You are on page 1of 3

i'll take the umbrella so that i won't get wet. ıslanmayayım diye şemsiyeyi alacağım.

it's raining so i'll take the umbrella. yağmur yağıyor bu yüzden şemsiyeyi alacağım.

https://skeebdo.com/?invite=mmu00k8z2s5pjkimgv9llsn

‘SO THAT’ BAĞLACI

“So that” İngilizcede amaç belirtmek için kullanılan bir bağlaçtır. “So that” bağlacı
Türkçeye genellikle “olsun diye” veya “-mek için” şeklinde çevirilir. “So that” amaç
veya sebep belirten cümlenin önüne getirilir.

Can you move that chair over to the corner so that I can sweep the floor? (Yeri
süpürebilmem için şu sandalyeyi kenara çekebilir misin?)

You should study hard so that you can pass the examination. (Sınavı geçebilmen
için çok fazla ders çalışman gerekir.)

We have left early so that we can catch the first train. (İlk treni yakalayalım diye
erken çıktık.)

I will go to England so that I can learn English. (İngilizceyi öğreneyim diye İngiltere’ye
gideceğim.)

Kathy got a part-time job so that she could study at college. (Kathy, üniversiteye
girebilmek için yarı zamanlı bir işe başladı.)

Let’s go to the theater early so that we can get good seats. (İyi yer kapmak için
tiyatro salonuna erken gidelim.)

Come nearer so that I can see your face. (Yüzünü görebilmem için biraz daha yakına
gel.)

SO THAT ve IN CASE Arasındaki Farklar

So that, “olsun diye” anlamını verirken, in case “olursa diye” anlamını verir.
Diğer bir ifadeyle, in case birşeyin olma ihtimaline karşı nasıl önlem
alacağımızı ifade ederken kullandığımız bir yapıdır.

1. Please take an umbrella in case it rains.


2. Please take an umbrella so that you won’t get wet.
.
3. I always leave a spare key at my mother’s house in case I lose
my own key.
4. I always leave a spare key at my mother’s house so that I will
not be locked out of my house.
..
As you can see, IN CASE is used before the situation that might
occur. In example 1, it might rain. In example 3, I might lose my
own key.
.
SO THAT is used before the situation that you want to happen.
In sentence 2, I don’t want you to get wet. In sentence 4, I don’t
want to get locked out of my house after losing my own
key. ** Remember, we can omit the word THAT from the phrase
SO THAT. **

I took my umbrella in case it rains. (Yağmur yağarsa diye şemsiyemi aldım.)


Bu cümlede yağmur yağma ihtimaline karşı şemsiyemizi aldığımızı ifade ediyoruz.
Yağmur yağma ihtimali var ve şemsiye almak da bir önlemdir.

I go abroad so that I can improve my English. (İngilizcemi geliştireyim diye yurtdışına


gidiyorum.)
Bu cümlede ise İngilizceyi geliştirmek bir amaçtır. Bu amacı gerçekleştirmek iç.in
yurtdışına gitmek ise bir sonuçtur.

Aşağıdaki örnek cümlelerle bu iki konu arasındaki farkı daha iyi kavramanız
amaçlanmaktadır.

Aşağıdaki iki örnekte “in case” kullanılmıştır. Her iki cümlede de bir ihtimale
karşılık alınacak önlemlerden bahsedilmektedir.

Bring your umbrella in case it rains.


(Yağmur yağarsa diye şemsiyeni getir. / Yağmur yağma ihtimaline karşı şemsiyeni
getir.)

Wear your coat in case it is cold.


(Hava soğuk olursa diye ceketini giy. / Havanın soğuk olma ihtimaline karşı ceketini
giy.)

Aşağıdaki örnekte ise “so that” kullanılmıştır. Her bir örnekte birşeyi
gerçekleştirmek amacıyla yapılan ya da yapılacak eylemlerden
bahsedilmektedir.

Study your lessons hard so that you pass the exams. (Sınavı geçmek için derslerine
sıkı çalış.)

SO THAT / IN CASE ALIŞTIRMALAR

Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere “so that” veya “in case” getiriniz.

1. Today I will go shopping _____ my guests come.


2. I watch news on the TV _____ I know what happens in the world.
3. I always get up early _____ I’m not late for my work.
4. I will bring my umbrella _____ it rains heavily.
5. He moved there ______ he could get a better job.
6. He wanted to go to Berlin ______ he could see his friend.
7. Let’s hide _____ he comes in.
8. She carries a gun ______ her enemies attack her.

Cevap Anahtarı:

1. in case (Bugün misafir gelme ihtimaline karşı alışverişe gideceğim.)


2. so that (Dünyada olanlardan haberdar olmak amacıyla televizyonda haber
izlerim.)
3. so that (İşe geç kalmamak amacıyla daima erken kalkarım.)
4. in case (Yağmur yağma ihtimaline karşı şemsiyemi getireceğim.)
5. so that (Daha iyi bir işe girmek amacıyla oraya taşındı.)
6. so that (Arkadaşını görebilmek amacıyla Berlin’e gitmek istedi.)
7. in case (İçeri girme ihtimaline karşı saklanalım.)
8. in case (Düşmanlarının saldırma ihtimaline karşı bir silah taşır.)

You might also like