21. Yüzyıldaki teknolojik gelişmeler ve bu gelişmelerin toplumda, iş dünyasında ve eğitimdeki
yansımaları öğretim elemanlarının üstlenmesi gereken rolleri ve sahip olması gereken beceri ve yeterlilikleri de değişmektedir. Bu roller ve becerileri incelemeden önce pek çoğumuzun yakından veya uzaktan haberdar olduğu, önce Bloom’un geliştirdiği, ardından Anderson ve Krathwohl’un güncellediği Bilişsel Alan Taksonomisini hatırlayalım. 1950’lerde Benjamin Bloom tarafından geliştirilen Eğitsel Hedefler Taksonomisinin yükseköğretimde, özellikle de Avrupa Kredi Transfer Sistemi’ne (AKTS) geçiş süreçlerinde sıklıkla başvurulan alanı olan Bilişsel Alan Taksonomisi, dijitalleşme süreçlerinde de sıklıkla başvurulan bir sınıflama olmuştur. Bu sınıflamaya göre öğrencilerin bilişsel süreçleri Alt Düzey Bilişsel Becerilerden Üst Düzey Bilişsel Becerilere doğru sıralanmıştır. Bu sıralamaya göre bilişsel olarak en alt düzeyden en üst düzeye göre sırasıyla bilgi, anlama, uygulama, analiz, sentez ve değerlendirme becerileri bulunmaktadır. Daha sonra 2000-2001 yıllarında yine Bloom’un öğrencileri olan Lorin Anderson ve David Krathwohl tarafından uyarlanan yeni taksonomi 21. Yüzyılın ihtiyaçlarına göre şekillendirilmiştir. Güncelleştirilmiş taksonomide en alt düzey becerilerden en üst becerilere doğru sırasıyla hatırlama, anlama, uygulama, analiz etme, değerlendirme ve yaratma bulunmaktadır. Özgün taksonomiden farklı olarak yeni taksonomide artık üst düzey düşünme becerilerinin en üst basamağında yaratma yer almaktadır. Yaratma özellikle 21. Yüzyılda bireylerden beklenen üretime aktif olarak katılma gerekliliğinin de bir yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu üretim bilgi veya ürün olabilir. Özellikle yükseköğretimde üst düzey bilişsel becerilerin geliştirilmesi, yükseköğretim kurumlarından mezun olan bireylerin daha donanımlı, üretimde daha etkin bireyler olarak yetiştirilmesi bakımından önemli görülmektedir. Bu nedenle bizler de öğrencilerin yaratıcılıklarının, iletişim becerilerinin, eleştirel düşünme ve yaratma becerilerinin son derece önemli olduğu bilgi çağında Bloom'un özellikle üstbilişsel becerilerine odaklanabiliriz. Dijital ortam ve uygulamaları eğitsel uygulamalarımız için kullanırken de bu sınıflamada yer alan alanlara göre etkinlikler seçmek, belirlediğimiz öğrenme amaçları için doğru araçları seçebilmemizde de kolaylık sağlayabilir.