Professional Documents
Culture Documents
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
Bu tez 18.08.2009 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından oy birliği ile kabul edilmiştir.
Selçuk Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü
Harita Mühendisliği
2009, 76 sayfa
ii
serilerde yer alan Legendre fonksiyonlarını hesaplamak güçleşir. Yineleme bağıntıları
Legendre fonksiyonlarının sayısal değerlerinin bulunmasını kolaylaştırmaktadır. Ancak,
sorun IEEE 754 standardına göre kayan noktalı sayıların bilgisayar belleğinde
saklanabilme sınırları ile ilgilidir. Bu çalışma ile, günümüzde EGM08 ile maksimum
açınım derecesi 2190’a kadar yükselen global jeopotansiyel modellerin mevcut
bilgisayar olanaklarıyla değerlendirilmesinde Legendre fonksiyonları kaynaklı soruna,
bir çözüm geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla öncelikle fiziksel jeodezide harmonik
serilerle ilişkili olarak Legendre fonksiyonları temel matematiksel özellikleriyle ele
alınmış ve sayısal davranışları incelenmiştir. Daha sonra tam normalleştirilmiş
Legendre fonksiyonlarının kullanılmasının, hangi derecelere kadar başarılı olduğu
gözlemlenmiştir. Sonuç olarak, en güncel jeopotansiyel model olan EGM08 baz
alınarak, normalleştirilmiş Legendre fonksiyonlarının değerlerinin mümkün olan en
geniş aralık ile temsiline imkan sağlanmıştır. Bunun için IEEE 754 genişletilmiş çift
duyarlıklı sayı formatından yararlanılmıştır.
iii
ABSTRACT
MSc Thesis
Selçuk University
Graduate School of Natural and Applied Sciences
Geomatic Engineering
2009, 76 pages
Determining and modeling the gravity field of the Earth is one of the main subjects
of physical geodesy. Gravity field of the Earth, affecting geodesic observations and
determining the shape of the Earth, is the vector field of the gravitational and
centrifugal forces. The mentioned forces can be derived from scalar quantaties
(gravitational and centrifugal potentials) since they are irrotational. The centrifugal
potential can be determined by astrogeodetic observations. However, it is hard to
determine the gravitational potential directly, because of the irregularity of the mass
density throughout the earth. Defining its mathematical properties are the way to
overcome this difficulty. In outer space of the Earth, the gravitational potential is
a harmonic function. Consequently, it can be expressed by harmonic functions that
depend on the location of the attracted mass point. As harmonic functions can be
expanded to series, gravitational potential can be represented by a convergent series.
In practise, global geopotential models are used to determine the external gravity field
and its functionals. Raising the degree of these models make it difficult to calculate the
iv
Legendre functions in the harmonic series. Recurrence relations simplify to calculate the
numerical values of the Legendre functions. However, the problem is the limit values of
the floating point numbers on computer memory according to the standard of IEEE 754.
In this study, it is aimed to give a solution for the problem caused by Legendre functions
during the evaluation of the global geopotential models, whose maximum degree raises
to 2190 by EGM08 with the current computing facilities. For this purpose; basic
mathematical features and numerical stabilities of Legendre functions were investigated.
Then the evaluation success of normalized Legendre functions, according to its degree,
was observed numerically. As a result, the extended double precision of IEEE 754 that
use 12 byte on computer memory provides an improvement in the computation of high
degree geopotential models up to degree 2190 in all latitudes.
v
TEŞEKKÜR
çalışmam süresince yardımı ve katkıları için Arş. Grv. R. Alpay ABBAK’a ve Arş.
Grv. E. Özgür AVŞAR’a
vi
İÇİNDEKİLER
Özet ii
Abstract iv
Teşekkür vi
Kısaltma Listesi ix
Şekil Listesi x
Çizelge Listesi xi
1 GİRİŞ 1
2.2.2 Ortogonallik . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 18
vii
4 YÜKSEK DERECELİ LEGENDRE FONKSİYONLARININ
SAYISAL OLARAK İNCELENMESİ 56
5 SONUÇ ve ÖNERİLER 72
Kaynaklar 74
viii
KISALTMA LİSTESİ
inf infinity
CHAMP CHAllenging Minisatellite Payload
EGM Earth Gravity Model
GOCE Gravity field and steady-state Ocean Circulation Explorer
GPS Global Positioning System
GRACE Gravity Recovery and Climate Experiment
IEEE The Institute of Electrical and Electronics Engineer
NGA The National Geospatial-Intelligence Agency
SI System International
ix
ŞEKİL LİSTESİ
x
ÇİZELGE LİSTESİ
xi
1. GİRİŞ
Fiziksel olayları, matematiksel olarak incelerken ilk akla gelen yöntemlerden biri
türev almaktır. Doğa olaylarının hemen hepsinin zamana ve mekana göre değişim
göstermesi bunun nedenidir. Bu değişimi ifade etmek için de türev içeren denklemlerden
yararlanılır. Bu anlamda diferansiyel denklemler doğanın modellenmesinde temel bir
rol üstlenirler.
Fiziksel jeodezinin konusu, esas olarak yeryuvarının gravite alanını ve onun eş potansiyel
yüzeylerinden biri olan jeoidi belirlemektir. Yeryuvarının gravite alanı, çekim ve
merkezkaç kuvvetlerinin bileşkesiyle oluşan vektör alanıdır. Bu vektör alanının
korunumlu olması, onun çekim ve merkezkaç potansiyelleri toplamı biçiminde potansiyel
(skaler) büyüklüklerle gösterilebilmesini sağlar.
18. yüzyılın ortalarına doğru yeryuvarının şeklinin kutuplardan basık bir dönel elipsoit
olduğunun belirlenmesinin ardından (ki 19. yüzyılda yeryuvarının gerçek fiziksel şekli
önce Gauss tarafından tanımlanmış daha sonra da bu şekle Listing tarafından jeoit adı
verilmiştir) Newton Çekim Kanunu gereğince dönel elipsoitlerin (sferoitlerin) çekimi
birçok bilim adamı tarafından araştırma konusu yapılmıştır. Fransız bilim adamı
Adrien-Marie Legendre (1752–1833), 1783 yılında Homojen Sferoitlerin Çekiminin
1
Araştırılması (Recherches sur l’attraction des spheroides homogenes) isimli bir inceleme
yazısında iki kitle arasındaki çekimi ve bu çekimden dolayı oluşan çekim potansiyelini
incelemiştir. Legendre bu çalışmasında, bugün kendi adıyla anılan polinomları
tanımlamıştır. Legendre polinomlarının teorisi daha sonra hızla ilerleme göstermiş
hatta bu polinomlar bir diferansiyel denklemin çözümleri olarak bile bulunmuştur.
Yeryuvarının dış çekim alanının harmonik serilerle ifadesini temel alan global jeopotan-
siyel modeller, yeryuvarının gravite alanını modellemek amacıyla kullanılırlar. Bu
modellerin açınım dereceleri, modelleri oluşturan harmonik katsayıların belirlenmesine
yönelik veri sayısı, ölçme ve değerlendirme tekniklerindeki gelişmelere bağlı olarak
zaman içinde bir artış göstermiştir. EGM08 ile maksimum açınım derecesi 2190’a kadar
′
yükselmiştir (Pavlis vd., 2008). Bu model ile sağlanan veri çözünürlüğü yaklaşık 5
′
iken, 1 ’lık bir veri çözünürlüğünün elde edilebilmesi 10800. dereceye kadar bir açınım
gerektirir. Bu durum global jeopotansiyel modellerin açınım derecelerinin zamanla
daha da artacağına işaret eder (Holmes ve Featherstone, 2002; Jekeli vd., 2007).
2
ifadesinden yola çıkarak, Legendre fonksiyonlarının jeodezideki kullanımı incelenecektir.
Bu çalışma ile amaçlanan güncel jeopotansiyel modeller için yüksek dereceli
Legendre fonksiyonlarının kullanılabilirliğinin araştırılmasıdır. Bu doğrultuda mevcut
normalleştirme işleminin hangi derecelere kadar uygulanabilir olduğu tespit edilecek ve
açınımın derecesini kısıtlayan unsurlar belirlenecektir. LINUX işletim sisteminde C++
programlama dilinden yararlanılarak etkin bir çözüm bulunmaya çalışılacaktır.
3
2. LEGENDRE DİFERANSİYEL DENKLEMİ VE ÇÖZÜMLERİ
β1 y (b) − β2 y ′ (b) = 0
şeklindedir. (2.1)’de p (x) fonksiyonunun, [a, b] aralığının uç noktalarında sıfır olması
ya da bu aralığın sonsuz olması halinde tanımlanan sınır değer problemi, özel olarak
tekil Sturm-Liouville sınır değer problemi olarak adlandırılır.
ile ifade edilen Laplace diferansiyel denklemini sağlıyor ise V harmoniktir denir. Burada
V , çekim potansiyelinde olduğu gibi küresel bir cisme ilişkin fonksiyonun davranışını
ifade ediyorsa (2.3) küresel koordinatlar ile gösterilmelidir:
∂2V
1 ∂ 2 ∂V 1 ∂ ∂V 1
∆V = 2 r + 2 sin θ + =0 (2.4)
r ∂r ∂r r sin θ ∂θ ∂θ r 2 sin2 θ ∂λ2
4
Burada, yarıçap vektörü r, kutup uzaklığı θ ve jeosentrik boylam λ referans küre
yüzeyine göre uzaydaki bir noktanın konumunu belirler.
∂V df (r)
= g(θ)h(λ) (2.6a)
∂r dr
∂V dg(θ)
= f (r)h(λ) (2.6b)
∂θ dr
∂V dh(λ)
= f (r)g(θ) (2.6c)
∂λ dr
elde edilir. Elde edilen bu denklemin her iki yanı f (r)g(θ)h(λ) ile bölünür, ikinci ve
üçüncü terimler eşitliğin karşı tarafına geçirilir ise,
d2 h(λ)
1 d 2 df (r) 1 d dg(θ) 1
r =− sin θ − (2.8)
f (r) dr dr g(θ) sin θ dθ dθ h(λ) sin2 θ dλ2
olur. Eşitliğin sol tarafı r’nin, sağ tarafı ise θ’nın ve λ’nın fonksiyonu olmasına karşın
birbirine eşittir. Bu ise ancak ve ancak eşitliğin her iki yanının ayrı ayrı, aynı sabite
eşit olması ile mümkündür. Bu sabit n(n + 1) olarak alınırsa,
1 d 2 df (r)
r = n (n + 1) (2.9)
f (r) dr dr
ve
d2 h(λ)
1 d dg(θ) 1
− sin θ − = n (n + 1) (2.10)
g(θ) sin θ dθ dθ h(λ) sin2 θ dλ2
5
denklemleri elde edilir. Buradan (2.9) düzenlenerek,
df (r) d2 f (r)
2r + r2 − n (n + 1) f (r) = 0 (2.11a)
dr dr 2
şeklinde olacaktır.
(2.10)’da ise bütün terimler sin2 θ ile çarpılır, θ’ya ve λ’ya bağlı terimler eşitliğin her
iki yanında toplanırsa;
1 d2 h(λ)
2 sin θ d dg(θ)
n (n + 1) sin θ + sin θ =− (2.13)
g(θ) dθ dθ h(λ) dλ2
eşitliği elde edilir. (2.13)’de de eşitliğin her iki yanındaki fonksiyonlar, birbirinden
bağımsız değişkenler θ’nın ve λ’nın fonksiyonlarıdır. Buna karşın birbirine eşit olmaları
daha önce de belirtildiği gibi ayrı ayrı, aynı sabite eşit olmaları ile mümkündür. Bu
sabit m2 olsun. Buna göre,
2 sin θ d dg(θ)
n (n + 1) sin θ + sin θ = m2 (2.14)
g(θ) dθ dθ
ve
1 d2 h(λ)
− = m2 (2.15)
h(λ) dλ2
d2 h(λ)
+ m2 h(λ) = 0 (2.16a)
dλ2
şeklinde ikinci mertebeden sabit katsayılı homojen doğrusal bir diferansiyel denklem
elde edilir. Bu denklemin çözümü de,
6
şeklindedir.
d2 g(θ) m2
dg(θ)
sin θ + cos θ + g(θ) n(n + 1) sin θ − =0 (2.18a)
dθ 2 dθ sin θ
m2
′′ ′
sin θg (θ) + cos θg (θ) + g(θ) n(n + 1) sin θ − =0 (2.18b)
sin θ
olarak verilir. Burada Pnm (cos θ), n. dereceden ve m. mertebeden birinci tür
bütünleşik Legendre fonksiyonunu temsil eder. x = cos θ dönüşümü yapılırsa, Legendre
diferansiyel denkleminin bilinen şekli elde edilir. y, x’in fonksiyonu olmak üzere
Legendre diferansiyel denklemi,
m2
2 ′′ ′
(1 − x )y (x) − 2xy (x) + n(n + 1) − y(x) = 0 (2.20)
1 − x2
Görüldüğü gibi kısmi türevli bir diferansiyel denklem olan Laplace diferansiyel
denklemi, değişkenlere ayırma yöntemi ile üç adi diferansiyel denkleme dönüştürülmüş
ve bunlardan biri Legendre diferansiyel denklemi olarak elde edilmiştir.
7
2.1.1 Legendre Diferansiyel Denkleminin Kuvvet Serisi Yöntemi İle
Çözümü ve Legendre Polinomları
Değişken katsayılı doğrusal diferansiyel denklemler için standart çözüm yöntemi, kuvvet
serisi yöntemidir (Karaoğlu, 2006). Ancak bir kuvvet serisinin, diferansiyel denklemin
çözümünü temsil etmesi için o serinin nerede yakınsak olduğunun bilinmesi gerekir.
2x ′ n(n + 1)
y ′′ − y + y=0 (2.23)
1 − x2 1 − x2
2x
A(x) = − (2.24a)
1 − x2
ve
n(n + 1)
B(x) = (2.24b)
1 − x2
x = 0 noktası, Legendre diferansiyel denkleminin bir adi noktası olduğu için çözüm
x = 0 noktası etrafında kuvvet serisi olarak bulunabilir. (2.24) ile ifade edilen katsayı
fonksiyonları x = 0 noktasında sürekli olduğundan y1 ve y2 gibi doğrusal bağımsız iki
seri çözümü vardır. Buna göre;
∞
X
y= ck xk (2.25)
k=0
∞
X
′
y = kck xk−1
k=1
∞ (2.26)
X
′′ k−2
y = k(k − 1)ck x
k=2
8
Çizelge 2.1: Kuvvet serisi katsayıları
k ck
0 c2 = − (n)(n+1)
1·2 c0
(n−1)(n+2)
1 c3 =− 2·3 c1
(n−2)(n+3)
2 c4 =− 3·4 c2 = (−1)2 (n−2)n(n+1)(n+3)
1·2·3·4 c0
3 c5 = − (n−3)(n+4)
4·5 c3 = (−1)2 (n−3)(n−1)(n+2)(n+4)
2·3·4·5 c1
(n−4)(n+5) 3 (n−4)(n−2)n(n+1)(n+3)(n+5)
4 c6 =− 5·6 c4 = (−1) 1·2·3·4·5·6 c0
(n−5)(n+6) 3 (n−5)(n−3)(n−1)(n+2)(n+4)(n+6)
5 c7 =− 6·7 c5 = (−1) 2·3·4·5·6·7 c1
.. ..
. .
∞
X ∞
X ∞
X ∞
X
k(k − 1)ck xk−2 − k(k − 1)ck xk − 2 kck xk + n(n + 1) ck xk = 0 (2.27)
k=2 k=2 k=1 k=0
olur. (2.28)’de xk ’nın katsayıları sıfıra eşitlenirse aşağıdaki yineleme bağıntısı bulunur:
(n − k)(n + k + 1)
ck+2 = − ck , (k ≥ 0) (2.29)
(k + 1)(k + 2)
Bu durumda tek indisli katsayılar için ayrı, çift indisli katsayılar için ayrı çözümler
oluşacaktır.
n(n + 1) 2 (n − 2)n(n + 1)(n + 3) 4
y1 = c0 1 − x + x
2! 4!
(2.30)
(n − 4)(n − 2)n(n + 1)(n + 3)(n + 5) 6
− x + ...
6!
9
(n − 1)(n + 2) 3 (n − 3)(n − 1)(n + 2)(n + 4) 5
y2 = c1 x − x + x
3! 5!
(2.31)
(n − 5)(n − 3)(n − 1)(n + 2)(n + 4)(n + 6) 7
− x + ...
7!
Buna göre Legendre diferansiyel denkleminin sonsuz seri olarak genel çözümü, iki
birbirinden bağımsız çözümün toplamı olarak,
c0 ve c1 keyfi sabitler olduğundan her bir n için, değerleri istenildiği gibi seçilebilir.
(2n)!
Her seride, x’in en yüksek kuvvetinin katsayısı 2n (n!)2
’ye eşit olacak şekilde c0 ’a ve c1 ’e
değer verilir.
Bu değerler,
1 · 3 · 5 · . . . · (n − 1) n!
c0 = (−1)n/2 = (−1)n/2 2 (2.33a)
2 · 4 ·6 · ...· n n
2 [(n/2)!]
ve
1 ·3 · 5 ·...· n (n + 1)!
c1 = (−1)(n−1)/2 = (−1)(n−1)/2 n (2.33b)
2 · 4 · 6 · . . . · (n − 1) 2 [(n − 1)/2]! [(n + 1)/2]!
şeklindedir (Wylie ve Barrett, 1982). c0 ’ın ve c1 ’in bu şekilde seçilmesinin nedeni bütün
polinomların x = 1’deki değerlerinin 1 olmasını sağlamaktır (y(1) = 1). Bu şekilde
elde edilen çözümlere n. dereceden birinci tür Legendre polinomları (ki bundan sonra
Legendre polinomları olarak anılacaktır) ya da n. dereceden kuşak harmonikleri denir.
Bu çözümler Pn (x) ile gösterilir.
10
Çizelge 2.2: Sekizinci dereceye kadar Legendre polinomları
n c Pn (x)
0 c0 =1 P0 (x) = 1
1 c1 =1 P1 (x) = x
2 c0 = − 21 P2 (x) = 12 (3x2 − 1)
3 c1 = − 23 P3 (x) = 12 (5x3 − 3x)
4 c0 = 83 P4 (x) = 18 (35x4 − 30x2 + 3)
5 c1 = 158 P5 (x) = 81 (63x5 − 70x3 + 15x)
5 1
6 c0 = − 16 P6 (x) = 16 (231x6 − 315x4 + 105x2 − 5)
35 1
7 c1 = − 16 P7 (x) = 16 (429x7 − 693x5 + 315x3 − 35x)
35 1
8 c0 = 128 P8 (x) = 128 (6435x8 − 12012x6 + 6930x4 − 1260x2 + 35)
P0
1.0
↑ Pn
0.5 P4 P6 P8
−0.5
P2
−1.0
x −→ cos θ
1.0
↑ Pn
P1
0.5 P5 P7
−0.5 P3
−1.0
x −→ cos θ
11
n. dereceden bir Legendre polinomunun, n tane kökü vardır. Diğer bir ifadeyle
grafiklerden de görüldüğü gibi Pn (x), −1 ≤ x ≤ 1 aralığında n tane sıfır değeri alır
yani n defa işaret değiştirir.
Legendre polinomunun genel ifadesini yazmak için (2.29) ile ifade edilen yineleme
bağıntısından yararlanılabilir. Bu bağıntıdan ck çekilirse,
(k + 1)(k + 2)
ck = − ck+2 (2.34)
(n − k)(n + k + 1)
n(n − 1)
cn−2 = − cn (2.35)
2(2n − 1)
(2n)!
olur. Burada cn yerine daha önce belirtildiği gibi 2n (n!)2
yazılabilir. O halde,
n(n − 1) (2n)!
cn−2 = −
2(2n − 1) 2n (n!)2
(2.36)
n(n − 1)2n(2n − 1)(2n − 2)!
=−
2(2n − 1)2n n(n − 1)(n − 2)!n(n − 1)!
(2n − 2)!
cn−2 = − (2.37)
2n (n − 1)!(n − 2)!
ve
(n − 5)(n − 4) (2n − 6)!
cn−6 = − cn−4 = − n (2.39)
6(2n − 5) 2 3!(n − 3)!(n − 6)!
şeklinde elde edilir. (2.37), (2.38) ve (2.39) ifadelerinden yararlanarak katsayılar için
genel bir terim elde edilebilir:
(2n − 2j)!
cn−2j = (−1)j , (n − 2j ≥ 0) (2.40)
2n j!(n − j)!(n − 2j)!
12
Bu durumda n. dereceden Legendre polinomları için genel ifade şu şekilde olacaktır:
N
X
Pn (x) = cn−2j xn−2j
j=0
(2.41)
N
(2n − 2j)! n
n çift ise
2
X
= (−1)j n xn−2j , N=
2 j!(n − j)!(n − 2j)! n−1 n tek ise
j=0
2
n’nin çift ya da tek pozitif bir tamsayı olmasına göre, çözümlerden biri, n. dereceden
bir polinoma dönüştüğü için yakınsaklık sorunu ortadan kalkar. Sonsuz terimli bir seri
olarak kalan diğer çözüm ise x = ±1 sınır değerlerinde ıraksak olur. Bu ikinci çözüm,
ikinci tür Legendre fonksiyonu olarak bilinir ve Qn (x) ile gösterilir.
bağıntısı vardır. Burada A(x), daha önce (2.24) eşitliği ile verilen katsayı
fonksiyonlarından biridir (Arfken ve Weber, 2001).
1 1+x
Q0 (x) = ln = tanh−1 x
2 1−x
1 1+x
Q1 (x) = x ln −1
2 1−x
1 3 2 1 1+x 3
Q2 (x) = ( x − ) ln − x
2 2 2 1−x 2
(2.44)
1 5 3 3 1+x 5 2 2
Q3 (x) = ( x − x) ln − x +
2 2 2 1−x 2 3
1 35 4 30 2 3 1 + x 35 3 55
Q4 (x) = ( x − x + ) ln − x + x
2 8 8 8 1−x 8 24
1 63 5 70 15 1 + x 63 4 49 2 8
Q5 (x) = ( x − x + x) ln − x + x −
2 8 8 8 1−x 8 8 15
13
1.0
↑ Qn Q0
0.5
Q4
−0.5
Q2
−1.0
x −→ cos θ
1.0
↑ Qn
Q5
Q3
0.5
−0.5
Q1
−1.0
x −→ cos θ
elde edilir. Buna göre ikinci tür Legendre fonksiyonları için genel ifade,
1 1+x X 1
Qn (x) = Pn (x) ln − n (Pi−1 (x)Pn−i (x)) (2.45)
2 1−x i
i=1
şeklinde olur.
Şekil 2.2’de ilk altı ikinci tür Legendre fonksiyonunun grafiği gösterilmiştir.
Birinci tür bütünleşik Legendre fonksiyonları Pnm (x) ile gösterilirler (bazı kaynaklarda
14
birinci tür bütünleşik Legendre fonksiyonları Pnm (x) ile de gösterilmektedir). Alt indis
n dereceyi, üst indis m ise sırayı ifade eder. Sonlu bir çözüm elde edebilmek için m de
n gibi bir tamsayı olmalıdır. Hobson (1931), Pnm (x)’i şu şekilde tanımlamıştır:
dm Pn (x)
Pnm (x) = (−1)m (1 − x2 )m/2 , (0 ≤ m ≤ n, −1 ≤ x ≤ 1) (2.46)
dxm
(n + m)! |m|
Pnm (x) = (−1)m P (x) , (m < 0, −1 ≤ x ≤ 1) (2.47)
(n − m)! n
Birinci tür bütünleşik Legendre fonksiyonlarının temel kullanımı, bir küre yüzeyi
üzerinde tanımlanan fonksiyonların açınımındadır (Butkov, 1973). x, [−1, 1] aralığında
reel bir sayı ise cos mλPnm (x) ya da sin mλPnm (x) küresel yüzey harmonikleri (ya da
kısaca küresel harmonikler) olarak adlandırılır (Hobson, 1931).
(−1)m çarpanı kullanılmadan elde edilen ilk birkaç birinci tür Legendre fonksiyonu
aşağıda verilmiştir. Ayrıca x = cos θ olmak üzere bu fonksiyonların trigonometrik
ifadeleri de gösterilmiştir.
15
P00 (x) = P0 (x) = 1
P10 (x) = P1 (x) = x P1 (θ) = cos θ
P11 (x) = (1 − x2 )1/2 P11 (θ) = sin θ
P20 (x) = P2 (x) = 12 (3x2 − 1) P2 (θ) = 12 (3 cos2 θ − 1)
P21 (x) = 3x(1 − x2 )1/2 P21 (θ) = 3 cos θ sin θ
(2.48)
P22 (x) = 3(1 − x2 ) P22 (θ) = 3 sin2 θ
P30 (x) = P3 (x) = 21 (5x3 − 3x) P3 (θ) = 12 (5 cos3 θ − 3 cos θ)
P31 (x) = 23 (5x2 − 1)(1 − x)1/2 P31 (θ) = 23 (5 cos2 θ − 1) sin θ
P32 (x) = 15x(1 − x2 ) P32 (θ) = 15 cos θ sin2 θ
P33 (x) = 15(1 − x2 )3/2 P33 (θ) = 15 sin3 θ
Bu eşitliklerden de görüldüğü gibi m = 0 olması durumunda birinci tür bütünleşik
Legendre fonksiyonları, Legendre polinomlarına karşılık gelir. Ayrıca m çift tamsayı
olduğunda da elde edilen ifadeler polinomdur. Ancak m tek tamsayı olduğunda (1 −
x2 )1/2 çarpanından dolayı polinom olmaz.
Legendre polinomları için geçerli olan bütün özellikler, birinci tür bütünleşik Legendre
fonksiyonları için de geçerlidir.
dm Qn (x)
Qm m 2 m/2
n (x) = (−1) (1 − x ) (2.49)
dxn
Pnm (x) ve Qm
n (x), bütünleşik Legendre diferansiyel denkleminin doğrusal bağımsız
noktalarında sonsuza gider, diğer bir ifadeyle ıraksaktır. Bu nedenle ikinci tür Legendre
fonksiyonlarının küresel yüzey harmoniklerinde kullanımı olanaksızlaşır.
1
G(x, t) = , (|t| < 1) (2.50)
(1 − 2xt + t2 )1/2
16
ile tanımlanır. Üretici fonksiyon, binom teoremine göre açılırsa, tn ’nin katsayıları,
Legendre polinomlarını verir (n = 0, 1, 2, 3, . . .).
1 −1/2
= 1 + (t2 − 2xt)
2
(1 − 2xt + t )1/2
(2.51)
1 3 5
= 1 − (t2 − 2xt) + (t2 − 2xt)2 − (t2 − 2xt)3 + . . .
2 8 16
1 1
G(x, t) = 1 + xt + (3x2 − 1)t2 + (5x3 − 3x)t3 + . . . (2.52)
2 2
∞
1 X
G(x, t) = 2 1/2
= Pn (x)tn (2.53)
(1 − 2xt + t ) n=0
′
r l
ψ
O P
r
Şekil 2.3: Aralarında l uzaklığı bulunan iki kitle
Gerçekte üretici fonksiyon, Legendre polinomlarının ilk olarak nasıl ortaya çıktığını
da açıklar. Şekil 2.3’de gösterildiği gibi aralarında l uzaklığı bulunan iki kitleden,
P noktasında bulunan birim kitle olsun. Bu birim kitleden dolayı P noktasında, Q
noktasının uyguladığı bir çekim potansiyeli oluşacaktır.
Potansiyelin ifadesinde önemli olan, kitleler arasındaki l uzaklığının tersidir. Buna göre
′
kitlelerin bulunduğu noktaların yer vektörleri r ve r ise l uzaklığı,
′
l = |r − r | (2.54)
′ ′
l2 = r 2 + (r )2 − 2rr cos ψ (2.55)
17
olarak yazılabilir. x = cos ψ olarak alınır ise uzaklığın tersi;
1 1
=p
l r 2 − 2rr ′ x + (r ′ )2
1 (2.56)
= r ′ 2
′
r 1 − 2 rr x + rr
′
olur. Legendre, 1l ’yi binom teoremi yardımıyla r
r < 1 için seriye açmıştır, bu şekilde
çekim potansiyelinin harmonik bir seri ile ifade edilebileceğini göstermiştir. Bu seriyi,
′
r
katsayıları x’in fonksiyonu olacak şekilde, r ’nin artan kuvvetlerine göre düzenlemiştir.
′
r
Bu durumda katsayılar, r ’nin kuvveti ile aynı dereceden polinomlar olarak elde
edilmiştir. Bu polinomlar, günümüzde Legendre polinomları olarak bilinmektedir.
∞ ′
!n
1 1X r
= Pn (x) (2.57)
l r r
n=0
Birinci tür bütünleşik Legendre fonksiyonlarında ise üretici fonksiyon her bir m indisi
için ayrı tanımlanır (Wylie ve Barrett, 1982; Karaoğlu, 2006).
(2m)!(1 − x2 )m/2
Gm (x, t) =
2m m!(1 − 2xt + t2 )m+1/2
∞
X (2.58)
m
= Pn+m (x)tn
n=0
2.2.2 Ortogonallik
Legendre polinomlarının [−1, 1] aralığında tam ve ortogonal bir set olma özelliği, bu
polinomların en önemli özelliklerinden biridir. Bu özelliği kanıtlamak için n1 6= n2
olmak şartıyla Pn1 (x) ve Pn2 (x) Legendre polinomlarını ele alalım. Bu polinomlar
(2.22) ile verilen Legendre diferansiyel denklemini sağlar (Spiegel, 1974).
Birinci eşitliği Pn2 (x), ikinci eşitliği Pn1 (x) ile çarparak, birbirinden çıkartırsak,
(1 − x2 ).[Pn2 (x)Pn′′1 (x) − Pn1 (x)Pn′′2 (x)] − 2x[Pn2 (x)Pn′ 1 (x) − Pn1 (x)Pn′ 2 (x)]
(2.60)
= [n2 (n2 + 1) − n1 (n1 + 1)]Pn1 (x)Pn2 (x)
18
eşitliğini elde ederiz. Bu eşitliği,
d
(1 − x2 )
Pn2 (x)Pn′ 1 (x) − Pn1 (x)Pn′ 2 (x) − 2x Pn2 (x)Pn′ 1 (x) − Pn1 (x)Pn′ 2 (x)
dx (2.61a)
= [n2 (n2 + 1) − n1 (n1 + 1)]Pn1 (x)Pn2 (x)
ya da
d
(1 − x2 )[Pn2 (x)Pn′ 1 (x) − Pn1 (x)Pn′ 2 (x)] = [n2 (n2 + 1) − n1(n1 + 1)]Pn1 (x)Pn2 (x) (2.61b)
dx
şeklinde de yazabiliriz. Eşitliğin her iki tarafının [−1, 1] aralığında integrali alınırsa,
1
2
)[Pn2 (x)Pn′ 1 (x) Pn1 (x)Pn′ 2 (x)]
(1 − x − =0
−1
Z1 (2.62)
= [n2 (n2 + 1) − n1 (n1 + 1)] Pn1 (x)Pn2 (x)dx
−1
olarak elde edilir. (2.63), Legendre polinomlarının [−1, 1] aralığında ortogonal olduğunu
gösterir. Bu eşitlikte ağırlık fonksiyonunun 1 olduğu açıktır. Legendre polinomlarının
ortogonallik özelliği kullanılarak fonksiyonların, Legendre polinomlarının serileriyle (ya
da kısaca Legendre serileriyle) açınımı yapılabilir.
∞
X
f (x) = an Pn (x) (2.64)
n=0
"∞ #2
1 X
n
= Pn (x)t (2.65)
1 − 2xt + t2 n=0
Elde edilen eşitliğin her iki tarafının [−1, 1] aralığında integralini alalım.
Z1 ∞ Z1
dx X
= t2n [Pn (x)]2 dx (2.66)
(1 − 2xt + t2 )
−1 n=0 −1
19
Eşitliğin sol tarafının integrali (1 − 2xt + t2 ) = y değişken dönüşümü ile,
(1+t2
Z1 Z )
dx 1 dy 1 1+t
2
= = ln (2.67)
(1 − 2xt + t ) 2t y t 1−t
−1 (1−t2 )
olur. Burada,
x3 x5 x7
1+t
ln =2 x+ + + + ...
1−t 3 5 7
∞
X t2n+1 (2.68)
=2
2n + 1
n=0
∞ ∞ Z1
t2n
1 1+t X X
ln =2 = t2n [Pn (x)]2 dx (2.69)
t 1−t 2n + 1
n=0 n=0 −1
olur. Buradan,
Z1
2
[Pn (x)]2 dx = (2.70)
2n + 1
−1
(2.64)’te Pn (x) = Pn1 (x) olarak alınır, eşitliğin her iki tarafı Pn2 (x) ile çarpılarak,
[−1, 1] aralığında integre edilirse,
Z1 ∞
X Z1
f (x)Pn2 (x)dx = an1 Pn1 (x)Pn2 (x)dx (2.71)
−1 n1 =0 −1
Z1 Z1
2
f (x)Pn2 (x)dx = an2 [Pn2 (x)]2 dx = an2 (2.72)
2n2 + 1
−1 −1
Z1
2n2 + 1
an2 = f (x)Pn2 (x)dx (2.73)
2
−1
20
olarak bulunur. Buna göre herhangi bir f (t) fonksiyonu,
Z1
∞
2n2 + 1
X
f (t) = f (x)Pn2 (x)dx Pn2 (t) (2.74)
2
n2 =0 −1
Z1
0 n1 6= n2 ise,
m m
Pn1 (x)Pn2 (x)dx = (2.75)
2 (n+m)!
−1
2n+1 (n−m)! n1 = n2 = n ise
Bütün ortogonal polinomlar bir Rodrigues formülü ile ifade edilebilir. Aslında bu
formül, Benjamin Olinde Rodrigues (1795–1851) tarafından, 1816 yılında yayınlanan
Sferoitlerin Çekimi Üzerine Bir İnceleme (Memoire sur I’attraction des spheroides)
isimli yazıda, sadece Legendre polinomları için tanımlanmıştır (Johnson ve Johnson,
1965).
1 dn (x2 − 1)n
Pn (x) = , (n ≥ 0) (2.76)
2n n! dxn
eşitliği ile verilir. Rodrigues formülü yardımıyla Legendre polinomları ardışık biçimde
hesaplanabilir.
Legendre polinomları için verilen Rodrigues formülü, (2.46) eşitliğinde yerine yazılırsa
((−1)m faktörü olmadan), birinci tür bütünleşik Legendre fonksiyonları için Rodrigues
21
formülü elde edilir.
Türev ifadesi nedeniyle Rodrigues formülü, ilk birkaç Legendre fonksiyonu dışında
pratikte yararlı değildir. Bunun yerine yüksek dereceli fonksiyonlar için ardışık
fonksiyonlar arasındaki yineleme bağıntılarını kullanmak daha uygundur.
∞
1 X
G(x, t) = 2 1/2
= Pn (x)tn
(1 − 2xt + t ) n=0
∞
∂G(x, t) x−t x−t X
= 2 3/2
= 2
G(x, t) = nPn (x)tn−1
∂t (1 − 2xt + t ) 1 − 2xt + t
n=1
∂G(x, t)
(1 − 2xt + t2 ) + G(x, t)(t − x) = 0
∂t
∂G(x,t)
∂t ve G(x, t) yerine seri eşitliklerini koyalım:
∞
X ∞
X
(1 − 2xt + t2 ) nPn (x)tn−1 + (t − x) Pn (x)tn = 0
n=1 n=0
∞
X ∞
X ∞
X
nPn (x)tn−1 − 2 xnPn (x)tn + nPn (x)tn+1
n=1 n=1 n=1
X∞ ∞
X
+ Pn (x)tn+1 − xPn (x)tn = 0
n=0 n=0
∞
X ∞
X ∞
X
(n + 1)Pn+1 (x)tn − 2 xnPn (x)tn + (n − 1)Pn−1 (x)tn
n=0 n=1 n=2
X∞ ∞
X
+ Pn−1 (x)tn − xPn (x)tn = 0
n=1 n=0
22
elde edilir. Bu toplamlar açıldığında,
olur. Ortaya çıkan ifade gerçekte bir polinomdur. Bir polinomun, sıfıra eşit (diğer bir
ifadeyle sıfır polinomu) olması için her teriminin katsayısının sıfır olması gerekir. Buna
göre t2 ’nin ve t3 ’ün katsayılarını inceleyelim:
Buna göre,
(n + 1)Pn+1 (x) = (2n + 1)xPn (x) − nPn−1 (x)
Bu eşitliği kullanarak P3 (x)’i belirleyelim. P1 (x) = x ve P2 (x) = 12 (3x2 −1) idi. Burada
n = 2’ dir. Bu durumda P3 (x),
olarak bulunur.
23
(n + 1)Pn+1 (x) = (2n + 1)xPn (x) − nPn−1 (x)
′ ′
(2n + 1)Pn (x) = Pn+1 (x) − Pn−1 (x)
Bütünleşik Legendre fonksiyonlarında, iki indis (n ve m) olduğu için çok farklı yineleme
bağıntıları oluşturulabilir. Birinci tür bütünleşik Legendre fonksiyonları için bunlardan
bazıları aşağıda verilmiştir (Arfken ve Weber, 2001).
m
(n − m + 1)Pn+1 (x) = (2n + 1)xPnm (x) − (n + m)Pn−1
m
(x)
(1 − x2 )1/2 Pnm+1 (x) = 2mxPnm (x) − (1 − x2 )1/2 [n(n + 1) − m(m − 1)] Pnm−1 (x)
m+1 m+1
Pn+1 (x) = (2n + 1)(1 − x2 )1/2 Pnm (x) + Pn−1 (x) (2.79)
m−1 m−1
(n − m + 1)(n − m + 2)Pn+1 (x) = (n + m)(n + m − 1)Pn−1 (x) − (2n + 1)(1 − x2 )1/2 Pnm (x)
m
2 1/2 dPn (x) 1 m+1 1
(1 − x ) = P (x) − (n + m)(n − m + 1)Pnm−1 (x)
dx 2 n 2
İkinci tür Legendre fonksiyonları da, birinci tür Legendre fonksiyonları ile aynı yineleme
bağıntılarını sağlar (Spiegel, 1974; Zwillinger, 2003; Attar, 2006). Örneğin (2.78)’deki
birinci ve ikinci yineleme bağıntıları, ikinci tür Legendre fonksiyonları için,
şeklinde olacaktır.
24
m
tür için Qn (x) ile gösterilir.
2 (n+m)!
(2.75)’te n1 = n2 = n olması durumunda geçerli olan 2n+1 (n−m)! sabiti, N 2 olarak
tanımlanır. N , Pnm (x) fonksiyonunun [−1, 1] aralığındaki normudur. Matematik
anlamda normalleştirilmiş fonksiyon, normu 1 olan fonksiyondur. Buna göre N −1 Pnm (x)
normalleştirilmiş birinci tür Legendre fonksiyonunu ifade eder (Boas, 1983):
s
m 2n + 1 (n − m)! m
P n (x) = P (x) (2.81)
2 (n + m)! n
» –1/2 » –1/2
m (2n + 3)(2n + 1) m (2n + 3)(n + m)(n − m) m
P n+1 (x) = xP n (x) − P n−1 (x)
(n + m + 1)(n − m + 1) (2n − 1)(n + m + 1)(n − m + 1) (2.82)
(0 ≤ m ≤ n + 1)
Jeodezide birinci tür bütünleşik Legendre fonksiyonları (ve Legendre polinomları) için
yaygın olarak kullanılan normalleştirme,
s
(n − m)! m 1 ∀ m = 0
m
P n (x) = k(2n + 1) P (x) , k= (2.83)
(n + m)! n 2 ∀ m 6= 0
m
şeklindedir (Torge, 2001). Bu şekilde elde edilen P n (x), tam normalleştirilmiş birinci
tür Legendre fonksiyonları olarak bilinir. Bunun dışında Tscherning ve Poder (1982)
jeodezide, yarı-normalleştirilmiş birinci tür Legendre fonksiyonlarından (P̃nm (x)) söz
25
eder: s
(n − m)! m
P̃nm (x) = P (x) (2.84)
(n + m)! n
m
(2.83)’e göre, P n (x) ve P̃nm (x) arasında
m
k(2n + 1)P̃nm (x)
p
P n (x) = (2.85)
İkinci tür (bütünleşik) Legendre fonksiyonları için ise Sona (1995), elipsoidin üzerinde
sınırlı bir tabakaya kadar (b ≤ u ≤ b + 6400m),
m n+1
m u Q (u) b u (n + 1)(n + 2) + m2
Qn ( ) = nm Eb ∼ = 1 + e2 −1 (2.86)
b Qn ( E ) u b 2n + 3
26
3. LEGENDRE FONKSİYONLARININ JEODEZİDE KULLANIMI
Yeryuvarı ile birlikte dönen bir cisme etkiyen iki kuvvet vardır. Bu kuvvetler çekim ve
merkezkaç kuvvetleridir. Bu iki kuvvetin bileşkesiyle oluşan vektör alanı, gravite alanı
olarak tanımlanır. Hemen hemen tüm jeodezik ölçmeler yeryuvarının gravite alanına
bağlıdır. Daha da önemlisi yeryuvarının şekli gravitenin etkisi ile oluşmuştur (Torge,
2001). Gravite potansiyeli de, çekim ve merkezkaç potansiyellerinin toplamına eşittir:
dm 1 2 2
ZZZ
W =V +Φ=G + ω p (3.1)
l 2
yeryuvarı
Eğer yeryuvarının kitle yoğunluk dağılımı biliniyorsa, gravite potansiyeli (3.1) ile
bulunabilir. Ancak kitle yoğunluk dağılımı sadece yeryüzüne yakın bölgeler için
bilindiğinden bu olanaksızdır. Bu yüzden yeryuvarının kitle yoğunluk dağılımının başka
bir deyişle
dm
ZZZ
V =G (3.2)
l
yeryuvarı
Newton Çekim Kanunu’na göre iki cisim birbirlerini, kütleleriyle doğru aralarındaki
uzaklığın karesi ile ters orantılı olacak şekilde çeker. Buna göre aralarında l uzaklığı
bulunan, m1 ve m2 kütlelerinin birbirlerine uyguladığı çekim kuvveti,
m1 m2
F =G (3.3)
l2
olur. Buradaki G, evrensel çekim sabiti olarak tanımlanır ve değeri SI birim sisteminde
G = 6.672 × 10−11 N m2 kg−2 olarak belirlenmiştir (Lide, 2004).
Her iki cisim de birbirine eşit fakat ters yönde bir kuvvet uygular. Bu kuvvetin
27
doğrultusu iki cismin ağırlık merkezini birbirine bağlayan l uzaklığı boyuncadır (bkz.
Şekil 3.1). Buna göre çekim kuvveti, vektör formunda yazılabilir.
m1 m2 l
F = −G (3.4)
l2 l
ml
b = −G (3.5)
l2 l
Çeken cismin ağırlık merkezi başlangıç olarak alınıp bir koordinat sistemi tanımlanarak,
b’nin bileşenleri bulunabilir. Buna göre Q noktasındaki çeken cismin koordinatları ξ,
η, ζ, P noktasındaki çekilen cismin (birim kütlenin) koordinatları da x, y, z olsun. Bu
durumda P noktasının yer vektörü rP ve Q noktasının yer vektörü rQ olmak üzere l
vektörünün büyüklüğü,
p
l = |l| = |rP − rQ | = (x − ξ)2 + (y − η)2 + (z − ζ)2 (3.6)
olur.
Çekim ivmesi vektörlerinin oluşturduğu vektörel alana, çekim alanı denir. Çekim ivmesi
28
||z
γ b
l b
P
Q b
β
α z−ζ
||y
y−η x−ξ
||x
y
x
Şekil 3.1: P noktasındaki birim kütle için b ivme vektörü bileşenleri
vektörleri aynı yönü gösterdiği için bir dönme hareketinden söz edilemez. Bu durumda,
rot b = 0 (3.8)
olur.
Eğer bir vektörel alanın rotasyoneli yok ise vektörel alan herhangi bir skaler alanın
gradyentidir; b, bir skaler alanın gradyenti olarak alınabilir:
b = grad V (3.9)
V skaler büyüklüğü, çekim potansiyeli olarak bilinir ve çekim alanındaki bir birim
kütleyi sonsuzdan, P noktasına getirmek için çekim kuvvetinin yapması gereken iş
olarak tanımlanır; birimi m2 /s2 ’dir. Bir nokta kitle için çekim potansiyeli,
Gm
V = , lim V = 0 (3.10)
l l→∞
olarak verilir.
V birim kütle için yapılan işi tanımladığına göre, çekim ivmesi b’nin, çekim kuvveti
doğrultusunda dl uzaklığı için yaptığı iş,
l
dV = bdl (3.11)
l
29
olur. Buradan,
dV l ∂V ∂V ∂V
b= = i+ j+ k = grad V (3.12)
dl l ∂x ∂y ∂z
∂V x−ξ
= −Gm 3
∂x l
∂V y−η
= −Gm 3 (3.13)
∂y l
∂V z−ζ
= −Gm 3
∂z l
Çeken cisim için herhangi bir kütleden, yeryuvarına geçilirse b, yerçekimi ivmesi
vektörüne dönüşür. Yerçekimi ivmesi, yeryuvarının bir birim kütleli cisme uyguladığı
çekim kuvvetine denir. Diğer cisimlerin kütleleri, yeryuvarının kütlesine göre oldukça
küçük olduğundan, bu cisimler birim kütleli olarak kabul edilebilir.
Yeryuvarının çekim potansiyeli, dolu bir cismin çekim potansiyeli ile aynı şekilde
düşünülebilir. Yeryuvarı sonsuz sayıda diferansiyel kitle elemanından oluşur.
Diferansiyel anlamda yeryuvarının bir parçasının kütlesi dm, yoğunluk ρ ile hacim
elemanının dv çarpımından elde edilir:
dm = ρdv
(3.14)
dv = dξdηdζ
Yoğunluk, yer vektörünün bir fonksiyonudur (ρ(rQ )), başka bir ifadeyle konuma
bağlıdır. Buna göre diferansiyel kitle elemanlarının, yeryuvarının içinde kesiksiz
bir dağılımı olduğu düşünülür ve her bir diferansiyel kitle elemanının yaratacağı,
Gdm
diferansiyel çekim potansiyeli dV = l ’ye integral uygulanırsa
dm ρ(rQ )
ZZZ ZZZ
V (rP ) = V = G =G dv , lim V = 0 (3.15)
l l l→∞
yeryuvarı yeryuvarı
ρ(rQ ) l
ZZZ
b(rP ) = b = −G dv (3.16)
l2 l
yeryuvarı
olarak bulunur. Yerçekimi ivmesi, yoğunluğa bağlı olduğu için konuma göre değişir.
30
′ ′ ′
Şekil 3.2: r yarıçaplı, dr kalınlıklı ve dm kütleli bir küresel kabuk
İlk yaklaşım olarak yeryuvarı, homojen (sabit yoğunluklu) küresel kabuklardan oluşan
R yarıçaplı bir küre olarak kabul edilebilir. Bu, yoğunluğu merkeze göre simetrik
dağılmış bir yeryuvarını temel alan, küresel simetrik yeryuvarı modelidir. Küresel
simetrik yeryuvarı modeli hakkında daha ayrıntılı bilgi için Torge (2001)’e bakılabilir.
′ ′ ′
Bu modele göre r yarıçaplı, sonsuz küçük dr kalınlıklı ve dm kütleli bir küresel kabuk
′
ele alınsın (bkz. Şekil 3.2). Çekilen noktanın, küresel kabuğun içinde (rp < r ) ya da
′
dışında (rp > r ) olmasına göre çekim potansiyeli değişecektir.
′
Eğer ki rp > r ise küresel kabuk için çekim potansiyeli,
′ ′
′ (r )2 ′ dm
Ve = 4πGρ dr = G (3.17)
rp rp
olur. Buna göre eş merkezli küresel kabuklardan oluşan M kütleli yeryuvarı modeli için
çekim potansiyeli,
′
dm GM
ZZZ
Ve = G = (3.18)
rp rp
yeryuvarı
şeklinde olacaktır.
′
rp < r olması durumunda ise küresel kabuklar için,
′
′ dm ′ ′
Vi = 4πGρr dr = G ′ (3.19)
r
şeklinde sabit bir çekim potansiyeli oluşur. Bu durumda yeryuvarı modeli için çekim
potansiyeli yerin merkezinden P noktasına kadar ve P noktasından yerin yüzeyine kadar
31
ayrı değerlendirilir. Buna göre rp yarıçaplı bir küre ortaya çıkar. Bu kürenin içindeki
′ ′
kütlelerden dolayı Ve ve (R − rp ) kalınlıklı küresel kabuktan dolayı Vi oluşur. İkisinin
toplamı, yeryuvarı modeli için çekim potansiyelini verir:
Zrp ZR
4πGρ ′ 2 ′ ′ ′
Vi = (r ) dr + 4πGρ r dr
rp
0 rp (3.20)
(rp )2
= 2πGρ R2 −
3
Elbette gerçekte yeryuvarı, yoğunluk dağılımı sabit bir küre değildir. Ancak yeryuvarı
için de bir iç uzay ve yoğunluğun sıfır olduğu (atmosferin yoğunluğu ihmal edildiğinde)
bir dış uzaydan söz etmek mümkündür. Buna göre çekilen nokta P yeryuvarının dışında
ise daima l > 0 olmak üzere, çekim potansiyeli için (3.15) eşitliği geçerlidir:
ρ
ZZZ
V =G dv , lim V = 0 (3.21)
l l→∞
yeryuvarı
Eğer ki çekilen nokta P yeryuvarının içinde ise diferansiyel kitle elemanı ile çakışır
1
ve l = 0 olacağından l sonsuz olur. Bu durumda P noktası dahil yoğunluğu sabit
noktaları içine alan çok küçük q yarıçaplı, P0 (x0 , y0 , z0 ) merkezli bir küre düşünülür
(Bu küre küresel simetrik yeryuvarı modelinde olduğu gibi değerlendirilir). Buna göre
çekim potansiyeli, bu kürenin içindeki ve dışındaki kütlelerin ortak etkisiyle oluşur. P
noktasının bu kürenin merkezinden uzaklığı p olmak üzere çekim potansiyeli,
p2
ρ
ZZZ
2
V = 2πGρ q − +G dv (3.22)
3 l
yeryuvarı−küre
olur.
Çekim potansiyeli tüm uzayda (yeryuvarının iç ve dış uzayı) sonludur, tek-değerlidir
ve süreklidir. P noktasının yeryuvarının içinde veya dışında olmasına göre çekim
potansiyelinin birinci ve ikinci türevleri incelenirse, V ’nin özellikleri hakkında daha
32
fazla bilgi edinilebilir.
∂V ρ(x − ξ)
ZZZ
= −G dv
∂x l3
yeryuvarı
∂V ρ(y − η)
ZZZ
= −G dv (3.23)
∂y l3
yeryuvarı
∂V ρ(z − ζ)
ZZZ
= −G dv
∂z l3
yeryuvarı
şeklinde olur. Buna göre P noktasının yeryuvarının dışında olması durumunda V ’nin
birinci ve ikinci türevleri de sürekli fonksiyonlardır.
∂V ρ(x − ξ) 4
ZZZ
= −G 3
dv − πGρ(x − x0 )
∂x l 3
yeryuvarı−küre
∂V ρ(y − η) 4
ZZZ
= −G 3
dv − πGρ(y − y0 ) (3.25)
∂y l 3
yeryuvarı−küre
∂V ρ(z − ζ) 4
ZZZ
= −G 3
dv − πGρ(z − z0 )
∂z l 3
yeryuvarı−küre
33
ikinci türevler ise
olarak bulunur. Buna göre P noktasının yeryuvarının içinde olması durumunda V ’nin
birinci türevleri sürekli iken, ikinci türevleri süreksizdir. Bunun nedeni yoğunluğun ani
olarak değiştiği yerlerde, ikinci türevlerde kesiklik olmasıdır.
Buna göre iki eşitlik ortaya çıkar. (3.21)’in ikinci türevleri için,
∆V = 0 (3.28)
olur. Diğer bir ifadeyle çekim potansiyeli, yeryuvarının dışında (3.28) ile ifade edilen
Laplace diferansiyel denklemini sağlar. (3.22)’nin ikinci türevleri için ise
∆V = −4πGρ (3.29)
34
harmonik fonksiyonlar yardımıyla seriye açılabilir. Ancak yeryuvarının içinde
Poisson diferansiyel denklemini sağlayan çekim potansiyeli analitik fonksiyonlarla ifade
edilemediğinden seriye açılamaz. Bu durumda problem, yeryuvarının dış çekim alanının
belirlenmesi problemine dönüşür.
Bir S yüzeyi üzerinde keyfi olarak tanımlanan sınır değerlerini sağlayan bir V harmonik
fonksiyonunun (S yüzeyinin içinde ya da dışında) hesaplanmasına Dirichlet problemi
ya da potansiyel kuramın birinci sınır-değer problemi adı verilir. Bu potansiyel
kuramın temel problemidir. Eğer ki V harmonik fonksiyonu yerine, S yüzeyinin
dışa yönelmiş yüzey normali boyunca olan türevi (normal türevi) verilir ise buna
da Neumann problemi ya da potansiyel kuramın ikinci sınır-değer problemi denir.
Karma problem olarak da adlandırılan üçüncü sınır-değer probleminde ise S yüzeyi
üzerinde V harmonik fonksiyonu ile bunun normal türevinin lineer bir kombinasyonu
verilir. Gravite anomalilerinden jeoit ondülasyonlarının bulunması tam olarak böyle
bir problemdir. Bu nedenle potansiyel kuramın üçüncü sınır-değer problemi jeodezide,
fiziksel jeodezinin sınır değer problemini karşılar (Heiskanen ve Moritz, 1984).
• tüm uzayda bilinmeyen bir fonksiyonun belirli bir bölgedeki davranışının (alan
özelliklerinin) belirlenmesi,
35
Sayısal uygulamaya daha elverişli olması nedeniyle küre tercih edilse de, kutuplardan
basık bir dönel elipsoit yeryuvarının gerçek şekline daha yakındır (Üstün, 2002).
Burada yeryuvarının dış çekim alanının küre ve elipsoit harmoniklerine açınımı ayrı
ayrı incelenecektir.
Küresel koordinat sisteminde elde edilen Laplace diferansiyel denkleminin çözümü küre
harmoniklerini verir. Bölüm 2.1’de Laplace diferansiyel denklemi, küresel koordinatlar
(θ, λ, r) ile ifade edilmiş ve değişkenlere ayırma yöntemi ile çözülmüştür. Bunun
sonucunda elde edilen üç adi diferansiyel denklemin çözümleri de ayrı ayrı bulunmuştur.
f (r) = c1 r n + c2 r −(n+1)
Küresel koordinatlardaki Laplace diferansiyel denklemi için (2.5) olarak önerilen çözüm,
V = r n Y (θ, λ)
(3.32)
1
V = n+1
Y (θ, λ)
r
olur. Eğer doğrusal bir diferansiyel denklemin birkaç çözümü varsa, bu çözümlerin
toplamı da bir çözümdür (Heiskanen ve Moritz, 1984):
∞
X
V = r n Yn (θ, λ)
n=0
∞ (3.33)
X Yn (θ, λ)
V =
n=0
r n+1
Y (θ, λ) ise,
Y (θ, λ) = g(θ)h(λ) (3.34)
36
Bölüm 2.2’de kısaca sözü edilen küresel yüzey harmoniklerini (küresel harmonikleri)
ifade eder. Küresel harmonikler, Laplace diferansiyel denkleminin çözümünün açısal
kısmını oluşturur. Burada g(θ) ve h(λ) yerine karşılıkları yazılırsa,
elde edilir. Toplanabilirlik teoremine göre bir doğrusal diferansiyel denklemin birden
fazla çözümü varsa, bu çözümlerin doğrusal kombinasyonları da aynı diferansiyel
denklemin bir çözümü olur (Karaoğlu, 2006). Buna göre Y (θ, λ),
n
X
Y (θ, λ) = [anm Pnm (cos θ) cos mλ + bnm Pnm (cos θ) sin mλ] (3.36)
m=0
şeklinde de yazılabilir. Burada anm ve bnm keyfi sabitlerdir. Küresel harmonikler için
elde edilen bu ifadenin (3.33)’de yerine konulmasıyla,
∞
X n
X
Vi (r, θ, λ) = rn [anm Pnm (cos θ) cos mλ + bnm Pnm (cos θ) sin mλ] (3.37a)
n=0 m=0
ve
∞ n
X 1 X
Ve (r, θ, λ) = [anm Pnm (cos θ) cos mλ + bnm Pnm (cos θ) sin mλ] (3.37b)
r n+1
n=0 m=0
fonksiyonları elde edilir. Burada V rastgele bir fonksiyonu temsil etmektedir. Diğer
bir ifadeyle elde edilen çözümler en genel çözümlerdir. Buna göre belli bir kürenin
içinde harmonik olan her fonksiyonun (3.37a) şeklinde bir seri açınımı yapılabilir. Belli
bir kürenin dışında harmonik olan her fonksiyonun da (3.37b) şeklinde bir seri açınımı
yapılabilir. Bunun nedeni bir birim küre yardımıyla kolaylıkla açıklanabilir. Buna göre
bu iki serinin yakınsaklığı incelenirse;
• r < 1 için,
r n Yn (θ, λ) < Yn (θ, λ) (3.38)
alınır. Buradan (3.37a) serisinin r < 1 için, (3.37b) serisinin de r > 1 için yakınsadığı
37
görülür. Buna göre yeryuvarının içinde Poisson denklemi geçerli olduğundan, çekim
potansiyeli (3.37b) şeklinde seriye açılabilir (Heiskanen ve Moritz, 1984).
Burada önemli olan diğer bir nokta ise seri açınımın katsayılarının (anm ve bnm )
bulunabilmesidir. V ’nin küre üzerinde gözlenebilen herhangi bir fonksiyonu, bu
katsayıların belirlenmesi için değerlendirilebilir.
Küresel harmoniklerin özel bir önemi, Laplace diferansiyel denkleminin yapısının bir
sonucu olarak bütünlük özelliğinde yatar. Bu özellik, küre yüzeyi üzerindeki herhangi
bir f (θ, λ) analitik fonksiyonunun, düzenli yakınsak bir seri ile açınımının yapılabileceği
anlamına gelir (Arfken ve Weber, 2001).
∞ X
X n
f (θ, λ) = Anm Ynm (θ, λ)
n=0 m=0
∞ X n (3.40)
X
= [anm cos mλ + bnm sin mλ]Pnm (cos θ)
n=0 m=0
c
Ynm (θ, λ) = Pnm (cos θ) cos mλ
(3.41)
s
Ynm (θ, λ) = Pnm (cos θ) sin mλ
Z2π Zπ
Ync1 m1 (θ, λ)Ync2 m2 (θ, λ) sin θdθdλ = 0 (3.42a)
λ=0 θ=0
Z2π Zπ
Yns1 m1 (θ, λ)Yns2 m2 (θ, λ) sin θdθdλ = 0 (3.42b)
λ=0 θ=0
Z2π Zπ
Ync1 m1 (θ, λ)Yns2 m2 (θ, λ) sin θdθdλ = 0 (3.42c)
λ=0 θ=0
Z2π Zπ
4π
2n+1 m = 0 ise,
[Ynm (θ, λ)]2 sin θdθdλ = (3.43)
2π (n+m)!
λ=0 θ=0
2n+1 (n−m)! m 6= 0 ise
38
şeklinde olur (Heiskanen ve Moritz, 1984; Arfken ve Weber, 2001). (3.40) ve (3.43)’den
yararlanılarak katsayılar,
Z2π Zπ
2n + 1
an0 = f (θ, λ)Pnm (cos θ) sin θdθdλ , m=0 (3.44a)
4π
λ=0 θ=0
8 9 8 9
< anm = Z2π Zπ < cos mλ =
2n + 1 (n − m)!
= f (θ, λ)Pnm (cos θ) sin θdθdλ , m 6= 0 (3.44b)
: bnm ; 2π (n + m)! : sin mλ ;
λ=0 θ=0
olarak bulunur (m = 0 için sin mλ = sin 0λ = 0 olduğundan bn0 yoktur diğer bir
ifadeyle bu katsayı her zaman sıfır olarak alınır).
Z2π Zπ
anm 1 cos mλ
m
= f (θ, λ)P n (cos θ) sin θdθdλ (3.45)
b 4π sin mλ
nm λ=0 θ=0
m
bağıntıları ile bulunur. Bu bağıntılar her m için geçerlidir. Bu eşitlikteki P n (cos θ)
için Bölüm 2.2.5’te verilen (2.83) bağıntısı kullanılır. Bu durumda anm ve bnm ile anm
ve bnm arasında
an0
an0 = √ , m=0 (3.46a)
2n + 1
s
anm 1 (n + m)! anm
= , m 6= 0 (3.46b)
b 2(2n + 1) (n − m)! b
nm nm
şeklinde bir ilişki ortaya çıkar. Buna göre f (θ, λ) fonksiyonu, (tam) normalleştirilmiş
küresel harmonikler cinsinden de seriye açılabilir.
∞ X
n
X m
f (θ, λ) = [anm cos mλ + bnm sin mλ]P n (cos θ) (3.47)
n=0 m=0
39
harmoniklerine açınımı açıklanabilir.
Bölüm 2.2.1’de (2.57) ile verilen uzaklığın tersinin seriye açınımı, yeryuvarının çekim
potansiyelinin küre harmoniklerine açınımının temelini oluşturur.
∞ ′
!n
1 1X r
= Pn (cos ψ) (3.48)
l r r
n=0
yazılabilir. (3.48)’deki Pn (cos ψ), ayrışım formülü yardımıyla (3.49)’a göre ψ’yi
oluşturan küresel koordinatların fonksiyonları cinsinden ifade edilebilir (Heiskanen ve
Moritz, 1984).
n
′ X (n − m)!
Pn (cos ψ) =Pn (cos θ)Pn (cos θ ) + 2
(n + m)!
m=1 (3.50)
′ ′ ′ ′
(Pnm (cos θ) cos mλPnm (cos θ ) cos mλ + Pnm (cos θ) sin mλPnm (cos θ ) sin mλ )
∞ n
1 X Pn (cos θ) ′ n ′ X (n − m)!
= n+1
(r ) Pn (cos θ ) + 2
l n=0
r m=1
(n + m)!
» m (3.51)
P m (cos θ) sin mλ ′ n m
–«
Pn (cos θ) cos mλ ′ n m ′ ′ ′ ′
n+1
(r ) Pn (cos θ ) cos mλ + n n+1
(r ) Pn (cos θ ) sin mλ
r r
elde edilir. Çıkan eşitlik de, (3.15)’de yerine konulursa çekim potansiyeli için
∞ n
G X X (n − m)!
V = k
r n=0 m=0 (n + m)!
1 m
ZZZ
′ ′ ′
Pn (cos θ) cos mλ (r )n Pnm (cos θ ) cos mλ dm
r′
yeryuvarı
ZZZ (3.52)
′ ′ ′
+Pnm (cos θ) sin mλ (r )n Pnm (cos θ ) sin mλ dm
yeryuvarı
1 ∀ m = 0
k=
2 ∀ m 6= 0
40
olur.
nmax n+1 Xn
GM X R m
V = C nm cos mλ + S nm sin mλ P n (cos θ) (3.53)
R n=0 r m=0
8 9 !n 8 9
< Cnm = ZZZ ′ < cos mλ′ =
2 (n − m)! r ′
= Pnm (cos θ ) dm , m 6= 0 (3.54b)
: Snm ; M (n + m)! R : sin mλ′ ;
yeryuvarı
s
C nm 1 (n + m)! Cnm 1 ∀ m = 0
= , k= (3.55)
S k(2n + 1) (n − m)! S 2 ∀ m 6= 0
nm nm
şeklinde olur.
41
3.1.2 Elipsoit Harmoniklerine Açınım
2 ∂2V
1 2 2 ∂ V ∂V
∆V = 2 (u + E ) + 2u +
u + E 2 cos2 θ ∂u2 ∂u ∂θ 2
(3.56)
u2 + E 2 cos2 θ ∂ 2 V
∂V
+ cot θ + 2 =0
∂θ (u + E 2 ) sin2 θ ∂λ2
ile ifade edilir. E = 0 olması durumunda (3.56), küresel koordinatlar ile tanımlanan
Laplace diferansiyel denklemine dönüşür (bkz. (2.4)).
(3.56)’nın çözümü için de, küresel koordinatlar ile tanımlanan Laplace diferansiyel
denkleminin çözümünde olduğu gibi değişkenlere ayırma yöntemi kullanılır. Buna göre,
d2 f (u) E2
2 2 df (u) 2
(u + E ) + 2u − n(n + 1) − 2 m f (u) = 0 (3.58a)
du2 du u + E2
d2 g(θ) m2
dg(θ)
sin θ + cos θ + n(n + 1) sin θ − g(θ) = 0 (3.58b)
dθ 2 dθ sin θ
d2 h(λ)
+ m2 h(λ) = 0 (3.58c)
dλ2
42
denklemlerin çözümleri de oradakiyle aynı olacaktır.
u √
τ =i , (i = −1) (3.60)
E
∞ X
X n u
V (u, θ, λ) = Pnm i Pnm (cos θ)[anm cos mλ + bnm sin mλ] (3.63a)
E
n=0 m=0
∞ X
X n u
V (u, θ, λ) = Qm
n i Pnm (cos θ)[anm cos mλ + bnm sin mλ] (3.63b)
n=0 m=0
E
elde edilir. Burada Pnm (cos θ) cos mλ ve Pnm (cos θ) sin mλ elipsoidal yüzey har-
monikleridir. Buna göre, V ’nin elipsoit yüzeyi üzerinde keyfi bir fonksiyonu yazılabilir:
∞ X
n
X b
f (b, θ, λ) = Qm
n i Pnm (cos θ)[anm cos mλ + bnm sin mλ] (3.64)
E
n=0 m=0
Buradaki b, daha önce de belirtildiği gibi referans elipsoidi denilen keyfi fakat sabit bir
43
elipsoidin küçük yarı eksenidir. f (b, θ, λ) fonksiyonunun elipsoit yüzeyi üzerinde değeri
bilindiği için, elipsoidal yüzey harmoniklerinin ortogonallik özelliği yardımıyla anm , bnm
katsayıları belirlenebilir.
ile bölünebilir:
∞ X
n
Pnm i Eu
X
Vi (u, θ, λ) = [anm Pnm (cos θ) cos mλ + bnm Pnm (cos θ) sin mλ] (3.65a)
P m i Eb
n=0 m=0 n
∞ X
n u
Qm
n iE
X
Ve (u, θ, λ) = [anm Pnm (cos θ) cos mλ + bnm Pnm (cos θ) sin mλ] (3.65b)
Qm
n=0 m=0 n
i Eb
Elde edilen çözümler tabi ki en genel çözümlerdir. (3.65a) bu referans elipsidinin içinde,
(3.65b) ise bu referans elipsoidinin dışında harmoniktir (Heiskanen ve Moritz, 1984).
nmax X
n m
Qn i Eu
GM X m
V = m b
P n (cos θ)[C nm cos mλ + S nm sin mλ] (3.66)
R Q iE
n=0 m=0 n
n−m
Ce b 2 s
Cn−2k,m
nm m X
= Q n i λ nmk (3.67)
Se E Ss
nm k=0 n−2k,m
n−m
Toplam işlemi 2 ’nin tam değerine ulaşılıncaya kadar devam ettirilir. λnmk ise λnm0 =
1 ve k ≥ 1 olmak üzere,
p
(n − 2k − m + 1)(n − 2k − m + 2)(n − 2k + m + 1)
λnmk =
2k(2n − 2k + 1)
(3.68)
(n − 2k + m + 2)(2n − 4k + 1) E 2
r
λnm,k−1
2n − 4k + 5 a
44
3.2 Küresel Yüzey Harmoniklerinde Legendre Fonksiyonlarının Geometrik
Anlamı
Çekim potansiyelinin küre harmonikleri ile bir seri şeklinde ifade edilmesi bir bakıma
yeryuvarının enlem, boylam ve yarıçap bilgisi kullanılarak diferansiyel anlamda küçük
parçalara ayrılmasıdır. Böylece çekim potansiyeli her bir parça için ayrı ayrı
bulunur. Yukarıda da ifade edildiği gibi, eş potansiyel yüzeyin ağırlık merkezinin,
yeryuvarının ağırlık merkezi ile çakıştığı varsayılarak, bu parçaların her birinde negatif
ve pozitif yoğunluklu kütle sapmalarının olduğu varsayılmakta ve bu sapmaların
toplamı sıfır olacak (yani yeryuvarının kütlesi M değişmeyecek) şekilde her parçadaki
kütle sapmalarının belirlenmesi amaçlanmaktadır.
Küresel yüzey harmonikleri, n’ye ve m’ye bağlı olarak küre yüzeyini farklı şekillerde
böler. Küre yüzeyinin kuşaklara bölünmesinde birinci tür bütünleşik Legendre
fonksiyonları (Pnm (cos θ)), dilimlere bölünmesinde ise cos mλ ve sin mλ fonksiyonları
rol oynar. Bu fonksiyonların sıfır noktaları, küre yüzeyini meridyenler ve paraleller ile
sınırlı, farklı işaretli bölgelere ayırır (Torge, 2001).
45
+
ϑ ≈ 54.7◦ +
ϑ ≈ 39.2◦
− ϑ = 90◦
ϑ ≈ 140.8◦
ϑ ≈ 125.3◦ −
+
P2 (cos θ) P3 (cos θ)
c
Ynm (θ, λ) = Pn0 (cos θ) cos 0λ = Pn (cos θ)
(3.69)
s
Ynm (θ, λ) = Pn0 (cos θ) sin 0λ = 0
aralığında n sayıda kökü vardır. Daha açık bir ifadeyle Pn (cos θ) = 0 denklemini
sıfır yapan n sayıda θ bulunur. Bu da küre üzerinde n sayıda paralel daire olması
anlamına gelir ki Pn (cos θ) bu enlemlerde sıfır olur. Böylece küre yüzeyi kuşaklara
ayrılır. Bu nedenle bu tür harmoniklere, kuşak harmonikleri (zonal harmonics) denir
(Erbudak ve Tuğluoğlu, 1976). Yani Legendre polinomu, küre yüzeyini artı ve eksi
işaretli, ekvatora paralel (n + 1) bölgeye ayırmış olur. Bu bölgeler, n’nin çift değerleri
için θ = 90◦ ’ye (ekvatora) göre simetriktir, n’nin tek değerleri için ise θ = 90◦ ’ye göre
asimetriktir. Şekil 3.4’te 6. dereceden bir Legendre polinomunun, küre yüzeyine etkisi
açıkca görülmektedir.
46
Şekil 3.5: Göze harmonikleri (n = 18, m = 9)
şeklini alır. Burada (sin θ)m sadece θ = 0◦ ’de ve θ = 180◦ ’de (kutuplarda) sıfır olur.
dm Pn (cos θ)
d(cos θ)m ’nin ise (n − m) sayıda kökü vardır. Buna göre iki durum söz konusudur.
47
düşük dereceli harmonik terimlerin incelenmesi yerinde olacaktır. n = 0 için
yeryuvarının çekim potansiyelinin, homojen bir küreninin çekim potansiyeline eşit
olduğu daha önce belirtilmişti.
48
• n = 3, m = 0 için P3 (cos θ)C30
Bu durum ise kuzey ve güney yarım kürelerde basıklıktaki farklılığı ifade eder
(Torge, 2001). Bu, armut biçimli (pear-shaped) yeryuvarına karşılık gelir.
1828 yılında, Gauss (1777–1855) yeryuvarının gerçek fiziksel şeklini, bir dönel elipsoitten
ondülasyonlu sapmalar gösteren, ortalama okyanus yüzeyi ile çakışan ve her noktasında
çekül doğrultularını dik olarak kesen yüzey olarak tanımlamıştır. Daha sonra bu yüzeye
Listing (1808–1882), 1872 yılında jeoit adını vermiştir.
Fiziksel jeodezinin esas konusu, yeryuvarının gravite alanını ve onun eş potansiyel
yüzeylerinden biri olan jeoidi belirlemektir. Eş potansiyel yüzey (nivo yüzeyi), adından
da anlaşılacağı gibi gravite potansiyeli sabit noktaların oluşturduğu geometrik yüzeye
denir. Fiziksel yeryüzünde her noktadan bir eş potansiyel yüzey geçer. Jeoidin
tanımında da belirtildiği gibi bu eş potansiyel yüzeylerden ortalama okyanus yüzeyi
ile çakışanı yeryuvarının gerçek fiziksel şekli olarak tanımlanmıştır. Bu, yeryuvarının
fiziksel şeklinin potansiyele bağlı olarak tanımlanabileceğini gösterir.
(3.1) ile verilen gravite potansiyelinin gradyenti, gravite vektörü g’yi verir:
grad W = g (3.71)
Bir jeodezik yeryuvarı modeli, yeryuvarının gerçek yüzeyi ve dış gravite alanı için
49
Şekil 3.7: Yüzey harmonikleri: Bir örnek
50
referans olarak kullanılabilir. Önemli olan bu referans yüzeyin matematiksel ifadesinin
kolay olması ve jeoide iyi uyum sağlamasıdır. Bu koşulları yerine getiren en iyi yüzey, bir
meridyen elipsinin küçük ekseni etrafında döndürülmesiyle elde edilen dönel elipsoittir.
Bir dönel elipsoidin geometrik parametreleri büyük yarı eksen a ve basıklık f ’ye,
elipsoidin toplam kütlesi M ve açısal dönme hızı ω’nın eklenmesiyle referans çekim
ve merkezkaç ivmeleri oluşur. Bu nedenle bu dönel elipsoit için bir gravite alanından
söz edilebilir. Buna ek olarak elipsoidin yüzeyi, oluşan bu yapay gravite alanının bir
nivo yüzeyi haline gelir. Bu şekilde tanımlanan yeryuvarı modeli, nivo elipsoidi olarak
adlandırılır. Nivo elipsoidinin dış gravite alanı, normal gravite alanı olarak bilinir
(Torge, 2001).
∞
!
GM X a 2n ω2 2 2
U= 1− J2n P2n (cos θ) + r sin (θ) (3.72)
r r 2
n=1
ile ifade edilir. Burada n ≥ 1 olmak üzere J2n kuşak harmonik katsayılarıdır (J2 , J4 ,
J6 , ...). Normal gravite γ ise enleme bağlı olarak,
nivo elipsoidi üzerinde:
1 + k sin2 ϕ
γ0 = γe p (3.73)
1 − e2 sin2 ϕ
elipsoit yüzeyinden h kadar yukarıdaki bir noktada:
2 3
γ = γ0 1 − (1 + f + m − 2f sin2 ϕ)h + 2 h2 (3.74)
a a
51
Jeoit
b
P
W 0
W = Çekül sapması
N gP Çekül doğrultusu
Q Elipsoit
U = W0 b
γQ Elipsoit normali
n
nmax n X
GM X R m
T = (∆C nm cos mλ + ∆S nm sin mλ)P n (cos θ) (3.76)
r r
n=2 m=0
Normal gravite alanının özelliklerinden dolayı (bir dönel elipsoidin dönme eksenine
ve ekvator düzlemine göre simetrik olması nedeniyle çift kuşak harmonik katsayıları
dışındaki katsayılar sıfır olduğundan) ∆C nm , gerçek gravite alanının katsayılarından
normal gravite alanının katsayılarının çıkarılması ile bulunurken, ∆S nm gerçek gravite
alanının katsayıları ile aynıdır (∆S nm = S nm ).
Jeoit üzerindeki bir P noktası, potansiyeli jeoidin potansiyeli W0 ile aynı olan bir
nivo elipsoidi üzerine elipsoit normali yardımıyla iz düşürülsün (bkz. Şekil 3.8). Bu
durumda elipsoit normali doğrultusunda, jeoit ile nivo elipsoidi arasında oluşan fark
jeoit yüksekliği (N ) olarak tanımlanır. Jeoit normali (çekül doğrultusu) ve elipsoit
normali arasındaki fark da çekül sapması olarak adlandırılır. Bu doğrultu farkı,
P noktasındaki gravite vektörü gP ve Q noktasındaki normal gravite vektörü γQ
arasındaki fark olan gravite anomalisi vektörü ∆g0 ’ın doğrultusudur. Bu vektörün
büyüklüğüne de gravite anomalisi(∆g0 ) denir. P noktasındaki gravite vektörü gP ile
yine bu noktadaki normal gravite vektörü γ P arasındaki farkın büyüklüğü ise gravite
bozukluğu olarak adlandırılır ve δg ile gösterilir.
52
Şekil 3.9: Yükseklik anomalisi
∂UQ
UP = UQ + N (3.77)
∂n
ile verilen Bruns eşitliğidir. Bu eşitlik, jeoit belirlemenin temel eşitliklerinden biridir.
Benzer bir yaklaşım fiziksel yeryüzü için uygulanabilir (Molodenski yaklaşımı). Fiziksel
yeryüzü üzerindeki bir P noktası, bu noktadan geçen eş potansiyel yüzey ile aynı
potansiyele sahip bir normal gravite alanının eş potansiyel yüzeyine izdüşürülsün (bkz.
Şekil 3.9). Bu iki eş potansiyel yüzey arasındaki fark yükseklik anomalisi olarak
adlandırılır ve ζ ile gösterilir. Bu şekilde Q noktalarının oluşturduğu yüzeye ise tellüroit
denir. Gravite alanı belirleme uygulamalarının en temel verisi olan gravite anomalisi
elbette burada da söz konusudur. Fiziksel yeryüzü üzerindeki herhangi bir nokta için,
bu büyüklüğü ∆g ile göstermek daha uygun olacaktır. Ayrıca (3.77), (3.78) ve (3.79),
jeoit yüksekliği yerine yükseklik anomalisini kullanarak benzer şekilde yazılabilir. Buna
53
göre ζ için Bruns eşitliği şu şekilde olur:
TP
ζ= (3.80)
γQ
nmax n Xn
GM X R m
ζ= (∆C nm cos mλ + ∆S nm sin mλ)P n (cos θ) (3.81)
rγ n=2 r m=0
elde edilir. Bu şekilde bulunan ζ, deniz seviyesinde N ile hemen hemen aynıdır. Ancak
deniz seviyesinden yükseldikçe ζ − N arasındaki fark, ζ’ya eklenerek N bulunmalıdır.
Bu fark,
∆gB
ζ − N = H − HN = − H (3.82)
γ
ile tanımlıdır. Burada H jeoit yüzeyinden başlayarak fiziksel yeryüzüne kadar, çekül
eğrisi boyunca tanımlanan ortometrik yüksekliği, H N başlangıç yüzeyi nivo elipsoidi
olmak üzere nivo elipsoidi ile tellüroit arasındaki yükseklik olan normal yüksekliği,
γ ortalama normal graviteyi, ∆gB ise Bouger anomalisini gösterir. ∆gB , gerçekte
ortalama gravite anomalisidir ve
∆gB = g − γ (3.83)
ile bulunur. (3.83)’de, g çekül eğrisi boyunca ölçülmesi gereken gravite değerlerinin
ortalamasıdır ve kısaca ortalama gravite olarak adlandırılır.
ZH
1
g= gdH (3.84)
H
0
HN
1
Z
γ= γdH N (3.85)
HN
0
54
jeopotansiyel kotlar kullanılarak ortometrik yükseklik,
CP
H= (3.86)
g
ve normal yükseklik,
CP
HN = (3.87)
γ
55
4. YÜKSEK DERECELİ LEGENDRE FONKSİYONLARININ
SAYISAL OLARAK İNCELENMESİ
Katsayıların elde edilmesinde kullanılan veri sayısı, global ölçekte bunların (homojen)
dağılımı, ölçülerin gravite sinyalinin değişik frekanslarını yansıtıp yansıtmadıkları
ve ölçme-değerlendirme teknikleri model doğruluğu üzerinde doğrudan etkilidir.
Model doğruluğu, katsayılara ilişkin kestirilmiş hata derece varyansları üzerinden
(iç doğrulama) ya da doğrudan doğruya modelden hesaplanan jeoit yüksekliği,
gravite anomalisi, gravite bozukluğu ve çekül sapması bileşenlerinin yersel ölçüler ile
karşılaştırılması (dış doğrulama) ile belirlenebilir. Verilerin elde edilme şekillerine göre
bu modeller başlıca üç gruba ayrılır (Tepeköylü, 2007):
56
Ölçme ve değerlendirme tekniklerindeki gelişmelere bağlı olarak global jeopotansiyel
modellerde de sürekli bir iyileşme söz konusudur. Bu, global jeoit çözünürlüğünün
artması anlamına gelmektedir. Daha açık bir ifadeyle global jeopotansiyel modellerin
derecesi arttıkça, yükseklik anomalisi, gravite anomalisi ve çekül sapması gibi
büyüklüklerin hataları azalır ve bu durum daha iyi doğrulukta jeoit belirlemeye imkan
verir (Wenzel, 1998).
Harmonik açınıma dayalı gravite modeli oluşturma çalışmalarında açınım teorik olarak
sonsuz olmalıdır. Ancak yeryüzünde kısıtlı sayıda gerçekleştirilmiş gözlemler nedeniyle
modelin derecesi arttıkça katsayıların hata değerleri de artacağından açınım derecesi,
belli bir sayıda sonlandırılır. Genellikle son geliştirilen modeller, öncekilere göre tüm
dünyayı kapsayacak şekilde bir veri dağılımına ve doğruluğuna sahiptir. Bu nedenle
açınım dereceleri gittikçe artmıştır. Örneğin 360. dereceden bir küresel harmonik
′
açınımın açısal çözünürlüğü 30 , konumsal çözünürlüğü yaklaşık 55 km’dir. Buna
′
karşılık veri çözünürlüğü açısal anlamda 1 ya da konumsal anlamda yaklaşık 1.9 km
olan bir küresel harmonik açınımın derecesinin 10800 olması gerekir.
57
ve geçerliliğinin belirlenmesi için kullanılan yapay (sentetik) yeryuvarı gravite modelleri,
yüksek dereceli harmonik serilerin kullanılabilirliğini göstermiştir. Bu konuda ayrıntılı
bilgi için Featherstone (1999)’a ve Haagmans (2000)’e bakılabilir.
IEEE 754 standardına göre her çift duyarlıklı kayan noktalı sayının bellekte kapladığı
alan 64 bit olarak belirlenmiştir. İncelik ise yaklaşık 15–16 basamaktır. Çift duyarlıkta
alt ve üst sınır değerler sırasıyla, negatif kayan noktalı bir sayı için -4.9E -324 ve -1.7E
+308, pozitif kayan noktalı bir sayı için 4.9E -324 ve 1.7E +308 olarak tanımlanmıştır
(Vickery, 2008). Diğer bir ifadeyle bunlar, bellekte doğru olarak saklanabilecek sayıların
aralıklarını ifade eder. Hesaplanmış herhangi bir değer, negatif kayan noktalı bir sayı
için alt sınır değerinden büyük, pozitif kayan noktalı bir sayı için alt sınır değerinden
küçük ise aşağı-taşma (underflow) problemi ortaya çıkar. Bu durumda sayı, sistem
tarafından sıfır olarak kabul edilir. Hesaplanmış değerin, negatif kayan noktalı bir sayı
58
0
P10
-1
P100
P1000
-2
log(|Pn|)
P10000
-3
-4
-5
0 30 60 90
Kutup uzaklığı (θ)
için üst sınır değerinden küçük, pozitif kayan noktalı bir sayı için de üst sınır değerinden
büyük olması durumunda ise yukarı-taşma (overflow) problemi meydana gelir ve sistem
sayıyı “sonsuz (inf)” olarak düzenler. Buna göre yüksek dereceli harmonik serilerin, 64
bit mikroişlemciye sahip bir bilgisayarın kapasitesini aşacağı açıktır.
59
350
Çift duyarlıklı kayan nokta sınırı (E+308)
300
P180,180
250
200
log(|Pnn|)
P100,100
150
100
50
P10,10
0
-50
0 30 60 90
Kutup uzaklığı (θ)
60
0
Derece
nmax
0 1 2 nmax
Sıra
r
m 2m + 1 p m−1
P m (x) = 1 − x2 P m−1 (x) , m>1 (4.1b)
2m
0 1 p
Bu eşitliklerin kullanımı için öncelikle P 0 (x) = 1 ve P 1 (x) = 3(1 − x2 ) başlangıç
değerleri yardımıyla Legendre fonksiyonlarının köşegen (diagonal) değerleri, (4.1b)’ye
n
göre bulunur. Hesaplanan P n (x) değerleri de, (4.1a)’nın elde edilmesinde kullanılır.
(4.1)’deki yineleme bağıntılarının işleyişi, Şekil 4.3 ile ifade edilebilir. Şekildeki her
daire n’nin ve m’nin bir kombinasyonudur ve yineleme bağıntısının bir terimine karşılık
gelir. Satırlar dereceleri gösterir ve dereceler aşağıya doğru artar. Sütunlar ise sıraları
gösterir ve sıralar sağa doğru artar.
Şekilde köşegen kısım, (4.1b)’deki yineleme bağıntısına karşılık gelir ve her değerin
61
0
Derece
nmax
0 1 2 nmax
Sıra
m 1 x
2(m + 1) m+1
P n (x) = p √ P n (x)
j (n − m)(n + m + 1) 1 − x 2
s !
(n + m + 2)(n − m − 1) m+2
− P n (x)
(n − m)(n + m + 1) (4.2)
2 ∀ m = 0
j=
1 ∀ m > 0
Bu yineleme bağıntısı ile belirli bir derecenin bütün sıraları için hesap yapılırken,
(4.1a) ile bir sıra için, bütün derecelerde hesap yapılır ((4.2)’de, (4.1a)’dan farklı
olarak m yerine n sabittir). Ancak sıranın değiştiği yineleme bağıntıları tekillikleri
nedeniyle kararsız olduğundan, (4.2) jeodezide nadiren tercih edilir. Bu konuda daha
ayrıntılı bilgi için Jekeli vd. (2007)’ye bakılabilir. Bu eşitliğin hesaplanmasında da
(4.1b) ile bulunan değerler kullanılır. Şekil 4.4’te bu yineleme bağıntısının işleyişi
gösterilmektedir. Şekle göre her değer sağdan sola doğru kendinden hemen önceki
iki daire yardımıyla hesaplanır. Burada da eğer o değere karşılık gelen daire yok ise
62
2
0
log(|Pn|)
-1
P10
P100
-2
P1000
P10000
-3
-4
-5
0 30 60 90
Kutup uzaklığı (θ)
yineleme bağıntısındaki o terim sıfır alınır. Bu yöntem de standart ileri satır yöntemi
olarak adlandırılır (Holmes ve Featherstone, 2002).
Jeodezide yaygın olarak kullanılan (2.83) tam normalleştirme işlemi söz konusu
fonksiyonların davranışını belirli bir dereceye kadar düzene sokar. Şekil 4.5’te,
n = 10, 100, 1000 ve 10000 için normalleştirilmiş Legendre polinomlarının değer
aralıkları görülmektedir. Normalleştirme işleminin, Legendre polinomlarının değer
aralıklarını daralttığı ve yüksek derecelerdeki farklılıklarını belirgin bir biçimde azalttığı
görülmektedir. Şekilden de anlaşıldığı gibi bazı kutup uzaklıklarında, n = 100, 1000
ve 10000 için normalleştirilmiş Legendre polinomları neredeyse aynı değerleri almıştır.
Bu sonuç Legendre polinomlarının normalleştirmesinin aslında çok gerekli olmadığını
ortaya koymaktadır.
Şekil 4.6’da ise n = m = 10, 100, 180, 360, 720 ve 2190 için tam nor-
malleştirilmiş bütünleşik Legendre fonksiyonlarının aldığı değerler görülmektedir.
Normalleştirilmemiş ve tam normalleştirilmiş bütünleşik Legendre fonksiyonlarının
davranış biçimleri birbirine terstir. Normalleştirilmemiş Pnn (x)’lerde sayılar ekvatora
yakın bölgeler için yukarıya taşarken (sonsuza giderken), normalleştirilmişlerde
kutuplara yakın bölgeler için aşağı-taşma veya başka bir deyişle sıfıra yaklaşma
63
0
P10,10
-50
P100,100
-100
P180,180
-150
log(|Pnn|)
-200 P360,360
P720,720
-250
-300 P2190,2190
-400
0 30 60 90
Kutup uzaklığı (θ)
Şekil 4.6: Çift duyarlıklı sayı formatına göre normalleştirilmiş bütünleşik Legendre
fonksiyonlarının değer aralıkları
IEEE 754 standardına göre, kayan noktalı sayıların duyarlılığı, genişletilmiş çift
duyarlıklı sayı formatı kullanılarak arttırılabilir. Bu formatta, her kayan noktalı
sayı için bellekte 96 bitlik yer ayrılır. İncelik yaklaşık 19–20 basamaktır ve mutlak
sınır değerleri 10−4932 ile 104932 arasındadır. Buna göre Legendre fonksiyonlarının
değerlerinin bulunması için yineleme bağıntılarını kullanan programda değişkenlerin,
fonksiyonların parametreleri (altprogramların girdileri) ve geri dönüş değerleri
(çıktıları) genişletilmiş çift duyarlıklı sayı formatında düzenlenebilir. Böylelikle
bütünleşik Legendre fonksiyonlarının değer aralıkları genişletilebilir.
Şekil 4.7’de, n = m = 10, 100, 180, 360, 720 ve 2190 için tam normalleştirilmiş
64
0 P10,10 P100,100
P180,180 P360,360
-500
P720,720 P2190,2190
log(|Pnn|)
-1000
-1500
-2000
0 30 60 90
Kutup uzaklığı (θ)
Şekil 4.7: Genişletilmiş çift duyarlıklı sayı formatına göre normalleştirilmiş bütünleşik
Legendre fonksiyonlarının değer aralıkları
Ayrıca belirtilmesi gereken diğer önemli bir nokta da çift duyarlıklı ve genişletilmiş
çift duyarlıklı sayı formatlarının kullanıldığı programlar arasında hesaplama zamanı
açısından önemli bir fark olmadığıdır.
n
X m
[P n (x)]2 = 2n + 1 (4.3)
m=0
ile kontrol edilebilir (Wenzel, 1998). Şekil 4.8 ve Şekil 4.9’da sırasıyla n = m = 1800
65
0
Sayısal Doğruluk
Çift duyarlıklı
-20
0 30 60 90
Kutup Uzaklığı (θ)
66
60
40
Sayısal Doğruluk
20
Çift duyarlıklı
0
çarpanı olarak 10200 ’ü kullanmıştır. Böylece nmax = 720 ve nmax = 2160 için
izin verilen kutup uzaklığı aralıkları sırasıyla [21.7◦ , 158.3◦ ] ve [45.9◦ , 134.1◦ ]
iken, [11.3◦ , 168.7◦ ] ve [35.5◦ , 144.5◦ ] olarak genişlemiştir (Wittwer vd., 2008).
Bu problem için jeodezide en yaygın kullanılan yöntemlerden birisi de Clenshaw
toplamıdır. Bu yöntemde Legendre fonksiyonlarının yineleme bağıntıları kullanılarak
hesaplanmasına gerek duyulmadan, kısmi toplam bulunur. Jeodezide, Clenshaw
toplamının uygulamaları ile ilgili ayrıntılı bilgi Tscherning ve Poder (1982); Gleason
(1985); Holmes ve Featherstone (2002)’de bulunabilir. Holmes ve Featherstone (2002)
aşağı-taşma problemine, yineleme bağıntılarını kullanarak bir çözüm geliştirmişlerdir.
√
Bu çözüm yineleme bağıntılarının ve başlangıç değerlerinin, sinm θ = ( 1 − x2 )m
ile bölünmesine dayanır. Bunun nedeni (4.1b)’nin, farklı bir şekilde yazılması ile
gösterilebilir.
m r
m
p
m
√ Y 2i + 1
P m (x) 2
=( 1−x ) 3 , m≥1 (4.4)
2i
i=2
67
1
θ=45o
0
θ=22.5o
-1
-2
-3
log|(P360m)|
-4
-5
-6
-7
-8
-9
-10
0 60 120 180 240 300 360
Sıra(m)
Şekil 4.10: θ = 22.5◦ ve θ = 45◦ için 360. dereceden tam normalleştirilmiş bütünleşik
Legendre fonksiyonlarının davranışları
m Y
P m (x) = um
m
m (4.5)
r
m
p Y √ Y 2i + 1
u = ( 1 − x2 )m = sinm θ , = 3
m 2i
i=2
(kutuplara gidildikçe) azalır. Bu durum, elde edilen değerlerin yüksek derecelerde IEEE
754 standardını aşmasına neden olur. Sonuçta bu değerler (4.1a)’nın ve (4.2)’nin
bulunmasında kullanılamaz. Bu nedenle (4.1b) yineleme bağıntısından sinm θ =
√
( 1 − x2 )m elimine edilir ve buradan bulunan değerler Pnm (x)’in hesabında kullanılır.
Daha sonra bu terim küresel harmonik açınımın kısmi toplamına Horner şeması
yardımıyla dereceli olarak katılır. Ayrıca bu durumda oluşacak yukarı-taşma problemi
nedeniyle yineleme bağıntılarından bulunan değerler 10−280 ile ölçeklendirilir. Holmes
ve Featherstone (2002) bu yöntem ile [0◦ , 180◦ ] aralığındaki bütün kutup uzaklıkları
için nmax = 2700 olarak elde etmişlerdir.
68
herhangi bir derece ve kutup uzaklığı için bütünleşik Legendre fonksiyonlarının
davranışlarını temel alır. Buna göre Legendre fonksiyonlarının olağan salınım hareketi
belirli bir sıradan sonra aniden azalır ve hızla sıfıra yaklaşır (bkz. Şekil 4.10). Jekeli
vd. (2007)’ye göre bu sıra ile kutup uzaklığı ve fonksiyonun derecesi arasında basit bir
doğrusal ilişki vardır:
m = n sin θ (4.6)
Buna göre m ≥ n sin θ + µ ise yineleme bağıntısı kesilir ve kalan bütünleşik Legendre
fonksiyonlarının değeri sıfır alınır. Burada µ, yeterince küçük değerler alan Legendre
fonksiyonlarının doğruluk gereksinimlerini karşılamak için belirlenen uygun pozitif
bir tamsayıdır. Böylece bütünleşik Legendre fonksiyonlarının sayısal olarak önemsiz
(oldukça küçük) değerleri ihmal edilir. Bu yaklaşımda, Jekeli vd. (2007) genellikle
kullanılan yineleme bağıntılarından farklı olarak kararsız olduğunu bilinen yineleme
bağıntılarını (4.2) kullanmışlardır.
Jekeli vd. (2007) geliştirdikleri bu yöntem ile bütün enlemler için açınımın
derecesini en az 10800 olarak belirlemişlerdir. Bunun yanında harmonik serilerin
değerlendirilmesinde bir hesap tasarrufu sağlamışlardır.
Aşağı-taşma problemi için diğer bir yöntem de, kayan noktalı sayıların bilgisayarda
farklı bir şekilde saklanmasını sağlayan genişletilmiş-aralık aritmetiği (extended-
range arithmetic)’dir. Smith vd. (1981) tarafından geliştirilen bu yöntemde, her
kayan noktalı sayının üstü için bellekte ayrı bir yer ayrılır. Genişletilmiş-aralık
aritmetiğinde IEEE 754 standardına göre temsil edilebilecek en küçük sayının mutlak
değeri 10−10343312045 ’dir. Böylece bütün enlemler için yüksek derecelerde bile açınım
yapılabilir (Wittwer vd., 2008).
69
4.2.2 Tam Normalleştirilmiş Legendre Fonksiyonlarının Türevleri İçin
Yineleme Bağıntıları
m
yineleme bağıntısı kullanılır. Verilen bir sıra için (4.1a) ve (4.1b) ile bulunan P n (x)
m
değerleri, (4.7)’da yerine konularak aynı sıra için P n (x)’lerin birinci türevlerinin
değerleri bulunur.
Ayrıca (4.1)’deki yineleme bağıntılarının doğrudan x’e göre birinci ve ikinci türevleri
alınarak da, normalleştirilmiş Legendre fonksiyonlarının türevleri için yineleme
bağıntıları yazılabilir. Buna göre Legendre fonksiyonlarının birinci türevlerinin
0
dP 0 (x)
1
dP 1 (x) √
değerleri, dx = 0 ve dx = 3x başlangıç değerleri kullanılarak:
m
m
s s
dP n (x) (2n − 1)(2n + 1) p m (2n − 1)(2n + 1) dP n−1 (x)
=− 1 − x2 P n−1 (x) + x
dx (n − m)(n + m) (n − m)(n + m) dx
s m
(4.8a)
(2n + 1)(n + m − 1)(n − m − 1) dP n−2 (x)
− , n>m
(n − m)(n + m)(2n − 3) dx
m r m−1
dP m (x) 2m + 1 m−1 p dP (x)
= xP m−1 (x) + 1 − x2 m−1 , m>1 (4.8b)
dx 2m dx
0 1
d2 P 0 (x) d2 P 1 (x)
yineleme bağıntıları ile hesaplanabilir. İkinci türevleri de dx2 = 0 ve dx2 =
√ √
− 3 1 − x2 başlangıç değerleri ile:
70
m
m
s s
d2 P n (x) (2n − 1)(2n + 1) m (2n − 1)(2n + 1) p dP (x)
=− xP n−1 (x) − 2 1 − x2 n−1
dx2 (n − m)(n + m) (n − m)(n + m) dx
m
s
(2n − 1)(2n + 1) d2 P n−2 (x)
+ x (4.9a)
(n − m)(n + m) dx2
m
s
(2n + 1)(n + m − 1)(n − m − 1) d2 P n−2 (x)
− , n>m
(n − m)(n + m)(2n − 3) dx2
m r m−1
d2 P m (x) 2m + 1 p m−1 dP (x)
=− 1 − x2 P m−1 (x) + 2x m−1
dx2 2m dx
m−1
(4.9b)
p d2 P m−1 (x)
+ 1 − x2 , m>1
dx2
yineleme bağıntılarından bulunur.
71
5. SONUÇ ve ÖNERİLER
Buradaki asıl sorun, kayan noktalı sayıların bilgisayar belleğinde tutulmalarına ilişkin
IEEE 754 standardı ile ilgilidir. Açınımın derecesi arttıkça Legendre fonksiyonlarının
hesaplanmasında temel araçlar olan yineleme bağıntılarının sonuçları ya çok büyük ya
da çok küçük değerler olarak elde edilir. Bu durum fonksiyon değer aralıklarının, IEEE
754 standardının izin verdiği sınır değerlerini aşmasına neden olur.
72
Bunun için, Legendre polinomlarının ve bütünleşik Legendre fonksiyonlarının
yüksek derecelerdeki davranışları ayrı ayrı incelenmiştir. Yüksek dereceler için,
Legendre polinomlarının değer aralıklarının genişlemediği, sorunun bütünleşik Legendre
fonksiyonlarından kaynaklandığı gösterilmiş ve uygulamada tam normalleştirilmiş Leg-
endre fonksiyonlarının kullanımına neden gereksinim duyulduğu ortaya konulmuştur.
Sadece normalleştirilmemiş değil, tam normalleştirilmiş Legendre fonksiyonlarında
bile gözlenen sayısal kararsızlığa, yazılım teknikleri yardımıyla çözüm getirilmeye
çalışılmıştır.
Standart ileri sütun yöntemi ile oluşturulan yineleme bağıntıları kullanılarak tam
normalleştirilmiş Legendre fonksiyonlarının değerleri, düşük ve yüksek dereceler için
belirlenmiştir. Yüksek dereceler için kutuplara yaklaştıkça fonksiyon değerlerinin hızla
azaldığı ve bunun aşağı-taşma problemine neden olduğu tespit edilmiştir. Bu durum
güncel jeopotansiyel model EGM08 için mevcut normalleştirme işleminin kutuplara
yakın bölgelerde yeterli olmadığını ortaya çıkarmıştır ki; en büyük açınım derecesi
(2190) için yaklaşık olarak sadece [29◦ , 151◦ ] arasındaki kutup uzaklıklarında doğru
sonuçlar verecektir.
IEEE 754 standardının genişletilmiş çift duyarlıklı sayı formatı kullanılarak bellekte
saklanan sayının duyarlılığı arttırılmış bu sayede Legendre fonksiyonlarının değer
aralıkları genişletilmiştir. Buna göre n = 2190 için değer aralığının IEEE 754
standardının izin verdiği sınır değerleri arasında kaldığı belirlenmiştir. Ayrıca bu
yöntemin kullanılmasının, zaman açısından çok önemli bir fark oluşturmadığı da
gözlemlenmiştir. Üstelik bu yöntem, Legendre fonksiyonlarının sayısal doğruluğunun
artmasını da sağlamıştır.
Ancak genişletilmiş çift duyarlıklı sayı formatının kullanılması ile de maksimum açınım
derecesi belli bir sınırda kalmıştır. Bu durum, çok yüksek dereceli jeopotansiyel
modeller için Legendre fonksiyonlarının hesaplanmasında, normalleştirme işlemine ek
olarak bir algoritmaya da ihtiyaç duyulacağını göstermektedir. Bu amaca yönelik
yöntemlerin bazılarından da bu çalışmada söz edilmiştir.
73
KAYNAKLAR
Attar, R. (2006). Special Functions and Orthogonal Polynomials. Lulu Press, Inc.,
Morrisville, North Carolina, 1st edition.
Bethencourt, A., Wang, J., Rizos, C., ve Kearsley, A. (2005). Using personal computers
in spherical harmonic synthesis of high degree earth geopotential models. Poster
Presentation.
Boas, M. (1983). Mathematical Methods in the Physical Sciences. Wiley, New York,
2nd edition.
Colombo, C. (1981). Numerical methods for harmonic analysis on the sphere. Report
no:310.
Featherstone, W. (1999). Test of two forms of Stokes’s integral using a synthetic gravity
field based on spherical harmonics. In Krumm, F. ve Schwarze, V. (ed.), Quo vadis
geodesia. Institute of Geodesy, University of Stuttgart, 101–112.
Gleason, D. (1985). Partial sums of Legendre series via Clenshaw summation. Manuscr
Geodesy, (10):115–130.
Jeffreys, H. (1943). The determination of the Earth’s gravitational field. Mon Rot Roy
Astron Soc Geophys Suppl, 5:55–66.
74
Jekeli, C., Lee, J., ve Known, J. (2007). On the computation and approximation of
ultra-high-degree spherical harmonics. Journal of Geodesy, 81(9):603–615.
Lide, D. (2004). CRS Handbook of Chemistry and Physics. CRS Press, Inc., New York,
85th edition.
Pavlis, N., Holmes, S., Kenyon, S. ve Factor, J.K. (2008). An Earth Gravitational
Model to Degree 2160: EGM08. Presented at the EGU General Assembly, Vienna,
Austria, April 13–18, 2008.
Rizos, C. (1979). An efficient computer technique for the evaluation of geopotential from
spherical harmonic models. Australian Journal of Geod. Photogram. Surv, (31):161–
169.
Smith, J., Olver, F., ve Lozier, D. (1981). Extended-range arithmetic and normalized
Legendre polynomials. ACM Transactions on Mathematical Software, (7):93–105.
Spiegel, M. (1974). Schaum’s outline of theory and problems of Fourier analysis, with
applications to boundary value problems. McGraw-Hill Professional, New York.
Tscherning, C., Rapp, R., ve Goad, C. (1983). A comparison of methods for computing
gravimetric quantities from high degree spherical harmonic expansions. Manuscr
Geodesy, 8:249–272.
75
Vickery, C. (2008). IEEE references. http://babbage.cs.qc.edu//courses//cs341/
/IEEE-754references.html.
Wenzel, H. (1998). Ultra high degree geopotential models GPM98A and GPM98B
to degree 1800. In Proceeding of joint meeting international gravity commission,
Budapest, 10-14 March. Finnish Geodetic Institute, Helsinki, 71–80.
Wittwer, T., Klees, R., Seitz, K., ve Heck, B. (2008). Ultra-high degree spherical
harmonic analysis and synthesis using extended-range arithmetic. Journal of
Geodesy, 82(4–5):223–229.
Zhongolovich, I. (1952). The external gravitional field of the Earth and the fundamental
constants related to it. Translation from Russian to English by Aeronautical Charting
and Information Sevice, gov. ac. no.AD-733840, 1971.
Zwillinger, D. (2003). CRS Standart Mathematical Tables and Formulae. CRS Press,
Inc., New York, 31st edition.
76