Professional Documents
Culture Documents
v
"1962 yılında Muş'tan Tatvan'a arazi kıymet takdirine komis
yon üyesi olarak gitmiştik. Ben, yarduncım ve �avcı arkadaşım ma
halli aşiret diİini bilmiyorduk. Ancak yerel bilirkişi olarak komisyo
na katılan yarduncun Türkoloji tahsili yapmıştı. Türkçenin geçirdi
ği tekamülü, lehçe ve şivelerine dair bazı kuralları biliyordu. Bazı
harflerin zamanla düştüğünü veya ses değişikliğine uğradığını izah
edebiliyordu. Orada bir ay kadar kalıp zaman zaman istimlak edilen
tren güzergahının geçeceği köy evlerinde misafir edildik. Arkadaşı
mız bir hayli ilginç tesbitler yaptı. Bizim bilmediğimiz Türkçe ev
eşyası isimleri buralarda kullanılıyordu. Onun aracılığıyla halkla
çok rahat anlaşmaya başladık."
K. Mirşan'a anlattıklarımla, hissettiğim ve fakat tanımını yapa
madığun bazı gerçekleri açıklamak istiyordum. Ona "Bana öyle geli
yorki Anadolu Türk medeniyeti üzerine zaman zaman sis perdeleri
gelmiş. Bu perdeler kendiliğinden aralanınca bilinenden çok eski
devirlerde ben kendimi bu topraklarda görebiliyorum, ancak perde
yi kendi irademle aralıyamıyorum" demek isliyordum.
VI
rek besleniyorlardı. Adeta kültürler arası yaşama savaşı vardı. Biri
nin bitmesi gerekiyordu, diğerinin hayatta kalabilmesi için.
VII
bir başlangıç olduğu yazarı tarafından ifade edilen bu eser doğdu.
Bu çalışmada tutulan bir yan var ise, bu yan gerçekten yana olma,
·memleket severlikten yana olma biçimiyle gelişmiştir.
OGUZ PALA
vııı
ÖN S ÖZ
Bir dilin bir dil ailesine mensup olup olmadığı, dilleri birbirleri ile
mukayese etmek suretile neticeye ulaşan dil ilmi metodu ve bu elen
de elde olunan tecrübe (die vergleichendspi'echwissenscheftliche
Methede und Erfehrung) ile belirlenebilmektedir. Kürtçenin Proto
türkçe ailesine mensup olup olmadığı ve Kürtçeye "bir Türk dili"
nazarı ile bakılıp bekılemıyecej!ını belirl. emek isteyen bu eserimizde:
70 adet Kürtçe sözün Prototürkçe kökenli olduğunu,
10 adet Kürtçe sözün, Türkçenin söz yapma kaidelerine göre teş
kil edilen sözler olduğunu,
40 adet Kürtçe sözün bilhassa Tetarcade var olan sözler oldu
ğunu ve
40 adet Kürtçe sözün Türkiye Türkçesinde bulunan sözler oldu-
ğunu
teshil etmiş bulunmaktayız. Dij!er taraftan birçok Prototürkçe sözle
rin Kürtler vasıtası ile Ara·pçaya geçmiş olma ihtimali de belirmek
tedir ve buna göre, pek çok Prototürkçe sözlerin Kürtler vasıtası ile
Farsçaya geçmiş olması da mümk.ündür.
Kürtlerin Öııesyadaki yerleşim alanlarının hususiyeti onların bu
elene d.ö.birinci binyılın birinci yarısında yerleştiklerini gösterebi
lecek mahiyettedir. Moğulistan Türk Tarih yazarlarının tarih haber
lerinde de bu hususta pekçok ipuçları bulunmaktadır, ancak bunla
ra ikinci bir çalışmamızda dej!ineceA1z.
IX
PROTOTÜRKÇE
. 1
zviizda şeklindeki teferruat, dillerin tarihi gelişiminin ene esasları
bakımından değil, fakat ağız Oehçe) teşekküllerinin etüdü bakımın
dan önem kazanır. Ancak Prototürkçenin ilk önce lehçeler, sonra de
diller helinde QOPl-ARIC ("fregmentesion") yaptığı ve bugünkü
Türk dillerinde de ilk önce lehçeler doğacağı ve bunların de günün
birinde birer dil haline geleceği söylenebHineceğinden, yukarıqii
"değişim" diye belirttiğimiz konumuz OS-UC ("mekdn-zemıı.ıi�')·
şartlarında düğümlenecektir ·ki, bu yolda araştırmalar yaparken şuıi�'
!ara dikkat olunmalıdır:
1. Yabancı sözler:
Bir dildeki yabancı sözlerin tespit edilmesinin her zaman basit ·
2
ve Grekçede "eimi, ei (esi'den!), esti" şeklinde olduğunu hayretle
müşahede eder. Bu alanda bir eser yazan Franz Bopp (1791-1863) da
Sir William Jones ile ayni kanaatı paylaşır ve bu şekilde lndo-Cerrrien
Dili (veya Dil Ailesi) kavramı da ortaya çıkar. Ancak bu "Cermenci
ler'' in dikkatlarından kaçan bir şey vardır: Prototürkçede ESİ EM
(bak: pty, sah. 67) "benim" (1 am, leh bin, Tatarca "m'in min", Kürt
çe "ez ım") demektir ve yukarıda sözü geçen Latince ve Grekçe tas
rif bu Prototürkçe dilin izini taşımaktadır (bak: pg, sah. 62,63). Ayni
izi Fince "m'ine olen, sine elet, se on, yani olen, olet, on" tasrifinde
·de görmekteyiz ve hatta Almanca "ich bin" ile Etrüskçe �Sİ BiN
<bak: pty, sah. 88), Tuba Kiji'ce (veya Tuwa Kiji, Altayca!) "men
bın" (Tatarca "m'in min") arasında da fazla bir fark yoktur. Cermen
cilerin ele aldıkları sözlerden "oi" (Eski İrlandaca, yani Keltçe) - ois
(oi-0s, akkuzatifi o'in, Yunanca) sözü de Türkçe "qoy" (Tatarca, Al
tayca, "koyun") sözüne dayansa gerek ve bu sözü ille "ovis" (Latin
ce) - "avih" (eski Hintçe) - "ewe" (İnglizce, "dişi koyun") sözleri
ne bağlamamız gerekli değildir. Ayrıca yukarıda ele aldığımız YIL
TiZ - sıltır, yani y - s değişikliğine göre, YITİ ("yedi") - ııeptem
(Latince) , sapta (eski Hintçe) - seven (İnglizce) - Ç'i' (Çince) -seb'a
(Fanıça) serisini de Prototürkçeye bağlamamız mümkün olabilmek�
tedir. Bütün bunlara göre, başlangıçta Fransızlar, sonra Almanlar
ve komünist Ruslar tarafından gösterilen bütün gayretlere rağmen:,
ne ana dillerinin ve ne de ana vatanlarının varlııtı ispıit olunam·ıyan
"Cermenler" dolayısile inde-Cermen tabiri hiçbir mana ifade etme
mekte ve, Cermencenin Latinceden doğmuş olduıtunu kabul etsek
bile, bu tabirin "inde-Avrupa" şeklindeki tefsiri de fazla bir şey söy
lememekte, böyle tabirlerin başına muhakkak surette_ "Tiirk" sözü
nü ilave etmemiz gerekli olmaktadır.
3
3. Sözün ön-vokalinin kaybı:
ÖSÜ (pyt 73, ordu) - SÜ (YT, ordu); arağa (Tuwa, Xaqas, Şorl-ara
ğı (Şor) - araqı (Talar, Başqurt) - araq (Qazaq, Qırğız) - raqı (Tü rk);
OC -UR (AO, mezar) gor (Kürtçe, mezar); AT-ONUT (YT) - lund
-
8. Uzoğa vurma:
5
Prototürkçenin Sanskritçeye tesiri ise, çok kerre kimin kime te
sir etmiş olduğu belirlenemiyecek şekilde çok yönlü ve karışıktır:
BUDA - Buddhe, BODI - bodhi, SA.NSAR · semsiire, AWA-TAN.
SAQA -evetemseke, BODl-SATAW · bodhise ıtve, PARAMIT ·piire
.
mifa, BODI-Çİ T - bodhicitte, JN-ITIRA ÇAL·indre-jele, WACIR ·vej
re, NI-IRWAN - nirviine, SUD UR· sütre, BUYAN - punye, WA Y
NIQI · veiney ik e, ÇANTIRA BUDI · candrebuddhi?, SAMANTA
BADIRI - samentebhedre, PIRA-TIDYA-ASAN-BUD-PAD · pre!İtya-· .
semutpiide, YAM-A - (veye YAMA) - RAÇA - yeme-raje, v.s., v . s . Bu ·
sözlerin Sanskritçe şekillerinin manaları, onların geçtiği türlü me
tinler kerşıleştırılmek suretile, t e ori k olarak bulunmuşlardır. An·
cek, Türkçe metinlerde bu Sanskritçe manalar kullanıldığı tekdirde
cümleler umumiyet le mene vermemekte, buna karşılık bunların
Türkçe şekilleri ile metne ve modern fizik kevremlerme uygun me�
neler elde olunmaktadır.
9. Zamanafımı:
Prototürkçenin ilk şekli tek heceli bir dildir. Bu.ilk şekildeki söz
ler, konsonant illlveleri, ses de�şimleri ve söz bitleşmeleri gibi wıul
ler le zemenle değişikliklere uğremışler se de, bazı sözlerin en eski
şekilleri ile de kullenılebildiğini görmekteyiz. Bu şekilde zemen aşı-
6
mıne uğramış sözler için en giizel örnek, ATSAN tarafından kullanı
len QO- f!. s��üdür (bek: AT 10,48). "Üwc" yazıtına göre (pty 65), bu
sözdeki U. UE sözündeki Ü'dir ve "yük" demektir. Fakat ATSAN.
neden QOW-YÜK demiyor da QO-Ü diyor? Bu gibi zamanaşımına
uğramış sözler, ilk bakışta "ecnebi söz" intibamı vermektedir. Me
sela BT�Ö'de kullanılan A, AW, AWA-ATI, AMITA, BAYA, ÇIM-
81:-JJ?-WIP, ÇKIR, Dİ-YAN, QAO-ÇAO, NIMA-UU, OM, LIN-XUA,
SITI, SADU-SADU. Si, SIM-ARTA. SWA-XA. ŞI, TÜÜ, WAÇIR gibL
KÜR'ITÜRKÇESİ
Bu on nokta, ayni bir Prototürkçeye dayanan bugünkü dillerin ne
den birbirlerinden ferklı olduklarını, kısmen de olsa izah edebilmekte
dir. Konumuz olan Kürtçeye gelince, hurda şunları belirtmeleyiz.
Türklerin, Gaelic (Geel 'ce) konuşan Scolsman'lar (Scots Gaelic!,
bak: ayt, sah. 169-170), lsviçrenin Landquart ve Plessur vadileri ve
mücavir mıntıkalarında yeşıyen ve rhiito-roman'ca konuşan lsviçre
OQ'ları (bak: pyt 80, 43-44, pg 31), Fince, Macarca, Moğulca gibi
pek çok "uzekten akrabeları" ve Muğlaca, Tatarca gibi, İstanbullula
rın kolay-kolay enlıyamadıi!ı pek çok lehçeleri bulunmaktadır. Ne
"scottish" gibi çok uzak akraba, ne Moğulca gibi "en yakın komşu-'
nun dili" ve ne de Muğlece gibi "yakın ekraba" olmıyen Kürtçenin
Türk dilleri aresındeki yerini ise şu şekilde belirtebiliriz:
7
ı.' Kürtçe, Türkçe gibi, kuvvetli bir şekilde Prototürkçe kökene da
yanan bir dildir fbak: Cet. t ve ekli sözliikJ.
2. · Kürtçe, Türkçenin söz yapma usullerine göre, Türkçede bulun
mıyan sözler yapabilmiştir. Kon lkıldan yapılmış çadır), "kon
mak" sözünden türetilmiştir; bertil ("rüşvet"), yani b'iritil (veri
len şeyı; eriş ("saldırı, hücum"ı, yani "erişme işlemi"; çıkO
"şu sebeb le ki" manasında, sebeb belirtmek için kullanılan ke
limeı. yani çığu !Tatarca, "çıkış"ı; qelew !"şişman, semiz"), ya-
ni kalın; gelek '"kalabalık, çok, çok miktarda"!, yani "gelen şey
lerin hepsi"; ga l"öküz"ı, yani ögiz itatarcal, ÖGÜÇ .lbak:
pg 27 ı; dev 1"ağız"ı, yani "diye" 'konuşan yerı; çıkrım <yere ça
kılan, veya dikilen ve dik duran herhangi bir şeyJ, yani "çıkık
duran şey"; kalcuç '"çekiç"J, yani "çivi çakan şey", "qaqqıç";
sıkır 1suyun akış yönünü değiştirmek için yapılan bent), yani
"suyu kıran şey", "köreltme".
3.· Kürtçede, Türkiye dışındaki Türk lehçelerinden sözler bulunu
yor: Mi'n !Tatarca "ben"J mm !Kürtçe "ben"J; bılbd !Tatarca
-
"çift"ı; taq !Tatarca "tek sayı"ı - taq <Kürtçe "tek sayı"J; şırpı
ITa tarca, "kibrit", ayrıca "kıymık, diken"ı - çırpı ITürkçeJ - çır
pi 'Kürtçe, yere dikilerek üzerine üzüm ağacının dalları bırakı
lan "çubuk"J; çaq 'Tatarca "zaman, çağ"J - çajl ITürkçeJ - çax
!Kürtçe "zaman, vakit"ı; cay ITatarca "tertip, punt, yer, yerine
göre hareket") -cf veya cıh IKürtçe "yer, mekıın"J; cıyın (Tatar
ca "toplantı, topluluk, hepsi"J -cıvfn !Kürtçe "toplanmak, bira
raya gelmek"I; ti'rgew <Tatarca "azarlama, kötüleme") - deiew
!Kürtçe "yalaıf'J; tire ITatarca "çevre") -<lerve (Kürtçe
"çevre"J; dew <Tatarca "dev"J - dew !Kürtçe "dev"J; tuman
<Tatarca "duman"! dü, düm an <Kürtçe "duman"); qonıç <Ta
-
8
dm"); qumar (Tatarca, Türkçe) - qumar, xumar (Kürtçe "ku
mar"); üzengi (Tatarca, Türkçe) - zengi (Kürtçe "üzengi"); bal
dız (Tatarca, Türkçe) - balhlz (Kürtçe "baldız"); cabıştıru (Ta
tarca "yapıştırma") - cebırandın (Kürtçe "yapıştırma"); cır
!Tatarca "şarkı") - qir !Kürtçe "bağırma, bağırtı"); qabıq (Ta
tarca "kabuk") - qalık !Kürtçe "kabuk"); qıraw (Tatarca "kıra
ğı") - qır !Kürtçe "kırağı"l; qulaw !Tatarca "devrilme") - qulı
bin (Kürtçe "devrilme"); qorqu !Tatarca "korkma") - qurıfin
!Kürtçe "çok korkma"); qeni !Tatarca "hani") - kani! (Kürtçe
"hani"); kim (Tatarca "eksik") - kl!m !Kürtçe "eksik"); qaya
!Tatarca "nerde?'\) - kija !Kürtçe "hangisi?"); qırınu (Tatarca
"traş olma") - kurbiln !Kürtçe "tıraş olma, kırkılma"); ma !Uy
gurca "mı?") - ma (Kürtçe "mı?"); pisi !Tatarca "kedi") - mışıq
IQırğızca "kedi") - pısik (Kürtçe "kedi"); süyünü !Tatarca "se
vinme") - tabiin (Kürtçe "sevinme"); lamaq !Tatarca "yemek")
- tamkırın (Kürtçe "yemeğin tadına bakmak"); taza (Tatarca
"sL'ıhatlı, sağlam, temiz, taze") - laze (Kürtçe "iyi, kaliteli,
taze"); di'yü (Tatarca "deme") 'deykırın (Kürtçe "deme"); çit
\Tatarca "kenar, dış kısım, etrar•ı - çit (Kürtçe "kışın çadırların
dışına dikilen çubuklar; kalıp basılarak renklendirilen elbi
seler"); xan (Tatarca "han") - xan (Kürtçe "han"); babay (Ta
tarca "dede") - bapir (Kürtçe "dede"); çi'rik (Tatarca "çeyrek") -
çarik (Kürtçe "çeyrek").
4.l Kürtçedeki. Türkiye Türkçesinde bulunan veya Türkiye
Türkçesinden alınan sözler: Baba - bav, bab; baldız-balhlz; bey -
beg; boz-boz (maviye çalan beyaz); ciğer-i:eğer; çek.iç-çakılç;
çarık-çarox: çeşme-çeşme; çetin-çelın; dost-dost; döşek-dotek;
dürüst-durust; düz-dılz; yiğit-egit; yem�m; yedek.frdek; güreş
gulaş; gür-gur; hamur-hevlr; ozan-hozan; hanım-xanım;
kumar-xumar; kapı-qapi; kaz-qaz; kir-qırtj; kul-qill; kum-qilm;
kepek-kepek; keklik-kew; pak-paqıj, ve pak; kalın-kalınd; kör -
kor; pişmek-pıjin; sağ-sax; saray-sara veya sera; sürgün -
sorgum; söz-saz; yel-pt11; yaya-peye; pis-pis; heybe-hegbe;
döşek-doşek; hüner-huner; hünerli-hunermend.
9
Kürtlerin bugün meskıln oldukları mıntıka, tarihi Mezapotamya
steplerinin doğusunu sınıdıyan ve Buşir-Şiraz cephesinden Erzu
nıma kadar uzanan o r m a n ş e r i d i d i r. Yani Kürtler tarihi Aı;
sur ve Babilonya ile Medya arasına sıkışarak bu ikisi arasında bir
tampon bölge ş e r i d i teşkil etmektedirler. Bu ise bize Kürt hicreti
nin, Assur ve Babil Devletlerinin v a r o 1 d u ğ u çağlara, yani Da
reios !'in tahta geçiş yılı olan:d.ö. 522'den öncelerine ait olması ge
rektiğini gösterir. Herodotus ve Moğulstan Türk tarih yazarlarının
eserleri dışında bu hususta bize bilgi verebilecek hiçbir eser de yok
tur. Ancak konumuz tarih olmadığından, hurda biz şunu belirtmek
le yetinmeliyiz.
Med devleti çağında lbak: ayt 114) ve h!lrhalde d!lha sonraları
da, Türklerden ayrılmış olan Kürtlerin dilleri gün geçtikçe Türkçe
den farklılaşmış ve ayrıca, Arapça ve Farsçanın tesiri altında kal
mak suretile de, yabancılaşmıştır. Buna rağmen Kürtler, Türk adet
ve an 'anelerine daima sadık kaldıklarından, assimile olmamışlar ve
kendilerinden çok daha sonraları göç ederek gelen müslüman Türk
ler le kucaklaşabilmişlerdir. Ayrıca şunu da belirtmeleyiz: Kürtler
yalnız Acem ve Arapçadan kelime almamışlar, ayni zamanda bu dil
lere de pek çok söz vermişlerdir ("uzağa vurma" başlığına bakınız!).
Sanskritçede bol-bol miişahade ettiğimiz Türkçe kökenli sözlerin de
Kürtler, veya onlar gibi diğer bir Türk boyu aracılığı ile Sanskritçeye
geçmiş olması gerekir. Nitekim Herat, Kelat, Kerman ve Bender şe
hirleri mıntıkasında da Kürt kolonilerine rastlanılmaktadlİ' lbak: Dr.
Ş.M.Sekban, Kürt Sorunu, Menteş Basımevi 1970).
10
Gel. 1. Kürttürkçesi ile ilitldli bazı Prulotürkçe sözler
11
Kürttürkçesi ile ilişkili bazı Prolotürkçe sözler için
PROTOTÜRKÇESÖZLÜK
AB 11 Üstüne düşme, üstte bulunma, koruma v.s. şek.illerinde '.'üs
tünlük" gösteren, kuvvetlendirici ön-ek. Mesela: 21 ABINCU
ıetş 2741, yani AB-INCU, üst üne yüklenme, abınma, çarpışma
lcollisionl. J) Tatarca abruy, yani AB-URUY, otorite, perestij;
reputasion 41 Tatarca abay, dikkat. Sl Kırğızca aba, amca: bir
kimsenin babası yaşındaki ihtiyarlara yaptığı hitap şekli. 61 Kır
ğızca abalqı, evvelki. 71 Tatarca abalaw, köpeklerin havlıyarak
atılmaları; kızgınlıkla atılma. al Tatarca abzar, hayvanlar için ba
rınak. 91 Tatarca abzıy, münevver. 101 Tatarca abıy, büyük kar
deş, ahi. 11 ı Tatarca abalandıru, herhalde AB-ALINDIRU, yol
dan çıkartma. başka yola sevketme, baştan çıkartma. 121 Kürtçe
ap, amca. yani Kırğızca aba.
ACIR 1 l dümdüz hattan sapan i ! Rl. kancalanan IIRCAQ l, güç ka
zanan lırbal a taletlAC. AC!Ll, yani "gravitasional kitle" veya
"SEÇE lgeodezikl kitle". Buna karşılık ACiL TAŞ "atıl kitle"
(inertial massl'dir.
Newton'un hareket kanunununa göre:
QUA ıkuvvet l ACiL ÖSEUK lalı! kitle) x çiü lyük tacilil'dir.
=
13
değişen geodezik-gravitesi (covariant geodesic gravity of light in
enhanced condensation), ki bu Planet X'a verilen isimdir. 2) Kürtçe
gıran (yani, ağıran), ağır olan her hangi bir şey; değerli, pahalı
şey; balyoz. 3)Kürlçe gırtın (yani, ağırtın), almak, tutmak, tevkif
·
14
kişinin) ruhu, ki "melek" demektir; AN, AN-OM, Sümerce
"Allah". 2) Onun üzeri, o, İng. "on'', "on it . An üçün ( Kı r ğız ca) ,
"
15
varis (Tatarca); yüce, yüksek (Kırğızca); bayrak (Kırğızca); aq
asaba, qızıl tuu, ayğaylağan ulun çuu; kök asaba, qızıl tuu, kök
canğırğan uluu çuu (Kırğızca), ak bayrak, kızıl bandıra, - ve ba
ğırışan ulu gürültü; gök bayrak, kızıl bandıra, - ve gök gürleten
ulu gürültü .
AŞ 1) Takviye; TUTA-YİGÜ AŞ (elş 76), işe koşma hali takviyesi,
yani "kinetik enerji". 2) Gübre; aşla ma kirtil (Tatarca), gübre
sokma, gübreleme. 3)Elektromagnetik enerji; KÜZEÇ, KÜZEDİP
SIMASAR, AŞ B0İRDEÇİ 'iDiŞ OL (elş 302), konvulzion, konvul
zion hacmine sağmaması halinde, elektromagnetik enerji veren
bir induksiondur; AŞTANIQ OBIT Sl,J WLARI (etş 202), madde
konsentrasionunun (OBIT) energetik (AŞTANIQ) elektromagne
tik radiasionları (SUWLARil. 4) Aşma. YOLÇI-Y°İRÇİ AŞUÇA
Y'iME (etş 72), "yolcuların rehber vasıtası ile yol aşması" hesabı
na göre ise. 5) Gıda, yemek. 6) Çorba, birinci yemek; itli aş (Ta
tarca), etli çorba. 7) Ölüler için (Kırğızlarda ölümden bir yıl sonra)
verilen yemek ziyafeti (bak, ayt, sah. 95); atasına aş herdi (Kırğız
ca), atasına ölüm hatırası yemeği verdi. B) Geçme, üstün olma;
erden aşmaq bar, elden aşmq coq ( Kırğızca), erden üstün oluna
bilir, fakat halktan üstün olunamaz. 9) Kürtçe aşl!f, toprağı çapa
lama işi, yani aşlama kirlü'nün diğer bir tatbikat şekli. 10) Kürtçe
aşbQn veya aşt, barışma, uzlaşma.
ATAS l)Aleş; TABIGAÇ, OGUZ, QITAN, BU ÜÇEGÜ QABlSIR
QALTAÇI BİZ, ÖZ -İÇİ ATASIN TUTMIS TEG BİZ (BAU), Çin,
Oğuz ve QITAN, bu üçü ile kapışmış olacağız ,- kendimize ait olan
ateşi (aptalcasına!) kendimiz tutmuş gibi olacağız! 2) Kürtçe ateş, ateş.
AT-OİİİUT 1) Kahraman. Protogrekçede bu deyimin bir paraleli ni
görmekteyiz, AT-Oİİİ UTUNUT (pg 9). Ancak bu deyim "erkeğin
namını muvaffak eden", yani "eş" anlamında kullanılmaktadır.
2) Horasan halkı (ayt 96). (]iJRE BIİİİA BAŞI'nın OQ-ONULIG
AT-UQUZ 'iLİM (asker olarak muvaffakiyet gösteren namdar hal
kım) dediği halkın AT-ONUT'lar olması muhtemeldir. Nitekim
Herakles'in isimlerinden biri de ONUT EZISiNiSIS'dir (Pg 17,,
16
"Muvaffakiyetleri ile mukaddesleşen") ve, ONRE BıiiiA BAŞI'nın
işaret etliği yerden yolculuğuna başlıyen Herakles'in (ayt, sah.
74-75'e bakınız!) isminde ayni bir ONUT sözünün bulunması bir
tesadüf eseri _olmasa gerek. Herodotus'a göre ise (Herodotus
IIl/117) AT-ONUT'ların A k e s (bugünkü Heri-Rud) ırmağı mıntı
kasında yaşamış olmaları muhtemeldir. Bu ırmak adı ise rdil-Oral
Alpağutlarınıı;ı, memleketindeki AQ-T)'RMIL veya AQ iT YRIM YL
(bugünkü �q-Idil) adı ile aynı anlamda anlaşılabilmekte ve buna
göre AT-ONUT'ların anavatanları hakkında bir fikir söyleme im
kanı belirmektedir. Öı'iiRE BiiiİA BAŞI'nın Hazar denizinin gün
doğsuk sahillerindeki ÜÇ-AT OCULUK TÜRÜK BUDUN'a TA
TAR B0İRİLE OQ-AT (Tatarlara tabi OQ-AT'lar) da demesi bu fik
ri teyit eder mahiyettedir. 3) Kürtçe tund, sıkı, sağlam, kuvvetli,
şiddetli, sert, yavuz, öfkeli, hızlı.
AW 1) absolut (çözülerek ayrılmış halde, dünya tarihi geliştirecek
şekilde), müterakki (progressive); AWA QAWSAYU KÜSEDZÜN
(eto 226), müterakki olarak ilerlemek suretile küsme ("gage" de
mektir) yapsın, it will be gaged progressive (absolute) advanced..
2) AWRILU halinde "bulunduğu yerden çıkarak ayrılma", Alman
ca "absondern", evrilme; QO YUWAQI QUNÇUYUMCA AWRI
LIWIM APAMA (pty 73), ebedi istirahatgıihıma konularak evrili
şim Allahıma. 3) AWA halinde, devrilme, çevrilme, dönme; ALT
MIŞ YASIM AWA (pty 69), altmış yaşıma dönünce; yük awdı
(Tatarca), yük devrildi. 4) Kürtçe vaji, ters çevrilmiş, tersine dön
dürülmüş, makıls şey. Deyim AWA-ÖCI şeklinden türemiş olabi
lir. 5) Kürtçe awa, tarz, biçim, yöntem; 6)Kürtçe ava, bayındır
("hareb"ın karşıtı!).
AZ 1) subordine (madun), bağımlı; AZ NIZWAN (etı <JO). subordi
ne relaLivite; UÇICANIC BAY QILTI, AZIC ÜKÜŞ QILTI (YT, §4),
liderleri zengin kıldı, subordineleri kesif kıldı. 2) Az. AZ-U, BU
SABIMDA 'iGID BAR CU (YT), ez olsa da, bu nasihatlarımda ter
biyevi yönler var. 3) Kürtçe aza veye azad, özgür, serbest.
BARDA(;çAN veya BARTA(;çAN 1) Mahiyet, lng. Property (etı
150, 134), bak: BOLMAQTAQI BARTACÇAN, fizikal mahiyet.
2) Kürtçe bar, durum, kabiliyet. Kürtçe bere, konu.
17
BASA 1) Demekki, raci olarak; ANTA BASA (et, 134), buna bi
naen; BASA TUTUP (BTYÖ 30), bu sebebe raci olarak; bulay i'.yln
la-basa (Tümenlikçe), böyle imiş, demekki. 2) Kürtçe bas, zikr,
hikAye.
B"iL 1) lng. Commonwealth (umum varlığı, halklar refahı, devlet),
bir şeyin mensup olduğu dünya, Latince riignum, Almanca
Reich, Türkçe belde. B)"LGE QACAN (YT, II Di:ığu 4), halklar re·
fahına (beldeye) hakan; i"L·Bi"LGE QATUN (YT, 11Doğu 10), ile ve
beldeye hatUiı (yani "kraliçe"); BU TÜRÜK BIL (BAU), Türkis
tan; BILGE-BILIG (eı, 136, 74, 156, 160, 202), halklar refahına bil
gi, yani ilim; B IZKE YIRÇI, Bİ0LGE BAQŞI (eı, 138), bize rehber
ve beldeye koruyucu. 2) "Bi1gi"("symptom") sözündeki manasına
göre Grekçe aym, beraber. 3) BEL, yani bel (waist, BTYÖ 3) .
4) K ürtçe bel, dikmek, kurmak, inşa etmek;belban, ayağa kalk
mak.
BİLÜ 1) Bilü (bilme). Köp bilsen t"iz qartayaaılı (ts, çok bilirsen
tez ihtiyarlarsın), yaza bllü (ts, yaza· bilme). 2) Bİ L Ü-UCU (AT
47) , bilinç (consciousness). 3) BILIG (D 17, 19; AB 21, 22), bilgi;
hazan "ilim" (BTYÖ 29). 4) BİLIG-BITIG (ÖBB, § 8), tarih. s) Bİ
LİGLİG (QKQ 4 1), idrak olunabilen, !ertiplenilebilen (arrangable);
ALP BİLİGLIG IDUQ QUTLUC MANÇUŞIRI rtG (et, 166),
"possessiv" olarak idrak olunabilen dağınık invarianslı elektro
magnetizma benziyen. 6) Kürtçe billmel, çok kabiliyetli, dahi; ya
ni bllöçen (Tatarca). 7) Kürtçe bilek; kinayeli, manalı, imalı.
8) Kırğızca bilörman, b ll örmen, bilici, bilöçen, çok bilen. Bilör
man bolsa inisi, b"iylöyt ökön aAasın (qs) , fazla bilen küçük kar
da, abisini idareye kalkışır. 9) Kürtçe btju, piçkurusu, adamakıll ı
marifetli, akıllı.
B0iRİGERÜ 1) URQuN-SELENE Türklerine nispetle, Çin ve Ti
betin bulunduğu "güney yönünde" anlamında "beriye doğru" de
mektir. 2) Kürtçe bar, altı yönden biri olan "ön taraf", yön; e�ber,
uzak yön; amber, bu yön, yani BERIGERÜ.
18
BOŞ, BOOŞ 1) Statiö, yani "statik". KİN BOOŞ (etş 122), makros
kopil< statik; BURQAN ET'ÜZIN BOŞ QILMIŞIN SAQINMIŞ
KERGEK (BTYO 15), BURQAN ("gravitasional dalga" demektir!)
liyakatına (vak'asına, event'ine) statik hal verdiği nazarı itibara
alınmalıdır. 2) Serbest; bot orın (Tat., serbest yer); 3) İçi boş; qa.
bın boşpı? (Kır., kabın boşmu?). 4) Muhtevası olmıyan; bot söz
(Tat., Türk.. v.s.). 5) Bedava; botqa k"ilü (Tat., bedavaya gelme,
ucuza elde etme). 6) Zayıf; biik baylabay, bot baylap qoydı (Kır.,
sağlam bağlıyacak yere, zayıf bağladı). 7) Kürtçe boş, bol, çok, ka·
labalık.
TIRIG OCLI BUN, KÜLÜG-. TOCAN BUN (pty 72), I<ÜLÜG Tl
RIG oğlu KÜLÜG TOCAN'ım. Ses uyumuna göre··bu ek -BiN, -
PAN, PiN şekillerinde de söylenebilmektedir: OZUPPAN (pty 99,
Tatarca "ozğanmın" manasında), ESIYIBINIZ (pty 97), ·:esiniz"
19
Tatarca "ikenmin" ma nasında.
manasında, ltPPİN (pty 79),
t olma, olma, oluşma, olgunlaşma; hebQn
2ı Kürtçe bQn, mevcu
("mevcudiyet"), bQni ("mümkün").
BUY 1)Tebligat, nota (pty 65). 2) Dekret (yetki, yetkili kişi), Bl.JY.
URUQ (YT), yetkili boy; BUYURIQ (YT), emir yetkilisi, eriıir.
b
3) Kürtçe bej, söyleyici; goranibl!j, şarkı söyleyici. Ayrıca aiç; ,
BUY AN (beyan), BUZ (bezi).
BUYAN 1) Kozmik manifestasion (elş 238, 72, 136, 146, 160, 84),
tabiatın kendi-kendini beyanı, yani ÔLÜGSÜZ BUYAN (BTYÖ
13, 26), ölümsüz (yani daimi) hücum (lethalles attackl, diyebilece
ğimiz EDGÜ QILINÇ'lar (iyileştirmeler); BUYAN KÜSÜŞ (elf
72), kozmik manifestasion küsüşü (teminatı (gage'il, KÜSÜŞ (iste:
nilen şekil) ifadesi. 2) Kürtçe ve Arapçada beyan. 3) Sanskritçe .
punya, sevap, sevaplı iş, iyilik, yani �DGÜ QILINÇ (etş .400); ,'l.
4) Kürtçe beyan, sabah. ·,
20
:i 1) Tacil (accele ration ); 2) Çİ-KİR (BTYÖ 14, 29), girme tacili,
İn gilizce "inwar d acceleration" (bak, The New Encyclopaedia
Britannica 1980, Macr., Volume 8, P. 287). Eğer bir nokta eğri bir
patika üzerinde giderse, hız vektörü doğrultusundaki değişiklik
ten doğan Çİ komponenti noktanın giriş (KİR) dqğrultusundadır,
yani patikanın konkav yanı olan iç tarafa doğru (inward) yönelik
tir . OTLUG Çİ-KİR TILGEN (BTYÖ 14), substansial energetik Çİ -
KİR geometrisi; Çİ-KİR BÖGDE (BTYÖ 29), Çİ-KİR paketlerinde
(lump'larınd a). 3) ÇİÜ, yük-tacili. TÖRT ULUG ÇİÜLER (Ti 4),
dört kovariant yük-tacilleri. 4) Tatarca çikireygen, göbeklenmiş,
fırlak; çikireygen közler ("fırlak gözler") 5) Kırğızca çidi!rü, hay.
vanların doğum yapmak üzere insanlardan uzaklaşmaları, yavaş
çana uzaklaşma; bir kimsenin ayağını diğer birinin ayağına kenet-
. !emesi. 6) Kürtçe çQn, çQyın, uzaklaşma, sefer, gidiş, gitmek.
;0iM 1) ham ıç·İ! almaşlık (zamir, l!:M), yani ç"imal ("ham madde".
Tatarca) , mesela "yerin geomagnetik alanı" gibi; Çi"M-BUD-WrP
(BTYÖ 27). ev sahibinden (yani, yerden, WIPJ separe olmuş (ayrı
lıp çıkmış) olan ham-almaşlık, yani "yerin geomagnetik alanı".
ç·iMSİZ SİLVİSİZ. M ÜNSÜZ QADACSIZ ÇINLAYU UDUMBAR
ALP TAPIŞGULUC (etş 100), ham-almaşlıksız, silinmez halde,
gayri-stabil (sebatsız) ve çakılmamış halde olan ÇINLAYU'nun
(hakiki olan, saf olan şeyin; genuine'in) UDUMBAR'ı (evrensel gi
dişi, universology'si) possessiv (yani mekan-zamanda lokalize ol
mak üzere) orientasionludur (yönlüdür). 2) Kürtçe çim, başka bir
yere ekmek için yerden sökülen ve yüzü otlar la kaplı olduğundan,
içindeki bitki kökleri sayesinde dağılm ıyan toprak parçası.
ÇÖL 11 Çöl; B ÜKLİ ÇÖLÜG 'iL (YT, il Doğu 25), Gobi Çölü halkı
fyani, Moğollar). 2) Kürtçe çol, çöl, kırsal yer.
EDİL 11 edilme, olma. taraf; ı::s iN ı::s i o ı::o ı l!:L l!:DiL ı::sıo ı::süü.
AQ-BUC ESiN (pty 67), hatırasının halk tar�fından (halk olan şey
ceı anılması, AQ-BUC olduğu içindir . 2) Kürtçe edılln, bir şeyin
gerektiği d u ruma gelmesi, düzene girmesi.
21
EM 1) Konuşma aktında birinci dereceden sahiplik göst �ren statik
- fiil; BU EL OY A ÜYÜ EM i<'.SİS (pty 6 5), işbu halkın. �ahıJ? ol.�u �.
2) Sahip , almaşlık (zamir ), illlhl OC, Praefiguratio; EM ÖTUZ UY
( pty 92), almaşlığa geç er ken; EM-ER (ayt 1 15), tek olan �maşlık,
biricik tesahüp. 3) Kür tçe em ( "biz "). 4) Kürtçe ml!r, yetışkin er
kek ( kadının karşıtı!), koca (kar ının karşıtı); yiğit, cesur adam (kor
kağın karşıtı). 5) Kürtçe in"ir (yani EM-IR), bey. 6) Lazca ma (he�
halde EM A), ben.
E Rİ N 1) müstahkem mevki, müdafi. Yi"Tl ERİN (AEl, yedi müst alı'.-�
kem mevki (sieben Festen); AT-OY ESİNÜN UB-UŞUDU B'iS
YÜZ ERİN KELTİ (YT), AT-OY tabiiyetinin yüce prezidentledn
den 500 m üdafi (yani , müstahkem mevki kumandanı) geldj.
2) Kürtçe ern, kızgınlık, öfke.
.
'iL 1) Halk. 2) Kürtçe ili, aşiret, kabile (Türkiye Türkçesinde de il ·
yerine el!).
QIR, 1) Kenarlı (köşeli) bileme (kazıma, traş etme) yüzü, İngilizce
de "faced ". Meseli! QIRA KÜZİ (bak: TIT V), kenarlı yüz kesimi,'
İngilizcede "faced-dips "; Kürtçe qıran (w-e'ye göre qiran}, bir ·
çeşit gümüş para; taştın qı rı (qs), taşın aşınma yüzünün kenarı;
q ır arqa (qs), omurga direği. 2) Kenar ; meselll, kubnın qırlan,
(qs), kübün kenarları. 3) Kürtçe qıre (w-e'ye göre qinı), bir sırada:
bulunan şeylerin sonuncusu; mesela bir sıradaki son kişi, bir sını
fın en aşağı sev'iyesinde bulunan çocuk, bir ailenin sonuncu ço.cit
ğu; yani "qırlay" (Tatarca!). 4) Tarla; meseli!: qır tışqanı (tal, tar-.
la faresi. 5) Dağın sırtı, kıraç; meseli! Kürtçe kırene (w-e'ye, gör�!"
kirine), sürülmeye elverişli olmıyan sert zemin. 6) Yüz, alan; me
seli!: ögin qır caap qald ı (qs), ekin kırı kıipattı; Kürtçe kırk (,,,i..e,:
kirk), d üzlem. 7) Yabani, kırsal, terbiye edilmemiŞ; mesel4: qır
qazı (Is), yabani kaz. al Kürtçe ve Qırğızca qırç, "gıcırtı'.'.
g) Kürtçe qırçe, Qırğ ızca qırça, Tatarca qır s özleri, aşağıdaki ör
neklere göre "adamakıllı", "sağlamcana" manalarına gelmekte
dir: qı rçe y hawin [ Kürtçe, "yayın (yani, yazın) en sıcak kısmı" )
qırça tiştedi (Qır., "kuvvetli ısırdı"), qır talaıu (Tat., "adamakıllı
dalaşma " ). 10) İmha etme, yok etme, kırma; meselll qanıqır qoy·
d u qı nlı (qs), kurt koyunu kesti (kırdı); qırıp bitirü (ta), yok etme,
kırıp bitirme: sawıl saba qıru (Is), kap-çanak kırma. 11) Kürti;;e
-
22
kınlar ("eylem") sözü de QIR karu ile ilişkili olınalL 12) QIRU
veya qınnu, traş olma; meselıi: ustara miiniin saqalı.mdı qınp taşladı
(qs), ustura ile sakalunı tıraş ediverdi 13) Kürtçe kırdın (w-e'ye göre
kirdin), bıyık veya tırnakların bakımlı alınası, yapma, ktlma.
QIZ, 1) İlk prö-cedö (prosedür), kuruluş işlemi; mesela: ACUN
LAR SAYU QIZ ET'ÜZİNTE TOCMAYIN (bak, etı, sah. 238),
galaksi-salkımları halinde olduğu gibi, ilk pro-cedo eyleminden
(event'inden!l doğmamız sözkonusu değildir (yani alemler bir de
fa yaratılmıştır, ikinci defa yaratılması sözkonusu olamaz!); AÇ -
QIZ (veya AÇQIZ) BAŞLAP ÜÇ TÜRLÜG YAWIZ ADALAR (bak,
etş, sah. 234), AÇQIZ (univerzumun kuruluş işleminin açılışı) ile
başlıyan üç türlü statik obligasionlar . 2) Bakir, bakire; mesela: qız
belgisi (qs) , kız belgesi, yani kızlık. 3) Kız (erkek değil!); meselA:
qızıl bii ttüü, qımça bel, - qızdarı sonun Qırgızdın, al yanaklı, in
ce bel, - kızları fevkalade, Q ırğızın ! 4) Kız çocuk; meselA: balası
miiniin qızı bar (qsl, balası ile kızı var. S) Kürtçe kız (w-e), zayıf,
alçak. belirsiz. cesaretsiz, mütereddid, yani Türkçe qızğanç (ts),
acınacak halde. 6), Kürtçe kıze (w-iı), acıma, merhamet, yani
Türkçe qızğanu (tsl, acıma, merhamet, koruma; mesela: min sini
qızğanam (tsl, ben sana acıyorum, sene yazık oldu.
23
biricik !veya, vakuum'a m ahsus olan) konvensional yol göstererek
gösteriverip l. 21 Eski; köni Türki cazulan !Qazaqça) , Eskitürk
yazıları. 31 Kone ! Kürtçe), eski, önceki; yaşlı-başlı, tecrübeli
adam; eski eşya.
lığı -
1- YOÇAN olarak kabul edersek, 1,782 m bulunur.
4000
24
QURI ll Kuru ( "sulu"nun karşıtı). 2) Kara. QURICARU, KÜN -
BATSIQJNA IYT, il Küzey 2), kara yönünde, yani gün-batsık doA
rultusunda. 3) Kuruyarak işe yaramaz (cansız) hale gelme. Tilin
qurısın! ıts ı, yani "konuşamaz hale gel, inşaallah!"; bu al!açların
hepsi kurumuş !cansız hale gelmişler). 4) QURUC halinde (kur
ma köküne göre ! l "problem". UZADI QURUC MENSİZ TrP
ıs 301. uzun-duran llong-stanıling) problem doğurmıyarak;
°iGESİZ QURUGUN oNARSAR (D 6), magnetizmsızlık problemi
ni hallede� se. 5) QURUCSUZ halinde "sürekli lpermanent), dai
mi. bilmez-tükenmez". AMUGA-TARŞINI QURUCSUZ KÖR
DEÇİ IBYY 861, Amuğa-Tarşın'ı devamlı olarak idrak ettirici (ay
rıca bak: AT 22l.6l Kürtçe qur, çamur, toprak (İng. mud). 7) Kürt
çe qırç, qırçan, qırçı!, kuruma, kuruyarak buruşma, kırışma.
QUT 1l İnvarians l'"değişmiyen şekil " demektir). ON QUT QO
LUNÇ IOB 3). kozmik invariansların manipulasionu; IDUQ QUT
ıIQ el. dağınık invarians (ayrıca, TKN 37, etş 28, MB 215, AT 17,
31. BTYÖ 25, 261. 21 Depo, bak: QUT QOLUNMAQ KÜÇİ (OB
151. 3) Muvaffakiyet. QUT-OZ UR-ONU QUL (ayt 113), şuurun
muvaffakiyet le Tanrıya geçmesine hizmet eden. 4) Saadet, talih.
Qonoq bir qonso qut , eki qonso "cut" (qal, misafir bir defa ge
" "
lirse saadet. iki defa gelirse felaket!; xatın awırsa, üyni'ii qutı lüle
ıtsl. kadın hastalanırsa evin rahatı kaçar. 5) Hayat gücü. Qutın
alu ıtsl. korkutma: qut uçarlıq (ta), korkunç; qutı çıqtı veya uçtı
ltsı. çok korktu. sı QUTLUG halinde "tebrik". TENLİG APAQA
QlITLUGQA ıayt 1 1 3). fiziki beden Allah m ı tebrike. 7) QUT-·
RU Ll\IAQ halinde ··stochastic", (atoxos, güdülen gaye, tahmin).
Q U TRU L l\I AQ KÜSÜŞ ıs 431, stochastic-gage, gaye edinilen kü
siiş ınıaksada uygun şekill. 8) Kürtçe kut, parça, QOPI -ARIC
ırragnıent l. kitap fasikülü.
KÜÇİG ıı Kun·et. iktidar. KÜÇİGİMİ B'iRTIM IBAU), bütün gü
ciimii ,·erdim: QARLUQlG KÜÇİGİN iT lÖÇl, Karlukların kuvvet
li i nıpulsu. 2ı Köpek. Çinlilerin Oğuzlara Ch'üan -jung (it
scnıbollii batı barbarları\ demelerinden, Kazan şehri kurulurken to
nıcline köpek göm iil nıüş olmasından, yeni doğan çocuAe "küçik köl-
25
megi " •köpek gömJeği l giydirilmiş olmasından ( ba�. pty 7) ve di,
ğer pek çok verilerden l bak, ayt l İT lköpek) ve BÖ_R I'nin !l��rdun)
Prototürklerin sembolü olduğunu görmekteyiz: ITI AT ESIT IT
OQLJN ı pty 7 5 1, iti nam ıeylem işareti) yaparak duyulan OQ mille
� i ; ÇC üş l!N AT UÇU İT l pty 78), ögüşlü namının bayrağı ittir;
! NILİ G BÖRİ UÇ ı pt y 72), kurt sembollü �uJ!ı bayrağı. Buna göre
iT, yalnız "köpek" değil, ayni zamanda KUÇIG manasındadır. Ni
tekim İ T 'in ifade ettiği manalardan biri de "impuls" (itişJ'di r.
3 ) Kürtçe küçık, köpek.
NIQI 1 1 Egzersiz, sağlamlaşma, QUDCARGULUC WAY-NIQILAR
YARACI 'AT 2 1 J, kurtarıcı muvazene! egzersizlerinin yarağı <pro
fit 'iı. 2 1 NIQ, sağlam, dayan ıklı, adamakıllı. Nıq bilim rısJ, sağ
lam bilgi; nıq qızdıru lts), adamakıllı kızdırma. 3! Kürtçe nıqe,
ifade. 41 Kürtçe nık, nezdinde, yanında, Almanca "bei". PırtOk 1ı
nık mıne. kitap benim yanımdadır ldas Buch isi bei mir). ·
27
ÇIBIQI-BUDIQI veya �RDINILIG SIRUQ denmektedir. Bu iki tü
rü BIRATYA ŞIRI şu şekilde tarif ediyor lbak, BŞJ:
28
!bak, b/mac, volume 6, sah. 579: the loca! fluctuations of dencit\·
'
kanunu vak'alarının ıevent'lerinin l dayalı olduğu ADA QA'\
("mecburi orijin", ki "galaksi merkezi" demektir ' . ALQU QA.\L.\.C
BURQANLAR ARIG NOM OGUŞI TÖZLÜG OL · AYY 48-49 .
enkompas yekün üzerinden BURQANLAR ekstenzi\' NO!\.I yo
ğunluğu ıOCUŞII preservasionludur; AQIGSIZ OGUŞTIN ATRl
LIP ÖNMÜŞ ADRUQ ADRUQ-ET'ÜZLERİ ÖZE. BYY 256-256 .
Fluktuasional ıakmıyan şey halinde. dalga halinde• kesafetten att
ribut olarak gelişmiş kualitenin ıvasfın ı ADRUQ-ET'ÜZLERİ lo
kaliteleril ile: QAMAG TINLIG OGUŞI QARARIG NIZWA:'\IL ..\.
RI ÖZE QAL TİLVE TEG ERTİLER. QAS İÇİNTE TÖRÜMİS elş
501, bütün keyfilikler kesafetinin tabi olduğu relati\'iteleri ile. baki
ifade gibi idiler. adeta yumurtalık içinde yeralmış gibi: QA Y l'
BUYAN OL MUNTIN QASGANILDI ERSER. QAMAG Tl:'\LIC
oCuşı ÜÇÜN EVİRMEK QI LURMEN ıTKN 21-2 2 1 , herhangi bir
kozmik manifestasion. müsebbibi olan engelden dolayı bir kasıl
ma te\·l it etti ise. bu hal bütün keyfilikler kesafeti için cari · teşek
kül etmiş\ olur. 6\ Değer. OCIŞIM BUDUN ERTİ •'ı'T, § 5.2 ' . d t•
ğerli millet-mensubum idi.
SAB 1ı lnformasion.
OL SABIC )°SİDİP; TÜN. U DUSIQIM KEL
MEDİ; KÜNTÜZ, OLURSIQIM K!LMEDİ ı BAUl, o informasio
nu duyarak; gece. uyuyacağım gelmedi. gündüz ise oturaca�ını
gelmedi. 2l Bildirge, aydınlandırma. İng. acquaint. SABi ÖTl'G i
KEL MEZ TIYİN OYUYIN SÜLEDİM ıYT. 6 . 5 1 . geçerli bildirgesi
(aydınlatıcı haberil gelmemiş olması dolayısile ordu sürdüm.
31 Nasihat, İng. advice. SABIMIN TÜKETİ ESİDGİL • YT. § 7 •. na
sihatlarımı sonuna kadar dinleyiniz! 4 1 Kürtçe şı'!wr, danışma. is
tişare. yani SAB alma; şı'!wı rin, danışmak. istişarede bulunmak.
29
şaşqan, aşqa b ışqan (qs), acelecin in aşdan ağzı yanar. 5) Kürtçe
pşbOn, şaşırmak ve şaş, şaşırarak, yapmak istediğinin tersini
yapmak. 6) Kürtçe şAwan, şaşmak; şiwandin, şaşırmak; şAwi,
şaşkın.
SOBIQ 1 ) soğuk tbak: ayt 106). 2) Kürtçe şebıkin, insanın organ- .
!arının soğuktan katılaşması v e eğilip bükülemiyecek, yürümeyi
güçleştirecek hele gelmesi.
SınJ 1) Çekerek tutmak, gravitasional YULU (gravitationel pull):
QARA YIRKE KİRGİNÇE T'iP, QANIMIZ SUU'SrNA TILY (etş
114), Kara yere (black hole'e) girinceye kadar güç vermek üzere,
origomuz ("galaksi merkezi" demektir) çekerek-tutmak istiyor;
ADINÇIC IDUQ QACAN-QAN suu·sı (etş 238, 226, 220), değiş
ken dağınık (metabolic dispersal) galaksi merkezinin gravitasi
onal YULU'su (pull'u). 2) Çekerek, vurarak almak, Almanca
Schöpfen; qazandan aş susıp aldım (ts, sah.: 484) , kazandan aş
çekip (veya vurup) aldım; quru-<ıuru çaylara sucu saldım IDede
Qorquk Sözleri). 3) Kürtçe sO, 'igilik Cbenefit, feyzü-fayda), kar,
alaka.
UMAMAQ 1) Kavram, taslak, lng. concept. ÖSELIKSİZ ÇIN
KİRT Ü NOM TÖZİN ÖTKÜRÜ BIRGELI UMAMAQ (etş 86), kik
lesiz kauzalkanun preservasion'u (muhafazası, idamesiJ temin et
me taslağı. 2) UMUC, referans. Y'iRTINÇÜKE UMUC BOLUR
UZ OCUR (etş 150), bir yercil gelişime (yani yıldıza) referans ola
bilecek mahiyeti olan transformasional OCUR ("grids of rods" d8-
mektir). 3) Kırğızca umsunu, ümitlenme, güvenme. UmBUnup
cürdüm eli, liyböy qaldı, ümitlenerek gezdim, fakat nasip olma,dı. '
4) Tatarca ve Qırğızca umldu, heveslenme, teşebbüs, gayret, aııl-·
ma, ileri at ılma. 5) Kürtçe humed, ümit.
30
KAzIM MİRŞAN HAKKINDA BİRKAÇ SÖZ.
31
kendisini İstanbula, tahsile götürmesi için yalvarır ve 1935 yılının
ocak ayının birinde İstanbula ayak basarak Boğaziçi Liselerine yer
leşir.
1942 yılında ITÜ'nün 2'inci sınıfından 3'üncüye geçen Kazım
Mirşan, Almanların Rusya içlerine doğru sür'atla ilerlemeleri karşı
sında, yaz tatilinde Almanca öğrenmek üzere gittiği Berlin şehrinde
kalır ve 1944 yılında Berlin TH'sında Vorprüfung'unu verir. Ancak
Almanyanın işgali dolayısile mektebini bitirmesi mümkün olamadı
ğından, 1947 yılında İTÜ'den inşaat mühendisi olara k mezun olur.
Mesleği olan çelik konslruksion alanında Türkiye, Almanya ve
İsviçrede başarı ile çalışan ve hatta bu alanda Almanca bir eser de
yazmış bulunan Kazım Mirşanın meslek alanına yep-yeni şekiller ve
çözümler getirerek çalıştığı görülmektedir. Mesela Düsseldorf kenti
nin en yüksek binasının taşıyıcı konstruksion hesaplarını yaparken
şimdiye kadar görülmemiş olan bir statik sistem geliştirmiş olduğu
kadar, St.-Venanl ve eğilme lorsionları hesabında iterasion (mesela
Kani) metodlarının kullanılmasını mümkün kıldığını da görmekte
yiz. Her şeyi yeniden gözden geçirerek, çözümsüz kalan şeylere
yep-yeni çözümler bulma çabası Kazım Mirşanın ana karakterini
teşkil etmeli ki, meslek hayatı dışındaki hobby'si olarak çalışmalar
yaptığı Türkoloji, tabii ilimler ve felsefe alanlarında da onun daima
yep-yeni şeyler söylediğini görmekteyiz:
1 .J Kazım Mirşan ikinci Kepler kanununu boyutsuz hale getirerek
"dualite teorisi" ad mı verdiği bir teori geliştirmekte (bak: ayt,
sah. 1 1 8-119) ve bu teoriye, ayrıca helium atomunun spektral
çizgilerine dayanarak, Helium atomu çekirdeğinin hacmini
( 1 3,334 x 10·39 cm3, buna göre yoğunluğu 1, 25423 x 1014 g/cml),
bu atomda bulunan elektronların yörüngelerini hesaplamak üze
re (bak: pg, sah. 27), "He-atomunun enerji değizliği" ismini
verdiği bir değizlik elde etmekte (bak: eyi, sah. 158, dej\izlik
1 2.6.8/12.6.9/12.6. 14): PLANCK'ın tesir kuantumunu alışılma
mış bir usul le yeniden bulduğu kadar (bak: ayt, sah. 1 57, dej\iz
lik 1 2.5.16), He-atomunun J'iincü Kepler kanununu da alışılma -
32
mış bir şekilde teşkil edebilmektedir (bak: lıyt, sah. 155, değiz
lik 12.4.20).
2.J TürklerinYIL-AY ("kondisional period") dedikleri anomalistik
yıl 365 gün 6 saat 13 dakka 49 saniye, yani 365, 259596 gün ola
rak ölçülmüş bulunmaktadır. Kazım Mirşan ise bu rakkam ın te
orik olarak ta hesaplanmasının mümkün olduğunu göstermiş
bulunuyor (bak: ayl, sah. 172 ve 173, değizlik 15.3.1 ve 15.3.9).
Kendisinin bu alanda yaptığı ve henüz neşretmemiş olduğu ça
lışmalara göre, uzay cisimleri bir çerçeve sistemi olarak kaale
alınabilmekte ve anomilistik yılı veren çözüm böyle bir sistemin
yerimiz için teşekkül eden neticesinden ibaret olmaktadır. Türk
lerin sözkonusu ettikleri DİYAN'lar (ışık konileri, yani tabiat . la
zerleri) ile ise yerimizin güneşten (149,312447 x 106 km) ve
galaksi merkezinden (265,407226 x 10ıs km) olan uzaklıkları
da hesaplanabilmekte ve böyle teorik çözümler BUD (Merkür
gezegeni), ANGARAQ (Venüs gezegeni) ve BALIQ (veya QIZIL
SAGlZGAN, Mars gezegeni)- için de ölçümler ile tıpatıp uyan
neticeler vermektedir. Yerin güneşten olan min. uzaklığını ise
Kazım Mirşan 1 47,100119 x 106 km ve max. uzaklığını
152,146552 x 106 km olarak hesaplamaktad.ır ki, ölçülen uzaklık
lar 147,103 x 106 km ve i 52, 106 x 106 km dir.
3.J Kendisine has metodu ile Kazım Mirşan - şimdiye kada r okuna
mamış olan - İskitçe, Prolobulgarca ve Etrüskçe yazıtları deşif
re elmiş bulunmakta <bak: ply!J ve bir kısım Greklerin Prototürk
çe konuşmuş olduklarını giistcrııbilmiş bulunmaktadır (bak:
pg!J. Onun OT-OG f Pre-Mısır) ya�ılarının J . F . Champollion tara
_
fından deşifre edilmiş oldu;;ıuna da itira�ı vardır (bak: ayl, sah.
65-72), çünkü bu iddia şimdiye kadar hiçbir semere vermemiştir.
Buna karşılık kendisinin bu alandaki çalışmaları birçok OT-OG
yazıtlarının "sesli vcı manal ı" olarak okunmasını mlimkün kıl
maktadır fbak: ayl, sab. 70, 71 , 1 1 4, 121, ve kitapta 01"-0G'ca ya
zıl ış şekilleri giistcırilmiş olan pek çok diAer yıırler).
:ı:ı
4.) Mirşena göre Prototürkler fizik ve uzay fiziği alanında bug ün
bildiklerimizden dehe çok bilgi sahibi idiler. Neşretmek üzere
hezırlemekte olduğu tercümeler onların konservasion ke.nunle
rını (bütün teferruatı ile!); BADIL ÖKÜŞ ı;:T' ÜZ TIL-Kl'.N ÜL
("gayrı mueyyenlik vak'esı prensibi") dedikleri ve Werner
Heisenberg tarafından keşfedilmiş olen gayri mueyyenlik pren-.
sibini; OL ALQIŞIN ALU ("müteheddis ton yüksekliği tesirini
elma") dedikleri Doppler tesirini; YIDI YIPAR ("dağılma
tesiri") dedikleri Compton tesirini; İNÇE ("emme") dedikleri
M össbeuer tesirini; TiTIR ("titreşim") dedikleri maddenin dal
ga tabiatını; KÜN TEKİRILIG ("ışıktan mütehaddis tesir") de
dikleri Photoeffekt'i; QUT BUY ANLAR ("deği.şmiyen şekilli me
nifestesionler") dedikleri Samanyolu kavramını ve QUT BU
YANLAR İ LIGI dedikleri Samanyolu merkezini; iSTİM TUTÇI
EDGÜ YILTIZ İ0SİLGÜ QlLTIMIZ ("gonik yıldız benzeri olerııİc
idrak olunan şey") dedikleri quasi-steller sources'leri (yıldız
benzeri kaynakları); QAN ÖGÜZ ("origin ırmağı") dedikleri ga
laksi çekirdeğini; galaksi merkezinin QULAÇÇA ("devrilme ta
bakası") dedikleri reversing leyer'ini ve çevresini (7429,818367 x
106 km); yerin ÇIM-BUD-WYP dedikleri geomegnetik alanını;
QUTLUC BODIN dedikleri nuclear fusion'u; ASIC dedikleri
grevitesionel alem ve BURQAN ("burulmadan doğan fizikel te
sir") dedikleri grevitesion delgelerını; Çl-KIR ("girme tecili")
dedikleri inwerd ecceleretion'u; QALP dedikleri perity"yi; TOL-'
Pi TÜZÜN ("düzen serme tertibi") dedikleri Minkowski univer
zumunu; QARA YIR dedikleri bleck hole'i; TUYU-Y APA ("hes-·
ses konservesion") dedikleri atomu; YEK-IÇKEK ("bitaraf
ester") dedikleri neutron'u bildiklerini göstermektedir.
34
Ti"GIN değildir, çünkü KÜL T0I'c iN'in türbesi YOLUG trGiN ta
rafından yaptırılmıştır ve TABICAÇ QACAN UÇIQANI (Çin
Hakanlığı genaraliJ ancak BARIQ i"TGÜÇİ ("noter") olarak yazı
yazmış, yani YOLUC Ti"GİN'_in yazdıklaruiın doğru olduğunu
teyit etmiştir. KÜL Ti"G İN ise d.s. 575'de ölmüş bulunuyor.
O. PALA
35
BAŞVURULAN ESERLER VE KISALTMALARI
Söalükler ve ansiklopediler
fi Şemsetti n SAMI. 1318; Kamu su Türk!. 2 cilı. Sahih ve neşlri Ahmed Cevdel;
Dersaadet. ikdam Malbaası, Babıali Caddesindeki daireyi mahsusu nda.
pll K. Mirşan. 1978; "Proıocü rkçe Sözlük ". eyi, sah.95-1 10.
Hm A.A. Macdo nell , 1965; A praclica/ Sanskrit Dictionary.J)xford University
Press.
:11
ilom E.s. Malov, 1951; Pamyotni"ki" drevnetyurkskoy pismennossıi <Eski Türk ya-
•it Prof. Dr. Reşil Rahmeti Arel, 1965; Eski Türk Şiiri, Türk Tarih Kurumu
ety H.N. Orkun, 19311-1 94 1 ; E•ki Türk Yazıtlorı, Türk Dil Kurumu yayını, Cilt
111936, 11/1939, Ill/1940, IV/1941. Devlet Basımevi, İstanbul.
idlo lng:riplions de J'Orkhon, recueillies par l'expt!dilion finnise 1890 et publi6es
per la Soci�le Finno-Ougrienne, Helsingfors 1892.
ıby S. Çagaıay . S. Tezcan. Bellelen 1975 ·1976. SoAulça Buguı yazılı. Ankara.
rra Prof. Dr. R.R. Aral, 1930; zur Heilkunde der Uyguren. Berlin.
Tarib Eoorlerf
AE ALP ERiN. d.ö. 322: BOL-BOL UQUS (vukuaı ıavsifi), BENIGO QACAN
larafından kılınmış olan BITIG TAŞ; OnAın ırmaAının Tereme) kolu kene·
rında, Manılu daAı m ınlıkasında. YOLUC TIGIN'in BITIG TAŞ'ındaıi lalr.·
.
riben 100 mil ve B JLGE ATUN UQUQ'unkundan lehminen 250 mil mesa
fede olmak üzere, 1891 yılında Yedrlnlsef israfından bulunmuşıur. Bak;
oty ı. s. 129-131.
enir. Prof. Dr. A.N. Kural, 1952. DTCFD X. 1·2 (1952), 57·77: Gak Türlc lr.aAanla
rı. Anknra.
BAU Bİ0LGE ATUN UQUQ. d.ö. 538, TOROK BfLGE QACAN fLINE BITIG
(Türk Devleti Halr.anmm halkı ?,alr.lr.ınılald yıızı). KeDdlai tarafıııd�Dyazdıfılnılf
olen BITIG TAŞ'ı, YOLUC:: T iG i N letlarmm lıkrllıen :ioı kın dalUJundall
38
Bayan-Çoqto m ıntıkasında, Tola IrmaAının yukarı mecrasında ilah. 48
küzey enlemi ve 107 0.doğu boylamı) bulunmuş ve yazıt ilk defa W. Radlo
israfından 1899 ytlında neşrolunmuştur (die alltürkischen Inschriflen de
Mongoloi, zweile Folge, sahife 2-27). Bak : ely 1, sah. 101-121.
hı Hoytı-Tamır gündelikleri, d.ö. 8-5. yüzyıllara ait. bak: ely il, sah . 99-100.
imi Liu Mau-Tsai, 1956, die chinesischen Nachrichlen zur Geschichte der Ost ·
39
nen 1 km u:zakhkta iki leş üzerine yazılı olarak bulunmuş bulunmakladır
°
(47,5 ° küzey enlemi ve 102,5 doğu boylamı). Bu BITIG TAŞ'lardon "bıf
il" diye isimlendirileni daha eski ve yaztları da taş l'e göre çok daha silik
tir. Taı 1 ise taı II'nin kopyaıından ve ayrıca, ilAve olunan KÜL-TIGIN ta
rihi metninden ibareııir. Bak: ely J, sah. 23-73.
xa Xenophon Anebasis, Onbinlerin Ric'ah (Yunanca!), çeviren: H. Örı, lst.
1939.
Dini Eserler
AYT ALTl YARIQ TlclN lspeklral funksion aksionu). Bak: oyt, sah. 1 12-117.
qorç QARA-ÇUR'un, Tanrıya geçirilmek. üzere yakılışı anıdı. Bak: ply 87.
öl EL lNlNÇI ELiN QANI (halk dostu alan, halkın haruJ'nın yakılışı. Bak:
ply 89.
TB TENRlNlN BITIGI. Bak: elş 24, sat. 1-27.
ı.eiik ÖKÜK KENRlDE KÜNA YA UZAW Wılhl kreasionun güneş ve ayına uza
ma! dolayısile dikilen anıt yazıtı. Bak: ply 73.
yu YULA'nın ölümü ve BUDA-ÖG tseparasion identilikasionuJ. Eser Kemçlk
ırmaaının cıraaq mevkiyinde bulunmuştur ve Türklerin en eski dini
inançlarını nııe getirmelııedir. Bak: ely 111, sah. 79-85.
Tarih t.eııpiıleri
ıız Prof. Dr. R.R. Aral, 1937, Türklerde tarih zaptı. 2'inci Türk Tarih Kongre
si, lstanbul 1�37; kongre çalışmaları, kongreye sunulan ıeblil!ler. Kenan
Matbaası, lsıanbul 1943, sah. 3211-337.
.40
UI UÇU:>: -İ0R ıarafından yazılmış olan OS-UDUR UL.\11S UÇA USUQUN-UR
rGök Bili stratejisi Llderliği Hakimi • anıdı, d.ö. 502. Yazıt Qoşo-Çaydam
havalisinde. 'ixe-A şete'de bulunmuştur. Bak: ely il. sah. 121-127.
0Q iÇiN YIL lsah. 1151 tarihleri olmak üzere. 5 adet tarih tespili yapılmak·
ıadır.
cby Chen Hing Yans. 1 962; Elemenıary Particles. Princeton Univ. Press,
Princeton: t-;ew Jersey. An elegant little book by a Nobelist on the symmetries
of elemanlary particles.
gfc G.F. Chew, M . Gell-Mann and A.H. Rosenfeld, 1964; Slrongly Jn ıeracting
_
Particles. Sci. Amer. . February, 1964.
oeo Oliver E . Overseth. 1969; Experimenls in Time Reversal. Scient. Am., 221:
88-94 119691.
rem R.E. Marshak and C.P. Ryan, 1969; Theory of Weak lnleraction of Elemen·
TKN TAYŞIN KİRTÜ NOM lelf 144-146, satır 1 53-200, yani TKN 1 -4 8) • .Bak:
TKN 25·28, ve TKN 37-40.
TT TOLPI TÜZÜN felf 1 38-142, satır 57-132, yani TT 1 ·76J. Bak. TT 29·32 ve
TT 61-68.
vfw Victor F.Weisskopf, 1 968; The Three Spectroscopies. Scient. Am., 218:
15-29 11968).
41
hw l l erınnım Wnyl. 1052: Symmdr_, .. Prim:ulon l l ıriv. ı•rmu�. Priıu:ulon, Nnw
aı ı\ nwrican Sdunlisl. Mnrch . April 1 080. vuhımn tiff, No. 2, J>. 154·18.1:
ÇT �:ısıı ı-,ı TllTl l N hiligi ıett !20-124. snlır Hllll. llı ı k : çr 40-4 7.
BA H l:) A C l l N \etş 2H. sııtır 1-14l. llnk: H A 3�1.
BT YÖ H·İ� TflH LOG YARUQ ÖN \TTT V. snhife 324, 326, 328. 330 ve 332. .Yazar
tnrofıııdan konulmuş olan paragraf n um n r nları : BTYÖ 1 -3 9l . Bak: BTYÖ
1�. 3 1 . 32
AAB AMITA-ABA BURQAN \elt 1 36. siıtır 45-56, yani AAB 1-2).
gr Charles W. Misner, Kip S. Th orne, J.A. Wheeler, 1973; G ravilat ion. W.H.
Freeme n a n d Com pe ny._ San Francisco. Presently the delinltive book oıl
QQ QAYA-QAL bitigi (elt 220-222, salır 1-59 ) . Bak: QQ 4, 9, 18, 36, 44.
QKQ QALIM KEYŞI QOŞUC (elt 164-170, satır 1-113) . Bak: QKQ 58 ve 93-98.
MB MANi BURQAN (ett 36-58, satır 1-440 ). Bak: MB 148, 335-338 v e 4.
OB Bak: OB 9-12.
42
R. Ruffini and J.A. Wheeler, 1971: l nlrod u cting ıhe. Black Hale. Physics
Todey . 24: 30-36 11971\. A dlscusslon of ıhe physlcs of aslrophysicel
bodies. in which gravity is of particuler sig ntnc iance.
1111 S
G. Gamow. 19 I: Grovily. Sci. Am. 203 (3\, 94-100 IMarch 1961).
rwd R. W. İıavies. 1971: Proceedlngs of ıhe Conference on Experimental Tesis
of Gravilationel Theories, Novcmbor t 1-13, 1970, Celifornia lnslitule of
Technology, a progress report on exporime ntal efforls in gravitation.
e Bak, sah. 1207: Gro\•italion.
•w ı
S. \Veinberg, 1972; Gra vita ion ond Cosmology: Principles ond Applications
o_f lhe General Theory of Relalivily. Wiley. New York.
TKN Bak: TKN 29-30.
TT Bak: TT 13-16.
ybz Y. B. Zel'dovich and 1. D. Novikov; Relaıivislic Aslrophysics. Vol 1: Slars
and Relali,.ily 11971: orig. pub. in Russian, 1967); V ol i l: The Universe and
Relal i vily. Univ. af Chicaga Press, Chi cago, 111.
BQ BURQAN Q UTI lelf 180·182, sahr 1-60).
Gayrl-muayyenlik prenılbl
AT Bak: AT 35 ve 97.
BTYÖ Bak: BTYÖ 25.
ldb Louis de Broglie, Ma il er and Liglh: The New Physics (1939), The Revolulian
in Physics 11953), New Perspeclive in Physics (1982).
43
ıwr S. W. Remo, Jr., end T. ven Duzor, 1Q85; Fittlds and Wavr.s in Communica·
ee-Z A. Elnsluin, Gru ndzüuu ıfor llıılulivitiiııtıhı1oriı:. Friod. Vieweg und Sohn,
Hreu nıu;hwoiw 1 959. Der Heu('llloil de'i Buchos hildct die u n verönderte
Nou11Un11Mo dor horühmlon vior Vortrüso dus Vorressors an der Universitit
Princ:ilon im Juhro 1921.
ae-3 Allmrt Einslı:in: Philoımphor·sdı:nlist, volumo 1 , il. Edi led hy P.A. Schlipp,
Nuw Yurk 1 959. Twu hookH lhel c:ovor ıhu whule of physics, w il h speciel
cmphmtis on rolelivily.
kasion ).
al Chrislien Doppler, 1842; Ober dos farbige Licht der Doppelsteme, Wien.
44
QKQ Bek: QKQ 61-64, OL ALQIŞIN ALU.
S SUWLAR lelt 202-206, seıır 120-178, yeni S 1-591. Bak: S 25-28, iNÇE.
her. Deul. AkBd. Wlss. Bertin, Ki. M elh .-l'hys. Tuch . . �24�33.
S Bak: S 1, 16, 1 7 , XUA; S 31, PARAMIT.
MB Bak: M B !O, YÜZ-YÜZEGÜ. MB 205, ADIRTMADIN.
1T Bak: TT 1-12, LIN-XUA. TT 25·28, TT 53-56, 61·64, TOLPl-TÜZÜN. TT
Hayal ve can
AT Hak: AT 9·1fi.
AO Hnk: Molnin son rıarr;Hıı;ıncln "ı:nn" kavramının un modern hir tarifi ynıul
maklHdır.
QIQ QIŞ/\NT'i-/ Ql/ MM.J. l"JTI' JV, .,,h. 440, 442, 4441.
,
ı:ııJlrufyu
t" u 1
4 fi
TORK KOLTORONO ARAŞTIRMA ENSTITOSO YAYINLARI
4. Doç. Dr. Muharrem ERGiN, Dede Korkut Kitabı (Metin SOzlOk). Ankara
1964, Ankara Üniversitesi Basımevl. 2 1 7 s .. 10 TL. (TOkenmiştlr.)
5. Halil Fikret ALASYA, Kıbrıs Tarihi ve Kıbrıs'!• TOrk Eserleri. Ankara 1964,
Ayyıldız Matbaası, 224 s . . 5 TL. (TOkenmiştlr.)
6. Prol. Dr. Cevat GÜRSOY • Prof. Dr. Halil INALCIK · Doç. Dr. ErcOmend
KURAN · Halli Fikret ALASYA, Kıbrıs ve TOrkler, Ankara 1964, Ayyıldız
Matbaası, t 50 s .. 5 TL. (TOkenmlşlir.)
7. Mustafa Necati SEPETÇIOGLU. Yaratılış ve TOreylş • TOrk Destanı. Ankara
t965. Ayyıldız Matbaası, 244 s.. 10 TL. (Tükenmiştir.)
10. CTarkçe : ) Prof. Dr. Oktay ASLANAPA. Anadolu'da Tark Çini ve Keramlk
Sanatı, l stanbul 1965. 11+76 s.. slyah·beyaz 106 resim, 42 renkll resim, 25 TL.
(TOkenmiştir.)
(Almanca : ) Prol. Dr. Oktay ASLANAPA. Turklsche Fliesen Und Keramlk in
Anatolien. lsıanbul 1965, 11+76 s .. siyah-beyaz 106 resim, 42 renkll resim.
25 TL. (Tükenmiştir.)
1 1 . Etem ÜNGER, TOrk Marşları. Ankara 1 966. Ayyıldız Matbaası A.Ş .. 336 s . .
650 TL. CCiltlil
36. Milletlerarası Birinci Kıbrıs Tetkikle,; Kongresi ( 1 4·19 Nisan 1 969). Tork
Heyeti Tebliğleri. The First lnternatlonal ong Cress of Cypriot Studies. Der
ersthe lnternatlonale Kongress der Zyprlotlschen S\udlen. Le premier Con·
gres lnternatlonal des Studes Cyprlotes. Ankara 1971, Ayyıldız Matbaası A.
Ş., X X+3 6B s.+lndex. 19 paf\a, 500 TL.
37. Dr. Baymirza HAYIT. Turkestan· Zwlschen Russland und Chlna. Amsterdam.
Prolllo-Verlag 1970. 556 s.. 5 harita DM. 97. 1 0 (TQkenmistlr.)
38. ismet BINARK·Nejat SEFERCIOGLU. Doğumunun 95. YıllOnQmO Munasıbe·
tiyle Ziya Gokalp Bibliyografyası. Ki\ap·Makele, Ankara 1971, XXVll l+200
s., 20 TL. (TOkenmiştlr. )
39. Prol. Dr. L iızl o RASONYI. Tarihte TOrklOk. Ankara 1 97 1 . Ayyıldız Matbaası
A. Ş., V11+4 1 0 s.. 40 TL. CTükenmlstlr.)
40. Fevziye A. TANSEL. ômer · Seyfeddin' in Şiiri eri. Ankara 1972, Ankara Ünl·
versitesi Basımevi. 86 s.. 20 TL ·(TOkenmiştlr.)
4 1 . CUMHURiYETiN 50. YILINA ARMAGAN. Ankara 1973. Ayyıldız Matbaası
A. Ş .. 238 s.. 400 TL
42. Dr. . Mubaha\ KÜTÜKOGLU. Dsmanlı-lnglllz iktisadi Mlinasebetlori ( 1580·
1 838). Ankara 1974, Ayyıldız Malbaası A. Ş., 1 50 s., 300 .·TL.
43. Adile AYDA. Etruksler Türk mQ idi?, Ankara 1 974, Ayyıllız Matb aası A. S .•
44. Dr. Naslm Zla, Kıbrıs'ın lngll\ere'ye Geçişi ve Ada'da Kurulan lnglllz ldareol,
Ankara 1975. Ayy ıldız Matbaası A. Ş., 195 s., 300 TL
45. ilmi Heyet. TOrk DOnyHı El Kllabı, Ankara 1 976, Ayyıldız Matbaası A. Ş.,
1452 s.• 1 harlla, 280-320·360 TL (TQkenmiştlr.)
46. Prof. Dr. lbrahlm KAFESOGLU, TOrk Milli KOltQrO, Ankara 1 976, Ayyıldız
M atbaası A. Ş.. 4 1 3 s., 40 TL (TQkınmlştlr.)
47. Prof. Dr. Reşit Rahmeti ARAT, Kutadgu-Blllg i ndeksi, latanbul 1977, 500 TL
48. ŞQkrO ELCIN, An adolu Koy Orta Oyunlan (KOy Tlyalro$U), Ankara 11177
clkincl bıakı). Anıldız Matba-Hı A. Ş., 1 1 1 ı., 300 TL
49. HılY Fikre t AL.ASYA. Kıbnı Tarihi va Kıbrıa'ta Tartı Eserler!, Ankara 11177
Clklncl baskı). Anıldız Matba•ı A. Ş., 240 ı•• 200 TL
Ege Denlzi-TOrklye ile Komşu
Dr. Ta rıp YÜ CEL.
5D. Prof. Dr. Sırrı ERINC ·Prof. • ş ., 1 1 2 s., 3DO TL.
Ankara 1978 . Ayyıl dız Malb aası A
Ege Adaları.
Konf erans ı-1 973-Tebliiii ler. An k ara 1 979• Av·.
5 1 . XVI. Mllletlerarası Altalstler
TL.
yıldız Matbaası A. Ş.. 260 s.• 300
Ankar a 1 98 1 , 288 ":·
M. RAT. Dollu illeri ve Varto Tarihi, 4. basılı ş :
52. Şerif FI
Sorun u, 4 . basılış : Ankara 1 98 1 , 47 s,
53. ŞOkrO Mehmet SEKBAN. Kart
sirah-beyaz iki resim, Oç renkli hari ta.
54. ŞOkrD Kaya SEFEROGLU. Anado lu'nun
� �
ilk TOrk Sakin ler : K rtl er, An � �
.·
·�