You are on page 1of 3

SABAN-ı SiFAi

blülahirinde (Ağustos ı 703) Sinan Paşa suçiçeği. Kitabın önemli bir bölümü çocuk b. Yusuf ei-Kerml'nin Kalô.,idü '1-<i.lfyan
medreselerine ve aynı yılın cemaziyelahi- bakımı ve eğitimiyle ilgilidir ve ana hatla- ii teza,ili Ali <oşman adlı eserinin ge-
rinde (ekim) Diyarbekir kadılığına tayin rıyla Nas!rüddln-i TOsl'nin AJJld~-ı N aşı­ nişletilerek yapılmış bir tercümesidir. 29
edildi. Şeyh!, bir yerde kadılık öncesi son ri'si ile Kınalızade Ali Efendi'nin Ahlak-ı Şewal 111 S (6 Mart 1704) tarihinde ta-
görev yerini Sinan Paşa Medresesi diye Alai'sinden derlenmiştir. Eserin çeşitli kü- mamlanmış olup Sultan lll. Ahmed' e ithaf
gösterirken iki ayrı yerde İsmihan Sultan tüphanelerde nüshaları mevcuttur (Süley- edilmiştir (Nuruosmaniye Ktp., nr. 3404,
Medresesi'nden ayrılarak gittiğini kayde- maniye Ktp. , Hacı Beşir Ağa, nr. 501 , Ha- müellif hattı; TSMK, Revan Köşkü, nr.
der. Müderrislik mesleğinden el çektirilip midiye, nr. 1007, Mihrişah Sultan , nr. 344, 1266, 1267; İÜ Ktp., TY, nr. 3483,6121,61 31)
kadılığa tayininde ll. Mustafa'nın hekim- Esad Efendi, nr. 2460; N uruosmaniye Ktp., S. Kısas-ı Enbiya Tercümesi. Sultan IV.
başısı Nuh Efendi'nin etkili olduğu söyle- nr. 3472) . Eser üzerine Kamil Tuncel (bk. Mehmed'e takdim edilmiştir (Süleymani-
nir. 1116 Reblülewelinde (Temmuz ı 704) bibl.) veAbdussametAydın ( 1977, Şaban ye Ktp ., Yazma Bağışlar, nr. 34 19). Şifal'­
kadılıktan da aziedilen Şa'ban-ı Şifa!, Di- Şifai'nin Tedbfrü'l-mevlQd isimli Eserine nin "Şifa!" mahlasıyla yazdığı şiirleri de var-
yarbekir'den dönüş yolculuğu sırasında Arı­ Göre Çocuğun Doğum Öncesi Dönemi Ge- dır (Şeyhl, II-IJI, 265; Salim, s. 429)
kara'da aynı yılın zilkadesinde (Mart 1705) lişimi ve Çevre Şartları, UÜ Sosyal Bilim- BİBLİYOGRAFYA :
vefat etti. leri Enstitüsü) tarafından birer yüksek li- Muhibbl, fjulfişatü 'l-eşer, IV, 358; Şeyh!, Veka-
Eserleri. 1. Tedbirü'l-mevlud. Doğum sans tezi hazırlanmıştır. Z. Şifaiyye fi't- yiu'l-{uzala, 11-111,265,451, 661; Salim, Tezkire-
tü'ş-Şu'ara (nşr. Adna n ince). Ankara 2005, s.
ve çocuk hastalıklarıyla ilgili Türkçe yazı­ tıb. Şifa!' nin ölümüne yakın yıllarda kale-
428-429; Osmanlı Müellifleri, lll, 220-221; Os-
lan ilk eser olup 1112'de (ı 70 ı) sade bir me aldığı bu Türkçe eser kıymetli taşlar, man Şevki [Uludağ] , Beş Buçuk Asırlık Türk Ta-
dille kaleme alınarak Sadrazam Hüseyin mineraller ve panzehirler konusunda olup babeti Tarihi, İstanbul1341/1925, s. 159 -160;
Paşa ile Relsülküttab Ram! Efendi'ye it- Silahdar İbrahim Ağa'ya takdim edilmiş­ lzaf:ıu'l-meknün, ll, 52, 195; Hediyyetü'L-'arifin,
haf edilmiştir. Klasik İslam tıbbını ve mü- tir; bir mukaddime ile üç fasıl ve bir hati- 1, 417; AbdülhakAdnan Adıvar, Osmanlı Türkle-
rinde ilim (haz. Aykut Kaza n cıgil - Sevim Tekeli),
ellifin şahsi gözlemlerini yansıtan eser mu- meden ibarettir (N uruosmaniye Ktp ., nr.
İstanbul1982, s. 161; Şeşen , Fihrisü mabtü(a.ti't-
kaddimeden sonra sekiz bölümle bir hati- 3544; Süleymaniye Ktp., Bağdatlı Vehbi tıbbi'l-lslam1, s. 265-266; Kamii1\Jncel, Şa'biin-i
meden meydana gelmektedir ve başlıca Efendi, nr. 2229/2; Beyazıt Devlet Ktp., Ve- Şifai'nin Tedb1rü '1-mevlüd Adlı Eserinde Eğitim
şu konuları içermektedir: Üreme, gebelik, liyyüddin Efendi, nr. 2559/ 2) . 3. Hülasa- Anlayışı (yüksek lisans tezi, 1991 ), MÜ Sosyal Bi-
yalancı gebelik, fetüsün teşekkülü, gebeli- tü'l-ebdan (Süleymaniye Ktp., Hacı Mah- limler Enstitüsü, tür.yer.; Ali Haydar Bayat, Osman-
lı Devleti'nde Hekimbaşılık Kurumu ve Hekim-
ğin süresi, gebelere ve yeni doğan çocuk- mud Efendi, nr. 5538, 5561) . Hastalıkların başı/ar, Ankara 1999, s. 76; Mu'cemü'l-mabtu-
lara yönelik alınması gereken tedbirler, be- teşhis ve tedavisini konu alan bu Türkçe (a.ti'l-mevcüde fi mektebiiti İstanbul ve Anatul1
şiğin ve sütün nitelikleri üzerine çeşitli bil- eserde koruyucu hekimliğe önemli bir yer (haz. Ali Rıza Karabulut), !baskı yeri ve tarihi yok!.
giler, meme hastalıkları, kızamık, çiçek ve ayrılmıştır. 4. Fezail-i Al-i Osman. Mer'l ı, 593-594; A. Süheyl Onver, "Hekim Şaban Şifa!
ve ömer Hayyam'ın Fikirleri", Türk Tıp Tarihi
Arşivi, 111/9, İstanbul1938, s. 1-5; a.mlf., "Süley-
maniye Külliyesi'nde Daruşşifa, Tıp Medresesi
ve Darulakakire Dair", VD, II (1942). s. 203 -204;
M. Faruk Bayraktar. "XVIII. Yüzyıl Osmanlı Alim-
lerinden Şaban Şiral'nin Çocuk Eğitimi ile ilgili
Görüşleri ", Din Eğitimi Araştırmaları Dergisi,
Saban - ı Sifai'nin Fezil.il-i Al-i Osman adlı eserinin ilk iki sayfası (Nuruosmaniye Ktp. , nr. 3404)
sy. 4, İstanbul1997 , s. 133-144.

!il N ECDET ÜKUMUŞ


1 ı
şAHAN-ı VELi
( ~,-:ı~)
(ö. 976/1569)
Halvetiyye-Şabaniyye tarikatının

L
kurucusu. _j

Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde dün-


yaya geldi. Hayatına dair bilgilerin önemli
bir kısmı, ŞaMn - ı Veli Dergahı' nın beşin­
ci şeyhi Ömer Fuactl'nin Menakıb-ı Şeyh
Şa'bfın-ı Veli adlı eserine dayanmaktadır.
Ömer Fuactl doğum tarihi hakkında bilgi
vermez. Son dönem kaynaklarında doğu­
mu için 902 (1497) (Ozanoğlu , s. 6) ve 905
(1499-1500) (Hüseyin Vassaf, lll, 512) yıl­
ları zikredilmektedir. Yakın döneme ait bir
Şabanl icazetnamesindeki kayda dayana-
rak 886'da ( ı 48 ı ) dünyaya geldiği ileri sü-
rülmekte, Şaban-ı Verı Müzesi'nde bulunan
bir silsilenamede de aynı tarihin verildiği

208
SABAN-ı VELI

belirtilmektedir (Çiftçi, s. 94) . Annesini ve


babasını küçük yaşta kaybeden Şaban-ı
Veli'yi bir hanım evlat edindi. İlk öğrenimi­
ni Taşköprü'de yaptıktan sonra Kastamo-
nu'daki Abdürrezzak Camii Türbesi'nde
medfun bulunan Osman oğlu Hoca Veli'-
den tefsir ve hadis dersleri okuyup icazet Saban- ı

aldı. Daha sonra İstanbul'a giderek Fatih Veli adına


düzenlenmiş
medreselerinden birinde kaldı (Ömer Fu- bir levha
adl, S. 37) Bu medresenin Karadeniz Baş­
kurşunlu Medresesi olduğu , burada do- ye intisap etti. Hayreddin Tokadi ona hila- oğlu olduğunu, İstanbul'da Eyüp Camii
kuz yıl Kur'an-ı Kerim, tefsir ve hadis gibi fet vererek memleketi Düzce Karaköy'e kürsü şeyhliğinde bulunan Yahya Efendi'-
ilimleri tahsil ettiği, Eyüp Camii'nde kür- gönderdi, Şaban-ı Veli de kendisine yol- nin altıncı postnişin Çorumlu İsmail Efen-
sü şeyhliği ve dersiamlık görevlerine tayin daşlık etti (Ömer Fuadl, s. 40-41; Tatcı, s. di'ye intisap ettiğini, 100 yaşını aşmış ol-
edildiği yolundaki malGmat (Çiftçi , S. 96; 309- 318). Atayl'nin Şaban-ı Veli'nin Konra- duğu halde 1082 (1671) yılında vefat et-
Erol, s. 507) eski kaynaklarda yer alma- palı Muslihuddin Efendi'ye hizmet ettiği­ tiğini , oğlu Münteha Efendi'nin ve nesiin-
maktadır. ni söylemesi (Zeyl-i Şekaik, s. 199) doğru den gelenlerin de şeyh olarak görev yap-
ömer Fuadi'nin verdiği bilgiye göre öğ­ değildir. tıklarını kaydeder (Sefine-iEuliya, III, 528).
renimini tamamladığı günlerde rüyasında Şaban-ı Veli, Kastamonu'ya geldiğinde Bazı kaynaklarda Şabaniyye'nin NasGhiyye
kendisine. "Vatan -ı aslinize gidiniz" denil- önce Halveti şeyhlerinden Seyyid Sünneti kolunun kurucusu Şeyh Mehmed NasGhi'-
mesi üzerine muhtemelen 925 ( 1519) yı­ Efendi'nin Hisarardı semtinde zaviye ola- nin (ö. 1130/1718) onun neslinden geldiği
lında birkaç arkadaşıyla birlikte Kastamo- rak kullanmak için yaptırdığı mescide yer- söylenmekteyse de bu doğru değildir.
nu'ya dönmek için yola çıkan Şaban-ı Veli, leşti, bir süre sonra yakınındaki Cemal Ağa Halvete ve riyazete çok önem veren Şa­
Düzce ile Bolu arasındaki Konrapa'da Hal- (Hüsam Halife) Camii'nde inzivaya çekildi. ban-ı Veli hayatının son yedi yılını dergiı­
vetiyye'nin Cemaliyye kolunun plri Cemal-i Menô.kıb-ı Şeyh Şa'bô.n-ı Veli'de belir- hındaki halvethanede geçirmiştir. Onun bu
Halveti'nin halifelerinden Hayreddin Toka- tildiğine göre (s 42-43) bu sırada yanına sırada namazlarını tayy-i zaman ve tayy-i
di ile karşılaştı. Hayreddin Efendi sohbet saf bir köylü gelip, "Dürüst birine benzi- mekan ile Kabe'de kıldığı rivayet edilir. Hac-
sırasında kendisine bir ayetin mealini sor- yorsun, ne zamana kadar burada garip ve ca gitliğine dair bilgi bulunmamasına rağ­
du, o da müfessirlerin görüşlerine göre aç oturacaksın?" diyerek çobanlıkyapma­ men kendisine Hacı Şaban-ı Veli denilmesi
cevaplar verdi. Hayreddin Tokadi'nin aye- sını teklif edince Şaban-ı Veli de irşad göre- bu inanışla ilgili olmalıdır (a.g.e., lll, 517).
tin ledünni manasını kendisinin o güne ka- vini kastedip buraya halkı gütmeye geldi- Atai, Şaban-ı Veli'nin hediye kabul etme-
dar öğrendiklerinden çok farklı şekilde izah ğini söyledi. Cemal Ağa Camii'nden, Ömer diğini, kendisinin ekip biçtikleriyle geçin-
etmesi gönlünde derin izler bıraktı. Arka- Fuadi'nin "erbab-ı velayetten hali ve kema- diğini söyler (Zeyl-i Şekaik, s. 199) Ancak
daşlarına Hayreddin Efendi'nin yanında li gizli azizlerden" diye tanıttığı Hacı Seydi halvete, uzlete ve itikafa bu kadar önem
kalacağını söyledi ve onun dervişi olup on ve Çatak Baba'nın teklifleriyle tekrar Sey- veren bir mürşidin ziraatla uğraşması pek
iki yıl kendisine hizmette bulunduktan son- yid Sünneti Mescidi'ne dönen ve burada muhtemel görülmemektedir (Öngören, s.
ra seyrü sülükünü tamamlayıp halife ola- birçok defa erbain çıkaran Şaban-ı Veli, bu 87). Şaban-ı Veli'nin zahir ilimierindeki bil-
rak Kastamonu'ya gönderildi. Bu durum- mescidin şehrin dışında olması sebebiyle gisi, zahir ve batın dengesini gözetmesi
da onun 937 ( 1530-31) yılı civarında Kas- bazı dervişlerinin ısrarlı daveti üzerine şe­ ulemadan birçok kişinin kendisine intisap
tamonu'ya döndüğü söylenebilir. İstanbul'­ hir merkezindeki Hansalar Camii'ne taşın­ etmesinde etkili olmuştur. Ebüssuüd Efen-
dan birlikte yola çıktığı arkadaşlarından dı. Buradaki irşad faaliyetleri sırasında Şa­ di'nin yakın arkadaşlarından olduğu belir-
Muslihuddin Efendi de Hayreddin Tokadi'- ban Dede, Şaban-ı Veli diye tanınmaya ve tilen Süleymaniye Camii vaizi Kastamonu-
kerametleri dilden dile dolaşmaya başladı lu Muharrem Efendi bunlardan biridir. Mu-
(a.g.e., s. 48) Hansalar Camii, Atabey Ga- harrem Efendi, Şaban-ı Veli'den hilafet
zi mahallesinde çıkan bir yangında yanın­ almış, vfuzliğin yanı sıra İstanbul'da şeyh­
ca Hisarardı'nda Seyyid Sünneti Mescidi lik yapmıştır. XVII. yüzyıl Şabani şeyh lerin ­
yakınındaki Eyüb Halife tarafından bağışla­ den Muslihuddin Vahyl, Şaban-ı Veli'yi cez-
Saban- ı Veli'nin sandukası
nan bir eve taşındı (a.g.e., s. 68-69), yeri- be ve melametle Hakk'a ulaşan "şüttar" ta-
ne geçecek şeyhlerin de burada oturma- rikine mensup bir aşık olarak tanıtır. Vah-
sı için bir vakıfname tanzim ettirdi. Daha yl'ye göre onun sermayesi Hz. Ali'nin sırrı­
sonra Şabaniyye tarikatının asitanesi ola- dır. Hayatı boyunca şeriat ve hakikat ada-
cak bu mekanda uzun yıllar irşad faaliye- bını gözetmiş, mensuplarının da bu den-
tini sürdüren Şaban-ı Veli 18 Zilkade 976 geyi korumasını istemiştir. Şaban-ı Veli'nin,
(4 Mayıs 1569) tarihinde vefat etti ve tek- "Şeriat bademin kabuğu, tarikat özüdür"
kesinin bahçesine defnedildi (Ömer Fua- şeklindeki sözü bu özelliğini göstermekte-
dl, s. 93) "Eyledi Şa'ban Efendi azm-i dil- dir. Şaban-ı Veli'nin tac-ı şerifi ve bir göm-
dar-ı cinan" mısraı vefatma tarih düşürül­ leğiyle bazı asa, tesbih ve seccadeleri gü-
müştür. Hüseyin Vassaf, Menô.kıb-ı Şeyh nümüze ulaşmış, ancak türbesinde mu-
Şa'bô.n-ı Veli'de evliliği hakkında bilgi ve- hafaza edilen bu eşyalardan bir kısm ı ya-
rilmeyen Şaban-ı Veli'nin Yahya adında bir kın bir tarihte çalınmıştır.

209
SABAN-ı VELI

şAHAN-ı VELi KÜLLiYESİ


Kastamonu' da
L XVI. yüzyılda inşaedilen külliye_ _j

Hisarardı mahallesinde yer alan, esasını


tekkenin oluşturduğu külliye cami, türbe,
kütüphane, matbah, şadırvan ve iki der-
gah evinden meydana gelmiştir. Caminin
1O,SO x 19,50 m. boyutlarında dikdörtgen
planlı harimi moloz ve kesme taş duvarlı
olup ahşap tavan ve kiremit kaplı ahşap
çatı ile örtülüdür. Girişi doğu cephesinden
olup kuzey duvarının önünde ahşap hal-
Saban-ı veıı
vet hücreleri yer almaktadır. Doğu ve batı
camii - yönünde 1,60 m . genişliğindeki kagir be-
Kastamonu den duvarlarının kalınlığından yararlanı­
larak başka halvet hücreleri de oluşturul­
Şaban-ı Veli'nin türbesinin inşaatı Ömer Muslihuddin Vahyl, Mi'racü'l-Beyan-Miracın Ta- muştur. Caminin minaresi kuzeydoğu kö-
Fuadi tarafından ı. Ahmed'in şehzadesi Sul- savvufi Boyutu (haz. MustafaTatcı-Cemal Kur- şesindedir. Alçı mihrap geometrik motif-
naz), Ankara 2002, s. 73; Tomar-Halvetiyye, s.
tan Osman'ın himayesinde başlatılmış, Şa­ lerle bezenmiş, ahşap olan minber ve vaaz
62-64; Hüseyin Vassaf, Sefine-i Evliya (haz. Meh-
ban-ı Veli'nin dervişlerinden Himmet De- kürsüsü zengin biçimde süslenmiştir. Kür-
met Akkuş- Ali Yılmaz), İstanbul 2006, lll, 511-
de'nin oğlu Vezir Murad Paşa'nın kethüda- 530; H. J. Kissling, "Sa'ban Veli und Die Sa'ba- sünün yanlarındaki kitabelerden 1OS1'de
sı Ömer Bey'in desteğiyle sürdürülmüş­ nijje", Serta Monacensia, Franz Babinger zum 15 ( 1641) Hasan Çelebi adlı bir kişi tarafın­
tür. Ömer Bey'in çok para harcayıp israf Januar 1951 Als Festgruss Dargebracht, Leiden dan yaptınldığı anlaşılmaktadır.
ettiği gerekçesiyle Nasuh Paşa tarafın­ 1952, s. 7-109 (yazının tercümesi için bk. "Şa'­
ban-ı Veli ve Şa'banilik I-III" [tre. Serhan Tayş ij,
Kastamonu'da Halvetiyye tarikatının
dan Diyarbekir'de idam edilmesi üzerine Şeyh Şaban-ı Veli'den önce Şeyh Seyyid Sün-
Bülten: Bilim ve Sanat Vakfı, V/32 !İstanbu l ı 993-
Ömer Fuadl'nin gayretleri ve hayır sever- neti Efendi (ö. 864/1459 [?1) zamanında
941. s. 28-43; V/33 [ ı994 j, s. 30-35; V/34 119941. s.
lerin yardımlarıyla 1020 (1611) yılında ta- 27-40); Ziya Demircioğlu, Kastamonu Evliyaları, var olduğu bilinmektedir. Bugünkü cami-
mamlanan türbe Abdülaziz ve ll. Abdül- Kastamonu 1962; a.mlf., Şeyh Şa'ban-ı Veli ve nin yerinde küçük bir mescid yer almak-
hamid dönemlerinde önemli tamirler gör- Postnişinleri, Kastamonu 1990; İhsan Ozanoğlu, taydı. Tarikatın faaliyetleri ilk defa küçük,
müştür. Halk arasında türbeyle ilgili riva- Türk Büyüklerinden Ünlü Bilgin ve Mutasav-
ahşap bir yapı olan Şeyh Sünneti Efendi
yetler anlatılmakta ve halk türbenin yanın­ vıf Şa 'biin-ı Velf: Hay atı, Eserleri ve Külliyesi,
Kastamonu 1966; L. Nihai Yazar, Halvetiliğin Mescidi'nde başlamıştır. Şeyh Şaban-ı Veli
daki "Asa suyu" denilen suyun zemzem su-
Şa'baniyye Kolu: Menakıb-ı Şa'ban-ı Veli ve de önceleri bu mescidde ibadet etmiş ve
yu olduğuna inanmaktadır.
Türbeniime, jba sk.ı yeri ve tarihi yok j, (Mas Mat· tarikat faaliyetlerini devam ettirmişse de
ömer Fuadi'nin yanı sıra Şabani şeyhle­ baacılık) ; Abdulkerim Abdulkadiroğlu, Halvetflik 'in mescidin o yıllarda şehir dışında kalması
rinden İbrahim Has, Şaban-ı Veli hakkın­ Şa 'baniyye Kolu Şeyh Şa'ban-ı Veli ve Külliye- sebebiyle halkın talebi üzerine bir süre
da Tezkiretü'l-Has adını verdiği bir me- si, Ankara 1991 ; N. Clayer. Mystiques, etat et so·
Hansalar Camii'nde faaliyette bulunmuş,
ciete: Les halvetis dans l'aire balkanique de la
nakıbname kaleme almış (Süleymaniye bu caminin yanmasının ardından tekrar
{in du xv• siecle a nosjours, Leiden 1994, s.
Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 4543), Şa­ Şeyh Sünneti Mescidi'ne dönmüştür. Bu-
176-177, 260-262; a.mlf .. "Sha'ban Weli", Biog-
ban-ı Veli Dergahı'nın son şeyhi Mehmed raphical Encyclopaedia of Sufis: Central Asia günkü caminin kapısı üstündeki kitabeye
Ataullah Efend.i (Armay), Ömer Fuadl'nin and Middle East, New Delhi 2002, s. 423-425; göre yapı, 988 (1580) yılında lll. Murad'ın
Mendkıbndme'sine bir zeyil yazmıştır. Şa­ a.mlf., "Sha1>aniyya", E/ 2 (ing.), IX, 155-156;
ban-ı Veli bütün tarikat çevrelerince Ana- Mustafa Seyfi Cihangir, Şeyh Şa'ba.n-ı Velf Haz-
dolu'nun dört kutbundan biri olarak ka- retleri'nin Haya tı ve Manevf Silsilesi, Kastamo-
nu 1997; Reşat öngören, Osmanlılarda Tasav vu{.
bul edilir (diğerleri Mevlana Celaleddin-i RO-
İstanbul 2000, s. 87; Fazı! Çiftçi, Hazret-i Pfr Şeyh
mi, Hacı Bektaş- ı Veli, Hacı Bayram-ı VeiT'dir). Şa'ban-ı Velf, Kastamonu 2002; Ali Erol, "Şeyh
Halvetiyye en fazla kola ayrılan tarikat ol- Şa'ban-ı Vell ve Türbesi Etrafında Oluşan inanç- Şaban-ı Veli Türbesi-Kastamonu
duğu gibi Şabaniyye de Halvetiyye içinde lar, Gelenekler". Ulus lararası Türk Dünyası
birçok kola sahip en yaygın tarikattır. Şa­ inanç Merkezleri Kongresi Bildirileri (23-27 Ey-
baniyye Anadolu, Balkanlar, Irak, Suriye ve lül2002), Ankara 2004, s. 503-514; Zekiye Ça-
ğımlar, "Kastamonu Halk Kültürü İçinde Yatır­
Hicaz'dan Hindistan ve Afrika'nın içlerine
Ziyaret inancı ve Bu inanç Çerçevesinde Şeyh
kadar çok geniş bir coğrafyada temsil edil-
Şaban- Veli Etrafında Oluşturulan Efsaneler",
miştir (bk şABANiYYE). Şaban-ı Veli'ye bir İkinci Kastamonu Kültür Sempozyumu Bildiri-
tecvid risalesi atfedilmekteyse de (Kasta- leri (18-20 Eylü/2003), Ankara 2005, s. 445-
monu il Halk Ktp., nr. 673, 806; Çiftçi, s. 464; Mustafa Tatcı. "Kastamonulu Eren Şa'ban-ı
ı ı 3- 1 ı 4) bu doğru değildir. Vell ile ilgili Yeni Bilgiler", Gazi Üniversitesi Ga-
BİBLİYOGRAFYA :
zi Eğitim Fakültesi Dergisi, özel sayı, Ankara
2007' s. 309-318.
ömer Fuadl, Menakıb·ı Şeyh Şa'ban·ı Veli,
Kastamonu 1294; Ata!, Zeyl-i Şekiiik, s. 199; Iii MUSTAFA TATCI- CEMAL KURNAZ

210

You might also like