You are on page 1of 4

Rifat Emin (Sanat Tarihi Mastırı, Üsküp, Makedonya)

resipahi@yaho.com
+389 70 783 357

MAKEDONYA VE OSMANLI ÖNCESİ TÜRKLER

Makedonya, hiçbir kuşku götürmeyecek şekilde Türk tarihi, kültürü ve uygarlığı


için son derece önemli bir toprak parçası olması gerçeğine vurgu yaparak, bu hiç
küçümsenmeyecek olgunun önemini kavrayacak yeni alimlerin bu yoldaki yeni
ciddi eserlerine ihtiyaç var diyoruz. İnşallah olsun maşallah!

Tüm Türk dünyasının kültürü ile bilimi ve genelde Türklük açısından olduğu gibi,
özellikle Balkan Türklüğü açısından Makedonya Türk tarihinin yüce milletimizin
nezdinde ne denli ağırlık taşıdığının hakkıyla farkında olarak sadce bu şekilde
Makedonya’da ve dolayısıyla Balkanlardaki Türk varlığı hakkında daha verimli ve
doğru tespitler, bilimsel iddialar ve muhakemelere ulaşma başarısını elde
edebiliriz. Bunu yapabilmek için balkonoloji uzmanları yetiştirmekte geç
kalmamalıyız. Balkonoloji derken, balkan dillerini, ayrıca da eski slavca ve eski
grekçeyi iyi bilen akademisyenler zuhur etmeli ki bir tek bu yolla gerçek Balkan
Türk tarihini ve kültürünü aydınlatmış olabiliriz. Eski Slavcayı (yani kilise Slavcasını)
bilen uzmanlarımız çoğalmalı, bu elzem bir ihtiyaçtır.

Kanımca Makedonya konulu ve bu toprağa bağlı kültürel akademik ilmi


çalışmalara yeltenenleri yeni keşifler bekliyor. İlk adımlar atılmaya başlandı,
mütevazi seviyede olsa bile. Her başlangıç zordur, “başlamak yarı
bitirmektir”demişti “Tefeyyüz” ilkokulundaki Türkçe öğretmenimiz Recep Bugariç.
Bundan olsa gerek bu yoldaki, mütevazi olsa dahi, çalışmaların fecrini görmek,
küçümsemeye değil, milli gururumuzun böbürlenmesine yol vermeli.

1
Makedonya’nın Türklük için azami seviyedeki önem ve değeri birçok farklı açıdan
ele alınabilir. Bendeniz sadece bir yönüne dokunacağım. Yazımda, Makedonya’da
Osmanlı Öncesi Türkler mevzusuna değinmeye çalışacağım. Ancak hemen itirafımı
unutmayayım: bu muazzam tarihi ve kültürolojik konunun derinliklerine
girmeden, bir-iki mütevazi ipucu vererek bu sahada bazı önemli bulduğum
noktalara sadece işaret etmeye çalışma gayretinde bulunmakla yetineceğim.

Makedonya’nın tarihimiz ve kültürümüz için ne demek olduğunu hala anlamış


değiliz, ne biz Makedonya’da yaşayan Türkler, ne de diğer dünya Türkleri. Biz
burada en az 1500 yıl varız, yani bir nevi vatanımız sayabileceğimiz bir
memlekettir Makedonya.

Osmanlı devletinin Makedonya’da oturtulmasından asırlarca çok daha öneceleri


Türkler bu toprakları yurt edinmiş olduğunu kaç Türk layıkıyla biliyor? Pek az kişi
desem bu acı gerçeği açığa vurmaktan üzüntü duymadığımı söyleyemem. Ancak
bu bilinci yaygınlaştırmakta yavaş ve sağlam adımlar da atılmıyor değil,
Makedonya’nın uzak Türk tarihine ve kültürüne yakın ilgi gitgide daha yoğun bir
şekilde duyulmaya başlanıyor. (Gördüğünüz gibi iç açıcı olmayan tespitlerim
yanısıra karamsarlığı aniden aşabilmeyi tetikleyecek gerçekler de önümüze
çıkıyor).

Bilimsel, akademik ve en ciddi açıdan bu yönde ne yapıldı, ne yapılmadı?


Makedonya’da Osmanlı’dan önce yerleşen Türk kavim, boy, aşiret, kabile ve
toplulukların buralara yerleşme kronolojisi mesela yapılsa ne güzel olur, ancak
bundan yoksun kalmakla yetineceğiz bir süre. Bilgi eksikliklerimiz yanısıra bazı
verilere sahip olduğumuzu da belirtelim. Makedonya’ya, ve daha geniş Balkan
coğrafyasına Osmanlı’dan önce yerleşen Türk milletlerinin isimlerinin çoğunu
sayabiliriz: Peçenekler, Kumanlar (yani Kıpçaklar), Vardar Türkleri (Vardariotlar),
Gagauzlar (Gökoğuzlar), Kalaçlar, Kaçarlar, Çakarlar, Başkurtlar, Hazarlar, Oğuzlar,
Avarlar, Hunlar, Proto-Bulgarlar, v.s. Tüm bunlar farklı inançlarla gelip (çoğunlukta
Tengricilik olmak üzere), yeni inançlar kabul etmişlerdir.Tabi ki Bizans tarafından
2
Hıristiyanlaşma en yoğun olmuştur, ama Katolikleştirme çabaları da
küçümsenmemeli. Tengrici, Şaman, Hıristiyan, Yahudi, Budist, İslam, yani hangi
inançlara sahip oldularsa olsunlar, ben burada sadece etnik açıdan konuyu
irdeliyorum.

En kadim zamanlardan atayurdumuz Kuzeydoğu Asya’dan başlayarak Türk


milletinden kalan en tipik izler şüphesiz ki damgalarımızdır. Damgalar Makedonya
dağ ve kayalıklarında oyulmuş veya çizilmiş şekilde rastlandığı az bilinir.
Makedonya’nın akademik bilim zirve otoritelerinden sayılan Blaga Aleksova,
Makedonya’da Hıristiyanlığın başlangıcını konu eden bilim araştırması olan
“Bregalniça Piskoposluğu” („Епископијата на Брегалница“) adlı bilim eserinde
şunları yazmaktadır: “Artamonov’a göre, bu epigrafik anıtların alfabesi Yünanca
değil, 7.-8. yüzyıldan kalan Orhun-Türk yazıtlarına yakın”; “Yünan yazısının
kullanımı yanısıra aynı zamanda türlü “tamgalar” ve bir çeşit runik yazısı
kullanılıyordu, ki İ.Goşev bunun 6.-8. yüzyıldaki Orhun-Yenisey Türk yazıtlarıyla
ortak birşeyleri var mıydı diye kendine sormaktadır”. Blaga Aleksova bu kitabında
“Türkmenler”, “gizemli işaretler” diye adlandırdığı “tamgalar”, “Türkçe runikler”
ve buna benzer ibareler ve tabirler kullanmadan geçemiyor. (Blaga Aleksova:
“Bregalniça Piskoposluğu: Makedonya’da ilk Islav kilise ve kültür-eğitim merkezi”,
sayfa 112, Makedonca, Pirlepe, 1989, Eskislav Kültürünü Araştırma Enstitüsünün
özel yayını).

Osmanlı öncesi Balkanlarda en yaygın ve en güçlü Türklerden olan Peçeneklerin


İstanbulu bile kuşatma altına aldığı bilinmekte (bu kuşatma sırasında aynı
zamanda doğudan Selçuklular Peçeneklere destek oluyor ancak kuşatma
başarısızlıkla sonuçlanıyor). Bizans Peçenekleri en büyük tehlike olarak görüyor.
Ortak Peçenek-Kuman devleti olan Deşt-i Kıpçak orduları güneye inmeye
başlayınca ve Konstantiniyye’nin düşmesine sebep olabileceklerini anlayan
Bizanslılar bu ilerlemeyi durdurmak amacıyla pek kurnazca bir yola başvuruyorlar.
Kumanlar’a “Peçenekler sizi yok etmek istiyor” haberini gönderip aralarına fitne
ve iftira sokarak ilişkilerini bozuyor ve Kumanlar bir gecede Peçeneklere baskın
yaparak çoğunu yok ediyor, ve nihayetinde çok büyük ve çok güçlü olan Deşt-i
Kıpçak devleti tarihe karışıyor.

3
Bir misal daha: Makedonya’nın Katlanova yerindeki eski Makedon mezarlıklarında
mezarların bir kısmında Haç dikilmiş, ancak diğerlerinde haç yok. Bunlar acaba
Hıristiyanlığı kabul etmeyen ve Tengri inancında kalan eski Makedonya Türkleri
değil miydi?

Çok geniş, kapsamlı ve mühim bir konudur bu. Ben şu yazımda bu kadar
becerebildim. Osmanlı öncesi Makedonya’daki Türklük bilincinin önemini öne
çıkaran bir sanat tarihçisi olarak yazımı şu sözlerle sonlandırıyorum:
Ben tarihçi değilim, sadece karşılaştığım belge ve delilleri, öznel fikirlerimi,
olasılıkları ve varsayımları paylaştım. Hata ettiysem af ola!

You might also like