Professional Documents
Culture Documents
I,
EY OGU
(Eyyühe'l Veled)
Yazan : Çeviren :
Lfütfu Boan
mam Gazali
(5 ci BaKsk)
EY OUL
(Eyyûhel - veled) BEDÎR YAYINEV
Ankara CatL No. 7
i
sil olur da iîîm tahsil etmîs olduunu ileri sürebilirsin? Bak- çk âyetlerini karanlk ve esrarl tefsirlere mevzu yapan
sana defterlerin elinden alnnca hiç ilmîn kahnyor» dedi. Def- Batnîler ve her iki ziüreye kar ehl-i sünnet inanlar-
terleri de geri verdirtti. Bu hâdise tnam Gazali üzerinde nn müdafaasn yüklenmi olan kelâm âlünleri arasndaki
bilylîk bir tesir brakt ve memleketine dönüünde ilk i mücadele bitip tükenecee benzemiyordu.
defterlerdeki notlam hafzasna naketmek oldu, Gazali'nîn hayatnda ve eserlerinde, siyasî ve fikrî pa-
îmam Oazalfnin hayatn ve fikrî mücadelelerini iyice noramasn ksaca tantt uzbu devrin tesirleri vardr.
karyabilmek için yaad devri iyi bilmek gerektir. Bu Bu ciheti daima gözönünde bulundurmak lâzmdr.
ba kundan tslâm âleminin ve dünyann, Gazali'nin yaad Gazalî tahsiline devam için Nîapur'a gitti. Zamamn
asîrd^îki durumunu ksaca tasvir ediyoruz: en büyük âlimlerinden olan müctehid îmamül - Haremeyn
O zamanda îslâm âleminde siyasî ve fikri bakmdan bü- Ebu'l - Maali el - Cüve;^Tiî'nin talebesi oldu ve müstesna zekâ
yük karî^aahk hüküm sürüyordu. Badat Abbasî halî-
bîr ve çalkanl ile temayüz etti. Az zamanda ilimde hocas
felerinin hâldmiyetlerî zayflamaya ^liz tutmutu. Buna ile hem-âyâr oldu. Hocasnn ölümünden sonra Nizam'ül-Mülk
mukabil Büyük Selçuk Devletinin snrlar geniliyor ve nü- tarafndan Nizamiye Medresesine, Ebû shak el-irazfiîn
fuzu artyordu. Gazali, bu devletin büyük hükümdar olan yerine tâyin olundu. Etrafna kalabalk bir talebe kitlesi
Turul Beyin, Alparslan'n ve Melîah'n devirlerini idrak topland. öhreti gittikçe artt. Halk tarafmdan geni bîr
etmiti. Melikal'm kymetli veziri Nîzamü'l - Mülk hem muhabbet gördü. Fakat 488 H. senesinde birdenbire bu
sava meydanlarmda zaferler kazanyor, hem de o zaman parlak hayat terkettî. Rûh âleminde büyük bir sarsnt
dünyada mevcut en parlak ilim ocaklar olan tslâm Üniver- oldu. Bunu kendi tercüme-i hâli (otobiyografisi) olan «El-
sitelerini açyordu. Gazali 23 yanda iken arkta esraren- Munkizu mine'd-Dalâl» (2) adl eserinde tafsilâtiyle alat-
giz bir adam belirmiti. Bu adam ismi etrafnda hâlâ bir aktadr.
esrar hâlesi bulunan Hahan mezhebinin reisi eyhü'l - Ce- tmam Gazalî'nin hayatnda bir dönüm noktas teîdl
bel Haçan îbn Sabbah idî. Garpllarca daha ziyade rbâîle- eden bu deiiklik, içinde gittikçe büyüyen ve manevî hu-
riyle tamnan, tslâm âleminde ise bir matematikçi olarak zurunu kaçran bir üpheden ileri geliyordu. Dili tutulmu,
bilinen mehur Ömer Hayyam dahi tmam Gazalî'nin mu- belagat ve fesahati yokolmut. Üstelik bedenî bakmdan
asrlarmdandr. da raliatszlanmt. Bunun üzerine etrafndakiierin bütün
Msar tahtnda, inhitat halinde bulunan iî Fatmî hane- rica ve srarlarna ramen medresedeki derslerini brakt
daiîK vard. Avrupa'da Endülüs tslâm devleti gerilemeye
ise ve Badat^tan ayrld. Bundan sonra ömrünün 10 yln uz-
yüz tutmu bîr vaziyette idi. Mukaddes topraklar müslü- lette geçirdi. Seyahatler yapyor ve sofiyâne bir hayat sü-
manlardan almak için ilk haçl seferi Gazali zamanmda ya- rüyordu. Evvelâ am'a gitti. 2 sene riyazet ve nefs müca-
plmt. 40 yanda iken Antakya ve bir yl sonra Kudüs, delesi ile vakit geçirdi. Sonra Kudüs'e gitti. Bu esnada
haçllar tarafndan zaptedilmiti. halkla temas etmekten çekiniyor ve daimî bir iç muraka-
Siyasî bakmdan tslâm alemindeki bu kanklg fikrî besi halinde bulunuyordu. «Kaal» âleminden «hâl» âlemine
bîr hercümerc tamamlyordu. îslâmiyetin birliini dorudan geçmenin ne'esi içindeydi.
doruya kuvvetle ykamyan iç ve d
dümanlar, zehirle- Nihayet €enab- Hakkn hidayet günei kalbine do-
rini halk arasnda bâtl fikirler yaymak suretiyle aktyor-
lard.» tslâm'da düünce ve îman birlii sarslmt. Bir ta- (2) Türkçeye iki defa tercüme olunmutur. Sonun-
raftan eski Yunan felsefesi ile tslâm akidelerini te'lif et- cusu Maarif Vekâleti ark - îslâm Klâsikleri serisi meya-
mek istîyen Felâsife, dier taraftan Kur'an Kerîmdin apa- nmda baslmt}'""
0
uice vuuu. uutuu mes eeer açK Dir eKuae Du Kitaiîta yaz-
du. lâhî bütün üphelerden âri, tah-
bir lütûf eseri olarak mtr.
kik! bîr iman sahibi oldu. Badat'a tetoar döndü. En bü- 6 — El-Mustasfa U^îH fkha dair
: olup bir mukad-
yük eseri olan «ihya'» y
okutmaya balad. Etrafma yine dime 4 fasldan
ile ibarettir.
kalabalk bir dinleyici kitlesi toplanmt. Fakat yalnzla 7 — Kimya-y Saadet: man, amel ve tasvvurta (=
ahan ruhu bu halden skld. Tûs'a çekildi. Orada on sene ahlâk) baiseder. lh;^a'nn farisî lisanna yaplm bir ter-
müddetle her türlü âlâysten uzak bir hayat geçirdi. Bu cümesi mahiyetindedir.
esnada tslâm âleminde fitne artmt. Nihayet Selçuk Ve- 8 —
El-Kstas el-Mustakîm : Batmîlere reddiye olarak
ziri Faîu'ü'l-Mülk'ün ricas ve ulemâ ile yapt istiare yazlmtr.
sonunda tekrar irad ve mücadele sahnesine çkt. (M. 1105). 9 —Bidayet el-liidaye: Din ve ahlâk bilgilerim öreten
Ömrünün sonuna doru tekrar vatan olan Tûs'a döndü. ve halka hitab eden bir kitaptr. Birinci ksmnda zahiri
Evinin civarna bir tekke, bir de medrese ina ettii'di. Gün- ibadet ve ahlâktan, iliînci ksmnda kalbin itaat ve isyann-
leri irad ve ibadetle geçiyordu. Kendisini çekemiyenler Sul- dan bahseder. Sonra göz, kulak, dil, vücut, cinsiyet uzuv-
tan Sencer'e onu, Ebü Hanîfe hakknda kötü sözler söyle- lar, eller ve ayaklarn güzel kullanlndan söz eder. Son
dii iftiras ile Padiahsn srarl daveti üze-
jurnal ettiler. faslnda da kalbin haset, ild yüziilük ve kibir gibi kötü-
rine Secer'în huzuruna götürüldü. Padiah Gazali'ye bü- lüklerden temizlenmesini anlatr. Çok faydal ve herkesin
yük hürmet gösterdi, tahtndan kalkp yerine onu oturttu. anlyabileeei seviyede bir din kitabdr.
Hakikati bizzat o büyük âlimin azndan iittikten sonra, mam Gazalî'nin bilinen bütün eserlerinin says tak-
zzet ü ikram ile memleketine yollad. Gazali burada 1111 riben 75 i bulmaktadîr. Bunlarn listesi müsterik Brockel-
(505) tarihinde vefat etti. Allah'n Rahmeti üzerine olsun!.. mann'm (Geschichte der Arabischeu lâteratur) adh ese-
rinde yazldr. (Suppîementband 1,741).
MAMI GAZALÎ'NÎN BALICA ESERLER
MA]\II GAZAIvî'NN FKR HAYATI
1 —
îhyâu Ulûm-üd-din: Gazalî'nin en mehur ve en
büyük eseridir. Bu kitapta fkh ile tasavvuf mezcedilmi- Kelâm'da Gazali: îmam
GazalFnin kelâm sahasndaki
tir. Dört ksmdr: Rub el-ibadât, Ruh el-adât, Rub el- fikirleri slâm düünce dönüm noktas tekil
tarihinde bir
mühlîkât ve Rub el~münciyât: Her ksm da 10 kitaba bö- eder. Kelâmdn daha ziyade akaid ksmna ehemmiyet ver-
lündüüne göre eserin tamam 40 kitap tutmaktadr. h- mi olan Gazali akl ön plânda tutmutur. Mantk ve mü-
ya yazlndan bu yana slâm âleminde en çok okunan nazara prensiplerini muvaffakiyetle kullanmtr. Kelâm il-
bir kitaptr. Muhtelif erhleri, açklamalar, ksaltmalar mi kendisini tatmin etmemitir. Zira bu ilim muarzlarnn
yaplmtr. Seyyid Muhammed el-Murtaza el-Zebîdî^nii kabulüne bal birtakm mukaddimelere dayanmaktadr.
yazd 10 ciltlik erh en tannm olandr* Gazali böylece akln yerine mükâefeyi koymutur.
2 El-lktisad fil-t'tikad: tikada dairdir. Gazali eh-i sünnete muhalif frkalarla da mücadele et-
3 — Tehafüt el-Felâsife: Aristo felsefesinin tenkididir. mitir. Bilhassa mutezile ve hatmiye ile çatmtr. O de-
4 — El-Munkiz min el-dalâl ve'l-musil ilâ zi'l-izze ve'l- virde batnîîer ortala fesat saçyorlard. Gazali bunlara
celâl: mam Gazali, bu kitabnda hakikate ve hidayete kar be, all eser yazm ve onlarn bütün fikirlerini çü-
nasl eritiini anlatmakta ve çeitli frkalar inceleyerek rütmütür. Kendisi bizzat Halife tarafndan bu mezhebi
tenkid etmektedir. redd ve ibtâl etmee me'mur edilmiti,
5 — Makasid el-Felâsife; Felsefeyi tenkid etmeden
7
O
Felsefeciler mücadelesine gelince: îman G-azalî evvelâ
felsefeyi iyice tetkik etti. Bütün esaslam örendi. Sonra
onu tenkkî etti. Bilhassa Aristo'ya ve onun muakkibi olan
tbni Sina' Farabîye hücum etti. Bunlar 20 mes'elede ehl-i
iîe
MAMI GAZAîJ RARIONDA YAZÎLAN EN MTFASSAL yllarca onun hizmetine devam etmi ve ondan olayarak
TtKKÇE EEKLER. UNLARDIll: ilimlerien ince noktalarna kadar örenmi ve ruhi fazi-
letlerinigelitirerek kemâle erdirmiti. Günün birinde bu
MEHMET ALÎ AYNÎ, Hüccetü'l-îslâm mam
Gazali, s- eski talebe kendi kendine düünürken aklna fikir gel- u
tanbul Matbaa-y Amh*e, 1327, 3G7 sayfa, Eserin banda di ve dedi ki: «imdiye kadar çeitli ilimler okudum, öm-
Manastrl smail Hakk'nm bir takrizi vardr. Müellif, ese- rümün baharn bunlar örenmek ve toplamakla harcadm.
rin mukaddimesinde Baron Carra de Vaux'un Ga-mam imdi bu bilgilerden hangilerinin yarn ahirette bana fay-
zali hakknda te'lif ettii Idtab örnek tuttuunu ifade et- da temin edeceini ve kabrimde yardmc olacan bil-
mektedir, Carra de Vaux'nun eseri 1903 de Paris'de basl- mem lâzm kî, lüzumsuz olanlar terkedeyim. Nitekim Re-
mtr. sûlullah Sallallahü aleyhi ve sellem öyle niyaz etmiti:
KIZAEDDN BN FAIIREDDN, imam Gazalî, Oreiburg «Allahm faydasz ilimden sana snrm».
(Rusya), Vakit gazetesinm matbaas, 1910, 96 sayfa. (Me- Bu düünce talebenin fikrini devaml olarak igal etti
hur rSer serisinin 3 cü kitab). Tabii ve nairi: Ahmet Is- ve nihayet onu eyh Hüccet'ül - slâm Muhammed el-Ga-
hakî-ark Kitabhanesi. zalî^ye (Allah ruhunu takdis etsin) yazarak akl danma-
Mehmed evket EYGÎ ya, baz mes'eleler sorup ondan nasihat ve dua istemeye
evketti. Ayrca ona unlar da yazd:
8
«Filhakika eyhimin «tlyau ulûm'üd-din» (3) adl kita- FAYDASIZ BÎLGÎ :
bnda ve te'lif ettii dier eserlerinde, sorduum mes'ele- Ey sevgili ve aziz olum! —
Allah seni kendisine mû-
lere cevap verilmektedir. Fakat ben, eyliimin verdii ce- ti olan kullarncian klsn ve dostlarnn yolundan
yürüt-
vaplar muhtevi evrakn, hayatm mikldetince beraberimde Bün —Bilmi ol kî, en güzel nasihatlerin kayna Hazre-
bulunmasn ve ömrümce —inallalL içindeki düstûrlarla ti Peygamber sallaUahü aleyhi ve seilenin Risaletidir.
amel etmeyi murad etmekteyim.» Eer sen imdiye kadar ondan ba^ka eyler örendiysen,
eyh bunun üzerine u
risaleyi kaleme alarak ona gön- benîm nasihatime ne ihtiyacn var? ayet o risaletkakma-
derdi. (V'AIIahu a'lem.) ndan halâ bir ey alamadysan söyie bana: Geçirdiin
bunca yllar boyunca ne kazandn, ne örendin.
Ey oul! Kesûlullah (S. A.) 'in ümmetine vermi ol-
(2) hya'u Ulumi'd-din = Din ilimlerinin yeniden can- duu nasîhatlar içinde u
sözler de vardr: «Allahü Teâ-
landrlmas. mam
Gazali'nin en mühim eseridir. Bu ki- lânm kulundan yüz çevirdiinin alâmeti o kulun kendisine
tap îslâmiyeti chl-i sünnet nokta-i nazarndan bütün cep- faidesi olmyan, yararsz ilerle uramasdr. Bir kii ya-
heleriyle gayet güzel ve vazh ve mükemmel bir ekilde ratlnn sebebi olan zikir, ibadetten gayr bir ile öm-
anklamaktadr. Kur'an- Kerîm, ehadis-i nebeviye ve tak- rünün bir saatini geçirse, «Ceza gününde» muhakkak ki
va duygusu üzerine tertip edümi olup dialektik kelâm ve hüsrana uramaya müstahaktr. Krk yan
alm bir kim-
skolastik bürhanlar ilmine bavurulmutur. Gayet hüner- senin hayr errinden üstün deilse o adam cehemem ate-
li ve san'atl bir tarzda tertip edilmi olup dört cilde bölü\- ine hazrlansn.» Bilgili ve anlayh kimseye bu nasihat
mütür. Her cütte kendi içine 10 kitaba, yâni 10 mevzua yeter.
ayrlmtr.
BRNC CLT: Belli bal ibadetler, namaz, zekât, o-
BLD LE MIJL OLMAK :
11
10
Di^am — yc^Timmu sora ruyatia görüldü, Oaa §u sual so-
«nsan için kendi sâ'yinden baka "bir ey yoktur.» (Sû-
ruldu: re 53; 39).
— Ey Ebül-Kasîm, haiin nicedir, ne haber? Cüneyd «Herkim Rabbine kavumak isterse yarara iler ile-
bu suale u cevab verdi: sin...» (Sûre 18; 110)
— «Dünyada sarfedilen o güzel lâfzlar ve yaldzl «îman ederek yararl iler (âmâli saüha) isliyenlerim
sözler fayda vermedi, bâtm ilimlerinin esrarl stlahlar liç konaklar Cennet bahçeleri olacaktr. Onlar orada ebedî
bir iimize yaramad. Bize ancak gece yars kldmz kalrlar. Oradan çkmak ve ayrlmak istemezler.» (Sûre
rekâtcklar (namazlar) yarad.» 18; 107 - 108)
Ey oul! Amel bakmndan müflis olma, hâl ilminden «... Yaptklarnn cezas (karl) olarak ...» (Sûre 9:95)
geri kaha, bil ki, sadece nazarî ilim sana yardm elini «... Onlardan sonra öyle kötü bir nesil geldi ki, na-
uzatmaz. Bak sana bir misal vereyim: Yanmda on hind k- maz braktlar, ehvetlerine uydular. Bunlar da a^gnhk-
lc ve dier baka silâhlar bulunsun larpçi ve yiit bir larnn karln göreceklerdir. Ancak tevbe edip iman
adama büyük ve dehetli bîr arslan hücum etse, sanr m- eden ve yararl iler ileyenler Cennete girerler ve zerre ka-
sn ki elindeki silâhlarla vurmakszm
yiit adam kendini
o dar hakszla uramazlar.» (Sûre 19:59-60)
kurtarabilir? Fek iyi bilirsin ki onun kurtuluu ancak ha-
reket ve darbe ile mümkündür. Keza yüz bin ilmî mes^ele
u hadîs~i erife ne dersin?
«slâm be temel üzerine bina klnmtr: Allah tan
okumu ve örenmi olan, fakat örendikleri ile amel et- baka Tanr olmadna ve Muhammed'in (S. A.) Allah'n
meyen bir adamn vaziyeti de böyle deil midir? O an- Resûlü olduuna ehadet etmek, namaz klmak, zekât ver-
cak bildikleri ile amel ederse bir fayda salayabilir. Onu mek; Pv^amazan orucunu tutmak, (mümkün olursa) Hacca
ancak ameîi kurtaracaktr. Ve yine lasta bir adamn atei gitmek.»
yükselse ve sanla tutulsa, ilâc da sekencebîn ve kekâp
(4) olsa hastann ifas ancak bu ilâçlar kullanmakla ka- MAN VE AMEL :
Resûlullah (S. A.) buyurur ki: «(Kyamet gününde) Birincisi : «Ey kulum! Senelerce halkn gözüne güzel
Hesaba çekilmeden önce, kendi muhasebenizi yapn, (amel- ;örünmeye çaltn. Bana ise bir saat bile ho görünmeye
leriniz) tartlmadan önce siz onlar tartmz.» çalmadn». Halbuki Allahu Teâlâ hergün, her an senin kal-
Hz. Ali (K. A.) «Çalmadan (Cennete) erieceini zan- bine nazar eder ve sen O'nm nimetlerine gark olduun
neden adam bo bir ümide saplanmtr. Sadece kendi cehd halde bakalar için çri)inyorsun ! Halbuki sen bu hitab
ü gayretiyle (Cennete) ulaacan zanneden ise kendine iitmezsin, çünkü sarsn.
çok güvenen kimsedir» buyuruyor. Hasan Basri hazretleri Ey oul! Amelsiz ilim deliliktir, ilimsiz amel de hiçlik-
«Amelsîz Cennet talebi bir günâhtr», «Hakikatin ayrc tir.Ve bilmi ol ki, bugün seni günahlardan uzaklatr-
alâmeti, karln düünmeksizin yararl iler yapmakta mayan ilim, yann seni Cehennemin ateinden de uzaklatr-
devam etmektir» diyor. Resûlullah (S. A.): «Akll insan mayacaktr. Bugün (frsat eldeyken) ilminle amel etmezsen
nefsine zorla boyun edirerek öiümden sonras için çalan ve geçmi günleri de telâfiye çalmazsan yarn kyamet
kimsedir. Ahmak ise uyup Allahu Teâlâ'ya kar§]
nefsine gününde:
bo ümitlere kaplandr» diye buyurmutur. «Ey Rabbimiz bizi dünyaya geri gönder de salih ameller
Sddak (Allah ondan raz olsun): «Bu cesetler ya bir ku kyamet gününde fakir klar, buyurdu.
kafesidir yahut bir hayvan alurdr» diyor. Kendi kendine Ey oul! «Gecenin bir ksmnda uyanp, (Kur* an oku-
biraz düün, acaba sen bunlarn hangislndensin ? ayet ulvî yarak) namaz kl!» (îsra sûresi, 79) bir emirdir, «Seher
kulardan isen «Rabbine dön» hitabn iitince, Cemietin burç- vakitlerinde de onlar istifar ederlerdi» (Zariyat Sû-esî: 18)
lamn yüceliklerine eriiceye kadar kanat çrpacaksn. Hz. bîr ükürdür «...Seherlerde Allahtan mafiret dileyenler...»
Resul (S«A,)in: «Sa'd bin Muaz'm (8) ölümünden arü'r- (Al-iîmran sûresi: 17) bir zikirdir.
Rahman sarsld» buyurduu gibi. Allah korusun, bunm ak- Hz. Peygamber (S.A.): «Allahu Teâlâ üç sesi: Tan aa-
sine ayet hayvanlar zümresinden isen Allahu Teâlânn: «On- rrken öten horozun sesini, Kur'an okuyann sesini, seher
lar hayvanlar gibidir. Belki sapklkta onlardan daha aa- vakti istifar edenin sesini sever» buyurdu.
drlar» (Sûre 7:179) buyurduu gibi dünyadan aj'^rdmca,
doruca Cehennemin kzgn ateini boylamyacan temin Süfyan Sevrî Hazretleri (10) (Allah ona rahmet etsin)
edebDir misin?
diyor kî: «Allahu Tebareke ve Teâlâ seher vakti esen ve zi-
Kîvayet Hasan Basrî Hazretlerine (Allah Rah-
edilir ki:
kir ve istifarlar kendisme ileten bîr rüzgâr yaratt.» Ve
yine diyor ki: «Gecenin evvelinde bîr münadî Ai'm altndan
met bardak souk su verümiti; barda eline
etsin) bir
alnca bayld ve bardak elinden düerek krdd. Kendine öyle nida eder: Ey âbidler kalkn! Bunun üzerine âbidler
kalkarlar, Allah'n diledii kadar namaz klarlar. Sonra
gelince:
— Ey Ebû Said, sana ne oldu? diye sordular, gecenin ortasnda bir münadî yine nida eder: Ey mütte-
,— «Ey Cennet ehli! Allah'n sîze ver-
Oennettekîler© kîler uyannz! Müttekiler uyanrlar ve seher vaktine kadar
dii sudan ve rzldardan bize de aktnz» diye baran namaz krlar. Seher olunca bîr münadî: Ey istifar edenler
Cehennem ehlinin arzularn hatrladm... diye cevap verdi. kalknz! diye nidâ eder. Bunun üzerine müstafirler kal-
karlar ve tevbe istifar ederler. Fecir attktan ve güne
Ey oul! Eer sana sadece nazarî ilim kâfi gelse ve
ayrca iyi iler ilemek gerekmese Allahu Teâlânm: «Ben- doduktan sonra bîr münâdi de: «Haydi ey gafiller doru-
den bîr ey dileyen var m, tevbe eden var m, istifar eden lunuz!» dîye nida eder ve bunun üzerine o gafiller mezar-
var m?» nidalan faydasz olurdu. larndan kalkan ölüler gibi yataklarndan dorulurlar.»
Rivayet edilir kî, salabe-i kukamdan bîr cemaat (Allah Ey oul! Lokman Hekîm'în (11) oluna öyle nasihat
onlardan raz olsun) Resulullah'm (S.A.) yanmda Abdullh ettii rivayet olunur: «Olum! Seher vakti sen uyuduun
b. Ömer'i (9) (R.A.) andlar. Hz. Peygamber (S.A.)5
halde horoz uyanp öterek senden daha firasetli (akll, an-
layl) olmasn». u
iiri nazmeden ne güzel söylemi:
hm bunlarda görüyorum.»
ler ve bunlarla iftiizar ederler. Bazlar da eref ve izzeti
— Bunlar nelerdir?
insanlarn mallarn mülklerini gasbederek onlara zulüm et-
Hatim cevap verdi:
mekte ve kanlarn dökmekte bulurlar ve bir taife de mal
BÎRÎNCSÎ Yaratklara nazar kldmi. Gördüm ki her-
:
ve serveti çokça sarf etmek ve israf yapmakla eref sahibi
kesin peresti ettii bir sevgilisi ve gönül verdii bir ma-
olacana inanr. Allahu Teâlâmn: «Allah nezdinde en e-
uku var. Bu sevgililerden bazlar ölüm döeine kadar refliniz, takvaca en ileri olannzdn\ (Allahtan en ziyade
arkadalk ediyor; bazlar ise onunla kabrin bana gidi-
korkamnzdr)» (Sûre 49: 13) âyeti kerimesini düündüm.
yordu. Fakat sonra hepsi onu ya>ayalnz brakp geri dö-
Kendim\d takvay seçtim ve Kur'an- Kerimin sadk bir
nüyordu. Hiçbiri onunla beraber mezara girmiyordu. Bu
hakikat olduuna sarslmaz bir îmanla kail oldum. Say-
hali derin derin
«Kiinin sevdii en iyi
düündüm ve kendi kendime dedim kî:
dost onunla kabirde arkadalk ya-
dm taifelerin zan ve iddialarnn cümlesinin bâtl oldu-
una ve hiçlikten ibaret bulunduuna inandm.
pandr». Böyle bir dost ancak ve ancak salih amellerdi. Bu-
nun üzerine onlar kendime dost ittihaz ettün ve sevdün,
BEN CÎSî :nsanlarn birbirlerini zemmettiklerini ve
birbirleri hakknda gybet ve dedikodu yaptklarn gör-
tâ ki kabrimde beni aydnlatsnlar, bana arkadalk etsinler
düm. Bütün bu kötülükler birbirlerinin mal, mansb ve
ve beni yalnz brakmasnlar.
ilimdeki derecelerine hased etmelerinden ileri geliyordu. Al-
KÎNCSÎ Halkn heva ve heveslerine uyduunu ve
:
lahu Teâlâmn: «... Bu dünya hayatnda onlarn maietlerini
nefislerinin arzularn yerine getirmeye gayret edip dur-
aralarnda datan.. Biziz...» (Sûre 43: 3^) âyetini düün-
duklarn gördüm. Bunun üzerine Allahu Teâlânm âye- u düm. Ksmetin ezelde Allahu Teâîâ tarafndan tevzi edil-
tini derin derin düündüm: «Rabbinin huzurunda suçlu dur-
diini anladm. Hiç kimseye hased etmedim. Allahm ver-
maktan korkarak nefsini süfli heveslerden nehyeden için
dii ksmete raz oldum.
de üphe yok ki, (varlacak) yurt Cennettir» (Sûre 79:
ALTINCISI : nsanlarn bii'büierine baz maksad ve se-
40-41) Kur*an- Kerimdin sadk bir haldkat olduuna üp-
beplere binaen dümanlk beslediklerini gördüm. Bmun üze-
hem kalmad. Nefsimi dizginlemee kotum, onunla müca-
rine Allahü Teâlâmn: «eytan sizin dü§manmzdr. Onu
dele ettim ve heva ve hevese uymaktan alkoydum, tâ ki
düman tanyn...» (Sûre 35: 6) âyetini düündüm. ey-
Allahu Teâlâya muti' olsun ve onun taatini ihtiyar etsin.
ÜÇÜNCÜSÜ usanlarm dünya mallarnm ardndan
tandan bakasna düman olmann câiz olmadn anladun.
:
YEDNCS : Gördüm ki rzk ve maietini temin yo-,
lunda her kii o kadar haaretli bir faaliyetle ve ifrata va-
(13) Belh'te domu büyük sofilerden. M. 852 de öldü.
ran bir ekilde çahyor ki, bu ;^zden bazan üphe ye
(14) Matim el-Asam'n hocas. M. 815 de öldü.
sinden yüz çeviren kimsedir. Resullerin Seyyîdlne (S.A.)
}arama düerek nefsini zem ediyor, l^adr u kymetini ayak-
kadar silsilesi çkan firasetli bir ahsa devam etmi, az
lar altma atyor, Allahu Teâlâmn: «Arz üzerinde yürür
az konuarak, çok namaz klarak, sadaka vere-
yîyereli,
hiç bircanl yoktur ki onun rzk AUaha ait olmasn» (Sûre
rek ve oruç tutarak nefsine riyazet yaptrm; mü*îdîne
11: 6) âyeti celiiesiui düündüm ve rzlam Allahu Teâla-
devam onu iyi ahlâkl klm;
sabr, namaz, ükür, tevek-
nm vereceini, zira bunu deruhte etmi olduunu örendim.
kül, yakn, kanaat, iç huzuru, hilm, tevazu, ilim, sdk, ha-
SEKZNCS Herkesin mahlûk bir eye güvendiini:
:
ya, vefa, vekâr, sükûn, teenni ve benzeri hasletlerle müte-
Kiminin paraya, kimisinin mal ve mülke, kimisinin sanat veya
hallilolmas gerekir. O halde mürid, Nebi Sallallahu aleyhi
zanaatine, kimisinin de kendisi gibi bir insana bel bala-
m olduunu gördüm. Allahu Teâlânm: «Her kim Allala
güvenirse, Allah da ona yeter.Hak Teâlâ, emrini muhak-
ve sellemin nurlarndan bir nurdur. Böyle bir insana uyu-
lur. Fakat imdiki zamanda böyle adamlar pek enderdir,
«Kibrit-iAhmer»den de (15) nadir bir eydir. Saadet yar
kak yerine getirir. Hak Teâlâ hereye bir ölçü tâyin et-
olup da tarif ettihn gibi bir mü*id bulan ve onun tara-
mitir», (Sûe 65:3) âyetini düündüm. Allaha tevekkül et-
fndan kabul olunan kimsenin, bu insana zahiren ve bat-
tim. O bana yeter dedim. O
ne güzel vekildir!
nen hürmet etmesi lâzmdr. Zahiri ilitiram ona itaat et-
Hatim sözlerini akik ona dedi ki: «Ey Ha-
bitirince
mek, onunla her hangi bir mesele hususunda, aksine delil
tim! Allah seni tevfildue erdirsin. Ben Tevrat, ncili, Ze-
getirip tartmamak, mücadele etmemektir. Namaz vakit-
buru ve Furkan gözden geçirdim. Dördünün de bu sekiz
leri onun önüne koymamak, namaz
haricinde seccadesini
mesele üzerinde olduunu gördüm. Kim bunlarla amel
kldktan sonra seccadeyi derhal kaldrmak, onun huzu-
ederse bu dört kitapla amel etmi olur.»
runda fazla nafile namaz klmamak ve gücünün yettii ka-
Ey oul! Bu iki hikâyeden de örendin ki ilmini çok
dar onun emirlerini yerine getirmeye çalmaktr. Batni
ilerletmeye muhtaç deilsin. imdi Kana halûkat yoluna
ihtirama gelince: Müridden iitip zahiren kabul ettiini
girebilmek içh lüzumlu eyleri izah edecem:
batine dahî, münafklk alâmeti olmamas için, fiil ve sözü
Bilmi ol ki, Allah yolunun salikine kendisine mürebbi
ve rehber olacak ve terbiyesiyle kötü ahlâkndan kurtarp
île inkâr etmemelidir. Kabul edemezse içi uyuncayadna
kadar sohbetini terkeder, kalbinin içinde ins ve cin eytan-
iyi alüâkla mütehalli klacak (süsleyecek) bir Mürid lâ-
larnn nüfuzunu gidermek için kötü ahlâkl kimselerle gö-
zmdr. Terbiye, mahsulünün iyi ve mükenunel ohnas için
rümekten kaçnr, eytanet kirinden arnr. Her hal ü kârda
diktii nebatlarn arasnda bitmi olan yabanc otlar ve
«fakr» seçer, zenginlii deil.
dikenleri söküp atan çiftçinin fiiline benzer. Haldkat yolu-
Sonra bilmi ol kî, tasavvufun iki mümeyyiz vasf var-
nun yolcusuna, muhakkak ki onu AUahm yoluna götürecek
dr. Biri Allahu Teâlâya kar istikamet (doruluk); ikin-
böyle bir mürid lâzmdr* Çünkü Allalu Teâlâ kullarma
cisi insanlara kar sulh ve sükûnla muameledir. Aziz ve
kendi yoluna irad etmesi için onlara Resul göndermiti.
celil olan Allah ile doru olan ve insanlarla da iyi geçinip,
Hz. Kesul (sallallahu aleyhi ve sellem) itihal edince, üm-
onlara hilim île mukabele eden kimse gerçek bir sofidir.
metini Hak yoluna iradda devam etmeleri için yine Hali-
Allahu Teâlâ ile doruluk, nefsinin hazzn Allahu Teâlâ-
feler brakmt, Resûlillah (S.A.) a naib olmaya lâyüî nm emirlerine feda etmektir. nsanlarla münasebetlerinde
kimse âlim ohnak gerektir. Fakat elbette ki her âlün de
iyi ahlâkl olmak, nefsinin isteine onlar zorlamak deil
Peygambere (S.A.) halef ohaya salih deildir. Önüne ge-
lenin kendinin mürid olduunu etmemesi için, ksaca,
iddia
(15) Kibrit-i Ahmer : Ortaça kimyagerlerince çok
pürldin bâz alâmetlerini izah edeceim:
Derim ki: Mürid dünyadan ve dünya geyleriniu sevjg^i-
nadir bi^' madde olarak tannan krmz kükürt.
23
9Z
îîer §ey srasnda geîîr, cehalet örtüsü kalkar Ve anîarsm
bilâkis eriate mulalif dümediliçe nefsini onlarn istekle-
«Size âyetlerimi yakndan göstereceim. Acele etmeyiniz»
rine uydurmaktr. (Sûre 21: 37) âyetini teemmül et. Valttinden evvel bana
sual sorma. Bilmi ol ki ancak yürümekle vasl olacaksn.
AI^LAH'A KULI^UK NASIL OLUR?
Nitekim Allahu Teâlâ «Onlar yeryüzünde dolanp kendile-
Allalu Teâlâya lîullk etmenin (ubudiyetin) nasl ola-
rinden evvelki kavimlerin akbetlerinin nasl olduunu gör-
can sormutun. Bu üç esasa dayanr:
müyorlar m?» (Sûre 30: 9) buyuruyor.
1 _ eriatin emrini muhafaza etmek,
2 — Kaza ve liadere, Allahu verecei ksmete raz Ey oul! Allaha kasem olsun kî, Hak yolundan yürü-
dükçe her menzilde bir takm açp haller göreceksin. Nef-
olmak,
S —
sini feda et. Zira bu iin esas nefsi feda etmektedir. Nite-
Kendi nefsinin rzas yerin© Allahu Teâlânn nza-
kim Zünnûni Msrî (16) (Rahmetullahî aleyh) talebelerin-
sm taleb etmektir.
den bîrine öyle demitir: «Nefsini feda edebilirsen gel,
AÎJ^HA TEVEKKÜLÜ SORMUTUN : yoksa sofiliin taknlklar ile urama».
Tevekkül Allahu Teâlân vaad ettii eylerin, bütün ci-
han mfni olmaa (.»alsa da, muhakkak sana erieceine
SEKZ NASHAT :
ve takdîr edilîîieyen bir geyîn de bütün âlem yardmcm Ey oulî Sana sekiz nasihatte bulunacam. Kyamet
olsa ind-i ilâMde yazlmam olduu için sana eriemiye- gününde ilminin sana düman olmamas için anlatacam
ceine iman etîuendir, bu nasihatleri kabul et. Bunlardan dördü yaplacak, dier
dördü de yaplmayacak eylere dairdir.
HLÂSÎ SORMUTUN: Yaplmamas gereken eylerin BENCSÎ : Mümkün
Ihlâs bütün ilerini Allah rzas için yapman, insanlarn olduu kadar kimse ile herhangi bîr mes'eîede münakaa
seni övmesi sevinmemen, yermelerine de aldr etme-
ile ve mmazaraya kalkma. Zira bunda büyük zararlar mel-
mendîr. Bilmi ki, riya, halkm seni methederek büyük
ol huzdur. Günah faydasndan
büyüktür. Iliya, hased, kibir,
göstermesinden doar. Seni tazim eden halkn riyalarndan intikam, rekabet ve bunlara benzer bütün kötü luyîarm
kurtulmann ilâc udur: Onlar Allahm kudretine müsah- kaynadr. Elbetteki bir kimse veya birkaç kimse ile bir
har olan ve sana ne rahatlk ne de meakkat vermee iktir münakaaya giriebilirsin. Fakat bir artla: Bu münakaa-
dar olmayan cansz eyler olarak telâkki edersin. Onlar da maksat ve gayen hakikatin ortaya çkmas olmaldr. Bu-
kudret ve irade sahibi olarak görmekte devam edersen riya nun ise iki alâmeti vardr:
da senden uzaklamaz. 1 — Hak ve hakikatin senin dilinden açklanmas ile,
Ey oul! Sorduun dier bazlar eserle-
mes'eleîerin senden bakasnn diliyle açklanmas arasnda hiç bir tef-
rimde cevaplandrlmtr. Onlar oku. Sorduklarnn bir rik gözetmiyeceksîn.
ksmna cevap vermek ise haramdr. Bihnediklerini ören- Dinle sana burada bir düstûr öretecîim:
mek için evvelâ bildiklerînle amel etmelisin. Bilmi ol ki bir mükülün çözülmesi için tevcih edilen
Ey oul! Bundan sonra ancak kalb diliyle cevaplan- sual kalbin hastaln
tabibe arzetmek demektir. Suale veri-
drlabilecek mes'elelerî, «Eer onlar sabretmi olsalard lecek cevab da tabibin hastal iyi etmee çalmasdr»
kendileri için daha hayrl olurdu» (Sûre 49: 5) âyetine
binaen sorma. Hzr Aîeyliisselâmn «Ben sana ondan bah- (16) Zünnuni Msrî Nübyeli
: sofi. M. 860 da Badad*-
setmedikçe, bana hiç bir ey sorma» (Stoe 18: 70) meâlin- da öldü. Tasavvufu sistemlegtirdi.
deki nasihatini kendine diistur et. Aceleci ve sabrsz olm^.
96
sorar, itirazlar serdeder. Bu ahmak adam öyle bir cahildir
Ve yîne bîhiî ol kî, cahiller kalblerîîden hasta olan ki,kendine zor gelen eyin o büyük âlime de zor geleceini
kimselerdir. Alimler de tabiblerdir. Yar âlim tedaviyi yeril zanneder. ayet bu yanln idrâk etmezse, sual ve cevap-
yerinde yapamaz. Haldki âlim de her hastay kabul etmez. lar ahmaklktandr. Ona cevap vermek için bo yere u-
Belki tedavisi kabil olau ve ifâyâb olmak istidadnda bulu- rama...
nan kimseyi iyi edebilir. Hastalk müzmin ise veya teda- ÜÇÜNCÜSÜ :lîakîkat arayan bir kiidir. Büyüklerin
visi g^ayri kabil ise tabibin bu durum karsnda, hazakati sözlerini anlayamad vakit, bunu kendi anlayzlma
«Bu hastalk ilâç kabul etmiyor, onun tedavisi ile urama !>> hamlcder. Suallerini, verilecek cevaplardan istifade etmek
demek olacaktr. Zira böyle bir hasta ile uramak vakit maksadyla sorar. Fakat ne yazk kî, bu da hakikati kav-
öldürmektir. rayamayan aklsz bîr kiidir. Onunla da megul olmama-
Sonra bilmi ol ki cehâlet ad altnda dört nev'i has- lsn. Nitekim Resulullah (S.A.) «Biz peygamberler insanla-
talk vardr. Bunlardan ancak biri tedavi kabul eder, dier- rn aklî seviyelerine göre konumakla emrolunduk» buyur-
lerinin tedâvisi yoktur. Evvelâ tedavisi olmyalar sayaym: mutur.
BRNCS : Cehalet hastalna iias gayri kabil bir DÖRDÜNCÜSÜ : Tedavisi kabil olan hastaln sahibi
g^ekilde yakalanm bu kimsenin sual ve itirazlar,
olan hakikati arayan anlayl
ve akll bir kiidir. Bu kimse
onun hased ve intikam duygularndan domaktadr. Ona hased, öfke, ihtiras, dünya mallarna ve rütbelerine olan
ne kadar açk, beli ve güzel cevaplar verirsen ver, bu ballk gibi kötü hasedlerîn esiri deildir. O doru yolun
onun buz, dümanlk ve hasedini arttrr. En dorusu yolcusudur. Sual ve itirazlar da hased, înad veya karsn-
böylelerinin sualine cevap vermemendir. dakini snamak yahut mutlaka tenkit etmek arzusundan
B E Y T dolay deildir. Bunun hastal ilâç kabul eder. Bu ada-
«Bütün dümanlklar etmek mümkündür,
izale mn suallerine cevap vermekle megul olman câîzdir, hatta
Yalnz sana hasedinden dolay dümanlk edeninki müstesna.» mutlaka cevap vermek lâzmdr.
Buna yapacan en doru muamele ondan yüz çevirmen Terketmen gereken eylerin ÎKNCtSÎ ona buna na-
:
ve onu hastal ile babaa brakmaldr. Nitekim Allahu sihat vermek ve vâizlik taslamaktr. Çünkü bunun çok
Teâlâ: «Sen bizim zikrimize arka çeviren, dünya hayatn- mahzuru vardr. Bu ii iki artla yapabilirsin. Birinci art :
dan bakasn arzu etmiyen kimselerden yüz çevir.» (Sûre Söyleyecein nasihatleri önce kendin tutacaksn, ondan son-
53: 39) buyurmaktadr. ra bakalarna öüt vereceksin, tsa Aleyliîsselâma bu mev-
Hasud ve kskanç kii söyledii her sözle ve yapt olu! Önce kendi nefsine nasihat et, kabul ederse o nasi-
her ile amel tarlasnn ekinini atee verir. Nitekim Pey- hati insanlara söyle, yoksa Rabbinden utan!»
gamber Aleyhisselâm: «Atein odunlar yakp tükettii gibi, zuda söylenmi olan u
hitaba lalak ver: «ETy Meryemin
hased de iyi mahveder» buyuruyor.
amelleri yer, Vaizlik iini yapmaya mecbur kalrsan iki u
hataya
KNCS Bunun hastal ahmaklktandr. Bu daW
: dümekten sakn:
ilâç kabul etmez. Nitekim sa Aleyhisselâm «Ben ölüleri Sözlerinde, tâbirlerinde, iaret ve hareketlerinde, beyt
dirilttim. Fakat ahmak Idümseyi tedavi etmekten âciz kal- ve iirlerinde yapmack ve ifrata kaçmak. Zira Allahu Teâlâ
dm.» buyurmutur. Çünkü bu, öyle bir adamdr ki, xîek yapmack hareket edenleri, sevmez. Haddînî tecavüz etmek,
ksa bir zaman zarfnda aklî ve nakli ilimlerden bir eyler gayri tabiî veyapmack konumak insann içini harab eder
örenmeye çalr; sonra tutar, bütün ömrünü ilimleri tet- ve kalbi gaflete düürür. Tezkîrin yâni nasihat vermenin
kikle geçiren büyük âlime, ahmaklndan dolay sualler mânas, kula âhiret ateini, Hâlîkine olan kusnriarm ve
26 s
kendisîne hîç bîr fayda vermîyecek meguliyetlerle heba eriat yolundan sapmak, Allahu Teâlânn rzas lilâfma ha-
ettii ömrünü hatrlamaya sevketmek, imannn selâmetine reket etmek ve kötü huylara kar istidat vardr. O halde
miini olacak hususlar, ölüm meleinin ruhunu alaca an, onlarn kalblerine Allah korkusunu sal, onlar korkut ve
Mi'uîkir ve Nekîrin kabirde soracaklarna doru dürüst ce- karlaacaklar dehetli akibetten haberdar et. Belki böy-
vap verip veremiyecehîî, kyamet gününde halinin nice lece iç âlemleri deiir, ef'al ve hareketleri salâh ke*5beder,
olacan düündürmektir. Acaba Srat köprüsünü salimen içlerinde, g^ünahlardan rüc ederek, Allaha ibadet etmeye
aabilecek midir, yokça Cehennemin dibine mî yuvarlana- kar bir heves ve itiyâk uyanr. te
bakalarna vaz ti
caktr? Bütün bu sualleri kul derinden düünecek, ve bu nasihatta takip olunacak yol budur. Böyle olmayan her va'z
onun iç huzurunu tedirgin edecektir. Cehennemin ebedî ate- söyleyen vâize ve dinleyen cemaate bir vebâldîr. Hattâ kötü
inh galeyannn ve gelecek musibetlerin, bütün dehetle- bir vâizi, halk yolundan saptrp, artan ve onlar helâk
rîyîe anlatlmasna tezkir, yâni nasihat vermek, va'z etmek eden bir gûl (17) ve eytana benzetenler olmutur. Öyle
denir. bir vâîzden halkn kaçmas lâzmdr. Zira bu vâizîn dine
Kudretleri yettii kadar ge^en ömrü telâfi etmeleri, yapt fesad, eytan bile yapamaz. Eli yetien ve kudreti
Allaha ibadetsîz, bombo geçirdikleri günleri hayfla amna- yeten kimsenin, böylelerinî va'z kürsüsünden indirmesi ve
lar için yukarda söylenen sözleri halka bildirmek, hata- balad va'za mâni olmas lâzmdr. Bu i (emri bilmaruf
larn düünmeye sevkederek kendilerini yutacak atei ha- ve nehyi ani'l —
münker =z= iyi ileri emretme ve kötü i-
trlatmak, ite va'z budur. lerden nehyetme) cümlesîndendir.
Nasl ki, birinin evine azgn bir selin yaklatn gör- Yaplmama.s gereken eylerin ÜÇÜNCÜSÜ Emir ve:
sen ve ev sakinleri de çoluk çocuk içeride habersiz otur- sultanlarn Içlerhe karp onlarla görümemellsin. Onlarla
mu olsalar: «Dikkat, dikkat, sel geliyor, kaçn!» diye ba- yoldakarlamaktan bile kaçnmalsn. Onlarla görüüp
rrsn. Böyle nazik bîr durum karsnda sel basan evin konumann, beraber bir mecliste bulunmann tehlikesi çok-
sahibine bir takm japmack lâflar, nükteler, cinaslar, te- tur. Eer
bu ekilde yapmak zorunda kalrsan sakn onlar
bihler, beyitler, mimikler vemi haber vereceksin?
jestlerle medh ü sena etme. Çünkü Allahu Teâlâ fask ve zalim bir
Elbette hayr! te tutunuda böyle olmaldr.
vaizin hâli ve kiinin medhedilmesine gazaplanr. (Kötü ve zâlim bir)
O bu nevi bütün teklif ve tekellüften berî olmaldr. Sultann uzun yllar muammer olmasn isteyen bir kimse
kinci art Va'z ederken halkn senin belâgat ve fe-
:
muhakkak ki, Allahn arznda gimah ilenmesini ve evâ-
sahatin karsnda «Aman bu ne kudretli hatib» diye ba- mir-i ilâhîyesine itaatsizlik edilmesini istemitir.
rualarm, alamalarn, vecde gelip comalarn, taknlk Yaplmamas gereken eylerin DÖRDÜNCÜSÜ Emir- :
yapmalarn, meselâ üstlerini balarn yrtmalarn mucib lerin ve hüliümdarlarn atiye ve hediyelerini helâl olduunu
olacak eyler yapma ve bunlar isteme. Zira böyle eyler bilsen de kabul etmemendir. Zira onlar kabul etmek dine
dünyaya meyildir ve gafletten doar. Aksine, senin bütün fesad verir. Müdahane, riyâkârlk ve zulümlerine muvafa-
çalman ve azmin insanlar, dünyadan ahirete, masiyetten kat dourur. Bunlarn hepsi de senin dinin için bir tehli-
ibâdete, hrstan zühde, cimrilikten cömertlie, üpheden ya- kedir. Onlarn hediye ve menfaatlerini kabul etmenin ve
kîne, gafletten uyankla, gururdan takvaya davet olma- dünyevî nüfuz ve iktidarlarndan istifade etmenin en az
ldr. Ahireti onlara sevdirmelî, dünyaya ise kymet verdir- scarar udur ki; böyle yapmakla sana faydalar dokunduu
memelisî. Onlara itaat ve zühdü tattrmalsm. Sakn onlar,
sadece Allahu Teâlânn kerem ve rahmetine güvenmeleri (17) Gûl Heyulâ, felâket, cin taifesinden, eklini de-
:
hususunda tevik etme! Çünkü halkn tabiatlarnda ekseriya itirebilen bir varlk.
»9 «9
için onlar sevmi olursun. Birini seven kimse, bîzzarure Ey oul! imdi söyliyeceim u bîkaç sözü de can ku-
o ahsn uzun ömürlü ve payidâr olmasn arzular. Bîr zâ- la ile dînle ve halâs bulup felâha vermek için teemmül et.
limin dünyada çok yaamasn arzu etmek ise Allalu Teâ- Günün Sultann
birinde, bir haftaya kadar seni ziyaret
lânm kullanla zulüm edilmesini ve dünyann mahvn iste- edeceini haber alsan, çok iyi biliyorsun ki, bu müddet zar-
mektir. O hâlde insann akbeti ve iman için bundan daha fnda, hemen evini derler toplar, kendine bîr çeki düzen
zararl ne olabilir. Kendini eytann ifalâtndan koru ve vermeye gayret edersin. Meselâ, Sultann nazarna çari)mas
bilhassa: «Bu iin en dorusu bu yüksek ahslardan o pa- muhtemel olan elbiseni, vücûdunu, evini ve eyalarn slâla
ralar alarak fakir ve kimsesizlere datmaktr. Zira onlara çalrsn. O halde imdi iaret etmek istediim eyi iyi
fsk ü fücûr ve mâsiyet sebebiyle datyorlar. Sen ise in- düün. Sen anlayl br kimsesin; firâsetli kimseye tek bîr
sanlarn zayflarna infak için datacaksn ki, böylelikle göz kâfidir, Kesulullah Sallallalu aleyhi ve sellem «Muhak-
onlardan daha hayrl olursun.» gibi sözlere »akn aldanma, kak ki, Allah sizin dgörünüünüze ve amellerinize, bak-
lanetlenmi eytan bu nevî vesveselerle insanlardan bir maz, fakat kalblerinize ve niyetlerinize bakar» buyurmu-
ço:unu helâke sürüklemitir. Bu tarz düüncenin sebep ol- tur. Kalbin ahvâlini örenmek için îhya'ya ve dier eser-
duu zarar ve ziyann haddi hesab yoktur. Bunu (hya') lerime bakarsn. Bu bilgi farz- ayndr, dier bilgiler ise
isimli eserimizde zikrettik. Oraya bavur. abdest, namaz gibi farzlar müstesna, birer farz- kifâyedir.
UYMAN CABEDEN DÖRT NASHAT: Allahu Teâlâ bu bilgiyi tahsile seni muvaffak klsn!
1 —
Allahu Teâlâ ile muamele : 4 — Dünya malndan istiyecein miktar :
Allah Teâlâ
ile olan muamelede, sana muti' olan ve Dünya inalndan sana ve aileu» bir sene yetecek kada-
yaptklarndan memnun ve raz olduun ve öfkelenecek, ca- rndan fazkiHiii topkna. Nitekim Aleyhlsselâtlk vt^NHelâm
nn skacak hiç bir ciheti olmayan kölen gibi ol. Muhakkak Efendimiz baz lalar ile böyle yapard vo < A lahm
kîbu kölenin yapmasna raz olmadn bir fiili senin yap- Mulummedln âlinin n/,l(i ntthna UAl'i klt dlyo iynft
mana Allahu Teâlâ da raz olmaz. Gerçek Efendin ancak öderdi. Ilnn da Hadeer kalllurl /.yr olan /evrolerl.yle ya-
O'dur. par, lnanlar yaknl olan luhr rin bir V4\> yn
2 — însanlarla münasebetlerin : gihk rzk temenni el inekle ktH' edrrdl.
nsanlarla olan münasebetlerinde, onlara kendine yapl- Ey oul! U
kitapta istediklrrlno rrvap vrrdii. »innll
masn istediin muameleyi yap. Çünkü bir kulun iman, sana düyen onlarla aeL etmen ve hayr dualarnda beni
dier insanlar kendisi gibi sevmedikçe kemâle ermi sa- unutmamandr. Benden istediin duaya gelince, onu Haitili
ylmaz. ve muteber hadis kitaplarndan çkarabilirsin. Bununla
3 — Faydal bilgi hakknda : beraber aaya yazdm duay skntl anlarnda ve bil-
Okuduunve mütalâa ettiin ilimler daima kalbine fay- hassa namazlardan sonra oku :
8S