You are on page 1of 212

Asya Tipi retim Tarz'na Veda

Yard. Do. Dr. Suna Baak AVCILAR Gazi niversitesi BF zet: Bundan otuz hatta krk yl kadar nce Osmanl toplum yaps konusunda balayan tartma henz sonulanmamtr. Osmanl toplum yaps tartmalarnda yapnn ne olmad (bu makalede sadece ATT olmad) belirlenmi fakat ne olduuna ilikin henz tatminkr bir sonuca ulalamamtr. Bu alma gerek akademik gerekse entelektel ve ideolojik sebeplerle Osmanl toplum yapsn aklama gayreti iinde olanlarn, zellikle Osmanl'y ATT'le aklama abas sarf edenlerin ve ATT'n teorik, emprik ve ideolojik adan sorgulannn ele alnd ATT'e veda yazsdr. Anahtar Kelimeler: Toplumsal yap, ATT, Feodalite, Dou Despotizmi

____________________________________________________ Giri
Osmanl toplum yaps zerinde daha nceleri yaplan tartmalarda Osmanl iin "Feodal mi, Asya Tipi retim Tarz (ATT) m?" ikilemi, Trkiye'nin entelektel gndeminin odak noktasn oluturmaktayd. Sencer Divitiolu'nun "Asya retim Tarz ve Osmanl Toplumu" adl eseri, konuya farkl yerlerden bakanlar farkl ynleriyle etkilemitir.
bilig Yaz 2002 Say 22:1-28

bilig 2002 Yaz Say 22

ATT teorik ilemleriyle genel olarak Dou toplumlarnn (zel olarak da, Osmanl toplumunun) Bat toplumlarndan farkl olduunu; Dou'nun statik, Bat'nnsa dinamik srelerle belirlendiini; bu yzden de Asya'nn bir tarihi olamayaca tezini getirmekteydi. Bu tez o yllarda hem Marksist olmay hem de Osmanl'nn Bat'dan farkl bir yaps olduunu savunabilmeyi mmkn kldndan cazip bir teorik dayanak olarak grlmtr. Birok kimseyi o yllarda tarihsizlikten ok kendine zglk etkilemitir. Divitiolu, Osmanl toplum yapsnn Avrupa feodalitesinden farkl olduuna iaret ediyor; tmar sistemini feodal malikane sisteminden ayryor; sipahinin senyrden serfin reayadan temelli olarak ayrldn bildiriyordu. Bat'da Asya Toplumlarnn zmlenmesinde daha 1930'lu yllarda ATT terk edilirken otuz yl sonra ATT' Bat literatrnde kefeden sosyal bilimcilerimiz kavram Osmanl iin kullanmlardr. Yine o yllarda mer Ltfi Barkan baz uyanlarda bulunmaktadr; ancak ATT'n cazibesi her eyin stndedir. Daha sonra yaplan almalar ATT'n .L. Barkan'n deyiiyle 'mahhas tarihi realite' ye tekabl etmediini gstermi ve ATT'n deneysel teorik ve ideolojik adan geerlilii sorgulanmtr. Ite bu alma gerek akademik gerekse entelektel ve ideolojik sebeplerle Osmanl toplum yapsna duyulan ilginin ve Osmanly ATT'le aklama abas sarf edenlerin ele alnd ATT'e veda yazsdr. Osmanl Toplum Yaps ile lgili Farkl zmlemeler Akademik olduu kadar entelektel ve ideolojik sebeplerle Osmanl Devleti ve toplumu zerine yaplm inceleme ve aratrmalardan oluan dikkate deer bir literatr mevcuttur. Literatrde yer alan ve her biri farkl teori ve metodolojiye dayanan bu almalar bir snflandrmaya tabii tutmak bize deerlendirme1 kolayl sunacaktr. Bu tasnifi vermeden nce belirtmek istediimiz birka husus var. Literatrde Osmanl toplum yaps ile ilgili farkl zmlemelerin snflandrlmasna ilikin balca iki alma vardr. Bunlardan ilki M. Sencer'e ait olup, kendisi Osmanly ATT'le aklamann uygun olacan belirtirken; dieri H. Berktay'a aittir ve kendisi sonuta Osmanly feodalizmle aklar.

Baak Avclar, Asya Tipi retim Tarz'na Veda

Bu iki temel almann ve birka makalenin dndaki almalarda, Osmanl toplum yaps ile ilgili farkl zmlemelerin snflandrmas bir iki sayfa veya paragrafla snrldr. Bu snflandrmalarn bazlarna ise katlmak mmkn deildir. Mesela E. Kongar'a gre (1981:309311) bu konuda ikili tasnif yeterlidir. Kongar "Feodalizm" ve "kendine zg" ayrmn yaparak ilkinin temsilcisi olarak sadece M. Kray' gstermekle yetinir. Osmanlnn kendine zg bir toplumsal yapya sahip olduunu savunanlar arasnda da S. Divitiolu'nu, . Mardin'i, M. Sencer'i, H. in'i, M. Doan' ayn balk altnda ele alr. Hlbuki bu sosyal bilimcilerimizi ayn balk altnda deerlendirmek mmkn deildir. nk M. Sencer ve S. Divitiolu ATT' savunurken H. Cin ve . Mardin bunu sz konusu bile etmezler. Ayrca tm bu almalarda, zmlemelerle ilgili belli bir zaman kesitinde ve snrl sayda kiiler ele alnm olduu iin, gnmz sosyal bilimcilerinin grlerine deinilmemitir. Bu sosyal bilimcilerden konuyla ilgili olarak fikrini deitirenler olmutur. Bunun dnda Osmanl'da "kendine zg bir toplum yaps" olduu hususunda tarihilerin dnda onlarla ayn gr paylaan sosyologlar yok farz edilmektedir. H. Berktay ve M. Sencer zellikle Weber'den hareketle Osmanly zmleyen sosyal bilimcilerin grlerine hi deinmemilerdir. Literatrde farkl yneliteki bu almalarn deerlendirilebilmesi iin ortak bir zemine ihtiya vardr. Bu ortak zemin kullanlan teorik ve metodolojik yaklamdr. Bunlar belirlendii takdirde bu tartmalarn ortak bir zemin zerinde deerlendirilmesi kolaylaacaktr. Literatrde yer alan farkl yneliteki almalarda, en genel anlamyla "kendine zg olu yaklam" ile "Marksist tarih yaklam" Osmanl toplum yapsnn deerlendirilmesinde iki ayr u olarak grlmektedir. 1933 ile 1960 yllar arasnda . L. Barkan ve H. Inalck'n yapt almalarla ekillenmi olan ve Osmanl toplum yapsnn kendine zg olduunu benimseyen ilk gre karlk, 1960'arda Marksist tarih yorumculuunun kazand canllk ile "feodalizm" ve "ATT" tartmalar gndeme gelmitir. "Feodalizm" ve "ATT"n dnda Osmanl toplum yaps ile ilgili tartmalar "Dou Despotizmi", "DnyaEkonomi Sistem Yaklam", "Kerim Devlet", "Patrimonyalizm", "Prekapitalizm", "Prebendalizm", "Protofeodal", "Kyl retim Tarz", "Vergisel retim Tarz" gibi kavramlar erevesinde dnmtr.

bilig 2002 Yaz Say 22

Osmanl toplumsal yaps ile ilgili bu kavramlar, ATT'n Dou toplumlar balamnda Osmanl toplumsal yapsn zmlemede teorik adan yetersiz, ampirik adan ise geersiz olduu tesbit edildikten2 sonra ortaya kmtr. Sosyal bilimler tarihimizde Osmanl toplum yapsnn ne olduu sorusu na ATT ve feodalizm cevabn verenlerden ok nce Osmanl'nn kendi zgne bir yapda olduu gr, 1930'lu yllarda zellikle tarihilerin yaptklar almalarla filizlenmeye balam ve gnmzde baz sosyo loglar arasnda da kabul grmtr. Cevdet Paa'dan bu yana Trk top lum tarihinin tabanna inerek aratrmalar yapan tarihilerimiz, Trk sos yolojisinin gelimesine salam bir zemin hazrlamlardr. mer Ltfi Barkan, Mustafa Akda, Cengiz Orhonlu, Halil Inalck, Tayyip Gkbilgin, Fuat Kprl, Halil Sahilliolu ilk akla gelenler olup, aratrmalarla Osmanl konusuna k tutmulardr. ada Trk tarihi ve iktisat tarihi literatrnde klasik dnem olarak kabul edilen onbe ve onaltnc yzyllarda Osmanl toplumunun feodal olmad gr genel kabul grmtr (Berktay 1983a: 2470). Werner'e gre de "Trk tarih yazm Osmanl Imparatorluu'nda feodal bir retim tarznn varln kukuyla karlar" (1988:198). ATT tezi karsnda ise tarihilerimiz sessiz kalmlardr. Bize gre sessizliin sebebi feodalizme verilen cevabn ATT iin de geerli olmasndandr. H. Cin ise meseleyi hukuki ynden ele alarak Osmanl toplum yapsnn kendine zg olduunu ortaya koyanlardandr3. Osmanl toplum yapsnn kendine zg olduu mutabk olan sosyal bilimcilerimiz dier yaklama sahip olan sosyal bilimciler gibi tarihilerin almalarn temel alrlar fakat onlardan farkl sonulara ularlar. Marksist yaklamda olanlar ekonomik faktr ve retim ilikileri arlkl aklamalar getirirken kendine zg gr yaklamnda yer alanlar Weber'in iktidar, prestij, stat, hakimiyet kavramlarnda hareketle Osmanl'y aklamlardr. S. lgener, . Mardin, M. Heper, O. Trkdoan, A. Kurtkan, B. Sezer, M. Erkal, C. Meri, . Meri, A. Tabakolu, N. Vergin, A. Gner Sayar bu grn temsilcilerindendir. Bu gr H. Berktay tarafndan bir makalesinde "Partiklarist Ottomanizm4" terimiyle ifade edilirken baka bir almasnda "Dar Hukuksal Formalist Ekol5" ve "Sui Generis6" terimleriyle ifade edilmektedir. H. Berktay'la ayn izgide olan I. r'de " Hukuki Siyasi lt7" terimini

Baak Avclar, Asya Tipi retim Tarz'na Veda

kullanr. Biz bu gruba girenler iin . L. Barkan ve A. Tabakolu'nun deyiiyle "Nev-i ahsna Mnhasr8" veya "Kendine zg Olu" demeyi tercih ediyoruz. Marksist Tarih Yaklam 1960'l yllar ve hatta 1970'li yllarn ortasna kadar Osmanl devleti ve toplum yaps Trk solunun ilgi odanda yer alr. Trk solu bu dnemde dnyay deitirmek projesine katlmak amacyla yola kmtr. Bu amac gerekletirmek iin ise, nce iinde yaanlan toplumun analizi ve bunun iin de var olan toplumun stnde ykseldii gemi ilikileri yani Osmanl'y anlamak ve yorumlamak gerekiyordu. Bu sebeple Marksizmin temelinde yer alan deiimi gerekletirebilmek, 1960'l yllarda Osmanl Trk solu iin temel aratrma ve tartma alann tekil etmitir. 1960'h yllar Osmanl tarihi almalar iin olduu kadar sosyoloji asndan da olduka nemlidir. . Oskay'a gre (1990: 23), Trk solunun sosyolojiye merak sarmas smail Hsrev'e kadar gtrlebilir. Ancak bu merak sarma asl filizlerini 1960'larn ortalarnda vermitir. Yine bu yllarda sol, Osmanl toplum yapsna k tutan analizleri ile . Mardin'den faydalanmtr. Godelier'den S. Hilav'n evirileri, K. Tahir'in Osmanl'ya ilikin dnce retmeye balamas hep bu dneme rastlamtr. Farkl yaklamda olanlar yaptklar almalarla belli bir dnem kt malzeme ile de olsa baz genel hkmlere varmaya almlardr. Aratrmalarda farkl yaklamlara sahip olanlarn gnderme yaptklar ahslarn ise ayn olduunu gryoruz. nalck, Barkan, Kprl ve Akda'n yan sra Gibb ve Bown, Hammer, Gibbons, Toynbee gibi yabanc tarihilerin eserleri ana kayna oluturmaktadr. Marks'n Att Kavramn Oluturmas Marks'n ATT' kavramsallatrmas, kavramn kendi tarihsellii gz nne alnarak incelenmelidir. Marks'tan sonra Perry Anderson gibi yazarlar Bat'nn, tarih boyunca Asya'y salt kendi toplumsal yapsn daha iyi anlamak amacyla aratrdn gsterdiler (1974:261). Marks'n ATUT forrnlasyonu (Anderson 1974: 462-549) Aristotales'e kadar uzanan Dou-Bat karlatrmasna dayanr. Aristotales'e gre Asya devletleri Avrupa'dakilere gre aa bir konumdadr, aykr sesin kmad bu toplumlar despotik idareye katlanmak zorundadr. Aydnlanma a'na gelindi-

bilig 2002 Yaz Say 22

inde Dou-Bat dncesi sistematize edildi. Montesquieu, Dou toplumlarn keyfi zorbalk ve deimezlik terimleriyle tanmlayan ilk yazardr. Kavramn gelitirilmesinde Marks, yukarda sz geen dnrlerin yan sra, Dou'da seyahat eden Fransz doktoru Franois Bernie'in on sekizinci yzyl, "Travels Containing a Description of the Domination of the Great Mool" adl kitabndan faydalanmtr (Kazancgil 1986: 178). Marks, Bernier'den hareketle Dou'daki btn olaylarn temelini toprakta zel mlkiyetin yokluuna balayarak bunu Dou cennetinin gerek anahtar olarak tanmlyor. Engels'de Marks'la olan fikir al verilerinde kavram daha da gelitirerek ATT' dounun iklim artlar ve devletin bu erevedeki grevleriyle aklyor. Daha sonra Marks bir gazete makalesinde iklim ve blgesel artlarn, kanal ve su yollar ile yaplan yapay sulamann dou tarmnn temeli olduunu, tm Asya'da kamu ileri iin merkezi bir hkmetin art olduunu belirtecektir (Divitiolu 1981:17,18). zetle Turner'a gre (1991a: 27-28; 1991b: lll) ATT'n isim babas olan Marks'n ATT'e (ATT'n zelliklerinden birisi olarak ele ald Dou Despotizmine) ilikin dncelerinde, Montesquieu, ve Hegel'in etkisi kadar, Dou'da kapitalist gelimeye engel olan duraan ekonomik artlarn varlna dikkat eken ngiliz klasik iktisat ve faydac filozoflarn etkisi de vardr. Att'n zellikleri Teorik, ampirik ve ideolojik adan eletirisine daha sonra yer verilecek olan ATT'n genel zellikleri yedi noktada toplanabilir. Osmanl toplum yapsn aklamada kullanlan ATT yaklam aada grlecei gibi, Dou Despotizmi9 yaklamnn birok varsaymn da iinde tamaktadr. Despotizmde vurgu, ynetenler ve kanun yokluu yani st yapsal unsurlar zerinde odaklarken, ATT'de vurgu Dou toplumlarndaki tabakalama dzeninin retim biimi yani altyapsal unsurlar zerinedir. 1-zel Mlkiyetin Yokluu: Bu tip toplumlarn en nemli zellii mlkiyetin mterek ya da devlete ait olmasdr. Kavramn gelitirilmesinde Marks, Engels'e yazd bir mektupta "Dou'daki btn olaylarn temelini toprakta zel mlkiyetin yokluunda aramaldr... Bu, Dou cennetinin

Baak Avclar, Asya Tipi retim Tarz'na Veda

gerek anahtardr" (Divitiolu 1981:17) demektedir. zel mlkiyetin yokluunu oluturan sebep ise, Asya'daki iklim ve karasal artlarn yol at, tarmsal ilerin yaplabilmesinin ancak devletin n ayak olabilecei byk lekli sulama tesisleri ile mmkn olabildii bir retim gerektirmesidir (Turner 1991a: 128; slamolu 1991: 18). 2-Dou Despotizmi: Marks Dou despotizminin temelini topran devlet mlkiyetinde olmasna balamtr. Toprak zerinde zel mlkiyetin olmay, ayn zamanda devlete meydan okuyacak toprak sahibi bir snfn var olmayn da aklamaktadr. Bu yap iinde ortak karlar olduu halde bu snf karlarn gerekletirecek sosyo-ekonomik balardan yoksun birbirinden yaltlm ky topluluklar despotik devletin otoritesine kar kamyorlard (Klal 1987:44-45, slamolu 1991:18-19). Devlet-toplum ilikileri asndan ATT'de kk komnal yaplar zerinde yer alan ve bunlar kapsayan devlet (despot), son tahlilde bu zgn topluluklarn babas rolnde ortaya kmaktadr (Poulantzas, 1992: 24). Fakat bu baba despot bir babadr. nk art deerin byk bir ksmn kendine ayrr ve ynetici snfn bask arac olmakla kalmayp, ayn zamanda ekonomik smrnn ba sorumlusu olan despotik bir devlettir (Anderson 1974:483). 3-Ara snflarn yokluu: ATT kavramnn temellerinden birisi de "ara snflarn"10 yokluudur. Devlet ile krsal taban arasnda boluk vardr. Devletin otoritesini snrlayacak ara yaplar yani snflarn bulunmamas ayn zamanda Asya'nn durgunluu ve tarihsizlii aklamalarna da temel tekil etmektedir. 4-Kendi Kendine Yeterli ve evreden Soyutlanm Ky Birimlerinin Varl: ATT'e temel niteliini bamsz kyl retimi vermektedir. Kendi kendine yeterli ky birimlerinden oluan bir krsal toplumun varl ve devletin zerine alm olduu kamu ileri toprakta devlet mlkiyetini dourmakta olup, kendini destekler ky topluluklarndan elde edilen artk rn devlete aktarlmaktadr (Divitiolu 1981: 2427). 5Genel Klelik : Bu modelde topran tasarruf hakkna sahip olan birey, klelik retim tarznn "kle"sinden farkl olduu gibi, feodal retim tarznn "serf'inden de farkldr. Bu iki retim tarznda emek, retim aracnn kendisidir. ATT'de ise, birey, retim arac deildir, emek hrdr. Birey burada, topran tasarruf hakkna sahip olduundan dolay hr ise

bilig 2002 Yaz Say 22

de, topluluun birliini temsil edenin yani devletin "genellemi klesi"dir (Divitiolu 1981: 41). ATT'de retici kyl devlete vergi biiminde yollad artk-rn, devletin tarmsal art toplamasn mmkn klan ideolojik-hukuki aygt ve Marks'n "genel klelik" diye adlandrd biimde sistemde yerini almaktadr (slamolu, Keyder 1977:56). Bat'da Att Tartmalar ve Trkiye'ye Yansmalar Marksist gelenek iinde Osmanl toplumunda feodal bir yapnn varln ileri srenlerin yan sra ATT'n varln ileri srenler ayr bir grup oluturmaktadr. atmac teoriyi benimseyenlerin Osmanl toplum yapsn "feodalizm" kavramyla zmlemede karlatklar glkler ayn teoriden hareket eden Trk sosyal bilimcilerinin bir ksmn ATT kavramn kullanmaya yneltmitir. Kavram 1960'l yllarda Osmanl toplum yaps tartmalarna yeni bir canllk kazandrmtr. S. Hilav, S. Divitiolu, . Kkmer ve M. Sencer ATT' yaklamn nclerindendir. 1960'l yllarn zellikle ikinci yarsnda yaymlanan almalar konuya yeni bir boyut getirmitir. Yaklamn daha sonraki ikinci dalgasn : Keyder, H. slamolu oluturur. H. slamolu daha sonra bu grn deitirmitir. N.. Ksemihal ve D. Ergun gibi konuya uzaktan ilgi duyarak katlanlar da olmutur. Trk sosyal bilimcileri iinde tek izgili /Marksist /atmac tarih gr taraftarlar, bu izgiye uymayan toplumlarn yapsnn aklannda ATT'le rahatlarken, Bat'da "1931 Leningrad Konferans, ou Avrupa toplumunun zmlenmesinde ATT' reddetmitir." (Turner 1984:62). Bat'da 1930'lu yllarda ATT'n baz kesimlerde reddedilmesine karlk, Bat Marksizminin kendini yenileme abalaryla 1960'larda ATT tartmalar11 yeniden gndeme gelmitir (Timur 1989:35-36). zellikle "1960'larm banda Fransa'da canlanan ATT tartmalar ksa srede... Trkiye'ye ulamtr" (Toprak 1986:437). Trkiye'ye ulaan bu dalgann edebiyat alanndaki temsilciliini Kemal Tahir yaparken, akademik dzeyde S. Hilav, S. Divitiolu, . Kkmer, M. Sencer ilk temsilciler olup, ATT' terimi ile sosyal bilimcilerimizi tantrmlardr. 1960'h yllarda ATT' Bat literatrnde kefeden sosyal bilimcilerimiz kavram Osmanl toplum yapsnn aklanmasnda kullanmaya balamlardr. Bat'da 1930'lu yllarda tartma konusu olan terim bizde 1960'h yllarda konuulmaya balanmtr.

Baak Avclar, Asya Tipi retim Tarz'na Veda

Bat Marksizmi tartmalarnn odak noktasn ATT'n evrensel gelime aamalar iinde saylp saylamayaca olutururken, bizde 1960'l yllarn ikinci yarsnda bu tartmalarn etkisiyle yeni bir dneme girilmi ve bu dnemde tarihimizle ilgili Marksist yaklamlar Bat Marksizminin kendini yenileme abalarnda esinlenmitir. Feodal olarak isimlendirilmesinde byk glklerle karlalan Osmanl toplumunun ATT'le isimlendirilip isimlendirilemeyecei Trk entelektelleri iinde hararetli tartmalara yol am ve Osmanl toplum yaps ile ilgili tartmalar yinelemitir. Osmanl Toplum Yaps Tartmalarnda Att'n Ykselii ATT tartmalarnn ykseliinde iki nemli sebep vardr, ilki, toplumsal aratrmalardan ok daha fazla olan tarihi aratrmalarla, yani teke ait zelliklere nem veren bilgilerle, toplumsal aratrmalar birleince ATT' yaklam birden nem kazanmtr (Kray 1982:118). kinci sebep ise Feodalizm aklamalarnn yetersizliidir. 1960 ve 1970'li yllarda Osmanl toplum yaps zerine yazlan eserlerin hemen hepsinde ATT' yaklamn bir muhasebesinin yapld grlmektedir. nsal Oskay, 1970'lerin ikinci yarsnda Kemal Tahir, Sencer Divitiolu ve Idris Kkmer'in balatt bu akmn Birikim dergisinde odaklatn (1990:23) belirtir. Ancak Birikim dergisinden daha da nce 196'l yllarda kan ve B. Boran, N. Berkes, D. Avcolu, C. Tanyol, S. Divitiolu gibi sosyal bilimciler in de yazlarnn yer ald12 haftalk Yn gazetesinde ATT, nemli tartmalara yol am ve sosyal bilimcilerimiz arasnda konuyla ilgili nemli tartmalar meydana getirmitir. zellikle D. Avcolu, S. Divitiolu'nu ATT'le ilgili sert bir dille eletirerek kendisini bilimsel olmamakla sular. Trk solu kendi iinde ATT-feodal ztlamasn yaarken, Trk sa her iki kavram da eletirir. imdi de Osmanl'y ATT bak asyla irdeleyen belli bal sosyal bilimcilerimizin grlerine yer vermek istiyoruz. Osmanl toplumunu ATT erevesi iinde ele alan ve sorunu derli toplu etkin bir biimde ortaya koyan ilk eser S. Divitiolu'na aittir (nalck 1993:6;Kray 1982:130; Sencer 1969: 73). ktisat tarihisi olan, yerli ve yabanc eitli gazete ve dergilerde makaleleri yaynlanan S. Divitiolu (1993)13 bu alanda ilk olma zelliine sahip Asya retim Tarz ve Osman-

bilig 2002 Yaz Say 22

l Toplumu" adl eserinde14 Osmanl toplum yapsn klasik Marksist emann dnda grr. Divitiolu'na gre (1981:154), idareci snf sermaye ve ticaretle ilgisi olmayan bir msrifler kalabaldr. mparatorlukta askeri tmar sistemi hkimdir. Tmar sahibi ne topran mlkiyetine ne de tasarruf hakkna sahipti. Timar verasetle gemez mutlak hakka sahip olan sultandr. Dolaysyla Divitiolu, Osmanl toplumunda topran devletin mal ve sipahinin de devletin temsilcisi olan bir memur olduu sonucuna varr. O'na gre timar sahipleriyle Orta adaki Avrupa senyrleri arasnda bir paralellik kurup Osmanl sisteminin klasik tipte bir feodal sistem olduunu sylemek hataldr. Divitiolu bu tesbitinden sonra Osmanl toplumunu Asya retim Tarzyla karlatrarak zetle u sonulara varyor (Divitiolu 1981:119-125); 1- Her ki Modelde Toprak Mlkiyeti: Marks, Asya retim tarznda topraklarn mlkiyeti hususunda bazen zel mlkiyetin yokluu, bazen mterek mlkiyet, bazen komn mlkiyeti, bazen de devlet mlkiyeti deyimlerini kullanmtr. Osmanl toplumunda ise topraklar miridir, murakabesi devlete aittir. 2- Her ki Modelde Snflama: Marks'a gre Asya tipi devlet birletirici, ulu bir varla sahiptir. Halk ise genellemi kledir. Osmanl toplumunda, oklukla kullanlan devlet ve sultan stn otoriteyi temsil eder. Kullar ve ulema sekin snf oluturur. Tabi ya da smrlen snf asl retici olan reayadr. 3- Her ki Modelde Snf atmas: Asya toplumlarnda hakim ve tabi snflar arasndaki snf atmasn reticiler tarafndan yaratlan artkrn gasp edilme ekli belirler. Artk rn vergi, hara ve angarya olarak devlete geer. Osmanl toplumunda reaya tarafndan yaratlan artk rn, mkemmel bir vergi sistemi yoluyla devlete ve sipahiye geer. Angarya genellemitir. Devlet artk rn kendi keyfince kullanmakta serbesttir. 4- Her ki Modelde devletin Yapt Kamu leri : Asya retim tarznda devlet kamu ileri yapmakla grevlidir. Osmanl toplumunda da kamu ileri ve hizmetleri devlet ve devleti temsil eden hakim snf tarafndan yaplr. 5- Her ki Modelde Ky retim ekli: Asya retim tarzmda ky ekonomisi tarm ile el sanatlar arasndaki i blmn olduka gelimi oldu-

10

Baak Avclar, Asya Tipi retim Tarz'na Veda

u bundan dolay kendini destekler karakterli bir ekonomidir. Osmanl ekonomisinde kyn kendini destekler olduu muhakkaktr. 6- Her ki Modelde Ky ve ehir Blm : Asya retim tarznda ehir ve ky farkllamamtr. Osmanl ekonomisinde ise ikili ekonomi belirgin bir ekilde ortaya kar. Bir yandan gelimi ehirler, te yandan kyl ekonomilerinin hkim olduu bir kr kesimi vardr. ehir ve ky birbirlerinden kopmutur. 7- Her ki Modelde Duraan Hal : Marks'a gre Asya retim tarznda ekonomi, bir yandan kendini destekler ky ekonomilerinin varl, te yandan devletin yapt kamu ileri dolaysyla iten dinamikten yoksun, salam ve dayanakl duraan ekonomiler halindedir. Osmanl toplumunda ise hkim snf yapmak zorunda olduu kamu ileri iinde hi biri retken yatrm deildir. Divitiolu birinci, ikinci ve nc balklar altnda belirtilen hususlarda ise farkllk olduundan bahsederek Osmanl toplumunun Asya retim tarzna yaklat sonucuna varyor. S. Divitiolu mlkiyet biimi, ky ile kent arasndaki iblmn ele alarak Osmanllarda ATT' paralelinde bir ekonomik model tasarmlamaktadr. S. Divitiolu'nun yan sra ATT konusunu ilk ileyenler arasnda adn sayacaklarmzdan birisi de Selahattin Hilav'dr. S. Hilav "Asya Tipi retim Nedir? Yn 18 ubat 1966 yazsyla konuyu ayor" (Kray 1982:130). Yazar ve evirmen olan (1928) dergi ve gazetelerde deneme ve inceleme yazlaryla tannan S. Hilav15, bu konuda yazd yaz ve evirileriyle konuya ilgi uyandrmtr (Sencer 1969:73). K. Marks'm "ark Meselesi", E Engels'in "Sosyalist Dncenin Gelimesi" (1964), Henri Lefebre'nin "Marks'n Sosyolojisi" (1968) adl almalarn evirerek konuyu odak noktas haline getirmitir. Ayrca ATT'le ilgili eitli makaleleri bulunmaktadr. Yine bu konuda ilkler arasnda zikredebileceklerimizden birisi de dris Kkmer ve Muzaffer Sencer'dir. ktisat olan dris Kkmer Osmanl'dan "Asyagil Tmarl retim Biimi" (1977:28) terimiyle sz eder. Ona gre (1969:11-28) Osmanl'nn tarihi oluumu iinde bir snf yaps olumamtr. Ne alt gruplar, ne de ynetici brokratlar snfa dnebilmitir. Ynetici brokratlarn elde ettikleri rn, retim aralar sahipliini salamaya ve yatrma kullanlmam, tketime gitmitir. Ayrca toplumun tm katlarndan ynetici gruba girip oarada rtbe alabilme yolu aktr. Osmanl retim ilikilerinin mer-

11

bilig 2002 Yaz Say 22

kezilii, batdaki gibi otonom tccar ehirlerinin ortaya kmasn engellemitir. M. Sencer ise ATT kavramnn bat yazmnda gereince ilemediini, bunun sebebinin ise ATT'n bat evrim emasnn dnda kaldn belirtir. Bizde ise ATT kavramnn amal ya da amasz saptrlp yozlatrldn bu nedenle kavramn yeterince gelitirilemediine deinir. Ona gre (1969:377)feodal kkenden retilen bir tarihle ATT'ten retilen bir tarihten gnmze aktarlacak kaltlar ok deiiktir. ATT odakl bir tarih baknn, bugne dein feodal gzlkle bir trl seilemeyen gerekleri gn na karabilmekte yardmc olacana kuku yoktur. Feodal tarih yaklamyla zmnde glk ektiimiz sorunlarn ATT' yaklamyla doru konarak cevaplama ihtimali ok daha yksektir. Bu sebeple ATT kavram yeterince gelitirilip akland takdirde Osmanl toplum yapsn aklayacak en iyi teorik balamdr. ATT' benimseyenlerin akademik evrede yer aldklarn grmekteyiz. imdi ele alacamz Huricihan slamolu ve alar Keyder de niversitedendir.H. slamolu ve . Keyder, zellikle Osmanl'nn toplumsal kuruluunda egemen retim tarznn ATT olduu, bu gre kar ileri srlen merkezi feodalizm grnn ise yetersiz olduunu (slamolu, Keyder 1977:56) belirtirler. Birlikte yazdklar makalelerinde16 tarih yazmnn gelime ekli ve ynn izmek amacnn yan sra, ATT kavramnn salt teorik tartmann tesinde nasl kullanlabileceini anlatmaktadr. Makalenin Osmanl tarihini aratran ve okuyanlarn kullanabilecekleri kavramsal bir ereveyi gelitirmek amacyla yazldn belirten . Keyder'e gre (1983:108-126) Osmanl tarihi Asya Tipi retim Tarznn hakim tarz olduu bir dnya imparatorluundan, kapitalist dnya* ekonomisi iinde geii anlatacak biimde yazlmal. Ona gre Osmanl toplumsal kuruluunda egemen retim tarz ATT'tr. Bu toplumsal kurulu sonraki dnemlerinde feodallemi blgeleri de kapsar.; ama bu blgeler ATT'n devlette somutlaan egemen snfn kendilerine ykledii i blmne tabi olurlar. Buraya kadar ele aldmz sosyal bilimcilerimiz Osmanl'y asl ilgi alanlarnda tutarak bu konuda younlamlardr. imdi ksaca ele alacamz son iki sosyal bilimcimiz zellikle Osmanl zerinde younlam olmayp, tartmalara dardan ilgi duyarak eserlerinde birka paragraf ya da

12

Baak Avclar, Asya Tipi retim Tarz'na Veda

cmleyle de olsa konuya deinmilerdir. Doan Ergun ve Nurettin azi Ksemihal konuya dardan ilgi duyanlardr. Sosyologlarmzdan D. Ergun ATT nitelemesini Osmanl toplumu iin uygun bulanlardandr. Ona gre (1984:163-164) zellikle 1960 ylndan beri lkemizde yaynlanan baz kitaplarda ileri srlen baz dnceler son derece yanl ve yetersizdir. nk kendi tarihi ve ekonomik gereklerimizi aklamak iin ilmi aratrmalar yapmadan yani olgulara dayanmadan ya da pek az olguya dayanarak aklamalar yaplmaktadr. Bunlar en bilimsel yntem olan diyalektik yntemi bildikleri halde, onu kendi tarihi ve toplumsal gereimize uygulamadan yani derin ilmi aratrmalar yapmadan ya da en ok olguyu aklayabilecek varsaym kurup aratrma yapmadan, o yntemin aklad baz bat toplumlarnn belirleyici kalplarna kendi zel tarihi ve toplumsal gereimizi zorlayarak sdrmaya almaktadrlar. Bu hem tembellik hem de siyaseti ilmi gerein nne geirenlerin almalardr, Trk tarihi ve toplum zerine yaplan aratrmalarn yetersizliine daha sonraki sayfalarda da deinen D. Ergun'a gre (1984:165-166) yaplan bu aratrmalar iinde Kemal Tahir'in Trk toplumu ile ilgili dnceleri ok nemlidir. O tarihi evrim iinde Trk toplum yapsn aklamak iin, klasik tarihi maddeciliin, ya da ancak Avrupa'y aklayabilen tarihi maddeciliin yeterli olmadn ileri srmektedir. Ve zellikle Kemal Tahir Trk toplumunun tarihini incelemek iin bat gelime izgisinin dnda yer alan baka bir retim biimi asnn yani ATT kavramna yakn bir kavramn "bir varsaym deeri tamas" gerektiini ileri srmektedir. Kemal Tahir'in bu aklamasndan yola kan D. Ergun, Trk toplumunun tarihini daha dorusu, Trk toplumundaki snflamay aklayabilmek iin K. Tahir'in dncesi dorultusunda kurulacak varsaymn, baka varsaymlara oranla en ok olguyu aklayabilen ve gerei akla dayanan bir biimde kavramamz salayan bir varsaym olaca inancnda olduunu belirtir. Kemal Tahir'in kaleme alnm sohbetlerinde sk sk Osmanl'nn Bat'dan farkl olduuna dair tesbitlere rastlamak mmkn. Bu fark o kadar barizdir ki "Bizi ters evirdikleri zaman Bat, Baty ters evirdikleri zaman biz karz" (Bozda 1980:139). Her adan iki toplum birbirinden farkldr.17 Oskay, K. Tahir'in iki toplum arasndaki fark vurgulamasnn bizim onu ATT'cler arasnda zikretmemizi engellemesi gerektiini belir-

13

bilig 2002 Yaz Say 22

tir. Ona gre (1990: 23-24), K. Tahir'in kendi ATT'c aklama giriimlerine ters den Devlet Ana'daki "rahman devlet" anlay K. Tahir'in18 yanl anlalmasna sebebiyet vermitir. nsal Oskay'n bu aklamasna karn H. Berktay, K. Tahir iin "bize ATT'c olmaktan ok sui generis'i gzkyor" (Berktay 1989,292) diyerek teredddn belirtir ve bu konuda kesin bir ifade kullanmaktan kanr. Biz de K. Tahir'i ATT' grubu iinde andk. K. Tahir'in ilk almalarnda ideolojik ortamn da etkisiyle Osmanl'y belli kalplara sdrmaya altn, fakat daha sonra sk sk Osmanl'nn zgnln vurguladn syleyebiliriz.19 N. azi Ksemihal'in ise, D. Avcolu'na ait "Trkiye'ni Dzeni" adl eseri tahlilinde Osmanl'nn ATT'e bal olduu konusunda karar kldn gryoruz. Ksemihal'e gre (1969, 7-8), imparatorluun kalknmamasnda ve geri kalmasnda Avcolu'nun belirttii, bat kapitalizminin ve emperyalizminin etkisi kadar Avcolunun szn etmedii, ATT'e bal oluumuzun, slam uygarlna girmemizin ve Osmanllarn milli burjuva snfnn domasn engellemesinin de etki oran byktr. Ksemihal, Osmanl'nn ATT'e bal olduu dncesinin henz teori, varsaym dzeyini aamadn belirtmekle birlikte ATT'e ball bir faktr olarak belirtir.20 niversite evresi dnda yer alan ve Osmanh tarihine Marksist bir yorum getirerek ATT' kullanan Hikmet Kvlcml'dr21 Askeri tbbiyeyi bitiren, siyaset adam ve yazar olan Kvlcml (1902-1971) Marks ve Engels'in eitli eserlerini yaynlam, Tarihsel Maddecilik Yaynevini kurmutur. Bir ok eseri bulunan Trk Solu Dergisi ile Aydnlk Gazetesi'nde de yazlar kan Kvlcml'nn konumuzla ilgili olarak "Osmanl Tarihinin Maddesi" adl eseri bulunmaktadr. Eserde Marks'n teorisi kullanlarak, Osmanl'nn toplum yaps tahlil edilir ve eitli tabakalar tek tek ele alnr.22 Kvlcml (1974:33-37) ATT'e duyduu yaknl st kapal bir tarzda da olsa ifade eder. Osmanh toplum yapsn Marksist bir yorumla zmleme iddiasnda bulunan iktisat ve sosyologlarn yan sra bir siyaset adam da bylelikle yerini alm olur. Att'n Teorik, Empink ve deolojik Adan Sorgulan Osmanl toplum yaps ile ilgili tartmalar bizi "benzerlikler mi yoksa farkllklar m n plana karlmal?" problemine getirir. Osmanl'nn

14

Baak Avclar, Asya Tipi retim Tarz'na Veda

"kendine zg bir toplum yaps" olduunu vurgulayanlar farkllklar Marksist bak asna sahip olanlar benzerlikleri n planda tutmulardr. Marksist bak al ve benzerlikler konusunda srarl olanlardan D. Avcolu, H. Kvlcml, D. Perinek gibi Osmanl'y inceleyen bir dnem aratrmaclarnn ayn zamanda siyasi parti mensubu, fikir babas olduu da unutulmamaldr. Bunlar legal ya da illegal faaliyet gsteren parti liderleri arasnda yer alan isimler olup, asl amalar dnyay ve Trkiye'yi deitirecek projeler retmektir. Benzerlikler konusunda srarl olanlardan M: Sencer, H. Berktay ve I. r'n ayn izgide olduklarn gryoruz. Her de . L. Barkan ve akademik ottornanistleri eletirirken szbirlii etmiesine . L. Barkan'n u satrlarn ele alrlar. "Bir tarihi iin bilhassa lazm gelen nokta bir itimaiyat gibi umumi ve bir ka dereceli tecridlerle ulalabilecek mahadeler deil, umumi kanuniyet ve te kaml istikametlerinin zamana ve yere ait hususiyetlerinin muayyen tarihi art larn tesiri altnda aldklar hususi ekillerdir." (Sencer 1984:26; Berktay 1983a:2470;r 1992:469-470) Bu satrlardan sonra M. Sencer ATT"de H. Berktay ve . r feodalizmde karar klarak, izlenen metodun klasik tarihi metodu olduunu, yapnn temellerini ortaya koyarak soyutlamalara gitmekten ok, malzemenin sonsuz zenginlii iinde farkllklarn n plana kartlarak, tipletirmelere gidilemediini belirtirler. Bu sosyal bilimcilerimiz genel tipletirmeler uruna zelin gz ard edilmesini gze alrlar. Yani benzerlikler"" uruna farkllklar nemsiz saylr. Osmanl'da feodal tezini savunanlar genelcilik ve Osmanl'nn zgl ynleriyle ilgilenmemek hatasna derken ATT taraftarlar bu zgll batdan kan kavramla aklama abas iine dmlerdir. ATT ve Dou Despotizmi gibi batl kavramlarla Osmanl'y aklama abas iinde olanlar, . Ortayl'ya gre (1978a:126), birbirinden farkl grlseler de temelde; merkeziyeti devlet, snfsal farkllamann olmamas, merkezi devletin kendine zg rgtlenmesi ve toplam art rne el koymas, art rne el koymann deimeyi engelledii duraan bir toplum yaps yaratt noktasndaki tezler zerinde fikir yrtmektedirler. . Ortayl <1978b: 123-124), ehir-ky ilikileri, sermaye birikimi ve ehirlerin snfsal yaps iyice bilinmeden bu konu zerinde hkm vermenin g olduunu, kyn otarik (iine kapal, kendini destekler) yapl olma-

15

bilig 2002 Yaz Say 22

s niteliinin tm tarmsal toplumlarda grlebileceini, kylerin kapal ekonomi dzeninden kurtulmasnn Avrupa feodalitesinde dahi, ok sonradan zlme iine girdiini aklayarak, aslnda Marks'n bile ok emin olmad ATT'n Osmanl toplumuna uygulanamayacan belirtir. ATT'n Osmanl toplum yapsnn zmlenmesinde kullanlmas savunucularn bile olduka zorlamtr. Nitekim
"ktisadi temel, deiik toplumsal yap artlarndan dolay Avrupa Feodalitesini yaratrken, baka toplumsal artlar Osmanl toplumunda, diyelim, Asya retim Tarzn yaratm ohbilir...Osmanh toplumunda snflarn ald ekil, birleim ve snflar arasndaki ilikiler Avrupa Feodalitesinden ok, Asya retim tarzna yaklamaktadr" (Divitiolu 1981:134-135)

eklindeki satrlarda grld gibi S. Divitioiu'nun ilgili eserinin bir ok yerinde kulland "ATT'e benziyor", "yaklamaktadr", "onu andryor", "feodal sistemden farkl grnyor" gibi ifadeler konuyla ilgili tereddtleri ortaya karmaktadr. Osmanl toplum dzeni ve ATT arasndaki farkllklar ve eliki Sencer Divitiolu'nu kesinlikten ziyade ifadeyi yumuatmak zorunluluu iine itmitir. ATT taraftarlaryla ilgili olarak bir de aratrma yntemleri zerinde durmak gerekir. Y. Sertel'in (1977:76) S. Divitiolu'na eletirisi u ekildedir: S. Divitiolu23 almasna Marks'm Asya lkeleri ile ilgili olarak birka gzlemini temel alp bir ATT sistemi kuruyor. Bu kat emadan yola karak Osmanl toplum yapsn aratryor. Benzeim noktalarn bulmak iin nesnel gereklii olduka zorluyor.imparatorlukta topran zel mlkiyetinin olmayn mutlak olarak kabul ediyor. Yeterli bir aklkla ortaya koymadan, Osmanl toplumunda Asya tipi kendi kendine yeterli kylerin ar bastnda srar ediyor. Bu konuda S. Akin'de (1990:42,43) toplumun deimezliini ve duraanln kabul eden ATT'n diyalektik gelimeyi ngren Marksizme aykr dt iin kabul edilemez olduunun altn izerek,ATT'de devletin stlendii ilerin sadece sulama ile snrl tutulduu halbuki Osmanl toplumuna devletin gerekletirdii fonksiyonlarn ok ynl olduunu dile getirmektedir. Baykan Sezer ise Asya'daki su boyu ovalar ve bozkr uygarlklar ile ilgili almann sonucunda Osmanl'nn ATT olarak nitelendirilmesinde dikkatli olunmas gerektiini belirtir. 0(1979:5-6)' na gre Osmanl'da feodalizmin yokluu ATT'n olmasn gerektirmez. nk ATT'deki

16

Baak Avclar, Asya Tipi retim Tarz'na Veda

geni sulama ilerine tekabl edebilecek bir ekonomik grevi Osmanl devleti yklenmemitir. Ayrca Osmanl ekonomik tekilatlanmay ynetimi altndaki halklara brakm ve belirleyici bir rol oynamamtr. ATT tm Asya toplumlarn kapsamamaktadr. ATT'n yldznn en parlak olduu dnemde . L. Barkan'n daha sonra ise H. nalck'n konu ile ilgili uyarlarda bulunduunu gryoruz. Barkan almalarnda bat Avrupa feodalizminin belli bal zelliklerini ortaya koyarak bunlar Osmanl toplumunun zellikleriyle karlatrr. Barkan'a gre (1980,873) sosyal bilimcilerimiz arasnda bir taraftan zamann arm bir "Osmanl Feodalitesi" tezi, dier taraftan da feodal dzenin tam bir inkar olan ATT' tezi ilenmekte ve Marks genel geliim emas takip edilmektedir. Yeterli bilgiye sahip olmadan yaplm ideolojik modellerle oynamaktan ve olaylar doktrin uruna dar kalplar iine sktrma abasndan vazgeilmelidir. H. nalck ise kendisiyle yaplan bir konumada24 Osmanl toplum yapsnn ATT'le anlalp anlalmayacana ilikin soruya verdii cevabnda Barkan'n uyarlarna benzer uyanlarda bulunur. nalck'a gre tarih modellerin, duygularn deil, akln nda belgelerin bize gsterdii dnyadr. Zaman zaman ATT gibi modellerin ne getii tarih yorumlar olmutur. Modelin doruluunu ispat iin tarihi hakikatleri arptmak, modele uydurmak gerek tarihilikle badamaz. Bu hipotez ve modellere kartlk deildir. Kavram ve model hadiselerin kavranmasnda ancak bir ereve olabilir. Bu uyanlara ramen 1960 ve 1970'li yllarda ATT'n cazibesinden pek bir ey kaybetmediini grrz. Berktay'a gre (1993:7), Islamolu ve Keyder'in birlikte yazdklar "Agenda for Ottoman History/Osmanl Tarihi Nasl Yazlmal?" adl makale 1977'de ABD (review,1) ve Trkiye'de (Toplum ve Bilim,1) e zamanl yaynlanmasnn hemen ardndan eitli dillere evrilerek ne kavutu. Ancak kendinden sonraki ynelimler asndan ne normatif ne de prediktif anlamda gndemde belirleyici bir rol oynayabildi. 1970'li yllarn sonlarna gelindiinde ise hem oryantalist zcln Marks'taki izdm olarak hem de ar indirgemecilii ve somut durumlar analizlerden geirmesine yatkn ve yardmc bir ara olmay nedeniyle ATT'n yaygn bir terk edilie uradn gryoruz. rnein slamolu 1991'de yaynlanan "Osmanl Imparatorluu'nda Devlet ve Kyl" adl eserinde ATT' terk etmitir. Ona gre (1991, 18-24) imparatorluun klasik anda krsal ekonomide ciddi bir dinamizm sz konusudur. "Dou Despotizmi" vb. gibi kavramlatrmalarla ve salt

17

bilig 2002 Yaz Say 22

zora dayal baskc otoriter faktrlerle Osmanl ilikiler sistematiini aklayabilmek mmkn deildir. Bu almada ATT ve Dou Despotizmi sk bir sorgulamadan geirilmektedir. Batl bilim adamlarnn yaptklar almalar Barkan ve nalck'n uyarlarnn yerinde olduunu gstermitir. slamolu ve Yavuz'a gre Perry Anderson ("lineages of the Absolutst State", 1974) ATT'n teorik adan geersizliini ortaya koydular. Ancak asl problem ATT'n ideolojik adan geerliliinin sorgulanmasdr. Bu hususta iki kaynak vardr. Biri Perry Anderson'un yukarda sz geen kitab, dieri ise, Shloma Avineri'nin " Modernisation and Arab Society" adl almasdr. Anderson, ATT'n empiirk yn kadar ideolojik ynn de sorgular ve slamolu'nun (1991) almasnda stn izdii konulara aklk getirir. Ancak son kertede bir sylem olarak ATT'n geerlilii de (Avineri) geersizlii de (Anderson) Avrupa'nn dinamik gelime sreci karsnda Dou'nun duraanln vurgulayarak oryantalizmi, yani Bat'ran farklln ve stnln 25 temellendirmede kullanlmtr. B. S. Turner'a gre (1991a,36,729), ATT tezinin son tartmalarla Marksist kategoriler listesinden karlmas nerilmitir. Sebep ATT'n Marks'm gazetecilik ve bilim ncesi dnemine ait olduu ve yukarda belirtildii gibi teorik olarak tutarsz ve ideolojik olarak kusurlu grlmesidir. Deien Bilim Anlay erevesinde Att zmlemesinin Yorumu ve Sonu Osmanl toplum yaps konusunda balayan tartma henz sonulanmamtr. Osmanl toplum yaps tartmalarnda toplumsal yapnn ne olmad (bu makalede sadece ATT olmad) belirlenmi fakat ne olduuna ilikin henz tatminkar bir sonuca ulalamamtr. Bunun iki sebebi vardr, ilki Osmanl hakknda yeterli bilgi birikimine sahip olunmamas ikincisi ise aratrmalarda kullanlan yntemin bir baka dnsel ve kltrel havzann zel tarihi artlarnda olumu toplumsal yapy aklamak zere gelitirilmi olmasdr. Osmanl toplumsal yapsn, Marksist teoriden hareketle Dou Despotizmi ve ATT kavramlaryla inceleyen sosyal bilimciler, toplumun derinlerine nfuz etmeyi salayabilecek bir okuma/anlama ierisine girmeyip, daha ok kayna batl olan kurumsal-metinsel zmlemelerle yetinmilerdir.

18

Baak Avclar, Asya Tipi retim Tarz'na Veda

Bu dnemde Divitiolu'nun ATT kavramnn yan sra sosyal bilimcilerimiz Osmanl konusunda tartmalara yol aan ve kavram emasnda belirttiimiz bir ok yeni terim ortaya attlar. Bu yaklamlar baka bir makalenin konusunu oluturabilirler. Bu tezlerin ortak paydas, Osmanl'y sosyolojik anlamda bir "toplum yaps" kavramsal iinde ele almak ve bu yapnn ancak bat toplum yapsn ve tarihsel geliimini aklamak zere gelitirilen teorileri Osmanl'ya uygulamaktr. Osmanl toplumsal yaps ile ilgili zmlemelerde balangtaki yani "benzerlikler mi farkllklar m?" sorusuna dnecek olursak, her toplumsal yapy dierlerinden ayran zel grnleri ve ikincil zellikleri ayklayp bir takm genel tiplere varmann baz mahsurlar vardr. ncelikle dnceyi belli kalplar iine hapsetmesi ve realiteyi hep o kalplar iinde alglamamz bizi hatal bir takm sonulara itebilir. Burada hibir zaman genel tiplere varmayalm demek istemiyoruz ama belirlemek istediimiz istisnalarn kaideleri bozmayaca deil bozabileceidir. Bu sebeple geri plana alman bu zel grnleri ve ikinci 1 zellikleri bir istisna olarak zihnimize kaydedip, toplumlarn yaplar iin ileri srdmz teorilerin her zamana yanllanabilir yanlarnn bulunabileceini hesaba katmaktr. K. Popper'a gre, biz yanllama yntemiyle daha az genel bir teoriden daha genel teorilere ilerleyerek bilginin ieriini geniletiriz. Bylelikle gittike daha fazla olgu kefedilerek kurulan yeni teorilerle aklanr. R K. Feyerabend insan bilgisinin genilemesinde eski ve yeni teorinin nemini ele alr. (Feyerabend 1991:188); Bugn Feyerabend'in "teoride boluk ilkesi" yani hibir teorinin klli olmad gr yaygn bir kabul grmektedir. Yeni hipotezlerin kabul edilmi kuramlarla uyumasn art koan tutarllk koulu, daha iyi kuram deil de, eski kuram koruduundan akla uygun deildir. Sk skya pekitirilmi hipotezlerle elien kuramlar, bize baka trl elde edilemeyecek apak ipular verir. Kuramlarn oaltlmas bilime yararldr. nk tek kuramn egemenlii eletiri gcn zedeler (Feyerabend 1991:41). Toerik okluk ilkesini savunan Feyerabend tek ve kesin olarak geerli bir bilimsel yntemin olmay ve herhangi bir alanda birden fazla teoriye yer verilmesi gerektii hususunda srarl olmutur. Sosyal bilimler tarihimizde de zellikle altml yllarda Osmanl toplum yaps ile ilgili zmlemelerde tek teorinin egemenliinden sz edebiliriz. Marksist teorinin aklamalar, gayet cesur genelletirmelere malzeme olarak kullanlmtr. Burada belirtmek istediimiz, giriilen bu gayretlerin tamamen boa git-

19

bilig 2002 Yaz Say 22

tiini faydaszln ortaya koymak deildir. Aksine Marksist yaklamda olanlar nemli bir grevi yerine getirmilerdir. nk, "...1960-1980 dnemi rnlerinin -kitap, makale, gazete yazlar vb. yntemleri, tahlilleri ve ileriye dnk tahminleri ile tutarl olsun veya olmasn irfan hayatmzda, sosyal ve insani bilimler alanlarnda aya yere basm bir ilgi ile yakn tarihimize bakmay, ondan hakikatler dermeyi cazip hale getirdiler ve tabanda bir ses braktlar" (Sayar 1986:2). Fakat teorinin nemli bir blm zellikle tarihilerin ortaya koyduklar rneklerle yanltand. G. Sayar, 1960'l yllarda zellikle sol literatrde, giderek artan yaynlarn nemli bir atlm olduunu; fakat Osmanl'ya ynelik bu yaynlarn nemli bir ksmnn hem akademik kuluka dnemini yaamadn, hem de tek yanlln tutsa olup sert bir determinizme balandklarn belirtir. Sayar'a gre (1986:2), soldaki bu ses 1980'lerle balayan ikinci dalga aratrmalarla boulmaya yz tutmutur. Tarihilerin zele ynelik almalar ve arivlere inmeleri sonucu ortaya kan bulgular, speklatif eserlerin dayand metodolojik temeli ve bu metodolojiden hareketle tahlilleri yerinden oynatt. zellikle 1980'lerin ikinci yarsnda tutarl bir bilim felsefesi meyvelerini vermeye balad. ".Fikri speklasyona ak kalem tecrbesinin kati bir mutlaklkla (absotutely absolute) doru olmayaca, yanllanabilirliin sz konusu olmas, hatta en revata olan almalarn bile nisbi mutlaklkla (relatively absolute) ele alnmas dncesi ar basyor, dahas yanllanamayan bu tr almalarn bilimsel dogmatizme dnecei fikri artk sosyal bilimciyi etki ve itaati altna alyordu" (Sayar 1986,3). A. G. Sayar, M. Tuncay'n, Popper evirisinden, S. Divitiolu'nun samimi ve scak yanllanabilirlik vurgusundan ve H. Berktay'n yanllanabilirlik anlayn ihmal etmemesinden tazimle sz eder. Bu tanma eski zincirleri koparmtr. Osmanl toplum yapsnn "kendine zg" olduunu benimseyen grn giderek glenmesinde deien bilim anlay nemli bir katalizr olmutur, denilebilir. Pozitivist paradigmaya alternatif olarak gelimeye balayan btnc bilim anlaynda bilim, genelleyicidir; ancak genel teoriye uymayan olgu veya olgular gz ard etmez. Bu aklananlar erevesinde dnecek olursak, Osmanl toplum yapsnn ATT'de farkllklar ve zel grnleri ile ilgili olarak farkl bak asna sahip sosyal bilimcilerin ortaya koyduu veriler konuyla ilgili bilgilerimizin genilemesine ve Osmanl'nn Marks tarihsel materyalizmin

20

Baak Avclar, Asya Tipi retim Tarz'na Veda

sunduu evrim yasalarnn dnda bir yry gerekletirdiini bize gstermektedir. Ayrca yeni bilim anlayna gre bilimin genelleyici olma zellii, belli bir toplumun belli bir zaman dilimi iindeki zgn niteliklerini kavramamza engel olmamaktadr. nk genelleyici olmak tanm gerei, her zaman her yerde geerli olandr. Her zaman her yerde geerli olan ise belli bir zamanda belli bir toplumda olup bitenlerin, o topluma ve O zaman dilimine ilikin zgn niteliklerini vermez. Genelleyiciliin ge rektirdii artlarda en nemlisi de zelin gzden karlmamas ve teori nin snanmas aamasnda yanllama sreciyle bilinen alann geniletil mesi olmaldr. Aklamalar 1 Osmanl toplum yaps tartmalar erevesinde, toplum yapnn unsurlarndan biri olarak gruplar balamnda Osmanl tabakalama sistemini ifadede kullanlan kast, zmre, snf, tabaka gibi terimlerin farkl kullanm manalar, terimin Osmanl toplumsal yapsn zmlemedeki yaygnl ve uygunluu, toplum yapda yer alan tabakalarn tasnifi iin oluturulmu kavram emalar ve aklamas iin bkz. (Baak Avclar. 1999:55-59) 2 Bkz. (Anderson 1974:462-549) 3 Bkz. (Cin 1978:111-114) 4 Bkz. (Berktay 1983a: 2470) 5 Bkz. (Berktay 1989: 291) 6 Bkz. (Berktay 1989: 292) 7 Bkz. (r 1992: 469) 8 Bkz. (Barkan 1980: 787) (Tabakolu 1993:183) 9 Dou Despotizmi Osmanl toplum yaps analizlerinde atmac teoriyi benimseyenler tarafndan kullanlan bir kavramdr. Kavram ilk ortaya atan Montesquieu'dur. Marks'n Dou despotizmi ile ilgili dncelerinde Montesquieu ve Hegel'in katks iin bkz. (Turner 1991a:lll). 10 E. Kongar Osmanl toplum yapsn aklarken Marksist terminolojiden hareketle "ara snf terimini kullanr. Marksist terminolojide yer alan "orta snf" yerine "ara snf" terimini" kullanma sebebi olarak, Batda bu snfn maddi gc eline geirerek toplumsal yapy dntrdn, Osmanl'da ise maddi gc ele geiremediklerini ve mad-

21

bilig 2002 Yaz Say 22

11 12 13 14

15 16

17

18 19

di gc ksmen ele geirdiklerinde de yapy dntremedklerini belirtir (Kongar 1999:64). Tartmalarla ilgili ileriki sayfalarda bilgi verilecektir. Bkz. Yn Gazetesi (Boran 1962a), (Boran 1962b), (Boran 1968), (Tanyol 1965) "Sencer Divitiolu" Byk Larousse,VH,(1993),3238. Yukarda ad geen bu eserin yan sra ayrca "Asya retim Tarz ve Az Gelimi lkeler" (1965: 10-30) adl eserinde verilen sayfalar arasnda Marks'n ATT ile ilgili grlerini bir model olarak toparlam ve ikinci bir modelle ATT tipolojisinin Az Gelimi lkeler zmlemesinde katklarn karmak amacn gtmtr. Az Gelimi lke halklar, onlarn derebeylik sistemi zerine kurulmalar, toplumda bireyler arasnda menfaat birliklerinin iktisadi grup veya snflarn douuna sebep olmas konusunda bkz. (Divitiolu 1964: 1-6). Genel teori kurma abalar iin bkz. (Divitiolu 1981:133). "Selahattin Hilav", Byk Larousse, X (1993), s.5272 H. slamolu ve . Keyder'in "Osmanl Tarihi Nasl Yazlmal? Bir neriye Yant" makalesine karlk yneltilen eletiriler iin bkz. (Ate 1978: 92-102) Toktam Ate bu makalesinde s. 96'da Asya Tipi retim Tarz teorisinin tam olarak oluturulamamasna ve Osmanl'nn bu ereve iinde yerini alamamasna ramen Osmanl toprak dzeninin feodalite olmad konusunda H. slamolu ve . Keyderle hemfikir olduunu ancak dier konularda onlardan ayrldn belirtir. Feodalite ve derebeyi kavramlarnn birbirine kartrld, feodal toplumun zellikleri ve bunun Osmanl ile taban tabana ztl konusunda K. Tahir'in fikirleri iin bkz. (Bozda 1980:135). Osmanl reayas, padiah, soyluluk, zenginlik ve ticaretin Osmanl'daki ekillenii konusundaki fikirler iin bkz. (Bozda 1980: 58-64), ayrca bkz.(Sezer,1992, 12, l4-20). K. Tahir'in Osmanl ile ilgili grleri iin ayrca bkz. (Tahir 1992) K. Tahir'in Osmanl ile ilgili grlerinde nereye yerletirileceine ilikin farkl kiilerce farkl mtalaalarda bulunulmasnn bir nedeni de udur " Kemal Tahir tarihsizletirmeye kar Tarih'i savunduu iin resmi tarihileri; tarihliletirmeye kar Tarih'i savunduu iin de gayr resmi tarihileri rktt . Resmi tarihileri rktt iin biraz fazla Osmanl, gayr resmi tarihileri rktt iin de biraz fazla antimarksist olmakla suland" (Yavuz 1996)

22

Baak Avclar, Asya Tipi retim Tarz'na Veda

20 Trk iktisat tarihi yaznn, Osmanl retim tarz tartmalarna 1960'l yllarda bir hatayla balad, bunun da tarz yerine biim kavramn kullanmak olduu, biim kavramnn deimeyi iermedii konusunda ve sonulan iin bkz. (Klbay 1985:360). 21 "Hikmet Kvlcml" Byk Larousse XIII, (1993),6736 22 Bkz. (Kvlcml1974, 99-154 ve 241-312). 23 Ayrca S. Divitiolu'nun ATT modeli eletirisi iin bkz. (Avcolu 1966a:l). (Avcolu 1966b:12), S. Divitiolu'nun cevab iin bkz. (Divitiolu 1966: 11-12). Osmanl'y ATT'le aklamann yanll ve bu abalarn fikir egzersizleri olmaktan teye gidemeyecei hususundaki aklamalar iin bkz. (Belli 1968:69) Ayrca Trkiye'de ATT bak al toplumsal yap analizlerinin Kemal Tahr'in Devlet Ana perspektifinde bir analizi iin bkz. (Oskay: 1990: 20-25). 24 Bkz. (nalck 1996,9) 25 ATT'n Bat'nn Dou zerindeki stnln vurgulayan bir ideolojiye hizmet ettii hususunda 1960T yllardaki bir aklama iin bkz. (Sencer 1969a:7). C. Meri'te "Bu lke" adl eserinde konuya vurgu yapar. "Marks'la Weber sosyolojinin iki dman kardeidir. Ama dou sz konusu oldu mu, rakipler anlamazlklarn unuturlar, corafi kadercilii bilimsel bir hakikat gibi sergilerler. Marks, Dou'nun smrlmesinden vicdan azab duymasnlar diye bir de kurt masal uydurur ATT1 (Meri 1985,158). Kaynaklar AKN, Sina (1990), "Osmanl Toplumu Gerek Anlamda Bir stat Toplumudur", Toplum ve Bilim" II, yaz: 42-45 ANDERSON, Perry (1974), lineages of the Absolutist State, London: New Left Books, ATE, Toktam (1978), Osmanl Tarihi Nasl Yazlmal? Bir neriye Yant", Toplum ve Bilim", 4: 93-102 AVCIOLU, Doan (1966a), "Sencer Divitiolu'nun Kitab zerine" Yn, 5.yl. 169,24 Haz: ll AVCIOLU, Doan (1966b), "Avcolu'nun Notu", Yn, 5.yl.l71,8 Temmuz: 12 BARKAN, mer Ltfi (1980) Trkiye'de Toprak Meselesi, stanbul, Gzlem Yaynlar BAAK, Avclar Suna (1999), "Osmanl Tabakalama Sistemine ilikin Bir Deerlendirme", Osmanl Toplum 4. Cilt, Ankara, Yeni Trkiye Yay. s. 55-68

23

bilig 2002 Yaz Say 22

BELL, Mihri, (1968), "Asya retim Tarz zerine Birka Not", Aydnlk, 1-7: 279-286 BERKTAY, Halil (1983a), "Tarih almalar", Cumhuriyet Dnemi Trkiye Ansiklopedisi, IX, stanbul, letiim Yaynlar, 2456-2474 BERKTAY, Halil (1983b), "Tarih almalar Kaynakas", Cumhuriyet Dnemi Trkiye Ansiklopedisi, IX, stanbul, letiim Yaynlar, 2475-2478 BERKTAY, Halil (1989), Kabileden Feodalizme, stanbul, Kaynak Yaynlar BERKTAY, Halil (1993) " Onalt Yl Sonra Osmanl Tarihinin Gndemine Yeniden Bak", Osmanldan Cumhuriyete Problemler Aratrmalar Tartmalar, Ankara, Tarih Vakf Yaynlar BORAN, Behice (1962a) "Metod Asndan Feodal ve Mlkiyet I. Marksist Metod Nedir?" Yn 1. Yl,50,28 Kasm:13 BORAN, Behice (1962b), "Metod Asndan Feodalite ve Mlkiyet II. Osmanllarda Mlkiyet Meslelesi" Yn, 1. Yl,51, 5 Arahk:13 BORAN, Behice (1968), Trkiye ve Sosyalizm Sorunlar, stanbul, Gn Yaynlar BOZDA, smet (1980), Kemal Tahi'in Sohbetleri, Ankara, Bilgi Yaynevi CN, Halil (1978), Osmanl Toprak Dzeni ve Bu Dzenin Bozulmas, Ankara Kltr Bakanl Yaynlar DVTOLU, Sencer (1964) "ktisadi Mesele, Sistemler ve Snflar", Eylem Dergisi,1,2: 1-6 DVTOLU, Sencer (1965), Asya retim Tarz ve Azgelimi lkeler, stanbul, Elif Yaynlar DVTOLU, Sencer (1966), "D. Avcolu'nun Yazs zerine",Yn,, 5,171,8 Temmuz,l-12 DVTOLU, Sencer (1981), Asya retim Tarz ve Osmanl Toplumu, Krklareli, Sermet Matbaas ERGUN, Doan(l984), Sosyoloji El Kitab, stanbul, Gerek Yaynlar FEYERABEND, Paul K.(1991), Yneteme Hayr,(ev. Ahmet nam), stanbul, Ara Yaynlar HLAV, Selahattin (1965), "Asya Tipi retim Biimi zerine Aklamalar", Azgelimi lkeler ve Sosyalizm (Der. Fethi Naci), HLAV, Selahattin (1966), Diyalektik Dncenin Tarihi, stanbul, Sol Yaynlar NALCIK, Halil (1996), "mparatorluun Kilidi: Fetih", Zaman Gazetesi, 26 Mays 1996 Pazar

24

Baak Avclar, Asya Tipi retim Tarz'na Veda

NALCIK, Halil (1993), Osmanl imparatorluu, stanbul, Eren yaynclk SLAMOLU, Huricihan nan (1991) Osmanl mparatorluu'nda Devlet ve Kyl, stanbul, letiim Yaynlar SLAMOLU, Huricihan nan- alar Keyder (1977) "Osmanl Tarihi Nasl Yazlmal? Bir neri", Toplum ve Bilim-1 49-80 KAZANCIGL, Ali (1986) "Trkiye'de Modern Devletin Oluumu ve Kemalizm" Trk Siyasal Hayatnn Geliimi, Der. E. Kalaycolu, A. Y. Sarbay, stanbul, Beta Yaynlar KILIBAY, Mehmet Ali (1985), Feodalite ve Klasik Dnem Osmanl retim Tarz, Ankara, Teori Yaynlar KIRAY, Mbeccel (1982), "Toplum Yapsndaki temel Deimelerin Tarihsel Perspektifi: Bugnk ve Yarnki Trk Toplum Yaps", Toplumbilim Yazlar", Ankara, G BF Yaynlar, 116-132 KILALI, Ahmet Taner (1987), Siyaset Bilimi, Ankara, A BYYO Yayn KIVILCIMLI, Hikmet (1974), Osmanl Tarihinin Maddesi I, stanbul, Tarihsel Maddecilik Yaynlar KONGAR, Emre (1999), 21. Yzylda Trkiye, Remzi Kitabevi, stanbul KONGAR, Emre (1981), Toplumsal Deime Kuramlar ve Trkiye Gerei, stanbul, Remzi Kitabevi KSEMHAL, Nurettin azi (1969), "Trkiye'nin Dzeni zerine", Sosyoloji Dergisi 21-22: 7-9 stanbul, Ed. Fak. Yay. Faklteler Matbaas Ayrbasm KKMER, dris (1977), "Asyatipi retim Biimi, yeniden retim ve Sivil toplum", Toplum ve Bilim,2;Yaz: 4-30 KKMER, dris (1969), Dzenin Yabanclamas, stanbul, Ant Yaynlar MER Cemil (1985), Bu lke, stanbul, letiim Yaynlar MHR Belli (1968), "Asya retim Tarz zerine Birka Not" Aydnlk, 1-7, 279-286 ORTAYLI, lber (1978a), Trkiye dari Tarihi, Ankara, TODA ORTAYLI, lber (1978b), "Osmanl Toprak Dzeninin Kaynaklan", Toplum ve Bilim, 4: 72-77 OSKAY, nsal (1990) "Kemal Tahir ve Dier ATT Bak Al Yazarlarn Geriye Ynsemeci Olmaylar zerine", Trkiye Gnl, 11, Yaz. 20-25

25

bilig 2002 Yaz Say 22

OYA, Sencer(1969a), Trk Toplumunun Tarihsel Evrimi, stanbul, Habora Kitabevi OYA, Sencer(1969b), Trkiye'de i Snfnn Douu ve Yaps, stanbul, Habora Kitabevi POULANTZAS, Nicos (1992), Siyasal ktidar ve Toplumsal Snflar, (ev. . Ser- L. F. Topuolu), stanbul, Belge Yaynlan SAYAR, Ahmet Gner (1986), Osmanl ktisat Dncesinin adalamas, stanbul, Der Yaynlar SENCER, Muzaffer (1969), Osmanl Toplum Yaps, Ankara, May Yaynlar SERTEL, Yldz (1977) "Asya Tipi retim Tarz Kavram ve Osmanl Tarihi le lgili Yorumlar" zgr nsan, 45, Temmuz: 63-76 SEZER, Baykan(1979), Asya Tarihinde Su Boyu Ovalar ve Bozkr Uygarlklar, stanbul, Ed. Fak. Yay. SEZER, Baykan(1992), "Kemal Tahir, Trk Sosyolojisi ve Dou Bat atmas, Dergah Dergisi, II. 25: 12-14 TABAKOLU, Ahmet (1993) "Osmanl ktisat Sistemi", Osmanl Ansiklopedisi, stanbul, Aa Yaynclk, 7-195 TAHR, Kemal (1992), Notlar, Osmanllk, Bizans, C. Yazolu ve B. Sezer (Der.), stanbul, Balam Yaynlar TANYOL, Cahit (1965), "Tehlike an II, Yn, 4.Yl, 122,30 Temmuz:7 TMUR, Taner (1989), Osmanl almalar, Ankara, V Yaynlar TOPRAK, Zafer (1986), "Trkiye'de ada Tarihilik (1908-1970)" Trkiye'de Sosyal Bilim Aratrmalarnn Geliimi, Sevim Ataouz (Der.), Ankara, Trk Sosyal Bilimler Denei Yaynlar, 439-446 TURNER, Bryan S. (1984), Marx ve Oryantalizm Sorunu, (ev. H. aatay Keskinok), Ankara TURNER, Bryan S. (1991a) Max Weber ve slam, (ev: Yasin Aktay), Ankara, Vadi Yaynlar TURNER, Bryan S. (1991b) Oryantalizm, Kapitalizm ve slam, (ev. Ahmet Demirhan), stanbul, nsan Yaynlar R, aya (1992), "Osmanl Toplum Yaps", G BF Dergisi, VIII, 2:467-474 WERNER, Ernest (1988), Byk Bir Devletin Douu, (ev. Ylmaz zer), stanbul, Alan Yaynlan YAVUZ, Hilmi (1996), "Kemal Tahir: Bir Aykr Birey", Zaman Gazetesi, 2 Temmuz 1996

26

A Farewell to Asiatic Mode of Production


Assis. Prof. Dr. Suna BAAK AVCILAR Gazi University Faculty of Economics and Administrative Sciences Abstract: The dispute on the nature of Ottoman social forrnation, which began thirty, even fourty, years ago, has not reached a conclusion yet. In this debate, what has been done is that the Ottoman social formation has been described in terms of what it is not, despite with no much agreeable conclusions. This study argues that the Ottoman social formation can not be identified with the Asiatic mode of production. It criticizes the theoretical, empirical and ideological basis of the Asiatic mode of production. This is a farewell to those who have academically, intellectually as wel as ideologically tried to explain the Ottomans in the context of the Asiatic mode of production. Key Words: Social Formation, Asiatic Mode of Production, Feudalism, Oriental Despotism

_______________________________________________________________

27

_______________________________________________________________

28

Yerel Kalknma Stratejisi inde Turizm ve Safranbolu


Yard. Do. Dr. Ahmet GRBZ Zonguldak Karaelmas niversitesi Safranbolu Meslek Yksekokulu zet: Trkiye, kalknma srecinde nemli bir yol katetmi ve ekonomik faaliyetin mekan iinde dalm ve younlamas asndan, blgesel ve yerel farkllamann daha ok n plana kt bir aamaya ulamtr. Yerel kalknma ekonomik olduu kadar, sosyal, politik ve kltrel unsurlar da iermektedir. Be Yllk Kalknma Planlarnn ilk ikisinde, az gelimi blgelere ncelik verilmesi eklinde benimsenen yaklam 1968'de belirlenen baz llere tevikler verilmesi ekline dnmtr. Kalknmada ncelikli yreler yaklamna III. Planda yer verilmitir. Trkiye'de yerel ekonomik potansiyelleri harekete geirecek bilinli bir yerel kalknma politikas uygulanabilir. Uygulamaya konulabilecek potansiyellerden birisi turistik deerlerdir. Turizm dviz ve istihdam yaratan zellii ile ekonomik, insanlarn dinlenme ihtiyacn karlayan ve farkl kltrleri biraraya getiren zellii ile sosyo-kltrel, yaratt kaynak kullanm talepleri ile de evreyi etkileyen bir faaliyettir. Turizm, lkenin kalknmas, refah, uluslararas rekabette stnlk, lke kaynaklarnn etkin kullanlmas dorultusunda bavurulan bir strateji olarak deerlendirilebilir. Trkiye, ktay birbirine balayan corafi konumuna bal olarak, yzyllardr ok deiik kltrlerin bulutuu yer olmutur. Dolaysyla lkemizin her yresinde Dnya'nn dier yrelerine benzemeyen bir tarih ve kltr zenginlii bulunmaktadr. Safranbolu'da eine az rastlanr sahip olduumuz mze kentlerden birisidir. almann temel amac, yerel kalknma srecinde turizm faaliyetlerine etkin bir biimde yer verilmesi suretiyle, yerleim biriminin ekonomik, sosyokltrel ve mimari kalknmas hususunda faydal olacan, yaklak 25 yllk turizm tecrbesine sahip olan Safranbolu rnei ile vurgulamaktr. Anahtar Kelimeler: Turizm, Yerel Kalknma, Safranbolu, Turizm ve Safranbolu.
__________________________________________________________________________ bilig Yaz 2002 Say 22: 29-48 29

29

bilig 2002 Yaz Say 22

Giri
Kalknma, gelimenin salad nimetlerden btn halkn yararlanaca bir ortam douran bnyesel bir deimedir (Demirci, vd., 1998). Turizm sektr gnmzde en hzl gelien ve byyen sektrlerden birisidir. Hem gelimi lkelerde hem de gelimekte olan lkelerde, ekonomik, sosyal, politik ve kltrel adan nemli ve olumlu katklar bulunan bu sektr, dnya ekonomisinde de bal bana bir endstri haline gelmitir. Dnya turizm hareketlerine katlan kii says 1950 ylnda yaklak olarak 25 milyon kii, turizm gelirleri ise 2 milyar Dolar iken, 2000 ylnn sonunda turizm hareketlerine katlanlarn says 689 milyon kiiye, turizm gelirleri ise 480 milyar dolara ulamtr. Turizmin, bugn dnya ekonomisinin iinde bulunduu konuma ve gelecekte ulaaca noktaya bakldnda, potansiyel turizm rnne sahip dnya lkelerinin turizme ynelmesi kanlmaz olacaktr. zellikle Trkiye'nin de iinde bulunduu gelimekte olan ve turistik potansiyele sahip lkelerin ekonomilerinde turizm sektr nemli bir yere sahiptir. nk turizm sayesinde bu lkeler, ekonomik kalknma iin gerekli olan dviz girilerini artrabilecek, yeni i alanlaryla istihdam olanaklarn ve milli gelirlerini, bunlara bal olarak refah dzeylerini artrabileceklerdir. Turizmin blgeler aras gelir ve refahn eit dalmna etki etmesi, istihdam imkan salamas, doal kltrel kaynaklarn korunmas ve gelitirilmesine etkide bulunmas, alt yap ve st yapnn gelitirilmesini salayc zelliklere sahip olmasndan hareketle turizmin blgesel olarak yaygnlatrlmas blgesel kalknma asndan faydal olacaktr (Barutugil, 1986). Her lkenin bnyesinde bulundurduu blgeler, ekonomik ve sosyal kalknma dzeyleri bakmndan farkllklar gstermektedir. Bu farklln boyutlar ise az gelimi lkelerde, gelimi lkelere oranla daha fazladr. lkelerin ekonomik kalknma srelerinin balangcnda blge ekonomilerinin gelime hzlar arasnda farkllklar olabilmektedir. Bu eilimin tersine evrilmesi toplumsal huzur asndan gerekmektedir. Gelimekte olan blgelerde genellikle endstriyel faaliyetler egemen sektr nitelii kazanrken, nispi olarak geri kalm blgelerde de tarm sektr arln korumaya devam etmektedir. Dier taraftan yalnzca gelimi blgedeki endstriyel faaliyetler deil, tarm bata olmak zere tm faaliyetler

30

Grbz, Yerel Kalknma Stratejisi inde Turizm ve Safranbolu rnei

nispi olarak geri kalm blgede daha ileri bir gelime dzeyine erimi olacaktr. Bylece, lkenin bir ksm giderek hareketlenerek daha da zenginleirken, bir dier ksmnn gittike yoksullamas gelimi blge ile az gelimi blge arasndaki benzerliklerin azalmasna paralel olarak daima nemli sosyo-politik sakncalar dourabilecektir (Dinler, 1986). lkemizde de blgeler arasnda olduka nemli boyutlara varan ekonomik, sosyal ve kltrel farkllklar, blgesel iktisat politikas uygulama gereini dourmaktadr. Bu nedenle her blgenin sahip olduu doal kaynaklarn gz nne alnarak deerlendirilmesi ekonomik ve sosyo-kltrel kalknma iin nemli bir husustur (Tunsiper, 1993). lkemizin dier blgelerinde olduu gibi Karadeniz Blgesi de doal kaynaklar ve bu yrede daha nce yaamlarn srdrm eski uygarlklardan kalma tarihi eserler bakmndan olduka zengindir. Bu blgemizin gnmzde yaad sosyo-kltrel ve ekonomik sorunlarn nedenlerinden birisinin blgenin sahip olduu doal kltrel kaynaklarn toplumun hizmetine sunmayarak iktisadi bakmdan deerlendirememesine balanmaktadr. Dier blgelerinde bu trden baz darboazlar yaad bir gerektir. Bu sorunu fark eden Safranbolu 1975'li yllardan itibaren sahip olduu deerleri n plana karp ve belirli bir plan dahilinde kullanma uygun hale getirmek suretiyle yreyi turistik amal hizmet vermeye amtr. Turistik hareketlerin nemini anlayan yre insan olaya sahip km ve gnmzde halen daha turistik rn eitlemesini salayabilmenin yollarn arama gayreti ierisindedirler. Kentlerde younlaan evre sorunlaryla birlikte zorlaan yaam koullaryla da mcadele iinde olan gnmz insan; bedensel, psikolojik ve sosyal sorunlarla i ie yaamak zorunda kalmtr. nsanda ve onun yaad evrede meydana gelen bu olumsuz deiim, amz insannn rekreasyon gereksiniminin byk lde artmasna neden olmaktadr. Kentlerde yaayan insanlarn ihtiyalarn karlamak amacyla gerekletirilen kentsel rekreasyon alanlar, nitelik ve nicelik asndan yetersiz kalmaktadrlar. Bundan dolay kentlerde yaayan insanlar belirli aralklarla ihtiyalarn karlamak amacyla, bir paras olduu ancak koparld doaya geici de olsa dnmenin yollarn aramaktadr. Safranbolu ve evresi, bu tr alanlara ok iyi bir rnek oluturabilecek niteliklere sahip potansiyel bir alandr. Dnya Miras ehirler Listesinde yer

31

bilig 2002 Yaz Say 22

alan Safranbolu her ne kadar kendisini Dnya'ya "Kltr Turizm Merkezi" olarak tantm olsa da evresindeki dier turistik deerlerle de kendisinden sz ettirebilecek bir yerleim birimidir. Safranbolu'ya Genel Bir Bak Safranbolu, Trkiye'nin Bat Karadeniz Blgesinde, Karabk iline bal sahip olduu zengin kltrel miras ve doal turistik deerlerini dnya insanna sunma abas iinde olan bir iledir. Safranbolu, kkleri ok eski dnemlere uzanan deiik uygarlklarn hkm srd bir blgede yer almaktadr. M.. 3000 yllarndan itibaren blgede toplu yerleimlerin olduu tahmin edilmektedir. Bilinen en eski uygarlk Gasgaslarn uygarldr. Daha sonra Hititler, Dorlar, Paplagonlar, Kimerler, Lidyallar, Persler, Kapadokyallar, Elenler, Pontlar, Galatyahllar, Bitinyallar, Romallar, Seluklular ve Osmanllar bu blgede hkm srmlerdir (2OOO'e Doru Safranbolu 99,1999). Byk Roma mparatorluu'nun ikiye ayrlmas ile doudaki Bizans topraklarnda kalan Safranbolu, tam 801 yl Bizans egemenliinde yaam ve Paplagonya adyla anlan blgenin nemli ehirlerinden birisi olmutur (Tunzgr, 1997). Blgede eski dnemlerde Paplagones adl bir ulusun yaam olmasndan dolay bu blge "Paplagonya" ad ile anlmtr. Safranbolu Roma ve Bizans dneminde youn bir yerleme alan olmutur. Bu dnemlere ait nemli eserler arasnda Safranbolu-Eflani Blgesinde 24 tmls, eitli kaya mezarlar, kabartmalar ve Sipahiler Ky'ndeki Roma Tapma saylabilir. Trkler Safranbolu'yu almadan nce, ehrin ad "Dadybra"dr. Safranbolu'da Trklerin egemenlii 1190'l yllara rastlamaktadr. Trkler ehrin "Dadybra" olan ismini "Zalifre" olarak deitirmilerdir (Ycel, 1980). Trklerin Anadolu'ya gelmesinden sonra, Safranbolu tarihi, Kastamonu tarihine bal olarak gelimitir. Bu blge 12.Y.y banda Danimentler zamannda Trklerin eline gemitir. Sonra tekrar Bizans'a gemitir. Safranbolu Candaroullar dneminden balayarak, Osmanl Dnemi'nde de uzun bir sre "Tarakl Borlu" adyla anlmtr. 18.Y.y'dan itibaren nce Zafiranbolu adyla anlan ile 1940'lardan sonra da "Safranbolu" adn almtr (Gnen, 1994).

32

Grbz, Yerel Kalknma Stratejisi inde Turizm ve Safranbolu rnei

Kurtulu Sava'nda ordunun bir ksm ihtiyalar Safranbolu'dan karlanm fakat daha sonraki dnemlerde teknolojik gelimelere uyduramam ve 1937'lerde Karabk Demir-elik iletmelerinin kurulmas, daha nce karlan bir yasa ile Lonca rgtlerinin kaldrlmas Safranbolu'nun ekonomik yapsn bozmu ve zamanla hayatndaki ekonomik stnl yitirmitir. (Gnen, 1994), Safranbolu halknn fabrikada almay tercih etmesi sonucunda tarmsal retimde olumsuz bir ekilde etkilenmitir. Daha sonraki dnemlerde, ilede turizmin yeni bir sektr olarak n plana kmas ve Karabk merkezde hava kirliliinden uzaklamak isteyen insanlar yerleim yeri olarak yeniden Safranbolu'yu tercih etmeye balaynca, ekonomik yaps yemden canlanma eilimi gstermitir. zellikle son yllarda gittike gelime eilimi gsteren turizm sayesinde yan sektrlerde de gelimeler olmutur (Safranbolu Kaymakaml, 1997). Osmanl-Trk sivil mimarisi rneklerinin en salkl biimde, en geni lde bugne kadar bozulmadan korunduu Safranbolu 1994 ylnda UNESCO tarafndan "Dnya Mimari Miras ehri Listesi'ne alnmas sonucu bir anda yurt dnda kendisinden sz ettirmeye balamtr (Gnen, 1994). Safranbolu, tarih ncesinden gnmz mimarlna dein nitelik ve nicelik bakmndan sanat ve mimari tarih bakmndan bir ok yapya sahiptir. Bu durum, sahip olduu deerler yanma bir de doal gzellikler eklenince ilenin turizm yelpazesini daha da zenginletirmektedir. Safranbolu'nun Turistik rn Yaps Turizm sektr lkemizde son dnemlerde stresli gnler yaam olsa da en hzl byyen sektrlerden biri konumundadr. Gerek yatrm bykl, gerekse istihdam ettii igc says ve salad dviz bakmndan lkemiz ekonomisinde ve kalknmasnda ok nemli bir yere sahip olmaya balamtr. Bu nem ayrca, ekonomi dnda sosyal, siyasal ve kltrel bir ierik tamas nedeni ile artmaktadr. Bu durum nihayetinde blge ekonomisinin iyilemesi ve kalknmas asndan nemlidir. Turizm pazarlama karmas elemanlarnn zn oluturan turistik rn, "turistin seyahati boyunca yararland konaklama, yemeime, ulatrma, elence ve dier birok hizmetlerin bileimidir (Hacolu, 1991). Br turistik rnn incelenmesi, seyahat edilen yrenin ekicilii, evre dzeninin temizlii ve gzellii, alt ve st yap yatrmlar, blgede bulunan

33

bilig 2002 Yaz Say 22

konaklama, yiyecek-iecek ve elence iletmelerinin yeterlilii ve o yreye en hzl ve en dk maliyetle ulalabilirlik asndan yaplmaldr (Denizer, 1992).

Turistik rn gsterilebilir.

oluturan

unsurlar

aadaki

ekil

yardmyla

ekil -1 - Turistik rn Oluturan Unsurlar Figur-1- The Elements That Form Touristic Product Middleton ise turistik rn oluturan unsurlar u ekilde snflandrmaktadr (Middleton,1993): - Destinasyon ekicilii, - Destinasyon blgesindeki olanaklar ve hizmetler, - Destinasyonun kolay ulalabilirlilii, - Destinasyonun imaj ve - Fiyat. Safranbolu'nun turistik rn yapsn bu belirtilen kriterler ile karlatrdmz zaman, birka eksiklik dnda ana hatlaryla bu kriterlere sahip olduu grlmektedir. Grlen eksikliklerin banda, karayolu balantsnn arzu edilen nitelii gstermemesidir. Dier eksikler arasnda ise turizm iletmelerinin arzu edilen kalite standartlarna sahip olmaydr.

34

Grbz, Yerel Kalknma Stratejisi inde Turizm ve Safranbolu rnei

Bununla birlikte, iletmeler bu eksikliklerini sre ierisinde giderme abas iindedirler. Safranbolu'nun turistik rn yelpazesi olduka zengin olmasna ramen bu zenginlik istenen ekilde koordine edilemediinden iledeki geceleme says arzu edilen dzeylere kanlamamaktadr. Nasl ki; bir orkestra dinleyiciler zerinde optimal etkiyi salamak iin tm enstrmanlarn nasl harmonize edileceini ve bu aletlerin rollerinin ayr ayr neler olduunu bilen usta bir efin ynetimini gerektirir ise her hangi bir blgenin turistik rnlerinden arzu edilen bir sonucun alnmas da aynen bir senfoni orkestrasna benzer. Sahip olunan deerlerin turistik ihtiyalar dorultusunda, birbirleriyle uyumlu ve dengeli bir ekilde gelitirilmesi blgenin turistik deerlerinden optimal dzeyde faydalanma sonuta blgedeki geceleme orann artraca gibi blgenin ekonomik ve sosyal kalknmasn da salayacaktr. Safranbolu ve evresinin turistik rn yapsn turizm trleri erevesinde aadaki tablo yardmyla incelemek mmkndr.

Tablo -1- Turizm Trleri Bakmndan Safranbolu ve evresindeki Aktif ve Potansiyel Turistik Alanlar In Table-1- The Active and Potential Touristic Areas In and Around Safranbolu In Accordance With The Kinds Of Tourism

35

bilig 2002 Yaz Say 22

Bu turizm trlerinin yan sra Safranbolu ve evresi av, iftlik, golf ve k turizm trleri asndan uygun alanlara sahiptir. Safranbolu nadide bir incidir, ancak hala denizin dibindedir sznden hareketle; Safranbolu ve evresinin zengin bir turizm potansiyelinin varl her geen gn kendisini su yzne karmaktadr. Sahip olunan turizm potansiyeli aktif bir ekilde kullanlamamakta ve layk olduu bir biimde insanlarn hizmetine sunulamamaktadr. Bunun yannda Safranbolu'ya ynelik hareketlerdeki saysal verilerde her geen yl belirli artlar grlmektedir.

Kaynak: Karabk l Turizm Mdrl.

Tablo -2 - Safranbolu'ya Ynelik Turizm Hareketlerinin Yllar tibariyle Geliimi In Table-2- The Development Of The Tourism Movements In Safranbolu Tablo - 2'de de grld gibi Safranbolu'ya ynelik turizm hareketlerinde her geen yl belirli oranlarda art olmaktadr. Sahip olduu yatak says yldzl, zel belgeli ve geleneksel ev pansiyonculuu eklinde olmak zere 600 yataktr. Yrenin tantmnn daha geni kitlelere yaplmas ile yreye olan turistik talep miktarnda art salanabilir.

36

Grbz, Yerel Kalknma Stratejisi inde Turizm ve Safranbolu rnei

Eser Ad Eski Cami Eski Hamam Gazi Sleyman Pasa Medresesi Ta Minare Camii Kalcal Tekke Camii Cinci Hoca Kervansaray Yeni Hamam Kprl Metinle 1 Paa Camii Kprl emesi Akcasu emesi Tas Minare emesi Hidayetullah Camii Dadelen Camii Hr Pnar emesi Kazda Camii Tokatl Su Kemeri Paa Pnar emesi izzet Mehmei Paa Camii Hidayetullah emesi Antepzade emesi Abti avu emesi Tuzcupnar emesi Salihpaa emesi Ali Baba Tekkesi atal Pnar emesi Talim Meydan emesi Hasan Paa Trbesi Ba emesi Kpr Gazi Sleyman Paa Medresesi Onarm Ala Bekir emesi uhadar emesi Fatma Hanm emesi Kamil Efendi emesi Hac Emin Efendi Trbesi eyh Mustafa Efendi Trbesi Sadullah emesi Ali ve Hasan Baba Trbeleri Hidayetullah Camii Onrm: Karakulluku emesi Kaak (Ltfiye) Camii Hamidiye (Zlmi ye-Mescid D Camii Hastane Clbr Pnar emesi Kad Efendi emesi Hkmet Kona Hamidiye (Mescidi) emesi Ekmeki Numan emesi Serkatip emesi kr Efendi emesi Saat Kulesi (Gne Saati Cephane Binas Cezaevi Ona Okul

Kimin Ta rafndan Yaptrld

Tarihi

Yeri

Camii Kebir Mah. _ Camii Kebir Mah. . _ Gazi Sleyman Pasa 1322 Camii Kebir Mah, Hseyin elebi Mah , _ 1550 Kalcalu . Cnc Hoca 1640-48 ar Cinci Hoca eme Mah. . Kprl Mehmet Paa 1662 ar Kprl Mehmet Pasa 1662 ar Mulubeyolu Hac brahim I6S3 Akcasu Mal Zaim Osman Aa 1692 Hseyin elebi Mah. Hac Hidayet Aa 1719 zzet Paa Mah. Hac Mehmet I768 Akasu Mah. Cevizolu Mehmet |776 Musalla Mah. Kazdal Olu Mehmet Aa 1779 eme Mal. Mehmet izzet Paa A.Tokatl Mah Ali Galip ve Salih Beyler 1795 Kranky-Kla Cad. zzet Mehmet Paa 1796 ar Mah Hidayetzade Hac Mehmet Aa 1802 zzet Paa Mah. Antepzade Hac Mehmet Aa 1811 eme Mah. Binba Hac Aa 1813 Krnky-Hasane Emeksizzade Mehmet Aa 1814 Akasu Mah. Hac Salih Paa 1818 Hac Halil Mah 1824 avu Mah. _ 1834 Musalla Mah. _ Dede Aa 1837 Musalla Mah Koca Recep Paa'nn Olu Kstendil Kaymakam 1845 Hdrlk Hasan Paa Hac Osman Efendi Olu Mehmet Asm Bey ve 1838 smet Paa Mah Fatma ve Elmas Hanm Suttan Abdulmesit I846 Camii Kebir Mah. Hac Sare Hanm 1848 Karanli Mah. uhadazade Ali Bey'in Ei Fatma Hanm 1850 Hac Halil Mah. 1868 eme Mah. Eski Cam Vaiz II.Kamil Efendi 1864 Karaal Mah. Halveti Tarikat eyhi ti hrtn Efendi 1867 ^ eme Mah. Halveti Tarikat eyhi Mustafa 1871 Musalla Mah. Baba Sultan Mah. Sadullah Efendizade Hac Abdullah Aa 1871 Ati ve Hasan Baba 1872 avu Mah, Dizdarazade H.Suleyman Efendi 1874 | Musalla Mah. Karakullukuzade Hac Mehmet Aa 1874" Baba Sultan Mah. Muslu Beyzade Ebubekir Efendi Olu Hac 1879 Akcasu Mah. Hseyin Hsn 1884 eme Mah. _ Kastamonu Valisi Abdurrahman Paa 1890 Kranky-Hastane Clbrzade Hac Ali Aa Mhendisi Emir 1890 Hac Halil Mah. Hocazade Mustafa Efendi Kad Mantarczade Mehmet 1896 eme Mah. Kastamonu Valisi Enes Paa 1904 Kale Ali Bey Mh Emir Hocazade 1905 eme Mah. zetpaa 1906 Mah. Ganiolu Numan Aa Hseyin Hsn Tamiri ;Krmzade Hseyin Aa 1910 Hac Halil Mah Hac Bakizade krzade Efendiliendi 1924 eme Mah. zzet Mehmet Paa 1796 Kale ar _ Sultan 11. Abdulhamit I890 Kale Sulun II. AbdUlhamit 1906 Kale Sultan II. Abdulhamit 1915 Balar

Tablo-3- Safranbolu'da Bulunan Tarihi Eserler (The Historical Buildings In Safranbolu)

37

bilig 2002 Yaz Say 22

LKELER Almanya Avusturya Belika Hollanda Lksemburs Danimarka sve Norve Fillandiya Fransa ngiltere tspanva svire talya Yunanistan ABD Avasturalya Japonya Kanada Bulgaristan Macaristan Polonya Romanya BDT Yugoslavya Irak ran Kuveyt Libya Lbnan Msr Surive Sudiarabstan rdn Pakistan Tunus srail KKTC rlanda zlanda Portekiz Yeni Zellanda Diger lkeler TOPLAM

1995 426 54 35 95 2 31 29 2 211 420 12 1l 30 20 380 179 412 46 1 4 1 32

1996 524 36 19 103 40

1997 710 47 173 140 6 118 30 1 698 547 50 30 332 6 444 238 861 206 6 14 4 64 6 8

1998 2037 216 151 241 12

1999 1112 77 24 123 5 16 25 3 11 432 419 46 55 231 17 433 95 755 160 16 5 7 t 5 20

2000 426 189 110 148 7 61 29 11 16 600 405 67 61 247 127 925 130 1897 182 15 9 18 12 12 18 10 13 i 11 2

7 215 420 7 119 13 300 366 462 141

4 1243 738 169 38 475 10 752 398 1179 293 7 27 26 75 6 14

2 3

10 . 51 61 2 38 49 5 57 9 3 52 91 S0S9

4 2 18 1

2 4 8 69 6 29

42 34 2639

33 95 3039

267 18 33 20 2 246 610 9332

16 3 30 8 3 80 364 4620

42 262 6976

Kaynak- Safranbolu le Turizm Mdrl

Tablo -4 - Yllar tibariyle Safranbolu'ya Gelen Yabanc Turistlerin lkelerine Gre Dalm In Table-4- The Yearly Dispersion Of The Foreign Touristic Who Came To Safranbolu According To Their Countries

38

Grbz, Yerel Kalknma Stratejisi inde Turizm ve Safranbolu rnei

Safranbolu ve evresinin Turistik Adan Deerlendirilmesi Safranbolu, tarihi boyutunun ve evlerinin yan sra ok ilgi ekici doal gzelliklere de sahiptir. Safranbolu'da bulunan doal gzellikler, herhangi bir yerleim yerini tek bana n plana karmaya yetecek dzeydedir. Buna ramen bir mze kent grnmndeki Safranbolu'yu bu gnk konumuna getiren geleneksel Trk evlerinin mkemmellii blgenin doal gzelliklerini ikinci planda brakmaktadr. Ky kesimlerindeki, "plaj, deniz, kum" turizminden doyan turistler, kendilerini i kesimlere doru ynlendirmektedir. nceleri gnbirlik geziler eklinde ziyaret edilen Safranbolu daha sonralar 1-2 gnlk hafta sonu geziler amacyla kendisini turizm hareketlerinin iinde bulmutur. Sre ierisinde kendisini kltr turizm merkezi olarak kabul ettirmi ve her geen yl ziyareti saysn arttrabilmitir. Safranbolu turizminin gnmzde yaad en nemli sorunlarn banda ziyaretilerin kal srelerinin ksa olmas gelmektedir. Hem ziyaretilerin kal srelerini uzatmak, hem de turistik rnlerin pazarlanmasnda yaanan ksrln giderilmesi iin blgenin sahip olduu potansiyel turistik rnlerin kullanma uygun hale getirilerek, turistlerin ihtiyalar dorultusunda hizmete sokulmas zorunludur. Turizmin blgeler aras gelir ve refahn eit dalmna etki etmesi, istihdam imkan salamas, doal ve kltrel kaynaklarn korunmas ve gelitirilmesine etkide bulunmas alt yap ve st yapnn gelitirilmesini salayc zelliklere sahip olmasndan hareketle turizmin yaygnlatrlma projesinin blge ekonomisine ve dolaysyla da lke ekonomisine getirecei canllk kabul edilir br gerektir (Barutugil, 1986). Bu dorultuda, kendisini kltr turizm merkezi olarak dnyaya kabul ettiren Safranbolu'nun, alternatif turizm trleri olarak adlandrlan ve blgenin zengin bir potansiyele sahip olduu maara turizmi, da turizmi, yayla turizmi, golf turizmi ve av turizmine ynelik turistik alanlarn turizme kazandrlmas dnlmelidir. Rekreasyon kavram gnmzde ska kullanlan bir szcktr. Bununla birlikte bu kavram deiik manalarda kullanlabilmekte ve kapsamna ok deiik aktiviteleri alabilmektedir (Himmetolu, 1989). Rekreasyon ile ilgili deiik tanmlarda bulunulmutur. Bu tanmlardan bir ka u ekildedir: Rekreasyon, bir deneyim, zengin bir yaam biimi, bir tutum ve

39

bilig 2002 Yaz Say 22

ruh, i d yaam, insann i doasnn ifadesi, eitsel srecin bir aamas, bir yaam stili, yaratc glerin da vurumudur (Himmetolu, 1989). Yaplan bir baka tanmda ise rekreasyon, dinlenme, istirahat, elence, teneffs, insanlarn para kazanma amac dnda bo zamanlarnda, bulunduklar skc ortamdan karak, daha ho ve gzel bir evreye gidip elenmesi ve dinlenmesi olarak ifade edilmektedir (zey, 1991). Genel bir ifade ekliyle rekreasyon, insanlarn herhangi bir bask olmakszn, bo zamanlarnda ypranan ruh ve vcutlar eski zindeliine kavuturmak zere, kendi istei ile yapt, para ve dl kazanma amalarndan uzak, kiisel veya toplumsal aktivitelerdir. Safranbolu ve evresinin sahip olduu turistik alan potansiyelinin rekreasyonel aktivitelerin gerekletirilmesi asndan uygun bir yerdir. Bu dorultuda Safranbolu ve evresinin sahip olduu rekreasyon turizm potansiyeli ile ilgili turizm trlerini u ekilde incelemek mmkndr: Kltr Turizmi Anadolu ilk alardan bu yana, bir ok farkl uygarln yerleme ve geliip dalma alan olmutur. Bu topraklar zerinde ok sayda uygarln gelimesi, yaay tarzlar, deiik dnceleri ve yaam biimlerini ortaya karmtr. Safranbolu tarihin izlerini tayan ve gnmze kadar baar ile korumu ve korumaya devam eden ender ehirlerimizden birisidir. Bunun doal sonucu olarak da 1994 ylnda Safranbolu'nun UNESCO tarafndan "Dnya Mimari Miras Listesine" alnmas, yreye olan yerli ve yabanc turist akn hzlandrm ve turizmin gelimesine hz kazandrmtr. Safranbolu'daki mevcut turistik arz kaynaklarna bakldnda; yrede kltrel arlkl bir turizmin meydana geldii grlmektedir. Gelen ziyaretilerin amac, UNESCO'nun Safranbolu'yu Dnya Miras listesine almasna neden olan tarihi dokunun bozulmamas ve tarihi Safranbolu evlerini grmek ve incelemektir. Bu nedenle Safranbolu, sadece kltr turizminin gerekletii bir turistik merkez olarak kabul edilmektedir. Safranbolu'da turizm kltr turizmi olarak kendisini hissettirdii iin, ileye gelen turistlerin oluturduu profil, lkemizin geleneksel turist profilinden farkllk gstermektedir. Turistlerin ilgisini eken yerlerin banda ar ve Balar'da bulunan tarihi eserler, kaya mezarlar, su kemerleri, hykler ve ok eski tarihi olan

40

Grbz, Yerel Kalknma Stratejisi inde Turizm ve Safranbolu rnei

Yazky, Yrk Ky, Akren, Haclarobas ve Blk Kylerinin yan sra yresel el sanatlarnn sergilendii alanlar gelmektedir (Mze Kent Safranbolu,1999). Yayla Turizmi Yayla kelime anlam ile "Dz ve Yksek Yer" olarak tanmlanr. Genellikle ykseklerde yer almalar nedeniyle, yksekteki dzlkler, otluk alanlar, iin yayla deyimi kullanlr. Yaylalar, farkl rlyef zerinde yer alan srekli ve geici yerleme yerlerinde gebe, yar gebe, kylerde yaayan insanlarn belli bir sre iin bulunduklar yerlerdir (Var, 1989). Trkler iin yaylann yaamlarnda nemli bir yeri vardr. Yaylaya kmak farkl amalarla yaplmaktadr. Dnya turizm hareketlerinde sz sahibi olan, Akdeniz ve AT lkelerinde ise yaylaclk yoktur (Grbz vd., 1994). Bu nedenle yayla turizmi, lkemiz iin byk bir anstr. Bu ansmz, mevcut yayla turizm potansiyelini turizmin hizmetine sunmakla kullanabiliriz. Trk insannn doayla btnlemek, scaktan korunmak iin uygulad "yaylaya kmak" gelenei yabanc turistlerin de ilgisini ekmektedir. Yaplmas gereken, yerel yaantnn, geleneklerin hakim olduu yaylalarda kltrel yapy sergilemek ve tantmn gerekletirmektir. Yaplan bir aratrmaya gre, lkemize gelen turistlerin seyahat edecekleri lkeyi seerken gz nne aldklar etmenlerin banda %79 ile "doann korunduu bir evre"ye gitme istei gelmekte, onu %69 ile tatillerini "yerel geleneklerin bulunabilecei bir yer" de geirme arzusu izlemektedir (Glez, 1989). Bu verilerden hareketle, yayla turizmi iin, yresel mimariye uyan doa ile uyumlu, dk kapasiteli ve doal yapy bozmayan tesislerle, yaya ve trafik yollar ile kltr etkinlikleri iin uygun alanlar salanarak yrede turizm hareketlerinin gelitirilmesi iin almalar yaplmaldr. Maara Turizmi Yakn zaman kadar yalnzca amatr maaraclarn ilgisini eken, macera ya da sportif ama dnda girilmesi pek dnlmeyen maaralar, alternatif turizm araylar ile gndeme gelmekte ve gnmzde aktif turizm anlaynn en nde gelen tr olma yolunda hzla ilerlemektedir. Maara zengini diyebileceimiz lkemizde bulunan 40 bin civarndaki maarann yalnzca 800' kefedilmi ve bunlardan yaklak 10'u turizme almtr (Glolu, 1998). Doal olarak olumu maaralara dnk bu turizm

41

bilig 2002 Yaz Say 22

tr lkemizde son yllarda dikkate deer art gstermektedir. Trkiye'de halen insan eli dememi binlerce maarann bulunmas, bu turizm trnn gelecekte daha nemli hale geleceini gstermektedir. Alanya Damlata Maaras (1950) ile Burdur nsuyu ve Silifke Narlkuyu'daki Dilek Maaralar (1965), lkemizde turizme alan ilk maaralardr (Kozak vd., 1994). Dier lkelerce turizmin en nemli potansiyellerinden biri olarak grlp deerlendirilen, evresinde oluturulan rekreasyon alanlar ile insanlarn gnbirlik dinlenme gereksinimini karlayan bu alternatif turizm tr, son yllarda lkemizin de gndemine girmitir. Safranbolu'da bu sre ierisinde sahip olduu doa harikas maaralarn turizmin hizmetine sunma abas ierisindedir. Safranbolu ve evresinde, bilinen Bulak (Mencilis) ve Hzar Maaralarnn yan sra blgede baka maaralarn da olduu dnlmektedir. Blgede en ok bilinen Bulak ve Hzar Maaralar ile birlikte Sipahiler Ky'nde ve Ulu Yayla'da da birer maara bulunmaktadr. Dnya Maara Literatrne girmi olan Hzar ve Bulak Maaralar'nn maara bilimcileri tarafndan ziyaret edildikleri grlmektedir (Karabk Yll, 1999). Maara Aratrma Derneklerinin ve Kulplerinin yan sra deiik aratrmaclarn da urak yerleri arasnda yer alan Bulak ve Hzar Maaralarnn genel zellikleri, aratrma bulgularna gre u ekildedir; Bulak (Mencilis) maaras Karabk iline bal Karabk-Safranbolu arasnda bulunan Bulak Ky'nn kuzeybatsnda yer almaktadr. Bulak Maaras'nn iki girii bulunmaktadr. lk giri, su knn olduu bir azdan yaplmaktadr. kinci giri ise aktif k aznn arkasnda yer alan tepenin solunda fosil bir azdan yaplmaktadr. Maarann toplam uzunluu 2725m'dir. Maarada 3-5-11 ve 15m'lik drt ini yer almaktadr. llm'iik ini gerekletirildikten sonra maarann aktif blmne ulalr. Maarann asl grlmeye deer yerini de bu blge oluturmaktadr. Maara iinde bir sre akan yer alt nehri 15m'lik elaleden dmekte ve bir sre sonra da sifon yaparak yer altna gemektedir. Daha sonra bu su birinci giri aznn bulunduu noktada tekrar yzeylenerek Bulak kayna k azn oluturmaktadr (Atlas, 1998). Hzar Maaras ise Safranbolu ilesinde yer almaktadr. Maara yatay gelimi bir fosildir. Byk bir azdan girilen maara bir ana galeri ve iki

42

Grbz, Yerel Kalknma Stratejisi inde Turizm ve Safranbolu rnei

yan pasajdan olumaktadr. Maaraya girdikten sonra ilk pasajda yer alan bir koldan ilerlendii zaman suyun topland bir sifona ulalmaktadr. Safranbolu ve evresindeki doa harikas maaralarn korunabilmesi ve gelecek nesillere orijinal halleriyle devredilebilmesi iin ncelikle bu maaralarn Kltr Ve Tabiat varlklarn Koruma Kurulunca, kltr varl olarak tescil edilmeleri gerekmektedir. Yredeki maaralar bir proje kapsamna alnp incelenmedii iin gnmzde tam olarak turizmin hizmetine sokulamamtr. Bu nedenle, blgedeki maaralarn MTA tarafndan fizibilite almalarnn yaplmas ve en azndan 1-2'sinin aydnlatlmas ve turizme kazandrlmas iin projelendirilmesi gerekmektedir. Safranbolu turizminin eitlendirilmesi sreci iinde alternatif bir turizm tr olarak maaralarn turizmin hizmetine sunulmas halinde blge bir turizm trne de sahip olmu olacaktr. Dolaysyla, blge turizminin son zamanlarda yaad ksr dngnn almasna da bir bakma yardmc olacaktr. Doa Turizmi Safranbolu ve evresinde doa turizmine elverili alanlar bulunmaktadr. Safranbolu ve evresinin doal gzellikleri ormanlar, yaylalar, gletler, kanyonlar, maaralar ve yreye zg rnlerden olumaktadr. Blgenin yzey rts byk lde ormanlktr. Ykselti farkllklar bir yandan iklimi ve bitki rtsn deitirirken dier yandan doa sporlar iin uygun ortamlar oluturmaktadr. Sariek, Ahmet Usta ve Ulu Yayla orman serilerinin younlaarak doa turizmine ynelik yaplabilecek aktivitelere zemin oluturmaktadr. Safranbolu ve evresinin jeolojik oluumu bir yandan derin ve uzun kanyonlar, dier yandan uzunluu km'leri bulan maaralar meydana getirmitir. Blgeyi grnmleri ile ekici klan ve ilgi uyandran belli bal kanyonlar, ncekaya, Tokatl, Dzce ve Sakaralan Kanyonlar'dr. Bu kanyonlarn turizme kazandrlabilmesi iin ncelikle gerekli slah almalarnn yaplmas gerekmektedir. Bylelikle hem blgede srdrlebilir turizm dncesine yardmc olunurken hem de blgede alternatif, turizm trlerinin ortaya kmasna yardmc olunmu olunur. Blge doa turizm hareketleri ierisinde yer alan k sporlar iin de uygun zeminlere sahip durumdadr. Son zamanlarda k sporlarnn blgede yaplabilmesi iin Keltepe mevkiinde gerekli aratrmalar iin ilk admlar atlm durumda-

43

bilig 2002 Yaz Say 22

dr. Bu yerin kayak pisti iin uygun olduu uzmanlar tarafndan tespit edilmitir. Keltepe mevkiinde k sporlarna ynelik tesislerin kurulmas sonucu hem blge turizmine canllk kazandraca gibi hem de o blgede yaayan insanlara ekonomik bakmdan bir gelir kayna oluturmu olunur. Sonu lkelerin giderek gelimeleri ile birlikte, turizm faaliyetlerinde de eitlenme ve deimeler meydana gelmektedir. lkemizde de son yllarda denizlere bal olarak gelien turistik faaliyetlerin giderek nem kazanmas ve belli bir dzeye ulamas, dier turistik kaynaklarn da harekete geirilmesi gerektii fikrini gndeme getirmitir. Kukusuz bunda, kylarda younlam olan turistik faaliyetlerin lkenin dier kesimlerine yaygnlatrlmas ve yaz sezonu dnda da turizmin canlln koruyabilmesi dncesi etkili olmutur. Bir blgenin doal ve kltrel zellikleri, orada turizmin gelimesine dorudan etki etmektedir. Nitekim, lman ve gneli bir hava, akarsu, alayan, gl ve denizler, kumsallar, ormanlar, maaralar, dalar, kanyonlar gibi doal evre zellikleri ile antik yerlemeler, dini merkezler, tarihi olaylarn getii yerler ve elence merkezleri gibi kltrel deerlerden birine veya birkana sahip blgeler, eer yeterli tantm yaplr ve ekonomik, gvenli, ksa ve kolay bir ulam imkanna kavuturulurlarsa, turistler iin nemli ekim merkezi haline gelebilirler. Blgenin potansiyel turistik rnlerinden birisi de yayla turizmidir. Yayla turizminden arzu edilen sonucun elde edilebilmesi iin Safranbolu ve evresindeki ok saydaki yaylalardan turizm asndan ncelik arz eden yaylalar tespit edilip pilot uygulamalara geilmelidir. Pilot uygulama iin ncelikle, Sariek Yaylas, Ulu Yayla ve Bodurolu Yaylas seilebilir. Safranbolu ve evresi sahip olduu fiziki corafya faktrlerini deerlendirmelidir. Yayla turizmine ynelik hizmet verebilecek nitelikteki yaylalarn turizmin hizmetine sunabilmek iin gerekli almalar balatmaldr. Yayla turizmi temelde, evrenin doal deerlerinin zenle korunduu, sportif amalar tayan bir turizm trdr. Bu nedenle, fiziksel zelliklerine bal olarak yapm ve bakm pahal bir yol yerine, var olan koulla-

44

Grbz, Yerel Kalknma Stratejisi inde Turizm ve Safranbolu rnei

rn slah ile salanacak bir ulam, ucuz olmasnn yannda amalanan turizm trne uygun bir zm olacaktr. Yayla turizminden arzu edilen sonucun elde edilebilmesi iin Safranbolu ve evresindeki ok saydaki yaylalardan turizm asndan ncelik arz eden yaylalar tespit edilip pilot uygulamalara geilmelidir. Pilot uygulama iin ncelikle, Sariek Yaylas, Ulu Yayla ve Bodurolu Yaylas seilebilir. Safranbolu ve evresi sahip olduu fiziki corafya faktrlerini deerlendirmelidir. Yayla turizmine ynelik hizmet verebilecek nitelikteki yaylalarn turizmin hizmetine sunabilmek iin gerekli almalar balatmaldr. Yayla turizmi temelde, evrenin doal deerlerinin zenle korunduu, sportif amalar tayan bir turizm trdr. Bu nedenle, fiziksel zelliklerine bal olarak yapm ve bakm pahal bir yol yerine, var olan koullarn slah ile salanacak bir ulam, ucuz olmasnn yannda amalanan turizm trne uygun bir zm olacaktr. Kendisini dnya kamuoyuna tarihi evleri ile tantm olan mze kent Safranbolu gibi lkemizin dier turistik mahallerinin de turizmin salad bu avantajlardan faydalanmalar ve iinde bulunduklar ekonomik ve sosyal ksr dngden kurtulabilmeleri, sahip olduklar potansiyel turistik deerleri turizmin hizmetine sunmalarna baldr. Kaynaka ATLAS DERGS, (1998), Tatil Eki, Say:59, s.59. BARUTUGL, . Sabit, (1986), Turizm Ekonomisi ve Turizmin Trk Ekonomisindeki Yeri, Beta Basm Yaym Datm A, stanbul s.33. DEMRC, Rasih, ARIKAN, Rauf ve ERDOAN, . Burhan, (1998), Genel Ekonomi, Gazi Kitabevi Yayn, Ankara, s. 339.. DENZER, Dndar, (1992), Turizm Pazarlamas, Yldz Matbaaclk Sanayi, Ankara, s.64. DNLER, Zeynep, (1986), Blgesel ktisat, Uluda niversitesi Basmevi, Bursa, 132. GNEN, Gkhan, (1994), Safranbolu, Ceyma Matbaas, stanbul, s.ll. GLEZ, Smer, (1989), "Yumuak Turizm ve Doa Koruma", Turizm Yll 1988-89, Kalknma Bankas Yayn, s.29. GRBZ, Ahmet ve MRE, Nurettin, (1994), "Turizmin eitlendirilmesi Projesi Kapsamnda Yayla Turizmi Sorunlar zm nerileri ve

45

bilig 2002 Yaz Say 22

Niksar amii Yaylas", Turizm Yll 1994, Kalknma Bankas Yayn, s. 163. HACIOLU, Necdet, (1991), Turizm Pazarlamas, Uluda niversitesi Basmevi, Bursa, s.39. HMMETOLU, Blent, (1989) "Rekreasyon Nedir?", Turizm Yll 198889, Kalknma Bankas Yayn, s.37. 2000'E DORU SAFRANBOLU, (1999), Safranbolu Ticaret ve Sanayi Odas Yayn, s.9. KARABK YILLII, (1999), Karabk, s.57. KARABK L TURZM MDRL, Turizm statistikleri (Yaynlanmam). KOZAK, Nazmi ve Dierleri, (1996), Genel Turizm: lkeler - Kavramlar, Anatolia Yaynclk, Ankara, s.19. M1DDLETON, Victor.T.C, (1993), Marketing in Travel And Tourism, Oxford, s.79. MZEKENT SAFRANBOLU, (1999), Safranbolu Hizmet Birlii Kltr Yayn, Safranbolu. ZEY, Ramazan, (1991), "Rekreasyon Amal Bir Turizm Yremiz; Sereme Vadisi", Turizm Yll 1991, Kalknma Bankas Yayn, s.42. SAFRANBOLU KAYMAKAMLII, (1997), "Safranbolu Brifing Raporu", Safranbolu. TUNZGR, nsal, (1997), Dnden Bugne Safranbolu, Safranbolu Hizmet Birlii Kltr yayn, No:2, Kalkan Matbaas, Ankara, s.7. TUNSPER, Bedriye, (1993), "Bir Blgesel Kalknma Modeli Olan Gneydou Anadolu Projesi'nde Turizmin Yeri", 1993 Turizm Yll, Trkiye Kalknma Bankas Yayn, Ankara, s.161. VAR, Mustafa, (1989), "Dou Karadeniz Yaylalarnn Turistik ve Rekreasyonel Ynden Deerlendirilmesi", Turizm Yll 1988-89, Kalknma Bankas Yayn, s.151. YCEL, Yaar, (1980), obanoullar, andaroullar Beylikleri, Trk Tarih Kurumu Yaynlar, Ankara, s.34.

46

Tourism and Safranbolu Model in the Strategy of Local Development


Assist. Prof. Dr. Ahmet GRBZ Zonguldak Karaelmas University Safranbolu Vocational College Abstract: Turkey has come a long way in the development process and reached a degree in which regional and local changes became more visible concerning the distribution and density of economic activity in the place. Local development implicates social, political and cultural elements as well as economic ones. The approach accepted in the first two of Five-Year Development Plan as the priority to the less developed regions changed into the shape of giving incitement to some cities determined in 1968. The approach about local government's that have the priority in development was taken in hand in the 3rd Plan. In Turkey a concious local development policy able to set the economic activities in motion may be put in practice is touristic values. Tourism is a kind of activity which is economic considering the foreign currency and employment and socio-cultural considering its ability to meet people's needs and to bring different cultures together. It is ability to create the demand for the best use of resources. Tourism can be evaluated as a kind of strategy appealed for the effective use of the country resources, for the country's development, wealth and superiority in the international area. Turkey has been a place in which many cultures have came together for centuries as a result of its location connecting three different continents. So, in every part of our country there is the historical and in the other parts of the world. Safranbolu is one of the rarely found museumcities that we have. The purpose of this study is to emphasize the role of tourism activities in the economic, socio-cultural and architectural development of a place by means of Safranbolu model which has a twenty-five-year background. Key Words: Tourism, Local Development, Safranbolu, Tourism and Safranbolu ______________________________________________________________

47

______________________________________________________________

48

Tarih ve Tarih Roman Arasndaki liki Tarih Romanda Kiiler


Yard. Do. Dr. Yakup ELK Krkkale niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi zet: Tarih, bugn ile gemi arasnda bitmez tkenmez bir diyalogdur. Gemiin var olabilmesi iin tarihiye ihtiya vardr. Tarihsel gereklik ancak tarihinin bavurusu sonucu bir deer kazanr. Biz tarihten, kayt tutan tarihinin yapt semeler ve deerlendirmeler seviyesinde bilgi alrz. Tarihi elde ettii malzemeden nce bir seme yapar, sonra da kendi dnya grne gre yorumlar. Tarihsel olaylarn aktarlmas sbjektif karakterlidir. Tarihi, kendi dnce yapsn - ister istemez - metin haline dntrme srecinde iin iine katar. lk elde erozyona urayan tarih, tarih roman szgecinde kurgu denilen ikinci bir deiime girer. Roman yazar, tarihinin malzemesini alr, bilinmeyenler zerine de bir kurgu oluturarak tarih malzemesini yeniden insanlarn dikkatine sunar. Yazar, tarihsel gerekliin zerine, tarihsel olmayan, kurguya dayal insan faktrn ve onun yine tarihe konu olmayacak evresini yerletirerek eserini meydana getirir. Roman, tarihsel gereklii ok fazla belirginletirince bilimsel bulunacaktr. Tarihsel gereklii yanstmad takdirde de kurmaca deerlendirmesi yaplacaktr. Yazlm olan tarih romanlarn byk ounluu, tarih bilgi ile kurgu aras bir yerdedir. Tarih roman, tarihin yansmas deildir. Tarihin kurgulanarak yeniden yorumlanma noktasdr. Tarih, belgelerin ve daha nce yazlm tarihlerin nda, gnn getirdiklerinin de hesaba katlarak yorumlanmas sonucu ortaya kar. Roman ise, tarihsel gerekliin romancnn muhayyilesinde yeniden, herhangi bir kitaba bal kalmakszn, tarihsel nem gz nnde tutulmakszn kurgulanmas sonucunda oluur. Bu sebeple, birinde retme veya bilgi verme, dierinde itibar bir dnyann yanstlmas sz konusudur. Anahtar Kelimeler: Tarih, Tarihin Aktarlmas, Tarihi Roman, Kurgu ______________________________________________________________

bilig Yaz 2002 Say 22; 49-68

49

bilig 2002 Yaz Say 22

Giri Tarihlik ve Roman Tarihsel gereklik nedir? Tarihsel gerekliin anlatlmasnda tarihi veya romancnn fonksiyonu nedir? Romanlardan tarihi renebilir miyiz? Tarih, romann imknlaryla hangi derecelerde sunulabilir? Tarihsel gerekliklerin sunulmasnda, roman kaleme alan yazarn tarihe bak as, tarihi deerlendirmeleri ve tarih ahsiyetleri yorumlama yetkisi hangi seviyededir? Tarih romanda mekn tasvirinde ve tarih ahsiyetlerin evresinde yer alan insanlarn dikkatlere sunulmasnda yazarn tasarruf hakk ne dereceye kadar vardr? Tarihsel gereklikle, tarihinin ve roman yazarn yorumu arasnda nasl bir iliki vardr? Tarih olaylarn meydana geldii zaman dilimine ait ekonomik, sosyal, siyas durum ve devlet dzeni roman yazarnn muhayyilesine gre deiiklik arz eder mi? Tarihi yorumlamak ve tarihsel olaylar anlatmada, ayn zaman dilimini ve ayn tarih olaylar anlatan tarihiler veya yazarlar arasnda byk farkllklar olabilir mi? Tarih ve Tarihi Edward Hallett Carr, Tarih Nedir isimli kitabnda "tarih nedir?" sorusunu yle cevaplandrr: "Tarihi ile olgular arasnda kesintisiz bir karlkl etkileim sreci, bugn ile gemi arasnda bitmez bir diyalog." (Carr, 1994: 37) Tarihi de gemiin kaydedilmeye deer ynlerini ortaya koyan, insanlar gemiim tanmalar ynnde bilgilendiren limdir. Yani gemiin var olabilmesi iin mutlak surette tarihiye ihtiya vardr. E. H. Carr, tarihsel gerekliin tek bana bir deer ifade etmedii grndedir. Gerekliin ancak tarihinin bavurusu sonucu deer kazandn syler. Tarihsel gerekliin hangi dzen iersinde ve ne kadar saf bir halde sunulacana, ancak tarihsel gereklii kayt altna alan tarihi karar verir. nk tarih, ancak tarih yazcsnn yazma faaliyeti sonucunda oluur.(Carr, 1994:2341) Yani kayt altna alman belgelerden bile, kayt tutan tarihinin izin verdii, bilgilendirdii lde yararlanabiliriz. Buna bal olarak tarihinin, tarih roman yazarnn yapt gibi tarihi yorumladn syleyebiliriz. Tarihinin yapt deerlendirmeden neyin kaydedilmeye deer olduunu reniriz. Byle bir yetkisi olmamasna karn, onun olaylardan yapt semeler ve olaylar deerlendirme seviyesinde tarih bilgisi alrz.

50

elik, Tarih ve Tarihi Roman Arasndaki liki-Tarihi Romanda Kiiler

Tarihinin gemiin yaama tarzndan, kltrne kadar tm bilgilerini aktarmaya gc yetmez. Bir ehrin bir gnlk hayatn bile tasvir etmeye gc yetmez. Tarihi elde ettii verilerden, kendisine gre nem tayan problemlere yorum getirmek iin gerekli olanlar seer. te tarihinin bu seme esnasnda, objektifliinin bozulmas ve tarihin yorum seviyesine dmesi tehlikesi oluur. "Olgular iinden belli dorultuda bir seim yaparak houna gidecek bir yorum oluturabileceine kuku yoktur. rnein Fransz Devrimini aratrrken, bize bu devinimi insanln ilerleyiinin belirleyici bir ke ta olarak ya da bir ykm gibi sunmas iin, dzenli bir biimde olgularn olumlu ya da olumsuzlarn semesi yeterlidir. Bilerek, yan tutmayp elinden geldiince nesnel davranmak istediinde bile, gemiin olgularn anlayp aklama yetenei, iinde yaad topluma ilikin anlayndan, siyasal ve dn yapsal (ideolojik) tutumlarndan etkilenir." (Carr, Fontana, 1992: 64) Buradan hareketle tarihinin elde ettii bilgiyi nce bir seme ilemine tabii tuttuunu, sonra da, kendi dnya grne ve ideolojik yapsna gre yorumladn syleyebiliriz. Carr ve Fontana'ya gre tarihinin byle bir yaklamn dna kabilmesi imknszdr. Fransz htillinin ortaya kma sebebini tarihilerin birbirine son derece zt varsaymlara balamasn rnek veren Carr ve Fontana; karmak gerekliin sebebini elikili tarih yorumlarna balarlar. Bunu da tarih biliminin gerei olarak grrler. Osmanlnn kuruluunun farkl tarih bilgileriyle verilmesi, yine Osmanl mparatorluunun kuruluunu konu alan romanlarn dneme ok farkl yaklamalar gibi. Tarihsel bilgi zerinde de durmak gerekir. Vesikalarla oluturulmu tarih dnda, her an ispatlanabilecek bir gemi sz konusu deildir. Doan zlem, Leibniz'e gre bu konuyu aklar: "Mantksal adan bakldnda, tarihsel bilgiyi olaslk kavram altnda deerlendirmek gerekir. nk tarihsel bilgi, rastlantsalln ve olumsalln bilgisidir. Bu bakmdan mantksal adan ancak bir 'olas tarih bilgisi' (probabilities historica)nden sz edilebilir. Teknik ve yntembilimsel adan bakldnda ise, tarihsel bilginin ancak ariv almalar ve kaynak eletirisi (yazl metinlerin, sanat metinlerinin elden geirilmesi ve deerlendirilmesi) yoluyla elde edilebilecei aktr. Bunlar ise gemi hakknda asla yeterli bilgi vermezler. Yani tarihsel bilgi, teknik ve yntembilimsel adan da doa bilimlerinin dzenli doal olgularn gzleminden elde ettii yasal bilgi haline gelemez." (zlem, 1996:42) zlem, tarihle felsefeyi ilikilendirerek yazlm tarihe phe ile bakar. Yani tarihsel gerekliin bir noktaya kadar

51

bilig 2002 Yaz Say 22

kurgu sonucunda oluturulduunu syler. Gerek "olaslk kavram" altnda yaplan deerlendirmeler, gerekse ariv bilgileri delil hkmnde bilgi nitelii tamaz. Sadk K. Tural, btn tarih yazmyla ilgilenenlerin ve tarih felsefecilerinin aksine, tarihinin grevini kesin izgilerle tanmlar: "Tarihi, ne vak'aya saplanp kalmak ne de vak'alar tesbit etmek dncesiyle felsefe yapmak hakkna sahiptir. O, tarih sreci meydana getiren vak'alarn, en vazgeilmezlerinin kronolojisini yapmak; bunlar arasndaki sebep - netice balantlarn grmek ve gstermek; olu, kl ve bulularn o cemiyetin ve insanln hayatndaki yerini hkme balamak ilerini zerine almtr. Asli gereklerin altndaki hakikatlere ve oradan en byk hakikate ulamak." (Tural, 1984; 12) Tarihi, belgelerin ve tarih malzemenin felsefesini ve kendi ideolojisini katarak yorum yapmak durumunda deildir. Daima gerein peinde olacaktr, gerei yanstmaya alacaktr. Bu, Sadk K. Tural'n, ilm prensipler dorultusunda arzu ettii tarihidir. Yorum ve kurguyu da, romancnn grevi kabul eder. R.G. Collingwood, Tarih Tasarm'nda, tarihinin tarihsel gereklikle ilgisi zerinde durur: "Dnce tarihi ve dolaysyla her tarih, gemi dncenin tarihinin zihninde yeniden canlandrlmasdr. Bu yemden canlandrma ancak, srasyla Platon ve Caesar durumunda, tarihinin zihninin btn glerini, btn felsefe ve siyaset bilgisini sorun zerinde toplamas lsnde gerekletirilir. Bu, kendini, bakasnn zihninin bysne edilgen bir biimde brakmak deildir; etkin ve dolaysyla eletirel bir dnce iidir. Tarihi gemi dnceyi yeniden canlandrmakla kalmaz, onu kendi bilgisinin balamnda yeniden canlandrr ve dolaysyla yeniden canlandrrken, onu eletirir, deeri hakknda kendi yargsn oluturur, onda ayrt edebildii hatalar dzeltir." (Collingmood, 1996: 258) Grld gibi R.G.CoIlingwood da tarihinin dnce ve yorumunun, tarihsel gerekliin ortaya kmasnda nemli rol oynad grndedir. Tarih roman yazar da kendi dnce ve yorumunu sunar. R.G. Collingwood, tarihinin olaylarn arkasndaki temel dnceyi kefedebildii nispette tarihi olabileceini syler. Tarihinin objektiflii ve tarafszl zerine Leon - E. Halkin da ayn dncededir: "Objektiflik, hakikatin peinde olan tarihinin gayretlerinin hedefi olarak kalmaktadr. O, olgular 'vuku bulduklar gibi' gstermek, onlar, yorumlarna sbjektif unsurlar katmakszn, imdiki zamanla aydnlatmak peindedir, fakat tam objektiflik, tam tarafszlk kadar ondan esirgenmitir.

52

elik, Tarih ve Tarihi Roman Arasndaki liki-Tarihi Romanda Kiiler

Tarih gereklik, bizatih nfuz edilemez niteliktedir. Bu gerekliin bilinmesi dolayldr, zira tarihi ancak hitlikler yn arasndan bizzat kendisinin hidi olmad olguya yaklamaktadr. Ayns yeniden retilemediinden tarihi bu olguyu elinden geldii kadar iyi bir ekilde yeniden kurmakta, onu yeniden takdim etmektedir." (Leon, Halkin, 1989:13) Tam olarak dile getirilmese de tarih gereklikte, kiisel birikimlerin arkasnda yorumun varln Leon - E. Halkin da dile getirmektedir. Tarihinin ne kadar objektif olabilecei, ihtimalleri ne kadar doru deerlendirebilecei tartlabilir. Ama bir gerek vardr ki, tarihi de onu dile getirdii iddiasndadr. Tarih ve Tarih Roman Tarihsel gereklik nce tarihinin, yani tarihsel olaylar kaydeden kiinin yorumuna, deerlendirmesine tabi tutulur. nsanlar, tarihsel gereklikleri, olaylar kaydeden tarihinin yorumlarna gre izlemek durumundadrlar. Yani tarihsel olaylar bir bakma sbjektif karakterlidir. lk elde erozyona urayan tarih, tarih roman aamasnda kurgu denilen ikinci bir deiime girer. Roman yazar, tarihinin malzemesini alr, muhayyilesinde yourarak, bilinmeyenler zerine bir kurgu oluturarak, tarih malzemesini yeniden insanlarn dikkatlerine sunar. Yazar, tarihsel gerekliin zerine, tarihsel olmayan kurguya dayal insan faktrn ve onun yine tarihe konu olmayacak evresini yerletirerek eserini meydana getirir. Bu konuda R.G.Collingwood'un tarihsel insan tanmlamas, tarih romanclarn tarihin hangi noktas zerinde oynadklar bakmndan dikkate deer. Collingwood'a gre, her insan eylemi tarihe konu olmaz. Tarihiler de byle dnrler. "Ne ki, kendilerine tarihsel insan eylemleri ile tarihsel olmayan insan eylemleri arasnda nasl ayrm yaplaca sorulduunda, ne diyeceklerini arrlar: biz imdiki bak amzla bir yant nerebiliriz: insann yapp ettikleri, onun hayvansal doas, gdleri ve arzular denebilecek eyler belirlendii srece, tarihsel deildir; bu etkinlikler sreci doal bir sretir. Bunun iin, tarihi insanlarn yiyip imesiyle, uyumasyla, sevimesiyle ve bylece doal arzularn doyurmasyla ilgilenmez; bu arzularn gelenek ve ahlka onaylayacak biimde doyum bulduu bir ereve olarak, dnceleriyle yarattklar toplumsal adetlerle ilgilenir." (Collingivood, 1996:259) te bu noktada tarih roman yazar devreye girer. Yazar, "tarihsel olmayan insan eylemleri"ni hayal dnyasnda canlandrr. in insan boyutunu kendince ortaya karmaya alr. Devlet Ana ve Osmanck romanlarnda bu

53

bilig 2002 Yaz Say 22

konuyla ilgili yle bir farkllk vardr. "Tarihsel olmayan insan eylemlerine giren yeme ime ii her iki romanda da farkldr. St dolaylarna yerleen Kay boyunun yedii yemek hususunda Devlet Ana'da Kemal Tahir pilav; Osmanck'ta Tark Bura gveci tercih etmitir. Yenilen yemek tarihsel gereklik ierisinde sunulmad iin, iin bu noktas tarih romanlarda yazarlarn muhayyilesine braklmtr. Tarihiler arasnda tarihe ait gerekliin zamanla deiebileceine ait grler de vardr. Marc Bloch, gemie ait bilginin srekli deiip mkemmellerne durumunda olduunu, Orta Asya ve Msr zerine yaplan yeni aratrmalardan hareketle syler; "Gemi, tanm gerei artk
hibir eyin deitiremeyecei bir veridir. Fakat, gemiin bilgisi srekli olarak deien ve mkemmelleen, gelime halinde olan bir eydir. Bundan kuku duyanlara, bir yzyldan beri gzlerimizin nnde cereyan eden gelimeleri hatrlatmak yeterli olacaktr. Msr ve Kaide zerimizdeki rty ekmilerdir. Orta Asya'nn l kentleri artk hi kimsenin bilmedii dillerini ve uzun zamandan beri yok olmu dinlerini ifa etmilerdir, nds kylarnda, hakknda hibir ey bilinmeyen bir uygarlk, mezarndan dorulmaktadr. Hepsi bu kadar deildir ve aratrclarn ktphanelerdeki daha derinlemesine aratrmada; eski topraklarda yeni siperler kazmada gsterdikleri deha; gemi alarn resmini tamamlamada ne tek alma, ne de en etkili alma olmaktadr. Bugne kadar bilinmeyen aratrma yntemleri de su yzne kmtr."(Bloch, 1985:37) O halde tarihsel gerekliin zamanla deiebilmesinde romanclarn da bir

pay var mdr? Roman, fictif yaps itibariyle byle bir tartmann kesinlikle dnda kalr. Yalnzca, yazarnn hayal gcnden gelen kuvvetle, tarihiye sezgi sunar fikrindeyiz. Tarih romanc ile tarihi arasnda yorum ve deerlendirme bakmndan az da olsa bir benzerlik sz konusudur. Tarihin yorumlanmasna dair kan kitaplarda tarihi ile tarih roman yazanlar arasnda kurgu bakmndan da bir benzerlik sz konusudur. nk gemite yaananlar ile yazlan tarih arasnda tam bir birliktelik olup olmad tartma konusudur. Bu da tarihinin, tarihsel gereklikleri yeniden yorumlamasndan kaynaklanmaktadr. lhan Tekeli, tarihinin grevini yle aklar: "Tarih ancak bugnden gemie gidilerek bir btn olarak
kavranabilir ve tarihinin yaklam da bugnden gemie giderek tarihi anlamak olmaldr" (Tekeli, 1998: 39) Tarih roman yazarnn durumu daha farkldr.

O, tarihinin sunduu malzemeyi, duyduklarndan ve efsanelerden elde ettikleriyle muhayyile-

54

elik, Tarih ve Tarihi Roman Arasndaki liki-Tarihi Romanda Kiiler

sinde yourur, tarih malzemeyi insana ait duygularla, yaama tarzyla ekillendirerek karmza karr. Tarih roman yazar ile tarihi arasndaki ilikiye Werner Schiffer de deinir. Ona gre tarih her belgenin bir fiksiyon yaps vardr. Belgeler, bu kurmaca yap ile beslenir. Tarih yazcs, tarihsel bir metin oluturmann organize edici bir gesidir. Tarihi gemite meydana gelen olaylarla ilgili belgelere phe ile yaklamak zorundadr. Tarihinin bir olay kaynaklardan yorumlayarak almas onu fiksiyona yaklatrr. Bu da tarihinin tarih roman yazarna yaklamas demektir. (Schiffer, 1980: 2930) Tarih, tarih belgelerin yorumlanmas ve yaplan yeni aratrmalarla srekli olarak tamamlanr. O halde tarihin kendini yenilemesi de kanlmazdr. lk belgelerden hareketle oluturulmu tarih, bulunan yeni belgeler ve getirilen yeni yorumlarla srekli zenginletirilir. Tarih tenkidi de tarihin kendisini yenilemesinde nemli bir unsurdur. Bu bilgilerin nda tarihsel gereklikle, tarihi olaylar hareket noktas alan romanlar arasnda benzerlikler vardr. kisinde de tarihin yeniden yorumlanmas vardr. Romanda daha fazla olmak kaydyla ikisinde de fiksiyon vardr. Fakat tarih, gerek olmak iddiasndadr. Roman ise, yalnzca yazarnn tarihi kurgulamas sonucunda tarihinin sunduu malzemeden hareketle kendi gereklerini sezdirmek maksadyla kaleme alnmtr. Karl Raimund Popper, tarihinin ve roman yazarnn tarihe bak asn ve tarihi yorumlamasn Tolstoy'dan hareketle izah etmektedir: "Tolstoy'un tarihselcilii, rtk olarak liderlik ilkesinin doruluunu kabul eden bir tarih yazm metoduna kar bir reaksiyondur. Bu yle bir metoddur ki, byk adama, lidere ok - eer Tolstoy hakl ise, ki phesiz yledir, gereinden ok -nem atfeder. Tolstoy, sanrm baarl bir ekilde, olaylarn mant denebilecek olan ey karsnda Napolyon, Alexander, Kutuzov ve 1812'nin dier byk liderlerinin kararlar ve eylemlerinin etkisinin kkln gstermeye alr. Tolstoy, hakl olarak, savalar yapan, Moskova'y yakan ve ete savalar metodunu icat eden saysz mehul fertlerin kararlar ve eylemlerinin ihmal edilen, fakat ok byk olan nemlerine iaret eder. Fakat o, bu olaylarda bir eit tarih belirleme; bir kader, tarih kanunlar veya bir plan grebildiine inanr. O, kendi tarihselciinde metodolojik bireyselcilik ve kollektivizmin her ikisini de kombine eder: yani o demokratik bireyselci ve kollektivist - milliyeti gelerin hayli tipik -kendi zaman bakmndan tipik ve korkarm bizim zamanmz bakmndan da tipik - bir terkibim temsil eder." (Popper, 1998:134)

55

bilig 2002 Yaz Say 22

Tolstoy'un tarihsel aratrmalar ile tarihinin aratrmalar arasnda bir iliki kuran Karl R. Popper, tarih roman yazarnn tarihiden farkl olarak aydnlatlmam ayrntlara girdiine iaret eder. Tolstoy, sava ynlendiren mehul fertlerin dnyalarn da gzler nne sermitir. Bizim, Osmanl mparatorluunun kuruluunu anlatan romanlarmzda da, yazlm tarih kitaplarndan farkl olarak mehul kiilerin dnyalarna, gnlk yaantlarna, zevklerine ve tarihsel olaylarn meydana gelmesinde rol oynayan kk ayrntlara girilmitir. Elbette bunlar, yazarlarn kurgu dnyasnn rndrler. Tarih yazmada nemli unsurlardan biri de tahkiyedir. Tarih yazcl 17. yzyla kadar edebiyatla i iedir. Tahkiyenin tarih yazmna bilimsel anlamda girii 19. yzylda W. Ranke iledir. lhan Tekeli, tarihinin ortaya koyduu metni bir varsaym olarak grmekte ve tarihinin kulland dilin asl gayesinin bu varsaym gizlemek olduunu sylemektedir: "Tarih
yazmnda anlat biiminin ikna ediciliinin arkasnda toplumsal yaamn srekliliine ilikin gl sezgi yatmaktadr. Oysa ne tarihin yararland belgeler ne de insann deneyi srekli deildir. Anlat yolunu seen tarihi bu kesikli olaylardan, belge ve bilgilerden sreklilii olan bir yk kurar. Srekliliin kurulmas gerekte yaratc bir faaliyettir. Genellikle bir heykel tran mermeri yontarak heykeli karmasna benzetilir. Tarihi de yaratc bir sanatkr gibi kopuk olaylar arasnda gizli bulunan hikyeyi ortaya koymaktadr. Burada yaratc szcnn ekiciliinin gizledii bir olguya dikkat ekmek gerekir. Tarihinin ortaya koyduu anlat ancak bir varsaymdr. Oysa tarihinin yazarken kulland dil, bunun varsaym olduunu gizleyen bir dildir. Okuyucuya kendi varsaymlarn gelitirme olana brakmayan bir otorite ile anlatlmaktadr." (Tekeli, 1998: 68)

Tarihi gerei ortaya koyar nitelikte bir tahkiye sunmak mecburiyetindedir. Fantezi ve hayal gcn kullanamaz. nk belgeler ve vesikalarla anlattklarnn gerek olduu iddiasndadr. Tarih metni oluturulurken yaanm olandan, tarihsel kayt ya da belgelere, oradan yeniden kurulan tarihsel olguya, sentez ve tahkiye ile metne gelinir. Romanc ise, tarihinin sunduu malzemeyi aynen kullanr. Tarihin ilgilenmedii konular da muhayyilesinin yardmyla tamamlar. Tarih ve tarih romann ayrlan boyutlarndan biri de burada aranmaldr. Metin oluturma noktasnda tarihle edebiyat yan yana gelir. Bilimsel metinler, metin olumadan nce bilim adamnn zihninde netlik kazanm bir rapor halindedir. Ayn durumun tarih metinlerinde olup olmad tar-

56

elik, Tarih ve Tarihi Roman Arasndaki liki-Tarihi Romanda Kiiler

tma konusudur. Edebiyat metinlerinde zaten byle bir endie yoktur. John Tosh, tarih yazclnn fiksiyon yn iin unlar syler: "Herhangi bir tarihsel konjonktrn gereklii, kaynaklarda ortaya konduu kadaryla ylesine karmak ve kimi zaman da ylesine elikilidir ki, ancak bunu ba ve sonu olan kesintisiz bir yaz halinde ifade etme disiplini, aratrmacnn tarih deneyiminin deiik alanlar arasndaki balantlar kavramasn salayabilir."(Tosh, 1984:105) Tarih metni oluturmada, tarihsel bilgi ve deneyimin yannda, metin oluturma hneri, biraz da ilham lazmdr. John Tosh tasvirin, hikye etme ve zm getirmenin tarih metni ile edebiyat metni arasndaki ilikiyi oluturduu kanaatindedir. Ona gre tarihi de, okuyucuda heyecan uyandrmak zorundadr. Edebiyatla tarih ilikisini hikye etme temeline dayandran ve Bat dillerinde bu kelimelerin ayn kkten tretildiine iaret eden John Tosh, tarihin edebiyatla hangi noktalarda birletiini aklar: "Anlat da tarihinin yaratc yazarla, zellikle de romanc ve epik airle paylat bir biimdir ve tarihin, okur kitlesinden geleneksel olarak grd ilgiyi nemli lde aklamaktadr. Dier hikye anlatma biimleri gibi anlats da, gerilim yaratma ve iddetli duygular uyandrma gcyle etkileyici olabilir. Ama ayn zamanda da anlat, gemiteki olaylarn gzlemcisi ya da katlmcs olmann insanda nasl bir duygu yarattn aktarmada tarihinin elindeki balca tekniktir. Yeniden yaratma etkisini salamada en baarl olan anlat biimleri de, kendi hayatmzda yaadmz zaman duygusuna en ok yaklaanlardr: Bu bir arpmay anlatrken olduu gibi saat saat de verilebilir, bir siyas krizdeki gibi gn gn veya bir biyografideki gibi btn bir mre yaylarak da. Gemii yeniden yaratmaya dnk tarihin balca uygulayclar, ok canl etkiler yaratan dramatik anlatnn ustalar olmutur."(Tosh, 1984:107) Buradan John Tosh'un iyi bir tarihinin iyi edeb donanma sahip olmasn, en azndan ok iyi metin oluturma kabiliyetinin olmasn art grdn syleyebiliriz. Bu da tarihinin edebiyattan yararlanmas demektir. Biri metin oluturmada, dieri konu bakmndan birbirine bavuran iki bilim dal. Bir baka tarih yazcl olan vakanvislikte de durum ayndr. Osmanl saraynda geen siyas olaylar kaydetmekle grevli olan vakanvislerin yapt ite de yorum ve kurgu grlmektedir: "Vakanvislik geleneimizde, tahlil ve hele tenkit yoktur. Mevcut iktidarn/Sultan, (saltanat ailesi veya vakanvisin hmisi olan vezir) hilafna bir fikir beyan etmek mmkn deildir. Vakanvisler daha ok dnemlerinin siyas tarihlerini kendi tesbit ve dnceleri

57

bilig 2002 Yaz Say 22

dorultusunda ele almlardr. Bazen olaanst (tabii afet, garaib ve acaib) olaylar zikredilmitir. Olaylarn iktisad ve sosyal boyutuna da deinen vakanvisler vardr, ama bunlar aznlktadr. Vakanvislerin anlattklar olaylarn coraf boyutu, lkenin corafyas ile snrldr. ou vakanvisler birbirinin taklididir. Ayn ada dnyann baka lkelerinde meydana gelen olaylar, ya onlar ilgilendirmemekte veya onlardan habersizlerdir."(ztrk, 1999: 9-10) Kendi yaad dnemin tarih olaylarn kaydetmekle grevli memur diye adlandrabileceimiz vakanvislerin de bir tarih yazcs olduunu kabul etmek gerekir. nk tarihsel olaylar metin haline getirme iini ve olayn ilk yorumunu yapmlardr. Ayn zamanda tarihilere yazdklaryla kaynaklk etmilerdir. Mustafa ztrk'n syledii gibi, yazdklarnda ne kadar objektif olabildikleri, olaylar tam bir tarafszlkla yorumlayp yorumlamadklar tartma konusudur. Edebiyat da, tarih roman balamnda tarihle iliki iersindedir. lk tarih roman rneini Walter Scott'un kaleme ald kabul edilir. sko halkna ait efsane ve halk hikyelerini toplayarak kendi tarih bilgisiyle yourarak roman haline getirmitir. lk tarih roman rnei saylan Waverley'de(1814) Walter Scott, gerek bir olayn iersine fictif yapda bir metin yerletirmitir. Romandaki konu, skoya tarihinden 1745 Jakoben Ayaklanmas 'dr. Bu romanda fictif yap, tarih ve eitim i iedir. Walter Scott, Waverley, Ivanhoe gibi romanlarnda, ngiliz toplumunun tarih iersinde nasl doduunu, airet yaplarnn nasl zlerek Norman ve Sakson sentezi ortak bir milletin doduunu gstermeye almtr. Taner Timur, 19.yzylda Fransz ve Rus edebiyatn derinden etkilediini belirttii Walter Scott'un, edeb kimliini, Lukacs'dan da hareketle yle tanmlamaktadr: "Scott eserlerinde ok salam bir tarih bilgisine dayanmantistir. Romanlarnda profesyonel tarihiler birok maddi hata bulmulardr. Ivanhoe'a Norman - Sakson btnlemesini anlatrken yapt baz hatalar bizzat kendisi aklamtr. Fakat stnl romantizmin idealletirdii Ortaa deil, modern antropolojinin kurucularnn zmledii klan ilikilerini anlatmasnda somutlatryor. Bu balamda, Lukacs'n dedii gibi 'Morgan, Marks ve Engels'de gelitirilen ve kuramsal - tarihsel bir aklkla kantlanan konular, Walter Scott'un en iyi tarih eserlerinde iirsel bir biim iinde canlanr ve yaarlar'"(Timur, 1991: 196) Gnmzde, tarih roman yazarlar, tarihin konu edildii romanlarda, kesin bilginin olduu gibi aktarlmasnn nemini

58

elik, Tarih ve Tarihi Roman Arasndaki liki-Tarihi Romanda Kiiler

kabul etmemektedirler. Kendi aralarnda da bunu tartmaktadrlar. (Tarih ve Toplum, 198 / Hrriyet Gsteri, 197-198) Yaand kabul edilen olaylarla, yazarn kurgu dnyasnn birleimi sonucunda meydana gelen tarih roman, Hugo Aust, Der Historische Roman kitabnn nsznde bal bana bir tr olarak teklif eder. (Aust, 1994: 7) Roman m, tarih mi olduu hakknda eitli dnceler ileri srlr. Tarih ilminin nda aydnlatlm bir gemi ele alnr. Bu sebeple romann kurgusu ile tarihsel gereklik i ie girmi durumdadr. Tarih ve roman konu seimi ve ifade tarz konusunda birbirinden ayrlrlar. R.G. Collingwood, tabiatn tarihsel srecinin, insan hayat ve zel ilikilerinin tarihsel bilginin nesnesi olamayaca grndedir. Olay deil, onun arkasndaki dnce nemlidir. Tarihi olaylar, dnceyi kefedebilecei lde kavrayacaktr.(Collingzoood, 1996: 350-364) imdiye kadar tarihin ancak siyaset, sava, ekonomik hayat ve kltrel yaama tarz zerinde durduu kabul edilmekteydi. Fakat son dnem tarihileri sanat, din ve felsefeyi de tarihsel incelemenin asl konusu haline getirdiler. E. H. Carr, btn toplum bilimleri gibi tarihin de insanlarn toplum iindeki davranlarn konu aldn syler. Bunu gemi tanmyla ayrc hle getirir: "Daha baka farkllklarna yol aan ana ayrt edici zellii ise, insanlarn gemiteki toplumsal ilikilerini aratrmasdr."(Carr, Fantana, 1992:14) Denilebilir ki tarih, geleneksel anlamnn dnda felsefe, sosyoloji gibi toplum bilimlerinin ilgi alann da kapsamaktadr. Tpk roman gibi. Btn bu gelimelere ramen, tarihin konusu veya hareket noktas, romanla karlatrldnda snrldr. Roman sava, siyaset ve ekonomik hayata, okuyucuyu skmamak iin insana ve tabiata ait her eyi herhangi bir snrlama olmakszn anlatabilir. Tark Bura'nn Osmanck romannda, Osmanlnn kuruluundan nceki ekonomik hayat anlatmakla, o dnemdeki ekonomik hayat Osmancn ve ailesinin yaadklar evresinde dile getirmek veya sezdirmek birbirinden farkldr. Birisi bilgi sunmak, akla uygun hle getirmek, dieri sezdirmek esasna dayanr. Tarih roman konusu bakmndan tarihsel gereklii veya tarih bir olay dile getirir. Gemiteki bu olay ve olaylar yaanm ve sonulanmtr. Yakn dnemde Tarih roman konusunu Trkiye'de gndeme tayan Prof. Dr. Sadk K. Tural, romancnn hangi aamalardan getiini yle sralar: "Tarih romancs, vesikann ortaya koyduu malzemeyi nce renir; sonra kendisine tesir eden unsurlar arasndan semeler, ayklamalar yapar; daha sonra da,

59

bilig 2002 Yaz Say 22

edeb yaratmann sihri ile onlara can verir."(Tural, 1976: 93-130) Sanatnn halk arasndaki rivyetlerden ve kesin olmayan menkbelerden de yararlanabileceini syleyen Tural, "konunun tamamlanm bitmi, zaman mhrn yemi olmasn" art grr. Tarih roman yazarnn yapaca ii bu ekilde belirleyen Sadk K. Tural, tarihinin de edebiyat dnyasndan almas gereken dersler olduunu belirtir. zellikle tarih vesikann azald zaman dilimleri ile ilgili edeb eserlerin, fiksiyon unsurlar ayklanmak kaydyla, birer vesika saylmasn teklif eder. Bahaeddin gel ve Sabri lgener'in edeb eserlerden yararlann rnek verir.(Tura/, 1984:13) Tarih uuru veya tarihsel olan, imdiki zaman ile gemi arasnda balant salar. Tarih roman yazar da, modern edebiyat kuramlar iersinde, en az iki zamana ynelik, veya deiik zaman sreleri iersinde bir iliki kurgulayarak romann oluturur. Tarih veya tarih roman yazmada bu temel kural niteliindedir. Romann iersinde hissedilse de, hissedilmese de, yazma zaman ile vak'a zaman arasnda, anlatmdan veya kullanlan dilden kaynaklanan uzaklk bulunur. Romandaki anlatcnn bazen o zaman dilimiyle btnletii de grlr. Bu, baarl bir anlatm tekniidir. Farkl anlatm tekniklerini deneyenler de vardr. Nedim Grsel'in Boazkesen / Fatih'in Roman'nda bugn ve gemi iki izgi halinde birlikte sunulmutur. Burada anlatc durumundaki "ben", 12 Eyll 1980 sonrasnda Boazii'ndeki terkedilmi bir yalda oturmakta ve Fatih dnemi ile stanbul'un fethini anlatan bir roman kaleme almaktadr. Binalar ve tarihsel meknlar "ben"i tarihin iine srklemektedir. Nedim Grsel romannda neler yapmak istediiyle ilgili olarak unlar syler: "Boazkesen'de stanbul'un tarihsel boyutuyla bugnn eklemlemeye, bir roman yaps iinde eritmeye, tarihsel verilerden yola karak modern bir roman yazmaya altm. Osmanl ve Bizans kaynaklarndan yararlandm. ki eksende birbirine kout gelien, kimi zaman da kesien iki anlat kurmay denedim, bir tarih kitab yazmaktan zellikle kandm."(Grsel, 1997: 74-75) Boazkesen / Fatih'in Roman'ndaki bu anlatma karn Kemal Tahir'in Devlet Ana, Yorgun Sava; Tark Bura'nn Osmanck, Kk Aa; Halide Edip'in Ateten Gmlek, Ahmet Hamdi Tanpmar'n Sahnenin Dndakiler gibi romanlarnda, bugnn varl, yazarn biyografik bilgisi, eserdeki dil zellikleri ve zamana dayal anlatm zellikleri dnda fazlaca hissedilmez. Bu iki farkl anlatm tekniini bir ok romanda grmek mmkndr.

60

elik, Tarih ve Tarihi Roman Arasndaki liki-Tarihi Romanda Kiiler

Romanla tarih arasnda hibir fark gremeyen eletirmenler de vardr. Bunlar, ikisinin de kurgu temeline dayandn, kurguyu iyi kuramayanlarn, daha dorusu hayal dnyas zengin olamayanlarn tarih, dierlerinin roman yazdn sylerler. Tarih yazarnn sorumluluu ile, roman yazarnn sorumluluu arasnda hibir fark grmezler. (Talay, 2000:4-15) Fakat tarih roman yazarnn tarihsel gereklie farkl bir adan yaklap olmayan olaylar olmu gibi gsterebilecei de kabul edilmektedir. Yani romanc, tarih bilgisini kullanarak tamamen kurguya dayal bir tarih oluturabilir. Romancnn tarihsel bilgiyi yorumlamasnda hibir snr yoktur. Konu ald zamana ait sradan bir insann yaad devri deerlendirmesini sunabilecei gibi, savalarn ve siyas olaylarn grntsn de nakledebilir. Hatta tarihsel gereklii istedii tarzda deitirebilir. Buna "counter factual" denilmektedir. Osmanl mparatorluunun St dna hi kamamas, Osmanl'nn Viyana'y fethetmesi gibi. Fakat byle bir durum hemen okuyucunun tepkisiyle karlar veya alay konusu olur. Hi denenmemi olmasna karn, farkl bir yorum ve tarz olduu da tartmaszdr. Tarih Romanda Kiiler Tarih romanlarda ahs kadrosunu oluturacak kahramanlarn seimi de nemlidir. Bu kiilerin kimlerden seilecei ve roman iersinde hangi fonksiyonlar yklenecei tartmaldr. Roman kiilerinin seimi Walter Scott'un ilk tarih roman denemesi saylan Waverey'de roman kahramanlar destana has zellikler gstermez. Mill normlara uygun birer tip olarak karmza karlar. Daha nceki tarihin konu alnd romanlarda kahramanlar destans veya mitolojik zellikler gsteriyorlard. Walter Scott, WaverleyTe destans anlatmn dnda bir slbun olumasna da katkda bulunmutur.(Gebakan, 2000: 115-124) Destana has zellikler gsteren tarihin kiisi ile tarih roman kahraman arasnda fark vardr. Her insan tipi tarih romann konusu olabilecekken, tarih metninde yalnzca nemli olaylarn iinde bulunan insanlar yer alrlar. Tarih romanlarda kiilerin anlatlma tarz ok nemlidir. Hilmi Yavuz, tarih romanlardaki karakterlerin varlna dikkat eker. Romancnn anlataca kahraman iyi tanmasn ister. Tarihsel olayn, kahramann bilinciyle ortaya konularak verilmesi gerektiini belirtir: "Romancnn yapmas gereken, belli bir tarihsel olay karakterlerinin bilincinin iinden
vermesidir. Bu

61

bilig 2002 Yaz Say 22

nemli. nk tarihsel bir olayn ina edilmesi demek o romanda bireyin ina edilmesi demektir. Bireyi ortaya koymadan, birey olduunu kavramadan, o tarihsel olay onun bilincinden vermenin olana yok. Nasl gryoruz o adam, nasl bir adam. nce romanc kendi tiplerini tanmak zorunda. Biz onlarn dnyaya nasl baktklarn bilmeliyiz."(Yavuz, 1997: 70) Tarih romandaki tarih faktrn, ou zaman romandaki kahramann dnyasndan reniyoruz. nk tarih romandaki bilginin, tarih ahsiyetlerin sunulma tarzlar, tarih biliminden farkldr. Fiksiyonun kendine has sihirli dnyas iin iersine girer. Fethi Naci, tarihle, tarih roman arasndaki ilikiyi insan faktrn dnerek deerlendirir. Tarih biliminin insan soyutlayarak tarihi anlattn syleyen Fethi Naci, romanclarn ise tarihsel olaylar deil, olaylarn insanlar zerindeki etkilerini dile getirdiini belirtir.. Tarih roman iin, "tarihten sz aan roman" deerlendirmesini yapar ve tarih romancnn neler yapmas gerektiini sralar: "Gncel yaam romana nasl yansyorsa tarih de romana yle yansr. Bunun iin 'tarihi roman' yerine 'tarihten sz aan roman' demek, bence yerinde olur. Romanc, aratrmalar yapabilir, toplad belgelerden yararlanabilir, ama sra yazmaya gelince, iinin yazmak deil, roman yazmak olduunu unutmamak zorundadr; bunun iin toplad bilgiler, belgeler, buzdann denizin altnda kalan byk blm gibi olmaldr, gze batmamaldr; nk romanc o bilgileri, o belgeleri aktarmayacaktr romanna, roman kiilerinin dnlerinin, davranlarnn nasl biimlendiini gsterirken yararlanacaktr o bilgilerden, o belgelerden "(Naci, 1998:228-230) Attil lhan'n ve Nahid Srr rik'in Kurtulu Sava dnemini anlatan romanlarndan hareket eden Fethi Naci, birinci dereceden tarih ahsiyetlerin romanclar tarafndan fazla kullanlmadn, yazarlarn ikinci nc dereceden veya isimsiz kahramanlar evresinde romanlarn ekillendirdiklerini syler. Tarih romanclarn kendi kafasndaki toplumsal problemlere zm bulduktan sonra, gerek tarih ahsiyetleri eserlerine tadklarn belirtir. Bu tip tarih romanclara da Kemal Tahir'i rnek verir. Kurtulu Sava'n anlatan romanlarn hemen tmnde (Kk Aa, Yorgun Sava, Sahnenin Dndakiler, Ateten Gmlek, Bir Gmen Kutu O, Yaban v.s.) Mustafa Kemal Atatrk ve sava birinci dereceden yaayan komutanlar, romanlarn nde gelen kahramanlarndan deildir. Onlarn yerine olak Salih, stanbullu Hoca, Cehennem Yzba Cemil, Ahmet Celal, Avukat Adnan, Emir Bey gibi itibar kahramanlar vardr. Baz romanlarda

62

elik, Tarih ve Tarihi Roman Arasndaki liki-Tarihi Romanda Kiiler

da Atatrk ve arkadalarnn varlklar, dolayl bir ekilde de olsa, dile getirilir. Belki de menkbeler evresinde teekkl ettii iin, Osmanl mparatorluunun kuruluunu anlatan Devlet Ana ve Osmanck gibi romanlarda Osman Gazi birinci dereceden kahraman durumundadr. Tarih romancnn tarihsel gereklik ierisinde yer almayan kahramanlar yaratma hakk da vardr. Bu kahramanlar olaylarn akna gre romann ierisinde yer alabilirler. Nitekim Trk edebiyatndaki tarih romanlarda, tarihsel gereklii olmayan bir ok kahramanla karlamak mmkndr. Bu kahramanlar, yalnzca romancnn hayal dnyasnn rndrler veya tarihsel gerekliin, roman kurgusu ierisinde izah edilmesinde birer kolaylk unsurudurlar. Bunlar gerek tarihsel ahsiyetler olmasalar bile, okuyucuya tarihsel ahsiyetlerle roman kahramanlarn zdeletirme imkn verirler. Sonu Tarihsel gereklik, bir noktaya kadar kurgu sonucunda oluturulmutur. Gerek ihtimal kavram evresinde yaplan deerlendirmeler, gerekse ariv bilgileri delil hkmnde bilgi nitelii tamamaktadr. Ayrca tarihinin dnce ve yorumu da, tarihsel gerekliin ortaya kmasnda nemli rol oynar. nsanlar, tarihsel gereklikleri, olaylar kaydeden tarihinin yorum ve deerlendirmesine gre izlemek durumundadrlar. Tarihin kaleme alnmasnda yorumun varl kabul edilmektedir. Ancak tarihi, objektiflii elden brakmad, yaanm gerei dile getirdii iddiasndadr. Fantezi ve hayal gcn kullanmaz. Objektiflik ve gerein yalnzca hedef olarak kald tarih, hareket noktas olarak da vesikalar ve tarihsel kalntlar ald iin ilm bir hviyet kazanmaktadr. Romancnn tarihsel malzemeyi deerlendirme tarz tarihininkinden farkldr. Romanc, gerei dile getirme veya objektif olma iddiasnda deildir. Popper'in dedii gibi "aydnlatlmam ayrntlar"a girer. Roman yazar, tarihinin malzemesini alr, muhayyilesinde yourarak, bilinmeyenler zerine de bir kurgu oluturarak, tarih malzemesini itibar lem iersinde okuyucularn dikkatine sunar. Yazarn hareket noktas yalnzca tarih deildir. Efsaneler ve muhayyilenin gc de kaynak durumundadr. lm bir deerlendirme veya nsan ilikilerini bilinen tarihe gre ayarlamak da sz konusu deildir. Romanc tamamen hrdr, her ey kendi tercihindedir.

63

bilig 2002 Yaz Say 22

Tarihle edebiyatn birbirinden yararlanmas metin oluturmada ve konu seimindedir. Tarihi edebiyattan metin oluturma, daha dorusu tahkiye hususunda; roman yazar da zengin konularndan dolay tarihten yararlanr. Tarihin konusu veya hareket noktas romanla karlatrldnda snrldr. Roman savaa, siyasete, ekonomik hayata, okuyucuyu skmamak asndan, fazla girmese de; insana ve tabiata ait her eyi, herhangi bir snrlama olmakszn anlatabilir. Tarih bilgi sunmak, akla uygun hle getirmek; edebiyat, sezdirmek esasna dayanr. Tarih roman, tarihin yeniden yansmas deildir. Gemii fiksiyon yardmyla yemden yorumlamadr. Tarih romanda her insan tipi romann kahraman olabilir. Tarih metinlerinde durum byle deildir. Tarih romanlarda bilginin sunulma tarz, kahramanlarn kendi aralarndaki insan ilikiler evresinde dile getirilir. Tarih romanclar, tarihsel gereklik iersinde yer almayan kahramanlar yaratma hakkna da sahiptirler. Kaynaklar AUST, Hugo (1994), Der Historische Roman, Stuttgart. 385s. BLOCH, Marc (1985), Tarihin Savunusu Ya Da Tarihilik Meslei, ev: Mehmet Ali Khbay, Birey ve Toplum Yaynlar, Ankara, 143s. CARR, Edward Hallet - FONTANA, Jose (1992), Tarih Yazmnda Nesnellik ve Yanllk, ev: Prof. Dr. zer Ozankaya, mge Kitabevi, Ankara, 138s. CARR, Edward Hallet (1994), Tarih Nedir, letiim Yay., 5. Basm stanbul, 185s. COLLINGWOOD,R.G. (1996), Tarih Tasarm, eviren: Do. Dr. Kurtulu Diner, Gndoan Yaynlar, 2.Basm Ankara, 384s. GEBAKAN, Turgut (2000), "Tarihsel Romanda Kiiler Sorunu", Alman Dili ve Edebiyat Dergisi XII, stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Yaynlan, stanbul, s.115-124 GRSEL, Nedim (1997), "Tarihsel Roman Tarihi Yorumlayan Romandr", Hrriyet Gsteri, Say: 197-198, Nisan - Mays, s.74-75 LEON, - HALKIN,E. (1989), Tarih Tenkidinin Unsurlar, ev:Bahaeddin Yediyldz, Atatrk Kltr, Dil ve Tarih Yksek Kurumu Yaynlan, Ankara, 156s. NAC, Fethi (1998), "Tarih ve Roman", Eletiri Gnl 5 - Kskanmak, Olak Yaynlar, stanbul, s.228-230

64

elik, Tarih ve Tarihi Roman Arasndaki liki-Tarihi Romanda Kiiler

ZLEM, Doan(1996), Tarih Felsefesi, Anahtar Kitaplar Yaynevi, 2.Basm, Kasm, 256s. ZTRK, Prof. Dr. Mustafa (1999), Tarih Felsefesi Elaz, 155s. POPPER,Karl R. (1998), Tarihselciliin Sefaleti, nsan Yaynlar, 2.Bask, stanbul, 152s. SCHIFFER, Werner (1980), Theorien der Geschichsschreibung un ihre erzaehltheoretische Retevanz: (Danto, Habernas, Baumgartner, Droysen), Metzler, Stutgart. TALAY,Birsen (2000), Tarihiler Tartyor Tarih ve Roman likisi zerine, Tarih ve Toplum, Haziran, c.33, s.4-15 TEKEL, lhan (1998), Tarih Yazm zerine Dnmek, Dost Kitabevi, Ankara, 176s. TMUR, Taner (1991), Osmanl - Trk Romannda Tarih, Toplum ve Kimlik, Afa Yaynlar, stanbul, 396 s. TOSH, John (1984), Tarihin Peinde - Modern Tarih almasnda, Hedefler, Yntemler ve Yeni Dorultular, ev: zden Arkan, Trk Vakf Yurt Yaynlar, stanbul, 226s. TURAL, Sadk K. (1976), Tarih Roman ve Atsz'n Tarih Romanlar zerine Dnceler, Atsz Armaan, tken Yaynevi, stanbul, XCII-XCCC TURAL, Sadk K. (1984), "Tarihinin Edebiyat Dnyasndan Almas Gerekenler", Tre Aylk Fikir ve Sanat Dergisi, Say: 159, Austos 1984, s. ll-14 YAVUZ, Hilmi (1997), "Tarih Roman Ancak Belli Bir Tasarmdan Yola klarak Yazlabilir", Hrriyet Gsteri, Say: 197-198, Nisan - Mays, s.69-71

65

History and its Relationship with History Characters Within the Novel
Assis. Prof. Dr. Yakup ELK Krkkale University Faculty of Arts and Sciences Abstract; History is a continuous diaiogue betvveen today and the past. There is a need for historian in order to form the past. Historical fact gains significance through the application of the historian. We learn the history through the historian's selections and assessment. The historian first makes selection from the sources he gathered, and then he comments it from his own ideology and outlook. The narration of the historical events has a subjective character. The history, which disappeared at the first hand, takes shape through the approach of historical novel writing. The novelist takes the materials of the historian, and presents it, using his own imagination when necessary. When creating his novel, he bases his made-ups on the historical truth. Novel can be regarded scientific when emphasizing historical truth. It will be found fantasy when hiding historical truths. Most novels in hand are between the history and fantasy. Historical novels are not a rereflection of the history. It is probably a try to recomrnent the past. The history appears through comment in the light of vvritten sources, and by the force of current priorities. As to the novel, it appears in the imagination of the novelist who does not depend on the historical sources. In this respect the former aims to give information and the latter aims to create an unreal world. Key Words; History, narration of history, historical novel, fantasy. _________________________________________________________________

66

_________________________________________________________________

67

Cengiz Aytmatov'dan Bir Kyamet Senaryosu: Kassandra Damgas


Yard. Do. Dr. Ali hsan KOLCU Atatrk niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi zet: Cengiz Aytmatov'un son roman Kassandra Damgas insann kendi eliyle hazrlad kyametine bir uyar mesaj tayor. Komnist ve kapitalist dzenlerin insan tketen taraflarn ele alyor. nsanolu. Tanr'nn yaratt ve amaz dengesini kurduu dnyaya kendi muhteris mant iinde hakim olmaya almaktadr. Annesi ve babas belli olmayan X Fert'ler yetitirmek, gelecekte yaayacaklar dnyay beenmeyerek domak istemeyen embriyolar, topluca intihar eden balinalar ve onlara itirak eden insanlar, yakn gelecekte bir kyametin hazrlanmakta olduunu iaret etmektedir. Anahtar Kelimeler: Kassandra Efsanesi, Balinalar, X Fert Projesi, ntihar, Uzay, Amerika, Sovyetler Birlii, _________________________________________________________________

Giri

Cengiz Aytmatov'un Kassandra Damgas adn tayan roman gerek muhtevas ve gerekse slbu ile onun yazarlk izgisinin son halkasn tekil etmektedir. Yazar ilk defa bu romannda kadm Trk mitolojisinin vazgeilmez motiflerini terkederek, ilhamn ve modelini Yunan mitolojisinden alan ada bir yaraya parmak basyor. Bu insanolunun kendi eliyle hazrlad felketi yani kyametidir. Kassandra Damgas roman Aytmatov'un ilk defa Beyaz Gemi'de dile getirilen "insann insana dnyay zehir ettii ve yaanmaz kld" fikrini hatrlatmaktadr. Bu temel gr onun dier eserlerinde de vazgeilmez
bilig Yaz 2002 Say 22: 69-86

69

bilig 2002 Yaz Say 22

bir tema olarak kendisini gstermi ve bazlarnn temelini tekil etmitir. Yazar, Gn Olur Asra Bedel romannda Sar zek bozkrnda yaanan trajedileri, ideolojilerin ve rejimlerin kahredici basks altnda bir cehennem hayat yaayan insanlarn felketlerini, bozulan ekolojik dengeden nasibini alan hayvanlar, yine bu dengesizlikten etkilenen insanlarn yar vahi davranlarn roman sanatnn imknlar iinde dikkatlere sunmutu. Bu roman takibeden Dii Kurdun Ryalar adl eserinin asl isminin 'Kyamet' olmas yazarn bu sendromu giderek ykselen bir ivmeyle ele alp gelitirdiini gstermektedir. Gn Olur Asra Bedel romannda, gemi-hl-gelecek dzenei iinde, topran ve insann kaderini lgnca devam eden anlamsz bir uzay yarnn ruhlar zerinde maddi ve manev tazyikini dikkatlere sunmu, soysuzlaan Mankurtlardan, Ormangs gezegenine, Semey vilyetindeki nkleer denemelerin yolat felketlere ve nihayet rejimin insafsz ve sorgu kabul etmez faaliyetlerini ilemiti. Dii Kurdun Ryalar romannda da bu felket ve kyamet senaryosunun bir baka eidine tank olmutuk. Btn bu romanlarn verdii temel mesaj, kyametin insan eliyle hazrlanmakta olduu idi. Aytmatov, yukarda zikredilen eserlerinde bu kyamet hazrln zt ynl iki ideolojik eksen zerinde, fakat insan nokta-i nazarndan grmemizi salamt. Buna gre Sovyetler Birlii'ni temsil eden komnist rejim ile Amerika Birleik Devletleri'ni temsil eden kapitalizm, insanolunun gelecek kuaklarna ait kaynaklarn tketmede neredeyse tatl bir ibirlii iindedirler. Onlar yeryznn herkese yetecek nimetlerini zalimce ele geirerek kendi hkimiyetlerini devam ettirme yolunu tutmulardr. Dnyay paylatklar gibi imdi de uzay kendi hakimiyetleri altna almaya almaktadrlar. Yazar, Gn Olur Asra Bedel romannda Sovyetler ve Amerika'nn Demiurg adn verdikleri ve her trl denkliin gzetildii uzay aratrmalar tasarsnda nasl bir ibirlii iinde olduklarn dikkatlere sunmutu. Her iki devlet yrttkleri uzay aratrmalar sonucunda stnde hayat olan, su rezervleri bulunan imdiye kadar bilinmeyen bir gezegen kefederler. stelik bu gezegende sosyal hayat orada yaayan canllarn yaratlna uygun olarak dzenlenmitir. Halkn zerinde hibir totaliter bask sz konusu deildir. Halk sava, atma ve zulm gibi dnyev eylemlerden uzaktadr. stelik kendilerinin sahip olduklar madd ve meden nimetleri baka gezegenlerde yaayan canllarla payla-

70

Koku, Cengiz Aylmatov'dan Bir Kyamet Senaryosu: Kassandra Damgas

ma arzusundadrlar. Bu aslnda bir insanlk topyasdr. te yandan ABD ve SSCB bu dnya iin topik fakat bir ideal olarak mmkn hayat tarznn ve dzeninin kendi vatandalar tarafndan duyulmasn nlemek iin, dnyann etrafna her trl iletiimi nleyecek bir manyetik kalkan yerletirirler. Bylelikle dnya enformatik adan sar ve dilsiz bir hale gelir. Her iki totaliter rejim bylelikle hkmrnlklarn devam ettirirler. a. Kresel Tahribat Ya da ntihara Gtren Sebepler Filofey'in Kassandra iareti ile ilgili ifaat bu enformatik kalkann delindiini gstermektedir. Kald ki Filofey uzaydan dnmeyi reddeden bir bilim adamdr. Onun Kassandra damgas ile ilgili uyars hkim ABD ve SSCB'nin ibirlii neticesinde insanln ma'er kaderi asndan ulatklar birok bilgiyi sembolize etmektedir. Kassandra iareti ile ilgili bilgiyi insanlardan gizlemek bu damgann ortaya kn gsteren sebepleri inkr etmek demek olur. Bylece insanolu kendi trnn en byk dman olarak yine kendi felketini hazrlayacak bilgileri hemcinslerinden gizlemektedir. Bu enformatik kalkann delinmesi ile dnya byk bir tel ve korkuya kaplm durumdadr. Yazarn bu ikaz Kassandra embriyonlar sembolyle ifadesini bulur. Daha nce balinalarn toplu intiharlar Kassandra damgas trnden ilk ihtar iareti olarak dikkatlere sunulmutur. Aytmatov, genel anlamda dnyann bozulan dengesini ve buna bal olarak insanl bekleyen tehlikeyi aamada dikkatleri sunuyor. 1. Tabiatn pervaszca tahrip edilmesi sonucu bozulan ekolojik denge. 2. Totaliter rejimlerin basks sonucu bozulan sosyal denge. 3. Totaliter rejimlerin basks sonucu doal insiyaklarn kaybedip bozulan insan. Gn Olur Asra Bedel romannn hemen banda yiyecek aramak iin Boranl istasyonunun raylar arasnda dolaan tilki, dnyann doal dengesinin nasl bozulduunu iaret eden bir gstergedir. nsanlarn yaad yerlere uzak kalmak zorunda olduunu bilen tilki, yaad yerlerde yiyecek bulamamann skntsn ekmektedir. nk teknolojik ilerleme tilkinin doal yaama alann neredeyse yoketmitir. Biz doal dengenin ne kadar bozulduunu Dii Kurdun Ryalar romannda da grrz. Kendi hayat alanlar olan dalarda yaayan Akbar ve

71

bilig 2002 Yaz Say 22

Taaynar adl kurt ailesinin yavrular insanlar tarafndan alnr. nsan eli da bandaki vahi kurt ailesinin yavrularna kadar uzanmtr. Artk, kurtlar insanlar iin deil aksine, insanlar kurtlar iin bir tehlike durumuna gelmilerdir. Totaliter rejimlerin basks sonucu bozulan sosyal denge, beraberinde bencillii, yaamak iin ldrmeyi ve insan ftratna yakmayan ve her bakmdan onun aleyhinde olan bir ahlk sergilemeye yol amtr. Bunun en baskn rnei Kassandra Damgas romannda ASS (Asker Savunma Sektr) alanlarnn fabrikalarnn kapanmas ve isiz kalmak korkusuyla dzenledikleri ve kanl biten mitingleri gsterilebilir. O mitingle atlan sloganlar bozulan sosyal dengenin toplumu nasl bir sosyal izofreniye doru gtrdn gstermektedir: "Silhszlanmay durdurun", "Tank istikrarn teminatdr", "Tank tencereye dntrmeye izin vermeyeceiz", "Yaasn g ve mill zenginliin kayna olan silh retimi". Btn bu kresel tahribattan ayn evre iinde yaayan insan da nasibini alr. Onun btn manev ve mstakbel mitleri, yine insann icat ettii X Fert projesi gibi, insan bir genetik plk haline getirme tasars ile hayat sahnesinden silinecektir. Bu tahribat kapitalist dzenin yetitirdii, Ordok gibi ruhunu eytana satan muhteris maynlar arasnda daha kolay gerekleecektir. Artk insan hayatta kalma igdsyle hareket eden ve kyametinin yaklatn hisseden gerilimle dolu bir canlya dnmtr. Kassandra Damgas romannda da insan maharetiyle hazrlanan bu kyamet senaryosunun bir baka panoramasn grmekteyiz. Bu XX. yzyln sonunda insanolunun douda ve batda elbirlii ederek dnyay daha yaanmaz bir gezegen haline getirmesi olmutur Her ne kadar Aytmatov bu roman ile teki eserlerinden alk olduumuz bozkrlar, dalar, obalar ve ylklarn dnyasndan bizi ada dnyann kl Amerikan ehirlerine ve Moskova'ya gtryorsa da, verdii mesaj ve iledii tema nceki romanlarnn doal bir uzantsn iaret etmektedir. Kassandra Damgas roman, Beyaz Gemi, Gn Olur Asra Bedel ve Dii Kurdun Ryalar roman lemesinin oluturduu izginin son halkasdr. Zira Aytmatov'un eserlerinde doal olanla yapay olann tezad hep biraradadr. Kassandra Damgas roman vaktiyle komnist rejim ierisinde yapay dllen-

72

Koku, Cengiz Aylmatov'dan Bir Kyamet Senaryosu: Kassandra Damgas

me yoluyla annesi ve babas bilinmeyen ocuklar vcuda getirmek amacn tayan 'X Fert' projesini yrten Andrey Krltsov'un, laboratuvar ve uzay aratrma istasyonlarnda yapt aratrmalarda elde ettii bilgileri halka aklamasyla vukubuan bir hadiseye dayanr. Buna gre Andrey Krltsov uzay rahibi Filofey adyla uzay istasyonundaki aratrmalar neticesinde kimi hamile kadnlarn alnlarnda, karnlarndaki embriyolarn dnyaya gelmek stememelerini iaret eden sivilcelerin ktn kefettiini syler. Buna mitolojiden esinlenerek Kassandra embriyonu iareti, ksaca Kassandra damgas adn verir: "Ana rahmindeki ilk haftalarnda, nsan ebriyonu hayatta kendisini bekleyenleri hissetme ve bu kadere tepki gsterme yeteneine sahiptir. Eer bu tepki olumsuzsa, embriyonlar douma kar koyuyorlar. Ben, douma olumsuz tepki gsteren embriyonlarn gnderdii iareti buldum. Bu embriyonlar tayan kadnlarn alnlarnda kk benekler oluuyor. Bu beneklere "Kassandra damgas", olumsuz sinyaller gnderen embriyonlara ise "Kassandra embriyonu" adn verdim. nsan embriyonu sadece gebeliin ilk haftalarnda kendi geleceine tepki gstermek ve tehlike iareti gndermek gibi olaanst bir yetenee sahiptir. Sonra bu yetenek kayboluyor. Bu da herhalde ceninin zamanla kendi kaderine boyun emesiyle ilgilidir." (Aytmatov, 1997,20). Yazarn 'ceninin zamanla kendi kaderine boyun emesi' ifadesi totaliter rejimler karsnda direncini kaybetmi insanlar temsil eder. Direnme gc krlnca fert kendisine izilen dnyev kaderi yaamak zorunda kalr. Buna kar kanlar antiSovyet propagandas yapmaktan tutuklanan Runa ve sava srasnda babas Alman bir kz ocuu douran anne ve kz rneinde olduu gibi, intihar ederek protestolarn rna'er vicdanlar uyarmak yoluyla dile getirmeye alrlar. Filofey dnyaya biri Roma'daki papaya dieri Amerika'da yaynlanan Tribn gazetesine olmak zere iki mektup gnderir. Papa'dan bu konuya aklk getirecek hibir aklama kmaz. Tribn gazetesi ise mektubu yaynlar. Filofey'in tezine gre, dnyann bozulan doal dengesi ve insan iin gittike ekilmez olan hayat artlar karsnda, embriyonlar anne karnnda tepki vermektedir. Bu Tanr'nn insanlara kyametten nceki son uyarsdr.

73

bilig 2002 Yaz Say 22

Yazar, Filofey'in azndan Kassandra embriyonlarnn gsterdii tepkiyi deifre eder: "Kassandra embriyonlarnn vermek istedii mesaj yle zetleyebiliriz: "Karar verme ansm olsayd, hi domamay tercih ederdim. Sorgunuza cevap olarak gnderdiim sinyali, beni, dolaysyla da yaknlarm, gelecekte bekleyen felketlerin, aclarn iareti olarak kabul edebilirsiniz. Bu sinyali zebildiiniz takdirde unlar bilmenizi isterim: Ben, Kassandra embriyonu, hi domadan, hi kimseye fazla ac vermeden yok olmak istiyorum. Siz soruyorsunuz, ben cevaplyorum: Ben yaamak istemiyorum. Fakat eer irademin dnda beni domaya zorlarsanz, tm zamanlarda, tm insanlarn yapt gibi, kaderimi olduu ekliyle kabul edeceim. Nasl olacana siz, ilk nce de beni douracak kadn, karar verin. Ama nce beni dinleyin ve anlamaya aln. Ben Kassandra embriyonuyum! imdilik benimle vedalamak ge deil ve ben buna hazrm. Ben, Kassandra embriyonu, domak istemiyorum, istemiyorum, istemiyorum... Ben Kassandra embriyonu!" (Aytmatov, 1997,21). Yazar Filofey'in azndan Kassandra embriyonunun nitelikleri ve haklln u satrlarla ifade eder: "Kassandra embriyonu olduka hassas sezgi gcne sahiptir ve yaanan dnemi ok iyi hisseder. Bundan trdr ki onun iaretlerini anlamak,. hereyden nce karmak bir ekilde iimizde ve dmzda kurduumuz kendi dnyamz anlamak iin bir vesile olabilir. Bu adan belki de Kassandra damgas gerekleri yeniden deerlendirmemiz, eskiden eriemediklerimizi tahlil etmemiz iin yce Tanr tarafndan tevik edici bir neden olarak ortaya atlmtr." (Aytmatov, 1997,32). Filofey'in Kassandra embriyonu ile ilgili yapt aklama, bata Amerika ve Rusya olmak zere btn dnyada byk bir infiale sebebiyet verir. Meseleyi anlayp are dnmekle megul olan Amarikal ftrolog Robert Bork, bakan adaylarndan Oliver Ordok'un siyasi prim yapma hrsnn kurban olur ve onu bir seim toplantsnda Filofey'Ie ibirlii yapmakla sular. Ordok'un kkrtt insanlar Robert Bork'u lin ederler. Bu feci olay karsnda Ordok'un danmanlarndan ve romanda akl- selimi ve istikbli temsil eden gen Entoni Yunger, Filofey ile bir teleroprtaj dzenler. Filofey grmeyi izleyen kalabalk ve gazeteciler tarafndan sabote edilir. Bunun zerine Kassandra embriyonu ile ilgili gerekli ayrn-

74

Koku, Cengiz Aylmatov'dan Bir Kyamet Senaryosu: Kassandra Damgas

tl bilgileri vermeden bir veda konumas yapar ve kendisini uzay boluuna brakarak intihar eder. Roman, kehanet-ftroloji ya da khin-ftrolog dzenei iinde dnyann gidiat dikkate alnarak kurgulanmtr. Yazarn tezini temellendirdii mitik motif Kassandra sylencesidir. Mitolojiye gre "Gelecei grme gcyle ykmlar nlemeye alan, ama szn geiremedii iin bana gelen bellardan iki misli etkilenip zlen bilicinin dramn sergiler Kassandra, bugnn anlay ve deyimine gre uza gren bilinli insann dramn" (Erhat, 1972, 215) temsil eder. Aytmatov romann iki sper gcn gemi ve hldeki birbirlerine kar olan stnlk yarnn yol at tahribatlara dikkati ekerek kurgulamaya alr. ABD ve SSCB ya da imdiki Rusya silhlanma yar ile dnyann birok yerinde yapay savalar, ideolojik ve etnik atmalar yaratm; silh sat sayesinde ekonomilerini ayakta tutabilmi, glerini koruyabilmilerdir. Romann asl kahraman Filofey'dir. Asl ad Andrey Krltsov'dur. Annesi tarafndan ocuk bakmevine terkedilmi babas ve annesi belli olmayan, devlet tarafndan yetitirilip bytlm, terkedilmi binlerce ocuktan biridir. Andrey Krltsov rejim tarafndan asl ad "Cinslerin Embriyonel Tanzimi" olan X Fert projesinin bana getirilir. X Fert projesi annesi ve babas anonim olan rejim muhafz yetitirme amacn gtmektedir. Buna gre mahkm kadnlarn rahimlerine kimlerden alnd belli olmayan spermler yerletirilmek suretiyle embriyon dllenecek ve doumun ardndan ocuk devletin yetitirme yurtlarnda X Fert olarak rejim iin cann rahatlkla verebilecek birer muhafz haline gelecektir. Yazar bu yeni insan tipini yle ifade eder: "Laboratuvarda yetitirilecek X Fert'ler yeni bir insan tipi, gelecein ideoloji valyesi olacaklard. X Fert'ler XXI. yzyln fedakr devrimcileri olacakt." (Aytmatov, 1997r 210). Rejimin ihtiya duyduu kendisine sadk bireyler yetitirmek iin insanln genetik ifresini bozacak kadar ileri gitmesi yine kyamet senaryosu etrafnda dnlebilecek bir eylemdir.

75

bilig 2002 Yaz Say 22

b. Sovyetler Birlii'nin Mankurt'tart X Fert'e Rejim Muhafz Yaratma Gayreti Aytmatov'un Sovyetler Birlii'nde ta en bandan beri halkla bir trl bark olmayan devrimi yerletirmek ve korumak iin rejimin kendisine ait bir muhafz insan tipini yetitirme gayreti iinde olduunu, bunu da deiik romanlarnda zaman zaman ele alp ilediini bilmekteyiz. Beyaz Gemi'de Orozkul menfaat duygular ile rejime bal bir hizmetkrd. Glsar romannda Tanabay ve oro Ekim Devrirni'nin rzgrna kaplm romantik komnistlerdi. Gn Olur Asra Bedel romannda Yedigey, rejimin cinayetlerine tank olan fakat elinden birey gelmeyen bir bedbaht, Tanskbayev ve Sabitcan ise rejimin yaratmaya alt yeni insan tipinin sembol olan birer Mankurt idiler. Aytmatov'un Dii Kurdun Ryalar roman iledii inan ve evre problemlerine ramen hakikatte btnyle komnizmin restorasyonunu ya da yeniden yaplanmasn iaret etmektedir. Boston, iktisadi felaketin aresini yine rejim iinde arar. (Kolcu, 1997) Yazarn romanlarndaki tip kronolojisine gre karmza yle bir tablo kmaktadr: Devrimin ilk yllarndan balayarak rejime sk skya bal genlii temsil eden komsomol, zaman ierisinde Sovyet yksek idealini temsil edecek olan Homo Sovieticus'lara dnecekti. Bunda baarl olunamad. Ardndan yazarn Krgz kltr miras iinden bulup kard bilincini yitirmi adam modeli olan Mankurt ve onun sistematize olmu ekli Mankurtizasyon yrrle kondu. Genetik miras bu abay da boa kard. Bylece rhen ve maddeten rejimin kendi mamul olan devrimci tipi, yani annesi ve babas anonim insanlar, X Fertler retildi. X Fert'ler genetik problemleri bertaraf edilmi birer gelimi Mankurt idiler. Bunlar romanda Spaski kulesinde yaayan ve her gece saat te Kremlin'in anlarnn ald vakit avlanmaya kan baykuun gece karanlnda duvar dibinde grd 'birbirine benzeyen, ayn ekilde kk boylu byk kafal, hep gecenin ge saatlerinde ortaya kan' (Aytmatov, 1997, 74) hayaletlerdi. Yazarn yukarda tarife alt X Fert'in en belirgin vasf 'nesep'siz oluudur. X Fert tabiatn genetik ifresini bozan bir dncenin rndr: "Aile ortamndan ve anne efkatinden uzak byyen Andrey Knltsov,

76

Koku, Cengiz Aylmatov'dan Bir Kyamet Senaryosu: Kassandra Damgas

kendini haberi olmad byk bir gnhn altna atlm bir imza gibi grr. Bu yalnz, mutsuz ve srgn meduza, byyp glendike evin dna 'braklmln', 'terkedilmiliini' daha derinden kavrar ve btn terkedilmi, itilmi ocuklar gibi topluma kin duymaya, ondan almaya balar; X Fert Projesi gibi bir insanlk faciasna imza koyar" (Bildiriler,
Korkmaz, 1999,147)

X Fert projesini yrten Andrey Krltsov, bir sre sonra dnyadan uzaklaarak almalarn uzay istasyonunda srdrr. Andrey Krltsov X Fert gibi insanln gelecei iin lgnlk olan bir projeden uzaklar ve zamanla insan dnmn tamamlar. Krltsov'un yapt aratrmalar neticesinde, dnyay bekleyen byk bir tehlikeyi insanlara haber vermesi sreci, roman asndan ok nemlidir. Zira Andrey Krltsov balangta Sovyet rejiminin emrinde ve ad ya da amac ne olursa olsun insanla bir felket hazrlamakla megul bir bilim adamyd. Bu bilim adamna yapt iin ne kadar korkun olduunu hatrlatan ve onu 'insan' tepki vermeye zorlayan kadn mahkm Runa'dr. Runa Sovyet kart yazlar saklad ve datt iin tutuklanmtr. Asl sulu kardei Igor Lopatin'in suunu zerine alarak onun yerine mahkm olmu cesur ve korkusuz bir kadndr. Bu tavryla bir dzen muhalifidir. O da dier kadn mahkmlar gibi X Fert projesinde denek anne olmaya karar vermiti. Ama Runa'nn asl maksad bu projeyi yrten Andrey Krltsov'la grp yapt eyin ne byk bir felket olduunu yzne ve gzlerinin iine bakarak sylemekti. Runa romanda daha iyi bir dnya iin kendisini feda eden insan sorumluluk duygusu yksek insanlar temsil eder. Andrey Krltsov'la yaptklar grmede, 'insanlarn tabiat ve Tanr tarafndan belirlenen yntemle mi, veya eytann gsterdii yntemle mi oalmalar'nn doru olduunu sorar. Bu szler Andrey Krltsov'un akln bana getirir. Runa hapishaneden nakli srasnda kamak isterken vurularak lr. Bu aslnda tipik bir intihardr. Andrey Krltsov bu hadiseden sonra eytann emrinden kar ve Filofey adyla uzay istasyonunda insanln faydasna aratrmalarn srdrmeye devam eder. Roman, Krltsov'un kendisine verdii uzay rahibi (Filofey) unvanyla uzaydan Roma papasna gnderdii mektubun yaratt infialle balar. Hamile kadnlarn alnlarnda kan ve Filofey'in Kassandra iareti adn verdii sivilceler, Amerikal kadnlarn sert tepki gstermelerine yol aar. Ceninin dnyaya gelmek istememesinin nedeni Filofey tarafndan 'dlde

77

bilig 2002 Yaz Say 22

korku kompleksi douran sebepler" olarak u ekilde sralanmaktadr: "Alk, varolar, hastalklar ve bunlarn iinde AIDS, savalar, ekonomik krizler, sosyal patlamalar, canilik, fuhu, uyuturucu bamll ve uyuturucu mafyas, milletler arasndaki atmalar, rklk, ekolojik ve enerjik felketler, nkleer denemeler, kara delikler vs. vs." (Aytmatov, 1997, 38). Filofey'in yukarda sralad sebepler yazar tarafndan romann ak iinde ele alnm ve okuyucunun dikkatine sunulmutur. AzerbaycanErmenistan savanda subaylarn l satmalar, Almanya'da diri diri yaklan Trk aileleri, Afganistan'da igal kuvvetleri olan Sovyet askerlerinin ceset tuzaklar, Sicilya'da mafyann iledii savc ve yarg cinayetleri, Sivas olaylar, balinalarn toplu intiharlar vs. insann dnyay yaanmaz bir yer haline getirme gayretlerinin sonucudur. Yazar, Filofey'in azndan Kassandra damgas sembol ile gelecekte dnyay bekleyen byk felketi, belki de kyameti iaret etmektedir. Btn bu olumsuz artlar ve olaylar insan eliyle gerekletirilmektedir. Dii Kurdun Ryalar'ndaki antilop katliam hayvanlar iin bir kyamet senaryosu idi. Zira insan eli tabiatn doal ritmine mdahale etmi ve devletin ngrd et stokunu tamamlayabilmek iin bir katliama bavurmutu. Bu romanda da hem dnk SSCB ya da imdiki Rusya ve ABD'nin temsil ettii insanolunun bilimle kavutuu g, ayn zamanda insanolunu ve onun yegne hayat alan olan bu dnyay cidd biimde tehdit etmektedir. Kassandra damgas sembol bnyenin artk yaanlr olmaktan km olan dnyaya biyolojik tepkisidir. Zira insan, byk tabiat dediimiz ve iinde yaadmz gezegenin dengesini, nkleer denemelerle, ekolojik katliamlarla deitirmitir. nsan denilen kk tabiat bu byk tabiatn iinde yaamak durumundadr. Kendi hayat alannn ve geleceinin hi de parlak bir durumda olmadn hisseden embriyon, biyolojik bir tepki gstererek dnyaya gelmek istemediinin iaretini vermektedir. Romanda yazarn szn emanet ettii kahraman Filofey ada bir Kassandra'dr Nasl mitolojide nakledilen biimiyle hi kimse Kassandra'nn kehnetlerine inanmadysa ve nasl onun btn kehnetleri doru ktysa, Filofey de kendi kehnetlerine [bilimsel dorularna] kimsenin inanmayaca korkusunu yaar ve nihayette korktuu bana gelir.

78

Koku, Cengiz Aylmatov'dan Bir Kyamet Senaryosu: Kassandra Damgas

Romann iki yanl dokusu iinde Amerikan saduyusunu temsil eden ftrolog Robert Bork, bu kapitalist toplumun yaratt medya, siyaset ve ihtiras kumpasnn iinde ksa zamanda yokolur. Filofey'in aklamalar Amerikan bakanlk seimlerine rastlar. Bakan adaylarndan Oliver Ordok, halk byk bir infiale srkleyen Kassandra embriyonu ve Filofey'in aklamalar hakknda ftrolog Robert Bork'tan yardm ister. Bork, Ordok'a itidal tavsiye eder ve kendisinin de herkes gibi akn olduunu, durumu enine boyuna dnp deerlendireceini syler. Bork'un bu mspet yaklamna karlk Ordok, seim mitingi esnasnda kendisini sktran semenlerinden ve Filofey hakknda yneltilen bunaltc sorular karsnda, hem politik ihtirasnn insiyakyla hem de prim toplamak arzusuyla, Robert Bork'u Filofey'in dnyadaki ibirlikisi olarak provoke eder. Halk kitle psikolojisi iinde Robert Bork'un evini sarar. Bork bu uursuz kalabal sakinletirmek ve hakikati anlatmay denerse de azgn kalabalk tarafndan lin edilir. Bork'un bu tavr dndrcdr. Kalabal skinletirmede polis yetersiz kalmsa da Bork'un bilinli bir ekilde kendisini bu dizginlenemez kitlenin insafna brakmas uursuz bir intihar arzusunu akla getirmektedir. Yazar daha romann banda kendi kehnetini satr aralarna gizleyerek okuyucuya hissettirmiti. Bork'un mutad Avrupa gezilerinden dnnde uakta grd hayaller romann sonuna doru gerekleir: "Robert Bork, her eyi unutmu, balina srsnn hareketinin gc ve iradesine kaplmt. Aniden o, balinalar arasnda yzdn, kendinin de bir balina-insan olduunu, tepeden szlen bahar yamuru misli srtndan parlayan su sellerinin aktn hayal etti. Okyanusta yzyor ve bundan byle hayatnn sonuna kadar balinalarla birlikte olacan beyninin derinliklerinden anszn ortaya kan sakl bir seziyle anlyordu. Bu dnn gizemli anlam da kalbinde aydnlanyordu. Balinalarn bana gelecekler, onun da bana gelecekti, ikisi birbirine balyd." (Aytmatov, 1997,16-17). Yazarn Bork'u balina-insan diye tasavvur etmesi onun Beyaz Gemi adl romannn kahraman ocuun bahk-insan olarak yzp beyaz gemiye (hrriyete) ulama motifini hatrlatmaktadr. ocuk hrriyeti kendisini nehir sularna brakarak yani intihar ederek bulmutu. Balinalar da bozulan ekolojik yapnn kendilerine gnderdii tehlike sinyalleri neticesinde toplu olarak intihar etmeye balamlardr.

79

bilig 2002 Yaz Say 22

Aytmatov, bu romannda ayn zamanda Bork'un bu akbetiyle amzda siyaset ahlkna ve medyann ne kadar tehlikeli bir silh olabileceine parmak basmak istemitir. Ordok'un ekibinden olan ve romanda akl- selimi temsil eden Entoni Yunger, uzay istasyonundaki Filofey ile bir roprtaj gerekletirir. Fakat saduyusunu kaybetmi fkeli kitle bu grmeyi de sabote eder. Hem Bork ve hem de Filofey, Yunger'i dnyadaki saduyulu insanlarn numunesi olarak lanse edip ebediyete gerler. Yunger romanda ayn zamanda aklla sslenmi ahlk da temsil eder. Bylelikle ada Kassandra Filofey ve ona yardmc olabilecek modern khin / ftrolog Robert Bork kapitalist toplumun yaratt fanatizmin kurban olurlar. Yazarn, bakan aday Macar asll Oliver Ordok'un soyadnn Macarca'da 'eytan' anlamna gelmesini bir ekilde okuyucuya hatrlatmas, ada politikaclarn ne kadar eytanleebileceklerme parmak basmak iindir. Filofey'in daha henz sadece Andrey Krlstrov iken yrtt X Fert projesini yazar eytann emrinde insanlarn teebbs ettii eylemler olarak grmt. SSCB'deki eytan uygulamann kar kutuptaki temsilcisi kapitalist dzenin rn olan bakan aday Ordok'un ahlkdr. Yazar, Amerikan seim mitinglerindeki tansiyon ile Rusya'da silhlanma ve silhszlanma kart gsterilerin cereyan ettii atmosferi ayn dzenek iinde verir. Buna gre Amerikan bakanlk seimlerine hkim olan iddet duygusu ile Rusya'da Asker Sanayi Sektr'nn (ASS) isizlik mitingi alk sinyallerinin verildii bir sosyal patlama profili izerler. Moskova'nn yetitirmeye alt ve bir lde baarl olduu X Fert'leri ile kapitalist dzenin mahsul olan bakan aday Ordok, farkl kutuplarda ama ayn genetik gdlerle hareket ederler. Okyanusta balinalarn toplu intiharlarna romann sonunda Spaski kulesinden Kremlin'in duvarlarn takibederek uan baykuun l bulunmas eklenir. Hayvanlar ve ana rahmindeki ceninler kendi kyametlerini oktan hissetmi ve bu dnyadaki maceralarnn devam etmesini artk gereksiz grmlerdir. nsan ise bir silgi misli hem silmeye hem de silinmeye devam etmektedir. Yazarn Kassandra embriyonu ile ilgili aratrmay uzay istasyonundaki Filofey'e yaptrmas ilgintir. Bu aratrma pekl dnyann herhangi bir

80

Koku, Cengiz Aylmatov'dan Bir Kyamet Senaryosu: Kassandra Damgas

yerinde bir biyoloji laboratuvarnda yaplabilirdi. Yazar bu tercihi ile Filofey'in gznden dnyaya uzaydan bakmak istemitir. Bu bak asyla onun ve dolaysyla kahramannn daha objektif olmasn salamtr. Filofey'in cesedinin uzay boluunda sonsuza kadar dolap durmas kanaatimize gre dnyadaki insanlara istikbl iin verilebilecek en gzel mesajdr. Kassandra Damgas Aytmatov'un din konusundaki grlerini daha da gelitirdiini gstermektedir. Onun Gn Olur Asra Bedel romannda ok gl olmasa da kahraman Yedigey vastasyla tamamen slm olan birtakm hassasiyetlerine ahit olmutuk. Daha sonra Dii Kurdun Ryalar romann tamamen Hristiyan bir bak asyla kaleme alr ve inan problemini biraz da son yllarda Bat'da yaamasnn verdii bir tesirle dikkatlere sunar. Sz konusu romanda yazarn nceki eserlerine gre daha hmanist bir din anlayna gtrd anlalmaktadr. Aytmatov dnyadaki kavgalarn bir ksmnn din farkllndan ve karlkl olarak inanlara kar gsterilen saygszlktan kaynakland fikrindedir. nsanl birbirlerinin inanlarna saygl bir platforma davet eder: "Acaba tm dnyada dinlerin birbirini iterek deil, el birlii ile insana doru gidecei tarih bir dnem gelmi midir? O zaman yirminci yzyl sonunun insan dier nesillerden farkl olarak unlar syleyebilecek: Tm dinler benimdir; ben tm dinlere tapyorum ve tm mabetlere tapnaklara girebiliyorum ve hepsinde arzu edilen bir ziyaretiyim. Ben Hristiyan olarak dodum, ha suyuna ekildim, ama Kur" an ayetleri ile defnedileceim; bugn Ortodokslar iinde bir Ortodoks'tum; dn Mslmanlar arasnda bir Mslmandm; Japonya'da Buda'ya taptm, sve'te Lfer tezlerini okudum... Tanr'ya inancmda kimseye yabanc deilim ve eitli dillerde yaratcmza dualar eden hi kimse de bana yabanc deildir. Bu dualar hepimizi ayn derecede dinleyen, ktlklerimizden ayn lde azap eken, zek ve iyiliklerimiz orantsnda kinat kaplarn hepimize ayn derecede aan yaradana ynelmitir.." (Aytmatov, 1997, 93). Aytmatov'un inan konusunda geldii nokta, bizim edebiyatmzda yllar nce Tevfik Fikret'in kaleme ald Halk'un Aments (Fikret, 1984,36-38) adl iirinde yeralan ve aadaki beyitlerde zetlenen hmanist inan anlayyla rtmektedir.

81

bilig 2002 Yaz Say 22

Bir kudret-i klliye var ulv ve mnezzeh, Kuds ve muall, ona vicdnla inandm. Toprak vatanm, nev'-i beer milletim... nsan nsan olur ancak buna iz'nla inandm. eytan da biziz, cin de, ne eytan ne melek var; Dnya dnecek cennete insanla inandm. Ftratta tekml ezeldir; bu kemle Tevrat ile, ncil ile, Kur'n'la inandm. Dnya ve insanlk tarihinde sregelen sava ve kargaann inan farkll temeline dayand fikrinin farkl zamanlarda yaam her iki edibi birletirmesi dndrcdr. Yazar, Robert Bork'un zihninden geen ve kendisinin ferd ok dinlilik adn verdii fikrin hayata geirilmesi konusunda hemen hibir ansnn olmadn da ifade etmeden geemez: "Ferd ok dinlilik fikrinin din hiyerarilerde nasl bir hiddet, grlt dourabileceini, zavall kafasna ne gibi talarn frlatlacan, hangi gnhlarla, tahkirlerle, dnya delaletiyle sulanacan iyi anlyordu." (Aytmatov, 1997, 94). Bylelikle yazar bu romannda dnyann insan eliyle bozulan iktisad, ekolojik ve manev yaplarn sratle zmn teklif etmektedir. Zira' onun ifadesiyle; "Nesilden nesle insan felketlerinin lleri hep byyor. Ve biz hepimiz buna itirak ediyoruz." (Aytmatov, 1997,38). Aytmatov uyarsn Filofey'e sylettii u cmlelerle aka dile getirir: "Ben bir daha beyan ediyorum: Benim, Kassandra embriyonlarnn sinyallerini ortaya karan uzay aratrmalarm insanlara artk byle yaanlmayacam, byle giderse insan neslinin yok olacan anlamalarnda yardm etmek amac tayor." (Aytmatov, 1997,38). Sonu Cengiz Aytmotov'un bu roman tamamen hmanist bir bak asyla ele alnm ve kurgulanmtr. Eserin vak'asnn herkesi ilgilendiren bir felket ya da kyamet senaryosu olmas onu hmanist bir dzlemde tutmak-

82

Koku, Cengiz Aylmatov'dan Bir Kyamet Senaryosu: Kassandra Damgas

tadr. Fakat burada hmanizmin Bat retorii iinde kazand anlamdan ok, yazarn inan bahsinde de temas ettii gibi cihanumul (evrensel) anlamna daha yakn durduunu da belirtelim. Cengiz Aytmatov bu son romannda, iyi ile ktnn att ve iinde Ordok'larn, Robert Bork'larn, Entoni Yunger'lerin ya da Runa'larn olduu bir dnyada artk insana kendi kurtuluu iin fazla zamannn kalmadn ihtar ediyor. Aklamalar Mitolojide Kasssandra'nn dram hakknda iki sylence vardr. Birine gre "Kassandra'yla ikiz kardei Helenos bebekken Priamos'la Hekabe Thymbra'l Apollon erefine, tanrnn ehir dnda bulunan tapnanda bir enlik dzenlemiler ve tren sonunda ocuklarn tapnakta unutup gitmiler. Ertesi sabah almaya geldiklerinde korkun bir manzara ile karlamlar: Kassandra ile Helenos beiklerinde uyuyorlar, ama iki ylan evrelerini sarm, gzlerini kulaklarn yalyordu. Bu eylemle ocuklarn duyular arnm, insanlarn gremedii, duyamad gereklerin algsna alm oluyordu. kisi de khin olmutu. Baka bir efsane Kassandra'nn biliciliini (kehnet] yle aklar: Tanr Apollon Priamos'un gzel kzna k olur, kendini verirse ona bilicilik yetisini armaan edeceini syler. Kassandra kabul eder, ama tanrdan yetiyi aldktan sonra kendini vermeye yanamaz. Tanr da fkelenir, kzn aznn iine tkrr ve, bylece verdii armaann etkisiz kalmasn salar: Kassandra gelecei grebilecek, grdn de haykracak, ama kimseyi sylediklerinin doruluuna inandramayacaktr." (Azra Erhat, Mitoloji Szl, s. 215). Kaynaklar AKMATALYEV, Abdldacan, Cengiz Aytmatov'un Dnyas, Atatrk Kltr Merkezi Yay. Ankara, 221 s. AYTMATOV, Cengiz- AHANOV, Muhtar, Kuz Bandaki Avcnn l, Tolkun Yay. Ankara, 415 s. AYTMATOV, Cengiz, (1997), Kassandra Damgas, ev. Ahmet Pirverdiolu, tken Yay. stanbul, 244 s.

83

bilig 2002 Yaz Say 22

ERHAT, Azra, (1972), Mitoloji Szl, Remzi Kitabevi, stanbul, 430 s. KOLCU, Ali hsan, Mill Romantizm Asndan Cengiz Aytmatov, tken Yay. stanbul, 256 s. KORKMAZ, Ramazan, "Cengiz Aytmatov'un Romanlarnda Kaos'tan Dzen'e Ev / Anne ve evre / Dnya zlei", Doumunun 70. Yl Dnmnde Cengiz Aytmatov, Uluslararas Bilgi leni Bildirileri Ankara, 247 s. TEVFK FKRET, (1984), Halk'un Defteri, Btn iirleri, 3, Haz. Asm Bezirci, Can Yay. stanbul, 350 s.

84

A Doomsday Scenario by Chingiz Aitmatov: the Cassandra Seal


Assis. Prof. Dr. Ali hsan KOLCU Atatrk University Faculty of Arts and Sciences Abstract: The Cassandra Seal, latest novel of Chingiz Aitmatov, bears a warning message for the doomsday that man prepares for himself. It deals with the consuming / exhaustng effects of the communist and capitalist systems on man. Man struggles through his eager logic, to dominate the world that is created by God in its infaliible balance. All the follovving aspects point out to the fact that a doomsday is being prepared: Bringing up Xmen whose parents are unknown, the embryoes which do not wish to be born since they do not like the whales which commit suicide altogether and people who participate them. Key Words: Cassandra Legend, Whales, X Man Project, Amerika, The Soviet Union.

_______________________________________________________________

85

_______________________________________________________________

86

Trk Edebiyatnda ithaf Terimi Hakknda Bir Aratrma


Do.Dr. Turan KARATA Gaziosmanpaa niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi zet: Edebiyat terimlerinin mahiyeti iyice kavranmadan edeb eserlerin her ynyle anlalmas, bir milletin edebiyatna derinliine nfuz edilmesi neredeyse imkanszdr. thaf terimi de, baz edebiyat eserlerinin zmlenmesinde, onu ortaya koyan sanatkrn sanat hayatnn aydnlatlmasnda belirleyici rol oynayabilir. Trk edebiyat tarihinde, bir tarafyla yanl olarak adna "thaf" denen tutumun dikkate deer bir maceras ve ilgin denebilecek tezahrleri vardr. Bu makalede, sz konusu terimin gemiten bugne ne ekillerde kullanld, edebiyat dnyasnda hangi anlamlara geldii ve niin yanl yorumland rneklerle incelendi ve nihayet bir "ithafnme"nin dndrdkleri anlatlmaya alld. Anahtar Kelimeler: thaf terimi, Geleneksel tavr, thaflarn zellikleri, thafnme

_______________________________________________________________

Giri
-Bu makaleyi, Trk diline ve edebiyatna emek veren ilim erbabna ithaf ediyorum.Edeb eser, biimi ve ieriiyle bir btnlk arzeder/arzetmelidir. Baz edebiyat eserlerinin eklini tamamlayan, daha yerinde bir ifadeyle harici oluum artlarna k tutan tavrlar veya unsurlar vardr. Bunlardan biri bilig Yaz 2002 Say 22: 87-108

87

bilig 2002 Yaz Say 22

de "ithaftr. Sadace Trk edebiyatnda ve Trk dnyasnda eser ortaya koyan edebiyat adamna has deil btn milletlerin edebiyatlarnda grlen ve yaygn bir gelenek olan ithaf, edebiyat eserinin znden/ieriinden ok dyla yani harici oluum artlaryla, eseri ortaya koyan edebiyatyla alkal bir tavrdr. Bir edebiyat aratrmacs, bir edeb eserde bulunan ithafa bigne kalmamaldr. O eserin niin 'filan' kiiye ithaf edildiini de aratrmak ve bir sonuca varmak durumundadr. Gerek genel ansiklopedilerin ilgili maddelerinde gerekse saha ile ilgili zel szlklerde, imdiye kadar ithafn doyurucu bir tanm yapl(a)mam ve sanatkrn niin byle bir davrana ihtiya duyduunun sebepleri izah edilmemitir. Klasik edebiyatmz iinde var olan benzer bir tutumun da, imdiye kadar ayn terimle anlmas konunun ele alnmasn gerektiren dier bir sebeptir. Bu aratrmada, konuyla ilgili yeni bilgiler, yeni teklifler ve farkl grler sunduk. Edebiyat aratrmaclarnn, bu farkl deerlendirmelerden yola karak baz konular tekrar gzden geireceini, hi deilse zerinde dneceini umuyorum. thafn Kelime Anlam Edebiyat bilimiyle uramayan ve yaz mesleinden saylmayan "nitelikli okur kitlesi''nin' de bir yazda/ metinde grdnden, birisinden/ bir konumada duyduundan, hi deilse bir ekilde kulana "alnd"ndan phem olmayan "ithafn szlklierdeki ilk karl yani kelime anlam "hediye verme"dir. Dilimizin nemli szlklerinde, bu ilk anlama bir ka eyin daha eklendiini gryoruz. Mesel, Muallim Naci (1849-1893), adyla maruf olan lgatinde, "Tuhfe2 olarak vermek, gndermek, verilmek, gnderilmek: Bir altun saat ithaf etti. Saatin ithaf. 'hda ile beynlerinde fark vardr. thaf, nazar- dikkati clip eylerde kullanlr. Mesel, 'bir sepet iek ithaf olundu' denilmez. 'Selm'n anna hrmeten 'ithaf- selm' denilir." (1987; 22) Naci, kelimenin 'dikkat ekici', 'kymetli', 'nadide' eylerin hediye edilmesinde kullanldna ve/ya dorusunun byle olacana iaret ediyor. Trkemizin eskimeyen ve nemini hl koruyan szl Kmus- Trki'de emseddin Sami (1850-1904), yazmza konu olan kelimeye "armaan ve tensh verme; hediye takdim ve irsali; ihd" eklinde aklama getiriyor. Bu tanmlamada yer alan "tensh" kelimesinin Trke karl "pek az bulunan gzel ey"dir. yleyse, ithaf, alelade/ sradan bir eyi

88

Karata, Trk Edebiyatnda thaf Terimi Hakknda Bir Aratrma

hediye verme deil, kymetli bir nesneyi armaan olarak sunmaktr. "thaf kelimesini Ferit Develliolu (1909-1985) yle aklar: "1. Hediye olarak verme, verilme. 2. Hediye, armaan gnderme, manen sunma." (1993; 468) Bu tanmdaki manen sunma ifadesine dikkat ekmek istiyorum. Demek ki, ithaf edilen 'ey'in madd deeriyle birlikte, belki de ondan daha ok, bir manev kymeti olmaldr; ya da byle bir deer, iin mahiyeti icab zaten kendiliinden olumaktadr. Azerbaycan ivesinin dndaki dier Trk ivelerinde, ithaf kelimesi "ba" kknden yaplm bir isimle karlanyor: Balama, balap, bala gibi... (Ercilasun, 1991; 408-409) Ba kelimesinin, bugn Trkiye Trkesi'nde karlk beklemeden ama ill bir mal, bir paray birine, bir kuruma vermek eklinde anlam kazandn hatrlatmakta zarar yoktur. "thaf" kelimesinin ise bu anlam aan bir manaya tekabl ettiini gryoruz. Terim Olarak thaf Bir edebiyat terimi olarak ithaf3, air veya yazarn herhangi bir eserini bir karlk beklemeksizin, bir yaknl, gnl ba, zerinde manev bir nfuzu, hakk veya saygnl bulunan ya da aralarnda dnce ve duygu birlii olan bir kiiye, kiilere veya bir toplulua adamas/sunmas ve bunun bir ibare yahut yazyla eserin banda belirtilmesidir. (thafn, hemen hemen ayn anlam ve mahiyetiyle, dier bilim alanlarnda ve sanat ubelerinde ortaya konan eserlerde de kullanldn ve kullanlmakta olduunu hatrlatalm.) thafn, Tanzimat'tan hemen sonraki yllarda, Fransz kltrnden ve edebiyatndan dilimize giren dier kelime ve stlahlara bulunan "pratik" karlklar gibi, franszca "dedicace" kelimesini karlamak zere bulunmu ve kullanma girmi olduunu sanyoruz.4 Ne var ki, ilk kez o dnemin hangi eserinde kullanldn, kesin olarak bilmiyoruz. Ancak, dnemin belli bal edebiyat eserlerini taradmzda baz sonulara ulamak mmkndr. yle ki; yeni edebiyatn lk 'mceddid'lerinden addedilen inasi'nin (1826-1871) yazd eserlerde ithafa tesadf edemiyoruz. Bu tespitten yle bir sonu karmak olasdr: Yazmzn konusu olan ithaf, 1870'e kadar bir edebiyat terimi olarak kullanlmamtr. thaf, ilk defa Namk Kemal'in (1840-1888) mehur tiyatro eseri Vatan Yahut Silistre'sinde (1873; Namk Kemal, 1990; 21) karmza kar. Kitabn banda, stelik "ithaf balyla yer alan yaz yledir:

89

bilig 2002 Yaz Say 22

"Ey, vatann hayatm koruma yolunda canlarn veren mcahitler! Kudretsizli imi gsteren u eserim, -alaylarnda silah kullanmak erefine eritiiniz- Os manl askerinin grlts dnyay tutan kahramanlklarndan biridir. Sizin a nnz herkese bildirmee altm, onun iin, bu deersiz eserimi deersizliini itiraf etmekle beraber- sizin adnza ithaf ediyorum. Vatann ne demek olduunu bilen kalem sahiplerinin vatann korunmas iin yapabilecei ey, askerde -Allah gstermesin- felket grrse beraber lmek, zafer grrse milletin teekkr edici diline tercman olmaktr. Yaasn askerimizi Yaasn vatani" Namk Kemal'in manzumelerinde ithaf yoktur. Muallim Naci'nin iirlerinde de ithafa rastlamyoruz. Bu durumu, Naci'nin edebiyatta geleneki oluuna balayabiliriz. 1873' takip eden 15-20 yl ierisinde tek tk karlayoruz ithafla. Samipaazde Sezai'nin (1860-1936) 1889'da yaynlanan roman Sergzet, "Ustd Ekrem"e ithaf edilmitir. Dnemin mehur edeb simalarndan Recaizde M. Ekrem'in tefrika edilirken yarm kalan bir hikayesinde, Saime'de (1888) yle bir ithafla karlarz: "Atufetl Ahmed Mithat Efendi hazretlerine, Birader-i eazzim efendim hazretleri, Medar- ibtihacmz olan edebiyat- hzra mesleinde zt- linizle birleemediimiz baz noktalar da ihtimal ki bulunsun; fakat ekser mesilde fikirlerimizin, nazarlarmzn mine'l-kadm birletiini grmekle mftehirim. Aramzda zevl-pezr olmayacak bir karbet-i vicdana bittabi bdi-i husul olan bu vifak- efkr ne dereceye kadar takdir ettiimin delil-i alensi olmak zere bu hikayecii nm- linize ihd ettim. Eserim karn-i iltifat- intikadnz olursa bendenizce bu da bir eref-i digerdir. Memleketimizde bu yolda hikaye yazanlarn pri, civan, tvn hakikaten zt- liniz deil misiniz? Bki ihls ve hrmet, efendim, biraderim." (Recaizde M. Ekrem, 1997; 14) Bahsimize konu olan terimin, Servet-i Fnn mektebinin teekklyle birlikte yaygn olarak kullanldn sylemek mmkndr. Mesel, Cenab ahabeddin'in (1870-1934) 1895'e kadar neredilen ve bir ksm, airin salnda kan ilk ve son iir kitab Tmt'ta (1888) bir araya getirilen manzumelerinin hibirinde ithaf yoktur. Buna karlk, "Elhn- it" airinin, 1896 ylndan itibaren okurun huzuruna kan manzumelerinden bir ksmn yakn dostlarna ithaf ettiini gryoruz.

90

Karata, Trk Edebiyatnda thaf Terimi Hakknda Bir Aratrma

Eski Edebiyatmzda thaf Var myd? Saha ile ilgili hemen btn kaynaklarda, adna ithaf denilen bir gelenein edebiyatmzda Kutadgu Big'in (1069) yazlyla birlikte balad kaydedilir. Ne var ki, gemi dnemlerdeki sz konusu gelenekle son yz otuz ylda yani edebiyatmzn yeni dnemi dediimiz srete karlatmz ithaflarda nemli bir mahiyet fark gryoruz. Yukarda verdiim tanmla aada aktaracam bilgileri karlatrdmzda, bu farkn bir dereceye kadar anlalacan sanyorum. Thir'l Mevlevi (1877-1951), Edebiyat Lgati'nin "thaf" maddesinde u bilgileri verir: "Eski ilim adamlarnn bir deti vard. Yazdklar kitaplar ya bir hkmdarn, yhut bir vezirin, yhut ileri gelen birinin ismiyle tevh ederlerdi. (bk. Tevh) Melliflerin bunu yapmakdan maksadlar hem o adamn ihsanna nail olmak, hem de onun yardmiyle eserin nshalarn oaltmak ve yaymakd. Fakat dorusunu sylemezlerdi. 'Bir adamn ad ancak bir kitabda bulunmakla unutulmakdan kurtulur.' fikrini ortaya atarlard. (...) Yksek mevkilerde bulunanlar da kendileri iin eser yazlmasndan holanrlar, hatt limlere, airlere emir verip kitap yazdrrlar, o vsta ile sa iken hret kazanmak, lnce de rahmetle yd olunmak isterlerdi." (Olgun, 1973; 74) Kadim edebiyatmz iinde hemen bir ok air ve yazarn byle bir yola bavurduu, yani eserlerini bir devlet byne veya itibarl bir kiiye takdim ettikleri dorudur. nk, bugn adna 'telif creti' dediimiz mellifin emeinin karl olan para, yasal olarak o zamanlar yrrlkte deildi. Telif edilen eserler de matbaa yoluyla baslp oaltlmazlard. Edipler de, yazdklar kitab birinin adna tertip etmek suretiyle emeklerinin karln almak ve eserin oaltlmasn salamak yolunu aarlard. Bu sebeple, yukardaki alntda yer alan ve Osmanl melliflerini thmet altnda brakan "dorusunu sylemezlerdi" ve devlet adamlarna ynelik mesnetsiz "emir verip kitap yazdrrlar"di ifadeleri izaha muhtatr. u kadar var ki, kimi devlet adamlarnn, nemli grdkleri kitaplarn tercmesinde ehil kiilere grev verdikleri, ya da sanat adamlarn baz eserleri yazmalar konusunda tevik ettikleri, verdikleri "ihsan"larla da onlar "himaye" etmeye altklar sylenebilir.5 Eski edebiyatmzda var olan bu tutumun daha kapsayc bir tabirle gelenein ithaf olmadn, buna baka bir ad bulmak gerektiini sylemeli-

91

bilig 2002 Yaz Say 22

yim. Thir'l Mevlevi'nin "tevh" bahsinde syledii, "Lgatde 'birine mcevher gerdanlk takmak' demektir. Mellifler stlhnda bir eseri, byk bir adamn adiyle tezyin eylemek mnsnadr. 'thaf kelimesinin izhnda da sylenildii zere, eski ilim adamlar, bz kimselerin nmna kitap yazarlar, kitabn ba tarafnda onlarn adn zikrederler, bunu yapmakla da eseri sslemi olurlard. (...)" (Olgun, 1973; 173) bu kabil bilgilerden yola karsak, Divan edebiyatndaki bu gelenee tevh diyebiliriz. Eser tertip etmek tabirini de, bu tutumu karlamak zere bir stlah olarak kullanabiliriz. (in dorusu, meseleyi Eski Trk Edebiyat uzmanlarna havale etmektir.) Gelenekte var olan tavrla 'ithaf n fark Byle bir giriten sonra, eski edebiyatmzda var olduunu sylediimiz birinin adna eser tertip etmekle Yeni Trk Edebiyat iindeki ithaflarn nasl bir mahiyet arzettiini rnekler vererek izah etmeye alacam. Kelimenin asl anlamndan yani hediye etmekten yola knca, evvel, ithafn karlksz olmas gerektiini belirtmeliyiz. Eski edebiyatmzda birinin adna tertip edilen ve elle yazlan tek nshas bizzat o kiiye takdim edilen eserlerin hemen hemen bir karl olurdu/ beklenirdi. Dahas, eser sahibi, eserini takdim ettii kiiden ne beklediini, st kapal bir biimde, eserindeki takdim manzumesinde veya kaydnda im ederdi. Bu, para ya da bir mevki/ makam eklinde tecelli edebilirdi. Halbuki, yeni edebiyattaki ithaflarda, doru bir ifadeyle, konumuzu tekil eden asl ithaflarda, edebiyat adamnn, eserini sunduu kiiden madd bir beklentisi sz konusu deildir. Klasik edebiyatmz dneminde, birinin adyla sslenen yani tevh edilen eserin bir kitap btnl, hi deilse bir risale format tamas gerekirdi.6 Modern edebiyatmzda, ithaf edilecek eser bir tek iir dahi olabiliyor. Bir rubai, bir drtlk bile ithaf edilebiliyor.7 Divan edebiyat iinde kaleme alman kitap btnlndeki hemen her edebiyat eseri, bir devlet adamnn/ makam sahibi bir kiinin adna tertip edilirdi. airin salnda tertip edilen divanlar da bu gruba dahil edebiliriz. Baka bir syleyile, byle bir eserin takdim edilecei bir kii olurdu/ bulunurdu. Yeni edebiyat dneminde ise air veya yazar, baz eserlerini ithaf edebilir yahut hibirini ithaf etmez. Mesel, air Nazm Hikmet'in (1902-1963) btn eserleri iinde sadece Memleketimden nsan Manzaralar isimli eserinde ithaf vardr, iir hacminde bir ithaf:

92

Karata, Trk Edebiyatnda thaf Terimi Hakknda Bir Aratrma

Hatice, Piraye, Pirayende. Doum yeri neresi, Ka yanda, sormadm, dnmedim, bilmiyorum. Dnyann en iyi kadn, dnyann en gzel kadn. Benim karm. Bu bahiste realite umurumda deil... 939'da stanbul'da tevkifanede balanp ...................................biten bu kitap ona ithaf edilmitir. Cumhuriyet iirinde ad kaytlara gemi biri olan Ahmet Muhip Dranas (1908-1980) da, iirlerinden sadece birini "Yama" iirini mit Yaar1a ithaf etmitir. Bu balamda, dikkati eken iki rnek daha verelim: Garip iiri'nin ncs Orhan Veli'nin (1914-1950) hepsi hepsi iki iirinde ithaf vardr: "Yolculuk" Rfk Mell Meric'e, "Helene in" Nezihe Adil-Arda'ya ithaf edilmitir. kinci Yeni hareketinin 'sk' airi Cemal Sreya (19314989) da sadece iki eserini, Beni p Sonra Dour Beni (1973)'yi Elif Sorgun'a, "eme, Kk Kz, Ozan ve brleri" iirini Muzaffer Buyruku'ya ithaf etmitir. Cumhuriyet'ten sonraki dnemin nde gelen airlerinden Ahmet Hamdi Tanpnar (1901-1962), Necip Fazl Ksakrek (1905-1983), Behet Necatigil, (1916-1979) ve Sezai Karako'un (do. 1933) iir kitaplarn, tek tek btn iirlerini taradmzda, ad geen airlerin bu trden hibir eserinde ithaf olmadn grrz. Kadm edebiyatlar, eserlerini genellikle bir devlet byne (padiah, ehzde, sadrazam, vezir, eyhlislam, kazasker vb. gibi) yani mevki/ makam sahibi birine takdim ederlerdi. Yeni airler ise devlet adamlar yerine beendikleri, tesirinde kaldklar, ayn sanat grn paylatklar bir sanatya, edebiyat yolunda birlikte olduklar bir kalem erbabna ithaf ederler eserlerini.8 Mesel, Cahit Stk'nn (1910-1956) "Kar ve Ben" iiri "Byk air Necip Fazl'a hrmetlerimle", "Hizmeti Kz" iiri de "La Fontaine'in ruhuna ithaf" ibareleriyle yaymlanmtr. (Otuz Be Ya airi-

93

bilig 2002 Yaz Say 22

nin btn iirlerinden sadece nde ithaf vardr. Dier iir de "Arslan" adn tar ve airin dost halkas iinde yer alan Vedat Gnyol'a ithaf edilmitir.) Klasik edebiyatmza mensup airler/ nzmlar, eserlerini takdim ettikleri 'kii'yi, ayn yapttaki bir manzumede (tevhid, mncat ve naatten sonra gelen bir medhiyede) bahse konu ederler veya "sebeb-i telif-i eser"9 ksmnda kimin iin yazldn bir ekilde sylerlerdi. Yeni dnem edebiyat adam da, eer eseri kitap btnlnde bir alma ise ithafn kitabn kapandan sonra gelen ilk sayfalardan birine bir ibare/ cmle veya bir ka cmlelik bir yaz eklinde kor.10 Eer eser bir hikye veya bir iir ise ithaf, baln altnda genellikle bir ka kelimelik bir ifade eklinde, bir iki istisna dnda, en fazla bir cmle hlinde yer alr. thaflarn Baz zellikleri Bir edebiyat eseri, ekseriyetle bir kiiye ithaf edilir. Ne var ki, bir gruba, bir kuruma, bir dernee, bir corafyaya, toplumu oluturan insanlarn belli bir kesimine, bir meslek topluluuna ve nihayet bir millete ithaf edilen eserler de vardr. lk akla gelen ve oumuzun bildii rnek, stikll Mar'mzm, 'Kahraman Ordumuza' ithaf edildiidir. Bu balamda, Mehmet Emin Yurdakul'un (1869-1944) kitaplarna ve manzumelerine koyduu ithaflar renklilik arzeder. 1898'de yaynlanan ilk kitab Trke iirle/e Trk karndalarma oban armaan am sakz', ikinci kitab Trk Saz'na (1914) da 'Byk rkma' ithafn koyan Yurdakul'un eserlerinde grlen baz ithaf szleri yledir: Yurdumuzun ko yiitlerine, ttihat ve Terakki Cemiyyeti'ne, Sanatkrn Cemiyyeti'ne, Milletim'e, Yurdumun dii arslanlarna, Harbiye Mektebi talebesine, Vatan ehidlerine, Trk Oca'na, Trk Gc'ne, Trk Yurdu'na, Trk Genlii'ne, Kk vatandalarma... Bu balamda aykr/ ilgin bir rnek; Attila lhan (do. 1925), "Yorgunlar Sendikas" rini 'balanmayan fikir sulularna' ithaf etmitir.(lhan, 1983; 60) thaflarn bir ksm sadece bir kelimeden ibaret olabilir. deta rumuz gibi yazlan bu birer kelimelik isimlerin kimler olduunu bilmek isteyenlerin, phesiz eser sahibini yakinen tanmalar, onun dnyasna girmeleri gerekmektedir. Attila lhan'n Duvar (1983) kitabnda yer alan iirindeki ithaflar u ekildedir: "rnmhan" > -Annem'e"Mektup" >-Cengiz'e"Mmkn m" > -Zehra' ya-

94

Karata, Trk Edebiyatnda thaf Terimi Hakknda Bir Aratrma

Yukardaki durumun aksine, baz ithaflardaki ifadelerden, eserin sunulduu kiinin kim olduunu karmak mmkndr. Mehmed Akif in (1873-1936) eserlerine koyduu ithaflarn ou byledir: Birinci Safahat > Evladm Mehmed Ali'ye ydigr- vedamdr "Kocakar ile mer" > stad- necbim Ali Ekrem Bey'e Fatih Krssnde > Hamas airimiz Midhat Ceml'e "El-Uksur'da" > Emir Abbas Halim Paa Hazretlerine "Berlin Hatralar" > Binba mer Ltfi Bey kerdeimize Glgeler > ark'n tek dh-i sanat erif Muhyiddin Beyefendi'ye htra-i ta'zim "Firavun ile Yzyze" > Fahrnnisa Emire Hadice Hanmefendi Hazretlerine Nadiren de olsa, edebiyat adam, eserini ithaf ettii kiinin kim olduunu ve ithafnn gerekesini bir notla aklayabilir. Mesel, Mehmed Akif, "Sanatkr" balkl manzumesini 'Mister Archibald Bullok Raosevelt cenablarna' ithaf etmi ve yle bir not dmtr: "Vaktiyle Amerika'da iki defa reisicumhur intihab edilen mehur Raosevelt'in oludur. Afrika'daki bir mnzevnin, byle, Yeni Dnya evladndan birine eser ithafna kalkmas garib grnmesin: erif Muhyiddin Beyefendi Newyork'ta iken, bu asl gen, kendisine kar hlasn, mihmanperverliin, biz arkllar bile hayran edecek derecesini gsterdi. Bunun iin gyab minnetdrym." (Ersoy, 1990; 433/dipnot) thaflardan yola karak sanatkrn "muhif'ine dair ipular yakalamak dahas bir fikir sahibi olmak mmkndr. Servet-i Fnn mektebinin dikkate ayan airi Cenab ahabeddin'in 1896-1902 yllar arasnda neredilen onlarca iirinden dokuzunda ithaf vardr: "nkisr- Bzie > Ahmed hsan Bey'e "Mev'd-i Telkde" > Tevfik Fikret Bey'e "Leyl-i Zahire" > Hseyin Suad Bey'e "Yr- Muhayyel" > H. Nzm Bey'e "Sevmek stedike" > A. Ndir Bey'e "Deniz Kenarnda" > Mehmed Rauf Bey'e "Hakikat-i Sevda" > Hseyin Cahid Bey'e "Tem-y Leyl" > Halid Ziya Bey'e "Saadet" > Kardeim Ali Nusret'e

95

bilig 2002 Yaz Say 22

Bu ithaflardaki isimlerin, Servet-i Fnn dergisinin patronu ve bir iki eksikle yaz kadrosu olduunu grrz. Bunlarn, Cenab'n yaknnda bulunmakla birlikte yakn dostluklar kurduu insanlar olduu ikrdr. iirlerindeki ithaflardan yola karak Cenab'n, ayn mektebin air ve yazarlar olan Hseyin Sret, smail Safa, Saffeti Ziya, Ahmet uayb'la arasnn pek de ho olmad sonucuna varlabilir. Ayn ekilde, Yahya Kemal'in eserlerini ithaf ettii Rtfk Mell Meri, Fazl,
Ahmet Hamdi Tanpnar, Muhtar Tevfikolu, Nihad Sami Banarl, Halk ehsuvarolu, Fuad mer, hsan [Kongar], Cemal Yeil, Dr. Adnan [Advar], ekip Tun, Slim [Rza Krkpmar], hsan kr, Fuad Bayramolu, Vehbi [Eralp], Tevfik, hsan kr, Vl Nureddin ve Halis Erginer gibi isimleri bir araya getirdiimizde, airin kimlerle dostluk kurduu, aa yukar nasl bir

evrede yaad tahmin edilebilir. Bu isimler, aratrmacya, Yahya Kemal'in en azndan "dost halkas"na dair baz bilgiler verir. Bir eserin ilham kayna olan kiiye ithafen yazlan, bir bakma takdir hislerinin dile getirildii manzumeler vardr. thaf sayesinde sanat adam, yaptnn mlhimesine kar vefa borcunu bir ekilde yerine getirmi olur. Mesel, Yahya Kemal'in Eski iirin Rzgriyle isimli kitabnda bulunan "thaf" isimli iirin balnn altnda u cmleler yer alr: "Abdlhak Hmid'den sonra lednn iirin menblar kurudu. Smih Bey'in htif sadsn andran bir manzumesi bu orak devrin en gzel eseridir. O eserin kafiyelerinden doan bu msralar sahibine ithaf ediyorum." (Beyath, 1985; 125) Benzer bir ithafla, yani bir esere ilham kayna olan bir stda duyulan minnet, kran duygularnn yer ald ksack bir "yaz"yla, bir kitapta deil de, bir mektupta karlarz. Ahmet Hamdi Tanpnar, mehur eseri Be ehir'i (ilk bask 1946) hocas Yahya Kemal'e ithaf etmek istemi, ancak bir mniadan dolay, bunu gerekletirememitir. Kitabn basmndan yllar sonra, eserini ithaf edemediini zntl bir eda ile syleyen Tanpnar'n sz konusu cmleleri, Be ehir'in sonraki basklarnn banda yer almtr: "Yahya Kemal'e ithaf "Yahya Kemal'in derslerinden -Fakltede hocamd- ayrca eski iirlerin lezzetini tattm. Glib'i, Nedim'i, Bk'yi, Nil'yi ondan rendim ve sevdim. Yahya Kemal'in zerimdeki asl tesiri iirlerindeki mkemmeliyet fikri ile dil gzelliidir. Dilin kapsn bize o at. Millet ve tarih hakknda-

96

Karata, Trk Edebiyatnda thaf Terimi Hakknda Bir Aratrma

ki fikirlerimizde bu byk adamn mutlak denecek tesiri vardr. Be ehir adl kitabm onun at dnce yolundadr, hatta ona ithaf edilmitir. ki defasnda da bu kitap bulunduum yerde baslmad ve ben bu ithaf yapamadm." (Tanpnar, 1987; 5) Bir kiiye ithaf edilen edeb eser, o kii iin yazlm demek deildir. Yani sz konusu eserin zyle/ieriiyle/konusuyla ithaf edilen kii arasnda bir ba kurmak gerekmez. Daha ak sylersek, birisi iin eser yazmak ithaftan bambaka bir eydir. lhan Berk'in (do. 1916) iki iirini ele alalm: Berk "Serseri Huylu Gemiciler" iirini Sait Faik Abasyank'a ithaf etmitir. iirde Sait Faik'e dair tematik izler aramak bounadr. iirin ierii gemicilere hasredilmitir. lhan Berk'in blmlk "Sait Faik" iiri ise, iirin imkanlar iinde, byk hikyeciye dair izler, akisler, sesler tar; O'nu im eden ifadelerle rlmtr iir. Akas iirin znde Sait Faik vardr. (Berk, 1999; 68,206-208) Bu balamda, tekrar gibi gelebilir ama, unu da aklamak gerekiyor; ithaf edilen kii ile ona ithaf edilen eserin ierii arasnda bir iliki kurmak zordur. Belki bazan derinlerde veya ok st kapal bir iliki bulunabilir, ama, bunu okurun 'kefedebilmesi' imkansz olabilir. Bazan da, bu 'ierik' ilikisi, air veya yazarla eserini sunduu kii arasnda bir 'ifre'dir. Bunu, sz konusu iki kiiden bakasnn bilme ans yok gibidir. Bizim bu aratrma boyunca grdmz, baz istisnalar olsa da, byle bir muhteva ilikisinin ithafn mahiyetinden olmaddr. Baz eserler, zellikle iirler dergilerde yaymlanrken birine ithaf edilmi, sanat bunlar kitaplatrrken ithaflar koymad olmutur. Ahmet Haim'in (1887-1933) tavr buna tipik bir rnek tekil eder. Kanaatimizce iirlerinin en olgun rneklerini bir araya getirdii Piyle' sinde (1926) "Bu kitap, dostum air ve mnekkid Abdlhak inasi'ye ithaf olunur" cmlesiyle bir incelik rnei sergileyen Haim, aadaki iirlerini ilk yaymlandklarnda karlarndaki ahslara ithaf etmi, iirlerini kitaplatrrken ithaf szlerini kaldrmtr. "Karanfil" > Bu iir Abdlhak inasi'ye ithaf olunur "Blbl" > zzet Melih'e "Bam" > Yakup Kadri'ye "Gelmeden Evvel" > Sevgili Kardeim Kprlzde Fuad'a "Birlikte"> Mehmed Sadi Bey'e "Son Saat" > Hamdullah Suphi Bey'e (Ahmet Haim, 1994.)

97

bilig 2002 Yaz Say 22

Haim'in sadece "Mukaddime" iirindeki -Cavide Hayri Hanmefendi'ye hrmet ve minnetle- eklindeki ithaf, iir kitaplarken de kaldrlmamtr. Sadece kk bir deiiklikle iirin balnn altnda bugne kadar gelmitir: Karaosmanzde Cvide Hayri Hammefendi'ye. Safahat'n beinci kitab Hatralar' ilk basksnda "Hnedn- Hilfet'in erkn- muazzamasndan mer Faruk Efendi Hazretlerine" ithafyla yaynlayan Mehmed Akif, kitabnn son basksndan bu ibareyi karmtr. Bu durumun aksi de sz konusu olabilir; yani ilk yaymnda herhangi birisine ithaf edilmeyen bir iir, bir yaz kitaplarken birine ithaf edilebilir. Yine Ahmet Haim, "Kendime", "Rd", "imdi" ve "Rzgar" iirlerini ilk yaymlandklarnda deil de kitaba alrken Mimar Cell Bey'e ithaf etmitir. ok az grlse de, bir eserin ilk yaymnda birine, kitaba alnrken bir bakasna ithaf edildii de olur. Ahmet Haim'in bir iirinde bunu grmek mmkndr. Piyle airi, "imdi" isimli iirini Servet- Fnn dergisinde (S. 991,20 Mays 1326) yaymlandnda "Cell Sahir"e, sonradan da "Mimar Cell Bey"e ithaf etmitir.11 Baz air ve yazarlarn, kitaplarnn i kapana, samimi duygularnn yansmas olan bir ifadeyi, birka cmleyi elyazlaryla yazp bildik-tandik, dost-ahbap vb. birine imzalamasn, ithaf olarak niteleyen kaynaklar12 vardr ki, bu doru deildir. Bu davran/ tutum kitap imzalamak diye bilinir ve kanaatimizce doru bir adlandrmadr. thafnme ve "Hznl" Bir rnek Bir eseri birine ithaf ederken sanat/ mellif tarafndan eserin ba tarafna yazlan bir ka cmlelik yazya ithafnme deniyor. Bir kaynakta (Gvsa, tarihsiz, ayn madde),'13 eserin kime ithaf edildiini gsteren yazlara ithafnme veya ithafiye dendii kaytldr. Bu bilgiyi daha salam bir zemine oturtmak iin bir ayrm veya belirleme yapmak durumundayz. Birden fazla cmleden oluan ithaf yazlarna ithafnme, bir cmlelik, bir kelimelik ithaflara da ithafiye demek doru olandr. Bu aratrmann, bir bakma ilham kayna olan bir ithafnmeden de sz amak istiyorum. Bundan seksen yl nce yaynlandnda zamannn okuyucusuna ulam olsa da, bugnn okuruna nihan kalan bir kitabn (zzet Melih, 2922)14 banda yer alan bir yaznn, unutulup gitmesine gnlm raz olmad. Fecr-i t topluluu iinde yer alan ve yaad dnemin

98

Karata, Trk Edebiyatnda thaf Terimi Hakknda Bir Aratrma

mehur simalarndan biri olan zzet Melih [Devrim]'in (1887-1966) kaleme ald bahsimize konu olan ksa ve samimi metin, edebiyatmzn byk airi Ahmet Haim'e yazlmas sebebiyle bile dikkate deerdi. Bir hatray canl tutmak amacyla yazld anlalan sz konusu ithafnmenin, yazanna dair baz 'srlar ifa eyleyerek bir 'itirafnme' zellii tamas ise, yazy daha cazip hale getiriyor. te yandan, 33-34 yandayken "O Belde" airinin edebiyatmzn "en hassas, en ahs, en ressam" airi olduunun daha o gnden ifade edilmesi de, edebiyat tarihimiz asndan kayda deer bir tespittir. zzet Melih'in mensur iirler, mektup paralar ve kk hikyelerden oluan sz konusu kitabnn (zzet Melih, 1922) bana koyduu ve kitabn Ahmet Haim'e ithaf edildiini gsteren hznl, itenlikli "ithafnme" yledir: "Ahmed Haim'e Galatasaray Sultansinin birinci snfnda bulunuyorduk, ikimiz de on yan tecavz etmemitik. Benim "ocuklara Mahsus Gazete"de bir ka yazm nerolunmu, senin ilk manzumelerin "Mecmua-y Edebiyye"ye kabul edilmiti. Binaenaleyh sen benden pek yksekte bulunuyordun; madem ki alt ay kadar evvel "air"lie slk etmitin! Bir gn mubassrdan [okuldaki gzetici] izin aldm; senin yanna geldim ve: "Haim, bana nazm, iir ret." diye yalvardm. O zamandanberi -yamz daha itiraf edebiliriz, deil mi?- yirmi bir sene geti. Sen nazmmzn en hassas, en ahs, en "ressam" bir mmessili oldun. Ben ise, byk sabrile verdiin aruz derslerine ramen, yle berbad manzumeler yazdm ki onlar asla nerolunmad ve ben, ancak bir sene devam eden tecrbeden sonra, ilelebed nesirde kalmaa karar verdim. Evet, azizim Haim, sen bana "nazm" retemedin. Fakat dnyann lyetneh ekilleri ve manzaralar, hayatn bpayan zevkleri ve aclar bana "iir"i telkin etti. Gzellik, ak, hzn ve tebessm iirini tatdm... i'r-i kalbin ve i'r-i tabiatn baz inikaslarn [yansmalarn] tayan u kk kitab, vefkr dostluumun bir nianesi olarak, "Gl Saatleri" airine ithaf ediyorum." Sonu Divan edebiyatndaki birinin adna eser tertib etme geleneinin ithaf olmad ikrdr. thaf, son yz otuz ylda ortaya km ve mahiyet hatta ekil itibariyle eser tertip etmekten olduka farkl bir tutumdur; Servet-i F-

99

bilig 2002 Yaz Say 22

nn mektebiyle birlikte yaygn olarak kullanlmaya balanmtr. thaf ibareleri/ szleri, II. Merutiyet'in ilnndan Cumhuriyet'e kadar geen srede, yer yer kk, samimi yazlar hlinde eserlere deiik bir "hava" katmtr. thaflar, edebiyat adamnn muhitine dair yaplacak aratrmalarda, onun 'dost meclisi'ni iaret eden bilgiler sunmaktadr. Ayrca, ithaflarn, eserin harici oluum artlarna dair ip ular verebilecei de aklda tutulmaldr. Aklamalar 1 "Nitelikli okur kitlesi", son zamanlarda, ngilizce'deki "layman" terimine karlk Trke'de kullanlan bir tabirdir. Esas itibariyle "meslekten olmayan" anlam tayan sz konusu kelimenin terim karl olarak Trke'de "edebiyat-ina", "edebiyatsever", "hevesli" veya "bilinli okur" gibi ifadelerden birisi de kullanlabilir. 2 thafn kk olan tuhfe, Arapa bir kelimedir ve oulu 'tuhaf'tr. Kelime, Lgat-t Naci ve Kamus- Trki'de benzer ifadelerle aklanyor: "Hediye, armaan; hediyelik garip ve makbul ey, nadide mal." 'Hediye' ve 'armaan' karlklarna Muallim Naci, 'pke'i; Ferit Develliolu da 'bergzar' ekliyor. Kelimenin ikincil anlamna dair Develliolu'nun aklamas farkllk arzediyor: "Yeni kma, hoa gider, gzel ey." Sanyorum, kelimenin oulu olan 'tuhaf'n dilimizde kazand anlam, bu ikincil anlamndan yaygnlamtr. 3 Kelimenin asl yukarda deindiimiz gibi Arapa (tuhfe kknden) olmas nedeniyle Trke karlk bulma yolunda varlan neticede "sunu", "adan" ve "sunut" gibi belli bal szck tretilmitir. Bu kelimenin de "ithafn terim anlamndaki genilii ve derinlii artrmad, onun kadar kapsaml olmad kanaatindeyiz. ayet bir karlk bulunucaksa bu szckten en uygununun "sunu" olabilecei, kiisel grmzdr. Dilin bnyesinde var olan her kelime gibi, terimler de, neredeyse, olaylar, bulular, deien hayat artlarnn bir nevi dayatmas/icbar klmas sonucu ortaya karlar. Kald ki, dil iinde kelimelerden farkl konumlara sahip olan terimlerin eer mill dilde bir karl yoksa, bulunamamsa, yabanc bir dilden alnp kullanlaca, hatta dilin tabi bnyesi iinde uyumlu hle gelmise mill dahi kabul edilecei, eskidenberi dil ve edebiyat camiasnda ounluun benimsedii bir grtr.

100

Karata, Trk Edebiyatnda thaf Terimi Hakknda Bir Aratrma

4 5

Mehmet Zeki Pakaln, ithaf terimini aklarken "Franszca dedier'in karldr" kaydn der. (Pakaln, II, 1993; 104) Franszca-Trke szlkler, dedier'e "ithaf etmek" karln veriyorlar. Bu konuda vereceim iki ayr rnek, sylediklerimizi kuvvetlendirecektir: "Ahmed (. 1412) ile Yldrm Bayezid'in tanmas da, yine ehzadenin Germiyan valilii srasnda olmutur. Ahmed bu sralarda skender-nme'sini yazmaktayd. ehzadenin gsterdii tevik ve iltifattan [vurgu bana ait, TK] cesaret alarak..." (pekten, 1996; 16) "Bir gn Filibe yolunda Padiah hizmetine vardm. Grdm ki Sultan- cihan sahibkran- zaman Sultan Murad Han elinde bir kitap tutar. Bu zaf-i haste-dil ol licenabdan ne kitabdr dey istida etdim. Ol lafz- ekerlerinden Kabus-nme'dr dey cevab verdi ve eyitti ki ho kitabdr ve iinde ok faideler ve nasihatler vardr amma farisi dilincedir. Bir kii trkeye tercme etmi, vel ren deil, ak sylememi dedi. Velkin bir kimse olsa ki bu kitab ak tercme etse. [vurgu bana ait, TK] Ta ki mefhumundan gnller haz alsa." (Keykvus, 1966; 3) Bu balamda, mesnevileri ve kitap btnlndeki telif ve tercme mensur eserleri sayabiliriz. Manzumelerin (gazel, terkib-i bend, kta, rubai vb.) tek tek birinin adna yazldna/birine hediye edildiine, bir yerine bir kayt dldne dair bilgilere ulaamadm. Adn andm manzumelerin yazldktan sonra bir devlet byne bir vesileyle okunmas baka bir eydir. Devlet byklerinin medhi iin kaleme alnan kasidelerin durumu ise daha farkldr. Yahya Kemal, daha farkl bir bulula rbailerinin bir ksmna, ithaf ettii kiilerin adn balk olarak koymutur. Rbailere balk olan ithaflar unlardr: "Nihad Sami Banarl'ya", "Halk ehsuvaroiu'na", "Fuad mer'e", "hsan'a", "Cemal Yeil'e", "Dr. Adnan'a", "ekip Tun'a", "Slim'e", "hsan kr'ye", "Fuad Bayramolu'na", "Vehbi'ye", "Tevfik'e"... Ek bir bilgi olarak zikredelim, Kendi Gkkubbemiz airi "Itr" isimli eserini Rfk Mell Meri'e, "Ses" iirim Fazl'a, "Bahelerden Uzak" iirini Ahmet Hamdi Tanpnar'a, "Bergama Heykeltralar"n Muhtar Tevfikolu'na, bir "Rbai"sini hsan kr'ye, "Rtl- Giran" gazelini Vl Nureddin'e ve bir "Kt'a"sm Halis Erginer'e ithaf etmitir.

101

bilig 2002 Yaz Say 22

8 Sanat anlayyla birlikte ayn dnceyi, ayn ideali paylamak, ayn lk iin yaamak da phesiz ithaf iin nemli sebeptir. Bir duygu ve dnce birliinin ithafa nasl katldn grmek iin aadaki rne i okumak gerekir: "Sevgili Nzhet, "Bu eserimi sana ithaf ediyorum. nk memleketin ufuklarn boucu bir sis gittike biraz daha fazla sararken seninle ba baa onun mukaddertna aladmz dakikalar ok oldu. "Bu eserimi sana ithaf ediyorum. nk bu eseri bana mukaddertna beraber aladmz bu zavall memleket ilham etti. Evet kardeim, bu memleketi sevenler azdr denemez. Fakat senin gibi lgn bir ak ile sevenler ve bu sevgisini de fiilen de gsterenler ndir. Bu lgn muhabbet ve bu keskin zeka ile ona en mkil dakikalarnda en kymetli hizmetleri sen ifa et. Ben ki onun mukaddertna gz yalarmla, msralarmla alayarak bir kalp birlii yaratmaa alyorum, genliin 'klcndan ziyade kalbinden' feyyaz bir inklba intizar ederken bu eseri sana ithaf etmei bir kardelik vazifesi bildim." (Yahya Saim, 1919) 9 Eski Trk Edebiyat dneminde yazlan baz eserlerin ba tarafnda ayn adla veya "sebeb-i tertib-i eser", "sebeb-i telif-i kitab" gibi isimlerle yer alan bir blmdr. Mellif, sz konusu ksmda, eserinin yazl macerasn, niin ve hangi sebeple, kimin adna yazldn anlatr. Sebeb-i telif-i eser ksm, bir ynyle, bugnk kitaplarn ba tarafnda yer alan 'n sz' ya da 'sunu' yazlarna benzer. Bu terimin, gnmzde, gemie bal, klasik merak olan kimi edebiyatlar tarafndan baz kitaplarda kullanldn grmekteyiz. 10 Bu hususta bir ka istisna szkonusudur. Mesel, Tevfik Fikret (18671915), Rbb- ikeste isimli mehur kitabn okuyucularna ithaf ettiini, kitabnn ikinci iirinde, "Kri'lerime" balkl manzumesinde belirtir: Size, ey bilmediim, grmediim kri'ler; Size ithaf ile nereyliyorum bunlar ben. Size ithaf ile; zr, ne iin ketmedeyim, O sizin grmediim, bilmediim gzleriniz,

102

Karata, Trk Edebiyatnda thaf Terimi Hakknda Bir Aratrma

11 12

13 14

Safha-y i'rime ibzl-i nigh eylerken Belki bir noktada birden durarak, velvelesiz, Gsterisiz iki katrecik sr eyler... Ben bu mmid ile tey-i hayat etmedeyim. Merakllar iin bir not: Tevfik Fikret aadaki manzumelerini de, karlarnda yazl olan ahslara ithaf etmitir: "Hemirem in" > Nineme- [Anneme] "Halk'un Veda'" > Prens Faruk "Hakikatin Yldz" > Yegne Feylesofumuza [Rza Tevfik] "Ferda" > -Bugnn Genlerine-"Bahar Kalfa" > -Nairim Hasan Tahsin'eHer iki ithafta da "Cell" ismi bulunduu iin, bu durum bir mrettip hatasndan da kaynaklanm olabilir. "Ayrca bir eserin yakn bir dosta hediye edilmesi srasnda yazarn el yazsyle itenlik tayan bir ka cmle yazmas da amzda bir nezaket kural, gittike yaylan gzel bir gelenek haline geldi. kar gzeten eski ithaflarn yerini, itenlik belirten sunular ald. mzal eserler toplamak, kitapseverler arasnda yaygnlat. Bu yzden yaynevleri imza gnleri dzenlemekte, kitap bayramlarnda yazarlar eserlerini okurlarna, onlar hi tanmadklar halde imzalamaktadrlar. Bu tr ithafn itenlikle ilgili bir yan yoktur." (Meydan Larousse, VI, 606) Bu eser, "Lakerda" maddesine kadar brahim Alettin (1899-1949) tarafndan telif edilmi, sonras Server skit bakanlndaki bir ilm heyete tamamlanmtr. zzet Melih, Tezad isimli uzun hikyesini/romann da Halid Ziya Bey'e "zt- stdnelerine ithaf ve takdim" etmitir. Dier rneklere gre olduka uzun saylabilecek ithafnmeyi zzet Melih u cmlelerle bitirir: "Ve Tezad', byk Balzak'tanberi gittike teesss ve tevess' eden bu 'tarz'n Osmanl edebiyatnda henz yeni olan bir misl-i naizi zannederek hi olmazsa bu nokta-i nazardan ayan- dikkat bulduum iin, ilk sahifesine bizde 'hikye'nin messis-i hakkisi olan std- muktedirin nmn koymaya cesaret ettim. Bu suretle kalem sahibi olarak ona borlu olduum deyn-i edebyi ksmen eda etmekle beraber kadm ve samimi muhabbet-i hrmetkrnemi tekrar eylemek istedim." (zzet Melih, 1912)

103

bilig 2002 Yaz Say 22

Kaynaklar AHMET HAM (1994), Btn iirleri -Piyale/Gl Saatleri/Dier iirleri, Hazrlayanlar: nci Enginn-Zeynep Kerman, 2. bask, Dergh Y, st. BERK, lhan (1999), Eik 1947-1975 -Toplu iirler i-, Yap Kredi Y, st. BEYATLI, Yahya Kemal (1974), Kendi Gk Kubbemiz, 5. bask, stanbul Fetih Cemiyeti Y., st. BEYATLI, Yahya Kemal (1985), Eski iirin Rzgriyle, 4. bask, stanbul Fetih Cemiyeti Y, st. CEMAL SREYA (1990), Sevda Szleri -Btn iirleri-, 3. bask, Can Y, st. DEVLLOLU, Ferit (1993), Osmanhca-Trke Ansiklopedik Lgat, 11. bask, Aydn Kitabevi Yayn, Ank. ERCLASUN, Ahmet Bican vd. (1991), Karlatrmal Trk Leheleri Szl I, Kltr Bakanl Y, Ank. ERSOY, Mehmed Akif (1990), Safahat -Edisyon Kritik-, Hazrlayan: M. Erturul Dzda, Kltr Bakanl Y, Ank. GVSA, brahim Alettin (tarihsiz), Resimli Yeni Lgat ve Ansiklopedi, skit Yayn, 5 cilt. LHAN, Attila (1983), Duvar, 5. bask, Bilgi Yaynevi, st. LHAN, Attila (1983), Yasak Sevimek, 4. bask, Bilgi Yaynevi, st. PEKTEN, Halk (1996), Divan Edebiyatnda Edeb Muhitler, Mill Eitim Bakanl Y, st ZZET MELH (1331/1912), Tezad,Sabah Matbaas, [st]. ZZET MELH (1922), Hzn ve Tebbessm, kinci tab', Sabah Matbaas, st. [KANIK] Orhan Veli (1991), Btn iirleri, 13. bask, Adam Y, st. KEYKAVUS (1966), Kabus-nme, eviren: Mercimek Ahmed, Gzden geiren ve nsz yazan: Orhan aik Gkyay, 2. bask, st. KISAKREK, Necip Fazl (1991), ile, 17. bask, Byk Dou Y, st. Meydan Larousse -Byk Lgat ve Ansiklopedi- (1988), Meydan Yaynevi, 6. C, st. MUALLM NAC (1987), Lgat- Nci, ar Y, st., [tpkbasm]. NAMIK KEMAL (1990), Vatan Yahut Silistre, Hazrlayan: Prof. Kenan Akyz, Kltr Bakanl Y, Ank. NAZIM HKMET (1976), Memleketimden nsan Manzaralar, 3. bask, Baskya hazrlayan: Memet Fuat, De Yaynevi, [st].

104

Karata, Trk Edebiyatnda thaf Terimi Hakknda Bir Aratrma

PAKALIN, Mehmet Zeki (1993), Osmanl Tarih Deyimleri ve Terimleri Szl, Mill Eitim Bakanl Y., 3 C, st. RECAZADE M. EKREM (1997), Btn Eserleri III, [Hazl.] smail Parlatr, Nurullah etin, Hakan Sazyek, Mill Eitim Bakanl Y, st. EMSEDDN SAM (1978), Kmus- Trk, st. TAHR'L-MEVLEV [OLGUN, Tahir] (1973), Edebiyat lgati, Nere Hazrlayan: Keml Edib Krkolu, Enderun Kitabevi, st. TANPINAR, Ahmet Hamdi (1981), Btn iirleri, 2. bask, Dergh Y, st. TANPINAR, Ahmet Hamdi (1987), Be ehir, 7. bask, Dergh Y, st. TARANCI, Cahit Stk (1991), Otuz Be Ya, 6. bask, Derleyen: Asm Bezirci, Can Y, st. TEVFK FKRET (1984), Rbb- ikeste, Hazrlayan: Asm Bezirci, Can Y, st. YAHYA SAM (1919), Memleket lhamlar -stanbul ve Hayat-, Trk Neriyat Evi Matbaas, st.

105

Analysis of the Term "Dedication" in Turkish Literature


Assist. Prof. Dr. Turan KARATA Gaziosmanpaa University Facuity of Arts and Sciences Abstract: it is almost impossibie to comprehend literary products and literature background of a nation unless the importance of literature terms is fully understood. The term "dedication" could play a critical role in understanding of a literary product as weil as understanding of its producer. The attitude sometimes wrongly referred as "dedication" has considerable history and interesting results in Turkish literature. In this article, through examples, we try to show how this term has been used from the past to today, what meaning it has had and why it has been misused. Besides, we try to explain what a "dedicatory" reminds. Key Words: Dedication term, traditional attitude, features of dedications, dedicatory.

_______________________________________________________________

106

_______________________________________________________________

107

Eletiri Terimleri Asndan Herat Mektebi Tezkirelerinin Anadolu Tezkirelerine Tesiri


Dr. Yusuf ETNDA Fatih niversitesi Trk Dili ve Edebiyat Blm zet; Herat Mektebi tezkireleri(Baharistan, Devletah Tezkiresi ve Meclis'n-Nefis); iir ve aire ynelik deerlendirmeleri asndan incelenmi ve Anadolu'da kaleme alnan XVI. yzyl tezkireleri ile karlatrlmtr. Bu karlatrma sonucunda; XVI. yzyl Anadolu tezkireleri ile Herat Mektebi tezkireleri arasnda her adan benzerlikler ve paralellikler olduu grlmtr. zellikle de Anadolu tezkirelerinin kulland eletiri terminolojisinin yzde yetmie yaknnn Herat meneli olduu anlalmtr. Anahtar Kelimeler: Herat Mektebi Tezkireleri, Eletiri Terminolojisi, XVI. Yzyl Tezkireleri.

_______________________________________________________________ Giri

Herat, XV. yzylda Trk-slam Medeniyetine ev sahiplii yapmakla beraber "Orta Asya-Anadolu" etkileiminde de nemli bir merkez haline geldi. Timurlularn ir padih Hseyin Baykara dneminde altn an yaayan Herat, sanat ve edebiyatta bir anda arkn en gzde mekn oldu. Bir yanda Fars ve Trk edebiyatnn en byk airlerinden Moll Cm ile Ali r Nev; dier yanda byk nakk Bihzd ve hattat Mr Mehed gibi nde gelen sanat ve edebiyatlar Herat'ta bir araya geldi. Bu haliyle Herat tam bir okul grnmne brnd. Bu okulda ksa zamanda sanat, edebiyat, tarih, vb. ilimlerde gelecek yzyllar da etkileyecek olan byk ahsiyetler yetiti ve nemli eserler kaleme alnd.
bilig Yaz 2002 Say 22:109-132

109

bilig 2002 Yaz Say 22

Tarih seyir asndan bakldnda "Badat-Tebriz-iraz-Semerkant-Herat-stanbul" izgisinde gelien ark-slam Medeniyetine, stanbul ncesi ev sahiplii yapan Herat, yetitirdii ahsiyetlerle ve kaleme alman eserlerle XVI. Yzyl stanbul'una hem byk bir miras brakr, hem de ak tesirler yapar. Bu tesirin iir, edebiyat ve sanatn hemen her dalnda gerekletiini sylemek mmkndr (etinda;2002). I. Herat'tan stanbul'a Tezkirecilik Herat Mektebinde; ekol haline gelen ve klasikleen ilim dallarndan birisi de "tezkirecilik" tir. Araplarn "Tabakatu'-u'ar", Acem ve Trklerin "Tezkiret'-u'ar" olarak adlandrdklar tezkirecilik; her ne kadar IX. Yzylda Muhammed b. Sallam el-Cumah ve Eb Abdullh ibn Kuteybe ile balasa da trn klasik ekline XV. Yzyl Herat'nda ulat bilinmektedir. (etin, 1990:300). Herat Mektebi tezkireleri olarak da anlan bu yzyl tezkireleri srasyla; Molla Cm'nin Baharistn, Devleth'n Tezkiret'-uars ve Nev'nin Mecalis'n-Nefisi'dir (Aziz,1941:28). Bu tezkirelerden sonuncusu Trk edebiyat iin de byk nem tamaktadr. nk bu eser, Trk tezkirecilik trihinin ilk rndr. Nev'den sonra trn Anadolu'da rnekleri verilir ve XVI. yzylda Seh, Latf, k elebi, Knal-zde, Beyan ve Ahd birer tezkire tertip eder, l de Knh'l-Ahbar'n bir blmn irlerin hayatna ayrr. Bahsi geen yzyllarda Herat-stanbul arasnda birok alanda olduu gibi, bu alanda da ok ak bir etkileimin olduu grlmektedir. Bu etkileimin boyutlarn akla kavuturabilmek iin her iki sahann ismi geen tezkirelerini birka adan deerlendirmeye tabi tuttuk. Bu deerlendirmeler, genel olarak; "ir Says Asndan", "Tertip Asndan", "Biyografik Bilgi Asndan" ve "iir ve ir Eletirisi Asndan" olmak zere baz balklarda toplanmaktadr (etinda:2002). Burada ise.bu konulara ksaca deinilecek ve iki ekol arasndaki benzerlik ve farkllklar ortaya karlmaya allacaktr. Her eyden evvel tezkirelerin ele aldklar ir saylar birbirinden farkldr. Cm 39 (Genosman, 1945:5), Devleth 143 (Lugal, 1994:11), Nev 469 (Ayan,1995:3), Seh 229 (sen,1980:12), Latf 334 (Camm,2000:20), k elebi 426 (Ktl,1994:40), Knal-zde 640 (Eyduran,1999:917), Beyan 377 (Sungurhan,1994:14), Ahd 381 (Solmaz,1996:6) ve Al 305 (sen,1994:27) irin biyografisine yer verir. ir saylar birok adan nem arz etmekte-

110

etinda, Eletiri Terimleri Asndan Herai Mektebi Tezkirelerinin Anadolu Tezkirelerine Tesiri

dir. Zira aada tabloda vereceimiz saylarn, ir saysna gre deerlendirilmesi gerekmektedir. Herat Mektebi tezkireleri ile Anadolu tezkirelerinin ilk benzetii yerlerden birisi tezkirelerin blmlere ayrlmas meselesidir. Herat Ekolnn ilk tezkirecisi Cm, Baharistn isimli eserini sekiz blme ayrr, bu blmlerden sadece yedincisinde irleri anlatr. Devleth Tezkiresi bir mukaddime ile yedi blmden oluur. Ardndan Nev, tezkiresini sekiz blme ayrr ve "sekiz blme ayrma" gelenei Latf'ye kadar devam eder. Sadk ve Seh de Molla Cm ve Nev gibi tezkirelerini sekiz blme ayrrlar. Latf ile beraber, blm says ve ir sralamasnda teknik adan deiiklikler grlr (sen,,1990:30). Nev, tezkiresinin nsznde Molla Cm'nin, tezkiresini sekiz blme ayrdn zikreder ve onu beendiini syler: "n bu maksdka yitildi an sikkiz ksm itildi. Ve her ksm nefis bir mecliska mevsm bold ve mecmu'a Meclis'n-Nefis at koyuld."(Nev,1995:2). Meclis'nNefis'ten sonra yazlan ilk tezkire Afar Trklerinden Sadk'ye ait olan "Mecrnau'l-Havs"tr. Sadk, tezkiresinin mukaddimesinde Cm'nin Baharistn, Devleth'n Tezkiret'-uar, Nev'nin Mecalis'n-Nefis ve Sm Mirz'nn Tuhfe-i Sam adl eserlerini andktan sonra "Bu silsile ser-halka-i intizm birbiridin zlmesn diy ve bu tezkireler ser-ritesi bozulmasun diy" tezkiresini meydana getirdiini syler (Le-vend, 1984:256). Seh Bey de Nev gibi tezkiresini sekiz ravzaya ayrr. Tertip tarz asndan baklnca Seh'nin byk lde Mecalis'n-Nefis'i rnek ald kolayca grlecektir (sen, 1997:18). Seh Bey'den sonra Anadolu'da ikinci olarak kaleme alnan tezkire, Latf'nin Tezkiret'-uar ve Tabsrat'n-Nzem adl ahmasdr(1546). Latf ile beraber tezkirelerin tertip tarznda kkl deiikliklere gidilir. Latf Tezkiresi bir mukaddime, fasl ve hatimeden meydana gelmitir. Ancak mukaddimede ilenen konular Herat tezkirelerinde ilenen konularla paralellik arz eder (Canm, 2000:20). Latf'nin tezkirecilik geleneine tertip asndan getirdii bir yenilik daha vardr. Herat Ekol tezkirelerinde ve Seh'de irler tabakat esasna gre sralanrken Latf ile birlikte alfabetik sistem yntemi uygulanmaya balanr (sen, 1990:14). Latf'den sonra tezkirelerin tertip tarz deimi; Ahd, Hasan elebi bata olmak zere bir mukaddime ve fasl gelenei benimsenmitir.

111

bilig 2002 Yaz Say 22

Tezkirelerde dikkat eken ikinci nemli husus ise mukaddimelerdir. Mukaddime gelenei ve mukaddimede bahsedilen konular asndan tezkirelerin Molla Cm ile beraber bir dzen salad ve ayn ekilde devam ettii grlmektedir. Ancak baz mukaddimelerin ksa, bazlarnn ise uzun ve teferruatl olduu grlmektedir. erik asndan da paralellikler grlmektedir. Tezkireciler, bu blmde Allh'a hamd ettikten sonra insann ve "sz"n nemine dikkat eker, iir ve irlik hakkndaki grlerini aktarr, iirin caiz olduunu ve airliin yce bir mertebe olduunu ispat etmeye alr ve irlerin isimlerinin unutulmamas iin tezkirelerini kaleme aldklarn ifade ederler (Macit, ubat 1993:6). Bu ereve asndan baklnca Molla Cm'nin iir ve ir konusunda fikirlerini ksaca anlatt grlr. Tezkireccilik asndan asl kapsaml mukaddimenin Devleth'la balad grlmektedir. Devleth Tezkiresi, Molla Cm'ye gre ok daha uzun bir mukaddime ile balar. O, mukaddimesinde Allah'a hamd ettikten sonra, insann yaratlndan ve yeryzne halife olmasndan, ona verilen konuma yeteneinden bahseder. Ardndan ok teferruatl bir ekilde sz sylemenin ne kadar byk bir nimet olduunu ve insan dier varlklardan ayrdn anlatr. Daha sonra da iir ve irlik hakkndaki grlerini, irliin kutsalln dile getirir. Nev'nin mukaddimesinin ok ksa olduu ve bu tr konulara girmedii grlmektedir. O, kendisinden nce kaleme alnan tezkireleri zikrettikten sonra, Hseyin Baykara dneminde yetien irlerin unutulmasn nlemek iin tezkiresini kaleme aldn vurgular (Nev,1995:3). Anadolu tezkirecilerinden Seh Bey'in eserinin mukaddimesi de Nev'ninki gibi ksa ve zdr. Ancak Seh Bey, tezkiresinde Devleth'n bahsettii meselelere de deinir. nsann yaratln, mkemmelliini, szn nemini, iirin kutsalln dile getirir. Ardndan kendinden nce yazlm Herat tezkirelerine dikkat eker. Seh Beyden sonra kaleme alnan tezkire Latf'ye aittir. Latf, Anadolu tezkireleri iinde mukaddimesi, kapsaml olan tezkirelerden birisidir. Onun mukaddimesi daha ok Devletah'n mukaddimesine benzer. Latf, Devleth'n anlatt eyleri tekrarlar ve biraz da gelitirir. iir ve irlik hakknda baz tespitlerde bulunur. zellikle Divan edebiyat gelenei ve mecaz-hakikat ilikisi asndan yapt tespitler, halen nemini korumaktadr. Latf'den sonra mukaddimeler benzer sluplarla devam eder. Kimi zaman ksa, kimi zaman kapsaml olarak ayn eyler anlatlr.

112

etinda, Eletiri Terimleri Asndan Herai Mektebi Tezkirelerinin Anadolu Tezkirelerine Tesiri

Tezkirelerde ok ak benzerlik gsteren zelliklerden birisi de "biyografik bilgi" geleneidir. Daha nce de belirtildii gibi bu ilim dal, tezkirecilikten nce ortaya kmtr. Herat ekol tezkirelerinden ok nce metod asndan kurallar tespit edilen biyografi geleneinde ablon bellidir ve her air iin aa yukar ayn eylerden bahsedilir. Bu yzden hem Herat Ekol tezkirelerinde, hem XVI. yzyl Anadolu tezkirelerinde, biyografi gelenei hep ayn minval zere devam etmi, kayda deer bir farklla rastlanmamtr. Ancak yine de, btn tezkirelerde biyografik bilgi aktarm tamamen ayndr, anlam karlmamaldr. Hatta bu konuda her tezkirecinin kendine gre bir slubu vardr da denilebilir. Konu biraz da tezkirecinin kiilii ve bilgiye ulama becerisi ile ilgilidir. nk ayn yzyl veya ayn ekol iinde bazen ok byk farkllklar grlmektedir. Mesela Molla Cm ile Devleth arasndaki fark veya Seh Bey ile k elebi arasndaki fark gibi. Baz tezkireciler biyografik bilgiden irle ilgili her trl, dedikoduya varncaya kadar, bilgiyi anlarken bazlar ok az ve z bilgi vermek gerektiini, tezkirelerinin fazlasn kaldrmayacan beyan etmilerdir. imdi ana hatlaryla da olsa; tezkirelerin biyografik bilgiye yaklam ile ilgili tutumlarn irdelemeye alalm: lk tezkire, yani Baharistn ile balayalm. Cm'nin, Baharistn' hazrlarken dzeniyle, tertibiyle, ksacas hereyiyle ideal bir tezkire hazrlamak gayesiyle yola kt sylenemez. Onun yapt ite biraz keyfilik sz konusudur. Houna giden, beendii irlerden kk bir demet seerek tezkiresini oluturur. Ayn keyfilik ierikte de grlr ve her irin biyografisi farkl ekilde anlatlr. Ksacas Cm'nin az ve z anlatarak kk bir tezkire yazd grlmektedir. ou ire ksaca deinilmi ve az bilgiyle yetinilmitir. Cm, irlerin mahlaslarn vermi, asl isimlerinden pek sz etmemitir. Ayrca O, irlerin doduu ve yaadklar memleket isimlerini vermek yerine, hangi hkmdar zamannda yaadklarn vermekle yetinmitir. irlerin kiilik ve mizaclar ile ilgili ise ok az bilgiye rastlanmaktadr. Cm, ir bana ortalama beyit rnek vermitir. kinci tezkire ise Devleth Tezkiresidir. Bu tezkire, birok adan Baharistn'dan ayrlr. Hereyden nce Devleth'n gayesi tam bir tezkire hazrlamaktr; bu ama dorultusunda mrnn uzun bir ksmn bilgi ve belge toplamakla geirir. Bu yzden irler hakknda -hem biyografik ve

113

bilig 2002 Yaz Say 22

hem de ir ve iir deerlendirmeleri asndan- ok teferruatl bilgiler yer almaktadr. zellikle irlerin biyografilerine ait bilgiler olduka tatmin edicidir. Yer yer o, bu bilgileri hangi kaynaklardan aldn da belirtmitir. Tezkirede dikkati eken dier nemli bir husus da irlerin yaad dnemle ilgili siyas ve trih bilgilere, ok geni yer ayrlmasdr (Demirolu, 1994:245). Ayn zamanda o, irlerin iirlerinden bol bol rnek de verir. nc tezkire Mecalis'n-Nefis'tir. Nev, irlerin hem hayatlar, hem de iirleri hakknda ok az bilgi vermekle yetinmitir. Nev'nin ilk iki tezkireden en nemli fark yaanlan dnem ve yakn gemie k tutmasdr. Bu yzden o, istedii bilgiye ok daha rahat ulaabilmektedir. Buna ramen Nev, ayrntdan kam, hereyin tezkireye girmesini gereksiz grmtr. Onun bilinli bir ekilde tezkireyi ksa tuttuu grlmtr. Meclis'n-Nefis'in en nemli yn ise, bandan beri anlatmaya altmz "Herat Mektebi" ve Herat kltrnn en canl rnei olmasdr. Nev, tezkiresinde devrin dncesine, beeni dzeyine, sanat ve edebiyat ortamna, tasavvuf ve dnce hayatna k tutmutur. Anadolu tezkirelerinin ilki olan Het Bihit birok adan Nev'yi hatrlatr. "Seh, eserinden srarla muhtasar veya risale diye bahseder. O, ald irleri snrl tutmakla kalmaz, biyografilerinin de ksa olmasna gayret gsterir. Elindeki mevcut bilgileri bile ksaltarak eserine koyar. Bazsnn sadece mahlasn syler, bir iki cmle ile yetinir. Setii rnekler ise hemen daima birka beyitle snrldr. Seh Beyin slubu da Nev gibi, secili klasik nesir slubuna nazaran olduka sade ve samimidir. Secli nesiri mukaddime, hatime ve baz byk kiilerin vlmesinde kullanr (sen, 1980:18). Anadolu Tezkirelerinin ikincisi Latf'ye aittir. Seh Beyin Nev'yi izleyerek ok ksa tuttuu biyografiyi Latf, biraz daha gelitirir. irlerin asl isimleri, memleketleri, karakteristik izgilerle hayatlar, grevleri, eserleri, bazan irle ilgili anekdot, iirlerinin zellikleri hakknda bilgiler, sonda da irin deerine gre bir ya da birka beyit, veya bir gazel verilir (sen,1990:14). Latf, bu geniletmeyle, klasik biyografi geleneinin teekklnde etkili bir isim olmutur. Latf ile belli bir seviyeyi tutturan tezkirecilik gelenei, k elebi, Hasan elebi ve Al tarafndan kk baz deiiklerle devam eder. Mesela k elebi; tertip dzenini deitirir, mukaddimeyi uzatr, irler hak-

114

etinda, Eletiri Terimleri Asndan Herai Mektebi Tezkirelerinin Anadolu Tezkirelerine Tesiri

knda dedikoduya varacak seviyede ayrntl bilgi verir (Ktl,1994:LXIX). Hasan elebi ise, Latf ve k elebi'nin birikiminden yararlanr, birok bilgiyi onlardan alr, ancak ssl ve adal bir dil ile uzun cmleler, zincirleme tamlamalar ve yabanc kelimelerle dolu zor anlalan bir slup kullanr. ou kez verdii deerli bilgiler de bu kargaa arasnda kaybolur gider. Grld gibi XVI. yzyl, Osmanl biyografi geleneinin geliimini tamamlad ve standart bir biime dnt bir devredir. Bundan sonra gelen yazarlar, ayn kurallar, ayn teknik ve esaslar kullanr. imdi konuyu biraz daha zelletirelim ve bahsi geen bu tezkirelerin, iir ve ir eletirisi hakkndaki tutumlarn irdelemeye alalm. Hem Herat, hem de Anadolu tezkirelerinin, iir eletirisine yaklamlarn daha net bir ekilde anlamak iin, ncelikle aadaki tabloyu hazrladk. Ardndan bu tablodan hareketle baz deerlendirmelere gidilecektir. A. Herat ve Anadolu Tezkirelerinin Eletiri Terimleri Asndan Deerlendirilmesi
Bahr- Devletistn h M. Nefis Het Bihit k KnalBeyn elebi zde

Latf

Ahd

ir Say. bdn bdr m-firb reste-redf kne Bed, yaman Bedhe B-meze B-nazr Blend,A'l lk

39

143

469 5

229

334

426

640

377

381

305

1 3 3 2 6 16 3 6 1 1 3 8 3 1 1 2 5 6

14

13

25

4 5 5

10

10 4 6 1 8

6 1

20 11 12

1 11 2 7 4 5 7

7 2

115

bilig 2002 Yaz Say 22

n Celd Cevdet Ceveln Derdmen dne Derrk Dervi-ne D-pezr, Pesen-dde Dikkat Ed Belgat, Fesahat Garb Garr Hli ez-reng Hs Hayl Hemvr Ho-yende, Ho-gy Hb cd, htir stikmet Kav Kembida't Kerashan Kuvvet Kde

4 3 1

6 2

4 3

8 7

2 1 4 1 7

2 I 4 3 3

1 5 1

5 2

8 9 10

4 4

10 7 9

7 17 1

10 4

14

18

5 3

9 2 10

20 12 2 9 1 10 1

20

5 7

5 2

20 3 7 16

15 3 6

9 3 8

15 9 8

7 2 5 6 3

3 3 5 18 2 3 7 13

3 5 1 2

2 3 3

3 11 2 5 1 11

2 2 1

31 3 1 2 1

12 16 4 1 1 1 1

80 5 4 4

3 6 5

13 22 7

11 15 30

4 8 6

1 4

8 9

11

12

1 10

2 7

116

etinda, Eletiri Terimleri Asndan Herai Mektebi Tezkirelerinin Anadolu Tezkirelerine Tesiri

Latf Letafet Levendne Mahret Ma'n Masn' Matbu' Myil Melh, Melhat Mergb Mesel Mehur Metn Mev'iz Muhakkkne Muhkem Messir Msellem Mlyim Nzik Nedm-ve Nekkd Nev' Pkze, Saf Puhte Pr-gy 1 3 6 5 4 1 5 1 3 7 6 4 6 1 9 3 3 6 8 3 6 7 6 2 2 2 2 2 1 1 4 3 4 1 1 16 5 2 3 5 8 1 4 7 2 3 6 4 5 15 11 3 6 4 1 6 23 2 4 1 2 9 1 3 8 1 3 1 2 10 8 3 5 2 3 5" 1 11 12 5 8 1 13 1 2 6 3 2 2 7 4 3 4 3 1 9 4 4 8 2 2 15 3 3 17
1

12

14

9 3

23

19

3 5 1 2

4 7 4 1 4

4 6 4 2 2 7

2 4 3 3 4 5 12 2 2

7 3

9 1

7 5 6

117

bilig 2002 Yaz Say 22

Ra'n Rasn Rast, Dz Rengin Revn Ruen Sde San'at Selmet Selset Selka Ateli, Sznk rn hret h ukfte Tasarruf Terkb Tzlik Tumturak Turfalk Trkne Uslb Ustvr Yahi Yek-dest Zb, Nk 15 4 2 2 60 1 1 9 7 1 1 3 9 6 2 5 4 1 7 3 6 14 1 10 1 1 1 2 6 4 4 5 4 3 1 1 4 2 1 2 4 3 2 4 1 18 6 2 1 5 3 5 5 5 2 1 1 2 6 4 5 3 7 2 7 3 3 7

4 11 5 11 3 6 1 3 9 3 1 13 5 2 1 14 2 5 3 3

12 2 1

2 7 2 5 1

12 4 9 6 3 1

3 1 1

2 6

22 4

5 3

2 1 1 2

2 11 1

4 1

15

13

118

etinda, Eletiri Terimleri Asndan Herai Mektebi Tezkirelerinin Anadolu Tezkirelerine Tesiri

Tezkirelerin nemli taraflarndan birisi de hi phesiz, ir ve iir eletirisi ile ilgili kullandklar terim ve terimlerdir. Bu blmle ilgili genel deerlendirmelerimizi, ksa bir giriten sonra, yukarda hazrladmz tablo zerinde younlatracaz. Herat Mektebi tezkireleri eletiri terminolojisinin olumasna n ayak olmular ve Anadolu tezkireleri byk lde, onlarn oluturduu bu terminolojiyi kullanmtr. Ancak iir eletirisi asndan da her tezkirenin baz tipik ynleri gze arpmaktadr. lk tezkire olan Baharistn, ksa ve z olmasna ramen, kulland eletiri terimleri ile bu iin harcn atmtr. Cm, birok irin biyografileri ile ilgili bilgilere fazlaca itibar etmemi, onun yerine irlik kabiliyetleri ve iirleri hakknda bilgiler vermeyi yelemitir. Cm, bu konuda yapt tantmalarda, kendinden emin ve otoriter bir tutum sergilemitir. kinci tezkire olan Devleth Tezkiresi, edeb deerlendirmelerinin umumiyetle isabetli ve umum telakkilere uygun olmas, temiz ve ak bir slup ile yazlmas dolaysyla byk beeni toplar. Ancak Devleth'n iir eletirisinden ziyade biyografik bilgi zerinde younlat grlmektedir. Fakat onun da, olumakta olan bu terminolojiye, katklarnn olduu grlmektedir. Bu ekoln nc tezkiresi olan Meclis'n-Nefis, iir eletirisi blmnde de ok ksa ve z bilgiler verir. Nev de Molla Cm gibi kendinden emin bir tavr sergiler, bazen irlere t verir, bazan yanllarna dikkat eker. Nev'nin de eletiri terminolojisine byk katks olmutur. Anadolu tezkirelerinin ilki birok adan olduu gibi iir ve ir eletirisi asndan da Nev'yi andrr. Seh Beyin kulland terimler, slubu ve eletiriye yaklam Nev'den farkszdr. Bu aklamalardan sonra tablodan kan sonulan deerlendirmeye devam edelim: I Biz bu tabloya Herat ve Anadolu tezkirelerinin kulland belli bal 90 eletiri terimini aldk. Bu terimlerden hangilerinin Herat, hangilerinin de Anadolu tezkireleri tarafndan icat edildii, ilk olarak hangi tezkirecilerin bu terimleri kullandn saylarla vermeye alacaz. Toplam Eletiri Terimi: Herat Meneli Olanlarn Says Anadolu Meneli Olanlarn Says 90 70 20

119

bilig 2002 Yaz Say 22

Grld gibi tabloya dahil ettiimiz 90 eletiri teriminden 70'i Herat tezkirelerinden Anadolu'ya gelmi, sadece 20'si Anadolu tezkirecileri tarafndan icat edilmitir. II. Bu 90 eletiri teriminden hangi ir ka tanesini kullanmtr?

Nev k elebi Latf Knal-zde Seh Bey Devleth Al Beyan Ahd Cm

70 60 60 53 51 49 46 43 34 32

Grld gibi Nev, tam 70 farkl terim kullanarak birinci sray almtr. Ardndan k elebi ve Latf ikinci sray almaktadr. III. zerinde durulmas gereken dier bir husus da bu terimlerin toplam olarak kaar kere kullanlddr. Dier bir ifadeyle bir ir tezkiresinde toplam ka kere bu terimleri kullanmtr? k elebi Nev Knal-zde Latf Al Seh Devleth Ahd Beyan Cm 406 360 329 300 282 280 241 240 219 91

120

etinda, Eletiri Terimleri Asndan Herai Mektebi Tezkirelerinin Anadolu Tezkirelerine Tesiri

Grld gibi bu terimleri en fazla kullanan tezkireci k elebi'dir. k elebi 406 kez eletiri terimi kullanrken Nev 360 kez kullanmaktadr. IV. Hangi tezkireci, ka terim kazandrmtr? Dier bir ifadeyle eletiri terminolojisine hangi ir ka terim katmtr? Cm Devleth Nev Seh Latif k elebi 33 21 24 2 4 5

Grld gibi eletiri terminolojisine en byk katky Cm yapmtr. Cm tam 33 terimi ilk olarak kullanan tezkirecidir. Onu Nev ve Devleth takip eder. Nev 24, Devleth 21 terimi ilk olarak kullanan tezkirecidir.

V.
Bu tablodan dikkat edilmesi gereken bir husus ise bir tezkirecinin eletiri terminolojisine kazandrd bir terime, dier tezkirecilerin itibar edip etmediidir. Bylece bu terimlerin kullanlma derecelerini de tespit etmi oluruz. imdi de tablodan hareketle tezkirecilerin eletiri terminolojisine kazandrd terimlerlerden bazlarn rneklerle aklamaya alalm. l.Cm'nin iir ve ir Eletiri Terminolojisine Kazandrd Terimler: n, Dil-pezr, Dikkat, Garb, "Hl ez-" kalb, Hs, Hemvr, Yek-dest, Ho-gy, Ho-yende, Hb, htira, Letfet, Mahret, Masn', Matbu', Melhat, Hb-Mergb kalb, Mesel-gy, Mev'iz, Revn, Selmet, Seiset ve Selka. n: Bu terimi Cm deiik yerde kullanr. Mesela ah-i Sebzvr iin: "Er- vey latf yek-dest u hemvrest. B-ibrt- pkze ve man-i prn..." (iirleri gzel, dzenli ve tenaspldr. Temiz ve zevkli bir ifa-

121

bilig 2002 Yaz Say 22

desi vardr.") (Cmt, 1945:92) Ardndan Nev ok beenir ve tam on drt yerde kullanr. Daha sonra Seh, Latf, k elebi ve Hasan elebi de kullanr ve bylece Anadolu'ya kadar uzanr. Dikkat: Cmt bu terime be irde yer verir. Mesela Fahr-i Crcan iin: "Mzn- keml u fazl ve dikkat-i i'r-i vey kitb- Veys u Ramn est." (Olgunluk ve erginliin ls ve iirlerindeki inceliin delili Veys ve Ramn adndaki eseridir." (Cm, 1945:87). Ardndan Devleth iki, Nev de dokuz kez kullanr. Daha sonra Latf ile Anadolu'ya geer. k elebi, Hasan elebi ve Al de rastlanr. Garb: Cm'nin bu terimi yerde kulland grlr. Mesela Hasan- Dihlev iin: "...Ve ekser kfiyeh-y teng ve redfh-y garb ve bahrh-y hoyende ki asi i'r-i hssa der gazel mulahza nhest ihtiyar kerde est. (ok dar kafiyeler, garip redifler, henkli vezinler bulur ki, iirde, hususiyle gazelde dnlecek esas da budur (Cm,1945:91). Ardndan Devleth iki, Nev de tam on iki yerde kullanr. Bu terim Anadolu'ya ilk olarak Latf ile tanr. Hemvr ve Yek-dest: Cm her bir terime ikier defa yer verir. Mesela Katib-i Niabur iin: "Amma i'r-i vey yek-dest u hemvr nst." (Fakat iirlerinde dzgnlk ve tenasp yoktur.) (Cm, 1945:92). Ardndan Nev bir yerde kullanr. Daha sonra Seh Bey Anadolu'ya tar ve birok tezkireci tarafndan kullanlr. Ho-gy, Ho-yende: Bu terimlere Cm ikier kez yer verir. Mesela Hasan- Dihlev iin: "Ve ekser kfiyeh-y teng ve redfh-y garb ve bahrh-y ho-yende ki..." (ok dar kafiyeler, garip redifler, henkli vezinler bulur ki...) (Cm,1945:91). Ardndan Devleth ve Nev de grlr. Daha sonra Seh Beyle Anadolu'ya geer. Letafet, Latf: Bu terimi Cm ok beenir ve tam on iki irde kullanr. Mesela Hafz- iraz iin: "Ekser er- vey latf u matbu' est ve baz karb be-serhad- i'caz..." (irler pri irazl Hoca Hafz'n iirlerinin birou gzel ve henklidir. Bazs mucize derecesine yaklamtr) (Cm,1945:90). Ardndan Devleth on sekiz, Nev be yerde tercih eder. Anadolu'ya Seh Bey'le tanr.

122

etinda, Eletiri Terimleri Asndan Herai Mektebi Tezkirelerinin Anadolu Tezkirelerine Tesiri

Masn', Matbu': Cm'de bu terimler iki yerde ard arda grlr. Mesela Selman- Savec iin. "...n kitab bed' ve nazm latfest ve gazeliyt- vey nz bisyr matbu' u masn' est." (Bu gzel ve ince bir eserdir. Seiman'n gazelleri de ok dzgn ve sanatldr (Cm,1945:90). Ardndan Devleth birinci tabiri drt, ikinciyi bir yerde kullanr. Nev bu sfatlar kullanmaz. Anadolu'ya Seh Bey'le tanr. Melhat, Melih: Bu terim Cm'de iki yerde kullanr. Edip Sbir iin: "Ve er- vey r letfet kmil ve melaht tamm hslest." (iirlerinde olgun bir gzellik ve tam bir incelik vardr (Cm,1945:80). Ardndan Devleth bir yerde kullanr. Nev de grlmez, Anadolu'ya ise Seh Bey'le tanr, fakat fazla ilgi grmez, sadece Hasan elebi be kez yer verir. Mev'iz: Bu terime Cm iki kez yer verir. Efdalddin Hakan iin: "...Der-meviz u hikem tarka-i Hakm Senay..." (Hikmet ve t hususunda Hakm Senay yolunu tutmutur (Cm,194.5:85). Ardndan Devleth be, Nev iki yerde kullanr. Anadolu'ya Seh Bey'le tanr. Revn: Cm'de bu terim iki yerde grlr. Hafz- iraz iin: "Gazeliyat- vey nisbet-i be-gazeliyat- dger der selset u revn hkrn kasyid zahr drend." (Gazelleri baka irlerin gazelleriyle llrse henk ve akclkta Faryb'nin kasideleri deerindedir (Cm,1945:90). Ardndan Devleth drt, Nev alt yerde kullanr. Anadolu'ya Seh Bey'le tanr, fakat fazla ilgi grmez. Sadece Beyan bir, Ahd iki yerde tercih eder. Selmet; Bu terimi Cm sadece bir kez kullanr. Zahirddin Faryab iin: "Be-letfet ve selmet-i suhan- o h kes nst." (Onun szlerindeki irinlik, dzgnlk hibir irde yoktur (Cm,1945:87). Ardndan Devleth , Nev yerde kullanr. Anadolu'ya Seh Bey'le tanr. Selset: Bu terim Cm'de drt yerde grlr. Kemal smail Hocend iin: "Amma rnubalga-i vey der tedkk-i man ibrt- vey r ez hadd-i selset ve revn brn brn berde est." (Ancak manalar incelemek hususundaki mbalaas slubunun dzgnlk ve akclk hudutlarndan karmtr."(Cam,1945-24%). Ardndan Nev be yerde kullanrken Devleth kullanmaz. Anadolu'ya Seh Bey'le tanr.

123

bilig 2002 Yaz Say 22

Selka: Cm bu terime iki kez yer verir. Hafz- iraz iin: "Nisbet-i be-kasyid-i digern ve selka-i i'r-i vey nezdkest. Be-selka-i Nizr Kuhistn. Behlf- i'r-i vey ve n der er- vey eser-i tekellf zhir nst..." (Gazelleri baka irlerin gazeleriyle llrse henk ve akclkta Faryb'nin kasideleri deerindedir. iirindeki slbu Kohistanl Nizarf'nin slubuna yakndr. Ancak Nizar'nin iirlerinde Hafz'n aksine zayf ve kuvvetli taraflar pek ok olduu halde Hafz'n iirlerinde hibir yapmack eseri grlmemektedir (Cm,1945:90). Ardndan Devleth bir, Nev be yerde kullanr. Anadolu'ya Seh Bey'le tanr. 2.Devleth'n iir ve ir Eletiri Terminolojisine Kazandrd Terimler: kne, Bedhe, Blend, A'l, Dervine, Garr, stikmet, Kav, Metn, Muhkem, Msellem, Mlyim, Nzik, Nedm-ve, Nekkd, Sde, Prsz, Sznk, rn, Tumturak, Zb, Nk. kne: Bu terime ilk olarak Devleth'da iki yerde rastlanr. Evhad-i Merag iin: "Ve eyh Evhad gazeliyat- kne ve er- rifne ho mkyed." (eyh Evhad akane gazellerle arifane iirleri gzel syler (Devletah:112b). Ardndan Nev alt yerde kullanr. Anadolu'ya Seh Bey'le tanr. Bedhe: Bu terime Devleth'da kez yer verir. Hmam- Tebriz iin: "Ve m gazel der n rz bedhe begoft." (Hace bu gazeli o gn bedaheten sylemitir (Devletah:116a). Ardndan Nev alt irde kullanr ve Anadolu'ya Seh Bey'le tanr. Blend, A'l: Devleth sekiz yerde bu terimleri kullanr. Firdevs iin: "Ve suhan-i o blend u metn ve pr-man est." (Szleri yksek, metin ve manaldr (Devletah:22b). Ardndan Nev bir yerde kullanr. Seh Bey'de rastlanmaz. Anadolu'ya Latf ile tanr. Derviane: Bu terime, Devleth drt irde yer verir. Hasan Dehlev iin: "Ve rn kelmest ve suhan-o dervine ve ber-hl-i uftde." (Tatl szldr ve sznde bir hal sahibinin neesi var (Devletah:129a). Nev de rastlanmaz. Anadolu'ya Seh Bey'le tanr.

124

etinda, Eletiri Terimleri Asndan Herai Mektebi Tezkirelerinin Anadolu Tezkirelerine Tesiri

Garr: Bu terimi ilk olarak Devleth on yerde kullanr. Mesela Hasan Selimi iin: "Ve der iri tab'- kav dte. Ve o r kasyid-i garr dred." (Kuvvetli bir iir syleme tabiat ve kabiliyetine sahipti. Kasideleri ok garradr (Devletah:228b). Ardndan Nev iki yerde kullanr. Anadolu'ya Seh Bey'le tanr. stikmet, Mstakim: Devleth iki yerde bu terimi tercih eder. Ferruh iin: "Zihn selm ve tab' mstakim dte... (Doru tabiatl ve akl- selm sahibidir (Devletah:24b). Ardndan Nev bir kez yer verirken Anadolu'da sadece Seh tarafndan drt yerde kullanlr. Kav: Bu terime Devleth sadece bir kez yer verir. Hasan Selim'nin tab' iin "kav" sfatn kullanr: "Ve der iri tab'- kav dte. Ve o r kasyid-i garr dred." (Kuvvetli bir iir syleme tabiat ve kabiliyetine sahipti (Devletah:222a). Ardndan Nev de bir kez kullanr. Anadolu'da ise sadece k elebi tercih eder ve tam on bir irde kullanr. Metr: Bu terimi ilk olarak Devleth on alt yerde kullanr. Mesela Ebu'l-Feth-i Bust iin: " Er- Faris ez-gyet masn' v metn mkyend. (Gayet metnetli ve sanatkrne Farsa iirler sylerdi (Devletah:13b). Nev'de rastlanmaz. Anadolu'ya Seh Bey'le tanr. Muhkem: Devleth drt yerde bu terime yer verir. Mesela Seyf-i Niabur iin; "iri muhkem-gyest... lm-i i'r nk mdniste." (Salam ve gzel syleyen bir irdir.... iir sanatn iyi bilirdi (Devletah:57a). Nev'de rastlanmaz. Anadolu'ya Seh Bey'le tanr. Msellem: Bu terimi ilk olarak Devleth alt yerde kullanr. Katran iin: "Reidddin Vatvat mkyed ki men der-rzgr- hod Katran r iri msellem mdrem." (Reidddin Vatvat onun hakknda ben, zamanmda irliin Katrana msellem olduunu iddia eder (Devletah:36a). Ardndan Nev de alt yerde kullanr. Anadolu'ya Seh Bey'le tanr. Mlyim: Devleth yedi yerde bu terime yer verir. Minuihr iin: "ir-i mlyimky metn-suhanest..." (O salam szl tatl dilli bir irdir (Devlet-

125

bilig 2002 Yaz Say 22

ah:18b). Asced iin: "Kasayid r metn u mlayim mkyed ve ez-cmle-i irn std Unsur bde."(Her bakmdan ho kasideler sylerdi. stad Unsur'nin talebelerindendir (Devletah;19b). Ardndan Nev tam yirmi yerde kullanr. Anadolu'ya Seh Beyle tanr. Nzik: Bu terimi ilk olarak Devleth alt yerde kullanr. Zahir-i Faryab iin: "ennki ekbir u efzl muttefikend ki suhen-i o nzikter u b-tarvettter ez suhen-i Enver est." (Hatta baz bykler ve fazllar onun Enver'den daha gzel ve latif iirler yazdna hkemtmilerdir (Devletah:58a). Ardndan Nev iki yerde kullanrken Anadolu'ya Seh Bey'le tanr. Nedm-ve: Devleth iki irde bu terime yer verir. Burunduk- Buhar iin: "Merd ho-tab' ve nedm-ve bde ve tab'- o myil-i mutayebt ve hezl bde." (Ho tabiatl, nedm veli, hezliyyata ve mutayebata meyyal bir zat idi (Devletah:193b). Ardndan Nev drt yerde kullanr. Anadolu'da sadece Latf tarafndan bir kez kullanlr. Nekkd: Devleth iki yerde bu terime yer verir. Osman- Muhtar iin: "Ve der n rzgr tab'- vekkd ve htr- nekkd ve cevher-i bzr- suhan-vezn- lem, rf muhakkik..." (Bu devirde parlak tabiatl, mnekkid zekal, iirler pazarnn, cevheri olan lim...) (Devletah:50a). Nev'de rastlanmaz. Anadolu'da Latf, k elebi ve Hasan elebi tarafndan kullanlr. Sde: Bu terimi ilk olarak Devleth iki yerde kullanr. Rdeg iin: "n nazmest sde ve ez reng sanyi' vu metnet r (nk bu ok sade yazlm olup edeb sanat ve bedayi ile metanetten rdir (Devletah:15a) Ardndan Nev bir yerde kullanr. Anadolu'ya Seh Beyle tanr. Pr-sz, Sznk: Devleth bu terime drt kez yer verir. Fahrddin-i Irak iin: "Suhanh-y pr-r u rifne dred." (ok atelki ve rifane szleri vardr (Devletah:113a) Ardndan Nev yedi yerde kullanr. Anadolu'ya Seh Beyle tanr. Tumturak: Bu terimi ilk olarak Devleth bir yerde kullanr. Esirdddin-i Ahsiket iin: "Ve Enver selk-i suhan r hbter riyet mkyed ve Hakan ez

126

etinda, Eletiri Terimleri Asndan Herai Mektebi Tezkirelerinin Anadolu Tezkirelerine Tesiri

tumturak- lafz ber heme tafzl dred." (Enver iirde akcla ok riayet eder, Hakan'de ise gzel kelime ve tumrutakl szler dierlerinden daha ok grlr Ardndan sadece Gelibolulu Al de bir kez grnr. 3.Nev'nin iir ve ir Eletiri Terminolojisine Kazandrd Terimler: bdn, m-firb, raste-redf, Bed Degl, B-meze, lk, Celd, Cevdet, Derdmendne, Kem-bida't, Kem-shan, Messir, Nev', Puhte, Rast, Rengin, Ruen, h, ukfte, Tasarruf, Terkb, Tzlik, Turfalk, Trkne. Rengn: Bu terime ilk olarak yer veren Nev'dir ve tam on sekiz yerde kullanr. Hce smetullah iin: "Ve Hall Sultnnng e'rnn divan ta'rfide rengn kasidesi bar."'(Ay'an,1995:9). Ardndan Seh Bey'le Anadolu'ya tanr. Ruen: Nev iki irde bu terime yer verir. Hseyin Baykara iin: "El-hak ren ve rast tptr."(Ayan,2995;25S). Ardndan Seh Bey'le Anadolu'ya tanr. Cevdet: Nev bu terime sadece bir kez yer verir. Baysungur Mirz iin: "Tab' dikkatlik ve zihni cevdetlk nazm yni dag anga makbul ve gh ol fikrge megul" (Ayan,1995:181). Ardndan Seh Bey Anadolu'ya tar. Tasarruf: Nu terimi Nev tam on yerde kullanr. Mevlan ems iin: "Andak ma'lm bolur kim tab'da hayli tasarruftuk ve uhluk bar." (Ayan,1995:170). Ardndan Seh Bey ile Anadolu'ya tanr. Puhte: Nev, bu terimi be kez kullanr. Hace Mes'd Km iin: Mesnevisi puhte ve gazelleri revn irdi." (Ayan,1995:41). Ardndan Seh Bey ile Anadolu'ya tanr. h: Nev tam on drt yerde bu terime yer verir. Mevlan Tahir iin: "Hem ol eyymda andn nazmlar nakl klurlar irdi. Tab'da uhluk bar."(Ayan,1995:103), Mevlan Yar iin: Tab'da hayli uhluk bar."(Ayan,l995:52). Ardndan k elebi alt, Beyan yerde kullanr.

127

bilig 2002 Yaz Say 22

Trkne: Bu sfat ilk olarak Nev yerde kullanr. Ebbekr Mirz'nn bir tuyu-ku iin: "Egeri ba'z elfz Trknerakdur amma tecnsini yahi tappdur.",Sultn skender-i rz'nin tuyuku Ebbekr Mirznnki ile karlatrlr ve: "Burun tuyukdn bu Trknerakdur."(Ayan, 1995:179). Ardndan sadece Knal-zde tarafndan iki yerde kullanlr. kufte, Tzlik, B-meze, lk, Turfa: Nev bu drt terime de birer yer verir. Mevlan Helvy iin "kftetab'lk" (Ayan,1995:105) terimini kullanlmtr. Nev'den sonra bu terimi, k elebi grrz. Kiik Mrz iin: "Hb-tab'lk tz-idrklik h zihnlik kav hfzalk yiit irdi."'(Ayan,.1995:184). Ardndan Latf tarafndan Anadolu'ya tanr. Mevlan Kbil iin: ttifken bu i'r bile hicv hem klpdur. B-vcd ol kim hi mezesi yoktur. Ve kfiyesi hem galatdur."Ayan,1935:80). Ardndan Latf Anadolu'ya tar. Mevlan Kanber iin: "m kii irdi amma nazm ayturda lk irdi." (Ayan,1995:42). Ardndan Seh Bey'le Anadolu'ya tanr. Mevlan Hurrem iin: "Ve anng meddhlgda til ciz ve akl ksrdur. B-vucd muna turfalk i'r hem aytur ve anda kiini pesend kl-mas."(Ayan, 1995:75). Ardndan sadece Gelibolulu Al tarafndan da bir yerde kullanlr. Sonu olarak unu syleyebiliriz, XVI. Yzylda Anadolu'da kaleme alnm olan tezkireler, kendilerinin de belirttii gibi, birok adan kendilerine model olarak Herat tezkirelerini esas almtr. Tertip asndan, mukaddime asndan, biyografik bilgi aktarm asndan ve son olarak da eletiri terminolojisi asndan Herat ve Anadolu tezkireleri arasnda tam bir uyum olduunu sylemek mmkndr. Bilindii gibi biyografik bilgi aktarm, ark-slam kltrnn kkl ve belli ilkeleri olan ilim dallarndan birisidir. Dolaysyla bu alanda fazla bir ayrln olmas beklenemez. Zaten byle bir ayrlk da sz konusu deildir. Ancak yukardaki tablo ve alamalardan da anlalaca zere, eletiri teknii ve terminolojisi asndan da pek bir farkn olmad grlmektedir. zellikle XVI. Yzyl eletiri terminolojisinde ok sk kullanlan rengn, n, puhte, muhkem, metn, dikkat, garb, garr, hoyende, se-

128

etinda, Eletiri Terimleri Asndan Herai Mektebi Tezkirelerinin Anadolu Tezkirelerine Tesiri

lset, selika, bedhe, nzik, sde, sznk, tasarruf, cevdet, vb. terimlerin Herat meneli olmas benzerliin boyutlarn gstermektedir. Kaynaklar AL R Nev (1995), Meclis'n-Nefis, Hazrlayan:Hseyin Ayan ve bakalar, Atatrk niversitesi. Trkiyat Aratrmalar Enstits Yaynlar, Erzurum. AIK ELEB (1994), Me'ir'-u'ar nceleme Tenkitli Metin, Hazrlayan: Filiz Kl, Baslmam Doktora Tezi, Gazi nv. Sosyal Bilimler Enstits, Ankara. BEDA, Aziz (1941), Herat Mektebi TezkirecileriL Mezuniyet Tezi stanbul, Trkiyat Enstits 10. BEYAN (1994), Beyan Tezkiresi, Hazrlayan: Aysun Sungurhan, Baslmam Yksek Lisans Tezi, Gazi niversitesi. Sosyal Bilimler Enstits, Ankara. CAM (1945), Baharistan, eviren: Nuri Genosman, Milli Eitim Bakanl, Ankara. ETN, Nihad M. (1991), "Arap", Trkiye Diyanet Vakf slam Ansiklopedisi, III,stanbul, 272-324. ETNDA, Yusuf (2002), Ali r Nev'nin Bat Trkesi Divan Edebiyatna Tesiri (XVI. Yzyl Sonuna Kadar), Baslmam Doktora Tezi, Gazi niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Ankara. DEMROLU, Ayla (1994), "Devletah", Trkiye Diyanet Vakf slam Ansiklopedisi, IX, stanbul, 244-245. Devleth- Semerkand (1994), Tezkire-i Devletahi haz. Necati Lugal, Tercman 1001 Temel Eser, stanbul. FURAT, Ahmet Subhi (1996), Arap Edebiyat Tarihi, stanbul niversitesi. Yaynlar, stanbul. Gelibolulu L (1994), Knh'l-Ahbar'n Tezkire Ksm, haz. Mustafa sen, Atatrk Kltr Merkezi Yaynlar, Ankara. SEN, Mustafa (30 Mays-1 Haziran 1994), "Anadolu Trk Edeb Dili zerine Nev Etkisi", Ulu Bey Sempozyumu, orum. SEN, Mustafa (1980), Tezkire "Het Behit", Tercman 1001 Temel Eser, stanbul. SEN, Mustafa (1990), Latf Tezkiresi, Kltr Bakanl Yaynlar, Ankara. SEN, Mustafa (1997), "XVI. Yzyl Sonuna Kadar Osmanllarda Biyografi

129

bilig 2002 Yaz Say 22

Gelenei", telerden Bir Ses, Aka, Ankara, 1-28. SEN, Mustafa, (1990), "Divan Edebiyatnda Br Tr: Tezkireler", Milli Eitim Dergisi, S.90, Ankara; telerden Bir Ses, Aka, Ankara, 28-36. SEN, Mustafa (Bahar 1996), "Orta Asya Trk Edeb Dilinin Anadolu Trk Edeb Diline Etkisi ve Ahmed Yesev", Bilig Bilim ve Kltr Dergisi, 1, 13-16; telerden Bir Ses, Aka, Ankara, 294-305. KINALI-ZADE Hasan elebi (1999), Knal-zde Tezkiresi, Hazrlayan: Aysun (Sungurhan) Eyduran, Baslmam Doktora Tezi, Ankara. KURNAZ, Cemal (1997), Anadolu'da Orta Asyal Trk airler, Kltr Bakanl Yaynlar, Ankara. LATF (2000), Tezkiret'-u'ar ve Tabsrat'n-Nzam(nceleme-Metin, Atatrk Kltr Merkezi Yaynlar Hazrlayan: Rdvan Canm, Ankara. MACT, Muhsin (ubat 1993), "Mukaddimelere Gre Tezkire Trnn Teekklnde Herat Tezkirelerinin Rol", Yedi klim 4, S. 35, 5-8 OKUMU, mer (1993), "Cmf, Trkiye Diyanet Vakf slam Ansiklopedisi, C.7, stanbul, 94-99. OKUMU, mer (1991), "Baharistan" Trkiye Diyanet Vakf slam Ansiklopedisi, IV, stanbul, 470-471. SOLMAZ, Sleyman (1996), Ahdi ve Glen- uaras, Gazi niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Baslmam Doktora Tezi, Ankara. TOLASA, Harun (1983), Seh, Latifi, Ak elebi Tezkirelerine Gre 16. Yzyl Edebiyat Aratrma ve Eletirisi, zmir.

130

The Influence of the Herat School Tezkires on the Anatolian Tezkires


Dr. Yusuf ETNDA Fatih University Department of Turkish Language and Literatre Abstract: The tezkires of Herat School (Baharistan, Devletah Tezkiresi ve Meclis'n-Nefis) were examined in terms of evaluations of poem and poet. Then they were compared with XVIth. Century Tezkires written in Anatolia, it was seen that there were great similarities between Tezkires of Anatolia and Herat School. Especially about seventy percent of terminology of critique of Anatolian Tezkires had been originated from Herat. Key Words: The Tezkires of Herat School, The Terminology of Critique, XVIth. Century Tezkires.

_______________________________________________________________

131

_______________________________________________________________

132

Trk Edebiyatnda Kaside

Dr. Yaar AYDEMR Gazi niversiesi, Gazi Eitim Fakltesi zet: Kaside, Arapa "kasada" kknden gelip, kelime anlamyla "kastetmek, ynelmek, niyet etmek" demektir. Edebiyat terimi olarak, ilk beyti musarra, sonraki beyitlerin ilk msralar serbest, ikinci msralar ilk beyitle ayn kafiyede olan ve batan sona aruzun ayn kalbyla yazlan nazm eklinin adidir. Bu nazm ekliyle tevhid, mnacaat, naaat, medhiye, hicviye, mersiye vs. trlerinde iirler yazlmtr. Kaside, nesib blmnde ilenen konuya, redifine veya kafiyesine gre isim alr. Beyit saysnda bir snrlama yoktur. Ortalama bir kaside 30-45 beyit arasndadr. Aruzun hemen her kalbyla yazlr. Kasidenin be ana blm vardr: Nesb/tebb, maksd, tegazzl, fahriye ve dua. Her kasidede btn blmlerin bulunma zorunluluu yoktur. Kaside olabilmesi iin biri maksd olmak zere en az iki blmnn bulunmas gerekir. Girizgah bir blmn ad olmayp, blmler aras geii salayan beyit yada beyitlerdir. Anahtar Kelimeler: Kaside, tevhid, mnacaat, naat, medhiye, mersiye, nesb, tegazzl, girizgah

_____________________________________________________ Giri
Kasde, "niyet etmek, yaklamak, kastetmek, ynelmek" manalarnda "kasada" kknden gelen Arapa bir kelimedir. Belli bir maksada ynelmeyi, bir maksada dayanlarak yaplan ii ifade eder.
bilig Yaz 2002 Say 22:133-168

133

bilig 2002 Yaz Say 22

Edebiyat terimi olarak kaside, Arap, Fars ve Trk Edebiyatlarnda kullanlan, belirli bir maksada ynelik olarak yazlan, ortak ve yaygn nazm ekillerinden biridir. Arap Edebiyatnda domu, Fars Edebiyatnda baz deiikliklere urayarak gelimi ve oradan Trk Edebiyatna gemitir (Keskin, 1994, 1). air kasidesini, sevdii, takdir ettii bir kiiyi vmek, sevmedii bir kiiyi yermek (Krenkom, 1988, 388; pekten, 1997, 38), veya bunlarn dnda belli bir konuyu ilemek maksadyla yazar. Arap Edebiyatnda Kasde Arap Edebiyatnn bir rn olan kasidenin miladi V. asrn ortalarnda Arabistan'n dousunda, Bakr ve Talib kabileleri arasnda gelitii tahmin edilmektedir. Hra muhiti vastasyla yaylma imkn bulmutur. Klasik kasde, tabi bir gelime sonucu ortaya kmtr. Fakat, Araplar kasideyi herhangi bir sanatkarn rn gibi dnerek bir balangca balamak istemiler ve bylece ilk kasde syleyen airin el-Muhalhil b. Ra-bi'at't-Talib olduunu kaydetmilerdir (etin, 1973, 71). Kasidenin ilk rneklerini " Muallaka-i Seb'a " (yedi ask) ad verilen yedi muhtelif iirde buluyoruz. Cahiliyye Devri iirinin temel zelliklerini yanstan bu manzumeler, bedevilerin yaay tarzlarn, yaadklar tabii ve sosyal evreyi canl tasvirlerle yanstr. Yer yer bir mersiye, bir fahriye, bir hicviye veya sevgiliyi ven, ak anlatan bir nazm ekli olarak karmza kan kasideler, hemen btn tenkitiler tarafndan Arap Edebiyatnn en eski ve esasl rn saylmaktadr. Tek kafiye zerine kurulan kasidenin beyit says, Arap edebiyatnda genellikle 30-120 arasnda deiir. Bununla birlikte bn el-Fariz'in kasidelerinde olduu gibi 700 beyti aan rnekleri de vardr. Klasik kasidede ilk beytin musarra' (msralar kafiyeli) olmas miladi VI. asrdan beri sregelen bir gelenektir (etin, 1973, 72; Keskin, 1994,1). Arap edebiyatnda klasik kasidenin i yaps, muhtevas, airlerin hayat grleri ve yaamlaryla yakndan ilgili olup, herkese uyulmas zaruri olan belli bir kompozisyonu vard. air, kendisi gibi gebe bir hayat sren sevgilisinin adrnn yerine gelir, orada hznlenir, sevgilisini ve gemi gnlerini hatrlayarak, konak yerinin tasviriyle iirine balard. Bka denilen bu hznl manzarann tasvirinden sonra air, sevgilisini vasfederdi ki buna da nesb ad verilirdi. Nesb denilen bu blm, daha nceleri mstakil olarak nazm edilen ak

134

Aydemir, Trk Edebiyatnda Kaside

iirlerinden alnmtr. Bundan sonra, lde geen uzun, meakkatli, yorucu ve tehlikeli bir yolculuun ve bu yolculuk srasnda airin karlat muhtemel durumlarn; bindii devenin veya lde rastlad bir l hayvannn tasvirinin yapld rahil blm yer alrd. Daha sonra, kasideye asl kimliini kazandran, ana konusunu oluturan medh blm gelirdi. lk kasidelerin bu eski rneklerinde air, daha ok kendi kabilesini ver, dman olduu kabileyi yererdi. Buradaki vg, kiiye deil, mensup olunan kabileye yaplrd (etin, 1973, 72; avuolu, 1986,17). Seb'a-i Muallaka'daki ilk rnekler, hemen hemen ayn ortak zelliklere sahipti: Kahramanlk, itenlik ve gebe kltrnn btn zelliklerinin sadelikle yanstlmas. Bu dnemlerde, airlerin ounluunun, kasidelerinin i yapsn yukarda belirtildii ekilde dzenledikleri grlmekle birlikte, sonraki dnemlerde kasidenin i yapsnda deiiklikler olmutur. slmn itici gcyle yeni medeniyet ve kavimlerle karlama sonucu yerleik hayata geen mslmanlarn hayatlarndaki ve zihinlerindeki deiiklikler, kasidelere de yansd. Nesb blmlerinde ldeki konak yerlerinin izleri yerine, mamur yerlerden; lde yetien yavan otu, fesleen gibi bitkiler yerine gl, nergis gibi ieklerden; l tasvirleri yerine ba ve bahelerden, deve tasviri yerine at tasvirlerinden bahsedildi. Ebu Nuvs, Ebu'1-Ati, elMtenebb gibi airler, kasidenin i yapsnda deiiklik yapan airler arasndadr (etin, 1973, 74; avuolu, 1986,17-18). Bu tasniflerden klasik Arap iirinin belli bal konularnn srasyla medh (vg), fahr (vnme), nesb veya tebb, tegazzl, i'tizr (zr dileme), isti'tf (yardm ve merhamet dileme), vasf, tebih gibi konular olduu grlr (etin, 1973, 80; Keskin, 1994, 2). Kb b. Zhey'in Kasde-i Brde'si hari tutulursa, Asr- saadet'te ve drt halife devrinde, iire fazla scak baklmadndan, Emeviler dnemine kadar kasde pek rabet grmemitir. Emeviler dnemi ile birlikte, zellikle Suriye ve Irak'taki eitli kabileler arasnda yeniden balayan rekabet, kasideye rabeti artrm, bu dnemde yetien Ahtal, Cerir, Ferezdak gibi byk airlerle takipilerinde "hiciv" tarz yeni ve byk bir gelime gstermi, Cahiliye Devri'nin kasidecilerini taklit etmiler, muhaliflerini hicvederek iktidarda bulunan sultanlarn ve devlet adamlarnn vgsn yapmlardr. Abbasiler devrinde VIII. asrn sonlarna doru yazlm olan kasidelerde yerleik hayatn izleri belirgin olarak hissedilmeye balar. Artk kasidenin

135

bilig 2002 Yaz Say 22

nesb blmlerinde elence ve araptan, beden hazlarndan sz edilmi, l tasvirlerinin yerine ba, bahe tasvirleri yaplm, at ve deve tasvirleri ise yerini av ve sava tasvirlerine brakmtr. Bazen bu konulardan her biri bir iirde mstakil olarak ileniyor ve buna da kaside deniliyordu (avuolu, 1986,18; Keskin, 1994, 3). Bu dnem airlerinden, ayn zamanda lim bir ir olan Eb Temmm, onun rencisi Buhtur ve Mtenebb kaside yazan en nemli air olarak anlr (pekten, 1997,41). ran Edebiyatnda Kaside Kasidenin muhteva ynnden zenginlemesi, bir nazm ekli olarak byk nem kazanmas, mhim gelime ve deiiklie uramas, ran Edebiyat iinde olmutur. Abbasiler zamannda merkezden uzakta bulunan valiler, merkezle balarn kopararak adeta bamsz yayorlard. Bu yaantlar onlar deiik araylara itiyor, nfuzlarn artrmak iin ran tarihi, gelenek grenekleri ve destanlarn derleme faaliyetine giriyorlar, bylece edeb hayata bir canllk kazandrarak hkmdar saraylarn, airleri etrafnda toplayan birer edebiyat merkezi haline getiriyorlard. Ssnler devri olarak bilinen bu dnemin en mehur airi Rdek'dir. Saraylarnda airlere nemli mevkiler veren ve bunu hkmdarln icaplarndan sayan Smnlerden II. Nasr bin Ahmed zamannda byk nfuz kazanan Rdek, baz tezkire yazarlar tarafndan slam-ran Edebiyatnn adeta kurucusu olarak kabul edilir. Kasideye gazel havas veren airin "Medr- Mey" adl kasidesi ok mehurdur (avuolu, 1986,18). Rdek'nin adalar ve takipileri arasnda Ebu'lAbbas Buhr'yi, eyh Ebui-Hasan hid-i Belh'yi, "Ruh ve Akl" kasidesini yazan Kis'yi sayabiliriz (Kprl, 1980,114). Gazneliler devrinde de edeb gelime artarak devam etmi, Sultan Mahmud'un etrafnda bir edeb evre olumutur. Bu evrenin merkezinde Belhli air Unsur yer almtr. Sultan Mahmud'un vgsn yapt kasideleri, ran iirinin beenilen rnekleri arasndadr. Devrin air olarak nde gelen dier isimleri, Ferrh, Minuihr ve Asad'dir. Sistanl Ferrh'nin kasidelerinde nesb ksmlar ok canldr, parlak ve renkli tasvirleri vardr. Arap kasidecisi Mtenebb'ye benzetilir. vgleri ok sade, ama ok gldr. Minuihr, iirlerinde tamamiyle Arap ruh ve yaratln dile getirmitir. Tslu Asad saray airleri arasnda iirle tartma rn aan airdir (avuolu, 1986,18; pekten, 1997,42).

136

Aydemir, Trk Edebiyatnda Kaside

Gaznelilerden sonra edeb gelime Seluklular devrinde de ykseliini srdrm ve Fars edebiyatnn, daha sonra Trk airleri zerinde de etkili olan, en byk ustalar bu dnemde yetimitir. Bunlardan, iirlerinde ar mbalaa, dilinde salamlk ve ustal ile Enver, slbu olduka atafatl, ssl ve ar, nesblerindeki derin, renkli ve parlak hayalleriyle okuyucuyu gerek dnyadan uzaklatrarak akln ve mantn tesine gtren Hkn ile Sultan Sencer'in himayesini gren Mu'izz dnemin kayda deer airlerindendir. Yine bu dnemde Harzemahlar saraynda da Reid'd-din Vatvat ve Zahir'd-din Faryb gibi nl kaside airleri yetimidir. Ayrca iirlerinde hayalden ok anlam gzelliine nem veren ve Hallk- Ma'n diye anlan Keml-i sfehn de Klasik Trk Edebiyatna byk etkisi olan airlerdendir (pekten, 1997,42). Mool istilas srasnda yetien Sa'd-i irz, Timurlular devri airi Hcy Kirman ve Selmn- Sveci Trk airlerini etkileyen, iirlerindeki incelik ve zarifliin yannda iir tekniindeki ustalklaryla da tannan airlerdir (pekten, 1997, 42). XVI ve XVII yzyllarda Hindistan'da Hint edebiyatnn da etkisi ile oluturulan Sebk-i Hind akmnn temsilcileri olarak rfi-i rz, S'ib-i Tebrz ve ran'da kalan evket-i Buhr de gazelle birlikte kasdeleriyle de tannm airlerdir. Kaside, ran Edebiyatnda bu tarihi seyrini yaarken, ekil ve muhteva ynnden nemli gelimeler gstermitir. Beyit saylar ounlukla 20 beyitle 70-80 beyit arasnda deimi, bazen 20 beyitten az bazan 150 beyte kadar ulam, hatta bunu da aan rneklerine rastlanmtr. Bazen ok uzun, konusunun nemine ve airin kuvvet ve kudretine gre yazlm kaside rnekleri vardr. Bunlara in kasid denilir. Uzun kasidelerde kafiye bulmak zorluundan bir kasidede ayn kafiye birka defa kullanlmtr. Bunun kusur saylmasndan dolay, byk airler mmkn mertebe kanmlar veya en az 20 beyit ara ile kullanmlardr. air, zaman zaman kasidesinin monotonluunu gidermek iin tecdd-i matla' yapabilir. Memduhun medhinden nce mukaddime vardr. Bu blm genellikle 515 beyit arasndadr. Bazen 30-40 beyit olduu grlr. Bu blmde ilenen konuya gre Arap edebiyatnda olduu gibi nesb veya tebb isimlendirmesine gidilmemi, her ikisine birden tegazzl veya nesb ad verilmitir.

137

bilig 2002 Yaz Say 22

Nesb, tegazzl veya tebbden medhiyeye geie tahallus veya giriz denir. air bu ekilde asl blme (maksud) geer. Medh, memduhun vld blmdr. Bazen bu blmde tegazzl bulunabilir. air kasidesine medhiye ile balarsa, byle nesb veya tebb blm bulunmayan kasidelere mahdd veya muktedb ad verilir. Kasidenin sonunda air vd kii iin dua eder, mahlasn da ounlukla burada syler. Bu blme de dua veya erta ad verilir. Iran Edebiyatnda kasideler, redif veya kafiyelerine gre, nesb blmne veya maksd blmne gre isimlendirilmitir. Eski ran kasidelerinin yaps eski Arap kasidelerinden ksmen farkl olmasna karlk, Abbas devri airlerininkinden hemen hi farkl deildir. Bunda Abbas devrinde etkili olan ran kltrnn nemi byktr (Hmy, Tarihsiz, 102). Trk Edebiyatnda Kasde Trk toplumunun slam' kabullenmesi, Farslar kanalyla gereklemi ve klasik iir de kendisine model olarak Fars Edebiyat'n grmtr. slam kltrnn tesiriyle Arap dili ve edebiyatnn etkisi altnda kalan Fars Edebiyat, klasik iire modellik yapnca, hem Fars kltr ve dilini, hem de etkisi altnda kald Arap dili ve kltrn bize tamtr. Trkler, uzun bir olgunlama srecinden geen ve bunun sonucunda klasik bir edebiyat halini alan Fars Edebiyatna, Gazneli ve Seluklu saraylarndan da aina idiler. Trk Edebiyatnda kasde nazm eklinin kullanlmaya balanmas, XIII. Asra kadar iner. Bu yzylda Mevln'nn 300 kadar kasidesi vardr. Bunlar airin tevhid ve mnct trnde yazm olduu iirleridir. Kasideleri Farsa olmasna ramen, Mevln'nn Trk airleri ve edebiyat zerindeki etkisi byk olmutur. Bu yzyldan itibaren XVI. yzyla kadar divannda ya da eitli kaynaklarda kasideleri bulunan airlerimiz unlardr: XIII asrda, Dehhn'nin 1 kasidesi, Ahmed Fakih (.1221)'in kasde nazm ekliyle yazlm arh-nme isimli mstakil eseri olmak zere 2 airimizin 2 kasidesi, XIV. asr airlerinden eyyad Hamza'nn 1, Ak Paa (d.l272.l332)'nn 3, Nesm (.1404 veya 1418)'nin 1, Elvan elebi'nin 1 ve Ahmed (.l412)'nin 17 kasidesi vardr. XV. asr airlerinden Hmm'nin 1, Ahmed-i D'nin 5, eyh (.1432)'nin 14, Yazcolu Mehmed (-1453)'in 1, Hamdinn 4, Saf'nin

138

Aydemir, Trk Edebiyatnda Kaside

3, Abdi'nin 1, Aty'nin 2, Hassan, Nrnus ve mer Bin Mezid'in birer, Cem Sultan (.1495)'m 7, Sadi-i Cem'in 3, Ayn'nin 26, Adn (.1474)'nin 1, Kemal rnm (.1475)'nin 10, Ren (.1486)'nin 2, Ltf (.1495)'nin 5, Mevln zr (.1496)'nin 1, Ahmed Paa (. l495-97)'nn 27, Nect Bey (.1509)'in 27, Karamanl Nizm'nin 9, Mihri Hatun (.1506)'un 13, Mesh (.1512)'nin 15, Ceml'nin 9, Mehd, Nin, Sf ve ehd'nin birer, Tc-zde Ca'fer elebi (.1515)'nin 28, At'nn 1, ker'nin 2, Ik, Keml, Keml Musannif, Kef, Melh, Gevheri ve Saby'nin birer, Sevdy'nin 4, Subh'nin 1, Vasf (Keskin, 1994, 6-7) ve Hamdullah Hamd'nin 3'er kasideleri vardr (zyldrm, 1999). Bu rakamlar bize Trk Edebiyatnda kaside nazm eklinin XV. asrda byk bir gelime kaydettiini gsteriyor. Kasdeleri trlerine gre deerlendirdiimizde balang dneminde daha ok tevhid, mnct ve na't kasidelerinin yazld grlr: XIII. ve XIV. asrlarda yazlan kasidelerin 18'i (% 72'si) tevhid ve na't trnde iken 8'i (% 28'i) medhiye ve baka konulardadr. XV. asrda yazlan kasidelerin 40' (% 16.7'si) tevhid, mnct ve na't, 188'i (% 78.6's) ise medhiye ve ll'i (% 4.6's) baka konulardan olumaktadr. Bu sonu bize XV. asrda daha ok medhiye trnde kasidelerin yazldn gsteriyor (Keskin, 1994, 6-7). XVI. yy.'da Osmanl Devleti birka ok gl padiahlarn idaresinde byme ve gelimesini srdrerek byk bir imparatorluk haline gelmitir. Bu gelimenin tabii sonucu olarak ilim, kltr ve edebiyat da paralel bir gelime gstermitir. Bunda, padiahlardan balayarak btn devlet byklerinin edebiyat ve sanata kar gsterdikleri alaka da etkili olmutur. Yzyln banda II. Bayezid, Yavuz Sultan Selim, Kanun, II. Selim, III. Murad gibi padiahlarn da iir yazmalar ve iirle ilgilenmeleri bu gelimeyi destekleyen unsurlardr (pekten vd., 1992,130). XVI. yy/da edebiyatn genelinde olduu gibi kaside sahasnda da nceki yzyllara gre nitelik ve nicelik asndan farkllklar vardr. Kasidelerinin nesb blmlerinin canllyla dikkati eken Bk (.1600) 27 (Kk, 1994, 374), kasdelerindeki hayal unsurlarnn zenginlii ile Hayl (. 1556) 23 (Tartan, 1945, 5-68), Nev' (. 1598) 50 (Tulum, vd., 1977, 9-151), kasidelerinin dilinde alay, istihza, sadelik unsurlaryla dikkati eken Rh-i Badd (. 1605) 34 (Rh-i Badd, 1287, 2-55), 8'i tevhd ve na't, 29'u medhiye 37 kasidesi bulunan Fuzl (. 1556) (Akyz -vd., 1992, 23-127), Hayreti (. 1535) 20 (avuolu, vd.,1981, 5-63), Helk (. 1575-76) 6 (a-

139

bilig 2002 Yaz Say 22

vuolu, 1982,17-25), Zaf (. 1557) 7 (Akarsu, 1993), Cinn (. 1595) 41 (Okuyucu, 1994, 9-132), Usl (. 1538) 4 (sen, 1990, 29-43), Yahya Bey (. 1582) 34 (avuolu, 1977), Zt (. 1546) 50 (Kurtou, 1995), geh (. 1577), (zellikle gemicilik terimlerini fazlaca kulland kasidesine nazireler vardr.), Ebussuud Efendi (1490-1574) (Aydemir, T.y.), Fgn (. 1532) 8 (Karahan, 1966), Behit (Vizeli l. 1571) 4 (Aydemir, 2000), h 1 (Sungur, 1990), Ravz (l?) 15 (TDK,, Yz.A.500) bu yzyln ulaabildiimiz kaside yazan bellibal airleridir. Bu yzylda yazlan kasidelerin % 75'i medhiye trnde, % 7.53' na't %2.55'i tevhid, %1.34' mnact, %1.24' fahriye, %0.67'si mersiye, %12.11'i de nasihat, zamandan ikayet, ak ve tasavvuf gibi konularda yazlmtr (akc, 1996, 28). Yzyl kasidelerini dier yzyllarn kasidelerinden ayran nemli farkllklar, "Kasidenin Blmleri" bal altnda ele alnacaktr. Sosyal ve siyasal deiiklikleri belli bir mesafeden takip eden edebiyat, XVII.yy.da devletin duraklama ve gerileme devrine girmi olmasna ramen, geliimini srdrmtr. Bu yzylda kasde de buna paralel olarak, hem nicelik hem de nitelik bakmndan en muhteem dnemini yaar. Sebk-i Hind'nin de etkisiyle dil nceki yzyllara gre daha arlamtr. nceki yzyllardaki nesb-maksud-tegazzl-fahriye-du'a sralamasnn bu yzylda balaycl kalmam, zellikle Nef'nin etkisiyle kimi zaman airler kasideye fahriyeyle balamlardr. nceki yzyllarda arl hissedilmeyen fahriye blm, yine Nef'nin etkisiyle vazgeilmez bir blm haline gelmi ve beyit says artmtr. Bu yzyda kasidelerin % 1.44' tevhid, % 131'i mnct, % 9.86's na't, % 0.39'u mersiye, % 1.18'i tasavvuf ak, % 0.52'si fahriye, % 0.26's mektup, % 78.68'i de medhiye trnde yazlmtr (Aydemir, 1994, VE). XVII.yy.da yazlan kasidelerin airlere gre dalm da yledir: Ali elebi 16, Arif (. 1708)13, Ar 8, Aty (Nevizde) (.1617-8) 5, Azm (. 1712 ?) 5, Bahy (.1653-54) 6, Baht (. 1617) 3, Cem' (.1659) 10, Cev-r (. 1654) 39, Dukakinzde Ahmet 11, Fiz (. 1688) 4, Fiz (. 1622) 15, Fehm-i Kadm (. 1648) 16, Fen (Cennet-Mehmet) 2, Fen (La'li Mehmed) 4, Feyz (Simkezade) (. 1691) 25, Feyz (Kefev) 12, Fth 4, Gft (. 1677) 76, Hlet (. 1631) 31, smet (. 1665) 6, Kabl 5, Kif 5, Kif (Es'ad) (. 1699) 2, Kelm (. 1663) 2, Mahv 1, Mantk (. 1634) 1, Nb (. 1712) 26, Nc (Ahmed Dede) (. 1611-12) 8, Ndir (. 1626) 39, Mezk (.

140

Aydemir, Trk Edebiyatnda Kaside

1677) 29, Nail (. 1666) 35, Nak (brahim) (. 1702) 1, Nm (. 1673-74) 4, Nzm Dni 6, Nzm 2, Nzik (. 1686) 2, Nazmi (Mehmed) (. 1700) 5, Nedm-i Kadm (. 1670) 7, Nef (. 1635) 62, Net (. 1674) 24, Rm (. 1707) 23, Rsih 2, Ragp (. 1685) 1, Resm 2, Riyz (. 1644) 24, Rd (. 1699) 8, Sabr (. 1645) 20, Sabit (. 1712) 41, Sabh (. 1647) 2, Sbir (. 1680) 4, Srr (. 1699) 10, ehr (. 1660-61) 10, erf <. 1698-99) 13, eyh Rza 3, ins Muhammed el. (. 1702) 5, Tlib Ahmed (. 1670) 5, Tecell (. 1695) 11, Tfl (. 1659-60) 25, Vd-i skdr (. 1684) 8, Veys (. 1627) 7, Vinezde zzet (. 1681) 3, Yahy (eyhlislam) (. 1643-44) 6, Ysr 4, Zuhr (. 1672) 9 kaside (Aydemir, 1994). XVIII.yy.da kasidelerin nitelik ve nicelik asndan XVII.yy.a gre daha snk olduu grlr. Ama ekil ve ierik asndan XVlI.yy. kasdelerinin etkisi altndadr. Yzyln nitelik asndan gzde kasideleri, Nedim ve eyh Galib'in kasideleridir. Bu yzyla ait air says ve kaside says zerinde geni bir alma yaplmad iin net isim ve rakam sylemek mmkn deildir. Buna ramen genel bir isim ve rakam vermek mmkndr. Osrnanzde Tib (Yatman, 1989) (.1724) 12, Nedim (.1730) 44 (Macit 1997), Hamet (.1768) 19 (Arslan vd., 1994), eyh Galib (1799) 31 (Kalkm, 1994), Nazim Yahya (1727) 60'm zerinde, Na't (.1731), Vhit Mahtm (.1732), zzet Ali Paa (.1735), Sez-i Glen, Atf (1742) 2, Mnif (.1742) 17, Salim (.1743) 22, eyh Rz Efendi (.1746), Hm (.1747), Neyl (1748), Htem Akovalzde (1754), Beli Mehmed Emin (.1759) 7, Akif (.1759) 3, Nevres-i Kadm (1761-62), Hzk (1763), Sermed (.1788) 11, Nid brahim (6.1791-92) 17, Kn (.1792), Neyyir (.1800) 4, Hoca Ne'et (.1807) 10, lhm (Sultan III. Selim), Snblzade Vehb (.1809) 40'm zerinde, Sleyman Zt 1 ve Enderunlu Fzl (.1810) 84 (Byk Trk Klasikleri, 1987, C.6-7. Fazl edebiyatmzn en ok kaside yazan airidir. Ancak kasideleri snktr.) kaside yazan airlerdir. XIX. yy. divan iirinin yzyldaki genel durumuna paralel olarak, kaside asndan da olduka snktr. Bu yzylda, Mtak Baba (.1831) 8 (Doan, 1995), Sleyman d, (.1900) 23 (Abdulkadirolu vd,, 1993), Kudds (.1848) 8 (Koyuncu, 1982), Yeniehirli Avn (.1884) (zgl, 1989), Enderunlu Vsf (1824-25) 13 (pekten, 1989), Recizde Mahmud Ekrem (1914) (Parlatr, 1986), Ziya Paa (.1880) (Ggn, 1987), Leskofal Glib (.1817) 1 (zgl 1987), eref Hanm (1809-1861) 23 (eref Hanm, 1284), Leyl Ha-

141

bilig 2002 Yaz Say 22

nm (.1847) 13 (Leyl Hanm 1260), zzet Molla (1785-1829) (Tanpnar, 1985), Akif Paa (1787-1845) (Tanpnar, 1985), ins (1826-1871), Ziya Paa (1825-1880), Namk Kemal (1840-1888) (zn, 1941), dile Sultan (.1899) 41 (zdemir, Ankara 1996), Fenn (1850-1918) 25 (Fenn, Ankara 1996) kasde yazmlardr. XX.yy.da da nadir de olsa kasde nazm ekliyle iir yazan ahsiyetler vardr. Mesela Halil Nihat Boztepe (1882-1949)'nin na't, tevhid ve mnacaat trnde yazlm kasideleri gibi. Arap, Fars ve Trk edebiyatnda ana hatlaryla tarih geliimini verdiimiz kasdenin, Trk edebiyatndaki rneklerinden hareketle ulatmz sonular u ekildedir: Kasde, bir nazm eklinin ad olup, bu nazm ekliyle tevhid, mnacaat, na't, medhiye, fahriye, hicviye, mersiye vs. trlerinde iirler yazlmtr. Kasdenin beyit says konusunda kesin bir snr izmek doru deildir. Ancak daha ok ortalama bir kasde 30-45 beyit arasndadr. Trler baznda bakldnda Tevhid ve Mnacaat trnn beyit saysnn 15 beytin altnda bir ortalamaya sahip olduu ve bunun genel ortalamann altnda kald grlr. Na't, medhiye ve mersiye trnde yazlm kasdelerin beyit saylar genel ortalamayla paralellik arzeder. Bir kasde batan sona aruzun ayn kalbyla yazlr. Kasdede aruzun hemen her kalb kullanlmtr. Ancak kimi kalplarla daha fazla, kimi kalplarla da az sayda kasde yazlmtr. Bu kullanm yzyllara gre de deimektedir. Mesela XIII.-XV. ve XVI.yy.larda yazlan kasidelerde daha ok Filtn (3) Filn kalb kullanlrken, XVII. yy.da Mefln (4) ilk srada yer alm ve XIII.-XV. ve XVI.yy.da ilk srada yer alan kalp, drdnc sraya dmtr. Bahirler baznda bakldnda kasidelerde ilk srada Remel bahri, ikinci srada Hezec ve nc srada da Mctes bahri yer almaktadr. Kasdenin ilk beyti musarra, ondan sonraki beyitlerin ilk msralar serbest, ikinci msralar ise birinci beyit ile ayn kafiyededir, (aa, ba, ca gibi). Kasdede zaman zaman yer alan bir gazel veya tecdd-i matla'da kafiye yenilenmi, yani "aa" eklinde olabilir. Tecdd-i matla'ya Zt'lmatla' burada yer alan gazele de tegazzl ad verilir. Kasdenin ilk beytine matla', son beytine makta', en gzel beytine ah beyt veya beytl-kasd denir. Kasdenin sonlarna doru ounlukla fahriye, du'aya girizgahda ve du'a blmnde air mahlasn syler. Bu bey-

142

Aydemir, Trk Edebiyatnda Kaside

te ta beyt ad verilir. Bir ksm tegazzl iinde yer almak artyla bazan airin birden fazla mahlas beyti syledii de olur. Kasideler ya nesblerinde ilenilen konuya gre; bahar anlatyorsa bahariyye, k anlatyorsa itiyye, atlardan sz ediyorsa rahiyye veya esbiyye, dnden bahsediyorsa sriyye gibi, ya rediflerine gre; su kasidesi, snbl kasidesi, szm kasidesi gibi, ya da kafiyelerinin son harflerine; riyye, mmiyye, nniyye vs. gre isim alrlar. Bunlarn dnda Allah'n birliini anlatan kasidelere Tevhid, gnahlarn balanmas in yazlanlara Mnacat, Hz. Peygamber ve drt halife iin yazlanlara Na't, padiah, vezir vs. vyorsa Medhiye, padiahn tahta kn kutlamak iin yazlanlara Clsiyye, birini ktlemek iin yazlanlara Hicviye, vdkleri bir kiinin yaptrd bir yapya tarih de derse Tarih kasidesi adn alr. Matla'dan sonraki beyitlerde msra ortalarnn birinci msra' ile kafiyelendirilen kasidelere musammat kaside ad verilir. Kasideler mretteb divan sralamasnda divanlarn banda yer alr. Varsa ncellikle Tevhid, sonra Mnacaat, sonra Na't daha sonra da Medhiye trnde kasideler sralanr. Genellikle kasidelerin banda, memduhun ad ve unvan yazlmtr; "Tevhid-i Bari", "Mnct", "Kaside der-na't- Hazret-i Fahr-i Kinat", "Der menkbe-i r-i Huda Aliyy'l-Murtaz", "Der Medh-i Sultan Murd Hn", "Der-Sityi-i Sadr- a'zm Amucazde Hseyin Paa" gibi. Dvanlarn dnda, mesnevilerde de kaside nazm ekliyle yazlm tevhid, mnacat, naat, medhiye vs. trnde kasidelere rastlanr. Bunlar da genellikle divan sralamasnda olduu gibi, mesnevilerin banda, tevhid, mnacat... sralamasna uygun olarak dizilirler. (eyh'nin Hsrev rn'indeki Tevhid tarznda yazlan 90-105 aras beyitleri ile, 501-550 beyitlerindeki naat, yine Sultan Murad vgsne ayrlan 661-700. beyitleri arasndaki medhiyesi, eser mesnevi olmasna ramen kaside nazm ekliyle kaleme alnmtr (Timurta, 1963). Dier taraftan, Vizeli Behit'nin Cemh u Alemh mesnevisinde yer alan medhi-yelerin bir ksm kaside nazm ekliyle, bir ksm da mesnevi nazm ekliyle yazlmtr (Aydemir, 2000, 76). Dini konularda yazlanlarn dnda, airlerin yazdklar kasideler, ounlukla ortaya koyduklar eserin kymeti deerinde dle layk grlmtr. Bu yzden hemen her olay; padiahn tahta gemesi, bir vezirin veza-

143

bilig 2002 Yaz Say 22

rete atanmas, ramazan, bayram, dn kutlamalar, yeni bir yapnn inaas, kazanlan bir zafer, airlerce frsat olarak deerlendirilmi ve bunun karlnda da air ihsan ve caize ile dllendirilmitir. airin memduhundan isim vererek bir eyler istemesi pek adaba uygun grlmese de kimi airler bundan ekinmemilerdir; kendisine yardm edilmesini, tayininin baka bir yere yaplmasn istemek gibi (pekten, 1997,40). Kasidelerin Sunulmas ve Deerlendirilmesi Kasidelerin vlen kiiye sunulmas, ya huzurunda okumak ya da bir vasta ile iletilmek eklinde olurdu. Sunulan kasideler bu esnada tenkit szgecinden geer, kimi zaman dzeltilmek zere geri gnderilir, kimi zaman da kabul edilmezdi. Sunulan kasideleri deerlendiren kimseler bu i iin grevlendirilmi sanattan anlayan kiilerdi. Kanun'nin olu II. Selim'in ehzadeliinde bir aralk bu i iin tarihi l grevlendirilmitir. Makl'nin; "Melhat ehli zamannda bulmad ta'zm Btn- deyr ile mnend-i devr-i brahim" matlal iirini okuyunca ilk msra dil bakmndan uygun grmemi, "ta'zm bulmak" yerine "ta'zm olunmad" ifadesinin uygun olacan syleyerek dzeltilmek zere kasideyi aire geri vermitir. Kanun'nin olu ehzade Mehmed'in snnet dnnde airler kasidelerini bizzat huzurda okumulardr. Zti kasidesini padiahn huzurunda okuduktan sonra, pdiha Fazl adnda bir rann olduunu ve msaade buyrulursa kasidesini okumak istediini iletmi ve padiahn msadesi zerine Kara Fazl de kasidesini okumutur. Bu ekilde memdha ulaan kasideler memduhun beenisine gre dle layk grlrd. Bununla ilgili olarak Zt'nin Yavuz Selim'e padiah olunca sunduu bir kasdesindeki; "Server b-bende-i b-kayddur kapunda adl Tutamazd an zencre ekp Nirevn" beytini ok beenerek bir kyn gelirini caize olarak vermitir. Bir baka anekdot da, yine Yavuz'un Msr seferinde, air Revn'nin "berf" redifli bir kasde sunmasyla, padiahn "her mevsimi scak olup karn ne id bilinmeyen bir yerde ne mnasebetle bunu yazdn" deyip airi azarlayarak geri evirdiidir (avuolu, 1986,23-26).

144

Aydemir, Trk Edebiyatnda Kaside

Kasidelerin Vesika Deeri Kasideler, kimi zaman tarihe yardmc, kimi zaman da tarih belgelerin olmad yerde belge nitelii tarlar. Bu adan, tarihin, edebiyat tarihinin, folklorun, sosyal psikolojinin, sosyolojinin, etnorafyann vazgeilmez kaynaklar konumundadr. zellikle suriyye, ydiyye, nevrziyye, fethiy-ye, clsiyye, kudmiyye, driyye, sulhiye kasideleri, devrinin folkloru, tarihi, mimrisi ve toplum psikolojisini yanstrlar. Nesbin konusu, Iydiyye ise, bayram elenceleri, bayramlama merasimleri, bayram namaz iin sala ve temcit verilmesi, insanlarn giyim kuam, sriyye ise; elence ekilleri, dn detleri, yemek eitleri, fethiyye, clsiyye ve kudmiyye.ise; tarihi, askerin ve halkn sosyal psikolojisi, driyye ise; devrin mimrisi, sulhiyye ise hem tarih hem de arlkl olarak toplum psikolojisini yanstr. Fahriye blmleri, ayn zamanda airin arz- hal ettii blmler olduundan, daha ok airin hayatna ve sanatna ait bilgiler verir ve bu bilgiler edebiyat tarihine k tutacak nitelik tar. Kasidenin blmleri bahsinde blmlerle ilgili geni rneklemeye gidildii iin, burada konuyla ilgili ayrca rnee gerek grlmemitir. Anlan blmlerin rneklerine bu adan baklrsa, mesele kolaylkla anlalacaktr. Kasidenin Blmleri Kasidenin be ana blm bulunur: Nesb-Tebb, Maksd/Medhiye, Tegazzl, Fahriye ve Du'a. Bir kasidede bu blmlerin btnnn bulunmas art deildir. Fakat en az iki blmn bulunmas gerekir. Girizgh ise bir blm olmayp, her blmn balangcnda bulunan ve daha ok bir-iki beyitle o blm haber veren beyit ya da beyitlerdir (Aydemir, 1995,546-551). 1. Nesb Nesb (ya da Tebb) blm, genellikle airin maksadna gemeden nce sanat gcn sergiledii, felekden, talihden yaknd, memdhunun makama geliinden duyduu sevincin ifade edildii; bahardan, bayramdan, ktan, temmuzdan, elenceden bahsettii ve bunlarn tasvirini yapt; kimi zaman da aktan, akn aclarndan, sevgilinin gzelliinden, ikiden ya da ikinin keyfiyetinden; yaplan yeni bir kasrn, kkn, bahe-

145

bilig 2002 Yaz Say 22

nin, caminin, herhangi bir savan veya sava hazrlnn, savata etkin rol oynayan atlarn tasvirinin yapld; nadir olarak da felsef bir dncenin dile getirildii bir blmdr. Kaynaklarda nesb-tebb ayrmna dikkat ekilmi, "konusu ak ve sevgili olan, akn aclarndan bahseden balang ksmlarna nesb; dier konulardan bahseden ksmlara ise tebb denir" denilmitir. Fakat bunlarn birbirinin yerine kullanlr olduu ve yaygn olarak da "nesb" tabirinin kullanld zikredilmitir (pekten, 1997, 43; Krenkozo, 1988, 388; Tahiru'l-Mevlev, 1984,84; Dilin, 1983,123-124). XVII.yy.a ait incelediimiz kasdelerde, kaynaklarda srarla vurgulanan "sevgiliden", "sevgilinin eziyetinden" sz eden ksm, sanld kadar deildir. Daha ziyade bunun dnda konular ilenmitir. Kasdelerde nesb oran yzyllara gre farkllk arzeder. XIV. yy'da nesb orannn varl %39 iken, XV.yy.'da (Keskin, 1994,12-13) (buradaki yzdeler verilen rakamlardan hareketle tarafmzdan kartlmtr.) %60, XVI. yy.da (akc, 1996, 20) %58.68, XVII.yy'da (Aydemir, 1994, XLIII) ise %58.15'dir. Kasidelerin nesb blmlerinin saylar konusunda, "genellikle 15-20 beyit kadar olur" (Dilin, 1983/123-124) kanaati varsa da, metinlerden hareketle kan sonuca gre kasdenin nesb blmlerinin beyit saylar, 5-20 arasnda younlar. 5'ten aa ve 20'yi aan beyit saysna sahip olan nesbler de vardr. Nesblerin varln trlere gre oranlarsak en fazla nesb, medhiye trnde yazlm kasdelerde grlr. Nesbde ilenilen konularn banda ise bahar tasviri gelmektedir. Yukarda kasdenin adlandrlmasnda bavurulan yollardan birinin nesb blmlerinde ilenen konuya gre olduunu belirtmitik. Bu konudaki yaygn isimlendirmeler ve ilenileri aadaki ekildedir: Bahariyye Nesbinde bahar konusu ilenen kasideler bu adla anlrlar. Bahar, yeniden yaradln yaand; aalarn, bitkilerin yeerdii, sularn cotuu, canllarn k uykusundan uyand, tabiattaki canlla paralel olarak insanlardaki hareketlilik ve coku, airler iin hassaten gzellerin gl bahesinde salnarak yrd bir mevsimdir. Bu nedenle bahar, kasidelerin nesb blmlerinde en ok ilenen konudur. Rakamlarla ifade edersek; baharn XVII. yzylda tm nesblere oran %17.4'dr. kinci srada ilenilen

146

Aydemir, Trk Edebiyatnda Kaside

konu %12 ile baharn be puan altndadr. Bahariyeye nevruziyeyi de dahil edersek bu oran %19 olacaktr. Dier asrlarda da nesb olarak ilk srada yer alan bahariyyeden (Keskin, 1994,28; akc, 1996,43) sonra, mevsim olarak itaiyye XVII. yy.da %2.70 ile konu sralamasnda 8. XVI. yy.da 7. Temmuziye XVII. yy.da %2.3'le 10. Sonbahar %0.45 ile 28. srada iken, XVI. yy.da 17. srada olmas, divan airlerinin dnyasnda baharn yerini gstermesi asndan dikkate deerdir (Aydemir 1996,140143). Sevgilinin ter tazelii, ona ait birok gzellik unsurunun bahardan alnmas, baharn memduh iin yeni bir balangcn ifadesi olmas, cennetten bir niane grlmesi, airlerce bu oranda tercihin sebebidir. Bki'nin Ali Paa iin yazd Rh-bah old Mesh sfat enfs- bahr Adlar ddelerin hb- ademden ezhr Nef 'nin IV Murad iin yazd, Esdi nesm-i nev-bahr ald gller subh dem Asn bizim de gnlmz sk meded sun cm-i Cem beyti ile balayan, Riyaz'nin, Zamn- u ddr dem-i ikbl-i devrndur Felek evz'- n-hem-vrma imdi pemndur matlayla balayan kasideler, Trk edebiyatnda bahariyenin gzel rnekleridir. Iydiyye airler, Ramazan, Kurban, hatta Nevruz bayramlarn vesile klarak, devlet byklerine nesb blmlerinde bayram konu alan kaside sunarlar. Bu tr kasideleri bir bayram tebrii olarak kabul etmek de mmkndr. Nesbi bayramdan sz eden kasidelerin bu blmlerinde, bayram Ramazan bayram ise; oru, hilal, orucun hassaten sevgili ve ak zerindeki etkisi, rindin orula mnasebeti, orucun bitip bayramn gelii ve bunun dourduu sevin, Kurban bayram ise; yine bayram sevinci, bayram elenceleri, bayramlama merasimleri, bayram namaz iin temcit ve sala verilmesi, namaz iin camilerin dolup tamas, fakir fukarann hatrlanmas, yeni elbiselerin giyilmesi, gzellerin gezintiye kmas, Nevruz bayram ise; hayatn yeniden balyor olmas, hayata canllk gelmesi, sevin vs. dile getirilir. Trk Edebiyatnda nesbi bulunan kasidelerin yaklak % 5'inde bayram konusu ilenmitir (Aydemir 1996,141-42).

147

bilig 2002 Yaz Say 22

Driyye Nesb blmlerinde cami, kk, saray, yal, bina vs. gibi yaplarn sz konusu edildii kasidelere dariyye denir. Kasidelerde memduhun ina ettirdii herhangi bir yap, airlerce hem bu yapnn tavsifi, hem de, vlen kimseye kaside sunmann bir arac olarak deerlendirilir. Bina edilen bir saraysa; gl bahesinin gzellii, ats, ykseklii, ferahl, altn kubbesi, adrvan, ssleni biimi, fenerleri, odalar; ilehaneleri, cami ise; kubbesi, avizesi, minareleri, kemeri, mermeri, havz, adrvan vs. gibi zellikleri dile getirilerek anlr. itiyye itaiyye kasidelerinin nesbinde ktan; souktan, kardan; karn etraf kaplamasndan; gl bahesinin, servinin grnmnden, kara bal olarak av merasimlerinden, yamurdan, rzgarn sert esmesinden, gzellerin dar kp gnlnce salmamamasmdan, saaklarda oluan buzlardan, vs.den bahsedilir. Medhiye trndeki kasidelerin nesb blmlerinin yaklak %3'n itiyyeler oluturur. Kn tavsifine genellikle, memduhun makama gelmesi ncesi var olan skntl durumun anlatlmas iin bavurulur, vlen kiinin makama gelmesi ile k etkisini kaybetmi ve bahar havas duruma hakim olmutur. Necti'nin Sultan Mehmed'e yazd itiyesi, Fiz'nin Hz. Hasan' konu alan itiyyesi ile, Bosnal Alaeddin Sabit'in Mfti Feyzullah Efendi'ye syledii itiyyesini buna rnek verebiliriz. Bazan da k, zellikle av mevsimi olmas mnasebetiyle, pozitif ynleriyle karmza kar. Ndir'nin Sultan Ahmed iin yazd ve av merasimini anlatt saydiyye kasidesinde olduu gibi. Kalemiyye Kasidelerin nesb blmlerinde kalemin ilenmesi veya nesbi olmayan kasidelerde kalemin redif olarak kullanlmasndan dolay bu ad verilmitir. Redif olarak seilen kasidelerin byk bir ounluu ayn zamanda nesbinde de kalemi konu edinmitir. Cevr'nin, Muhammed Paa ve Mevln Bahy iin yazd kalemiyye kasideleri ile, Sabit'in Seydzade Mehmed Paa'ya yazd kasidesi, nesbinde kalem konusunun ilenmesine, Tfl'nin na't "kalemm" redifi almasna, Fuzl'nin Mustafa elebi'nin vasfnda syledii kasidesi de hem redif hem de nesb olarak ilenmesine rnektir. Kalem, dnceleri kada dkmesi, nktesi, ivesi, czrts, fesahat vadisinin raksedeni, iki dillilii, sihri, srda oluu vs. zellikleri ile tasvir edilir.

148

Aydemir, Trk Edebiyatnda Kaside

Fethiyye Daha ok nesb blmlerinde herhangi bir yerin fethinin szkonusu edildii veya nesbi olmadan dorudan fethi gerekletirenin vgsnn yapld kasidelere verilen addr. Bu tr kasideler, fethi gerekletiren en st dzeydeki yetkiliyi tebrik mahiyetini tar. airler iin de memduha bir yaknlama vesilesidir. Fethiyyede, fethedilen yerin ehemmiyeti, tasviri, savaa hazrlk, fetheden askerlerin tekbir sesleri, kr nidalar, satr aralarnda tarih bilgiler, birtakm zel isimler vs. dile getirilir. Eer kasidede dorudan medhe girilmise, fatihin klc, at, heybeti, saval, makam, kahramanlklar, zaman zaman tarih isimler, askerin kahramanlk ve cokusu vs. anlatlr. Net'nin Badat'n fethini konu alan Sultan Murad vgs, Mezk'nin Kandiye, Uyvar ve Kamanie'nin fethi, Ndiri'nin Isfahan fethi ve Murat Paa'ya Cell isyanlarn bastrmas mnasebetiyle yazd kasidesi, dorudan medhiyeden balayan fethiye kasidelerine rnektir. Seheriyye Nesbinde sabahn, seher vaktinin, karanlkdan aydnla geiin dile getirildii kasidelere denir. Daha ok, tan yerinin aarmas, gn nn yava yava dnyay aydnlatmas, karanln ortadan kalkmas, canllarn, bitkilerin tabiatna feyz samas, gkyznn masmavi grnts vs. ynleriyle ilenir. Necati'nin Sultan Byezid vasfnda syledii "seher" redifli kasdesi, Simkezde Feyz'nin Hz. Peygambere yazd na't seheriyye iin gzel bir rnek oluturur. Kasidenin nesbi, tan yerinin aarmas, Hz. Peygamberin kfr karanln kaldrp slam nurunu yaymasn belirtecek ekilde belli bir kompozisyon iinde ilenmitir. Rahiyye Nesb blmlerinin konusu at tasvirine ayrlan kasidelere verilen addr. Rahiyye yerine kimi zaman da "Esbiyye" terimi kullanlr. Byle kasidelerin nesb blmlerinde atlardan; onlarn yrynden, abukluundan, hzndan, renginden, kklnden, endam ve mevzun gerdanndan sz edilerek daha ok Burak'a benzetilir. Nef'i'nin Sultan Murad'n atlarn vd kasideleri en mehur olanlardr. Sabr'nin Sultan Murad'a, Sabif' in Mehmed Paaya yazdklar rahiye kasideleri de kayda deerdir. Shaniyye Nesb blmlerinde "sz"den bahsedilmesi veya redifinin "sz"le ilgili seilerek, iirin onun etrafnda kurulmas ile oluan kasidelere verilen ad-

149

bilig 2002 Yaz Say 22

dr. Daha ok birincisi tercih edilmitir. ou zaman "sz"den kast, iir syleme gcdr. Bu yzden bu tr iirlerde daha ok fahriye havas sezilir. Sz; rabban bir ilhamdr, sylenilince bo deil, "ilham" yada "vahiy" olmaldr. Sylenince dzgn sylenilmeli, anlalr olmal, kar taraf zerinde etkili olmal, nkteden ri olmamal, tatl olmaldr. Konusu sz olan kasidelere, Riyz'nin Sultan Osman'a, Nef''nin Sultan Ahmed'e yazd kasideleri rnek tekil eder. Redif olarak kullanma da, Mezk'nin Sultan Murad ve Nef''nin l'ye yazd kasidelerini rnek verebiliriz. Sriyye Nesb blmlerinde, dn, ziyafet, enlik gibi tasvirlerin yapld kasidelere, suriyye kasdesi denir. Kasidelerin dnda, gerek manzum gerekse mensur ayn konuyu ileyen eserler de mevcuttur. Bunlar daha ok surnme olarak adlandrlmlardr. Kasideler iin "sriyye" tabiri kullanlyorsa da, kimi rneklerde "surnme kasdesi" (Pakaln, 1983,279) balna rastlanmaktadr. Suriyyelerde ehzadelerin snnet dnleri, kadn sultanlarn evlenme trenleri; bu dn ve trenler dolaysyla yaplan elenceler; elencede gsterilen hnerler, alan yarmalar, kazananlara verilen hediyeler, yemekler, padiahlarn vezirlere giydirdii krkler vs. anlatlr. Figan'nin Kanun'nin oullar Mustafa, Mehmed ve Selim'in snnet dnleri iin kaleme ald suriyye kasdesi, Hayl Bey'in brahim Paann dnne ve ehzdelerin snneti mnasebetiyle yazd sriyyeleri, Nil'nin Vezir Hazerpre Ahmed Paa iin yazd sriyye kasdesi, Mezk'nin, Feyz'nin suriyye kasideleri, rneklerden bazlardr. Kudmiyye Kasidenin nesbinde, yneticilerin muharebe veya herhangi bir vesile ile gittikleri yerden dnmeleri, memuriyet vesaire ile bir yere gelmeleri konu edilir. Bak'nin Sultan Sleyman'a sefer dn tebrik maksadyla sunduu kasdesi, Sultan Murad'a ayn vesileyle yazd kasdesi, Sultan Mehmed Han'a sefer dn sunduu kasdesi, Cevr'nin Sultan Murad'n Badat' fethi dnnde syledii kasdesi, Salih Paa'nn defterdar oluu mnasebeti ile syledii kasideleri, bunlardan birkadr. Nesbinde bu konuyu ileyen kasidelerin bazlarnn ayn zamanda redifi de "gelmek"le kurulmutur. Bak'nin Sultan Murad'a yazd "gelr" redifli kudmiyesi gibi.

150

Aydemir, Trk Edebiyatnda Kaside

Clsiyye Clus, "oturma", "tahta geip oturma" demektir. Clsiyye de, padiahlarn tahta oturmas mnasebetiyle onu tebrik iin yazlan kasdelere verilen addr. Bu kasdelerin nesb blmlerinde, genellikle bir nceki len padiahn iyiliinden bahsedildikten sonra onun yerini dolduracak memduhun geliine duyulan sevin, burada yaplan hazrlklar, sultann ta giymesi, tahta geiinden nceki dzensizlikler, ideal bir padiahtan beklentiler vs. dile getirilir ve medhiye blmnde de padiahn hangi vasflar tamas gerektii, memduhda varmasna anlatlr. Bk'nin Sultan Selim ve Sultan Mehmed Hann tahta geilerini tebrik iin yazd kasideleri, Ndiri, Nef' ve Riyz'nin Sultan Osman'n tahta geiine, Nb'nin ve Ndiri'nin Sultan Mustafa'nn clusuna yazdklar kasidelerini, clsiye rnekleri olarak verebiliriz. Ramazniyye Ramazan mnasebetiyle, nesbinde bu konunun ilendii kasdelere verilen addr. Ramazana hazrlk, Ramazann gelii; hilalin grnmesiyle Ramazann balamas, ilk teravih namaznn kln, camilerin ve minarelerin sslenmesi, sahura kalk, Ramazan boyunca eytann hapsolmas, iki ienlerin ikiyi terk etmeleri, meyhanelerin boalmas, iftar heyacan, tiryakilerin iftarda duhan istekleri vs. szkonusu edilir. Edebiyatmzda en fazla Ramazniyye yazan Enderanlu Fzl'dr (Pahaln, 1983, 11). Sbit'in Baltac Mehmet Paaya, Tlib Ahmed'in Rami Mehmed Paaya yazd Ramazaniyyeleri, Mesh'nin Sultan Byezid, eyh Glib'in eyhlislm Es'adzdenin mahdumlar vasfnda syledii kasdesi, ismini sayabileceimiz rneklerden birkadr. Sulhiyye Savatan bara geilmesi mnasebetiyle nesbinde sulhun dile getirildii kasidelere denir. Bu bolmde savan iddeti, barn nimeti, bar ncesi ve sonras durumlarn karlatrlmas, barn sevin gsterilerine dnmesi; mehterler ve davullarn vurulmas gibi etkinlikler anlatlr. Nb, Sbit ve Tlib'in, Karlofa antlamasn yapmas dolaysyla Amucazde Hseyin Paaya yazdklar kaside, bunlara rnektir. Temmziyye Nesbinde, yazdan ve yaz scandan, temmuzdan bahseden kasdelere verilen addr. Bu tr kasidelerde, temmuzun sca, onun getirdii bunalt, skclk, susuzluk dile getirildikten sonra, genelde medhiyeye giriz-

151

bilig 2002 Yaz Say 22

gahda, bu skntlar giderecek olann memduhun lutfu, ihsan, b- zl-li olduu sylenerek vgye geilir. Temmuz, genellikle sknt ifadesidir. Fehm-i Kadm'in Sultan Murad'a, Rm'nin Reis'l-kttap Hamza Efendi ve Halep Kads Mustafa Efendiye, Nef 'nin Vezir Nasuh Paaya yazd temmuziyeleri ile Vd-i skdr'nin bir temmuziye kasidesi bunlara rnek verilebilir. Verdiyye Kimi airler baz kelimeleri, kasidelerin hem nesbinde, hem de redifinde ilerler. Bu konulardan biri de, "Verdiyye" kasideleridir. Gl, hem redifinde, hem de nesb blmnde ilenir. Rengi, kokusu, ekli, gzellii szko-nusu edilen gl, daha ok sevgili ile ilgili benzetmelere konu olur. Hz. Peygamber iin de deiik ekillerde kendisine benzetilen olur. Tecell'nin Hz. Peygamberi konu alan na't, Hayl Bey'in ve Fuzl'nin Sultan Sleyman'n vgsnde syledikleri "gl" redifli kasideleri, hemen rnek olarak zikredilebilecek iirlerdir. Snbliyye Redifleri snbl olan ve buna bal olarak da nesbinde snbl konusunun ilendii kasdelere verilen addr. Deiik benzetmelere konu olan snbl, ekli ve kokusu itibariyle, daha ok sevgilinin salarna benzetilir. Kasidelerde redif olarak iekler ierisinde "gl"den sonra en ok ilenen konudur. Tecell'nin Hz. Peygamberi konu alan na't, Riyz'nin Nak-b'1-erf Allme Efendi'ye, Bak'nin Mehmet elebi'ye yazd kasdesi, snbliyye rnekleridir. Bunlarn dnda yukarda detayna girdiimiz balklar kadar olmamakla beraber nesbi mehtbiyye, azliyye, hazaniyye gibi isimlerle aralan kasidelerle, "serv", "kalem", "b", "gne", "su", "htem", "arpa", "cev", "t", "haner" gibi rediflerle kurulmu ve bu adla anlm kasideler vardr. Kasdeler, bunlarn dnda kafiyeyi oluturan harflere gre nniyye, mmiyye, tiyye, riyye, lmiyye, vviyye gibi isimler alr. 2. Maksd/Medhiye Nesb blmn mteakip, bir veya birka girizgh beyti ile esas konunun dile getirildii bu blme, kasde nazm ekliyle daha ok medhiye tarznda iirler yazlm olduu iin medhiye denmesi yaygnlk kazanmtr. Kasde nazm ekli ile yazlan trlerin farkll dnldnde, "medhiye" yerine "maksd" demenin daha doru olaca aikrdr. Baz

152

Aydemir, Trk Edebiyatnda Kaside

kaynaklarda da bu blm iin, "maksad" veya "maksd" dendii dikkate alnrsa bu isimlendirme isabetli olacaktr (akc, 1996, 27). Medhiye kasidelerinde bu blm, genellikle nesbden sonra bir girizghla balar ve burada memduhun igal ettii makama gre, o makamn gerektirdii, daha ok adaleti, lutfu, cmertlii, kahramanl, saval, gazab vs. zellikleri abartl bir ekilde dile getirilir. Bu zelliklerin bir ksm memduhda olmamasna ramen, belki de memduhun bu yne dikkati ekilerek daha duyarl olmas istenir. Memduh sultan ise; adaleti, lutfu, cmertlii, saval, hm ve gazab, re'yi ve akl, hneri, tedbiri, ferman, irfan, bahii vs. zellikleri eklinde kullanm younluuna gre sralanr. Sultann bu zellikleri vurgulanrken deiik vesilelerle birtakm kiiler anlr. Bunlarn ou ran mitolojisinden, bir ksm da gerek hayatta farkl ynleriyle ne kan isimlerdir. Bu isimler karlatrma, benzeme ve ondan stn grme mnasebetiyle anlmtr. Bunlarn banda gelen, ikiyi bulmu olmas, meclisi, tac, hkmdarl ve mertebesi asndan ad zikredilen Cem (Cemid)'dir. Dier baz nemli ahslar, saval ve kahramanlyla anlan Rstem, cihangirlii ile skender, insanlarn dndaki varlklara da hkm dolaysyla Sleyman isimleridir. Daha sonra deiik ynleriyle Kahraman, Dr, Behrm, Hz. Ali, Hsrev, Hz. mer, Feridun, Neriman, Sm, Hz. Ysuf, Efrsyb, Hz. s (Mesih), Htem, Efltun, Nirvn, Hz. Osman, Zl, Hkn, Hz. Ebu Bekir vs. gibi isimler sralanr. Memduh vezir-paa-kazasker olunca, stlendii icr, teri ve kaz salahiyetleri kaytsz artsz elinde bulundurmas ve hkmdarn vekili sfatyla devletin btn ilerini sevk ve idare etmesinin gerei olarak, ltuf sahibi, adaletli, cmert, kahraman, sava, kerem sahibi ve uzak grl olmas gerekir. Bu zelliklerin yannda yine srasyla vezirin hulk, kahr, akl, hkm, tedbiri, ilmi, kalemi, ikbali, fazl, nktesi, bahii vs. zellikleri dile getirilir. Benzetildii, karlatrld kimseler ise srasyla Rstem, saf, Cem, skender, Sleyman, Kahraman, Behrm, Dr, Nermn, Hz. s (Mesih), Ysuf, Hzr, Sm, Ms-Kelm, Husrev, Feridun, Hz. mer, Efrsyb, Ebu Bekir, Ethem gibi isimlerdir. Medhedilen eyhlislam olunca, bu makamn gerei olarak srasyla eyhlislamn lutfu, fazl, adli, keremi, fetvas ve fetva yazd kalemi, ihsan, ilmi, iiri, kahr, re'yi, hulk, himmeti, feyzi, bilgisi, hkm, hikmeti, zeks, ictihad, hayali, hneri, diviti, irfan, allamelii vs. zellikleri ba-

153

bilig 2002 Yaz Say 22

ta gelir. Karlatrld ahsiyetlerin banda itihadyla ne kan ve bir mezhebin imam olan Ebu Hanife ismi anlr. Bundan sonra srasyla Hz. sa, Mesih, isabetli gryle Efltun, Htem, Ebu Ali (bn-i Sina), Aristo, Hzr, Cem, Hz. Peygamber, Hz. Ali, Hz. mer, Ysuf, Sleyman, Taftazn, Rz, Kelm (Musa), Behrm, skender, Harr, Lokman, Hasan, Buhr, Crcn, Ferdn, Kn, mam Nevev, Zemaher, Suyt vs. isimleri zikredilir. Memduh, hocalar ve airler ise, en ok dile getirilen zellikleri ilim, ihsan, adalet, himmet, peygamberlerin varisleri olular vs. zellikleridir. Reis'l-kttb ve defterdarlarn ise daha ziyade kalemi, ihsan, lutfu, ik: bali, cmertlii, ins, sz ustal, iiri, adaleti vs. fazla vurgulanan nitelikleridir. Medhiye blmnde memduhlarda bulunmas gereken zellikler sralanrken, adalet, ltuf, kerem, kahramanlk, cmertlik, re'y, ihsan, fazl gibi konulara mtereken yer verildii grlmektedir. Bunlar ayn zamanda iyi bir yneticide bulunmas gereken zellikler olarak da dnlebilir. vlen yneticiler bu zelliklere sahip olmasalar bile, igal ettikleri makamlarn hangi zeliklere sahip insanlardan olmas gerektiinin ifade edildii bir gerektir (Aydemir, 1996,143-154). Medhiye blmnn beyit saylar farkldr. Ancak en fazla 11-25 beyit arasnda deien beyit saylarna sahiptir. 30 beyti aan rnekler gnmze yaklatka azalmaktadr. Medhiye blmnn ou nesbden sonra, bir ksm dorudan, bir ksm fahriyeden sonra ve pek az bir ksm da tegazzlden sonra balamaktadr. Tevhid, mnacat gibi trler veya dorudan fahriye ya da belli felsef bir dncenin anlatld kaside nazm ekliyle yazlm rneklerde, medhiye yerine maksd olaca aikrdr. Medhiyesi bulunan kimi kasde rneklerinde, iki kez medhiyeye dnlmtr; nce medhiye sonra tegazzl ve fahriye sonra tekrar medhiye gibi. Sabif in "diyye" kasidesi (Karacan, 1991, 249-252) buna rnek tekil eder. Nesbden sonra 7.beyitten itibaren "Hem Sleymndur hem skender ol 'rif kim o dem Bir periyle 'lern-i b itmei mu'td ider" diyerek, medhiyeye balar. 13. beyitte "Bezm-i hass- ma'nide bu evk ile rakks olup Hme-i dilke-nev bir i'r-i ter ind ider"

154

Aydemir, Trk Edebiyatnda Kaside

diyerek, tegazzle geen air, 19. beyitten itibaren kendini vmeye balar. 22. beyitte: "Bu temeddh ok mdur gird-i zihn-i pkme Hdmet-i std- rhu'1-kuds isti'dd ider" diyerek, vnmesini bitiren air, 23. beyitten itibaren tekrar medhiyeye dner ve 35. beyte kadar devam eder. "Ol edb-i dni'mz- debistn- hner Hce-i sad fenn-i 'akla nkteler ird ider" kinci bir rnek de, Hlet divanndadr. Sultan Ahmed'e sunduu ilk kasidesinde 23. beyitte medhiyeyi bitirip, 24. beyitte fahriyeye geen air, 28. beyitte tekrar medhiyeye dner ve burada arlkl olarak padiahn camisini ver (Hlet, lb-3a). 3. Tegazzl Kaside ierisinde air iirine bir eni katmak ya da sanat gcn sergilemek iin, genellikle bir girizgahla haber vermek kaydyla, ou zaman medhiyeden sonra, bir ksm nesbden, bir ksm fahriyeden sonra, bir ksm medhiye iinde, ok az da fahriye veya nesb iinde yer alan ve kasideyle ayn l ve uyakta sylenilen gazele tegazzl denir (Aydemir, 1994, XXX). Tegazzln beyit says daha ok 5-9 arasnda deiir ve gazelde olduu gibi tek saylarda younlar; 5-7-9 vb. Bu rakamlarn altnda ve stnde beyit saysna sahip rnekler de yok deildir. Kasidelerde yer alan tegazzllerin bir ksmnda mahlas sylenmi, ou zaman bu, kasidenin ayn zamanda ta beytini oluturmu, bir ksmnda da mahlas sylenmemitir. Bu oran yaklak yar yaryadr. Tegazzln kasideler iinde yer alma oran yzyllara gre farkllk arzetmekle beraber yaklak % 10-15 arasnda deiir. Bundan kan sonuca gre tegazzl, kasidenin olmazsa olmaz blmleri iinde deildir. 4. Fahriye Kelime anlamyla "vnme, byklenme, bbrlenme, hret, fazilet, erdem" gibi anlamlara gelen fahriye, edebiyat terimi olarak airin kendini vd, felekden yaknd, arz- hal ettii, yardm diledii, kimi zaman da yardm dilerken memduhunu vd blmn addr. Genellikle bir nceki blmden bir girizgahla fahriyeye geilir.

155

bilig 2002 Yaz Say 22

air kendisini verken daha ziyade iirdeki kudreti, tab', nazm, inas, kalemi, iirde kendisine nazir olamayaca gibi hususiyetleri dile getirir ve kimisinde de belli ahsiyetleri hedef alarak yerer. Bu vesileyle air bu blmde de bir takm isimler zikreder. Bu isimler airin genellikle kendini kyaslamak; ou zaman onlardan stn grmek, bazen onlarla eit saymak, bazen de onlar yermek vesilesiyle zikrettii isimlerdir. Bu isimlerin banda airin kelimeleri mucizev bir ekilde dizmesi ile ilgili olarak Hz. sa-Mesih, lleri diriltmesi zelliiyle zikredilir. Bundan sonraki isimler ise, kasidenin yazld dnemde reva bulan, bata ran airleri olmak zere, airlerin isimleridir. Mesela XVII. yy.da sa'dan sonra rf'nin ad anlmtr. Genel olarak baklnca bu isimlerin, Hkn, Enver, Ms-Kelm, Selmn, Rstem, Cem, Ysuf, Keml, Hassan, Feltun, T-lib-i ml, Feyz-i Hind, Ma'n, Nizam gibi ahsiyetler olduu grlr. Fahriyesi bulunan kasidelerin ou medhiyeden sonra, bir ksm tegaz-zlden sonra, bir ksm dorudan, bir ksm da nesbden sonra yer alr. ok az da olsa duadan sonra ve medhiye iinde yer alan rnekleri de vardr. Kasidelerin fahriye blmlerinin yzyllara gre oranlar genel olarak deimezken, beyit saylarnda farkllklar vardr. XIII.-XV. yy.da (Keskin, 1994, 58-68) beyit saylarnn younluu 1-3, XVI. yy.da (akc, 1996, 35) 1-5 arasnda iken, XVII. yy.da (Aydemir, 1994, 34) bu younluk 3-11 beyit arasndadr. Genel younluk daha ok 1-15 beyit arasnda deiir. Bu rakamn zerinde de rnekleri vardr. Trler baznda bakldnda, fahriye blmnn medhiye trnde yazlan kasidelerde daha fazla yer alm olduu grlr. 5. Du': Du', kasidenin son blmdr. Genellikle air bu blme getiini bir girizgahla haber verir. Kasidenin btnlne de dikkat edilerek; mem-duhun mrnn uzun olmas, sadaretinin devam, talihinin iyi gitmesi gibi dileklere yer verilen blmdr. zellikle tevhid ve na'tda zaman zaman air kendisine de du'a eder. Kasidelerin % 90'a yaknnda du'a bir blm olarak yer alr. Beyit says olarak da younluk 1-4 beyit arasndadr. Bunu aan rnekler de vardr. Ancak yzyllara gre de bu rakamlar deiebilmektedir. Mesela XIII.-XV yy.da (Keskin, 1994, 68-72) beyit says younluu 1 ve 2 beyitte eit oranda younlarken, XVI. yy.da (akc,

156

Aydemir, Trk Edebiyatnda Kaside

2996,38) 1 beyitte, XVII. yy.da (Aydemir 1994, XXXVIII) ise bu younluk 2 beyit zerindedir. air du ederken, kasidenin btnlne, nesbinde iledii konuya ve medhiyesinde dile getirdii vasflarna uygun kelimeler semeye dikkat eder. zellikle nesbi olan kasidelerde duann nesb ile irtibatlandrlma-sma zen gsterilmitir. Nesbi olmayp, dorudan medhiye ile balanlan kasidelerde ve hatta dorudan fahriye ile iire balanan kasidelerde de bu btnlk gzard edilmemitir (Aydemir, 1996,158). Ta Beyti Ta beyti genellikle kasidenin sonlarnda, du'a blmnde veya du'aya gei beytinde bulunur. Eer kasidede tegazzl bulunursa, ou zaman tegazzln mahlas beyti ayn zamanda kasidenin ta beytidir de. Bazan ta beyti fahriye iinde, medhiye iinde, fahriyeye girizgah beytinde veya kasidenin herhangi bir yerinde bulunabilir. Ta beyti kasidelerde % 85 orannda yer almtr. ounluu 1 beyitten oluurken ift ta beyti bulunan kaside rneklerine de rastlanr. XVII. Yzylda, Ta beyiti bulunan 653 kasideden 18'i (% 2.75), iki ta beyitine sahiptir. Bunlardan 8'i tegazzln mahlas beyitinde, 10'u da, tegazzln dnda ift ta beyiti kullanlan kaside rnekleridir. ift ta beyiti bulunan kasidelerin 9'u girizgah, 2'si dua beyitidir. Ta beyiti bulunan kasidelerin birinde de, 3 ta beyiti vardr (Bilkan, 1997, C.1,95). Bu beyitten biri tegazzln mahlas beyiti, dier ikisi kasidenin dier blmlerinde geen beyitlerdir. Sonu Kaside, ilk beyti kendi arasnda kafiyeli, dier beyitlerin ilk msralar serbest, ikinci msralar ise matla beytiyle ayn kafiyede olan ve belli bir maksada ynelik olarak yazlan nazm eklinin addr. Bu nazm ekliyle tev-hid, mnacaat, naat, medhiye, fahriye, hicviye, mersiye vs. trlerinde iirler yazlr. Kasidede batan sona aruzun ayn kalb kullanlr. Bir iirin kaside olabilmesi iin biri maksud blm olmak zere en az iki blmnn bulunmas gerekir. Kasidenin beyit saysnda bir snrlama yoktur. Ortalama bir kaside 30-45 beyit arasnda yazlmtr. Kaside be ana blmden oluur: Nesib/tebib, maksud, tegazzl, fahriye ve dua. Kasidenin isimlendirilmesi ya nesibinde ilenilen konuya, veya redifine ya da kafiyesine gre yaplr. Bir kasidede her blmn olmas art deildir. Girizgah bir blmn ad deil, blmler aras geii salayan bir ya da birka

157

bilig 2002 Yaz Say 22

beyittir. ounlukla her blm haber veren bir girizgh vardr. Buraya kadar kaside hakknda verdiimiz bilgileri somutlatrmak iin, Riyz'nin bir kasidesini rnek olarak alyoruz. Kasidenin nesbi "smbl"dr. Nesbinde konu olarak ilenen snbl ayn zamanda kasidenin redifidir de. Bize gre bu kasidenin blmleri u ekildedir: 1-17. beyitler Nesb; 18. beyit Girizgah; 19-31. beyitler Medhiye; 32. beyit Tegazzl iin Girizgah; 33-39. beyitler Tegazzl; 40-44. beyitler Fahriye; 45. beyit Dua blmdr. Der Medh-i Nakb'l-Erf Allme Efendi 1- Olal mlk-i emende eh-i kiver snbl Geydi bir kngreli tc- mcevher snbl 2- Sahn- glzra dendi yine bir sebz bist Ser-be-ser olm anun nak musavver snbl 3- nne ddi getrdi gli mlk-i emene Old destinde ess ile reh-ber snbl 4- Nev-bahr irdi yine nfe-g old sab Bezrn-i glzr n'ola itse mu'anber snbl 5- Old Hind-bee-i micmere-gerdn- emen Tutsa destinde nola pre-i anber snbl 6- Oca drevndur ki kup evce yine Her tarafdan dkilen b olur ter snbl 7- Gsterr bir emeni serve ep eb-klehin eh-levendne ider cilve-i ho-ter snbl 8- Bir gzel dilber-i ra'ndur ocakdan kopma Sanki devrmesidr h- gln her snbl 9- Zlf-i mgne zmrrdden idinmi ne Arz ider halka yine ve-i duhter snbl

158

Aydemir, Trk Edebiyatnda Kaside

10- Bstn zre kup destine alm te tdi Ferhd'a bugn kendyi hem-ser snbl 11- Ahenn mifer ile gk demre gark olm Nzesi elde olup merd-i dilver snbl 12- Sanmanuz cnbi ider bd ile rakks-sfat Bezm-i glende iki t ile oynar snbl 13- Bir yeil pe nice kse-i n dizmi Kse-bz old emen mlkine benzer snbl 14- Oca sanma girp direye yakd bahr Kendye itse n'ola halk musahhar snbl 15- Toldurup n taban arak- jale ile Seheri def-i humar eylemek ister snbl 16- Mest olup aya zre turamazsa ne acep ekdi 0,rindne meer bir iki sgar snbl 17- Gyiy kim eline mhre-i mn alm Virmee safha-i sebz-i emene fer snbl 18- Kilk-i sebz ile ider n devtm izhr Yazmaa mahmidet-i hazret-i dver snbl 19- Gl-i l-i emenistn- siydet kim B- fazlnda felek old bir ahdar snbl 20- Mazhar- feyz-i sehb- keremn olsa eer Llesinden akda eme-i kevser snbl 21- Dem-i tahrrde alsan elne hme-i sebz Ola be dnel bir ak gzel ter snbl

159

bilig 2002 Yaz Say 22

22- Srme-dn alm ele ml ile maksd bu kim ine hk-i dernden koya aber snbl 23- Dhil-i glen-i bezm-i keremn old meer Ki toknm serine em'-i mnevver snbl 24- Matbahundan u duhn kim kar eflke takar Ferkadn farkna bir turfe mu'anber snbl 25- Mazhar- em-i cihn-szun olursa grine em-i a'dya yedi balu bir ejder snbl 26- Szen ritesin alm eline gy kim Midhatn yazma in sem'ine mstar snbl 27- Gh olur kim geyinr tel kebd hr Meclis-i devletne olmaa ker snbl 28- ki yaprayla gy ki kalender olm Ksesiyle der-i lutfundan ider cer snbl 29- Geri bir kse kebd idi vel lutfunla Kpe gedi aya old tvn-ger snbl 30- Tutduun-n ser-i dest-i gher-efnufida Lcce-i cd u sehya ola anber snbl 31- Necm-i jleyle dner kevkeb-i gs-dra Pertev-i lutfun ile olsa mnevver snbl 32- Dikilp bir aya zre kalender-vr Eyledi bu gazel-i dil-kei ezber snbl 33- Hl-i mgini ile zlfi muanber snbl Tb- ruhsr ile kkli ahmer snbl

160

Aydemir, Trk Edebiyatnda Kaside

34- Sa snbllerine ta'ne ider glzrun Olma y zlf-i semen-sria ber--ber snbl 35- Zlfnn stine dk kkl-i mgn-tn Glen-i hsnne t kim ola katmer snbl 36- Dg- sevdan ile yanup tutuur her lle Zlfnn, balamalu gk delisi her snbl 37- karup kkl-i mgnn ile genden Azm-i b eyle nic'olur ana gster snbl 38- Ser-i emr-i mahabbetle idp h-be-h Ser-be-ser sinesine ekdi elifler snbl 39- Cennet-i kuyuna umaa olup meyli mdm Gk kebter gibi glende aar per snbl 40- Ey Riyz ne glistana safdur shanm Kim anun diresi ola ser--ser snbl 41- hid-i nazma geyrdm yine bir hb libs Kim anun nak u nign ola yek-ser snbl 42- Medhn ile n'ola gklerde yir itse shanm Konlur niteki mnlara ekser snbl 43- Hkden kaldurup el zre tutarsan yiridr Elde ho yaraur ey merd-i hnerver snbl 44- T ki feyziyle sehb u afak u hurdn Geh kebd ola geh srh geh ahdar snbl 45- Tutlup d'im el stinde ser-efrz olasn T ki gh elde tura gh ola ber-ser snbl (Akgz, 1986, C.l, 233-36)

161

bilig 2002 Yaz Say 22

Kaynaklar ABDULKADROGLU, Abdulkerim -DEMRBAG, mer (1993), Sleyman d Divan, Ankara. AIKGZ, Namk (1986), Riyazi Hayat, Eserleri ve Edeb Kiilii, (Dvn, Skinme ve Dstr'l-Amel'in Tenkidli Metni), Doktora Tezi, Frat niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Elaz, 3 cilt. AKARSU, Kamil (1993), Rumelili Zaf Divan'ndan Semeler, M.E.B. Yay. stanbul. AKKU, Metin (1993), Nef Dvn, Aka Yaynlar, Ankara. AKYZ, Kenan -vd. (1992), Fuzl Divan, Aka Yaynlar, Ankara. L, Dvn, Sleymaniye Ktphanesi, Hac Mahmud Efendi, 5338 ARF, Dvn, Sleymaniye Ktphanesi, Esat Efendi, 2660 ARSLAN, Mehmet - AKSOYAK, . Hakk (1994), Hamet Klliyt, Sivas. ARSLAN, Mehmet (1999), Trk Edebiyatnda Manzum Surnameler, Atatrk Kltr Merkezi Bakanl Yaynlar, Ankara 854s. ASLAN, Mustafa (1990), ehr Dvn, Yksek Lisans Tezi, Erciyes niversitesi, Kayseri. ATY, Dvn, Yz. A.673/1, Millet Ktphanesi, Ali Emr, Manzum Eserler, nr. 302. AYAN, Hseyin (1981), Cevr, Hayat, Edeb Kiilii, Eserleri ve Dvnnn Tenkidli Metni, Atatrk niversitesi, Erzurum. AYDEMR, Abdullah (Ty.), Ebussuud Efendi ve Tefsirdeki Metodu, Diyanet leri Bakanl Yaynlar. AYDEMR, Yaar (1994), XVII.yy. Trk Edebiyatnda Kasde, Gazi ni. Sos. Bil. Ens. Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, Ankara. AYDEMR, Yaar (1995), "Girizgha Dair", Trk Kltr Dergisi, Say 389, Eyll 1995 s.546-551, Ankara. AYDEMR, Yaar (1996), "Kasidede Muhteva Unsurlar", G.. Fen-Edebiyat Fak. Sosyal Bilimler Dergisi, c.l, Say 1, Ankara. AYDEMR, Yaar (2000), Behit Divan, MEB. Yay., Ankara. AZM, Dvn, Sleymaniye Ktphanesi, Lala smail, 447/4. AZMZDE Hlet, Divan, Sleymaniye Ktphanesi, Kasdecizde 420 BAYRAKTUTAN, Ltfi (1985), eyhlislam Yahya (Hayat, Eserleri, Edeb Kiilii ve Divan'nn Tenkidli Metni), Atatrk ni., S.B.E., Yaynlanmam Doktora Tezi, Erzurum.

162

Aydemir, Trk Edebiyatnda Kaside

BLKAN, Ali Fuat (1997), Nb Dvn, MEB. Yay., stanbul, II. cilt BYK TRK Klasikleri, stanbul 1987, C.6-7 CEM', Dvn, Sleymaniye Ktphanesi, brahin Efendi, 210/1 CENNET Mehmet Fen, Dvn, Milli Ktphane, Yz. A.2632 COKUN, Ali Osman (1990), Simke-zde Feyz Dvn, nceleme-Metin-ndeks, Doktora Tezi, Gazi niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Ankara. ALI, Adnan (1990), Vine-zde zzeti (1.1092/1681) Hayat, Edeb Kiilii ve Dvnnn Tenkidli Metni, Yksek Lisans Tezi, Seluk niversitesi, Konya. AKICI, Bilal (1996), Eski Trk Edebiyatnda Kaside Nazm ekli (XVI. yzyl), Gazi ni. Sos. Bil. Ens., Yksek Lisans Tezi, Ankara. AVUOLU, Mehmet (1982), Helk Divan Tenkitli Metin, st. ni. Ed. Fak. Yay. stanbul. AVUOLU, Mehmet (1986) "Kasde", Trk Dili, Trk iiri zel Says, II. (Divan iiri) S.415,416,417, Ankara AVUOLU, Mehmet (1977), Yahy Bey Divan, Tenkitli Metin, stanbul niversitesi Yaynlar, stanbul. AVUOLU, Mehmet - TANYER, M. Ali (1981), Hayreti Divan Tenkitli Metin, st. ni. Ed. Fak. Yay. stanbul. ETN, M. Nihat (1973) Eski Arap iiri, stanbul DEMRBA, mer (1999), Koca Ragp Paa Divan, Y,Y. ni. S.B.E., Yaynlanmam Doktora Tezi, Van. DOAN, Ahmet (1995), Mtak Baba, Hayat ve Edeb ahsiyeti, Aka Yay., Ank. DUKAKNZDE Ahmed, Dvn, Milli Ktphane, Yz. FB.345 ERGUN, Sadeddin Nzhet (1933), Sabh, Hayat ve Eserleri, stanbul. FAZ, Dvn, Milli Ktphane, MFA (A) 460 FZ, Dvn, Milli Ktphane, Yz. A.795 FENN, Dvn (Haz. Ali kir Ergin), Ankara 1996 FEYZ, Dvn, Milli Ktphane, Yz. F.B.274/3 FTH, Dvn, Sleymaniye Ktphanesi, MFA.953 GGN, nder (1987), Ziya Paa, Kltr Bak. Yay. Ankara. GLHAN, Abdlkerim (1989), Nzik Dvn nceleme-Metin, Yksek Lisans Tezi, Uluda niversitesi, Bursa.

163

bilig 2002 Yaz Say 22

HORATA, Osman (1987), Nedm-i Kadm Divnesi, K.B.Y, Ankara. PEKTEN, Haluk (1974), Divn- smet, A.ni. Yaynlar, Ankara. PEKTEN, Haluk (1989), Enderunlu Vsf, Kltr Bak. Yay. Ankara. PEKTEN, Haluk (1990), Nil Dvm, Aka Yaynlar, Ankara PEKTEN, Haluk (1997), Eski Trk Edebiyat Nazm ekilleri ve Aruz, stanbul 346s. PEKTEN, Haluk -SEN, Mustafa (1992) "XVI. Yzyl Divan Edebiyat", Trk Dnyas El Kitab, II. Bask, Ankara SEN, Mustafa (1990), Usl Divan, Aka Yaynlar, Ankara. KABL, Dvn, Milli Ktphane, Yz. A. 2450 KAHRAMAN, Bahattin (1989), Ar Divam'nn Tenkidli Metni, S.ni., S.B.E., Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, Konya. KALKIIM, Muhsin (1994), eyh Glib Divan, Aka Yay. Ankara. KAPLAN, Mahmut (1981), Net Divan, Hayat, Sanat, Edebi Kiilii, Y.Lisans Tezi, D.T.C.E, Ankara. KARACAN, Turgut (1991), Bosnal Alaeddin Sabit Divan, Cumhuriyet niversitesi Yaynlar, Sivas. KARAHAN, Abdulkadir (1966), Fign ve Divanesi, stanbul. KASIR, Hasan Ali (1990), Sabr Mehmet erif Dvn, (nceleme-Karlatrmah Metin), Yksek Lisans Tezi, A... KF, Dvn, Milli Ktphane, MFA (A)1050 KF, Dvn, Milli Ktphane, Yz. FB.251/3 KAYAALP, sa (1991), LAhmet (Baht) Dvn, Yksek Lisans Tezi, stanbul niversitesi, stanbul. KAYGULU, Remzi (1932), Dvn- Kelm, Tenkidli Metin, ..E.F., Lisans tezi, stanbul. KAYHAN, Hasibe (1991), Rd, Hayat, Edeb Kiilii ve Dvnnn Tenkidli Metni, Yksek Lisans Tezi, S.., Konya. KESKN, Aye Glay (1994), Klasik Trk Edebiyatnda Kasde Nazm ekli (X11I-XIV-XV. Asrlar), Gazi ni. Sos. Bil. Ens., Yaynlanmam Yk sek Lisans Tezi, Ankara VIII+241s.. , KOYUNCU, Fehmi (1982), Kudusi Divan, Ankara. KPRL, M. Fuat (1980), Trk Edebiyat Tarihi, stanbul KRENKOVV, E (1988) "Kasde", slam Ansiklopedisi, MEB. Yay., stanbul, C.VI, s.388

164

Aydemir, Trk Edebiyatnda Kaside

KURTOLU, Orhan (1995), Zat Divam'nn Gazeller Dnda Kalan iirleri zerine Bir Aratrma, Gazi ni. S.B.E., Y.Lisans tezi, Ankara. KK, Sabahattin (1994), Bk Divan Tenkitli Basm, Trk Dil Kurumu Yaynlar, Ankara KLEK, Numan (1985), Ganizde Ndir (11036/1626), Hayat, Edeb Kiilii, Dvn ve ehnmesinin Tenkidli Metni, A.., Doktora Tezi, Erzurum. LA'L Mehmet Fen, Dvn, Milli Ktphane, Yz. A.4122/2 LEYL Hanm Divan, Bulak 1260 MACT, Muhsin (1997), Nedm Divan, Aka Yay., Ankara. MAHV, Dvn, Milli Ktphane, Yz. FB.321/8. MANTIK, Dvn, Milli Ktphane, EHT.A. 2686, Necerzde Mehmet Salih Efendi Matbaas, stanbul 1284/1868 MERMER, Ahmet (1991), Mezk, Hayat, Edeb Kiilii ve Dvnnn Tenkidli Metni, AKM.Yay., Ankara. NAK, Dvn, Sleymaniye Ktphanesi, Esad Efendi, 2709/1 NM, Dvn, Milli Ktphane, Yz. A.538. NZIM, Dvn, Sleymaniye Ktphanesi, Lala smail Aa, 490 NAZM, Dvn, Milli Ktphane, Yz. A.3351 OKATAN, Halil brahim (1994), Kafzde Fiz Dvn, Tenkidli Metin, Ege niversitesi, Doktora Tezi, zmir. OKUYUCU, Cihan (1994), Cinn, Hayat, Eserleri, Divannn Tenkitli Metni, Trk Dil Kurumu Yaynlar, Ankara. ZDEMR, Hikmet (1996), Adile Sultan Divan, Kltr Bakanl Yaynlar, Ankara. ZDNG, Vicdan (1988), Tfl Ahmet elebi, Hayat, Edeb Kiilii ve Dvnnn Tenkidli Metni, Yksek Lisans Tezi, S..S.B.E., Eski Trk Edebiyat Ana Bilim Dal, Konya. ZGL, M. Kayahan (1987), Leskofal Glib, Kltr Bak. Yay. Ankara. ZGL, M. Kayahan (1989), Yeniehirli Avn, Kltr Bakanl Yay. Ank. ZN, M. Nihat (1941), Son Asr Trk Edebiyat Tarihi, stanbul. ZYILDIRIM, Ali Emre (1999), Hamdullah Hamd ve Dvn, Kltr Bak., Yay., Ankara PARLATIR, smail (1986), Recizde Mahmud Ekrem, Kltr Bak. Yay. Ankara.

165

bilig 2002 Yaz Say 22

RM, Dvn, Milli Ktphane, MFA (D) 606 RSH, Dvn, Milli Ktphane, Yz. FB.252/1 RESM, Dvn, Sleymaniye Ktphanesi, Haim Paa, 85/1 RUH-i Badd (1287), Klliyt- E'r. SABR, Dvn, Sleymaniye Ktphanesi, Raid Efendi, 765/1 SUNGUR, Necti (1990), h Divan, nceleme-Metin, Gazi ni. S:B:E., Yaynlanmam Y.Lisans tezi, Ankara. EREF Hanm, Divan, stanbul 1284 ERF, Dvn, Sleymaniye Ktphanesi, Esad Efendi, 3442/5. EYH Rz, Dvan, MFA. (A). 3233. NS, Dvn, Sleymaniye Ktphanesi, Esad Efendi, 2648. TLB, Dvn, Milli Ktphane, Yz. FB. 191. TANPINAR, A. Hamdi (1985), XIX. Asr Trk Edebiyat Tarihi VI. Bask, stanbul. TARLAN, Ali Nihat (1945), Hayl Bey Divan, stanbul TECELL, Dvn, Milli Ktphane, MFA (D)1008. TMURTA, E Kadri (1963), eyt'nn Hsrev rn'i, stanbul. TULUM, Mertol - TANYER, M. Ali (1977), Nev'i Yahy Divan, stanbul SKDARLI Srr, Dvn, Milli Ktphane, MFA (D) 1081 STAD CELL Hmy (T.y.), Fnn- Belgt ve Sn't- Edeb, Tahran ZGR, Tahir (1991), Fehm-i Kadm, Hayat, Sanat, Dvn ve Metnin Bugnk Trkesi, A.K.D.T.Y.K., Ankara. VA'D, Dvn, Milli Ktphane, MFA (A) 397. VEYS, Dvn, Milli Ktphane, MFA (A) 4281. YATMAN, Mustafa (1989), Osmanzde Tib Divanndan Semeler, Kltr Bak. Yay. Ankara. YILMAZ, Kaif (1984), Gft Ati, Hayat, Eserleri, Edeb Kiilii, Dvn ve Teru'ft'-u''aras''nn Tenkidli Metni, Doktora Tezi, A.., Erzurum. YSR, Dvn, Sleymaniye Ktphanesi, zmir, 532/1 ZUHR, Dvn, Milli Ktphane, MFA (D) 854

166

Kaside in Turkish Literature

Dr. Yaar AYDEMR Gazi University Gazi Education Faculty Abstract: The word "Kaside" comes from the word "kasada" in Arabic and it means "to mean, to deliberate, to intent". As a literature term it is a form verse whose first couplet rhymes, next lines of poetry has the same rhyming of the first couplet and it is written in accordance with the meter of Arus' same meter from the beginning to the end. By using this form of verse kind of tevhid, mnacaat, naat, eulogy, satirical poem, elegy etc. has been written, Kaside is named in accordance with the subject that is told in the part of nesib, redif or rhyming. There is no limit in the number of couplet. A kaside consist of nearly 30-45 couplets. It maybe written by almost every meter of Arus. Kaside has five main parts: these parts don't have to be contained in every kaside. To write a kaside there have to be at least two parts and the name of one them is maksud. Giving isn't a name of a part but, it is a couplet enabling the transformation between the parts. Key Words: Kaside, tevhid, mnacaat, naat, eulogy, satirical poem, elegy, nesib, tegazzl, girizgah

_______________________________________________________________

167

_______________________________________________________________

168

mumtrk Edabiyyat Aradrcs: min Abid


Eli amil Hseynolu
Azarbaycan Milli Ensiklopediyasnda "Trk xalqlarnn tannm adamlar" qrupunun rehberi zet Son iller trk xalqlarnn aradrclar va baka paa sahipleri tez-tez bir araya gelirler. Onlar gah tarihin derinliklerine iner, gah da gnmzn reallklarn inceleyirler. Belli bir zamanda bu yolda hidmati olan nsanlarn unudulmas, xatrlanmamas qsur saylmaldr. Hidmeti unudulan insanlardan biri da Emin Abiddir. ok teasssf ki, bu fedakar ziyalnn ad doumunun 100.c ilinde da anlmad, he bir yerda doum gn qeyd edilmedi. 1938-ci ilde Sovet irticasnn qurban olan emin Abide lmnden 24 il sonra beraat verdiler, aslnda bu, fiziki beraat idi. Stalinln lmnden sonra sosializm quruluunun dourduu btn nqsanlar onun adna yazld. Kommunist partiyasn va onun yaratd sosializm sistemini xilas etmak n axdlan qanlar, edilen qeddarlqlar bir nafarin adna yazld. 1956-c ilde, SSR-da 1920-1940-c llerde habs edilmi, gllelenmi insanlarn ekseriyyetina beraat varildi. O illerde hebs edilmi yz minlerla insann oxu ar eraite dzmeyib lmd. Sa qalanlarsa cemiyyatdaki nqsanlara qar mbariza apara bilacak durumda deyildi. Szde beraat e'lan edilse da, hebs edilenlere ve gllelananlera deyen zarar denilmedi. Yazc va airlerin, aradrclarn eserlerinin tam yaynlanmasna icaza verilmedi. Bir qrup mellifin yalnz seme asarleri ner edilirdi. Milli uurun oyanmasna gc takan vere bileceyindan qorxan Sovet ideoloqlan A. Abida beraat versalar de onun meqala ve serlerinin tekrar apna icaze vermediler. Anahtar Kelimeler: amin Abid, Ortaq Trk kltr, edabiyyat tarbci, milli uur.

_______________________________________________________________

bilig Yaz 2002 Say 22:169-184

169

bilig 2002 Yaz Say 22

Emin Abide bereat gec-af-mumi elan edilenden alt il sonra 1962-ci il dekabrn 21-da verildi (SSR Herbi Prokurorluu). 1898-ci ilde Bakda doulan Abid Mtellib olu Ohmedov ilk tehsilini anas Reyhann evde ad mektebde almd. Onu yaxndan tanyan, 1930-cu ilde DTK (KGB) terefinden hebs edilerek istintaqa celb edilen Azerbaycan Politexnik nstitutunun Trk Dili mallimi, dosent elesger eliyev DTK mstentiqinin sualna cavab olaraq deyib: "min Abidi men uaqlqdan zm kimi tanyram. Onun esi ad Zeynalabdin Mtalbovdur. Ne n o min Abid oldu? min sz Trk ynllyne va msavatn lideri Memmed min Resulzadeye hrmet ve ehtiramn ifadesidir (Azerbaycan Milli Tehlk&sizlik Naziriiyinin ancivi N32796). Zeynalabdini yeniyetme iken metbuatdak maqale ve serlerinde, tercmelerinde qsaca Abid kimi iletmidir, beleiikle min Abid kimi tannmdr. Anasnn uaqlar ve evdar qadnlar n tekil etdiyi mektebde elifban, "Quran" oxuma, elece de Sedinin "Glstan", "Bstan" ve b. esarlerini oxuma yrenen min Abid tehsilini Rusiyann yerli xalqlardan zne xidmet edecek kadrlar haziriamaq n ad gimnaziyada davam etdirmidi. Bu mektebda dersler yalnz rusca keilirdi. Muallim ve agirdlerin yerli xalqlarn dillerinde danmas yasaq idi. 1912-ci ilden balayaraq Bakda, Tiflisde, ravanda ner olunan qezet ve curnallarda trkce maqaleler, hekayeler, e'rlar ve tercmeler ap etdirmeye balamdr. Onun ister tercmelerinde, isterse de znn yazd er ya hekayelarda oun bir millatseverlik var. Bes 1415 yal yeniyetmede bu millatseverlik, yurdseverlik, counluq hardandr? Byk qarda air li Abbas Mznib ailelerini bele tesv'r edir; "Anam tkn fikir, keskin zekaya malik, eqlli, kamall, ev idaresini bacaran, iqtisadi cahetce anlar bir qadndr. 91 saneti mahir olduundan axamlar altunbalq, yaxalq, bamaq z tikar, gndzler ders vererdi. Bu gn evimizin, ailemizin quruiuuna bais anamdr. Atam srf avam, cahil, davakar, xeyir-arini bilmez, fana huylu bir erkakdir. Bununla barabar atam vladlarnn savadl olmasn ister, var qwesini de bu yola sarf ederdi" (Azerbaycan Elmlar Akademiyas elyazmalar nstitutunun ancivi). Atas Mtellib dayonan usta olsa da, bu neslin eceresi sonuncu Bak xan Hseynqulu xana balanr (Aayev, 1998). 19-cu yzilin balancnda Azerbaycana hcum eden Rus ordusuna grc kkenli general Sisianov balq edirdi. O, Gencede gcl mqavimatla qarlad. Btn hedalerine va mekrlerina baxmayaraq,

Giri

170

Hseynolu, mumtrk Edabiyyat Aradrcs min Abid

Cavad xan Ziyadolu qalan ruslara teslim etmedi. Odlu silahlarla yax silahlanm rus ordusu qalann qehreman mdafieilerini qan iinde bodular. Ramazan bayram gnlerinde rus qounlar Genceni aldlar. Seher xarabazara evrilmi, eli silah tutan kimse sa qalmamdi. Dvlerde Cavad xan ve olu ehid oldu. Bu olaydan 16 ay sonra Sisianov Bak qalasns mhasireya aidi. Qalann all ve cesur mdafieisi Hseynqulu xan Bak qaiasnn giri qaps yaxnhnda general Sisianovun ban kesdirdi. arizmin btn teqib ve tezyiqlerine baxmayaraq bu ailede iailara qar derin bir nifret olmudur. Dayonan Mtellibin olu haqqnda byk olu air, tercmei, curnalist, nair 8li Abbas Mznib (18831938), ikinci olu nair blfez, nc olu ise Zeynalabdin haqqnda qaynaqlarda bilgiye rast geldik. 1905-ci ilde Rusiyada ba vermi inqilabdan sonra recim laxiam, mstemleke altnda qalan xalqlara ana dillerinde mekteb amalarna, qezet ve curnal ner etmelerine qoyulmu engeller azalm, senzor nezareti zeiflemidi. Bu imkandan istifade eden arabadzelden air li Abbas Mznib dvri metbuatda ardicl x edir. 1909-cu ilde nere balayan satirik "Zenbur" curnalmn aparc melliflerinden biri, 1910-cu den ise redaktr olur. "Zenbur" balandqdan sonra li Abbas Mznib "ahabi-sakib" (Yandnc yldnm) adl derginin nerine icaze alr. Lakin bu derginin de mr ox qsa olur. 1911-ci ilde ar Rusiyas mstemlekecilik aleyhine yazd er ve meqalelere gre li Abbas Mznibin ner etdiyi dergini qapadr, z de Sibire (Sibirya: Kemi Sovetler Biryindo byk bir blge ad. Bu yerler z adn Trklerin Savir, Sabur tayfalarnn adndan almdr. Ruslar buran 17-ci yzilde igal etmeye balamlar. Sibirde insanlar seyrek yaadndan, q uzun srdynden, yaam sertleri etin olduundan Rusiya hkumeti burada oxlu hebsxanalar ve srgn yerleri yaratmd.) srgn olunur. 1913-c ilde Romanovlar slalesinin Rusiyada hakimiyyete gelmesi mnasibatiie verilen byk evfi-mumi (amnistiya) li Abbas Mznibe de amil edilir. air vetenine dnb yaradcln davam etdirlr. Milli uurun Formalamas Bele bir ailede byyen min Abid gene yalarnda Abid, Abid Mtellibzade, Abid Mtellib olu, Abid Alp Mtellib olu, Qozqurab bey ve b. imzalarla 40 mellif vereqi hecminde bedii yazlar ap etdirir.

171

bilig 2002 Yaz Say 22

1918-ci il mayn 28-da Osmanl Ordusunun yardm ile Azarbaycanda Milli Hkmet qurulur. Rus iallan mweqqeti da olsa Qafqazdan al zmeli olur. Yeni qurulmu hkmet amin Abidin arzularnn reallamasna vesila olur. O, maarif komissarina ariza yazaraq stanbulda tahsil almaa getmak istayinda olduunu bildirir (Azerbaycan Elmlar Akademiyas elyazmalar nstitutunun arxivi). Arzusuna atan 3min Abid nca stanbulda "Darl-malliminaliye"yi bitirib. 1921-ci ilde vatana dnr. Burada byk dayiikliklar ba vermidi. Milli Hkmat devrilmi, Rusiya 1920-ci ilin aprelin 28-da boleviklarin rahbarliyi ila Azarbaycan igal etmidi. Milli dnceli insanlarn oxu gllelanmi, habs edilmi, yaxud ikaden qamaq zorunda qalmd. Yeni maktablar alsa da orada ders deyecak muallimler, derslikler atmrd. Xarici fkelerden, xsusen de Trkiyaden mellimlar va baqa pea sahibleri davet edilmidilar. Bele bir etin vaziyyetde amin Abid ayda 35 AB dollar taqadla stanbul Darlfnunda oxumaa gnderilir (Azarbaycan Milli Tahlkesizlik Nazirliyinin arxivi N32796). Azarbaycann ali va mumtahsil mekteblerinin dersliye olan tafebatn demak n asasan rusca yazlm kitablar tercma edilirdi. Azarbaycania bal olan derslikler isa yeni yazlmalyd. Azerbaycan SSR Xalq Maarif Komissarl ali va orta mektablarda mallim ve talebelerin "Azarbaycan edebiyat tarihi" darsliyina olan telebatn demak n Firuddin Kerlinin "Azerbaycan adabiyyat"ni (1) va Hseyn Qaibovun "Azerbaycanda mehur olan erann e'arna mecmuedir" (2) (eserini bir nee yazya va tecrbeli pedaqoqa vererek, ap n hansnn daha mnasib olduunu yrenmek isteyir (Azerbaycan Milli Tehlkesizlik Nazirliyinin arxivi, say 269342). Trkiyeden davet edilmi smayl Hikmete (3) va stanbul Darlfununun edebiyyat fakltesinde oxuyan emin Abide da edebiyyat tarixi yazmaq taprlr. emin Abid Trkiyenin, rann, Qafqazn kitabxanalar,arivleri ve ahsi kitabxanalarla kifayetlenmir. Budapet ve Vyanada elmi ezamiyyetda olur, mehur trkoloqlarla grb onlardan meslehetlar alr. O, stanbul va Ankarada ap olunan dergilerde Azerbaycan edebiyyatna aid meqaleler yazmaqla, "Trk oca"nda feal itirak etmekla kifayatlenmir (ahbazov, 1926). Memmed amin Resulzadenin rehberlik etdiyi Azerbaycan mhacirlerinin toplantlarna qatlr, ap etdirdiklari "Yeni Kafkasya" dergisinde gizli imzalarla erlerini ve meqaielerini yaynladr (Azerbaycan Milli Tehlkesizlik Nazirliyinin arxivi N32796).

172

Hseynolu, mumtrk Edabiyyat Aradrcs min Abid

emin Abidin Azerbaycanda baslan ilk sanball elmi meqalesi "Azeri edabiyyatnda trkcenin takaml"dr (Abid 1926). Dargi onu aadaki qeydle yaynlamd: "stanbul Darlfnunun edebiyyat fakltasini bitirmakda olan vatandamz min Abidin bu birinci meqalasini kamal-mamnuniyyatla derc ediyoruz. Meqalede ustad olan mhteram professor Kprlzadanin telebesl olaraq tesiri hiss edilmekdedir. Bununla beraber 3min Abid arkadamzn bu evvalinci meqalesi kendisinin da yeni Avropa elmi sistemi elda edib mhakimasini tamamila elmi asaslar zerinda qurmaa cehd etmesi, sylediyi fikirleri har cra neql eklinden xararaq elmi tarzda sylemesi meqale sahibi n qiymetli meziyyatlardandir", Aradrma eslinda Ouz Trklari, onlarn yaylma , adabiyyatlan, dilleri haqqndadr. Dvr n olduqca garekli va nemli olan aradrmada yanllqlar da az deyil. Yazar sonraki aradrmalarnda yanllqlarn samimiyyatla etiraf etmi, onlar dzeltmeya almdr. Hatta baqa aradrclar da bela yanlla yol vermemaya araraq yazr: "Azerbaycan trkcesinin hicri yeddinci ve sekkizinci asrda balamas fikri professor Kprlzadenindir. Azarbaycanda Trkler terefindan vcuda getirilen "feodalladrmann" iqtisadi inkiafna uygun olmayan bu iddian yanl olaraq ilk defe matbuatmzda onun (4) talabesi olmaq sifetiyla men naql etmidim. Halbuki sonradan... adabiyyatmzn tedqiqine balaynca, herekatimin qetiyyen doru olmadn ve yeni bulduum vasiqalarin da bu yanll meydana xardn anlamaq mmkn oldu. smayl Hikmetin de menim ilk veziyyetim kibi eyni tesire qapld grnmekdedir" (Abid 1929). Sovet Rejimine Qar Elmi Mbarize emin Abidin stanbul Universitetinda oxuyarken yazd bir meqale byk mbahiseye sebeb oldu. O, alleqorik "Shbetl-esmar" ("Meyvelerin shbeti") mesnevisinin 16-c yzilde yaam Mahammed Fzuliya aid olduunu syleyirdi ("Shbetl-esmar" Fzulinindirmi?" 1981). Prof. Fuat Kprlzade ise bunu bir yanllq sayrd. Belaca mallim taleba arasnda dartma balamd. Bu dartman eziz Mirehmadovla Sabir eliyev 1981-ci ilde davam etdirmiler. e. Abid yalnz mellimi, eqide ve qelem dostlar ila deyil, elmda yanlla yol vermi an nfuzlu tekilatlarla bela mbahiseye girimakdan ekinmemidir. Onun "Byk ura Ensiktopediyas va Trk edabiyyat" (Abid 1929), "Zararli tenqidler" (Abid 1929) meqaleleri dvr n olduqca cesaretli idi. Moskvada yazlm ve ap olunmu her hans bir meqale, kitab eyaletlerde yol gsterici,

173

bilig 2002 Yaz Say 22

yneldici bir sened sayld vaxtda min Abid Sovetierin strateji planna qar xaraq yazr: "Nmunaferi Azerbaycan edeb Trkcesinden deyil, kend ivelerinden alan akademik (meqale mellifi Trkoloq, V.Kurq-Krayjin nezerde tutulur - ..) mahalli iveleri edebi Osmanl lisan ila mqayise ederek aralarnda qayet byk bir ferq gstermekdadir... bu he de doru netice verecek rnqayise sayla bilmez". mn Abidin bu narahatl sabebsiz deyildi. O, ar Rusiyasnn Azerbaycan Trklerini soydalar va qan qardalar olan Osmanl Trklerinden, eleca de baqa soydalarndan ayrmaq n hans siyaset yeritdiyinden xeberdar idi. Douda "Birinci Deli Petro" kimi tannan Rusiya arnn iallq plan ilk defa onun aldi ve byk qarda eli Abbas Mznibin redaktoru olduu "Dirilik" dergisinde ap edilmidi ("Dirilik" dergisi, 1914). O, Sovetlar Birliyinin szda arizmi durmadan inkar etmesine baxmayaraq, milli masalede onun planlarn hayata keirdiyini aydn grrd. Buna gre de btn yazlarnda bu ve ya baqa ekilde onlara qar dururdu. Byk Sovet Ensklopediyasnn sekkizinci cildinde akademik Marrn "Azari lehcesinin ayr-ayr danq terzlari arasndaki farq, ox byk olmaqla baraber, btn Azerbaycan Trkleri bir-birlarini anlamaqda gclk ekmirler" fikrine, "Azerbaycan edebiyyattnn Sefeviler zamanndan balamas" fikrine, elaca de baqa yanllqlara sert tepki gstarir. 1929-cu ilin iyulunda Moskvada ap olunmu Peat i revolyutsiya" (Medya va inqilab) dergisinde eli Nazimin "Azerbaycan edebiyyati" adl bir maqalasi xr. emin Abide gra bu mellifin "nqilab va madeniyyaf (Bak), "Dan yldz" (Tiflis), Trk Yurdu" (stanbul) dergilerinde ap olunmu meqalelerinin ruscaya tarcmesidir. Dergi, Sovetlar Birliyinin stratejisini yneten bir ner olsa da, . Abid ona qar durmaqdan akinmir. Azerbaycan edebiyyati tarixini 13-c yzda yaam Hesenolu ile balama yanl sayr. Hasenoludan nce Veys olu ehmedin, ems Tebrizinin olduunu sylayir. edabiyyat tariximizin miladi 7-ci yzilden balad hkmn verir. "Ouzname"ni yazl va ifahi edabiyyatmzn balanc sayr. eIi Nazimi proletar edabiyyat metodlarn, marksizm bilmamekda teqsirlendiran . Abid, z da bunlardan uzaq bir metodologiya ila edabiyyat tariximize yanaaraq yazr: "eIi Nazim byk edibimiz M. F. Axundovu Trk xalqiar edebiyyatnn gedii izinde tedqiq etmeyi bir panirkizm ideologiyas kimi qabul edir ve bu nqteyi-nezarden M.Feteliye aid yaplan bezi tedqiqlere hcum edir".

174

Hseynolu, mumtrk Edabiyyat Aradrcs min Abid

.Abida gra "Bir adabi dvr va yaxud bir adab sima haqqtnda doru netice xarmaq n onun bahralandiyi ictimai va edabi artlari aradrmaq lazmdr". Odur ki, M. Fetelinin mumtrk adabiyyatnin inkiafnda rolunu doru mayyaniadira bilecek taktlar ortaya qoyur. Aradrc kemida yaayb-yaradan edebi simalarn deyil, ada olan Nazim Hikmetin yaradclna da mumtrk edebiyyat baxmndan yanama vacib sayaraq yazr: "...Bu gn Azerbaycan, Trkstan, Tatarstan, Krm, Trkiye matbuatnda Nazim Hikmet haqqnda bir ox tahliller yapldn, eserlerinin tekrar edildiyini va ona nazireler yazldn grmekdeyik. Bu ne demekdir? Bu Azerbaycan proletar edebiyyatnda ilk defa zn gstermi olan Nazim Hikmetin btn trk xalqlart adebiyyat zerinde tesire baladn gsterir. Buna gre N.Hikmeti bir tenqidi va yahud edebiyyat tarixisi mumtrk edebiyyatnn gedii izinde tedqiq etmezse, onun edebi mvqeyini xeyalladrm olur". Tiflisde yaynlanan Zaqafqaziya Merkezi craiyya Komitesinin orqan "Yeni fikir" qezetine 1926-c ilde stanbuldan gnderilmi bir maqalade oxuyuruq: "stanbul Darlfnunun edebiyyat fakltesini bitirmek zre bulunan talebelerden emin Abid yoldan mazuniyyat "tez"i olaraq vcuda gatirdiyi "Azeri Trk edebiyyat Tarixi" nam eseri darlfnun imtahan heyeti tarafndan kabul edildi. Elmi sullara istinaden yazlan bu tatabbnama "Meclis mderrisn" (professorlar meclisi) tarafndan teqdir edilarak teb olunmasna qerar verilmidir. Darlfnunda qebul edilen eseri kitabnn son asra aid yalnz bir cildidir. mumi eser alt cilddan ibaretdir. Azeri lehcesinin zhur etdiyi tarixden asrimize qadar Azerbaycanda cereyan edan fikri ve edebi harekat, son sosioioji metodlar nezaretibare alnaraq mqayisaii tehlii ve tarkib sullarna istinaden tadqiq edilmidir. eserin bir xlasasi ganc macar mstariqlerinden Madam MargitPallu terefindan macarcaya tercma edilen emin Abid Azerbaycan Sosiaiist ura Hkumeti terafindan Avropa darlfnunlarnda oxudu-lan ganclarin an alqandr (ahbazov 1926). Bu qeydlerden va qezetde yaynlanm baqa yazlarndan li ahbazovun neinki emin Abidi, ham da stanbul Darlfnunu yax tand aydn grnr. Baqa qaynaqlar da min Abidin alt cildk edebiyyat tarixi yazdn tesdiqiase da, onu bu gnedek tam ekilda aide ede bilmemiik.

175

bilig 2002 Yaz Say 22

oxcildlik edebiyat Tarexinin ideyas 1970-ci ilde Bak Devlet Universitetinde oxuyarken e.Abidin qarda ali Abbas Mznibin byk olu Hseyn Necdetin (5) xanmindan xeyli elyazma alb Azerbaycan Devlet ve ncasanet Arxivine verdik. Bunlarn oxu min Abidin alyazmalar idi ("Maarif isi" dargisi, 1927). Hemin arxivde 3.Abidin qara mrekkeble, arab elifbas ila saliqeli yazlm, dzeliler ve alaveler edilmi "Azerbaycan trklerinin edebiyyat tarihi" eseri saxlanlr. lyazma 316 sahifedir. sas hissesini "Kitabi-Dede Qorqud"un aradnlmas tekil edir. e .Abid bu lmez abideni "Ouzname"nin bir hissesi kimi yrenir. Neinki trkdilli qaynaqlar, hetta Avropal erqnaslarn, seyyahlarn qeydlerini ortaya qoyur, Kilisli mallim Rfatin dzgn oxuya bilmediyi bir ox szlerin Azerbaycan trkcesinda oxunuunu verir (Azerbaycan Dvlet edabiyyat ve ncesanat Arivi, fond 170). 1928-30-cu illerde da onun Azerbaycanda "Kitabi-Dade Qorqud"un yrenilmesi ila bal iki meqalesi ap olunur. Bununla Azerbaycanda Qorqudnasln esas qoyulur. .Abid dastann elyazmasnda bezi szleri Azerbaycan trkcesinde oxusa da toponimlerin Azerbay-canda ve ona yaxn blgelerde olduunu gsterse da, mehellikden ox uzaq olub "Kitabi-Deda Qorqud"u mumtrk abidesi kimi aradrr. emin Abid Bakya dndkden sonra coun elmi, pedaqoji fealiyete balayr. Bak Pedaqoji Texnikumunda ders deyir, Bak Darlfnunda, Baki Maarif Evi edebiyyat derneyinde edebiyyat tariximize dair mhazireler oxuyur, Bakda, Tiflisde, Darbandda, Semerqendde, Ankarada yaynlanan dergi ve qezetlerde aradrmalarn yaynladr. Bu, ox srmr. nki 1917-ci il oktyabr devriminden sonra kommunistler hakimiyyeti ele alsalar da, quracaqlar dvletde aile, axlaq, tahsil, terbiye, edebiyyat, senet haqqnda aydn tasevvrieri yox idi. lkeni bir yenilik axtar dalas brmd. Kemi az qala tamam inkar edilirdi. Hetta fabriklari, demiryolunu ve s. skb yenisini qurmaq kimi arlar da eidilirdi. zlerini kommunistlere daha yaxn sayan edebiyyatlar khna "nezm sifetleri"ni "sufi eri", "iylenmi, qoxumu", "ibtidai", hetta ''qeyri-medeni" hesab edirdilar. Bezilen da "Biz zmz Fzulilere, Nesimilara, Vaqiflere, Mirza Fetelilara, Hseyn Cavidlare doru deyil, Verxarnlara, Uitmenlere, Jl Romenlera, Mayakovskilera ve btn dnya klassiklarine eviririk" yazrd (eliyev 1983). Bele bir mhitde min Abid "Ali mekteblarda Azerbaycan edebiyyat", "Heca vezninin tarixi", (Glen Adam; Serbast er haqqnda ilk sz 1929) "Derebeylik dvrnda Azeri edebiyyat" (Abid

176

Hseynolu, mumtrk Edabiyyat Aradrcs min Abid

1927), "Mirza Fatali Axundovun trk edebiyyatnda mvqei ve tesis etdiyi edebi mekteb" ("Maarif ve medeniyyet dergisi, 1927), "Trk xalqiar edebiyyatnda mani nevi ve Azerbaycan bayatlarnn xsusiyyetleri" ("Maarif iisi" dergisi, 1928), "Firdovsi ve Azerbaycan edebiyyat" ("Azerbaycan yrenme yolu" dergisi, 1930) ve b. meqalelerini ap etdirirdi. "Heca vazninin tarixi (edebiyyat teoriyas haqqnda)" maqalasinde e. Abid Turfan abidelerindeki yazlardan gnmzedek heca vezninin kediyi yolu izleyir. Kaqarl Mahmudun "Divani Luat-it trk"den, Yusif Xas Acibin (Balasaqunlunun) "Qudadqu Biiig"inden, ahmed Yasevinin "Divani-Hikmet'inden nmuneler verir. Yunis mrenin, Xetainin, Karemin, Oaracaolann, Kuhinin, Vaqifin, Derdlinin, Mahtumqulunun, Mahemmadaiinin ve b. yaradclq yolunu qarladirmal ekilde aradrr, bu mvzuda ondan nce sz demi trkoloqlarn fikirlerine dayanr, bezen onlarla da dartimaya girir. Konunu o qeder gzel aradrr ki, bunu diqqetle oxuyan genc qelem sahibi etin ki, z kknden, soyundan ayrlsn. emin Abid "Trk xaiqlar edebiyyatnda mani nevi ve Azerbaycan bayatlarnn xsusiyyetleri" meqalesinde be min bayati-manini qarladnr. Turfan, Altay, zbak, Mier, Kazan, Krm, Qaqauz, Anadolu, raq, Dastan trkleri arasnda geni yaylm yeddi hecal drd msral er eklini onlarn ekiz qarda olan Azerbaycan bayatlar ile qarladrr, hamisinin eyni qaynaqdan behreiendiyini inandrc delillerle sbut edir. Hammer, qnat Ko, V. Radlov, M. F. Kprlzade, Ham Nahid, Salman Mmtaz, Samoylovi ve b. tannm aradrclarla yana, bu konuda bir-iki setir yazanlarn fikirlerine da say ve diqqetle yanar. emin Abidin bu aradrmalar xalq soykknden ayrmaq isteyenlere tutarl cevab, genc qelem sahiblerini yolundan azdrmaq isteyenlere olduqca gcl mqavimet idi. Bunu aydn baa hakimiyyet daireleri onu her vasitayle sxdrr, iden sxanr, teqib edirdi. 1929-34-c illerde merkezden uzaqlarda Qubada, Adada, Adamda texnikumlarda, mumtehsil mekteblerinda ders demeli olan emin Abidi 1934-c ilde Bakya SSR Elmler Akademiyasnn Azerbaycan flialna ie gatirmeli olurlar (Azerbaycan Elmler Akademiyas Qolyazmalar Institutunun antivi). nki, hamin dvrde Azerbaycan Kommunist Partiyas M. F. Axundovun taradclndaki din aleyhine, elifba aleyhine ve s. fikirleri z ideologiyasna yaxn bilib eserlerinin oxcildIiyini hazrlama, yubileyini keirmeyi planladrmd. Bu ar ve zc iin hdesinden emin Abid qeder layiqince gele bilecek aradrc az-az taplard. "Mahur dramaturg

177

bilig 2002 Yaz Say 22

ve filosof Mirze Feteli Axundovun eserlerinin trkce ve rusca apa hazrlanmas eli Nazimle emin Abide tapnld. Onlar M. F. Axundovun cildlik eserlerini nere hazrlayb geni n sz ve erhler yazsalar da, 1937-ci ilin irticas kitabn iq z grmesini engelledi (Azerbaycan Devlet edebyyat ve ncesenat Arivi, fond 170). Bu kitaba emin Abidin 1935-ci ilde yazd n sz Azerbaycan Devlet edebiyyat ve ncesenat Arcivinin 170-ci fondunda saklanlr. Makinada latn qrafikas ile yazlm n sz 300 sehifedir. Buna baxmayaraq, .Abidin dvr metbuatda ap olunmu 10-a yaxn meqalesi axundovnasIn inkiafna gcl tekan verdi. lk defe . Abid M. F. Axundov haqqnda Avropa, Rusiya, Trkiye ve Azerbaycanda ap olunanlar qarladrd, yanllqlar ortaya qoydu. Hem de ona hakim ideologiyann baxndan ferqli bir bax formaladrd. .Abide gre, M. F. Axundovun yaradcln dzgn anlamaq n ona mtleq trk xatqlar edebiyyat izinde yanalmaldr. Fikirlerini isbatlamaq n Azerbaycan, Trkmen, zbek, Tatar edebiyyatnn, tenzimat dvr zerinde dayanr, Akif Paadan, Sedulla Paadan, Ziya Paadan sz ar, brahim inasi ile M. F. Axundovun bir zamann adam olduunu xatrladr ("Maarif ve medeniyyat" dergisi, 1927). Sonu mn Abid 1935-ci ilde i yerine teqdim etdiyi siyahda elmi tercmelerinden, erlerinden baqa ap olunmam eserlerini de gsterir. Bunlardan "Mirza efi Vazeh", "M. F. Axundovun aocivinin tasviri", "Azerbaycan folkloru", "edebiyyatmz tarxinde Sabirin mvqeyi", "Hebibi", "Natevan", "17-ci esr Azerbaycan edebiyyat" gnmzedek galib atsa da, aradrclarn diqqetini zne eke bilmeyib. Lakin iki cildlik "M. F. Axundovun elmi ve edebi grleri", "Vaqif, "Azerbaycan" sz tarixde ve hemin szle elaqedar Azerbaycan elmi edebiyyatnda mxtelif cereyanlar", "Azerbaycan edebiyyatnda er formalarnn inkiaf meseleleri", "Azerbaycan edebiyyatnaslnn inkiaf meseleleri ve bizim metodik sehvlerimiz", "Nesiminin ereb ve farsca erieri", "Bir daha "Shbetlesmar" haqqnda". ve b. aradrmalarndan he bir iz tapmaq mmkn olmad (Azerbaycan Elmler Akademiyas elyazmalar nstitutunun ancivi). 1937-ci il mayn 23-de SSR Elmler Akademiyas Azerbaycan filialnn Tarix, Dil ve edebiyyat nstitutundan (Hemin institut iki il nce SSR EA-na mraciet ederek e. Abidin elmi faaliyyatini yksek qiymetiendirerek ona mdafie etmeden elmler namizedi ad

178

Hseynolu, mumtrk Edabiyyat Aradrcs min Abid

verilmesini xahi etmidi.) idan xarlan min Abid bir il sonra Krdamir rayonunun Qaraqoyunlu kendinde mellim ileyarken habs edilir ("Maarif ve madaniyyet" dergisi, 1927). erinin hebs edildiyini gran Nafa ehmed kri-Tevfik Tanur (6) qz 1938-ci il avqustun 11da Batumdak Trkiye konsulluundan Xarken hebs edilir (Gltekin emin Abid 1999). Casusluqda ve vetena xeyanetde sulandrlan her iki vatansevere habsda minbir igance verilir. aydan sonra 1938-ci il oktyabrn 21-de saat 21 -da 39 yal emin Abid gllelenir (Azerbaycan Milli Tehlkasizlik Nazirliyinin arxivi). Nafia xanmn emelinde, hez bir cinayet tapb mahkemeya gndara bilmeseler da, 1940-c il fevraln 19-da imzalanm bir saneddan grnr ki, caza mddeti gstarilmaden islah-emak dargesi adlandrlan hebsxanalardan birine gndarib (Gltekin emin Abid 1999). emin Abid btn ruhu ve varlyla mumtrk adebiyyatina bal olub, ortaq nqteleri arayb ortaya qoyub. Bu edebiyyatn paralanmasna, mehalli edebiyyatlar eklinde yrenilmesine qart durub ve ailesini da zn da bu yolda qurban verib. Aklamalar 1 Bu elyazma bayenilerek 1925-26-c ilierde Bakda "Azerbaycan edebiyyat tarixi materiallan" adi altnda iki cild, drd hissade erab elifbas ile ap edildi. "Elm" neriyyat, kitabn birinci cildini 1978-ci, ikinci cildini 1981-ci ilde Bakda kiril elifbas ila yeni redakta, n sz ve erhlerle tekrar ner etdi. 2 Bu elyazma Bakda 1986-c ilde bir cildde kiril elifbas ile "Elm" nariyyatnda ap edildi. 3 smayl Hikmet Ertaylan 1920-ci illerde Bakya davet edilmi Trkiyeli edebiyyat aradncs idi. Onun 1928-29-cu illerde Bakda ap olunmu iki cildlik "Azerbaycan edebiyyat tarixi" kitabna e. Abid geni rey yazmdr.) 4 Azerbaycan medyas nazarda tutulur - e. 5 O texminen 13-14 il nce lmd - e. . 6 903-c ilde Yanyada (indiki Yunanstanda) doulan Nafia kiik yalarnda atas ehmad krini itirir. Anas Zehra Tevfiq Tanura ara gedir. Yeddi yanda stanbuldak Camla litseyine daxil olub orada 11 il oxuyan Nafie 1922-ci ilde stanbul Darlfnunun edebiyyat fakltesine daxil olur. Gancliyinde serler yazan Nafie, er yazan, ictimai-siyasi ilerde faal itirak edan emin Abidle tan olur ve ona ere gedir. e. Abid 1927-ci ilde Bakya dnende tahsilini baa vurmadan onunla gedir.

179

bilig 2002 Yaz Say 22

Kaynaklar: Abid, E; Azar edebiyyat tarixi etrafnda, "nqilab ve medeniyyat" dergisi, 1929, say 1,s.46. Abid, E; Azeri edebiyyatnda trkcenin tekaml "Maarif ve medeniyyet" dergisi, 1926, say 2-3, s.17-22. Abid, E. Zararli tandklar, "nkilab ve medeniyyat" dergisi, 1929, say 10, s.31-34. Abid, E; Byk ura Ensikiopediyas ve trk edebiyyat, "lnkilab ve medeniyyet" dergisi, 1929, N2, s.37. Aayev, slam; ki rejimin qurban Ali Abbas Mznib, "Xaiq" qazeti, 1998, 4 fevral. Azarbaycan Elmlar Akademiyas lyazmalar nstitutunun arivi, Ali Abbas Mznibin arivi, 37 Q.3(53) fond 1. siyah 1, saxlama vahidi 55, s.7. Azarbaycan Elmlar Akademiyas elyazmalar nsttutunun arivi, Emin Abid Ehmedovun ahsi ii. Azarbaycan Devlet Edebiyyat ve ncesanat Arivi, fond 170, siyah 1. saxlama vahidi 1. Azerbaycan Milli Tehlkesizlik Nazirliyinin arivi, E. A. Ehmedovun istintaq ii N32796. Azerbaycan Milli Tehlkesizlik Nazirliyinin arivi. Nafia Tevfik Tanur (ham da Ahmed kri) qz Ahmedovanin istintaq i, say 269342. "Azerbaycan yrenme yolu" dergisi, 1930, say 4-5, s.9-42. "Dirilik" dergisi, 1914. Emin, Abid; Heca vezninin tarixi. "Maarif iisi" cumal, 1927, N3, s.50-55, N4, S.58-6, N6-7, s. 45-62. Aliyev, M; Edebi tenqid ve vezn problemi, "Azerbaycan Sovet anqidinin problemleri", 1983, ADU neriyyat, Bak, s. 78. Firdovsi; ahname, 1934, Azernar, Bak, s. 94-107. Glen Adam; Serbest er hakknda lk sz, "Maarif iisi" dergisi, 929, N1. Gltekin emin Abid; Buzlu Cehennem, (Tertib edeni ve n sz: amil), Bak, 1999. Kerli, Firuddin; 1978, Azerbaycan edebiyyat, Elm, Bak, C. I. "Maarif ve medeniyyet" dergisi, 1927, say 4-5, s.42-45. "Maarif iisi" dergisi, 1927, say 3, s.50-55, say 4, s.58-61, say 6- , s.45-62. "Maarif iisi" dergisi, 1928, say 4, s.40-44, say 5-6, s.24-32, say -8, s.87-93. "Shbetl-esmar" Fzulinindirmi? "Azerbaycan" dergisi, 1981, N7, s. 94-201.

180

Hseynolu, mumtrk Edabiyyat Aradrcs min Abid

SSR Harbi Prokurorluunun Zaqafqaziya daresinin verdiyi arays. rayn sureti exsi arxivimdedir. ahbazov,e; stanbul Darlfnunda Azeri edebiyyat tarixi, "Yeni kir" qezeti, 1926, 9 yanvar.

181

The Investigator of All-Turkish Literature - Amin Abed


Ali Shamil Hussein Olu The leader of the group in the Azerbaijan Encyclopeia Abstract: Recently the investigators and men of other professions of Turkish peoples have often come together. They either go down the depth of history or investigate the realities of the present day. In such period it must be considered as a fault to forget, not to remember the men who took an active part in this. One of the men whose services are forgotten is Amin Abed. It is so pity that even in his 100m anniversary the name of this selfless intellectual was not remembered, his birthday was not celebrated anywhere. Amin Abed devoted ali of his life to the investigation of all-Turkish literatre. He has a lot of works about it. 24 years after Amin Abed's death who became a victim of the Soviet reaction in 1938 he was fully exonerated. But in reality that was a physical rehabilitation. After Stalin's death ali the shortcomings that were caused by socialism were written on his name. Blood that was shed, cruelties that were acted in order to save the communst party and the socialism system that was created by it were written on only one person's name. In 1956 most of the men who were arrested and shot during 1920-1940 in USSR were exonerated. Most of hundreds of per-sons who were arrested during those years could not bear hard condition and died. Those who were alive were not able to struggle against the shortcomings of the society. Although the rehabilitation was deciared in words, the damage to the arrested persons and those who were shot were not paid. The publishing of the works of writers, poets and investigators were not allowed. Only selected works of a group of authors were published. Although the Soviet ideologists who were afraid of a strong stimulus that could arouse the national consciousness rehabilitated Amin Abed they did not allow publishing his articles and poems again. Key Words: Amin Abed, Common Turkish Culture, History of Literature, National Consciousness _______________________________________________________________

182

183

Uurlu, Yayn Tantm

YAYIN TANITIM Trkmen Trkesi zerine Yeni Aratrmalar Mustafa Uurlu, Krkkale niversitesi Trk Dnyasnn yaknlamasnn nndeki siyas engeller, son zamanlarda byk lde ortadan kalkmtr. Bilhassa, Sovyetler Birlii zamannda darya kapal olan Trklerin yaad blgelere gidebilmek artk olduka kolaylamtr. Bu, btn dnyda olduu gibi Trkiye'de de Trk topluluklarna kar kltrel ve ekonomik ynden bir ilgi dourmutur. Bu durum, Trklk bilimi asndan da faydal olmu; kaynaklara daha rahat ulaabilme imknnn artmasyla doru orantl olarak Trk leheleri zerine yaplan almalar da gn getike artmaktadr. Ancak, yaplanlar arzu edilen dzeyde deildir. En azndan, btn Trk lehelerinin mufassal karlatrmal szlkleri ve gramerleri bile henz yaynanamamtr. Prof. Dr. Ahmet B. Ercilasun bakanlndaki bir grup aratrc tarafndan bu konuda yaplan almalar takdir ediyor ve neticesini drt gzle bekliyoruz1. Trk leheleri zerine imdiye kadar birok aratrma yaymlanmtr; bunlar arasnda Sovyetler Birlii zamannda yaplanlar, baz eksik ve yanllarna ramen, hem eitlilik hem de say bakmndan ne kmaktadr. Mesel, "Trk diller" (Tyurskie yazki) kk veya byk szlk ve gramerleri yaymlanmtr. Trkiye'de ise, bu tr almalar yok denecek kadar azdr; bilhassa, nfusa kalabalk Trk topluluklarnn yaz dilleriyle ilgili szlk ve gramerlere eitli ilikilerin yrtlebilmesi iin acilen ihtiya vardr. 1. Trkmenler Trkmenler, Trk topluluklar iinde hem nfus, hem de Trkiye ile etnik ve tarih balar bakmndan nemlidir. Teke, Yomut, Ersar, Sark, Salr, Gklen, ovdur gibi kabilelerden oluan uzun yllar gebe bir hayat sren Trkmenler, Trkiyelilerin ounluunun da mensup olduu Ouzlardandr.

185

bilig 2002 Yaz Say 22

Bir zamanlar Orta Asya'nn deiik yerlerinde birlikte yaayan Ouz boylar, eitli sebeplerden dolay g ederek Ceyhun nehri civarndan Balkanlara kadar olan blgelere yerlemilerdir. Hazar denizinin dousunda, dier halklarla evrelenmi olarak ran'da, Azerbaycan ve Anadolu'da yaayan Ouzlarn dil ve kltrlerinde zamanla eitli sebepler yznden farkllklar meydana gelmitir. 2. Trkmen Trkesi Bugn Trk Dnyasnda bulunan dil alanlar2 ("leheler"), kaynak bakmndan Uygurca, Bulgarca, Kpaka, Ouzca gibi "temel lehe'lere dayanmakta; bunlar da kendi aralarnda birbirlerine farkl uzaklktaki "ikincil lehe"lere blnmektedir3. Bunlarn bir ksm, "yazdili"dir, bir ksm ise sadece konumada kullanlmaktadr. Trkmenistan Cumhuriyeti' nin resm yaz dili4 olan Trkmen Trkesi, Ouzcaya dayanmakta ve Sovyetler Birlii zamannda komisyonlarca normlatrlarak yaz dili hline getirilmitir. Trk lehelerinin kendilerine mahsus kelime hazineleri vardr. Ancak, bunlar, belli bir oranda "Genel Trke" dzeyinde; bundan daha byk bir oranda da temel lehe dzeyinde birbiriyle rtr Dolaysyla, Ouzcaya dayanan lehelerin, bu arada Trkmen ve Trkiye Trkelerinin kelime hazineleri de belli bir oranda rtn Ayrca, kelime hazinelerinin rtmesinde, tarih boyunca topluluklarn farkl iktisad, kltrel vb. mnasebetleri; din, siyas, ekonomik vb. ynlerden maruz kaldklar yabanc etkiler de nemli bir rol oynayabilir. Bu bakmdan Trkmen Trkesi, eitli tarih ve kltrel sebeplerle aatay yaz dilinin ve Rus-ann etkisinde kalmtr. rnek: Ouzcadaki v- sesi, aatayca bir zellik olarak Trkmencede -'dir: baar "var", bar- "gitmek", her"vermek". Trkmence, ana Trkedeki asl uzunluklar en iyi koruyan Trk yaz dilidir (Tekin 1975, 80), Ancak bu uzunluklar, yazda gsterilmektedir. Trkmenler, yazl edebiyatlarnn balangc olan 18. yzyldan 1928'e kadar Arap, 1928-1940 yllar arasnda Latin, 1940'tan sonra da Kiril alfabesini kullanmlardr. Trkmenistan Meclisi, 12 Nisan 1993 tarihinde ald bir kararla Ltin alfabesini esas alan yeni Trkmen alfabesine gemeyi kabul etmitir. Bu karara gre yeni alfabe, 1 Ocak 1996 tarihinden itibaren resmen kullanlmaya balanm; daha sonra alnan bir kararla birka harfte deiiklik yaplarak 1 Ocak 2000'de btnyle Ltin alfabesine geilmitir.

186

Uurlu, Yayn Tantm

3. Trkmenistan Trkmenistan, Sovyetler Birlii'nin dalmasndan sonra 27 Ekim 1991'de bamszlna kavumutur. Yzlm 488.100 km2 olan lkenin kuzeyinde Kazakistan, kuzeydousunda zbekistan, gneyinde Afganistan ve ran, batsndaysa Hazar denizi boyunca Azerbaycan bulunmaktadr. 1996 saymna gre nfusu 4.566.800'dr. Bakenti Akabat'tr. Dier nemli ehirleri, Man (Merv), Trkmenba (Krasnovodsk), Dahovuz, rcev, Nebitda, Kneren ve Kerki'dir. Amuderya, Murap, Tecen ve Etrek nemli nehirleridir. Kurak bir iklimin hkim olduu Trkmenistan topraklarnn byk bir ksm llerle bir ksm llerle kapldr. lkede Trkmenlerin dnda Azeriler, Karakalpaklar, zbekler, Tatarlar ve Ruslar yaamaktadr. 4. Trkmen Trkesi zerine Yeni Aratrmalar Bu yazda, Trkmen Trkesi zerine Trkiye'de Mehmet Kara tarafndan yaymlanm eser deerlendilirmeye allacaktr. Mehmet Kara Trkmen Trkesi zerine son zamanlarda yapt almalaryla dikkat eken bir aratrcdr. 1996 ylnda tamamlad doktora tezi de Trkmen Trkesi zerinedir: Ata Atacanov'un iirleri 1 (Giri - Metin Aktarma); Ata Atacanov'un iirleri II (nceleme - Gramer Dizini). Bu almada, Trkmen edebiyatnn tannm airlerinden Ata Atacanov'un Men Size Baryaan adl eseri incelenmitir. Bu eserde 335 iir bulunmaktadr. Ata Atacanov, 1922 ylnda Mar'da (Merv) domutur. Akabat Pedagoji Enstitsn bitirmi; bir mddet retmenlik yaptktan sonra yaynclk alannda almtr. 1989 ylnda vefat etmitir. Kk yalarndan itibaren sanat ve edebiyata ilgi duyan Ata Atacanov, "Taze Yl Geldi" (Yeni Yl Geldi) adl ilk iirini 1941 ylnda yaymlamtr. kinci Dnya Sava srasnda ise "vatan" ve "sava" temalarn ileyen iirleriyle tannr. Bu iirleri, daha ok halk iiri tarzna yakn ve akc bir dille yazlmtr. iirlerinin gl bir lirizmi vardr. Bundan dolay, birok iiri bestelenmitir. iirleri; "Arzl Mhmaan" (Aziz Misafir), "me Oo-cam" (Snme Ocam), "Aayl Aam" (Ayl Akam), "Men Size Baryaan" (Ben Bize Gitmekteyim) adl kitaplarda toplanmtr. Atacanov, iirin yan sra roman da yazmtr. Ariv belgelerinden de faydalanarak yazd "akmak" adl romannda, 1920'H yllarda Rus nfusu ve basksna kar gelenlerle, Ruslarn saflarnda yer alanlarn mcadele-

187

bilig 2002 Yaz Say 22

lerini ele almtr. "z Tanlarm" (Tandklarm)'da ise, son devir Trk men aydnn yaay biimiyle ilgili kesitleri ortaya koymutur. Eserde, Trkmen air, yazar ve ilim adamlarnn yaantlarn deerlendirilmi, bazlarnn halktan kopuk olduklarn vurgulanmtr. 4.1. Mehmet Kara'nn doktora tezi 1997 ylnda yayamlamtr: Ata Atacanov iirleri I-II (-Trk Dil Kurumu Yaynlar 671), Ankara. Eserin "Giri" (s. xiii - xxv) blmnde, Trkmen iirinin tarih geliimi, Ata Atacanov'un hayat, edeb kiilii ve eserleri zerinde durulmutur. "Metin ve Aktarma" (s. 1-801) blmnde, iirlerin asllar ve Trkiye Trkesi arasnda daha baka ynlerden aratrma yapacaklar iin de malzeme olacaktr. Eserin ikinci cildi; "ekil", "Muhteva", "Dil ve slup", "Kaynaka" ve "Garmer Dizini" blmlerinden olumaktadr. "ekil" blmnde Ata Atacanov'un iirleri, nazm birimi, vezin, kafiye ve redif ynnden incelenmitir. Buna gre (s.369 vd.) air; klsik edebiyata ait nazm birimi olan beyitlere iirlerinde pek yer vermemi; drtlkler kullanm; yer yer drtlklerde bulunan msralar datarak bentlere serbest iir grnm vermitir. Ancak bunlar, bildiimiz serbest iirden ok farkldrlar. iirler, zlmeye uramakla birlikte vezin ve kafiye belli bir dzen ierisindedir. "Muhteva" blmnde ise, Ata Atacanov'un iirlerinde hangi konular iledii tespit edilmitir. Buna gre, ak ve sevgiliyle ilgili iirler birinci srada yer alm; 335 iirin 99'unda bu tema ilenmitir. Akn tabiatla btnletirildii iirlerde tablolatrma eilimi belirgindir. Bunlar, Atacanov'un en gzel iirleridir. "Fizik ve ruh ynleriyle insan" konusu, 55 iirle ikinci srada yer almtr. Atacanov'un iirlerinde; aydnlk bir gelecek iin abalayan ; iyi, cmert, birbiriyle dost, vatann seven insanlar vl-mektedir. Dil aratrmalar bakmndan nemli olan "Dil ve slp" blmnde, Ata Atacanov'un kulland kelimeler; imllar, kaynaklar, eitli bakmndan tespit edilerek kullanm skl belirlenmitir. Ayrca, airin ne tr cmleleri tercih ettii ve hangi edeb sanatlara yer verdii incelenmitir. Bu blmden rendiimize gre (s.371 vd.) air, toplam 51164 kelime kulllanm; bunlarn 34217'si (% 66.88) Trke kkenlidir. Alnma kelimelerden skl en yksek olanlar, srasyla Arapa ve Farsadr. Rusa kelimelerin sklk dzeyi, Arapa ve Farsa kelimelere oranla olduka dktr. Toplam kelimelerin % 79.99'u Trkiye Trkesiyle ortaktr. Mehmet

188

Uurlu, Yayn Tantm

Kara'nn yapt bu alma ayn zamanda Trkmen Trkesi ile Trkiye Trkesinin anlabilirlik oran hakknda da bir fikir vermektedir. airin kulland baz kelimeler, az zelllikleri tamaktadr ve Trkmen Trkesinin yaz dilinde bulunmaktadr. Mehmet Kara'nn vard sonuca gre; air, isimleri dier kelime trlerinden daha fazla kullanmtr. Dorudan doruya slba tesir eden 45.961 kelimeden 30.778'i (% 66.97) isim; 15.183' (% 33.03) fiil trndedir. En ok kulland isim "gz"dr. "Gz", hem insann dnyaya alan penceresi hem de birinci derecede gzellik unsuru olduu iin skl bu kadar yksek kmtr. airin en fazla kulland fiil, "bolmak"tr. Sz konusu fiil, ayn zamanda skl en yksek kelimedir. Atacanov'un iirlerinde en ok kulland zamir, skl en yksek ikinci kelime olan "men"dir. Ata-canov, daha ok varlklarn rengiyle alkal niteleme sfatlarna yer vermitir. Bu da onun eyann rengini birinci plnda tuttuunu gsterir. air, zarf trnden en fazla zaman zarlarn kullanmtr. Bunlardan skl en yksek olanlar, "indi" (imdi), "buu gn" (bugn) ve "hzir" (im-di)'dir. Bu da onun daha ziyade iinde bulunduu anla megul olduunun bir ifadesidir. Bunlardan baka; "yool" (yol), "oot" (ate) ve "gn" (gne) gibi kelimelerin skl da yksektir. "Yol;" edebiliin, insan araylarnn ve baarlarnn; "ate" ve "gne" ise, halkn ateli ve heyecanl yreinin seboldr. Atacanov, kelime gruplarnn en fazla isim ve sfat tamlamalarn kullanmtr. Bu durum airin, varlklarn birbirleriyle ilikileri ve nitelikleriyle derinlemesine ilgilendiini gstermektedir. Atacanov iirlerinde deyimleri de ska kullanmtr; bunlarn bir ksm Trkiye Trkesindekilerden farkszdr. "Gramer Dizini" (s. 3377 8 1006) bbollmnde Ata Atacanov'un inncelenen iirlerinde geen kelimelerin gramatikal indeksi verilmitir. Trkmen Trkesindekki uzun nller,, alfabede gsterilmedii iin Trkiye Trkleri tarafndan kolayca biliinememektedir. Mehmet Kara'nn geen kelimelerdeki uzun nlleri tesbit etmi ve gstermi olmasn, baarl buluyorum. 4. 2. Mehmet Kara, Trkmen Trkesi ve edebiyat hakknda daha nce eitli derrgilerde yaymlad almalanm,Trkmen Trkesi ve Trkmen Edebiyat zerine Aratrmalar (s. 101 -195) olarak iki ksmda toplanmtr.Eserin sonunda 5s 197 - 205) "Kaynaka" bulunmaktadr.

189

bilig 2002 Yaz Say 22

"Trkmencede Yaygn Olan Bir Hece Yutulmas olay: "r''li Fiillerde Geni Zaman Ekinin Eriyip Kaybolmas"(s. 10 -28)adl makalede, bnyesinde/r / sesi bulunduran iillere geni zaman eki - r getirildiinde; nsz dmesi, nl dmesi, hece yutulmas gibi ses olaylarnn meydana geldii Trkmenceden verilen rneklerle tesbit edilmitir. Byle durumlarda, dier Trk lehelerinde de benzer ses olaylar meydana gelmektedir. Ancak, Mehmet Kara' nn tesbitine gre bu Trkmencede ok yaygndr. Burada, ikisi de hece dmesi neticesinde oluan - pdir ve -p duur ekillerinin aktarmalarda kartrlmamas gerektii doru olarak tesbit edilmitir: Gk otlar altn vsiip duur " Yeil otlar altn gibi parlyor" x Gk otlar altn vsptr "Yeil otlar altn gibi parlamtr" " Trkmen Trkesinde nller" (s. 29 -42) "Trkmen Trkesinde nszler" (s.43 -42)"Trkmen Trkesinde nl Uyumlar" (s. 53-58) ve "Arapa ve Farsadan Trkrnenceye Geen Kelimelerde Grlen Ses Deimeleri" (s. 65-80) adl makalelerde, Trkmen Trkesinin ses yaps zerinde durulmutur. Asl uzun nlleri korumas bakmndan Trkmence, Trk leheleri iinde zel bir yere sahiptir. ou kere uzun ve ksa nllerle anlam fark salanmakta v maalesef yazda uzunluklar gsterilmemektedir: ba "ba" x baa "ban". Trkmencede baka Trk lehelerinde olduu gibi, eitli ses olaylar neticesende meydana gelen "dolayl uzun nller"de bulunmaktadr. nszlerin anlatld blmde (s. 43) kullanlan "nazal n (n)" terimi, Trkiye'deki baka aratrclarca da kulanimasma ramen, yanltr. nk, burun sesi ("nazal") olmas, ad geen sesin ayrt edici zellii deildir. Burun sesi olan m, n gibi sesler de vardr. Bunun iin "geniz n'si" terimi daha uygundur; bk. Bat dillerindeki karl ("nasal velar"). Mahmet Kara, dier yazsnda, Trkmen Trkesindeki nl uyumlarnn Trkiye Trkesine gre baz farkllklar gsterdiini doru olarak tespit etmitir. "Arapa ve Farsadan Trkrnenceye Geen Kelimelerde Grlen Ses Deimeleri" adl makalade, deitii dnlen her bir ses iin Trkmenceden yeterli rnekler verilmitir. Burada kelimelerdeki seslerin deime sebepleri aklanmam ve sadece durum tespiti yaplmtr. Trk lehelerindeki Arapa ve Farsadan alnma kelimelerin karlatrmal bir szln ve deiikliklerin sebeplerini gsteren bir aratrma yapmak, Trk-

190

Uurlu, Yayn Tantm

lk bilimi iin ok nemlidir. Mehmet Kara da bu yolda bir alma yapmtr. Ancak, bir kelimenin Trkmenceye hangi yoldan ve hangi artlarda girdii iyi tespit edilmeden "asl"m Trkiye Trkesindeki gibi farz etmek yanlgya gtrr, /e/ sesi, Arapa aslnda da gerekten /e/ sesi, ("Phonem") ile deildir. nk Arapa, Trkedeki gibi /a/ ve /e/ ayrmn yapmamaktadr. 4. 3. Mehmet Kara, Trkmen Trkesi zerine, acil ihtiya duyulan trden bi eser de yaymlamtr: Trkmence (Giri - Gramer - Metinler - Szlk), (= Kltr Bakanl Yaynlar 2479), Ankara. Bu alma, Trkmen Trkesiyle ilgili aratrma yapmak ve bu yaz dilini renmek isteyenler iin temel bilgiler bulunan bir el kitab niteliindedir. Eserin "Giri" (s. 1-7) blmnde, "Trkmenistan", "Trkmence" ve "Trkmen Edebiyat"yla ilgili bilgiler bulunmaktadr. Gramerle ilgili ksmda (s. 14 - 69), Trkmen Trkesinin ses ve ekil bilgisine dair bilgilere yer verilmitir. Burada, Trkiye'de tannan gramerlerdeki allm sra takip edilmitir5; bylece Trk dili ve Edebiyat Blmlerindeki renciler, yabanclk ekmeyeceklerdir. Kaynaklar DOERFER, G., 1990 Die Stellung des Osmanischen im Kreise des Oghusischen und seme Vorgeschichte, Handbuch der trkischen Sprachvissenschaft I, (- Bibliotheca Orinetalis Hungarica 31), Budapest, s. 13 34. ERCLASUN, A. B., 1993, Trk Dnyasnn Dil Birlii Mes'elesi, Trk Dnyas zerine Makaleler - ncelemeler, (- Aka Yaynlar 93), Ankara, s. 65 - 75. ERCLASUN, A. B., 2001, Karlatrmal Trk Leheleri Szcl zerine, Dou Akdeniz niversitesi, Uluslarars Szlbilim Sempozyumu Bildirileri [Yaymlanan: Nurettin Demir - Emine Ylmaz], Gazimausa, s. 77-81. ERGN, M., 1972, Trk Dil Bilgisi, <= stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Yaynlar 785), stanbul. JOHANSON, L., 1993, Zur Geltung trkischer Schriftsysteme, Trk Kltr Aratrmalar 30, s. 165 -178.

191

bilig 2002 Yaz Say 22

PARLATIR, . ve dierleri, 19989,Trke Szlk, (= Trk Dil Kurumu Yaynlar 549), Ankara. TEKN, T., 1975, Ana Trkede Asl Uzun nller, (= Hacettepe niversitesi Yaynlar B, 15), Ankara. Aklamalar 1 Bk.Ericlasun2001. 2 Kr. "Trk dilleri; Trk iveleri; Tyurskie yazki; Turkic languages". 3 Bk. Johanson 1993,165 vd. 4 Bir "dil alan", yani "lehe"nin kullanm alan ile kendisini temsil eden yaz dilinin kullanm alan, birok durumda rtmernektedir. Baz aratrclara gre, Trkmenistan'n ran snrna yakn blgelerde Trkmen Trkesi deil, Horasan Trkesi kulanlmaktadr; bk. Doerfer, 1990. Ayrca, Sovyetler Birlii zamannda meydana getirilen yaz dillerinin, adn tad leheleri ne lde temsil ettii tartmal bir konudur; bk. Ercilasun 1993 ve Johanson 1993. 5 Mesel; 1972. 6 Bk. Parlatr 1998, 822.

Larry Clark, Turkmen Reference Grammar, Turcologica 34, yay. Lars Johanson, ISBN 3-447-04019-X, ISSN 0177-47-43, Wiesbaden 1998, xxvi+708 s. Do. Dr. Emine YILMAZ Hacettepe niversitesi Trkmence, farkl kaynaklarda Gney Trkesi, Gneybat Trkesi gibi terimlerle karlalsa da yaygn olarak Bat Trkesi ad verilen Ouz grubunun dou blmnde yer alan tek Trk dilidir. 16. yzyldan itibaren aatay yaz dilinin youn etkisi altnda gelien ve 18. yzylda Arap harfleriyle yazlmaya balanan Trkmence, bu nedenle Bat Trkesi yannda Dou Trkesi zellikler de gsterir. Trkmenceyi, ait olduu gruptan ayran en temel zellik Ana Trkedeki uzun nlleri korumu olmasdr. Ayrca bol-, bar-, ber-, bar kelimelerinin bandaki b- nsznn korunmu olmas, nl sonras ynelme, -ip zat-

192

Ylmaz, Yayn Tantm

fiil ve -anj-en sfatfiil eklerinin bzlme uzunluuna neden olmas ve emir 1. teklik kii ekinin -aynj-eyin olarak korunmu olmas da Trkmenceyi, Bat Ouzcasm oluturan Trke, Azerice ve Gagauzcadan ayran dier nemli zelliklerdir. 18. yzylda nl Trkmen airi Mahdumkuh tarafndan yazya geirilmi olan Trkmence, Sovyet devrimine kadar bir yaz dili olarak ortaya kamamtr. 1920 ylndan itibaren, Sovyet dneminde byk bir gelime gstermi olan modern edeb Trkmence, 1929'a kadar Arap 1929-40 arasnda Latin, 1940-1993 arasnda ise Kiril harfleriyle yazlmtr. 1993'te Latin kkenli yeni bir alfabe kabul edilmitir. Trkmenistan Cumhuriyeti iinde yer alan iki byk az grubu yannda, Trkmence, Kuzey Kafkasya'da Truhmen, ran'da Horasan ve zbekistan'da Harezm-Ouz olmak zere byk aza daha sahiptir. Sesbilgisi, Yapbilgisi, Szdizimi ve Szvarl olmak zere drt ana blmden oluan bu gramer kitab, Trkmenistan'n Agabat blgesinde, standart Trkmencenin konuulduu Teke diyalektine ait yazl ve szl malzemeye dayanmaktadr. Yazarn nszde yapt aklamaya gre Turkmen Reference Grammar 'n drt ana kayna vardr. Gramerle ilgili tanmlar byk lde Grammatika turkmenskogo yazka, i, Fonetika i morfologiya [Red. N. A. Baskakov ve dierleri, Ahabad: "Ilm", 1970] adl kitaba dayanmaktadr. Dil malzemesi ise u kaynaktan elde edilmitir: 1. Indiana niversitesi tarafndan 1993-1995 yllar arasnda hazrlanm olan ve Amerikal rencilere Trkmence dil yeterlilii kazandrmay amalayan Trkmen Language Project kapsam ierisinde retilmi olan drt bin sayfay akn metin rnekleri ve video-kasetler. 2. Son elli yl iinde baslm olan Trkmence dil malzemeleri. Bunlar edebi eserler yannda gazete ve dergi gibi popler yaynlar da iermektedirler. 3. Yine Turkmen Language Project kapsam ierisinde David Tyson tarafndan videoya kaydedilmi olan konuma malzemeleri. Her ne kadar giri blmnde Seluklulardan balayarak Trkmenlerin tarihi, dillerinin Ouz grubu ve dier gruplarla olan ilikisi, Trkmencenin diyalektleri, Trk dillerinin konuulduu corafyadaki yerleri hakknda ayrntl bilgi verilmise de bu alma bir karlatrmal gramer ol-

193

bilig 2002 Yaz Say 22

ma amac tamamaktadr. Ana dili Trke (Trk dilleri ailesi iin geni anlamyla kullanlmtr!) olmayanlar ve zellikle de ngilizcenin konuurlar iin dzenlenmi, pratik, zengin malzeme ieren, diyalektleri dikkate almayan, standart dile dayal, e zamanl bir gramer kitabdr. rnekler Kiril harfli standart Trkmen alfabesiyle yazlm, ancak iki yatay izgi arasnda, morfonolojik ilkelere dayal yazevrimiyle btn syleni zellikleri yanstlmtr. rnein: A; p cece a; oca a aa e /Ay, bir egen tonno, togon tonno pagta gely:r bir gnn/ Kitabn birinci blmnde (Sound System), fonoloji alt bal altnda nl (uzun ve ksa olmak zere) ve nsz fonemlerin e zamanl tanmlan yaplmtr. nl uzunluu ele alnrken birincil ve ikincil olmak, ilk hece ve ilk hece dnda, Trke ve dn szcklerde bulunmak gibi ayrmlar yaplm, Trke (Trkmence) szcklerdeki ilk hece uzunluklarnn birincil uzunluklar yanstt belirtilmitir, o /ot/ "ot, o /o:t/ "ate"; /bil-/ "bilmek", /bi:l/ "bel' gibi en kk kart iftlerle nl niceliinin Trkmencede fonemik olduu gsterilmitir. Burada szkonusu uzunluklar, Ana Trkenin birincil uzunluklarn koruyan veya bunlarn seslik izlerini tayan Trk dilleri (Yakuta, uvaa, Halaa vd.) ile de desteklenebilirdi. Clark'm bu eseri her ne kadar e zamanl bir gramer olsa da, Trkmence uzunluklarn birincil olduunu belirtmesi byle bir aklamay da zorunlu hale getirmektedir. kincil uzunluklarn durumu ve ortaya k koullar da daha sonra mor-fonoloji blmnde ayrntl olarak ele alnmtr. Eserde uzun nller, ilgili nl iaretinden sonra (:) ile gsterilmitir. Bilindii gibi Kiril harfli Trkmen alfabesi iki durum dnda uzun nlleri gstermez. Bu iki durum ksa ve uzun il ve e nllerinin gsterilileridir: ksa iin Y, uzun iin Y diftongu; ksa e iin /e, uzun e iin de d harfi kullanlr. Clark, yaz evriminde ksa v e iin // ve /e/, uzun ve e iin /:/ ve /:/ gsterimlerini tercih etmitir. Trkmencede ak d nlsnn ksas zaten bulunmadndan, yazevriminde /:/ yerine / / kullanlmas yeterli olurdu. nsz fonemler betimlenirken Rusa dn szcklerdeki nszler ayrca ele alnm ancak anlam ayrc olmadklar morfonolojik yaz evrirniyle gsterilmitir. rnein:'Trkm. / /du: ?/ "tuz", Rus. ae /gazet/

194

Ylmaz, Yayn Tantm

"gazete" vb. Morfonoloji blmnde esas olarak nl ve nsz uyumlar ile, Trkmencede, ilk hece dnda ok sk karlatmz ikincil uzunluklarn hangi durumlarda ortaya ktklar konusu ele alnmtr. Hece ve nl yitimlerinin de ele alnd bu blmde, agz--m >agzm, gabr- > gabr gibi rneklerde grlen morfonolojik bir deimenin nl yitimi olarak ele alnmas ok da doru grnmyor. Bu rneklerdeki nl yitimi ekimle ilikili olduu ve szckler yaln durumda iken ikinci hecedeki dar nlleri korunduu iin sfrla nbetleme tanm daha uygundur. kinci blm olan Grammatical System'de yalnzca szck trleri ele alnmtr. Bu blmde, gramer kitaplarnda grmeye alkn olduumuz sekiz szck tr, yani isimler, Sfatlar, Zamirler, Fiiller, Belirteler, nlemler, Edatlar ve Balalar yannda Modal Words, Auxiliary Nouns ve Partic-les adyla szck tr daha yer almaktadr. Modal Words ile Trke dilbilgisi kitaplarnda belirte olarak adlandrdmz belki, umu:mon, esa:sa:n gibi szckler, Auxiliary Nouns ad altnda, edatlar iinde grmeye alkn olduumuz (...nn) a:rasnda, (...nn) banda gibi yaplar ve Particles ad altnda da konumacnn farkl duygulanmlarm ifade eden, grevce Modal VVords'lere benzeyen ekler yer almaktadr. rnein: Ol yaman uludr-la "O ok yaldr, eminim", Belki dzeler-da: "Belki o, gerekten de daha iyi olabilir" vb. Fiiller verilirken, zaman ve kip yannda grn (aspekt) de ele alnmtr. Szdizimi blmnde (Syntactic System) bekler ve cmle ele alnmtr. Ancak Clark'n bek konusuna yaklam, Trk dilleri iin allm olann dnda kalyor ve daha ok Hint-Avrupa dillerinin bek anlayna uygun dyor. Burada ad bekleri ve fiil bekleri olmak zere iki ana blm oluturulmu. Ad bekleri bal altnda birleik isimler, ikilemeler, isim tamlamalar ve deyimler yer alyor. Fiil bekleri bal altmda da, ikinci enin fiil olduu tm bekler veriliyor. rnein: alt oka- (abuk okumak), ap oka-, ha:zir bol-, kp gitmek, cogap ber-, kitap oka-, aherde yaa- vb. Cmle blm kitabn dier blmlerine gre olduka ksa ve aynntsz hazrlanm, basit ve birleik olmak zere, yap asndan iki tr cmle kabul edilmitir. Trkiye Trkolojisinde, son zamanlarda yaygnlaan anlayn (bu anlaya gre yalnzca koul yan cmlesi ve ki balac bulunduran cmleler birleik cmle saylyor) tersine daha doru olarak fiilim-

195

bilig 2002 K Say 20

si bulunduran cmleler de birleik cmle saylmtr. Yine geleneksel dilbilgisi kitaplarnda, Yapbilgisi blmlerinde incelenen sz yapm da, Clark'n bu almasnda Szvarl (Lexicon) adl drdnc blmde ele alnmtr. Bu bolmde, isimden isim yapm, fiilden isim yapm, isimden fiil yapm ve fiilden fiilyapm gibi sz yapmnn bilinen drt ileyii dnda, farkl olarak isimden sfat yapm ve fiilden sfat yapm ayr olarak ele alnmtr. Sfatlar Trk dillerinde yapca deil grevce ayrlabilen ve niteleyici ilevlerini ancak szdizimi iinde kazanabilen szckler olduklarna gre, sz yapm ile ilgili bir blmde, ad tretimi dnda incelenmeleri mantkl grnmyor. Bu blmde ayrca dn szcklere ve tematik gruplara da yer verilmitir. Bu drt ana blm dnda, isim, zamir ve fiil ekimlerini ieren paradigmalar ve son olarak da bibliyografya ve almada geen Trkmence szck ve ekleri ieren bir indeks blm bulunuyor. Granes/ Alf / Hauge, Kjetil R / Sleymanolu, Hayriye 2002. A Dictionary of Turkisms in Bulgarian. Oslo: Novus Forlag. The Institute for Comparative Research in Human Culture. ISNB: (2-7099-348-4). Nurettin DEMR Bakent niversitesi Trke tarih ierisinde yap bakmndan farkl bir yn dille kar karya gelmi, onlar etkilemi, kendisi de onlardan etkilenmitir. Dilin hemen hemen her alannda grlen bu etkileme, ilikilerin sresi, younluu, dillerin konuur saylar vs. gibi sebeplere bal olarak farkl biimlerde ortaya kmtr. Kolay kopyalanan unsurlarn banda kelimeler gelir (kopya terimiyle ilgili olarak bkz. Johanson 1992,12). Bu tr kopyalar ayn zamanda diller aras alveri hakkndaki almalarda en fazla ilgiyi grmtr. Dierlerine gre kelime kopyalarnn daha belirgin olmas, bu ilginin nemli sebeplerinden birisidir. Konuya Trke asndan bakacak olursak, gerek Trkeden dier dillere gerekse dier dillerden Trkeye girmi olan kelimeler zerine ok sayda alma yaplmtr. Ancak dil deimesindeki nemli rolleri nedeniyle diller arasndaki kelime dnda .kalan kopyalar da gittike artan bir ilgiyle kar karyadr. Bu sahada

196

Demir, Yayn Tantm

Trkeden hareketle yaplan almalar olduka verimli sonular ortaya karmaktadr (bkz. Johanson 1992). te yandan kelime alveriiyle ilgili incelemelere srekli yenileri eklenmektedir. Trkenin dier dillere etkisinin en youn olduu dnemlerden birisi de Osmanl zamandr. nk Trke bu dnemde devlet idaresinde kullanlan dildi ve bu yzden devlet kademelerinde ilerlemek isteyenlerce renilmek, zorundayd. Yaz dili olarak uzun zaman byk bir prestije sahip olmutu. ou durumda Trk dilli olmayan tebann ortak iletiim arac durumundayd. Trk dilli gruplarn ounlukta olduu blgeler vard. Bu ve benzeri nedenler Trkenin dier diller zerindeki etkisinin nemli sebeplerini oluturmaktayd. Osmanl Trkesinin dier dillere olan etkisi hakknda nemli almalar yaplmtr. Bu yaynlarn 1950-1990 yllar arasmdakilerle ilgili olarak Tietze 1990'a bkz. Burada ksaca deerlendireceimiz kitap, bu tr almalarn en son tarihli olandr. Kitabn yazarlarndan ikisi daha nce de benzer konularda almalar km aratrmaclardr (Granes 1996; Sleyma-nolu 1998). nc isim ise Oslo niversitesi Bulgarca okutmandr. nsz (vii-x), szln kullanmyla ilgili aklamalar (xixii), geni bir kaynaka (xiii-xxi), asl blm oluturan szlk (1-304), indeks (305-528) ve ters dizimden - yani kelimelerin son harflerinden ilk harflerine doru yaplan sralama - (529-583) oluan kitap Bulgarcadaki "Trkizm'leri konu almaktadr. Bilindii zere Bulgaristan 14. yzyln sonlarndan 1878 ylna kadar neredeyse be yzyl Osmanl idaresinde kald gibi gnmzde de nemli bir Trk nfusa sahiptir. Trke blgede uzun yllar baskn dil durumunda olduu iin Bulgarca sz varl Trkeden nemli derecede etkilenmitir. Etki sadece idari ve askeri alanda deil blgeye yerletirilen Trklerle gnlk hayattaki ilikilerde de ortaya kmtr. Bulgaristan'n bamszln kazanmasndan sonraki zletirme abalan mevcut Tr-kizmleri dilden tamamyla atmaya yetmemitir. Elimizdeki szlkte toplam olarak 7427 madde ba ve 3917 varyant yer almaktadr. Bu nereden baklrsa baklsn byk bir rakamdr. Szlkteki malzemenin nemli bir blm 19. ve 20. yzyllarda yaymlanm Bulgarca szlklerden alnmtr. Szlklerde geen malzeme az sz-lklerindekilerle - eer kelime standart szlklerde gemiyorsatamamlanmtr. Genellikle standart szlklerin yaymlanmasndan sonra baslan eti-

197

bilig 2002 K Say 20

molojiyle ilgili yaynlar ile zaman zaman edebi metinlerin sonunda yer alan bilinmeyen kelimelerin listeleri de dier kaynaklar oluturur. Rastgele alacak herhangi bir sayfada aslnda Trke kkenli olmayan ve zletirmecilik erevesinde Trkeden de atlmaya allan kelimelerle karlalr. Bu yazarlarn Trkizmi nasl anladklaryla dorudan ilikilidir. nk Trkizm terimi (Turkism) bu szlkte, Osmanl mparatorluu veya sonras dnemde Trke araclyla Bulgarcaya gemi bir dnle-me anlamnda kullanlr. Tanma gre bir kopyann Trkizm saylabilme-si iin illa ki Trke kkenli olmas gerekmez. Bulgaristan'da veya evresinde konuulan dier Trk lehelerinden alman dnlemeler szln dnda braklrken, Trkede de kopya olan kelimeler szle alnmtr. Trkeden veya blgedeki Yunanca gibi baka bir dilden alnm olabilecek kopyalar da szle alnm, buna ilgili maddede iaret edilmitir. Bir Bulgarca ekle geniletilmi olan kelimeler, genel olarak szle alnmamtr. Eer kelime sadece tremi biimiyle kullanlyorsa, bu durumda, en az ek alm biim szle dahil edilmitir. Bulgarca Trkeden sadece kelime deil morfolojik zellikler de kopyalamtr. Bunlardan bir ksm Bulgarcada da epeyce ilek durumdadr. Trke eklerle tretilmi kelimeler ile ilgili prensiplerin akland blmde, mesela Bulgarcada da ilek olan Trke kkenli eklerin Slavca bir kelimeye eklenmesi durumunda karar vermenin anlalabilir zorluuna da iaret edilmi (s. vii) ve tremi biimlerle ilgili sorunlara deinilmitir. Burada yer alan ksa aklamalar aslnda dil ilikileriyle uramann gln de gzler nne serer. Mesela tarikat kelimesinden tremi tarikattk, mzevir kelimesinden tremi mzevirciya kelimeleriyle ilgili ekici aklamalara baklsn. Gerek kelime kk gerekse ekler Trkizm durumundaysa da tremi biimler Bulgarca kabul ediliyor. Bulgarcaya 19. yzyl ve ncesinde girmi Trkizmlerin bazlarnn eitli yazllaryla karlalr. rnek olarak damzlk kelimesi Bulgarcada damzlk, tamzlk, damazlik, tamozlk eklinde tespit edilmitir (s. ix). Bu farkl biimlerin szle alnmas, sadece kopya tabakalarnn aratrlmasnda deil, ayn zamanda Trk dili tarihi ve diyalektolojisi asndan da nemlidir. 1878 sonras standart dile kelimelerin alnmasndan kanlmas sonucunda, szlkte mevcut varyantlardan hangisinin standart biim olduunu tespit etmenin zorluuna iaret edilir.

198

Demir, Yayn Tantm

Bu ksa giri, neredeyse dil ilikilerinde karlalabilecek nemli sorunlarn bir zeti durumundadr. Mesela boyamak fiili ekimli haliyle, yani boyad biiminde alnp bir fiil kkym gibi ilev grebilmekte, bylece Trke boyamak yerine boyadisvam / boyadisam biimleri kullanlabilmektedir. Bu tr biimlerin yaygnln 554-556. sayfalardaki rnekler aka gstermektedir. Szlk ksmnda Trke kelimenin hem ngilizce hem de Bulgarcadaki anlamlan verilmekte, kelimenin getii kaynaa gnderme yaplmaktadr. Bulgar alfabesinin verilmemesi, szlkte bir eksikliktir. Oysa szlk Bulgarca bilmeyen birisinin de kullanabilecei bir dil ve metotla yazlmtr. Ayrca Bulgarca verilen maddebalarnn okunularnn Latin alfabesiyle veya uluslar aras fonetik alfabeyle de verilmesi faydal olurdu. ndeks blmnde Trke kelimelerin, Bulgarcada ve kali 1966'ya gre Srpa ile Hrvatada geen biimleri verilir. Bu liste, ok biimli kelimelerin btn varyantlarn ve farkl dillerdeki durumunu topluca grmek asndan nemlidir. Kitabn son blmn oluturan ters dizim listesi de zellikle morfoloji ve ses bilgisi almalar iin son derece faydaldr. Belli ek trlerindeki deiiklikleri bu liste sayesinde topluca grmek ve aratrmak mmkn olmaktadr. Kitap Trkenin Bulgarcaya verdii kelimelerin bir szl olmann tesinde ilgilisi iin ayn zamanda ilenmeyi bekleyen gvenilir, derli toplu bir malzeme yn durumundandr. Szlkten hareketle gerekletirilebilecek almalar arasnda ilk akla gelenler, Bulgarcadaki Trkizmlerin tarihi adan tabakalann, Trkizmlerin Bulgarcada geirdii ses, biim ve anlam deimelerim, dn kelimelerin belli anlam alanlarna gre dalmlarn vb. tespit etmektir. Kaynaka Granes, Alf 1996. Turco-Bulgarica: Articels in English and French Concermng Turkish lnfluence on Bulgarian. Wiesbaden: Harrassowitz. Johanson, Lars 1992. Strukturelle Faktoren in trkischen Sprachkontakten. Stuttgart. Tietze, Andreas 1990. "Der Einfluss des Trkischen auf andere Sprachen." Handbuch der trkischen Sprachuissenschaft. Yay.: Gy. Hazai. Budapest. Yenisoy, Hayriye Sleymanolu 1998. Tarih Boyunca Slav-Trk Dil likileri. Trkede ve teki Trk Lehelerinde Slav Leksik Unsurlar. Ankara.

199

bilig 2002 K Say 20

LM' ELEB, Bir Bursa Efsanesi Mnzara-i Sultn- Bahr Behriyr- it Hazrlayan: Sadettin Eri, Kitabevi, stanbul 2001, 412 sayfa ISBN: 975-7321-42-7. Fatma Sabiha KUTLAR Hacettepe niversitesi XVI. yzyl Osmanl airlerinden Lmi' elebi manzum ve mensur bir ok eserin sahibidir. Onun tannm mensur eserlerinden biri Mnzara-i Sultn- Bahar B-ehriyr- it'dr. Trk iir geleneinde de rnekleri bulunan mevsim mnazaralarnn bu mensur rnei Uluda niversitesi retim yelerinden Yard. Do. Dr. Sadettin Eri tarafndan yaymland. alma, "Giri"i takiben /. lm' elebi, II. Mnzara-i Sultn- Bahar Behriyr- it (Risle-i Sayf it), III. Transkripsiyonlu ve Yazma Metin balkl blmden meydana gelmekte ve Bibliyografya, Genel Dizin ve iki fotorafn yer ald Eklerle sona ermektedir. Eri, almann giriinde Trk tarihinin nemli ehirlerinden Bursa'nn tarihesini Bursa ile ilgili efsanelerle birlikte vermitir. Tarihi boyunca daima gzellii ve konumuyla ilgi oda haline gelen, Osmanl edebiyatnda ehrengizlere konu olan Bursa'nn, yetitirdii air says bakmndan da dikkati ektiini belirtmitir. Bu airlerin en tannmlarndan Lmi' elebi'nin Bursa'ya bakma ve Trk edebiyatndaki yerine deinmitir (s. 13-18). Birinci blmde Lmi' elebi'nin hayat, eserleri, edeb ve tasavvuf yn zerinde duran aratrmaca, daha sonra Bursa-Uluda, edeb mnazara gelenei, edeb tasvir gelenei ve tabiat konularn Lmi' elebi'yle ilikilendirerek ele almtr. Lmi''nin manzum mensur eserlerinin saylar hakknda farkl kaynaklarda yer alan bilgileri aktararak Lmi' elebi'ye isnat edilen eser says hakknda farkl kaynaklarda yer alan bilgileri aktararak Lmi' elebi'ye isnat edilen eser saysnn krk alt olduunu belirlemitir. Bunlar, nshalar ve zerlerinde yaplan almalarla birlikte, ksaca tantmtr. Lmi''nin eserinin mnazara trnn mensur rneklerinden olmas ve bu mnazarann tabiat ve tasvirle ilikisi mnasebetiyle mnazara, tasvir ve tabiat konularna deinmitir. Trk edebiyatnn manzum ve mensur mnazaralarn melliflerinin isimlerini de

200

Kutiar, Yayn Tantm

vererek sralamtr. Trk edebiyatnda tabiat tasvirleri konusunda yazlm eserlerden rneklerle zenginletirdii tasvir ve tabiata ilikin bilgileri Trke kaynaklardan yararlanarak anlatmtr (s. 21-71). kinci blmde Mnzara-i Sultn- Bahar B-ehriyr- it'nn ismi, mellifi, te'lif sebebi, te'lif tarihi ve konusu zerinde duran aratrmac, metni sadeletirerek zetlemi ve metindeki blm balklarn gnmz Trkesine evirmitir. Verilen bilgilere gre eser, Mnzart- Bahr u it, Bahar u it, Mnzara-i Bahr it, Risle-i Sayf it isimleriyle de anlmaktadr. Telif tarihi 1522-27 yllar arasndadr. Konu, Bahr Sultn ile K ehriyr'nn mcadelesidir. Eiri'nin, bir "Bursa Efsanesi" olarak deerlendirdii eserin kahramanlar doa unsurlar, mekn ise Bursa/Uluda'dr. Cennete benzetilerek tasvir edilen bu meknn kahramanlarnn mcadelesi kimi zaman Brr'n, kimi zaman K'n galip gelmesiyle deta bir masal dnyasnda srp gitmektedir. Eser, mesnevi nazm biimiyle yazlm bir manzumeyle sona ermektedir (s. 7588). nc blm, transkripsiyonlu ve Arap harfli metin karlkl gelecek ekilde dzenlenmitir. Metinden nce kullanlan transkripsiyon sistemi verilmi, yazma ve matbu nsha tantlm, metnin hazrlanmasnda kullanlan ynteme ve imlya ilikin aklamalar yaplmtr (s. 91-95). Metnin imlsndan sz edilirken "...ho, hod, yhud" gibi kelimelerin yuvarlak uzun vokalleri uzatma iareti ile gsterilmedi" denilmektedir (s. 93). Oysa bu kelimelerdeki "vv" uzun nlnn deil, "h" ile birlikte Farsaya zg tek bir nszn yazmdaki iaretidir. Dolaysyla bu kelimelerin yuvarlak uzun vokallerinin uzunluk iareti ile gsterilmedikleri gibi bir ifadeye gerek yoktur. Eri, hem nc blmde hem de n Sz de metin tespitinde nasl bir yol izlediine ilikin bilgiler vermekte, "ciddi manda bir farkllk olmad ve orjinal yazmann da verilecei dnldnden tenkitli metin hazrlama yoluna gidilememitir. Dier nshalarda bulunan, konunun anlatmna katkda bulunabilecek ve metni gzelletirebilecek kelime, deyim ve cmleler keli parantezle eklenmitir." (s. 9) demektedir. Aratrmacnn ifade ettii gibi nshalar arasnda cidd anlamda farkllklar yoksa zaten tek bir nshay kullanmak yeterlidir. Eer metnin tamamlanmasna ihtiya duyuluyorsa, bu durumda tutulacak en salkl yol belirli ltler kullanlarak seilmi nshalar karlatrmaktr. Kald ki bilimsel

201

bilig 2002 K Say 20

bir almada hangi yntem tercih edilirse edilsin "metni gzelletirebiimek" dndmz kelime ya da kelime gruplarnn mellife deil, mstensihe ait olma ihtimalini de asla gz ard etmemek gerekir. eviri yazs metinde yazm tutarszlklar, yanl okumalar, tercih yanllar ve baz msralarda vezin bozukluklar grlmektedir. Bunlardan bir kan, nce almadaki okunuunu, sonra karsna nerdiimiz eklini yazarak rneklendirelim. Matbu nshadan olanlar [] iine alnmtr: "Bir biri ire idi er-i aan" (s.98): Bir biri ire yedi er-i aan; "bek- meh" (s.100): beg[] meh; "sn serretleri" (s,104)X sn-i sretleri; "Kerrbiy-n v" (s. 116): Gir bir yan; "Felek stne her gh lh" (s. 116): Felek sti[nde ar] gh- lh (Msran vezni dzgndr. Dipnottaki veznin bozuk olduu yolundaki arete gerek yoktur.); " tust rzgret (s. 124): [n]st rzg ret; Vulat ... mevs (s.124); Valest... muvs; "Bursa (s.124): Bursa (beytin Trkeye evirisindeki 'soruyorlar' kelimesi ise 'sorma' olmaldr); "nigehdr-dr-" (s.134): nigeh dr; "raiht- berf-dr ve ll-i mit- rzgrgr ki va-yi-i leyl nehr-, fitne-brla" (s.136): [cibl-i] riht- berf-dr ve ll-i mit- rzgr-gr ki vayi-i leyi nehr fitne-brla; "ll" (s.138): le' l-i; "arra-i meh-arra" (s.138): urre-i meh arra; mlki adr" (s.176): melik-i adr; "gi-i dnyy" (s.180): gi dnyy; "ejder-i girdr" (s.184): "ejder-kirdr"; "Kesdiler (?) gazl rebendi" (s. 184): Kemidiler azl re bendi; "Ejdeh ser-mkn dest-i cblar gtrp" (s. 184): Ejdeh-ser mkn-dest blar "gtrp" (s. 186): snlerin; "py-ger" (s. 190) py- gevezn; "Ve al'a-i rz- p-rza tg n urd-i cihn-szun der-niym- zallm idp, mnend-i niym- c-me-'b- uurunda girp yatd." (s.194): Ve al'a-i rz- [prz] t [-i] cihn-szn der-niym- zalm idp, mnend-i niym cme-i ab- ur[a] girp yatd; "rdkedr" (s. 196): Arducadur; "be-dest" (s. 200): be-dered; "fevy.- misk-i ezferinden bestedr" (s. 238): fevy.- misk-i [ezfer dem-] bestedr; "r r terine" (s. 238): rsa'terine; "stikll Sultn- Bahrdur Salanat ve bnyd [- gerdn]'y 'iret" (s. 246): "still-i Sultn- Bahar derSalanat ve Bnyd- [kerden]-i 'ly 'ret (Sadece bold yazl ksm ara balk olarak verilmitir. Oysa bu ksm tmyle balk olup aradaki "ve" de gz ard edilmitir.); "Be- nefede" (s.250): [g-] Benefede; "kld" (s.250): kald; "er-i zr" (s.250): e-r-vr; "ter-namelerle" (s.250): ter nameler; "mliki" (s.250): mlui; "Eyleme" (s.250) [Eyle]; "nfe ke--keet" (s.254): nfe-g get; "ceyb zemn" (s.254): ceyb[-i] zemn; "a'arda bz (s.260): [u'bede]-bz; "oluur btle"

202

Kutiar, Yayn Tantm

(s.272)0 leker nevvb ve ahb u ensb birle bnyn- 'y u iret[i]; "rabu'1-lisn- cihnu mnend-i ssen-de zebn- dil dkp [ikr-i] ll dem beste kld" (s.274): rabu'1-lisn- cihn [iken] mnend-i ssen-i deh-zebn dil dkp ll dem beste ald; "'azizi (s.276): arzi; "perriyn emen" (s.278): perniyn-i emen; "kavm-i istislin" (s.280): kavm-i istisleyin; "ehl-i emen-i leyyin ry" (s.280): ehl-i emenleyin ry; "teabbsden" (s.280): tecesssden; "Mr- efsrde gibi drdn / Germ idp furat zinde lur" (s.282): "Mr- ef2sroe gibidr [dmen] \ Germ idpfurat an zinde lur; "n kr- zamne bi-vef nist" "Zaman(m ii) vefal deildir." (s.284): n kr-zamne bi-vefyst, nk zamanenin ii vefaszlktr; "Vefsz emesi" (s.286): Vef ser-emesi; "yne-si" (s.286): ynesi[n]; "Zer-byla yazar her berg-i zer-ry / Leccin-i simden all ider cy" (s.288): Zer bile yazar her berg-i zer ry / Lceyn simden all ider cy; "ikeste-cinn" (s.292): ikeste-cenn; "diy ermdin alup" (s.292): divrmedin ardn alup; "zerre-i" (s.292): zirve-i; "al'a-i" (s.296): ulle-i; "b-r ve h'[b]am;"ry zerrn" (s.296) ry- rezn; "once senn oncee" (s.314): oncesin uncna; "feyi" (s.318): [fayi]; "nesri-i" (s.320): nesreyn-i; "pieyi" (s.324): peeyi; '"ibdullh beeridr" (s.326): 'ibdu'llh[a] brdur; "ayl ayl" (s.332): ayl[-i] iyel; "dilke-ry" (s.334): dil-ke aray; "peykernum" (s.336): bi-kernum; "eh" (s.346): zerrin-ser-la'lin bir puarmu ve te-i heng 'alemlerini beler iinde dikdiler." (s.346): zerrin-ser la'ln-per [r]eng-reng te-heng 'alemlerini beler iine dikdiler."; "get-i" (s.352): kit-i; "seb- pr-ihebden" (s.352): suub- pr-hbden; "Serenser" (s.354): Seren ser; "Demendem" (s.354): Dmen dm; "ru'1-ud ve erdem urd" (s.354): Ru'1-uds-vr dem rdi; "mahabbet" (s.358): mehbet; "an- mendan" (s.360): 'ihn-i men[f]dan; "Ser u ser-efrz" (s.360): Serv-i ser-efrz; "b-sencnrm" (s.360): b-hercr[]; "giceler z u zaan gibi lu'b- dehnndan kendzine kefen dzmidi" (s.362): giceler) z u zaan-[kirdr hal'i zmrde olup ynna yol bulmazd. Zemin kirm-i ibriim] gibi lu'b- dehnndan kendzine kefen dzmidi; "Ciger o la'l-i leb-i dilber amndan (s.368): Ciger ol la'l-leb dilber gamndan; "Gzm ya dkp mercna dndi"(s.368): Gzm ya oup mercna dndi; "b-te derd-i derdm ehlu'lll" (s.378): b-te derddr dem-i ehlu'llh; "'rif-i gl (s.378): 'rif-i gl; "Lmi'-i" (s.378): L-mi'; "ndn" (s.380): ndn; "ifahn" (s.380): fahn; "zr-rn- devlet" (s.384): zr-i-rn devlet; "merdbn" (s.384): merzbn ... 364. sayfadaki ilk paragrafta "ejdeh" kelimesiyle balayp "bise" ile biten ksm

203

bilig 2002 K Say 20

eviri yazl metide ilk kez yazlmtr. Yazmada ilk paragrafta, matbu nshada ise ikinci paragrafta yer ald grlen cmlenin yeri seciye ve anlama dikkat edilirse ikinci paragraftr. Aratrmacnn herhalde metni tamamlamak dncesiyle, ayra iine almay da unutarak, ekledii cmlelerin son kelimeleri de "resen-i b-se" ve "resen-pe" olmak zere iki farkh biimde okunmutur. Bu kelimeler (alaca renkli ip) anlamnda resen-i pse" ya da (palmiye liflerinden yaplma ip) anlamnda "resen-i pe" okunabilir. Birka rnek de izgi kullanmndaki tutarszlklara verelim: "af-der" (s. 290)/ "afder" (s. 312) /cihn-drn (s. 180) / cihndr (s. 162); "n-it" (s.148); "prke--ke" (s.122) / "Pr teennc" (s. 136); "ser--p" (130) / berber (s. 134); "Beyn-leri" (s. 126) / "suan bnda" (s. 126); "dilke-nevlar" (s. 98) / dilke ekr (s. 98-100)... zellikle Osmanl iirindeki doa ve mekn tasvirlerinin nesrinde de hakim olduunu gstermesi bakmndan ilgi ekici bir metin olan Mnzara-i Sultn- Bahar B-ehriyr- it, Osmanl edebiyatnda doa ve tasvir konusunda alma yapcaklara zengin bir malzeme sunmaktadr. Aratrmaclarn bu malzemeden yeterince yararlanabilmeleri ise metinlerin doru okunmasna baldr. Bu gerekten hareketle, gzden kaan noktalarn bir ksmn iaret etmeye altk. Kitabn ilerki basmlarnda bunlarn dzeltilmesini diliyoruz.

204

B L G / YAYIN LKELER
Bilig bahar, yaz,sonbahar, k olmak zere ylda drt say yaymlanr. Her yln sonunda derginin yllk dizini karlr; Yayn Kurulu tarafndan belirlenecek ktphanelere, uluslararas endeks kurumlarna ve abonelere -yaymland tarihten itibaren bir ay ierisinde- gnderilir. AMA Biligin yaym amac; Trk dnyasnn kltr zenginliklerini, tarih ve gncel gereklerini bilimsel ller ierisinde ortaya koymak; Trk dnyasna ilgi duyan, bu konuda fikir reten uzman ve bilim adamlarna ulamak; Trk dnyas ile ilgili olarak, uluslararas dzeyde yaplan bilimsel almalar izlemek, bunlar ilgili bilim adamlarna, uzmanlara ve ilgili kamuoyuna duyurmaktr. KONU Bilig, Trk dnyasnn sosyal bilimler dergisidir. Biligde yaymlanacak yazlar sosyal bilimler alan ile ilgili konular bata olmak zere, Trk dnyasnn tarih ve gncel problemlerini ortaya koyan, bu problemlere zm nerileri ieren yazlar olmaldr. MUHTEVA Bilige gnderilecek yazlarda; Alannda bir boluu dolduracak; aratrmaya dayal zgn makale, Daha nce yazlm yaz ve almalar zengin bir kaynakaya dayanarak deerlendiren, eletiren ve bu konuda yeni ve dikkate deer grler ortaya koyan aratrma ve inceleme yazs, Trk Dnyas ile ilgili konularda eser ve almalaryla tannm kii ve gruplara anlamal olarak yaptrlacak aratrma, Trk Dnyas ile ilgili eser, yaz, ahsiyet ve yeni faaliyetleri tantan, duyuran, haber veren ksa yazlar, olma zellii aranr. Aratrma ve inceleme yazlarnn Biligde yaymlanabilmesi iin daha nce bir baka yayn organnda yaymlanmam veya yaymlanmak zere kabul edilmemi olmas gerekir. Daha nce bir bilimsel kongrede sunulmu tebliler, bu durumu belirtmek artyla yayma kabul edilebilir. YAZILARIN DEERLENDRLMES Biligde yaymlanmak zere gnderilen yazlar nce ama, konu, muhteva, sunu tarz ve yazm kurallarna uygunluk ynlerinden Yayn Kurulunca incelenir. Bu ynleriyle uygun bulunanlar, bilimsel bakmdan deerlendirilmek zere, alannda eser ve almalaryla tannm iki hakeme gnderilir. Hakem raporlar gizlidir ve 5 yl sreyle saklanr. Hakem raporlarndan biri olumlu, dieri olumsuz olduu takdirde, yaz nc bir hakeme gnderilebilir. Yazarlar, hakem ve Yayn Kurulunun eletiri, neri ve dzeltmelerini dikkate almak zorundadrlar. Katlmadklar hususlar olduunda bunlar ayr bir sayfada, gerekeleri ile birlikte aklama hakkna da sahiptirler. Yayma kabul edilmeyen yazlarn yalnzca birinci nshalar istek halinde yazarlarna iade edilir.

205

Biligde yaymlanmas kabul edilen yazlarn telif hakk Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanhna devredilmi saylr. Yaymlanan yazlardaki grlerin sorumluluu yazarlarna aittir. Yaz ve fotoraflar, kaynak gsterilerek alnt yaplabilir. Yaymlanmas kararlatrlan yazlarn yazarlarna ve hakemlerine, telif ve inceleme creti, yaym tarihinden itibaren 1 ay ierisinde denir, cret miktar Yayn Kurulunun nerisi zerine Mtevelli Heyet Bakanlnca belirlenir. YAZIM DL Biligin yazm dili Trkiye Trkesidir. Ancak her sayda derginin te bir orann gemeyecek ekilde ngilizce yazlara da yer verilebilir. Trkiye Trkesi dndaki Trk lehelerinde hazrlanm yazlar, gerektii takdirde Yayn Kurulunun karar ile latin alfabesi ile yazlmak artyla kendi lehelerinde yaymlanr. Yaymlanacak yazlarn Trke zetlerinin yansra ngilizce ve Rusa zetleri de verilir, YAZIM KURALLARI Makalenin Yaps Makalenin genel olarak aada belirtilen dzene gre sunulmasna zen gsterilmelidir: 1) Balk 2) Yazar ad(lar) ve adres(ler)i (Hepsi Ltin/Trk harfleriyle olmak zere yazar adlar, soyad byk harflerle olmak zere koyu karakterde, adresler normal italik karakterde) 3) zet (anahtar kelimeler eklenerek) 4) Makale, almann ama, kapsam, alma yntemlerini belirten bir giri blmyle balamal; veriler, gzlemler, grler, yorumlar, tartmalar,, gibi ara ve alt blmlerle devam etmeli; ve nihayet tartma ve sonular (veya sonular ve tartmalar) blmyle son bulmaldr. 5) Katk belirtme (gerekiyor ise) 6) Kaynaklar Dizini 7) ngilizce balk ve ngilizce zet (Trke zette olduu gibi) 8) Rusa balk ve Rusa zet (Trke zette olduu gibi) Balk Konuyu en iyi ekilde belirtmeli, 12 kelimeyi gememeli ve bold olarak yazlmaldr. zet 250 kelimeyi gemeyecek ekilde ve yaynn dier blmlerinden ayr olarak yaymlanabilecek dzeyde yazlm, yaznn tmn en ksa, z biimde (zellikle almann amacn ve sonucunu) yanstacak nitelikte olmaldr. zetin bal ve metin ksm farkl karakterle yazlmaldr. zet iinde, yararlanlan kaynaklara, ekil ve izelgelere deinilmemelidir. zetin altnda bir satr boluk braklarak en az 3, en ok 8 anahtar kelime verilmelidir. Ana Metin Makale, A4 boyutunda (29.7x21 cm.) ktlarn zerine bilgisayarda 1,5 satr aralkla ve 10 punto (Times New Roman veya benzer bir yaz karakteri ile) yazlmaldr. Sayfa kenarlarn-

206

da 3er cm. boluk braklmal ve sayfalar numaralandrlmaldr. Yazlar en az drt bin, en ok on bin civarnda kelimeden olumaldr. Blm Balklar Makalenin yapsn belirlemek ve ana metinde dzenli bir bilgi aktarm salamak zere yazda ana, ara ve alt balklar kullanlabilir. Balklara numara veya harf verilmemelidir. Ana Balklar: Bunlar, sra ile zet, ana metnin blmleri, teekkr (varsa), kaynaka, ekler (varsa)den olumaktadr. Ana balklar kk harflerle ve koyu olarak yazlmaldr. Ara Balklar: Tamam koyu olarak ve ana balktan daha kk punto ile yazlacak; ancak, her kelimenin ilk harfi byk olacak, balk sonunda satrba yaplacaktr. Alt Balklar: Tamam koyu olarak yazlacak; ancak, ilk kelimenin birinci harfi byk olacak, balk sonuna iki nokta (st ste) konularak yazya ayn satrdan devam edilecektir. ekiller ve izelgeler ekiller, kltmede ve basmda sorun yaratmamak iin siyah mrekkep ile, dzgn ve yeterli izgi kalnlnda aydnger veya beyaz-kada izilmelidir. Her ekil ayr bir sayfada olmaldr. ekiller 1 (bir)den balayarak ayrca numaralandrlmal ve her eklin altna balyla birlikte yazlmaldr. izelgeler de ekiller gibi, 1 (bir)den balayarak ayrca numaralandrlmak ve her izelgenin stne balyla birlikte yazlmaldr. ekil ve izelgelerin balklar, ksa ve z olarak seilmeli ve her kelimenin ilk harfi byk, dierleri kk harflerle yazlmaldr. Gerekli durumlarda aklayc dipnotlara veya ksaltmalara ekil ve izelgelerin hemen altnda yer verilmelidir. Resimler Parlak, sert (yksek kontrastl) fotoraf kdna baslmaldr. Ayrca ekiller iin verilen kurallara uyulmaldr. zel koullarda renkli resim basks yaplabilecektir. ekil, izelge ve resimler toplam 10 sayfay amamaldr. Teknik imkna sahip yazarlar, ekil, izelge ve resimleri aynen baslabilecek nitelikte olmak art ile metin iindeki yerlerine yerletirebilirler. Bu imkna sahip olmayanlar, bunlar iin metin iinde ayn boyutta boluk brakarak iine ekil, izelge veya resim numaralarn yazarlar. Metin inde Kaynak Verme Metin iinde kaynak vermede aadaki rneklere uyulmal, kesinlikle dipnot eklinde kaynak gsterilmemelidir: a) Metin iinde tek yazarl kaynaklara deinme yaplrken, aadaki rneklerde olduu gibi, nce aratrcnn soyad, sonra parantez iinde yaym tarihi verilir. SOYADI DA PARANTEZDE!!! ..(Kksoy, 1998) Baz aratrmaclar (Bilgegil, 1970; Kaplan, 1974; Akta, 1990} b) ok yazarl yaynlara metin iinde deinilirken, aadaki gibi ilk yazar ad belirtilmeli, dierleri iin vd. harfleri kullanlmaldr. Ancak kaynaklar dizininde btn yazarlarn isimleri yer almaldr. ..(pekten vd., 1975) c) Ulalamayan bir yayna metin iinde deinme yaplrken bu kaynakla birlikte alntnn yapld kaynak da aadaki gibi belirtilmelidir. ...(Kprl, 1911; elik, 1998den) d) Kiisel grmelere metin iinde -soyad ve tarih belirtilerek- deinilmeli, ayrca kaynak lar dizininde de belirtilmelidir.

207

Kaynaklar Dizini a) Sreli yaynlar iin: Yazar ad(lar), tarih, makalenin bal, sreli yaynn ad (ksaltlmam), cilt no (say no), sayfa no. b) Bildiriler iin: Yazar ad(lar), tarih, bildirinin bal, sempozyumun veya kongrenin ad, editr(ler), basmevi, cilt no, dzenlendii yerin ad, sayfa no. c) Kitaplar iin: Yazar ad(lar), tarih, kitabn ad (ilk harfleri byk), yaynevi, basld ehrin ad, sayfa says. d) Raporlar ve tezler iin; Yazar ad(lar), tarih, raporun veya tezin bal, kurulu veya niversitenin ad, ariv no (varsa), sayfa says, yaymlanp-yaymlanmad. YAZILARIN GNDERLMES Biligde yaymlanmak zere -yukarda belirtilen ilkelere uygun olarak- hazrlanm yazlar, biri orijinal, dier ikisi fotokopi olmak zere disketi ile birlikte aadaki adrese gnderilir. Yayma kabul edilen yazlarn son dzeltmeleri yaplm bilgisayar disketleri ile ekillerin orijinalleri en ge bir ay iinde yukarda belirtilen adrese ulatrlr. Yayn Kurulunca, esasa ynelik olmayan kk dzeltmeler yaplabilir.

YAZIMA ADRES Bilig Dergisi Ata 2 Sokak 65/1 KIZILAY/ANKARA

Tel:(312) 430 43 23 - 430 43 24 Faks:(0312)43043 25 e-mail: bilig@yesevi.edu, tr www.yesevi.edu.tr/bilig

208

BILIG / EDITORIAL PRINCIPLES


BILIG is published quarterly: Spring, Summer, Autumn and Winter. At the end of each year, an annual indice series will be offered. Each issue will be forwarded to the subscribers and to the libraries and international institutions to be determined by the editorial board within one month after its publication, GOALS AND OBJECTIVES The goals in publishing BILIG are ; To bring forth the cultural riches, historical and current realities of the Turkish World in a scholarly manner. To reach the experts and scholars who show interest in and produce and/or offer ideas related to the Turkish World. To follow the studies related to the Turkish World internationally and inform about them to the experts, scholars and public. SUBJECT MATTERS BILIG is the social science journal of the Turkish World. The articles to be published in this journal should be dealing with the historical and current issues and problems and suggesting solutions for the Turkish World. CONTENTS The contents of the articles to be published in BILIG are to include; Those that are based on an original research which contribute knowlegde and scientific information in its area. Those that bring forth new views and perspectives on previously written scholarly works based on extensive research and resources. Those that are the result(s) of studies/researches executed by well reputed individuals and research groups in the Turkish World on contract basis. Those that inform/announce briefly about new/original works, articles, indiviuals and activities related to the Turkish World. In order for any article to be published in BILIG, it should not have been previously published or accepted to be published elsewhere. papers presented at a conference or symposium may be accepted for publication if stated so beforehand. EVALUATION OF ARTICLES The articles forwarded to be published in BILIG are first studied by the Editorial Board in view of the journals objectives, subject matter, rules and reguiations in writing. Those that are found acceptable are then sent to two referees who are authorities in their field for scientific evaluation. Referee reports are confidential and safe-kept for five years. In case one referee report is negative and one is favourable, the article may be sent to a third referee for re-evaluation. The authors of the articles are to consider the criticisms, suggestions and corrections of the editorial board and referees. If they are in disagreement with the editorial board and/or the referees, they are entitled to counterpresent their views and justification. Only the original copy of the unaccepted articles may be returned upon request. The royalty rights of the accepted articles are considered transferred to the Ahmet Yesevi UniversityBoard of Trustees. However the overall responsibility for the published articles belongs to the author of the article. Quotations from articles including pictures are permitted during full reference to the articles.

209

Payments to the authors and referees for their contribudions are made within one month of publication.The amounts of payments are determined by the Editorial Board subject to the approval by the Board of Trustees. THE LANGUAGE OF THE JOURNAL Trkiye Turkish is the language of the joumal. Articles submitted in other Turkish dialects can be published in their own dialects after the Editorial Boards decision if neces-sary, but on condition that they are wrtten in Latin letters. Abstracts in English and Russian along with Turkish are given for each article published in BILIG. WRITING RULES The Structure of the Articles In general the following are to be observed in writing the articles for BILIG: 1. Title of the Article 2. Name(s) and address(es) of the author(s). (Ali in Latin letters names and surnames are in capital letters. Addresses in normal italic letters) 3. Abstracts (with key words) 4. Each article is to begin with an introductory section stating the purpose, scope and methods utilised; and should continue with main section to include data, observations, views, comments and discussions (pros and cons) and should end with a final section to include important results and, conclusion. 5. Acknowledgements (if necessary) 6. List of references. 7. Title and abstract in English (as in Turkish Abstract) 8. Title and abstract in Russian (as in Turkish Abstract)

TITLE
Should state the subject clearly. Should not exceed 12 words and should be in bold. ABSTRACT Should not exceed 250 words.lt should be written in a clear, concise and complete way to reflect the purpose and conclusion of the study so that it could be re-published separately from other parts of the article. The summary and its title should be writen in different font types. Within abstract no references, figures and tables should be given. At least 3, maximum 8 key words should be given at the bottom of the abstracts after a double space. MAIN SECTION Articles should be written in computer 10 points (Times New Roman or similar other characters with double space on A4 (29.7*21 cms) papers. 3cms margins should be left on both ends of the pages. Pages should be numbered. Each article should be composed of at least four thousands and maximum ten thousands vvords. SUB-SECTIONS In order to provide an orderly transition of information and ideas of the main text and to determine a clear structure of the article other subtitles may be used for different sections and parts of the article.

210

Main Heading: These can be used for the summary, sections of the main text, acknowledgement (if any), references and appendice (if any). THESE HEADINGS SHOULD BE CAPITALISED. Interval Headings: should be in bold and should be in a smaller font size than main heading; only the first letters of each word should be in capital, At the end of each Interval Heading a new paragraph should be started. Sub-headings: should be in bold; only the first letter of the first word should be in capital and the writing should continue on the same line after a colon(:). FIGURES AND TABLES Figures should be drawn on transparent or vvhite paper in ink so as not to cause problems in printing or reducing in size. Each figure should be on a separate page and should be numbered with a caption of the title below it. Tables should also be numbered. They should have titles below. The tites of the figures and tables should be clear and concise. The first letters of each word should be capitalised. When necessary footnotes and acronyms should be below the captions. PICTURES Should be on highly contrasted photo papers. Rules for figures and tables are applied for pictures as well. In special cases colored-pictures may be printed. The number of pages for figures, tables and pictures should not exceed ten pages. Authors having the necessary technical facilities may themselves insert the related figures, drawings and pictures into the text. Those without any technical facilities will leave the pro-portional sizes of empty space for pictures within the text numbering them. Stating the Source Within the Text: The following examples should be observed when giving the source within the text. Sources will not be given as footnotes. a. Quoting a single or multi-authored source; first the last name of the author is written and then the date is written in parenthesis as shown in the example. .Kksoy (1998) .Some authors (Bilgegil 1970; Kaplan 1974; Akta 1990) b. When multi-authored sources are mentioned, the name of first author is written forothers (et. al) is added. .pekten, et. al., (1975). Full reference including ali the names should be given in the list of references at the end of the article. c. If an unreachable source is quoted within the text from an available source it should be indicated as follows: .Kprl (1911: in elik 1998) d. Personal Communications can be indicated by giving the last name(s), the date(s) but full references should be stated at the end of the article. LIST OF REFERENCES a. For periodicals: The name(s) of authors), date, the title of the article, the name of the periodical in full, volume, issue and page numbers should be quoted. b. For papers submitted at conferences and lor symposiums: The name(s) of author(s), the date, the title of the paper(s), the name/title of the conference/symposium, editor(s), publishing company, volume number, place of organization and page number should be indicated

211

c. For books The name(s) of author(s) , the date, the title of the book (first letters capitalised) pub-lishing company,, the city where it was published , number of pages should be specified. d. For reports, theses and dissertations The name(s) of author(s), the date, the title of the theses or report, name of the institu-tion or university, archives number, published or unpublished should be specified. HOW TO FORWARD THE ARTICLES The articles duly prepared in accordance with the principles set forth on the foregoing pages are to be sent in three copies (one original, two copied forms and a disket) to BILIG for publication to the address given below. The last corrected fair copies in diskets and original figures are to reach BILIG veithin not later than one month. Minor editting and re-arrangements may be done by the editorial board.

CORRESPONDENCE ADDRESS Bilig Dergisi Editrl Ata 2 Sokak 65/1 Kzlay, Ankara - Trkiye

Tel: (0312) 430 43 23 - 430 43 24 Faks: (0312) 430 43 25 e-mail: bilig@yesevi.edu.tr www.yesevi.edu.tr/bilig

212

You might also like