You are on page 1of 81

"Ulysses" ve "Picasso"

Dzerine Denemeler

C.G. JUNG


OOSlJl
DO$iln Yaymc1bk
S1racevizler Cd. 4719 Si�li - ISTANBUL
Tel: (0212) 225 54 38

OOSLn
DUSON YAYINCILIK

inceleme, Ar�1rma Dizisi: 4

Jung'un Denemeleri

Ceviren: Mazhar Candan


Kapak: Bulent Engez

Karde�ler Basunevi - Istanbul 1995 Tel: (0212) 520 69 57


Oz.demir Ciltevi - Istanbul Tel: (0212) 513 79 94
Dizgi: Du�n Yaymc1hk Istanbul Tel: (0212) 225 54 38
-

ISBN 975 - 7275 IO 7


- -
SUNUS

Jung, bu Deneme'leri kaleme ald1g1 1 930'larda, 65


ya�mdayd1. Joyce'dan alt1, Picasso'dan be� yd daha ya�hyd1.
Boylesi bir il�lilniln, birbiriyle neredeyse e�zamanh ili�kileri
sanat dilnyas1 baglammda �ok onemli bir kazan1m saglamas1
yanmda, sonraki ku�aklarca, birbirlerini yans1tmalan
nedeniyle de �ans saydmah.
Jung'un sanat�dar ve yaratdan ilzerine yapt1g1
incelemelerden yalmzca bu iki bolilmil se�i� nedenim; bu iki
sanat devinin -Jung, soz konusu iki sanat�1yi, sanatm iki ayn
kolunda ilriln veren karde� ruh sayar- yarat1cd1k yanlannm
ve ilrilnlerinin �ok btiytik yankdara ve tart1�malara yol a�m1�
olmas1yla birlikte, (Picasso'nun Mavi ve Pembe Donemleri,
Zenci Sanatl, Ktibizm, Soyut ak1m gibi birbirini izleyen
devrim yapan yarat1c1 donemleri, Joyce'un "A portrait of the
Artist as a Young Man", "Ulysses", "Finnegan's Wake" gibi
yap1tlan dil�ilnillmeli) otedenberi �ekim gil�lerini kendi
benligimde duyu�umdan kaynaklanmakta. Onlann sanatsal
gizlerine bir de, devrimci bir tinbilimcinin gozleriyle bakmak
istedim . . .
Sanatsal yaratl alanlanmn hi�bir smm olmamas1
gerekir. Bir sanat ak1mmda ya da sanatsal yarat1mda bir
devrim ne denli iyi anl�dabilmi�se ve de ozilmlenmi�se,

7
�llmas1 i�in gereken ortam da haz1rlanm1� demektir. Ote
yandan, anlat1 ve yaratl s1mrlanmn zorlanmas1, her defasmda
sanat tarihiode ·anl�llmuhklara, bir b�ka deyi�le
gelenekle�mi� anlay1�lann tepki ve engellemelerine
ugram1�tir. Bu gidi�le, dahice yap1tlann Ozerine, daha pek
�ok karga�a, tart1�ma ve incelemenin bizleri bekledigi a�1k.
Geriye, sanat yap1tlanmn - Ozerimizde birakt1klan bOyOsel
etki ya da kekremsi, irkiltici tortu, her ne olursa olsun­
anlamlanna, hi�bir k1sitlamamn golgesi altmda kalmaks1zm
ul�may1 ummak ve denemek kahyor. Hiro�ima'da
incelemeler yapmakta olan bir gurup Arnerikal1 Doktorun
ona duygulanm sorm.alan Ozerine, bir Japon doktor onlan �u
Japon atasoztiyle yamtlam1�t1: "Art1k evim y1klld1gma gore,
dolunay1 �ok daha rahat gorebilirim."
M. Candan

8
CARL GUSTAV JUNG - Kimligi, Ya�am1 . . .

isvi�reli psikiyatr (Dog. Thurgau, 1 875 . Oltim. Ziirih


"yakmlannda Kusnacht.). l 900'de ogrenimini tamamlad1ktan
sonra, Ziirih Oniversitesi, psikiyatri klinigi Burghozli'de E.
Bleuler'in asistam oldu. Cah�malanm Bleuler'den ogrendigi
S . Freud'la Viyana'da tam�t1ktan sonra, onunla yakm ili�kiler
i�inde oldu. Salzburg'da toplanan ilk psikanaliz kongresine
katdd1 ( 1 908) ve Freud'la birlikte Amerika'ya gitti (1 909)?
Numberg ikinci psikanaliz kongresinde kurulan Uluslararas1
psikanaliz demeginin ilk b�kam se�ildi . 0 donemler Jung'a,
S . Freud'un ard1h goztiyle bakdma' ktayd1. Freud'un
gorti�lerinden, (Libidonun Degi�imleri ve Simgeleri. 1 9 1 2)
admdaki yap1t1yla -Ozellikle libidonun yap1s1 konusunda- ilk
kez uzakl�t1g1m gosterdi.

Jung'a gore libido "y�amsal enerji"nin ruhsal duzeydeki


anlat1m1yd1 ve yalmzca cinsel kokenli degildi. 1 9 1 J'de
Freud'dan kesin olarak kopan Jung, kendi yontemine
"Coztimleyici Ruhbilim" ad1m verdi. Bireysel bilin�d1�mdan
ayn olarak kolektif bir bilin�d1�1 kabul etti ve Psychologische
Typen -ruh tipleri- 1920 adh yap1tmda bu kavram1 daha
aynnt1h bir bi�imde ele ald1. insanhgm binlerce ydhk
deneyim birikimini simgeleyen kolektif bilin�d1�1 birtak1m

9
ilkomekler arac1hg1yla kendini duyurur: bunlar, n1yalarda
oldugu kadar efsane, masal ya da evrendogum oykiilerinde
de hi� degi�meden kar�1m1za �1kan ayncahkh temalardir.
Jung, ilk omekler arasmda anima (Her erkekte bulunan di�il
ilke), animus (her kadmda bulunan eril ilke) ve golge'ye
(bireysel bilin�d1�m1 belirten kara bir nitelemeyle ayirt edilen
dti�sel imge) ozel bir yer verir. Jung'un, Freud'unki kadar
sistemli olmayan ve yonlendirmeyi hekime birakan sagalt1m
yonteminde ama�, hastaya ki�iliginin kokleriyle yeniden bag
kurma olanagm1 vermek, benligine kavu�masm1, yani
ruyalarda kendini gosteren ilkomeklerin gereklerini
kavramasm1 saglamaktir. Freud'un tersine Jung,
yeti�kinlerdeki ruhsal rahats1zhklar da �ocukluga belirleyici
bir rol tammaz ve bu rahats1zhklan ki�i ile d1� dtinya
arasmdaki bir diyalektige gore tammlar. l 944'de yay1mlad1g1
Psychologie und AJchemie (Ruhbilirt} ve simya) adh yap1t1yla
Jung yeni bir doneme girdi : Klinik �ah�malanm birakarak
etnoloji, din felsefesi ve simyayla ilgilenmeye b�lad1.
l 958'de, Jung'un yontemini uygulayan hekimlerin bir araya
geldigi Uluslararas1 Coztimleyici Ruhbilim Demegi kuruldu.

10
C. G. JUNG'UN SANAT VE SANAT<;I UZERiNE
GORDSLERi I

Bir edebiyat ele�tirmeni ile tinbilimcinin, bir sanat yap1t1


kar�1smdaki tutumlannda kokten aymm oldugunu ileri sOren
Jung, ele�tirmen a�1smdan kesin onem ve deger �1yan
noktalarda, tinbilimcinin uzak ve ilgisiz kald1gma i�aret
etmektedir. Dzerlerinde tart1�ilan sanat yap1tlan, genellikle
tinbilimcinin de ilgi odaklanm olu�turdugu a�1kt1T.
Sozgelimi, Moby Dick'i en btiyiik Arnerikan romanlarmdan
sayan Jung, psikolojik ama�lar t�1mayan kimi yap1tlann,
ger�ekte tinbilimcinin onOne t1pk1 sozti edilen yap1tta
oldugunca, 'kat1ks1z safhkta' tinsel a�1klamalar getirdigini
soyler. Ote yandan, �iirle analitik tinbilimsel ar�t1rmalar
arasmdaki ili�kiler Ozerinde durmakta Jung; ozellikle ku�ku
gotilrrnez baglantilan gozler onOne sermekte. Bu gorO�lerin
1�1g1 altmda, sanatsal olgunun; insanm bir otekine etkinlikleri
baglammdaki tinsel gOdOlerden kaynakland1g1, bu nedenle
de, tinbilimsel konular i�ine girdigi soylenebilir. Her ne
kadar, yakl�1mlar, psikolojik bala� a�1smdan �ok kesin
sm1Tlar i�inde tutulsa da. . .
Bir tinbilimci, sanatm ne oldugu konusuna asla yamt
veremez, ancak ona duygusal etkinliklerine ili�ik yonlerinden

I. Thi Spirit in Man, Art and Literature: C. G. Jung

11
yakla�1m saglar. Aym aymm, dinsel konular soz konusu
oldugunda da gei;erlidir. Dinsel konulardaki olgular, duygu
ve simgeler ortaya i;1kt1ki;a, tinbilimcinin yak1�1mlanna
uygun alanlar ortaya i;1kanrlar. Neresinden bakilsa, din ve
sanat ai;1klanabilir olgulardan sayilabilseydiler, tinbilimin
yalmzca onemsiz hirer alt boltimilnil olu�turabilirlerdi.
Stirekli ahntilar yaptlg1m1z, ad1 gei;en incelemelerinde
Jung, �oyle yaz1yor: "Sanat, dogas1 geregi bilim degildir.
T1pk1 bilimin de, dogas1 geregi sanat olam1yacag1 gibi. Usun
bu iki yanktiresi kendilerine ozgil 'mod' (tarz, bii;em)ler
t�irlar. Sanat ve bilim arasmdaki koklti aymmm, beyin
ilzerinde bu denli zorlay1c1 etkisi olmasayd1, sanat ve bilim,
birbirinden ayn incelenmesi gereken konular ii;ermeyecekti.
Yine bu nedenlerle, tinbilimcinin sanat ilzerine soyleyecegi
�eyler, sanatsal yaratlm a�amas1yla sm1rh sanatm ozil ile
ili�kili olm1yacaktir. Varsay1yoruz ki, incelemeye ald1g1m1z
sanat ugr�1 simgesel oldugu denli kaynagm1 sanati;mm,
ornegin �airin, ki�isel bilini;d1�mdan degil, insanhgm ortak
miras1 olan bilini;d1�1 mitolojik alandan almakta. Bunu, ki�isel
bilini;d1�mdan ay1rt etmek ii;in, 'kolektif bilini;d1�1' diye
adlandmyorum. Ai;1khk adma, sanatsal yaratmm bir tarzmm
'psikolojik', bir oteki yanmm da 'mistik' olarak
tammlanmas1m istiyorum. Psikolojik mod, insanm bilini;li
y�ammdan ahnan verilerle i;ah�ir - onemli deneyler, gtii;lti
heyecanlar, acilar, tutkular ve genelde insanm yazg1sma
ili�kin her�eyle. . . Bunlann tilmil, diyelim �airin ruh
durumuyla ortil�ilr, genel ortamda �iirsel deneyim dilzeyine
i;1kart1hr ve gtinltik y�amda irkiltici olmalan nedeniyle
gozard1 edilen olu�umlardan daha canh bir bii;imde

12
bilgilenmemizi saghyarak, insan sezgisinin gOcOnO a�ddar.
Bu tip yarat1mm hammaddesi insan bilincinden ahmr, onun
yinelenen sevin�lerinden ve acdanndan ama yalmzca �air
eliyle bi�imlendirilir ve a�1klamr. Burada tinbilimciye dO�en
i� yoktur -belki, Fauszt'un neden Gretchen'e �1k oldugunu
ya da neden Gretchen'in �ocugunu oldOrdilgunO a�1klamam1-
zm istenmesi d1�mda-. Bu tilr konular insanhg1 olu�tururlar�
milyonlarca kez yinelenirler, mahkemelerin ve su�lamalann
gizli tekdilzeligini olu�tururlar� �OnkO, kendi i�lerinde
kendilerini a�1klamaktadtrlar." 1
Jung'a gore, sanatm yaratlm silreci, ilkomek imgenin
bilin�d1�mda eyleme ge�mesi ve bu imgenin ozenle i�lenip,
tamamlanm1� bir· �ah�ma olarak bi�imlendirilmessiyle ortaya
�1kmakta. Ona bi�im veren sanat�1, onu varolan dile
�evirmekle y�amm en derin kaynaklanna uzanma olanagi
kazand1rmakta bizlere... Sanat boylelikle �agm ruhunu
silrekli olarak egitmekte, en bOyOk yoklugu olan bi�emleri
uyand1rmaktadtr.
Sanatm bir yanmm da y�m karanhk yOzO ile ili�kide
oldugundan soz eden Jung, peygamberlerin ve kutsal
ki�ilerin de bu kaynaktan beslendiklerini ekler. "St.
Augustine" �oyle der� "Senin (tannnm) yap1tlanm
dO�Onerek-konu�arak ve hayran olarak daha da yOkseliriz.
Boylece kendi ruhlanmm da q1p Slllll'SIZ . zenginligin
varoldugu o bolgeye ulqmz ki, oras1 senin (tannnm) 1srail'i,
ger�egin meyvesiyle silrekli b�ledigin yerdir..."2 Ancak bu
soz konusu bolgenin kurbanlan da vardrr� zamanlann

I. Ag. kitaptan psik.oloji ve edebiyat.


2.Ag.K.:�.
13
yOzilnO karartan kotO gO�ler, ydocdar ve ate�in yamna �ok
fazla yakl�m1� olan �dgmlar.
Bu y�amm karanhk ve bilin�otesi yan1 o denli bilinmeyen
degildir. insan onu, belleginin otesinden bilmektedir.
Yalmzca gizem ve dogaotesinden korku nedeniyle ona sayg1
kazandmlm1�tir. Sair, bu karanhk yOzlO gO�lerin ve tannlann
gorOntOlerini arasira yakalar. insanm yazg1smm insanOstO bir
orgO i�inde nasd h1zlandmld1gmm gizini ve anl�dmaz
olu�umlann varhgm1 duyumsar. Ktsacas1 �air, ilkel insan1
ydgiya salan, ote yandan da en bOyOk umudu olan tinsel
dOnyanm 1�1gm1 yakalar. Dogalhkla, insanm yeni bulgulanm1�
korkusu olan giz korkusunun ve oz4ek�i bakt� �1smm; ilkel
bOyOler ve hayalet korkusu baglammda ar�tmlmas1 ilgi
�ekici bir konu olu�turmaktadir. Derinlik psikolojisinin
��1rt1cd1gmm ve yaratt1g1 �iddetli direni�in, konumuzla ilgisi
bulunmad1gi soylenemez.
SoztinO etmi� oldugumuz bu "mistik" katthmm i�ine
dalmak, sanat�1 yarattmm giziyle ve bOyOk sanat yap1tlannm
Ozerimizde birakt1gi etkilerle olanak kazamr, ki bu art1k
ki�isel bir mutlulugun ya da kederin degil, kolektif y�amm
gostergesidir. i�te bu nedenle, her bOyOk sanat OrOnO
nesneldir, ki�ilik izi �1maz ve de eylem kaynag1dir. Ve yine
bu nedenle, sanat�mm ki�isel y�am1, onun yarattc1 niteligi
i�in temel olmayip, bir yard1mc1 ve ipucu olmanm otesine
ge�mez. inan� yolundaki bir ki�i, iyi bir yu�, bir salak ya
da bir su�lu olabilir. Ki�isel meslegi ilgin� ve ka�mdmaz
olabilirse de sanattm �1klayamaz bu.
Yarattc1 ki�i, bir �ift yonlologo Ostlenmi�tir ya da en
azmdan birbirine k�1t ozelliklerin bil�imidir. Bir yandan,

14
ozel bir y�anu yOklenmi�tir, ote yandan ki�ilik ta�1mayan
yarat1c1 bir silre�tir. Bir insan olarak saghkl1 ya da saghks1z
olabilir ama, ki�isel psikolojisi, ki�isel ko�ullan baglammda
a�1klanabilir. Bir ingiliz beyefendisinin ya da Prusyah bir
memurun ya da bir Kardinalin y�am tarzm1, ki�isel etkenlere
indirgersek bOyOk bir yamlg1ya dO�mO� oluruz.
Bunlann (yani beyefendi, memur, yOksek din gorevlisij,
tilmilniln de ki�ilik t�1mayan gorevliler olarak, her rolon
kendine ozgil nesnel psikolojileri vardtr. Sanat�1 ise, bir
memur ya da gorevlinin tam tersi olmasma kar�m, otekilerle
arasmda yine de gizli bir benze�im soz konusudur ancak,
sanat�1 psikolojisinin, ki�isel olanlardan daha kolektif bir
yap1s1 bulunmaktadtr.
Sanat, oylesi bir i�sel gil�tilr ki, insan1 ku�at1r ve onu
kendine ara� durumuna sokar. Sanat�1, sanatm1 kendi
ama�lan i�in, kendi ozgilr istemince kullanamaz ama sanatm
ama�lan i�in kendini ona kullandmr.
Bir insan olarak duygulan, istekleri ve ki�isel ama�lan
vardtr, ama bir sanat�1 olarak, daha yOksek anlamdaki
'biri'dir-kollektif ki�i'dir ve insanhgm bilin�d1�1 tinsel
y�ammm arac1s1 ve kil�Ok bir par�as1dtr. Ugr�1 kimi kez
oylesi agtr bir yOk durumuna gelir ki, mutlulugu i�in -ve
stradan bir insanm y�am1 i�in- vazge�ilmez olan pek �ok
�eyi bu ugurda feda eder.
Son olarak, sanat�1 i�in t1pk1 R. G. Carus'un dedigince;
"Dehanm ortaya �1kt� yollan gariptir, oylesine etki altmdad1r
ki, bu durum onu otekilerden soyutlar; ozgilrlilgu, oz
dO�Onceleri bilin�d1�1 tarafindan ku�attlm1� ve tutulmu�tur --o
billn�d1�1 ki, dehanm i�indeki gizli tanndtr- boylece, ona

15
dogru akan dil�ilnceler ii;inde, hangi sona, nereye dek ve
nedenini bilmeksizin, silrekli bir yiikselme ve geli�me
ii;tepisinin etkisi altmda, i;ah�maya ve yaratmaya yiikilmlil
biridir 0." ... 1

l.Ag.k.:�.

16
JUNG, JOYCE VE "ULYSSES" OZERiNEt

Y�amoykilsO saydagelmi� bir yap1tmda �oyle yaz1yordu


Joyce; "Yalmz kalmaktan, bir b�kas1 i�in terkedilmekten ve
btrakabilecegim neyim varsa btrakmaktan korkmuyorum. Bir
yanh� yapmaktan korkmuyorum, bOyOk bir yanh� yapmaktan
bile, y�am boyu bir yanh�, belki sonsuz denli uzun bir
yan11�... ,,
YeryOzOnOn hemen rum "k�if'lerinin goze ald1klan bir
y�am bi�imini, Joyce'un yukandaki, ozellikle son
rumcelerinde gormek olas1d1r. Diyorum, acaba Jung'un da
ilgisini �ekmi� miydi bu sozcukler? Ku�kusuz oyle olmal1 ve
bu baglamda ele almmal1yd1 "Ulysses" de...
Joyce'un anlat1smda, insanm y�amla olu�turdugu -pek
kolay �OrOyOp de kopabilen- baglan, hep bulundugu
ortamdan ve sur�ten ka�an imgelemi; usun, anlatI
duzlemindeki soyut metaforlarla ancak yakl�bilen rum
karm�as1, dolays1zca -ama�s1zca da denebilir- kag1da
ge�irilmi�tir. Oyunculann her soluklam�lannda aralanndaki
goze gorOnmez perde, onlan birbirinden bile gizler,
degi�tirir, ancak o sure� i�inde y�am sump gitmektedir.
<;ogunlukla bayatlam1� bir dilim peynir-ekmek'le ge�i�tirilen,
I. Yukandaki notlar, Jung'un, Ozellikle "Ulysses" Ozerine yamu§ oldugu denemenin
�viri �1§1118SI sll'BSmdaki izlenimsel da§Oncelerimden derlenmi§tir. Paylafmayi
diledim.�

17
�iftle�e, sav�, dogum, olilm gibi zorunlu kii�ilk
arahklardan sonra yine o bildik, kekremsi, bezdirici oyunu
kald1klan yerden silrdilrmeye gorevlendirilmi�lerdir tiim
oyuncular.
Ger�ekten de okur; bo� saydabilecek bir s1mrs1zhkta, irili
ufakh benze�leriyle, �imdilik anlams1zca ve ama��1zca gibi
gorilnen bir yone dogru kayip giden yer kiire ilzerindeki -
b�1 sonu yine belirsizlikle �evrili y�am i�in ortaya koyulmu�
bir ayna ile kar�1 kar�1ya oldugu duygusundan hi� kurtulmaz
bo�lugu, sonsuzlugu ve sa�mahg1 birebir yansdayan bir b�ka
yap1tla kar�1 kar�1yadtr ilstelik, bunun bilincinde olsun ya da
olmasm.
Gece gogunde, bir an i�in, tek bir yild1za takdabilir goz;
biltiin ugultunun arasmdan tek bir sesin aytrdma varabilir
kimi; ve birden bireyin �ok oznel ve nice yapayalmz bir
evren i�inde yutulup gittiginin de bilincine eri�ilir.
T1pkt bir sozcilk denizinin kimi kez bir ninni gibi, kimi kez
kopilk kopilk dalgalam�1dtr tiim Joyce. . .
Belki de "Portrait"de yazd1g1 gibi "O, sozcilklerin ritimle
inip �1kt�lanm mitologya ve renk �agn�1mlanndan daha �ok
seviyordu." "Portrait" deki deyi�iyle "Ulysses" ve "Finne­
gans"da, yepyeni ve yilkseklerde u�an, gilzel, duyumlana­
maz, yok olmaz bir�ey yaratmayi kurmu�tu o.
Ulysses gibi, silrgiln etmi�ti insanlann, ana-babasmm bile
dilnyasmdan kendini, Dedalus denli de kumazhk doluydu
kafas1 ilstelik. "O yalmzd1. Kimsenin ilgisini �ekmiyordu,
mutluydu, y�amm yilregine de yaktnd1."
En b�ta �unun bilincine varm1�t1 Joyce. . . Kimse kimseleri
gormilyor ve tamm1yordu ger�ekte, kendi kendini bile.

18
Kimselere, anasma bile yakml�am1yacag1 bilgisi, ona
�evresini, yurdunu, dinini, dilini bile birakip gitme gilctinti ve
gerek�esini verdi. .Ne var ki, ge�mi� y�antdann, gelecege
damgasm1 vuran, tutsak alan etkinligine yeniktir insan. Bildik
olana b�kaldirsa da, bo�unadir. Dublin'ini tlpki bir karabasan
gibi, hep i�inde t�1m1�tlf Joyce da. Y azg1ya kar�1
gelinemiyorsa, onu tammlamak, yapay zirhlanndan,
gizlerinden soyup da gozler ontine sermek: i�te bunu
ba�arabilmeliydi en azmdan. Umut, korku, sevin� ve bunlann
nice btiytik rakamlara ul�an paydalannm bo�unahgi
�1kmahyd1 ortaya. Bir ara�, belki bir b1�ak gerekliydi eti
kemiginden s1y1rmak i�in; bu b1�ak da diliydi Joyce'un -
btittin dilleri ku�atan ve yads1yan dili...
Bir sertiven degildir y�ak. Sertiven ogesi �1maz
hi�bir anlat1s1 Joyce'un. Sertiveni arayan, yaratan ve y�ayan
insandir. Onun, ki.i�Ok boyutlarda olsalar da se�ip, btiytite�
altma stirdtigu y�am par�ac1klanndaki anlat1s1, herhangi bir
insanc1gm bir �1kmaz sokakta b�layip yine orada bitse bile,
hi� bir oyki.iye s1gmayacak y�oyki.istidtir.
Kap1 �atlaklanndan, anahtar deliginden stiztiltip gelen d1�
gortintti ve seslerden �ok, kendi i� dtinyasma, tekil
soyle�isine �evirmi�tir rum dikkatini o. Dublin heryerdir ve
hi�bir yerdir onun i�in. T1pki "Odysseus" sozctiguntin,
"Outis" ve "Zeus", yani "Kutsal Hi�kimse" anlamm1
t�1d1gmca...
ince, 1smrcasma gergin dudakh, b�ma azic1k one egik,
igreti ili�tirilmi� fOtr �pkas1, kalm mercekli gozltikleri
ardmdaki kimdt1s1z baki�lanyla fotograflanndan bize bakan
bu adam; "Ben kollanmda yeryOztine daha gelmemi�

19
giizelligi s1kmak istiyorum... " diye yaziyordu. Ote yandan,
ileri y�lannda bile, bir b�kaldm belirtisi ya da onuruyla,
ceketinin cebinde dantelli bir kadm kiilotu t�1d1gi soylenen
bu adam ger�ekte "hi�kimse"dir, kendi kendisidir, ulusal ve
dti�sel boyutlardaki sertivenci biridir. Giacomo'dur,
Ulysses'dir, Dedalus'dur.
Adm1 odtin� ald1g1 o atmacams1 adamm, Daidalos'un
korkusunu duya duya, sogut orgiisti kanatlarla ki�isel
bo�luguna birakt1g1 gibi kendisini - i�inde Ulysses'in yittigi
koca bir Okyanus gibidir tek bir giinltik y�am da...
insanoglunun duygu derinliklerini tistlerinde ortii
kalmayas1ya a�ma ve ruhsal karm�alan a�1klama
�abasmdaki bir tinbilimci olan G. Jung'un, Joyce kar�1smdaki
tavn �ok ilgi �ekici. Jung i�in, tinbilimsel a�1klamalara
keyifle giri�ebilecegi, rahatl1kla yakl�dabilecek bir yap1t
degildi Joyce'un "Ulysses"i. Yaymlan1�1yla birlikte, okur
�evresinde yaratm1� oldugu kan�1k ve �ogunlukla olumsuz
tepkiler bir yana, bu yap1tm kapsad1g1 mitsel ve tinsel alan,
Jung'u boylesi bir �ah�maya zorunlu kdm1� olmah diye
dti�tintiyorum.
Ger�ekten de, "Ulysses"in i�erdigi -anlam, bi�em ve dil
konulanndaki- gii�ltikler ka�1smda, kimi anlar umars1zhgm1,
ofkeli bir dille a�1klar Jung.
Jung, ozellikle Joyce'un "Ulysses"indeki sanatsal anlat1m
gucu kar�1smda kendini d1�lanm1� gormekte. Onu,
yediytizotuzbe� sayfa boyunca okurunu -altmdan ne �1kacak
diye- ktvrandiran, yani hor goren ve sonu�ta yine de
hi�bir�ey vermeyen, �ok verimli bir tiretkenlikle hi�lik tireten
bir yazar olarak tammlamakta ve yakmmakta.

20
"Sanat�1, yaratan Tann gibi, yap1tmm i�inde ya da
arkasmda ya da otesinde ya da ilstiinde kahr, goze
gorilnmez, varolu�un d1�ma annm1�tir, ilgisizdir, bir kenarda
t1maklanm keser." Ttimceleriyle alayc1, horgoren, gorilnmez
kalma sav�1m1 i�indeymi� gibi bir gorilnilm i�indeki Joyce;
tinbilimsel alamn d1�ma s1zarak Jung'a kar�1 direnmektedir.
Jung'un onilnde kala kala bir bagirsak kurdunun, kendisini
durmaks1zm yineleyi�ini ammsatan sahneler kalmaktadir.
"Uyandird1g1 btitiin imgeler yalanc1yd1. Zihni h�arat
doguruyordu. Dti�ilnceleri miskinlik terinden dogma
bitlerdi." tiimcesi, Jung'u da i�ine alan rum okur kitlesini
neredeyse sarakaya ahyor gibiydi.
Evet, her�eyin de otesinde, ac1 bir ironi t�ar Joyce'dan d1�
dilnyaya. Ger�i ama�lad1g1 bir nitelik degildir ironi. K1sacas1,
bi�emi ya da anlam1 ilzerine bir kesin yarg1ya ula�mak -yani
onu ar�ivleyip de rahatlamak- hi� olas1 degil.
Damakta b1rakt1g1 tad, Lautreamont'da oldugunca kekre
elbet. Arna bir ag1ttan, kinden, i� dokil�ten, savdan,
yargilamadan soz etmek yetmez Joyce denince.
Joyce denince, dipsiz bir bo�luk yilzilne dogru esner sanki
okurun; nemli, soguk ve otelerin korkusuyla dopdolu ...

Mazhar Candan

21
"ULYSSES" BiR MONOLOG (1)

Benim, J. Joyce tizerine 'Ulysses' b�hkh yaz1m; Homer'in,


kumazca, ustaca aldatmacalarla Tann'lann ve insanlann o�
ve dti�manhklanndan s1ynlmayi b�anp da nice sertivenden
sonra yurduna, ailesine donen o dtizenci, firtmah
kahramamyla pek ili�kili degildir. Joyce'un Ulysses'i,
ge�mi�teki ad�mdan �ok farkh olmanm otesinde, ancak
algilay1c1 edilgen bir bilin�, yalmzca bir goz, kulak ve ag1z
dtizeyinde kahyor, hi�bir se�im �ans1 bulmaks1zm fizigin ve
fiziksel olaylann bagiran, karm�1k, �ilgm �avlanm1 bir
duyumsal sinir ucu olarak ahyor ve kaydediyor, tistelik btittin
bunlar fotografik bir dogrulukla ger�ekle�iyor.
Y ediytizotuz-be� sayfay1 dolduran bir yap1t Ulysses;
yediytizotuz-be� sayfahk bir zaman aki�1 ki, ttim i�erdigi,
herhangi bir insanm y�ammdaki tek ve anlams1z bir gtinti
-Dublin'de ttimtiyle konu d1�1 olan 1 940 y1hmn 16 Haziran
gilntinti kapsar. Oylesi bir gtin ki, ger�ekten de, hi�bi�ey
olmam1�tir o giln. Bo�luktan dogup yine bo�luga varan bir
aki�. Belki de, insan y�ammm ger�egi tizerine upuzun ve
�m karm�1k, tek bir Strindberg'ce bildiridir bunlann ttimti,­
okurun yilgmhgma hi�bir son vermeyen bir bildiri. Ve ola ki,
bir ger�ege dokunuyordur bunlar, ku�kusuz, y�amm onbin
ytizeyine ve onlardan ytizbin renk tonuyla yans1yan bir

23
ger�ege... Gorebildigim kadanyla, bu yediytizotuzbe� sayfa­
da, a�1k se�ik bir yineleni� yok, uzun acilar �eken okurun
durup dinlenebilecegi tek bir kutsal ada bulunmuyor; �1p
geldigi yollan doygunlukla dil�ilnebilecegi, amlanyla keyif­
lenecegi ytiz ya da daha az sayfahk soluklanabilecegi bir yeri
yok. Noktalanabilecek bir siradan yer bulunsayd1, umulmad1k
biryerlere, yeniden kayip da dil�illmeyecek. Arna hayir.
Ac1mas1z a�, duraks1zca yuvarlan1p gider. HIZl ve k1vam1
son kirk sayfada, oylesi artar ki, noktalama i�aretlerini bile
silip silpilrilr. Oylesi dayamlmazdir ki tilmceler, bogucu
bo�lugu patlama noktasma ul�tmr. Bu tilmilyle umutsuz
bo�luk duygusu, etkin i�erigidir tilm kitabm. Yalmz hi�likten
ba�lay1p sonlam�la kalm1yor, hi�lik d1�mda hi�bir�eyi de
i�ermiyor... (2) Ba�tan a�ag1 �eytancasma bir bo�luk. T1pk1
bir ilstiln yetenek omegi; �ok parlak ve dogailstil cehennemsi
bir soydan. (3)
Goril�leri dogru ve tutarh olan bir amcam vard1r. Bir giln
caddede birlikte yilrilrken, beni durdurup �unu sordu:
"Zebanilerin ruhlara cehennemde nasil i�kence �ektirdiklerini
bilir misin?" Ben "Hayir" deyince de: "Onlan beklemede
biralar." sozilyle yilrilyil�ilnil silrdilrmil�til. "Ulysses"de
saban silrmekte oldugum ilk gilnlerirpdeydim, bu goril�
dikkatimi �ekrni�ti. Her bir .tilmce, ger�ekle�tirilememi� bir
beklentiyi ayakland1rmaktayd1, sonu�ta tilmilyle bir geri
�ekili�in d1�mda hi�bir umudun kalmad1g1 noktaya
vanyordunuz, ilzerinize �oken deh�et, tam ama�lanan o
noktaya ul�t1gm1zm kamt1 oluyordu.
Ger�ek olan, tilm bunlardan hi�bir�eyin ortaya �1krnad1g1,
hi�bi�eyin de ger�ekle�medigidir ve sayfadan sayfaya silrdil-

24
rtilen gizli bir beklenti, bir umutsuz silrilkleni�, bir tortu
b1rak1�1d1r okur ilzerinde. (4) Yediyilzotuzbe� sayfa tutan bu
ya}'lmlanm1� yap1t; yaz1s1z, bo� yapraklardan ote bir anlam
i�ermeyen hi�ligi kapsamakta. Okur, okur, okursunuz ve
okudugunuzdan bir�eyler anlad1gm1Z1 savlars1mz. Arada bir,
bir tilmcede hava bo�luguna dil�seniz de, boyun egi�in
kendine ozgil bir ozelligi, sizi her�eye ah�dabilinen dilzeye
getirir bir kez daha. Boylece hen, bu dil�ilnceler ve
yilregimde bilyilyen umutsuzlukla kitab1 okumaktayken, 1 3 5.
sayfaya dek iki kez uyuklam1� oldugumu ay1rt ettim.
Uyutuculuk (hipnotik) ve tekdilzelikle etkileme baglammda
ele abnd1gmda, Joyce'un bi�emi inamlmaz bir beceriye
sahiptir. Hi�bir�ey gelip bulu�maz okurla, her�ey ondan
b�ka bir yone sapar ve daha kendine bir yol a�madan, o
dogrultuyu da terkeder. Hep yukanya ve oteye dogru,
kendisiyle doyumsuz, ironik, alayc1, kotilcill, �agdayan,
kederli, umutsuz ve ac1 doludur yap1t. Kendisini y1pratan,
duygud�hg1 ilzerinde oynar okuyucunun, ta ki, usulca bir
uyku araya girip de bu enerji tilkeni�ini durduruncaya dek.
1 3 5. sayfaya geldigimde, tilmceler akip giderken ve kitaba
hakk1m vermek istemiyle, ona kahramanca tutunma �abalan
i�indeyken, derin bir uykuya dalm1� buluverdim kendimi. (5)
Kisa bir sure sonunda, uyand1g1mda, kitab1 geriye dogru
okumak gibi parlak bir dil�ilnce geli�mi�ti kafamda. Bildik
oldugu denli iyi bir uygulama oldugu da denenmi�tir bunun;
elbette geriye dogru da okunabilir bir yap1t, hele onil, ard1;
b�1, sonu olmayan boylesi kitaplar soz konusuysa. Onceki
sayfalarda olup biten ne varsa, daha sonra da, kendilerine yer
bulabilirler aym kolaybkla. Espri noktalanm ka�1rm1yaca8J-

25
mzdan, herhangi bir konu�mayi tersinden okuyarak da zevk
alabilirsiniz. Her tiimceyi bir �aka saysak, tiimOnO birden
anlamak pek fark etmez. Bir tiimcenin ortahk yerinde de
durulabilir, ilk yansmm etkinligi varhgmt sOrdOrmeye
yeterlidir ya da oyle gortintir en azmdan. Tom yazdan,
duruma gore, yeni bir b� ya da kuyruk bolOmOnO geli�tiren
bir solucan niteligi t�tmaktadtr. (6)
Joyce'cul dO�OnO�On bu e�siz ve gizemli karakteristigi
(aytrt edici ozelligi), onun sogukkanh hayvanlarla, ozellikle
de solucan tiirtiyle yakm ili�kiler kurabildigini gostermekte.
Bagtrsak kurtlan edebi gO�lerle donatdmt� olsalardt, beyin
eksiklikleri ·nedeniyle, sempatik sinir sistemlerinin kendilerine
ozgO i�levleriyle yazarlardt. Buna benzer bir�eyin Joyce'un
b�ma geldigi, yani ontimtizde bir ussal i�levin �iddetli
ktsttlanmast ve algdama i�lemlerinin smtrh kalmast e�liginde
olu�an bir i�organsal dO�Onme olgusu bulundugundan
ku�kulamyorum. insanm, Joyce'un duyusal alandaki Ostiin
niteliklerine hayran olmamast olast degil; onun gordtikleri,
duyduklan, tatttklan, kokladd<lan, dokunduklan, hem i�sel
hem de dt�sal olarak, olaganOstO etkileyici. Duyusal
algdamada, uzmanl�mt� stradan bir olOmlO, genelde
yalmzca i� ya da dt� dtinya ile smtrbdtr. Joyce bunlann ikisini
de biliyor. Bir Dublin Caddesi'nde nesnel (objektif) figOrlerin
�evresini, oznel (subjektif) ilinti-ili�ki demetleri sanyor;
nesnel ile oznel olan, i�sel ve dt�sal hep ve oylesine birbiri
i�inde kan�1yor ki sonu�ta, her bir imgenin ·belirginligine
kar�m, ki�i, fiziksel bir bagtrsak kurduyla mt yoksa dogaotesi
bir bagtrsak kurduyla mt ka�t kar�tya oldugu konusunda
bocahyor. Bagirsak kurdu b�hb�ma y�ayan ve olaganOstO

26
dogurganhg1 olan bir kosmosdur; kan1mca Joyce'un verimli
sayfalannm kaba ama aykm dil�meyen bir imgessidir bu.
Geryekten 'de, bagirsak kurdu, yine barsak kurdundan ote
bir�ey tilretmez ancak tilkenmeyecek bir bollukta ilretir. (7)
Joyce'un yap1t1 bindortyiizyetmi� sayfa ya da bunun katlan
uzunlugunda da olabilirdi, yine de bir damla bile
eksiltmeyecekti smirs1zhgm1 ve yine de geryekten onemli
olan �eyler soylenmeden kalacakt1. Ancak Joyce'un
amaylad1g1 bir�ey miydi geryekten onemli olam soylemek?
Bu eskimi� onyargmm burada varolu� hakla var m1yd1?
Oscar Wilde, sanatsal ugr�mm btisbiltiln gereksizligini ileri
silnnil�til. Simdilerd�, yilreginde bir sanatsal ugr�1da
herhangi bir 'gereklilik' beklentisi silrdilrse de, bir killtilr
yoksunu ki�inin bile bu duruma bir itiraz1 olmayacaktir.
Joyce iyinse bu soz konusu bile olamaz. Ancak o, bunu niyin
dogruca ay1klamaz? Niyin anlamh bir jestle, dolays1z bir
yoldan okura yard1mc1 olmaz ki, aptallar yanilmasmlar bu
konuda?
Evet, kendimi aptal durumuna dil�mil� biri gibi hissettigimi
kabul ediyorum. Yan buyuk olsun bir bulu�ma saglamad1
kitap benimle, ho�a gitmek iyin en ktiyilk bir atihm1 yoktu ve
okura bayag1hgm sinir bozucu duygusunu tatt1nnasm1
silrdilrdil. Ay1kcas1, kammdaki ktiltilr yoksunlugu oylesine
derinmi� ki, bu kitabm bana -mitolojik insan- biyimciliginin
ac1 bir durumu gibilerden- bir�eyler ay1khyacagm1 umut
etmek gibi bir bonlilkte bulunmu�tum. Ve ne kitap -olas1
hiybir dil�ilnce ta�1mayan- her�eyden once boyle biri
olmayan ktiltilrlil okur iyin (Joyce'un dolayh anlat1m tarzm1
kullanmama izin varsa) bir bozgunun yild1rt1c1 omegi.

27
Elbette ki, bir kitap i�erik �ir, anlatt1g1 bir�eyler vardir,
ancak hen Joyce'un herhangi bir�ey a�1klamak istedigi
konusunda ku�kuluyum. Yilmaz, usanmaz bir okur i�in, bu
�ild1rt1c1 horgorti�, gorgii tamg1 olmayan bu dram, bu
tekbenci SOYUTLAMA BiR A<;IKLAMA GETiRiR Mi,
olas1 m1 bu? Benim koti.i niyetimi ayaklandmyor Joyce.
Kimse okurun bumunu kendi budalahgma stirtmemeli bunca,
ancak tam da bunu yapmakta Ulysses.
Bencileyin bir saghk�1, hep saghk�1hgm1 uygular - kendi
tizerinde bile. Uyanc1 neden: Bunun ardmda yatan1 daha
gormti� degilsin sen, varsay1m1dir. Sonu� olarak, uyaram
izleyip ar�tmr ve saghks1z ki�iligin i�inde ne oldugunu
buluruz. Oyleyse gozlemim; bu tekbenciligin, bu anlamak
istegiyle dolu, egitilmi� ve bilgili okur-yazar toplum
bireyinin, bu iyi niyetli, haktamr ve incelikli olma �abasmdaki
bireyin, sinirime dokunuyor olu�udur. i�te ontimtizde, -kendi
bagirsaklanyla konu�ma yapan biri gibi- (8) sogukkanh
ilgisizligi, i�indeki kertenkelemsi ya da daha alt boltimlerden
gelmi�e benzeyen t�tan adam, o � boynuzlu adam, t�
sakalh, t�l�m1� bag1rsakh Musa; zevke ve M1sir Tannlanna
ve de okuyucuya iyi niyetli duygulanm fi�t1rtarak, �l�m1�
bir duyars1zhkla arkasm1 dontiyor.
Bu t� kesmi� oltiler diyandan, barsak kurdunun gortin­
ti.isti �1kmakta ortaya, bir barsak kurdu par�ac1klanndan
�ogahp durdugu i�in de, dalgalanan, sag1msal lap1rt1h ve
tekdtize. Bu par�ac1klardan hi�biri ti.imtiyle otekinin e�i
degildir, kolayhkla birbiriyle kan�tmlsalar da. Kitabmm her
bir sayfas1, kti�tictik olmasma kar�m bu par�alardan biri. ve
Joyce'un kendisidir. Her�ey yenidir her an ve b�tanberi

28
neyseler, oyledirler. Doganm bir benze�inden soz etmek.
Nice zengin bir ilreyi� - ve nasd bir sdant1dtr bu. Joyce,
gozilmden yq getiresiye sdayor beni, ancak bu oylesine
ilen�li, sakmcah bir s1ktntI ki, en kotil bayag1hgm i�ine
dti�mil�lilkten bile daha bir kotillilk duyuruyor ki�iye.
Doganm, s1ktntis1dtr bu; Hebrid'lerin sarp ve kayahk
u�urumlan ilstilnde, 1shk �alarak esen soguk yelleri,
Sahra'nm u�suz bucaks1z �oltinde gilnbat1m1, gilndogu�u.
denizlerin homurtusu, -Curtius'un soyledigi gibi, sonsuzca­
sma yinelenip duran ger�ek bir Wagneryen "konulu
muzik" <;ok yonltililk Joyce'un �q1rt1c1 yan1 olsa da,
onemli kimi bolilmler, hi� varolmam1�larcasma yerlerinden
�1kanhp ahnabilirler. Belki de, orada dtinyasmda, neden ve
sonu� olarak, uzam ve de anlam a�danndan bir deger
t�1maktansa, hi� kimse olmayi yeglemekteydi o. Yine de,
konular ka�mdmazd1rlar, tilm fiziksel olaylar i�in yap1
t�land1rlar, Joyce'un silrekli yapm1� oldugu gibi, arada gil�lil
biri canm1 tilm bu olaylardan 1slanmadan kurtarmaya �ah�sa
da. Her�ey duyars1zdtr, s1cak kanm her bir zerresi i�in
dondurucudur, olaylar buzlu bir bencilligin i�ine yayihr. Tum
kitap boyunca, ho�nut kahnacak hi�bi�ey yoktur,
canlandmc1, umutlandmc1 hi�bir�ey, yalmzca yqamm �irkin
yanlan, dokunakh, trajik, ironik ve korkun�tur soz konusu
edilenler ve oylesi bir karm�a silrilp gider ki, konuya ozgil
baglantdan abartd1 bir btiyilte�le incelemek zorunda
kahrsm1z. Ancak, ortadalar i�te; oncelikle ki�iye ozel
nitelikteki sessiz ofke i�eren, ac1mas1zca budanm1�
�ocukluktan artakalanlar, sonra da, acmas1 �1plakl1g1 ile

29
kalababgm gozleri onilne serilen tilm dti�iln tarihinin
yikmtdan olarak.
Yazann dinsel, cinsel ve yoresel tarih oncesi, alop giden
olaylann soluk yilzeyine yansir; ki�iliginin dagdm1�
par�alanm Bloom'da, l'homme moyen sensuel, gozlemleriz
ve de, neredeyse ozden ote, kat1ks1z kurgu, katiksiz dti�ilnce
ilrilnil olan Stephen Dedalus da oldugu gibi. <;ocugu
olmayan bir onceki ve babas1 olmayan bir sonraki bu iki
ki�ilikte. (9)
Bolilmlerde, biryerlerde gizlenmi� bir dozen ya da
ko�utluklar bulunabilir belki -bu goril�teki kimi yetkili
ag1zlardan bu tilr goril�ler ytikseltildi- ancak, ne olursa olsun
bu durum oylesi iyi gizlenmi�ti ki, hen b�lang1�ta bunu
farketmemi�tim. Ayirtetmi� olsayd1m bile, bu umutsuz ve
s1kmt1b durumumda bu beni, insanbk gtildtirilsil
tekdilzeliginden daha fazla ilgilendirmezdi.
Daha 1 922 ydmda, Ulysses'i ele alm1� ama dti�kmkhg1 ve
can s1kmtisma ugram1� bir bi�imde, biryana biraknu�tlm.
Bugiln de e� s1kmtiy1 duymaktaytm. Peki, ni�in �u an onunla
ilgili yazmaktay1m? Joyce ilzerine yazmaktayim �ilnkii bir
yayimc1, Joyce ile, daha �ok Ulyses'le ili�kili olarak, dile
dti�mil�cesine bolilk por�ilk fikirler ilzerine ne dti�ilndilgumil
sormak tedbirsizliginde bulundu. Bunu yapmasayd1, ger�ek­
ilstil'ctililgun, (Nedir ger�ekiistti?) anlay1�1m1 �an �u ya da
bu bi�imiyle ilgili bir�eyler yaz1yor olmaktan ote bir�ey
yapm1yacaktlm �u an. Uzerinde tart1�dam1yacak tek konu;
Ulysses'in on'dan fazla baskis1 oldugu ve yazanmn
kimilerince onurlandmbp, kimilerince de ilen�le andd1g1dir.
Tart1�malann �apraz ate�inde durup durmaktadir o ve bu da,

30
psikologlann gozard1 etmemelerini gerektiren bir
gorilngiidilr. Joyce'un �agd�lan ilzerinde uyand1rm1� oldugu
bu bilyilk etkidir ki, Ulysses'e ilgimi uyaran da b�lang1�ta bu
olmu�tu. Bu yap1t, sessizce kayip unutulu�un golgelerinde
yitmekte olsayd1, ku�kusuz, geriye �ekip de �1karmazd1m
onu hen, ilstelik beni bunca az eglendirip, bunca s1kt1g1 soz
konusu olursa. Bunlann tilmilniln �e otesinde, ilzerimde
yalmzca olumsuz bir etki hiralG�1 nedeniyle, yazann olumsuz
ki�iliginin, ger�ek nedeni olu�turdugundan korknm�umdur
hep.
Hi� ku�ku yok ki, onyargihyim hen. Bir tinbilimciyim ve
rum tinsel bildirilerle ili�kili uzmanl�m1�hgm onyargdanm
tammlamaktadir bu. Bu nedenle okuru uyarmahyim: S1radan
insamn aglat1-giildilrilsil, y�m soguk, golgeli yan1, tinsel
hi�ligin kill rengindeki donuklugu benim ekmegimdir. Biltiln
bunlar, sokaktan t�an sesler gibi, bayat ve �ekicilikten
uzakt1rlar. Bunlardaki hi�bir�ey beni ��1rtmaz ve etkilemez
ve hen, insanlara bu ac1h durumlanndan kurtulmalannda
yard1mc1 olmak zorundayimd1r. Biltiln bunlarla ydmadan
sav�1rken de yalmzca bana arkalanm donmeyenlere ilgi ve
yakmhg1m1 yoneltebilirim. Ulysses bana s1rtm1 cloner. (10)
i�birlik�i degildir, bitimsiz ezgisini sonsuzcasma yinelemek
ister boguntuya dek- bildigim bir melodi- ve ussal yap1s1,
duyumsal algdamaya indirgenmi� ve bedensel eylem i�in
baglanm1� olan gangliyonlanm (sinirsel baglantdanm)
sonsuza uzatmak ister.
Y eniden yapdanmay4 kar�1 hi�bir egilim gostermez,
ger�ekten, y1ktc1hk kendi i�inde bir sonu� durumuna
gelmi�tir.

31
Ancak bu, durumun yans1 bile degildir, bir· de
(semptomatoloji) belirtibilim konusu vardir. Ki bu, �ok ktsa
stireler i�in bilin�li olabilen, stirekli yargdama yeteneginden
yoksun, degerlendirme yapamamanm bo�luk ve kopukluk­
lanna dti�en bir '�dgm'm kesintisizce, b�1bo� gezintileriyle e�
anlam �1maktir. ( 1 1 ) Bunun da otesinde, daha s1kl1kla,
duyusal etkinliklerin �iddetlendirili�i gortilmekte. Bu
yazdarda keskin bir gozlem gticti, duyumsal algdamanm
fotografik bellegi, d1�a oldugu denli i� de dontik bir
duyumsal merak, ge�mi� olaylann ve kmkhklann baskmhg1,
nesnel ger�ekligin oznel ve tinselle olan ili�kisinin �dgm
karm�asm1, okuru hi� dikkate almaks1zm yeni sozctiklere ve
anlat1m yaratdanna kendini bunca kaptm�, boltimsel
arahklardaki ses ve konu�ma ge�i�leri ve birden dti�tinti
bo�luklan ve ge�i�leri ile dopdolu sergileme, uygulama
gormekteyiz. Bunlarla birlik, sinizm ya da abstirdltigun
(sa�ma) DERiNLlKLERiNDEN KAYNAKLANMAYAN
BiR DUYGU korelmesine de rastlamaktayizdir. (Meslekten
olmayan) siradan biri bile, Ulysses ile �izofren bir dti�tinti
arasmdaki benze�imin farkma varmakta gecikmeyecektir. Bu
benzerlik oylesi ku�ku uyandmc1dir ki, ofkeli bir okur, bu
yap1t1 '�izofreni' tan1s1yla firlat1p atabilecektir. Bir tinbilimci
(psikiyatrist) i�in bu benze�im �q1rt1c1 olsa da, '�dgm'hgm
aymc1 niteliginden yani onu betimleyen temel anlamm gozle
gortiltir eksikliginden soz edecektir.
Ulysses i�in herhangi bir yargtya vanlabilir ancak, stirekli
yineleni� duygusu uyand1rmasma kaqm, asla tekdtize
degildir. (Daha once soylediklerimle bir �eli�ki olu�tur-

32
mamah bu; Ulysses ilzerine �eli�en herhangi bir�ey soylemek
olas1 degildir.)
Sergiledikleri, birbiriyle uyumlu ve silregendirler, her�ey
eylem i�inde olup, duraksayan hi�bir �ey goze �arpmaz. Tum
yap1t, amacm tekilligini ve ac1mas1zca se�iciligini gosterir
bi�imde bir yeralt1 y�am ak1�mdan dogmu�tur ki bunlar da,
birle�ik ki�isel isteklerin ve yonlendirilmi� ama�lann ku�ku
gotilrmez kamtlandirlar. Usun i�levleri kat1 bir kontrol
altmdadir; kendilerini i�ten gelen ve hatah yollarla
a�1klamazlar. Algilamamn i�levlerine; yani duyum ve
sezgilere biltilnilyle oncelik verilirken, aynmc1 fonksiyonlar;
yani dil�ilnce ve duygular silrekli olarak bastmlm1�lardir.
Bunlar yalmzca olagan algilama nesneleri durumunda ussal
i�erikler bi�iminde gorillilrler. Gilzelligin ani dokunu�una
boyun egmek i�in s1khkla duyulan istege kar�m, genel
egilimlerce usun ve dilnyamn golgeli bir resm1m
sergilemesine izin verilmez.
Genelde bunlar bir '�ilgm'da gorillmeyen izlerdir. Buna
gore, geriye, siradan olmayan bir '�ilgm' kalmakta. Ancak bir
tinbilimcinin boylesi bir ki�iligi yargilayabilecek hi�bir ol�iltil
bulunmamaktad1r. Ussal anormallik olarak gorillen �ey,
siradan bir anlay1�m alg1hyam1yacagi bir �e�it ussal saghk
belirtisi olabilir, dahas1, usun �ok Ost dilzeyi anlamm1 da
i�eriyor olabilir bu.
Ben Ulysses'i �izofrenik bir ilriln olarak ele almayi hi�bir
zaman dil�ilnmemi�tim. (12) Bu bi�im bir sm1flandmnayla
hi�bir�ey kazamlamazd1, ilstelik biz, Ulysses'in ni�in bu denli
gil�lil bir etki t�1d1g1m ve yazanmn Ost ya da alt dtizeydeki
bir �izofren mi oldugunu bilmek istemekteyiz. Biltilnil

33
gozonune ahnd1gmda Ulysses, 'Modem Sanat'tan daha
patolojik bir tiriln degildir. En derin anlammda 'Kubistik'tir,
�tinkti ger�egin resmini son kertede karm�1k bir tablo i�inde
�oztimler -Oyle bir tablo ki, baskm noktalannda, 'abstre
objektivizm'in soyut nesnelciligin melankolisidir.
Kubizm bir saynhk olmay1p, ger�egi bir b�ka boyutta
sergileme egilimini anlatir bize ve bu betimleme grotesk
(tuhaf, garip figOrlerden olu�an bir stisleme bi�imi - bir
bi�imde ger�ek�i ya da grotesk bi�imde soyuttur. �izofrenin
klinik gorilntiisti oylesi bir benze�im ortaya koyar ki, burada
�izofren ki�i gorilntir bi�imde ger�ekligi kendisine yabanc1
bir�eymi�cesine algdama egilimindedir, b�ka bir deyi�le,
kendini ger�ekligin kar�1smda yabanc1 saymaktadir.
�izofrende, egilimlerin genellikle tamnabilir bir ama�lan
yoktur, ancak bu saynhk, ki�iligin ka�1mlmaz bi�imde
boltimlere, bag1ms1z karm�1k par�ac1klara ayn�masmdan
olu�an bir semptomdur. Modem sanat�1da bu durum,
bireysel bir saynhk olarak kendini gostermez, ancak
�ag1m1zm ortakl� bir gosterisidir. Sanat�1, ki�isel bir uyanyi
degil, modem ruhun ortakl�a ve dogruca bilin�altmdan
ytikselen ortakl�dan y�amm alo�m1 izler. Ortakl�a bir
fenomen olu�u nedeniyle, edebiyat, resim, mimari ve
yontuculuk gibi �ok geni� bir yelpaze i�inde, kendine ozgti
tirtinlerini verir. Dahas1, modem alomm tinsel babalanndan
biri olan Van Gogh'un ger�ekte �izofren olu�u da �ok
belirleyici bir�eydir.
Gtizellik ve anlamm grotesk nesnelcilik ya da ayru ol�tide,
grotesk ger�ekd1�1hkla �arp1tdmas1, '�dgm' da ki�ilik
yilolmasmm bir sonucu olurken; sanat�1da, bu bir yaratic1

34
ama� olmaktadir. Cah�masmm, ilrOnlerinin, kendi ki�iliginin
yik1m1yla ili�kili bir anlat1m1 olmas1 biryana, modern sanat�1,
sanatsal ki�iliginin btitiinlilgunil, y1lac1hkta bulur. Mefistocu
b�tan �1kanc1hktan. sa�mahga, gOzellikten �irkinlige
kaydmna oyle bir bi�imde yOrOr ki, sa�mahk, anlama,
�irkinlikse gOzellige bilrOnilr neredeyse -ilke olarak yeni
bir�ey olmamasma kar�m- yarat1c1hkta bir b�and1r bu ve de
insanhk tarihinde, hi� bu kertede doruklanna itilmemi�tir.
ikhnaton inanc1 altmda da bu duruma �deger b�tan�1ka­
nc1hk bi�emi kaydmh�1m gozlemleyebiliriz, yine ilk Hristi­
yanlann anlams1z koyun sembolizminde (gizemciliginde) -
hilztinlil "Pre-Raphealistik" figilrlerde, ge� Barok sanatmda,
kendi k1vnmlannda kendini hogan bi�em kay1�lanm
gorebiliriz.
Aralanndaki farklara kar�m yine de i�sel ili�kileri vardir bu
donemlerin: Yarat1c1hgm kulu�ka donemleri diye
adlandirabilecegimiz bu donemlerin anlamlan, belirli bir
nedensel b�lang1� yapllarak a�1klanamaz. Ortakl�a tinsel
gosterimlerin ortaya �1k1� anlamlan yalmzca, yeni bir�eyin
neden-sonu� ili�kisine yaslanan beklentileri olarak kabul
edildiklerinde belirginle�ir.
ikhnaton donemi, Y ahudi inan1�1 ve geleneklerine gore,
dilnya i�in saklanm1� olan ilk tektannhgm be�igidir. Erken
Hristiyanhk doneminin ham �ocuksulugu Roma imparator­
lugu'nun Tannlar Kentine donil�ilmilnil mu�tulamaktan ote
bir�ey degildi. Sanat ve bilimin yadsm1�1, erken Hiristiyanhk
i�in, bir yoksunluk degil, tersine tinsel bir kazan� saglam1�t1r.
ilk Pre-Raphaelit'ler, klasik donemden buyana yitirilmi�
olan bedensel gilzellik idealinin habercisiydiler. Barok Sanat;

35
kiliseye, ruhban sm1fa ozgil bi�emin sonu olmu�tu ve onun
kendi kendini y1k1�1; bilimsel ruhun, Orta�ag dogmatik ruha
kar�1 utkusunu simgelemekteydi. Omegin Tiepolo;
tekniginde sakmcah alanlara ul�m1� olan bu sanat�1ya, sanat
a�1smdan balald1gmda, bir �oku� belirtisi degildir, ancak rum
varhg1yla, daha �ok gereksinim duyulmakta olan bir
degi�imi, bolunti�O ger�ekle�tirme �abas1m gormekteyiz
onda.
Bu olu�um ve durumlar yalmzca Ulysses'e degil, sanatsal
e�degerlerine de olumlu ve yarat1c1 bir deger yiikler.
Guzellik ve anlam ol�Otlerinin yokedili�iyle, Ulysses
harikalar yaratir. Kamksanm1� duygulanm1z1 �agilar, anlayi�
ve ho�nutluk umutlanm1z1 dti�kmkhgma ugratir, rum
bile�imlere (sentez) bumunu sokar. Bile�im ya da bi�im
Ozerine herhangi bir belirtiden ku�kulanmam1z bile koru
niyetlilik olur �Onkti, Ulysses'de �agd1�1 bir egilim belirtisi
gormek, koskoca bir estetik kusur gostermekle e�deger
olurdu. Ulysses Ozerine ortaya atacag1m1z her rurden koru
niyetli dO�OnO, soz, onun olagand1�1 niteligine tamkhk eder,
�Onkti bu fesathg1m1z, tannsal nedenlerle bizden gizlenmi�
olanlan gormek istemeyen �agd1�1 insana duydugumuz
yerinme duygusundan kaynaklanmaktadir.
Nietzsche'nin 'Dionizyen' (rukenmek bilmez
dogurganhgmdan haz duyan y�ama istenci) co�kusunda
birikip usu dolduran rum bu yonetilmez gil�ler, �aged
insanda, dam1tilm1� bi�imde t�m1�t1r. Faust'un 2.nci
boltimtindeki en karanhk par�alar, dahas1 Ecce Homo bile,
�u ya da bu bi�imde, kendilerini topluma onerir, sunarlar.
Ancak tersine bir sanati; kendini begendirmek i�in hi�bir

36
at1hmda bulunmayan, yalmzca nerede ineceginizi bildiren,
daha o zamanlar eskimi� tilki.ileri y1kmaya b�layan
.;:agd�lann oncesi (Holderlin ammsanmah) gelenlerde
kendini irkiltici bii;:imde duyuran, kar�1t ve b�kaldmc1
bii;:emdeki sanat1 yaratmayi b�anm� olan, yalmzca .;:agd�
insandir.
Yalmzca tek bir deneyim alanma bag1mh kalirsak, neler
olup bittigini gormemiz pek de olas1 degildir. Belirli bir
noktay1 hedefleyen, yoneltilmi� bir at1hm degildir soz konusu
olan, tersine, kullamlmayacak denli eskimi� bir dtinyadan
silkinmekte olan .;:agd� insanm, hemen hemen evrensel bir
yeniden katmanl�tmlmas1d1r. Ne yaz1k ki, gelecegi
gormeyiz ve bunun sonucu olarak da, sozctigtin tam
anlam1yla, Orta.;:ag'lara ne kertede ait oldugumuzu bilemeyiz.
Eger gelecegin gozetleme kulelerinden, bizler kulaklanm1za
dek gericilige batm1� gortintiyor olsayd1k, buna en azmdan
hen pek ��1rmazd1m, .;:tinkti bu durum bile, tek b�ma,
neden Ulysses bi.;:eminde sanat yap1tlan olmas1 gerektigi
sorusuna yamt verecektir. Onlar, e�it gti.;:lerde ve inat.;:1 bir
diren.;:le kar�il�mad1klan stirece, etkileri yayilacak olan
gti.;:lti mtishillerdir. Onlar, ancak en kat1 ve dayamkh
gere.;:lerle ele almd1gmda kullammlan olan bir .;:e�it psikolojik
ozelliklerdirler. Yokolmaya ytiz tutmu� tutuculugun ve tek
yanh degerlendirmelerin altm1 oyan Freud'cu kuramlarla
ortak yanlan da budur i�te.
Ulysses bilimsel bir dil kulland1gmda bile, yan-bilimsel
nesnelligin �ovunu yapar, ote yandan, tam bir olumsuzlama­
dir ve ttimtiyle bilimsel olmayan bir karamsarhk sergilemek­
tedir. Buna kar�m yarat1c1dir -yokediciligin yarat1cilg1- onda,

37
tapmaklan yakan Herostratus'un teatral anlat1m1 olmasa da,
�agd�lanm1zm bumunu ger�ekligin golgeli ytiziine stirtme
�abas1 goze �arpmakta; Joyce bunu herhangi bir kotii niyetle
degil de, sanatsal nesnelligin saf su�suzluguyla ba�armakta­
dir.
Ki�i, bu yap1t1 kolayhkla ve sonuna dek kotiimserlikle
yargllayabilir, ancak son sayfalara yakm, bulutlann arasmdan
htiziinlti bir 1�1gm stiztildtigtinti ay1rt eder. Kapkara bir �amur
denizi i�inden, 'Orcus'un tek ve tam olarak dogu�u, yedi ytiz
otuz-dort sayfaya kar�1hk, o tek sayfada yer ahr. Surada
burada goze �arpan kristal pmltllan nedeniyle, en �agd1�1 bir
ki�i bile, Joyce'un -bir�ok �agd� sanat�1dan bile tisttinltikle­
i�ini bilen bir sanat�1 oldugunu ayirt edebilir. Sanki o, daha
tisttin bir ama� ugruna, gti�lerinden kutsal bir bi�imde
feragat eden bir ustadir. Ger�ekten Joyce, 'yeniden
yapllandirma'smda bile, dini btitiin bir katolik olarak
kalm1�t1r: Dinamitinin fitilini, temel olarak kiliseler ve
kiliselerden dogan ve onlardan etkilenen tinsel, dinsel
yap1tlann. diplerine uzatm1�tir. Onun 'kar�1 dtinya's1,
umutsuzca kendi politik ozgtirltigunti ya�ama �abas1 i�indeki
bir 'Erin'in (tarihin derinliklerindeki irlandah'nm ad1) -
Orta�ag yap1smda, darkafah, ozgtin katolik atmosferidir.
Joyce, Ulysses tizerine �ah�mas1m bir�ok yabanc1 tilkede
stirdtirtirken, oralardan geriye, Ana Kilise ve irlanda'ya
btiytik bir gtiven ve baghhk duygulanyla bakt1. Yabanc1
tilkelerdeki duraklanm, kendi irlanda amlannm ve
kirgmhklannm burga�lannda, gemisini saglama almak
amac1yla hirer gemi demiri olarak kullanm1�t1. Dahas1,
Ulysses kendi ithaca'sma baglamaz kendini; tam tersine,

38
irlanda kaht1mmdan kurtulmak amac1yla �ilgm giri�imlerde
bulunur.
Onun bu davram�1, yoresel bir ilgi alam olu�turdugu yani,
dilnyamn oteki yorelerine s1cak bakilmad1g1 sams1
uyandirabilir. Ancak, ilgi alam d1�mda kalmaz dilnya. Yerel
olgu, az ya da �ok evrensellik ilstlenir, ozellikle de Joyce'un
�agd�lan goz onilne ahnd1gmda. Bu konumda yaras1 olan,
gocunsun. Belirgin bir �agd� topluluk soz konusudur ki,
onlann tilmil de Joyce adma sayg1 duymakta olup, l 922'den
bu yana, Ulysses'in on bask1s1m bir �1rp1da okumu� olmahdir.
Bu yap1t, onlarca bir anlam t�1mah elbet, dahas1, daha once
bilmedikleri, duygularca ul�amad1klan bir�eyler ortaya
dokillmil� olmah. Ulysses'de, cehennemsi bir s1kmt1ya
dil�memi�, tersine ondan yarar gormil�, onunla yenilenmi�,
egitilmi�, degi�ik bir yap1ya kavu�turulmu�, 'yeniden
katmanla�tmlm1�· olmahlar. Kisacas1, istenilen bir konuma
firlatilm1� olmahlar, �ilnkil bunun tersi bir durum olsayd1,
ancak en bilyiik bir kin duygusu, l .nci sayfadan yedi yilz
otuz-be�'inci ye dek okurun uyku sersemligine dil�meksizin
dikkatini ayakta tutabilirdi. Bu nedenle, boyutlanm �imdiye
dek gozard1 etmi� oldugum Orta�ag Katolik irlanda'smm
onemli bir cografik alam kaplad1gmdan ku�kulanmaktay1m.
Oralann, ortalama bir haritada yer ald1gmdan �ok daha geni�
bir alam kapsad1g1 kesindir. Bu saym Dedalus ve
Bloom'lanyla birlikte katolik Orta�aglan olduk�a evrensel
gorilnilmdeler ve toplumun �ok bilyiik kesimini olu�turan bu
ki�iler, dinsel �evrelerine oylesine baghdirlar ki, Joyce'un
patlay1cilanndan b�ka hi�bir �ey onlann d1� etkilere kar�1
s1ms1k1 kapah izolasyonlanm klramazd1.

39
Dogruluguna inand1g1m goru�um �oyle: Bugiln bile,
Orta�ag'm karanhgma, bogaz1m1za dek batm1� durumday1z
bizler ve bu nedenledir ki, olumsuzluk ve yads1ma
peygamberleri olan Freud ve �agd�lan, insanlara ger�ekligin
oteki yiizilnil a�1klamak geregi duymu�lar ve bunca
ele�tirilmi�l erdir.
Ku�kusuz, Hristiyan egilimli biri i�in, insanlann, kimi
�eylerin golgede kalm1� yanlanna iteksizce gozatmalanm
saglamaya yonelik, �ok gti�ltikler i�eren, zorlu bir gorevdi
bu �abalar. Ve de ancak, tam bir ilgisizlikle kar�ilanabilirdi.
Hayir, bu tiir a�1klamalar usun uygun ilgisiyle yapilmahyd1 ve
Joyce, bu konuda da bir ustadir. Ne var ki, bu metodla,
ancak olumsuz duygunun gilcil eyleme ge�irilebilir.
Ulysses, ki�iye; Nietzsche'nin 'kutsal ktifurti tersinden
anlay1�1'nm nasil ger�ekle�tirebilecegini gosterir. Joyce bunu
soguk�a ve nesnel bi�imde ortaya koyar ve kendini,
Nietzsche'nin dti�leyebileceginden bile daha �ok 'Tanndan
yoksun kilmm1�' biri oldugunu gosterir. Btitiin bunlar,
a�1khkla belirtilmemi� dogru varsay1mlar olup, tinsel �evreyle
ayaklandmlan ��1rt1c1 etkiler mant1kla degil, tiimcek
duyguyla baglant1hdir. Ki�i �u yanh� dti�ilnceye yonelmemeli:
Joyce'un anl�ilmazhg1, onun korkun� derecedeki
soguklugundan ve 'tann yoksunu' bir dtinyay1 a�1klamas1 gibi
nedenlerden kaynaklanmaz ve kitabmdan en kti�tik bir
rahathk bile duyulamaz yarg1s1 da dogru degildir. Garip
gorilnse bile, dogru olan, Ulysses'in dtinyasmm, dinsel
dogum yerlerinin karanhgma umutsuzca bagh kalm1�
insanlann dtinyalanndan daha iyi oldugudur. Seytan ve y1k1c1
unsurlar agir bassalar bile btitiin bunlar; bize ge�mi�ten kaht

40
olan ve gen;ekte kurals1z bir diktator olan, ya�am1
zenginliginden soyup gili;silz kilan, onyarg1hhgm dii�sel
kurgusu olup da sonui;ta dayamlmaz olan, toresel bir
zorunluluk durumuna ula�an "iyi" den i;ok daha degerlidir.
Nietzsche'nin 'ahlaksal kole ayaklam�1', Ulysses ii;in iyi bir
slogan olacakt1. Ki�iyi diizenin tutsakhgmdan kurtaran, kendi
ii;i diinyasmm ve dogasmm nesnel olarak tanmmas1dir.
Bol�evik isyancilarm tra�s1z gorilniimlerindeki gibi, insan,
tinsel baglamdaki kendi ii; diinyasmda-kimi �eylerin nasil
oldugunu bir kez olsun, dosdogru soylemekten i;ilgmca bir
keyif duyar. Aydmhktan gozleri kama�m1� biri ii;in,
karanhgm bir liituf oldugu gibi, s1mrs1z i;ol de, bir hapishane
kai;kmma cennettir. Bugilniln ortai;ag insam ii;in iyilik,
gilzellik ve sagduyunun simgesi d1�mda kalmak, kurtulu�
anlam1yla e�deger bir anlam ta�1maktadir. Olkiiler, golgeli
yanlanndan bakild1gmda, dag doruklanndaki pmlt1 degil,
i�verenleri, amai; belirleyenleri simgelerler, ki bunlar, Sina'da
zorba demagog Musa tarafindan bii;imlenmi� ve sonradan
akilhca bir yontemle insanhga yamanm1� dogailstil zab1ta
giii;leri gibidirler.
Nedensel bak1� ai;1smdan, Roman Katolikliginin bir
kurbam gorilnilmil verse de Joyce �u an ii;in, olumsuzlukla
doyuma ul�an bir devrimci oldugu kadar, kendi protestosu
ile de bir Protestandir. Duygu korelmesi, i;agcil insanm
tamt1c1 bir niteligidir ve hep de, duygusalhgm artt1g1 anlarda,
ozellikle yanh� duygular kar�1smda, kendini bir tepki olarak
ortaya koyar. Ulysses'deki duygu eksikliginde, kendisini
ilreten i;agdan kaynaklanan gizli bir duyarhg1 gorebiliriz.
Ancak biz bugiin, bunca duyarh m1y1z?

41
Yine gelecegin yamtlamas1 gereken bir soru. Simdilerde
bile, yOk biiyiik O)yti)erde bir duyarhhk oyunu, ( 1 3 )
aldatmacas1 iyinde oldugumuzu gosterecek y1gmla kamt
bulunmakta. Sav� giinlerinin toplumdaki yaygm acmas1
duyarhhg1m bir dii�iiniin. Bizim, oyle adlandmlan,
hayirseverligimizi dii�iiniin. Tinbilimciler, duyarhklanm1zm
acmas1 degil de, giiystiz kurbanlan oldugumuzu yok iyi
bilirler. Duyarhhk, ac1mas1zhgm iizerine dikilmi� olan bir
iistyap1dir. Duygusuzluk da bunun bir kar�1t durumu olup,
kay1mlmaz biyimde �deger kusurlan iistlenir. Ulysses'in
b�ans1, ondaki duygusal eksikligin bile, okur iizerinde
olumlu etki uyandird1g1m kamtlar, bununla da, onun bast1rma
yabasmda oldugu duygu fazlahgmm ayirdma varabiliriz. Cok
derinden inanm1�1md1r ki; bizler yalmzca Ortayag batagma
tak1h kalm1� degil, kendi oz duygusalhg1m1za da
yakalanm1�1zdir. Bu nedenle, kiiltiiriimiizde, bir denge
unsuru olarak, duygu eksinligini ogreten bir yalvaym
yiikseli�i anla�ilabilir bir olgudur. Yalvaylann, genellikle kat1
yanlanndan soz edilir, siirekli bir terslik gosterirler, ancak,
denilebilir ki, kimi zaman 'tam iistiine basarlar'
Bilindigi gibi, yalvaylann biiyiikleri ve kiiyiikleri vardir,
Joyce'un; bunlardan hangisi olduguna tarih karar verecektir.
Herbir geryek yalvay gibi sanatyl da, kendi zamammn
gizlerini nedensizce tiirkiileyen biridir ve yogunlukla t1pkl bir
uyur;gezer gibi bilinysizdir. Konu�an kendisidir ama, yagmm
ruhu onu giidiimlemektedir ve bu ruhun sozlerinin
dogrulugu, onun etkileriyle kamtlamr.
Ulysses, yag1m1zm bir 'insanhk belgesi' -NiTELiGi
TASIMASI YANINDA VE BUNUN bile otesinde, bir gizi

..i2
banndmnaktadir. Tinsel bag1mhhklan yokedebilir ve
soguklugu, rum duygusalhg1 -dahas1, duyguyu bile- iliklerine
dek dondurabilir, ancak bu saghkh etkiler, onun gtii;:lerini
tuketemez. Seytamn tam kendisinin bu cah�may1 destekledigi
savi ilginc olmasma kar�m, doyurucu olmanm cok uzagmda
kalan bir varsay1md1r. Onun ii;:ini ya�am doldurmaktadir ve
de ya�am, hii;:bir zaman belirgin bir bii;:imde kottictil ve y1k1c1
degildir. Suras1 bir geri;:ektir ki, ondaki en somut nit�lik
olumsuz ve y1k1c1 olu�udur; ancak ardmdaki soyutlugu
sezinleyebilir ki�i -ona anlam ve degerini veren gizli bir
nedendir bu-. Sozctiklerden ve dti�lerden olu�an bir yamah
yorgan, 'simgesel' olabilir mi? (Tann korusun) bir alegori
dti�tincesinde degilim ancak, dogasm1 anhyamad1g1m1z
bir�eyin simgesel anlamm1 dti�tinme i;:abasmday1m. Bu garip
yap1dan, hie ku�kusuz, gizli bir anlam pmlt1s1 yay1lacaktir bu
durumda, bir b�ka zaman ve yerlerde duyulmu� kimi notalar
ses vereceklerdir ve bunlar ola ki, dti�lerden ya da unutulmu�
irklann gizemli erdemlerinden ses getireceklerdir. Bu
olas1hga kar�1 i;:1ktlamaz ancak hen, kendim, bir anahtar
bulamamaktay1m. Tersine, yap1t bana, tam bir bilinc 1�1g1
altmda yarat1lm1� gortinmekte; bir dti� degil bu, ne de
bilini;:alt1'nm d1�a yans1mas1. Zarathustra (Zerdti�t) ya da
Faust'un 2. boltimtiyle k1yasland1gmda, bu yap1t i;:ok daha
gtii;:lti bir amai;:hhk ve yoneli� gosterir. Ku�kusuz ki�i,
'.arketip' (ilk omeksel) ozellikler t�1yan arkafonu sezinler.
Dedalus ve Bloom'un ardmda, evrensel insamn tinsel ve
cinsel figtirleri ytikselmektedir. Mrs. Bloom belki de,
maddeciligin ii;:ine kan�m1� bir di�il olu�umu gozlemekte ve
Ulysses'in kendisi de bir kahraman olabilir. Ancak yap1t, bu

43
gidi� uzerine yogunl�maz; tam anlam1yla ters yone sapar ve
bilincin en nesnel yamm ele gei;:irme yolunda ilerler.
Ai;:1kcas1, simgesel olmad1g1 gibi, oyle olmak amac1m da
gutmez. Kimi yerde, bir pari;:a olsun simgeye b�vurmu�
olsayd1, bilini;:alt1; tum onlemlere kar�m, yazara bir-iki oyun
oynard1. Simgeye b�vurulmu�sa bu durum; ki�inin o
simgenin anl�ilmaz dogas1m ar�tird1gm1, sozcuklerde
kendinden kai;:an gizi yakalamaya i;:ah�t1g1m gosterir.
Yakalamaya, anlamaya i;:ah�t1g1 �ey, ister ya�ad@ dunyaya
ozgti, ister tinsel bir�ey olsun ki�i, tum ussal gucuyle ona
yonelmek ve derinliklerde k1skani;:hkla saklanm1� altm1 gun
1�1gma i;:1karabilmek ii;:in, renk degi�tirip duran pei;:esinden
ii;:eri gei;:mek zorundad1r.
Ancak, Ulysses ile ilgili en umut kmc1 durum, binlerce
pei;:enin ardmda gizli hii;:bir �eyin bulunmamas1dir; ne
dunyaya doner ytiztinu o, ne de tinsel olana, ama kozmik
uzaydan bakan aym soguklugunca, varolu�un ve i;:urtimenin
guldurtisunu ve kendi dongusunu izlemeye birak1r. ii;:tenlikle
umut etmekteyim ki, simgesel bir yap1t degildir Ulysses, eger
olsayd1, amacma ul�amazd1. Yedi ytiz otuz-be� sayfamn
altma, e�siz bir ozenle saklanm1� olan bu giz ne olabilir ki
-bunca kar�1 konmazcasma suren? Ki�inin, sonui;:suz bir
hazine avmda, zamamm ve gticunu bo�a harcamamas1 daha
iyi olurdu. Geri;:ekten de, yap1tm ardmda simgesel hii;:bir �ey
olmamah, tersi durumda, Bloom ve Dedalus'u sonsuzluga
surtiklerken, bilincimizi tinsel ve bedensel dunyaya geri
i;:ekecek, ya�amm binbir ytiztiyle �a�kma i;:evirecekti. Oysa
bu, tam da Ulysses'in onlemeye i;:al1�t1g1 �eydir: -Ne tannlara
ne de duygusalhga kole, ne �k ne de nefret duyarak ve ne

44
inan� ne de onyargdara baglanarak- nesneden s1ynlm1� bir
bilin�. Ay'm gozti olmak istegindedir o. Bunu ogutlemez,
yapar Ulysses -bilin� aynlmas1, bu yap1tm sisleri i�inden
parlayan amac1dir. Kesinlik.le onun ger�ek gizidir bu; (14)
yeni kozmik bilincin gizi; ve yediyiizotuz-be� sayfa boyunca
gii�lOkle ve bilin�le ilerleyene degil, ancak onun dOnyasma
ve usuna goztinO dikerek yediyOzotuz-b� giin boyunca
Ulysses'in gozleriyle izleyen ki�iye kendisini a�1ga vurur. Her
�eye kar�m. bu zaman boyutu, simgesel olarak ele ahnmahdir
-"bir kez, nice kez ve yanm kez"- dolayis1yla belirsiz bir
zaman; yine de donO�OmOn ger�ek.l�ebilecegi kadar uzun
bir zaman.
Bilin� ayn�mas1; ( 1 5) dOnyanm ve tinsel varhgm �arp1�an
kayahklannda, Scylla ile Charybdis arasmda,
Symplegades'ler arasmda yelken basan Odysseus'un Homerik
imgesince, ya da dO�sel Dublin cehennemindeki Baba John
Conmee ve irlanda Genel Valisi arasmda olup bitenlerce
a�1klanabilir. "bir yana firlatthp atdan kOmelenmi� 1�1k,"
Liffey boyunca s1zarak (sayfa. 239):
"Yalva� 1lyas, kOrekli kO�Ok kay1k, biryana firlat1hp atdan
1�1k kOmesiyle, gemilerin ve trollerin yamb�mdan, mantar
taktmadalan arasmda, yeni W apping caddesi otesindeki
Benson'un takasm1 s1yinp, Bridgewater'den t�1d1g1 tuglayla
yOklO Rosevean O�direk.li yelkenlisi boyunca doguya dogru
ilerledi"
Bilin�ten bu kopuk.luk, bu ki�ilikten uzak.1�1�, Joyce'sal
Odyssey'in 1thaca's1 olabilir mi? ( 1 6)
Ki�i, bir hi�lik dOnyasmda hi� degilse "O"nun -James
Joyce'un kendisinin- orada kalm1� olabilecegini dO�Onebilir.

45
Ancak hi� kimse, tum bu mutsuzlar arasmda, bu yap1tm
belirsiz 'Ben 'lerinin ve tekil, ger�ek egosunun gortinttistinti
ay1rt etti mi acaba? Ger�ek, Ulysses'deki her ki�i Ost dtizeyde
ger�ekttTler; hi�biri, oldugundan farkh olamaz, ttimti de her
a�1dan yalmzca kendileridir. Dahas1, hi�birinin bir egosu
yoktur. Tum bu Dedalus'lar, Bloom'lar, Harry'ler, Lynch'ler,
Mulligan'lar ve otekiler, "hi�bir" yerde b�lay1p, "hi�bir"
yerde biten ortakl�a bir dti�tin i�inde gelip giderler ve
bunlann olu�umu yalmzca o ki�ilik �1mayan - gortilmez
Odysseus, bunlan dti�ledigi i�indir. i�lerinden hi�biri bunun
aynmmda degildir ancak y�amalanmn tek nedeni; bir
tannmn, t�1m onlann varhg1 tizerine oynamas1d1r. i�te bu
nedenle ya�am -vita somnium breve- dir ve Joyce'sal
ki�ilikler de bu denli ger�ektirler. Ancak, onlan saran ego,
hi�bir yerde ortaya �1kmaz, kendini hi�likle, yarg1s1zhkla,
sevimsizlikle, insana ozgti tek bir belirti olsun
ytiklenmemekle kendilerini belli ederler. Bu ki�ilerin
yarat1c1s1 ortahkta yoktur, sanki Ulysses'in say1s1z ki�ileri
arasmda erimi�tir. Ancak, belki de salt bu nedenle, yap1tm
ttimti, dahas1 son boltimdeki noktalama i�aretlerinin eksikligi
bile, Joyce'un ta kendisidir. Onun; 1 6 Haziran 1 904 gtintinde
olu�an olaylan bir bak1�ta, dingince kavrayan, �evresinden
SO\ utlanm1� derin bilinci, �unlan soyltiyor olmahd1T: Tat

t\.\ .tm as1, "Bu sanat sen-'sen, daha Ost anlamda ego degil,
kendine ozgti, 'kendi' olu�sun. i�te bu 'benlik', ego'yu,
nor 1 -ego'yu, i� bolgeleri, bedenin bo�luklanm, images et
lan.<i ve de cennetleri kapsar.
lh·r ne zaman Ulysses'i okumaya kalkl�sam, ( 1 7) usuma
Rich .1rd Wilhelm'ce yaymlanm1� olan bir Cinli'nin resmi gelir;

46
meditasyon durumundaki bir yogi'dir bu; ba�mm tizerinden
ttireyen be� insan figtirti ve onlann da herbirinin b�1 tisttinde
bi�imlenen yine be�er insan figtirti ile canlandmlm1� olan bir
yogi. Bu (:in resmi, yogi'nin insan 'ben'inin, ki�isel
egosundan s1ynhp da, daha karm�1k ve daha nesnel bir
boyuta ge�i� amndaki tinsel durumunu betimlemektedir. Bu,
''dingin ve yalmz ay tekerlegi"nin, yi.izy1llard1r aranan ve
yi.iceltilen, Hint ve (:in bilgeliginin en paha bi�ilmez incisi
degerindeki Dogu'ya ozgti gtinahlardan annmanm tek amac1
olan 'olmak ve olmamak' ozsoztintin, 'sat-chit-ananda'nm
durumudur.
'Hafif buru�uk not kag1d1', Dogu'ya dogru stirtiklenir. Bu
buru�uk not, her kezinde gizemli bir bi�imde 'Elijah' (Yaiva�
ilyas) ile bagmt1h olarak, ti� kez Ulysses'de ortaya �1kar. Bize
iki kez "Elijah geliyor." denilmi�tir. Ger�ekten de o, genelev
sahnesinde (Faust'un Walpurgis Gecesindeki Middleton
Murry ile dogru bir k1yaslama yaplld1gmda) notun gizeminin
Amerikanca a�1kland1g1 yerde ortaya �1kar. (sayfa 478):
"Delikanhlar �imdi yatm. Tannnm saati 1 2,3 5'dir. ( 1 8)
Annene orada olacag1m soyle. <;abuk ol ve kumazca as1
oyna. Tam burada kat1l. Sonsuzluk kav�agmda, duraks1z
ko�uya yer ay1rt. Son bir soz daha, Sen bir tann m1sm yoksa
hap1 yutmu� bir sersem mi? Mesih'in Coney Adas1'na
gelmesine ha.zir m1yi.z? Florry Christ, Stephen Christ, Zoe
Christ, Bloom Christ, Kitty Christ, Lynch Christ, bu evrensel
gticti duyumsamak size bagh. Evrenden korkar m1y1z biz?
Hayi.r. A�llann kenarlan erinde ol. Prizma ol. Senin i�inde
daha yi.ice bir 'hen' var. Sen bir isa, bir Guautama, bir
ingersoll ile dost olabilirsin. Ttimcek bu titre�imin i�inde

47
mis1T1? Ben oldugunu soylilytirom. Bir kez sersemlettin mi,
milntler ve de cennete silrillen geyik arabas1 yagd1�1 kahr.
Beni anladm m1? Bu bir y�amaydmlat1c1s1dir, tamam m1?
Simdiye dek en s1cak olan bir �ey. iyinde reyel olan, biltiln
bir pastadir o yalmzca. En sevimli, en huysuz bir yizgid1�1dir.
Uysuz bucaks1z ve olaganilstildilr. Yenile�tirir."
Ki�i ne oldugunu anhyabilir: insan bilincinin aynh�1 ve
onun sonucu olarak da, tannsala yakla�mas1 -Ulysses'in tilm
temeli ve en ytice sanatsal ba�ans1dir bu- geleneksel bir
formilliln cilbbesinde gorillilr gorillmez, bir s1yray1�ta
genelevin sarho� t1marhanesindeki cehennemsi bir yarp1khga
katlamr.
Ulysses, kederli gezgin; ada illkesine, yurduna donmek
iyin yirpmir, kendi benligine donil� iyin on sekiz bolilmiln
karma�asmca ilerler ve kay1ts1zca 'ytikseklerden bakarak'
aptallann dilnyasmdan kendini kurtanr sonunda. Aptallar
dilnyasmm otesine geymeyi, -Faust'un ugrunda yaba
harcad1g1, isa ya da Buddha'mn ba�ard1g1 �eyi- z1thklardan
kurtulmayi b�anr. Ve t1pk1 Faust'un sonsuz di�ilikte eriyi�i
gibi, Molly Bloom da (ki, Stuart Gilbert onu tomurcuklanan
dilnya ile layaslam1�t1r) uyumlu bir son nota ile y1ghkh,
cehennemi uyumsuzluklara kutsal bir bitiri� yaparak,
noktalama i�aretleri olmayan monologunda son sozil soyler.
Ulysses, Joyce'un iyindeki yaratic1 tanndir, kendini fiziksel
ve dil�ilnsel dilnyamn karm�asmdan kurtarm1� ve onlan
aynks1 bir bilinyle izleyen geryek bir yaratlc1. Goethe iyin
Faust, Nietzsche iyin Zarathustra ne idiyse, Joyce iyin de
Ulysses oyledir. Samsara'daki kor karm�adan sonra kutsal
evine donen daha ytiksek bir 'ben'dir. Tum yap1t boyunca,

48
Ulysses gorunmez, yap1tm kendisidir Ulysses, James
Joyce'un kO�tik bir evrenidir, tek bir ki�i i�indeki dtinyanm
benligi ve benligin dtinyas1dtr. Ulysses evine ancak, usun ve
nesnenin dtinyasma s1rtm1 �evirdiginde donebilir. Bu da
ku�kusuz, 1 904 ydmm on alt1 Haziran gtintintin altmda yatan
bir bildiridir; herhangi bir adamm hergtintinden biri,
-Hic;BiR AYRICALIGI OLMAYAN KiSiLERiN­
huzursuzca b�layip ama�stzca bir�eyler yap1p eyledigi
gtinlerden- golgeli bir resim, dti�sel, cehennemi, �eytanca;
olumsuz, �irkin, kottictil ama ger�ek . . . Kotti bir resim, insana
kotti dti�ler gordtirebilir ya da evrensel bir 'Ash Wednesday'
(Paskalya oncesi ilk �ar�amba gtinti)ntin havasma sokabilir,
t1pk1 yarat1et'nm 1 Agustos 1 9 l 4'de hissetmi� olabilecegi gibi.
1 9 1 4'de, yarat1h�m yedinci gtintindeki iyimserligin ardmdan
yarat1c1, kendi eli�i ile kendini tammlamayi olduk�a gti�
bulmu� olmah. Ulysses, 1 9 1 4 ile 1 92 1 yillan arasmda yazdd1
- dtinyanm ozellikle gtilerytizlti bir resmini �izmek ya da onu
sevecenlikle kollar arasma almak i�in, ko�ullann hi� de
uygun olmad1gi zamanlar. (Bu a�1dan bakdd1gmda, bugtin
i�in de aym �ey soylenebilir ya. . . ). Bu nedenle, sanat�mm
i�indeki yaratlcmm olumsuz bir resmini �izmi� olmas1,
��1rt1c1 degildir, ancak, oylesi kafirce olumsuz bir tabloydu
ki bu �izilen; Anglo- Sakson tilkelerde, bu yap1t, Genesis'teki
yaratth� ·oyktistiyle ters dti�ttigu saVI ve boyle bir skandaldan
ka�mma dti�tincesiyle yasakland1. Ve i�te, yanh� anl�dm1�
yarat1cmm, kendi yurdunu arayi�mda nasd Ulysses'le�tiginin
oykOstidtir bu yap1t.

49
Ulysses'te, tii m sanatseverlerin �ok ho�lanacaklan, �ok az
duygu yer ahr. Ancak, varsayahm ki, Ulysses'in bilinci
b�1bo� duyu�lara degil de, uslamlayan, anlay1� dolu ve
duyumsayan bir yilrege sahip olan bir egodur. Ardmdan,
onsekiz boltim boyunca silren upuzun bir yol uzay1p gider ve
�ok fazla acmm ve �ilgmhgm ilstesinden gelen yolcu,
gtinbat1mmda, y�amm b�lang1c1m ve bitimini belirleyen
Yilce Ana'mn kollan arasmda batacakt1r. Ulysses'in bencilligi
altmda, btiytik bir sevecenlik gizlidir; o, ne gilzel, ne de iyi
olan ve hep, daha da kotiiye giden bir dtinyanm acilanm
bilir, sonsuza dogru yinelenen hergiln boyunca, insanm
bilincinde saatler, aylar, y11larca silrilklenen bir budalaca
dansm i�inde umutsuzca yuvarlamr gider. Ulysses, bilincin
nesneden ayn�masma kendini gotiiren ad1m1 atmak
yilrekliligini gostermi�; kendisini bag1mhhktan, kan�1khktan
ve yamlsamalardan kurtanm� ve boylece de yuvasma dogru
yonelebilmi�tir. Yarat1c1 deha bir degil, bir�ok yonlil
oldugundan, o, bize, ki�isel dil�ilncenin oznel anlat1mmdan
�ok daha fazlas1m verir ve anlam1m, ahnyaz1s1m en az
sanat�mm kendisi denli somutl�t1rd1g1 kalabahgm ruhlanna
dogru, sessizlik i�inde konu�ur.
Joyce'un �ah�masmda, olumsuz gorunen btitii n
sogukkanh, garip, bayag1, gilliln�, �eytanca �eyler, ger�ekte
ovgilye degerdirler ve bu nedenle de, olumlu erdemleridirler
onun. Joyce anlatilmaz ol�tilerde zengin ve binbir ytizlil dili,
s1k1c1 ve tekdtize bir solucan gibi sinsice, ilerleyen boltimlere
yay1hr, ancak bu korkun� dtizeyde s1klc1hgm, tekdtizeligin,
bu yap1t1, dtinyamn bo�luk ve yoksunlugunun anlatild1g1
Mahabharata's1 �amasma, destans1 gorkemine de ul�t1Td1g1

50
gozlerden kairmaz. "lag1mlardan, iratlaklardan, kuburlardan,
irop yigmlanndan ttim irevreye bogucu kokular yOkselir."
(sayfa. 4 1 2). Ve bu air1k d1�lahk iirinde, t1pk1 dti�lerdekince,
dinsel baglamdaki en yOksek dti�tinceler kafirce irarp1tilarak
yans1t1hr. (Alfred Kubin'in Die Andere Seite'si b�kentli
Ulysses'in koylti olan bir kuzenidir.)
Dahas1, bunu bile, yadsmam1yacagmdan dolay1 kabul
ederim. Oyle ki, oltim ogretisinin (eschatology), irurume
ogretisine (scatology) donti�timti Tertullian'm savm1
dogrular: Anima naturaliter christiana.
Ulysses, kendini vicdanh bir Hristiyan karsiti oiarak
gosterirken, Katolik inancmm da s1ms1la stirmekte oldugunu
kan1tlar. 0, yalmzca bir hristiyan degil, daha da tist dtizeyde
bir Budist, Shivaizt ve bir Gnostik'tir. (sayfa. 48 1 ):
"(Dalgalann bir sesleni�iyle.)... Tannlann ak yoghini.
Hermes Trismegistos'un gortinmez pimander'i. (Deriiz yelinin
1shk iralan sesiyle) Punarjanam patsypunjaub. Ayaklanm1
stirtimeyecegim art1k. Biri tarafindan soylenmi�ti: soldan
kairm, Shakti mezhebi. (F1rtma ku�lannm bir ir1ghg1yla.)
Shakti, Shive. Karanhga gizlenmi� Baba... Aum. Baum.
Pyjaum. Yurtlugun 1�1g1y1m ben, dti�sel kremah tereyag1m
ben."
Ne denli dokunakh ve anlamh degil mi? Gtibre yigmlan
tisttinde bile, tinin en eski ve soylu hazineleri yitmez. insan
ruhunda, kutsal esinin sonu�ta son solugunu verdigi ve
igrenir pislik iirinde iruruyebildigi hiirbir yank bulunmaz.
Btittin kafirce yol aynmlannm babas1, y�h Hermes hakhdir:
"Yukans1 neyse �ag1s1 da odur." Stephen Dedalus, ku�
kafal1 gok adam1, havanm yogun gazla dolu b olgelerinden

51
ka�maya �abalarken, yeryilzti batakhg1 i�ine dii�er ve en
derinlerinde, yine ka�tig1 yiiksekliklerle kar�d�tr. "Ve
yeryiiztiniin en uzak sonlanndan m1 ka�mahyd1m ben? .." Bu
tiimcenin sonlan, Ulysses'deki Tann kar�1t1 kiifuriin en
inandmc1 kamtm1 olu�turmakta. Daha da iyisi, �u her�eye
bumunu sokan Bloom, huysuz ve iktidars1z �u �ehvet
dii�kiinii, pisligin i�inde daha once b�ma hi� gelmemi� bir
�eyi dener: Oz bi�imsel degi�imini. Sevindirici haberler:
Cennetlerden gelen sonsuz belirtiler yokoldugunda, yer
mantan arayan domuz, onlan yeni b�tan topragm i�inde
ou:or. En u�t katmanda oldugunca, onlar en alt katman
olarak degi�mez bi�imde damgaland1klan i�in, yalmzca
Tann'nm lanetledigi 1hmh orta katmanlar d1�mda hi�bir yerde
bulunmazlar. ( 1 9)
Ulysses, kesinlikle nesncl, kesinlikle diiriist ve dogrudur.
Ki�, diinyanm ve tinsel varhgin gii ciine ve kaypakl1gma
ili�kin olarak onun gosterdigi kamtlara giivenebilir. Ulysses,
kendi b�ma ger�ekliktir, y�amdtr, anlamdtr; egonun, non­
egonun, maddenin ve usun dii�selligi onda biitiinle�mi�tir. Ve
ben, tam da bu noktada bay Joyce'a �unu sormak isterdim:
Hi� kendinizin, Ulysses'in bir temsilcisi, bir dii�iincesi ve
belki de bir Ulysses karm�asmm tam kendisi oldugunuzu
ayirt ettiniz mi? 0 Ulysses ki, yiiz gozlii Argos gibi yan1
b�1mzda durmakta, sizin i�in bir diinya ve kar�1-diinya
kurgulamakta, bu diinyayi ve kar�1-diinyayi oyle �eylerle
doldurmakta ki, kendi egonuzun farkma onlars1z
varabilmeniz olanak d1�1 kalmaktadtr. Degerli bir yazann, bu
soruya ne yan1t verebilecegini bilmiyorum. Ya da bunun,
benim i�im olup olmad1gim da bilmiyorum, ancak fizikotesi

52
yolda ilerlememi hi�bir�ey durduramaz benim. Dtinyanm tiim
ozelliklerini banndiran bir kti�tik par�as1 olarak Dublin'in, 1 6
Haziran 1 904'de, dtinya tarihinin kaotik btitii nltigunden ne
denli ustaca �1kanld1gmm, yahtilm1� bir gozlemci tarafindan,
ogretici bir kesinlikle, tiim aynntilanyla aktanld1gmm
aynmma varan herkes, bu soruyu sormaya zorlanacaktir. i�te
caddeler, evler, ytirtiyti�e �1km1� gen� bir �ift, reklamc1hk
i�ine gitmekte olan ger�ek bir Bay Bloom ve ozlti bir felsefe
ile yolunu sapt1rm1� ger�ek bir Stephen Dedalus. Bay
Joyce'un, kendisinin bile, Dublin' de bir ko�e b�mda belli
belirsiz goze �arpma olas1hg1 var. Ni�in olmasm ki; Joyce'un
kendi de, Bay Bloom denli ger�ektir, dolayis1yla ortaya
�1kanlabilir, par�alara aynhp; (Sanat�mm Gen� Bir Adam
Olarak Portresi) gibi de betimlenebilir, oyleyse kimdir
Ulysses?
Hi� ku�kusuz, bir btitiinltigun, bir toplamm simgesidir ve
tekliktir, Ulysses'de yer alan tiim tekil gortintiilerin
btitiintidtir - Bay Bloom, Stephen Bayan Bloom ve
.
otekiler, Bay Joyce'u da i�ermek tizere. . . Bir varhk dti�tintin
ki; yalmzca birbiriyle �at1�an, bozuk-dtizendeki sayis1z
tinlerin s1k1�mlmas1yla yogunluk kazanan renksiz bir ruh
degil, aym zamanda evlerden, caddelerden, kiliselerden,
Liffey' den, genelevlerden ve denize dogru stirtiklenmekteki,
km�tmlm1� bir kag1t par�asmdan olu�mu�tur - ve o sirada da
duyan, kaydeden bir bilin� t�1maktadir. Boylesi bir
canavarca olu�um, ki�iyi kurgulamak zorunda birakir,
ozellikle de o ki�i, hi�bir�eyi kamthyam1yorsa ve yalmzca
tahmin ytirtitmek durumunda kalm1�a. A�1ga vurmam
gerekir ki, bir cam yans1masmda tiim nesnelerin oznesi

53
durumunda olan Ulysses; Bay Bloom gibi davranan bir varhk
olarak, bir bas1mevi olarak ya da km�tmlm1� bir kag1t par�as1
olarak, ger�ekteyse; tiim bu omeklerin "gizli karanhk babas1"
olarak, �ok daha anl�illf bir�eydir. "Ben kurban eden ve
edilenim." i�sel bolgelerin diliyle: "Ben dii�sel kremah
tereyag1m." Donya sevgiyle sanld1gmda, tilm bah�eler
�i�eklenir, ama arkas1m dondilgu anda, her zamanki bo�
gilnler birbirini izler - labitur et labetur in omne volubilis
aevum. (20)
Yarat1c1, oncelikle �m gurur duygusu i�inde, kendine
kusursuz gorilnen bir diinya yaratt1; ancak· ba�1m kaldmp,
dikkatlice bakt1gmda, kendi elinden �1kmam1� bir 1�1k gordil.
Bunun ilzerine, kendi evine �ekildi. Arna bunu yapar
yapmaz; erkeksi yarat1c1 gilcil, di�il olmaya donil�til ve
a�1klamak zorunda kald1:

Biitiln oliimlil �eyler


Yalmzca yans1malardlf
Ancak ul�ilmaz olanda
Ger�ek kusursuzluk vardlf
Ger�ekte olup biten
Anlatilmaz olandlf
Ve sonsuz di�iliktir
Bizi ayart1p duran

Mikroskop lammdaki omekte, �ok �agilarda,


yeryilzilnde, irlanda'da, Dublin'de, 7 Eccles sokagmda, 1 904
y1h Haziran aymm 1 7. gilnil, saat sabahm alt1s1; yatagmdan

54
uykulu bir durumda dogrulmakta olan bayan Bloom'un uysal
sesi konu�ur:
"O ve deniz lopkmmz1 kesilir kimi zaman bir ate� gibi ve
gorkemli giinbat1mlan ve Alameda bahi;:elerindeki incir
agai;:lan evet ve btittin belirsiz ktii;:tik caddeler ve pembe ve
mavi ve san evler ve gill bahi;:eleri ve yasemin ve sardunyalar
ve kakttisler ve dagmm bir i;:ii;:egi gibi bir k1z1 oldugum
Gibraltar evet gtilti Andalusyan k1zlanmn yapt1g1 gibi
sai;:lanmm arasma koydugumda ya da k1rm1z1ya
btirtindtigtimde evet ve beni Fas duvannm altmda nasil
opmti�tti ve iyi diye dti�tinmti�ttim en az herhangi biri denli
iyi ve sonra yine soran gozlerle sormu�tum ona evet ve sonra
o bana benim evet demeyi kabul edip etmiyecegimi sormu�tu
benim dag i;:ii;:egim ve once kollanm1 ona dolad1m evet ve
onu kendime dogru i;:ektim boylece goguslerimi stittin
kokuyu hissedebilirdi evet ve kalbi i;:ilgmca i;:arp1yordu ve
evet evet dedim evet diyeccgim."
0 Ulysses, sen, amai;:-sarho�u, amai;:-ytiklti beyaz adam
ii;:in geri;:ek bir dinsel yap1tsm. Sen, tinsel bir deneyim, i;:ileci
bir ogreti, ac1h bir ayin, onsekiz imbigin Ost tiste dizili�iyle,
amino asitlerin, agulu gazlann ve ate�in ve buzun, yeni ve
evrensel bilini;: cininin dam1tild1g1, gizemli bir amai;: ugruna
giidtilen yol ve yontemsin.
0 Ulysses, hii;:bir�ey soylemiyor ve hii;:bir�eyi ele
vermiyorsun, ancak bizlerin imamm1z1 gevretiyorsun.
Penelope'nin, art1k dokumas1 hii;: sona ermeyecek giysisini
dokumaya gereksinimi kalmad1, o art1k kocas1 serserice
dol�malanna son verdigi ve eve dondtigti ii;:in, yerytiztintin

55
bah�elerinde keyfine bak1yor. Bir dilnyanm yok oldugu
yerde yenisi yarat1hr.
Son soz: Ulysses okumalanmda, olduk�a b�anh olmaya
b�lad1m art1k - ileri !

56
SON EK

Yukandaki �ah�mamn dogu�u ilgi �ekicidir, �eli�kili


a�1klamalar i�eren �evirileri yaymlanm1�tir. Ger�ek olduguna
inamlandan b�hyarak, bu �evrilenler �unlardir:
1 - 9. paragrafta Jung, bu incelemeyi bir yayimcmm ona,
"Joyce ya da Ulysses Ozerine dti�Oncelerini" sormas1 Ozerine
yazd1g1m belirtmi�ti. Bu ki�i, 1 927 yilmda, Ulysses'in
Almanca �evirisinin yaymland1g1 (2. ve 3. baskilar, 1 930)
Rhein-Verlag (Ztirih) eski b�kam olan Dr. Daniel Brody'dir.
Dr. Brody, 1 930 yilmda Mtinih'te Jung tarafindan verilen
"Yazann Psikolojisi" konulu bir konferansta bulundugunu
anlatm1�tir. (Btiytik bir olas1hkla bu, onceki �ah�malardan
olan "Psikoloji ve Edebiyat"m eski bir uyarlamas1yd1).
Jung'la konu�tuktan sonra Dr. Brody, Jung'un adm1
vermeksizin Joyce'a ili�kin dti�Onceler Orettigini soylemi�tir.
Jung, bunu yalanlam1�sa da, Ulysses'ten bir boltim okumu�
ve etkilenmi� oldugunu belirtmi�tir. Dr. Brody - Rhein­
Verlag'm bir Edebiyat dergisi �1karma hazirhg1m ve ilk say1da
Jung tarafindan, Joyce Ozerine yazilm1� bir inceleme ile
b�lamak istediklerini duyurmu�tu. Jung bu oneriyi uygun
bularak, yakl�1k bir ay sonra Dr. Brody'ye -Dr. Brody'nin

57
gorti�iiyle, Joyce ve Ulysses'e kat1, rahats1z edici yakl�1m
icinde, olay1 klinik bir olgu bak1� ac1S1yla ilgilenilmi� oldugu­
incelemeyi gonderir. Dr. Brody, kendisine "NIEDRIGER­
HANGEN' (�ag1 salland1r) anlammda 'yaymlay1p ortaya c1-
kar' diye telgraf ceken Joyce'a gondermi�tir. (Joyce; saldir­
gan bir ses duyuranlann, herkesin gorebilecegi bir yere
as1lmas1 icin bir emir vermi� olan Biiyiik Frederick'e
gonderme yapmaktayd1.) iclerinde Stuart Gilbert' in de
bulundugu Joyce'un arkada�lan, Jung'un basllmas1 icin
direti�ine kar�m, yaymlanmamasm1 onermi�lerdi. 0 s1ralar,
Almanya'da politik gerilim yiikselmi�, bu nedenle de Rhein­
Verlag, Edebiyat dergisi tasansmdan vazgecme karan alarak,
soz konusu yaz1y1 Dr. Brody eliyle Jung'a geri gondermi�tir.
Bunun ardmdan, Jung, Deneme'yi gozden gecirip (kat1hgm1
bir parca eksilterek) 1 932 yllmda Europaische Revue'de
yaymlar. Ozgiin bicimi hicbir zaman ortaya c1kmaz.
Yukanda belirtilen ozet, Dr. Brody ile yaymcllar
arasmdaki son gorti�melere ve Dr. Brody'nin giivenini
kazanm1� olan Prof Richard Ellman'm mektubunun icerigine
dayanma�ta. Prof Ellman, bu konuyu Joyce iizerine yazd1g1
ya�amoyk usiiniin yeni bir bask1smda ele alacagm1 belirtmi�tir.
2- James Joyce iizerine yap1tmm ilk bask1smda ( I 959,
sayfa 64 1 ) Prof Ellman; Brody'nin Jung'dan, Ulysses'in
Almanca cevirisinin ucuncii bask1s1 ( 1 930'1ann sonu) icin bir
onsoz istedigini yazar. "James Joyce'un Dunyas1"nda Patricia
Hutchins, Jung'a bir soyle�ide gonderme yapar: "Otuzlarda,
benden Ulysses'in Almanca bask1s1 icin onsoz yazmam
istendi ama gercekte bu bir b�an olmad1. Sonradan bunu

58
yap1tlanmdan birinde yaymlad1m. ilgim, yazmsal degil ancak
mesleksel . . . Benim a'rtmdan yap1t, en degerli doktimand1. .."
3- Harriet Shaw Weaver'a 27 Eyltil l 930'da Paris'ten gelen
bir mektupta, Joyce �oyle yazar, "Rhinverlag Jung'a,
Gilbert'in kitabmm Almanca bask1s1 i'rin bir onsoz yazmas1
onerisinde bulundu. 0 ise buna, onlarm iiziildiigunii, ancak
benim onlardan bunu kullanmalanm istedigimi anlatan, 'rok
uzun ve dti�manca, saldirgan bir yamt verdi," (Mektuplar,
Bas1m Stuart Gilbert, sayfa 294) Rhinverlag, I 932'de James
Joyce'un "Ulysses"inin Almanca bas1m1m yapar: A study, as
Das Ratsel Ulysses. Bay Gilbert, yaymctlara yazd1g1 bir
mektupta �unu soyler: "Jung'un . Ulysses Denemesinin
amlanmda belirsiz kalmasmdan korku duyuyorum, ancak. . .
Jung'dan Ulysses'in hi'rbir Almanca bask1s1 i'rin degil de,
benim Ratsel i'rin bir yaz1 yazmas1m istediginden az 'rOk
eminim." Prof Ellman, hemen ardmdan mektubunda yorum
yapar: "Ku�ku duymaktay1m ki, Jung'la pazarhgm belli bir
a�amasmda, Deneme'yi, Gilbert'in yap1t1 i'rin onsoz olarak
kullanma olas1hg1 ortaya attlm1� olabilir, t1pk1 Brody'nin
onerisinde ya da Joyce'unkinde oldugunca."
Jung, Joyce'a a�ag1daki mektupla birlikte, Deneme'sinin
elden ge'ririlmi� 'revirisinin bir ornegini gonderir. (cf Ellman,
James Joyce sayfa 642):

59
Ktisnacht-Zilrich
Seestrasse 2Z8
27 Eyltil 1 932
James Joyce Esq.
Hotel Elite
Zurich

Saym Bay,
Sizin Ulysses'iniz, dtinyay1 oylesine alttist olmu� psikolojik
bir sorun olarak sundu ki, bir�ok kez onun psikolojik ·

sorunlan tizerine, olas1 bir bilirki�i olarak �agnld1m.,


Ulysses, �m ol�tide �etin bir ceviz oldugunu kamtlad1
bana, usumu yalmzca en ah�dmad1k �abalarla zorlamanm
otesinde, ah�dm1�m d1�mdaki uzunlukta yolculuklara da
zorunlu kdd1. (Bir bilimadammm dayanak noktalanndan
konu�ulursa).
Yap1tm1z bir btittin olarak, ban a sonu gelmeyen bir ac1
verdi, ti� yd boyunca, kendimi kitabm i�erigine sokmayi
b�anncaya dek, bu yap1t tizerine kara kara dti�tinilp
durdum. Ancak, �unu belirtmeliyim ki, size oldugu denli
yap1t1mza da �ok btiytik gontil borcu duymaktayim, �tinkti
ondan pek �ok �ey ogrendim. Ola ki, hi�bir zaman,
kitabm1zdan tam anlam1yla ho�land1g1mdan emin
olam1yacagim, �tinkti �ok fazla sinir bozucu etkiler ve gri
tonlar t�1makta benim i�in. Aym zamanda, Ulysses tizerine
yazd1klanmdan s1ztn de ho�lan1p ho�lanm1yacagm1z1
bilmiyorum, �tinkti hen ttim dtinyaya ondan ne denli

61
s1kild1g1m1, ne denli soylendigimi, ne ol�ilde ilgilendigimi ve
ne denli hayran oldugumu soyleyemedim. Sondaki 40
sayfahk duraks1z ko�u, ger�ek psikolojik yetkinlikler
i�ermekte. Samyorum ki, �eytanm biiyiik annesi, bir kadmm
ger�ek tinsel diinyas1 ilzerine, benim bilemiyecegim pek �ok
�eyi bilir.
Ben yalmzca bu kil�ilk Deneme'mi, Ulysses'inizin
labirentinde yolunu yitiren ve ttimilyle �ansm yard1m1yla
kurtulabilen kusursuz bir yabancmm gi.ildiiriilil bir �abas1
olarak sunmaya �ah�1yorum size. Denememden
toplayabileceginiz biitiin sonu�lar, Ulysses'in dengeli
saydabilecek bir tinbilimciye yapt1kland1r.
En derin te�ekkiirlerimle,
Saygilanmla
J. G. Jung

Ulysses'in Jung'daki kopyasmm ilk (ya da son) bo�


sayfasmda, Joyce'un elyaz1s1yla �ag1daki not bulunmakta:
"Dr. J. G. Jung'a yardzmlarz ve dii#ince/eri i9in te�ekkiir­
lerimle.
James Joyce.
Xmas 1934. Zurich. "

Kopya, Jung'un Deneme'yi yazd1g1 s1rada sahip oldugu


omek olmah, �ilnkil t1mak i�ine almm1� kimi boliimler,
kur�un kalemle imlenmi�.

62
P i C A S S 0 (I)

Bir tinbilimci olarak, tiim co�kumu Picasso ilzerindc


yogunl�tird1g1m i�in, okurdan oziir dilemek zorund�
duymaktay1m kendimi. Eger bu bana yetkili bir makamdar
onerilmi� olmasayd1, belki de hi�bir zaman, bu konuda kalem
oynatmazd1m. Ressamm ve onun garip yarat1smm bana
onemsiz bir konu olarak gorilnmesi degildir bunun nedeni -
her�eyden once, onun yazmsal sanattaki karde�i olan James
Joyce ile ciddi bir bi�imde ilgilenmi�tim. (2) Tam tersine,
Picasso sorunu bana, kil�ilk bir Deneme'nin kapsayam1yacag1
denli geni�, gil� ve karm�1k goriindilgunden, biltiin ilgimi
�ekmekte. Bu konu ilzerine, dil�ilnce ileri silrme yilrekliligi
bulsam bile, kesinlikle Picasso'nun sanat1 ile degil, sanatmm
psikolojik yam ile ilgili olmahyd1 bu. Bu yiizden de, sanatsal
ele�tiri ile ili�kili estetik sorunlan bir yana birak1p, bu
diizeydeki bir sanatsal yarat1c1hgm altmda yatan tinsel
olgularla kendimi s1mrlayacag1m.
Yakl�1k yirmi yddir kendimi, tinsel durumlann resimsel
anlat1m1 psikolojisiyle me�gul etmekteyim ve bu yiizden,
Picasso'nun yap1tlanna profesyonel bir bak1� a�1smdan
yakl�mak durumundayim. Deneyimlerimin 1�1gmda, okuru
temin ederimki, Picasso'nun tinsel sorunlan ilzerine, yap1tla­
nndan edindikleri izlenimler, benim hastalanmmkilerle
kuvvetlice ortii�mektedir. Ne yaz1k ki, kar�d�t1rmah �al1�ma

63
ilrilnlerimiz yalmzca birka� uzman tarafindan bilindigi i�in,
bu noktada kamtlar sunam1yorum. ilerdeki kimi gozlemle­
rim, bu nedenle dayanaks1z gorilnebilecek ve okurun iyi
niyetine ve du� gilcilne gereksinim duyacaktIT.
Nesnel olmayan sanat, kapsamm1 "i� derinlikler"den ahr.
Bilin�, genellikle nesneleri gortildtikleri bi�imde algdad1gi ve
genel beklentiler dogrultusunda gorilnilmleri i�erdiginden,
bu "i�sel derinlik" kavram1, bilin�lilikle e� anlam1 vennez.
Picasso'ya gelince, onun ele ald1g1 nesnelerin gorilnilmleri,
genel beklentileri farkl1 bi�imlerde ortaya �1kar - bu
gorilnilmler qylesi aynkttrlar ki, d1� dilnyadan hi�bir nesneye
benzemezler. Zaman-dizinsel olarak bakthrsa, �ah�malannda,
gorgill nesnelerden giderek uzakl�an, d1�sal deneyime
uymayan, bilincin gerisindeki "i�"ten - ya da bu bilincin
gerisindeki be� duyunun otesinden ve ilzerinden, d1� dtinyaya
yonelik evrensel bir algdama organmdan geliyonnu�casma
ortaya �1kan ogelerde am� oldugu gozlenmekte. Bilincin
ardmda kesin bir bo�luk degil; t1pkt d1� dilnyanm, yilzeyden
ve d1�andan bilinci etkiledigince, bilinci de i�eriden ve
ardmdan etkileyen bilin�siz ruh durumu yatar. Resim
sanat1yla ili�kili olan bu unsurlar, d1� dtinyaya uygun
dti�mediklerinden, "i�sel" kokenli olmal1d1rlar.
Bilinci en belirgin bir bi�imde etkilemesine ka�m,
gorilnmez ve dti�lenemez oldugundan , temelde bu "i�sel"
etkiler altmdaki hastalanm1, yapabildikleri kadar iyi resimsel
bi�imlerle kendilerini anlatmalan i�in inand1nnaya �ah�mm.
Bu d1�awrum metodunun amac1, bilin�altmm i�erdiklerini
ul�dabilir bir dtizeye ul�ttrarak, hastanm anlayi�ma
yakl�ttrmaktlr. Bu uygulamanm sagalttm etkisi, bilin�

64
ortammdan bilin�sizlik stirecine ge�erken olu�abilecek
sakmcah boltinmeyi engellemektir. Nesnel ya da bilin�li
betimlemelerin aksine, tinsel baglamdaki etkilerin ve
stirei;:lerin btittin resimli betimlemeleri simgeseldir. Kabaca ve
hemen hemen dogruya yakm bir yakl�1mla, zaman
olu�umunun bilinmezligini imlerler. Bu nedenle, tek ve
aynks1 bir omekteki herhangi bir kesinlik dtizeyinde,
herhangi bir�eyi belirlemek (ve herhangi bir�eye karar
vermek) btisbtittin olanaks1zdir. Ki�i, yalmzca garipseme,
karm�1khk ve anl�ilmazhk duygulan i�indedir. Ger�ekte ne
anlatilmak istendigini ya da neyin betimlenmekte oldugunu
bilmez. Kavrayi� olas1hg1, yalmzca bu gibi bir�ok resimle
yapilan, kar�il�t1rmah �al1�ma sonunda gelebilir. Sanatsal
do� gtictintin eksinliginden dolayi hastalann resimleri,
�agd�, modem sanat�ilannkine oranla, genelde daha a�1k,
anl�1hr ve daha basittirler ve bu nedenle de, anl�dmalan
daha kolaydir.
Hastalar arasmda iki obek ayirt edilir: (3) Norotikler ve
�izofrenikler. Birinci obek; her yana yayilan ve birle�ik
karakterli, yapay ozellikler t�1yan resimler Oretirler. Ttimcek
soyut olduklannda, bu nedenle de duygu ogesinden yoksun
olduklannda, kesinlikle simetriktirler ya da Ozerlerinde
yanilgiya dti�lemez ac1h bir anlam �irlar. Ote yandan ikinci
obektekiler, duygusal yabanc1hklanm, aynk durumlanm
hemen a�1ga wran resimler yaparlar. Ne olursa olsun,
birle�ik ve uyumlu bir tinsel yap1yla degil de, �eli�ik
duygularla ya da daha ileri giderek, btisbtittin duygu yo�unu
olarak ileti�im kurarlar. Ttimtiyle bi�imsel bak1� a�1smdan
ana ozellik olarak, "lank �izgiler" de kendini a�1ga wran bir

65
par�alanma omegidir bu. (Kmlma �izgileri, yerbilimsel
anlamda, kendini dogrudan resimde gosteren bir dizi tinsel
hatadir.) Resim, izleyeni herhangi bir�eye inand1rma �abas1
gOtmez; mant1ga aykmhg1, garipligi, umursamazhg1 ile
rahats1z eder. i�te bu, Picasso'nun da i�inde bulundugu
obektir.
iki obek arasmdaki a�1k farkhhklara kar�m, yapt1klan
Orii nlerde ortak olan bir�ey vardir: Simgesel i�erikleri. Her
ikisinde de, anlamlar gizlidir; ancak, norotik, kendisine
uygun dO�en anlam ve duyguyu ar�tmr ve izleyenlerle
ileti�im kurma egilimindedir. Sizofren'e gelince, i�erdigi
anlamm bir kurban1 gibi goriinOr. Sanki anlammm altmda
ezilmi�, ba�tanb�a onunla kaplanm1� ve yutulmu�,
norotiklerin, en azmdan Ostesinden gelmeye �ah�t1klan
ogeler i�inde erimi� gibidirler. Joyce Ozerine soylemek
istedigim; onun �izofrenik d1�avurumlann iyi bir omegini
gostermesidir: Hi�bir�ey izleyiciyi doyurmaz, he�ey ona s1rt
�evirir, rastlant1sal bir gOzellik dokunu�u bile, davadan
vazge�ilirken i�ine dO�Olen bag1�lanmaz bir gecikme
nedeniyle olu�ur. Ortaya �1kan, �irkin, hast.a, bi�imsiz,
anl�ilmaz ve bayag1dir - anlatim, herhangi bir�eyi
a�1klamaktansa gizlemek i�indir; bu oylesi bir gizleyi�tir ki,
anlat1m her nasilsa, bir gizleyi�i ortaya koymaktan �ok,
terkedilmi� larlann Ozerine soguk bir sis gibi yayihr; her�ey
alabildigine anlams1zdir, t1pla izleyicisiz bir tiyatro
oynarcasma.
Ki�i, birinci obektekilerin neyi anlatmaya �ah�t1klanm ve
ikinci obektekilerinse, neyi anlatamad1klanru onceden
sezebilir. Her iki obekteki i�erik, gizli anlamlarla doludur.

66
ister yazmsal ister �izimsel bi�imde olsun, her �e�itten bir
dizi imgelem, bir kuralm1�casma Nekyia'nm simgesiyle b�lar
- Hades'e yolculuk, bilin�d1�ma dti�ti� ve Ost dtinyadan
ugurlam�. Bunun ardmdan olan biten, gtindtiz dtinyasmm
bi�im ve anlat1m1yla stirmesine kar�m, gizli dti�tincelerin
izlerini t�ir, bu nedenle de, simgesel niteliktedirler. Boylece
Picasso, Mavi Donem'inin nesnel tablolanna b�lar -gecenin,
aym, suyun mavisi, M1sir yeralt1 dtinyasmm tuatmavisi.
Olmti�ttir ve ruhu at s1rtmda bilinmeze dogru yola �1kar.
Gi.inltik y�am yakasma yap1�m1�tir ve bir kadm, �ocuguyla
birlikte dikkatlice tizerine t1rmamr onun. Gi.in ona ne ol�tide
di�il gortinmekteyse, gece de oyledir; bunu tinbilimsel a�1dan
tammlarsak, onlar 1�1gm ve karanbgm tinleridirler. Karanhk
olan, oturup bekler otekini, kottictil kaygdar uyandirarak,
mavi alacakaranhktan �1kagelecegini umar. Renk
degi�imiyle, yeraltI dtinyas1 i�ine gireriz bizler. Oltim
vuru�ludur nesneler dtinyas1; frengili, veremli yeniyetme
fahi�enin b�yap1t1 netle�irken. Fahi�enin betimleni�i, oltimlti
bir tin olarak, kendisi gibi olanlarla kar�d�t1g1 bilinmeze
a�Ilan yolda b�lar. Bu ruhtan sozederken, Picasso'nun,
yeralt1 yazgismdan ac1 �ekmekte olan ki�iligi1,1i
vurgulamaktay1m - onun i�inde yer alan, gtintin dtinyasma
donemeyip, yazg1sal olarak karanbgm i�ine stirtiklenen;
iyilik, gtizellik gibi kabullenilmi� tilktileri <tegil de,
�eytans1hgm ve �irkinligin kottictil �ekiciligini izlemekte olan
ki�iden sozetmekteyim. <;agd� insamn iyi bildigi, i�te boylesi
hristiyanhk k�1t1 ve �eytani gti�lerdir ki; yazgimn ku�at1c1
duyulanm ortaya �1karan, gtintin parlak dtinyas1iu Hades'in
sisiyle orten, onu oltimctil bir �tirtimeyle koku�turan ve

67
sonu�ta, bir depreme ugranu�casma par�alanna, kmnttlanna,
1skartaya donO�en artd<lanna, enkazma ve altOst olmu�
birimlerine dek ayn�t1ran. Picasso ve O'nun sergileri, t1pkt
onlan izlemeye gelen yirmisekiz bin ki�i gibi, y�ad1g1m1z
gOnlerin bir imidir.
Norotik obekten biri boylesi bir yazg1yi yOklendiginde,
genellikle "karanhk ki�ilik" formundaki bilin�d1�1 ile,
OrkOtOcO kertede bi�imsiz bir "Kundry'1 ile, ilkel �irkinlik ya
da i�sel gOzellikle kar�t kar�1yadtr. Faust'un b�kal�1mmdaki
- Gretchen, Helen, Mary ve de kuramsal "Sonsuz di�ilik",
kendini kutsal yeralt1 dOnyasmm dort kadm figOrO olan Eve,
Helen, Mary ve Sophia'da bulur. Ve t1pkt Faust'taki olOmcOl
olaylar, bi�imsel degi�imlerle yeniden ortaya �·kt�lann
kan�1khgmda oldugu gibi, Picasso da bi�imleri degi�tirir ve
trajik Harlequin'in (soytan) YERALTI DDNYASINDAKl
bi�imiyle yeniden ortaya �1kanr - bir dizi tablo boyunca
silren bir konudur bu. Bu arada, Harlequin'in, antik bir
"olOler Olkesi" tanns1 oldugu da belirtilmelidir. (4)
Antik �aglara donO�, Homeros'un gOnlerindeki Nekyia'dan
bu yana uygulanmaktadtr. Faust, "Caddar Ayini"nin yapdd1g1
ilkel zamanlann �dgm dOnyasma ve klasik antik �agm dO�sel
gorOntOlerine geri doner. Picasso'nun kabahg1; dOnyasal
bi�imleri, bi�imsizligi ve ilkelligi getirir akla; soguk, parlak
bir 1�1gm altmdaki antik Pompei kentinin ruhsuzlugunu
yeniden ar�tmr - Giulio Romano bile daha kotOsOnO
yapmam1�t1 bunun. Cok ender de olsa, hi� mi neolitik sanata
yonelmeyen ya da Dionisyan �enliklerini ammsattrcasma
eglenmeyen hastam olmad1 benim. Harlequin, t1pkt Faust
gibi, bOtOn bu reformlar boyunca, avare dolamr durur,

68
elindeki lut, �arap ya da ilzerindeki soytan giysisinin P.arlak
pullan d1�mda, kendisini ele veren hi-rbir�y olmamasma
kar�m. Ve o, insanm bin ytlhk tarihi boyunca silren yabaml
gezisinden ne ogrenmi�tir? Bu dokilntil ve silprilntil
y1gmmdan, bi-rimin ve rengin bu yan - dogmu� ya da
vazge-rilmi� olas1hklanndan nasil bir oz -r1karacaktir? Bu
sonu-rtan; biltiln bu par-ralam�m anlam1 olarak, ne gibi bir
simge -r1kacaktir ortaya?
Picasso'nun b�dondilrilcil -rok yonlillilgu kar�1smda,
ki�inin dil�ilnce ilretebilmesi gil-rtilr, bu nedenle daha -rok,
hastalanmm ortaya koydugu olgulardan soz edecegim
�imdilik. Nekyia, ama-rs1z degildir, yalmzca yok edici bir
u-rurum i-rine dil�il�tilr; anlamh bir "katabasis eis antron",
b�lang1cm ve gizli bilginin magarasma ini�tir. insanoglunun
tinsel tarihine olan yolculugu, nesnel olarak, kandaki amlan
uyandmp, insanm tilmilyle yeniden yapilanmas1m saglar.
Anaya dogru ini�, Faust'a, tilm gilnahkar insanhg1, -Paris'in
Helen'le birl�mesi- -ragd� insan kendini tek yanhhk i-rinde
yitirdigi zaman unutulan bu "homo totus"u, yiiceltme
olanag1m vermi�tir. Tum zamanlarda ve de daha ilst dilzey
dtinyada, sarsmtilara neden olmu� ve hep de olacak bilyiik
degi�imleri yaratan odur i�te. Bu adam, -ragd� adamm
kar�1smda durur, oteki, i-rinde bulundugu anm bir ki�isiyken;
o, daha onceleri kim idiyse, yine o olandir. Buna ko�ut
olarak, benim hastalanmda da, katabasis ve katalysis'in insan
dogasmm -rift kutuplulugunun ve -rat1�an kar�1t kutup
-riftlerinin gerekliliginin algilam�1 izler. Cozillme doneminde
ya�anan -rilgmhk simgelerinden sonra, kar�1tlann biraraya
geli�lerini betimleyen gorilntiller gilndeme gelir:

69
Aydmhk I Karanhk, yukan I �ag1, ak I kara, di�i I erkek,
vb . . . Picasso' nun en son tablolannda, kar�1tlann birle�mesini
betimleyen motif, bunlann dogrudan ortil�melerinde a-r1k-ra
gortilebilir. Dahas1, bir tablo (bir-rok kmk -rizgiler i-rerse de)
aydmhgm ve karanhgm birle�mesini i-rerir. Son donemin
keskin, uzl�mayan, dahas1 yabaml renkleri, bilin-raltmm
-rat1�malarda �iddet kullanarak Ostilnlilk saglama egilimini
yans1tir. ( renk=duygu)
Bu durum yalmzca hastanm d1�a bakt�mda bir geni�leme
olu�tugu anlamma gelir, goril�O art1k insanm ahlaki,
hayvansal, ruhsal dogasmm tOmilnil kapsamaktadir onun;
ancak y�ayan bir biltilnil daha bi-timlendirememi�tir.
Picasso'nun i-rsel oyunu (drame interieur) -rozOmden once,
bu son noktaya ul�m1�tir. Gelecekteki Picasso
konusundaysa, bu i-rsel serilven sakmcah bir durum
yaratacagmdan ve her an bir duraksamaya ya da birle�mi�
olan kar�1thklann, korkun-r bir patlamayla ikiye
bolilnmelerine yol a-rabileceginden, herhangi bir kehanette
bulunmayacag1m. Harlequin, -konuyu bir par-ra olsun
bilenlerin de algllayacaklan Ozere- giysisinde geli�imin bir
sonraki evresinin simgelerini daha b�tan beri �1yor
olmasma kar�m, trajik belirsizlikte bir karakterdir. 0,
ger-rekten de Hades'in tehlikeleri arasmda ilerleinek zorunda
kalm1� olan bir kahramand1r, ancak b�anh olacak m1dir
acaba? i�te bu yamtlayamayacag1m bir soru. Harlequin, i-timi
Orpertir benim -Zarathustra'daki "soytan gibi rengarenk
ki�iyi"-, hi-tbir�eyden ku�kulanmam1� olan ip dansc1smm (bir
b�ka soytan) Ozerinden athyarak, onun olilmilne neden olan
ki�iyi fazlas1yla andmr. Sonra Zarathustra, Nietzsche'nin ta

70
kendisi i�in tirktin� derecede ge�erli oldugu ortaya �1kacak
olan �u sozleri soyledi: "Ruhun, bedeninden de once can
verecektir: bundan ote bir�eyden korkma." Buffoon'un kim
oldugu, ip cambazma, daha gti�stiz alter ego'suna
seslendiginde a�1ga �1klyor: "Kendinden daha iyi olamn
yolunu kapatmaktasm !" 0, kabugunu kiran daha Ost dtizey
bir ki�iliktir ve bu kabuk, kimi kez - beyindir.

71
NOTLAR

1 - (Ulysses'den bu �eviri, her ne kadar Jung'un 1 922


ytlmdaki ilk bask1y1 gormti� olmasma kar�m, -Paris,
1 928- 1 0. bas1mm elinde bulunan orneginden
uyarlanm1�tir.)
(Yazar, Wirklichkeit der Seele'deki �evirsinin onsoziine
�unlan eklemi�tir:)
Bu edebi Deneme, ilk once Europaische Revue'de
yaymlanm1�t1. T1pk1 Picasso Ozerine yazm1� oldugum
incelemede oldugu gibi, bu �ah�mam da, bilimsel bir
inceleme niteligi t�1maz. ilk cildin i�erigine ah�
nedenlerim ise; Ulysses'in �ag1m1z a�1smdan �ok
karakteristik nitelikler t�1ma51 ve �ah�malanmm, edebi
malzeme Ozerine uyarland1gmda, dti�Ontilerin nastl
onemli bir rol oynad1klanm gosterebilecegi
dti�Oncemledir. Deneme, bilimsellik kayg1smdan uzak
oldugu denli, egitici bir nitelik de ta�1maz, yalmzca
oznel bir bak1� olarak, okurun ilgisine sunulmu�tur.
2- Joyce'un da soyledigi gibi (Work in Progres, in
transition): "Atomlardan ve olas1hklardan �1ka geliriz,
dokunur ve gideriz, ama sonu gelmez ufak tefek
nedenlerle onceden yargtlanm1� olarak." (Finnegans
Make'de oldugu gibi ( 1 939). Sayfa 455. Bu par�a,
1 924-3 8 y1llannda, Work in Progress b�hg1 altmda,

73
ayhk bir dergide ve b�ka biryerde de yaymlanm1�tir -
Yaymc1.)
3- Curtuis (James Joyce und sein Ulysses)de, Ulysses i�in;
"Bir isa kar�1t1 �ah�ma, (Luciferyen) �eytans1 bir kitap."
diye yazm1�t1.
4- Curtuis (aym yap1t, sayfa 60): "Joyce'un �abasmm ozti,
fizik otesi bir hi�liktir."
5- Sayfa 1 34'tin alt ve 1 3 5'in Ost boltimtinde beni uykuya
dti�tiren btiytilti sozctikler: "Eger dti�gticti ya da
yontucu eliyle bi�imsel degi�ime ugratilm1� ya da
ugratilmakta olan ruhun mermerinde yaratt1g1 �ey
y�amay1 hak ediyorsa, donmu� mtizikteki bu ta�
yontu, insanhgm kutsad1g1 boynuzlu ve mtithi� bi�im,
bu usun ve esinin sonsuz simgesi de buna -ya�amaya­
hak kazamr." Tam bu noktada, uykudan baygmla�m1�
olarak, sayfay1 �evirdim ve goztim �u boltime takild1:
"Sava�a yatkm bir adam; � boynuzlu, t� sakalh, ta�
ytirekli." Musa'ya gondermeydi bu tiimce, M1sir'm
bask1s1yla gozti yildmlm1� olan adama. Bilincimi
kapayan uyutucuyu i�ermekteydi bu iki boltim
dti�tinsel gtictin eylemsiz bilin�sizligini devreye
sokarak- ki yalmzca bilin� dtizeni bozulmu� olmahyd1.
T1pki daha sonra ayirdma vard1g1m gibi, yazann ne
yapmakta oldugu ve ugra�mm ardmda yatan
dti�tincenin ne oldugu ilk kez burada kafama dank etti.
6- Work in Progress'de bir hayli gti�lendirilmi�tir bu.
Carola Gideon-Welcker, yerinde bir gorti�le uHep
degi�n bi�imlerdeki, hep yinelenen dti�tinceleri. Soyut
zamanm. Soyut uzaym." demi�ti. (Neue Schweizer

74
Rundschau. 1 929. Sayfa 666)
7- Janet'in psikolojisinde, abaissement du niveau mental
olarak bilinmekte bu fenomen. Deliler arasmda, bu
durum elde olmaks1zm ger�ekle�mekteyken, Joyce'da,
dti�ilnillilp tartdan deneylerin sonucudur bu. Dil�lerin
tilm zengin ve grotesk geni�ligi, "function du reel"
sirasmda yilzeye �1kar, ki bu da bilince uyarlanarak
kapamr.
8- Samnm Stuart Gilbert (James Joyce'un "Ulysses''i,
1 930, sayfa 40) herbir bolge i�inde, i� organlar ya da
duyusal b�athklann i�indeki biri, otekilere oranla b�1
�ekmekte olabilir dil�ilnilsilnde hakl1d1r. Bu sozil
edilenler; bobrekler, cinsel organlar, yilrek, cigerler,
mide, beyin, kan, kulak, kaslar, goz, burun, uterus,
sinirler, iskelet, deri. Bu b�athklann her i�lemi hirer
leitmotiv saydabilir. i� organlar konusundaki
goril�lerim 1 930'da yazdm1�t1. Bana gore, Gilbert'in ileri
silrdilgu kamt, psikolojik olaylann degerli bir belgesidir
ki, Wemicke bunu "organ taklit�iligi" diye
adland1mu�tir. Simgeler organlan taklit ederler.
9- Curtuis. Sayfa 30: "O bilin� ak1�m1, mant1ksal ya da
ahlaksal bir silzge�ten ge�irmeksizin yineler."
I 0- Curtuis, Sayfa 8: "Yazar, okurun anlamasm1
kolayla�tiracak her�eyden ka�mmak i�in, elinden gelen
her�eyi yapm1�tir."
1 1 - Curtuis, Stuart Gilbert ve otekiler.
1 2- (Son ek'e bakimz.)
1 3- Gilbert, "Duygulann havas1m ka�mr dil�ilnmek."
diyordu.

75
1 4- Gilbert, sayfa 355: " denilebilir ki, kozmosa tannsal
bir bala�."
1 5- Gilbert'te aym bi�imde, bu aynlmayt (izolasyon)
wrgular. 2 1 . sayfada der ki: "Ulysses'in yazannm
davran1�1, yaratt1g1 karakterlerin kar�1smda, duru bir
aynhk ortaya koymaktad1r." (Ben bu "duru"
sozcilgunden sonra bir soru i�areti koyard1m) Sayfa
22: "Her �e�it olgu, ussal ya da nesnel olsun, yilce ya
da glililn� olsun, sanatpya gore e�itlik t�irlar."
Sayfa23 : "Bu aynhkta; doganm �ocuklanna kar�1
gosterdigi tarafs1zhk gibi, Ulysses'in "gen�liginin"
goze �arpan nedenlerinden birini ayirt edebiliriz."
1 6- Sanat�mm gen� bir adam olarak portresi'nde, Joyce'un
dedigi gibi ( I 930 Sayfa 245): "Sanat�1, t1pk1 yarat1c1
tann gibi, yap1tmm i�inde, gerisinde, otesinde ve
ilstilnde, gorilnmez olarak, varolu�tan soyutlanm1�,
kay1ts1z ve t1maklanm temizleyerek durmaktadir."
1 7- Wilhelm ve Jung. Altm Ci�egin Gizi ( I 962), sayfa 57.
(Tablo, Alchemical Studies'de sergilenmi�tir, -Yaymc1)
1 8- italikler benim.
1 9- (Bu bolilmiln a�1klamas1, Ulysses'deki yerinin
kestirilememesi nedeniyle gli� olacak. Genellikle
�evirilerini ingilizce yapan Jung, burada Almanca
kullanm1r "Und floh'ich ans ausserste. Ende der welt,
so . . . der Nachsatz ist des Ulysses beweiskretige
Blasphemie." Ola ki bu, Circe bolilmilndeki Stephen
Dedalus'un bir konu�ma amac1yla ili�kilidir (Sayfa
476): "Kendinden ote engeli olmaks1zm, nedir bu
diinyanm sonlanna ge�ip giden. Tann, gline�,

76
Shakespeare, bir gezgin tiiccar, aykm yamm
Ostlenerek, kendi olu�. . . dur bir saniye, Caddedeki �u
insan gOrOltiilerinin cam cehenneme . . . " Caddedeki
gOrOltii , kutsal bir ezgi �alan gramafondur, Kutsal
Kent. Prof Ellmann, Nestor bolOmOnde (ch. 2)
Stephen'in Deasy ile ilgili sozlerine bir geri donO�
yaptld1gm1 ileri sOrmektedir: "Tanndtr bu . . . Caddeden
bir haykm." Jung, incil'den bir bolOmOn (Mezmurlar
1 39; 7-9) ANISTIRILDIGfm da kurgulam1� olabilir:
"Senin ruhundan uzak nereye gideyim? Senin
yOzOnden nereye ka�ayim? Eger goklere �1ksam, sen
oradasm: ve olOler diyannda yatag1m1 sersem, i�te,
ordasm. Seherin kanatlanm alsam, denizin sonlanna
konsam . . . " -Yayinc1.
20- (Horace, Mektuplar, 1 , 2, 3 3 Cev. Fairclough: "Simdi
bile nehrin akt�mda, ve onun tutkun akt�mda, co�ku­
'
suyla sonsuzcasma yuvarlanarak") -Yayinc1.

77
NOTLAR (PiCA S S O)

1 - (Neue Zurcher Zeitung'de ilk bas1m, CL 1 1 1 : 2 (Nov.


1 3 1 932): Wirklichkeit der Seele (Zurich, 1 934)
yinelenen bas1m1. Onceki �eviri; Papers of the
Analytical Psychology Club of New York City ( 1 940):
i�in Alda F. Oertly eliyle ger�ekle�tirilmi�tir. Bir ba�ka
�eviri, Ivo Jarosy tarafindan (Londra) Nimbus'da
yaymlanm1�tir.
2- "Ulysses: Bir Monolog."
3- Burada, bu iki obek i�indekilerin, nevroz ya da �izofreni
hastalan olduklanndan soz etmiyorum. Boyle bir
s1mflama yalmzca, tinsel bir kan�1khgm bir obekte olas1
norotik belirtiler ortaya koymas1, oteki obektekilerin de
�izoit belirtiler tiretecek olmas1d1r. Sizofrenik
sozctiguntin, �izofreni adh akd hasta11gi tan1sm1
belirtmedigi, ancak temeldeki onemli bir psikolojik
kan�1kl1gm �izofreniyi dogurabildigi bir egilime ya da
ki�ilige gonderme yapng1, tartI�ma gottirtir bir konudur.
Bu nedenle hen, Picasso'yu ve Joyce'u hirer ruh hastas1
olarak degerlendirmiyorum, ancak onlan, �iddetli tinsel
kan�1kl1klar kar�1smda, stradan sinir hastal1g1 degil,
�izoid belirtileri ile tepki gosteren btiytik bir toplulugun
i�ine ahyorum. Yukandaki durum ve a�1klama, kimi

79
yanh� anlamalara yol a1tt1gmdan, bu psikiyatrik
a1t1klamay1 burada eklemeyi uygun gordtim.
4- Dr. W. Kaegi'ye vermi� oldugu bu bilgi i1tin, gontil
borcu duymaktay1m.

80

You might also like