
Ayn a iinde ekilen bir sahne gibi biim
deitirmeden srgit devam eden bir mziin de
rinlii hissedilmez.
Mzikal imaj, rnein okyanus, frtna, balta
girmemi ormanlar, dalar, yangnlar gibi grn
102
tleri tamamlayan mzikal imaj, ustaca bir kur
guyla grnmlerin tm derinliini bize iletir.
Ve bylece bu imaj, dmdz bir klie ya da
belli bir a iinde alglanan bir glge olmaktan
kp, sahnenin tm derinliini drt bir yanyla se
yirciye aktarr.

Prokafiev'le mzisyenlerinin arasnda dolar


dm ou kez.
Bir keresinde, ((Korkun van'n denize kar
pencerede grnd sahnede duyulan ve kompo
zitrn en gzel melodilerinden biri olan ((Mavi
dalgal okyanus))u tekrar ediyorlard.
Porokofiev'in ince silueti okyanusun dalgalar
na kaplm gibi alglarn arasnda kayboluyordu.
Ara sra bir grup algcya doru eiliyor, son
ra diti.<'r bir gruba kulak kabartyordu.
Ayn zamanda kulama fsldayarak bir sr
aklnnada bulunmaktan da geri kalmyordu:
llu, nlarn da.1.galara yansmas . . . teki,
dal,.':a l:r . . . u, yzey . . . Oradaki, deniz dibinin e-
kicili:i . .
.

hr g-rup alg, okyanusa z bir belirginlii ifa


dt 1.nye almaktayd. Bir aray:. geldikleri za-
111:111 okyanus tm dehetiyle karni:a kyordu.
Ve bu okyanus, masmavi denizden ya da azgn
d:lv;alarn yanstt imajdan iile, ok daha lirik
ve gz kamatrc bir biimde, lkesini, ihtiyac

103
olan denize kavuturmak isteyen bir insarn ima
jn bize iletiyordu.

Prokofiev sahne adamdr.


Bunu u ekilde aklayabiliriz:
Sahne, olaylarn sadece grnmn ve ieri
ini iletmekle yetinmez, onlarn i balantlarn
da yanstr.
Yani varlklarnn mantna ve olumalarnn
dinamizmine deinir.
((Sol ierii olan resmin yllar boyunca byk
zorluklara katlanarak zmeye abalad sorun
lar, sinema ok ksa bir srede halletmitir: (Olay
larn sunulu biimi , k, bir ekilden baka bir
ekile gei, ritm vs.)
Geri bunun ii11 sinemann zaman zaman fi
gratif yann harcadt.; olmutur.
Fakat btn plastik :-anatlar iinde sinema,
resmin ortaya att sorunlar zen tek sanat da
ldr.
Perdenin ispatlad gibi, sinema olaylarn
i ahengini tm derinliiyle yanstan bir sanattr.
ekimdeki yakn planla, doann gizledii gz
nne serilmitir.
ekimdeki aklarn yan yana gelmesiyle oyun
cunun olay zerindeki etkinlij:'{i belirginlemitir.
Grnmn objektif ger(.:cf!;i, kurgu sayesin
de yapmcnn sbjektif tut1muyla badamtr.
Yani ((sol resmin ngrdii; hi bir ilke sine-

104
mada yok olmayp bilf\kis tm vuruculuuyla se
yirciye aktarlmtr.
Bu anlamda Prokofiev'in mzii de alabildii
ne plastiktir.
Onun mzii anlamsz bir renklilikle yetin
mez.
Fakat birbirinden gzel imajlarla, dinamik
oluumunun iinde fdeta maddeleen sesin ve ola
yn duygusalln gz alc bir ekilde aa vurur.
((Romeo da, Mercutio ile Tibalde'nin dellosu,
((Alexandre Nevski'de Alman svarilerinin grn
m ya da ((Sava ve Barn da Kutuzov'un zaferi,
Prokofiev'in, mziini sahneye aktarmakta ne
denli usta bir kompozitr olduunu kantlayan ya
ptlardr.
* .

Prokofiev'de sessiz harflerin belli bir anlam


oldu;?;unu zannediyorum.
Ya'1. ya da .iir yazacak olsa, onun sessiz harf
lerle bel i bir uyum kuraca geliyor aklma.
Tpk operalarnda, msralarn melodileriyle
deil de, belli bir ritmi bile olmayan dz yazlarla
uyum kurmaya almas gibi . . .
Sessiz harflerden dzenlenmi bir uyum . . .
Kotratlarn altna,
ark;da*larna ve hayranlarna verdii fotoraf
larn alt. a,
notalarnn altna,
ve mektuplarnn sonuna ekledii sessiz harf
lere benzer bir uyum . . .

105
P - R - K - F - V
Kompozitrn imzas !
Mzii gibi, imzasnda da gzel bir uyum kur
mutn Prokofiev.
Eserlerindeki geici, olumsuz blmleri atma
s gibi, tm sesli harfleri kararak imzasna belli
bir anlam kazandrmtr.
Kiliselerdeki eski dinsel resimlerde Gospod'un
-Gd, Tsar'n- Ts biiminde yazld gibi.
Btn bunlar, sanatta, z geiciye tercih et
mek diye nitelendirebiliriz.
Yazlarda sessiz harfleri temel olarak almak
belli bir devamll ya da sonsuzluu simgelemez
mi?
Mziini bcrruklit' sanki be sessiz harfle
zetlenir.

P.R.K.F.V.

Prokofiev tam anlamyla Rustur.


Ama bayalam kvas ( ) Rusya'snn ya da
lahana orbasnn simgeledii yar gereki Rusya'
nn insan deil.
Perov ve Repin'de grlincn rf ve Adetlerine
bal Rusya'nn insan da dcj:i;il.
Fakat on nc yzyldan bu yana Vladimir
ve Suzdal gibi kiliseleriyle, daha nceki yzyllar
da :yontma talardan kurulu yaptlaryla tn sa-

* Kvas: Rus kyllerinin itii oski bir iki. <eviren)

106
nat gcn yanstan Rusya'nn insandr Prokofi
ev.
Bunun iin onun eserlerinde gemiin mzii
ni en gzel rnekleriyle duymak mmkndr.
Eski resimlerle kbist ressamlarn, rnein ki
lise freskleriyle Picasso'nun yaptlar arasndaki
balantnn gznne serilmesi gibi, Prokofiev'in
mzii de eski eserlerden esinlendiini en gzel
rnekleriyle dinleyiciye sunmaktadr.
Hegel'in 'ncelik - orijinallik' grn gz
nne alrsak, Prokofiev'in milli olduu kadar ev
rensel bir sanat olduunu syleyebiliriz.
Eserlerinde sk sk ekil deitiren bir anlatm
biimini benimsemesi de onun evrenselliini kant
layan nedenlerdendir.
Prokofiev'in esinlendii kont1lar sadece 'Sava
ve Bar', 'Korkun van', Alexandre Nevski' gibi es
ki Rus eserleri deildir.
Rnesans italyas ya da Shakespeare talya
sndan csindikleriyle, nl dramatrjn en lirik
eserinden harika bir bale mzii yazmam m
dr?
Her zaman aratr, gereki ve yntemli ara
tr onun sanatnn en nemli ilkesidir.
Giiz boyayan elerden uzaktr onun yaptlar.
Ger.;cki anlatm hakl baansnn nedenidir.
* .* *

rojektrlerin gz kamatran klar snd.


Salon aydnland.
Prokofiev earbn boynuna geirmiti bile.

107
Rahat uyuyabilirdim.
Ertesi sabah on ikiye be kala kk mavi oto
mobil kapnn nne yanaacak ve filmin mzii
hazr olacakt.
Sayfalar dolusu mzik . . .
Ve ba sayfada bir imza:
P.R.K.F.V.
Rastlant deildi bunun nedeni.
Sadece dikkat, bilgi ve ustalkt.
Bunun iin Prokofiev sadece gnmzn en
nl kompozitr deil ama en nl sinema m
zii kompozitrdr de . . .

EDEB NAMUSI,ULUK (MAKSM GORK)

Gorki'yle. hayatnn1 son senelerine doru bir


ka kez karlatk. Bu karlmalar, beni baya
heyecanlandrdndan olacak tm ayrntlaryla
belleimde yer etmi.
Bugn, benim iin bu anlar, hi bir eyin ye
rini dolduramayaca kadar iinemli: nk Gorki
artk yok . . .
Onun tatl tatl gl n15emcsini anmsyorum
en ok.
Dmanlarn deliye dndren alayc glmse
mesini. . .
Sonra olaanst sezme kabiliyetini.
Ve daha bir sr eyi. . .
Proletaryann bu gl yazarndan edindiim

108
anler, sanrm hayatmn sonuna dek ayn taze
likle belleimde saklayacam.
Bu yazmda sadece Gorki'nin sanatsal yaln
ln yanstan bir anmdan sz etmek istiyorum.
Buna 'artk yok olan dev sanatnn alak gnll
l' de diyebiliriz.
Ama zentiyle dolu bir alak gnlllk de-
il.
Aksine, insann iinden geldii gibi da a
nan, gerek sanat ve d nrn alak gnll
l.
Yazdnn sorumluluunu kavrayan bir sa
natnn, ya da baka bir deyimle edebi namuslu
luun simgesiydi bu. .
1934 ylndaydk. Mevsim yaz, hava scakt.
Birka yakn arkada Gorkilerde toplanm, yaza
rn i sava srasnda terkedilen ocuklar konu
alan senaryo projesini dinliyorduk. Bu konuda ya
plan filimleri bir bir ele alyor ve hu nlar eleti
receirnize, ayn konuyu ileyen yepyeni bir filim
le dncelerimizi aklamak daha Y('rindcdir,)) di
yordu.
itc o gn, yazarn en dokur akl ve harikula
de va.;rna ahit oldum.
Ona hayran olan biz genler sabrszca bekli
yorduk: stad senaryo iin ya;;d klardan blm
ler okuyacakt. Hepimiz heyecanlydk. I"'akat o an
ben, Gorki nin en az bizim kadar heyecanlandn
'

ararak farkettim O kaln slsiylc okumaya ba-


.

109
lamadan nce msveddelerini kartrrken ellerine
baktm: n dnyaya yaylan yazarn, edebiyat
alannda proletaryann ncln yapan byk
Gorki'nin parmaklar titriyordu . . .
Yazarn bu heyecan, milyonlarca seyirciye su
nulacak bir eserin sorumluluu, ya da baka bir
deyimle, yazlan her satrn yaratt sorun duygu
sundan baka ne olabilirdi !
Yazar, bykln bir baka biimde ispat
lamt bence . . .
Burada, yazarn karakteri zerine uzun uzad
ya aklamalar yapacak deilim.
Fakat, halkmza gsterilmesi gereken saygy
belirtmesi bakmndan bu olay anlatmakta fayda
grdm.
Gorki'nin msveddelerini kartrrken titre
yen parmaklarnn, h<ilkna kar besledii sorun
duygusunun ve sanatsal namusluluunun belirtisi
olduunu hatrlatmak isterim.
Daha anlatacak bir siir ey var kukusuz.
Ama isterseniz, gelin sz burada keselim. ..

Tpk Gorki'nin d:; l k<'hrd('n yurda dnn


de, Bielorus garnda onu kan l anaya gelen binler
ce insana gzyalarn tutanayurak:
- Konuamayacam . . . M isaade edin yaza
ym, demesi gibi . . .
Gorki'yle bir daha konu*anayacamz zn
tyle biliyoruz.
Msaade ederseniz, bize de *unu yazalm:

110
Eserleri onun sesini asrlar boyunca dnyay
duyuracaktr.
19

BR SNEMACININ DOGUU

(Alexanrlre Dovjenko)
Her sanatnn hayatnda harikulf.de bir a
vardr:
((Tamam, oldu bu i, baardm)>, dendii an.
Benim sanat hayatmda bu ann nerde ve r.
zaman getiini hatrlayamayacam.
Fakat beni en ok etkileyen gnlerden biri
anmsyorum.
1923 ylnda 'Byk Tiyatro'da, sahneye il
koyduum piyesden baz blmleri sunacaktn
Eser Ostrovski'den 'Bilge'ydi sanrm. lk defa i:
mim yctmen olarak afilerde yer alyordu! B:
gece nt'cki provalarda sz konusu blmler ka:
makar/ik bir hal almt. Fakat herhangi bir d
iiklik yapmaya ya da oyunu i.ptal etmeye imk8.
yoktu. (.:iink oynayacamz herkese bildirmiti!
stelik tlonda tiyatro ve sanat dnyasnn nl
ki&ilcri lnlunacakt.
Korkun bir gece geirdim. Gn boyunca d
iitnd,ki korku depreti durdu.
<Jyunun sunulduu gece heyecandan ne ya
tn farknda deildim. Adeta panik iinde
dim.

11
Birden oyunun ortasnda bir alk tufan kop
tu. Ben ne olduunu anlayamadm. Alklar oyun
iinde birka kez tekrarland. Ve perde kapanrken
tm seyirciler oyunu ayakta alklamaya balad
lar.
Perde kapanrken diyorum, ama yalan. Perde
yi benim kapamam gerekti. Fakat ben o kadar he
yecanlydm ki, perdeyi kapamay unuttum. Ne
den sonra arkadalar yanma gelince aklm ba
ma geldi de hep beraber perdeyi kapadk.
Yepyeni bir elbisem vard. Gece eve geldiim
de ceketimin delinmi olduunu farkettim. Hangi
iviye taktm, nerede yrttm bilmiyordum.
Elbise giyilmez hale gelmiti. Onu, seyircinin beni
ynetmen olarak kabullenmesinin simgesi olarak
uzun yllar sakladm.
ki yl sonra, 1905'in yirminci yln kutlamak
zere yine 'Byk Tiyalro'da Potemkin zrhls'n
sunacaktm. Yine bayaj!; heyecanlydm.
Ama beni asl heyecanlandran baka bir fil
'min eletirisini yapmak i ;it davet edilmem oldu.
Sinema brosunu Moskova'daki grevlisi:
ok rica edecei11, bi;,,e gnderilen filmi
mutlaka grmeniz gerek, diyordu. Filmin ismi 'n
layan Dalar', ama kimse bir ey anlayamad. . .
Kr evleri parkndaki sincna salonuna yollan
dk. Salon kckt. Projeksiyon kardan yap
yor, arkaya yerletirilen bir aynayla perdeye akse
diyordu.

112
'
sadece sinemaclarn yer ild salrida 'anla
lmayan' filim oynamaya balad.
Bro mdr ikidebir:
- Bir ey anlyor musunuz? Ne anlatyor? gi
bi sorular yneltiyordu.
Filmin Ukraynal gen ynetmeni zlgt yiye
cek kukusuz, diye dndm.
Kr evleri parkndaki aynal' sinema salonu
baya nl bir yerdi.
rnein ekof'un 'Mart's ilk burada oynan
mt.
1920'lerde, daha bir sr nl oyunun ilk kez
burada oynandn hatrlyordum.
Pudovkin'le yanyana oturmutuk. Potemkin
zrhls'yla 'Ana', sadece bizde deil, tm dnya
sahnelerinde byk baarlar kazanmaktayd o yl
lar.
IJir ara 'anlalmaz' filmin ynetmenini alel
acele ianirdlar: Alexandre Dovjenko. Gen mes
lekta111 elini sktm ve yeniden filmi seyretme
ye koyuldum.
Ji'i l i gerekten karmakarkt.

8al cler olmadk bir biimde gznne serili


yor, : u n a bence yine de belli bir anlam yaratyor
du.
Hylrcller meraklanmaktaydlar. Etraftan f
sltllr <luyuluyordu.
ur sre sonra filmin biteceini ve syleyecek
aktca bir eyler bulmam gerektiini dndm.

113(8
Bu, biz 'elettrmenler' iin de ]>lr tr !llllaV-
cl
.

'nlayan dalar' ayn 'anlaml' kannal<ank


lkla srp gidiyorqu.
rnein, gemii simgeleyen Did, kt olann
kkrtmasyla ilerlemeyi simgeleyen yolu dinamit
lemeye abalyordu. yi olan da o yolda ilerliyor,
bir ara da yolda ay iiyordu.
Gemii simgeleyen Did, iyi olanla beraber
olmaya alyor, birlikte ay iiyorlar, ama. . .
Sahneler aklmda kalmam. (Sevgili Alexan
dre, samalklanm bala. . . )
Sahneleri hatrlamasam da, seyirciyi baya
etkilediklerini unutmadm.
Filim houma gitmiti. Dikkatle izlenirse, ese
rin kannakarklnda arrtc gerekler ve iir
sel bir akm grlyordu.
Ertesi sabah, filmin etkisiyle bir yaz yazdm.
Yazya 'Kzl Hoffman' diye de bir balk at
tm. Fakat nedense tamamlamadm. Krmz m
rekkepli kalemle yazlm (o zamanlar krniz m-
rekkep kullanrdm.) sayfa ylece kald.
Neyse. imdi yine o geceye dnelim.
Filim sona erdi. Hep birlikte ayaa kalktk
Kimsede t yoktu. Fakat genel izlenimi farketmi
'tim: yeni bir sinemac domu_tu.
Kendine z anlatm, biini olan yepyeni li
sinemac . . .
stelik bizder biri, bizin !:'lemacuzd bu

114
Sovyet insanndan kopmam, onun devriminl
ve sanatn yanstan bir sanat.
Ayakta, Pudovkin'le yanyanaydk.
Tn gzler zerimize dikilmiti.
kimiz de zerimize den vazifeyi yerine ge
tirecektik.
ounluun anlayp da sylemeye cesaret ede
mediini, yani yepyeni bir sinema sanatsyla kar
karya olduumuzu, filmin allagelen boyut
lardan deiik, ama gerekten deerli olduunu
syleyecek ve gen ynetmeni ilk tebrik eden biz
ler olacaktk.
Dovjenko sklgan bir glmsemeyle yanmza
yaklarken, Pudovkinle birlikte glmseyerek, i
tenlikle gen ynetmeni tebrik edip elini sktk.
Scakkanl tutumumuz ve ynetmeni cokuyla
kutlamamz salondakileri artmt.
Ne var ki, on yl sonra, ayn ynetmenin
Stchors filmini biz yine ayn cokuyla kutlarken on
yl nce salonda bulunanlar bu kez o gnk gi
bi a.rmadlar. . .
Bylece Dovjenko 'ynetmen' oldu.
Biz ise yepyeni bir sinemac kefetmitik.
Sovyet sinemasna yepyeni boyutlar kazand-
racak bir sinemac . . .

nlayan dalar' prmiyerini bir sre so


ra, 1\rsenal filminin kyla birlikte kutladk.
Sinema komitesinin nndeki Lianazov nti! i
nin at katnda mz gen ynetmenin baar
sna kadeh kaldrdk.
ki Moskovalya (Pudovkin ve ben) katlan bu
Kievlinin bundan sonraki almalarna yardmc
olacaktk artk.
Kurgu salonuyl, projeksiyon kabininin aras-
11a bir masa yerletirdik, stne bir-iki sandvi ve
bir ie maden suyu koyduk.
Gen ynetmen tm al.malanmz ilgiyle iz
liyor, hatta bize katkda bulunuyordu.
Bombo genel idare binasnda ge saatlere ka
dar alyorduk. Sanatn byk ustalar gelip ge
miti bu binadan.
Biz de, gen ynetmen, maskeli balolarda
ki gibi birer kiilie brndk.
Ben Leonardo de Vinci oldum. Dovjenko Mic
hel-Ange, Pudovkin de Raphael'i seti.
Oyunu en iyi gerekletiren Pudovkin'di. s
kemlelerin zerine kyor, sonra birden yere atl
yor, gzelljj ve incelliyle herkesi byleyen Rap
hael'i taklit ediyordu. Bir ara Flaubert ve Zola'y
da taklide kalktysa da, pek baaramad. Sonunda
Raphael'de iyiden iyiye karar kld ve gecenin ge
saatlerine kadar sandalyelerle birdirbir oynad.
'nlayan dalar ve 'Arsenal'i byle kutladk
ite . . .
1940

116
25 ve 15 (Edouard Tisse)

Edouard benden yaa bir, m.:sleke ise on ya


byktr.
Ben henz ynetmen olmr,y dnmezken o
kameray eline alnu, sinemay'a olan tutkumun be
ni gerekten bu saat dalnr. yneltmesinden ok
nce filin almalarna ba.iamt Tisse.
Sava geldi att. Arkr,tdan, Rusya'da devrim
oldu. Fakat btn bunlar onun almalarn ak
satmad. 'l"am tersine, k,,,a zamanda Sovyeter Bir
liinin bir numaral optratr oldu Tisse.
Dnyann karma.F.ank olduu o yllarda, ben
nce mhendis, sonrfJ. tiyatroda ressam dekoratr
oldum. Bu gidiin ynetmenlie varacan hisse
diyorum.
Nitekim bir sre sonra sinemaya getim.
Sahne aratrmalan, heyecan veren vurucu
imajlar yaratmak, baka bir deyimle tiyatroda il
gilendiim her yn, sinemada daha belirgin ve da
ha gl bir "biimde karma kmt.
Kamerasyla i savan btn cephelerini do
laan Tisse'nin filimleri beni bylercesine etkile
di.
Bu olaanst yetenekleri, gen operatrn
beyaz ceketli, temiz ve k grnmnn altnda
gizleniyordu sanki.
Onunla ilk kez Vozvijenka tiyatrosunun kar
sndaki Morozov otelinin bahesinde karlatm.
O gnlerde 'sinema fabrikas'n yneten Boris

117
Mikhin, Tisse'yi operatr olarak bana tavsiye et
miti.
- Tiyatroda akrobatik hareketleri dzenle
mekte pek barl saylmaunz, demiti glerek.
Sinemada da ayn glkle karlaabilirsiniz. Edo
uard sinema rportajlarnda ok baarldr, ayn
ca iyi bir sportmendir. Sanrm birbirinizle ok iyi
anlaacaksnz.
Gerekten ok iyi antk. O kadar ki, on be
yldr aramzda en kk bir tartma bile olma
d.
Mikhin'e ne kadar teekkr etsem azdr. Onun
sayesinde sanat hayatmn en mutlu ibirliini
yaptm zannediyorum. . .
lk konumamz ok ksa olmutu. Tisse 'Grev'
in kurgusuna bir gz atm ve bizim st ste koy
ma dediimize, meslekte srempresyon (ayn yze
ye birka resmi birden basma) denir, demiti.
Ayn gece tiyatroya geldi. Tiyatroda alan
bir-iki kiiyi grmek ve almamz yakndan ta,..
kip etmek istiyordu. Ama bu ziyareti nerdeyse ha
yatna mal olacakt:
'Aklszlk etmeden bilgelik: olmaz' sahneye
koyarken demir bir ubuun zerinde akrobatik bir
numara ngrmtm. Gregori Alexandrov demir
ubuun zerinde yryecekti. Fakat o gece, daha
provaya balamadan koca. demir ubuk yerinden
koparak seyirci koltuklannn stne dt. Tisse'
nin iki parma ezilmi, yanndaki iskemle tuzla
buz olmutu.

118
Orada Edouard'n soukkanllna hayran
kaldm.
Yerinden bile kprdamad.. Ezilen parmakla
rn bir mendile sarp sanki hi bir- ey omam
gibi provann yeniden balamasn beklemeye ko
yuldu. Bu aldrmazl, bu soukkanll, on be
yl boyunca ok daha artc ekilde tekrar tekrar
farkedecektim...
Aldrmazl, umursamazl onun yava ya da
pasif bir kii olduu izlenimini brakmasn Tam
aksine, son derece abuk, dinamit gibi patlayan ve
o hzla alan bir insandr Tissl. Dier yandan da
peygamber sabryla beklemesini bilir. Bu iki vasf
onunla almay kolayla.tran nedenlerdir. Buz
tutmu gllerde, kzgn kumlarda, kuzeyin insann
iine ileyen souundan, Meksika'nn tropikal
gneine kadar her yerde artc bir dayankllk
la sanatn icra eder Tissl. nce ve bilgili alma
snn son derece g koullarda meydana getirdii
yaptlar gerekten takdir edilmesi gereken eserler
dir.
Tm yaantmda Edouard'la olduu kadar si
nemadan az sz ettiim bir baka insan yoktur sa
nrm.
atilmz zamanlar gn boyu bir-iki kellme-
den fazla sz etmezdik.
BlrJfi.mlze krgn olduumuzdan deili
Gerek olmadndan konumazdk.
Bakir,
ve tm olup biteni grrdk.

119
lnsa1.1 hasta deilse nefes al ritmiyle bada
amaz duruma g'elir mi?
Tisse'yle' ben, harika bir senkronizasyon iin
!Wdik.

Ayn 8.nda grmek, duymak ve alglamakta.


kimse bizimle yaramazd.
Beraberliimiz yaratc bir beraberlikti.
Film ekiminde olduu kad, kurguda da
Tisse'nin katks bykt.
Devrimde fabrikalar ya da Rastrelli'nin Pe
tersburg'u, denizde zrhl ya da buday tarlalar,
_on nc asrda, donmu bir gln zerinde sa'."
va ya da Meksika'da palmiyeler, yani ne ekersek
noktalarda daima onunla ayn g
ekelim, kilit
rleri savunurduk.
nk ayn ilkede birleiyorduk:
Olaylarda 'beklenilmeyen'in etkisi, hatta ne
dekor, ne de deiik ekim as bizim iin pek
nemli deildi. Biz sadece tn gayretimizle ifade
gcnn kuvvetli ve arpc olmasna urayor
duk.
evirdiimiz olayn grnmnn yanstt
majn evrensel bir nitelik tamasna da alyor
duk.
Bu evrensellii kadraj hesaplamak, ekim
asn semek ve gelecein perdesini gz nne
alarak saatler boyunca kameray ayarlamak bii
minde aklayabiliriz.
Gereki bir sinema stilinin ancak bu tr bir
almayla elde edileceine inanyoruz.

,120
"
On be yl el ele verip bu ii baardmz sa
nyoruz.
almalarmza katlan Prokofiev'in baar
mzdaki katksn da unutmuyoruz. Edourd'la ben,
on be yl nceki bulumamza ne kadar sevindiy
sek, onun yolumuza kmasna da en az o kadar
sevindik.
Prokofiev'in kiliinde hayallerimizi gerek
letirecek nc insan bulmutuk: artk sesli si
nemaya atlabilirdik. . .
Yazm okuduumda Tissecten ok kendimden
sz ettiimi fark ettim. Yazy yeni batan yaza
cak deilim.
Bugn sinema sanatna katlmamn on bein
ci yldnm. Tisse'yle olan ibirliim.in yirmi be
inci ve onun sinemac oluunun otuz beinci yl
dnmnde Edouard da benim iin bir yaz yaza
cak olursa, onun da, en az benim kendimden sz
ettiim kadar kendisinden sz etmesi gerekecek.
Benim iin bundan byk bir mutluluk olabi
lir mi!
On be yl boyunca olduu gibi, on sene iin
de birbirimizle nasl anlatmzn, ortaklaa ya
ratclmzn ve anlarla dolu beraberliimizin ta
ntlanmas olur bu.
1939

121
CHARLOT - le - KD

Le kid. . . Bu en popler eserinin ismini Char


lie Chaplin soyad olarak almalyd.
Guillaume Dkne 'Fatih', Kral Richard'a
'Aslan yrekli', ar IV van'a da 'Korkun' dendi
gi gibi, Charlot'ya da taklacak en gzel isim ben
ce uydu: Charlot-le-Kid.
Onun sanat hayatnda beni ilgilendiren ve
heyecanlandran sadece ynetmenlii deil.
Davranlar da deil.
Hatta, ne yapt oyunlar,
ne de gldrsnn teknik unsurlar.
Hayr.
Benim sz etmek istediim ey apayn:
Chaplin denince insann aklna ister istemez,
olaylan son derece garip bir biimde alglayan ve
onlan ayn gariplikle yanstan biri geliyor.
Ben bundan sz etmek istiyorum.
D dnyay alglamasndan ve onu kendine z
bir nkteyle yanstmasndan. . .

Tavann ensesinde gzleri vardr, derler. Ko


. valamaktan ok katndan olacak, arkasn grr
bu hayvan. nndeki dnyay hayal meyal seer
ken, peinden gelen tehlikeyi tm aynntlanyla
grebilir. rnein, uzaklarken aniden nne
kan bir engele taklmas olaandr ama, peindeki
'engel'lerin de teker teker farkndadr.

122
Yani dnyay bizim grdmz biimde gr
mez.
Koyununsa gr sahas sal solludur.
Her iki gzyle sada ve solda iki ayr dnya
grr ve bu grntler birbiriyle balantl deil
dir.
Deiik grler, deiik sonular dourur.
Tavan koyundan farkl 'grd.U gibi, insan
da hayvanlardan farkl grr.
Ama insann da, hemcinsleri arasnda deiik
biimde grenleri, bambaka gzleri olanlar bulu
nur.
rnein: Charlie Chaplin'in gz.
Nasl bakar?
Nasl grr, bilir misiniz?
Herhangi birinin gzne asla benzemez onun
ki. . .
oumuzun gremeyecei eyleri grr bu gt>z.
rnein Dante'nin cehennemini . . .
te benim aklamak istediim.
Daha dorusu bilmek, zmek istediim.
Ne tr gzlerle bakar dnyaya Charlot, bilir
1
msnz . . . .

Beyazlam salarnn altndaki 'ocuksu ba


kn' ve her trl olaya kar ani reaksiyonwu
terketmedi Chaplin.
'rf ve idet' zincirinden kopmu, gldr un
surunu yakalad anda yaptran bir insan Char
Jot.

123
Yetikin insanlarda belki bu 'ocukluk' diye
nitelendirilir.
Bir bakma dorudur da! Charlot'nun 'gag'la-

rnda ocuksu bir itenlik vardr.


Geri bu Chaplin'e zg bir durum deildir.
Baka sanatlarda da bu tr bir itenlie rast
lamak mmkndr.
Biz burada daha ok onun olaylan gr bi
imiyle ilgileneceiz.
nce unu soralm: komik unsuru elde etmek
iin bir sr ekil vatken neden Charlot bu yola
ba vurmu?
ocuksu bir itenlikle sunulan nktenin, Ame
rikan toplumunca benimsenmesidir bunun nedeni.
Fakat bu, Amerikarl orta snfnn akl yann on
'
drdn a tnda olduu anlamna gelmez.
Flaubert 'ocukluk halleri' (infantilisme) ke
limesini 'dnceler szl'ne koymam.
ayet koysayd, diyor D'Alembert, Diderot iin
benimsenen bu forml kendi de alrd.
ocukluk halleri 'gerein dna ka'la be
lirtilebilir.
Rimbaud'yu Abyssini'*ye, Gauguin'i Tahiti
adalarna karan bu ocukluk halleri bizim New
Yorkluyu daha da uzaklara kartabilir.
Gnmzn uygarlk zinciri, Ritz otellerinin
pei sra Avrupa'dan Amerika'ya, Bali'den Adis -

* Abyssinie: Habeistan'n eski ad. (eviren)


124
Abeba'ya, tropikal diyarlardan sonsuz buz llerine
dek uzanyor.
Havayollannn da gelimesiyle artk -gnmz...
de corafi ka anlamn yitirdi.
Evrim yoluyla ka geerliliini saklyor an
cak.
Mutlu ocukluun heyecanl ve gzel gr
nmlerini yanstarak 'ocuklua doru gerileme'
den baka kaacak yer kalmad gnmzde.
Kapitalist toplum insannn bu kama arzusu,
lkesinin toplumsal devrimi gereklemedii sre
ce devam edecektir.
* * *

Amerika denince aklma iki ey geliyor:


Otomobil ehliyeti snav ve bir renci dergi
sinin snav.
Ehliyet snav iin, zerinde sorular bulunan
bir ka(t veriliyor.
Sorlara evet ya da hayr diye cevap verile
cek.
rnein: (Bir okulun nnden en ok ka ki
lometre hzla geilir?! diye deil de, ((30 kilomet
reden hzl srlr m?)) diye soruluyor.
Talii cevap: Hayr.
(<Diirt yol aznda durmadan kk bir yoldan
ana yola klr mt?! diye soruluyor.
Cevap yine 'hayr'.
Baz sorularn cevab da 'evet'.
Yani sorular hi bir zaman sizi bir sonu ara-

125
maya itmeyip otomatik olarak cevaplandmnanza
gre hazrlanm.
Evet ve hayr'larla bilginizi gsteriyorsunuz.
Dorusu harika bir bulu.
renci dergisinin snavna gelince:
Bir grup renci snava katlrlar.
Aralarnda kr bir arkadalar vardr, ok da
alkandr.
Hepsi brden kr arkadalarnn yaz makina-
snn tik-tak'Iarna kulak kabartrlar:
ki kere. . . kere. .
.

ki kere, no.
kere, yes .

Bylece btn salon kr arkadalarndan kop


ya eker.
Ehliyet snavnda olduu gibi, burada da ak
ln mekaniklemesi, yani otomatik entellektelle
me tm Amerika'da yaygndr.
te Charlie Chaplin'in 'ocukluk . hallerine'
ynelmesinin nedenini mekanik ve otomatik dn
yadan kama arzusuna balayabiliriz.
nsan hareketleriyle tannr derler.
Biz insann teorileriyle de tannabileceini sy.
lyoruz.
(rHayatta atlmlar eitJL " diyor psikolOf;Llr.
Yiyecek bulmak gerek. ban sokacak bir ev g-P
rek . . . Sonra savamak. bir eyler zlemek, mit et
mek, hP-tta zlmek gerek. F'akat btn bunla n
iind asl nemli olan bir ::;ey var: kerdini in:
drmak ve kabul ettinnek .

126
Bu nasl baarlr?
nsanlan kazanmak, onlar ekkatini zerine
ekmek, takdirlerini kazannflk, ister karnz ve
aeuklarnz, ister rencileriniz olsun ya da sizin
le uzakt yakndan ilgisi olmayan insanlar,. pei
nizden srklemek nasl olacak?
Hayatta nasl 'becerikli' oyuncu olunur? Gelin
bunu inceleyelim.
Profesr Overstritt'in yazlan bu bakmdan
baya ilgintir.
'Evet' dedirtme teknii adl yazsna bir gz
atalm:
(<Bir kitap satcs kapy alar.
rkek bir kadn kapda belirir.
Satc hemen konuya girer:
- Resimli Dnya Tarihi'ni ister misiniz ?
- Hayr!
Kap yzne kapanmtr bile. . .
Burada btn maharet 'hayr' engelini abil
mektedir.
ini daha iyi bilen bir baka satc kapy a-
!ar:
Yine rkek bir kadn kapda belirir.
Bu kez :;:atc ie yle giriir:
!ayan Armstrong?
Kad kalarn atarak cevap verir:
l:vct.
Sayet yanlmyorsam Bayan Arnstrog- \'O
cuklar11z okula gidiyor?
Evet.

' .,.
'
- Dersleri de epey zordur!
Kadn i ekerek:
- Evet, der. Baya zor.
- Yardmc kitaplar ocuklarnzn derslerinde
baarl olmalarn salar. Ktphanelerde her ki
tap bulunmuyor. rnein Resim Dnya Tarihi,
VS
kinci satcnn kitabn satacam garantile
yemem. Fakat bu adam iinde baarl olacaktr.
Alcsyla diyaloga girebilmi ve ona 'evet' dedirt
mitir.)
Bir baka yazsnda yle diyor profesr Overs
tritt:
((Bir insan 'nkteden anlamyor' kadar kzd
ran sz yoktur. Ona ahmak, kaba ya da derbeder
derseniz size kzmayabilir. Fakat akadan anlam
yor dediinizde kplere binecektir.))
Bu grn doruluunu Charlie Chaplin'e
ait bir anmla kantlayabilirim:
Bir akam Beverly-Hills'de (Hollywood) top-
lanmtk.
Chaplin'i de davet ettik.
Aramzda bir oyun oynuyorduk.
Dehetli bir oyun . . .
Herkese zerinde sorular yazl kf.tlar dat
lyor, siz de dar kp bu sorulara not vererek
kendi kendinizi nitelendiriyorsunuz.
rnein: ccaklllk: sekiz.), ccabuk kavrama:
be. (<Sekse dknlk) alt. vs ..

128
Biz buna Moskova'da ((z eletiri oyunU de-.
rlz.
Bulmaca niteliinde deil oyun. Btn gaye
kendi kendinize verdiiniz notlarla salondakilerin
size verdii notlarn karlatrlmas.
Gerekten korkun bir oyun !
o geceki sorular arasnda ctakadan anlar m
snz da vard.
Chaplin mutfaa ekildi. Gzlklerini takt ve
buzdolabna yaslanp sorulan cevaplamaya bala
d.
Ona bir srpriz hazrlamtk.
Aramzda anlaarak gldr kralna, ((ak
dan anlar msllllID> sorusu iin kasten alt numara
verdik.
Acaba yaptmz akay farkedecek miydi?
Merakla bekliyorduk.
Hayr.
Hi bir ey anlamad Chaplin.
Hatta baya skld!
Demek konuumuz kendine glebilecek kadar
akadan anlamyordu !
yleyse bu sorunun karlna verilen alt nu
maray ancak hak etmiti 1
yle devam ediyor profesr Overstritt:
((Oyun zevki ocuklua ve genlie baldr.
Yetikin biri oyunu, elenceyi seviyorsa onda gen
liinden bir eyler kalmtr. Tersine, oyunu, elen
ceyi sevmiyorsa, onun yeri artk yallarn arasn
dadr. Binbir trl hastalklarla cebelleirken,

129/9
iimden elenmek geliyor: , diyen ihtiyarlara
rastlarz. Bu onlarn biraz olsun genliklerini yi
tirmediklerini kantlar.
Oyuna kar eilimin daha derin bir baka
anlam da varlr. Oyunu ve elenceyi sevmek z
grle doru atlan bir admdr. Oynayan insan,
bir sre iin tm d balardan kurtularak kendi
ni bambaka bir dnyada bulur.
(<Hayatmz ksntlarla doludur. Oysa oyun
oynarken zgr oluruz. Ne istersek yaparz. zgr
lk kadar insan mutlu eden bir duygu yoktur. Bir
anlamda, varlmz yapamadklarmzla kstlan
mtr. Bizi iin iin yiyen de yapamadklarmza
kavuma zlemidir. Yalandan da olsa, hayal da ol
sa, bu yola atldmzda biraz olsun mutlu oluruz.
Yani oyunla kendi dnyamz yaratrz.
((Dolaysyla, birine ak'adan, oyundan anl
yor demekle onun yaratc bir zgrle sahip ol
duunu sylemi oluruz.n
Daha uzun uzun devam ediyor profesrn ya
zs.
Bu grler Amerikan toplum.unun insan iin
gerekten geerli.
Tm Amerikan gldr sanatlar bu izginin
iinde yer alrlar.
Onlarn en nls de. . .
Chaplin bir gazeteciye zgrlk konusunda
dncelerini aklarken, sanatn kstlamalardan
kurtulmak iin tek are olduuna deinerek, ga-

130
zetecinin 'canl resim' (dessin anime) konusunda
ki sorusuna yle cevap vermiti:
Gnmzde canl resim gerek bir sanattr.
nk bu alanda sanat gerekten zgrdr ve
hayalinde yaratt dnyay, yani tm zlemlerini
olanca ayrntlaryla sadece canl resimle yansta
bilir.
Bence bu zgn bir haykrtr.
zgrle doru kamaya abalayan bir in
sann hayl:r . . .
Bunun iin, Chaplin tek areyi ocuklua dn
mekte bulmutur.
Seyirciyi de peinden srkler.
Filimlerinde yaratt kaygsz kiiliin, insan
yaamnn ilk yllarn hatrlatan bar ve hayal
dnyasnn anlam budur.
Chaplin bu grlerinde yalnz deildir.
Sanat dnyasnda, bilhassa edebiyat alannda
bu gr paylaanlar vardr.
rnein tngiltere'de, uAlice harikalar diyann
dannn yazan Lewis Carol, Edward Lear ve daha
biroklar, yzylmzn skntlarna bu tr bir tep
ki gstermilerdir.
((Gereklerden ka>, ((ocuklua dn, vs . . .
Biz Ruslar, bu grleri paylamayz. Hatta
bu grleri savunanlara da fazla bir sempati bes
lemeyiz.
Nedenine gelince:
Bizim toplumumuzda, insann zgrlne
kavumas bambaka yollardan gerekleir.

131
Psikolojik yollardan kamak, yani kaar gibi
yapmak, hayal dnyasna snmak dnyann br
ucundaki insanlarn iidir.
Biz bu uta, masalla gereklerden kamyoruz,
masaldan bir gerek yaratyoruz.
Yetikini ocuklua iteceimize, gemiin o g
zel gnlerini tm insanlara her zaman yaatmay
tercih ediyoruz.
nk lkemizde, yaratc giriimler iin tm
yollar aktr.
Sadece sanatta deil, her alanda toplum fert
lerinin baar anslar eittir.
rnein, diplomatik alanda baan gstermek
iin 'soylu' olmak gibi bir sorunumuz yoktur.
Devlet dairelerinde sorumlu bir ynetici ol
mak iin zel okullarda eitim grm olmak ge
reksizdir.
Orduda ykselmek iin de paa torunu olmak
gerekmez, vs . . .
imdiye dek, dnyann hi bir lkesinde by
le bir ortan yaratlamamtr. Onun iin, kapita
list toplum insannn, yapamadklarn hayal g
cne snarak yapar gibi grnmeye abalamas
olaandr.
Bizim insanmzn 'hayat sigortas' yapmas
gerekmez. htiyarlktan, hasta ya da sakat kal
maktan, ocuklarnn geleceinden korkusu yok
tur.
Btn bunlardan tr, Chaplin'in harikulA
<le ka ancak dnyann br ucunda geerlidir.

:2
Onun gldrs, ocukluk hayallerinin yeti
kin devrede krgnlklara yol at ortamda belli
bir anlam kazanr.

Chaplin'in olaylar gr ekli ilgintir.


Onun sevimli gldrlerinde iyilerle ktlerin,
ufak tefeklerle iri yanlann atmalar zenginlerle
fakirler arasnda da -rastlant m?- grlr. Fakat
Birleik-Devletlerin ciddi ekonomik bunalm geir
dii yllarda iyilerle ktler ister istemez belli s
nflarn insanlann simgeleyince Chaplin'in bak
pek deimez. Geri biraz duraklar ama yine de es
kisi gibi anlatmna devam eder. ekil olarak bir
iki yerde baz deiiklikler grlrse de, sonu pek
istediimiz gibi deildir.
Chaplin'in olan bitenden habersiz olduunu
ya da hi bir ey anlamadn sylemiyoruz. Biraz
olsun bir eyler biliyordur kukusuz.
Ben, Chaplin'in ne anlayp, ne anlamadyla
ilgilenmiyorum. Onun 'ne duyduu' ilgilendiriyor
beni. Nasl bakt, ne tr grd.
Onun gibi grmek ve glmek iin dnyaya
hangi gzlerle bakmak gerek?
. . . ocuklar glyor, inli ocuklar, bir s-
r . . .
Yakn plan. Daha yakn plan.
ocuklar neye glyor?
Odada olup bitene kukusuz.
Ne grnyor odada?
Adam yataa ylm, sarho kukusuz. Ka-

133
dn, ufak tefek bir inli, tokatlayp duruyor adam.
ocuklar da katla katla glyorlar.
Oysa adam babalar. Ufak tefek inli kadn da
anneleri. Adam sarho deil. Onun iin dvmyor
kadn adam.
Adam lm.
Kadn, onu ve kahkahalarla glen ocuklarn
alktan lme terkettii iin tokatlyor adam ...
Bu Chaplin'in filmi deil tabii.
Andre Malraux'nun gzel romanndan, 'nsan
lk dt1rumu'ndan bir blm sadece.
Ben Chaplin'i dndmde, o kck ka
dnn koskoca adam tokatlamasna kahkahalarla
glen ocuklara benzetirim onu.
Kadn analariym, adam da babalar... Adam
isizmi, mhim mi? stelik lm, kime ne!
Chaplin'in bykl burada.
'Byklk' kelimesini parantez iine almal
m? Bilmiyorum . . .
Gerek olan, onun en korkun v e e n acl olay
lara ocuksu bir itenlikle ve glerek bakabilmesi
dir'.
Olaylarn imajn deitirmeden, doru ya da
yanl herhangi bir neride bulunmadan, olduu
gibi yanstmakta birebirdir o.
Ve ite olaylan annda, dorudan doruya se
yirciye sunarak eine raslanmaz bir komik unsur
yaratr Chaplin.
Onun gldrlerinde ou kez kahkaha ve gz
y iiedir.

134
Gen ve gzel kr bir kz garip hareketleriyle
seyirciyi gldrr. Fakat iyileip gzlerine kavu.
tuktan sonra sevgilisini tanyamaynca seyirci a.
layacaktr.
Toplum asndan bakldnda durum trajik
deil mi? Sahnenin ierdii ocuka bir gldr
nn tesLrde deil mi? Chaplin'in ocuka bakla
r gnmzn sorunlarn dile getirmiyor mu?
Baka sahneleri ele alalm:
sizlerin yiyecek maazalarna saldrs.
Kzl bayrak sahnesi.
Grevdeki fabrikann nnde istenmeyerek ya
plan kkrtma.
Cezaevinde isyan.
Btn bu sahnelerde ya da ((Le Kid)), Sahne
klan>, Altna hcum gibi filinlerde Chaplin
gldrnn yan sra gerekleri de -herhangi bir
neride bulunmadan- dile getirmitir.
Btn bu sahnelere bak as bir ocuun g-
rn yanstr.
Olaylar bilinli ya da bilinsiz olsun.
Bir dnceyi iersin ya da iermesin.
Bir sonuca varsn ya da varmasn.
Farketmez. Onun iin btn bunlar ikinci
plandadr. Anlalmas, incelenmesi bakalarnn
iidir.
Chaplin bir ocuk gibi grendir.
Bu yetenei ondan baka hi bir sanatda g
remeyiz.

135
Dnyay bu tr grmek ve bunu perdeye akta
racak cesareti gstermek iin stn yetenekli ol
mak gerek.
Aslnda 'cesaret' demek yersiz.
nk o grdn yanstr, baka trl gr-
mez ki!
Belki bu konuda fazla srar ediyorum.
Olabilir.
Ama biz grdklerimizin bilincindeyiz.
stelik 'yetikin'iz del
Gldrye, neden gln olduunu anlama
dan glemeyen yetikinlerden . . .
Chaplin'in olduu gibi yanstt gerekler o-
u kez ona cevap verir.
((Charlot asker))de savan anlamszl.
Asri zamanlar))da ltra-modem dnya, vs. . .
Chaplin'in gstermeye abalamadn grmek
mmkndr.
Bugn aramzdan ayrlan Elle Faureun Chap
lin'den sz eden anlanndan batnnda kalan bir

blmn anlataym:
Bir ayandan br ayana seke seke yr
dnde, Charlot iki apayr dnceyi temsil eder.
Bunlar, gerekler ve zlemlerdir. kisi arasnda se
kerek bocalamas belki de belli bir denge aramasn
dandr.
Yazarn grne biz de katlyoruz.
Kt toplum koullan ona btn yollan tka
yp kamaktan baka are brakmamtr.
Bir gece Hollywood'da Charlle Chaplin'le bera-

136
berdik. Santa Monica'ya gitmeye karar verdik. De
niz kysnda elenceler hazrlanmt. Tfekle ni
an alp domuz maketlerini vuracak, kk toplar
la ieleri devirecektik. Chaplin gzlklerini dzel
tip ciddi ciddi kazand puanlar not edecek ve y
le kk hediyelerle yetinmeyip en azndan guguk
lu saati kazanacakt. ocuklar da onun etrafn sa
rp samimi bir ekilde omuzuna dokunarak:
- Merhaba Charlie, diyeceklerdi. . .
Otomobile bindik. Yolda Chaplin bana bir ki
tap verdi. Almancayd kitap.
- unu okusanz, ne anlatyor bakalm, bana
anlatrsnz.
Chaplin Almanca bilmiyordu ama kitapta ken
dinden sz edildiini duymutu.
Kitap ekspresyonist biri tarafndan yazlmt.
Hatrladm kadaryla bir takm imajlarla, Chap
lin'in, dnyada bir halt edemiyeceini anlaynca
kamaktan baka aresinin kalmad anlatlyor
du.
Kitab ona tercme ederken baya ter dkt
m hatrlyorum.
- unu okusanz, ne anlatyor bakalm, der
ken kitabn pek de iyi eyler anlatmadn sezmi
ti kukusuz.

- Sokakta ocuklara tavuk yemi verdiim sah


neyi hatrlyor musunuz?
gndr Chaplin'in yatnda konuktum. Ca-

137
talina adasnn aklannda, fok ve uan balklar
arasnda 'seyran ediyorduk'.
- Kk grme duygusu, diye ekledi. Ben o
cuklar sevmem.
Terkedilen bir ocuun bandan geenleri an
latan filmiyle dnyann yarsna gzya dktren
adam ocuk sevmesin!
Olur ey deildi bu.
Hangi normal insan ocuk sevmez ki!
Yat dalgalar yararak ilerliyordu.
- Filleri de sevmem, diye devam etti Chaplin.
Kmsyorum onlar. o kadar gl olmalarna
ramen kendi hallerinde olmalar. . .
- Peki, hangi hayvan seversiniz? diye sor-
dum.
Hi sektirmeden:
- Kurt, dedi.
Kurt!
Bir kurt srs iinde yaamaya mecbur kal
mak ve daima yalnz olmak, Chaplin'in yaamna
benziyordu.
Herkes birbirine dman, birbirini ezmeyi n
gren beraberlik. . .
Chaplin, rnei bu anlamda kullanmam ola
bilirdi. Fakat ben; kendi yaamna son derece uy
duundan olacak ister istemez kelimeyi byle alg
ladm.
Alt ay kadar sonra, Meksika'ya hareket edece,
im gn Chaplin bana sahne klar>n gsterdi.

138
Filim msvette halindeydi. Henz ses ve kurgu uy
gulanmamt.
Onun siyah koltuuna kuruldum. Perdede
Chaplin, denizde boularak lmek isteyen sarho
bir burjuvay kurtaryordu. Fakat intihara teeb
bs eden, kendini kurtaran adam ancak sarho ol
duu zaman hatrlayabiliyordu.
Gln m? Deil, bence trajik.
Dostoyevski'nin edrin'ini andryor daha ok.
imdi ok nl bir fotoraf anmsyorum.
Uzu1 yllar nce Londra'da baslmt.
Fotorafn ismi: ((Durun: ocuk Hazretleri))
idi.
Fotorafta. Piccadilly ya da Bond..Street hnca
hn otomobillerle dolu, trafik son derece skktr.
ocuun biri en olmayacak yerde kardan karya
gemektedir. Ve btn otomobiller 'ocuk Hazret
leri'nin karya gemsini beklerler.
<(Durun! ocuk Hazretleri)), ite genel anlamda
Chaplin deyince aklmza gelen sz.
Dlln.1n!
Hazret'i olduu gibi kabul edelim.

Harry Graham, Kt kalpll aileler iin acma-


sz iirler * adl yaptnda yle diyor:

Vicdan azab iinde zntm belirtirken,


Bu satrlar itenlikle
Okul an genU.: ocuklara sunuyorum

* Ruthless Rhymes for Heartless Homes. (eviren)

139
On yediden doksan yana kadar.
Bylece teselli bulsunlar
ocukluklarn dnerek 1

kinci bir ocukluu tanyanlar iin iir yle


devan ediyor:

ocuklarnn alamasna kzan


Baba hepsini nehire frlatt,
Seyredenlere de yle dedi:
ocuklar grmek gzel, ama iitmek deil .

....,.... ok kt bir kaza! diye haber verdiler


hanma:
Hizmetiniz ikiye blnd.
....,.... Ah! dedi hanm. Hemen bana
Anahtarlarmn bulunduu blm
getirin.

Geen gece, kann ldrdm,


Sonra yere uzanp yattm.
Onu bomay istemezdim,
Ama horlamasna nasl engel olurdum!
Anglo..Sakson nkteleri zerine daha bir sr
rnek verebiliriz. Bunlara 'kara aka'da *"' deniyor.
Son drtlk, ekov'un bir hikayesini anmsat.
yor. ocuk denecek yataki hizmeti, kendisine
emanet edilen bebein alamalarndan usanr ve
ocuu orackta bouverir.

** Humour noir

140
ekov'un hikyesinde, Grimm kardelerin ola
anst yklerinde, ya da yukarda yazdmz
'acmasz iirler'de grdmz ocuk psikolojisini
bakn Gorki nasl aklyor:
(<Andersen yalnz bir insand, gerekten ok
yalnz. Onun hayatn tn ayrntlaryla tanm
yorum, ama bildiim kadaryla ok seyahat edip
epey derbeder bir hayat srm. mr boyunca da
yalnz kalm. Bu yzden ocuklara bavurmu. Ve
bizce burada yanlmltr. ocuklarn bakalarna
yetikinlerden daha ok acd sanlr. Fakat bu
yanltr. ocuklar hi bir eye acmazlar; acma
nedir bilmezler,)
ocuk psikolojisi zerine aratrma yapanla
rn tm ayn gr paylarlar.
Elena Koronenko da Moskoval ocuklar hak
knda yle bir rnek veriyor:
- Dede, modern Moskova'y grebilecek mi
sin? Daha o kadar yaayacan sanyor musun?
diye sorar kk Vladien.
Sonra birden sklr. Sanki biri ona, ne de olsa
byle konumamas gerektiini sylemitir. Fakat
iinde ihtiyarlar iin en ufak bir acma duygusu
yoktur.
Bir gn arkadalar ona, ldklerinde ihtiyar
lardan tutkal yapldn syleyince katla katla
gler ve akam eve geldiinde babasna, yine gle
rek dedesiin lsnden ka kutu tutkal kacan
sorar...

Kimmins'in ngiliz ve Amerikal ocuklar ze-

141
rine yapt aratrmann, ocuklar neye gl
yor>' blm de yle:
((Kk ocuklar gldren unsurlarn ban
da, bakalannn mutsuzluu gelmektedir. Yedi ya
na kadar erkeklerin ro 25, kzlarn % 16's, 9 ya
na kadar da % 18 ve % lO'unu en ok gldrn
ey bu.
ocuklarn hayata kar tutumlarn konu
alan bir baka yazda da Kimmins u rnei veri
yor:
((Adamn biri tra olmaktadr. Birden hzlca
kapya vurulur. Adam heyecanlanr ve burnunu
keser. Bu arada elindeki ustura da yere dm ve
ba parman kesmitir. Doktor gelir, adamn ya
ralann sarar. Birka gn sonra sarglar aldn
da, adamn burnunun ayana, ba parmann da
burnuna dikilmi olduu grlr. Adam iyileir.
Fakat duruinu ok glntr. nk adam burnu
nu silmek istediinde ayakkabsn karmak zo
runda kalacaktr.
Bir baka kara nkte rneini de anglo-ameri
kan biimi nkte yazarlarndan, Ambrose Biei'ce'
den okuyalm:
Kaz
Adam canl bir kaz yolmaktadr.
Hayvan ona yle seslenir:
- Farzet sen bir kazsn.
Syle bakalm o zaman
Byle yolunmak houna gider miydi?
Farzedelim, diye cevap verir adam.

142
yle bir durumda, sen
beni yolmay ister miydin?
- Ahi Hem de nasl, der kaz.
Cevap samimidir.
Ama bir ie yaramaz.
- O zaman anla beni, der adam,
Bir tutam ty daha yolduktan sonra da
ekler:
- Ben de senin gibi dnyorum.

Geici de olsa, mutluluk ocuklar iindir, der


Gorki'nin Vassa Jeleznova's.
Aslnda pek uzun srmez bu mutluluk. Anne -
babalarn 'yasak'lar ya da yaamn kaideleri gn
getike ocuklarn srtna biner.
Kaidelere uymayan, yasaklan dinlemeyen, ya
ni bymesine ramen ocuksu hareketlerde bulu
nansa komik durumlara decek ve ona glne
cektir.
te Chaplin'in yaratt gldr unsurunun
ana yntemi budur.
Ve ite Wagner'in yalanrken hayal ettii
'Tanrnn setii', Beyrut harabeleri iinde Graal'n
nnde eilen Parsifal'den ok, Dou yakas p
tenekeleri arasnda dolanan Charlot'dur.
ocukluun hayat karsndaki snrsz kt
lklerini, Chaplin'in gldrlerindeki kiilerde gr
mek mmkndr.
Kaybolan cenneti yanstmaktadr Chaplin.
Pelerin filminin sonunda, sabrnn sonuna ge-

143
len erif, yapmak istedii iyiliin tutsa tarafn
dan anlalmadn grnce ne yapacan anr.
Bu filim Chaplin'in ocuksu dnyasn yans
tan en gzel rneklerden biridir.
Filmi hatrlatalm:
Kaak bir krek mahkfunu olup kendini papaz
diye yutturan Charlot, kk kilisenin yardm pa
ralarn alnmaktan kurtararak ne denli iyi kalpli
olduunu gsteir. Bunun zerine erif onu kurtar
mak ister. Birlikte Meksika snrna gelirler. Kar
taraf zgrlktr. erif trl hareketlerle tutsa
nn kamasn istediini anlatmaya alr.
Charlot anlamamakta inat eder.
Ne yapacan aran erif Charlot'ya Meksika
tarafndaki bir iei kopartmasn syler.
Charlot iki lkenin snrn izen dar hendei
uysallkla ap uzaklar.
erif yaptndan memnun, derin bir nefes alr.
Tam o srada Charlot onun omuzuna dokunur:
iei getirmitir.
erif artk iyice kzmtr. Charlot'nun kna
tekmeyi yaptrr.

Ve Charlot zgrlne kavuur.


Son sahne, Chaplin'in filimlerinin en gzel
sahnelerinden biridir.
Kna tekmeyi yiyen Charlot o hzla yerinden
frlayp bir aya Anerika'da, dier aya Meksika'
da snr boyunca seke seke uzaklar.
Son sahnenin ierdii gerekten ilgintir.
Ayann biri erifin, kanunlarn diyarnda, dl-

144
eri ise ne mahkeme, ne polis, ne de kanunun olma
d alabildiine zgr bir topraktadr.
Filmin son sekans Chaplin'in psikolojik yap
sn yanstmas bakmndan ok nemlidir.
Snr boyunca seke seke uzaklaan Charlot'nun
ufukta kaybolan imaj, ocukluunu terketmek is
temeyen bir yetikinin toplum iindeki tutumunu
yanstmaktadr.
Ne kadar zc olursa olsun ocukluun 'g-
zel alkanlklar' yok olmaya mahkmdur.
Elveda saflk.
Elveda snrsz gven.
Elveda tasaszlk.
Daha neler sayamayz ki!
Bakalarnn karn umursamamak.
Kanunlara boyun ememek vs. . .
ocukluun kendini tutkulara kaptran aldr
mazl bitmitir artk.
Biz burada Marx'n dedii gibi ((gemiimizden
neeyle koparz.))
Bu neede biraz olsun pimanlk yok mudur?
Belki.
Fakat yetikin insan gemiini az da olsa zn
tyle anmsasa da, nndeki yepyeni dnyada ye
rini 3lmaldr.
Yoksa ocukluun bencillii yetkinlikte ho
gryle karlanamaz.
kar iin ehirleri yakp ykan Atilla'ya yar
dm edeni hogryle karlayabilir miyiz?

145/10
Bugn Hitler'! lnetleyen Chapl!n ocukluun
da Napoleon olmak isterdi kukusuz!
Napoleon'la ilgili senaryo almalarnda Chap
lin yle bir yol tutar:
Napoeon Saint-Heene'de lmez. Artk, bar
olmutur, kamay baarr ve gizlice Paris'e gelir.
Fakat eski zlemleri yeniden depreir ve bir
darbe hazrlamaya koyulur.
Bu srada Sainte-Heene'den kendi ln habe
ri gelir. nk kendi yerine brakt adam lm
tr. Herkes gerek Napoeon'un ldne inanr.
Bylece Napoeon'un tm plinlan altSt olur.
- lm haberim beni ldrd, der ve kederin
den lr.
Mark Twain'in nl telgrafn anmsatyor bu
cmle, biraz mbalaal lm haberim)) der nl
yazar.
Chaplin yapmak istedii bu filmi bir trajedi
olarak gryordu.
zerinde uzun t1zun dnd ama filmi gerek
letirmedi.
Yine de dnce baya belirgindir.
Fransa'ya gelen kahraman, artk kimselerin
istemedii bir NapolOOn'dur.
Sonu da trajik bir biimde biter. ((lm habe
;rim beni ldrd.
Belli bir yaa gelen 'ocuk Hazretleri' akln
bana toplamtr.
Chaplin'in eline den Napoleon ocuk hayal
lerinin 'zincirlenmi Promete'si haline dnecektir.

146
Daha sonraki yllarda Chaplin'de belli bir de
iiklik grlr.
Artk ister istemez fa:jizme kar kacak ve
'Diktatr' yaratacaktr.
Akln kaybeden bir lkenin akl banda olma
yan efini harika bir filimle gz nne serecektir
Chaplin.
imdiye dek filinlerinde sa.dece 'yenilen'i oy
nayan Chaplin bu filminde her ikisini, yenen ve ye
nileni oynamtr.
Filme ilerde uzun uzun deineceiz. imdilik
Chaplin'in bir gazetecinin sorusuna verdii cevab
naklediyorum:
((Biroklar filimde 'bilmem ne' propagandas
yapacam sandlar. Ben sadece hepimizin ektii
bu evrensel lgnl komikletirmek istedim. Bu
olaya kar ne gibi bir tutum taknmak gerektiini
anlatmaya kalksam, onu gln bir biimde suna,..
bileceimi sanmyorum. O zaman, belki de tribne
kp durumu ciddi ciddi anlatmam gerekirdi.n
Gerekten filmin son sekanslannda, antlfaist
mitinglerde Chaplin tribndedir. Tm insanl da
faizmle mcadele iin tribne davet eder.
Chaplin'e ait dncelerimi 1937'Ierde not et
meye baladm.
1937'de Diktatr henz yoktu.
.4.yn yl Chaplin zerine yaptm almay
durdurdum.
yi bir alma olmuyordu. Sanki bir eyler ek
sikti.

147
Sonradan eksikliin ne olduunu anladm.
Diktatr filmiydi eksilt olan.
Faizme kar gl bir kavga verdiimiz bu
gnlerde Chaplin'le el eleyiz.
Sadece arkada gibi deil, insanln ortak d
manna kar sava arkada olarak da el eleyiz.
Toplar, uaklar, tantlar gibi, sanat da bu sava
a katlacaktr.
Ve Charlot'muz Diktatr filmiyle harikulade
vurucu bir silah yaratmtr.
Chaplin bu yaptyla en byk satir ustalar
nn, rnein bir Aristofanes, bir Erasmus ya da bir
Rabelais seviyesine ulamtr.
yle diyelim:
Hollywood'lu Charles Spencer Chaplin,
seni,
Charlie-le-Kid, ocuk Charlie diye deil de,
.,yle anacaz:
Byk Charlie !
1945

MERHABA, CHARLE!

Ya gnnz bana Hollywood'da beraber oldu


umuz alt ay, tenis malarmz, ocuklarn iten
likle omuzunuza dokunup sizi 'Merhaba, Charlie! '

diye seamladklar parklar, yatnzla Pasifik su


larnda yaptmz gezintileri anmsatt . . .
O zamanlar bizim sanatmz konusunda sadece
bilgi edinmekle yetinmeyip, allagelmiin dn-

148
daki yepyeni sanat anlaymzla ya.kndan ilgilen
mitiniz.
O sonbahar -sannn 1930'du- Sahne Ikla
nn eviriyordunuz. O gnlerde sizin iin dnya
iyiler ve ktlerden kuruluydu ve tesadfen hep
iyiler bir yanda, ktlerse br yandayd. Dnya
nn ilk sosyalist lkesi sannn dncelerinizi bi
raz deitirdi. yi ve ktler belli snflann insan
lar olarak yer almaya balad. Asri zamanlar'da
bu gre biraz olsun yer verdiniz.
Sizin gibi hmanist bir sanatnn tm gcy
le faizmin ilerlemesine kar koyacandan ku
kum yok.
Bu savaa herkes kendine has silB.hlarla kat
lacaktr.
Sizin sil0.hnz, ta bandan bu yana tm dn
yann sevgisini kazanan filimlerinizdir.
Bu uurda tm gcnzle sava.acanz iin,
insanln en hakl kavgasnda bizimle beraber ola
canz iin, msaade edin biz de parktaki ocuk
lar gibi elimizi omuzunuza koyup size tm itenli
imizle seslenelim: Merhaba, Charlie! . n
. .

nsanlk uruna daha uzun yllar el ele yr


yelim!
Bu zlemimiz bizi birbirimizden ayran okya
nuslar ve faizmin karartt lkeleri aarak size
kadar ulasn.
lkemizde gerekleen ilerici dnceler iin,
bizimle birlikte, leri!
1939

149
DiKTATR

1 - Badem byk:
Garip bir raslant sonucu dnyann birbirine
en zt iki insan byklarnn biimiyle birbirlerine
yaklarlar.
Birincisi dnyann en popler insanlanndan
biridir.
kinc jse hemen hemen btn dnyann nef
ret ettii bir insandr.
- Benim bym ald! diye basna aklama-
da bulunmutu Chaplin.
Sonra da glerek eklemiti:
- Bu ekli ilk nce ben kefettim!
Hitler, onun iin bakalarnn eserlerini aran
biriydi. Chaplin onu kuru grltden ba bir
ey yapamayan kt oyunculara benzetiyor, onu b
yn almakla sulayarak iyice kltyordu.
Seneler getike Hitler'in sadece kuru grl
tc olmayp manyak bir cani olduu da meydana
.
kt.
O zaman Chaplin 'Diktatr' evirmeye bala-
d.
2 - Konu:
'Kk' yahudi berber, 'Byk' Diktatre tpa
tp benzemektedir. Filimde Chaplin her iki rol de
oynar.
Gamal ha etrafa dehet samaktadr. Gece
Ve gndz sokaklarda askerlerin yry duyu-

150
ur. SS niformal adamlar kt baklaryla her
kede gze batar.
Baz szler ortala yaylmaktadr: (Esir kamp
lar', 'Diktatr', vs. . .
Uzaktaki bir tepenin zerindeki atoswda,
dnyann en nefret edilen insan, Adenoide Hynkel,
yani Tamagne Diktatr, dnyaya hakim olup. yal
nzca kendi lke halknn nderliindeki bir impa
ratorluun peindedir.
'Kk' berber dnyada olup bitenin farkn
da olmayan tek insandr. nk uzun sre yahudi
mahallesinden uzak kalmtr. Birinci dnya sava
nda yaralanp uzun yllar hastanede yatm ve
_
_ evine yan gelip dnyadan elini eteini ekmitir.
Yeniden dkkilnna eki dzen vermeye koyu
lur. Etraf silip sprr, camekanndaki boyalar
temizler.
Fakat camekanndaki boyalann koskoca harf
lerle 'yahudi' kelimesini yazdnn farknda bile
deildir.
Gestapo istemeden ilenen bu suun farkna
varmtr. Tm mahalle halk tetikte beklemekte
dir.
Bir pazar gn kk berber komu amarc
kz gezintiye davet eder. Tm mahalle halk ber
berin umursamadan, gle oynaya amarc kzla
gezintiye kmasn aknlkla seyreder.
Birden radyodan byk efe ba kaldran k
k berberin tutuklanaca haberi duyulur.
amarc kz Hanna kk berberi atya sak-

151
ar. SS'ler onu grr. Berber kaar, bir sre sonra
yakalanr ve esir kampn boylar.
Kamptan kamay baarr kk berber. Kamp
arkada Schultz da onunla beraberdir. Schultz bir
zamanlar Byk ef'in yardmclnda bulunmu,
fakat onun yzne gerekleri sylediinden esir
kampna gnderilmitir.
Schultz arkadann son derece Hynkel'e ben
zediini farkeder.
Boyu, yz, hatta by tpatp Byk Dikta
trn ayndr.
Bir sre katktan sonra, iki arkada Autreli
che kentine varrlar. Byk Diktatr bu kentte bir
sylev vermek zere beklenmektedir.
Tilin kent halk ve oradaki subaylar kk
berberi Hynkel zannedip onu saygyla mikrofonun
bana davet ederler.
3 - ki sylev:
Kk berber syleve balar:
Syledikleri heyecanl, hzl, fakat hi bir an
lam olmayan sama sapan eylerdir.
Binlerce insan onu dinlemektedir. Sylev biter.
Fakat kk berber ikinci bir syleve balar.
Bu bambaka bir sylevdir. Kk berber tm
ekingenliini unutup sadece kendisi ve sevdikleri
iin deil, tm ezilen halklar iin arda bulunur.
Hanna'ya ve yahudi mahallesindeki insanla
ra seslenir. Fakat syledikleri aslnda tm insan
lar faizne kar koymaya armalttan baka bir
ey deildir.

152
Cesaret Hanna, cesaret, diye seslenir. Umu
dumuz tkenmedi. Gne senin, benim ve tm ezi
len insanlar iin yeniden doacaktr. . . nsanlk
yenilmeyecektir.
4 - z :
Amerikan basn filmin n b u sahnede be
lirlemitir.
Chaplin'in gag'lan ve filmin tm komik un
suru ikinci planda kalmtr.
Faizme kar duyulan nefreti dile getirdiin
den, filim byk bir baar kazanmtr.
5 - Yksek sesle:
Filmin en ilgin yam, Chaplin'in ilk kez doru
dan doruya konumasdr.
Diktatrden sonraki filimlerinde Cha.plin top
lum tepkisini daha yksek sesle duyurmaya ala
caktr.
Dnyann iyiler ve ktler'den kurulu olmad
n, bunun bir snf meselesi olduunu artk an
lamtr Chaplin.
Amerikan Friday mecmuas onun iin yle
der:
((Adolphe Hitler'in milyonlarca dman var
dr. Fakat onun en dehetli dmanlarndan biri
onunla ayn yl domu olan Charlie Chaplin'dir.
6 - Gne yeniden doacak:
Kk berber rahat edebilir. Onun mit ettik
leri gereklemek zeredir: Gne yeniden doj:i;
cak.
Faizm ezilecektir.

r.:t
Bitirirken

Bakasna ait bir mektubu okumak iyi bir ha


reket deildir. Ta ocukluumuzda bunu bize
retmilerdir.
Bununla beraber benim bakalannn mektup-
larna gz attm olmutur. rnein:
Sanatlarn mektuplan.
Serov'un,

Michel - Ange'n mektuplar. . .


Kat zerindeki kelimelerin ak, mermer
talara bal eski zaman esirlerinin hrsla kurtul
maya abalamalar, Medicis'lerin mezarndaki uyuk
layan kabartmalann kibuslarla bunalrcasna ye
rinden oynamalar ya da gnahklrlann cehenne-

155
me koumalar gibi Yerinden frlarcasna iki bk
lm olur.
Bazen bu kelimelerden bir haykr fknr.
Aylarca almaktan yryemez hale gelmi
bir av kpeinin ban arkaya atarak haykrmas
gibi...
Yorgunluktan gzler yanmaktadr.
Fra elden der.
skele sallanr, tavan ve kubbelert sslemek
imkanszlar.
Fakat ikence dolu aylar sona erecektir.
skeleyi yksalar da,
Yorgun omuzlar dikleecek,
Srt dikleecek,
Ba dikleecektir.
Yaratc sanat,
Yarattna bakacak,
ve kubbelerin yerini gkyz alacaktr.
Freskler Rnesans sanatnn gl kalntlar-
dr.
Biz, dar grllerin:
- O zamanlarn resimleriyle kyaslanacak ya
ptlarmz nerede?
Ya da:
- Bugn David'in yerini alacak bir ressam
var m? gibi sorularn glmseyerek karlyoruz.
nk bize gre amz sanat bambaka bi
imde ve yntemlerle lmszleecektir.
Leonardo da Vinci ve Benvenuto Cellini'nin

156
yaptlarndan, rnein gnmzn gkdelenleri ve
modern uaklar ne kadar deiikse, sanat da o
denli deiiktir.
Gnmzn sanat belki de tm sanat dalla
rn kapsayan bambaka bir nitelikte olacaktr.
Bu sanatn ad sinemadr.
Her ey zamanna has olduuna gre, Diderot'-
nun, Wagner'in, Scriabine'in tad sanat mea
lesini belki de gnmzde sinemac tayacaktr.
O devirlerde hi bir lkede hayal edilen bu sa
nat dalnn gerekleme olana yoktu.
Gnmzde ise bu gereklemitir.
Sinema sanatnn n safnda yerini almtr
artk.
nk anlatm gcnn harikulAde elverili
lii, onu dier sanatlarla karlatrlamayacak ka
dar ileri klmtr.
nk sinema kollektif bir sanattr.
Bir filimde yz, hatta daha da fazla insan bir
likte alr.
Michel Ange'n lmsz fresklerini zevkle
seyretmeye devam edeceiz.
Fakat bizim yeni sanatmz gi:izel kavramna
yepyeni boyutlar kazandracaktr.
Dnce asn geniletecek ve yeni sorunla
r aydnlatacaktr.
Bunun iin gemiin deneylerinden faydalana
caz.
Durmadan yaratacaz.
Aratracaz.

157
Bu yeni sanat dalnda hzla ilerleyeceiz.
alacak, devaml alacak, durmadan al
acaz.
Milyonlarca insana seslenebilen bu sanat da
lyla tilin insanla dncelerimizi ileteceiz.

1947

158
izgiler
Neden iziyorum...

Olaylarn, hareketlerin ve mekfuda yer aln


somut bir grnm olmadan kiilerin tutumunu
belirtmek imkanszdr.
nk bu tutumlar srekli bir evrim iinde
dirler.
O kadar ki, bazen insann gzlerini kapayarak
bunlar izgiyle belirtmesi mmkndr.
Bu ie koyulmadan nce bir, iki hatta yl
almak gerekir.
O zaman hareketin Z kat zerine geirilir.
Aln size bir izgi . . .
Bu bir senaryo almas deildir.
Metin d bir alma da deildir.
Belki, senaryonun belirginletirecei bir sah
nenin esinlendii bir kvlcmdr.
Belki de yaratlmakta olan kiilerin tutumlar
n yanstan deneysel (empirique) bir yntemdir.
Sahnenin gz nne serecei duygusalln bir
belirtisi de olabilir.
Fakat genel olarak, izgi bir artU;trmadr.
Bir sahnenin yirmi kez tekrarlanmas, blm-

159
lerin birbirine balantsnn en az o kadar gzden
geirilmesi gibi, bitmeyen bir aratrma. . .
Bazen izgilerimiz, deindii sahneyle ilgili ol
mayabilir.
Bazen de sahne izdiklerimizin iki yl gerisin
den gelir.
Fakat en ilgin bulular, rnein bir giysinin
biimi ya da gzel bir mimik, ou kez izgilerimiz
den esinlenmitir.
Bir sekansn belirgin noktalarn, kiilerin tu
tumlarndaki ufak tefek deiiklikleri de izginin
vastasyla saptadmz syleyebiliriz.
Bitmeyen, srekli oluum iinde ve geicidir
izgiler. o kadar ki, onlar izenden bakasnn an
lamas baya zordur.
Bir rnek verelim: Korkun lvan'n itiraf
sahnesindeki ksaltmalar daha nce altmz
izgilerden esinlenmitir.
Bi. almalar yapmcnn senaryo almala
rna aklk getirmesi ve eserin daha belirgin ol
mas bakmndan da nemlidir.
Bunun iin izgilerimizden bazlarn yaynla
makta fayda grdk.
Bazlar diyorum, nk daha binlercesi dos
yalarda durmaktadr.
Bunlarn birer sanat eseri olduunu iddia etmi
yoruz.
Okuyucunun bu izgilerden yararlanrken, on
lar biraz da hogryle karlamasn bekleriz.

Ekim 1943
160
Sergey Ayzentayn 1929 ylnda
Vladimir Mayakovski, Lili Brik, Boris Pasternak.
Sergey Ayzentayn.
Sergey Ayzentayn Kabuki tiyatrosu oyuncularyla
Sergey Ayzentayn ve Edouard Tisse GREV filminin ekiminde
Ayzentayn Hollywood'da (1930)
Charle Chaplin'le beraber tenis kortunda

->:}-;: '

9
,.... x-
' ;.,
'

'fil; j
' '

'='',
.

'

--. .:
r . . ";
. . .. . . .
.

.
. .....

t ....,.u ,.
Sergey Ayzentayn, Mar16ne Oietrich, ve Joseph von
Sternbetg

Ayzentayn grnty ynetirken


Ayzentayn Meksika'da
Korkun ivan'n bir sahnesine alrken

Ayzentayn v Prokofiev
Vsavolod Pudovkin'le beraber
erkasov'la beraber
Ayze rta
yr , ker
disi tar
afndan
ve:en
oav ve

,,, ,,. ,..,i..


v!/ (J \ L
\,.,.,.. t.tf--' '
dans
Oiplomatlarda.

..

\ \ ----.___\/

\
' \ j \
"--.
.
Korkun ;van io .
0r etd.
Gen Mek
sikallar

You might also like