Değişimin ve belirsizliklerin giderek arttığı bir dünyada
yaşıyoruz. İşletmeler bu nedenle krize yanıt verme becerisine her zamankinden çok ihtiyaç duyarlar. Bunun için krize yanıt yöntemlerinden birini kullanarak çözüm üretmeye çalışıyorlar. Başarıyı belirleyen faktörler: -Örgütün stratejik özellikleri -İyi bir kriz senaryosu planlaması -İnsan faktörü -Liderlik Krize Yanıt Yöntemleri İşletmelerin örgüt yapı ve kültürlerine uyan bu yanıt biçimlerinden birini seçip ona uygun davranmaları gerekir. Aktif Yöntem (Proaktif Yöntem): Kriz oluşmadan önce farklı alternatifler geliştirilerek, krizin işletmeye zarar vermesinin önlenmesi amaçlanır. Krizlerin bu şekilde önüne geçilebilir. Ayrıca işletmenin dış çevresinden kaynaklanacak krizleri atlatmada da önemli avantajlar sağlar. Aktif yöntemin uygulama basamakları aşağıdaki gibidir: • Acil olarak krizin tespiti ve tanımlanması, • Eğer mevcutsa önleyici faaliyetlerden faydalanılması, • Krizin etkisinin sınırlandırılması, • Olanağı varsa krizin etkisiz hale getirilmesi, • Kriz etkisiz hale getirildiğinde ya da kendiliğinden sona erdiğinde, derhal uygun olan kurtarma planının başlatılması. Eğer bu yaklaşımı işletme geliştirmek istiyorsa: 1. Doğru ve yeterli bilgi akışının sağlanması: Doğru bilginin doğru zamanda doğru kişiye aktarılması sağlanarak, bilgi eksikliği ve yanlış anlaşılmalardan dolayı risk unsurlarının krize dönüşmesi engellenir. 2.Göze alınacak risk miktarının belirlenmesi gerekir: İşletmeler bu dönemde sahip oldukları kaynaklara göre amaçlarını, gerçekleştirmek için belli bir miktar riski göze alırlar. Bu miktarın üzerine çıkıldığında riskli durum her an krize dönüşebilir. 3.Erken uyarı sistemleri oluşturma: Mali oranları, başarılı-başarısız işletme grupları içinde birlikte değerlendirme sürecidir. Bu sistem sayesinde krizin varlığı, şiddeti ve yoğunluğu tespit edilebilir. İşletme de bu sayede varlığını istikrarla sürdürebilir. 4. Krize karşı önleyici planlama yapma: İşletmenin krizle karşılaştığı anda yerine getirmesi gereken faaliyet planlarının varlığı, kriz yönetiminin olmazsa olmazları arasındadır. Bu planların hazırlanması ise tüm krizler için genelde benzerdir. 5. Hazırlanan planların yazıya dökülmesi: Kriz önleme konusunda hazırlanan planların yazıya dökülerek, kriz anında kimin ne yapacağı ve nasıl davranacağı hususlarının belirlenmesiyle kriz sürecinde yanlış kararların alınmasına engel olunabilir. 6. Fedakârlık miktarının belirlenmesi: İşletmelerin büyüme sürecince insan kaynakları yetersiz kalabilir. Uzun vadede üretimi sürdürülebilir ürünler tasarlanarak, uzun dönemde bir krize sebep olabilecek risklerin oluşması engellenebilir. 7. Kriz takımları oluşturulması: İşletmelerdeki potansiyel krizler için takımların oluşturulması ve bu takımlara gerekli politikaların uygulayabilmeleri için yetki ve sorumlulukları verilir. Takımların uygulamaları denetim grupları tarafından seçilen farklı konularda kontrol edilir. Pasif Yöntem (Reaktif Yöntem) Kriz ortaya çıktığında hasarı sınırlama ve iyileşme evrelerini içeren sürece Pasif Kriz Yönetimi Modeli adı verilmektedir. Pasif model kriz oluştuktan sonra yapılacak faaliyetlere odaklanmıştır. Bu yöntemin amacı, yaşanan krizin zararlarını en aza indirebilmektir. Bu faaliyetler kriz olduktan sonra yapılır ve mümkün olduğu kadar krizin etkilerini hızlı toparlanmaya odaklıdır. Pasif Kriz Yönetimi, Çarpışma Yönetimi adını da almaktadır. Çünkü amaç her ne pahasına olursa olsun şirketi krizden kurtarmaktır. Günümüz dünyasında sadece Pasif Kriz Yönetimi Modelleriyle ayakta kalınamayacağı açıktır. Krizlerin önünde giden ve sürekli hazırlık önleme faaliyetlerini içeren aktif kriz yönetimi ve krizden ders almaya ve öğrenmeye dayanan Enteraktif Model 21. yüzyılın örgütlerinin elinde önemli mücadele araçları olacaktır Krize Enteraktif Yanıt Süreci Krizi çözüm aşamasında öğrenmeye ve iyileştirmeye dayalı bir süreçtir. Bu yöntem, etkili bir kriz yönetimi ve tüm krizlerin geçirdiği beş farklı aşamasının yönetimini kapsar. 1. Kriz olasılığı bildiren ilk uyarı işaretlerinin farkına varma 2. Hazırlık ve önleme: Krizleri önleme ve krizlere karşı hazırlıklı olma amacına yönelik faaliyetleri içerir. 3. Krizi kontrol altına altına alma: Krizin etkilerini hafifletmek amaçlanır. Ayrıca örgütün etkilenmemiş bölümlerine krizin yayılması engellenir. 4. İyileştirme: Örgütler rutin faaliyetlerini yeniden başlatmak için tasarlayıp test ettikleri programları geliştirir ve uygular. Bu programlar kısa ve uzun dönemlidir. 5. Öğrenme: Geçmişte iyileştirme adına yapılanlardan çıkarılan dersler incelenir ve sorgulanır. *İşletmeler krize yanıt yöntemlerinden birini kullanarak çözüm üretmeleri yeterli değildir. Örgütün stratejik öncelikleri de krize yanıt sürecinde başarıyı belirleyen kritik faktörler arasındadır. Krize Yanıt ve Stratejik Öncelikler Krize yanıt sürecinde önemli olan; kriz planının, örgütün stratejik yönetim süreciyle bütünleştirilmesidir. Bu süreçte senaryo planlaması, kriz planı olarak kullanılır. Bu da kriz yönetiminin stratejik yönetim bazında önemini ortaya koyar. Krize yanıt ve stratejik yönetim süreçleri, üç temel hareket alanına ayrılalarak incelenir. -Stratejik düzenleme: Örgüt görev, amaç ve hedefler belirlendikten sonra çeşitli analizler yapılır. Bunlar; *İç kaynaklar ve stratejik alternatif seçimler *Örgütü etkileyen dış çevre analizleri -Stratejik seçim: Örgütün hedefi, kaynakları ve mevcut yeterlilikle başarı olanağının ne olduğudur. Senaryo planlaması da bu aşamada yapılır. Çeşitli faktörlerin kriz etkisini, senaryo planlaması yöntemi kullanılarak tahmin etmek mümkündür. İyi bir kriz senaryosu örgütün dikkate almadığı ve hazırlanmadığı vakaları içeren kriz cinsidir. -Stratejik Uygulama: Seçilen örgüt stratejisinin uygulama, stratejik düzenlemedeki senaryo analizi ile ya da bu düzey atlanılarak gerçekleştirilir. -Stratejik Değerlendirme: Seçilen stratejinin uygulamadaki başarı düzeyinin değerlendirilmesidir. Birleştirme Stratejisi, Senaryolar ve Kriz Yönetimi Yaşanılan bir kriz, şirketin stratejik yönelimlerini değiştirebilir ya da yeni istikametlere yönelmeye zorlayabilir. Paydaşların değerlendirilmesi ve üst yönetimin rolü, sorumluk ve bağlılığı, stratejik planlama ve kriz yönetimi için önemli unsurlardır. Krizin sebebi hakkında bilgi sahibi olunması da, kriz sürecinde stratejilerin oluşturulması için önemli bir unsurdur. Krize hazırlıklı olma ya da krize eğilimi belirlemede strateji, örgüt yapısı, kültür ve insan kaynaklarının eş zamanlı etkisi bulunmaktadır. Krize Yanıt ve İnsan Etkisi Kriz ekibinde yer alan insanların rollerinin iyi tanımlanması, krize hızlı ve etkili cevap verilebilmesi açısından önemlidir. Ayrıca üzerindeki etkisi de önemsenmelidir. Çünkü kriz ortamında insanlarda duygusal, davranışsal ve bilişsel boyutta tepkiler ortaya çıkar. Krize müdahale ortamında, insan faktörünün öncelikle önemli olduğunu ve bireylerin krize karşı duygusal ve bilişsel tepkilerini birleştirici çözümler üretmek gerektiğini öne süren modele, “öncelik değerleme modeli” denir. Bu bakış açısı örgütsel tepkilerin de bireysel tepkilere benzer olduğunu öne sürmektedir. Kriz Ortamında Duygusal Tepkiler Üç boyutta incelenir; • Söylentiler • Moral • Sadakat Krize Ortamında Davranışsal Tepkiler: • Toplantı gündemleri (Toplantı gündemleri krize yanıt vermekten oluşur.) • Örgüt içerisindeki roller (Örgütsel roller kriz sürecinde değişebilir) • İş akışındaki aksamalar (krizden doğrudan etkilenen işletmenin günlük iş akışında aksamalar görülür.) Krize Ortamında Bilişsel Tepkiler • Karar tutanakları (Örgütteki bireyler ve gruplar arasındaki etkileşimlerdir.) • Sistemdeki dinamikler (Sistem teorisi her şeyin başka şeyleri etkileyeceğini öne sürer.) • Örgütsel amaçlardaki değişikliklerin ölçümü (Krizin şiddeti örgütsel amaçların ne kadar değişeceğini belirler. Krize yanıt verilirken aşağıdaki öncelikler sırası önemlidir: • Canlıların korunması ve zarar/ölüm ihtimallerinin azaltılması • Doğanın korunması • Mal varlıklarının korunması • Ciddi iş süreçleri ve sistemlerdeki zararların telafi edilmesi • Ticari faaliyetlerdeki kesilme süresinin kısaltılması • Şirket itibarındaki zararın minimize edilmesi • Müşteri ilişkilerinin sürdürülmesi Krize Yanıt Sürecinde Liderlik Örgütte lider kişiler ve takipçiler arasındaki güven önemlidir ve 3 boyutta incelenir. • Güvenin Yetenek boyutu • İyilikseverlik boyutu • Doğruluk boyutu Takipçiler örgütün ve kendilerinin tehlikede olduğunu fark ettiklerinde liderlerden beklentiler artar. Bu durumda lider, ‘Transaksiyonel lider’ veya ‘Karizmatik liderlik’ tarzlarından birini kullanabilir. Transaksiyonel lider belirlenen hedefler doğrultusunda günlük olarak yapılması gerekenleri yapar. Karizmatik liderlikte, lider bireylerin stres ve endişe seviyelerini düşürerek krizle baş etmeye çalışır. Kriz dönemlerinde liderler daha çok karizmatik özelliklerine göre seçilmektedir. Kriz anında liderin göstermesi gereken temel yeterlilikler; Örgütte güvenin tesis edilmesi: Çalışanların kriz sürecinde kendilerini güvende hissetmesi önemlidir. Güven oluşturabilmek için liderler açık ve dürüst iletişim kurmalıdır. Ortak düşünce yapısı oluşturmak: Liderler dışsal faktörlerden etkilenir ve bu baskılar da liderleri bazı istek ve beklentileri karşılamaya iter. Akılcı ve hızlı kararlar vermek: Liderler kararsızlığı azaltmak için uzmanların görüşüne başvururlar. Cesur hamlelerde bulunmak: Liderler kriz sırasında ortaya çıkabilecek fırsatları da değerlendirmelidirler. Krizden ders çıkarmak: Krizlerle mücadele süreci ders almak için önemli bir süreçtir. Öğrenme süreci örgütün kültürü, politikaları ve süreçleri ile ilgili incelemeyi gerektirmektedir.