You are on page 1of 38

XVI.

TÜRK TARİH KONGRESİ


20 - 24 EYLÜL 2010, ANKARA
KONGREYE SUNULAN BİLDİRİLER

4. CİLT - 1. KISIM
OSMANLI TARİHİ

TÜRK TARİH KURUMU


XVI. TÜRK TARİH KONGRESİ
IV. CİLT I. KISIM

OSMANLI TARİHİ
ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU
T Ü R K TA R İ H K U RU M U YAY I N L A R I
VIII. Dizi − Sayı 13d

XVI. TÜRK TARİH KONGRESİ


Ankara: 20-24 Eylül 2010

KONGREYE SUNULAN BİLDİRİLER


IV. CİLT I. KISIM

ANKARA
2015
Türk Tarih Kongresi (16. : 2010 : Ankara)
XVI. Türk tarih kongresi , 20-24 Eylül 2010, Ankara, kongreye sunulan bildiriler:
Osmanlı tarihi. - Ankara : Türk Tarih Kurumu, 2015.

4. c. (xiii, 1662 s.: resim, tıpkı basım, harita, tablo; 24 cm. - (AKDTYK Türk Tarih
Kurumu yayınları ; VIII. Dizi - Sayı 13d, 13e, 13f))

Bibliyografya vardır.
ISBN 978 - 975 - 16 - 2982 - 1 (tk.)
ISBN 978 - 975 - 16 - 2987 - 6 (4. c.)
ISBN 978 - 975 - 16 - 2988 - 3 (5. c.)
ISBN 978 - 975 - 16 - 2989 - 0 (6. c.)

1.Türkiye _ Tarih _ Kongreler. 2. Osmanlı İmparatorluğu_Tarih_Kongreler. I. E.a. II. E.a.:


Osmanlı tarihi. III. Dizi.

956.1015

Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yönetim Kurulu’nun 24/08/2011 tarih
ve 643/20/19 sayılı ve 29/03/2012 tarih ve 656/4 sayılı kararları gereği 1500 adet
basılmıştır.

ISBN 978 - 975 - 16 - 2982 - 1 (tk.)


ISBN 978 - 975 - 16 - 2987 - 6 (4. c.)

Baskı Hazırlık & Baskı

İrtibat Ofisi: Büyük Sanayi 1. Cad. 95/11 • İskitler-Ankara


Fabrika: Yenice Mah. Çubuk Yolu No:3 • Esenboğa-Ankara
Tel: 0.312 342 22 08 • Fax: 0.312 341 14 27
www.korzabasim.com.tr
SEKSİYON IV
OSMANLI TARİHİ
SOFYA’DA OSMANLI MİMARİ MİRASININ TASFİYESİ
(1878-1908) *

AŞKIN KOYUNCU **

“Bay Ganü’ye omuzlarından Türk kaftanını çıkarması için yardım ettiler, üzerine bir Belçika
ceketi1 giyiverdi, herkes artık onun tam bir Avrupalı olduğuna karar verdi.” Bulgar yazar Aleko
Konstantinov’un (1863-1897) 1894-1895 yıllarında yayınlanan Bay Ganü adlı meşhur
hikaye kitabının görgüsüz ve komik kahramanı Bay Ganü Balkanski’nin serüveni bu
cümle ile başlar. Osmanlı hâkimiyeti altında doğmuş bir neslin sembolü olan Bay
Ganü, geçmişindeki “esaret” günlerini reddeden ve hararetle Avrupa ulusları arasında
kendisine saygın bir yer edinmeyi amaçlayan çiçeği burnunda bir ulus devletin
vatandaşıdır.2 Eserde, seyyar bir gül yağı tüccarı olarak Avrupa’yı dolaşan mağrur Bay
Ganü’nün Avrupa’nın medenî değerleriyle çatışan kaba davranışları ve düştüğü gülünç
durumlar anlatılır. Köylü kılığında Avrupa’ya giden Bay Ganü, Avrupalı kılığıyla geri
döner, fakat dış görünüşü ile karakteri arasındaki tezat onu ele verir. Bay Ganü’nün
kılık değiştirmesi Bulgaristan’ın Avrupalılaşma sevdasını göstermek için kullanılan bir
aforizmadır.3

Balkanlar’da ulus devletlerin kuruluşu, Osmanlı geçmişi ile büyük bir kopuş
yaşanmasına; ulusal aydınlar tarafından Türk hâkimiyeti döneminde yerli Hıristiyan
halka dayatılmış “yabancı-inorganik eklentiler” olarak telakki edilen “Şarklı”,

*Bu bildiri yazarın, Prof. Dr. Bahaeddin Yediyıldız danışmanlığında hazırladığı Balkanlarda
Dönüşüm, Milli Devletler ve Osmanlı Mirasının Tasfiyesi: Bulgaristan Örneği (1878-1913) (Hacettepe Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, Aralık 2005.) başlıklı doktora tezine dayanmakla birlikte, Sofya’da
Osmanlı eserlerinin yok edilmesi süreci, çeşitli ilave ve değişikliklerin yanı sıra yeni kaynakların
kullanılması suretiyle daha ayrıntılı olarak incelenmiştir.
** Yard.Doç.Dr., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü,
askinkoyuncu@com.edu.tr
1
Buradaki Belçika ceketi, 1879 Tırnova anayasasının Belçika anayasasından uyarlanması nedeniyle
yapılan bir imadır.
2
Bernard Lory, Sıdbata na osmanskoto nasledstvo: Bılgarskata gradska kultura, 1878-1900, pre. Lilina
Yanakieva, Amisitia, Sofiya 2002, s. 7.
3
Aynı yer; Klaus Roth, “Güneydoğu Avrupa’nın Gündelik Kültüründe Osmanlı İzleri”, Çev. Asker
Kartarı, Folklor/Edebiyat, 1999/2, S. 18, s. 13; Maria Todorova, Balkanlar’ı Tahayyül Etmek, Çev. Dilek
Şendil, İletişim Yayınları, İstanbul 2003, s. 90, 91; Nikolay Aretov, “The Rejected Legacy”, Raymond
Detrez, and Barbara Segaert (Eds.), Europe and the Historical Legacies in the Balkans, P.I.E. Peter Lang,
Bruxelles 2008, p. 75.
114 AŞKIN KOYUNCU

“Türk” veya “İslami” etkilerin reddedilmesine ve siyasî, idarî, sosyal, ekonomik,


kültürel, demografik ve dinî alanlara nüfuz eden Osmanlı mirasının tasfiyesine sebep
olmuştur.4 Nitekim 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi sonunda özerk bir prenslik olarak
kurulan Bulgaristan’da da saf bir ulusal kimlik inşası ve Hıristiyan Bulgar kültürünün
pekiştirilmesi sürecinde Osmanlı mirasının tasfiyesi, Avrupalılaşmanın ön koşulu
olarak algılanmış ve Bulgar modernleşmesi en başından bir “deosmanizatsiya (Osmanlıdan
arınma)” hareketi şeklinde gelişmiştir.5 Ancak, Bulgaristan’da Osmanlı mirasının
tasfiyesi mücerret bir modernleşme sorunu olmaktan çok, din taassubu, ulusçuluk ve
ulus devlet modelinin telkin ettiği bir zorunluluk olarak değerlendirilmelidir. Çünkü
dinsel, etnik, kültürel stereotip ve önyargılar ile yeni ve özgün bir ulus devlet yaratma
hevesi, tasfiye hareketinde daha belirgin bir rol oynamış ve ulus devlet meşruiyetini
Osmanlı mirasının tasfiyesinden almıştır. Bu yüzden Bulgaristan’da ulus devlet, en
başından modernleşmenin siyasal örgütlenme biçimi olarak algılanmış ve yönetici
seçkinler devlet mekanizmasını, kentleri ve toplumsal yaşamı Batılı referanslar
doğrultusunda yeniden inşa etme ve evrimleştirme yolunu seçmişlerdir.6 Böylece
geçmişin istenmeyen unsurları arasında Osmanlı maddî kültür mirası ilk sıralara
yerleştirilmiş ve şehirlerin modernleştirilmesi adına çok sayıda Osmanlı eseri yıkılmıştır.
Bu nedenle Bulgaristan’da Osmanlı sonrasında şehirlerin fiziksel yapısı, mimarisi ve
siluetinde köklü bir değişim yaşanmıştır. Bu bildirinin konusunu teşkil eden Sofya’da
Osmanlı mimari mirasının yok edilmesi meselesi de bu bağlamda ele alınması gereken
bir konudur.

Şüphesiz şehirler kimliklerini tarihlerinden, hâkim devletin ideolojisinden,


coğrafi konumundan ve üzerinde yaşayan insanların kültür ve medeniyetinden
alırlar. Nitekim Osmanlı döneminde inşa edilen ve vakıflar sayesinde yaşatılan sivil
ve dini yapılarla Balkan şehirlerinin çehresi ve siluetleri değişerek İslamî, oryantal
bir görünüm kazanmıştı. Cami, mescit ve minareler, medrese, tekke, zaviye, türbe,
mektep, imaret, hamam, konak, çeşme, bedesten, han, kervansaray, köprü vb. eserlerin
yanı sıra, cumbalı veya tek katlı ahşap ve kerpiç evleri; dar, dolambaçlı ve çıkmaz
sokakları; külliye, çarşı ve mezarlıkları ile yeşillikler içinde uzaktan bakıldığında hoş bir
manzara sunan; fakat bakımsız ve plansız olan ve dinî-etnik grupların cami, kilise ve
havraların etrafında kümelenerek genelde farklı mahallelerde yaşadıkları Bulgaristan
şehirleri de diğer Balkan şehirleri gibi Osmanlı şehrinin bütün özelliklerini taşıyordu.
Seyyahlar da Sofya’nın Doğulu bir şehir olduğunda hemfikirdi.7 Osmanlı şehirlerinin
4
Bu konuda geniş bilgi için bkz. Maria Todorova, “Balkanlar’daki Osmanlı Mirası”, L. Carl Brown
(Ed.), İmparatorluk Mirası, Balkanlarda ve Ortadoğu’da Osmanlı Damgası, Çev. Gül Çağalı Güven, İletişim
Yayınları, İstanbul 2000, s. 70-112.
5
Lory, a.g.e., s. 7-8.
Aşkın Koyuncu, “Bulgaristan’da Osmanlı Maddi Kültür Mirasının Tasfiyesi (1878-1908)”,
6

OTAM, S. 20, Güz 2006, s. 199-200.


7
Lory, a.g.e., s. 99; Božidar Jezernik, “Western Perceptions of Turkish Towns in the Balkans”, Urban
History, Vol. 25, No. 2, 1998, pp. 212-213; Aynı yazar, Vahşi Avrupa: Batı’da Balkan İmajı, Terc. Haşim Koç,
Küre Yayınları, İstanbul 2006, s. 269, 270 vd; Koyuncu, a.g.m., s. 207-208. Osmanlı şehri hakkında
bkz. Fatma Acun, “A Portrait of the Ottoman Cities”, Etudes Balkaniques, 2001, No. 4, pp. 116-140.
SOFYA’DA OSMANLI MİMARİ MİRASININ TASFİYESİ (1878-1908) 115

fizikî altyapısı modernizm öncesi şehircilik ve sosyal yaşamını yansıtıyordu. Bu nedenle


Balkanlarda kurulan ulus-devletlerde şehirlerin yeniden inşası, pratik, fonksiyonel ve
ideolojik sebeplerle modernleşme programlarının temelini teşkil etti. Balkan ulus-
devletleri yalnızca üretim ve ekonomik gelişmeyi teşvik amacıyla değil, aynı zamanda
Osmanlı hâkimiyetinin bütün izlerini silerek ulusal kimliklerini vurgulamak için adeta
şehirleri yeni baştan inşa ettiler.8 Atina, Bükreş, Belgrad ve Sofya bu anlamda en tipik
şehirlerdir.9 Bulgaristan’da, yalnızca 1878-1885 yılları arasında Prenslik sınırlarında 26,
Şarkî Rumeli’de ise 10 şehirde yabancı mühendis ve mimarlar tarafından hazırlanan
modern tanzim planları yürürlüğe kondu.10 Külliye, çarşı, mahalle merkezli şehirler
yerine idarî ve ticarî merkezlerin olduğu meydanlara çıkan ızgara temelli, geniş
bulvar, cadde ve sokaklardan oluşan modern şehirler inşa etme arzusu, 1878’den
itibaren Bulgaristan’da sayısız Osmanlı eserini silip süpürdü.11 Şehirlerdeki değişim
her ne kadar modern şehircilik anlayışının kaçınılmaz bir sonucu gibi görünse de
şehir planlarının hazırlanış ve imar faaliyetlerinin uygulanış biçimi tasfiye hareketinin
bilinçli bir yıkım politikasının ürünü olduğunu ortaya koymaktadır. Nitekim Mijatev,
Bulgaristan’ın bağımsızlığından hemen sonra Türk eserlerinin hızla ve sistemli bir
şekilde tahrip edildiğini belirtmektedir.12

Bulgaristan şehirlerinde Osmanlı mirasının tasfiyesi ve “ilk imar ve ıslah çalışmaları”


93 Harbi ve akabinde başladı. Savaş sırasında Rus ordusunda görevli mühendis ve
mimarlar, Prens Çerkaski tarafından bulundukları şehirlerin topografik haritalarını
çıkarmak ve kadastro ve imar planlarını hazırlamakla görevlendirilmişlerdi. Nitekim,
1877’de Ziştovi (Semyonov, Butovic ve teğmen Novistsky) ve Tırnova (Yüzbaşı
Suhomlinov), 1878’de Rusçuk, Eski Zağra, Filibe (Yüzbaşı Ilyinsky, daha sonra Çek
mühendis Joseph Schnitter) ve Sofya (mühendis Nikolay Kopytkin) gibi şehirlerde ilk
imar planları Rus ordusunda görevli mühendis ve mimarlar tarafından hazırlandığı
gibi, uygun eğitime sahip olanlar daha sonra belediye meclisleri tarafından şehir
mühendisi olarak istihdam edilmişlerdir.13 Öte yandan, Rus orduları ve gönüllü
Bulgarlar tarafından gerek muharebeler sırasında, gerekse Rusların Bulgaristan’dan
8
Alexandra Yerolympos, “A new city for a new state: City planning and the formation of national
identity in the Balkans (1820s-1920s)”, Planning Perspectives, Vol. 8, No. 3, 1993, pp. 235-236. Bu konuda
geniş bilgi için bkz. Aynı yazar, Urban Transformations in the Balkans (1820-1920): Aspects of Balkan Town
Planning and the Remaking of Thessaloniki, University Studio Press, Thessaloniki 1996.
9
Yerolympos, a.g.m., s. 237-251; Jezernik, a.g.m., s. 216-222; Dobrina Jéléva-Martins, “Les Traits
communs et spécifiques de l’urbanisme des capitales des états Balkaniques au XIXe siècle”, Etudes
Balkaniques, 1997, No. 1-2, pp. 131-145.
10
Lory, a.g.e., s. 101; Yerolympos, a.g.m., s. 248, 257n45; Koyuncu, a.g.m., s. 217.
11
Stephen Lewis, “The Ottoman Architectural Patrimony of Bulgaria”, Electronic Journal of Oriental
Studies, IV, 2001 [M. Kiel, N. Landman & H. Theunissen (Eds.), Proceedings of the 11th International Congress
of Turkish Art, Utrecht - The Netherlands, August 23-28, 1999], No. 30, p. 3.
12
Petâr Mijatev, “Bulgaristan’daki Osmanlı Anıtları”, Çev. Yaşar Yücel, Belleten, C. L, S. 196, 1986, s. 291.
13
Dobrina Zheleva-Martins & Yuli Farkov, “The Role of the Engineers from the Russian Army in
Laying the Foundations of Contemporary Bulgarian Town Planning after the Liberation from Turkish
Domination in 1878’’, Etudes Balkaniques, 1999, No.1-2, pp.75-83.
116 AŞKIN KOYUNCU

çekildiği 1879 Temmuz’una kadar Vidin, Niğbolu, Ziştovi, Rusçuk, Razgrad, Sofya,
Filibe, Eski Zağra, Yeni Zağra, Kızanlık, Yanbolu vs. yerlerde çok sayıda cami, mescit,
minare, medrese, mektep, konak, han, mezarlık, vb. eserler tahrip ve ihrak edilmiştir.14

Savaştan sonra Bulgaristan Prensliği ve Şarkî Rumeli şehirlerinde hızlı ve


kapsamlı bir dönüşüm başladı. 1878’de Sofya, Eski Zağra, Silistre, Filibe; 1879’da
Varna, Köstendil, Hacıoğlu Pazarcık, 1880’de Rusçuk, Tırnova, Yeni Zağra, Ziştovi,
Burgaz, Yukarı Rahova, Samakov, Provadi, 1881’de Kızanlık, Vidin, İvraca, Selvi,
Harmanlı, Eski Cuma, Osman Pazar; 1882’de Hasköy, Plevne, Gabrovo, Dubniçe,
Razgrad, Karinabat, Aydos, Balçık; 1883’de Lofça, Radomir; 1884’de Şumnu,
İstanimaka, Popovo, 1885’de Lom şehirlerinde Avusturyalı, Alman, Çek, Rus ve
Fransız mühendis ve mimarlar tarafından hazırlanan tanzim planları yürürlüğe
girdi.15 Bulgar hükümetleri tarafından yürütülen imar ve yıkım faaliyetlerinden en
çok camiler etkilendi. Bernard Lory’ye göre Bulgaristan’da Osmanlı Devleti’nden
tevârüs edilen binalar içinde “camiler yüksek minareleri ile kiliselerin genellikle çan kulesinden
mahrum olduğu şehirlerin üzerinde yükseliyorlar ve Bulgarların beş yüzyıl boyunca maruz kaldıkları
dinsel ve sosyal ayrımcılığın sembolü olarak görülüyorlardı”.16 Bu algı, Avrupa tarzı şehirler
inşa etmek amacıyla öncelikle camilerin “tanzim planlarına” dâhil edilerek bir
vesile ile yıkılmaya başlanmasına sebep oldu. Bir başka uygulama camilerin kiliseye
çevrilmesiydi. Özellikle Osmanlı döneminde kiliseden tahvil edilen camiler için bu
uygulama kaçınılmazdı. Camiler bazı hallerde yalnızca minareleri yıkılarak depo,
müze, matbaa, hastane, kütüphane, hapishane, cephanelik vb. amaçlarla kullanıma
uygun hale getiriliyordu. Şehirlerin modernleştirilmesi sürecinde Berlin Antlaşması’nın
12. maddesine17 aykırı olarak cami, mescit ve minarelerin yanı sıra Osmanlı dönemini
14
Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Yıldız, Sadâret Hususi Maruzat Evrakı (Y.A.HUS), No.
163/61 (15 Aralık 1879); BOA, Sadâret, Rumeli-i Şarkî Evrakı (A.MTZ.RŞ), No. 9/6, lef 90 (25 Haziran
1885); BOA, Sadâret, Bulgaristan (A.MTZ.04), No. 24/39, lef 192 (23 Nisan 1889); Mahir Aydın, Şarki
Rumeli Vilayeti, Türk Tarih Kurumu, Ankara 1992, s. 212; Neriman Ersoy, Bulgaristan Prensliğinde Türk
Emlâki (1878-1908), İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi, İstanbul 1996, s. 93-102; Ömer Turan, “1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşında Filibe’de Yıkılan
Osmanlı Eserlerine Dâir Bir İngiliz Belgesi”, Kubbealtı Akademi Mecmuası, Yıl 25, S. 4, 1996, s. 243-244;
Aynı yazar, The Turkish Minority in Bulgaria (1878-1908), Türk Tarih Kurumu, Ankara 1998, s. 191-201;
Aynı yazar, “1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nın Bulgaristan’daki Türk Varlığına ve Mimarî Eserlerine
Etkisi”, Azize A. Yasa - Zeynep Zafer (Ed.), Balkanlarda Kültürel Etkileşim ve Türk Mimarisi Sempozyumu,
Şumnu, 17-19 Mayıs 2000: Bildiriler, C. 2, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları, Ankara 2001, s.
769-770; Lory, a.g.e., s. 105-109.
15
Lory, a.g.e., s. 101; Yerolympos,a.g.m., s. 248, 257 not 45; Koyuncu, a.g.m., s. 217.
16
Lory, a.g.e., s. 105.
17
Berlin Antlaşmasının 12. maddesi Bulgaristan’da kalan vakıflar ve miri emlak meselesini iki yıl
içinde çözmek üzere Türk ve Bulgar temsilcilerinden oluşan bir komisyon kurulmasını öngörüyordu.
13 Nisan 1880-20 Şubat 1885 tarihleri arasında yapılan 83 oturumda tarafların anlaşamaması üzerine
müzakereler tatil edildi ve Bulgaristan’da kalan vakıf ve miri emlak meselesi ancak Bulgaristan’ın
bağımsızlığını ilan etmesinden sonra 9 Nisan 1909’da imzalanan protokolle çözülebildi. Buna rağmen
Bulgar hükümetleri miri ve vakıf eserlerini ve bunlara bağlı emlak ve dükkânları tek taraflı olarak
tasarruf ederek yıkım, kiraya verme, satış ve başka amaçlarla kullanma hakkını saklı tuttu. Mehmet
İpşirli, “Bulgaristan’daki Türk Vakıflarının Durumu (XX. Yüzyıl Başları)”, Belleten, C. LIII, S. 207-208,
SOFYA’DA OSMANLI MİMARİ MİRASININ TASFİYESİ (1878-1908) 117

hatırlatan medrese, tekke, zaviye, dergâh, mezarlık, türbe, bedesten, han, kervansaray,
hamam, çeşme vb. eserlerle bunların yaşamasını temin eden vakıf dükkânlar belediye
imar planlarına dâhil edilerek istimlâk edildi ve yolların genişletilmesi, park, bahçe,
meydan vs. yapımı gibi amaçlarla tasfiye edildi.18 Eski Zağra Müftüsü Hüseyin Râci
Efendi, Ruslar tarafından şehrin ele geçirilmesinden sonraki ilk 10 günde 14 adet cami
ve mescit yıkılan ve savaş sırasında yanan Eski Zağra şehri için Çek mimar Lübor
Bayer tarafından 1878 yılında hazırlanan imar planını, “plan içinde bir plan” diye
yorumluyordu. Lübor Bayer’in 10, 16 ve 20 metrelik cadde ve sokaklar öngören ve
şehri 330 ve 660 m2lik parsellere bölen “Amerikan tarzı” imar planında Bulgar kiliseleri
gözetildiği halde muhterik İslam eserleri, hane ve dükkânların yanı sıra yangından
kurtulanların da bir bölümü yıkım için plana dâhil edilmişti.19 Diğer bir uygulama
göçlerle Türk nüfusun azalması ve vakıf gelirlerine el konulmasından dolayı bakımsız
kalan ve zamanın tahribatına bırakılan Osmanlı eserlerinin bir süre sonra “müşrif-i
harab” ve “mâil-i inhidam” oldukları gerekçesiyle ile belediye emlak kanunu gerekçe
gösterilerek yerel yönetimler tarafından yıkılmasıydı.20 Bu uygulamalar Bulgar devlet
adamlarının ülkelerinin Hıristiyan Bulgar karakterini öne çıkarmak için yürüttükleri
bilinçli bir politikanın sonucuydu. Bir başka ifade ile Bulgaristan şehirlerinin kimliği,
ulus-devletin temsil ettiği ideoloji, kültür ve medeniyete uyarlanmaya çalışılıyordu.
Bulgaristan’da Osmanlı mirasının tasfiyesi sürecinde şüphesiz en parlak sonuçlar
Sofya’da elde edildi.

Osmanlı hâkimiyetinin son senelerinde Sofya

Ekrem Hakkı Ayverdi’ye göre Osmanlı döneminde Sofya’da 82 cami ve mescit,


7 medrese, 19 mektep, 15 tekke-zaviye, 3 imaret, 13 han, 11 hamam, 2 türbe, 7
kervansaray, 10 çeşme, 1 sebil inşa edilmişti.21 19 Şubat 1867 tarihli Tuna gazetesine
göre ise şehirde 20 cami, 13 mescit, 7 medrese, 10 tekke, 8 türbe, 45 çeşme, 3 şadırvan, 4
mektep, 1 rüştiye mektebi, 47 han, 4 hamam, 7 kilise, 4 havra, 6 Gayrimüslim mektebi,
1 nizamiye mahkemesi, 1 kadı mahkemesi, 1 kışla, 1 saat kulesi, 3 köprü, 2 değirmen,
1989, s. 679-707; Ömer Turan, The Turkish Minority in Bulgaria, pp. 201-205; Aynı yazar, “Bulgaristan’da
Türk Vakıfları”, Ali Çaksu (Ed.), Balkanlar’da İslam Medeniyeti Milletlerarası Sempozyumu Tebliğleri (21–23
Nisan, 2000, Sofya), IRCICA, İstanbul 2002, s. 199-211; Ersoy, a.g.t., s.80-111.
18
BOA, A.MTZ.04, No. 107/38, lef 5 (17 Ağustos 1902); BOA, A.MTZ.04, No. 132/38, lef 1, 2 (12
Temmuz 1905); BOA, Yıldız, Esas Evrakı (Y.EE), No. 136/24, Lef 1, 2 (17 Ağustos 1902); İpşirli, a.g.m.,
s. 688-691; Aydın, Şarki Rumeli Vilayeti, s. 211-212; Aynı yazar, Osmanlı Eyaletinden Üçüncü Bulgar Çarlığına,
Kitabevi, İstanbul 1996, s. 160; Turan, “Bulgaristan’da Türk Vakıfları”, s. 207-210.
19
BOA, A.MTZ.RŞ, No. 5/3, lef 7, (tt. 1889); BOA, A.MTZ.RŞ, No. 9/6, lef 82, 83, 84, 85, 86, 87,
88, 89, 90 (Ocak 1885-25 Haziran 1885); Koyuncu, a.g.m., s. 235. Eski Zağra şehrinin yeniden inşası ve
Lübor Bayer hakkında bkz. Pierre Voillery, “Une ville bulgare à l’époque ottomane Eski Zaara (XVIIIe-
XIXe siècles)”, Turcica, Vol. 22, 1988, pp. 93-112; Yerolympos, a.g.m., s. 246; Lory, a.g.e., s. 102; Dobrina
Zheleva-Martins, “Ethnic Structure of the Bulgarian Cities Before Their First Urban Planning at the
End of the 19th Century”, Etudes Balkaniques, 2002, No. 2, pp. 134-135.
20
Koyuncu, a.g.m., s. 216-217.
21
Ekrem Hakkı Ayverdi, Avrupa’da Osmanlı Mimari Eserleri: Bulgaristan, Yunanistan, Arnavutluk, Cilt 4,
İstanbul Fetih Cemiyeti, İstanbul 1982, s. 142.
118 AŞKIN KOYUNCU

1 tophane, 1 karakol, 1 imaret, 4 papazevi, 1 telgrafhane, 1 postahane, 1 gümrük


binası vardı.22 1285 (1868-1869) tarihli Tuna Vilayeti Salnamesine göre ise şehirde 44
cami, 8 mektep, 4 medrese, 18 tekke vardı.23 1870’lere ait olduğunu tahmin ettiğimiz
bir vesikada Sofya şehir merkezinde 36 cami ve mescid, 15 kilise ve havra, 4 medrese
ve ıslahhane, 11 İslam - 9 Gayrimüslim mektebi, 2 fabrika, 13 hükümet konağı ve
müsakkafât-ı miriye, 124 müsakkafât-ı mütenevvia olduğu görülmektedir.24 Bulgaristan
Komiseri Ali Ferruh Bey’e (1902-1904) göre Sofya’da harpten önce 4425, halefi Sadık
Paşa’ya (1904-1908) göre ise 46 cami vardı.26 Ali Ferruh Bey’in Sofyalı Hocazâde Es-
Seyd Mehmed Hüsnü Efendi’ye hazırlattığı 8 Haziran 1902 tarihli deftere göre ise
vakıf eseri olmak üzere 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbinden önce Sofya’da 41 cami, 3
mescit, 3 medrese, 11 mektep, 2 hamam, 5 kaplıca, 5 türbe, 3 han, 8 tekke, 1 dergâh,
2 zaviye, 1 kütüphane ve 1 mahkeme konağı vardı.27 Bu eserlerin yanı sıra çarşıları,
mahalleleri ve dar-dolambaçlı sokakları ile tipik bir Osmanlı şehri görünümünde olan
Sofya, Bulgaristan’da Osmanlı mimari mirasının kaderinin anlaşılması bakımından
önemli bir örnektir. Çünkü ulusal kimliğin vitrini ve Bulgaristan’ın Batıya açılan
penceresi telakki edilen ve oryantal görünümünden arındırılmak istenen Sofya, Rus,
Avusturyalı, Çek ve Fransız mimarlar tarafından yaklaşık 30 yılda modern bir kent
olarak adeta yeni baştan inşa edilmiştir.

Aslında Sofya’da modern şehircilik uygulamaları Mithat Paşa’nın Tuna Vilayeti


valiliği döneminde (1864-1868) başlamıştı. Mithat Paşa, Banya Başı Camisi (Kadı
Seyfullah Efendi Camisi) ile karşısındaki çarşı arasında bulunan meydanda birleşen
İstanbul, Orhaniye, Lom, Köstendil ve Vitoşa bulvarlarını inşa etmişti.28 Mithat
Paşa’nın açtığı bulvarlar, savunma amacıyla 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında
kazılan hendek üzerinde bulunan İstanbul Kapısı’ndan İstanbul; Kurşunlu Kapı’dan
Berkofça-Lom-Vidin; Çukurkapı’dan Niş-Belgrad, Halkalar Kapısı’ndan Köstendil,

22
Kirila Vızvızova-Karateodorova & Lidiya Dragolova, Sofiya prez Vızrajdaneto, Narodna prosveta,
Sofiya 1988, s. 41’den nakleden Diko Mihaylov Dikov, Gradoustroystvo, bit, raztitelnost i gradini v Sofiya: Fakti,
belejki i komentari po iztoçnitsi ot 17-20 vek, İnforma print, Burgas 2010, s. 86.
23
Osman Keskioğlu, “Bulgaristan’da Bazı Türk Âbide ve Vakıf Eserleri”, Vakıflar Dergisi, No. VIII,
1969, s. 322; Osman Keskioğlu - A. Talha Özaydın, “Bulgaristan’da Türk-İslâm Eserleri”, Vakıflar
Dergisi, No. XVII, 1983, s. 127.
24
BOA, Y.EE, No. 34/47, tarihsiz.
BOA, A.MTZ.04, No. 107/38, lef 5 (13 Cemaziyelevvel 1320/17 Ağustos 1902); BOA, Y.EE,
25

No. 136/24, Lef 1, 2 (13 Cemaziyelevvel 1320/17 Ağustos 1902); İpşirli, a.g.m., s. 683, 688. Ayrıca
Bulgaristan Komiserliği ve Ali Ferruh Bey hakkında geniş bilgi için bkz. Mahir Aydın, “Bulgaristan
Komiserliği”, Belgeler, C. XVII, S. 21, 1996, s. 71-127.
26
BOA, Yıldız, Perakende Evrâkı, Müfettişlikler ve Komiserlikler Tahriratı (Y.PRK.MK), No.
21/123, (16 Mayıs 1322/29 Mayıs 1906).
27
BOA, Y.EE, No. 136/24, lef 1 (26 Mayıs 1318/ 8 Haziran 1902) ve buradan naklen İpşirli, a.g.m.,
s. 683, 688. Defterde bu eserlerin isimleri, bulundukları yer ve mevcut durumları da gösterilmiştir.
Ancak, Mahmut Paşa Medresesi bu listede yoktur.
28
Lory, a.g.e., s. 100, 103; Yerolympos, a.g.m., s. 248.
SOFYA’DA OSMANLI MİMARİ MİRASININ TASFİYESİ (1878-1908) 119

Çavuş Paşa Kapısından Orhaniye-Plevne-Rusçuk yollarına bağlanıyordu.29 Mithat


Paşa’nın yıldız şeklindeki beş bulvar üzerine kurulu imar planı, bağımsızlıktan sonra
Sofya şehir planının temelini teşkil etti.30

1867 yılında yapılan emlak ve nüfus sayımına göre 2874 haneli Sofya’da 3009
Türk erkek- 3130 Türk kadın, 2700 Hıristiyan erkek- 2880 Hıristiyan kadın, 1328
Musevi erkek-1262 Musevi kadın, 248 Müslüman Çingene erkek-261 Müslüman
Çingene kadın, 35 Gayrimüslim Çingene erkek-27 Gayrimüslim Çingene kadın,
8 Ermeni erkek-6 Ermeni kadın yaşıyordu.31 Jireçek’e 1877-1878 Osmanlı-Rus
Savaşından önce Sofya’da 3106 hane vardı. Bunların 1369’u Türklere, 1737’si ise
Hıristiyan ve Musevilere aitti.32 Yine savaştan önce Sofya’da kadın ve çocuklar hariç
2524 Müslüman, 4222 Gayrimüslim erkek nüfus yaşıyordu.33 Lory’ye göre toplam
nüfus 5000’i Müslüman olmak üzere 18.000-20.000 dolayında idi.34

Sofyalı Hocazâde Es-Seyd Mehmed Hüsnü Efendi’nin hazırladığı listeye göre


1878 öncesinde Sofya’da İmaret, Kahvehane Başı (Karagöz Bey), Yazıcı, Kuru
Çeşme, Sungurlar (El-Hac Bayram), Kara Danişmend, Tellak Hasan, Kara Şahin,
Kurşunlu, Yahudi, Küçük Debbağhane, Gür Çeşme, Ali Boyras, Muhtesibzade ve
Siyavuş Paşa olmak üzere isimleri zikredilen mahalle sayısı 15’tir.35 Georgi Kotsev ve
Georgi Tsarev’e göre ise 1878’de Sofya’da Yazaciyska (Yazıcı), Çir36, Kuru Çeşme,
Govejdi Pazar (Sığır Pazarı), Mala Çeşma (Küçük Çeşme), Kiremitli (Mansur Hoca),
Jeşki Bunar (Sıcak Pınar), Sv. Sofiyska (Siyavuş Paşa), Novi Hambari (Yeni Ambarlar),
Nova Çeşma (Yeni Çeşme), Draz, Şeh (Şeyh), İmaret ve Kafenebaşi (Kahvehane
Başı) mahalleleri vardı.37 1879 yılında yapılan tanzim planına göre ise Sofya’da 25
mahalle olduğu görülmektedir: Draz, Mala Çeşma (Küçük Çeşme), Zaharim Bey,
Kiremitli, Malata Banya (Küçük Banya), Muslim, Banya-Başi, Mercan, Gül [Gür]
Çeşme, Zincirli, Siyavuş, Kapan, Nova Çeşma (Yeni Çeşme), Evreiska (Yahudi), Kuru
Çeşme, Çir, Yazıciyska (Yazıcı), Tophane, Novite Hambari (Yeni Ambarlar), Bukata,
Baş Çeşme, Kafenebaşi (Kahvehane Başı), Aligina, İmaret, Şeh (Şeyh).38

29
A. Monecikova, Sofiya prez vekovete, izd. Fakel, Sofiya 1946, s. 369-371’den nakleden Dikov, a.g.e.,
s. 172; Jéléva-Martins, “Les Traits communs et spécifiques…”, p. 139.
30
Lory, a.g.e., s. 100, 103; Yerolympos, a.g.m., s. 248.
31
Monecikova, a.g.e., s. 369-371’den nakleden Dikov, a.g.e., s. 172.
32
Konstantin Jireçek, Knyajestvo Bılgariya, Çast Vtora, Pre. Stoyan Aprilov, İzdanie i Peçat Hr. G.
Danov, Plovdiv 1899, s. 29.
33
BOA, Y.EE, No. 34/47, tarihsiz.
34
Lory, a.g.e., s. 100; Yerolympos, a.g.m., s. 248.
35
BOA, Y.EE, No. 136/24, lef 1 (26 Mayıs 1318/ 8 Haziran 1902); İpşirli, a.g.m., s. 693-707. İpşirli,
defterin iki sayfasını eksik yayınlamıştır.
36
El Hac Hamza ve Paşa mahallelerinin birleştirilmesiyle oluşmuştur. Dikov, a.g.e., s. 163.
37
Georgi Kotsev - Georgi Tsarev, “Etnosotsialen Sıstav na izbiratelite v Sofiya prez 1882 g.”,
İstoriçeski Pregled, 1991, No. 4, s. 21-24. Parantez içindeki açıklamalar bizimdir.
38
Söz konusu plana şuradan ulaşılabilir: http://stara-sofia.com/map1879.html, son erişim:
25.04.2010. Parantez içindeki açıklamalar bizimdir.
120 AŞKIN KOYUNCU

Sofya’da Türkler daha çok doğu ve güney, Bulgarlar batı tarafındaki mahallelerde
yaşarken, Yahudiler merkez civarında, sayıları oldukça az olan Ermeniler güney,
Çingeneler ise kuzey tarafındaki mahallelerde yaşıyorlardı.39 93 Harbi bu tabloyu
tamamen değiştirdi. General Gurko idaresindeki Rus ordusu Sofya’ya girmeden önce
şehirdeki Türk nüfusun neredeyse tamamı şehri etti. 1882 yılında hazırlanan seçmen
listelerine göre Sofya’daki 43 bölgede 21 yaş üzeri erkek seçmen sayısı şöyle idi: 1925
Bulgar, 660 Musevi, 188 Türk/Çingene, 6 Ermeni. Türk/Çingene olarak kaydedilen
nüfusun 142’si Lom yolu üzerindeki Yeni Çingene mahallesinde, 27’si Şeyh-İmaret
mahallesinde, kalanları ise 8 mahalleye dağılmış durumda idi.40
Sofya’da imar faaliyetleri ve yıkım nöbeti
Sofya’nın ilk imar planı müteselsil olarak Rus Nikolay Kopitkin (1878), Sofya
Baş mimarı Çek Anton Kolar (1878) ile belediye mimarı Çek Vatslav Roubal (1879),
Çek Jiri Proşek (1879) ve Fransız S. Amadier (1879-1880) tarafından hazırlandı.
Amadier’in son şeklini verdiği Sofya planı, 16/28 Ocak 1880’de Prens Aleksandır
Batemberg tarafından onaylandı. (Bkz. Resim 1).41 Bu plana göre Osmanlı dönemi
Sofya’sı Amerikan tarzı ızgara temelli 12, 15 ve 25 metrelik sokak, cadde ve
bulvarlarla Viyana üslubu ile yeniden inşa edilecekti.42 Jireçek, bir aralık Beyoğlu
örneğinde olduğu gibi eski şehir dışında yeni bir şehir kurulması gündeme geldi ise
bu teklifin reddedildiğini ve Amerikan tarzında hazırlanan modern Sofya planında
caddelerin genişliğinin 28 metreyi bulduğunu belirtmektedir.43 Planda eski sokaklar
olabildiğince korunmaya çalışılmıştı. Ancak, modern şehir merkezinde düşünülmeyen
eski tip meydan, pazaryeri, mezarlık, bahçe ve kamu binaları tasfiye edilecekti. Bu tür
yapılardan yalnızca Prens Sarayı’nın karşısındaki halk bahçesi korunuyordu. Şehrin
dış sınırı daha sonra yol yapılacak olan hendek olarak belirlenmişti.44 Yeni plana göre
şehir merkezi, Banya Başı Camisi’nin bulunduğu meydandan üç yüz metre güneydeki
Sv. Nedelya Kilisesi’nin bulunduğu meydana kaydı. Yeni Sofya’nın Sv. Nedelya
39
Zheleva-Martins, “Ethnic Structure of the Bulgarian Cities”, p. 127.
40
Kotsev-Tsarev, a.g.m., s. 21, 22.
41
Bulgar kaynakları Sofya şehir planını hazırlayan mühendis ve mimarlar hakkında birbiriyle
çelişen bilgiler vermektedir. Ancak, imar planının parça parça tamamlandığı anlaşılmaktadır. Radoslav
Mihaylov, “Pırviyat plan”, Serdika, No. 9/10, 1941, s. 32; Aynı yazar, “Pırviyat regulatsionen plan na
Sofiya ot 1879 god.”, Godişnik na Sıyüza na Bılgarskite injeneri i arhitekti”, god. VIII, 1941, s. 64-76’dan
nakleden Dikov, a.g.e., s. 10; Jéléva-Martins, “Les Traits communs et spécifiques…”, p. 140; Dobrina
Jeleva-Martins, “Gradoustroystveno planirane i istoriçeski kontekst”, İstoriçesko Bıdeşte, No. 1-2, 2005,
s. 96-110; Atanas Kovaçev, Zelenata sistema na Sofiya: Urbanistiçni aspekti, Pensoft, Sofiya 2005, s. 61-64;
Lüdmil Mihayloviç, Petır Terziev, Petır Dikov, İzmnenie na obşt ustroystven plan na stoliçna obştina, Sofiya
2009, s. 2; “Sofiya-127 Godini Stolitsa. Gradoustroystvo i arhitektura: Gradoustroystvena evolutsiya”,
http://www.sofia.bg/history.asp?lines=1771&nxt=1&update=all, Sofya Belediyesi web sitesi, son
güncelleme, 2006, son erişim: 24.04.2010; Yerolympos, a.g.m., s. 249.
42
Mihayloviç, Terziev, Dikov, a.g.e., s. 3; “Gradoustroystvo i arhitektura: Gradoustroystvena
evolutsiya”, http://www.sofia.bg/history.asp?lines=1771&nxt=1&update=all
43
Mihaylov, ‘‘Pırviyat plan’’, s. 32; Aynı yazar, ‘‘Pırviyat regulatsionen plan na Sofiya ot 1879
god.’’, s. 64-76’dan nakleden Dikov, a.g.e., s. 11; Lory, a.g.e., s. 102.
44
Mihaylov, ‘‘Pırviyat regulatsionen plan na Sofiya ot 1879 god.’’, s. 64-76’dan nakleden Dikov, a.g.e., s. 11.
SOFYA’DA OSMANLI MİMARİ MİRASININ TASFİYESİ (1878-1908) 121

Kilisesinden başlayarak beş bulvar boyunca doğu-batı, kuzey-güney istikametinde


radyal ve dairesel olarak gelişen bir iskeleti vardı. Sokak ve caddeler geniş ve düzdü,
mahalleler düzenli bir şekilde birbirinden ayrılıyordu. Şehrin özellikle batı bölümü dikey
sokak ağına sahipti. Bu yönüyle Sofya, Paris, Viyana ve Amerikan şehir modellerini
örnek almıştı.45 1878-1893 yılları arasında Sofya’da uygulamaya konulan Batemberg
planı, çeşitli revizyonlar geçirdi ve Dimitır Petkov’un belediye başkanlığı döneminde
(1888-1893) büyük ölçüde tamamlandı. Petkov’un direktifleri doğrultusunda 1892’de
Bulgar mimar Aleksandır Naçev, imar planını güncelledi. Petkov planı olarak da
anılan bu plan küçük değişikliklerle 1912 yılına kadar yürürlükte kaldı (Bkz. Resim
2).46 Öte yandan 1881 ve 1884’de çıkarılan kanunlarla hususi binaların yapımında
uygulanacak kurallar tespit edildi, 1897’de ise Bulgar şehirleri için İmar ve Yerleşim
Kanunu çıkarıldı.47

Sofya’da Osmanlı eserlerinin yıkımı geçici Rus idaresi döneminde (3 Ocak 1878-
1879 Temmuz) başladı. Sofya’nın Rusların eline geçmesinden sonra P. Alabin, Rus
komiseri Dondukov tarafından Sofya valiliğine atandı. 10/22 Şubat 1878’de Manolaki
Taşev belediye başkanlığına seçildi.48 3/15 Mayıs 1878’de şehir mimarı tayin edilen
ve sokakları ıslah ve şehri temizleme görevi verilen Anton Kolar, 1878 Ağustos ve
Eylül aylarında 3106 haneli Sofya’da “kendi kendine yıkılma tehlikesi olan” 870 Türk
evini yıktı ve şehrin doğu ve güney mahalleleri harabeye döndü.49 Metruk Türk evleri
içinde yalnızca subay ve memurlara tahsis edilen nispeten iyi durumdakiler yıkımdan
kurtuldu. Yasak olmasına rağmen Rus askerleri ve Bulgarlar Türk evlerini 1878-79
kışında yakacak odun temini için kullanıyorlardı.50 Yukarıda belirtildiği üzere söz
konusu hanelerin 1369’unun Türklere ait olduğu ve Türk nüfusun 5000 dolayında
olduğu göz önüne alındığında savaş nedeniyle terk edilen Türk evlerine yönelik
tahribatın boyutu ürkütücüdür.

Yine Rus idaresi döneminde, Aleksandr Mosolov’un anılarında belirttiği üzere,


Sofya’daki “Minare Ormanı”ndan ıstırap duyan Rus komiseri Dondukov, 1878 Aralık
ayında fırtınalı bir gecede yaverlerine verdiği emirle gök gürültüleri arasında içlerinde
Gül Camisi, Mahmud Paşa Camisi (Cami-i Kebir) ve Kara Cami’nin minarelerinin
de bulunduğu yedi minareyi dinamitle havaya uçurtmuş ve bir haftada yıkılan minare

45
Jéléva-Martins, “Les Traits communs et spécifiques…”, p. 141.
46
Mihaylov, “Pırviyat regulatsionen plan na Sofiya ot 1879 god.”, s. 64-76’dan nakleden Dikov,
a.g.e., s. 12; Mihayloviç, Terziev, Dikov, a.g.e., s. 3; “Gradoustroystvo i arhitektura: Gradoustroystvena
evolutsiya”, http://www.sofia.bg/history.asp?lines=1771&nxt=1&update=all
47
Yerolympos, a.g.m., s. 249; Zheleva-Martins & Farkov, a.g.m., s. 79-80; Jéléva-Martins, “Les
Traits communs et spécifiques…”, p. 140.
48
Mihaylov, ‘‘Pırviyat plan’’, s. 32; Aynı yazar, ‘‘Pırviyat regulatsionen plan na Sofiya ot 1879
god’’., s. 64-76’dan nakleden Dikov, a.g.e., s. 10.
49
Aynı yer; Lory, a.g.e., s. 100; Yerolympos, a.g.m., s. 248.
50
Lory, a.g.e., s. 100; Mihaylov, ‘‘Pırviyat regulatsionen plan na Sofiya ot 1879 god’’, s. 64-76’dan
nakleden Dikov, a.g.e., s. 13.
122 AŞKIN KOYUNCU

sayısı onu aşmıştı.51 Aynı kış, büyük camilerden 8’i ve küçük camilerin çoğu yıkıldı.52
1879 yılında Sofya’da ayakta kalan cami sayısı 14’tü. Bunlardan 13’ü bu durumu,
büyük bina yokluğundan askeri amaçlara tahsis edilmesine borçlu idi. Diğeri ise harap
haldeki Banya Başı Camisiydi.53

Rusların 1879 Temmuz’unda çekilmesinden sonra Bulgar hükümetleri, Rus


örneğini takiple geriye kalan Osmanlı eserlerini imar planına dâhil ederek peyderpey
yıktılar. Sofya’da kapsamlı inşaat faaliyetleri, 1880’de şehrin doğu bölümündeki
Siyavuş Paşa mahallesinden başlayarak mahalle mahalle, sistematik şekilde gelişti.
İlk etapta Prens Sarayı (eski Osmanlı konağı) ve Sobranya’nın (Narodno Sıbranie/
Milli Meclis, yapımı 1884’te tamamlanmıştır.) bulunduğu İstanbul Bulvarı (sonradan
Tsar Osvoboditel/ Kurtarıcı Çar Bulvarı), Knyaz Dondukov Bulvarı, metruk ve harap
Siyavuş Paşa Camisi (sonradan Sv. Sofiya Kilisesi) ile 1882’de inşasına başlanan Sv.
Aleksandır Nevski Katedrali’nin bulunduğu bölgeye ağırlık verildi. 1886’ya doğru
çalışmalar, Tsar Osvoboditel Bulvarının iki yakası boyunca Siyavuş Paşa Camisi/ Sv.
Sofiya Kilisesinin bulunduğu mevkiden merkeze ve Sofu Mehmet Paşa Camisi’ni (Kara
Cami) içine alan İmaret mahallesine doğru yayıldı. 1888’de modernleştirme hareketi
şehir merkezindeki Osmanlı çarşısını yuttu.54 Banya Başı Camisi’ne çıkan Tırgovska
(Ticaret) Sokağında bulunan Çuhacılar Hanı (Bkz. Resim 4,5) da bu sırada yıkıldı.55
Lory’ye göre Başbakan Stefan Stambolov’un (1887-1894) yandaşı olan Sofya belediye
başkanı Dimitır Petkov (1888-1893), plan dâhilinde yıkılması öngörülen asırlık kiliseler,
camiler, sinagoglar da dahil olmak üzere her şeyi yıkmıştı.56 1888 yılında Sofya’nın
kuzeyinde yapılan gar hizmete girdi. 1888-1890 arasında kuzey mahalleleri ıslah ve
yeniden inşa edildi.57 1890’larda imar ve yıkım faaliyeti güneybatıya kayarak “Rus
Anıtı” çevresine ve Vitoşa Dağı eteğindeki ismi artık Knyajevo (Prens Köyü) olan Bali
Efendi Köyü istikametine doğru yayıldı. Bulgarlar, gözde gezinti ve dinlenme mekânı
haline gelen Knyajevo’da “müstakbel bir Versailles ve Potsdam” hayal ediyorlardı.58
51
Al. Mosolov, Bılgariya 1878-1883. Spomeni, VİS, Sofiya 1936, s. 28’den nakleden Lory, a.g.e., s. 106.
Cambazov, bu işi yerine getiren kişinin bizzat Mosolov olduğunu belirtmektedir. (İsmail Cambazov,
“Sofya’da Bugünkü Osmanlı Mimari Eserleri”, Azize A. Yasa - Zeynep Zafer (Ed.), Balkanlarda Kültürel
Etkileşim ve Türk Mimarisi Sempozyumu, Şumnu, 17-19 Mayıs 2000: Bildiriler, C. 1, Atatürk Kültür Merkezi
Başkanlığı Yayınları, Ankara 2001, s. 191, 214-216). Nazırska ise bu olayın 1879 Temmuzunda meydana
geldiğini ve bir gecede on caminin havaya uçurulduğunu belirtmektedir. ( Jorjeta Nazırska, Bılgarskata
dırjava i neynite maltsinstva 1879-1885, LİK, Sofiya 1999, s. 74).
52
Lory, a.g.e., s.106-109; Ayrıca bkz. Turan, “1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşında...”, s. 243; Aynı
yazar, The Turkish Minority in Bulgaria, s. 194.
53
Lory, a.g.e., s. 107.
54
Lory, a.g.e., s. 102.
55
Konstantin Jireçek, yıkım faaliyetinden ticaret binalarının da kurtulamadığını ve 1888’de
Çuhacılar Hanı’nın yarı yıkılmış halde olduğunu, karşısındaki bedestenin ise sadece dış duvarlarının
kaldığını belirtmektedir. (a.g.e., s. 21-22.).
56
Lory, a.g.e., s. 102.
57
Yerolympos, a.g.m., 249.
58
Lory, a.g.e., s. 102.
SOFYA’DA OSMANLI MİMARİ MİRASININ TASFİYESİ (1878-1908) 123

Çamurla baş edebilmek için Sofya sokakları 1900 yılına doğru Macaristan’dan ithal
edilen sarı kesme kaldırım taşları ile döşendi. Sofya belediyesi daha önce kaldırım taşı
ihtiyacının bir bölümünü Müslüman mezarlıklarından temin ediyordu. Altın yaldızlı,
mermer kitabeli sayısız Müslüman mezartaşı, Lory’nin tabiri ile “merhametsizce”
kaldırım yapımında kullanılmıştı.59 Yıkılan mezarlıklara karşılık olarak Sofya belediyesi
şehir dışında Musevi, Katolik ve Müslümanlar tarafından birlikte kullanılmak üzere üç
parçalı bir mezarlık tahsis etmişti.60

Bu süreçte Sofya’daki Osmanlı eserleri şu suretle tasfiye edildi: Bali Efendi


Köyündeki Bali Efendi Camisi ile aralarında Siyavuş Paşa Kervansarayı, Sofu
Mehmet Paşa Kervansarayı, Taş Han ile Büyük Hanın (Kebir Taş Han) da bulunduğu
birçok han, kervansaray, bedesten, cami ve mezarlık Osmanlı notaları ve protestoları
dikkate alınmayarak 1879’da yıkıldı.61 Bulgaristan Komiseri Nihat Paşa (1879-1885)
tarafından, 1880 Martında Türk mektep ve medrese binalarının yıkımının sona
erdirilmesi için Bulgaristan hükümetine bir nota verildi ise de Taş Mektep ve Prens
sarayının arkasındaki Sakallı Ahmved Ağa (Sakallızâde) Medresesi komiserin gözleri
önünde yıkıldı.62 Prens Aleksandır’a tahsis edilen eski hükümet konağının yanındaki
Çelebi Camisi’nin (Beylerbeyi Camisi/ Şücâ‘ Fakîh Camisi, 1503) (Bkz. Resim 3)
akustik özelliğinden dolayı Prens için Katolik şapeline dönüştürülmesi düşünüldü ise
de 1880’de Prens sarayının batı cephesinde yapılacak olan balo salonuna yer açmak
için dinamitle yıkıldı.63 Nihat Paşa’nın tahrip edilen emlak hakkında 30 Kasım 1880’de
verdiği notaya Bulgar Hariciye Nazırı Nikola Stoyçev 11 Ocak 1881’de verdiği cevabî
notada Türk-Bulgar komisyonu müzakereleri sonuçlanana kadar mirî ve vakıf eserlerin
emaretin yedd-i ihtiyârında olduğunu belirtti.64 İmar planı gereği 1881’de Kün Camisi
ve Lüleli Cami, 1882’de Saray Camisi, Tellak Hasan Camisi, Kurşunlu Cami, Çukur
Camisi, Kız Kasım Camisi, Müseli Camisi, Hüsrev Camisi, Fethiye Camisi ve Zafir
Camisi, 1883 yılında Deve Bayır Camisi ve Zincirli Cami, 1884’de El-Hac Bayram

59
Lory, a.g.e., s. 104-105.
60
BOA, A.MTZ.04, No. 100/15, lef 1, 2 (21 Rebiülahir 1321/18 Temmuz 1903); BOA, Yıldız,
Mütenevvî Mâruzât Evrakı (Y.MTV), No. 256/91 (12 Şubat 1319/25 Şubat 1904). 1903 itibariyle
Müslüman Mezarlığı duvarla çevrili olmadığı için mezartaşları kırılmış ve hayvanlara mera ve
arabalara yol olmuştu. (Aynı yer).
61
A. İşirkov, Grad Sofiya: Prez XVII vek, Tsarska Pridvorna Peçatnitsa, Sofiya 1912, s., 22-30;
Nazırska, a.g.e., s. 74.
62
Bilal N. Şimşir, Bulgaristan Türkleri, Bilgi Yayınevi, Ankara 1986, s. 34.
63
Jireçek, a.g.e., s. 27; İşirkov, a.g.e., s. 22; Lory, a.g.e., s. 106; BOA, Y.EE, No. 136/24, lef 1 (26
Mayıs 1318/ 8 Haziran 1902); Dikov, a.g.e., s. 42, 132, 146. Ayverdi (a.g.e., s. 97), bu camiyi Beylerbeyi
ve Çelebi Camisi adlarıyla iki farklı cami imiş gibi kaydetmiş ise de gerçekte Çelebi Camisi, Rumeli
beylerbeyi sarayına bitişik olduğu için Beylerbeyi Camisi adı ile de anılmaktaydı (bkz. İşirkov, aynı yer).
Nazırska, bu camiyi Beylerbeyi Camisi olarak kaydetmekte ve 1879 yazında yıkıldığını belirtmektedir
(a.g.e., s. 74).
64
BOA, A.MTZ.04, No. 7/9, lef 6 (31 Mart 1297/12 Nisan 1881); BOA, A.MTZ.04, No. 18/98, lef
28 (25 Ocak 1881).
124 AŞKIN KOYUNCU

(Sungurlar) Camisi ve Ali Ağa Camisi ve 1885’de ise Kuru Çeşme Camisi yıkıldı.65
Öte yandan Saat Kulesi de 1882’de yıkıldı.66 Sofya’da 1882 Temmuzu itibariyle ibadet
edilebilen tek cami Banya Başı Camisi idi.67

Karagöz Bey (Kahvehane başı/Hıdrellez) Camisi68 ile Cündî ve Kara Şahin


Camileri imar planına alınarak 1883 yılında yıkıldı.69 Belirtilen eserlerin dışında Ali
Ferruh Bey’in “Bulgaristan’da Evkâf-ı İslamiye Raporu”na70 ekli Sofyalı Hocazâde Es-Seyd
Mehmed Hüsnü Efendi’nin hazırladığı 8 Haziran 1902 tarihli defterde71 görüldüğü
üzere Menzilhâne (Eğri) Camisi ve Mektebi, Yazıcızâde Camisi ve Mektebi, Vitoşa
Caddesindeki Baş Çeşme Camisi, Hacı İsa (Kâbe) Camisi, Kuru Çeşme Camisi,
Sungurlar (El-Hac Bayram) Camisi (Bkz. Resim 6), Kız Kasım Camisi, Kara-
Danişmend Camisi, Tellâk Hasan Camisi ve Mektebi, Hazinedâr Camisi, Saruhan
Bey (Kurşunlu) Camisi, Lüleciler Çarşısı’ndaki Seyfullah Efendi Türbesi ve Mektebi,
Gül Camii Medresesi, Arif Ağa Camisi, Alaca Mescid, Hacı İsmail Camisi ve Mektebi,
Hacı İlyas Camisi, Kapan Camisi, Orta Mescit Camisi, Kasabân (Zincirlikuyu/
Zincirli) Camisi, Sulusokak Camisi, Saray Camisi, Sabuncular Camisi, Haffafhâne
Mescidi, İçerüçarşı Camisi, Çuhacılar Hanı Mescidi, Muhtesibzâde (Debbağlı)
Camisi, Ali Boyras Camisi, Hacı Yahşi (Said Ağa) Camisi, Hasbiğa Camisi ve Vakfı,
Saat-i Atik Camisi, Hacı Hamza Camisi, Kurban Camisi (Hendek dışarısında), Fethiye
Camisi, İmaret mahallesindeki Bali Efendi Camisi, Şadi Bey Camisi, Sakallızâde
Medresesi (1880), Misvaklı Efendi (İsmail Paşa) Mektebi, Gazi Yahya Paşa Mektebi,
Taş Mektep (1880), diğer Taş Mektep, Kamer Hatun Mektebi, Halil Efendi Mektebi,
Rusya konsolosluğu arkasındaki Kadiri Tekkesi, Kapan Meydanı karşısındaki Rufai
Tekkesi, Şeyh Sinan Efendi Türbesi, Kılınç Baba Zaviyesi, Nakşi Tekkesi, diğer
Nakşi Tekkesi, Fethiye Tekkesi, Halveti Tekkesi (Cafer Baba Tekkesi), Rufai Dergâhı
(Nalband Baba Tekkesi), Kasap Baba Türbesi, Çoban Baba Tekke ve Türbesi ile
Mercan Baba Türbesi imar faaliyetleri ve başka sebeplerden yıkılmıştır. Ancak,
Mehmet Hüsnü Efendi, belirtilen eserlerin yıkım tarihleri ile ilgili bilgi vermemiştir.
Ayrıca, defterden belediye tarafından el konulan Lom Caddesindeki Mansur Hoca
(Kiremitli) Camisi’nin bu sırada harap bir halde olduğu (Bkz. Resim 7) ve Banya

65
Dikov, a.g.e., s. 2, 131-138, 157-169. Bu camilerden Kün, Lüleli, Çukur, Müseli, Hüsrev, Zafir,
Deve Bayır ve Ali Ağa Camileri Sofyalı Hocazâde Es-Seyd Mehmed Hüsnü Efendi’nin 1902’de
hazırladığı listede yer almamaktadır.
66
Dikov, a.g.e., s. 146.
BOA, Hâriciye, Tercüme Odası, (HR.TO), No. 382/51 (21 Temmuz 1882); BOA, A.MTZ.04,
67

No. 2/2, lef 22, 23 (21 Temmuz -24 Ağustos 1882).


68
Nazırska, a.g.e., s. 74. Karagöz Bey (Kahvehane Başı/Hıdrellez) Camisi 1879 yılında Yanko
Kovaçev tarafından matbaa olarak kullanılmaya başlanmıştır. (Lory, a.g.e., s. 107; Dikov, a.g.e., s.
156).
69
BOA, Y.EE, No. 136/24, lef 2 (13 Cemaziyelevvel 1320/17 Ağustos 1902); BOA, A.MTZ.04, No.
107/38, lef 5 (13 Cemaziyelevvel 1320/17 Ağustos 1902); İpşirli, a.g.m., s. 688.
70
Ali Ferruh Bey’in raporu İpşirli tarafından neşredilmiştir. Bkz. İpşirli, a.g.m., s. 679-692.
71
BOA, Y.EE, No. 136/24, lef 1 (26 Mayıs 1318/ 8 Haziran 1902), İpşirli, a.g.m., s. 693-707.
SOFYA’DA OSMANLI MİMARİ MİRASININ TASFİYESİ (1878-1908) 125

Başı Camisine bitişik Türk hamamı ile Ahi Murad Vakfı hamamının ayakta olduğu
anlaşılmaktadır. Ali Ferruh Bey’e göre Sofya belediyesi, adlî makamların yardımı ile
sokakların genişletilmesi ve kısmen de yıkılmaya yüz tuttukları bahane ve iddiasıyla
İslam vakıflarını teker teker zapt ve tahrip etmiştir.72 1884 yılında Sofya’dan geçen
Emil De Laveleye ancak 8-9 tane cami görmüş ve onların da çoğu 1884 Martında
dinamitle havaya uçurulmuştur.73 Bu durumda ilk altı yıl içinde Banya Başı Camisi
hariç bütün Sofya camilerinin bir şekilde tasfiye edildiğini söyleyebiliriz.

Ayakta kalan Osmanlı eserlerinden Sofya’nın en büyük camisi olan ve Rus


komiseri Dondukov tarafından minaresi yıkılan dokuz kubbeli Mahmut Paşa Camisi
(Cami-i Kebir, 1474), savaş sırasında hastane, savaştan sonra devlet matbaası (1879) ve
milli kütüphane (1880-1893) olarak kullanıldıktan sonra 1893 yılında nihâî olarak Milli
Arkeoloji Müzesine tahsis edildi. Mahmut Paşa Camisi, 18 Mayıs 1905’de Bulgar Milli
Arkeolojisi olarak ziyarete açıldı.(Bkz. Resim 8)74 Bir aralık tiyatroya dönüştürülmesi
gündeme geldiğinde, Başbakan Stambolov “Camileri karagöze çeviremeyiz, öğrendikleri zaman
İstanbul’da ne derler?” diyerek bu tasavvuru önlemişti.75 Caminin bitişiğindeki 40 odalı
Mahmut Paşa Medresesinin ne zaman yıkıldığı meçhuldür. Ancak, Prens sarayının
çaprazındaki medresenin ilk yıllardaki yıkım faaliyetinden kendisini kurtarmış olması
güçtür.76

Sofya camileri bir yandan Avrupa tarzı bir şehir inşası uğruna yıkılırken, öte
yandan bazı camilerin kiliseye çevrildiği görülmektedir. 1882 yılı Ağustos ayında
Maliye Nazırı Grigor Naçoviç, hali hazırda cephanelik olarak kullanılan Kara
Cami’nin (Sofu Mehmet Paşa Camisi/İmaret Camisi) eskiden Sv. İliya Manastırı
olduğu iddiasıyla kiliseye tahvilini istedi. Sofya Kilise İdare Meclisi ve Bulgar halk
da bir takım efsanelere dayalı olarak Gül, Siyavuş Paşa, Fethiye, Sungur(lar) ve Kuru
Çeşme Camilerinin sırasıyla eskiden Sv. Georgi, Sv. Sofiya, Sv. Dimitır, Sv. Sv. Petır
ve Pavel ve Sv. Georgi kiliseleri oldukları iddiasıyla kiliseye çevrilmeleri için hükümete
dilekçeler yağdırıyordu.77 Bunlardan “Sv. Georgi” Kilisesi (4. yüzyıl), II. Bayezid
döneminde 16. yüzyıl başlarında Gül Camisine, Sofya’ya adını veren “Sv. Sofia”
Kilisesi (6. yüzyıl) ise 16. yüzyıl sonlarında Siyavuş Paşa Camisine tahvil edilmişlerdi.78
72
BOA, Y.EE, No. 136/24, lef 2 (13 Cemaziyelevvel 1320/17 Ağustos 1902); BOA, A.MTZ.04, No.
107/38, lef 5 (13 Cemaziyelevvel 1320/17 Ağustos 1902); İpşirli, a.g.m., s. 688.
73
Lory, a.g.e., s. 109.
74
Mahmut Paşa Camisi, halen Ulusal Arkeoloji Müzesi olarak kullanılmaktadır.
75
Lory, a.g.e., s. 106, 107.
76
Günümüzde Mahmut Paşa Medresesinin bulunduğu yerde 1924 yılında inşa edilen Bulgar
Milli Bankası yükselmektedir. (Ayverdi, a.g.e., s. 104).
77
Nazırska, a.g.e., s. 72. Ancak, bu tür hadiseler sadece Sofya’ya mahsus değildi. Mesela,
Razgrad Bulgarları da 16. yüzyılda şehrin kurucusu İbrahim Paşa tarafından yaptırılan Razgrad’daki
İbrahim Paşa Camisi’nin eskiden kilise olduğu iddiasıyla aslına çevrilmesini istiyorlardı. (Nazırska, aynı
yer).
78
Machiel Kiel, Art and Society of Bulgaria in the Turkish Period, Van Gorcum, Assen, Maastricht 1985,
s. 171; Lory, a.g.e., s. 106.
126 AŞKIN KOYUNCU

Fethiye Camisi’nin ismi de fetih sembolü olarak camiye çevrilmiş bir kilise olabileceği
hissi uyandırmaktadır. Jorjeta Nazırska,79 Kuru Çeşme Camisi’nin 1883 yılında
kiliseye tahvil edilmesine karar verildiğini belirtiyor ise de Sofyalı Hocazâde Es-Seyd
Mehmed Hüsnü Efendi’nin hazırladığı listeden Fethiye ve Sungurlar80 camileriyle
birlikte yıkıldığı anlaşılmaktadır.81 Yanındaki medresesi ve minaresi yıkılarak hükümet
tarafından el konulan Gül Camisi, önce “Balkanski Sokol” adlı jimnastik cemiyetine
verilmiş, ardından ecza deposu olarak kullanılmış, 1893 yılında ölümünden sonra naaşı
Sofya’ya getirilen Prens Aleksandır Battenberg’e Bâbıâli’nin karşı çıkmasına rağmen
1898 yılına kadar mozole ittihaz edildikten sonra nihaî olarak Sv. Georgi Kilisesine
dönüştürülmüştür.82 1818 depreminde mihrabı, 1858 depreminde minaresi yıkılan ve
harabeye dönen Siyavuş Paşa Camisi83 ise 1878’den sonra metruk kalmış ve bir aralık
odun deposu olarak kullanılmıştır.84 Siyavuş Paşa Camisi uzun süren kapalılık ve kısmî
restorasyondan sonra 1900 yılında kiliseye tahvil edilerek ibadete izin verilmiş85 ve
1906 yılında Sv. Sofia adıyla takdis edilmiştir.86

Bosnalı Sofu Mehmed Paşa tarafından 1548’de yaptırılan ve Mimar Sinan’ın


Sofya’daki tek eseri olan ve minaresinin siyah mermerle kaplı olmasından dolayı yaygın
olarak Kara Cami (Çernata Camiya) adıyla bilinen Sofu Mehmet Paşa Camisi’nin kiliseye
çevrilmesi meselesi Osmanlı hükümeti ile Bulgaristan arasında büyük tartışmalara
yol açmıştır.87 Rusların Sofya’yı ele geçirmesinden sonra Sofu Mehmed Paşa
79
Nazırska, a.g.e., s. 72, 73.
İşirkov, Sungurlar Camisi’nin eski adının El-Hâc Bayram Camisi olup, Niş Sokağında 1912’de
80

San Stefano Oteli olarak kullanılan binanın arkasına düşen ve hali hazırda yıkılmış olan Hacı
Bayram Hamamının bitişiğinde olduğunu belirtmektedir. (a.g.e., s. 23). Ayverdi, bu iki camiyi ayrı
ayrı kaydetmiştir. (a.g.e., 97-99).
81
BOA, Y.EE, No. 136/24, lef 2 (13 Cemaziyelevvel 1320/17 Ağustos 1902); İpşirli, a.g.m., s. 695.
Dikov, Kuru Çeşme Camisi’nin 1885’te yıkıldığını belirtmektedir. (a.g.e., s. 159).
Jireçek, a.g.e., s. 17; İşirkov, a.g.e., s. 21; BOA, Y.A.HUS, No. 285/28 (17 Cemaziyelevvel 1311/26
82

Kasım, 1893). Sofyalı Hocazâde Es-Seyd Mehmed Hüsnü Efendi’nin 1902’de hazırladığı listede Gül
Camisinin Bulgar idaresinde olduğu belirtiliyor ise de kiliseye tahvili hakkında bilgi yoktur. [BOA,
Y.EE, No. 136/24, lef 1 (26 Mayıs 1318/ 8 Haziran 1902); İpşirli, a.g.m., s. 699].
83
İşirkov, a.g.e., s. 20.
84
Lory, a.g.e., s. 106, 107.
85
Bulgaristan Komiseri Ali Ferruh Bey’in Kara Cami’nin kiliseye tahvili meselesi ile ilgili olarak
Sadârete gönderdiği 31 Mart, 4 Nisan ve 6 Ağustos 1902 tarihli raporlardan Moskova Sokağında
bulunan komiserlik binasının karşısındaki Siyavuş Paşa Camisi’nin 1900 yılında kiliseye çevrildiği ve
içinde iki yıldır her gün ibadet edildiği anlaşılmaktadır. [BOA, A.MTZ.04, No. 16/2, lef 10 (31 Mart
1902); BOA, A.MTZ.04, No. 16/2, lef 16 (4 Nisan 1902); BOA, A.MTZ.04, No. 80/38, lef 4 (31 Mart
1902); BOA, A.MTZ.04, No. 80/45, lef 3 (2 Cemaziyelevvel 1320/6 Ağustos 1902)]. Sofyalı Hocazâde Es-
Seyd Mehmed Hüsnü Efendi, caminin kilise yapıldığını ve fakat 1902 itibariyle harap durumda olduğunu
belirtmektedir. (BOA, Y.EE, No. 136/24, lef 1 (26 Mayıs 1318/ 8 Haziran 1902). Yüzyılın başlarında
Sofya’yı ziyaret eden John F. Fraser’ın, mabet harabe halde olduğu halde Bulgarların içeriye girip ibadet
ettikleri şeklindeki beyanı belgeleri teyit etmektedir. ( John Foster Fraser, Pictures from the Balkans, Cassell
and Co., London 1906, s. 68).
86
Lory, a.g.e., s. 106.
87
Geniş bilgi için bkz. Meral Bayrak (Ferlibaş), “Sofya’da XVI. Yüzyıla Ait Bir Vakıf Örneği: Sofu
SOFYA’DA OSMANLI MİMARİ MİRASININ TASFİYESİ (1878-1908) 127

Camisi cephanelik yapılmış,88 caminin minaresi de Dondukov tarafından dinamitle


yıktırılmıştır (Bkz. Resim 9,10).89 Keza bitişiğindeki 16 odalı Sofu Mehmet Paşa
Medresesi ise hapishaneye dönüştürülmüştür. Caminin karşısındaki vakıf hamamın
ne zaman yıkıldığı meçhuldür.90

Kiliseye tahvil edilmesi yönünde Grigor Naçoviç’in yukarıda belirtilen 1882’deki


teşebbüsünden sonra Kara Cami, uzun süre cephanelik olarak kullanılmaya devam
etti. Kara Cami’nin kiliseye tahvili konusunda ikinci girişim, Stefan Stambolov
döneminde 1891-1894 yılları arasında caminin bitişiğindeki medresede hapis yatan
Petko Karavelov’dan geldi. 1896 yılında civarda yaşayan Bulgar halkın eski medrese-
yeni hapishane önündeki boş alana kilise yapılması için yerel yöneticilere başvurması
üzerine, Karavelov 1897 başlarında yeni bir kilise yapmak yerine, cephanelik
olarak kullanılan Kara Cami’nin kiliseye dönüştürülmesini teklif etti. Karavelov’un
önerisinin benimsenmesi üzerine bir inşaat komitesi kuruldu ve caminin kiliseye
dönüştürülmesi planı Aleksandır Nevski Katedrali’nin mimarı Rus Aleksandır N.
Pomerantsev’e, rekonstrüksiyon işi ise Bulgar mimarlar Yordan Milanov ile Petko
Momçilov’a verildi. Karavelov, ayrıca kiliseye Bulgaristan’da Hıristiyanlığı yayan ve
Kiril alfabesinin mimarları olan Kiril ve Metodiy kardeşler ile birlikte onların beş
öğrencisine hürmeten “Sv. Sedmoçislenitsi” (Yedi Azizler) adı verilmesini teklif etti.91

Mehmed Paşa Külliyesi ve Camiden Kiliseye Çevrilmiş Bir Mabedin Hikayesi”, Türk Kültürü İncelemeleri
Dergisi, S. 19, 2008, s. 1-35; Aşkın Koyuncu, “Sofya’daki Sofu Mehmed Paşa Camisi (Kara Cami)’nin
Kiliseye Dönüştürülmesi”, Uluslararası Balkanlarda Türk Varlığı Sempozyumu- II, Bildiriler, C. II, 13-15 Mayıs
2010, Celal Bayar Üniversitesi, Süleyman Demirel Kültür Merkezi, Manisa, Yay. Haz. Ünal Şenel, Celal
Bayar Üniversitesi Matbaası, Manisa 2010, s. 129-146.
88
Nazırska, a.g.e., s. 72; İsmail Eren, “Mimar Sinan’ın Sofya’da Bilinmeyen Eseri”, Belgelerle Türk
Tarihi Dergisi, S. 8, 1968, s. 69; Keskioğlu, a.g.m., 314; Keskioğlu-Özaydın, a.g.m., s. 121; Bayrak (Fer-
libaş), a.g.m., s. 28. Buna karşılık Zara Kostova, kaynak belirtmeksizin vakıf gelirlerinin azalmasından
dolayı daha bağımsızlık öncesinde Kara Cami’nin ibadethane olarak fonksiyonunun durduğunu ve
Osmanlı zamanında askeri depo olarak kullanılmaya başlandığını belirtmektedir (Zara Kostova, “Ca-
miyata ‘Sofu Mehmed Paşa’ i prevrıştaneto i v tsırkva”, Azize A. Yasa - Zeynep Zafer (Ed.), Balkanlarda
Kültürel Etkileşim ve Türk Mimarisi Sempozyumu, Şumnu, 17-19 Mayıs 2000: Bildiriler, C. 1, Atatürk Kültür
Merkezi Başkanlığı Yayınları, Ankara 2001, s. 431).
89
Semavi Eyice, “Bosnalı Mehmed Paşa Camii”, TDV İslam Ansiklopedisi, C. 6, İstanbul 1992, s.
306; Cambazov, a.g.t., 215.
90
Uzun süre hapishane olarak kullanılan Sofu Mehmet Paşa Medresesi 1928’de yıkılmış ve yerine
İçişleri Bakanlığı binası yapılmıştır. (Eren, a.g.m., s. 69; Keskioğlu, a.g.m., s. 314; Keskioğlu-Özaydın,
a.g.m., s. 121; Cambazov, a.g.t., s. 197).
91
Kostova, a.g.t., s. 431-432. Zara Kostova, Sultan II. Abdülhamid’in caminin kiliseye dönüş-
türülmesine karşı çıkarak Sofya’daki temsilcisi vasıtası ile Bulgar hükümetine baskı yapması üzerine
1899’da bu düşünceden vazgeçildiğini ve Hâriciye Nazırı Todor İvançov’un inşaat komitesine yeni
bir kilise yapılmasını teklif ettiğini ve Sultanın külliyetli para yardımı vaadinde bulunduğunu be-
lirtmektedir (a.g.t., s. 432). İsmail Eren de Bulgar kaynaklarına dayanarak Sultan II. Abdülhamid’in
camiye dokunulmaması karşılığında yeni bir kilisenin inşası için külliyetli para teklifinde bulun-
duğunu, diplomatik müdahalelerle adaptasyon işleri geçici olarak durduruldu ise de kesin sonuç
alınamadığını belirtmektedir [Eren, a.g.m., s. 69; Bayrak (Ferlibaş), a.g.m., s. 31]. Fakat, Bulgaristan
Komiserliği ile Bâbıâli arasında yapılan yazışmalardan Bâbıâli’nin ve Sultan II. Abdülhamid’in
ancak Ali Ferruh Bey’in komiserliğe atanmasından sonra 22 Mart 1902’de caminin kiliseye çevril-
128 AŞKIN KOYUNCU

Ancak, onun bu tasavvuru uzun süre hayata geçirilemedi. Petko Karavelov, dördüncü
kez başbakan (reis-i nüzzar) olduktan sonra (5/18 Mart 1901) bu projeyi bizzat ele
alarak Kara Cami’nin kiliseye çevrilmesi sürecini başlattı. 27 Mayıs/9 Haziran
1901 tarihinde Başbakan Karavelov, Adliye Nazırı Aleksandır Radev, Savunma
Bakanı Stefan Paprikov’un da hazır bulunduğu törende Sofya metropoliti Parteniy’in
inşaatı takdis etmesiyle Pomerantsev’in hazırladığı dönüşüm planına uygun olarak
rekonstrüksiyon çalışmalarına başlandı.92 Caminin kitabesi inşaat faaliyetinden önce
sökülerek arkeoloji müzesine (Mahmud Paşa Camisi) kaldırıldı. Yordan Milanov ile
Petko Momçilov tarafından yürütülen proje gereği binanın ana gövdesi ve 22 metre
yüksekliğindeki büyük kubbesi korundu. Mihrabın bulunduğu Güneydoğu duvarı
delindi. Binaya çan kulesi, narteks, dört köşeye birer kubbe eklendi ve binanın iki
tarafına kemerli iki kapı açıldı.93 Ayrıca, son cemaat yeri yıkıldı ve kubbe kasnağında
Bizans mimarisini andıran dalgalı bir saçak hattı altına bir dizi pencere yapıldı.
Böylece caminin dış mimarisi tamamen değiştirilmiş ve adeta bir kılıf içine alınarak
yeni bir şekle sokulmuştu (Bkz. Resim 11). Buna karşın iç mekânda Türk mimarisine
ait unsurlar tamamen yok edilememişti.94

Kara Cami’nin kiliseye dönüştürülmesi meselesi Necip Melhame’nin


Bulgaristan komiseri olarak Sofya’da görev yaptığı sırada (1898-1902) gündeme
geldiği ve rekonstrüksiyona başlandığı halde, Necip Melhame’nin Bâbıâli’yi durumdan
haberdar etmediği gibi, Bulgar makamları nezdinde de herhangi bir protesto
girişiminde bulunmadığı Osmanlı vesikalarından anlaşılmaktadır. Bâbıâli ve Sultan
II. Abdülhamid ancak Ali Ferruh Bey’in 1902 Şubatında komiserliğe atanmasından
sonra caminin kiliseye çevrilmesi planından haberdar olmuş ve inşaatın durdurulması
için girişimlere başlanmıştır.95

Kara Caminin kiliseye çevrilmesini önlemek için Bulgaristan Komiseri Ali


Ferruh Bey ve Bâbıâli’nin 1902 ve 1903’te gerek Prens Ferdinand ile Stoyan Danev
(1901-1903) ve Raço Petrov (1903-1906) kabineleri, gerekse Rusya, İngiltere ve
Avusturya kabineleri nezdinde yaptıkları teşebbüsler sonuçsuz kaldı. Başbakan Danev,
caminin Osmanlı zamanında 1863’te depo olarak kullanılmaya başlandığı, uzun
süre metruk kaldığı için “sıfat-ı asliyesi zâil olup suret-i âhere kalb ve ifrağ edilebileceği”ne
dair Sofya Müftüsü Bilal Efendi’den fetva alındığı, hali hazırda halktan toplanan
100.000 frankın sarf edilmiş olduğu, zaten caminin eskiden Yedi Azizler adıyla bir
Ortodoks kilisesi olduğu vb. iddialarla Ali Ferruh Bey’in başvurularını reddetti. Petko

mesi planından haberdar olduğu ve Necip Melhame’nin komiserliği sırasında (1898-1902) bu konuda
herhangi bir girişimde bulunmadığı anlaşılmaktadır. (Koyuncu, a.g.t., s. 136.)
92
Kostova, a.g.t., s. 433; Cambazov, a.g.t., s. 197.
93
Kostova, a.g.t., s. 433.
94
Eyice, a.g.m., s. 305-306; Bayrak (Ferlibaş), a.g.m., s. 29; Koyuncu, a.g.t., s. 136.
95
BOA, A.MTZ.04, No. 16/2, (22 Mart-5 Temmuz 1902); BOA, A.MTZ.04, No. 44/75 (tt.1903); BOA,
Y.A.HUS, No. 426/46 (22 Mart 1902); BOA, Y.A.HUS, No. No. 426/86 (31 Mart 1902); BOA, (Y.PRK.
MK, No. 11/21 (22 Mart 1902).
SOFYA’DA OSMANLI MİMARİ MİRASININ TASFİYESİ (1878-1908) 129

Karavelov’un 24 Ocak/6 Şubat 1903’te ölümünden sonra, vasiyeti üzerine caminin


avlusuna defnedilmesi geri dönüş yolunu kapattı. Kara Cami, Osmanlı protestoları
eşliğinde 27 Temmuz 1319/ 9 Ağustos 1903 Pazar günü “Sv. Sedmoçislenitsi” (Yedi
Azizler) Kilisesi adıyla takdis edildi.96

Sofya’da tasfiye hareketinden kendisini kurtaran yegâne cami, 1566’da inşa


edilen Banya Başı Camisi (Seyfullah Efendi Camisi) idi (Bkz. Resim 12, 13). Banya Başı
Camisi 1879’da ibadet edilebilen tek cami olmasına rağmen, savaş sırasında Bulgarlar
tarafından tahrip edildiği ve minaresinin alemi yıkıldığından harap bir durumdaydı.
Ayrıca, vakıf gelirlerine el konulduğu için cemaat tarafından tamir edilemiyordu.
Prens Aleksandır tarafından caminin tamiri için 1 Temmuz 1882’de 15.000 frank
tahsis edildi ise de “camiye daha ziyade bir manzara-i latife hâsıl eylemek üzere” çevresindeki
4’ü vakıf olmak üzere 11 dükkân yıkıldı.97 1886’da imam Hafız Ahmet Vehbi Efendi,
caminin vakıf gelirlerinden mahrum olması dolayısıyla yardıma muhtaç bir haldeydi.98
1890’da Belediye Başkanı Dimitır Petkov, yeni bir hamam yapmak niyetiyle Sofya’da
asli özelliği ile ayakta kalan tek cami olan Banya Başı Camisini ve bitişiğindeki Türk
hamamını yıkma kararı aldı. (Bkz. Resim 14). Komiserlik vekâletinde bulunan Reşit
Bey’e göre “sanat-ı mimariyesi câlib-i nazar-ı takdir olan” bu eserin yerine şehir dışında
bir mescit yapılması düşünülüyordu. Banya Başı Camisi, Bâbıâli’nin Bulgaristan
Kapıkethüdası Georgi Vılkoviç’e itirazı ve Bulgaristan Komiseri vekili Mustafa Reşit
Bey’in Başbakan Stambolov nezdindeki girişimleriyle yıkım teşebbüsünü atlattı.99 1904
yılında caminin tamiri için padişah tarafından 100 lira tahsis edildi.100 1906 yılında
eski Belediye Başkanı ve hali hazırda Dâhiliye Nazırı olan Petkov, belediye tarafından
inşa edilecek olan kaplıca ve otel arsasına bitişik olması hasebiyle Petko Momçilov ve
Avusturyalı Friedrich Grünanger tarafından hazırlanan projeye tesadüf ettiği gerekçesi
ile Banya Başı Camisi’nin yıkımına ruhsat verdi. Bulgaristan Komiseri Sadık Paşa
(1904-1908) ile Dâhiliye Nazırı Petkov arasında yapılan görüşmede, Petkov’un Banya
Başı Camisi yerine uygun bir yerde aynı büyüklükte başka bir cami inşası teklifine
karşılık, Sadık Paşa’nın hali hazırda müze olarak kullanılan Mahmud Paşa Camisi’nin
Müslüman cemaate iadesi talebi, müzenin artık devlet malı olduğu gerekçesi ile Petkov

96
BOA, Bulgaristan İradeleri (Bİ) No. 1448 (22 Zilhicce 1319/1 Nisan 1902); BOA, A.MTZ.04,
No. 16/2 (5 Temmuz 1902); BOA, A.MTZ.04, No. 44/75 (1897-1903); BOA, A.MTZ.04, No. 80/80,
(31 Ağustos 1902); BOA, A.MTZ.04, No. 87/32 (17 Ocak 1903); BOA, A.MTZ.04, No. 87/43 (25 Aralık
1902); BOA, A.MTZ.04, No. 88/111 (25 Şubat 1903); BOA, A.MTZ.04, No. 90/42 (22 Mart 1903); BOA,
A.MTZ.04, No. 94/12 (9 Mayıs 1903); BOA, A.MTZ.04, No. 102/22 (25 Temmuz 1319/ 7 Ağustos 1903);
BOA, A.MTZ.04, No. 103/2 (12 Eylül 1903); BOA, Y.A.HUS, No. 426/46 (22 Mart 1902); No. 426/86
(31 Mart 1902); BOA, Y.MTV, No. 230/48 (17 Mayıs 1902); BOA, Y.PRK.MK, No. 11/21 (22 Mart
1902); BOA, Y.PRK.MK, No. 14/122 (25 Temmuz 1319/ 7 Ağustos 1903). Geniş bilgi için bkz. Koyuncu,
a.g.t., s.137-142.
97
BOA, HR.TO, No. 382/51 (21 Temmuz 1882); BOA, A.MTZ.04, No. 2/2, lef 22, 23 (21 Temmuz
-24 Ağustos 1882).
98
BOA, A.MTZ.04, No. 24/39, lef 154, 155 (31 Ekim - 6 Aralık 1886).
99
BOA, A.MTZ.04, No. 24/39, lef 206, 207 (12 Ekim - 5 Kasım 1890).
100
BOA, Y.MTV, No. 256/91 (12 Şubat 1319/25 Şubat 1904).
130 AŞKIN KOYUNCU

tarafından reddedildi. Sadık Paşa, vaktiyle 46 cami bulunan Sofya’da kalan tek cami
olan Banya Başı Camisi’nin, İstasyon Caddesi’ne bağlanan Maria Luisa Caddesi’nde
olması dolayısıyla, Sofya’ya gelen Avrupalı seyyah ve ziyaretçilerin en başta dikkatini
çeken bir İslam eseri olması yüzünden yıkılmak istendiği kanaatindeydi.101 Bâbıâli’nin
tepkisi daha sert oldu. Bâbıâli, “Sofya’da mevcut olan 46 camiden 45’i ya kilise veyahut müze
gibi mebâniye tahvil ve kısm-ı küllisi dâire-i belediyece plana tesadüf ettirilerek hedm ve tahrip edildiği
halde her nasılsa şimdiye kadar mevcudiyetini muhafaza edebilmiş olan Banya Başı Camisi’nin
de şimdi banyoya kalb edilmek istenilmesinin… âsâr-ı kadîme-i İslamiyeden birinin bile Sofya’da
bulunmasının arzu edilmemesinden kaynaklandığı” beyanı ve üstü kapalı bir mütekabiliyet
tehdidi ile Bulgaristan Kapıkethüdası Grigor Naçoviç’e bir nota verdi.102 Böylece
Bâbıâli’nin ve Sadık Paşa’nın girişimleri sonucu Banya Başı Camisi bir kez daha
yıkılmaktan kurtuldu. Sofya belediyesi camiye dokunmaksızın Türk hamamını yıkarak
kaplıca inşaatını 1908-1913 yıllarında tamamladı. Öte yandan, caminin imam ve
müezzini ile Bali Efendi103 türbedarına Bâbıâli’den maaş ödeniyordu.104 1915-1917
yıllarında Osmanlı Evkaf Nezaretinin tahsis ettiği 15.000 lira ile cami tamir edildi. Bu
esnada minarenin şekli değiştirilerek boyu kısaltıldı ve somaki mermerden yapılmış eski
minberi yenilendi.105 Son olarak Osmanlı hükümeti tarafından 1917’de kubbelerinin
yenilenmesi için 36 ton kurşun gönderildi.106 Banya Başı Camisi günümüzde de
mevcudiyetini muhafaza etmektedir.

101
BOA, Y.PRK.MK, No. 21/123, (16 Mayıs 1322/29 Mayıs 1906).
102
BOA, A.MTZ.04, No. 142/95, lef 1-8 (14-21 Haziran 1890).
Bağımsızlıktan hemen sonra Bulgarlar tarafından tahrip edilen ve bakımsızlıktan harap du-
103

rumda olan Knyajevo’daki Bali Efendi Türbesi, 1901 yılında Sultan Abdülhamid tarafından tamir
ve tezyin ettirildi. 6 Haziran 1901’de Komiserlik heyeti, Sofya müftüsü, Sobranya İslam azası ve bazı
zevâtın katılımıyla türbenin açılışı yapıldı. [BOA, Y.A.HUS, No. 416/64 (6,8 Haziran 1901); BOA,
A.MTZ.04, No. 70/34 (6 Haziran 1901)].
104
BOA. Y.MTV, No. 168/37 (25 Eylül 1313/7 Ekim 1897); BOA, A.MTZ.04, No. 24/39, lef
154, 155 (31 Ekim - 6 Aralık 1886); BOA, A.MTZ.04, No. 48/68, lef 1, 2 (23, 26 Eylül 1897); BOA,
A.MTZ.04, No. 49/22, lef 1, 2 (2-6 Ekim 1897); BOA, A.MTZ.04, No. 49/46 (14 Ekim 1897).
105
Keskioğlu, a.g.m., s. 315.
106
BOA, Meclis-i Vükelâ (MV), 210/35 (19 Teşrinisani 1333/ 19 Kasım 1917).
SOFYA’DA OSMANLI MİMARİ MİRASININ TASFİYESİ (1878-1908) 131

Sonuç

1878’den itibaren yürütülen imar ve yıkım faaliyetleri neticesinde Sofya’da


1900’lerin başlarında Mithat Paşa’nın beş bulvarı ile bazı meydan ve halk bahçelerinin
bulunduğu yerler dışında, artık eski Osmanlı şehrinden hiç bir şey kalmamış ve şehir
Avusturya ekolü ile yeni baştan inşa edilmişti. Aslî fonksiyonu ile varlığını sürdüren tek
eser Banya Başı Camisi’ydi. Prens Sarayı yapılan hükümet konağı; arkeoloji müzesine
çevrilen Mahmut Paşa Camisi; 1928’de yıkılana kadar hapishane olarak kullanılan
Sofu Mehmet Paşa Medresesi ile kiliseye çevrilen Gül Camisi, Siyavuş Paşa Camisi ve
Kara Cami yeni fonksiyon ve görünümleri ile varlıklarını sürdürüyorlardı.

Sofya, incelediğimiz dönemde yabancı mühendis ve mimarlar ile yurt dışında


eğitim gören Bulgar mimarlar tarafından yeniden inşa edilmiş ve şehirde neo-klasik,
sesesyon (secession), neo-barok eklektizmi ve ulusal romantik tarzda çok sayıda bina
yapılmıştı. Restore edilen Prens Sarayı, Sobranya binası, Bakanlık binaları, Gar,
Bilimler Akademisi, Postahane, Ordu Evi, Sinod Sarayı, Güzel Sanatlar Akademisi,
İvan Vazov Milli Tiyatrosu, Aleksandr Nevski Katedrali, Aslanlı Köprü, Kartallı
Köprü bu tarz yapılardandır.107 Öte yandan dönemin modern unsurları birbiri ardına
Sofya’ya girmeye başladı: 1884’te Sofya’da ilk telefon şebekesi kuruldu. 1887 yılında ilk
lokomotif Sofya’ya girdi, ertesi yıl Sofya garı hizmete açıldı. 1888 yılında Boyana’dan
şehre su getirildi. 1900 yılında Sofya’da ilk elektrik lambası yandı ve kısa sürede tüm
şehir aydınlatıldı. 1901’de ise Sofya sokaklarında ilk tramvay işlemeye başladı.108

Bulgar halkı elde edilen başarıdan gurur duyuyor ve dışarıdan gelenlere


Sofya’nın genç ve yeni şehir olduğunu, kısa süre öncesinde büyük bir Türk köyünden
başka bir şey olmadığını anlatıyorlardı. Seyyahlar da Sofya’nın gelişiminden övgü
ile söz ediyorlardı.109 1898 yılında Sofya’yı ziyaret eden William Miller, 20 yıl önce
bakımsız bir Türk şehri olan Sofya’da ancak birkaç Türk izi kaldığını, Avrupa’nın
ortak aklı ile kurulan özgür ve muhtar Bulgaristan’ın başkenti olduktan Sofya’nın eski
görünümünden tamamen arındığını belirtiyordu. Miller, ayrıca Sofya’nın gelişme
hızına Amerikan şehirleri de dâhil olmak üzere ancak birkaç şehrin yaklaşabileceğini
ileri sürüyor ve Sofya’nın geniş sokaklarını, Avrupaî binalarını, harikulâde halk
bahçesini ve Prensin Sarayı’nı övüyordu.110 1903 yılında Sofya’ya gelen John F. Fraser
ise yirmi beş yıl önce Sofya’nın bakımsız bir Türk şehri olduğunu, artık sefaletin sona
erdiğini, dar ve kötü kokan sokakların üzerinde yükselen köhne, gıcırdayan cumbalı
evlerin sanki bir yangın hepsini kül etmiş gibi yok olduğunu belirtiyordu. Sofya’da artık
büyük ve geniş yollar, güzel meydanlar, etkileyici kamu binaları, Viyana stili kafelerin
olduğu ve ağaçların gölgelediği bulvarlar vardı. O, Sofya’yı minyatür bir Brüksel
olarak niteliyor ve onu Budapeşte ile kıyaslıyordu. Fraser, ayrıca Avrupa merkezli
107
Jéléva-Martins, “Les Traits communs et spécifiques…”, p. 141.
108
Aynı yer.
109
Jezernik, a.g.m., s. 217; Aynı yazar, a.g.e., s. 278.
110
William Miller, Travels and Politics in the Near East, T. Fisher Unwin, London 1898, s. 456-458.
132 AŞKIN KOYUNCU

bir yaklaşımla asırlar boyu tembellikleriyle ülkeyi lekeleyen Türklerin Rus ordusu ile
güneye sürülmesinden sonra gelen bağımsızlığın Bulgarlara hangi hammaddeden
mamul olduklarını (Batıya) gösterme fırsatı verdiğini belirtir.111

Ali Ferruh Bey ise Sofya’da Osmanlı eserlerinin yok edilmesini Bulgaristan
“hükümet ve ahali-i Hıristiyaniyyesinin fıtraten mütehallik oldukları nankörlük, taassub ve yağma”
eseri olarak görür.112 A. İşirkov’un, Sofya ile ilgili olarak 1912’de sarf ettiği “Yunanlıları
bizim eserlerimizi tahrip etmiş olmaları yüzünden kınamak için yeteri kadar kelime bulamayan
bizler, kendimiz, Türk eserlerini fanatik bir çılgınlıkla yıktık”113 şeklindeki sözleri Sofya’nın
modernleşme sürecinin ilk hamlesini özetlemektedir.

Hulâsa “deosmanizatsiya” hareketi ile Sofya’da beş asırlık Osmanlı hâkimiyetinin


izleri yaklaşık 30 yılda tasfiye edilmiş ve zahiren modern bir şehir inşa edilmişti.
Ancak, modernleşmenin bedeli Sofya için çok ağırdı. Osmanlı eserlerinin tasfiyesi ile
bu eserlerde tecessüm eden bir tarih, kimlik ve kültür de yok edilmişti.

111
Fraser, a.g.e., s. 66-68; Jezernik, a.g.m., 217; aynı yazar, a.g.e., s. 277.
BOA, Y.EE, No. 136/24, lef 2 (13 Cemaziyelevvel 1320/17 Ağustos 1902); BOA, A.MTZ.04, No.
112

107/38, lef 5 (13 Cemaziyelevvel 1320/17 Ağustos 1902); İpşirli, a.g.m., s. 690.
113
İşirkov, a.g.e., s. 2; Mijatev, a.g.m., s. 291.
SOFYA’DA OSMANLI MİMARİ MİRASININ TASFİYESİ (1878-1908) 133

EKLER

Resim 1. Sofya’nın ilk tanzim planı, 1879.(www.stara-sofia.com )


134 AŞKIN KOYUNCU

Resim 2. Sofya Şehir Planı 1887-1912.114

114
http://www.bgimages.org/bg/gradove/sofia/sofia%20karta1912sm.jpg, Son erişim: 30 Temmuz 2010.
SOFYA’DA OSMANLI MİMARİ MİRASININ TASFİYESİ (1878-1908) 135

Resim 3. Çelebi Camisi ve Hükümet Konağı (1878-1880).

Resim 4. Çuhacılar Hanının 1888 yılında yıkılmadan önceki hali.


136 AŞKIN KOYUNCU

Resim 5. Çuhacılar Hanının yıkımı (1888).

Resim 6. El-Hac Bayram (Sungurlar) Camisi.


SOFYA’DA OSMANLI MİMARİ MİRASININ TASFİYESİ (1878-1908) 137

Resim 7. 1900 yılına doğru Lom Caddesindeki Kiremitli


(Mansur Hoca) Camisi
138 AŞKIN KOYUNCU

Resim 8. Mahmut Paşa Camisi (1878-1879).

Resim 9. Kara Cami ve Samakov Sokağı (1887).


SOFYA’DA OSMANLI MİMARİ MİRASININ TASFİYESİ (1878-1908) 139

Resim 10. Kara Cami ve Samakov Sokağı (1900) (www.stara-sofia.com).

Resim 11. Kara Cami’nin rekonstrüksiyonu.


140 AŞKIN KOYUNCU

Resim 12. 1890’ların sonunda Banya Başı Camisi.

Resim 13. 1900 Başlarında Banya Başı Camisi


SOFYA’DA OSMANLI MİMARİ MİRASININ TASFİYESİ (1878-1908) 141

Resim 14. Banya Başı Camisi’nin arkasındaki Türk hamamı

(19. yy. sonuna doğru).


142 AŞKIN KOYUNCU

KAYNAKÇA

I. Arşivler

Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA):


Bulgaristan İradeleri (BÎ)
Hâriciye, Tercüme Odası, (HR.TO)
Meclis-i Vükelâ (MV)
Sadâret, Bulgaristan (A.MTZ.04)
Sadâret, Rumeli-i Şarkî Evrakı (A.MTZ.RŞ)
Yıldız, Esas Evrakı (Y.EE)
Yıldız, Mütenevvî Mâruzât Evrakı (Y.MTV)
Yıldız, Perakende Evrâkı, Müfettişlikler ve Komiserlikler Tahrirâtı, (Y.PRK.MK)
Yıldız, Sadâret Hususi Maruzat Evrakı (Y.A.HUS)

II. Araştıma Eserler

Aretov, Nikolay, “The Rejected Legacy”, Raymond Detrez, and Barbara Segaert
(Eds.), Europe and the Historical Legacies in the Balkans, P.I.E. Peter Lang, Bruxelles
2008, pp. 69-79.
Aydın, Mahir, Osmanlı Eyaletinden Üçüncü Bulgar Çarlığına, Kitabevi, İstanbul 1996.
Aydın, Mahir, Şarki Rumeli Vilayeti, Türk Tarih Kurumu, Ankara 1992.
Ayverdi, Ekrem Hakkı, Avrupa’da Osmanlı Mimari Eserleri: Bulgaristan, Yunanistan,
Arnavutluk, Cilt 4, İstanbul Fetih Cemiyeti, İstanbul 1982.
Bayrak (Ferlibaş), Meral, “Sofya’da XVI. Yüzyıla Ait Bir Vakıf Örneği: Sofu Mehmed
Paşa Külliyesi ve Camiden Kiliseye Çevrilmiş Bir Mabedin Hikayesi”, Türk
Kültürü İncelemeleri Dergisi, S. 19,2008, s. 1-35.
Cambazov, İsmail, “Sofya’da Bugünkü Osmanlı Mimari Eserleri”, Azize A. Yasa -
Zeynep Zafer (Ed.), Balkanlarda Kültürel Etkileşim ve Türk Mimarisi Sempozyumu,
Şumnu, 17-19 Mayıs 2000: Bildiriler, C. 1, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı
Yayınlan, Ankara 2001, s. 189-220.
Dikov, Diko Mihaylov, Gradoustroystvo, bit, raztitelnost i gradini v Sofiya: Fakti, belejki i
komentari po iztoçnitsi ot 17-20 vek, Informa print, Burgas 2010.
Eren, İsmail, “Mimar Sinan’ın Sofya’da Bilinmeyen Eseri”, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi,
S. 8, 1968, s. 66-70.
Ersoy, Neriman, Bulgaristan Prensliğinde Türk Emlâki (1878-1908), İstanbul Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 1996.
Eyice, Semavi, “Bosnalı Mehmed Paşa Camii”, TDV İslam Ansiklopedisi, C. 6, İstanbul
1992, s. 305-306.
Fraser, John Foster, Pictures from the Balkans, Cassell and Co., London 1906.
İpşirli, Mehmet, “Bulgaristan’daki Türk Vakıflarının Durumu (XX. Yüzyıl Başları)”,
Belleten, C. LIII, S. 207-208, 1989, s. 679-707.
İşirkov, A., Grad Sofiya: Prez XVII vek, Tsarska Pridvorna Peçatnitsa, Sofiya 1912.
SOFYA’DA OSMANLI MİMARİ MİRASININ TASFİYESİ (1878-1908) 143

Jeleva-Martins, Dobrina, “Gradoustroystveno planirane i istoriçeski kontekst”,


İstoriçesko Bıdeşte, No. 1-2, 2005, s. 96-110.
Jéléva-Martins, Dobrina, “Les Traits communs et spécifiques de l’urbanisme des
capitales des états Balkaniques au XIXe siècle”, Etudes Balkaniques, 1997, No.
1-2, pp. 131-145.
Jezernik, Bozidar, Vahşi Avrupa: Batı’da Balkan İmajı, Terc. Haşim Koç, Küre Yayınlan,
İstanbul, 2006.
Jezernik, Božidar, “Western Perceptions of Turkish Towns in the Balkans”, Urban
History, Vol. 25, No. 2, 1998, pp. 211-230.
Jireçek, Konstantin, Knyajestvo Bılgariya, Çast Vtora, Pre. Stoyan Aprilov, izdanie i Peçat
Hr. G. Danov, Plovdiv 1899.
Keskioğlu, Osman - A. Talha Özaydın, “Bulgaristan’da Türk-İslâm Eserleri”, Vakıflar
Dergisi, No. XVII, 1983, s. 109-140.
Keskioğlu, Osman, “Bulgaristan’da Bazı Türk Âbide ve Vakıf Eserleri”, Vakıflar Dergisi,
No. VIII, 1969, s. 311-328.
Kiel, Machiel, Art and Society of Bulgaria in the Turkish Period, Van Gorcum, Assen,
Maastricht 1985.
Kostova, Zara, “Camiyata ‘Sofu Mehmed Paşa’ i prevrıştaneto i v tsırkva”, Azize
A. Yasa -Zeynep Zafer (Ed.), Balkanlarda Kültürel Etkileşim ve Türk Mimarisi
Sempozyumu, Şumnu, 17-19 Mayıs 2000: Bildiriler, C. 1, Atatürk Kültür Merkezi
Başkanlığı Yayınlan, Ankara 2001, s. 427-438.
Kotsev, Georgi - Georgi Tsarev, “Etnosotsialen Sıstav na izbiratelite v Sofiya prez 1882
g.”, İstoriçeski Pregled, 1991, No. 4, s. 19-24.
Kovaçev, Atanas, Zelenata sistema na Sofiya: Urbanistiçni aspekti, Pensoft, Sofiya 2005.
Koyuncu, Aşkın, “Sofya’daki Sofu Mehmed Paşa Camisi (Kara Cami)’nin Kiliseye
Dönüştürülmesi”, Uluslararası Balkanlarda Türk Varlığı Sempozyumu- II, Bildiriler,
C. II, 13-15 Mayıs 2010, Celal Bayar Üniversitesi, Süleyman Demirel Kültür
Merkezi, Manisa, Yay. Haz. Ünal Şenel, Manisa: Celal Bayar Üniversitesi
Matbaası, 2010, s. 129-146.
Koyuncu, Aşkın, “Bulgaristan’da Osmanlı Maddi Kültür Mirasının Tasfiyesi (1878-
1908)”, OTAM, S. 20, Güz 2006, s. 197-243.
Koyuncu, Aşkın, Balkanlarda Dönüşüm, Milli Devletler ve Osmanlı Mirasının Tasfiyesi:
Bulgaristan Örneği (1878-1913), Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi, Ankara, 2005.
Lewis, Stephen, “The Ottoman Architectural Patrimony of Bulgaria”, Electronic
Journal of Oriental Studies, IV, 2001 [M. Kiel, N. Landman & H. Theunissen
(Eds.), Proceedings of the 11th International Congress of Turkish Art, Utrecht - The
Netherlands, August 23-28, 1999], No. 30, pp. 1-25.
Lory, Bernard, Sıdbata na osmanskoto nasledstvo: Bılgarskata gradska kultura, 1878-1900, pre.
Lilina Yanakieva, Amisitia, Sofiya 2002.
Mihayloviç, Lüdmil, Petır Terziev, Petır Dikov, İzmnenie na obşt ustroystven plan na stoliçna
obştina, Sofiya 2009.
Mijatev, Petâr, “Bulgaristan’daki Osmanlı Anıtları”, Çev. Yaşar Yücel, Belleten, C. L,
144 AŞKIN KOYUNCU

S. 196, 1986, s. 291-313.


Miller, William, Travels and Politics in the Near East, T. Fisher Unwin, London 1898.
Nazırska, Jorjeta, Bılgarskata dırjava i neynite maltsinstva 1879-1885, LİK, Sofiya
1999.
Radoslav, Mihaylov, “Pırviyat plan”, Serdika, No. 9/10, 1941, s. 32-37.
Roth, Klaus, “Güneydoğu Avrupa’nın Gündelik Kültüründe Osmanlı İzleri”, Çev.
Asker Kartarı, Folklor/Edebiyat, 1999/2, S. 18, s. 5-16.
“Sofiya-127 Godini Stolitsa. Gradoustroystvo i arhitektura: Gradoustroystvena
evolutsiya”, http://www.sofia.bg historv.asp?lines=l 771 &nxt=l&update=all.
Sofya Belediyesi web sitesi, son güncelleme, 2006, son erişim: 24.04.2010.
Şimşir, Bilal N., Bulgaristan Türkleri, Bilgi Yayınevi, Ankara 1986.
Todorova, Maria, Balkanlar’ı Tahayyül Etmek, Çev. Dilek Şendil, İletişim Yayınları,
İstanbul 2003.
Todorova, Maria, “Balkanlar’daki Osmanlı Mirası”, L. Carl Brown (Ed.), İmparatorluk
Mirası, Balkanlarda ve Ortadoğu’da Osmanlı Damgası, Çev. Gül Çağalı Güven,
İletişim Yayınlan, İstanbul 2000, s. 70-112.
Turan, Ömer, “Bulgaristan’da Türk Vakıfları”, Ali Çaksu (Ed.), Balkanlar’da İslam
Medeniyeti Milletlerarası Sempozyumu Tebliğleri (21-23 Nisan, 2000, Sofya), IRCICÂ,
İstanbul 2002, s. 199-229.
Turan, Ömer, “1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nın Bulgaristan’daki Türk Varlığına
ve Mimarî Eserlerine Etkisi”, Azize A. Yasa-Zeynep Zafer (Ed.), Balkanlarda
Kültürel Etkileşim ve Türk Mimarisi Sempozyumu, Şumnu, 17-19 Mayıs 2000: Bildiriler,
C. 2, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınlan, Ankara 2001, s. 763-771.
Turan, Ömer, The Turkish Minority in Bulgaria (1878-1908), Türk Tarih Kurumu,
Ankara 1998.
Turan, Ömer, “1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşında Filibe’de Yıkılan Osmanlı
Eserlerine Dâir Bir İngiliz Belgesi”, Kubbealtı Akademi Mecmuası, Yıl 25, S. 4,
1996,’s. 241-251.
Yerolympos, Alexandra, “A New City for a New State: City Planning and the Formation
of National Identity in the Balkans (1820s-1920s)”, Planning Perspectives, Vol. 8,
No. 3, 1993, pp. 233-257.
Zheleva-Martins, Dobrina & Yuli Farkov, “The Role of the Engineers from the Russian
Army in Laying the Foundations of Contemporary Bulgarian Town Planning
after the Liberation from Turkish Domination in 1878”, Etudes Balkaniques,
1999, No.1-2, pp.75-83.
Zheleva-Martins, Dobrina, “Ethnic Structure of the Bulgarian Cities Before Their
First Urban Planning at the End of the 19th Century”, Etudes Balkaniques, 2002,
No. 2, pp. 125-136.

You might also like