Professional Documents
Culture Documents
ekoloji ve
kadın
“Beyaz adam annesi olan toprağa ve kardeşi olan gökyüzüne, alıp satılacak, işlenecek, yağmalanacak bir
şey gözüyle bakar. Onun bu ihtirasıdır ki, toprakları çölleştirecek ve herşeyi yiyip bitirecektir. Beyaz adamın
kurduğu kentleri de anlayamayız biz Kızılderililer. Bu kentlerde huzur ve barış yoktur. Beyaz adamın kurduğu
kentlerde, bir çiçeğin taç yapraklarının açarken çıkardığı tatlı sesler, bir kelebeğin kanat çırpışları duyulamaz.”
“Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir
şey olduğunu anlayacak!”
Kizilderili Sef Seatle
GİRİŞ
Dünya gündemine, özellikle 20. yüzyılın son çeyre-
26 ğinden itibaren damgasını vuran ve çağımızın top-
lumsal sorunları içinde önemli yere sahip olduğu
söylenebilecek iki konu ; çevre ve kadın sorunları-
dır. Dünyanın ekolojik bir kriz içerisinde olduğu artık
herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir. Modern
sanayi toplumu ve egemen söylem, yeryüzüne hiç-
bir saygı göstermeden sürekli ekonomik büyümeyi
öngörür. Zaten Doğa, efendiye ya da “insanoğlu”na
hizmet için sınırsız bir kaynak olarak görülür. Özellikle
17. yy. bilimi ile birlikte, doğa artık insanlık tarafından
“geliştirilip dönüştürülmedikçe” “değersiz ve ölü”
olarak kabul görmeye başlamıştır. Ancak bu durum,
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odasý
de bereketi sembolize eden tanrıça kültü dişil özelliği, vardır. Bu yerlerde kadının üretkenliği ile toprağın
saban tarımından sonra ortaya çıkan gök tanrı kültü hasadının verimli olması arasında bir ilişkinin var ol-
ise eril özelliktedir. Bereket tanrıçasından gök tanrısı- duğuna dair inançlar gelişmiştir. Örneğin Uganda’da
na geçiş, insanın toprağa bereketinden ötürü tapma- kısır bir kadın bahçe için tehlikeli olabilir ve sırf kısır
olduğundan dolayı kocası onu ekonomik sebepleri Ekoloji düşüncesi içerisindeki çeşitli eğilimler ekofe-
bahane ederek boşayabilirler. minist düşünceye de yansımış durumda. Kesin çizgi
ve ayrımlar koymak mümkün olmasa da ekofeminist
Aynı inanış Hindistan ve Güneydoğu Asya’daki Bhatu
yaklaşımlar üç ayrı başlık altında toplanabilir: Kültü-
kabilesinde de görülür. Güney İtalya’da eğer toprağı
rel ekofeminizm, toplumsal ekofeminizm ve feminist
bir kadın ekerse hasadın bol olacağına inanılır.
çevrecilik.
Geleneksel olarak kadınlar evin gıda güvenliğini sağ-
Kültürel ekofeminizm; kadının doğurma, bakma-bü-
layan kişiler olmaları sebebiyle de, herhangi bir çevre
yütme gibi özelliklerinin kadını doğaya daha yakın
sorunundan ilk etkilenen, yoksullaşan da onlar olu-
hale getirdiğini, doğanın düzeniyle kadının doğası
yor.Hala Anadolu’da birçok kadın geçmişten günü-
arasında paralellikler olduğunu savunur. Gezegeni
müze sandıklarında sakladıkları tohumlarla biyolojik
tehdit eden yıkıcı pratiklerin yerine “yeryüzü temelli
çeşitliliği sürdürdüğü ve daha da önemlisi kıtlık za-
bir bilinç” koyma düşüncesi için çalışır.
manlarının görece kolay geçmesini etki ettiğini göz-
lemliyoruz. Toplumsal ekofeminizm; kadın ve doğa ilişkisini top-
lum içerisinde yaratılan ve bu nedenle toplumsal dü-
KADIN VE DOĞA ÜZERİNDEKİ TAHAKKÜME KARŞI
zeyde çözülecek bir ilişki olarak görür. Kültürel ekofe-
EKOFEMİNİZM
minist görüşlerin savunduğu biyolojik determinizmi,
1970’lerde ekoloji hareketi ve kadın hareketinin bir- kadının sömürülmesine yol açan düalizmi yeniden
birlerinden etkilenmesi ile ortaya çıkan ekofeminizm, yaratacağı düşüncesiyle eleştirir ve reddeder.
ilk olarak François D’Eubonne, Ynestra King gibi
Feminist çevrecilik; batılı ekofeminist görüşlere üçün-
kuramcılar tarafından tartışılmaya başlandı. 80’li
cü dünya ülkelerinde yaşayan kadınlar tarafından ge-
yıllarda Almanya’da yükselişe geçen yeşil hareketin
tirilmiş bir eleştiri olarak değerlendirilebilir. Kadının
içerisinde kadınların rolü büyüktü. Yeşil hareketin
tek bir kategori olarak kabul edilmesine karşı çıkan
öncülerinden Petra Kelly “feminizm ekoloji, ekoloji
28 feminist çevreci görüş; sınıf, etnisite, ırk gibi farklılık-
de feminizmdir” diyordu. Kelly, ekoloji hareketlerinin
lar nedeniyle kadınların farklı farklı ezilme biçimleriyle
kadın sorunları konusundaki duyarsızlıklarını da eleş-
karşı karşıya olduklarını savunur. Kadının ezilmesinin
tiriyordu: “Erkekler yel değirmenleri inşa ederken ka-
ideolojik temellerinin yanı sıra ekonomik, politik ikti-
dınların sessizce söz dinledikleri, ekmek pişirip kilim
dara bağlı, maddi sebeplerinin olduğu, bunların göz
dokudukları bir ekolojik toplum istemiyoruz.”
ardı edilmemesi gerekliliği üzerinde durur. Yoksul ül-
Ekofeminist kuramın temel sorunsalı, ataerkilliğin kelerde yaşayan kadınların doğayla olan maddi ilişki-
kadına ve doğaya (hayvanlar alemi de dahil) birlikte sinin çok daha somut olduğunu belirterek bu ilişkinin
hükmetmesi, onları ikincileştirmesi ve araçsallaştır- nasıl olması gerektiğini söylemekle yetinen batılı eko-
ması üzerinedir. Ekofeminist kuram ; kadınlara ta- feminist görüşleri yetersiz kalmakla eleştirir.
hakküm ile doğaya tahakküm arasında yakın bir bağ
Ekoloji ve feminizm mücadelesinde önemli sözleri
olduğu görüşüne dayanır.Bu da, erkeklerin doğaya
olan Mary Mellor’ın şu sözleri önemlidir:”Şimdiki gö-
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odasý