Professional Documents
Culture Documents
Kresel sistemde, 1997 ylnda Asyada yaanan krizden sonra bir k ivmesi balamt. Her ne
kadar ardndan Rusya, Trkiye ve dier baz lkeler krize girip ksa da bunlar kresel bir krize
dnmeden geitirilmiti. Kresel sistemdeki bu k eilimi 2006 ylnn mays ayna kadar srd.
2006 ylnn mays aynda kan ilk dalgalanmadan sonra dalgalanmalarn ard arkas kesilmedi ve
sonunda kendimizi ok byk bir kresel finansal krizin ortasnda buluverdik.
2008 ylnn banda bu kitapla ayn bal tayan bir yazm Radikal gazetesinde yaymland. Bu
yazm buraya almak istiyorum:
1997 ylnda Asya krizinin ardndan 1998de Rusya krizi yaand. Sonra Trkiye girdi krize. Bu
krizler srasnda ve zellikle de sonrasnda batl iktisatlar Uzakdou lkelerini, Rusyay ve
Trkiyeyi yerin dibine batrdlar. IMFsinden Amerikan Hazinesine, niversite hocalarndan eitli
mali kurumlarn ekonomistlerine kadar herkes bizim de dahil olduumuz lkeleri ahbap avu
kapitalizmine kurban gitmi lkeler olarak tanmladlar. Ne yazk ki bu lkelerde yaayanlarn ou da
bu yaktrmalara inand ve kendilerine geri zekl, rveti, ahlak dkn tanmlamas yapan batl
iktisatlara hak verdiler. Trkiye, 2000 yl sonunda krizle yz yze geldiinde piyasaya likidite
verin diye bas bas bardmzda IMFnin ve bat dnyasnn okbilmi iktisatlar likidite fazlas
ahlakszl azdrr diye ahkm kestiler. Gn geldi hesap dnd. Trkiye toparland. Bu
toparlanmada IMFnin desteinin ve verdii 43 milyar dolarlk borcun ok nemli katks oldu.
Trkiyeyi batran da karan da IMF olduu iin ben bu katky alklayamyorum. O zamanlar
IMFnin piyasaya likidite verdirmemesinin, TCMBnin elini tutmasnn, bir hata olduunu
dnyordum. Bu konuda Fisher yanlgs balkl bir de yaz yazmtm. Oysa imdi IMFnin,
dediklerini yapmayan ama yapar gibi grnen siyasetilere bir ders vermek zere kurtarlabilecek bir
sistemi kurtarmayarak, tam tersine batrarak, bu noktaya getirmeyi tercih ettiini dnyorum. O
zaman bizi yerin dibine batran ve likiditenin ahlaki kntye neden olarak sistemi iyice iinden
klmaz bir duruma srkleyeceini syleyen IMF iktisatlarnn ayn duruma den bat
ekonomilerine yz milyarlarca dolar likidite enjekte eden batl merkez bankalarn alklamalar
bendeki dnce deiikliinin temel nedeni.
Benn Stail ve Robert E. Litan Financial Statecraft adl kitaplarnn finansal krizlerin ekonomisi
balkl blmnde krizlerde verilen d destein ie yaramadn sylyorlar. Diyorlar ki: Daha
fazla dolar borlanmak bir lkenin bilanosunu dzeltmez. Bu kaynaklar, lkenin ykmllklerine
yeni anapara borcu eklenmesinden te ilev grmezler. Eer kamu kesimi ve zel kesimdeki kurulular
para birimi uyumsuzluunun (currency mismatch, yani varlklar ile ykmllklerin farkl para
cinsinden olmas, rnein dolarla borlanp TL ile gelir elde etmek gibi) skntsn ekiyorsa, lkeye
bor vermi olanlar, bu tr desteklerin yalnzca sorunu ertelediini bilirler. Para birimi uyumsuzluu
deme gc yetersizliinin temel kaynadr ve daha fazla bor alnarak zlemez. Eer bir lke
para birimi uyumsuzluundan deil de vade uyumsuzluu (maturity mismatch, yani kaynaklar ile
ykmllkler arasnda vade uyumsuzluu olmas, rnein mevduatn ortalama vadesi 3 ay iken
kredilerin ortalama vadesinin 1 yl olmas gibi) ya da likidite eksiklii sorunundan dolay skntya
dmse o zaman d borlanma yararl olabilir. Bu saptamalar, IMFnin Trkiyeye kriz srasnda
ve sonrasnda yapt yaklamn teorisini ortaya koyuyor. Bu analizi grdkten sonra bir kez daha
anladm ki IMF, kriz kmadan ve sistem kmeden Trkiyenin ayaa kalkmayacana inanm ve bu
yaklam uygulayarak Trkiyenin batmasna gz yummu. Trkiyedeki finansal krizin altnda hem
para birimi uyumsuzluu hem de vade uyumsuzluu yatyordu.
ABDde subprime mortgage krizi niin kt? Krediler birinci kalite kredibiliteye sahip olmayan
kiilere verilmiti ve o krediler geri dnmemeye balaynca kriz kt. Avrupaya yaylma nedeni bu
ikinci, nc kalite kredilerin paketlenip Avrupa bankalarna satlmasndan kaynaklanyor. in z
budur. Gerisi, yani trev rnler ve dierleri, ya da kriz sonrasndaki adyla toksik ktlar hep bu
temelden kaynaklanm dzenlemelere dayal ktlardr.
Her tr finansal kriz, bir geri deme skntsndan kaynaklanr ya da o skntya yol aar. Ve
sorunun zm likidite salanmasndan geer. Batdaki sorun imdilik bu yolla zlmeye allyor.
Trkiyede ise tersi yaplarak bytlmt.
Kapitalist sistem tarihinde ilk kez kresel bir kriz yayor. nceki krizlere verilen kresel ad doru
bir tanmlama deildi. Buna benzer bir kriz 1929da kmtr ama o zamann dnyasnda piyasa
ekonomisini uygulamayan ve dolaysyla sistem dnda kald iin krizden bu kadar etkilenmeyen lkeler
vard. Dnya o dnemde bylesine entegre bir konumda deildi. 2008 ncesinde kan krizler ise ya
ulusal ya da blgesel dzeyde kald ve kreselleemedi. 2008 krizini btn nceki krizlerden ayrp onu
kresel kriz konumuna getiren ey sermaye hareketlerinin serbest braklm olmasdr. Sermaye
hareketleri nceki krizlerin hibirinde bu apta serbest ve yaygn deildi.
Kapitalizm bu kez de bu krizi atlatabilecek mi? Bu soruya olumlu yant versek bile bu yant sonraki
soruyu engelleyemiyor: Bu kriz atlatlrsa ardndan baka krizler yaanacak m? ve nihayet en kritik
soru geliyor gndeme: Kapitalizm, kriz yaratan bir sistem midir? Bu kitapta bu sorularn yantn
arayacaz. Bunlara ek olarak bir de Trkiyenin krizlere kar dayankl olup olmadn, 2001 krizinden
sonra zellikle bankaclk kesiminde yaplan salamlatrmalarn sistemi krizlere dayankl hale getirip
getirmediini, ya da bize bir ey olmaz teorisinin ne kadar doru olduunu tartacaz.
Piyasa sistemi doas gerei kriz karmaya eilimlidir. Kreselleme ise bu krizlerin bulacln
artrmaya balad. 2008 krizini btn tekilerden ayran ey bu krizin bir dnya krizi olduudur. Ayn ad
tayan baka krizlerin varlna karn onlarn bu adla anlmas doru deil. O zaman dnya denen ey
dnyadaki piyasa sistemi uygulayan lkelerle snrlyd, oysa imdiki dnya byk bir piyasa sistemi
olduu iin bir tarafta kan kriz dnyaya mal oluyor.
Bu kitap piyasann kriz yaratan mekanizmasna ve kresellemenin krizleri bulatrc zelliine
karn sistem iinde kalnarak nleyici bir yeni dzen kurulup kurulamayacan tartmay amalyor.
Kapitalizm
Kapitalizmin temel yasas ya sen
ya da bendir. kimiz birden deil.
KARL LIEBKNECHT
Siyaseti, Alman Komnist
Partisi kurucusu
1. Ekonomide tam istihdam dengesi tesadfi bir dengedir ve srdrlebilmesinin hibir garantisi
yoktur. Devletin mdahalesi olmazsa ekonomideki dengesizlik (isizlik) srekli bir durum olabilir.
2. Gerekte fiyatlar ve cretler kurumsal dzenlemeler ve ekonomik olmayan nedenlerle klasik
iktisatlarn dndkleri gibi zellikle aa doru esnek olmayabilir.
3. Asl olan arz deil taleptir. Ekonominin canlandrlmas da, denetlenmesi de talep politikalaryla
gerekletirilebilir.
4. Bte denklii, ntr vergi politikas gibi politikalar doru yaklamlar deildir. Ekonominin iinde
bulunduu koullara gre, devlet btesinin ak veya fazla vermesi, artan ya da azalan oranl
vergiler tercih edilebilir.
Keynesyen ekonomi bir anlamda klasik ekonomi ile Marksist ekonomiyi badatrma abas olarak
kabul edilebilir. Keynesyen ekonominin egemenlii 1960lardan itibaren eitli ekonomi okullarnn
meydan okumasyla sarslmaya balamtr. Bunlardan biri Milton Friedmann ncln yapt
monetarist ekonomi grdr. Monetarizm, Keynesyen ekonominin devletin ekonomiye aktif olarak
karmasn savunan grlerine bir kar k olarak gelimi ve byk lde klasik ekonomi teorisine
dayal yeni dnceler gelitirmi bir akmdr. Monetarizmin klasik ekonomi teorisinden belki de en
nemli fark paraya olan yaklamdr.
Klasik ekonominin parann yalnzca bir rt olduunu ileri srmesine ve asl olarak reel sorunlarla
ilgilenmesine karlk, monetarizm, parann ekonomik yaamda en nemli olgu olduunu ve para arzn
denetlemeksizin ekonomik dengesizliklerin zmlenemeyeceini ileri srmtr.
Monetarist ekonomi teorisi geni bir taraftar kitlesi bulmutur.
1970lerde Keynesyen ekonomiye ynelik bir baka tepki yeni klasik iktisatlar adyla anlan bir
ekonomi okulundan kaynaklanmtr.
En nemli temsilcileri Robert Barro, Thomas Sargent ve Robert Lucas (1995 Nobel ktisat dl
sahibi) olan yeni klasik iktisatlar, klasik ekonominin ngrlerini ve monetarizmin baz grlerini
rasyonel bekleyiler teorisi erevesinde ele alarak piyasalarn kendi haline braklmasnn gerekliliini
vurgulam ve devletin piyasalara karmasnn gerekte hibir sonu dourmayacan ne srmlerdir.
Yeni klasik iktisatlara gre, gerek para gerekse maliye politikalar beklenen sonular veremez
nk devletin de dier ekonomik birimlerin de sahip olduu bilgiler ayndr. Birbirlerine kar bu
anlamda bir stnlkleri yoktur.
1980li yllar batda klasik ekonomi teorisinin temel nermelerinden biri olan Say Kanununun
yeniden gndeme girmesine yol aan, arz ynl ekonomi uygulamalarna sahne olmutur. ktisat Arthur
Lafferin adyla zdeletirilen arz ynl ekonomi, znde klasik ekonominin en iyi bte denk btedir
ve en iyi vergi ntr vergidir nermelerine dayanarak ve vergi indirimleri, gereki olmayan evre koruma
nlemlerinin azaltlmas gibi yollarla ekonominin canlandrlabilecei iddiasn ortaya koymutur.
ABDde Reagan ve Bush, ngilterede Thatcher ynetimleri tarafndan uygulanm olan arz ynl
ekonomiden beklenen sonular alnamamtr.
20. ve 21. yzyln ekonomi politikalar asndan temel zellii, serbest piyasa yaklamyla
Keynesyen karma ekonomi yaklam arasndaki gidip gelmelerdir. Piyasa ekonomisi ne zaman krize girse
Keynesyen ekonomi politikalarna sarlm ve krizden ktktan sonra da onlar terk etmeye ynelmitir.
zetle ekonominin geliimini ayr izgide ele almak mmkndr:
1. Serbest piyasa ekonomisine dayal klasik ekonomi teorisi ve bunun deiik eitleri (monetarizm,
yeni klasik ekonomi ve arz ynl ekonomi),
2. Kumanda ekonomisine dayal Marksist ekonomi teorisi,
3. Devletin piyasalara karmasna dayal Keynesyen karma ekonomi teorisi ve onun devam.
Bunlar zaman zaman farkl lkelerde tek balarna egemen olmular, zaman zaman bir arada
uygulanmlardr. Kapitalist sistem asl olarak serbest piyasa ekonomisini benimsemi, kme aamasna
geldii 1930larda Keynesyen ekonomiye sarlarak kurtulmu, sonraki krizlerin ounda da yine ayn
yntemi kullanmtr. 2006 ylnn ortalarnda yaylan subprime mortgage kriziyle balayan kresel
krizde de yine Keynesyen politika kurtarc olarak ne kmtr.
Kapitalizmin geliim srecini izleyebilmek iin baz tablolara gz atmakta yarar var. Tablo 1den
yararlanarak kapitalizmin en nde gelen iki temsilcisi lke olan ngiltere ve ABDnin ekonomik geliim
srecini eitli gstergelere bakarak izlemek mmkndr.
Karlatrmalarda kapitalizmin balangc olarak 1820 yl alnm ve kresellemenin ba saylacak
olan 1998 ylyla karlatrmaya tabi tutulmutur.
Tablo 1: Kapitalizmin geliim sreci
ngiltere ngiltere ABD ABD
Gstergeler
1820 1998 1820 1998
Kii ba enerji tketimi
0,61 3,89 2,45 8,15
(petrol edeeriton)
Kii bana makine,
ekipman deeri 92 11.953 87 25.153
(1990 USD)
stihdam edilenlerde kii
bana ortalama eitim 2 15,1 1,8 19,5
sresi (yl)
Kii bana ihracat
53 4.680 25 2.755
(1990 USD)
Kaynak: Angus Mattison 2001 ve 2003
Tablo bize 1820den 1998e ngiltere ve ABDde drt kritik noktada yaanan gelimeleri
zetlemektedir. Bu sre boyunca enerji tketimi misliyle artm, kullanlan makine ve ekipman hem miktar
hem de kalite olarak ykselmi, istihdam edilen kiilerin eitim dzeyleri katlanm ve kii bana den
ihracat deeri inanlmayacak kadar artmtr.
LAISSER FAIRE
Ekonomik liberalizmin temel slogan haline gelmi olan bu Franszca deyimin Trkedeki karl
Braknz yapsnlardr. Bu nl deyiin ilk kez 1680 ylnda Fransz Maliye Bakan Colbert ile bir grup
iadamnn ticaretin sorunlar zerine yaptklar bir toplant srasnda kullanld sanlyor. Colbert,
hkmetin tccarlara nasl yardmc olabileceini sorduunda tccarlarn lideri olan Le Gendre yle
yantlam: Laissez-nous faire, Brakn bizi yapalm. Deyimin Laissez faire, laissez passer,
Braknz yapsnlar, braknz gesinler biimine dn ise bir baka Fransz olan Gournaye ait.
Adam Smith, kendisine mal edilmi olsa da bu deyimi hi kullanmamtr. Bununla birlikte, Smithin
ortaya att ekonomik liberalizm yaklamn bundan daha iyi zetleyen bir deyim yoktur. O nedenle
Laissez faire ekonomisi dendiinde akla nce Adam Smith gelir. Bu deyimle ifade edilmek istenen ey
zel kesimin nndeki engellerin, brokrasinin kaldrlmas ve zel kesimin ekonominin itici gc olarak
kabul edilmesidir. Devlet, zel kesime karmamal, zel kesim istedii gibi almaldr. Sonu olarak
zel kesim krn maksimize etme peinde koaca iin toplumun yararna alm olacak ve toplumun
refahnn maksimize edilmesine katkda bulunmu olacaktr. Bu durumda zel kesimin nne engeller
karmak toplumun refahnn dmesine yol aacak demektir.
Tablo 2, kapitalizmin ortaya kt dnemden 1995e kadar geen dnemde kiisel gelirlerin, yani
refahn artna hangi oranda katkda bulunduunu gsteriyor:
Tablo 2: Kapitalizmin Kiisel Refah Artna Katks
1820 1995 Art (%)
Bat Avrupa 1.269 17.456 1.276
Kuzey Amerika
1.233 22.933 1.780
(ABD ve Kanada)
Japonya 675 19.720 2.821
Avrupa
803 5.147 541
(Bat Avrupa hari)
Latin Amerika 671 5.031 650
in 600 2.653 342
Asya (in hari) 500 2.768 454
Afrika 400 1.221 205
Kaynak: The Wall Street journal, 18.02.1998
Bu tablo bize kapitalizmin nceki tabloda zetlendii gibi bir yandan eitimin, kullanlan malzemenin
ve enerjinin artmasna yol aarken bir yandan da kiisel refahn artmasna nemli lde katkda
bulunduunu gstermektedir. Hi kukusuz bu sramann temelinde yeni bulular, yeni yerlerin kefi,
bilim ve teknolojideki ilerleme de yatyor. Ama bunlarn da bir blmnn merkantilizmden kapitalizme
geile birlikte ortaya ktn sylemek mmkn diye dnyorum. Yani bu bulular bir yandan refahn
artmasna yol aarken bir yandan kapitalizmin gelimesini salyor, kapitalizmin gelimesi de bu tr
bululara duyulan ihtiyac artrarak bunlarn ortaya kmasn zendiriyordu. Sanayi devrimine,
dolaysyla da kapitalizme ge girmi ya da hi girmemi olan blgelerde gelir artlar snrl kalmtr.
rnein inin kapitalizme (her ne kadar adna sosyalizm deseler de uyguladklar model artk kapitalist
modeldir) ge girmi olmas tabloda kendini gstermektedir.
Bir ekonomik sistemin nihai hedefi uyguland toplumun refahn artrmak olduuna gre, 1 ve 2
numaral tablolar bize kapitalizmin baarl bir geliim sreci yarattn, laisser faire laisser passer
ilkesinin doru sonular verdiini gstermektedir.
1. Ekonomi tam istihdam durumunda denge halindedir. Bu dengeden sapmalar geici olgular olarak
ortaya kar. cretlerin piyasada belirlendii bir ekonomide tam istihdamdan baka bir denge sz
konusu olamaz.
2. Piyasada her aktr kendi karn (tatminini) azamiye karacak ekilde davranr. Bylece
toplumun karlar da (refah) azamiye karlm olur.
3. Ekonomide cret ve fyatlar esnektir. Aslnda tam istihdam dzeyindeki uzun dnemli dengeyi
salayan da bu esnekliktir. Emek fiyat olan cretler ykseldiinde emek talebi decek, den
talep cretlerin dmesine ve giderek ucuzlayan emek talebinin artmasna ve isizliin otomatik
olarak azalmasna yol aacaktr. Mal ve sermaye piyasalarnda ise bu dengeyi esnek fiyatlar ve
faizler salayacaktr.
4. Her arz kendi talebini yaratr (Say Kanunu). Ekonomide uzun dnemde bir retim fazlas olmas
sz konusu deildir. Ksa dnemde ortaya bir arz fazlas kabilir. Bu durumda talep eksikliine
bal olarak mal ve hizmet fiyatlar decek, fiyat d talep artna ve dolaysyla arz ve
talebin yeniden dengelenmesine yol aacaktr.
5. Piyasa dengesizlikleri ve tam istihdam dengesinden sapmalar ksa dnemli olgulardr. Yukarda
deinilen esnek cret ve esnek fiyat mekanizmalarnn ilemesi sonucu piyasalar tekrar dengelenir
ve bu, uzun dnemde ekonominin tekrar asl dengesi olan tam istihdam dzeyine ulamasna neden
olur.
6. Ekonominin kendi kendini dzelten mekanizmalara sahip olmas nedeniyle, devletin ekonomiye,
dengesizlikleri gidermek amacyla karmasna gerek yoktur. Devletin ekonomiye karmas
dengesizlikleri daha uzun sreli klar ve kaynak dalmn olumsuz etkiler. Bu nedenle, ekonomiye
devletin karmasn ortadan kaldracak ekilde en iyi bte denk bte ve en iyi vergi ntr
(kaynak dalmn etkilemeyen) vergidir.
7. Para, gerek (reel) ekonomik faaliyetin yalnzca bir aracsdr. Dier mallardan bir fark olmayan
parann da talebini ve dolaysyla fiyatn arz belirler.
8. D ticarette uluslararas uzmanlama ve ibirlii mmkn olduunca gelitirilirse bundan her
lkenin yararlanmas sz konusu olur (David Ricardonun mukayeseli stnlk teorisi).
Piyasa
Ykselen bir piyasada
her ynetici baarl grnr.
W. EDWARDS DEMING
Amerikal istatistiki, danman
PYASANIN ZELLKLER
Piyasa ve Fonksiyonlar
Piyasa ya da pazar, belirli mal veya hizmetlerin alnp satld yerdir. Bu tanm kukusuz klasik bir
piyasa tanmdr. Bugn baz piyasalar, herhangi bir yere ihtiya duymadan da bir araya gelebilen alc ve
satclarn buluma biimini ifade ediyor. Dolaysyla, kurulu yeri ya da biimine gre piyasalar ikiye
ayrlr: (1) Belirli bir toplanma yeri olan ve alcyla satcnn fiilen karlat piyasalar. Bunlarn en
bilinen rnei mahalle pazarlar veya alveri merkezleridir. (2) Belirli bir toplanma yeri olmayan ve
alcyla satcnn fiilen karlamasna gerek olmayan piyasalar. Bunlarn en bilinen rnei mallarn
ilerideki fiyatlaryla bugnden alnp satlabildii future piyasalardr.
Piyasa, kapitalist sistemin temel unsurudur. Bir ekonomik sistemin yantlamas gereken sorular
unlardr: retim kimin iin, hangi bedelle ve ne miktar yaplacaktr? Kapitalist sistemde btn bu
sorularn yantn piyasa sistemi verir. Biraz daha yakndan bakldnda piyasann 5 fonksiyonu olduunu
sylemek mmkndr: (1) Piyasa, deerleri belirler. Herhangi bir mal ya da hizmetin fiyat piyasada arz
ve talep kurallar erevesinde oluur. (2) Piyasa, retimi rgtler. retim piyasada oluan talebe gre
biimlenir. (3) Piyasa, retilen mal ve hizmetin datmn salar. Talep neredeyse retilen mal ve
hizmetler oraya kayar ve arz ile talebin bulumas salanr. (4) Piyasa, rasyonellii salar. Piyasada
belirlenen ve talep fazlas olduu srece ykselen fiyat, talep fazlasn frenler ve arz ile talep arasndaki
dengeyi salar. (5) Piyasa, gelecei biimlendirir. Ekonomik gelime piyasada oluan tasarruf ve ondan
desteklenen yatrm sayesinde olur.
Piyasada sunulan bir mal ya da hizmetin fyat veya emein creti arz ve talebe gre belirlenir. Bu,
piyasann ilk fonksiyonu olan, deerleri belirleme fonksiyonudur. Piyasaya bir bedel karlnda satlmak
zere mal veya hizmet sunmaya arz denir. Mal ya da hizmete denen bedel o mal ya da hizmetin fiyatn
oluturur. Bir maln fiyat ne kadar ykselirse o mal satmak isteyenler o kadar fazla arz ederler (arz
yasas.)
Piyasada bir bedel karlnda satlmak zere sunulmu olan mal veya hizmeti satn almak zere
istekte bulunulmasna talep denir. Bir maln fyat ne kadar ykselirse o mal almak isteyenler kadar az
talep ederler (talep yasas.)
Ekonomik anlamda her piyasadaki denge arz ile talebin kesitii noktada oluur. Bu noktada sz
konusu mal ya da hizmet denge fyatn ve denge miktarn bulmu olur. Btn mal ve hizmetler iin bu
biimde oluan fiyatlar piyasa fiyatlarnn ve dolaysyla deerlerin belirlenmesini salar. Piyasa
bylece, deer belirleme sorununu bakaca bir sistemin araya girmesine gerek kalmakszn kendiliinden
zm olur.
retim de piyasa sayesinde rgtlenmi ve biimlenmi olur. Bunu zen ara taleptir. Talep hangi
mal ve hizmetlere younlamsa retim yani arz da oraya younlaacak demektir. Klasikler bunu,
dnemin koullar gerei ters biimde formle etmiler ve nl klasik iktisat ]ean Baptiste Sayin nl
mahreler yasasna
dayandrmlardr: Her arz kendi talebini yaratr. Gerekten de parann henz egemen olmad
barter (takas) ekonomisinde bu yasa geerlidir. Ama gnmz para ekonomilerinde bu yasa tam tersine
dnm ve Her talep kendi arzn yaratr biimini almtr. retim, talebe gre biimlenir. Kimse talebi
olmayan yani satlamayacak mal ve hizmet retimine girmez, yanllkla girmise de kar.
Piyasann nc fonksiyonu, retilen mal ve hizmetlerin datmn salamaktr. Herhangi bir yerde
retilen bir mal ya da hizmete orada ihtiya yoksa, o mal ve hizmetin ihtiya duyulan yere gnderilmesini
ve oradaki talebi karlamasn yine piyasa salar.
Piyasa, rasyonellii talep hareketlerindeki deiimle salar. Herhangi bir maln fiyat ykselmeye
baladnda o mala talep der, talebi den maln fiyat da dmeye balar. Bylece piyasa talep
yasasnn ilemesi sonucunda irrasyonel fiyat artlarn herhangi bir d mdahale olmakszn
dengelemeye ynelir.
Gelirin kullanm iki ekilde olur: Tketim ve tasarruf. Tketim, talebe dnerek retimin
biimlenmesini salar. Tasarruf ise byk lde bankalara, oradan kredilere ya da sermaye piyasas
aralarna dnerek yatrma kaynak oluturur. Yatrm bir lkenin geleceini biimlendirecek olan
bymesinin temelidir.
Piyasann yukarda ele aldmz bu be fonksiyonu bir arada retimin kimin iin, hangi bedelle ve ne
miktar yaplaca sorularnn kendiliinden zmn de birlikte getirir. Bu, Adam Smithin ifadesiyle
grnmez elin her eyi kendiliinden dzenlemesi demektir. Adam Smith geleneini izleyen klasik
iktisatlar ve gnmzde monetaristler ya da yeni klasik okul gibi eitli adlar altnda klasik ekonomi
yaklamn destekleyen iktisatlar asndan bu en doru zmdr.
Piyasa eitleri
Mal piyasas dendiinde mallarn satld piyasalar anlalr. Bunlarn bir blm pazar, hal, ar ya
da mal borsas binas eklinde fiziki meknlar, bir blm ise internet zerinden sat yapan kitap ya da
telefonla sipari alp gereini yapan sat ajanslar rneinde olduu gibi tmyle sanal ortamda faaliyet
gsteren kurululardr.
Mal piyasas dediimizde akla ilk gelen piyasa mahalledeki pazaryeridir. Buralarda eitli mallar
tezgh stne konur ve sata sunulur. Eer belediyelerin uygulad fiyat kstlamalar sz konusu deilse
bu pazarlarda satlan mallarn fiyat serbeste saptanr. Buna karlk alclar pazarlk yapabilirler.
Akama doru, yani pazarn kapanma saati yaklatka pazarc esnaf yava yava fiyatlar drmeye
balar. Bunun iki nedeni vardr: lki o mallar toplayp tamann ve yeniden depolamann bir maliyeti
vardr. Dolaysyla pazarc esnaf bu maliyeti hesaplayarak fiyat drr. kinci nedeni ise akama doru
kalan mallarn yeniden tama dolaysyla bozulup rmesi sz konusu olur o nedenle deeri der. Bu
anlattklarmz sebze ve meyve gibi abuk bozulan mallar iin geerlidir. Tekstil rnleri ya da mutfak
eyalar iin tama maliyetinden baka bir neden sz konusu olmaz.
Mal piyasasnda fiyatn oluumu arz ve talep kurallaryla ve eer sz konusu ise belediyenin
uygulad fiyat denetimine gre belirlenir. Baz hallerde belediyeler fiyatlarn belirli bir noktann
tesinde serbeste belirlenmesini engellemek amacyla narh ad verilen bir azami fiyat dzeni (tavan
fiyat) uygulamas yaparlar. Bu durumda satcnn maln tavan fiyattan ucuza satma hakk vardr ama onun
zerinde satma hakk yoktur. Tavann zerindeki satlar ceza uygulamasna neden olur.
Emek piyasas, emek arz ve talebinin bulutuu piyasadr. Emek arz, eer igcnn dolam serbest
deilse, lkenin igcyle snrldr. O nedenle emek arz tam istihdam dzeyine ulaldnda kat hale
gelir.
Dviz piyasas, yabanc parann ilem grd piyasadr. Yabanc paralarn yerli paraya gre
deerine Franszcada eitlik anlamna gelen parite ad verilir. Gnmz kresel sisteminde yerli parann
yabanc paralar karsndaki deerine mdahale edilmedii iin (dalgal kur rejimi) yerli parann yabanc
paralara kar deerini gsteren parite de dviz piyasasnda oluur.
Dviz piyasasn etkileyen temel etken, btn teki mallarda olduu gibi, dvizin bolluu ya da
ktldr. Bir ekonomide uygulanan faiz oranlarnn yksek olmas dviz paritesini dorudan etkilemez.
Buna karlk reel faizin ykseldii o lkeye yabanc fonlarn para kazanmak zere gelmesine yol aar.
Yabanc fonlarn girii demek o lkede dviz arznda bolluk olmas demektir. Dviz arz bollatka
lkenin paras deerlenir, yabanc paralar deer kaybeder. Bu ilem teorik olarak lkenin faiz oranlarnn
d dnya faizlerine eitlenmesine kadar srer.
Hisse senetleri piyasas, irketlere ait hisse senetlerinin alnp satld borsalardr. Baz lkelerde
piyasaya ilk kez ihra edilen hisse senetleri de ikinci elden satlan hisse senetleriyle birlikte borsada
satlrken, baz lkelerde ilk ihralar borsa dnda sata sunulur, ikinci el satlar ise borsada yaplr.
Her hisse senedi kendisine zg bir mal olduu iin bu dengeler sk sk deiir. Bir baka deyile
hisse senedi piyasasnda bir hisse senedinin fiyat ve sat miktar dier piyasalardakinden ok daha sk
deien anlk dengeleri ifade eder.
Bor verilebilir fonlar piyasas kaynak fazlalarn bor olarak sunanlar ile kaynak aklarn kapatmak
zere bor almay talep edenlerin bulutuu piyasadr. Bu bulumann mutlaka dorudan bir buluma
olmas gerekmez. Hatta gnmzde bu ok ender rastlanan bir durumdur.
Genellikle kaynak fazlas olanlar tasarruflarn mevduat eklinde arac kurumlara yatrr, kaynak a
olanlar da aklarn bu arac kurumlardan kredi alarak kapatrlar. Bu ikisi arasnda alverii salayan
ey faizdir.
Arac kurumlar (genellikle bankalar) kaynak fazlas olan kii ve kurumlardan belirli bir faiz
karlnda fazla fonlarn belirli bir sre iin alrlar ve onlara borlanrlar. Sonra bu fonlar kaynak
a olanlara daha yksek bir faizle kullandrarak faiz fark kadar kazan salarlar.
Devlet
Devletin ekonomiye bak birka szle
zetlenebilir: Hareket ediyorsa vergilendir,
hareket etmeye devam ediyorsa kurallara
bala, hareket etmesi durmusa sbvanse et.
RONALD REAGAN
ABDnin 40. Bakan
Tablo'ya gre, piyasa ekonomisinde devletin arl fazla deildir. Bu sistemde esas arlk zel
kesimde, yani piyasay oluturan glerdedir. Sistemde etkinlii olan kurum Merkez Bankasdr ve temel
grevi fiyat istikrarn salamaktr.
Planl ekonomi devlet arlnn en fazla olduu sistemdir. Burada neredeyse her ey devletin
etkisine ak olarak sistemlemitir.
Karma ekonomi sistemi ise hem devletin hem de zel kesimin belirli arlklara sahip olduu bir
sistemdir. Asl olarak Keynesyen ekonomi bu sistemin ekonomik yaklamdr. Bugn dnyadaki btn
ekonomiler karma ekonomik sistemi uygulamaktadr. Yani ne piyasa ekonomisinde devlet tmyle ve
yalnzca klasik fonksiyonlarna dnmtr, ne de planl ekonomide zel kesim tmyle ortadan kalkmtr.
Sosyalist ekonominin oturduu temel olan planl ekonomi dncesini bir yana brakp da piyasa
ekonomisini ve karma ekonomi modelini birlikte ele alrsak iki ayr ekol kar karmza. Bu erevede
gnmzde piyasa ekonomisinin ABDli Nobel dll iktisat Milton Friedmann ve onun izleyicilerinin
dncelerine gre biimlendiini, karma ekonominin ise John Maynard Keynes ve onun izleyicilerinin
dncelerine gre biimlendiini sylememiz mmkndr. Bu iki ekoln grlerini bir tablo
erevesinde karlatrmal olarak sunuyorum (Tablo 4).
Tablo 4: Keynes ve Friedmann Temel Grleri
Ekonomi
Keynesyen Yaklam Friedmanc Yaklam
Politikasnn z
Temel politika
Talep ynetimi politikas Para arz politikas
dayana
Yaamsal nemde, para arz reel bymeye paralel olmal,
Para politikas Dk neme sahip, faiz dk olmal
reel faiz verilmeli
Bte, ekonominin ihtiyalarna gre ak ya da fazla Bte ak vermemeli, yani ekonomi zerinde ntr etki
Maliye politikas verebilir yaratmal
stihdam politikas Ynetilmi bir istihdam dzeyi hedeflenmeli Doal isizlik oran istihdam politikasnn dayana olmal
Piyasa mekanizmas Kendi haline braklrsa istikrarszlk yaratr Kendi haline brakldnda uzun dnemde istikrar getirir
Devlet mdahalesi Srekli talep ynetimi yoluyla yaplmaldr En dk dzeyde tutulmaldr
Aktif talep ynetimine yardmc olur; enflasyonda Kamu kesimi kltlmeli, kamu iletmeleri
Kamu kesimi
harcamalar drlmelidir zelletirilmelidir
Dviz kurlar Mdahaleli dalgal kur yntemi uygulanmal Dalgal kur yntemi uygulanmal
Bu tablo Stuart Holland, 1987, Tablo 1.2den yararlanlarak hazrlanmtr
ki ekol arasnda tam anlamyla dalar kadar fark bulunduu bir bakta ortaya kmaktadr.
Keynesyen yaklam ekonomi ynetiminin devlet olmakszn yrtlemeyeceini, devletin mdahalesi
dndaki dengelerin tmyle tesadf olduunu ne srerken. Friedmanc yaklam devletin ekonomiye
hibir biimde karmamasn nermektedir.
Konuya kriz asndan bakarsak, Keynesyen yaklamn yrrlkte olduu dnemde pek kriz
kmadn, Friedmanc yaklamn yrrlkte olduu dnemlerde ise kriz ktn gryoruz. Kriz
ktnda da genellikle greve arlan model Keynesyen Model oluyor.
Grld gibi bu tabloda konu edilen piyasa arlkl model, daha nceki tabloda konu edilen piyasa
modeli ile karma ekonomik model arasnda bir yerdedir. Byle bir biimlenmenin piyasa sistemine dayal
bir kapitalist model iin daha doru bir model olacan dnyorum.
Devletin piyasay belirli bir ahlak ve dzgn bir rekabet erevesi iinde tutabilmesinin en temelli
nedeni tketicinin korunmasdr. Aksi takdirde ok daha gl konumda bulunan reticilerin tketicileri
yanltmas, yksek fiyatlar dayatmas, hatta son krizdeki gibi iirilmi balon yntemleriyle bir lde de
olsa kandrmas mmkndr. Trkiyede 1980lerde yaanan Banker Facias bu tr kandrma rneklerinin
en bilinenlerinden biridir. O nedenle devletin piyasa dzenlemesinde ve denetiminde aktif rol almas
gerei aktr. Buna karlk bu dzenlemelerin ve denetimin erevesinin nasl belirlenecei ve bunlarn
hangi organlar eliyle yrtlecei ok ak deildir. Gemi deneyimler bu tr dzenleyici ve denetleyici
ilevlerin dorudan devlete braklmas halinde bu alanlarda siyasal yaklamlarn nemli rol oynadn,
kayrmaclk gibi durumlarn fazlasyla yaandn gsteriyor. O nedenle son yllarda bu tr ilevler daha
ok bamsz kurullara terk edilmeye balad. Bu giriim ilk olarak Merkez Bankalaryla ortaya kt.
Parann altn karl kalktktan sonra piyasalar devletin snrsz para basma yetkisiyle kar karya
kalverdi. Bu uygulamann enflasyon yaratmas sonucu para basma yetkisi bamsz Merkez Bankalarna
devredildi. Ardndan, yaanan bankaclk krizleri bamsz bankaclk dzenleme ve denetleme kurullarn
gndeme getirdi. Enerji retimi, ulatrma hizmetleri ya da benzeri konularda oluan doal tekellerin fiyat
dayatmalarn nlemek iin de baka bamsz kurullar kuruldu ve bunlar dnya apnda yaygnlk
kazand.
Kresellemeyle birlikte devletin piyasalarla ilikileri daha ok bu tr, siyasetten soyutlanm
kurumlar araclyla yrtlyor. Ne var ki bunlarn tam olarak siyasetten soyutlandn sylemek halen
mmkn deildir. nk bu kurumlarn yneticileri siyasetiler tarafndan atanyor. te bu nedenle bu tr
kurumlarn standart dzenleme ve denetim yntemlerini alacaklar kresel apta bamsz bir kuruma
ihtiyalar vardr. BASL dzenlemeleri bunun en gzel rneidir.
Kreselleme
Komunun tavuu komuya kaz grnr.
Trk atasz
ekil 1, sermaye hareketlerinin serbest kalmas halinde sermayenin niin hareket ettiini, lkeden
lkeye kaydn anlatmak zere izilmitir. A lkesinde reel faiz yzde 3, B lkesinde ise ynle 8 olsun.
Bu durumda sermaye A lkesinden B lkesine kayacak ve bu kay B lkesinde sermaye bolluu ortaya
kmasna yol aacaktr. Talep kanunu gerei bir yerde mal bollanca fiyat der. Bu durumda B
lkesinde sermayenin fiyat yani faizler dmeye balayacak ve sonunda A lkesindeki dzeye geldiinde
her iki lkede de ayn miktarda ve ayn faizde sermaye kullanlyor olacaktr. Ancak bu sre zaman alc
bir sretir ve dolaysyla bu sonulanncaya kadar A lkesinden B lkesine sermaye akm devam
edecektir. Eer sermaye hareketleri serbest deilse bu tr bir akkanlk sz konusu olmayacaktr.
Sermaye hareketlerinin belirli dnemlerde yn deitirmesi de mmkndr. rnein B lkesinde
faizin, ok daha yksek olmasna karlk riskler gitgide artmaya balamsa, o zaman A lkesinden
buraya kayan sermaye akmlar, artan risklerden korunmak amacyla, gerisin geri A lkesine dnmeye
balar. Bu durumda A lkesinde faizler daha da debilir.
Sermaye hareketlerinin serbestlemesi kapitalizmin kresellemesinin nn aan temel olgudur.
Buradaki ekilde konu yalnzca bor verme asndan ve faizin etkisi erevesinde ele alnmtr. Bunun
yan sra, gelimekte olan lkelerde hisse senedi piyasasnn krll ve dorudan sermaye yatrmlarnn
elde edecei getirilerin ykseldii de sermayenin gelimi lkelerden bu lkelere akmasna yol
amaktadr. Kreselleme bu akmn ters ynl olmasna da olanak salamtr. Herhangi bir gelime
yolundaki lkeden bir bakasna sermaye akm olabildii gibi, gelimi lkelere de sermaye akm
gereklemektedir. Burada nemli olan, getirinin (faiz, kr ya da temett gibi) ykseklii ve kukusuz risk
faktrnn bykldr. Bunlar nerede uygunsa sermaye hareketleri oraya ynelmektedir.
Tabloya gre ABD, tek bana dnya GSYHsinin bete birinden fazlasn, G7 lkeleri ise yzde
44n alyorlar. G7 lkelerinin GSYHleri toplam, 141 tane gelime yolundaki lkenin GSYH'leri
toplamna eit. Dolaysyla ABDde kacak bir krizin, hele G7 lkelerine de sramas halinde dnyann
geri kalann etkilememesi mmkn grnmyor. Her ne kadar in tek bana dnya GSYHsinin yzde
11ine yakn bir blmn retiyor olsa da retiminin ounu ABD ve AB lkelerine satt iin onlarda
yaanacak bir talep daralmasnn ini etkilememesi sz konua deildir. O nedenle, yukarda akland
gibi sermaye hareketlerinin serbest olduu kresellemenin yaratt bulac ortamla birleince bu
grnm dnyann genel krizlere ok ak bir biim aldnn ak ifadesi olarak karmzda duruyor.
Ekonomik Kriz
Kresel finansal kriz hakknda bildiimiz ey,
pek fazla bir ey bilmediimizdir.
PAUL A. SAMUELSON
ABDli Nobel dll iktisat
KRZLERN KAPSAMI
Ulusal Ekonomik Kriz
Kapitalizm kresellemeden nce ou kriz kt lkeyle snrl kalrd. Bunun belki de en byk
istisnas 1929 byk dnya krizidir. Bununla birlikte o dnemde dnyann nemli bir blm sosyalist
sisteme bal olduu ve piyasa ekonomisinin dnda bulunduu iin krizin btn dnyay kapsamas sz
konusu olmamtr. Bugn bile baz krizler kt yerle snrl kalabiliyor. Eer krizin kt lke greli
olarak kk bir ekonomiye ve dnya ticaretinde kk bir paya sahipse kriz o lkeyle ve yakn ekonomik
ilikide bulunduu lkelerle snrl kalabiliyor. Buna bir rnek olarak 2001 Trkiye krizini verebiliriz.
Trkiyedeki bankaclk krizi Rusya ile Trkiyeye komu Ortadou lkelerinde baz etkiler yaratm,
ondan teye bir sramas olmamtr.
Blgesel Ekonomik Kriz
Bazen bir ekonomide balayan kriz ilikili teki ekonomilere de srayarak bir blgesel kriz halini
alabiliyor. Buna bir rnek olarak 1997 Asya krizini verebiliriz. Bu krizde Taylandda balayan krizin
Singapur ve Hong Kong gibi blgenin gl ekonomilerine de sram olmasnn altnda yatan balca
neden, yatrmclarn o blgeyi ayr ayr devletler olarak deil bir btn olarak grmesinden
kaynaklanmtr. Sonuta kriz btn blgeye ve btn ilemlere yaylm, hatta kreselleme eilimi
gstermitir.
Kresel Ekonomik Kriz
Sermaye hareketlerinin serbestlemesi ve kapitalizmin kresellemesiyle birlikte zellikle byk
ekonomilerde kan ekonomik krizler kresel alana kolaylkla ve hzla yaylr olmutur. Yani dnyann
artk neredeyse onda dokuzu piyasa ekonomisi sistemi iinde ve sermaye hareketlerini serbest brakm
konumda olduu iin krizin yaylmas ok daha byk bir olaslk haline gelmitir. Buna rnek olarak
2007 ylnda ABDde mortgage kredileri krizi olarak balayan ve benzer nedenlerle ngiltereye srayan
ekonomik kriz 2008 ylnn ikinci eyreinde kresel bir krize dnmtr. Balangta bu krizin in,
Hindistan, Rusya ve Brezilya bata olmak zere gelime yolundaki lkeleri pek etkilemeyecei
dnlrken, bu tahmin gereklememi ve btn lkeler krizden etkilenmilerdir.
Tablodan grlecei gibi, ABD GSMHsi krizle birlikte dmeye balam ve 1933 ylnda 56,1
milyar dolarla aa yukar 1929 ylnn yar deerine inmitir. ABD asndan Byk Bunalmn dip
noktas buras olmu, izleyen yllarda ekonomi toparlanmaya balamtr. GSMHnin 1929 ylndaki
dzeyine kmas 10 yldan fazla sre almtr.
1929 dnya ekonomik krizi, kapitalist sistemin karlat en byk krizdir. Milyonlarca insan iini
kaybetmi, lkelerin milli gelirleri gerilemi, ekonomiler klm, karlkl ticaret byk lde
sekteye uramtr. Pek ok lke altn ve dviz rezervlerini koruyabilmek iin ithalat kstlamalarna ve
paralarn devale etmeye ynelmilerdir. Baz lkeler yabanc parayla ilem yaplmasn
yasaklamlardr. Sonuta uluslararas ticaret hzla daralm, istihdam ve yaam standartlar dmeye
balamtr.
Dnya ekonomisinin bu byk bunalmdan k byk lde ngiliz iktisat John Maynard
Keynesin formle ettii devlet mdahaleleri yoluyla olmutur. Keynes 1936 ylnda yaymlad Genel
Teori (stihdam, Faiz ve Para Genel Teorisi) adl kitabnda, sonradan Keynesyen ekonomi ya da karma
ekonomi adyla anlacak olan devlet mdahalelerinin formln ortaya koymutur. Deflasyonist bir
gelimeden depresyona geen kapitalist dnya lkeleri ekonomiye devlet mdahalesi yapmak suretiyle
ekonomilerini canlandrmtr.
Canlanmann ilk sonularnn alnmaya baland sralarda II. Dnya Sava kmtr. Savan k
nedeni byk lde Almanyann ekonomik bunalmdan grd zarara dayaldr. Savan sonlarna
doru, dnya kapitalizminin karlaaca bu tr bunalmlar daha kolay atlatabilmek iin uluslararas bir
ibirliine gitmenin ve bunu kurumsallatrmann gerekli olduu anlalmtr. Bu erevede ABDnin
New Hampshire eyaletinin Bretton Woods kentinde toplanan konferansta uluslararas kurum
tasarlanmtr. lki demeler dengesi sorunlaryla karlaacak lkelere destek vermek zere kurulacak bir
para fonu (IMF), ikincisi Avrupann sava sonrasnda yeniden imarn gerekletirecek bir banka (Dnya
Bankas) ve ncs de dnya ticaretinin bu gibi durumlarda daralmasn nleyecek bir ticari ibirliini
salayacak olan dnya ticaret rgt (WTO). Her kurumun tasarlanmasnn temel dayana dnya
ticaretinin gelitirilmesidir. Bu ama son derece mantkldr nk kapitalizmin temel dayanaklarndan
biri uluslararas ticaretin uluslararas refah artraca nermesidir.
IMF, geici demeler dengesi skntlar eken lkelerin bu skntlar nedeniyle ithalat kstlamalarna
gitmemelerinin salanmas iin destek vermek zere tasarlanmtr. D denge kriziyle karlaan lkelerin
ilk bavurduklar yol ya miktar kstlamalar ya da tarifeler (gmrk vergileri ve benzerleri) yoluyla
ithalat kstlamasna gitmektir. Bu yolla d ticaret aklarn ve dolaysyla cari denge sorunlarn
zmeye alrlar. Oysa bir ya da birka lkenin bu ekilde ithalat kstlamasna gitmesi dier lkelerde
de benzeri uygulamalarn zincirleme olarak yrrle sokulmasna yol aarak dnya ticaret hacminin
daralmasna neden olur. Bu gelime ise uluslararas ticaret araclyla artaca dnlen refahn
dmesine yol aar. O halde bu tr demeler dengesi skntsna giren lkelere kurulacak bir para fonu
araclyla destek salanrsa dnya ticaretinde daralma olumasnn ve dolaysyla uluslararas refahn
gerilemesinin nne geilmi olur.
II. Dnya Sava, Avrupa lkelerinde byk ykntlara yol amtr. Bu amala tasarlanan Dnya
Bankas ilk aamada Avrupann yeniden imar iin kredi vermek zere dnlm, o nedenle de ad
Uluslararas Yeniden Yaplanma ve Kalknma Bankas (International Bank of Reconstruction and
Development IBRD) olarak konmutur. Avrupann yeniden yaplanmas salanamad takdirde
kapitalizmin canlanmas ve uluslararas ticaretin yeniden dzene girmesi beklenemezdi. O nedenle de
ABD sava sonrasnda Avrupa lkelerine Marshall Yardm ad altnda nemli miktarda yardmda
bulunmutur.
Tasarlanan nc kurum dnya ticaret rgtdr. Ya da o zaman ngiltere ve onun temsilcisi Keynes
tarafndan nerilen adyla Uluslararas Ticaret rgt (International Trade Organisation ITO).
Bylece Para Fonu demeler dengesi skntlarn zmek ve dolaysyla ithalat kstlamalarn
nlemek; Dnya Bankas Avrupal lkelerin savatan kaynaklanan skntlarn zmek ve onlarn dnya
ticaretinde etkin rol almasn salamak; Uluslararas Ticaret rgt de uluslararas ticarette standart
kurallar gelitirerek ticaretin kurallarn belirlemek ve keyfi uygulamalar nlemek zere planlanmtr.
Bunlardan IMF ve Dnya Bankas kurulup almaya balam, Dnya Ticaret rgt ise o aamada
ABDnin ekinceleri yznden kurulamam, GATT srecinden getikten sonra 1995 ylnda kurulmutur.
Bu dnemde, paras hl altna bal lkeler de paralarn altna balamay yani altn deiim
standardn terk etmi ve paralarn karlksz brakmtr. Buna karlk ABD, dolar altn deiim
standardna bal tutmaya devam etmi, sonuta parasal deerin l birimi altn yerine, altna bal olan
dolar olmutur.
2008 KRZ
2008 ylnn eyll aynda nce ABDde patlayan, sonra dalga dalga btn dnyaya yaylan kresel
krizin kkeninde tarihin en byk gayrimenkul ve kredi balonu yatyor. ABDdeki mortgage piyasas
yaklak 10 trilyon dolarlk bir bykle ulam ve bu haliyle dnyann en byk piyasas olmutu.
Balangta mortgage kredilerinin byk arl, yksek kaliteli mterilere verilen kredilerden
oluuyordu. Bunlara prime mortgage kredileri deniyor. Zaman iinde krediler daha dk kaliteli
mterilere de ynelmeye balad. Bunlara da subprime mortgage kredileri deniyor. 2008 ortasnda
ABDde subprime mortgage kredilerinin hacmi 1,5 trilyon dolara kadar ykselmiti. ABDde faizler
gemite son derecede dk dzeylerde olduundan, subprime mortgage kredilerini kullanan dk
gelirli gruplar byk lde deiken faizli kredileri tercih etmilerdi. FEDin son dnemde faizleri pe
pee artrmasna konut fiyatlarndaki dn elik etmeye balamas, bu kiilerin aldklar kredileri geri
deyememe sorunlaryla karlamasna yol at.
ABDde emlak fiyatlarn lmek zere kullanlan Case Shiller indeksi 2007 ortasndan 2008 ortasna
kadar yzde 16 orannda d gsterdii srada uzmanlar bu indeksin yzde 10 orannda daha dmesi
gerektiini ne sryorlard. Sahibi olduklar emlaklerin fiyatnn ykselmesiyle refahlarnn arttn
dnen ve bu erevede borlanp para harcayan Amerikallar iin bu byk bir ok oluturuyordu.
ngilterede emlak sahipleri daha da borluydu. Yani bir anlamda kapitalizmin son ykselii emlak
fiyatlarnn imesi zerine kurulmutu. Emlak fiyatlar artyor, emlak sahipleri kendilerini daha
zenginlemi hissedip borlanarak harcamalarn artryorlar, bu ekonomiye canllk getiriyor ve emlak
fiyatlar daha da artyordu. Emlak fiyatlar arttka emlak talebi de artyor, bu kez emlake dayal ktlarla
yaplan finansal ilemler bydke byyordu. Herkes yatrm amacyla ikinci, nc gayrimenkuln
alyordu. Bu almlarn altnda yatan varsaym bunlarn gnn birinde daha yksek bedelle satlabilecei
varsaymyd. Bu varsaymn gerek olmayabilecei anlalnca fiyatlar dmeye ve balon snmeye
yneldi.
2008, kresel krizi, altnda emlak fiyatlarnn ikinlii de olsa, kredinin deil ona dayanlarak
yaplan ilemlerin yaratt bir eit kredi krizi olarak tanmlanyor. Sorunu yaratan ey, kredinin elden
ele inanlmaz bir lekte el deitirmesinden kaynaklanyordu. Bu el deitirme trev rnler ad verilen
bir finansal bulula yaplyordu. Trev rn, irketlerin baka ilemlerden doan risklerini alverie
konu edebilmelerini salayan szlemelerdir. Bu szlemeler, mortgage kredisini verenin bu krediyi
kullanan tarafndan geri denmemesi riskini nc kiilere, rnein hedge fonlara devretmeye yaryordu.
Riski devreden kredi kurulular ok daha byk risklere girebiliyor ve krediler ile doal olarak trev
rnler gibi byyordu. Balangta riski devretmeye yarayan ve bu anlamda sistemde bir sigorta
ilevi gren trev rnler giderek kendileri birer risk unsuru olmaya balamlard.
Bu ilikiler asndan baktmzda, neredeyse dnyadaki btn uluslararas apta ilem yapan
bankalar birbirlerine kefil olmular ve bu ilikilerin en fazla topland banka da Lehman Brothers haline
gelmiti. Szlemelerin yerine getirilemeyecei haberi gndeme dtnde Lehman Brothers batma
olgusuyla kar karya geldi. Bankalara kar szlemelerin koullarn yerine getiremiyor, gerekli
demeleri yapamyordu. Hkmet ve FED bu bankay kurtarmayacaklarn akladlar. Bu aklama
Lehman Brothersdan alacakl konumda bulunan btn bankalar asndan mthi zararlarn ortaya kmas
demekti. Aslnda balon patlamt belki ama patladnn anlald an o andr.
Makroekonomik adan bakldnda da durum karkt. ABD, tarihinin en byk cari aklarn
veriyordu. Buna karlk byk miktarl fon ekiyor ve bununla cari an finanse ediyordu. Sistem
kabaca yle iliyordu: ABDli irketler sermayelerini, teknolojilerini alp ine gidiyor, orada yatrm
yapp, ucuz inli emeiyle retime balyor, rettiklerini arlkla ABD ve Avrupa pazarna satyor,
oradan elde edilen kazanlar da ABD Hazine tahvillerine yatryorlard. ABDnin cari an nemli
lde inli emei finanse etmi oluyordu. Ne var ki bu an sonsuza kadar gidemeyecei, bir yerde
ABD ekonomisinde bir dzeltme olmas gerektii de biliniyordu. Yani ABDnin d dengesi de bir balon
zerine oturmu durumdayd.
Bir yandan byle balonlar olumuken 2008 ylnda petrol, gda ve metal fiyatlar hzla artmaya
yneldi. Bu artlar mali kesimde zaten olumu ktmser havaya yeni olumsuz beklentiler eklenmesine
yol at.
2008 krizi byk lde marjinal alanlara, kii ve kurumlara verilmi mortgage kredileriyle ucu
buca belli olmayan trev rnler bileiminin yaratt bir finansal krizdir. Bu sorunlu alann bu kadar
bymesinin temel nedeni ise kurallarn yetersizlii ve denetimin eksikliidir. 2008 krizinin nedenlerini
bir tek yerde aramak doru deildir. Ama kurallarn uygulanmamas ya da kapsamlarnn geniletilmemesi
en temel neden gibi grnyor. Bir nceki dnemin yaratt kurallar azaltma, serbestletirme,
dereglasyon modasnn etkisiyle trev rnlerin kurala balanmasna kar klmt.
Krizin gelime yolundaki lkeleri de derinden etkilemesinin birok nedeni var. Her eyden nce bu
lkelere ynelik scak para ekilmeye baland. Scak parann kayna olan lkelerde sorunlar knca bu
sorunlarn gelimekte olan lkeleri de etkileyecei korkusu scak parann kmasna yol at. Gelimi
lkelerde bymenin dmesi, talebin de gerilemesine yol anca gelime yolundaki lkelerden yaplan
ithalatta azalma olmaya balad. Bu durum gelime yolundaki lkelerin d ticaret gelirlerinin dmesine
ve dolaysyla ekonomilerinin klmeye balamasna yol at. Btn bu karlkl daralma eiliminin bir
sonucu olarak bu kez petrol, metal fiyatlar ok hzl bir k iine girdi. Bu da ayrca deflasyonist bir
etki yaratmaya balad.
2008 krizinin btn teki krizlerden fark, bunun tam anlamyla bir kresel kriz olmas ve dnyadaki
btn lkeleri etkilemi olmasdr.
1994 KRZ
Trkiye ekonomisinin 1970lerin sonlarnda olduu gibi, 1980lerin sonuna doru tkanmaya
balad bilinen bir gerektir. Bu tkanmay zmeye ynelik ekonomik istikrar programnn uygulamaya
konamam olmas (ki bunun temel nedeni siyasal iktidarlarn en byk karabasan olan dviz sorununun
alm gibi grnmesidir) sonucunda 1994 yl banda Trkiye yeniden bir ekonomik krizin iine girmi,
uzun bir sre istikrarl grnen dolar-TL paritesi ciddi ekilde bozulmu, enflasyonist beklentiler byk
lde artm, Hazine ieride borlanamaz duruma gelmitir. ABDli kredi deerlendirme kurumlarnn
Trkiyenin kredi deerliliini arka arkaya drmesi sonucu d kredi bulma imkn da kalmaynca
siyasal iktidar bir ekonomik istikrar paketini yrrle koymu ve hemen peinden IMF ile bir stand-by
dzenlemesine girilmitir.
5 Nisan 1994 tarihli ekonomik istikrar programnn balca hedefleri unlardr:
Btn bu nlemler sonucunda enflasyonun makul dzeylere indirilmesi temel ama edinilmitir.
Uygulanmaya balanan bu program yukarda saylan hedeflerin bir blmne ksa zamanda ulam,
ihracat artna ithalat daralmasnn elik etmesi sonucu d ticaret a klm ve bunu izleyerek cari
ilemler dengesi pozitif bir dengeye dnmtr. Faizler yeniden serbest braklm ve hatta ok yksek
faiz artlar balangta tevik edilmitir. Bu tr maliye politikas arlkl bir ekonomi politikasndan
beklendii zere reel GSMH 1994 ylnn ikinci 3 aylk blmnde %10,5 orannda azalma gstermi,
ylsonu gereklemesi %6 dolaynda bir klmeyle sonulanmtr.
1995 yl ekonominin yeniden bymeye yneldii bir yl olmutur. 1995 yl GSMH reel bymesi
%8,1lik bir byme sergilemitir. Buna karn fiyatlar genel dzeyinde ilk bata grlen dme trendi
ksa zaman sonra gemie gre daha da byk bir artma eilimi iine girmitir. 1994 ylsonu itibariyle 12
aylk toptan eya fiyatlar endeksi % 150 olmutur. Bu oran bir nceki 12 aylk dneme gre yaklak 2
misli bir arta iaret etmektedir. Fiyat artlar 1995 ylnda yeniden istikrar program ncesindeki
dzeyine dnm ve %70ler dolaynda gereklemitir. Bylece enflasyonun nedeni olarak tehis edilen
hastalklarn tedavisi daha nce ortaya koyduumuz modele uygun bir biimde GSMH gerilemesine neden
olurken, bir yandan da ilgin bir ekilde enflasyonu ykseltici sonular vermitir.
Bu artc sonucun nedenlerini ylece sralamak mmkndr:
1. Maliye politikas nlemleri tek bana uygulanm, piyasadaki ar likiditeyi drmeye ynelik
para politikas aralar uygulanmamtr. Hazine, Merkez Bankasndan dorudan para kullanmaya
devam etmi, Merkez Bankas, bankalara ynelik kredilerini artrm, sonuta bankalar bu
kredilerle ksa vadeli yksek faizli Hazine ktlarn alarak Hazineye bor vermilerdir. Bylece
gemite tek bana uyguland iin snrl sonu vermi olan para politikas terk edilerek yerine
maliye politikasnn uygulamaya konulmas yoluyla bu iki politikann birlikte uygulanmamas
hatasnda srar edilmitir.
2. Siyasal iktidara duyulan gvensizlik, ekonomik istikrar programnn yrrle konmasndan sonra
da devam etmi, mevcut iktidarn ve dolaysyla uygulanan istikrar programnn uzun mrl
olmayacan dnen ekonomik aktrler beklentilerini olumlu bir ereveye dntrmemilerdir.
Byle olunca da yeni klasik iktisatlarn beklenti ne yndeyse gerekleme de o ynde olur
tezine uygun sonular alnmtr.
3. stikrar nlemleri uygulamas srasnda kurumsal yaplanmaya ilikin nlemler alnamamtr.
4. Trkiye iin hazrlanan bir istikrar programnn temel elerinden biri olan sbvansiyonlarn
daraltlmas politikasndan nemli sapma gsterilmitir.
5. Btn bu belirsizlikler iinde Hazine, ksa vadeli borlanmay srdrmeye mecbur kalm ve bu
gelime, ortamn belirsizliini artrmaya katkda bulunmutur. Artan belirsizlik faizlerin yksek
dzeyde kalmaya devam etmesine yol am, Hazine borlanmas gitgide daha pahallamaya
balamtr.
6. 1994 yl sonlarna doru Trkiye nce ara seim, sonra da erken genel seim havasna girmi, bu
gelime siyasal iktidarn mrn tamamlamak zere olduu ve dolaysyla uygulanmaya allan
istikrar programnn terk edilecei inancnn yerlemesine yol amtr.
zetle 5 Nisan 1994 kararlar, eksik alnm, kamuoyu nezdinde gvenilirliini yitirmi bir siyasal
iktidar tarafndan yrtlmeye allm kararlardr. O nedenle de baz alanlarda kriz ncesi koullara
dn salamaktan teye geen bir baarya dnememi, baz alanlarda kriz ncesi koullara dn
bile gerekletirememitir.
2001 KRZ
1997 ylnda kan Asya ve 1998 ylnda yaanan Rusya krizlerinin Trkiye zerine ilk aamada
dorudan etkisi olmad. Etki sonradan ve dolayl yoldan oldu. Yeni ykselen pazarlarda yaanan ve nce
blgesel olarak alglanan bu kriz bir sre sonra btn yeni ykselen pazarlar iin ortak bir kriz olarak
grlmeye baland. Bunun sonucu olarak bu ekonomilere yatrm yapm olan yabanc yatrmclar
paralarn alp kendi lkelerine geri dndler.
Balangta bu krizlerden ok fazla etkilenmeyen Trkiyenin, bu aamada uluslararas sermaye
piyasalarndan bor almas gitgide bir sorun haline gelmeye, bu gelime de Trkiyenin demeler
dengesini olumsuz ynde etkilemeye balad. Trkiye 2000 ylna bu skntlar bnyesinde tayarak, bir
baka deyile kriz virsn alm olarak girdi.
Trkiye 1999 ylnn sonuna doru ekonomik adan son derecede karamsar bir grnm iindeydi.
Ekonomi yzde 6 orannda klm, enflasyon (TEFE) %70e ulam, bte aklar tanamaz bir
dzeye gelmi, Hazine faizlerinin yllk ortalama bileik oran %100 amt. Yaklak 30 yldr iki
haneli yksek enflasyon yaayan Trkiyenin bu yaps artk srdrlemez bir noktaya doru hzla
ilerlemeye ynelmiti. Bundan sonraki aama hiper enflasyona gei aamas olarak grnmeye
balamt.
2000 ylna IMF stand-by desteinde yeni bir ekonomik programla girildi. Bu programn temel
aya vard: (1) Bte ve bte dndaki kamu kesiminde mali disiplinin salanmas, (2) nceden
belirlenmi bir srnen sabit kur (crawling peg) uygulamasyla dviz kurlarnn belirlenmesi, (3) yapsal
reformlarn yaplmas ve zelletirmenin hzlandrlmas. Bu erevenin temel amac enflasyonun
drlmesi ve srdrlebilir bir byme orannn salanmasyd.
Programn bte tarafnda vergi gelirlerinin artrlmas yoluyla faiz d fazlann ykseltilmesi ve
Hazinenin i borlanma yknn azaltlmas, dolaysyla faiz yknn drlmesi temel hedefti. Bu
yaklam desteklemek amacyla d borlanma artrlarak i borlanmann yerine ikame edilecek ve
ortaya kacak finansman boluu artan vergi gelirlerinin yan sra d borlanma artyla doldurulacakt.
Programn pasif temelini oluturan para politikas asndan en belirgin temeli ise Merkez
Bankasnn Net Varlklar (NV) zerine konulan performans kriteriydi. Buna gre Merkez Bankas
yalnzca dviz girileri karlnda yarataca Trk lirasn piyasaya verecek ve ek likiditeyi ancak bu
yolla salayacakt.
Vergi gelirlerinde salanacak art ve d borlanmann, i borlanma yerine ikame edilmesi
sonucunda Hazinenin i borlanma talebi azalaca iin, piyasann dier aktrlerine ynelecek fon
miktar artacak ve yurt dndan dviz girii karlnda yaratlacak para da piyasaya ek likidite olarak
sunulacak bylece piyasada bir likidite skmas nlenmi olacakt.
Programn aklanmasnn yaratt olumlu etkiler sonucunda 1999 ylnda ortalama %106ya ulam
olan Hazine i borlanma yllk bileik faiz oran Ocak 2000de %36ya; interbank piyasas gecelik faiz
oran ortalamas ise Aralk 1999da ulam olduu %67den %34e dt.
Faizlerin bu kadar hzl gerilemesi, nedeni ne olursa olsun, enflasyonla mcadele politikas asndan
tehlikeli bir geliime iaret ediyordu. Eski bir eliki yeniden kmt sahneye. Faizler gerilerse
Hazinenin bor yk dyor, fakat Merkez Bankasnn enflasyonla mcadele politikas zedeleniyordu.
Normal koullarda Merkez Bankasnn buna izin vermemesi gerekirdi. Ama gerek siyasetinin gerekse
toplumun faize bak rantiyeye para aktarm erevesinde olduu iin, bu hzl dn yaratabilecei
etkiler gz ard edildi. Merkez Bankas da bu rzgrn peine takld. Birok iktisat, faizlerdeki bu hzl
dn enflasyonla mcadele asndan nemli bir sorun yaratacan savunmalarna karn kimseye
tezlerini kabul ettiremediler. Yzde 106lk bir faiz ortalamasndan yzde 36lk bir ortalamaya ilk aydan
itibaren geilmi olmas, enflasyonla mcadelede gerekten de nemli sorunlar yaratt. Ertelenmi tketim
istekleri hzla devreye girdi. Bankalarn dk faizlerle nerdikleri bireysel kredilerin de desteiyle
tasarruflar tketime kaymaya balad. Sonuta talep canl kald iin enflasyondaki d beklenen hzda
olmad.
Bankalar ekim aynn sonlarna doru ylsonu hesaplar ve bilano grnm nedeniyle ak
pozisyonlarn azaltmaya yneldiler. Bu, likiditeye olan gereksinimi ve dolaysyla faiz oranlarn bir
miktar artrd. Bu gelime bilinen bir durumdu. nk bankalar her yl ayn ilemi yaparlard. Ekim ay
sonunda Trkiye ekonomisinin genel grnm yleydi: Ekonomik byme 6,5-7 aralna doru yol
alyordu. Bylece 1999 ylnn %-6,1 oranndaki bymesi, ya da daha doru bir ifadeyle klmesi,
tekrar bymeye dnerek tedavi edilmiti. Bymenin altnda yatan temel neden talep canll hem i
piyasaya hem de d piyasaya (ithalata) ynelikti. Talep canllna karlk enflasyon %69dan %40larn
altna inmiti. Enflasyondaki iniin daha hzl olmamasnn nedeni ise yine talebin, zellikle de
bankalarca alan bireysel kredilerle desteklenerek canlln korumakta olmasyd. Yukarda da
deindiimiz gibi faizlerin beklenenden daha hzl dmesi, gelir akmlarndan tasarrufa ayrlacak
blmn de tketime kaydrlmas sonucunu getirmi, bu gelime talebin artmasna ve dolaysyla
enflasyonda beklenenden daha yava bir inie ortam yaratmt. Bte, faiz d fazlada tarihi bir rekora
doru kouyordu. Yani artk bte aklarnn yaratt enflasyonist bask yava yava ortadan kalkyordu.
zelletirmede aksamalar ortaya kmasna karn son 15 ylda yaplan zelletirmelerden daha fazla
gelir tek bana 2000 ylnda elde edilmiti. En nemli sorun cari an, balangta tahmin edilenin ok
zerinde bir noktaya, 8-10 milyar dolar aralna doru ilerlemekte olmasyd. Buna karn bu an bir
tehlike dourmayaca kabul ediliyordu.
Kasm aynn balarnda ortada bir kriz yaratacak neden grnmyordu. Yalnzca bankalar, yava
yava ak pozisyon kapatmaya urayorlar, yabanclar da ylsonu hesaplarn kapatma abas iinde
dviz talebini artryorlar, bu gelime doal olarak faizleri bir miktar yukar trmandryordu.
Ayn dnemde bankaclk kesimine ynelik yeni dzenlemeler birden hz kazanmaya balad. Bu yeni
gelime, bankalar, ak pozisyonlarn kapatma yolunda ok daha hzl ve ani davranlar iine soktu. Bu
durumda bankalar dviz alabilmek iin likiditelerini daha fazla artrmaya yneldiler. Daha fazla likidite
talebi ise doal olarak faizlerin ok daha hzl olarak yukar hareketlenmesi sonucunu getirdi.
Faizlerde balayan bu trmanma yksek miktarda Hazine kd tayan ve bunlar repo ilemlerinde
kullanan bankalar hzla skntya soktu. Likidite sknts eken ve ellerindeki Hazine ktlarn fonlamak
zorunda olan bu bankalar byk kayplarla karlamaya baladlar. Bu noktada baz bankalarn Tasarruf
Mevduat Sigorta Fonuna (TMSF) alnacana ilikin sylentilerin yaylmas, bankalarn birbirlerine
olan kredi hatlarn (linelarn) iptal etmelerine ya da minimum dzeye drmelerine yol at. Bu
gelimenin yaratt ek likidite daralmas, bankalarn daha yksek faizle fon bulmaya raz olmalar
sonucunu getirdi.
Faizlerde ortaya kan hzl ykselme Hazine ktlarnn ikinci el piyasasnda ilem hacminin hzla
dmesine neden oldu. Balangta ylsonu hesap ilemleri nedeniyle yava yava piyasadan kmaya
ynelen yabanc yatrmclar, gelimelerin farkl bir boyuta kaydn alglayarak dviz taleplerini artrp,
ellerindeki Hazine ktlarn hzla satarak Trkiyeden klarn daha da hzlandrdlar. Bu eilim
faizleri daha da trmandrd. Faizlerin ykselmesi ve bu geliimin hz kazanmas bankalarn yurtdnda
yarattklar fonlarn dalmaya balamasna yol at. Bu fonlarn orta konumundaki yabanc bankalar
paralarn alarak fonlardan kmaya baladlar. Bu durumda bu fonlardaki Hazine ktlarnn fonlanmas
da yerli bankalarn zerine kald. Faizler daha da ykseldi.
Bir sre net i varlklar hedefine kilitlenen ve piyasaya ek likidite vermemekte direnen Merkez
Bankas bu noktada devreye girerek net i varlklar iin konulan hedefi at ve piyasaya ek likidite sundu.
Ne var ki bu aamada artk ge kalnmt ve piyasada en fazla likiditeye gereksinim duyan, elinde en
fazla Hazine kd bulunan byk bir banka skntya dmt. stelik Merkez Bankas skntya den
bankaya, elindeki sfr faizli paray %210 faizle vererek krizi zmden uzaklatrd. IMF, Trkiyeye 7,5
milyar dolarlk bir Ek Rezerv Kolayln gndeme soktu ve Merkez Bankas, piyasaya likidite vermeyi
kesti. Sz konusu bankann devreden karlp TMSF bnyesine alnmasyla piyasada likidite talebi dt.
Her nemli mali krizde olduu gibi bu krizde de mali kesimde balayan sarsnt ksa sre sonra reel
kesimi de derinden etkilemeye balad. Piyasada ortaya kan faiz dalgalanmalar talep canlln
birdenbire kesiverdi. Talepte ortaya kan bu ani kaslma, reel kesimin satlarnn daralmasna ve
dolaysyla stoklarnn hzla ykselmeye balamasna yol at.
Hazine, aralk ay iinde yapt ihaleyi, faiz orann aklamakszn iptal etti. Ocak aynda yapt
ihalenin ortalama yllk bileik faizi ise %63,3 oldu. Krizin Hazinenin i piyasadaki borlanmas
zerinde yaratt olumsuz etkiye benzer bir grnm d piyasalardaki borlanma asndan da ortaya
kt.
Eer piyasaya gerekli likidite verilseydi bu krizin kmas engellenebilir ya da maliyeti bu dzeyde
olumazd. Ne var ki IMF, Merkez Bankasnn piyasaya gerekli likiditeyi vermesine engel oldu. Yani
kriz, kamu otoritesince (ister IMFnin etkisiyle ister herhangi bir etki olmakszn) yanl tehis edildi ve
dolaysyla yanl tedaviye tabi tutuldu. Sonuta da bankalarn bazlar batt, batmayanlar ise byk darbe
ald ve ekonomide knt ortaya kt. Yanl tedavi sonucunda faizler, daha makul bir dzeyde
dengelenebilecekken ok ykseklere frlad, ekonomiye byk maliyetler ykledi.
Trkiyenin 2001 ylnda yaad krizin iyi ynetilemedii, tam tersine yanl tedaviye sokulup
bytld hipotezi 2008 ylnda balayan kresel mali krizle kantlanm oldu. 2008 krizinde ABD
Merkez Bankas FED, piyasaya likidite verdi ve Hazine ile ortaklaa bankalara ynelik kurtarma
operasyonlar dzenledi. Avrupa Merkez Bankalar da benzeri admlar attlar. Btn bu ilemler olurken
IMF, srekli olarak likidite verme ve kurtarma operasyonlarn desteklediini aklad. Yani Trkiye konu
olduunda piyasaya likidite verilmesine kar kan, bankalara ynelik kurtarma operasyonlarnn (moral
hazard) ahlaki knt yaratacan ne sren IMF bu kez benzer konuda tam tersini savunmaya giriti. Bu
aklamalar bize Trkiyedeki 2001 krizinin yanl ynetildiini ve bunda IMFnin byk katks olduunu
kantlamaktadr.
Tablo 11de 1997 ylnda Taylandda Bahtn devalasyonuyla balayan bankaclk kriziyle
Trkiyede 2000 Kasm aynda balayan ve daha ok 2001 krizi diye adlandrlan bankaclk krizinin
eitli aamalar itibariyle gsterdii geliimlerin karlatrlmas verilmektedir.
Tablo 11: Tayland (1997) ve Trkiyedeki (2001) Bankaclk Krizlerinin Karlatrlmas
Tayland Trkiye
Kriz yl Temmuz 97 Kasm 00
Kriz ylnda
Dviz krizi oldu mu? Hayr Evet
Bor krizi oldu mu? Hayr Hayr
Kriz ncesi Ylnda
Banka says 41 80
Kamu a/GSYH (%) 2,40 -14,97
Kamu borcu/GSYH (%) 14,15 51,31
Enflasyon 4,77 68,79
Mevduat/GSYH (%) 76,91 37,28
GSYH bymesi
Kredi art var m? Hayr Hayr
Kriz Srasnda
Mevduat donduruldu mu? Hayr Hayr
Tam mevduat garantisi verildi mi? Evet Evet
Ne zaman verildi? Austos 97 Aralk 00
Ne zaman kaldrld? Ocak 05 Haziran 04
leriki Aamalar
Kamu mdahalesi Evet Evet
Krizden 3 yl sonra banka says 40 54
Krizin Maliyeti
GSYH kayb (%) 43,80 32,00
Kaynak: Luc Laeven, Fabian Valencia, 2008den yararlanlarak derlenmitir.
Tabloya baktmzda bankaclk krizinin farkl ekonomik gstergelere sahip olan gelime yolundaki
iki lkede aa yukar ayn sonular verdiini gryoruz. Her iki lkede de kriz ok yksek maliyetlere
yol at. Taylandda ekonomik k daha ar oldu (milli gelir d), buna karlk Trkiyede daha
fazla banka batt.
Konjonktr ve Krizler
Kara gmlen ceset bir gn ortaya kar.
in atasz
KONJONKTR NEDR?
Konjonktr aslnda Trk Dil Kurumu szlnde 1. Geerli durum. 2. Her trl durumun ve artn
ortaya kard sonu olarak tanmlanmaktadr. Buna karlk bu szck ekonomi jargonunda biraz daha
farkl bir anlam almtr. Ekonomi sz konusu olduunda ekonominin reel retim hacminde grlen ini ve
klar konjonktrel dalgalanmalar ya da ksaca konjonktr diye adlandrlmaktadr.
ekil 4te dnemden dneme deien konjonktr dalgalar gsteriliyor.
Tablo bize son 8 ylda gsterge niteliindeki maddelerin fiyat geliimini gsteriyor. Genellikle dolar
ile altn, petrol ve metaller (buradaki rneimiz bakr) farkl bir geliim izgisi sergiliyor. Dolar deer
kaybettike altn, petrol ve metaller deer kazanyor, dolar deer kazandka tekiler deer kaybediyor.
Bu eilimin mutlaka byle olmas gerekmez ama genel eilimin bu ynde olduuna iaret etmemizde yarar
var. Tabloda kresel krizin yaand 2008 ylna ilikin deer yer alyor. Bunlar, ilgili gstergenin
2008 yl iinde ald en yksek deer (maks) ve en dk deer (min) ile ortalama deer. Ayn yl
iindeki bu deer bize krizin yaratt piyasa dalgalanmasnn hangi boyutta olduunu gsteriyor.
Demek ki, konjonktrn terse dnmesi zaman alc bir gelime olsa da ayn yl iinde bile ar ini ve
klara yol aabiliyor.
DP KURAMI
Ekonomide kriz belirtileri otaya kmaya baladnda onunla birlikte dibe vurma tartmalar da
ortaya kar. Krizin belirli aamalarnda baz uzmanlar dibe vurulduunu, artk kn balayacan
ne srerler. Dip denilen eyle genellikle deniz ya da gl gibi su birikintilerinin dip noktas kastedilir.
Suya batm olan kii dibe eritiinde ayaklarn yere vurarak ald gle suyun yzeyine kabilir.
Bu grleri ortaya atanlara veya buna inananlara gre, dip denen ey ekil 6da gsterildii gibidir.
Okla gsterildii gibi suya den kii hzla dibe gider ve dibe vurduunda da hzla yukar kar. Bu
mmkndr. Eer ortam byle bir ekildeki gibiyse d de k da hzl olabilir. Eer ekonomik kriz
belirli bir blgeyle ya da belirli bir altsektrle snrl olarak ortaya kmsa durum bu ekilde
gsterildii gibi gerekleebilir.
ekil 6: Sert Dip
Ne Var ki dip her zaman byle deildir. Bazen hem derin hem de daha yayvan bir U eklindedir.
Bazen dip bataklkla kapldr. rnein Karadenizin dibinin byk lde amur kapl olduu ve
dolaysyla sert zeminin stnde kaln bir bataklk tabaka olutuu bilinmektedir. Byle bir zemin sz
konusuysa dibe vurunca kmak o kadar kolay olmayabilir. Genellikle konu btn lke apnda ya da
btn sektrleri kapsayacak biimde bir krize yol amsa o zaman ekil 7 bu durumun en iyi zeti olarak
grlebilir. Byle bir durum sz konusuysa o zaman dardan yardm gerekebilir. ekilde sada grlen
ey bir iptir ve dardan yardm temsil etmektedir. Bunun rnei bizim amzdan IMF destei. ABD
zel sektr asndan devlet desteidir.
ekil 9, ukura dm olan kiiye ip atlarak daha dibe varmadan ekilmesi halini gsteriyor. Bu
durumda suya dm olan kii dibe varmadan kendine atlan ipi tutarsa yzeye kabilir. Bu da yine IMF
destei olarak kabul edilebilir.
ekil 9: Dibe Vurmadan k
Btn bunlar ekiller yardmyla anlatmaya almamn nedeni, her krizde ortaya atlan dibe vurup
kma kuramnn geerliliinin farkl krizler ve ortamlar iin farkl olabileceini ortaya koymak ve ilk
eklin kolayclna kaplp krizlerin hafife alnmasn nlemek iindir. Ekonomik kriz ciddi bir konudur
ve hafife alnmamas gerekir.
Trkiyenin yaad en yakn krizler olan 1994 krizi son ekle, 2001 krizi ise ikinci ekle uygun
krizlerdi. Her iki krizde de Trkiye, IMFden destek almam olsayd byk olaslkla mali sektr krizi
reel sektr de vuracak ve ikinci ekildeki durum gndeme gelecekti.
inde yaadmz kresel kriz sanrm son iki eklin bir karmas gibi grnyor. Her seferinde dibe
vurduumuzu ne srsek de dibe doru yolculuumuz sryor. Bu arada ABD ve Avrupa hkmetleri
piyasaya byk boyutta destek veriyorlar ve bu destekler dibe tam varlmadan geri dne imkn
salayacak gibi duruyor.
Dip kavram zerine yaptmz bu aklamalardan sonra, yukarda sunduumuz konjonktr
dalgalanmalar eklimizi farkl dip olaslklarn gsterecek biimde yeniden izelim (ekil 10).
ekil 10da sol stteki ilk gsterim dipten hzl k ortaya koyan V tipi bir toparlanmadr. Sa
stteki ikinci gsterim dipten daha uzun srede k gsteren U tipi bir toparlanmann grnmdr. Sol
altta hafif bir toparlanmadan sonra tekrar inie ve tekrar ka ynelen W tipi bir dip yer almaktadr. Sa
altta ise toparlanmann olduka uzun zaman alaca bir L tipi dip sz konusudur.
1. Krn dme eilimi ortaya kar. Sermayenin birikimi, sermaye kullanmnn giderek artmasna
yol aar. Dier her eyin sabit olduu bir ortamda sermayedeki bu art, emekten elde edilen artk
deerin dmesi ve dolaysyla da kr orannn dmesiyle sonulanr. Bu da kapitalizmin krize
girmesine neden olur.
2. Dk tketim kapitalizmde krize neden olabilir. Eer kapitalistler emekilere kar snf
savamnda stnlk salarlarsa cretleri drmeye ve emek kullanmn ve dolaysyla artk
deeri artrmaya alrlar. Bunun sonucunda tketici talebi der ve yetersiz toplam talep
kapitalizmde krize neden olur.
3. Ar retim de kapitalizmde krize neden olabilir.
Marx bu nedenlerin kapitalizmin normal gidii iinde mutlaka ortaya kacan ve dolaysyla
kapitalist sistemin kriz yaratacan ngrmtr.
Marxn bu ngrleri doru km ve kapitalizm her nedenle de krizlere girip kmtr. Bununla
birlikte sistemin kreselletii bir ortamda krizin nedenleri farkllam, daha ok finansal sistem
krizlerine dnmtr. Kukusuz her trl krizin altnda ar kr hrsnn varlndan, yani bir anlamda
Marxn szn ettii krlarn dme eiliminden sz etmek mmkndr. Ne var ki balonlarn yaratlmas,
speklasyonun esas temel haline gelmesi ve krlarn bu yolla artrlmas biraz ngrlerden farkl bir
geliimdir.
Tketimin dmesi ya da ar retim ise aslnda arz ve talep ilikisine bak alarnn sonucudur.
Tketim dmse retim yksek kalm, retim ar olmusa tketim yani talep dk kalm demektir.
Ar retim varsa fiyatlar decek ve retim azalacak, denge yeniden kurulacak demektir. Ya da dk
tketim varsa yine fiyatlar decek, buna paralel olarak da retim kslacak ve yeni bir dengeye ulalacak
demektir. Piyasa genellikle bu iki ilikiyi belirli skntlara mal olsa da ayarlamay baarabilmektedir.
Reel ekonomide ikinlikler fazlaca bir sorun ortaya kmadan fiyat mekanizmas araclyla
zlmektedir. Buna karlk sanal ekonomideki ikinlikler kolay kolay zlememekte ve zellikle
sermaye hareketlerinin serbestliinin arkasnda yol alarak kresel sisteme yaygnlaabilmektedir.
zetle sylemek istediimiz ey asl sorunlarn sanal ekonomiyle reel ekonomi arasndaki deer
farklarndan kaynaklanddr. Nitekim 2008 krizi de byle olmutur. Reel ekonomi almaya devam
etmektedir. Talep dkl sonucunda fiyatlarda bir miktar gerileme olsa da bu bir kntye yol aacak
apta bir olay deildir.
Buna karlk sanal ekonomideki ikinliin normale inmesi hisse senedi fiyatlarndan tahvil
deerlerine kadar birok kdn deerini byk apta etkilemitir.
ASMETRK BLG
Bilgi birikimi olmadan yaplan yatrmlar ou kez kt deneyimlerle biter. Kk bir kasabada
yaayan, elinde dedesinden kalma antika bir cep saati olan ve bu saati en yksek fiyata satmak isteyen bir
kii dnelim. Ve bu saate, kasabann saatisi 1.000 TL deer bimi olsun. Bu kiinin nnde
seenek vardr. Bu saati, (1) kasabann saatisine satmak, (2) kasaba gazetesine verecei ilanla satmak,
(3) internet zerinden ilem yapan mzayede sitelerinde ak artrmaya koymak. Kasaba gazetesine
verecei ilan iin deyecei para 20 TL, internet sitesine deyecei bedel ise sat deeri zerinden
yzde 5 olsun. Eer ilanla satabilir ve saatinin dedii miktar alrsa eline geecek net deer 980 TL, eer
ayn bedele internet sitesi araclyla satarsa eline geecek net deer 950 TLdir. Her iki durunda da en
iyisi bu saati 1.000 TLye saatiye satmaktr. Buna karlk internet sitesinde saatin ak artrma yoluyla
daha yksek bir deere satlmas olasl da vardr. Diyelim ki bu kii saati internet sitesine 1.000 TL
balang deeriyle koyuyor ve sonunda 1.400 TLye satyor. Bu durumda siteye deyecei komisyonu
dersek eline 1.330 TL geecek ve saatinin ngrdnden 330 TL fazla kazan elde etmi olacaktr.
Ortaya kan bu 330 TLlik ek kazan bu kiinin bilgi birikiminin sonucudur. Eer bu kii bu tr internet
sitelerinin varln bilmese saati 1.000 TLye satacak ve bu ek kazantan (ki buna mikroekonomide
tketici rant ad veriliyor) mahrum kalacakt.
Yine ayn saati rnek verelim. Ve bu kez kasabann saatisi bu saati henz dedenin elindeyken iki kez
bakmdan geirmi ve iinde bir parann olduka eskidiini saptam olsun. Bu durumda saatin ileride
bozulma olasl tadn bilmekte ve o nedenle deerinin biraz altnda bir teklifte bulunmaktadr. Bu
saati internet sitesinden ak artrmayla alan kii ise bu bilgiye sahip olmad iin saate daha yksek bir
fiyat teklif etmi olmaktadr. Kasabann saatisi ile saati siteden satn alan kii arasndaki bilgi farkll
bizi asimetrik bilgi denilen olguyla karlatrr. 2001 ylnda iki iktisatyla birlikte (A. Michael Spence
ve Joseph E. Stiglitz) Nobel ekonomi dl alan George Akerlof, bu dl asimetrik bilgi zerine yapt
almalarla almtr.
Bu analiz bize bilgiye eriim konusunda farkl konumlarn olduunu gstermektedir. 2008 kresel
krizinin altnda yatan nedenlerden biri de asimetrik bilgidir. Trev rnlerin tam olarak neyi ierdiini
bilmeyen ve balonlara dayal bir saadet zinciri yarattn alglayamayan pek ok kii ve kurum daha fazla
getiri elde etmek iin bu rnleri almaya yneldi. Bu rnlere ynelik talep art da rnlerin miktarnn
artmasna ve balonun giderek bymesine yol at.
SYASAL SORUNLAR
Ekonomik krizlerin kmasnda siyasetin de rol vardr. Eer bir ekonomide siyasal istikrar sorunu
varsa ve bu sorun doru ekonomi politikasnn uygulanmasnda skntlara neden oluyorsa o ekonomide
kriz yaanabilir. Piyasa ekonomisinin doruk noktasna kt, devlet mdahalesinin minimum dzeye
indii ekonomilerde bile siyasal istikrarszln bymesi krize yol aabilir.
Piyasa ekonomisi hangi dzeyde olursa olsun insanlar bir sknt halinde devletin bu ie mdahale
edeceini, yanl giden geminin rotasn dzelteceini dnrler. Eer siyasal istikrarszlk sz
konusuysa ve devletin bu tr olaylara mdahale edemeyecei ya da etse bile sonu alamayaca beklentisi
domusa bu olay bal bana ekonomik kriz yaratabilir. nk bu durumu fark eden yatrmclar
yatrmlarn erteleyebilir, kaynak sunacak olanlar krediyi kesebilirler.
Siyasal sorunlar bir uluslararas savaa yol amadka ya da byle bir olasl gndeme tamadka
genelde kresel kriz yaratmaz. Sorun hangi lkede kmsa o lkede skntlara yol aar. Buna karlk
eer bu sorunlar sonuta savaa neden olabilecek uluslararas siyasal sorunlara dnmse o zaman
kresel skntlar ortaya kabilir.
YAPISAL SORUNLAR
Yalnzca tarm kesimine dayal, rettii tarm rnlerini ihra ederek ithalat yapabilen kk bir
ekonomiyi gzmzn nne getirelim. klim koullarnn bozulmas ve havann yasz gitmesi
sonucunda yeterli tarmsal rn elde edemeyen byle bir ekonomi krize girer. Nfusu gitgide yalanan,
alandan ok emeklisi olan bir ekonomide retim dmeye balar. Eer byle bir ekonomi yurtdndan
ii gne kaplarn amazsa krize girebilir. Her ekonominin buna benzer yapsal koullardan
etkilenmesi sz konusudur. Eer bu tr yapsal koullardaki bozulmalar byrse ekonomiler krize
girebilir. Bununla birlikte, yapsal koullardaki bozulmalar btn ekonomilerde ayn anda ayn ynde
olmayacana gre buradan bir kresel kriz kmas olasl dktr. Bu tr bir yapsal bozulma eer
ABD ya da in ekonomisi gibi byk bir ekonomide ortaya kmamsa bunun bir kresel krize dnme
olasl yksek deildir.
Reel ekonomideki varlklar temsil eden sanal ekonomideki ktlarn deeri ne kadar ykselirse bu
iki ekonominin birbirinden kopmas o kadar fazla olur. Sanal ekonominin imesi reel ekonomide mal
bulunanlarn iine gelir. Piyasa deeri sanal ekonomideki deerlere gre belirlendii iin, sahibi olduu
eyler o kadar deerli gibi grnr.
Yukarda piyasa ekonomisinin eksilerine deinirken rasyonellii salayan piyasann bir alanda
irrasyonellie yol atna deinmi ve bunu yle vurgulamtk: Piyasann en nemli eksilerinin
banda varlk deerlerini temsil eden ktlarda, yani hisse senetleri, tahviller ve benzeri yatrm
aralarnda rasyonellii salayamamas, tam tersine irrasyonellie yol amas geliyor. Normal olarak
fiyat ykselen mal ve hizmetlere talep der. Bunun sonucunda da fiyatlar der ve denge yeniden
rasyonel bir dzeyde oluur. Hisse senedi, tahvil gibi ktlar da birer mal gibi kabul etmek gerekir.
Dolaysyla rasyonellik kural burada ilerse bunlarn fiyatnn ykselmesi halinde bunlara olan talebin
dmesi gerekir. Oysa byle olmuyor. Tam tersine bunlarn fiyatlar arttka talebi de artyor. Bu geliim
piyasann rasyonellik salama fonksiyonunun belirli alanlarda ilemediini gsteriyor.
te balon dediimiz ey byle oluuyor. Yani sanal deerle reel deer arasndaki farkn giderek
bymesi balon yaratyor. Sonra gnn birinde bu sanal deerlere yatrm yapanlar bu deerlerden
kukuya derek pe pee satmaya balaynca da balon patlyor.
Balonlarn en tuhaf ve eski rnei 1636 ile 1637 yllarnda Hollandada yaanan Lale lgnldr.
1630lu yllarda Hollandada savalarn geride kalmasnn da yaratt olumlu hava speklatif eilimlere
ok elverili bir ortam yaratmt. Bu hava sonucunda hisse senetlerinin deeri artm, konut fiyatlar
ykselmi, insanlar bu tr deerleri ve mallar alp satmaya balamlard. Lale soan ilk kez Kanuni
Sultan Sleyman zamannda Hollanda bykelisi tarafndan Hollandaya getirilmi ve tantlmt. Zaman
iinde lale Hollandallarn ok nem verdii bir iek olmu, bir lks ve stat sembol haline gelmiti.
Laleye talep artm, bu art lale soan fiyatlarnn artmasna ve giderek lale soanlar iin zel piyasalar
olumaya balamasna yol amt. Hollandada o tarihte ortalama yllk cret 200 ile 400 gulden
arasnda deiiyordu. Lale soanlarnn fiyat ise 20 guldenden 225 guldene kadar frlamt. Yani bir
alann yllk cretine eit hale gelmiti. 1636 ylnda lale Hollandann birok kasabasnda borsalarda
satlr olmutu. Fiyatlar ykseldike ykselmi, birok gelecee dnk szlemeler yaplmt. Fiyatlarn
ykselmesinin temel nedeni bu tr szlemelerle lale soan alanlarn bunlar daha pahalya satarak para
kazanacaklar inancnda olmalar, bir eit saadet zincirinin halkasn oluturmalaryd. 3 ubat 1637
gn sabahnda piyasada yeni alc kalmad gerei ortaya knca laleler alc bulamaz hale geldi ve
yaplan btn szlemeler elde kald. Szleme sahipleri szlemelerin gereini yerini getirip lale
reticilerinin paralarn da deyemez oldular. nk onlarn asl amac bu szlemeleri satp para
kazanmakt. Profesyonel lale yetitiriciler mallarn almayan szleme sahiplerini dava ettiler. Davalar
aylarca srd ama paralarn denmesi hibir zaman tam olarak gereklemedi. Lale piyasas bylece
kt ve fiyatlar hzla dt. Balon patlam, arada kalan speklatrler byk zararlarla karlamlard.
Zaman iinde biim ve yntem deitirseler de aa yukar btn balonlar bu lale lgnl balonuna
benzer bir geliim trendi gstermektedir. Ve bu kadar tekrarlanmasna karn halen ortaya kabilmektedir.
1980li yllarn banda grnm farkl ama sonucu benzer bir gelime Trkiyede yaand. nceleri
vatandalarn elindeki tasarruf bonolarn toplamaya balayan, kendilerine banker adn veren kiiler
sonradan vatandan parasn alp onlara yksek faizler vermeye baladlar. O zaman bankalarn mevduata
verdii faizler enflasyonun altndayd. O nedenle vatandalarn bir blm paralarn yksek faiz veren bu
bankerlere yatrmaya baladlar. Bu bankerlerin aldklar paralar daha yksek getiri salayacak alanlara
yatrmalar mmkn deildi. nk byle alanlar yoktu. Sistem, son gelenin parasn sistemden kmak
isteyene ya da faizini alacak olana demek zerine kurulmu bir saadet zincirinden ibaretti. Ve ilemesi
iin mutlaka sisteme daha ok kiinin girmesi gerekiyordu. i gc olmayan, doru drst okumam
insanlar bile bankerlie balamlard. Kimse bu kiilerin ald paralar nasl deerlendireceini
sormuyor, parasn yatryordu. Gnn birinde Maliye Bakan bankerlerin devlet garantisi altnda
olmadn syledi. Aslnda byle bir garantinin olmad biliniyordu. Ama bu aklama bir ok etkisi
yapt ve bankerlere yatan paralar yatmamaya balad. Bir anda sistem kt.
Balon patlamasnn en tipik rnekleri sk sk borsalarda yaanyor. Konjonktrn ykseli
dnemlerinde hisse senetlerine yatrmlar balyor, sonunda balon patlyor ve herkes elindeki senedi
satmaya alnca borsa dyor. 2008 krizinde de byle oldu. Btn dnya borsalar konjonktrel
ykseliin sonunda hzl dler yaadlar.
Bu tr dzeltme hareketlerinde, reel ekonomide yer alan varlklar yksek borlarla yaplmamsa, o
zaman bunlarn sanal ekonomideki balonlarn patlamasyla ortaya kan inilerden fazla etkilenmemeleri
gerekir. Yalnzca piyasa deerleri der. Ama ayakta kalabilirlerse bu kez konjonktrn ykseli
dneminde yeniden deerleri ykselir. Yani bu tr dzeltmeler sadece sanal ekonomiyle snrl kalabilir.
Yok, eer reel ekonomideki irketler byk borlara girmiler, ya da rnein gayrimenkuller byk
borlarla alnmsa, o zaman sanal ekonomide ortaya kan dzeltme reel ekonomide de batlara neden
olabilir.
2008 krizine neden olan balonun iirilmesinde barol trev rnler oynad. Trev rnler, deeri bir
varlktan kaynaklanan finansal szleme ya da finansal enstrmanlardr. Sz konusu deerin dayand
varlk mallar, hisse senetleri, mortgage kredileri, emlak kredileri, tahviller, faiz ya da kur gibi deerler
olabilir. Bu deerler zerine dzenlenen ve trev rn adn alan szleme veya enstrmanlar bu
varlklarn deerlerinde meydana gelebilecek dlerin yarataca riskleri azaltmay hedefler. Bir yl
sonra geri denmek zere borlanmak durumunda kalan bir firma dnelim. Diyelim ki borland anda
TL USD paritesi 1,5 idi. Bu firma bu borcu bir yl sonra derken TL USD paritesi 1,80 olursa. borcunu
demesi iin bulmas gereken miktar nemli oranda artm olacaktr. te bu firma bu belirsizlie kar
kendisini bir szlemeyle salama alr. Yani bugnk kurla bir yl sonra borcu kadar miktar USDyi satn
alacann szlemesini yaparak kendisini kur deiimine kar sigorta altna alm olur. Buradaki
szleme bir trev rn eididir. Bu rnekteki gibi yzlerce szlemeyi dnya apnda yapm olan bir
hedging irketi dnelim. Bu irket de bu szlemeleri bakalarna satar. Ve bylece birbiriyle ilikili
birok ilem ve irket ortaya kar. Yine varsayalm ki dolar dier paralara kar tahminlerin ok tesinde
deer kaybetmi olsun. Bu durumda bu irketlerin hepsi skntya derler. Ya szlemelerin gerei yerine
getirilemez, birileri batar ya da gerei yerine getirilir, ama tekiler byk zararla karlar.
TKETME VG
Kapitalizmin ya da gnmzdeki adyla piyasa sisteminin temel dayana tketimdir. Temel dayana
tketim olan bir sistemin krize girdiinde k da tketimle olur. Bunu aklayabilmek iin toplama
karma dnda bir matematik bilgisini gerektirmeyen basit bir denklemi kullanalm. Buna gayrisafi
yurtii hasla denklemi ad veriliyor. Bu ayn zamanda bir ekonominin herhangi bir andaki dengesini de
gsteriyor:
Y = C + I + G + ( X - M )
Bu denklem bir lkenin bir yl iinde rettii btn mal ve hizmetlerin piyasa deeri, yani alm satm
fiyat cinsinden toplamn harcamalar asndan gsteriyor. Burada Y harfi GSYHyi, C bir yl iinde
yaplan tketim harcamalarn, I bir yl iinde yaplan yatrm harcamalarn, G kamu kesiminin bir yl
iinde yapt harcamalarn toplamn, X bir yl iinde gerekletirilen ihracat toplamn, M de bir yl
iinde yaplan ithalatn toplamn ifade ediyor. Bu denklemdeki (X - M) ihracattan ithalat dlerek
bulunan net harcama tutarn ortaya koyuyor. Eer X, Mden bykse net ihracat yaplm olaca iin
denkleme art olarak girecek, M, Xden bykse net ithalat yaplm olaca iin denkleme eksi deer
olarak girecektir. Demek ki bir lkede bir yl iinde yaratlan gelir bu ekilde harcanyor.
imdi de 2007 yl iin bu kalemlerin byklne bir bakalm (Tablo 15):
Tablo 15: 2007 Sonunda Trkiyede GSYHnin Harcamalar Cinsinden Dalm
Milyar TL Toplamdaki Pay(%)
C 605 71
I 160 19
G 134 15
X 188 22
M -231 -27
Y: GSYH 856 100
Tablo bize ok nemli bir ey gsteriyor: GSYHnin en byk harcama kalemi tketim harcamasdr.
Her 100 TLlik harcamann 71 TLsi tketime gitmektedir. Ya da madalyonun teki yznden bakar ve
GSYHnin ayn zamanda toplam geliri ifade ettiini dnrsek, her 100 TLlik gelirin 71 TLsi tketime
harcanmaktadr. Bu oran, Uzakdou lkeleri gibi daha fazla tasarrufa eilimli olan lkeler dnda kalan
teki lkelerde de byle yksektir.
Birisinin tketim harcamas bir bakasnn geliri demektir. Bir kii kira dediinde bu ev sahibi iin
gelir olacak, ev sahibi kira geliriyle yiyecek aldnda bu harcamas bakkal, manav, market iin gelir
olacak, dier giderler de yneldii yerler iin gelir oluturacaktr.
Bu kez onlar elde ettikleri bu gelirleri harcayacaklar, onlarn harcamalar da yneldii kii ve
kurulular iin gelir oluturacaktr. Yani tketim harcamas ne kadar ok olursa ekonomide o kadar ok
gelir yaratlacaktr.
Tketim, kapitalist sistemin en kutsal parasdr. Buna karlk, sokaktaki insann kafasnda
merkantilist ekonomik yaklamn yerletirdii alkanlklardan kalma bir tketim aalamas vardr.
Sokaktaki insan tketimin bir eit heder etme, israf etme olduu kansndadr. Bu gr olduka
yaygndr. Bu grte olanlara gre tasarruf kutsaldr, tketim kt bir eydir. Oysa tam tersi sz
konusudur. Tketim olmayan bir ekonomide retim de olmaz. Dnyada hibir retici satamayaca mal
veya hizmeti retmez.
Tablo 15 bize tketimin ne kadar nemli olduunu gsteriyor. Trkiyede gelirin yzde 71i tketim
harcamasna gitmektedir. Bu, yeniden gelir yaratlmas demektir. te yandan tketime harcanmayarak
tasarruf edilip de bankaya yatrlan paralar da bankalar tarafndan yatrm yapacak firmalara kredi olarak
verilmekte, bu da tketimi karlamaya ynelik retim kapasitesinin artrlmasna ynelmektedir.
zetleyecek olursak, kapitalizmde en temel ekonomik faaliyet tketimdir. O olmadan ne yatrm ne
retim ne ihracat ne de ithalat olabilir.
Ekonomik krizlerin en nemlileri arasnda yer alan fiyatlarn dmesi yani deflasyon, ekonomik
bymenin durmas yani durgunluk, ekonomik bymenin eksiye dmesi yani resesyon ve bunlarn bir
arada ortaya kmas hali eer tketimin yani talebin yetersizliinden kaynaklanyorsa o zaman talebi
canlandrc nlemler alnmas gerekir.
1929 ekonomik krizinden k buna ynelik Keynesyen admlarla salanmtr. Byle bir durumda
devlet harcamalarn artrmak veya vergi oranlarn drmek ve kiilerin eline daha fazla para gemesini
salayarak tketimi yani talebi canlandrmak en doru yoldur.
Enflasyon yani fiyatlarda ortaya kan srekli art eiliminin bir nedeni de tketim harcamalarndaki
art olabilir. Tketim harcamalar yani talep arttka fiyatlar ykselir. nk artan talebe retimin yani
arz artnn hemen yetimesi kolay deildir. Bu durumda tketimi ksc nlemler alnmas gerekir. Bu kez
tersine devlet harcamalarnn azaltlmas ya da vergi oranlarnn artrlmas gndeme gelir. Bylece
kiilerin ellerine kalacak para miktar azalacak, talep decek ve fiyatlarn art ynnde ilerlemesi
engellenmi olacaktr.
Demek ki tketim hem piyasa ekonomisinin canlln salayan hem de krizlerden k iin
kullanlabilen ok nemli bir ekonomik kalemdir.
KURALLAR
Bir zamanlar dereglasyon gzdeydi. 1980li yllarn tm 1990l yllarn bir blm II. Dnya
Savandan sonra yaygn biimde uygulamaya konan kurallara balama dncesinin ekonomideki
ilerlemelerin ve yaratcln nn kestii inancnn ortaya kt yllar olmutur. O dnemde ayn
zamanda arz ynl ekonomi uygulamada egemen hale gelmitir. ABDde Bakan Ronald Reagan,
ngilterede Babakan Margaret Thatcherin nderliinde kurallar gevetme ve arz ynl ekonomiye
imkn salama gr uygulamaya geirilmi ve oradan btn dnyaya hzla yaylmtr. Ar evre
koruma nlemlerinin retime kstek olduu grnden, yksek vergilerin alma evkini krd, hatta
kaakla yol at grne kadar pek ok dnce dile getirilmi ve bunlardan bir blm o alandaki
kurallarn daha hafif dzenlemelerle deitirilmesi biiminde yaama geirilmitir. Trkiye de bu
akmdan fazlasyla etkilenmi ve Babakan Turgut zal kurallarn gevetildii, arz ynl ekonominin
uygulamaya konduu bir ekonomi politikasn hayata geirmitir.
Kurallarn gevetilmesi yani dereglasyon modas hi kukusuz kapitalizmin zn oluturan piyasa
mekanizmasnn her eyi kendiliinden dzelteceine olan inantr.
2000li yllara kurallarn gevetildii bir ortamda girilmitir. 2008 krizinin nedenlerinden biri de bu
dereglasyon lgnldr. Kurallarn gevetilmesi piyasa mekanizmasnn daha rasyonel almasna
deil bir saadet zinciri yaratlmasna yol am ve maliyeti yksek olmutur.
Bugn geldiimiz noktada kurallarn varlnn art olduu anlalm grnyor. Ve bu krizden
karken kurallar byk olaslkla bir hayli arlatrlacaktr. Ama tpk gemite olduu gibi, iler
derlenir derlenmez, piyasa toparlanr toparlanmaz kurallarn gevetilmesi dncesinin yeniden n plana
kmas beklenmelidir.
GLENDRLM DENETM
ki tr denetim yaplabilir: (1) ilem srasnda, ya da annda denetim, (2) ilemden sonra ya da geriye
dnk denetim. Aslnda bu ikisi birbirinin alternatifi deildir. lem srasnda denetim yanl adm
atmaktan korur, sonradan yaplan geriye dnk denetim ise varsa hatann dzeltilmesini ve sulunun
cezalandrlmasn salar.
Her iki denetim iin de yeterli ve gl bir mevzuat altyapsna ihtiya vardr. Yukarda deindiimiz
kurallar bunun iin sz konusudur. Denetim, o kurallara uygun ilem yaplp yaplmadn ortaya
karmaya yarar. Eer yeterli ve gl kurallara dayanmyorsa denetim anlamsz kalr. Bunu iinde
bulunduumuz kriz ortamndan rneklerle aklamamz mmkndr. rnein bankaclk kesimi hem yerel
hem de uluslararas alanda kurallara balanmtr. Uluslararas kurallarn gelitirildii Basel kriterleri
yrrlktedir. Denetim de bu kurallar temel alnarak yaplmaktadr. Buna karlk mali sektrn dier
alanlar bu tr kurallara henz balanmamtr. Dolaysyla buralardaki denetim ok daha genel bir
denetim erevesine gre yrtlmektedir.
1990larda dnyann en byk bankalar sralamasnda ilk sralar Japon bankalar alrd. Mitsubishi
Bank, Bank of Tokyo, Mitsui Bank, Sakura Bank, Sumitomo Bank, Daiwa Bank, Dai ichi Kangyo Bank,
Fuji Bank, Tokai Bank. Derken Japon ekonomisi durgunlua girdi ve ardndan Japonyada mali sektr
krizi kt. Bu bankalarn bazlar batt, bazlar eitli yeni ortaklklarla ayakta kalmay baard. Ayakta
kalanlar artk dnyann en byk bankalar sralamasnda ok gerilerdeler. lk ona giren tek Japon bankas
2008 yl itibariyle altnc srada yer alan Mitsubishi UFJ Bank.
Japonyann girdii durgunluk ve Japon bankalarnn bat batda her lkede aratrma konusu oldu.
Bata ABDliler olmak zere batl uzmanlar, bankaclar, IMF uzmanlar, Dnya Bankas uzmanlar
Japonyadaki bankalarn batyla ilgili eitli eletirileri ieren makaleler, yorumlar yazm, kitaplar
yaymlamlar. Bu deerlendirmelerinde Japon mali sektrnn krlganl, risk izlemedeki yetersizlii,
fonlarn kullanmndaki kurald davranlar, gayrimenkule dayal kredilerin ar ikinlii, deeri
iirilmi gayrimenkullere ve hisselere ynelik yatrm hatalar, saptanan balca eksiklikler olarak
vurgulanyor. Ne var ki bu deerlendirmeler hep krizden sonra yaplm eletiriler, kriz ncesinde Japon
mali sektrnn iinde bulunduu duruma dikkati eken elle tutulur bir yayn yok. Kriz sonrasnda IMF,
daha da ileri giderek bu tr olaylarda her zaman yapt gibi buradan ne gibi dersler karlacana ilikin
raporlar yaymlam. Her biri ok yararl saptamalar ve ok yerinde gzlemler. Ne var ki ou kez olduu
gibi bu tr raporlar okuyup ders karmas gerekenler gerekli dersleri karmam, dzenlemeleri
yapmamlar. nk o tarihte Japon bankalar iin neler sylenmise aa be yukar ayns Amerikan
bankalarnda 2008 ylnda ortaya km durumda.
Bu son krizden kardmz derslere gre ilgin bir durum sz konusu. Kriz hangi konuda karsa
getirilen dzenlemeler ve denetim mekanizmalar o ile ya da alanla snrl oluyor. Diyelim ki kredi krizi
kt. Alnan nlemler bir daha kredi krizi kmamas ynnde getirilen kurallar ve denetim
mekanizmalaryla snrl kalyor. Buna karlk ayn krediler paketlenip baka enstrmanlara
brndrlrse bunun ne kural ne de denetimi sz konusu oluyor. Dolaysyla kapitalist sistem birok
alan, yaratcl ldrmemek adna, denetimsiz brakyor. yle olunca da baka alanlarda yeni krizler
yaanyor.
Son yirmi yln en nemli zaaf kurallarn ve denetimin aalanmas oldu. Bunu yneticiler yaptlar.
Aslnda ynetim her eyin banda gelir. Yani ynetim olmadan denetim de olmaz. Ama bu, denetimin
anlamsz olduunu ifade etmez. Hele ynetim btn kamuyu ilgilendiren bir alanda ise bunun denetimd
braklmas sz konusu olamaz. Ama ne yazk ki bugn karmzda ounluk itibariyle denetimsiz kalm,
kurallar belirlenmemi bir mali yap yer alyor. Bir baka ifadeyle, sistem yeni alanlara girmi, yeni
ynetim aralar yaratm ama bunlar denetim mekanizmasnn dnda kalm durumda.
Kapitalizmin en temel kural kr ile zararn ikiz kardeler olduu ve bireysel olarak stlenilmesi
gerektiidir. Hangisi kamuya daha yakn diye bir soru sorulacak olsa kr diye yantlanmas daha
makuldr. nk krdan vergi denir ve kamu kesimine katk yaplr. Oysa zarar, zarar edenin stnde
kalr. Temel kural budur. Piyasa sistemi ne zaman krize girse bu kural ilemez hale geliyor. 2008 ylndaki
krizde kapitalizmin ampiyonu olan ABDde zararlar topluma devrediliyor, bankalar batyor, zararlarn
vergi mkellefleri dyor. Belki bu aamada vergi mkellefleri iin iinde grnmyor ama bir sre sonra
fatura mutlaka nlerine konacak. Bu durumda zarar topluma devredilmi ve ortaklaa stlenilmi olacak.
Kapitalizmin temel slogann bir kez daha hatrlatalm: Braknz yapsnlar, braknz gesinler. Bu
slogann devamnn ister istemez, Yapamayanlar batsn, yenileri ksn biiminde olmas gerekir. Ne
var ki son kresel kriz, Braknz yapsnlar ama brakmaynz batsnlar biiminde yeni bir slogan
gelitirmi grnyor.
Trkiyenin toplam d bor stokunun art hz 2002 ile 2008 arasnda GSYH art hznn gerisinde
kalm durumda. Yani bu dnemde GSYH, d bor stokundan daha hzl artm. Bunun sonucu olarak da
toplam d bor stokunun GSYHdeki pay 2002 ylnda yzde 56,1 iken 2008 ylnn ortasnda yzde
40a geriledi.
Kamu kesimi d bor stokunun art GSYH artnn olduka gerisinde kald iin kamu kesimi d
bor stokunun GSYH iindeki pay hzla dyor. 2002 ylnda bu oran yzde 27,9 iken 2008 yl Haziran
sonunda yzde 10,9a gerilemi durumda.
Merkez Bankasnn (TCMB) d bor stoku nce hzla gerilemi, sonra hafif bir art eilimine
girmi olsa da 2002 ylndaki stokun olduka gerisinde bulunuyor.
TCMBnin d bor stokunun GSYHye oran 2002 ylnda yzde 9,5 iken bu oran 2008 Haziran
aynda yzde 2,3e kadar dm bulunuyor.
Kamu kesiminin ve TCMBnin d bor stoklarn drmesiyle ortaya kan boluu zel kesim hzla
doldurmu grnyor. 2002 ile 2008 yllar arasnda zel kesimin d bor stokundaki art hz GSYH
art hznn nnde gidiyor. Bunun sonucunda da zel kesim d bor stokunun GSYHye oran 2002de
yzde 18,7 iken 2008 Haziran aynda yzde 27ye trmand.
zel kesimin d bor stoku nmzdeki dneme damgasn basacak olan gstergelerin banda
geliyor. Kamu kesiminin yllardr yakasndaki ar d bor yknn kalkm olmas ya da alacaklarla
borlar karlatran tablolar kimseyi yanltmasn. Byyen bir ekonomide bu iler sorun olmaz. Ama
bymenin durduu bir ekonomide bu borlarn denmesi bir yana yenilenememesi bile byk sorunlar
yaratr.
Bymede D Sorunu
2002 ylnda hemen krizin ertesinde balayan byme ivmesi Trkiyenin son 6 ylda ortalama yzde
6-7 aralnda bymesini salad. Buna TLnin yabanc paralar karsnda deer kazanmas da eklenince
GSYHmiz e katland. Sanal bymeyle birleen reel byme ekonomide her eyin iyiye gittii
alglamasnn domasna ve sonuta beklentilerin olumlu ynde gelimesine yol at. Olumlu beklentiler
son alt yl iinde gemite hi grlmedik dzeyde artt. AB mzakerelerinin tad olumlu havayla
birleince bu, Trkiyeye ynelik yabanc sermaye yatrmlarnn da zirveye kmasna ve yabanc kaynak
skntsn aan Trkiyede yatrmlarn artmasna yol at.
Dnya konjonktrnn tersine dnmesi, likidite skmas ve risk alma itahndaki azalma sonucu
btn bu olumlu gelimeler nce duraklad, sonra yava yava tersine dnmeye balad. Sonuta
Trkiyede byme dmeye ve yakalanan olumlu ivme kaybedilmeye dnd (ekil 11).
ekil 11: Trkiye Ekonomisinde Byme
sizlik Sorunu
2000lerden bu yana Trkiyede isizlik sorunu byyor. Bunun temel nedenlerinden biri tarm
kesiminin istihdam kaybetmesi ve bu kaybn teki sektrlerce tam olarak yerletirilememesidir.
Tablo 18: Trkiyede sizlik Oran ve Tarm Kesimi stihdam
Yllar sizlik Oran (%) Tarmda stihdam (%)
1997 6,8 42
2000 6,5 36
2001 8,4 38
2003 10,5 34
2005 10,3 30
2006 9,9 27
2007 9,9 26
2008 10,0 25
Kaynak: TK
Tablo 18 bu geliimi ortaya koyuyor. 1990larn sonunda yzde 42 olan tarmda istihdam oran
2000lerden balayarak hzla derken, yzde 7lerde olan isizlik oran 2000lerden balayarak artarak
iki haneli bir dzeye oturdu.
Trkiye, 2000lerden itibaren bir yandan yeni isizlerine i ararken bir yandan da tarm kesiminden
aa kan gizli isizlerine i arayan bir lke konumuna girmi durumda.
2008 kresel krizinin Trkiyeye asl etkiyi 2009 ve izleyen yllarda yapacan dnrsek, isizlik
orannn nmzdeki dnemde daha da artmasn beklemek yanl bir tahmin olmayacaktr.
Scak Para Sorunu
Yurtdndan kaynak salamann iki temel yolu var. lki dorudan yabanc sermaye giriiyle, ikincisi
de borlanma ya da hisse senedi sat gibi portfy yatrmlaryla kaynak ekilmesi. kinci grupta yer alan
enstrmanlarla salanan yabanc kaynaklara scak para ad veriliyor. Scak para faiz ya da temett geliri
elde etmek ya da gelir art fark alabilmek iin geliyor. Geli biimleri de kredi, mevduat, tahvil, bono
ve hisse senedi eklinde. Yurtdndaki bir finans kuruluundan alnan krediler, yabanclarn Trk
bankalarna yatrdklar mevduatlar, Hazinenin veya varsa kurumlarn kard tahvil ve bonolara
yatrlan yabanc paralar ve Trk borsasndaki hisse senetlerine ynelen yabanc kaynaklar scak parann
rnekleri. Bunlarn scakl kolaylkla piyasadan ve lkeden kabilmelerinden kaynaklanyor. Yani en
kk bir dalgalanma ve kriz olasl grdklerinde bu saylan enstrmanlar paraya evirip
kabiliyorlar. nk sermaye hareketlerinin serbestlii kabul edilmi bulunuyor.
Trkiye teden beri scak para eken bir lke konumunda yer alyor. Gemite siyasal risklerinin
ykseklii, ekonomisindeki istikrarszlklar, komularyla ilikilerindeki skntlar nedeniyle dorudan
yabanc sermaye yatrm ekemezdi. Asya lkelerinin milyarlarca dolarlk yatrm ektii dnemlerde
Trkiye ylda ortalama 1 milyar dolar dolaynda dorudan yabanc sermaye yatrm elde ederdi. D
kaynak ihtiyacnn byk ounluunu yukarda deindiim yollardan scak para olarak salard. Bunu
yapmak iin de yksek faiz derdi. AB ile ilikiler ciddileip de mzakere aamasna gelindiinde,
Trkiyeye ynelik dorudan yabanc sermaye girileri ylda 20 milyar dolarlara ulamaya balad. Byle
bir ortamda bir ekonominin scak paradan yabanc sermayeye dnmesi beklenir. Oysa Trkiyede byle
olmad. Trkiye, cari ann hzla artmas nedeniyle bu iki kaynaa yer deitirtmeyi baaramad.
Dorudan yabanc sermaye artarken scak para da artmaya devam etti. nk Trkiye, dnyann en yksek
faizini vermeye devam etti. Eer Trkiye bu dnemde cari an scak parayla finanse etmek yerine
dorudan yabanc sermayeyle finanse etmeye arlk verseydi imdi ok daha rahat bir konumda olacakt.
Ne yazk ki yksek faizde srar, cari an bu dzeyde kalmasna yol at.
teden beri Trkiyeye ynelik risk alglamasndaki olumsuzluklarn Trkiyeden scak para k
yaratt bilinen bir gerektir. Bu tr bir kn kur zerinde yaratt bask da gerein teki yzdr.
Cari an byle rekor bir boyuta geldii bir ortamda bu klar gemiteki scak para hareketlerinden
daha fazla ykc sonular verebilir. Bu gibi durumlarda akla ilk gelen nlem faizi artrmak ve risk artn
getiri ekiciliiyle dengelemektir. Ne var ki risk alglamasnn artt ve stelik kresel bir alana yayld
bir ortamda faiz art tam ters bir etki de yaratabilir. Yatrmclar faizi artran lkenin aresiz bir
konumda olduunu dnp paralarn daha hzl karmaya ynelebilirler.
Gidiimiz
2002 ile 2007 arasnda Trkiye nemli bir atlm iine girdi. Bunda birok faktr rol oynad: (1)
Dnya ekonomik konjonktr ykseli halindeydi. Yani evre yatrmclar asndan son derecede
olumluydu. (2) Bu ykseli trendinin yaratt likidite bolluu sz konusuydu. (3) Likidite bolluu risk
korkusunu drm, risk alma itahn artrmt. (4) Sermaye hareketleri neredeyse tm dnyada
serbestletirilmi ve sermaye, yksek getiri ve faiz salayan alanlara akmaya hazr hale gelmiti. (5)
Trkiye, derin bir krizden km, IMFden ald destekle toparlanmaya ynelmiti. (6) 2001 krizi
sonrasnda bankaclk kesimi batan aaya ele alnm, zayflklar giderilmiti. (7) Trkiye, AB ile tam
yelik mzakerelerine balamt. (8) Trkiye, dnyann en yksek faizini deyen, dnyann nemli
getirilerini vaat eden bir lke konumundayd. Btn bunlarn sonucunda Trkiye tarihindeki en byk
dorudan yabanc sermayeyi ekmeyi baarm ve hzl bir bymeyle toparlanma iine girmiti.
2007den balayarak Trkiyenin bir durgunluk iine girdiine, reformlar ertelediine, IMF ile yeni
bir programa girmekten kandna tank olmaya baladk. Son bir buuk yl iinde Trkiye gemii
konumaktan baka bir ey yapmad. Sonuta yukar giden eilim bir sre tepe noktasnda asl kaldktan
sonra aaya dnd.
Trkiyenin byme, cari ak, bte a, enflasyon gibi nemli ekonomik gstergelerini belli
arlklar vererek bir sepette toplasak ve bunun adna ekonomik gidiat indeksi (EG) adn versek bunun
zaman iindeki grnm ekil 13teki farazi eri gibi bir eilim iinde seyrediyor olacaktr. Krizden
sonra 2002den balayarak yukarya trmanan EG indeksi, 2006 sonunda tepe noktasna ulatktan sonra
aaya dnm grnecektir.
ekil 12: 2008 Ylnn Son eyrei tibariyle Trk Ekonomisinin Gidii
Dsal Deikenler
Dsal deikenleri kreselleme bal altnda toplayarak analiz etmek mmkn grnyor.
Kreselleme pek ok eyi deitirdi. Eskiden de Trkiye da ak bir ekonomiydi ama kreselleme
ilikileri tmyle farkl bir yere tad. Bu bazen olumlu bazen olumsuz oldu. Bundan on yl ncesinde
hayal bile edemeyeceimiz miktarda yabanc sermaye geliyor Trkiyeye. Bu sermayeyi ekebilmenin bir
yolu kendi kltrel altyapmzda deiiklik yaplmasyd. rnein Cumhuriyetin kuruluundan beri
Trkiye ekonomisini ayakta tutan kamu iletmeciliinin artk bu yeni kltrde barnmas mmkn deildi.
O nedenle zelletirmeler girdi devreye. Ya da iftiye dk faizle kredi verilmesini kresel sistemle
byle bir entegrasyonun iine monte etmek kolay deildi. O nedenle grev zarar uygulamalar minimum
dzeye indirilmek zorundayd. Yani Trkiye doru ya da yanl, aa yukar 75 yl boyunca uygulad
ekonomik modeli deitirmek zorundayd. yle de yapt.
Trkiyenin d dnyayla kurduu ilikinin doruk noktas Avrupa Birlii ile tam yelik
mzakerelerinin balad dnemdir. Bu iliki bir yandan yabanc sermaye giriinin artmas,
zelletirmelere yabanc ilgisinin ykselmesi gibi ekonomik sonular doururken, bir yandan da birok
alanda uluslararas standartlara ve normlara uyum salanmasn gndeme getirdi. Bylece Trkiye, hemen
her alanda daha effaf, daha ak, daha hesap verilebilir bir yapya girme abasna dt.
Bu deiime kar olanlar da destekleyenler de var. Birok uzman bu deiimin yaratcl
ldrdn ve bat tipi standartlamann geliimi snrlayacan ne sryor. Onlardan daha ok sayda
olan uzmanlar ise tam tersine kresel sisteme uyum salam bir Trkiyenin ok daha ileriye
gidebileceini ne sryor. Hangi grubun hakl olduunu zaman gsterecek.
Deikenlerin Etkileri
Trkiye, Cumhuriyetin kurulduu gnden bu yana sosyal, ekonomik ve kltrel bir deiim yayor. Bu
deiim iki byk dnm noktasn geride brakt: lki 1980lerde balayan ekonomik sistem
deiikliidir. Trkiye, 1980lere kadar arada bir deiim denemesi geirmi olsa da kamu kesimi
arlkl karma ekonomik yapy 1980lerden balayarak zel kesim arlkl hale getirmeye yneldi ve bu
alanda epeyce yol ald. kincisi 2001 ekonomik krizidir. Bu kriz eski yapy ve dayanaklarn byk
lde tasfiye ederek, parann en kutsal deer haline gelmesine yol at. AKPnin iktidara geliinde 2001
ekonomik krizi son derecede arlkl bir role sahip.
Daha nce sanayici, byk ifti, tccar, asker, brokrat tek bana ya da birlikte temsil edilecek
ekilde iktidar olmutu. 1960larda iiler iktidar olacakm gibi grnyordu ama olmad. Esnaf ise ilk
kez 2002 sonunda iktidar oldu. zal iktidar srasnda da iktidarda kk bir pay olmutu ama ilk kez tek
bana iktidar oldu. Esnaf dediimizde mutlaka iktidar sahiplerinin esnaf olmas gerektii
anlalmamaldr. Esnaflk, tpk brokratlk gibi biraz da zihniyet meselesidir.
Esnaf, hem emei hem de sermayeyi temsil eden ama ikisine gre de ok daha tutucu olan bir
kesimdir. Halkn iinde olduu iin halkn dertlerini ve basit sorunlarn en iyi bilen kesimdir. Esnaf
iktidarnda zmler, gle gelip de bir trl kentli olamam, gelecei skntl alglayan insanlara
yneldi ve sonraki seimlerde byk oy destei salad.
Trkiyenin deiimi asndan dnyadaki eilimden en fazla farkllk gsteren ey esnafn iktidar
olmas meselesidir. Trkiyenin iine girmeye alt Avrupa ailesinde hibir lkede tek bana esnaf
iktidar sz konusu deildir. Ya sermayenin tarafndaki muhafazakrlar ya da emein tarafndaki sol
partiler siyaset dmenindedir. Dolaysyla Trkiyenin ekonomik, sosyal ve kltrel deiimi, aralarna
katlmaya alt gruptan farkl bir yne doru hareketlenmitir. Her ne kadar u anda Avrupa ailesine
katlmay hedeflemi grnse de, bir sre sonra, krizden alaca darbenin de etkisine bal olarak,
Trkiye asndan bir yn deiiklii olmas mmkn grnyor. Ekonomik krizlerde ilk ve en byk
darbeyi esnaf alr. Bu tr krizlerde esnafn satlar der, para kazanamaz hale gelir, hatta bir blm
iini tasfiye eder. Yani esnaf, nmzdeki dnemde kendi iktidarna son verecek tek g olarak grnyor.
Ryadan Karabasana
Kazan bydke risk de byr.
in Atasz
AMERKAN RYASI
19. yzyl ngiliz yzylyd. ngiltere her alanda mthi bir k yaam ve bir dnya imparatorluu
kurmutu. ngiltereden sz edilirken zerinde gne batmayan imparatorluk deniyordu. 20. yzyln ilk
byk sava olan I. Dnya Sava ngilterenin bu konumunu sona erdirdi. Onun yerini nce ABD almaya
balad. II. Dnya Sava yzyln sahipleri arasna Sovyetler Birliini de katt. Bylece 20. yzyl ABD
ve Sovyet Rusyann ortak yzyl oldu. Bu iki g birbiriyle her alanda yart, nkleer gleri sayesinde
karlkl bir souk sava dzeni yarattlar ve btn dnya bu dzene uymak zorunda kald. Sovyetler
Birlii yzyl bitmeden dald ve ABD tek bana kald. 1980lerden itibaren ok kutuplu dnyann yerini
tek kutuplu dnya almaya balad. Kreselleme, kapitalizmi her yerde ayn derecede olmasa bile btn
dnyaya egemen kld. Piyasa sitemi btn dnyann sistemi haline geldi. in veya Rusya bu sistemi daha
farkl uygulasa da birok eyin piyasada belirlenmesine onlar da uyum gsterdi.
Buna karlk 21. yzyl byk olaslkla ABD yzyl olmayacak. zellikle bu son finansal kriz
ABDyi byk lde yaralayacak ve geriye drecek. Daha kriz kmadan dolarn dnya paras olmaya
devam edip etmeyecei tartmalar yzeye km, inin rezervlerini dolar olarak tutmaktan vazgemesi
halinde neler olacana ilikin senaryolar retilmeye balamt. 21. yzyl bazlarna gre in yzyl
olacak, bazlarna gre inin yanna Hindistan ve baz baka gelimekte olan lkeler de katlacak. Baz
gelecekbilimciler ise 21. yzyln in ve Rus yzyl olacan, piyasa sisteminin sosyal ynnn ne
kacan ileri sryor.
21. yzyln kimin yzyl olacan bilmek kolay deil, ama grnen bir gerek var ki Amerikan
yzylnn artk sonuna doru geliyoruz. Ne var ki bu yle bir rpda gerekleecek bir dnm deil.
Dnya ekonomisinin drtte birini temsil eden bir ekonomiden sz ediyoruz. Byle bir ekonominin gcnn
birden eriyip kaybolmas yle kolay bir konu deil.
ABD, yola koyulurken bir rya ile kmt: Her Amerikalnn bir evi ve bir arabas olacak. Buna
Amerikan ryas adn vermilerdi. Sovyetler Birlii de buna benzer bir ideali kendisine hedef semiti.
Her Sovyet vatandann evi ve arabas olacakt. ABD asndan bu rya bir lde gerek oldu. Her
Amerikalnn olmasa bile ounun bir evi ve bir arabas oldu. Sovyetler Birlii daldnda Ruslarn
ounun ok dk bir kira deyerek oturduklar evleri vard. Yani Rusya da bir lde bu ryaya
yaklamt. Bu rya son finansal krizle birlikte ABD asndan bir karabasana dnt. Evi olan
Amerikallarn nemli bir blm ciddi bor altnda skntya dm durumda ve borcunu deyemedii
iin evinden ve arabasndan olmak tehdidiyle kar karya bulunuyor. Rusyada ise kriz ncesinde oluan
olumlu hava yava yava petrol fiyatndaki gerilemeyle kaybolmaya yz tutmu durumda.
Sosyalizmin Rusyaya yaatt rya 1980lerde sona ermi ve bir karabasana dnmt. Sonradan
zellikle petrol ve doal gaz fiyatlarndaki art Rusyann yeniden toparlanmasna olanak salad. Piyasa
sisteminin ABDye yaatt rya da karabasana dnt. Birok evsahibi evini terk edip gidiyor.
ABDde ev fiyatlar her geen gn dyor ve terk edilmi ev says srekli artyor. Rus ve Amerikan
yzylnn Rus blm biteli yaklak eyrek yzyl oluyor. Amerikann sahneden ekilii zaman alacak.
nk henz o boluu dolduracak bir g grnmyor ortada.
Bu iki nkleer g sahibi lkenin souk savann damgasn vurduu 20. yzyl geride kald. Ama
ABDnin yzyla egemenlii srd gibi dolarn yerine konabilecek bir kresel para olmad iin onun
egemenlii de devam ediyor. Avrupa Birlii de Euro da ABDnin ve dolarn ekilmesiyle kabilecek
boluu dolduracak nitelikte grnmyorlar. Bu grnmn nmzdeki ksaorta dnemde farkl bir
geliim sergileyebileceine ilikin bir iaret de bulunmuyor.
zetle unu sylememiz mmkn: Amerikan yzylnn bitip bitmedii ve eer bitmise 21. yzyln
kime ait olaca sorusunun yantn nmzdeki dnemde yine ABD verecek.
Sonu
Birinci kural kaybetmemek,
ikinci kural birinci kural unutmamaktr.
WARREN BUFFET
ABDli iadam, yatrmc
Kapitalist sistem tarihinde ilk kez kresel bir kriz yayor. nceki krizlere bu yolda verilen adlar
doru deildir. Buna benzer bir kriz 1929da kmtr ama o zamann dnyasnda kapitalist olmayan ve
dolaysyla sistem dnda kald iin krizden bu kadar etkilenmeyen lkeler vard. Dnya o dnemde
bylesine btnlemi bir konumda deildi. 2008 ncesinde kan krizler ise ya ulusal ya da blgesel
dzeyde kald ve kreselleemedi. 2008 krizini nceki btn krizlerden ayrp onu kresel kriz konumuna
getiren ey sermaye hareketlerinin serbest braklm olmasdr. Sermaye hareketleri nceki krizlerin
hibirinde bu apta serbest ve yaygn deildi.
Kapitalizm ve onun temelini oluturan piyasa sistemi, dayand felsefenin z gerei, kriz yaratan bir
mekanizmaya sahiptir. Bireylerin karlarn, kurumlarn krlarn maksimize etme abas bu sistemin
zn oluturur. Bunlara demokratik sistemde siyasetinin oylarn maksimize etme abasn
eklediimizde farkl maksimizasyon bir tek evrede elimez hale gelir: Ekonomik bymenin
saland evre. Byyen bir ekonomi hem bireylerin karlarnn, hem kurumlarnn krlarnn, hem de
siyasetinin oylarnn maksimize edilebildii bir ortam yaratr. O nedenle de siyaseti bu gidiin kural
dna tamasn ya gremez ya da grmezden gelir. Ayn durum brokraside de benzeri bir optik krlma
yaratr. Bu optik krlma ya da bilinli krlk, kriz yaratan mekanizmann gerekten kriz yaratmasna kadar
srer. Krizler ortaya ktnda da devletin kurtarma hareketi balar ve bir sre iin en azndan yar
kumanda ekonomisi sistemine geilir.
Bu noktada akla u soru taklyor: Piyasann kriz yaratan bir mekanizma olduunu bildiimize gre
ondan vazgememiz akllca olmaz m? Bunun yle grnd kadar akllca bir adm olmayaca
kapitalizmin yaklak 200 yllk gemii incelendiinde ortaya kyor. Kapitalizm ve onun zn
oluturan piyasa sistemi yaklak 200 yllk hkmranl sresince refah artna byk katkda bulunmu
grnyor. nsanlk tarihinin kapitalizme gei aamasna kadar yaratt gelime ile son iki yz yl
arasndaki gelimesi arasnda ikinci lehine dalar kadar fark var. Yani kriz yaratan bir mekanizmaya sahip
olsa da kapitalizm geliime ve refah artna btn teki denenmi sistemlerden daha fazla katkda
bulunuyor.
O halde piyasa sistemini kaldrp yerine baka bir sistem koymann doruluunu savunmak pek
mmkn grnmyor. Gemi deneyimlerimiz erevesinde piyasann iki alternatifi olduunu biliyoruz:
(1) Gelenee dayal kumanda ekonomisi, (2) merkezi planlamaya dayal kumanda ekonomisi. Her ikisi de
kumandaya dayanyor.
Bunlardan ilki sanayi devrimine kadar gelen yolda denenmi ve toplumu ok da ileriye gtrp refah
artramamtr. kincisi ise balangta nemli bir refah art salam grnse de bir sre nce byk bir
kle sonulanm bir deneme olarak tarihe gemitir.
Eer piyasann yerine daha iyi bir sistem bulamyorsak o zaman yapmamz gereken ey piyasa
sisteminin yaratt l maksimizasyonun (kar, kr ve oy maksimizasyonu) etkisinden kurtulup kriz
nleyici kurallar gelitirmektir. Bu yolda ne kadar doru sz edilmi olursa olsun kapitalizm byle bir
kurallar dizisini gelitirememitir. Genellikle kriz hangi alanda kmsa o alandaki kurallar gelitirilmi
ve yalnzca o alan kriz nleyici mekanizmalarla donatlmtr.
Oysa yaplmas gereken ey, henz krize yol amadan nce, ortaya kan sistem deiikliklerini, yeni
rnleri, yeni uygulamalar ngrp onlarn kriz yaratmasn nleyecek kurallar gelitirmektir. Bu tr bir
nleyici sistem kurulamazsa her defasnda Keynesyen yaklamlara dnlecek, kamulatrmalar yaplacak,
devletin ekonomideki arl artacaktr. Sonra yeniden zelletirmeler, dereglasyonlar gndeme
gelecektir.
zellikle 1997deki Asya krizinden sonra bu krizi ngrememekle sulanan IMF, krizleri nleyici
nlemler zerine younlam ve bu konuda eitli aratrma sonularn raporlar halinde yaymlamtr.
Ne var ki IMFnin bu saptamalar ve nleyici nlemleri, sanki kriz yalnzca gelime yolundaki lkelerde
karm gibi onlara ynelik olmutur. te yandan yine ayn krizde yanl derecelendirme yapmakla ve
piyasalar ve yatrmclar yanltmakla sulanan reyting kurulular da yeni ve ileri yntemler
gelitirememilerdir.
Bugn artk IMFnin yeniden yaplandrlmas ve krizleri nceden grerek nleyebilecek
mekanizmalar neren bir kurum haline getirilmesi art olmutur. Reyting kurulularnn da ayn ereve
iinde yaplanmas ve almas gerekli hale gelmitir. Bir irkete reyting verilirken o irketin hangi
konularda reglasyona bal alt, hangi konulardaki yatrmlarnn reglasyona ve denetim dnda
olduu konularnda kamuoyunun uyarlmas, kriz yaratan mekanizmann denetim altna alnmas asndan
nemli bir adm oluturabilir.
Reglasyon ve denetimi glendirme nerilerini yaparken kapitalizmin ve onun zn oluturan piyasa
mekanizmasnn yaratcln tehdit ettiimizin farkndaym. Reglasyon ve denetimle yaratcln
badatrlmas ok hassas bir dengedir. Bu denge yaratclk lehine bozulduunda krize, reglasyon ve
denetim lehine bozulduunda ise sistemin beklenen refah artn salayamamasna yol aabilir.
O nedenle reglasyon ve denetimin, yaratcla izin verecek ama kurallarn arkasna dolanp da
ahlakszla yol amayacak biimde dzenlenmesi gerekiyor.
2008 ylnda, krizin ileri aamalarndan biri olan, ABDnin piyasalara 700 milyar dolarlk mdahale
plannn grld noktada basnda aada yer alan yorumlar kt.
Nicolas Sarkozy (Fransa Cumhurbakan): Bugnk sistem retimi deil speklasyonu tevik ediyor.
Piyasa daima hakldr gr artk tarihe kart. Yeni ve ahlaki bir yap iin dnya liderleri acilen
toplanmal.
Gordon Brown (ngiltere Babakan): IMF ve Dnya Bankas yeniden yaplandrlmal. Dnya
finansal sistemi deimeli.
Joseph Stiglitz (Nobel dll Amerikal iktisat): u an yaadmz kriz, bizi felaketlere
srkleyen ekonomik modelin ve serbest piyasa ekonomisinin her zaman en dorusu olduu ynndeki
grn de sonudur.
Rowan Williams (Anglikan Kilisesi Lideri, Canterbury Bapiskoposu): Karl Marx haklym.
Kapitalist sistem insanl bu hale getirdi.
Financial Times: Finansal sistemi bu duruma getiren zengin New Yorklu bankerlere yz milyarlarca
dolarlk yardm plan, Amerikan halknda fke yaratyor.
Washington Post: Kapitalizm lmyor, deiim yayor. Cebimizdeki parann artk gvende
olmadn kabul edip, daha iyi bir finansal demokrasi yaratmamz gerek.
New York Times: nce Avrupal liderler kapitalizmi topa tutmaya balad, imdi de din adamlar.
Tartalm ama kapitalizmi pe atmann zaman deil.
Btn bu yorumlarn hakl ynleri var kukusuz. Ama yllar yl IMF toplantlarn bir kenara brakp
kendi aralarnda forum oluturarak G7 toplantlarnda bu konular konuan gelimi lke liderlerinin bir
araya gelmesi arsyla Sarkozynin ne kastettiini anlamak mmkn deil. IMF ve Dnya Bankasnn
yeniden yaplandrlma ihtiyac iinde olduu aa yukar 20 yldr konuuluyor. Uzunca bir dnem
IMFnin en nemli danma organ olan Para ve Finans Komitesinin bakanln yapm olan Gordon
Brownn hl bu istei tekrarlyor olmas olduka ilgin bir itiraf. Joseph Stiglitz bandan beri
kapitalizme ar eletiriler yneltiyor. O nedenle onu tutarl bulduumu itiraf etmeliyim. Anglikan
Kilisesinin bandaki Canterbury Bapiskoposunun nce Darwinin sonra da Marxn hakl olduunu
aklamas hibir eyi dzeltmiyor. Financial Timesn faturay birka bankere karmas ise gerei
grmemek demek. nsanlarn istemedii bir eyi birka banker nasl yapabilir ki? Herkesin ke dnme
arzusu olmasayd deerler bu kadar ier miydi? FED Bakan Bernankenin ABD Senatosunun
Bankaclk Komisyonunda sorulan Bu sonutan Wall Streeti sorumlu gryor musunuz? biimindeki
soruya, Wall Street, Main Streetin devamdr yantn vermi olmas bu yargy glendirmektedir.
Washington Postun kapitalizmin evrimi yorumunun Darwine hak verilmesiyle ayn dneme denk
gelmesi ilgin bir ironi ama kapitalizmin evrim sonucunda iyiye mi ktye mi gideceini henz hi kimse
bilmiyor. Belki de en doru saptamay New York Times yapm. Zaman sistemi pe atma zaman deil,
zaman onarm zaman. Ve bu tr dnemlerin hepsinde olduu gibi zaman Keynesin ruhunu geri arma
zaman. Sanrm G7 liderlerini mumla aydnlatlm bir masada oturmu, el ele tutumu ve ey ruh
geldinse iaret ver diyerek Keynesin ruhunu ardklar bir karikatr izilse bu durumu en iyi yanstan
resim olurdu.
nmzdeki dnemde kresel sisteme uygun bir kresel finansal yapnn oluturulmas gerekli
bulunuyor. Sistemin kriz yaratan mekanizmasnn bu yapdan karlabilmesi iin kresel ynetimin
kresel kurallara balanmas ve kresel bir denetim sistemiyle denetlenmesi art grnyor. Hi kukusuz
bu kurallar ve denetim zorunlu deil gnll olmal. Uluslararas bir kurum ise bu kurallara ve denetime
uyum gsteren ve gstermeyen lkeleri dnyaya aklamakla ykml olmal. Ki yatrmlar bu durumu
bilerek yaplsn. Tek bana kurallar ve denetimin kreselletirilmesi de yeterli deil. Yeniden bamsz
bir statye kavuturularak yaplandrlacak ve belki ad da deitirilecek olan IMFnin kresel bir
ekonomi politikas erevesi izmesi ve yelerinin buna uygun politikalar izlemesini nermesi gerekiyor.
lkelerin kendi dzenlemelerini ve denetim mekanizmalarn bu genel ereveye uydurmalar halinde,
piyasa sisteminin maksimizasyonla i ie giren etik sknt sorununu aabilmeleri mmkn grnyor.
Szlk
Aa sat ilemi: Satcnn, elinde karl bulunmad halde fiyatn gelecekte decei
beklentisiyle menkul kymetin satn gerekletirmesi, menkul kymetin teslim zaman geldiinde ise bu
menkul kymeti piyasadan alp teslim etmesi ilemidir.
Ak pozisyon: Bir iletmenin dviz ykmllklerinin dviz varlklarndan daha byk olmas
halidir.
Altn standard: Parann deerinin belli arlkta altnn deerine baland parasal sistemdir.
Arz ynl ekonomi yaklam: Ekonominin geliimini retim tarafnda grerek retimin artrlmas
iin vergi indirimlerini, piyasalarn dereglasyonunu ve liberalizasyonunu savunan yaklamdr.
Balon (finansal balon ya da kpk): Bir ekonomik deerin reel deeriyle sanal deeri ya da onu
temsil eden ktlarn deeri arasnda sanal olan lehine ortaya kan byk farka balon deniyor.
Bankaclk Dzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK): Bankalara ilikin mevzuat dzenlemelerini
yapmak ve bankalar uzaktan ve yerinde denetlemekle sorumlu bamsz bir kurumdur.
Bankalar aras para piyasas: Bankalarn birbirine bor verdii ya da birbirinden bor ald
piyasadr. Bazen, bu piyasaya ak piyasa ilemleri yoluyla Merkez Bankas da katlabilir.
Borcun sermayeye katlmas (bor-sermaye swap/debt-equity swap): Bor verenin alacana
karlk borlunun sahipliindeki bir iletmenin hisse senedinin verilmesi halidir.
Bor stoku: Belirli bir tarih itibariyle toplam bor miktarn gsterir.
Bor yk: Belirli bir tarih itibariyle toplam borlarn toplam gelirlere orann ifade eder.
BRIC ekonomileri: Brezilya (B), Rusya (R), Hindistan (I) ve in (C) ekonomilerinin birlikteliini
vurgulamak zere gelitirilmi bir ksaltmay ifade ediyor.
Bulyonizm: Merkantilizmin para politikasnn temelini oluturan bulyonizm, lkenin demeler
dengesini lehte tutabilmenin yolunun deerli madenlerin lkeden knn kstlanmasndan getii
tezinden hareket eder.
Cari ak: Bir lkenin toplam mal ve hizmet ihracat ve transferleriyle toplam mal ve hizmet ithalat
ve transferleri arasndaki negatif farka cari ak denir. Cari ilemler dengesi hesaplamasna finansal
varlk ve ykmllklerdeki deimeler girmez. Gelirler giderlerden byk olduunda, cari ilemler
fazlas sz konusudur. Gelirler giderlerden az olduunda, cari ilemler a sz konusudur.
Decoupling hipotezi: BRIC ekonomileri iin oluturulan ortak hisse senedi indeksinin gelimi lke
hisse senedi indekslerinden belirli lde bamsz hareket ettii gzlemine dayanlarak, ABDde ve
gelimi ekonomilerde ortaya kacak dalgalanmalarn o lkelerin borsalarnda yarataca deiimlerin
BRIC ekonomilerinin borsalarnda ayn etkileri yaratmayaca, hatta bu ekonomilerdeki sakinliin
gelimi ekonomilerdeki dalgalanmalar dengeleyebilecei dncesine decoupling hipotezi ad veriliyor.
Deflasyon: Fiyatlarn genel dzeyindeki d.
Denge hali: Karlkl glerin birbirlerine bir stnlk salayamamas nedeniyle deimeyen
duraan hale denge hali denir. Ekonomide arz ve talebin birbirine eitlendii durumu ifade eder.
Depresyon: GSMHnin nemli oranda klmesine yol aan ve ekonomik faaliyetlerde gerileme
yaratan (isizliin artmas gibi) ekonomik denge bozukluu hali.
Dereglasyon: Ekonomiyi kurallardan arndrma eilimi.
Devalasyon: Bir lkenin ulusal parasnn yabanc lkelerin ulusal paralar karsnda deiim
deerinin (parite) idari bir kararla drlmesi ilevi.
Devlet tahvili: Trk hazinesinin kard, vadesi bir yl ya da daha uzun olan borlanma senetleri.
D ticaret dengesi: demeler dengesinin, mal ve hizmet ihracat ve ithalatnn parasal deer
cinsinden gsteren blm. hracat=thalat ise, d ticaret denklii, ihracat ithalattan bykse d ticaret
fazlas, ihracat ithalattan kkse, d ticaret a sz konusudur.
Dsal deiken: Bir ekonomik model iinde, modelin kendisi tarafndan deeri belirlenmeyip
dardan modele deeri girilen deikendir.
Dorudan finansman: Finansman a olan (borlanc) ile finansman fazlas olann (bor veren)
herhangi bir arac kullanmakszn karlkl olarak bor-alacak ilikisi kurmas.
Dolayl finansman: Finansman a olan (borlanc) ile finansman fazlas olann (bor veren)
birbirlerini tanmadan bir arac kurum aracl ile bor-alacak ilikisinin kurulmas hali.
Dviz kuru: Bir lkenin ulusal parasnn bir baka lkenin ulusal paras cinsinden deeri. ki eit
dviz kuru vardr: (1) Nominal dviz kuru iki lke paralarnn karlkl greli fiyatdr, (2) reel dviz
kuru iki lke mallarnn karlkl deeridir.
Dviz tevdiat hesab: Bir lkenin bankalarnda dviz zerinden alm, dviz olarak getiri getiren ve
istendiinde dviz olarak ekilebilecek mevduat hesaplar.
Dvize hcum (currency attack): Herhangi bir kriz nedeniyle ekonomik birimlerin ulusal paray
yabanc paralarla deitirmeye ynelmeleri.
Dnya Bankas (IBRD): Gelimekte olan lkelerin kamu kurulularna proje kredisi veya program
kredisi biiminde destek veren uluslararas kurum. 2008 yl itibariyle 185 yesi olan Dnya Bankas
ABDnin bakenti Washington D.C.de bulunmaktadr. Genel olarak Dnya Bankas dense de, asl ismi
Uluslararas Yatrm ve Kalknma Bankasdr.
Dnya Ticaret rgt (WTO): lkeleraras mal ve hizmet ticaretinin mmkn olduunca
ngrlebilir, serbest ve olaan olabilmesi iin gereken ereveyi oluturmak, kurallar koymak ve
uygulamak amacyla kurulmu uluslararas bir kurum. Eski ad, Ticaret ve Tarifeler zerine Genel
Anlama (General Agreement on Trade and Tariffs) olduundan GATT idi.
Ekonomi politikas: Makro ekonomik dengelerin hangi ynde ve nasl deitirileceini ya da
bulunduu yerde nasl tutulacan ortaya koyan yaklamlar ieren ve bilimle sanatn bir karm olarak
kabul edilen ekonomi daldr.
Ekonomik byme: Bir lkenin belli bir dnemde rettii mal ve hizmetlerin miktar olarak artmas.
Ekonominin genel dengesi: Bir ekonomideki toplam mal ve hizmet arznn toplam mal ve hizmetler
talebine eit olmas durumu. Bir baka ifadeyle,
Y=C+I+G+(X-M)
Enflasyon: Genel fiyat dzeyindeki srekli artlar.
Enflasyon eitleri: (a) Kaynana gre: (i) Talep enflasyonu: Bir ekonomide toplam talebin toplam
arz aarak srekli fiyat artna neden olmas halinde ortaya kan durum. (ii) Arz (maliyet) enflasyonu:
retimde girdi olarak kullanlan retim faktrleri ya da ara mallarn fiyatlarnn srekli art iine girmesi
nedeniyle maliyetlerdeki srekli artn sat fiyatlarnn da srekli artna neden olduu durum.
Esnek kur rejimi (dalgal, floating exchange rate regime): Piyasada oluan arz ve talep dengesine
gre ulusal parann baka lkelerin paralar karsndaki paritesinin kendiliinden olumasnn
salanmas. Bu rejimin tam olarak uygulanmas halinde, Merkez Bankasnn piyasay dzenleyici sfatla
mdahalesi sz konusu olamaz.
Faiz: Paray dorudan belirli bir sre vazgeerek bakasnn kullanmna sunmann bedeli (getirisi).
Federal Reserve System (FED): Amerika Birleik Devletlerinde merkez bankas ilevini yapan
kurulu. Bir merkezi ve 12 blgesel tekilat olduundan sistem ad verilmektedir.
Finansal bulaclk: Bir ya da birden fazla lkede ortaya kan sorunlar yznden tedirgin olan
uluslararas yatrmclarn benzer zelliklere sahip lkelerden yatrmlarn ekmeleri ve bu ekilde
olumsuz yatrm koullarnn dier lkelerin finansal sistemlerine de yaylmasdr.
Finansal kurum: Fonlarn kullanarak hisse senedi, tahvil, bono, gibi finansal varlklarn ticaretini
yapan kurum.
Forward kur: Szlemeyle belirlenmi bir tarihte bir lke parasnn bir baka lke parasyla nceden
belirlenmi parite zerinde deitirilmesi anlamas ve nceden belirlenmi kurun ad.
Future ilemi: Szlemeyle belirlenmi bir tarihte belli kalite ve miktarda maln nceden saptanm
bir fiyat zerinden alm satm anlamas.
Gayri Safi Milli Hasla (GSMH), bir ekonomideki yerleik retici birimlerin belli bir dnemde
toplam faaliyetleri sonucu yaratm olduklar tm mal ve hizmetlerin retim deeri toplamndan bu mal ve
hizmetlerin retiminde kullanlan girdiler toplamnn dlmesiyle bulunur.
Gayri Safi Yurt i Hasla (GSYH), GSMHden net d lem faktr gelirlerinin (ii dvizleri,
yurtdndan elde edilen mteebbis gelirleri, yurtdndaki faaliyetlerden elde edilen kr transferleri ve
yurtdndaki mali yatrmlardan elde edilen faiz gelirleri) dlmesiyle bulunur. D lem faktr giderleri
de ayn alanda yurtdna yaplan demelerdir. Gelir ve gider fark net olarak GSYH rakamna ulamakta
kullanlr.
G7 lkeleri: ABD, Japonya, Almanya, ngiltere, Fransa, talya, Kanada.
G8 lkeleri: G7 + Rusya.
G20 lkeleri: G8 + Arjantin, Avustralya, Brezilya, in, Hindistan, Endonezya, Kore, Meksika, Suudi
Arabistan, Gney Afrika Cumhuriyeti, Trkiye.
Grnmez el (invisible hand): Tam rekabeti bir ekonomide dardan hibir mdahale olmakszn
piyasalarn kendiliinden dengeye geleceini syleyen terimdir. Adam Smith tarafndan ekonomi yaznna
kazandrlm bir terimdir.
Hazine ktlar: Hazine tarafndan ihra edilmi devlet i borlanma senetleri (tahvil ve bonolar).
Hedging: Yatrm riskine kar korunmak amacyla finansal pazarlardaki aralar etkin ve doru bir
biimde kullanarak olas ters fiyat hareketlerine kar yatrmcnn yatrmn gvenceye almasdr.
Yatrmc, karlalabilecek riskleri belirli bir deere drmek amacyla vadeli ilem szlemeleri
yardmyla uzun pozisyon alarak gelecekte fiyatlarn ykselecei beklentisiyle vadeli ilem szlemesi
satn alabilir ya da ksa pozisyon alarak gelecekte fiyatlarn decei beklentisiyle vadeli ilem
szlemesi satabilir.
IMF (International Monetary Fund): ye lkelerin karlaaca bata demeler dengesi sorunlar
olmak zere ekonomik sorunlar zmek amacyla kurulmu uluslararas finans ve danma kurumudur.
Merkezi ABDnin bakenti olan Washington D.C.dedir.
hracat: Bir lkenin baka lkelere satt mal ve hizmetlerin miktar ya da para cinsinden deeri
toplamdr.
stihdam oran: Aktif igcnn istihdam edilen blmdr. 15-65 ya aras nfus alabilir nfus
olarak kabul edilir. Bu nfustan kendini i piyasasnda kabul etmeyenler (ev kadnlar, 65 yandan nce
emekli olup almayanlar ve i bulamadklar iin kendini i piyasasndan ekmi olanlar) karldnda
aktif igc nfusu bulunur.
sizlik oran: stihdam orannn tersidir. Aktif igc iinde isizlerin orandr.
thalat: Bir lkenin baka lkelerden satn ald mal ve hizmetlerin miktar ya da para cinsinden
deeri.
Kapitalizm: retim aralarnn mlkiyetinin byk lde zel kesimde olduu ve neyin hangi fiyatla
ve kim iin retileceini piyasa sisteminin belirledii ekonomik sistem.
Kr: Bir ekonomik faaliyet sonucunda elde edilen gelir ile geliri elde etmek iin stlenilen maliyetin
farkdr.
Karlatrmal stnlk: Bir lkenin bir mal ya da hizmeti teki mal ve hizmetlere gre, greli
olarak bir baka lkeye gre daha dk maliyetle retebilmesi hali.
Keynesyen ekonomi yaklam: ktisat John Maynard Keynes tarafndan gelitirilen ve ekonominin
piyasaya braklmas halinde dengeye gelemeyeceini, o nedenle de devletin ekonomiye aktif olarak
mdahalede bulunarak tam istihdam salamay hedeflemesi gerektiini savunan yaklam.
Kii bana gelir: Bir lkedeki GSMHnin lkenin nfusuna blnmesiyle bulunan deer.
Klasik ekonomi yaklam: Adam Smith ile balayp Keynese kadar devam ettii dnlen ve
balca nermesi devletin ekonomiye hibir biimde karmamas halinde ekonomik dengelerin
piyasadaki rekabet ve kiilerin en yksek tatmin peinde komas nedeniyle kendiliinden oluacan
savunan gr. Balca temsilcileri Adam Smith, David Ricardo, ]ohn Stuart Mill, Alfred Marshalldr.
Konjonktr: Trk Dil Kurumu szlnde 1. Geerli durum. 2. Her trl durumun ve artn ortaya
kard sonu olarak tanmlanmaktadr. Buna karlk bu szck ekonomi jargonunda biraz daha farkl
bir anlam almtr. Ekonomi sz konusu olduunda ekonominin reel retim hacminde grlen ini ve
klar konjonktrel dalgalanmalar ya da ksaca konjonktr diye adlandrlr.
Kota: ye lkelerin IMFdeki katlma paydr. Bir eit sermaye katks olarak kabul edilebilir. 2008
yl itibariyle Trkiyenin IMFdeki kotas 1.191,3 milyon SDRdir.
Kredi: zerinde anlalm bir gelecekte (vade) geri denmek zere verilen bor.
Kredi deerlilii ( creditworthiness): Kredi verenin ya da onun adna hareket eden tarafsz bir
kurumun kredi alacak olann gemi ve gelecekteki bor geri deme yeteneine ilikin yapt lm.
Kredi riski: Bir alacaklnn verdii kredilerin geri dnmemesi riskidir.
Laisser faire, laisser passer: Braknz yapsnlar, braknz gesinler. Piyasa ekonomisinin
serbestlikten yana, devlet mdahalesine kar yaklamn ifade etmek zere kullanlan deyim.
Likidite krizi: Ekonomik iletmelerin ykmllklerini karlamak iin yeterli likiditeye sahip
olmamalar durumu.
Likidite riski: Bir bankann mevduat sahibi veya borlanclarnn taleplerini zamannda ve yeteri
kadar karlayabilecek likiditeye sahip olamama riski.
Maliye politikas: Tam istihdam ve istikrarl bymeyi salamak zere hkmetin giderler ve
vergilerle ilgili olarak ald kararlar btn.
Marksist ekonomi teorisi: Kapitalist ekonomi yaklamnn tersine, retim aralarnn devletin
tekelinde olmas gerektiini vurgulayan, zel mlkiyete kar ekonomi yaklam.
Menkul kymetler borsas: Tahvil, bono ve hisse senedi gibi deerli finansman aralarnn el
deitirdii piyasa.
Merkantilizm: Kapitalizm ncesi toplumlarda yaygn olarak uygulanan ve balca nermeleri
demeler dengesi fazlas verecek bir ticaret politikas izlemek ve devletin ekonomiye aktif mdahalesini
savunmak olan ekonomi doktrini.
Merkez Bankas: lkenin para otoritesidir. zel bir kanunla kurulmu olup ulusal parann basmna
ve piyasaya karlmasna yetkili tek kurulutur. Balca grevleri arasnda ulusal parann dolama
karlmas, ekonominin kredi arznn dzenlenmesi ve denetlenmesi, demeler sisteminin almas ve
fiyat istikrarnn korunmas vardr.
Makroekonomi: Ekonomi biliminin toplumun ya da kresel sistemin btnn ilgilendiren
byklkleriyle uraan altdaldr. rnein milli gelir, para arz, enflasyon, isizlik, toplam arz ve toplam
talep gibi ekonominin tmn ilgilendiren konular makroekonominin ura alanna girer.
Mikroekonomi: Ekonomi biliminin toplumu oluturan tek tek bireylerin ve tek tek firmalarn
ekonomik davranlaryla ilgilenen altdaldr. Konular arasnda tketici dengesi, bireysel talep, firma
dengesi, girdi maliyetleri, piyasa yaps gibi konular yer alr.
Monetarist ekonomi teorisi: Ekonomide parann reel deikenleri etkileyemeyeceini savunan
ekonomi yaklamdr. Birok adan klasik ekonomi yaklamna ok benzer. En nemli savunucusu
Milton Friedmandr.
Mdahaleli esnek kur: Merkez bankasnn zaman zaman dviz piyasasna mdahalede bulunmas
nedeniyle tam esnek olarak uygulanamayan dviz kuru rejimi (dirty float, managed float).
Niyet mektubu (letter of intent): IMF kaynaklarna bavuran bir ye lkenin uygulayaca ekonomik
programn genel erevesini izen, IMF bakanna hitaben yazlm, ye lke yetkililerinin (genellikle
ekonomi bakan ve Merkez Bankas bakan birlikte) imzalarn tayan mektup.
Operasyonel risk: Bir iletmenin kendi i ileyiinden kaynaklanabilecek yanllarn iletmeye zarar
verme riski. rnein, bir elektrik faturasnn kaytlara yanl girilmesi nedeniyle fazla deme yaplmas
riski operasyonel risktir.
demeler dengesi: Bir lkedeki ekonomik birimlerin (bireyler, firmalar ve devlet) belli bir dnem
iinde yabanc lkelerdeki ekonomik birimlerle gerekletirdii her trl ekonomik faaliyetin parasal
deerini gsteren hesap tablosu.
zel ekme haklar (special drawing rights - SDR): IMF tarafndan ye lkelere tahsis edilmek
amacyla yaratlan uluslararas rezerv para. SDR, para olarak tedavl etmeyen ve yalnzca muhasebe
kayd olarak ilem gren bir hesap birimidir. Bir anlamda, IMFnin bast paradr.
zelletirme gelirleri: Kamu iktisadi teebbsleri ve kamu itirak hisselerinin zel sektre
satndan elde edilen gelirler.
Para: Mal ve hizmet satn alabilen, mal ve hizmetlerin deerini ifade eden ve tasarruf arac olarak
kullanlabilen her ey paradr.
Para arz: lem ve yatrmlarda kullanlmaya hazr para miktarnn tm. Belli bir tarihte
ekonomideki para stokunu ifade eder.
Para talebi (L): John Maynard Keynese gre insanlar ellerinde nedenle para tutarlar: Gnlk
harcamalarn yapabilmek iin (ilem gdsyle), ileride doabilecek ihtiyalara karlk hazrlkl
olabilmek iin (ihtiyat gds) ve deer biriktirmek iin (speklasyon gds.)
Parann deer kaybetmesi (depreciation): Bir lke parasnn baka lkelerin paralarna gre
deerinin azalmas. Bu deer kaybnn sonucu olarak paras deer kaybeden lkedeki ekonomik birimler
dier lkelerin mallarn daha pahalya almaya balarlar.
Parann deer kazanmas (appreciation): Bir lke parasnn baka lkelerin paralarna gre
deerinin artmas. Bu deer kazancnn sonucu olarak paras deer kazanan lkedeki ekonomik birimler
dier lkelerin mallarn daha ucuza almaya balarlar.
Para politikas: Merkez bankasnn hedeflerine ulamak iin uygulad ak piyasa ilemleri, iskonto
orannn tespiti, mevduat munzam karlk oranlarn deitirmesi gibi politikalarn btn.
Peg: Peg, kelime anlamyla mhlamak, balamak demektir. Peg uygulamas bir lkenin kendi parasnn
d deerini bir ya da birden fazla lkenin parasna balamas demektir. Bu durumda o lkenin parasnn
deeri, baland lke paralarnn baka lke paralarna kar yaad deer kayp ve kazanlarna gre
biimlenir. Tayland Bahtnn Japon Yenine peg edildiini dnelim. Japon Yeni ABD Dolarna kar
yzde on deer kaybetmise Tayland Baht da ayn kayba urayacak demektir.
Piyasa: Mal veya hizmetlerin alnp satld yerdir. Bu tanm kukusuz klasik bir piyasa tanmdr.
Bugn baz piyasalar herhangi bir yere ihtiya duymadan da bir araya gelebilen alc ve satclarn
buluma biimini ifade ediyor.
Piyasa dengesi: Ekonomik anlamda her piyasadaki denge, arz ile talebin kesitii noktada oluur.
Piyasa riski: Mali piyasalarda fiyatlarn oynaklndan dolay zarar ya da kr etme riski.
Portfy yatrmlar: Tahvil, bono ve hisse senedi gibi menkul kymetlere yaplan yatrmlar.
Rant: Sahip olunan bir deerden elde edilen gelir. Popler ifadesiyle, almadan elde edilen gelir.
Rasyonel beklentiler: Sistematik olarak yanl ya da tarafl olmayan ve ulalabilir tm bilgileri
kullanarak oluturulmu ileriye dnk beklentilere verilen isimdir.
Reel GSYH: Enflasyondan arndrlm olarak hesaplanan GSYHyi ifade eder.
Reel faiz: Elde edilen faizin enflasyondan arndrlarak ifade edilmi ekli.
Resesyon: Belirli sreyle bata byme gibi ekonomik gstergelerdeki klme ve buna isizlikteki
artn elik etmesi halini ifade eder.
Revalasyon: Bir lkenin ulusal parasnn yabanc lkelerin ulusal paralarna kar olan deiim
deerinin (parite) idari bir kararla ykseltilmesi ilemi.
Risk primi: Alnan risk karlnda talep edilen normal getirinin zerindeki prim miktardr.
Sabit dviz kuru rejimi: Bir lkenin ulusal parasn baka lkelerin ulusal paralarna kar belirli bir
pariteyle sabitlemesi, arz ve talep deiikliklerine kar bu sabitlii bozmamas hali.
Sabit faiz: Bir borcun faizinin borcun vadesi sresince deimemesi halini ifade eder.
Say Kanunu: Her arz kendi talebini yaratr biiminde zetlenebilecek olan klasik ekonomi yasas.
Bu yasann byk lde takas (barter) ekonomisinde geerli olduu, parasallamann gelitii gnmz
ekonomilerinde geerli olmad dikkate alnmaldr.
Sermaye hareketleri dengesi: demeler dengesindeki yurtiinde yerleik ekonomik birimlerle
yurtdnda yerleik ekonomik birimler arasndaki bor alp verme ilemlerini ve sabit sermaye
yatrmlarn ieren dengedir.
Sermaye piyasas: Hisse senedi ve uzun vadeli bor senetlerinin ihra edildii ve alm satm ilemi
grd piyasa.
Sermaye Piyasas Kurulu (SPK): lk kez halka arzlara izin veren, menkul kymet borsalarndaki
ilem ve kurumlarn denetiminden sorumlu ve sermaye piyasalarn dzenlemeye yetkili bamsz bir
kurum.
Sermaye yeterlilii: Bankalarn bilano byklklerine ve aldklar risklerle uyumlu sermaye
bulundurmas gerekliliidir.
Scak para: D kaynaklarn, dorudan yabanc sermaye yatrm dnda gelen ve risk artnda hzla
darya kabilen blmdr. Scak para tanmlamasnn iine borsa yatrmlar, krediler, bankalara
yaplan yabanc mevduat, Hazine ktlarna ynelik yabanc yatrmlar giriyor.
Slumpflasyon: Slump; batma, kme anlamna geliyor. Enflasyonla birletirildiinde k iinde
enflasyon gibi bir anlam kyor. Yani ekonomi kld halde enflasyon olgusunun varln ifade
ediyor.
Stagflasyon: Stagflasyon iki ayr szcn birletirilmesiyle oluturulmu bir szcktr. lk blm
durgunluk anlamna gelen stagnationdan, ikinci blm de enflasyondan alnmtr. Durgunluk iinde
enflasyon anlamna geliyor. Yani reel ekonomik byme olmakszn fiyatlarn artmaya devam etmesi halini
ya da GSYHnin nominal olarak bymesine karlk reel olarak bymemesi halini ifade ediyor.
Sosyalist ekonomik yaklam: Sermaye mallar mlkiyetinin devlet elinde olmasn savunan
yaklamdr.
Stand-by dzenlemesi: IMFnin ihtiya iine den ye lkelere destek vermek zere yapt balca
dzenleme. 18 aya kadar olan stand-by dzenlemesinde ye lke kotasnn yzde 100 kadar, 3 yla kadar
olan stand-by dzenlemesinde (sresi uzatlm fon kolayl) ye lkeye, kotasnn yzde 300 kadar
parasal destek salanabilir. IMF son yllarda bu snrlar istisnai olmakla beraber aabilmektedir.
Tam istihdam: Ekonomideki emek ve sermaye gibi retim aralarnn tam olarak retimde
kullanlmas halidir.
Tasarruf (S): Gelirin elde edildii dnemde tketilmeyen blm. S=Y-C formlnde S tasarrufu, Y
geliri, C de tketimi gstermektedir.
Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu (TMSF): Bankalardaki tasarruf mevduatlarn belli bir snra
kadar sigorta eden kurum. rnein, bir bankann iflas etmesi durumunda, TMSF o bankadaki tasarruf
mevduat sahiplerine kii bana azami 50 bin TL deyecektir.
Ticari banka: Balca mevduat toplamak ve farkl ekonomik birimlere kredi vermek suretiyle alan
arac kurum.
Toplam bor stoku: Bir lkenin belirli bir dnem sonu itibariyle i ve d borlarnn toplam tutar.
Bu hesaplamaya kamu kesimi i borlaryla kamu kesimi ve zel sektrn toplam d borlar katlr.
Toplam bor yk: Toplam bor stokunun GSMHye oran.
Toptan eya fiyat endeksi (TEFE): lke ekonomisinde retim faaliyetleri iinde yer alan maddelerin
fiyatlarnda aydan aya ortaya kan deiimleri lmekte kullanlan endekse denir. TEFE, DE tarafndan
belirli bir temel yl esas alnmak ve sepete dahil edilmi olan eitli mal ve hizmetler iin reticilerden
bilgi toplamak suretiyle oluturulan bir fiyat endeksidir. Toptanc aamasndaki fiyat deiimlerini len
bir endekstir.
Tketici fiyat endeksi (TFE): Belirli bir dnem iinde belirli bir kitle tarafndan satn alnan mal
ve hizmetlerle belirlenen bir sepetin fiyat deiikliklerini len fiyat endeksidir. TFE, DE tarafndan
belirli bir temel yl ve hane halk tketim anketleri kullanlmak suretiyle arlklandrlm olarak sepete
alnan belirli mal ve hizmetlerin ortalama parasal deerinin temel yla gre gsterdii deiimi ler.
Tketim harcamalar (C): Mikroekonomi asndan bireylerin, makroekonomi asndan btn
toplumun belirli bir dnem iinde tketim amal olarak yapt harcamalardr. Ekmek gibi hemen
tketilebilen maddelere yaplan harcamalarn yan sra otomobil, buzdolab, televizyon gibi hemen
tketilemeyecek olan dayankl tketim maddelerine yaplan harcamalar da tketim harcamalardr.
Trev rnler (Derivative products): Getirisi baka bir kymetin getirisine balanm, dier bir
deyile baka bir kymetin getirisinden tretilmi mali aralardr. Futures ve opsiyon szlemeleri bu
aralara rnektir. Bu tr aralar, dviz, faiz, altn, emlak gibi her trl rn zerinden tretilebilir. Byle
bir durumda, rnein dviz zerine yazlan bir opsiyon szlemesinde, opsiyon szlemesinin getirisi,
zerinden tretildii dvizin piyasadaki hareketine bal olacaktr.
Vade uyumsuzluu: Bankalarn kaynaklaryla kullanmlar arasnda ortaya kan zaman
uyumazlna verilen addr. rnein, bir bankann toplad mevduatn ortalama vadesi 3 ay iken at
kredilerin ortalama vadesi 1 yl ise vade uyumsuzluu sz konusu demektir.
Yatrm (I): Belli bir dnemde sermaye stokuna yaplan ekleme. lerideki dnemlerde tketmek zere
yaplan harcamalar.
Kaynaklar
Baumhol, Bernard, The Secrets of Economic Indicators, (2nd edition), Wharton School Publishing,
2008.
Beaud, Michel, Kapitalizmin Tarihi, Dost Yaynlar, 2003.
Boorman, Jack (approved), The Funds Crisis Prevention Initiatives, IMF Policy Papers, 2001.
Chancellor, Edward, eytan Sofras: Finansal Speklasyonlar Tarihi, Scala Yaynclk, 2007
Cihak, Martin ve Tiamen, Alexander, Quality of Financial Sector Regulation and Supervision
Around the World, IMF Working Papers, 2008.
Demir, F., Karabyk, A., Ermiolu, E. ve Kk, A., ABD Mortgage Krizi, BDDK alma
Teblii, Austos 2008
Desai, Meghnad, Marksist ktisat Teorisi, Birikim Yaynlar.
Eilmez, Mahfi ve Kumcu, Ercan, Ekonomi Politikas (Teori ve Trkiye Uygulamas), (12. Bask)
Remzi Kitabevi, 2008.
Eilmez, Mahfi ve Kumcu, Ercan, Krizleri Nasl kardk?, (2. bask), Creative Yaynclk, 2001.
Eilmez, Mahfi, Trkiyenin Ekonomik Sorunlarna Farkl Bir Bak, Glten Kazgana Armaan,
BUN Yaynlar, 2004.
Engdahl, William, Financial Tsunami: The End of the World as We Knew It, 4 Ekim 2008,
www.engdahl.oilgeopolitics.net
Frank, Robert ve Bernanke, Ben, Principles of Economics, McGraw Hill Irwin, 2001.
Frumkin, Norman, Guide to Economic Indicators, (2nd edition), M. E. Sharpe Inc., 1994.
Fusfeld, Daniel R., The Age of the Economist, Scott, Foresman and Company, 1966.
Ghosh, Atish, Bikas, Ioshi vd., IMF Support and Crisis Prevention, IMF Occasional Papers No.
262, 2008.
Heilbroner, Robert L., The Worldly Philosophers, (7. bask), Simon and Schuster Inc., 1961.
Holland, Stuart, The Global Economy, Weidenfeld and Nicolson, 1987.
Juurikkala, Oskari ve Hurts, Greed: Causes of the Global Financial Crisis, 2008
Kansu, Aydan, Trkiye 1994 ve 2001 Krizleri, Derin Yaynlar, 2004.
Keynes, John Maynard, Genel Teori (stihdam, Faiz ve Parann Genel Teorisi), Kalkedon Yaynlar,
2008.
Laeven, Luc ve Valencia, Fabian, Systemic Banking Crises: A New Database, IMF Working
Papers, 08/224, 2008.
Lekachman, Robert (editor), Keynes and the Classics, D. C. Heath and Company, 1964.
Maddison, Angus, The World Economy (Historical Statistics), OECD, 2003.
Maddison, Angus, The World Economy, A Millennial Perspective, OECD, 2001.
Parasz, lker, Enflasyon - Kriz - Ayarlamalar, Ezgi Kitabevi, 2001.
Pen, Jan, Modern Economics, Penguin Books, 1966.
Reich, Robert B., The Work of Nations, Alfred A. Knopf, 1991.
Schinasi, Gary J., Preserving Financial Stability, IMF, 2005
Smith, Adam, Milletlerin Zenginlii, Bankas Yaynlar, 2006.
Trevithick, J. A., Inflation, A Gide to the Crisis in Economics, Penguin Books, 1978.