You are on page 1of 88

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Global Jeopotansiyel Modeller İçin Yüksek Dereceli


Legendre Fonksiyonlarının Sayısal Olarak İncelenmesi
Nevin Betül AVŞAR
Yüksek Lisans Tezi
Harita Mühendisliği
Anabilim Dalı
Konya, 2009
T.C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Global Jeopotansiyel Modeller İçin Yüksek Dereceli


Legendre Fonksiyonlarının Sayısal Olarak İncelenmesi

Nevin Betül AVŞAR

Yüksek Lisans Tezi

Harita Mühendisliği Anabilim Dalı

Bu tez 18.08.2009 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından oy birliği ile kabul edilmiştir.

Yrd. Doç. Dr. Aydın ÜSTÜN


Danışman

Prof. Dr. Cevat İNAL Doç. Dr. İ. Öztuğ BİLDİRİCİ


Üye Üye
ÖZET

Yüksek Lisans Tezi

Global Jeopotansiyel Modeller İçin Yüksek Dereceli Legendre Fonksiyonlarının Sayısal


Olarak İncelenmesi

Nevin Betül AVŞAR

Selçuk Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü

Harita Mühendisliği

Danışman: Yrd. Doç. Dr. Aydın ÜSTÜN

2009, 76 sayfa

Jüri: Prof. Dr. Cevat İNAL


Jüri: Doç. Dr. İ. Öztuğ BİLDİRİCİ

Yeryuvarının gravite alanının belirlenmesi ve modellenmesi, fiziksel jeodezinin temel


konularının başında yer alır. Jeodezik gözlemleri doğrudan etkileyen ve yeryuvarının
şeklini belirleyen gravite alanı, çekim ve merkezkaç kuvvetlerinin bileşkesiyle oluşan
bir vektör alanıdır. Söz konusu kuvvetler irrotasyonel olduğundan skaler büyüklükler
(çekim ve merkezkaç potansiyelleri) ile ifade edilebilirler. Merkezkaç potansiyeli,
astrojeodezik gözlemler yardımıyla belirlenebilir. Ancak yeryuvarının kitle yoğunluk
dağılımı tam olarak bilinmediğinden çekim potansiyelini doğrudan belirlemek zordur.
Bu zorluğu aşmanın yolu, onun matematiksel özelliklerini ortaya çıkarmaktır.
Yeryuvarının dışında çekim potansiyeli harmonik bir fonksiyondur. Bu nedenle çekim
potansiyelinin belirlenmesi problemini, yeryuvarının dışında konuma bağlı harmonik
bir fonksiyon bulunması şeklinde tanımlayabiliriz. Harmonik fonksiyonlar da seriye
açılabildiğinden, çekim potansiyeli yakınsak bir seri ile ifade edilebilir.

Uygulamada yeryuvarının dış çekim alanı ve fonksiyonellerini belirlemek için, global


jeopotansiyel modeller kullanılır. Bu modellerin açınım dereceleri arttıkça, harmonik

ii
serilerde yer alan Legendre fonksiyonlarını hesaplamak güçleşir. Yineleme bağıntıları
Legendre fonksiyonlarının sayısal değerlerinin bulunmasını kolaylaştırmaktadır. Ancak,
sorun IEEE 754 standardına göre kayan noktalı sayıların bilgisayar belleğinde
saklanabilme sınırları ile ilgilidir. Bu çalışma ile, günümüzde EGM08 ile maksimum
açınım derecesi 2190’a kadar yükselen global jeopotansiyel modellerin mevcut
bilgisayar olanaklarıyla değerlendirilmesinde Legendre fonksiyonları kaynaklı soruna,
bir çözüm geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla öncelikle fiziksel jeodezide harmonik
serilerle ilişkili olarak Legendre fonksiyonları temel matematiksel özellikleriyle ele
alınmış ve sayısal davranışları incelenmiştir. Daha sonra tam normalleştirilmiş
Legendre fonksiyonlarının kullanılmasının, hangi derecelere kadar başarılı olduğu
gözlemlenmiştir. Sonuç olarak, en güncel jeopotansiyel model olan EGM08 baz
alınarak, normalleştirilmiş Legendre fonksiyonlarının değerlerinin mümkün olan en
geniş aralık ile temsiline imkan sağlanmıştır. Bunun için IEEE 754 genişletilmiş çift
duyarlıklı sayı formatından yararlanılmıştır.

Anahtar kelimeler: Legendre fonksiyonları, Küresel harmonikler, Tam nor-


malleştirme, Yineleme bağıntıları, Çekim potansiyeli

iii
ABSTRACT

MSc Thesis

Numerical Analyzing Of High-Degree Legendre Functions For Global Geopotential


Models

Nevin Betül AVŞAR

Selçuk University
Graduate School of Natural and Applied Sciences

Geomatic Engineering

Supervisor: Assist. Prof. Dr. Aydın ÜSTÜN

2009, 76 pages

Jury: Prof. Dr. Cevat İNAL


Jury: Assoc. Prof. Dr. İ. Öztuğ BİLDİRİCİ

Determining and modeling the gravity field of the Earth is one of the main subjects
of physical geodesy. Gravity field of the Earth, affecting geodesic observations and
determining the shape of the Earth, is the vector field of the gravitational and
centrifugal forces. The mentioned forces can be derived from scalar quantaties
(gravitational and centrifugal potentials) since they are irrotational. The centrifugal
potential can be determined by astrogeodetic observations. However, it is hard to
determine the gravitational potential directly, because of the irregularity of the mass
density throughout the earth. Defining its mathematical properties are the way to
overcome this difficulty. In outer space of the Earth, the gravitational potential is
a harmonic function. Consequently, it can be expressed by harmonic functions that
depend on the location of the attracted mass point. As harmonic functions can be
expanded to series, gravitational potential can be represented by a convergent series.

In practise, global geopotential models are used to determine the external gravity field
and its functionals. Raising the degree of these models make it difficult to calculate the

iv
Legendre functions in the harmonic series. Recurrence relations simplify to calculate the
numerical values of the Legendre functions. However, the problem is the limit values of
the floating point numbers on computer memory according to the standard of IEEE 754.
In this study, it is aimed to give a solution for the problem caused by Legendre functions
during the evaluation of the global geopotential models, whose maximum degree raises
to 2190 by EGM08 with the current computing facilities. For this purpose; basic
mathematical features and numerical stabilities of Legendre functions were investigated.
Then the evaluation success of normalized Legendre functions, according to its degree,
was observed numerically. As a result, the extended double precision of IEEE 754 that
use 12 byte on computer memory provides an improvement in the computation of high
degree geopotential models up to degree 2190 in all latitudes.

Keywords: Legendre functions, Spherical harmonics, Fully normalization, Recurrence


relations, Gravitational potential

v
TEŞEKKÜR

Bu çalışmanın yürütülmesinde birikim ve desteklerini esirgemeyerek bana her konuda


yol gösteren danışman hocam Sayın Yrd. Doç. Dr. Aydın ÜSTÜN’e,

çalışmam süresince yardımı ve katkıları için Arş. Grv. R. Alpay ABBAK’a ve Arş.
Grv. E. Özgür AVŞAR’a

saygı ve teşekkürlerimi sunarım.

vi
İÇİNDEKİLER

Özet ii

Abstract iv

Teşekkür vi

Kısaltma Listesi ix

Şekil Listesi x

Çizelge Listesi xi

1 GİRİŞ 1

2 LEGENDRE DİFERANSİYEL DENKLEMİ VE ÇÖZÜMLERİ 4

2.1 Legendre Diferansiyel Denklemi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 4

2.1.1 Legendre Diferansiyel Denkleminin Kuvvet Serisi Yöntemi İle


Çözümü ve Legendre Polinomları . . . . . . . . . . . . . . . . . . 8

2.2 Bütünleşik Legendre Fonksiyonları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 14

2.2.1 Üretici Fonksiyon . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 16

2.2.2 Ortogonallik . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 18

2.2.3 Rodrigues Formülü . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 21

2.2.4 Yineleme Bağıntıları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 22

2.2.5 Normalleştirilmiş Legendre Fonksiyonları . . . . . . . . . . . . . 24

3 LEGENDRE FONKSİYONLARININ JEODEZİDE KULLANIMI 27

3.1 Çekim Potansiyeli ve Harmonik Serilere Açınım . . . . . . . . . . . . . . 27

3.1.1 Küre Harmoniklerine Açınım . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 36

3.1.2 Elipsoit Harmoniklerine Açınım . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 42

3.2 Küresel Yüzey Harmoniklerinde Legendre Fonksiyonlarının Geometrik


Anlamı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 45

3.3 Küre Harmonikleri Yardımıyla Yeryuvarının Fiziksel Referans Yüzeyini


Belirleme . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 49

vii
4 YÜKSEK DERECELİ LEGENDRE FONKSİYONLARININ
SAYISAL OLARAK İNCELENMESİ 56

4.1 Global Jeopotansiyel Modeller . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 56

4.2 Yüksek Dereceli Legendre Fonksiyonlarının Kullanılabilirliği . . . . . . . 57

4.2.1 Tam Normalleştirilmiş Legendre Fonksiyonları İçin Yineleme


Bağıntıları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 61

4.2.2 Tam Normalleştirilmiş Legendre Fonksiyonlarının Türevleri İçin


Yineleme Bağıntıları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 70

5 SONUÇ ve ÖNERİLER 72

Kaynaklar 74

viii
KISALTMA LİSTESİ

inf infinity
CHAMP CHAllenging Minisatellite Payload
EGM Earth Gravity Model
GOCE Gravity field and steady-state Ocean Circulation Explorer
GPS Global Positioning System
GRACE Gravity Recovery and Climate Experiment
IEEE The Institute of Electrical and Electronics Engineer
NGA The National Geospatial-Intelligence Agency
SI System International

ix
ŞEKİL LİSTESİ

2.1 Çift ve tek Legendre polinomları (m = 0) . . . . . . . . . . . . . . . . . 11

2.2 Çift ve tek ikinci tür Legendre fonksiyonları (m = 0) . . . . . . . . . . . 14

2.3 Aralarında l uzaklığı bulunan iki kitle . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 17

3.1 P noktasındaki birim kütle için b ivme vektörü bileşenleri . . . . . . . . 29


′ ′ ′
3.2 r yarıçaplı, dr kalınlıklı ve dm kütleli bir küresel kabuk . . . . . . . . 31

3.3 Kuşak harmonikleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 46

3.4 6. dereceden Legendre polinomunun küre yüzeyine etkisi . . . . . . . . . 46

3.5 Göze harmonikleri (n = 18, m = 9) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 47

3.6 Dilim harmonikleri(n = m = 9) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 47

3.7 Yüzey harmonikleri: Bir örnek . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 50

3.8 Jeoit yüksekliği . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 52

3.9 Yükseklik anomalisi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 53

4.1 Legendre polinomlarının değer aralıkları . . . . . . . . . . . . . . . . . . 59

4.2 Bütünleşik Legendre fonksiyonlarının değer aralıkları . . . . . . . . . . . 60

4.3 Standart ileri sütun yöntemi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 61

4.4 Standart ileri satır yöntemi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 62

4.5 Normalleştirilmiş Legendre polinomlarının değer aralıkları . . . . . . . . 63

4.6 Çift duyarlıklı sayı formatına göre normalleştirilmiş bütünleşik Legendre


fonksiyonlarının değer aralıkları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 64

4.7 Genişletilmiş çift duyarlıklı sayı formatına göre normalleştirilmiş


bütünleşik Legendre fonksiyonlarının değer aralıkları . . . . . . . . . . . 65

4.8 n = m = 1800 için bütünleşik Legendre fonksiyonlarının sayısal


doğrulukları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 66

4.9 n = m = 2190 için bütünleşik Legendre fonksiyonlarının sayısal


doğrulukları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 67

4.10 θ = 22.5◦ ve θ = 45◦ için 360. dereceden tam normalleştirilmiş


bütünleşik Legendre fonksiyonlarının davranışları . . . . . . . . . . . . . 68

x
ÇİZELGE LİSTESİ

2.1 Kuvvet serisi katsayıları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 9

2.2 Sekizinci dereceye kadar Legendre polinomları . . . . . . . . . . . . . . . 11

xi
1. GİRİŞ

Fiziksel olayları, matematiksel olarak incelerken ilk akla gelen yöntemlerden biri
türev almaktır. Doğa olaylarının hemen hepsinin zamana ve mekana göre değişim
göstermesi bunun nedenidir. Bu değişimi ifade etmek için de türev içeren denklemlerden
yararlanılır. Bu anlamda diferansiyel denklemler doğanın modellenmesinde temel bir
rol üstlenirler.

Fiziksel jeodezinin konusu, esas olarak yeryuvarının gravite alanını ve onun eş potansiyel
yüzeylerinden biri olan jeoidi belirlemektir. Yeryuvarının gravite alanı, çekim ve
merkezkaç kuvvetlerinin bileşkesiyle oluşan vektör alanıdır. Bu vektör alanının
korunumlu olması, onun çekim ve merkezkaç potansiyelleri toplamı biçiminde potansiyel
(skaler) büyüklüklerle gösterilebilmesini sağlar.

Çekim potansiyeli yeryuvarını oluşturan sonsuz sayıdaki nokta kitlenin yeryuvarının


dışındaki bir noktaya uyguladığı toplam çekim etkisi olarak değerlendirilir. Ancak kitle
dağılımı yeterince iyi bilinmediğinden, bu potansiyel uygulamada sonsuz toplamı ifade
eden integral eşitliği yerine yakınsak serilerle ifade edilir.

Çekim potansiyeli yeryuvarının dışında Laplace diferansiyel denklemini sağlar.


Yeryuvarının geometrisine uygun olarak Laplace diferansiyel denklemi küresel veya
elipsodal koordinatlar ile ifade edilir. Harmonik fonksiyonlardan oluşan yakınsak bir
seri Laplace diferansiyel denkleminin çözümüdür.

Kısmi türevli bir diferansiyel denklem olan Laplace diferansiyel denkleminin


değişkenlere ayırma yöntemi ile çözümünden elde edilen üç adi diferansiyel denklemden
biri de Legendre diferansiyel denklemidir. Legendre diferansiyel denkleminin çözümleri,
birinci ve ikinci tür Legendre fonksiyonları olarak bilinir (Birinci tür Legendre
fonksiyonları, Legendre polinomlarını da kapsar).

18. yüzyılın ortalarına doğru yeryuvarının şeklinin kutuplardan basık bir dönel elipsoit
olduğunun belirlenmesinin ardından (ki 19. yüzyılda yeryuvarının gerçek fiziksel şekli
önce Gauss tarafından tanımlanmış daha sonra da bu şekle Listing tarafından jeoit adı
verilmiştir) Newton Çekim Kanunu gereğince dönel elipsoitlerin (sferoitlerin) çekimi
birçok bilim adamı tarafından araştırma konusu yapılmıştır. Fransız bilim adamı
Adrien-Marie Legendre (1752–1833), 1783 yılında Homojen Sferoitlerin Çekiminin

1
Araştırılması (Recherches sur l’attraction des spheroides homogenes) isimli bir inceleme
yazısında iki kitle arasındaki çekimi ve bu çekimden dolayı oluşan çekim potansiyelini
incelemiştir. Legendre bu çalışmasında, bugün kendi adıyla anılan polinomları
tanımlamıştır. Legendre polinomlarının teorisi daha sonra hızla ilerleme göstermiş
hatta bu polinomlar bir diferansiyel denklemin çözümleri olarak bile bulunmuştur.

Legendre fonksiyonları, yeryuvarının dış çekim alanının harmonik serilerle ifadesinde


geçen yüzey harmoniklerinin bir parçasıdır. Kutupsal koordinat sisteminin
parametreleri ile tanımlı yüzey harmonikleri açınımın derecesine ve mertebesine bağlı
olarak yeryuvarını düzenli parçalara bölmektedir. Kuşak harmonikleri olarak bilinen
birinci tür Legendre polinomları fonksiyonun enleme bağlı değişimini ifade ederken,
elipsoidal harmoniklerde karşımıza çıkan ikinci tür Legendre fonksiyonları küresel
harmoniklerdeki radyal değişime karşılık gelir (Heiskanen ve Moritz, 1984).

Yeryuvarının dış çekim alanının harmonik serilerle ifadesini temel alan global jeopotan-
siyel modeller, yeryuvarının gravite alanını modellemek amacıyla kullanılırlar. Bu
modellerin açınım dereceleri, modelleri oluşturan harmonik katsayıların belirlenmesine
yönelik veri sayısı, ölçme ve değerlendirme tekniklerindeki gelişmelere bağlı olarak
zaman içinde bir artış göstermiştir. EGM08 ile maksimum açınım derecesi 2190’a kadar

yükselmiştir (Pavlis vd., 2008). Bu model ile sağlanan veri çözünürlüğü yaklaşık 5

iken, 1 ’lık bir veri çözünürlüğünün elde edilebilmesi 10800. dereceye kadar bir açınım
gerektirir. Bu durum global jeopotansiyel modellerin açınım derecelerinin zamanla
daha da artacağına işaret eder (Holmes ve Featherstone, 2002; Jekeli vd., 2007).

Günümüzde bilgisayar teknolojisinin gelişmesi ile birlikte yüksek dereceli jeopotansiyel


modellerin değerlendirilebilmesi mümkün olmaktadır. Ancak açınım derecelerinin
yükselmesi ile Legendre fonksiyonlarının değerleri çok karmaşık bir görünüm alır. Bu
durum kayan noktalı sayıların, bilgisayar ortamındaki sınırlı temsili nedeniyle önemli
bir sorun oluşturur. 64 bit mikroişlemciler için bu sayıların atandığı değişken türlerinin
sınır değerleri Vickery (2008)’de bulunabilir. Yüksek dereceli Legendre fonksiyonlarının
değerleri, belirli enlemlerde söz konusu sınır değerlerini aşar. Bu sorun Legendre
fonksiyonlarının normalleştirilmesi ile bir miktar aşılsa da yüksek dereceli açınımlar
için normalleştirme işlemi tek başına tam bir çözüm olmaz.

Bu çalışmada öncelikle Legendre fonksiyonları temel matematiksel özellikleriyle


tanıtılacaktır. Daha sonra yeryuvarının dış çekim alanının harmonik serilerle

2
ifadesinden yola çıkarak, Legendre fonksiyonlarının jeodezideki kullanımı incelenecektir.
Bu çalışma ile amaçlanan güncel jeopotansiyel modeller için yüksek dereceli
Legendre fonksiyonlarının kullanılabilirliğinin araştırılmasıdır. Bu doğrultuda mevcut
normalleştirme işleminin hangi derecelere kadar uygulanabilir olduğu tespit edilecek ve
açınımın derecesini kısıtlayan unsurlar belirlenecektir. LINUX işletim sisteminde C++
programlama dilinden yararlanılarak etkin bir çözüm bulunmaya çalışılacaktır.

3
2. LEGENDRE DİFERANSİYEL DENKLEMİ VE ÇÖZÜMLERİ

2.1 Legendre Diferansiyel Denklemi

Bilim ve mühendislik uygulamalarında sıkça karşılaşılan Laplace, Poisson, Helmholtz,


Schrödinger denklemleri gibi kısmi türevli diferansiyel denklemlerin, farklı koordinat
sistemlerindeki çözümleri özel fonksiyonlar yardımıyla yapılmaktadır. Özel fonksiy-
onlar, tekil Sturm-Liouville sınır değer probleminin çözümünü veren fonksiyonlardır.
Sturm-Liouville sınır değer problemi, λ reel veya karmaşık bir parametre olmak üzere;
 
d dy
p(x) − q(x)y + λr(x)y = 0 , (a ≤ x ≤ b)
dx dx
α1 y (a) − α2 y ′ (a) = 0 (2.1)

β1 y (b) − β2 y ′ (b) = 0

şeklindedir. (2.1)’de p (x) fonksiyonunun, [a, b] aralığının uç noktalarında sıfır olması
ya da bu aralığın sonsuz olması halinde tanımlanan sınır değer problemi, özel olarak
tekil Sturm-Liouville sınır değer problemi olarak adlandırılır.

(2.1)’de p (x) = 1 − x2 , q(x) = 0, r(x) = 1, a = −1 ve b = 1 olarak alınırsa;


 
d dy
2
(1 − x ) + λy = 0 , (−1 ≤ x ≤ 1) (2.2)
dx dx

denklemi elde edilir. Bu denkleme Legendre diferansiyel denklemi, çözümlerine ise


Legendre fonksiyonları denir. Buna göre Legendre fonksiyonları da özel fonksiyonlardan
biridir (Hasanov vd., 2002). Laplace diferansiyel denkleminin küresel koordinatlardaki
ifadesinden yararlanılarak Legendre diferansiyel denklemi elde edilebilir.

Skaler bir V fonksiyonu,


∆V = 0 (2.3)

ile ifade edilen Laplace diferansiyel denklemini sağlıyor ise V harmoniktir denir. Burada
V , çekim potansiyelinde olduğu gibi küresel bir cisme ilişkin fonksiyonun davranışını
ifade ediyorsa (2.3) küresel koordinatlar ile gösterilmelidir:

∂2V
   
1 ∂ 2 ∂V 1 ∂ ∂V 1
∆V = 2 r + 2 sin θ + =0 (2.4)
r ∂r ∂r r sin θ ∂θ ∂θ r 2 sin2 θ ∂λ2

4
Burada, yarıçap vektörü r, kutup uzaklığı θ ve jeosentrik boylam λ referans küre
yüzeyine göre uzaydaki bir noktanın konumunu belirler.

Hangi koordinat sisteminde ifade edilirse edilsin Laplace diferansiyel denkleminin


standart çözümü değişkenlere ayırma yöntemine dayanır. Kendisinin harmonik bir
fonksiyon olmasının sonucu olarak elde edilen çözümler ya da onların doğrusal
kombinasyonu da birer harmonik fonksiyondur. Buna göre (2.4)’ün çözümünün,

V (r, θ, λ) = f (r)g(θ)h(λ) (2.5)

olduğunu kabul edelim. Çözümü bulmak için

∂V df (r)
= g(θ)h(λ) (2.6a)
∂r dr

∂V dg(θ)
= f (r)h(λ) (2.6b)
∂θ dr
∂V dh(λ)
= f (r)g(θ) (2.6c)
∂λ dr

türevleri, (2.4)’te yerine yazılırsa,


   
d 2 df (r) 1 d dg(θ)
∆V = r g(θ)h(λ) + sin θ f (r)h(λ)
dr dr sin θ dθ dθ
2
(2.7)
1 d h(λ)
+ f (r)g(θ) = 0
sin2 θ dλ2

elde edilir. Elde edilen bu denklemin her iki yanı f (r)g(θ)h(λ) ile bölünür, ikinci ve
üçüncü terimler eşitliğin karşı tarafına geçirilir ise,

d2 h(λ)
   
1 d 2 df (r) 1 d dg(θ) 1
r =− sin θ − (2.8)
f (r) dr dr g(θ) sin θ dθ dθ h(λ) sin2 θ dλ2

olur. Eşitliğin sol tarafı r’nin, sağ tarafı ise θ’nın ve λ’nın fonksiyonu olmasına karşın
birbirine eşittir. Bu ise ancak ve ancak eşitliğin her iki yanının ayrı ayrı, aynı sabite
eşit olması ile mümkündür. Bu sabit n(n + 1) olarak alınırsa,
 
1 d 2 df (r)
r = n (n + 1) (2.9)
f (r) dr dr

ve
d2 h(λ)
 
1 d dg(θ) 1
− sin θ − = n (n + 1) (2.10)
g(θ) sin θ dθ dθ h(λ) sin2 θ dλ2

5
denklemleri elde edilir. Buradan (2.9) düzenlenerek,

df (r) d2 f (r)
2r + r2 − n (n + 1) f (r) = 0 (2.11a)
dr dr 2

r 2 f ′′ (r) + 2rf ′ (r) − n (n + 1) f (r) = 0 (2.11b)

diferansiyel denklemi elde edilir. Bu diferansiyel denklem, radyal Laplace denklemi


olarak adlandırılır; ya da özel olarak Euler diferansiyel denklemidir (Önem, 1999).
Çözümü de,
f (r) = c1 r n + c2 r −(n+1) (2.12)

şeklinde olacaktır.

(2.10)’da ise bütün terimler sin2 θ ile çarpılır, θ’ya ve λ’ya bağlı terimler eşitliğin her
iki yanında toplanırsa;

1 d2 h(λ)
 
2 sin θ d dg(θ)
n (n + 1) sin θ + sin θ =− (2.13)
g(θ) dθ dθ h(λ) dλ2

eşitliği elde edilir. (2.13)’de de eşitliğin her iki yanındaki fonksiyonlar, birbirinden
bağımsız değişkenler θ’nın ve λ’nın fonksiyonlarıdır. Buna karşın birbirine eşit olmaları
daha önce de belirtildiği gibi ayrı ayrı, aynı sabite eşit olmaları ile mümkündür. Bu
sabit m2 olsun. Buna göre,
 
2 sin θ d dg(θ)
n (n + 1) sin θ + sin θ = m2 (2.14)
g(θ) dθ dθ

ve
1 d2 h(λ)
− = m2 (2.15)
h(λ) dλ2

olur. Buradan (2.15) düzenlenerek,

d2 h(λ)
+ m2 h(λ) = 0 (2.16a)
dλ2

h′′ (λ) + m2 h(λ) = 0 (2.16b)

şeklinde ikinci mertebeden sabit katsayılı homojen doğrusal bir diferansiyel denklem
elde edilir. Bu denklemin çözümü de,

h(λ) = c3 cos mλ + c4 sin mλ (2.17)

6
şeklindedir.

(2.14)’de gerekli düzenlemeler yapıldığında,

d2 g(θ) m2
 
dg(θ)
sin θ + cos θ + g(θ) n(n + 1) sin θ − =0 (2.18a)
dθ 2 dθ sin θ

m2
 
′′ ′
sin θg (θ) + cos θg (θ) + g(θ) n(n + 1) sin θ − =0 (2.18b)
sin θ

denklemi elde edilir. Bu denklem Legendre diferansiyel denklemidir. Çözümlerinden


biri de,
g(θ) = Pnm (cos θ) (2.19)

olarak verilir. Burada Pnm (cos θ), n. dereceden ve m. mertebeden birinci tür
bütünleşik Legendre fonksiyonunu temsil eder. x = cos θ dönüşümü yapılırsa, Legendre
diferansiyel denkleminin bilinen şekli elde edilir. y, x’in fonksiyonu olmak üzere
Legendre diferansiyel denklemi,

m2
 
2 ′′ ′
(1 − x )y (x) − 2xy (x) + n(n + 1) − y(x) = 0 (2.20)
1 − x2

şekline dönüşür. (2.20) özel olarak bütünleşik (associated) Legendre diferansiyel


denklemi olarak adlandırılır.

m = 0 olması durumunda ise (2.20);

(1 − x2 )y ′′ (x) − 2xy ′ (x) + n(n + 1)y(x) = 0 (2.21)

şeklini alır ve genel Legendre diferansiyel denklemi olarak tanımlanır.

Görüldüğü gibi kısmi türevli bir diferansiyel denklem olan Laplace diferansiyel
denklemi, değişkenlere ayırma yöntemi ile üç adi diferansiyel denkleme dönüştürülmüş
ve bunlardan biri Legendre diferansiyel denklemi olarak elde edilmiştir.

İkinci mertebeden değişken katsayılı homojen doğrusal Legendre diferansiyel denklemi,


küresel simetri gösteren sınır değer problemlerinin çözümünde karşımıza çıkar.

7
2.1.1 Legendre Diferansiyel Denkleminin Kuvvet Serisi Yöntemi İle
Çözümü ve Legendre Polinomları

Değişken katsayılı doğrusal diferansiyel denklemler için standart çözüm yöntemi, kuvvet
serisi yöntemidir (Karaoğlu, 2006). Ancak bir kuvvet serisinin, diferansiyel denklemin
çözümünü temsil etmesi için o serinin nerede yakınsak olduğunun bilinmesi gerekir.

m = 0 olması durumunda Legendre diferansiyel denklemi,

(1 − x2 )y ′′ − 2xy ′ + n(n + 1)y = 0 (2.22)

eşitliği ile tanımlanmıştı. Bu denklem,

2x ′ n(n + 1)
y ′′ − y + y=0 (2.23)
1 − x2 1 − x2

şeklinde yeniden yazılırsa y ′ ve y için sırasıyla,

2x
A(x) = − (2.24a)
1 − x2

ve
n(n + 1)
B(x) = (2.24b)
1 − x2

katsayı fonksiyonları elde edilir. Buna göre bu fonksiyonları tanımsız yapan x = ±1


noktaları, Legendre diferansiyel denkleminin düzgün tekil noktalarıdır. O halde
(2.22)’nin kuvvet serisi çözümleri |x| < 1 için yakınsaktır.

x = 0 noktası, Legendre diferansiyel denkleminin bir adi noktası olduğu için çözüm
x = 0 noktası etrafında kuvvet serisi olarak bulunabilir. (2.24) ile ifade edilen katsayı
fonksiyonları x = 0 noktasında sürekli olduğundan y1 ve y2 gibi doğrusal bağımsız iki
seri çözümü vardır. Buna göre;

X
y= ck xk (2.25)
k=0

şeklinde bir çözüm önerilir ise


X

y = kck xk−1
k=1
∞ (2.26)
X
′′ k−2
y = k(k − 1)ck x
k=2

8
Çizelge 2.1: Kuvvet serisi katsayıları

k ck
0 c2 = − (n)(n+1)
1·2 c0
(n−1)(n+2)
1 c3 =− 2·3 c1
(n−2)(n+3)
2 c4 =− 3·4 c2 = (−1)2 (n−2)n(n+1)(n+3)
1·2·3·4 c0
3 c5 = − (n−3)(n+4)
4·5 c3 = (−1)2 (n−3)(n−1)(n+2)(n+4)
2·3·4·5 c1
(n−4)(n+5) 3 (n−4)(n−2)n(n+1)(n+3)(n+5)
4 c6 =− 5·6 c4 = (−1) 1·2·3·4·5·6 c0
(n−5)(n+6) 3 (n−5)(n−3)(n−1)(n+2)(n+4)(n+6)
5 c7 =− 6·7 c5 = (−1) 2·3·4·5·6·7 c1
.. ..
. .

bulunur. y, y ′ ve y ′′ , (2.22) ile verilen Legendre diferansiyel denkleminde yerine konulur


ve gerekli düzenlemeler yapılırsa,


X ∞
X ∞
X ∞
X
k(k − 1)ck xk−2 − k(k − 1)ck xk − 2 kck xk + n(n + 1) ck xk = 0 (2.27)
k=2 k=2 k=1 k=0

eşitliği elde edilir. Bu eşitlikte 1. toplamı +2 kaydırır, 2. ve 3. toplamı k = 0’dan


başlatırsak (toplamda etkisi olmayacağından),

X ∞
X ∞
X ∞
X
k k k
(k + 1)(k + 2)ck+2 x − k(k − 1)ck x − 2 kck x + n(n + 1) ck xk = 0
k=0 k=0 k=0 k=0
∞ (2.28)
X
k
[(k + 1)(k + 2)ck+2 − k(k − 1)ck − 2kck + n(n + 1)ck ] x = 0
k=0

olur. (2.28)’de xk ’nın katsayıları sıfıra eşitlenirse aşağıdaki yineleme bağıntısı bulunur:

(n − k)(n + k + 1)
ck+2 = − ck , (k ≥ 0) (2.29)
(k + 1)(k + 2)

Bu bağıntının, çift indisli ck katsayılarını c0 ve tek indislileri de c1 cinsinden belirleyeceği


açıktır.

Bu durumda tek indisli katsayılar için ayrı, çift indisli katsayılar için ayrı çözümler
oluşacaktır.

n(n + 1) 2 (n − 2)n(n + 1)(n + 3) 4
y1 = c0 1 − x + x
2! 4!
 (2.30)
(n − 4)(n − 2)n(n + 1)(n + 3)(n + 5) 6
− x + ...
6!

9

(n − 1)(n + 2) 3 (n − 3)(n − 1)(n + 2)(n + 4) 5
y2 = c1 x − x + x
3! 5!
 (2.31)
(n − 5)(n − 3)(n − 1)(n + 2)(n + 4)(n + 6) 7
− x + ...
7!

Buna göre Legendre diferansiyel denkleminin sonsuz seri olarak genel çözümü, iki
birbirinden bağımsız çözümün toplamı olarak,

y(x) = y1 (x) + y2 (x) (2.32)

şeklinde olur. y1 (x) ve y2 (x) serileri x = ±1 noktalarında ıraksaktır (Bayın, 2000).


Sonuç olarak (2.32) ile verilen çözüm, Legendre diferansiyel denkleminin |x| < 1
aralığında genel çözümüdür.

Legendre diferansiyel denkleminin çözümünün fiziksel olarak anlamlı olabilmesi için


(2.22)’de n parametresinin pozitif tamsayı olması gerekir. Bu durumda, serilerden biri
sonlu sayıda terim ile biter. Eğer n pozitif çift tamsayı ise y1 (x), pozitif tek tamsayı
ise de y2 (x), xn terimini de içerecek şekilde bu terime kadar sonlu sayıda terim içerir.
Bu durumda serilerden biri n. dereceden bir polinom olur, diğer seri ise sonsuz terimli
bir seri olarak kalır.

c0 ve c1 keyfi sabitler olduğundan her bir n için, değerleri istenildiği gibi seçilebilir.
(2n)!
Her seride, x’in en yüksek kuvvetinin katsayısı 2n (n!)2
’ye eşit olacak şekilde c0 ’a ve c1 ’e
değer verilir.

Bu değerler,
1 · 3 · 5 · . . . · (n − 1) n!
c0 = (−1)n/2 = (−1)n/2 2 (2.33a)
2 · 4 ·6 · ...· n n
2 [(n/2)!]
ve
1 ·3 · 5 ·...· n (n + 1)!
c1 = (−1)(n−1)/2 = (−1)(n−1)/2 n (2.33b)
2 · 4 · 6 · . . . · (n − 1) 2 [(n − 1)/2]! [(n + 1)/2]!
şeklindedir (Wylie ve Barrett, 1982). c0 ’ın ve c1 ’in bu şekilde seçilmesinin nedeni bütün
polinomların x = 1’deki değerlerinin 1 olmasını sağlamaktır (y(1) = 1). Bu şekilde
elde edilen çözümlere n. dereceden birinci tür Legendre polinomları (ki bundan sonra
Legendre polinomları olarak anılacaktır) ya da n. dereceden kuşak harmonikleri denir.
Bu çözümler Pn (x) ile gösterilir.

c0 ve c1 değerleri, y1 (x) ve y2 (x) serilerinde yerine yazılırsa Legendre polinomları


elde edilir. Çizelge 2.2’de sekizinci dereceye kadar Legendre polinomları verilmiş ve
grafikleri, Şekil 2.1’de gösterilmiştir.

10
Çizelge 2.2: Sekizinci dereceye kadar Legendre polinomları

n c Pn (x)
0 c0 =1 P0 (x) = 1
1 c1 =1 P1 (x) = x
2 c0 = − 21 P2 (x) = 12 (3x2 − 1)
3 c1 = − 23 P3 (x) = 12 (5x3 − 3x)
4 c0 = 83 P4 (x) = 18 (35x4 − 30x2 + 3)
5 c1 = 158 P5 (x) = 81 (63x5 − 70x3 + 15x)
5 1
6 c0 = − 16 P6 (x) = 16 (231x6 − 315x4 + 105x2 − 5)
35 1
7 c1 = − 16 P7 (x) = 16 (429x7 − 693x5 + 315x3 − 35x)
35 1
8 c0 = 128 P8 (x) = 128 (6435x8 − 12012x6 + 6930x4 − 1260x2 + 35)

P0
1.0
↑ Pn

0.5 P4 P6 P8

−1.0 −0.5 0.5 1.0

−0.5
P2

−1.0
x −→ cos θ
1.0
↑ Pn
P1
0.5 P5 P7

−1.0 −0.5 0.5 1.0

−0.5 P3

−1.0
x −→ cos θ

Şekil 2.1: Çift ve tek Legendre polinomları (m = 0)

11
n. dereceden bir Legendre polinomunun, n tane kökü vardır. Diğer bir ifadeyle
grafiklerden de görüldüğü gibi Pn (x), −1 ≤ x ≤ 1 aralığında n tane sıfır değeri alır
yani n defa işaret değiştirir.

Legendre polinomunun genel ifadesini yazmak için (2.29) ile ifade edilen yineleme
bağıntısından yararlanılabilir. Bu bağıntıdan ck çekilirse,

(k + 1)(k + 2)
ck = − ck+2 (2.34)
(n − k)(n + k + 1)

elde edilir. Bu ifade k = n − 2 için hesaplanırsa,

n(n − 1)
cn−2 = − cn (2.35)
2(2n − 1)

(2n)!
olur. Burada cn yerine daha önce belirtildiği gibi 2n (n!)2
yazılabilir. O halde,

n(n − 1) (2n)!
cn−2 = −
2(2n − 1) 2n (n!)2
(2.36)
n(n − 1)2n(2n − 1)(2n − 2)!
=−
2(2n − 1)2n n(n − 1)(n − 2)!n(n − 1)!

ve gerekli sadeleştirmeler yapılırsa,

(2n − 2)!
cn−2 = − (2.37)
2n (n − 1)!(n − 2)!

olarak bulunur. Aynı şekilde k = n − 4 ve k = n − 6 için de hesap yapıldığında,

(n − 3)(n − 2) (2n − 4)!


cn−4 = − cn−2 = n (2.38)
4(2n − 3) 2 2!(n − 2)!(n − 4)!

ve
(n − 5)(n − 4) (2n − 6)!
cn−6 = − cn−4 = − n (2.39)
6(2n − 5) 2 3!(n − 3)!(n − 6)!

şeklinde elde edilir. (2.37), (2.38) ve (2.39) ifadelerinden yararlanarak katsayılar için
genel bir terim elde edilebilir:

(2n − 2j)!
cn−2j = (−1)j , (n − 2j ≥ 0) (2.40)
2n j!(n − j)!(n − 2j)!

12
Bu durumda n. dereceden Legendre polinomları için genel ifade şu şekilde olacaktır:

N
X
Pn (x) = cn−2j xn−2j
j=0
(2.41)

N
(2n − 2j)! n

n çift ise
2
X
= (−1)j n xn−2j , N=
2 j!(n − j)!(n − 2j)!  n−1 n tek ise

j=0
2

n’nin çift ya da tek pozitif bir tamsayı olmasına göre, çözümlerden biri, n. dereceden
bir polinoma dönüştüğü için yakınsaklık sorunu ortadan kalkar. Sonsuz terimli bir seri
olarak kalan diğer çözüm ise x = ±1 sınır değerlerinde ıraksak olur. Bu ikinci çözüm,
ikinci tür Legendre fonksiyonu olarak bilinir ve Qn (x) ile gösterilir.

İkinci mertebeden bir diferansiyel denklemin, iki bağımsız çözümü arasında,


R
x
e− A(x)dx
Z
y2 (x) = y1 (x) dx (2.42)
0 [y1 (x)]2

bağıntısı vardır. Burada A(x), daha önce (2.24) eşitliği ile verilen katsayı
fonksiyonlarından biridir (Arfken ve Weber, 2001).

O halde Legendre polinomlarından yararlanarak, ikinci tür Legendre fonksiyonları elde


edilebilir:
2x
R
x − − dx
e
Z
1−x2
Qn (x) = Pn (x) dx
0 [Pn (x)]2 (2.43)
x
dx
Z
= Pn (x)
0 (1 − x )[Pn (x)]2
2

Bu eşitlikten yararlanarak ilk altı ikinci tür Legendre fonksiyonu hesaplanırsa,

1 1+x
Q0 (x) = ln = tanh−1 x
2 1−x
1 1+x
Q1 (x) = x ln −1
2 1−x
1 3 2 1 1+x 3
Q2 (x) = ( x − ) ln − x
2 2 2 1−x 2
(2.44)
1 5 3 3 1+x 5 2 2
Q3 (x) = ( x − x) ln − x +
2 2 2 1−x 2 3
1 35 4 30 2 3 1 + x 35 3 55
Q4 (x) = ( x − x + ) ln − x + x
2 8 8 8 1−x 8 24
1 63 5 70 15 1 + x 63 4 49 2 8
Q5 (x) = ( x − x + x) ln − x + x −
2 8 8 8 1−x 8 8 15

13
1.0
↑ Qn Q0

0.5
Q4

−1.0 −0.5 0.5 1.0

−0.5
Q2

−1.0
x −→ cos θ
1.0
↑ Qn
Q5
Q3
0.5

−1.0 −0.5 0.5 1.0

−0.5
Q1

−1.0
x −→ cos θ

Şekil 2.2: Çift ve tek ikinci tür Legendre fonksiyonları (m = 0)

elde edilir. Buna göre ikinci tür Legendre fonksiyonları için genel ifade,

1 1+x X 1
Qn (x) = Pn (x) ln − n (Pi−1 (x)Pn−i (x)) (2.45)
2 1−x i
i=1

şeklinde olur.

Şekil 2.2’de ilk altı ikinci tür Legendre fonksiyonunun grafiği gösterilmiştir.

2.2 Bütünleşik Legendre Fonksiyonları

Bütünleşik Legendre fonksiyonları, (2.20) ile verilen bütünleşik Legendre diferansiyel


denkleminin çözümleridir.

Birinci tür bütünleşik Legendre fonksiyonları Pnm (x) ile gösterilirler (bazı kaynaklarda

14
birinci tür bütünleşik Legendre fonksiyonları Pnm (x) ile de gösterilmektedir). Alt indis
n dereceyi, üst indis m ise sırayı ifade eder. Sonlu bir çözüm elde edebilmek için m de
n gibi bir tamsayı olmalıdır. Hobson (1931), Pnm (x)’i şu şekilde tanımlamıştır:

dm Pn (x)
Pnm (x) = (−1)m (1 − x2 )m/2 , (0 ≤ m ≤ n, −1 ≤ x ≤ 1) (2.46)
dxm

Bu eşitlikteki (−1)m çarpanı her zaman yazılmaz. Bu çarpan kuantum mekaniğinde


küresel harmoniklerin ifadesinde yaygın olarak kullanılır. Ancak jeodezide kullanılmaz.
Bu konuda daha fazla bilgi Arfken ve Weber (2001)’de bulunabilir.

Birinci tür bütünleşik Legendre fonksiyonun tanımında m, türevlenmeyi ifade ettiği


için pozitif bir tamsayı olarak düşünülür. Ancak bütünleşik Legendre diferansiyel
denkleminde m2 ifadesi yer aldığı için, m < 0 olması eşitliği değiştirmez (Johnson
ve Johnson, 1965). Yine de daha uygun olanı m ≥ 0 olarak alınmasıdır. Pozitif ve
negatif m değerleri arasında oransal bir ilişki vardır.

(n + m)! |m|
Pnm (x) = (−1)m P (x) , (m < 0, −1 ≤ x ≤ 1) (2.47)
(n − m)! n

Pn (x)’de x’in en yüksek kuvveti n olduğu için m ≤ n olmalıdır (Arfken ve Weber,


2001). Başka bir ifadeyle Pn (x), n. dereceden bir polinom olduğu için en fazla n kez
türev alınabilir.

Birinci tür bütünleşik Legendre fonksiyonlarının temel kullanımı, bir küre yüzeyi
üzerinde tanımlanan fonksiyonların açınımındadır (Butkov, 1973). x, [−1, 1] aralığında
reel bir sayı ise cos mλPnm (x) ya da sin mλPnm (x) küresel yüzey harmonikleri (ya da
kısaca küresel harmonikler) olarak adlandırılır (Hobson, 1931).

(−1)m çarpanı kullanılmadan elde edilen ilk birkaç birinci tür Legendre fonksiyonu
aşağıda verilmiştir. Ayrıca x = cos θ olmak üzere bu fonksiyonların trigonometrik
ifadeleri de gösterilmiştir.

15
P00 (x) = P0 (x) = 1
P10 (x) = P1 (x) = x P1 (θ) = cos θ
P11 (x) = (1 − x2 )1/2 P11 (θ) = sin θ
P20 (x) = P2 (x) = 12 (3x2 − 1) P2 (θ) = 12 (3 cos2 θ − 1)
P21 (x) = 3x(1 − x2 )1/2 P21 (θ) = 3 cos θ sin θ
(2.48)
P22 (x) = 3(1 − x2 ) P22 (θ) = 3 sin2 θ
P30 (x) = P3 (x) = 21 (5x3 − 3x) P3 (θ) = 12 (5 cos3 θ − 3 cos θ)
P31 (x) = 23 (5x2 − 1)(1 − x)1/2 P31 (θ) = 23 (5 cos2 θ − 1) sin θ
P32 (x) = 15x(1 − x2 ) P32 (θ) = 15 cos θ sin2 θ
P33 (x) = 15(1 − x2 )3/2 P33 (θ) = 15 sin3 θ
Bu eşitliklerden de görüldüğü gibi m = 0 olması durumunda birinci tür bütünleşik
Legendre fonksiyonları, Legendre polinomlarına karşılık gelir. Ayrıca m çift tamsayı
olduğunda da elde edilen ifadeler polinomdur. Ancak m tek tamsayı olduğunda (1 −
x2 )1/2 çarpanından dolayı polinom olmaz.

Legendre polinomları için geçerli olan bütün özellikler, birinci tür bütünleşik Legendre
fonksiyonları için de geçerlidir.

İkinci tür bütünleşik Legendre fonksiyonları ise elipsoidal harmoniklerde karşımıza


çıkar. n. dereceden, m. mertebeden ikinci tür bütünleşik Legendre fonksiyonları Qm
n (x)

ile gösterilir. Hobson (1931), Qm m


n (x)’ i de, Pn (x) ile aynı şekilde tanımlamıştır.

dm Qn (x)
Qm m 2 m/2
n (x) = (−1) (1 − x ) (2.49)
dxn

(2.49)’da da (−1)m çarpanı yazılmayabilir.

Pnm (x) ve Qm
n (x), bütünleşik Legendre diferansiyel denkleminin doğrusal bağımsız

iki çözümüdür. Pnm (x), −1 ≤ x ≤ 1 aralığında sınırlıdır, Qm


n (x) ise x = ±1

noktalarında sonsuza gider, diğer bir ifadeyle ıraksaktır. Bu nedenle ikinci tür Legendre
fonksiyonlarının küresel yüzey harmoniklerinde kullanımı olanaksızlaşır.

2.2.1 Üretici Fonksiyon

Legendre polinomları için üretici fonksiyon,

1
G(x, t) = , (|t| < 1) (2.50)
(1 − 2xt + t2 )1/2

16
ile tanımlanır. Üretici fonksiyon, binom teoremine göre açılırsa, tn ’nin katsayıları,
Legendre polinomlarını verir (n = 0, 1, 2, 3, . . .).

1 −1/2
= 1 + (t2 − 2xt)

2
(1 − 2xt + t )1/2
(2.51)
1 3 5
= 1 − (t2 − 2xt) + (t2 − 2xt)2 − (t2 − 2xt)3 + . . .
2 8 16

Bu seri t’nin artan kuvvetlerine göre düzenlenirse,

1 1
G(x, t) = 1 + xt + (3x2 − 1)t2 + (5x3 − 3x)t3 + . . . (2.52)
2 2

olur. Görüldüğü gibi tn ’nin katsayıları, Legendre polinomlarına karşılık gelmektedir.


1 X
G(x, t) = 2 1/2
= Pn (x)tn (2.53)
(1 − 2xt + t ) n=0


r l

ψ
O P
r
Şekil 2.3: Aralarında l uzaklığı bulunan iki kitle

Gerçekte üretici fonksiyon, Legendre polinomlarının ilk olarak nasıl ortaya çıktığını
da açıklar. Şekil 2.3’de gösterildiği gibi aralarında l uzaklığı bulunan iki kitleden,
P noktasında bulunan birim kitle olsun. Bu birim kitleden dolayı P noktasında, Q
noktasının uyguladığı bir çekim potansiyeli oluşacaktır.

Potansiyelin ifadesinde önemli olan, kitleler arasındaki l uzaklığının tersidir. Buna göre

kitlelerin bulunduğu noktaların yer vektörleri r ve r ise l uzaklığı,


l = |r − r | (2.54)

olur. Kosinüs teoremine göre;

′ ′
l2 = r 2 + (r )2 − 2rr cos ψ (2.55)

17
olarak yazılabilir. x = cos ψ olarak alınır ise uzaklığın tersi;

1 1
=p
l r 2 − 2rr ′ x + (r ′ )2
1 (2.56)
= r  ′ 2

r 1 − 2 rr x + rr


olur. Legendre, 1l ’yi binom teoremi yardımıyla r
r < 1 için seriye açmıştır, bu şekilde
çekim potansiyelinin harmonik bir seri ile ifade edilebileceğini göstermiştir. Bu seriyi,

r
katsayıları x’in fonksiyonu olacak şekilde, r ’nin artan kuvvetlerine göre düzenlemiştir.

r
Bu durumda katsayılar, r ’nin kuvveti ile aynı dereceden polinomlar olarak elde
edilmiştir. Bu polinomlar, günümüzde Legendre polinomları olarak bilinmektedir.

∞ ′
!n
1 1X r
= Pn (x) (2.57)
l r r
n=0

Birinci tür bütünleşik Legendre fonksiyonlarında ise üretici fonksiyon her bir m indisi
için ayrı tanımlanır (Wylie ve Barrett, 1982; Karaoğlu, 2006).

(2m)!(1 − x2 )m/2
Gm (x, t) =
2m m!(1 − 2xt + t2 )m+1/2

X (2.58)
m
= Pn+m (x)tn
n=0

2.2.2 Ortogonallik

Legendre polinomlarının [−1, 1] aralığında tam ve ortogonal bir set olma özelliği, bu
polinomların en önemli özelliklerinden biridir. Bu özelliği kanıtlamak için n1 6= n2
olmak şartıyla Pn1 (x) ve Pn2 (x) Legendre polinomlarını ele alalım. Bu polinomlar
(2.22) ile verilen Legendre diferansiyel denklemini sağlar (Spiegel, 1974).

(1 − x2 )Pn′′1 (x) − 2xPn′ 1 (x) + n1 (n1 + 1)Pn1 (x) = 0


(2.59)
(1 − x2 )Pn′′2 (x) − 2xPn′ 2 (x) + n2 (n2 + 1)Pn2 (x) = 0

Birinci eşitliği Pn2 (x), ikinci eşitliği Pn1 (x) ile çarparak, birbirinden çıkartırsak,

(1 − x2 ).[Pn2 (x)Pn′′1 (x) − Pn1 (x)Pn′′2 (x)] − 2x[Pn2 (x)Pn′ 1 (x) − Pn1 (x)Pn′ 2 (x)]
(2.60)
= [n2 (n2 + 1) − n1 (n1 + 1)]Pn1 (x)Pn2 (x)

18
eşitliğini elde ederiz. Bu eşitliği,
d 
(1 − x2 )
  
Pn2 (x)Pn′ 1 (x) − Pn1 (x)Pn′ 2 (x) − 2x Pn2 (x)Pn′ 1 (x) − Pn1 (x)Pn′ 2 (x)
dx (2.61a)
= [n2 (n2 + 1) − n1 (n1 + 1)]Pn1 (x)Pn2 (x)

ya da
d 
(1 − x2 )[Pn2 (x)Pn′ 1 (x) − Pn1 (x)Pn′ 2 (x)] = [n2 (n2 + 1) − n1(n1 + 1)]Pn1 (x)Pn2 (x) (2.61b)

dx

şeklinde de yazabiliriz. Eşitliğin her iki tarafının [−1, 1] aralığında integrali alınırsa,

1
2
)[Pn2 (x)Pn′ 1 (x) Pn1 (x)Pn′ 2 (x)]

(1 − x − =0
−1
Z1 (2.62)
= [n2 (n2 + 1) − n1 (n1 + 1)] Pn1 (x)Pn2 (x)dx
−1

olur. Buna göre,


Z1
Pn1 (x)Pn2 (x)dx = 0 (2.63)
−1

olarak elde edilir. (2.63), Legendre polinomlarının [−1, 1] aralığında ortogonal olduğunu
gösterir. Bu eşitlikte ağırlık fonksiyonunun 1 olduğu açıktır. Legendre polinomlarının
ortogonallik özelliği kullanılarak fonksiyonların, Legendre polinomlarının serileriyle (ya
da kısaca Legendre serileriyle) açınımı yapılabilir.

Örneğin herhangi bir f (x) fonksiyonu,


X
f (x) = an Pn (x) (2.64)
n=0

kuvvet serisi şeklinde yazılabilir. Eğer ki (2.64)’te, f (x) fonksiyonunun değeri


biliniyorsa, an kuvvet serisi katsayıları bulunabilir. Burada önemli olan n1 =
n2 = n olması durumunda (2.63)’ün değeridir. Bu değerin bulunmasında Legendre
polinomlarının üretici fonksiyonunun karesini kullanalım:

"∞ #2
1 X
n
= Pn (x)t (2.65)
1 − 2xt + t2 n=0

Elde edilen eşitliğin her iki tarafının [−1, 1] aralığında integralini alalım.

Z1 ∞ Z1
dx X
= t2n [Pn (x)]2 dx (2.66)
(1 − 2xt + t2 )
−1 n=0 −1

19
Eşitliğin sol tarafının integrali (1 − 2xt + t2 ) = y değişken dönüşümü ile,

(1+t2
Z1 Z )  
dx 1 dy 1 1+t
2
= = ln (2.67)
(1 − 2xt + t ) 2t y t 1−t
−1 (1−t2 )

olur. Burada,

x3 x5 x7
   
1+t
ln =2 x+ + + + ...
1−t 3 5 7

X t2n+1 (2.68)
=2
2n + 1
n=0

kuvvet serisi şeklinde de yazılabilir. Buna göre,

∞ ∞ Z1
t2n
 
1 1+t X X
ln =2 = t2n [Pn (x)]2 dx (2.69)
t 1−t 2n + 1
n=0 n=0 −1

olur. Buradan,
Z1
2
[Pn (x)]2 dx = (2.70)
2n + 1
−1

olarak elde edilir.

(2.64)’te Pn (x) = Pn1 (x) olarak alınır, eşitliğin her iki tarafı Pn2 (x) ile çarpılarak,
[−1, 1] aralığında integre edilirse,

Z1 ∞
X Z1
f (x)Pn2 (x)dx = an1 Pn1 (x)Pn2 (x)dx (2.71)
−1 n1 =0 −1

olur. Legendre polinomları ortogonal olduğundan sağ taraftaki integralin değeri, n1 =


n2 olması durumu dışında sıfırdır. Bu durumda

Z1 Z1
2
f (x)Pn2 (x)dx = an2 [Pn2 (x)]2 dx = an2 (2.72)
2n2 + 1
−1 −1

olur. Buradan katsayılar,

Z1
2n2 + 1
an2 = f (x)Pn2 (x)dx (2.73)
2
−1

20
olarak bulunur. Buna göre herhangi bir f (t) fonksiyonu,

Z1
 

 2n2 + 1
X
f (t) = f (x)Pn2 (x)dx Pn2 (t) (2.74)
2
n2 =0 −1

şeklinde elde edilebilir.


1
Legendre polinomlarının türevleri de, (1 − x2 ) 2 faktörüyle çarpıldıktan sonra birer
ortogonal fonksiyon olurlar (Karaoğlu, 2006). Bunlar birinci tür bütünleşik Legendre
fonksiyonlarına karşılık gelir. Her m için, birinci tür bütünleşik Legendre fonksiyonları
da [−1, 1] aralığında bir tam ortogonal fonksiyonlar setidir (m, her iki fonksiyon için
de aynı olmalıdır).

Z1

 0 n1 6= n2 ise,
m m
Pn1 (x)Pn2 (x)dx = (2.75)
2 (n+m)!
−1

2n+1 (n−m)! n1 = n2 = n ise

Bütün ortogonal polinomların (ve fonksiyonların), bir üretici fonksiyonu vardır.


Bununla birlikte tam ve ortogonal bir set için bu setin iki veya daha fazla üyesi ya
da onların türevleri arasındaki ilişkileri gösteren yineleme bağıntıları kullanılabilir.

2.2.3 Rodrigues Formülü

Bütün ortogonal polinomlar bir Rodrigues formülü ile ifade edilebilir. Aslında bu
formül, Benjamin Olinde Rodrigues (1795–1851) tarafından, 1816 yılında yayınlanan
Sferoitlerin Çekimi Üzerine Bir İnceleme (Memoire sur I’attraction des spheroides)
isimli yazıda, sadece Legendre polinomları için tanımlanmıştır (Johnson ve Johnson,
1965).

Legendre polinomları için Rodrigues formülü,

1 dn (x2 − 1)n
Pn (x) = , (n ≥ 0) (2.76)
2n n! dxn

eşitliği ile verilir. Rodrigues formülü yardımıyla Legendre polinomları ardışık biçimde
hesaplanabilir.

Legendre polinomları için verilen Rodrigues formülü, (2.46) eşitliğinde yerine yazılırsa
((−1)m faktörü olmadan), birinci tür bütünleşik Legendre fonksiyonları için Rodrigues

21
formülü elde edilir.

1 n+m (x2 − 1)n


2 m/2 d
Pnm (x) = (1 − x ) (2.77)
2n n! dxn+m

2.2.4 Yineleme Bağıntıları

Türev ifadesi nedeniyle Rodrigues formülü, ilk birkaç Legendre fonksiyonu dışında
pratikte yararlı değildir. Bunun yerine yüksek dereceli fonksiyonlar için ardışık
fonksiyonlar arasındaki yineleme bağıntılarını kullanmak daha uygundur.

Yineleme bağıntıları üretici fonksiyondan yararlanarak bulunabilir. Örneğin;

G(x, t)’nin t değişkenine göre kısmi türevini alalım.


1 X
G(x, t) = 2 1/2
= Pn (x)tn
(1 − 2xt + t ) n=0


∂G(x, t) x−t x−t X
= 2 3/2
= 2
G(x, t) = nPn (x)tn−1
∂t (1 − 2xt + t ) 1 − 2xt + t
n=1

∂G(x, t)
(1 − 2xt + t2 ) + G(x, t)(t − x) = 0
∂t
∂G(x,t)
∂t ve G(x, t) yerine seri eşitliklerini koyalım:


X ∞
X
(1 − 2xt + t2 ) nPn (x)tn−1 + (t − x) Pn (x)tn = 0
n=1 n=0


X ∞
X ∞
X
nPn (x)tn−1 − 2 xnPn (x)tn + nPn (x)tn+1
n=1 n=1 n=1
X∞ ∞
X
+ Pn (x)tn+1 − xPn (x)tn = 0
n=0 n=0

Bu toplamlarda katsayıları karşılaştırmak için tn ’yi içeren terimler biraraya getirilir.


Bu amaçla gerekli indis değişiklikleri yapılırsa,


X ∞
X ∞
X
(n + 1)Pn+1 (x)tn − 2 xnPn (x)tn + (n − 1)Pn−1 (x)tn
n=0 n=1 n=2
X∞ ∞
X
+ Pn−1 (x)tn − xPn (x)tn = 0
n=1 n=0

22
elde edilir. Bu toplamlar açıldığında,

P1 (x) + 2P2 (x)t + 3P3 (x)t2 + 4P4 (x)t3 + . . .

−2xP1 (x)t − 4xP2 (x)t2 − 6xP3 (x)t3 − . . .

+P1 (x)t2 + 2P2 (x)t3 + . . .

+P0 (x)t + P1 (x)t2 + P2 (x)t3 + . . .

−xP0 (x) − xP1 (x)t − xP2 (x)t2 − xP3 (x)t3 − . . . = 0

olur. Ortaya çıkan ifade gerçekte bir polinomdur. Bir polinomun, sıfıra eşit (diğer bir
ifadeyle sıfır polinomu) olması için her teriminin katsayısının sıfır olması gerekir. Buna
göre t2 ’nin ve t3 ’ün katsayılarını inceleyelim:

3P3 (x) − 5xP2 (x) + 2P1 (x) = 0

4P4 (x) − 7xP3 (x) + 3P2 (x) = 0

Buna göre,
(n + 1)Pn+1 (x) = (2n + 1)xPn (x) − nPn−1 (x)

bağıntısını elde ederiz.

Bu eşitliği kullanarak P3 (x)’i belirleyelim. P1 (x) = x ve P2 (x) = 12 (3x2 −1) idi. Burada
n = 2’ dir. Bu durumda P3 (x),

3P3 (x) = 5xP2 (x) − 2P1 (x)


1
= 5x (3x2 − 1) − 2x
2
1
P3 (x) = (5x3 − 3x)
2

olarak bulunur.

Legendre polinomları için yineleme bağıntılarından bazıları aşağıda verilmiştir.


Bunlardan türev içerenleri, türev bağıntıları olarak da bilinir (P−1 (x) = 0).

23
(n + 1)Pn+1 (x) = (2n + 1)xPn (x) − nPn−1 (x)
′ ′
(2n + 1)Pn (x) = Pn+1 (x) − Pn−1 (x)

(x2 − 1)Pn′ (x) = nxPn (x) − nPn−1 (x) (2.78)



Pn−1 (x) = xPn′ (x) − nPn (x)

Pn+1 (x) = xPn′ (x) + (n + 1)Pn (x)

Bütünleşik Legendre fonksiyonlarında, iki indis (n ve m) olduğu için çok farklı yineleme
bağıntıları oluşturulabilir. Birinci tür bütünleşik Legendre fonksiyonları için bunlardan
bazıları aşağıda verilmiştir (Arfken ve Weber, 2001).

m
(n − m + 1)Pn+1 (x) = (2n + 1)xPnm (x) − (n + m)Pn−1
m
(x)

(1 − x2 )1/2 Pnm+1 (x) = 2mxPnm (x) − (1 − x2 )1/2 [n(n + 1) − m(m − 1)] Pnm−1 (x)
m+1 m+1
Pn+1 (x) = (2n + 1)(1 − x2 )1/2 Pnm (x) + Pn−1 (x) (2.79)
m−1 m−1
(n − m + 1)(n − m + 2)Pn+1 (x) = (n + m)(n + m − 1)Pn−1 (x) − (2n + 1)(1 − x2 )1/2 Pnm (x)
m
2 1/2 dPn (x) 1 m+1 1
(1 − x ) = P (x) − (n + m)(n − m + 1)Pnm−1 (x)
dx 2 n 2

İkinci tür Legendre fonksiyonları da, birinci tür Legendre fonksiyonları ile aynı yineleme
bağıntılarını sağlar (Spiegel, 1974; Zwillinger, 2003; Attar, 2006). Örneğin (2.78)’deki
birinci ve ikinci yineleme bağıntıları, ikinci tür Legendre fonksiyonları için,

(n + 1)Qn+1 (x) = (2n + 1)xQn (x) − nQn−1 (x)


(2.80)
(2n + 1)Qn (x) = Q′n+1 (x) − Q′n−1 (x)

şeklinde olacaktır.

2.2.5 Normalleştirilmiş Legendre Fonksiyonları

Legendre fonksiyonlarının derecesi (n) ve sırası (m) arttıkça yineleme bağıntılarının


sayısal kararlılığı bozulur. Bu nedenle bu fonksiyonların sayısal olarak uğraşılabilir
değerlere dönüştürülmeleri gerekir. Rakamların daha küçük, daha kararlı bir şekilde
kullanılması ise normalleştirme ile olur. Legendre fonksiyonları için normalleştirme,
Legendre fonksiyonunun derece ve sırasına bağlı bir ölçek faktörüyle çarpılmasıyla elde
m
edilir. Normalleştirilmiş bütünleşik Legendre fonksiyonları birinci tür için P n (x), ikinci

24
m
tür için Qn (x) ile gösterilir.

2 (n+m)!
(2.75)’te n1 = n2 = n olması durumunda geçerli olan 2n+1 (n−m)! sabiti, N 2 olarak
tanımlanır. N , Pnm (x) fonksiyonunun [−1, 1] aralığındaki normudur. Matematik
anlamda normalleştirilmiş fonksiyon, normu 1 olan fonksiyondur. Buna göre N −1 Pnm (x)
normalleştirilmiş birinci tür Legendre fonksiyonunu ifade eder (Boas, 1983):
s
m 2n + 1 (n − m)! m
P n (x) = P (x) (2.81)
2 (n + m)! n

(2.81), bir ortonormal Legendre fonksiyonları seti oluşturur (Legendre polinomları da


aynı şekilde değerlendirilebilir).

Normalleştirilmiş Legendre fonksiyonları kullanılarak yineleme bağıntıları da yeniden


düzenlenebilir. Buna göre (2.81)’den yararlanarak (2.79)’daki ilk yineleme bağıntısı,

» –1/2 » –1/2
m (2n + 3)(2n + 1) m (2n + 3)(n + m)(n − m) m
P n+1 (x) = xP n (x) − P n−1 (x)
(n + m + 1)(n − m + 1) (2n − 1)(n + m + 1)(n − m + 1) (2.82)
(0 ≤ m ≤ n + 1)

olarak elde edilir.

Normalleştirilmiş bütünleşik Legendre fonksiyonları, amaca uygun olarak farklı


şekillerde elde edilebilir. Örneğin jeodezide kullanılan normalleştirme ile kuantum
mekaniği ve manyetik alan modellenmesinde kullanılan normalleştirme (Schmidt
yarı/tam normalleştirmesi, Gauss normalleştirmesi, Racah normalleştirmesi gibi) bir-
birinden farklıdır. Bunun yanında, normalleştirme için hangi eşitliğin kullanılacağının,
harmonik açınımın derecesine göre belirlenmesi uygundur.

Jeodezide birinci tür bütünleşik Legendre fonksiyonları (ve Legendre polinomları) için
yaygın olarak kullanılan normalleştirme,

s
(n − m)! m 1 ∀ m = 0

m
P n (x) = k(2n + 1) P (x) , k= (2.83)
(n + m)! n 2 ∀ m 6= 0

m
şeklindedir (Torge, 2001). Bu şekilde elde edilen P n (x), tam normalleştirilmiş birinci
tür Legendre fonksiyonları olarak bilinir. Bunun dışında Tscherning ve Poder (1982)
jeodezide, yarı-normalleştirilmiş birinci tür Legendre fonksiyonlarından (P̃nm (x)) söz

25
eder: s
(n − m)! m
P̃nm (x) = P (x) (2.84)
(n + m)! n
m
(2.83)’e göre, P n (x) ve P̃nm (x) arasında

m
k(2n + 1)P̃nm (x)
p
P n (x) = (2.85)

ilişkisi geçerli olur.

İkinci tür (bütünleşik) Legendre fonksiyonları için ise Sona (1995), elipsoidin üzerinde
sınırlı bir tabakaya kadar (b ≤ u ≤ b + 6400m),

m  n+1 
m u Q (u) b u  (n + 1)(n + 2) + m2 
Qn ( ) = nm Eb ∼ = 1 + e2 −1 (2.86)
b Qn ( E ) u b 2n + 3

eşitliğini önermiştir (Üstün, 2002). Burada E, referans elipsoidinin doğrusal dış


merkezliğidir. u noktadan geçen elipsoidin küçük yarı ekseni olmak üzere, u=sabit
olan yüzeyler, doğrusal dış merkezliği E olan eş odaklı dönel elipsoitleri tanımlar. b ise
referans elipsoidinin küçük yarı eksenidir.

26
3. LEGENDRE FONKSİYONLARININ JEODEZİDE KULLANIMI

3.1 Çekim Potansiyeli ve Harmonik Serilere Açınım

Yeryuvarı ile birlikte dönen bir cisme etkiyen iki kuvvet vardır. Bu kuvvetler çekim ve
merkezkaç kuvvetleridir. Bu iki kuvvetin bileşkesiyle oluşan vektör alanı, gravite alanı
olarak tanımlanır. Hemen hemen tüm jeodezik ölçmeler yeryuvarının gravite alanına
bağlıdır. Daha da önemlisi yeryuvarının şekli gravitenin etkisi ile oluşmuştur (Torge,
2001). Gravite potansiyeli de, çekim ve merkezkaç potansiyellerinin toplamına eşittir:

dm 1 2 2
ZZZ
W =V +Φ=G + ω p (3.1)
l 2
yeryuvarı

Burada W gravite, V çekim ve Φ merkezkaç potansiyelini temsil eder. Eşitliğin sağ


tarafında kalan dm yeryuvarının diferansiyel kitle elemanının kütlesini, l diferansiyel
kitle elemanı ile noktasal cisim P arasındaki uzaklığı, p P noktasının z eksenine olan
uzaklığını, ω ise yeryuvarının açısal hızını göstermektedir.

Eğer yeryuvarının kitle yoğunluk dağılımı biliniyorsa, gravite potansiyeli (3.1) ile
bulunabilir. Ancak kitle yoğunluk dağılımı sadece yeryüzüne yakın bölgeler için
bilindiğinden bu olanaksızdır. Bu yüzden yeryuvarının kitle yoğunluk dağılımının başka
bir deyişle
dm
ZZZ
V =G (3.2)
l
yeryuvarı

çekim potansiyelinin belirlenmesi jeodezinin temel problemlerinden birini oluşturur


(Üstün, 2002).

Newton Çekim Kanunu’na göre iki cisim birbirlerini, kütleleriyle doğru aralarındaki
uzaklığın karesi ile ters orantılı olacak şekilde çeker. Buna göre aralarında l uzaklığı
bulunan, m1 ve m2 kütlelerinin birbirlerine uyguladığı çekim kuvveti,

m1 m2
F =G (3.3)
l2

olur. Buradaki G, evrensel çekim sabiti olarak tanımlanır ve değeri SI birim sisteminde
G = 6.672 × 10−11 N m2 kg−2 olarak belirlenmiştir (Lide, 2004).

Her iki cisim de birbirine eşit fakat ters yönde bir kuvvet uygular. Bu kuvvetin

27
doğrultusu iki cismin ağırlık merkezini birbirine bağlayan l uzaklığı boyuncadır (bkz.
Şekil 3.1). Buna göre çekim kuvveti, vektör formunda yazılabilir.

m1 m2 l
F = −G (3.4)
l2 l

Buradaki eksi (-) işareti F ve l vektörlerinin zıt yönde olmasından gelir.

Kütle büyüklüklerine göre cisimlerden biri çeken, diğeri çekilen olarak


değerlendirilebilir. Bunun nedeni kütlelerden birinin diğerine doğru ivmelenmesidir.
Daha açık bir ifadeyle küçük kütleli cisim, büyük kütleli cisme doğru giderek artan
bir hızla çekilir. Buna göre P noktasındaki cisim, birim kütleli olarak kabul edilirse
(m1 = m, m2 = 1) çekim kuvveti F, çekim ivmesine

ml
b = −G (3.5)
l2 l

dönüşür. Başka bir ifadeyle b, birim kütlenin ivme vektörüdür.

Çeken cismin ağırlık merkezi başlangıç olarak alınıp bir koordinat sistemi tanımlanarak,
b’nin bileşenleri bulunabilir. Buna göre Q noktasındaki çeken cismin koordinatları ξ,
η, ζ, P noktasındaki çekilen cismin (birim kütlenin) koordinatları da x, y, z olsun. Bu
durumda P noktasının yer vektörü rP ve Q noktasının yer vektörü rQ olmak üzere l
vektörünün büyüklüğü,

p
l = |l| = |rP − rQ | = (x − ξ)2 + (y − η)2 + (z − ζ)2 (3.6)

olarak elde edilir. P Q doğrusunun koordinat eksenleriyle yaptığı açılar sırasıyla α, β,


γ ise Şekil 3.1’den de görüldüğü üzere b’nin bileşenleri,

x−ξ x−ξ
bx = kbk cos α = kbk = −Gm 3
l l
 
y−η y−η
by = kbk cos β = kbk = −Gm 3 (3.7)
l l
 
z−ζ z−ζ
bz = kbk cos γ = kbk = −Gm 3
l l

olur.

Çekim ivmesi vektörlerinin oluşturduğu vektörel alana, çekim alanı denir. Çekim ivmesi

28
||z

γ b
l b
P
Q b
β
α z−ζ
||y
y−η x−ξ
||x
y
x
Şekil 3.1: P noktasındaki birim kütle için b ivme vektörü bileşenleri

vektörleri aynı yönü gösterdiği için bir dönme hareketinden söz edilemez. Bu durumda,

rot b = 0 (3.8)

olur.

Eğer bir vektörel alanın rotasyoneli yok ise vektörel alan herhangi bir skaler alanın
gradyentidir; b, bir skaler alanın gradyenti olarak alınabilir:

b = grad V (3.9)

V skaler büyüklüğü, çekim potansiyeli olarak bilinir ve çekim alanındaki bir birim
kütleyi sonsuzdan, P noktasına getirmek için çekim kuvvetinin yapması gereken iş
olarak tanımlanır; birimi m2 /s2 ’dir. Bir nokta kitle için çekim potansiyeli,

Gm
V = , lim V = 0 (3.10)
l l→∞

olarak verilir.

V birim kütle için yapılan işi tanımladığına göre, çekim ivmesi b’nin, çekim kuvveti
doğrultusunda dl uzaklığı için yaptığı iş,

l
dV = bdl (3.11)
l

29
olur. Buradan,
dV l ∂V ∂V ∂V
b= = i+ j+ k = grad V (3.12)
dl l ∂x ∂y ∂z

olarak belirlenebilir. Burada (3.10)’un, x, y, z’ye göre kısmi türevleri alınırsa

∂V x−ξ
= −Gm 3
∂x l
∂V y−η
= −Gm 3 (3.13)
∂y l
∂V z−ζ
= −Gm 3
∂z l

bulunur. (3.13) eşitlikleri, b’nin bileşenleridir (bkz. (3.7)).

Çeken cisim için herhangi bir kütleden, yeryuvarına geçilirse b, yerçekimi ivmesi
vektörüne dönüşür. Yerçekimi ivmesi, yeryuvarının bir birim kütleli cisme uyguladığı
çekim kuvvetine denir. Diğer cisimlerin kütleleri, yeryuvarının kütlesine göre oldukça
küçük olduğundan, bu cisimler birim kütleli olarak kabul edilebilir.

Yeryuvarının çekim potansiyeli, dolu bir cismin çekim potansiyeli ile aynı şekilde
düşünülebilir. Yeryuvarı sonsuz sayıda diferansiyel kitle elemanından oluşur.
Diferansiyel anlamda yeryuvarının bir parçasının kütlesi dm, yoğunluk ρ ile hacim
elemanının dv çarpımından elde edilir:

dm = ρdv
(3.14)
dv = dξdηdζ

Yoğunluk, yer vektörünün bir fonksiyonudur (ρ(rQ )), başka bir ifadeyle konuma
bağlıdır. Buna göre diferansiyel kitle elemanlarının, yeryuvarının içinde kesiksiz
bir dağılımı olduğu düşünülür ve her bir diferansiyel kitle elemanının yaratacağı,
Gdm
diferansiyel çekim potansiyeli dV = l ’ye integral uygulanırsa

dm ρ(rQ )
ZZZ ZZZ
V (rP ) = V = G =G dv , lim V = 0 (3.15)
l l l→∞
yeryuvarı yeryuvarı

sonucu çıkar. (3.15)’e uygun olarak yerçekimi ivme vektörü,

ρ(rQ ) l
ZZZ
b(rP ) = b = −G dv (3.16)
l2 l
yeryuvarı

olarak bulunur. Yerçekimi ivmesi, yoğunluğa bağlı olduğu için konuma göre değişir.

30
′ ′ ′
Şekil 3.2: r yarıçaplı, dr kalınlıklı ve dm kütleli bir küresel kabuk

Yerin merkezine yaklaştıkça yerçekimi ivmesi de artar.

İlk yaklaşım olarak yeryuvarı, homojen (sabit yoğunluklu) küresel kabuklardan oluşan
R yarıçaplı bir küre olarak kabul edilebilir. Bu, yoğunluğu merkeze göre simetrik
dağılmış bir yeryuvarını temel alan, küresel simetrik yeryuvarı modelidir. Küresel
simetrik yeryuvarı modeli hakkında daha ayrıntılı bilgi için Torge (2001)’e bakılabilir.
′ ′ ′
Bu modele göre r yarıçaplı, sonsuz küçük dr kalınlıklı ve dm kütleli bir küresel kabuk

ele alınsın (bkz. Şekil 3.2). Çekilen noktanın, küresel kabuğun içinde (rp < r ) ya da

dışında (rp > r ) olmasına göre çekim potansiyeli değişecektir.


Eğer ki rp > r ise küresel kabuk için çekim potansiyeli,

′ ′
′ (r )2 ′ dm
Ve = 4πGρ dr = G (3.17)
rp rp

olur. Buna göre eş merkezli küresel kabuklardan oluşan M kütleli yeryuvarı modeli için
çekim potansiyeli,

dm GM
ZZZ
Ve = G = (3.18)
rp rp
yeryuvarı

şeklinde olacaktır.


rp < r olması durumunda ise küresel kabuklar için,


′ dm ′ ′
Vi = 4πGρr dr = G ′ (3.19)
r

şeklinde sabit bir çekim potansiyeli oluşur. Bu durumda yeryuvarı modeli için çekim
potansiyeli yerin merkezinden P noktasına kadar ve P noktasından yerin yüzeyine kadar

31
ayrı değerlendirilir. Buna göre rp yarıçaplı bir küre ortaya çıkar. Bu kürenin içindeki
′ ′
kütlelerden dolayı Ve ve (R − rp ) kalınlıklı küresel kabuktan dolayı Vi oluşur. İkisinin
toplamı, yeryuvarı modeli için çekim potansiyelini verir:

Zrp ZR
4πGρ ′ 2 ′ ′ ′
Vi = (r ) dr + 4πGρ r dr
rp
0 rp (3.20)
(rp )2
 
= 2πGρ R2 −
3

Elbette gerçekte yeryuvarı, yoğunluk dağılımı sabit bir küre değildir. Ancak yeryuvarı
için de bir iç uzay ve yoğunluğun sıfır olduğu (atmosferin yoğunluğu ihmal edildiğinde)
bir dış uzaydan söz etmek mümkündür. Buna göre çekilen nokta P yeryuvarının dışında
ise daima l > 0 olmak üzere, çekim potansiyeli için (3.15) eşitliği geçerlidir:

ρ
ZZZ
V =G dv , lim V = 0 (3.21)
l l→∞
yeryuvarı

Eğer ki çekilen nokta P yeryuvarının içinde ise diferansiyel kitle elemanı ile çakışır
1
ve l = 0 olacağından l sonsuz olur. Bu durumda P noktası dahil yoğunluğu sabit
noktaları içine alan çok küçük q yarıçaplı, P0 (x0 , y0 , z0 ) merkezli bir küre düşünülür
(Bu küre küresel simetrik yeryuvarı modelinde olduğu gibi değerlendirilir). Buna göre
çekim potansiyeli, bu kürenin içindeki ve dışındaki kütlelerin ortak etkisiyle oluşur. P
noktasının bu kürenin merkezinden uzaklığı p olmak üzere çekim potansiyeli,

p2
 
ρ
ZZZ
2
V = 2πGρ q − +G dv (3.22)
3 l
yeryuvarı−küre

olur.

Yeryuvarının yoğunluk dağılımı sadece yerkabuğunun üst tabakaları için bilindiğinden


çekim potansiyeli ve yerçekimi ivmesinin hesabı (3.15) (ya da (3.21),(3.22)) ve (3.16) ile
yapılamaz. Ayrıca çekilen cismin bulunduğu P noktasının koordinatlarının da bilinmesi
gerekir. Bunun yerine çekim potansiyelinin matematiksel özelliklerinden yararlanarak
sonuca ulaşılabilir.

Çekim potansiyeli tüm uzayda (yeryuvarının iç ve dış uzayı) sonludur, tek-değerlidir
ve süreklidir. P noktasının yeryuvarının içinde veya dışında olmasına göre çekim
potansiyelinin birinci ve ikinci türevleri incelenirse, V ’nin özellikleri hakkında daha

32
fazla bilgi edinilebilir.

Bu durumda (3.21)’in birinci türevleri (aynı zamanda b’nin bileşenleri):

∂V ρ(x − ξ)
ZZZ
= −G dv
∂x l3
yeryuvarı
∂V ρ(y − η)
ZZZ
= −G dv (3.23)
∂y l3
yeryuvarı
∂V ρ(z − ζ)
ZZZ
= −G dv
∂z l3
yeryuvarı

olarak bulunur. İkinci türevler ise

∂2V ρ ρ(x − ξ)2


ZZZ ZZZ
= −G dv + 3G dv
∂x2 l3 l5
yeryuvarı yeryuvarı
∂2V ρ ρ(y − η)2
ZZZ ZZZ
= −G dv + 3G dv (3.24)
∂y 2 l3 l5
yeryuvarı yeryuvarı
∂2V ρ ρ(z − ζ)2
ZZZ ZZZ
= −G dv + 3G dv
∂z 2 l3 l5
yeryuvarı yeryuvarı

şeklinde olur. Buna göre P noktasının yeryuvarının dışında olması durumunda V ’nin
birinci ve ikinci türevleri de sürekli fonksiyonlardır.

(3.22)’nin birinci ve ikinci türevleri incelenirse; birinci türevler:

∂V ρ(x − ξ) 4
ZZZ
= −G 3
dv − πGρ(x − x0 )
∂x l 3
yeryuvarı−küre
∂V ρ(y − η) 4
ZZZ
= −G 3
dv − πGρ(y − y0 ) (3.25)
∂y l 3
yeryuvarı−küre
∂V ρ(z − ζ) 4
ZZZ
= −G 3
dv − πGρ(z − z0 )
∂z l 3
yeryuvarı−küre

33
ikinci türevler ise

∂2V ρ ρ(x − ξ)2 4


ZZZ ZZZ
= −G dv + 3G dv − πGρ
∂x2 l3 l 5 3
yeryuvarı−küre yeryuvarı−küre
∂2V ρ ρ(y − η)2 4
ZZZ ZZZ
= −G dv + 3G dv − πGρ (3.26)
∂y 2 l3 l 5 3
yeryuvarı−küre yeryuvarı−küre
∂2V ρ ρ(z − ζ)2 4
ZZZ ZZZ
= −G dv + 3G dv − πGρ
∂z 2 l3 l 5 3
yeryuvarı−küre yeryuvarı−küre

olarak bulunur. Buna göre P noktasının yeryuvarının içinde olması durumunda V ’nin
birinci türevleri sürekli iken, ikinci türevleri süreksizdir. Bunun nedeni yoğunluğun ani
olarak değiştiği yerlerde, ikinci türevlerde kesiklik olmasıdır.

(3.21)’in ve (3.22)’nin ikinci türevleri kullanılarak çekim potansiyelinin laplasyeni


yazılabilir:
∂2V ∂2V ∂2V
∆V = + + (3.27)
∂x2 ∂y 2 ∂z 2

Buna göre iki eşitlik ortaya çıkar. (3.21)’in ikinci türevleri için,

∆V = 0 (3.28)

olur. Diğer bir ifadeyle çekim potansiyeli, yeryuvarının dışında (3.28) ile ifade edilen
Laplace diferansiyel denklemini sağlar. (3.22)’nin ikinci türevleri için ise

∆V = −4πGρ (3.29)

bulunur. Bu denkleme Poisson diferansiyel denklemi denir. Bu durumda P noktasının


yeryuvarının içinde veya dışında olmasına göre çekim potansiyeli farklı karaktere
sahiptir.

İkinci bölümde de belirtildiği üzere Laplace diferansiyel denkleminin çözümünü veren


fonksiyonlara, harmonik fonksiyonlar denir. Daha açık bir ifadeyle, bir fonksiyon eğer
uzayın belirli bir bölgesindeki (örneğin yeryuvarı için dış uzay) her noktada Laplace
diferansiyel denklemini sağlıyorsa bu fonksiyon uzayın o bölgesinde harmoniktir denir.
Her harmonik fonksiyon aynı zamanda analitik bir fonksiyondur. Analitik fonksiyonlar,
sürekli oldukları ve her mertebeden türevleri alınabildiği için Taylor serisine açılabilirler
(Heiskanen ve Moritz, 1984). Bu durumda yeryuvarının dışında çekim potansiyeli,

34
harmonik fonksiyonlar yardımıyla seriye açılabilir. Ancak yeryuvarının içinde
Poisson diferansiyel denklemini sağlayan çekim potansiyeli analitik fonksiyonlarla ifade
edilemediğinden seriye açılamaz. Bu durumda problem, yeryuvarının dış çekim alanının
belirlenmesi problemine dönüşür.

Bir S yüzeyi üzerinde keyfi olarak tanımlanan sınır değerlerini sağlayan bir V harmonik
fonksiyonunun (S yüzeyinin içinde ya da dışında) hesaplanmasına Dirichlet problemi
ya da potansiyel kuramın birinci sınır-değer problemi adı verilir. Bu potansiyel
kuramın temel problemidir. Eğer ki V harmonik fonksiyonu yerine, S yüzeyinin
dışa yönelmiş yüzey normali boyunca olan türevi (normal türevi) verilir ise buna
da Neumann problemi ya da potansiyel kuramın ikinci sınır-değer problemi denir.
Karma problem olarak da adlandırılan üçüncü sınır-değer probleminde ise S yüzeyi
üzerinde V harmonik fonksiyonu ile bunun normal türevinin lineer bir kombinasyonu
verilir. Gravite anomalilerinden jeoit ondülasyonlarının bulunması tam olarak böyle
bir problemdir. Bu nedenle potansiyel kuramın üçüncü sınır-değer problemi jeodezide,
fiziksel jeodezinin sınır değer problemini karşılar (Heiskanen ve Moritz, 1984).

Yeryuvarının dış çekim alanının (dolayısıyla da dış gravite alanının) belirlenmesi,


potansiyel kuramın sınır değer problemlerinin çözümü ile özdeştir. Sınır değerler uydu
yörünge bozulmalarının analizinden, yeryüzünde gözlenen gravite anomalilerinden ya
da denizlerdeki altimetre verilerinden türetilen gravite anomalilerinden elde edilir. Bu
amaç için sınır değer probleminin çözümü üç aşamada gerçekleştirilir:

• tüm uzayda bilinmeyen bir fonksiyonun belirli bir bölgedeki davranışının (alan
özelliklerinin) belirlenmesi,

• bilinmeyen fonksiyonun (ya da fonksiyonellerinin) bir sınır


yüzey üzerindeki değerlerinin gözlenmesi, gözlem denklemlerinin oluşturulması
ve doğrusallaştırılması,

• gereğinden fazla gözlemler yardımıyla bilinmeyen parametrelerin dengeleme


yoluyla kestirilmesi.

Yeryuvarının dış çekim alanının belirlenmesi probleminde çözüm, Laplace diferansiyel


denkleminin yeryuvarının geometrisine en uygun referans yüzeye göre oluşturulması ile
başlar. Bu durumda küre ya da elipsoit olmak üzere iki referans yüzeyden söz edilebilir.

35
Sayısal uygulamaya daha elverişli olması nedeniyle küre tercih edilse de, kutuplardan
basık bir dönel elipsoit yeryuvarının gerçek şekline daha yakındır (Üstün, 2002).

Burada yeryuvarının dış çekim alanının küre ve elipsoit harmoniklerine açınımı ayrı
ayrı incelenecektir.

3.1.1 Küre Harmoniklerine Açınım

Küresel koordinat sisteminde elde edilen Laplace diferansiyel denkleminin çözümü küre
harmoniklerini verir. Bölüm 2.1’de Laplace diferansiyel denklemi, küresel koordinatlar
(θ, λ, r) ile ifade edilmiş ve değişkenlere ayırma yöntemi ile çözülmüştür. Bunun
sonucunda elde edilen üç adi diferansiyel denklemin çözümleri de ayrı ayrı bulunmuştur.

f (r) = c1 r n + c2 r −(n+1)

g(θ) = Pnm (cos θ) (3.30)

h(λ) = c3 cos mλ + c4 sin mλ

Küresel koordinatlardaki Laplace diferansiyel denklemi için (2.5) olarak önerilen çözüm,

V (r, θ, λ) = f (r)g(θ)h(λ) = f (r)Y (θ, λ) (3.31)

biçiminde de yazılabilir. Bu çözüme dolu küre harmonikleri denir. f (r)’nin bu çözümde


yerine yazılması ile

V = r n Y (θ, λ)
(3.32)
1
V = n+1
Y (θ, λ)
r

olur. Eğer doğrusal bir diferansiyel denklemin birkaç çözümü varsa, bu çözümlerin
toplamı da bir çözümdür (Heiskanen ve Moritz, 1984):


X
V = r n Yn (θ, λ)
n=0
∞ (3.33)
X Yn (θ, λ)
V =
n=0
r n+1

Y (θ, λ) ise,
Y (θ, λ) = g(θ)h(λ) (3.34)

36
Bölüm 2.2’de kısaca sözü edilen küresel yüzey harmoniklerini (küresel harmonikleri)
ifade eder. Küresel harmonikler, Laplace diferansiyel denkleminin çözümünün açısal
kısmını oluşturur. Burada g(θ) ve h(λ) yerine karşılıkları yazılırsa,

Y (θ, λ) = Pnm (cos θ) cos mλ


(3.35)
Y (θ, λ) = Pnm (cos θ) sin mλ

elde edilir. Toplanabilirlik teoremine göre bir doğrusal diferansiyel denklemin birden
fazla çözümü varsa, bu çözümlerin doğrusal kombinasyonları da aynı diferansiyel
denklemin bir çözümü olur (Karaoğlu, 2006). Buna göre Y (θ, λ),

n
X
Y (θ, λ) = [anm Pnm (cos θ) cos mλ + bnm Pnm (cos θ) sin mλ] (3.36)
m=0

şeklinde de yazılabilir. Burada anm ve bnm keyfi sabitlerdir. Küresel harmonikler için
elde edilen bu ifadenin (3.33)’de yerine konulmasıyla,


X n
X
Vi (r, θ, λ) = rn [anm Pnm (cos θ) cos mλ + bnm Pnm (cos θ) sin mλ] (3.37a)
n=0 m=0

ve

∞ n
X 1 X
Ve (r, θ, λ) = [anm Pnm (cos θ) cos mλ + bnm Pnm (cos θ) sin mλ] (3.37b)
r n+1
n=0 m=0

fonksiyonları elde edilir. Burada V rastgele bir fonksiyonu temsil etmektedir. Diğer
bir ifadeyle elde edilen çözümler en genel çözümlerdir. Buna göre belli bir kürenin
içinde harmonik olan her fonksiyonun (3.37a) şeklinde bir seri açınımı yapılabilir. Belli
bir kürenin dışında harmonik olan her fonksiyonun da (3.37b) şeklinde bir seri açınımı
yapılabilir. Bunun nedeni bir birim küre yardımıyla kolaylıkla açıklanabilir. Buna göre
bu iki serinin yakınsaklığı incelenirse;

• r < 1 için,
r n Yn (θ, λ) < Yn (θ, λ) (3.38)

• r > 1 için de,


Yn (θ, λ)
< Yn (θ, λ) (3.39)
r n+1

alınır. Buradan (3.37a) serisinin r < 1 için, (3.37b) serisinin de r > 1 için yakınsadığı

37
görülür. Buna göre yeryuvarının içinde Poisson denklemi geçerli olduğundan, çekim
potansiyeli (3.37b) şeklinde seriye açılabilir (Heiskanen ve Moritz, 1984).

Burada önemli olan diğer bir nokta ise seri açınımın katsayılarının (anm ve bnm )
bulunabilmesidir. V ’nin küre üzerinde gözlenebilen herhangi bir fonksiyonu, bu
katsayıların belirlenmesi için değerlendirilebilir.

Küresel harmoniklerin özel bir önemi, Laplace diferansiyel denkleminin yapısının bir
sonucu olarak bütünlük özelliğinde yatar. Bu özellik, küre yüzeyi üzerindeki herhangi
bir f (θ, λ) analitik fonksiyonunun, düzenli yakınsak bir seri ile açınımının yapılabileceği
anlamına gelir (Arfken ve Weber, 2001).

∞ X
X n
f (θ, λ) = Anm Ynm (θ, λ)
n=0 m=0
∞ X n (3.40)
X
= [anm cos mλ + bnm sin mλ]Pnm (cos θ)
n=0 m=0

Küresel harmonikler için de ortogonallik özelliği geçerlidir. Buna göre,

c
Ynm (θ, λ) = Pnm (cos θ) cos mλ
(3.41)
s
Ynm (θ, λ) = Pnm (cos θ) sin mλ

olarak yazılırsa n1 6= n2 ve/veya m1 6= m2 durumlarında,

Z2π Zπ
Ync1 m1 (θ, λ)Ync2 m2 (θ, λ) sin θdθdλ = 0 (3.42a)
λ=0 θ=0

Z2π Zπ
Yns1 m1 (θ, λ)Yns2 m2 (θ, λ) sin θdθdλ = 0 (3.42b)
λ=0 θ=0

olur. Ayrıca her durumda,

Z2π Zπ
Ync1 m1 (θ, λ)Yns2 m2 (θ, λ) sin θdθdλ = 0 (3.42c)
λ=0 θ=0

olur. İki eşit fonksiyonun çarpımı ise,

Z2π Zπ



2n+1 m = 0 ise,
[Ynm (θ, λ)]2 sin θdθdλ = (3.43)
2π (n+m)!
λ=0 θ=0

2n+1 (n−m)! m 6= 0 ise

38
şeklinde olur (Heiskanen ve Moritz, 1984; Arfken ve Weber, 2001). (3.40) ve (3.43)’den
yararlanılarak katsayılar,
Z2π Zπ
2n + 1
an0 = f (θ, λ)Pnm (cos θ) sin θdθdλ , m=0 (3.44a)

λ=0 θ=0

8 9 8 9
< anm = Z2π Zπ < cos mλ =
2n + 1 (n − m)!
= f (θ, λ)Pnm (cos θ) sin θdθdλ , m 6= 0 (3.44b)
: bnm ; 2π (n + m)! : sin mλ ;
λ=0 θ=0

olarak bulunur (m = 0 için sin mλ = sin 0λ = 0 olduğundan bn0 yoktur diğer bir
ifadeyle bu katsayı her zaman sıfır olarak alınır).

Ancak açınımın yüksek dereceli terimleri için bütünleşik Legendre fonksiyonlarının


değerleri hızla büyüdüğünden, uygulamada Pnm (cos θ), anm ve bnm yerine onlardan
belli bir oranda sapan (tam) normalleştirilmişleri kullanılır. Buna göre ortogonallik
özelliğinin de geçerli olduğu (tam) normalleştirilmiş küresel harmoniklerden (Y (θ, λ))
söz edilebilir. Her (tam) normalleştirilmiş küresel harmoniğin karesinin birim küre
üzerindeki integrali 4π’ye eşittir. Bu, katsayıların bulunmasında önemlidir. Buna göre
(tam) normalleştirilmiş katsayılar,

Z2π Zπ
   
 anm  1  cos mλ 
m
= f (θ, λ)P n (cos θ) sin θdθdλ (3.45)
 b  4π  sin mλ 
nm λ=0 θ=0

m
bağıntıları ile bulunur. Bu bağıntılar her m için geçerlidir. Bu eşitlikteki P n (cos θ)
için Bölüm 2.2.5’te verilen (2.83) bağıntısı kullanılır. Bu durumda anm ve bnm ile anm
ve bnm arasında
an0
an0 = √ , m=0 (3.46a)
2n + 1
  s  
 anm  1 (n + m)!  anm 
= , m 6= 0 (3.46b)
 b  2(2n + 1) (n − m)!  b 
nm nm

şeklinde bir ilişki ortaya çıkar. Buna göre f (θ, λ) fonksiyonu, (tam) normalleştirilmiş
küresel harmonikler cinsinden de seriye açılabilir.

∞ X
n
X m
f (θ, λ) = [anm cos mλ + bnm sin mλ]P n (cos θ) (3.47)
n=0 m=0

Bütün bunlar çekim potansiyelinin neden küresel harmonikler yardımıyla seriye


açınımının yapılabildiğini gösterir. Bunun yanında çeken ve çekilen nokta arasındaki
uzaklığın tersinin seriye açınımından yararlanılarak çekim potansiyelinin, dolu küre

39
harmoniklerine açınımı açıklanabilir.

Bölüm 2.2.1’de (2.57) ile verilen uzaklığın tersinin seriye açınımı, yeryuvarının çekim
potansiyelinin küre harmoniklerine açınımının temelini oluşturur.

∞ ′
!n
1 1X r
= Pn (cos ψ) (3.48)
l r r
n=0

Burada ψ, çeken (Q) ve çekilen (P ) noktaların yer vektörlerinin arasındaki açıdır. O


merkezli bir birim küre düşünelim. OQ ve OP ile kuzey kutbu N ’in bu birim küre
üzerine izdüşümleri bir küresel üçgen oluşturur. Bu durumda ψ, O ve P noktaları
arasındaki küresel uzaklığa karşılık gelir. O ve P noktalarının küresel koordinatları
′ ′ ′
sırasıyla (r , θ , λ ) ve (r, θ, λ) olmak üzere bir küresel üçgen için tanımlı kosinüs teoremi
gereği
′ ′ ′
cos ψ = cos θ cos θ + sin θ sin θ cos(λ − λ) (3.49)

yazılabilir. (3.48)’deki Pn (cos ψ), ayrışım formülü yardımıyla (3.49)’a göre ψ’yi
oluşturan küresel koordinatların fonksiyonları cinsinden ifade edilebilir (Heiskanen ve
Moritz, 1984).
n
′ X (n − m)!
Pn (cos ψ) =Pn (cos θ)Pn (cos θ ) + 2
(n + m)!
m=1 (3.50)
′ ′ ′ ′
(Pnm (cos θ) cos mλPnm (cos θ ) cos mλ + Pnm (cos θ) sin mλPnm (cos θ ) sin mλ )

Bu eşitliğin, (3.48)’de yerine konulmasıyla,

∞ n
1 X Pn (cos θ) ′ n ′ X (n − m)!
= n+1
(r ) Pn (cos θ ) + 2
l n=0
r m=1
(n + m)!
» m (3.51)
P m (cos θ) sin mλ ′ n m
–«
Pn (cos θ) cos mλ ′ n m ′ ′ ′ ′
n+1
(r ) Pn (cos θ ) cos mλ + n n+1
(r ) Pn (cos θ ) sin mλ
r r

elde edilir. Çıkan eşitlik de, (3.15)’de yerine konulursa çekim potansiyeli için

∞ n
G X X (n − m)!
V = k
r n=0 m=0 (n + m)!

1  m
ZZZ
′ ′ ′
Pn (cos θ) cos mλ (r )n Pnm (cos θ ) cos mλ dm
r′
yeryuvarı

ZZZ (3.52)
′ ′ ′
+Pnm (cos θ) sin mλ (r )n Pnm (cos θ ) sin mλ dm
yeryuvarı

1 ∀ m = 0

k=
2 ∀ m 6= 0

40
olur.

Ancak yeryuvarının çekim potansiyelinin bu şekilde seriye açılabilmesi için (3.37b) ya


da (3.52), yeryuvarının fiziksel büyüklükleriyle ölçeklendirilmelidir.

nmax  n+1 Xn
GM X R  m
V = C nm cos mλ + S nm sin mλ P n (cos θ) (3.53)
R n=0 r m=0

Burada GM evrensel çekim sabiti ve yeryuvarının kütlesi çarpımını kısaca


yermerkezli çekim sabitini, R yeryuvarının ekvatoral yarıçapını, n açınımın derecesini,
nmax açınımın maksimum derecesini, m açınımın sırasını, C nm ve S nm (tam)
m
normalleştirilmiş küresel harmonik katsayıları, P n (cos θ) ise (tam) normalleştirilmiş
Legendre fonksiyonunu temsil eder.

Küresel harmonik katsayılar Cnm ve Snm kitle integralleridir ve yeryuvarının kitle


yoğunluk dağılımının izlerini taşır. Uzun dalga boylu gravite alanı parametrelerini
temsil eden düşük dereceli harmonik katsayılar uydu izleme verilerinden, orta ve
kısa dalga boylu gravite alanı parametrelerini temsil eden yüksek dereceli katsayılar
ise karalarda gravite ölçümlerine, denizlerde altimetre tekniklerine dayanan gravite
anomalilerinden elde edilir. Bu katsayılar için
ZZZ ′
!n
1 r ′
Cn0 = Pn (cos θ )dm , m=0 (3.54a)
M R
yeryuvarı

8 9 !n 8 9
< Cnm = ZZZ ′ < cos mλ′ =
2 (n − m)! r ′
= Pnm (cos θ ) dm , m 6= 0 (3.54b)
: Snm ; M (n + m)! R : sin mλ′ ;
yeryuvarı

bağıntıları kullanılır. Buradan (tam) normalleştirilmiş küresel harmonik katsayılarına


geçiş ise (3.46) eşitlikleri ile benzer şekilde,

  s   
 C nm  1 (n + m)!  Cnm  1 ∀ m = 0

= , k= (3.55)
 S  k(2n + 1) (n − m)!  S  2 ∀ m 6= 0

nm nm

şeklinde olur.

(3.37b)’ye ya da (3.52)’ye göre açınım sonsuz olmalıdır. Ancak yeryüzünde kısıtlı


sayıda gerçekleştirilmiş gözlemler nedeniyle belirli bir derecede sonlandırılmış serilerle
gösterilir.

41
3.1.2 Elipsoit Harmoniklerine Açınım

Laplace diferansiyel denklemi, elipsoidal koordinat sisteminde yazılır ve çözümü


bulunursa elde edilen çözüm elipsoit harmonikleri olarak tanımlanır. Bir dik koordinat
sisteminde, (x, y, z) koordinatları ile tanımlı bir P noktasından, dönme ekseni z ile
çakışan, doğrusal dışmerkezliği E sabit olan bir dönel elipsoit geçirildiğini düşünelim.
Bu dönel elipsoidin küçük yarı ekseni u, P noktasının bu elipsoide indirgenmiş enleminin
tümleri θ ve jeosentrik boylam λ elipsoidal koordinatlar olarak tanımlanır. Elipsoidal
koordinatlar ile Laplace denklemi ise,

2 ∂2V

1 2 2 ∂ V ∂V
∆V = 2 (u + E ) + 2u +
u + E 2 cos2 θ ∂u2 ∂u ∂θ 2
(3.56)
u2 + E 2 cos2 θ ∂ 2 V

∂V
+ cot θ + 2 =0
∂θ (u + E 2 ) sin2 θ ∂λ2

ile ifade edilir. E = 0 olması durumunda (3.56), küresel koordinatlar ile tanımlanan
Laplace diferansiyel denklemine dönüşür (bkz. (2.4)).

(3.56)’nın çözümü için de, küresel koordinatlar ile tanımlanan Laplace diferansiyel
denkleminin çözümünde olduğu gibi değişkenlere ayırma yöntemi kullanılır. Buna göre,

V (u, θ, λ) = f (u)g(θ)h(λ) (3.57)

çözümü öngörülsün. (3.57)’nin, (3.56)’da yerine konulmasıyla üç adi diferansiyel


denklem elde edilir.

d2 f (u) E2
 
2 2 df (u) 2
(u + E ) + 2u − n(n + 1) − 2 m f (u) = 0 (3.58a)
du2 du u + E2

d2 g(θ) m2
 
dg(θ)
sin θ + cos θ + n(n + 1) sin θ − g(θ) = 0 (3.58b)
dθ 2 dθ sin θ

d2 h(λ)
+ m2 h(λ) = 0 (3.58c)
dλ2

(3.58b) ve (3.58c) sırasıyla, küresel koordinat sisteminde tanımlanan Laplace


diferansiyel denkleminin değişkenlere ayrıştırılmasıyla elde edilen adi diferansiyel
denklemlerin üçüncüsünün (2.18) ve ikincisinin (2.16) aynısıdır. Bu durumda bu

42
denklemlerin çözümleri de oradakiyle aynı olacaktır.

g(θ) = Pnm (cos θ)


(3.59)
h(λ) = c1 cos mλ + c2 sin mλ

(3.58a) ise farklıdır. Burada,

u √
τ =i , (i = −1) (3.60)
E

dönüşümü yapılsın. τ ’ya bağlı fonksiyon da f ile gösterilsin (f (τ )). Bu durumda


(3.58a),
d2 f (τ ) m2
 
2 df (τ )
(1 − τ ) − 2τ + n(n + 1) − f (τ ) = 0 (3.61)
dτ 2 dτ 1 − τ2

denklemine dönüşür. Elde edilen bu denklem görüldüğü üzere bütünleşik Legendre


diferansiyel denklemidir. Bu diferansiyel denklem θ’ya bağlı olmadığından, τ = ±1
noktalarında tekil değildir. Bu durumda iki çözümü vardır: Birinci ve ikinci tür
bütünleşik Legendre fonksiyonları,
 u
f (u) = Pnm i
E (3.62)
 u
f (u) = Qmn i
E

(3.62) çözümleri, küresel koordinatlar ile tanımlanan Laplace diferansiyel denkleminin


f (r) = r n ve f (r) = r −(n+1) çözümlerine karşılık gelir (Heiskanen ve Moritz, 1984).
Bu çözümler (3.57)’de yerine yazılır ve toplanabilirlik ilkesi gereği bu fonksiyonların
doğrusal kombinasyonları oluşturulur ise

∞ X
X n  u
V (u, θ, λ) = Pnm i Pnm (cos θ)[anm cos mλ + bnm sin mλ] (3.63a)
E
n=0 m=0

∞ X
X n  u
V (u, θ, λ) = Qm
n i Pnm (cos θ)[anm cos mλ + bnm sin mλ] (3.63b)
n=0 m=0
E

elde edilir. Burada Pnm (cos θ) cos mλ ve Pnm (cos θ) sin mλ elipsoidal yüzey har-
monikleridir. Buna göre, V ’nin elipsoit yüzeyi üzerinde keyfi bir fonksiyonu yazılabilir:

∞ X
n  
X b
f (b, θ, λ) = Qm
n i Pnm (cos θ)[anm cos mλ + bnm sin mλ] (3.64)
E
n=0 m=0

Buradaki b, daha önce de belirtildiği gibi referans elipsoidi denilen keyfi fakat sabit bir

43
elipsoidin küçük yarı eksenidir. f (b, θ, λ) fonksiyonunun elipsoit yüzeyi üzerinde değeri
bilindiği için, elipsoidal yüzey harmoniklerinin ortogonallik özelliği yardımıyla anm , bnm
katsayıları belirlenebilir.

(3.63) serileri, ifadelerin basitleştirilmesi için sabit sayılar olan Pnm i Eb ya da Qm b


 
n iE

ile bölünebilir:

∞ X
n
Pnm i Eu

X
Vi (u, θ, λ) =  [anm Pnm (cos θ) cos mλ + bnm Pnm (cos θ) sin mλ] (3.65a)
P m i Eb
n=0 m=0 n

∞ X
n u
Qm

n iE
X
Ve (u, θ, λ) =  [anm Pnm (cos θ) cos mλ + bnm Pnm (cos θ) sin mλ] (3.65b)
Qm
n=0 m=0 n
i Eb

Elde edilen çözümler tabi ki en genel çözümlerdir. (3.65a) bu referans elipsidinin içinde,
(3.65b) ise bu referans elipsoidinin dışında harmoniktir (Heiskanen ve Moritz, 1984).

(3.65b)’nin yeryuvarının fiziksel büyüklükleriyle ölçeklendirilmesiyle, elipsoidin dışında


harmonik bir fonksiyon olan çekim potansiyeli,

nmax X
n m
Qn i Eu

GM X m
V = m b
 P n (cos θ)[C nm cos mλ + S nm sin mλ] (3.66)
R Q iE
n=0 m=0 n

olarak elde edilir. Ancak burada C nm ve S nm (tam) normalleştirilmiş elipsoidal


harmonik katsayıları ifade eder. Elipsoidal harmonik katsayılar, küresel harmonik
katsayılardan dönüştürülebilir. Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi Sona (1995)’de
bulunabilir. Burada sadece gerekli bağıntılar verilmiştir (Küresel harmonik katsayılar
s, elipsoidal harmonik katsayılar e üst indisleriyle gösterilmiştir):

  n−m
   
 Ce  b 2  s
Cn−2k,m 
nm m X
= Q n i λ nmk (3.67)
 Se  E  Ss 
nm k=0 n−2k,m

n−m
Toplam işlemi 2 ’nin tam değerine ulaşılıncaya kadar devam ettirilir. λnmk ise λnm0 =
1 ve k ≥ 1 olmak üzere,
p
(n − 2k − m + 1)(n − 2k − m + 2)(n − 2k + m + 1)
λnmk =
2k(2n − 2k + 1)
(3.68)
(n − 2k + m + 2)(2n − 4k + 1) E 2
r  
λnm,k−1
2n − 4k + 5 a

eşitliği ile verilir. Burada a referans elipsoidinin büyük yarı eksenidir.

44
3.2 Küresel Yüzey Harmoniklerinde Legendre Fonksiyonlarının Geometrik
Anlamı

Matematikte trigonometrik fonksiyonlar ve keyfi sabitler ile oluşturulmuş harmonik


ifadeler eğri uydurmada kullanılır. Harmonik ifadelerdeki ilk terim n = 0 için bulunan
keyfi sabit, eğrinin bütün noktalarındaki ortalama değere eşittir. Trigonometrik
fonksiyonlar ile çarpılmış keyfi sabitlerden oluşan harmonik terimler ise ortalama
değerden olan sapmaları gösterir. Bu harmonik terimlerdeki keyfi sabit çarpanı
salınımın genliğini, trigonometrik ifadeler ise salınımın frekansını ifade eder.

Çekim potansiyelinin küre harmonikleri ile seriye açınımında n = 0 için bulunan


GM
V = r , ortalama değere eşit olacaktır. Çekim potansiyelinin bu ortalama değeri,
yeryuvarının homojen bir küre olması durumuna karşılık gelir. n = 0’dan sonraki
dereceler için bulunan her terim, çekim potansiyelinin bu ortalama değerden olan
harmonik sapmalarını ifade eder. Bu sapmanın değerinin ortalama değere göre pozitif
olduğu yerde kitle fazlalığı, negatif olduğu yerde de kitle eksikliği vardır. Elbette ki bu
sapma miktarında asıl pay yeryuvarının kitle dağılımının bir fonksiyonu olan Cnm ve
Snm harmonik katsayılarındadır.

Çekim potansiyelinin küre harmonikleri ile bir seri şeklinde ifade edilmesi bir bakıma
yeryuvarının enlem, boylam ve yarıçap bilgisi kullanılarak diferansiyel anlamda küçük
parçalara ayrılmasıdır. Böylece çekim potansiyeli her bir parça için ayrı ayrı
bulunur. Yukarıda da ifade edildiği gibi, eş potansiyel yüzeyin ağırlık merkezinin,
yeryuvarının ağırlık merkezi ile çakıştığı varsayılarak, bu parçaların her birinde negatif
ve pozitif yoğunluklu kütle sapmalarının olduğu varsayılmakta ve bu sapmaların
toplamı sıfır olacak (yani yeryuvarının kütlesi M değişmeyecek) şekilde her parçadaki
kütle sapmalarının belirlenmesi amaçlanmaktadır.

Küresel yüzey harmonikleri, n’ye ve m’ye bağlı olarak küre yüzeyini farklı şekillerde
böler. Küre yüzeyinin kuşaklara bölünmesinde birinci tür bütünleşik Legendre
fonksiyonları (Pnm (cos θ)), dilimlere bölünmesinde ise cos mλ ve sin mλ fonksiyonları
rol oynar. Bu fonksiyonların sıfır noktaları, küre yüzeyini meridyenler ve paraleller ile
sınırlı, farklı işaretli bölgelere ayırır (Torge, 2001).

45
+
ϑ ≈ 54.7◦ +
ϑ ≈ 39.2◦

− ϑ = 90◦

ϑ ≈ 140.8◦
ϑ ≈ 125.3◦ −
+
P2 (cos θ) P3 (cos θ)

Şekil 3.3: Kuşak harmonikleri

Şekil 3.4: 6. dereceden Legendre polinomunun küre yüzeyine etkisi

m = 0 olması durumunda küresel yüzey harmonikleri,

c
Ynm (θ, λ) = Pn0 (cos θ) cos 0λ = Pn (cos θ)
(3.69)
s
Ynm (θ, λ) = Pn0 (cos θ) sin 0λ = 0

c (θ, λ) artık λ’ya bağlı olmayıp, Legendre polinomuna eşit olurken,


olur. Buna göre Ynm
s (θ, λ) ise yok olur. P (cos θ), n. dereceden bir polinom olduğu için 0 ≤ θ ≤ π
Ynm n

aralığında n sayıda kökü vardır. Daha açık bir ifadeyle Pn (cos θ) = 0 denklemini
sıfır yapan n sayıda θ bulunur. Bu da küre üzerinde n sayıda paralel daire olması
anlamına gelir ki Pn (cos θ) bu enlemlerde sıfır olur. Böylece küre yüzeyi kuşaklara
ayrılır. Bu nedenle bu tür harmoniklere, kuşak harmonikleri (zonal harmonics) denir
(Erbudak ve Tuğluoğlu, 1976). Yani Legendre polinomu, küre yüzeyini artı ve eksi
işaretli, ekvatora paralel (n + 1) bölgeye ayırmış olur. Bu bölgeler, n’nin çift değerleri
için θ = 90◦ ’ye (ekvatora) göre simetriktir, n’nin tek değerleri için ise θ = 90◦ ’ye göre
asimetriktir. Şekil 3.4’te 6. dereceden bir Legendre polinomunun, küre yüzeyine etkisi
açıkca görülmektedir.

m > 0 ise de yüzey harmonikleri, birinci tür bütünleşik Legendre fonksiyonunun

46
Şekil 3.5: Göze harmonikleri (n = 18, m = 9)

Şekil 3.6: Dilim harmonikleri(n = m = 9)

tanımının (bkz. (2.46)) da yerine yazılmasıyla;


     
 Y c (θ, λ)   cos mλ  m
d Pn (cos θ)  cos mλ 
nm
= Pnm (cos θ) = (sin θ)m (3.70)
 Y s (θ, λ)   sin mλ  d(cos θ)m  sin mλ 
nm

şeklini alır. Burada (sin θ)m sadece θ = 0◦ ’de ve θ = 180◦ ’de (kutuplarda) sıfır olur.
dm Pn (cos θ)
d(cos θ)m ’nin ise (n − m) sayıda kökü vardır. Buna göre iki durum söz konusudur.

• Eğer m 6= n ise Pnm (cos θ), 0 ≤ θ ≤ π aralığında n − m 6= 0 kez sıfır olduğundan,


aynı sayıda işaret değiştirmiş olur. Bu durumda (n − m) sayıda paralel daire
ortaya çıkar. Ayrıca 0 ≤ λ ≤ 2π aralığında 2m kez sıfır olan cos mλ ve sin mλ
fonksiyonları da meridyen daireleri oluşturur. Buna göre küre yüzeyinde bir artı,
bir eksi işaretli olacak şekilde satranç tahtasındaki gibi bölmeler oluşur (Heiskanen
ve Moritz, 1984). Bu nedenle bu tür harmoniklere göze/bölme/hücre harmonikleri
(tesseral harmonics) denir.

• m = n durumunda ise n − m = 0 olacağından, θ’ya bağımlılık ortadan kalkar.


Buna göre küre yüzeyinde sadece ters işaretli dilimler oluşur. Bu nedenle de bu
tür harmonikler, dilim harmonikleri (sectorial harmonics) olarak isimlendirilir.

Buraya kadar anlatılanlara göre çekim potansiyelinin küre harmoniklerine açınımında

47
düşük dereceli harmonik terimlerin incelenmesi yerinde olacaktır. n = 0 için
yeryuvarının çekim potansiyelinin, homojen bir küreninin çekim potansiyeline eşit
olduğu daha önce belirtilmişti.

• n = 1, m = 0 için P1 (cos θ)C10


Bu durumda küre θ = 90◦ ’ye göre ikiye bölünür. Kuzey yarım küre artı, güney
yarım küre eksi işaretli olur. Buna göre kürenin ağırlık merkezi, koordinat
sisteminin merkezinin kuzeyine doğru kayar. Ancak r = 0 başlangıcı yeryuvarının
ağırlık merkezi olarak kabul edildiği için (jeosentrik bir koordinat sistemi) bu
doğru olamaz. Bu nedenle küre harmoniklerine açınımda birinci derece terim
yoktur (Heiskanen ve Moritz, 1984). Bundan dolayı C10 = 0 kabul edilir.

• n = 1, m = 1 için P11 (cos θ)(C11 cos λ + S11 sin λ)


Bu durumda da artı ve eksi işaretli doğu ve batı yarım küreler oluşur. Yukarıdaki
durum ile bener bir sonuç doğurduğundan bu terimler de sıfır olur (C11 = S11 =
0).

• n = 2, m = 0 için P2 (cos θ)C20


Burada C20 harmonik katsayısı her zaman negatiftir. Bu nedenle ekvatoral
bölgede bir kütle fazlalığı, kutup bölgelerinde ise bir kütle eksikliği olur. Bu
durum yeryuvarının basıklığını temsil eder (Dinamik basıklık faktörü=J2 =−C20 ).
C20 harmonik katsayısının sayısal değeri, diğer harmonik katsayıların sayısal
değerlerinden daha büyüktür. n’nin çift olduğu diğer kuşak harmonikleri de
yeryuvarının elipsoidal şekline (n = 2’nin katkısından daha az olsa da) katkı
yapar (Torge, 2001).

• n = 2, m = 1 için P21 (cos θ)(C21 cos λ + S21 sin λ)


Bu durumda karşılıklı olarak kürenin (kuzeyinde ve güneyinde) dörtte birinde
kütle fazlalığı ve eksikliği olur. Bu yeryuvarının dönme ekseninin presesyon
hareketini karşılar. Bu durumda C21 ve S21 harmonik katsayılarının değeri
sıfırdan farklı ancak sıfıra çok yakın olur.

• n = 2, m = 2 için P22 (cos θ)(C22 cos λ + S22 sin λ)


Bu durum dönme eksenine göre ekvatoral kitle dağılımının asimetrikliğini
tanımlar (Torge, 2001). Bu, yeryuvarının yörünge düzlemini (ekliptiğini) ifade
eder.

48
• n = 3, m = 0 için P3 (cos θ)C30
Bu durum ise kuzey ve güney yarım kürelerde basıklıktaki farklılığı ifade eder
(Torge, 2001). Bu, armut biçimli (pear-shaped) yeryuvarına karşılık gelir.

Tüm bu harmonik terimler (çekim potansiyelinin, küresel harmoniklere açınımı), çekim


alanının spektral olarak ayrıştırılmasını temsil eder (Seeber, 2003). Terimler biraraya
getirilirse küre yüzeyi, yeryuvarının gerçek şekline benzemeye başlar. Toplam etkisi
Şekil 3.7’de, 4. dereceden yüzey harmonikleri ile örnek olarak gösterilmektedir. Yüzey
çözünürlüğü (parçaların boyutları), açısal anlamda 180◦ /nmax ya da konumsal anlamda
yaklaşık 20000/nmax olarak ifade edilir. Buna göre çözünürlüğü arttırmak yoluyla daha
iyi sonuçlar elde edebilmek için açınımın derecesini yükseltmek gerekir.

3.3 Küre Harmonikleri Yardımıyla Yeryuvarının Fiziksel Referans


Yüzeyini Belirleme

1828 yılında, Gauss (1777–1855) yeryuvarının gerçek fiziksel şeklini, bir dönel elipsoitten
ondülasyonlu sapmalar gösteren, ortalama okyanus yüzeyi ile çakışan ve her noktasında
çekül doğrultularını dik olarak kesen yüzey olarak tanımlamıştır. Daha sonra bu yüzeye
Listing (1808–1882), 1872 yılında jeoit adını vermiştir.

Fiziksel jeodezinin esas konusu, yeryuvarının gravite alanını ve onun eş potansiyel
yüzeylerinden biri olan jeoidi belirlemektir. Eş potansiyel yüzey (nivo yüzeyi), adından
da anlaşılacağı gibi gravite potansiyeli sabit noktaların oluşturduğu geometrik yüzeye
denir. Fiziksel yeryüzünde her noktadan bir eş potansiyel yüzey geçer. Jeoidin
tanımında da belirtildiği gibi bu eş potansiyel yüzeylerden ortalama okyanus yüzeyi
ile çakışanı yeryuvarının gerçek fiziksel şekli olarak tanımlanmıştır. Bu, yeryuvarının
fiziksel şeklinin potansiyele bağlı olarak tanımlanabileceğini gösterir.

(3.1) ile verilen gravite potansiyelinin gradyenti, gravite vektörü g’yi verir:

grad W = g (3.71)

Gravite vektörünün büyüklüğüne gravite, doğrultusuna ise çekül doğrultusu (düşey


doğrultu) denir.

Bir jeodezik yeryuvarı modeli, yeryuvarının gerçek yüzeyi ve dış gravite alanı için

49
Şekil 3.7: Yüzey harmonikleri: Bir örnek

50
referans olarak kullanılabilir. Önemli olan bu referans yüzeyin matematiksel ifadesinin
kolay olması ve jeoide iyi uyum sağlamasıdır. Bu koşulları yerine getiren en iyi yüzey, bir
meridyen elipsinin küçük ekseni etrafında döndürülmesiyle elde edilen dönel elipsoittir.
Bir dönel elipsoidin geometrik parametreleri büyük yarı eksen a ve basıklık f ’ye,
elipsoidin toplam kütlesi M ve açısal dönme hızı ω’nın eklenmesiyle referans çekim
ve merkezkaç ivmeleri oluşur. Bu nedenle bu dönel elipsoit için bir gravite alanından
söz edilebilir. Buna ek olarak elipsoidin yüzeyi, oluşan bu yapay gravite alanının bir
nivo yüzeyi haline gelir. Bu şekilde tanımlanan yeryuvarı modeli, nivo elipsoidi olarak
adlandırılır. Nivo elipsoidinin dış gravite alanı, normal gravite alanı olarak bilinir
(Torge, 2001).

Yukarıda açıklanan referans elipsoidi parametreleri kullanılarak, normal gravite


potansiyeli U ,

∞  
!
GM X a 2n ω2 2 2
U= 1− J2n P2n (cos θ) + r sin (θ) (3.72)
r r 2
n=1

ile ifade edilir. Burada n ≥ 1 olmak üzere J2n kuşak harmonik katsayılarıdır (J2 , J4 ,
J6 , ...). Normal gravite γ ise enleme bağlı olarak,
nivo elipsoidi üzerinde:
1 + k sin2 ϕ
γ0 = γe p (3.73)
1 − e2 sin2 ϕ
elipsoit yüzeyinden h kadar yukarıdaki bir noktada:
 
2 3
γ = γ0 1 − (1 + f + m − 2f sin2 ϕ)h + 2 h2 (3.74)
a a

ile bulunur. Bu büyüklüklerin hesaplanmasında, nivo elipsoidinin geometrik ve fiziksel


parametrelerinden yararlanılır. Bu parametreler seçilen referans elipsoidine (örneğin
GRS80 referans elipsoidine) göre değer alır. Bu konuda ayrıntılı bilgi için Torge (2001)’e
bakılabilir.

Yeryuvarının gerçek gravite alanının, normal gravite alanından sapmaları doğrusal


kabul edilebilecek kadar küçüktür ve gravite alanları arasındaki bu fark bozucu gravite
alanı olarak adlandırılır. Bozucu gravite alanının modellenmesi, yeryuvarının gerçek
gravite alanının belirlenmesi anlamına gelir. Bu doğrultuda yeryuvarının gravite alanını
ve potansiyelini, normal ve bozucu olarak ikiye ayırmak büyük kolaylık sağlar. Buna

51
Jeoit
b
P
W 0
W = Çekül sapması

N gP Çekül doğrultusu
Q Elipsoit
U = W0 b

γQ Elipsoit normali

Şekil 3.8: Jeoit yüksekliği

göre bozucu potansiyel,


T =W −U (3.75)

şeklinde olacaktır. Bozucu potansiyel de yeryuvarının dışında harmonik bir fonksiyon


olduğundan küre harmoniklerine açınımı yapılabilir:

n
nmax  n X
GM X R m
T = (∆C nm cos mλ + ∆S nm sin mλ)P n (cos θ) (3.76)
r r
n=2 m=0

Normal gravite alanının özelliklerinden dolayı (bir dönel elipsoidin dönme eksenine
ve ekvator düzlemine göre simetrik olması nedeniyle çift kuşak harmonik katsayıları
dışındaki katsayılar sıfır olduğundan) ∆C nm , gerçek gravite alanının katsayılarından
normal gravite alanının katsayılarının çıkarılması ile bulunurken, ∆S nm gerçek gravite
alanının katsayıları ile aynıdır (∆S nm = S nm ).

Jeoit üzerindeki bir P noktası, potansiyeli jeoidin potansiyeli W0 ile aynı olan bir
nivo elipsoidi üzerine elipsoit normali yardımıyla iz düşürülsün (bkz. Şekil 3.8). Bu
durumda elipsoit normali doğrultusunda, jeoit ile nivo elipsoidi arasında oluşan fark
jeoit yüksekliği (N ) olarak tanımlanır. Jeoit normali (çekül doğrultusu) ve elipsoit
normali arasındaki fark da çekül sapması olarak adlandırılır. Bu doğrultu farkı,
P noktasındaki gravite vektörü gP ve Q noktasındaki normal gravite vektörü γQ
arasındaki fark olan gravite anomalisi vektörü ∆g0 ’ın doğrultusudur. Bu vektörün
büyüklüğüne de gravite anomalisi(∆g0 ) denir. P noktasındaki gravite vektörü gP ile
yine bu noktadaki normal gravite vektörü γ P arasındaki farkın büyüklüğü ise gravite
bozukluğu olarak adlandırılır ve δg ile gösterilir.

P noktasındaki normal potansiyel, Q noktasındaki normal potansiyel yardımıyla Taylor

52
Şekil 3.9: Yükseklik anomalisi

serisine açılarak elde edilebilir.

∂UQ
UP = UQ + N (3.77)
∂n

Burada n elipsoit normali doğrultusunu ifade eder. P noktasındaki gerçek gravite


potansiyeli ise,
∂UQ
WP = UQ + N + TP (3.78)
∂n
∂UQ
olacaktır. Buradan WP = UQ = W0 ve γQ = ∂n olduğundan TP = N γQ sonucu
çıkar. Bu bağıntı bozucu potansiyel ve jeoit yüksekliği arasındaki ilişkiyi ortaya koyar
ve bilinen şekli,
TP
N= (3.79)
γQ

ile verilen Bruns eşitliğidir. Bu eşitlik, jeoit belirlemenin temel eşitliklerinden biridir.

Benzer bir yaklaşım fiziksel yeryüzü için uygulanabilir (Molodenski yaklaşımı). Fiziksel
yeryüzü üzerindeki bir P noktası, bu noktadan geçen eş potansiyel yüzey ile aynı
potansiyele sahip bir normal gravite alanının eş potansiyel yüzeyine izdüşürülsün (bkz.
Şekil 3.9). Bu iki eş potansiyel yüzey arasındaki fark yükseklik anomalisi olarak
adlandırılır ve ζ ile gösterilir. Bu şekilde Q noktalarının oluşturduğu yüzeye ise tellüroit
denir. Gravite alanı belirleme uygulamalarının en temel verisi olan gravite anomalisi
elbette burada da söz konusudur. Fiziksel yeryüzü üzerindeki herhangi bir nokta için,
bu büyüklüğü ∆g ile göstermek daha uygun olacaktır. Ayrıca (3.77), (3.78) ve (3.79),
jeoit yüksekliği yerine yükseklik anomalisini kullanarak benzer şekilde yazılabilir. Buna

53
göre ζ için Bruns eşitliği şu şekilde olur:

TP
ζ= (3.80)
γQ

Bu eşitliğin (3.76)’da yerine konulmasıyla:

nmax  n Xn
GM X R m
ζ= (∆C nm cos mλ + ∆S nm sin mλ)P n (cos θ) (3.81)
rγ n=2 r m=0

elde edilir. Bu şekilde bulunan ζ, deniz seviyesinde N ile hemen hemen aynıdır. Ancak
deniz seviyesinden yükseldikçe ζ − N arasındaki fark, ζ’ya eklenerek N bulunmalıdır.
Bu fark,
∆gB
ζ − N = H − HN = − H (3.82)
γ

ile tanımlıdır. Burada H jeoit yüzeyinden başlayarak fiziksel yeryüzüne kadar, çekül
eğrisi boyunca tanımlanan ortometrik yüksekliği, H N başlangıç yüzeyi nivo elipsoidi
olmak üzere nivo elipsoidi ile tellüroit arasındaki yükseklik olan normal yüksekliği,
γ ortalama normal graviteyi, ∆gB ise Bouger anomalisini gösterir. ∆gB , gerçekte
ortalama gravite anomalisidir ve

∆gB = g − γ (3.83)

ile bulunur. (3.83)’de, g çekül eğrisi boyunca ölçülmesi gereken gravite değerlerinin
ortalamasıdır ve kısaca ortalama gravite olarak adlandırılır.

ZH
1
g= gdH (3.84)
H
0

γ de, g ile benzer şekilde tanımlanır.

HN
1
Z
γ= γdH N (3.85)
HN
0

g’den ve γ’den yararlanılarak sırasıyla H ve H N bulunabilir. Jeoidin potansiyeli W0


ile bir P noktasından geçen eş potansiyel yüzeyin potansiyeli WP arasındaki fark
jeopotansiyel kot (CP ) olarak tanımlanır. Uygulamada, geometrik (hassas) nivelman
ve gravite gözlemlerinin kombinasyonuyla herhangi bir nokta için elde edilebilen

54
jeopotansiyel kotlar kullanılarak ortometrik yükseklik,

CP
H= (3.86)
g

ve normal yükseklik,
CP
HN = (3.87)
γ

eşitlikleri ile belirlenebilir.

Konum belirleme açısından yeryuvarının gravite alanının belirlenmesinin ayrı bir


önemi vardır. GPS ile elde edilen yükseklikler, geometrik esaslara göre belirlenen
elipsoidal yüksekliklerdir. Elipsoidal yükseklik (h), elipsoit yüzeyinden başlayarak
fiziksel yeryüzüne kadar elipsoit normali boyunca ölçülen mesafedir. Fiziksel yasalara
göre bu yükseklik türünün uygulamada hiçbir önemi yoktur. Elipsoidal yüksekliklerin
klasik nivelman yöntemleri ile elde edilen ortometrik yüksekliklere dönüştürülmesi
gerekir. Bu da jeoit yüksekliğinin belirlenmesi ya da daha geniş bir ifade ile jeoidin
modellenmesi ile mümkündür.

55
4. YÜKSEK DERECELİ LEGENDRE FONKSİYONLARININ
SAYISAL OLARAK İNCELENMESİ

4.1 Global Jeopotansiyel Modeller

Küresel harmonik katsayılardan oluşan (C nm ve S nm ) global jeopotansiyel


modeller, yeryuvarının dış çekim alanını (dolayısıyla da dış gravite alanını)
belirlemek/modellemek amacıyla kullanılır. Bunun yanında diğer gravimetrik
büyüklüklerin (bozucu potansiyel, gravite ve yükseklik anomalileri, çekül sapması
bileşenleri ve jeoit ondülasyonları) elde edilmesinde de bu modellerden yararlanılır.

Katsayıların elde edilmesinde kullanılan veri sayısı, global ölçekte bunların (homojen)
dağılımı, ölçülerin gravite sinyalinin değişik frekanslarını yansıtıp yansıtmadıkları
ve ölçme-değerlendirme teknikleri model doğruluğu üzerinde doğrudan etkilidir.
Model doğruluğu, katsayılara ilişkin kestirilmiş hata derece varyansları üzerinden
(iç doğrulama) ya da doğrudan doğruya modelden hesaplanan jeoit yüksekliği,
gravite anomalisi, gravite bozukluğu ve çekül sapması bileşenlerinin yersel ölçüler ile
karşılaştırılması (dış doğrulama) ile belirlenebilir. Verilerin elde edilme şekillerine göre
bu modeller başlıca üç gruba ayrılır (Tepeköylü, 2007):

• Yalnız uydu gözlemlerini içeren jeopotansiyel modeller : Katsayıları yapay


uyduların yörünge sapmalarının analizinden elde edilen bu tür modellerin
açınım dereceleri düşüktür. 1960’lı yıllardan başlayarak birçok uydu (jeodezik
amaçlı fırlatılmamış olsa bile), içinde bulunduğu gravite alanını belirlemek için
kullanılmıştır. Ancak 2000’li yıllara gelindiğinde gravite alanını belirleme amaçlı,
CHAMP, GRACE ve GOCE uyduları fırlatılmıştır.

• Birleştirilmiş jeopotansiyel modeller: Yalnız uydu gözlemleri ile belirlenen global


jeopotansiyel modellerin, yersel gravite ve denizlerde altimetre ölçüleri ile elde
edilen gravite anomalileri ile birleştirilmesi sonucu oluşturulan modellerdir.
Böylelikle modelin açınım derecesi yükseltilebilir.

• Yeniden biçimlendirilmiş global jeopotansiyel modeller : Lokal bir alandaki yoğun


gravite verileri kullanılarak, birinci ve ikinci grupta yer alan global jeopotansiyel
modellerin küresel harmonik katsayılarının iyileştirilmesi ile bu tür modeller elde
edilir. Bu sayede model derecesi de yükseltilmiş olur.

56
Ölçme ve değerlendirme tekniklerindeki gelişmelere bağlı olarak global jeopotansiyel
modellerde de sürekli bir iyileşme söz konusudur. Bu, global jeoit çözünürlüğünün
artması anlamına gelmektedir. Daha açık bir ifadeyle global jeopotansiyel modellerin
derecesi arttıkça, yükseklik anomalisi, gravite anomalisi ve çekül sapması gibi
büyüklüklerin hataları azalır ve bu durum daha iyi doğrulukta jeoit belirlemeye imkan
verir (Wenzel, 1998).

Harmonik açınıma dayalı gravite modeli oluşturma çalışmalarında açınım teorik olarak
sonsuz olmalıdır. Ancak yeryüzünde kısıtlı sayıda gerçekleştirilmiş gözlemler nedeniyle
modelin derecesi arttıkça katsayıların hata değerleri de artacağından açınım derecesi,
belli bir sayıda sonlandırılır. Genellikle son geliştirilen modeller, öncekilere göre tüm
dünyayı kapsayacak şekilde bir veri dağılımına ve doğruluğuna sahiptir. Bu nedenle
açınım dereceleri gittikçe artmıştır. Örneğin 360. dereceden bir küresel harmonik

açınımın açısal çözünürlüğü 30 , konumsal çözünürlüğü yaklaşık 55 km’dir. Buna

karşılık veri çözünürlüğü açısal anlamda 1 ya da konumsal anlamda yaklaşık 1.9 km
olan bir küresel harmonik açınımın derecesinin 10800 olması gerekir.

Global jeopotansiyel modellerin başlangıcı Jeffreys (1943) (nmax = 3) ve Zhongolovich


(1952) (nmax = 8) modelleri ile 20. yüzyılın ortalarına dayanır. Daha sonraları
(özellikle de uyduların devreye girmesi ile) elde edilen gravite verilerindeki yoğunlaşma,
modellerin açınım derecelerinin artmasını sağlamıştır. Fourier dönüşümü kullanılıncaya
kadar açınım derecesi 50 ile sınırlı kalmış, daha sonra hesap tekniğindeki ilerlemeler ile
180’e (EGM84) ve 360’a (EGM96) kadar çıkmıştır. Yakın bir zamanda ise maksimum
açınım derecesi 2190 olan EGM08 ortaya konulmuştur. U.S. National Geospatial-
Intelligence (NGA) tarafından 2008 yılında yeni ölçüler ile hesaplanan EGM08 için

açısal çözünürlük yaklaşık 5 iken, konumsal çözünürlük yaklaşık 9 km’dir (Pavlis vd.,
2008).

4.2 Yüksek Dereceli Legendre Fonksiyonlarının Kullanılabilirliği

Elde edilen gravite verilerinin zenginliğinin, yüksek çözünürlüklü global jeopotansiyel


modellerin ortaya çıkmasında en önemli unsur olduğunu daha önce belirtmiştik. Bu tür
global jeopotansiyel modeller, yeryuvarının gravite alanının düzgün ve tam bir bölgesel
veya global temsiline izin verir. Bu modeller doğal olarak yüksek dereceli harmonik
serileri doğurur. Yeryuvarının gravite alanını belirleme tekniklerinin karşılaştırılması

57
ve geçerliliğinin belirlenmesi için kullanılan yapay (sentetik) yeryuvarı gravite modelleri,
yüksek dereceli harmonik serilerin kullanılabilirliğini göstermiştir. Bu konuda ayrıntılı
bilgi için Featherstone (1999)’a ve Haagmans (2000)’e bakılabilir.

Harmonik serilerin değerlendirilmesi ile ilgili jeodezide, matematikte ve küresel


harmonikleri uğraş alan diğer bilim dallarında uzun yıllardır birçok çalışma yapılmıştır
(Rizos, 1979; Colombo, 1981; Tscherning ve Poder, 1982; Tscherning vd., 1983; Gleason,
1985; Driscoll ve Healy, 1994; Bethencourt vd., 2005). Bütün bu çalışmalar gösterir ki;
yüksek dereceli global jeopotansiyel modellerin sayısal olarak kullanılmasında dikkat
edilmesi gereken noktalar vardır (Bethencourt vd., 2005; Wittwer vd., 2008):

• Kullanılan algoritmanın sayısal etkinliği (ki bu, kullanılan bilgisayara, derleyiciye


ve programa bağlıdır),

• Doğruluk (özellikle yuvarlatma hataları ve bunların yayılmaları ile ilişkili olarak),

• Kullanılan yineleme bağıntılarının kararlılığı.

Ancak yüksek dereceli harmonik serilerin değerlendirilmesinde temel zorluk, bütünleşik


Legendre fonksiyonlarından kaynaklanır. Enlem değerleri değiştikçe, hesaplanması
gereken yüksek dereceli bütünleşik Legendre fonksiyonları çok karmaşık bir görünüm
alır. Aslında bu karmaşıklık, yüksek dereceler için bu fonksiyonların oldukça genişleyen
değer aralığı ile ilgilidir. Bu durum Legendre fonksiyonlarının (Legendre polinomları
+ bütünleşik Legendre fonksiyonları) hesaplanması için temel araçlar olan yineleme
bağıntılarının çalışmamasına neden olur (Holmes ve Featherstone, 2002; Jekeli vd.,
2007). Gerçekte sayılar (artı veya eksi) sonsuza kadar gitse de, bilgisayarlarda bu
mümkün değildir.

IEEE 754 standardına göre her çift duyarlıklı kayan noktalı sayının bellekte kapladığı
alan 64 bit olarak belirlenmiştir. İncelik ise yaklaşık 15–16 basamaktır. Çift duyarlıkta
alt ve üst sınır değerler sırasıyla, negatif kayan noktalı bir sayı için -4.9E -324 ve -1.7E
+308, pozitif kayan noktalı bir sayı için 4.9E -324 ve 1.7E +308 olarak tanımlanmıştır
(Vickery, 2008). Diğer bir ifadeyle bunlar, bellekte doğru olarak saklanabilecek sayıların
aralıklarını ifade eder. Hesaplanmış herhangi bir değer, negatif kayan noktalı bir sayı
için alt sınır değerinden büyük, pozitif kayan noktalı bir sayı için alt sınır değerinden
küçük ise aşağı-taşma (underflow) problemi ortaya çıkar. Bu durumda sayı, sistem
tarafından sıfır olarak kabul edilir. Hesaplanmış değerin, negatif kayan noktalı bir sayı

58
0

P10
-1
P100
P1000
-2
log(|Pn|)

P10000

-3

-4

-5
0 30 60 90
Kutup uzaklığı (θ)

Şekil 4.1: Legendre polinomlarının değer aralıkları

için üst sınır değerinden küçük, pozitif kayan noktalı bir sayı için de üst sınır değerinden
büyük olması durumunda ise yukarı-taşma (overflow) problemi meydana gelir ve sistem
sayıyı “sonsuz (inf)” olarak düzenler. Buna göre yüksek dereceli harmonik serilerin, 64
bit mikroişlemciye sahip bir bilgisayarın kapasitesini aşacağı açıktır.

Legendre fonksiyonunun herhangi bir değerinde aşağı-taşma durumunda ilgili harmonik


katsayılar, belirli bir derecede sonlandırılan serilerin toplamına katkı sağlayamaz. Diğer
bir ifadeyle bu katsayılar, sıfır ile çarpıldığından serinin toplamına bir etkisi olmaz.
Yukarı-taşma durumunda ise Legendre fonksiyonunun değeri “inf” hatası verdiğinden
toplam için herhangi bir değer elde edilemez (Holmes ve Featherstone, 2002).

Gerçekte Legendre polinomlarının değer aralıkları oldukça dardır. Bu polinomlar bütün


kutup uzaklıklarında, büyük derecelerde bile çok büyük ya da çok küçük değerler
almaz. Örneğin Şekil 4.1’de n = 10, 100, 1000 ve 10000 için Legendre polinomlarının
değer aralıkları görülmektedir. Gösterim kolaylığı açısından grafiklerde Legendre
fonksiyonlarının mutlak değerlerinin logaritmasının alınması tercih edilmiş ve sonuçlar
ekvatora göre (θ = 90◦ ) simetrik olacağından güney yarım küre dikkate alınmamıştır.
Legendre polinomları θ = 30◦ ve 150◦ dışında kalan kutup uzaklıklarında sayısal olarak
kararlı bir davranış sergilemektedir. θ = 30◦ (ve 150◦ )’de ise P100 (x) = 2.4E − 04,

59
350
Çift duyarlıklı kayan nokta sınırı (E+308)
300

P180,180
250

200
log(|Pnn|)

P100,100
150

100

50

P10,10
0

-50
0 30 60 90
Kutup uzaklığı (θ)

Şekil 4.2: Bütünleşik Legendre fonksiyonlarının değer aralıkları

P1000 (x) = 7.7E − 06 ve P10000 (x) = 2.4E − 07’dir.

Bütünleşik Legendre fonksiyonları için ise durum farklıdır. Şekil 4.2’de, n =


m = 10, 100 ve 180 için bütünleşik Legendre fonksiyonlarının değer aralıkları
gösterilmektedir. Şekilden de görüldüğü gibi ekvatora doğru, bütünleşik Legendre
fonksiyonlarının sayısal değerleri üssel olarak hızla büyümektedir. Büyüme hızı
kutuplara yakın noktalarda daha yüksek olmakla birlikte fonksiyonun derecesi arttıkça,
fonksiyonun alacağı değerler daha fazla ivme kazanmaktadır. Bu, çift duyarlıklı kayan
noktalı sayı için IEEE 754 standardının izin verdiği sınır değerlerinin aşılması başka
bir deyişle yukarı-taşma probleminin ortaya çıkması anlamına gelir. Örneğin n = 180
için Pnn (x) yaklaşık olarak [23◦ , 157◦ ] kutup uzaklığı aralığında “inf” değerini vermiştir.
Buna göre bütünleşik Legendre fonksiyonları, n = m için küresel harmonik serilerin
ekvatora yakın bölgelerde kullanımını olanaksızlaştırır. Bu sorun bütünleşik Legendre
fonksiyonlarının bir normalleştirme işlemine tabi tutulmasını zorunlu kılar.

60
0

Derece
nmax

0 1 2 nmax
Sıra

Şekil 4.3: Standart ileri sütun yöntemi

4.2.1 Tam Normalleştirilmiş Legendre Fonksiyonları İçin Yineleme


Bağıntıları

Legendre fonksiyonlarının hesaplanmasında en uygun yöntemin yineleme bağıntıları


olduğu daha önce belirtilmişti. Tam normalleştirilmiş Legendre fonksiyonları
için de yineleme bağıntıları, (2.83) normalleştirme bağıntısı kullanılarak yeniden
düzenlenebilir.

Jeodezide tam normalleştirilmiş Legendre fonksiyonları için yaygın olarak kullanılan


yineleme bağıntıları aşağıda verilmiştir:
s s
m (2n − 1)(2n + 1) m (2n + 1)(n + m − 1)(n − m − 1) m
P n (x) = xP n−1 (x) − P n−2 (x) (4.1a)
(n − m)(n + m) (n − m)(n + m)(2n − 3)

r
m 2m + 1 p m−1
P m (x) = 1 − x2 P m−1 (x) , m>1 (4.1b)
2m
0 1 p
Bu eşitliklerin kullanımı için öncelikle P 0 (x) = 1 ve P 1 (x) = 3(1 − x2 ) başlangıç
değerleri yardımıyla Legendre fonksiyonlarının köşegen (diagonal) değerleri, (4.1b)’ye
n
göre bulunur. Hesaplanan P n (x) değerleri de, (4.1a)’nın elde edilmesinde kullanılır.

(4.1)’deki yineleme bağıntılarının işleyişi, Şekil 4.3 ile ifade edilebilir. Şekildeki her
daire n’nin ve m’nin bir kombinasyonudur ve yineleme bağıntısının bir terimine karşılık
gelir. Satırlar dereceleri gösterir ve dereceler aşağıya doğru artar. Sütunlar ise sıraları
gösterir ve sıralar sağa doğru artar.

Şekilde köşegen kısım, (4.1b)’deki yineleme bağıntısına karşılık gelir ve her değerin

61
0

Derece
nmax

0 1 2 nmax
Sıra

Şekil 4.4: Standart ileri satır yöntemi

çapraz olarak kendinden önceki daire yardımıyla hesaplandığını belirtir. (4.1a)’daki


yineleme bağıntısında ise m sabit, n değişkendir. Burada da her değer yukarıdan aşağıya
doğru kendinden hemen önceki iki daire yardımıyla hesaplanır, ancak tek daire var ise
sadece bu dairenin değeri kullanılır, yineleme bağıntısındaki diğer terim sıfır alınır. Bu
yöntem standart ileri sütun yöntemi olarak da bilinir (Holmes ve Featherstone, 2002).

Tam normalleştirilmiş Legendre fonksiyonları için aşağıdaki yineleme bağıntısı da


kullanılabilir:

m 1 x
2(m + 1) m+1
P n (x) = p √ P n (x)
j (n − m)(n + m + 1) 1 − x 2
s !
(n + m + 2)(n − m − 1) m+2
− P n (x)
(n − m)(n + m + 1) (4.2)

2 ∀ m = 0

j=
1 ∀ m > 0

Bu yineleme bağıntısı ile belirli bir derecenin bütün sıraları için hesap yapılırken,
(4.1a) ile bir sıra için, bütün derecelerde hesap yapılır ((4.2)’de, (4.1a)’dan farklı
olarak m yerine n sabittir). Ancak sıranın değiştiği yineleme bağıntıları tekillikleri
nedeniyle kararsız olduğundan, (4.2) jeodezide nadiren tercih edilir. Bu konuda daha
ayrıntılı bilgi için Jekeli vd. (2007)’ye bakılabilir. Bu eşitliğin hesaplanmasında da
(4.1b) ile bulunan değerler kullanılır. Şekil 4.4’te bu yineleme bağıntısının işleyişi
gösterilmektedir. Şekle göre her değer sağdan sola doğru kendinden hemen önceki
iki daire yardımıyla hesaplanır. Burada da eğer o değere karşılık gelen daire yok ise

62
2

0
log(|Pn|)

-1
P10
P100
-2
P1000
P10000
-3

-4

-5
0 30 60 90
Kutup uzaklığı (θ)

Şekil 4.5: Normalleştirilmiş Legendre polinomlarının değer aralıkları

yineleme bağıntısındaki o terim sıfır alınır. Bu yöntem de standart ileri satır yöntemi
olarak adlandırılır (Holmes ve Featherstone, 2002).

Jeodezide yaygın olarak kullanılan (2.83) tam normalleştirme işlemi söz konusu
fonksiyonların davranışını belirli bir dereceye kadar düzene sokar. Şekil 4.5’te,
n = 10, 100, 1000 ve 10000 için normalleştirilmiş Legendre polinomlarının değer
aralıkları görülmektedir. Normalleştirme işleminin, Legendre polinomlarının değer
aralıklarını daralttığı ve yüksek derecelerdeki farklılıklarını belirgin bir biçimde azalttığı
görülmektedir. Şekilden de anlaşıldığı gibi bazı kutup uzaklıklarında, n = 100, 1000
ve 10000 için normalleştirilmiş Legendre polinomları neredeyse aynı değerleri almıştır.
Bu sonuç Legendre polinomlarının normalleştirmesinin aslında çok gerekli olmadığını
ortaya koymaktadır.

Şekil 4.6’da ise n = m = 10, 100, 180, 360, 720 ve 2190 için tam nor-
malleştirilmiş bütünleşik Legendre fonksiyonlarının aldığı değerler görülmektedir.
Normalleştirilmemiş ve tam normalleştirilmiş bütünleşik Legendre fonksiyonlarının
davranış biçimleri birbirine terstir. Normalleştirilmemiş Pnn (x)’lerde sayılar ekvatora
yakın bölgeler için yukarıya taşarken (sonsuza giderken), normalleştirilmişlerde
kutuplara yakın bölgeler için aşağı-taşma veya başka bir deyişle sıfıra yaklaşma

63
0
P10,10

-50
P100,100
-100
P180,180
-150
log(|Pnn|)

-200 P360,360
P720,720
-250

-300 P2190,2190

Çift duyarlıklı kayan nokta sınırı (E-324)


-350

-400
0 30 60 90
Kutup uzaklığı (θ)

Şekil 4.6: Çift duyarlıklı sayı formatına göre normalleştirilmiş bütünleşik Legendre
fonksiyonlarının değer aralıkları

davranışı gözlenir. Ancak bu davranış tam normalleştirilmişlerde daha düzenlidir.


Örneğin n = 360 ve n = 2190 için sırasıyla yaklaşık olarak [8◦ , 172◦ ] ve [29◦ , 151◦ ]
aralıkları dışında kalan (kutuba yakın) bölgelerde aşağı-taşma meydana gelmiştir.
Sonuç olarak kutuplara yaklaştıkça yüksek dereceli açınımlar için dilim ve buna bağlı
olarak etkilenen göze harmoniklerinin katsayılarının etkisi ortadan kalkar. Buna göre
yüksek dereceli açınımlar için normalleştirme işleminin gerçekte tam olduğundan söz
edilemez.

IEEE 754 standardına göre, kayan noktalı sayıların duyarlılığı, genişletilmiş çift
duyarlıklı sayı formatı kullanılarak arttırılabilir. Bu formatta, her kayan noktalı
sayı için bellekte 96 bitlik yer ayrılır. İncelik yaklaşık 19–20 basamaktır ve mutlak
sınır değerleri 10−4932 ile 104932 arasındadır. Buna göre Legendre fonksiyonlarının
değerlerinin bulunması için yineleme bağıntılarını kullanan programda değişkenlerin,
fonksiyonların parametreleri (altprogramların girdileri) ve geri dönüş değerleri
(çıktıları) genişletilmiş çift duyarlıklı sayı formatında düzenlenebilir. Böylelikle
bütünleşik Legendre fonksiyonlarının değer aralıkları genişletilebilir.

Şekil 4.7’de, n = m = 10, 100, 180, 360, 720 ve 2190 için tam normalleştirilmiş

64
0 P10,10 P100,100
P180,180 P360,360

-500

P720,720 P2190,2190
log(|Pnn|)

-1000

-1500

-2000
0 30 60 90
Kutup uzaklığı (θ)

Şekil 4.7: Genişletilmiş çift duyarlıklı sayı formatına göre normalleştirilmiş bütünleşik
Legendre fonksiyonlarının değer aralıkları

bütünleşik Legendre fonksiyonlarının değer aralıkları, genişletilmiş çift duyarlıklı sayı


formatına göre yeniden düzenlenen program ile belirlenmiştir. Şekilden, yüksek
dereceler için Legendre fonksiyonlarının 10−324 ’ü aşan değerlerinin temsil edilebildiği
görülmektedir. Örneğin n = 2190 için en küçük değer yaklaşık olarak 10−3849 ’lara
kadar inmiştir. IEEE 754 genişletilmiş çift duyarlıklı sayı formatının, θ = 1◦ için
maksimum 3816. dereceye kadar izin verdiği belirlenmiştir. Bu durum genişletilmiş
çift duyarlıklı sayı formatı kullanılarak mevcut normalleştirme işlemlerinin, EGM08
için yeterli olduğunu ortaya koyar.

Ayrıca belirtilmesi gereken diğer önemli bir nokta da çift duyarlıklı ve genişletilmiş
çift duyarlıklı sayı formatlarının kullanıldığı programlar arasında hesaplama zamanı
açısından önemli bir fark olmadığıdır.

Tam normalleştirilmiş Legendre fonksiyonlarının sayısal doğruluğu,

n
X m
[P n (x)]2 = 2n + 1 (4.3)
m=0

ile kontrol edilebilir (Wenzel, 1998). Şekil 4.8 ve Şekil 4.9’da sırasıyla n = m = 1800

65
0

Sayısal Doğruluk

Çift duyarlıklı

Genişletilmiş çift duyarlıklı

-20
0 30 60 90
Kutup Uzaklığı (θ)

Şekil 4.8: n = m = 1800 için bütünleşik Legendre fonksiyonlarının sayısal doğrulukları

ve n = m = 2190 için bütün kutup uzaklıklarında, çift duyarlıklı ve genişletilmiş çift


duyarlıklı sayı formatlarına göre bütünleşik Legendre fonksiyonlarının mutlak hataları
gösterilmiştir. Buna göre genişletilmiş çift duyarlıklı sayı formatının kullanılması ile
fonksiyonların hata değerlerinin azaldığı da ortaya çıkmıştır. Ayrıca n = m = 2190 için
çift duyarlıklı sayı formatının kullanılması ile hata değeri 1051 ’lere (θ = 30◦ için) kadar
çıkarken, n = m = 1800 için hata değerlerinin çok daha düşük olduğu gözlemlenmiştir.
Ancak genişletilmiş çift duyarlıklı sayı formatı kullanıldığında n = m = 1800 ve
n = m = 2190 için elde edilen mutlak hataların birbirinden çok farklı olmadığı
belirlenmiştir.

Tam normalleştirilmiş bütünleşik Legendre fonksiyonlarının değerlerinin her iki


yöntemdeki yineleme bağıntıları ile hesaplanmasında, belli bir dereceden sonra aşağı-
taşma problemi söz konusudur. Bu durum olabilecek maksimum dereceleri ve
kutup uzaklığı aralıklarını sınırlandırır. Daha önce de belirtildiği gibi genişletilmiş
çift duyarlıklı sayı formatı kullanılarak, açınımın derecesi sınırlı bir sayıya kadar
yükseltilebilir. Bunun dışında bu amaç için, ek algoritmalar kullanılarak birçok
yöntem geliştirilmiştir. Koop ve Stelpstra (1989), Legendre fonksiyonlarının belli bir
katsayı ile çarpılarak ölçeklendirilmesini önermiştir. Örneğin Wenzel (1998), ölçek

66
60

40
Sayısal Doğruluk

20

Çift duyarlıklı
0

Genişletilmiş çift duyarlıklı


-20
0 30 60 90
Kutup Uzaklığı (θ)

Şekil 4.9: n = m = 2190 için bütünleşik Legendre fonksiyonlarının sayısal doğrulukları

çarpanı olarak 10200 ’ü kullanmıştır. Böylece nmax = 720 ve nmax = 2160 için
izin verilen kutup uzaklığı aralıkları sırasıyla [21.7◦ , 158.3◦ ] ve [45.9◦ , 134.1◦ ]
iken, [11.3◦ , 168.7◦ ] ve [35.5◦ , 144.5◦ ] olarak genişlemiştir (Wittwer vd., 2008).
Bu problem için jeodezide en yaygın kullanılan yöntemlerden birisi de Clenshaw
toplamıdır. Bu yöntemde Legendre fonksiyonlarının yineleme bağıntıları kullanılarak
hesaplanmasına gerek duyulmadan, kısmi toplam bulunur. Jeodezide, Clenshaw
toplamının uygulamaları ile ilgili ayrıntılı bilgi Tscherning ve Poder (1982); Gleason
(1985); Holmes ve Featherstone (2002)’de bulunabilir. Holmes ve Featherstone (2002)
aşağı-taşma problemine, yineleme bağıntılarını kullanarak bir çözüm geliştirmişlerdir.

Bu çözüm yineleme bağıntılarının ve başlangıç değerlerinin, sinm θ = ( 1 − x2 )m
ile bölünmesine dayanır. Bunun nedeni (4.1b)’nin, farklı bir şekilde yazılması ile
gösterilebilir.
m r
m
p
m
√ Y 2i + 1
P m (x) 2
=( 1−x ) 3 , m≥1 (4.4)
2i
i=2

67
1
θ=45o
0
θ=22.5o
-1

-2

-3
log|(P360m)|
-4

-5

-6

-7

-8

-9

-10
0 60 120 180 240 300 360
Sıra(m)
Şekil 4.10: θ = 22.5◦ ve θ = 45◦ için 360. dereceden tam normalleştirilmiş bütünleşik
Legendre fonksiyonlarının davranışları

Bu eşitliği iki kısıma ayıralım:

m Y
P m (x) = um
m
m (4.5)
r
m
p Y √ Y 2i + 1
u = ( 1 − x2 )m = sinm θ , = 3
m 2i
i=2

bir hesaplama zorluğu oluşturmazken, um , u → 0’ken


Q
Burada yüksek dereceler için, m

(kutuplara gidildikçe) azalır. Bu durum, elde edilen değerlerin yüksek derecelerde IEEE
754 standardını aşmasına neden olur. Sonuçta bu değerler (4.1a)’nın ve (4.2)’nin
bulunmasında kullanılamaz. Bu nedenle (4.1b) yineleme bağıntısından sinm θ =

( 1 − x2 )m elimine edilir ve buradan bulunan değerler Pnm (x)’in hesabında kullanılır.
Daha sonra bu terim küresel harmonik açınımın kısmi toplamına Horner şeması
yardımıyla dereceli olarak katılır. Ayrıca bu durumda oluşacak yukarı-taşma problemi
nedeniyle yineleme bağıntılarından bulunan değerler 10−280 ile ölçeklendirilir. Holmes
ve Featherstone (2002) bu yöntem ile [0◦ , 180◦ ] aralığındaki bütün kutup uzaklıkları
için nmax = 2700 olarak elde etmişlerdir.

Jekeli vd. (2007) de aşağı-taşma problemi için bütünleşik Legendre fonksiyonlarının


davranışlarını inceleyerek farklı bir yaklaşım geliştirmişlerdir. Söz konusu yaklaşım,

68
herhangi bir derece ve kutup uzaklığı için bütünleşik Legendre fonksiyonlarının
davranışlarını temel alır. Buna göre Legendre fonksiyonlarının olağan salınım hareketi
belirli bir sıradan sonra aniden azalır ve hızla sıfıra yaklaşır (bkz. Şekil 4.10). Jekeli
vd. (2007)’ye göre bu sıra ile kutup uzaklığı ve fonksiyonun derecesi arasında basit bir
doğrusal ilişki vardır:
m = n sin θ (4.6)

Buna göre m ≥ n sin θ + µ ise yineleme bağıntısı kesilir ve kalan bütünleşik Legendre
fonksiyonlarının değeri sıfır alınır. Burada µ, yeterince küçük değerler alan Legendre
fonksiyonlarının doğruluk gereksinimlerini karşılamak için belirlenen uygun pozitif
bir tamsayıdır. Böylece bütünleşik Legendre fonksiyonlarının sayısal olarak önemsiz
(oldukça küçük) değerleri ihmal edilir. Bu yaklaşımda, Jekeli vd. (2007) genellikle
kullanılan yineleme bağıntılarından farklı olarak kararsız olduğunu bilinen yineleme
bağıntılarını (4.2) kullanmışlardır.

Jekeli vd. (2007) geliştirdikleri bu yöntem ile bütün enlemler için açınımın
derecesini en az 10800 olarak belirlemişlerdir. Bunun yanında harmonik serilerin
değerlendirilmesinde bir hesap tasarrufu sağlamışlardır.

Aşağı-taşma problemi için diğer bir yöntem de, kayan noktalı sayıların bilgisayarda
farklı bir şekilde saklanmasını sağlayan genişletilmiş-aralık aritmetiği (extended-
range arithmetic)’dir. Smith vd. (1981) tarafından geliştirilen bu yöntemde, her
kayan noktalı sayının üstü için bellekte ayrı bir yer ayrılır. Genişletilmiş-aralık
aritmetiğinde IEEE 754 standardına göre temsil edilebilecek en küçük sayının mutlak
değeri 10−10343312045 ’dir. Böylece bütün enlemler için yüksek derecelerde bile açınım
yapılabilir (Wittwer vd., 2008).

Wittwer vd. (2008) bütünleşik Legendre fonksiyonlarının değerlerinin bulunmasında


genişletilmiş-aralık aritmetiğini kullanarak, küresel harmonik serilerin analizi için bir
yazılım geliştirmişlerdir. Bu yazılımın çalışma süresi doğal olarak, küresel harmonik
serilerin analizine ilişkin önceki yazılımlara göre çok daha uzundur. Buna karşın bu
algoritma ile sağlanan yüksek kararlılık, onun en önemli avantajıdır. Algoritma çıktıları
Wenzel tarafından geliştirilen GEOGFG18 ve Holmes ve Pavlis tarafından geliştirilen
HARMONIC SYNTH yazılımlarından elde edilen sonuçlar ile karşılaştırılmış, bu
yazılımlarda yüzlerce metreye varan hatalar belirlenmiştir.

69
4.2.2 Tam Normalleştirilmiş Legendre Fonksiyonlarının Türevleri İçin
Yineleme Bağıntıları

Legendre fonksiyonları için türev eşitliklerinin en önemli gerekliliği, gravite


potansiyelinin birinci ve ikinci mertebeden türevleriyle elde edilen fonksiyonlarının
hesaplanmasıdır. Çekül sapması, gravite anomalisi birinci derece türevler ile
hesaplanabilirken, gravite tensör büyüklükleri harmonik serilerin ikinci derece türevleri
yardımıyla hesaplanır.

Tam normalleştirilmiş Legendre fonksiyonlarının türevleri de yineleme bağıntıları


yardımıyla hesaplanabilir. Bu yineleme bağıntılarının oluşturulmasında da standart
ileri sütun yöntemi esas alınır (Colombo, 1981). Buna göre bu fonksiyonların birinci
türevleri için,
m r !
dP n (x) 1 m (n2 − m2 )(2n + 1) m
=√ nxP n (x) − P n−1 (x) , n≥m≥0 (4.7)
dx 1 − x2 2n − 1

m
yineleme bağıntısı kullanılır. Verilen bir sıra için (4.1a) ve (4.1b) ile bulunan P n (x)
m
değerleri, (4.7)’da yerine konularak aynı sıra için P n (x)’lerin birinci türevlerinin
değerleri bulunur.

Ayrıca (4.1)’deki yineleme bağıntılarının doğrudan x’e göre birinci ve ikinci türevleri
alınarak da, normalleştirilmiş Legendre fonksiyonlarının türevleri için yineleme
bağıntıları yazılabilir. Buna göre Legendre fonksiyonlarının birinci türevlerinin
0
dP 0 (x)
1
dP 1 (x) √
değerleri, dx = 0 ve dx = 3x başlangıç değerleri kullanılarak:

m
m
s s
dP n (x) (2n − 1)(2n + 1) p m (2n − 1)(2n + 1) dP n−1 (x)
=− 1 − x2 P n−1 (x) + x
dx (n − m)(n + m) (n − m)(n + m) dx
s m
(4.8a)
(2n + 1)(n + m − 1)(n − m − 1) dP n−2 (x)
− , n>m
(n − m)(n + m)(2n − 3) dx

m r m−1
dP m (x) 2m + 1 m−1 p dP (x)
= xP m−1 (x) + 1 − x2 m−1 , m>1 (4.8b)
dx 2m dx
0 1
d2 P 0 (x) d2 P 1 (x)
yineleme bağıntıları ile hesaplanabilir. İkinci türevleri de dx2 = 0 ve dx2 =
√ √
− 3 1 − x2 başlangıç değerleri ile:

70
m
m
s s
d2 P n (x) (2n − 1)(2n + 1) m (2n − 1)(2n + 1) p dP (x)
=− xP n−1 (x) − 2 1 − x2 n−1
dx2 (n − m)(n + m) (n − m)(n + m) dx
m
s
(2n − 1)(2n + 1) d2 P n−2 (x)
+ x (4.9a)
(n − m)(n + m) dx2
m
s
(2n + 1)(n + m − 1)(n − m − 1) d2 P n−2 (x)
− , n>m
(n − m)(n + m)(2n − 3) dx2

m r m−1
d2 P m (x) 2m + 1 p m−1 dP (x)
=− 1 − x2 P m−1 (x) + 2x m−1
dx2 2m dx
m−1
(4.9b)
p d2 P m−1 (x)
+ 1 − x2 , m>1
dx2
yineleme bağıntılarından bulunur.

71
5. SONUÇ ve ÖNERİLER

Çekim potansiyeli çeken kitlelerin dışında Laplace diferansiyel denklemini, içinde


Poisson diferansiyel denklemini sağlar. Bunun sonucu olarak yeryuvarının dışında
harmonik bir fonksiyon olan çekim potansiyeli, bu alanda yakınsak bir seri ile
gösterilebilir. Böylece kitle yoğunluk dağılımı bilgisindeki yetersizlik nedeniyle çekim
potansiyelinin hesaplanamaması sorununa yaklaşık bir çözüm getirilir.

Yeryuvarının dış çekim alanının belirlenmesi, yeryuvarının dış gravite alanının


belirlenmesi anlamına geldiğinden önemli bir jeodezik problem çözüme kavuşturulmuş
olacaktır. Bu problemin çözümünde harmonik katsayılardan oluşan global jeopotansiyel
modeller kullanılır. Model katsayılarının belirlenmesine geçilmeden önce, bunun için
kullanılacak ölçülerin yeryuvarının tamamına homojen olarak dağılması koşulunun
sağlanması gerekir.

Küresel harmonik serilere dayalı yeryuvarı modeli oluşturma çalışmalarında daha


gerçekçi bir model, açınım derecesinin en üst düzeyde tutulması ile belirlenebilir.
Bu, çözünürlüğün dolayısıyla da modelden elde edilen doğruluğun artması anlamına
gelir. Ancak modelin derecesi arttıkça Legendre fonksiyonları çok karmaşık bir
görünüm alır. Bu durum harmoniklerin üzerinde geçerli olduğu yüzeyin karmaşıklığıyla
doğrudan ilgilidir. Örneğin elipsoidal harmoniklerde karşımıza çıkan ikinci tür Legendre
fonksiyonları, küre yüzeyi için geçerli birinci tür Legendre fonksiyonlarına göre çok daha
yoğun bir hesap işlemi gerektirir. Günümüzde gelişen teknoloji sayesinde bu amaca
yönelik algoritma tasarımlarının önemi, uygulamalarda doğru sonuçların elde edilmesi
bakımından büyüktür.

Buradaki asıl sorun, kayan noktalı sayıların bilgisayar belleğinde tutulmalarına ilişkin
IEEE 754 standardı ile ilgilidir. Açınımın derecesi arttıkça Legendre fonksiyonlarının
hesaplanmasında temel araçlar olan yineleme bağıntılarının sonuçları ya çok büyük ya
da çok küçük değerler olarak elde edilir. Bu durum fonksiyon değer aralıklarının, IEEE
754 standardının izin verdiği sınır değerlerini aşmasına neden olur.

Bu çalışmada C++ programlama dilinden yararlanılarak yineleme bağıntıları ile


Legendre fonksiyonlarının değerleri belirlenmiş ve bu değerler kullanılarak grafikler
çizdirilmiştir. Bu grafikler yardımıyla fonksiyonların değer aralıkları gözlemlenmiş ve
bu fonksiyonlardan yararlanma sınırları belirlenmiştir.

72
Bunun için, Legendre polinomlarının ve bütünleşik Legendre fonksiyonlarının
yüksek derecelerdeki davranışları ayrı ayrı incelenmiştir. Yüksek dereceler için,
Legendre polinomlarının değer aralıklarının genişlemediği, sorunun bütünleşik Legendre
fonksiyonlarından kaynaklandığı gösterilmiş ve uygulamada tam normalleştirilmiş Leg-
endre fonksiyonlarının kullanımına neden gereksinim duyulduğu ortaya konulmuştur.
Sadece normalleştirilmemiş değil, tam normalleştirilmiş Legendre fonksiyonlarında
bile gözlenen sayısal kararsızlığa, yazılım teknikleri yardımıyla çözüm getirilmeye
çalışılmıştır.

Standart ileri sütun yöntemi ile oluşturulan yineleme bağıntıları kullanılarak tam
normalleştirilmiş Legendre fonksiyonlarının değerleri, düşük ve yüksek dereceler için
belirlenmiştir. Yüksek dereceler için kutuplara yaklaştıkça fonksiyon değerlerinin hızla
azaldığı ve bunun aşağı-taşma problemine neden olduğu tespit edilmiştir. Bu durum
güncel jeopotansiyel model EGM08 için mevcut normalleştirme işleminin kutuplara
yakın bölgelerde yeterli olmadığını ortaya çıkarmıştır ki; en büyük açınım derecesi
(2190) için yaklaşık olarak sadece [29◦ , 151◦ ] arasındaki kutup uzaklıklarında doğru
sonuçlar verecektir.

IEEE 754 standardının genişletilmiş çift duyarlıklı sayı formatı kullanılarak bellekte
saklanan sayının duyarlılığı arttırılmış bu sayede Legendre fonksiyonlarının değer
aralıkları genişletilmiştir. Buna göre n = 2190 için değer aralığının IEEE 754
standardının izin verdiği sınır değerleri arasında kaldığı belirlenmiştir. Ayrıca bu
yöntemin kullanılmasının, zaman açısından çok önemli bir fark oluşturmadığı da
gözlemlenmiştir. Üstelik bu yöntem, Legendre fonksiyonlarının sayısal doğruluğunun
artmasını da sağlamıştır.

Ancak genişletilmiş çift duyarlıklı sayı formatının kullanılması ile de maksimum açınım
derecesi belli bir sınırda kalmıştır. Bu durum, çok yüksek dereceli jeopotansiyel
modeller için Legendre fonksiyonlarının hesaplanmasında, normalleştirme işlemine ek
olarak bir algoritmaya da ihtiyaç duyulacağını göstermektedir. Bu amaca yönelik
yöntemlerin bazılarından da bu çalışmada söz edilmiştir.

73
KAYNAKLAR

Arfken, G. ve Weber, H. (2001). Mathematical Methods for Physicists. Academic Press,


Inc., San Diego, 5th edition.

Attar, R. (2006). Special Functions and Orthogonal Polynomials. Lulu Press, Inc.,
Morrisville, North Carolina, 1st edition.

Bayın, S. (2000). Fen ve Mühendislik Bilimlerinde Matematik Yöntemler. METU Press,


Ankara, 1st edition.

Bethencourt, A., Wang, J., Rizos, C., ve Kearsley, A. (2005). Using personal computers
in spherical harmonic synthesis of high degree earth geopotential models. Poster
Presentation.

Boas, M. (1983). Mathematical Methods in the Physical Sciences. Wiley, New York,
2nd edition.

Butkov, E. (1973). Mathematical Physics. Addison-Wesley Publishing Company,


Massachusetts, world student series edition.

Colombo, C. (1981). Numerical methods for harmonic analysis on the sphere. Report
no:310.

Driscoll, J. ve Healy, D. (1994). Computing Fourier transforms and convolutions on


the 2-sphere. Advances in Applied Mathematics, (15):202–250.

Erbudak, M. ve Tuğluoğlu, A. (1976). Fiziksel Geodezi. Number 129. İDMMA Yayınları,


İstanbul.

Featherstone, W. (1999). Test of two forms of Stokes’s integral using a synthetic gravity
field based on spherical harmonics. In Krumm, F. ve Schwarze, V. (ed.), Quo vadis
geodesia. Institute of Geodesy, University of Stuttgart, 101–112.

Gleason, D. (1985). Partial sums of Legendre series via Clenshaw summation. Manuscr
Geodesy, (10):115–130.

Haagmans, R. (2000). A synthetic Earth for use in geodesy. Journal of Geodesy,


74(7):503–511.

Hasanov, E., Uzgören, G., ve Büyükaksoy, A. (2002). Diferansiyel Denklemler Teorisi.


Papatya Yayıncılık, İstanbul, 1st edition.

Heiskanen, W. ve Moritz, H. (1984). Fiziksel Jeodezi. Karadeniz Üniversitesi Basımevi,


Trabzon. O. Gürkan (Ç).

Hobson, E. (1931). The Theory of Spherical and Ellipsoidal Harmonics. Cambridge


University Press.

Holmes, S. ve Featherstone, W. (2002). An unified approach to the Clenshaw


summation and the recursive computation of very high degree and order normalized
associated Legendre functions. Journal of Geodesy, 76(1):279–299.

Jeffreys, H. (1943). The determination of the Earth’s gravitational field. Mon Rot Roy
Astron Soc Geophys Suppl, 5:55–66.

74
Jekeli, C., Lee, J., ve Known, J. (2007). On the computation and approximation of
ultra-high-degree spherical harmonics. Journal of Geodesy, 81(9):603–615.

Johnson, D. ve Johnson, J. (1965). Mathematical Methods in Engineering and Physics:


Special Functions and Boundary Value Problems. The Ronald Press Company, New
York.

Karaoğlu, B. (2006). Fizik ve Mühendislikte Matematik Yöntemler. Seçkin Yayıncılık,


Ankara, 5th edition.

Koop, R. ve Stelpstra, D. (1989). On the computation of the gravitational potential


and its first and second derivatives. Manuscr Geodesy, (14):373–382.

Lide, D. (2004). CRS Handbook of Chemistry and Physics. CRS Press, Inc., New York,
85th edition.

Önem, C. (1999). Mühendislik ve Fizikte Matematik Metodlar. Birsen Yayınevi,


İstanbul, 2nd edition.

Pavlis, N., Holmes, S., Kenyon, S. ve Factor, J.K. (2008). An Earth Gravitational
Model to Degree 2160: EGM08. Presented at the EGU General Assembly, Vienna,
Austria, April 13–18, 2008.

Rizos, C. (1979). An efficient computer technique for the evaluation of geopotential from
spherical harmonic models. Australian Journal of Geod. Photogram. Surv, (31):161–
169.

Seeber, G. (2003). Satellite Geodesy. Walter De Gruyter, Berlin, 2nd edition.

Smith, J., Olver, F., ve Lozier, D. (1981). Extended-range arithmetic and normalized
Legendre polynomials. ACM Transactions on Mathematical Software, (7):93–105.

Sona, G. (1995). Numerical problems in the computation of ellipsoidal harmonics.


Journal of Geodesy, 70(1–2):117–126.

Spiegel, M. (1974). Schaum’s outline of theory and problems of Fourier analysis, with
applications to boundary value problems. McGraw-Hill Professional, New York.

Tepeköylü, S. (2007). Türkiye’deki GPS-nivelman verileriyle global jeopotansiyel


modellerin değerlendirilmesi. Master’s thesis, Jeodezi ve Fotogrametri Anabilim Dalı,
Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Konya.

Torge, W. (2001). Geodesy. Walter de Gruyter, Berlin, 3rd edition.

Tscherning, C. ve Poder, K. (1982). Some geodetic applications of Clenshaw


summation. Bollettino Di Geodesia E Scienze Affini, 4:351–364.

Tscherning, C., Rapp, R., ve Goad, C. (1983). A comparison of methods for computing
gravimetric quantities from high degree spherical harmonic expansions. Manuscr
Geodesy, 8:249–272.

Üstün, A. (2002). Yeryuvarının dış çekim alanının elipsoidal harmoniklere açınımı:


Küresel harmoniklerden elipsoidal harmoniklere dönüşüm. In Bildirici, İ., Yiğit,
C., ve Doğanalp, S. (ed.), Selçuk Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği
Öğretiminde 30. Yıl Sempozyumu, 16-18 Ekim 2002. Konya, 74–86.

75
Vickery, C. (2008). IEEE references. http://babbage.cs.qc.edu//courses//cs341/
/IEEE-754references.html.

Wenzel, H. (1998). Ultra high degree geopotential models GPM98A and GPM98B
to degree 1800. In Proceeding of joint meeting international gravity commission,
Budapest, 10-14 March. Finnish Geodetic Institute, Helsinki, 71–80.

Wittwer, T., Klees, R., Seitz, K., ve Heck, B. (2008). Ultra-high degree spherical
harmonic analysis and synthesis using extended-range arithmetic. Journal of
Geodesy, 82(4–5):223–229.

Wylie, C. ve Barrett, L. (1982). Advanced Engineering Mathematics. McGraw-Hill


Book Company, Singapur, 5th edition.

Zhongolovich, I. (1952). The external gravitional field of the Earth and the fundamental
constants related to it. Translation from Russian to English by Aeronautical Charting
and Information Sevice, gov. ac. no.AD-733840, 1971.

Zwillinger, D. (2003). CRS Standart Mathematical Tables and Formulae. CRS Press,
Inc., New York, 31st edition.

76

You might also like

  • 2018 Tur
    2018 Tur
    Document2 pages
    2018 Tur
    api-435899955
    No ratings yet
  • 2013 Tur
    2013 Tur
    Document2 pages
    2013 Tur
    api-435899955
    No ratings yet
  • 2012 Tur
    2012 Tur
    Document2 pages
    2012 Tur
    api-435899955
    No ratings yet
  • 2017 Tur
    2017 Tur
    Document2 pages
    2017 Tur
    api-435899955
    No ratings yet
  • 2010 Tur
    2010 Tur
    Document2 pages
    2010 Tur
    api-435899955
    No ratings yet
  • 2011 Tur
    2011 Tur
    Document2 pages
    2011 Tur
    yakgok
    No ratings yet
  • 2009 Tur
    2009 Tur
    Document2 pages
    2009 Tur
    api-435899955
    No ratings yet
  • 2008 Tur
    2008 Tur
    Document2 pages
    2008 Tur
    api-435899955
    No ratings yet
  • 2006 Tur
    2006 Tur
    Document2 pages
    2006 Tur
    api-435899955
    No ratings yet
  • 2007 Tur
    2007 Tur
    Document2 pages
    2007 Tur
    api-435899955
    No ratings yet
  • Laplace
    Laplace
    Document41 pages
    Laplace
    api-435899955
    100% (1)
  • Konform Dönüşümleri
    Konform Dönüşümleri
    Document39 pages
    Konform Dönüşümleri
    bilecikkk
    No ratings yet